You are on page 1of 200

MACAR

HIKAYELERi
ANTOLOJISi

MACAR HKA YELERi


ANTOLOJS
Hazrlayan:

MUZAFFER REIT

VARLIK YAYINEV
Ankara Caddesi, stanbul

BYK ESERLER KTAPLICI : 182

Varlk Yaynlan, say

stanbul'da

Ekin

: 1549

Basmevi'nde baslmtr.

Mart, 1970

lstvan

Tmrkeny
(1866 - 1917)

Szeged yaknlannda Alman soyundan bir ailenin ocugu


olarak dnyaya geldi. Eczaclk tahsil etti nce. Holanna
d mesleginden, orduya girdi. Macar halkn orada tand.
Onu yazarlg-a gtren de bu halkn ilesini yakndan grp
lzlemesi oldu. Terhisten sonra dog-dugu ehirde yerleerek
ktphane, sonra da mze yneticisi oldu. lk hikliye kitab
1893'te yaynland. En nemli eserleri unlar: Kavaklar Altnda, Jan Frgeteg, Basit lnsa.nJar, M'emlekete Uygun tn&a.Diar. mrn hika.yelerinin kahraman olan basit insan
lar arasnda geirdi. Macar edebiyatnn kl4siklerindendir.

AKAM

KARANLIOI

Valdv'ler yemekten kalkmak zereydiler. Mevsim


kylerde, biri sabahn sekizinde, teki akam
karanlnda olmak zere yalnz iki vn yemek yenir.
O akam yemek pek lezzetli olduu iin sahanla renkli
ieciklerle stislenmi tahta kaklardan baka bir ey
kalmamt sofrada.
Valdv'ler kiiydiler: htiyar Pal, kans ve byk oullan Sandor. Civarda ayn ad tayan kimse
yoktu.
Ana, salarn gtrmeye kt, iki adam odada yalnz
kt. Kn

kaldlar.

Artk ergin bir adam olan oul, masada sUrahiniii


yaronda kimsenin dokunmam olduu arap testisini lJa..
basma uzatt.
htiyar iti ve oluna verdi.
- Al oul.
Akam karanl basyor. ki adam, hi kon~ma
dan, pencerenin yanndaki rafta asl ubuklann alarak
dolduruyorlar.
Sandor, cebinden bir kibrit kard, masaya srp
ubuunu yakt.

htiyar da yle yapt, ama iki nefes ekince durdu:


-Vay anam!
Birdenbire benzi atmt. ubuunu brakt. Sandor
ne olduunu sorar gibi ona dnd. htiyar tek kelime
sylemedi. Yalmz gzleri kederlenmiti.
Bir an sonra kon~tu:
- Ttnden bir ey anlamyorum gayri, korkann
saatim yaklat oul.

MACAR HiKAYELER ANTOLOJS

'1

Azn

hayra a, baba!
kesip atan bir tavrla direndi:
- yle, yle. Biliyorum ben.
Bu Pal Valdv ne de olsa eski toprakt. On iki
yl askerlik sonucunda tunlam, erkek sesli ihtiyarlardan biri.
O sralarda biroklan, sreleri dolunca aylk bol
olduundan uzatrlard hizmetlerini. Ama o, bunlardan
deildi, hatta pek alay ederdi byleleriyle.
Oysa komutan ondan da rica etmiti: "Kal, Valdv,
demiti; alt yz forint az para deil."
Ama Pal dinlemek bile istememiti. Alt yz forint
kumarda yada baka yerlerde pek abuk harcanverir
di. Sonra geriye bitmek tkenmek bilmez hizmet, tfek
patlatmak, stelik cephe kalrd.
Ordu o zamanlar hep sava havas iindeydi. Pal
da birok savalara girmi kmt. talyanlar ona ham
hatrasn tad birka kurun bile gndermilerdi. Bunlan bir yana brakrsanz hibir zaman hastalk nedir
htiyar

bilmemiti.
Yaralar

yznden -halkn deyimiyle- vcudunda a


Ama baka bir derdi yoktu ve lm hi
aklndan gemezdi.
lm dncesinin byle birdenbire aklna geliinin
sebebi artk ttnden lezzet duymamasyd.
- Bak hele, Sandor, ok ey grdm geirdim ama,
ttnn azma aclk vermesi ilktir geliyor bama.
- Sakn hasta olmayasn?
- Deilim ya, olacam galiba.
Sandor sesini karmad. htiyarla baedilmez.
Kyller arasnda byle sz dinlemez, yoktan para
yaparak etrafndakileri bir hapishane bekisi gibi y
neten tipler vardr.
Sert davranmay bilir, hem de pek iyi bilirler ama,
nlar

dolard.

MACAR HKA.YELERt ANTOLOJS

daima lyle, dnceyle i grrler. Kanlanndan yeni bir atk parasn yada ocuklanndan elence yerine
gitmek iin gereken be on kuruu esirgedikleri zaman,
birka gn iin evin zerine kecek hakszlk havasn
dan ilk nce zlecek gene kendileridir. Ama byle davranmann para biriktirmek iin art olduunu dne
rek teselli bulurlar. Pek iyi grrler ki insanlan ss-ps
sevdasna den iftlikler yava yava snerler; doru
yolda yrdklerini grdke de ilkelerinde daha da
inat olurlar. Bu eski savalardan artakalanlar ite byle insanlardr.
Sandor azn amad iin, ihtiyar tekrarlad:
- Demek istiyorum ki, lp gidersem mirasm kime kalacak?
Baba, nerden kardn bu laf allasen ?
- Ya lrsem?
- O zaman maln anamla bana kalr.
Acayip bir rperme dolat ihtiyann vcudunda.
Atld:

Brak ubuunu, gryorsun ki dumann bile


gtliremiyorum. Ya ite ktlk de...
Syleyecei eylerin bu ile ilgili olduunu anlatan
bir iaret yapt:
- Asl ktlk de burada ya! Anan benim kadar
yal. Onun da bir aya ukurda. Syle bakalm, ne
edeceksin kadnsz?
Olan ses karmad. Sessizlik acayip bir ekilde
arlaverdi. Bahede ykanan tabaklann grlts ii
tiliyor, arasra toprak sobada asma dallannn korlan
kyordu.
Ana orada bulunsa elbette daha iyi olurdu. Ama
deil ite. Sessizlii ilk bozan Sandor oldu:
Sekiz yl nce askerden dndm zaman ..
- Viyana'dan dnlin bu gz dokuz yln doldu-

MACAR HKAYELERt ANTOLOJS

racak. Hatta ananla birlikte seni

kai'lamaya km

tk.

- Hadi dokuz olsun. Dner dnmez evlenmek laf


edildi. Ben olmaz demedim. Ernerencia Ver'i almak istiyordum. Kim brakmad?
Szlerinin ardndan gelen ar sessizlik iinde gen
adam soruyu bir daha tekrarlad?
- Ha, kim brakmad?
htiyar oturduu srada bzlm, oluna bakyor.

Otuz
ki.
-

yl

nceki haliyle kendini aynada seyrediyor san-

Evet ben, brakmayan benim. Senin gibi bir debyle kaplan almaz. O gn dediimi bugn de
diyorum: Sen bir iftlik aasnn olusun, sana layk
olan bir kadn getir eve. Dengini bul.
Ak pencereden Sandor, obann ineklerini yalaa
gtrn seyrediyor. Hayvaniann ayaklan donmu
toprak stnde ses kanyor. Hepsi de yaman h&yvanlar. Miras, tek bana bunlann ne byk bir servet
likanl

olduunu

hesaplyor.

Ve gzlerini pencereden ayrmadan syleniyor:


- Ben de ondan bakasn aramadm.
- yle yle, biliyorum, dedi Ihtiyar. Davranm
o zaman iin doruydu. Henz gentin. Genler deli
men olur biraz. Ama imdi, leceimi syledikten sonra,
sana ciddi ciddi soruyorum: n'ideceksin kadnsz?
Sandor, gelip masaya, babasnn karsna oturdu.
Sylemek istiyor ama adlan bulamyor. Yardmc diye
arap testisine sanlyor. Cesaret lazm imdi, aka deil.

Pekala! yleyse ben de evlenneye karar verdim.

istediin gn onu eve getiririm.


htiyar

Pal dehetle szUyor olunu.

-Kimi?

MACAR HiKAYELER ANTOLOJS

10

Kimi olacak?.. Emerencia'yi.


Ernerencia m?
- Evet, Emerencia.
htiyarn elleri ar masann kenann skarken tir
tir titriyor. Ne souk bu oda. Vay canna! Dnya adamakll tersine dnm demek. Herkes ldrm gayri.
Bu oul da, Sandor da adamakll deli...
Darda gece koyulayor. htiyar bouk bir sesle
atld:

- Kim alr onu bugn?


-Ben.
- Lekeli bir kzdr o.
Benim iin deil.
- Pii olan bir kz.
- Pii yoktur onun.
- Var diyorum sana. Etekleri dibinden ayrlmayan
o smiikl nedir? Ha? Piin biri! Hasat zaman domuzIanna balann talan ettiren o deil miydi? Ama ona
bir krba aketmitim, hey... bir grmeliydin! Yznden kan fkrd.
Bu sefer de oul iini kavuran adsz bir kudurganlkla titremeye balad. Bu yle bir and ki, artk ne
baba, ne oul kalntr. Sadece kar karya iki adam.
yle anlardan biri ki masann stnde bak olsa ikisinden biri kavrard. Ama masa stnde bak yoktu.
Tahta kaklarla yemiierdi yemei.
- Ya, demek onu krbaladn, yle ml? ok iyi,
bi durma krbala gene! Hem de istediin kadar. Yznden kan fkrasya! Bunu yapabilirsin, hakkndr.
nk o, biricik olunun biricik oludur! Onun yznden fkran kann kendi kann olduunu nasl tan
madn?

ana, korka korka kapy


szlerini dinlemek iin eikte durdu. Onu

Banmalara koan

olunun

at,

gr-

MACAR HKA.YELER ANTOLOJls


neden oul ate

ll

pliskrmeye devam etti:


-Ya, hi durma, krbala onu, ldr istersen; elinden geleni ardna koma, torununun zavall vcuduna doyuncaya kadar ikence et!
htiyar Valdv, akn, tpk bir karabasan iindeymi gibi, isyan eden oluna bakyor... Karanlk odada imekler akyor... Neler oluyor burada, Tanrm!
nsan yaadka neler gryor!
Bir torun? Kendi torunu? Ama nasl? Sandor...
Emer...
htiyar bitkin bir halde ban edi.
- Olum ... Ah, olum! diye mrldand.
Sandar'un fkesi de yatyor yava yava. Biraz
yumuuyor sesi.
- Baba, en iyisi ocukla anasn uzaa gtreyim.
Bylece onu dvemezsin artk.
- Dvmek mi? Kimi dvmek?
- Kk Pal'i.
- Ne, Pal mi? Demek ad Pal!
- Dedesi gibi. Onlar uzaa gtreceim. O kadar
uzaa ki, krbacn oraya yetiemesin.
htiyar ana, eikte yalvaryor:
- Sandor, Sandor! ..
Kibirli, dedii dedik ihtiyar ban kaldrd:
- N ereye gidecekmisin bakalm? Kimin yanna?
Gitmek iin nerden bulacaksn paray?
Hakaret etkisiz kalyor. Ac ac cevap veriyor oul:
- Beni ta ocukluumdan beri uaklarn .en zavalls gibi altrdn. Elimden bir ey gelmediini de syleyemezsin ya! Ama ke dokunaym deme sakn baba. Kimse el srmesin ona, yoksa ...
Tek sz ekiemiyor ve gitmeye davranyor. Bu buzlu gecede gidiin bir daha dnmeyesiye olmayacan kim
syleye bilir.

12

MACAR HKAYELER ANTOLOJS

Ama eikte duran ana, onu durduruyor:


- Sandor, olum; beni brakp gitme. Gidersen
lrm ben.
Kutsal Kitap, meleklerin aladn ve seslerinin ok
gzel olduunu yazar. Ne derece dorudur, bilinmez,
nk lmllerin pek az iitmitir o sesi. Ama yeryznde bir ses vardr ki herhalde meleklerin sesine
benzese gerek: analannki!
Oulun ii titriyor, ba nnde, duruveriyor sahiden.
htiyar Valdv tahta srasndan kalkmadan:
Olum, diye mnldanyor.
Sandor yrei burkulmu, iini ekiyor:
- Anam... anam...
Ana ekinerek yalvanyor:
- Babana bir ey demiyecen mi?
Yavuz delikanl, yrei burkulmu, ne yapacan
bilemiyerek, y8.l kadnn nnde klyor, kl'.\yor. imdi ortalk adamakll karanlktr. Yalnz dar
daki kar, soluk n gnderiyor pencereden.
htiyar Valdv ubuunu raftan tekrar almak iin
elini uzatyor.
Sandor!
Ne var, baba!
Getir bana torunumu.

(eviren:

Yaar

N AB)

Zsigmond
Mo ri ez
(1879 - 1942)

Tiszacsecse adl bir kyde dog-du bir 23 haziran gn.


pek mUtevaz bir toprak iisi ve zenaatka.rd. ok
kalabalkt ailesi ve yoksulluk baba evinin bc.lca zellig-iydi. Kendi gayretiyle orta g-Tenimini bitirdikten sonra dinbilim zerinde yapt yksek g-Tenimini. Memur oldu.
nlU Nyugat dergisinde ilk yazs "Yedi ~etellk" 1908'de
kt. lm ocug-unun ba ucunda, byk bil' ac iinde
yazdg- bu hika.ye, ok geni bir ilgi yaratt. Bundan sonra
bir yg-n hikaye, roman, makale, oyun yazd. 1930'da Nyugat'n yneticilerinden biri oldu. Eserleri: Mutlu Adam, Kelebek,
Baylar Eleniyorla.r, Aile, Haydut, Balum Aslan. lme
Kadar Iyilikten ama, Meale.
Babas

YED1

METELK

Yoksunann da kahkahayla glmesine izin vermekle tannlar ok iyi yapmlar.


Harap evierden yalnz hiknklar deil, yrekten
kahkahalar da duyulur. Ve bu, o kadar gerektir ki, yoksullar bazen alamay hakettikleri hallerde bile glerler.
Ben bu kiileri iyi tannm. Babamn da bal bulunduu bu Soo'lar kua, yoksulluun etin basamaklann teker teker trmanmtr. O srada babam, bir makine atlyesinde iiydi. O alarla hi vnmez, kimsenin vnd yoktur zaten. Bununla beraber, bir gerektir.
Ve uras da bir gerektir ki, gelecekteki yaamm
da, ocukluurnun u birka ylnda gldm kadar
glmeyeceim... Glmeyi, sonunda gzlerinden yalar
inecek ve boulasya bir ksre tutulacak kadar iyi
bilen krmz yzl, neeli anam olmadka nasl glebilirim ki!
Ve hi kukusuz anam da, ikimizin bir leden
sonray yedi metelik aramakla geirdiimiz o gnk kadar hi glmemiti Aradk ve bulduk! tin diki makinesinin ekmecesinde, birini dolapta, arkas daha glkle geldi.
lk metelii bulup kartan, annem oldu. Bu kk ekmecede daha fazlasn bulacan sanyordu, nk ona buna diki diker ve kazandn hep buraya koyard. Benim iin, bu ekmece tkenmez bir define madeniydi, gzel eylerin, mucizeyle gkten inmi kudret

MACAR HKAYELERt ANTOLOJS

15

helvas gibi masann zerine dkUlUvermesi iin buraya elimi daldrmak yeterdi.
Bunun iin, annemin ekmecenin kysn kesini
aratnp ineleri, ykskleri, makaslan, kurdel&. paralann, eritleri, dmeleri altst ettikten sonra, birdenbire hayretle:
- Saklanmlar! diye barmas., beni ok ;::art
mt.

Kim saklanmi!J? diye sordum.


Kck meteli.kler... diyen annem,

kahkahay

bast.

ekmeceyi kard.
- Gel, yavrum. Ne etseler bulace.z onlan, ma
dem ki saklanyorlar, o kumazlar! O hnzr kck metelikler! ..
meldi ve ekmeceyi byk bir dikkatle, sanki umalarndan korkuyormucasna, yere koydu; hatta ap
kann altnda yakalanan bir kelebekmi gibi, birdenbire
stn de rtverdi.
Glmernek mmkn deildi.
- te yakalandlar, diyerek gld ve ekmecenin
zerini amakta acele etmedi. Yalnz bir tanecik bile
olsa, mutlaka buradadr!
Ben de meldim, kverecek olan metelii gzlemeye baladm. Fakat hi kprt yoktu. Gerekte, bir
eyin kvermesini de o kadar ummamtk hani
Baklarmz karlat ve bu ocuka akaya gldk.
Tersyz edilmi ekmeceye dokundum.
Annem fsldad:
- t! Yava, yoksa svrlar. Sen meteliklerin
ne kadar evik hayvanlar olduunu bilmiyorsun henz. ..
yle hzl koarlar ki, yuvarlanrlar, hem de nasl! ..
Glrnekten knlyorduk. nk parann !'le kadar

MACAR HKAYELERt ANTOLOJS

16

hzl yuvarlandn

deneyimle biliyorduk, ikimiz de.


Tekrar ciddiletiimiz zaman, ekmeceyi sarsmak
iin elimi uzattm.
Annem:
~ Hey, dur! diye bard gene.
Korktum ve sanki yanar bir sobaya dedirmicesi
ne parmaklarm hemen ekiverdim.
- Dikkat et, kk savurgan! Onlar harcamak iin
ne kadar da tela ediyorsun. Burada gizlendikler srece, bizimdir onlar. Varsnlar biraz daha kalsnlar, nk, biliyor musun, amar ykayacam, sabun gerek.
En aa yedi meteliim olmal, yoksa bana sabun vermezler. metelik var; burada, bu kk evde gizlenen drt metelik daha gerek bana. Burada otururlar,
fakat rahatsz edilmekten holanmazlar, aksi halde k
zar ve savuurlar, bir daha gelmezler. Bunun iin dik
katli ol, nk para, gururludur, ona tatllkla davranmak gerekir... Sayg gstermek gerekir. Vara yoa k
zar, tpk soylu kk bayanlar gibi. Onu yerinden
kartmak iin bildiin tekerleme yok mu hi, smklbcei yuvasndan karmak iin sylenen tekerlerneler
gibi?
Bu gevezelik srasnda ka kez gldk? Bilemiyorum, fakat bu smklbcek ars ylesine glnt
ki..
"knz metelik babalar!
Evinizde yangn var!"
Ve, kk evi altst ettim.
Bin trl vr zvr vard, fakat para, hi.
Annem de yzn buruturup, arad tarad... aresiz.
Bu

Btn teheriyi topladm, tekrar ekmeceye koydum.


annem, kafasn patlatrcasna dnyordu.

srada

MACAR H1KA. YELERt ANTOLOJS

Acaba bir yere para

hatrlayamyordu.

koymu! uu

17

yok muydu? Fakat hi

Bir fikir zihnimi kurcalamaktayd.


Anne, nerede metelik bulunduunu

biliyorum

ben.
yalm

Nerede,
onlan.

olum,

syle de kar gibi erimeden ara-

Aynal

dolapta, ekmecede.
Oh, zavall km benim, iyi ki bunu daha
nce sylemedin, yoksa kaariard elimizden!
Kalktk ve aynal dolaba yaklfltk, uzun sredir
aynas yoktu zaten. Bununla beraber, ekmecesinde, bil~
diim o metelik bulundu. gn var ki, bu metelii
armaya hazrlanyor, bir trl cret edemiyordum. Bu
yreklilii gsterebiimi olsaydm, eker alacaktm.

- te drt meteliimiz oldu bile! Skma cann;


en g yann atlattk demektir. Artk yalnz mete~
lik eksiimiz kald. Madem ki, bir saat iinde, u drt
metelii bulduk, o halde akam kahvaltsna kadar g~
ri kalan n de bulacaz demektir. Hadi, abuk, bel~
ki teki ekmeeelerde de buluruz...
Ah, teki ekmeeelerde olsayd... nk eski aynal
dolap, iine konacak ok eyin bulunduu evlerde biz
met grmt. Fakat zavallcn, bizim evde pek dol~
duu yoktu... ylesine veremli, ylesine kurt yemi, y~
!esine sarsakt ki ...
Annem, her ekmeceye bir vaz veriyordu.
- Bu, eskiden zengin bir ekmeceydi. Bunun hi~
bir zaman bir eyi olmad. u her zaman borlarla d~
!udur... Ve sen, sefil dilenci, senin de hibir zaman me~
teliin yoktur! Hibir zaman da olmayacak, bizim yok~
sunuumuzun bekisisin sen. Oh olsun sana, istediim
F. 2

MACAR HKAYELERt ANTOLOJS

18

zaman bana metelik veriyor musun ki? u, en zenginidir! diye, glerek bard ve dibi bulunmayan, en alttaki ekmeceyi ekti, ald.
Onu benim boyuuma geirdi ve kahkahalar atarak
yere oturduk. Birdenbire:
- Bekle, dedi. imdi paramz olacak! Babann ceketinde bulacam ben.
Duvara iviler aklm ve bu ivilere de ceketler
aslmt. Mucizenin en by! Elini bir cebe daldran
annem, hemen bir metelik kard.
Gzlerine inanamyordu.
- Tamam! diye bard. te! Ka oldu bakaym!
Artk saylamayacak kadar oaldlar. Bir, iki, , drt,
be ... Be! ki tanecik daha gerek. Nedir ki, iki metelik? Hi! Bein bulunduu yerde, iki daha pekila vardr.

Btn cepleri dikkatle aratrd, fakat ne


En gzel akalan bile bir metelik daha

una.

yazk,

bo-

kartma

y baaramad.

Heyecan ve aba, annemin yanaklanna kocaman kocaman krmz gller izmiti. almas yasakt, hasta
ediyordu bu onu. Geri kukusuz bu, olaand bir alma saylrd. Hi kimseye para aramas yasaklanamaz
ki!
Akam kahvalts saati geldi, hatta geti bile. Akam oluyordu neredeyse. Babama yann bir gmlek gerekecekti, ve ykamak mtimkn deil! Kuyu suyu, makine ya lekelerini kartmaya yetmez.
Birdenbire annem, elini alnna vurdu.
- Oh! ne aptalm ben! Ceplerime bakmadm bile!
Madem ki imdi aklma geldi, gidip bakacarol
Dediini hemen yapt. Ve ite orada da bir metelik buldu. Altncy.

MACAR HKAYELERt ANTOLOJS

19

yice heyecanlanmtk artk. Bir tek meteliimiz eksikti...


- Sen de ceplerini gster bana. Belki orada vardr ...
Ceplerim ... stediim kadar gsterebilirdm onlan,
botular.

Gece oluyordu ve biz elimizdeki alt meteliimizle


hi meteliksizmiizcesine yararsz alt metelikle. Yahudi veresiye vermezdi ve komular da bizim kadar yoksuldular. yle olmasa bile herhalde gidip onlardan bir metelik isteyecek deildik!
Yoksulluumuza yrekten glrnekten baka yapacak
hibir ey yoktu.
Annem, glrnekten neredeyse sarho olmutu.
O zaman bir dilenci kageldi. ark syler gibi bir
sesle, yaknd, dertlerini sayd dkt.
Annem:
-Yeter, ihtiyar! dedi. BUtUn leden sonrasn, eyrek kilo sabun alabilmek iin eksiim olan bir metelii aramakla bouna geirdin ben.
Sakin yzl bir ihtiyar olan dilenci, anneme akn
kalmtk,

akn bakt.

- Bir metelik mi? dedi.


- Eh, evet.
- Ben size vereyim.
- Bir bu ekaikti! Bir dilenciden sadaka istemek.
- Brak, kzm, bir eyden yoksun brakmaz ki bu
beni. Zaten tek eksiim mezaremn kazmas. Bununla,
iler yoluna girecek.
Metelfi avucuma koydu ve ayaklann sryerek ve
tekrar tekrar teekkrler ederek gitti.
Annem:
- Tannya krler olsun, dedi. KOIJ abuk ...
Bir an durdu, sonra kocaman bir kahkaba att.

20

MACAR HKAYE LER ANTOLOJS

Grdn m ii? Artk ykayamam, gece oldu,


da bir tek damla gaz kalmam.
Boulurcasna glyordu. Acl, kt bir gl. Onu
tutmak iin ilerledin; ban birka kez avularnn iin~
de sallad ve elimin zerine scak bir ey akt.
Kand bu, onun sevgili, kutsal kan, glmesini o
kadar iyi bilen, yoksullar arasnda pek az kimsenin bildii kadar iyi bilen anann kan.
lfmbada

(eviren: Nihal NOL)

Lajos

Nagy
(1883 -1954)

Apostag adl kk bir lryde doan L. Nagy, bir aile


yanmda lala olarak yksek renimini tamamlayabildi. lk
hikA-yesi 1909'da kt. Sonra bunlan bakalar izledi. 500
kadar hikAye yazd bylece. Birka deerli roman ve toplumsal eserleri de vardr.
Hayatn kalemiyle kazanmak imkann bulamad iin
kk memur oldu, sonra kitaplk yapt, ama yoksulluktan kurtulamad. Otobiyografyasnn blmlerine Bakaldran
Adam, Srgn gibi adlar vermitir. Bu eseri ann Macaristan'n her ynlyle yanstan bir ansiklopedidir Adeta.
Kurtulutan sonra Kossuth dlUnU ald. Balca eserleri: yi ocuk, Ders, Bina, Budapete Kahvesi, Maazann
1}9 Hanunkz, Kyn Maskesi, 1919 Mays.

FARELER
Kk farelerle byk insanlar zerine yazlm bu
yk, gzelim eski gnlere ait. Kk fareler canayakm,
kurnaz hayvanlardr, gri, evik ve rkek olurlar, ok
hassas, sivri, kck bir burunlan, oynayp duran uzun
bir kuyruklan vardr, sesleri gnahsz, incecik bir ci~
yaklamadr. nsana gelince, aman efendim, insanolu
yle fareler gibi kolayna nitelenecek gibi deildir ki...
Bir bahar sabah, garip, ikili adam bo bir bul~
var kahvesine girdiler. Bir masa arayp pardestilerini
srtlanndan kannaa altklan srada, sska ve so~
luk yzl genten bir adam olan gardropu hemer. yan~
lannda bitiverdi, nden birinin pardessn ibilir el~
leriyle kard.
"ekil bamdan, cann cehenneme," diye homurdan~
d bu adam gardropuya.
"Size yardm etmekten baka bir ey yapmyorum,"
diyerek kendini beceriklilikle savunmaa kalkan gar~
dropu, bu suretle nce u dmanca havay bir yunu~
ataym, dedi. Sonra, birbirinin stne konmU par~
desy kaldnp, rkek, ama yine de biraz cretli, sader
de gelmeyi denedi:
"Pardesleri gardroba gtrebilir miyim?"
"Cann cehenneme .. " diye homurdand yine ayn m
teri; br ikisi de gardropuyu gzleriyle yiyor gibiy
diler. Gardropu alttan almad:
"ierde daha iyi korunmu olurlar.. Ba:ka gelen
mteriler de olacak, belki pardeslerinize gz-kulak ola
mazsnz .. yitip giderler bakarsnz."

MACAR II1KA.YELER ANTOLOJS

23

Garson da oktan gelmiti, mterilerin bir ey s


marlamakla megul olduklan srada, gardropu ona buna bakmakszn pardeslerini alp gtrd. Mterilerin
En kaba-saba grneni, pardeslcrin sandalyelerin zerinde olmadn grnce, ver yansn etti:
"Nerde o sska Yahudi bakaym?"
Ama ok gemeden yine smarlanacak ey zerinde
durdu; "Leanyka" deil, ille de "Csopaki" iilsin diye
tutturuyordu. Arada, yine barmaktan kendini alamad:

"O sska Yahudi nerde yahu?"


Olduka uzun bir sre sonra, gardropu elinde numaralarla geldi. "Mterileri"nin fkesi biraz yatsm
diye, bile bile gecikmi gibi grnyordu. Neden sonra
geldiinde, kasntl hareketlerle eilip kalkyor, sklgan
glmsyordu. kili mteriler, gardropuyu hi konu
makszn tepeden trnaa s zyor, komik glmsernesiyle rkek rkek gz krpmasn nefretle gzden geiriyorlard. stelik kara, kvrck salann, biraz kemerli
burnunu bile, sz gelii, ineelernee girimilerdi ve alay
c alayc snbyorlard.

"Pardeslerimizi saba karmarndr diye dn


dm de.. "
"Rica ederim," diye kekeledi gardropu, "ben yle
IJeY yapmam."
"Hay kahrolas, neden yapmazmsn bakaym? Neden satmayacaknsn? Bu, sizin hepinizin kanna ile
mitir be! Almak, satmak, almak, satmak ... Benim pardesro olmu olmam urourunda mdr senin? Sen Hazreti Musa'nn srbudakini bile okutursun be!.. Dzen
baz herler siz de, kes hadi, o kadar."
Bir sre sonra mteriler sigara istedi; sigaray da
gardropu getirdi kendilerine, UnkU barmen yine ona.
l'lll iiyle meguld, garsona gelince, o da, sabahn ok

24

MACAR HiKAYELER ANTOLOJS

erken saatleri olduu iin bir kede uyuklamaktayd.


krona kar gardropu doksan fenik geri vermiti,
paray verirken masann zerine nce tane yirmi feniklikle, ardndan iki de ufaklk para koydu, bir sre,
sanki kendi parasn aryormu gibi durduktan sonra,
be:: tane yirmi feniklik daha koydu.
Sigaray alan mteri, gardropuya alt fenik bahi verdi ve gardropu masadan uzaklar uzak!amaz at azn yumdu gzn:

"Grdnz m, gzn nasl kar hrs brm Yahudinin? Macar vatanda nasl ba edebilir bununla?
Bunlarn sayca ok olduu yerde her Macarn mahvolaca garanti. Buradaki manevrasnn farkna vardnz
m? nce tane altlk kard. Drdncyil ufaklk
olarak verdi, kendisine on fenik bahi verecek kadar
budalaysak, ufaklk para da bulunsun istedi. Belki daha
az vermek isteriz diye de bozuk para karmay da ihmal etmedi. Ama bozukluklar hemen karsa ya, ne gezer, belki sabrmz tkenir ve "st kalsn" deriz diye
bekledi, ceplerini kartrd durdu. Bir ey verirken bile
bylesine kurnazdr bu Yahudiler ite .. "
"Neden bahi verdin ona?"
"Vermek gerekiyor da ondan, kstahlyla ne yapp ediyor, zorluyor seni buna.. Bir an nce defolup gitsin diye birka kuru veriyorsun ite." Bylece, bezirgan lk, kstahlk ve dier ruhsal niteliklerle gnahkarlk konusunda genel bir tartmaya giriiimi oldu. Bah~ii vermi olan adam, alt fenik tutarndaki paradan
tr kendini kazkianm gibi hissediyordu oktan; ve
imdi, sska Yahudi zerine ciddi gzlemlere giriiyor,
ne var ki bunu yalz gardropular, kvrck sallar,
soluk yzl sskalar asndan deil, genel bir grle
ve sz Yahudilere getirmek iin, yapyordu. Ufak ap.
ta bir toplumsal dUnU konumasna girimenin ne zaki

MACAR HKAYELER ANTOLOJS

25

ran vard ki.. lkede oturanlan ana gruba aym~


yordu: Efendiler, kyller ve Yahudiler. "Efendi" ad
stnde efendiydi ite. Kyl ho "pasakl kyl"yd,
ama ne de olsa sras geldi mi, mert, saduyulu ve g~
venilir Macar halknn yanndayd. Yahudiye gelince, Ya~
hudi Yahudiydi ite, o kadar. Topu da dzenbaz, he~
sap ve gvenilemezdi. rnein u gardropu ite, na~
mussuzun biriydi. Hergele.. Allah dediinden bakasna
inanlmazd herhalde.
Ne aalk herifin biriydi bu gardropu kimbilir.
Bu tipte bir adamn alu~mayaca belliydi. Bylesi a~
lmaz, bezirganlk ederdi. HO henz bu kahvehanede
alr grnyordu ama, hangi karc kk iin ardndayd kimbilir. Bugn gardropu olmasna gardrop~
u ama, yann garanti eski paavralarla dolu bir dkkan, br gn de bir kahvehanesi olacaktr. te bylesine zararl bir bcektir bu Yahudi ..
Konuma birdenbire bir kadnn lyla kesildi.
kili baylar kalkp, ln geldii vezneye doru ko
tular. Bir ey olmam, mutfaktaki yamak, kahvehanede fare bulunduu iin, karanlk bir keye kurulmu
olan fare kapann ortaya karmt. Kapann iinde
kk fare rpnp duruyordu. lk, cesur mutfak
yainann elindeki kapanla yanna gittii veznedeki kadndan gelmiti. Mutfak yama, elindeki kapan, sr
tarak mutfak masasnn zerine koydu. Sigarasn henz bitirmemi olan barmen, yanar sigaray tel rgden ieri sokarak farelere eziyet etmee balad. Baylar bu oyuna katla katla glyorlard. Barmen sigarasnn ucundaki atei tellerin arasndan ieri sokuyor,
kk fareler altalta stste kouuyor, sigarann atei
ne dokunup burunlarn yakyorlard. Barmen, sigaras
nn ucunu farelerden birinin gzne dokundurd)l. Ne
var ki m:teriler, yerlerine dnm olduklan iin, bu-

MACAR HKAYELERt ANTOLOJ!S!

26

nu gremediler. Elence yeteri kadar ilgin deildi herhalde. Gardropu -barnene gre daha aa bir ide olmakla birlikte- korkuyla barnene kp fareleri rahat
brakmasn syledi. Mutfak yanann btn bekledii
gardropunun dehete dmesiydi sanki. Kapan yan
na ekti, st kepesiyle kazandan scak su alp, delirmi: gibi bir teye bir beriye kouup duran farelerin
zerine dkt. Veznedeki kadn, bu feci salneyi grmemek iin ellerini yzne kapad. Sinirlenmi olan gardropu, bu alakl protesto ediyor, tekiler -barnen,
garson ve biraz nce onlara katlm: olan st- glyorlard. Mutfak yama imdi de demir kaplamal kapan alm, scak ocan zerine koymutu. Kapan a
bucak snnca fareler acdan ikibklm oldular; ama
mutfak yama memnun sntyor, kurnaz kurnaz gardropuya bakyordu. Garson neden sonra mutfak yamana kt: "Kes artk hadi, yeter!.."
Gardropu umutsuz bir bakla bu ikenceye seyir
ci kaldktan sonra, snm kapan ocaktan ekmek zere mutfaktan ieri dalmak istediyse de st, kendisini
yakalad, sk sk tuttu, st daha kuvvetli olduu
iin gardorpu elinden kurtulamyordu. Barnaa ba
lad:

"Aln unu

suya
le.. "

sk

atn,

ordan..
ldrn, ama

Alaklk

bu

yaptnz..

zavalllara ikence

Onlan
etmeyin by-

Veznedeki kadn da yaknyordu:


"Aman Allahm, ne kalpsiz insan bu."
Mutfak yama snrsz bir rahatlkla cevap verdi:
"nce biraz snsnlar hele."
Gardropu, artk karan kararn gibi, kendisini sm
yakalam olan stliye bard:
"Brak beni .. Brak diyorum, yoksa yaptrnn yum

ruu."

MACAR HKA.YELERt ANTOLOJS

27

Ortalk sessizleti. Bu cretli tutku sty ar


tmca, st, gardropuyu brakt. Gillt patrd
mteriyi yeniden etkilemiti.
"Zayf Yahudiye dayak m atlyor yoksa?" Gardropu mutfaktan ieri dald, ne var ki mutfak yama
gsnden ittii gardropuya maasn kaldrd:
"Brak fareler smsn .. "
Gardropu umutsuzluk iindeydi, nerdeyse alama
a balyacakt. Birden bard:
"Bugn iki forint kazandm. Fareleri rahat brakr
san, paray sana veririm."
Mutfak yama cevap vermeyip, snkan ve keyifli
bir bakla fare kapanna ve iinde deller gibi tepinen
kck hayvaniara bakyordu. Baylar. ~ahkahayla glrnee koyuldular, ilerinden biri kahkahadan ikibklm
olarak bard :
"Ben demedim mi? Yahudi yine i peinde ite.''
Gardropu artk kendini tutarnayp haykrarak d
mannn, mutfak yamann, zerine atld. Bu arada veznedeki kadn da mutfaa koup bir havluyla yakalad
fare kapann suyun iine frlatmt.
Garson kavgaclan ayrd. Komedi sonuna ermiti.
Seyirciler dald, baylar glyorlar. alt fenik bahi,
vermi olan -vermek zorunda kalmt ya hemen de
ciddi bir havaya brlinen hayal gcnden duyduu sevinle kabna samyordu:
"Hay Allah, u sska Yahudinin fare kapannda nasl rpmdn bir grebilsem ne iyi olurdu."
"Sigarann ucuyla nasl oynatlrd kimbilir,"
diye
ekledi teki.
"Ya biraz da stlsa nasl olurdu dersiniz?" diye
srdrd nc de ngrakl bir kalkahayla.

(eviren:. Zeyyat SELMOOLU)

Dezs
Kosztolanyi
(1885 1936)

Szabadka'da soylu bir aydn ailenin ocuu olarak dnyaya geldi. Orta {trenimini doduu ehirde yapt, sonra Budap~te Edebiyat Fakltesi'ne girdi. Fakat tahsili yarm b
rakarak gazetecilie balad. Nyugat (Bat) dergisinin nemli bir yazar oldu. Yllarca Macar PEN Club' bakanyd.
nanlnayacak bir kolaylkla durmadan yazd. Bununla birlikte hi dilrmedi eserinin kalitesini. lik eserini 1907'de
Drt Duvar Arasmda adyla yaynlad. Sonra eserler birbirini kovalad: Tarlakuu, Neron, Yaldzl U~urtma, Absolve
Domlne. HikAye kitaplan da yazd. Deneme ve makaleleri
lUmnden sonra ll cilt halinde yaynland. Dnya edebiyatndan birok eviri de yapmtr.

BANYO
Gne, her eyi yakp kavuruyordu.
Balaton kysndaki kk sayfiye ky, tpk gece
fotoraf ekilirken yaklan magnezyum yla aydn
lanm gibi k altndayd. Kirele badanalanm evler,
msr ambarlar, her ey, kumdan bir ereve iinde,
bembeyaz grnyordu. Gkyz bile. Ve akasyalarn
tozlu yapraklar kat gibi bembeyazd.
Saat iki buuk sularyd.
O gn, Bay Suhajda yemeini erken yemiti. Ve
randann basamaklarn indi ve sayfiye evinin avlusunda bulunan kk baheye yneldi.
air karanfillerinin ortasnda t ii yapan bayan
Suhajda, sordu:
- N ereye gidiyorsun?
Elinde kiraz rengi mayosuyla Bay Suhajda esne
yerek:
- Glde banyo yapmaya, dedi.
Kadn yalvard:

- Hadi, onu da gtr, ne olur...


-Olmaz.
-Neden?
Kocas:

- nk hnzr bir ocuk o, cevabn verdi ve bir


an sustuktan sonra ekledi: nk ie yaranazn biri o,
almyor hi.
Kadn omuzlarn kaldrarak itiraz etti:
- Hayr, alyor, btittin sabah alb.

MACAR HKAYELERt ANTOLOJS

30

Mutfan nnde bir sraya oturmu, on bir yan


da bir olan ocuu, kulak kabartt. Dizlerinin zerinde kapal bir kitap tutuyordu: Latince bir gramer.
Sska bir ocuktu bu, salan makineyle, ksack kesilmiti. Krmz bir fanilas, keten ksa pantolonu ve
ayanda sandallan vard. Annesiyle babasna gz ucuyla bakyordu.
Babas enesini kaldrarak ona sert, hain bir tavrla sordu:
- Pekala, "hamdolsun" nasl denir, syle bakalm?

ocuk, dnmeden, kekeledi:


- Lauderentur; bu srada sanki

okuldaynu

gibi

ayaa kalkmt.

- Lauderentur ha. Bay Suhajda, alayl bir tavr


la ban edi, Iauderentur, ha? Hadi oradan sen de,
btnlernede bile kalacaksn.
- Biliyor -annesi onu baiatmaya abalyordu-,
biliyor ama, anyor. Senden korkuyor.
Suhajda ald karar kesinletlrmek istercesine, ken
di kendine: onu okuldan alacam, diye tekrarlyordu,
yemin ederim ki alacan onu. Bir ilingirin, veya bir
arabaemn yanna rak vereceim... Aklna hi getirmemi olmakla beraber, fkesi iinde neden bu nesle~
setiini kendi de pek bilmiyordu.

Anne:
- Buraya gel, Jancsi, dedi. alacaksn deil mi,
yavrum?
Bay Suhajda:
- Bu miskin beni ldrecek, diye szn kesti,
nk fke, ona yattnc ilii etkisi yapyordu; hiddetinin damariann am ve aalna olumlu etki yaparak le sonras skntsn geirmi olmasndan memnun, tekrarlad: ldrecek beni.

MACAR HKA.YELER ANTOLOJtst

ocuk, alak sesle


- alacam.

31

mnldand:

Ufalm, yokolmu, alalm,

gzlerini annesine kalhimaye arad.


Babasn grmyordu bile. Daha ok, hissediyordu
onu. Her yerde, her zaman, korkun bir ekilde.
Bay Suhajda kmser bir el hareketiyle:
- alma, dedi. Sakn alma. Gereksiz bu.
Anne:
- Evet, alacak, dedi, ocuun ban koluyla sararak okad. Sen de onu affettin. -Birdenbire, fazla sze
lzum grmeksizin-: Jancsi, dedi, git mayonu al. Baban seni de gle banyoya gtryor.
Janesi ne olup gittiini anlamamt, artc ve kesin bir abuklukla, bu bitmez tkenmez tartmaya son
verdirmi bulunan, annesinin mdahalesinin ne anlam
tadn zememiti. Bununla beraber, hemen verandaya kotu. Sonra, kk, karanlk bir odaya girerek,
kiraz rengi mayosunu btn eKmeeelerde arad. Bu mayo, tpatp babasnnkine benziyordu, yalnz ondan daha
kkt. kisini de Bayan Suhajda dikmiti.
Baba, duraksyor gibiydi.
Kansna bir ey sylemeden, geciken olunu bekliyormu gibi, frenkzmlerlnin yannda durdu. Sonra, fikrini deitirmi olacak, parmaklkl kapdan kt ve her
zamankinden daha ar, gle yneldi.
Yumurcak, uzun sre arand.
Janesi beteydi ve Latinceden bitirme snavn verememiti. Bu yaz, btnleme snavna hazrlanyordu.
Bununla beraber, tatilde derslerini pek ciddiye almad
ndan, babas onu, bir hafta banyodan yoksun braka
rak cezalandmnt. Cezasnn bitmesine daha iki gn
vard herhalde. Bunun iin, frsattan yararlanmalyd.
Oraya buraya sallllUj giysiler arasnda .telSla mayasunu arad.
drarak,

32

MACAR H!KAYELER ANTOLOJS

Sonunda, ele geirdi onu. Bir eye sarmadan, elinde saHayarak avluya kt. Yalnz annesi onu bekliyordu. Ayaklarnn ucuna basarak alelacele, o sevgili, gzel yze bir pck kondurdu; sonra, babasna yeti
rnek iin kotu.
Annesi ardndan, az sonra kendisinin de kumsala
ineceini seslendi.
Bay Suhajda, yayalara aynlm yolda, yirmi adm
kadar nnde olmalyd. Koarken Janesi'nin sandallar
tozlu yola sessizce vuruyordu. ok gemeden babasna
yetiti, kibritotu itinin orada. Fakat biraz nce yava
lant ve yanna, ihtiyatla, geri gnderilmekten korkan bir kpek gibi usulcack sokuldu.
Baba bir ey sylemedi. Arasra ocuun yan yan
ksa bir gz att surat ask ve kaskatyd. Ban yksek tutuyor, gzleri bolua dalm, yle gidiyordu. Onu
fark bile etmemi, onunla ilgilenmiyor gibiydi.
Az nceki gzel haberle canlanan Jancsi, adamakl
l bozulmu tu; zgn zgn yrd; susamt, su imek istiyordu, tuvalete gitmek istiyordu, geri dnmek
geliyordu iinden, ama babas tarafndan yeniden azarlanmaktan korkuyordu; bunun iin, kendi geliiyle yaratlm bulunan bu duruma, daha ktleir korkusuyla
boyun emek zorunda kald.
Bana gelecekleri, bekliyordu, kaygl kaygl.
Kklerden gle yol, aa yukan drt dakika srerdi.
Buras, talk Zala kysnda, berbat, elektriksiz, her
trl konfordan yoksun bir sayfiye kyyd. nc
snf bir ky. Kk memurlar tatillerini burada geirirlerdi.
Kadnlar, gmlekli erkekler, plak ayak, avlularda,
dut aalannn altnda durmu, karpuz, balanm m
sr yiyorlard.

MACAR HKAYELER ANTOLOJS

33

Bay Suhajda tandklann her zamanki nezaketiyle


bu da ocuu, bu mutlu soluklanma annda,
ne de olsa, babasnn grnd kadar fkeli olmad
dncesine kaplmaya yneltti.
Bununla beraber, biraz sonra babasnn aln gene
selamlad,

aertleiverdi.
Austosbcekleri gnete tyorlard.

Durgun sukokusu onlara kadar geliyordu; plaj tesislerinin kurt yemi yaplan grnmt bile ve Bay
Suhajda hep susuyordu.
Plaj bakcs Bayan stenes, topuzunu krmz bir
earpla sarm, onlara kabinierin kapsn at ve girdiler: birincisine baba, genellikle Bayan Suhajda'ya aynIan ikincisine ocuk.
Kumsalda baka kimse yoktu, yalnz bir gen, delinmi bir sandal onarmakla meguld. Yerde, pasianm ivileri dzeltmeye alyordu.
nce Janesi soyundu.
Kabinden kt, fakat ne yapacan kestiremedi: o
kadar arzulad suya girmeye cesaret edemiyordu. S
kntyla, gzlerini ayak parmaklanna dikti. Babas ha~
zrlanncaya kadar, onlan, sanki hi grmemi gibi yle durup dikkatle seyretti.
Bay Suhajda, kiraz rengi mayosunu giymi, azck
gbekli, fakat adaleli, ocuun her zaman hayranlk duyduu, gsndeki kapkara orman gstererek kt.
Janesi babasna, aklndan geenleri gzlerinden okumak iin bakt. Fakat bir ey gremedi. Altn ereveli gzln camlan olanca panltsyla k sayordu.
Babasnn suya gireceini, kzararak grd.
Ancak Suhajda:
Gelebilirsin, dedikten sonradr ki, ardndan szld.
yun

tatlms

F. 3

MACAR HKA YELER ANTOLOJS

34

Bir adm arkasndan gidiyordu. Suya dalmad, her


zamanki gibi, kurbaaya benzer hareketlerle yzmeye
kalkmad. Hemen hemen sendeleyerek onun admlan
n izledi, bir yreklendirici sz bekleyii iinde. Suhajda bunun farkna vard. Hain, omuzunun zerinden ona
uluorta soruverdi:
- Korkuyor musun?
-Hayr.

yleyse niin yle ahmak ahmak duruyorsun?


burada su ocuun memelerine, babasnn ise belinin azck yukansna geliyordu.
kisi de meldiler, bunnlanna kadar daldlar, Jtendilerini, elma yeili kk dalgalann, evrelerinde st beyaz kpklendii suyun lk okamalanna braktlar.
Bay Suhajda kendini yle iyi hissetti ki, akac,
gle oluverdi:
- Korkaksn sen, dostum.
Kazn yanndaydlar,

-Hayr.

Olunu yakalad, kaldrd, suya frlatt.


Janesi havay yard. Arkas ap diye ses kard,
su alp zerine gizemli bir homurtuyla tekrar kapand. Ancak birka saniye sonra ocuk kendini kurtanp
yze kt. Silkindi, azna, bumuna su dolmutu. evresini iyi gremediinden, yumnklann gzlerine bastrd.

Bir

ey olmad

ya?

Hayr.

yleyse hadi, yeni batan. Bir, iki ve ocuu


tekrar kucaklad.
Bay Suhajda, "" derken, gerildi ve onu hemen
hemen demin frlatt yere, sandallann baland kazn ardna frlatt, yle ki, olunun, suyun iinde kaybolmadan nce, ba geriye dm, kollan yana al
m, devriliverdiini grmedi. Dnd.

MACAR HKA YELERt ANTOLOJS

35

Karda, Somogi kys uzanyordu. Gl panldyor


du, sanki yz binlerce kelebek, alaca kanatlanyle yzeyinde uuuyormu gibi.
Deminki gibi birka saniye bekledi.
Sonunda kzgn:
- Eee, hadi! dedi.
Sonra, sert ve tehdit dolu bir sesle sordu:
- Neredesin? Numara yapma.
Fakat kimse karlk vermedi.
Sesini azck ykselterek sordu:
- Neredesin? diye ve miyop gzleriyle suyu ara
trd, niine, arkasna, uzaklara bakt, Janesi oralarda
bir yerde suyun yzne km m diye, nk ocuk
suyun altnda bile ok iyi yzrnek biliyordu.
Gene de Suhajda'ya yle geldi ki, btiin bunlar bir
nceki dala oranla daha uzun slirmUt. ok daha
uzun hem de.
Mthi bir korkuya kapld.
Srad, olunun dm olmas gereken yere bir
an nce varmak iin suyu abucak at.
Bir yandan da banyarrlu:
- Jancsi, Jancsi!
Onu kazn arkasnda da bulamad. O zaman iki
koluyla suyu krek eker gibi dolanmaya balad. Elinden geldii kadar yukardan, ve aadan tarad; dibe
bakmaya alt, ama bulank sudan bir ey grnmyordu. O zamana kadar kuru kalm ban suya daldr
d, gzlnn camlar ardndan gzlerini balk gibi kocaman kocaman at. Arad, her trili arad, yzlikoyun
Yatm, dirsekierinin zerinde dorulmu, amura nelmi, daha, daha arad, olduu yerde dnerek, yan
Yatarak, amuru kar kar aratrd.
Fakat hibir yerde yoktu ocuk.

MACAR HKAYELER ANTOLOJS

36

Her yahda sudan. suyun korkutucu tekdzeliinden


bir ey yoktu.
Glkle, hikrarak doruldu ve derin bir soluk

baka

ald.
Dalglk

yaparken, belli belirsiz bir umuda kapl


bu arada olu su yzne kacak, orada, kazn
nnde veya biraz daha uzakta, glecek veya belki de
giyinmek iin kabine koacak gibi geliyordu. Ama im
di, biliyordu ki, zaman ona ne kadar uzun gelmi olursa olsun, dipte ancak birka saniye kalmtr ve ocuk
da sudan kamamtr.
Yzeyde akl almaz bir sessizlik, bir ilgisizlik hkm sryordu.
mt,

Kyya doru:

-- Hey! diye seslendi ve kendi sesini kendi bile tanyamad, hibir yerde yok.
Kaya ivi akmakla megul olan gen, elini huni
gibi kulana gtrd.
- Nasl?
- Hibir yerde yok, umutsuzluktan sesi hnlt gibi kyordu.
-Kim?
- Onu bulamyorum, diye cierlerinin btn gcyle haykrd, imdat!
Gen adam ekici sraya brakt uantolonunu fr
latt (onu satmak istemiyordu) ve gle girdi.
Hzla
kouyor, fakat sakin sakin ilerliyora benziyordu. Bu
arada Bay Suhajda birka dal daha yapt, suyun iine diz kt, baka ynlerde de aramak iin ilerlemeye
devam etti, sonra, uzaklktan korkuya kaplarak, nbet
bekler gibi ayn yerde dnd. Bann dnmemesi iin
kaza yapt.

Gen adam

yanna vardnda

Suhajda, gzleri ka-

YACAR HKAYELER ANTOLOJS

37

mam,
anlalr

soluk solua kalmt. Sorularna doru drst,


cevaplar veremedi.
Bayan stenes kumsalda aresizlik iinde ellerini outuruyordu. lkianna yirmi otuz kii topland; kancal srklar, alar getirdiler, hatta facia yerine
bir kayk bile yneldi ki, bu gerekten gereksizdi, iink burada derinlii az olan su, kimseyi rtemezdi.
ok gemeden, "birinin boulmu olduu" sylentisi hemen her yana yayld. Kesin bir gerekmicesine.
te o zaman Bayan Suhajda, kk bahede, air
karanfillerinin ortasnda, iini brakt. Kalkt, az nce
Janesi'nin mayosunu arad kk karanlk odaya girdi; sonra kapy kapatp, ona sz verdii gibi, pmja yneldi.
Sakin sakin yryor, ak emsiyesi onu yakc gne nlarndan koruyordu. Kendi kendine banyo alp
almayacan soruyordu. Fakat kibritotlarnn oraya varnca, dncelerinin ak birdenbire kesiliverdi, karf}
t; emsiyesin i kapatt, kOmaya balad ve plaj tesislerinin oraya kadar yol boyunca kotu.
Orada iki jandarma ile, zellikle kyllerden meydana gelmi, grltl bir kalabalk toplanmt bile.
ou alyordu.

Anne ne olup bittiini hemen anlad. Sendeleyerek


ve inleyerek kumsala doru, ortasnda kk olunun
cansz yatt kalabalk emberine doru ilerledi. Gemesini nlediler. Onu bir sandalyeye oturttular. Kendini kaybederken: Yayor mu? diye sordu.
Yaamyordu artk. Bir eyrek kadar aradktan sonra, onu babasnn bulunduu kazn arkasnda bulmu
lard ve kyya getirdikleri zaman, kalbi artk atmyor,
gzbebekleri a duyarlk gsterniyordu. Doktor onu
baaa evirtti, ayaklarn havaya diktirdi, vcudundaki suyu kartmak iin sarst, gsn yksclttirdi,

38

MACAR HiKAYELER ANTOLOJtst

suni solunum yaptrd, kk, l koliara jimnastik hareketleri yaptrd, uzun sre, ok uzun sre ve her an
stetoskop ile kalbi dinleyerek. Ama kalp bir daha arpmaya balamad. o zaman doktor, aletlerini tekrar antasna att ve gittL
Bu, birdenbire ve sanki geici bir hevesmi gibi
geliveren lm, artk gerein bir parasyd. Yeryznn en byk sradalan kadar ebedi, belirgin ve katL
Anneyi bir kylnn el arabasyla evine getirdiler. Bay Suhajda hep kiraz rengi mayosuyla kurnsada
oturuyordu. Yznden, gzlnden, sular, gzyalan
oluk oluk akyordu.
Akln oynatm gibi, iini ekiyordu:
- Vay bama gelenler!
Yerinden kalkmasna yardm ettiler, giyinmesi iin
kabinine gtrdler.
Saat bile deildi.

(eviren: Nihai NOL)

Frigyes
Karinthy
(1887 - 1938)

Budapete'de do!;du. Gen yanda gazetecilig-e balad.


Kahve ile gazete arasnda mekik dokuyordu. Btn hayatt
bUyk eserini yazmak iin hazrlannakla geti. Bununla birlikte ancak mizahi hikayeler, taslaklar, krokiler verebildi.
nk her zaman para sknts iindeydi.
Gene de eaebiyatn eitli trlerinde gerekten deerli
eserler vermeyi baard. iirleri de romanlar, oyunlar, denemeleri kadar ilgi ekicidir. En byk bahtszl hastal
oldu. Ka.famm evresinde Yolculuk adl esiz bir eserde beYin tmrnn hikayesini yazd. tsve'te geirdii byk
beyin ameliyatn anlatt. Balca eserleri: te Byle Yaz
Yorsunuz, Bir Dellkanlyla Buluma, Ba.rabbas, iede Mektup.

S1R K
Anlalan sirke gitmeye can atyordum ama, belki
bir kemana da ayn ekilde can atmaktaydm. Bana
geri bir keman verdiler ama, buna kai'lk sirke gtrmediler, ihtimal, ksa aralklarla grdm o sirk d
n grmem de bundan ileri geliyordu. Onu bazen uzak
tan, tepelerin ardnda gryor ve elimden tutmular, 00..
ni sirke gtryorlar duygusuna kaplyordum. Bazen de
ktndimi birdenbire bilinmedik byk bir kentin ortasn
da buluyordum, ama sirk hep ayn sirkti, girii ayn,
iki kl bekleme yeri ayn sirk. Bir defasnda da bir
bilet bulabilmitim, sirke gidebilecektim, ama o zaman
dro kanveriyor ve gene bir trl giremiyordum.
Sonunda, dm grdm, hem de sonuna kadar.
Giri kapsnn yannda, kasann arkasnda duruyordum
ve sakall, topaJ, olduka telii.l bir adam, mdiir de
yanmdayd, bir eliyle rengarenk giri perdesini kald
nyor ve telii.l bir sesle banyordu: "Buradan, buradan, giriniz hadi, temsil balayacak, giriniz, giriniz!"
Kalabalk iti kak, renk renk, srmal, hizmetisi, askeri, apkal kadnlan, sinekkayd tral erkekleriyle
akn ediyor, yksek sesle glyor, konuuyordu. Mdre grnmeden geemiyeceimi pekala biliyordum. Nitekim grd beni ve kolurodan tutarak kzgn kzgn sordu: "Hele, hele, biletiniz var m bakalm? Yoksa, hemen dan!" Yreim korkuyla skt ve kekelemeye
baladm, biletim yoktu ama, buraya gsteriyi sayretmeye gelmemitim ki... yoksa kemanm._ ve umutsuz bir

MACAR HKA.YELER ANTOLOJS


davranla

41

ona, tabii ki, kolumun altna, sktrm olgsterdim. O, benim azma kadar
eildi ve fkeyle, kekelememi bitirmemi bekledi; biletim
yoktu, ama kendim bir para bestelemitim, girmeme
izin verirse kemanmla bunu seyircilere alardm. Bunun zerine tnel gibi derin boazn gstererek grltl bir kahkaha att, sonra, kuru bir sesle, bana kelimesi kelimesine unlar syledi: "Bay lgn, kalbiniz..
arpyor ki mutlusunuz." Bu szleri pek akllca buldum
ve mdr de hayranlmn, bu istemim dndaki belirtisiyle gururunun okandn hissetti. Omuzumu svaz
layp beklernemi syledi, belki bir aresi bulunurdu, hele duralm bakalm.
Daha sonra gelip gerekten de beni, onu titreyerek
beklediim o karanlk koridorda buldu ve hatr iin gsterilmi bir nezaketle, keman almann balbana ve
genellikle bir paralelepiped sayldn syledi. Bunun.
baarma lsz ekilde gvennedii anlamna geldii
ni hemen kavrayverdi. Elimden geldiince itiraza ba
ladm, bunun zerine ciddi bir tavr taknd ve bana bildirdi ki, pekala, ne de olsa denemekten bir zarar k
maz, ama nce askeri makamlara haber vermek ve onlarn beni Hametmeap mparator ve Kraln maskaras olarak damgalamasn salamak gerektir. Bu arada
bana sirki, kulisleri, oyuncular, vahi hayvanlar, hepsini gsterecekti, bana i hakknda ve halkn ne istedii hakknda bir fikir vermek iin.
Kalbim, kendimi nihayet sirkin iinde bulmaktan
duyduum heyecan ve sevinle kt kt atyordu, ama
ayn zamanda da korkuyordum. Kemanm koltuuna
sk sk bastryor ve melodiyi unutmamak iin vargcm harcyordum. Beni trl trl canl renklere
boyanm bir sr perdeden geirdi. Yukarda krmzlar
giyinmi adamlar alyordu. Ben oyuncular ve at terduum kemanm

42

MACAR HKAYELER ANTOLOJS

biyecisi kzlan da greceimi umuyordum, ama bouna,


beni geni ve sonu gelmez bir merdivene trmandrd.
Ardndan gitmekte glk ekiyordum, basamaklar yle hzl kyordu. Sonra kadife perdeler gerili salonlardan getik. Rastgele bir kapy anca cehennemi bir
grlt duydum ve gzme saysz insan kafalarnn k
prts arpt. Mdr bana hemen kapatmarn seslendi,
bu temsili bekleyen halkt ve buraya bakmaya hakkm
yoktu.
Derken kk bir demir kapy at, derinliine uza.
nan yanm daire eklinde kocaman bir hole girdik. Bu,
bir fskiye ve bir palniye ormanyla ssl muhteem
holn ortasnda gzel yzl, dudaklar skl, gzleri vah
i bir adam, bir kadn bomaktayd. Kadn hrldyor,
ksk, grtlaktan gelen bir sesle baryordu. Korkun
bir grnmd bu, kadn adamn ellerinden kurtarsn
lar diye ulumaya ve lanetler yadrmaya baladm. Ama
mdr k olumu yakalad: "Budala, dedi bana, bunlar oyun
yapan oyunculanmdr, zaten, canl deildirler, mzede
kiler gibi balmumundan yaplmlardr." Daha yakndan
baknca, gerekten kadnn yznn hi de doal olna
dn ve gzlerinin camdan olduunu grdm.
Utandm ve laf deitirdim, ama yreim dzensiz bir uyurola arprnaya devam ediyordu. Mdr beni
geni, karmakank bir salona sokmutu imdi, burada
yzleri boyal, alacal giysiler giymi kzlarla erkekler,
renciler gibi, sralara oturmulard. O zaman rendim
ki buras palyaolar okuluymu. Beni de bir sraya oturttular ve mdr srayla btn rencileri ard. Biri
elleri zerinde yryerek ve ban zaman zaman yere
vurarak srasndan kalkt. Bu hareketi tekrarlamak zorunda kald. Sonra sra, uzun boylu bir adama geldi,
adam bir bak kartp bununla gsn yard. Yarasndan kan ve cier fkrd, adam, uzun iniltiler kar

MACAR HKAYELER ANTOLOJS

43

tarak yere yld. Mdr, beeniyle bam sallad.


- Olur, dedi, beenilir.
!ntihar eden adam, yerine dnd, srasndan bir i
neyle iplik ald ve slk gibi sesler kartp yzn ekiterek gsn tekrar dikti. O zaman gsnn eskiden dikilmi saysz yara iziyle her ynden izik izik
olduunu grdm.
teki renciler de srayla kp numaralarn gsterdiler. lerinde karndan konuanlar vard, bunlar insan ve hayvan seslerini yle gzel taklit ediyorlard ki,
kulaklarma inanamyordum. Biri bir ocuk sesiyle konu~tu, ylesine kusursuz konutu ki, gzlerimden ya.slar fkrd, nk ses, canekien bir ocuun sesiydi,
ama yzne baktmda gzleriyle aznn hi kmlda
marln grnce aknlktan donakaldm. Bir bakas
alayan ve lanetler yadran bir kadnn sesini taklit
etti, sonra baka kadn taklitileri kt ve bir kahkahann bouk uultusu sessizlik iinde uzad ve karanlk, mutsuzluk dolu, alev alev yanan baklarla doldu.
Bu srada mdr bir kitaba bakp benim adm seslendi. Srarndan kalktm, beni yle bir szd ve abuk
~abuk sordu:
- Ya sen, nedir hnerin senin?
Ona kemanm gsterdim ve gene bestelemi olduum melodi hakknda bir eyler mnldandm. Salonda
bir kahkaha koptu ve mdr, fkeyle vurdu masaya.
- Kemannla canm skyorsun ama! diye bar
d, tamaniyle modas gemi bir ey bu!
Tarafndan bestelenmi olan melodinin pek ilgi ekici olduunu ve eer izin verirse onu alacam sylemek istiyordum. Ama o, bir renciyi arnt bile,
gtrp bana alglar gstersin diye.
Beni baka bir odaya gtrdtiler. Burada dev gibi
makineler ve aralar vard, hepsi algyd: krklerle

44

MACAR HK\YELERt ANTOLOJS

alnan dev trompetler; her ba::sta, karnlarndan gerek gk grltleri kyordu. Sonra, oda kadar kocaman, ekili genler. Dev gibi bir davulun zerinde, bilgi filler fr dnyor ve ayaklaryla tamtam sesleri
karyorlard. Bir elektrik makinesiyle alan ok tuhaf
bir org da vard, bu makine ayn zamanda otuz piyanoyu ve bin elik dd alyordu. Orkestra efi, yksek bir dar kpr de duruyordu; iddetli bir hareketle
iki kolunu averince bir tek ses nlad ve yle bir kargaalk oldu ki, darya frlayacam diye korktum. algclarn nnde linotiplerinkine benzer bir klavye uzanyordu; gzlkleri burunlarnda alyorlar ve gzlerini inatla notalara dikiyorlard.
Sersemiemi ve kulaklarm uuldayarak mdrn
beni bekledii baka bir snfa girdim. Ona alglar grdlim, ama hibirini tanmadm ve almasn bilmediimi syledim. Omuz silkti, bundan ok znt duyduunu, ama, tabiatiyle, yaplacak bir ey olnadn
syledi. Bu srada piste alan perdeli iki kapnn nnde duruyorduk. Binbir maske takm oyuncular, perdepin her dalgalannda yarklarndan renk renk kla
rn szd kaplardan birinden koarak kyorlard. Ben
de oradan gernee kalktm, ama mdr bana, benim
gibi bir acemi iin, ne de olsa, ie morgdan balamann
en iyisi olacan syledi.
teki kapdan girdik, bunun ardnda karanlk bir
dehliz, mahzene iniyordu. Pek uzaklarda gaz lambalan
slk alarak krpyorlard. Kopkoyu, sisli karanlk iinde iki tarafa dizili blmeler ve suratlar kir-pas iinde,
beyaz gmlekli uaklarn devaml olarak gidi gelii seiliyordu. Btn bunlar beni rpertti, bakmaya hi cesaret edemiyordum. Dellizin sonunda, mdr birisiyle
konumak iin durdu. O zaman kaamak bir bak fr
Iattm ve duvara dayal upuzun teneke masalar gr-

MACAR HKA.YELERi ANTOLOJS

45

dm. Bu masalann zerine plak cesetler sralanm


t; ihtiyarlar, ocuklar, sonra kavanozda saklanan eit
li vcut paralan grdm. Ar ve boucu bir formol
kokusu, karanlklara boulu ikinci bir dellizin de dald derinliklerden yaylyordu. Mdr benden, sanki bir
hekime, beni muayeneye raz olmas iin salk verirmi
cesine konuuyordu. Hekim karanlk dehlize bir gz
att.

O zaman beni orada brakmamalan iin yalvarmaya koyuldum; baka are yoksa, sahneye uygun bir numara renmeyi ye buluyordum. Onlar sadece bala
nn salladlar ve hekim ancak cambazln beni iin iinden syrabileceini syledi, nk halk sabrszlanmaya
balyordu.

Bunun zerine beni yukanda bir yere, bir eit tagtrdler, buradaki tavan pencerelerinden,
ok derinlerde kalan kenti grebiliyordum. Dar ve upuzun merdivenler duvarlara dayannt ve yerde, her tarafta byk bir karg~alk iinde ipler, ubuklar ve
alar vard. Merdivenlerin zeride pembe mayolu gen
cambazlar alyordu. Bana da bir merdiven verip tr
manman sylediler. Tepeye ular ulrmaz merdiveni
sokan zerine ediler. Kaslanm gerili, smsk asldm
ve aaya baknca, sokaklarda kannca kadar insanlanyla btn kenti grdm. O zaman hafif bir lk attm ve kendimi kaybettim.
Ama yeniden kendimi orada, uzun raklma devam eder ve haftalar, aylar boyunca altrmalanm tekra!'lar halde buldum. Merdivene trnanmaktan ve inmekten baka bir ey yapmyordum ve yeterince bu ie
alp da iyi kt tepede durabilecek hale geldiim zaman bana bir iskemle uzattlar. skemleyi dikkatle dengeye getirdim ve sonra zerine ktm. Daha sonra bu
altrmay iki hatta iskemleyle tekrarladlar. Ve buvanarasna

46

MACAR HKAYE LER ANTOLOJS

nu pek uzun, sonu gelmez bir zaman sUresi izledi...


Sonra, epeyce sonra bir gi.in, nihayet sahneye k
tm, ama yztim daralm, knm, boyanmt, tpk
orada ilk gi.in grdtitim insanlannki gibi. tinkli yl
lar ve yllar var ki oradaydm ve sirkin bUtUn kys
n bucan biliyordum artk. Pembe bir mayo giymi,
yan aydnlatlm yan perdelerin arasnda ayan stirtiyerek dolayordum, kan-ter iinde seyisler oradan
oraya kouuyor, hallar tayorlard. Hafif bir uul
tu, ard arkas kesilmeyen bir nnlt dalgas Gevremi
sanyordu ve bunun nedenini arayamayacak kadar yorgunluk duyuyordum. Birdenbire parlak ve sapsan bir
k ortal kaplad, kadife perdeler gzlerimin njinde
alverdi. Perdenin te yannda bir insan ba kalabal ylmt, birka ksa alk duyuldu, sonra bekleyi ve fslt dolu bir sessizlik. Beyaz bir aydnla boulmu olan geni sahne halsnn zerinde yalnzdm.
O zaman, yumuak admlarla pistin ortasna kotum.
ldaklar beni izliyordu. SUrlingen hareketleriyle birka
kez, her yana, localardan tarafa eilip selamlar verdim..
Sonra merdiveni yakaladm ve yava yava, ses kar
madan, vticudumu unutacak kadar hafif, drt kat boyuna ktm. Yukanda, dikkatle, incecik bir snn Uzerine trmandm ve ksa bir an, dengemi bulmak iin sallandm. O zaman bir snn ucunda bana demir hacakl ktitik bir masa uzattlar. Masay yakaladm, iki hacan merdivenin son basamana hafife dayadm. Sonra masann Uzerine ktm ve dengemi koruyarak do
ruldum. Bundan sonra birbirinin zerinde U sandalye
geldi, bir beeni nnits duydum ve bunlann uzerine
trmandm. Son sandalye, bacaklan havada salianyor
du; sessizce dnen hacaklardan birinin Uzerine, soluu
mu tutarak dev bir kliplin alt ucunu dayadm. Altm
da, bUtUn bu dtizen, ylesine hafif titreti ki, nabz vu-

MACAR HKAYELERt ANTOLOJS

47

ruumun merlivenin en yksek


basamana
getiini
hissettim. Nihayet sra, sna geldi. Onu kpn st kesine dik oturtuncaya kadar uzun dakikalar geti. Sonra, yavaack sna trmandm, tepesine ulatm ve durdum, bir sre dinlendim. Yzmden ar ar, yakc bir
ter akyordu. Btn kaslanm gerilip bir yay gibi titretiler.
Dzenin titreimlerinin l noktaya gelmesini
bekledim, lm sessizlii iinde doruldum, mayomu atm ve iinden kemanm kardm... Titrek ellerirole yay dayadm... ayaklanndan biri, yordamla
derece derece snktan aynld... ne doru eildim... birka dakika sallandm... ve aada azlan bir kan ak bra
kan ve yrekleri arptran dehet sessizliinden yararlanarak, usulcack, ve titreyerek, eskiden, uzun, ok uzun
bir zaman nce bir gn kalbirnde alndn ve bkr
dn iitmi olduum o melodiyi almaya baladm.

(eviren: Nihai NOL)

Jozsi Jen
Tersanszky
(1888 - 1969)

Geen

len Tersanszky, en dikkate deer Macar yabiridir. nce resirole urat, ilk dnya sava
boyunca askerdi, nian ald, yaraland, esir dtU. "AlJaha
Isma.rladk, Sevgilim" adl ilk romann o sralarda yazd.
Edebiyat karn dayurmad iin gazeteci oldu. i, hamal,
serseri, sirklerde artist, girip kmad~ i kalmad. Bununla birlikte sanat hayatnda ciddilikten uzaklamad.
Devrimden sonra Kossuth dlUnU ilk alanlardan biri
oldu. lnceye kadar durmadan yazd. Btn eserlerinin yaym tamamlanmak zere. Balcalan: ki YeU Yiit, Orospu ile Bakh'e, Dman Ko~ olar, Yabani Boma, Tiroll
Meyhaneci, IDkayeler v.b.
yl

zarlarndan

KK OCUK

MATY

le yemeinden
lokmasn

sonra, Matyi, Meti zere daha son


yutmadan, oynamak iin kendini sokakta bu-

luyordu.
Scak korkuntu, sersemleticiydi; k insann gzlerini yakyordu. Komunun ocuu domuzlanyla gelmi
ti bile. Bu iki ie yaramaz domuz, ocuklarm bana iyice bela oluyordu. Onlann yznden, gidip rahat rahat
yzmenin olana yoktu. imdi de deliler gibi tozlann
iinde yuvarlanyor, uraya buraya kouuyorlard. Bununla beraber, iki yaramaz onlann uslu uslu peinden
gidiyordu, hem de fazlasyla uslu. Scaktan gevemiler,
cesaretlerini yitirmilereli ve k gzlerini actyordu.
Karlannda, uzakta, san akltalan serpili dere yatann zerinde hava, titreerek parlyordu.
Su, sokan ucundan bir ta atm tedeydi. Ky
amurlan, dize kadar kan, soluk ve tozlu yeil lekeler
halinde, ie yaramaz otlarla kaplyd. Domuzlar orada
serinlemekten holanyorlard. Tabii ki yaramazlar da,
domuzlar amurlarda yuvarlanrken beklemek zorundaydlar. Ykanlacak yer biraz daha ak yukansnda, suyun daha derin ve dibin daha kumluk olduu, bendin
yaknndayd.

Kumluktakilerin orada delice bir patrd hkm sryordu. Gn;ten yanm, nlplak ocuklar, otlann
iinde zplyor, yksek bendden, birbirlerinin zerinden,
lklar atarak suya dalyorlard. Bazlan da yakc kunun zerinde, gnete hareketsiz yatyorlard.
F. 4

MACAR HKA. YELERt ANTOLOJS

50

eytanlar gibi haykra


Bu kapkara sr, yorulmu,
sudan kan bir ocuu grnce, zerine atlyor, byk
bir lk ve kahkaba patrds iinde, yakalayp sarl
yor, bylece onu, ykanmak iin tekrar suya dnmeye

amura

rak sevinle

bulanm

bazlar,

sryorlard.

zorluyorlard.

lerinden birini anas, aramaya geldi. Kk, slak


tenine giyitlerini geirirken bir yandan da alyordu.
Kadncaz onu elinden ekti ve direndii iin, azck
uzaklar uzaklamaz, tokatlamaya balad. Arkadala
r, alayc glleriyle ardndan gidiyorlard. Anne onlara doru dnd ve hiddetli kfrler savurarak ocuklar tehdit etti. Fakat, bunu yaparken, olunun elini salverdi, ocuk da hemen savutu. Anas, eteklerinin takld yksek otlar arasnda tkezleyerek, soluk solua, ardna dt.
plak

yaramazlar, glmekten

katlarak

yerde yu-

varlanyorlard.

2
ki ocuk, domuzlarn uykuya dalmasn sabrszlk
la bekliyordu. Byk bir alln glgesinde gzel bir
yer bulmulard ve soyunmu, giyitleri koltuklarnda,
bekliyorlard.

Birdenbire, domuzlar, fkeli ve rkm homurtularla yerlerinden sradlar.


alln te yannda, bir horoz, tozlarn iinde debeleniyordu. Aptalca lklaryla hayvanlar rkten oydu.
Hiddete kaplan iki ocuk, horoza birer ta frlat
mak iin giyitlerini yere attlar.
Fakat Matyi'nin frlatt ta, kamakta olan horozu can evinden, tam ibiinin altndan vurdu. Hayvan-

MACAR HKAYELERt ANTOLOJS


ck

yere

bir iki

adm

daha

att,

51

ekseni zerinde bir dnp

uzanverdi.

Vay anasn! ki yaramaz ap kalmlard. Giyitlerini tozlardan kaldrdlar ve evrelerine kaygl bir bak frlattlar. Sonra, ekingen ve akn admlarla kurbanlannn yaruna vardlar.
Ku, otlann zerinde, hareketsiz yatyordu,
kafas
kan iindeydi. ki yarundan zerine eilmi iki ocuk
onu sinirli bir merakla incelediler. Fakat dokunnaya
cesaret edemediler.
Kah glerek, kah bakarak, rkm, horozun evresinde bir sre olduka kararsz, dolanp durdular.
Fakat yzenierin patrds onlan kendine ekiyordu.
ocuklar tam o srada kadncaza glyorlard ve a
mata bsbtn artmt. Bu, onlann dikkatini bir an iin
baka yere ekti ve sonra, arkalanna baknca, iki domuzun alln altnda sakin bir uykuya daln olduklann grdler.
Ksa bir dammadan sonra, komunun ocuu, ku
kusuz, mesele onu daha az ilgilendirdiinden, horoza
doru kararl bir hamle yapt. Onu yakaladlar ve sonra, dikkatle, tel8.la, kOa koa dereye gtrdler. Bir
girinti onlan yzenlerden gizliyordu.
ki kanatlanndan tutarak salladlar; su, kocaman
bir flok sesi kard. Derenin kysna, yanyana melmi, arasra taiara arparak suyun zerinde giden horoza baktlar.
Kkrdayarak, birbirlerine ka gz iareti yaparak
ve brlerini dirsekleyerek, glyorlard. Horoz sterin altnda gzden yitince Matyi daha ciddi dn
celere kapld, nk bir an hibir ey sylemeden suya bakakald. Birdenbire ban kaldrd.
-Tabii ya...
Sonra gene dncelerine dald.

lllACAR HKAYELERt ANTOLOJS

52

Komunun ocuu:

Ne tabii ya's? Hadi,


zerinden aln
lerek onun bana att.
-

kltalannn

kirii kralm!

olduu

giyit

dedi ve a
g

knn

3
Yzenierin

kalabalna

kantktan

sonra, horozu
Ancak kurnun zerine, gnee yatnca yararnazn aklna, yky tekilere anlatmak gibi bir fikir geldi geti.
Fakat daha sonra, suyun iinde fazla uzun zaman
rpnmaktan, dudaklan morannca ve yakc gne altnda bile titremeye balaynca, slak dizlerinden bir ttir~
l gemek bilmeyen pantolonunu ekitirirken, horoz zihnini kurcalamaya balad. Ve, bu kez, daha ciddi bir
dnmenin olana kalmad artk.

ekilde.

Tab ya! Bu horoz, Matyi iin teki horaziara benzemezdi. Kendi anas onu dilenci Zsuzsa kanya armaan etmiti. Ve onu yandaki eve gtren de M.atyi'nin ta
kendisi olmutu.
Zemin kattaki kk odada berbat bir koku hkm sryordu. Odann ortasna bir paavra yn fizerine oturmu Zsuzsa, kutylerini ayklamaktayd. Sevincinden neredeyse alamakl olmu, kk ocuun yzn durmakszn okamt. ocuk ban geriye ekmekten utanmt, ama ihtiyar kadnn sanmtrak ve buruuk elleri ona tiksinti veriyordu ve bu pis koku iinde
soluk almaktan korkuyordu. Sonra Zsuzsa, ocuun karsnda bitmez tkenmez yaknmalanna girimif!ti.
Zaten her gn, elinde arpk sopasyla, sokaklarda
ksrerek srnr ve yoldan geen biri yannda durur
durmaz, usandnc yaknmalanna balard. Gzleri her
zaman yalyd, sanki durmadan alyormu gibi.

lllACAR HKAYELERt ANTOLOJS

53

Kk ocuun iine ho3 olmayan bir duygu sapBu, bir eit tiksintiydi, onu tepeden trnaa rperten. Arkadan orackta brakarak kendi kendine
uzaklat. Yolda giderken, ba eik, dnyordu.
Zsuzsa'nn hayali, anasnn hayalini de getirdi ve
olduu yerde doruverdi
Sanki imdiden annesinin ka~smdaym gibi alak
sesle:
- Doru deil bu, ben yapmadm... dedi.
Sonra, birdenbire akimdan bir fikir geiverdi: bu
akam kmese kp baka bir horoz alacakt. Fakat hemen anlad ki bunun olana yoktur. O srada sokaa
Iand.

varmt.

yryordu. Kocaman antas,


Bir sre, farkna varmakszm, peinden gitti Fakat farkna varr varmaz,
horozun kaygs kafasndan siliniverdi. Ciddi ciddi, postacyla uygun adm yrmeye alt, bir yandan da iinden admlara uyarak: "Ben yapmadm... ben yapmadm ... " diye tekrarlyordu. Sonra, evinin yanbanda, birdenbire komaya balad ve glerek ieri girdi
nnden bir
uyurola kalasma

postac

arpmaktayd.

Serinlikte, verandada akam kahvalts ediyorlard


ki birdenbire ka~ki duvarn yakc beyazl snd. Kk bir esin kalkt ve getirdii ar ve seyrek yamur
damlalan, kk, yumuak bir grltyle araba yoluna derek minicik toz bulutlar kaldrdlar. Ar bir
Yamur kokusu soka kaplyordu.
ki abias gilz ap kapayncaya kadar sofray toplad ve ieri girildi. Yamur bardaktan boanrcasna
Yamaya balamt bile.
skemieler caml kapnn arkasma ekildi ve her-

54

MACAR HKA YELER ANTOLOJS

kes, tatl bir sinirlilikle, frtnay seyretmeye koyuldu.


Gk grlts hepsini rpertti ve hizmeti kz, stavroz
kard.

Kk ocuk bir iskemlenin zerine diz km,


burnunu cama yasstm., duruyordu. Dary seyretmekteydi.
"Yuhu! .. " Frtna, sokan zerine boanm, evin
nndeki aalar kuvvetle ekitiriyordu ve kk ocuun iinden zplamak, sevinle barmak geliyordu.
Kahkahalarla glen hizmeti kz, jinastik adm
laryla aviuyu geti, ipierde unutulmu bir kucak dolusu amar toplayp geldi.
Bir saat sonra, frtna gemiti. Yamur scak bir
kahverengiye dnmt ve kl rengi dam tahtalarnn
kuru parlts da gze pek ho grnyordu. Sular damlayan yapraklarn yeili, neeli ve gcl bir glle glmekteydi.
Sokakta su, byk birikintiler yapyordu ve komu
yumurcaklar kalabal, lk amurun iinde bararak,
rdek yavrular gibi debeleniyordu.
Matyi, apkasn aramak iin deli gibi odasn doland. Buldu ve kapya saldrd. Tam kapy amt ki,
darda, onu znk diye durduruveren ve dnp uslu uslu bir keye, iskemieye oturmasna yol aan bir ey
gzne iliti. Korkudan oturduu yerde kprdanp duruyor, apkasn elinde buruturuyor, eziyordu.
htiyar Zsuzsa, sokakta yaygaray basan yumurcaklarn arasndan, ar admlarla gelmekteydi. Su birikin
tilerini amak iin bacaklarn byk byk ayordu;
amura bulanm., orba gibi suya batm., her zaman
kinden de daha acnacak grnteydi.
Dosdoru Matyi'lerin kapsna doru geliyordu.
Umutsuz bir halde, havlar gibi:

MACAR HKAYELERi ANTOLOJS

55

- Bayancm, ltfen, dedi, horozumu grdnz m


acaba?
Matyi'nin annesi, verandadan seslendi:
- Hayr Zsuzsa, grmedim.
- Tanr beni korusun... Bunun iin demedimdi...
Sadece renmek istemitim ...
Kk ocuun annesi iin aslm renmek iin k
tnda Zsuzsa uzaklant bile.

5
Kk ocuk odada, iskemiesinin zerinde hareketsiz, tetikte bekledi, halbuki Zsuzsa'nn gidii zerine yreinin nasl rahatladn haykrmak istiyordu. Umutsuz bir bak~la, boaz hknklarla tkal, sokaa bakt.
Abialannn k, o zaman kageldi ve ona taklmaya balad.

Bu kez ocuk ses

karmad,

fakat gzleri kinle pave evresinde glerek zplayan abiasnn etini diiemek geliyordu
iinden. tunun iin, birdenbire gzleri yala doldu ve
boulurcasna, iini ekerek, hikrarak alamaya ba
lad. Abias buna pek at.
- Ne oluyor sana, koca sersem? Hadi bakaym,
kk Matyi'm benim, neyin var? diye ban okayarak
sordu.
Kk ocuk fkeyle abiasnn elini itip bard:
- Dokunma bana.
Alama sesini duyan anneleri, ieri girdi ve ikisini de azarlad.
Kk ocuk yatt, sonra sessiz ve gizlice, arka
avluya kt. ~rtn kamburlatnp tavanaras merdiveninin dibine oturdu.
Dnceler kafasnn iinde solucan gibi kaynanldyordu. Haykracak

kadar

can acyordu

56

MACAR HKAYELER ANTOLOJS

yordu. Arasra, deminki alamasndan tr hala burnunu ekiyordu; o zaman azyla enesi, sarslyor, bklyordu.
O akam dnya, teki gnlere oranla ok daha tuhaft. Tam karsnda, btn gkyz mrekkep karalndayd ve esmerlemi damlar, toprak, tahtaperdeler, kapkara gkyznn altnda daha da karanlk grnyordu.
Batnadan nce gne, son bir kez daha grnm
t ve aydnl evin arkasndan geliyordu. San, sv,
saydam bir alayan gibi dklyordu. Yapraklarn s
lak yeili gzalc bir ekilde panldyor ve tahta kiremitH damlar zerinde buhar, yzyor, son derece parlak yumaklar halinde ykseliyordu.
Fakat bu san, sapsan aydnla asl batm olan,
tam karsndaki bahe duvanyd. Bu, cenaze mumlannn adarolann yzlerine ve ellerine vurduu k gibiydi. Ve ocuklarn neeli patrds imdiden karamu
sokaktan duyuluyordu.
Birdenbire, Zsuzsa, bahe duvarnn nnde belirdi, kapkara ve paavralar iinde bir hortlak gibi. Su
birikintilerine basmamak iin, tpk deminki gibi, geni
admlar atyordu.

Merdiveninin dibinden, kk ocuk ileri doru atl


ve alayarak, uluyarak, titreyerek, aviuyu geip eve

kotu.

(eviren: Niha.l NOL)

Pal
Szabo
(1893.

Biharugra'da dog-du, ltylyd ailesi.

Kendi kendini ye-

titirdi. Yazarlk kabiliyeti onu kuag-Inn en iyileri nrasna


Ykseltmitir. Romanlariyle hika.yeleri kiisel tecrbelerinin

l.zlerini tar. gTetici ve e~itici nitelikten de kanmaz. Ba


lca eserleri: Adamlar, So Mercimei, Gnler ve Pazarlar.
Tanrnn Deirmenlerl. Fethedilml Toprak. Otobiyografyas
nn birok cildini de karmtr.

BR KY YKS

Ekim sonlannda bir pazartesi akam arabasna ykkabaktarla birlikte evine geliyordu Gergely Cseppent. Komulannn evini getikten sonra kendi kap
snn nnde durdurdu atlar. Bir elinde kam, tekinde atn dizginleri gzlerini kapya dikmi, bekledi bir
sre. Hi ses kmad ieriden.
Dut aacnn altnda. birka tavuk eeleniyordu, ama
bu mevsimde tek bir dutun bile dalndan dmiyecei
nin farknda deildi zavalllar. Yaz boyunca dut yemeye altklarndan aranyorlard imdi bouna.
"Bizim hanm da nereye kayboldu?" diye dnd
ifti Cseppent.
Bulunduu yerden biraz uzakta belediyenin telial
resmi haberleri iletiyordu halka.
"Belediyece izin verilmeden domuz kesrnek kesin
olarak yasaktr. Bu suu ileyeniere ar cezalar verilecektir. Bir domuz kesenden drt, iki domuz kesenden
sekiz, domuz kesenden oniki kilo ya ceza olarak
alnacak, buna aykr hareket edenlere ... "
"Allah belalarn versin," diye sylendi kendi kendine Cseppent. Sonra: "Kapy an!" diye btn gcyle bard.
Barnas zerine atlar rkp irkildi, ama kap
almad yine.
Az sonra mutfak kaps aralanp Cseppent'nn kars kt ortaya. Yemekten kalkt belliydi; aznda bir ey iniyordu. Yolda duran aralay
grnce kapy amak iin koup geldi. Kocasyla birlikte aralay ieri aldktan sonra kapy tekrar kapaIedii

MACAR HKAYELER ANTOLOJS

59

tp srmeledi. Arabann ardndan


tuu bir para ekmei azna att

yrrken elinde tutabucak.


"Tknmaktan baka bir iin yoktur zaten," diye
homurdand Cseppent. Kansnn yemek yediini grnce al aklna gelmi, midesi guruldamaya balamt.
Yemein hazrd zamannda; ge kalnasaydn," dedi kans.
"Senin hazrladn yemek ne olacak? Bir gn patates, bir gn fasulye; bir gn patates... " diye ba1rp
atlan arabadan zmeye koyuldu.
Kars, her gn ona gvercin kzartamyacan, nne ne koyuiursa onu yemesi gerektiini syleyince, kocas: "Artk- patatesten bktm," diye kkredi. O srada
dut aacnn altnda eelenen tavuklar, emenin nndeki kazlar yava yava yaklamaya balamlard arabaya.
Hernekadar bu kanatl yaratklarda akl yoksa da,
tarladan gelen bir arabadan yere bir eyler dkleceini dnrler. Dnmekten ok alkanlk haline gelmitir bu onlar iin. Nitekim bu kez de yanm kileye
yakn msr vard kabak dolu se~tlerin altnda.
"Demek piirecek baka bir eyin yok. u otlaklara bak he~e. kt, kt... " diye barmaya balad
Cseppent tavuklan grnce. Hi ekinmeden elindeki
kamy gelen toplulup arasna aklatt.
Kamnn birok zellikleri vardr. Esnektir, yumuaktr; sonra kamyla vuru hibir zaman ldrmez,
ancak biraz actr, o kadar. Kamnn aklamas zerine hepsi acayip sesler kartarak eitli ynlere do...
ru kat. Krmz bir tavuk kald kaanyan yalnz.
Kamnn ipi boynt'na dolamt. Yerinde snyordu hayvancaz.

"Aman Tannm, lecek ... " diye


pent'nn kans.

yaygaray bast

Csep-

MACAR HKA YELERt ANTOLOJS

60

''Brak imdi bunu diinmeyi de bir bak getir,"


diye grledi Cseppent. Fakat tam yakalyaca srada
kam elinden dt, hayvan da kamnn ipinden kurtulup bahede saa sola koumaya balad.
"Yakalyalm unu, kapya doru kayor,"

diye

ba~

ntlar.

Az sonra

akam yemeinde kzarm

bir tavuk var-

d sofralarnda.

Pazartesi gn iin allmam bir yemekti kzar


tavuk. Bir gn nce pazard; leyin ve akam et
yemei yenmitl. Pazartesi yine tavuk eti! Sal, ar~amba ve perembe gnleri et yenirdi yalnz. Ama bir
pazartesi gnii!
Akam karanl inmek zereydL Cseppent ailesi,
kar-koca, anneanne ve iki oullar yemek masasnda
m

oturmular, itahla kzarm tavuu yiyorlard.

Alk

tan doan fkesi gemiti Cseppent'niin. Keyiflenmi,


evresiyle akalayordu.
"Bana baksana, Sanyi."
"Ne var, baba?"
"Gzleri yoktur, ama grr; ayaklar yoktur, ama
yrr; kulaklar yoktur, ama duyar. Syle bakalm, bu
nedir?"
Sanyi, duralayp bir sre dnd. Tam o srada
komu kadn girdi ieri.
Komular bir sabah, bir de akam olmak zere
gnde iki kez grrler birbirlerini, ama en nemli grme sabahlan yaplr.
Komu kadn: "Afiyet olsun!" dedikten sonra tencerenin iindeki tavuun artklan iliti gzne.
"Buyrun, siz de sofraya oturun!" diye Cseppent'nlin kars zorlad komusunu.
"Oturacak deilim," dedi komu, "nasl anlataym?

MACAR HiKAYELER ANTOLOJS

61

Bugn msr toplamaya gitmitik ailece. Eve dnd


mzde bir baktk ki tavuklanmzdan biri eksilmi. Acaba siz grdnz m diye sormaya geldim.. Olur a, sizin baheye atlalllltr belki."
"Vallahi, hi grmedik, komucuun. Nasl bir tavuktu acaba?"
Bunun zerine saymaya balad komu kadn tavuun zelliklerini. Lafn bitirdikten sonra Cseppent'nn
kans sze kanp: "Vallahi gzmze hi arpmad,
yoksa oktan haber vermi olurduk size," diye biraz
kekeledi, ama karsndakinin inanmyacan gayet iyi
anlamt.

Tekrar sofraya gz gezdirdikten sonra: "Biz pazartesileri tavuk yiyemiyoruz. yi gece ler!" deyip evine
gitti.
Bir sre hi ses kmad sofradakilerden. Sonunda
Cseppent'nn kaynanas bozdu sessizlii:
"Btn kye yayacak imdi."
"Neyi yayacak ?"
"Tavuunu alp yediinizi."

"Sen keyfine bak. Onun lifina inanann zrdeli olmas gerek," diye yattrd Cseppent, kaynanasn.
Cseppentlerin, komulan Tarnoklarla dostluklan sona ermiti artk. Cseppent'nn kans, bir dkkfua gir~
diinde yada emenin bandayken ko:rujusuyla kar
larsa birbirlerine glmsyor, ama gzleriyle konuu
yorlard sanki.
Gergely Cseppent de ilgin baz olaylara tank oluyordu. Bir gn br komusu yal Kovago ile domuzlan alra sokarken Tamokiann horozunun sesi geldi
kulaklanna.
"Bak, duyuyor musun? Horoz, tavuundan ayn kald iin zntsUnden nasl feryat ediyor," dedi Kovago.

62

MACAR HiKAYELER A.~TOLOJS

"Hangi tavuundan ?"


"Hangi tavuundan ne demek? Kaybolan tavuun
dan ayn kald iin tabii."
Kan beynine frlad birden Cseppent'nn. Sorduuna
soracana piman oldu. Sonunda dayanarnayp btn
olanlan en ufak aynntsna kadar anlatt Kovago'ya.
Dinledikten sonra Kovago alayl bir bakla szd Cseppent'y, sonra da sntt.
Gnlerden birinde belediyede ii vard Cseppent'nn. Bir ara iini yapt memur: "Bana bak, olum;
burada tavuk yolacak deiliz birlikte," deyip yaz masasnn ekme gznde bir eyler aramaya koyuldu. Bir
yandan da sntyordu.
Btn bunlar Gergely Cseppent'ye yaplyordu demek? nanlacak ey deildi.
yle bir zaman geldi ki, her syledii laf phey
le dinleniyor; kimse ona gvenmiyordu. Dayanacak gc kalmamt artk. Kasm aynn sonlanna doru bir
gn komusuyla yzyze gelip konumaya karar verdi.
"Allah'n seversen, beni ktlemeye bir son ver
artk Tarnok."
"Ne ktlemesi, yahu?"
"Tavuunu alp yediimizi anlatyorsun herkese."
"Gerekten yediniz demek."
Bu konumann ardndan gittikleri yerlerde birbirleri iin atp tutmaya baladlar her ikisi de. Bu arada k iyice bastrm, her yer karla rtlmt. Ke ilen domuzlann sesleri geliyordu kulaklara. Bununla
birlikte, yakalanan sulular kilo kilo ya tamaya ba
lamlard belediyeye.
Bir sabah evinin penceresinden bakarken Cseppent
ile kansnn domuz ya dolu bir fy baheye doru
yuvarladklann grd Tarnok. Kaak domuz kesmi-

MACAR HKAYELER ANTOLOJS

63

ler, yan gmp saklyacaklar diye dnd. iedik


leri suu aklasa alt aydan iki yla kadar hapis cezas yiyecekleri gn gibi akt.
Bir sre daha bekleyip
fy bahenin neresine gmdklerini rendikten sonra hemen belediyenin yolunu tuttu. Belediyed~kiler durumu polise bildirdiler.
Cseppentler saat on'a doru otururlard kahvalbya. Belediye memuruyla polis evlerine geldiinde sofradan daha kalkmamb~d.
"Afiyet olsun!" diyerek odadan ieri girdi belediye memuroyla polis.
"Buyrun, siz de oturun!"
~'ok teekkrler, biz kahvaltmz edip geldik. Acaba domuz kesme yasa konusunda ne dnyorsunuz?'
diye sordu polis.
"Kesilecek olgunlua gelince kesrnekten ekinmem
domuzlanm."

"Demek ok domuzunuz var?"


"Cok saylmaz. ki tane."
"'ncsn de kestiniz sannm. ''
"Siz beni ne sanyorsunuz. Kanunun neyi yasakladn gayet iyi bilirim ben," diye kprd Cscppent.
Bu srada kans masadan kalkp sobann yanna oturdu. Ban iki eli arasna ald, alamaya balad. Polis
dayanamayp: "imdi de alyorsunuz, ama domuza k
yarken aladnz pek sanmyorum. Hadi bakalm,
kn baheye!" diye emretti.
Polis nde, hep birlikte baheye ktlar. Ellerinde
kazma, krek ile bekleyen iki kii daha vard bahede.
Polis, fnn gmld yere gidip durdu. Bu arada
ocuk, byk, !nahallede oturaniann hepsi bahenin yanna gelmi, olanlan ilgiyle izliyordu. Toprak kazlma
ya bajlandktan az sonra kirli yz gzkt fnn. ukurdan kanlp kapa aldnda iinin bombo oldu-

.64

MACAR HKA YELERt ANTOLOJS

u grld. Polis ann: "Ama bunun iinde bir ey


yok," diyerek Cseppent'ye yardm bekleyen gzlerle bakyordu.

Kendini tutarnayp glmeye balad Cseppent. Kada bahenin baka bir kesinde ite dayanm, kahkaharlan knlyordu.
Durumu daha kavrayamyan polis: "Peki... Bosa
ne diye gmdnz bu mereti ?" diye kzgn sordu.
"Srf sevgili komumuz Tarnok'u denemek iin," diye cevap verdi Cseppent. Ardndan: "Neredesin Tar~
n ok? k meydana da btn dnya senin ne mal olduunu grsn," diye bard.
Ortalklarda yoktu Tarnok. Kayplara kanmt. O
srada btn ky halk kadnyla, erkeiyle glrnekten
ns

_knlyordu.

(eviren: Aydn YAABOGLU)'

Tibor

Dery
(1894.

Edebiyat almaJana Nyugat dergisinde balad. u


ralar Cumhuriyeti'nin yklnas zerine Viyana'ya gen bir
yazarlar toplulugu arasnda yer ald. Tekrar Macaristan'a
dnnden sonra Macaristan'da iki sava aras ortaya
kan yazar topluluklarna ka.rpnad. Sosyalist kanlan onun
burjuva karakterli hareketere karmasna engel oluyordu.
Yalnzlk, iPne yarad ve kendi kesinde daha da olgunlat. 1930'la 1944 arasnda yazlan bUy'.lk roman Tanam
la.nnanl Cmle, ancak Devrimden sonra yaynlanabildi.
1956 hareketinden sonra yarglanarak hapsedilmesi zUcU bir olay tekil etti, ancak suu bir sre sonra bag-
land. Bu da onu yeni bir yalnzlg-a. gtrd. At ,.e Yal
Kadn ad tayan hikaye kitab 1956'da kmt. Ak ad
altnda daha yeni hikayelerini biraraya getiren kitab da
1962'de yaynland. Son romannn ad X'te M.G.A'dr. Birok dUlere evrildi eserleri. Dev adl zun hikayesi yaynla
nmz arasnda kt.

F. 5

PORTEKZL

KRAL KIZ!

Daha bir saat nce ekilmiti Almanlar Macar ovaB. kynden. Sraya diziimi byk evler sessizdi, t kmyordu; yaz gnnn scak arl kmt stlerine. Derken birden yeil boyal bir kap
ald, ierden frlayan on bir, on iki yalannda bir o
lan, havada iki takla atarak, kol-hacak bir yanda kt
diye dt srtst yere. Ar, haince gcrdayarak kasndaki

pand yeil kap.

Olann derken arpt kk akasya kendine


gelip doruldu gene, toz-duman da yatnca, sann bir
kz ocuk kt hendekten, yerde bir kalp yatan ola
nn yanna geldi, meldi baucuna: "Kovuldun mu?"
dedi. Olan karlk vermedi. "Tamam! Kovuldun yleyse," dedi hrsla, ban sallad. Olan sol elinin parmaklann gzden geirdi,
teker teker, sonra homurdand:
"Grdn demek?"
"Nerdeyse aac skecektin be!" dedi kz. Akasya
dorulmutu ama, yapraklan titreiyordu daha.
"Niye
kovdular? Bir eyler mi arakladn ?"
"Kes sesini!" diye homurdand olan gene.
Kz bir sre sustu, nne bakt, sonra birden elin kaldrd bir tokat indirdi olann suratma ve kurbaa gibi srayarak yana seirtti, adm srad s
ramad durdu, dnd, kafasn yana eip merakla bakt olana .. olan kmldamadan yatyordu daha.
"Yaz deftere! Enayi dmbelei .. bir daha da karlk verrnee kalkarsan alnm ayarom altna, solucan

MACAR HiKAYELER ANTOLOJS

67

gibi ezerim seni," dedi. "Daha kyllerle adam gibi kobeceremez, her evden kovulur, bir de utanmadan karlk verrnee kalkar! Vz gelmisin, bi boka yaramazsn zaten."
Olan doruldu oturdu, uzun kara salanndaki tozlan silkeledi.. birden alamaya balad: "Anamn azn
dan daha bozuk senin azn.. gnlm alacan yerde,
kfrediyorsun," dedi hkra Ikra, gzlerinden akan
ya;lan elinin tersiyle sildi. "Samalama," dedi kz. GlUkle kalkt olan, kalalann, belini yoklad iki eliyle:
"Bir yerine bir ey oldu mu? diye sonnadm bile,'' dedi.
Kz kalkarken -olanla ayn boydaydlar- ttksinerek bakt olana: "Bbrlenme, dedi, ben bir evin birinci katmdan atlamtm da bir eycikler olmamt, bir hafta topaliadmd, o kadar .. bizim yatakilere bir ey olmaz,
hele bir by, o zaman i deiir!"
Bir sarm ba; daha grnd hendekte: "kabilir
miyim?" diye sordu. Bu da oland, teki ocuklardan
daha ksa boylu, belki iki ya kadar da kkt. Yz
gz kirli deildi bunun, her gn bir kadn eli dei
yordu sanki bu yze. "Getireyim mi eyalan ?" dedi.
Kz hemen ondan yana dnd, illi zayf yzndeki
grm geinni kara gzleri yumuad, sevgiyle doluverdi. Bir solukta kk olann yannda buldu kendini. "Acktn m, Km ?" diye sordu.
"Daha ackmadm," dedi Kk. Kz, eteinin ucuyla bumunu sildi Kn. "Brak eyalan yleyse.. birka eve daha urayalm bakalm."
"Ben de gelebilir miyim?"
"Hayr Km, daha deil. Bu enayi de zmk
haketmedi bugn." Sonra eildi, Kn kulana f.
sldad: "nan bana, yakalasalar umurumda deil artk,
iirilmi balonlar gibi alk, kendini beenmi bu olan.
uraya bak, oturmu salann tanyor enayi!" .
numasn

MACAR HKA YELER ANTOLOJS

68
Geni

toprak yol akasyalarn ortasndan alm ba


gidiyor, ta ilerde darahyor, yaz evrenin parltlar iinde yok oluyordu. n-cin top oynuyor yolda ..
ne bir tat, ne bir hayvan. itlerin ardnda eelenen
bir tavuk bile yoktu. Yatmak bilmeyen kaln toz rtlerini nkasyalarn stne seren esintiler bile tembeldi, canszd. Sar ve boucu bir scak kaplant her
yan. isteksiz isteksiz teye beriye zplayan serelerin
glgeleri kanatlarnn altndayd. "Hans, Km," dedi kz biraz sonra. "Gidelim daha iyi.. i yok buralarda .. Peter!" diye kara, uzun sal olana seslendi. Peter srtn kk akasyaya dayam, yle oturuyordu.
"Haydi yollamyoruz .. srtla eyalar bakalm."
"Benim srtm acyor, eya meya tayamam .. " diye hornurdan d Peter. Kz hrsla ban evirdi: "Pis Faist n'olacak!" dedi.
"Omuzum kopmu besbelli.. ok acyor," dedi o
lan.
"Kafan kopsun! Gelmezsen ben gelirim ha.. aya..
rnn altna alr, solucan gibi ezerim bilmi ol!" Tozlu
sokaklara fkran sular gibi prl prld sesi.
de dzld yola. nde Kk Hans: sa omuzundan sarkan asker torbas tepeleme ekmek dolu, her
admda dizlerine arpyordu bu torba; sol omuzunda
birbirine knnapla bal kocaman bir ift deri terlik
vard; gneten korunmak iin al bir mendil balanu
t bana. Kk Hans'n ardndan Peter yryordu,
yalpa vura vura; srtnda ok yamal yeil bir srt antas vard, boynun da da ince elik bir tel: geceleri kedi
ya da kpekleri board bu telle.. yrtk gmleinden
dirsekleri, pantolonundan da dizleri grnyordu. ki o
lan nne katm olan kzda da bir arka antas vard, upuzun bir tahta kan sap kmt torbadan_
dudaklarnn arasnda bir gelincik, elinde saa sola saln uzayp

MACAR HKAYELERt ANTOLOJS

69

lad bir sopa! Konumadan yryorlard. Yalnz Kk Hans -var olduklann duymak iin yallarla kkterin yapt gibi- anlamsz nnltlar kanyordu dudaklannn arasndan.

Tek katl evlerin damlan stnden bir protestan kilisesinin kiremitlerini grdler ilk kavakta. Yol byke bir alandan geiyordu. "Hans, Km, saa sap!"
diye seslendi kz arkadan. Saptklan sokak da botu.
Belki de bir kpein koarken kard tozlard sokakta asl kalm olan bu tozlar. Kilisenin nnde tek
bana bir sumak aac, kendi glgesiyle oyalanyar; biraz ilerde, imenlerin orda, paslanm, delik-deik bir
tank yan gelmi yatyordu. Kk Hans tanka bakt,
tkrd; Peter durdu uzun uzun inceledi tank, ama
kaldracak ie yarar bir ey bulamad.
"Km, acknadn n daha?"
"Acktm," dedi Kk.
"Kiraz yer misin ?"
"Kurtluysa yerim, yoksa istemem," dedi Kk, ka
Iann atarak!
Kz koarak ne geldi, cebinden bir avu kiraz
kanp Kn avucuna sktrd. ocuk kukuyla bakyordu kirazlara. "istemem bunlan, kurtlu deil," de~
di sonra.
"Kurtsuz olsun, ne kar? Hadi ye," dedi kz. Kk dudaklann bzd: "N'apiyim bo kiraz? Peter'e
ver," dedl
Birden karlannda bir adam grdler, toz bulutu.
nun iinden kvermiti sanki. Ksa izmeli, geni kara
P8ntollu, mavi pazen gmleinin stne kara yelek giymi biriydi bu.. ksa kesilmi san byklan vard. Elinde ak benekli al beze sanln bir sepet. Adam Peter'i

70

MACAR HiKAYELER ANTOLOJS

grnce durdu, bir kfr savurdu. Kz bouk bir sesle:


"Ka, Hans ka!" diye seslendi. Kk Hans arkasna
bakt bakmad, hi ses karmadan ald ban frlad
gitti, yok oldu. Peter ge kalmt, kaamad, yakalan~
d kylye, hem de uzun kara salarndan! Kz yolun
br yanna sramt, kaldrma varnca dnd bakt,
sonra bir anda soluu kylnn yannda ald: "Bra
kn ocuu!" diye bard. Yere serilmiti Peter; kyl,
bir yandan ip gibi dndryor olann salarn, bir yandan da syleniyordu: "Yakaladm seni pi kurusu, yakaladm." Civcivlerini koruyan kuluka gibi zplyordu
kz kylnn nnde arkasnda .. kyl teki eliyle kz
tutmaya abalad, ama ne gezer! Ak benekli al mendile sarl sepet !:Oktan tozlarn iine yuvarlanmt.
"Brakn ocuu, brakn diyorum size! Brakmaz
sanz avazm kt kadar barr, btn mahalleyi toplarn buraya. Gz dnm kasap n'olacak, brak ocuu, braksanal Ne istiyorsun yani? Dn akam verdiiniz o berbat, sade suya ehriye orbasn m desin
yavrucak? Tanrdan bulun cezanz, baka bireycikler
demem.. sizi de asacak lar; bak grrsnz ... " Durmadan
syleniyor, durmadan baryordu kz. Peter'in antas
na daldrd elini kard, kz yakalamak istedi kyl,
ama kz bir srad adamn arkasna geti, gene ba
lad barmaya: "Hitler suratl n'olacak! Ayp, ayp ..
brak ocuu be!" Bir yandan da elindeki sopay olanca
gcyle kylnn srtna indiriyordu. " yetimle ne
alp veremediiniz var? Utanmyor musunuz? Biz ekmeimizi namusumuzla
kazanmaya alan ocuklarz ..
sskamz km zaten .. u senin gbeine bak! Utan
be! Tereyalar indirirsin gvdeye deil mi? Domuz...
Domuz n'olacak .. domuz ite .. domuz!"
Peter'in san brakmadan kz yakalayamazd kyl. Peter de tersine, hi kmldamadan, canszm gibi

MACAR HiKAYELER ANTOLOJS

71

yatyordu. Kyl elini yle bir arkaya savurdu, ama


ne gezer, kz birden yannda belirdi adamn. Kylnn
yz pancar gibi olmutu: "Verin aldklannz!" diye
sylendi.
"Pis Kapitalist, n'olacak!" diye bard kz, arkaya
srad. Adamn san byklannda koca koca ter taneleri panldyordu. Kz ikibklm eildi, boyunu ileri uzatarak, insan ileden karan bir suratla: "Bal kaba!"
diye bard. Sesi tizdi, pnl pnld.. "Bal kaba.. damzlk ay .. nek!"
Burnundan soluyordu kyl, ayaklannn dibindeki
Peter'e bakt, salarndan kaldnp dikti olnn. Kz hemen bast yaygaray: "Brak ocuu.. anandan emdiin
st helal olmaz yoksa, brak, brak!" Kyl homurdand, sonra Peter'in srt antasn yakalad: "kar, ver
aldklann," dedi.
Arkalanndaki kiliseden le anlan iitildi. ann
her vuruunda, damlardan kalkan tozlar gnein nnde solgun solgun uuuyordu -duvann altndaki gelin
gibiydi gne-. Derken, sokan br ucundan tekerlek
sesleri iitildi: iki clz kzn ektii bir araba ar ar
yaklayordu. Kz bir gz att arabaya, sc.-::ra vurmaya
balad sopasyla kylnn eline: "Neyi verelim, ha? Ne
istiyorsunuz bizden? Dolarlan m? Onlan yrttk attk,
oktan .. Polise sylersek yatanzda dolar bulduumuzu,
boylarsnz kodesi! Analann babalann Faistlerin ldrd bizim gibi yetimleri korur polis amcalar. Daha
dn bir komiser amca yanan okad, bir de sigara
verdi bana, ne haber?"
Gene yere sinmi olan kara sal olan birden a

layp, barmaya balad. Olann alamas, kz lgna


evirmiti szde.. frlad, yakalad kylnn elini, var
gcyle srd. - Gz ap kapamadan, kar kaldnma
frlad Peter, balad komaya. Can yannt kylnn,

72

MACAR HKA YELERt ANTOLOJS

azna gelen kfr savurcrak dt kzn ardna, ama


ne yapsa bo .. tka-basa dolu antasnn altnda yle bir
kouyordu ki kz; iko, stelik de topa! olan kyl ne
yapsa yetiemezdi artk.
Kz koarken cin gibi yolun iki yann gzlyordu.
Yrei korkudan deil, ok hzl komaktan arpyor
du bylesine. San salan da kzla birlikte sevinle kouyordu..
Az kurumutu, gzpekti,
elini antasna
soktu, bir yandan kouyer bir yandan da kiraz yiyordu! Yaklamt kentin kapsna, Kk Hans oradayd, bandaki al mendil taa uzaktan arpyordu gze.
"Burdaym Tutyu, burda," diye seslendi Kk olan.
Hzn kesmeden arkaya bakt kz, grnrlerde yoktu
kyl.
"Kapnn iine gel Tutyu. Peter' e bir ey oldu mu ?'1
"Kurtardm onu," dedi kz soluk solua.
"Ne yaptn da kurtardin ?"
"Isrdm kyly!"
Kk olann gzleri parlad, ili kzn yzne bakyordu, hayran hayran. "Neresini srdn ?" dedi rpererek.
"Grtlann tam ortasn," dedi kz . "Yani grtJ.a....
n srdm ite."

"ok kanad m?" Kk olan merak kesilmitL.


"Ne kadar kanad? On litre kan akt m? yi ama, niin aznda hi kan yok?"
"Sildim azm, ama ii krmzdr daha, bak." A
zn at: Kk olan ban yana eip bakt, sonra:
"Pek krmz deil," dedi, hayal knklna uramt..
"Ben bir gn, beni sran bir kpei srmtm da a
zun hep kl dolmutu ... "
Bir saat sonra pazar yerinde buldular Peter'i. Pazar yerine panayr kurulmutu. "Enayi dmbelei, senin

MACAR HKA.YELERt ANTOLOJS

yznden az

kalsn

yakay

73

ele veriyorduk gene," dedi

kz.

"Benim yzmden mi?"


"Yok benim yzmden? Herif kimi yakalamt salanndan? Beni mi?" Peter, hrsndan mosmor oldu: "Ben
de imdi seni yakalarsam salanndan o zaman grrsn gnn!" Ayan yere vurdu: "stemiyorum yardmn, ben bakann bamn aresine, ne diye burnunu
sokuyorsun benim iime? .. Renin oyuncan deilim ben."
"Kereste n'olacak!" dedi kz, dnd yrd.
Pazarda mal az, insan oktu. Orta halli kadnlar
yanyana oturmu, hznl kmecikler halinde birtakm
ev eyalan yniard nlerine. Bu orta halli kadn
la:nn arasnda, urda burda, renkli klklanyla kyl
kadnlar daha da gze arpyordu. Kiraz, tuzsuz peynir,
sebze gibi nemsiz mallarla dolu sepetlerinin nnde bekleiyordu bunlar. Yumurta, domuz ya, kanatl hayvan
gibi aranlan ve az bulunan nemli mallar kaln bezlerde, sepet altlannda, etek altlannda saklanmt. Bir horoz ya da bir giysi karlnda yirmi be yumurta verilerek yaplrd burda sat. Bu sakncasz dei-tokuun
seyircileri de vard. Onlar da sraya dizilmiti. - Sonra
ilerde, bir iki gsteri adn da kurulmutu.. bu gsterilere yalnz mal karl deil, parayla da girilebilirdi.
Bizim ocuk, byk bir adnn nne gelip durdular. adnn nnde tahta dar bir merdiven, bir de
bilet sat yaplan yer vard. Boydan boya bir yaz kap..
lamt adnn nn, kara bez stne yazlm al bir yaz~
"PORTEKZL

KlRAL KIZININ
KANLI SERtlVENLER.I"

"te,

buraya girelim," dedi Peter. Kk Hans s..

k sk kzn eline yapt.

74

MACAR HKA YELER ANTOLOJS

Portekiz Kral hasarnaa oturmutu. Altn tac,


uzanan yeil salarnn stndeydi, kalar
da yeildi. Kraln yznde soylu bir solukluk vard!
Kulaklarndaki gm zincir kpelerin ucunda iki kan
krmzs mercan sallanyordu.. birka "ben" sslyorrlu
burnunu.
ok bilmi bir sesle : "te Kral bu! " dedi kz.
"Ne giymi o yle?" dedi kk Hans. Kz, iyice
gzden geirdi Kraln stndekini, sonra: "Bilmiyorum,
dedi, bir Kral giysisi ite! Abiarn da buna benzer bir
ey giyerdi geceleri erkek konuklar geldiind<)."
Kk Hans gzn ayramyordu Kraldan. ocuklar nde kald, arkalarna bir sr insan birikmiti, herkes meraklyd, ama kimsenin para verip ieri girrnee
gnl yoktu; hi ses karmadan yle bakyorlard.. tozlu yere basan ayaklarn kard sesten baka ses yok
gibiydi. Taa uzaktan atlkarncann muzikas iitiliyor
du yalnzca. Birka delikanlnn gziinde Portekiz Kra
l giderek byyor, nem kazanyor, pahal talar gibi
omuzlarna

deerleniyordu!

"Niin buralara gelmi? Baa m geecek?" Kk


olann bu sorusunu Kral iitmi olacak: imekli bir
bak gnderdi kk olana.. ocuun d koptu, kza
sokuldu.
"Sanmam, dedi kz, darda Krallk yapamaz. Kral
ln adrn iinde yapacak besbelli. - adrn iinde
lm de, yaam da onun bir szne bakar.. kimi been
mezse uurur kafasn .. "
"Bizi de beenmezse ?"
"Elbet, diye fsldad kz, bizim de kafamz uurabilir, ieri girersek, ama burda yapamaz. Polis brakmaz
burda."
"Girelim ieri n'olur," dedi kk olan, yz kor
kudan bembeyaz olmutu.

MACAR HKAYELER ANTOLOJS

75

"Biletleri sen mi alacaksn ?" dedi Peter kza.


Bu srada Portekiz Kralnn arkasna bir celJiit gelip durdu. Kankrmz giysisinin kapkara dmeleri vard .. incecik uzun bacaklan, kalalan, tenine yapk, konIn al bir fanila donun iindeydi, kunduralan bile al'd.
Ne tuhaft bu kunduralar? Ulan, Venedik'teki gondollarn burunlan gibi kalkkt. Al'l Cellat, stnde kan
lekeleri olan altn topuzlu, eri klcna dayannt iki
eliyle. Pnl prl yanyordu kl gnete; merakla durmu bakanlara bilmedikleri bir alemin gzel, ama korkun gizlerini ;nlatmak ister gibiydi bu kl.. celladn
solgun aalk yznde bile bir ilahilik buluyordu evredekiler. Grd i gereince uzun kara saka! vard,
ne yazk ki urasna burasna gveler dmt bu sakaln.

"Aman ne korkun herif," dedi bir kadn. Peter rperdi, i ekti, sonra nndeki parmakla yapt. Arkaya birikmi olanann boyunlan kopacak grsnler diye. "Elindeki ne?" dedi kk Hans. "Kl, dedi kz,
kafalan onunla kesiyor ite... "
"Kral ona bir otomatik tabanca versin, dedi Peter, daha abuk bitirir ii." Kz omuz silkti: "Pahal,
belki paras yoktur Kraln .. hem kl daha etkili."
"Haklsn," dedi Peter, heyecandan dudaklarn yiyordu .. "Ama benim param olursa bir otomatik tabanea alacam .. yanm saatte btn bir kyn haklundan
gelirim!"
Derken, banda silindir apka, gmleinin kollan
tirsekiere kadar sval, boynuna, kenan al bir trampet
asm bir adam kt adnn nne ve badndrc bir
hzla vurmaya balad trampete.. herkes ondan yana dnd hemen. ilerde glgelik yerdekiler bile bu yana baktlar. adrn nnde bir Rus eri belirdi, kasketini arkaya itti, iyice gzden geirmee balad oyunculan.

76

MACAR H!KA.YE LER ANTOLOJS

"Buyursunlar baylar, bayanlar, buyursunlar.. frsat


girin, gelin, grn!"- ary yapann dili alyordu biraz, yabancyd besbelli .. Kral ve
Cellat kadar etki yaratt bu an. Biraz ncesine dein kadn sabahln andran Kraln mantosu birden
deiti, sanki panidamaya balad bu arla. "Girin
Baylar, Bayanlar, girin! .. " diye sesleniyordu silindir ap
kann altndaki adam .. "Buyurun baylar bayanlar, ieri buyurun, gzel Portekizli Kral kznn kanl servenlerini grn... Gsterimiz tarihe dayanyor, yalan yok
bizde, onaltnc yzylda olup bitenleri greceksiniz ierde ... girin, balamak zere oyunumuz... Gerek sanat
yalnz bizde vardr, karmayn bu frsat.. o~runumuz
belgelere dayanyor, olaylan olduu gibi yanstyoruz,
yalanmz yok.. gelin, dnmeyin.. hadi girin... Portekiz Kralnn kzn oynayan kzmz, tarihteki kraln k
zndan ok daha gzel, o zamanki fotorafiara bakarsanz bunu siz de anlayacaksnz! Kral rolnde Don
Basilio.. dnyann bu en nl sanats, on para almadan, yle bedavadan oynuyor bizim sahnede .. Baylar Bayanlar! u grdnz cellat, oyuncu deildir, gerekten de cellatr, Londra'dan getirttik, oradan ayarttik
bu cella.d.. ngiliz Saraynda beyznc adamn kellesini uurttuktan sonra bizimle yapt anlamasn. ylesine bal kaldk ki tarihe, gerei bile glgede brak
tk kimi zaman .. ite gerek sanat da budur... dnme
yin, girin Baylar Bayanlar, girin grn, kendiniz karar
verin... Bugn para da alyoruz, her gn olmaz byle
ey, yarariann bundan! Ama Portekiz Kralnn gzel
kz bir yumurtay da severek kabul eder bilet paras
yerine .. Girin Baylar Bayanlar, karmayn frsat."
Sz biter bitmez gene badndrc bir hzla vurmaya balad trampetine. adnn nne baka bir adam
kt, o da silindir apkalyd. Bu adam da kocaman ba
bu

frsat karmayn

MACAR HKAYELERi ANTOLOJS

77.

kr bir boruyu ttrmee balad, yle bir ttr ttrd ki, yal bir kadnn burnundan kan boanverdi
ve tozlarn iinde debeleen sereler kap utu. ekinerek bilet yerine yoUand birka kii.
"Alacak msn biletleri ?" Sesi titriyordu Peter' in.
Kk Hans'n yz kire gibiydi, durmadan kzn
elini skyordu.
"Kaaym biletler?". "Be milyon," dedi Peter, U
ocuktan bir onun okumas yazmas vard. Bir an sustutar, sonra kk Hans: "Hi de pahal deil," dedi.
"Haydi Tutyu ky paraya, bak bugn epey i grdk,
yalan m?"
Bilet yeri giderek kalabalklamt. Delikanlnn biri, byk byk paralar sayyordu gienin nnde, yz ok ciddiydi -kpeklerin yz ierken bu kadar ciddidir ite- delikanlnn arkasnda kyl kz vard:
etekler kolal, gzel mi gzel. Ama utanan bir durumlar vard kzlarn. lerinden biri gzlerini yere indirdi
olan paralan sayarken. Kimi bir yumurta, ya da biraz
ttn veriyordu para yerine; yal bir kadn, torunuyla
kendisi iin bir kilo francalay feda etti sanat uruna.
Kaln sesli biri: "Peki Kraln kz nerde? O neden k
myor?" diye sordu. Trampeti arkaya gz krpt: "Prenses bouna gstermez tatl yzn!" dedi. Kral kalre
dici bir glle gld. Ta uzaktan, toz bulutlarnn oralardan para para "ian mzii" arpyordu kulaa.
ocuk, birbirlerine yapk gibi bilet yerinin nne geldiler, sz kz ald: "Lutfen bizi parasz brakn
ieri." dedi. Biletleri veren jiman, boyal san sal
kadn: "Olmaz," dedi. "N' olur efendim, lutfen .. " dedi kz,
sesi trk arr gibiydi: "Yetim iz. Bizi her yere sokarlar, her yere.. para istemezler bizden." "Olmaz," dedi iman kadn. Kz ayaklarnn ucuna kalkt: "Kral da
bedava oynuyormu ya, dedi, bizi de bedavadan sokun

78

MACAR HKA.YELER ANTOLOJS

ieri, n' olur sanki?" "Olmaz," dedi salan boyal kahemen arkasnda al al yanakl, kara ba
rtl bir kyl kadn duruyordu srada, illi yz tertemiz ykanm bir olan ocuu vard kucada. Kadn dayanamad, bilet veren kada bir akl retti: "Birini olsun brakn ieri canm, dedi, o grdklerini anlatr sonra tekilere." Giedeki kad ses karmad ama,
olmaz der gibi ban sallad. Trampeti ar sylevine balamt gene. Peter sinir iindeydi, iki eliyle gienin kk penceresini tuttu olanca gcyle sallamaya
balad: "Brakn beni, gireyim n'olur," diye bard nemli gzlerle.
Bilet almak iin sra bekliyenler hornurdanmaya ba
lamt artk. Kz bakt ki, olacak gibi deil, gsn
den byk, eski bir czdan kard, nemle katlanm
paralan srd pencerenin nne. "Yeter ni bu kadar?"
dedi. Giedeki kadnn gzleri ald: "Bakaym daha
ne kadar var elinde?" dedi. "Daha be dolarm var, ba
ka param da yok," dedi kz. Salan san boyal kadn
uzatt elini: "Ver onlan da!" dedi. Bir an duraksad
kz, sonra uzatt be dolar da: "Ama hepimiz gireceiz, deil mi?" dedi.
erisi karanikt; yalnz adnn dilim aralanndan
bak srt gibi gne giriyor, bir iskemlenin ya da b
ykl, solgun bir adamn yzn aydnlatyordu. Pek ayrlmak istemiyor gibiydi nesneler bu trensel, tala kokusu sinmi alaca karanlktan; insaniann hoyratlkla
dn. ocuklarn

rndan bkmlard,

yalnzlklanyla kalsn

istiyorlard.

Perde bile birden alamad.. dura dura alabildi.


Portekiz Kral, sahnenin solundaki tahtna kurulmu, iman bacakl ayaklann pnltl bir yastn stne uzatmt. Tepeden trnaa karalar iinde, ban
da miferi, belinde akrdaya nklc ile bir soylu kii
grnd sahnenin te yanndan.

MACAR HKAYELER ANTOLOJS

79

Bahenin ortasnda ta dipte, parldayan denize deuzanan bir sra hurma aac, en azndan yz hurma
aac vard bu yolda, ama hepsi de ufala ufala ok belirli bir biimde, birbirinin yanna sralanmt. Denize
giden yol ylesine uzundu ki, atla bile gidilse yarm
saat ekerdi besbelli! "Vay canna," dedi bir erkek seyirci.. Hurma aalarnn altnda bir kz dolayor, ar
ar saraya doru geliyordu. Parmak gibi, kck grnyordu nceleri kz ,yzn semek g deildi, ama:
kck burnu, az, gzleri, salar ok belirliydi. Banda yeil bir ta vard, yksk kadar kck bir
tat bu. Gz gre gre byrnee balad, yaklatka
byd, byd, derken glmseyerek kapdan girdi. "
te bu Kraln kz," diye fsldad Tutyu. "Kanl deil
ama?" dedi kk Hans. Kz ban sallad: "Sonra olacak," dedi.
Seyircilerden t kmyordu. Bilmedikleri, tanma
dklar bir denizin zlemi iindeydi hepsi. Dipteki denizin
stnde yelkenliler vard ve yelkenleri kck mendilIerin ular gibi sallanyordu. Gvertede, mini-mionack
kibrit pndenmi gibi duran direkierin altna ufack
denizciler yatm gneleniyordu. Kraln kz, babasnn
taht nne gelmiti artk; ylesine gzeldi ki, yrei
skt bizim kzn.
"Bunlar nece konuuyor? Amerikanca m?" dedi
Peter. Tutyu karlk vermedi, omuzlarn silkti. Kk
I!ans ne eilmi, btn bedeniyle seyrediyordu oyunu.
Peter gene! "Nece konuuyorlar be?" dedi. "Sus, dedi
kk Hans fsltl bir sesle, kendinden gemiti, Portekizce konuuyorlar ite, anlamyor musun?''
"Niin Macarca konumuyorlar?"
"O zaman gzel olmazd da ondan," dedi kz soluk
in

solua.

Kralla

o soylu

kii, altn

bir tabaktan yemek yi-

80

MACAR HKAYELER ANTOLOJS

yor, prenses stne konuuyorlard besbelli. Prenses,


rengi gzel giysiler iinde tir tir titriyordu.
"A.. a .. unlara bakn, beyaz domuz sucuu yiyorlar!" dedi ocuklarn arkasnda oturan biri. Gerekten
de Kral, uzun bir domuz sucuunu kaln parmaklary
la tutup azna soktu. Bu tamdk sucuk, herkesin rahat
'bir soluk almasn salad!
"Deil, dedi kk Hans, beyaz domuz sucuu deil yedikleri."
"Ya ne?"
"Muz yiyorlar, muz!''
Kzn houna gitmiti Hans'n bu bul u u: "Doru,
dedi, muz yiyorlar.. altn tabakta zaten ya muz yenir,
ya da ku!"
"Ne kuu?"
"Ne bileyim, aylak, karta! filan gibi kular cabuday

nm."

Karalar giymi valye, Kraldan kzn istedi.. ama


prenses kzd, ayan yere vurdu -altn terlikleri vard.J
ayanda- hrsla yana dnd sonra. valye klcna vurdu, yumruunu sallad, gzni.i korkuttu Kraln, sonra
kfr etti, bast gitti. Kraln kz tozpembe bir mendille bumunu sildi. Perde kapand.
Salon karanikt gene. Seyirciler tedirgindi, oturduklan yerde durmadan kmldyorlard, ama kimsenin
cam konumak istemiyordu. ki gen ift aralannda fsldayordu, o kadar. Orta yal kyli.iler gzlerini kapal perdeye dikmi, bn bn bakyorlard.
Tutyu yanndaki olanlan unutmu gibiydi, kala
rn atm, gzlerini yere dikmiti.. bir d izliyordu
sanki.. Bu d baka bir yerde gerekleemez miydi?
Ne yapp yapp bu d kendi yaamna kantrmak iin
bir yol aryordu bizim kz. Yz gerilmiti.. byk kara
gzleri, zevkten pnl pnl parlyordu. Oyuncular ne de-

MACAR HKAYELER ANTOLOJS

81

mek istediklerini davranlanyla ok gzel anlatabilmilerdi, sz gereksinmiyordu nasl olsa.. kzn yrei kt
kt atyordu heyecandan, srtndaki tyler diken diken
olmu, kck karnyla hacaklar ter iinde kalmt.
Perde yeniden alp da kk Hans sevinten yksek
sesle i ekince, kendine geldi kz.
kinci perde de gneli bir havada balad. Kral
tahtndayd gene, ama uyuyordu bu kez.. hem de Macarca uyuyordu, yani herkesin anlyaca bir dilden horluyordu. Kraln kz gene hurma aalarnn altnda dolayordu. "Ne gzel bir koku var, aalardan m ne?"
dedi kk Hans. "Hadi be, dedi Peter, bu koku denizden geliyor, denizden." "Ne biliyorsun?" dedi kk.
"Ben bir kez vapura binmitim de .. " Kk Hans
inanmad Peter' e, kzd da .. kzn kolunu drtt: "At
yor gene, dedi, vapura yalnz Yahudiler biner, deil mi
Tutyu?"
"Bak, bak," dedi kz.
Ta aalarn bittii yerden, kck kara bir glge dmt yolun stne, prenses farknda deildi, ama
kara valye, ayaklarnn ucuna basarak bir hurma aa
cnn arkasndan kverdi. Tamam: karacakt Kraln
kzn .. uzaktayd daha, ama yaklayordu. "Dikkat, geliyor, hem de ne hzl geliyor,'' diye fsldad kk Hans.
Kz, Hana'n elini tuttu: "Prenses farknda deil, ah
yazk!" dedi. Peter ayaa frlad: "Oh olsun, farkna
varmasn!" dedi.
"Neden?" dedi kz.
"Karsn prensesi," dedi uzun kara sal olan soluk solua .. "Karsn prensesi.. oh ite, karacak da."
Tutyu elini karnma bastrd.. kk Hans da ayaa kalkmt: "Vaktinde girerse saraya, babas kurtarr prensesi,'' dedi.
F. 6

82

MACAR HKA.YELERt ANTOLOJS

"Giremeyecek ama, dedi Peter, oh ite, giremeye


cek, giremeyecek! Geliyor kara valye, geldi bile.. baksana ne hzl geliyor!"
Kk Hans pek zgnd: "Yazk, dedi, b1r trl
grmyor valyeyi, yazk." Kz tutarnad kendini: "Ay!"
diye bard, sonra eliyle azn kapad, utanmt, ama
o da ayaa frlamt.
"Oh, dedi Peter, yakala, yakala.. salanndan yakala, salanndan srkle, azn da tka... " Dilerinin
arasndan syleniyordu Peter, durmadan syleniyordu.
Btn salonda t yoktu oysa, kimse soluk alnyordu
sanki. Birden kk Hans btn gcyle bard: "Bay
Kral, bay Kral, lutfen uyann!" Kz telaland, k kolundan ekip oturttu yanna. "Sakn ha, sakn barma, diye fsldad kulana.. Hans, sen beni kurtanr
mydn? Yani biri beni karmak istese, sen beni kurtanrdn, deil mi?" diye sordu.
Birden, teki yelkenierin yannda bycek bir gemi
grnd .. bunun yelkenleri al, toplan da panl panl yanyordu gnete. Esintiyle yaklat, yaklrutka byd, geniledi, derken lm kafal korsan flamas btn
mavi g kaplayverdi! Gemi yanar yanamaz, kannca boyunda biri srad karaya. "Bu da kim?" dedi
kk Hans. Kz omuzlann silkti. Macar ovasnda korsanlara rastlanmad iin, kimse ne diyeceini bilemiyorrlu daha. "Belki Horthy'dir, dedi kk Hans, o da
her yere gemisiyle giderdi ya! .. " Gelen korsann salan
ve byklan sanyd, tam Kraln kznn boyundayd. K
lcn yle bir eki ekti ki, seyircilerin kulaklar n
n tt. lk hurma aacnn nnde, sarayn hemen orda balad dello! Bu arada prensesin kiraz dudaklan
kara bir bezle balanmt.. Kral hibir eyin farknda
olmadan horul horul uyuyordu.. odun keser gibi horla-

MACAR HKA.YELER ANTOLOJS

83

sesi kanyordu. "Dayan kara


dayan!" diye seslendi Peter.
Vuruanlardan biri atlyor, teki kayor, teki atlyor heriki kayordu. ocuklarm gzleri bym, yzleri kat gibi olmutu. Kz durmadan bir eyler mnl
danyordu; kendi kendine dua ediyordu: "sa'cm, diyordu, kurtar, beni kurtar.. sa'cm de kara val
yenin karnn de!.." Kara valye kazanrsa ii tamamd kzcazn! Kk Hans deirmen kn gibi dunnadan sesler kanyor, Peter, yumruklann skm, nnde oturan yal bir kyl kadnn srtnda i;rampet alyordlL "Vur kara valye, vur, ldr onu!" Peter'in
az kprecekti nerdeyse. Kz alamaya balad. "Sen
ne kt ocuksun," dedi Peter'e... bakamazd artk perdeye, gzlerini kapad. Ama biraz sonra at gzlerini:
Cellat, kara valyeyi yakalam zincire vurmu, herkesin nnde kafasn koparyordu. Kara valye, boynu
kopmadan elini kaldrm, zincirlerini akrdatarak ey
tanca glmll, gene parmam sallyarak gzn Jorkut
mutu herkesin. "ak," dedi kk Hans, "ak, kesti
kafasn tavuk keser gibi. Niin kapyarsun gzlerini Tutyu?" Kz tek gzn am sahneye bakyordu artk. yi
yrekli Kral, tahtndan seyrediyordu cella.dn yaptn,
bir yandan da talarla ssl soru altn kupasndan gazoz iiyordu. Batan gne her yan kan rengine boyamasma

dardaki kliann

valye,

mt.

att

"Bak, cellat nasl sallyor valyenin kafasn.. ak ..


sepete," dedi kk Hans.
"Kara valye yaamyor mu artk?" dedi kz, gz-

leri

kapal.

"Hayr, dedi kk olan, masann arkasna d


tU, ld.. yalnz ayaklann grdk."
Kiz rahatlam gibi i ekti, sk sk tuttuu koltuun yanlann brakt... Peter ikibklm oturuyordu

S4

MACAR HKAYELERt ANTOLOJS

yerinde, gzlerinin feri kam gibiydi. Kz tiksindi Peter'den. Kk Hans'a dnd: ocuun solgun yz Inzarmt, gzlerinde yalar vard, burnunun alt da terlemiti.. kz mendilini kard, kn burnunu sildi, sonra pt ocuu. Birden gvenle doldu yrei.
Sarayn taht odasnda son sahne oynanyordu artk: yi yrekli Kral, karsann btn suunu balad,
elinden tutup kznn yanna gtrd, ikisinin ellerini
birletirdi. Kraln kz utanga utanga gUlilmsedi. Akam esintisi km, hurma aalan esintide sallanyor,
yollara hurmalar dklyordu. "Ne oldu, ne yapyor
bu?" kz sormutu bunu. ki olan da anlamadan bakyordu. Korsan bir adm geri ekilmi, Kral kznn
nnde yerlere kadar eildikten sonra, dorulup ba
n iki yana sallamt. "Niye sallyor ban?" diye sordu Hans. "aret parman da sallyor, neden?"
Peter armt: "istemiyor kz.. niye istemiyor
ama?" dedi.
"Hastadr belki, dedi kk, durnadan gsn tutuyordu ya." de ayaa frlamt gene. "Hep de denizi gsteriyor," dedi kz.
"Gemisini gsteriyor," dedi kk.
"Hayr, dedi Peter, gemisini deil, uzak denizleri
gsteriyor.. bak kolunu nasl ayor.. yle bir de dndUrUyor, grdnz mU?"
"imdi de gnei gsterdi," dedi kilUk Hans.
Kzn her yan kanncalanyordu. "istemiyor Kra
ln kzn," diye kekeledi, Tutyu'nun gzleri yalarla dolmutu bunu sylerken.. "Niin istemiyor ama, niin?"
"Denizi istiyor da ondan, dedi kilUk Hans.. btn
gn sabahtan akama evde oturmak istemiyor... been
medi saray!"
"Onun iin mi durmadan gsilne vuruyordu?" dedi
kz.

MACAR IIKA.YELER ANTOLOJS

85

~Bu. ne demek? dedi Peter anlam.amt. Bu ne sanki? ki kolunu ap niye gkyzne bakyor imdi?"
"Uacak belki, bak grrsnz uacak," dedi kk
Hana.
"Nereye?" dedi Peter.
"Taa uzaklara, Zencilerin lkesine," dedi kk o
lan.
Kz yorulmutu, oturdu. nanmyordu gzel, yak
ekl korsann uacana. Peter ierlemiti, yumruklanm skt: "Ne oldu sanki? dedi, ne diye ldrdler sanki
kara valyeyi? Ellerine ne geti onu ldrmekle '! Ftyaskoydu ite, fiyasko!"
Sahnedeki sanm korsan son bir kez elini yreine
bastrd, sonra apkasn sallyarak kurumlu kurumlu
bast gitti! Nereye mi? Uzak bir lkeye besbelli zgrlk lkesine! Kraln kz durmadan kck pembe
mendilini sallad. Zincire vurulmW} bir kelebek gibi pr
pr etti mendil. Bir saniye sonra yok oldu sann, yak~kl delikanl. Perde kapand, oyun bitti.
"yi be. dedi kaln bir erkek sesi, olan harcn verdi Kraln!"
Ayaklann srye srye boalttlar salonu, ter iindeydi seyirciler. Ama giderek snd heyecanlan, i
bir kla toz karlad onlan alan adr kapsnda. Kadnla: gzlerini k""Ptrd, erkekler ksrd. En sona
kalnt ocuk. {]zun uzun srt antalann yerletir
diler, ne ~apacaklann bilmeden yeil kadife perdeye baktlar bir sre.. biraz da adnn nnde durdular: tozlu
byk alann anlam kalmamt, gne ok scak, hava
Ok soluk, akasya aalan dzensiz dikilmi, karmaka
nkt.. ana dilleri snk eskimi geldi. Hi konuma
dan, yana d zldler yola. "Nereye gidiyoruz?" dedi Peter.
"Hele bir kalm kentten," dedi kz.

86

MACAR HiKAYELER ANTOLOJS

"Tamam, dedi Hans, yolu biliyor musun Tutyu ?"


gidersin, olur biter," dedi kz.
Yol doru istasyona gidiyordu. Sabahtan beri gnei yemi olan beton, ocuklann tabanlann yakyor
du. "Terlikleri giy," dedi kz kk Hans'a.
"Tutyu, sen daha nce gitmi miydin tiyatroya?"
"Hayr km, ilk bugn gittim."
"Ben ok gittim," dedi Peter.
"Nerde gittin ?" diye sordu Hans.
"Pete'de, orda her gn giderdim tiyatroya!"
Kk Hans kza bakt, gz krpt, anlatlar, karlk vermediler uzun kara sal olana, ama sonu belli
olmutu Peter'in!
"Kara valye lmedi ki, dedi Peter az sonra, sann denizci, Kraln kzyla konuurken iki kez ayaklann oynatt, grdm. Ne yani, inanmyor musun bana?" Kesin bir: "Hayr." kt kk Hans'n azn
dan. Peter pis pis gld: "Enayi, dedi, lseydi teki
oyunu nasl oynarlard? Bakas m kacakt yerine?
Yalan m Tutyu ?"
Hi konumadan yrdler .. yann saat kadar sonra, arplm, yan yatm bir ha grdler yol kav::an
da. Han ardnda pasanm bir Alman tank vard. Kz
tankn nne geldi durdu.
"Konumuyor musunuz benimle?" diye sordu Peter.
"Hayr," dedi kz.
"Neden?" dedi uzun sal.
Kzn birden gzleri ksld, aln knt: "Aynlyo~
ruz burda," dedi.
"Kim kimden aynlyor?" dedi Peter.
"Biz senden."
"Ne demek, anlyamadm ?"
"stemiyoruz seni artk," dedi kz.
Peter ban nne edi, uzun kara salan bir gl>"Dosdoru

MACAR HKA.YELER ANTOLOJS

81

zn rtmt, inanmyordu kzn szlerine. "Niye istemiyorsunuz beni, neden?"


Kz istifini bozmadan elindeki denei bir iki sallad, sonra: "Sen de o kara valye kadar ktsn, dedi..
Seninle yola kal kpek boazladn. Bylelerini istemiyorum ite."
Peter hrstan sapsan kesildi: "Ya, dedi, bugn m
farkna vardn bunun? Neden tam bugn farkna vardn
dersin?"
"Bilmiyorum, dedi kz, ama bugn karar verdim."
Bir sre konumadan baktlar. Peter'in alt duda
sarkm, sinirden morarmt, boynundaki elik tel inip
kalkyordu her solukta.
"Btn paramz silip-sliprdk bugn, dedi kz, paylaacak bir eyimiz kalmad.. bas git hadi."
Peter'in yz gz kart: "Bana bak, dedi, aka
ediyorsun, deil mi?"
"Hayr," dedi kz. Peter at azn yumdu gzn, ylesine ktifre balad ki, kzard kk Hans. Kz
hi ses karmadan duruyordu. Sonra hz geti Peter'in, soluk solua sustu. "Seni ayann altna alp pataklyamam artk, dedi kz, artk bizden deilsin de ondan~
aniadn m? Haydi uzatma, bas git diyorum sana."
Peter gzden yok oluncaya dein pasanm tankn
nnde durup beklediler. Kk Hans hi oral deil
di sanki, kuru bir ekmei kemiriyordu. Kz antasn
dan bir tarakla fra kard. Hans'n salann tarad,
sonra elele tutuup yllrmee baladlar.
"Kraln kz benden gzel miydi?"
"Elbet.. hem de ok, dedi Hans. Onun koca koca
memeleri vard, senin hi yok, sonra onun kulanda ikJ
prlanta aslyd, tavuk yumurtasndan byk.. yznde
de bir tek il yoktu.. kadifeler, ipekler iindeydi."

88

MACAR HKA YELER ANTOLOJS

"Oh, iyi yleyse," dedi


ben

kz,

rahatlant.

"Demek

deildim."

Kk Han s katla katla g ld: "Sen mi? Elbet


sen deildin be .. senin ayaklann kirli, bir baksana? Onunkiler kar gibiydi," dedi.
"Hans, gemideki kck denizcileri grdn, deil
mi? Hepsi ona kul kle olmulard."
"inliler, Ruslar, Franszlar, Zenciler de vard gemide .. futbol takmlar bile vard .. "
"Gemide mi?" dedi kz.
"Tabii, dedi Hans, kck bir futbol alan bile
vard, miniminnack altn bir topla oynuyorlard."
Kz sararm tarlalara bakt, grnrlerde kimse~
cikler yoktu .. dalgn dalgn srt antasn kartrd, sonra bir sigara kard, bakr bir akmakla yakt, imee
balad.
Burnundan dumanlar karrken: "Direklerin
birine bir altn ku konmu tyordu, farkettin miydi?"
"Evet, dedi Hans. Santnfor Macard ama, eminim."
Ar ar, sevinle yryorlard, bir yere yetie
cek deillerdi ki! "Kocaman krmz bir balk da vard,
durnadan geminin evresinde yzyor, denize dnce
top, alp gemiye atyordu."
"Ya, grdm," dedi kz, derin bir soluk ekti sigarasndan. "Acem baldr o, adna da in-in derler... "
ocuklann yemek yerken, ya da su ierken takn
dklar ciddi, tutkulu anlam vard kzn illi, zayf yznde.. srt antas omuzunu actyordu azck, bu ac
dan baka bir ey duymuyordu bedeninde. Kendine gre biimlendirnek istiyordu yeryznU. Yrdkleri yolun iki yannda kavak aalar vard, ta ilerdeki bir buluta uzanyordu yol.
"Nerde yatacaz bu gece?" diye sordu Hans.
"Gemide!" dedi kz.

MACAR HKA YELER ANTOLOJS

"Gzel, dedi Hans. Denizci oluruz biz de! Bir


a ekmek versene Tutyu!"

89
par~

(eviren: Adalet CbiCOZ)

SEVGt
Hcre kaps ald, gardiyan ieriye bir ey att.
'"Al!" dedi. stne bir numara yazlm bir torba d~
t malkurnun nne. B. kalkt, derin bir soluk alarak
gardiyana bakt. "teberilerin/' dedi gardiyan. "Hadi gi~
yin. Tra olacaksn." Yedi yl nce kard elbiseleriyle
pabulan vard torbada. Elbiseler buru burutu, nem~
liydi, pabulan da kflenmiti. Kfl gmlei eliyle bi~
raz dzeltip giydi. Sonra hapishane herberi gelip onu
tra etti.
Bir saat sonra hapishane kalemine gtrld. K~
ridorda kendi elbiselerini giymi sekiz, on mahkum daha
vard, ama nce onu ardlar. Masada bir avu otu~
ruyor, baka bir avu da yannda duruyordu. Bir yz~
ba bir aa, bir yukan dolayordu. "Gel buraya,"
dedi masadaki avu. "Adn? .. Anann ad? .. Gidecein
yer?.. " - "Bilmiyorum," dedi B. - "Ne demek yani?
Gideceln yeri bilmiyor musun?" diye sordu avu.
- "Hayr," dedi B., "Nereye gtrecekler bilmiyorum
ki?" avu yzn ekiterek: "Bir yere gtrmiyecek~
ler," dedi. "Eve gidip ana.nla yemek yersin, gece de
istersen yatana bir kadn alrsn. Aniadn m imdi?"
Mahkum karlk vermedi. "Gidecein yer?" - "Sziffa
eaddesi, 17 numara" - "Budapete'nin hangi blgesin~
de?" - "kinci," dedi B., "Neden brakyorlar beni?"
- "Brakyorlar ite! Nokta!" diye grledi avu. "Bu~
radan defolup gittiine sevinmiyar musun?"
Yandaki odadan zel eyalann getirdiler: Ucuz bir

MACAR H:tKAYELER ANTOLOJS

91

kol saati, bir dolmakalem, babasndan kalma, karayla


yeil aras, eski bir czdan. i botu. "mzala uray,''
dedi avu. Saati, kalemi, czdan aldn bildiren bir
makbuzdu bu .. "unu da." Bu da creti olan yz krk
alt forinti aldn bildiren makbuz. Paray sayp masann stne koydular. "Koy bir yere," dedi avu. B.
paralan czdana yerletirdi. Czdana da sinmiti kf
kokusu. En sonunda k kadn da verdiler. KB.tta
"tutukluluk sebebi" yazsnn karsndaki noktal yerler
bo braklmt.

Koridorda bir saat kadar bekledi. Sonra baka


birlikte d kapya gtrld. Onlar kap
ya gelmeden, koa koa bir avu geldi, durdurdu onlan. Drdnden birini alp tabaneal adamlar arasmda
yeniden hapishaneye gtrd. Adamn tral yz sapsan kesilmiti, gzleri donuklamt. kapya vardlar. "te tramvay da gel( i, hadi bakalm," dedi g.r
diyan. B. dikkatle ona bakt, k kadn gsterdi.
Sonra yle durup yere bakmaya balad. "Ne bekliyorsun be!" dedi gardiyan. B. hep duruyor, topra inceliyordu. "Defol git be!" dedi gardiyan. "Ne salianyor
sun hala?" "Gidiyorum," dedi B. "Yani girlebilir miyim?" Nbeti hi sesini ka:n;nad. B. k kfld.m
eebine koyarak byk kapdan kt. Birka adm gittikten sonra dnp bir bakmak istedi, ama tuttu kendini. Bir an dinledi, arkasnda ayak sesi yoktu. "u
tramvaya vanncaya kadar kimse omuzumdan yakalayp
geri gtnnezse zgr saylnm. Saylr mym acaba?"
Duraa gelince bir daha baknd: Kimse gelmiyordu ardndan. Terini silmek iin ceplerinde bir mendil
arad, ama bulamad. Gelen tramvaya atlad hemen.
kinci mevkiden
yz iek bozuu bir gardiyan iniyordu. B.'yi grnce, domuz gzlerini andran gzlerle
yukarde.n aa szd. B. selam vennedi. Tramvay yola
mahkfmla

92
kt.

MACAR

H!KA YELER ANTOLOJ!S!

O anda -gardiyan selamlamad, tramvayn yola


andan hemen sonra- dnya grltlerle doldu.
Hani sinemada ses kesilir de film bir sre sessiz devam ettikten sonra oyuncularn azndan bir kelimenin
yars patlayverir ya, tpk yle. evresinde renkler
patlamaya balad. Kardan gelen tramvay B.'nin grdn sarlarn en sarsyd. Titrek kl, gri bir evi yle
hzl geti ki, B. bir daha durolamayacan dnd.
Gelincikler gibi krmz iki at, bo bir aralay ekiyordu. Nallarn sesiyle gkteki bulutlar dansetmedeydi.
Silik kl iki feneriyle bir kk bahe ve ak bir mutfak penceresi gemii dalga dalga gzlerinin nne getirdi. Kaldrmlarla hibiri birbirine benzemeyen, hepsi
birbirinden gzel sivil elbiseler giymi insanlar yryordu. Kimileri alacak derecede kkt, kimilerinin kucakta tanmas gerekirdi. Bir de kadnlar!
B., gzlerinin yorulduunu hissederek salanlktan
ieri girdi. Bileti kadnn sesi gr ve tatlyd. B. bir
bilet alp en arkaya oturdu. Btn duyularn kapad,
yoksa dizginleyemeyecekti. Pencereden bakt, bira fabrikasnn bahesinin karsndaki kaldrrnda bir adam,
bir kadnn yanan okuyordu. Bir ii gelip karsna
oturdu, bir kasa bi ra vard elinde. Bileti gldii: "Bu
kadar da ok deil mi?" "Evliyim ben, karde. Bir
iki tek atnam karmn houna gider," dedi ii. Bileti gld. "Houna gider demek?" - "Elbette." - "Kara bira m?" - "Evet." - "Beyaz daha iyi.'' - "Karm karasna bakmaktan holanr.'' Bileti gene gld.
"Bir ie de bana versene.'' - "Kara ama." - "Olsun."
- "Niin?" - ''Kocama gtrrm.'' - "Ama beyaz
n seviyorsa ka para?" Bileti gld. Bir duraa geldiler. B. inip bir taksi evirdi. ofr saati at. Mte
risinin hibir ey sylemediini grnce: "Nereye?" diye sordu. - "Buda'ya," dedi B. - "Hangi kprden ?'~
kt

MACAR HiKAYELER ANTOLOJS

93

B. burnunun darusuna bakyordu. Evet, hangi kprden? "Yabancsnz galiba?" dedi ofr. - "Margit kp.
rsnden," dedi B.
Araba yrd. B. arkasna dayanm::\dan, dimdik
oturuyordu. Taksinin ak penceresinden gneli caddenin toz ve benzin kokusu, tramvaylarn an sesleri geliyordu. Her iki kaldnma da gne vurmutu, yayalarn uzun ayakl glgeleri sanki iki misline kanyordu
kalabal. Bir ekerci dkkannn turuncu tentesi, burda
sigara ien gen bir kadnn stne turuncu bir k sayordu.
Biraz ilerde, kBede, kk bir kestane aac
vard, dantelimsi, i ac bir glge dliryordu yere.
"Bir yerde dursak da sigara alsak," dedi B. nc
dilkkann nnde durdular. B. pencereden bakt. nnde demet demet turplar, uvallar dolusu yeil lf.hanalar,
krmz elmalar bulunan bir dkkann karsndaydlar.
Yanndaki dar kapl
dkkan da ttneti dkkfmyd.
"Ben alvereyim~ Hangisinden istersiniz?" dedi ;ofr. B.
turplara bakyordu. Elleri titredi. "Kossuts olsun mu?"
- "Evet," dedi B., "bir kutu da kibrit." ofr indi.
Bir paket mi?" - "Evet, lutfen," dedi B. ofr dnd. "Hemen yakacak msnz bir tane?" dedi. "Bizim kayn birader de iki yl yatt. lk ii sigara. almak olmu
tu. Eve gelinceye kadar stste iki Kossuts iiverdi
Hastaneden de km olabilirsiniz elbet, ama orda bylesine buruturmazlar elbiseleri. Ne kadar yattnz?''
- "Yedi yl,' 'dedi B. ofr bir slk ald. "Siyasi mi?"
- "Evet, bir buuk yl da hcre cezas." - "imdi de
braktlar, yle mi?" "yle grnyor. ok mu belli?" ofr omuz silkti. "Yedi yl," diye tekrarlad. "Hi
phe yok." B. metro istasyonunda indi, yolun br yarsn yaya gidecekti. Kansyla karlamadan nce, rahat hareket etmeye almak istiyordu biraz. ofr bahIJini kabul etmedi. "Sana para daha ok gerekli kar-

94
de,"

MACAR BKAYELER ANTOLOJS

dedi "Salndan baka eye para harcama. Hergn bir para et al, arap da. Ksa zamanda toplarsn
kendini!' - "Saol, Alahasmarladk," dedi B.
Bir elbiseci dkkannn vitrinindeki aynaya bakt.
Sonra yoluna devam etti. Passaret soka ok kalabalk olduundan, kk bir patikadan tepeyi at, tenis
kortunu geti. Herman Otto sokana geldi. Burda heryer aklk, imenlikti. Birden sersemledi, ba dner
gibi oldu, imenlere oturdu. Kars kendisini beklemlyordu nasl olsa, yarm saat kadar oturabiiirdi urda.
Karda, itin ardnda bir elma aac iek amt. Yaklap bakt, iekler ylesine skt ki, meydana getirdikleri kar beyaz atdan gk glkle seilebiliyordu. Heriein ortasnda bir pembe nokta vard. ieklere konup kalkan arlar yle oktu ki, sanki yelde aacn duva sallanyordu. B. aac dinledi. ki tomurcuk arasndan g grebiliyordu, ok uzaklardaki bek bek
bulutlar da iek am birer elma aacyd sanki. Bir
yerdekine bakyordu, bir gktekilere. Gzleri karard.
Saatini kurmay unutmutu, taksiden ineli ne kadar oldunu bilemedi, eve doru ilerlemeye balad.
Birka adm sonra, bir alln arkasna gidip kustu,
rahatlamt. Gneli, dar yollardan, iekli meyv: aa
larnn arasndan tepeyi ap eve geldi. Birinci katta
otururlard. Bahede, kapnn her iki yannda birer leylak vard. n merdivenden yukar kt. Zile karlk
veren olmad. Kapdaki ad yoktu artk. Aaya indi.
kapcnn kapsn ald. "Gnaydn," dedi kapy aan
kadna. O da zayflam, yalanmt. "Birini mi aryor
sunuz?" B.: "Ben B.'yim. Karm gene burada m?" dedi.
"Ah, Tanrm!" dedi kadn. B. yere bakyordu. "Karm
hala burada m oturuyor?" - "Tannn!" dedi kadn gene. "Eve mi dndnz artk?" - "Evet, eve," dedi B.
"Karm Mla burada m oturuyor?" Kadn kap tokma-

MACAR H.KAYELER ANTOLOJS


n brakp kapya

9fS

yaslamh. HEve dndnz," diye tek


Elbette burada. Bilmiyor muydu geleceinizi? Tanrm! Burada elbette." "Ya olum?'"
diye sordu B. "O da iyi," diye karlk verdi kadn. "Byd. Gl, salam. Hey Tanrm!" B. bir ey sylemedi. Kadn titrek bir sesle: "eri buyurun," dedi. "e
ri buyurun. Susuz olduunuzu biliyordum. Bir gn b
rakacaklarn biliyordum." " kere aldm kapy,
kimse amad,' dedi B. "eri buyurun," dedi kadn gene. "Evde kimse yok. tekiler de ktlar." B. bir ey
sylemedi, yere bakt. "Karnz alyor. Gyurika da
okulda," dedi kadn. "Girmez misiniz? leden sonra dnerler." - "Bakalar da var m bizim katta?" dedi B.
"ok saygl insanlar. Karnz da iyi geiniyor. Hey Tanrm! Demek dndnz?" B. susuyordu. Kadn: "Anahtarlar bende," dedi. "Yukar kp karnz gelinceye kadar dinlenmek istersiniz belki." Duvardaki ivide iki anahtar aslyd. Birini alp kapy kapad kadn. "Belki yukan kp dinlenmek istersiniz." B. ayaklarna bakyor
du. "Siz de geliyor musunuz?" diye sordu. "Elbette. Karnzn hangi odada kaldn gstereyim." "Hangi
odada kalyor?" - "tekiler drt kii/' dedi kadn, "iki
odada onlar kalyor. Karnz da Gyurika'yla hizmeti
odasna yerleti. Mutfak ve banyo mterek." B. bir ey
sylemedi. "kalm m yukar? Yoksa onlar gelinceye
kadar bizde mi beklersin iz?" - "Mutfak ve banyo m
terek, yle mi?" - "Evet, mterek." B. ban kald
rp kadna bakt. "yleyse banyo yapabilirim?" Kadn:
"Elbette," dedi glerek, B.'yi inandrmak istercesine kolma vurdu. "Elbette. Kendi katnz deil mi, neden yapamayacakmnz? Ama, dediim gibi, mutfak ve banyo
mterek. Geen ktan kalma biraz odunumuz da var:
size banyo sobasn da yakardm, ama yanlmyorsam
tekiler gndzleri banyoyu kilitliyorlar." B. bir eY syrarlad.

"Tanrm!

96

MACAR HKAYELERt ANTOLOJS

lemedi, gene yere bakt. "kalm m yukar? Yoksa si


zinkiler dnnceye kadar bizde mi oturursun uz'?'' diye
sordu kadn. "isterseniz gelin, ben mutfaktaym, sizi rahatsz etmem. Siz de uzanrsnz, biraz kestirirsiniz bel
ki." - "Teekkr ederim, kaym daha iyi," dedi B.
Hizmeti odas kkt, kuzeye bakyordu, btn
hizmeti odalar gibi. Pencerenin nnde iekli bir aa
vard. Sola doru baklnca, amlarla kapl, karanlk bir
tepe grnyordu. Pencerenin nndeki aacn yaprak
lan oday koyu yeil gsteriyordu. Yalnz kalnca solu
u biraz yavalad, kansnn kokusunu tand. Pencere
nin nne oturup derin bir soluk ald. Kk odada es.
ki, ak bir dolap, bir demir karyola, bir masa, bir de
iskemle vard topu topu. Yataa kmak iin iskemleyi
biraz ekmek gerekiyordu. Yataa uzanmad. Oturup de.
rin derin soluk ald. Masann st doluydu: kitaplar,
amarlar, oyuncaklar. Bir de kk el aynas vard.
Bakt, dkkann aynasnda grd yz grd gene.
Arkasn evirip masaya brakt. Karsnn masann s
tnde duran eyalarn kantrmad. Tablann iinde kr
mz benekli bir lastik top duruyordu. Masaya da sin
miti karsnn kokusu.
Tam oturmutu ki, kapc kadn byk bir ie sttkahveyle iki koca dilim beyaz ekmek getirdi. Yalnz ka
lnca hepsini bitirdi. Hemen sonra, alt kattaki kirac ka
dm kapy vurdu. O da kahve, tereya, ekmek, sosis,
bir de, dkkann nnde grd gibi, kocaman, kr
mz bir elna getirdi. Tepsiyi masaya brakt. Gzleri
nemliydi kadnn, bir iki dakika sonra kp gitti. B. yal
nz kalnca bunlar da yiyip bitirdi hemen. Saatini kurmay gene unutmutu, pencerenin nnde ne kadar oturduunu bilmiyordu. Pencereden arka bahe grnyordu: kimsecikler yoktu. Aacn yapraklarnn ular ak

MACAR H!KAYELER ANTOLOJS


t,

hafiften

na

alq~am gnei vurmutu.

sallanyorlard

yelde.

Odann

97

ak duvarlan

Kansnn kokusunu o kadar iine ekmiti ki, duymuyordu artk. Bahe kapsnn nnden yola bakyor
du. Az sonra, kars drt be olan ocuuyla keyi
dnd. Kapnn nne gelince ayaklan birbirine dolat,
bir an durdu, sonra B. 'ye kotu. B. de farknda olmadan komaya balamt. Birbirlerine yaklatklar zaman, kadn duraklad, inanamyordu sanki, sonra gene
kotu. stndeki uzun kollu, gri kaza tanmt B.,
hapse girmesinden az nce almt bunu karsna. Kars
ei bulunmaz bir et-hava ka:rmyd, duyulmadk, bilinmedik bir ey gibiydi; esizdi. Yedi yl boyunca ona
besledii duygularn da ok stndeydi.
Birbirlerinin kollanndan ayrldklan zaman, B. bah
enin parmaklna yasland. Kansnn arkasnda, biraz
tede, drt be olan duruyordu, akn ve rahatsz gibiydi yzleri. Alt yedi yalannda gsteriyorlard. B. birer birer szd onlar. "Benimki hangisi?" dedi. Kadn
alamaya balad. "Yukar kalm," dedi. B. elini karsnn omuzuna koydu. "Alama," dedi. Kadn, hkra
hkra: "Yukar kalm," diye tekrarlad. "Alama:, ..
dedi B. "Benimki hangisi?" Kadn bahe kapsn aarak iki leyHl.n arasndan eve kotu. Girite grnmez
oldu. Ayrldklan gnk kadar ince ve zarifti. Kzken,
bir inekten korkmutu da lsz admlarla kamaya
balamt. Gene yle kouyordu. B., oturduklar katn
kapsnda ardndan yetitii zaman yatlmt. Gri kazann altnda ocuksu gsleri inip inip kalkyordu.
Alamyordu artk, ama kirpikleri slakt. "Hayatm, canm," diye fsldad. "Girelim," dedi B. "Bu katta
bakalan da var." "Biliyorum," dedi B., "girelim
hadi." - "eri girdin mi hi?" - "Girdim," dedi B.

F. T

98
"Olum

MACAR HKAYELERt ANTOLOJS

hangisi?" erde kadn ban B. 'nin dizlerine


alamaya balad. Ak kahverengi salannn
arasnda ak teller pnldyordu. "Sevgilim, hep bekledim
seni, sevgilim." B. onun ban okad. "ok mu zor
oldu?" ~ "Sevgilim," diye fsldad kadn. B., onun salarn okayarak: "ok mu yalanmm ?' dedi. Kadn
dizlerine skca sanlarak kendine ekti kocasn. "Tpk
gittiin gibisin bence," dedi. "ok yalanm mym ?"
diye sordu B. Kadn: "Seni her zaman seveceim; lnceye kadar," diye fsldad. "Seviyor musun beni?" diye
sordu B. Srt titriyordu kadnn, gene hkryordu. B.
elini onun bandan ekti. "Bana alabilecek misin? Yeniden alabilecek misin?" dedi. - "Baka kimseyi sevmedim. Ben seni seviyorum," dedi kadn. "Bekledin mi
beni?" - "Hep seninleydim," dedi kadn. "Seni dn
roediim gn olmad. Geleceini biliyordum. Gelmesen
de yalnz lrdm. Olun tpk sen." - "Beni seviyor
musun?" diye sordu B. "Baka hi kimseyi sevrnedim
ki. Ne kadar deiirsen dei, gene severim seni."- "Deitim, yalandm," dedi B. Kadn alyordu, B.'nin ayan kucaklad. B. onun salarn okuyordu gene. "Gene ocuumuz olabilir mi?" diye sordu kadn. "Belki,
beni seversen ... " dedi B. "Ne olur, kalk artk.''
Kadn kalkt. "Gidip araym m?" diye sordu.
"Yok, dur imdilik. O bana yabanc daha. Biraz daha ka
laym seninle. Bahede mi kald?" "Aaya inip syleyeyim de beklesin," dedi kadn. Dndnde, B. arkasn dnm, pencereden danya bakyordu. Srt dard, kamburlamt. Dnmedi. Kadn bir an kapda durdu. "Babasna iek toplamasn syledim," dedi heyecanla. "Leyla.klar ok gzel at. Babasna bir demet
yapacak.'' B. gene: "Bana alabilecek misin?" diye sordu. "Baka hi kimseyi sevrnedim ki," dedi kadn. "Gece gndz seninleylim. Her gn seni anlatrdm oluna.''
koyarak

!L.<\CAR HKA.YELERt ANTOLOJS

99

B. dnd, kadn kucaklad, yakndan bakt yzne. Pencereden giren solgun gn nda onun da yalanm
olduunu grd. Azck rahatlad, ama yedi yl poyunca
her gn gzlerinin nne gelen yzden de gzeldi bu
yz. Gzleri yumuk, az aralkl, soluu B.'nin yanaklarna deiyordu. Uzun kirpikleri nemli gzlerinin altndaki soluk teni rtyordu. Gzlerini pyordu B. sonra usulca geriye ekildi. "Olumuzu da sev," dedi, hala
yumuktu gzleri. "Evet," dedi B. "Tanyacam, seveceim." "Senin olun o." - "Senin de," dedi B. Boynuna sarld kadn. "Seni ykayaym," dedi "yi.''
Soyundu, yataa uzand. Kars bir kapta scak su,
sabun, iki de havlu getirdi Havlularn birini suya batrp sabunlad. Batan aa sildi kocasnn bedenini.
Suyu iki kere deitirdi B.'nin elleri hil.la kaslm gibiydi, ama yzne bir rahatlk gelmiti. "Bana ala
biliyor musun?" diye sordu. "Sevgilim," dedi kadn. "Benimle mi yatacaksn bu gece?" - "Elbette," dedi kadm. "ocuk nerede yatacak ?" - "Ona bir yer yata
yaparm. Uykusu ok derindir," dedi kadn. "Btn gece kalacak msn yanmda?" - "Elbette," dedi kadn,
"her gece, lnceye kadar.''
(eviren: Glin YOCEL)

Bela
lll es
(1895-

),

niversite gTenimi srasnda Budapete'nin liberal bapolitik ve sosyolojik denemeler yaynlamaya bala
d. llk dnya savann bandan sonuna kadar askerdi. 19Hl
buhranl yllannda sosyalist oldu. uralar Cumhuriyeti s
rasnda ynetirnde grev ald. Devrim hareketinin yenilgiye ugTamasndan sonra Viyana'ya yerleti. Bu srada kitaplannn ogu Rus ve Ukrayna dillerinde yaynland:
Tisza
Yamyor, Karpatlar Rapsodisi. ldpetarlar, Btn Yollar Moskova'ya kar.
kinci Dnya Savana Sovyet subay olarak katld, o
yllarda Rusya'da Macarca yaynlanan UJ Szo dergisini ynett. Devrimden sonra dnsel alanda nemli etkisi oldu.
Macarcada ancak 1945'ten sonra baslan kitaplan arasnda: Sia:Jlarla Yiitlerden Sz Ediyonm. enlik Tiya.troa
Sava {roman}, Otuz Alt Yl (hikAyeler), Fkralar Kitabi
(anlar) en nemlileridir.
ennda

IDZIKACI RNGABALIGI SOKAGINDAN


BR YK

1
Jrgensen ustann evi Mzkac Ringabal sokan
Susam Korsan meyhanesinin arkasndayd. Evin
numarasn tayan plaka -eer Jrgensen ustann fiz-..
tnalarla brpalanm evinin hi numaras oldu ise- oktan ortadan yokolmutu. Zaten btn nahalle, bu evin
sve sava zamannda yaplm olduunu bilirdi ki bu,
tarih bakmndan kesinlikten yoksun bir bilgiydi, nk svelilerle Danimarkallar yzylardan beri birbirlerini ldregelmilerdi. Evin yapmnda kullanlm olan
kocaman moloz talan zamana meydan okuyordu, fakat
renkleri gittike kararmaktayd: kuruniyken, esmerle
miti ve bu koyu esrnerde bile gittike artan siyammtrak lekeler belirmekteydi. Fakat asl ciddi olan nokta, yapnn, ar ar olmakla beraber, kmesiydi. Sokaa bakan pencerelerinin kntlan imdiden kocaman
yamn yumru talarla deli kaldnmn dzeyine inmi
bulunuyordu; eie gelince, o, yerden epeyce daha alda,

aktayd.

Jrgensen usta, tek hacakl kundura onancs, pek


saylmazd. Fakat siyah salann zaman, daha koyulatrmam, yava yava amt. Sol baca bir Prnsyal askeri cerrah tarafndan -altmdrt savann son
gen

Sz konusu olan, 1864'te IX. Christian hkmdarl zaSchlcswig ve Holstein dlikalklarnm


1863 anayasruma bakaldrmalan zerine, Prusya ve Avusturya
n. at~maya srkleyen savatr.
mannda, Danimarka'y,

102

MACAR HKAYELERt ANTOLO.TS

gunu- sapasalam bir adam olan Jrgensen onbarun


dizine siHl.hrn birinin bir kurun isabet ettirmesi zerine, kesilmiti. Sava sona erip de Jrgensen, Prusya
esaretinden topallaya topallaya dnnce, kendisine bakr bir madalyayla bir tahta bacak verildi ve kral tarafndan silah altna arldnda, brakt mesleine
yeniden balad. Prusya sava sayesinde, bylelikle, Jrgensen usta, bir hacaktan yana yoksullam, ama btn bir yaamn deneyimiyle zenginlemi oluyordu; bunun iin, neredeyse otuz be yldan beri, miiterilerine,
komulanna, dost ve raklanna, her zaman yeni, kendi tarafndan altmdrt savanda yaanm ykler sunar.
Jrgensen usta, tab ki mkemmel bir asker ve
hi kukusuz ok iyi bir anlatcyd; fakat kundurac
olarak beenilecek taraf pek yoktu. Hi kimse 0na bir
ift yeni kundura smarlamyordu; buna karlk, btn mahalle, onu yamac veya peneci olarak hibir
kunduracya deimiyordu, nk Jrgensen usta, bu tr
ilerden ok iyi anlard. Mesleki yeteneinden ok, m
teri tutmas, geerli sebep bulunan hallerde, veresiye
yama vurmasndan ve pene yapmasndan ileri geliyordu. Bu koullar altnda, Jrgensen usta, bir trl zengin olamyordu. Hatta bir kalfa tutma olana bile yoktu. raklara gelince, onlardan devaml olarak drt
tane bulunurdu. Onun emri altnda, yalnz yama yapmak ve pene vurmak sanatnda ilerlemekle kalmaz,
ayn zamanda krala sayg gstermeyi, askerlik mesleine, niforma ve silah tayan herkese hayranlk duymay da renirlerdi. Jrgensen ustann raklar dnyada en byk mutluluun, Jrgensen ustann her pazar raklann byk bir tantanayla Tannnn evine gtiirlirken giydii o azck ypranm ve kUkulu bir pa-

MACAR I:tl:KA.YELERt ANTOLOJ:tst


nltdaki

103

siyah ceket zerine bakr bir madalya takmakolduunu da renirlerdi.


Jrgensen ustann kans, kocasnn esaretten dnnden ksa bir sre sonra, kzl sal N orvelinin biriyle, bir istiridyeciyle kamt. Kocas bir daha ondan hi haber almamt. Bylece, aslnda kansnn olan
odal ev de Jrgensen ustaya kalm oluyordu. Sokaa bakan oda, iyeri haline getirilmiti; patron, dipteki odada yatp kalkyor, yukanki oda ise raklara
veriliyordu. raklar, Jrgensen'den btn bildiklerini
renir renmez, ustalanndan, mnasibiyle izin alp aynlyorlar ve usta da bu ayniiann herbirini frsat bilerek yerde yuvadanana dek kafay ekip sarho oluyordu, -halbuki Susam Korsan meyhanesinin hi de
devaml mterisi deildi-. raklk yllan sresince, bu
haylazlar paray ancak lafyla tanrlard, ama veda yemeinden nce, Jrgensen usta, artk kendi kanatlanyle uacak olan raa zerinde kraln resmi bulunan,
gm bir iki kuronluk armaan etmekten hibir zaman geri durmazd.
raklann ou, kundurac ban orada brakr
lard; kimi tayfa olur, kimi istiridye satcl yapard;
.berber veya domuz oban olmak iin gidip kyde yerleenleri bile bulunuyordu. Fakat Jrgensen ustann
rencileri arasnda bir tanesi de vard ki, pene vurmak
ve onanm sanatn rendikten sonra, gidip duvarc olarak almt. Fakat, duvarc olan bu kundurac ylesine heyecanl bir yaradla sahipti ki, tula yerletir
mekle asla yetinmedi ve alt didindi, sonunda, bir akam okulu sayesinde, bir retmen diplomas edindi. Bundan sonra da retmen deil, gazeteci oldu. Hatta Miz
kac Ringabal soka mahallesinde ve Taze lstiridye
sokanda, gidip uzak lkelerde dolat ve dnnden
tan ibaret

104
beri de
du.

MACAR l:IKA.YELERt ANTOLOJS


kpkrm.z boyunbalar takt

bile

anlatlyor

Yzyln ilk ylnda, Jrgensen usta, bir gzn yitirince, raklan zerinde kraln resmi bulunan paray
beklemediler. Tek bacakl, salar, fokbal byklan ve
dimdik sakal artk kar gibi aarm kahraman orada brakverdiler. Jrgensen'in iyeri gittike daha sessizleti. raklanndan sonra, kaybolma sras mteri
lerine gelmiti, hele Jrgensen ustann geimin gln ne serip veresiye yapmay gittike reddeder oluundanberi. Sava ykleri artk ancak, topaHayarak
soka geip veresiye iebildii -geici ve snrl bir veresiye- Susam Korsan'a gittii zamanlar dinleyici buluyordu. Jrgensen usta, bu areye gittike daha sk
bavurur olmutu, meyhane sahibi de gittike daha ask
bir suratla, tahtadaki iiimi veresiye ikiler izgilerini
oaltr olmutu.

Fakat Susam Korsan'n geni kalal ve ta yrekli kadn patronu, Jrgensen ustaya bundan sonra her
trl veresiyeyi kaldrdn bildirince ve artk yolunu
anp da iyerine hibir mteri sipari vermek iin
uramaz olunca, kunduracnn bana beklenmedik bir
talihkuu kondu. Gerekten, yama yapma ve pene vurma ileri yeniden canland ve meyhanedeki veresiye hesab yeniden ald. Aylardanberi bo olan yukanki odaya, kirasn dzenli olarak deyen bir kirac yerlemi
tL Bu, Mzkac Ringabal sokana dnen retmen
Martin, u son zamanlarda sadece meyhanelerde ve i
yerlerinde deil, sylentilere baklrsa yemein ttslenmi ringabalyla deil de taze istiridyeyle balad
evlerde bile bunca sz edilen, Jrgensen ustann o

1\LA.CAR HKA. YELERt ANTOLOJS


rencisiydL

105

Jrgensen usta, kendi kendine "Tabii, katiller de kendilerinden ok sz ettirdiler, diyordu, banka
soygunculan da. Martin'de de aksayan bir yan var pek!la, stelik gazeteler alt hafta hapis yattn da yazmlar. Fakat kraln niformasm giymi insanlar bile
tkezleyebilirler... O halde ordnda yedee bile alnma
m bir adamdan ne beklenebilir ki ... "
Martin, kunduracya bir sabah erkenden, habersiz
kagelmiti. Krmz boyunba filan yoktu; kuruni bir
kostm, ayn renk bir apka, siyah kundura ve siyah
orap giymi, koyu renk bir boyunba takmt. Jrgensen ile abucak anlat ve akam zeri -aylardanberi bo duran oday ky-bucak temizledikten sonraolduka az olan ve giyimle amardan ok kitaptan ibaret bulunan eyasn getirdL
Her sabah Martin iyerinde bir iki saat geiriyordu. Haber duyulunca, sadece Mzkac Ringabal soka mahallesinden deil, kentten de mteriler, sipari
vermek zere akn akn gelmeye baladlar. Hatta Jrgensen ustaya bir ift balo iskarpini yaptrmaya kalkacak kadar lgn bir kadn bile kt ilerinden. Martin, onu bu dncesiz davranndan vazgeirmek iin
biitn konuma sanatn kullanmak zorunda kald. Fakat yama ve pene ii getirenleri, Jrgensen ustann eski rencisi pek gleryzle karlyordu. Mterilerin i
bitineeye kadar orada beklemelerinden holanyar ve elleri hzla ilerken Martin, mliterilerle konuuyordu. OnIan, sorgu yargcym gibi sorguya ekiyor ve onlar
da buz gibi bir iyerinde, ayaklan orapla veya Rus
~osetleriyle yaln deilmi de, iyi stlm, dumanl bir
neyhanede, iki bardak sve punu zerine konuu-

MACAR HKA.YELERt ANTOLOJS

106

yormuasna

rahat, yrekten cevaplar veriyorlard.


on'una doru, Martin yeil nltin
kartyor, ellerini ykyor ve ekip gidiyordu. Sendikalar tarafndan yaynlanan yeni moda bir gazetede a.lmaktaydL Jrgensen usta, bu almann Martin'e pek
kazan getirmediini anlamakta gecikmedi ve gen adam "kat ziyan etmekten"
vazgemesi ve kendisiyle
ortak olmas iin zorlamakta bunu bahane etti. "Greceksin Martin, burada hayatn daha iyi kazanrsn. Bu,
ok daha emin .bir meslektir, insaniann ayaklan olduka ve kunduralar anmaz bir ekilde yaplmadk
a her zaman ihtiya duyulacak ve her zaman ihtiya
duyulmu bir meslektir." Fakat Martin, bu yerinde t~
leri hi dinlemiyordu.
Her sabah iyerine inmezdi. Bazen, afaktan l~
ye kadar odasnda aralksz alt da oluyordu. Pene vuracak yerde, yaz yazyordu. Bazen eski evin, bir
zamanlar imdi frtnalara ak dama bir kfl renk
vermi bulunan bakr kiremitlerle rtl damna k
yordu. Martin damn zerine hareketsiz oturmu, saatler geiriyordu. Liman, uzaktan gelen gemileri, uzak
lkelere doru yola kan gemileri seyrediyordu. Ak
larda dolaan balk gemilerini seyrediyor ve bakla
n, uzaklara, ak havada, titreen ve soluk yeil at;..
mosfer iinde Jrgensen ustann eski evinin dam ka-dar yeil grnen sve kysnn hayal meyal seildii yerlere taklp kalyordu.
Saat

sabahn

2
Mzkac Ringabal,

lesi hi

bylesini hi

bandan gemeiilti!

gnnemiti,

by-

MACAR HKA. YELER ANTOLOJS

Sabah erkenden,

107

kral muhafzanndan

bir subay,
olarak, darack
sokan eskimi talann batan aa atla geti. nnde, parlak algsn ttrmeden elinde tutan, atl bir borazanc ilediyordu: nk kral muhafz subaylannn bir
borazancya haklan vardr, ama borazan sesine deil, o
salt Hametmeaba zg bir imtiyazdr. Subayn ardndan,
gene krmz muhafz niformas giymi, ama ceketinin
eritleri altn deil de gm olan, bir . yaver gelmekteydi. Subayn bir emriyle yaver attan indi. Az bir
kan ak, bu mucizeyi hayran hayran seyreden istakoz satcs ihtiyar Hansen anaya seslenerek, Jrgensen'in evinin hangisi olduunu sordu: Hansen ana saygyla
karlk verdi:
- Susam Korsan'n karsndakidir!
Bu bilgi, gm eritli askerin Jrgensen'in evini
altn

eritli

krmz

bir ceket

giymi

bulmasn salad.

Subay da attan indi. Evi gorunce biraz can sklr.


gibi oldu. Fakat, asker olduundan, kendine hakim olmasn bildi. Atnn dizginini yaverine frlatarak borazlU).cya, gidip kapya vurmasn emretti.
Borazanc, Jrgensen'in evinin, -bilindii gibi- dkkfna giren tek kapsna birka gcl yumruk indirdi.
eriden, girmeye an olarak, dosta bir ses:
- Buyur! diye seslendi.
Borazanc kapy at. Kanadna ilitirilml eski n
grak, kapnn aldn haber verdi.
Muhafz subay girdi.
yerinde adam oturmutu: Jrgensen usta, Martin ve yeni gelenin ieri girmesiyle, ilgi ekici servenlerinin anlatmn kesip bir sra~ta ayaa kalkan,

MACAR HKA. YELER ANTOLOJS

108
yalnayak

bir satc. Jrgensen usta da kalkt, askerl


gemeye abalad ve bann ak olmasna ok
can skld, nk bu, kurallara uygun ekilde selam
vermesini engelliyordu. Martin, yerinden kalkmad, fakat
elindeki ii brakt.
yerinde birka anlk bir sessizlik oldu. Jrgensen
usta subayn pnl pnl cilal izmelerini hayranlkla sey~
rediyor, Martin bu davetsiz konuun yzne bakyor ve
subay, biraz skntyla evresini inceliyordu. Fakat bu
kez de skntsna hakim olmay bildi.
- Bana bir grev veren Hametmeab kraln emriyle geliyorum.
Sessizlik.
- Gazeteci Bay Martin Andersen Nex'y anyorun. Onu nerede bulahilirim?
Martin ayaa kalkt.
-Ben'im.
Ellerini yeil nlne sildi ve sa elini subaya
uzatt. Subay aznn iinden:
- Hollstein baronu, muhafz yzbas... diye kekeledi.
Martin:
- Buyurun, oturun yzbam, diyerek .satcnn kalkt ayakl tabureyi nlyle sildi.
Baron bir ba iaretiyle teekkr ettiyse de, oturdurua

mad.

beni, size, sizinle tanmaktan mem


sylemekle grevlendirdi baym.
Martin birka anlk susutan sonra karlk verdi:
- Hametmeabn emrindeyim. Lutfen Hametmeaba
syler misiniz, bay baron, beni her sabah, saat on'a
-

nun

Hametmeap

kalacan

MACAR HKAYELER ANTOLO.Jtst

lW

kadar burada, Jrgensen ustann iyerinde, sabahn onbirinden leden sonra ikiye kadar Yap iisi gazetesinin yaz ilerinde, ve akam da saat yediden dokuza
kadar Sendikalar Kurulu yazhanesinde bulabilir. Ha
metmeap hangisine gelirse gelsin, derhal kendisinin emrinde olurum.
Muhafz yzbas hareketsiz kald.
Trah surat
kemikli ve sertti, ancak bak aknln ele veriyordu. Kusursuz biilni kpkrmz niformas uzun ve inceoik bedenini smsk sarmt. Martin ayaktayd, bacaklarn am, sol elini kalasna
dayamt.
Geni
omuzlu iri gvdesi, hemen hemen tamam, biraz yamal, yeil muamba kundurac nlyle rtlyd. Ayak
satcs eski kunduralarn yl olduu bir keye bU~
zUlmt. Jrgensen usta dimdik hazrol durmaya gayret ediyor, fakat bunu hi beceremiyordu, nk tahta
haca tekinden azck ksayd.
Subay ile Martin birka saniye, porselenden yapl
m kpekler gibi hareketsiz, birbirlerine baktlar. Baronun aknl gemiti bile. Delici bak tehdit dolu
bir ifadeye brnyordu. Fakat Martin'in kocaman, kurtuni gzleri baronu, dosta glmseyerek szmekteydi.
Sonunda yzba, hafife kslm bir sesle:
- Teekkrler baym, dedi ve selamlamakszn arkasn dnd.
Martin:
- Bir ey deil bay baron, cevabn verdi.
Kapnn kanadna ilitirilmi ngrak, ziyaretinin
gidiini haber vererek ald.
Mzkac Ringabal soka sakinleri, hattA uzaktak.i Istakoz sokanda oturanlar bile, aylar, hatta yl-

110

MACAR HKAYELER ANTOLOJS

lar boyunca kral muhafzlanndan bir yzbann, bir


baron veya prensin, bir gn mahallelerine yapt bu
ziyaretten sz ettiler -belki h.Ia da ediyorlardr-. Bu
da Hametmeabn yoksullan ne kadar sevdiinin kan
tdr. Bununla beraber... "Bu pekala baka ey demek
de olabilir," diye fikir yrtenler de vard.
Aylar boyu, ayak satcs meyhanelerde yzbayla
Martin'in karlamasn anlatarak ok iyi i yapt.
Jrgensen ustaya gelince, o, neye uradn hi bilmiyordu, nk mrnde hi bylesine bir ruh hali dalgalanmas geirmemiti. Muhafz subayn grnce mutluluk ve gurur duymmtu. Martin'in szleri onu utanca
ve korkuya salmt. Bu saygsz cevaba misilierne olarak evinin dam zerlerine kseydi hi amayacaktL
Bir de subayn gidiinden sonra, gsnn birdenbire,
beklenmedik bir ekilde bir eit gururla itiini hissetmiti. Neye gururlandn bilmiyor, ama gurur duyuyordu. Ve sonunda, bir kahkahaya tutuldu, yle bir
kahkaha ki, gznden bembeyaz fok byklanna ve ak
sakalna yalar yuvarlanyordu.

Martin dama kt ve liman, yeni gemi antiyele


krmz ve zarif, yksek bacalann, aklarda dolaan balk kayklann ve gne nlan altnda yeilimtrak grnen uzak sve kylann seyretti. Vikinglerin, bundan uzun, uzun yzyllar nce, incecik gemileriyle uzak denizlere, bilinen dnyann fethine ve o
zamana kadar bilinmeyen topraklann
kefedilmesine
doru yelken atklan o darack deniz kolunu seyrediyordu.
rinin

(eviren: Niha.l NOL)

Ar on
Tamasi
(1897-

)_

Transilvanya'da Farkaslaka'da

do-du.

Yoksul kyllersUrldti. Sava


sona erince hukuku bitirdi, sonra yksek ticaret okudu. Fakat bir edebiyat yarmasnda Ilk yazsnn birinci dl
kazanmas hayatnn seyrini de-itirdi. HikAyeler yazd, ancak geindirmeye yetmiyordu adam bu hikayeler. KendinG
bir kar yol arayarak Amerika'ya gitti. Birok baya- ilerde altL Bir ttirlU tutunamad, mutlulu-u bulamad.
1925'te Ruhun U!;l1138 adl eserinin yaynlanmas ile tekrar Macaristan'a dnd. O zamandan beri geimini edebiyatla aa~lad, n gitgide byd. Asl de~eri hikAyededir.
Balca hikllye kitaplar: Dnya ve Ay, Val.i Cennet.
Romanlar: Buzkran Mathya.s, Abel, Beik ve Bayh""U, UIDsa Ayna.

di ailesi. Daha 18

yandayken ktas savaa

DLBER

ANNA DOMOKOS

Tam drt yl, drt feci yl, dnyann kann araDrdnc yl sona erer ve sonbahar kendini gsterirken patiska yatana yatt dilher Anna Domokos. Duasn etti ve hemen uyudu. O zaman tertemiz
bir d grd ve bu dnde de kocaman bir kara ku.
Evinin zerine, evinin sa kanadna kondu kocaman ka
ra ku.
- Nereden gelirsin, ey gzel kara ku?
-Uzak bir lkeden gelirim, Dilher Anna Domokos.
- Ne haber getirirsin oradan, kocaman kara ku?
- Vatannn lm haberini, bir de gen askerlerin
lksz aktt.

dnn.

- Aman, vatannn lmnden bana ne! Sen sevgimden sz et bana, onu, onu grdn m kocaman ka~
ra ku?
Gece kuu, silkindi ve Anna Domokos'a yalnz unlan sy !edi.
- Rengime bir baksana, Dilher Anna Domokos.
- Baktm, gryorum, gzel kara ku.
O zaman ku havaland ve akmaya koyuldu:
- Genleri, insanlar ldrsn diye gtrdmde
rengim kar gibi beyazd. ama dnyann byk yas beni kapkara etti, ..
te Dilher Anna Domokos'un dnde grdkleri
bu oldu.
Ertesi sabah afak skerken su ekmek iin kuyu-.

MACAR HKAYELER ANTOLOJS

113

ya gitti. Bir rpda dopdolu yedi kova ekti, iek1i tek


neye boaltt. Sonra entarisini kard Dilher Anna Do
mokos, ve ark syleyerek o gzel pembe yliznli y
kad. Sonra gslerinin iki meyvasn da ykad, kar
gibi beyaz, gzel vcudUnU de tepeden trnaa ykad.
- Nereye gitmeye hazrlanyorsun, syle bana, sevgili kzm?
- Sevince hazrlanyorum tatl ve sevgili anacm.
- Sevin mi, ama hangi sevin, ey benim biricik
kzm?

- Btn genlerimiz o byk savatan dnyorlar


ve aralannda mutlaka benim sevgilim de vardr.
Gzellii iinde, kuruland ve beyaz ketenden bir
gmlek giydi. Kalalanna krmz bir eteklik, jki ayana da yumuack potinler geirdi. Yznde, Gne'in
btn parlts, yreinin derinlerinde, Ay'm btn a
k. Uzun san saanna zarif bir kordela rd ve gzel omuzlanndan aa salverdi.
- Nereye gidiyorsun, sevgili kzm?
- Kyn gidiine gidiyorum, sevgilimi beklemeye.
- Gitme kzm gitme, evde bekle daha iyi.
- Hayr, mutlaka gideceim!
Bylece kyn giriine gitti, Dilher Anna Domokos.
le duasna kadar delikaniy bekledi ve le duasn
da evine dnd. iekli bahesinde gezindi ve elleriyle
U zarif iek toplad. Salannn tellerine bu iekleri
takt ve yeniden kyn giriine yolland.
Akam duasna kadar orada delikaniy bekledi ve
akam duasnda evine dnd.
- Sevgilin nerede kald, gzel ve tatl kzm?
i'. 8

MACAR IIKAYELER ANTOLOJ1St

114

- Bana bir i gelmi, iyi kalpli sevgili anacm,


bugn gelemedi.
Yatana girdi, Dilher Anna Domokos. Ama bou
na, nk alev alev yanan yastk zerinde ak ona
rahat vermiyor, uyku ondan kayordu. Orada, geceyarsna kadar sa yanna, geceyarsndan sonra sol yanna yatt kald.

Nereye gittin sen, kocaman kara ku?


zaman, yatandan kalkt Dilher Anna Domokos.
- Ah! Bu sava keke hi gelmemi olsayd!
Yeni renkte bir eteklik giydi ve uzun saanna yeni bir kordela rd. Yzne Ay'n isteklerini, yreinin
derinlerine anlarn ateli arsn yerletirdi.
- Nereye gidiyorsun, tatl kzm?
- Kyn ucuna kadar gidiyorum, sevgilir:.i beklemeye.
- Gitme kzm, gitme. Evde bekle daha iyi.
- Hayr, mutlaka gideceim.
Ve gene gitti, ikinci gn, Dilher Anna Domokos.
le duasna kadar delikaniy bekledi ve le duasnda
evine dnd. iekli bahesinde gezindi ve dnk demctine hemen yeni iek daha balad. Sonra tekrar
kyn ucuna kadar gitti. Akam duasna kadar orada
sevgilisini bekledi, ve akam duasnda ev1ne dnd.
- Sevgilin nerede kald, gzel ve tatl kzm?
- Bana bir i gelmi olmal, iyi kalpli sevgili nnacm, bugn de gelemedi.
Yatama girdi, Dilher Anna Domokos. Fakat oraya da bouna yatrut, nk a~k onu daha da ok
-

afak skt

MACAR HKA.YELERt ANTOLOJS

115

rahatsz

ediyor, huzur verici uyku daha da uzaklara kaiki upuzun saat sol yanna ya.tt.
Bylece geceyansna kadar kvrand durdu.
Sonra kalkt, Dilher Anna Domokos. Sevgili anas
grr korkusuyla lamba filan yakmad. Yorgun kalalanna, siyah bir eteklik geirdi; ayyla aydnlana
rak uzun san saarna siyah bir kordela rd.
akaklannn zerine bir kayar yldz ilitirdi, ama
yreinin derinliine Iztraplann Meryem Ana'sn yeryordu,

letirdi.

hat!

Sessizlik iinde kalkp kapya yneldi. Fakat hey


Kap inleyerek gcrdad ve mfik anas hemen

uyand.

Gecenin karanlnda nereye kayorsun, ey ka


gelme kz?
- Ykandm suya katmak iin i toplamaya gidiyorum.
- Gitme, niyetini gizleyen gen kz, gitme.
- Kalbirn bana yle cmrediyor, hayr, mutlaka gi-

nmdan

deceim.

Yola koyuldu, Dilher Anna Domokos, ve siyahlar


evini terketti. Avluda durdu ve iki elini kavu~turarak baklann evine, evinin sa kanadna
evirdi.
- Nereye gittin, ey sen kocaman kara ku?
O zaman iekli bahesine dnd, btn giizel i
ekleri kopard, scack, gzel kollanna yd. Ayrt
altnda yola koyuluyordu ki birdenbire karmna bir
hayalet dikildi.
~ Nereye gidiyordun byle, ey gzeller gUzeli 1
- Kyn ucuna kadar, sevgilimi beklemeyc.
giymi, anasnn

MACAR HKAYELERi ANTOLOJ1St

116

Gitme, bahtsz, benim yatama gel.


ekil oradan, hayalet, ben yoluma devam ede
ceim.

Kucak dolusu ieine Dilher Anna Domokos, alev


alev yanan yzn gmd ve yeniden yola koyuldu.
Yumuack potinleriyle ancak iki adm atmt ki hayalet gene karsna dikildi.
- Sana dediimi yap, ey gzeller gzeli.
- ekil oradan, hayalet, yoksa seni sevgilime ldrtriim.
- Beni herhalde ona ldrtemezsin, nk o yeri
ni buldu bile.
Anna Domokos'un gzlerinde bir imek akt.
- Sen kimsin yleyse, hayalet?
- Ben kahramanlar kahramanym, nk ben Sava Meleiyim.

ak

- Her eye kadir Tann seni cezalandrsn.


Dilher Anna Domokos, cesaretle byle konutu ve
sancan da tayarak onu kyn giriinde dalga-

Iandrd.

Gel bana, gel bana ey biricik akm! Ve madem


ldrdn, gel beni rahatsz eden
dUmanlan da ldr; gn boyunca benim celladm olanlan da, gece boyunca beni kirleten ve kalbimi kranlan
da ldr. Bana o hzl kouunla gel, ey genliimin
gnei, ikimiz birlikte, kye aldm etmeden parlayalm.
Yolun bir kysndan tekine, telll admlanyla gi
dlp geliyordu. Kollannda gzelim iek demetini sall
yor ve bylelikle heyecan iindeki yreini styordu.
- Ah Tannm, ah Tannm, afakla birlikte sevgili
ltn getir bana.
-

ki

vatann dmanlann

MACAR HKAYELERI ANTOLOJS

117

afak sker, gkyz kzanrken Dilber Anna Do


mokos Dou'ya dnd.
- Ah Tannm, ah Tannm, sevgili A.m Gne Ue
birlikte gelsin.
Gne ykseldi ve ha.la sevgilisi ona ulamad.
Fakat anas geldi, ona st getirdi ve tatllkla dedi
ki:
- Dn, sevgili kzm, herkes sana bakyor.
- Ancak sevgilimle beraber dnerim, tatl anac

m.

yleyse hi olmazsa u nefis, zl st i.


Ak bedenimin ona hi ihtiyac yok, anncm.
le anlan alnrken, mfik anas gene geldi ve
onunla gene konutu:
Dn eve, sevgili kzm, herkes senden sz edi
yor.
Ancak sevgilimie birlikte dnerim, tatl anac
-

~m.

yleyse hi olmazsa u yemei ye.


Ak bedenimin ona hi ihtiyac yok, anacm.
O zaman, akam duasnda anas bu kez onu zorla
gtrmeye geldi.
- Eve dn, ey utanmaz kz, nk herkes diliyle
seni paralyor!
- Ancak sevgilirole birlikte dnerim, tatl anac
-

m.

- Hi olmazsa bir
kalsm!
- Ak bedenimin
yac yoktur, anacm.

eyler

ye, Tann senden

dnyann

hibir

honut

yemeine

lhtt

MACAR HKAYELER ANTOLOJS

118

Gne u

lmili dnyaya veda etti, ve anne de

zyla vedalab.

Seni bir daha hi kollarma almayaca~m ve ana


seni reddedeceim! Vcudunu bir daha hi
grmeyeyim, adn bir daha hi duymayaym!
Yrei paralanan gzel gen kz, Uzerine Ianetierin
yadn iitince, ban ieklerinin arasna gmd ve
ac ac alarken, yksek sesle hkrd:
- Heyhat, Tanrm, heyhat! te anadan da yoksun
-

yreimde

kaldm!

ki aya, durmadan yrmekten bitkin dt, iki


gzne, ac gzyalar dkmekten, koyu bir perde indi.
Yolun kys onu ard ve kendini brakverdi, oraca
yld; orada, derin karanlklar iinde uzun uzun ala
d.
.
- Ah yas dolu yreim, ah genliim! Ah gs
mUn iekleri, ah gelecek gnlerim! Ah btn mrm,
ah btn umutlarm!
Karanlk gkyznn altndan, tkezleyerek kocaman, kederli Ay, ykseldi ve yksek daa ularken
Anna Domokos'un yanna geldi; sevgilisinin yerine onu
yle teselli etti:
- Bouna alama, Dilher Anna Domokos. Baka
larnn da hayat yasa bouldu, bakalar da sevgili
aklarn yitirdiler.
-,-- Fakat benim bir, yalnz tek ve biricik hayatm
vard! Fakat benim bir, yalz tek ve biricik sevgiJim
vard!

O zaman, mllfik Ay onun zerine eildi:


- Uyu, uyu, Dilher Anna Domokos.
Bylece geceyarsna kadar inledi. O zaman, nere

MACAR HKAYELER ANTOLOJS

den

119

kt

bilinmez, kocaman, Itapkara bir yas gl, ona


indi ve yas glnn zerinde de ite kara ku
birdenbire beliriverdl
- Dur, dur, kocaman kara ku! Niin yalan syledb bana?
- Ben sana hi yalan sylemedim, Dilher Anna
Domokos, ama yreini yasla doldurmak istememitim.
- Hayatm bile terketti beni, anam beni reddetti,
doru

ardmdan alama sakn!

- Kendi kendili unutma, Dilher Anna Domokos.


- Ben daha imdiden bu hayatta l&netlenmiim;
isterlerse beni cehennemin byk ateh.e afsinlar, vz
gelir! Fakat syle bana, yalvarrm, sevgilim nerede?
O zaman Anna Domokos'a, yas renkli ku_ u itirafta bulundu:
- An yabanc lkede yatyor, yabanc iilkenin
kutsal topra~i.nda.
Dilher Anna Domokos, gkyzne u l savur
du:
- Tm evren bamzn Uzerine yklsn!
Ve kara glden, yi.i.ksck, dev gibi bir dalga k
verdi, yldzl gkte gkgrlts homurdand. Dilher
Anna Domokos'un gsnde, o renk renk iek demeti
kapkara kesildi ve knk gnlnden byk lanet, blr
lk olarak ykseldi.
- Dinle, ey Tan n, dinle benim son szlerimi; son
szmde, ztrabma kulak ver. Kulan yreimin h
knklarn ve ak kannn aldaynn sesini bilsin.
Onlan ebedi llimle cezalandr, sava balatanlan, onlan cehennem azaplanyla cezalandr, halklan ayakland
ranlan. Onlarn akln. al, topraunzda sava_ ekip bi-

MAC_:AR HKA YELERi ANTOLOJS

120

enleri, onlann yreine indir, aklan birbirinden ko


alanlan.
Kocaman yas kuu iki kanadn rpt.
~ Savur lanetlerini, Dilher Anna Domokos!
Zincirinden boanmasna, gen kz, birdenbire i
eklerini kocaman yas glUne atverdi.
- Gkyznn kocaman yldzlar, saysz yamur
damlalar olarak, toplarn azna yanz! Gkyznlin
kk yldzlar, saysz yamur damlalar olarak tfek
lerin azna ya~nz!
Dilher Anna Domoko, yolun kenarnda byle ko
nuuyordu; ieklerinin ardndan, acl lUme, o da dal
partp

d.

Ve kocaman kara ku onun yanna gitti: srtna alp


gkyzne kard. Dilher Anna Domokos Tann'nn kar
sna dikildi ve ona u szleri syledi:
- Bu meum sava kartan sensin, deil mi, Sen,
Ulu Tanr!
- Onu kartan ben deilim, karta.nlar, cehennem
melekleridir.
O zaman Dilher Anna Domokos cehenneme utu.
- Siz, cehennem melekleri, niin karttnz o ac
masz sava?

Biz

kartmadk, kartanlar,

yeryznn lanet

lenmileridir.

Bunun zerine, her gece, ayn tam kalbinin zeri


ne, ayakta dikildi ve oradan YeryzUna u gilclU hayk
r gnderdi :
- Tanr sizi cezalandrsn ve sizi Ui.netlesin, siz ey
sava kartanlar

Ve gn boyunca,

Gne'in

kalbinin zerinde ayak

MACAR HKA YELERi ANTOLOJS

121

ta dikilerek Yeryzne doru, U sonu gelmez l


savurdu:
- Tann sizi cezalandrsm ve sizi Ianetlesin, siz ey
sava kartanlar!

(eviren: Nihai NOL)

A. Endre
Gelleri
(1907 - 1945)

Budapete'de do~du, ocuklu~ Obuda'da geti. Bir sanat okulunda okudu. Boyac rakl, iportaclk, nakl!ye
illi~, memurluk gibi eitli iler grd. Bir hikaye yar
mas onun adn tantt. Yazmaya koyuldu. kinci Dnya Savanda toplama kampna gnderildi. Ar hastayken Almanya'da Mauthauvsen'e gnderildi. Kurtulutan az sonra bir
bakmevinde ld. 1959'da Byc ra adyle hikayeleri
bir kitapta topland. BUyk amarhane adl roman Fran
zcaya ve Almancaya evrilmitir.

IPLAK
Sonu yaklat artk babamn. Ne bir yerinin ard
sz etmi, ne de yorgun dtnden yaknn
t bugne dein. Dn akam birdenbire ksrmeye ba
lad .. ~'Cierlerim artk eskisi gibi deil," diye bouk bir
sesle .fsldad. Lambann altna gelip a doru baktnda kapatmak zorunda kald gzlerini. "Gzlerim de
ok zayflad stelik," diye sylendi. Yatma zaman,
"Srtm iin bir yastk verin bana, geceleyin arsna
dayanamyorum," dedi; ardndan yast alp yatak oda:.
snn. yolunu tuttu.
Akam boyunca evde konuulanlara kulak kabartmtm, Yemekte lokmalar dmlanerek geiyordu bo:
azmdan. Yzm Jambann soluk n andrrcasma
donuklamt; arm, biraz da rkm gzlerle evremi slizliyordum.
Az sonra babam, annemi odasna arp konuma
ya. balad. "Sonum artk geldi, ltarcm. Srtrnn gitgide kamburlatnn, bUtUn bildiklerimin, anlarmn
ar ar kafamdan silindiinin farkndaym."
Annem yal gzlerle yanma geldi. Bunu grnce
sofradan kalktm; hem de en lezzetli yerinde ahkoyuluyordun yemein. Hepsi bir yana, korktuumu artk gizJeyemezdim. Odaya girdiimda km, hasta bakla
nyle babam yataktayd. Ne kadar yorgun ve zayf olduu gzlerinden okunuyordu zavallnn.
ndan

MACAR HKAYELERi ANTOLOJS

124

"Gryorsun, artk benim bu dnyadaki m ta


mam, olum. Git de benim grevimi bundan byle sen
yerine getir."
Bu arada annem, babamn lm yaklat iin h
kra h;:kra alyordu.

Ben de

alayabilseydim keke,

ama nerede, tersine,


"Sz veriyorum, babacm, senin
yerine geip evi rahat rahat geindireceim," diye.
Bunun Uzerine annemin gzyalan biraz kesilir gl
bi oldu. Babam: "Bu zamanda para kazau>'\ak sandn
kadar kolay deil," dedi. "Hadi sen imdi git, yat!"
Ertesi sabah horozlar tmeden nce ayaktaydm. a
bucak giyindim. Yepyeni mitler peindeydim artk. Ba
bamn yanna gidip: "e balayabilir miyim?" diye sor
dum.
lkln uykunun verdii sersemlikle bir ey syleyemc
di, sonra gzlerini aralayp, "Git, hayat tan," diye f
sldad. Duasn yapp, beni batan aa slizdkten son
ra, "imdi gidebilirsin," deyip yanndan yollad.
Babam sabah da grebildiimden iim biraz rahat
yola koyuldum. Beni nereye yolladin biliyordum.
konumaya baladm:

imdi syleyebilirim artk.


Bugnn balamasiyle
ailenin yUkUnU srtmda tayorum, ama alnm yanyor,
bam dnyor, omuziann atrdyor sanki... Hi dur
madan abalyorum. Kim anrsa o yana kouyor, elim
deki bUtUn mallan gsteriyorum. Kazanmak iin satmadn sylyorum. "Benden aln, en iyisi bende var."
evremdeki satclar halime glUp, "Umut yok bun
da. stekle sanlnyor ie," diye syleniyorlar birbirlerine.
Akama kadar bir eyler yapmam gerek. Ne diye

MACAR HKAYELER ANTOLOJSt

125

babama sz verdim, yemin ettim onun yerini alacari


diye? .. Neyime gerekti benim byle umuda kaplmak ?:.
Ama bir kez sz vermitim artk, kouyordum onun
iin, nefesim kesilineeye dek.
"En ucuzlan, en iyileri bende. Aln. lk sat gnm
benim bugn, geri evirmeyin."
Onlar ise, "Czdanlanmz, ceplerimiz niye byle bo?
Niin byle huzursuzuz ?" diye soruyorlar.
Bunlara cevap veremem, tecrbesizim henz. Ancak
bugn gzlerim pandayan gnete ald. Ah, ne diye
ben byle aptallk ettim de babama sz verdim? Byle
sz vereceime, diyebilirdim ki: "Belki bir gn... Baka
lm ne gsterir, bilmem, ama denerim bir kez. Ama ben
ne yaptm? "Senin yerini alabilirim," diye yemin ettim."
le gnei tepemizde... Dilencilerin bile dinlenme
zamanlan geldi, ama rpnnarn bitmiyor benim.
"Aln, benden aln ... lk yemeimin paras ksn."
Alclar benimle alay ediyor, anyor, sonra geri
eviriyorlar. "Yemek zaman rahatsz etme," diye azar.
lyorlar stelik. "Hem eitlerin de ok az, ne biint
satcsn sen be?"
Satmam gerek, ama bam dnyor. Uzam salann terli yzm rtyor sk sk. zerimdeki giysiler
kirli ve buruuk. Ayakkablanm amurlanm. evreme
kar insan olduumu gsteren bu giysiler iine sn
m gibiyim imdi. Houma da gitmiyorlar deil; bundan nce giydiim yerleri anmsyorum bir ara. Ormanlarda, rmak boylannda, yahut masal kitaplann okur
ken geirdiim gnleri ... Boyunbam, yakam, sam,
ayakkablanm, ksacas hepsi uymuyorlar bu kez bana,

MACAR HKAYE LER! ANTOLOJ1St

126

benim deilmiler gibisine sanki. Gerekte ilk giysile


rimdi bunlar, dU giysilerim.
Ancak farkna vanyorum. D giysilerirole hayata
atlmm, kukulu szleri beni bundanm evremdekilerin. Yeni ceket, yeni pantolon gerekliydi imdi benim iin.
Hemen eve varmak iin komaya baladm.
"Ne diye beni daha nceden uyarmadn, babacm?
Hele anneciim, sen, sen bana bir eyler syleyebilirdin. Yahu, nasl gvendiniz benim gibi kafasza, nasl?"

byk bir sessiziilde kar


gzleri imi, soluk yzl komular
oldu ilk gztime arpan. evreme bakmadan yoluma devam ettim. nmde uzun bir leden sonra vard, daha
sat yapabilirim diye dnyordum kendi kendime. Daha eve varmadan soyunmaya balamtm bile. Sert bir
hareketle yakam, boyunbam ekip kopardm. Paltomu yola frlattm. Kendimi evden ieri atacam srada
zerimde yalnz gmleim kalmt. Onu da kartp at
tm yere.
Nefese nefese bardm: "Yeni gmlek, yeni pan
tolon verin, abuk! Eskileri ie yaramyor artk."
eride, ince, uzun mumlar yaklmt., Her ey be
yaz olmasna ramen, ar bir yas havas kokuyordu
odalar... Babam lm, annem acsndan alyor, dv
nyordu.
Tabutun yanna geldiimde, nlplak kalmtm.
Duyduum znttiden sersemlemi, "Yeni gmlek, yeni
pantolon verin. Ekmeinizi kazanabilmem iin yeniler
gerekli bana!" diye bardm.
Bizim

sokaa girdiimde

latm. Alamaktan

MACAR rlKA.YELERt ANTOLOJtst

127

"Keke

bir yenisi olsayd," diye fsldad annem.


da tek bir takm vard, onu da tabuta ko
yarken stne giydirdik. Ya sen, cenazede sen :imdi
ne giyeceksin ?"
"Giysileriyle gmlmesi gerekli mi? Hem br dn
yada onlar babamn n esine yarayacak?" diye kendimi
tutarnayp sordum.
Annem iini ekip, "Onlarn hepsi babann malyd,
onun iin babanla gmlmesi gerekti," dedi. "Sen ken
dine yeni bir tane bulup satn alrsn."
Donakalm, bakndm evreme; plaktm.
Hemen
uygun bir yere gizlendim. Tayclar tabutun kapan1
ivilerneye geliyorlard. leri bitince tabutu srtayp d
ar kardlar. O ara babam iin alnan anlarn sesi
geldi kulama. Cenazeye katlanlar tabutu izliyor, olu,
plak, pencereden onlar gzlyordu.
"Babann

(eviren:

Aydn YAAROlxLU)

Peter
Ve res
(1897.

>:

B:.lmazujvaros'ta dog-du. ocukluunda obanlk yapt.


Yoksullug-u yUznden ilkg-renimini tamamlayamad. ok kU
Uk yanda gndeliki olarak alt. Bu sralarda eline geen bir iki kitab okudu. Toplumcu kitaphrn etkisi altnda
kald. 1919 devriminde aktif rol ald. Hapse girdi, gz hapsine alnd. Yazlar t:nm iilig-i edip klar yaz yazd.
Halk yazarlar arasnda UnU geniledi. Son savan erte
sinde KylU Partisinin yneticilerinden biri oldu. imdi milletvekilidir. Verilecek Hesaplar adl kitab, yalnz kendisinin
deg-, bUtUn Macar kylUsUnn hikayesidir. Balca eserleri:
Byk Ova Kyllerl, Kylin Bir Ucundakiler, Ky Juoil,
Ladlslas, Elma. BahcesL

SUL! K!S VARGA KOOPERATF'TE


Suli Kis Varga'nn, eski Eriki iftlii dolaylannda
yeni toprak datmnn iine alnd. "Tancsics''
tarm retimi kooperatifi imdi bu kenin btn top
raklanna sahip durumda. Suli Kis Varga iki yoldan bi
rini semek zorunda kalmt: ya kooperatife girecek,
ya da topraklarn deitirecek ve o zaman da, gidip
sodal tarlalarn oraya, imdi eski zenginlerin yuvalan
d yere yerleecekti. Kendi kendine: 1 'Gidip gene San
izmeli Szabo'lara komu olmak m? diyordu. Yok yok,
asla olamaz bu."
Uzun sre kafa patatt ve yalnz kendisininkinl
deil, kansnn ve ocuklannnkini de, nk o devirde
dayanlmaz derecede huysuzlamt. Kars hep dar
da kalmay ve onu hornurdansn diye kendi bana b
rakmay ye buluyordu ama o, gene de rahat brakm
yordu:
- Sylesene Maria, ne yapaym acaba? ye olaym
ki

tarlalar

m, olmayaym m?

Ama, bu arsndan cesaret alp kans laf deir


menini aarak: "Ne bileyim ben, benim iim mi bu, hibir zaman bana danmazsn. Ne diye imdi soruyorsun?
Senin soanlann sz konusu; benim de burama kadar
gelince kendimi asacam, ite hepsi bu... Zaten, yerin
dibine batsn btn bu mesele," gibi veya buna benzer
bir eyler drlanmaya balaynca da, karsn azarlyor
du:
- Allah cezan versin senin! Her zaman budalay
F. 9

130

MACAR RKAYELERt ANTOLOJ!St

dm ya, hi deimeyeceksin. Ne diye lmden lAf aar


mn hep? Daha oraya gelmedik ki!
Sonunda, bu kararszlna bir hal aresi bulmak
zorunda kald, nk her yandan, bir karara varmaya
zorlanyordu. O vakit, gli durumda kaldka her za.
man yapt gibi ani bir karar verip kendi kendine, "Adam
sen de, yaayan grecek, beni bu ide faka hasuracak
olanlar, herhalde onlar deil," diyerek ye oldu. Eriki'nin o gzelim topraklanndan aynlmann akllca bir
i olmadn dnmt, nk bu kooperatif meselesi sonunda fiyasko verecek olursa, topraklarn zerinde bulunmak en iyisi olurdu. Yeni bir toprak datm
na gidilirdl o zaman, hepsi bu. Ben, kendi topraklann
her zaman tanrm ve zerinden yz traktr bile gemi olsa, her zaman kolaylkla snrlandrabilirim. Eski
ot tarlasnn k;esinde o koca akasya var ya, benim sol
tarlam ite tam onun hizasndadr, sa tarlam ise biraz daha teye, yz yirmi kula kadar uzaa d:er.
Bir eyden korkum yok benim, Jan Varga'y faka bastramazlar.

ok defa, btn bunlarn nasl olup biteceini d


ama hibir zaman bir sona ulaamyordu,
nk hibir ey ak seik deildi! Dnyordu ki
eer Amerikallar lkeye girecek olurlarsa, bi.itn bu
Gabricl Kis'lerin ve teki Jan Balogh'larn enesi kapatlabilir ve btn tarlalar bize kalr, dilcimizcc yeniden
payla:rz; belki daha ok bile topram olur ve komnistler de eskisi gibi, on dokuzdan sonra toprak reformuna gidildii zamanki gibi Koca-Jan olup karlar. Ancak, dncelerinin bu noktasna gelince, senyr esatari'nin de, subay bay Ladislas ve bir baka hortlak, ast~
subay bay Andre Bacso-Kelemen ile beraber geri dnecekleri aklna geliveriyor ve yrei paralanyordu. O
zaman, btn derebeylik topraklarna dokunmu olan
nyordu,

MACAR HKA YELERt ANTOLOJS

131

lann vay halineydi, nk 1919 KomUn'Unden sonra, bu


baylar zaten, hepsini astrnak istemilerdl, oysa onla
nn mallanna el bile sUrlmemiti o zaman. stelik te
ki kylerde daraalann pekala kurmulard da. Bu
kez, bUtUn topraklann, son tmseine kadar payla
tk, hattii iftliklerini bile ykarak para para alp g
trdk.
Fakat fikirleri bambaka bir yola girdii zaman
da, dnyordu ki komnistler bir gn gelip ilerinin
yrmediini, bir hi yznden fazlasyla patrd kar
tldn, ve ortada ok laf az rn olduunu grecek
ve usan getireceklerdir. O zaman kafalarna dank edecek ve diyeceklerdir ki: "Adam sen de, hadi kyller,
cannz nasl isterse yle yapn, nemli olan, topran
iyi rn vernesi ve kentlerde yaayanlara ve d l
kelere satmak iin de artmasdr." Fakat burada da dU~
n eeleri bir hilik iinde eriyip gidiyordu:
"Yanyolda kalmaz bunlar, diyordu kendi kf.ndine,
hibir engel karsnda geri ekilmezler, ilerlemek, daima
ilerlemektir onlara gereken. nceleri ancak bir tek kooperatif yesi vard, sonra oldu, imdi ise hemen hemen kyn tamam girdi kooperatife. stelik de artk
her nUne geleni almayacaklann ve kooperatife girebilenlerln kendilerini mutlu saymalan gerektiini sylyorlar. Ne pahasna olursa olsun, zenginlerin, at hrsz
lannn ve drstlkten uzak kiilerin girmesine izin
vermeyeceklermi... Tabii ki ben, zengin deilim, bana
yeni rejim toprak vermiti; at hrsz da deilim, nk
insann kendi hayvanyla evirdii birtakm ufnk iler
saylmaz. (nc kategoriden olmak ise aklnn ke
sinden bile gemiyordu.)
Bu dler ve dlineeler onu bir kmaza gtrdUnde ve yorgun dtnde, saduyusu baskn
kyor, ve kendi kendine, ergc kooperatife girmek gere-

132

MACAR HKA YELERt ANTOLOJS

keceine gre, ilemesi daha etin, srmesi ve apala


mas daha gU olan -yalnz tirUnU kaldrmas kolaydr
sodal topraklar yerine humusu ileyen bir kooperatife
girmenin ye olduunu sylUyordu! Geri nicelik d
nlecek olursa, insan ok sayda i-gn biriktirebilir,
ama para ancak incecik bir su halinde yaar, tpk de
irmen tann oluklanndan akan o gzelim un gibi.
rn, on defada bir iyi olur, msr yetitirmek daha da
gtr ve msr olmadan da zel tarla iletmesi be pa
ra etmez. Oysaki, msn parayla satn almak gerekirse,
bu, domuz yan, omleti ve domuz sucuunu, hatta pili hudunu bile pahalya mal eder, nk kiimes hayvan beslemek iin kurun deil her eyden nce tane
ister.
Bylece btn nedenler katlmaktan yana birlei
yordu. Girmek, kalmak, sonras Allah kerim. Kim bl
lir? .. Fakat d kurmay brakalm bir yana. Hi ku
kusuz, insan hep tetikte bulunmal. Oysaki Suli Kls dedikleri Jan Varga, dUnk ocuk deildi.
Kooperatifler kuruldu, yeniden toprak datrnma
gidildi: Kis Varga'ya aldn bile eden olmad. Ancak
ye mevcudu bir artmt, hepsi o kadar. Byle zamanda bu bir fazlann nereden geldii, kimlerden olduu
kimin urourunda? Zaten, gbeenirlik etmenin de yaran yoktu, nk salt inanlan dolaysyla zaten kat
lanlar hanidir katlmlard, tekiler de erge katlmaya
karar vereceklerdi ve onlar da katlacaklard. "nsan
banda hangi apka varsa onunla selam verir ve kir
li olan da yalnz Kis Varga'nn apkas deildi ya!" Za
ten ilk uygulama yl iinde, kooperatif, I No. l tipten
statler uyannca alt, yle ki, yeni gelenlerin ahlad
durumuna pek aldn eden olmad.
Kis Varga ilk defa, ikinci yl balangcnda, III No.
h atatler uyannca iletmeye ge~ kararnn alnnas

:MACAR HKA.YELER ANTOLOJS

133

srasnda

sz konusu oldu. Kollektif iletmenin, kesin


rgtlenmesi gerekiyordu ve yelerin atanmas da
ekip bakanlan toplantsnda tartld. Gabriel Kis, Suli Kis Varga'nn Jan Balogh'un ekibine, yani koum
hayvanlanyla uraan ekibe verilmesini nerdi. Bunun
zerine Janos Balogh honutsuzluunu belli etmekten
geri durmad:
- Hep ihtiyarlar! Dua edeyim ki bir de ninelen
gndermiyarlar bana! Bir u Suli Varga eksikti zaten!
Hey Tannm, ne yaparm ben onunla?
- Beygirlerin bana ver, arabaya bindir, bylece
onlan izlemek zorunda kalacaktr! uval tamak iin
gc yetmez, bir srm ekibine versek, yeterince gvenilir deildir, evrenin iine engel olur, en iyisi senin
yann. Beygirleri srer ve sahann ardnda dolar. Sonra bakarz bir aresine, imdilik, herkesin durumunu
ayn ayr tartmaya vakit yok, nk ekim iinin bir
an nce yaplmas gerek, ito Gabriel Kis byle konu
mu tu.
Bylece Suli Kis Varga'ya iki beygirle bir araba
verdiler, ama eskiden kendisinin olanlan deil. Zaten
urasn da belirtmek gerekir ki, atlarndan birini satmt, halbuki, kooperatifi at geri satn alacan sylemilerdi ona. O ise, "Parann cepte olmas daha iyi
dir," diye mnldanm ve at pazara gtlirmlit. kin
ciyi de satmak istiyordu, ne pahasna olursa olsun,
ama o srada alc bulamad; sonra da artk bununla
ura.acak vakti olmad, nk yeniden datm iinin
balayaca sylentileri dolamaya balam ve o da
kye dnmek iin iftlikten tanmak zonnda kalmt.
Zaten elinde kalan at inekle beraber komak suretiyle
tanmt, tpk 1945'ten nce, iftlie gelirken yapt
l~J~

gibi.

Kendisine bir

koum

ekibinde

almak

isteyip iste-

MACAR HKAYELER ANTOLOJtSt

134
tnediini

sorduklan zaman iinden ac ac: "Ke::di topzerinde, kendi atlarnn banda silrcU ol
mak ha?" demiti. Sonra da tasasm uzaklatrmak is
tedi. "Gene de insaniann birbirini yedii bir grupta ol
maktan yedir." sonucuna vard. Aslnda iyimser olan
yaradl hemen baskn kt. Koperatifte, yalnz belirli bir ii olann hali iyidir, bu i ister samal hayvan
larn yannda, ister srn yannda, ister inek, ister
domuz ahrnda olsun; orada i glinleri, glizel gzel
birbirine eklenir. Gelir, gece-gndz akar, hem ne ka
raklarm

darck

i karl? Bakalan

burunlaryla topra ee

lerken insan alrn serinliinden onlar scyrcdcr. Umut


la avunarak: "nek veya domuz ahrnda alu~mann bir
aresini bulurum elbet, diyordu. te bu, bu tam bana
gre bir i!"
imdilik olduu yerde tutunmaya bakmalyd. Bu
da pek kolay deil. Kooperatif koum hayvanlannn hibiri birlikte koulmaya alkn deildi, nk yeni yelerin ou, geri at getirmilerdi, ama yalnz tck at.
imdi onlar birlikte yrtmek ve ektirrnek iin ift
ift ayrp komak gerekiyordu.
Ne kadar at varsa, o kadar da huy vard! Her hayvan efendisinin yaradl, daya, kfrleri ve mart
malarnn karmndan meydana gelmi alkanlklar
n da birlikte getirmitir. Buna bir de atn kendi yara
dln, huysuzluklann ve dknlUklerini ekleyin. Bu
nu bir dzene sokmann hi de ocuk oyunca olma
d ortaya kacaktr. nsan hemen hemen insanlarla
karlat kadar glkle karlar. Bir at, yoldam
beenmeyecek olursa onu tekmeler, iter, sktrr, s
rr. Hadi kavgalar bir yana brakalm, bir de, koulduk
lan zaman uyuamazlarsa, i aksar. Biri tembeldir, te
ki atayacak kadar hrsldr; ncs, gerek bir zr
zoptur, kimi zaman tek bana yola koyulur, kimi za

MACAR HKAYEL ER! A.r.'"rOLOJS

135

man yerinden kprdamamakta inat eder, araba yUklen


dil zaman ise kouro kayn kopartr.
Sahann nnde bile, ban ne emi, izde tekdU
m admlarla yri.iyen, btn gcyle eken atlar oldu
u gibi, iz iinde dilediklerince dolaanlar da vardr.
Birinciler tabii ki tere batarlar, kpk iinde kalrlar
ve dumanlan t ter, ekim aynn serin havalannda bile;
ikinciler yani daha kurnaz olanlar ise, koum kay
lan gevcktir, kam ancak topuklanna vurur ve tyleri pnl pnldr. Suli Varga'nn hayvanlan ite bu trtendi. Ekip bakan Jan Balogh oradan geerken bu
durumu grd. Ve ona sordu:
- Eec, Jan, syle bakalm, nesi var senin atla
nn? u san, soluan m ne? n taraftan terliyor galiba?
- Nesi mi var? in asl u ki, yolda (Balogl'
un bu andan memnun kalacan dnmt), sana
unu sylemeliyim ki, uyumuyorlar hi. Sar adeta zin
cirindcn boanm, lgnn biri; tekine gelince, sanki
bir kz; ihtiyar ve tembel.
- Onlar deitirmeyi hi dndn m? Doruyu
saban izine koymay?
- Hepsini denedim, Balogh yolda. Ama o zaman
da, ya ileriemiyorlar ve bir trl ngrlen miktarda
sri.im tutturamyorum, ya da u ihtiyar !ee vuracak
olursam, sar komaya balyor ve saban kendi bana
ekiyor, en ufak bir kam darbesinden ylesine korkmu nk.
- Sarnn koum kayn skmay denedin mi?
- Hem de nasl! Bak, gzilnle gr, ilmik bile
attm, ama bouna, hi yarar olmad... Bunlar dei
tirrnek gerek, yolda, u sarya uyacak biri pekala bulunabilir. Bence Miel Szke'nin srd beyaz sakarl
at ile iyi uyacak bu..

136

MACAR H!KAYELERt ANTOLOJS

Tabii ki bunlan deitirmek, gerek atar, ge


rekse saban iin hangisinin daha iyi uyduunu bulmak
gerek ya, ne var ki imdilik bizi bekleyen iler baka ..
Topra bir an nce ekmeliyiz, k geliyor...
Bylece, yerinde sylenmi szler ve yerinde uyarmalarla (nk pek keskin olan sezgisi ona, ksa za
manda retmiti ki, allm dalkavukluklar hi ie
yaramyor, komnistler bunlara kar adeta zrhlar.m),
yle keyfince bir yer ele geirmeye abalyordu. Suli
Varga, atlardan, koumdan, srmden anlar, saban yk
lemesini bilir. Ekip bakannn da bunlardan habersiz
olmamas iyidir, nk o, bakan Gabriel Kis'in gve
nilir adam ve can yoldadr, mutlaka grdklerini ona
da syleyecektir.
Geri kukusuz, Kis Varga iin, kouro atlannn ba
na dnmek de az-buz ey deildi. u son yllarda bu ii
byk oullarna brakmaya alnt; arabalar sren,
atlan trnar eden, aralay yalayan, tama ileriyle
uraanlar hep anlard kendisi ise, patron gibi kurumlanarak dolayor, gayretkelik ediyor, sanki ii ve kay
glan bandan amasna alnnn terini siliyor, alm
satyordu. yi bir ift at salar salamaz da, kendisine
yardm eden ve srmle, ya da tamayla lleretlerini
dedii gndelikiler bile tuttuu oluyordu. iftlii par
alandnda oullan da daldlar. En biiy, gitti,
baka bir kooperatife girdi, ortaneas da onunla ayn
kooperatifte, ama tam yetkili ye sfatyle ve bir sebze
ekimi ekibine verildi, nc olu silah altnda, en kil
li ise fabrikada alyor, iki kz evli ve o, ihtiyar
kansyla hemen hemen yapyalnz kalm durumda.
Suli Varga'nm gsterdii gayret tabii ki bir mas
keden ibaretti. Bunun altnda hep suya diim mlilki
yet umutlan iin iin kaynyordu. Erikinin oralarda,
eski tarlalannda, hatta ykm olduu iftlik evinin bu

MACAR HKA YELERt ANTOLOJ!St


lunduu

srerken iini ekiyor ve d


benim topramd, benim kk ift
liimdi, u kire paralar benim duvanmdan dmti
tr, u tulalar benim bacamdan gelmedir, saban demi
rinin skt u kkler, benim akasyalanm kestikleri
zaman toprakta kalmt ve u yamn yumru sahan da
benim mutfamdan gelmedir... Bu, benim kzmn sa
hanyd, delinince kpee yem kab yapmtk. urada
gbre ynnn durduu yerde, toprak hala yal ve
kzlm trak ...
Geri hi kimse onu iftlii bozmaya zorlam de
ildi; burada oturmaya pekala devam edebilirdi, yalnz,
o zaman evresini itle kuatmak zorunda kalacald, n
k Gabar Kis hi akaya gelmez. Suli Kis'in hayvanla
r kooperatifin bostanlannda bir geziye kacak olsa i
ler pek ktye dnebi!irdi.
Ama, ne var ki, it pahalya malolurdu ve belki
de bir gn gelir, iftlikle kydeki ufack, gzel ev ara
snda bir seim yapmak zorunluu naslsa ortaya
kard, nk bir tek kii iin iki evin ne gerei olabi
lir? Evi, dnyada hibir eye deimczdi; dnn bir
kez, harap bir kulbede geirilmi koca bir mr; ne
iin, salt sonunda yabanclarn Yeni Ky'den geerken
durup: "Hele, hele! u gzel ev de kimindir acaba?"
diye sormalan iin. Bilenler buna hemen karlk ve
rirler: "Suli Kis Varga'nndr," diye, ve bu da ona g
re mutluluun en son derecesidir. Gene pek hayrl bir
davran olmasna ramen, San-izmeli Szabo'nun ken
disini emireri olarak yanna alp cepheye gitmekten kur
tard o gn duyduuyla karlatrlamayacak kadar
byk bir mutluluktur bu.
Onun gibi, her zaman kmsenmi olan nemsiz,
deersiz biri iin bundan daha byk gurur konusu ola
nyordu:

yerde

topra

137

"Buras

138

MACAR HKAYELERt AN'l'OLOJS

bilir ml? Evi belki de byk deil, varsn olmasn.


ama hi olmazsa onun ya, orada duruyor ya!
Geri evle iftlik, artk bym olan ocuklara
hi de fazla gelmezdi, ama o zaman, bunlardan birini
oktan ocuklarnn adna devretmi olmas gerekirdi.
imdi ise i iten geti artk. Zaten byle yapsayd da
hibir yarar olmazd. nk ocuklardan hangisinin
zerine devredecek? Hepsine birden imkansz, V(' ilerinden birine evi veya iftlii verecek olsa, tekiler kendisine lesiye di bilerlerdi. lm zerine de aralannda tartma kar ve her eyi anlatrlard... Hadi canm! Btn bunlar anlamsz eyler, iinden kmann
aresi yok! Zaten, bir eyler edinebilmek iin varsnlar
balarnn aresine kendileri baksnlar, ben de kendi bamn aresine bakmtm vaktiyle! (Demokrasinin kendisine neler verdiini unutmutu, insan birine bir ey
ler borlu olduunu hatrarnay hi sevmez zaten.)
te bylece, gzel bir yaz sabah dam indirme ii
ne girimi, sonra da ie yarayacak ne varsa hepsini
alp gtrmt. Azok iyi durumda olan kaba sval
tulalara varncaya kadar tamt evine. Bunlar avlunun dibine istifledi, bir gn gelir ie yarariard elbet. Fakat bylelikle mutlaka onun mal olmaya devam
ediyorlard ya. Varsn sva yamur altnda dklsn ve
zaten kflenmi olan kirileri ve mertekleri kurtlar tamamen yiyip bitirsin, aldr ettii yoktu; benim olan
:ey benimdir, diye dnrd ve yaz balangcnda ift
Iiini tamt bylece.
Ortaklaa geirilen ilk sonbahar, sonuna yakla
yordu. Traktrler tarlalarda homurdanyor ve kouro
ekibi de ok alyordu, yapacak yle ok i vard ki.
Atlar topra sryor, ekiyor, abalyorlard. Suli Kis

MACAR HKA YELEI't ANTOLOJS

139

Varp. her zaman angaryadayd ve i-gnleri artyor


du.
Hibir ekilde baaramad tek ey, bu ekipten ay
rlp bir yere kaplanmakt. rnein tahl ambar gie
sine yerletirilmek ne kadar da iyi olurdu. Gie memuru
Borsos Csiri'ydi ve Suli Kis Varga kskanlkla kendi
kendini yiyordu: "Gerekten de anlamyorum, ne san
yorlar onu, say saymasn bile bilmez oysaki!" Geri,
komnisttir o ve komnistler de en iyi yerleri tutmu
lar bir kez. Biri ineklerin banda, teki buday uvallarnn banda durur, bir bakas yacdr, bir drdncs pirin ambarnda alr, beincisi balkba
dr, altncs ekip bakan ve yedincisi de bakandr, tekilerin ne yaptn da Tanr bilir; ama gerek udur
ki, gne yalnz onlar iin parldar. Ama ayanz denk
aln, bir gn gelir her ey deiebilir!
Muhtemel deiiklikler konusunda, pek tabii ki, ancak belirsiz fikirleri vard. Hayalleri pek uzaa gitmi
yordu. Geri zaman zaman, zengin iftliklcrden, Amerika'nn Sesi Radyosu'nun neler dedii hakknda sylen
tiler kulana kadar geliyordu, ama o zaman da bu deiiklii ani bir dnemete, savata grveriyordu. Bir
sabah tamamen deimi bir dnyaya gzlerini amak
ne de ho olurdu hani, sefcrberliksiz, silah altna a
rlmasz, askerlik grevi bulunmayan, at arabalariyle
yk tamak zorunluu, bombardmanlar srasnda koup bir yere snmak, silahlar atlr, mcrmiler patlar,
kurunlar slk alarken amur ve su iinde siper kaz
mak, zorunluu olmayan bir dnyaya... brr... aman,
aman, istemez!
Bu dnceyle dehetinden titriyordu, nk o zaman, daha sonra neler olacan kendi kendine sorma
dan edemiyordu. Sar-izmeli Szabo onu kurtarr myd T
Hey Tanrm, hey Tanrm! 1944 yaznda emirerliini yap-

140

MACAR HKA.YELER ANTOLOJS

m olan birine kar iinde bir dostluk knnts kalm


olur muydu acaba?
Bununla beraber, bu, geici bir dten ibaret ka
lyor ve bayali uaklann homurtusunu hemen traktr
lerin soluklan hastnveriyordu; bu kapkara sonbahar
afann tek takta domuz ahnnda gece gndz a
lan kk msr deirmeninin matrnden geliyordu.
O zaman kendini daha gereki, her zaman zengin
olma dncesinden pek zevk alan, maddi eyler! nem
veren yaradla daha yakan bir de kaptnyordu.
Koum ekibinden daha iyi bir i bulabilmek iin ne ya
pabileceini soruyordu kendi kendine, nk ne de olsa
ocuk deildi artk ve araba epeyce souk oluyordu, ya
yollarn amuru! Ve stelik, at kotur, kotur, durmadan, dinlenmeden at sr! Kyden tarlaya, tarladan bu
day ambanna, domuz ahnna, beygir ahrna, bitip t
kenmek bilmiyordu ve her gn byleydi bu. K ban
da, altm kadar samal inek getirdikleri zaman (zaten
elli inek vard) tekrar umuda kapld; inek ahnna im
di daha ok insan gerekecek, oraya yerieebilirim artk.

Bylece yaknlama manevrasna balad. Ekip ba


Jan Balogh karsnda her zaman bildiklerini a
a vurmaktan geri durmazd, ama imdi, ne zaman ba
kann evrede bulunduunu sezse, ve zellikle bakan
Kis ile, ahrda tartrlarken, Suli Kis Varga -bazen szlerinden hibiri kamasn diye sesini ru;m derecede yk
selterek- konumay daha elverili bir ortama dkmenin
yolunu buluyordu: ineklerden ne kadar iyi anladn
ve kn Sar-izmeli Szabo'lann yannda alt zaman
lar hayvanara nasl zenle, dikkatle baktn. ller sa
bah onlan trnar eder, fralard, o kadar ki, gren semiz sazan bal sanrd inekleri; hattA kuyruklanna
vanncaya kadar ykard. Bir saat iinde alt inek sa
kan

MACAR liKAYELERt ANTOLOJ!St


ard,

hem de herbiri her

samda alt

141

kova sUt veren

alt inek. Bu almayla sonunda inekler hakknda azok

bir eyler renmiti; zaten onun arlot'unu grmek


yeter, pullu bir balk gibi pnl prldr inei... "Ve size
u kadann syleyeyim ki, kk danasn emzirdii zaman bana on sekiz litre sUt verir!"
Ve ekip arkadalanndan biri ona ilerin artk by
le olmadn ve danalann imdi emzikle beslendiini
syleyecek olursa, Gabriel Kis lle tekiler alrn br
ucundan sesini duyabilsinler diye, yksek sesle itiraz
ediyordu:
- Canm bana m sylyorsun, biliyorum ben bunlan! Emzik verildii zaman danalar blmeleri::dc, sabah kahvalts iin toplanan askerler gibi sraya dizilirlerdL
Bir gn Jan Balogh glerek dedi ki:
- Iitiyor musun, Suli Varga i iin ya.nayor, onu
denesek iyi olacak galiba ...
Gabriel Kis karlk verdi:
- Tabii ya, bandan savmak istiyorsun, deil mi?
ok mu cann skyor yoksa?
- Hayr; dayanlmayacak kadar deil. Ancak, tek
bana brakmaya gelmiyor. Tarlann ortasnda topra
srerken kimse kendisini grmedii zaman, ok yer siirmek iin saban iyice gevetiyor. Ve arabay ykledii
zaman da daima on be yirmi kula msr sap veya
birka saman demeti eksii oluyor. Her zaman azck
hile yapmadan duramyor. Hnzrlk iine ilemi bunun. Belki de, hi kan olmasa bile, salt zevk almak
iin hileye sapyor.
Bylece Jan Varga'nn umutlan suya dt: inekIere atanmad. Yeni alra bakan olarak Jan Danko ve
yardmc olarak da, ayn zamanda domuz yavrularna da
bakan ~en kz ve kadnlar verildi. Kis Varga pek ya-

142

MACAR HiKAYELER ANTOLOJS

knlannn kulana "nsan


fsldyordu,
kzlar ha!"

ye

"inek

daha neler de grecek," di


domuz oban

oban kadnlarla,

Miel Szke cevab yaptrd:


- Ee, ne olmu yani? Senin ine~ine, sen olmad
n zaman kim yem veriyor? Karn deil anl~lan?
Ya damuzun? Ayn kapya kmaz m hepsi?
- Ama ne yaplmas gerektii kadnlara sylen
dii zaman i baka canm. Semirtilecek domuzlar kadnlardan hi yararlanamaz. Hemen Gkerler veya taz
gibi sskalaverirler, diye Suli Kis Varga sylcndi.
- Sen iten anlamazsan senden de yararlanamazlar. Burada onlara bakan, Aleksandr Toth'dur, hani u,
senyr esatari'nin yannda domuz semirticilii yapm
olan. Git de bak bir kez yemiikiere doldurulurken nasl
da basyorlar yaygaray. Daha beter! de var!
Kis Varga'nn can sklmt, kendi kendine: "Bun
da i yok, dedi, gidip ahrda alacak olsam kskan
lndan sanlk olur."

Bylece bu umut suya dt. Kurallara seve seve


ve kendiliinden uyduunu gstermek iin her trl dalkavuk inceliklerine bavurduysa da, bouna, ne ekip ba
kan Janos Balogh, ne bakan Gabor Kis, ne de teki
yneticiler ona aldn ediyor ve daha iyi bir i~e vermek niyetini gsteriyorlard. Oysa konferanslarla toplantlara da sektirmeden devam eder olmutu ve ilk ola
rak sz alacak kimse kmad ve Gabor Kis, hazr bulunanlar bouna: "Hadi, bir eyler syleyin yoldalar,
sazan bal gibi dilsiz durmayn yle, sonra yarn pi
man olursunuz," diye konumaya kkrtt zaman, Suli
Kis Varga sz istiyor ve ynetimin nerilerini hararet-

MACAR HtK.AYELER ANTOLOJS

143

le onaylyordu. Ama gene de bir adm ilerleyemiyordu.


Vaktiyle San-izmeli Szabo, dalkavukluktan pek ho ..
lanr, bal gibi tatl szleri, ste susam kk bir do
muz yavrusu gibi itihayla yutard. Ama ne yazk! bunlar zrhlanmlar sanki! Janos Varga'nn gayretini ve
iyi niyetini grmezlikten gelmekte inat ediyorlar. Bu
yneticiler, henz rgatken, grevin sert dilini konu
may veya saman kymay rcnmiler! Geri ku:ku
suz, akay ok iyi kaldryor ve bir ey anlatmak sz
konusu olduu zaman szlerine nee katmasn pekala
biliyorlar; stelik uzun uzun konumalardan da zevk
duyuyorlar, ama dalkavuu sanki yabanc bir dil konuuyor sayyorlar: ondan mthi ekiniyorlar. Suli
Varga'nn bir rpda deiiverdiine ve bambaka bir
insan oluverdiine inanmaya hi yanamyorlar. Bu, o
kadar kolay deil nk.
Bylece btn dalavercleri bir ie yararnad; 1945
de, topraklarn payiald srada, kendisi gibi adamla
ra ihtiya duyulduu srada eline geen frsat gibi bir
frsat bir daha imkan yok bulamayacak. "Ne yapmak
g~rekiyor? Neye ihtiyacnz var? te Janos Varga., her
ii zerine alyor o, hatta dizlerine kadar suya ve amura batm yrmek gerekse bile. uraya m gidile
cek, oraya m? Kimi gnderelim? te Suli Kis Varga,
o gider, o! O zaman beni altrmaktan pekala mem
nundular ama!"
Fakat btn bunlar bitti artk. Gabor Kis, Endre
Racz deil, burann ynetimi de o zamann belediyesi
hi deil. Ba:ka bir dnya balyor imdi; ileride ne
hal alacan ancak eytan kefedebilir; beni istemiyorlar da u Danko alman ineklere, Borsos Csiri'yi de
buday silosuna veriyorlar. Belki de onlara glivendik
leri iin yapyorlar bunu? Halbuki ben San-izmeli Szabo'da alrken, hi gzmn yana bakmazlard... bir

144

MACAR H1KAYELERt ANTOLOJ!St

ka krk odun parasn veya bir kucak kt saman


duvardan teye armak kimin haddine! (Ama i;ene de,
'!'ann bilir ya, bunlardan hi de geri durmanu~t.)

Zaman azck daha ilerledi; ite aralk ay, ama


k sanki geriliyor. Kasm sonunda kar yamt, hatta
biraz don bile yapmt, imdi ise gne zaman za~
man kendini gsteriyor ve kra yam, ama gene de
taze ve yeil ayrlarda su birikintileri parldyor.
"Tancsics" yneticileri gece gndz alyor, sonbahar ekimi yeterli deil, nk kooperatif bir rpda
o kadar ok toprak katmyla zenginieiverdi ki, ileri
balarndan at; listelik bol yalar ve don, topran
srmne engel oldu, gletirdi. Ve ite imdi hava tekrar at; bunun iin, hava iyi gittii srece, ilkbahar
ekiminden nce topra altst edebilmek amacyle btn
traktrleri ve en iyi atlar ie komak gerek. Msr ile
eker pancar ancak sonbaharda ekilirsc iyi yetiir. esatari'nin topraklarnda byleydi, kontta da.
Bylelikle Suli Kis Varga tarlalar srmeye gnderildi. Rekabeti kamlamak iin sahanlarn ayr ayr paralar srmesi kararlatrldndan, Suli Kis Varga yalnz alyor, Kavaklarn oradaki tarlay boydan boya arnhyordu.
Bylece, gzel, gneli bir sabah kouro ekibinin
bakan Janos Balogh, sUrilm iini denetlernek iin do~
lamaya kt. Yoldan gemekle yetinen teki ynetici
ler gibi yapmyor, lastik izmelerinin topuuna yapan
ar amur kUmelerine aldr etmeksizin tarlalara dal
yordu.
Suli Varga'nn ardna gelince, alr kapanr met
resini kartp izi lt,

MACAR HKAYELERt ANTOLOJtst

145

Bir kez lt, ikinci kez biraz tesini lt, bir daha lt ve sahann ardndan yrmeye koyuldu. Suli
Varga onu grmezlikten geldi ve usulca srd atlar,
sabann saplanna dolanan dizginleri ufak darbelerle kurtararak ve beygirlere: "Deh, Linda!" veya "Yr, Hay
dut!" diye haykrarak.
Birdenbire Janos Balogh'un kendisine bir ey dediini duydu:
- Hey, Janos, dur bakalm!
nce kendisini almann hzna kaptrm, arl
dn duymayan biri gibi, oral olmad, sahann pein
den yrmeye devam etti. Ama gene de tehlikeyi sezmi, iin iin rpermiti.
Janos Balogh bir kez daha, daha yksek seslendi
aresiz, durmak gerek. Hayvanara:
- Ho, ho! diye haykrd, znk diye durdular, son...
ra bir an bile kaybetmeksizin rahatladlar, nk etin
i grdkleri zaman ounlukla hemen iernek isterler.
Janos Balogh'un sesi:
- Dur, Janos, dedi. Ne yapyorsun sen kuzum?
Suli Kis Varga sahann saplan ardnda, arkasn
dnd ve gzlerini, susuz grnmeye alp kocaman
kocaman aarak:
- Ne yapacam? Topra sryorum!
- Sryorsun, sryorsun, ben de gryorum sUrdn, ama ka santimetre derinlikte?
- Bize sylendii gibi: yirmi santime tre. !nanmazsan kendin l, benim alr kapanr metrem yok ama,
cebimde kk bir denek var. Ve byle diyerek cebinden bir denek kard ve izin kapkara, prl prl dibi
ne dikti.
Hesap tamam: izin ykseklii denek kadar.
- Gryorum, ama sen beni ne sanyorsun, herF. 10

146

MACAR HKAYELER ANTOLOJS

kesten daha ahmak

deilim

ya. Buraya gel

bakaym,

brak sabann!

Birka metre gerilediler. JanoR Balogh durdu.


- Hadi bakalm, deneini bir de uraya koy.

ize.

Suli Kis Varga denileni yapt, ama ter iinde kaladeta sudan kma dnmt, oysa hava pek de
scak deildi, hatta kuzeydoudan hafif, souka bir rzgar bile esiyordu.
Denek be santimetre kadar danda kald, bir
klik ocuk kan girerdi araya.
- Gryorsun ya, hani yirmi santimetreydi? On
alt santimetre bile yok.
Suli Kis Varga, akn, kekeledi:
- Nasl oldu ben de anlamadm. u pis hayvanlar
anlalan saban burada fazla gevetmiler. - Sonra susuzluunu kantlamak iin, tela la ekledi: Hadi baka
yerlere de bakalm.
Yalnz ne var ki, her yer ayniydi. Suli Kis Varga
ban sallad :
- Nasl olur bu?
izleri atlar ve srmlin gene ngrlen derinlii
ulat yola vardlar.
Ukalaca tavrlar taknarak szlerine devam etti:
- Anlalr ey deil, nasl oluyor bilmem ben de.
Burada gene yirmi santimetreye iniveriyor. Bu saban
ldrm, topra iiemiyor anlalan... diye, laf dei
tirmek iin son bir abada bulundu. (Halbuki Janos Balogh'un tarlalan geerek yaklatn grnce sahann
ban daldrmaya baladn pekala biliyordu. Ba
a dolanan asma kaba saplanyle otlan temizlemek iin
kazayla vurur gibi yapm ve aktrmadan viday iki
delik daha aa sokmutu. Yalnz, Janos Balogh'n bu
nu yaparken kendisini grdn bilmiyordu.)
m,

MACAR HiKAYELER ANTOLOJS

147

Su sahanda deil, Janos Varga, su sende. u


raya gel benimle, gel yolun kysna da bak sana ne
gstereceim.

Yol boyunca yryp Janos Varga'nn Rrd


getiler. Elli metre kadar ilerledikten sonra, Janos Balogh durdu:
- imdi, srdn topraa bir gz at bakalm! Ne
gryorsun?
Bu kez Suli Kis Varga hibir ey anlamam, Balogh'un sz nereye getirmek istediini zememiti. s
teksiz, cevap verdi:
- Ne mi gryerum? Hibir ey. Srlm toprak, her yerde ayndr. Benimkinin bakalarnnkinden
fark yok ki! Herhalde, her yerden getiime eminim,
btn toprak altst edildi, buna kalbm basarm ...
- yleyse iyi dikkat et! Hi olmazsa ::eni sebepsiz yere suladn syleyemezsin. Yoldan ieriye do
ru, on metre kadar geni bir erit zerinde toprak iyice kabartlm, kapkara, hi parlamyor. Fakat daha tede, kar yola kadar yapkan ve zift gibi parlak, gnete parldyor. Ne dersin buna, niin acaba?
Suli Kis Varga bakt ve azndan hi ses kmad.
imdi felaketinin tam bilincine varmt ve ahmak kafasn yumruklamak geliyordu iinden. Yneticilerin bee
nisini ve kooperatif yelerinin itibarn kazanmak istiyordu o, ie yaramaz biri olarak grnmek istemiyordu. stelik bu, i-gnlerini arttrmann da tek yoluydu!
te imdi pek ilerlemiti dorusu ya!
Janos Balogh srar ediyordu:
- Ee, ne dersin bu ie? Neden? Senin pekala bilmen gerek! Herhalde topra ilk srn deil ya bu!
Nihayet binbir glkle konuabildi:
- Belki de toprak orada daha slak, daha yumu;aktr da ondan.
paray

MACAR HKAYELER ANTOLOJS

148

Hayr, Janos, yumuak olan toprak deil, derin


srmemi olan sensin. Hileni farketmesinler diye,
iki yol boyu yaptn gibi, -zarar edecek olan bizleriz,
deil mi?- saban yirmi santimetreye daldrdn yerde,
bak gzel, taze, gzenekli, hemen hemen el dokunul
mam topra yze kartyor, nk ilkbaharda bu ka
dar derine inmemitik. Buna karlk, on drt santimet
reden daha derin srmediin yerde ise, izler hafif ve pa
rldyor, nk toprak, son srrolerin ve apalarn de
rinliine kadar nemlidir. Bunun iin saban demiri yap
yor ve ikide birde durup kazayla kazmak gerekiyor.
Yalnz ne var ki, sen bizi faka bastracak kadar ak
gz deilsin. Gryorsun ya, seni toprak bile ele veri
yor. O bile oyuna getirilmesine raz olmuyor! Bu k
iddetli don yapmaz, byle kuruyacak olursa, sanki hi
el srlmemi gibi kalacak. Miel Szke'nin tarafna,
daha tede Aleksandr Balla'nn srd tarlaya iyi bak:
onlarn izleri parldamyor ve toprak bu kadar sk de

liine

il.

Suli Varga hi ses etmedi. Fena kapana kstrl


mt. Gzlerinin nnde ufuk kararmt. Daha iyi bir
yer umutlarna da bylece veda etmesi gerekiyordu.
Her eye ramen kendini savunmaya kalkt:
- Nasl oluyor ben de bilemiyorum, ben, her zamanki gibi srdm.
- Tamam, her zamanki gibi! Bu demektir ki her
zaman hile yaptn. Sabann fazla gevettin ve i-gnleri
nin saysn arttrmak iin fazladan izler atn. Tarlann
ortasnda uzanan U kabark izlerine bak hele, kaypla
rmz artarsa bunun cezasn da biz ekeceiz! Halbuki
sen de biliyorsun ki, byle sUrdn her topran her
metresi, bu yaz ok ya olsa bile, on on be kental
daha az msr verir. Ve hele yaz kurak giderse her ey
kavrulmak tehlikesiyle kar:: karya kalr. O zaman, ge-

MACAR HKA.YELER ANTOLOJS

149

ne ile beslersin? Hadi, cevap ver~


Nedir istediin? Hibir ey yetimesin, koperatif
yeleri alktan lsn, bunu mu istiyorsun? nk im~
di, zarar gren, damgalanan yalnz sen deilsin, hepimiziz! Aniadn m? Hay Allah kahretsin! Ne yapacam
imdi ben seni?
lecek

k domuzlann

~ne!

*
Bylece Suli Kis Varga, ilk kez olarak ynetim kurulunun karsna kartld. Karar: iinin derhal dei~
tirilmesi. Hile yapan, gvenilemeyen biri, kouro ekibin~
de bir an bile kalamaz, nk verim, srme baldr.
Sahtecilii onarmak iin tam bir, bazen iki yl almak
gerekir.
imdi, sebze ekimi ekibinde alyor. Yalnz orada
her zaman i yok. Kn pek fe.zla bir ey yaplmyor.
Ancak gbre tanmasna ve hayvan yeminin istiflenme~
sine yardm edebiliyor. Tabii ki artk arahac deil, atal ile alyor, bakalanna yardm ediyor ve arkada
larnn alaylanna hedef oluyor: "Eee, Janos, bizim ya~
nmzda daha iyisin, deil mi?"
Hi karlk vermiyor, dilini tutuyor; evde ne ya~
pabileceini dnyor. Epeyce kmes hayvan var, biraz para getirir belki de, nk tavuk, yumurta, semiz
rdek serbest pazarda iyi fiyat bulur ve o, pazara git~
rnekten hi ekinmez, hatta komu kye bile gider gerekirse. Sonra da, babasnn kundurac gerelerini de
kard, eski izmeleri, komularn anm kundurala~
rn onanyor, tabii kendisine yamalk ksele getirmele~
ri artyla, nk onda ksele yok.
Geimi geri kt kanaat, gnlk ekmee kalm de~
il. Hatta kenarda da epeyce paras var, ama ona do~
kunmak istemiyor. En tecrbeli kannca bile onun kadar
ileriyi dUnr olamaz.

150

MACAR H KA. YELER ANTOLOJS

Bu kundurac meselesi pek yaylmamal, ancak komsokaklardan biliniyor. El sanatlar kooperatifinden


daha ucuza yapyor ii ve zellikle, daha yakn; Yeni
Ky'de henz kundurac atlyesi yok. Akam, ocuun
biri okuldan veya babas tarladan dm bir topukla
dnnce, ertesi sabah iin bunu yeniden akma ii Suli
Varga'ya dyor.
Tabii elinden geldiince alyor! Hi olmazsa yryebilsinler, yeter! Lastik izmeleri yeniden yaptr
maya bile kalkyar; urasn sylemek gerekir ki, ok
kimse, sonbahar amurunda yrmek iin giyiyor bunlar. Bu ii pek, pek iyi beceremiyor, nk hi yapmad bir i bu ve zamk da kt; o zaman, ertesi akam izmeyi geri getirdikleri oluyor, yama dm, m
teriler kzm, ayaklar da gn boyu amurun ve suyun
iinde dolamak zorunda kalmtr.
Ama zarar yok, yeniden yaptracak. Zaten abuk
utanan bir yaradlta deildir, imdi mi sklacak yaptndan? nemli olan, anlamad bu dnya u veya bu
ynde bir deiiklie urayncaya kadar yaantsn srdrebilmektir.
Sebze ekimi ekibinde nasl davrandn ilkbaharda
ve yazn grecekler onun. Bunu baka bir sefer anlatnz. imdilik, gzmz aalm ...
u

(eviren: Nihai NOL)

Gyufa

lllyes
(1902.

Racegrespuszta'da bir zengin iftliinde rgatlk eden bir


atlenin ocugudur. Eski klelik devrinin geleneklerini bsbtn unutmam, bir kylU tabal{asna mensuptur doutan.
1917 devriminde 15 yandayd ve devrimciler safna katl
mt. Sonra yenilgi Uzerine Paris'e kat. Byk skntlar
iinde geti Paris yllar, ama olgunlamasnda nemli rol
oynad. Yaratclk grevini btn ag-rlt ile orada farketti.
iir zerine temelli denemelere giritl. Dnnde Nyugat
~!ergisinde vlen bir air ve yazar, bir sre sonra da yaz
ileri ynetmeni oldu. kinci Dnya Sava sonunda milletVekili seildi ve dnyaca tanlan bir sanatyd. Balca eser
le:rt: iirler Demetl, Kar Karya, El Sikmak (iir), Pusztadader, Petfi, Erken Bahar, Pariste Bunlar, Rob ve Ac.

FOTOGRAF ALBM
BABAM
Armaya balad st diim, ekilmesi gerekti. Bir
ip bulup, iki ucunu ilmikiedi babam. Birini aryan diime, tekini de atlyenin demir kapsndaki tokmaa geirdi. Kapy aralayp: "Hzla itmek sana dyor," dedi. Elimi yakalad, kapnn kenarn tutturdu. Korkulu
gzlerle szmeye baladm babam. Ama arkasn dnp
beni beklerneye koyuldu o. Btn cesaretimi toplayp
hzla arptm kapy. Di azmdan frlad, kan boan
d ardndan. Azm ap konuamyordum imdi. Babam: "Git, tkrp temizle azn!" diye fsldad sadece.
Azmda tkrecek balgam olduundan bir erkeklik sayp gurur duyuyordum bununla.

Arabayla iftlikten ayrldk babamla birlikte. Vam


zm balarnn yaknnda ssz bir lokanta vard. Orada durduk. Kamsnn ucuyla giri kapsnn stne yerletirilmi yazy gsterip: "Ben ieride kalana kadar
oku bu yazy. Takldn bir yer olursa beni arrsm,"
dedi. Baka bir ey sylemeden lokantaya girdi. Yazy
okumaya koyuldum hemen. Az sonra okurnam bitince
ieri girip haber vermek istedim babama.
"Sana frsat verdim, kullanmaya bak onu. Haydi git,
ben gelinceye kadar okumaya devam et!" diyerek yollad beni yanndan.
Baka bir dkkann daha tabeliis vard kasabada.
Arabayla onun nne gelince, babam, dizginleri ekip:

MACAR HKAYELERi ANTOLOJS

153

"Burada okumaya devam edersin," dedi. O srada kap


nne kp bizi szen dkkann sahibine de dnp:
"Eer sizce bir sakncas yoksa tab," diye szn ta-

nn

mamlad.

okumaya altm. Yanbu kez. Okurnam bitince


dkkann sahibini selamiayp yolumuza devam ettik. O
arada -benim grmeyeceim biimde- dkkann sahibine:
"Naslm, olum? Ne dersiniz?" der gibilerden gzyle
iaret etti babam.
Az konuan, pek dostu olmayan bir adamd kendisi. Belki bu yzden olacak ok severdi aralayla dolamay. Eline geen her frsatta atlan arabaya koup
uzaklamak isterdi iftlikten.
Gnlerden birinde arabann zerine km oturuyordu. "Gel, yanma otur," diye ard beni. "Ama sesin kmasn."
Gerekte sessiz bir ocuktum ben de.
Yola ktktan sonra vahi, dalk bir yreye girdik birlikte. oban denei yapabilmek iin uygun bir
aa dal aradn biliyordu. Bir ara atlan durdurup
btn koruluu gzden geirdi sessizce. Bir sre bak
lann izledikten sonra akm kapp hzla arabadan atladm. Tam istediim gibi bir aa dal sarkyordu nmde.
Arabaya tekrar bineceim srada birdenbire atlan
kamladm, glmseyerek bana bakt yol alrken.
Alak sesle tabeladaki

yazy

hsz okumay baarabilmitim

aka yaptn anlaynca peinden komaya

dm;

bala

gerekte holanmazd akalamaktan.


Atlar drtnala gidiyorlard. Az sonra iyice kesildi
nefesim. Atlar ve araba da gitgide ufalp kayboldular
gzden.
Issz, bilmediim bir yerde tek bama kalmtm
eimdi. Zaman ilerledike korkmaya baladm. Evimizi na-

MACAR HKAYELER ANTOLOJS

154

sl bulacaktm imdi? Ayakkablanm yrtlm,

ayaklanm

yaralanmt.

lerideki tepelerden birinde arabay glkle seebildim. Oraya eriinceye dek epeyce zaman geti aradan.
Son bir gayretle babamn yanna trmandm.
"Ne diye arkarndan barnadn ?" diye sylenmeye balad bu kez. Hi cevap vennedim. Bir ara glmsediinin farkna vardm. Benim baktn grnce sustu. Ne de olsa kk ocuk saylmazdm; on bir yam
sryordum.
"Bu kadar ekingen olmas gerekmez insann," dedi.
Bir daha bu kadar yakn olamadk birbirimize.

DEDEM
olusun sen?"
bir sorudur bu. Su ileyip yakalanildnda
veya kavgaya balarken sorulur genellikle. Srf ren
mek amacyla sorulduunda hem babann, hem de annenin adn sylemek gelenek haline gelmitir bizim evrede. Ayn soruyu bir gn bana dedem sordu.
"Bir devden farkszdr," derler dedem iin. Gerekte ufak tefek olduu halde gzmde bytmtm onu
bu yzden. Karlatim zamanlar ayandaki byk
izmeler ekerdi dikkatimi. Masallardaki devierin giydii
izmeleri andnrd; yepyeni, hi kullanlmam gibiydiler sanki. Gsterili bir koltukta otururdu dedem genellikle. Yazlan evin nndeki imenlie, klan sobann yanna koydururdu koltuunu.
Paskalyada ve ylbanda olmak zere hepsi iki kez
grrdm dedemi bir yl boyunca. O sralar Bonyhad'da
bir lisede okuyordum. Okula gidip gelirken Dombovar'da aktanna yapmam gerekirdi. Dedemin orada, kentin
en ilek yerinde, baheli, geni aviulu byk iki evi
vard. Ziyaretine gelen her akraba ocuuna bir kuron

"Kimin

Tatsz

MACAR HlKAYELERi ANTOLOJS

155

verirdi dedem. Bunu da aabeyimden


okula balad:nda.
Ninem leli ok oluyordu. Bu yzden dedem, evin
bir kesinde, gelinlerinin temizliini yapt bir odada
hayatnn son gnlerini geirmeye alyordu.
Odasna girdiimde, tm kayglardan uzak derin bir
uykuya dalm buldum kendisini. Yanndaki pencerenin
pervaznda, elinin yetiebilecei bir yerde iinde ne olduunu seemediim bir ie duruyordu. Byk gibi aa
sarkan kalannn altndan sornurtarak bakt bana uyannca. Uyku sersemliiyle dorulup gz masann zerinde duran ark kitabna iliti.
"Bu saatlerde ark sylerim," dedi.
,
"Ama uyumuunuz," diye cevap verdim ben de.
Gzlerini krptnp, boazm temizledikten sonra
tekrar beni szmeye koyuldu.
"Ne istemeye geldin?" diye sordu dayanamayp.
ocukluumda beni eek zerinde gezdirmi, srtn
da tamt bu adam. imdi beni tanmamas ok dokundu bana.
"Sizi ziyaret etmem gerektii sylenmiti; onun iin
geldim buraya."
"Beni mi?"
cep

harl

renmitim

"Babamn babasn."

Byle konumamn acaip katn sezmeye bala


mtm. Bunun zerine gayet souk davranarak: "Kimin
olusun sen?" diye sordu.
"Babamn oluyum," diye cevap verdim kzdn
belli ederek.
Merakla bir kez daha gzlerini zerimde gezdirdikten sonra: "Anlyamadm, kimin olusun sen?" diye yine
sordu.
Gelenei yerine getirip babamn ve annemin adlarn sylemek zorunda kaldm sonunda.

MACAR HKAYELERt ANTOLOJS

156

Bu kez de: "Ama hangi

olusun?"

diye &ormaz

m?

ocuklann vaftiz adlann sylemekten hi holan


bir yataydm o zaman. Nefret ve tiksintiyle
kendime hi uygun bulmadm o ad bana vurur gibi
madkb.n

dilerimin arasndan fsldadm.

"Onun senden daha kk olmas gerek, dedi.


buyrun bakn," deyip karnemi
kardm antamdan. Ap nne koydum. "Bakn, ne yazyor burada?"
Eskiden notlan iyi olan her karne iin bir kuron
verirdi. Birka snf okuduktan sonra okulu brakan akraba ocuklannn ou artk karne gsteremediklerinden
imdi karnelere kulak asmyordu pek.
Gzl nnde duruyordu. Bir ara eli ona gider
gibi olduysa da cebine girdi. Modas gemi, eski bir
czdan kard cebinden. Bir sre iini kantrdktan
sonra kard bir kuronu pencerenin pervazna koydu.
"Al, sok cebine!" dedi.
Ama ben almadm. Bana doru uzatp elime vermedii iin paray braktm olduu yerde.
Hi kprdamadan bir sre daha ayakta durdum.
"Yakla bana!"
Hala kprdamadm grnce ayaa kalkt. izmelerini gcrdata gcrdata masann bana gidip ekmeceyi
"nanmyorsanz

at.

"Sobris'in ban m hediye edeyim sana yani?"


diye sordu akayl~
Onu da syliyeyim: Sobris, bulunduumuz yrede,
yeni Lapaf'de, yapt kahramanca bir dvten sonra
hayata gzlerini yummutu. Onun bann yannda Atil~
la'nn klc bile deer bakmndan bir hiti diyebilirim.
Pasparlak, yeni bir ak uzatt bana doru. Ben
akya gz gezdirirken bir ara bam kaldrdmda g-

MACAR HKAYELER ANTOLOJS


lmsediini

le

tayacak

157
grdm dedemin. O zamanlar aky hevesbir yataydm. Sevinten uacaktm neredey-

se.
htiyar iyi akalamt benimle.
Ne yalan syliyeyim, benim de ok

houma gitmiti

FOTOGRAFIM
Duygularm yoluyla etkilenmelerimin, edindiim izlenimlerin hibir anlam yoktu artk benim iin. Baz
belirli gnler, tarihler kalmt aklmda nemli olarak,
o kadar.
On drt yandaydm. Arkadalarla okuldan evierimize dnerken B. ve Sz.. sokaklarnn kesitii kede
bir sre durur gevezelik ederdik.
Bir gn kzlarn ansszlndan sz amtk. Zavalllarn kulak memeleri deliniyordu kpe takabiirnek iin.
Dayanlacak bir ac myd bu acaba?
Gerekte hi ac duymadklarn ileri srdm bunda
kzlarn. Kulak memelerinde hi sinir olmadn syleyince B. ve T. bana inanmadlar.
Bunun zerine S. yakasnn arkasndan bir toplu
ine kartp: "Kendinde dene de grelim," dedi.
Hi ekinmeden toplu ineyi alp kulann memesine soktum.
"Acyor mu?" diye sordu serinkanllkla.
"Hayr," dedim.
"br kulanda acmayacak m, bakalm?" dedi bir
ine daha verip.
Onu da deldim.
imdi galibiyetin verdii sevinle her kulamda bir
toplu ine, dimdik duruyordum yolun ortasnda.

te benim iin deerli bir fotoraf daha. lk eki-

MACAR HKA YELER ANTOLOJS

158
len

fotorafm

bu. Bir topluluk iindeyim. Bir hasat


annem, kardelerim, yeenlerim ve
konuklar vermiler bu pozu. Ben de bunlann arasnda
gen, gzel bir kadnn kucanda oturuyorum. Gbeimden dizkapaklanma dein sarkan bir zm salkm
var elimde. Fotoraftakilerin hepsi gzlerini kameraya
dikmi, srf benimkiler kapal. Yine dalm olmalym.
Kucanda oturduum gzel kadnn elinde de bir zm
salkm var. Benim yerime de gvenle, cesaretle bak
yor gelecee.
bayram

srasnda

(eviren: Aydn YAAROGI~U)

lmre

Sarkod i
(1921 1962)

Debrecen'de dodu. Orta renimini bitirince retmen


oldu. 1942-1943'te edebi yazlar yazmaya balad. Janos Gal'
n Yolu ve Rozi adl romanlan dikkati zerine ekti. Oyunlar ve senaryolar da yazd, baar kazand. Btn eserleri
birarada olarak 1962'de Kaak adyla yaynland. 1953'te
K:ossuth dUlilnU ald. Kossuth diU Macaristan'n en bilyk
edebi dlUdUr. Jozsef Attila dlUnU de birltr. kere alm
tr. 1962'de trajik bir ekilde ld.

CEHENNEM YOLCULUGU
gkyzn kaplant; ama
ve gn alt kenarn. Yukariarda
gk ak maviydi. Hava akn iin en uygun hava.
"Bugn de gelirler garanti," dedi ofr keyifsiz,
sonra homurdanp sverek kilisenin nnde frene bast. Tutup tam da bu kente mi gelmeleri gerekirdi sanki; ama ne budalalk.. Herhangi bir kyde kalmalar,
ok daha gvenilecek bir ey olurdu aslnda.
Albayn otosu oktan buradayd, albay da meyhanenin nnde bir kadeh konyak yuvarlamakla megul
d u srada - konya ofr getirmiti. Ho, bir albayn adi bir meyhaneye adm atmamas gerektiiyle ilgili yazsz i hizmet kurallarn artk hi kimsenin umursamad herkese bilinen bir eydi ama ..
stelik albay hem keyifsizdi, hem de tm .. Kafas kazan gibiydi, zor soluk alyor, ksrp duruyordu,
ansszla bak ki, binek arabasnn pencere cam da
knlmt. Son yetmi kilometreyi bu hava akml ve
aresiz arabann iinde yapmak zorunda kalmt. Ken
disine byle bir araba verilmi olduu iin mthi ierliyordu, gelgelelim ordunun ok daha baka eylere de
katlanmas gerekliydi. Tutalm kamyonlarn zerindekiler, yahut siperdekiler, onlarn durumu ok daha kt
ve yaknlacak bir eydi. Bu durumdakiler hep bakala
ryd, albay deil.. Albay aslnda yal bir adamd, oktan emekli olmas gerekirdi sava byle anszrt patlak
vermemi olsa ..
Mor bulutlar

akamst

yalnz batya doru

MACAR IIKAYELER ANTOLOJS

161

Subaylara, geceyi burada geireceklerini bildirdikten


sonra, bir oda ayrtmak zere hemen Grand-Hotel'e gitti, al aa ver yukan baard da.. Odasna kp boazna, bana havlu saracan, bir litre konyakla birlikte tane de aspirin alacam ve ertesi sabah tamamen deimi olarak uyanacan tasarlyordu. Aklndan geirdiini yapt da. Hava aknndan bile tedirgin
olmad; nk al bay aslnda korkusuz bir adamd, bombalann grltsne almt, dindar deildi, hizmet ettii biricik din, vcudunu yaralanp herelenrnek olanana kar korumakt.

Subaylar heyecanl deildiler. ilerlemee devam edecekleri sylenmi olsayd yine heyecan duymayacaklard
aslnda. Heyecan douran ey, sebepler deil, duyulan
keyiftir. Subaylar u anda hi de keyifli deildiler. Te
men Zsigmond, daha ay nce bile elenceli bir gece
geirilebilecek olan, karartlm kente bakt. Ama kimbilir.. "Sen geceyi nerde geireceksin ?" diye sordu stemen. Bunu sorarken yle aresizdi ki, temene s
nmaya can atyordu sanki, ama heriki omuz silkti.
"Geceyi geirecek yer mi? Ne bileyim ?" nce verilecek
alarm hele bir gesin, ancak ondan sonra bir ey d
nlebilirdi.
"Belki de alarm falan verilmeyecek ?"
"Verilecek," dedi Zsigmond hi aklnn ii deilmi
gibi, bu arada steneni de hi umursamyormu gibiydi. Aslnda kzlacak bir eydi bu, nk, aralanndaki rtbe fark bir yana, stemen muvazzaf, Zsigmond
ise yedekti.
"En iyisi otele bakmak .. " dedi sten en.
"Denemesi bedava."
"Peki sen?" Aslnda Zsigmond'dan hi aynlmamalyd, nk otelde oda bulabileceini pek akl kesmi-

F.U

162

MACAR HKA YELER ANTOLOJS

yordu. Albayn bile resepsiyon memurunun nnde uzun


sre taklp kaldn grmt.
"Ben dolap kente bir gz atanm," dedi Zsigmond;
eliyle ykk evlerin zerinde kasvetle ykselen yann
kilise kulesini gsterdi. Evler akam karanlnda yitip
gitmi gibiydi. stemen burada grlecek ne var ki
diye geirdi iinden.
"Tanmadmz kent," dedi Zsigmond.
"Perdelerin
ardndaki insanlar, meyhanedeki insanlar... Evet, meyhanedekiler," diye dayatt. "Beklenmekte olan alarmdan nce bile meyhaneye giden bu insanlar neyin nesidirler? Gnn glin eden bilge insanlar garanti. Ancak byle dayanlabilir bu ie de ondan, stelik gnn
gn etmek, bugnden yanna yaamak deil, dakikadan
dakikaya yaamak, dakikadan dakikaya .. "
"yle yle," dedi llstemen keyifsiz ve diklenerek,
sonra birbirinden ayrldlar. Zsigmond, kendini hafiflemi hissetti. Durum byle olunca, kader ve raslantya
nem veren Zsigmond, asker yaamndan hemen ayninaa karar verdi. Bu gece izinliydi, cebinde 49. ktaya
katlma emri vard. Yann sabah bir geeiktiler mi, cebinde bu katla savan sonuna dek birliini arar dururdu can istedii yerde. Bu andan balayarak, u s
rada unutmu olduu nurnaraya bal birlii bulabiiecei yere yollanmas gerekecekti.
"nce kenti bir grmeli hele," diye dnd inatla. "Byle bir ey ancak tek bana yapld zaman bir
anlam tar.'
Karanlk sokaklar boyunca yryen Zsigmond, bir
meyhaneye girdi. Aslnda hi de kolay olmad bu, nk meyhaneyi bir raslantyla buldu: Meyhanenin kap
s mavi katla kapl olduu iin sokaa hi k sz
myordu. Kap birdenbire, Zsigmond'a arpp devirircesine alm ve ba nnde bir adam, basamak mer-

MACAR HKAYELERt ANTOLOJS

163

divenden aa yuvarlanrcasna inmiti. Adamn ardn


dan da iki kokulan, kfrler izlemiti.
Demek byle, diye dnen Zsigmond, karanlkta
el yordamyle ieri girdi.
Ardndaki kap kapanr kapanmaz k yand. Meyhaneci gerekten de esasl bir bulu denemiti kapda:
Karartma zaman olduu iin, kap ald m ierde elektrik akm kesiliyordu.
Zsigmond kapnn orda durup dnd; daha kolay
bir ey olamazd dorusu, paray dememek iin kapy
ap karanla kanmak yetecekti.
nk dan kan
grlilmyordu ki nasl olsa. Ortaln yeniden aydnlan
mas iin kapnn kapanmas gerekiyordu, eh ite, o zaman da kapa dan atm oluyordun zaten. Ve kap
yeniden ald m yine karanla gmlyordu ortalk.
Dahiyane, diye dnp peykeye doru yrd. Delip geen bak:lanyla meyhaneciye bakt.
"Korkmuyor musunuz?"
"Ne demeli ... alnmza yazy yazan bizim ellerimiz
deil ki."
"Neyse ite ... ihmalci olmayn herhalde."
"Deilim, temenim. Hem bugn bir ey olmaz sannm."

"Olacan garanti ederim size," dedi, Zsigmond serte; meyhaneci hava aknn, oysa kendisi paray demeden svmay dnyor diye de iinden gld durdu. Hem bunu yapacam da, diye karar verdi kendi
kendine. Paray demeden svmak Macar ordusunun bir
subayna yakmazd. Ne var ki tam da byle olduu
iin svmak gerekiyordu. Bundan byle yaplsa yaplsa ancak Macar ordusu subayna yakmayacak bir
ey yaplrd. Kendine yakacak eye gelince, bu olsa
olsa budalaca bir ey olurdu, ama alaka bir ey de
olabilirdi. Paray demeden buradan uzaklamak demekti bu.

164

MACAR HKA YELER ANTOLOJS

Zsigmond btn bunlan aslnda i olsun-..diye dyoksa ok paras vard. En aa, , drt
bin peng para vard zerinde. se i se ne kadar lk ie
bilirdi sanki? Fazla fazla elli peng tutacak bir hesap,
o kadar. Aslnda bu bile olmayacak bir eydi. Burada
verilen ikilerden elli peng tutarnda iip de cezalandnlmadan kalmak akl alacak ey deildi.
Meyhanedekileri bir gzden geirdi. ki yalca adam,
nlerinde bir arap srahisi, sessiz sedasz oturuyorlard, grne baklrsa ikisi de sarhotu. nlerindeki masa slakt, dirsekierini dklm :arabn meydana getirdii kirli siaa dayam:lard, anlalan nlerindeki srahi ancak yava yava bo:alacakt, nk araptan
pek de memnun kalm halleri yoktu. Evlerine dnerlerken, -diye dnd Zsigmond- hacaklar tutmayacak,
mideleri bulanacak, ve sabah azlannda berbat bir tatla uyanacaklar, duyduklan fenalk daha da artacak, nk alkoln yalanm organizma zerindeki etkisi hi de
kutsanacak bir ey deil. stelik byle korku iindeyken ... nk korku ektikleri muhakkak ve canavar ddkleri tmee balad m daha da korkacaklar... hem
yalnz onlar deil, hepsi.
Meyhanedekilerin herbiri, zel bir dikkatle radyonun yava yava mnldanmasna kulak veriyordu. Bu
nnlt srp gittike her ey yolundayd. Saat hanidir
sekizi gemiti, henz bir uu haberi kmamt, meyhanedekiler bundan tr an bir sinirlilik iindeydiler. u gece akn da nerde kalmt? Hibiri, bu gece
akn olmayacana inanamyordu, kede oturan iki kii az kavgasna bile balamlard, nk ilerinden
biri artk akn olmayaca, evlere dnlebilecei iddiasndayd da ondan. Zsigmond bayle bir selam verdi
ortaya. Buradakilerden hibirine kar honutsuzluu
yoktu, hibirine kzgn da deildi; birden skknlk duynyordu,

MACAR HiKAYELER ANTOLOJS

165

du. Tek bir kadn bile yoktu. Derken, keden sann


bir delikanl doruldu, yalpa vurarak peykeye gitti, i~
kiden yanm desilitre daha istedi. Zsigmond da ayn ey
den isteyip genci izledi, yaruna oturdu.
"kntye urayan genlie sevgi besliyorum," dedi candan bir tavrla.
"Ama ben yle deilim," dedi delikanl. "Adm
Abel."
"Senin sran da gelir daha. Benim adm da Zsigmond."
"Sizin o yola girmi olduunuz belli."
Delikanl henz ok genti, olsa olsa on yedi ya
larnda olabilirdi ancak. Salan sapsanyd -hemen hemen beyaz sar, uzundu da. Tpk bir oran az gibi
akaklanndan aznn kenanna doru sarkmt. Zarif,
inceden bir genti; sarholuk pembe, canl yzn buruturmutu.

"Merhaba," dedi Zsigmond. "Garanti kntye u


buna
olur
insann, hibir ey gelmemesinden daha skc deildir
herhalde."
"u anda sizin iin dilediim ey banza gelecek
rayacann erefine ielim. Bu berbat gnlerde
bile kretmeli. Hi deilse bana bir ey gelmi

olsayd."

"Olsayd m?

Bak delikanl, gelecek'ten sonra olyer yok."


"Gelecek'ten sonra olsayd'ya yer yok mu? Delirmisiniz siz.. imdi bir hava akn olacak, siz de olsayd'ya yer olsun olmasn, lp gideceksiniz. anl eref
li ordunuz da yenilmi olabilir - bu da ina sygas. Sava da yitirmi olabilirsiniz, anlald m? Hounuza
gitmeyecek de olsa artk yalnz ina sygasyla konua- '
can. Buyurun: hounuza gitmeyecek de olsa; yine in
a sygas ite."
sayd'ya

MACAR HKA.YELER ANTOLOJS

166

"Ne emredersiniz
rup

temenim ?"

diyen meyhaneci du

bakt.

"Bir yann desi erik raks daha. Yahut, daha do


rusu iki yann desi olsun. Bir de dostum iin."
"Ben dostunuz deilim," diye direndi Abel.
"Bastne," dedi meyhaneci, "iki yann daha yleyse."
"Ben kays raks istemem," dedi Abel.
"Ben de kays demedim ki zaten," diye yat:;ztrd
Zsigmond delikanly, "erik raks dedim."
Abel, yeniden getirilen iki yarm desiden, daha fazla sarho oldu. Zsigmond da durumdan ayn lde yararlanmaktan geri kalmad. Hava akn daha bekleyip
dursun, dedi iinden, hele biz paray demeden sva
hn da ..
"Eeh", dedi sonra saatine bakp, "Gel hadi, sva
hn urdan."

"Hi zlmeyin
bu

sakn,

daha kelleyi de vereceksiniz

gidile."

"Budala, skc herifin birisin. stersen btn ordu


dan tiksin, bana gre hava ho. ster yenildii iin,
ister korkak olduu iin, ister kahraman olmad iin
olsun.. ama bunu durmadan stelernek skc olmuyor
mu?"
"Ama ne de eeksiniz ya.. Anlalan tam da stne
hasamadm henz, onu hor grmem kahraman olmadndan tr deil... ondan nefretimin nedeni bu de
il."

"Neden olursa olsun, vz gelir trs gider."


"Salt bir ordu olduu iin."
"yleyse haydi haydi svmahyz. Gryorsun ya.
ben de hor gryorum onu. Onun iin pekala dost ola
biliriz."

"Peki siz nasl hor gryornUJ.?SUm~ orQ.l))'U baka..


lm?"

MACAR HKA.YELERt ANTOLOJS

167

"ki parasn takyorum

ya ite. Bir subaya yaki bu. Subay dediin tad niformaya sayg
borludur, iip iip svlmaz, paray der. Ama benim
niformaya saygm yok, paray da demiyeceim onun
iin. iki paralann takacaz senin anladn. Ha, ne
dersin?"
"Sizden nefret ediyorum." Abel, temenin yzne
kmaz

bakt.

"Beni hi mi hi rahatsz etmez."


"Dn akam babam, annem, kzkardeim, erkek kardeim, ninem, ldler. Den bir bomba hepsini topraa gmd. Onun iindir ki.. bunu yapanlardan nefret
ediyorum.. size benzeyenlerden... sonra.. bir de tutmu
hesab dememek iin bezirganlklara cret ediyorsunuz.
deyin her eyin hesabn. .. "
Ne var ki, kararl olan Zsigmond kolayna geve
medi. Gld, Abel'e kolunu uzatt, yanan okad.
"Onu biraz temiz havaya karaym," dedi meyhaneciye. Meyhaneci evet anlamnda ban sallaynca, Zsigmond, Abel'i kolundan tutarak karanla, bilinmeyene
doru, kt.

Bir sre yrdler,

delikanl

kendine

gelrnee ba

lamt.

"Btn yaknlann ldne gre ne yapyorsun im


di?" diye sordu Zsigmond.
"Nefret ediyorum. Beni yaatan ey bu artk," dedi
Abel.
"Benden de mi nefret ediyorsun?"
"Daha ok Alnanlardan. Topunu ldrebilirim."
"Daha neler."
"Yapabilirim diyorum."
"nmzden bir Alman gidiyor ite," diye gld
Zsigmond sinsice, "ldr hadL"
Gerekten de nlerinden bir Alman gidiyordu. So

168

MACAR HiKAYELER ANTOLOJ1s

kak fenerinin donuk mavi

nda Alman

gryorlar-

d.

"eytan grsn yznz. Onu ldrmeyi siz kendiniz de gze alamazsnz."


"Pekala alrm. Ama ne olacak? Sryle var daha
nasl olsa."
"ldrsenize yleyse."
"Gel hadi, acmyorsan ldrelim. Cellat yaman
dan baka bir ey deil ki bu. Bylelerini ldrmek
vakit yitirmekten baka bir ey deil. Asl onlar buraya gnderenleri ldrmek gerek."
"neklik derler buna. Onlar nasl ldrebilirim? Hadi hadi, u gideni ldremiyecek kadar korkak olduu
nuzu kabul edin.'
Zsigmond omuz silkip Almann yanna, ok yak
nna, yaklat ve imek gibi bir hzla ense::;ine bir yumruk indirdi. Alman eri duvara doru sendeledi ve boylu
boyunca kaldrrnn zerine uzand.
"Buyurun," diye kkrdad Zsigmond ve elini att
cebinden upuzun bir bak kard. "Buyurun, grtlam
tam uradan kesrnek gerek, ama ok abuk, yoksa kendine gelir ok gemeden. ile ah damarn hadi.. Ho
daha nce sorulabilirdi ona ya, evinde ne yapar ne eder,
bekleyeni kim? .. Gretchen mi, yoksa Kaetchen mi? .. Ne
zoru vard da geldi buralara.. cellat yamaklna kim
zorlad kendisini? Kimbilir, belki de anas henz lmemitir de yolunu bekliyordur... hani tpk senin br
dnyadaki anan gibi.. bouna beklemek yani. Hadi ile
dostum, hastr ba, ah damanna geiriver yle.''
Abel ba elinden atp yere oturdu.
"Ee, ne var, n'oldu ?"
"Defolun gidin burdan, iblis!.. Kendini savunamayan bir adam nasl ldrlr?"
"Az bir ey nce savunusuz deildi ki. Peki, ay.;
lineaya kadar bekle yleyse, bekle de dv onunla ba-

MACAR HKA YELER ANTOLOJS

169
kalm; merak etme sakn, sana ne yaparsa yapsn, bana ne gelirse gelsin, cn alnm senin, cn al
mak benden. Sen gster yrekli olduunu yeter."
Abel duvara yasland, alnn ter kaplamt.
"Zevzeklik," dedi.
"Cellat yamaklann ldrrnee demez bence, benim
ilkem bu .. Ama ders almak istiyorsan, o zaman istemeyerek. .. "
Ve zerine kan bulamasn diye dikkat ederek, yerde yatan Almann grtlan, bir tavuk boynu keser gibi,
enine, uzunlamasna ve byk bir soukkanllkla kesti. Sonra, bakl elini, kana bulamasn diye hzla geri
ekip, ban azn niformann eteinde dikkatle temizledi.
"Tamam ite," dedi, cep lambasn yakp bir saniye
sreyle yerde yatan eri gzden geirdi. Abel, Almann
grtlandan ykselen hnlty duymutu. imdi de, hafif hafif fkran bir kan fskyesinin yerlere dklp,
giderek byyen, krmz kara bir birikintinin ayaklarnn dibine yayldn grnce, dehetle irkilip geri
ekildi. Bir sre sonra, Zsigmond cep lambasn sndrd.
"Gel hadi."
"Hayr. Sizinle gelmem."
"yle bir gelirsin ki."
Kolunu braknayp Abel'i beraberinde srkledi;
kuvvet kullanarak deil de daha ok korur gibi, nk Abel'in kar koyacak hali yoktu, daha ok dehe
te kaplm denebilirdi, ho Zsigmond yannda kalmam bile olsa yine dehet iinde olacakt - hi olmazsa
Zsigmond koruyordu imdi onu.
Byle bir sre yryp, bir sokaktan tekine saptlar. Abel, aniayabilecek durumda olsayd, arkadann
buralardan, beklenen alarndan uzaklamak ve gze grlinmemek istediini, ve bunun yerinde bir ey olduu-

MACAR HKA YELER ANTOLOJS

170

nu, anlayabilecekti... Gelgelelim, Abel'in hibir ey d~


falan yoktu, svp duruyordu boyuna.
"Allah kahretsin sizi... lnn kokusu salyor ni~
formanzdan... Keke ben de sizin grtlanz kesseydim
;seve seve byle ... "
"Onu da gze alamazdn," dedi Zsigmond yattra
rak.
"ldrmek o kadar kolaydr sanma."
"Neden geberip gitmemisiniz siz? Sizi seven tek
bir insan var mdr acaba?"
Und

"Hayr."

"Geberip gidin yleyse."


"Belki sevecek biri kar."
"Zor kar."
"Onun iindir ki kendimi daha insancl bir a~ iin
korumak benim kutsal grevim."
Birden sustu.
"Dur... Czamllar gibi dolap duruyoruz boyuna,
oysa bizi Almanlardan koruyacak bir yer var. Getiim
yerlerde, zerlerinde "girmek yasaktr" diye yazl ka
plar grdm... Almanann girmesi yasak edilmi kap
lar. Bunlar genelev kaplan elbette, ama gbeenir ol~
mann sras deil imdi. Almanlar ahlaklann koruya.
dursunlar, genelev de bizi onlardan korur.. Yr hadL.
Nerde ilk kap bakalm, ilk k ve subaylara aynlm
kap? .. Bir subayla birlikte olduunu unutma sakn."
Abel cevap vermedi.
"Anlalan gelip geeniere dannam gerekecek. Ama
buradan gelip geen de var m ki?"
Zsigmond gelip geeniere raslad raslamasna, ama
ancak nc ya da drdncs ie yarar bir cevap
verebildL stelik o da tpk tekiler gibi tiksinerek ve
aalayarak.

"niformann erefini baanyla

savundum,"

dedi

MACAR HK.AYELERt ANTOLOJS

Zsigmond yksekten atarak, ve neden sonra bir

171
kapy

ald.

"nce delikanlya sade bir kahve hele," diye em


retti. Sonra, kadn gzden geirdi. Kadn gekince ve
sannd, mavi pijama giymiti.
"Abel, uyuklama sakn," diye uyard koruduu ha
kir delikanly. "Seni bekleyen i var." Ne var ki, ken
disi yatan zerine srtst uzand.
"izmeleri yataa dayamam," dedi yattrmak iin.
Abel'in gzleri nndeki oda saliannaa balad,
kpkrmz bir sis iinde yzyordu sanki. "Eh," dedi
Zsigmond, "ok srmez. Kusarken nasl fenalk geirir
insan, yle ite, nemsiz bir ey, szn etmee de
mez. Kahveni i, iyi gelir. Kz da soyunur bir yandan,
hemen istediin anda."
Kz temene hem aktan aa itici bir ey gryormu gibi, hem de korkuyla bakyordu.
"Ne istiyorsunuz?"
"Sen soyunnana bak, tesine kanma. Hadi Abel,
kesik bir insan grtladr sanma bunu, hayr, hayr, bu
ok baka bir ey... eh ite, !een derler buna."
Abel'in beynindeki kara krmz sis alyordu, alnyla duvarn serinliini aramaktayd. inde bir bulan
t vard, mthi bir bulant, kusmak, tekrar tekrar kusmak istiyordu. Uzun zaman geti, kimi zaman soluyup
iini ekerek direniyor, derken yine frlyor, Zsigmond'a
bakyor, onu bir gryor bir grmyor, kadna bakyor,
Alman, Almann grtlan, kan, plak haca gryor,
saniyenin binde biri bir zaman iinde kendini atl karncada sanyor, sonra yine, sokakta yryormu gibi
Oluyor, derken bir otoya bindiini, motorun bomurdanarak altn duyar gibi oluyor, kardan gelen maskelenmi farlar donuk donuk yordu.
Bu srada Zsigmond, albayn oto penceresinin k

MACAR HKAYELERt ANTOLOJS

172
nk

olduunu,

knk

pencereden ieri kolunu sokabile-

ceini dnd ... arabann kapsn amak ... Arabann


avadanlnda , drt kontak anahtan olsa gerek diye

geirdi

aklndan,

ilerinden biri uyar elbete. Ve arabada garanti arabadaki dier katlar arasn
dadr. Czdana adn kaydedip hareket etti.
"Grlt patrd, banp arma Budapete'ye kadar izleyemez beni ya," diye dnd bu arada da. "Oraya ula;ncaya kadar nasl olsa sesi kesilmi olur."
Ve uyuklamaa balayncaya kadar srd arabay,
motoru durdurdu, bir dakika sonra da osenin kenannda
horlamaa koyuldu. Bir cesedden farksz olan Abel de
nn czdan

arabann arkasndayd.

(eviren: Zeyyat SELMOOLU)

Fe ren c
San ta
(1927 -

Transilvanya'da fakir bir ailenin ocuu olarak dnyaya


geldi. Budapete Macar Dili ve Edebiyat FakUltesini bitirdi. imdi Budapete'de Edebiyat Tarihi Enstits'nde al
maktadr.

1950

yllar ortasnda

hikayeler yazarak girdi edebiyat


Hikaye kitaplar: Teli Viragzas (1956), K ieklenmesi, Farkasok a Kszbn (1961), Kap Eiindeki
Kurt. Beinci Kova adl roman 1963'te yaynland. Ayn y
ln sonunda Kortars dergisinde Saat 20 adl roman defada tefrika edildi. Gen hikaye ve roman yazarlarnn en
iyilerinden saylyor.
hayatna.

N AZLER
oban, -aa yukar altm, altm be yalarnda
olduka yalanm bir adam- geni, yksek bir
ktlin zerinde odun yaryordu. Yanbanda da, sekiz, dokuz yalarnda grnen bir ocuk odun paralaartk

rn toplamaktayd.
Atlarn nallanndan kan sesi ikisi de duydular,.
sonra, atlarn, arkalarnda durup kaldklarn da hissettiler, ardndan da aklan kibrit trtsn .. Sanki arkalarnda duran biri sigarasn yakmt, ama dnp bakmadlar, hi ses almamasna odun iine devam et;.
tiler.
ki silllll stivari, hanidir aalarn ardnda sakl
durduklar am onoanndan kmlard, imdi dunnu,
obanlan, sry, kk kulbeyi, evrelerinde dolanp
duran, ikide bir atlp gerileyen kpei gzden geiriyorlard. Otla geip, atarn iki insann arkasnda durdurdular.
u anda tam arkalarnda dunyorlar, sigaralarnn
dumann frp susuyorlard. Kalalarnda tabancalar
vard, srtlarnda da aprazlamasna duran tfekleri,
ayaklarn zengilerden kann, koyvennilerdi.
Zaman geti, ortalk sessizlik iindeydi - sanki bu
drt kii bir arada deillenni gibi. Hepsi de insano
luydu: silahl svariler gibi oban da, ocuk da ..
Sigaralarn sonuna kadar iip bitirdikten sonra, svarilerden biri, eyerden kaln bir cop karp, atn yaf;ll adama doru srd:

MACAR H1KAYELERt ANTOLOJS

17!5

"Heey, ihtiyar! .. " diye bard.


oban, tam bu srada baltasn odunun fizerine indirmek zereydi, ama baltay indirmeyip abucak nfi
ne, topran zerine brakt, apkasn bandan kar
d, arkasna dnd,
eildi, yle ba ak,
eilebildii
kadar eildi. Ses falan etmedi hi, gzlerini bile yerden
kaldrmad, yle atn nnde eilmi kald; apkas elin
deydi, bembeyaz salan esen rzgarla kprdyordu.
ocuk, hibir ey duymamasna, odun krklann.
toplamaa devam edip yna katyordu.
Daha da zaman geti, silahl svariler hibir ey
sylemiyorlard, ve yal oban hala eilmi duruyor,
santim kprdamyordu yerinden.
Neden sonra svarilerden biri konumaa balad;
atlar hanidir yeri eeliyor, balann dndrp duruyor
lard huzursuz.
"Kimseyi grdn m:i buralarda?" diye sordu s-.
vari.
"Hi kimseyi grmedim."
Yal adam, cevab hemen vermi1)ti, abucak, balta-.
y yere nasl abuk braktysa yle.
Derken, ikinci svari de daha bir yaklat yanna:
"Sana soruyoruz: buralarda bir adam grdn m?"
"Buralarda bir adam grmedim," diye cevap verdi
ihtiyar.
obann baklan yerdeydi, svarilerin izmelerini
yerdeki otlan, atlarn trnaklarn gryordu.
"Daha yakla bakaym .. " dedi elinde cop tutan sU~
vari.
htiyar, atn iyice yanna yaklat.
"Daha, daha.. "
Svarinin izmesinin dibine dek sokuldu. izmenin burnunu, zengiyi, atn karnnn bir ksmn ve yerdeki ot..
lan gryordu.

176

MACAR HKA YELER ANTOLOJS

Svari, elindeki copu ihtiyann enesinin altna S()-.


kup yzn yukan kaldrd. htiyann vcudu ne do
ru eildi, ba arkaya gitti, ama gzleri yine de yukan
bakmyordu, btn grd, svarinin dizi boyundaki
pantolonu ve zenginin kaylanyd. yle bir yutkunmaa can atyordu ama, copun yznden baaramyor
du bunu.
Svari, ihtiyarn yzn gzden geirdi. Bileini dizine dayad, copu yle ihtiyarn enesi altnda tutup, ba..
n yukan kaldrdka kaldrd, yzne yuzune bakt
durdu ihtiyarn ... Derken, copu geri ekip obann omuzuna yle bir vurdu.
Yine sessizlik.
"Gidebilirsin .. "
htiyar geri dnd, hzla ktn bana yrd,
apkasn yine giydi, baltay yakalad, yukan kaldnp
yeniden odun yarnaa koyuldu.
Drdnc ya da beinci odunu yarnt ki, svari
yeniden ekidi bana :
"htiyar .. "
oban geri dnd, apkasn kard, eildi, gzleri
yine yerdeydi - tpk nceki gibi.
"ocuk ka yanda?"
"ocuk sekizinde .. "
"Onu sen mi bytyorsun ?"
"Ben bytyorum."
Derken, br svari de konumaa koyuldu:
"Ne zamandan beri bytyorsun onu?"
"Bir yldr.. "
"ocuk ka yanda?"
"ocuk sekizinde .. "
"Onu sen mi bytyorsun ?"
"Ben bytyorum."
Svari daha bir yaklat obana.

MACAR HKAYELER ANTOLOJS

177

"Buralarda bir adam grdn m?"


"Buralarda kimseyi grmedim."
"Gidebilirsin.. " dedi br svari.
kisi de sustular.
"Bana bak, ocuk! .. " diye bard coplu svari.
ocuun kollar odun knklanyla doluydu, tam ynn oraya gitmek zereydi, knklan tekilerin yaruna koymak iin.. Olduu yerde kald, odun knklann
ayaklannn dibine brakt, kasketini abucak kard ba~;andan, eildi ve yle dnd. ocuun salan da uuuyordu esen rzgarla.. O da svarilerin yalnz ayaklann ve yerdeki otan grmekteydi.
"Ka yandasn sen?"
ocuk abucak cevap verdi - kollanndaki odun knklann yere nasl abuk braktysa tpk yle.
"Sekiz yandaym."
"Sana bu ihtiyar m bakyor?"
"Bana bu ihtiyar bakyor."
"Ne zamandan beri bakyor sana?"
"Bana bir yldan beri bakyor."
"Bu ihtiyar m?" diye sordu br svari.
"Evet, bu ihtiyar.. "
"Deden mi senin ?"
"Dedem."
"Buraya gel .. " dedi coplu svari.
ocuk ilerledi, -tpk ihtiyar gibi- ata doru yak~t.

"Daha yakla, daha.. "


izmeterin dibine kadar sokuldu, ne var ki ok kk olduu ve srtn da emi olduu iin, nerdeyse atn
karnnn altna giriyordu, hani az kalmt atn altna
girmesine.. Bundan trdr ki svarinin kunduralaryle
otlardan baka bir ey gremedi.
F.l2

....n. va-K HIKAYELER

ANTOLOJ!St

Svari ayan yle bir kmldatt, izmesinin burnunu ocuun bann altna soktu, enesini arad, eneyi bulunca ayan uzatt, ocuun ban yukan kaldrd.

"Daha yukan .. " diye bard.


ocuk ban iyice kaldrd, yce arkaya devirdi
Atllarn suratn henz grmemiti, onun iindir ki iinde uyanan merakla gzlerini at.
Sonra, yine kapad gzlerini.
"A gzlerini.. "
imdi, atlnn izmesindeki knm deriyi gzden
geiriyordu.
"Bir adam grdn m buralarda?"
"Buralarda kimseyi grmedim."
ocuun az da tkrkle dolmutu.
"Sana bu ihtiyar bakyor dedin."
"Bana bu ihtiyar bakyor dedim."
Yine sessizlik. Atlar yerleri eeliyor, ihtiyarn baltas atrdyla odun yanyordu.
"Geri dn bakaym .. " diyen atl, ayan koyverdi.
ocuk geri dnd.
"leri bak .. "
ocuk ban kaldrd.
"Ne gryorsun orda ?"
"Dalar, g, aalan goruyorum, sonra bir kulbeyle nnde de direkler gryorum, direkiere mlekler aslm, sonra bir kei, bir de ate oca gr
yorum .. "
"Peki, imdi ilerle bakalm .. "
Ardndan izlediler, ocuk kulbeye kadar gidince,
orada durmasn sylediler. Alack bir oban kulbesiydi, nndeki direkiere mlekler aslmt, sada ba
l duran bir kei grlyordu, kei kar gibi beyazd,
yaknnda da, talar zerinde, sabah ateinin klleri grlliyordu.

MACAR HKAYELERt ANTOLOJS

179
durup

Elinde cop tutan atl, ocuun yanbanda


keiden yana evirdi.
"Bu nedir?"
"Bir kei.."
"yice gzden geir."
"yice gzden geirdim."
teki atl da konumaa koyuldu:
"Nedir bu?"
"Bir kei.." dedi ocuk.
Atl, izmesini ocuun brne bastrd:
"Arkana dn .. "
Stir daha tedeydi, ineklerin anlar duyulmuyordu,
stir, boyunlannda an olmakszn otlamaktayd, tek bir
inein bile boynunda an yoktu.
"Kpei ar.. "
ocuk kpei ard. Kpek nce korkarak ilerledi, yava yava yanat, ocuun ayaklan dibine oturdu.
"Dikkat et.." dedi atl. "Ayaklannn ntinde oturan
ne, u ayaklannn nnde oturan?"
"Bir kpek," dedi ocuk.
"Hayr.. Bu, ayaklannn nnde oturan, bir kei,
beyaz bir kei.. aniadn m ?"
ocuk sustu.
Atl, elindeki copu ocuun kasketsiz bann Uzerine koydu. Boylu boyunca yerletirdi ocuun bana, ocuun bann tam ortasna uzunlamasna yaptrd, copun ucu, ocuun iki gzti arasndan ileri doru frla
mt. br atl yaklap atyla ocuun yanbanda
durdu, hem de ok yaknnda, ylesine yakn duruyordu
ki, izmesinin koncu ocuun omuzuna deiyordu.
"Ee?"
ocuk kpee bakt.
ocuun yanna gelen atl, ekip kard'! conunn
ocuun omuzuna davan
kti ayayla

180

MACAR HKAYELERt ANTOLOJS

"Gzel gzel cevap ver imdi bakalm."


"Hadi .. ayaklannn nndeki nedir?"
ocuk kpee bakt.
"Bir kei.. " dedi.
"Byk bir beyaz kei."
"Byk bir beyaz kei."
Atl, ocuun yanndan aynld, teki de copu bann zerinden ekip ocuu ayayla keiden yana <;evirdi.
"Peki ya bu.. bu da bir kpek. Tamam m?"
Copu yeniden ocuun bana yerletirdi.
"Evet mi?"
"yle orta byklkte, ne kk ne de btiyiik, koyu kahverengi bir kpek."
"Evet.." dedi ocuk.
"Ad ne?"
ocuk sustu.
"Kpein ad ne?"
"Sezar.. "
"imdi gidip ban gzelce oka bakalm," dedi br
atl, "her zaman nasl yapyorsan yle, okarken adn
da syle .. "
br atl yeniden ayan kaldrd, izmesinin topuunu ocuun srtna bastrd, ocuu ileri srd.
"Sezar .. " dedi ocuk keinin yanna ulanca, elini
bana, keinin boynuzlannn arasna, koydu. "S0zar.. "
"Daha baka ne dersin ona bakaym?"
ocuk keinin yannda durmu, keinin boynuna doru uzanmt; kasketi elinde, gzleri yerdeydi.
"Kck kpeim .. " dedi.
Yine sessizlik.
"Buraya gel.. "
ocuk, keinin yanndan aynlp atlnn yanna gitti, ama bu kez atn nnde durmayp, atlnn izmesinin tam dibine yanat. Atl, ocuun enesini kaldrd.

MACAR HKA YELER ANTOLOJ!St

181

ocuk yutkunmaa can atyordu ama, enesine dayanan izmeden tr yutkunmay gze alamyordu; baklann kaldnp yukan baknaa da can atyordu, ne
var ki, hi kprdamakszn yznn altndaki izmeye
bakabiliyordu ancak.
"Gidebilirsin .. "
ocuk, ihtiyara yan yol boyu yaklat srada, ath arkasndan seslendi. ocuk, arkasna dnd, yeniden
eildi srtn kanp.

"Kimseyi grdn m buralarda?"


"Buralarda hi kimseyi grmedim," diye cevap verdi.
ocuk daha bir sre yle kald. Atllar sigara yaktlar, ilk nefesin dumann rzgara savurup atann birbirine yanatrdlar.
"Gidebilirsin .. " diye seslendiler ocua.
htiyar, btn bu sre iinde, odun yarnaa devam
etmiti; yaknnda kimse yokmu gibi arkasna bile dnmeyip alt yine.
Oysa iki atl tam arkasnda duruyarlard - ocuk
odun knklann toplayp ynn oraya tad, iki atl
da bu arada sigaralann iip bitirdiler. kisi de susuyor,
sigarann dumann nlerine doru savurup obana bakyorlard. Sigaralann attktan sonra biri dizginleri ekti, ardndan teki de ekti dizginleri, eyerlerin zerinde
dorulup srtlanndaki tfekleri dilzelttikten sonra, ata
n yrtp gittiler.

(eviren: Zeyyat

SELMOGLU)

Lajos

Galambos
(1929-

1929'da Kotaj'da dog-an Galambos, 1950'de gazeteci olaatld. Budapete ve Hunnia film stUdyolarnda
dramaturg olarak alt. Eletirmeleri, hika.ye ve romanlan
vardr. AtWa .Jozsef dln kazanmtr. Bugnn balca
hik!yecllerl a.rasuda yer almtr.
rak hayata

NBETLEE

Tren istasyonu alt kilometre kadar uzaktr Gyr'den. ounlukla posta trenleri urar bu istasyona, son
zamanlarda onlar da seyrek uramaya baladlar nedense? Bayram nceleri ve cumartesi gnleri, yolculuu
uzun srecek olanlar yer tutmak iin erkenden gelip
trende bekleirler. Dikkati ekecek baka bir olayla karlalmaz bunun dnda. ok uzakta bir yere gidene
bilet kesrnek zorunda kalndnda -o uzak istasyon iin
baslm zel biletler olmadndanistasyon memuru
daima yannda bulundurduu bloknotun bir sayfasna
bilet ss verip, gidilecek yeri orada belirtir.
Saat altda kalkan trende en fazla on kii bulunur. Onu izleyen teki iki trende ise, rencileri de
sayarsak, yolcu says yirmiyi gemez. Bu yolculuklar s
rasnda herkes birbirinin dostu, yakn arkada olx.u

tur.

Bundan iki yl nce bir sabah, 6 treni beklenirken


bir yzle karlat yolcular. zerinde demiryolu memurlarnn giydii resn niforma bulunan kr
sal bir adamd yabanc olan. yalarnda, iyi giy
dirilmi bir ocuun elinden tutmutu. lk bakta yolculua km bir dede-torunu andryorlard birlikte.
Ertesi gnn sabah adamla ocuk treni bekliyenyabanc

184
:MACAR HiKAYELER ANTOLOJS
ler arasndayd yine. Adam: "Gnaydn, beyler!" diyerek evresini selamladktan sonra ke doru eilip:
"Zoli, sen de bir eyler sylesene!" diye fsldad. ocuk becerebildii kadanyla evresini selamlamaya al
p glmsedi.
nc gnn sabah gzler yeni yolcular arad;
bu kez her ikisi de bekliyenler arasnda yoktu.
Drdnc gnn sabah bir kadnn yannda geldi
ocuk. Adamnki gibi resmi bir niforma vard kadnn
iizerinde. Pek gen saylmazd, otuzundan ok krkna
daha yakn gsteriyordu. Grn bakmlyd. Kadn
la beraber olduu iin olacak durmadan konuuyor, ar
k sylyordu yumurcak. ki sabah kadnla birlikte geldi istasyona, bir gnlk aradan sonra arka arkaya iki
gn yannda adam vard yine. Gn na kan bir
gerek vard imdi herkes iin. ocuun kadnla birlikte geldii zamanki neeli davran, buna karlk yannda adam olduunda taknd kararl, erkeke tutum
orada bulunanlarn gznden kamamt. teki ocuklarda da grld gibi, ocuun bu farkl davrann
dan annesi ve babas olduu ortaya kyordu adamla
kadnn.

ocuun belirli zamanlarda annesi


olmasn kanksamt yolcular.
canayakn bir ocuktu. Daha kundaklk

veya babasyle
Gerekte gzel;
bebekken erken
uyanmaya alm olmalyd. Aklna estiinde evresindekilerle akalayor, ocuka, ama cevaplamas g sorular soruyor, herkesi gldryordu.
"Amca, niin senin apkan yok?"
"Kasket daha ok houma gidiyor da ondan."
"Kasketi ocuklar giyer ama ... "
Byle konumalar zerine neelenip kahkahay basyordu yolcular. inecekleri istasyonda trenden aynlp
kendilerini erken kalkmann verdii huysuzluktan kurtarm otobslere doluyorlard.
birlikte

MACAR HK.A YELER ANTOLOJS

185

Herkesin dikkatini eken bir durum vard imdi.


Bu da ocuun tren yolculuundan baka bir ey yapmamasyd. Ne ocuk yuvasna gidiyor, ne de parkta
oynuyordu. Trenle gezinti tek elenceydi onun iin sanki. Sabahlar trenden inince babasyla -eer sra babasndaysa- istasyon binasna giriyorlar, ksa bir sre sonra annesiyle birlikte kp birka dakika sonra geri dnecek trenle evlerinin yolunu tutuyorlard.
kinci haftann sonuna doru adamla yakndan tanp konumak iin elverili bir durum yaratmak istedi evresindekiler. Adamn da yaknlarda bir yerde oturduu anlalmt artk.

"ocuu

sabahlar

yuvaya

getiryorsunuz

sanm

tk."

"Ah, nerede!"
"En iyisi bu olurdu herhalde."
"Biliyorsunuz, buraya geleli daha yeni oldu, pek
toparl yamadk kendimizi."
"Bayan da alyor galiba?"
"Tabii, nbetee alyoruz ayn grevde."
"ekilmesi kolay bir hayata benzemiyor pek."
4
' gnde bir serbest olabiliyoruz ancak."
Tlim yolcular alnt artk ocua; bir iki kez
trende bulunmadnda eksikliini de duymulard. Btn bu bilgilere ramen anla;lmayan noktalar vard onlar iin. Omuzundaki erltere baklrsa basit bir demiryolu memuru deildi adam. Buna gre hem erkein hem
de kadnn almas niin gerekiyordu?
ok mu fakirierdi?
Acaba herhangi gizli bir nedenle mi buraya gelmilerdi? Belki her eylerini kaybetmilerdi, bu yzden
mi bu kadar skntya katlanyorlard? Biri sabahleyin
ocuu getirip tekine brakyor, ancak on iki saat kadar birarada olabilme frsatn buluyordu btn aile.

MACAR HKA.YELER ANTOLOJS

186

iinde bir i vard, ama neydi?


trenle ie giden kadnlardan biri, en me
rakls tabii, bir bahane uydurup bu yeni komularnn
evinin iini grme frsatn buldu gnn birinde.
Dzenli, modas gememi mobilya, tanabilir bi
ini soba, televizyon, radyo, yerde hal, duvarlarda resimler, bir rafta ocuk oyuncaklar, ksacas her eyi
ta~am, dengeli denmi iki odayd evin hepsi.
ocuun yaa bu kadar kk olduu nasl ak
lanacakt imdi; yoksa bundan nce baka ocuklar ol
mu muydu? Bu kez de kadn soru yamuruna tuttu
lar.
"ocuun uz bir tane mi?"
"Evet, bir tane."
"Demek baka ocuunuz yok."
"Ne yazk ki olmad."
"Gentiniz evlendinizde herhalde?"
"Evlendiimizden on alt yl sonra dnyaya geldJ
Zoli. O zamana kadar ok ocuk istedik, ama bir trlU
olmad. Babas pek zld buna, hatta salar o yz,
den aard zavallnn. Doktorlarn birinden brne ko
tuk, hibiri para etmedi. te tam umutlanmz yitirdi
imiz bir sradayd bizim bu yaramaz kt ortaya."
Gerekten sann akl m yal gsteriyor diye
evresindekiler gzlerini ayrnadlar bir sre adamdan.
Hele ilkbaharda klk paltosunu da giymemeye bala
ynca hareketlerinden hi de yal olmad anlalm
t iyice. Herkesin gznde birbirine gayet iyi uyan bi
ift halini almlard artk.
Btn bunlar varken, ne diye kendilerini bu ka.
dar skntya sokuyorlard? Eer kadn evinde oturup
yalnz ocuuyla ilgilense daha mutlu bir yaamlan ol
maz myd?
Bu

iin

Sabahlar

MACAR HtKA.YELERt ANTOLOJS

187
2

Bir i iin Gyr yaknlannda bulunduum srada


Kenez'e rasladm. Dediine gre bir deiiklik ol
mamt durumda. evresindekilerin birbirlerine ynelttikleri sorular cevapsz kalma benziyordu. Deien bir
ey varsa o da ocuun bu arada be yana basp ilk
okula balamasyd. Bunun dnda kar-koca nbetiee
almaya devam ediyor, ektikleri skntdan hi de yamre

knmyorlard.
"Umarm, siz de ayn soruyu soracaksnz bana,"
dedi mre Kenez.
"Evet."
"Pek ilgi ekici yan yok cevabnun."
"yle de olsa dinlemek isterim."
"Karm Ica ile ayn okulda okuduk. leride mutlu
olamyacaz diye bir korku vard iimizde. Hele ocuumuz olmaynca umutlarmz iyice krld. Btn bunlara ramen ayrlmadk birbirimizden, yeni bir yol izdik kendimize. Her ikimiz de alp karlkl azaltacaktk yklerimizi. Gnn birinde Zoli katld aramza. Bunun zerine bir sre evde kald Ica; ama ksa bir zaman sonra alt alma temposunu zlemiti yine.
eitli yollar denedik. ocuu komulara braktk, olmad. Nihayet buraya geldiimizde nbetiee alma im
kann verdiler bize. Bizim iin nemli olan, yalnz ocuumuz deil. Hepimizin ayr bir nemi, deeri var yaadnuz ortamda. Sonunda dzenli bir hayata kavua
bildik. ocuumuz kadar seviyoruz iimizi de."
almaya giden kadnlarla birlikte trene bindik.
Henz zlemeyen Kenezlerin esrarn ilerinde tadk
larnn farkna vardm onlar szerken. ocuk yine trende yolcularla konlluyor, ocuka sorular sorup evre-

188

MACAR HKA YELERi ANTOLOJS

sindekileri gldrliyordu. Adlann renmiti hepsinin.


"Joska amca, niye senin apkan yok?"
"Almaya frsat bulamadm bir trl."
"yleyse sen de ocuksun benim gibi."
Erken kalkmann verdii huysuzluu zerlerinden
atm, inecekleri istasyonda nee iinde glerek trenden aynlyordu herkes.
(eviren: Aydn YAAROLU)

Gyrgy

Moldova
(1934-

Tannm Macar hikayecilerinin en genlerinden biridir


Moldova. Yksek Tiyatro ve Sinema Okulu'nu bitirdi. Drartaturgluk ve eletiri diplomas ald. 1955'te ilk hikayesin1
Csillag (Yldz) adl dergisinde yaynlad.
Kiilii ile daha ilk yazlarnda dikkati Uzerine ekti.
Uzun bir sre hikaye alannda gsterdi kendini. Hikaye kii
lerini daha ok ilerine dnk, toplumdan kaan insanlardan
seer. Tiyatro ve sinema alanndaki almalarndan sonra
youn romanlar da yazd.

PAL KALNA
imdi sz dnyorum,

Kalina; birlikte alt


yaz gnleri geiyordu aklmdan.
O sralar bir yandan yksek renimimi tamamlamaya abalyor, bir yandan da bo zamanlanmda in~aatlarda ii olarak alp hayatm kazanyordum. evremdekiler "nakliye iisi" diye adlandnnlard beni.
Bashaya bir ii olarak kalnaktansa byle nitelendirilnek houma gidiyordu nedense.
Gnlerden birinde ustabamz Vili amca beni ii
klkl biriyle tantnn, ona: "Bak, Kalina! Bu delikanly yanna veriyorum. Aradn btn zelliklere
sahip cva gibi bir ocuk," demiti. Vili amcann hakkmdaki bu vc konumasnn altnda yatan bityeniini sezmemek aptallk olurdu. Gerekte Vili amca bir
kez bile beni alrken gnnemi, ne de benimle konumutu. Amac, daha fazla yannda kalp ayak ba olmamam iin abucak benden kurtulmakt. Hepsi bir yana o zamanki geni, gcl omuzlanmla istediim her
yerde i bulabilirdim.
Ak konumak gerekirse, yeni tantnldm patronum olacak bu elimsiz, ksa boylu herifi kmseyip
nemsernedim ilk bata. Bu arada onun da beni szdn farkettim.
"Haydi, delikanl, atla arabaya," dedi eliyle iaret
edip.
arabuk arabaya binrnek iin sa ayan tekerlein zerine koyup sol ayamla hz almak istedim.
mz

MACAR HKA.YELERt AN'l'OLOJS

191

Tam yukan atarken bir yere takld ayam. Kalina'nn


yzne arptn grdm arkama dnp baknca. B:it
dii knln, azndan kan tkryordu.
Sadece, "Ne diye bylelerine i verilir? yapmak
lin insanda biraz da akl olmas gerek. Hay Allah senin gibilerin ... " diye fsldand; arabaya kp yanma
oturdu. Azmz bak amyordu her ikimizin de. f
keden dilerim kenetlenmiti.
"Ulan, Kalina," diyordum iimden, "ben senin gibi
ka tane daha kannm cebimden, biliyor musun? Ko..
nu sen daha. Gerekte suratma vurmak istememitim,
ama zleceime bilakis seviniyorum imdi."
O da hakkmda byle iyi eyler dnm olmaly
d; durmadan tkrd yol boyunca.
Ykleme iskelesinde arabay imentoyla dolduracaktk. Tama boyunca, Kalina: "Sakann birisin, ama yine de sende i var," der gibilerden yan gzle szyordu
beni. Bugne dein hi imento yklemediimden ilk
bata baaramyacam diye biraz rkmtm, ama kanksam gibi davranp belli etmedim.
Oradan Ikarus'a geldik, torbalan buraya brakacak
tk. Kalina: "Bacam pek iyi deil, torbalan arabadan
ben uzataym bari," dedi. "Olacan buydu zaten, topaJ
eytan," diye dndm kendi kendime. Srtm arabaya dayayp, "Haydi balyoruz," diye bardm. "Acele
etme," diye yattrd beni, "Taman gereken daha ok
ey var." Arabada yz kadar torba vard; yzer kiloluktu yans. Islk alarak hemen ie koyuldum. Dayanmak iin elimden ne gelirse yapacaktm.
Eliinciye kadar iler tknnda gitti, ondan sonra
gleir gibi oldu. "Biraz da sol omuzuma verin," dedim kendimi tutamayp. zellikle son tadm torbalar ok glk kard. Bazlannda kat yrtlp, imento yere dkld.

MACAR HKAYELERt ANTOLOJS

:1.92

"Ar, ar, delikanl,"

diye bamzda duran beki


beni. Bunun zerine daha zenle sarldm je.
Ta~ma bitince her yanm yorgunluktan kle gibi ol
mu arabaya kp Kalina'nn yanma oturdum. Kalina:
"yi i baardm, delikanl,'' dedi, "ne yalan syli
yeyim, pek senden ummamtm." Daha gl grnmek
iin derin bir nefes alp gsm iirdim. Bir iki da
kika daha oturduktan sonra arabadan inip rahat adm
tarla ykanmaya gittim. Kendime olan gvenim artm,
sevinten sanki uacaktm.
Bundan byle Kalina ile daha iyi anlamaya ba
ladk. imiz olmad zamanlar oturup uzun uzun k~
uyard

nuur, dertleirdik.

musun, Gyurka? Kadnlan dizkapaklannszeceksin. Ne kadar ilgi ekici olduklar ancak o zaman kar ortaya."
"ok kadn geti mi elinden, Kalina ?"
"Hem de bir sr."
"Herhalde ne gzeller kmtr kar;na ?"
"Herkes gzel kadn bulabilir yeryznde. Ama iyi
kadn bulmak, bu ok zor ite. Bu yzden evlenemedm
ben de. Zaten benim gibi topal da kim beenirdi."
Hak verircasine bam salladm. Gnden gne daha
smdmn farkndaydm Kalina'ya, ama zrl bir in.
san olduunu d~nmekten kendimi alkoyamyordum bir
trl.
Gnlerden birinde mendil dokuyan bir dokumaevine
gittik. Herbiri yzellier, ikiyzer kiloluk drt tona yakn balya yklenecekti arabaya. Ykleme boyunca ok
yoruldu fabrikann iileri. Hem yklerinin arlndan,
hem de balarnda duran kadnn sinirli tutumundan olacak, durmadan svyorlard evrelerine. Kadn, tayan
lardan krmz sal, gzlkl olanna, "Tapaszto! Ya
eneni kapa, ya da annenden, babandan yemediin so
"Biliyor

dan

yukar doru

MACAR HKA YELERi ANTOLOJS

193

pay

benden yiyeceksin," diye bannca susmak zorunda


hepsi. Bunu duyunca Kalina'yla gzgze geldik.
Ykleme bitip birlikte arabada giderken iilere banp
. aran kadndan sk sk sz ap kadniann ne serti
de varm diye bol bol gltk.
Ykleri boaltacamz yere gelince tm neemiz
kayboldu. Sra ykleri yerlerine tamaya gelmiti. Ora
da bulunan Kalina'nn arkadalanndan Szeder: "Ancak
srtta tanabilir bu balyalar," dedi. Tamak da bana
kalyordu grne gre. ok ar yk tamaktan in
sann eitli hastalklara yakalanabilecei geti aklm
dan. Bir iki denemeden sonra dayanarnayp:
"Kalina usta, tayamyacam bunlan," dedim.
"Niin tayamyacaksn ?" diye arm sordu.
"Hem ok gencim, hem de daha evlenmek istiyorum."
"Sen buna arlk m diyorsun?"' diyerek balyalardan birini gsterdi. "Tartsan iki yz kilo bile gelmez
bu."
"Ar deil mi yani?"
"ok ar deil, bak bir deneyim de gr."
Sakat ayan destek alarak arabadan atlad.
"Durun bir dakika," diyerek yolunu kestim Kalina'
nn. "Bu kez beceririm sannm."
Bacaklanm ap srtm arabaya verdim.
Kalina,
Szeder ile balyay yuvarlayp srtma yanatrdlar. "Hay
di, verin," diye fsldadm.
lk bata hi arlk duymadm omuzlanmda. Adm
atmak istedim, hacan yerden kaldramadm. Btn
kaslanm gerilmiti. Ayaklarm yrmek isteime kar
kyorlard sanki. Bir sre daha, byle srtmda yk
durduktan sonra glkle konuabildim: "Kalina, aln
unU arkamdan."
kald

ll'. 13

194

MACAR HKA YELER ANTOLOJS

Beni arln altndan kurtardktan sonra balyadan


gzn hi ayrnad Kalina. "Eer tarsam," dedi birdenbire.
"Sen mi?"
"Ben tabii."
"Brak imdi dalga gemeyi. Eer tarsan btn
torbay yiyip yutmaya hazrm hemen."
"Bunu istediim yok," diye Kalina szm kesti.
"Ama herhangi baka bir ey iin iddiaya girebiliriz."
"Bir bardak bira," diye ortaya atld Szeder.
"Bir bardak ok az, be bardak olsa, nasl olur?"
diye sordum.
"yleyse bir f bira en uygunu," diye Kalina l!fa
kart.

"Bir f, ha?"
"Dolu bir f bira."
"Kabul."
Kalina arabaya yavaa yaklat.
Gvdesini ne
doru edi. Tersine dnm bir L harfini andryordu
imdi vcudu. Yznn izgileri kaskat kesilmiti. Szeder balyay Kalina'nn srtna doru kaydrd. Kalina bir
sre duralad, sonra harekete geti. ll admlarla
yrmeye balamt. Ben de gzlerimi ona dikmi, yanndan yryordum.
En ufak bir yalpa yapmadan kapya kadar getirdi
balyay. in zor yan balamt imdi. Benim yz kiloluk balyalardan birini kapdan ieri sokarken ektiim
glk geldi aklma. Kalina kapnn aznda ieri giremiyeceini anlaynca durdu, biraz dnd.
Ben dayanarnayp: "Burada indir, sonra itip sokarz
ieri," dedim.
Kalina: "Sk bir hamleyle girer ieri," diye fsl
dad dileri arasndan. Bir inilti geldi kulama. Ba sa

MACAR HKA YELER ANTOLOJS

195

a sola salland, sonunda dengesini buldu. akaklarm


daki danarlar dar frlayacakm gibi olmutu.
Gzmti yznden ayrmyor, hareketlerini izliyor
dum. Szeder bir ara dayanamad, gzlerini kapayp: "Bana bak, Kalina, bir yerine bir ey olursa seni iyileti
recek doktor zor buluruz," diye bard.
Kalina'nn son abas balyay kapdan ieri sokmaya yetmiti. Ondan ummadm bir eyi baarnt Ka.
1ina. Solumuyordu; nefesini burnundan alyor, gs yerinden oynyacakm gibi gidip geliyordu. Ben de yklin
aerine kp yanna oturdum. Bir sre sessizlikten sonra: "Bu ii de baardk, Gyurka," dedi.
"Evet, Kalina usta, bir f biray da hakettin."
"Brak imdi bunu, Gyurka, istediim bira deil, bu
yk tayp tayamyacan kendime gstermekti."
"Yok olmaz, hi deilse parasn vereyim. Aylm
kadar olsa da yine borcumu deyeceim."
Gerekte bir f birann paras aylrnn top
lam kadar tutuyor, belki onu da geiyordu. Kalina, durumun oktan farkna varmt.
"Bak, Gyurka, bir f birann hepsini bitiremeyiz
zaten. Ne zaman istersek o zaman birlikte ierJz."

Beraber olduumuz yazlarda Maglod'da, Kalina'nn


evinde, bazen birasyle nl Kbanya'da kadeh tokutur
duk karlkl. Aradan uzun zaman geti, birbirimizi kaybettik, Kalina usta, fakat bir gn frsat bulduumda
sizi arayacam. Umarm o zaman yine yannza geldiimde beni kabul edersiniz.
(eviren: Aydn YAAROGLU)

NDEKLER

Istvan Tmrkeny (1866-1917)


Akam Kara.nh~
. . .

Zsignond

Moricz (1879-1942)
Yedi Metelik . . .

Lajos Nagy (1883-1954)


Fareler . .

Dezs Kosztolanyi (1885-1936)


Banyo , . . . . .
Frigyes Karinthy (1887 -1938)
Sirk
. . . . .

.14

.~

. 21
.

28

...

40

Jozsi Jen Tersanszky (1888-1969)


Kk oouk Matyi . .

Pal Szabo (1893)


Bir Ky yksil .

Tibor Dery ( 1894Portekizll Kral


Sevgl

Kz

49

58
66
00

Bela Illes (1895)


Mzkac Ringa Soka.ndan Bir yk

.. 101

Aron Tamasi (1897)


Dilher Anna. Domokos

. 112

A. Endre Gelleri (1907-1945)


plak
.

123

Peter Veres (1897)


Suli Kis Varga Koopemtifte

. 129

Gyula Illyes (1902Fotoraf Albm

. 152

..
.
Imre Sarkadi (1921-1962)
Cehennem
...
)
Ferenc Santa (1927N aziler
.
Lajos Galambos (1929.
.

. 183

Gyrgy Moldova ( 1934Pal Kalina .

. 190

Yolculuu

Nbetiee

. 160
. 174

NDEK YAZARLAR
(Soyad srasiyle)

Dery, Tibor
Galambos, Lajos
Gelleri, A. Endre
Illes, Bela
Illyes, Gyula
Karithy, Frigyes
Kosztolanyi, Dezs
Moldova, Gyrgy .
Moricz, Szigmond
Nagy, Lajos
Santa, Ferenc
Sarkadi, lmre
Szabo, Pal
Tamasi, Aron
Tersanszky, J ozsi J en
Tmrkeny, lstvan
Veres, Peter . .

.
.
.
.

65
182
122
100
151

. 159
27
189
13
20
. 173
. 159
.

57

. 111
.

48

5
. 129

Balkan uluslan gibi Orta Avrupa ulusda ilgimizi esirgemiiz imdiye kadar. Pek az ey biliyoruz
bu Ulkeler yazarlar hakknda, pek azn
tanmak frsatn bulmuuz rasiama bir
eviri vesilesiyle. Oysa hi de yerinde deil
bu kaytszlmz. Yararlanabileceimiz
ok eyler var bu alanda.
Macar hikayecilii de bunlardan biri i
te. Avrupann gbeinde Bat ile Dou'nun
tam ortasma gelmi oturmu Macar lkesinde kendine zg, kiilii olan bir edebiyat gelimitir. Yakndan tanmamz gereken bu edebiyattan size bu ciltte kk,
dolaysiyle 'y etersiz brr hikaye antolojisi
sunuyoruz. Ugilenmenizi rica ederek.
lannn edebiyatanna

8 lira
o&o

You might also like