You are on page 1of 59

I

Zaman Gezgini (ondan byle sz etmek daha uygun) bize derin bir konuyu aklamaktayd. Kurun
rengi gzleri parldyor ve krpyor; genellikle solgun duran yz kpkrmz, hayat dolu
grnyordu. Ate harl harl yanarken, gm zambaklarn iinde kamaan klarn yumuak
aydnl, bardaklarmzda anszn belirip kaybolan kabarcklar yakalyordu. Sandalyelerimiz, ki
hepsi onun icadyd, yalnzca zerlerine oturmaya yaramakla yetinmeyerek bizleri kucaklyor ve
okuyordu; dncelerin doruluk alarna taklmadan zarif ve rahata akabilecei, akam yemei
sonrasnn o zevkli havas vard ortada. Ve biz tembel tembel oturup onun bu yeni paradoks
konusunda duyduu hevese ve yaratclna imrenirken, o clz bir iaret parmayla maddeleri
imleyerek konuyu bize sundu.
Beni dikkatle dinlemelisiniz. Neredeyse tm evrende kabul grm olan bir iki fikri yalanlamak
zorunda kalacam. rnein, size okulda retmi olduklar geometri, tamamen bir yanl kavrama
zerine kuruludur.
lk adm atmamz beklemek iin fazla geni bir konu deil mi bu? dedi Filby; kzl sal,
tartmac biriydi.
Mantksal temeli olmayan bir eyi kabul etmenizi istemek deil gayem. Yaknda, sizden beklediim
kadarn kabul edeceksiniz. Matematiksel bir izginin, sfr kalnlnda bir izginin gerek bir
varla sahip olmadn bilirsiniz, elbette. Size bunu rettiler mi? Bir matematiksel dzlemin de
yle. Bunlar yalnzca soyutlama.
Buna phe yok, dedi Psikolog.
Ne de yalnzca uzunluu, genilii ve kalnl olan bir kp gerek anlamda var olabilir.
Buna katlmyorum, dedi Filby. Kat bir cisim kesinlikle var olabilir. Btn gerek nesneler...
ou insan byle sanyor. Ama bir dnn. Anlk bir kp var olabilir mi?
Seni anlamyorum, dedi Filby.
Varln bir an bile srdremeyen bir kp gerekten var olabilir mi?
Filby dncelere dald. Ak ki, diye srdrd konumasn Zaman Gezgini, gerek bir cismin
drt ynde uzanmas gerekir: Uzunlua, Genilie, Kalnla sahip olmaldr ve Sreklilie. Ne
var ki, insanolunun doal bir sakatl sonucu, ki bunu da sizlere birazdan aklayacam, bu gerei
gzden karmaya eilimliyiz. Gerekte drt boyut vardr, ne Uzayn dzlemi adn veriyoruz,
bir drdncsyse Zamandr. Fakat nceki u boyutla sonuncusunun arasna gerekd bir ayrm
ekilmekte, nk bilincimiz, kesintilerle, o sonuncusu boyunca, yaamlarmzn bandan sonuna dek
tek bir ynde hareket eder.

Bu, dedi, lambann zerinden purosunu tekrar yakmak iin spazmtik abalar iinde bulunan ok
gen bir adam, bu ok ak, dorusu.
imdi, bu gerein yaygn bir biimde gz ard edilmesi ok garip, diye devam etti Zaman Gezgini,
neesi biraz artmt. Drdnc Boyuttan bahseden baz insanlar onu anlattklarn bilmeseler de,
aslnda Drdnc Boyut ile kastedilen budur. Zaman deerlendirmenin yalnzca bir dier yoludur bu.
Bilincimizin onun zerinde hareket etmesi dnda, Zaman ile teki boyut arasnda hibir fark
yoktur. Fakat baz ahmaklar bu fikrin yanl tarafna tutunmular. Bu Drdnc Boyut hakknda
onlarn tm syleyebileceklerini hepiniz duymusunuzdur, yle deil mi?
Ben duymadm, dedi Eyalet Bakan.
Basite yle. Matematikilerimizin kabul ettiine gre, Uzayn tane boyutu vardr. Bunlara
Uzunluk, Genilik, Kalnlk ad verilir ve bunlar her zaman dier ikisine dik olan tane dzleme
atfen tanmlanabilirler. Ancak baz felsefeciler neden zellikle boyut diye sormaktalar neden
ne de dik baka bir yn olmasn? hatta bir Drt Boyutlu Geometri kurmay bile denemilerdir.
Daha bir ay kadar nce Profesr Simon Newcomb, New York Matematikiler Derneine aklyordu
bunu. Yalnzca iki boyutu olan dz bir yzeyin stne boyutlu kat bir cismi nasl
resmedebileceimizi biliyorsunuz, onlar da buna benzer bir ekilde eer nesnenin perspektifine
hakim olabilirlerse boyutlu modeller sayesinde, drt boyutlu olan da resmedebileceklerini
dnyorlar. Anlyor musunuz?
Sanrm, diye mrldand Eyalet Bakan ve kalarn atarak, kendi dncelerini zmlemeye
koyuldu; mistik szler mrldanrm gibi dudaklar oynuyordu. Bir sre sonra, pek gerisi gelmeyen
bir tavrla canlanarak, Evet, galiba imdi anlyorum, dedi.
Pekl, sizlere, bu Drt Boyutlar geometrisi zerinde bir sredir almakta olduumu sylemekte bir
saknca grmyorum. Aldm sonulardan bazlar hayli ilgin: rnein, burada bir erkein sekiz
yandaki halinin resmi var, on beindeki, on yedisindeki, yirmi ndeki, vesaire. Btn bunlar
aka, onun sabit ve deimez bir ey olan Drt Boyutlu var oluunun blmleri, Boyutlu
ifadeleri, sanki.
Bu szlerin sindirilmesi iin gereken aradan sonra, Bilim adamlar, diye devam etti szlerine Zaman
Gezgini, ok iyi biliyorlar ki, Zaman yalnzca bir eit Uzaydr. Burada herkese bilinen bilimsel
bir ema olan, bir hava durumu kayd var. Parmamla izdiim bu izgi barometrenin hareketini
gsteriyor. Dn u ykseklikteydi, geceleyin dt, sonra bu sabah yeniden ykseldi ve yava yava
buraya kadar geldi. Civa stunu bu izgiyi Uzayn genelde bilinen boyutlarndan birinde izmedi
phesiz, yle deil mi? Ama byle bir izgiyi kesinlikle izdi; o halde varacamz sonu u ki, bu
izgi, Zaman Boyutunda izildi.
Gzlerini dikmi, ateteki bir kmr seyrederken, Fakat,.dedi Tp Adam, eer Zaman sadece
Uzayn drdnc boyutuysa, niin her zaman deiik bir ey saylm ve niin hl yle
saylmaktadr? Ayrca, Uzayn dier boyutlarnda hareket edebildiimiz gibi neden Zamann iinde
hareket edemiyoruz?
Zaman Gezgini glmsedi. Uzayn iinde o kadar rahat hareket edebileceimizden emin misiniz?

Saa ve sola gidebiliriz, arkaya ve ne, rahat rahat, insanlar da hep yle yapa gelmilerdir. ki
boyutta zgrce hareket ettiimizi kabul ediyorum. Peki ya yukar ve aa? Burada yerekimi bizi
snrlar.
Pek deil, dedi Tp Adam. Balonlar var.
Ama balonlardan nce, arkas gelmeyen zplamalar ve yzey eitsizliklerini saymazsak, dikey
hareket konusunda hibir zgrl yoktu insann.
Yine de, bir para yukar ve aa hareket edebiliyorlar, dedi Tp Adam.
Aa, yukardan daha kolayca aa.
Zamanda ise hi hareket edemez, mevcut andan kaamazsnz.
Sevgili baym, ite yanldnz nokta da bu. Tm dnyann yanlm olduu nokta bu ite. Mevcut
andan devaml kamaktayz. Maddesel olmayan ve hibir boyutu bulunmayan zihinsel var olularmz
beikten mezara kadar, sabit bir hzla Zaman Boyutundan gemekteler. Aynen, yaammza dnya
yzeyinden elli mil yukarda balasaydk, aa yol alacak olmamz gibi.
Ancak mesele u ki, diye sze kart Psikolog. Uzayn iinde btn ynlerine doru hareket
edebilirsiniz, ama Zamann iinde hareket edemezsiniz.
te byk buluumun z. Ancak Zamann iinde hareket edemeyeceimizi sylerken
yanlyorsunuz. rnein, bir olay ok keskin bir ekilde hatrlyorsam onun meydana geldii ana geri
dnerim; dalgnlarm, sizin tabirinizle bir an iin geriye zplarm. Tabii ki belli bir sre iin geride
kalma ansmz yok, bir vahinin ya da hayvann yerden iki metre yukarda asl kalmasndan daha ok
deil. Ancak medeni bir insan bu adan bir vahiden daha iyi durumdadr. Bir balonun iinde,
yerekimine kar yukar kabiliyor, peki o halde Zaman Boyutunda srdrd yolculuunu eninde
sonunda durdurabilmeyi veya hzlandrabilmeyi, hatta geri dnp aksi ynde yolculuk yapabilmeyi
niin mit etmesin?
Ah, bu, diye atld Filby. Tamamen-
Neden olmasn? diye sordu Zaman Gezgini.
Manta aykr bu, dedi Filby.
Ne mant? dedi Zaman Gezgini.
Tartarak siyah beyaz gsterebilirsiniz, dedi Filby, ama beni asla ikna edemeyeceksiniz.
Muhtemelen edemeyeceim, dedi Zaman Gezgini. Ama artk Drt Boyutlar geometrisindeki
aratrmalarmn hedefini grmeye balyorsunuz. Uzun zaman nce bir makineye dair belli belirsiz
baz sezgilerim vard...
Zamanda yolculuk etmek! diye bard ok Gen Adam.

... Uzay ve Zamann herhangi bir ynnde, srcnn keyfine gre rast gele yolculuk edecek.
Filby bir kahkahayla kendini avuttu.
Ama deneysel ispatlarm var, dedi Zaman Gezgini.
Bir tarihi iin fevkalade kullanl olurdu, dedi Psikolog. nsan gemie gidebilir ve rnein
Hastings Savann doru olarak kabul edilen anlatmn dorulayabilir!
Tp Adam, Dikkat ekeceinizi dnmyor musunuz? diye sordu. Atalarmzn anakronizmlere
kar pek hogrs yoktu.
nsan gidip Yunancay Homeros veya Eflatunun azndan renebilir, dedi ok Gen Adam.
O durumda seni yetersizlikten snfta brakrlard. Alman alimler Yunancay o kadar gelitirdiler
ki...
Sonra gelecek de var, dedi ok Gen Adam. Bir dnsenize! Yatr tm paran, o faizde
oalrken sen hzla yoluna devam et!
Ve de sonunda kat komnist bir temel zerine kurulmu bir toplumla karla, dedim.
Ar abartl btn bu teoriler! diye sze girdi Psikolog.
Evet, bana da yle grnyordu, o yzden bu konuda azm hi amadm, ta ki
Deneysel ispata kadar! diye haykrdm. Bunu ispat edecek misiniz?
Deneymi! diye bard Filby. Beyni sulanmaya balyordu.
Ne olursa olsun, u deneyinizi bir grelim, dedi Psikolog. Ancak biliyorsunuz ki, btn bunlar
martaval.
Zaman Gezgini hepimize glmsedi. Sonra elleri pantolonun ceplerinde, hafife glmsemeyi
srdrerek yavaa odadan kt; laboratuarna giden uzun koridorda terliklerinin yere srttn
duyduk.
Psikolog bize bakt. Elinde ne var acaba?
Bir el abukluu hilesidir, ne olacak? dedi Tp Adam. Filby ise bize Burslemde grm olduu
bir hokkabazdan sz etmeye alt, ama daha girizghn bitiremeden Zaman Gezgini geri dnd ve
Filbynin anekdotu bir sonuca varamadan dald.
Zaman Gezgini elinde kk bir alar saat byklnde, ok zarif ilenmi madeni bir kafes
tutuyordu. inde fildii ve kristal halinde effaf bir madde vard. Ve imdi aka ifade etmeliyim ki,
nk bunun ardndan gelenler insan onun aklamalarn kabul etmedii srece kesinlikle
aklanamaz eylerdi. Odann iinde evreye salm olan sekizgen masalardan birini ald ve onu,

iki aya mine kiliminin stne gelecek ekilde atein nne yerletirdi. Mekanizmay bu masann
zerine koydu. Sonra bir sandalye ekti ve oturdu. Masada bunun dnda yalnzca, canl
tamamen modelin zerine den siperli bir lamba vard. Ayrca evrede, belki de dzinelerce mum
vard, ikisi mine rafndaki pirinten mum ubuklarnda, birkaysa duvarlardaki amdan
desteklerinde; yle ki oda parlak bir biimde aydnlanmt. Atee en yakn olan alak koltua
oturdum ve onu Zaman Gezgini ile minenin arasna gelecek biimde ne ektim. Filby onun
arkasna oturup, omzunun zerinden bakt. Tp Adam ve Eyalet Bakan onu sa profilinden
seyrediyordu, Psikolog da soldan. ok Gen Adam, Psikologun arkasnda durdu. Hepimiz
tetikteydik. Ne kadar ustaca inandrc klnm ve ne kadar hnerli bir biimde yaplm olursa olsun,
herhangi eit bir gzbann bu artlar altnda bizim zerimizde oynanabilmesi bana inanlmaz
geliyor.
Zaman Gezgini nce bize, sonra da mekanizmaya bakt. Ee? diye sordu Psikolog.
Dirseklerini masaya dayayp, ellerini aygtn zerinde birletirerek, Bu kk alma yalnzca bir
model, dedi. Bu, benim zamanda yolculuk edecek bir makineye dair planm. Olduka arpk
durduunu ve u kolun evresinde tuhaf bir ekilde titreyen bir grn olduunu fark
edeceksinizdir, sanki bir ekilde gerek deilmi gibi. Parmayla o ksm gsterdi. Ayrca urada
ufak, beyaz bir manivela var ve burada da bir tane daha.
Tp Adam sandalyesinden kalkt ve aygta uzun uzun bakt. ilii ok gzel, dedi.
Bunu yapmak iki ylm ald, diye biraz serte karlk verdi Zaman Gezgini. Hepimiz Tp
Adamnn yaptn taklit etmi olduumuzda yle dedi: imdi, unu aka anlamanz istiyorum
ki, bu manivelaya basnca makine gelecee yollanr, u teki de hareketi tersine evirir. Bu eyer,
zaman gezgininin koltuunu temsil ediyor. Az sonra manivelaya basacam ve makine frlayp
gidecek. Gzden kaybolacak, gelecek Zamana geecek ve yok olacak. Alete iyice bir bakn. Masaya
da bakn ve bu ite hibir hile bulunmadndan emin olun. Bu modeli harcadktan sonra bana arlatan
denmesini istemiyorum.
Belki bir dakikalk bir suskunluk oldu. Psikolog benimle konuacak oldu sanki, sonra vazgeti.
Derken Zaman Gezgini parman manivelaya uzatt. Hayr, dedi birden. Bana elinizi verin.
Psikologa dnerek adamn elini kendininkinin iine ald ve ondan iaret parman uzatmasn istedi.
Bylece, numune zaman makinesini ebedi yolculuuna yollayan Psikologun kendisi olacakt.
Hepimiz manivelann dndn grdk. Ortada hibir hile olmadndan kesinlikle eminim Bir
rzgr esti ve lambann alevi titredi. mine rafndaki mumlardan biri snd ve kk makine aniden
kendi evresinde dnd, seilmez oldu, hafife kayp giden, pirin ve fildiinden bir anafor gibi,
sanki bir ikincisinin hayaleti gibi grnd ve gitti yok oldu! Lambay saymazsak masa botu.
Bir dakika boyunca kimse sesini karmad, den sonra, Filby ok ardm syledi.
Psikolog uyumuluunu att zerinden ve birdenbire masann altna bakt. Zaman Gezgini buna katla
katla glerek, Psikologunkini hatrlatan tavrla sordu: Ee? Ayaa kalkarak mine rafnn
zerindeki ttn kavanozuna gitti ve arkas bize dnk bir halde, piposunu doldurmaya balad.
Birbirimize bakyorduk. u ie bakn, dedi Tp Adam. Bunda ciddi misiniz? Bu makinenin

zamanda yolculuk yaptna cidden inanyor musunuz?


Ateteki bir tahta parasn yakmaya eilirken, Kesinlikle, dedi Zaman Gezgini. Ardndan piposunu
yakarken dnp Psikologun yzne bakt. (Psikolog akln oynatmadn gstermek iin kendi
kendine bir puro ald ve ucunu kesmeden yakmaya alt.) Dahas, orada hemen hemen bitmi,
byk bir makinem var," laboratuar gsterdi ve o kurulduu zaman kendi hesabma ben, bir
yolculua kmaya niyetliyim.
O makinenin gelecee yolculuk ettiini mi sylemek istiyorsunuz?
Gelecee ya da gemie hangisine olduunu kesin olarak bilmiyorum.
Bir anlk duraklamadan sonra Psikologa ilham geldi. Eer bir yere gitmise, gemie gitmitir.
Niin? diye sordu Zaman Gezgini.
nk uzayda hareket etmediini farz ediyorum ve eer gelecee gitseydi, bizim zamanmzdan
gemi olmas gerektiinden, btn bu zaman boyunca hl burada olurdu.
Ama, dedim ben, eer gemie gitmise bu odaya ilk giriimizde grnrd ve burada
bulunduumuz geen Perembe gn ve ondan nceki Perembe ve ondan nceki ve byle srp
giderdi bu!
Eyalet Bakan Zaman Gezginine dnerek, bir tarafszlk edasyla, Ciddi itirazlar bunlar, dedi.
Hi de deil, dedi Zaman Gezgini, sonra Psikologa dnd, Sen dnrsn. Bunu sen
aklayabilirsin. Alg eiinin altnda sunumdur bu, bilirsiniz ite, seyrelmi sunum.
Elbette, dedi Psikolog ve bizleri rahatlatt, dnmeliydim. Yeterince ak, stelik ikilemede
byk bir katks var. Onu gremeyiz, bu makineyi deerlendiremeyiz de, dnen bir tekerlein
parmandan veya havada uan bir kurundan daha fazla deil. Eer zamann iinde bizim
olduumuzdan elli kat, yz kat daha hzl gidiyorsa, biz bir saniyeyi geerken o bir dakika geiyorsa
yaratt izlenim tabii ki, zamanda yolculuk ediyor olmasayd her nasl olacak idiyse, onun yalnzca
ellide biri veya yzde biri olacaktr. Bu yeterince ak. Elini daha nce makinenin olduu bolukta
gezdirdi. Gryor musunuz? dedi glerek.
Oturduk ve bir dakika kadar bo masay seyrettik. Sonra Zaman Gezgini bize btn bu olan biten
hakknda ne dndmz sordu.
Bu gece yeterince mantkl grnyor, dedi Tp Adam, ama yarna kadar bekleyin. Sabahn
saduyusunu bekleyin.
Zaman Makinesinin kendisini grmek ister misiniz? diye sordu Zaman Gezgini. Ve ayn anda
lambay eline alarak, laboratuarna kan hava cereyanl uzun koridorda yrd. Titreen , onun
siluet halindeki geni, tuhaf kafasn, glgelerin dansn, hepimizin kafas kark ama inanmaz bir
halde onu nasl izlediimizi ve orada, laboratuarda gzlerimizin nnde kayboluunu grdmz
kk mekanizmann daha geni bir haliyle nasl karlatmz dn gibi hatrlyorum. Baz paralar

nikeldi, bazlar fildiinden, baz paralarysa mutlaka kaya kristalinden trplenmi veya kesilmiti.
Alet genel olarak tamamd, ancak bklm, kristal kollar srann stnde, birka izim kadnn
yannda bitmemi halde duruyordu. Daha iyi bakabilmek iin bir tanesini aldm. Kuvars kristali gibi
grnyordu.
Buraya bak, dedi Tp Adam. Kesinlikle ciddi misin? Yoksa bu da bir numara m geen Noelde
bize gsterdiin hayalet gibi?
Bu makine sayesinde, dedi Zaman Gezgini, lambay yukarda tutarak, zaman kefetmeye
kararlym. Yeterince ak m? Hayatmda hi bu kadar ciddi olmamtm.
Hibirimiz buna nasl tepki vereceimizi pek kestiremedik.
Tp Adamnn omzunun zerinden Filbynin bakn yakaladm, arbal bir tavrla bana gz krpt.

II
O gn hibirimiz Zaman Makinesine pek inanmadk galiba. Aslna baklrsa, Zaman Gezgini kolay
kolay inanlmayacak kadar zeki olan u adamlardan biriydi; onunla ilgili her eyi kavradnz asla
hissedemez, her zaman kurnaz bir ihtiyattan, grnr itenliinin arkasnda pusuda bekleyen bir
hinlikten kukulanrdnz. Modeli 'bize Filby gstermi ve aynen Zaman Gezgininin kulland
kelimelerle konuyu bize o aklam olsayd, ona kar ok daha az bir phecilik sergilerdik. nk
onun drtlerini anlam olurduk; Filbyyi bir domuz kasab bile anlayabilir. Ama Zaman Gezgininin
doasnda mantksz arzular bolca bulunduundan, ona gvenmiyorduk. Ondan daha az yetenekli bir
adam mehur edecek eyler onun ellerinde birer hileydi sanki. Her eyi kolaylkla yapabilmek bir
hatadr. Onu ciddiye alan ciddi insanlar onun tavrlarndan asla emin olamyorlard; onunlayken,
hkm verme konusundaki nlerine gvenmenin, boa krek sallama anlamna geldiinin her naslsa
farkndaydlar. Bu yzden o Perembe ile bir sonraki arasnda geen gnlerde, zamanda yolculuk
hakknda hibirimizin pek konutuunu sanmyorum, dourduu tuhaf ihtimaller phesiz oumuzun
aklndan gemi olsa da: Grnte mantkl ancak gereklemesi inanlmaz oluu, insan garip bir
biimde anakronizm ve bsbtn bir karmakla davet edii. Kendi hesabma, benim aklm hl,
zellikle modelin hilesindeydi. Bunu Tp Adamyla tarttm anmsyorum, onunla Cuma gn
Linnaeanda karlamtm. Tbingende buna benzer bir aleti daha nce grm olduunu sylyor
ve mumun sn zerinde bir hayli duruyordu. Ne var ki, hilenin nasl ilediini aklayamyordu.
Ertesi Perembe gn Richmonda yeniden gittim galiba Zaman Gezgininin en mdavim
konuklarndan biriydim ben ve geciktiimden, drt be adam onun oturma odasnda oktan sraya
girmi buldum. Tp Adam, bir elinde bir kat paras, teki elinde saatiyle, atein nnde ayakta
duruyordu. Gzlerim Zaman Gezginini ararken, Saat yedi buuk oldu, dedi Tp Adam, yisi mi
biz yemee balayalm, ne dersiniz?
... nerede? diye sordum, ev sahibimizi kastederek.
Yeni mi geldiniz? ok tuhaf. Kanlmaz olarak gecikti. Bu notta bana, eer yediye kadar dnmezse
yemee balamamz sylyor. Gelince aklayacakm.
Yemei soutmak yazk olur, dedi, ok tannm bir gnlk gazetenin Editr; bunun zerine Tp
Adam zili ald.
Tp Adamn ve beni saymazsak bir nceki akam yemeine katlm olan tek kii Psikologtu.
Geriye Boluk, daha nce sz geen Editr gazeteci olduu kesin biri ve sessiz, mahcup, sakall bir
adam kalyordu onu tanmyordum gzlemleyebildiim kadaryla o, btn akam azn hi amad.
Yemek masasnda Zaman Gezgininin yokluuyla ilgili baz rivayetler dnyordu, ben de yar aka
yar ciddi, zamanda yolculuk ettii olasln ortaya attm. Editr bunun kendisine aklanmasn
istedi. Bunun zerine Psikolog o hafta iinde tank olduumuz o Usta ii paradoks ve hileyi
kabataslak ve ruhsuzca aktarmaya gnll oldu. Koridor tarafndaki kap yava ve sessizce
aldnda anlatsnn ortasndayd. Yzm kapya dnkt, onu ilk gren ben oldum. Merhabalar!
dedim, Nihayet! Kap daha da ald, karmzda Zaman Gezgini duruyordu. Hayretten bir lk

attm. Onu benden sonra gren Tp Adam, Aman Tanrm! Neler oldu, dostum? diye haykrd. Ve
masadakilerin hepsi kapya doru dnd.
Perian bir haldeydi. Kollar yeile bulanm olan ceketi tozlu ve kirliydi; sa ba dankt ve bana
biraz krlam gibi geldi ya toz ve kirden ya da rengi gerekten solduu iin. Yz hayalete
dnmt; enesinde kararm bir kesik vard yar iyilemi bir kesikti bu; bitkin ve gergin
grnyordu, anlalan ok ac ekmiti.
Kap eiinde bir an duraksad, k gzlerini kamatrmt sanki. Sonra odaya girdi. Ancak
yrmekten tabanlar imi kaldrm serserilerinde grdm bir aksaklkla yryordu.
Konuacan umarak, sessizlik iinde onu seyrediyorduk.
Tek kelime etmedi, zorlukla masaya geldi ve araba doru bir hamle yapt. Editr bir bardak
ampanya doldurdu ve ona doru itti. Zaman Gezgini barda bir dikite bitirdi, ona yaram olmal ki
masada gz gezdirirken yznde o eski glmsemesinin hayaleti dolat. Tanr akna, bana ne
geldi, dostum? diye sordu Tp Adam. Zaman Gezgini onu duymuyor gibiydi. Belirgin bir ekilde
dili srerek, Sizleri rahatsz etmeyeyim, dedi. Ben iyiyim. Durdu, biraz daha iki almak iin
bardan uzatt ve yine bir dikite bitirdi. Gzel, dedi. Gzleri parlad ve yanaklarna hafiften bir
renk geldi. Durgun bir onamayla baklar bizim yzlerimizde gezindi, sonra scak ve rahat olan
odada dolat. Sonra tekrar konutu, kelimelerinin arasnda sanki hl yavaa ve ihtiyatla
ilerliyordu. Ykanp giyineceim, sonra aa iner ve her eyi aklarm... Bana o pirzoladan biraz
ayrn. Bir para et iin canm veririm...
Nadiren urayan bir ziyareti olan Editre bakt ve ona iyi dileklerini sundu. Editr bir soru soracak
oldu. Az sonra anlatacam, dedi Zaman Gezgini. Ben ok tuhaf bir haldeyim!
Bir dakika iinde toparlanrm.
Bardan masaya koydu ve merdiven kapsna doru yrd. Topallamas ve ayaklarn yere
kard yumuak adm sesleri yine ekti dikkatimi ve o dar karken durduum yerden ayaklarn
grdm. Ayaklarnda yrtk prtk, kan lekeli bir ift orap vard, o kadar. Kap onun arkasndan
kapand. Onu izlemeye niyetli gibiydim, sonra kendi iin titizlenilmesinden ne kadar nefret ettiini
anmsadm. Bir an iin dalgnlatm. Derken, (alkanlndan tr) hep manetlerle dnen
Editrn yle dediini duydum: Deerli bir Bilim Adamnn Hayret Verici Davran. Bu benim
dikkatimi yeniden, gz alc yemek masasna evirdi.
Nedir oyunun ad? diye sordu Gazeteci. Acemi Dilenciyi mi oynuyordu? Ben anlamadm da.
Psikologun baklaryla karlatm ve onun yznde kendi aklmdan geenleri okudum. Zaman
Gezgininin yukarda acyla topalladn dnyordum. Benden baka kimse onun aksadn fark
ettiini sanmyorum.
aknlndan tamamyla ilk syrlan Tp Adam oldu, scak bir tabak iin hemen zili ald Zaman
Gezgini, akam yemei srasnda ortada uaklarn beklemesinden nefret ederdi. Bunun zerine Editr
homurdanarak atal bana yneldi, Suskun Adam da onu taklit etti. Akam yemei kald yerden,
yeniden balamt. Arada merakl suskunluklar olsa da ksa bir sre her kafadan bir ses kt;
Editrn merakysa sonradan daha ateli bir hal ald. Dostumuz byle geilerle mtevaz gelirine

katkda m bulunuyor? Yoksa dnem dnem Nebukadnezara m dnyor? diye sordu. Ben bunun
o Zaman Makinesi ii olduundan eminim, dedim ve Psikologun geen toplant hakknda
anlattklarna kald yerden ben devam ettim. Yeni konuklarn inanmadklar akt. Editr itirazlar
ediyordu. Ne demek zaman yolculuu? nsan bir paradoksun iinde yuvarlanmakla stn ban toza
bulayamaz, yle deil mi? Ama sonradan, fikir aklna yatnca mizaha snd. Gelecekte hi elbise
fras yok muydu?
Gazeteci de hibir koulda inanmayacakt ve btn olup bitene alaylar yadrma kolayclnda
Editre o da katld. kisi de yeni tip gazetecilerdendi ok neeli, saygsz, gen adamlar.
Yarndan-sonraki-gn haberlerimizde zel Muhabirimiz bildiriyor, diyordu Gazeteci daha
ziyade baryordu ki, Zaman Gezgini geri dnd. Olaan akam kyafetlerini giymiti ve bitkin
grnn saymazsak, beni rkten o deiiklikten eser kalmamt.
Baksana, dedi Editr en akrak. Bu ocuklar senin gelecek haftann ilerine doru bir yolculukta
bulunduunu sylyorlar! Bize kk Rosebery hakknda her eyi anlatrsn deil mi? Ne kadar para
istersin?

III
Zaman Gezgini tek kelime konumadan, kendine ayrlm olan yere geldi. Eskiden olduu gibi
sessizce glmsedi. Pirzolam nerede? dedi. 'atal yeniden ete saplayabilmek ne mutluluk!
Hikye ne olacak! diye bard Editr.
Hikye batsn! dedi Zaman Gezgini. Yiyecek bir eyler istiyorum. Damarlarma biraz pepton
girmeden azm amayacam. Teekkrler. Ve tuz ltfen.
Bir kelime, dedim, Zamanda yolculuk mu ediyordunuz?
Az dolu, bayla onaylayarak, Evet, dedi Zaman Gezgini.
Kelimesi kelimesine bir aktarmn satrna bir ilin veririm, dedi Editr. Zaman Gezgini bardan
Suskun Adama doru uzatt ve trnayla nlatt; bunun zerine, aval aval onun yzne bakmakta
olan Suskun Adam birden irkildi ve ona arap doldurdu. Yemein geri kalan skntl bir havada
geti. Kendi hesabma, dilimin ucuna sorular gelip durdu ve sanrm bu durum dierleri iin de
geerliydi. Gazeteci, Hettie Potter fkralar, anlatarak gergin ortam yumuatmaya alt. Zaman
Gezgini bir berduun itahyla tm dikkatini yemee vermiti. Tp Adam bir sigara tttrp yan gzle
Zaman Gezginini seyrediyor, Suskun Adam ise her zamankinden daha beceriksiz bir grnmde, srf
sinirden, dzenli ve kararl bir ekilde ampanya iiyordu.
Zaman Gezgini nihayet taban bir kenara itti ve bize bakt. Sanrm size bir zr borluyum, dedi.
Alktan lyordum da. Yaadklarm mthiti. Eliyle bir puroya uzand ve ucunu kesti. Ama ttn
ime odasna geliniz. Yal tabaklarn zerinden anlatlmayacak kadar uzun bir hikye bu. Ve
geerken zili alarak bitiik odaya gtrd bizi.
Koltuuna yasland ve bana dnd, yeni konuu kastederek, Boluk, Tire ve Maddeye makineden
bahsettiniz mi? diye sordu.
Ama bunlarn hepsi yalnzca paradoks, dedi Editr.
Bu gece tartamayacam. Sizlere hikyeyi anlatrm, dert deil; ama tartamam. Ben, diye devam
etti, istediiniz gibi, bama gelenleri anlatacam size, ancak szm kesmekten saknmalsnz.
Anlatmak istiyorum. Hem de nasl. ou size yalan gelecektir. Olsun! Ama hepsi gerek her
kelimesi, harfi harfine. Saat drtte laboratuarmdaydm ve o zamandan beri... sekiz gn yaamm...
hibir insanolunun yaamad sekiz gn! Tkendim, ama btn her eyi sizlere anlatp bitirmeden
uyumam. Sonra yataa giderim. Ama szm kesmek yok! Anlatk m?
Anlatk, dedi Editr. Biz de tekrarladk; Anlatk. Ve Zaman Gezgini benim ne srdme
benzeyen hikyesini anlatmaya koyuldu. lk balarda sandalyesine yaslanm, canndan bezmi bir
halde konuuyordu. Sonradan canland. Bunlar yazarken onun halini tarif edebilmekte kalem ve
kadn kifayetsizliini her ey bir yana, kendi acizliimi bilseniz nasl hissediyorum. Yeterli

dikkati vererek okuduunuzu farz edeceim, ama sizler ne konuann ufak lambann parlak
emberindeki solgun ama samimi yzn grebilir, ne de sesinin vurgulamalarn duyabilirsiniz. Yz
ifadesinin, hikyesinin dnemelerini nasl izlediini bilemezsiniz! Biz dinleyicilerin ou
glgedeydik, nk ttn ime odasndaki mumlar yaklmamt ve yalnzca Gazetecinin yz ile
Suskun Adamn dizlerinden aas aydnlanyordu. Balangta ara sra birbirimize gz atyorduk.
Bir sre sonra bunu yapmay braktk ve yalnzca Zaman Gezgininin yzne baktk.
Getiimiz Perembe aranzdan bazlarna Zaman Makinesinin alma ilkelerinden sz etmi ve
aletin kendisini atlyedeki tamamlanmam haliyle sizlere gstermitim. Evet ite burada, geri biraz
yol yorgunu; ayrca bir fildii kol atlam ve pirin parmaklklardan teki eilmi; ama bunun dnda
pek bir sorun yok sanrm. Onu Cuma gnne bitirmeyi ummutum; ama Cuma gn montajn
neredeyse sonuna gelmiken, nikel kollardan birinin dierinden tam iki buuk santim ksa olduunu
fark ettim, yeniden yaptrmam gerekti tabii; bu yzden alet ancak bu sabah tamamlanabildi. Zaman
Makinelerinin ilki bugn saat onda kariyerine balad. Onu son bir kez kurcaladm, tm vidalarn
tekrar sktm, kuvars kristali rodaya bir parmak daha ya koydum ve eyere yerletim. O anda, az sonra
yaayacaklarm iin hissettiim merakn az ok aynn, kafatasna silah dayam, intihara niyetli biri
hissedebilir ancak. Balama kolunu bir elime aldm, teki elime de bitirme kolunu, birincisine ve
hemen hemen ayn anda da ikincisine bastm. Makara gibi dnyordum; kbuslardaki gibi bir dme
hissi duydum Ve evreme bakndmda aynen eski haliyle laboratuar grdm. Peki bireyler olmu
muydu? Aklmn bana oyunlar oynadndan kukulandm bir an. Sonra saat ekti dikkatimi. Bana
birka saniye gibi gelen bir sre nce onu bir iki dakika geiyordu; imdiyse saat neredeyse 3:30
idi.
Derin bir nefes aldm, dilerimi sktm, iki elimle balama koluna yaptm ve bir hengme ile
frladm. Laboratuar sislendi ve karard. eri Bayan Watchett girdi ve besbelli beni grmeden bahe
kapsna doru yrd. Gidip geri dnmesi hepsi bir dakikasn almtr, ama benim iin odann
iinden bir fze gibi frlamt. Yklendim ve kolu en u durumuna getirdim. Bir lambann sn
gibi gece geldi, sonraki anda da yarn oldu. Laboratuar silikleti, pusland, giderek soldu. Yarnn
kara gecesi indi, sonra tekrar gndz, yeniden gece, tekrar gndz, daha, daha hzl. Girdap gibi
dnen bir mrlt doldu kulaklarma ve zihnime tuhaf, alka bir danklk kt.
Korkarm zamanda yolculuk yapmann ei benzeri olmayan duyularm size aktaramayacam. Bunlar
son derece tatsz. Sanki bir elence inindeymisiniz gibi aresiz, paldr kldr bir gidi! Ve her an
gerekleebilecek bir arpmaya dair korkun sezgiler. Ben hzm arttrdka gece, kara bir kanadn
rp gibi gn izliyordu, laboratuarn belli belirsiz grnts ok gemeden benden uzaklamt,
sonra gnein gkyznde hzla zpladn grdm; her dakika ba yukar sryor ve her dakika bir
gn belirtiyordu. Laboratuarn yok olduunu dnyordum, ak havaya kmtm. Bir iskele
grdm sanki, ama hareket eden herhangi bir cismi ayrt edemeyecek kadar hzl gidiyordum. Srnen
en yava salyangoz bile yanmdan uuyor, karanlk ve n gz krpar gibi ard arkasna grn
gze an bir ac veriyordu. Derken, araya karan karanlklarda, ayn hilalden dolunaya kadar tm
evrelerinden abucak getiini grdm ve onu evreleyen yldzlar yakaladm gz ucuyla. Biraz
sonra, hz kazanmay srdrerek yoluma devam ederken gece ve gndzn rpnts yerini srekli bir
grilie brakt; gkyz, ilk alacakaranlnkine benzeyen muhteem aydnlkta bir renge, esiz
derinlikte bir mavilie brnd; zplayp duran gne ateten bir izgi halini ald, gz alc bir kemer
olup kmt, uzayda; ay daha silik, dalgalanan bir eritti; yldzlar ise, ara sra mavinin iinde

titreyen parlak bir emberi saymazsak, artk hi gremez olmutum.


Manzara sisli ve bulankt. u an zerinde bu evin durduu tepenin yamacndaydm hl, yama gri
ve puslu, yanmda ykseliyordu. Aalarn bydn ve buhar bulutlar gibi deitiini grdm,
kh kahverengi, kh yeil; byyor, yaylyor, sonra paralanyor ve geip gidiyorlard. Koca
binalarn donuk ve zarif bir ekilde ykseldiini ve d gibi getiklerini grdm. Dnyann tm
yzeyi deiiyordu sanki gzlerimin nnde eriyor ve akyordu. Hzm kaydeden kadrann
stndeki kk eller gittike daha hzl dnyordu.
Sonra gnein aa yukar salland ekti dikkatimi, gndnmnden gndnmne bir dakikadan
daha ksa bir sre iinde, ve en sonunda hzm artk dakikada bir yldan fazlayd; bembeyaz karlar
dakika dakika dnya yzeyinden geiyor, kayboluyor ve onu ilkbaharn parlak, ksa sren yeillii
izliyordu.
Balangtaki tatsz duygular o kadar iddetli deildi artk. En sonunda lgnca bir neeye
dntler. Dorusu makinede aklamasn bulamadm hantal bir sallanma fark ettim. Ancak aklm
onunla ilgilenemeyecek kadar karkt; bylece iimden taan bir eit delilikle kendimi gelecein
iine attm. lk nceleri durmay pek dnmyordum, bu yeni duygular-dan baka herhangi bir eyi
de. Ama sonra beynimde yeni, taze izlenimler canland biraz merak ve onunla birlikte kanlmaz
bir korku ve sonunda beni tamamen ele geirdiler. Dndm de, gzmn nnden hzla akan ve
dalgalanan o gizemli ve bulank dnyaya yle yakndan bir goz atabilsem, insanln kim bilir hangi
garip gelimeleri, eksik uygarlmzn zerine eklenmi ne muhteem ilerlemeler grnebilirdi!
evremde bizim devrimizin binalarndan ok daha byk, muazzam ve grkemli mimari yaplar
ykseliyordu, ama parlt ve sisten yaplmlard sanki. Tepenin yamacndan zengin bir yeilin
tatn ve orada k tarafndan hi blnmeden kaldn grdm. Benim bulank alglarmla bile
dnya ok ho grnyordu. Ve aklm durma meselesine geldi.
Benim ya da makinenin yerini igal ettii uzay parasnda herhangi bir cisim bulmak gibi tuhaf bir
olaslkla kar karya idim. Zamann iinde son srat gittiim srece pek nemi yoktu bunun;
kelimenin tam anlamyla incelmitim karma kan cisimlerin aklklarndan su buhar gibi
szlyordum! Ve durmam demek, kendimi, yoluma kan her ne ise onun iine molekl molekl
sktrmam demekti; engelin atomlaryla kendiminkileri yakn bir etkileime sokarak ok byk bir
kimyasal tepkimeye byk olaslkla geni kapsaml, bir patlamaya sebep olmak, kendimi ve
makinemi olas btn boyutlarn dna, Bilinmeyenin iine frlatmak demekti. Makineyi yaparken bu
olaslk aklma tekrar tekrar gelmiti geri, ancak o zaman bunu kanlmaz bir risk olarak kabul
etmi, neeyle karlamtm bir insann almas gereken risklerden biriydi! Ama risk gelip atmt,
ka yoktu ve artk ayn en hava iinde deerlendiremiyordum onu. Akas, her eyin mutlak
yabancl, makinenin hastalkl bir halde sarslp sallanmas ve her eyden nemlisi o uzatmal
d hissi sinirlerimi bozmutu. Asla duramayacam sylyordum kendi kendime, sonra ani bir
hmla derhal durmaya karar verdim. Sabrsz bir ahmak gibi, manivelaya yklendim ve makine zapt
edilemez bir ekilde dnmeye balarken ben havann iine doru ba aa savruldum.
Kulaklarmda gk grlts vard. Bir an sersemlemiim galiba. evremde acmasz bir dolu
tslyordu ve ben devrilmi makinenin nnde, yumuak imin stnde oturuyordum. Her ey hl
kurun grnyordu, ancak ok gemeden kulaklarmdaki kargaann kaybolmu olduunu fark ettim.
evreme bakndm. Grne gre bir bahenin iinde, aelya allaryla evrili kk bir

imenlikteydim. Pembe ve mor iekler, dolu tanelerinin vuruuyla yamur gibi dyordu. Yere
arpp geri srayan, dans eden dolu, makinenin zerinde bir bulut oluturuyor, topran stnde
duman gibi geziniyordu. Bir anda iliime kadar slanmtm. Sizi grmek iin saylamayacak kadar
uzun yllan am bir adama kar' dedim, ok konukseversiniz, dorusu.
Ksa srede orada durup slanmann ne kadar byk bir budalalk olduunu fark ettim, Ayaa
kalktm ve evreme gz gezdirdim. allarn tesinde, sisli saanan iinden pek seilemez bir
biimde, beyaz tatan oyulmu gibi duran kocaman bir ekil belirdi. Fakat dnyann geri kalan
grnmyordu.
Duyumlarm tarif etmek zor. Dolunun oluturduu stunlar inceldiinde beyaz ekli daha bir berrak
grebildim. ok byk olmalyd, nk boz bir hu aac omzuna deiyordu. Beyaz mermerdendi,
biim olarak kanatl bir sfenkse benziyordu, ama kanatlar yanlara dikey almak yerine yaylmt ve
bu da ona havada aslym izlenimini veriyordu. Kaidesi bana bronz gibi geldi; kaln yeil bir pas
tabakasyla kaplyd. Tesadfen yz bana dnkt; kr gzler sanki beni seyrediyordu; dudaklarda
hafif bir glmsemenin glgesi vard. Youn bir anmaya uramt ve bu onda tatsz bir hastalk
olduu imasnda bulunuyordu. Bir sre durup onu seyrettim yarm dakika belki, belki de yarm saat.
Dolunun onun nnde daha youn veya daha ince yamasna bal olarak o da ilerler ve geri ekilir
grnyordu. Nihayet bir an iin gzlerimi ondan alabildim ve dolu perdesinin havnn artk
dkldn, gkyznn gne vaadiyle aydnlanmaya baladn grdm.
melmi beyaz ekle yeniden baktm ve birdenbire yolculuumun deli cesareti btnyle dt
aklma. O sis perdesi bsbtn ekildiinde neler ortaya kabilirdi? nsanolunun bana neler
gelmiti? Ya zulm ortak bir tutku olmusa? Ya bu arada rk geliip insanln kaybetmi ve insanlk
d, merhametsiz ve kar konulamaz derecede gl bir yaratk haline gelmise? Ben eski dnyann
bir vahi hayvan gibi alglanabilirdim, hem de halk tarafndan en korkuncu, en irenci diye bilineni
vakit kaybetmeden katledilecek mundar bir mahlk.
ok byk olan baka ekiller de grdm dinmekte olan frtnann iinden bana doru sokulan
aal bir tepe yamacnda, girintili kntl ve uzun stunlaryla koca binalar.
Panik ve korku iinde skmtm. ldrmasna Zaman Makinesine dndm ve onu yeniden
ayarlamaya uratm. Bu srada frtnann arasndan gnein oklar kam gibi iniyordu. Kurun
saanak bir kenara ekildi ve bir hayaletin yerde srnen etekleri gibi gzden kayboldu. stmde yaz
gnn derin mavisinin iinden kk, belli belirsiz kahverengi bulut paracklar hilie
kvrldlar. evremdeki byk binalar frtnadan kalan slaklkla yarak, ak ve seik bir ekilde
ortaya ktlar, katlarnn evresinde birikmi olan henz erimemi dolu tanelerinin beyazyla
parldyorlard. Kendimi yabanc bir dnyann iinde plak hissettim. zerinde onun stne
ullanmaya hazr bekleyen ahin kanatlarn bile bile, bir havada dolaan bir kuun hissettikleriyle
ayn eyleri belki de. Korkum cinnete dnt. Derin bir nefes aldm, dilerimi sktm ve makineyle
yeniden el-ense gremeye baladm. Mthi saldrmn karsnda pes ederek ters dnd. iddetle
eneme arpt. Bir elim eyerde, tekisi manivelada; nefes nefese bir halde durup, yeniden binmeye
hazrlandm.
Ancak makinenin bu kadar abuk geri adm atmasyla cesaretim yerine gelmiti. Bu uzak gelecek
dnyasna daha byk bir merak ve daha az korkuyla bakyordum artk. En yakn evin yksek

duvarndaki dairesel bir aklkta toplanm, parlak, yumuak cppeleri iinde bir grup grdm. Beni
fark etmilerdi, yzleri bana dnkt.
Sonra bana doru yaklaan sesler duydum. Beyaz Sfenksin yanndaki allklarn arasndan, koan
erkeklerin ba ve omuzlar geliyordu. Bir tanesi, benim makinemle birlikte zerinde durduum ufak
imenlie dorudan kan bir patikada belirdi. Deri bir kayla beline kuanm mor bir tnik iinde,
ufak tefek bir yaratkt boyu bir yirmi ya var ya yoktu Ayana sandalet veya potin giymiti, ama
tam olarak hangisi olduunu ayrt edemedim; dizlerine kadar bacaklar ile ba plakt. Bunu
grnce, ilk defa havann ne kadar scak olduunun farkna vardm.
ok gzel ve ok zarif ama tarif edilemeyecek derecede krlgan bir yaratk olmas beni hayli
etkiledi. Kzarm yz bana veremlilerinkinin daha gzel bir eklini hatrlatt bir zamanlar oka
iittiimiz o veremli gzellii. Onu grnce gvenimi birdenbire yeniden kazandm. Ellerimi
makineden ektim.

IV
Bir anda ben ile gelecein bu narin yarat yz yze kalmtk. Dosdoru bana geldi ve gzlerimin
iine bakarak gld. Tavrlarnda korkunun izinin bile olmay ilk anda etkiledi beni. Sonra onu
izleyen dier ikisine dnerek garip ve ok tatl, akc bir dille onlarla konutu.
Daha gelenler vard ve ksa srede bu enfes yaratklarn sekiz on tanesi evremde kk bir grup
oluturdu. Aralarndan biri bana hitap etti. in tuhaf, sesimin onlar iin ne kadar sert ve bouk
olduu dank etti kafama. Bu yzden bam salladm, sonra kulaklarm iaret ederek tekrar salladm.
Bir adm ilerledi, duraksad ve elime dokundu. Ve srtmda, omuzlarmda kk, yumuak baka
dokunalar hissettim. Benim gerek olduumdan emin olmak istiyorlard. Bunda insan tedirgin eden
hibir ey yoktu. Dorusu, bu sevimli kk insanlarda gven alayan bir eyler vard zarif bir
nezaket, biraz ocuksu bir huzur. stelik o kadar krlgan grnyorlard ki, onlarn btn bir
dzinesini toplu ineler gibi etrafa frlattm hayal edebiliyordum. Ancak kk pembe ellerini
Zaman Makinesine srdklerinde onlar uyarmak iin ani bir hamlede bulundum. Ne mutlu ki, henz
vakit varken, o ana kadar unutmu olduum bir tehlikeyi hatrladm,makinenin kollarna uzanarak onu
harekete geiren ufak manivelalar zdm ve cebime koydum. Sonra dnp iletiim adna neler
yapabileceime baktm yeniden.
Yzlerine daha yakndan baknca Dresden porseleni tipindeki sevimliliklerinde daha te tuhaflklar
grdm. Hepsi ayn tarzda kvrck olan salar boyun ve yanaklarnda sivri bir sona ulayordu;
yzde tyden eser yoktu ve hepsinin kulaklar fevkalade kkt. Parlak krmz, olduka ince dudakl
azlar ufakt ve kk eneler sivriydi. Gzler iri ve lmlyd ve bu benim bencilliim gibi
grnebilir onlardan bekleyebileceim ilgiden kesinlikle yoksun olduklarn dndm.
Benimle iletiim kurmak iin hibir aba gstermeden, yalnzca glmseyerek ve yumuak, cilveli
tonlarda birbirleriyle konuarak evremde durduklarndan, sohbeti ben balattm. Zaman Makinesini
ve kendimi iaret ettim. Sonra zaman nasl ifade edeceimde duraksayarak gnei iaret ettim. Bir
anda, ekoseli mor ve beyazlar iinde ve yabans sevimlilikte minik biri benim hareketimi izledi ve
gk grltsn taklit ederek beni hayrete drd.
Hareketinin anlam ne kadar ak olsa da bir an sersemledim. Birdenbire aklma bir soru taklmt:
Bu yaratklar aklsz myd? Bu fikir beni nasl arpt bilemezsiniz. Malumunuz her zaman, Sekiz Yz
ki Bin ksur yl insanlarnn bilgi, salt, her eyde bizden inanlmaz derecede ileride olacaklarn
ngrrdm. Sonra bir tanesi aniden, bizim be yandaki ocuklarmzn zek dzeyinde olduunu
gsteren bir soru sordu ben bir yldrmn iinde gneten mi gelmitim! Kyafetleri, ince narin
uzuvlar ve krlgan yz hatlar zerine daha nce muallakta brakm olduum hkmm serbest kld
bu. Zihnime bir hayal krkl akt hzla. Bir an iin Zaman Makinesini yok yere kurmu olduumu
hissettim.
Bamla onayladm, gnei gsterdim ve onlara karlk olarak o kadar canl bir gk grlemesi
temsili iade ettim ki, irkildiler. Hepsi bir iki adm geri ekildi, balarn ediler. Sonra biri glerek
bana doru geldi, elinde, bana hepten yabanc olan ieklerden bir zincir tutuyordu ve onu boynuma

geirdi. Bu fikir ahenkli alklarla kabul grd; ok gemeden hepsi iek almak piin oraya buraya
koturuyor ve ben adeta iek iinde boulana dek glerek zerime frlatyordu. Daha nce byle
eyler grmemi olan sizler, saylamayacak kadar ok yllarn kltrnn nasl tatl, ne harika
iekler yaratm olduunu hayal bile edemezsiniz.
Birisi oyuncaklarnn en yakn binada sergilenmesi gerektiini ortaya att sonra, bylece ben de,
btn bu olan biten srasnda aknlma glmseyerek adeta beni seyretmi olan beyaz mermer
sfenksin yanndan geirilerek, anm tatan, gri, kocaman bir yapya doru gtrldm. Onlarla
birlikte giderken, derin bir vakar tayan entellektel gelecek nesiller hakkndaki o kendinden emin
sezinlemelerimin anlar, kar konulamaz bir keyifle aklmda canland.
Binann ok geni bir girii vard, batan ayaa muazzam boyutlarda. Ben doal olarak, gitgide
byyen ufak insanlar kalabalyla, ve glgeler iindeki gizemli halleriyle nmde alan byk ve
ssl kaplarla fazlasyla meguldm. Onlarn tepelerinin zerinden grdm dnyayla ilgili genel
izlenimim, terk edilmi, karmakark gzel al ve iekler, uzun sredir ihmal edilmesine ramen
iinde yabani ot bulunmayan bir bahe idi. Garip beyaz iekli birka uzun baak grdm, balmumu
bitki rtsnde belki bir otuz santim gelirlerdi. Renk renk fundalarn arasnda yabani bir ekilde,
oraya buraya salarak bymlerdi, ama dediim gibi, o sra onlar yakndan incelemedim. Zaman
Makinesi imende, yabani ieklerin arasnda kendi haline terk edilmiti.
Giri kemeri ar oymalarla sslyd, ancak ieri girerken eski Fenike sslemelerini
anmsattklarn dnsem de, doal olarak oymacl ok dikkatli gzlemleyemedim ve ok kt bir
ekilde krlm ve hava koullarndan dolay anmaya uram olmalar beni sarst. Girite daha
parlak giyinmi birka kii karlad beni ve ieri girdik, ieklerle ssl donuk ondokuzuncu yzyl
kyafetleri iinde pek acayip grnen ben, henkli kahkahalar ve en konumalar, parlak, yumuak
renkli cppeler ve ltl beyaz uzuvlarn girdap gibi dnen ktlesiyle evrelenmi olan ben.
Byk antre, kahverengiler aslm, ayn oranda geni bir salona alyordu. at glgeler iindeydi,
renkli camla ksmen srlanm, ksmen srlanmam pencereler ise yumuatarak alyorlard ieri.
Zemin sert, beyaz bir metalden kesilmi geni bloklarla yaplmt, levha deil, kaim dilimler de
deil bloklardan ve o kadar ypranmt ki, ben bunu gemi nesillerin teye beriye gitmelerine,
onun daha sk uranlan yollarn arasnda derince oyulmu olmasna baladm. Uzunluun apraznda
cilal tatan bir sr masa grdm, yerden otuz santim kadar yksekte ve bir yn meyve vard
zerlerinde. Bazlarn ar irilemi ahududu ve portakal olarak tandm, ancak byk ounluu
bana yabancyd.
Masalarn arasna birok yastk salmt. Klavuzlarm bunlara yerleerek bana da aynsn
yapmam iaret ettiler. Sevimli bir resmiyetsizlik iinde, kabuk ve saplar masalarn kenarndaki
yuvarlak deliklerin iine atarak, elleriyle meyveleri yemeye baladlar. Onlar rnek almaktan
gocunmadm, nk a ve susuzdum. Bir yandan da acele etmeden salonu inceliyordum.
Beni belki de en ok etkileyen harap grn oldu. Yalnzca geometrik ekillerle ssl pencereler
birok yerinden krlm, alt kenardan sarkan perdeler kaln bir toz rtsyle kaplanmt. Bir de
yanmdaki mermer masann kesinin krk olduu arpt gzme. Yine de insanda genel olarak ar
zengin ve renkli bir izlenim brakyordu. Salonda yemek yiyen belki birka yz kii vard ve ou
yedii meyvelerin zerinden parlayan gzleriyle benim yaknma olabildiince sokulmu, ilgiyle beni

seyrediyordu. Hepsi yumuak ama dayankl olan, ayn ipeksi kumaa brnmt.
Aklma gelmiken, meyve tek besinleriydi. Uzak gelecein bu insanlar kat birer vejeteryand ve
onlarla birlikteyken baz dnyevi arzulara ramen ben de meyve ile beslenmek zorundaydm.
Dorusu, sonradan ktiosarusun arkasndan atlarn, srlarn, koyunlarn, kpeklerin de neslinin
tkenmi olduunu rendim. Ama meyveler ok lezzetliydi, zellikle biri vard ve orada bulunduum
zaman diliminde onun mevsimiydi - kenarl bir kabuun iinde tozumsu
bir ey- ok houma gitti, onu balca yiyeceim yaptm. Balangta btn bu tuhaf meyveler ve
grdm garip iekler kafam pek kartrd, ama sonradan nemlerini kavramaya baladm.
Her neyse, u an size uzak gelecekte, meyveyle geirdiim akam yemeinden sz ediyorum. tahm
bir para frenler frenlemez, bu yeni insanlarmn dillerini renmek iin azimli bir giriimde
bulunmaya karar verdim. Kesinlikle, yaplacak ilk ey buydu. Balamak iin meyveler uygun
grnyordu ve bir tanesini elime alarak soru sorar bir dizi sesler karmaya ve hareketler
sergilemeye baladm. Anlatmaya altm iletmekte olduka zorlanyordum. abalarmn karl
ilk bata akn baklar ve dinmez kahkahalar oldu. Ama ok gemeden sarn kk bir yaratk
amacm kavram grnerek bir isim tekrarlad. Birbirleriyle gevezelik edip uzun bir sre bu ii
tarttlar, dillerinin kk kibar seslerini karmak iin ilk giriimlerim byk bir elence kayna
olmutu. Ancak ocuklarn ortasna dm bir okul mdr gibi hissediyordum kendimi ve srar
ederek, ksa zamanda en azndan ok sayda isme hakim olabildim; sonra iaret zamirlerine giritim,
yemek fiiline kadar vardm. Ancak yava ilerleyen bir iti bu ve kk insanlar abucak yorularak
sorularmdan kamak istediler, ben de daha ziyade ihtiyatan, derslerini kendilerini istekli
hissettiklerinde, kk dozlarda aktarmalarna izin verdim. Ve gerekten de ok kk dozlarla
karlatm, hayatmda bunlardan daha miskin, daha kolay yorulan insanlar grmemitim.
Minik ev sahiplerimde daha ilk anlarda kefettiim tuhaf bir zellik de aldrmaz halleri oldu.
ocuklar gibi hevesli, akn nidalarla yanma geliyor, yine ocuklar gibi, bir sre sonra beni
incelemekten vazgeip baka oyuncaklarn peinden kouyorlard. Akam yemei ve sohbet
giriimlerim son bulmutu ve ilk kez, balangta evreme toplanm olanlarn hemen hepsinin gitmi
olduunu fark ettim. Tuhaftr, bu kk halk ben de ok abuk gzden karmtm. Karnm doyar
doymaz, byk ve ssl kapnn iinden geerek, aydnlk dnyaya yeniden ktm. Srekli olarak bu
gelecek insanlarnn bir dieriyle daha karlayordum, biraz arkamdan beni izliyor, hakkmda
konuup glyor ve cana yakn glmsemeler taknp jestlerde bulunduktan sonra beni yeniden
kendi halime brakyorlard.
Ben byk salondan ktmda yeryznn zerine akamn skuneti kmt, manzara batan
gnein scack ateiyle aydnlanyordu. Olaylar zihnimi bulandrd nceleri. Her ey benim tandm
dnyadan o kadar farklyd ki -iekler bile. inden ktm byk bina geni bir nehir vadisinin
eteklerine kuruluydu, ne var ki Thames bugnk konumundan bir mil kadar uzaklamt. Yaklak bir
buuk mil kadar yukar, gezegenimizin M.S. Sekiz Yz ki Bin Yedi Yz Bir ylndaki halini daha
geni bir ekilde grebileceim bir tepenin doruuna trmanmaya karar verdim. Evet makinemin ufak
kadranlarnn kaydettii tarih buydu.
Yrrken, dnyann iinde bulunduu bu viran olmu ihtiam aklamaya yardmc olabilecek
herhangi bir iz bulmak iin tetikteydim sahiden de yklm bir haldeydi. Tepenin doruklarna doru

alminyum ktleleriyle birbirine balanm koca bir granit yn vard, sarp duvarlardan ve km
molozdan oluan muazzam bir labirent, ortasnda dolgun beklerce pagoda benzeri harika bitkiler
sanrm srgan ama yapraklarn evresi esiz bir kahverengiye alyordu ve insana batmyorlard.
Hangi nedenle ina edilmi olduunu belirleyemediim devasa bir yapnn metruk kalntlaryd
besbelli. Sonradan burada ok garip bir tecrbe yaamak nasip olacakt bana -ok daha acayip bir
kefin ilk sokuluu- ama bundan yeri geldiinde sz edeceim.
Bir para dinlendiim bir terastan ani bir dnceyle evreye baktmda grnrde hibir kk
evin bulunmadnn farkna vardm. Anlalan mstakil ev, hatta bir olaslkla, aile kavramlar yok
olmutu. Yeilliin arasnda orada burada saray andran binalar vard, ancak bizim ngiliz tarz kr
manzarasnn o karakteristik zelliklerini oluturan ev ve baraka yitip gitmiti.
Komnizm, dedim kendi kendime.
Ve arkasndan aklma baka bir fikir geldi. Beni izlemekte olan yarm dzine kk surete baktm.
Ve ani bir kavrayla hepsinin ayn kyafet tarzna, ayn tysz yumuak ehreye ve gen kzlara
yarar ayn yuvarlak uzuvlara sahip olduunu algladm. Bunu daha nce fark etmemi olmam belki
garip gelebilir. Garip olmayan ne vard ki? Gerei tm plaklyla grebiliyordum artk. Bu
gelecek insanlar kyafette ayn ve bugn cinsiyetleri birbirinden ayran beden ve tavr
farkllklarndan yoksundular. ocuklarsa yalnzca anne ve babalarnn minyatrleri gibi grndler
gzme. O anda o zamann ocuklarnn en azndan fiziksel olarak ok erken gelimi olduklar
kansna vardm ve sonradan bu kanm dorulama imknn fazlasyla buldum.
Bu insanlarn iinde yaadklar huzur ve gven ortamn grnce cinsiyetlerin bu yakn
benzerliinin ne de olsa beklenebilir olduunu hissettim; nk erkein iktidar ve kadnn
yumuakl, aile kurumu ve mesleklerin ayrm, bir fiziksel g ann saldrgan gereklilikleridir
yalnzca. Nfusun dengeli ve bereketli olduu yerde ok ocuk dourmak Devlete ltuftan ok bela
olur; iddetin pek nadir urad ve evlatlarn gvende olduu yerde verimli bir aile kurma gereklilii
daha azdr aslnda hi yoktur ve cinslerin, ocuklarnn ihtiyalarna bal olarak ihtisas
kazanmalarna gerek kalmaz. Bunun baz balanglarn imdi bile gryoruz, o gelecek adaysa
tamamlanmt. Hatrlataym, bu benim o zaman kafamda kurduklarmdr. Gereklerden ne kadar uzak
olduklarn anlamakta gecikmeyecektim.
Btn olan biten hakknda derin derin dnrken kk sevimli bir yap ekti dikkatimi; kubbenin
altnda bir kuyuya benziyordu. Bir an kuyularn varlnn hl srmesindeki tuhafl dndmse de,
sonra kurgularmn zincirini kald yerden srdrdm. Tepenin doruuna doru geni binalar yoktu
ve bir olaslkla mucizevi bir yrme takatim olduu iin ksa zaman sonra ilk kez bir bama kaldm.
Garip bir zgrlk ve macera hissiyle zirveye doru yoluma devam ettim.
Orada ne olduunu karamadm sar madenden bir oturak buldum, yer yer pembemsi bir pasla
kaplanm, yumuak yosunla yar yarya rtlmt, kol dayanaklar dkmd ve trplenerek grifon
kafas ekline brndrlmt. Oturdum ve dnyamzn o uzun gnn bat altndaki engin
manzarasn incelemeye koyuldum. Hayatmda grdm en gzel, en ho grntyd bu. Gne
ufukta oktan alalmt ve bat, yatay mor ve kzl izgilerin buland altn rengiyle alev alevdi.
Altta Thames Vadisi vard ve nehir, vadinin iinde cilalanm elikten bir erit gibi uzanyordu.
Alaca yeilliin arasna yaylm, bazlar yknt olan, bazlarndaysa hl oturulan byk

saraylardan sz etmitim. Bu sahipsiz yeryz bahesinde urada burada beyaz ya da gm ekiller


ykseliyor, urada burada bir kubbenin veya dikili tan keskin dikey izgisi beliriyordu. al iti
yoktu, mlkiyet haklarnn izi yoktu, tarma dair herhangi bir belirti de; btn dnya tek bir bahe
haline gelmiti.
Oturmu izlerken, grm olduum eyleri yorumlamaya baladm ve o akam bana kendini
gsterdii ekilde yorumum da aa yukar yleydi. (Sonradan yalnzca bir yan-gerei grm
olduumu anlayacaktm ya da gerein yalnzca bir yzn gz ucuyla yakalam olduumu)
nsanolunun azald dneme rast gelmitim, anlalan. Kzl gne bat bana insanln batn
dndrd. lk kez, bugn megul olduumuz sosyal abalarn tuhaf bir sonucunu kavramaya
baladm. Hem de, dnyorum da mantkl bir sonu bu. G ihtiyacn rndr; gvenlik
gszl artrr. Yaam koullarn dzeltme ii yaam gittike daha da gvenli yapan gerek
uygarlatrma sreci istikrarl bir ekilde zirveye ulamt.
Birlemi insanln Doa zerinde kazand bir zafer, tekini izlemiti. u an hayalden te gitmeyen
eyler, ele alnarak zerinde dnlen ve ilerletilen projelerdi artk. Ve hasad grdklerimdi!
Gnmzn salk koullar ve tarm, her ey bir yana, hl temel aamasndadr. Zamanmzn
bilimi insan hastalklar alannn ancak kk bir blmnde ie koyuldu, ama yle bile olsa
faaliyetlerini ok istikrarl ve srarc bir biimde yaymakta. Tarmmz ve baheciliimiz orada
burada bir yabani otu yok eder ve belki ok sayda salkl bitkiler ekip, daha byk bir oran, bir
denge oluturmak iin elinden geldii lde mcadele etmeye terk eder. En sevdiimiz bitki ve
hayvanlar gelitiriyoruz ve bunlar o kadar az ki yava yava, seici slah ile. Bir gn yeni ve
daha iyi bir cins eftali, bir gn ekirdeksiz zm, bir gn daha ho kokulu, daha iri iekler, bir gn
daha faydal bir sr cinsi. Onlar yava yava slah ediyoruz, nk ideallerimiz belirsiz ve deneme
kabilinden, bilgimiz ise snrl; nk bizim beceriksiz ellerimizde Doa da utanga ve hantal.
Anafora ramen akntnn srmesidir bu. Tm dnya zeki, eitimli ve ibirlii iinde olacak; her ey
gitgide artan bir hzla Doann boyun eiine doru gidecek. En sonunda akllca ve dikkatli bir
ekilde, hayvan ve bitki dnyasnn dengesini insan ihtiyalarna uyacak bir biimde yeniden
dzenleyeceiz.
Bu dzenleme yaplmt, sanrm, hem de ok iyi bir ekilde; makinemin iine dt o Zaman
aralnda ebediyen gerekletirilmiti. Ne havada sivrisinek vard, ne de toprakta yabani ot veya
mantar; her yer meyveler ile tatl, ho ieklerle doluydu; gz alc kelebekler teye beriye
uuuyorlard. Koruyucu tp, ereine ulam, hastalklarn kk kaznmt. Kaldm sre boyunca
herhangi bir bulac hastaln izine rastlayamadm. Ayrca, kokma ve rme srelerinin de bu
deiimlerden byk lde etkilenmi olduunu sizlere anlatmak zorunda kalacam.
Sosyal baarlarda da grlmt bu etki. Parlak giyinen insanolunun gsterili barnaklarda
oturduunu grdm ve hibir zahmete katlanmadklarn rendim. Mcadeleden hibir iz yoktu, ne
sosyal, ne de ekonomik mcadeleden. Dkknlar, reklam, trafik, dnyamzn gvdesini oluturan
btn bu ticaret, hepsi yok olmutu. O altn akamda, bir sosyal cennetin yaratlm olduu fikrine
kaplmamak elimde deildi. Artan nfusun dourduu zorluklarn stesinden gelinmiti tahmin
ediyorum, nk nfus art durmutu.

Fakat koullarda bylesi bir deiim ile birlikte kanlmaz olarak, deiime ayak uydurma da gelir.
Biyoloji bilimi bir yn yanlla dolu olmadka, insan zeks ve gcnn kayna nedir? Zorluk ve
zgrlk: Atlgan, gl ve uyank olann ayakta, zayflarnsa altta kalaca koullar; yetkin insanlarn
vefal birleimlerine, nefse hakimiyete, sabra ve iradeye prim tanyacak koullar. Aile kurumu ve
onun iinde ykselen duygular, iddetli kskanlk, ocua gsterilen efkat, ebeveynin kendini
aday, hepsi mazeret ve desteklerini gencin her an bana gelebilecek tehlikelerde buldular. Peki bu
tehlikeler imdi nerede? Evliliin kskanlna, sert annelie, her trden tutkuya kar ykselen bir
akm var ve giderek byyecek; artk yararsz eyler bunlar, bizleri zarif ve gzel bir hayatla
badamayan, tedirgin ve yabani birer hurda yapan eyler.
O insanlarn bedensel zayflklarn, zihinsel eksikliklerini, sk sk rastladm o byk bina
ykntlarn dndm ve bu Doann tamamen zapt edilmi olduuna dair inancm glendirdi.
nk Frtnadan sonra Sessizlik gelir. nsanlk glyd, alkan ve zekiydi ve iinde yaad
koullar deitirmek iin ruhundaki dirimin tmn kullanmt. imdiyse deitirilmi koullarn
tepkisindeydi sra.
Ortaya kan bu rahat ve gvenli koullarda, bizimle birlikte adna g denen o dinmez enerji bir
zayflk haline gelecekti. Bizim zamanmzda bile, bir zamanlar hayatta kalmak iin zorunlu saylan
baz eilim ve arzular srekli bir baarszlk kayna olmakta.
rnein cesaret ve savama ak, uygar bir adamn pek iine yaramyor hatta yolunda engel bile
olabiliyor. Fiziksel dengenin ve gvenliin saland koullarda gcn, ister zihinsel, ister bedensel
olsun, pabucu dama atlacaktr. Hesaba smayacak kadar uzun yllar boyunca sava ya da tek bana
iddet tehlikesi yaanmadna hkmettim, ne vahi hayvan tehlikesiyle, ne de bedensel gce ihtiya
duyulan telef edici hastalklarla karlalm, zahmete asla gerek duyulmamt. Byle bir hayat iin
bizim zayf dediklerimiz de gller kadar tedarikliydi. Ve aslnda artk zayf da deildiler. Hatta
onlarn daha hazrlkl olduklar sylenebilir, nk gller kacak delik bulamayan bir enerji ile
ypranacaklard. Grdm binalarn enfes gzellii, insanolunun halihazrdaki hedefsiz enerjisinin,
iinde yaad koullarn etkisiyle durulup mkemmel bir henge oturmasndan nceki son
kabarlarnn rnyd phesiz son ve byk bar balatan o zaferin aaas. Gven iindeki
enerjinin kaderi hep bu olmutur; sanata alr ve erotizme, ardndan bitkinlik ve sonunda rme
gelir.
Bu sanatsal gdler de en sonunda silinecek; benim grdm Zamanda hemen hemen lmlerdi.
Kendilerini ieklerle sslyor, dans ediyor, gn nda ark sylyorlard; sanat ruhundan
geriye kalan buydu sadece. O bile en sonunda halinden honut bir hareketsizlie brakacakt yerini.
Ac ve gerekliliin keskin bilei tanda yayoruz, ama o lanet bilei ta ite nihayet krlmt
anlalan!
Orada, kmekte olan karanln iinde dururken, u basit yorumla dnyann sorununu anlam
olduumu dndm bu gzel insanlarn tm srrn zmtm. Muhtemelen, nfus art iin
tasarladklar kontrol ok baarl olmu, saylar da sabit kalmak yerine giderek azalmt. Sada
solda bolca grlen ykntlar aklard bu. Yorumum ok basit, yeterince de akla yaknd btn
yanl teoriler gibi!

V
Orada durmu insanolunun bu fazlasyla kusursuz zaferi zerinde derin derin dnrken,
kuzeydoudaki gm bir k selinin iinden sararm ve kambur bir dolunay dodu. Aadaki
kk, parlak suretler oraya buraya kouturmay kestiler; bir bayku sessizce geti, gecenin
serinliinde titredim. Aaya inip uyuyacak bir yerler bulmaya karar verdim.
Tandm binay aradm. Sonra gzlerim, doan ay parladka bronz kaidesinin zerinde daha
da belirginleen Beyaz Sfenkse kayd. Karsndaki hu aacn grebiliyordum. te, karmakark
aelya allar oradayd, soluk kta kararm grnyorlard ve ite kk imenlik de oradayd.
imenlie tekrar baktm. imdeki ferahlk tuhaf bir kukuyla bozuldu. Yiite, Hayr, dedim kendi
kendime, bu o imenlik deil.
Ama bu o imenlikti. Zira sfenksin czzamlya benzeyen beyaz yz o yne bakyordu. Buna ikna
olduum andaki duygularm hayal edebiliyor musunuz? Edemezsiniz. Zaman Makinesi gitmiti!
Bir anda yzme tokat yemi gibi, kendi am kaybetmi, bu garip, yeni dnyada aresizlie terk
edilmi olduum ihtimali aklma geldi. Bunun salt dncesi bile bedensel, gerek bir duyu yaratt
bende. Boazm skp, beni nefessiz braktn hissedebiliyordum. Sonra bir korkunun esiri oldum
ve srayarak, byk admlarla tepeden aa doru komaya baladm. Sonra ba aa dtm ve
yzm kestim. Kan durdurmaya almakla vakit kaybetmeden ayaa sradm, yanamdan ve
enemden aa damlayan scak bir akntyla komaya devam ettim. Koarken bir yandan da kendi
kendime srekli yle diyordum: Onu ayak altndan kaldrmak iin biraz uzaa tam, allarn
altna itmilerdir. Yine de tm gcmle kotum. Btn bu zaman boyunca, bazen byk bir korkuyla
gelen bir kesinlikle biliyordum ki, bylesi bir gven aptalcayd; makinemin benim ulaamayacam
yerlere gtrlm olduunu igdsel olarak biliyordum.
Acyla nefes alyordum, tepenin doruundan kk imenlie kadar olan iki milin tamamn yaklak
on dakikada kotum, sanrm. Pek gen bir adam da saylmam. Koarken hayli nefes tketiyor,
ahmaka bir gven iinde makineyi brakma yksek sesle kfrler savuruyordum. Bardm, cevap
veren olmad. Ay altndaki bu dnyada sanki tek bir canl bile kmldamyordu.
imenlie ulatmda btn korktuklarm bama geldi. Aletten tek bir iz yoktu. Topak topak olmu
kara allarn arasnda bolukla karlanca dm ve baylacak gibi oldum. Boluun evresinde
korku iinde koturdum, sanki makine bir kede sakl olabilirmi gibi; sonra birdenbire durdum ve
sam bam yolmaya baladm. Doan ayn nda, bronz kaidesinin zerinde parlayan beyaz,
czzaml haliyle sfenks ykseldi zerimde. Yznde benim zntm alaya alan bir glmseme vard
sanki.
Fiziksel ve zihinsel yetersizliklerinden emin olmasaydm, bu kk insanlarn mekanizmay benim
iin bir dam altna koyduklarn hayal ederek kendimi avutabilirdim. Beni yldran uydu: O ana
kadar hi kukulanlmayan ve ortaya kyla benim icadm geersiz klan baka bir gc
seziyordum. Bir eyden emindim, ama: Baka bir a tpatp aynn retmedikten sonra, makine zaman

iinde hareket etmi olamazd. Manivelalara taklan ek paralarn karlmas yntemini size sonra
gsteririm herhangi birinin onu bu amala kurcalayabilmesini nlyordu. Yalnzca uzayda hareket
etmi ve saklanmt. Peki nerede olabilirdi o halde?
Sanrm bir tr cinnet geirmiim. Ay yla aydnlanan allarn arasnda, sfenksin btn
evresinde aa yukar koturduumu ve lo kta geyik sandm beyaz bir hayvan rkttm
hatrlyorum. Ve o gecenin ge saatlerinde, sktm yumruklarmla parmak boumlarm yaralanana ve
kanlar krk dallardan akana dek allar dvdm de. Gzm dnm bir halde hkra hkra
alayp ldrarak aa, byk ta binaya indim. Byk salon karanlk, sessiz ve bombotu. Eimli
zeminde ayam kayd ve malakit masalardan birinin stne dtm; neredeyse bacam kryordum.
Bir kibrit yaktm ve daha nce size szn ettiim tozlu perdelerin yanndan yoluma devam ettim.
Orada, yastklarla kaplanm ikinci bir byk salon buldum, ok sayda kk insan uyuyordu
yastklarda. Eminim yeniden ortaya km biraz garip bulmulardr, anlalmaz sesler kararak, bir
kibrit czrts ve aleviyle, sessiz karanln iinden aniden beliriimi. Kibritin ne olduunu oktan
unutmulard nk. Ellerimle onlar kavrayp, uyanmalar iin sarsmaya baladm ve, kzgn bir
ocuk gibi feryat figan, Zaman Makinem nerede? diye sze giritim. Onlara ok tuhaf gelmi olmal.
Bazlar gld, ama ou fena halde korkmu grnyordu. evremde dikildiklerini grnce, korku
hissini yeniden canlandrmaya almakla, o artlar altnda mmkn olan en aptalca eyi yapmakta
olduumu anladm. Gndzki davranlarndan karmla, korkunun da unutulmu olmas gerektiini
dnmtm.
"Birden kibriti yere frlattm ve yolumun stndeki insanlardan birini devirerek, budalaca
hareketlerle byk yemek salonundan dar, yeniden ay na ktm. Dehet lklarn ve kk
ayaklaryla sendeleyerek ileri geri kouturduklarn duydum. Ay gkyzne yavaa sokulurken
yaptm hibir eyi hatrlamyorum. Sanrm beni delirten, makinemi beklenmedik bir tarzda
kaybetmem olmutu. Kendi trmden aresizce koparldm hissediyordum bilinmeyen bir
dnyada, yabanc bir hayvandm. Sam bam yolarak aa yukar komu, haykrlar iinde
Tanrya ve Kadere yakarm olmalym. Upuzun geen kahrl gecenin sonlarna doru zerime
korkun bir bitkinliin ktn hatrlyorum; her imknsz keye baktm; ayn altnda parlayan
ykntlarn iinde el yordamyla aranarak, kara glgelerdeki garip yaratklara dokunduumu ve
sonunda sfenksin yannda yerde yattm ve tam bir perianlk iinde aladm. Sefaletten baka bir
ey kalmamt elimde. Uyumuum sonra, kalktmda le vaktiydi ve bir kol uzamdaki imende
birka sere zplyordu.
Sabahn tazeliiyle dorularak, oraya nasl geldiimi ve iimde neden bu kadar derin bir terk
edilmilik ve keder duygusu tadm hatrlamaya altm. Sonra her ey netleti aklmda. Ak ve
olaan gn yla birlikte ben de koullarmla drste yzleebildim. Gece boyunca vahi ve
budalaca sren cinnetimi grdm ve kendimi inandrmay baardm. En kt ihtimali dn, dedim
kendi kendime, Dn ki, makine tamamen kayboldu belki de yok edildi? Bana yakan sakin ve
sabrl olmak, insanlarn adetlerini renmek, makinemin hangi yntemlerle ortadan kaldrld,
hangi yollarla malzeme ve alet bulunduu hakknda ak bir fikir edinmek; bylece sonunda, belki, bir
yenisini daha yapabilirim. Bu benim tek midim olacakt, zavallca bir mitti, ama zntden daha
iyiydi. Her ey bir yana, ok gzel ve gizemli bir dnyadaydm.
Ancak makinem byk olaslkla sadece gtrlmt. Yine de sakin ve sabrl olmal, onu

sakladklar yeri bulmal, ya kaba kuvvet ya da bir dalavereyle onu yeniden ele geirmeliydim. Bu
dnceyle ayaa frladm ve ykanabileceim bir yer bulmak iin evreme bakndm. Bitkindim,
gergindim ve toz toprak iindeydim. Sabahn tazelii bende de yle bir tazelik arzusu uyandrmt.
Duygularm tketmitim. Dorusu, iime baladmda, nceki geceki youn telama anlam vermeye
alr buldum kendimi. Kk imenliin evresindeki zeminde dikkatli bir inceleme yaptm.
Yanmdan geen kk halktan bazlarna, iletebildiim kadaryla, nafile sorular sorarak zaman
harcadm. Hareketlerimi hibiri anlayamad; bazlar dpedz tepkisizdi, bazlarysa bunlarn
yalnzca aka olduunu dnp bana gld. Ellerimi onlarn glen sevimli suratlarndan uzak tutmak
benim iin dnyann en zor greviydi. Ahmaka bir itkiydi bu, ancak korku ve kr fkeden vcuda
gelen eytan zorlukla gem altna alnyordu ve aknlmdan yararlanmaya hl hevesliydi. imler
daha akllca tler veriyordu. niim srasnda devrilmi makineyle boutuum yerdeki ayak
izlerim ile Sfenksin kaidesi arasnda alm bir oluk buldum. evrede makinenin gtrlmesine
dair baka izler de vard, ayrca tembel-hayvangillerden bir hayvan tarafndan brakldn hayal
edebildiim acayip, ensiz ayak izleri. Bu beni, dikkatimi kaideye daha ok vermeye yneltti. Sanrm
sylemitim, kaide bronzdand. Sade bir blok deildi, her iki tarafna derince erevelenmi
panellerle muhteem bir ekilde sslyd. Gittim ve onlara vurdum. Kaidenin ii botu. Tahtalar
daha dikkatle incelediimde ereveyle balantsz olduklarn grdm. Ne tutacak kolu vard, ne de
anahtar delii, ama paneller byk olaslkla, eer sandm gibi kap idiyseler, ieriden
alyorlard. Tek bir eyden emindim. Zaman Makinemin o kaidenin iinde olduu sonucunu
karmam iin ok youn bir zihinsel aba harcamam gerekmiyordu.
But how it got there was a different problem. allarn arasndan, ieklerle rtl elma aalarnn
altndan bana doru gelen turuncu giyimli iki kiinin balarn grdm. Dnp onlara glmsedim ve
iaret ederek onlar yanma ardm. Geldiler, ben de bronz kaideyi gstererek onu amak istediimi
anlatmaya altm. Ama buna ynelik ilk hareketimle birlikte olduka tuhaf davranmaya baladlar.
Yz ifadelerini sizlere nasl aktaracam bilemiyorum. ok hassas bir kadna kar fena halde
yakksz bir jest kullandnz dnn aynen o ekilde bakard. Sanki mmkn olan en byk
hakarete uramlar gibi ekip gittiler. Bir sonraki denemeyi beyaz giyimli, sevimli grnl kk
bir ocuun stnde yaptm; sonu tamamen aynyd. Tavr her naslsa beni kendimden utandrd.
Ama bildiiniz gibi Zaman Makinesi'ni istiyordum, bylece onu bir kez daha denedim. O da dierleri
gibi arkasn dnnce kanm beynime srad. admda arkasna dtm, cppesinin boyun
evresindeki gevek ksmndan yakalayp sfenkse doru srklemeye baladm onu. Sonra yzndeki
korku ve tiksintiyi grnce, birdenbire braktm onu.
Ama yenilmemitim henz. Yumruumla bronz panellere hzla vurdum. eride bir eyler
kmldamt galiba drst olmak gerekirse kkrdamaya benzer bir ses duyduumu sandm fakat
yanlm olmalym. Nehirden bir akl ta aldm, geldim ve sslemelerdeki bir halkay
yasslatrana kadar ekiledim, unumsu tabakalar halinde pas kyordu.
Kk, sevimli insanlar kesik feveranlar iinde iki elimle ekilememi bir mil teden duymu
olmallar, ama bir sonu kmad. Tepelerde gizli gizli beni gzetleyen bir kalabalk grdm.
Sonunda, bunalm ve yorulmu bir halde oturdum ve evreyi seyretmeye baladm. Ancak uzun uzun
seyredemeyecek kadar huzursuzdum; uzun sre hareketsiz kalamayacak kadar Batlym ben. Bir
problemin zerinde yllarca alabilirim, ancak yirmi drt saat boyunca hibir ey yapmadan

beklemek o ayr mesele.


Bir sre sonra ayaa kalktm ve allarn arasndan, tepeye doru yeniden, amaszca yrmeye
baladm. Sabr, diyordum kendi kendime. Eer makineni geri istiyorsan, o sfenksi rahat
brakmalsn. Makineni alp gtrmeye niyetlilerse, bronz panelleri harap etmen pek ie yaramaz, ama
deillerse eer, onu sorabildiin ilk anda geri alacaksn. Byle bir bulmacann nnde, btn o
tanmadn eylerin arasnda oturmann anlam yok. Bunun sonu saplantya varr. Bu dnyayla yzle.
Yollarn ren, izle, anlamna dair acele tahminlerden kan. Sonunda her eyi zecek olan
ipularn bulacaksn. Sonra birdenbire durumun mizahi yan geldi aklma: Gelecee gidebilmek iin
alma ve mcadeleyle harcadm yllar dndm, imdiyse saplantl bir endieyle ondan ka
yollan araym. Bir insann kurabildii en karmak ve en umutsuz tuza ben kendime hazrlamtm.
Zararma da olsa, kendimi engelleyemedim. Yksek sesle gldm.
Byk sarayn iinde yrrken, kk insanlar sanki benden uzak duruyorlarm gibi geldi bana.
Belki benim kuruntumdu bu, belki de bronz kaplar ekilememle bir ilgisi vard. Ancak benden
kandklarndan iyice emindim. Hibir ilgi gstermemeye ve herhangi bir ekilde pelerine
dmekten saknmaya dikkat ediyordum yine de. Ve bir iki gnn seyri iinde her ey eski haline
dnd. Dilde gsterebileceim btn ilerlemeyi kaydettim, hatta kendi keiflerimi de sktrdm
araya. Ya ince bir noktay karyordum, ya da dilleri ar kolayd yalnzca somut isim ve
fiillerden oluuyordu neredeyse. Soyut isimler ve mecazi dil kullanm, varsa bile, ok azd.
Cmleleri basitti, genellikle iki kelimeden oluuyorlard ve en basit nermeler dnda hibir ey
aktaramyor, ya da anlayamyordum. Zaman Makinesi fikrini ve sfenksin altndaki bronz kaplarn
srrn, toplayacam bilgiler beni onlara doallkla gtrene kadar, mmkn olduunca, hafzamn
bir kesine yerletirmeye karar verdim. Yine de iimdeki bir duygu, bunu anlayabilirsiniz belki,
beni indiim noktann birka mil evresiyle snrl bir dairenin iine hapsetmiti.
O zamana dek grdm kadaryla, btn dnya, Thames vadisiyle ayn cokunlukta bir zenginlik
sergiliyordu. Trmandm her tepeden, malzeme ve tarz bakmndan sonsuz eitlilikte, ama ayn
bollukta atafatl binalar, ayn her dem yeil aa kmelerini, iek ykl ayn aalan ve aa gibi
byyen ereltiotlarn gryordum. Su, yer yer gm gibi parlyor ve tede, toprak dalgal mavi
tepeler halinde ykseliyor ve bylece, gkyznn dinginliinde kayboluyordu. Dikkatimi hemen
eken tuhaflk, baz yuvarlak kuyularn varl oldu, birka bana ok derin geldi. Bir tanesi tepeye
kan, ilk yrymde izlediim patikann yanndayd. Dierleri gibi o da bronzla sslenmi, garip
bir biimde ilenmi ve kk bir kubbeyle yamurdan korunmutu. Bu kuyularn yannda oturup
keskin karanln iine dikkatlice baktmda ne bir su parlts grebildim, ne de bir kibrit
yaktmda herhangi bir yansma yakalayabildim. Yalnz hepsinin iinden ayn sesi duydum: bir
gmbrt gmgm, koca bir motorun vurular gibi ve kibritlerimin alevlenmesinden, kuyularn
dibine sabit bir hava dalgasnn km olduunu kefettim. Sonra bir tanesinin azndan ieri bir
para kat attm, yava yava sallanarak inmek yerine, bir anda hzla emilerek gzden kayboldu.
Bir zaman sonra bu kuyular ile yamalarda orada burada duran yksek kuleler arasnda bir balant
kurmay baardm; kulelerin zerinde havada sk sk, hani scak bir gnde gne kavruu sahillerde
grdmz o titreme beliriyordu. pularn birletirerek, bunun yaygn bir yer alt havalandrma
sistemi olduu konusunda gl bir kanya vardm; sistemin ise gerek nemini anlamak zordu.
Bataki eilimim, bunu bu kk insanlarn salk cihazlaryla zdeletirmekti. Apak bir sonutu

bu, ama kesinlikle yanlt.


Ve burada itiraf etmeliyim ki, bu gerek gelecek zamanda kaldm srece, lamlar, borular ile
aktarm usulleri ve bu tr kolaylklar hakknda pek az bilgi edinebildim. Okumu olduum baz
topya ve gelecek zaman kurgularnda binalar, sosyal dzenlemeler ve buna benzer eyler hakknda
geni ayrntlar veriliyor. Ne var ki, tm dnya tek kiinin hayal gcyle snrl olduunda byle
ayrntlar elde etmek kolay iken, benim burada bulduuma benzer gereklerin ortasna dm bir
gezgin iin bsbtn eriilmezdirler. Orta Afrikadan yeni gelmi bir zencinin kabilesine gtrecei
Londra masaln dnn! Tren yolu irketleri hakknda, toplumsal hareketler hakknda, telefon ve
telgraf kablolar hakknda ve Koli Datm irketi ve posta havalesi hakknda ne biliyordu o? Yine de
biz, en azndan, ona byle eyleri izah etmeye hevesli olurduk! Hatta o hi yolculuk yapmam
arkadan anlattklarnn ne kadarna inandrabilir veya kan anlamasn salayabilir? O halde,
gnmzdeki zenci ile beyaz arasndaki darack aral dnn bir, bir de benimle u Altn a
insanlar arasndaki koca uurumu! Grlemeyenlerin ouna kar hassastm, konfora katkda
bulunan eylere; ama otomatik organizasyonla ilgili genel izlenimi saymazsak, korkarm, fark
aklnzda pek canlandramayacam.
Defin konusuyla ilgili, rnein, ne krematoryumlarn izine rastladm, ne de mezar andran bir
yerlere. Fakat aklma, benim kefedemeyeceim kadar uzaklarda, bir olaslkla, mezarlklar (veya
llerin yakld yerler) olabilecei geldi. Bu da kendime kasten ynelttiim sorulardan biriydi yine
ve merakm daha ilk anda yenildi. Bu i kafam kartrd ve kafam daha ok kartracak olan baka
bir noktaya dikkatimi ekti: bu insanlarn arasnda yal ve sakat yoktu.
tiraf etmeliyim ki, otomatik uygarlk ve km bir insanlkla ilgili ilk teorilerimden duyduum
tatmin pek uzun srmedi. Ama bir bakas . gelmiyordu aklma. Size yaadm zorluklan anlataym.
Kefetmi olduum byk saraylar srf yaama meknlar, koca yemek salonlar ve uyuma
daireleriydi. Hibir makine, hibir trden alet bulamadm. Ama bu insanlar zaman zaman mutlaka
yenilenmesi gereken ho kumalardan giyiniyorlard ve sandaletleri, her ne kadar gsterisiz olsalar
da, olduka karmak birer metal iilii rneiydi. Bir ekilde yaplmalar gerekiyor byle eylerin.
Ve kk insanlarda yaratma ediminin eseri yoktu. Dkkn yoktu, atlye yoktu, aralarnda alveri
yaptklarna dair bir belirti yoktu. Tm zamanlarn tatl tatl oynamakla, nehirde ykanmakla, yar
oynap yar sevimekle, meyve yemek ve uyumakla geiriyorlard. lerin nasl yrdn
anlayamyordum.
Sonra, yine Zaman Makinesi hakknda: Ne olduunu bilmediim bir ey onu Beyaz Sfenksin ii bo
olan kaidesine gtrmt. Neden? Yemin ederim, dnemiyordum. Sonra u susuz kuyular, bir
grnp, bir kaybolan stunlar... Bir ipucu eksikti, hissediyordum. Duygularm nasl anlatsam? Bir
yazt bulduunuzu farz edin, zerinde yer yer mkemmel ve sade bir ngilizce ile cmleler var ve
araya eklenmi, size tamamen yabanc bir dilde kelimeler ve hatta harfler. Evet, ziyaretimin nc
gnnde, Sekiz Yz ki Bin Yedi Yz Bir ylnn dnyas bana kendini bu ekilde sundu!
O gn ayrca bir eit arkada edindim. Tesadfen, bu kk insanlardan birkann slkta
ykanmalarn izlerken, aralarndan biri kramp geirdi ve akntda srklenmeye balad. Ana aknt
hzl akyordu geri, ama orta halli bir yzc iin bile yeterince gl deildi. Bu yzden, gzlerinin
nnde aresizce alayarak boulmakta olan kk eyi kurtarmak iin en ufak bir giriimde
bulunmadklarn sylesem, bu size, bu yaratklardaki o yetersizlik hakknda bir fikir verecektir. Bunu

fark ettiimde arabuk elbiselerimi kardm ve s suya dalarak, zavall ufakl yakalayp gvende
olaca karaya kardm. Kollarn ve bacaklarn biraz ovmak onu kendine getirdi, ben de ondan
ayrlmadan nce onun iyi olduunu grmekten memnun oldum. Onun tr gzmden o kadar dmt
ki, ondan minnettarlk beklemiyordum. te bunda yanlmtm.
Bu olay sabahleyin oldu. leden sonra, bir keif gezisinden sonra merkezime dnerken kk
kadnmla karlatm, beni sevin lklaryla karlad ve belli ki yalnz benim iin yaplm
koca bir elenk iek sundu. Aklm bamdan gitti. ok byk olaslkla terk edilmi hissediyordum
kendimi. Her ne olursa olsun hediyesine teekkr ettiimi elimden geldiince gstermeye altm.
ok gemeden, kk, ta bir ardan altnda birlikte oturuyor, daha ok glmsemelerden kurulu
bir sohbet yrtyorduk. Yaratn dost canll ayn bir ocuun scakl kadar etkiledi beni.
Birbirimize iekler verdik ve ellerimi pt. Ben de aynsn ona yaptm. Sonra konumaya altm
ve adnn Weena olduunu rendim, ne anlama geldiini bilmesem de, bir ekilde uygun
grnyordu. Bir hafta sren acayip bir arkadaln balangcyd bu, sonuysa sonunu
anlatacam!
Tam bir ocuk gibiydi. Her zaman benimle olmak istiyor, nereye gitsem beni izlemeye alyordu;
sonunda, bir sonraki evre kefimde onu iyice yordum ve arkamdan szlanarak barr, bitkin halde
terk ettim. Ama dnya sorunlarnn stesinden gelinmesi gerekiyordu. Kendi kendime, gelecee
minyatr bir flrt yaamak iin gelmedim, diyordum. Ancak onu terk ettiimdeki znts ok
bykt, ayrlmamzla ilgili yapt uyarlar bazen lgnlk boyutuna ulayordu ve ben sanrm, onun
kendini bana adayndan teselli bulduum kadar, sklyordum da. Ne var ki, bir ekilde ok byk
bir teselliydi o. Bana yapmasnn sebebinin srf ocuka bir sevgi olduunu dnmtm. Vakit
ok ge olana kadar, terk ettiimde ona ne kadar byk bir ac verdiim hakknda herhangi bir fikrim
yoktu. Yine her ey iin ok ge olana kadar, onun bana ne ifade ettiini de tam olarak anlayamadm.
nk, sadece benden holanyor grnerek ve zayfa, karlksz bir ekilde bana nem verdiini
gstermekle o minicik, oyuncak bebee benzeyen yaratk Beyaz Sfenks mahallesine geri dnme
adeta bir eve geli havas katyordu; tepeyi aar amaz onun ufak tefek endamn arar oluyordu
gzlerim.
Yine ondan, korkunun dnya yznden henz silinmemi olduunu rendim. Gndzleri gerekten
korkusuzdu, bana da tuhaf bir gven duyuyordu; bir defasnda, aptalca bir anda, onu tehdit edercesine
suratm buruturdum, oysa sadece gld. Ama karanlktan, glgelerden, siyah nesnelerden d
kopuyordu. Onu korkutan tek ey karanlkt. Olduka tutkulu bir duyguydu bu, beni dnmeye ve
gzlemlemeye sevk etti. Sonra baka eylerle birleince, bu kk insanlarn karanlk bastktan sonra
byk evlerin iinde toplandklarn ve kmeler halinde uyuduklarn kefettim. Yanlarna elinizde
k olmadan yaklamak onlar bir korku lgnlna srklemek demekti. Ortalk karardktan sonra
kapnn dnda olana ya da yalnz bana uyuyana rastlamadm. Ama hl o kadar kaln kafalydm ki,
o korku dersini kardm ve Weenann tm endiesine ramen bu uyuuk kalabalktan ayr yatmakta
srar ettim.
Onu ok tedirgin ediyordu bu durum, ama sonunda onun bana duyduu tuhaf sevgi galip geldi ve
ilikimizin be gn boyunca, son gece de dahil, koluma yaslanarak uyudu. Neyse, ondan bahsettike
hikyem benden uzaklayor. Sanrm onu kurtarmadan nceki geceydi, afaa doru uyanmtm.
Huzursuz uykumda, boulduumu ve deniz analarnn yumuak dokunalaryla yzme dokunduklarn

gryordum. rkilerek ve boz renkli bir hayvann o an odadan dar frlad gibi tuhaf bir hayale
kaplarak uyandm. Tekrar uyumaya altm, fakat huzursuz ve rahatszdm. Karanln iinden her
eyin sinsice kt, her eyin renksiz ve keskin, yine de gerekd olduu o lo, gri saatlerdi. Ayaa
kalktm ve byk salona indim, sonra da sarayn nndeki yass tal meydana ktm. Gerekli olan
her eyi seve seve yapacam ve gnein douunu seyredeceimi dnyordum.
Ay batyor ve lmekte olan ay sapsar bir yar kta, afan ilk solgunluuna karyordu.
allar mrekkep kadar siyaht, toprak kasvetli bir gri, gkyz renksiz ve keyifsizdi. Ve tepenin
stnde baz karaltlar grebildiimi sandm. deiik zamanda, yamac tararken beyaz suretler
grdm.
ki kez, sratle tepeye doru koan, maymuna benzer, bembeyaz bir yaratk, bir kez de, onlardan bir
mangay ykntlarn yannda, kararm bir beden tarken grdm. Aceleci davranyorlard. Onlara ne
olduunu grmedim. allarn arasnda yok oldular sanki. Ortalk ak seik grnmyordu, afak
vaktiydi, anlarsnz. Kulukta hissedilen o serin belirsizlik duygusunu tanrsnz belki. Kendi
gzlerimden kukulanyordum.
Douda gkyz aydnlanp gn belirince ve canl renkleri bir kez daha dnnce dnyaya,
manzaray daha keskin gzlerle taradm. Yalnzca alacakaranlk mahluklar grnyordu ortada.
Bunlar hayalet olmal, dedim. Acaba hangi devirden kalmlar? Tuhaf bir Grant Allen sansna
kapldm, elendirdi beni bu. Her nesil lse ve geriye hayaletlerini braksa, diyordu, dnya en
sonunda onlarla dolup taard. O teorinin stnden yle byle bir Sekiz Yz Bin yl gemi ve artk
drt hayaleti bir arada grmek merak uyandrmaz olmutu. Ancak bu aka pek tatmin edici deildi ve
Weenay kurtarm onlar aklmdan karncaya kadar btn sabah boyunca bu suretleri dndm.
Emin olmamakla birlikte onlar, Zaman Makinesini aramak iin hrsla ktm ilk seferde
rkttm o beyaz hayvanla zdeletirdim. Fakat Weena onlarn yerine koyacak iyi bir eydi. Buna
ramen, onlar yaknda ok daha lmcl bir biimde sahip olacaklard aklma.
Bu Altn an bizim amzdan ok daha scak olduunu sylemiimdir. Buna aklama
bulamyorum. Belki gne daha scak veya dnya, gnee daha yaknd. Genelde gnein ileride
giderek souyaca rivayet edilir, ama gen Darwininki gibi teorilerle ilgilenmeyen insanlar,
gezegenlerin en nihayetinde teker teker, ana gvdeye geri dneceklerini unutuyorlar. Bu felaketler
patlak verdiinde gne yenilenmi bir enerjiyle alev alacak; hatta ierideki gezegenlerden bazlar
bu kadere zaten kurban gitmi bile olabilirdi. Her ne nedenle olursa olsun gerek u ki, gne bizim
bildiimizden ok daha scakt.
Her neyse, ok scak bir sabahta drdncs galiba uyuyup yemek yediim byk evin
yaknlarndaki stun ykntlarndaki bir ateten, gz kamatrc bir ktan kaacak yer aryordum ki,
ok garip bir ey oldu; bu ta ynlarnn arasnda zorlukla trmanrken, dar bir dehliz buldum; arka
ve yan pencereleri, dm ta ktleleriyle kapanmt. Dardaki ihtiamn aksine, ilk bata zifiri
karanlkm gibi geldi bara. ieri el yordamyla girdim, nk ktan karanla gemenin yaratt
etkiyle, gzmn nnde renkli benekler yzmeye balamt. Birdenbire, bylenmi gibi durdum.
Dardaki gn nn yansmasyla parlayan bir ift gz, karanln iinden beni izliyordu.
zerime o eski, igdsel vahi hayvan korkusu kt. Yumruklarm sktm, cesaretle, dik dik beni
seyreden gz bebeklerine baktm. Dnmeye korkuyordum. Sonra insanln yaad szde mutlak

gvenlik geldi aklma. Ardndan o garip karanlk korkusunu hatrladm.


Korkumu bir derece yenerek bir adm ilerledim ve konutum. Sesimin sert ve denetimsiz olduunu
itiraf etmeliyim. Elimi uzattm, yumuak bireylere dokundum. Gzler bir anda yanlara frlad ve
beyaz bir ey geti nmden. Yreim azmda, dndm ve maymuna benzeyen kk, tuhaf bir yz
grdm; arkamdaki gneli bolukta koarken allmadk bir tavrla ba ne eikti. Bir granit
blokuna arpt budalaca, sersemledi ve gz ap kapayncaya kadar ta ykntlarndan bir baka
ynn arkasna, glgelerin iine sakland.
Onu yalnzca hayal meyal grebildim elbette; ama donuk beyaz rengini ve tuhaf, gri-krmz, iri
gzleri olduunu biliyorum. Ayrca bandaki birka tutam sar san beline kadar uzandn. Ama
dediim gibi, bana ak seik grnmeyecek kadar hzlyd. Drtnala m, yoksa n ayaklarn
fazlasyla alakta tutarak m kotuunu bile syleyemem. Bir an durakladktan sonra onu ikinci yna
kadar izledim.
nce bulamadm; ama derin bir belirsizliin iinde bir sre geirdikten sonra, size daha nce szn
ettiim yuvarlak kuyu azlarndan birine rastladm; dm bir stun, yarsn kapatmt. Aklma ani
bir fikir geldi.Bu ey, kuyunun derinliklerinde yitmi olabilir miydi?
Bir kibrit yaktm ve aaya baktmda hareket eden kk, beyaz bir yaratk grdm; geri kaarken
srarla beni dikizleyen parlak, iri gzleri vard. Tylerimi rpertti. nsan-rmcee o kadar
benziyordu ki! Duvardan iniyordu ve o an ilk defa, kuyudan aaya doru bir eit merdiven
oluturan metalden el ve ayak dayanaklarn grdm. Ate, parmaklarm yakt sonra, kibrit elimden
dt ve snd, bir bakasn yaktmda da kk canavar ortadan kaybolmutu.
Orada oturup ka saat boyunca kuyunun iini gzlediimi bilmiyorum. Ancak bir sre sonra,
grdm eyin insan olduuna kendi kendimi ikna edebildim. Ne var ki gerek, yava yava,
zihnimde bir gne gibi dodu: nsan tek bir tr olarak kalmam, iki ayr hayvana ayrlmt: Benim
zarif Yukar-Dnya ocuklarm neslimizin tek torunlar deildiler, nmde imek gibi akan,
gecelerin bu rengi aarm, iren hayvan da tm alarn varisiydi.
Titreyen stunlar ve yeralt havalandrmasna dair teorimi dndm. Gerek anlamlarndan
kukulanmaya balamtm. Peki, diye merak ettim, benim kusursuzca dengelenmi organizasyon
dzenimde bu Lemurun ne ii vard? Gzel Yukar-Dnyallarn tembelce dinginlikleriyle nasl bir
balants vard? Ve aada, kuyunun dibinde ne saklyd? Kuyunun kenarna oturarak, kendi
kendime, hibir koulda korkulacak hibir ey olmadn ve yaadm zorluklarn zmlenebilmesi
iin aaya inmem gerektiini anlattm. Yine de inmeye ok korkuyordum! Ben tereddt ederken,
gzel Yukar-Dnyallardan ikisi kane oyunlarla gnein altnda koarak glgeye geldiler. Erkek
diiyi kovalyor, koarken ona iekler frlatyordu.
Beni, kolum devrik stuna dayal, kuyuyu seyreder halde bulmak canlarn skt. Belli ki, bu
deliklere dikkat etmek uygunsuz bir davran saylyordu; nk kuyuyu iaret edip, onun hakknda
kendi dillerinde bir som sormaya altmda daha da skldlar ve arkalarn dndler. Fakat
kibritlerim ilgilerini ekmiti, ben de onlar elendirmek iin birkan yaktm. Kuyu hakknda
onlardan bireyler renmeyi denedim yeniden, ama yine ie yaramad. Bylece fazla uzatmadan,
Weenann yanna dnmek ve ondan neler renebileceime bakmak niyetiyle, onlardan ayrldm.

Ama aklmda devrim oktan balamt; tahmin ve izlenimlerim yeni bir dzenlemeye doru
kayyordu. Bu kuyularn gerek nemleri, havalandrma kuleleri, hayaletlerin srr; bronz kaplarn
anlamlan konusunda hibir ey sylenmemesi ve Zaman Makinesinin kbeti hakknda elimde bir
ipucu vard artk! Ve aklmda belli belirsiz, kafam kartrm olan o ekonomik sorunun zmne
doru bir fikir canland.
Yeni gr uydu: Apak ki, nsann bu ikinci tr yeraltnda yayordu. Bana yerin stne nadiren
klarnn, uzun sreli bir yeralt alkanlndan kaynaklandn dndren zellikle koul
vard. En bata, yaamlarnn byk blmn karanlkta srdren hayvanlarn rnein Kentucky
maaralarnn beyaz bal ounun ortak zellii olan o soluk grnleri geliyordu. Sonra,
yanstma yeteneine sahip o iri gzler, gececi hayvanlarn hepsinde grlr baykuu ve kediyi
dnn. Son olarak, gn ndaki apak uyumsuzluklar, koyu glgelere doru o aceleci fakat
sendeleyerek, beceriksizce kalar ve k altndayken balarn ok tuhaf bir tarzda tutmalar
bunlarn hepsi, retinann ar duyarll teorisini glendiriyordu.
O halde, ayaklarmn altndaki yeryzne bir sr tnel alm olmalyd ve bu tneller yeni rkn
yaama alanlaryd. Havalandrma deliklerinin ve tepe yamalarndaki kuyularn varl aslna
bakarsak, nehir vadisi dnda her yerdeydiler bu rkn ne kadar geni bir alana yayldn
gsteriyordu.
Gn rknn konforu iin gerekli olan ilerin, bu suni Yeralt Dnya- snda yapldn farz
etmekten daha doal ne olabilir o halde? Fikir o kadar akla yatknd ki, onu ilk anda benimsedim ve
insan trnn nasl blndn farz etmekle devam ettim. Teorimin eklini sezinleyeceinizi
syleyebilirim; ancak kendi hesabma ben, ok ksa zaman sonra, gereklerden ok uzaa dtn
hissettim.
Bata kendi devrimizin problemlerinden yola ktmda, Kapitalist ile Emeki arasnda u an
yalnzca geici ve toplumsal gibi grnen farkn derece derece almasnn tm durumun anahtar
olduu, gn gibi aikr geldi bana. phesiz siz de olduka garip bulacaksnz ve de kesinlikle
inanlmaz! ama gnmzde bile o sona iaret eden artlar mevcut. Yeraltndaki bo alanlar,
uygarln daha az ssl amalar iin kullanl hale getirme eilimi var; Londradaki Metropolitan
Trenyolu var rnein, yeni, elektrikli trenyollar, metrolar, yeralt atlyeleri ve lokantalar var ve
bunlar oalp katlanmakta. Herhalde, diye dndm, bu eilim, Sanayi gkyznde doutan
kazand haklar yava yava kaybedene kadar artmt. Yani gittike daha derine inmi, gitgide
daha, daha byk yeralt fabrikalar kurularak, sanayi her gn artan bir zaman aada geirmeye
balamt ve sonunda! imdi bile Dou asll bir ii, dnyann doal yznden pratik anlamda
koparld, bylesi yapay koullarda yaamyor mu?
Zaten, zenginlerin dlayan tutumu ki bunun nedeni, giderek artan incelikteki eitimleri ve onlarla
fakirin kaba iddeti arasnda bymekte olan uurum phesiz yzeydeki araziden ok geni
blmlerin, onlarn kar iin parselleniini de birlikte getiriyor. Londra evresinde rnein, gzel
arazilerin belki yars davetsiz misafirlere kapatlm durumda. Ve yksek renim srecinin
uzunluuna ve pahallna, zenginin zarif alkanlklar iin artan imknlara ve bu yndeki teviklere
bal olarak bymekte olan ayn uurum, bir snfla teki arasndaki alverii salayan,
trmzn sosyal tabakalara gre blnmesini geciktiren snflar aras evlilikleri daha da
seyrekletirecek. Bylece, sonunda yerin stnde, zevk, konfor ve gzellik yaayan Sahip-olanlar ile

yerin altnda, srekli bir biimde ilerinin koullarna uyum salamakta olan iler, yani Sahipolmayanlar kalacak. Yerin altna indiklerinde, maaralarnn havalandrlmas iin kukusuz
azmsanmayacak miktarda kira demek zorunda kalacaklar ve reddederlerse eer, alktan srnecek
ya da borlarnn batanda boulacaklar. Sefil ve asi mizata olanlar lecek; nihayet o sabit denge
salannca, geride kalanlar yeralt yaamlarnn koullarna, Yukar-Dnyallarn kendi koullarna
uyum salayaca kadar uyacak ve kendilerine gre mutlu olacaklar. Bunu dnnce bir trn
biblomsu gzellii; brnn de soluk beyaz rengi btn bunlarn doal bir sonucuymu gibi geldi
bana.
Hayalini kurmu olduum, nsanln byk zaferi aklmda farkl bir ekil ald. Ahlak eitiminde ve
genel ibirliinde benim dndm gibi bir zafer kazanlmamt. Bunun yerine,
mkemmelletirilmi bir bilimle donanm gerek bir aristokrasi grdm ve mantkl sonular iin
alan bu gnn sanayi dzenini. Zaferi, yalnzca Doann zerinde bir zafer olmam, hem Doay
hem de insan yoldalarn yenilgiye uratmt. Uyarmalym sizi, bu benim o zamanki teorimdi.
topya kitaplarnn kalbnda buna uygun bir rehberim yoktu. Aklamam tamamen yanl olabilir.
Hl bunun akla en yatkn seenek olduunu dnyorum. Ancak bu varsaym doru olsa bile, en
sonunda ulalan dengeli uygarlk, zirvesini oktan yaam ve artk yozlamaya balamt. YukarDnyallarn kusursuz gvenlikleri, onlar yozlam, yava hareketlere, beden llerinde, g ve
zeklarnda genel bir klmeye doru itmiti. Bunu aka grebiliyordum. Yeraltclara ne
olduunu henz anlamyordum; ancak Morlocklar grdkten sonra bu yaratklara verilen ad buydu
insanolunun deiiminin, tandm o gzel rk yani Eloilerin iindekinden ok daha derin
olduunu tasavvur edebildim.
Sonra skntl dnceler geldi. Morlocklar Zaman Makinemi neden almlard? Onlarn aldndan
emindim. Hem, eer efendiler Eloiler ise bana makineyi niin geri getiremiyorlard? Ve karanlktan
neden bu kadar dehetle korkuyorlard? Dediim gibi, iime bu Yeralt Dnyas hakknda Weenay
sorgulamakla devam ettim, ancak yine hayal krklna uradm. nce sorularm anlamad, sonra da
yantlamay reddetti. Sanki bu konuya tahamml edemiyormu gibi titriyordu. Ve ona, belki de biraz
serte bask yaptmda gzyalarna bouldu. Kendiminkiler dnda, Altn ada grdm tek
gzyalaryd onlar. Onlar grnce, Morlocklar dert edinmeyi braktm ve o insanlk mirasnn
izlerini Weenann gzlerinden silmekle ilgilendim. ok ksa zaman sonra ben arbal tavrlarla bir
kibrit yakarken, o glmseyip ellerini rpmaya balad.

VI
Size tuhaf gelebilir, ama en doru yolu ieren, yeni bulduum ipucunu izlemek iin iki gn bekledim.
Bu solgun bedenlere kar acayip bir rknt hissediyordum. Zooloji mzelerinde su iinde
saklandm grdmz eylerin ve solucanlarn yar aarm rengini tayor ve dokunulduklarnda
pis bir soukluk veriyorlard. Bu rkntmn nedeni muhtemelen byk lde Morlocklara
duyduklar tiksintiyi yeni yeni anlamaya baladm Eloilerin bende braktklar duyguda etkiydi.
Sonraki gece iyi uyuyamadm. Sanrm salm bozulmutu biraz. aknlk ve kuku iinde
bouluyordum. Bir iki kez, kesin nedenini alglayamadm, youn bir korku duydum. Kk halkn ay
nda uyuduklar byk salona grltszce sokulduumda o gece Weena da aralarndayd
onlarn varlnn beni rahatlattn hatrlyorum. O zaman bile, birka gn iinde ay artk son
eyreine girdii ve geceler karard zaman, aadan gelen bu sevimsiz yaratklarn, bu beyazlam
maymunlarn, eskisinin yerine geen bu yeni haerelerin ortalkta daha sk grnmeye
balayabileceini dnyordum. O iki gn iinde kanlmaz grevinden ekinen bir insann
tedirginliini yaadm. Zaman Makinesinin, ancak bu yeralt gizeminin iine cesurca girildiinde geri
getirilebileceinden emindim. Ama o srla yzleemiyordum. Bana yoldalk eden birisi ksa, her
ey ok farkl olacakt. Ama bir bamaydm ve kuyunun karanlna inmek bile dehete dryordu
beni. Duygularm anlar msnz bilmem, ama srtm hi gvende hissetmiyordum.
Keif gezilerimde beni gitgide, daha uzak arazilere srkleyen, bu tedirginlik, bu gvensizlik oldu
belki de. Gneybatda ykselen, u anda Combe Wood dediimiz blgeye doru ilerlerken,
ondokuzuncu yzyln Bansteadi ynnde ok uzaklarda, slupta o ana dek tm grdklerimden
farkl, muazzam byklkte yeil bir yap dikkatimi ekti. Bildiim btn saray veya kalntlarn en
byklerinden bile daha bykt ve cephesinde Dou havas seziliyordu; uuk, mavimsi bir yeile
alan yznde belli bir tarz in porseleninin aaas vard. zellikteki bu farkllk, kullanmdaki bir
farkll da akla getiriyordu, ilerlemeye ve kefetmeye kararlydm. Ancak vakit ge olmaya
balyordu ve mekna uzun, yorucu bir turdan sonra bir para yaklaa- bilmitim, bu yzden maceray
ertesi gn srdrmeye karar verdim ve kk Weenann itenliine ve okaylarna geri dndm.
Ama ertesi sabah, Yeil Porselen Sarayna olan merakmn yalnzca, korktuum bir deneyimden bir
gn daha kamam salayacak bir kendim kandrmaca olduunu aka kavradm. Daha fazla zaman
harcamadan aaya inmeye karar verdim ve sabahn erken saatlerinde granit ve alminyum
ykntlarn yanndaki bir kuyuya doru komaya baladm.
Kk Weena da benimle birlikte kouyordu. Kuyuya varana dek yanmda dans etti, ama benim
azdan eilip aaya baktm grnce, garip bir ekilde can skld sanki.
Elveda, Kk Weena, dedim; onu ptm; sonra onu yere indirerek, trmanma engelleri iin duvar
yoklamaya baladm. Olduka acele ediyordum, nk, itiraf edeyim, cesaretimin snp gitmesinden
korkuyordum! Bata aknlk iinde beni izliyordu. Sonra acnas bir lk att ve bana doru
koarak, kk elleriyle beni ekitirmeye balad. Onun kar koyuu bana devam etmek iin cesaret
verdi, sanrm. Onu sarstm, belki biraz kabaca. Ve gz ap kapayncaya kadar kuyunun
boazndaydm. Duvarn stnden onun zdrap eken yzn grdm ve iini rahatlatmak iin

glmsedim. Ama artk tutunduum, salam olmayan engellere bakmam gerekiyordu.


Belki iki yz metrelik bir kuyudan inmem gerekti. ni, kuyunun yanlarndan kntl metal srklar
sayesinde gerekleiyordu ve bunlar benden ok daha kk, daha hafif bir yaratn ihtiyalarna
uyarlanm olduklar iin inerken kramplar geirmeye baladm ve ok abuk yoruldum. Hem yle
basit bir yorgunluk da deildi bu! Srklardan biri arlmn altnda birdenbire eildi, az kalsn
aadaki karanln iine savrulacaktm. Bir an tek elimle asl kaldm ve o deneyimden sonra bir
daha dinlenmeyi gze alamadm. Kollarm ve srtm ok gemeden kronik bir arya tutulmalarna
ramen, mmkn olduunca en hzl ekilde dimdik inii inmeyi srdrdm. Yukarya gz attmda,
delii grdm, iinde bir yldzn grnd kk, mavi bir diskti ve kk Weenanm ba,
yuvarlak, siyah bir knt gibi grnyordu. Aadan sesi gelen bir makine, gmbrtsn daha da
artrd, daha ezici bir ekilde. Yukardaki o kk diski saymazsak her ey zifiri karanlkt ve yukar
tekrar baktmda Weena kaybolmutu.
Bedenimin rahatszl bana ac veriyordu. Kuyudan tekrar yukar kmak ve Yeralt Dnya-sn
kendi haline brakmak geiyordu iimden. Zihnimde bunu evirip evirirken bile inmeyi
srdryordum. Nihayet bir adm samda duvarda kk bir kovuun belirdiini grnce mthi
rahatladm. Kendimi kovuun iine attmda, iinde uzanp dinlenebileceim derin, dar bir tnelin
menfezinde olduumu grdm. Hi de erken deildi bu. Kollarm aryor, srtma kramplar giriyordu
ve dme korkusuyla hl titriyordum. stelik karanlk gzlerimi actyordu. Hava, kuyunun
aasnda hava pompalayan makinelerin vurular ve grltsyle doluydu.
O ekilde ne kadar zaman yattm bilmiyorum. Yzme dokunan yumuak bir el uyandrd beni.
Karanlkta irkilerek kibritlerimi kaptm ve aceleyle bir tane yaktmda yerin stnde, kalntlarn
yannda grdme benzeyen beyaz kambur yaratklarn n nnden katklarn grdm. Bana
zifiri gelen bir karanln iinde yaadklarndan, gzleri anormal bir ekilde iri ve hassast, derinlik
balklarnn gzbebekleri gibi. I da ayn yolla yanstyorlard. O ksz karanln iinde
beni grebildiklerinden phem yoktu ve n dnda sanki benden korkmuyorlard. Ancak onlar
grmek iin bir kibrit akar akmaz hemen kaarak karanlk oluk ve tnellerde kayboldular; gzleri
ise garip garip bana bakmay srdrd.
Onlara seslenmeyi denedim, ancak dilleri Yukar Dnyallarnkinden farkl grnyordu; ister
istemez kendi bireysel abalanma terk edilmitim, keiften vazgeip kama fikri hl aklm-dayd.
Ama kendi kendime, Artk dn yok, dedim ve tnel boyunca yoklayarak ilerledike makine
grltsnn arttm duydum. Az sonra duvarlar benden uzaklat, geni bir akla ktm ve baka
bir kibrit yaknca, grebildiim son noktann tesinde mutlak karanla uzanan muazzam kemerli
bir maaraya girdiimi grdm. Bir kibritlik kta ne grebilirsem maarayla ilgili aldm tek
grnt oydu.
Hafzam bulank, phesiz. Loluun iinde kocaman makinelere benzeyen byk ekiller beliriyor,
lo a dayankl Morlocklar aydnlktan koruyan kasvetli kara glgeler oluturuyorlard. Ortalk
ok havasz ve baskt, havada taze dklm kann pis kokan nefesi hissediliyordu belli belirsiz.
Manzarann merkezinde beyaz madenden bir masa vard, stnde de hazrlanm bir sofra.
Morlocklar kesinlikle etoburdu! Hangi devasa hayvann yaarken grdm o kzl iskeleti
doldurduunu merak ettim, bunun u anda bile anmsyorum. Her ey ok belirsizdi: O ar koku,

byk anlamsz ekiller, glgelerde pusuya yatan ve yanma gelmek iin yalnzca karanl kollayan
tiksindirici suretler! Kibrit dibine kadar yand, parmaklarm yakt ve siyahln iinde kvrlan
krmz bir nokta gibi dt.
Byle bir deneyim iin ne kadar da hazrlksz olduumu sk sk dndm o andan sonra. Zaman
Makinesiyle yola ktmda Gelecein nsanlarnn btn aletleriyle, kesinlikle bizden sonsuzluk
kadar ileride olduu gibi sama bir varsaymla yola kmtm. Silahsz, ilasz, ttnsz -zaman
zaman ttn o kadar zlyordum ki- ve hatta yeterli kibritim olmadan gelmitim. Hi olmazsa bir
Kodak almay akl etseydim! Alt dnyadan saniyede tek grnt alr, sonra rahat bir zamanmda
incelerdim. Ama ne yazk ki orada sadece Tanrnn bana bahettii silahlar ve glerle duruyordum
eller, ayaklar ve diler; bunlarla ve hl elimde kalan drt kibritle.
Karanlkta yoluma btn bu makinelerin arasnda devam etmeye korkuyordum ve ancak son k
krntsnda kibrit stokumun azalm olduunu fark ettim. O ana kadar onlar idareli kullanmak
gerektii hi aklma gelmemiti ve kutunun hemen hemen yarsn Yukar Dnyallar artmak iin
harcamtm, ate onlar iin bir yenilikti. imdiyse drt tane kalmt ve karanlkta dururken bir el
benimkine dokundu, ince parmaklar yzmde gezinmeye baladnda olaanst pis bir koku aldm.
Bu korkun kk mahluklardan oluan bir kalabaln nefesini evremde hissediyordum. Elimdeki
kibrit kutusunun usulca dtn ve arkamdan baka ellerin elbiseme asldn hissettim. Bu
grnmeyen yaratklarn beni incelemeleri tarif edilemeyecek kadar tatszd. Onlarn dn ve
eylem tarzlarndan ne kadar habersiz olduumu karanln iinde ok ak bir zihinle aniden anladm.
karabildiim en yksek sesle bardm. rkp katlar ve sonra yeniden yaklatklarn hissettim.
Birbirlerine garip eyler fsldayarak beni daha cesurca kavradlar. iddetle titriyor, olduka
ahenksiz bir sesle yeniden baryordum. Bu kez o kadar korkmadlar ve tekrar yanma gelirken glme
yerine geen acayip bir ses kardlar. Dehetle korktuumu itiraf etmeliyim. Bir kibrit daha yakmaya
ve kibrit ateine snarak kamaya karar verdim. yle de yaptm ve cebimden kardm bir kat
parasn atee ekleyerek dar tnele kadar geri ekilmeyi baardm. eri yeni girmitim ki, m
snd; karanln iinden Morlocklarn, yapraklarn arasndaki rzgr gibi hrdadklarn, arkamdan
abuk abuk gelirken yamur gibi ptrdadklarn duydum.
Bir anda birka el yakalad beni, alp geri tamak istediklerinden phem yoktu. Bir ate daha
yaktm ve kamaan gzlerinin nnde salladm. Krlk ve hayret iinde aval aval bakarlarken ne
kadar mide bulandrc bir ekilde insanlk d grndklerini tahmin edemezsiniz o solgun
enesiz yzler ve kapaksz, iri, pembemsi-gri gzler! Ama durup bakacak deildim inann: Tekrar
geri ekildim ve ikinci kibritim sndnde ncsn yaktm. Kuyunun dikmesine alan aza
ulatmda neredeyse yanp bitmiti. Kenarda yere uzandm, nk aadaki koca pompann atlar
bam dndryordu. Sonra engelleri bulmak iin yanlan yokladm, o anda arkamdan ayaklarm
yakaladlar ve beni iddetle arkaya ektiler. Son kibritimi yaktm... ve o hemen snd. Ama ellerim
artk trmanma srklarndayd ve vahice tekmeler atarak kendimi Morlocklarn penelerinden
kurtarabildim; ben hzla kuyudan yukar trmanrken onlar yar kapal gzlerle dikilip beni
seyrediyorlard; yalnz bir kk habis bir sre ardmdan geldi. Kalkan olarak salladm tekmemi de
neredeyse kapyordu.
O Trman asla bitmeyecekmi gibi geldi bana. Son yirmi otuz admnda artk midem bulanmaya
balad. imi tutmakta ok zorlandm. Son birka metreyi baylmamak iin korkun bir mcadeleyle

atm.
Birka kez bam dnd ve dme hislerinin her trlsn yaadm. Ama sonunda her naslsa, kuyu
azna vardm ve sendeleyerek, ykntdan, kr edici gne na attm kendimi. Yzkoyun dtm.
Toprak bile tatl ve temiz kokuyordu ve Weena'nn ellerimi, kulaklarm ptn hatrlyorum,
ayrca dier Eloilerden gelen sesleri. Sonra, bir sre, uurum kapand.

VII
Dorusu imdi, durumum ncesinden daha kt grnyordu. imdiye kadar, Zaman Maki-nesini
kaybettiim gece geirdiim cinneti saymazsak, eninde sonunda kurtulacama dair sregelen bir
midim vard, ama bu yeni keiflerle o mit sarslmt. imdiye kadar beni engelleyenin srf kk
insanlarn ocuksu basitlii ve stesinden gelmem iin anlamamn yeterli olaca baz bilinmeyen
gler olduunu dnmtm; ama Morlocklarn tiksindirici niteliinde yepyeni bir unsur yatyordu
merhametsiz ve ktcl bireyler. gdsel olarak ireniyordum onlardan. Daha nce, ukura
dm bir insann duygularn tayordum: Tek ilgilendiim, ukur ve oradan nasl kabileceimdi.
imdiyse, dman yaknda bana kecek olan, tuzaktaki bir hayvandm.
Korktuum dman sizi artabilir. Yeni ayn karanlyd bu. Karanlk Gecelerle ilgili ilk
anlalmaz uyarlaryla bunu aklma biraz da Weena sokmutu. nmzdeki Karanlk Gecelerin ne
anlama gelebileceini tahmin etmek g deildi artk. Ay klyordu; her geen gecede karanlk
daha sk aralklarla iniyordu. Ve artk en azndan kk Yukar-Dnyallarn karanla kar
duyduklar korkunun nedenini, bir para da olsa anlyordum. kinci kurammn batan aa yanl
olduundan emindim artk. Yukar Dnyallar bir zamanlarn ayrcalkl aristokrasisi, Morlocklarsa,
onlarn mekanik uaklar olabilirdi; ama bu artk ok gerilerde kalmt. nsanolunun evriminden
treyen iki tr, btnyle yem bir ilikiye doru kayyordu, belki de oktan ulamlard. Eloiler,
Karolanj krallar gibi, yalnzca gzel bir yararszla doru srklenmi, yozlamlard. Zahmet
etmeksizin hl yeryzne sahiptiler: nk Morlocklar saysz nesiller boyunca yeraltnda yaam,
sonunda yzeydeki gn na katlanamaz olmulard. Ve anladm kadaryla Morlocklar onlarn
kyafetlerini retiyorlard ve belki de eski hizmet alkanlklarndan dolay, onlarn daimi
ihtiyalarm gideriyorlard. Ayaktaki bir atn yeri eelemesi gibi yapyorlard bunu veya bir insann
spor olsun diye hayvan ldrmekten holanmas gibi; nk kadim ve terk edilmi ihtiyalar
organizmada yer etmiti. Ama artk akt ki, eski dzen ksmen de olsa tersine dnmt. Gzellerin
cezas hzla yaklayordu. alar nce, binlerce nesil nce insanolu, kardeini huzur ve gne
ndan kovmutu. Ve o karde artk geri geliyordu stelik de deimi olarak! Eloiler bir dersi
yeni yeni renmeye balamlard zaten. Korkuyla yeniden tanyorlard. Ve birden aklma,
yeraltnda grdm et geldi. Hafzamn derinliklerine batmam olmas ok tuhaf grnyordu;
dncelerimin akntsnda yerinden hi kprdamayarak, bana dardan sorulan bir soru gibi gelmiti
sanki. Etin eklini anmsamaya altm. Onu bir eye benzetiyor gibiydim, ama ne olduunu o anda
anlayamadm.
Ne var ki, gizemli Korkularnn huzurunda bu kk insanlar ne kadar aresiz olsalar da, ben farkl
bir yapya sahiptim. Ben bizim amzdan gelmitim. Korkunun insan felce uratmad, gizemin
dehetini kaybettii, insan rknn bu olgunluk andan. Daha fazla zaman kaybetmeden kendime
silahlar yapmaya ve uyuyabileceim bir kale edinmeye karar verdim. Temelde byle bir barnak
sayesinde, her geen gece ne biim yaratklara maruz bir ekilde yattmn farkna varmakla
kaybettiim gveni yeniden kazanarak, bu yabanc dnyayla yzleebilirdim. Yattm yer onlara
kar gvenli hale gelinceye kadar bir daha asla uyuyama-yacam hissediyordum. Beni nasl
incelediklerini dnmek dehet iinde tylerimi rpertti.

Btn leden sonrasn Thames Vadisinde dolanarak geirdim, ama bana eriilmez gelen hibir
eye rastlamadm. Btn binalar ve aalar, Morlocklar kadar usta daclar iin trmanmaya ok
elveriliydi. Kuyularna baklrsa yle olmalydlar. Sonra Yeil Porselen Saraynn uzun kulelerini
ve duvarlarnn cilal ltsn anmsadm ve akam vakti Weenay bir ocuk gibi omzuma alp,
tepelerden gney batya doru yneldim. Uzakln yedi sekiz mil olduunu dnmtm, ama on
sekiz mile yakn olmalyd. Saray ilk defa, uzaklklarn yanlsamalarla daha ksa grnd nemli bir
le sonrasnda grmtm. Ayrca ayakkablarmdan birinin gevemi ivisi topuuma batmakta
olduundan ev iinde giydiim rahat ayakkablardand bunlar topallyordum. Gkyznn soluk
sarsnda siyah sileti beliren Saraya yaklatmda gne oktan batmt.
Onu tamaya baladmda Weena ok sevinmiti, ama bir sre sonra onu indirmemi istedi ve
yanmda komaya balad. Ara sra iki eliyle ok gibi frlayp ceplerime tktracak iekler
koparyordu. Ceplerim Weenann kafasn kurcalad hep, sonunda onlarn, iek dekorasyonuna
uygun, allagelmiin dnda bir eit vazo olduu sonucuna vard. En azndan bu amala kulland
onlar. Bu bana neyi hatrlatt! Ceketimi deitirirken unu buldum... Zaman Gezgini duraklad,
elini cebine soktu ve byk, beyaz ebegmelerine benzeyen, solmu iki iei masaya koydu.
Sonra kald yerden anlatmay srdrd.
Akamn sessizlii kerken biz tepenin doruundan Wimbledona doru ilerliyorduk. Weena
yoruldu ve gri, ta eve geri dnmek istedi. Ama ben uzaklardaki Yeil Porselen Saraynn kulelerini
iaret ettim, orada onun Korkusundan kamak iin snacak yer aradmz anlatmann bir yolunu
aryordum. Alacakaranlktan hemen nce inen o byk durgunluu bilir misiniz? Yapraklan
kmldatan meltem bile kesilir. Benim iin o akam dinginliinde hep bir beklenti havas vardr.
Gkyz berrakt, uzakt ve ufukta gnbatmn izen birka yatay izgi dnda botu. Evet o gece
beklenti, korkumun rengine brnmt. O karanlk sessizlikte duyularm doast bir keskinlik
kazanmt. Ayaklarmn altndaki topran i boluunu bile hissedebileceimi dnyordum.
Dorusu hissedebiliyordum da; karnca yuvalarnda karanl bekleyerek saa sola koturan
Morlocklar topran iinden grebiliyordum adeta. O kadar heyecanlydm ki, yuvalarn igal
ediimi bir sava ilan gibi alglayacaklarn dnyordum. Peki Zaman Makinemi niin almlard?
Sessizliin iinde yolumuza devam ettik; alacakaranlk derinleti, geceye dnd. Uzaklardaki berrak
mavi soldu ve birbiri ardna yldzlar belirmeye balad. Toprak donuklat, aalar karard.
Weenann korkular artm, zerine bir bitkinlik kmt. Onu kollanma aldm ve okayarak
konutum onunla. Karanlk koyulatnda kollarn boynuma dolad ve gzlerini kapayp yzn
skca omzuma bastrd. Bu ekilde uzun bir vadi yamacndan indik, orada loluun iinde bir dereyi
yryerek getim. S suyu anca vadinin kar yakasna ktm, uyku iindeki birka evin ve bir
heykelin yanndan getim bir Faun, ya da baka bir figrd, ama kafas yoktu. Burada da akasyalar
vard. O ana kadar Morlocklara rastlamamtm, ama gece daha yeni balyordu ve eski ay
ykselmeden nce daha nice karanlk saat vard nmzde.
Bir sonraki tepenin yamacndan, nmde genie uzanan, sk, kapkara bir orman grdm. Burada
duraksadm. Ucu buca grnmyordu, ne sada, ne de solda. Artk iyice yorulduumdan
ayaklanma kara sular inmiti durdum ve Weenay dikkatlice srtmdan indirerek imlere oturdum.
Yeil Porselen Sarayn gremiyordum artk, bu beni ynm konusunda kukuya drd. Ormann
sklna baktm ve kim bilir neler gizlediini dndm. Krdm olmu onca daln altnda insan

yldzlarn gznden rak olur. Pusuda bekleyen baka hibir tehlike olmasa bile dnmek bile
istemediim bir tehlike yine de ayaklarmzn taklaca btn o kkler ve arpacamz aa
gvdeleri vard.
Gn boyu yaadmz heyecanlardan sonra ben de ok yorgundum; o yzden orman bo verip
geceyi aklk tepede geirmeye karar verdim.
Ne mutlu ki, Weena hemen uykuya dald. Ceketimi zenle onun zerine rttm ve yannda oturup
ayn douunu beklemeye koyuldum. Yama sakin ve sszd, ama karanlk ormann derinliklerinden
ara sra canllara ait kprtlar geliyordu. Gkte yldzlar parldyordu, gece ok berrakt. Yldzlarn
gz krpnda dosta bir teselli buldum. Yalnz eski takmyldzlarn hepsi silinmiti gkyznden:
Yz insan mr kadar bir sre iinde kendini fark ettirmeyen o ar kmldanma, onlar tanmadmz
bir dzenleme iinde gruplandrmt. Ancak Samanyolu, ayn eskiden olduu gibi, yldz tozundan
paralanm bir bayrakt. Gneye doru (ki o ynn gney olduunu sanyorum), benim iin tamamen
yeni olan parlak, krmz bir yldz grdm; bizim yeil Siriustan bile daha grkemliydi. Ve
prldayan bunca k beneinin ortasnda bir parlak yldz, eski bir dostun yz gibi efkatle,
durmadan yordu.
Bu yldzlara bakmak bana kendi dertlerimi ve karasal yaamn tm tehlikelerini birden unutturdu.
Kavranamaz uzaklklarn, bilinmeyen gemiten bilinmeyen gelecee doru yava ve kanlmaz
srklenilerini dndm. Dnya kutbunun dnyann ekseninin kaymas yznden izdii byk
emberi dndm. Kat ettiim btn o yllar boyunca o sessiz devrim yalnzca krk kez meydana
gelmiti. Bu birka devrim srasnda da btn faaliyetler, btn gelenekler, karmak
organizasyonlar, uluslar, diller, edebiyatlar, btn amalar, hatta insanolunun benim bildiim
hafzas bile yaamdan silinmiti. Onlarn yerinde, yksek atalarn unutmu olan bu krlgan
yaratklar ve dehetle katm beyaz eyler vard. Sonra iki tr arasndaki Byk Korkuyu
dndm. Ve ani bir rpertiyle ilk defa, grm olduum etin ne olabileceini apak anladm. Bu
bir felaketti! Yanmda uyuyan kk Weenaya baktm, yldzlar altnda yz beyazd ve yldzlara
benziyordu, dncelerimi hemen kovdum.
O uzun gece boyunca dncelerimi elimden geldiince Morlocklardan uzak tuttum ve zamanm, bu
yeni karkln iinde eski takmyldzlarnn izlerini bulabileceimi dnmeye alarak geirdim.
Gkyz hep ok berrakt; belki zaman zaman bir dumanl bulut vard, o kadar. Ara sra kestirdim,
phesiz. Gece nbetim yavaa ilerlerken douya doru gkyznde donuk bir atein yansmasna
benzeyen bir solgunluk belirdi, sonra ihtiyar ay ykseldi, zayf, bitkin ve beyaz. Onun hemen
arkasndan ona yetien ve zerine taan alacakaranlk geldi; bata soluktu, sonradan pembeleti,
snd. Bize hibir Morlock yaklamamt. Aslna baklrsa tepenin stnde o gece hibirini
grmedim. Ve doan gnn verdii gven iinde neredeyse korkumun sebepsiz olduunu bile
dndm. Ayaa kalktmda gevek topuumun bileimi iirdiini ve topuumun altn acttn
fark ettim; tekrar oturdum, ayakkablar karp frlattm.
Weenay uyandrdm. Artk kara ve rktc deil, yeil ve ho grnen ormana doru yrdk.
Orada kahvalt niyetine yiyebileceimiz meyveler bulduk. Az sonra doada sanki gece diye bir ey
yokmu gibi gnein altnda glen ve dans eden birka narin kiiyle daha karlatk, yine grm
olduum et geldi aklma. Onun ne eti olduundan emindim artk; koca insan rmandan geriye kalan
bu son clz dereye kalbimin en derinlerinden acdm. Belki ki insann knden ok nce bir

zamanda Morlocklarn yiyecei azalmt. Bir ihtimal fareler ve ona benzer haaratla besleniyorlard.
imdi bile insanolu yiyeceklerinde bir zamanlar olduundan daha az seici ve dlaycdr bir
maymundan ok daha az. nsan etine kar olan nyargs derinlere ilemi bir igd deil. Peki ya
insann bu insaniyetsiz oullar! Olaya bilimsel bir ruhla bakmay denedim. Her ey bir yana, bizim
drt bin yl nceki yamyam atalarmzdan daha az insan ve daha uzaktlar. lerin bu durumundan
ac duyduracak zek kaybolmutu. Kendimi niye zecektim ki? Bu Eloiler karnca gibi alkan
Morlocklarn esirgedikleri ve avladklar besili srlard mutlaka zel olarak yetitirip retmek
peinde olduklar. Ve Weena yanmda dans ediyordu!
Bunu insan egoizminin sert cezas sayarak kendimi ruhuma ken dehetten korumaya altm. nsan,
yoldann srtndan rahatlk ve zevk iinde yaamaktan honuttu, parolas ve bahanesi htiya olmutu
ve vadesi gelince bu htiya bana kmt onun. kteki bu sefil aristokrasi iin Cariyle tipi bir
kmsemeyi bile denedim. Ama bu yaklam olanakszd. Zihinsel k ne kadar byk olsa da
Eloiler, insan biimini o kadar korumutu ki, iimde merhamet uyandrd ve bozulma ve
Korkularnda beni zorunlu bir pay sahibi yapt.
O an devam edip etmeme konusunda dncelerim belirsizdi. Birinci dncem, gvenli bir yerlere,
bir barnaa snmak, bir yolunu bulabilirsem ta ve metalden kendime silahlar yapmakt. ok acil
bir ihtiyat bu. kincisi ate yakmama yarayacak aralar bulmay umuyordum, bylece elimde meale
gibi bir silahm olurdu; hibir eyin Morlocklara kar bundan daha etkili olmayacan biliyordum.
Son olarak, bir aresine bakp Beyaz Sfenksin altndaki bronz kaplar krarak amak istiyordum.
Aklmda boynuzlu ktk vard. O kaplardan ieri girebilir ve nmde parlak bir k tutabilirsem
Zaman Makinesini bulacam ve kaabileceimde srarlydm. Morlocklarn glerinin onu ok
uzaklara tamaya yeteceini hayal edemiyordum. Weenay benimle birlikte bizim zamanmza
getirmeye karar vermitim. Ve kafamda byle tilkiler dolarken aklmn evimiz olarak setii binaya
doru yolumuzu srdrdm.

VIII
leye doru Yeil Porselen Sarayna yaklatmzda, terk edilmi ve ykntlara karm buldum
onu. Pencerelerinde yalnzca krk dkk cam kalntlar vard, yeil kaplamadan ok byk paralar,
rm madeni iskeletten kopmu, dklmlerdi. . Bir imenliin zerinde, hayli yksekti ve ieri
girmeden nce kuzeydouya bakarken, aknlk iinde, bir zamanlar Wandsworth ve Battersea
olduunu sandm yerde geni bir hali grdm, hatta bir krfez. Sonra dndm de ho
dncelerim fazla ilerleyemiyordu, ama denizdeki canllara ne olmu olabilirdi, ya da ne
oluyordu?
Sarayn gerekten porselenden olduu, incelemelerim sonunda kantland ve cephesinde bilinmeyen
harflerle yazlm bir yaz grdm. Aptallk bu ya, tercme etmekte Weenann bana yardm
edebileceini dndm, ama yazmak fikrinin aklnn ucundan asla gemediini rendim yalnzca,
Bana her zaman, olduundan daha fazla insan grnmt sanrm; belki de sevgisi ok insanca
olduu iin.
Ak ve krk olan kapnn kanatlarndan ieride allm bir salon yerine, bir sr yan pencerenin
aydnlatt uzun bir galeri bulduk. lk bakta mzeyi anmsatt bana. Kiremit zemin kaln bir toz
tabakasyla kaplanmt ve ayn gri rtnn iine bir dizi kark eya gizlenmiti. Ve salonun
ortasnda tuhaf tuhaf dikilen kum bir suret fark ettim; bunun koca bir iskeletin alt ksm olduu aka
grlyordu. Eri duran ayaklarndan, Megatherium cinsinden, nesli tkenmi bir yaratk olduunu
anladm. Kafatas ve st kemikleri yanda, tozun iinde yatyordu ve atdaki bir delikten yamur
suyunun damlad baka bir yerde, yaratn kendisi de anmt. Galerinin iinde daha ileride bir
Brontozorun kocaman kemiklerini bulduk. Mze hipotezim dorulanmt. Yanlara doru gidince,
eimli raflar grdm ve kaln toz tabakasn temizlediimde zamanmzn bildik cam kavanozlarn
buldum. erdikleri baz eylerin dzgn korunduuna baklrsa, hava geirmez olmalydlar.
Ak ki, modem bir Gney Kensingtonun kalntlar arasndaydk! Burasnn paleontoloji blm
olduu belliydi, ne kadar grkemli bir fosil sergisi olsa da, uzun bir sre uzak tutulabil-mi bakteri ve
kf nesillerinin tkenmesiyle, gcnn yzde doksan dokuzunu yitirmi olan kanlmaz bir rme
sreci, olduka yava, yine de kesin bir ekilde, btn hzinelerinin zerinde yeniden ilemeye
balamt.
Orada burada paralara ayrlm, ya da iple kamlara dizilmi i fosiller halinde, kk
insanlardan izler buldum. Kumlar birka kez tanmt yerinden herhalde Morlocklar tarafndan.
ok sessiz bir meknd. Yerdeki kaim toz tabakas ayak seslerimizi bouyordu. evreme gz
attmda, Weenann, bir kutunun eimli vitrin camnda deniz kestanesi yuvarlamakla megul
olduunu grdm; hemen yanma geldi, usulca elimi tuttu ve yanmda durdu.
Bir Akl ann kadim mezar balangta beni o kadar artmt ki, sunduu olaslklar hi
dikkatimi ekmedi. Zaman Makinesiyle ilgili dncelerim bile biraz uzaklamt aklmdan.
Meknn byklne baklrsa, u Yeil Porselen Saray, iinde, yalnzca Paleontoloji Ga-

lerisinden ok daha fazlasn barndryordu; iinde tarihi galeriler olabilirdi; hatta bir ktphane
bile! Benim iin, en azndan mevcut artlarm altnda, rmekte olan bu eski zaman jeolojisinden
ok daha ilgin olabilirdi bu. Keiflerimi srdrdm ve birincisi dik ayla kesen ksa bir galeri daha
buldum. Buras minerallere tahsis edilmi grnyordu ve grdm bir kkrt kalb bana barutu
artrd. Ama gherile bulamazdm; aslnda hibir trden nitrat da bulamazdm. phesiz, alar
nce eriyip gitmilerdi. Kkrt yine de aklma takld ve beynimde bir frtnann balamasna neden
oldu. Galerinin iindeki dier eylere gelince, grdklerim arasnda en iyi korunanlar olmalarna
karn, onlarla pek ilgilenmiyordum. Madenbilim uzman deilim, ilk girdiim salona paralel, viran
olmu bir geitten devam ettim yoluma. Bu blmn doa tarihine tahsis edilmi olduu belliydi; ama
uzun sredir hibir ey tannacak durumda deildi. Bir zamanlar doldurulmu hayvan olan bzm,
kararm kalntlar, bir zamanlar bir ruh tam ve sonra kavanozlarn iinde kurutulmu mumyalar,
lm bitkilerden geriye kalan kahverengi bir toz, hepsi buydu! Buna zlmtm, yeniden hayat
verilmi doann kefine yol aan bu sabrl yeniden dzenlemeleri izlemekten memnun olurdum
nk. Sonra muazzam boyutlarda ama kt klandrlm bir galeriye girdik; zemin girdiim utan
aa, dar bir ayla eim yapyordu. Aralklarla, beyaz kreler sarkyordu tavandan ou atlak
veya krkt meknn yapay olarak klandrdn akla getiriyordu bu. Burada kendimi daha
yabanc hissettim. ki yanmda byk makinelerin kocaman csseleri vard, hepsi rm, birou
krlmt, bazlarysa hl sapasalam ayaktayd. Biliyorsunuz, mekanizmalara kar belli bir zaafm
vardr; bunlarn arasnda dolanmaya gnllydm; ounlukla bulmacalara duyduum ilgiyi
artryorlard. Onlarn srlann zebilirsem, Morlocklara kar kullanabilecek baz silahlara
sahip olabileceimi dnyordum.
Birdenbire, Weena bana ok yaklat. Bunu o kadar ani yapt ki, irkildim. O olmasa, galerinin
zemininin eimli olduunu fark edeceimi hi sanmyorum. Footnote: It may be, of course, that the
floor did not slope, but that the museum was built into the side of a hill. Girdiim u, yerden
olduka yksekteydi ve yark misali seyrek pencerelerden alyordu. Aaya doru ilerledike
yer bu pencerelerin zerine kyor, sonunda her birinin nnde, yukardan ald dar bir izgi gn
ile birlikte, Londra evinin Meydann andran bir ukur oluuyordu. Makineler kafama
taklmt, yanlarndan getim; Weenann gittike artan kuruntular dikkatimi datana kadar, onlarn
zerinden n derece derece azalmasn gzlemeye dalmtm. Ve en sonunda galeri kr bir
karanla gmlyordu. Duraksadm. Sonra evreme baknrken, yerdeki tozun azalm olduunu
grdm, yzeyi de daha az dzgnd. Daha ileride, loluun iinde orada burada birka kk ayak
izi vard. Bu, Morlocklarn her an ortaya kabileceine dair duyguma yeniden hayat verdi. Akademik
makine incelemeleriyle zaman harcamakta olduumu hissettim. Vaktin leden sonray bir hayli
getiini ve benim hl ne bir silaha, ne bir barnaa, ne de ate yakmak iin herhangi bir araca sahip
olduumu hatrladm. Galerinin uzak karanlnn ilerinden, acayip bir ptrdama duydum ve kuyunun
dibinde karlatm garip seslerin aynlarn.
Weenann elini tuttum. Sonra ani bir fikirle, onu braktm ve iaret kulbelerininkine benzer bir
kolun kt bir makineye yneldim. Platforma trmandm, iki elimle kolu kavrayarak, yandan, tm
arlmla abandm ona. Geidin ortasnda braktm Weena birdenbire inlemeye balad. Kolun
gcn iyi tahmin etmiim, bir dakikalk bir zorlanmadan sonra aniden atrdayarak koptu ve elimde,
karlaabileceim herhangi bir Morlockun kafatasn datmaya fazlasyla yeteceini dndm
bir topuzla Weenann yanna dndm. Bir Morlock ldrmeyi ne kadar istiyordum, bilseniz! nsann
gidip kendi torunlarn ldrmek istemesini ok gaddarca bulabilirsiniz! Ama onlarda bir insaniyet

grmek, her naslsa olanakszd. Dorudan galeriye inip, seslerini duyduum o hayvanlar
ldrmekten yalnzca, Weenay brakmaya gnlszlm ve ldrme alm gidermeye balarsam
Zaman Makine- sinin bundan zarar grebilecei dncesi beni alkoydu.
Neyse, bir elimde topuz, br elimde Weena, o galeriden kp tekine girdim, sonra, ilk bakta
bana paavradan bayraklarla donanm askeri bir apeli anmsatan daha da geni bir galeriye.
Yanlardan sarkan, yanp kl olmu yrtk kat paavralar hemen tandm; rmeye terk edilmi
kitap kalntlaryd bunlar. Uzun zaman nce parampara edilmi, zerlerinde baskdan eser
kalmamt. Ama urada burada, hikyeyi ok iyi zetleyen erilmi tahtalar ve yarlm madeni
kelepeler vard. Bir edebiyat olsaydm, her eit hrsn yararszl zerinde ahlak dersleri
verebilirdim belki. Ancak beni en derinden etkileyen ey, bu zc kat rtme vahetinin tanklk
ettii o byk emek israfyd. O anda daha ok, Felsefi Kaytlard ve fiziksel optik hakknda kendi
yazdm on yedi yazy dndm itiraf etmeliyim.
Geni bir merdivene ktk sonra ve bir zamanlar, bir olaslkla teknik kimya galerisi olan bir yerle
karlatk. Burada iime yarayacak keifler yapmay umut ediyordum. atnn ykld bir u dnda
bu galeri iyi korunmutu. Krlmam her kutuya hevesle kotum. Ve nihayet gerekten hava
geirmemi kutulardan birinde bir kutu kibrit buldum. mitle denedim. Mkemmeldiler.
Nemlenmemilerdi bile. Weenaya dndm. Kendi dilinde ona, Dans et! diye haykrdm.
Korktuumuz iren yaratklara kar ne de olsa, gerek bir silahmz vard artk. Ve o metruk
mzenin kaln, yumuak tozdan halsnn zerinde, Weenann grlmeye deer sevincine karlk,
Leal lkesfni olabildiince neeli bir slkla alarak kark bir dans sergiledim, ciddiyetle. Ksmen
mtevazi bir kankand, ksmen adm dans, ksmen etek dans (uzun kabanm elverdii lde),
ksmen de zgn bireyler. Bildiiniz gibi, yaratclk doamda var benim.
Hl dnyordum da, u kibrit kutusunun anmsanamayacak kadar uzun yllar boyunca, zamann
andrmasndan kaabilmi olmas ok garip ve benim amdan pek talihli bir olayd. Ama iin tuhaf
hi akla gelmeyecek bir baka madde bulmutum: Kfur. Onu, gerekten ans eseri hava
geirmeyecek bir ekilde mhrlenmi olan bir kavanozun iinde buldum. lk bata balmumu
olduunu dndm, bu yzden de cam krdm. Ama kfurun kokusu yanlgya pay vermezdi.
Evrensel rmenin iinde bu uucu madde belki de binlerce yzyl boyunca varln
srdrebilmeyi baarmt. Bana bir zamanlar grdm, milyonlarca yl nce lm ve fosillemi
olmas gereken bir Belemnite kalntsnn mrekkebinden yaplma bir sepya tablosunu anmsatt. Tam
onu atmak zereyken, yanc olduunu anmsayarak iyi, parlak bir atele yaktm kusursuz bir mumdu
dorusu ve cebime koydum. Ancak ne bir patlayc, ne de bronz kaplar krmama yarayacak
herhangi bir alet bulabildim. Henz sahip olduum en yararl alet demir ubuumdu. Yine de
galeriden byk bir neeyle ayrldm.
O uzun leden sonrasnn tm hikyesini anlatamam sizlere. eride kefettiklerimi doru srasyla
anmsamak iin hafzam epey zorlamam gerekecektir. Paslanm platformlarda silahlarn dolu olduu
uzun bir galeriyi, ayrca demir ubuumla bir balta ya da kl arasnda nasl tereddt ettiimi
anmsyorum. kisini birden tayamazdm ve bronz kaplara kar demir ubuum daha kullanl
grnyordu. Bir sr tabanca, tfek ve yivli tfek vard. ou pas ktlesi iindeydi, ama bir blm
yeni bir madendendi ve hl salam grnyordu. Ama bir zamanlar var olan btn fiekler ve barut
toza topraa karmt. Yanarak kmrlemi, darmadan olmu bir ke grdm; belki de

numunelerin arasnda bir patlamann sonucunda. Baka bir kede sonsuz bir put dizisi vard
Polinezya, Meksika, Eski Yunan, Fenike, dnya yznde dnebileceiniz her lkeye ait putlar.
Burada kar koyamadm bir drtyle, zellikle aklm bamdan alm olan sabuntandan bir
Gney Amerika canavarnn burnuna adm yazmaktan kendimi alamadm.
Akam kerken merakm azalmt. Galeriden galeriye girdim; tozlu, sessiz, oklukla harap sergiler
bazen yalnzca pas ve linyit ynyd, bazen de daha ferah. Bir ara kendimi teneke bir modelin
yannda buldum ve tamamen tesadf eseri, hava geirmez bir kutunun iinde iki dinamit fiei
buldum! Evreka! diye bardm ve nee iinde krdm kutuyu. Sonra bir kuku kt iime.
Duraksadm. Ve kk bir yan galeri seerek denemeye giritim. Be, on, on be dakika boyunca asla
gelmeyecek bir patlamay beklediim zamanki kadar byk bir hayal krkln, daha nce asla
yaamamtm. Dinamitler taklitti elbette, grnlerinden tahmin etmi olmalydm. nanyorum ki,
eer yle olmasalard, hemen frlar, Sfenksi, bronz kaplan ve dolaysyla btn Zaman Makinesini
bulma mitlerimi, her eyi havaya uurup, hep birlikte hilie uurlardm.
Galiba bundan sonrayd, sarayn iinde kk, ak bir avluya ktk. imle kaplyd ve iinde
tane meyve aac vard. Bylece dinlendik ve bireyler yedik. Gnbatmna doru konumumuzu
dnmeye baladm. zerimize gece kmekteydi ve ulalamaz snamzn bulunmas
gerekiyordu hl. Ama canm bunun iin pek skmyordum artk. Morlocklara kar kendimizi
savunmamza yarayacak belki de en etkili eye sahiptim kibritler! Hem, eer bir alev gerekirse,
kfur da vard cebimde. Geceyi aklkta, bir atein korumas altnda geirmek akla yatkn geliyordu.
Sabahleyin Zaman Makinesini ele geirecektim. (Bu yolda henz yalnzca bir demir ubuum vard)
Ama artk artan bilgilerimle, bronz kaplar iin hissettiklerim deimiti. imdiye kadar, teki tarafn
gizemi yznden onlar zorlamaktan kanmtm. Hibir zaman pek gl gelmemilerdi bana ve
demir ubuumun bu i iin bsbtn yetersiz olmamasn umdum.

IX
Ufukta gnein bir blm hl grnrken saraydan ktk. Ertesi sabah erkenden Beyaz Sfenkse
ulamaya kararlydm ve bir nceki defada beni durdurmu olan orman, afaktan nce am olmay
hedefliyordum. O geceki planm gidebildiim yere kadar gitmek, sonra da bir ate yakp, alevleriyle
korunarak uyumakt. Bu yzden yol boyunca grdm her dal, kurumu her otu topladm; ksa
zamanda kollarm erple dolmutu. Yklerden dolay hareketimiz tahmin ettiimden daha yava
ilerliyordu ve Weena yorgundu. Ben de uykusuzluktan muzdariptim; bu yzden ormana ancak gece
yans ulaabildik. Ormann allarla kapl kysnda, Weena nmzdeki karanlktan korkarak
duruyordu; ama beni harekete geiren, aslnda beni uyarmas gereken tek bir duyguydu: Felaketin
yakn olduunu hissediyordum. ki gn, bir gecedir uykusuzdum, ateim vard ve sinirliydim. Uykunun
zerime ktn hissettim, onunla birlikte de Morlocklarn.
Duraksarken, arkamzdaki siyah allarn arasnda, karanln iinde belirsiz halleriyle melmi
suret grdm. Drt yanmz fundalk ve uzun otlarla kaplyd ve sinsice sokulularna kar kendimi
gvenlikte hissetmiyordum.
Hesaplarma gre orman boylu boyunca bir milden ksayd. Orman ap tepe yamacna ulaabilsek,
diye dnyordum, oras tamamyla daha gvende olacamz bir mola yeriydi; kibritlerim ve
kfurum varken, ormann iinde bir aresini bulup yolumu aydnlatabilirdim. Ancak ellerimle kibrit
sallayacaksam, odunlarm brakmam gerektii akt; biraz isteksizce onlar, yere braktm. Sonra
onlar yakmakla arkamzdaki dostlarmz bir para artabileceimiz geldi aklma. Bunun ne fena
bir ahmaklk olduunu renecektim; ancak o an, kamz gizlemek iin dahice bir yol gibi geldi
bana.
nsann yokluunda ve lman bir iklimde alevin ne kadar ender rastlanan bir ey olduunu
bilmiyorum hi dndnz m? Gnein ss nadiren yakacak kadar gldr; daha tropikal
blgelerde bazen olduu gibi, bir iy damlasnda odakland zaman bile. imek akp kavurabilir,
ama byk bir yangna ok nadiren yol aar. ryen bitkiler zaman zaman, mayalanmalarnn
scaklyla iin iin yanabilirler, fakat bu durum nadiren alevlerle sonulanr. Bu k anda, ate
yakma becerisi de dnya yznde unutulanlardan olmutu. Odun ynn yalayarak ykselen kzl
diller Weena iin yepyeni, yabanc bir eydi.
Ona komak ve onunla oynamak istedi. Ben onu zapt etmeseydim, inanyorum ki, kendini ate in
iine atm olacakt. Ancak onu yakaladm ve nme, aalarn arasna savurdum onu. Ksa bir sre,
patikay benim ateimin aydnlatt. Az sonra kalabalk aa gvdelerinin arasndan dnp geriye
baktmda, alevlerin dal ynndan, baz komu allara sram olduunu ve kvrlan bir ate
izgisinin, tepenin otlarna doru srnerek ilerlediini grdm. Gldm buna ve nmdeki kapkara
aalara dndm yeniden. ok karanlkt, Weena birden bana sarld; gzlerim karanla altka,
benim de aa gvdelerinden saknmama yetecek kadar k kalyordu. Orada burada bulduu
deliklerden zerimize parlayan, uzak, mavi gkyzn saymazsak, bamn st simsiyaht.
Kibritlerimden hibirini akmyordum, nk bota elim yoktu. Sol kolumun stnde benim ufakl
tayordum, sa elimdeyse demir ubuum vard.

Bir sre, ayaklarmn altnda atrdayan dal seslerinden, yukardaki meltemin belli belirsiz
slndan ve kendi soluumdan baka hibir ey duymadm. Sonra evremdeki bir ptrdamay
tandm. Btn gcmle yoluma devam ettim. Ptrdama daha da belirginleti. Sonra Yeraltnda
duymu olduum ayn tuhaf sesler geldi kulama. Belli ki birka Morlock vard etrafta ve bana
yaklayorlard. Sahiden de bir anda ceketimin ekitirildiini, sonra da koluma bir eyin
dokunduunu hissettim. Weenay iddetli bir titreme ald, sonra sesi kesildi.
Kibrit akmann zamanyd. Ama kibrit karmak iin onu yere brakmam gerekiyordu. yle yaptm,
ben ceplerimde aranrken, karanlkta dizlerimin evresinde bir bouma balad, kz tamamen
sessizdi, Morlocklardan ise kumrularnkine benzeyen, ayn acayip sesler kyordu. Ve kk,
yumuak eller ceketime, srtma trmanyor, boynuma dokunuyordu. Kibrit yand ve vzldad. Atei
tuttum ve aalarn arasna kaan Morlocklarn beyaz srtlarn grdm. Aceleyle cebimden bir para
kfur kardm, kibrit sner snmez yakmaya hazrlandm. Sonra Weenaya baktm. Benim ayaklanma
tutunmu, yzkoyun yatyordu ve olduka hareketsizdi. Ani bir korkuyla ona doru eildim. Zorlukla
soluk alyordu. Kfur kalbn yaktm ve yere frlattm, o paralara ayrlarak alevlenip, Morlocklar
ve glgeleri geri pskrtrken ben diz ktm ve Weenay kaldrdm. Arkamzdaki orman byk bir
srnn kprt ve mrltlaryla doluydu!
Weena baylm gibi grnyordu. Onu dikkatlice omzuma koydum ve devam etmek iin ayaa
kalkmtm ki, korkun bir gerei fark ettim. Kibritlerim ve Weenayla birlikte manevralar yaparken
kendi evremde birka defa dnmtm ve artk hangi yne gideceim konusunda en ufak bir fikrim
yoktu. Tm bildiim, dosdoru Yeil Porselen Sarayna bile bakmakta olabileceimdi. Souk souk
terlemeye balamtm. abucak yapacak bireyler dnmeliydim. Ate yakmaya ve bulunduumuz
yerde kamp kurmaya karar verdim.
Hl hareketsiz duran Weenay imli bir aa dibine yatrdm, ilk kfur kalbm bitmek zereyken
dal ve yaprak toplamaya baladm aceleyle. Karanln iinde Morlocklarn gzleri, evremde yakut
gibi parlyordu.
Kfur parlad ve snd. Bir kibrit yaktm, Weenaya yaklamakta olan iki beyaz suret bununla
birlikte hemen geri kat. Bir tanesi ktan o kadar krlemiti ki, dorudan bana geldi; yumruumun
altnda kemiklerinin ezildiini hissettim. Acdan bir lk att, sendeleyerek biraz uzaklat, dt.
Bir para kfur daha yaktm ve enlik atei iin odun toplamaya devam ettim. Az sonra yukardaki
baz yapraklarn ne kadar kuru olduklarn fark ettim. Zaman Makinesiyle indiimden beri, yaklak
bir haftadr, hi yamur yamama. Bu yzden dm dallar toplamak iin aalarn arasnda
savrulmak yerine, yukar srayp dallar aaya ekmeye baladm. ok ksa srede, yeillik ve
kuru dallardan boucu, dumanl bir ateim olmutu ve kfurumu idareli kullanabilirdim artk.
Weenann, beyaz demir topuzumun yannda yatt yere dndm. Onu kendine getirmek iin elimden
gelen her eyi yaptm, ancak l gibi yatyordu. Soluk alp almadndan bile emin olamamtm.
imdi atein duman zerimde younlayordu; beni bir anda uyuturmu olmal. stelik kfurun
duman da vard havada. Ateimin daha bir saat iin tazelenmesi gerekmeyecekti. O kadar abadan
sonra bitkin dmtm; yere oturdum. Ormanda anlayamadm, uyku getiren bir mrlt dolayordu.
Bir an bam nme dt sonra da gzlerimi atm gibi geldi bana. Ama her yer karanlkt ve
Morlocklann elleri zerimdeydi. Bana yapm parmaklarndan kurtularak, kibrit kutusu iin elimle
cebimi yokladm, ama yoktu! Sonra ellerini uzattlar ve tekrar zerime ullandlar. Bir anda neler

olduunu anladm. Uyumutum ve ateim snmt, ruhuma lmn acl kt. Orman, yanan
odunun kokusuyla dolmutu sanki. Boynumdan yakalandm, samdan, kollarmdan ve aaya
ekildim. Karanlkta btn bu yumuak yaratklarn zerime kapandklarn hissetmek tarif
edilemeyecek kadar korkuntu. Kendimi bir canavar rmcein anda gibi hissediyordum.
Yenilmitim, teslim oldum. Kk dilerin boynumu kemirdiklerini hissettim. Yana yuvarlandm ve
bylece demir ubuum geldi elime. Bu bana g verdi. nsan sanlar savurarak dorulmaya
abaladm ve ubuumu ksa tutarak yzleri olabileceine hkmettiim yerlere sapladm.
Vurularmn altnda fkran sulu et ve kemii hissedebiliyordum ve bir an iin serbest kaldm.
Sert kavgalara sk sk elik ettii grlen o garip sevin dolmutu iime. Hem benim ansmn, hem
de Weenannkinin tkendiini biliyordum, ama Morlocklara yiyecekleri etin bedelini detmeyi
aklma koymutum. Srtm bir aaca vererek demir ubuu nmde sallamaya baladm. Tm orman
onlarn kprtlar ve lklaryla dolmutu. Bir dakika geti. Durmu, karanl seyrediyordum.
Sonra birden bir mit belirdi. Ya Morlocklar korktuysa? Hemen ardnda da garip bir ey oldu. Hava
aydnlanyordu. evremdeki Morlocklar belli belirsiz semeye baladm tanesi fena
hrpalanm, ayaklarmn dibinde yatyordu ve sonra dierlerinin, ard arkas kesilmeyen bir dalga
halinde benim arkamdan, ndeki ormann ilerine doru kotuunu grnce gzlerime inanamadm.
Srtlar artk beyaz deil, krmzms grnyordu. akn akn dururken, kk krmz bir
kvlcmn, dallarn arasndaki yldzl bolukta gezindiini, sonra kaybolduunu grdm. Bunun
zerine, yanan odun kokusunun nedenini anladm; artk frtnal bir kkremeye dnmekte olan, uyku
getiren o mrlty, kzl koru ve Morlocklann kan...
Aacmn arkasndan kp da geriye baktmda, yakndaki aalarn siyah gvdelerinin arasndan,
yanmakta olan ormann alevlerini grdm. lk yaktm ate peimden geliyordu. Hemen Weenay
aradm, ama o yoktu. Arkamdaki hrtlar, her taze aa alevlere kartka duyulan patlamal
gmbrt, derin dnceye pek zaman brakmyordu. Demir ubuk hl elimde, Morlocklarn yolunu
izledim. Alevler ensemdeydi. Koarken bir ara samda o kadar hzl ilerlediler ki, bir anda
kuatldm ve sola sapmak zorunda kaldm.
Sonunda kk bir akla kabildim; bu srada aptalca hareketlerle bana doru bir Morlock geldi,
yanmdan geti ve dosdoru atein iine dald.
Ve o an, o gelecek ada grdklerim arasnda, sanrm en garip ve korkun olanna tank olacaktm.
Tm alan atein yansmasyla gn gibi aydnlkt. Ortada, hy andran bir tepenin zerinde
kavrulmu bir al als vard. Onun arkasnda da kvrlarak ykselen ve btn alan ateten bir
korkulukla eviren sar dilleriyle, yanan ormann baka bir kolu. Tepe yamacnda k ve syla
sersemlemi, hayretler iinde koturarak birbirleriyle arpan otuz krk kadar Morlock grdm.
Bata krlklerini fark etmedim ve delice bir korkuyla, onlar bana yaklatka, ubuumu hiddetle
onlara vurdum; birini ldrdm, biirkan da sakat braktm. Ama kzl gkyznn altnda, alcn
evresinde el yordamyla aranan bir tanesinin hareketlerini izlediimde ve inlemelerini duyduumda,
atein iindeki mutlak aresizliklerinden ve perianlklarndan emin oldum ve bir daha hibirine
vurmadm.
Yine de ara sra biri dosdoru bana gelerek, onu hemen bamdan savdracak, titreten bir dehet
salyordu iime. Bir ara alevler birazck dindi ve pis yaratklarn yaknda beni grebileceklerinden
korktum. Bu gereklemeden nce onlardan birkan ldrp kavgay balatmay bile

dnyordum; ancak ate parlak bir ekilde yeniden canland, ben de kendime hakim oldum. Tepe
civarnda, onlarn arasnda yryp, onlardan saknarak Weenadan herhangi bir iz aradm, ama
Weena gitmiti.
Sonunda tepeciin doruuna oturdum ve bu garip, inanlmaz kr yaratklar srsnn, zerlerinde
atein koru parladka, el yordamyla oraya buraya kamalarn, birbirlerine tekinsiz sesler
karmalarn izledim. Halkalar halinde ykselen duman gkyznde akyor, o kzl gk kubbenin
yrtk paavralar arasndan, sanki baka bir evrene aitlermi gibi uzak, kk yldzlar parlyordu.
Budalaca hareketlerle iki Morlock geldi zerime, onlar titreyerek, yumruklarmla pskrttm.
O gecenin byk ksmnda bunun bir kbus olduuna inanmtm. Kendime imdik attm ve uyanmak
iin tutkulu bir istekle haykrdm. Ellerimle yeri dvdm, ayaa kalktm ve tekrar oturdum. Aa
yukar dolandm ve yeniden oturdum. Sonra baladm gzlerimi ovuturmaya ve beni Uyandrmas
iin Tanrya yakarmaya defa, Morlocklarn, bir tr ac iinde balarn n ediklerini ve alevlerin
iine daldklarn grdm. Ama sonunda, atein yatan kzlnn ve akan kara duman ktlelerinin,
beyazlaan ve kararan aa ktklerinin ve saylan azalmakta olan bu soluk yaratklarn zerinden
gnn beyaz belirdi.
Yeniden Weenann izini bulmaya altm, ama hibir ey bulamadm. Onun o zavall kk
bedenini ormanda brakm olduklar akt. Yazlm korkun kaderinden katn hayal etmek beni
ne kadar rahatlatt tarif edemem. Bunu dnrken evremdeki aresiz mendeburlar krmdan
geirmeye balamak iin hazrdm adeta. Ama kendimi frenledim. Tepecik, dediim gibi, ormann
iinde bir tr adayd. Doruundan, bir duman bulutu arasndaki Yeil Porselen Sarayn artk
seebiliyordum. Ve bylece Beyaz Sfenkse doru gitmem iin gereken yolu belirleyebildim. Nihayet
gn aarrken o lanetli ruhlardan geriye kalanlar aa yukar koturur ve inler halde terk ederek
ayaklanma biraz ot baladm ve duman stnde kllerin, iten ie yanarak hl nabz gibi atan aa
gvdelerinin arasndan topallayarak,
Zaman Makinesinin sakland yere doru yoluma devam ettim. Yava yryordum, nk hem
yorgun hem de topaldm ve kk Weenann korkun lm beni perian etmiti. Kar konulamaz
bir felaketti bu. imdi, bu tandk eski odada bu, gerek bir kayptan ok, bir hayalin yas gibi geliyor
bana. Ama o sabah yine, tamamen yalnz kalmtm yapayalnz. u evimi, bu mine ban,
aranzdan bazlarn dnmeye baladm ve bu dncelerle birlikte ac veren bir zlem geldi.
Ne var ki, sabahn berrak gnn altnda, kllerin stnde yrrken bir keif yaptm. Pantolonumun
cebinde, dalm birka kibrit vard hl. Kutu, kaybolmadan nce delinmi olmalyd.

X
Sabah saat sekiz yada dokuz gibi, geldiim akam st oturup dnyay izlemi olduum sar
madenden koltuun yanna vardm. O akam kardm aceleci sonulan dndm ve bu gvenime
ac ac glmekten kendimi alamadm. te buradayd; ayn gzel manzara, ayn bol yeillik, ayn
grkemli saraylar ve muhteem kalntlar, bereketli kylarnn arasndan akan ayn gm nehir.
Gzel insanlarn parlak renkli cppeleri, aalarn arasnda saa sola hareket ediyordu. Bazlar,
benim tam Weenay kurtarm olduum yerde ykanyordu, bu benim iime bir ac saplanmasna
neden oldu. Ve Yeraltna inen yollarn banda kk kubbeler, manzaradaki lekeler gibi
ykseliyordu. Yukar Dnyann btn o gzelliinin neleri rttn anlyordum artk. Gnleri ok
ho geiyordu, tarladaki srn gn kadar ho. Srlar gibi, hibir dman tanmyor ve hibir
ihtiyaca kar hazrlkl bulunamyorlard. Ve sonlan da aynyd.
nsan zeks hayalinin ne kadar ksa srm olduunu dnmek beni zd intihar etmiti.
stikrarl bir biimde kendini rahatlk ve kolayla, parolas gvenlik ve sreklilik olan dengeli bir
topluma ayarlam, tm beklentilerini gerekletirmi sonunda da bu hale gelmiti. Bir de
fa, yaam ve mlkiyet neredeyse mutlak bir gvenlie ulam olmalyd. Zengin varlk ve
konforundan, emeki ise yaam ve iinden emin klnmt. phesiz oradaki o kusursuz dnyada
zlmemi hibir isizlik problemi, hibir toplumsal sorun kalmam ve bunu byk bir sessizlik
izlemiti.
Zihinsel ok ynlln deiim, tehlike ve belann telafisi oluu, gzden kardmz bir doa
yasasdr. evresiyle kusursuz bir henk iinde yaayan bir hayvan, mkemmel bir mekanizmadr.
Alkanlk ve igd aresiz kalmadka doa zekya asla bavurmaz. Deiimin ve deiime
gereksinimin olmad yerde akl da yoktur. Yalnzca ok eitli ihtiyalar ve tehlikeleri karlamak
zorunda olan hayvanlar zekdan paylarn alrlar.
te, benim grdm, Yukar Dnya insannn o dermansz irinlie, Yeralt Dnyasnn da srf
mekanik endstriye doru srklenmi olduu idi. Ama o mkemmel devlette mekanik kusursuzluk
iin bile eksik olan tek ey vard: mutlak istikrar. Belli ki, zaman getike Yeralt Dnyasnn
beslenme dzeni, her nasl yrtlm idiyse, bozulmutu. Birka bin yl boyunca uzak tutulmu olan
htiya Ana geri geldi ve iine aada balad. Ne kadar kusursuz olursa olsun, yine de biraz
dnlm d dnya alkanlklarna ihtiya duyan makineyle ili dl olarak Yeralt Dnyas,
byk olaslkla elinde, dier insani zelliklerden olmasa da, yukardakinden daha fazla inisiyatif
bulunduruyordu. Ve dier yiyecekleri tkenince eski alkanlklarnn o ana kadar yasaklam olduu
eye yneldiler. Bunlar benim, Sekiz Yz ki Bin Yedi Yz Bir ylma son bakmda grdklerim.
Bu, lml usun yaratabilecei en yanl aklama olabilir. Olaylar kendini bana bu ekilde gsterdi,
ben de sizlere yle aktaryorum.
Son gnlerin yorgunluklarndan, heyecanlarndan, dehetlerinden sonra ve yasma ramen bu koltuk
ve bu manzara ve scack gne hotu. Bitkindim ve uykum vard. Ksa zamanda teori
retmelerim yerini ekerlemeye brakt. imlerin zerine yayldm ve uzun, hayat veren bir uykuya

daldm.
Gnbatmndan az nce uyandm. Morlocklara gafil avlanmaya kar kendimi gvende
hissediyordum artk. Gerinerek tepeden aa, Beyaz Sfenkse doru indim. Bir elimde manivelam
vard, dier elimse cebimdeki kibritlerle oynuyordu.
te o an en umulmadk ey gerekleti. Sfenksin kaidesine yaklatmda bronz kaplar ak
buldum. Oluklarnda kaydrlmlard.
Bunun zerine, nlerinde ksa bir an durdum, ieri girmekte tereddt ediyordum.
Kk bir daireydi ierisi ve kede, ykseltilmi bir yerde Zaman Makinesi duruyordu. Kk
manivelalar cebimdeydi. Ve ite, Beyaz Sfenks kuatmas iin yapm olduum bunca ayrntl
hazrlktan sonra kuzu gibi bir teslim olu vard. Onu kullanamamaktan dolay adeta zgnce, demir
ubuumu elimden attm.
Kaideye doru eilirken, aklma ani bir fikir geldi. Hi olmazsa bir defalna, Morlocklarn
zihinsel faaliyetlerini kavradm. Glmemek iin kendimi zor tutarak, bronz ereveden admm attm
ve Zaman Makinesine ulatm. Onu zenle yalanp, temizlenmi bulmak beni artt. nk
Morlocklarn, onu ne ie yaradn anlamak iin kt akllaryla kurcalarken, ksmen paralara ayrm
olduklarndan phelenmitim.
Ve durmu, icada srf dokunmaktan zevk alarak onu incelerken korktuum bama geldi: Bronz
paneller birdenbire yukar kayd ve nlayarak ereveye arpt. Karanlktaydm kapana
kslmtm. Ya da Morlocklar yle sanyordu. Bunu dnerek kkrdadm.
Bana yaklarken kardklar mrltl kahkahalar duyabiliyordum. ok soukkanl bir ekilde kibrit
akmay denedim. Manivelalar takmam gerekiyordu yalnzca. Sonra bir hayalet gibi svacaktm.
Ama gzden kardm bir ey vard: kibritler o sadece kutunun stnde yanan berbat trdendi.
Soukkanllmn nasl da uup gittiim tahmin edebilirsiniz. Kk menfurlar ok yaknmdayd.
Biri bana dokundu. Karanlkta manivelalarla okkal bir vuru kardm ve makinenin eyerine
trmanmaya baladm. Sonra bir el yakalad beni ve bir tanesi daha. Ve sonra manivelalarma uzanan
srarc parmaklarla savamak, ayn zamanda da manivelalarma uyduu yuvalar bulmak
zorundaydm. Dorusu bir tanesini az kalsn kaybediyordum. Elimden kaynca, karanlkta onu geri
almak iin kafa atmam gerekti Morlockun kafatasnn nladn duyabildim bu son kapma
ormandaki kavgadan daha skyd, sanrm.
Ama sonunda taktm manivelay ve yklendim. Yapm eller zerimden kayd. Az sonra karanlk
gzlerimin nnden kayboldu. Kendimi daha nce tarif ettiim ayn gri n ve kargaann iinde
buldum.

XI
Zaman yolculuuyla gelen mide bulants ve akl karklndan daha nce sz etmitim. stelik bu
kez eyere iyice yerleememi, pek de salam olmayan bir biimde yana oturmutum. Ne kadar srd
bilmiyorum, makine sallanp titrerken, nasl gittiime aldrmayarak makineye tutundum. Kadranlara
bakacak kadar kendime geldiimde nereye vardm grerek ardm. Kadrann biri gn kaydeder,
biri binlerce gn, bir dieri milyonlarca ve bir kadran da binlerce milyon gn. imdi, manivelalar
ters evirmek yerine ileri gidecek ekilde kendime ekmitim ve gstergelere bakabildiimde binler
ibresinin saatin saniyesi kadar hzl dndn grdm gelecee doru.
lerlerken nesnelerin d grnlerinde olaanst bir deiim ba gsterdi. Kalp gibi arpan grilik
koyulat; sonra her ne kadar hl mthi bir ivmeyle sryor da olsam gece ve gndzn
kendini genellikle daha yava bir hzla gsteren silsilesi geri dnd ve giderek daha ok gze
arpmaya balad. Balangta kafam ok kurcalad bu.
Gece ve gndz deiimleri yavaladka yavalad, gnein gkyznden geii de yle; sonunda
sanki yzyllar bulan hareketler gibi bir grnme brndler. Nihayet dnyann zerine kalc bir
alacakaranlk dodu, yalnzca ara sra, karanlk gkyznde bir kuyrukluyldz parladnda bozulan
bir alacakaranlk. Gnei belirten k eridi oktandr kaypt; nk gne domay kesmiti. Batda
ylece ykselip alalyor, gitgide geniliyor ve kzllayordu. Aydan eser yoktu. Yldzlarn dn
giderek yavalam, yerini, hafife kayan k beneklerine brakmt. Nihayet durmadan az nce, kzl
ve kocaman gne ufukta hareketsiz kald; cansz bir syla kzaran ve ara sra snen muazzam bir
kubbe. Bir ara ksa bir sre iin tekrar eski parlaklyla yand, ama ok gemeden kasvetli krmz
ssna geri dnd. Dou ve batnn yavalamasndan, med ve cezirin iinin bitmi olduunu
kardm. Dnyann artk tek yz gnee dnkt, ayn, zamanmzda ayn dnyaya bakmas gibi.
Byk bir dikkatle daha nceki ba aa yuvarlanm hatrladm da hareketimi tersine
evirmeye baladm. Daire izen ibreler, binler kadran hareketsizleinceye ve gn kadran
skalasnn zerinde yalnzca bir sis haline gelinceye kadar giderek yavalad, ta ki tenha bir sahilin
bulank izgileri belirinceye kadar.
Yavaa durdum ve Zaman Makinesinin iinde oturup evreye baktm. Gkyz artk mavi deildi.
Kuzeydou mrekkep siyahyd, siyahln iinden soluk beyaz yldzlar parlak bir ekilde, srekli
yordu. Bamn zeri derin bir Hint krmzsyd ve yldzszd; gneydouya doru, ufukla kesilmi
gnein kzl ve hareketsiz, muazzam kabuunun durduu yerde, korlam, daha parlak bir ala
dnyordu. evremdeki kayalar ac krmz renkteydi ve hayata dair ilk grdm izler, gneydouya
bakan yzleriyle kntl her noktay kapatan koyu yeil bitkilerdi. Orman yosunlarnda veya maara
likenlerinde grdmz zengin yeilin ayns; bunlar gibi, daimi bir alacakaranlkta byyen
bitkilerin rengi.
Makine eimli bir sahilde duruyordu. Deniz gneybatya uzanyor, ufuun keskin izgisinde solgun
ge kavuuyordu. Kpk yoktu, dalga yoktu, rzgrn nefesi yoktu. Yalnzca nazik bir soluk gibi,
hafif yal bir kabart ykselip alalyor, ebedi denizin hl hareket ettiini ve .yaadn
gsteriyordu. Ve suyun ara sra vurduu izgide yer yer tuzdan kaln tabakalar olumutu uuk kzl

gkyznn altnda pembeydiler. Bamda bir zorlama hissediyordum ve ok hzl soluk alp
verdiimi fark ettim. Bu duygu bana yegne daclk deneyimimi hatrlatt ve bundan, havann
bugnk halinden daha seyrek olduunu kardm.
Issz yamacn yukarlarnda, uzaktan gelen tiz bir lk duydum ve gkyznde yan yana kanat
rpan, daireler izerek tedeki baz alak tepeciklerin zerinde gzden kaybolan, koca bir kelebee
benzer bir ey grdm. Sesi o kadar kasvetliydi ki, tylerim rperdi ve makineye daha bir dzgn
yerletim. Tekrar evreme bakarken hayli yaknmda kzlms bir kaya ktlesi olduunu sandm bir
eyin yavaa bana doru geldiini grdm, sonra da o eyin gerekte iri, yengece benzeyen bir
canavar olduunu. Yavaa, amaszca hareket eden bir sr baca, sallanan byk peneleri,
arabaclarn krbac gibi dalgalanan ve etraf yoklayan antenleri ve metalik yznn her iki tarafndan
frlam saplarn ucundaki gzlerini devirerek size yaklaan, u masa kadar byk bir yenge
dnebiliyor musunuz? Krk srt biimsiz iliklerle donanm, urada burada yeilimsi bir
kabukla lekelenmiti. aprak azndaki dokunalarnn hareket ederken titrediini ve hissettiini
grebiliyordum.
Bana doru sokulan bu uursuz hayaleti gzlerimi ayrmadan seyrederken, yanamda sinek konmu
gibi bir gdklanma hissettim. Elimle savuturmak istedim, ama annda geri dnd ve hemen hemen
ayn anda da bir dieri yaklat kulama. Vurdum ve iplie benzer bireyler yakaladm. abucak
elimden kat. Korkulu bir karamsarlkla dndm ve hemen arkamda duran bir baka canavar
yengecin antenini yakalam olduumu grdm. eytan gzleri saplarnn stnde solucan gibi
kvrlyor, az itahla capcanl grnyor, yosunumsu bir bala bulanm kocaman hantal peneleri
zerime iniyordu.
Annda elimi manivelaya attm ve kendimle bu canavar arasna bir ay koydum. Ancak hl ayn
sahildeydim ve durur durmaz onlar ak seik grdm. Kat gibi ince,youn yeil yapraklarn
arasnda, lo n iinde sada solda sanki bir dzinesi srnyordu.
Dnyann verdii o tiksindirici haraplk duygusunu aktaramam. Kzl dou g, kuzeyin siyahl,
tuzlu l deniz, bu ar kanl pis yaratklarn srnd talk sahil, likenimsi bitkilerin zehirli
grnen tek tip yeili, insann cierlerini actan incecik hava; hepsi korkun bir etkiye katkda
bulunuyordu. Yz yl ilerledim, ayn krmz gne vard bir para daha byk, biraz daha snk
ayn lgn deniz, ayn serin hava ve yeil otlarn, kzl kayalarn arasnda aa yukar srnen ayn
kaba eklembacakllar topluluu. Ve bat gnde kvrlm, soluk bir izgi grdm, byk, yeni bir
aya benziyordu.
Bin yllk byk admlarla, dnyann kaderinin srryla srklenerek hi durmadan, garip bir
bylenmilikle gnein batda byyp snmesini ve yal dnyann hayatnn kn seyrederek
yolculuuma devam ettim. Sonunda, u andan otuz milyon yl sonra, gnein kzl scak kubbesi
karanlk gklerin neredeyse onda birini kaplar olmutu. Bir kez daha durdum, nk srnen yenge
kalabal yok olmutu ve canl yeil koyunotlarn ve likenleri saymazsak, kzl sahil cansz
grnyordu. Ve artk beyaz benekler vard. Ac bir souk hcum etti bana. Seyrek beyaz benekler
girdap gibi dnerek dyorlard. Kuzeydounun matem siyah gnn yldz altnda kar l
ld ve pembemsi beyaz tepeciklerin dalgalanan doruklarn grebiliyordum. Deniz kenar boyunca
buz saaklan vard ve daha ileriye srklenen ktleler; ancak ebedi gn doumunun altnda btnyle
kanl grnen tuz okyanusunun en byk ksm hl donmamt.

Hayvan hayatndan herhangi bir iz bulur muyum diye evreme bakndm. Tanmlanamaz bir korku
beni makinenin eyerine mhlamt. Ancak hareket eden hibir eye rastlamadm, ne yerde, ne gkte,
ne de denizde. Hayatn tkenmemi olduunu tek kantlayan, kayalarn zerindeki yeil balkt.
Denizin iinde alak bir kum tepecii olumu, sular kydan ekilmiti. Bu tepeciin evresinde
dnveren siyah bir nesne grdm sandm, ama baktmda kprdamad, ben de gzlerimin
yanldna, nesnenin yalnzca bir kaya olduuna hkmettim. Gkyznde yldzlar ok parlakt ve pek
krpmyorlard.
Birdenbire gnein bat yarmkresinin deitiini fark ettim; eri bir obrukluk, bir oyuk olumutu.
Oyuk geniledi. Belki bir dakika boyunca, donakalm bir halde, gndzn zerine kmekte olan bu
karanla bakakaldm. Sonra bir tutulma olaynn olumaya baladnn farkna vardm. Gne
kresinin yanndan ya ay, ya da Merkr geiyordu. Doal olarak ilk nce ay olduunu dndm, ama
gerekten grdmn bir i gezegenin dnyann hemen yanndan geii olduuna inanmak iin ok
nedenim var.
Karanlk hzla byd; doudan giderek sertleen boralarla souk bir rzgr esmeye balad ve
havada yaan beyaz beneklerin says oald. Denizin eiinden bir dalgack yayld ve bir slk.
Cansz seslerin dnda dnya sessizdi. Sessiz? O dinginlii aktarabilmem ok zor. nsann btn
sesleri, koyunlarn meleyii, kularn lklar, bceklerin vzlts, yaammzn arka plann
oluturan hareket btn hepsi sona ermiti. Karanlk koyulatka, den benekler oalarak
gzmn nnde dans etmeye baladlar ve havann souu younlat. En sonunda, uzak tepelerin
beyaz doruklan teker teker, abucak, birbiri ardna karanla kart. Meltem inleyen bir rzgra
dnt. Bana doru srklenen elipsin kara glgesini grdm. Gz ap kapayncaya kadar,
grnrde yalnzca snk yldzlar kald. Gerisi, ksz bir karanlk. Gkyz mutlak siyaht.
imde bu muazzam karanla kar bir dehet uyand. liklerime kadar ileyen souk ve soluk
alrken duyduum ac beni yendi. Titredim, lmcl bir mide bulantsna tutuldum. Sonra gkyznde
ateten kpkrmz kesilmi bir yay gibi, gnein kenar belirdi. Kendime gelmek iin makineden
indim. Bam dnyor, geri dnebileceime ihtimal yermiyordum. Midemin bulants ve bamn
dnmesiyle dururken, denizin kzl sularnda, kum tepeciinin evresinde hareket eden nesneyi yine
grdm hareket eden bir ey olduu kesindi artk. Yuvarlak bir eydi, belki futbol topu
byklnde, daha byk de olabilir, dokunalar sarkyordu; kabarp yuvarlanan kan krmzs
sularn stnde siyah grnyordu ve saa sola sryordu. Baylacam hissettim. Eyere trmanrken
bana g veren, bu uzak ve berbat alacakaranlkta aresiz bir halde yatmaktan duyduum o korkun
dehet oldu.

XII
Bylece geri geldim. Makinenin stnde uzun zaman baygn yatm olmalym. Gece ve gndzlerin
krpan silsilesi yeniden balamt, gne altn rengine yeniden brnd, gk tekrar maviydi. Daha
zgrce soluk alyordum. Karann dalgalanan dzey izgileri bozuldu ve akarak uzaklat. Kadrann
stndeki ibreler gerisin geriye dnd. Sonunda evlerin bulank glgelerini, yozlam insanln
delillerini yeniden grdm. Bunlar da deiti ve geti gitti, yerine bakalar geldi. Az sonra, milyon
kadran sfra geldiinde hz kestim. Bizim ufak tefek, bildik mimarimizi semeye baladm; binler
gstergesi de balang noktasna geri dnmt. Gece ve gndz daha ve daha yava rpt
kanatlann ve evremde laboratuarn eski duvarlarn grdm. O zaman, ok byk bir dikkatle
mekanizmay yavalattm.
Bana tuhaf gelen bir ey grdm. Kalk srasnda, hzm ok ykselmeden nce Bayan Watchettin
odann iinde yrrken bana roket hzyla frlam gibi geldiini sanrm anlatmtm sizlere. Geri
dnerken, onun laboratuarn kat ettii o dakikadan tekrar getim. Ama bu kez her hareketi, bir
ncekinin tam tersiydi. Alt utaki kap ald, sessizce ieri szld ve geri geri yryerek, daha
nceki seferde ieri girmi olduu. kapnn arkasnda gzden kayboldu. Ondan hemen nce bir an
Hillyeri grr gibi oldum; ama o bir fla gibi akt, geti.
Sonra makineyi durdurdum ve evremde tekrar eski tandk laboratuar grdm, takmlarm,
aletlerimi; ayn braktm gibiydiler. Sarslarak makineden indim ve koltuuma ktm. Birka
dakika boyunca iddetle titredim. Sonra sakinletim. evremde eski atlyem vard yine, aynen eski
haliyle. Orada uyumu olabilirdim, her ey bir rya olabilirdi.
Ama kesinlikle yle deildi! Her ey laboratuarn gneydou kesinde balam, kuzeybatda son
bulmutu, onu grm olduunuz duvarda. Bu size benim kk imenlikten, Mor-locklarn makineyi
tadklar Beyaz Sfenksin kaidesine olan tam uzakl verir.
Beynim bir sre almad. Sonra ayaa kalktm ve koridordan geip topallayarak buraya geldim,
nk topuum hl acyordu. Kapnn yanndaki masann stnde PdlMaE Gazetesim grdm.
Tarih gerekten de bugn gsteriyordu. Saate baktmda neredeyse sekiz olduunu grdm. Sizin
sesinizi ve tabak anak grltsn duydum. Duraksadm kendimi ok hasta ve halsiz
hissediyordum. Sonra burnuma iyi, salkl et kokusu geldi. Ve kapy ap karnza ktm. Gerisini
biliyorsunuz. Ykandm, akam yemeini yedim ve imdi de sizlere hikyeyi anlatyorum.
Biraz durakladktan sonra, Biliyorum, dedi, btn bunlar size inanlmaz gelecektir. Benim tek
inanamadm, bu gece burada, bu eski, tandk odada sizin dost yzlerinize bakyor, sizlere bu garip
maceralar anlatyor olmam.
Tp Adamna bakt. Hayr, buna inanmanz bekleyemem yalan farz edin, veya bir kehanet.
Atlyede rya grdm syleyin. Irkmzn kaderi hakknda rivayetler rettiimi, en sonunda bu
kurguyu yarattm dnn. ddiamn doruluuna, ilgi ekmek iin bavurduum bir hile gzyle
bakn. Peki bir hikye olarak aldnzda, nasl buldunuz?

Piposunu kard ve eski bildik tavryla pencere kafesinin demirlerine huzursuzca vurmaya balad.
Anlk bir sessizlik oldu. Sonra sandalyeler gcrdamaya, ayakkablar halya srtnmeye balad.
Baklarm Zaman Gezgininin yznden ayrdm ve dinleyicilerine gz gezdirdim. Karanlktaydlar,
nlerinde renkli, kk benekler uuuyordu. Tp Adamnn kafas ev sahibimizle meguld. Editr
gzn purosunun ucuna dikmiti. Gazeteci el yordamyla saatini aryordu. Dierleri, hatrladm
kadaryla, hareketsizdiler.
Editr iini ekerek ayaa kalkt. Bir yk yazan olmamanz ne yazk! diyerek elini Zaman
Gezgininin omzuna koydu.
nanmyor musunuz?
ey...
Ben de yle dnmtm. ???
Zaman gezgini bize dnd. Kibritler nerede? dedi. Bir tanesini yakt ve piposunu tttrerek
konutu. Dorusunu sylemek gerekirse... ben bile... zor inanyorum... Fakat...
Gzleri suskun bir soruyla kk masann stndeki, solmu beyaz ieklerin zerine dt. Sonra
pipoyu tutan elini ters evirdi, parmak boumlarnda yan iyilemi birka izie baktn grdm.
Tp Adam ayaa kalkt, lambann yanna geldi ve iekleri inceledi. Pistil topu ok tuhaf. Psikolog
grmek iin ne eilerek bir rnek almak zere elini uzatt.
Saat bire eyrek kalay getiyse yandm, dedi Gazeteci, eve nasl gideceiz?
stasyonda bir sr taksi var, dedi Psikolog.
Garip bir ey, dedi Tp Adam. Ama bu ieklerin doal dzenlerini kesin olarak bilmiyorum.
Onlar alabilir miyim?
Zaman Gezgini duraksad. Sonra birden, Kesinlikle hayr, dedi.
Onlar gerekten nereden buldun? dedi Tp Adam.
Zaman Gezgini elini bana koydu. Kendinden kaan dnceyi ele geirmeye alan biri gibi
konuuyordu. Zamanda yolculuk ettiimde cebime Weena koydu onlar. Baklarn odada gezdirdi.
Neler olduunu anladysam, kahrolaym. Bu oda, siz ve gnlk ortam benim hafzam iin ok fazla.
Bir Zaman Makinesini gerekten yaptm m, yoksa yalnzca modeli mi bu? Ya da her ey yalnzca
rya m? Yaamn rya olduunu sylerler, bazen de acnas bir rya ama biri daha uymazsa
dayanamayacam. lgnlk bu. Peki bu rya nereden geldi? Makineye bakmam gerek. Eer yle bir
makine varsa?'
Hemen lambay kapt ve lambann kzl alevleriyle koridorda yrd. Onu izledik. Orada, lambann
titrek nda gerekten vard makine. Bodur, irkin ve arpk. Pirin, abanoz, fildii ve prldayan
effaf kuvarstan bir nesneydi. Katyd elimi uzattm ve parmakl hissettim fildiinde kahverengi

lekeler vard, alt ksmlarnda da ot ve yosun paracklar, bir parmaklk da arpkt.


Zaman Gezgini lambay srann stne koydu ve elini hasarl parmaklkta gezdirdi. imdi
tamamdr, dedi. Size anlattm hikye doruydu. Sizi bu soukta buraya getirdiim iin zgnm.
Lambay ald; mutlak bir sessizlik iinde ttn odasna geri dndk. Bizimle birlikte hole geldi ve
Editrn ceketini giymesine yardm etti. Tp Adam onun yzne bakt ve belli bir tereddtle, onun
ok fazla altn syledi. Zaman Gezgini katla katla gld buna. Ak kap eiinde durup, yi
geceler, diye bardn hatrlyorum.
Editrle ayn taksiye bindim. Hikye iin Ssl bir yalan, diyordu. Bana gelince, ben bir sonuca
varmakta zorlanyordum. Hikye byleyici ve inanlmazd, anlatl ise ok inandrc ve mantkl.
Gecenin byk blmnde uyank yatarak bunu dndm. Ertesi gn gidip Zaman Gezginini tekrar
grmeye karar verdim. Bana laboratuarda olduunu sylediler, evin iinde rahat tavrlarla yanna
ktm. Ne var ki, laboratuar botu. Bir dakika durup Zaman Makinesini seyrettim ve elimi uzattm,
manivelaya dokundum. Bununla birlikte dayankl grnl bodur ktle, rzgrn sarst bir dal gibi
aa yukar salland. Dayankszl beni ok artt ve tuhaf bir ekilde, burnumu her ie sokmann
yasakland o ocukluk gnlerimi anmsadm. Koridoru geip geri dndm. Ttn odasnda Zaman
Gezginiyle karlatm. Evden geliyordu. Bir kolunun altnda bir kamera, tekinde bir srt antas
vard. Beni grnce gld ve skmam iin bileini uzatt.
uradaki o nesneyle, dedi, o kadar megulm ki.
Bu bir aldatmaca deil mi yani? dedim. Gerekten zamanda yolculuk yapyor musun?
Gerekten ve sahiden yapyorum. Ve itenlikle gzlerime bakt. Duraksad. Gzleri odann iinde
dolat. Yalnzca yarm saat istiyorum, dedi. Neden geldiini biliyorum; gerekten ok iyisin.
Burada birka dergi var. le yemeine kalrsan, sana zaman yolculuunu, numuneleri, her eyi
tamamen kantlayacam. imdi iznini istemek zorundaym.
O zaman syledii szlerin gerek anlamlann kavrayamadan buna raz oldum. Ban sallad ve
koridorda yrd. Laboratuarn kapsnn arptn duydum. Bir sandalye ektim ve gnlk bir
gazete aldm. le yemeinden nce ne yapacakt? Sonra aniden, bir reklam bana saat ikide yaync
Richardsonla bulumaya sz vermi olduumu hatrlatt. Saatime baktm ve randevuya zar zor
yetiebileceimi grdm. Ayaa kalktm ve bunu Zaman Gezginine anlatmak iin koridoru getim.
Kapnn koluna elimi attmda bir bar duydum, sonu acayip bir ekilde kesildi, sonra bir klik ve
gmbrt. Kapy atmda evremde bir hava cereyan dnd ve ieriden yere dp krlan cam
sesi geldi. Zaman Gezgini orada yoktu. Frldak gibi dnen bir siyah ve pirin ktlesinin iinde
oturan, hayalet gibi, belirsiz bir suret grdm sandm o kadar effaft ki, stnde izimleriyle
onun arkasnda duran masa apak grnyordu; ama gzlerimi ovuturduumda bu hayal kayboldu.
Zaman Makinesi gitmiti. Dibe ken toz dnda laboratuarn arka blm botu. eriye bir k
tabakas henz girmiti.
Nedensiz bir aknlk iindeydim. Garip bir eylerin olduunu biliyordum, ama o ama o garip eyin
ne olabileceini o anda ayrt edemedim. bakarken, bahe kaps ald ve uak grnd.

Birbirimize baktk. Sonra aklma fikirler gelmeye balad. Bay. o taraftan m kt? dedim.
Hayr, efendim, bu taraftan hi kimse gemedi. Ben de onu burada bulmay umuyordum.
O an anladm. Richardsonu hayal krklna uratmak pahasna durup Zaman Gezginini bekledim;
ikinci, belki de daha garip yky, yannda getirecei numune ve fotoraflar. Ama artk bir mr
boyu beklemem gerekeceinden korkmaya balyorum. Zaman Gezgini, yl nce ortadan kayboldu
ve artk herkesin bildii gibi, bir daha asla geri dnmedi.

SONSZ
Merak etmemek elde deil. Bir daha geri dnecek mi? Belki de gemie savruldu ve Kaba Ta
Devrinin kan ien, kll vahilerinin arasna dt; Girit Denizinin derinliklerine veya Dinazor
devrinin grotesk kertenkelelerinin, kocaman srngenlerinin arasna. u anda belki Plesiosauruslarn
avland Oolitik mercan kayalklarnda veya Triasik an ssz, tuzlu gllerinin kysnda geziniyor
bile olabilir. Yoksa ileriye, insann hl insan olduu, ancak zamanmzn gizlerine cevap bulunduu
ve bezdirici sorunlarnn zld daha yakn zamanlardan birine mi gitti? Irkn yiitlik zamanna
mi: Zira kendi adma ben, bu zayf deneyler, eksik kuramlar ve karlkl anlamazlklarla geen
gnlerin, dorusu, insanolunun zirveye oturduu zaman olduunu dnemiyorum! Kendi adma.
Onun pek keyifsizce, nsanolunun lerleyiini dndn ve gibi byyen uygarlkta,
kanlmaz olarak yklacak ve onu yaratanlar da sonunda yok edecek, aptalca bir ylma grdn
biliyorum bu konu Zaman Makinesi yaplmadan ok nceleri aramzda tartlmt. Eer byleyse,
bize byle deilmi gibi yaamak kalr. Ama benim iin gelecek hl kara ve bo birka rastgele
yerinde onun yksnn ansyla aydnlanan, byk bir cehalet. Beni avutsun diye de yanmda iki
yabanc, beyaz iek tayorum artk soldular, kurudular, kahverengi ve krlgan bir hal aldlar
akl ile g gittiinde bile minnetin ve karlkl sevgi duygusunun insanolunun yreinde yaamaya
devam ettiine tanklk etsin diye...

Table of Contents
V
VII
XI

You might also like