You are on page 1of 341

BR DELNN GNCES

LuHsun
Aylak Adam 66
yk 17
02015 Aylak Adam Kltr Sanat Yaynclk
ISBN: 978-605-4849-97-0
Sertifika No: 27938
T m haklar sakldr. Yayncnn yazl izni olmakszn
hibir yolla oalnlamaz.

1 . Basm: Ocak 2015

Yayn Y netmeni: Kaya Tokmakolu


Yayna Hazrlayan: Hilal Bra Ceylan
Kapak Resmi: Slawek Gruca- Loneliness
Tasarm: aArt
Bask: zal Matbaas (0212 565 2S 99)
Matbaa Sertifika No: 26699

Aylak Adam Kltr Sanat Yaynclk


Merkez Mal. Kesir Sok. akmak Apt. No: 5/4 ekmeky/stanbul
Tel: (0216) 640 1979 / (0542) 586 7961

bilgi@aylakadamyayinlari.com
aylakadamyayinlari.com
facebook.com/aylakadamyayinlari
twitter.com/aylakadamyayin

Lu ldsun (1881-1936). in kltr devriminin ncs yazar, pir, de


neme.ci, editr, edebiyat eletirmeni, evirmen. 1881'de Shaoxing'de
domutur. Asl ad Zhou Shuren'dir. Modem in edebiyanrun kuru
cusu kabul edilmektedir. Dnemin dier yazarlarnn aksine gelenek
selci sluptan syrlarak yeniliki tarzda eserler yazmnr. "Bir Delinin
Gncesi" adl yks modem in edebiyatnn ilk ksa yksdr.
Bunun yan sra "Ah Q'nun Gerek Hikiyesi" ve "Yeni Y l Kurban"
adl ykleri dnemin yozlam toplumuna gndermeler yapan bal
ca yklerindendir. in Yazarlar Birlii tarafndan Lu Hsun adna her
ylda bir edebiyat dlleri verilmektedir. Lu Hsun vereme yakala
narak 1936'da angay'daki evinde hayata veda etmitir.
BR DELNN GNCES

LuHsun

eviren: emre murat bozer


eviri srecinde kltr farkllklanndan
kaynaklanan sorunlann stesinden gelmemde
inli evirmen Kidman Zhang bana klavuzluk
etmitir. Kendisine teekkr ederim.

Emre Murat Bozer


NSZ

KISA HKAYELERMN LK DERLEMES

Genken ben de ok hayal kurardm. ou unu


tulup gitti, bunda zlecek bir ey yok, nk her ne
kadar gemii canl tutabilmek insanda gzel duvgu
lar uyandrsa da kimi zaman yalnz hissetmesine sebep
olabiliyor. te bu yzden artk geri gelmeyecek eyle
re kafa yorup kendini yalnzla mahkum etmenin hi
kimseye bir faydas yok. Gelgelelim, ben de tamamen
unutamayanlardanm, bu hikayeler de bir trl haf
zamdan silemediim anlarmn sonucu olarak ortaya
kt.
Drt yl akn bir sre boyunca her gn bir re
hinciyle bir eczaneye gidip geldim. Ka yamda ol
duumu tam hatrlamyorum, ama boyum eczanedeki
tezgahn boyuyla aynyd, rehincinin masasnnsa ya
rsna geliyordu. Benim iki katm olan masaya kyafet
ve buna benzer baz vr zvrlar brakr, karlnda
aalayan gzlerle uzatlan paray alr, doruca be
nimle ayn boydaki tezgahn yolunu tutardm. Orada

7
bu parayla uzun zamandr hasta olan babam iin ila
alrdm. im bu kadarla da bitmezdi. Eve dnmeden
nce babamn nl doktorunun yazd tuhaf otlar
bulmak zorundaydm. Kn sklm sarsabr kk,
yl boyunca dondurularak saklanm eker kam,
ikiz ekirgeler, pembe inci iei... Bunlar temini ok
zor malzemelerdi.
nanyorum ki ok zenginken birden fakirlie
denler dnyann nasl bir yer olduunu anlyorlar
dr. N lkesindeki K okuluna gitmek istiyordum, tek
amacm farkl yerler ve insanlar grmekti. Anneme
sylediimde oturup alamas hi artmamt beni.
nk o zamanlar makul olan, kendi lkende klasik
leri okuyup resmi snavlara girmekti. Yabanc bir yer
de okuyanlaraysa hibir ie yaramayan ve yapacak bir
eyleri olmadndan ruhlarn yabanc yezitlere satan
kiiler gzyle baklrd.
Annem bir yandan da benden ayrlaca iin z
lyordu. Yine de N lkesindeki K okuluna1 gittim;
ve ilk kez orada doa bilimleri, aritmetik, corafya,
tarih, resim ve beden eitimi gibi derslerin varln
dan haberdar oldum. Psikoloji dersi yoktu ama nsan
Bedenine Yeni Bir Bak ve Kimya ve Salk zerine
Denemeler gibi eserleri tahta basmakalplardan oku
yorduk. Babamn doktorlarndan rendiim bilgiler
le burada rendiklerimi karlatrmaya balaynca
u sonuca vardm: Babamn doktorlar ya ne yap
tklarnn farknda deillerdi ya da bilerek insanlar
dolandryorlard. Zavall hastalar... Ve tabii onlarla
birlikte ac eken yaknlar! eviri tarih dersinde de

1. Nankin'dekl Kiangnan Deniz Harp Okulu. (.n.)

8
Meiji Restorasyonu'nun byk lde Bat tbbnn
Japonya'ya tantmyla baladn rendim.
Bu izlerin ardndan giderek Japonya'da bir tp
okuluna girdim. ok gzel bir hayalim vard. in'e
geri dndmde babam gibi yanl tedavi edilen

hastalar iyiletirecektim. Hatta sava karsa orduda


doktorluk yapacak ve bylece halkmn reforma olan
inancn glendirmi olacaktm.
. u an mikrobiyolojiye ulamak iin hangi ileri
dzey yntemlerin kullanldm bilmiyorum, fakat o
zamanlar mikroplar fotoraf slaytlaryla gsterilirdi.
Ders erken biterse de retim eleman zaman dol
durmak iin doa manzaralar ya da haber slaytlar
gsterirdi. Bu, Rus-Japon Sava'nn olduu dnem
di; tm rencileri konferans salonunda toplar sava
filmleri izletirlerdi. Ben de bu srada yaplan alklara
ve tezahratlara katlmak zorundaydm. Uzun zaman
sonra kendi memleketimden birilerini bir sava fil
minde gryordum. Bir tanesi balyd ve etrafnda
toplanm bir sr kii vard. Toplananlar epey gl
kuvvetli grnyorlard, fakat yzlerinde en ufak bir

duygu belirtisi yoktu. Filmde anlatlanlara gre orta


daki elleri bal adam Ruslara alan bir ajanm ve
Japon askerleri ibreti alem olsun diye kafasn kese
ceklermi. Dier inlilerse bu manzarann tadn
karmak iin oradalarm.
Dnem bitmeden okuldan ayrlp Tokyo'ya git
tim, nk bu filmi izledikten sonra artk tp benim
iin bir ey ifade etmiyordu. Bir lke ne kadar gl
ve salkl olursa olsun duygusuz ve dar grl kal
d srece byle gln manzaralarn ya maas ya
malzemesi olur; bu durumda ne kadarnn hastalktan

9
ldnn pek de. bir nemi yoktur. Bu yzden en
nemlisi insanlarn ruhlarna hitap etmekti, bunun da
en iyi edebiyat yoluyla yaplabileceini dndm
den edebi bir eylem gerekletirmeye karar vermitim.
Tokyo'da hukuk, politika, fizik, kimya ve mhendis
lik okuyan birok inli renci vard, hatta polis oku
luna gidenler bile vard; ama ne yazk ki bir tane bile
edebiyatla veya sanatla ilgilenen renci yoktu. Yine
de anslydm; bu mitsiz ortamda kafa dengi birka
arkada bulabilmitim. htiya duyduumuz birka ki
iyi daha topladktan sonra grmelere baladk. lk
admmz elbette bir dergi karmak olacakt, adndan
da bunun yeni bir hareket olduu anlalmalyd. O
zamanlar her eyi en klasik haliyle dndmzden
derginin adn Xin Sheng (Yeni Yaam) koyduk.
Derginin kaca tarih giderek yaklarken baz
lar gruptan ayrld, doal olarak para kaynamz da
azalmt. Bu ekilde sayimz giderek azald, en niha
yetinde kii kalmtk ve mz de be paraszdk.
inde bulunduumuz ortam koullarn dnrsek
tahmin edersiniz ki derdimizi anlatabileceimiz kimse
yoktu. Biraz daha bir arada kaldktan sonra, gelecek
hakknda kurduumuz hayallerimize veda ederek biz
de daldk. Xin Sheng maceras da bylece sonlanm
oldu.
Yapmaya kalktmz eyin ne kadar bo olduu
nu ancak aradan zaman geince fark ettim, ilk balar
da her ey gzme fazla kolay grnmt. Sonradan
anladm ki eer fikirlerin onaylanyorsa bu seni cesa
retlendirir, yok eer onlara kar klyorsa bu seni
hrslandrr; asl trajedi insanlara anlattklarnn hibir
tepki grmemesidir, sanki bir ln ortasnda aresiz-

10
ce bolua konuuyormu gibi ne bir olur ne de bir
kar koyu ... Bunun farkna vardktan sonra kendimi
hepten yalnz hissetmeye baladm.
Bu yalnzlk hissi gnden gne derinleiyor, b
yk ve zehirli bir ylan gibi yava yava tm bedenimi
saryordu. Tarifsiz kederime ramen esasnda kendi
me hi kzgnlk duymuyordum, nk bu deneyim
bana dnme frsat vermi ve insanlara szn din
letebilecek bir kahraman olmadm idrak etmemi
salamt.
Yine de bana strap veren bu karamsarlk halin
den kurtulmalydm. Bu yzden dikkatimi datmak
iin hem zamana ayak uydurmaya alarak hem de
gemii aklmdan karmadan birok yola bavurdum.
Ne var ki bir sre sonra daha byk bir bunalmn
iinde buldum kendimi. Hanrlamak bile istemediim
o gnlerin benimle birlikte tarihe karmalarn tercih
ederim. Yine de duygularm hafifletmek adna sarf et
tiim abalarm baarsz saylmazd; hrsm ve gen
lik heyecanm kaybetmitim...
Zamannda S pansiyonunun2 odasn kullanan
bir kadn sylenilene gre avludaki akasya aacnda
kendini asm. Aacn dallar uzanlamayacak kadar
bym ve aradan ok zaman gemiti, ama bu
oda hala kullanlmyordu. Birka sene bu pansiyonda
kalarak eski alardan kalma yazlar kopyaladm. Pek
. gelen gidenim olmazd. Bu eski yazlarda hi politi
kayla ilgili sorunlardan bahsedilmiyordu, benim de
tek istediim tpk bunlar gibi sessizce, kavgasz grl
tsz yok olup gitmekti. Sivrisineklerin fazlasyla bol

2. Shaohsing Pansiyonu. (.n.)

11
olduu yaz akamlarnda avluya kp akasya aacnn
altna otururdum. Bir yandan yelpazelenirken bir yan
dan aacn gr yapraklar arasndan gkyzn seyre
derdim. Bu srada gece ortaya kan buz gibi trtllar
boynuma derdi.
Tek ziyaretim arada bir laflamaya gelen eski dos
tum jin Xinyi'ydi. 3 Byk evrak antasn krk ma
sann stne koyar, uzun cppesini karr ve sanki
kpek kovalam gibi nefes nefese tam karma otu
rurdu.
Bir akam kopyaladm yazlar grnce merak-
la, "Bunlar ne diye kopyalyorsun?" diye sordu.
"Aslnda bir ie yaramyorlar."
"Peki o zaman neden kopyalyorsun?"
"Hi, ylesine... "
"Bence baka bir eyler yazabilirsin."
Anlamtm. kardklar Yeni Genlik4 dergi-
si imdiye kadar iyi veya kt hibir dn almam
olmalyd, bu yzden ne kadar yalnz hissettiklerini
tahmin edebiliyordum. Yine de unlar sylemeden
edemedim:
"Demirden bir ev dn, yklmas imkansz.
inde de derin uykuda olan birok kii var ve biraz
dan havaszlktan lecekler. Uykuda lecekleri iin ac
ekmeyeceklerinin de farkndasn. Bu durumda ses
karp uykusu daha hafif olanlar uyandrarak onlara
iyilik yapacan m dnyorsun? leceklerini bi
lerek aresizce kvranmalar daha m houna giderdi
bir dn... "

3. Yeni Genlik dergisinin editrlerinden Qian Xuantong'un (1887-1939) diler


ad.
4. Zamann kltrel devriminde en fazla etkili olmu dergi. (.n.)

12
"Fakat birka kiiyi uyandrrsak duvarlarn ykl
mas iin en azndan bir umudumuz olur!"
Doru sylyordu, kendi sylediklerime ramen
ben de umut denen bu hissi iimden tamamen skp
atabilmi deildim; nk umut gelecekteydi, gele
cekte ne olacan bilemezdik. Bu yzden savn
rtmek iin ikinci bir giriimde bulunmadm. Dergiye
yaz yazmay kabul ettim, sonu ise ilk ykm olan Bir
Delinin Gncesi'ydi. Bundan sonraysa kendimi yaz
maktan alamadm, yklerimin says bir dzineyi ge
ene kadar durmadan yazdm. Hatta bazen arkada
larmn ricas zerine yazdm ykler de oluyordu.
Aslnda artk kendimi ifade etmek iin byk bir
istek duymuyorum. Yine de beni yazmaya iten, ge
mite yaadm kt gnlerin aklmdan kmayan
anlar galiba. Bazen yalnzlkla bouanlar yreklen
dirmek iin, mitsizlie dmesinler diye tezahrat
lklarm oldu. lklarmn ne kadar cesurca ya
da mahzun olduu, ne kadar itici veya gln oldu
u nemli deil. Ama yine de bu bir mcadele l
olduundan oyunu kurallarna gre oynamalydm.
te bu yzden, la'ta nereden geldii belli olmayan
elenk gibi, Yarn'da Drdnc Shan'n Kars'nn k
k olunun ardndan yas tutmamas gibi kinayeleri
yklerimde sk sk kullandm. nk-o zaman ba
mzdakiler karamsarlktan holanmazlard. Ve ben de
kendi adma, tpk benim genken kurduum hayaller
gibi umut dolu hayallerin peinde olan genlerin m
cadeleci ruhlarn zedelemek istemezdim.
Doal olarak o zamanlar ksa yklerimin sanat
sal rnler olarak kalcl yakalamalar pek beklen
miyordu. Bu nedenle hala yk olarak adlandrldk-

13
tar, hatt.fl bir kitapta toplanacaklar iin kendimi ok
ansl hissediyorum. Birden ansmn dn beni bi
raz huzursuz etse de yklerimin birileri tarafndan
okunacak olmasna -en azndan imdilik okunmas
bekleniyor- iten ie mutlu olmuyor deilim.

3 Aralk 1922, Pekin

14
NDEKLER

Bir Delinin Gncesi .


................... 17
........................

Kong Yiji . .
................................ .
.......... 33
...............

ila 41
.....................................................................

Yarn .
................................ .
........ 53
.........................

Bir Olay . 63
................................... ...... ...................

Bir Kak Suda Frtna .


..... 67
........... .......................

Eski Evim ............................................... 79


............

Ah Q'nun Gerek Hikayesi 93


................................

Ky Operas .
.................... .
.................... 15 1
...........

Yeni Y Kurban .
....................... .
......... 167
.............

araphanede . .
............................ ............ 191
...........

Mutlu Bir Aile '...................... .................. 207


..........

Sabun ............................................................... 219


Yaban ............................................. .................. 235
Mazinin Pimanl ........................................... 263
Boanma .......................................... ................. 289
Ay'a Ka ........................................................ 301
Klcn ntikam ................................................ 3 1 7
BR DELNN GNCES

Lisedeyken -isimleri nemli deil- iki karde var


d, ikisiyle de iyi arkadalardk, fakat liseden sonra
uzun sre birbirimizi grmeyince iletiimimiz kop
mutu. Geenlerde hu iki kardeten birinin ok has
ta olduunu duydum. O srada hen de memleketime
dnecektim, yolda durup onlara uramaya karar ver
dim. Fakat gittiimde yalnzca birini grebildim; has
talanan dier kardemi.
"Bizleri grmek iin onca yoldan gelmisin, sa
olasn," dedi, "Fakat kardeim bir sre nce iyileti
ve resmi bir grev iin baka bir yere gitti." Sonraysa
glerek, kardeinin iki gncesini verdi hana. Gnceye
bakarak kardeinin nasl bir hastalk geirdiinin anla
labileceini sylemi, eski bir dosta gstermekte bir
saknca grmemiti. Daha sonra gnceyi batan sona
okuyunca adamcazn bir tr ldrlme korkusuna
kapldn anladm. Yazs karman orman ve anlam
lar da bir o kadar tutarszd. lgnca eyler yazm
t. Fakat hibir yere tarih dmemiti, bir oturuta

yazmad yalnzca mrekkep renginden veya yaz


tipindeki deiiklikten anlalyordu. Yine de baz h-

17
lmler tmyle balantsz deildi, onun iin, bir tp
aratrmasna konu olabilir diye bir blmnn kop
yasn kardm. Hibir mantkszlk :ierinde oynama
yapmadm, kiiler dnyann bihaber olduu tarallar
olmasna ramen isimleri deitirdim. Bala gelince,
onu iyiletikten sonra bizzat kendisi semiti, dei
tirmedim.

1.
Bu gece ay ne de gzel ldyor. Ay otuz yl a
kn grmediimden olsa gerek, bu gece onu ilk gr
dmde, bir keyiflenmiim ki sorma gitsin. Geride
braktm otuz yllk yaban hayatm boyunca hep ka
ranlkta yaadm fark ettim, ama imdi ok dikkatli
olmalym. Ayrca Zhaolarn evindeki kpek ne diye
bana bakp duruyor? Korkularm bouna deil.

il.
Bu gece ay yok ve bunun hayra alamet olmadn
biliyorum. Bu sabah dikkatlice dar ktmda Bay
Zhao'nun baklarnda bir tuhaflk sezdim. Sanki ben
den korkuyormu, sanki beni ldrmek istiyormu
gibi. Benim hakkmda fsldaan yedi sekiz kii daha
vard. Onlara baktm fark edince korkmulard, ya
nndan getiim herkes gibi. lerinden en acmasz
olan bana srtp duruyordu, ite o zaman hazrlk
larn tamamlandn anladm ve tepeden trnaa r
perdim.
Yine de korkmadan yoluma devam ettim. Kar
daki bir grup ocuk da benim hakkmda konuuyor
lard, sapsar kesilmi bu ocuklarn baklar da tpk
Bay Zhao'nunki gibiydi. Ne tr bir korkunun bu o-

18
cuklarn bana byle davranmalarna sebep olduunu
merak ediyordum. "Ne var, sylesenize!" diye bar
maktan kendimi alamadm. il yavrusu gibi dald
lar.
Bay Zhao'nun bana ne garezi olabilir, yoldaki in
sanlar neden bana kin besliyorlar, merak ediyorum.
Yirmi yl nce Bay Ku Chiu'nun5 hesap defterinde
ki sahtekarlklar aa karmtm da bana ok kz
mt, baka da bir ey gelmiyor aklma. Bay Zhao,
Bay Ku'yu tanmasa da bunu duyup benden onun
intikamn almaya karar vermi olmal. Bundan dola
y yoldakilerle bana kumpas kurmaya alyor belki
de. Peki ya o ocuklara ne demeli? O zamanlar daha
domamlard bile. Bugn neden benden korkuyor
larm, beni ldrmek istiyorlarm gibi tuhaf tuhaf
baktlar? Bu zc durum gerekten korkutuyor, afal
latyor beni.
Tabii, bunu anne babalarndan duymu olmallar!

111.
Geceleri uyku tutmuyor. Olanlar anlamak iin
her eyi ince ince dnmek gerekiyor. Bu insanlardan
kimisi sulh hakimi tarafndan el aleme rezil edildik
. terinde, ahalinin eraf suratlarna tokad bastnda,
icra memurlar karlarn kardnda veya alacakl
lar ana babalarn intiharn eiine getirdiinde bile
dnk olduu kadar korkuyla, fkeyle bakmamlar
d.
En tuhafysa dn caddedeki kadnn olunu pa
taklarken, "Seni kk eytan, etini didip dilemeden

S. Ku Chiu "eski alar" demektir. Lu Hsun burada in'in feodal basksnn


uzun tarihine gnderme yapmaktadr. (.n.)

19
hrsm alamayacam senden," demesiydi. Fakat ko
nuurken bana bakyordu. Gayriihtiyari, korkuyla in
ledim, daha fazla dayanamayacaktim. Bunun stne
tm bu solgun yzl, uzun dili insanlar alayc bir e
kilde glmeye baladlar. htiyar Chen birden yanm
da bitti ve eve srkledi beni.
Eve gelince herkes beni tanmazlktan geldi. On
larn baklar da dardakilerden farkszd. Ben al
ma odasna girer girmez, tpk bir tavuu veya rdei
kmese sokar gibi, kapy arkamdan kilitlediler. Bu
olay beni daha da sersemletti.
Birka gn nce Yavrukurt Ky'ndeki kiracla
rmzdan biri hasattaki kesatl bize bildirmeye gel
miti. Aabeyime, kyde ad km birinin dvlerek
ldrldn syledi. Bazlar cesaretlerini artrmak
adna adamn kalbini ve akcierini skm, yada k
zartp yemi. Ben szlerini kesince hem aabeyim hem
kirac bana gzlerini diktiler. kisinin de gzlerinde
dardakilerin gzlerindeki bakn ayns olduunu
ancak o zaman fark ettim.
Bu durumun dncesi bile tyleripi diken diken
ediyor.
nsan yediklerine gre, beni de yiyebilirler!
Kadnn "etini didip dilemeden hrsm alamaya
cam senden," demesi, o solgun yzl, uzun dililerin
kahkahalar ve ertesi gn kiracnn anlattklar besbel
li gizli birer iaretti. Szlerindeki zehrin, kahkahala
rndaki hanerin farkndaym artk. Bunlar bembeyaz
dileri insan yemek iin bilenmi yamyamlardan baka
bir ey deiller.
Aslnda kt biri olmasam da Bay Ku'nun hesap
defterindeki sahtekarlklar aa kardmdan beri

20
can salm tehlikedeydi. Belli ki sakladklar bir ey
ler var ve bir kere kzmayagrsnler hemen adamn
adn karyorlar. Aabeyimin bana kompozisyon
yazmay rettii zaman hatrlyorum. Bir kii ne ka
dar iyi olursa olsun, hakknda kt bir ey yazdmda
tasvip ettiini gstermek iin o paragraf iaretlerdi.
Sululara gz yumduumdaysa, "yi gidiyorsun, bu
zgnln ispatdr," derdi. Bunun altnda yatan d
nceleri nasl kestirebilirdim? Hele hele insan yemek
istediklerini...
Yanlmyorsam, ok eski zamanlarda insanlar
insan eti yermi, ama bu konuda ok da emin dei
lim. Bunu aratrmaya altm. Tarih kitabmn bel
li bir tasnif dzeni yoktu, ben de her sayfadaki "Er
dem ve Ahlak'' kelimelerinin altn izdim. Nasl olsa
uyuyamyorum diye gecenin yarsna kadar dikkatle
okudum. Birden satrlarn arasnda u iki kelime be
lirmeye balad: "nsanlar yiyin." Btn kitabn bu
kelimelerle dolu olduunu fark ettim.
Kitapta yazl szckler ve kiracnn syledikleri
esrarengiz bir glmsemeyle tuhaf tuhaf bana bak
yor.
Ben de bir insanm ve beni yemek istiyorlar!

v.
Sabahleyin bir sre sessizce oturdum. htiyar
Chen bana le yemei getirdi. Bir kase sebze ve ba
lk buulama. Baln bembeyaz gzleri acmaszca
bakyordu. Azysa tpk o yamyamlarnki gibi ard
na kadar akt. Birka lokma aldktan sonra kaygan
paralarn balk eti mi insan eti mi olduundan emin
olamadm. Bundan dolay hepsini kustum.

21
htiyar Chen'e "Aabeyime syle, ok bunaldm,
bahede dolamak istiyorum," dedim. htiyar Chen
hibir ey demeden kp gitti. ok gemeden aabe
yim gelip kapy at.
Bana nasl davrandklarna dikkat etmek iin
ylece durdum. Dar kmama izin vemeyecekle
rinden emindim. Yanlmamm! Aabeyim yal bir
adamla yava yava ieri girdi. Gzlerindeki lm sa
an parlty fark ederim korkusuyla ban ne edi.
Gzlnn kysndan beni szmeye devam etti.
"Bugn ok iyi grnyorsun," dedi.
"yiyim evet," dedim.
"Bugn seni muayene etmesi iin buraya Bay
Ho'yu davet ettim," dedi aabeyim.
"Peki," dedim. Bu adamn aslnda klk deitir
mi bir cellat olduunu biliyordum. Nabzm lmeyi
bahane ederek ne kadar besili olduumu anlayacak,
bu ekilde etimden kendi payna deni hesaplaya
cakt. Yine de korkmadm. Ben insan eti yemem ama
yamyamlardan daha cesurumdur. Ne yapacan anla
mak iin yumruklarm sktm. Yal adam oturdu, bir
sre etrafna bakndktan sonra gzlerini kapatp y
lece durdu. Sonra kurnaz bir bakla dedi ki: "Kendini
hayallere kaptrma. Birka gn istirahat et, bir eyin
kalmayacak."
"Birka gn istirahat et, bir eyin kalmayacak."
Tabii o zaman iyice semirip daha fazla et yemelerini
salayacam. nsan eti yemek isteyen, sinsice davra
narak bunu gizlemeye alan bu insanlar beni gl
mekten ldrecekler. yle eleniyordum ki bastm
kahkahay. Kahkahamn, cesaretimin ve metanetimin
ispat olduunun farkndaydm. Yal adam da aabe-

22
yim de cesaretimin ve metanetim karsnda dehete
dm, sapsar kesilmilerdi.
Gel gr ki, srf cesur olduum iin beni yemeyi,
cesaretimden faydalanmay istiyorlard. Yal adam
kapya kadar gitti, gitmeden aabeyime "Bir an evvel
yenilecek," dedi. Aabeyim de bayla onaylad. y
leyse bu iin iinde sen de varsn! Bu korkun ifaat,
bir ok etkisi yaratsa da beklediimden ok da farkl
deildi: Beni yiyeceklerin su orta aabeyimdi!
Aabeyim yamyamn teki!
Ben bir yamyamn kardeiyim!
nsanlar beni yiyecek ama bu aabeyimin de on
lar gibi insan yedii gereini deitirmiyor!

v.
u birka gnde olup biteni dnyordum:
Hadi yal adam klk deitirmi bir cellat deil, bir
doktordu diyelim. Yine de bir yamyam olabilir. Atala
rndan Li Shizhen6 tarafndan bitkiler zerine yazlm
bir kitapta insan etinin halanp yenilebildii aka
belirtiliyor. Hadi imdi de insan eti yemediini syle
sin de grelim!
Aabeyime gelince, ondan phelenmek iin de
ok hakl sebeplerim var. Bana retmenlik ederken
kendi azyla, "nsanlar evlatlarn yemek iin takas
ederler," demiti. Bir keresinde kt bir adamdan
bahsederken, "Yalnzca ldrmek yetmezdi, ayrca

6. nl eczaclk uzman. Tbbi bir kaynak olan Ben-coo-gang-mu'nun yazar.


Aslnda bu kitapta byle bir ey sylenmemitir, bu cmle delinin uydurma
sdr. (.n.)

23
derisi yzlmeli ve eti yenmeliydi," demiti.7 O za
manlar ok kktm, ok korkmutum. Geenlerde
Yavrukurt Ky'nden kiracmzn anlatt, birinin
kalbini ve akcierini yemiler hikayesini duyduun
daysa neredeyse hi armamt. Sadece ban sal
layp gemiti.
Eskisi kadar cani olduu aikar. "Evlatlar yemek
iin takas etmek" mmkn olduuna gre her ey ta
kas edilebilir, herkes yenilebilir. Gemite anlattklar
n ylesine dinler, sylediklerine hi itiraz etmezdim.
Meer bunlar anlatrken kalbinde hep insan eti yeme
arzusu varm.

v.
Zifiri karanlk. Gndz m gece mi bilmiyorum.
Zhao ailesinin kpei yeniden havlamaya balad.
Bir aslann azgnl, bir tavann rkeklii, bir til
kinin kurnazl . . .

VII.
Ne yapacaklarn biliyorum. Balarna gelecekler
den korktuklar iin birini ylece ldrmeye cesaret
edemezler. Bunun yerine tek yrek olup beni kendi
mi ldrmeye zorlamak iin trl trl tuzak hazr
lamlar. Caddedeki adamlarn ve kadnlarn birka
gn nceki davranlar ve aabeyimin son gnlerdeki
bana kar tutumu bunu ok ak bir ekilde gste
riyor. En ok holarna gidense bir adama kemerini
karttrmak, kendini bir kirie astrmak ve cinayetle
sulanmaya gerek kalmadan arzuladklar eyin tadn

7. Bunlar eski bir klasik olan Zuo Zhuan'dan alntlardr. (.n.)

24
karmaktr. Byle bir ey olsa demeyin keyiflerine!
te yandan, bir kii lmden korkarsa, bu onu daha
zayf klar; ama yine de onu yemekten vazgemezler.
Sadece le eti yer bunlar! Bir keresinde bir yer
lerde "srtlan" adnda kt bakl, genellikle l eti
yiyen iren bir canavar hakknda bir eyler okudu
umu hanrlyorum. En byk kemikleri dahi un ufak
edermi. Bundaki tek amacysa dierlerine gzda
vermekmi. Srtlanlar kurtlarla akraba, kurtlarsa k
pekgillerden gelmedir. Geenlerde Zhaolarn evinde
ki kpek bana yine uzun uzun bakt, besbelli onun
da amac aynyd, o da bir su orta olmutu. Yal
adamsa bilerek ban ne emiti, ama beni oyuna
getiremeyeceklerdi. Asl iler acs olansa aabeyim.
O da bir insan, yleyse o neden byle yapyor? Ne
den beni yemeleri iin bakalaryla bir oluyor? Biri
suun ierisine girince artk bunun bir su olduunu
dnmyor mu? Yoksa bir eyi, yanl olduunu bile
bile yapacak kadar talat m yrei? Lanetlediim,
vazgeirmeye altm ilk yamyam aabeyim olacak.

v.
Ge bile kaldm sylenebilir, onlar ok nce
sinden ikna etmeliydim . . .
Aniden ieri birisi girdi. Yirmilerinde ya vard ya
yoktu, yzn tam olarak gremedim. Etrafna gl
ckler sayordu, bayla beni selamladndaysa g
lmsemesini hi de samimi bulmadm. Ona "nsan eti
yemek doru bir ey mi?" diye sordum.
Sinsi sinsi glmsemeye devam ederek, "Ktlk
olmad mddete kim insan eti yer ki?" diye cevap
lad.

25
O an p diye anlayverdim onun da yamyamlar
dan biri olduunu. Yine de cesaretimi hemen toparla
yarak sorumu tekrar ettim:
"Peki, bu doru bir ey mi?"
"Neden byle bir soru soruyorsunuz ki? Gerek
ten ok akacsnz . . . Hava da bugn ne kadar gzel,
deil mi?"
"Evet, gzel bir gn. Ama sorarm size, doru bir
ey mi bu?"
Olduka endieli grnyordu, "Hayr. . . " diye
mrldand.
"Hayr? Peki, yleyse neden hala insan eti yiyor
lar?"
"Siz neyden bahsediyorsunuz?"
"Neyden mi bahsediyorum? Bu aralar Yavrukurt
Ky'nde insan eti yiyorlar. Btn kitaplarda krmz
mrekkeple yazyor."
Birden yz ifadesi deiti, beti benzi att: "yle
olabilir," dedi gzlerini bana dikerek: "Eskiden beri
hep byle olmutur."
"Eskiden beri hep byle oldu diye doru buluyor
sunuz yani, yle mi?"
"Sizinle bu konuyu tartmak istemiyorum. Siz de
kurcalaaktan vazgemelisiniz, yoksa piman olursu-
nuz."
Oturduum yerden sradm, gzlerimi iyice ap
etraf szdm, fakat adam ortada yoktu. Kan ter iin
de kalmtm. Aabeyimden ok daha gen olmasna
ramen o da bu iin iindeydi. Anne babasndan
renmi olsa gerek. Korkarm kendi oluna da oktan
retmiti. te tam da bu yzden o ocuklar bana
fke dolu gzlerle bakyorlard.

26
x.
nsan eti yemekle birlikte bakalar tarafndan ye
nilmekten de korkuyorlar, bu yzden birbirlerine hep
korku dolu ve pheli gzlerle bakyorlar . . .
Bu takntdan kurtulsalar, huzur iinde ie gidebi
lecek, gezip tozabilecek, yiyip iebilecekler. Yapmalar
gereken tek ey bu takntdan kurtulma giriiminde
bulunmak. Lakin babalar ve oullar, kar kocalar, kar
deler, arkadalar, retmenler ve renciler birbirle
rine yabanclamlar, hatta can dman kesilmiler.
Bu yzden birbirlerinin bu giriimde bulunmalarna
mani olarak bu gizli dzenin birer paras olmular.

x.
Bu sabahn erken saatlerinde aabeyimi aramak
iin dar ktm. Ben arkadan ona yaklarken, o d
arda salon kapsnn nnde ayakta durmu, gky
zne bakyordu. Kapnn nnde dikildim ve srad
bir soukkanllk ve nezaketle ona dedim ki:
"Aabey, sana bir syleyeceim var."
Hemencecik bana dnp "yle mi, syle bakalm
neymi?" dedi.
"nemsiz bir ey ama nasl sylesem bilemiyo
rum. Aabey, ilk balarda muhtemelen btn ilkel in
sanlar az da olsa insan eti yemitir. Sonralar, bazlar
nn grleri deitii iin bunu brakmtr. yi birer
insan olmaya, gerek "insana" dnmeye abalam
lardr. Ama bazlar hala srngenler gibi besleniyor
lar. Kimileri bala, kua, maymuna ve nihayetinde in
sana dntler. Kimileriyse iyi olmay hi denemedi
ve hep bir srngen olarak kald. nsan eti yiyenler
kendilerini yemeyenlerle kyasladklarnda utan duy-

27
malar gerek. Maymunlardan nceki srngenlerden
ok daha fazla utanmallar hem de.
ok eski alarda Yi Ya8, olunu Chieh ve Zhou
yiyebilsin diye piirmiti; tabii bu eski bir hiUye. As
lnda Pan Ku cenneti ve dnyay yarattndan beri
insanolu birbirini hep yemitir. Devrim dnemine
kadar bu ekilde sregelmitir. Devrim dneminden
sonra da ayn ekilde devam etmitir. Mesela, devrim
ci Xu Xilin'in9 kalbini ve cierini yememiler miydi?
Yavrukurt Ky'nde yakalanan adamn sonu da byle
olmu. Geen yl ehirde bir suluyu idam etmilerdi,
veremlinin biri akan kami ekmek banp yemiti.
Beni de yemek istiyorlar. Biliyorum, tek bana
elinden bir ey gelmez. Peki, ama sen neden onlara
katlyorsun? Bu yamyamlardan her ey beklenir. Beni
yerlerse, gayet tabii seni de yiyebilirler. Hatta birbir
lerini bile yiyebilirler. Fakat sen tavrn deitirsen
herkes huzur bulacak. ok eski zamanlardan beri bu
byle devam etse de bugn iyi birer insan olabilmek
adna zel bir aba sarf edebiliriz. Bundan byle insan
eti yenmeyecek, diyebiliriz! Aabey, bunu yapabilece
ini biliyorum. Geen gn kirac kirada indirim iste
diinde, 'Olmaz, bu mmkn deil,' diyebilmitin."
nce sadece alayc bir ekilde glmsedi, sonray
sa gzleri dehetle parldad. Srlarndan bahsettiim
deyse yz kire gibi oldu. Kapnn dnda aralarn
da Bay Zhao ve kpeinin de olduu muhabbetimize

8. Eski kaytlara gre Yi Ya olunu piirip M. 684'ten 643'e kadar tahtta olan
Chi'li Huan'a sunmutur. Chieh ve Zhou daha eski zamanlarn hkmdarlarn
dandr. Kahraman burada hata yapmtr. (.n.)
9. 1907'de Anhui eyalet bakann ldrd iin idam edilen dev rimcidir.
idam edildikten sonra bakann muhafzlar adamn kalbini ve cierini skp
yemilerdir. (.n.)

28
maydanoz olmak iin boyunlarn rdek gibi uzatan
bir grup insan vard. Yzleri elbiseleriyle maskelenmi
gibi olduundan onlar gremedim. Bazlarnn yz
Mla solgundu, yine de her an bir kahkaha patlata
bilecek gibi duruyorlard. Yamyamlardan oluan bir
grup olduklarn biliyordum. Hepsinin dncesinin
bir olmadn da biliyordum. Bazlar insan eti u ana
dek hep yenildii iin yenilebileceini dnyordu.
Bazlarysa insan eti yememeleri gerektiini biliyordu
ama yine de yemek istiyordu, bir yandan da insanlarn
bunu ortaya karmalarndan korkuyorlard. Bu ne
denle sylediklerimi duyunca keyifleri kamt, fakat
yine de orada durup alayc baklarla beni izlemeye
devam ediyorlard.
Aabeyim birden hiddetle dnerek onlara bar-
d:
"Defolun buradan! Ne diye bir deliye bakp du
ruyorsunuz?"
te o an ilerindeki eytanl anlamtm. Geri
adm atmaya hi mi hi niyetleri yoktu. Planlar harfi
harfine hazrd. imdi de adm deliye karyorlar. Bir
gn beni yediklerinde insanlar benim iin zlmeyi
bir kenara brakn, bu yamyamlara minnettar kala
caklar. Kiracnn, kyllerin kt bir adam yemesini
anlatmas da bu katla aynyd. Bu da onlarn eski
bir numaras ite.
fkesi burnunda ihtiyar Chen de geliverdi hemen
ama ne var ki kapatamad azm. Onlarla konumak
zorundaydm:
"Deimelisiniz, tepeden trnaa deimelisiniz
hem de!" dedim. "unu bilin ki gelecekte sizin gibi
yamyamlarn yaayabilecei bir kar toprak bile ol-

29
mayacak u dnyada.
Deimezseniz birbirinizi yiyip bitireceksiniz. Ne
kadar oalrsanz oaln gerek insanlar kknz
kazyacak, tpk avclarn kurtlar ldrmesi gibi. T p
k srngenler gibi!"
htiyar Chen kalabal datt. Aabeyim gzden
kayboldu. htiyar Chen odama dnmemi syledi. Oda
zifiri karanlkt. Kiriler ve kalaslar zerime yklacak
gibiydi. Biraz sarsldktan sonra daha da oaldlar ve
hepsi birden tepeme ykldlar. yle arlard ki hi
bir ekilde hareket edemedim. Canma kastetmilerdi.
stmdeki arln gerek olmadn anlaynca sil
kinip kalktm. Ter iinde kalmtm, sylemek zorun
daydm:
"Deimelisiniz, hem de tepeden trnaa! unu
bilin ki sizin gibi yamyamlar yaknda bu dnyada ba
rnamayacaklar. . . "

x.
Ne gnein ne de kapnn ald var. Gn dedi
inse iki n yemekle geiyor.
Yemek ubuklarm elime alp aabeyimi dn
dm, imdi anlyorum kk kz kardeimin nasl
ldn. Bunda da aabeyimin parma vard. O
zamanlar kardeim sadece be yandayd. Ufack, se
vimli bir kz ocuu. Annemin alamaktan gzlerinin
pnar kurumutu, aabeyimse alamamas iin ona
yalvaryordu. Muhtemelen kardeimi bizzat o yemi
ti, bu yzden annemin alamas onu utandryordu.
Tabii o utanmak nedir biliyorsa . . .
Kz kardeimi aabeyim yemiti. Sanrm annem
de olan bitenin farkndayd fakat alarken bunu dile

30
getirmemiti, belki o da bunu normal karlad iin
dir. Drt veya be yalarndayken salonun serinliinde
oturduumu hatrlyorum. Aabeyim bana eer birisi
hayrl evlat olmak istiyorsa anne babas hastaland
nda etinin birazn kesip onlar iin kaynatmas ge
rektiini sylemiti de annem sesini karmamt.
Eer bir paran yenilebiliyorsa tamamn da yenile
bilirdi. Bir de arkandan yas tuttuklarn dn. Akl
almaz bir ey!

x.
Dnmek dahi istemiyorum.
u an anladm ki imdiye kadar drt bin yldr
insan eti yenilen bir yerde yaamm. Kardeim l
dnde aabeyim evin sorumluluklarn bir sredir
stlenmi bulunuyordu. Kim bilir, belki de kz karde
imin etini yediimiz pilava ve dier yemeklerimize
katmtr ve biz de farknda olmadan yemiizdir.
Kz kardeimin etini bilmeden yemi olmam
mmkn, yoksa imdi de sra bende mi?
Benim gibi bir adam, drt bin yllk bir tarihten
sonra -bata bunun hakknda hibir ey bilmese de
bir gn gerek insanlarla karlaabilmeyi nasl umut
eder?

x.
Belki de hala insan eti yememi ocuklar vardr,
deil mi? ocuklar olsun kurtaralm. . .

Nisan 1918

31
KONG YJ

Luzhen'deki arap dkkanlar in'in dier bl


gelerinkilere hi benzemez. Luzhen'dekiler, araplar
stmak iin her daim scak suyun hazr bulunduruldu
u sokaa dik ayla bakarlar. Millet le vakti veya
akamleyin iinden knca bir anak arap alr. Yirmi
yl nce drt lira ediyordu, imdiyse on lira ediyor.
Arkalarna yaslanp scak scak ier, yorgunluklarn
atarlar. Bir bakr lirayla da arabn yanna bir tabak
salamura bambu filizleri veya anason enili bezelye
alrlar. Bir dzine bakr liraya et yemei de alnabilir,
fakat bu mterilerin ou ortadirek olduundan ok
az bunun altndan kalkabilir. Ancak ensesi kalnlar bi
tiikteki odaya girer ve araplarnn yannda yemekler
sipari ettikleri sofralarna kurulup yava yava arap
larn yudumlarlar.
On iki yamdayken ehrin giriindeki Refah
Meyhanesi'nde garson olarak almaya baladm.
Meyhanenin iletmecisi aval aval baktm, bu yzden
ensesi kalnlara hizmet edemeyeceimi syledi. Bu ne-'
denle sadece d taraftakilere hizmet ettim. Ortadirek
mterileri daha kolay tatmin edilebilseler de arala-

33
rnda huysuzluk edenler de oluyordu. Fnn iinden
kepeyle boaltlan sar arab dibi grnnceye kadar
seyretmekte srar ederlerdi. Bu ekilde arap ana
nn iinde scak su olup olmadn yoklarlard.
Byle pimpirikli mterilerin olduu bir ortamda
arab sulandrmak olduka zordu. Bundan dolay bir
ka gn sonra patronum bu i iin uygun olmadma
karar verdi. Neyse ki sz geen biri tarafndan ie
nerilmitim, bu nedenle beni kap dar edememiti.
Bylece ok skc bir i olan arap stmaya gemi
tim.
O zamandan beri btn gnm tezgahn arka
snda iimle megul olarak geirdim. imi dzgn
yapsam da yaptklarm bana radan ve bo geliyordu.
Patronum ve acmasz mteriler de ask suratlyd, hal
byle olunca mutlu olmak imkanszd. Ancak Kong
Yiji meyhaneye geldii vakit biraz olsun neelenebi
liyordum. Bundan dolaydr ki hala hatrlarm onu.
Kong uzun elbiseli olup ikisini ayakta ien tek
kiiydi. Yznn krklklar arasnda sk sk yara iz
leri beliren, yznn feri gitmi koca bir adamd. Yer
yer ak dm dank sakallar vard. Kirli ve yrtk
uzun elbisesi on yl akndr ykanmam veya onarl
mam gibi duruyordu. yle eski bir dille konuurdu
ki sylediklerinin yarsn anlamak imkanszd. Soyad
Kong'du, lakabysa bir ocuk kitabndaki ilk karak
ter olan Kong Yiji'ydi. Ne vakit dkkana gelse herkes
ona bakar ve kkrdard. Biri sesleniverirdi hemen:
"Kong Yiji! Yzn yara bere iinde yine!"
Sylenenleri nemsemeyerek tezgaha yanar ve
iki anak scak arap ve anason enili bezelye syler
di. Bunun iin dokuz bakr liray uzatrd. Bir bakas

34
kasten yksek sesle sylenirdi:
"Anlalan o ki yine aryorsun bu aralar!"
"Ne diye iyi birinin adn aslszca ktye karr
sn?" diye sorard Kong Yiji gzlerini aarak.
"Peh, iyi biri' ha? Gzlerimle grdm evvelsi gn
Holarn evinden kitap ardn iin dayak yediini!"
Kong'un yz kpkrmz kesilirdi, alnndaki da
marlar kar karcasna kalnlard. "Bir kitab almak
hrszlk olarak grlmemeli . . . Bir kitab almak,
rencilikten kalma bir alkanlktr, hrszlk saylmaz
ki!" Ardndan klasiklerden alntlarla devam ederdi:
"Bir beyefendi yoklukta dahi dorudan amaz. "10
Bunun gibi karman orman eski dilde ifadelerle de
vam ederdi ta ki btn meyhane neelenip kahkahala
ra boulana kadar.
Dedikodulardan duyduum kadaryla Kong Yiji
klasikleri yalayp yutmu fakat memurluk snavlarn
bir trl geememiti. Yapacak bir ey kalmamt, git
gide fakirleiyordu, neredeyse el aacak hale gelmiti.
Neyse ki iyi bir hattatt, kendini geindirecek kadar
i bulabiliyordu. Maalesef zaaflar da vard, tembeldi
ve imeye baylyordu. Birka gn sonra yanma ki
taplarn, katlarn, fralarn ve mrekkeplerini de
alp tamamen gzden kayboldu. Bu ekilde birka kez
daha gzden kaybolunca kimse ona i vermez oldu.
Onun iinse ara sra armaktan baka are kalmam
t. Meyhanedeyse rnek davranlar vard. Asla cret
demezlik etmezdi, bazen halihazrda paras olmasa
da ismini borlular listesine yazdrr bir ay gemeden
de hemen sildiriverirdi.

10. Konfys'n Seme Eserlertnden. (.n.)

35
Yarm anak arab itikten sonra yeniden souk
kanl halini alrd. te o zaman biri sorard:
"Kong Yiji sahiden okumay biliyor musun?"
Byle sorular karsnda yerin dibine giren Kong'a
yle sormaya devam ederlerdi:
"yleyse nasl oldu da en basit snavlar bile ge
emedin?"
te o vakit kederlenirdi Kong. Yznn rengi
atar, dudaklar u anlalmaz klasik ifadeleri dile ge
tirmek iin kmldard. Tm meyhane yine itenlikle
kahkahalara boulur, kendinden geerdi.
Byle zamanlarda, patronumdan fra yemeden
ben de kahkahalara katlrdm. Patron da kahkahalar
harekete geirmek iin bizzat sorard byle sorular.
Oysa biliyordu Kong'la konumann nafile olduunu.
Onunla konumak bir ocukla konumaktan farksz
d. Bir keresinde bana yle sormutu:
"Okula gittin mi hi?"
Bam sallayarak, "Evet," dedim.
"yleyse test edeceim seni, hui-xiang'daki (ana
son bezelyeleri) hui karakterini nasl yazyorsun?"
dedi.
"Elbette bir dilenci tarafndan teste tabi tutulma
yacam," diye dndm. Bu yzden onu duymaz
dan geldim.
Biraz bekledikten sonra itenlikle dedi ki:
"Yoksa yazamyor musun? Ben sana gstereyim.
Bunlar aklnda tut. Bu karakterleri hatrlamak zorun
dasn. nk gn gelip kendi dkkann atnda he
saplarn tutabilmek iin onlara ihtiya duyacaksn."
Uzun bir sre kendi dkkanm aamayacam
aikard. Dahas patronumuz asla anason bezelye-

36
terinin hesabn yapmazd. Eleniyordum fakat gna
gelmiti artk. Umursamazca cevapladm: "Kim senin
retmen olman ister ki? Hui karakterinin kk im
den gelmiyor mu?
Kong'un keyfi yerindeydi. ki uzun trnan
tezgaha vurarak "Evet, doru, Hui yazmann drt
farkl yolu vardr. Bunlar biliyor musun?" dedi. Bu
sefer sabrm tamt, kalarm attm ve uzaklatm.
Kong Yiji tezgahta karakterleri izebilmek iin parma
n araba daldrmt. Fakat aldr etmediimi g
rnce derin bir ah ekti, olduka krgn gzkyordu.
Bazen kahkahalar duyan mahallenin ocuklar
da elenceye katlrlard. Hepsi Kong Yiji'nin etraf
na toplanrd, o da onlara birer para anason enili
bezelye verirdi. ocuklar bezelyelerini yedikten son
ra yine gzleri tabaklarda gezinmeye devam ederdi.
Kong'sa sinirlenir, eline tabaklar ald gibi derdi ki:
"Daha fazlas yok, elimde olan buydu." Sonra da be
zelyelere bakarak ban sallard. "Vallahi yok, haki
katen ok yok." O zaman ocuklar kahkahalar atarak
koutururlard.
Kong Yiji ok iyi bir arkadat fakat o yokken
kimse yokluunu hissetmiyordu. Bir gn, Gz Ortas
Bayram'ndan11 birka gn nce, meyhanenin iletme
dsi g bela hesaplarla urayordu. Panoyu duvardan
alp birden dedi ki: "Kong Yiji uzun zamandr ortalk
larda yok, on dokuz bakr liralk borcuysa hala den
memi!" te o zaman fark ettim onu uzun zamandr

11. Gz Ortas Bayram, inlilerin geleneksel Ay Takv imi'ne gre, her yln 8.
aynn 15'inde kutlanr. inliler, dolunay aile yelerin in bir araya gelmesinin
sembol olarak grd iin, bu gne "aile ye lerinin bir araya gelmesi bay
ram" da denir. (e.n.)

37
grmediimizi. "Nasl gelsin ki?" dedi mterilerden
beri. "Son yedii dayakta baaklar krld."
"Ah!"
"Yine aryordu. Ama bu sefer buralarn bilgini
Bay Tng'i soymaya alacak kadar aptallat. Onun
elinden kim kurtulabilir ki?"
"Eee sonra?"
"Sonra ne? nce itiraf ettirdiler sonra da dv-
dler. Btn gece bacaklar krlana kadar dvdler."
"Sonra ne oldu?"
"Bacaklar krld ite."
"Tamam da sonra ne oldu ite?"
"Sonra m? Kim bilir? Belki de lmtr."
Meyhanenin iletmecisi sorularna devam etme-
di, fakat hesaplarla uramas yavalad.
Gz Festivali'nden sonra rzgar iddetini artr
yordu, gn getike hava souyordu, k kapya da
yanmt. Tm gnm sobann yan banda geiri
yor olsam da pamuklu ceketimi giymek zorundaydm.
Gnn birinde, dkkanda kimsecikler yokken gzle
rim kapal otururken bir ses fittim:
"Bir anak scak arap."
Ses olduka ksk fakat tandkt. Bam kaldrd
mda etrafta kimse yoktu. Ayaa kalktm ve kapya
baktm. Tezgahn altnda eie baknarak oturuyordu
Kong Yiji. Yz bir deri bir kemik kalm, ok kor
kun bir haldeydi. stnde eski psk bir ceket vard.
Bir hasrn zerinde bada kurmu oturuyordu. Beni

grnce tekrar etti:


"Bir anak scak arap."
Bu srada patron tezgaha yaslanarak: "Oradaki
Kong Yiji mi? Senin hala on dokuz bakr lira borcun

38
var!"
"ey, bir dahaki sefere borcumu kapatacam,"
dedi Kong ackh bir ekilde. a u an iin param
var, arabn iyisinden olsun."
Patron, her zamanki gibi kkrdayarak dedi ki:
"Kong Yiji, yine hrszlk yapyormusun!"
Kong'sa hmla kmak yerine sakince:
"Her zamanki gibi ok akacsn," dedi.
"aka m? almadysan ne diye bacaklarn kr
dlar?"
Ksk bir sesle "Dtm," dedi Kong, "dtm
iin krldlar." Gzleri patrona konuyu burada kapa
talm dercesine yalvaryordu. O zamana kadar oktan
bir kalabalk toplanm, Kong'la elenmeye balam
lard. Bense arab stnm, servisini hazrladm ve eie
getirdim. Eski psk ceketinden drt bakr lira karp
elime tututurdu. O an fark ettim ki elleri amurluydu
buraya srnerek gelmi olsa gerek. arabn hemen
bitirip grgr amatann arasnda elleriyle kendini s
ryerek yava yava oradan uzaklat.
Uzun zaman Kong'u tekrar gremedik. Yln so
nunda meyhane iletmecis panoyu eline alnca dedi
ki: "Kong'un hala on dokuz bakr lira borcu var!" Er
tesi yl Ejderha Teknesi Festivali'nde de ayn ey oldu.
Bir sonraki Gz Ortas Bayram geldiindeyse bunun
szn etmedi. Bir yl daha onu gremeden geti.
O gnden sonra bir daha grmedim onu, belki de
Kong Yiji bu kez gerekten lmt.

Mart 1919

39
LA

1.
Bir gz sabahyd. Ay gzden kaybolmu, fakat
gne henz domamt, gkyz maviye alan kara
bir araf gibi grnyordu. Birka haydut dnda
herkes uykudayd. htiyar Shuan aniden frlad yata
ndan. Bir kibrit akarak gres kaplamal gaz lamba
sn yakmasyla ayevinin iki odasn ruhani bir k
kaplad.
"imdi mi gidiyorsun?" diye sordu yal bir kadn
sesi. Ardndan ierideki kk odadan bir ksrk
nbetinin sesi duyuldu.
"Hh."
htiyar Shuan elbiselerini iliklerken bir yandan
kadn dinliyordu. Sonra ellerini gererek, "Bitirelim
u ii, " dedi.
Kars el yordamyla biraz aradktan sonra yasn
n altndan bir paket gm lira kard ve Shuan'a
uzatt. htiyar Shuan paralar cebine koyup eliyle yok
lad. Sonra da bir kit fener yakp lambasn fledi
ve ierideki odaya girdi. Bir hrt duyuldu, ardndan
iddetli bir ksrk. Etraf yine sessizleince htiyar

41
Shuan usulca seslendi: "Evlat, kalkmyor musun? An
nen dkkanla ilgilenecek."
Yant alamayan htiyar Shuan olunun yeniden
uykuya daldn dnerek sokaa kt. Karanlkta
gri yoldan baka hibir ey grlemiyordu. Fenerin
atei ancak nn aydnlatyordu. Ara sra .kpekle
re rastlad fakat hibiri havlamyordu. Dars evden
ok daha souk olsa da htiyar Shuan sanki birden
genlemi ve hayat veren mucizevi bir gce erimi
esine dipdiriydi. Admlarn hzlandrdka yol belir
ginlemeye, gkse aydnlanmaya balad.
Yrmeye dalan htiyar Shuan, kava birden
karsnda grnce afallad.
Bir dkkann kapal kapsnn saa altnda dur
mak iin birka adm geri gitti. Bir sre sonra me
ye balad.
"Ah, eski bir ahbap."
"Keyfi olduka yerinde... "
htiyar Shuan birka kii yanndan geerken gz
lerini ap frlad yerinden. Hatta birisi ona bakmak
iin geri dnd, yzn tam gremese de adamn
ehvetli gzleri parl parl parlyordu, tpk alktan
kvranan birinin yemee bak gibi. Feneriyle etrafna
baknan htiyar Shuan, adamn gitmi olduunu fark
etti. Kesesini yoklad, ar paket hala yanndayd. Son
ra etrafna baknd ve kayp ruhlar gibi gezinen ikierli
erli tuhaf insanlar grd. Onlara dikkatle baksa da
tuhaflklarndan baka bir ey gremedi.
Az sonra etrafta dolaan askerler grd. nifor
malarnn hem nnde hem arkasnda olan byk
beyaz halkalar ok uzaktan bile seilebiliyordu. Yak
latklarnda koyu krmz kuaklarn da grd. Bir

42
saniye sonra, birbirlerini eze eze koan bir kalabalk
geti. Ardndan daha nceden orada bulunan kk
gruplar da kalabala doru akn ettiler. Kavan
hemen gerisinde aniden durup yarm daire eklinde
toplandlar.
htiyar Shuan da o yne bakyordu fakat kala
balktan ne olup bittiini gremiyordu. Herkes bir
birinin omuzlar zerinden boynunu uzatm ileriye
bakyordu, uzaktan tpk tavana aslm rdek balar
gibi grnyorlard. Bir anlna ortalk sakinlemiti
ki bir ses duyuldu. Bu sesle hareketlenen insanlar geri
sin geriye komaya balad. Kalabaln arasnda kalan
htiyar Shuan az daha eziliyordu.
htiyarn hemen nnde batan aa karalar iin
de bir adam, "Hey! Para pein, krmz mein!" dedi.
Haner gibi gzleri htiyar Shuan' iki bklm ediyor
du. Adamn ellerinden krmz damlalar damlyordu;
biriyle bir somun halanm ekmei tutuyor, dieriyle
. ihtiyar drtyordu.
htiyar Shuan hazrlad paralar alelacele uzatr-
ken tir tir titriyordu. Ne var ki ekmei almaya cesaret
edemedi. lerinden biri sabrszlanarak: "Neden kor
kuyorsun, neden almyorsun?" diye bard. htiyar
hala tereddt iindeyken karalar iindeki adam kat
feneri eline alp somun ekmei sard. Bir yandan g
m paralar alrken paketi de htiyar Shuan'n eline
tututurdu. "Aptal ihtiyar . . . " diye mrldanarak ban
dan defetti.
Birisi, "Bu kimin iin?" diye sordu, fakat htiyar
Shuan cevap vermedi. u an tek dnd elinde
ki paketti. Onu sanki ei benzeri olmayan antika bir
esermi gibi tayordu. Dnya yklsa umurunda ol-

43
mazd. Bu yaam iksirini evine gtrrken sevinten
havalara uuyordu. Gne ge ykselmi, ihtiyar
dosdoru eve gtren yolu ve ardndaki "Eski Kk"
yazl solgun eskimi levhay oktan aydnlatmt.

il.
htiyar Shuan eve vardnda dkkan oktan te
mizlenmi, sra sra ay masalar prl prl olmutu.
Ne var ki dkkan henz siftah yapmamt. Olu du
var dibinde bir masada oturmu yemek yiyordu. Aln
boncuk boncuk terlemiti, astarl ceketi omurgasna
yapm, krek kemikleri yle bir skmt ki ters
dnm bir V eklini almt. htiyar'n balangta
net olan gr as yeniden bozulmutu. Kars sabr
sz baklar ve titreyen dudaklaryla mutfaktan kotu
rarak gelmiti:
"Aldn m?"
"Evet."
Birlikte mutfaa geip bir sre konutular. Sonra
yal kadn masann zerine sat kurumu nilfer
yapraklarn almak zere dar kt ve hemencecik
geri dnd. htiyar Shuan kpkrmz olmu somun
ekmei kat fenerden karp nilfer yapraklarnn
zerine koydu. Kk Shuan yemeini bitirmiti ki
annesi birden barmaya balad:
"Orada al Kk Shuan, sakn buraya geleyim
deme!"
htiyar Shuan sobann ateini harlayp yeil pa
keti ve krmz beyaz fener kadn sobann zerine
koydu. Krmz siyah bir alevin parlamasyla dkkana
tuhaf bir koku yayld.

44
"Gzel kokuyor! Ne yiyorsunuz?" Kambur gel
miti. Btn gnn ayevinde geirenlerdendi. lk
gelir, en son o giderdi. Tkezleyerek gidip caddeye
bakan kedeki masaya oturdu. Sorusunu yantlayan
olmamt.
"Kabarm pilav lapas m?"
Hala yant yoktu. htiyar Shuan onun iin apar
topar ay demledi.
Annesi, "Buraya gel, Kk Shuan!" diyerek o
cuu ierideki odaya ard. Bir tabure ekip oturttu.
Sonra, iinde yuvarlak siyah bir ey olan taba nne
koyup efkatle yle dedi:
"Ye bunu olum. Yersen daha iyi olacaksn."
Kk Shuan siyah eyi eline alp bakt. Sanki ha
yat avularnn iindeki bu eye balym gibi tuhaf
bir hisse kapld. Sonra kzlenmi kabuu ortadan iki
ye blnce iinden szan beyaz bir duman geride yal
nz iki para halanm ekmek brakarak etrafa yayl
d. Hemencecik yemi, aznda tad bile kalmamt,
geri kalan tek ey bo bir tabakt. Bir yannda annesi
bir yannda babas duruyordu. Besbelli baklaryla bir
yandan ona bir eyler anlatmaya bir yan an da olan
biteni anlamaya alyorlard. Kk kalbi yine hzl
hzl arpmaya balayan Kk Shuan ellerini gsne
bastrp yeniden ksrmeye balad.
"Biraz uyursan bir eyciin kalmayacak, " dedi an
nes.
Kk Shuan, itiraz etmeden ksrkler 'iinde
uyudu. Kadn, olunun nefes al normale dnnceye
kadar banda bekledi, sonra usulca her taraf yamal
bir yorgan rtt zerine.

45
m.
Dkkan kalabalk olduundan htiyar Shuan ii
bandan aknd. Koca bir bakr aydanlkla bir m
teriden tekine ay yetitiriyordu. Gzlerinin alt hal
ka halka kararmt.
"yi misin, htiyar Shuan? Neyin var?" diye sordu
aksakallnn biri.
"Yok bir eyim."
"Emin misin? Evet, doru ya yzn glyor za
ten," diye dzeltti kendini yal adam.
"htiyar Shuan biraz megul, hepsi bu," dedi
Kambur. "Eer olu... " Cmlesini bitiremeden tom
bul yanakl bir adam atld. zerinde koyu kahverengi
tirt vard, belindeki koyu kahverengi geni keme
riyse yarm yamalak balanm, doru dzgn iliklen
memiti bile. Girer girmez htiyar Shuan'a bard:
"Olun yedi mi? Daha iyi mi imdi? Hadi yine
iyisin, htiyar Shuan. Ne ans ama! Kulaklarmla duy
masam..."
Bir elinde aydanlk tutup, dierini saygdan t
r indirip glmseyerek dinledi htiyar Shuan. Ora
daki herkes hrmetle dinliyordu. Gzlerinin alt ka
rarm olan yal kadn htiyar Shuan'n yeni gelenler
iin kaynatt suyla birlikte iinde ay yapraklarna
ilaveten zeytin de olan anayla glmseyerek geldi.
"Bu garantisi olan bir ila, dierleri gibi deil!"
diye iddia etti iman yanakl adam.
"Scak scak geldi ve soumadan yendi!"
"Evet, aslnda . Kang Amca'nn yardm olmadan
bunu asla baaramazdk," diyerek teekkr etti yal
kadn sevgi dolu bir sesle.
"Bu garantisi olan bir ila! Byle scak scak ye-

46
mek. nsan kanna daldrlm bir para her derde de
vadr, vereme bile!"
"Verem" kelimesi yal kadnn tadn karmt,
birden rengi att. Yine de kendini glmsemeye zor
layarak bir an nce bir bahane bulup dar kt. Bu
srada kahverengiler ierisindeki adam bas bas bara
rak ierideki ocuu uyandracak kadar dncesizdi.
ocuk uyand ve ksrmeye balad.
"Kk Shuan'n bana devlet kuu kondu res
men! phesiz, hastal tamame: geecek: htiyar
Shuan'n yznn glmesine amamak gerek." O
konuurken aksakall, kahverengilinin yanma yanap
ksk bir sesle sordu:
"Bay Kang, bugn idam edilen sulunun Xia ai
lesinden olduunu duydum. Kimdi o? Neden idam
edildi?"
"Kim mi? Dul Xia'nn olu tabii ki! Kk her
gele!"
Bay Kang sylediklerine herkesin nasl kulak ke
sildiini fark edince hepten kendinden geti, avaz
ktnca barmaya balad.
"O dzenbaz yaamay istemedi, dpedz isteme
di yaamay. Bu sefer elimden bir ey gelmezdi. Gardi
yan Kzlgz, stnden bandan kanlara bile el koy- .
mutu. En ansllar bizim htiyar Shuan'd. Sonraysa
nc Amca Xia'yd, bir sent dahi demek zorunda
kalmadan yirmi be gm liralk dln tamamn
cebe indirmiti."
Kk Shuan yava yava ierideki odaya doru
yrd, elleri gsnde ksrklerinin ard arkas
gelmiyordu. Mutfaa girerek bir anaa souk pirin
doldurdu, stne de scak su ekledikten sonra oturup

47
yemeye balad. Annesi etrafnda gezinirken usulca
sordu:
"Oluri, imdi daha iyi hissediyor musun, yoksa
hala halsiz misin?"
Kang, "Kesin zm! " diyerek gz att ocua:
Ardndan konumasna devam etti. "nc Amca
Xia gerekten akll biri. Eer ihbar etmemi olsay,
belki btn ailesi idam edilebilir, mallarna el konula
bilirdi. Peki ya o ne yapt? Akln kullanarak mal var
ln daha da artrd. O gen hergele bunu hak etmiti
zaten. Gardiyan bile isyan ettirmeye alt! "
"Ne samalyorsunuz siz?" Arka sralarda oturan
yirmilerinde bir adam bu sylenenler karsnda f
kelendi.
"Biliyorsunuz, Kzlgz onun azn aramaya a
lt fakat o bo konumaktan baka bir ey yapmad.
O, 'Y ce Jiag mparatorluu bizimdir,' dedi. Bir d
nn, sizce bu mantkl m? Kzlgz onun evdeki yal
annesinden baka kimsesinin olmadn biliyordu, ne
var ki bu kadar yoksul olabileceklerini hi dnme
miti. Ondan hi para szdramamt, oktan kplere
binmiti bile. Gen apalsa barda taracak ve Kzl
gz de azna iki tane vuracakt."
"Kzlgz yaman boksrdr. Tokatlar fena act
m olsa gerek!" diye iftihar etti kede, duvar dibin
de oturan Kambur. "t herifin de dvlmekten kork
tuu yoktu. Ne kadar zldm anlatamam!"
"Byle bir sefilin dvlmesinde zlecek bir ey
yok, " dedi Aksakal.
Kang, Aksakal'a kstaha bakt ve onu hor gre
rek dedi ki: "Demek istediini yanl anladn, o Kzl
gz iin zgnd."

48
Dinleyenler donup kald, kimse sesini l.tarmad.
Kk Shuan pilavn bitirmiti, su gibi terliyor, sanki
buharlayordu.
"Kzlgz delisi iin zgnm! Kafay yemi ol
mal! " dedi Aksakal sanki birdenbire aydnlanm gibi.
"Kafay yemi olmal!" diye tekrarlad yirmilerin
deki adam.
Bir kez de mteriler tekrarladlar ve muhabbet
bylece srp gitti. Grlt patrt devam ederken
ocuk ksrk krizine kaplmt. Kang ocuun ya
nma yetiti ve omzuna hafife vururken yle dedi:
"Bu garantisi olan bir ila! Byle ksrp durma,
Kk Shuan! Kesin zm!"
"Kafay yemi olmal!" diye onaylad son olarak
Kambur ban sallayarak.

v.
_ Eskiden ehir duvarnn bitiiinde olan ve bat
kapsnn dnda kalan arazi halka akt. Gelip ge
enlerin kestirme yol araynda stne basa basa iz
dikleri zikzak eklindeki patika, doal bir snr haline
gelmiti. Patikann solunda idam edilmi sulular ve
hapishanede bakmszlktan lenler gmlyd, sa
ndaysa yoksullarn mezarlar vard. Her iki yanda
sk sk sralaQm mezar tepecikleri zengin bir kimse
nin doum gn iin hazrlanm sandviler gibi g-
. rnyordu.
O yl Jiag Ming Festivali hi olmad .kadar so
uk gemiti. Stler neredeyse tahl tanecikleri ka
dar filiz vermeye balamt. afak vaktinden hemen
sonra htiyar Shuan'n kars drt tabak yemek ve bir

49
anak dolusu pilav getirdi ve yolun sanda yeni bir
mezar kazlmadan nce at yakmaya balad. Kat
paralar yaktndaysa12 bilinsizce yere oturdu bir
eyi bekliyormu gibi, ne olduunu kendisi de bilmi
yordu. Birdenbire esmeye balayan rzgar ksack sa
larn savurdu, salarnda geen ylkinden ok daha
fazla beyaz vard.
Salar aarm, yrtk prtk elbiseler ierisinde
bir kadn daha patikaya doru geldi. Elinde eski, yu
varlak, verniklenmi bir sepet ve iinden sarkan bir
miktar kat para tarken tereddt ederek yryor
du. htiyar Shuan'n karsn yerde oturmu kendisini
izlerken grdnde bir an duraksad ve buz kesilmi
yz birden kzard. Sonra cesaretini toplad ve sol
tarafta sepetini yan bana brakt mezara yanat.
Mezar Kk Shuan'nkinin tam karsnday
d, arada sadece patika vard. htiyar Shuan'n kars
teki kadnn drt tabak yemei ve bir anak pilav
hazrladn, ardndan at yakp paralar atee verdi
ini grnce, "len olu olmal" diye dnd. Yal
kadn birka amasz adm att, bo bo etrafa bakn
d, sonra aniden titreyip ba dnyormu gibi geriye
doru yalpalamaya balad.
Evlat acs akln bandan alm olmalyd. hti
yar Shuan'n kars kalkt, patikann te yanna geti
ve dedi ki: Hadi kalk, gidelim artk."
Kadn sylenene aldr etmeyerek baka bir tara
fa bakp dedi ki: "Bak, o da nedir?"
htiyar Shuan'n kars kadnn gsterdii yere
bakt ve nlerindeki mezarn zerini henz otlarn

12. Baz Asya dinlerinde lnn ardndan para yaklr. Parann yaklmasndaki
ama, len kiinin lmden sonraki hav41tnda onu kullanabilmesidir. (e.n.)
kaplamadn grd. Topran irkin paralar hala
grnyordu. Dikkatli baktndaysa tepeciin ze
rinde halka halka krmz ve beyaz iekler olduunu
fark edince arp kald.
kisi de dzgn gremiyordu. Yine de bu krmz
beyaz iekleri net bir ekilde grebiliyorlard. iek
ler sayca ok deildi fakat bir daire eklinde yerle
tirilmiti, canl olmasalar da inci gibi dizilmilerdi.
Kk Shuan'n annesi etrafa baknd ve olunun me
zarn buldu. Tpk dierlerinin ou gibi, onunkine
de birka solmu iekler serpitirilmiti. Aniden bir
beyhudelik duygusuna kapld ve halkalar hakknda
meraklanmay kesti.
Bu srada yal kadn daha yakndan bakabilmek
iin mezara yaklat. Kendi kendine "ieklerin kk
leri yok," dedi. "Burada am olamazlar. Buraya kim
gelmi olabilir ki? ocuklar oynamaya gelmez buraya
keza hibir akrabamz da gelmedi imdiye kadar. Ne
olmu olabilir ki?" Aklndaki soru iaretlerini gider
meye alt ta ki gzlerinden yalar szlnceye ve
avaz ktnca barncaya kadar:
"Olum, sana hakszlk ettiler, gnahna girdiler
ve sen de bunlar unutmadn. Acn hala o kadar taze
ki byle mucizeler yaratarak beni haberdar m ediyor
sun?"
Drt bir yanna bakt, tek grebildii yapraksz
bir dala tnemi bir kargayd. "Biliyorum," diye de
vam etti. "Seni kasten ldrdler. Bir gn hesaplama
vakti gelecek, cennette hesabn soracaksn onlardan.
imdi nur iinde yat... Gerekten buradaysan ve beni
duyabiliyorsan u kargay bir iaret olarak mezarna
uur.

51
Rzgar dineli ok olmu, kurumu otlar bakr tel
ler gibi kaskat kesilmiti. Zayf, titrek bir ses havada
uulduyordu, sonralar duyulmaz oldu. Havada bir
lm sessizlii vard. ki kadn kuru otlar arasnda di
kelip kargaya baktlar, aacn sert bir dalndaki karga,
boynunu bkm, demir gibi akl kalmt.
Zaman gemiti. Genci yals, daha ok insan
mezarlar ziyarete gelmiti. htiyar Shuan'n kars,
her naslsa, aklndan sknts uup gitmi gibi hissetti
ve ayrlmak isteyerek teki kadna, "Hadi gidelim, "
dedi. Yal kadn bir ah ekip pilav ve tabaklar ald.
Bir anlk duraksamann ardndan kendi kendine mrl
dand: "Bu ne demek oluyor imdi?"
Otuz adm kadar gitmilerdi ki kaba bir karga sesi
duydular. Afallayarak etraflarna baknca kanatlarn
germi, umak iin hazrlanan kargay grdler. O es
nada karga ufka doru ok gibi frlad.

Nisan 1 9 1 9

52
YARIN

"Sesi kmyor, ocuun nesi var?" Elinde bir a


nak arapla Krmz Burunlu Kong konuurken ban
yandaki eve doru uzatmt iyiden iyiye. Mavi Derili
Ah-wu kendi anan yerine koyduu gibi arkadaki
koca anaa bir yumruk sallad.
"Ah ..." diye homurdanmaya balad. larm
depreiyor yine!"
Ku umaz kervan gemez, olduka cra bir
kasabayd Luzhen. Gece bastrmadan ahali kapla
rn kapatm, herkes uykusuna dalmt. Gece ya
rs olduunda sadece iki aile ayaktayd. Drdnc
Shan'n karsnn yaad evin bitiiindeki Refah
Meyhanesi'nde birka obur tknyordu. ki yl nce
dul kalm kadnn kendi ve yandaki yavrucann
geimini salamak iin pamuk iplii bkmekten baka
aresi yoktu. Bundan dolay ge saatlere kadar alr
d. Birka gndr evinden t kmyordu, belli ki ip
bkmyordu. Kasabada sadece iki aile o saatte ayakta
olduu iin evinden t kp kmadn fark edecek
olanlar doal olarak htiyar Kong ve ahbaplaryd.
arapla kafay bulan htiyar Kong, kendini bir

53
ku gibi hissederken kadehini bir yudumda dikmi ve
bir halk arks sylemeye balamt.
Bu srada Drdnc Shan'n kars, biricik hazi
nesi Bao'er kucanda, yatann banda oturuyordu.
Dokuma tezgahysa olduu yerde ylece duruyordu.
Lo k Bao'er'in yzne vuruyor, ateli yanaklarn
mosmor yapyordu.
"Gitmediim tapnak kalmad, tanrlara adaklar
adadm. Hani olum kesin iyileecekti? Bu sefer de
iyilemezse ben ne yaparm? Doktor Ho Xiaoxian'a
gtreyim bir de. Belki de Bao'er sadece geceleri fe
nalayordur. Yarn gne kendini yeniden gsterince,
hastal uup gider ve daha rahat nefes alr belki de.
Birok hastalk byledir. "
Drdnc Shan'n kars saf bir kadnd. ''Ama"nn
ne denli korkun bir kelime olduunu bilmezdi.
"Ama" sayesinde birok kt ey iyiye, birok iyi ey
se ktye dnebilir. Yazn geceler ksa olur. htiyar
Kong ve dierleri ark sylemeyi yeni brakmlard
ki gne kendini gsterdi. Pencerenin aralndan a
fan gmi rengi ieriye szlmeye balad.
Sabah beklemek dier insanlar iin olduu kadar
sradan bir ey deildi Drdnc Shan'n kars iin.
Vakit gemek bilmiyordu, her nefesinde son nefesini
verir gibiydi Bao'er. Nihayet gn domutu. Parlak
gn lamba n bastrmt. Bao'er'in nefesi ke
sildike burun delikleri titriyordu.
Drdnc Shan'n kars bunun hastala delalet
olduunu bildiinden alamakl olmu fakat gzyala
rn bastrabilmiti. Tek umudu olunu Doktor Ho'ya
gtrmekti. Sradan bir kadn olabilirdi fakat henz
azminden bir ey kaybetmemiti. Ayaa frlayp do-

54
laba yrd, varn younu kard. Topu topu on
kk gm liras ve yz seksen bakr kuruu vard.
Hepsini bir pakete koydu. Kapy pencereyi kilitleyip
olunu apar topar Doktor Ho'nun evine gtrd.
Erken bir vakit olmasna ramen srada bekleyen
drt hasta vard. Kayt iin krk bakr kuruu dedi,
Bao'er beinci sradayd. Doktor Ho ocuun nabzn
lmek iin iki parman uzatt. Doktorun upuzun
trnaklar vard. Drdnc Shan'n kars iten ie
hayret etmiti, "Eminim, olumun yaayaca daha
nice yllar var, olmal," diye dnrken. Bir an olsun
kayglanmamak elinde deildi. Gergin bir ekilde y
le sormadan edemedi:
"Baomun nesi var doktor?"
"Sindirim sisteminde bir tkanma var."
"Ciddi bir ey mi? O yaaya .. . "
"nce bu iki reetedekileri aln."
"Olum nefes bile alamyor, burun delikleri s
rekli titriyor."
''Ate elementi, 13 metalden stndr. .."
Doktor Ho cmlesini bitirmeden gzlerini kapat
n ve Drdnc Shan'n karsnn azndan bir kelime

daha kmad. Doktorun karsnda reeteleri henz


yazm otuzlarnda bir adam oturuyordu.
"lki, Bebek Koruma Haplar, " dedi kadn k
esinde bir yeri gstererek. Bunlar sadece Jia ailesinin
Deva Dkkan'ndan temin edebilirsiniz. Drdnc
Shan'n kars kad alp dnceli bir halde oradan

13. Eski in'de be element olduuna inanlrd: ate, tahta, toprak, metal ve
su. Bu inanca gre ate metalden stnd. Doktorlar bu be elementi kalp,
akcier, karacier, dalak ve bbrein karl olarak dnrlerdi. Burada
doktor, ocuun kalbindeki hastaln akcierlerine yayldn ima etmekte
dir. (.n.)

ss
uzaklat. Sradan bir kadn olabilirdi fakat Doktor
Ho'nun evini, Deva Dkkan'n ve evini biliyordu Bu
bir gen ekli oluturuyordu. Bundan dolay eve
dnmeden nce ilalar almas daha basit olacakn. Var
gcyle Deva Dkkan'na gitti. Reeteyi yava yava
okurken tezgahtarn da uzun trnaklar grnyordu.
Ardndan, ilalar paketlemeye balad. Kk Baosu
kollarnda bekliyordu kadncaz. Bao'er minicik el
leriyle uzanarak annesinin salarn ekitirmeye ba
lad. Daha nce hi byle bir ey yapmamt, annesi
dehete dt.
Gne ta tepeye ykselmiti. Kollarnda yavrusu
ve bir paket ilala kadn yrdke yknn daha
da arlatn hissediyordu. ocuun yerinde dur
mamas yolu daha da zor hale getiriyordu. Biraz so
luklanmak iin nnden getii bir evin kap eiine
oturmak zorunda kalmt. Ter iinde kaldndan
elbiseleri vcuduna yapyordu. Bao uykuya dalm
t. Tekrar ayaa kalkp yoluna devam edecekti, fak.at
olu hala tanmayacak kadar ar geliyordu. Arkasn
dan bir ses duydu:
"Brak ben tayaym olunu! " Mavi Derili Ah
'wu'nun sesiydi sanki. Arkasn dnp baktnda
emin oldu. Seslenen uykulu gzleriyle kendisini takip
eden Ah-wu'ydu.
Kadncaz kendisine yardm edecek birinin gel
mesi iin dua ediyordu, fakat bu kiinin Ah-wu olma
sn istemezdi. Aslnda Ah-wu efendi biriydi. Kendi
sine yardm etmek iin epey srar etmiti. Sonunda,
birka geri evirmenin ardndan o da pes etmiti. Ah
wu ocuu kucandan alrken, kadn gsnde bir
scaklk dalgas hiss tti, yz kpkrmz kesildi.

56
Bir sre beraber yrdler. Ah-wu oradan bura
dan konu ap konuurken Drdnc Shan'n kars
yant vermiyor sadece dinliyordu. ok fazla yol al
mamlard ki Ah-wu ocuu annesine vererek dn bu
saat iin bir arkadana yemek sz verdiini syledi.
Bu srada Drdnc Shan'm kars Dokuzuncu Hala
Wang'in caddenin banda olduunu grd. Kadn ya
nna gelip sordu:
"Kzm, ocuk nasl oldu? Doktora gtrdn
mu.'' ;I"

"Evet, gtrdm. Hala sen yan alm birisin,


grm geirmisin. Bir de sen baksan, ne dnyor
sun sylesen?"
"Hmn ..."
"yi mi?"
"Hmmm..."
Dokuzuncu Hala Wang ocuu inceledikten son
ra ban saa sola iki kez sallad.
Bao ilacn aldnda le vakti olmutu. Annesi
onu dikkatle izliyordu, Bao gittike daha iyi grn
yordu. leden sonra gzlerini ap annesine seslen
di: 'ne!" Ardndan tekrar gzlerini kapatp uykuya
dald. Uyurken alnndan ve burnunun ucundan ter
damlyordu. Annesi elini alnna koyunca, parmakla
rna tutkal gibi yapan teri fark etti. Panie kaplnca
gsne bak gibi bir ar sapland. Hkra hkra
alamaya balad. Bao sakinletikten sonra nefes al
tamamen kesildi. Annesi alamay bir yana brakp
ac ac at yakmaya balad. Ksa zamanda insanlar
toplanmaya baladlar. Dokuzuncu Hala Wang, Mavi
derili Ah-wu, Refah Meyhanesi'nin sahibi ve Krm z
Burunlu Kong da gelen insanlar arasndayd. Doku-

57
zuncu Hala Wang bir miktar kat parann yaklmas
gerektii kararma vard. Wang Hala iki tabure ve be
para giysiyi rehinciye emanet brakarak bir miktar
para ald ve bu paray gelen misafirlere yemek hazr
layabilmesi iin Drdnc Shan'n karsna verdi.
lk sorun tabuttu. Drdnc Shan'n karsnn
hala bir ift gm kpesi ve altn kaplamal gm
bir sa tokas vard. Onlar da Refah Meyhanesi'nin
sahibine yar fiyatn pein dier yarsn taksitle de
yecei bir tabut almasna kefil olmas iin vermiti.
Mavi derili Ah-wu yardmc olmaya gnll oldu
unu gstermek iin elini kaldrd. Dokuzuncu Hala
Wang onu grmezden geldi. Sadece ertesi gn tabutu
tamasna msaade etti. "Bunak orospu," diye kfr
ler savururken dudaklarn bkyor, somurtup duru
yordu Ah-wu. Ev sahibi bir ara kendi evine gitmiti.
Sonra Drdnc Shan'n karsna akl vermek iin
geri dnmt.
Geri geldiinde herkes yemeini bitirmiti. Luz
hen Kasabas'nda, saat gece yarsn bulmadan her
kes yataklarna girmiti. Sadece Ah-wu ve Yal Kong
ayaktayd; Ah-wu Refah Meyhanesi'nin barna yas
lanm ierken Yal Kong da karga gibi tyordu.
Bu srada Drdnc Shan'n kars yatann ba
nda alayp duruyordu. Bao'er yatanda uzanyor,
dokuma tezgah olduu yerde ylece duruyordu. Bir
sre sonra kadncazn gznn pnar kurumu
tu. Gzlerini kocaman am, afal afal baknyordu.
"mkansz bu! Hepsi bir rya," diye dnd. "Hepsi
geecek, yarn uyandmda Bao'er yan bamda m
l ml uyuyor olacak. Uyanacak ve bana diyecek ki,
'Haydi anneciim kaplanclk oynayalm."'

58
Yal Kong ark sylemeyi oktan kesmiti. Refah
Meyhanesi'nin de klar tamamen snmt. Kadn
caz bo bo baknyor, olup bitenlere inanamyordu.
Horoz tmeye, gk aydnlanmaya balamt. Pence
renin krk kesinden ieriye gne klar szl
yordu.
afak vaktinin gmi klar giderek yerini bakr
rengine brakyor ve gne tepeye doru ykseliyor
du. Zavall kadn biri gelip kapy alncaya dek hibir
ey yapmamt. Kap alnca yerinden kalkp kapy
at. Ardnda bir ey saklayan bir yabancyd gelen. En
arkada Dokuzuncu Hala Wang duruyordu.
Ah ite, tabutu getirmilerdi!
le vaktine kadar tabutun kapan kapatmad
lar, kadncazn yrei bu manzaray kaldrmyordu.
Gzyalarn tutamyordu. Neyse ki Dokuzuncu Hala
Wang'in daha fazla bekleyecek sabr ka:lmamn, h
mla ileri atld ve onu bir keye ekti. Sonra apar
topar kapattlar tabutu.
Yavrusu iin elinden geleni yapmn, hibir eyi
unutmamn. Evvelsi gn bir miktar kat paray yak
mt. Bu sabahsa Rahmetin Bys'nn14 krk dokuz
cildini yakm, olunu tabuta yatrmadan onu en yeni
elbiseleriyle giydirmi ve yanna en sevdii oyuncakla
r, kilden kk bir ocuk, iki kk ahap kase ve iki
cam ieyi koymutu. Dokuzuncu Hala Wang'le her
eyi en ince ayrntsna kadar dnmlerdi.
Mavi Derili Ah-wu btn gn ortaya kmaynca,
Refah Meyhanesi'nin sahibi, Drdnc Shan'n kars
iin iki hamal tuttu. Hamallar tabutu mezarla ta-

14. Bir Budist ilahisi. (.n.)

59
dlar ve mezar kazdlar. Adam ba iki yz on byk
bakr lira aldlar. Dokuzuncu Hala Wang, kadnca
zn yemek hazrlamasna yardm etti. Cenaze ilerinde
yardm dokunan herkesin karnn doyurdular. Gne
batmak zereydi ki misafirler de bir bir daldlar. Ev
imdi bombotu.
Kadncazn bata gz kararm, biraz. dinlen
dikten sonraysa sakinlemiti. Bir an yaadklarnn ne
kadar garip olduunu dnd. Bana daha nce hi
gelmemi, geleceini de aklnn ucundan bile geirme
dii eyler vuku bulmutu. Dndke daha da hay
ret ediyordu. Ona daha da tuhaf gelen eyse odann
anszn sessizlemi olmasyd.
Ayaa kalkp lambay yakt, imdi oda daha da
sessiz bir hal almt. Kapy kilitleyip yerine dnd ve
yatana oturdu. Dokuma tezgah hala olduu 'yerde
ylece duruyordu. Kendine eki dzen vererek etraf
na baknd. Ayakta m dursa otursa m bilemedi. Oda
lesiye sessiz olduu kadar, ayn zamanda alabildiine
bykt. Bombo, sessiz bir odayd artk. Bu devasa
odann duvarlar stne stne geliyor, sessizliiyle
kadnn nefesini kesiyordu.
Artk Baosunun lmn kabullenmiti ve onun
yokluunda bu odaya giresi gelmiyordu. I snd
rp yatana uzand, bir sre aladktan sonra dn
celere dald. Eskiden yatana kvrldnda kk
Baosunun yan banda anason enili bezelye yiyerek
oturduunu anmsad. Annesini kk siyah gzleriy
le dikkatle izler ve yle derdi: "Anneciim, babam
hun tun 15 satard, byyp koca bir adam olduumda

15. inde etle doldurulmu hamur toplar olan bir tr orba. (.n.)

60
ben de hun tun satacan. Kazandm btn paray
sana vereceim."
Byle kk bir annn aklnda canland zaman
lar onun iin yle deerliydi ki belki de onu hayatta
tutan bu anlard. Peki ya imdi? Kadncaz bana
gelecekleri nereden bilebilirdi? Kendi halinde yaayan
alelade bir kadnd. imdi tek bildii bu odann ok

sessiz, byk ve bo olduuydu.


Olunun geri gelmeyeceini, Bao'er'i bundan
sonra asla gremeyeceini biliyordu. Derin bir ah ek
ti ve yle dedi: "Bao'er, biliyorum beni duyuyorsun.
Bari ryalarma gel, ryalarmda greyim seni." Gz
lerini skca yumdu ve ryasnda olunu grebilmek
umuduyla uykuya dalmaya alt. Bu amansz sessiz
lik, sonsuzluk ve boluk ierisinde nefesinin sesini bile
duyabi:liyordu.
Nihayet uykuya dalmt, oda her zamanki gibi
sessizdi. Krmz Burunlu Kong Refah Meyhanesi'nin
kapsndan sendeleye sendeleye kmt, bir yandan
tiz sesiyle arklar syleyerek:
''Acyorum sana tatlm, bir banasn . . .
"

Ah-wu ihtiyarn koluna girmi ve akrkeyif bir


halde sallana sallana uzaklamlard.
Drdnc Shan'n kars uyuyordu, Yal Kong
ve Ah-wu . da evlerinin yolunu tutmutu, Refah
Meyhanesi'nin kaplarysa kapanmt. Luzhen aman
sz bir sessizlie gmlmt. Gece, karanla gml
m bir halde ertesi gne erime arzusuyla yanp tutu
urken birka kpein havlamalar duyuluyordu.

Haziran 1920

61
BR OLAY

Kyden Pekin'e geli tam tamna alt yl oldu.


Bu zaman zarfnda devlet ileriyle ilgili pek ok ey
grp dinledim fakat hibiri bende bir iz brakmad.
Grp iittiklerimin beni nasl etkilediini sorsalard,
tek syleyebileceim beni asabiletirdii olurdu. J\k
as, zamanla bir yabana dntm ben.
Ne var ki bir olay beni yle bir sarsmt ki Mla
aklmdan kmyor.
1 9 1 7 ylnn kyd. iddetli bir kuzey rzgar
kasp kavuruyordu fakat geimimi salamak iin er
kenden kalkp iime koyulmak zorundaydm. O vakit
sokakta in cin top oynuyor olurdu ve beni S kapsna
gtrebilecek bir fayton kiralamakta bile sknt e
kerdim. Sabaha kadar yollarn tozunu attran rzgar,
ben ktmda biraz olsun dinmiti. Faytoncu da hz
n artrmt. Tam S kapsna gelmek zereydik ki kar
dan karya geen bir kii anszn faytona taklnca
hafife yere yuvarland.
st ba yrtk prtk, kr sal bir kadnd. Bir
denbire kaldrmdan yola frlamt, faytoncu geebil
mesi iin ona yol vermiti, fakat eski psk ceketinin

63
iliklenmemi dmeleri faytona takld. ansna, fay
toncu durumu sezmi ve hemen durmutu, aksi tak
dirde feci bir ekilde dp ciddi bir ekilde yaralan
mas iten bile deildi.
Kadn dt yerde uzanyordu, faytoncu dur
mutt. Yal kadnn yaralanm olduunu sanm
yordum. Olan biteni gren tek bir kii dahi yoktu.
Faytoncuyu durduk yere ban belaya sokmasn diye
payladm:
"Bir ey yok, srmeye devam et. "
Faytoncu sylediklerime aldrmad, belki de duy
mamt bile. Faytondan inmiti. Kibarca koluna girip
yal kadnn kalkmasna yardmc oldu.
"yi misiniz?" diye sordu.
"Canm yand," dedi kadn.
Nasl yavaa dtn grmtm, cannn
yanmadna adm gibi emindim. Kadnn numara
yapt her hlinden belliydi. Faytoncu resmen be
lasn aryordu ve buldu da. imdi ayklasn bakalm
pirincin tan.
Yal kadnn cannn yandn sylemesi zerine
faytoncu hi tereddt etmeden koluna girdi ve yava
yava uzaklatlar. armtm, yrdkleri tarafa ba
knca polis karakolunu grdm. Rzgarl havadan do
lay etrafta kimse yoktu, faytoncu yal kadn kapya
kadar gtrd.
te o an iimde garip bir duygu uyand, fayton
cunun tozlu endam giderek bymeye balad g
zmde, benden uzaklatka daha da byyordu; onu
grebilmek iin bam iyice kaldrmak zorunda kal
yordum. yle ki bedenimin iinde sakl "ben" duygu
sunu ezdike ezen tehditkar br gulyabani gibi yava

64
yava zerime kyordu.
Yaama arzum sanki o an l>itmiti, kaskat kesil
mitim. Dnemiyor ve kmldayamyordum; kala
kalmtm ylece. Sonra bir polis memuru kageldi,
fa ytondan indim.
Polis memuru, "Kendinize baka bir fayton bu
lun, bu sizi gtremez," dedi.
Hi dnmedim, paltomun cebinden bir avu
dolusu para kardm ve hepsini polis memuruna
uzattm:
"Bunlar faytoncuya verin ltfen. "
Rzgar tamamen dinmiti, sokaksa hala sszd.
Bir yandan yryor, te yandan dnyordum fakat
kendi hakkmda dnmekten inanlmaz korkuyor
dum. nceden olanlar bir yana brakalm, fa ytoncuya
avu dolusu para vermekle ne yaptm sanyordum?
Onu dllendirmi miydim? Ben kimdim ki faytoncu
yu yarglayacaktm? Aklmdaki soru iaretlerini gide
rememitim.
Bu olay u an bile hafzama kaznm durumda.
Her dnmemde kendimi sorgulayp sonunda ke
derleniyorum. u yllarda olmu bitmi askeri ve si
yasi olaylarn hibiri kalmad aklmda, ocukluumda
okuduum klasiklerin kalmad gibi. Srekli zihnimi
megul eden bu olay, kimi zaman gerek hayat bile
unutturuyor. Her defasnda o utanc yeniden yaa
tarak hayatma eki dzen veriyor; bylece gelecee
dair inancm tazeleniyor.

Temmuz 1920

65
BR KAIK SUDA FIRTINA

Gnein parl parl kla,r nehir boyunca uzanan


amurdan yava yava ekiliyordu. Irman ardndaki
mum aacnn yapraklar sonunda biraz olsun nefes
alabiliyorlard, Asya kaplan sivrisinekleriyse etrafla
rnda vzldayarak dans ediyorlard. Kyllerin rmak
kenarndaki evlerinin mutfak bacalarndan kan du
manlar azalyor, kadnlar ve ocuklar yerleri suluyor,
darya kk masalar ve tabureler karyorlard.
Akam yemei saatinin geldii hemencecik anlalabi-
liyordu. .
Yallar ve erkekler taburelere oturmu, bir yan
dan syleiyor te yandan palmiye yapraklarndan
yaplm yelpazeleriyle kendilerini ferahlatyorlard.
ocuklarsa mum aalarnn altna melmi, kyas
ya akl ta oyunlar oynuyorlard. Kadnlar buulan
m sebze yemekleri ve pilav getirdiler. Bu srada baz
tahsilli kiiler nehirde bot keyfi sryor ve manzaraya
bakarak, ''Azck am belasz bam, kr hayatnn key
fi byle kar ite!" diye haykryorlard.
Ne var ki tahsillilerin ifadeleri gereklerden ok
uzakt, nk henz Bayan Dokuzokka bayramlk a-

67
zn amamt. Tepesi atan kadn, yrtk palmiye yel
pazesini hnla tabureye vurarak yle diyordu:
"Yetmi dokuzuncu yama bastm, grdm geir
dim. Kurt kocaynca kpeklerin maskaras olurmu,
maskara olacama lrm daha iyi. Yemek saati im
di, sense kzarm bakla yiyip duruyorsun, bizi adam
yerine koymuyor musun ha?"
Torununun torunu Altokka elinde avu dolusu
kzarm baklayla tam da ona doru koturuyordu.
Ninesinin fkelendiini sezince dosdoru nehrin yo
lunu tutup bir mum aacnn ardna sakland. Sonra
ufack bann iki yanndan sallanan salarn savurur
ken, "Moruk sen de bir lmedin, " diye avaz ktn
ca bard.
Yal Bayan Dokuzokka'nn yallna ramen
iitmesinde bir sknts yoktu. Ne var ki bu kez ufak
ln sylediklerini duymad, sylenmeye devam etti:
"Ne diyordum, nesiller gn getike ktlei
yor! "
Bu kyde annelerin ocuklar doduunda onlar
tartmas ve ona gqre isimlerini koymas tuhaf bir ge
lenek haline gelmiti. Yal Bayan Dokuzokka ellinci
ya gnnden beri zamanla her eyde bir kusur bulan
biri olup kmt. Her zaman, genliinde yazlarn bu
kadar scak olmadn, fasulyelerinse bu kadar kart
lamadn sylerdi. Ksacas, ona gre dnyann i

visi kmt. Yoksa ne diye Altokka, dedesinden ,
babas Yediokka'dan da bir okka eksik domutu? Bu
rtlemez bir kantt.
stne basa basa tekrar etti: "Ben ettiim laf bi
lirim, nesiller gittike bozuluyor! "
Gelini Bayan Yediokka tam o esnada bir tabak pi-

68
lavla sofraya geliyordu, taba hmla masaya braka
rak hiddetle dedi ki:
"Bykanne, baladn yine. Altokka doduun
da alt okka be bl arlnda deil miydi yani? Si
zin terazinizin ls baka, on sekiz blden lyor
sizinkiler. Altokka'y on alt bllk dzgn bir tera
zide tartsaydk yedi okkadan fazla ekerdi. Bykba
bamn ve babamn da tam tamna dokuz veya sekiz
okka ektiklerine inanmyorum. Belki de o zamanlar
on drt bllk okkada tartlyorlard."
"Nesiller
.;
gittike bozuluyor! "
Gelini Yediokka cevap verecekti ki tam o esnada
kocas Yediokka'nn Sokak bandan geldiini grd.
Hemen barmaya balad:
"Yine cehennemin dibindeydin deil mi? Ne diye
bu kadar ge dnyorsun eve? Yemee oturacaz,
herkes seni bekliyor, senin umurunda m peki?"
Yediokka doma byme kylyd fakat uzundur
aklnda daha iyi bir yaam srme, kendini gelitirme
fikri vard. koca nesil boyu ailesinde hibir erkek
apa sallamamt. Babas gibi o da kayklk yapyor,
gnde bir kez Luzhen kasabasyla ehir arasnda gidip
geliyordu. Sabahn bir vakti evden kar akamn kr
vaktinde geri dnerdi. Bundan dolay evrede olup bi
tenden gn gnne haberi olurdu. rnein, Gazap
Tanrs'nm yan ruhlu birini nerede boduunu veya
nerede bir kz olan kzn eytana gebe kaldn bilir
di. Kyde sz geen saygn biri olsa da ky kanunlar
yaz gn akam yemei iin k yakmamay emreder
di ve bundan dolaydr ki eve ge gelmesinden tr
her akam karsndan azar iitirdi.
Yediokka'nn bambu aacndan oyulmu benek-

69
li piposu elindeydi, azl fildiinden ve kz yeri
kurundan bir pipoydu bu. Ban ne eip usul usul
yryordu ve bir tabureye oturmutu. Altokka ba
basnn gelmesini frsat bilip ortaya kverdi, yanma
oturdu hemen. Babasna seslendi fakat cevap alamad.
"Nesiller gittike ktleiyor, " diye sylendi Yal
Bayan Dokuzokka.
Yediokka ban kaldrd ve derin bir ah ektikten
sonra dedi ki:
"mparator yeniden kt tahtna."
Bir anlna ap kald kars Yediokka. Haberi
duyunca haykrd:
"yi ya ite genel af kacak demektir, yle deil
mi?"
"Ba!mda sa rgm kalmad." Yediokka tekrar
i geirdi.
"mparator psklde srar m ediyor?"
"Evet, srarc."
Bayan Yediokka'nn ii rperdi. "Sen nereden bi
liyorsun?" diye sordu telala.
"Refah Meyhanesi'ndeki herkes byle sylyor."
Bayan Yediokka'nn iinden bir ses ilerin ktye
gittiini sylyordu, nk Refah Meyhanesi doru
haberlerin ulat ilk yerdi. Kocasnn yar tral sa
larna gz taklnca iindeki nefret yeniden kzt.
aresizlik ierisinde pirin lapasn bir tabaa doldur
du ve kocasnn nne srd:
"abuk zkkmlan! Alayp szlanmak sana ps
kln geri getirmeyecek, yle deil mi?"
Gnein son klar da gkyznden tamamyla
ekilmiti, nehir yava yava souyordu. Nehir bo
yunca kerpi evlerdeki gn boyunca ter iinde kalm

70
insanlarn tabak anak sesleri duyuluyordu. Bayan
Yediokka ard ardna kase pirin lapasn mide
ye indirince etrafna baknd. Birden kalbi kt kt
atmaya . balad. Mum aacnn yapraklar arasnda
kendilerine yaklamakta olan Bay Zhao'nun tom
bul siluetini tanmt. Batan ayaa gk mavisi ipek
giysiler ierisindeydi. Bay Zhao komu kydeki Bol
luk Meyhanesi'nin sahibiydi. On mil yarapnda bir
daire izilecek olsa bu snrlar ierisinde bulunan az
ok tahsilli tek kii o olurdu. Tahsilli olmas ona eski
zamanlarn ar havasn katyordu. Jin Shengtan'n16
dzenledii " Kralln Roman" adl mehur eserin
bir deste cildi vard elinde. Bunlar tekrar tekrar, sayfa
sayfa okurdu. Soracak olsanz, size be kaplan gene
ralin 17 isimlerini syleekle kalmaz Huang Chung'un
ayrca Han-Sheng, Ma Zhao'nun Meng-Yiji olarak da
bilindiini de syleyebilirdi. Devrimden sonra san
Taocu!ar gibi tepeden rmeye balamt. Zhao Yun
u an yayor olsayd imparatorluk bu halde olmaz
d diye durup durup i ekerdi. Bayan Yediokka'nn
gzleri iyi gryordu, ta teden Bay Zhao'nun bugn
salarn Taocular gibi toplamadn fark etti. Alnnn
nndeki salar kaztm, san aadan rmt.
Bayan Yediokka o an anlad ki tahta yeni bir impara
tor kmt, sa 9rgs yeniden zorunlu hale gelmiti
ve kocas ayvay yemek zereydi. Bay Zhao bu uzun
elbiseyi bouna giyecek deildi, hatta koskoca yl
da bu elbiseyi sadece iki kez giymiti. lki, dman

16. nl bir edebiyat eletirmeni (16091661). (.n.)

17. Krallar dneminde, Shu'nun hkm srd yllarda {221-263) be


byk general vard: Kuan Yu, Chang Fei, Zhao Yun, H uang Chung ve Ma Zhao.
(.n.)

71
opur Ah-si hastalandnda, ikincisi ise dkkannda
olay karan Bay Lu ld zamand. Bu nc se
ferdi ve mutlaka keyfini yerine getirecek, dmanlar
iin ktye delalet bir eyler olmutu.
Bayan Yediokka iki yl nce kocasnn sarhoken
Bay Zhao'ya "seni pi" diye kfrettiini anmsad.
Yine iinden bir ses kocas iin tehlike anlarnn al
dn sylyordu, bu yden yrei azndayd.
Bay Zhao'nun getiini gren ev halk ayaa kalk
t ve ubuklaryla tabaklarn gsterirken, "Buyurmaz
mydnz Bay Zhao?" dediler.
Bay Zhao bayla herkesi selamlarken "Ltfen
zahmet etmeyin, " dedi. Yediokkalarn masasna do
ru yanat. Herkes onu selamlamak iin aniden frla
d, Bay Zhao glmseyerek "Yemeinize devam edin
ltfen, " dedi. Ayn zamanda tabaklardaki yemeklere
iyice bir gz gezdirdi:
"Ah u mis kokulu kuru sebzeler.. . Haberi duy
dunuz mu?" Bay Zhao Bay Yediokka'nn arkasnda,
Bayan Yediokka'nnsa tam karsnda duruyordu.
Yediokka, "Tahta yeni bir imparator kt, " dedi.
Bay Zhao'nun yz ifadesine dikkat ederken, Ba
yan Yediokka zoraki glmsemeye alyordu.
"Madem tahta yeni bir imparator kt, genel af
ne zaman olacak acaba?" diye s rdu.
"O da bir genel af yapacaktr elbette." Ardndan
Bay Zhao daha yava konumaya balad.
"Bay Yediokka'nn pskl nerede, biliyorsunuz
ki bu ok nemli. "Uzun Sallar"18 zamanndaki uy-

18. 1851-1864 yllan arasnda ayaklanan devrimcllerden oluan Taiping Ordu


su, Jiag Hanedan'nn kard "erkeklerin tepelerini kaztp kuyruk brakma
s" emrine uymadklar iin "Uzun Sallar" olarak anlmtr. (.n.)

72
gulamay hatrlyorsunuzdur: "Kuyruun yoksa kellen
de yok."
Yediokka ifti hi kitap okumamlard, bundan
dolay bu klasik bilgiden yoksunlard. Fakat farkna
vardlar ki Bilgin Bay Zhao byle sylyorsa durum
gerekten ok vahimdi, hatta telafisi mmkn deil
di. lm fermanlarn kendi elleriyle imzalamlard
adeta. Kulaklarnda bir vzlt vard, tek kelime dahi
edemeyecek durumdaydlar.
Bay Zhao ile konuma frsatn . yakalayan Yal
Bayan Dokuzokka, "Her gelen nesil bir ncekinden
berbat kyor!" diye haykrd yeniden. "Gnmzn
ihtilalcileri insanlarn salarndaki pskl kesiyorlar,
bundan dolay ne Budist ne de Taocu gibi grnyor
lar. Ah o eski ihtilalciler byle miydi? Yetmi dokuz
yandaym bunca yl grm geirmiim. "Uzun Sa
llar" krmz saten kumala balarlard salarn, ku
ma da topuklarna kadar sarkard. Prens sar saten
balard... Yetmi dokuz yllk mrmde, sa tenlerin
her rengini grdm, sarsn da, krmzsn da...
"Halimiz ne olur?" diye homurdand Bayan Ye
diokka ayaa kalkarken. "Koca bir aileyiz, gen yal
hepimize kocam bakyor."
"Yapabileceiniz hibir ey yok," dedi Bay Zhao.
"Psklsz olmann cezas ok ak bir ekilde belir
tilmitir, kanun kitabnda cmle cmle yazldr. Koca
bir aile olmanz bir eyi deitirmez."
Kocasnn ceza alacann kanun kitabnda yazl
olduunu renen Bayan Yediokka btn umudunu
yitirdi. Bu endielerinin ardndan kocasna olan nef
reti tekrar alevlendi. Pirin tanelerini hmla etrafa
saarken alamaya balad:

73
"Kendin ettin kendin bulacaksn ite. syan sra
snda dedim sana kayk ilerine girme, ehre gitme
diye. Sen ne yaptn? Gittin. ehirde pskln kesti
ler, eskiden simsiyah parlak bir pskln vard. im
diyse ne bir Budist'e ne de bir Taocuya benziyorsun.
Kendinle beraber bizi de yakacaksn, bizim suumuz
neydi? Hapishanede ryeceksin ..."
Bay Zhao'yu gren kyller yemeklerini hemen
cecik bitirip Yediokkalarn sofralarnn bana top
lanmlard. Yediokka kyllerin nazarnda saygn
biriydi. Herkesin iinde karsndan hakaretler iitmek
arna gitmiti. Bundan dolay o da yava yava dik
lenmeye balad:
"Haklsn, evet ama imdi sras..."
"Seni adi hapishane kuu!"
lerinde en yufka yrekli olan dul Pa Yi de ora
dayd. Kocasn1_1 lmnn ardndan dourduu
iki yandaki bebeiyle Bayan Yediokka'nn yannda
durmu curcunay seyrediyordu. Bayan Yediokka'nn
biraz ileri gittiini dnerek ortal yattrmaya a
lt:
"Yenge, takma kafana bu kadar. nsanz sonuta,
gelecei grecek deiliz ya? Zamannda, sa rgsz
olmann utanlacak bir ey olmadn syleyen sen
deil miydin? Ayrca bu konuyla ilgili henz resmi bir
aklama yaplmad bile."
O szlerini tamamlamadan nce Bayan Yediokka
kulaklarna kadar kpkrmz olmutu. Elindeki yemek
ubuklarn byk bir hmla dul kadnn burnuna
dorultarak sylenmeye balad: "Hayr, asla! Ne sa
malyorsun sen Bayan Pi? ok kr aklm bamda,
byle sama bir eyi nasl sylemi olabilirim? Ps-

74
kln kestiklerinde gn gece aladm, herkes
ahit. Altokka bile alamt!" O srada Altokka bir
kase dolusu pirin lapasn henz bitirmi ve yeni
den doldurmalar iin barmaya balamt. Bayan
Yediokka'nn tepesi iyice atmt. Elindeki ubuklar
ocuun bandaki iki tutam saa dorultup ocuu
azarlad: "Kes grlty, sarsak velet!"'
Bo kase Altokka'nn elinden kayverdi ve yere
dp paraland. Bay Yediokka yerinden frlad
gibi kaseyi alp krk paralar birletirmeye alt.
"Kahretsin!" diye bararak Atokka'nn suratnn
ortasna iki tokat yaptrd. ocuk yere yld, Yal
Bayan Dokuzokka elinden tutup kalkmasna yardm
edinceye kadar alayp szland. "Her nesil bir nce
kinden de berbat!" Dul kadn Pa Yi fkelendi: "Bayan
Yediokka, avu kadar ocua vurmaya utanmyor mu
sun?"
Bay Zhao byk altndan glerek izlemiti onlar,
dul kadnn henz resmi bir aklama gelmedi szyle
keyfi kam, sinirlenmeye balamt. Masaya yanaa
rak dedi ki: "ocukcaza vurmak da ne oluyor? m-
. paratorun ordusu her an burada olabilir. Biliyorsunuz
ki ordunun banda Krallk zamanndan Zhang
Fei'nin soyundan gelen Komutan Zhang var. On sekiz
ayak boyunda dev mzrayla binlerce adam nne
katp kovalayabilir. Kimse ona kar koyamaz." Elinde
grnmez dev bir mzrak varm gibi yapp dul kadn
Pa Yi'ye doru birka adm att ve "Ona sen mi kar
koyacaksn?" dedi.
Dul kadn kucanda yavrusuyla korkudan tir tir
titriyordu, Bay Zhao'nun dik dik baklar ve ter iin
de kalm suratna daha fazla katlanamayacakt. Syle-

75
yeceklerini bitirmeden, arkasn dnp uzaklat. Bay
Zhao da daha fazla durmad. Oradakiler dul kadn
tartmaya maydanoz olmakla suladlar. "Pskln
kesen ve sonra tekrar uzatmaya balayanlar Bay Zhao
grr korkusuyla telala kalabaln arkasna saklan
mlard." Bay Zhao'ysa kalabaln iinden etrafna
aldrmadan yrd, aniden mum aacnn olduu ta
rafa yneldi ve "Siz mi ba edeceksiniz onunla?" diye
sordu. Tahta kprnn zerinden nehrin kar kys
na geip gzden kayboldu.
Olan biteni anlamaya alan kyller olduklar
yerde aklp kaldlar. Zhang Fei ile baa kamaya
caklarn anlamlard. "Yediokkalarn ileri kesinlikle
bitmiti, ne de olsa Bay Yediokka imparatorun kural
larn inemiti. Haberleri verirkenki fiyakal tavrn
ve uzun piposuyla dumanlar saarak satt alm d
nnce, kyller Yediokka'nn bann belaya girme
sinden keyif almlard. Kalp meseleyi tartmak ister
lerdi fakat syleyecek pek bir eyleri yoktu. Vzr vzr
sivrisinekler kalabaln arasndan plak omuzlar
yalayarak mum aalarnn ardna doru sr halin
de uutular. Kyller yava yava evlerine daldlar,
kaplarn kapatp uykuya daldlar. Bayan Yediokka da
sylene sylene sofray, bulaklar ve tabureleri top
layp yatmak zere evine girdi. "
Bay Yediokka krk kaseyi eline ald ve kap ei
ine oturup piposunu tttrmeye balad. yle en
dieliydi ki bir zaman sonra tttrmeyi bile unuttu.
Bambu aacndan oyulmu, azl fildiinden yapl
m benekli piposunun kuruni kzl snmt.
Vaziyet ok ciddi bir hal almt, iin iinden kabil
mek iin kafasnda planlar yapyordu. Akl allak bul-

76
lak olmutu, bir trl kafasn toparlayamyordu. "Ah,
psklm nerede?" "On sekiz ayak boyunda dev bir
mzrak!" "Her nesil bir ncekinden de berbat k
yor!" "mparator tahtna kmt." "Krk kaseyi eh
re gtrp onarmak gerek." "Onla kim ba edecek?"
"Kanun kitabnda yailyd." "Kahretsin!"
Yediokka ertesi sabah her zaman olduu gibi bo
tuyla ehre gitti. Akama doru bambu aacndan oyul
mu benekli piposu ve pirin kasesiyle Luzhen'e geri
dnd. Akam yemeinde Bayan Yal Dokuzokka'ya
kaseyi ehirde perinlettiini syledi. Koca bir krk
olduu iin on alt ayr yama gerekiyordu ve her ya
maya bakr lira demiti. Kasenin perinlenmesi
tam tamna krk sekiz bakr liraya patlamn ona.

Yal Bayan Dokuzokka, "Her nesil bir ncekin


den berbat!" dedi yine huysuzlanarak. "Grdm ge
irdim. Bir yama iin lira ha? Bizim zamanmzda
yamalar byle miydi? ok eskiden., . Ah ... Yetmi do
kuz yandaym ve ... "

Yediokka, eskisi gibi her gn gidiyordu ehre ama


bir kere kt bulutlar sarmn evinin ban. Kyller
selam sabah kesmilerdi, artk ona ehirde ne var ne
yok sormaz olmulard. Bayan Yediokka'nn kzgnl
bir trl dinmemiti, kocasna hala "Sersem herif!"
diye atp duruyordu.

On be gn kadar sonra, Yediokka ehirden eve


geldii bir vakit karsn hi ummad bir ekilde en
akrak buldu. "ehirde ne var ne yok?" diye sormutu
kocasna.
"Hi, hibir ey."

77
"mparator tahtna km m?"
"Bir ey demediler.",
"Peki ya Refah Meyhanesi'nde konusu almad
m?"
"Hayr, hi sz gemedi.'!
"mparatorun tahta kaca falan yok. Bugn
Bay Zhao'nun meyhanesinin yanndan getim, her za
manki gibi kitap okuyordu. San yine tam tepeden
rmt, uzun mavi giysilerini giymemiti."

"Yani imparatorun tahta kmamas olas m di


yorsun?"
"Bence kmayacak."
Yediokka yine eskisi gibi saygn bir kii olmutu,
kars ve kyller ona ok iyi davranyorlard. Yazlar
nceki gibi kerpi evlerinin nnde akam ymei yi
yorlar, yoldan gelen geenleri tebessmle selamlyor
lard. Bayan Yal Dokuzokka birka gn nce sekse
ninci ya gnn kutlamt. Genlere ta kartacak
kadar salam ve bir o kadar da huysuzdu. Altokka'nn
salar uzam, imdi ensesinden pskl sallanr ol
mutu. Yakn zamanda ayan incitmi olmasna ra
men annesine ev ilerinde yardm ediyordu. Elinde
on alt yerinden yamal kasesiyle kerpi evin etrafnda
oradan oraya koturuyordu.

Ekim 1 920

78
ESK EVM

Aa yukar yirmi yl nce terk ettiim kyme


varmak iin ortal krp geiren soua karn
' yedi
yz mili akn yolu teptim.
Kn son gnleriydi. Yelkenlimiz kye yaklatk
a hava kararyor, souk rzgar gemimizi uuracak
gibi oluyordu. Tentemizdeki yarktan kasvetli sar
ufuk izgisinin altnda uzaklara dalm, herhangi bir
yaam belirtisinden yoksun kyler grlyordu. Key
fim kamt.
Ah! Yirmi yldr hayallerimi ssleyen kym mu
hakkak byle deildi. En azndan benim hatrladm
kadaryla deildi. Benim kym ok daha gzeldi.
"Ne gibi bir ekicilii vard, nesi gzeldi? " diye so
racak olsanz doru dzgn bir cevap veremez, keli
melerle tasvir edemezdim. Demek buydu benim k
ym! Kendi kendime mannkl bir aklama yapmaya
alyordum: "Ky yine ayn kyd, hi deimemiti
aslnda. Bir arpa boyu bile ileri gidememiti, yine de
u grdm halde deildi eskiden. Aslnda benim
haletiruhiyem deimiti, bu sefer kyme kederli bir
ekilde geliyordum.

79
Bu kez geliimin tek amac kyme son kez el
veda diyebilmekti. Yllarca yaadmz evi baka bir
aileye satal ok olmutu, o yln sonuna kadar boalt
'
mamz gerekiyordu evi. Kye varmak iin acele edi
yordum nk canm evimize veda etmek iin sadece
ylbana kadar vaktimiz vard. Sonra memleketimden
baya uzakta, altm civarda bir eve tanacaktk.
Ertesi gnn afak vakti, evimin kapsa var
dm. Damda bitmi yaban otlarn rzgar bir o yana
bir bu yana savuruyordu, bu bile evin el deitirmesi
gerektiini yeterince anlatyordu. Aile sakinlerimizin
birou eve oktan elveda demi olmal, hi allma-'
dk bir sessizlik hakimdi. Eve vardmda annem beni
karlamak iin bekliyordu. Sekiz yandaki yeenim
Hong'er'se annemin peinde dolanp duruyordu.
Annemin keyfi yerindeydi, aslnda iten ie zn
tsn benden gizlemeye abalyordu. "Otur dinlen,
bir ay koyaym sana," dedi annem. Tanmamzn
bahsini amamt henz. Beni daha nce hi grme
mi olan Hong'er uzaktan uzaa bizi izliyordu.
Sonunda sz tanmamzdan ald. Bir ev tuttu
umu, ufak tefek mobilya aldm ve zerine bir ey
ler eklemek iin buradaki eyalar satmamz gerektii
ni syledim. Bana hak verdi, yanma alaca eyalarn
valizine koymutu hatta mobilyalarn neredeyse yar
sn tamas zor olur diye satmt. Ne var ki alaca
olan insanlara ulamas byk bir sorundu.
"Birka gn dinlen, sonra yaknlarmz ziyaret
edersin ve gideriz," dedi annem.
"Pekala," dedim.
"Runtu buralarda. Ne zaman gelse seni sorup du
ruyor, mutlaka grmek istiyor seni. Gelecein zama-

80
n tahminen syledim ona, birka gne kalmaz kar
gelir."
Birdenbire garip bir hayale daldm. Altn gibi
parlayan ay, mavi gkyzn aydnlatyor, deniz ky
snda karpuz bostanlar gz alabildiine uzanyordu.
Boynunda gm zinciri olan on bir on iki yalarnda
bir olan, elindeki dirgeni olanca gcyle nndeki
hayvan karaltsna frlanyor, fakat hayvan bir anda
olann bacaklar arasndan kaveriyor.
te bu Runtu'ydu. Otuz yl nce, onu ilk gr
dmde on yalarndayd. O zamanlar babam henz
.lmemiti, ailecek geinip gidiyorduk. Tam bir "k
k bey"dim o sralar. Atalarmza byk bir kurban
sunma sras bizimkilerdeydi o yl. Her otuz ylda hr
gelirdi sramz, bundan dolay ok byk bir nem arz
ederdi. lk ayda atalarmzn resimleri nnde hedi
yeler sergilenirdi. Dini eyalar ok kymetliydi ve bu
ritele byk bir kalabalk terif ederdi. Hrszlklara
kar nlem almak artt. Ailemizin bir tek hizmetkar
v;rd, stelik o da aylkyd. (Bizim civarda insanlar
hiz.metkarlar gruba ayrrlar. Ayn ailenin yannda
btn bir yl kalp onlara hizmet edenlere "yllk";
birka gnlne alanlara "gndeliki" ve de as
lnda kendi toprayla uraan sadece yeni yl festi
vallerinde bir aileye yardm edip evine geri dnenle
reyse "aylk" derler.) Yapacak ynla i olduundan
hizmetkarl!lz babama olu Runtu'nun eyalara gz
kulak olmasn teklif etti.
Babam raz olduunda sevincimden havalara
uuyordum. Runtu'yu teden beri (!lnyor, akranm

81
olduunu biliyordum. Artk ayda19 domutu ve yk
seleninde be dnya elementi eksikti. Bundan dolay
babas adn Runtu ( Artk Dnya) koymutu. Ustaca
tuzaklar kurup kk kular yakalayabiliyordu.
Ylban iple ekiyordum. Yeni ylla birlikte Run
tu da gelecekti. Nihayet yl sonu gelmiti, bir gn
annem Runtu'nun geldiini syledi, frladm hemen
onu grmek iin. Mutfaktayd, yusyuvarlak yz, kp
krmz yanaklar vard. Boynunda parldayan gm
zinciri, banda da takkesi vard. Bu bile babasnn
ona ne kadar dkn olduunu gsteriyordu, olu
lecek diye zavall adamn d kopuyordu. Tanrlara
ve Buda'ya adak adam, tlsm niyetine ona bir gm
zincir almt. Runtu ok sklgan bir ocuktu, bir tek
benden ekinmezdi. Herkes bir keye ekildiinde
benimle konumutu, topu topu birka saat iinde ar
kada oluvermitik.
O gn ne konutuk, ne anlattk birbirimize hat
rmda deil. Fakat Runtu ok sevinmiti, ehirde bir
ok yeni ey grdn sylemiti.
Ertesi gn ondan ku avlamasn istedim.
"Mmkn deil, nce lapa lapa kar yamas la
zm, ancak o zaman avlayabilirim. Buralarda toprak
kumludur, kar yadktan sonra bir gzel eelerim top
ra sonra koca bir sepeti yerletiririm, ucuna da sopa
balar, iine pirin taneleri serpitiririm. Kular pirin
cin bana tndeyse, bir frsatn kollar, sopaya
balam olduum ipi ekerim ve kular yakalam
olurum. Her trden ku yakalayabilirim bu ekilde:
sln, ulluk, guguk kuu, mavi srd kular..."

19. in Ay Takvimi 360 gndr. Her ay 29 veya 30 gnden oluur, 31 gn


sren ay yoktur. Bundan dolay her yl, 13. artk bir ay takvime eklenir. (.n.)

82
Bunun zerine kar yasn diye can atar oldum.
Bir baka zaman da, "imdi hava ok souk,"
dedi Runtu. "Bizim oralara yazn mutlaka gelmelisin.
Gndzleri sahilde istiridye kabuklar toplamaya gi
deriz, yeil olanlar da var krmz olanlar da. "eytan
rkten" cinsinden olan da var, "Buda'nn elleri" cin
sinden olan da. Akamlar babamla karpuz bostanna
gittiimizde sen de bizimle gelirsin. "
"Hrszlardan korumak iin mi gidiyorsunuz bos
tana?"
"Hayr, yoldan geen bir kimse susam ve kar
puzlardan yemise, biz buna hrszlk demeyiz. Kirpi
lere ve porsuklara kar korumak zorundayz karpuz
lar. Aynda bir bir karlar, balarlar kemirmeye
karpuzlar, ite o zaman eline dirgeni aldn gibi... "
Porsuk nedir bilmiyordum, imdi bile biliyorum
diyemem ya, fakat nedense bana azgn ufak bir kpei
anmsatmt.
"Porsuk dediin insan srr m?"
"Elinde dirgen var ya! Porsuk biraz yanasn,
annda batrverirsin. evik hayvandr porsuk, zeri
ne atlayverir, bacann arasndan kaverir derisi de
ya gibi kaygandr... "
Byle tuhaf eylerin var olduundan imdiye dek
hi haberim olmamt. Sahilde gkkuann renkle
rinde istiridye kabuklarndan, karpuzlar byk bir
tehlikenin beklediinden bihaberdim. Daha nce tek
bildiim karpuzlarn manavlarda satldyd.
"Bizim sahilimizde sular ykselince havaya s
rayan eit eit balk peyda olur. Her birinin ikier
baca vardr, tpk kurbaalar gibi... ,,
Runtu'nun akl hazinelerle dolup taan bir ma-

83
ara gibiydi. Daha nceki arkadalarmn onun bil
diklerinden haberleri bile yoktu. Arkadalarmn
Runtu'nun anlattklar hakknda hibir fikirleri yok
tu, o deniz kenarnda yaam, arkadalarm ve bense
ocukluumuzu drt duvar arasnda geirmitik. Tek
grebildiimiz gkyzyd.
Maalesef, ylbandan bir ay sonra eve gitmek
zorunda kalmt Runtu. O gidecek diye gzyalarna
bolmutum, Runtu ise mutfaa kapanmt. Alyor,
eve gitmek istemiyordu ne va: ki babas zorla gtr
mt onu. Aradan biraz zaman gemiti ki bana ba
basyla istiridye kabuklaryla dolu bir paket ve birka
gz alc ku ty gndermiti. Ben de ona bir iki kez
hediyeler gnderdim, sonraysa birbirimizi bir daha
hi grememitik.
.Annem ondan sz edince, ocukluk anlarm zih
nimde bir imek gibi akt, bir an kendimi kymn
o gzel yllarndaymm gibi hissettim. Anneme yle
dedim:
"Oh ne gzel, hali vakti yerinde mi?
"Kt kanaat geiniyor ite, " dedi annem. Sonraysa
kapdan dar bakarak: "Gene geldi u karlar. Mobil
ya almaya geldik diyorlar ya aslnda ne arrz derdin
deler. Gidip unlarn balarnda duraym."
Annem hemen frlad yerinden ve dar kt.
Dardan birka kadnn sesi geliyordu. Ben de bu
srada Hong'er ile iki muhabbet edeyim, okuma yaz
may skm m, tanmaktan memnun mu, soraym
dedim.
"Trenle mi gideceiz ? "
"Evet, trenle gideceiz."
"Peki ya bota da binecek miyiz?"

84
"nce bota bineceiz."
, ta kendisi, ne de uzun by var!" diye bir
ses bir anda inletti ortal.
"Yerimden sradm gibi elli yalarnda bir ka
dn karmda buldum. Elmack kemikleri kk, du
daklar inceydi. Bacaklarn aralam ve ellerini beline
koymutu. Etek giymemiti. Karmda geometrik alet
antasndan frlam bir pergel gibi duruyordu.
ok armtm, kk dilimi yutmak zereydim.
"Tanmadn m beni? Vaktiyle kucamda tar
dm seni!"
Bu sefer sahiden yutuyordum kk dilimi. Ney
se ki annem yetimi, beni bu durumdan kurtarmt:
"Uzundur buralarda yok, unutmutur belki, ku
suruna bakma sen onun. Bayan Yang tam karmzda
oturuyor, soya satyor dkkannda, hatrladn ya?"
Evet, kesinlikle hatrlyordum. ocukken nere
deyse sabahtan akama kadar soya dkkannn nn
de oturan bir Bayan Yang vard. Herkes ona "soya
gzeli" derdi. Fakat all pullu kadnn biriydi eskiden,
ne dudaklar ne de elmack kemikleri imdiki gibiy
di. Onu daha nce pergele benzettiimi hatrlam
yorum hi. O zaman insanlar soya dkkannn onun
sayesinde iyi i yaptn sylyorlard. Belki yamn
kklnden, aklmda hi yer etmemi. Neredeyse
tamamen unutmutum onu. Pergel grnl kadn
gerekten gcenmiti bana, kendisini hatrlamadm
iin baya fkelenmiti. Napolyon'un adn duyma
dn syleyen bir Fransz veya Washington'un nere
si olduundan bihaber bir Amerikanlyla karlam
gibi bakyordu. Alay ederek dedi ki:
"Beni unuttunuz ha? Doaldr, koca adam olmu-

85
sunuz, bana bakacak haliniz yok ya ". .

Ayaa frladm hemen, cevap vermeye altm:


"Elbette yle deil. .."
yleyse beni dinleyin Xun Efendi, haliniz vakti
niz yerinde, bunca mobilyann tanmas da glk
karacaktr size. Bari brakn da biz alalm mobilyalar,
fakir fukarann yz glsn."
"Zengin falan deilim ben, satacam bu eyala-
r ... "
"Hadi canm oradan, koskoca blge mfettii ol
musunuz bir de bana zen gin deilim diyorsunuz yle
mi? Her ehirde bir metresiniz var, faytonunuzu sekiz
adam ekiyor ve hala zengin deilim mi diyorsunuz?
Benim gzmden bir ey kamaz. "
Ne sylesem faydaszd, ben de sesimi karma
dm.
"Sahi ya bu zenginler cimri oluyorlar, cimri ol
duklar iin de zenginleiyorlar," dedi pergel kadn.
Sylene sylene dnd arkasna, usul usul uzaklat.
Kapdan karken annemin bir ift eldivenini grd,
eldivenleri cebine sktrd gibi kt gitti.
Daha sonra kyden birka akraba daha urad.
Onlarla sohbet muhabbet derken kyde veya drt
gnm byle geti.
Bir le sonu hava iyiden iyiye soumutu. le
yemeinden henz kalkm aym yudumluyordum.
Birinin eve doru geldiini fark ettim. Kimmi diye
kafam evirip baktm. Gayriihtiyari frladm yerim
den, onu karlamak iin kouyordum adeta.
Runtu gelmiti. Onu grr grmez tansam da bu
benim bildiim Runtu deildi. Boyu iki katna eri
mi, bir zamanlar kpkrmz olan yusyuvarlak yz

86
sararmt. Y znde derin izgiler ve krklklar var
d. Gzleri ayn babasnnki gibi olmutu, gzkapak
lar da deniz kenarnda alan her kylde olduu
gibi i ve kpkrmzyd. Sanrm tm gn okyanus
rzgarlarna maruz kaldklarndan oluyordu. Banda
pejmrde bir takke vard. Srtna yamal bir ceket ge
irmiti, souktan tir tir titriyordu. Kada sard bir
paket ve bir de uzun piposu vard elinde. Elleri de es
kisi gibi krmz ve tombul deildi; nasr tutmu, at
lamt. Tpk am aacnn kabuklu gvdesi gibiydi.
Onu grdme sevinmitim, ne syleyeceimi
bilemedim. unlar haykrabildim sadece:
"Ah, Runtu, sensin demek! "
Ona anlatacak ok eyim-vard. Hangisinden ba
lasam bilemiyordum, boncuk boncuk dklmeliydiler
dudaklarmdan ulluklar, istiridye kabuklar, havaya
srayan balklar ve porsuklar ... Anlatacaklarm boa
zmda dmleniyordu, kelimelere dkemiyordum.
Runtu ayakta duruyordu, yznde sevin ve ke
derin birbirine kart bir ifade vard. Dudaklar k
prdad fakat bir ey demedi. Sonunda saygl bir tavr
taknarak unlar syledi:
"Bey! "
Batan ayaa rperdim, o an fark ettim aramzda
ki almaz duvar. Syleyecek sz bulamadm.
Ban seslenmek iin evirdi:
"Shuisheng, gel beyimizi selamla! Arkasna sak
lanm bir ocuk kverdi. Tpk babasnn yirmi yl
nceki hali gibiydi. Biraz daha soluk biraz daha zayf
t, bir de gm zinciri yoktu.
"Bu beinci ocuum. nsan iine kmad pek,
yabanclyor imdi, utangatr biraz."

87
Annem ve peinde Hong'er st kattan geldiler,
muhtemelen sesimizi duymulard.
"Mektubunuzu aldm hanmm," dedi Runtu.
"Beyimizin gelii beni ok mutlu etti. "
"Bu sayg gsterisi de ne oluyor imdi? Karde
deil miydiniz siz? Eskisi gibi kardeim deyin birbi
rinize."
"Ah, o zamanlar ocuktum, aklm ermemi han
mm. " O esnada ocua anneme selam vermesini sy
ledi. ocuk ok utangat, sklp bunalm, babasnn
arkasna saklanmt.
"Demek bu Shuisheng, beinci ocuun ha?" dedi
annem. "Bize alkn deil, utangalna kzma ocu
un. Hadi Hong'er onu dar oynamaya gtrsn."
Hong'er, Shuisheng ile dar kt, hemen kay
natlar. Annem Runtu'ya oturmasn syledi, biraz
tereddt ettikten sonra oturdu Runtu. Uzun piposunu
masaya koyup elindeki paketi anneme uzatt:
"Kn getirmeye layk bir eyim yoktu, ben de
evde kuruttuumuz fasulyelerden getireyim dedim.
am sakz oban armaan . .."
Nasl geindiini sordum. Ban sallayarak dedi
ki:
"Zar zor geinmeye abalyorum, altnc ocuum
bile iin ucundan tutuyor, yine de boazmzdan iki
lokma ekmek zor geiyor. Bir de burann dzeni bo
zuldu. nne gelen hara istiyor. Kanunlar ilemiyor.
Hasat zaman da kt geti. Ekip biiyoruz, pazarda
satmaya gelince vergisiydi, vr zvryd elimizde para
kalmyor, pazara gtrmesek hasat evde ryor."
Srekli ban sallyordu, yzndeki derin izgiler
konuurken hi kmldamyordu. Kederlenmiti bes-

88
belli, derdini anlatamad. Biraz durduktan sonra pi
posunu yakt, sessizce tttrd.
Annemle konuurken, "Evde i g var, yarn
dnmek zorundaym," demi. Henz yemek yeme
mi, annem mutfaa girip pirin kavurup yemesini
syledi.
O mutfaktayken, annemle onun iler acs hali
hakknda konutuk. Bir yandan oluk ocukla, ktlk
la, vergilerle ba etmeye abalyor; te yandan asker
ler, ekyalar, memurlar onu soyup soana eviriyor
du. Evden gtrmeyeceimiz eyalardan istediklerini
almasn teklif etti annem.
leden sonra birka para eya seti: iki uzun
masa, drt iskemle, bir tts, bir amdan bir de terazi.
Ocakta birikmi klleri de almak istedi. (Bizim ora
larda mutfaktaki ocaklarda saman yaklr, kumlu top
rakta gbre grevi grr bu samann klleri.) Biz git
meden kaykla gelecek, eyalar toplayp gtrecekti.
O gece yine havadan sudan eylerden konutuk.
Ertesi sabah Shuisheng'le birlikte gittiler.
Dokuz gnn ardndan bizim iin de ayrlk vak
ti gelmiti. Runtu sabahleyin geldi, Shuisheng onunla
gelmemiti. Kaya gz kulak olsun diye b yalarn
daki kzn getirmiti. kimizin de ii bandan aknd,
konuacak frsatmz olmamt. Arada bir misafirler
de geliyordu. Kimi bizi uurlamaya, kimi bir eyler
alp gtrmeye, kimiyse ikisi iin de. Kaya bindi
imizde neredeyse akam olmutu. Evdeki eyalarn
hepsini byk kk, krk dkk demeden gtr
mlerdi.
Alacakaranlkta ilerliyordu kaymz. Yemyeil
dalarn arasndan geen rman masmavi sular ka-

89
ymza arpyordu.
Hong'er'le birlikte bulunduumuz blmenin
penceresinden, gzmz iyi semese de manzaraya
bakyorduk.. Birdenbire sordu:
"Amca, geri gelecek miyiz?"
"Geri gelmek mi? Daha gitmedik bile, imdiden
dnmeyi mi dnyorsun?"
"ey, Shuisheng beni evine davet etmiti de..."
Kapkara gzlerini kocaman amt endieyle.
Annem ve ben de zlmtk. Aklmza Runtu
gelmiti. Annem tanma hazrlklarna baladndan
beri soya dkkanndaki Bayan Yang'n peinden ay
rlmadndan bahsetti. Runtu kl birikintisi almaya
gelmeden bir gn nce kllerin yannda topra kazp
bir deste tabak anak bulmu. Byk ihtimal onlar
oraya Runtu eyalar almaya geldiinde gtrebilmek
iin gmmt. Bayan Yang bulduklaryla birlikte k
pek-kudurtan da yanna alp kamt. (Kpek-ku
durtan bizim oralarda kmesilik ya-panlar kullanr.
Tahtadan yaplm bir kafestir. ine yemek konulur
tavuklar gagalaryla rahata yerken kpekler sinirden
kudurmaktan baka bir ey yapamaz.) O eri br
ayaklaryla koabilmesi hayret verici!
Memleketimden uzaklayordum ite. Ben uzak
latka memleketimin tepeleri ve rmaklar da uzak
larda yava yava kayboluyordu. Nedendir bilmem,
piman deildim. Beni asl zen etrafm beni dost
larmdan ayracak grnmez bir duvarla evriliymi
gibi hissetmemdi. Karpuz bostanndaki gm zincir
li kk kahramann hayali bile capcanlyd eskiden,
imdiyse yava yava bulanklamaya balad ki hep
ten kederlenmitim.

9Q
Annem ve Hong'er uykuya dalmt.
Kayn altnda szlen suyun sesini dinleye
rek uzanyordum. Runtu ile yollarmzn ayrldn
biliyordum, aramzda almas g bir duvar vard.
ocuklarsa ok iyi anlayorlard. Hong'er srekli
Shuisheng'i dnyordu. Umarm bizim gibi olmaz
lar, snf fark dostluklarna glge drmez. Onlar
bizler gibi deiller, birbirlerine yakn olmak istiyo_rlar.
Umarm ne benim gibi monoton bir hayatlar olur, ne
Runtu'nunki gibi sefalet iinde yaarlar ne de baka
lar gibi varlarn yoklarn arur ederler. Bambaka,
yepyeni bizim henz tadna hi varmadmz bir ya
am srmeliler.
Umutlanmak birdenbire korkuttu beni. Runtu
benden tts ve amdan istediinde gizliden gizliye
alay etmitim onunla. Demek hala putlara tapyordu,
aklndan silip atamamt onlar. u an benim umut
dediim eyin de puttan pek bir fark yoktu. Tek fark
o olas eyler iin, bense gerekleme ihtimali dk
eyler iin dua ediyordum.
Uyuklarken gzmn nne masmavi gkyz
n altn sars ayn aydnlatt, yemyeil sahilin gz
alabildiine uzand bir manzara geldi. Dndm
ki umut denilen ey hem var olan hem var olmayan
bir eydi. Tpk yeryznn yollar gibi. Balangta,
yeryznde yol falan yoktu, insanolu gide gele ekil
lendirmiti yollarn.

Ocak 1921

91
AH Q'NUN GEREK HKAYES

Blm 1
Takdim
Uzun zamandr Ah Q'nun gerek hikayesini kale
me alma niyetindeydim. Bir yandan hakknda yazmak
istiyor, te yandan onu anlatmaya kalemimin kuvveti
yetmez endiesiyle bir trl balayamyordum. Ah Q
gibi lmsz birini ancak ebedi bi kalem ele almal
diye dnyordum. lmsz bir yazar olmann yolu
her zaman lmsz bir ahsn hayat hikayesini anlat
maktan geer. Zira insanlar gelecee edebiyat sayesin
de ular, edebiyat ise gelecee tayacak olan yine in
sanlardr. Sonu olarak kimin kimi gelecee tayaca
pek aikar deil.
nnde sonunda eytann aklna uyup Ah Q'nun
hikayesini yazacak kii ben oluyorum. Kalemi elime
almamla bu lmsz eseri yazarken karlaacam
zorluklarn birer birer farkna varyorum. Karla
tm ilk sorun eserin ad oluyor. Konfys yle
demi: "Eserin ad doru deilse yazlanlarn hkm
yoktur." Bu mtearifeye zellikle dikkat etmeliyim.
Biyografi yazlarnn birok tr var: resmi biyog-

93
rafiler, gayrresmi biyografiler, otobiyografiler, efsa
neler, ansiklopedik biyografiler, aile hikayeleri, ksa
hikayeler... Ama maalesef hibiri amacma hizmet et
miyor. Resmi biyografi desem? Yazdklarmn saygn
kiilerin gerek hikayelerini iermeyece apak or
tada. Doruluu ispatlanm bir biyografisi yazlma
dan gayrresmi biyografisini yazmam da uygun olmaz.
Otobiyografi desem? Aka grlyor ki Ah Q. ben
deilim. Efsane kesinlikle olmaz, Ah Q efsanevi bir
ahsiyet deildi. Ansiklopedik biyografi de diyemem.
u ana kadar hibir bakan Milli Tarih Kurumu'na Ah
Q'nun yaamnn kitaplatrlmas gibi bir talimatta
bulunmad. Hakiki ngiliz tarihinde kumarbazlarn
hayatlarnn kaleme alnmad doru olsa da nl ya
zar Conan Doyle, Rodney Stone20 hakknda yazmt.
nl bir yazar iin bu durum ho grlebilir, fakat be
nim gibi birinin byle bir ie kalkmas doru olmaz.
yleyse aile hikayesi diyelim? Fakat ne ben Ah Q'nun
aile bireylerinden biriyim ne de ocuklar veya torun
lar bana byle bir yaz yazmam iin yetki verdi. Ksa
hikaye diyecek olsam Ah Q'nun uzun bir hikayesi ol
mad iin kar kanlar olacaktr. Ksacas, bu ger
ek bir hayat anlatan bir yazdr, ama ben bir sokak
azyla, baya bir slupla yazdm iin atafatl bir
balk yazmaya kalkmayacam. ekol ve dokuz
retiden21 herhangi birine bal olmayan yazarla
rn basmakalp szlerinden faydalanacam. Konuyu

20. incede bu kitabn ad Kumarbazlann Ders Niteli6inde Yaam ykleri


diye geer. (.n.)
21. ekol: Konfyslk, Budizm ve Taoizm. Dokuz lreti: Konfys,
Taoist, Legalist ve Moist benzeri lretiler. Bunlardan birine ball bulunmayan
yazarlar pek sayg grmezlerdi. (.n.)

94
daha fazla saptrmadan dnelim gerek hikayeye. Son
iki kelimeyi balmda kullanacaim. Bu iki kelime
eski Hattatlk'n Gerek Hikdyesi22 adl kitabn adn
andrsa da elimden bir ey gelmez.

Beni bekleyen ikinci sorun eserin balangc olu


yor. Bir biyografi yle balamal: Ad udur, yle bi
linir, uradan gelmitir, urada yaar. Bense Ah Q'nun
soyadm bile bilmiyorum. Bir keresinde yapt bir
hareketten dolay soyadnn Zhao olduu sanlm,
fakat ertesi gn kafalar yeniden karm. Olay yle
gelimi: Bir gn Bay Zhao'nun olunun memurluk
snavn kazandn ilan etmek iin kyde anlar al
maya balam. O srada iki kase sar arap imi olan
Ah Q da sanki kendi ailesinden biri snav kazanm
gibi bu baardan kendisine pay kararak vnmeye
balam, haliyle Bay Zhao'nun olunun dedesi izleni
mi yaratm. Bunu gren birka kii Ah Q'ya hrmet
etmeye balam. Ertesi gn erif yardmcs Ah Q'yu
Bay Zhao'nun evine arm. Sinirinden kpkrmz
kesilen yal beyefendi gzlerini Ah Q'nun zerine di
kerek yle demi:
"Ah Q, seni alak herif! Seninle ayn soydan m
geliyormuuz?"
Ah Q cevap vermemi.
Ah Q'ya baktka Bay Zhao daha da sinirleniyor
mu, hmla birka adm atp yle demi: "Bu ne c
ret Ah Q, azndan kan kulan duyuyor mu senin?
Senin gibi biri nasl benim akrabam olur? Soyadn
Zhao mu ki senin?"

22. Manu Hanedan'ndan Feng Vu tarafndan yazlm bir kitap. (.n.)

95
Ah Q yine sesini karmam, fakat Bay Zhao'nun
okkal tokadndan da kurtulamam.
"Zhaolardan olman ne mmkn? Sen bir Zhao
olmaya layk gryor musun kendini?" .
Ah Q soyadm savunmaya kalkmam. ef yar
. dmcsn drtm ve birlikte dar kmlar. Dar
kar kmaz ef yardmcsnn sulamalarn dinlemek
zorunda kalnca iki yzlk sknrvermi eline. Bunu
duyanlar Ah Q'nun byle bir ey yapmasnn dpe
dz ahmaklk olduunu sylemiler. Soyad Zhao olsa
bile -ki muhtemelen deildi- Bay Zhao ile ayn kyde
yaarken byle atp tutmamas gerektiini ok iyi bil
meliydi. Sonu olarak Ah Q'nun atalarnn kim oldu
unu hala bilmiyorum.
Bu eseri yazarken karlanm nc sorun
sa Ah Q'nun adn nasl yazacam bilmiyor olu
um. Hayatta olduu zamanlar herkes kendisine Ah
Quei derdi, lmnden sonraysa Ah Quei ad anl
maz oldu. Belli ki o da ismi "bambu levhalara ipek
le kaznmamlardand."23 Bu eser, adn yaatmak
iin edilen ilk teebbs olmal. Henz eserin banda
bunca sorunla karlatmdan ince eleyip sk doku
yorum: Ah Quei. Yoksa "in tarn" anlamna gelen
Quei asaleti mi temsil ediyordu? Gbek ad Ay K
k olsa veya doum gn Ay Bayram'nda24 kutlan
sa,. Quei'nin "in tarn"25 anlamnda kullanldna
emin olabilirdim. Gbek ad olmadna -veya varsa

23. M.. 3. yy'da kullanlan bir tabirdir. O zamanlar yaz yazmak iin bambu
ve ipek kullanlrd. (.n.)
24. Gz Ortas Bayram'nn bir diler addr. (e.n.)
25. in tarn, Ay Bayram zamannda iek aar. Aynca in'de, Ay'daki
glgelerin tarn atac eklinde olduluna inanlr. (.n.)

96
kimse bilmediine- ve doum gnnde Ay Bayram'na
grevli olarak davet edilmediine gre kendisinden
Ah Quei (in Tarn) olarak bahsetmek keyfi olur.
Ah Fu (refah) adnda bir aabeyi veya kardei olsa
kendisine Ah Quei (asalet} diyebilirdik. Byle bir ey
de olmadna gre' Ah Quei (asalet} dememiz iin
hibir gerekemiz yok. Hele ki Quei ile birlikte kul-
lanlan allmadk karakterler hi uygun olmaz. Bu
soruyu Bay Zhao'nun oluna sorduumda arp
kald. Ona greyse bu isim kesinlikle kullanlamaz
m nk Chen Duxiu26 Bat alfabesini savunan Yeni
Genlik dergisini getirince anlamlar ki milli kltr
yozlayormu. Son are, bizim mahalleden birinden
resmi kaytlardan Ah Q'nun durumunu aratrmas
n istedim. Sekiz ay sonra kaytlarda Ah Quei adnda
birini bulamadn bildiren bir mektup yazd bana.
Gerekten byle bir isim yok muydu yoksa arkada
m sahiden aratrmam myd bilemiyorum. Bundan
dolay Ah Q yazmaktan baka bir yol gelmiyor akl
ma. Yeni telaffuz sistemi de henz yaygnlamadna
gre ismiri Bat alfabesiyle yazacam mecburen. Ah
Quei'yi ngiliz yazsyla ksaltp Ah Q olarak kullana
cam. Eserimin Yeni Genlik dergisine kr krne
balym gibi grnmesinden dolay kendimden uta
nyorum, fakat Bay Zhao'nun olu gibi kltrl bir
kii bile sorunumu zemediyse ben ne yapabilirim?
Drdnc sorunsa Ah Q'nun nereli olduu hak
knda. Soyad Zhao olsayd, eski bir yntem olan ama
imdi de insanlar blgelerine gre snflandrmada

26. 1880-1942. Pekin nlversltesi'nde profesrlk yapmtr. Aylk Yeni Gen


(
lik dergisinin editrdr. Sonradan in Komnist Partisi'nden ayrlmtr. .n.)

97
yaygn bir ekilde kullanlan Yz Soyad Tefsiri'ne27
bakarak, Tianshuilerin Kansu eyaletinden olduunu
bildiimiz gibi Ah Q'nun da memleketini renebilir
dik. Soyad sorunu da hala ihtilafl olduuna gre Ah
Q'nun memleketi de belirsiz kalacak sanrm. Hayat
nn byk bir ksmn Weizhuang' da geirmi olsa da
sk sk yer deitirmi, birok yerde bulunmutu. Ken
disi iin Weizhuangl demek doru olmaz. Bu, tarihi
arptmaktan baka bir ey deil.
Yreime su serpen tek ey Ah karakterinin kesin
likle doru olmasdr. Kukusuz bu sonuca yanl bir
mukayeseden tr varmadk, alimlerin eletiri ok
larna hedef olmayacam. Dier sorunlara gelirsek,
benim gibi cahil birinin bu sorunlara zm bulmas
mmkn deildir. Umuyorum ki eski eser sevdals ta
rihi Doktor Hu Shi bir gn bu sorunlar aydnla ka
vuturacaktr. Ah Q'nun Gerek Hikayesi unutulmaya
yz tutmadan yazmaya koyulsam iyi olacak.
u ana kadar yazdklarm bir takdim blm ola
rak kabul edilebilir.

Blm 2
Ah Q'nun Zaferlerine Ksa Bir Bak
Ah Q'nun ad, soyad ve memleketinin belirsiz
liinin yan sra gemiine dair de bilinen ok az ey
var. nk Weizhuang halk onun iinden yararlanr,
maskaralklarnaysa gler geerdi. Kimsenin onun
gerekten kim olduunu nemsedii yoktu. Ah Q da
kendinden pek az bhsederdi. Kavga ettii zamanlar

27. Soyadlarn listelendii eski bir okul kitab. (.n.)

98
biri tutup da gzlerini dikerek, "Sen gelince burann
havas bozuldu. Kim olduunu sanyorsun sen?" dedi
inde iler deiirdi tabii.
Ah Q'nun kimi kimsesi yoktu: Vesayet Tanrla
r Tapna'nda bir bana yaard. Dzenli bir ii de
yoktu, bakalarnn ayak ilerini grrd. Buday bi
ilecekse o bier, pirin tlecekse o tr, sandal
lar suya indirilecekse o indirirdi. i uzun srecekse o
gece geici ivereninde kalr, ii biter bitmez ayrlrd.
Kimin yaplacak ii olsa aklna Ah Q gelirdi. Kimse Ah
Q'nun kim olduuyla ilgilenmezdi, grd i nem
liydi onlar iin. Brakn Ah Q'nun gemiini, ileri bi
ter bitmez adamn kendisi bile umurlarnda olmazd.
Hatta bir keresinde yal birisi, "Ah Q da ne yaman
ii;" demiti. O srada yar plak uzanyordu Ah Q.
Bir bakas yal adam alay m ediyordu yoksa ciddi
ciddi Ah Q'yu mu vyordu anlamamt. Ah Q'nun
keyfine diyecek yoktu.
Ah Q kendinden baka kimseyi beenmez, We
izhuang halkna yukardan bakard. Kyn genleri
nin ou eyalet snavlarn geecek kapasiteye sahip
olmalarna ramen, bunlarn en zekilerini bile selam
vermeye layk grmezdi. Ky halk Bay Zhao ve Bay
Qian'a saygda kusur etmezdi. Srf mal sahibi olduk
lar iin deil, gurur duyulan iki ocuu yetitirdikleri
iindi ayn zamanda bu hrmet. Ah Q ise onlara fazla
dan sayg duymaz, kendi kendine, "Benim oullarm
ok daha iyi yerlere gelecek," derdi.
Birka kez kasabaya gittikten sonra daha kibirli
biri olup kmt Ah Q, bir yandan kasaba halkn da
aalamaktan geri durmuyordu. rnein, metreye
metre sra kalasn bir araya gelmesine kyl-

.. ,

99
ler uzun sra derlerdi, tpk Ah Q gibi. Kasaballarsa
dz sra derlerdi, Ah Q ise bunun yanl olduunu
dnrd. Ne tuhaf! Ky halk byk bir bal iri
iri doranm yeil soanla kzartrken kasaba halk
kk kk doranm yeil soanla kzartrd. Ah
Q'ya gre bu da yanlt. Fakat ky halk kasabada ba
ln nasl yapldn hi grmediklerinden Ah Q'nun
anlattklar hakknda hibir fikirleri yoktu.
Grm geirmi, yaman bir ii olan Ah Q bir
ka cilt lekesini saymazsak kusursuz bir adamd. En
ok gze batansa bir zamanlar kafasndaki sakrand.
Kendi kafasnda ktndan dolay hi sevmezdi bu
lekeleri, hatta "sakran" veya buna benzer hibir ke
limeyi azna almazd. Bundan da ileri gidip "parlak"
ve "k" kelimelerini de kara listeye alm, "lamba"
ve "mum" kelimelerini de yasaklamt. Kasten veya
deil, bu yasaklar ne zaman inense Ah Q'nun tepesi
atar sakran kpkrmz olurdu. Kabahatliye yle bir
gz gezdirir, az laf yapmayan biriyse basard kfr,
gsz biriyse alrd ayann altna. Ne gariptir byle
durumlarda yere serilen genelde Ah Q olurdu. Can
na tak edince bu durumdan kurtulmak amacyla yeni
taktikler gelitirip baklarna bir hainlik kazandrd.
Gel gr ki Ah Q'nun baklar deiince
Weizhuang'n serserileri onunla daha da fazla dalga
gemeye balamlard. Ah Q'yu grr grmez takli
dini yapp, "Bakn bakn," derlerdi, "urada bir k
m var ne?"
Ah Q oltaya dp sert sert bakard.
"Yok canm, olsa olsa gaz lambasdr," diye de
vam ederlerdi korkusuzca.
Ah Q'nun elinden laf r,etitirmek iin kafa yor-

100
maktan baka bir ey gelmezdi: "Siz var ya siz... " Bu
srada bandaki sakranla gurur duyar, sradan bir
leke olarak grmez ve asaletini temsil ettiini d
nrd. Daha nce sylediimiz gibi Ah Q grm
gei:-mi bir adamd. Yasakl kelimeleriyle dalga ge
tiklerini anlaynca bu kelimelerin bahsini amamaya
balad. '
Fakat serserilerin akl bana gelmedi, Ah Q'ya da
lamaya devam ettiler. Ah Q yenilip de kahverengimsi
sa rgs ekilip ba duvara drt be kez vuruldu
unda serseriler galip gelmenin sevinciyle onu rahat
brakp giderlerdi. Ah Q birka saniyeliine ayakta
dikilip yle dnrd: "Olum yanda adamdan
dayak yedim, u dnyann haline bakn ... " Sonra ken
disinin galip geldiini varsayar, oradan uzaklard.
Ah Q aklndan geeni anlatmadan edemezdi.
Bundan dolay kendisiyle dalga geenler onun psiko
lojik bir zafer kazandn bilirlerdi. Ne zaman kah
verengimsi sa rgsn ekseler veya bozsalar kar
sna dikilip yle derlerdi: "Babasyla dven bir
oul yok karnda, bir canavar alt ede'n gerek bir
adam var. Anladn deil mi? Canavara gc yeten bir
adam!"
rgsn skca tutan Ah Q ban kaldrp yle
derdi: unun adna bir bcei ezmek desek? Tamam,
ben bi.r bceim. imdi rahat brakacak msnz beni?
Bir bcek olduunu sylese de rahat brakmaz
lard Ah Q'yu. Yaknlarda bir yere ban be alt kez
vurmadan kendilerini yenmi saymazlard. Sonraysa
her zaman olduu gibi galibiyetin keyfini kararak ve
bu sefer Ah Q'nun iini bitirdiklerine emin bir ekil
de uzaklarlard. On saniye gemeden Ah Q ayaa

101
kalkar ve yine kendini galip sayp uzaklard. "B
yklk bende kalsn." Snavlardaki en baarl kii de
"byk" saylmyor muydu? "Hem siz kendinizi ne
sanyorsunuz?"
Dmanlarna yenilmediine kendini inandrmak
iin byle teselliler bulduktan sonra nee iinde mey
hanenin yolunu tutard Ah Q. Birka kase arap ier,
oradakilerle hem glr hem dalard. Kendini mu
zaffer sayarak mutlu bir ekilde oradan ayrlp Vesayet
Tanrlar Tapna'na dner ve ban yasta koyduu
gibi uykuya dalard. Paras olduu zaman kumar oy
nard. Bir grup kumarbaz yere melir, Ah Q da tam
ortalarnda yz gz ter iinde yle derdi: "Yeil
Ejderha'ya drt yz gm basyorum!"
Ter iindeki bir dier kumarbaz kutuyu ap hay
krrd: "Kutsal Kap! Keye para yatran yok! nl
ler Blm'ne de bahis koyan yok! Ah Q'nun bozuk
luklar paylalsn!"
Bir yzlk bir yz ellilik derken Ah Q'nun paras
yava yava kumarbazlarn ceplerine akard. Sonunda
dairenin dna itip geriden izlemeye zorlarlard Ah
Q'yu.' Oyunda stten olan ocuk gibi izlerdi kumar
bazlar ta ki oyun son bulana kadar. Sonra da istemeye
istemeye Vesayet Tanrlar Tapna'na dnerdi. Ertesi
gn imi gzlerle ie kard.
Atalarmz ne demi: Her ite bir hayr vardr!
ans yaver gitmeyen Ah Q oyuna katlamaynca oyu
nun sonunda hezimete uramaktan kurtulmu olurdu.
Weizhuang' da Tanrlar Bayram kutlanyordu.
Bu bayramlarda atalardan kalma bir oyun oynanr,
kumar masalar kurulurdu. Trampetlerin ve anlarn
sesleri, be kilometre tedeki kula kumarbazlarn

102
seslerinden bakasn duymayan Ah Q'ya kadar gel
miti. Ard ardna baarl bahisler koymutu ortaya
Ah Q. Bozukluklar gme, gmleri dolarlara kat
lamt. Heyecanla haykrmt: "Kutsal Kap'ya tam
iki dolar!"
Kavgay kim balatt veya ne diye kavga kmt
hi anlamad. Kfrler, yumruklar, tekmeler havada
uuuyordu. Ayaa zar zor kalktnda ortalkta ne ku
mar masalar vard ne de kumarbazlar. Etrafndakiler
hayretle Ah Q'ya bakarken vcudunun baz yerlerinin
tekmelenmi gibi ardn hissediyordu. Bir eylerin
ters gittiini dnerek Vesayet Tanrlar Tapna'nn
yolunu tuttu. Kendine geldiinde bir tomar dolarnn
kaybolduunu fark etti. Bayramda kumar oynayanla
rn ou Weizhuang'n yerlisi olmadna gre sulu
lar nerede arayacakt?
Bembeyaz prl prl gmler! Hepsi onundu ...
imdiyse geriye hibir ey kalmamt. Olu tarafn
dan soyulan bir babaym gibi hissetmek dahi ferah
latmamt iini. Bir bcek olduunu dnmek de
nafileydi. Galiba bu sefer malubiyetin ac tadn tat
mt.
Bu malubiyeti de derhal zafere evirmekte ge
cikmemiti ama. Sa elini kaldrp suratna iki kez g
zelce vurmu, bunun acsyla kendine gelmiti. Bu iki
tokat ku gibi hafifletmiti onu. Bir tokad kendisine,
dierini bir bakasna attn varsaymt. Sanki biri
sini alt etmi gibi hissediyordu, bu srada yanandaki
ac hala gememiti. Zaferi kazanm olmann mutlu
luuyla bir gzel uzand.
Ban yasta koyduu gibi.uykuya dald.

103
Blm 3
Ah Q'nun Zaferlerinin Yz
Ah Q kendince zaferler kazans3:_ da onun adnn
duyulmasn asl salayan Bay Zhao'dan yedii tokat
t.
ef yardmcsna iki yzl bayldktan sonra f
keyle bir yere uzanmt Ah Q. u dnyann haline
bak, ebeveynlerine el kaldran ocuklar... O an iin
olu gibi grd Bay Zhao'nun saygnl aklna ge
lince keyfi yerine gelmiti, Kocasnn Mezarnda Dul
Bir Gen Kadn arksn syleyerek meyhanenin yo
lunu tuttu. O andan itibaren Bay Zhao'yu herkesten
stn grmt Ah Q.
lgintir, ky ahalisi de Ah Q'ya allmadk
bir sayg duymaya balamt. Ah Q kendisine Bay
Zhao'nun babas olmasndan tr sayg duyulduu
nu sanmt, fakat byle bir ey yoktu. Weizhuang'da
bir ailenin yedinci ocuu sekizinci ocuunu veya
Li So, Zhang' dvse halk bunu o kadar da. ciddiye
almazd. Bir kavga dillere dolanacaksa eer, kavga
ya Bay Zhao gibi nemli bir isim karm olmalyd.
Daya atan nl biri olduundan halk bunu diline
dolam, daya yiyense bundan faydalanarak hreti
nin keyfini karmt. Hatal olan elbette Ah Q'ydu,
doal karlanmt bu durum. Bay Zhao yanlm
olamazd. Peki ya Ah Q hatalysa ne diye herkes ona
allmadk bir sayg duymaya balamt? Aklamas
zor bir durum bu. yle bir varsaymda bulunabiliriz:
Ah Q Bay Zhao'yla ayn soydan olduunu sylemiti.
Bunun zerine Bay Zhao'dan dayak yemi olsa dahi
halk ate olmayan yerden duman kmayacana ka
naat getirip Ah Q'ya saygl davranmann daha doru

104
olacan dnmt. Ya da bu durumu Konfys
Tapnak'ta gelien u hadiseyle ilikilendirebiliriz: S
r eti, hayvansal gda olmas asndan kutsal domuz
eti ve koyun eti ile ayn trden olsa da Konfys
ler bir zaman sonra alimlere fazlasyla zevk verdii
iin sr eti yemei brakmlar.
Bu olay takip eden birka yl hali vakti yerindey
di Ah Q'nun.
Bir bahar gn ayyalarn aleminde dolarken

Kabasakal Wang'i duvar dibinde yar plak uyuz gibi


kanrken grd Ah Q Onu kanrken grmek dahi
huylanmasna yetmiti. Kabasakal Wang kel ama kl
l biri olduundan herkes ona Sakranl Kabasakal
Wang derdi.
Ah Q "sakran" kelimesini lgatinden silmesine
ramen irenirdi bu adamdan. Yaralarn dert etmeme
ye balasa da bu gibi kll tiplerin sevilecek yan olma
dn, kendisinde irenme duygusu uyandrmaktan
baka bir eye yaramadn dnyordu. Bylelikle
yanna oturuverdi Wang'in. Eer karlam olduu
bir baka serseri olsa byle geliigzel oturmaya ce
saret edemezdi Ah Q, fakat Kabasakal Wang'in ne:
sinden korkacakt ki? Gerek u ki Wang'in yanna
oturmak onun da iine geliyordu, nk bylelikle
onu onurlandrdn dnyordu.
Ah Q yrtk prtk izgili ceketini karp iini d
na evirdi. Ya yakn zamanda ykam olduundan ya
da beceriksizliinden, uzun uzun aramasna ramen
sadece drt bit bulabildi. te yandan Kabasakal
Wang el abukluuyla birer birer yakalayp bitleri di
lerinin arasnda at pat sesler kararak atrdatyor
du.

105
Hsrana uramt Ah Q, ierlemiti; kendisi bir
ka bit tanesi yakalayabilmiken alak Wang sayama
yaca kadar ok yakalamt. Nasl da zedelenmiti
itibar! Byklerinden bir iki tane yakalayabilmeyi
ok istemiti fakat yoktu ite. Epey uratktan sonra
orta boylulardan bir tane yakalamay baard, hmla
azna gtrp vahice srd. Ne var ki kard ses
Kabasakal Wang'inkinin yannda devede kulak kal
mt.
Ah Q'nun sinirden sakran kpkrmz kesilmi
ti. Ceketini yere savurup Wang'le az dalana girdi:
"Kll ay!"
Kabasakal Wang Ah Q'yu aalar bir bak atarak
cevap verdi: "Uyuz kpek, sen de kim oluyorsun?"
Son zamanlarda kendisine duyulan saygdan t
r Ah Q'nun burnu havada olsa da kavgaya meyilli
serserilerle karlatnda tavan yrekli kesiliyordu.
Bu sefer nasl olduysa kavgacl tutmutu. Nasl olur
da kll yaratn teki onu aalamaya cret ederdi?
Ayaa kalkp ellerini beline koyarak yle dedi:
"Sen kendini ne sanyorsun?"
"Eceline mi susadn?" dedi Kabasakal Wang, ce
ketini giyip ayaa kalkmt.
Wang'in gitme niyetiyle ayaa kalktn zanne
den Ah Q, bir adm daha atp yumruunu savurdu. Ah
Q yumruunu indiremeden Kabasakal Wang oktan
yakasna yaparak onu yere sermiti. Sonra Ah Q'nun
atkuyruundan tutup -gelenekselletii zere- ban
duvara vurmak iin onu srklemeye balad.
"Beyefendi dediin diliyle alt eder karsndakini,
yumruklaryla deil," diye meydan okudu Ah Q.
Anlalan Kabasakal Wang beyefendi falan deil-

106
di, Ah Q'nun szlerine zerre kulak asmadan ban
duvara be kez pe pee vurarak onu yle bir patakla
d ki biraz sonra Ah Q kendini iki metre tede buldu.
Kabasakal Wang ancak o zaman tatmin olmutu.
Ah Q'nun hatrlad kadaryla bu, hayatnn ilk
yenilgisiydi. O zamana dein Kabasakal Wang ile "kl
l ay" diye dalga gemiti fakat bu kez ondan dayak
yiyerek kendisi alay konusu olmutu. Beklenilenin
aksine Kabasakal Wang onu yere sermiti. Belki de
pazar yerinde sylenenler doruydu: mparator resmi
snavlar kaldrmt, bylelikle snav geenler artk
gzde kimseler saylmazlard. Sonu olarak Zhao ai
lesinin itibar zedelenmi olmalyd. Demek bundan
dolay halk Ah Q'yu aalamaya cret edebiliyordu,
yle mi?
Ah Q olduu yerde ylece kald.
Ah Q'nun dmanlarndan biri yaklayordu
uzaklardan. Bay Qian'n en byk oluydu gelen, bir
zamanlar onu da hor grrd Ah Q. ehirde yabanc
bir okulda renim grdkten sonra Japonya'ya git
miti. Yarm yl Japonya' da kaldktan sonra dz kesim
pantolon giymeye balam, atkuyruunu kesmiti.
Annesi ac ac alard, kars kez kuyuya atlama
ya kalkmt. Annesi herkese yle derdi: "Olumun
sarho olduu bir vakit baz hainler atkuyruunu kes
miler. imdiye memur olabilirdi, fakat atkuyruu
yeniden uzayncaya kadar beklemek zorunda." Ah Q
anlatlanlara inanmamt. Onun iin "Ecnebi zenti
si" ve "Vatan Haini" demeye devam ediyordu.
Ah Q'nun onu hor grmesinin ve ondan nefret
etmesinin balca sebebi, olmayan atkuyruuydu. At
kuyruunda bir yanllk varsa deil adam, insan yeri-

107
ne bile konmayabilirdi bir kii. Ayrca karsnn kuyu
ya drdnc kez atlamaya kalkmamas da onun iyi
bir kadn olmadn ispatlyordu.
te bu Ecnebi zentisi yaklayordu.
"Dazlak herif!"
Eskiden bunu iinden sylerdi Ah Q. imdiyse
fkesi burnunda olduundan ve rahatlamak istediin
den gayriihtiyari dklmt kelimeler dudaklarn
dan.
Aksi gibi cilal, kahverengi bir sopa tayordu ya
nnda bu "Dazlak Herif". Ah Q bunlara "At Sopa
s" derdi. Kavgann kokusunu alr almaz uzun uzun
admlar atarak gardm alan Ecnebi zentisi, hmla
Ah Q'nun zerine yrd. Anlayacanz zere, Ah
Q'nun kafasnda bir kt sesi yanklanmt.
Yaknlarda bir ocuu iaret ederek, "Ona demi
tim!" diye durumu aklad Ah Q.
Kt! Kt! Kt!
Ah Q'nun hatrlad kadaryla hayatnn ikinci
yenilgisiydi bu. Neyse ki kt sesleri kesilince konu
kapanmt. Hatta Ah Q'nun rahatlam olduu bile
sylenebilirdi. Atalarndan miras kalan "abucak unu
tuverme" yetenei ok iine yaramt. Yava yava
olay yerini terk etti. Meyhaneye yaklatnda hibir
ey olmam gibi keyfi yerindeydi.
Derken, Rahibe Manastr'ndan kk bir rahibe
ona doru geliyordu. Rahibelerin yzlerini grmek
dahi asabn bozuyordu Ah Q'nun, hele ki son yenilgi
sinden sonra ... Olanlar aklna geldike siniri tepesine
kyordu.
"Kr talihin tutaca belliydi zaten, bir de seninle.
karlatm," diye geirdj iinden.

108
Rahibeye yanaarak laf atmaya balad: "Heyy!
it!"
Kk rahibenin umurunda dahi olmad, ba
nde yrmeye devam etti. Ah Q rahibeye iyice ya
nat, rahibenin yeni tra edilmi bana vurarak yle
bard: "Dazlak kar! Hadi git buradan, rahibin seni

bekler... "
"Sen ne yaptn sanyorsun?" dedi rahibe, Ah
Q'nun elinden kurtulmaya alrken sinirden kpkr
mz kesilmiti.
Meyhanedekiler kahkahalara boulmutular.
Yaptklarnn halk coturduunu fark eden Ah Q'nun
keyfi yerine gelmiti.
Rahibenin yanandan makas alrken, "Rahip
efendi sana dokunabiliyor da ben niye dokunamyo
rum, ha?" dedi.
Meyhanedekiler tekrar bastlar kahkahay. Ah Q
zevkten drt ke olmutu, kendisinden desteklerini
esirgemeyenleri honut etmek iin rahibenin gitmesi
ne izin vermeden son bir makas daha ald.
Bu rastlant srasnda Kabasakal Wang ve Ecnebi
zentisi'yle yaadklarn unutmu, tm gn yakasn
dan dmeyen kr talihten intikamn almt. Hatta
ilgintir, yedii dayaktan sonra sakinlemi, ku gibi
hafiflemiti.
Uzaklardan, "Oulsuz lesin Ah Q!" diye beddua
etti gzleri yal kk rahibe.
Ah Q zevk iinde, kahkahadan krlyordu.
Ah Q kadar olmasa da meyhanedekiler de epey
eleniyorlard.

109
Blm 4
Ak Facias
Kimi galipler rakiplerini bir kaplan veya kar
tal gibi azdrmadan zaferlerinden keyif almazlarm.
Dmanlar bir koyun veya tavuktan farksz, tavan
yrekli kimselerse bo bir zafer kazandklarn d
nrlermi. Kimi galiplerse ancak dmanlarna diz
ktrerek veya onlar katlederek alt ettiklerinde ne
bir dman ne bir rakip ne de bir dostun nlerinde
durabileceklerine ikna olurlarm. Bu ekilde kendile
rinin hayatlarn bir bana srdrebilecek yce kim
seler olduklarn dnrlermi. Dmanlarna ac
ektirerek zafer kazandklarn dnrlermi. Fakat
bizim kahramanmz yle karaktersiz kimselerden de
ildi. Kabna smayan, hayat dolu biriydi Ah Q. Belki
de in'in dier dnya lkelerinden ahlaki adan s
tn olmasnn bir kantdr bu.
Ah Q'ya bir bakn, mutluluktan neredeyse kanat
lanp uacak!
Bu seferki zaferinin tuhaf bir sonu olmadn
syleyemem tabii. Uzunca bir sredir oradan oraya
koturduktan sonra yasta ban koyduu gibi ho
ruldamaya balad Vesayet Tanrlar Tapna'nm
yolunu tutuyordu. Gel gelelim, bir akam gzlerini
kapatmakta glk ekmiti. Baparma ve iaret par
manda bir sorun vard sanki, her zamankinden daha
yumuak grnyorlard. Bunun rahibenin yanan
okamasyla bir ilgisi olup olmadn bilemeyiz.
"Oulsuz lesin Ah Q!"
Kelimeler Ah Q'nun kulaklarnda nlamt.
Doru ya, evlenmeliyim. Bir kii oulsuz lrse meza
r banda bir kase pirinci ruhuna kurban edecek kimi

1 10
kalr? Kendime bir e bulmalym. Ne demiler, temel
de ahlak d hareket vardr. Bunlardan en kts,
neslini devam ettirmemektir.28 Evlatlar olmayan l
m birinin ruhunun a kalmas29 ne acdr! Aziz ve
alimlerin de onaylad bir szdr bu. Evlatsz len
kimsenin ruhu ne yazk ki ldracak, cinnet geire
cektir.
"Kadn, ah bir kadn... " diye dnd.
"Rahip dokunursa ... Kadn, ah bir kadn... "
Ah Q'nun o gece tam olarak ne zaman uykuya
daldn asla bilemeyeceiz. Bu olaydan sonra par
maklarn her zaman yumuak ve przsz buldu. Bu
sersem halinden hibir zaman kurtulamad. "Kadn ... "
diye dnp duruyordu.
Buradan, kadnlarn insanla bir tehdit oldukla
rn anlyoruz.
Kadnlar engel olmasa inli erkeklerin byk bir
ounluu aziz veya alim olabilirdi. Shang Hanl,
Da Ji yznden ykld; Zhou Hanl'nn kuyusunu
kazan Bao Si'ydi. in Hanl'na gelirsek tarihi ka
ytlarla destekleyemesek de onun da yklnda bir
kadnn parmann olduunu sylemekle muhteme
len yanlm olmayz. Dong Zhuo'nun lmne Diao
Chan'n neden olduu da bilinen bir gerektir.30
Ah Q da mutlak ahlak yasalar olan biriydi. yi bir
retmen tarafndan eitilip eitilmediini bilmesek
de cinsiyet ayrm hususuna ok dikkat eder, kk

28. Mensiys'e ait bir sz. M 372-289. (.n.)


29. Eski bir klasik olan Zuo Zhuan'dan alnt. (.n.)
30. Da Ji: M 12. yzylda Shang Hanl'nn son kralnn cariyesi. Bao Si: M
8. yzylda Bat Hanl'nn son kralnn cariyesi. DiaoChan: MS 6. yzylda
gl bir bakan olan Dong Zhuo'nun cariyesi. (.n.)

111
rahibe ve Ecnebi zentisi gibilerini knamakta kendi
ni hakl grrd. Tm rahibelerin, rahiplerle gizli bir
iliki iinde olduklarn dnrd. Bir kadn sokakta
bir bana yryorsa mutlaka kt adamlar batan
karmak istiyor olmalyd. Bir kadn ve erkek birlikte
yryorlarsa bu, mercimei frna verdiklerinin gs
tergesiydi. Byle insanlar yola getirmek iin onlara
ters ters bakard Ah Q. Yanlarndan sylene sylene
geer, sohbetlerini blerdi. Hatta ortam msaitse ar
kalarndan kk bir ta atard.
Otuzuna merdiven dayam bir erkek, yani ayak
larnn zerinde duraca31 zamanda nasl olurdu da
akln kk bir rahibeyle bozard? _Dini nizama gre,
bu gibi sersemlikler knanmaya deerdi. Bundan do
lay kadnlar menfur yaratklard. Kk rahibenin
yz, byle yumuak ve przsz olmasayd veya ku
mala rtl olsayd Ah Q'yu kendine byle balaya
mazd. Be veya alt yl nce, ak hava tiyatrosunday
ken izleyicilerin gzleri nnde bir kadnn bacana
imdik atmt, ama kadnn bacanda pantolonu
olduundan o zaman bu ba dndrc hisse kapl
mamt. Kk rahibenin yznn rtl olmay
bu kafirlerin ne denli iren olduklarnn bir baka
kantyd.
"Bir kadn ... " diye dnd Ah Q.
Erkekleri batan kardklarn dnd kadn
lara daha yakndan bakmaya balad, onlarn Ah Q'ya
pas verdikleri falan yoktu. Kendisiyle konuan kadn
lar dikkatle dinliyordu, hibiri gizli bir randevuya

31. Konfys 30 yana geldiiinde, mdi ayaklanmn zerinde durabilirim:


demi. Bundan sonra da bu sz 30 ya karlayan bir deyim olarak kullanlma
ya devam etmi. (.n.)

1 12
dair bir eylerden bahsetmiyordu. Ah! Bu da kadnla
rn irenliklerine bir baka rnekti. ffetli numaras
yapyordu hepsi.
Bir gn Ah Q, Bay Zhaolarn evinde pirin t
t sralar, akam yemeinden sonra mutfakta otur
mu piposunu iiyordu. Bir bakasnn evinde olsayd
yemekten sonra evine giderdi, fakat Zhaolarn evinde
akam yemei ok erken bir saatte yenirdi. Yemekten
sonra lambalar snmeli, herkes yatana ekilmeli
diye bir kural olsa da kimi zaman bu kuraln da is
tisnalar olurdu. Mesela Bay Zhao'nun olu . eyalet
snavlarna hazrlanrken ders alabilsin veya Ah Q
gndelie geldiinde akamlar da pirin tebilsin
diye lambann ak kalmasna msaade ederlerdi. te
bu ikinci istisnadan dolay, Ah Q iine dneceine
mutfakta oturup piposunu tttryordu.
Zhao ailesinin tek hizmetkar olan Amal Wu bu
laklar ykamay bitirdiinde kanepeye oturur, Ah Q
ile ene almaya balard:
"Hanmmn boazndan iki gndr lokma ge
miyor, Bay Zhao tutturdu kuma isterim diye... "
"Kadn ... Amal Wu... Ah u gen dul," diye d-
nd Al Q.
"Sekizinci ayda bebei doacak... "
Amal Vu ene almaya devam ediyordu.
"Kadn ... " diye dnd Ah Q. Sigarasn snd
rp ayaa frlad.
"Kadnm ol, sevi benimle!" Ah Q birden ileri
atlarak gen kadnn ayaklarna kapand.
Bir anlk sessizlie gmld mutfak.
Sonraysa akna dnen Amal Wu, "mdaaat!"
diye bararak tiremeye balad. Panikle kendini d-

1 13
an attnda hkra hkra alyordu.
Ah Q da serseme dnm, duvarn nnde diz
km halde ylece kalmt. Bo kanepeye iki eliyle
tutunarak yava yava ayaa kalkt, bir eylerin yan
l gittiinin farkndayd. Dorusu, bu kez kendisi de
kt durumdayd. Tela iinde piposunu beline s
ktrp pirin tmeye devam etmeye karar verdi.
Fakat o da ne! "Paaaat" sesi Ah Q'nun kulaklarnda
yankland. Ban kaldrp etrafna baktnda elinde
ki koca bambu sopay etrafa savuran ky temsilcisini
tam karsnda buldu.
"Sen, sen ne cretle... "
Koca bambu sopasn Ah Q'nun omzuna indir
miti. Ah Q ban korumak iin iki elini kaldrdn
da sopa tam parmaklarna isabet edince feci ekilde
cann yakmt.
Mutfak kapsndan dar kaarken srtna bir
darbe daha yemiti.
Bay Zhao'nun olu, Ah Q'nun arkasndan man
darin32 aksanyla, "Pi herif!" diye bir kfr savurdu.
Ah Q eirin tt yere gelip bir bana dikeldi,
parmaklarnn acs gememiti. Kendisine sylenen
"pi herif" laf hala kulaklarnda yanklanyordu. We
izhuang halk bu ifadeyi kullanmazlard, sadece zen
gin zppelerin azndan kabilecek bir szd bu. ok
sinirlenmiti, aklndan hibir zaman kmayacakt bu
sz. Nasl olduysa, "kadnlar" aklndan uup gitmiti.
Onca sopa ve kfr yedikten sonra hibir ey olmam
gibi pirin tmeye devam etti. Bir sre sonra scak
basm, gmleini karmak iin ara vermiti.
32. incenin en ok konuulan lehesidir. in ve Tayvan'da resmi dil olarak
kullanlan standart inceye iaret eder. (e.n.)

1 14
Bu srada kulana dardan grgr amata sesleri
alnd. Ah Q her ne olay olursa olsun katlmaktan
zevk ald iin dar karak sesin nereden geldiini
anlamaya alt. Sesi takip ederek ilerleyince kendisi
ni evin avlusunda buldu. Akam karanl kmesine
ramen birok kii vard. Zhao ailesinin btn birey
leri oradayd,. iki gndr boazndan lokma gemeyen
evin hanm bile. Komular Bayan Zou, akrabalar
Zhao Baiyan ve Zhao Sichen de oradayd.
Gen hanm, Amal Wu'yu hizmeti odasndan
dar karmaya alyordu:
"Gel bakaym buraya, odann iinde kara kara
dnme yle.,,
"Herkes senin ne kadar iyi bir kadn olduunu
biliyor," . diye araya girdi Bayan Zou. "ntihar etmeyi
aklnn ucundan bile geirmemelisin."
Amal Wu durmadan alyor, anlalmaz bir eyler
mrldanyordu.
"ok ilgin," diye dnd Ah Q. "u kk dul
yine ne fenalk yapt acaba?" Neler olduunu anla
mak iin Zhao Sichen'e yaklarken Bay Zhao'nun
en byk oluna yakaland. Kendisine yaklayordu,
daha kts elinde koca bir bambu sopa vard. Dayak
yedii bambu sopay grnce bu galeyanla az ok bir
ilikisi olduunu anlad Ah Q. Arkasna dnd gibi
topuklar yalad. Pirin tt yere kamay d
nyordu, ama bambu sopayla nn keseceklerini .
sezince birden teki yne doru kotu. Yakalanma
dan arka kapdan kat. Ksa srede Vesayet Tanrlar
Tapna'na dnd.
Bir sre oturduktan sonra tyleri rpermeye ba
laynca dn fark etti. Bahar mevsimi olmasna

115
ramen geceleri Mla ayazd, bu yzden yan plak
yatmaya msait deildi. Gmleini Zhaolarn evin
de unuttuunu hatrlad. Geri almak iin gittiinde,
ky temsilcisinin bambu sopasnn tadna bir kez daha
bakmaktan korkmuyor deildi.
Derken ieri kahya girdi.
"Lanet olsun sana Ah Q!" dedi kahya. "Bundan
byle Zhao ailesinin hizmetisinin yanna yaklama
yacaksn, seni zorba herif! Uykumdan da ettin beni,
lanet olsun sana!"
Kendisine sylenen onca sze karlk doal ola
rak bir ey demedi Ah Q. Sonu olarak, gece' vakti
olduu iin kahyaya iki kat para kaptrmak ve drt
yzl gzden karmak zorundayd. Yannda hazr
paras olmad iin hem ftr apkasn kefalet olarak
verdi hem de u.be art kabul etmek zorunda kald:

1. Ah Q ertesi gn be yz gramlk bir ift krm


z mum ve bir demet tts ubuu alp Zhao ailesine
kendisini affettirecek.
2. Ah Q, Zhao ailesine musallat olan kt ruhla
r defetmeleri iin Taocu rahiplere para verecek.
3. Ah Q, Zhao ailesinin evine bir daha asla adm
atmayacak.
4. Amal Wu'nun bana herhangi bir ey gelirse
Ah Q'dan bilinecek.
5. Ah Q yevmiyesi veya gmlei iin geri dn
meyecek.

Ah Q mecburen her eyi kabul etti ama yannda


hi paras yoktu. ansna mevsimlerden bahard ve
artlan yerine getirmek iin bor ald iki bin lira-

116
ya kar rehin verdii pamuklu yorgan olmadan da
hayatna devam edebiliyordu. artlar yerine getirince
hem yar plak hem de elindeki be kuruu say
mazsak parasz kalmt. Onu da kahyaya verip apka
.sn alacana imeye harcamt.
Dorusu, Zhao ailesi ne mumlar ne de ttsleri
yakmt. Bunlar evin hanm, Buda'ya ibadet eder
ken kullanacakt. Yrtk prtk gmleinse byk bir
ksmn sekizinci ayda doum yapan ev hanmnn
bebei iin bez olarak kullandlar. Geri -kalanyla da
Amal Wu ayakkab keesi yapt.

Blm S
Geim Sknts
Ah Q, Zhao ailesinin artlarna raz olduktan son
ra her zamanki gibi Vesayet Tanrlar Tapna'na geri
dnd. Gne oktan batmt, Ah Q bir eylerin ters
gittiinin farkndayd. Uzun uzun dndkten sonra
bu huzursuzluun yar plak gezmesinden kaynaklan
d sonucuna vard. Yrtk prtk izgili ceketinin bili
onda olduunu hatrlad, zerine geirip uzand. Gz
lerini atnda gne, klarn bat duvarna doru
samaya balamt bile. "Lanet olsun!" diyerek ayaa
kalkt.
Sonraysa her zaman olduu gibi sokaklarda ay
laklk etmeye devam etti ta ki bir baka eyin daha
yanl gittiini fark edinceye dek. Yar plak gezme
nin verdii fiziksel rahatszlkla kyaslanabilecek bir
ey deildi bu. Anlalan, o gnden beri Weizhuang'n
kadnlar Ah Q'dan ekiniyor, ne vakit onla karla
salar kaacak yer aryorlard. Hatta elli yalarndaki

117
Bayan Zou da dierleri gibi rahatsz oluyor, on bir ya
ndaki kzna Ah Q'yu grnce hemen ieri girmesini
sylyordu. Bu durum Ah Q'yu olduka artmn.
"Kahpeler," diye geirdi aklndan. "Gen hanmefen
diler gibi utanga olup ktlar bama."
Bir hayli uzun zaman sonra bir eylerin yanl git
tiini iyiden iyiye hissetmeye balad.
lkin araphane veresiye yazmay reddetti, son
raysa Vesayet Tanrlar Tapna'ndan sorumlu ya
l adam kendisi hakknda olmadk eyler sylemiti,
sanki Ah Q'nun oray terk etmesini istiyordu. nc
olarak da onca gn -ka gn olduunu kendisi bile ha
trlamyordu- Ah Q'yu kimse ie armamt. arap
hanenin veresiye yazmamasn sineye ekebilir, yal
adamn haksz yorumlarn duymazdan gelebilirdi, fa
kat kimsenin onu ie almamas Ah Q'nun a kalmas
demekti. te bu gerekten korkun bir durumdu.
Bu duruma daha fazla dayanamayan Ah Q kendi
sine her zaman iveren ailelere sorunun ne olduunu
sormaya gitti. Sonuta kendisinden yalnzca Bay Zha
olarn evine girmemesi istenmiti. ok garip bir ekil
de karlanyordu Ah Q. Nereye gitse karsna evin
erkei kyor ve sanki Ah Q bir dilenciymi gibi ona
aalayan gzlerle bakarak, "Yok sana bir ey, defol!
Git buradan!" diyordu.
Ah Q bu durumu giderek daha garip buluyordu.
"Eskiden hepsinin bana ii derdi," diye dnd.
"Birdenbire yaplacak hibir ilerinin olmamasna
inanmak g." Yapt dikkatli gzlemler sonucu ky
ahalisinin yapacak ii olduunda Gen D'yi ard
n rendi. Gen D elimsiz bir fakirin tekiydi. Hatta
arnk Ah Q'nun nazarnda Kabasakal Wang'den bile

1 18
daha aalkt. Byle zayf bir herifin Ah Q'nun rzk
n alaca kimin aklna gelirdi? Bu kez hi olmad
kadar fkeliydi Ah Q. Burnundan soluyarak yoluna
devam ederken kolunu sinirle havaya kaldrarak,
"elik bir topuzla mahvedeceim seni, "33 diye arklar
syledi.
Birka gn sonra Bay Qianlarn evinin nnde
Gen D ile karlat. Kar karya geldiklerinde ikisi
nin de gzleri alev alev parlyordu. Ah Q hzla Gen
D'ye yaklayor, Gen D de olduu yerden kmlda
myordu.
Ters ters bakarak, "Seni aptal herif," diye bard
Ah Q, azndan kpkler saarak.
"Ben bir bceim, ne yapacaksn?" diye sordu
Gen O.
Gen D'nin alakgnlll Ah Q'yu ileden
kartt, elinde elik bir topuz olmad iin yapabi
lecei tek ey ileri atlp Gen D'yi sa rgsnden
yakalamakt. Tek eliyle sa rgsn koruyan Gen
D, dier eliyle Ah Q'yu yakalamaya alt. Bu srada
Ah Q da bir eliyle kendi sa rgsne sahip kyordu.
Ah Q eskiden Gen D'yi kale almazd. imdiyse, uzun
sredir a gezdiinden o da rakibi gibi sska ve g
szd. Adilce elemi iki rakip izlenimi veriyorlard.
Bellerini bkp elleriyle birbirlerinin balarn skca
tutan iki adam yaklak yarm saat boyunca Qian ai
lesinin duvarnda gkkua eklinde mavi bir glge
oluturdular.
"Tamam, tamam yeter artk!" diye baryorlard

33. Shaohsing'de nl bir opera olan Ejderha ve Kaplann Savalndan bir


dize. Opera, Sung Hanll'nn ilk imparatoru olan Zhao Guang-yin'in bir gene
ralle yaptl cesur mcadeleyi anlatr. (.n.)

1 19
kavgay bitirmeye alan izleyiciler.
"Gzel, ite byle!" diyordu kimisi de. Uzlatr
maya m kztrmaya m alyorlard belli deildi.
ki dv kulaklarn izleyicilere tkamlard.
Ah Q adm ileri atlsa Gen D adm geri eki
liyordu. Gen D adm ileri atlsa bu kez de Ah Q
adm geri ekiliyor ve bu ekilde bir. o yana bir
bu yana savruluyorlard. Yaklak yarm saat sonra
-Weizhuang'da ok nadir saat vuruu olduu iin saati
tam olarak kestirmek zordu, belki de yirmi dakikadr
kafalarndan duman kmaya, yanaklarndan ter ak
maya balaynca nce Ah Q sonra da Gen D ellerini
indirdiler. Ayn anda geri ekilip kalabala kartlar.
"Seninle tekrar greceiz lanet herif!" dedi Ah
Q.
Gen D de tekrarlad: "Greceiz, alak kpek,
greceiz!"
Bu epik dv ne bir zafer ne de bir hezimetle
sona erdi. Kimse bir tepki vermedii iin izleyenlerin
tatmin olup olmad da bilinmiyordu.
Kimsecikler Ah Q'ya i vermiyordu. Scack
rzgarn yazn habercisi olduu scak bir gnde Ah
Q yordu, ama buna katlanabilirdi. Onu asl endi
elendiren bo mideyle gezmekti. Pamuklu yorgan,
ftr apkas ve gmlei yitip gitmiti. Bir zaman son
ra yrtk izgili ceketini de satmak zorunda kalmt.
Pantolonundan baka bir eyi kalmamt, tabii onu da
karamazd. Bir de ok eski bir ceketi vard, doru.
Onu da ayakkab keesi yaptrmak iin vermese hi
bir ie yaramazd. Uzun bir sre yolda bir miktar para
bulabilmeyi mit etmiti Ah Q, ne var ki hibir zaman
amacna ulaamamt. Hatta yar ykk odasnda bile

120
para bulabileceini dnyordu. Bakmadk yer b
rakmad odada ama nafile, hibir ey yoktu. Sonraysa
yiyecek bir eyler aramay aklna koydu.
Yemek aramak iin yolda yrrken her zamanki
araphanenin nnden geerken o tandk buulan
m ekmein kokusunu ald. i gitmeden, bir anlna
bile duraksamadan yoluna devam etti. Bunlar onun
arad eyler deildi, ho kendisi de ne aradn tam
olarak bilmiyordu.
Kk bir yer olduundan, Weizhuang' ksa s
rede geride brakt. Kyn dndaki arazilerin byk
bir ksmn eltik tarlalar oluturuyordu. Gz ala
bildiince yeil krpe eltik fideleri, kyllerin ekip
bitii topraklarda yuvarlak ve hareketli nesneler gibi
nokta nokta grnyordu. Ky hayatnn gzellikle
rinin farknda olmayarak yoluna devam etti Ah Q.
inden bir ses, yemek aramak iin kt bu yolda
gittike uzaklatn sylyordu. Sonunda Kadnlar
Manastr'nn duvarnn dibine gelmiti.
Manastrn evresi de eltik tarlalaryla evriliydi.
Yeiller arasnda ykseliyordu beyaz duvarlar. Kil
den yaplm kk duvarlarn i ksmnda bir sebze
bahesi vard. Ah Q bir sre tereddt ederek etraf
na baknd. Etrafta kimse olmadndan emin olunca
kk duvara trmanarak st otlarna tutundu. Duvar
ufalanmaya balaynca Ah Q korkuya kapld. Bir dut
dalna tutunarak duvardan atlamay baard. eride
bol sebze vard, ama sar arap, buulanm ekmek ya
da yenilebilir baka herhangi bir ey yoktu. Bat duva
rnn dibinde filizlenmi bir yn bambu duruyordu,
ne var ki hibiri piirilmemiti. rmeye yz tutmu
zm posalar da vard, hardallar oktan ieklenmi,

121
lahanalarsa yenmeyecek kadar prsmt.
Snavlarda baarsz olan bir renci gibi zl
mt Ah Q. Bahe kapsna doru yavaa ilerlerken
birden keyfi yerine geldi, nk tam nnde duran
ey turp tarlasndan baka bir ey deildi. Hemen diz
kp toplamaya balad. Kapda yuvarlak yzl biri
belirdii gibi gzden kayboldu. Kk rahibenin ta
kendisiydi bu. Ah Q, kk rahibe gibi kimseleri her
zaman kmserdi. Bazen de, "Mertlik nezaketten ge
lir," diye dnrd.
Alelacele. drt turpu alp yapraklarn kopararak
ceketine koydu. Bu srada yal bir rahibe ona yakla
yordu.
"Ne diye bahemize girdin de turplarmz al
yorsun? Vah vah! Ne fena ey u yaptn! Buda bizi
bu ktlklerden.korusun!"
"Ne zaman bahenize girmiim de turplarnz
almm?" diye kt Ah Q, rahibeye arsz arsz ba
karak.
"Tam da imdi, almyor muydun?" dedi. yal ra
hibe, Ah Q'nun ceketini iaret ederek.
"Bunlar senin mi? Bunu nasl kantlayabilirsin?
Sen ... "
Ah Q cmlesini yarm brakarak topuklar yala
d. Kocaman siyah bir kpek onu kovalyordu nk.
Aslnda bu kpek n kapda dururdu, arka baheye
gelmesi tamamen tesadh. Hrlaya hrlaya Ah Q'yu
kovalayan kpek tam onu bacandan sracakt ki Ah
Q'nun ceketinden bir turp yere dnce ne olduunu
anlayamayan kpek bir anlna duraksad. Bu srada
Ah Q dut aacna trmanarak turplaryla birlikte ma
nastr terk etti. Dut aacnn altnda bekleyen kpek

122
havlamaya, yal rahibe dua etmeye devam etti.
Yal rahibe kpei zerine salar korkusuyla eline
birka kk ta alan Ah Q, turplaryla birlikte ko
maya balad. Neyse ki siyah kpek bir daha ortaya
kmad. Ah Q talar bir yana atp yoluna devam etti.
Bir yandan turplarn yerken bir yandan yle dn
d: "Burada yiyecek bir ey yok, en iyisi mi kasabaya
gideyim... "
nc turpunu bitirdiinde, kasabaya gitmeye
kesin karar vermiti.

Blm 6
Ykseliten ke
O yl Ay Bayram'na kadar hi kimse Ah Q'yu
Weizhuang'da grmemiti. Ah Q'nun kye dn
herkesi artmt. Bu akllara, "Bunca zaman nere
deydi, ne yapmt?" sorularn getirmiti. Eskiden
olsa, kasabaya gidecei vakit herkese ballandra bal
landra anlatrd; bu kez kimseciklere haber vermedi
inden yokluunu fark eden olmamt. Vesayet Tan
rlar Tapna'ndan sorumlu yal adama sylemiti
belki de, fakat Weizhuang geleneklerine gre sadece
Bay Zhao, Bay Qian veya ky temsilcisinin kasabaya
gitmesi mhim bir olayd. Ecnebi zentisi'nin kasaba
ya gidii dahi Ah Q'nun gidiinden daha ok konuu
lurdu. Ah Q'nun kasabaya gittiini bilen yal adam,
kyllerin ilgisini ekmeyeceini bildiinden bundan
kimseye bahsetmemiti.
Ah Q'nun bu seferki dn dierlerinden ok
farklyd; halk arasnda byk aknlk yaratmt.
Bir gn havann kararmasna yakn bir vakit uykusu

123
gznden akar bir vaziyette araphanenin kapsnda
belirdi. Tezgaha doru yryp cebinden kard
avu dolusu gm tezgaha yuvarlayarak, "Pein ve
riyorum, arap getir bana!" dedi. zerinde gcr g
cr gmlei,.belinde kemerini aa sarktan kocaman
czdan vard. Weizhuang adetlerine gre bir kimsede
hatr saylr bir deiiklik gzlemlenmise o kimseyi
aalamak bir yana,. kendisine hrmet edilirdi. Gelen
kiinin Ah Q olduunu ok iyi bilmelerine ramen, bu
kimsenin yrtk ceketli Ah Q' dan olduka farkl oldu
unu biliyorlard. Atalarmz ne demi: " gn farkl
yerde kalm alime farkl bir gzle baklmal." Bundan
dolay garson, hanc ve yoldan geenler Ah Q'ya p
heyle kark bir sayg gsterisinde bulundular. Hanc
ban sallayarak konumaya balad
"Oo, Ah Q, bakyorum geri dnmsn!"
"Evet, dndm."
"Keyi de dnmsn sanki, hayrdr?"
"Kasabaya gittim."

Weizhuang'da ertesi gn herkes Ah Q'nun dn


n konuur oldu. Ah Q'nun para kazanmasn, yeni
bir ceket almasn salayan baar yksn duymak
istediklerinden araphanede, kahvehanede ve tap
naklarda haberleri yaydlar. Sonu olarak, Ah Q'ya
hi grlmemi bir sayg duymaya baladlar.
Ah Q'nun dediine gre, kasaba temsilcisinin
evinde uak olarak alm. Hikayenin bu ksm din
leyenleri akna uratmt. Kasaba temsilcisinin ad .
Bai'ymi, koca kasabada kendisinden baka temsilci
olmad iin adn sylemeye gerek duymazlarm.
Temsilciden sz edildiinde akllara o gelirmi. Sade
ce Weizhuang'da deil, elli kilometre yarapnda bir

124
alanda adna "Temsilci" derlermi. Byle bir kimsenin
evinde alm Ah Q'ya tabii ki sayg duyacaklard.
Fakat dediine gre, Ah Q orada daha fazla almak
istememi nk temsilci kendini beenmiin tekiy
mi. Bunu duyanlar bir rahatlama hissiyle beraber de
rin bir i ekmilerdi. Demek Ah Q byle bir herifin
yannda alamazm, yine de ii brakmasna zl
mler.
Yine Ah Q'nun dediine gre dnmesinin bir
nedeni de kasaba halkndan honut olmamasym.
Kasaba halk uzun sraya dz sra diyormu, balk
kzartrken kk kk doranm yeil soan kul
lanyormu ve de kasabann kadnlar salma salna
yrmyormu. te yandan kasabann da iyi yanlar
yok deilmi. rnein, ky halk otuz ikilik bambu
masalarda oyun oynarken ve sadece Ecnebi zentisi
mahjong34 ynamay becerebilirken, kasabada sokak
ocuklar bile mahjong oynamada ustaym. Ecnebi
zentisi'yle kasabann veletlerini kyaslamann Ce
hennem Kral'yla kk bir eytan kyaslamaktan
fark yoktu. Dinleyenler kendilerinden utanmlard.
"Siz hi bir idama ahit oldunuz mu?" diye sordu Ah
Q. "Ah yle gzel bir manzara ki devrimcilerin idam
edilii. Ah yle gzeldir ki... " derken ban sallyor
ve tam karsnda oturan Zhao Sichen'e tkrklerini
sayordu. Ah Q'nun bu szleri dinleyenleri rkt
mt. Ah Q yle bir etrafna bakndktan sonra sa
elini havaya kaldrd ve kendisini dinlemekten mest
olmu Kabasakal Wang'in yakasna sarlarak, "ld
rn!" diye bard.

34. inlilere mahsus, 144 tala oynanan bir eit domino. (e.n.)

125
Kahasakal Wang rkerek imek gibi yerinden
frlad, hu srada olan biteni izleyenlerin keyfineyse
diyecek yoktu. Bu olaydan sonra birka gn kendine
gelememiti Kahasakal Wang, ne Ah Q'nun ne de di
erlerinin yanma yanaahilmiti.
Yine de ky halknn nazarnda Ah Q'nun itibar
nn Bay Zhao'nunkinden stn olduunu syleyeme
yiz. Fakat neredeyse ayn itibar grdkleri sonucuna
varabiliriz.
Nasl olduu bilinmez, Ah Q'nun n ksa bir
sre iinde Weizhuang'n kadnlar arasnda da ya
yld. Weizhuang halknn malnn ou Qian veya
Zhaolara aittir, halkn onda dokuzu fakir fukaradan
oluur. Fakat yine de zenginin mal zrdn azn
yorar hesab, kadnlar bir araya geldiklerinde Bayan
Zou'nun Ah Q'dan mavi ipek bir etek aldndan bah
setmeye balamlard. Eski bir etek olmasna ramen
doksan lira vermimi. Zhao Baiyan'n annesi (Bu
isim dorulanmaldr nk kimileri hu kiinin Zhao
Sichen'in annesi olduunu sylyor.) de kpkrmz it
hal bir patiskadan dikilmi ocuk elbisesi aldn ve
yeni saylabilecek hu elbise iin seksen lira parlk
ederek yz lira verdiini sylyordu.
Hal byle 'olunca ipek etei olmayanlar ve patis
kaya ihtiyac olanlar Ah Q'yu grp alveri yapmak
iin can atyorlard. Brakn ondan uzak durmay yol
da karlasalar peine dyor durmas iin ardndan
baryorlard.
"Hey Ah Q, ipek etein var m?" diye soruyorlar
d. "Yok mu? thal patiskalardan da istiyoruz. Ondan
var m?"
Bu haberler de fakir fukaradan ensesi kalnlara

126
kadar herkese yaylmt. Bayan Zou ald etekten
ok memnun kalmt. Hatta yle beenmiti ki Ba
yan Zhao'ya da gstermi, o da kocasna vp vp
/
bitirememiti.
Bay Zhao akam yemeinde bu konuyu oluna
at. Ah Q'da bir hinlik olduunu, kaplarn pence
relerini sk sk kapatmalar gerektiini syledi. Ah
Q'nun elinde bir ey kalp kalmadn bilmeseler de
bir ihtimal birka para eyin kalm olabileceini d
nmlerdi. Bayan Zhao iyisinden, ucuzundan bir
krk ceket istiyordu. Aile meclisi Bayan Zou'dan Ah
Q'yu bir an nce bulmasn istemeye karar vermiti.
Bylece nc istisna da kurala eklenmiti. Bu zel
istek iin akam yemeinden sonra lambalar bir kere
ye mahsus sndrlmeyecekti.
Epey gaz ya harcanmasna ramen Ah Q'dan
haber yoktu. Zhao ailesinin btn bireyleri sabr
szlkla bekliyor, hepsinin gznden uyku akyordu.
Kimisi Ah Q'nun baboluuna kzyor kimisi Bayan
Zou'yu onu aramak iin yeterince uramamakla su
luyordu. Bayan Zhao, Ah Q'nun bahar zaman kabul
ettii artlardan dolay gelmemesinden korkuyordu.
Bay Zhao byle bir eye ihtimal vermiyor, Bu kez
onu biz aryoruz, diyordu. Bay Zhao ne kadar
hakl olduunu ispatlam, Ah Q sonunda Bayan Zou
ile birlikte gelmiti.
Nefes nefese kalan Bayan Zou, "Azndan 'sata
cak bir eyim kalmad'dan baka bir ey kmyor,"
dedi. "Gel dedim, bir de kendin syle dedim... "
Tavan saaklarnn altna gelince duran Ah Q, g
lmsemeye alarak, "Buyurun," dedi.
"Duydum ki epey para kazanmsn kasabada,"

127
dedi Bay Zhao. Ah Q'ya yanaarak onu dilCkatlice
szd. "Eski birka para ey varm. Bir getir de g
relim. Yani biz de almak istiyo... "
"Bayan Zou'ya elimde bir ey kalmadn syle
mitim."
"Hi mi bir ey kalmad?" Hayal krkl yaad
Bay Zhao'nun ses tonundan anlalyordu. "Nasl
oldu da hu kadar abuk bitti?"
"Bir arkadamnd zaten getirdiim mallar, in
sanlar kap kap al... Haa, evet evet bir ey daha var
aslnda. Bir kap perdesi kald elimde."
"yi ya ite, perdeyi getir o zaman," dedi Bayan
Zhao.
lgisini pek ekmeyen Bay Zhao, "Yarn da ge
tirsen olur," dedi. "Olur da baka bir eyler geerse
eline, ilk bizi gr... "
"Sz, biz de bakalarndan az demeyeceiz! "
dedi ky temsilcisi. Kars, Ah Q'nun tepkisini anla
mak iin yle bir gz gezdirdi.
"Krk bir cekete ihtiyacm var," dedi Bayan Zhao.
Ah Q sylenenleri onaylamasna ramen yle
umursamaz bir tavrla ayrld ki kendilerini dikka
te ald m almad m anlayamad Zhao ailesi. Bu da
Bay Zhao'nun hayal krklna uramasnn bir ba
ka nedeniydi, hunu dnmekten uykusu kamn.
Ky temsilcisinin de Ah Q'nun tavrlarndan memnun
olduu sylenemezdi, "Bunun gibi pi heriflere kar
insanlar her daim temkinli olmal," dedi. "En iyisi
kahyaya sylemeli, hunu Weizhuang'da yaatmama
l."
Bay Zhao hu hususta oluna katlmad. "Byle
bir ey olursa bize kin gdebilir. Ne demiler, keskin

128
sirke kpne zarardr. Ky halknn endielenmesine
gerek yok, sadece geceleri biraz daha dikkatli olsunlar
yeter," dedi. Ky temsilcisi babasnn dnden ol
duka etkilendi ve Ah Q'yu defetme fikrinden hemen
vazgeti. Bayan Zou'yu da babasnn syledikleri hak
knda sk sk tembihledi.
Ertesi gn, Bayan Zou mavi eteini siyaha boya
taca zaman temsilcinin st kapal szlerini herke
se anlatt, ama Ah Q'yu defetme ksmndan kimseye
bahsetmedi. Sonu olarak kabak yine Ah Q'nun ba
nda patlamt. Kahya Ah Q'nun kapsnda belirmi
ve kap perdesini alp gtrmt. Ah Q perdeyi Ba
yan Zhao'nun grmek istediini syleyip kar ksa
da kahya onu dinlememi, stne bir de susturma
rveti teklif etmiti. Bu olaydan sonra ky halk Ah
Q'ya eski saygsn yitirmiti. Saygszlk etmeye kalk
amasalar da olabildiince uzak duruyorlard ondan.
Bu seferki korkular Ah Q'nu, "ldrn!" dediin
deki gibi deildi. Tpk atalarmzn ruhlara olan tavr
gibiydi: Saygdan tr uzak duruyorlard.
Ah Q gibi kolay yoldan para kazanmak isteyen
baz tembeller bu ii renmek iin Ah Q'ya sorular
sormaya balamlard. Ah Q da hibir eyi gizleme
ihtiyac duymadan yaptklarndan gururla bahsedi
yordu. Bunun zerine insanlar, onun aalk bir hr
szdan baka bir ey olmadn, ne duvardan atlaya
bildiini ne de deliklerden geebildiini anlamlard.
Ah Q'nun tek bildii kasabadan alnt mal armakt.
Bir gece koca bir paketi araca srada hrsz
durumu akm, kyamet kopmadan bizim Ah Q to
puklar oktan yalam. Ayn gece kasabadan ayrlp
Weizhuang'a dnm, bir daha da byle bir ie kalk-

129
maya cesaret edememi. Anlatt bu hikaye Ah Q'nun
ban hepten belaya sokmutu. Ky halk Ah Q'yu
karlarna almamak iin ona saygda kusur etmiyor
du. Ah Q'nun aslnda tekrar hrszla kalkamayacak
bir adam olduunu kim bilebilirdi ki? imdiyse, her
kes onun korkulacak bir yan olmayan adi bir herif
olduunu biliyordu.

Blm 7
Devrim
mparator Xuantong'un hkmdarlnn n-
c ylnn dokuzuncu aynn on drdnc gnnn35
bir gece yars -o gn ayn zamanda Ah Q'nun czda
nn Zhao Baiyan'a satt gnd- siyah tenteli koca
bir tekne Zhao ailesinin sahanlna indikten sonra
Ah Q, czdann satmt. Bu tekne gecenin karanl
nda, kimsecikler grmesin diye ky halk uykuday
ken gelmiti, fakat afak vakti ayrld iin gidiini
birok kii grmt. Sonradan bu teknenin kasaba
temsilcisine ait olduu ortaya kt.
Bu olay Weizhuang' da byk bir huzursuzluk ya
ratm, le vaktine doru haberi duyan ky halknn
yrei azna gelmiti. Zhao ailesi tekne hakknda
sesini karmazken, araphane ve kahvehanede dev
rimcilerin kasabay basaca ve kasaba temsilcisinin
kylerine snacana dair sylentiler yaylmt. te
yandan Bayan Zou, kasaba temsilcisinin tek amacnn
ky huzursuz etmek olduunu, bundan dolay Bay
Zhao'nun onu geri gnderdiini dnyordu. in

35. 1911 Devrimi zamannda Shaohsing'in zgrln elde ettii gn. (.n.)

130
asl, kasaba temsilcisi ve Zhao ailesinin bir bireyi olan
ky temsilcisinin aralar iyi deildi. Aralarnn iyi ol
masn beklemek mantkszca olurdu. Ayrca Bayan
Zou, Zhao ailesinin komusu olduundan olan biten
hakknda bir bildii olmalyd.
Bir baka sylentiye greyse kasaba temsilcisi
bizzat gelmemi, sadece Zhao ailesiyle uzaktan bir
akrabal olduunu ileri sren uzun bir mektup gn
dermiti. Bay Zhao iyice dnp tandktan sonra
mermileri saklamaktan zarar gelmeyeceine kanaat
getirerek mermileri yatann altna yerletirmiti.
Devrimcilere gelince, kimileri dn gece kasabaya be
yaz mifer ve zrhlarla girdiklerini, mparator Chung
Chen'in36 yasn tuttuklarn sylyordu.
Ah Q devrimcileri iyi tanrd, henz o yl birok
devrimcinin infazna kendi gzleriyle ahit olmutu.
Devrimcileri isyanc olarak grr, onlarn ileri zora
sokmaktan baka bir ie yaramadn dnd iin
onlardan irenir ve her daim uzak dururdu. Elli kilo
metre' teye nam salm bir kasaba temsilcisinin gz
n korkutabileceklerini kim bilebilirdi? Sonu olarak,
Ah Q bu durumdan byk bir haz duymu, kyllerin
dehete dmesi houna gitmiti.
"Deyrim ok da kt bir ey dil," diye dnd
Ah Q. "Alaynn iini bitirelim, kahrolsunlar! Devrim
cilerin arasnda bizzat yer almak isterim."
Son gnlerde metelie kurun atan Ah Q'nun
keyfi yerinde deildi. Son olaylarn stne, a karnna
iki anak arap imi, arabuk sarho olmutu. Bir

36. Chung Chen, Ming Hanl'nn son imparatorudur. 1628'den 1644'e kadar
tahtta kalm, Li Tzu-Zheng liderliindeki isyanc ordu Pekin'e girdiinde ken
dini asarak hayatna son vermitir. (.n.)

131
yandan yryor bir yandan kendi kendine dnr
ken ayaklar yerden kesilmi gibi hissediyordu. Aii
den, ilgin bir ekilde kendini tm Weizhuang halkn
esir alm bir devrimci gibi hissetti. Kendini tutamaya
rak bas bas barmaya balad:
"Devrim! Devrim!"
Ky halk Ah Q'ya hayretler ierisinde bakyor
du. Ah Q daha nce insanlar hi bu kadar tuhaf ba
karken grmemiti. Yaz scanda buzlu su imi gibi
ferahlamt Ah Q. Neesi yerine gelince bara bara
yrmeye devam etti:
"stediimi alr, istediim gibi olurum!
Lay lay lay!
Kafam iyiyken kan kardeim Zheng'i yanllkla
ldrdme yle pimanm ki!
ok pimanm, evet ok pimanm...
Lay lay lay, bam bam bam.
elik bir topuzla mahvedeceim seni!"
Bay Zhao, olu ve iki ' akrabas kapnn nnde
devrimi tartyorlard. "Lay lay lay, bam bam bam!"
diye arklar syleyerek yanlarndan geen Ah Q on
lar fark etmedi.
"Ah Q, sana diyorum bunak herif," dedi Bay
Zhao ksk bir sesle.
"Lay lay!" diye ark sylemeye devam ediyordu.
Ah Q'nun, kendisine "bunak herif" denecei aklnn
ucundan bile gemezdi. Yanl duyduunu dnp
aldr etmedi, arksn sylemeye devam etti: "Lay
lay lay, bam bam bam!"
"Ah Q, bunak herif!"
"ldrdme yle pimanm ki!"
Ancak Bay Zhao'nun olu "Ah Q!" diye seslendi-

132
inde duraksamt. Ban evirerek "Ne oldu?" diye
sordu.
"Ne mi oldu? Seni bunak herif!" Bay Zhao ne
syleyeceini bilememiti. "Byle arklar syleyince
ne geiyor eline?"
"Ne mi geiyor? stediimi alr... "
''Ah, koca adam! Bizler gibi fakir dostlarn bunu
hi akl edememitik," dedi Zhao Baiyan, tpk dev
rimciler gibi konumutu.
"Fakir dostlar m? Elbette benden daha zenginsi
niz," diye cevap verdi Ah Q ve ekip gitti.
Syleyecek sz bulamayan Bay Zhao ve olu ev
lerine geri dnerek lambalar sndrme vakti gelince
ye kadar devrim zerine tarttlar. Zhao Baiyan eve
dndnde belinden czdann karp gvenli bir
yere saklamas iin karsna verdi.
Ah Q, bir sre daha mutluluktan uar gibi yr
se de Vesayet Tanrlar Tapna'na vardnda kendi
ne gelmiti. Gariptir, tapmaktan sorumlu yal adam
cana yakn bir tavr taknm, hatta Ah Q'ya ay ikram
etmiti. Ah Q ayn yanna bir de kek rica etmi, ke
kini bitirdikten sonra kullanlm bir mum ve bir de
amdan istemiti. Ardndan odasna gemi, mumunu
yakp bir bana uzanmt. Tarif edilemeyecek kadar
din ve mutluydu Ah Q, yakt mum tpk Fener Bay
ram'ndaki37 fenerler gibi titredike aklna trl ey
geliyordu.
"syan m? Dncesi bile gzel... Beyaz mifer
ve zrh giyinmi bir grup devrimci kllarn, elik to-

37. ln'ln Ay Takviml'ne gre 12. ayn 23. gnnden balayan, yeni yln ilk
aynn 15. gn dzenlenen Yuan Xlao Bayram'na kadar yaklak hafta s
ren bayramdr. Bir diler ad da Bahar Bayram'dr. (e.n.)

133
puzlarn kuanp bombalar, yabanc yapm silahlar,
ift bal baklar ve engelli mzraklaryla kye ge
lirler. Vesayet Tanrlar Tapna'nn yolunu tutar ve,
Q! Bizimle gel, bizimle gel!' diye barrlar. Ben de
onlarla birlikte giderim.
Bu srada ky halk glnecek bir haldedir. Diz
kp yalvarrlar: 'Canmz bala Ah Q.' Onlar
dinleyen kim? Canna okuyacam ilk kii Gen D
olur, ardndan Bay Zhao ve sonra da Ecnebi zenti
si. Birkann cann balyorum tabii. Bir zamanlar
Kabasakal Wang'in cann balamtm ama bu sefer
onu da affetmeyeceim...
Derken ... Zulalar teker teker boalnyorum: kl
e kle gmler, yabanc paralar, patiska ceketler...
lkin ky temsilcisinin karsnn Ningbo yatan ta
pnaa tayorum, sonra da Qian ailesinin masa ve
sandalyelerini... Ya da sadece Zhao ailesininkilerle
yetiniyorum. Tabii bunlar tamak iin ben parma
m bile kprdatmyorum. Benim yerime tamas iin
Gen D'ye emrediyorum. Ne desem yapyor; hele bir
yapmasn, suratnn ortasna...
Zhao Sichen'in kz kardei ok irkin. Bayan
Zou'nun kzn ise ancak birka yla dnebilirim.
Ecnebi zentisi'nin karsnn iyi bir kadn olmad
sa rgsz bir adamla yatmaya raz olmasndan belli.
Kasaba temsilcisinin karsnn yz gz yara iinde...
Uzundur Amal Wu'yu grmyorum, nerede olduu
nu bilmiyorum. Ah onun da ayaklar ne kadar byk
t yle!"
Ah Q tatmin edici bir sonuca varamadan horul
damaya balamit. Bu srada yars yanan mumun
dalgalanan krmz Ah Q'nun ak azn aydn-

134
latyordu.
"N'oluyo ya!" diye bararak yerinden srad Ah
Q. Bir elini a kar kaldrm, korku dolu gzlerle
etrafna bakyordu. Mum olduunu fark edince
ban tekrar yasta koymu ve yeniden uykuya dal
mt.
Ertesi gn ok ge bir vakitte kalkm ve sokaa
ktnda her eyin ayn olduunu grmt. Alk
tan midesi kaznyordu, uzun uzun dnse de karnn
doyurmann bir yolunu bulamad. Birden aklna bir
fikir geldi ve yava yava yrmeye balad. Kazaen
veya kasten Kadnlar Manastr'nn kapsnda buldu
kendini.
Manastr, bembeyaz duvar ve parlayan siyah ka
psyla ilkbaharda olduu gibi sessiz sakindi. Bir anlk
tereddtten sonra kapy ald ve tam da bu srada k
pek havlamaya balad. Apar topar eline birka krk
tula paras alarak kapda ufak gkler belirene ka
dar vurmaya balad. Nihayet birinin kapy amaya
geldiini iitti.
Bacaklarn iyice aralayan Ah Q, elinde krk tula
paralaryla kara kpekle savamaya hazrd. Bu sra
da manastrn kaps ald ama kara kpek ortalk
ta yoktu. eriye baktnda karsnda yal rahibeyi
buldu Ah Q.
"Yine ne iin var burada?" dedi yal kadn.
"Devrim olacak. Yoksa haberin yok mu?" dedi Ah
Q.
"Devrim, devrim... oktan oldu bile," dedi yal
rahibe. Alamaktan gzleri kzarmt. "Devrim y
znden kim bilir bamza daha neler gelecek... "
"Ne?" diye sordu Ah Q: hayretler iinde.

135
"Devrimciler buraya geldiler, bilmiyor musun?"
"Kim?" diye sordu Ah Q, daha da armt.
"Kim olacak? Ky temsilcisi ve Ecnebi zentisi."
Duyduklarna inanamayan Ah Q app kalmt.
Ah Q bir sre konumadan bo bo baknca yal ra
hibe kapy suratna kapatp ieri girdi. Ah Q kapy
tekrar ald fakat cevap veren olmad.
O sabah, devrimcilerin kasabay bastn duyan
Bay Zhao'nun olu, sa rgsn bann stnde
toplad gibi yldz pek barmayan Qian ailesin
den Ecnebi zentisi'ni ziyaret etmiti. Herkesin tan
altna elini koymas gerektii bir zaman olduu iin
olduka kibar bir biimde sohbet etmiler ve devrim
uruna yollara dm birer kader arkada oluver
milerdi.
Uzun uzadya dndkten sonra, ilk i ola
rak giriinde "mparator ok Yaa" yazan Kadnlar
Manastr'nn bir an nce boaltlmas gerektiine
karar klmlard. Hi vakit kaybetmeden manastra
gitmi ve devrimci faaliyetlerine balamlard. Yal
rahibe onlara engel olmaya alnca bana sopalar
la defalarca vurmulard: Onlar gittikten sonra ancak
kendine gelen rahibe etrafa gz gezdirince kapdaki
imparator yaztnn un ufak edildiini, Guanyin tr
besinin nndeki kymetli Hsuan Te ttslnn38
ve Merhamet Tanras ttslnn yerle bir oldu
unu grmt.
Ah Q olan biteni yeni reniyordu. Tm bunlar
olurken uyuduu iin pimanlk duymu, kendisini
armaya gelmedikleri iin de ierlemiti. Sonraysa
38. Ming Hanli'nn Hsuan Te dneminde (1426-1435) muazzam ttslkler
yaplrd. (.n.)

136
kendi kendine yle demiti: "Belki de henz devrim
ci olduumu bilmiyorlardr."

Blm 8
Devrimden Dlanmak
Weizhuang halk zamanla kendini tekrar gven
de hissetmeye balamt. Haberlere gre devrimciler
kasabay basm fakat etkili olamamlard. En yet
kili kii hali eyalet bakanyd, sadece mevkiinin ad
deimiti. Kasaba temsilcisinden de mektup vard.
Weizhuang halknn isimleri tam olarak hatrlayama
d bir tr resmi mektuptu bu. Mektupta yazlanlara
gre, askeriyenin banda ayn yal -komutan varm.
Ortaln ayaa kalkmasnn tek sebebi baz kt ni
yetli devrimcilerin kasabaya varmasyla birlikte hal
kn sa rgsn kesmesiymi. Sylenene gre komu
kyden Yediokka, devrimcilerin ana dm ve o
eski dzgn grnnden eser kalmam. Fakat bu
durum byk bir tehlike yaratmamt, Weizhuangl
kyller kasabaya pek nadir giderdi. Kasabaya gitme
yi dnenlerse dlanma korkusuyla fikirlerini dei
tirirlerdi. Ah Q eski arkadalarn ziyaret etmek iin
kasabaya gitmeyi dnyordu, haberleri duyar duy
maz bu fikirden vazgemiti.
Weizhuang'da hibir devrim hareketinin olmad
n sylemek yanl olurdu. Olaylar takip eden bir
ka gnde salarn tepeden toplayp bukle yapanlarn
says giderek artmt. Tahmin edilebilecei zere sa
n byle kvran ilk kii Bay Zhao'nun olu olmu,
onu da Zhao Sichen, Zhao Baiyan ve Ah Q takip et
miti. Yaz gn olsayd insanlarn salarn tepeden

137
toplamas veya rmesi tuhaf kar.Ilanmayabilirdi, fa
kat gz sonuna gelinmek zereydi ve mevsimlerden
yazm gibi sa balamak cesurca bir karardan baka
bir ey deildi. Weizhuang halkna gre bu durumun
kesinlikle devrimle ilikisi vard.
Zhao Sichen plak ensesiyle ortada dolatnda
onu gren insanlar "te bakn, bakn bir devrimci!"
diyorlard.
nsanlarn tavrlar Ah Q'yu mthi etkilemiti.
Bay Zhao'nun olunun salarn bukle bukle yapt
n ok uzun zaman nce duymasna ramen kendi
san kvrmak aklna gelmemiti. Zhao Sichen'in de
bu furyaya kapldn grnce salarn kvrmaya ka
rar vermiti. Onlar nasl yaptysa o da yle yapacakt.
Bambu bir ubukla san tepeden tutturdu, biraz te
reddt ettikten sonra tm cesaretini toplayarak kvr
maya balad.
Sokakta yrrken kendisini grenler hibir ey
sylemeden gelip geti. Bata bu durum cann sk
mt, sonraysa hepten gcenmiti. Son zamanlarda
ok abuk fkeleniyordu. Aslnda devrimden sonra
pek bir deiiklik olmamt hayatnda. Hatta insan
lar kendisine daha kibar davranyordu, esnaf da pein
para istemiyordu. Yine de halinden memnun deildi
Ah Q. Devrimin daha ok getirisi olmas gerektiini
dnyordu.
Gen D ile karlatnda kplere binmiti. O da
san tepeden toplayp kvrmt, dahas, san bam
bu bir ubukla tutturmutu. Gen D'nin de byle bir
eye kalkabilecei Ah Q'nun aklnn ucundan bile
gememiti. Bu durumu ho grmesi mmkn deil
di. Gen D de kim oluyordu? Yakasna yapp bambu

138
ubuunu krmamak, san zp suratna iki tane
yaptrmamak iin zor tutuyordu kendini. Bylece
devrimci gibi grnmeye alan bu haddini bilmez
herifi cezalandrm olacakt. Neyse ki bu seferlik onu
affetti ve "Peh," diye kendi kendine sylenip kzgn
kzgn baknmakla yetindi.
Son gnlerde kasabaya yolu den tek kii Ecnebi
zentisi'ydi. Bay Zhao'nun olu kydeki atmalar
kasaba temsilcisini ziyaret etme bahanesi olarak gr
yordu fakat sa rgsn keserler korkusuna ziyaret
lerini erteliyordu. Olduka resmi bir dille bir mektup
yazm ve Ecnebi zentisi'nden mektubu kasabaya
gtrerek kendisini zgrlk Partisi'ne tantmasn
istemiti. Kye dnen Ecnebi zentisi, getirdii g
m eftali rozetini baarl ky temsilcisine vermeden
nce drt dolar istemiti. Bu durum ky halkn ok
korkutmutu, nk bunun, Hurma Ya Partisi'nin39
rozeti olduu ve Han Lin'i40 temsil ettii syleniyor
du. Sonu olarak, Bay Zhao'nun itibar olu memur
luk snavn kazand zamankinden bile ok artmt.
Haliyle herkese tepeden bakmaya, Ah Q'yu da gr
mezden gelmeye balamt.
Adam yerine koyulmayan Ah Q'nun morali al
tst olmutu. Gm eftali hikayesini duyunca ne
den dlandn anlamt. Salar tepeden toplamak
la devrimci olamayacan, devrimci partiyle temasa
gemesi gerektiini fark etmiti. imdiye kadar sadece
iki devrimci tanmt; biri kasabada kellesi uurulan

39. Partinin asl ad zgrlk Partisi anlamna gelen Zi You Dang'dr. #zgr
lk" kelimesini bilmeyen kyller Zi You'yu #Hurma Ya( anlamna gelen Shi
You'ya evirmiler. (.n.)
40. Jlag Hanhl'nda (1644-1911) en yksek edebi derece. (.n.)

139
adam, dieriyse Ecnebi zentisi'ydi. Bir an evvel Ec
nebi zentisi'yle konumazsa baka ans kalmaya
cakt.
Qianlarn evinin n kapsn ak bulmu, eki
ne ekine ieri girmiti. Allmadk elbiselerle kara
lara brnm, gm eftali rozetiyle avlunun tam
ortasnda ayakta duran Ecnebi zentisi'ni grnce
duraksamt. Tekrar uzam salar Aziz Liu'ninki41
gibi darmadankt. Elindeyse Ah Q'nun tadn ok
iyi bildii sopa vard. Zhao Baiyan ve kii daha
ayakta dikiliyordu. Herkes kulan drt am Ecnebi
zentisi'ni dinliyordu.
Ah Q parmak ularnda yryerek Zhao Baiyan'in
arkasna kadar geldi. Muhabbete girmek istiyor fakat
ne diyeceini bilemiyordu. Elbette "Ecnebi zenti
si" diye seslenemezdi. "zenti" veya "Devrimci" de
uygun olmazd. Beiki de en iyisi "Bay zenti," diye
seslenmekti.
Ne var ki Bay zenti kendisini grmemiti. Bu
srada kalarn kaldrm, byk bir evkle unlar
sylemekle meguld:
''Ne vakit karlasak, 'htiyar Hung, bu ie gi
rimeliyiz,' diyordum. O da her seferinde, 'Nein!' -
yabanc bir kelimedir, sjz anlamazsnz- demekten
bkmyordu. Yoksa ok daha baarl olabilirdik. Bu da
onun ne kadar sakngan biri olduunun gstergesiydi.
kide bir Hubei'ye gitmemi istiyordu, ben de kabul et
miyordum. cra bir kasabada almay kim ister ki?"
"im, ey," Ah Q bir sre durmasn bekledikten
sonra konumak iin cesaretini toplad. Ama karar
41. ounlukla dank salaryla anlan, in efsanelerinde ad geen lmsz
ruh. (.n.)

140
verdii gibi Bay zenti diye seslenmedi.
Ecnebi zentisi'ni dinleyen drt adam baklarn
Ah Q'ya dikmiti. Bay zenti'nin de dikkatini ekme
yi baarmt.
"Ne var?"
"Ben . . . ,,
"Defol!"
"Ben de katlmak. . .
,,

At sopasn havaya kaldrarak, "Git buradan,,,


dedi Bay zenti.
Zhao Baiyan ve dierleri de barmaya balad
lar. "Bay Qian buradan gitmeni sylyor, duymuyor
musun?"
Ah Q elleriyle ban korudu. Ardna bakmadan
kapya kotu. Bay zenti bu sefer peine dmedi.
Alt yedi adm kotuktan sonra yavalad Ah Q. D
krklna uramt, Bay zenti devrimci olmas
na izin vermezse kendisine alan kaplar birer birer
kapanm olacakt. Beyaz mifer ve kalkanlar iinde
devrimcilerin kendisini greve ardklar gnler hi
gelmeyecekti. Tm hevesi, amalar, umudu ve gele
cei birden yok olacakt. Bana gelenlerin abucak
yaylaca, Gen D ve Kabasakal Wang gibilere alay
konusu olaca da cabas.
Hi bu kadar aresiz hissetmemiti. San burk
mas dahi nafileydi. ntikam almak iin sa rgsn
zmeyi dnd fakat yapmad. Akama kadar bo
bo doland, veresiye yazdrd iki kase arab itik
ten sonra daha iyi hissetmeye balamt. Beyaz mifer
ve kalkanlar gznn nne getirdi. Sabahtan aka
ma dein aylaklk etti. Ancak araphanenin kaplar
kapanmak zereyken Vesayet Tanrlar Tapna'na

141
geri dnd.
"Paat, kt!"
Tuhaf bir ses iitti. Maytap sesi olamazd. Kar
gaa halini ok seven, bakalarnn ilerine burnunu
sokmaya baylan Ah Q, karanlkta grltye bakmaya
kt. Kulana gelen ayak seslerini takip ederken tam
nnden birisi kp komaya balad. Ah Q da pein
den kotu. Adam nereye gitse Ah Q da peinden gi
diyordu. Sonunda bir kede adam durdu, adam du
runca Ah Q da durdu. Gen D'den bakas deildi bu.
Kzgn bir ekilde, "Ne istiyorsun?" diye sordu
Ah Q.
Nefes nefese, "Zhao . . . Zhao ailesini soymular,"
dedi Gen D.
Ah Q mthi bir korkuya kaplmt. Byle syle
dikten sonra gzden kaybolmutu Gen D. Ah Q ara
da bir duraksayarak komaya devam etti. Bir zaman
lar o da bu iin iinde olduundan zgveni fevkalade
yerine gelmiti. Sokan keine gelince durdu, sanki
bir barma sesi duymutu; dikkatlice etrafna ba
knd. Zhaolarn evinden kasalar, mobilyalar hatta
Ningbo yata alp gtren beyaz mifer ve kalkanlar
iinde birok adam grebileceini dnmt. Ama
bir trl net grememiti onlar. Daha da yaklamak
istiyordu ama bir adm daha gidecek hali kalmamt.
O gece ay yzn gstermemiti. Zifiri karanl
a boulmu Weizhuang'da sakin bir hava hakimdi,
tpk mparator Fu Hsi'nin42 bata olduu eski huzur
dolu gnlerdeki gibi. Hevesi kancaya kadar orada
durdu Ah Q. Bir eyin deitii yoktu, ayn manzara-

42. in'ln ilk efsanevi kral. (.n.)

142
y izlemekten sklmt: uzakta beliren, oradan oraya
kasalar, mobilyalar Ningbo yata tayan insanlar. . .
Daha ileri gitmemeye karar vermi, tapnaa geri dn
mt.
Vesayet Tanrlar Tapna'nda daha da karanlk
bir hava hakimdi. Byk kapy kapatt gibi odas
nn yolunu tutmutu. Bir sre dinlenip sakinletikten
sonra grdklerinden nasl etkilendiini dnmeye
balad. Belli ki beyaz miferli ve kalkanl adamlar
vard. Onu da armaya gelmemilerdi. Bir. sr ey
alp gtrm, onunla paylamaya yanamamlard.
Her ey Ecnebi zentisi'nin suuydu; isyandan o d
lamt Ah Q'yu. Yoksa nasl olurdu da bu iten pay
karamazd?
Olanlar dndke sinirlenen Ah Q'nun sonun
da tepesi atmt. "syan bana gre deil de sana gre
ha?" diye barmt. "Lanet olsun sana Ecnebi zen
tisi, demek yle! Hadi isyanc ol bakalm! syanc de
diin kellesi uurularak cezalandrlr. Ben de senin
muhbirin olacam, kasabaya getiriliini ve kellenin
uuruluunu izleyeceim. Sen ve tm ailen . . . lecek
siniz, leceksiniz!"

Blm 9
Byk Son
Weizhuang halkn korkutmu olsa da Zhao aile
sinin soyulmasndan Ah Q da dahil herkes memnun
du. Fakat olaydan drt gn sonra bir gece yars Ah
Q kendini yaka paa kasabaya gtrlrken buldu.
Kasvetli bir geceydi. Bir blk asker, bir blk milis,
bir blk polis ve be gizli asker Weizhuang'a gelmi,

143
gece karanlnda makineli tfeklerini Vesayet Tanr
lar Tapna'nn giriine dorultmulard. Ah Q'nun
dar kaca yoktu, tapnakta uzun sre bir hare
ketlenme olmamt. Yzba sabrszlanm ve bu g
rev iin yirmi bin lira dl koymutu. te o zaman
milislerden ikisi tm cesaretini toplam ve duvardan
atlayp ieri girmiti. erdekilerin yardmyla herkes
duvarn te tarafna gemiti. Ah Q'yu srkleye s
rkleye dar kardlar. Kendisine dorultulan maki
neli tfei grene kadar akl bana gelmemiti.
Kasabaya vardklarnda le vakti olmutu. Ah
Q'yu ykk dkk bir hkmet kona gtrmlerdi.
Be alt kez kamaya alnca kk bir odaya tkl
m, ahap parmaklkl kap suratna kapanmt. Oda
bo duvardan oluuyordu. Dikkatlice baknca k
ede oturan iki kiiyi grd.
Ah Q tedirgin hissetse de karamsarla dt
sylenemezdi. Zira Vesayet Tanrlar Tapna'nda
kald odasnn da bu odadan iyi yan yoktu. Zaman
la dierleriyle muhabbet eder olmutu. Birisi byk
babasnn borcu yznden kasaba temsilcisinin ken
disinin yakasna yaptn sylemiti. Dieri neden
orada olduunu bilmiyordu. Sra kendisine gelince
dobra dobra cevap vermiti Ah Q: "nk bakaldr
mak istedim."
leden sonra parmaklkl kapdan karlm ve
byk bir salona getirilmiti. ok uzaklarda salar
tertemiz tral bir adam oturuyordu. Ah Q nce rahip
sanmt, fakat etrafnda grevli askerleri ve tpk bu
adam gibi ba tral, Ecnebi zentisi'ninki gibi sa
lar omuzlarndan salman, ask suratlaryla kendisine
kzgn bir ekilde bakan uzun paltolu adamlar grn-

144
ce bu adamn nemli bir kii olduunu anlamt. Bir
denbire dizlerinin ba zlm ve yere kmt.
"Diz kme! Ayaa kalk ve konu!" diye bard
uzun paltolu adamlar hep bir azdan. Syleneni an
lasa da aaya kalkacak gc yoktu Ah Q'nun. Vcudu
gayriihtiyari bir melme pozisyonu alm, sonunda
diz kmt.
"Kle! " diye bard uzun paltolu adamlar aa
lar bir biimde. Ayaa kalkmas iin daha fazla srar
etmediler.
Gzlerini Ah Q'ya dikmi salar tral yal
adam ksk bir sesle, "Doruyu sylersen cezan ha
fifleyecek," dedi. "Her eyi biliyorum. tiraf edersen
gitmene izin vereceim."
"tiraf et! " diye tekrarlad uzun paltolu adamlar.
Bir an akn akn dndkten sonra, "Ben ey
istemitim. .. Gelmek. . . " diye mrldand Ah Q tutar
szca.
"yleyse neden gelmedin?" diye sordu yal
adam kibarca.
"Ecnebi zentisi frsat vermedi! "
"Samalyorsun. Artk ok ge, syle nerede su
ortaklarin?"
"Ne?"
"Dn gece Zhao ailesini soyanlar."
Sylenenler Ah Q'yu kzdrmt.
"Beni armaya gelmediler. Her eyi alp gitti
ler."
"Nereye gittiler? Sylersen gitmene izin verece
im,:' diye tekrarlad yal adam daha sakin bir ekil
de.
Sonra, yal adamn iaretiyle yaka paa parmak-

145
lkl odaya gtrld Ah Q. Ertesi sabah ayn yere
tekrar getirdiler.
Koca salonda her ey aynyd. Temiz tral yal
adam ayn yerde oturuyordu. Ah Q yine diz km
t.
"Syleyecein var m?" diye sordu yal adam ki
bar bir ekilde.
Ah Q dnd ve syleyecek bir eyinin olmad
na karar verdi. "Yok," diye cevaplad.
Uzun paltolulardan biri bir kat paras getirdi,
eline de bir kalem sktrd. Ah Q'nun korkudan eli
aya birbirine dolamt. Hayatnda ilk kez kaleme
dokunmutu. Uzun paltolu, katta bir yer gsterip
imzalamasn istediinde kalemi nasl tutacan d
nyordu.
"Be ... Ben yazma bilmem," dedi Ah Q. Utanmt,
heyecanla tutuyordu kalemi.
"yleyse, senin iin kolay bir yol bulalm. Bir da
ire iz!"
Ah Q bir daire izmeye alt fakat kalem tutan
eli tir tir titriyordu. Uzun paltolu, kad yere serdi.
Ah Q eildi, hayati bir nem tayormu gibi dikkat
le bir daire izdi. Jnsanlarn kendisine glmesinden
korktuu iin daireyi tam yuvarlak izmeye kararly
d. Ne var ki hem kalem ard hem de istedii gibi
izemiyordu. Bir o yana bir bu yana bocalyor, izgiyi
bitirecei yerde baka yne sapyordu. Sonu olarak
ortaya kavun tohumu gibi bir ekil kt.
Ah Q, bir daire dahi izemedii iin utanadursun
uzun paltolu adam kad ve kalemi geri alm ve hi
bir ey sylememiti. Birka kii Ah Q'yu nc kez
parmaklkl odaya srklemiti.

146
Bu kez ok da direnmemiti. u dnyada hapis
hanede bir o yana bir bu yana srklenmenin her
insann aln yazs olduunu dnmt. Namnn
lekelenmi olmasn sadece daireyi tam yuvarlak ize
memi olmasna balamt. "Sadece aptallar kusursuz
daireler izebilir," diye dndke dinginleiyordu.
Byle dnrken uyuyakald Ah Q.
Gelgelelim, kasaba temsilcisinin gzne uyku gir
miyordu. Yzbayla feci bozumulard. O, en nemli
eyin alnan uallar kurtarmak olduunda srarcyd,
yzbaysa nce bu ite parma olanlarn bulunma-

s gerektiini sylyordu. Son gnlerde yzba ken


disine kar kmser tavrlar sergiliyordu. "Bunlar
yzyl tkacaksn hapse! Yaklak yirmi gndr ben de
devrimci partinin bir yesiyim. Gel gr ki ortalk hr
sz kaynyor da biri bile yakalanmyor. Bu durumun
zerimde nasl kt bir etkisi olduunu dnebiliyor
musun? te bu sefer hrsz yakalamz, sen de gelmi
ukalalk taslyorsun. Bu benim iim, burnunu sokma
yacaksn!"
Kasaba temsilcisi bu durumdan hi honut deil
di. alnan mallarn kurtarlmas gerektiinde diret
mi, aksi takdirde grevinden derhal istifa edeceini
sylemiti. Yzbann cevab ise akt: "Nasl ister
sen!"
Sonu olarak kasaba temsilcisi o gece uyuyama
mt, neyse ki ertesi gn istifa kadn teslim etme
miti.
Kasaba temsilcisinin uyuyamad gecenin sabah
Ah Q parmaklkl kapdan nc kez dar srkle
nerek karlmt. Byk .salona vardnda tertemiz
tral yal adam her. zamanki gibi ayn yerde oturu-

147
yrdu. Ah Q da her zaman olduu gibi diz kmt.
ok kibar bir tavrla sordu yal adam: "Bu defa
bir eyler sylemek ister misin?"
Ah Q biraz dndkten sonra syleyecek bir e
yinin olmadna karar vererek yle cevaplad: "Ha
yr, syleyecek bir eyim yok."
Uzun paltolu, ksa ceketli birka adam Ah Q'ya
yabanc mal beyaz bir yelek giydirdi. Yelein zerinde
siyah iaretler vard. Bu durum Ah Q'nun cann epey
skmt, nk yelek tpk bir yas elbisesine benziyor
du ve hunu giymek hi de ho bir ey deildi. Ah Q'yu
elleri arkadan bal bir ekilde hkmt konann y
kk dkk odasna gtrdler.
st ak bir at arabasna bindirdiler Ah Q'yu.
Ksa ceketli adamlardan birka da yanna oturmutu.
Araba hemen hareket etti. n tarafta srtlarnda ya
banc mal tfekleriyle birka asker ve milis oturuyor
du. Yolun ii yannda da akn halk kalabal vard.
Arkada olup biteni grememiti Ah Q. Birden aklna
bir ey geldi. "Yoksa kellemi uurmaya m gtr
yorlar beni?" Telaa kaplan Ah Q'nun birden gzleri
karard. Kendinden gemi gibi uultular iitiyordu.
Aslnda bilinci yerindeydi. Bir sreliine korksa da
yolun devamnda gayet sakin tavrlar vard. yle ya,
dnya hali bu. Gn gelince kellelerinin umas her
kesin aln yazsyd.
Gittikleri yolu biliyor ve hayret ediyordu. Ne
den idam alanna gitmiyorlard? breti alem olsun
diye sokak sokak dolatrlaca aklna bile gelmezdi.
Bile de bir ey deimezdi zaten. yle ya, gn gelip
ibreti alem olsun diye dolatrlmak da herkesin aln
yazs olmalyd. dam alanna dolambal bir yoldan
gittiklerini fark etti, nnde sonunda kellesi uacakt.
148
Pelerinden karnca srs gibi gelen kalabala esef
le bakt Ah Q. Kalabaln iinden Amal Wu takld
gzne. Demek artk kasabada alyormu, ondan
bunca zamandr grememi onu.
Ruhsuzluundan tr kendinden utand Ah Q,
bir . operadan herhangi bir dizeyi seslendirmemiti.
Aklnda ne frtnalar kopuyordu oysa: Kocasnn Me
zarnda Dul Bir Gen Kadn yeterince destans deildi.
Ejderha ve Kaplann Sava ndan "Keke ldrmesey
'

dim" dizesi de kendini ifade etmede yetersiz kalrd.


En iyisi elik Bir Topuzla Mahvedeceim Seni'ydi.
Ne vakit ellerini kaldracak olsa daha sk balayacak
lard, bu yzden Mahvedeceim Seni'yi de sylemedi.
"Yirmi yl iinde bambaka bir "43 Galeyana ge
. .

len Ah Q bir zamanlar duyduu fakat imdiye kadar


hi dile getirmedii bir sz yarsna kadar syleyebil
di. Kalabalk tpk bir kurdun grlemesi gibi, "Helal
be!" diye baryordu.
At arabas durmadan yoluna devam ediyordu.
Barlar srasnda Ah Q'nun gzleri Amal Wu'yu ar
yordu. Amal Wu'nun Ah Q'yu grd yoktu. Onun
gz srtlarnda yabanc mal tfekler tayan asker
lerdeydi.
Ah Q da baklarn baran kalabala evirmi-
ti.
Bu srada aklnda frtnalar kopmaya devam
ediyordu. Drt yl nce dan eteinde uzaklardan
kendisini yemek iin takip eden a bir kurtla kar
lamt. Korkudan Qlmek zereydi, neyse ki ansna
yannda bir baltas vard ve Weizhuang'a sa salim d-

43. "Yirmi yl iinde bambaka bir adam olacatm, cesur ve gen. Eskiden
sulularn idam edilmeden nce lm kmsediklerini gstermek amacy
la syledikleri bir sz. (.n.)

149
nebilmiti. O kurdun, uzaklardan gzn alan vahi
fakat rkek baklarn hibir zaman unutamamt.
Konuurken akl hala donuk ve keskin gzlerdeydi,
o kurt Ah Q'nun eti ve kanndan daha fazlasn yiyip
bitirmek istemiti. O gzler her daim uzaktan izlemi
ti kendisini.
O gzler bir olmu Ah Q'nun ruhuna ilemiti.
"mdat, imdat!"
Ah Q bu szleri hibir zaman syleyememiti.
Gzleri kararm, uultular duymaya balam, sanki
vcudunun bir toz bulutu gibi daldn hissetmiti.
Hrszlktan sonrasna gelince, bu durumdan en
kt etkilenen kasaba temsilcisi olmutu, nk a
lnan mallar hibir zaman bulunamad. Maaile uzun
sre yas tuttular. Zhao ailesine gelince, Bay Zhao'nun
olu kasabaya hrszl haber vermek iin gitmi,
orada kt niyetli devrimcilerce sa rgs kesilmi,
stelik bir de onlara yirmi bin dolarlk paray onlara
demek zorunda kalmt. Bundan dolay Zhao ailesi
de uzun sre yas tuttu. O gnden sonra zamanla k
m bir hanln hayatta kalanlar roln stlendiler.
Yaananlarn mnakaasna gelince, Weizhuang' da
bu konuyu gndeme getiren olmamt. Herkes Ah
Q'nun kt bir adam olduuna, bundan dolay da
vurulduuna kanaat getirmiti. Kt biri olmasay
d ne diye vur.ulsun ki? te yandan kasaba halknn
dnceleri ok farklyd. Halkn ou yaananlardan
memnun kalmamt. Kuruna dizmenin kelle uur
ma kadar iyi bir sahnesi yoktu. O rezil suluysa onca
sokaktan gemiti de bir operadan tek bir dize dahi
okumamt. Kasaba halk bir hi uruna peinden
koturup durmutu.
Aralk 1921
KY OPERASI

Son yirmi yldr in operasna topu topu iki kez


gitmitim. lk on yl yanndan bile gememitim, ya
canm istememiti ya da frsatm olmamt. kinci on
yl iindeyse iki kez gidip onlarda da hibir ey gre
meden geri dnmtm.
Bunlardan ilki 1 9 1 2 ylnda, Pekin'e yeni yerleti
im zamand. Bir arkadam, "En iyi opera Pekin'de
dir, bu frsat kamaz, mutlaka gitmelisin," demiti.
Operaya gitmenin iyi bir fikir olabileceini dn
mtm, zellikle de Pekin'de. Gitmek iin sabrsz
lanyordum. Vardmzda gsteri oktan balamt.
Ta dardan trampetlerin ho ritimlerini duyabiliyor
dum. Renk renk klar altnda, opera salonuna usulca
girdik. Etrafma bakndmda ortalarda birka koltu
un hala bo olduunu grdm. Bo koltuklardan bi
rine oturmak iin yaklatmzda biri bizi durdurdu.
ok fazla grlt vard, sylediklerini anlayabilmek
iin adama doru eildim. "Kusura bakmayn baym,
bu koltuklar dolu!"
Salonun arka sralarna doru gittik, pskl pa
rldayan bir grevli bo koltuklar gstererek koridor

151
kenarnda bir yere ynlenlirdi bizi. Gsterdii erli
koltuklar hem dar hem de ok yksekti. Oraya kma
ya cesaret edemedim, nedense bana bir eit ikence
aletini andrmt. Tylerimin rpermesiyle kendimi
dar atmam bir oldu.
Biraz gitmitim ki birinin seslendiini duydum:
"Hey, bir ey mi oldu?" Bam evirip baknca peim
den geldiini grdm. ok armt. "Neden byle
tek kelime etmeden gidiyorsun?"
"Kusuruma bakma, kulaklarm zonkluyordu,
daha fazla dayanamadm," dedim.
Bu olay ne vakit aklma gelse bir garip olurum. Ya
o oyun ktyd ya da ben operadan anlamyordum.
kinci kez hangi yl gittiimi hatrlamyorum. Tek
hatrladm Hupeh'teki sel kurbanlar iin para top
landyd. Tan Hsin-pei44 o zamanlar hayattayd. ki
dolara bir bilet alp Tan Hsin-pei dahil birok nl
oyuncunun rol ald Bir Numara Operas'na gidile
biliyordu. Srf sel madurlar iin bilet satan adamn
gnl olsun diye almtm bileti, sonraysa her eye
burnunu sokan bir adam beni Tan Hsin-pei izlemem
gerektiine inandrmak iin elinden geleni yapmt.
O kadar srar etmiti ki birka yl nce gittiimdeki
sar edici grlty hatrlamama ramen gitmitim.
Hem bu kymetli bileti kullanmasam iim rahat et
mezdi. Tan Hsin-pei'nin sahneye ge vakit kacan
ve Bir Numara Operas'nn koltuk bulmakta zorlan
mayacam modern bir mekan olduunu rendim.
Buna gvenerek saat dokuza kadar evden kmadm.
Operaya vardmda salonu azna kadar dolu grn-

44. Pekin Operas'nda nl bir aktr. (.n.)

152
ce arp kaldm. Ayakta durabileceim bir yeri bile
zor bulabilmitim. ark syleyen yal bir kadn can
landran bir adam dinliyordum. Alev alev yanan iki
sopa vard aznda, yan banda bir cehennem bekisi
bekliyordu. Bunun zerine baya bir dnmtm,
Maudgalyayana'nn45 annesi olsa gerek dedim, nk
bir sonraki sahnede bir papaz belirmiti. Aktr tan
myordum. Solumda duran iman beyefendiye sor
dum, "Kong Yun-fu!"46 dedi. Gz ucuyla "bana byle
basit sorular sorma" bak att. Cehaletimden tr
utanm, kpkrmz olmutum. Bir daha soru sorma
maya karar verdim. Sonra ardndan kadn bir kahra
man ve hizmetisinin arklarn dinledim. Ardndan
yal bir adam ve kim olduklarn bilmediim dier
karakterler sahne aldlar. Sonraysa bir grup insann
kavgaya tutumasn ve birka kiinin daha onlara ka
tlmasn seyrettik. Saat on, on bir, on bir buuk der
ken on ikiye geliyordu ve Tan Hsin-pei hala sahnede
grnmemiti.
Hayatm boyunca hibir ey iin byle bir sabrla
beklememitim. Yanmdaki iman beyefendinin h
rltlar canma tak etmiti. Sahnede renk renk parl
dayan klar, durmadan alan ziller, gm gm vuran
trampetler saat iyice ge olunca daha fazla ekilmez
bir hal almt. Etrafma bakndm, bir yolunu bulup
kamaya altm. Ben kar kmaz muhakkak yerim
dolmutu. Yanmdaki iman beyefendinin cssesini
sa tarafa doru genilettiine adm gibi eminim. e
risi ana baba gnyd sanki. k yolu bulmak iin

45. Buda'nn mOritlerlnden. Gnahlarndan .tOrO cehenneme atlan annesini


oradan kurtardtl rivayet edilir. (.n.)
46. Pekin Operas'nda yal kadn rolO oynayan OnlO bir aktr. (.n.)

153
nmdekileri itip kakmaktan baka arem yoktu. D
ar ktmdaysa opera merakllarn bekleyen fay
tonculardan baka kimse yoktu, sokaklar sszd. Bir
de birka kii toplanm oyun afilerine bakyordu.
Ne yapt belirsiz bir grupsa operadan kacak kadn
lar gzetlemeyi bekliyor olmalyd. Tan Hsin-pei'den
hala haber yoktu.
Darda insana hayat veren capcanl bir hava var
d, cierlerime tertemiz hava doluyordu. Pekin'e yer
letiimden beri hava ilk kez bu kadar gzeldi.
O gece in operasna sonsuza dek elveda dedim.
Bir daha aklmdan bile geirmedim. Operalar artk
benim iin bir ey ifade etmiyordu. Kutuplar kadar
zttk birbirimize.
Birka gn nce elime bir Japon kitab geti. Ad
n da yazarn da hatrlamasam da in operas hak
knda olduunu anmsyorum. Kitabn bir blmnde
in operasnn seyircinin ban dndren gonklar,
byk ziller, bar arlarla dolu olduu yazyordu.
Operann sahne dzeni kapal mekanlar iin uygun de
ildir, fakat ak havada belli bir mesafeden izlendiin
de cazibesi vardr. Bu szlerin duygularma tercman
olduunu anladm o an, ben de byle dnmtm
fakat dile getirememitim. Yllar nce ak havada in
operasnn ok iyi bir rneine ahit olmutum ve bel
ki de bunun etkisinde kalarak Pekin'deki bu iki opera
ya gitmitim. Nasl olur da unuturum kitabn ismini,
ah ok yazk!
u izlediim gzel operaya gelince, yllar ncey
di, en fazla on bir, on iki yalarndaydm. Luzhen ka
sabasna zg geleneklerden biriydi. Gelini olduklar
evin sorumluluklarn henz zerine almam kadnlar

154
yaz gelince baba ocana dnerlerdi. Babaannem o za
manlar hala sapasalamd fakat yine. de ilerin biro
u annemin bana kalyordu. Bundan dolay yazlar
evini brakp anasnn yannda uzun sre kalamazd.
Mezarlk ziyaretine gittii zaman birka gnlne
ana babasnn yannda kalrd. Byle zamanlarda beni
de yanna ahrd. Denizden ok uzakta olmayan Ping
qiao kynde oturuyorlard. Bir rmak zerine kurul
mu, hane says otuzu bulmayan, ku umaz kervan
gemez bir yerleim yeriydi buras. Ky halk tarm
ve balklkla geimini salard. Buras benim iin
cennetten farkszd; hem krallar gibi karlanyordum
hem de klasik iir kitaplarndan bir sreliine kurtul
mu oluyordum.
Oynayabileceim bir sr ocuk vard. ok uzak
lardan geldiim iin benimle oynayabilsinler diye an
neleri ocuklarna daha az i verirlerdi. Kk yerde
bir ailenin misafiri tm kyn misafiri saylr. Hepi
miz akrandk fakat akrabalk durumuna baklacak
olursa arkadalarmn birou birbirinin amcas veya
byk days saylrd. Btn ky halk ayn soydan
geliyor ve ayn soy ismini paylayordu. ok iyi ge
iniyorduk, mesela olur da yeenlerden biri amcasn
pataklayacak olsa, kimse bunu "byklere saygszlk"
olarak yorumlamazd. Kyn yzde doksan dokuzu
okuma yazma bilmezdi.
Zamanmzn byk ksmn yakaladmz solu
canlar bakr tellere geirdiktn sonra rmaa kar
uzanp yenge avlamakla geirirdik. Yengeler sular
aleminin en aptal yaratklardr. Uzattmz enge
li kendi kskalaryla yerletirirlerdi azlarna. Ksa
sre iinde bir kova dolusu yenge yakalardk. Mi-

ss
safir olduum iin tuttuumuz btn yengeleri bana
verirlerdi. Bazen de hep birlikte kzleri otlatmaya
giderdik, inat olduklarndan m yabanclara alk
olmadklarndan m bilmem yldzm hi parlamamt
onlarla. Yanlarna yanaamaz, uzakta durup izlerdim.
Byle olunca, arkadalarm onlara iir okumamdan
dolay bana duyduklar hayranl bir kenara brakp
beriimle adeta dalga geerlerdi.
En ok da Zhaozhuang kyndeki operaya git
mek iin can atardm. Zhaozhuang kymzden iki
mil tede biraz daha byk bir kyd. Pingqiao'nun
halk kyde opera sahnelemenin altndan kalkamaya
ca iin her yl Zhaozhuang'da dzenlenn operann
masraflarna ortak olurlard. O zamanlar her yl ope
ra dzenlemelerine anlam veremezdim. Zannedersem
bu, bahar dolaysyla tanrlara sunulan bir armaand.
O yalarda benim iin en nemli gn gelip at
mt sonunda. Ne talihsizliktir ki o gn kiralayacak
kayk bulamamtk. Kymzn bir tanecik yolcu
kay vard, sabah kar akam dnerdi. Kocaman bir
kaykt bu, kiralamamz mmkn deildi. Kydeki di
er ufak tefek kayklarsa byle bir yolculuk iin uygun
deildi. Birisi kp civar kydekilere kayk sormaya
gitti, ama btn kayklar opera iin kiralanmt ok
tan. Anneannem ok zlmt, kuzenlerimi kaykla
r erkenden kiralamadklar iin paylamt, sylenip
duruyordu. Annemse onu ,"Luzhen'deki operalar ok
daha gzel, hem orada ylda birka kez oluyor," diye
avutuyordu, ksacas bugnkne gitmesek de olur de
mek istiyordu. Hayal krklna uramtm. Dokun
salar alayacaktm. Annemse olay karmamam iin
beni uyard, yoksa anneannem daha da zlecekti.

156
Dier ailelerle gitmeme de izin vermedi, anneannem
benim iin endielenirmi.
Ksacas, opera benim iin yalan olmutu.
leden sonra arkadalarm kyden ayrlm, operaysa
oktan balamt. Gonklarn ve trampetlerin sesini
duyduumu dledim. Gzlerimi yumdum, sahne
nin hemen .nndeydiler arkadalarm, bir yandan da
soya st iiyorlard.
tahm kamt o gn, yenge avlamaya da git
memitim. Annem de ok zlyordu ama elinden
bir ey gelmiyordu. Akam yemei vaktine doru an
neannem bende bir hal olduunu anlad: "Kzmakta
haklsn, seni dnemedik, daha nce hibir misafiri
de bylesine kt arlamamtk." Yemekten sonra
arkadalarm ope.radan geldiler ve grdklerini aynen
anlattlar. Azm bak amyordu, onlar da benim
iin ne kadar zldklerini syleyerek i geirdiler.
Birden ile:inde en aklls Shuangxi'nin aklna bir
fikir geldi. "Sekizinci byk amcann kay burada
deil miydi? Onunla gidebiliriz! " Dier ocuklar da
ona katldlar, beni operaya gtrme dncesi onlar
heyecanlandrmt. Keyfim yerine geldi. Bu i anne
annemin aklna yatmamt, ona gre ocuklara gven
olmazd. Annemse herkesin yarn iba yapacan,
birinden bizi gtrmesi iin rica etmesinin uygun ol
mayacan syledi. Shuangxi tekrar olaya el atarak
gven veren bir ses tonuyla bizimkilere yle dedi:
"Sizi temin ederim ki her ey yolunda olacak. Koca
bir kaykla gideceiz. Xun karde huysuz bir ocuk
deil, hem hepimiz yzme biliyoruz! "
Haklyd, o kadar ocuun iinde suda balk gibi
yzemeyeni yoktu. Hatta birka st dzey yzcy-

157
d.
Anneannem ve annem de ikna olmulard, daha
fazla kar gelmediler. Benim adma onlar da mutlu
olmutu. ocuklarla ayaa frlayp bir kouda dar
ktk.
Bir anda ku gibi hafiflemitim, sanki bulutlarn
stnde szlyordum. Dar knca ay nn al
tnda bizi bekleyen st beyaz bir brandayla kapl bir
kayk grdm kprde. Hemen bindik kaya. Shu
angxi n taraftaki direin bana geti, Ah-fa arka ta
rafa, yaa kk olanlarsa kayn tam ortasna otur
du. ri yar olanlarmz da k blgesine yerletiler.
Annem peimiz sra gelmi, "Dikkatli olun!" diyordu,
bizse oktan yola koyulmutuk. Kprden destek ala
rak biraz geri gittik, ardndan kprnn altndan var
gcmzle ilerlemeye baladk. Her krein bana
iki ocuk oturmutu, belli aralklarla el deitiriyor
lard. Kendi sesimizden suyun sesini duyamyorduk.
ki yanmz da zmrt yeili soya ve buday tarlala
ryla kaplyd.
Irmak kenarnn soya ve buday tarlalar man
zarasna, su zerine km sis karyordu. Rzgar,
rmak yosunlarnn arasnda dolap yzmze vuru
yordu. Sisin ardndan ayn l l ehresi grlebili
yordu. Uzaklarda, koyu renkli tepeler st ste ylm
demir canavarlar gibi dalgalanyordu. Kaymzla ya
rr gibi geiyorlard yanmzdan, ne var ki ben hala
yava ilerlediimizi dnyordum. Krekiler dr
dnc kez el deitirmilerdi ki Zhaozhuang kynn
silueti belirmeye balad, sylenen arklar alnyor
du kulaklarmza. Birka k taklmt gzmze, ite
operann klar, kim bilir belki de balklarn kla-

158
ryd.
Kulamza alnan mzik flt namelerini and
ryordu. Dalga dalga yaylyordu bu ahenkli mzik,
kendimden gemitim. Sanki soya ve buday tarlalar
arasnda rmaktan gkyzne bir yolculua km
tm.
Iklara yaklatka klarn balklara ait oldu
unun farkna vardk. Aslna bakarsanz, o grdm
karalt Zhaozhuang ky de deildi. Kocaman am
aalaryla kapl bir koruluktu karmzdaki. Geen
sene bu korulua gezmeye gelmitim, o zaman yan
yatm koca bir krk at heykeli grmtm imenle
rin stnde. Koruluu geince kk bir koya girmi
ti kaymz ve bu sefer Zhaozhuang gerekten kar
mzdayd.
Kyn dnda, rmak kenarnda bo bir arazi
ye kurulmu sahneye dikmitik gzmz. Uzaktan
baktmzda belli olmuyordu sisli havann ay n
da. Resimlerde grdm periler lkesine geldiimi
sandm bir an. Kaymz hzlanmaya balamt, artk
karada olup biteni grebiliyorduk. Gz alc renklerle
sahnedeydiler oyuncular. Sahnenin yaknndaki rmak
kenarnda gsteriyi izlemeye gelenlerin kapkara ka
yklar duruyordu.
"Sahne kenarnda izleyecek yer yok, buradan iz
leyelim" dedi Ah-fa.
Kaymz yavalamt, nihayet varmtk. Do
ru sylemi, sahneye yanamamz mmkn deildi.
Kaymz sahneden baya uzak bir mabedin yan
na balarntk. Beyaz tenteli kaymz sradan si
yah olanlarn arasna koyam"zdk, ho istesek de yer
bulamazdk ya. Vardmzda epey kalabalk olsa da,

159
vaktin ilerlemesiyle izleyiciler bir bir dalmaya bala
mlard.
Kaymz tela iinde palamara balarken, sah- .
nede uzun siyah sakallar ve srtna yerletirilmi drt
bayrayla bir adam belirdi. Elindeki mzrakla kar
sndaki yar plak adamlarla dvyordu. Shuang
xi bu, adamn ard ardna seksen drt takla atabilen
nl bir akrobat olduunu syledi. Geenlerde ahit
olmu, taklalar bir bir saymm.
Kavgay daha iyi grebilmek iin hep beraber
sahneye iyice sokulmutuk fakat akrobat bizler iin
takla atmamt. Yar plak adamlardan bazlar bir
ka takla atnktan sonra sahneyi terk ettiler. "Akamla
r pek seyirci olmuyor, bu yzden akrobat da hnerle
rini sergilemiyor," dedi Shuangxi. Kimse bo sralarn
nnde sergilemek istemez hnerlerini. Doru sze
.ne denir? Derken bir gen kz kageldi, gr sesiyle
birka ark syledi. Gsteriyi izleyecek kimsecikler
kalmamt o vakitte. Ky halk ertesi gn iba ya
pacakt, gece ge saate kadar kalamazlard; hepsi ok
tan uykuya dalmlard. Sahne civarndaysa sadece
Zhaozhuang'n aylaklar dolayordu, birka da farkl
kylerden gelenler vard. Kyn zenginleri hala kara
tenteli kayklatdaydlar ama operayla pek ilgilendik
leri sylenemezdi. Birou oraya kek, meyve suyu ve
karpuz ekirdeiyle tknmak iin gelmilerdi. Ksaca
s sahne nnde gerek bir izleyici bir kitlesi yoktu.
Aslnda ben de takla atan adamn merakls de
ildim. En ok bembeyaz giyinmi, denek ucuna ta
klm bir ylan kafasn iki eliyle smsk tutarak ylan
rol yapan oyuncuyu merak ediyordum. Bir de kap
lan rolnde, sapsar elbisesiyle hop hop hoplayan ada-

160
m grmek istiyordum. Uzun sre beklediim halde
ikisi de sahne almadlar. Gen kzn hemen ardndan
gen bir delikanl klna girmi yal bir oyuncu kt
karmza. Gerekten sklmtm artk, Guisheng' den
soya st almasn rica ettim. Ksa bir sre sonra gel
di: "Hi kalmam, soya st satan sar herif de e
kip gitmi. Gndz vakti biraz vard, iki kase dolusu
imitim. Ben sana bir tas su getireyim."
Suyu imedim, frlattm uzaklara var gcmle.
Grdklerimi anlatmam isteseler, imkan yok yapa
mazdm. Oyuncularn yzleri bile zamanla tuhaf gel
meye balamt. Sanki yz hatlar birbirine giriyor ve
eriyerek bir betona dnyordu. Genlerin birou
esnemeye balamt, yaa byklerse sohbet etmeye
devam ediyorlard. Derken, krmz elbiseler ierisin
de bir palyao sahneye gelmiti. Onu bir diree ba
ladlar _ve aksakall bir adam elindeki krbac havada
aklatarak krbalamaya balad. Biz de onlar izleyip
bir gzel gldk. Gecenin en iyi numaras buydu ben
ce.
Sonra yal bir kadn kt sahneye. Bir kenara
kp ark sylemeye baladnda en sevmediim
karakter bu olmutu. O an herkesin yz ifadesinde
ki hayal krkln sezmitim. lk nce sahnenin bir
ucundan tekine ark syleyerek yrd yal ka
dn. Sonraysa sahnenin tam ortasnda bir iskemleye
oturdu. Gerekten bunalmtm artk. Yanmdakiler
de azlarn bozmulard, kfretmeye balamlard.
Uzun bir sre sabrla bekledim ta ki kadn bir elini
havaya kaldrncaya dek. skemleden kalkacan san
mtm. Umutlarm bir anda yerle bir olmutu. Ha
vaya kaldrd elini usulca eski pozisyonuna getirmi

161
ve ayn ekilde ark sylemeye devam etmiti. Arka
dalar szlanmaya balamt, kimisiyse durmadan es
niyordu. Shuangxi daha fazla dayanamayarak patlad:
"Bu kadn braksak sabaha kadar devam eder, haydi
gidelim." Hepimiz hemfikirdik, birdenbire ayaklan
dk. drt ocuk kayn k blgesine yerletiler,
bir ksm kreklere yapt. Kay sahilden uzakla
trdlar ve dn istikametimizi ayarladk. Bir yandan
yal kadna kfrler savururken kreklere asldlar.
Korulua doru, yol almaya baladk.
Ayn konumuna bakarsak uzun sre kalmad
mz anlalabiliyordu. Zhaozhuang' geride brak
tmzdaysa ay fevkalade parlakt. Iklar ie
risindeki sahneye son kez bakmtk. Tpk gelirken
grnd gibi, drt bir yann pembemsi bir duman
sarm perili bir adr gibi belirsizdi. Ahenkli bir flt
sesi tekrar alnd kulaklarmza. Yal kadn arksn
bitirmi olmalyd, hadi geri dnelim demem pek uy
gun olmazd.
Nihayet koruluu ardmzda brakmtk. Kay
mz daha da hzl ilerliyordu. Etraf epey karanlkt,
belli ki vakit bir hayli ge olmutu. Bir yandan oyun
culardan sz ap gle sve syleirken bir yandan da
kreklere aslyordu arkadalar. Kaymzn pruvas
na arpan su rltlar imdi daha da belirgindi. Ka
ymz srtna ocuklarn smsk baland beyaz ve
kocaman bir bal andryordu. Tm gece almak
tan yorgun dm yal balklar sandallarn durdu
rup bize alk tuttular.
Krekiler yorulduklarn sylediklerinde
Pingqiao'ya daha yaklamamtk bile. Ka saattir
kursaklarndan bir ey gememiti. Guisheng'in ok

162
iyi bir fikri vard. Bakla mevsimindeydik, kaymz
da yeterince yakacamz da vard. Biraz bakla arp
piirebilirdik. Kimse kar . kmamt. Derhal kyya
yanatk. Tarlalar iri taneli soyalarla doluydu.
Kyya ilk ayak basan Shuangxi olmutu. "Hey
Ah-fa! Buras sizin tarlanz, uras da Yal Liu Yi'nin
tarlas. Syle bakalm hangi tarladan bakla araca
z?"
Hepimiz kyya kmtk. Ah-fa dedi ki: "Bir da
kika, bir gz ataym." Baklalarn arasna girmiti, "Bi
zimkiler daha olgun, bizim baklalardan aralm," de
mesiyle tarlann drt bir yanma dalmamz bir oldu.
Baklay avu avu toplayp kaya tadk. Shuangxi
biraz daha bakla arrsak Ah-fa'nn annesi fark edebi
lir, bamz belaya girebilir diye dnd. Bu sefer de
Yal Liu Yi'nin tarlasna yneldik, biraz da buradan
bakla topladk.
Yaa byklerden birka kreklere asld yeni
den, dierleriyse arka tarafta ate yakt. Yaa kk
ler ve bense baklalar aykladk. Nihayet piirmitik,
bir araya toplanp baklalar ellerimizle yerken kay
mz suyun akna brakmtk. Yemek fasl bitin
ce tekrar yola koyulduk. Kirli kaplar ykam, bak
la kabuklarn rmaa samtk. Ardmzda hibir iz
brakmamtk. Shuangxi huzursuzlamt. Sekizinci
byk amcann -gz ak ihtiyarn tekidir- odununu
ve tuzunu kullanmtk. Muhakkak farkna varacak
ve bizi azarlayacakt. Bunun zerine biraz konuunca
korkacak bir ey olmadna karar kldk. Olur da bizi
azarlarsa biz de sessiz kalmayacaktk. Geen yl rmak
kenarndan skt am aacn geri isteyecektik on
dan. Adn da "Uyuz Hordak"a karacaktk.

163
Kayn burnunda duruyordu Shuangxi, avaz
ktnca baryordu: "te hep beraber dndk, size
bir ey olmaz dememi miydim?"
leri baknca Pingqiao'ya geldiimizi fark ettim.
Birisi kprnn banda bekliyordu, annemdi. An
neme sesleniyordu Shuangxi. Kayn burun ksmna
doru ilerledim. Kpry hzla geip sahile yanatk.
Hep beraber kyya ktk. Annem kzgnd, neden
bu kadar ge kaldmz sordu. Gece yarsn geeli
ok olmutu. Neyse ki abucak yatt sinirleri. Tekrar
yz glmeye balad ve herkesi pirin orbas imeye
davet etti.
"Bir eyler attrmtk, gzmzden uyku ak
yor. Yataklarmza ekilsek iyi olacak," dedi hepsi.
Ertesi gnn le vaktine kadar kmadm yatak
tan. Sekizinci byk amcaysa odun ve tuz meselesi
hakknda tek bir kelime etmemiti. leden sonra her
zaman olduu gibi yenge avlamaya gittik.
"Sizi kk hergeleler! Dn gece baklalarm al
dnz! Doru drst de koparmamsnz, ounu ez
misiniz!" Bam kaldrnca Yal Liu Yi'yi karmda
buldum. Sandalnn zerindeydi, pazarda baklalarn
satm, dnyordu. Sandalnn gerisinde hala bir yn
baklas duruyordu.
"Evet, misafirimizi arlyorduk. Aslnda sizin
tarlanza girme niyetinde deildik. Hey, yengelerimi
karacaksn imdi!" diye kar kt Shuangxi.
Yal adam beni grnce sandalndan indi ve ken
di kendine kkrdamaya balad. "Demek misafirinizi
arlyordunuz, yleyse syleyin bakalm dnk ope
ra iyi miydi?"
Evet anlamnda bam salladm.

164
"Baklalar nasld peki?"
Gene bam salladm: "ok iyiydi."
Yal adamn bir hayli mutlu olmasna arp kal
mtm. Baparman sallyordu, byk bir memnu
niyetle yle dedi:
"Byk ehirden gelen, grm geirmi insanlar
neyin iyi olduunu bilirler. Ben bakla tohumlarm
tek tek setim. Ky halk iyiyi ktden ayramyor,
benim baklalarmn dierlerininki gibi iyi olmadn
sylyorlar. Annene vereyim de bir tadna bakn." Ve
tekrar asld kreklerine.
Annem beni akam yemeine ardnda sof
rada koca bir tabak dolusu halanm bakla buldum.
Yal Liu Yi srf biz yiyelim diye getirmiti. Anneme
hakkmda vgyle sz etmi: "Henz ok gen fakat
neyin ne olduunu biliyor. leride ok iyi bir tahsili
olaca imdiden belli. ok anslsnz hanmm." Ne
var ki bu sefer getirdikleri bir ncki gece yediklerim
kadar lezzetli deildi. ;
Doruyu sylemek gerekirse, o gece yediim bak
lalar kadar gzelini yemedim mrm boyunca. O gece
izlediim opera kadar gzelineyse hala gitmi deilim.

Ekim 1 922

165
YEN YIL KURBANI

Her eye ramen eski takvime47 gre ylba asl


ylbadr. Kyleri ve kasabalar br kenara brakn n
fuz ettiimiz hava bile insann iine yeni yl geliyor his
sini iliyor. Akam karanl knce gkteki kasvetli
bulutlar imeklerle aydnlanr, bunu Ocak Tanrs'nn
ayrln kutlamak iin yaklan havai fieklerin gm
brdeyen sesi takip eder. Yakn mesafede patlayanlar
yle iddetlidir ki kulaklar sar eden bir uuldama
nn ardndan havaya barut kokusu yaylr. te byle
bir gecede dnmtm memleketim Luzhen kasabas
na. Szde memleketim diyqrum ya oturacak evim bile
yoktu orada. Bundan dolay geici bir sre Bay Lu'nun
kahrn ekmek zorundaydm. Ayn soydan geldiimiz
Lu ailesinin drdnc oludur kendisi. Babamn akra
n olduu iin "Drdnc amca" diye hitap ederdim
ona. Grkemli bir niversitenin eski bir rencisi ve
neo-Konfys biriydi. Son grdmden beri ok
az deimiti. Hala byk brakmyordu, sadece biraz
daha yalanmt. Karlatmzda birka kibar d-

47. in Ay Takvimi. (.n.)

167
ncesini benimle paylatktan sonra "imanlam
sn," dedi ve ne olduuysa birden at azn yumdu
gzn. Reformculara verdi veritirdi. Szlerini s
tme alnmamtm, Kang Youwei'yi48 hedef aldn
biliyordum. Onunla bu diyalogun iinde olmak iyice
can skc bir hal almaya balaynca kendimi alma
odasna attm.
Ertesi gn hayli ge bir vakitte uyandm, le ye
meinden sonra da baz arkadalarm ve akrabalar
m grmek iin dar ktm. Bir sonraki gnm de
ayn ekilde geti. Kimsede hatr saylr bir deiiklik
yoktu, biraz yalanmlard sadece. Her aile kurban
n hazrlamakla meguld. Luzhen'de yl sonlandran
byk bir trendi bu. nsanlar Bereket Tanrlarn say
gyla karlar ve yeni yl iin dua ederlerdi. Bunun iin
tavuk ve kaz keser, bir de domuz eti alrlard. Kadnlar
kesilen etleri, elleri suyun iinde kpkrmz kesilin
ceye kadar bir gzel ykarlard. Kimisi burma gm
bilezikler takyordu. Etler piirildikten sonra zerine
rastgele ubuklar batrlr, adna da "adak" denirdi.
Tren afak vakti balar, ttsler ve mumlar yaklrd.
Bereket Tanrs saygyla karlanr ve adaklar kabul
etmesi iin davet edilirdi. Yalnzca erkekler ibadet
edebilirdi. Kurban faslnn ardndan havai fiekleri
yeniden atelerlerdi. Bu her yl dzenlenir ve her aile
glerinin yettiince adak ve havai fiek ile katkda
bulunurdu. O yl da bu kkl gelenek bozulmam,
kurbanlar kesilmiti.
O gn hava olduka kapalyd. leden sonra kar
yamaya balamt. Erik iei byklnde kar ta-

48. 1858-1927 yllan arasnda yaam nl bir reformcu, anayasal monariyi


desteklemitir. (.n.)

168
necikleri ve havada uuan havai fieklerin duman Lu
kasabasn telalandrmt. Amcamn alma odasna
vardmda evlerin atlar oktan karla kaplanmt.
Ayrca oda daha bir aydnlk olmutu. Duvardaki kr
mz panoda Taocu Aziz Chen Tuan'n49 Uzun mrl
Olmak adl yazs aslyd. ki paradan oluan yaznn
bir ksm panodan kopmu, burumu bir ekilde n
deki masann zerine dmt. Dier ksmysa hala
yerinde aslyd ve zerinde yle diyordu: "Zihin hu
zuruna mant anlayarak eriiriz." Bo bo baknrken
pencerenin yanndaki masada duran kitaplara takld
gzm. Yarm bir Kang Hsi Szl,so Chiang Yung'un
Chu Hsi'nin Felsefi Yazlarna Dair Notlar ' ndan bir
cilt ve Drt Kitabn Tefsiri51 vard. Ertesi gn buradan
ayrlmay kafama koymutum.
Bir nceki gn kasabann dousunda yaayan bir
arkadam ziyarete gittiimde Xianglin'in karsyla
karlamak beni iyice huzursuz etmiti. leden son
rayd, rmak kenarnda grmt beni, gzlerini diip
baknca konumaya niyetli olduunu anlamtm. Lu
kasabasnda grdm insanlar arasnda kimse onun
kadar deimemiti. Be yl nce tek tk kr olan sa
lar imdi tamamen beyazlamt. Hi krklarnda bi
rini andrmyordu. Yz olduka zayf ve solgundu.
stelik yz hatlar amansz bir keder ifadesi ierisinde
kaybolmuni, sanki odundan oyulmu gibi bakyordu.
Arada bir gz krpmas canl bir yaratk olduunun
tek gstergesiydi. Bir elinde iinde krk bir kase olan

49. 10. yy. balarnda yaayan bir kei. (.n.)


50. 1662-1722 arasnda tahtta kalan lmparatqr Kang Hsi'nin hazrlatt ince
szlk. (.n.)
51. Konfys klasikleri. (.n.)

169
hasr bir sepet; dierindeyse kendi boyunu aan, bam
budan oyulmu bir srk tutuyordu. Dilencilik yapt
her halinden belliydi.
Olduum yerde durmu yanma gelip para iste-
mesi iin bekliyordum.
lk sz "Demek geldin ha," oldu.
"Evet, " dedim.
"Oh ne iyi! Sen okumu birisin, nice yerler gezip
nice eyler grmsn. Senden bir ricam olacak," der
ken donuk gzleri birden parlayvermiti.
arp kalmtm. Benimle byle gzel konuaca
n hi tahmin etmemitim.
ki adm daha yaklaarak sessizce yle sordu:
"Bir kii ldkten sonra hayalete dnr m, dn
mez mi? Bunu bana aklayabilir misin?"
Beni gz hapsine aldnda can skc bir eyler
olaca belliydi. liklerime kadar rpermitim. Okul
daki beklenmedik yazl yoklamalarda retmen bana
doru yaklatnda bile byle tedirgin olmazdm.
Aslnda ruhlarn varl zerine kafa yormamtm
hi. Byle bir durumda nasl cevap vermeliydim bu
kadna? Bir anlna tereddt edip yle dndm:
"Ruhlara inanmak burada bir gelenek haline gelmi,
ama bu kadnn ruhlara ilikin kukular var, belki
de inanmak istemiyor. Umut ediyor sadece, ruhlarn
lmden sonra da yaayacana dair umudu var, ama
bir yandan da ruhlarn yokluuna inanmak istiyor.
yleyse ne diye bu kadnn yaralarn deeyim? En
iyisi, ona duymak istediini syleyeyim."
"Galiba, evet," dedim tereddt ederek.
"yleyse cehennem de var?"
"Cehennem mi?" Bu kez gerekten korkmutum.

170
Soruyu getrmeye almtm. "Cehennem mi?
Mantken bir tane olmas gerekiyor, aslnda bunun bir
nemi yok. Hem bu kimin umurunda ki?"
"Peki ayn ailenin bireyleri ldkten sonra birbir
lerini tekrar grrler mi?"
"Birbirlerini grp gremeyeceklerine dair bir
ey syleyemem " Korkaklmn ve sorusuna da
..

cevap veremediimin farkna varnca tam bir budala


gibi hissettim. Kendime gvenimi yitirmitim, az nce
sylediklerimin tam tersini sylemek istiyordum.
"Yani ey, aslnda, emin deilim . . . " Dorusu hayalet
lerle ilgili sorudan da emin deildim. Ahiret sorularna
devam etmemesi iin oradan uzaklamaya baladm.
Kafam allak bullak olmutu, doru amcamn evine
gittim. Kendi kendime yle dndm: "Verdiim
cevaplar kadnn ban belaya sokmasa bari. Muhte
melen herkes kurban ileriyle megulken o yalnz kal
m ve aklna byle sorular taklmt. Yoksa farkl bir
nedeni mi vard? ine bir eyler domu olabilir miy
di? Eer yleyse verdiim cevaplar yznden bana
bir eyler gelebilir miydi? Kt bir ey olursa ben de
ksmen sorumlu saylrm." Kendi kendime glmeye
baladm sonunda. Byle tesadfi bir karlamann
hibir nemi yoktu. Sadece biraz fazla takmtm ka
fama. Baz eitmenlerin benim iin evhaml demele
rine armamak gerek. stelik kesin bir dille, "Emin
deilim," demitim nceki cmlelerimle elierek.
"Bir ey olursa da benle hi mi hi ilgisi yok."
"Emin deilim," olduka kurtarc bir sz dizisi.
Toy ve ihtiyatsz genler bakalarnn dertleri sz
konusu olunca pek dnmez, kestirip atarlar. Dok
tora gitmenizi nerirler mesela, iler sarpa sararsa da

171
suu doktora atarlar. Kii szn "emin deilim" ile
tamamlarsa kendini sorumluluktan kurtarm olur. O
an benim de bu kurtarc sz kullanmaktan baka a
rem yoktu. Keye skm gibi hissediyordum, ste
lik dilenci bir kadnla konuurken, ne tuhaf."
Nedense skntm gemedi. Hatta gece vakti tek
rar takld aklma, felaketin yaklatn hissediyor
dum sanki. Darda bylesine bunaltc karl bir hava
varken, kasvetli bir alma odasnda daha da huzur
suzlayordum. "En iyisi kp gitmek, yarn ehre
dneyim," diyordum. Fu Hsing'in lokantasnda bir
tabak dolusu kpek bal yzgeci bir dolard eskiden.
Bu leziz ve ucuz yemein fiyat deimi mi merak
etmitim. Eskiden birlikte takldmz arkadalar
mz drt bir yana dalsa da, bir bama olsam da bu
kpekbal yzgecini yeniden yemeliydim. Ne olursa
olsun aklma koymutum ertesi gn dnmeyi.
imdiye dein hep arzu ettiimin tam tersi eyler
geldi bama, bu sefer de yle olmutu. Aklma ge
lenin bama gelmesinden son derece korkuyordum.
Cidden tuhaf eyler cereyan etmeye balamt. Bir ak
amstyd, ieri odada tartmaya benzer konuma
sesleri iittim. ok gemeden konuma sona ermi
ti. Amcamn dar karken homurdana homurdana
unlar sylediini duydum: Baka zaman bulamam
gibi! Tam da srasyd! Musibet yaratk!
lkin baya afallamtm. Ardndan benden bah
setmi olabileceklerini dnerek huzursuzlua ka
plmtm. Kapdan dar baktm, kimsecikler yoktu.
Uak akam yemei ncesi bir bardak ay getirinceye
kadar tehlike anlarnn benim iin aldn dn
mtm. Frsatn bulmuken uan azn arayaym

172
dedim.
"Biraz nce Bay Lu kime kzyordu?" diye sor-
dum.
"Kime olacak, Xianglin'in karsna."
Tekrar sordum: "Xianglin'in kars ne yapm ki?"
"lm."
"lm m?" Yreim birden cz etmiti, kp
krmz olduumu hissedebiliyordum. Neyse ki uak
-ban kaldrmadndan olsa gerek- nasl grnd
mden bihaberdi.
"Ne zaman lm?"
"Bilmem, dn gece belki de bu sabahtr. Emin de
ilim."
"Neden lm?"
"Neden mi lm? Fukaralktan tabii!" diye ce
vaplad gayet sakin bir ekilde. Gzlerini yerden
ayrmadan kt. imdeki acma duygusu ok uzun
srmedi. Olmasndan korktuum eyler oktan ger
ekletiine gre artk u "emin deilim" kelimesinin
veya uan "fukaralktan tabii" cevabnn ardna s
nmak zorunda deildim. imdeki huzursuzluk ya
va yava dalyordu. Yine de zaman zaman yreime
bir arlk kmyor deildi. Akam yemei iin sofra
kurulmutu. Amcam ciddi bir ekilde, ar ar yeme
ini yerken, sz Xianglin'in karsna getirmek isti
yordum. Fakat biliyordum ki amcam, Konfys'n
"Hayaletler ve ruhlar doa olaylarnn bir sonucu
dur," vecizesini bildii halde batl inanlara sk skya
balyd. Kurban arifesinde lm veya hastalk gibi
eylerden bahsetmek uygun dmezdi. ok gerekir
se, st kapal bir ekilde bahsedebilirdim. Ne var ki
nerden balayacam bilemiyordum. Sorular dilimin

173
ucuna kadar gelse de kendimi tutmak zorunda kalm
tm. Amcamdaki bu ciddi tavrdan ekinmitim. Onun
gznde ben de musibetin tekiydim. yle ya, baka
zaman yokmu gibi tam kurban vakti gelip rahatn
bozmutum. i rahat etsin diye ertesi gn kasabadan
ayrlmay dndm syledim ona. Kalaym diye
pek de stelemedi. Yemeimizi sessizce bitirip sofra
dan kalktk.
Klar gndzler ksa olur. Hele bir de kar ya
nca karanlk sanki daha da erken ker kasabaya.
Herkes lamba klar altnda iine gcne bakyordu.
Pencerelerin dndaysa alabildiine bir sessizlik vard.
Kar taneleri yerdeki kar tabakasnn zerine bir eyler
fsldar gibi dtke daha da yalnz hissediyordum
kendimi. Ya kandilinin sar altnda bir bama
oturmu dnyordum: "nsanlar bu fakir kadn
eskimi, skc bir oyuncak gibi bir toz yn iinde
bir bana brakm. Kadn orada kmayan bir leke
gibi kalakalm. Bu srada onun varln srdrebil
mesi hayatn tadn karanlarn biraz olsun umurun
da olmalyd. imdiyse en azndan ebedi huzura erdi.
Ruhlarn var olup olmadn bilmiyorum. Fakat unu
biliyorum ki bir insan anlamsz bir hayat sryorsa,
varl evresindekileri bktryorsa lm hem kendi
si hem de dierleri iin bir kurtulutur." Pencereden
dar den kar tanelerini duyabilmek iin tm bile
karmyordum. Aklmdan bu dnceleri geirirken
yava yava rahatlamaya balamtm.
Hayatn oluturan paralar, hakknda duyulan
lar, yaanlanlar imdi bir btn oluturuyordu. Luz
hen kasabasndan deildi Lin. Yllar nce bir k n,
amcamn ailesi hizmeti kzlarn deitirmek istedi-

174
inde htiyar Bayan Wei onu amcamlarla tantrmak
iin getirmiti. Salarn beyaz bir kurdeleyle bala
mt. stnde siyah etei, mavi bluzu ve solmu sar
renginde bir yelei vard. Yirmi alt yalarnda, ren
gi soluk fakat al yanakl bir kzd. htiyar Bayan Wei
onun Xianglin'in kars olduunu sylemiti. Anne ta
rafndan bir komusuymu. Ei ld iin ie kmak
istiyormu. Amcam kalarn atnca halam, kz dul
olduu iin amcamn uygun bulmadn anlamt.
Kadn, i iin biilmi kaftand. Gc kuvveti yerin
deydi ayrca fazlasyla uysald. Yumuak bal ve a
lkan olduu her halinden belliydi. Halam amcamn
ka 'atn umursamad ve kz yanma ald. Deneme
srecinde sabahtan akama kadar almt. Yorulmak
nedir bilmezdi, bir makine gibiydi, erkek ilerinin bile
hakkndan gelebiliyordu. nc gn ie kesin olarak
alnd. Aylk be yz lira alacakt.
Herkes ona Xianglin'in kars derdi. Kimse asl is
mini sormamt, fakat Wei ailesinden biri tarafndan
bir komu olarak tantldna gre byk ihtimal o
da Wei soyundand. Konukan biri deildi. Soru so
rulmadka azn amazd. Cevaplar da ksa ve z
olurdu. Evinde gaddar bir kaynanas ve odun kese
bilen on yalarnda bir kayn olduunu aradan ancak
on, on be gn getikten sonra rendik. Kendisinden
on ya kk olan kocas getiimiz bahar lm, o
da odun kesermi.52 Xianglin'in kars hakknda tm
bildiklerimiz bunlard.
Gnler su gibi akyordu. Her zamanki gibi ok
alyordu. nne konulan yiyor, kendisi iin zel

52. Eskiden in'de erkekler, daha fazla i grebilsinler diye kendilerinden 10


11 ya byk kadnlarla evlenirlermi. (.n.)

175
bir ey istemiyordu. Lu ailesi ok iyi bir hizmeti kz
bulduklar konusunda hemfikirdi. Bu hizmeti haki
katen bir erkekten bile iyi i karyordu. Yl sonunda
tek bana her yeri silip sprm, tavuk ve kazlar
kesmi, kurban etlerini ykamt. Bylece ailenin de
ylba hazrlklar iin ayriyeten birini tutmalarna ge
rek kalmamt.
O da halinden memnundu. Zamanla yz gler
olmutu. Kendini toparlam, yzne kan gelmiti.
Irmak kenarnda pirin ykamadan dndnde yeni
yl enlikleri bitmek zereydi. Beti benzi atmt, uzak
larda kendisine bakarak dolaan bir adam grdn,
adamn kocasnn kuzenine ok benzediini, muhte
melen kendisinin peinde olduunu syledi. Halam
panie kaplmt, derhal detayl bir soruturma yap
maya balad fakat pek bir ey renemedi. Amcam
olaydan haberdar olunca kalarn atp dedi ki: "Bu
hi iyiye iaret deil, kocasnn ailesinden kap gel
mi olmal."
ok gemeden bu karm dorulanmt.
ki hafta kadar sonra, tam da herkes olan biteni
unutmaya balamken htiyar Bayan Wei, hizmeti
nin kaynanas olduunu syleyen bir kadnla ka
geldi. Bir kyl olmasna ramen kendinden olduka
emin bir tavr taknmt. Szleri de gayet inandr
cyd. Alldk kibar szlerin ardndan kadn gelinini
almaya geldii iin zr diledi. Bahar balangcnda
yapacak bir hayli ileri olduunu, evde yalnz yallar
ve ocuklar olduu iin de aresiz olduunu syledi.
"Onu gtrmek isteyen kaynanas olduuna gre
bize sz dmez," dedi amcam.
Aylklar hesapland. Toplam bin yedi yz elli lira

176
alaca vard. Bir kuruuna bile dokunmamt. Halam
tm maa kadnn kaynanasna verdi. Kadn elbisele
rini ve eyalarn toparlad, Bay ve Bayan Lu'ya teek
kr edip vedalatktan sonra evden ayrld. le vakti
oktan gelmiti. ''Ah, pirinler! Lin pirinleri ykama
m myd ?" diye haykrd halam. Muhtemelen kar
n zil alyordu, akl fikri le yemeindeydi. Bunun
zerine herkesin gz pirin sepetini arar oldu. Ha
lam nce mutfaa gitti, sonra salona, yatak odasna;
sepet hibir yerde yoktu. Amcam dar kt, orada
da bulamad. Ancak rmak kenarna varnca bulabil
mi sepeti, bir bank zerinde tastamam duruyormu.
Yannda da bir torbayla sebze varm.
Birileri amcama o sabah beyaz tenteli bir kayn
orada demir attn sylemi. Tente kay tamamen
kaplad iin ieride kimin olduunu grememiler.
Bu olaydan nce kayk kimsenin dikkatini ekmemi.
Xianglin'in kars pirinleri ykamaya gittiinde tam
melmi ki grnlerinden kyl olduklar anla
lan iki adam kayktan inip onun stne atlmlar. Bir
tanesi onu kolundan yakalad gibi kaya doru e
kitirince, kadn avaz ktnca barmaya balam.
Bir sre bamp ardktan sonra sesi kesilmi, anla
lan azn tkamlar. Ardndan iki kadn kagelmi,
biri htiyar Bayan Wei'ymi, dierini tanmyorlarm.
Olan biteni anlatan kii kay gzetlemeye alsa da
her eyi grememi. Sadece Lin'in kayn zemininde
yattn grm.
"Rezalet!" dedi amcam.
O gn halam yemei kendi bana yapt, kuzenim
Ah Niu da atei yakt.
le yemeinden sonra htiyar Bayan Wei tekrar

177
geldi.
"Rezalet! " dedi amcam tekrar.
Bulaklar ykayan halam kadn grr grmez,
"Bu da ne demek oluyor? Ne yzle buraya geliyor
sun? O kz siz getirdiniz bize, sonra da birden alp
gtrdnz. Ortal ayaa kaldrdnz. Ailemizi el
aleme rezil mi etmek istiyorsunuz?"
"Ah, beni de tongaya drdler! Ben de olanlar
size anlatmak iin geldim. Lin benden i bulmam iste
diinde kaynanasnn rzas olmadan evden ayrldn
nereden bilebilirdim ki? nann ok zgnm. yiden
iyiye bunadm, aptallm ve dikkatsizliim yznden
sizleri de zor duruma soktum. Neyse ki sizler hibir
zaman cmertliiniz ve nezaketinizden dn verme
diniz. Asla biz muhtalara srt evirmediniz. Size sz
veriyorum ki en ksa zamanda daha iyi birini bulup
hatam telafi edeceim.
"stemez! " dedi amcam.
Xianglin'in kars olay bu ekilde kapanmt,
aradan ok gemeden her ey unutulup gitmiti.
Sadece halam anard Lin'in adn. Yeni gelen hiz
metiler ya tembeldi ya da bir eyler armann pein
deydiler. Kimisi de hem tembel hem de trtk kar
d. Lin gibisini bulamayan halam byle durumlarda
sk sk, "Ah ah Lin imdi kim bilir nerelerdedir... " diye
hayflanrd. Onun geri gelmesini yle isterdi ki... Er
tesi ylba geldiinde o da midini kesmiti.
Yeni yl tatili neredeyse bitmek zereydi ki hti
yar Bayan Wei yar sarho bir halde evimize yeni yl
ziyaretine geldi. Wei, kyne ailesini ziyarete gittiini,
orada birka gn kaldn, bu sebeple ge geldiini
syledi. Sohbet koyulanca laf laf averdi ve sz

178
Xianglin'in karsna geldi.
"Lin mi? " dedi Wei neeyle. "Ksmeti ald, kay
nanas onu evine gtrrken Ho Ky'ndeki Ho aile
sinin altnc oluna oktan sz vermiti. Eve gitmele
rinden ok gemeden nikah masasna oturtup evden
uurladlar kz.
"Ah, o kaynanas yok mu! " diye feryat etti halam
hayretler iinde.
"Ah hanmm, ok dncelisiniz, ama bizim ora
da kimse byle eyleri dert etmez. Hem evlendirecei
daha bir olu daha var. Lin'e koca bulmasalard ola
na alacaklar kz iin balk parasn nasl bulurlard?
Neyse ki kaynanas akl banda, becerikli bir kadn;
nasl pazarlk yaplacan iyi bilir. Da banda bir
. kye gnderdii gelini karlnda seksen bin lira
ald. Bakas olsa hayatta gitmezdi oraya, yle herkes
raz olmaz da banda yaamaya. Oluna ald kza
da topu topu elli bin lira sayd. Dn masraflarn da
aradan karnca toplam on bin lira cebine kald. Gr
dnz gibi nasl da kurnaz kadn, iini iyi biliyor . . . "
"Lin'in rzas var myd bu ie? "
"Bizim oralarda b u iler iin kadnn rzas sorul
maz. Elbette kimse kar kmad. Kz gelin faytonu
na balayp doruca damat evinin yolunu tuttular.
Gelin duvan da bana taktklar gibi kk bir t
ren yapp adamn koynuna soktular. Ama Lin bildii
miz kzlara benzemez. Adam baya uratrm diye
duydum. Herkes okumu ailelerin yannda alt
iin farkl olduunu dnyor. Bizler byle dullar
iin arac oluruz hanmm. Yeniden evlenen dullarn
kimisi alayp szlanr, kimisi canna kymaya kalkar,
kimisiyse nikah masasnda olay karp mumlara sal-

179
drr. Bizimkisi hepsinden farklym. Yol boyu barp
arm, kfrler savurmu. Kye vardklarndaysa
sesi tamamen kslm. ki adam ve kardei var gle
riyle urasalar da onu nikah masasna oturtamam
lar. Bir anda onlarn dikkatlerini balayc Buda'ya
ekmi ve ellerinden kurtulmu. Kendini yere atm,
kafas masann kesine arpnca koca bir delik a
m. Bandan kanlar akmaya balam. Yarasna avu
dolusu tts klleri basmlar, iki para krmz aput
balamlar. Sonra da onu kocasyla gerdek odasna
sokmular. Kadn orada da lanet okumaya devam et
mi. Ah ok korkunmu." Bunun zerine ba ne
eilen Bayan Wei szlerine devam edemedi.
"Sonra ne olmu?" diye sordu halam.
Gzlerini fal ta gibi aan Wei, "Ertesi gn de
yataktan kmayacam diye direnmi" dedi.
"Sonra, sonra?"
"Sonra km tabii. O yln sonunda bir de olan
bebei oldu. O ylbanda ocuk iki yana53 basmt.
Ben annemin yanndayken birileri Ho kyne kad
n ve ocuu grmeye gitmi. Gidenlerin anlattna
gre toraman bir bebekmi bu. Annesi de epey kilo
alm. Kaynanasnn sz gemiyormu artk, kocas
da eli ekmek tutan alkan bir adamm . . Oturduklar
ev de kendilerininmi. Anlalan keyfi yerinde Lin'in."
Bayan Wei'nin bu geliinden sonra halam bile bir daha
adn anmad Lin'in adn.
Lin'in ansnn yaver gittiini rendiklerinden
tam iki yl sonra bir gz gn Xianglin'in kars am
camn evinin eiinde beliriverdi. Yannda bohas

53. Eski in'de ocuklar doduklarnda bir yanda saylrd. (.n.)

180
ve bir de yuvarlak sepet vard. Yine beyaz kurdeleyle
balamt san. zerinde siyah etei, mavi gmlei
ve sar yelei vard. Fakat benzi sararmt, yz es
kii gibi al al deildi. Ban ne emi, gz anaklar
nemlenmiti. Gzlerinin o eski canll yoktu. Onu
buraya getiren, eskiden olduu gibi, hayrsever Bayan
Wei'ydi. Olan biteni uzun uzun anlatmaya balamt:
"Her ey bir anda olup bitti. Kocas da gibi
adamd, kim bilebilirdi ki u gencecik yanda tifoya
kurban gideceini? Durumu gnden gne iyiye gi
diyordu, ne zaman bir Hse dolusu souk pirin la
pas yedi, hastal nksetmeye balad. kr ki bir
olu vard yannda. Hem kendi eli aya da tutuyor
du. Odun kesmek, ay apalamak, ipekbcekilii
yapmak geliyordu elinden, geimlerini salyorlard.
Gnn birinde yavrucaz da bir kurdun kapp g
trecei kimin aklna gelirdi? Bahar sonuna yakla
yorduk, bu mevsimde kye kurt inmezdi pek. imdi
bir bana kald. Varn younu kocasnn aabeyi ald,
kap dar etti kzcaz,. Bu sefer ne kalacak bir evi ne
de yardm isteyecek kimsesi var. Neyse ki bu kez yolu
na ta koyacak birisi yok. Hem siz de yeni bir hizmeti
arayndaydnz, ben de onu buraya getireyim dedim.
Yol yordamnz bilen )iri, toy bir hizmetiden yedir
diye dndm. . . "
"Ben sahiden aptaln tekiymiim," dedi Lin bo
gzlerle etrafna bakarak. "Klar kar bastrnca da
larda yiyecek bulamayan kurtlarn kye indiini bi
liyordum fakat bahar gn kye inecekleri aklmn
ucundan bile gememiti. Seher vakti uyanmtm, ka
py ardna kadar ap eie Ah Mao'yu oturtmu ve
nne koyduum bir sepet baklay ayklamasn sy-

181
lemitim. Olum ok uysal bir ocuktu, bir dediimi
iki etmezdi. Evin arkasna odun kesmeye gittim, pi
rinleri ykadm. Pirinci ocaa koydum, bakla da pii
recektim. Ah Mao'ya seslendim fakat cevap vermedi.
Bir baktm ki baklalar yere salm, Ah Mao ortalkta
yok. Darya oynamaya gitmezdi, konu komuya sor
dum kimse grmemi. Aklm karmak zereydim,
kyn delikanllarna onu aramalar iin yalvardm.
Ky didik didik aradlar, aramaya leden sonra or
manda devam ettiler. Ayakkabsnn tekini brtlen
allar arasnda bulmular. 'Haberler kt, ocuu
kurt kapm olmal,' dediler. Gerekten bir sre sonra
bir kurt ininde bulmular. Kurt yavrumu delik deik
etmi, tm i organlarn yemi. Kck sepetiy
se elindeymi, smsk tutuyormu hala . . . " Bu srada
Xianglin'in kars gzyalarn tutamad, sznn ge
risini de getiremedi.
Halam bata onu tekrar ie alp almama konusun
da kararszd. Hikayenin sonundaysa gz anaklar
kpkrmz kesilmiti. Bir mddet dndkten sonra
ona eyalarn hizmeti odasna gtrmesini syledi.
htiyar Wei omuzlarndan koca bir yk kalkm gibi
derin bir nefes ald. Xianglin'in kars ilk geldiindeki
gibi huzursuz deildi. Yerini sormadan eyalarn hiz
meti odasna gtrd. O gnden sonra Luzhen'de
tekrar hizmeti olarak almaya balad.
Eskiden olduu gibi, herkes ona Xianglin'in ka
rs diyordu.
Xianglin'in kars baya deimiti. Geliinden
gn gemeden onun eskisi kadar atik olmadn,
hafzasnn zayfladn ve yznn neredeyse hi
glmediini fark ettik. Halam bu durumdan honut

182
olmadn belirtiyordu. Amcam yine kalarn at
maya balamt fakat iyi bir hizmeti bulmann zor
luunu bildiinden fazla stelememiti. Halam giz
lice ikaz etmekle yetinmiti. "Byle insanlar acnacak
halde olsalar da ahlaktan yoksunlardr. Ayak ilerini
ona yaptrabiliriz fakat kurban ilerini kendimiz hal
letmeliyiz. Aksi takdirde kurbanmz mundar olur ve
Tanrlarmzdan kabul grmeyiz."
Amcamlarn nazarnda Tanrlara sunduklar kur
ban ok hassas bir konuydu. Eskiden kurbanlar ha
zrlayncaya kadar can kard Lin'in. Fakat o yl pek
i vermediler ona. Salonun ortasna masa yerletirilip
perdeler asldnda Xianglin'in kars arap bardakla
rn ve ubuklar kendi usulnce yerletirmeye kalkt.
Halam hmla atlarak "Brak onlar Lin! " dedi.
Lin sklm .Pklm brakt elindekileri ve am
danlar almaya kalkt.
"Lin brak onlar, ben hallederim!" diye bard
halam yeniden.
Etrafta dolanp yapacak bir ey bulamaynca
ar ar dar kt Lin. Btn gn tek yapabildii
ocak banda oturup atei yakmakt. Ky halk yine
Xianglin'in kars diyordu ona fakat ses tonlar artk
farklyd. Daha souk bir tavrla konuur olmulard
onunla. Ama Xianglin'in kars pek aldrmyordu on
lara, nne gelene gece gndz aklndan kmayan
hikayesini anlatp duruyordu.
"Ben sahiden aptaln tekiymiim," dedi
Xianglin'in kars bo gzlerle etrafna bakarak. "K
lar kar bastrnca dalarda yiyecek bulamayan kurt
larn kye indiini biliyordum fakat bahar gn kye
inecekleri aklmn ucundan bile gememiti. Seher

183
vakti uyanmtm, kapy ardna kadar ap eie Ah
Mao'yu oturtmu ve nn koyduum bir sepet bak
lay ayklamasn sylemitim. Olum ok uysal bir
ocuktu, bir dediimi iki etmezdi. Evin arkasna odun
kesmeye gittim, pirinleri ykadm. Pirinci ocaa koy
dum, bakla da piirecektim. Ah Mao'ya seslendim
fakat cevap vermedi. Bir baktm ki baklalar yere sa
lm, Ah Mao ortalkta yok. Darya oynamaya git
mezdi, konu komuya sordum kimse grmemi. Ak
lm karmak zereydim, kyn delikanllarna onu
aramalar iin yalvardm. Ky didik didik aradlar,
aramaya leden sonra ormanda devam ettiler. Ayak
kabsnn tekini brtlen allar arasnda bulmular.
'Haberler kt, ocuu kurt kapm olmal,' dediler.
Gerekten bir sre sonra bir kurt ininde bulmular.
Kurt yavrumu delik deik etmi, tm i organlarn
yemi. Kck sepetiyse elindeymi, smsk tutu
yormu hala ... " Tam bu esnada alamaya balyordu,
adeta sesi kslyordu. Hikayesi duyanlar hemen et
kisi altna alyordu. Onu dinleyen erkekler glmeyi
brakp huzurlar kam bir ekilde uzaklayorlard.
Kadnlarsa onu balamakla kalmayp, hakir grme
yi brakyor ve acsna ortak oluyorlard. Hikayesini
henz dinlememi olan baz yal teyzeler srf ackl
hikayesini kendi azndan dinleyebilmek iin yanna
gidiyorlard. Lin alamaya balayp sesi kslnca onla
rn da gzyalar sel oluyordu. Hikayesi bittikten son
ra derin bir ah ekiyor ve evlerine dnerken olaylar
hakknda konuuyorlard.
Hikayesini paylamay seviyordu Xianglin'in ka
rs, bana drt kii toplanversin onlara tekrar
tekrar anlatyordu. Anlattklarn herkes ezberlemiti,

184
artk gz yal Budist kadnlar bile bana gelenleri

gzya dkmeden dinleyebiliyorlard. Sonunda tm


ky halk hikayeyi ezbere anlatabilecek kadar ok
dinlemi ve Lin ne zaman tekrar szn asa oflayp
puflamaya balamlard.
Her seferinde, "Ben sahiden aptaln tekiymiim,"
diyerek balyordu szne.
"Evet, klar karl havalarda dalarda yiyecek
bulamayan kurtlarn kye indiini biliyordun fa
kat bahar gn kye inecekleri aklnn ucundan bile
gememiti," diye onu geitiriyor ve hemen oradan
uzaklayorlard.
Xianglin'in kars serseme dnyor, az bir kar
ak onlara bakyordu. Can sklm bir ekilde ken
di yoluna koyuluyordu. Yaadklar zerine kara kara
dnmekten alkoyamyordu kendini. Sz kk
sepetlerden, baklalardan veya bakasnn ocuklarn
dan ayordu ve olu Ah Mao'ya getiriyordu. ki
yalarnda bir ocuk grr grmez, , yavrum sa
olsayd o da bu kadar bym olacakt," diyordu.
Baklarn fark eden ocuklar korkuyor, hemen
annelerinin yanma kayorlard. Xianglin'in kars
yine bir bana kalnca yoluna devam ediyordu. Her
kes onun derdini anlamt. Lin'in yznde sahte de
olsa bir glck belirmesi iin bir ocua ihtiyac var
d.
Defalarca anlattktan sonra hikayesinin insanlar
bktrdnn farknda deildi muhtemelen. Anlattk
lar artk onlar irendiriyordu, insanlar onu hor g
ryorlard. Glleri bile deimiti; tavrlar ok,
szleri ineleyiciydi. Hikayesini anlatmasnn bir a n
lam yoktu. Artk cevap dahi vermiyordu onla a. s.-

185
dece yzlerine bakmakla yetiniyordu.
Luzhen'de insanlar yeni yl cokuyla kutlarlard.
Hazrlklara on ikinci ayn yirminci gnnden itiba
ren balarlard. O yl amcamlar yeni yl hazrlklar
iin erkek hizmetinin yanna birini bulmann gerekti
ini dnyorlard. Yaplacak bir hayli i olduundan
onun yanna bir de Liu Ma adnda bir kadn hizmet
i tuttular. Tavuklar ve kazlar kesilecekti, Liu Ma ete
dokunamayan bir kadnd. Bir hayvann cann almak
ona gre doru deildi. Bu nedenle sadece kurbandan
kan bulaklar ykamt. Lin'inse ateleri yakmak
tan baka yapacak ii yoktu. Bir kenara oturup dinle
nirken, Liu Ma'nn bulaklar ykamasn izliyordu.
Bu srada usul usul kar taneleri serpitirmeye bala
mt:
"Ah, ben sahiden aptaln tekiymiim," diye kendi
kendine sylenmeye balad. Gzlerini gkyznden
ayrmadan derin bir ah ekti.
" Baladn yine," diye kt Liu Ma merakla.
"Sorarm sana nedir alnndaki u yara? kinci evlili
inden kalma, le deil mi?"
, evet," dedi mrldanarak.
"Syle bakalm nasl raz oldun bu evlilie?"
"Ben mi?"
"Evet, senin rzan olmasa nasl varrdn kocana?"
"Ah gzelim, nasl kar koyabilirdim ki? Onun ne
kadar gl bir adam olduunu bilemezsin."
"Sana inanmyorum. Kocan gl diye ona kar
koyamam olamazsn. Aslnda sen de razydn, ama
kocam glyd diyerek suu zerinden atmak isti
yorsun."
'h ah, yaamadan bilemezsin," dedi glmseye-

186
rek.
Liu Ma birden glverdi, zaten kr kr olan
yz ceviz kabuu gibi olmutu. Ufack boncuk gibi
gzlerini tekrar Lin'in alnndaki yara izine evirdi.
Lin utanmt, birden kesti glmeyi. Gzlerini karp
kar tanelerini seyretmeye koyuldu.
Liu Ma, "ok yanl bir i yapmsn," dedi. Se
sinde esrarengiz bir ton vard. "Direnmeliydin, bak
tn olmuyor daha sert vurmalydn kafan, lsen daha
iyiydi. Oysa imdi iki yldan az sren bir evliliin ce
zasna mrn boyunca mkellef olacaksn. Bir dn,
lmden sonraki yaamnda bu iki adamn ruhlar
senin iin savaacak. O zaman hangisine varacaksn?
Cehennem Kral'nn elinden seni iki paraya ayrmak
tan baka bir ey gelmeyecek. Bence ... . " Lin'in yz
korkun bir hal almt. Dan banda hi byle ey
lerden bahseden olmamt ona.
"Bence imdiden nlemini almalsn. Vesayet
Tanrs'nn yanna gidip kendi adna bir eik almal
sn. Eiin zerinden binlerce insan yryp, onu i
nedike gnahlarnn cezas hafifler. En azndan l
mnden sonra ac ekmemi olursun."
Xianglin'in kars bu sefer hibir ey sylemedi.
Duyduklari onu derinden etkilemi olacak ki ertesi
sabah uyandnda gzlerinin alt siyah siyah halka
lanmt. Kahvaltdan sonra kyn batsndaki Vesayet
Tanrlar Tapna'na gidip bir eik istedi. Tapnak ke
ileri ilkin raz olmadlar. Kadnn gzyalar sel olup
aknca gnlszce kabul ettiler. Eik iin yirmi bin lira
verdi. nsanlar Ah Mao'nun hikayesinden bktndan
beri kimseyle konumaz olmutu. Liu Ma ile olan ko
numasysa kyde dilden dile dolanyordu. Birok kii

187
yeniden onun yanna gelip anlattklaryla alay etmeye
balad. Artk herkes sz alnndaki yaraya getiriyor
du.
"Nasl oldu da tekrar evlenmeye raz oldun? "
diye soruyordu birisi.
"Ah, yazk! Bir hi uruna yaralamsn kendini,"
diyordu bir bakas yarasna bakarak.
Muhtemelen insanlarn ses tonlarndan onunla
alay ettiklerini anlyordu. Bundan dolay tek kelime
bile etmiyordu. Hatta bir sre sonra yzlerine bile
bakmad. Btn gn azn bak amyordu, alnn
daki yaray bir yz karas gibi tayordu. Hi sesini
karmadan alveriini yapyor, yerleri temizliyor,
sebzeleri ykyor ve pirinleri hazrlyordu. Yaklak
bir yl getikten sonra halamdan birikmi maan al
mt. Eline geenleri on iki gm dolar ile deitir
miti. Halamdan kasabann batsna gitmek iin izin
istemiti. ok gemeden dnmt, olduka huzur
lu grnyordu. Gzleri allmadk bir ekilde l
ld. Halama byk bir sevinle Vesayet Tanrlar
Tapna'ndan eik aldn syledi.
Kurban vakti geldiinde, her zaman olduundan
daha ok alyordu. Halam Ah Niu ile birlikte salo
nun ortasndaki masaya kurban kaplarn gtrrken
grmt. O da hemencecik arap bardaklarn ve u
buklar getirmeye kalkt.
"Brak onlar Lin ! " dedi halam hmla.
Lin atee demi gibi ekti elini. Rengi kl gibi
olmutu. ubuklar getirmek yerine olduu yerde
aknlkla kalakald. Amcam ttsleri yakmaya gel
diinde ona gitmesini syleyinceye kadar bir yere k
mldamad. Bu sefer iyice deimiti, gzleri kmek-

188
le kalmam ruhu da incinmiti. Hepten rkek biri
olup kmt. Karanlktan, glgelerden hatta grd
herkesten korkar olmutu. Amcam ve halam bile onu
gndz vakti deliinden dar km bir fare gibi g
ryorlard. Btn gn odundan oyulmu bir heykel
gibi aptal aptal otururdu. Alt ay gememiti ki sala
rna ak dt. Akl hepten gidip gelmeye balad. Pi
rin ykamas gerektiini bile unutur olmutu.
Yaknlarda patlayan havai fieklerin grltsne
uyandm. Gzlerim ya kandilinin bakla bykln
deki sar alevine taklmt. Amcamlar yeni yl iin
kestikleri kurbann ardndan kutlamalara devam edi
yorlard, havai fiek sesleri kulaklarmda yanklan
yordu. afak skmek zereydi. Ryada gibiydim san
ki, fieklerin ard arkas kesilmeyen sesleri beni allak
bullak etmiti. Btn fiekler koca bir grlt bulutu
na karm, kar taneleri halinde kasabay kuatyor
du sanki. Karmakark sesler eliinde bir rahatlama
hissi sarmt beni. Sabahtan akama dein iimi kemi
ren sknt kurban enliklerinin cokulu atmosferinde
bir anda dalvermiti. Yeryz ve gkyznn tm
Tanrlar kendilerine sunulan kurbanlar kabul etmi,
ttslerle mest olmulard. Luzhen halkna sonsuz bir
bereket bahetmek iin hazrlanyorlard.

7 ubat 1924

1 89
ARAPHANEDE

Kuzey' den Gneydou'ya uzanan bir yolculuum


esnasnda yolu biraz uzatarak kyme urayp oradan
S kasabasna getim. Bu kasaba kymden aa yuka
r on mil uzaktayd, kk bir botla yarm gn bul
madan ulalabiliyordu. Burada bir okulda bir yl
retmenlik yapmtm. Kara k kapdayd, kar henz
yam, kasvetli bir hava kmt kasabaya. Birden
eski gnler geldi aklma, iimi bir engelik duygusu
da kaplaynca yeni alan Lo Si konuk evinde kalmaya
karar verdim. Kk bir kasabayd buras. Eski mes
lektalarmdan birkan bulabilirim midiyle biraz
dolatm, fakat hibiri ortalkta yoktu. Hepsi kendi
yolunu tutmu, drt bir yana dalmlard. Okulun
kapsndan girer girmez birok eyin deimi oldu
unu fark ettim. Grn, hatta ismi bile deimiti.
Kendimi bir yabanc gibi hissetmitim. Kasabaya geleli
iki saat dahi olmamt ki tm hevesim kamt, geldi
ime de piman olmutum.
Kaldm konak sadece kalacak yer salyordu,
yiyecek tedarik etmiyordu . . Dardan yemek sipari
edilebiliyordu. Bir eyler sylemitim kendime, tad

191
tuzu yoktu, amur gibiydi sanki. Odamn penceresi,
zerini yosun balam kir pas iinde bir duvara bak
yordu. Gkyznn rengi solmu, renksiz ve amansz
bir beyazla teslim etmiti kendini. Hafif hafif kar
serpitirmeye balamt. ok yavan bir le yemeiy-
'

le geitirmitim gn, yapacak hibir eyim de yok-


tu. Eski gnlerden ok iyi bildiim "Fl Ev" diye
bir araphane geldi aklma. Konaktan ok da uzakta
olamazd. Hemen kapy kilitleyip araphanenin yolu
nu tuttum. Aslnda aklmda imek yoktu, srf o skc
odadan kurtulmak iin kyordum dar. "Fl Ev"
braktm gibi yerli yerindeydi. Darack, krk dkk
kaps ve yklmaya yz tutmu tabelas hi deime
miti. Fakat ne iletmecilerden ne de garsonlardan
tandm tek kii kalmt. Fl Ev'de bile bir yaban
cydm artk. Tandk merdivenlerden kp, st katn
giriindeki kk salona doru yrdm. Be ahap
masa ayn yerde eskiden olduu gibi duruyordu, her
ey eskisi gibiydi. Sadece gerideki pencerenin ahap
parmaklklarn cam ereveyle deitirmilerdi.
"Mehur sar arabnzdan getirin bana. On di
lim kzarm soya peyniri istiyorum ayrca, bol acl
olsun! "
Yan bama gelen garsona sipariimi verdikten
sonra cam kenar bir masaya doru ilerledim. Salon
bo olduundan manzaray en iyi gren sandalyeye
oturup aadaki ssz avluya baknadurdum. Avlu
muhtemelen araphanenin deildi. Eski gnlerde de
buraya gelir, avluya bakp dururdum, karl k gnle
rinde bile. imdi de gzlerimi eskisi gibi kuzeye dik
mitim. Manzara yeterince gz alcyd. Birka yal
erik aac, kar tanelerinin ezeli rekabetine ramen

192
iek amlard, sanki kara ktan bihaberlerdi. Ha
rabeye dnm kulbenin hemen yannda bir kamel
ya vard. Kpkrmz iekleri kar ortasnda alev alev
parlyor, incecik yapraklar ka meydan okuyordu.
Balar dimdik, baklar emin ve kibirliydi, sanki gez
ginierin seyahat tutkularn kmsyorlard. Birden
Gney'de karn nasl da nemli olduunu anmsadm.
Dt yere hemen yapr, parl parl parlar. Oysa
Kuzey'de kar kupkurudur. Kuvvetli bir rzgar esive
rince havaya dalr ve sis gibi ker yeryzne.
"arabnz, efendim," dedi garson. Barda, yemek
ubuklarn, arap testisini ve yemekleri rriasaya brak
t. Masama dnp bir bardak doldurdum. Kuzey'e ait
olmadm dnrdm hep, fakat Gney'de de ne
dense bir yabanc gibi hissediyordum kendimi. Orada
toi gibi yaan kuru kar yn ve burada yere yap
an yumuak kar ayn lde yabanc geliyordu bana.
Hznlenmitim, yava yava arabm yudumladm.
arap kusursuz, yemeklerse lezizdi. Tek sorun biber
sosunun kvamsz olmasyd. Gney'in insanlar acy
pek sevmezler zaten.
le vakti olduundan olsa gerek, mekanda hi
meyhane havas yoktu. bardak arap bitirmitim
ama nmdeki masa hala bo duruyordu. Issz av
luya baknrken bir bama hissettim kendimi. Yine de
baka mterilerin gelmesini istemiyordum. Merdi
vende ayak sesleri duyunca gayriihtiyari tedirgin ol
dum. Gelenin garson olduunu anlaynca rahatladm.
ki bardak daha arap itim.
"Bu sefer gelen mteri olmal," diye geirdim
iimden. Admlar garsonunkinden olduka yavat.
Ben kim olduunu anlamaya alrken o, merdivenin

193
son basamandayd. Dvetsiz misafire bakmak iin
kaygyla kaldrdm bam. Yerimden sradm, bura
larda eski bir arkadamla karlaacam aklma bile
gelmezdi, tabii hala arkadam saylrsa. Gelen snf
arkadamd, retmenlik yaptm zaman da birlik
te almtk. Epey deimi olmasna ramen grr
grmez tandm onu. Sadece hareketleri biraz yava
lamt. O eski hareketli, atik Lu Weifu'dan eser kal
mamt.
"Ah Wei sen misin? Seninle burada karlaacam
aklmn ucundan bile gemezdi." .
, sen misin? Ben de seni . . . "
Bana elik etmesi iin srar ettim. Biraz tereddt
ettikten sonra oturmaya raz oldu. Bata bu tavrn
biraz tuhaf bulduri, hatta krlmtm. Onu yakndan
sznce sa sakalnn bakmsz olduunu, yznn
solduunu, daha zayf ve gsz dtn fark et
tim. Olabildiince sessizdi, morali bozuktu belki de.
Kara kalar altndaki gzleri canllklarn kaybetmi
lerdi. Issz avluya doru dalgn dalgn bakndnda,
okul zamannda ok alk olduumuz o hzmasnn
ldadn fark ettim.
Neeli bir tavr taknarak "Pekala," dedim, "g
rmeyeli on yl oluyor. ok nceleri Tsinan'da oldu
unu duymutum. yle younum ki kouturmaktan
bir kere olsun yazamadm sana."
"Ben de ayn ekilde. ki yl akndr Taiyuan'da
ym annemle birlikte. Onu almak iin buraya geldi
imde gp gittiini duydum, hem de temelli."
"Taiyuan'da neler yapyorsun?" diye sordum.
"retmenlik yapyorum."
"Daha nceleri ne yapyordun?"

194
"Daha nce mi?" Cebinden bir sigara karp
yakt. Tttrd dumana gzleri taklarak daln bir
ekilde cevap verdi: "Bo ilerle urap durdum, as
lnda bir halt yaptm sylenemez."
Sonra o da ayrldmzdan beri benim neler yap
tm sordu. Ksaca anlattm hikayemi. Bu srada
garsona yeni bir servis amasn syledim. Bu ekilde
nce masadaki yemekleri yiyip sonra yeniden bir ey
ler syledik. Genliimizde bu kadar resmi taklmaz
dk. imdiyse hangi yemei syleyeceimize bile karar
veremiyorduk. Baknk olacak gibi deil, biz de garso
nun nerisini sipari ettik: rezene soslu bakla, s,
soya peyniri ve salamura balk.
"Buraya geldiimden beri aptal gibi hissediyorum
kendimi," dedi bir elinde sigaras tekinde arab, ac
ac glmseyerek. "Genliimde arlar ve sinekleri
izlemeye baylrdm. rktkleri anda terk ederlerdi
bulunduklar yeri. Fakat birka tur gezdikten sonra
tekrar gelir ayn yere konarlard. Yaptklarn aptal
ca bulur, hatta acrdm onlara. Benim de onlar gibi
birka tur attktan sonra ayn yere geleceim aklmn
ucundan bile gemezdi. Hele ki senin de buralara tek
rar dnecein . . . Sahi, neden biraz daha uzaklara git
medin?
"Cevap vermesi zor. Sanrm ben de hep ayn da
ire etrafnda dndm durdum. Ayn ac glmseme
beni de tuttu. Peki ya sen ne diye geri dndn?"
"Bir. hi uruna." arabn bir dikite bitirdi, siga
rasndan birka nefes ekti. Gzlerini kocaman at:
"Bir hi, fakat yine de dinlemek istiyorsan anlatrm."
Garson taze stlm arab ve yemekleri getirip
masaya koydu. Sigara duman ve soya peynirinin mis

195
kokusu bo salonu neelendirmiti, bu srada darda
lapa lapa kar yayordu.
"Belki de biliyorsundur," diye devam etti. "
yanda len bir erkek kardeim vard, burada gml
mt. imdi yzn bile anmsayamyorum, fakat
annem ok sevimli bir ocuk olduunu sylyordu.
stelik bana ok dknm. Sz ne zaman alsa
annemin hala gzleri dolar. Bu bahar, kuzenlerim
den biri mektup yollad. Sk sk taan nehir, mezar
kendine doru ekiyormu. En ksa zamanda aresine
bakmam yazmt kuzenim. Bunu renen annemin
gzne birka gn uyku girmedi. Mektuplar bizzat
okumutu. Fakat elim kolum balyd. Ne param var
d ne vaktim. Yapacak hibir ey yoktu.
u sralarsa ylba tatilinden istifade ederek kar
deimin mezarn tamaya gelebildim."
Bir kadeh arabn daha dibini bulurken, pence
reden dar bakp unlar syledi: "u gzelliklerin
hangisini Kuzey'de bulabilirim? Buz kapl yerlerin
zerinde incecik bir kar rts ve iekler... Evvel
si gn kk bir tabut aldm. Zannediyorum ki ce
sedi ryeli uzun zaman olmutur. Pamuk ve rt
de aldm. Drt tane de amele tuttuum gibi mezar
tamak iin kye gittim. O sra bir mutlu olmutum,
sorma gitsin. Mezar kazmaya, bir zamanlar bana le
siye dkn kardeimin mezarn grmeye yle ok
hevesliydim. Hi tatmadm bir histi bu benim iin.
Vardmzda, beklendii gibi nehir sular tam, me
zar yerle bir etmesine iki adm kalmt. Zavallnn
iki yldr stne toprak dkeni yoktu, olduu yerde
kvermiti. Karn ortasnda dikelip amelelere yle
dedim: 'Durmayn, haydi kazn!'

196
Ben alelade bir varlktan baka bir ey deilim,
gerekten. Bu emri verirken sesimin garipletiini his
settim, ayn zamanda hayatmda kurduum en srad
emir cmlesiydi bu. Amelelerse sesimde bir tuhaflk
bulmam, kazmaya girimilerdi. Yeterince kazdk
larnda bir bakaym dedim, tabutun bile neredeyse
tamam rmt. Sadece bir kymk yn ve ufak
odun paralar brakmt geride. Kalp atlarm gide
rek hzlanyordu, kardeimi grmek iin ok dikkat
li bir ekilde odun paralarn kaldrdm. Byk bir
srpriz bekliyordu beni. Yatak takm, elbiseler ve is
kelet! Hibiri yerinde yoktu. Hepsinin rm ola
bileceini dndm. Fakat en zor ryen maddenin
sa olduunu duymutum. Bir de sa arayaym belki
biraz kalmtr dedim. Toprak altnda, yastn olmas
gereken yere dikkatlice eildim ve baktm. Hibir ey
yoktu, bir iz bile... "
Birdenbire gzlerinin etrafnn kzardn fark
ettim, sonradan bunun arabn etkisi olduunu anla
dm. Yemeine neredeyse hi dokunmamt, durma
dan iki iiyordu. yice kafay bulunca, el kol hare
ketlerine bir coku gelince benim asl tandm Lu
Weifu'ya yava yava benzemeye balamt. Garsonu
arp iki anak daha arap stmasn istedim. Son
raysa kadehimi elime alp anlatacaklarn sessizce din-

lemeye devam ettim.


"Aslnda mezarn yerini deitirmeye gerek yok
tu; topra dzletirsem yeterdi. Tabutu da satardm,
bu ii de bylece halletmi olurdum. Geri tabutu
satmam biraz tuhaf olurdu ama dkkandan aldm
fiyatn altnda satsam bile hi yoktan arap alacak
be kuru geerdi elime. Fakat yapmadm, satmadm.

197
Yanmda getirdiim rty yere serdim, bir zamanlar
kardeimin cesedinin yatt topraktan biraz serptim
zerine. yice sarp sarmaladm. Yeni aldm tabutun
iine yerletirip babamn yatt mezara gtrdm.
Onu da babamn yanma gmdrdm. Tm gnm
mezarn etrafn tulayla evirtmekte, amelelerin ba
nda beklemekle geti. Bu ekilde bana deni yap
m olduumu dnyorum. Hi yoktan annemin
gzn boyayacak, iinin rahat etmesini salayacak
kadar i grmtm: ey, ne diye yle bakyorsun
bana? Bylesine deitiim iin suluyor musun yoksa
beni? Evet, hala dn gibi hatrlyorum birlikte Vesayet
Tanrlar Tapna'na gittiimizi, oradaki resimlerin
sakallarn ekitirdiimizi. Btn in'de kkl bir
deiiklik yapmann yollarn tartr dururduk ta ki
yumruk yumrua birbirimize girinceye dek. Bak im
diyse ne haldeyim, an ku.rtarmann kendimden taviz
vermenin peindeyim. Bazen dnyorum da eski
dostlarm u halimi grseler beni arkadatan saymaz
lar. Lakin elimden bir ey gelmiyor."
Bir sigara daha kard, azna yerletirip yakt.
"Yz ifadene baklrsa henz benden umudu kes
mi deilsin. Eskisinden de kaln kafal biri oldum k
tm, yine de farkna vardm eyler yok deil. Benden
umutlu olmana mteekkirim, ayn zamanda huzur-
suzum da. Benden hala bir eyler bekleyen dostlarm
hayal krklna uratyorum . . . "
Duraksad, sigarasndan birka nefes ekti ve ya
va yava devam etti szlerine: " Bugn buraya, Fl
Ev'e gelmeden hemen nce nemsiz bir ii hallettim
ve bundan olduka memnunum. Douda yaadm
sralar Chang Fu adnda kayk bir komum vard,

198
Ah-shun adnda bir kz vard. Bir zamanlar evime
geldiinizde grmsnzdr belki kzn. Sahi ok
kkt o sralar, dikkatini ekmemi olabilir. By
dnd ok da gzel bir kz olmad zaten. Sradan,
ince, yuvarlak ve solgundu yz. Gzleriyse fevkala
de byk, kirpikleri uzundu. Gzlerinin ak bulutsuz
bir gece kadar akt. Gece derken Kuzey'in bulutsuz
gkyzn kastediyorum, burada gkyz o kadar da
berrak deil. On parmanda on marifet vard kzn.
Henz gen bir kzken kaybetmiti annesini; kk
erkek ve kz kardelerine bakmak, evi evirip evirmek
ayn zamanda babasna hizmet etmek artk onun iiy
di. Neyse ki hepsinin altndan kalkabiliyordu. Ayn
zamanda tutumluydu da, bu sayede geinip gidiyor
lard. Onu methetmeyen ok az komu vard, Chang
Fu dahi sk sk belli ederdi memnuniyetini. Yolculua
kacam sra annem hatrlad bu kz. Yallar anla
rn kolay kolay unutmazlar. Bir keresinde Ah-shun
banda yapay krmz iekler takan bir kadn grm
ve kendisi iin bir tanecik iek istemi. Kadn da ver
meyince btn gece alam durmu. stne bir de
babas dvnce iki gn gzleri kan anana dn
m. Bu yapay iekler baka bir ehirden getiriliyor
mu, S kasabasnda satlmazm. Nasl alsn bu iek
lerden kzcaz? Annem Gney'e gelmiken kzcaza
iki demet iek gtrmemi istemiti.
Bu grevden tr brak sklmay, bilhassa mem
nun olmutum. Ah-shun iin bir eyler yapm olmak
tan ok memnundum. Evvelsi yl annemi almak iin
buraya geldiimde Chang Fu ile karlam ve mu
habbet etmeye balamtk. Beni yemee davet etmek
istiyordu, karabuday unundan orba yapaca1dard.

199
Beyaz eker de katacaklarn sylemiti. Grdn
gibi, beyaz eker almaya gc yeten bir kayk fakir
olamaz. Belli ki hali vakti yerindeydi. yle srar etti ki
kramadm fakat sadece kk bir kase yiyebileceimi
syledim. Hemen kabul etti ve Ah-shun'a yle dedi:
'Mrekkep yalam adamn itah olmaz pek, ufak
bir kasede yap orbay, ekerini de bol koy!' orbay
hazrlayp getirdiinde baya ardm. Kase olduk
a bykt, hepsini bitirsem btn gn baka bir ey
yiyemezdim. Chang Fu'nun kasesine kyasla kkt
diyebiliriz tabii. Bu karabuday orbasndan hi ime
mitim daha nce. lk kez tadna bakyordum, son de
rece ekerli olmasna ramen tad tuzu yoktu diyebili
rim. Birka kak dolusu yemitim. Ah-shun'u odann
uzak bir kesinde bana bakarken grnce daha fazla
devam edemeyeceime karar verdim, ama kam
brakmaya cesaret edemedim. Yznde umutla korku
karm bir ifade vard. phesiz, orbay gzel ya
pamadndan korkuyor ve houmuza gitmesini umut
ediyordu. Tabamn ounu yemezsem hayal krk
lna urayacan, mahcup olacan biliyordum.
Bundan dolay tm cesaretimi topladm ve atm
azm, kak kak iip bitirdim orbay. Neredeyse
Chang Fu kadar hzl yemitim. te o an anladm bi
rini bir ey yemeye zorlamann verdii acy. ocuk
ken solucan tedavisi iin ilala kartrlm bir anak
kahverengi eker orbas imek zorunda kaldmda
da ayn zorluu ekmitim. Halimden memnunum
ama. Bo kaselerimizi almaya geldiinde suratna ya
ylan memnuniyet ifadesini grdm ya yeter. O gece
hazmsilk eksem de trl trl kabus grsem de
kzcazn mr boyu mutlu olmasn, iinin hep rast

200
gitmesini diledim. Bu gibi dnceler eski gnlerdeki
hayallerimin arda kalan izlerinden baka bir ey deil
di. Bir anda kendimi kendi halime glerken buldum,
ok gemeden. unuttum hepsini.
Kzcazn yapay bir iek yznden dayak ye
diini bilmiyordum eskiden. Annem bahsedince or
ba olay geldi aklma ve dkHn dkHn dolamaya
koyuldum. ncelikle Taiyuan'daki dkkanlara bak
tm, hibir dkkanda kalmamt yapay ieklerden.
Tsinan'a gittiimde ans eseri buldum . . . "
Dardan hrtlar geliyordu. Kamelyann ze
rindeki kar ynlar yere dyordu. Bir yandan da
aacn dallar doruluyor, dorulduka kopkoyu ye
illikleri ve kan krmzs iekleri daha da grkemli
bir hal alyordu. Gn mavisi gitgide barut rengine
alyordu. Cik cik ten kk sereler, akamn
yaklatn her yerin karla kaplanmasndan ve yiye
cek bir ey bulamamalarndan anlam olacaklar ki
erkenden yuvalarna girip uyudular.
"En sonunda Tsinan'a baktmda . . . " Bir anl
na pencereden darya bakt, sonraysa bir kase arab
bir dikite iti ve sigarasndan birka nefes ekip de
vam etti: "te orada yapay ieklerden bulabildim.
Uruna dayak yedii ieklerden miydi tam olarak
bilmiyordum. En azndan bunlar da kadifeden yapl
mlard. Ak renk mi koyu renk mi houna giderdi
bilmiyordum. Ben de bir krmz bir pembe olandan
alverdim.
Bu le vakti, yemeimi bitirir bitirmez Chang
Fu'yu grmeye gittim. Srf bu yzden bir gn fazladan
kalyorum burada. Evi ayn braktm gibiydi, sadece
biraz daha kasvetliydi sanki ya da bana yle gelmiti.

201
Olu ve dier kz Ah Zhao kapda bekliyorlard. kisi
de kocaman olmulard. Ah Zhao ablasndan olduka
farkl grnyordu. ok donuk bakyordu, beni g
rr grmez ieri kat hemen. Ufakla sorduumda
anladm ki Chang Fu evde deildi. Ablan yok mu, diye
sorduumdaysa gzlerini kocaman at ve neden ab
lasn istediimi sordu. Bana saldracakm gibi kzgn
kzgn bakyordu. aknlk iinde uzaklatm oradan.
u sralar her eyi oluruna brakyorum ya . . .
nsanlar ziyaret etmekten yle korkuyorum ki
tahmin bile edemezsin. nk biliyorum istenmedi
imi, her yerde davetsiz bir misafir gibiyim. Bunu bil
diim iin kendimden tiksiniyorum. Niye varlmla
insanlar rahatsz edeyim ki? Yapacak ufak tefek i
lerim vard, biraz dndkten sonra evlerinin tam
karsndaki oduncuya gittim. Oduncunun annesi Fa
Hanm oradayd, grr grmez tanmt beni, ieri
buyur etti. undan bundan konutuktan sonra S'ye
neden geldiimi ve Chang Fu'yu aradm anlattm
ona. Kadncaz deriJ?. bir ah ektiinde armtm:
ne yazk, talihsiz kzcaz takamayacak ona
getirdiin iekleri.'
Sonra Ah-shun'un hikayesini anlatmaya balad:
'Muhtemelen getiimiz bahard, Ah-shun gittike za
yflyor, yz soluyordu. Daha sonralar durduk yere
alar olmutu. Ne diye alyorsun diye sorsan bir ey
demezdi. Hatta bazen btn gece alad olurdu ta
ki Chang Fu zvanadan kp evlenmek iin ok ge
kaldn, ondan byle kafay yediini syleyerek kz
caz paylayncaya dek. Gz gelince hafif bir nezleye
tutulup yataa dt kzcaz, bir daha da kalkamad
yataktan. lmnden sadece birka gn nce babas-

202
na tpk annesi gibi kan kustuunu, geceleri ter iinde
kaldn anlatt. Endielenmesin diye olan biteni o
zamana kadar saklamt babasndan. Bir akam am
cas Chang Geng, her zaman yapt gibi para isteme
ye gelmi, kzcaz para vermeyince de pis pis srtp
kendini bu kadar beenmemesi gerektiini, kocas
olac adamn daha beter olduunu syleyerek kzn
gzn korkutmutu. yle zlm, yle utanmt
ki tek bir soru bile soramamt, alamaktan .baka bir
ey geliniyordu elinden. Chang Fu bu durumu renir
renmez kzna mstakbel kocasnn ne kadar iyi biri
olduunu anlatmt. Ne var ki artk ok geti. Baba
snn szlerine inanmyordu. Hasta. haline seviniyor,
kurtuluu lmde buluyordu.'
Yal kadn ayfca eklemiti: 'Eer kocas olacak
adam gerekten Chang Geng' den de beter biri olsayd
bu sahiden ok korkun olurdu! Belki de bir tavuk
hrsz! Drisene ne kadar kt bir herif olabilece
ini! Halbuki cenaze treninde onu kendi gzlerimle
grdm, kyafetleri tertemiz, eli yz dzgn biriy
di. Gzyalar ierisinde, evlenebilecek paray birik
tirmek iin yllarca cann diine takarak kayklarda
altn syledi. Evlenecei kz lmt. Besbelli iyi
bir adamd, Chang Geng srf kz zmek iin aklna
saina sapan eyler sokmutu. Ne yazk ki Ah-shun bu
aalk yalancya kanm ve zaten hasta olan bedeni
nin verdii ac bir. de bu zntyle ikiye katlanm ve
kzn lmn kanlmaz klmt. Yine de biz kimse
yi sulayamayz, neticede Ah-shun'un kaderi buymu.'
Hal byle olunca benim de iim bitmi saylrd.
Peki ya getirdiim iki demet yapay iei ne yapa
caktm? Yal kadndan onlar Ah Zhao'ya vermesini

203
istedim. Ah Zhao benden sanki kurtmuum veya ca
navarmm gibi katndan beri ortalkta yoktu. i
ekleri bizzat vermeyi gerekten istemedim. Anneme
iekleri Ah-shun'a verdiimi, pek memnun olduu
nu syleyeceim, o kadar. Byle ufak tefek meseleler
kimin umurunda ki? nsan bana gelince bir yolunu
bulup kurtulmaya bakyor byle meselelerden. u yl
ban da atlataym eskisi gibi Konfys Klasikleri'ni
okutmaya devam edeceim."
"Klasikleri mi retiyorsun?" diye sordum hay
retler iinde.
"Elbette, ngilizce retecek halim yok ya! Ba
ta iki rencim vard. Biri Klasik iir dieri Mensiys
okuyordu. Sonralar Gen Kz Kitab54 zerine alan
bir kz renci daha geldi. Matematik de retmiyor
dum. retemeyeceimden deil tabii, renmek is
temediklerinden."
"Byle kitaplar okutacan aklmn ucundan bile
gemezdi."
"Babalar bunlar okumalarn istiyorlar, ben de
mdahil olmuyorum. Her neyse bu kimin umurunda
ki? Fazla ciddiye almaya gerek yok."
Surat kpkrmz kesilmiti, iyice kafay bulmu
gibiydi. Gzlerindeki lt hepten snmt. Sessizce
bir ah ektim, bir sre syleyecek bir ey bulamadm.
Merdivenden tkrtlar gelmeye balad, birka mte
ri yukar kyordu. Gelenlerden biri ksa boylu, davul
gibi yusyuvarlak yzl biriydi. Dieriyse uzun boyluy
du, kpkrmz burnu dikkat ekiyordu. Arkalarnda
bakalar da vard, onlar yrdke yer sallanyordu.

54. Kzlara genel ahlak kurallarn ve sergilemeleri beklenen davranlar an


latan bir kitap. (.n.)

204
O srada baklarm yakalamaya alan Lu Weifu'ya
dndm, sonra garsondan hesab istedim.
''Aldn para geinmene yetiyor mu?" diye sor
dum kalkmaya hazrlanrken.
''Ayda yirmi dolar kazanyorum, pek de yettiini
syleyemem.,,
"Ne yapmay dnyorsun ilerde?"
"lerde mi? Bilmiyorum. Baksana imdiye kadar
nceden planladmz eylerin hangisi umduumuz
gibi kt ki? Hibir eyden emin deilim artk. Yarn
ne yapacam dahi bilmiyorum, brak yarn bir daki
ka sonrasn bile . . . "
Garson hesab getirip bana uzatt. Weifu balan
gtaki gibi resmi kadar souk davranmad bu sefer.
Bir bak att ve sigarasn tttrmeye devam etti. He
sab dememe mdahale etmedi.
. araphaneden birlikte ktk. Otellerimiz farkl
ynlerde kaldndan kapda vedalatk. Otelime do
ru bir bama yrrken souk rzgar ve kar taneleri
yzme vuruyordu. Neyse ki kendime gelmitim. Ha
vann oktan kararm olduunu fark ettim. Evler ve
sokaklar beyaza brnyor, incecik kar taneleri ya
maya devam ediyordu.

16 ubat 1924

205
MUTLU BR ALE

Xu Qinwen'in ansna. . 55 .

" . . . Kii ancak hissettii gibi yazmal: Byle bir


eser sonsuz bir aydnlktan k yayan gne gibidir.
Bir demir veya taa seken akmaktanm kvlcmna
benzemez. te gerek sanat budur. Byle bir yazarsa
gerek bir sanatkardr. Bana gelince . . . Peki, bana ne
demeli?"
Bunlar dnerek frlad yatandan. Yaz yaza
rak biraz para kazanp ailesini geindirmesi gerekti
ini hatrlad. El yazmalarn aylk Mutlu Dergisi'nin
yaynclarna gndermeyi oktan koymutu aklna.
Karlnda eline nispeten daha fazla para geecekmi
gibi duruyordu. Byle bir ie kalkrsa yazabilecei
konular olduka kstl olacakt, aksi halde eserleri ka
bul grmeyebilirdi. Hadi bakalm kstl olsun. Gen
neslin akln kurcalayan en nemli sorunlar nelerdi?
Hi kukusuz, aka, evlilie ve aileye dair az biraz de
il birok nemli sorun olmal. Evet, u an bunlar
tartrken dahi bu tip sorularla akl allak bullak ol-

55. Lu Hsun dnemindeki yazarlardan biridir. Lu Hsun bu yky yazarken


onun "ideal Bir E" adl yksnden esinlendiini aklamtr. (.n.)

207
mu birok insan olmal. "O halde aile hakknda ya
zaym. Peki a:ma nasl? Baka trl kabul grmeyebilir
yazdklarm. Neden her eyde aksi ngrlerde bulu
nurum ki? Neyse... "
Drt be admda masasna ulat, oturdu, yeil
. izgili bir kat paras ald eline. Tereddt etse de he
men yazmaya balad bal: Mutlu Bir Aile.
Balktan sonra duraksad. Ban kaldrd ve iki
gzn atya dikerek bu mutlu ailenin nasl bir ev
rede yaayacana karar vermeye alt.
"Pekin?" diye dnd. e yaramaz, ok hare
ketsiz, havas bile cansz. Bu ailenin etrafna koca bir
duvar rlse bile onlar havadan mahrum brakamam.
Hayr, katiyen olmaz! jiangsu ve Zhejiang'de de her
an atma kabilir. Fujian ise sz konusu dahi ola
maz. Sichuan? Guangdong? Onlar da bu atmalarn
tam ortasndalar.56 Shandong ve Henan'a ne demeli?
Oralarn bana ne gelecei belli olmaz, ailemiz sonu
olarak mutsuz olabilir. Gurbette bir yerler? ok sa
ma. Yunnan ve Guizhou'nun huyunu suyunu bilmem,
irtibatmz hi iyi deil."
zeine baya kafa yormasna ramen iyi bir yer
bulamad. Tereddtle de olsa A ehrinde karar kld.
"Gnmzde birok kii, insan ve yer isimlerinin La
tin alfabesiyle belirtilmesine, bunun okurlarn ilgisini
dattn syleyerek kar kyor. Ne olur ne olmaz,
Latin alfabesini hikayemde kullanmasam iyi olacak.
Peki ya yleyse . neresi iyi bir yer ola ki? Hunan'da
da atmalar var; Dalian'da da kiralar frlam yine.
Chahar, Kirin ve Hilungkiang'daysa duyduum kada-

56. Bu dnemde in'ln birok blgesinde diktatrler aras atmalar vard.


(.n.)

208
ryla ekyalar peyda olmu, bundan dolay oralar da
ie yaramaz! "
Tekrar iyi bir yer bulmak iin kafa yormaya ba
lad ama nafile. Sonu olarak bu mutlu ailenin yaaya
ca yerin, tereddtle de olsa, A olmasna karar verdi.
Bu mutlu ailedeki herkes A ehrinde olduu md
dete sorgulanacak bir ey kalmayacaktr. Aile ak ev
lilii yapm bir kar koca -beyefendi ve hanmefendi
dan olumaktadr. Evlilik szlemeleri krkn zerinde
son derece detayl artlardan olumaktadr. Bundan
dolaydr ki allmam bir eitlik ve mutlak zgrlk
hakimdir evliliklerinde. Dahas ikisi de yksek re
nim grmtr ve kltrl elit ailelere mensupturlar.
Japonya'dan gelme rencilerin modas geti artk.
yleyse Bat'dan gelme renciler olsunlar. Evin beyi
her zaman kar beyaz yakal Avrupai sitler giyer. Ha
nmnnsa salar nden sere yuvas gibi bklm,
inci gibi dileriyse hep prl prl grnmekte fakat
inli kadnlar gibi giyinmektedir . . . "
"Olmuyor, olmuyor! Tam tamna yirmi be
okka! ''
Pencerenin dnda bir adamn sesini duyunca
bakmak iin gayriihtiyari ban eviriyor.
Perdelerin arasndan szarak ieriyi aydnlatan
gne gzlerini kamatryordu. Bu esnada kk bir
balya odunun kesilii gibi bir ses duymutu. "nem
li bir ey deil," diye dnd ve tekrar yerine dn
d. "Yirmi be okka ne? Kendini sanata adayan kl
trl, elit bir aile. Srf nezih bir evrede yetitikleri
iin Rus romanlarn beenmezler. Rus romanlarnn
ou aa tabakay ele alr. Bundan dolay o roman
larda byle ailelerin yaknndan bile geilmez. 'Yirmi

209
be okka m?' Bo ver gitsin. O halde ne t\ kitaplar
okusunlar? Byron'un iirleri, Keats? Bir ie yaramaz,
hibirine gven olmaz . . Ah imdi anladm, hepsi de
.

deal Bir Koca'y okumay severler. Kitab bizzat oku


mu olmasam da niversite hocalar bile bu kitab yle
gklere karyorlar ki eminim bu ift de seviyordur.
Ayn anda okuyabilsinler diye ikisinde de birer kopya
s vardr, bir ailede toplam iki kopya birden . . . "
Midesinin kazndnn farkna vararak kalemini
brakt ve elini bann arkasna koyup yasland. Tpk
iki eksenle desteklenmi bir kre gibi.
" . . . kisi henz le yemeklerini yiyorlar," diye
dnd. "Kar beyaz bir masa rts serilmi sof
raya, tabaklarda gelen yemeklerse in mutfandan.
'Yirmi be okka ne?' Bo ver gitsin. Neden in mutfa
ndan olsun ki? Batllar in mutfann en yeniliki,
en iyi ve en salkl mutfak olduunu sylyorlar. y
leyse in mutfandan yesinler. lk gelen yemek... lk
yemek ne olsa ki?"
"Yakacak odun . . . "
Sol yannda duran eini grmek iin birden ban
evirdi. Karsnn i karartc gzleri kocasnn zerin
deydi.
Geliinin iini aksattn dnerek kzgn bir e
kilde, "Ne var?" dedi:
"Yakacak odun kalmam, bugn biraz alaym de
dim. En son on okkas iki yz krk lirayd. imdi .iki
yz altm olmu ama ben iki yz ellide anlatm."
"ki yz elli ha, yle olsun."
"Zaten tartya hile kartrd. Yirmi drt buuk
okka olduuna srar etti durdu, ama ben yirmi bu
uk olarak hesapladm."

210
"Pekala, yirmi buuk okka olarak hesapla."
"yleyse, be kere be yirmi be, kere be on
be . . . "
"Oh, be kere be yirmi be, kere be on be . . . "
Daha fazlasn isteyemezdi. Bir an durduktan sonra
eline kalemi ald ve izgili kadn zerinde hesapla
malar yapt, sonra ban kaldrp dedi ki:
"Be yz seksen lira."
"Bu durumda bende yeterince para yok. Hala
seksen veya doksan lira am var."
Masann ekmecesini at ve iindeki btn para
y -aa yukar yirmi veya otuz lira bozukluk vard
karsnn avucuna koydu. Sonra gitmesini bekledi ve
iine geri dnd. Beyni patlamak zereydi, sanki ii
azna kadar al rpyla dolmu gibi. "Be kere be
yirmi be eder." Arap saylar gibi grnen karman
orman saylarla kafas allak bullak olmutu. Derin
bir ah ekip ardndan ar ar nefes almaya devam
etti. Sanki bu ekilde yakacak odun derdinden, "be
kere be yirmi be eder"den ve beynine kazl Arap
saylarndan kurtulabilecekti. Yeteri kadar nefes alp
verdikten sonra rahatlam, biraz olsun hafiflemiti.
Sonra belli belirsiz dnmeye devam etti:
"Ne yemei? Olaand bir ey olduu srece
bunun pek de bir nemi yok. Kzarm domuz eti, ka
rides yumurtas veya deniztavan ok allm eyler.
Yoksa 'Ejderha ve Kaplan' m yesinler? Bu yemek de
neyin nesi ki acaba? Kimileri ylan ve kediden yaplan
ve sadece festivallerde yenen bir st snf kanton ye
mei olduunu sylyor. smini Jiangsu'da bir resto
rann mensnde grmtm, neyse. Jiangsu halk ne
ylan ne de kedi yer. yleyse bir bakasnn dedii gibi

211
kurbaadan ve ylanbalndan yaplyor olmal. Peki
bu ift, lkenin hangi yresind_en olsa ki? Bo ver git
sin. Neticede lkenin herhangi bir yresinden insan
lar ylan ve kediden (veya kurbaa ve ylanbalndan)
yaplan yemekler yiyebilirler, stelik mutlu ailelerini
zora sokmadan. Her halkarda bu ilk yemek 'Ejderha
ve Kaplan' olacak. Bu konu hakknda sorulacak tek
bir soru kalmamtr.
'Ejderha ve Kaplan' taba masann tam ortasn
da duruyorken, iftimiz yemek ubuklarn ayn anda
ellerini alacak ve yemei iaret edip, birbirlerine tatl
tatl glmseyerek yabanc bir dilde konuacaklar:
'Ltfen, hayatm!'
'nce sen bala ekerim!'
'Hayr, ltfen sen bala!'
Derken yemek ubuklarn ayn anda masaya b
rakacaklar ve ayn anda bir lokma ylan tadacaklar.
Hayr, hayr! Ylan eti kulaa gerekten tuhaf geli
yor. Bir lokma ylanbalnn tadna bakyorlar desem
daha iyi olacak. yleyse bu 'Ejderha ve Kaplan' yeme
i kurbaa ve ylanbalndan yaplyor olsun. Ylan
balndan iki lokmay ayn anda alyorlar, tam olarak
ayn boyutta iki lokma. Be kere be yirmi be, kere
be on be eder . . . Bo ver gitsin. Ayn anda azlar
na alyorlar lokmalar... " Bir anda hayal dnyasndan
uyanp gerek hayatta buldu kendini, ama sonra tek
rar dikkatini toplayarak hikayesi zerine dnmeye
devam etti:
"Bu ok duygusal oldu. Hibir ailede byle ey
ler yaanmaz. Nedir bu benim aklm kartrp du
ran? Korkarm bu gzel ailenin yks hibir zaman
yazlamayacak. Belki de bu iftin yurt dnda eitim

212
alm kiiler olmalarna gerek yoktur. in' deki yksek
renim grm insanlar da bunlar yapabilir. kisi de
niversite mezunu olsun, kltrl, elit . . . Adam yazar
olsun. Kadn da yazar olsun ya da bir edebiyat a
olsun. Yoksa kadn air mi olsun? Adam da iir a
olur, kadnlara hrmet eden bir. . . Ya da. . . "
Sonunda bu araya daha fazla dayanamad ve
vazgeti.
Arkasndaki kitapln hemen yannda bir lahana
yn vard. altta, iki ortada ve bir en stte. Kar
snda.koskoca bir A harfi vard.
Ah edip, derin bir i ekmeye balad. Sanki ya
naklar alev alyor, omurgas batan sona karncalan
yordu. Ac veren bu histen kurtulmak iin derin bir
nefes alp dnmeye devam etti:
"Bu mutlu ailemizin evinin birok odas olmal.
Lahana gibi eylerin sakland bir kilerleri de olma
l. Evin beyinin alma odas da ayr olmal. Odann
drt bir yan kitaplarla dolu olmal, yani odada lahana
olmamal. Kitaplklar in kitaplaryla ve yabanc ki
taplarla dolu olmal. Yabanc kitaplar arasnda elbette
deal Bir Koca da olmal, hem de iki kopyas bir ara
da. Ayrca iinde, pirin kapl veya daha basitinden,
Bir Numara Hapishanesi'nin mahkt1mlarnca da ayn
kalitede yaplabilecek, karaaatan bir yatak bulunan
ayr bir oda olmal. Yatan alt tertemiz olmal. . . "
Kendi yatann altna gz ucuyla bir bakverdi. Yaka
cak odun kalmamt, orackta l ylan gibi dolanm
hasr bir halat vard sadece.
"Yirmi buuk okka. . . " O an sanki yakacak
odunlar yatann altnda sonsuz bir dere iinde ak
maktaym gibi hissetti. Tekrar ba armaya bala-

213
d. Ayaa kalkp bir kou kapy kapatmaya gitti. Tam
kap kolunu tutmutu ki acele ettiini fark etti. Vaz
geti, toz iindeki kap perdesini ekmekle yetindi.
Ayn zamanda yle dnd: "Bu yntem, kiinin
kendini ieri kapatndaki sknty gidermekle kal
myor, kapy ak brakmann verdii rahatszla da
are oluyor; tpk Konfys reti'de57 yazd
gibi. "
" . . . Bundan dolay beyefendinin alma odasnn
kaps her daim kapal olmal." Yerine dnerek dn
meye devam etti: "Kimin ii varsa nce kapy tkla
mal ve ieri girmek iin izin istemeli, hepsi bu. Diye
lim ki beyefendi almalarna koyulmuken hanm
gelip edebiyat zerine bir eyler tartmak istiyor. O
bile nce kapy tklamal . . . Bu durumda en azndan
ei odaya lahanalar getirmeyecektir.
'Gel hayatm, tabii ki. '
Peki ya beyefendinin edebiyat tartacak vakti
yoksa? Einin darda att aheste admlar duyarken
onu grmezden mi gelecek? Muhtemelen gelmeye
cektir. Bu gibi durumlara deal Bir Koca'da kesinlikle
deinilmitir, gerekten muhteem bir kitap olmal.
Eer bu yazmn karlnda deme alrsam okumak
iin bir kopyasn mutlaka almalym! "
Paaat!
Kaskat kesilmiti, nk daha nceki tecrbele
rinden biliyordu ki bu pat sesi annesinden tokat yiyen
yandaki kzlarnn kafasndan gelmiti.
"Mutlu bir ailede ... " diye dnd ocuun h
krarak alayn duyarken, hala hareketsizdi. o-

57. lllk llkeslnl savunan Konfys bir klaslk. (.n.)

214
cuklar ge olsun, evet evet. Ge yata ocuk sahibi
olsunlar. Hatta belki de hi ocuklar olmasa daha iyi,
ayak ba olmayan iki insan sadece. . . Hatta bir otelde
kalmalar Vt: her trl ilerine birilerinin koturmalar
daha iyi olur, hibir eye ellerini srmeden . . . " ocu
un alama seslerinin artmas zerine ayaa kalkt ve
perdeyi aralad. "Kari Marx da Kapital'i yazarken et
rafnda ocuklar alayp duruyordu," diye dnd.
"Gerekten mthi bir adam olmal . . . " Gezinmeye
balad, dardaki kapy amasyla drt bir yann
gazyann keskin kokusu sard. ocuk kapnn san
da yzkoyun uzanyordu. Babasn grnce tekrar
alamaya balad.
"Tamam tamam, hepsi geti! Alama, alama ba
kaym! Neredeymi benim gzel kzm?" Kzn kuca
na almak iin eildi. Dorulmasyla karsn kapnn
hemen solunda, kzgn bir ekilde, elleri belinde dim
dik beklerken grd. Spor yapmaya hazrlanan spor
cular andryordu.
"Sen de buraya gelmi bana kar kyorsun, yle
mi? Bir eye yardm ettiin falan yok, her eyi zora
sokuyorsun. Gaz lambas da snd. Ne yakacaz bu
akam, sylesene?"
"Tamam gzel kzm, alama hadi! " Karsnn sz
lerini aldrmad. ocuu ieri gtrp ban okama
ya balad. "Gzel kzm benim," diye tekrarlyordu.
Sonra onu beiine koydu, bir sandalye ekip oturdu.
"Baback senle pisi pisi oynayacak. " Ayn zamanda
boynunu bkt, avu iini uzaktan iki kez yalad ve
ocuun yzne doru halkalar izmeye balad.
"te, kedicik! " Yavrucan yz glmeye balad.
"Evet evet, bu bir kedicik." Birka halka daha

215
izdi. Kznn imdi gller aan yznde hala gzya
taneleri vard. Birden dikkatini ekti ki kznn o tatl
ve masum yz tpk annesinin be yl nceki haline
l:>enziyordu. Genel hatlar biraz daha kk olsa da
zellikle kpkrmz dudaklar tpk annesiydi. Tm
zorluklar beraber amak ve her eyini eine adamak
iin ona sz verdii gn de yine byle bir k gnyd.
O zaman da ei yzne byle glmseyerek bakyor
du, gznde yalarla. Ackl bir halde oturdu yerine,
sanki biraz sarho gibiydi.
"Ah o tatl dudaklar. . . " diye dnd.
Kapnn perdesi aniden zld ve yakacak odun
lar ieri yld.
Tekrar kendine geldi, gzleri yal ocuu grd.
Kpkrmz dudaklarn bkm babasna bakyordu.
"Dudaklar . . . " Odunlarn yld tarafa bir gz att.
" . . . Hepi topu be kere be yirmi be, dokuz kere do
kuz seksen bir eder. Sil batan! ki i karartc gz . . . "
Byle dnerek zerine bir eyler karalad yeil iz
gili defteri eline ald. Kad buruturdu, tekrar at ve
ocuun gzyalarm sildi. "Hadi bakalm tatl kzm,
imdi ko gzel gzel oyna," dedi. Kzn ileri doru
iterken top haline getirdii kad da kat pne fr
latt.
Bir an iin ocuu iin kt hissetti ve bam e
virip onun boynu bkk bir halde uzaklamasn iz
ledi. Odunlarn sesleri kulaklarnda yanklanyordu.
Dikkatini bir noktada toplamaya kararlyd. Odasna
dnd ve dikkatini datan tm dncelerden kur
tulmak iin gzlerini kapatt. Yerine sakince ve huzur
la oturmutu.
Gzlerinin nne ortas turuncu, yuvarlak bir

216
iek geldi. Bu iek, gzlerinin sol tarafndan beli
rip sa tarafna doru dalgalanyor ve orada gznn
nnden kayboluyordu. Ardndan ortas koyu yeil
olan ak yeil bir iek ve son olarak da bir yn la
hana gzlerinin nnden kayp gidiyor ve hepsi birer
koskoca A harfi eklini alyordu.

18 Mart 1924

217
SABUN

Siming'in kars sekiz yandaki kz Xiu'er ile


birlikte gn-ein solgun klarnn vurduu bir pence
renin nne oturmu rg ryordu. Bu srada bez
ayakkabl birinin yava yava yaklaan ayak sesleri
ni duyunca kocasnn dndn anlad. stifini hi
bozmadan bozuk paralar saymaya devam etti. Gide
rek yaklaan ayak sesleri yan bana gelince durdu.
Gayriihtiyari ban kaldrp Siming'e bakt. Siming
isteksizce eilerek kuma ceketinin altndaki uzun el
bisesinin i cebini yoklad.
Biraz karnrdktan sonra cebinden dikdrtgen
bir paket karp karsna uzatt. Kars paketi eline
alr almaz tarif edilemeyecek kadar gzel bir zeytin
kokusu almaya balad. Yeil kat paketin zerinde
kk ilemeli prl prl altn gibi bir kae vard. Xu
echeng paketi almak iin ileri atld fakat annesi he
men kenara itti onu.
"arya m gittin?" diye sordu pakete bakarken.
"in, evet," dedi.
Kars yeil kat paketi at. inde ince bir ta
baka halinde, krem renginde bir ambalaj daha vard.

219
Bu ambalaj da anca iindeki zeri ilemeli ayiei
yeili nesne parldamaya balad. Muazzam zeytin ko
kusu artk daha ard. Hatta bu koku zeytinle kyas-
' lanamayacak kadar gzeldi.
"Vay be! Ne gzel bir sabun bu!"
Konuurken sabunu burnuna yaklatrm, sanki
yavrusunu koklar gibi kokluyordu.
"ey, vakti gelince kullanrsn . . . "
Konuurken kocasnn boynuna dikkatle bakt
n fark etti. Elmack kemiklerine kadar kpkrmz
kesilmiti. Banyo yaparken kulaklarnn arkasndaki
sertlemi tabaka parmaklarna taklrd. Nedeninin
yllarn birikmi kiri olduunu bilse de bunu hibir
zaman dert etmemiti. imdiyse kocasnn baklar
altnda bu acayip kokulu yeil, ithal sabuna bakarken
kulaklarna kadar kzarmasna engel olamamt. Ak
am yemeinden sonra bu sabunla gzelce ykanmay
dnd.
"Gladiya tohumunun58 temizleyemdii yerler
var," diye sylendi kendi kendine.
"Anne, bu benim olsun mu?" diye sordu Xuec
heng bir yandan ayiei yeili kada uzanrken. Bu
srada darda oynayan kk kz kardei Zhao-erh
de ieri girmiti. Bayan Siming ikisini de yanndan
uzaklatrd. nce kat tabakay katlad, yeil kdd
eskisi gibi etrafna sard ve lavabonun en st rafna
koydu. Son bir kez baktktan sonra yerine dnp r
gsne devam etti.
"Xuecheeeng!"

58. Eskiden ln'in birok blgesinde banyo yapmak iin gladiya tohumu
kullanlrd. Sabundan daha ucuz olan fakat sabun kadar etkili olmayan bir
malzemedlr. (.n.)

220
Siming, karsnn karsndaki yksek arkalkl
koltuuna oturup bard. Birden aklna bir ey gel
miti sanki.
Kars da bir yandan seslenmeye balad: "Xuec
heng!"
rg rmeyi brakm, kulak kesilmiti. Fakat
ocuktan ses yoktu. Ban evirdiinde sabr tamak
zere olan kocasn grnce telaland.
"Xuecheeeng!" diye bard avaz ktnca.
Bu sefer sesini duyurabilmiti. Uzaktan gelmeye
balayan deri ayakkab seslerinin ardndan nihayet
Xuecheng kapda grnmt. Ksa kollu tirtn
giyen Xuecheng'in tombul yuvarlak yz ter iinde
kalmt.
"Ne yapyordun bakaym, niye duymuyorsun ba
ban?" diye sordu annesi.
"Heksagram boksu alyordum." Derhal babas
na dnm, ne istediini sorar gibi bakmt.
"Xuecheng, sana bir sorum olacak. 0-du-fu ne
demek?"
"0-du-fu? Hrn kadn demek deil mi baba?"
Siming'in tepesi atmt. "Ne samalyorsun sen?
Ben kadn mym?"
rkilen Xuecheng iki adm gerileyerek ciddi bir
hal ald. Babasn yry ekli ona bazen Pekin ope
rasndaki yal adamlarn yryn anmsatsa da
onu hi bir zaman kadn olarak dnmemiti. Byle
bir cevap vererek belli ki byk bir hata etmiti.
"Sanki ben 0-du-fu'nun hrn kadn demek ol
duunu bilmiyorum. yle olsa sana sorar mym?
ince deil bu. Yabanc dilde bir ey. O yzden sana
soruyorum, biliyor musun diye?"

221
Korkusu bir kat daha artan Xuecheng'in cevab,
"Bilmiyorum baba," olmutu.
"Peeh! unu bile bilmiyorsan ne diye seni okut
mak iin uvalla para sayorum ha ben? Okulun da
anlama ve konumaya59 ok nem veriyoruz diye v
np dursun, bir ey rettikleri yok. Senden kk on
drt on be yanda veletler bile skt bu ecnebilerin
dilini. Sen daha unun anlamn bile syleyemiyorsun.
"Bilmiyorum"dan baka bir ey bildiin yok. Derhal
git bak szlne ne demekmi!"
Boaz dmlenerek, "Peki baba," dedi Xuec
heng ve ban eerek odadan kt.
"Bu rencilerin iine akl sr erdiremiyorum,
dedi Siming bir sre sustuktan sonra. "Guang Hsu60
batayken okullar ben de desteklerdim. e yaramaz
eylerle ocuklarn akllarn dolduracaklarn tahmin
etmemitim. Bizim zamanmzda byle "zgrlkler"
var myd sanki? Xuecheng bir eyler rensin diye
tonla para harcadm, hepsi bounaym_. Hem Bat
hem in eitimi veren bir okulda okutmak hi de ko
lay deil. Szde "ngilizce anlama ve konumaya" ok
nep veriyorlarm. Biz de bir ey retiyorlar san
yoruz. Bir yl geti daha 0-du-fu'nun anlamn bile
bilmiyor. Sama sapan kitaplar okutup duruyorlar ke
sin. Sorarm sana, ne ie yarar byle bir okul? Bana
kalrsa alayn kapatmal bunlarn."
Kocasna hak vererek, "Haklsn canm, hepsini
kapatmal," dedi kars. Bir yandan rgsne devam
ediyordu.

59. Zamann tm yeni okullarnda ngilizce retilirdi ve konumaya en az


okuma kadar nem verilirdi. (.n.)
60. 18751908 yllar arasnda in imparatoru. (.n.)

222
"Xuecheng ve kz kardeini okula gndermeye
gerek yok. Dokuzuncu bykbabann dedii gibi, kz
lar okutmann ne yarar var ki? Kz okullarn ele
tirdiinde ona kar kmtm. Byklerimizin ne ka
dar hakl olduunu imdi anlyorum. Bir dnsene,
kadnlarn sokaklarda ellerini kollarn sallaya sallaya
gezebilmeleri ne kadar ayp. imdi bir de salarmz
ksa kestireceiz diye tutturuyorlar. Ksa sal kz
rencilerden irendiim kadar hibir eyden irenmi
yorum. Askerlerin salarn kesmek iin kendilerince
sebepleri olabilir fakat bu kz rencilerin bana buy
rukluktan baka bir ey deil. Bunlarn icabna derhal
baklmal."
"Haklsn, erkeklerin papazlar gibi gezmesi yet
miyormu gibi bir de kadnlar rahibeleri taklit etmeye
balad. "61
"Xuecheng!"
Xuecheng ieri koarak elindeki kk kaln kita
b babasna uzatt.
Kitapta bir yeri iaret edip, "Sanrm bunu soru
yorsun baba," dedi.
Siming eline alp bir gz att. Bunun bir szlk
olduunu biliyordu. Yazlar hem ok kk hem de
eik yazlmt. Kalarn atarak pencereye dnd ve
gzlerini ksarak olunun gsterdii yeri okudu.
on sekizinci yzylda yardmlama amacyla ku
rulmu bir dernek. Bu deil."
Yabanc kelimeyi gstererek, "Nasl telaffuz edi-

61. in'de rahipler ve rahibeler kafalarn ka'Ztrlard. Bu yzden Jiag


Hanl'nn son zamanlarndan itibaren muhafazakar kesim salarn kesen
lere rahiplere benzediklerini syleyerek onlarla alay etmeye balamlard.
(.n.)

223
yorsun bunu?" dedi.
"Odfelov. "62
Siming'in tepesi atmt yine. "Bu deil diyorum.
Sana bir tr kfr olduunu sylemitim. Benim gibi
bir adama hakaret etmek gibi bir ey. Anladn m im
di? Git bir daha bak!"
Xuecheng yerinden kmldamadan babasna bo
bo bakt.
"Bilmece gibi soru soruyorsun. Bu iin iinden
nasl ksn? Szle doru drst bakabilmesi iin
nce ona biraz durumu aklasan?" Olunun zor du-

rumda kaldn gren annesi onun iin zlmt.


"Ana caddede Guang jun Xiang'dan sabun alyor
dum," dedi karsna dnerek. "Orada alveri yapan
tane renci vard. Biraz titiz bir adam olduumu
dnm olmallar. Krk kuruluk be alt eit sa
buna baktm ama hibirini beenmedim. Sonra da on
kuruluk sabunlara baktm. Onlar da ktyd, kok
. muyorlard bile. Ben de orta yolu bulmak iin yirmi
kuruluk bu yeil sabunu aldm. Suratn be kar
asm tezgahtarn oradaki kendini beenmi ren
cilerden bir fark yoktu. Bu srada edepsiz renci
ler kendi aralarnda ngilizce konumaya baladlar.
Paray vermeden nce sabunu ap bakmak istedim.
Bakmadan iyi mi kt m nereden bileyim? Tezgahtar
beni terslemekle kalmad bir de sama sapan eyler
syleyip durdu. Edepsizler de ks ks glmeye balad.
te bunlardan en gen olan bana bakarak bu kelime
yi syledi. Sonra hepsi bast kahkahay. Kesin kt bir
ey sylemiti."

62. Kastettiii kelime "odd fellowNdur, lngilizcede "acayip tip" anlamna gelir.
(e.n.)

224
Xuecheng'e dnerek, "Argo blmne bak bir
de," dedi.
ocuk, "Peki baba," diyerek itaatkar bir tavrla
'
ayrld odadan.
"Medeniyet medeniyet diye bas bas baryorlar
bir de. u dnyann haline bak. Herkes zvanadan k
t!" Gzlerini at kiriine dikip devam etti Siming:
"renciler edepsiz, toplum edepsiz. Panacea'y63 bu
lamazsak vay halimize! in'in sonu gelmi demektir!
Ne acnas bir hal. . . "
"Kim," diye sordu kars ylesine, pek de ilgili
deildi.
"Bir kz yavrucak. . . " Gzlerini karsnn stnde
. gezdirdi. Szlerine dikkat ediyordu.
"Ana caddede iki dilenci vard. Birisi on sekizle
rinde bir gen kzd. O yata dilenmek de ne oluyor?
Yetmilerinde, salar aarm kr bir kadnla elbise
dkkanlarnn nnde dilencilik yapyorlard. Onlar
gren herkes, 'Ne hayrl bir evlat,' diyordu. Yal ka
dn onun bykannesiydi. Eline bir ey geerse by
kannesine veriyordu. A kalan yine kendisi oluyordu.
Byle saygl bir kza para vermiyordu insanlar."
Karsn gz hapsine ald, sanki ona zeka testi ya
pyordu.
Cevap vermedi. O da kocasn gz hapsine ald,
bir aklama bekliyordu.
Sonunda cevab kendisi verdi. "Uzun sre izle
dim. Sadece bir kiinin onlara para verdiini grdm.
Etraflarnda birok kii toplanmt ama tek amalar
onlarla alay etmekti. lerinde iki kii vard ki ah en

63. Yunan mitolojisinde bir ifa tanras. Burada "bir zm yolu" anlamnda
kullanlmtr. (e.n.)

225
alaklar onlard! Hatta biri terbiyesizleerek ne dedi
biliyor musun? 1\11-fa! Elbiselerin kirine bakma sen,
iki kalp sabun alp unu bir gzel ovalasak tadndan
yenmez!' unun ettii lafa bak sen hele!"
Kars sinirlenerek ban sallad. Biraz sonra y
le sordu: "Peki sen para verdin mi onlara?"
"Ben mi? Hayr. Bozuk para vermeye utandm.
Sradan bir dilenci deildi, anlattm ya . . . "
"Hmn . . . " Szn bitirmesini beklemeden ayaa
kalkt ve yava yava mutfaa yrd. Akam karanl
km, yemek vakti gelmiti.
Siming de ayaa kalkm, avluya gitmiti. Buras
ieriden daha aydnlkt. Xuecheng duvarn dibinde
Heksagram boksu alyordu. Bu onun ev deviydi,
akam yemeinden nceki bu saati deerlendirme
sini ok iyi biliyordu. Xuecheng yaklak alt aydr
boks yapyordu. Siming onu onaylarmasna ban
sallayarak elleri arkasnda bal, avluda dolanmaya
balad. ok gemeden bahedeki tek yeil bitki olan
yaprak dkmeyen aalarn geni yapraklar karanla
gmlm, yrtk pamuk paralar gibi grnen bu
lutlarn arasnda yldzlar belirmeye balamt. Gece
karanl kmt fakat Siming iinde krklenen
fkesini hala bastramamt. Aklna mthi fikirler
geliyordu. Btn kt rencilere ve bu ahlaksz top
luma sava aacakt. Cesareti giderek artyor, adm
larn daha byk atyor ve ayaklarn yere daha sert
vuruyordu. Admlar kmesteki tavuk ve civcivleri
uyandryor, panikle tmelerine sebep oluyordu.
Salon aydnland, bu "yemek hazr" demekti. B
tn aile masann etrafnda toplandlar. Masann bir
ucunda lamba dier ucunda Siming duruyordu. Tom-

226
bul, yuvarlak yz tpk olununki gibiydi, birka k
rklk fazlas vard sadece. Sebze orbasnn buhar
. ardndan tapnaklarda karlatnz Refah Tanrs'na
benziyordu. Solunda kars ve Zhao-erh, sandaysa
Xuecheng ve Xuecheng oturuyordu. Yemek ubuklar
kaselerde yamur sesi karyordu. Kimsenin sesi k
masa da yemek sofras gayet canlyd.
Zhao-erh kasesini devirdi, orbas masaya dkl
d. Siming ekikgzlerinisinirle gerdi. Ancak kznn
alayacan anlaynca gzlerini ondan ayrarak bir
para lahana almak iin ortadaki tabaa uzand. Fa
kat tabakta lahana kalmamt. Sana soluna baknca
Xuecheng'in son lahana parasn azna gtrmek
zere olduunu grd. Hayal krklyla geride kalan
sararm yapraklardan ald.
Oluna bakarak, "Xuecheng, o kelimenin anla
mn bulabildin mi?" diye sordu.
"Hangi kelime? Aaa, hayr. Henz deil!"
"Peh, una bak. Bir de renci olacak. Yemekten
baka ne bilirsin sen?"
"u dilenci kz bir grsen de rnek alsan. Dilenci
olsa bile-bykannesine saygda. kusur etmiyor. Onun
iin a kalmaya raz oluyor. Siz edepsiz renciler ne
bilirsiniz ha? Siz de ilerde o terbiyesiz herifler gibi ola
caksnz. . . "
"Aklma bir ihtimal geldi ama doru mu emin de
ilim. Belki de o-du-fu-la64 demek istemilerdir."
"Evet, doru. te tam olarak bu. 0-du-fu-la de
milerdi. Sen de onlardan biri olduuna gre bilirsin,
syle bakalm ne demekmi bu?"

64. ince "Yal Budala" demektir. (.n.)

227
"Anlam . . . Emin deilim."
"Samalama, beni kandracan m sanyorsun?
Hepiniz aynsnz."
"Sofrada sylenecek szler mi bunlar?" diye ara
ya girdi Bayan Siming. "Bugn sende bir hal var. Sof
rada bile kendine hakim olamyorsun. Bu yata ocuk
ne bilsin bunlar?"
"Ne?" Siming tam cevap verecekti ki karsnn si
nirden yanaklarnn ktn, gzlerinde korku sa
an bir kvlcmn parladn grd. Birden ses tonu
nu deitirdi. "Kendimi kaybettiim falan yok. Sadece
Xuecheng'in biraz akll olmasn istiyorum."
imdi daha da sinirlenmiti: "Aklndan ne geiyor
ne bilsin ocuk? Biraz akl olsa eline bir fener almt
da oktan getirmiti o kz eve. Zaten ona bir kalp
sabun almsn. Bir tane daha alsan yeter!"
"Samalama! Bunu ben deil oradaki adamlar
syledi."
"Bilmem artk. Bir kalp daha alsan, bir gzel ova
laya ovalaya ykasan, bir de taparcasna sevsen rahat
larsn belki de."
"Azndan kan kulan duyuyor mu senin? Ne
alakas var? Sabunun olmad iin sana. . . "
"Elbette alakas var. Bu sabunu o kz iin alm
tn, deil mi? imdi git, yka onu ovalaya ovalaya. Ben
bu sabunu hak etmiyorum. Onun iin aldn sabunu
kullanmam."
"Ne dediinin farknda msn sen? Siz kadnlar . . . "
diye kt Siming. Yz tpk olu Heksagram boksu
altktan sonra olduu gibi kpkrmz olmutu. Sof
radaki yemekler ok scak olduu iindi muhtemelen.
"Biz kadnlar ne? Bizler, siz erkeklerden ok daha

228
iyiyiz. On sekiz, on dokuzunda kz rencilere lanet
ediyor, ayn yalardaki dilencileri gklere karyor
sunuz. Bu nasl bir zihniyet? Ovalamak ha? Midem
kaldrmyor!"
"Dinlemiyor musun sen beni? Onu oradaki alak
herifler dedi diyorum."
"Siming! " Darnn karanlndan gl bir ses
duyuldu.
"Daotong? Geliyorum."
Seslenenin gr sesiyle tannan Ho Daotong oldu
unu biliyordu. Siming de ona hapisten yeni km
bir mahkum gibi neeli bir ekilde cevap vermiti:
"Xuecheng, ko lambay al gel. Ho amcana kitap
ln yerini gster!"
Xuecheng bir mum yakt ve Daotong'u sol taraf
taki odaya gtrd. Pu Wei-yuan da pelerinden geldi.
"Sizi de buyur edemedim. Kusuruma bakmayn."
Az yemek dolu Siming yanlarna gitti ve misafirle
rini saygyla selamlad. "Fukara soframza buyurmaz
msnz?"
Bir adm ileri atlp teekkr ederek, "Sofradan
yeni kalktk," dedi Weiyuan. "Ahlaki Modernleme
Edebiyat KulQb'nn on sekizinci iir ve yaz yarma
s iin kotuk geldik buraya gecenin bir vakti. Yarn on
yedisi deil mi?"
"Ne? Bugn .on alts m?" diye sordu Siming a
knlkla.
"Ne unutkan adamsn!" diye kt Daotong.
"yleyse yarn basabilmeleri iin gazete brosuna
gece yarsna kadar bir eyler gndermeliyiz."
"Biz yaznn baln oktan ayarladk. Bak baka
lm olmu mu?" Bu srada cebinden bir kat paras

229
karan Daotong, kad Siming'e verdi.
Siming muma yaklat, kad at ve kelime keli
me okumaya balad: "Naizane fikrimiz Devlet ba
kanna, Konfys eserlerinin tantm ve Mensiys'n
annesinin65 itibarnn korunmas iin gerekli emirleri
versin diye btn in halk adna yalvarmaktr. Bu sa
yede bu can ekien kltr diriltecek ve milli kimli
imizi korumu olacaz.,.
"ok gzel, fevkalade. Balk biraz uzun deil mi
ama?"
"Sorun olmaz. zerinde epey altk, daha zorla
maya gerek yok. iirin bal ne olsun peki?"
"iirin bal m?" Dncelere dald Siming.
"Aklma bir ey geldi. Kz Evlat'a ne dersiniz? Yazlma
ya deer bir hikayesi ve vgy gerekten hak ediyor.
Bugn ana caddede . . . "
"Ah! Olmaz," dedi Weiyuai, bir yandan Siming'i
susturmak ister gibi elini sallyordu. "Onu ben de
grdm. Buralardan deildi. Ne ben onu anladm ne
o beni. Nereden olduunu da bilmiyorum. Herkes
onun saygda kusur etmeyen biri olduunu sylyor
fakat iir yazp yazamadn sorduumda hayr der
gibi ban sallad. iirden anlasayd olurdu belki. "66
"Hrmet ve sadakat daha nemli bizim iin. iir
yazamasa da olur."
"Yanlyorsun," dedi Weiyuan. "iir yazmay bil
miyorsa kimsenin ilgisini ekmez."

65. Erdemleriyle nlenmi bir kadn. Olunu uygunsuz arkadalklardan ko


rumak iin kez ev deitirmitir. Bunun sebebi, olunu ahlakl bir ekilde
yetitirmek iin uygun bir ortam araynda olmasdr. (.n.)
66. Eskiden in'de kadnlarn erkeklere duygularn anlatmak iin iir yazmala
r beklenirmi. Hatta en nl fahieler iyi iir yazabilen kiilermi. (.n.)

230
"Bence gayet gzel olur, bunu kullanalm," dedi,
Siming. "Bir de aklama ekleriz. Hem kzcaz v
m, hem de toplumu eletirmi oluruz. Dnya ne
hale geldi, gryor musunuz? O kadar bekledim, kz
caza kuru vereni grmedim. Vicdanszlar!"
"Off Siming!" diye sze katld yine Weiyuan.
"Sen kimi kime ikayet ettiini sanyorsun? Ben de
oradaydm ve bir kuru bile karp vermedim nk
yanmda hi param yoktu."
"stne alnma Weiyuan. Szm meclisten dar.
Brak da bir szm bitireyim. Byk bir kalabalk
vard diyorum. Kimsenin saygs yoktu, dalga ge
mekten baka bir ey yapmyorlard. Hele iki alak
herif vard ki... lerinden biri h-fa! Elbiselerin ki
rine bakma sen, iki kalp sabun alp unu bir gzel
ovalasak tadndan yenmez!' demiti ahlaksz herif.
Sylenecek laf m bu?"
ahal! ki kalp sabun ha! " kahkaha krizine tu
tulmutu Daotong. Neredeyse odadakileri sar ede
cekti. 'l sabunu! Ahahah!"
"Daotong! Ne yaptn sanyorsun sen?"
"Gzelce ovala ha! Ahahaha!"
Siming bu kez sert kmt: "Daotong! Burada
ciddi bir meseleyi konuuyoruz. Bunda glecek ne
var? Dinle beni, iki bal da kullanacaz. Doruca
gazete brosuna gtreceiz, onlar da yazdklarmz
eksiksiz yaymlayacaklar. Zahmet olmazsa yazlar si
zin gtrmenizi isteyeceim."
"Pekala, olur," dedi Weiyuan.
"Ahal! Gzelce ovala ha! Ahahah! "
"Daotong," diye bard Siming.
Sonunda susmutu Daotong. Aklamay yazdk-

23 1
tan sonra Weiyuan bir kopyasn kard ve Daotong'la
gazete bayisine gitmek zere evden ayrld. Siming ya
nna iki mum alarak onlara d kapya kadar elik etti.
Salona geri dndnde aklnda hala soru iaretleri
vard. Ksa sren bir tereddtten sonra ieri girebildi.
Odaya girdiinde gzleri masann tam ortasnda du
ran kk, yeil, dikdrtgen sabun paketine taklm
t. zerinde kk ilemeler olan altn sars karakter
ler lamba nda parl parl parlyordu.
Xuecheng ve Zhao-erh masann etrafnda oyun
oynuyorlard. Xuecheng'se bir keye oturmu szlk
kartryordu. Siming lambadan epey uzakta, glgede
kalm yksek arkalkl sandalyesinde karsn oturur
ken buldu. Vurdumduymaz tavrndan mutlu mu kz
gn m anlalmyordu. Bo bo baknyordu.
"Gzelce ovalamak ha, iren bir ey bu!"
Siming Xuecheng'in clz sesini duydu arkadan.
Arkasna dndnde kz hareketsiz duruyordu.
Zhao-erh'se birini ayplarm gibi iki eliyle yzn
kapatmt.
Siming burada daha fazla duramazd. Mumu f
leyip biraz hava baheye almaya kt. Evden yans
yan k sayesinde rahat rahat yryordu bata. Biraz
zaman sonra salondaki mum yatak odasnn yolunu
tuttu. Ay oyasz beyaz bir tlbenti andryordu.
Berrak bulutlarn arasnda kalan dolunay tpk bir
zmrt daire gibiydi.
Kendini o kzcazn yerine koyunca morali iyice
bozuldu. "Kimsesizlerdi." O gece uzun sre yatakta
dnp durdu.
Ertesi sabah sabun kullanlma erefine nail olmu
tu. Her zamankinden ge kalkmt. Banyoda boynu-

232
nu ovalayan karsn grd. ki kulann etrafnda
baloncuklar birikmiti. Bu sabunun kard kpkle
Gladiya tohumunun kard o kk beyaz kpk
arasndaki fark dalar kadard. Banyodan ktktan
sonra kars, her daim efsunlu bir zeytin kokusu saar
oldu. Alt ay boyunca bu kokunun yerini bir bakas
almad. Bu kokuyu alan herkes byleniyordu. ,

22 Mart 1924

233
YABAN

1.
imdi dnyorum da Wei Lianshu ile arka
dalmz hakikaten sradyd. Bir cenaze merasimi
srasnda balam, yine bir cenaze merasimiyle son
bulmutu.
S kasabasnda yaadm sralar onun iin sk sk
tuhaf bir kii dendiini iitirdim. Zooloji okuduktan
sonra vasat bir okulda tarih retmeni olmu. evre
sindekilere kar kibirli bir tavr taknr, olur olmadk
ilere burnunu sokarm. Bir yandan aile messesinin
ortadan kaldrlmas gerektiini savunur te yandan
ayln alr almaz olduu gibi bykannesine gn
derirmi. Trl trl tuhaflklarndan tr kasaba
halknn diline dmt. Bir sonbahar gn Hans
hihshan kyne akrabalarda kalmaya gitmitim. Ak
rabalarmn soyad da Wei idi67 ve Lianshu ile uzaktan
akrabaydlar. Onlar da Wei'nin davranlarna anlam
veremiyorlard; bu yzden ona bir yabanc gibi dav
ranyor, onun iin "Hi bize benzemiyor," diyorlard.

67. in'de soyadlar adlardan nce gelir. (e.n.)

235
alas bir durum deildi bu, in'de yaklak yir
mi yldr modern okullar faaliyet gsterse de Hans
hihshan kynn bir ilkokulu bile yoktu. Bu da
kynden tahsil iin ayrlan tek kiiydi Wei. Bundan
dolay kyllerin gznde ilgin birisiydi. Ayn za
manda kskanyorlard da onu, ok para kazanmasn
ekemiyorlard.
Sonbaharn sonlarna doru ky dizanteri salg
n kasp kavurmutu. Ben de telaa kaplm, kasabaya
dnmeyi dnr olmutum. O srada Wei'nin by
kannesinin de hastala yakalandn duydum. Ya
ndan tr durumu vahimdi. Dahas kyde bir tek
doktor bile yoktu. Wei'nin bir hizmeti kadn yard
myla sradan bir yaam sren bykannesinden baka
kimi kimsesi yoktu. Kk yata anasn babasn kay
bettiinden bykannesi bytmt onu. Yal kadn
zamannda ok cefasn ekmi; imdiyse sefasn s
ryordu. Wei henz bekard, bir yuva kuramamt.
Belki biraz da bundan dolay garipseniyordu.
Kyle kasaba aras karayoluyla yaklak elli kilo
metre vard. Su yoluyla otuz kilometreden fazla eder
di. Buradan Wei'ye haber yollansa ulamas drt gn
srerdi. Bu ku umaz kervan gemez kyn halk iin
bu gibi hastalk durumlar ok nemli olduundan
hastalk haberleri annda yaylrd. Ertesi gn yal ka
dnn durumumun daha da ciddiletii haberi geldi.
Daha torununa haber gitmeden, bir afak vakti vefat
etti yal kadn. Son szleriyse unlard:
"Son kez olsun torunumu grseydim... "
Aile bykleri, yakn akrabalar, bykannenin
akrabalar ve dier tandklar cenaze evini tklm tk
lm doldurmu, Wei'yi bekliyorlard. Cenaze vakti ge-

236
lip attnda tabut ve kefen oktan hazrd. Asl sorun
torununa geleneksel cenaze trenini kabul ettirmekti.
Onun bu trenlere kar kacana herkes ad gibi
emindi. Uzun uzun tarttktan sonra Wei'ye temel
gelenei art komaya karar kldlar. ncelikle, yas el
bisesi giyecekti. kincisi, tabuta secde edecek ve son
olarak da Budist ve Taocu papazlarn dua okumasna
izin verecekti. Sonu olarak her ey geleneklere uygun
bir ekilde yaplacakt.
Sonra da Wei eve geldiinde onunla karlkl otu
rup anlamaya varmak iin birbirlerini destekleme ko
nusunda fikir birliine vardlar. Kyller merak iin
de olacaklar bekliyorlard. Wei'yi "yabanc inanlarn
modern destekisi" olarak gryor ve olur olmadk
eyler yapabileceini tahmin ediyorlard. Her an kav
ga kabilir, romanlara konu olacak trden sahneler
yaanabilirdi.
Wei Lianshu leden sonra eve vard. Admn
atar atmaz bykannesinin nnde saygyla eildi.
Aile byklerinin plan harfi harfine uygulanyordu.
Wei'yi salona arp uzun bir giriin ardndan konu
yu atlar. Hep bir azdan, hababam konuup durdu
lar; Wei'ye azn aacak frsat vermediler. Sonunda
herkes susunca amansz bir sessizlik kaplad salonu.
Artk her ey Wei'nin dudaklarndan dklecek sz
cklere balyd. Wei istifini hi bozmadan sakince
cevap verdi:
"Nasl istiyorsanz yle olsun."
Byle bir cevab kimse beklemiyordu. Ar bir
ykten kurtulmu gibi rahatladlar. Yine de ileri tam
olarak rahat deildi. Wei yle kaytsz bir cevap ver
miti ki endieye kaplmadan edemediler. Haber bek-

237
leyen kyller byk bir hayal krklna uramlar.
Birbirlerine, "ok tuhaf, 'nasl istiyorsanz yle olsun'
demi ha? Gidip bakalm neler oluyor! " deyip dur
mular. Nasl istiyorsanz yle olsun demek her ey
geleneklere uygun olacak anlamna geliyordu. Bu du
rumda izlemeye deer bir ey yoktu ortada aslnda.
Yine de izlemek istiyorlard. Akam karanl knce
oda ruhsuz izleyicilerle doldu.
Ben de oradaydm. nceden tts ve mum he
diyelerimi gndermitim. Vardmda Lianshu mer
humeye kefenini giydiriyordu. Ufak tefek yapl, siv
ri suratl biriydi Lien, yznn bir ksmn kapatan
darmadank salar, koyu kalar ve byklar vard.
Koyu renk gzleri l l parlyordu. ly sahiden
gassalmi gibi yle bir ustalkla hazrlyordu ki izle
yenler hayret etmilerdi. Adettendir, evli bir kadnn
cenazesinde her ey olmas gerektii gibi olsa da ka
dnn aile yeleri mutlaka bir kusur bulurlard; fakat
Wei hibir ey sylemiyor, sadece ifadesiz bir tavrla
kendisine sylenenleri yapyordu. Tam karmda du
ran gri sal yal bir kadn onu hayranlkla izliyor, bir
yandan da derin derin i ekiyordu.
nsanlar saygyla eildikten sonra atlar yakma
ya baladlar. Btn kadnlar atlarla birlikte ilahiler
sylyorlard. Ceset tabuta konduunda tekrar eil
diler ve atlar yaktlar ta ki tabutun kapa kapat
lncaya kadar. Bir anlna sessizlik hakim oldu, ar
dndan aknlk ve honutsuzluk hali. Sonra ben de
fark ettim ki Wei cenaze merasiminin bandan beri
bir damla dahi gzya dkmemiti. Hasrn zerin
de kendi halinde otururken gzleri belirsizce bolua
bakyordu.

238
Merasim ayn aknlk ve honutsuzluk havasn
da son buldu. Herkes bir an nce oradan ayrlmann
derdindeydi. Wei ise dncelere dalm bir halde
hasrn zerinde oturuyordu hala. Birden gzyalar
szld gzlerinden. Sonraysa ac ac feryat etmeye
balad. Sesi tpk bir gece yars krda yaral dm,
kzgn, ac ve strap iindeki bir kurdun ulumas gibiy
di. Geleneklerin gerektirdii bir ey deildi bylesine
alamak. Orada bekleyenler hayrete dm bir va
ziyette aval aval bakyorlard. Biraz tereddt ettikten
sonra birka kii yanma gidip onu yattrmaya alt.
Daha sonra dierleri de birer birer onlara katldlar,
biraz sonra etrafnda koca bir kalabalk olumutu.
Wei'yse demir bir heykel gibi hareketsiz bir ekilde
at yakmaya devam ediyordu.
Ne yapacan bilemeyen kalabalk tekrar dal
maya balamt. Wei bir yarm saat kadar daha a
lamaya devam etti. Sonra aniden sustu, etrafndaki
atlara tek bir kelime etmeden kt odadan. Onu
gzetleyenler, bykannesinin odasna girdiini, ya
tana yUzkoyun yatp uykuya daldn sylediler
bize.
ki gn sonra, kasabaya dnmeme bir gn kala,
kyllerin hararetli hararetli tarttklarn duydum.
Wei rahmetli bykannesinin mobilyalarnn ve eya
larnn birounu yakmaya niyetliymi. Geride kalan
larysa, bykannesi lene kadar ona bakan hizmeti
kza balayacakm. Evi de hizmeti kzn zerine
yapacakm. Wei'nin akrabalar bu kararndan vazge
irinek iin epey dil dkmler ama nafileymi.
Yola kmadan nce -aslnda meraktan tr- evi
ne urayp, taziyelerimi sundum. Beni kolsuz beyaz bir

239
yas elbiesiyle karlad. Hi olmad kadar souktu
tavrlar. Kendini fazla ypratmamasn syledim. Belli
belirsiz bir eyler mrldandktan sonra yle syledi:
"lginize teekkr ederim."

il.
O kn banda S kasabasndaki bir kitap
da nc kez karlatk Wei ile. Birbirimizi grr
grmez ayn anda bamzla selam vermi, hi yok
tan birbirimizi tandmz belli etmitik. Arkada
olmamzsa ayn yln sonlarn, iimden kovulduum
zamanlar bulmutu. O zamandan sonra onu birok
kez ziyaret etmitim. lk seferinde bulamamtm ken
disini. kinci seferinde, Wei'nin kpek korkusuna ra
men, sakat kpeklerle ilgilendiini sylediler. Fakat
sakat kpekler ebediyen sakat kalmadndan devam
l arkadalklar edinemiyordu. Bir seferinde bir kart
yazarak kendisini ziyaret etmek istediimi iletmitim
ona. O da beni evine kabul etmiti. Oturma odas iki
odaya ayrlyordu. Biri olduka sade bir odayd; bir
ka masa, sandalye ve kitaplktan baka bir ey yok
tu. "Modern" diye adn karsalar da kitaplkta pek
az modern kitap vard. imi kaybettiimi biliyordu.
Havadan sudan muhabbet ettikten sonra, misafir de
ev sahibi, de sessizlie brnmt. Konuacak bir e
yimiz yoktu. Sigarasn ok abuk itiini fark ettim.
Neredeyse elini yakacakt, son anda brakt elinden.
Bir tane daha karrken, "Yak bir sigara," dedi.
Ben de yaktm bir tane, dumanlarmz flerken
eitim ve kitaplar hakknda konutuk, yine de birbi
rimize anlatacak ok bir eyimiz yoktu. Tam kalkma-

240
ya niyetlenmitim ki dardan barlar, ayak sesleri
gelmeye balad. Drt ocuk kotura kotura girdi
ieri. En bykleri sekiz dokuz, en kkleri drt be
yalarndayd. ocuklarn eli gz, st ba kir iin
deydi. Hepsi sevimsiz birer velet olsa da Wei'nin yz
glmeye balamt. Ayaa kalkp dier odaya girdi ve
yle seslendi ocuklara:
"Daliang, Erliang, hepiniz buraya gelin bakaym!
Dn istediiniz mzkalardan aldm size."
ocuklar Wei'nin ardndan koa koa geldiler.
Hepsi birer tane mzka ald gibi dar kt. Biraz
sonra bir kavga patlad ve ocuklardan bir tanesi a
lamaya balad.
"Hepinizin birer tane var, hepsi birbirinin ayns.
Kavga etmeyin bakaym! " diye kovalad ocuklar.
"Kimin ocuklar bunlar?" diye sordum.
"Ev sahibimin, anneleri yok. Bykanneleri bak
yor onlara."
"Ev sahibin dul mu?"
"Evet, kars drt yl nce lm. Adamcaz
tekrar evlenmemi, yoksa bo odalarn benim gibi bir
bekara kiralar myd?" dedi bir yandan da kendi hali
ne acyarak.
Wei'ye bunca yl neden bekar kaldn sormay
ok istemitim ama bunu soracak samimiyetimiz yok
tu henz.
Onu tandka hosohbet biri olduunu fark et
tim. Fevkalade fikirlere saipti. Beni asl artan mi
safirleriydi. Muhtemelen Yu Ta-fu'nun68 romantik
yklerini okuduklarndan kendilerine 'gen bed-

6s. Lu Hsun'un dnemindeki yazarlardan biri. Bask altndaki genler ykle


rinin ana temasdr. (.n.)

241
bahtlar' veya 'paryalar' deyip duruyorlard. Koca
koca sandalyelere kurulup miskin ve kstah yengeler
gibi gn boyu suratlar ask bir ekilde oflayp sigara
tttrmekten baka bir ey yapmyorlard.
Bir de ev sahibinin ocuklar \'ard tabii. Srekli
kavga edip tabak anak deviriyor, "kek kek" diye tut
turup kulak trmalayan sesler karyorlard. En azn
dan bu ocuklarn varl Wei'nin hayatna bir anlam
katyordu. Anladm kadaryla u sralar en kymetli
kiilerdi. Bir keresinde numara kzamk olmu da
bizimki nasl da telaa kaplm. Hatta hastalk he
mencecik geince bykannesi bouna panik yapt
diye Wei'yle dalga gemi.
Tahammlszlm fark etmi olacak ki bir gn
yle demiti: "ocuun kts olmaz, hepsi masum
onlarn . . . "
"Her zaman deil," demitim.
"Her zaman. Yetikinlerin hatalarn ocukla
ra mal edemeyiz. Senin dediin gibi bydklerinde
kt bireyler oluyorlarsa da evrelerinden etkilendik
lerinden oluyorlar. Esasnda hibiri kt deil, hepsi
masum . . . Bence in'in tm umudu ocuklardr."
"Katlmyorum. lerinde ktlk olmasa nasl
olur da bydklerinde kt insanlara dnrler?
rnein tohumu ele alalm: Bir tohumda yaprak, i
ek veya meyve embriyosu varsa ileride yapraa, i
ee veya meyveye dnecektir. Hepsinin bir sebebi
olmal . . . " imden atldmdan beri tpk ilerinden
istifa edip kendini Budizm'e veren devlet memurlar
gibi Budist vecizeleri okur olmutum. Budist felsefe
sinden anlamasam da azma geleni sylyordum.
Gel gr ki Wei alnmt. Bir bak att ve bir daha

242
azn amad. Syleyecek bir eyi mi yoktu yoksa
beni tartmaya deer biri olarak grmemi miydi, bi
lemiyorum. Uzundur taknmad o souk tavr tekrar
zerindeydi. Sesini karmadan ard ardna iki sigara
yakn. nc sigaray yakt srada yanndan ayrl
dm.
Souk tavrlar neredeyse ay srd. Sonraysa
biraz unutkanlnn biraz da ocuklarla arasnn al
masnn etkisiyle ocuklar hakknda sylediklerimi
sonunda mazur grd. Ya da ben bu kanya vardm.
Bir gn bana gelmiti, beraber iiyorduk. Wei hznl
baklaryla ban kaldrp yle dedi:
"Gerekten aklm almyor. Buraya gelirken bir
ocuk kt karma. Elindeki kam bana dorult
mu, 'l, hadi lsene,' diye baryordu. Ufack ocuk
daha. . . "
"evresi onu kt etkilemi olmal(!)"
Byle dediime hemen piman olmutum. Neyse
ki Wei aldrmamt. Kafay ekmeye, sigarasn tt
trmeye devam etmiti.
Konuyu deitirmeye alarak yle dedim:
"Sahi ya sen hi buraya gelmezdin, hangi dada kurt
ld? Bir yl akndr tanyorum seni, bir kere olsun
kapma gelmedin?"
"Ben de tam ondan bahsedecektim. Bu sralar
bana gelmesen iyi olur. Bamda bir baba oul var ki
tam ba belalar. nsan demeye bin ahit gerek."
ok armtm: "Baba oul mu? Onlar da kim?"
"Kuzenim ve olu. Olan hk demi babasnn'
burnundan dm."
"Buraya seninle gzel vakit geirmek iin gelmi
olmallar. "

243
"Hayr, benimle olan evlat edinmem hususunda
pazarlk etmeye gelmiler."
"Ne, olan evlat m edineceksin ?" dedim akn
lkla. "Sen evli bile deilsin."
"Evlenmeyeceimi biliyorlar ki bunu nemsedik
leri de yok. Onlarn asl derdi kydeki harabe evimi
stlerine yapmak. Varm youm o ykk ev benim.
Senin de bildiin gibi, elime geen paray annda
harcarm ben. Bir tek o ev kald elimde. Akllarna
koymular, yal hizmetiyi de defedip evin stne
konacaklar."
Anlattklarndaki kinik dnce rktmt beni.
Onu yattrmaya almtm:
"Akrabalarnn byle kt insanlar olduklarn
sanmyorum. Biraz eski kafal olabilirler ama hatrla
sana, bykannenin vefatnda seni yalnz brakmam,
acna ortak olmulard."
"Ben ocuk yatayken babam vefat ettiinde de
evi benden almaya alm, kada imza atmam iin
beni sktrp durmulard. O zaman da beni skboaz
etmilerdi." Gzleri dalmt, sanki maziyi yad ediyor,
o anlar tekrar yayordu.
''Asl sorun senin ocuunun olmamas. Ne diye
evlenmiyorsun ?" Bir ekilde konuyu deitirmi, ste
lik uzundur sormak istediim bir soruyu da laf arasna
sktrmtm. Bunun iin daha iyi bir frsat yakalaya
mazdm.
Bir sre akn akn baktktan sonra gzlerini
indirip bir sigara daha yakmt. Soruma da cevap ver
memiti.

244
111.
O yoklukta bile huzur iinde yaamasna izin ver
miyorlard. nce ufak tefek gazetelerde imzasz ya
zlarla baladlar hakknda atp tutmaya. Sonraysa da
okullarda bile dillere dt hakkndaki dedikodular.
Bunlar eskisi gibi baya dedikodulardan deildi. Kas
ten zarar vermek, adn lekelemek istiyorlard. Bu de
dikodularn bir zamanlar dergilere yazd yazlar y
znden ktn bildiimden pek nemsememitim.
S kasabasnn halk bir kiinin dncelerini korku
suzca ifade edebilmesinden hi hazzetmezler. Bu gibi
durumlarda sulanan kiiye kar herkes cephe alr.
Bunun byle olacan Wei de biliyordu. Okul yneti
cileri baharda istifasn istediinde itiraf etmeliyim ki
ok armtm. Aslnda istifasn istemeleri alacak
bir ey deildi fakat arkadam rahat brakacaklarn,
bana musallat olmayacaklarn ummutum. S kasa
bas halk her zamanki gibi acmaszd.
O sralar benim de iim bamdan akn oldu
undan hi urayamamtm Wei'ye. Sonbaharda
Shanyang'da bir okulla grmelerimi srdryor
dum. ay sonra bam biraz rahatlayabilmiti, ama
o zaman bile yanna gitmeye frsatm olmamt. G
nn birinde ana caddede bir sahafa uradmda Sima
Qian'n Tarihi Kaytlar zerine Eletiriler adl bir ki
tabn ok eski bir basmn grnce olduka arm
tm. Bu kitab Wei'nin kitaplnda grdme emin
dim. Wei koleksiyon merakls deildi fakat kitaplar
severdi. Bu kitabn onda ayr bir yeri olduunu bili
yordum. Byle bir eseri sattna gre gerekten zor
durumda olmalyd. ten ayrldktan sonra iki ay
iinde bu kadar zor durumda olmas imkanszd. Yine

245
de elindeki paray arur ettiini, kenara keye ayr
masn beceremediini biliyordum. Artk onu ziyaret
etmeliydim. Yolda iki ie likr, iki paket yer fsn ve
buulanm iki balk kafas aldm.
Kaps kapalyd, iki kez seslendim fakat cevap
veren olmad. Uyuyor olabileceini dnerek sesimi
ykselttim, bir yandan da kapy yumrukluyordum.
"Muhtemelen dardadr," dedi ocuklarn by
kannesi. Boncuk gzl yal bir kadnd, kr salarn
karki pencereden uzatm merak iinde konuuyor
du.
"Nereye gitmitir," diye sordum.
"Nereye mi? Kim bilir, gidecek yeri mi var ki?
stersen bekle; ok srmez gelmesi."
Kapy ap oturma odasna girdim. Buras baya
deimiti. Boluu iinde daha bir kasvetli hal alm
t. Hemen hemen hi eya kalmamt ieride, sadece
kitaplnda satacak birini bulamad yabanc kitap
lar kalmt. Bir zamanlar evresinde dehalar henz
kefedilememi ak acsndan mustarip genlerin top
land, kir pas iindeki ocuklarn etrafnda kotur
duu masa hala odann tam ortasnda duruyordu. Bu
ras alabildiine sessizdi artk, masann zerini de ince
bir toz tabakas kaplamt. ki iesini ve paketleri
masaya brakp bir sandalye ekip kapy grecek e
kilde oturdum.
ok gememiti ki kap ald, birisi ieriye bir
glge gibi sessizce girdi. Wei'ydi gelen. ehresi de mi
karanlkt ne? Belki de alacakaranlktan bana yle gel
miti fakat yz ifadesi hi deimemiti.
"Ah sen miydin? Uzun zamandr uramyordun?"
Beni grdne sevinmiti.

246
"ok da uzun zaman saylmaz," dedim. "Peki ya
sen nerelerdeydin?"
"Hi, yle bir dolamaya kmtm."
O da masann yanna bir sandalye ekip oturdu.
Bir yandan imeye bir yandan iini kaybediinden
konumaya baladk. zerine ok sylenecek bir ey
yoktu aslnda, beklenilen bir eydi bu. Daha nce de
benzer eyler yaamt. Yadrgamyordu artk, szn
etmeye demezdi. Her zama-ki gibi ok iiyor, top
lum ve tarih hakkndaki dncelerinden bahsediyor
du. Gzm bo kitapla takld, sahafta grdm
Sima Qian'n Tarihi Kaytlar zerine Eletiriler adl
kitab anmsadm. Bir yalnzlk hzn kaplad iimi.
"Oturma odan baya boalm duruyor, son za
manlarda gelen gidenin olmad m?"
Artk kimse gelmiyor. Keyfim yerinde olmadn
dan insanlar muhabbetimden keyif almyorlar. Kt
ruh hali insanlar huzursuz eder. Tpk kn kimsenin
parka gitmemesi gibi . . . "
Likrnden st ste iki yudum iip yine sessizlie
kapld. Birden ban kaldrp sordu:
"Sanrm i konusunda senin de ansn yaver git
medi?"
Azndan kanlarn ikinin etkisinden olduu
nu bilmeme ramen insanlarn ona kar tutumuna
ierlemitim. Tam cevap verecektim ki darya kulak
kabarttn fark ettim. Bir avu fstk alp frlad ye
rinden. ocuklarn kahkahalarn, barlarn iite
biliyordum.
Dar kar kmaz ocuklarn sesi kesildi. San
ki hepsi birden uzaklamlard. Pelerinden giderek
bir eyler syledi. Cevap verip vermediklerini duya-

247
madm. Sonraysa yine bir glge sessizliinde elindeki
fstkla ieri girdi.
Alayl bir ekilde ksk bir sesle, "Elimden bir ey
yemek dahi istemiyorlar," dedi.
"Ah be moruk," dedim kendimi glmeye zorla
yarak. "Hi yere kendini zyorsun, neden insanlara
kar bu kadar karamsarsn?" nanmadn gsteren
bir ses tonuyla gld.
"Szm henz bitirmedim. Sanrm ara sra bu
raya gelen insanlar, yani benim gibileri srf vakit l
drmek, seninle alay etmek iin geldiklerini sanyor
sun, yle mi?"
"Hayr tabii. Yani, ey bazen. Belki de benimle
sohbet etmeye geliyorlardr."
"Yanlyorsun, insanlar senin bildiin gibi deil
ler. Sahiden bir kozann iine sktryorsun kendini.
Daha neeli gzlerle bakmalsn etrafna," diye syle
dim aklmdan geenleri.
"Belki de. Peki ya sylesene o kozay yapacak ipe
i nereden buluyorum ben? Elbette benim gibi nice
insan var. Mesela, bykannem. Damarlarmda kan
dolamasa da ayn kaderi paylaabilirim. nemli olan
bu deil, cenazesinde alarken ayn zamanda kendi
kaderime de alamtm . . . "
Ak ak yle dedim: "O gn birdenbire hk
rklara boularak alayna anlam verememitim."
"Bykannemin cenazesini mi diyorsun? Hayr,
anlayamazsn." Lambay yakt. "Orada dktm
gzyalarndan tr byle samimi arkada olduk
sanrm," dedi sessizce. "Biliyorsun, bykannem b
ykbabamn ikinci eiydi. Babamn z annesi o henz
yandayken lm." Dnceli bir hal almt, ses-

248
siz sessiz iip buulanm balk yedi.
"nceleri, byle olduunu ben de bilmiyordum.
ocuk yata aklm kartrmt bu durum. Babam o
zamanlar sad. O sralar durumumuz iyi olduundan
Yeni Ay Yl'nda btn aile byklerimizin resimlerini
asar, koca bir kurban keserdik. Grkemli kyafetler
iindeki bu insanlarn resimlerine bakmak o zamanlar
zevk aldm ender eylerdendi. Hizmeti kadn beni
bu resimlere gtrr ve onlar iaret ederek yle der
di: 'Bu senin z bykannen, imdi onun iin saygyla
eil ki o da seni ktlklerden korusun, salkl ve
kuvvetli bymeni salasn.' Nasl olur da bir baka
bykannem olurdu anlamamtm. Fakat 'z' b
ykannemi ok sevmitim. Evdeki bykanne kadar
yal deildi. Gen ve gzeldi, altn ilemeli krmz
bir elbise giyiyordu. Gmle bezeli bir bal vard,
anneme ok benziyordu. Ona baktmda sanki gz
lerini bana dikmi gibiydi, bir para glmseme be
liriyordu dudaklarnda. Onun da beni ok sevdiine
emindim.
Pencere kenarnda btn gn usul usul diki di
ken bykanneyi de ok seviyordum. Ama her ne
kadar yannda glsem, oyunlar oynasam da yzn
gldremiyordum. . Dier ocuklarn bykannele
rinden ok farklyd, bana souk geliyordu . .Yine de
seviyordum onu. Sonralar ben de ona souk tavr ta
kndysam ne bydmden ne de z bykannem
olmadn rendiimdendi. Onun pencere kenarn
da makine gibi diki dikmesinden bkp usanmtm.
Hibir zaman deimedi. Diki diker, bana bakar, beni
sever ve korurdu. Krk ylda bir glmserdi fakat hi
terslemezdi beni. Babamn lmnden sonra da ay-
nyd. Sonralar srf onun dikiten kazand parayla
karnmz doyurur olduk, ben okula gidinceye kadar
bu hep byle devam etti."
Ik titreiyordu, gazya bitmek zereydi. Kalkp
kitapln altndaki kk teneke bir gmden ya
doldurdu.
"Gazyann fiyat ikiye katland bu ay," dedi bir
yandan lambay dzeltirken. "Hayat gn getike zor
layor. Ben okulu bitirene kadar deimedi bykan
nem: Ben ie girince onun da yk biraz olsun hafif
ledi. Hastalanp yataa dnceye kadar huzurlu bir
hayat yaad.
Son zamanlarnda mutsuz olduunu syleyemem,
ldnde epey ihtiyard, lmne alamam gerek
mezdi. Zaten yeterince gzya dken yok muydu
etrafta? Onu soyup soana evirmek iin elinden ge
leni ardna koymayanlar bile gzya dkm, szde
kederlenmiti o gn." Glmeye balad. "O an nasl
olduysa, bykannemin hayat film eridi gibi gzle
rimin nnden geti. Kendi yalnzln yaratm ve
bundan ac bir zevk almt. Onun gibi birok insa
nn olduunu biliyordum. Ayn zamanda onlar iin de
alyordum. Kim bilir, belki de fazla duygusaldm o
gn . . .
imdi senin bana verdiin tleri ben de by
kanneme verirdim. Aslna bakarsan hakszdm. Hisle
rimin etkisiyle zamanla ondan soumutum . . . "
Duraksad, sigarasn parmaklar arasnda evirip
duruyor, ban eip dncelere dalyordu. Lamba
nn alevi tekrar titremeye balamt.
"Ardndan kimsenin alamayaca bir hayat sr
dmek zor," dedi. Sanki kendine sesleniyordu. Biraz

zso
duraksadktan sonra bana bakt: "Senin de elinden bir
ey gelmez, deil mi? Tez zamanda i bulmak zorun
daym."
" sorabilecein baka arkadan yok mu?" Ken
dime hayrm dokunmuyordu ki bakasna i bulaym.
"Birka arkadam var ama onlarn da durumu
benden farksz."
Evinden ayrldmda dolunay tam tepemizdeydi,
geceyse alabildiine sessiz.

rv.
Shanyang' da retmenlik yapmak ekilecek i de
ildi. ki ay kuru maa alamadan altm olmu
tu. Sigaradan bile ksmaya balamtm. Haftada sade
ce on be dolar kazanan okul personeli nasl oluyorsa
hayatlarndan memnundu. Karlanklar zorluklar
baklk yapmt sanki, g bela da olsa sabahn k
rnden akama kadar alyorlard. bandayken ne
zaman amirleri gelse sayg duruuna geiyorlard. Bu
ekilde baya bir yaam sryorlard. Bu durum bana
Wei'nin ayrlrken syledii szleri anmsatyordu. O
zaman daha zor durumdayd ve aresizlii yznden
okunur olmutu. Belli ki o eski kinik halinden eser
klmamt. ehirden ayrlacam duyunca bir gece
ge vakit evime gelmiti. Biraz tereddt ettikten sonra
kekelemeye balamt:
"Orada yapacak bir i kmaz m bana? Ayda yir
mi otuz dolara katiplie bile razym . . . "
armtm, kendinden bu kadar taviz verecei
aklma gelmemiti. Ne diyeceimi bilememitim.
"Bir sre daha hayatta kalmalym . . . "

s
"Oraya gidince bakacam, elimden geleni yapa
cam."
Aniden byle bir sz vermitim. Sonralar sk sk
anmsadm szlerini. Sanki ardmda kekeliyordu: "Bir
sre daha hayatta kalmalym. . . " Wei'ye i bulmak iin
birok kiiye bavurmu fakat sonu alamamtm.
azd, isizse nerede ararsan ... Bavurduum kiiler
yardmc olamadklar iin zr diliyorlard. Ben de
Wei'ye her seferinde zr mektubu yazyordum. D
nem sonunda iler daha da ktlemiti. evre eraf
tarafndan desteklenen Mantk isimli dergi bana sal
drmaya balamt. Metinlerde ismim gemiyordu fa
kat okulda huzuru bozduum ima ediliyordu. Wei'ye
i araym bile ete kurmak istiyormuum eklinde
yorumlanyordu.
Bir sre sesimi karmadm. Dersimin olmad
zamanlarda odama ekiliyor, sigara dumanm pence
reden dar ksa huzuru bozduumu dnecekler
diye korkuyordum. Maalesef Wei iin yapacak bir ey
kalmamt. Bu huzursuzluk k ortalarna dein srd
byle.
Btn gn kar yam, akam da yamaya devam
etmiti. Darda t kmyordu, sessizliin sesi dahi
duyulabilirdi. Lambann lo nda hibir ey yap
madan oturmu, gzlerimi kapatp usuz bucaksz bir
kar ynna dklen kar taneciklerinin hayaline dal
mtm. Memlekette yeni yl hazrlklar oktan bala
m, insanlar oradan oraya koturuyor olmalyd.
ocukluumu anmsamtm. Bir grup arkada
mla evimizin arka avlusunda kardan adam yapyor
duk. Kardan adamn iki siyah paradan yaplm gz
leri birdenbire Wei'nin gzlerine dnt.

252
"Bir sre daha hayatta kalmalym," diyordu yine
ayn ses.
Farknda olmayarak, "Ne iin ?" diye sordum.
Sorumun ne kadar aptalca olduunun hemen farkna
vararak irkildim.
Verdiim yant beni kendime getirdi. Doruldum,
bir sigara yaktm. Srf daha da hzlanm olan kar his-
, sedebilmek iin pencereyi atm. Kapnn tklandn
duydum, birisi girdi odama. Hizmetiydi, ayak sesle
rinden tanrdm onu. Koca bir zarf uzatt bana, adres
kargack burgack yazlmt. Gnderen ksmnda Wei
yazdn okuyabilmitim.
S kasabasndan ayrldmdan beri yazd ilk
mektuptu bu. Yazmay sevmediini bildiimden
mektuplarm cevapsz brak beni artmyordu.
Ara sra keke yazsa da ne halde olduunu bilsem di
yordum. Fakat mektup beklemediimden ok ar
mtm; hemen yrtp atm. Kargack burgack yazl
m mektubu hemen okumaya baladm:

. . . Shenfei,
Size nasl hitap edeyim? Ba taraf bo brakyo
rum ki nasl uygun grrseniz yle tamamlayn. Ne
yazarsanz yazn, benim iin fark etmez.
Ayrldmzdan beri toplam mektup aldm siz
den. Bu mektuplara cevap verememe sebebimse olduk
a basit: Pul alacak kadar bile param yoktu.
Muhtemelen ne halde olduumu merak ediyor
sunuzdur. Ksaca aklayacak olursam, yenildim ben.
Eskiden de kendimi yenilmi biri olarak grrdm, o
zamanlar yanlmm. Asl imdi tkendim ben. Bir za
manlar tpk benim gibi bir sre daha yaamam iste-

253
yen birisi vard. imdi o da yok. yleyse yaamam iin
artk bir neden de yok. . .
Byle bir yaam neden srdreyim?
Yaamm srdrmemi isteyen kii kendi yaam
n srdremedi. Dman tarafndan tuzaa drlp
ldrld. Katili kim? Bilinmiyor.
Her ey ne abuk deiiyor! Son alt aydr neredey
se bir dilenci olarak yayorum. Doru, bir dilenci ola
bilirim. imdiye kadar hep bir amacn peinde oldum.
Bu uurda dilenmeye, soua, ala ve bir bama ya
amaya razydm. li>rluklann stesinden gelecektim.
Kendimi ldrme niyetinde deildim. Gryorsunuz,
yaamm srdrmemi isteyen o tek kiinin zerimde
nasl bir etkisi vard. Oysa imdi, kimse yok. stelik
ben de kendimi yaamaya layk grmyorum. Bana
kalrsa dier insanlarn da layk olduu sylenemez.
lmm isteyenlere inat yaama arzumu srdr
yorum. Adam gibi yaamam isteyen kii de aramz
dan ayrldna gre lmm kimseyi incitmeyecektir.
Onun gibi/eri incitmeyi asla istemem. Neyse ki artk
yle biri yok, yok! Oh, ne rahat! Harika! Eskiden i
rendiim, kar ktm eyleri imdi kendi rzamla ya
pyorum. Tm inanlanmdan vazgeiyorum. Bu sefer
gerekten yenildim fakat zafer benim.
Delirdiimi mi dnyorsunuz? Yoksa aklnz
dan koca bir adam olduumu, banza kahraman ke
sildiimi mi geirdiniz? Hayr, katiyen yle deil. Ger
ek olduka basit: General Tu'nun danmam oldum,
ayda seksen dolar kazanyorum.
: . . Shenfei,
Hakkmda neler dneceksiniz? Buna siz karar
verin, benim iin fark etmez. Tantmz ve ayrlk

254
konumamz yaptmz oturma odam hatrlyor
sunuzdur. Hala orada oturuyorum. Her ey deiti:
yeni konuklar, rvetler, dalkavuklar, terficiler, el ayak
penler, domino oyun/an ve ikiler, kendini beenmi
likler ve irenme hissi, yeni uykusuzluklar ve kan t
krmeler. ..
Son mektubunuzda okuldaki durumunuzun skn
tda olduunu yazmtnz. Danmanlk yapmaya ne
dersiniz? Evet demeniz yeterli, hemen ayarlanm. Y
neticilik isterseniz o da olur. Yine ayn konuklar, r
vetler ve dalkavuklar. . .
Youn bir kar ya var burada. Orada havalar
nasl? Gecenin bir vakti, az nce tkrdm kan beni
kendime getirdi. Gzden beri ard ardna kez yaz
dnz, hayrete dtm. Ben de kendimden bahsetmek
istedim, umarm armamsnzdr.
Muhtemelen tekrar yazmayacam. Mektup yaz
maktan pek holanmadm bilirsiniz. Ne zaman d
neceksiniz buraya? Ksa zamanda dnecekseniz, tekrar
karlaabiliriz belki. Aslnda yollanmzn ayrldn
dnyorum. Beni unutsanz iyi olur. Bana bulma
ya abaladnz iin size can gnlden teekkrlerimi
sunuyorum. imdi ltfen unutun beni. Halim vaktim
yerinde.
Wei Lianshu
14 Aralk

Mektubu o an alelacele okurken "armam"


olsam da tekrardan dikkatlice okuduumda bir yan
dan rahatlarken te yandan iin,i sknt basmt. En
azndan hayatn gvenceye almt, artk onun iin
endielenmeme gerek yoktu. Elimden bir ey gelmi-

255
yordu' zaten. Ona cevap yazacaktm fakat syleyecek
bir eyimin olmadn fark edince vazgetim.
Gerekten de zamanla unuttum onu. ehresi es
kisi kadar sk belirmiyordu hayalimde. Her naslsa
mektubunu aldktan on gn dahi gemeden S kasa
basnda kan haftalk dergiyi gndermeye baladlar
bana. Byle dergileri okumak huyum deildir fakat
benim iin gnderdiklerinden ara sra gz attm olu
yordu. Dergide Wei hakknda "Karl Bir Gecede Bay
Wei'nin Konuu Olduk" veya "Danman Wei'nin
Evinde iir Toplants" gibi iir ve denemelere sk sk
yer verildiinden okuduka onu hatrlyordum. Hatta
bir keresinde "Sofra Sohbeti" adl bir yazda bir za
manlar Wei hakknda atp tuttuklar eyleri "Srad
Dahinin Masallar" ad altnda kaleme almlar ve
''Ancak fevkalade bir adam bylesine olaanst ey
ler yapabilir," sonucuna varmlard.
Okuduklarm bana onu hatrlatsa da zerimdeki
etkisi zayflamaya devam ediyordu. Yine de tuhaf bir
ekilde, zamanla birbirimize daha da yaknlatm
z hissediyordum. Bundan dolay anlalmas g bir
huzursuzluk ve mphem bir endie kaplyordu ii
mi. Gze doru dergiyi gndermeyi braktlar. Shan
yang' daki dergiyse "Dedikodularn Ardnda Yatan
Gerekler" balkl uzun denemelerin ilkini yaym
lamt. Dedikodularn sz geen kiilerin kulana
gittiini iddia ediyorlard. Bu kiiler arasnda benim
de ismim vard. Son derece dikkatli olmalydm. Siga
ra dumanmn dahi bir bakasn rahatsz etmemesine
zen gstermek zorundaydm. Her eye dikkat ede
yim derken Wei'yi dnecek vaktim dahi olmuyor
du. Onu ciddi ciddi unutuyordum.

256
Yaz olmadan iimden'olmu, maysn sonuna do
ru da Shanyang' terk etmek zorunda kalmtm.

v.
Shanyang'dan ayrlnca bir yla yakn bir sre
Licheng ve Taigu arasnda i bulma umuduyla mekik
dokudum durdum. abalarm sonu vermeyince S
kasabasna geri dnmeye karar verdim. lkbahar ba
laryd, bir leden sonra kasabaya varmtm. Hava
bulutluydu, her taraf sis sarmt. Eskiden kaldm
pansiyonda bo oda bulunca hemen yerletim. Yolda
aklma Wei gelmiti. Varnca akam yemeinden sonra
onu ziyaret etmeye karar vermitim. Yanma mehur
Wenxi keklerinden iki paket alp uyuklayan kpek
lerle dolu dar sokaklardan dikkatlice geerek kald
eve geldim. erisi olduka aydnlkt. "Elbette daha
iyi aydnlanacak odalar, danmanlk yapyor ne de
olsa," diye dnp gldm kendi kendime. Kapnn
kenarna tutturulmu beyaz bir kat grdm. eri
girerken, "Bykanne ld demek ki," diye geirdim
iimden.69
Yar aydnlk avluda bir tabut duruyordu, nifor
mal bir asker -ya da bir emir eri- banda beklerken
bir yandan da ocuklarn bykannesi ile konuuyor
du. Birka ii de aylak aylak dolayorlard. Kalp at
larm hzlanmt. O esnada yal kadn beni grd.
"Ah, dnmsn?" diye bard. "Ne vard bu ka
dar ge kalacak?"
"Kim . . . Kim ld?" Oysa kimin ldn oktan

69. in'de yas rengi beyazdr. Kapya yaptrlan beyaz kiit da evde cenaze
olduunu gsterir. (.n.)

257
anlamtm, yine de sormutum ite.
"Danman Wei, evvelsi gn ld."
Etrafa bakndm. Oturma odas pek aydnlk de
ildi, muhtemelen bir lamba yanyordu. ndeki oda
yaysa bembeyaz cenaze perdeleri aslmt. ocuklar
odann nnde toplanmlard.
Yanma gelip oday gstererek "Naa orada,"
dedi. "Bay Wei danmanla atannca kendi dairemi
de ona kiraladm."
Cenaze perdesinin zerinde desen yoktu. nn
de biri uzun dieri yemeklerle dolu iki Qlasa vard.
eri girerken bembeyaz cppeli iki adam kt kar
ma. Gzleri l bir bal andryordu, aknlk iin
de pheyle bakyorlard bana. Aceleyle Wei ile olan
tanklm akladm. Ev sahibi kadn da beni do
rulaynca nmden ekilip ly selamlamama msa
ade ettiler.
lnn nnde bam eecektim ki arkamdan
at sesleri iittim. Yine beyazlar ierisinde, on yala
rnda bir ocuun hasr stnde diz ktn gr
dm. Salar ksack kesilmi ve bana kendir ipi ba
lanmt.
Sonradan anladm ki az nceki adamlardan biri
Wei'nin kuzeni, dieriyse uzaktan akrabasyd. Wei'yi
grmek istediimi syledim. Beni vazgeirmek iin el
lerinden geleni yaptlar, "zahmet" etmemi istemiyor
lard. Ama sonunda ikna olup perdeyi atlar.
Karmda Wei'nin ls boylu boyunca uzanyor
du. Kan damlalaryla lekelenmi buruuk gmleini
grnce armtm. Yz zayflamsa da yz ifadesi
hala aynyd. Gzleri ve dudaklar kapal ml ml
uyuyordu. Nefes alp almadn anlamak iin elimle

258
burun deliklerini yoklamak istemitim bir an.
Canls da ls de her ey olabildiince sessizdi.
Dar knca kuzeni yanma geldi. Hayatnn en g
zel dneminde, tam da geleceini gvence altna al
mken lmesinin n kadar zamansz olduundan ya
knd. Hem aciz ailesi hem de arkadalar iin sadece
bir musibet deil ayn zamanda strapt onun lm.
Wei'nin lm iin af diliyordu. Ky yerinde byle
gzel konuana zor rastlanr. Sonra, birden susunca
bir lm sessizlii kt yine.
Moralim bozulmutu fakat tam olarak zgn ol
duum sylenemezdi. Yal kadnla sohbet etmek iin
avluya ktm. Cenazenin tez zamanda kaldrlaca
n, kefeni beklediklerini ve cenaze kaldrlrken belli
burlardaki insanlarn yaknlarda olmamas gerekti
ini syledi. Szlerinin ard arkas kesilmiyor, kadn
caz resmen iini dkyordu. Wei'nin hastalndan,
olan bitenden bahsetti. Hatta onda grd kusurlar
da dile getirmekten ekinmedi.
"Bilirsin, bana talih kuu konduktan sonra bam
baka bir adam oldu kt Bay Wei. nsanlara tepeden
bakmaya balamt. Eskisi gibi deildi tavrlar. Eski
den aptaln biriydi, bana madam diye hitap ettiini bi
liyor muydun?" Biraz kkrdadktan sonra devam etti:
"Sonraysa aza alnmayacak tuhaf eyler demeye ba
lad. 'Bunak kahpe' diyordu benim iin. Ahbaplarnn
gnderdii 'atractylis'70 gibi ender otlar kendisi kul
lanmaz, avlunun ortasna, tam buraya atar, 'Al senin
olsun, bunak kahpe,' derdi bana. Durumu dzelince
ziyaretisi artmt. Ben de ndeki odam onun iin

70. Dulavratotu. (e.n.)

259
boaltp yandakine getim. ans ona gldnden
beri ok deitiini aka yollu hatrlatyorduk kendisi
ne. Bir ay nce gelmi olsaydn buradaki grgra kendi
gzlerinle ahit olurdun. Her gn ikili ziyafetler, mu
habbetler, glmeler, ark sylemeler, iir okumalar
ve trl trl oyunlar . . .
ocuklarn stne babalarndan ok titrerdi. De
yim yerindeyse dizinin dibinden ayrmazd. Sonrala
r bu tutumu da deiti. Torunlarm onunla oyunlar
oynamay, akalamay sever, her frsatta onun yan
na giderlerdi. Wei de onlara trl trl numaralar
yapard. Mesela, ocuklar ondan bir ey almasn is
tediinde ocuklardan yere eilip kpek gibi havla
malarn isterdi. Ah, nasl da elenirlerdi! ki ay nce
iki numaral torun Wei'den bir ift ayakkab almasn
istemi ve hunim iin kere yere eilmiti. Hala on
lar giyiyor, daha eskimedi ayakkablar." Beyaz giysili
adamlardan biri avluya gelince sustu yal kadn. Ada
ma Wei'nin hastaln sordum fakat onun da pek bir
bilgisi yoktu. Wei'nin uzundur kilo kaybettiini bili
yordu bir tek. Keyfi yerinde olduundan kilo kaybna
aldr etmemiler. Aa yukar bir ay evvel Wei'nin
kan kustuunu fakat doktora grnmediini ren
miler. Derken yataklara dm, lmeden gn
nceyse konuamaz hale gelmi. Kuzeni de onca yolu
tepip Wei'nin kyda kede biriktirdiklerini sorma
ya gelmi. Wei'nin azndan tek bir kelime kmam.
Kuzeni onun bilerek sustuunu sanm, fakat kimileri
veremden lenlerin son zamanlarnda konuma yeti
lerini kaybettiklerini sylyorlard . . .
"Bay Wei tuhaf bir adamd," diye fsldamaya
balad yine bykanne. "Tasarruf nedir bilmez, su

260
gibi harcard parasn. Kuzeni bizden de pheleni
yor, ondan para szdrdmz dnyor. ki gzm
nme aksn ki Wei'den kuru para aldmz yok.
Eline geeni dnmeden harcar, bugn aldn ya
rn satard zaten. Tanr ahidim olsun ki ldnde
kuruu yoktu, eline geeni harcamt! Yoksa cenaze
zaman buras bu kadar bo olmazd . . .
Akl be kar havadayd, ciddi eyleri hi dn
mezdi. O yata evlenmemi olmas hatayd. Onun
yerine de dnyor, ona akl veriyordum. Szm
dinlese daha rahat ederdi. yi bir kz bulamasa bile bir
iki metres t"itabilirdi, byle idare eder, grn kur
tarrd. Ne zaman bahsini asam bana glp geerdi.
'Bunak kahpe, ne diye bakasnn iine burnunu soku
yorsun?' derdi. Hayat ciddiye almaz, sz dinlemezdi.
Beni dinleseydi teki tarafta da yalnz kalmayacakt,
yaknlarnn atlaryla teselli bulacakt . . . "
Yannda bir giysi paketiyle tezgahtar ocuk gel
miti. Merhumun akrabalar paketi ap i amarlar
kardlar ve perdenin arkasna getiler. ok geme
den perde aralandnda lye i amarlar giydir
milerdi. Sonra dier elbiseleri de giydirdiler. Onu ge
ni krmz eritli haki renginde bir asker pantolonu ve
prl prl apoletleriyle asker ceketi iinde grnce ok
ardm. Rtbesinin ne olduunu veya bu rtbeye na
sl eritiini bilmiyordum. ly tabuta yerletirdiler.
Wei boylu boyunca yatyordu. Ayakucunda bir ift
ksele ayakkab, kattan bir kl ve kemeri duruyor
du. Zayf ve solgun yznn yannda da yaldzlarla
ssl bir asker apkas vard.
Tabutun ardndan akrabalar atlar yaktlar. Bir
sre sonra susup gzyalarn sildiler. Banda kendir

261
ipi sallanan ocuk tabutun yanndan ekildi. Yal ka
dnn numaral torunu da ayn ekilde uzaklat.
Belli ki burlar tren iin uygun deildi.
iler tabutun kapan getirince Wei'ye son bir
kez baktm.
Tuhaf kostmnn iinde, az gz kapal hare
ketsiz duruyordu. Sanki dudaklarnda alayc bir g
lmseme vard. Bu tuhaf cenazeye kendisi de glyor
du sanki.
Tabutu kapatnca yine alayp atlar yakmaya
baladlar. Daha fazla dayanamayacam anlayp av
ludan ktm. Islak yol parl parl parlyordu. Bulutlar
para para dalm, dolunay souk bir k yaymak
tayd.
Admlarm hzlandrdm, sanki zor bir engeli a
maya abalyor da bir trl yolunu bulamyordum.
Kulam trmalayan bir ses uzun, olduka uzun bir
sre sonra amacna ulayordu. Sonu gelmeyen bir
uluma gibiydi. Gecenin derinliklerinde vahi doada
uluyan yaral kurtlarn sesigibi fke ve keder bir ara
da, can ekiir gibi...
Yreimin ferahladn hissettim. Sakin admlar
la dolunayn altnda ta deli slak yolda yrmeye
devam ettim.

17 Ekim 1925

262
MAZNN PMANLIGI

]uansheng'in Notlarndan
Zijun ve kendim iin duyduum pimanl ve
hzn elimden geldiince kaleme dkmek istiyorum.
Pansiyonun bir kesinde unutulmu bu pejmr
de oda yle sessiz ve bo ki! Zaman gerekten su gibi
akp geiyor. Zijun'a gnlm kaptral koca bir yl
oldu. Onun sayesinde kurtulmutum bu lmne ses
siz ve bo odadan. Geri dndm vakit kr ansma
bir tek bu oda botu. Yars kurumu akasyann grn
d krk pencere, dardaki bildik mor salkm ve
ierideki kare masa yerli yerinde duruyordu. Boyas
akm duvar ve ahap karyola da ayn ekilde. Gece
leri tpk bir zamanlar Zijun'la birlikte olduumuz za
manlardaki gibi yataa uzanyorum, bir bama. Koca
bir yl yok oldu gitti, hi yaanmam gibi. Sanki Chic
hao Caddesi'nde kk bir evde aile kurmak iin bu
ykk odadan mitle ayrlmamm gibi.
Dahas da var. Bir yl nce bu sessizlik ve bo
luk bir bakayd. Hep bir bekleyi ierisindeydim;
Zijun'un yolunu gzlyordum. Sabrszca uzun bir
sre bekledikten sonra onun kaldrm talarnda yan-

263
klanan ayakkab seslerini duymak beni hayata bal
yordu. Ardndan gamzeleri belirmi yuvarlak solgun
yz, incecik beyaz kollarn rten izgili ipek bluzu
ve siyah eteiyle karmda buluyordum onu. Yannda
yars kurumu akasyann yapraklarndan ve bir de
met de demir gibi gvdesi olan, rengi leylaa alan
mor salkmdan getirirdi.
imdiyse o eski sessizlik ve bolukla bir bana
ym. Zijun bir daha asla gelmeyecek.
Zijun'un yokluunda gzm hibir eyi grm
yordu. Can skntsndan elime bir bilim veya edebi
yat kitab alr durmadan okurdum ta ki onlarca say
fa okuduktan sonra bir kelimesini bile anlamadm
fark edinceye dek. . .
Bir tek kulaklarm hassasiyetini kaybetmemiti, d
ardan gelen ayak seslerini duyabiliyordum. Zijun'un
ayak sesleri bir bakayd, admlar yaklatka kalbim
yerinden frlayacakm gibi hissediyordum. Bez ayak
kablar giyen kapcnn olundan nefret ediyordum,
ayak sesleri Zijun'unkilere hi benzemiyordu. Kadn
gibi yzne krem sren ve ou zaman deri ayakkab
giyen yandaki adamdan da nefret ediyordum, nk
ayak sesleri Zijun'unkilere fazla benziyordu.
Acaba .ekeki mi devrildi? Yoksa tramvay m
arpt?
Beklemekten sabrm tkenince apkam takar
yollara dmeye yeltenirdim, fakat amcasnn yzme
ettii hakaretleri hatrlaynca otururdum yerime.
Aniden adm adm yaklatn duyardm. Onu
darda karlayaym derken o, mor salkmlar oktan
gemi olurdu. Beni grr grmez gamzeleri belirirdi
yznde. Anlardm ki amcasyla atmam. Yreime

264
su serpilirdi, bir sre bakrdk sessizce. Ykk oda se
simle yanklanrd. Aile ii zorbalktan sz aar, tabu
lar ykp kadn ve erkek eitliini salamamz gerek
tiinden bahsederdim. Ibsen, Tagore ve Shelley'den
rnekler verirdim. Bayla szlerimi onaylarken y
znden gl hi eksik olmazd. Gzlerini merakl
bir ocuk gibi kocaman aard. Duvarda Shelley'in
derginin birinden kestiim bir resmi aslyd. En gzel
resimlerinden biriydi. Parmamla resmi iaret etti
imde gz ucuyla bakp ban evirirdi utanm gibi.
Byle durumlarda Zijun'un eski alkanlklardan kur
tulamadn syleyebilirim. Sonralar onu kaldrp
yerine Shelley'in denizde boulduunu tasvir eden bir
resim veya Ibsen'in portresini mi assam diye dn
dm. Deiiklik yapmamakta karar klmtm en son.
imdi o resim de ortalktan kayboldu.
"Ben kendimin efendisiyim, kimsenin bana kar
maya hakk yok!"
Dncelere daldmz bir sessizliin ardndan
ak bir ekilde byle sylemiti. Buradaki amcasn
dan ve kydeki babasndan sz ediyorduk. Birbirimizi
tanyal alt ay olmutu. Ona dncelerimden, ba
ma gelenlerden ve baarszlklarmdan bahsetmitim.
Neredeyse her eyimi amtm ona, beni anlyordu.
Syledikleri beni derinden etkilemi, kulaklarmda
uzun sre yanklanmt. Nasl mutlu olduumu keli
melerle tarif edemezdim. inli kadnlarn ktmser
lerin iddia ettikleri kadar umutsuz olmadklarn, ben
liklerini kefetmelerinin ok uzak olmadn grmek
beni yle mutlu etmiti ki!
Onu ne zaman darda grsem birka adm geri
sinden giderdim. Yal kapc t karsak doruluyor,

265
balk dokunac gibi byklarn cama yapnrp bizi di
kizliyordu. Avluya ksak bu sefer de yz gz krem
. iindeki herife yakalanyorduk. Fakat Zijun ban
saa sola evirmeden gururla yryor, etrafndakileri
grmyordu. Ben de iftiharla dnyordum odama.
"Ben kendimin efendisiyim, kimsenin bana kar
maya hakk yok!" Buna gerekten inanyordu. Ben
den ok daha cesur ve kararlyd. Yzne krem alm
tencere suratl herifi veya yass burunlu kapcy ne
diye nemsesin ki?
Ona olan akmn safln ve itenliini nasl. dile
getirdiimi tam olarak hanrlayamyorum. Aslnda
olup bittikten hemen sonra dahi hatrlayamadm o
an, aklm bulanmt. o geceye . geri dnyorum da
sylediklerimi yarm yamalak hatrlyorum. Bir veya
iki aylk birlikteliimizin ardndan o yarm yamalak
paralarn bile izi kalmam, ona dair her ey aklm
dan silinmiti. Sadece akm ilan etmeden bir veya bir
buuk hafta nceden, nasl bir tavr taknacama, ne
syleyeceime, reddedilirsem ne olacana hazrlan
maya baladm anmsyorum. Vakit gelip attnda
nceden tasarladm hibir eyin yarar olmam
t. O anki rkekliimle farknda olmadan filmlerde
grdm trden szler syleyiverdim. Hatrladka
utanyorum, zaten tek hatrladm ey de bu. Bugn
bile karanlk odam aydnlatan tek lamba gibi bana
k tutuyor o sahne. Gzlerim ya iinde kavramtm
ellerini ve diz kmtm . . .
Zijun o zaman nasl bir cevap vermiti onu bile
hatrlamyorum. Tek hatrladm kabul etmi olma
syd. Bata sapsar kesilmiti yz, sonraysa kzarma
ya balamt. Onu hi byle grmemitim. znt ve

266
sevin endieyle karm, ocuksu gzlerine yansm
t. Akl karm, gzlerini gzlerimden karmaya a
lmt; sanki bir ku olup pencereden umak istiyor
du. Kabul ettiini o an anlamtm. Ne dediini ya da
bir ey deyip demediini hatrlamyorum ama bunun
pek de bir nemi yok.
O ise olup biten her eyi eksiksiz hatrlyordu.
Sylediim her ey kelimesi kelimesine aklnday
d. O anki hareketlerimi ayrntlaryla anlatyordu.
Sanki gzlerimin nne bir film perdesi ekmi ve
unutmaktan e.ndie duyduklarm sahnelemiti. Gece
olduu zaman yaadklarmz gzden geirme vak
ti balyordu bizim iin. Beni sorguya ekiyor, daha
nce sylediklerimi tekrarlamam istiyordu. ou
zaman eksiklerimi ve hatalarm dzeltmek zorunda
kalyordu, tembel bir renciden farkszdm.
Zamanla bu sohbetlerimiz de azalarak son buldu.
Ne zaman gzn uzaklara karp dncelere dalsa
eski dersleri aklndan geirdiini anlardm. Filmlerde
ki tuhaf sahnelerden frlam hareketlerimi grecek
diye tedirgin olurdum. Emindim, hareketlerimdeki
tuhaflklar seziyordu, evet seziyordu fakat beni tuhaf
bulduunu. da syleyemem. Bu glnecek rezil halimi
yadrgamyordu. Beni gerekten sevmi, tutkuyla ba
lanmt bana.
Geen bahar hayatmn en hareketli ve mutlu d
nemiydi. Aklmn bir yan bedenim kadar hareketli
olsa da imdiye gre daha sakindim. lkbaharda onun
la grmeye balamtk. Birka kez parka gitmitik
fakat ou zaman kalacak yer bakmaya kardk. Bizi
yan yana grenlerin merakl ve aalayc baklarn,
alayc ve mstehcen glmelerini hissedebiliyordum.

267
Bir anlna dikkatim dalsa batan aa titriyordum.
Cesaretim ve gururum bir an bile krlmamalyd. O
ise olduka korkusuzdu, bakalarna hi aldr etmi
yor, etrafmzda kimsecikler yokmu gibi aheste ahes
te yryordu.
Pansiyon bulmak kolay i deildi. ou yerde e
itli bahanelerle reddediliyor, bazen de bulduklarmz
biz beenmiyorduk. Bata baya seiciydik. Aslnda
ok da seici saylmazdk, ama pansiyonlarn birou
yaayabileceimiz trden yerler deildi. Sonralarysa
tek beklentimiz ho grlmekti. Chichao Caddesi'nde
kuzeye bakan iki odal bize uygun bir ev bulmadan
nce yirmiden fazla yere bakmtk. Ev sahibi akl
banda, sradan bir memurdu. Orta ve yan tarafta
ki odalar kullanyordu sadece. ekirdek ailesi, ei ve
birka aylk bebeinden oluuyordu, bir de kyden
gelmi hizmeti kz vard. Bebek alamad srece
evde t kmazd.
Mmkn olduunca az mobilya alsak da param
zn ounu harcamak zorunda kalmtk. Ben birikmi
param koydum ortaya, Zijun da tek altn yzn
ve kpelerini satt. Engel olmak istedim fakat srar
etti, ben de fazla stelemedim. Evi toparlamamzda
pay olmasa ii rahat etmeyecekti, biliyordum.
Zaten amcasyla aras alm, hatta neredeyse
tm ban koparmt. Ben de beni ekemeyen, ara
sra nasihat veriyormu gibi yapan birka arkadam
dan uzaklamtm. Halimizden memnunduk. Fayton
cu o kadar yavat ki ben iten dnnceye kadar hava
kararyordu. Birbirimize kavutuumuz an nce sessiz
sessiz bakyor sonra iten bir sohbet etmeye bal
yorduk. En sonunda yine sessizlie gmlp bamz

268
eiyor ve dncelere dalyorduk, bir eyi dnd
mz yoktu aslnda. Gn getike onu, bedenini
ve ruhunu bir kitapmasna okumaya balamtm.
Yalnzca hafta ierisinde hakknda epey ey ren
mitim. Aramzda aslnda var olmayan engelleri ap
gerekten var olan engelleri kefetmeye balamitm.
Gittike daha canl, daha neeli biri oluyordu
Zijun, fakat nedense iekleri sevmezdi. Panayrdan
iki saks iei almtm onun iin, drt gn sonra bir
kede bakmszlktan soldular. Benim de her eye
yetiecek vaktim yoktu. Belki ev sahibine zendii
iindir, hayvanlar ok severdi. Bir ay ierisinde aile
bireylerimizde bir art olmutu. Drt civcivimiz avlu
nun imlerini didiklemeye balamt. Ev sahibimizin
se onlarca civcivi vard. Bu iki kadn kendi civcivlerini

kolaylkla ayrt edebiliyorlard. Bir de panayrdan al


dmz benekli kpek vard. Aslnda kendi ismi var
mtr ama Zijun Tag diyordu ona. Bu ismi sevmesem
de ben de Tag diyordum.
Akn srekli yenilenmesi ve deimesi gerektii
ne inanyordum. Bundan Zijun'a da bahsediyordum,
o da beni anlayla karlyordu.
Ah ne m,tlu, huzur dolu gnlerdi!
Skunet ve mutluluk ancak bir arada oldukla
rnda sonsuza dek varlklarn devam ettirebilirler.
Pansiyonda kalrken zaman zaman gr ayrlklarna
dtmz olurdu, Chichao Caddesi'ndeki evimize
tandmzdaysa ufak tefek farkllklarmz bile kay
bolmutu. Artk sadece lamba nda kar karya
geliyor, ihtilaflarmzn stesinden gelmenin sevinciy
le mutluluumuzun tadn karyor, eski gnleri yad
ediyorduk.

269
Zijun tombullam, yanaklarna kan gelmiti. Ne
yazk ki ii bandan aknd. Ev ilerine koturmak
tan sohbet etmeye bile vakti kalmyor, eskiye nazaran
daha az okuyor ve daha az yrye kyordu. Sk
sk hizmeti tutmann zaman gelQ.iinden bahsedi
yorduk.
Akam eve dndmde mutsuzluunu benden
saklama abas, dudaklarn glmsemeye zorlamas
moralimi hepten bozuyordu. ans eseri rendim ki
suratszlnn nedeni ev sahibinin hanmyla anlaa
mamasym. Anlaamamalarnn sebebi bizim civciv
lermi. Peki ya bundan bana neden bahsetmemiti?
nsan kendi evinde yaamal, bakasnn evinde yuva
kurulmuyor!
Gnlk ilerime devam ediyor, haftann alt gn
evden ie iten eve mekik dokuyordum. Ofiste koltu
uma oturuyor sabahtan akama kadar evraklar ve
mektuplar oaltyordum. Evde de Zijun'a yardm
c oluyordum. Sobay yakyor, pirin piiriyor veya
ekmek bouluyordum. Zaten bu srada renmitim
yemek yapmay.
Pansiyonda kaldm zamana gre daha iyi besle
niyordum. Zijun yemek konusunda pek usta deildi
fakat yapt yemee kalbini ve ruhunu da katyordu.
Onun bitmek bilmeyen evhamlar beni de etkiliyordu.
Acy ve tatly birlikte yaamtk. yle ok ii vard
ki sa telleri terden kafasna yapyordu, ellerininse
eski narinliinden eser kalmamt.
Onca iinin arasnda Tag ve civcivlere de bakmak
zorundayd, ondan baka ilgilenecek kimse yoktu
nk.
Ona can kana kadar altn grmektense a

270
kalmay yeleyeceimi sylemitim. Tek bir kelime et
meden bakakalmt. yle bir dalmt ki gzleri, sy
leyecek tek bir sz bulamamtm. Eskisi gibi didinip
durmaya devam etmiti.
Uzundur beklediim felaket gelip atmt. Milli
bayramdan bir gn nceydi. Zijun bulaklar ykyor
du, ben de bo bo oturuyordum; birden kap ald.
Atmda karmda ofisin postacsn buldum. Teksir
makinesinde oaltlm bir para kad elime tutu
turdu. Ne yazdn tahmin edebiliyordum. Emin ol
mak iin lambann altna tuttum:

Mdrn emriyle Shi ]uansheng'in iine son ve


rilmitir.
Sekreterlik
9 Ekim

Bamza gelecekleri pansiyonda kaldmz sra


lar sezmitim. Suratna trl trl kremler sren herif
bizim mdrn olunun kumar arkadalarndand.
Dedikodu yapmaya baylan ba belas bir adamd.
imdiye kadar bamza dert amamalar beni art
mt zaten. Aslnda iten atlmam ok da byk bir
felaket saylmazd. Baka bir yerde almay, ret
menlik yapmay veya biraz zor da olsa eviri yapma
y aklma oktan koymutum. Hrriyet Dostlar adl
derginin editrn tanyordum. Birka ay nce ken
disiyle mektuplamtm. Kalbim kt kt atyordu.
Beni en ok Zijun zyordu. Olduka korkusuz biri
olmasna ramen gnden gne rengi sararyordu. Git
tike direnci krlyordu, zayf biri olmaya balamt.
"Ne nemi var," dedi. "Yeni bir balang yapaca-

271
z, deil mi? Biz . . . "
Sesi bouklamt, szn tamamlayamad. Lam
bann da giderek azalyordu. Erkekler gerekten
gln yaratklar, en nemsiz eyler bile onlar ze
biliyor. lkin sesimizi karmadan birbirimize baktk,
sonra ne yapacamz tarttk. Elimizdeki paray
olabildiince idareli kullanmaya karar verdik. Bir
gazeteye katip veya retmen ilan verecektik. Ayn
zamanda Hrriyet Dost/an dergisinin editrne im
diki durumumuzu anlatp evirimi kabul etmesini rica
edecektik.
"Hayata taze bir balang yapalm. Balamak bi
tirmenin yarsdr! "
Hemen masann bana getim. Ayiei ya ve
sirke dolu taba kenara koydum. Zijun da lo kl
lambay yanma getirdi. nce gazete ilann hazrla
dm, sonra evireceim kitaplar setim. Bu eve tan
dmzdan beri kitaplarma elimi bile srmemitim,
her bir cilt toz iinde kalmn. Nihayet mektubu yaz
maya baladm.
Mektubu yazarken epey tereddtte kaldm, cm
leleri kurmakta sknt ekiyordum. Bir sre ne yaza
cam dnmek iin ara verdim. Bu srada lambann
lo nda Zijun'un her zamanki kederli yzyle gz
gze geldim. Byle nemsiz bir olayn Zijun gibi sa
lam durulu bir kiiliin zerinde bylesine bir etki
yaratmasn aklm almyordu. O akana zg bir ruh
hali de deildi bu, son zamanlarda hep byle gten
dm grnyordu. Zijun'un bu hali beni daha da
zyordu. Huzur dolu bir hayatn hayaline daldm
srada pansiyondaki harabe odadaki mutlu gnlerimiz
geldi gzlerimin nne. O gnlere dalp gidecektim ki

272
kendimi tekrar lo n dibinde buldum.
Uzun bir sre sonra mektubu bitirmeyi baardm.
Fazlasyla uzun olmutu, yazmaktan yle yorulmu
tum ki gsz dtm fark ettim. lan ve mektu
bu ertesi gn gndermeye karar verdik. Sonra, taze
bir balangca olan umudumuz yeeriyormu gibi bir
birimizden g ve cesaret alrcasna ayn anda ayaa
kalktk.
Aslnda dardan esen bu felaket rzgar bize yeni
bir ruh alamt. Ofisteyken kafese skm vahi bir
ku gibi yayordum. Sadece hayatta kalmasna yete
cek kadar yem konuluyordu nne, palazlanmasna
imkan yoktu. Zamanla kanatlarn kullanamaz hale
gelecekti bu ku, kafesin dna karlsa bile uama
yacakt. Neyse ki ben artk dndaydm bu kafesin.
Henz kanatlarm rpabiliyorken, ok ge olmadan
tekrar szlmeliydim gkyznde.
Kk bir ilanla durumumuzun hemen dzelme
sini beklemiyorduk elbette. Kitap evirisi de basit bir
i deildi. Bir eyi okur ve anladnz dnrsnz,
i evirmeye geldiindeyse zorluklar ot gibi bitmeye
balar dr.t bir yannzda. Bu yzden ar ar ilerli
yordu. Elimden geleni yapmaya kararlydm. Bala
mamdan iki hafta bile gemeden parmak izlerimin
pek fazla kullanlmam szlmn kelerini ka
rartmas ne denli sk altmn gstergesiydi. Hr
riyet Dostlar'nn editr edebi deeri olan bir metnin
grmezlikten gelinmeyeceini, muhakkak deerlendi-
rileceini yazmt. .
Maalesef rahat rahat alabileceim bir odam
yoktu. Zijun da eskisi kadar sessiz ve anlayl deildi.
Her taraf tabak anakla dolu, dumana boulmu bu

273
odada dzenli bir ekilde almak imkanszd. Elbette
bunun iin kendimden bakasn sulayamazdm. Bir
alma odas dzememek tamamen benim hatamd.
Bunlar yetmiyormu gibi bir de tavuk ve civcivler var
d. Civcivlerimiz artk tavuk olmulard, ev sahibiyle
zaman zaman atmamza sebep oluyorlard.
Her gn sonu gelmeyen yemek ileriyle cebellei
yorduk. Zijun kendini yemek sorunlarmza adamt
adeta. Bu srada Tag ve civcivleri de beslememiz ge
rekiyordu tabii. Anlalan u ana dein rendikleri
aklndan uup gitmiti. Yemek saatlerinde beni nasl
engellediinin farknda bile deildi. Sofraya oturdu
umda kimi zaman suratm assam da umurunda bile
olmuyordum. Hibir ey yokmu gibi yemeini yeme
ye devam ediyordu.
Yemek saatleriyle alma vaktimi kstlamamas
gerektiini anlamas be haftasn almt. Fark etti
inde muhtemelen sinirlenmiti fakat sesini karma
mt. Daha youn evirmeye baladmda oktan elli
bin kelime evirmitim. Metinleri yle bir gzden
geirdikten sonra yazdm iki ksa makaleyle birlik
te Hrriyet Dostlar 'na gnderebilirdim. Yemek ileri
hala byk bir sorundu. Yeterince yiyecek bulabilsek
scak souk hi fark etmezdi. Eski itahm kalmamt
zaten, btn gnm masa banda eviriye kafa pat
latmakla geiyordu. Kimi zaman piirecek pirincimiz
bile olmuyordu. Bizim bile krk yln ba boazmz
dan geen bir para koyun etini Tag'e vermi Zijun.
Tag'nin bir deri bir kemik kaldn, durumunun ac
nacak halde olduunu bundan dolay da ev sahibinin
hanmnn bizi kmsediini syledi. Komik duruma
dmeye tahamml olmazd Zijun'un.

274
Benden artanlar da tavuklara veriyordu. Uzun
bir sre farkna varmasam da artk emin olduum bir
kanya varmtm: "Evrendeki yerim" tpk Huxley'in
de izah ettii gibi kpeklerle tavuklar arasndayd.71
Sonralar srar kyamet, tavuklarmz soframz
da da grr olmutuk. Tag ile birlikte on be gn zi
yafetin tadn karmtk. Tavuklar uzun bir sredir
gnde bir n yemle beslendikleri iin etleri butlar
yoktu. Bundan sonra daha huzurlu bir yaam srmeye
balamtk. Ama Zijun bu durumdan pek de honut
deildi, tavuklar yannda olmaynca nasl da skl
yordu. Somurtkan biri olup kmt, insanolu nasl
da abuk deiiveriyor!
Tag'den de bir ekilde kurtulmak zorundaydk.
Uzun zamandr mektuplardan midimizi kesmitik.
Zijun kpei arka bacaklar zerinde durabilecei ka
dar bile besleyecek yemek bulamaz olmutu. Kara k
kapdayd, sobay nasl yakacamz hakknda hibir
fikrimiz yoktu. Tag'in boazna bakmak da ar bir
ykt artk, ondan da vazgemek zorunda kaldk.
Boynuna bir knye balayp hayvan dkkanna
satsaydk belki elimize be kuru geerdi. kimizin
de gnl raz olmad buna.
En sonunda ban bir aputla sarp Bat Kaps'nn
dnda bir yere gtrdm kpei, orada salverdim.
Ardmdan kounca ok da derin olmayan bir ukura
drdm onu.
Geri dndmde evi daha bir huzurlu buldum.
Zijun'un ackl hali beni mahvetmiti. Onu hi bu ka
dar dertli grmemitim. Elbette Tag' e zlyordu fa-

71. Lu Hsun burada Thomas Henry Huxley'nin insan evrimi zerine yazd
Man's Place in Nature adl kitabna atfta bulunmaktadr. (e.n.)

275
kat ne diye byle ypratyordu kendini? Tag'i ukura
drme ksmndan tabii ki bahsetmedim.
Surat buz tutmutu sanki, yle donuktu yz ifa-
desi.
"Neyin var Zijun," demeden edemedim.
"Ne," dedi yzme bile bakmadan.
" ey, tuhaf grn . . . "
"Bir eyim yok, hibir ey."
Nihayet anlamtm, ta kalpli biri olduumu d
nyordu. Aslnda eskiden her ne kadar ar kibrim
den dolay akrabalarla aramz pek iyi olmasa da key
fim yerindeydi, kendi yamda kavruluyordum. Fakat
buraya tandmzdan beri eski arkadalarmdan da
oldum. Keke buradan ok uzaklara gidebilsem, o za
man her ey ok daha iyi olurdu. Fakat ben Tag'in
gidiini kabullenemeyen Zijun iin tm bu zorluklara
katlanmak zorundaym. O ise asl sorunlarmzn far
kna varamayacak kadar anlaysz birine dnmt.
ok gemeden hakkndaki dncelerimi ona
atmda, beni onaylar gibi ban sallamt. Sonraki
tavrlarna bakarsak ya beni hi anlamam ya da bana
inanmamt.
Kn souu yetmezmi gibi bir de Zijun'un . so
uk tavrlar evde huzur bulmam imkansz klmt.
Peki ya nereye gidecektim? Kendimi sokaa, parklara
atarak kurtulabilirdim donuk baklarndan ne var ki
souk rzgar gerei fsldamt kulama. Sonunda
ktphaneyi snak belledim kendime.
Ktphaneye giri cretsizdi, okuma odasnda da
iki soba btn gn yanyordu. Ate harl olmasa da
sobalarn yanmas yetiyordu. Okumaya deer kitap
pek yoktu, eskilerin modas oktan gemiti. Yeni ki-

276
taplarsa henz ktphane raflarnda yer bulmamt.
Ben de okumak iin gitmiyordum zaten. Benden
baka birka kii daha oluyordu, hatta bazen on kiiyi
bulduumuz oluyordu. Hepsinin yolu yoksulluktan
dmt bu ktphaneye. Srf souktan korunmak
iin okurmu gibi yapyorduk. Buras tam bana grey
di. Sokakta adm ba bana aalayan gzlerle bakan
insanlarla karlamak zorunda kalyordum, buraday
sa byle bir sorunum yoktu. Ben buradayken, btn
o insanlar kendi evlerinde bir sobann banda toplan
m keyiflerine bakyor oluyorlard.
Burada istediim gibi okuyacak kitap bulama
sam da sessiz sakin bam dinleyebileceim bir ortam
bulmutum. Bir bama oturup hayatm gzden ge
iriyordum. Son alt aydr bir kara sevdaya tutulmu,
hayattaki birok nemli eyi gz ard etmitim. iki
ve de en nemlisi ekmek paramdan olmutum. Adam
dediin ayaklar yere salam basmadan aka tutulma
mal. Kanatlarm rpmay henz unutmam olsam
da eskiye nazaran bir hayli gszdm...
Szde okurlar ve okuma odas aklmdan km
t zamanla. Azgn denizle cebelleen balklar, ba
larnda erkanlar siperlerde bekleyen askerler, borsa
vurguncular, da ormanlarndaki kahramanlar, iba
yapan retmenler, gece haydutlar ve karanl frsat
bilen hrszlar canlanyordu aklmda. Zijun benimle
deildi artk. Tag aklna geldike kzyordu bana, ye
mek yaparken de sylenip duruyordu.
Souk kendini hissettiriyordu. Sobann iindeki
kmr kzleri de sonunda snm, ktphanenin
kapanma vakti de gelip atmt: Chichao Caddesi'ne
geri dnmek, Zijun'un ask suratyla ba baa kalmak

277
zorundaydm. Son gnlerde beni gler yzle karla
d da oluyordu, bu durum yaram daha da deiyor
du. Hatrlyorum da bir akam, Zijun'un gzlerinde o
eski ocuksu bakn yakalamtm, pansiyon zaman
larmzdan gzel bir any glmseyerek hatrlatmt
bana. Gzlerindeki o korku dolu ifade hi eksik ol
muyordu yine de. Onu biraz olsun neelendirebilmek
iin onunla konumaya, glmeye zorluyordum ken
dimi. Konumalarm ve kahkahalarmdaki sahtelik
kulaklarmda yanklanyor, benim iin dayanlmaz bir
hal alyordu.
Zijun da gereklerin farkna varm olsa gerek,
eskisi kadar sessiz sakin deildi. Gizlemek iin elin
den geleni yapsa da iindeki sknt her halinden belli
oluyordu. Yine de eskiye nazaran daha scakkanl dav
ranyordu bana.
Zijun'u karma alp ak ak konumak istiyor
fakat cesaret edemiyordum. Ne vakit syleyecekle
rimi aklmda toparlasam onun o masum baklar
gzlerimin nne geliyor ve kalbimi yumuatyordu.
Syleyeceklerimi unutuyor, soukkanllm kaybedi
yordum.
Zijun'sa eski sorularna yenilerini ekleyerek beni
test etmeye devam ediyordu. Ona olan sevgimi gs
termem iin riyakar cevaplar vermeye zorluyordu
beni. Riyakarlk tm bedenimi kaplamt, nefes ala
maz olmutum. ok bunaldm zamanlarda gerek
leri anlatmak iin cesarete ihtiya duyuyordum, fakat
benim gibi riyakarln esiri olmu birinin kar yol
bulmas imkanszd.
Zijun gn getike daha da yz ask birine d
nyordu. Bunu ilk kez ac bir souun hakim oldu-

278
u bir sabah vakti fark etmitim, ya da kafamda yle
canlandrmtm. Bir zamanlar edindii fikirleri, kor
kusuzca kurduu cmleleri oktan unuttuunu fark
edince kendi kendime gldm. Okumay da brakm
t uzunca bir sre nce, geinmenin ilk artnn kiinin
kendisini gelitirmesi olduunu bilmiyordu. Tek yap
t bir bakasna ayak ba olmak, mcadele vereni de
zora sokarak iki tarafa da zarar vermekti.
Ayrln tek are olduunu dnyordum. O da
temiz bir sayfa amalyd. Bir an iin Zijun'un ld
n dndm, fakat hemen sonra byle dndm
iin kendimden irendim. Neyse ki henz sabaht,
ona gerekleri anlatmak iin epey vaktim vard. Yeni
bir balang yapmamz ancak gereklerin ifa olma
syla mmkn olabilirdi.
Bir yolunu bulup eskilerden sz atm. Yabanc
yazarlar ve eserlerinden, Ibsen'in Bir Bebek Evi ve
Denizlerden Gelen Kadn' ndan bahsettim. Azminden
tr vp durdum Nora'y. Pansiyondaki harabe
odada bahsi geerdi tm bunlarn, imdiyse hi inan
drc gelmiyordu sylediklerim ona. Azmdan keli
meler dkldke sylediklerimi ardmdan inatla tek
rar .eden bir afacann varlndan phe ediyordum.
Anlayormuuz gibi ban sallyor, hi sesini
karmyordu. Palas pandras kmt azmdan syle
diklerim, bolukta asl kalmt sesim.
Sessiz bir bekleyiten sonra, "Evet ama Juans
heng, son gnlerde ok deitin sen. Haksz mym?"
dedi. Yaman bir frtnaya tutulsam da ayaklarm ze
rinde durmay baarmtm. Aklmdan geenleri sy
lemi, niyetimi ak etmitim; birbirimize zarar ver
mektense yeni bir hayata balamak ve temiz bir sayfa

279
amak istiyordum.
Konuya aklk getirmek iin yle devam ettim:
"Ayrca bunu bir vicdan meselesi haline getirme
ne hi gerek yok. Artk yollarmz ayrmamz gerek.
Gerekleri anlatmam istemitin, riyakarln lzumu
yok. Gerekleri mi istiyorsun? Evet, arnk sevmiyo
rum seni! Senin iin de en iyisi bu, ardna bakmadan
yoluna devam edebilmelisin . . . "
Bu noktada bir olay kacan dnmtm, fa
kat szlerimi bitirmemin ardndan derin bir sessizlik
oldu. Yznn rengi kl gibi solmutu, bir cesedi an
dryordu. A bir ocuun annesini aray gibi etraf
na bakndktan sonra gzleri bolua dald. Gzlerini
korkuyla karyordu benden.
Bu sahneye daha fazla dayanamayacaktm. Neyse
ki vakit ok erkendi; buz gibi havaya ramen evden
kp ktphanenin yolunu tuttum.
Elime Hrriyet Dostlar dergisi geti. Ksa maka
lelerimden yaymlamlard. Haberim yoktu, arm
tm. Bu olay iime yeni bir umut alamt. "Ekmei
mi tatan karrm ben," diye dndm. Lakin bu
iler o kadar da kolay deildi.
Uzundur selam kestiim arkadalarma urar ol
mutum, haftada en fazla iki kez tabii. phesiz
scackt odalar, gel gr ki ben iliklerime kadar
yordum nedense. Akamlar buz gibi, hatta buzdan
bile souk bir odada sk tk oturuyordum.
Yreimi buzlu hanerlerle demilerdi sanki. Eli
kolu ballktan, biarelikten ektiim canma yetmi
ti. "Ekmeimi tatan karrm ben," diye dn
yordum srekli. "Kanatlarm rpmay henz unut
madm." Birden aklma yine Zijun'un lm geldi ve

280
hemen ardndan utanarak kendime geldim.
Ktphanede otururken gzlerimin nne aydn
lk bir yol geliyordu sk sk. Zijun'un gereklerle ce
surca yzleip huzur bulamadmz o souk evi bana
kin gtmeden terk ediini hayal ediyordum. Yksek
dalar, muazzam okyanuslar, koca koca binalar ve
gkdelenleri, muharebe meydanlarn, motorlu ara
lar, ilek caddeleri, zenginlerin evlerini, grkem
li cvl cvl marketleri ve gecenin karanln geride
brakp masmavi gkyznde szlen bir bulut gibi
hafiflemitim.
Dahas, bu yeni hayata adm atmamn ok da
uzak olmadn hissedebiliyordum. Pekin knda
hayatta kalabilmeyi bir ekilde baarmtk. Ele avu
ca smayan afacanlarn eline dm, iplerle smsk
balanm yusufuklar gibiydik. Can ne zaman istese
kuklas yapyor, eziyet ediyordu bu hayat bize. Hayat
ta kalabildiysek de gsz dmtk, suyumuz kay
nyordu yava yava.
Hrriyet Dostlar dergisinin editrne kez yaz
dktan sonra cevap alabildim. Zarfn iinden cretsiz
kitap almaya yarayan iki marka kt, biri yirmi teki
otuz kuruluktu. evirilerimi gndermek iin postaya
zaten dokuz kuru harcam, bir hi uruna btn gn
a gezmitim.
Aklma gelen bama gelmiti sanrm.
K yerini giderek bahara brakyordu, rzgar es
kisi kadar sert deildi. Darda daha fazla zaman ge
irebiliyordum, akam karanl bastrmadan eve var
dm olmuyordu. Bir akam ge saatlerde eve gelmi,
kapy grmemle canm sklm ve yavalamtm.
Nihayet eve admm attmda oda zifiri karanlkt.

281
El yordamyla kibrit aradm lambay yakmak iin. Hi
allmadk bir sessizlik ve boluk hakimdi.
Ev sahibinin hanm pencereden bana seslendi
inde ieride akn akn oturuyordum.
"Zijun'un babas geldi bugn, onu alp gtrd,"
dedi.
Byle bir eyi beklemiyordum, srtmdan bak-
lanm gibi hissettim, nutkum tutulmutu.
"Gitti mi?" diyebilmitim sonunda.
"Evet."
"Bir... Bir ey sylemedi mi?"
"Hayr, sadece sana onun gittiini sylememi is
tedi." Kulaklarma inanamamtm, oda yle bo ve
sessizdi ki! Her yerde Zijun'u aradm. Boyas akm
eski darmadan mobilyalarla ba baaydm. Belki bir
mektup yazm, hi deilse ardnda bir not brakmtr
diye dndm ama hibir ey bulamadm. Tuzluu,
kurutulmu biberleri, un ve yarm bir lahanay bir ara
ya getirmi, bir kenara da biraz bozuk para brakmt.
Varmz youmuz buydu zaten, ne varsa bana brakp
gitmiti. Biraz daha hayatta kalmam istemiti besbelli.
Duvarlar zerime geliyordu sanki, boulacak gi
biydim. Avluya zor atmtm kendimi. Buras da zifiri
karanlkt. Ortadaki odann kat perdesinde, ebe
veynleriyle oynayp glen bir bebein silueti gr
nyordu. Yava yava sakinleiyordum, bu amansz
skntdan kurtulmann bir yolunu aryordum. Yk
sek dalar, usuz bucaksz bataklklar, ilek caddeler,
l l lenler, siperler, kapkaranlk gece, keskin bir
bak darbesi ve sessiz admlar geiyordu gzlerimin
nnden.
Sakinlemitim, uzak bir lkeye gitsem ne kadara

282
patlar diye dndm, sonra derin bir soluk aldm.
Gzlerimi kapayp uzandm, gelecekten bir g
nmn hayalini kurdum. Gece yars olmadan her
ey silinmi aklmdan. Karanlkta, bir yn bakkaliye
grr gibi oldum, ardndan Zijun'un kl gibi solmu
yz ve masum baklaryla bana yalvarrcasna bak
tn grdm. Kendime geldiimde, hibir ey yoktu
etrafta.
Yreimdeki sknt dinmemiti. Ne diye pat diye
syleyivermitim her eyi, biraz daha bekleyemez
miydim? ocuklaryla ne alp veremedii belirsiz gad
dar babasnn eline dmt. evresindekilerin buz
gibi baklar da cabasyd. Bana kalansa u boluktan
baka bir ey deildi. Terk edilmiliin ar ykn
omuzlamak, bir bakasnn hayatn gaddar ve suratsz
kimselerle mahvetmek ne berbat bir duyguydu! Me
zarmn banda alayanm bile olmayacak, yle yal
nzm ite.
Zijun'a gerekleri sylememeliydim. Bir zaman
lar birbirimizi sevmitik, yalan da olsa bu birlikteli
e devam etmeliydim. Gerek, bir hazineyse eer, bu
hazineyi ortaya karmam Zijun'un yokluunun da
yanlmaz ykne sebep olmamalyd. Yalanlarn so
nular da ar olur, fakat gereklerin yannda hafif
kalyormu.
Ona gerei sylerken beni brakabileceini, yo
luna rahatlkla devam edebileceini sanmtm. Yanl
mm, bana duyduu akm meer gz;D karartan.
Riyakarln ar ykn omuzlayacak cesaretim
yoktu, bundan dolay gereklerin ar ykyle yz
letirmitim onu. Beni gerekten sevdiine gre m
rnn sonuna dek bu yke katlanmal, zorluklara ve

283
souk baklara gs germeliydi.
lmn dnmtm . . . radesiz ve zayf biri
olduumun farkna varmtm. Gllerce hatta z
sz bir olmayan kimselerce bile dlanmay, telen
meyi hak ediyordum ben. Zijun ise her eye ramen
biraz daha olsun yaayabilmemi istemiti.
Zijun'un yokluuyla sszlaan evin yaanacak
yan kalmamt. Chichao Caddesi'nden ayrlmak is
tedim. Buradan uzaklarsam Zijun'u da yanmda g
trm gibi hissedebilirdim. En azndan MI kasaba
daysa pansiyonda kaldm zamanlardaki gibi her an
kp beni grmeye gelebilirdi.
Ona ulamak iin yazdm mektuplarn hibi
rine cevap alamamtm. Uzundur grmediim bir
tandmn kapsn almaktan baka arem yoktu.
Amcamn okuldan arkadayd bu adam. Uzun yllar
Pekin'de yaam evresi geni, yksek tahsilli bir be
yefendiydi.
Henz kapdayken, stm bam perian halde
olduundan kapcnn aalayan baklaryla karla
tm. Zor da olsa ieri girebilmitim. Amcamn arkada
grr grmez tand beni, ama ok souk davran
yordu. Bamdan geenleri biliyordu.
Baka bir yerde alabilmem iin yardm istedi
imde, "Elbette burada kalamazsn," dedi. "Peki ya
nereye gideceksin? Tabii olduka zor bir durum. Hani
neydi senin u, ey arkadan Zijun muydu? ld
n biliyorsundur sanrm."
Bamda aa kaynar sular dklmt. Konu
amamtm, dilip tutulmutu.
"lm m? " diyebildim sonunda.
. . '

Yalandan bir kahkaha aft. "Uam Wang Sheng

284
syledi, onun kylsyd."
"Nasl... Nasl lm?"
"Ne bileyim, lm ite."
Oradan nasl ayrldm, eve nasl vardm hatrla
myorum. Yalan sylyor olamazd. Zijun'u bir daha
asla gremeyecektim. mrnn sonuna bir bana
yaamaya, babasnn hogrsz tavrlar ve evresin
dekilerin souk baklarna katlanmaya razyd, fakat
bu kadar onun iin fazlayd. Kader gerekleri bilerek
lmesine karar vermiti, sevgiden yoksun bir lm!
Burada kalmam mmkn deildi. Peki ya nereye

gidecektim?
. Nereye gitsem peimde bir amansz boluk, bir
lm sessizlii benimle olacakt. Sevgiden yoksun
lenlerin gzlerindeki karanl gryor, yrek para
layan lklarn duyuyordum. Yeni bir eyi bekliyor
dum, ad konmam ve hi umulmadk bir eyi. Gn
ler geiyor, ayn lm sessizlii peimi brakmyordu.
Eskiye gre daha az dar kar olmutum, bu
sonsuzluk iinde gnlerimi geiriyor ve lm sessizli
inin ruhumu kemirmesine seyirci kalyordum. yle
anlar olurdu ki sessizliin kendisi bile korkar, girecek
delik arard. Byle zamanlarda ad konmam, hi
ummadm yeni bir umut yeerirdi iimde.
Karanlk bir sabaht, gne bulutlarn ardndan
kendini gsteremiyordu. Hava bile hayattan bezmiti.
Ufak ufak ayak sesleri ve bir hrltyla atm gzlerimi.
Odaya gz ucuyla bir bakaym dedim, her ey ayny
d. Yere baktmdaysa st ba toz iinde, clz bir
hayvan grdm. l desem l deil, sa desem sa
deil. . .
Daha dikkatli baktm. Ayaa frladm. Kalbim du-

285
racak gibi oldu.
Tag'di gelen. Geri dnmt.
Ev sahibim ve hanmnn souk baklar deildi
Chichao Caddesi'ni asl terk edi nedenim. Tag bura
da olduu iin daha fazla kalmak istememitim. Peki
ya nereye gidecektim? Gelecekte nmde alacak
birok kapnn varlndan emindim. Ne var ki ilk
adm nasl atacam bilemiyordum.
Uzuri uzadya dndkten sonra pansiyonun
kalabileceim tek yer olduuna karar verdim. Ayn
perian oda, ahap karyola, yars kurumu akasya ve
bildik mor salkm. . . Bir zamanlar hayata skca tutun
mam salayan, yzm gldren kiinin yerindeyse
yeller esiyordu. Gerei vermi, karlnda bu aman
sz boluu almtm.
Hala hayattaysam bana alan kaplardan birine
adm atmann bir yolunu bulmalydm. Yine de ilk
adm nasl atacam bilemiyordum. Bazen boz renk
li bir ylan gibi kvrlarak yaklaan bir yol kyordu
nme, bense ona ulamak iin sabrszlkla bekliyor7
dum. yice yaklatktan sonra karanlkta kayboluveri-
yordu bu yol.

lkbahar geceleri eskisi gibi uzamt. Uzun sre


bo bo oturuyor, bu sabah grdm bir cenaze y
ryn aklma getiriyordum. nde kattan yapl
m atlar ve figrler vard, arkadan gelenlerse sanki
alamyor, hareketli bir ark sylyorlard. Byle
sine rahat davranabildikleri iin onlara imrenmi
tim.
Sonra Zijun'un cenaze treni geldi aklma. Bolu
un ar ykn tek bana kaldrm, uzun gri yolda
admlarn atm, kat tavr ve donuk baklarca btn

286
btn yutulmutu.
Ruhlarn ve cehennem . diye bir yerin gerekten
var olmasn isterdim. Cehennem kasrgasnn kkre
yiine karn Zijun'un peine der, ektiim vicdan
azab ve pimanlklarm ona bir bir anlatr ve af diler
dim. Bylece cehennemin kor ateinin drt bir yanm
sarp vicdan azab ve kederimle beni yakp yok etme
sine frsat vermezdim.
Kasrga ve alevlerin arasnda Zijun'u kollarmn
arasna alr, af diler ve ok ge de olsa onu mutlu et
meye alrdm . . .
Yeni bir hayata balama dncesinin boluu ve
ilkbaharn bitmek bilmeyen uzun gecelerinden ba
ka bir eyim yoktu, heyhat! Mademki hayattaym,
yepyeni bir balang yapmak zorundaym. Atacam
ilk admsa hem Zijun hem de kendim iin ektiim
strab kaleme almak olmal. Alamaktan, hislerii
bir lk gibi haykrmaktan baka bir ey gelmiyordu
elimden. Zijun'u kaderin tozlu sayfalarna gmyor,
ardndan yas arklar sylyordum sanki.
Unutmak istiyorum. Zijun'un cenazesine duydu
um kaytszl dahi hatrlamak istemiyorum.
Yeni bir balang yapmak zorundaym. Gerek
leri yaral kalbimin derinliklerine gmmeli, kaytsz
lklar ve yalanlar klavuz edinerek sessizce yoluma
devam etmeliyim.

2 1 Ekim 1925

287
BOANMA

"Mutlu yllar Mu amca, yeni yl hepimize bol


ans getirsin!"
"Naslsn Pa-san? Herkese mutlu yllar!"
"Mutlu yllar By-Okbaba Mu! Aigu da sizinle gel
mi ... "
"Merhaba Bykbaba Mu! "
Zhuang Musan ve kz Aigu Manolya Kpr
skelesi'nden gemiye admlarn attklar srada ge
mideki herkes ayaklanmt. Kimi selam veriyor, kimi
yeni yllarn kutluyor, kimi saygdan eiliyordu. Mu
ve kznn oturmas iin drt kiilik bir yer boaltl
mt;
Selamlama fasl bittikten sonra Zhuang Musan
kendileri iin ayrlan yere oturdu. Bacaklarn V ek
linde aan Aigu da onun sol tarafna oturdu, tam kar
snda Pa-san vard.
Yenge kabuu gibi krmz suratl bir adam, "Ka
sabaya m gidiyorsunuz Bykbaba Mu?" diye sordu.
"Kasabaya deil," dedi Mu keyifsiz bir ekilde.
Koyu krmz surat yle buru burutu ki ne olursa
olsun yz ifadesi ayn kalyordu. "Pang Ky'ne gi-

289
diyoruz. "
Gemidekiler susmu, merak dolu gzlerle birbir
lerine bakyorlard.
"Aigu'nun ii iin mi yine?" diye sordu Pa-san so
nunda.
"yle. . . Bu mesele beni ldrecek. yldr bir
o yana bir bu yana . . . Kimi zaman ks kaldk kimi za
man bartk, fakat aramz bir trl dzelmedi."
"Bay Wei'nin evine gidiyorsunuz yani?"
"Evet, bu, yapt ilk arabuluculuk olmaya-
cak. Aslnda sylediklerinde katlmadm noktalar da
var, ama sorun deil. Ailecek yeni yl iin toplanyor
lar, ehirde yaayan Yedinci Efendi de orada olacak."
Gzlerini kocaman at Pa-san: "Yedinci Efendi
mi? Onun da fikri alnacak yani? Geen yl mutfak
sobalarn alaa ederek intikammz aldk saylr.72
Aigu'nun oraya dnmesine gerek yok artk. . . " Gzle
rini yeniden kst.
"Geri dnmyorum, Pa-san! " dedi Aigu, sitem
ederek. "Hncmz almaya gidiyorum. Bir dnsene!
Huysuz o kk dulla krtrp artk beni istemediini
syledi. Kolay m benden kurtulmas? Babas da allem
etti kalem etti benden kurtulmak iin olunun aklna
girdi. Benden kurtulmas kolayd ya! Bay Bilgin'e ne
demeli? Sulh hakiminin yanna kapak att diye bizle
ayn dili konumuyor mu sanki? Yine de, 'Ayrlmanz
hepimizin hayrna,' demekten baka bir ey bilmeyen
Bay Wei kadar ahmak olduunu syleyemem. Bunca
sene nelere katlandm teker teker anlatacam on
lara. Kim haklym herkes grecek."

72. Shaoxing'de byk kavgalarda kar tarafn sobasn ykmak bir zafer gs
tergesidir. (.n.)

290
Aznn payn alan Pa-san bir daha tn kara
mad,
Gemide sessizlik hakimdi, sadece geminin pruva
sna arpan dalgalarn sesi duyuluyordu. Zhuang Mu
san piposunu eline alp doldurmaya balad.
Karsnda, Pa-san'n yannda oturan iman bir
adam cebini biraz yokladktan sonra bir akmak ka
rarak Zhuang Musan'n piposunu yakt.
Ban hafife eerek, "Teekkr ederim, sa ol,"
dedi Zhuang Musan.
"lk kez karlam olsak da adnz evvelden
duymutum. Sahil kysndaki on sekiz kyden birin
de yaayp da Mu amcay tanmayan var mdr ki?
Huysuz'un kk dulla krtrdndan bizim de ha
berimiz vard. Alt olunu yanma alp mutfak soba
larn alaa ettiinizde sizi kim haksz bulmutu ki?
Sizin hakl olduunuzu cmle alem biliyor. Hepimiz
arkanzdayz, ne diye onlardan korkacakmsnz ki?"
"Hay yaa bey amca!" dedi Aigu. "Kim olduunu
bilmiyorum ama bu amca ok doru sylyor."
"Benim adm Wang Degui," diye kendini tantt
iman adam.
'
Wang Degui'den cesaret alan Zhuang Musan
sinirlenerek bir eyler gevelemeye balad: "Ne Bay
Bilgin ne de bir bakas, kimse beni susturamaz. D
zenlerini bozup yuvalarn ykana kadar balarna bela
olmaya devam edeceim. Huysuz'un babas nafakay
bile dzenli vermezken Bay Wei drt kez benimle ko
numaya geldi."
"Fakat Bykbaba Mu, geen yln sonunda
Huysuz'un ailesi Bay Wei'yi evlerinde arlayp yemek
yedirmemi miydi?" diye araya girdi Yengesurat.

29 1
"Ne fark eder?" dedi Wang Degui. "Bay Wei'ye
ziyafet eksen bile dncelerini deitiremezsin. Ger
ekleri grebilen bilge kimseler her zaman adaletin
savunucusu olmulardr. rnein, birisi zulme ura
msa, hibir karlar olmasa da harekete geip onun
yannda olacaklardr. Bay Yung, geen yln sonunda
Pekin'den bizim fakir kymze geri dnmt. Biz
kyller gibi cahil deil, grm geirmi bir kimse
dir. Orada Madam Guang diye birinden sz etmiti.
Hani u dnyann en iyi . . . "
Demir atmaya hazrlanrken, "Wangjia!" diye ba
rd gemici. "Wangjia'da inecek var m?"
"Ben ben," deyip piposunu eline alp kamaradan
kt gibi ardna bakmadan kendini karaya atmt
iman adam.
"Kusuruma bakmayn," diye seslenip bayla se
lamlad yolcular.
Gemi yine sessizce yol ald, bu sessizlii bozan tek
ey dalgalarn sesiydi. Pa-san, yz Aigu'nun ayakla
rna dnk bir ekilde uyuyakalmt. Her nefes al
nda az biraz daha aralanyordu. ki yal kadn ka
marann nnde tespihlerini ekerek Budist dualarn
mrldanyorlard. Baklarn Aigu'ya evirerek onu
batan aa szdler. Acyan gzlerle ona bakarken
bir eyler fsldatlar. Aigu gzlerini tenteye dikmi,
muhtemelen, Ne yapsam da dnyay onlara dar et
sem, Huysuz'a kaacak delik brakmasam," diye d
nyordu. Bay Wei'den korktuu falan yoktu. Onunla
iki kez karlamt ve onun da kylerindeki bodur,
koca kafal adamlardan bir fark olmadn dn
yordu.
Zhuang Musan'n piposunun ttn bitmek ze-

292
reydi. Piponun ya pskrmeye balad halde f
lemeye devam ediyordu. Wangjia'dan sonra geminin
Pang Ky'nde duracan biliyordu. Kyn giriin
deki Sanat Yldz arda grnmt. Oraya ska
gidip geldiinden pek de dikkatini ekmemiti. Kz
nn gzleri yal evine geldiini, kocasnn ve kaynpe
derinin ona neler ektirdiini ve karlnda onlardan
nasl intikam aldn hatrlamt. Gemi gzlerinin
nnde yeniden canlanmt. imdiye kadar bu ey
tanlar cezalandrn hatrladnda yz skntl
bir hal alrd, bu kez yle olmad. Birden aklna Bay
Bilgin geldi, az nceki dncelerinden uzaklamaya
balamt.
Gemi yoluna sessizce devam ediyordu. Sadece
Budist kadnlarn dua sesleri duyulabiliyordu. Ge
mideki herkes Aigu ve babas gibi derin dncelere
dalmt.
"te geldik Mu amca."
Gemicinin sesiyle kendine gelen yolcularn gz
leri Sanat Yldz arda'n aryordu. nce Zhuang,
ardndan da Aigu karaya ayak bast. arda getikten
sonra Bay Wei'nin evine doru yola koyuldular. G
ney istikametinde otuz evi getikten sonra kedeki
eve vardlar. Evin nnde demir atm drt tane siyah
tenteli tekne vard.
Siyah vernikli koca kapdan geerek kapc ku
lbesine yneldiler. eride iki masann etrafnda
toplanm birok gemici ve ihi vard. erdekilerin
yzlerine bakmaya cesaret edemeyen Aigu, hzlca gz
gezdirip kocas ve kaynpederini arad fakat ikisi de
orada yoktu.
Uak, orba ve yeni yl keklerinden getirince ne-

293
dense daha da huzursuz hissetti kendini Aigu. "Sulh
hakiminin yanma kapak att diye bizle ayn dili konu
muyor deil ya?" diye dnd.
"Gerekleri grebilen bilge kimseler her zaman
adaletin savunucusu olmulardr. Bay Bilgin'e on be
yanda evlendiim gnden itibaren yaadm her
eyi anlatmalym."
orbay bitirdiinde yzleme vaktinin gelip at
tnn farkndayd. ok gemeden kendini, babasna
ve kendisine karlama odasnn kesindeki byk
salonun yolunu gsteren iftilerin peinden giderken
buldu.
Oda yle sk tkt ki ierideki eyalar ayrt
edilemiyordu. eride krmz ve mavi saten ceket
leri parldayan misafirler de vard. Tam ortalarnda
Aigu'nun grr grmez tand Bay Bilgin duruyor
du. O da koca kafal ve yuvarlak yzl biriydi, fakat
kalp olarak Bay Wei ve dierlerinden daha da iriydi.
Kocaman yznde incecik ekik gzleri ve bir tutam
siyah by vard. Banda iki tel sa kalmamt ama
yanaklar elma gibi parlyordu. Bir anlk aknlktan
sonra yanaklarn domuz yayla ykam olabileceini
dnd Aigu.
"Atalarmzn cenaze trenlerinde kulland bu
eyin ad makat-tkacdr. "73
Bay Bilgin'in elinde anm taa benzeyen bir ey
vard. Konuurken bu nesneyi burnuna iki kez sr
mt. "Maalesef yeni bulundu bu. Ama yine de ok
deerli. Han Hanl74 dneminden bile eski bir ta

73. Eskiden insanlar, llerin rmesini engelledijine inanarak, gmmeden


nce vcudun alt ksmndaki aklklar yeim tayla doldururlarm. (.n.)
74. M. 206 M.S 220. (.n.)
-

294
olmal. u cva lekesine75 baksanza."
Bay Wei de dahil olmak zere birok kii tan
etrafnda toplanmt. Evin birka ocuu da oraday
d. Bay Bilgin onlar yle bir korkutmutu ki gk k
mayan ocuklar Aigu fark etmemiti. Bay Bilgin'in
dediklerini tam olarak anlamamt. Cva lekesiyle
ilgilendii de sylenemezdi. Sormaya da niyeti yoktu.
Bunun yerine etrafn inceliyordu. Bu srada Huysuz
ve babas, Aigu'nun arkasnda kalan kapnn dibinde
belirdiler. Etrafna baknrken onlar gren Aigu, ko
casnn ve kaynpederinin alt ay nce karlatklarn
dan ok daha yal grndn fark etti.
Lekeli tan etrafnda toplanan kalabalk yava
a dald. Bay Wei ta alarak bir yere oturup ta
sevgiyle okamaya balad. Kafasn kaldrp Zhuang
Musan'a yle sordu:
"Sadece ikiniz mi geldiniz?"
"Evet, sadece ikimiz."
"ocuklarnz neden gelmedi?"
"Zamanlar yoktu."
"Sz konusu bu i olmasa yeni yl zaman sizi bu
ralara kadar yormazdk. Eminim siz de bu durumdan
bkmsnzdr. ki yl geti, deil mi? Bu husumeti
srdrmeyelim derim. Kocas Aigu'yla geinemedi ve
ailesi gelinlerini sevmedi. . . Bence szm dinleyin,
boansnlar en iyisi. Benim szm dinlemiyorsunuz
bari adalet timsali Bay Bilgin'i dinleyin. O da benimle
hemfikir. Bir orta yolun bulunmas iin iki tarafn da
baz eylerden dn vermesi gerektiini savunuyor.

75. Eskiden llerin erken rmesini nlemek iin gmerken cva kullan
lrm. Bu yzden mezarlarda bulunan eyalarda cva lekesine ska rastlanr.
(.n.)

295
Hatta Huysuz'un ailesine nafakay on lira artrarak
doksan lira yapmasn syledi! "
"
"
"Tam doksan lira! Bu durmu imparatora an
latsanz bile byle bir zm yolu bulamazsnz. Bay
Bilgin' den baka kimse byle karl bir teklif sunmaz!"
Bay Bilgin bayla Zhuang Musan' selamlayarak
sessizce bir eyler syledi.
Durumun ciddiyetinin farkna varan Aigu, civar
kylerde sz sahibi bir kimse olan babasnn sessiz ka
lna armt. Babasnn hata ettiini dnyordu.
Sylediklerinin tamamn anlayamasa da korktuu
gibi olmam, Bay Bilgin kendisinden ok kibar bir
dille bahsetmiti.
"Bay Bilgin gerekleri grebilen bilge bir kimse,"
dedi kendinden emin bir ekilde. Ky halk gibi cahil
deil. Bana yaplanlar anlatabileceim kimse yoktu.
Bay Bilgin'e olanlar bir bir anlatacam. Evliliim s
resince hep iyi bir e olmaya altm. Kimseye saygda
kusur etmedim, zerime deni yaptm. Fakat onlar
bende srekli kusur aramaktan vazgemediler. Her
biri ayr bir dertti! Geen yl sansar, horozu yediin
de de beni sulamlard. Vay efendim neden kmesi
kapatmamm! Halbuki kapy ak brakan ben de
il, pirin armak iin kmese .giren pisliin tekiydi.
Huysuz'a bunu bir trl anlatamadm. Sonunda da
yak yiyen yine ben oldum."
Bay Bilgin onu dikkatle dinliyordu.
"Bunun mutlaka bir sebebi olmalyd. Eminim
bu neden Bay Bilgin'in gznden kamayacaktr. O
rfnt kocam batan kard, onu benden souttu!
Birbirimizi severek evlenmitik biz. Telli duvakl d-

296
n yaptk. Gelin faytonumla geldim kocamn evi
ne. imdi beni bir anda yzst brakmak kolay m?
Buna izin vermem, gerekirse mahkemeye bile gide
rim. Mahkemede de bu sorunu zemezsek, valilie
ikayet ederim."
"Bay Bilgin'in bir bildii vardr," dedi Bay Wei.
"Bu tutumunda srar edersen senin hi iyi olmayacak.
Hep burnunun dikine gidiyorsun. Baban gibi anlayl
olsan ne olurdu! Kardelerin ve senin babanza biraz
ck ekmemesi ne kadar ac! Bu meseleyi valilie ta
dn diyelim, onlar da Bay Bilgin'in fikrini sormayacak
m sanyorsun? Bu sefer de bu olay herkesin diline
decek. Bunu da aklndan karma! "
"ki ailenin zararl kacan bilsem de vazge
meyeceim! "
"Byle eyler syleme. Henz gensin, kendini
harap etme. 'fkenin atei nce kendini yakar'76 yle
deil mi? Nafakana on lira daha ekledik. Daha ne isti
yorsun? Kocann ailesi gitmeni istiyorsa itiraz etmeye
ceksin. Valiliin szn bile amayacaksn. angay'a
veya Pekin'e gitsen de bu byledir, hatta yurtdnda
bile. Bana inanmyorsan u gen adama sor, kendisi
Pekin'deki okulundan henz geldi." Sivri eneli bir
gence dnerek, "le deil mi?" diye sordu.
Gen adam hemen toparlanp saygl bir tavrla,
"Kesinlikle," dedi.
Aigu hayal krklna uramt. imdi daha da
keye skm hissediyordu. Babas konumuyordu,
kardeleri onunla gelmemilerdi bile. Bay Wei'yse her
zaman kar taraf tutmutu. Sabahtan beri tek keli-

76. Sadi'ye ait bir zdeyi. Metnin orijinallnde buna ok yakn bir atasz kul-

lanldndan bu ekilde Trkeletirilmitir. (e.n.)

297
me etmeyen gen adam da kendisinden beklenenleri
sylemiti. Direnci krlsa da son bir kz direnmeye
kararlyd.
"Ne! Ama Bay Bilgin . . . " aknl ve hayal krk
l gzlerinden okunuyordu. "Evet, tamam biz cahil
insanlarz. Babam insanlarla nasl ba edeceini bile
bilmiyor. Artk kendine bile hayr yok. Huysuz ve ba
basnn kendilerini hakl karmak iin denemedikleri
yol kalmad. Babam buna bile tepkisiz kald."
u ana dek konumayan Huysuz sessizliini boz
du: "una bakn hele, Bay Bilgin'in yannda byle ey
ler sylemekten hi utanmyor. Evde de bize hi dirlik
vermezdi zaten. Babama moruk, bana da alak herif
diye hitap ediyordu."
"Kimmi sana alak herif diyen?" diyerek kzgn
kzgn bakt Aigu. Bay Bilgin'e dnerek devam etti:
"Benim de burada syleyeceklerim var. O nce ken
dine baksn. Bana srekli rfnt, kahpe gibi szler
syleyip duruyordu. Hele o orospuyla krtrmaya
baladndan beri anneme babama bile kfr etmeye
balamt. imdi siz karar verin Bay Bilgin, hangimi
zin . . . "
Bay Bilgin aniden yzn ona evirip gzlerini
kocaman anca Aigu'nun laf aznda kald. Bay Bil
gin fkelenerek, "Gel buraya," diye bard.
Birden neye uradn aran Aigu'nun kalbi kt
kt atmaya balad. Artk umudu kalmamt, bu sa
va kaybetmiti. Yanl yola sapm ve bu yolda kendi
sonunu kendi hazrlamt.
Mavi giysili ve siyah ceketli birisi birden ieri gir
di. Bay Bilgin'in karsnda dikildi.
Odada t kmyordu. Bay Bilgin bir eyler fsl-

298
dad ama kimse ne dediini duyamad. Sadece ua
duymutu. Bu emir karsnda dehete den uak Bay
Bilgin'in nnde saygyla eilerek, "Peki, nasl ister
seniz," dedikten sonra birka adm geri gidip odadan
kt.
Aigu ters bir eyler olacan ve buna engel ola
mayacan sezmiti. te imdi anlamt Bay Bilgin'in
kim olduunu. imdiye dein hata etmi, saygsz
ca szler sarf etmiti. Sonunda piman olmu ve u
szler dudaklarndan dklmt: "Her zaman Bay
Bilgin'in kararna sayg duymuumdur."
Aigu'nun szleri Bay Wei'nin keyfini yerine ge
tirmiti.
"te bu! " diye yerinden srayarak haykrd.
"Bay Bilgin sonunda Aigu'yu yola getirdi. Kzn da
raz olduuna gre senin de bir itirazn olmaz her
halde Musan. Senden istediim evlilik czdann d
getirdin deil mi? Hadi artk u ii bitirelim."
Aigu babasnn cebini kartrdn grd. Bu s
rada uak yeniden geldi ve Bay Bilgin'e kk, kap
lumbaa eklinde siyah bir ey verdi. Aigu korkun bir
eyler olacak diye endielenmeye balad. Baklarn
babasna evirdi, bu srada babas masada mavi bir pa
ketten tomarla para karyordu.
Bay Bilgin kaplumbaann ban ters evirerek
avucuna bir ey boaltt ve onu uaa geri verdi. Par
mayla avucundaki eyden biraz alp burun delikle
rine srd ey burnunda ve st dudanda sar bir
leke brakt. Sonra hapracakm gibi burnunu ekti.
Zhuang Musan'sa paralar sayyordu. Bay Wei
saylmayan paralardan birka deste alp Huysuz'un
babasna uzatt. Krmz ve yeil evlilik czdanlarn

299
yerini deitirip gerek sahiplerine verdi.
"yi say Musan, bu ciddi bir mesele. Tm bu pa
ralar. . . "
"Hapuuu!"
Bay Bilgin alt st haprmt fakat Aigu irkile
rek yerinden sramt.
Az sonuna kadar akt, burun delikleriyse bir
alp bir kapanyordu. ki parmayla u, atalarmzn
cenaze trenlerinde kullandklar eyi burnuna yap
trmt. Aslnda burnunu ovuturmaktan baka bir
ey yapmyordu.
Zhuang Musan zor da olsa paralar saymay bi
tirebilmiti. ki taraf da kendi evlilik czdanlarn al
dlar. Sinirler yatm bu durumdan herkes memnun
kalmt.
"Bu sorunu da bylece zm olduk," dedi Bay
Wei. Herkesin gitmek iin ayaklandn grnce ra
hat bir nefes ald. "Pekala, her ey halloldu. Bu husu
meti de ortadan kaldrdk neyse ki. Gidiyor musunuz
yoksa? Yeni yl bizimle kutlamak istemez misiniz?
Hazr bir araya gelmiken. . . "
"Kalamayz, sonra geliriz," dedi Aigu.
Zhuang Musan, Huysuz ve babas, "Teekkrler
Bay Wei, u an vaktimiz yok. Yapacak ilerimiz var,"
deyip saygyla oradan ayrldlar.
"Biraz daha kalamaz msnz?" dedi Bay Wei s
rarla, arkadaki Aigu'ya.
"Gerekten kalamayz Bay Wei, teekkr ede
rim."

6 Kasm 1925

300
AY'A KA I

.
Aklh hayvanlarn insanolunun isteklerini seze
bilmeleri bilinen bir gerektir. Kap, gr mesafesine
girer girmez at yavalad ve binicisiyle ayn anda ba
n edi. Att her admda ban bir o yana bir bu
yana sallyordu.
Koca ev, akam sisinin arasnda kendini gster
miti. Bu srada komu evlerin bacalarndan kaln,
siyah dumanlar ttyordu. Akam yemei vakti gel
miti. Toynaklarn sesini duyan uaklar dar km,
yanlarnda silahlaryla kapnn nnde dikilmilerdi.
p ynnn yannda, yorgun bir halde atndan
indi Yi. 77 Uaklar dizginini ve krbacn almak iin
hemen yanna gittiler. Eii getii srada belindeki
bir sr yeni yaplm oklara, antasna koyduu
kargaya ve mahvolmu sereye bakt. ten. ie zlse
de ok klfnda takrdayan oklaryla yrmeye devam
etmi, hi bozuntuya vermemiti.

77. Yi (veya Hon YI) eski in mitlerinde geen tsanevi bir okudur. Mitolojiye
gre Yi, dokuz gne kuunu ldrdl iin cennete alnmamtr. Bu olay,
dnyaya uzun sren bir kuraklk getirmitir. (.n.)

301
Avluya geldiinde yuvarlak pencereden kendisine
bakan Chang'e'yu78 grd. Keskin gzleriyle kargalar
grm olmalyd. Dehete kaplan Yi ylece kalakal
mt, ieri girmek zorundayd. Kapda onu hizmeti
kzlar karlad. Yayn, ok klfn ve antasn aldlar.
Yzlerindeki zoraki glmsemeyi fark etmiti. Elini
yzn ykadktan sonra, "Karcm," diye seslenerek
ierideki odaya girdi. Chang'e yuvarlak pencereden
gn batmn izliyordu. Yavaa yzn evirip kar
lk vermeden tuhaf bir bak att.
Bir yl akndr byle bir tavra almt. Her za
man olduu gibi Chang'e'nin tam karsndaki zerin
de leopar derisinden yaplm eski bir rtnn serili
olduu ahap kanepeye oturdu. Ban karken mrl
danmaya balad:
"ans yzme glmedi yine, bir tek u kargalar... "
"lyy,"
Dal gibi kalarn kaldran Chang' e yerinden ok
gibi frlayp odadan kt. Giderken, "Karga soslu
erite! Yine karga soslu erite ha! u dnyada bizden
baka kim btn bir yln karga soslu erite yemekle
geiriyor acaba? Ah benim bahtsz bam, ne diye se
ninle evlendim de karga soslu eriteden baka bir ey
yemez oldum! "
"Karcm! " diyerek peinden gitti Yi. "Bu sefer
ok da kt deil, bir de sere vurdum senin iin. s
tersen elbise diktiririz. Nuhsin! Sereyi getir de han
mn grsn! "
Av etini mutfaa gtrmlerdi. Nuhsin bir kou-

78. Eski in mitolojisinde Yi'nin kars olduu dnlen tanradr.


lmszlk iksiri ierek bir tanraya dnmek iin Ay'a kamtr. (.n.)

302
da getirip iki eliyle hanmna uzatt.
"Burada hanmm! "
Kmseyen gzlerle sereye yaklap dokundu.
"lyy, iren! Parampara etmisin, nerede bunun eti?"
Bu duruma bozulan Yi, "Maalesef," dedi. "Yaym
ok kuvvetli, okun ucu ok byk."
"Daha kk oklar kullanamaz mydn?"
"Baka okum yok ki. Dev bir domuz ve koca bir
pitonu vurduumda . . . "
"Ne dev bir domuz ne de koca bir piton gre
biliyorum ben! " Nuhsin'e dnerek, "Bununla orba
yaparsn," deyip odaya geri dnd.
Ne yapacan bilemez halde orackta kalan Yi,
srtn duvara yaslayp mutfaktan gelen ate seslerini
dinlemeye koyuldu. Uzaktan kk bir tepecik gibi
grnen dev domuz geldi aklna. Domuzu o zaman
deil de imdi vurmu olsayd alt aylk yemek ihtiya
larn karm olacak ve yemek yznden byle azar
iitmeyecekti. Koca pitona gelince! Pitonlu orba m
yapacakt sanki!
Nuyi lambay yakt. Kzl ve siyah ok ve yaylar,
yayl tfek, kl ve haner; boyas akm duvarn di
binde parl parl parlyordu. yle bir baknktan sonra
ban eip derin bir ah ekti Yi. Nuhsin masay hazr
layp akam yemeini servis etti. Sol tarafta be karga
soslu erite taba, sa tarafta iki karga soslu erite ta
ba ve tam ortada da koca bir tabak karga soslu orba
vard. Yi de bunun pek itah aan bir yemek olma
dn kabul ediyordu. Yemeini yerken aktrmadan
karsna bakyordu. Chang' e karga sosuna aldrmadan
eritesini orbaya banarak yedi, Taban bitirmeden
masadan kalkt. Yz hi olmad kadar solmutu,

303
sakn hasta olmasn?
Biraz sonra daha iyi grnyordu. Yatan kena
rna oturmu, sessizce elindeki suyu iiyordu. Yi de
ypranm leopar derili rty dzelterek yatan ya
nndaki koltua oturdu.
," dedi Yi, "evlenmeden nceydi, bu benek
li leopar bat tepesinde vurmutum. yle gzeldi ki
altn gibi parlyordu." Karsnn gnln almak ister
gibiydi.
Eski gnleri hatrlatmt ona bu rt. O gnlerde
nasl huzur iinde yaadklarn; aylarn penelerin- .
den, develerinse hrglerinden baka bir yerlerini
yemediklerini, kalan yerlerini hizmetilere ve uakla
ra verdiklerini hatrlamt. Byk av bittiindeyse ya
ban domuzu, tavan ya da sln yerlerdi. yle yaman
bir avcyd ki elinden kaan olmazd. Bir kez daha de
rin bir ah ekti:
"ok iyi bir avc olduum iin vuracak hayvan
kalmad. Kargadan baka bir ey kalmayacan kim
bilebilirdi ki?"
Alayc bir gl geti Chang'e'nin dudaklarndan.
"Bugn yine ansl saylrm. En azndan bir de
sere vurdum. Onu da bulabilmek iin epey uzaa git
tim."
"Peki daha da uzaa gidemez misin?"
"Giderim tabii karcm. Ben de bundan bahse
diyorum. Yarn erkenden kalkacam. Benden nce
kalkarsan muhakkak uyandr beni. Bu kez bir karaca
veya tavan bulana kadar gezeceim. Kolay olmayaca
n biliyorum. Dev domuz ve koca pitonu vurduum
zamanlar hatrlyorum da kara aylar sizin evin dibin
den yrr giderdi. Hatta annen bir keresinde birini

304
vurmam istemiti . . . "
"yle mi olmutu?" Belli ki bu, Chang'e'nin ak
lndan oktan kmt.
"Gn gelip hibirinden eser kalmayacan kim
bilebilirdi? Nasl geinir, ne yer ne ieriz bilemiyo
rum. Aslnda ben kendi bamn aresine nasl 'bakaca-
m biliyorum, tek yapmam gereken rahibin verdii
iksiri ierek aya gidebilirim, ama ben seni dnyo
rum. Bu yzden yarn biraz daha uzaa gitmeye karar
verdim."
"Hmn... "
Chang'e suyunu bitirdi. Usulca uzanp gzleri
ni yumdu. Lambann ksk bozulan makyajna
yansyordu. Yznn pudras gittiinden gzlerinin
altndaki halkalar ortaya kmt. Kalarndan biri
tekinden daha kalnd. Fakat tm bu kusurlara inat,
dudaklar ate gibi kpkrmzyd. Hele gamzeleri ...
Glmsemese bile yanaklarnda her daim grlebili
yordu.
'
"Byle bir kadnn sofrasna nasl olur da karga
soslu erite getiririm ben?" diye dnnce kendin
den utanarak kpkrmz oldu Yi.

il.
Gece oktan sona ermi, yeni bir gn domutu.
Yi birden gzlerini at. Bat duvarna yansyan g
ne vaktin ok da erken olmadnn gsterge
siydi. Ml ml uyuyan Chang'e'ye bakt. Uykuya
kald koltuktan sessizce kalkarak elbiselerini giydi
ve parmak ularnda odadan kt. Yzn ykarken
Nukeng'e, Wang Sheng'e atn hazrlatmasn syledi.

305
Yapacak tonla ii olduu iin kahvalt etmedi.
Nuyi, antasna be dilim kek, be sap prasa ve bir pa
ket krmzbiber koydu. antasn, oklarn ve yayn
beline skca tutturdu. Kemerini bir gzel baladktan
sonra koar adm kt salondan. Giderken Nukeng'e
seslendi:
"Bugn ok daha uzaklara gideceim. Biraz ge
cikebilirim. Hanmn kahvaltsn edip kendine geldi
inde ona zrlerimi ilet. Akam yemeine beni bek
lemesini rica et, zrlerimi iletmeyi sakn unutaym
deme! "
Apar topar dar kp atna atlad. Uaklarn ya
nndan imek gibi geip yola koyuldu. ok gemeden
ky geride brakmt. Kaoliang79 tarlalarnn arasn
dan yoluna devam etti. Burada avlanacak bir ey ol
madn ok nceden renmiti, bu yzden burada
av arayarak vakit kaybetmedi. Atn drtnala srerek
bir an bile durmadan altm /i80 yol gitti. nlerinde
sk bir orman vard ve ter iinde kalan at doal ola
rak yavalamt. On li daha gittikten sonra artk or
mandaydlar. Fakat Yi; eekars, kelebek, karnca ve
ekirgeden baka bir eye rastlamamt. Ne bir ku
ne de av hayvanndan eser vard. Ayak baslmam bir
blgeye girecek olmak onda tilki veya tavan yakala
yabilme arzusunu atelemiti. Ne var ki bo bir haya
lin peinden koturmaktan baka bir ey yapmyordu.
stikametini deitirmi ve yeil kaoliang tarlalarna
doru ynelmiti. Uzaklarda birka kerpi ev grl
yordu. Bu gneli havada rzgar scak esiyor, ne bir

79. in'de retilip sanlan, fermente edilmi .sorgumdan yaplm, damnlm


likrn hammaddesi. (e.n.)
80. Be yz metreye karlk gelen in uzaklk birimi. (e.n.)

306
karga ne de sere sesi duyulabiliyordu.
"Kahretsin," diye bard kendini yattrmak
iin.
Biraz sonraysa eskisi gibi yerindeydi keyfi. nk
az nce kerpi ev sand eyin aslnda bir av kuu
olduunu fark etmiti. Gagalamasna bakarsak bu b
yk bir gvercindi. Yayn eline alp okunu yerletirdi,
var gcyle ekip frlatt. Oku kayan bir yldz gibi
hzlanmt. Bir an bile tereddt etmeden -ki u ana
kadar hibir avn skalamamt- okun peinden avn
bulmaya gitmiti. Ava yaklat srada yal bir kadn
atna doru koturuyordu. Ok darbesiyle darmadan
olmu gvercini eline alp barmaya balad:
"Sen de kim oluyorsun? En ok yumurtlayan kara
tavuumdan ne istedin? Yapacak baka iin yok mu
senin?"
Serseme dnen Yi, olduu yerde ylece kalakal
mt.
"Ne? Tavuk mu? Ben onu gvercin sanmtm."
"Kr msn ? Krk yanda adamsn u dediine
bak!"
"Haklsnz hanmefendi, krk beimi yeni dol
durdum."
"Akl olmaynca ne yapsn sakal? Nasl olur da
tavukla gvercini kartrrsn? De bakalm, sen kim
sin?"
"Ben Yi," derken tavuun kalbini delik deen
eden okunu grd. Sesi giderek clzlayordu.
Yzne dikkatle bakarak: "Adn hi duymadm,"
dedi kadn.
"Buralarda iyi tanrlar beni. Kral Yao batayken
az domuz ve ylan vurmamtm."

307
"Yalanc seni! Burann en iyi avclar Feng Meng
ve arkadalaryd. Sen de onlara katlm olabilirsin
fakat nasl olur da avclarn kralymsn gibi tafra sa
tarsn? Utan kendinden!"
"Fakat hanmefendi, Feng Meng'le birka yllk
bir tanklmz var. Daha nce hi birlikte avlanma
dk. Bana bir yardm dokunmad."
. "Yalanc, herkes yanlyor da sen mi doruyu sy
lyorsun? Feng Meng'in ad dillerden dmez hi."
"Pekala, yle olsun. u meseleye dnelim, tavuu
ne yapacaz?"
"Zararm karlamalsn. En iyi tavuumdu o,
her gn yumurtlard. Karlnda iki apa de ma
kara isterim."
"Bakn hanmefendi, ben ne iftiyim ne de terzi.
apay, makaray nereden bulaym? stmde de
kuru param yok. antamda beyaz undan yaplm
be dilim kek var. Tavuunuza karlk bunlar, bir de
u be sap prasayla bir paket krmzbiberi vereyim.
Ne dersiniz?
Bir eliyle antasndan kekleri karrken tekiyle
tavuu yerden ald.
Yal kadn beyaz undan yaplm keklere itiraz
etmedi fakat on be tane isterim diye diretti. Sk bir
pazarlk sonrasnda on tanede anlatlar. Y i, okunu
rehin brakarak kalan dilimleri en ge yarn le vak
tine kadar getireceine sz verdi. i ferahlamt, l
tavuu antasna sokuturduu gibi at stnde evinin
yolunu tuttu. Alktan midesi kaznsa da halinden
memnundu. Bir yl akndr boazlarndan tavuklu
orba gememiti.
Ormandan kp atn ev yoluna ahlandrdnda

308
akamst olmutu. At da alktan halsiz dmt.
Akam karanl bastrdnda kaoliang tarlalarna
dahi gelememilerdi. Tam karlarna kan kim ol
duu belirsiz kiiyi fark etmesiyle bir anda kendisine
doru havalanan oku grmesi bir oldu.
Yi, trsa kalkan atn dizginlemeden yayna bir ok
takp frlatmt. Vnnn! Havada arpan oklar ikiye
ayrlm ve yere dmeden V eklini almt. kisi de
vakit kaybetmeden ikinci oklarn frlatmlard. Ok
lar yine havada arpmt. Yi'nin oku bitinceye ka
dar, tam dokuz kez srd bu atma. Sonraysa boa
zna nian alrken zevkten drt ke olan Feng Meng'i
karsnda bulmutu.
"Vay vay vay! Deniz kenarnda balk tuttuunu
sanrdm, meer byle kirli oyunlarla megulm. Ya
l kadnn ne demek istediini imdi anlyorum," diye
dnd Yi.
Anszn, Meng'in yayndan frlayan ok dolunay
gibi bir kavis izerek Yi'nin boazna doru vnlam
t. Boazndan mhlanan Yi, takla atarak yere dm,
atysa hareketsiz kalmt.
Yi'nin ldn gren Meng,81 ayaklarnn ucuna
basarak baucuna geldi. Zaferine kadeh kaldrr gibi
glmseyerek lnn yzne bakt.
Sonra birden gzlerini ap doruldu Yi.
"Ah, benden hi mi bir ey renmedin?" Oku a
zndan karp glmeye balad. "Oku azmla yaka
lamakta ne kadar usta olduumu bilmez misin? Ahh,

81. Yi'nln lrencisl ve onun gibi iyi bir okudur. Burada Kan Changhung'a
ilneleme yaplmaktadr. Kan Changhung Lu Hsun'un lrenclsl olan gen bir
yazardr, fakat daha sonra yazlarnda Lu Hs.un'u hedef almtr. Feng Meng'ln
Yi'yl vurmas bu olaya gnderme yapmaktadr. (.n.)

309
ne yazk! Byle ufak numaralarla hibir yere varama
yacaksn. Ustan ustandan rendiin numaralarla alt
edemezsin. Ya kendi yntemini bulacaksn ya da byle
boyundan byk ilere kalkmayacaksn."
"Seni kendi silahnla alt etmek istemitim," diye
mrldand "galip".
Glmeye balayan Yi ayaa kalkt.
"Byle zl szler de azndan hi eksik olmaz
zaten. Belki bu ekilde yal kadnlar etkileyebilirsin
. ama bana skmez bu numaralar. Ben kendimi avcla
adamm, senin gibi ekyalara da hibir zaman pabu
brakmam."
antasndaki tavua zarar gelmediini grmenin
rahatlyla atna tekrar binip yoluna koyuldu.
"erefsiz pi . . . "
Pei sra kfrler duyuyordu.
"Ardmdan kfredecek kadar alalm... Bir de
bana oyun oynamaya kalkyor. Byle bir adama ancak
yal bir kadn aldanr tabii. . . "
Yoluna devam ederken messif bir halde ban
sallyordu Yi.

111.
Kaoliang tarlalarn geride braktnda gece ka
ranl oktan kmt. Yldzlar belirmeye bala
m, bat tarafnda Vens olaand bir gz alclkla
kendini gstermiti. At, tarlalar arasndaki beyaz te
peden yoluna devam ediyordu. yle yorulmutu ki
admlarn hi olmad kadar yava atyordu. Neyse
ki ay, yolunu aydnlatyordu.
"Kahretsin! " Karn guruldayan Yi'nin sabr t-

310
kenmiti. "Geinmek iin ne kadar didinirsem didine
yim biri gelip yine nme ta koyuyor." Atn bir kez
daha dehlediyse de hayvann yava yava sallanmasna
mani olamad.
"ok ge! Chang'e kplere binmitir," diye d
nd. "Neyse ki bu kk tavukla gnln alabili
rim. Varr varmaz, karcm iki yz li uzaa gittim
ve sana bunu getirdim, diyeceim. Hayr hayr, byle
ok bbrlenmi olurum."
Uzaktan klar grnnce artk endielenmeyi
bJrakmt. Atn daha fazla yormadan yoluna ekin
devam etti. Yusyuvarlak bembeyaz ay yolunu aydn
latyor, yumuack rzgar yanaklarn okuyordu. Yo
rucu bir gnn ardndan eve dnmenin en gzel yan
buydu ite!
p ynnn yanna geldiklerinde at kendiliin
den durmutu. Etrafna biraz bakndktan sonra evde
bir eylerin ters r;ittiini anlamt Yi. Zhao Fu yalnz
karlamt onu.
"Ne oldu burada? Wang Sheng nerede?"
"Yao ailesine, hanmmz aramaya gitti."
"Ne? Hanmn Yao ailesine mi gitti?" arp kal
mt Yi.
"Evet efendim." Zhao dizginleri ve krbac ald.
Atndan inen Yi, eie doru yrd. Bir an d
ndkten sonra ardna dnp yle sordu:
"Beklemekten usanp bir lokantaya gitmediin
den emin misin?"
"Eminim efendim. Btn lokantalara baktm.
Hibirine gitmemi."
Dnceli bir ekilde eve girdi Yi. Evin hizmet
isi salonun giriinde endieyle bekliyorlard. Hayret-

311
ler iinde bard Yi:
"Siz burada msnz? Ama hanmnz Yao ailesine
asla tek bana gitmez ki! "
Ses etmeden Yi'nin yzne baktlar. Yayn, ok
klfn ve iinde tavuun olduu antay elinden al
dlar. Telalanmt Yi. Chang'e ya canna kymsa?
Nukeng'e, Zhao Fu'ya arkadaki havuza ve aala
iyice baktrmasn syledi. Yatak odalarna girer gir
mez yanldn anlamt. Oda darmadand. Btn
sandklar alm, yatan arkasndaki mcevher kutu
su gitmiti. Ne olduunu anlayamad Yi. Altn ve g
mlerin hibir nemi yoktu fakat papazn kendisine
verdii iksir de o kutudayd.
Odada drt dnerken Wang Sheng'in kapda bek
lediini fark etti.
"Efendim, hanmm Yaolarda deilmi. Bugn
mahjong oynamayacaklarm."
Yi hibir ey sylemeden yzne uzun uzun ba
knca Wang Sheng odadan ayrld.
"Beni mi ardnz efendim?" diye sordu Zhao
Fu ieri girerek.
Yi ban hayr anlamnda sallayarak ona kmas
n iaret etti.
Odada aranp durduktan sonra salona geip otur
du. Ok ve yaylar, yayl tfei, klc ve haneri otur
duu yerin tam karsndayd. Bir sre dndkten
sonra salonda odun gibi dikilmi duran hizmetilere
yle seslendi:
"Hanmn ne zamandr ortalkta yok?"
"Lambalar yakmaya geldiimde burada yoktu,"
dedi Nuyi. "Fakat kimseler grmemi gittiini."
"O kutudaki ilac alrken grdnz m onu?"

3 12
"Hayr efendim. Fakat leden sonra benden bi
raz su istemiti.,,
Dehet iinde ayaa frlad Yi. Karsnn onu dn
yada bir bana brakm olmasndan phelenmiti.
"Ge ykselen bir ey grdnz m?" diye sor-
du.
"Ahl! " Nuhsin'in aklna bir ey gelmiti. "Lamba
lar yaktktan sonra dar ktmda u tarafa doru
ykselen bir glge grmtm. Onun hanmmz ol
duunu nereden bilebilirdim . . . ,, Nuhsin'in yz kire
gibi solmutu.
"te o glge!" dedi Yi dizlerini dverek. Bir s
rayta odadan kmt. Arkasna bakarak Ntlhsin'e
sordu: "Ne tarafa gitmiti bu glge?"
Nuhsin parmayla iaret etti. Gsterdii yerde
grebildii tek ey, puslu ormanlarn ardnda, gky
znde asl duran yusyuvarlak, bembeyaz ayd. ok
kkken bykannesi ona ayn gzel manzarasndan
bahsetmiti. Anlattklarn hayal meyal hatrlayabili
yordu. Yakut bir denizin zerindeymiesine szlen
ay grdke bedeninin ne denli ar olduunu fark
ediyordu.
fkesi akln bandan almt Yi'nin. yle si
nirlenmiti ki can alma arzusuna engel olamyordu.
Gzlerini kocaman aarak hizmetilere barmaya
balad:
"Yaym getirin bana! Yeri g vurduum yay
m, de ok getirin!"
Nu-i ve Nukeng salonun tam ortasnda duran dev
yayn tozunu aldktan sonra byk okla birlikte
Yi'ye verdiler.
Bir eliyle dev yayn tutan Yi, tekiyle de oku

3 13
birden yayna yerletirmiti. Oklara tm gcyle as
larak dorudan aya nian almt. Kaya gibi kmlda
madan duruyor, gzlerindeyse imekler akyordu.
Salar ve sakallar rzgarda dalgalanan alev gibiydi.
Bir anlna zamannda gnei vuran kahraman gz
nn nne getirdi.
Sonra havada birden bir slk sesi duyuldu.
ok yaydan ard ardna frlad. yle hzlydlar ki ne
zaman yaydan kp gittiklerini gren olmamt. Bir
birlerini yle yakndan takip etmilerdi ki muhakkak
ayn noktay vurmu olmalydlar. Fakat Yi oklarn her
birine nispeten farkl alar vererek her birinin farkl
noktalar vurmalarn, bylece ayda farkl yara a
may amalamt.
Hizmetiler barmaya balamt. Ayn titredii
ni grdklerinden onun devrileceini sanmlard. Ne
var ki ay hala yerinde asl duruyor, sanki hibir ey
olmami gibi sakinletirici klarn sayordu.
Yi ban ge dikip kfrler savurmaya balad.
Bir sre hibir ey yapmadan bekledi fakat ayn aldr
ettii yoktu. Yi adm ileri gidince ay adm geri
gidiyor, Yi adm geri gidince ay adm ileri gidi
yordu.
Sessizce bi:birlerine baktlar. Yi, bezgin bir halde
yayn kapnn eiine dayayp ieri geti. Hizmetiler
de onun ardndan ieri getiler.
Bir kenara oturup i geirdi: "Hanmnz undan
sonra kendi bana da mutlu olacaktr. Nasl oldu da
beni b,rada bir bama brakp aya kamay gze ala
bildi? Yoksa yalandm iin mi . . . Fakat daha geen
ay, 'Yal falan deilsin, kendini yal hissediyorsan ak
lndan zorun olmal . . .' demiti.''

314
"Byle bir ey mmkn deil," dedi Nu-i. "Her
kes sizin nasl yaman bir avc olduunuzu biliyor efen
dim."
"Hatta sizin iin av sanats diyorlar," diye araya
girdi Nuhsin.
"Samalk bu! Asl olan u ki o karga soslu erite
nin yenilecek yan yoktu. Bu duruma tahamml etme
sini bekleyemezdim zaten."
"Leopar derisinin biraz yrtlm. Hemen bir
yama yapaym da daha gzel dursun," dedi Nuhsin.
"Bekle biraz, imdi onun acelesi yok. Alktan
lyorum. Hemen bana biber soslu tavuk Yt:mei yap.
Yanna bir de brek isterim. Bu akam erken uyuyaca
m. Yarn da papazdan bir ie daha iksir isteyip ka
rmn peine deceim. Nukeng, syle Wang Sheng'e
atma drt lek yem versin! "

Aralk 1926

315
KILICIN NTKAMI

1.
Mei Jianchi annesinin yanna yeni uzanmt ki
fareler deliklerinden kp tencerenin tahta kapan
kemirmeye baladlar. Farelerin sesleri Mei'nin sinir
leririi altst etmiti. Hafife sesler kararak onlar
uzaklatrmaya alt. lk anda baarl olduysa da
bir sre sonra fareler canlarnn istedii gibi hareket
etmeye devam ettiler. Annesini uyandrmaktan kork
tuundan onlar kovmak iin daha fazla ses karam
yordu. Annesi btn gn i grmekten yle yorgun
dmt ki ban yasta koyduu gibi uykuya dal
mt.
Aradan epey bir zaman geince fareler ortadan
kaybolmutu. Mei de tam uykuya dalmak zereydi ki
aniden gelen bir su sesiyle yerinden srad. Hayvanla
rn su kpne trmanm olabileceini dnd.
"Oh olsun, boulun orada! " diyerek kinle do
ruldu.
Yataktan inip ay yla kapy bulduktan sonra
ate yakp kpn iini aydnlatt. ri bir fare vard k
pn iinde. Kamas iin ok az bir su kalmt ve hay-

3 17
vancaz var gcyle rpnyor, trnaklarn geirecek
yer aryordu.
"Oh olsun sana! " diyerek sevinmiti ocuk. E
yalar kemirerek btn gece uykularn karan hay
vanlardan biri mutlaka bu olmalyd. Kerpi duvarn
birinde uygun bir delik bulup mealeyi yerletirdi ve
zevkle bu manzaray izlemeye koyuldu. Farenin mey
dan okuyan gzlerini grnce bir ubuk bulup onu
suyun altna doru bastrd. . Bir sre yle tuttuktan
sonra ubuu ekince fare yeniden su yzne kt,
fakat artk rpnmaya mecali kalmamn. Ters dn
m, gzleri suyun altnda kalmt. Suyun yznde
can havliyle soluyan sivri krmz burnu grnyordu
sadece.
Mei bir sredir krmz burunlu kiilerden holan
myordu, nedense bu kez farenin sivri krmz burnuna
acm ve elindeki kamla fareyi karnndan yukarya
doru ekip kaldrmt. Fare, kama smsk sarlp
kendine gelebilmek iin bir sre ylece bekledi. Son
raysa kama tutunarak yukarya kt. Mei, .tam da
hayvan sudan tamamen karacakt ki gebe karn ve
bir solucan andran kuyruuyla midesini bulandran
fareyi tekrar suya brakt ve suyun dibine batrmak
iin kamla birka kez bastrd.
Meale ateini alt kez tazelemiti. Kmldayacak
hali kalmayan fare, kpn tam ortasnda, bazen suyun
dibinde szlyor bazense su yzne ykseliyordu.
Mei ona bir kez daha acmt. Kam ikiye ayrp fa
reyi g bela sudan kard. lkin hi kmldamyordu,
sonra yava yava nefes almaya, ardndan da ayakla
rn kmldatmaya ve canlanmaya balad, kamaya
hazrlanyor gibiydi. Bu durum tekrar Mei'nin sini-

318
rine dokunmutu. Sol ayan birden havaya kaldrd
ve farenin bana indiriverdi. Clz bir lk iitmi
ti. Eilip baktnda hayvann azndaki kan grd,
muhtemelen lmt.
Yaptna piman olan Mei, byk bir su ilemi
gibi hissediyordu, diz kt yerde ylece kalakal
mt.
Bu srada annesi uyanmt.
"Ne yapyorsun orada olum?" diye sordu yatak
tan.
Apar topar aaya kalkp geitirmeye alt: "ey,
bir fare . . . "
"fare olduunu anladm. Sen ne yapyorsun di
yorum. ldryor musun yoksa kurtaryor musun bu
hayvan?"
Cevap vermedi. Meale snmt. Karanlkta se
sini karmadan duruyor, gzleri pencereden vuran
soluk ay na alyordu.
"Bu gece yars tam on alt yanda olacaksn. Hi
dimedin1 akln be kar havada. Hi de deime
yeceksin bu gidile, anlalan babann intikamn kim
se alamayacak."
Ay nda otururken grmt annesini, batan
aa tir tir titriyordu. Onu byle titreten ey, annesi
nin kederli ses tonuydu. Kan beynine sramt sanki:
"Babamn intikam m? Neyin intikam bu?" diye
rek aknlk iinde annesine yaklat.
"Sana anlatmak iin uzun sre bekledim. Kk
tn, hibir eyden sz etmedim. ocuk gibi davran
san da artk ocuk deilsin. Ne yapsam bilmiyorum.
Babann kann yerde brakmamalsn. Byle zorlu bir
erkek iinin altndan kalkabilecek misin?"

319
"Elbette anneciim, anlat. bana. Her eyi yapmaya
hazrm."
"Gel bakaym buraya. imdi sana anlatacaklarm
dan kimseye bahsetme."
Yatanda dimdik oturan, gzleri lo ay nda
ldayan annesinin yanma gitti.
"imdi gzelce dinle beni," dedi annesi. "Baban,
yapt kllarla tannm, iinin ehli bir ustayd. O
ldkten sonra, ata akta kalmayalm diye btn
aletlerini sattm. Gelmi gemi en iyi kl dkm us
tasyd. Yirmi yl nce kraln cariyesi bir demir paras
dourmu. Sylenenlere gre kadn demir bir diree
sarldktan sonra hamile kalm. Tertemiz, mavi, say
dam bir demir parasym kadnn dourduu. Bu
nun olaanst bir hazine olduunu anlayan kral, bu
demirden bir kl yaptrmak istemi. Bu klla d
manlarn ortadan kaldracana, kendisi ve devletinin
gvenliini .salayacana inanm. Talihsizlie bak ki
bu grevi babana verdiler. Bir akam demir parasn
smsk tutarak eve getirdi baban. Gecesini gndzne
katarak tam yl alt ta ki bu demir parasndan
iki kl yapana kadar.
Gn gelip demir ocann kapan atnda kor
ku dolu gzlerle bakmt kllara. Koca bir buhar
dalgas ge ykselmi, yer yerinden oynamt. Beyaz
buhar dalgas zerimizde koca bir buluta dnver
mi, yava yava krmzya alan bir renk alm ve et
rafmz eftali iei rengindeki bu bulutla sarlmt.
Kapkara demir ocanda ate saan iki kl duruyor
du. Baban kllarn zerine tertemiz kuyu suyundan
serptike kllar tslamaya ve yava yava maviye d
nmeye balamt. Yedi gn yedi gece gemi, kl-

320
lar gzle grlmez olmutu. Yalnzca, dikkatle bakl
dnda masmavi, saydam kllarn iki buz saa gibi
yerlerinde durduu grlebiliyordu.
Babann mutluluu gzlerinden okunuyordu. ki
klc da eline alm, sevip okamt. Sonra bir hzn
hali ald baban. Aln kr kr oldu, dudaklar dondu
kald. Kllar iki ayr kutuya koydu.
'nsanlarn son gnlerdeki hal ve hareketleri
ne bakarsak kllarn hazr olduunu bilmeyen yok.
Yarn krala birini takdim etmeliyim. Klc krala g
trdm gn son gnm olacak. Korkarm bir daha
gremeyeceiz.'
Dehete dm, ne demek istediini anlamam,
ne syleyeceimi bilememitim. Sadece, 'Sen ok iyi
bir i kardn, byle esiz kllar yaptn,' diyebildim.
'Ah, anlayamyorsun. Kral gvenilmez, zalimin
biri. Ei benzeri grlmemi iki kl yaptm ona. D
manlar iin de alrm korkusuyla kesin ldrecek
beni.'
Gzyalarm sel olup akmt.
'zlme, elden bir ey gelmez. Gzyalarnla ka
dere mani olamazsn ya. Bir sredir bu duruma ken
dimi altryordum.' imek gibi parlyordu gzleri.
Dizimin dibine bir kl kn koydu.
'Erkek klc bu. Gzn gibi bak bu klca. Kadn
klcn yarn krala gtreceim. Geri dnmezsem bil
ki canma kymlar. Birka ay sonra doum yapacak
sn. Cann skma, ocuumuzu ok iyi yetitir. By
yp koca adam olduunda eline bu klc ver. Gitsin,
kraln kellesini koparp intikamm alsn.'"
"O gn babam geri dnd m ?" diye sordu o
cuk.

321
"Dnmedi," diye cevap verdi annesi. "Her yerde
aradm, kimselerin haber yoktu babandan. Sonralar
rendim ki kendi yapt klla ilk onun kann akt
mlar. Ruhu saraya musallat olur korkusuyla ban
n kapya, gvdesini arka baheye gmmler."
Mei o an ate gibi kzmt, salaryla kvlcmlar
sayormu gibi hissetti. Parmaklar atrdayncaya ka
dar skt yumruklarn.
Annesi ayaa kalkp yatan baucuna yneldi.
Mealeyi yakt, kapnn arkasndaki kazmay alp o
luna verdi:
"Kaz buray! "
Delikanlnn kalbi kt kt atyordu, yava yava
kazmaya koyuldu. nce sar topra kazd, aa yu
kar bir buuk metre kazdnda topran rengi r
m odun koyuluuna almt.
"imdi ok dikkatli ol! " diye seslendi annesi.
Mei, deliin yanna yzst uzand. rm
odun kalntlar arasnda buz gibi souk bir eye par- -
maklar deinceye kadar elini uzatt. Annesinin bah
settii klt bu. Klc kabzasndan kavrad gibi d
ar kard.
Dardaki ay ve yldzlar, hatta ierideki
meale bile klcn yannda snk kalmt. Yeri g
dolduran bu mavi kta kl ilk bakta fark edilemi.,.
yordu, sanki eriyip gitmiti. Mei dikkatle bakt klca,
yaklak bir metreydi kl. Fakat pek de keskine ben
zedii sylenemezdi, yuvarlanm keskin taraf prasa
y andryordu.
"Haydi bakma yle, tut u klc da al babann in
tikamn!" dedi annesi.
"Elbette anneciim, bu klla babamn intikamn

322
alacam!"
"Sana gveniyorum olum. Mavi bir ceket giyip
klc da srtnda tayacaksn. Ayn renk olduklar iin
kimse fark etmeyecek klc. Ceketini ok nceden ha
zrlamtm," dedi eliyle yatan arkasndaki eski san
d iaret ederek.
"Yarn sabah yola kacaksn, akln bende kalma
sn."
Mei yeni ceketini sandktan karp denedi. Tam
olmutu zerine. Klcn ceketinin iine sarp yast
nn yanna koyduktan sonra yerine uzand. Artk o
cuk olmadn biliyordu. imdi hibir ey olmam
gibi ml ml uyuyacak, sabah olunca her zamanki
gibi kalkacak ve azl dmannn peine decekti.
Ne var ki uyuyamad, yatanda dnd durdu.
Uzun bir sre annesinin kederli i ekilerini dinledi.
Derken sabah olmutu, horozun ilk tn duydu.
Bu ses, yeni bir gnn ve Mei'nin tam on alt yana
bastnn habercisiydi.

il.
Mei kalktnda gne henz domamt. Mavi
ceketini giyip. klcn srtna balad. imi gzleriyle
ardna bile bakmadan ayrld evden. abucak ehre
yola koyulmutu. Gecenin buusu kknar yaprakla
rnn stnde iy damlacklar halinde gizlenmiti.
nndeki koca ormann sonuna geldiinde iy dam
lacklar afak vaktinin renklerine brnerek ld
yordu. ok uzakta, koyu gri kale duvarlaryla evre
lenmi ehri grd.
Sokakta sebze satan insanlarn arasndan geerek

323
ehre girdi. ehrin ii ana baba gnyd. Erkekler
gruplar halinde bo bo dolanyorlard. Henz sa
larn taramaya, yzlerini boyamaya vakit bulamam
kadnlar, uykusuzluktan imi gzleriyle kap aralk
larndan balarn karp baknyorlard.
Mei, ehir halknn halinden ksa bir sre iinde
nemli bir olay yaanacan ve halkn bu olay mthi
bir istek ve sabrla beklediini anlamt.
Kalabaln arasnda ilerledii srada, ok gibi fr
layan bir ocuk yanndan geerken az kalsn srtnda
ki klca arpyordu. Korkudan kk dilini yutacakt
neredeyse Mei. Kuzey istikametinde devam etti, sa
raya gittike yaklayordu. Boyunlarn uzatm, yolu
seyreden insanlarla karlat. Kalabalktan kadn ve
ocuklarn haykrlar duyuluyordu. Srtnda saklad
klc olur da birini sakatlar korkusuyla kalabala
yaklamad. Fakat kalabalk giderek byyor, klc
ister istemez birilerine deiyordu. asanlardan epey
uzaklap klcnn kimseye deemeyecei kadar uzaa
gitmek zorunda kald.
Birden nndeki kalabalktaki insanlar diz k
meye baladlar. Uzaktan drtnala gelen iki atl g
rlyordu. Pelerinden gelen sopal, mzrakl, yayl
ve bayrakl askerler tozu dumana katyordu. Onlarn
ardndan drt atn ektii koca bir araba belirdi. Ara
bann iinde ziller, davullar ve acayip flemeli alg
lar alan mzisyenler vard. Bir dier arabada da k
giyimlerinden saray mensubu olduklar anlalan, ter
iinde kalm ihtiyarlar, cceler ve iko herifler vard.
En arkadan mzrak, kl ve teberli at askerler geli
yordu.
Kalabalk bir anda secde etti, Mei sar tenteli de-

324
vasa bir at arabasnn yaklatn grd. Bu arabann
tam ortasnda bir adam oturuyordu. Renkli elbiseler
iindeki krl bykl, kk bal bu adam Mei'nin
srtndaki klca benzer bir kl tayordu belinde.
Mei rpermi, bir anda iini ate basmt. Sr
tndaki klcn kabzasna uzanarak diz km kala
baln arasna yrd. Be alt adm atmt ki aya
taklp elimsiz bir gencin zerine dt. Klcyla
genci yaralamaktan korkarak telala ayaa kalkt. Ka
burgalarna iki salam yumruk yemiti. Kar kmaya
yeltenmeden gzn yola dikti. Sar tenteli at arabas
oktan uzaklamt. Peinden giden atllar da gzden
kaybolmutu.
Yolun iki tarafn da dolduran kalabalk ayaa
kalkt. elimsiz gen adam Mei'yi yakasndan smsk
kavrad. Mei'nin, karn boluunu mahvettiini ileri
srerek, az kalsn seksen yandan nce lmesine se
bep olaca iin canna okumak istiyordu. Kalabalk
etraflarn evreledi. aknlk iinde bakmaktan ba
ka bir ey yaptklar yoktu. Kimisi elimsiz delikan
ldan yana ktndan sylediklerine ses karmyor
du. Byle bir durum karsnda nasl tavr alacan
bilemedi Mei. Ba belas . heriflerin elinden bir trl
kurtulamamt. Mei sessiz kalsa da kargaa devam
ediyordu. Olan biteni heyecanla izleyen seyircilerin
dalmaya hi de niyeti yoktu.
Derken demir bir trmk gibi zayf ve esmer bir
adam kalabal yard. Kapkara sakallar ve gzle
ri vard bu adamn. Hibir ey demeden Mei'ye gz
krptktan sonra elimsiz gencin enesinden tuttu
u gibi savurdu. Gen, bir sre direndikten sonra
Mei'nin yakasn brakp oradan uzaklat. Hayal k-

325
rklna urayan kalabalk, esmer adamn da oradan
uzaklamasyla birer birer dald. Birka Mei'nin ya
nna gelip ona yan, nereli olduunu ve kz kardei
olup olmadn sordu. Mei onlar duymazdan geldi.
ehrin gneyine doru yrd. ne atsan yere
dmeyecek kadar kalabalk bu ehirde klcyla birisi
ni yaralamas an meselesi olduundan gney kapnn
nnde kraln dnn beklemeye karar verdi. Bu
geni, ssz alan kral beklemek iin en uygun yerdi.
ehir halk kraln da gezisinden bahsediyordu.
"Etraf da amma kalabalkt ha! Ne ihtiaml bir
adam! Kral grebilmek ne byk bir onur! Herkes
nasl da secde etti ona!"
te herkes ar srs gibi byle eyler vzldyor
du. Gney kapya yaklatka tm bu sesler azalyor,
etraf dinginleiyordu.
Surlarn dna kt, kocaman bir dut aacnn al
tna oturup iki para ekmek yedi. Aklna annesi gelin
ce boaz dmlendi. Etraf yle sessizdi ki bir zaman
sonra kendi nefesini duyar oldu. Hava kararnca iini
bir sknt bast. Gzn drt amt fakat ne gelen
vard ne giden. ehre sebze satmaya gelen kyller
ellerinde bo sepetlerle evlerine dnyorlard. Kyl
ler gittikten epey sonra esmer adam tekrar kageldi.
Mei'nin yanndan rzgar gibi geerken:
"Ka buralardan Mei Jianchi! Kral peinde! "
dedi. Sesi bayku ulumasn andryordu.
Mei rperdi, bir sre var gcyle kotu bu ada
mn arkasndan. Nefeslenmek iin durduunda bir
de bakmt ki ormanla gelmilerdi. Ay geride b
rakmlard. 'Karsnda tek grebildii kvlcm tanesi
gibi parlayar gzleriydi bu adamn.

326
"Nereden tanyorsun beni?" diye sordu Mei, kor
kudan akna dnmt.
"Bebekliini bilirim senin," dedi adam glerek.
"Srtnda erkek klcn tadn ve babann intika
mn almak istediini biliyorum. Ama bunu asla baa
ramayacaksn. Biri seni krala ihbar etmi bugn. Ba
dmann vakit kaybetmeden sarayna dnd ve mu
hafzlarna seni yakalamalarn emretti."
Karamsar bir ruh haline brnd Mei.
''Annem endie etmekte haklym," diye mrl
dand.
"Annen iin asln bilmiyor, senin intikamn ben
alacam kraldan."
"Sen mi? Bu ii sen mi stleneceksin, Bay Kahra
man?"
"Byle szlerle aalayamazsn beni."
( "Dul kadnlara ve kszlere acdndan m yoksa
bu cesaretin?"
"Azda sakz olmu laflarla gelme bana," diye
kt. "Adalet, sevgi gibi szleri lgatimden karal
epey oldu. Sadece intikamn almak istiyorum, o ka
dar!"
"Peki ya nasl olacakm o i?"
"Senden iki isteim olacak."
"Neymi, syle bakalm ?"
"nce klcn, sonra kellen!" Bunu sylerken gz
leri ate gibi parlyordu.
Mei afallamt, fakat korkmuyordu.
"Seni kandrp hayatn ve klcnla oynayacam
sanma," diye devam etti bu korkun ses. "Bana g
venirsen bu iin altndan kalkarm, ha gvenmezsen
umurumda olmaz."

327
"nce soruma cevap ver, sen ne diye babamn in
tikamn alacakmsn? Babamla ahbap mydnz yok
sa?"
"ok eskiden tanrdm baban, tpk seni tand
m gibi. Fakat bunun pek bir nemi yok. ntikam al
mak benim iimdir, sen anlamazsn. Bunu senin iin
yapacam, zaten benim kaybedecek bir eyim yok.
Bu dava benim de davamdr. Ruhum yle derin yara
lar ald ki kendimden bile nefret ediyorum... "
Karanlklar iinde ykselen bu ses birden kesil
miti. Mei, srtndaki mavi klc kavrad gibi hava
da savurarak boazn kesti; ba gvdesinden ayrlp
ayaklarnn dibindeki yeil otlarn zerine yuvarland
srada elindeki klc esmer adama uzatt.
"Ahahah! " Adam bir eliyle klc tutarken die
riyle Mei'nin ban salarndan yakalamt. Henz
soumam l dudaklara iki pck kondurdu ve
kahkahay bast.
Koca ormanda yanklanmt kahkahas. Orma
nn derinliklerinde kvlcm taneleri gibi parlayan
kurt gzleri belirdi. Bu a kurtlarn hrltlar gittike
yaklayordu cesede. Bir darbede yrttlar mavi ceketi,
vcudunu abucak paralayp mideye indirdiler. Yer
de birikmi kan izlerini bile yaladlar. Dileriyle atur
utur krdklar kemik seslerinden baka ey duyulmu
yordu.
Srnn bandaki koca kurt adamn stne at
lad. Mavi klc tek savuruta ban gvdesinden
ayrd, kurdun ba da yeilliklere yuvarland. Dier
kurtlar tek hamlede onun da iini bitirmilerdi, geride
hibir iz yoktu. Yine atrdayan kemik sesinden baka
bir ey duyulmuyordu.

328
Adam parampara,olmu mavi ceketi yerden alp
Mei'nin ban sard. Beline kesik ba balayp klcn
kuandktan sonra geri dnp ehrin yolunu tuttu.
Olduklar yerde kald kurtlar. Yeil gzlerini dik
mi, esmer adamn gidiini izliyor; dar sarkm dil
leriyle yalanp duruyorlard.
Karanlkta, kocaman admlarla ehre doru ilerli
yor, bouk sesiyle yle mrldanyordu:

Duyun hey, duyun duyurun!


Kl a bir adam,
Ak iin lmeyi bir onur sayan.
Yalnz len oktur elbet,
Fakat artk yalnz deildirler
Kl uruna lenler.
ile de kl, ille de kl diyerek
ki adam bile bile lme gittiler.

111.
Da gezisi kral hi de memnun etmemiti. Bir su
ikastnn kendisini ldrmek iin peine dtn
haber alm, gezi dn keyfi kamt. Heyheyleri
stndeydi o gece; dokuzuncu cariyesinin salarn da
beenmemi, bir gece nceki kadar alml bulmamt.
Neyse ki kz iini biliyordu; kraln asil dizlerine otur
mu, yzn gldrene dek kvrmt kalasn bir
solucan gibi.
Ertesi gnn le vakti olmu, kraln morali yine
bozulmutu. Hele le yemeinden sonra sinirinden
yanna yaklalmyordu.
Uzunca esnedikten sonra, "Bunaldm," diye ba
rd.

329
Kralieden soytarlara kadar herkes panie ka
plmt. Kral, dalkavuklardan ve soytarlardan bkal
epey zaman olmutu. Mthi gsteriler yapan cam
bazlar, hokkabazlar; kl yutan, ate fleyen adamlar
da eskisi gibi ilgisini ekmiyordu. Byle tepesinin at
t anlarda hemen mavi klcna sarlyor, bir bahane
bulup birilerinin boynunu vurmak istiyordu.
Haremindeki iki delikanl bir kaamak yapp sa
ray dna kmlard. Dndklerinde saray etkisi al
tna alan kasvet, balarnn belada olduunun haberci
siydi. Bir tanesi korkudan tir tir titriyordu. tekisi hi
telalanmadan kraln nnde secde edip yle dedi:
"Kulunuz darda ok tuhaf bir adamla karlat

efendim. Efendimizi elendirebilecek az bilinen nu


maralardan biliyor."
"Ne, kimmi o?" dedi kral ve anlatmasn istedi.
"Dilenciden farksz, clz bir adam. Mavi bir ceket
giyen, srtna da mavi bir boha geirmi kendi uydur
duu tuhaf trkler syleyen birisi. Ne i yaptn so
rarsanz, hnerli bir hokkabaz olduunu, dnyada ei
benzeri olmayan bir numara bildiini sylyor. Bir de
'bu numaray izleyende ne gam kalr ne keder,' diyor.
E hadi gster bakalm marifetini dediimizde, 'Bu nu
mara iin yaldzl bir ejderha82 ve altn sars bir kazan
gerekli,' diye cevap verdi."
"Yaldzl ejderha m? te o benim. Altn sars ka
zan istiyorsa bende som altndan var."
"Kulunuz da yle dnmt efendim."
"Syleyin gelsin, yapsn bakalm numarasn."
Kral szn henz bitirmiti ki drt muhafz ha-

82. Eski in imparatorlar itibarlarn artrmak iin kendilerini "ejderha" olarak


adlandrrlarm. in mitolojisinde ejderha nemli bir figrdr. (.n.)

330
rem delikanlsnn pei sra koturdular. Kralieden
soytarlara herkes merak iindeydi. Bu hokkabazn
kraln yzn gldrmesini umuyor, lkelerinin tek
rar huzura ermesi iin sabrszlanyorlard. Gsteri,
kral memnun etmese bile en azndan bahaneyle kafa
sn uurabilecei biri vard kraln.
ok gememiti ki kraln huzuruna alt adam k
t. Harem delikanls en ndeydi, pei sra drt mu
hafz gelmiti, ortalarnda da bahsi geen mavi ceket
li, kara kal, kara gzl adam vard. yle zayft ki
kemikleri saylyordu. Krala saygyla secde ettiinde
srtndaki yer yer koyu krmz lekeli, mavi boha g
rnmt.
"Konu!" dedi kral, sabrszlanmt. Adamn klk
kyafeti ona iyi bir gsteri izleyecekmi hissi verme
miti.
"Kulunuzun ismi Yan Zhi'ao'dur efendim. Wen
wen kynde dodum. Genliimde isiz gszn
biriydim. Gnn birinde trl hokkabazlklar bilen
bir bilgeyle tantm. Kesik bir ocuk bayla oynanan
bu oyunu retti bana. Fakat tek bama yapamam,
yaldzl-bir ejderhann huzurunda altn sars bir kaza
na ihtiyacm var. Bu kazan berrak suyla doldurmam
ve kmr ateinde kaynatmam gerek. Su kaynadn
da kesik ocuk ban kazana koyacam. Su buharyla
bir ykselip bir alalacak ocuk ba, bir eit dans
gsterisi yapacak. Gler yzyle kulaklarnzn pasn
silecek arklar syleyecek. Bu dans gsterisini izleyen,
bu arklar dinleyen her kimse derdine derman bula
cak. Herkes izleyecek olsa tm dnya huzura ererdi."
"Haydi grelim o zaman!" dedi kral yksek bir
sesle.
Hazrlanmas ok uzun srmedi. Alnn sars koca
331
kazan sarayn dna yerletirilmiti. i berrak suyla
doldurulmu, altna kmr dizilmiti. Adam kazann
bana geti. Altn ateledikten sonra bohasn at.
ki eliyle bu gzel kal, byk gzl, beyaz dili, kr
mz dudakl ocuk ban kavrad. ocuk gerekten
glmsyordu. Darmadan salar, snmeye bala
yan ate duman gibiydi. Adam kesik ba havaya kal
drp izleyicilerin nnde gezdirdikten sonra bir sre
kazann zerinde tuttu. Anlalmaz bir eyler mrlda
narak kazann iine att. Kazandan kpren su epey
bir ykseklie ulatktan sonra eski sakin halini ald.
Uzun bir sre hibir ey olmad. Kral sabrszlan
maya balamt. Onu gren kralie, cariyeler, vezir
ler ve harem delikanllarnn etekleri tututu. zleyici
kalabalktan da glme sesleri ykselince, kral aptal
yerine konduunu dnmeye balad. Muhafzlara
dnp kendisini kandrmaya cret eden bu budalay
kazana atmalarn emretti.
Tam o srada, kazanda kaynayan suyun fokurtusu
duyuldu. Adam, kazandaki ateten yaylan kan krm
zs parltyla eriyen demir bir heykeli andryordu.
Kral etrafna baknd. Esmer adam iki elini havaya
kaldrm, gzlerini fezaya dikmi, dans ederek u tr
ky sylyordu:
Ak budur! Duyun, duyurun!
Beraberdir ak ile kan,
nanmayana phe duyun!
Halk karanlk bir zindandan k ararken,
Kralysa keyiften keyfe seyrederken,
On bin ba lme eilmi.
Tek bir tanesini alp bunlardan,
Boazndan kann oluk gibi aktacam.
Barn hey, ann! a/dayn kan gibi!

332
O, trky sylerken kazandaki su kk bir tepe
gibi kabararak havaya ykseldi. Kesik ba, suyun taz
yikiyle taklalar atarak bir aa bir yukar hareket edi
yordu. Glckler saan kesik ban yzndeki sevin
ifadesini herkes grebiliyordu. Aniden daha yksee
kt kesik ba ve durmadan dnerek scak suyu et
rafna fkrtt. Kraln ccelerinden biri ciyaklamaya
balamt. Kesik ban fkrtt kaynar su burnunu
yakmt.
Esmer adam trksn bitirmiti. Ciddi bir hale
brnen kesik ba, kazann ortasnda hareketsiz du
ruyordu. Birka saniye sonra tekrar ykselip alalma
ya, kabaran suda ahenkle dans etmeye balad. Suyun
iine rdek gibi bir dalp bir karak daire izdi
kazanda. Sonra, gzlerini kocaman ap u trky
syledi:
Hkmdarn hkm enginler ar,
Deviriyor birer birer nice vatanlar.
Sanar ki yok dize getiremeyecei insan evlad,
Bana dt bu sansn bertaraf.
te buradaym, keskin klcm ve ben!
Ne ihtiaml kalkann korkutur gzm,
Ne de delici temren!
Ayn parlamad bir gece,
k karma kabilirsen!
Kesik ba birden suyun tepesine kt ve orada
yle durdu. Birka takla daha attktan sonra tekrar
ykselip alalmaya balad. Byleyici gzleriyle saa
sola bakarak trksne devam etti:
Duyun hey, duyurun! Bu akn yoluna
Bir can, tek bir can, tesine gemez.
anl bir ba yeter bana,
O ise binine kysa kdr etmez...
333
Son dizeyi sylerken kesik ocuk ba tekrar su
yun altna batmt, bu yzden syledikleri artk anla
lmyordu. Kesik ba kazann dibine inerken suyun
yzyinden baloncuklar kyordu. Ses giderek bo
uklat, en dibe battnda artk tamamen kesilmiti.
Uzaktakiler ne olup bittiini anlayamamlard.
"Eee?" diye sordu beklemekten sklan kral.
Esmer adam diz kerek, "Kralm! Kesik ba ka
zann dibinde olaanst 'Birlik Dans'n yapyor. Ya
kna gelmezseniz dans gremezsiniz. Kesik ba dar,
karamam nk bu gsterinin kazann dibinde ser
gilenmesi gerek," dedi.
Kral ayaa kalkarak yava admlarla kazana do
ru ilerlemeye balad. Ar scaa aldrmadan eilip

kazann iine bakt. Kaynayan su bir ayna kadar dur


gundu imdi. Kazann dibinde hareketsiz duran kesik
ba, gzlerini krala dikmi bakyordu. Kralla gz gze
gelince yznde cana yakn bir glmseme belirdi.
Bu glmseme krala bu ocuu bir yerden tanyor
mu hissi verdi. Kim olabilirdi ki? Kral kendi kendi
ne dnrken, esmer adam kimseye fark ettirmeden
mavi klc saklad yerden kard. Havada birka
defa savurduktan sonra hzlanan klc kraln boynuna
indirdi. Kraln kellesinin suya dmesiyle etrafa sular
sald.
ki dman kazanda buluunca hemen tandlar
birbirlerini. Kraln ba suya deer demez ocuk ona
doru ykselerek vahice kulan srd. ki azl d
man lmne dvrken, kazandaki su tekrar kay
namaya ve kprmeye balad. Bir sre savatktan
sonra kral be, Mei'yse yedi yerinden yaralanmt.
Kurnaz kral bir hamle yaparak ocuun arkasna do-

334
land. ocuk savunmasz bir annda bo bulununca
kral onu boynundan yakalayarak esir ald. Sonra tpk
bir ipekbceinin dut yapran delmesi gibi dileriyle
onu tutarak kamasna engel oldu. ocuun lklar
kazann dndan duyulabiliyordu.
Kralieden soytarya kadar herkes donup kalm
t. ocuun lyla kendilerine geldiler. ehrin ze
rine garip bir karanlk kmt. Fakat korkudan tit
rerken bile tuhaf bir ekilde zevk alyorlard. Merakl
gzlerle olacaklar bekliyorlard.
Esmer adamsa gayet sakindi. Klc tuttuu kolu
nu rzgarda esen bir dal gibi hafife havaya kaldrd.
Kendini kazana yaklatrarak ban kazann zerine
doru eerek tek bir hareketle ban gvdesinden
ayrd. Ba kazana dnce drt bir yana kar beyaz
kpkler sald.
Adamn ba suya der dmez krala ynelerek
burnunu dilerinin arasna ald. Kral acyla haykrnca
az ald ve bu sayede ocuk kraldan kurtularak kra
ln etrafnda dnmeye balad. Sonra esmer adam alt
enesini, ocuk da st enesini srarak kraln azn
kapatmasna engel oldular. A tavuklarn dar ambar
n talan etmesi gibi kraln suratn para para ettiler
ta ki onu tannmaz hale getirinceye kadar. Kral acy
la inleyerek kazann iinde deli gibi dndkten sonra
son nefesini verdi.
. Esmer adam ve ocuk da artk srmay brakm
lard, kraln gerekten lp lmediini anlamak iin
etrafnda dikkatlice dolandlar. Numara yapmadna
emin olunca birbirlerine bakp glmsediler. Sonra
yzlerini gkyzne evirip gzlerini kapattlar ve ya
va yava suyin dibine battlar.

335
rv.
Ate snm, duman kaybolmutu. imdi suda
hibir kprdama yoktu. Herkes olduu yerde kalm,
ortal bir sessizlik kaplamt. Birden bir lk sesi
duyulunca herkes korkuyla sarsld. lerinden birisi
altn kazana doru yrmeye balad, dierleri de onu
takip ettiler. Arkadaki kalabalksa birbirlerinin omuz
aralarndan neler olacan grmeye alyordu.
Hala scak olan suyun buhar yaklaanlarn ya
naklarna vuruyordu. imdi bir ayna kadar durgun
olan suyun yzeyi bir ya tabakasyla kaplanmt, bu
tabakaya bakanlarn ehreleri yansyordu: kralie, ve
zirler, cariyeler, muhafzlar, cceler, harem delikanl
lar...
"Aman Tanrm! Kralmzn ba hala orada! Yeti
in! " diye bart cariyeler panikle.
Kralieden soytarya herkes dehete dmt,
oradan oraya koturup duruyorlard. lerinde en
tecrbeli olan yal bir adam ileri atlp elini kazana
dedirdi. Dedirmesiyle geri ekmesi bir oldu, yanan
parmaklarn fleyerek soutmaya alyordu.
Bir sre sonra akllar balarna gelince, bir araya
gelip kraln bayla gvdesini nasl bir araya getirebi
lecekleri zerine tartmaya baladlar. aray mutfa
ndan metal kepeler alnacak ve muhafzlara kraln
ban bulmalar iin btn imkanlarn kullanlmas
emredilecekti. Ksa bir sre sonra gerekli her ey ha
zrd: kepeler, elekler, altn tabaklar ve temiz bezler...
Muhafzlar kollarn svadlar, kimisi eline kep
eleri ald, kimisi elekleri... Srayla her eyi tadlar.
Sonra da kepeleri kazana daldrp kartrmaya ba
ladlar. Kepeler suyu dalgalandryordu. Biraz kar-

336
trdktan sonra, iine ciddiyetle devam eden muhafz
lardan biri iki eliyle tuttuu kepeyi dikkatle sudan
kard. Bembeyaz kafatasm tayan kepeden inci
gibi parldayan su damlacklar akyordu. nsanlarn
sevin lklar eliinde kafatasm altn tabaklardan
birine koydu.
"Ah, kralmz! Kymetli kralmz! " diye haykrd
etraftakiler. Baka bir muhafz bir ncekine ok ben
zeyen bir kafatas daha kardnda, afallamlard.
Ter iinde kalan muhafzn almasn akn gz
lerle izliyorlard. Sudan birbirine dolanm beyaz ve
siyah salar ve ksalndan byk olduu anlalan kl
lar kmt. Ardndan bir kafatas daha ve de sa
tokas...
Suda karlacak bir ey kalmaynca muhafzlar
kepeleri braktlar. karlanlar kafataslar, salar ve
sa tokalar olmak zere tabaa ayrdlar.
Cariyelerden biri ileri atlarak, "Burada kafa
tas var. Hangisinin efendimize ait olduunu nereden
bileceiz?" dedi.
Vezirlerden biri, "Bir dnelim... " dedi.
Diz ken ccelerden biri hayflanarak yle
dedi: "Derisi ve etleri kaybolmam olsayd, ayrt et
mek daha kolay olurdu."
Byk bir dikkatle kafataslarn incelemeye ko
yuldular, fakat boyutlarnn ve renklerinin neredey
se ayn olmas ilerini zorlatryordu. ocuunkini
bile ayrt edemiyorlard. Kralie kraln sa akan
da prensliinden beri takt tatan kalan bir yara izi
olduunu ve bunun onun kafatasm ayrt etmede bir
ipucu olabileceini syledi. Ccelerden biri kafatas1-
nn birinde bahsedilen yara izini hemen grnce her-

337
kes umutland. Ne var ki ok gemeden bir baka cce
de renk olarak daha sar olan kafatasnda byle bir ize
rastlad.
"Buldum! Buldum! " diye bard heyecanla, cari
yelerden biri, "kralmz uzun burunlu biriydi."
Harem delikanllar aceleyle anlarak burunlar in
celemeye baladlar. Bir tanesi dierlerine gre daha
uzundu, fakat bunda da yara izi yoktu.
"Hem," dedi vezirlerden biri, "kralmzn ensesi
bu kadar kk myd?"
"Hi dikkat etmemitik... "
Kralie ve cariyeler hatrlamaya alnlar, kimi
kk olduunu sylyordu, kimi dz olduunu. Sonun
da kraln salarn tarayan harem delikanlsna sordu
lar, fakat delikanl cevap vererek sorumluluk almak
istemedi.

Akam olunca prenslerden ve vezirlerden oluan


bir kurul topland, fakat yine bir sonuca ulaamad
lar: Hatta sa ve byklar da bal bana bir sorundu.
Beyaz salar elbette kraln olmalyd, fakat salar ta
mamen beyazlamadndan siyah salarn da bazlar
onun olabilirdi. Gece yarsna kadar sren tartma
dan sonra, tam birka kzl kl elemilerdi ki bir ca
riye itiraz etti. Kraln bynda kzl kllar grdne
emin olduunu sylyordu. Bu durumda kraln by
nda tek bir tane bile kzl kl olmadna nasl emin
olabilirlerdi? Sonu olarak hibir yere varamamlar
d, salar ve byk kllarn tekrar bir araya getirdiler.
Sabahn erken saatlerine kadar kafa yormalarna
ramen bir zme ulaamamlard. Herkesin hemfi
kir olduu tatmin edici bir zme varana kadar tar
tmaya devam ettiler. Sonunda, kraln gvdesi ve

338
kafatasnn altn bir tabuta konularak beraber defne
dilmesinde karar kldlar.
Cenaze treni bir hafta sonra dzenlendi. B
tn ehir yastayd. ehir halk ve uzaklardan gelenler
kraln cenazesine akn etti. Gnein douuyla kadn
erkek, oluk ocuk herkes sokaklar doldurmutu.
Kalabaln arasndaki masalarda cenaze iin kesilmi
kurban etleri datlyordu. Atl askerler, le vakti
olmadan ksa bir sre nce mezarlk yolundaki ka
labal uzaklatrmak iin yola ktlar. ok geme
den, bayrakllar, asallar, mzrakllar, yayllar, baltal
askerleri bir fayton dolusu mzisyenin takip ettii
tren alay mezarln yolunu tuttu. Pelerinden enge
beli yolda bir inip bir kalkan tenteli fayton geliyordu.
inde bir gvde ve ban bulunduu altn tabutu
tayan faytonun cenaze arabas olduu kolaylkla an
lalabiliyordu.
Halk diz knce kurban etleriyle donatlm ma
salar ortaya kt. O iki katilin ruhlarnn da kralla bir
likte kurbanlarn keyfini karyor olmalar fikri bile
krala sadk kimseleri gzyalarna bosa da ellerinden
bir ey gelmiyordu. Alay kralie ve cariyeleri tayan
faytonlar takip ediyordu. Kalabalk onlara, onlar ka
labala bakyor; atlar yeri g inletiyordu. Alayn
sonundaysa bu yasl gne ayak uyduran harem deli
kanllarn ve cceleri tayan faytonlar eliyordu.
Alayn en sonunda olmalarndan anlald zere
kimsenin onlar umursad yoktu.
Ekim 1926

339

You might also like