You are on page 1of 159

1

GR

Varoluundan itibaren insanolunun ayrlmaz bir paras olan ve onu


etkileyen din ile felsefe, dnce tarihinde eitli ekillerde ele alnp incelenmi,
mahiyetleri hakknda bir takm grler ileri srlm ve aralarnda nasl bir ilikinin
olduu ortaya konulmaya allmtr. Dolaysyla beer akla dayanan felsefe ile
vahye dayanan din arasndaki iliki konusu kadim ve temel bir problem olmaktadr.
Din-akl, dinfelsefe, aklvahiy, aklnakil, akl-iman ve dinbilim ilikisi gibi
eitli ekillerde ifade edilmi olan bu problem, Yahudilik ve Hristiyanlk gibi iki
byk dinin dnr ve filozoflarn megul eden temel konulardan biri olduu gibi,
slm dnr ve filozoflarnn da zerinde durduu nemli problemlerden biridir. Bu
itibarla sz konusu meseleyle dnrler, sadece slm medeniyetinde deil, dier
medeniyetlerde de u veya bu ekillerde ilgilenmilerdir.

Bilindii zere Ortaan zihn planda en nemli ve en merkez problemi dinfelsefe ilikisidir. Ortaada filozoflar din ile rasyonel dnceyi gerein iki kayna
olarak kabul ettiler. Bu ekilde din ile felsefenin, gerein elde edilmesi ve ortaya
konmas noktasnda eit derecede olan iki farkl otorite olarak kabul edilmesi,
birbiriyle uyumayan, hatta birbirine zt olan eitli grlerin ortaya kmas
sonucunu dourmutur. Bu da beraberinde baka birtakm problemlerin olumasna
neden olmutur.

Btn deerlerin, kurum ve kurallarn din, vahiy ve peygamberlik zerine


kurulu olduu slm toplumunda, genelde dinfelsefe zelde din-akl ilikisi
probleminin, felsefe ve btn entelektel etkinliklere yaama imkn verilebilecek bir
ekilde zme kavuturulmas byk bir nem arz ettii iin, daha slmn ilk
dnemlerinde Kaderiye, Cebriye ve Mutezile gibi mezhepler bu konuyla
ilgilenmilerdir. Daha sonra Kind (. 252/866), Frb (. 339/950), bn Sn
(.428/1037), bn Rd (. 595/1198) ve bn Haldun (. 808/1407) gibi birok slm

filozofu da, farkl ekillerde de olsa, sz konusu problemle ilgilenmiler ve


kendilerine gre zm yollar sunmulardr.1

Bu almamzda, konunun dna kmamak iin bunlarn ayrntlarna


girmeyeceiz. Ancak u kadarn ifade etmek gerekir ki, slm filozoflarnn byk
ounluu, din ile felsefenin temelde uzlatn kabul etmi olmakla birlikte bu
konuda akla gsterilen nem noktasnda farkllklar da olmam deildir.

Bu balamda din ile felsefe arasnda ilikiye deinen; din-akl ilikisine zgn
yorumlar ve farkl bak asyla yeni almlar getiren dnrlerden biri de Gazl
olmutur. Onun farkl bak asyla ortaya koyduu fikirler slam dnce tarihinde
kendisinin milat kabul edilmesi sonucunu dourmutur. Gazl, kendisinden sonraki
birok filozofu da dnceleriyle etkilemitir.

Dier taraftan felsefe tarihini yzeysel olarak gzden geirdiimizde yle bir
tablo ortaya kar: Antik dnemin heterojen dnya yaps 12. ve 13. yzyllarda yerini
homojen bir yapya, 15. ve 16. yzyllardaki ok seslilik 17. yzylda yerini tek
seslilie brakyor. Bu yzyln filozoflarndan Descartes, Hobbes, Spinoza, Leibniz
ayr ayr sistemler oluturmalarna ramen hepsinin ele ald ortak sorun akln yaps
ile ileyii ve akla gvendir. 17. yzylda, Rnesans dneminde elde edilen bulu ve
ilkeler derli toplu bir biimde dzenlenir. Kendisine yntem olarak matematik-fiziin
yntemlerini semesi felsefede birlik ve btnlkl bir yapy ortaya karr. Bu
yzylda akla olduka fazla gvenilir. Matematik-fizik, doada bulunmayan, saf
dnceden

karlm

olan

matematiksel

kavramlarla

doann

yapsnn

kavranabileceini gstermiti. O halde doa ve akl arasnda bir uygunluk vardr.


Rasyonel yapl doay, akl kavrayacak durumdadr. Doann kitab matematik
harflerle yazlyd yani doann yaps ancak matematik kavramlar araclyla
kavranabilirdi. Bu kavramlar ise empirik olarak karlmayp akldan tretilmilerdi.
Bu noktada felsefenin kalc sorunlarndan biri olan akl-doa, suje-obje arasndaki
uygunluk sorunu ortaya kyor. 17. yzyl bu uygunlua inanlan bir yzyl
1

TRKER, Mbahat, Tehaft Bakmndan Felsefe ve Din Mnasebeti, Trk Tarih Kurumu
Basmevi, Ankara, 1956, s. 1-40

grnmndeydi. Akl, matematik kavramlarla yani sadece kendi snrlar iinde


kalarak, empirik olan bu yolla tam olarak kavrayabileceini iddia ediyordu. Bu
anlayla hareket edilirse, sadece doann deil felsefenin Tanr, ruh, zgrlk, iyi ve
doru gibi konular da saf akl ile bilinebilirdi. rnein Leibnize gre, zgr olmak,
davranlarmzda kendimize akl klavuz yapmak, akla uymak demektir.2

18. yzyl dncesi, akla gvenmenin dorua ulat adr. Bu ada doa
karsnda baar kazanan akln kltr dnyasnda ve insan bilmede de ayn baary
gerekletirme abas vardr.3 Bu yzylda temel anlay Akln kendin kullanma
cesaretini gster dsturudur. Ancak bu yzyl ayn zamanda rasyonalizm ve
speklatif metafiziklere kar kkl bir eletirinin balatld bir eletiri dnemidir.
17. yzyln duraan tablosunun yerini 18. yzylda bir canllk almtr. 18. yzyl,
tm kurumlar akln eletiri szgecinden geirirken ayn zamanda akln kendisini de
bu szgeten geirmeyi ihmal etmemitir. Akla bu kadar gvenmek iin onun
iyapsn bilmek gerekir. Bunu en sistematik biimde gerekletiren Kant olmutur.

Kant, Aydnlanma Felsefesine nemli katklar olan bir filozoftur. Onu


aydnlanmac klan; eletirel felsefesiyle insan aklnn snrlarn ortaya koymas,
akln mutlak otoritesini temele koyan etik anlay ve bilimci bir filozof olmas v.b.
zellikleridir.

Kantn

eletirel

felsefesi,

Aydnlanma

Dncesinin

temel

konularndan birounu anlaml bir biimde bir araya getirdii iin, Avrupa
felsefesinin daha sonraki geliiminde nemli bir rol oynamtr.

te bu balamda dnemlerinin iki nemli simas olan Gazl ve Kant ile tarih
boyu sregelen tartma konularndan olan din-akl ilikisini konu alarak
snrlandrdmz Gazl ve Kantta Din-Akl likisi adl bu aratrmada din-akl
ilikisini din felsefesi alannda bir problem olarak ele almaya altk. Her iki
filozofun felsefesinde, din ve akl kavramlarnn mahiyetlerini filozoflarn bak
alaryla ortaya koymaya almakla birlikte, din-akl ilikisinin ne anlama geldiini
inceledik. Bundan dolay tezimizde onlarn bilgi anlaylarna da gerektike yer
2
3

GKBERK, Macit, Felsefe Tarihi, Remzi Kitapevi, st. 1990, S. 320


GKBERK, a.g. e, S. 327

verme ihtiyac duyduk. Bu aratrmada Gazl ve Kantn din-akl ilikisi hakkndaki


dncelerini incelememizin nedeni, biri slam gelenei ve kltrnde, dieri ise
Hristiyan gelenei ve kltrnde hayat bulan bu iki filozofun ulamak istedikleri
hedefleri tespit etmek, felsefi anlaylarna uygun olarak din-akl ilikisi problemine
baklarnda ortaya kan farkllk ve benzerlikleri, mmkn olduu kadar
irdelemektir.

A. DN FELSEFES PROBLEM OLARAK DN-AKIL LKS

Bilim (akl) ve din arasndaki iliki sorunu, dnce tarihi boyunca, din
felsefesi, teoloji, kelam, bilim tarihi, bilim felsefesi, epistemoloji gibi pek ok disiplin
iinde sahip olduu tarihsel yer ve nemi, gnmzde de oluka canl bir ekilde
koruyan, hararetli tartmalarn yapld ve hemen her gn yeni eserlerin
yaynland son derece gncel ve ok boyutlu felsefi problemlerden biridir. Bu
sorunun, standart temel konulardan biri olarak, bal bana ele alnp irdelendii tek
disiplin de din felsefesidir. Bununla birlikte, bu sorun, yalnzca bilim, felsefe ve din
ile megul olanlar deil, akla gelebilecek her kesimden insan u ya da bu ekilde
ilgilendirmekte ve etkileyebilmektedir.4

Din-akl ilikisi zerine dnen entelektellerin bu konudaki dncelerinin


genel ve formel yaps dikkate alndnda, ada Bat Hristiyan dncesinde
olsun, slam dncesinde olsun, akl (bilim) ile din ilikisi konusunda drt temel
felsefi yaklamn olduu gzlemlenmektedir. Bunlar; atma, ayrma, dinselleme
(slamileme) ve uyuma olarak ayrabilir ve adlandrabiliriz.5

Bu ilikiyi ele alnrken sz konusu drt yaklamdan biri doru, hakl ve


zm yolu, dierleri yanl, haksz ve sorunlarn kaynadr eklinde yaklamlar
sorunu zmeye yardmc olmamakta; aksine belki de sorunun bizzat kaynan tekil
4
5

YARAN, C. Sadk, Din ve Bilim, Sidre Yay. Samsun, 1997, S. 37


YARAN, a. g. e, S. 37

edebilmektedir. Bu durumda bu temel yaklamlardan acaba hangileri yanl ve


hangisi doru diye deil; her biri nerede, ne oranda ve niin yanl diye samimi,
saduyulu, sorgulamac ve sabrl almalar yaplmaldr.

imdi dilerseniz bahsettiimiz bu temel yaklamlara ksaca deinmeye


alarak asl konumuzu tekil eden filozoflarmzn dncelerini inceleyerek,
onlarn din-akl ilikisine hangi pencereden baktklarn grmeye, gstermeye
abalayalm.

1.

atma

Din ve bilim arasndaki ilikiye dair temel felsefi yaklamlardan birincisine


gre, bilim ve din arasnda tam bir atma; hatta bu dncedeki farkl kiilerin az
ok farkl ifadeleriyle bir sava, kavga, arpma, bir eliki, kartlk ya da en
azndan bir gerginlik vardr.6

Bu dnceyi benimseyenlerin iki farkl, hatta zt tre ayrlabileceini


belirtmek gerekir. Bunlardan ilki bilim taraftar ve din kart atmaclar, dierleri
ise

yaklamn

din

taraftar

olarak

nitelenebilecek

mensuplar

eklinde

deerlendirilebilir. Bunlardan ilkine gre bilim; akl, aydnl, zgr dnceyi,


deneysel aratrmalar ve gerek deeri temsil ederken; din aksine kr inan, karanlk,
banazlk, bilgisizlik, hogrszlk anlamlarna gelmektedir. Bu atmac
retilerin banda pozitivizm ile evrimci ve felsefi natralizm gelir. Bu
dncedekilerin, bilimle attn ne srdkleri dini toptan reddettikleri ve
insanln ilerlemesinin midi olarak bilime sarldklar grlr. Genel bir ifadeyle
bunlara gre, din ile bilim her dnemde direkt veya dolayl yollardan srekli atma
iinde olan iki olgudur. Gerek anlamda bir atmann on altnc yzyldan sonraki
modern bilim dneminde ve Hristiyan Bat dnyasnda ortaya ktn sylemek
gerekir. slam ile bilim (akl) arasnda ise ciddi bir atma olayna pek
6

YARAN, C. Sadk, Din ve Bilim, Sidre Yay. Samsun, 1997, s. 38

rastlanmamaktadr. Din ile Hristiyanlk kastedildiinde, bilim ile din arasnda bir
atmann olduu tarihsel olarak inkr edilemez bir gerektir. Ancak burada,
Hristiyanlk ve slamn ayr dinler olduklar ve farkl zellikler tadklar gzden
uzak tutulmamal ve Hristiyan ile Hristiyan kilisenin neden olduu ve yaad
atmalar, ayn artlar gzlenmedike ve kantlanmadka slama yklenmemelidir.7

kinci tr atmaclara gre ise, tam tersine meydana gelen atmalarn


nedeni asla din veya uzantlar deil, bilimin yanl yorumlanmas veya
arptlmasdr. atmann nedeni yine tek bir taraftr; ama bu gre gre bu taraf,
genel olarak bilim, zelde ise yanl bilim veya bilimci dnya gr bulatrlm ve
bylece arptlmtr. atmann nedenini tek tarafl olarak din ve uzantlarnda
gren pozitivist yaklam gibi, bu nedeni yine tek tarafl olarak bilim ve uzantlarnda
gren fundamentalist yaklam da pek tatminkr grnmemektedir.8

2. Ayrma

Din-bilim (akl) ilikisine dair ikinci yaklama gre, bilim ile din arasnda
tam bir farkllk, ayrlk, blmleme vardr. Bilim ile din alanlar, yntemleri ve
amalar itibariyle birbirinden tamamen farkldr. Aralarnda bu kadar farkllk ve
uzaklk olan bu iki etkinliin de atmaya hatta bir rekabete bile girmesi sz konusu
olamaz. Bu gr paylaanlar da ikiye ayrmak mmkn ve yararl grnmektedir;
bunlardan birincisi, din ve bilimin ayrln gerek anlamda savunan ve ayrmay,
din ile bilim arasndaki ilikiyi ifade eden en temel kavram veya yaklam olarak
grenlerdir. kinci grup ise, ayrmann ateli bir taraftar olmaktan ok onu,
epistemolojik bir olgu olarak benimseyen ve atmasz bir tecrbe btnl iin de
gerekli grenlerdir.9

YARAN, C. Sadk, Din ve Bilim, Sidre Yay. Samsun, 1997, S. 39-44


YARAN, a.g.e. S. 47-48
9
YARAN, C. Sadk, Din ve Bilim, Sidre Yay. Samsun, 1997, S. 49-50
8

Ayrmac yaklama rnek olarak yirminci yzyl pozitivizmi gsterilebilir;


yirminci yzyl pozitivizmi, bilim ve teknolojinin alanlarnn ayrlmasnda srar
etmektedir. Kuramlarnn deneysel ve toplumsal olarak test edilebilir zelliinden
dolay pozitivistler, bilimi tek rasyonel ve nesnel bilgi edinme yolu olarak
benimsemilerdir. Teolojik iddialarnsa aksine, bilimin metotlarna uymakta baarsz
olduu ve bylece de asla herhangi meru bilgi ortaya koyamadn savundular.
Pozitivistlere gre, yalnzca emprik konular, anlaml bir dil iin referans noktalar
salar. Din dili ise ekseriyetle (Tanr, ruh, lmszlk gibi) emprik olmayan
konulardan sz ettii iin, ou pozitiviste gre bilisel adan anlamszdr. Baz
ayrmac yaklam yanllarna gre, din ile bilim arasnda asla unutulmamas gereken
ayrlklar vardr ve bir atmann ortaya kmamas iin bunlar asla gzden uzak
tutulmamaldr. Dier taraftan din ile bilim arasndaki ayrm ve dolaysyla ayrmac
yaklamn nemini vurgulamakla birlikte, bu ayrma ilikisinin kat ve balantsz
olmadn, lml ve doal farkllklarn gerektirdii lde anlalmas gerektiini
zira bu ayrmn mutlak olmadn ifade edenler de olmutur.10

3. Dinselletirme (slamiletirme)

Bu gre gre, gerek Mslman olsun gerekse Hristiyan olsun her teist
dnr, kantlanm bilimsel sonularla ideolojik girdiler arasndaki farkllklara ve
bu ideolojik girdilerin tehlikesine dikkat ekmeli ve hatta bu tr ideolojik
balantlardan bilimi ayrt etmelidir. te alternatif bilim modelleri (slami, Hristiyan,
teistik vs.) savunanlarn yapmay tasarladklar ilk ey budur: bilimi, ona bulaan
gereksiz ve zararl ideolojilerin etkisinden arndrmak. Bu ayklama faaliyetinden
sonra yaplmas gereken temizlenmi bilginin dinsel eler ve anahtar kavramlarla
bezenmesidir.11

Konuya bilginin slamiletirilmesi zelinden bakacak olursak; bilime slami


karakterini kazandracak olan en temel zelliklerden bir dieri de slami kltrde,
10
11

YARAN, a.g. e, S. 51-57


YARAN, C. Sadk, Din ve Bilim, Sidre Yay. Samsun, 1997, s. 69

bilim ve teknoloji ile slami deerlerin (temel dini, metafizik ve ahlaki ilkelerin)
birbirinin alanlarna ve zelliklerine tecavz etmemekle birlikte, birbirinden tmyle
ayr ve kopuk olmamalardr. slam epistemolojisinin btncl yaklam ve onun din
ile bilimin birlii, bilgi ile deerlerin, madde ile metafiziin uyumu ile ilgili vurgusu
slami bilim nerisinin gsterdii metodoloji ierisinde geliecek bilimin, modern
Batl bilimin dourduu sorunlar da potansiyel tehdidi de tamayaca; ama
salad teorik ve pratik yararlar Mslmanlarla birlikte tm insanlk iin fazlasyla
salayabilecei savunulmaktadr.12

Olduka yakn denebilecek bir tarihi gemie sahip olan bilginin


slamiletirilmesi yaklam zerine tartmalar epey bir mesafe almsa da daha ne
tam bir olgunlua erimi ne de tam bir kabul grmtr. Bu aamada onun, nemle
vurgulanmaya ve aydnlatlmaya deer ciddi tezleri olduu gibi, eletirel
deerlendirmeleri gerektiren pek ok teorik ve pratik yn vardr.

4. Uyuma

Bilim ile dinin zellikle de slamn arasndaki en eski ve temel iliki, uyuma
ilikisidir. Hem dinin hem de bilimin tahrif edilmemi olduu bir durumda din ile
bilim arasnda vuku bulabilecek en doal ilikinin uyuma olduu apriori olarak bile
sylenebilmekte ve sylenmektedir. Zira ayn Allahn yaratt evren ile vahyettii
din arasnda, saf zleri dikkate alndnda bir atma veya balantszln
olmayaca mantksal olarak aktr. Bu nsel akl yrtme, slam tarihi boyunca ve
gnmzde doadan ve Kitaptan alnan aposteriori kantlarla da desteklenmeye
allmakta ve belki de dier yaklamlara oranla en fazla sayda Mslman dnr
tarafndan savunulmaktadr.13

Burada sz edilen uyuma, bilhassa modern dnemde daha ok bilimin konu


edindii evrenle ilgili hususlarda, dinin en azndan lafzen deimez ifadeleri veya
12
13

YARAN, a.g. e, S. 71
YARAN, C. Sadk, Din ve Bilim, Sidre Yay. Samsun, 1997, s. 72

aklamalar ile srekli ortaya kan ve deien bilimsel aklamalar arasnda bir
uygunluun olmas durumdur. Genelde din, zelde ise slam ile bilimin arasndaki
uyumann balca iki tre ayrlabilecei sylenebilir: birincisi, doal, ak ya da
kendiliinden uyuma; ikincisi ise, uyumann olabilmesi veya grlebilmesi iin
tefsir, tevil, yorum gibi yntemlere dayal abalarn gerektirdii uyumadr. Bu da
nihayetinde bir uyuma olsa da buna uyuturma veya uzlatrma demek daha uygun
olabilir. Bu uyuma dncesini benimseyenlere rnek olarak, Aydnlanma dnemi
uzlatrmaclarnn banda gelen John Locke verilebilir; ona gre Tanr dinde, ancak
akla uygun yasalar bildirmitir, vahiy akln stndedir; ama akla uygundur.14

Din-akl ilikisi probleminin daha iyi anlalabilmesi bakmndan yukarda


belirttiimiz drt farkl yaklamdan birincisi (atmac), tek tarafl olarak kat bir
bilim (akl) yanls ve din kart iken; ikincisi (ayrmac), her iki etkinlie de kendi
alanlarnda deer veren, bir anlamda yansz bir tutum sergilemekte; nc
(dinselletirme) ve drdncs (uyuma) ise daha ok din yanls bir tutum
sergilemektedir. Nitekim birincisine gre, bilimden apayr olan din, tamamen
anlamsz ve mantksz bir beeri rn iken; son ikisi hatta ne gre din, kendi
iinde son derece meru ve deerli grlmektedir.

Bu farkl drt yaklamn yan sra din-akl ilikisi problemine Gazl ve Kant
zelinde onlarn dnceleri dorultusunda farkl bak alaryla da bakmaya
alacak ve kendi zgn yaklamlarn karlatrmal olarak ele almaya devam
edeceiz.

B. TEMEL KAVRAMLAR

Felsefeden, doa bilimleri ve matematikte olduu gibi kesin tanmlar bekleyen


kii, bu beklentiden eli bo dnecei olasln gze almak zorundadr. Felsefe
tarihinde deimez tanmlara rastlama olasl dktr. imdi bu balam da dikkate
14

YARAN, a.g. e, S. 73

10

alarak genel anlamda din ve akln tanmn yapalm. Bu tanmlarn dnda Gazl ve
Kantn doktrinleri ierisindeki tanmlama ve konumlamalar ilgili blmlerde yeri
geldike yer alacaktr.

1. Din

Dinlerin ok fazla sayda olmas dinin net bir tanmn da olduka


gletirmektedir. nk din kelimesi bile bir Mslman ile bir Budistin aklnda
farkl bir biimde ekillenmektedir. Bir psikologa gre din yaanan bir tecrbedir. Bir
sosyologa gre ise toplumsal bir kurumdur; bir kelamc ise dini aklla savunulabilen
bir sistem olarak grmektedir. zellikle kitapl dinler dediimiz yani Yahudilik,
Hristiyanlk ve slam inanlarna bakarak dini kiisel ve toplumsal yan olan, fikir ve
uygulama asndan sistemlemi, inananna belli bir yaam tarz ve dnya gr
veren ve onu bunlarn etrafnda toplayan bir kurumdur eklinde tanmlayabiliriz.

Bununla birlikte szlkte din, insann kaderini bal grd stn bir g
veya ilkeye inanc; bu inancn sonucu olan ve bir yaama kural yaratabilecek zihni ve
ahlaki tutumdur. eklinde ifade bulmutur.15

2. Akl

Arapa kkenli bir kelime olan akl kelimesi szlkte, yasaklamak,


engellemek, korunmak ve tutmak16 gibi anlamlara gelmektedir. Felsef bir kavram
olarak ise akl, nsandaki soyutlama yapma, kavrama, bant kurma, dnme,
farkllklarn ve benzerliklerin bilincine varma kapasitesi, karsama yapabilme
yetenei17 ve eyann sebeplerini yakalama melekesi18 gibi farkl ekillerde
tanmlanmaktadr.
15

Meydan Larousse, Din Mad. 1969, c. III. S. 705


Trke Szlk, Trk Dil Kurumu Yaynlar, Ankara 1988, c. I, S. 34
17
CEVZC, Ahmet, Paradigma Felsefe Szl, Akl, md. Paradigma Yay. st. 1999, S. 28-29.
16

11

Dnce tarihine baktmzda her filozofun, bilginin veya mutasavvfn gerek


akl ve gerekse dini kendi dnya grleri, sistemleri ve bal bulunduklar ekoller
asndan ele alm olduklarn ve ona gre dnce sistemlerinde akla ve dine bir yer
verdiklerini grmekteyiz. Burada zellikle, insann ihtiyalarn giderebilmesi iin
dini nasl anlamal, akl nasl kullanmas gerektii sorusu ile akln insan hakikate
ulatrp ulatramayaca ve bir snrnn olup olmad, bir baka ifadeyle insana her
eyin bilgisini verip veremeyecei, dini inanlar akli bir deerlendirmeye tabi
tutmann doru olup olmad, akla byle bir durumda ne kadar gvenilebilecei gibi
problemler tartlm; din ve akln nasl bir iliki ierisinde olduu ortaya konmaya
allmtr. Akl bu alardan ele alp deerlendiren en nemli filozoflardan ikisi de
Gazl ve Kanttr. almamz boyunca bu iki dnrn din ve akl anlaylarn ve
bunlarn karlkl ilikilerini hangi dzlemde tarttklarn karlatrmal olarak ele
alacaz.

18

BOLAY, S. Hayri, Felsef Doktrinler ve Terimler Szl, Akl md. Aka Yay. Ank. 1999, S.

12

1. BLM
GAZLDE DN-AKIL LKS

A. GAZLNN HAYATI VE DNCE SSTEMNE


GENEL BR BAKI

1. Gazlnin Hayat

Gazlnin asl ismi, Muhammed bin Muhammed bin Muhammed bin Ahmed
et-Tusi Ebu Hmid el-Gazldir.19 Gazl, Huccetl slam (slmn hucceti, senedi,
delili, ispatlaycs), Zeynddin (Dinin ss) gibi lakaplarla anlmaktadr. Horasann
Tus ehrinde doduu iin et-Tus (Tuslu), afii mezhebini taklit ettii iin de eafii denilmektedir.20 Knyesi Ebu Hmid olmakla birlikte, onun Hmid adnda bir
olunun olup olmad bilinmemekte, eer varsa kk yata lm olabilecei
tahmin edilmektedir.21 Gazl 450 (1058) ylnda Tusta (bugnk Mehedde)
domutur.

Babas yn eiricilii yapar, eirdii ynleri satarak geimini salard. Babas


lmne yakn bir zamanda, iki olu Muhammed (Gazl) ve Ahmedi, mutasavvf
bir dostuna, onlarn ilim, irfan yolunda yetitirilmeleri iin vasiyette bulunmu ve
dostu da bu ricay kabul etmitir. Bu vasiyetin yannda, eitimlerinde harcanmak
zere bir miktarda para brakmtr. Bu zat22 braklan bu paray onlarn renimine

19

W. M. WATT, Gazlnin isminin, Tusun Gazala kyne nispetle Gazl eklinde okunmasnn
m, yoksa yn eiricisi anlamna gelen, babasnn meslei olduu iddia edilen Gazzale nisbet edilerek
Gazzl eklinde okunmasnn m daha doru olacan ilk tabakat kitaplarna dayanarak izah
etmektedir. Farkl kaynaklarda her ikisine de yer verilmektedir. Ancak kaynaklar, daha ok Gazzl
olarak imlasn tercih etmelerine ramen, Watt bunun doru olamayacan baz delillerle izah ettikten
sonra tercihe daha yakn olann Gazl olduunu ifade eder. Nitekim kendisi de bu ekilde yazlmas
gerektiine taraftardr. Geni bilgi iin bkz. W. Montgomery WATT, Mslman Aydn -Gazl
Hakknda Bir Aratrma (ev. Hanifi zcan), Ett Yaynlar, Samsun 2003, S.163165
20
GAZL, hyau Ulumid-Din, (ev. Ahmet Serdarolu), c. I, S. 2050.
21
ARICI, Mustafa, T. D. V. slam Ansiklopedisi, Gazl maddesi, T. D. V. Yay. st. 1996,
XIII/489.
22
Bu zatn ad Yusuf Nessacdr. Bkz. UBUKU, . .Agah, Gazali ve phecilik, A...F. Yay.
Ank. 1989, S. 60

13

harcam ve sonra onlar masraflar oraya ait olmak zere bir medreseye
kaydettirmitir.23

Gazl ilk ciddi tasavvufi formasyonunu Tus ve Niaburun nde gelen


sufilerinden biri olan Ebu Ali el-Farmadiden almtr.24 lk fkh tahsilini ise Ali
Ahmed bin Muhammed er-Razkani (Razekani) ve Ebu Nasr el-smailiden yapmtr.
Daha sonra Niabura giden, maml Harameyn el-Cveynnin ders halkasna dhil
olan Gazl, el- Cveynnin vefatna kadar bu derslere devam etmitir. Kaynaklarn
ittifakla belirttii gibi Gazlnin olaanst bir zeka ve hafzaya sahip olduu
dikkate alnrsa, onun Niabura gitmeden nce geirdii en az on iki yllk renim
hayatnda, bata fkh olmak zere hadis, kelam, gramer gibi geleneksel ilim
dallarnda iyi bir eitim ald sylenebilir. Niabura gidip, Cveynnin derslerine
katlnca Cveyn ondaki hazineyi kefetmitir. Hakknda Gazl derin bir denizdir
diyen hocas, ona sempati duymakla birlikte, sylendiine gre iin iin onu
kskanmaktan da kendisini alamazm. Anlatlr ki, Gazl el- Menhul adl fkh
kitabn yazdnda, Cveyn eseri ok beendiini, Beni saken mezara gmdn;
lmm bekleyemez miydin! eklindeki szleriyle ifade etmitir.25

484te Badata gelen Gazl, Nizamiye Medresesinde ders vermeye balar.


Drt sene kadar burada ders verdikten sonra yerine kardei Ahmedi brakarak,
488de o byk dnmn gerekletirecei hac ve zhd yolculuuna kmtr.

Gazlnin kelm, felsefe, Batnilik ve tasavvuf diye ayrd ann drt ana
dnce akm zerindeki tenkiti dnceleri ve hesaplamalar, nihayet onu kendi
kendisiyle hesaplamaya ve ayn tenkiti bakn bu sefer kendi zerine evirmeye
gtrmtr. Geirdii i muhasebe, kendisi hakknda hi de iyi neticeler vermemiti.
yle diyor Gazl: Bu durum karsnda, uurumun kenarnda bulunduuma, eer
halimi dzeltmezsem atee yuvarlanacama kanaat getirdim.26

23

ORMAN, Sabri, Gazali, nsan Yay. st. 1986, S. 31


ARICI, slam Ansiklopedisi, Gazl Maddesi, c. XIII, S. 490
25
ARICI, slam Ansiklopedisi, Gazl Maddesi, c. XIII, S. 490
26
GAZL, el-Mnkz, s. 20; arc, Gazl md., D..A., c. XIII, s. 492.
24

14

Vard bu kanaat, Gazlyi iinde bulunduu hayatn dna iterken, hayatn


kendisi onu ekiyordu. Bu tereddt hali sonunda Gazl, ciddi bir bunalma girmi,
dili tutulmu ve konuamaz hale gelmiti. Bunun zntsyle yemek ve imekten
kesilmi, sal bozulmutu. Nihayet Gazl, i dnyasnda tasavvuf bir uzlet ve
zhd hayat yaama arzusunun baskn gelmesiyle 488/1095 ylnda, kendisi ve
ailesinin nafakasna yetecek kadarnn dndaki servetini datp Nizamiyedeki
mevkiini de terk ederek Badattan ayrlmtr.27

Gazl yaad elikilerle ilgili olarak yle demektedir: Acizliimi anlayp


da iradem iyice elimden alndktan sonra bakaca yapacak hibir eyi kalmam bir
aresiz sfat ile Allaha sndm. Darda kalnca kendisine el aanlarn duasn kabul
eden Allah, benim de duam kabul buyurarak bana maldan, mevkiden, evlatlarmdan
ve dostlarmdan kolayca ayrlma gc balad.28

Gazlnin pek az kiiye nasip olabilecek an, hret, mevki, itibar, zenginlik
ve iktidar bir tarafa brakp, btn bunlarn ok uzandaki bir dervi hayatn tercih
etmesi eitli yorumlara konu olmu ve deiik ekillerde aklanmaya allmtr.29

Gazl Badattan ayrldktan sonra ama gitmi ve orada iki seneye yakn
zamann hepsini sflerden rendii ekilde nefsi temizleme, ahlk dzeltme, yce
Allah zikir iin kalbi tasfiye, uzlet, halvet, riyazet ve mcadele ile geirmitir.30
Daha sonra Gazl, Kudse gitmi orada da Kubbetus-Sahra adl makama ekilip
kapsn kilitleyerek uzlet hayat yaam, sonra Hz. brahimin mezarn ziyaret
ederek burada ey hakknda yemin etmitir:
1. Sultanlarn yanna gitmemek,
2. Mnazara yapmamak ve taassup gstermemek,
3. Sultanlardan maddi yardm almamak.31
27

ORMAN, Gazl, S. 34-35; Ayrca Bkz: ARICI, Gazl md., D..A., c. XIII, 492; GAZL,
el-Mnkz, S. 20
28
GAZL, El-Mnkz, ev. Salih Uan, Kitap Dnyas Ne. st. 1984, S.20
29
Bu yorumlar iin bkz. ORMAN, Sabri, Gazl, nsan Yay. st. 1986, S. 35-36; ARICI, Mustafa,
Gazzl md., DA., c. XIII, S. 492
30
Orman, Sabri, Gazl, S. 40
31
UBUKU, . Agah, Gazzl ve phecilik, S. 61

15

1096 ylnda hac farizasn ifa iin Hicaza giden Gazl, oradan
skenderiyeye uram, sonra yine ama gelerek oradan da Badata dnmtr.
Gazl Badatta bir mddet kaldktan sonra muhtemelen 1099 ylnda Hamedana da
urayarak memleketi Tsa dnm, evinin yanna bir tekke ve medrese yaptrarak
etrafna toplanan bir renci topluluunun eitim ve retimiyle zel olarak
uramaya balamtr.32 Ancak Gazlnin tasavvuf zhd ve ibadet hayat
memleketine dnnden sonra da devam etmitir.33 On yl sren inziva dneminde
telif faaliyetlerine de devam eden Gazl, en nemli eseri olan hyu Ulmid-Dini
bu dnemde yazmtr.34

Gazl 11051106 yllarnda, zamann sultan Nizaml-Mlkn olu


Fahrl-Mlkn srarl daveti zerine uzlet hayatna son vererek Nizamiye
Medresesindeki retim faaliyetine yeniden dnmtr.35 Ancak Gazl yeniden
tedris hayatna balaynn eski hle dn olmadn u ifadeleriyle
anlatmaktadr: Ben eskiden, kendisiyle mevki elde edilen ilmi yayyordum,
insanlar sz ve amelimle buna davet ediyordum. Fakat imdi, mevki ve rtbeyi terk
ettiren ilme davet ediyorum36

Gazlnin bu ikinci retim dneminin birincisi kadar zevkli gemedii


anlalmaktadr. Nitekim yeni bir sknet hayatnn zlemini duyarak muhtemelen
salnn da hocalk faaliyetlerini zorlatracak lde bozulmaya yz tutmas
sebebiyle yl akn bir sre ifa ettii resmi grevini bir defa daha brakp Tsa
dnmtr.37
Hayatnn son dnemlerini ders okutmak, gnl ehlinin sohbetlerine katlmak
ve eser yazmakla geiren Gazl, ayrca o zamana kadar yeterince birikim sahibi
olamadn belirttii hadis ilmiyle de megul olmutur.38

32

ORMAN, Sabri, Gazl, S. 4041


GAZL, El-Mnkz, S. 140
34
ARICI, Gazzl md., DA., c. XIII, S. 493.
35
ORMAN, Sabri, Gazl, S. 4546;
36
GAZL , hy, nsz, c. I, S. 33.
37
ARICI, Gazzl md., DA., c. XIII, S. 493.
38
ARICI, Gazzl md., D..A, c. XIII, S. 494.
33

16

Gazl, arkasnda ilm bir miras brakarak, elli be yanda iken vefat etmitir.
(H.505/M.1111) Tsta nl air Firdevsnin mezarnn yaknna defnedilmitir.
Gnmzde burada bulunan yap halk arasnda Hruniyye adyla anlmakta ve
bunun bahesinde yer alan yap Gazlnin mezar olarak gsterilmektedir.39
.

2. Gazlnin ahsiyeti ve lmi Kiilii

W. Montgomery Watt, Gazlyi konu edindii Muslim Intellectual-A Study


of al Ghazali adl mtevaz almasnn hemen banda Gazl zerine yazmann
g bir i olduunu itiraf ederek sze balamaktadr.40 Biz de bu ikrar yineleyerek
buradaki zorluun, Gazlnin ilmi enginlii ve derinliinde yattn belirtmek
isteriz. Onu tmel anlamda kapsamak, bir btn halinde tm fikirlerini sunmak zor
bir itir. Gazl, bazen bir filozof, bazen tasavvufta gayeye ulam bir sufi, bazen bir
mantk, bir yerde kelamc ve bir baka yerde ise bir fakih olarak karmza
kmaktadr.41 Bylesine komplike bir kiilii belirli kalplar iinde deerlendirmek
eksiklikten hali deildir. Gazlyi hakkyla anlamak, ancak kitaplarnn satr aralarn
ok iyi okumaya baldr. te o zaman, Gazl gerek hviyetiyle ortaya kabilir.42

Gazlnin yaad dnemde biri byk lde Yunan kltr ve dncesini


temsil eden felsefe, dieri fkh, kelm ve tefsir gibi geleneksel slm ilimler olmak
zere iki ana retim sistemi vard. Her biri slm toplumunun fikr temelini salama
iddiasnda ve bu hususta dierleriyle rekabet halinde olan bu iki sistem veya ekol,
hemen hemen birbirleriyle hibir alverite bulunmadan o zamana kadar srp
gelmilerdi. slm ilimler alannda birok deerli lim yetimi olmasna ramen,
zellikle fkh ve kelmn hayat realitelerden koparak ok ince ayrntlara saplanp
kaldklar ve canllklarn kaybettikleri grlmektedir.43
39

ARICI, Gazzl Md., DA, c. XIII, S. 494


WATT W. Montgomery, Mslman Aydn -Gazl Hakknda Bir Aratrma, S.11
41
TAYLAN, Necip, Gazzlnin Dnce Sisteminin Temelleri, M...F.V.Yaynlar, kinci Basm,
stanbul, 1994, S. 25-26
42
NAM, Ahmet, Gazlnin Kalb Ordusu, slami Aratrmalar Dergisi, Gazl zel Says, I/3,
Say 34, Ankara, 2000, S. 513
43
ORMAN, Gazl, S. 23
40

17

Gazl, Dou ve Batda aratrmaclarn eserlerini ve fikirlerini konu


edindikleri, neredeyse btn ilim dallarnda bilgi sahibi olmasyla tannan bir slam
mtefekkiridir. Gazlnin dini ilimlerdeki otoriter kimlii nedeniyle onu, hicri
beinci asrn mceddidi olarak deerlendirenler bile olmutur.44 Yine Gazlye
Huccetl slam lakabnn verilmesi, onun slam dnce tarihindeki bykln
gsteren ak bir delildir.45 Bu lakab hak etmenin tesiriyle olacak ki Watt, Gazlnin
Hz Muhammedden sonra en byk Mslmanlardan olduuna inanmaktadr.46 Yine
rencisi Muhammed bin Yahya, Gazlyi ikinci afii olarak nitelendirmektedir.
Btn ayrc vasflaryla Gazl, dneminde ve dier dnemlerde hep temayz
etmitir ve Gazlnin mmet zerindeki etkisi, muhtemelen tm kelamclardan daha
etkili olmutur.47

Gazl, engin ansiklopedik bilgisi, kvrak bir zekas, inanlmaz alkanl ve


velud yazarlyla temayz etmi mstesna bir ftrattr. Bir hakikat araycs ve
avcsdr. Bu aray kalbiyle yapar. Bu hakikati O, Yalnz aklyla, ssl szlerle
teye gitmeyen bir tutumla deil, bilgisiyle ahlakn, aklyla duygularn
btnletirerek arayan biridir. Akln snrlarn grr, akl yle kavrar ki, onu
hakikatin iine alarak, akl amay baarr.48

Gazl, kendi dnemindeki halkn inancnn yaygn surette zayflamasn ve


durgunlamasn drt sebebe dayandrmaktadr. Bu sebeplerden, Gazl dneminin
din ve kltrel yapsn anlamamza yarar salayaca iin ksaca bahsetmemiz
yerinde olacaktr.

Bu sebeplerden ilki Batnilerdir; Batniler, slmda her eyin zahir


manasnn yannda bir de batin manasnn olduunu ileri srmlerdir. Siyas manada
halifelik hakknn Hz. Ali soyundan gelen imamlara ait olduunu savunmulardr.49
44

APAYDIN, Yunus, Bir slam Hukukusu Olarak Gazl, Erciyes niversitesi Gevher Nesibe
Tp Tarihi Enstits Yaynlar, Ebu Hamid Muhammed El Gazl, Yayn No.7, Kayseri 1988, S.37
45
HENRY, Corbin, slam Felsefesi Tarihi (ev. Hseyin Hatemi), letiim Yay. st. 2002, c. I, S. 319
46
WATT, W. Montgomery, Mslman Aydn - Gazl Hakknda Bir Aratrma, S.11.
47
M. M. ERF, slam Dncesi Tarihi (ev. Komisyon), nsan Yay. st. 1990, c. II, S.261
48
NAM, Ahmet, Gazlnin Kalp Ordusu, slami Aratrmalar Dergisi, S. 513
49
UBUKU, . Agah, Gazzali ve Batnilik, Resimli Posta Matbaas, Ank. 1964, S. 2930

18

Gazl ikinci olarak felsefecileri zikretmektedir. Felsefecileri genel olarak


ilahiyatlar, tabiatlar ve dehrler olarak e ayran Gazl, dehrilerin Allahn
varln inkr ettiklerini, tabiatlarn Allaha inanmakla beraber ahireti inkr
ettiklerini sylemektedir. Gazl Aristoya uyan ilahiyatlarn felsefelerinin bir
ksmnn kfr, bir ksmnn bidatl gerektirdiini, bir ksmnn ise inkr
edilemeyen gerekler olduunu sylemektedir.50 Gazl andaki mutasavvflara
gelince: Bu dnemde tasavvuf cereyan yaygn bir hale gelmi, adeta moda halini
almtr. Bununla beraber btn sfler tasavvufu ayn ekilde anlamyorlard.
Bazlar farz olan ibadetlerde geveklik gsteriyorlar ve bunun yerine nafile ibadetler
yapyorlard.51

Halkn inanlarnn zayflamasnn drdnc sebebi, Gazlye gre ilim


adamlardr. Vaizler, ilm gereklerden ziyade hikyelerden, iirlerden ve nkteli
szlerden bahsediyorlard. Byk eyhlerden hadis dinlediklerini ve salam senetlere
sahip olduklarn iddia eden muhaddisler gerekte hadis ilminin kurallarna riayet
etmiyorlard. Kelmclar ise genel olarak, sapklk yolunu tutanlar ve doru yolda
olanlar diye iki grup halinde idiler. Doru yolda olan kelmclar da grevlerini
hakkyla yapamyorlard.52

Ahmet Emine gre gnmzde yaanan Mslmanlk, bugne kadar gelen


halini mam Eari ve Gazlye borludur.53 Eari ekol aslnda Gazlnin ortaya
koyduu metodoloji ve sergiledii performansla asrlar boyunca ayakta kalabilmitir.
Gazlnin Eari kelamnda yapt yenilik u esasta toplanmaktadr:
1. Mantk ilkelerini kabul,
2. Delilin butlanndan medluln butlann red,
3. Felsefi konular kelama ilave etmek.

50

GAZL, el-Mnkz, S. 110112


UBUKU, slm Dncesi Hakknda Aratrmalar, AF Yay. Ank., 1983. S. 78
52
UBUKU, slm Dncesi Hakknda Aratrmalar, S. 6971
53
EMN, Ahmet, Yevml slam (slamn Bugn), ev.Abdlvehhab ztrk, slam Kitabevi
Yaynlar, Gaziantep, 1977, S.122
51

19

Bu esasn kabulnden sonra kelamclar mtekaddim ve mteahhir olarak


ikiye ayrlmlardr.54 Bu yenilik arasndan en etkili olan felsefenin kelma dhil
olmasdr. Gazlnin el-ktisad fil tikad eseriyle Aristo mant kelam ilmine
girmitir. Gazlnin bu hamlesini bir orijinalite olarak yorumlayan bn Haldun,
Gazlden sonra gelen kelamclar Mteahhirin Kelamclar diyerek, nceki
kelamclardan ayrmaktadr. Gazl, Aristo mant araclyla delilin butlannn,
medluln de butlann dourmayacan gstermitir. Gazlnin at yoldan sonra
kelamclarda felsefi gr ve metodoloji ylesine yer etmiti ki mesela Razi ve
Crcani gibi kelamclarn eserlerinde kelam, st kalemle izilip karalanm bir
felsefeden baka bir ey deildir anlay ifade edilmitir.55 Gazlden sonra kelam
neredeyse felsefi bir hviyete brnmtr. Gazlnin felsefe ile ilgilenmesi,
filozoflar hakknda yapaca tenkitlerin de zeminini oluturmaktadr.

Filozoflarn metafizik grlerine sistematik ve felsefi ilk eletiriyi Gazl


gerekletirmitir.56 Gazlnin filozoflarn ilahiyatla ilgili grlerine tenkit olarak
yazd mehur Tehaftl Felasifesi, felsefi eletiri trnn ilk rneidir. Bu
kitapla beraber slam dnce tarihinde Tehaft gelenei olarak bilinen bir eletiri,
tenkit deti balamtr. Bu esere, reddiyye olarak bn Rd Tehaftt Tehaft adl
bir eser yazmtr. 15. yzyla gelindiinde Hocazade ile Aleddin Tusi, Fatih Sultan
Mehmetin emriyle karlkl iki ayr Tehaft yazmlardr. Daha sonra Kemal
Paazade ile Karaba, Hocazadenin eserine birer haiye kaleme almlardr.
Zamanla irili ufakl baka Tehaftlerin de yazlmasyla dnce tarihimizde bir
Tehaft gelenei olumutur.57

Gazlnin ortaya koyduu akl, kalb ve fikr bu baarlardan sonra, ilim


dnyasnda bir iddia ortaya atlmtr. Bu, Gazlnin yapt eletirilerle, slamda
fikri hayat felce uratt ynnde ortaya atlan bir iddiadr. kbale gre Gazl
slam dnyasndaki aklcln belini krmtr. Hilmi Ziya lkene gre Gazl

54

EVKURAN, Mehmet, Sosyal Bilimler Mant ve Kelam, Aratrma Yaynlar, Ankara 2005, S. 24
TRKER, Mbahat, Tehaft Bakmndan Felsefe ve Din Mnasebeti, S. 27
56
BAYRAKTAR, Mehmet, slam Felsefesine Giri, A...F. Yay. Ankara 1988, S. 171
57
CNDOLU, Dcane, Kef-i Kadim-mam Gazlye Dair, Gelenek Yay. st. 2004, S. 78-79
55

20

sadece eskiyi ykm yerine yeni bir felsefi sistem getirememitir.58 Gazlnin
felsefeyi eletirmesiyle, Douda bir daha kendine gelemeyecek ekilde bir darbe
indirdiini ileri srmek Henry Corbine gre gln bir dava olmaktan teye
geemez.59 Bu ve benzeri iddialara sebep olarak Gazl gibi dnrlerin bizzat kendi
grleri mi, yoksa o grlerin daha sonraki nesillere yaplan yorumlar m yol
amtr, bunun ok iyi analizinin yaplmas gerekmektedir.60 Bizim, bu tr iddialara
katlmamz mmkn deildir. nk her yenilenme ve dnm hareketinin, bir
eletiri srecini de beraberinde getirmesi kanlmazdr. Gazl de yapt tecdit
hareketinde hem pozitif bir oluumu hem de negatif bir tenkit hamlesini ayn anda
gerekletirmitir.61

Mehmet S. Aydnn hakikaten Gazl apnda byk mtefekkirler on ikinci


asrdan beri yetimez oldu tespitine katlmamak mmkn deildir. Daha sonraki
asrlarda ne yazk ki, Gazlnin son derece yapc ve modern olan bak as byk
lde kenara itildi. Baka messirlere, baz menfi noktalara odaklanma oldu.62 On
nc asrdan itibaren Mslmanlarn, yava yava, btn meselelerin halledilmi
olduuna inanmalar, hikmet binasnn tamamlandna inanarak kendilerini sadece
bu hikmetin tayclar olarak grmeleri bu duraanl kuvvetlendiren bir amil
oldu.63

Gazlden sonra ortaya kan felsefi ve fikri duraklamann nedenlerini


Gazlnin ahsndan te baka yerlerde aramak gerekir. Bunun sebepleri, slam
dnce tarihinde bir det ve meslek haline getirilen erh ve haiyecilik anlaynda
aranmaldr. Alt, yedi asrdan beri teolojik ve felsefi dnceye dair yazlan eserler
belki hacim ve nicelik olarak artm olabilir; ancak bu art, beraberinde kalite ve
orijinaliteyi getirememitir. Niceliin artmasna karn, nitelik gnden gne irtifa
kaybetti. Mteahhirin kelamclar, Razi ve Gazl gibi yeni, farkl eserler retmek

58

VURAL, Mehmet, Gazzl Felsefesinde Bilgi ve Yntem, Ankara Okulu Yay. Ankara 2004, S. 84
HENRY, Corbin, slam Felsefesi Tarihi, c. I, S.321
60
AYDIN, S. Mehmet, slamn Evrensellii, Ufuk Kitaplar, kinci Bask, st. 2000, S. 96
61
ORMAN, Sabri, Gazlnin ktisat Felsefesi, nsan Yaynlar, stanbul 1984, S.181
62
AYDIN, slamn Evrensellii, S. 182183
63
AYDIN, slamn Evrensellii, S. 184
59

21

yerine, kendilerinden nce yazlan kaynak kitaplarn tefsir, erh ve haiye yapmaya
ynelmilerdir. Bu konunun en arpc misalini, mer en-Nesefinin yalnzca be on
sayfalk Metnl Akaidine yaplan almalarda grmek mmkndr. Brockelmann,
bu ufak metin zerine onu akn erhin, bu erhlerden birine, Taftazaninin erhul
Akaid isimli erhine otuz kadar haiyenin ve bu haiyelerden biri zerine de yaklak
yirmi kadar haiyenin haiyesinin yapldn syledikten sonra bunlarn listesini de
vermektedir. Btn bunlarn yannda baz istisnai, orijinal nitelikte eserler ortaya
kyordu; ancak bunlarda nceki kitaplarn birer muhtasar hviyetinde olup belki de
erhlere konu olmak iin hazrlanyorlard.64 Bunlarn sonucunda, maalesef
gelimenin yerini gerileme alarak felsef ve kelam eserlerde bir ksr dng olutu.
slam bilginleri giderek birbirine benzeyen, ayn dili kullanan, ayn gndemle megul
olan karakterler haline geldi. Dolaysyla bu yerinde say, Gazlnin entelektel
almalarna hamletmek, eletirel, felsefi ve sorgulayc fikir ve tutumlarna atfetmek
doru deildir.

Felsefe gnmz ilim adamlarnn savunduklar gibi Gazlnin eletirileriyle


yklmamtr.65 Gazlnin tenkiti, sentezci ve slahat faaliyeti, ayn zamanda
slamn ruhani hayatnda verimli bir zemin oluturdu. Gazlnin balatt ve Snni
slamn srdrd iddetli hcum karsnda akl felsefe lmedi, fakat yeraltna
ekildi. Orada tasavvuf felsefesi klna brnmek suretiyle hazr ve gvenilir bir
barnak bularak, yeniden ortaya kt.66

Gazl, Snni kelamn biimsel ve dogmatik olan ifadesinin yaayan dinle


irtibatn salayarak, onlar yeniden canlandrp, onlara vahyin asl ruhunu yerletirdi.
Bylece o, akidenin dogmatik niteliini yumuatt ve dinin zahiri ve batini cihetleri
arasnda bulunan hayati gc tespit etti. Bu projeyi de byk eseri hyada
gerekletirdi.67 Bu eseriyle tasavvuf onunla yeni bir devreye girmi ve bir ivme
kazanmtr. nceleri tasavvufa beslenen menfi duygular, mspet hale dnmtr.68
64

WATT, slam Felsefesi ve Kelam, ev. Sleyman Ate, Pnar Yay. st. 2004, S. 191
FAZLURRAHMAN, slam, Seluk Yay. nc Bask, Ankara 1993, S. 177
66
FAZLURRAHMAN, slam, S. 201
67
FAZLURRAHMAN, slam, S. 133
68
BAYRAKTAR, Mehmet, slam Felsefesine Giri, A...F. Yay. Ankara 1988, S. 242
65

22

Gazl ile gelien tasavvufi akm, panteistik ifratlardan, meczup sufilerin genel ahlaka
ters temayllerinden uzak bir yapdadr. O bir yandan tasavvufu ehl-i snnet izgisine
ekmeye

alrken,

te

yandan

ehl-i

snneti

tasavvufa

yaknlatrmaya

almaktadr.69

Gazl ok ynl bir dnr olduundan dolay onu tek bir eseriyle veya tek
bir bak asyla deerlendirmek bizi onun hakknda tutarl ve salkl bir sonuca
gtrmez. Onu ve eserlerini bir btn halinde, eserleri arasndaki ilikiler, balantlar
dikkate alnmak suretiyle incelemek gerekir. Baz eserlerinde o, halka, avama
seslenirken, baz eserlerinde ise aydnlara, entelektel birikimi olan insanlara
seslenmektedir. Felsefeyi ve filozoflar anlatt Mekasdl Felasife ve Tehaftl
Felasife, mant esas ald Miyarl lim ve Mihekkn Nazar gibi eserlerinde
aydn ve okumu kimseleri hedef alrken, lcaml Avam, Eyyhel Veled gibi
eserlerde ise halk esas almtr. Gazlnin eletirilen ynlerinden biri de fikirlerinde
tekdze olmamas, eserlerinde, kimi zaman paradoksal bir grnm arz etmesidir. Bu
durum,

onun

farkl

kesimlere

hitap

ettiinin

gz

ard

edilmesinden

kaynaklanmaktadr. Bu husus gz nnde bulundurulduunda onun eliki iinde


olmad grlecektir.

Gazl, duyulara ve akla gvenmeyip onlar eletirmesiyle Kanta, insann


bilgilerinden ve bu bilgilerin kaynaklarndan phe etmekle Descartese, sezgiyi esas
almasyla Bergsona, kalbi boyuta ve sevgiye yapt vurguyla Pascala, yeter sebep
prensibiyle

Leibnize,

determinizmin

zorunluluunu

imkan

ve

ihtimale

indirgemesiyle Humea, korku ve mit kavramlarna ykledii anlamla varoluu


filozof Kierkegaarda, esnek bir tabiat kanunu anlayyla Malbranchea, fizik
kanunlaryla spirital bir lem anlayn uzlatrmasyla Emile Boutrouxa nclk
etmi ve bir bakma onlara k tutmutur.70 Gazlnin eserlerinin on kinci yzyldan

69

ERF, M. M. slam Dncesi Tarihi, c. II, S. 242


BOLAY, S. Hayri, Aristo Metafizii ile Gazzl Metafiziinin Karlatrlmas, Kalem Yay. st.
1980, S. 402403
70

23

itibaren Latince ve braniceye evrildii71 dikkate alnrsa bu kimselerin Gazlden


etkilenmi olmalar muhtemel grnmektedir.

Gazlnin orijinalitesini ortaya koyan faaliyetleri ksaca u ekilde


sralayabiliriz: Yapt btn almalarla Gazl, akaidi zanniyattan, kelam
hasviyattan, tasavvufu batiniyattan, fkh ilmini ihtilafattan, hepsinden nemlisi
felsefeyi yunaniyattan arndrmaya almtr.72

3. Gazlnin Eserleri

Gazl bilim ve dnce tarihinin en verimli mellifleri arasnda yer alr.


yz veya drt yz civarnda eser braktn, eserlerinin sayfa saysn hayatnn
gnlerine blnce, gn bana ortalama on alt sayfa gibi hayret verici bir rakam
bulduunu syleyenler vardr.73

Gazlnin eserleri gerek slm dnyasnda gerekse Batda pek az mellife


nasip olan bir ilgiye kavumutur. slm dnyasnda eserleri ok sayda sadeletirme
ve hlasalara, her biri ciltler tutan tarihelere ve erhlere, lehinde ve aleyhinde
yazlm eserlere, eitli dillere yaplm tercmelere konu olmutur. Batda grd
ilgi de byk olmutur. Hatta bir ksm Batllar onun bak tarznn dier birok
slm limine oranla ada Avrupa ve Amerikann bak tarzna daha yakn
olduunu ve bu sebeple onun daha kolay anlalr olduunu sylemilerdir.74

Gazlnin eserlerinin bir zellii ok sayda olmalar ise, bir baka zellii de
ok eitli alanlarda olmalardr. Gazlnin eserlerinin zellikleriyle ilgili olarak bir
baka husus da, son derece sistematik olulardr. Bu birka bakmdan byledir:
Birinci olarak her eserin, konusunun zelliine gre oluturulmu, snrlar gayet iyi
izilmi birer plan ve mantk rgs, gayet salam rlm birer i sistematii
71

BAYRAKTAR, slam Felsefesine Giri, S. 290


CNDOLU, Kef-i Kadim-mam Gazlye Dair, S. 21
73
ORMAN, Gazl, S. 53
74
ORMAN, Gazl, S. 56
72

24

vardr. hyu Ulmid-Din gibi krk kitaptan, drt byk ciltten oluan hacimli
kitaplarda bile bu byledir. kinci olarak, eitli alanlardaki kitaplar kendi aralarnda
birer alt sistem olutururlar. Bir ksm deiik konularda birbirini tamamlar:
Miyarul-lm ile Mizanul-Amel gibi. Bir ksm, ayn konular deiik yaklamlarla
ele alr: Makasidul-Felasife ve Tehaftl-Felasife gibi. Bir ksm da ayn konular
deiik seviyelerde ele alr: el-Basit, el-Vasit, el-Veciz ve el-Hlasa gibi.75

Gazlnin eserleri kendinden sonra bir ok slam limini etkilemitir. Onun


eserlerine birok erh ve haiye yazlmtr. Gazlden sonra eserlerine o kadar
byk nem verilmitir ki Zebidi, sadece El Veciz adl eserine yetmi civarnda erhin
yapldn kaydetmektedir.76 Yine Gazlnin el-Vasit isimli bir baka eserine bn
Rifann el- Matlab adyla altm ciltlik bir erh yazd sylenmektedir.77

hyu Ulmid-Din: Gazlnin en byk ve en mhim eseri budur. Bu eser


sadece ihtisas erbabna deil, herkese yazlmtr. Bu sebeple kolay ve rahat okunan
ekici bir slubu vardr. hynn insanla ilgili olarak iermedii konu yok gibidir.
Bireysel ve toplumsal boyutlaryla insan kuatan bu eser adeta bir ansiklopedi
niteliindedir. hynn bir zellii de, ihtiva ettii konularn daha ok pratik amal
ve nitelikli olmasdr. Kendisinin de ifade ettii gibi, eserini drt eyrek esas
zerine kurmutur; ibadetler, detler, ykc eyler, kurtarc eyler. Her eyrek bir
cilt tekil etmekte, her cilt de on ayr kitaptan olumaktadr.78

Gazalinin mevcut olan eserlerinden balcalar unlardr: El- Mustasfa, elMenhul, el-Basit, el- Vasit ve el-Veciz eserleri slam hukukuna, Mikekkn Nazar,
Miyarl lim mantk, el-ktisad, lcaml Avam, Faysalt Tefrika, Fedaihl
Batniyye kelama, Makasdl Felasife ve Tehaftl Felasife felsefeye, hyau

75

ORMAN, Gazl, S. 5455


APAYDIN, Yunus, Bir slam Hukukusu Olarak Gazl, S. 46
77
ORMAN, Gazlnin ktisat Felsefesi, S. 5556
78
ORMAN, Gazl, S. 98101
76

25

Ulumid Din, Kimya- Saadet ve buna benzer birok eser ahlak ilmine dair
eserlerdir.79

Bu blmde Gazlnin eserlerini tek tek yazmak tezin konusunu aacandan,


biz burada Gazlnin eserlerini konu alan almalar zikrederek gerekli grenlerin
bu kaynaklara bakmalarn tavsiye ediyoruz.

Gazlnin eserlerini ele alan baz almalar:


1- Ali Rza Karabulut, Gazlnin Eserleri, Erciyes niversitesi Gevher Nesibe Tp
Tarihi Enstits Yaynlar, Ebu Hamid Muhammed el-Gazl, Yayn No.7,
Kayseri 1988, S. 227248

2- Abdurrahim Gzel, Gazl Bibliyografyas zerine Bir Deneme, Erciyes


niversitesi Gevher Nesibe Tp Tarihi Enstits Yaynlar, Ebu Hamid
Muhammed el-Gazl, Yayn No.7, Kayseri 1988, S. 249272.

3- Hseyin nal, Gazl Hakknda Yazlm Eserler ve Tezler Bibliyografyas,


slami Aratrmalar Dergisi, Gazl zel Says, c.13, say.34, Ankara 2000,
S.540551.
4- Sabri Orman, Gazlnin Hayat ve Eserleri, slami Aratrmalar Dergisi, Gazl
zel Says, c.13, say.34, 2000, S. 245.

5- T. D. V. slam Ansiklopedisi, Gazzali maddesi, T. D. V. Yaynlar, stanbul


1996, c.13, S. 518- 534.

79

GAZAL, hya-u Ulumid-Din, ev. Ali Arslan, stanbul 1978, c. I, S. 4950; bkz. slam
Ansiklopedisi, c.XIII, S. 489533

26

4. Gazlnin Dnce Sistemine Genel Bir Bak

a- Hakikate Ulamada phenin Rol

slam dnce tarihinde Gazlyi neredeyse btn slam dnrlerinden


ayran en nemli zellii, onun hakikati bulma yolunda iine dt phe krizidir.
stelik onun, bu phe krizini sistematik olarak tecrbe etmesi ayr bir neme
sahiptir. Yakine ulamak iin felsefi manada pheye den ve sonuta taklitten
syrlp tahkiki imana ulaan yegne slam filozofu Gazl`dir.80 Gazl, lmnden
be yl nce otobiyografi tarznda yazd el-Munkz mine`d Dalal`de, bu metodik
phesini ayrntlaryla anlatmaktadr.81 Bu blmde biz, Gazlyi meslektalarndan
ayran bu septik sreci anlatmaya alacaz.

Gazl, pheyi, aratrmay hakka ulamann bir art ve arac olarak


gryordu.82 Bunun nemini gstermek iin Mizanl Amel`ini Gazl u cmlelerle
noktalamaktadr: phe insan hakka gtrr. pheden korkulmaz. phe etmeyen
aratrma ve inceleme yapma gerei duymaz. phe baktrr, bakan ise grr. phe
etmeyen ise bakmaz ve gremez. Grmeyen de dnya ve ahirette kr kalr ve dalalete
der. Byle bir duruma dmekten Allah korusun.83

Gazl`nin dnsel dnyasnda niin? sorusunun ok nemli bir yeri vardr.


O, niin?i sorgulamadan hibir eye taklitle bel balamak istemez. Bu da onun
hakikate olan hrsndan kaynaklanmaktadr. yle grnyor ki, anlamak demek, var
olmak demektir.84 Niin sorusunu nce fizik ve mantk ilimleriyle, doruluuna
inandmz bilgilere yneltmitir. Kendisine, niin ve neden fiziki, hissi ve akli
bilgiler dorudur, bunlarn yanl ve yalan olmad ne ile sabittir? gibi can alc bir

80

UBUKU, Gazzali ve phecilik, S.10


VURAL, Mehmet, Gazl Felsefesinde Bilgi ve Yntem, S. 163
82
AYMAN, Mehmet, Gazlde Bilgi Sistemi ve phe, nsan Yay. st. 1997, S. 113
83
GAZL, Mizanl Amel, (Amellerin ls) ev. Remzi Bark, Klaslan Yay. Ank. 1970,
S. 366
84
GNDODU, Hakan, Gazlnin Teolojik Hermentiine Yorumlayc Bir Bak, slami
Aratrmalar Dergisi, Gazl zel Says, I/3, Say. 34, Ank. 2000, S. 419
81

27

soru sormu, neticede Gazlnin ald cevap taklit olmutur. ncelikle taklit
bandan kurtulmas gerektiini sorgulamakla ie balamtr.

Bin doksan be ylndan itibaren Gazl, ruhi knt olarak nitelenebilecek


bir durum iine girdi. inde balayan psikolojik ve ruhsal bu kriz, onu ders
yapmaktan, yeme imeden alkoymutu.85 Gazl iin otuz alt ya bir dnm
noktasdr. Yaad ontolojik ve epistemolojik buhran, yakini bulma krizi onda ok
ciddi bir i bunalm dourmutur. Hakikat iin her eyi terk eden, Nizamiye
Medreselerinin rektr ve Eariliin salam kalesi olan bu adamn, her eyi bir anda
silip Badat`tan ayrlmas hayatnn dnm noktasdr.86

Gazl bu srece, duyu yetileriyle oluan bilgilerden phe duymakla


balamtr. nk alglar ve duygular dnyasn kavramak, var olmann ilk
basamana adm atmaktr. ngiliz filozofu Berkeley bu hakikati, var olmak,
alglamaktr szyle ifade etmektedir.87 D lem gerekten var mdr? sorusu, eski
a felsefe tarihinden beri sorula gelmitir. Sradan bir ekilde yaayanlar iin hi de
problem olmayan bu konu, yenia felsefesinde daha derin boyutlaryla
tartlmtr.88

Gazl algladmz d dnyaya kaynaklk eden duyularn ne kadar gvenilir


olduunu kafasnda byk bir problem olarak ele alm ve sonuta onlara duyulan
gvenin bo olduuna kanaat getirmitir. El Munkz`da bu sreci genie
anlatmaktadr.89 Baka bir eserinde Gazl, gzn yedi kusurunu sayarak, algsal
bilgilerin gvenilirliini iyice sarsmaktadr. Gz, kendini, ok yakn, perde arkasn,
eyann iini gremez. Yine grebildii eyin sadece bir ksmn grr; sonsuz eyleri
gremez, by kk, k byk, uza yakn, yakn uzak, hareketliyi durgun,
durgunu hareketli grebilir. Btn bu kusurlara sahip olan gze, onun grdnn
gerei yansttna nasl gven duyulabilir ki? Bir baka rnek olarak Gazl, katr
85

WATT, W. Montgomery, Mslman Aydn- Gazl Hakknda Bir Aratrma, S. 119


CORBN, Henry, slam Felsefesi Tarihi, c. I, S. 321
87
CHAN, A. Kamil, bn Sina ve Gazlde Bilgi Problemi, nsan Yay. st. 1998, S. 151
88
TAYLAN, Necip, Gazzlnin Dnce Sisteminin Temelleri, S. 59
89
GAZL, El-Munkz, S. 4041
86

28

misal getirmektedir. Katrn karnn ikin gren biri onun hamile olduunu syler.
Hlbuki ona katrn hibir zaman dourmayaca bilgisi geldiinde, aklyla onun
hamile olmadna hkm verir. Akl, gzn bu yanln dzeltir.90

Gazl akln gvenilirliini sorgulayarak akla duyulan gvenin de bo


olduunu aklamaktadr. Akla besledii gvenin ykln kendi dilinden dinleyelim:
Belki sadece on, ten byktr, bir ey hem hdis hem kadim, hem var hem yok,
hem bulunmas zaruri hem imknsz olamaz gibi evveliyat iine alan akliyata
gvenmelidir dedim. Bunun zerine mahsusat: akliyata gveninin, mahsusata olan
gvenin gibi olmadn nasl ispat edersin? Bana gveniyordun, akl hkimi geldi
beni yalanlad. Eer o olmasayd, beni tasdikte devam edecektin. Belki akln, idrakin
tesinde baka bir hkim vardr; o ortaya karsa, akl verdii hkmden dolay tekzip
eder. Nitekim akl hkimi ortaya kt ve verdii hkmden dolay hissi yalanlad.
Akl tekzip edecek idrakin ortaya kmay, onun olmayn gstermez iddiasnda
bulundu. Bu cevap karsnda nefis, biraz duraklad ve phelerini rya ile
kuvvetlendirip: grmyor musun? Uykuda birok eyin varlna inanyor, birok
haller tahayyl ediyor, onlarn sebat ve istikrar olduuna kanaat getiriyorsun. u
halde, bunlar hakknda pheye dmyorsun. Sonra uyannca dnp hayal ettiin
ve inandn eylerin hibirinin aslnn olmadn anlyorsun. O halde uyankken his
veya aklla inandn btn eylerin gerek olduuna nasl emin olursun? Gerekte
bu, senin haline nazaran, gz nne alnrsa gerektir. Fakat sana yle bir hal gelebilir
ki, bu halin senin uyanklk haline nispeti, uyanklk halinin uyku haline nispeti gibi
olur ve senin uyanklk halin, ona nispetle uyku gibi olur. Bu hal gelirse, aklnla
kuruntuya kapldn btn eylerin neticesiz olduunu kesin olarak anlarsn. Bu hal
belki, sufilerin, kendilerinde bulunduunu iddia ettikleri haldir. Zira onlar,
kendilerinden geip, hislerinden uzaklatklar zaman, bu makulata uymayan halleri
mahede ettiklerini iddia ederler. Belki bu hal, lm halidir. nk Allah Rasl:
insanlar uyur haldedirler; ldkleri zaman uyanrlar buyurmutur. Belki, dnya
hayat ahirete nazaran bir uykudur. nsan lnce, her ey ona, imdi grndnden

90

TAYLAN, Necip, Gazzlnin Dnce Sisteminin Temelleri, S. 125

29

baka trl grnmekte ve o zaman kendisine: ite senden perdeni kaldrp atk,
bugn gzn ne kadar keskindir.91 denilecektir.92

Sonunda Gazl safsata mezhebine girdiini ifade eder: safsata mezhebine


girmitim; ama kimseye syleyemiyordum. Bu safsatadan kurtuluunu salayan ey,
istidlaller veya mantki deliller deil, Allah`n kalbine att bir nurdur.93 Bu sonuca
Gazl hibir aba ve gayret sarf etmeksizin ulam deildir. Hummal ilmi ve akli
bir abann, uzun sren hakikat araynn neticesinde, Allah`n kalbine att nura
mazhar olmutur. Hakikatin, varln asl gereinin nerede olduunu bulmak iin
nce kelam ilmini derinlemesine tetkik ve talim etmitir.94 Daha sonra hakikatin
burada olamayacan anlayarak, felsefe tahsiline balamtr. ki seneden daha az bir
zamanda felsefeyi, felsefede lim olacak kadar renmitir. Zira ona gre bir ilimde,
o sahadaki en bilgili kimsenin seviyesine gelip de onu gemedike, o ilmin
kusurlarn sylemek abestir. Felsefeden de eli bo dner ve aradn bulamaynca
Batnilie ynelir.95 Batnilerin, talim mezhebinin akla, fikre aykr olduunu
anlaynca onlar da terk eder.96 En sonunda da tasavvufa, sufilerin yoluna giren
Gazl, hayatndaki metamorfozu, sufi hayat tarz iinde gerekletirmitir.97

Gazl, bu buhranl dnemleri aslnda hayatnn sadece belli bir blmnde


yaamamtr. Kendi ifadesine gre yirmi yandan beri var oluun ve ilmin derin,
karanlk ve uurumlu vadilerinde dolamaktadr. O gnden beri hayat, hep fikri ve
ilmi sanclarla gemitir.98 Gazl yaad, uzun ve yorucu bu ileli yolculuunun
neticesinde, ne bulduunu, hangi geree ulatn u szleriyle aklamaktadr:
Sufilerin, Allah`n yoluna girmi kimseler olduunu, onlarn hayat tarzlarnn en
gzel hayat tarz olduunu, ahlaklarnn en gzel ahlak olduunu yakinen anladm.99
Gazl, his ve akln insan yanlttn, bunlarn yakine ulatramayacan anlaynca,
91

Kaf Suresi, 22
GAZL, El-Munkz, S. 4142
93
GAZL, a.g. e. S. 42
94
GAZL, a.g. e. S. 4446
95
GAZL, a.g. e. S. 4748
96
GAZL, a.g. e. S. 6169
97
GAZL, a.g. e. S. 7072
98
GAZL, a.g. e. S. 38
99
GAZL, a.g. e. S. 74
92

30

gvenebilecei bilgi kayna olarak, dini tecrbeye dayal bilgi ve kalbi bilgiyi
benimsemitir. Gazl ncelikle kendi edindii bilgiden, kendi varlndan phe
etmeyerek hakikati bulmaya almaktadr.100 Bu ynyle o, kendisinden asrlar sonra
yaayan Descartes`e ok benzemektedir. Descartes`te yntemini tesis ederken her
eyden kukulanarak yola km, phe etmenin bir eit dnme olduunu
anladnda dnyorum; yleyse varm karmyla yakine ulamtr.101

Gazl`nin iine dt bu phe sreci, iki aamada deerlendirilebilir. lki


teorik phe dnemidir. Bu dnemde onun, duyulara, zaruri bilgilere ve akla olan
gveni yklm ve bilgi kayna olarak kullanlagelen btn bilgi odaklar zihninde
kmtr. Adeta hibir mktesebat kendisini kurtaramamtr. Bu dnem,
Gazl`nin yaad zihni ve epistemolojik sanclar ve pheleri barndrmaktadr.
Daha sonra Gazl`nin bu fikri ve ilmi buhran pratik hayatna yansmtr. Yemez
imez, ders okutamaz hale gelmi, srtn yaslayabilecei hibir salam dayana
kalmamtr. Artk Gazl bu phelerin aresini hayatn iinde aramaya koyulmutur.
Srasyla yaad dnemdeki popler ilimleri ve bu ilimlerin temsilcilerini
incelemeye balamtr. Kelam, felsefeyi, batnilii ve tasavvufu mercek altna alm,
hepsini phe eleinden geirerek en sonunda kurtuluun tasavvufta olduuna karar
klmtr. te bu son aama da onun pratik phe dnemini oluturmaktadr.102

Sonu olarak Gazl, yaad phe krizini metodik bir ekilde yaamtr. O,
pheyi Yunanl septikler gibi meslek edinmemi, kronik bir vak`a haline
dntrmemi, aksine onu zorunlu bilgiye gtren bir yntem ve ara olarak
kullanmtr.103

100

Vural, Mehmet, Gazzl Felsefesinde Bilgi ve Yntem, S. 45


Gkberk, Felsefe Tarihi, Remzi Kitabevi, st. 1999, S. 233
102
Ayman, Mehmet, Gazzl`de Bilgi Sistemi ve phe, S. 93110
103
Vural, Mehmet, Gazl Felsefesinde Bilgi ve Yntem, S. 171
101

31

b- Gazlde Bilgi Meselesi

slam dncesinin en verimli dneminin ilk alt yzylda olup bittii ittifak
edilen bir grtr. Gazlnin bu dnemde, beinci yzyln ikinci yarsnda yaam
olduu hatrlanacak olursa onun, ad geen dnce faaliyetinin kemale erdii
dnemde yaad anlalr. Konumuzla ilgili bulunan ilimler ve dnce abalar
asndan bakldnda bu husus, kelm, tasavvuf ve felsefenin artk btn
problemleriyle ortaya konduunu, bunlarla ilgili sistemlerin detaylarna kadar
inildiini grrz.104

te Gazl byle bir fikir atmosferinin zerine gelmitir. O, slam dncesi


akmlarnn kesitii yerde bulunurken de salt bir dnr olmasnn yannda, bir din
savunucusu (Hccetl-slam) roln de stlenmitir.105 Btn bu rollerinin yannda
Gazl, slam dncesi ve imann btnln kurma grevini de stlenmi bir
dnr ve bunlar kendi nefsinde uygulam bir kii olarak da karmza kar.

Yine Gazlnin ileride grlecei zere metafizii insanlarn idrak


seviyelerine gre yeniden dzenlemesi, metafizik alan iin akl st bilgi yollar
aray, yani klasik kelm ekolnn bilgi teorisine balanp kalmamas, bilgi
meselesine en nemli yeri vermi olmas ve en byk gayretinin bilgi iin salam
temeller bulmay hedeflemi olmas daima dikkatleri zerinde toplayan taraf
olmutur. Onun herhangi bir dnceye nyarg ile bakmad, her bilgi alann
tanmak ve hakkn vermek dncesi ok aktr.106

Gazl felsefesinin temelini, bilgi probleminin oluturduunu sylemek


mbalaa olmaz. O, dnce sisteminde oluabilecek boluklarn bilgi meselesinden
kaynaklanabileceini, salam ve gvenilir bilgi zerine kurulu bir dnce ve inan
sisteminin her zaman ve her yerde savunulabileceini ok iyi bir ekilde tespit etmi
grnyor. Ancak unu da hemen belirtelim ki, Gazlnin bilgi hakkndaki grn
104

TAYLAN, Necip, Gazlnin Dnce Sisteminin Temelleri, S. 19


TAYLAN, Necip, a.g. e. S. 19
106
GAZL, el-Munkz, S. 22
105

32

tespit etmek pek kolay bir i deildir. Bunun esas sebebi ise, dnrmzn ilgi
alannn ok geni olmasdr. O kuvvetli bir felsefe eletiricisi olduu kadar, bir
kelamc ve fakih, ayn zamanda tasavvufta maksadna ulaan bir slam
mutasavvfdr.107

Gazlnin bilgi probleminde yer alan nemli hususlar u ekilde sralamak


mmkndr:
1- Bilgi iin gvenilir ve salam bir yol bulmak,
2- Bilgiye konu olacak alanlarn kartrlmamas iin ona kesin bir snr tayin
etmek,
3- Bizzat akln kendisinden hareketle yine akla itimatszln tespit edilmesi,
4- Akln verdii hkmlerde ve duyu organlarnn ald duyumlarda hata
imkn ve ihtimalinin daima mevcut olduu,
5- Allah bilmenin esas ve kaynann rasyonel bilgiye deil de ilhama
balanm olmas. Zira Gazl, Allahn kalbine att nur olmasa, hakikate
ulaamayacan aka ifade eder.108

Gazlye gre, bilgi teorisinde bilen, bilinen ve bilgi diye daima bulunmas
gereken temel unsur vardr. Ona gre burada bilen (lim) eyann hakikatlerinin
kendisinde ortaya kt kalptir. Bilinen, bilinmek istenen (malm) eyann
hakikatleridir. Bilgi (ilim) de eyann hakikatlerinin kalp aynasnda ortaya
kmasndan ibarettir.109

Bilme faaliyeti, bilen (sje) ve bilinen (obje) arasnda meydana gelen iletiim
sonucunda ortaya kan bir durumdur. Her bilme bir objenin alglanmas neticesinde
oluan bir bilgidir. Gazl`ye gre bilme ilevinde insan, objenin bizzat kendisini,
hakikatini deil, duyu organyla onun benzerini, suretini veya bir bakma resmini
alglamaktadr. Mesela gz, grd cismin suretini hayalinde izer. Nesne gzden
kaybolduunda grme ilemi sona erer; ancak akl onun suretini, misalini hayalde
107

LKEN, Hilmi Ziya, Gazl ve Felsefe, A...F. Dergisi, Ankara, 1957,Say: 34, S. 9
GAZL, el-Munkz, S. 16
109
GAZL, hyu Ulmid-Din, ev. Ahmed Serdarolu, st. 1985, c. III, S. 29
108

33

muhafaza ederek kalc hale getirmektedir. nsan yine bir eyi grrken, o eyi
arazlarndan, renk, koku, miktar ve ekilden soyutlanm olarak deil de, bu arazlarla
bir btn halinde grmektedir. Dolaysyla insann grme duyusu ve bu alg
neticesinde ortaya kan bilme durumu, nesnelerin, objelerin salt hakikatini deil
suretlerini bildiini ortaya koymaktadr.110

Gazl dncesinde bilgi meselesi, en nemli meselelerden birisi olarak


karmza kar. O, bilginin salam temellere oturtulmasnn gerekliliini kendisini
sorgulamaya alt el-Munkz adl eserinde dile getirmi ve phe gtrmeyecek
bilginin zorunlu olduunu ileri srmtr.

lkin kendi kendime dedim ki: Benim maksadm ilerin hakikatlerini anlamak
ve bilmektir. O hlde evvela bilgi nedir? Bunun hakikatini aratrmak icap eder.
Nihayet anladm ki, yakin derecesine varan bilgilerde bilinen eyin asla ek
gtrmeyecek derecede anlalm olmas gerekir. Bunda yanlm olmak, vehme
kaplmak ihtimali sz konusu olmaz. Kalp byle bir ihtimale imkn veremez.
Hatadan emin olmak iin bilgi o surette kuvvetli olmaldr ki, mesela birisi o bilginin
batl olduunu iddia etse ve ta altna evirmek, denei ejderha yapmak suretiyle de
davasnn doruluuna delil gsterse, bu keyfiyet o bilgi sahibini pheye drmez.
Ben on saysnn saysndan byk olduunu bildiim halde birisi hayr says
on saysndan byktr. Szme inanmanz iin de u denei ejderhaya evireceim
dese ve dediini yapsa, ben de grsem bu yzden bilgimde bana bir phe arz olmaz;
ancak o adamn bunu nasl yaptna aarm. Yoksa bildiim eyde phe
etmem111

Gazl bu szyle bilginin kesinlik arz etmesi gerektiini ve phe kabul


etmeyeceini ileri srmektedir. nsan bilgilerinin idrak vastasyla meydana geldiini
ve insann dnyaya gelirken herhangi bir bilgi ile gelmediini, lemlerden habersiz
yaratldn ise yle aklamaya alr: nsan, asl yaratlta bilgisiz, Allahn

110
111

AYMAN, Mehmet, Gazl`de Bilgi Sistemi ve phe, S. 56


GAZL, el-Munkzu mined-Dell, ev. Hilmi Gngr, stanbul, 1989, S. 16

34

yaratt btn lemlerden habersiz olarak yaratlmtr nsann lemden haberdar


olmas idrak vastasyla olur.112

nce basit bilgiler sonra mrekkep, birleik bilgiler idrak edilmektedir. lemi
bilmeyen, hudusu bilmeyen, lemin hadis oluunu da bilemez. Dolaysyla ilim
marifetlerin birleiminden olumaktadr. Marifet ikiye ayrlr: aratrmakszn,
duyularla elde edilen tekiller, dieri de aratrmayla ortaya kanlardr.113 Marifet
basit bilgiyi ifade ederken, ilim bu basitlerin bir araya gelmesiyle oluan mrekkeb
bilgi trn ifade etmektedir.

Gazl`ye gre bilgi, marifet ve ilmin bir arada bulunmasyla teekkl


etmektedir. Dier bir ifadeyle bilgi, tasavvur ve tasdikten olumaktadr. Bilginin
oluabilmesi iin iki marifetin, iki tasavvurun olmas gerekir. Bu iki tasavvur arasnda
iliki kurularak bir hkm verilir. te bu hkm de tasdik anlamna gelir. Tasdik ise
iki kavram ya birbirine yaklatrmak ya da uzaklatrmaktr. Aa yeildir derken
aa ile yeil kavramlar birbirine yaklatrlrken, ta canl deildir derken ise ta
ve canl kelimeleri birbirinden uzaklatrlmaktadr.114 Gazl`ye gre sje bulunur,
obje bulunur; ancak arada herhangi bir iliki kurulmazsa bilgi gereklemez. Mesela
el ve kl bulunur, ancak el klc eline alp tutmazsa; tutma dediimiz fenomen
olumaz.115

b1. Genel Olarak Bilginin Kayna

Bilgi teorisinin en esasl meselelerinden birisi, bilginin kayna ve deeri


problemidir. Felsefenin mhim bir disiplini olan Bilgi Teorisi (Epistemoloji) her trl
bilgi ve ilim iin temel tekil eder.

112

GAZL, el-Munkz, S. 6465


GAZL, Mihenkk`n Nazar(Dnmede Doru Yntem), ev. Ahmet Kayack, Ahsen Yay.
st. 2002, S. 62
114
AYMAN, Mehmet, Gazl`de Bilgi Sistemi ve phe, S. 58
115
TAYLAN, Necip, Gazlnin Dnce Sisteminin Temelleri, S. 50
113

35

nsan bilgisinin felsef bir izah, yorum ve tenkidi olan epistemoloji, ilimlerin
ortaya koyduu felsef problemleri ele alan bir disiplin olarak prensiplerin,
hipotezlerin tenkidini, bilginin mantk kaynan, deerini, geerliliini, eitli
ilimlerin vard sonularn tenkidini ve nihayet ilm bilgilerin metotlarnn tenkidini
yapar.116

Genel olarak slam dncesi, bilginin kayna konusunda btncl bir gr


benimser. Bilginin kayna konusunda slam dnrleri;
1- Havass-i Selime (Salam Duyu Organlar ile Tecrbe)
2- Akl
3- Sezgi
4- lham
5- Vahiy olmak zere be eit bilgi yolunu esas alrlar.

Bunlardan duyu ve tecrbe madd varlk leminde geerlidir. Akl ve sezgi


ruh-manev varlk leminde geerlidir. lham ve vahiy ise ilah kaynakl bilgilerin
elde edilmesinde sz konusudur. Gazl, bilgi kayna olarak insanda ilk teekkl
eden bilgi yolunun duyu organlar olduunu belirtir.

117

Duyu organlarndan sonra

akl, sezgi, ilham ve sadece peygamberlere ait olan vahiy ile bilgi elde edilir.

b-1.a Duyular

Bilginin kaynaklar, o bilginin deerini, bu deer de kaynan gvenilirliini


gstermektedir.118 Gazl`ye gre bilgi kaynaklarnn banda, doutan var olan duyu
organlar gelmektedir.

Gazl`ye gre insan hibir ey bilmeksizin ve Allah`n kendi dnda yaratt


lemlerden habersiz olarak dnyaya gelmektedir. nsann bu lemleri renmesi,
116

BOLAY, Sleyman Hayri, Felsefi Doktrinler Szl, Ankara, 1990, S. 79


ERDEM, Hsameddin, Baz Felsefe Meseleleri, Konya, 1999, S. 112
118
TAYLAN, Necip, Gazzl`nin Dnce Sisteminin Temelleri, S. 52
117

36

onlardan haberdar olmas idrak denilen hasse ile mmkndr. draklerin her biri,
insann onun vastasyla bir leme muttali olmas iin yaratlmtr. lemlerden
kastedilen varlklarn cinsleridir. Gazl`ye gre insanda ilk yaratlan, oluan duyu
dokunma duyusudur. nsan bununla eyada bulunan scaklk, soukluk, yumuaklk,
sertlik gibi eylerle onlar tanmaya alr. Sonra insanda gz yaratlr ve insan
bununla renkleri ve ekilleri idrak eder. Alg snr en geni olan duyu, gzdr. Daha
sonra insann iitme duyusu geliir. nsan bununla sesleri ve nameleri iitir.
Kulaktan sonra, en son yaratlan ve gelien, tatma duyusu olan dildir. nsan, alg
lemini tamamlamasyla temyiz safhasna geer ki; bu da yaklak yedi yalarna
tekabl etmektedir. Sonra insan daha baka bir devreye girer ve bu evrede insan,
akledilebilir sahaya girerek akln kullanmaya balar. Akl sayesinde vacip, mmkn,
muhal eyleri ve daha nceki devrelerde bulunmayan halleri idrak eder.119

Gazl`ye gre duyu organlar akln memurlar gibidir. Akln ileyebilmesi


iin akla hizmet etmektedirler. Btn bunlar mahedeye dayal olduu iin inkr
mmkn deildir. Ayrca Gazl, Allah`n detinin bunlara uygun bir ekilde cereyan
ettiini de hatrlatmaktadr.120

b-1.b Akl

Gazl`ye gre, akln verdii hkmler dorudur. Gazl akl, bilginin


kayna, esas ve dou yeri olarak kabul eder. lmin kayna, dou yeri ve kk akl
olduuna gre burada akln erefi de ortaya km olur.121

Gazl`nin aklcl, felsefi anlamda salt aklclk deildir. nk ona gre


vahiy, ilham ve duyular da akl gibi bilgi kaynadr. Akl, zat itibariyle snrl olduu
iin tek bana hakikate ulaamamaktadr.

119

GAZL, el-Munkz, S. 77-78


AYMAN, Mehmet, Gazzl`de Bilgi Sistemi ve phe, S. 70
121
GAZL, hya, c. I, S. 209
120

37

Akl, bilginin bir felsefe problemi olarak ortaya atld zamandan beri, hemen
her trl bilgiyi izah iin yle veya byle bavurulan bir bilgi ve ifade kayna
olarak grlmtr. Ancak Gazl, sadece akl muhakeme ile ilahi hakikatlere
eriileceini imkansz sayar. Hlbuki insann en mhim ayrc vasfnn akl sahibi
olmasndan kaynakland hususunda btn dnce tarihi boyunca ittifak edildii
ortadadr. Yine, dnen ve konuan canl diye tarif edilmesinin de tamamen insann
akll olmas esasna dayand da ok iyi bilinmektedir.122 Dnrmzn bu
konudaki dnceleri Gazl`de akl blmnde genie yer alacaktr.

b-1.c Sadk Haber

Sadk haber sz konusu olunca akla hemen tevatr, mtevatir haber, vahiy,
nbvvet, tarihi bilgi gibi kavramlar gelmektedir. Nitekim bunlarn bilinmesi bize
ancak tevatr dediimiz kanalla gelmektedir. Haber-i sadk, vahyin bildirdii
metafizik konularla ilgili, salkl ve doru bilgiler sunmaktadr.

Tevatr, haber alma kaynaklar arasnda zgn bir yere sahiptir. Gazl`ye
gre mtevatir bilginin kayna olan tevatrle biz, bizim iin gaibi olan hususlar
salam bir ekilde idrak eder ve kabul ederiz. rnein Hz. Muhammed (s.a.v.)in
davasndaki haklln, getirdii mucizelerle anlarz. Peygamberlik davasnn gerek
olup olmadn anlamak iin mucize kanlmazdr. Bu bilgiler bize tevatren gelince
biz de onlarn gerekliine ve doruluuna iman ederiz. O halde Hz.
Muhammed(s.a.v.) de davasnda hakldr. Yine O, Kuran` getirmitir ve Kuran da
onun en byk mucizesidir. Nitekim Hz. sa, Hz. Musa ve dier peygamberlerin
tarihte yaam gerek birer Peygamber olduklarn tevatr vesilesiyle reniriz.123

Mtevatir bilgi, Gazl`ye gre, mtevatiri idrak eden, mtevatirin ne


olduunu bilen iin geerlidir. Tevatr hi bilmeyen ve bu konuda hibir malumat
ve alt yaps olmayan iin mtevatir haber, bilgi kayna olarak bir anlam ifade
122
123

TAYLAN, Necip, Gazl`nin Dnce Sisteminin Temelleri, S. 72


GAZL, el-ktisat, S. 16

38

etmez. Akl ve hissi gerekeler, aklsz ve hissiz kimseler mstesna, btn insanlar
iin ortak gerekliktir. Nitekim grme duyusuyla elde edilen bir asl, anadan kr bir
kimseye kar delil olarak kullanmak imknszdr.124

b-1.d lham

Gazl`nin bilgi edinme kaynaklar arasnda ilhamn nemli bir yeri vardr.
ncelikle ilham, onun bilgi teorisi iinde nemli ve ncelikli bir yere sahiptir. lham,
Gazl iin dier bilgi kanallarndan daha nceliklidir. Gazl`de mistik bilgi, akli ve
duyusal bilgilerin nne gemitir.

Bu bilgilerin oluabilmesi iin nefsin duru, kuvvetli ve hadiselere nfuz


edecek kapasitede olmas gerekir. Nefs eer bu vasflara haiz olursa, bunlar phe
duymakszn kabul edecektir. Gazl`ye gre sezgisi gelimemi kimseler bu trl
eylere inanmak istemezler. Ne zaman ki bu kimselerin de, sezgisel gleri kuvvet
kazanr, ite o zaman onlarda bu bilgileri anlar hale gelirler. Bu durumu ayn nn,
aynaya az ya da ok yansmasna benzetir. Ayn farkl oranlarda yansmas da gnee
olan uzaklna baldr. Bu bilgilerin kalbe gelmesi de, Allah`n marifetine ve onunla
kurulan ilikinin yaknlna ve uzaklna gre deiiklik arz etmektedir.125
Gazl`ye gre ilhama dayanan bilgiler, tecrbe ile kazanlan bilgiler gibi kesindir. Bu
tr bilgiler safi bir zihinde, aracsz olarak doduklar ve bir l aleti ile de
llemedii iin inkr edene ancak tatmayan bilmez denilerek karlk
verilmelidir.

Bir baka yerde bu ilmin tahsil ynne iaret eden Gazl, insann, ilmi iki
yolla elde edebileceini belirtmektedir: birincisi, insani yani kiinin kendi abasyla
renmesi, ikincisi ise, Allah`n o kimseye retmesi suretiyle. Birinci yol, allm
ve bilinen mehur yoldur. Her akll kii iin bu yol aktr. kinci yol olan rabbani
renmeye gelince, bunun da iki yolu vardr: ya vahiy yoluyla ya da ilham yoluyla.
124
125

GAZL, el-ktisat, S. 1718


GAZL, Miyaru`l lim, S. 182

39

Vahiyle olan ilim, nebevi ilim; ilhamdan ortaya kan ilim ise lednni ilim olarak
isimlendirilir. Tabii olarak lednni bilginin vehbi olarak elde edilmesi, hibir aba ve
gayret gstermeme anlamna gelmez. Lednni ilmin kendine gre nclleri ve
hazrlayclar vardr. Bunlar da Gazl`ye gre, bilisel ve sezgisel gler olup,
yerinde kullanlmalar durumunda bu unsurlar, insanda manevi glerin olumasna
zemin hazrlamaktadr.126

Gazl`ye gre keifle elde edilen bilgi akla gre daha nceliklidir. Akl ile
elde edilen bilgiyle sezgisel bilgi elimezler ve bunlar birbirlerine destek olurlar.
Kalbi keif yoluyla insan, akln ulaamayaca bilgiler elde eder.127 Bu yzden kalpte
oluan bilgi, akli bilgiye daha yakndr. Bu durum bir kimsenin, bir insan uzaktan
grmesiyle yakndan grmesi, onun gizli vasflarn bilmesiyle bilmemesine
benzemektedir. Eer kalbi mahede, bir insanda hsl olursa, iman esaslarn
kalbinde hissedecektir.128

Gazl`ye gre ister eyann ister Allah`n bilgisi olsun, ancak kalp ile elde
edilebilir. Kalbin bu bilgisini deneysel yollarla tecrbe etmeye gerek yoktur. O, kendi
bana kesin bilgiyi ihtiva etmektedir. Kalp, akldan ycedir ve gerek bilginin
kaynadr.129

c- Metafizik Bilgi ve mkn

Felsefenin, varlklarn mahiyeti ve z ile ilgili sorunlar ele alp


temellendirmeye ve bilgi vermeye alan dalna metafizik veya ontoloji (Varlk
Bilim) denir.130

126

MACT, Fahri, slam Felsefesi, Kelam ve Tasavvufuna Giri, nsan Yay. st. 2000, S. 108
BAEC, Muhiddin, Gazl`nin Kelam lmine Verdii nem ve Kelam Metodu, Erciyes niv.
Gevher Nesibe Tp Tarihi Enst. Yay. Yayn No: 7, Kayseri, 1988, S. 74
128
MUHDDN, Baeci, a.g.m, s. 63
129
BAYRAKTAR, Mehmet, slam Felsefesine Giri, S. 256
130
BOLAY, S.Hayri, Felsef Doktrinler Szl, Ankara, 1990, S. 173194
127

40

Fizik tesi anlamna gelen metafizik tabirini ilk kullanan Aristotelesin


talebesi Rodoslu Andronikostur. Zamanla metafizik, varln ve kinatn zn
aratran bir felsefe disiplini hline gelmi ve bu disiplin Tanr, ruh, lem (madde)
gibi temel mesele zerinde durmutur.131

Felsefenin en nemli blmlerinden birisi metafiziktir. Metafizik, genel olarak


metafizik bilginin prensiplerini ihtiva eder. Bu prensiplerde de Allahn balca
sfatlar, ruhumuzun lmezlii ve bizde mevcut btn ak ve basit mefhumlarn izah
bulunur.

Yaratlm varlklarn en mkemmeli ve en ereflisi olan insan, Allah


tanmak iin yaratlmtr. Bu temel vasfn kaybeden insan, birok ynden benzedii
ve ortak yan bulunan hayvan seviyesine der.132

Gazlye gre varlklarn imkn ile ilgili temel kavram vardr: Bu


kavramlar mmkn, vacip ve mmteni kavramlardr. Mmkn; var olup
olmamasnda bir zaruret olmayan, Vacip; varl zaruri olan, Mmteni ise; yokluu
zaruri olan demektir. Bu yaklamyla Gazlnin Allah hakknda bir bilginin
imknn kabul ettiini, hatta insann asl zellik ve gayesinin bu bilgiye ulamakla
ortaya kacan benimsedii grlr.

Gerek Bat dncesi ve gerekse slam dncesinde baz dnrler, Allah


hakkndaki bilginin ve inanmann ftr olduunu kabul ederler. Fesada uramam ve
zne yabanclamam insan tabiatnn bu bilgiye doutan hazr ve yatkn
bulunduunu Ontolojik Delil ad altnda ele almlardr.133

Genel olarak metafizik, Allahn zat, sfatlar, hkmleri ve kazas, varlklarn


zuhuru ve dzenlenmesi, ferd cevherler, yksek varlklar, kmil ruhlar, melek ve

131

ERDEM, Hsameddin, Baz Felsefe Meseleleri, Konya, 1999, S. 35


GAZL, hy, ev. Ahmet Serdarolu, st. 1985, c. III, S.9
133
TAYLAN, Necip, Gazlnin Dnce Sisteminin Temelleri, S. 154
132

41

eytanlarn hlleri zerinde durur ve peygamberlik bilgisi, mucize, keramet, uyku,


uyanklk ve ryalarn makamlaryla megul olur.134

u bir gerek ki Allah, varlklarn en zahirdir. Her insan, yaratlta Allahn


var olduu bilgisine sahiptir ve Allah varlklarn en ycesidir. Onun dndaki
varlklar, Onun kudreti, iradesi ve yaratmasyla varlk kazanmlardr. Bu nedenle,
mevcudatn en ak idrak edileni Gazlye gre Allahtr. Bunun iin de en kolay, ilk
bilinmesi ve anlalmas gereken de Allah olmaldr.135

Bu ifadelerden de anlalabilecei gibi metafizik bir bilgi mmkndr ve


insanda doutan bu tr bir bilginin elde edilmesine yatknlk vardr. Ancak bu bilgi,
yaratl amac dna kan kiilerde ortaya kmayabilir.

Allah bilmenin birok yolu vardr. Akl deliller, kozmolojik deliller,


teleolojik deliller ve din tecrbe delilleri gibi. Bunlardan din tecrbe delili dorudan
mistik ve tasavvuf bir bilgi temeline dayanr. Bu nedenledir ki, Gazl asndan
geree, hakikate ulama noktasnda tasavvuf bilginin ok byk bir nemi vardr.

d- limlerin Tasnifi

Gazlnin yapt ilim tasniflerini tek at altnda toplamak mmkn deildir.


Bu durum, Gazlnin btncl ilm alt yapsndan, ansiklopedik bir yazar
olmasndan, neredeyse her ilmi disiplin hakknda sz syleyebilecek seviyede
bulunmasndan kaynaklanmaktadr. Muhtelif eserlerinde ilimleri belirli ksmlara
ayran Gazl, bu tasnifleri bazen ilmin gayesine, bazen konusuna, bazen de fayda ve
zararna gre yapmaktadr. Biz onun yapm olduu bu farkl ayrmlardan sadece
konumuzla ilgili olanlarn ksaca vermeye alacaz.

En nemli eseri olan hya`da Gazl ilimleri u ekilde tasnif etmektedir:


134
135

GAZL, Risletl-Ledniyye, ev. A. ener- S. Topalolu, Beyrut, 1986, S. 21


GAZL, hy, c. IV, S. 576

42

limler ikiye ayrlr:


1-er`i (ilahi) limler:
er`i ilimler, usul fru, mukaddimat ve mtemmimat olmak zere drt
ksmdr. Usul; kitap, snnet, icma ve sahabenin yoludur. Fru ise, dnya ilerini
dzenleyen fkh ve ahiret ilerini dzenleyen ahlak ilminden olumaktadr.
Mukaddimat, lgat ve nahiv ilimleridir. Mtemmimat ise, kraat, meharic-i huruf,
tefsir, nasih-mensuh, has, nass, zahir gibi ilimlerdir ki, bunlar barndran ilme de
usul- fkh ad verilmektedir.136

2- er`i olmayan (beeri) ilimler:


Vastalarla, aralarla elde edilen ilimlerdir. Bunlar da mahmud, mezmum ve
mbah olmak zere ksmdr. Mahmud (vgye deer) ilimler tp, hendese, hesap
ilmi gibi ilimlerden oluur. Mezmum (yerilen) ilimler, sihir, tlsm, gz bacl,
illzyon gibi ilimlerdir. Geleneksel tutumun aksine mezmum ilimler arasnda
Gazlnin felsefe ve mant saymamas dikkate deer bir husustur. Mbah ilimler
ise tarih ve iir gibi ilimleri iine almaktadr. Gazl, mbah ilimlerin tahsilinde ar
gidilmemesi gerektiini tavsiye etmektedir.137

hya`da bir baka yerde ise Gazl ilimleri yle tasnif etmektedir. limler
ikiye ayrlr: akli ve er`i ilimler. Akli ilimler ikiye ayrlr: zaruri (apriori, ftri, bedihi)
ve iktisabi ilimler. ktisabi ilimler iki ksmdr: dnyevi (tp, matematik, geometri,
astronomi vb.) ve uhrevi ilimler (tasavvuf, kelam vb.)138

Bu ilimlerin birlikteliini, bunlarn birbirinden ayrlmamas gerektiini Gazl


u cmleleriyle vurgulamaktadr: Akl nazara almadan yalnz taklit ile yetinmek
cehalettir. Kuran ve snnetin nurunu atarak yalnz akl ile yetinmek aldanmaktr.
kisini bir arada bulundurmak gerekir. Akli ilimler besin, er`i ilimler ise ila gibidir.
Hasta olan insann iyilemeden ald besin kendisine zarar verir.139

136

GAZL, hya, c. I,3435


GAZL, hya, c. I, S. 34
138
GAZL, hya, c. III, S. 20
139
GAZL, hya, c. III, S. 21
137

43

B. GAZLDE AKIL

1. Akln Tanm

Gazl akl kelimesinin bir tek tarifinin yaplmasn uygun bulmayarak drt
ayr anlam vermitir;

Birinci anlam: Akl, insan hayvanlardan ayrt eden bir vasftr. nsan bu vasf
sayesinde dnce mahsul olan ilimleri, tefekkr mahsul olan gizli sanatlarn
tedvirini elde etmeye hazr bir vaziyette gelir() nsan, dnce mahsul olarak elde
edilmesi mmkn olan ilimleri elde etmeye hazrlar. Akl ftratnn ilimlere olan
nispeti, tpk gzn grmeye olan nispeti gibidir. Kuran ve din ilimlerini kefeden bu
akl ftratnn Kurana nispeti, tpk gne nn gze nispeti gibidir. te bu ftrat
anlamak gereklidir.140

Akln ikinci anlam: Muhallerin muhal, mmknn de mmkn olduunu


bilmek zaruri ilimlerdendir. Mesela iki saysnn bir saysndan fazla olduunu, bir
ahsn ayn zamanda iki ayr yerde bulunmasnn mmkn olmadn bilmek
gibi141
Akln nc anlam: Hal ve durumlarn cereyan ile elde edilen
denemelerden alnan ilimlerdir; nk denemelerden gemi ve eitli tecrbelerden
tr olgunlam bir kimseye rf ve dette, akll denir. te bu da ilimlerin baka bir
eididir ve bu eye akl ismi verilir.

Akln drdnc anlam: Akl kuvveti yle bir dereceye gelir ki, akll,
emirlerin sonucunu bilip, geici lezzetlere srkleyici ehveti yok edip ortadan
kaldrr.142

140

GAZL, hya c. I, S. 277279


GAZL, ihya, c. I, S. 277
142
GAZL, ihya, c. I, S. 277
141

44

Gazl birinci anlamn asl olduunu, dierlerinin bu anlamn sonucunda bu


ismi alabileceini ifade etmitir. kincisi onun en yakn daldr. ncs birinci ve
ikincinin daldr. Drdncs ise akln meyvesi olup akldan beklenen neticedir.143

Bu akllarn sadece ikincisinde, insanlar eit durumdadrlar; herkeste bu


apriori bilgiler yaratltan mevcuttur. Dier manada insanlar arasnda farkllklar
arz edeceinde phe yoktur. Yaradltan gelen ftri akl da, insanlarda farkl
oranlarda bulunmaktadr. Eer farkllk olmasayd insanlar, akl seviyelerine gre
ahmak, zeki ve kmil diye snflara ayrlmazlard. nsanlarn bir ksm bir eyleri
sratli bir ekilde renirken, dier bir ksm uzun emeklerden sonra ancak bir eyler
renebilmektedir.144

Akln bu drt anlam iinde ilk ikisi vehbi, son ikisi ise kesbidir. Mizan`l
Amel`de bu durum gz nne alnarak akl sadece iki tryle ele alnmtr:
1. Tabii akl
2. Mktesep akl145

Gazl, el-Mustasfa`snda akln be ayr anlamndan sz etmektedir:


1- Zaruri bilgileri ifade etmek iin akl tabiri kullanlr.
2- Akl, bazen nazari bilgileri kavramaya yarayan ara manasna gelir.
3- Tecrb bilgiler iin bazen akl kavram kullanlr.
4- Davranlardaki dzgnlk ve vakar anlamnda kullanlr.
5- lim ve ameli birletiren kii iin akll denir ki; bu birletirme vazifesini
gren de akldr.146
Bazen Gazl, akl manasnda ruh, kalp ve nefs tabirlerini kullanmaktadr.147
Bunun sebepleri arasnda Gazl`nin, akln bedende bulunduu merkezi, ya beyin ya

143

GAZL, ihya, c. I, S. 281


GAZL, ihya, c. I, 122123
145
GAZL, Mizan`l Amel, S. 45
146
GAZL, el-Mustasfa, I/23
147
UBUKU, Gazzl ve phecilik, S. 105; CHAN, A. Kamil, bn Sina ve Gazl`de Bilgi
Problemi, nsan Yay. st. 1998, S. 96
144

45

kalp ya da nefs olarak grmesi gsterilebilir.148 Aralarndaki farklar belirtmekle


beraber Gazl, bunlar, eyann hakikatlerini anlamaya yardmc olan varlklar olarak
tanmlamaktadr.149

Gazl akl bir havuza benzetmektedir. Bu havuzun beslendii iki kaynak


vardr. Birincisi, dardan gelen kayna oluturan, duyular araclyla gelen
bilgilerdir. kincisi ve Gazl`nin zerinde nemle durduu, ierden bizzat akln
kendisinden oluan kaynaktr ki, bu da melekle kurulan iletiimin neticesinde oluan
kutsal bilgi trdr. Melek kendini gsterirse vahiy, gstermezse ilham olumaktadr.
Onun kullanm olduu bu havuz istiaresini ngiliz filozof Francis Bacon da
kullanmtr.150

Gazl`ye gre akln iki ilevi vardr. lki, karm yoluyla bilinenlerden,
bilinmeyenlerin bilgisine ulamak, dier ilevi bir ksm nesnelerin bilgisine dorudan
sahip olmaktr. lkine tefekkr, istinbat, ictihat adlar verilirken, ikincisine ilham ad
verilmektedir. Baz aratrmaclar, buradan hareketle onun akldan baka kalp gz
adyla bir bilme yetisi kabul ettii sonucuna varmlardr. Pascal ile Gazl`yi
mukayese

edenler,

Pascal`n

da

Gazl`ye

benzer

ifadeler

kullandn

kaydetmektedirler. Aristo ve Gazl`nin metafiziklerini karlatran S. Hayri Bolay


eserinde, Gazl bilgi sistemi iinde mantn yannda bir kalp gz mant ya da bir
baka ifadeyle his mantnn mmkn olabileceini savunmutur.151 Ancak
Gazl`nin, akl dnda byle bir bilgi kanaln kabul etmesi dnlemez. Akln
saydmz karm ve ilham ilevi muhtemelen onlar byle bir yoruma sevk etmitir.

2. Akln Snrlar

Akln snrlarnn tayini meselesi nemli bir konudur. Gazl`nin felsefeyi


tenkidinde baat rol oynayan faktr, filozoflarn her eyi akllaryla zmek
148

GAZL, Mihakkn Nazar, S. 73


VURAL, Mehmet, Gazzl Felsefesinde Bilgi ve Yntem, S. 44
150
CHAN, A. Kamil, bn Sina ve Gazl`de Bilgi Problemi, S. 147148
151
BOLAY, S. Hayri, Aristo Metafizii ile Gazl Metafiziinin Karlatrlmas, S. 393
149

46

istemeleri ve akla herhangi bir snr izme gerei duymamalardr. Tehaft`te


Gazl`nin, filozoflara ynelttii kat eletirileri bu balamda deerlendirmek
mmkndr. zellikle metafizik ve lm tesiyle ilgili konularda insan bilgisi ve akl
iin bir snr izilmesi gerekmektedir.152 Gazl`ye gre Allah` bilmenin dereceleri
vardr ve her makamn kendi iinde snrlar bulunmaktadr. Nasl ki bir padiahn
huzuruna hususi mahiyette yalnz veziri girer ve padiah da baz hususi meseleleri
yalnz ona aar, haber verir; ayn ekilde avam da ilahi huzurda, padiahn divannda
hususi bir yeri ve nemi olan vezir gibi deildir. Avamn bulunabilecei yer,
meydann giriindeki eiktir. Onlar bu snr geemezler, geerlerse cezalandrlrlar.
Arifler ise eii geerek meydana girme, orada bulunan eitli snr ve mevkileri
gezip dolama hakkna sahiptirler. Hatta bunlarn tesinde yle bir makam daha
vardr ki, bu makama ne ariflerin ayaklar ne de bakanlarn gzleri ulaabilir.
Baksalar da gzleri hayret ve dehetten hemen kamar ve gz hibir ey gremeden
geriye dner.153

Akl, lm sonras hayat, ahiretin gerekliini, ruh beden mnasebetlerini,


metafizik sahaya giren meseleleri din araclyla bilebilir. Gazl, akln ilahi ve gaibi
hakikatler karsnda yaad aczi, Tehaft`nde ortaya koymaktadr. Nbvvet
konusu da bu ekildedir. Akl nbvvetin gerekliliini bize bildirebilir ama
nbvvetin verdiini veremez.154 ocuk mmeyyizin, mmeyyiz aklin halini nasl
bilemezse, akl olan da nebinin durumunu ve o alana ait bilgileri bilemez.155 Akl,
metafizik meseleler hakknda kesin bilgilere ulamaktan yoksundur. Akln byle bir
giriimde bulunmas ise imknszdr.156

Gazl, insann ksmi de olsa baz bilgilere sahip olmasnn mmkn olduunu
ancak keyfiyeti hakknda tmel, evrensel ve de genel geer bilgiye sahip olamayaca
konularn banda, mteabihat saymaktadr. Gazl, lcam adl eserinde,
mteabih konusunda ilmin tam anlamyla yeterli olmadn ve bilginin snrlarn
152

AYDIN, S. Mehmet, slamn Evrensellii, S. 85


GAZL, lcam`l Avam an lmi Kelam, S.62
154
TAYLAN, Necip, Gazzl`nin Dnce Sisteminin Temelleri, S. 156
155
AYDINLI, Yaar, Gazl: Muhafazakar ve Aydn, Arasta Yay. Bursa, 2002, S. 81
156
AYDINLI, Yaar, Gazl: Muhafazakar ve Aydn, S. 114
153

47

aan bir mevzu olduunu beyan etmektedir. zellikle avamdan olanlar bu meseleyi
renme ya da kavrama yolunu benimsememelidir. Bu tr insanlarn, aklna taklan
konular olursa ilim ehline sormal, cevap verilirse onunla yetinmelidirler. Ancak
sorulan kii de bu konuda baz problemleri zemeyebilir. O da meseleyi Allah`a
havale etmelidir. Gazl`ye gre istiva gibi mteabih ayetlerin varlnda
amalanan bir mana vardr. Bu mana da ancak ilimde belli bir yere gelmi insanlar
tarafndan kavranabilir. O insanlarn avama nispeti, olgunlarn ocuklara nispeti
gibidir. Dolaysyla ocuklara den vazife, anlamadklarn olgunlara sormalar
olduu gibi, avamn bu konuda yapmas gereken ey de meseleyi limlere sormaktr.
Olgunlarn vazifesi ise, onlarn bu ilere dalmalarnn gereksiz olduunu sylemektir.
Kur`an bu hususu u ayetleriyle hatrlatmaktadr: bilmiyorsanz ilim ehline
sorunuz.157 Eer onlarn anlayabilecei eyler varsa anlatn, yoksa kendilerine size
ancak az bir bilgi verildi.158 ayetlerini okuyunuz.159

Yine lcam`nda Gazl, mteabih konusunda, insana den grevler arasnda


iman ve tasdik, acz-i itiraf, skut ve teslimiyeti saymaktadr.160 Acz-i itiraf bahsinde
Gazl, Hz. Ebubekir`in Allah` tam anlamyla idrak etmenin mmkn olmadn
idrak etmek, asl idraktir szleriyle insann bu konularda acizliini kabul etmesinin
nemine iaret etmektedir.

El-iktisat adl eserinde ise Gazl, Allah`n zat ve sfatlar hakknda her eyin
bilinemeyecei ve insann kendisine dur demesi gerektiini yle bir misalle dile
getirmektedir: Bir insan dnelim ki bu insan bir padiah tarafndan izzet ve ikrama
mazhar olsun. Bu insan da nimetlere teekkrn, hkmdarn oturduu yeri,
ailesiyle yatp kalkt odasn ve dier btn gizli srlarn aratrmak suretiyle etmi
olsun. Bu durumda o kii verilen nimetlere nankrlk etmi ve hkmdar tarafndan
dlanmay hak etmi olur. nk zerine vazife olmayan ilere girierek bu cezay
hak etmitir. Hlbuki onun kendisini alakadar eden meselelerle ilgilenmesi gerekirdi.
te bunun gibi, Allah` bilmek isteyen bir kimsenin de onun btn sfatlarn,
157

Nahl Suresi, 43
sra Suresi, 85
159
GAZL, lcam, S. 45-46
160
GAZL, lcam, S. 42-63
158

48

hikmetlerini, fiillerini ve fiillerdeki srlar en ince noktasna varncaya kadar bilmesi


gerekli deildir. Aksi takdirde Allah`n hesab ve cezas ile kar karya gelmesi
muhtemeldir.161 Btn bunlar gsteriyor ki akl bir snr dhilinde hareket etmektedir.
Bu snr at takdirde tehlikeli ve menfi sonular onu beklemektedir. Buradan akln
kullanlmamas ya da onun tembelce braklarak dnmeden braklmas anlam
karlamaz. Akl her zaman son haddine kadar kullanlmal ancak Allah`n kendisine
dur dedii yerde durmasn da bilmelidir.

C. GAZLDE DN

1. Gazlnin Tanr Anlay

Gazlinin, Allahn nasl bir varlktr? sorusuna verdii cevap, konumuz


itibariyle olduka nem arz etmektedir. Bir znenin bilgisinin doru ya da yanl
olabilmesi iin, ncelikle onun ne olduunun bilinmesi, anlalmas gerekir. Zira
anlalmayan bir ey ne reddedilebilir, ne de kabul edilebilir.162

Gazli, etkin bir varlk olan Tanry, kendisinde bileim bulunmayan (basit)
yaln, saf bir zat olarak tasavvur ettiinden, Tanry, kavramsal zmleme
yntemiyle yani, erh etme veya resmetme yoluyla ifade edebileceimizi syler:
Mesela, vcut kelimesi hepimizin bildii bir anlama sahiptir. Ak
bir anlama sahip olduundan onun d dnyada bulunan bir eye
tekabl etmesi gerekir. Fakat bu eyin ne tr bir gereklik olduunu ve
hangi fiili durumlara delalet ettiini aklamak son derece gtr.
Bunu aklamak da Tanry aklamak kadar zordur. Tanrya inanan
insan yakinen onun farkndadr; onun varln tm benliiyle hisseder.

161
162

GAZL, El-Iktisat Fil tikad, S. 119


GAZL, Dalletten Hidayete, ev .Ahmet S. Fuat, amil Yay. st. 1978, S. 50

49

Fakat Tanrnn gerekten ne olduunu aklamaya davet edildiinde bu


kii zorluklarla karlaacaktr.163

Gazl, Tanry bir isim olmaktan te bir tanm olarak grr. Biz de,
Gazlnin bak asndan Tanry tasvir etmeye alacaz. Zira Gazlye gre,
bilgi ya tasdik, ya da tasavvurdur. Tekil eylerin bilgisi tasavvur, iki tekil ey
arasndaki balanty oluturan bilgi ise tasdiktir.164 Tanr da, ncelikle tasavvura
konu olan tekil bir kavramdr.

Gazlye gre, Allah ezeldir. Onun ezel olmas, var olduuna ve varlndan
nce yokluunun bulunmadna iaret eder. O, varl kendinden olan vacib-el
vcuddur. Yani var olmak iin hibir ynden hibir illete bal deildir. Varl
kendinden zorunludur.165 Allah- Tel, ebeddir; yani uanda vardr, bundan sonra da
var olmaya devam edecektir. Allahtan baka hibir ey, bk deildir. Her ey
eninde sonunda yok olmaya mahkmdur. Bk kalacak olan, ancak ve ancak
Odur.166 Gazl, ebedi kelimesinden Tanrnn kendisi dnda hibir eyin
olmad bir durumu anlar. Gazl, Tanr ebedidir derken, Tanrnn ebedi olmasn,
zamansz olmas yerine, sonu olmamas biiminde anlamaz. Zira Tanr zamann ne
iindedir ne de dndadr. O lemden ve zamandan ncedir. Yani Allah varken lem
yoktu, ancak Allah varken lem var oldu.167 Zira zaman O yaratmtr. Tanr, zaman
yarattnda zatnda hibir deiiklik olmamtr. O, zat itibaryla zamann ve
meknn dndadr. Olacak ve olmayacak her eyin hkmn ezelde O
belirlemitir.168 Bildiimiz ve bilmediimiz her ey Allahn iradesiyle var
olmutur.169 Olan her ey, Allahn takdiri ve dilemesiyle meydana gelir. Onun
dilemesi olmadan hibir ey var olamaz.

163

TOSHIHIKO, Izutsu, slamda Varlk Dncesi, ev. brahim Kaln, nsan Yay. st. 1971, S. 95
GAZL, El-Mustasf, S. 10
165
GAZL, Filozoflarn Tutarszl, ev. Bekir Karla, ar Yay. st. 1981, S. 81
166
GAZL, a.g.e. S. 29
167
GAZL, Filozoflarn Tutarszl, S. 33
168
GAZL, bidler Yolu, ev. Yaman Arkan, Dede Korkut Yaynlar, st. 1968, S.185
169
GAZL, Kimya- Saadet, ev. Ali Arslan, Yeni afak Gazetesi Kltr Armaan, c. I, S.125
164

50

Allah, tevhit ile anlalr. Tevhit ise kinatta cereyan etmekte olan her
hdiseyi, sebepleri yaratan bir kudretten bilmek demektir170 Yeryzndeki btn
canllarn rzk, Allaha aittir. O btn bunlar, kadim ve ezel bir ilimle bilmektedir.
O, ezelde de, ilim vasfn kaybetmeyecektir. Onun ilmi, zatnda sonradan meydana
gelen, belli ve bir sre devam eden bir ilim deildir.171 Allah, her eyi snrsz olarak
bilir. Onun bilgisi, her eyi kuatmtr. Yerden ara varncaya kadar, hibir zerre
Onun bilgisi ve haberi olmadan var olamaz. Zira tm varlklar ve mukadderat
Ondan meydana gelmektedir.172 O ezelden beri, her eyi kendisine takdir edilen
vakitte var etmeyi irade buyurmutur. te o eyler de, bu ezel iradenin isteine
uygun olarak, muayyen zamanlarda ne bir saniye evvel, ne de bir saniye sonra
olmamak artyla var olmutur.173

Szn ettiimiz bu sfatlarn hepsi, ei ve benzeri olmayan tek bir Allah


ifade eder. Bu sfatlarn varl, birbirlerinin varlyla tamamlanr ve anlalr.
Mesel, Tanr, kudret sahibidir. Bu durumda Onun gcn etkili biimde
kullanabilmesi iin, yapaca ilerin sebep ve sonularn bilmesi gerekir. Bunun iin
kuatc bir bilgi ve bunlar yapmak iin de irade gerekmektedir. Bu sebepten,
Tanrnn son derece gl olduu iddias, doal olarak onun son derece bilgili ve
irade sahibi olduu iddiasyla uygunluk gsterir. Dier yandan iradenin art ilim,
ilmin art ise hayattr.174 Zira ilim ve irade sahibi olan ve her eyi yaratan ezel ve
ebed var olan Allahn, hayy olmamas dnlemez. nk ilim, irade ve kudreti
olan bir zatn diri olmas zaruridir. Eer ilim, irade ve kudret sahibi bir yaratcnn
diri olmad tasavvur edilebilirse, o vakit yryp, gezen mahlkat da acaba canl
mdr, deil midir? eklinde bir pheyle karlamamz gerekir.175 Ksaca denilebilir
ki, Allahn sfatlar, birbirine gemi zincir halkalar gibidir.

170

GAZL, hy, c. I, S. 78
GAZL, a.g.e. S. 329
172
GAZL, Kimya- Saadet, c. I, S.125
173
GAZL, hy, c. I, S. 329
174
GAZL, El-ktisat, S. 88
175
GAZL, hy, c. I, S. 378
171

51

Gazlye gre, Tanr yaratlm hibir eye tam manasyla benzemediinden,


onun sfatlarna, yaratlmlara kyasla bir snrlama getiremeyiz. Gazlye gre
Allahn ilmi kadimdir; O, her eyi ezel ilmiyle bilir ve kuatr. Allah btn
bilinenleri bildii gibi btn grlenleri ve iitilenleri de grr, iitir; ancak onun
grmesi bizim gibi gzle, iitmesi bizim gibi kulakla deildir.176 Bir eyin bize
mantksz grnmesi, gerekte onun imknsz olmasndan deil, Allahn yaratt
lemden edindiimiz hibir tecrbemize benzememesindendir. u halde denebilir ki,
Tanrnn bilgisi bizim mantmzla snrlandrlamaz. Eer Allah, bir eyi murat
etmise, o ey imkn haline gelir.

Peki, bir bilgi kayna olan akl incelemeyle Tanry bilebilir miyiz? Akll bir
insan belirli bir eyi ncelikle aklla tasavvur eder, sonra onu tasdik eder.177 Akl
incelemeyle elde edilen bilgi, duyularmzla elde ettiimiz bilgilerden daha
gvenilirdir. nk ar uyarclar, yallk ya da duyu organlarnda bir rahatszln
hsl olmas sebebiyle duyularmz yanlabilir. Bu sebepten duyulara gre akl, daha
isabetli kararlar verir. Ayrca duyu organlar kendini idrak edemezken, akl hem
kendini idrak eder, hem de idrak ettiini idrak eder. Duyular, akln hizmetileri
konumundadr.178 Akl, eyann hakikatini, sebep ve illetini, varlk mertebelerini ve
duyularn idrak edemedii sevin, keder, ak ve nefret gibi manevi olgular idrak
eder.179

Bu noktada Tanry bilip bilmeme sorununu, Tanrnn mahiyetinin


bilinebilirlii

ve

Tanrnn

bilinebilirlii

eklindeki

ayrma

iaret

ederek

inceleyebiliriz.

Onun varlklardaki fiilleri ve sfatlar, varlklarda kendinden bir para deil;


Onun tecelli ve tezahrleridir. Bir topluluk, Allah hakknda dnrken, Hz.
Muhammed (sav) onlara, Allahn zatn deil, yarattklarn dnn; zira siz,

176

GAZL, Kimya- Saadet, S.126


GAZL, El-ktisat, S. 115
178
GAZL, Kimya- Saadet, c. I, S.37
179
VURAL, Mehmet, Gazl Felsefesinde Bilgi ve Yntem, Ankara Okulu Yay, Ankara, 2004, S. 39
177

52

Allah hakk ile takdir edemezsiniz buyurmutur.180 nk biz Onun zatn


hakkyla bilemeyiz. Ksaca sylemek gerekirse, Allahn mahiyetinin tam olarak
bilinemiyor olmas, Onun hakknda hibir ey bilemeyeceimiz anlamna gelmez.

Gazlye gre, akln zorunlu prensipleri ve Tanr fikrinin insan ftratnda


doutan var olmas bizde btncl bir Tanr fikrinin olumasn salar. Tanr
hakknda her hangi bir terimin istenildii ekilde kullanlmasnda bir saknca yoktur.
Ancak bir terim bizde oluan bu Tanr tasavvuruna uygun olmad zaman, bu terimin
kullanlmasn mahzurlu gren ve bunu men eden dil ve eriattr.181 nemli olan,
verilen isimler deildir; verilen isimlerin ierii ve yklenen anlamdr. Mesela biri
Allaha cisim derse ve bu manay kastetmezse, onunla akl bakmndan deil, dil ve
eriat bakmndan mnakaa edilir. nk akl lafzlarn syleniine, harflerin
diziliine ve stlahlarn tayin ediliine mdahale etmez.182 Gazl buna delil olarak da
sra Suresinin onuncu ayetini delil getirir. De ki: ster Allah diye ad verin ister
Rahman diye ad verin; hangi ad verirseniz verin nihayet en gzel isim Onundur. 183

Nefsini bilen, Allah da bilir

184

derken Tanryla her sfatn, her ismin ortak

kullanlabileceini kastetmez. Bu ifade kendini zahiri ve batini olarak bilen kiinin,


elde edecei karinelerle Allah hakknda bilgilere ulaabileceine yaplan bir
vurgudur. simler anlamlara giydirilmi birer klftr; fakat isimlerin Allah hakknda
kullanmnda asl belirleyici olan, Allahn peygamberler araclyla insanlara
gnderdii kutsal kitaplardr. Zira dini alan akln alanndan daha genitir. Bu
nedenledir ki Gazl, akli deliller yannda teolojik delilleri de nemser. Yine bu
nedenledir ki, Gazlye gre Tanr hakkndaki bilgi akl merkezli olmaktan ok vahiy
merkezlidir. Yaratlmlardaki her hal Allahn bir isminin tecellisidir; fakat onlardaki
her hal Tanrnn bir ismi olamaz. Allah yaratc olduu iin yaratlmlarda tecellisi
bulunur, dier yandan Allah hibir eye benzemez.

180

GAZL, hya, c. IV, S. 424


GAZL, el-ktisat, S. 138
182
GAZL, el-ktisat, S. 139
183
GAZL, Esma-ul Hsna, S. 42
184
GAZL, hya, c. IV, S. 515
181

53

Gazldeki din anlayn ele alrken nasl bir Tanr dncesine sahip
olduunu bilmemiz gerektiinden buraya kadar Gazlnin Tanr tasavvurunu iledik.
nk konumuz itibariyle Tanrnn nasl bir Tanr olduunu bilmeden din hakkndaki
temel dncelerini ele almak salkl olmayacaktr. Peki, bu durumda, yukarda
ilediimiz Tanr tasavvuruna sahip olan Gazl, iman konusunda bakalm neler
sylemektedir.

2. Gazlnin man Anlay

man, lgatte tasdik etmek demektir. Istlahi anlam ise, kelime-i tevhidi, dil
ile ikrar edip, kalp ile doruluunu kesin bir ekilde tasdik etmektir.185 Bu Gazlnin
ve Eari ekolnn benimsedii genel tariftir. Aada Gazlnin yapm olduu
iman tariflerinde baz farkllklar grlecektir. Bu farkllklarn, Gazlnin hayatn
ikiye blen sufi tecrbenin etkisinden kaynaklanmakta olduu dnlmektedir.

Gazlye gre iman, ya burhana dayanan yakini tasdik, ya taklit ya da amelle


desteklenen bir tasdiktir.man lafz mana arasnda mterek bir kavramdr: man
lafzndan, bazen yakini delillere dayanan tasdik, bazen herhangi bir phe
bulunmamak artyla, taklit ile elde edilen inan kastedildii gibi, bazen de iman,
tasdikin bir gerei olarak, kendisiyle beraber amelin de bulunduu bir inanca isim
olarak verilmektedir.186

Birinci manaya bu adn verilmesinin delili, Allah delil ile bildikten sonra,
len kimseye mmin hkmnn verilmesi; ikincinin delili Araplarn Hz
Peygamberin szlerine, tavr ve davranlarna bakarak iman etmeleri ve bu
imanlarna peygamberin ahadet etmesi; ncsnn delili ise Hz Peygamberin Bir
mmin zina ettii zaman, mmin olarak zina etmez, man yetmi ksur ubeye
ayrlr, bunlarn en alt derecesi yoldan ezay kaldrmaktr hadisleridir.187
185

GAZL, Kimya- Saadet, ev. A.Faruk Meyan, Bedir Yay,, st, 1970, S. 97
GAZL, el-ktisat, S.141
187
GAZL, a.g.e. S.141
186

54

Gazl, mantk disiplini zerine yazd Mihekkn Nazar adl eserinde bir
inan snflamas yapmaktadr. Ona gre insan nefsi, bir eye inand zaman u
durumdan birine dahil olmaktadr:

1- Yakin nan: nsan bir eye yzde yz kesinlik iinde inanr ve tasdik eder.
Kalbi emin ve mutmaindir. nsanlarn en stn kp da yakn seviyede inanan
birine, inand eylerin yanl olduunu sylese, yakin seviyede inanan kii o szleri
diyenin hatal olduunu itiraf etmekte hi duraksamaz.188 Hatta nebi ksa, inancnn
yanll hakknda mucize gsterse; yine inanmaz ve itikadndan dnmez. Dnerse
yakini inanca sahip deildir. altdan azdr, bir kimse ayn anda iki yerde
bulunamaz gibi bilgilere duyulan inan bu tr inanca rnektir.189

2- Kesin Taklidi nan: Avamdan olan Mslmanlarn, Hristiyanlarn,


Yahudilerin inanlar ounlukla byledir. Bu itikat, hsn zan ve gvenilir
insanlarn ahadetiyle meydana gelir. Bu kimselerin, inandklarnn aksine kuvvetli
deliller getirildii zaman duraklama ve pheye dme olaslklar vardr.190

3- Zanna Dayal nan: Bu inan tr zan merkezli bir inantr ki, zann
destekleyen bir delilin gelmesiyle kuvvet kazanr, aleyhinde gelen delille de
zayflar.191

Gazl, mminlerin imann snfa ayrmaktadr:


1-Avamn iman: Bu iman taklitle ve gvenilir kimselerden edinilen bilgilerle
oluan iman trdr.

2-Kelamclarn iman: Avamdan ileri; ama ona yakn bir derecededir. Bunun
durumu duvarn arkasnda bulunan kimsenin sesini duyan ancak onu gremeyen
kimseye benzer.
188

GAZL, Mihekkn Nazar (Dnmede Doru Yntem) ev. Ahmet Kayack, Ahsen Yay. st.
2002, S. 97
189
GAZL, a.g.e, S. 97-98
190
GAZL, a.g.e, S. 98
191
GAZL, a.g.e, S. 98-99

55

3-.Ariflerin iman: Yakin nuru ile mahede edilen imandr. Arifin misali,
duvarn arkasna geerek arkadakini bizzat gren kimseye benzer.192

man ve slam kavramlar hakknda Gazl balca u fikirlere sahiptir: man,


tasdik etmek demektir. slam ise teslimiyet demektir. Tasdikin yeri kalp, onun
tercman ise dildir. Lgat bakmndan slam umumi, iman ise hususidir. man yalnz
kalp ile olurken; slam, kalp, lisan ve uzuvlarla teekkl etmektedir. Yani her iman
slamdr; fakat her slam, iman deildir.193 Gazaliye gre eer iman ve slam
arasnda bir farkllk gzetilecekse, bu fark, iman vasfnn daha ok insann kalbi ve
isel boyutla ilgili olmasna ramen, slam vasfnn dinin daha ok ameli boyutu
temsil etmesiyle ilgili olduudur. Bu kelimelerin birbiriyle eanlaml kullanlna
misal olarak Zariyat Suresi 35-36, Yunus Suresi 84. ayetleri, farkl anlamlarda
kullanlna misal Hucurat Suresi 14. ayeti ve Cibril hadisindeki iman nedir, slam
nedir? ayrm, i ie kullanldna misal ise Hz Peygambere hangi amel daha
faziletlidir diye sorulduunda slam, hangi slam efdaldir diye sorulduunda imandr
diye cevap vermesidir.194

Gazlye gre dinde nasl zorlama yoksa dolaysyla imanda da ikrah yoktur.
Peygamberin vazifesi sadece kendisine gelen vahyi, olduu gibi insanlara tebli
etmektir. nsanlarn kabul edip etmemesi onun grev alanna giren bir mesele
deildir. Bu teblii insanlara yaparken de asla onlar imana ve hakikate zorlayc bir
tavr iine giremez. Girdii takdirde tebliin ruhuna aykr hareket etmi olur. Doktor
zararl, lmcl neticelere sebebiyet veren zehirleri ve insann salna uygun olan
ilalar gsterip, bildirmekle mesuldr. Hangi ilac iecei, hastann kendi iradesine
braklmtr. Peygamberin vazifesi, sadece tebli etmek, ilim yoluna irat etmek ve
bununla yetinmektir. Binaenaleyh, bu gerei kim kabul ederse, kendi lehine, kim de
inkr ederse kendi aleyhine hareket etmi olur.195

192

GAZL, hya, c. III, S. 19


GAZL, hya, c. I, S. 160
194
GAZL, a.g.e, c. I, S. 161
195
GAZL, el-ktisat, S.120
193

56

3. Gazlnin Vahiy Anlay

Gazlye gre vahyin stlahi manada muhatab peygamberlerdir. nk


vahiy, resullere mahsus olup, resullere melekler vastas ile ular ve peygamberler
kendi hevalarndan konumazlar. Onlar kendilerine vahyolunanla konuurlar.196

Vahyin, Allah ile peygamberi arasnda melekler vastasyla gerekleen bir


iletiim ekli olduuna dikkat eken Gazl, ayn zamanda vahyi Allahn konumas
olarak deerlendirir.

Allahn szn bir cimrilik, bir engelleme ve bir eilim olmadan akllara,
yetilere gre ve gleri orannda, anlamlar aktarmaktan ibaret olduunu syleyerek
vahyin hususiyetine iaret eden Gazl, Allahn bilmesinin konuma, anlamlar
aktarmasnn da sz olduuna dikkat eker.197

Allahn szn almada insan faktrnn belirleyici olduunu syleyen


Gazl, insandaki potansiyele gre vahiy ve ilham alabileceini syler. Ona gre,
insanlar, alglama hususunda farkl farkldr ve alglamalar yetilerine gredir. Birisi
nefsinin duruluu ve aklnn gcyle sznn iten olann duyar ve vahiy ve elilik
sahibi olur. Bir bakas dncesinin gcyle, bilgisiyle ve vehmiyle duyar ve ilham
ve hadis sahibi olur.198

Vahyi Allahn konumas, sz ve yazmas olarak deerlendiren Gazl,


Allahn yazmasnn keyfiyeti hakknda unlar syler:

Allahn yazmas cismani kalemle ve hissi levha zerine deildir. Onun


yazmasnn mertebesi vardr.199 Bu mertebeler unlardr:

196

GAZL, Dinde Krk Esas, ev. Hseyin S. Erdoan, Hisar Yay. Tarihsiz, S. 43-44
GAZL, Dnme, Konuma ve Sz zerine, ev. Ahamet Kamil Cihan, nsan Yay. stanbul,
2002, S. 60
198
GAZL, a.g.e, S. 60
199
GAZL, a.g.e, S. 65
197

57

Allahn yazmasnn ilk mertebesi, dorudan yaratma: yce Allah, gkleri asli
yaratl olarak bir defada dorudan yaratt. Nitekim yce Allah yle buyuruyor: O,
gklerin ve yerin dorudan yaratcsdr. Bir eye karar verdii zaman ona ol der ve
o da olur.200 Bylece Allahn demesinin ve sylemesinin, icat etmesi ve dorudan
yaratmas olduunu syleyen Gazl, Onun emrinden yaratma doduu vakitte sz
olur demektedir. Bu sz yerine ulap, yaratlan ey ortaya knca da yaz olur.201

Allahn yazmasnn birinci mertebesinin dorudan yaratmak olduunu


syleyen Gazlye gre, Allahn yazmasnn ikinci mertebesi ise, hikmetin
latifelerini ve kelimenin anlamlarn Peygamberlerin kalplerine vahiyle, evliyalarn
kalplerine ise ilhamla brakmas eklinde gereklemektedir.202

Vahiyle ilhamn anlatma ve retmeyle olduuna iaret eden Gazl, bu


hikmet latifeleri ve kelime anlamlarnn mminleri baarl klmak, onlara yol
gstermek ve destek olmak iin nurla, amakla mminleri kalplerinde gerekleen,
Allah ile insan arasndaki iletiim biimine ve bu iletiimin keyfiyetine ve insan
ynlendirmedeki etkisine dikkat ekmektedir.203

Gazl, Rahman Suresinin ilk drt ayetinden hareketle vahiy anlayn farkl
bir bak as ile izah etmektedir. Ona gre, Rahman Kuran retti, insan yaratt,
ona beyan retti204 Ona gre, bu ayetteki insan kelimesi, insan tr anlamnda
olabilir. nk Allah, onlara bilgiyi dille ve kalemle ifadeyi retti. Bunun yan sra
ayetteki insann Hz. Muhammet olmas da mmkndr. Zira yce Allah, Kuran
ona retti, anlamlarn kalbine yazd. Cibril vastasyla ona vahyetti ve kendi diliyle
ona emretti. Nitekim yce Allah yle buyuruyor: Muhakkak ki O (Kuran),
alemlerin Rabbinin indirmesidir. Ak ve anlalr bir dille uyarclardan olman iin
senin kalbine onu gvenilir ruh indirdi. (uara Suresi, 193-195)205

200

Mmin Suresi, 60
GAZL, Dnme, Konuma ve Sz zerine, S. 65-66
202
GAZL, a.g.e, S. 66
203
GAZL, a.g.e, S. 66
204
Rahman Suresi, 1-4
205
GAZL, Dnme, Konuma ve Sz zerine, S. 67
201

58

Vahyin kaynan Kurana dayanarak ortaya koyan Gazl vahyin mahiyeti


iin unlar syler: Vahiy levha konumunda olup iindeki Kuranda manzum yaz
konumundadr. Peygamber vahiy levhasn mtalaa eder, manzum yazdan okur ve
sonrasnda onu mmetine duyurur. nk Allah ona okumay emretti. Bundan dolay
yce Allah yle buyurdu: Yaradan Rabbinin adyla oku. (Alak Suresi, 1)206

Vahyin hususiyetine iaret ettikten sonra Gazl, Allahn yazmasnn nc


mertebesini yle dile getirir: Allahn yazmasnn nc mertebesi, Allahn
mminlerin gnahlarn balamas ve Mslmanlara rahmetini gstermesi eklinde
gerekleir. nk yce Allah, mminlere merhamet etmeyi vaat etmitir. Bu vaat ile
de yetinmedi, kayttan haber verdi207 diyen Gazl, mminlerinin kalpleri, yazlan
(kaytta olan) dinleyerek huzura kavusun diye Rabbiniz, merhamet etmeyi
kendisine yazd208 ayetini delil olarak grr. Bundan da te, Allah, mminlerin
zanlarn dorulamak iin,

duyulur bir eyde, dokunulan bir defterde yazsn

gsterdi. O, defterde Hz. Muhammetin ahsndr. Bundan dolay yce Allah yle
buyurdu: Biz seni lemlere rahmet olarak gnderdik (Enbiya Suresi, 107)209

Vahiy ve ilham almak iin insandaki yetkinlik ve hazr bulunuluun


gerekliliini fazilet ve reziletlerin kaynaklarn el alrken de ortaya koyan Gazl,
insandaki yetkinlik ve hazr bulunuluun vahiy ve ilhama ne ekilde imkn
oluturduunu ele alr.

Fazilet ve reziletlerin kaynaklarn tahayyl kuvveti, ehvet kuvveti ve gazap


kuvveti olarak belirleyen Gazl, tahayyl kuvvetini aklarken unlar syler:
Tahayyl kuvveti iki ynldr. Bunlardan biri his tarafndan
ynelmi olup, suver-i mahsusay ele alr, onlar kavrar. Bu suver-i
mahsusa, ya hakikaten ya da mecazen mevcuttur. Hakiki olanlar bizzat
nefsinde olduu hal zere olmayp, varm gibi hareketli, hareketli bir

206

GAZL, Dnme, Konuma ve Sz zerine, S. 67


GAZL, a.g.e, S. 67
208
Enam Suresi, 54
209
GAZL, Dnme, Konuma ve Sz zerine, S. 67
207

59

eyi duruyor tasavvur etmek gibi birtakm hayaller buna rnek


verilebilir.210

Tahayyl kuvvetinin ikinci yn ise, akli tarafa ynelmi olup, suret-i


makuleyi alr. Bu da hak ve batl fikirlerin domasna sebep olur. Hak olanlar bizzat
nefsinde olduu gibi alan suretlerdir. Batl ise, nefsinde olduu gibi olmayan
suretlerdir. pheler, dalaletler, sihir ve kehanetler gibi. Ancak, zihinlerin ou kez
doru yoldan karak yanl doru ve doruyu da yanl grebileceini hatrlatan
Gazl, bunun iin de her eyin kati burhanlar ve mantki kanunlar dikkate alnmadan
llp biilmeden kabul edilmemesi gerektiini syler.211

Gazl, akl cihetinde makulatn, karlkl aynalarda olduu gibi bir anda
aklda yer ettiini ve ilimlerin de semavi nefislerin zatlarnda nakledilmi bir halde
bulunduunu syleyerek insan nefsinin de istidadna ve cilal oluuna gre onlarla
iletiim kurduu anda suretleri alabileceini syler.212

Eer akla ulaan bu ilimler hak ise bu ya vahiy ya ilham ya da sezgidir.


Vahiy peygamberlere mahsus olup, bunda melein suretinin gzkmesi art vard.
lham ve sezgi de batl ise sihir, kehanettir sonucunu dourur.213

210

GAZL, Mearicul Kuds fi Medarici Marifetin- Nefs (Hakikat Bilgisine Ykseli), ev.
Serkan zburun, nsan Yay. st. 2002, S. 63
211
GAZL, Mearicul Kuds, S. 63-64
212
GAZL, a.g.e, S. 64
213
GAZL, a.g.e, S. 64

60

D. GAZLDE DN-AKIL LKS

Akln dinde inkr edilemeyen bir yeri ve nemi vardr. Akl olmakszn ne
iman etmek ne de dini yaamak mmkndr. Hz. Peygamber bu gerei yle ifade
etmektedir: akl olmayann dini yoktur.214 Gazl`ye gre, Allah`n varln idrak
etmek ve dini sorumluluu stlenmek iin insan akla muhtatr. Ahirete ilikin
bilgiler de ancak aklla bilinebilir. Bu nedenle akl, insan iin en stn vasftr.
Allah`n insana ykledii din ve iman emaneti ancak aklla mmkndr. Akl ile
saadete ulatran bilgi arasndaki iliki, meyve ile aa, aydnlk ile gne, grme ile
gz arasndaki ilikiye benzemektedir.215 Akl yetilerini altrmayan kimse dinin
zn anlayamaz. Bu kimse cevizin kabuuna taklp kalan biri gibi, dinin kabuuna
taklmaktan teye geemez. Bu yzden akl bilgiler olmakszn slam`n ruhunu tam
anlamyla kavramak mmkn deildir. Gazl, bu bilgilerden mahrum olan kr bir
insana benzetmektedir. Bu kr, bir eve girer. Evde yerli yerinde duran eyalara arpar
ve daha sonra neden bu eyalar yerinde deil, her ey darma dank diye kzmaya
balar. Hlbuki kusur kendi gzndedir fakat o, kusurun kendinden kaynaklandnn
farknda deildir ve kabahati baka eylerde aramaktadr.216 Akln tam olarak
kullanamayan bir kimse de, bu kr gibi, dinin iinde bulunan akla aykr gibi gelen
eyleri dinin kusuru zanneder. Bu balamda Gazlye gre din irrasyonel deildir,
din rasyonel boyutu olmakla birlikte meta-rasyonel bir boyuta da sahiptir. Dinin
iinde akln snrlarn aan mevzularn olmas, onun akla ters dt anlamna
gelmez. Dinin iinde akla aykr eylerin olmad aikardr, yle olduunu sananlar
ise sadece yanlg ierisindedirler.

Dnrmz akl, dinin kendisi zerine kurulduu ve ilahi teklife muhatap,


dolaysyla sorumluluu nispetinde yetkileri olan en nemli insani g olarak
vasflandrr. Keza akl, yaratltan insanda var olan ve kendisiyle eyann hakikati
idrak edilen bir nurdur.217

214

GAZL, Mizan`l Amel, S. 235


AYDINLI, Yaar, Gazl: Muhafazakar ve Aydn, S. 73
216
GAZL, Mizan`l Amel, S. 248249
217
GAZL, hya, c. III, S.872
215

61

nsann ykml ve sorumlu tutulabilmesi iin onda bulunmas gereken en


nemli meleke akl melekesidir. Akl olmayann dini sorumluluu da yoktur. yleyse
insanda ncelikle bulunmas gereken akldr. Akl olduktan sonra dini sorumluluklar
balar ve Allah`n yaratt en mkemmel varlk olan insan, aklla dini birletirdii
zaman bir deer kazanr.

Gazl`nin nceden ayr grd kalp, nefs, ruh ve akl sonunda


zdeletirmesinin, insann varlk btnln korumak gayesine matuf olduu ve bu
anlayn da gnmz anlayna uygun olduunu syleyebiliriz.218

slam dnrlerinin ekserisine gre ilk yaratlan ey akldr. Akl, iyi ile
kty, doru ile yanl ayrmakta bize yardmc olur, ilahi emirlere uymakta bize
yol gsterir, Allah`n nimetleri zerinde dnmemizi salar. Bu hikmetleri
dndke de faziletli olmamz iin abalarmz artar, eliki ve endielerimizden
kurtulur, duygularn engellemelerini aar, ruh ve kafa huzuruna ularz.219

unu da belirtmek gerekir ki, insan akl, z bakmndan ilk insanda ne idiyse
gnmz insannda da ayndr. Deien, sadece kazanlm bilgi ykdr. Uygar
insan ilkel insandan ve yirminci yzyl insann milattan nceki insandan ayran,
farkl yapan sadece kazand fazladan bilgidir.220

Akln doru karar verebilmesi iin mantk kurallar iinde hareket etmesi
gerekmektedir. Aksi halde insan, akln oyunlaryla hataya debilir. Bu yzden
Gazl, eserlerinde mantk ilmine byk nem vermitir. Mantk ilmiyle alakal
Mi`yar`l lim ve Mihekk`n Nazar isminde iki mstakil alma yapt gibi,
mrnn sonlarna gelmi olmasna, tasavvufun derinliklerinde dolamasna ramen
Gazl`nin, fkh bir eserinde bile mantktan vazgememesi manidardr. Ona gre
mantk, btn beeri bilginin zerine istinat ettii temeldir.221
218

BOLAY, Sleyman Hayri, Aristo Metafizii ile Gazl Metafiziinin Karlatrlmas, S. 293
ERDEM, Hsameddin, Baz Felsefe Meseleleri, S. 23
220
MAHMUD, Abdulhalim, el-Munkizu mined-Delal ehi ve Tasavvufi ncelemeler, ev: Salih
Uan, st. 1997, S. 248249
221
ROSENTHAL, Franz, Bilginin Zaferi, S. 229
219

62

Gazl`ye gre, akli bilgiler, iman temellendirmede kullandklar zaman bir


mana ifade etmektedir. nsan akli bilgilerle Allah`, sfatlarn, meleklerini, kitaplarn
ve varlklarn yaratllarndaki hikmeti anlamaktadr. Allah` bilmeye ve bulmaya
gtrmeyen btn bilgiler birer sanatsal ve mesleki bilgi olmann tesine geemezler.
Akla ve bilgiye duyulan ihtiyacn sebebi budur. nsan eer akln bu istikamet
dorultusunda kullanrsa, akln kullanmann verdii o zevki hibir eyden alamaz.
Bazen olur ki insan, akli lezzetleri bedeni lezzetlere tercih eder durumuna gelir.
Gazl`ye gre Allah`n varln akl yoluyla bilmek mmkndr.222 nsan
ayet kendi zahir ve batn varlna dikkatle bakarsa, yaratann varln anlayacaktr.
Hakir bir sudan yaratlna, eline ayana, gzne kulana, diline dudana, bunlarn
belirli bir dzen iinde dizayn ediliine, hikmet nazaryla bakt zaman Allah`n
zatn, kendi sfatlarndan yola karak Allah`n sfatlarn anlamas mmkndr.
Ksaca insann kendini tanmas Allah` bilmenin anahtarlardr.223

Akln kullanlmasyla ortaya kan yarglarla akl eer inkr, kibir ve inat
hastalna tutulmamsa, bu evrende hkim olan dzenin bir dzenleyeni olduunu
kabul edecektir. Gazl`ye gre lemden Allah`a ulamak, terminolojik ifadesiyle
kozmolojik delille imana ulamak mmkndr. Gazl, kozmolojik delilin
yansmalarna dair birok rnek vermektedir. nsan kendi yaratln anlad zaman,
Allah`n varln ve dier iman objelerinin varln ortaya karacaktr. Dolaysyla
kii iin iman, kanlmaz hale gelecektir.

Din felsefesi alannda kozmolojik delil olarak bilinen, slam felsefecilerinin


imkn deliline ok benzeyen ve kelamclarn da hudus delili olarak isimlendirdikleri
bu delile Gazl, byk nem vermektedir. Birok eserinde bu delile atfta
bulunmakta ve nemini vurgulamaktadr. Delil udur: her hdisin varln tercih
eden bir yaratcya muhta olduu aklen meydandadr. lem ise sonradan var
olmutur, o halde lem de var olmas iin bir sebebe muhtatr. Eer hlik de hdis
222
223

BAE, Muhiddin,Gazl`nin Kelam lmine Verdii nem ve Kelam Metodu , S. 74


GAZL, Kimya, S. 4445

63

olursa, o da bir baka hdise dayanacak ve bu da teselslen devam edecektir. Sonuta


bir totolojinin tesine geilemeyecektir. Ya varlklarn hepsini vacip kabul etmek
gerekir ki bu, muhaldir; ya da onlar mmkn varlklar grp, ademden karan bir
vacibe, bir kadime dayandrmak gerekmektedir. te o zaman bu teselsl kesilmekte
ve bir var edenin varl kanlmaz hale gelmektedir.224 Akl yrtmeyle ulalan bu
sonu dnrmze gre doru ve z olduu gibi ayn zamanda ikna edicidir.225

Gazl`ye gre peygamberlere inanmak iin en byk ahitler, onlarn


gsterdikleri mucizelerdir. Eer mucizeleri varsa o kii, gerek bir peygamberdir.
nk mucizeler, yalanc peygamberle doru syleyen peygamber arasndaki ayrc
bir vasftr. Gazl peygamberlii ispat iin, nebinin nbvvetini destekleyen
mucizelerin imknn, rasyonel bir zeminde tartmaktadr. Bir eyi tercih ettiren
Allah`tr. man ve kfr tercihini insanlara haber veren Allah`n elisidir. Mucize de,
onun verdii haberin doruluuna delalet eden bir delildir. Aratrma veya bu
mucizeye bakmak, doruyu bilmeye bir sebep olduu gibi, akl da, aratrmann ve
verilen haberin manasnn anlalmasn salayan bir alettir.226 Gazl`ye gre bir
insan, mucizelerin peygamberin doruluuna delalet ettiini bildii zaman,
peygambere iman edecektir.

Gazl, el-ktisat`ta hair, kabir azab, srat ve mizan gibi metafizik sahann
snrlar iine giren konular aklarken akli bilgilere, kyaslamalara oka
bavurmaktadr. rnein kabir azabn insann rya haline benzetmektedir. Nasl ki
biz uyuyan bir insana, dardan baktmzda onun ne grdn, ne yaadn, neler
hissettiini anlamyorsak, ayn ekilde kabir de olann hangi durumda olduunu da
bilemeyiz. Ryada ekilen aclar, duyular ve lezzetler nasl mahede edilmezse, ayn
ekilde kabir leminde yaanan eyler de mahede edilmez. Yine Gazl, mnkernekiri

anlatrken

onlarn

grlmemelerini

ve

seslerinin

iitilmelerini,

Hz.

Peygamberin vahyi alrken yanndakilerin, en yakn olan Hz. Aie`nin dahi, Cibril`i

224

GAZL, hya, c. I, S. 145146


TAYLAN, Necip, Gazzl`nin Dnce Sisteminin Temelleri, S. 157
226
GAZL, el-ktisat, S. 121
225

64

grmemeleri ve sesini iitmemelerine benzetmektedir.227 Btn bu yorum tarzlaryla


Gazl, akl kullanarak vahyin bildirdii inan esaslarn ispatlamakta, Allah`n
varlna akl sayesinde ulalabileceini kantlamaktadr.

Akln iman esaslarn kabuldeki nemine deindikten sonra, tartmal bir


konu olan, akl-nakil birliktelii veya akl-nakil atmasna deinmek istiyoruz. Bu
alan, slam` hakkyla anlamayan pozitivist evrenin oka mnakaa konusu yapt,
dinin yumuak karn grerek zerine eildikleri, vahyi bilgilerle akli veriler arasnda
sanki bir atma varmasna dinle akln arasn ayrmaya altklar bir alandr.
Gazl`nin dneminde yaygn ve tartla gelen bir konu olsa gerek ki, o da bu mesele
hakknda sessiz kalmam ve bu iddiay rtecek argmanlar sunmutur.

Gazl, ilahi vahiy, gerek eriat, hak din, akln alamayaca hibir eyi
getiremez, ileri srmez hakikatini bir takm argmanlarla gerekelendirmektedir.
Gazl ncelikle bir eyin akla aykr olmasyla, akln onu anlayacak kapasitede
olmamasn birbirinden ayrt etmektedir. Hi atei bilmeyen ve grmeyen birine: iki
odun parasn birbirine srtmekle ufak krmz bir ey kt. Daha sonra bir ehri
yakt. Canl cansz her eyi yedi, bitirdi. stelik o kendini de bitirdi ve yok etti.
Neticede ne kendi kald ne de o ehir dediimizde nasl garipseyecekse ve akl, bu
durumu anlamakta zorlanacaksa; ayn ekilde din de akln knhne tam olarak vakf
olamad, hakikatini tam olarak kavrayamad baz eyleri ihtiva eder ki, bunlarn
akln anlama sahasndan uzak olmas, akla aykr, muhal olmas anlamna gelmez.
nk muhal ile akldan uzak olma durumlar farkl eyledir. Akldan uzak demek,
grlmeyen, iitilmeyen ve alglanamayan ey demektir. Muhal ise, gereklemesi
dnlemeyen ve tahayyl edilemeyen eydir. Yine din kimi insanlar bu
hakikatlerin i yzn aratrmaktan ve soruturmaktan men etmezken, kimilerini ise
men etmektedir. Gazl men edilen kimseyi doktorun, tptan anlayan, bu konuda biraz
bilgisi bulunan hastasna, hastalk ve ila hakknda sorgulamay yasaklamazken, bu

227

GAZL, el-ktisat, S. 134138

65

ilerden hi anlamayana yasaklamasna benzetmektedir. Anlamayana den grev;


bildirilen hakikatlere teslim olmak, inanmak ve bunlar taklit etmektir.228

Gazl, bazlarnn syledii gibi ne akl tamamyla reddetmi ne de akl


yeterli saymtr. O gaibi konularda akln yetersiz olduunu, ilerisi iinse Allahn
nuruna ihtiya olduundan bahseder. Akl kalp iin yaratlm olup, onun mumu ve
kandili olmak, ona k tutmak iindir. Bunun nuru ile Allah grr.229

Gazl`nin her eye pheci yaklat bir dnemden bahsetmitik. O, bu


bulanklktan k yolunu ilmin vericisine, gerek sahibine snmakla bulmutur.
Gazl bu dnemi tasavvufa ynelmekle atlatmtr. Tasavvufa yneldikten sonra
Gazl`yi akl inkar ediyor diye eletirerek bazlar bu tarz dncelere ynelmitir.
Gazl burada akln nemini asla inkar etmemi; sadece belirli bir yerden sonra
yetersiz olduunu sylemitir. O, akl ktlenirse, artk onsan sonra vlecek ne
olabilir? sorusunu sormaktadr. nk o ok iyi bilmektedir ki dinin bilinmesi,
anlalmas iin akl en bata gelen artlardandr.230

Gazl Tehaftte felsefecileri pervanelere benzetmi bu pervanelerin atei k


sanp atee mesi gibi yanlp mahvolmalarna yol aan, akl yrtme tarzlarn
rtmektedir.231 Demek ki rasyonalist felsefecilere gre marifetin kayna sadece
akldr oysa Gazl, tecrbelerine dayanarak dnyor ki akln tesinde baka bir
safha daha vardr.232 Bu safha iin mcadele etmeli, bize verilmi snrl aklmzla
dnmeliyiz. Sonras Allah tarafndan mjdelenmektedir: bizim urumuzda
mcadele edenlere bize ulatran yollar gsteririz.233

Gazl, Kurann ilahiyata dair aklamalarn benimsemekte, rasyonel


bakmdan hibir saknca grmediini ifade etmektedir. Bu aklamalara akl
228

GAZL`, el-Madnun bihi ala Gayri Ehlihi, S. 9697


GAZL, Kimya-y Saadet, ev. A. Faruk Meyan, Bedir yay. st. 1975 S. 22
230
GAZL, hya, c. I, S. 288
231
MAHMUD, Abdulhalim, el-Munkizu mined-Delal ehi ve Tasavvufi ncelemeler, ev: Salih
Uan, st. 1997, S. 399
232
MAHMUD, Abdulhalim, a. g. e. S. 400
233
Ankebut Suresi, 69
229

66

yntemlerle kantlama imknnn bulunmamas, onlarn akla aykr olduu anlamna


gelmez. Yani Gazl akl st olmakla, akla aykr olmak arasnda kesin bir ayrm
yapar.234 Bu noktada Gazlnin rasyonel, irrasyonel, metarasyonel ayrmnda
metarasyonel kavram zerinde srarla durduu rahatlkla gzlemlenebilmektedir.

Gazl`ye gre akln faaliyetleri iinde en nemli fonksiyonu tefekkrdr.


Tefekkr her hayrn badr. Onunla hayr da erri de anlamak mmkndr. Ancak
akln hem hayra hem de erre gitme zellii bulunmasndan ve neyin iyi neyin kt
olduu konusunda tereddde derek zorlanma ihtimalinden dolay, vahye ihtiyac
vardr. Vahiy, genel olarak akln tek bana bilmesi mmkn olmayan bir eyi haber
vermek iin gnderilmitir. nk tek bana akl, amellerin, szlerin, ahlak ve
inanlarn faydal ve zararl olanlarn bilemez. Akl bir takm ilalarn ve kimyasal
maddelerin zelliklerini tek bana idrak edemedii gibi, insan bedbaht yapanla,
mutlu klan birbirinden ayramaz. Mutlu klan eyleri akla bildiren vahiydir. Bylece
akl, helak eden eyden kanm ve saadet veren eye ynelmi olur. Binaenaleyh
akl, bir hastann bu hastaln ilacn bilmede doktorun sznden faydalanmaya nasl
muhtasa, saadet elde etmek iin de vahye muhtatr.235

Bu sebeple Gazl`ye gre akln ve naklin birlikte hareket etmesi ve bunlarn


birbirinden ayrlmamas gerekmektedir. Eer akl nakilden kopacak olursa, akllar ve
grler birbiriyle atacaktr. Zira ayn konuda, akllarn ortaya koyduklar
dnceler ve grler ayr ayr olacaktr. Byle bir arbedenin yaanmamas iin
Gazl, sadece aklla yetinmeyi kusurlu grmektedir. nk akl hataya ve kusura
dmekten hli deildir. Ayn ekilde kendisine tutukluk ve acizlik arz olan akla
nasl gvenilebilir? Akln admlarnn ksa, sahasnn dar olduu bilinmiyor mu? Akl
ve dini birletirerek dankl yok etmeyen bir kimse, ne yazk ki kesin surette
baarya ulaamaz ve sapkla der. Akl ve dinin birinden uzak olanlar, ahmaklar
arasna katlm saylrlar. Kuran`n nuruyla yetinerek akldan yz eviren kimse,
gzlerini yumarak gne na ynelen kimse gibidir. Byle bir kimse ile kr biri
arasnda fark yoktur. Din ile bir arada olan akl, nur zerine nurdur. Bunlar
234
235

ARICI, Gazzl md., DA., c. XIII, S. 499


GAZL, el-ktisad, S. 123

67

birbirinden ayrmaya alan kii benlik girdabnda boulmutur.236 Bir baka


benzetmeyle akl bir kandil, din ise bu kandilin yadr. Kandil ve ya ayr ayr
bulunduklarnda k vermeleri mmkn deildir.

Gazl, Mearic`l Kudsde bu konuyla ilgili daha net ifadelere yer


vermektedir: eriat, harici bir akldr. Akl, dhili bir eriattr. Bu ikisini birbirinden
ayrmak mmkn deildir. eriatn harici akl olmasndan dolay Allah kfirleri
akletmezler olarak nitelendirmektedir. (Hidayet arsna kulak vermeyen)
Kfirlerin durumu, sadece obann barp armasn iiten hayvanlarn durumuna
benzer. nk onlar sarlar, dilsizler ve krlerdir. Bu sebeple dnemezler.237 Akl
da dhili bir eriat olduu iin, Kuran ftrat din olarak isimlendirmitir: (Resulm!)
Sen yzn hanif olarak dine, Allah insanlar hangi ftrat zere yaratm ise ona evir.
Allah`n yaratmasnda deime yoktur. te dosdoru din budur; fakat insanlarn ou
bilmezler.238 Gazl, Nur suresinde bulunan nur stne nur239 terkibindeki, nur
lafzn da din ve akl birliktelii olarak yorumlamaktadr. Dolaysyla akl ve din
ayrlmaz birer btndr. Nasl ki gz a, k da gze muhtasa, ayn ekilde din ve
akl birbirlerine yle muhtatr.240

Akl ile nakil birbirleriyle asla atmaya girmez, nk her birinin hududu
belirlenmitir. Akl ve nakil daima birbirlerini destekleyerek slamn tebliine
yardmc olurlar. Aralarndaki ihtilaf varm gibi grnrse de bunun sebebi akln
selim veya naklin ak olmamasndandr. Vahiyle gelen, akla ztlk tekil etmez;
vahiy akln gerekesine uygun ekilde indirilmitir ki; tm bunlar Gazlnin din-akl
ilikisi konusundaki drt yaklamdan olan giri blmnde akladmz uyuma
fikrini benimsediinin ak gstergesidir. O din (slam) ile akln bir atma veya
ayrma iinde olmadn; bilakis bir uyuma iinde olduunu dnmektedir.
Kuranda ifade edilen akl, Yunan dncesindeki soyut akl veya kendi
zatyla var olan bir cevher deildir. Kuran Yunan felsefesindeki anlamyla mahiyetine
236

GAZL, a.g. e. S. 4
Bakara Suresi, 171
238
Rum Suresi, 30
239
Nur Suresi, 35
240
AYMAN, Mehmet, Gazzl`de Bilgi Sistemi ve phe, S. 74
237

68

deil, akln grevine nem verir. Bundan dolay Kuranda akln kendisi deil, onun
yansmas olan eylemler bilgi konusudur. Kuran akl ile eylemi birbirinden ayrmaz;
akl zikrettii her yerde onunla amel etmenin gerekli olduuna dikkati eker.241

Akl, Kuran`da hep fiil olarak akletmek eklinde gemektedir. Akletmek


insann en st seviyede bilme, anlama, dnme fiili olarak grlmekte ve insanlar,
Allah`n her eit ayetini dnmeye arlmaktadr. Ayrca insanlarn niin
akletmedikleri yadrganr ve aklettikleri zaman gerei kavrayacaklar belirtilir.
Dnrmze gre, dinde karklk ve eliki grenler akln kullanmayanlardr.242
Allahu Teala: Umulur ki hatrlarlar243, Akl sahipleri hatrlasnlar diye244,
Andolsun ki biz Kuran dnp t almak iin kolaylatrdk. Fakat dnen var
m?245 buyurmutur. Bu ayetlerle birlikte Cenab Allah ftratn unutanlara yle
buyurmaktadr: Grdn kalbi tekzip etmedi246, Kim bu dnyada kr olursa,
artk o ahirette de krdr ve yol bakmndan da daha sapktr.247

Gazl bu ayetler nda Peygamberlerin grnen bu ilerin bir ksmn


gzle, bir ksmn ise basiretle grdklerini sylemi ve ksacas i basireti nurlu
olmayan bir kimsenin kalbine ancak dinin kabuklar yapr ve ancak dinin zahiri
merasimiyle megul olur. zne ve hakikatine bir trl yol bulamaz ve nfuz
edemez. te bu ksmlarn tamamna akl denir.248

Gazl`ye gre saf akl, dinin temel inan konularn belirleme hususunda
acizdir. Ancak akl ve dini birletirmeyen de sapkla der. nk akl, ila ve
hastalklardan uzak gz, Kuran ise, k saan gne gibidir. Kuran nuruyla iktifa edip

241

GNE, Abdulbaki, Kuran Inda Akln Gc ve Snr , slami Aratrmalar, c. XIII, S. 208
GAZL, Mizanu`l Amel, S. 94
243
Nahl Suresi, 90
244
Bakara Suresi, 169
245
Kamer Suresi, 7
246
Necm Suresi, 11
247
sra Suresi, 72
248
GAZL, hya, c. I, S. 283
242

69

akldan yz eviren kimse, gzlerini yumarak a bakan kimse gibidir. Din ile birlik
olan akl ise, nur zerine nurdur.249

Yine Gazl`ye gre akl, insanolunun en stn vasfdr. nk Allahn


emanetleri akl sayesinde kabul edilir ve yine akl sayesindedir ki insan, Allah`n
rzasna mazhar olur. Akl, cehaletten kurtaran, insan burhan sayesinde eytann
vesveselerinin yanltmasndan koruyan nemli insani bir gtr. Yukarda da ifade
edildii gibi Gazl ilmin kaynan, dou yeri ve kkn de akla dayandrr. Ancak
burada akl ile kastedilen, yakin gz ve iman nurudur.250

Gazl`nin aklla ilgili bu aklamalar ve stn vasflarla ilgili nitelemeleriyle


birlikte onun zaman zaman akl tenkit etmesi zerinde ok iyi dnlmesi ve iyi
yorumlanmas gerekir. Aslna baklrsa Gazl`nin akl tenkidi, sofiste bir gaye
tamayp sezgici bir metafizik anlay ortaya karmak ve yakini bir bilgiye ulamak
gayesine yneliktir.251

Gazl`ye gre, akl nazara almadan yalnz taklit ile yetinmek cehalettir.
Kuran ve Snnetin nurunu atarak yalnz akl ile yetinmek de aldanmaktr. Akl, Kuran
ve Snnetin nurunu bir arada bulundurmak lazmdr. Zira akl ilimler besinler, er`
ilimler de ilalar gibidir. Hasta bir insan, tedavi edilmeden yedii yemeklerden zarar
grr. Kalbi hastalklar da ayn ekilde dinden faydalanlan ilalarla tedavi edilirler.
Bu ilalar da kalbi dzeltmek iin Peygamberlerin tatbik ettikleri ameller ve ibadet
vazifelerdir. er`i ibadetlerle hasta kalpleri tedavi etmeyip akli ilimlerle yetinenler,
hastay tedavi etmeden ona kuvvetli yemek yedirip daha ok zarar verenlerin
durumuna derler. Akl ilimlerle er` ilimlerin birbirlerini nakzettiklerini ve
bunlarn bir arada bulunmasnn mmkn olmadn sananlarda ise basiret krl
vardr.252

249

GAZL, El-ktisad Fi`l tikad, ev: . Agah ubuku, Ank. 1962, S. 8


GAZL, hya, c. I, S.225
251
BOLAY, S. Hayri, Aristo Metafizii ile Gazl Metafiziinin Karlatrlmas, S. 228
252
GAZL, hya, c. III, S. 39
250

70

Allah`n insanlara bahettii en byk nimet, zek ve selim akldr ve bu


nimetler sonradan elde edilemez.253 nk akl, insann doutan getirdii bir
kabiliyettir. Allah onu, imtihana ekecei kullarna kendisi iin bir hccet olsun diye
vermitir. Bir btn olan akln iki yan vardr. Bunlar; anlay (fehm) yani teorik akl
ve basiret yani pratik akldr. Bunlarn ne akldan ayr bir varlklar vardr, ne de
bunlar akln bir blmdr. Bunlar bir eit akln birbirinden ayr iki fonksiyonudur.
Tabiat ve nasslar ise, akln varl iin birer delildir. Bunlar akla ve akl da onlara
uygundur. Akln varl bunlar sayesinde bilinir.254

Grld gibi Gazl, akla ok nemli ilevler yklemekte ve akl ile dinin
birletirilmesiyle insanolunun gzelliklere ulaacan, tek bana akl n plana
kardnda da geree ulamakta skntya deceini ve neticede helake
srkleneceini kabul etmektedir. Dolaysyla akl vahyin nda kullanmann
gereklilii kendiliinden ortaya kmaktadr. Akl tek bana kullanmay ve onun
rehberliinde hareket etmeyi, salt manada savunmann tutarl bir tarafnn
olamayaca da ortadadr.

Gazl, akln mantk ve matematikteki hatta tabiat bilimlerini deneysel


alanlardaki yetkisini kabul etmekle birlikte, beeri akln metafizik problemlerin
zmnde aciz olduunu ve bu zme ulamak iin dinin (vahyin) desteine
muhta olduunu ifade etmitir.255

eriat (din) bir bina gibidir, akl ise onun temeli gibidir. Bina olmadka
temel kfi gelmez, temel olmadka da bina salam olmaz. Akl gze, din ise a
benzer; dardan k gelmedike gz grmez. Gzsz srf kla da grmek mmkn
deildir. Akl bize czziyat deil, klliyat retir. Doruya inanmann gzellii,
iffeti korumann iyilii, gzel ahlakl ve adil olmak gibi eyler klliyattadr. Din ise,
klli ve czi eyleri bilmemizi salar.256
253

GAZL, hya, c. III, S. 873


AYDIN, Hseyin, Muhtasar Tasavvuf Felsefesi, Ank. 1976, S. 78
255
ARICI, Gazzl md., DA., c. XIII, S. 495
256
UBUKU, . .Agah, Gazali ve phecilik, S. 72
254

71

2. BLM
KANT`TA DN-AKIL LKS

A. KANT`IN HAYATI VE DNCE SSTEMNE


GENEL BR BAKI

1. Immanuel Kant`n Hayat

Felsefe tarihinin en nemli filozoflarndan biri olan Immanuel Kant, 1724


ylnda Almanyann Knigsberg kasabasnda yoksul bir ailenin dokuz ocuunun
drdncs olarak dnyaya geldi. Aile fertleri koyu dindar insanlard. Kant, elverisiz
artlar altnda ve imknszlklar iinde yetiti. On yandayken annesini, yirmi drt
yandayken babasn kaybetti.

17. yzyln sonlarnda Almanyann eitli yerlerinde zelliklede Kantn


doduu ve yaad blgede ar dini okullar almtr. Doal yetenekleri, akll ve
iyi niyetli oluu bir papaz tarafndan fark edilen Kant, sekiz yanda dini bir okula
gnderilmiti. Ailesinde balayan koyu sofu eitim, okulunda 1740 ylna kadar
devam etti. Bu eitimi srasnda Kant, okuldaki sk dini disiplinin baz neticelere
neden olduunu dnmtr. Okulda dini uygulamalardaki zorlamalarn renciyi
yalan sylemeye tevik ettiini gzlemlemitir. Bu uygulamalar, Kantn din
anlayn ekillendiren unsurlardan olmutur.257

Kant, kendi ehrindeki niversiteye on alt yanda girmi ve on alt yl sonra


ayn niversiteden mezun olmutu. Mezuniyetini mteakip akademik bir grev elde
edemeyen Kant, eitli ailelere zel retmenlik yapt. Daha sonra niversitede grev
alan Kant, doentlie ykselebilmek iin otuz bir yana kadar beklemek zorunda
kalmtr. O dnemde Kant sadece fizik, fiziki corafya ve doa bilimleriyle deil

257

WEST, David, Kta Avrupas Felsefesine Giri, ev. Ahmet Cevizci, Paradigma Yay. st. 1998
s.32

72

mantk, metafizik, din ve ahlak ile de ilgilenmi; bu arada deprem zerine iki yaz,
rzgr zerine bir aratrma yazs yazmtr.258

Kantn ilk atamas iin byle uzun bir sre beklemesine ve ardndan da, ok
arzulad profesrlk unvannn kendisine verilmesi iin on be yl daha beklemeye
devam etmesine neden olan ey, doduu yere olan tutku derecesindeki ball idi.
Kant, bu dnem boyunca dier Alman niversitelerinden gelen teklifleri geri evirmi
ve yerletii evde kendisini hrete kavuturan seminerler vermeye devam etmiti. Bu
yllarda Kant, entelektel almalarn arlkl olarak matematie ve fizie ayrmt.

Kantn profesr olduu dnemde, almalarn matematik ya da doal


bilimler yerine metafizik ve mantk alannda yapm olmas olduka ilgi ekicidir.
Kant, kariyerinde profesrlk unvanna ykseldii andan itibaren tm enerjisini
felsefeye adam, yapt seminerler sayesinde Almanyann en bilgin ve saygn
kiileri arasna girmitir. Kantn hem zel hem de kamusal alanda, bir konumac
olarak sahip olduu hret en nl kitaplarnn yaymlanmasndan ok nce onu geni
kesimlere tantmtr.259

Kant, 1760l yllardan itibaren tamamen felsefeye ynelirken, yerleik din


anlayndan iyice kopma yoluna girer. Ayrca Christian Wolf (1679-1754)'un
rasyonalizminden

giderek

uzaklaan

Kant,

kendisini

dogmatik

uykusundan

uyandrdn syledii David Hume (1711-1776)dan youn bir biimde etkilenir.


Kantn Tanrnn var oluunun kantlanmasnn mantk asndan eletiren grleri
de bu yllarda gelimitir. Kantn bu gibi konularla ilgili fikirlerinin topland
eserleri, 1764 ylnda yaymlanan Untersuchung ber die Deutlichkeit der
Grundztse der Naturlichen Teologie und der Moral (Doal Teoloji ve Ahlakn
lkelerinin Ak Seiklii zerine Bir Soruturma) ve 1766 ylnda yaymlanan
Trume eines Geistersehers erlitert durch Trume der Metaphysik (Bir Ruh
Grcsnn Dlerinin Metafizik Dler Yorumuyla Yorumu)dir.
258

WEST, David, Kta Avrupas Felsefesine Giri, S. 32


SCRUTAN, Roger, Kant Dncenin Ustalar, ev. Cemal Atilla, Altn Kitaplar Yay. st. 2003,
S.209

259

73

Kantn Knigsberg niversitesinde kadrolu profesr olarak atand 1770


ylndan balayp yaklak 20 yl sren dnem, Kantn felsefi kariyerinin eletirel
dnemi olarak bilinir. Eletirel ve transendental felsefenin en ince ayrntsyla ortaya
konduu bu dnemde Kant, yenian en temel eserleri arasnda geen nl
kritiini yaynlar. Bunlar srasyla 1781 ylnda yaynlanan Kritik der Reinen
Vernunft (Saf Akln Eletirisi), 1788 ylnda yaynlanan Kritik der Praktischen
Vernunft (Pratik Akln Eletirisi) ve 1790 ylnda yaynlanan Kritik der
Urteilskraft (Yarg Gcnn Eletirisi)dir. Onun birinci kritiinin yeterince
anlalamamas zerine, Kritik der Reinen Vernunft (Saf Akln Eletirisi)un ksa
bir zeti olarak yazd Prolegomena zu einer jeden knftigen Metaphysik die als
Wissenschaft wird auftreten knnen (Gelecekte Bir Bilim Olarak Ortaya kacak
Her Metafizie kar Prolegomena) ile ikinci kritiini tamamlayan bir kitap olarak
kaleme alnm olan Metaphysik der Sitten (Treler Metafizii) de sz konusu
eletirel dnemin eserlerine dhil edilebilinir.

lk Eletiri`de akln, rasyonalistlerin varsayd kadar gl olmadn


kantlayan Kant, ikinci Eletiri`de akln mutlak var olusal temelini ahlakta
bulduunu gsterir; kuramsal akln bizi ynlendirdii en temel kavramlardan biri,
pratik akln meselesi olan zgrlk olduundan, iki eletiri bu noktada buluur. Bu
dorultuda ilk Eletiri bilginin kendisini deil, bilginin olanak koullarn irdelerken,
insan var oluun bilgi koullarnn insana hangi meru gerekletirme alanlarn
hangi meru yollarla atn grrz ve bu da bizi insann kendisini gerekletirme
yollarnn ilksel, zsel temellerine; bu temellerin varlk koullarna gtrr. Bu
dorultudaki bir okuma uyarnca, nc Eletiri`de, estetik ve teleolojik yarglar
aklc bir dnce geliimi erevesinde birletirir ve Saf Akln Eletirisi ile Pratik
Akln Eletirisi arasnda bir tr kpr gibi ilev grr.260

Kantn felsefi kariyerinin nc ve son dnemine gelince, o bu dnemde, bir


yandan btn felsefe sistemi iin toparlayc bir bak as gelitirmeye alrken, bir
yandan da din konusu zerine younlamtr. Nitekim daha nce birok kitabnda
260

AKMAK E. Efe, Kant: Filozof Kral Sonsuzluun Snrnda Immanuel Kant, Yap Kredi
Yay. st. 2005, S. 2122

74

dolayl olarak ele ald din konusunu tek bana iledii Die Religion innerhalb der
Grenzen der bloen Vernunft (Yalnz Akln Snrlar inde Din) (1793) onun din
hakkndaki dncelerini gsteren nemli bir eseridir. Yaygn ve kurumlam btn
dinleri st kapal; fakat ayn zamanda sert bir ekilde eletirerek inan konularnn
ahlak konusundan kesin olarak ayrlmas gerektiini savunduu bu kitab nedeniyle
soruturmaya urayan Kant, Prusya Kral Wilhelme Sizin tebaanz olduum srece
din zerine yeniden yazmak durumunda kalmayacam.261 demek zorunda kalm;
fakat kraln lmnn ardndan, verdii szn geerliliinin kalmadn bildirerek,
1798 ylnda insan aklnn bamszln ve felsefeyi yerleik din, teoloji ve hukuk
karsnda savunduu Der Streit Der Fakltten (Yetilerin atmas) adl eserini
yazmtr. Bununla birlikte, sistemiyle ilgili toparlayc bak asn vermeye alt
eserini lm nedeniyle tamamlamaya muvaffak olamamtr. Sz konusu eser,
lmnden sonra Opus Postumum adyla yaynlanabilmitir.

Kantn zel yaam ou zaman, bir saat dzenei gibi, titiz, da kapal
oluuyla dikkat ekmitir. O, kendini merkeze alan bir yaam benimsemi olmas
nedeniyle eletirilmitir. Kantn yaamnn disiplinli olduu dorudur. Kant, son
dersini 1796 ylnda vermitir. O zamana gelindiinde yetenekleri krelmeye
balam ve daha nceki neesinin yerini kasvetli bir melankoli almt. Daha
sonralar da zihinsel akln, eski dostlarn tanma yeteneini, hatta basit cmleleri
tamamlama yeteneini bile yitirmitir. En nihayet bilincini yitiren Kant, 12 ubat
1804 ylnda vefat etmitir.262

261
262

CEVZC, Ahmet, Aydnlanma Felsefesi, (Felsefe Tarihi cilt 4), Ezgi Yay. Bursa, 2002, S. 210
CEVZC, a.g. e, S. 210211

75

2. Immanuel Kant`n Eserleri

Kantn yukarda bahsettiklerimiz dndaki belli bal eserlerinden bazlar


unlardr:
- Allgemeine Naturgeschichte und Theorie des Himmels Trkesi: Genel Doa Tarihi
ve Gkler Teorisi (1755), ev: Sekin Clzolu, Havvas Yaynevi, stanbul, 1982

- Grundlegung zur Metaphysik der Sitten (1786) Trkesi: Ahlak Metafiziinin


Temellendirilmesi ev: onna Kuuradi, Trkiye Felsefe Kurumu Yaynlar, Ankara,
1982

- Eine Vorlesung ber Ehtik Trkesi: Etik zerine Dersler ev: Ouz zgl,
Pencere Yaynlar, stanbul, 2003

- Die Mundi Sensibilis Atque intelligibis Forma Et Principlis (1770) Trkesi: Duyu
Dnyas ile Dnce Dnyasnn Formu ve keleri zerine

- dee zu einer allgemeinen Geschichte in Weltbrgerlicher Absicht Trkesi: Dnya


Yurttal Bakmndan Bir Genel Tarih Tasarm

- Der gne Trkesi: Ate zerine (1755)

- ber die Vulkane in Mondane (1785) Trkesi: Aydaki Volkanlar zerine

- Die Falsche Spitzfindigkeit der vier sylbgstischen Figuren (1762) Trkesi: Drt
Tasarmsal Beti zerine Yanl Ayrntclk

- Beobachtungen ber das Gefhl des Schnen und Erhabenen (1764) Trkesi:
Gzel ve Ycenin Duygusu zerine Gzlemler

76

3. Kantn Dnce Sistemine Genel Bir Bak

Kantn farkl konulardaki dnceleri arasnda belli birtakm balantlar


vardr. Bu sebepten Kantta din-akl ilikisini belirlemeye alacaksak onun dier
baz konulardaki dncelerini de konumuz erevesinde ele almamz gerekmektedir.
Bu balamda nce Kant`n bilgi, sonra ahlak felsefesindeki yntem anlayna bu
blmde yer vermeye alacaz.

a- Bilgi Anlay

Bilindii zere Kant, Rasyonalizmin ve Emprizmin yanl/eksik taraflar


olduunu dnyordu, bu yzden de her iki sistemi birletiren, bu esnada
hatalarndan kanan felsefi bir sistem oluturma abasna girmitir. Rasyonalistler ve
ampiristler, zne ve nesneyi iki ayr varlk alan olarak ele alm; fakat bilginin
kaynana rasyonalistler akl, ampiristler duyumu yerletirmilerdir.263 Kant, bilgi
sorununa her iki sistemin yaklamndan farkl bir yaklamla eilmek istemitir. Bu
istekten yola kan Kantn bilgi sorununa yaklam; ne tek bana deneyimin ne de
akln doru bilgiyi salamada yeterli olduklardr. Bilginin mmkn olmas iin akln
ve deneyimin bir araya gelmesi gerekmektedir.

Kant, ngiliz emprik dnrlerinin btn bilginin deneyim (tecrbe)


olduu tespitini, bilgi felsefesinin kna yerletirir. Buna gre her trl bilgi nce
deneyimle balar; fakat bu bilginin bsbtn deneyimden ibaret olduu anlamna
gelmez. nk deneyim tek bana yanltcdr; kesin bir zorunluluk olarak kabul
ettiremez kendini. Burada Kant`a gre dtan gelen ey ile bilgi edinen znenin
deneyime katt, deneyimi belli bir ynde dzenleyen bir tr kalp, biim verici bir
ey olmaldr. Bu balamda Kant`a gre insan bilgisinin belki de ortak ama bizim iin
bilinmeyen tek bir kaynaktan doan iki kk vardr: duyarlk ve anlak. Duyarlk
yoluyla bize nesneler verilir, anlak yoluyla ise dnlrler. Duyularn ii grmek,
263

KKALP, Kasm, Niezsche ve Postmodernizm, Paradigma Yay. st. 2003, S. 5961

77

anlama yetisinin ki dnmektir. Dnme ise, tasarmlar bir bilinte birletirmektir.


Dnmek, yargda bulunmak veya genel olarak tasarmlar yarglarla ilgi iine
sokmaktr. Bylece yarglar ya zneldir ya da nesneldir. Bir bilinte birleme ya
zdelikten dolay analitiktir; ya da eitli tasarmlarn bir araya getirilmesinden ve
birbirlerine eklenmelerinden dolay sentetiktir.264 Ve duyarlk, bize nesnelerin verilme
koulunu oluturan apriori tasarmlar kapsyor olmas lsnde aknsal felsefeye
ait olacaktr. Kant`n bu almada apriori bilgiden kast ettii salt olarak tm
deneyimden bamsz olan bilgidir.265

Apriori bilgiler emprik hibir eyle karmam olduklar zaman ar (saf)


olarak adlandrlr. Kaynan deneyimde bulan emprik bilgi ise a posteriori bilgidir.
Apriori bilgiyi deneyimle verili a posteriori bilgiden ayrt edebilmemiz iin gerekli
olan koul ise zorunluluk ve snrsz evrensellik yani kesin genel-geerliktir. nk
deneyim, nermelerine tartlmaz bir kesinlik kazandrmaz. Bir nerme kaytsz
artsz bir kesinlik zellii tayacaksa, kkeni apriori olmaldr. Mesela; her
deimenin nedeni olmaldr nermesi buna rnektir. Kant, bu nermenin
deneyimden gelmi olamayacan -ki deneyimden gelseydi zorunlu ve genel geer
olmazd- ama zorunlu ve genel geer olduunu iddia eder. Demek ki bu nermenin
baka bir kayna vardr. Bundan sonrasn anlayabilmek iin Kant`n analitik ve
sentetik yarglardan ne anladna bakmak gerekir. Ksaca analitik yarglar
ayrtran, paralarna ayran yarglardr ve elimezlik ilkesine dayanrlar.266 Bundan
dolay da kavramlar deneysel olsa da olmasa da, apriori yarglardr.267 rnein;
kre yuvarlaktr derken znenin kavram olarak ierdii bir fiili (yuvarlak olma
eylemini) dile getiririz. Yani kre kavram, yuvarlaklk zelliini iermektedir.
Sentetik yarglar ise birletirici yarglardr. znenin kavramsallnda ierilmeyen
bir zellik yer alr. rnein; kre altn rengindedir.

Burada altn rengi kre

znesinin kavramsal olarak ierdii, zorunlu bir zellik deildir, burada sentez,
birletirme yaplmtr. Bu yzden de sentetik, yani birletirici yarglar sadece a
posteriori yoldan ediniriz. Dolaysyla byle bir yarg genel geer, her yerde balayc
264

KANT, Ar Usun Eletirisi, ev. Aziz Yardml, dea Yaynevi, Marmara Yay. st. 1993, S. 120
KANT, Prolegomena, S. 5556
266
KANT, Ar Usun Eletirisi, S. 118
267
KANT, Prologemena, S. 15
265

78

ve zorunlu bir yarg olamaz. Burada nc bir yarg tr ile karlarz: sentetik
apriori nerme. Bu nerme tr genel geer ve zorunludur. Kant`a gre genel anlama
yetisi ve bilimlerde byle yarglar bir hayli fazladr. Matematik, doa bilimleri ve
hakiki metafizik (geleneksel metafizik deil) byle sentetik apriori yarglar ierirler.

Kant, Saf Akln Eletirisi`nde, bilginin kendisinin geniletilmesini deil,


yalnzca dzeltilmesini amalad ve nesnelerle deil apriori olanakl olduu lde
nesnelere ilikin bilgi tryle ilgilendii; ayrca tm apriori bilginin deer ya da
deersizliini saptayacak bir denek ta vermeyi amalad iin bilgi konusundaki bu
almasn bir reti deil sadece aknsal bir eletiri olarak adlandrr ve bu
aknsal eletiri onun aratrmasnn biricik grevidir. Kant`n burada ilgilendii ey
saf akl yetisinin bizzat kendisinin eletirisidir. Ve bu eletiri, bu alandaki eski ve yeni
tm almalarn felsefi ieriklerini deerlendirebilecek bir denek tadr. Ona gre en
yksek ahlak ilkeler ve temel kavramlar, apriori bilgiler olmasna karn aknsal
felsefeye ait deildirler. nk bu ilkeler haz ve ac, istek ve eilim vb. gibi
drtleri kapsyor olduklar, yani duygularla ilikili olduklar iin pratiktirler ve
grgl bilgi kaynaklarna aittirler. Oysa aknsal felsefe ar ve yalnzca teorik akln
felsefesidir.268

Kant'n bilgi teorisinden hareketle bakldnda, akl; z bilginin tm ayrt


edici zelliklerinin altnda sralandklar en stn bilisel yeti olarak grlmelidir.
Anlamadaki kullanmndan farkl olarak akl, iki biimde daha kullanlmaktadr:
pratik olarak ve karmlarmz tayarak. Pratik akl, anlamann bir dal olarak
deerlendirilemez; nk o yarglara dhil olamaz. Buna ramen onun kullanm yine
de merudur. Ne yapacam dnebilirim ve benim eylemim bu srecin meru bir
sonucu olabilir. Bir yargnn mantksal sonularn tretmek anlamna gelen karm
da merudur. Ancak anlamadan farkl olarak karmda kendine has kavramlar
kullanlmaz.

268

KANT, Ar Usun Eletirisi, S. 4748

79

Saf akl bizim dncelerimize girdii zaman yanlsamann mant bizi


aldatmaya balar. Saf Akl, kavramlar deil de, tm amprik koullarn ortadan
kaldrld dnceleri kullanarak kendine has yarglarda bulunmas olgusu ile ayrt
edilir. Yanlsamann mant diyalektiktir. O, kanlmaz olarak yanllk ve eliki
ile sona ermektedir. Yanlla ynelik bu eilim, ikindir. Akl, dnyay dnceler
araclyla bilmek zere yola ktndan, akln kendisini bekleyen yanllardan
kanmasnn herhangi bir yolu yoktur. Biz, deneyimin bilinebilir olanlarn terk edip
onun tesindeki koullandrlmam dnyaya doru yola kar kmaz, bu hatalar
zaten yaplm olur. te yandan deneyst olana ynelik bu beyhude yolculua neden
olan itkiden kanmamzn bir yolu da yoktur.269

Kant, bilginin mmknl konusunda emprizm ve rasyonalizmin eletirisini


yaparken bilginin snrlarn, insan aklnn deney olmakszn kendi bana neler
yapabileceini, bilginin kaynan, doru bilginin nasl mmkn olabileceinin
aratrmasn yapar.

Kantn eletirisindeki amac bir varln koulsuz olarak zorunlu d varln


kantlamak ya da duyulur evrenin grnglerinin var oluunun salt anlalr bir
koulunun imknn temellendirmek yani metafizik yapmak deildir. Amac, yalnzca
grgl koullarn yol gstericiliini brakarak akn olana sapmamas ve betimlemeye
kapal hi bir aklama zeminini benimsememesi iin akl snrlamak ve salt emprik
akl kullanmnn yasasn da genel olarak eylerin imkn zerine karar vermemesi ve
anlalr olan yalnzca grngleri aklamada yararsz olduu iin imknsz olarak
bildirmemesi iin snrlamaktr.270

Saf akln eletirisi zne ve zneye dnten daha ok bilmenin nesnel


doasyla ilgilidir. Bu yzden de Kant proje bilmenin nesnelliinden vazgemek
iin znellii benimsemesiyle deil, znedeki nesnellii nesnel bir gereklik olarak
temellendirmeye ynelik bir proje olarak karakterize edilmelidir. Kant felsefe,
zneyi vurgulayarak nesnellii azaltan ve kstlayan (Kant ncesi egemen) gre
269
270

SCRUTAN, Roger, Kant: Dncenin Ustalar, S. 6566


KANT, Ar Usun Eletirisi, S. 280

80

kart bir felsefedir. Kant, aratrmasnn iki ynnn olduunu syler; biri nesnelerle
ilgilidir, dieri ise saf anlama yetisini, olanaklln ve temelindeki bilme yetilerini
aratrr, bylece onun znel ynn anlamaya alr; fakat Kant iin esas konu,
dnme yetisinin nasl olanakl olduunu deil, anlama yetisinin ve akln,
deneyimlerin tesinde neyi ne kadar bilebileceidir. Dolaysyla Kant`n bir tr
znelci olduuna ilikin yaygn anlaya teslim olmak yerine, saf akln eletirisinin
ilgi alannn; bilmenin nesnel doasn kurmak ya da kurtarmak olduunu batan
kabul etmek, Kant` daha iyi anlamamza yardmc olacaktr. Kant`n felsefesinin iki
ynnn birbiriyle srekli atma halinde olmas bu durumu deitirmez.271 Bu bak
asndan hareketle Kant`n epistemoloji konusunda asl probleminin sbjektivite
deil, tikel olanlar nasl evrensel bilgi olur? sorusuna cevap bulmak olduu
sylenebilir. Nesnellik yani bilginin geerliinin, znellikten gidilerek yani bilginin
imkn ve snrlar zerinde dnlerek oluturulmas Kant`n temel tezidir denebilir.

Kant'a gre, btn bilgimizin deneyle baladndan kuku duyulamaz. Zaman


bakmndan deneyden nce hibir bilgi yoktur. Doutan olan kavramlar denildiinde
Kant'a gre, insanda her trl deneyden nce var olan birtakm kavramlar, bilgiler
dnlyorsa, byle bir ey yoktur. Bununla birlikte her bilgi, zaman bakmndan
deneyle balarsa da yine de btn bilgilerimiz deneyden kyor denemez. Akln
deneyden almad ve dorudan doruya kendisinden kard bilgiler vardr. Bu
bilgilere Kant, apriori (nsel) der ve bunlar, a pasteriori (sonsal) olan, yani
kaynaklar deneyde bulunan emprik bilgilerden ayrr. Kant, her trl deneyden
bamsz olan bilgilere a priori bilgiler der; a priori bilgilerden de, emprik olanla hi
karmam olanlarna da salt bilgi der. Salt bilgiyi emprik bir bilgiden gvenle ayrt
edebilecek belirtiler de Kant'a gre, zorunluluk ve tmelliktir.272

Kant, eletirel felsefesinde transendental ad altnda belli bir bilgi trne


dikkat eker. Bu bilgi bizim nesneleri bilmek iin edindiimiz bilginin ne tr bir bilgi
olduu sorusuna cevaptr. Nesnelerin bilgisini edinirken bu tr bilgiler apriori olarak
271

ADORNO, Thedor W., Aknsallk Kavram zerine, Cogito, Sy. 4142, st. 2005, S. 5657
AKARSU, Bedia, ada Felsefe (Kanttan Gnmze Felsefe Akmlar), nklp Yay. st.
2003, S. 31
272

81

mmkn mdr? sorusuyla i iedir. Transendental felsefe, saf akln btn ilkelerini
ieren bir sistemdir ya da bu sistemi belirlemeye alan bir felsefedir. Burada bir de
her trl deneyim zerinde kalan anlamnda; transendent (akn) kavram vardr.
Bu kavram, transendental felsefe ile kartrlmamaldr. Buradaki transendentalaknsal her trl deneyim bilgisinden nce gelen anlamnda kullanlr. Bu balamda
Kant, her trl deneyimden nce gelen ve deneyimi mmkn klan ilkesel eyin
peindedir.273

Kantn eletirel felsefesi, insan zihninin g ve eilimlerinin bir kefidir.


Dnce, davran ve duygunun her alannda Kant, nce zihin tarafndan yaplan
katky aratrr. Sonrada bu katknn eletirel bir deerlendirmesine balar. Bilgide,
ahlakta ve estetikte elde edilen sonucun bir blm daima znenin etkinliine
atfedilebilir. Bu adan Kantn felsefesi bir zne felsefesi olarak grlebilir. Bu
balamda, Kant felsefeyi nitelemede kullanlan Transandantal dealizmin ne anlama
geldii aklanmaldr. Transandantal idealizm, znenin bir zelliidir. Duyularla
aldmz veriler, kendi zorunluluk ve nesnel gerekliinin temellerini, bilen znede
mevcut olan bilme koullarnda bulurlar. Bu bilinen anlamda gerektir. Gerek olan,
insann duygular, dnceleri ve davranlar araclyla dnyay deneyimleme
kapasitesidir. Dolaysyla kendimiz dndaki nesnelerin varln yadsmak samadr.
Nesnelerin kendilerinde ne olduklarn bilmemek, onlarn varln yadsmay
gerektirmez. Kantn idealizm terimine ykledii anlam, tm aklsal bilginin
koullarnn ve snrlarnn eletirel olarak tannmasdr. Transandantal terimi de ayn
bak asnn yntemsel olarak dile getiriliidir. Burada bilme eyleminden ok
bilme tarz nemlidir.

Onun eletirel felsefesi, Aydnlanma Dncesinin temel konularndan


birounu anlaml bir biimde bir araya getirdii iin, Avrupa felsefesinin daha
sonraki geliiminde nemli bir rol oynamtr. Hepsinden nemlisi, Kantn Saf Akln
Eletirisi, empirizm ve rasyonalizmin bir sentezini salar. Ona gre, hem empirizm
hem de rasyonalizm tek yanl davranr. nk genel geer bilgi algnn formlaryla
273

KANT, Ar Usun Eletirisi, S. 5165

82

gelen verilerin anlama yetisi kategorileri vastasyla dncede birletirilmesiyle


olanakl olur.274

Anlalaca zere Kant'n bilgi alanndaki amac, bilginin gvenilir snrlarn


belirlemek, akla, bilgiye eletirel yaklamaktr. Bu sayede insanolu bilime ulama
ansn yakalamtr. Kant'n eletirel yaklamna gre biz duyumlarmz sayesinde
nesneler tarafndan uyarlr ve belli tasarmlar elde ederiz, aklmz da bu uyarlmaya
kaytsz kalmaz ve elde ettiimiz tasarmlarla kavramlar olutururuz. Bylelikle
srekli olarak duyarlk (Alm. sinnlichkeit) ve anlak (Alm. verstand) uyum ierisinde
olur.

b- Ahlak Anlay

Ahlak dnceleri, hemen hemen her dnemde, her yzylda farkl anlaylara
ve sylemlere brnm, kimi zaman bireysel kimi zamansa toplumsal karakteriyle
ahlakn nasl biimlenmesi konusunda yol gsterici olagelmitir.

Etik tarihine bakldnda, antik adan yeniada Kant`a kadar, etikte baat
problemin en yksek iyi problemi olarak kald ve zm denemelerinin
mutluluku bir izgiyi izledikleri grlr. Hemen hemen tm retilerde, en yksek
iyi mutluluk olarak grlr ve mutluluk, bedensel haz, srekli honutluk durumu,
doaya akl yoluyla, uyum gstermek yoluyla ulalan dinginlik, bireysel yarar,
toplumsal yarar vs. olarak deiik ekillerde tanmlanr.275

Kantn ahlak felsefesi insanlarn mutluluk amacna hizmet etmeye, bu ama


iin gerekli aralar salamaya ynelmez. nk ona gre mutluluk beklentisi
eilimlere dayanr. Eilimler ise her insanda farkllk gsterir. Bir bireyin
mutluluunu salayacak eylemler, bir bakasnn mutluluuna zarar verebilir. Bu

274
275

WEST, David, Kta Avrupas Felsefesine Giri, ev. Ahmet Cevizci, stanbul, 1998, S. 34
DOAN, zlem, Etik-Ahlak Felsefesi, nklp Kitabevi, stanbul, 2004, S. 69

83

durumda mutluluu salayacak iyi eylem greli olacak ve insanlar arasnda bir
uzlamazla neden olacaktr. Kanta gre,
Mutlu olmak, zorunlu olarak her akl sahibi ancak sonlu varln
arzusudur,

dolaysyla

kanlmazcasna
gereksinmeler

da

belirleyen

iindedir

ve

bu
bir

varln
nedendir.

gereksinmeler

arzulama
nk
arzulama

yetisini

bu

varlk

yetisinin

ieriiyle ilgilidir. Ama bu ierikli belirleme nedeni zne tarafndan


yalnzca deneysel olarak bilinebildii iin, bu deve bir yasa olarak
bakmak olanakszdr; nk yasa nesnel olduundan, her durumda ve
tm akl sahibi varlklar iin istemeyi belirleyen tpatp ayn nedeni
tamaldr.276

Pratik Akln Eletirisinden alnan bu alntda Kant, mutluluun ahlakn temeli


olamayacan belirtir ve ahlakn temeli olarak koulsuz buyruu (kategorik
imperatifi) yani ahlak yasasn grr. Ona gre btn ierikli pratik ilkeler bir yasa
salayamazlar. Ahlak yasas ancak, ussal varlklarn istemesini belirleyebilecek bir
yasa, istemenin ierii bakmndan deil, yalnzca biimi bakmndan belirleyebilecek
bir yasa olacaktr. Ussal bir varlk, maksimlerini pratik genel yasalar olarak
dnecekse, bunlar ancak istemenin ierii bakmndan deil; srf biimi
bakmndan belirlenmesinin nedenini tayan ilkeler olarak dnebilir.277

Kantn bu ekilde ortaya koyduu yasa yledir: Ancak ayn zamanda genel
bir yasa olmasn isteyebilecein maksime gre eylemde bulun. Ahlak yasasnn
istemeyi belirlemesinde, tm eilimler duygusal olduklar ve yasa olmaya aykr
olduklar iin geri evrilmektedirler. Ussal araclarn istemesi, zgr bir isteme olarak
eilimlerinden bamsz, yasa tarafndan belirlenir.

Kant, ahlak felsefesinin temelini olutururken onu ne doann dnda ne de


ierisinde aramay doru bulur. Onun arad, ahlak ilkelerini dorudan doruya salt
276
277

KANT, Pratik Akln Elestirisi, S. 28


KANT, a.g. e. S. 30

84

akldan karmaktr. Ahlak kavramlarn zmlemede insann bavurabilecei bir


kavram arayan Kant, bu kavram iyi isten olarak adlandrr. yi isten ayn
zamanda devin de kaynadr. Davranlarmz ynlendiren ey, eilimlerimizden
ok devse o zaman o eylemin ahlaka bir deeri vardr. Bu durumda, devden dolay
eylemde bulunduumuzda yaptmz i bir yasa karakterine brnecektir.

yi isten kendi bana, dorudan doruya iyi olan, baka deerli ve iyi olarak
istenilmeye layk olan birtakm niteliklerin ktye de kullanlabilmelerine karn,
mutlak olarak istenilmeye lyk tek eydir. Her koul altnda iyi olarak kabul edilecek
olan iyi istemenin dnda hibir ey yoktur. yi isteme, etkilerinden ve
baardklarndan deil, konan herhangi bir amaca ulamaya uygunluundan da deil,
yalnzca isteme olarak, yani kendi bana iyidir.278

Ahlak metafiziinin temellendirilmesi adl eserinde ayrca u cmlelere yer


verir Kant:
Akl pratik bir yeti, yani istemeyi etkilemesi gereken bir yeti
olarak bize verilmi olduundan, akln hakiki belirlenimi,
baka herhangi bir ama iin ara olarak iyi olan deil, akln
mutlaka gerekli olduu kendi bana iyi bir istemeyi ortaya
karmak olmal. Bundan dolay bu isteme en stn iyidir ve
baka her eyin, hatta her mutluluk istemenin bile, koulu
olmaldr.279

Akln pratik alanda kullanmyla amalanan ey mutluluumuzu arttrmak


deil, iyi istencin gereklemesini salamak olmaldr. Yalnzca akl tarafndan
belirlenmi bir istencin istedii ey iyi olabilir, eilimlerce belirlenmi bir isteme
mutlak anlamda iyi olamaz. Eilimlerimiz genellikle bizim mutluluk amacmza
hizmet eder. Oysa Kanta gre mutluluk insann en son amac olmamaldr. Ahlaksal
bilincimizin gsterdii ilk ey iyiyi istemek olmaldr. yi isten, baka hibir eye

278
279

KANT, Ahlak Metafiziinin Temellendirmesi, Trkiye Felsefe Kurumu, Ankara, 2002, S. 9


KANT, a.g. e. S. 11

85

bal olmayan, salt anlamda bir deere sahiptir. nsan ancak salt akl tarafndan
ynetildiinde ahlaksal bir varlk olarak var olabilir.

Kantn da belirttii gibi, her durumda ve btn koullarda kendimizi ve


bakalarn yalnz ara olarak deil, ayn zamanda ama olarak grerek yaanabilir.
Bylece btn insanlktan sorumlu olan kii kendi koyduu yasaya uyarak
zgrln gerekletirebilecek duruma gelecektir.

Kant, ahlak problemlerine iki adan eilir: nsan olarak, filozof olarak. Ahlak
probleminin onun iin canl bir geerlilii vardr. O Ahlak problemini bir soyutlama
olarak deil, kendisinin dnda deil, kendisinin bizatihi yaad bir problem olarak
grr. Bundan dolay onun ahlakla ilgili soruna bak gnlk hayatta yaanlan ahlak
problemi ile ilgilidir. Nitekim Kant, filozof olarak da herhangi bir ahlak felsefesi
teorisini deil, gndelik hayattaki ahlak duygusu ve yarglarn k noktas olarak
alr; nk en basit bir insan bile ahlaki ykmllk bilgisinin, dev duygusunun
bulunduuna inanr. Herkeste bulunan bu genel ahlak bilincinden, salt akldan gelen
eyi ayrmak ister.280

Kant Temellendirme`nin ikinci blmnde, dev kavramnn sradan insann


ahlak bilincinden karlmas nedeniyle, bu kavramn hi de deneysel bir kavram
olduunun dnlemeyeceini ifade eder. nk ona gre, deney hibir zaman
deve uygun olan ve maksimi srf ahlaksal nedenlere ve devin tasarmna dayanan
tek bir eylem rnei dahi veremez. Genellikle deve uygun eylemin varln
deneysel olarak gsteremeyebiliriz; ama nemli olan, akln kendi bana, btn
grnlerden (emprik deneylerden) bamsz olarak olmas gerekeni buyurmasdr.
nk dev, dev olarak, her deneyden nce, istemeyi apriori olarak belirleyen akl
idesinde bulunur.281

280

AKARSU, Bedia, Ahlak retileri II, Kantn Ahlak Felsefesi, ..Edeb. Fak. Yay. st. 1998,
S. 46
281
KANT, Ahlak Metafiziinin Temellendirmesi, S. 24

86

Btn ahlak kavramlarnn yeri ve kayna tamamen apriori


olarak aklda bulunur; hem de en yksek derecede kurgusal
olan aklda olduu kadar sradan insan aklnda da durum
byledir. Bu kavramlar deneyseldir, bundan dolay da srf
rastlantsal olan bilgilerden karlamaz; bizim iin en
yksek

ilkeler

olmalarn

salayan

deerlilikleri,

kaynaklarnn tam bu arlnda bulunur.282

Bylece Kant`n dile getirmeye alt ey, her akl sahibi varlk iin bir
eylemi devden dolay yapmann mmkn olduudur. nk dev kavram tm
insanlarn aklnda apriori olarak bulunmaktadr. Dolaysyla dev, eylemin pratikkoulsuz bir zorunluluudur ve her akl sahibi varln istemesi iin bir yasa
olmaldr. Her insann kendine zg duygu ve dncelerinden tretilen gdler bir
maksim salayabilir; ama bir yasa salayamaz. Yani deneysel olan her ey, ahlakilik
ilkesinin deerine zarar verir, nk ahlakta koulsuz olan iyi bir istemenin deerini,
eylemin ilkesini etkileyen deneysel nedenlerden uzak olmas oluturur. Ahlak yasas
bylece dev idesinin deneyden bamsz olarak apriori geerli oluunun bir
gstergesidir.

Kant, ahlak yasasnn btn akl sahibi varlklar iin zorunlu bir yasa olup
olmayacan sorar. Ona gre eer bu yasa zorunlu ise, o halde apriori olarak tm akl
sahibi varlklarda, bu varln kavram olarak zaten ierilmektedir. Akl, tek bana
davran zorunlu olarak apriori belirler.283 Akl kavram Kant`n hem teorik hem de
pratik felsefesinde en nemli kavramdr. Pratik alanda akl, kendisini, istencin kendi
kendisini belirlemesinde kavrar ve bylece kendi z hakknda bilgi edinmi olur.
steme, belirli bir yasa tasarmna uygun bir ekilde kendini belirleme yetisidir ve bu
yeti ancak akl sahibi varlklarda vardr.

Kant ahlaknda akl sahibi varlklarn eylemlerinin ahlaksal deeri ancak bu


eylemlerin kendisine gre yapld bir yasayla olanakl olacaktr. Ahlak yasas, akl
282
283

KANT, Ahlak Metafiziinin Temellendirmesi, S. 28


KANT, a.g. e. S. 44

87

sahibi varlklarn istemelerini belirler. Bu durumda iyi isten, ahlak yasasn istemek
ve onaylamak anlamna gelmektedir.

Doada her ey yasalara gre etkide bulunur. Yalnzca akl


sahibi bir varln, yasalarn tasarmna gre, yani ilkelere gre
eylemde bulunma yetisi ya da istemesi vardr. Yasalardan eylemi
tretmek iin akl gerekli olduundan, isteme pratik akldan baka
bir ey deildir. steme, eilimlerden bamsz olarak ancak akln
pratik bakmndan zorunlu, yani iyi olduunu bildii eyi seme
yetisidir.284

Temellendirme`den alnan bu alntda anlatlmak istenen udur: Eylemlerini


gerekletiren bir aklda isten, yasalara gre eyleyen bir yetidir. sten iin yasaya
gre eylemek bir zorunluluktur. Ama bu zorunluluk, zgrl ieren bir
zorunluluktur. nk duyusal bir varlk olan insann istenci, ayn zamanda yasann
dnda deneysel belirlenimlere bal da hareket edebilir. stencin duyusal verilere
gre mi yoksa yasa tasarmna gre mi eyleyecei, tamamen kendi seimine baldr.
Dolaysyla istencin yasaya uymas zorunlu deildir; bu da istencin zgr olduunu
gsterir. Bu durumda yasann isten zerindeki zorunluluu, devden kaynaklanan,
bylece yasaya uymaya istenci gerekli klan bir zorunluluktur. Kant bu zorunluluu
bir buyruk olarak nitelendirir.

steme iin zorlayc olduu lde nesnel bir ilkenin tasarmna emir, bu
emrin formlne de buyruk denir. Yasa bir buyruk olarak isten zerine zorlayc bir
etki yapar ama bu zorunluluk doa zorunluluundan farkldr. nk doadaki tm
nesneler doa yasasna uymak zorundayken, istencin ahlak yasasna uyma
zorunluluu yoktur. Burada gereklilik sz konusudur.285

284

285

KANT, Ahlak Metafiziinin Temellendirmesi, S. 29


KANT, a.g. e. S. 30

88

Kesin buyruk, btn akl sahibi varlklarn belli bir tarzda hareket etmeleri
gerektiini buyurur. Ayn zamanda bu akll varlklar, evrensel bir kanun olmasn
isteyebilecekleri maksimlere gre hareket etmelidirler. Bylece buyruk, akl sahibi
varlklara bir ahlaki ykmllk ykler. Kant, bu kesin buyruun nasl mmkn
olduunu aratrr ve onun imknnn zaruri artnn zgrlk kavramnda olduunu
syler. Fakat ona gre zgrlk, ispatlanamaz. Bu sebepten kesin buyruun
imknnn, artnn, zgrlk fikrinde bulunmas gerektiini sylemekle yetinmeliyiz.
nk biz ancak zgrlk fikri ile srf vazifeden dolay ahlaki davranta
bulunabiliriz.286

zgrlk, speklatif akln btn ideleri iinde, onu alglayamasak da imkann


apriori olarak bildiimiz biricik idedir; nk zgrlk bildiimiz ahlak yasasnn
kouludur. zgrlk kavram araclyla Tanr ve lmszlk idelerinin nesnel
gereklii ve bu kavramlar varsayma hakk, hatta bunlar varsaymann znel
zorunluluu meydana karlm oluyor. Akl, bununla teorik bakmdan geniliyor,
yalnz daha nce problem olan bir imkn burada bir onaylama oluyor ve bylece
akln pratik kullanm teorik akln unsurlaryla balanyor.287

Kant ahlak, akl insan eylemlerinin gerekletirilmesinde otorite olarak grr.


Ahlaki eylemin gereklemesi akla ve iyi istence gre eylemekle olanakldr. Kantn
dier ahlak dnrlerinden fark, bilen ve anlayan zneyi, pratik alanda zgr bir
varlk olarak eyleyen zne biiminde belirlemesi olmutur. Byle bir znenin kendi
akl dnda otorite olarak benimsedii hibir ey yoktur. Tanr, gelenekler, kilisenin
ilkeleri gibi szde otoriteler tarafndan snrlandrlmayan zne, yalnzca kendi akl
nda eyleyerek bamsz, zerk ama sorumlu ve ahlaki bir arac haline
gelmektedir.

Tm bunlarn yannda ifade etmek gerekir ki; ahlaki deerlerin evrensellii


(yasa olarak) dncesi, ilk kez Kant tarafndan ahlak felsefesine girmitir. nsan
deerlerin usa dayandrlarak, tm ussal araclar iin geerli olduu fikrini
286
287

KILI, Recep, Ahlakn Dini Temelinin nemi, S. 4950


KANT, Fikir Mimarlar, ev. Nejat Bozkurt, Say Yay. st. 2005, S. 119

89

benimseyen Kant, ahlak yasas araclyla bu dncesinin olanakl olduunu ahlak


yaptlarnda ortaya koymaya almtr.

Kantn ahlak felsefesiyle amalad ey, sentetik apriori yarglara ahlak


alannda da ulamaktr. Kant, ancak byle yarglardan hareket edilerek yaplan
eylemlerin ahlaki bir deer tayacan ve eyleyenin de zgr, ahlaksal, sorumlu kii
olarak kendini ortaya koyacan dnr. Kendi olabilen kii, bakalaryla ilikisinde
onlar da ahlaki eylemleriyle var edecektir. Toplumsal bir varlk olarak insann yaam
amac sorumlu, zerk, zgr ve ahlakl bir birey olarak kendini gerekletirmek
olduu iin Kant, byle bir bireyin ancak ahlak yasasna gre eyleyerek amacna
ulaabileceini dile getirir. nk ancak dier canllardan farkl olarak ahlaki ussal
araclar, eilimlerinin dnda kendi uslaryla oluturduklar ahlak yasalarna gre
istemelerini belirleyerek, ahlaki bir toplumun olumasna neden olacaklardr.

Kant, bir yandan ahlakn otonomluunu korumak, te yandan da inan ile


ahlak arasnda makul bir ban var olduunu gstermek zorunda hissetmitir kendini.
Byle bir abada ahlaktan inanca gidilmek suretiyle ahlakn temellendirilmesine
gidilmeyecektir. Baka bir deyile ahlaki teolojiye evet; ama teolojik ahlaka hayr
denmitir.288
Felsefi dnce geleneinde ahlak felsefecilerinin ne srd kuramlar,
genellikle insann kendi kiilii dnda herhangi bir gce baml olmasna
dayanmaktadr. nsan var oluunun tm boyutlar, bu gce gre belirlenmektedir.
Baz kuramlarda bu g, insann kendi deerleriyle belirlenirken, baz kuramlarda da
insann hibir zaman ulaamayaca, ama daima ulamak istedii bir ideal olarak
varsaylmtr. Tm bu ahlak felsefelerinin anlaylarna kar kan Kant ahlak,
ahlakll insann kiisellii dnda herhangi bir gte aramaz. nk ona gre insan
varl tam olarak ahlakllkta temelini bulur. Byle bir ahlak anlay, dnen,
alglayan ve eyleyen ben olarak insan aratrr. Bylece Kant Ar Usun Eletirisinde
dnen ve alglayan benin bir aratrmasn yaptktan sonra, Pratik Usun
Eletirisinde de eyleyen beni ortaya koymaya alr.
288

AYDIN, Mehmet, Din Felsefesi, zmir lahiyat Fak. Yay. zmir, 2001, S. 97

90

B. KANT`TA AKIL

18. yzyl dncesi, akla gvenmenin dorua ulat adr. Bu ada doa
karsnda baar kazanan akln kltr dnyasnda ve insan bilmede de ayn baary
gerekletirme abas vardr.289 Bu yzylda temel anlay Akln kendin kullanma
cesaretini gster dsturudur. Ancak bu yzyl ayn zamanda rasyonalizm ve
speklatif metafiziklere kar kkl bir eletirinin balatld bir eletiri dnemidir.
18. yzyl, tm kurumlar akln eletiri szgecinden geirirken ayn zamanda akln
kendisini de bu szgeten geirmeyi ihmal etmemitir. Akla bu kadar gvenmek iin
onun iyapsn bilmek gerekir. Bunu en sistematik biimde gerekletiren Kant
olmutur.

Kant felsefede pek ok farkl akl kavramyla karlarz:


a) Deneyim yarglarna bir temel oluturan son derece genelletirilmi
nermelere atfta bulunduu iin sentetik apriori yarglara uygun olan matematiksel
doa bilimlerinin akl kavram,
b) Deneyim bnyesindeki maddi, olgusal yarglara atfta bulunan emprik akl
kavram,
c) Saf akln eletirisinin eletirel ya da negatif nesnesini veren metafizik
yarglar,
d) Tm bunlar birbirine balayan pratik felsefi yarglar.

Kant`n bazen bir araya, bazense kar karya getirdii tm bu alanlar


arasndaki karlkl ilikileri ancak aralarndaki ayrmn bir aynlk, zdelik esi
varsayd fark edilirse anlalabilir ve bu e sayesinde birbirleriyle kyaslanacak
konuma getirilebilir ve bu Kant`ta en kolay gz ard edilen eydir. Dier bir deyile
burada zdelik ve kartlk ilkesi zerine temellenen geleneksel Aristotalesi bir
mantk sz konusudur. Felsefenin farkl ynlerini bir araya getirerek, kendisine ait
eitli alanlarda snanan birletirici e akldr ve bu akl, formel mantk ilkeleri
tarafndan bir defada tm zamanlar iin tanmlanan ve eletirel olmayan bir yolla
289

GKBERK, Macit, Felsefe Tarihi, S. 327

91

kabul edilen bir akl biimidir. Akl konusundaki ayrmlar, ayn akln farkl nesnelere
uygulanmasndan doar.290

Kant`n akln eletirisini dayandrd temel kavram, aknsal kavramdr.


Kant:
Nesnelere ilikin olmaktan ok, apriori olanakl olduu lde,
nesnelere ilikin bilgi trmz ile ilgilenen tm bilgiyi aknsal
(transcendental) diye adlandryorum. (vurgu yazara aittir)291

Dolaysyla aknsal aratrma; zihnin geerli sentetik apriori yarglar, ani


deneyimden bamsz yarglar ne srme imknn nereye kadar gtrebilecei
balamnda, bir zihin ve bilin aratrmasdr. nsan aklnn kendisindeki bilgi
formlarn aratran zmlemedir. Kant tm felsefesini eklemledii en st noktann
aknsallk kavram olduunu syler.292 Kant, bir yandan var olan gerekliin birliini
ve varlk kavramn bilincin alannda kurar293; ama dier yandan, var olan her eyi bu
bilin alannda tretmeyi reddeder. Kant`n idealist olarak grlmesinin arkasnda ise
bu eliki vardr. Modern terminolojide ontolojik fark denen eyin bilinci, yani bir
eyin btnyle kavramna indirgenemeyecei, nesneyle znenin denk demeyecei
bilinci, Kant`ta gl bir ekilde gelitirilir. O, her eyi, akln birliine
indirgemektense (ki bazen indiriyormu gibi grnr); tutarszl yeler; verili bir
eyle karlatnda her tr aklamasz fenomenin felsefesine girmesini tercih eder.
Bu saysz glk dourur. nk Kant`n amac ayn zamanda sistem kurmaktr.
Heimsoeth`e gre ise Kant felsefesine yaynlad Eletiri`den dolay Kritisizm
adn 19. yzyl sonunda Yeni Kantlar verdi. Aslnda Kant`n amac kapal,
snrlanm bir sistem kurmak deil, gelecekteki felsefe aratrmalar iin yol
hazrlamaktr. Kant`n ilk Eletirisini yeni bir felsefe iin n reti olarak gstermesi
de bunun kantdr.294

290

ADORNO, Thedor W., Aknsallk Kavram zerine, Cogito, Sy. 4142, st. 2005, S. 67
KANT, Ar Usun Eleltirisi, S. 149
292
KANT, a.g. e. S. 247
293
KANT, a.g. e. S. 376
294
HEMSOETH, Heinz, Immanuel Kant`n Felsefesi, ev. Takiyyettin Mengolu, Remzi
Kitabevi, st, 1986, S. 65
291

92

1. Ar Usun Eletirisi

Kant`n eletiri felsefesinin temellerini att ana yapt, Kritik der reinen
Vernunft (Salt Akln Kritii) adl kitabdr. Bu kitap ayn zamanda felsefe
dnyasnda yeni bir rn da habercisidir. Kant, bunu dnme biiminde devrim
olarak adlandrr.

Kant, akln grd ii inceleyip eletirecek ynteme, bu kendi yntemine,


yine

kendisinin

olan

bir

deneyimle

transcendental

adn

vermektedir.

Transcendental yntem u ya da bu objeye ynelmi olan bilgiyi deil bilginin


kendisini inceleyen yntemdir; bilginin kritiidir, bilgi retisidir. Transcendental
deyimi, bir bakmdan da transcendent in kartdr: transcendent bilgi mmkn
bilginin snrlarn aan bilgidir; transcendental bilgi ise, bu snrlar amayp
aratran bilgidir. Nitekim salt akln kritiinin sorunu, insan bilgisinin yaps ile
snrlarn aratrmaktr. Yalnz, Kant`n burada aratrd, her trl bilgi olmayp
yalnz apiori olan bilgidir. Bu eitli bilgi de, duyarln verilerinden edinilmemi
olan bilgidir. Kant`a gre, hem grde, hem de dncede apriori olan bilgi eleri
vardr ve onu ilgilendiren de, kesin aprioridir, yani deney ile hi bir ekilde
karmam olan bilgi eleridir.295

Ona gre bilim, nesnelerin bizim bilgilerimizle anlam kazanmasdr. Balca


amac, akln deneyin her trl yardmndan yoksun kaldnda snrlarnn nereye
kadar uzanabilecei ve bilimsel anlamda bir fiziktesinin mmkn olup
olmayacadr.

Tm geleneksel metafizik, objenin ne olduu sorusuyla ie balarken, Kant


obje hakknda nasl yarg verdiimizden ie balar. Geleneksel metafizik, ncelikle
ve ilksel olarak nesnelerin herhangi bir niteliinden zaten haberdar olunduu
bilinciyle hareket ederken, Kant her eyden nce, obje hakknda byle bir bilgiye

295

GKBERK, Macit, Felsefe Tarihi, S. 396

93

sahip olduumuz iddiasn, bilgi ile obje arasnda ba kurmamz salad ileri
srlen eyi aratrp zmler.296

Ar usun eletirisinde Kant, btn bilgileri olanakl yapan insan usunun


ilkeleri hakknda bir bilgi elde etmeye ve bylece usun kullanlabilecei alann
snrlarn izmeye almtr. Bu eletirinin temel problemi insan usuna kendi varlk
yaps iinde neyin verilmi olduu sorusu ve usun snrlar iinde neleri elde
edebilecei sorusu olacaktr.

Ar usun eletirisi metafizik tarihinin eletirisinden yola kar. Kant`a gre


metafizik, temelini usun yapsnda bulur. Bu alandan gelen sorular, bilimsel bilginin
ispatlanmas gibi ispatlanamazlar ve yantlanamazlar. Kant deneycilerin ve usularn
dizgelerindeki eksiklikleri bu yaptta belirlemeye almtr. Kant, eletiride
metafizik gelecekte bir bilim olarak nasl olanakldr? sorusunu sorarak ie balar.
Kant`a gre usu metafiziin dogmatik bir yaps vardr. Dogmatik metafizik
dizgeler, ahlaka kar inanszla neden olmaktadr. nk dogmatizm, ar usun
hibir eletiriye gerek grmeden btn amalarna ulaabilecei n kabulne dayanr.
Bylece pratik usun alan yasalar yadsnm olmaktadr. Deneycilik ise tm bilginin
kaynan yalnzca deneye dayandrarak, usta bulunan apriori hakikatlerin varln
yadsm ve sentetik apriori yarglarn varln kantlayamamtr. Hem dogmatik
hem de deneyci dizgeler ar usun yapsn eletirel olarak incelemedikleri iin varln
z ve insann zgrl konusunda birbirleriyle elien sonulara varmlardr. Her
iki metafizik dnce, ar usla yaplan eletirel bir yaklamdan elde edilmi bilgiler
yerine, pein kabule dayanan ilkelerden hareket ederek bu yanl sonulara
ulamlardr.

Kant, deneycilik ve usuluun dt bu yanlla dmemek iin


metafiziin bir bilim olup olmadn, gelecekte bir bilim olabilmesinin koullarnn
neler olduunu Ar Usun Eletirisinde aratrmaktadr.

296

CASSRER, Ernst, Kant`n Yaam ve retisi, ev. Doan zlem, st. nklp Kitabevi, 1996,
S. 143

94

Bu noktada Kant`n izledii yntem u olacaktr: Btn bilgiler sentetik


apriori yarglara dayanrlar, fiziktesinin de bilim olabilmesi yine iinde bu yarglarn
bulunmasyla

ilgilidir.

Sentetik

apriori

yarglarn

nasl

olutuuna

ilikin

zmlemelerden sonra, bilimin (pozitif bilimlerin) ortaya kn aklamak alt


doa bilimi nasl olanakldr? sorusuyla gndeme gelir. Ancak pozitif bilimlerin
dnda metafizik sorularla da kar karya kalrz; rnein; Tanr ve ruh kavramlar
gibi. te bu anlamda Kant, yeni bir yol ayrmna gtrr bizleri; o da fiziktesinin
bilim olarak nasl olanakl olduu sorusudur. Bylelikle akln, her trl deneyden
bamsz olarak snrlarnn nereye kadar gidebilecei konusunda Kant, salt akl
eletirisini yazar.

2. Metafiziin mkn

Kant, eletirel felsefesi ile insan aklnn snrlarn ortaya koyar ve onun neyi
bilip neyi bilemeyeceini gzler nne sererken, metafizie kar bir tavr ald
modern zamanlarda David Hume (17111776)'dan sonra en kapsaml metafizik
eletirisini hayata geirir.297
Kant, XVIII. yzyl dnrlerinden felsefeye matematiksel bir anlay
getirmeye alan filozoflarn en nemlilerindendir. O, felsefeden daha ok metafizii
anlyor ve matematiksel bir kesinlii olan metafizik kurmay amalyordu. Ona gre,
her yerde ve her zaman geerli olan evrensel dorulara ulaabilmek, matematiin
ilkelerinin metafiziin ierisinde bulunmasyla ilgilidir.

Kant ncesi tm bu metafizik sistemler, birbirleriyle kartlk sergileyen ama


elimeyen nermeler ileri srerek varlk hakknda birtakm bilgiler olutururlar. Ama
bu bilgiler rnein Tanr vardr ya da buna kart olarak Tanr yoktur nermeleri
ayn derecede dorulanabilir veya yanllanabilir nitelie sahiptirler. Bu nedenle

297

CEVZC, Ahmet, Metafizie Giri, Paradigma Yay. st. 2001, S. 403

95

metafizikten kesin bir bilim olarak sz etmek olanakszdr. Kantn asl amac kendi
dnemindeki doa bilimlerinde ve geometride kantlanan sentetik apriori yarglara
metafizikte de ulamak, bylece metafiziin bir bilim olarak olanaklln
gstermektir. Bu nedenle Ar Usun Eletirisinde saf usun tm kapsamn, snrlarn,
ieriini genel ilkelere gre belirlemeye almtr.

Yeter neden ilkesine gre her eyin aklanmas olanakl grnyordu. Bu


ilkenin aklayc gc, bilimin kavramlarn da iine alacak biimde metafizik
nermeler ieriyordu. Kant bilimin kavramlarnn bu metafizik temellerinin
aratrlmas ynnde aba harcarken, dnrler tarafndan yaplan metafizik
aklamalarn eliik olmalarna ramen eit lde geerli ussal savlar ierdiini
grd. Dorunun belirlenmesini tehdit eden bu durumu amak iin yaplmas
gereken; metafizii salam bir temele oturtmaktan baka bir ey olmazd. Ar Usun
Eletirisi bu grevin yerine getirilmesi abasdr. Yani, Eletirinin temel sorusu
metafiziin nasl olanakl olduunu gstermekti. Bu abann gerei ise Usun bir
eletirisini sunmakt. Bylece, olgusal olana ait bilginin olana ve snrlar izilerek,
metafizik olann alan ve bu alana ilikin ne tr bir kavrayn olanakl olduu
gsterilebilecekti.
Kant, Eletiri`nin nsznde Saf Akln Eletirisi`nden, kitaplarn ya da
sistemlerin bir eletirisini deil de, her trl deneyden bamsz olarak soluk alan
akln tm bilgilerle olan ilikisini, sonu olarak da genellikle bir metafiziin mmkn
olup olamayaca sorusunun zmn ve metafiziin hem kaynaklarnn, genilii
ile snrlarnn belirlenmesini ve btn bunlarn da ilkelere gre olduunu, ilkelerden
karldn, yani genellikle akln gcnn bir eletirisini anladn; eserinde izlemi
olduu yolun akln deney dnda kullanldnda kendi kendisiyle atmaya ve
blnmeye dren btn yanlmalar ve yanllar ortadan kaldrmak olduunu
belirtir ve bununla vnr.

Kant`a gre eserinde sorulmas gereken ana soru: Akl ve anlama yetisi,
deneyden bamsz olarak, neyi ve nereye kadar bilebilir? sorusudur. Bu soru

96

Kantn metafiziin imknnn kaynaklarn ve koullarn gsterip serimlemek ve


btnyle

yabani

otlarn

sard

bir

topra

temizlemek

ve

dzenlemek

zorunluluundan domutur ve bilimin yolunun olabildiince ortaya karlmas akl


iin byk bir kazan olacaktr.

Kant iin birinci srada sz konusu olan, metafizik olarak felsefenin


temellendirilmesiydi, yani speklatif akld. Ona gre metafiziin olabilirlii sorunu,
akla ya da bilmeye ilikin bir olgu sorunudur.298 Kant`a gre metafizik bilim olarak
olmasa da doal bir eilim olarak edimseldir; metafizii reddedemeyiz. Metafiziin
sorunlar: Tanr, zgrlk ve lmszlktr. Yntemi ise balangta dogmatikti;
fakat Kant`n metafizie nerdii alternatif yntem: akl tm apriori bilgilere nasl
ulalabilir, hangi alan, geerlik ve deerde olabilir sorularna cevap arayan bir
yntem olmaldr; tpk matematik gibi. Ancak o zaman metafiziin bir bilim olarak
imknndan sz edebiliriz.299 Metafiziin buradaki fonksiyonu salt kurgu olarak
bilgiyi geniletmek deil, yanlglar nlemek iin hizmet etmektir. Matematiksel
dorular sentetik apriori olarak kabul etmi olmas, Kant`n felsefesinin ayrt edici
niteliklerinden biridir.300

Anlama yetisinin btn saf bilgilerinin zellii, kavramlarnn deneyde


verilmesi ve ilkelerinin deneyle dorulanmasdr; buna karlk akln akn bilgileri,
yani ideleri sz konusu olduunda, deneyde verilemezler; ilkeleri de ne deneyle
dorulanabilir, ne de rtlebilir. Bu nedenle, bunlarda gizlenebilecek olan yanlgy
saf akldan bakas bulamaz; bu da ok zordur. nk akl ideleri araclyla doal
bir biimde diyalektik olur ve bu kanlmaz kuruntu, eylerin herhangi bir nesnel
aratrlmasyla deil, srf znel bir aratrmayla idelerin kayna olan akln
kendisinin aratrlmasyla snrlar iinde tutulabilir. delerin, yani saf akl
kavramalarnn kategorilerden ya da saf anlama yetisi kavramlarndan tr, kaynak ve
kullan bakmndan bsbtn farkl bilgiler olarak ayrt edilmesi, apriori bilgilerin

298

ALTU, Taylan, Modern Felsefede Metafiziin Elenmesi, Etik Yay. Bar Mat. st, 2004, S. 36
KANT, Ar Usun Eletirisi, S. 45
300
SCRUTON, Roger, Dncenin Ustalar: Kant, S. 45
299

97

sistemini kapsayacak bir bilimin temellendirilmesinde nemli bir edir. Byle bir
ayrm yaplmasa Kant`a gre metafiziin bir bilim olabilmesi mmkn deildir.301

Kant`n metafizik karsndaki eletirel tutumu, kendinde eylerin doasna


ilikin olarak retilen dncelerin anlamn yadsmak ynnde deil, yalnzca bu
trden sorulara kesin yantlar bulma olanan yadsmak ynndedir. nsan aklnn en
yksek, en son eylere ynelik sorularna tketici karlklar bulunamyor olmas, bu
trden soruturmalar yasaklamann gerekesi olamaz.302

Akl, bilimsel eletirinin olanakl kld bir disiplini dizginlemez ve


snrlamazsa akn sonular olarak da grlebilecek metafizik bilim deil, kuruntu
olur ya da kendi iinde tartmal olan diyalektik sonular karr. Kant, metafiziin
bilim olabilmesi noktasnda metafizik yarglarn nesnel geerliiyle deil, metafizik
yarglara ilikin doal yatknlkla ilgilenir ve bu sorunun cevabn metafiziin sistemi
dnda olan antropolojide bulur. Ona gre metafizie ilikin karmlar bir sandr.
Bu zelliinden dolay akln metafizikteki kurgusal kullanlnn ahlaktaki pratik
kullanlyla zorunlu olarak birlik iinde olmas gerekir. Olanakl btn bilimler
arasnda metafiziin bir ayrcal vardr: o tamla eriebilir ve artk deimeyecei
ve yeni bulularla genileyebilecei bir duruma getirebilir, nk burada akl, yeti
olarak ilkelerini tam ve her trl yanl anlamay engelleyecek bir ekilde
belirleyince, artk saf akln apriori bilecei, hatta hakl olarak sorabilecei bir ey
kalmaz. Bylesine belirli ve tamamlanm bir bilgiye ulamay emin bir ekilde
ummann birok yarar bir kenara braklsa bile, zel bir ekicilii vardr. Kant`n
burada kastettii metafizik dogmatik metafizik deildir. O, dogmatik metafiziin
d zamannn geldiini, buna karlk, akln salam ve tamamlanm bir eletirisi
araclyla metafiziin yeniden doma zamannn geldiini syleyebilmek iin
birok eyin eksik olduunu syler. En nemli eksiklik ise ortak bir lnn
olmaydr. Dnya metafizik dncelere doymutur; insanlarn arad ey, bu
bilimin olana, bu bilimde kesinliin tretilebilecei kaynaklar ve saf akln
diyalektik kuruntusunu dorudan ayrmak iin emin ltlerdir. Kant bu ama
301
302

KANT, Prologemena, S. 8182


ALTU, Taylan, Modern Felsefede Metafiziin Elenmesi, S. 33

98

dorultusunda sentetik apriori bilginin olana konusuna ynelir ve bu soruyu


eletirisinin yneldii asl sorun olarak gsterir.303

Kant`a gre metafiziin aratrmasnn yalnzca ideas vardr: Tanr,


zgrlk ve lmszlk. kinci kavram birinci ile baland zaman, zorunlu bir yarg
olarak ncye gtrmesi gerekir. Metafiziin kendisiyle urat baka her ey
onu bu idealara ve bunlarn olgusallklarna gtrmek iin bir ara olarak hizmet eder.
Metafizik bu idealara doann tesine gemek iin ihtiya duyar. dealar zerine i
gr Tanr bilimi, ahlak ve bu ikisinin birleimi yoluyla dini yalnzca pratik akl
yetisi zerine baml klacaktr. Ruh retisinden yola karak evren retisine ve
ondan Tanrnn bilgisine ilerleyebiliriz.304 lk ide psikolojik, ikincisi kozmolojik,
ncs teolojiktir. Bu idenin her biri kendi tarznda diyalektiin ortaya
kmasna neden olurlar. Bundan dolay saf akln btn diyalektiinin antinomiye ve
saf akln idealine blmlenmesi buna dayanr.305

Metafizik, matematik ve doa biliminin bizi yalnzca grnlere gtrmesine


ve duyusal grnn nesnesi olmayan alann dnda kalmasna kart olarak, saf akln
rast gele ya da bile bile deil; fakat akln doal yapsnn kendisinin gtrd
diyalektik abalar srasnda bizi snrlara gtrr. Aknsal ideler de bize yalnz akln
saf kullanlnn snrlarn gstermekle kalmaz ayn zamanda bu ideleri belirleme
yolunu da gsterirler; en sevgili ocuu olarak metafizii dourmu olan aklmzn bu
doal kuruluunun amac ve yarar da budur. Kant`a gre metafiziin douunu
belirsiz rastlantlara deil de byk amalar iin dzenlenmi bir ilk ekirdee
yklemek gerekir. nk metafizik, ana izgileri bakmndan doa tarafndan, dier
bilimlerden daha ok iimize konmutur, rast gele bir seimin ya da ondan bsbtn
ayrlan deneylerin gelimesi srasnda rastlantsal bir genilemenin rn olamaz.306

Kant`n eletirel zmlemesinde, kendinde eylerin kuramsal bilgisinin


olanakszl temel tez olarak konmu ve ayrca bu tr sorularn insan aklndaki
303

KANT, Prologemena, S. 117


KANT, Ar Usun Eletirisi, S. 191
305
KANT, Prologemena, S. 83
306
KANT, Prologemena, S. 107
304

99

zorunlu temeli de gsterilmitir. Kant iin kendinde eyleri, yani asla bilinemez olan
dile getirmek kanlmazdr. nk kendinde ey, bilginin nesnel olmayan ama gz
ard edilemeyecek temelini gsteren eydir. O, bilgi formunun biim almam
maddesidir. ster dile getirilebilir olsun isterse dile getirilemez olsun, insan dncesi
en sonunda gelip kendinde eye dayanr. Kant numenin bilinemez olduunu fakat
elimeye dmeksizin dnlebilir olduunu gstermekle; metafiziin (felsefenin)
bir bilim olarak deil, fakat genel olarak olabilirliinin, insann bilme yetisinde
ierildiini belirtmi olmaktadr. Kant`n syledii metafiziksel nermelerin anlamsz
olduklar deil,

tersine bu nermelerin belli bir biimde btnyle anlaml

olduklardr. Metafiziin kendi tarznda dile getirdii eyler, dnlr eyler olarak
anlamldrlar; fakat buradaki glk, ne hakknda konuulmakta olduunun
bulunmasndandr.307

Oeser`e gre lmnden iki yzyl sonra felsefe dnyasnda Kant`a dair
grnen manzara udur: Kant`n bilimsel yntemi metafizie sokma denemesi
baarszla uram olsa da, o transendental bir bilim teorisinin temellerini atmay,
yalnzca ekler ve notlar biiminde de olsa nemli lde baarmtr. Nesnelerle
deil, nesneler hakkndaki bilimsel bilgiyle ilgili olan aratrmalar transendental
olarak niteleyen terminolojiyi Kant balatmtr. Popper`a gre de Kant`n en nemli
baars, onun nesnellik iddiasndaki her bilimsel deneyin, her bilginin ancak
yasallklar bulunduunda olanakl olduunu kesin bir biimde kantlam olmasdr.
Popper, bu baary bilgi teorisi asndan anlaml bir bulu olarak deerlendirir. Bu
bulu bizi, teorik bilimlerin meruiyetine ilikin sorular onlarn var oluuna
bavurarak yantlayamayacamza; bu yzden de hukuk sorusunu olgu sorusundan
kesin biimde ayrt etmemiz gerektii sonucuna gtrr. Fakat Kant`n transendental
dedksiyona vermi olduu sentetik dn Popper`e gre kendi buluuna ilikin bir
yanl anlamadr. Bu kendi kendisini yanl anlamann balca nedeni Kant`n akl
yrtmesinde bilgi psikolojisi ve bilgi teorisi yaklamlarn kkten bir biimde
kartrm olmasdr, yani mmkn deneyimin znel koullarnn doasnn nesnel

307

ALTU, Taylan, Modern Felsefede Metafiziin Elenmesi, S. 33

100

yasallna uygunluu sorunu, bilgi teorisi sorunu deil; ancak olusal-bilgi


psikolojisi sorunu ya da olusal-biyolojik sorun olarak dnlmelidir.308

3. Sentetik Apriori Yarglar Olanakl Mdr?

Kant felsefesinin problemlerinden biri sentetik apriori yarglarn olanaklln


ortaya karmaktr. nk metafiziin bir bilim olmas, ancak byle yarglara
ulamakla olanakldr. Bu nedenle tm bilimlerin ve felsefenin kayna metafizik
olmaldr.

Kant, buradan yola karak insan aklnda bulunan bilgi formlarn bulmaya
ynelmitir. nsan akl bilgi kuram bakmndan incelenerek buradaki formlar ve
ilkeleri ortaya konur. Ancak bu yapldktan sonra akln snrlarn izmek olanakldr.
Kant, insan aklnn kendindeki bilgi formlarn aratran bu incelemesine aknsal
felsefe adn verir.

Kant`n bilgi anlaynda apriori bilgilerin emprik hibir eyle karmam


olduklar zaman, ar (saf) olarak adlandrldn ve kaynan deneyimde bulan
emprik bilginin ise a posteriori bilgi olarak ifade edildiini belirtmitik.

Kant, bunun dnda eletiride yarglar analitik ve sentetik diye ikiye ayrr.
Analitik yarglar, ar mantk ilkelerine gre yaplan kavram analizleridir; doru ve
yanllklar analiz yoluyla renilir. Btn nesneler yer kaplar nermesinde yer
kaplama nesne iinde dnld iin nesne kavram hibir ekilde genilemez.
Sentetik yarglarda zne konumunda bulunan kavram yklem konumunda bulunan
kavramda ierilmez. Btn nesneler ardr nermesinde arlk kavram nesne
kavramnda dnlmedii iin nesne kavram genilemektedir. Sentetik yarglar
deneye dayanan yarglardr.309
308

OESER, Erhard, Gnmz Bilim Teorisi in Kant`n Gncelii ev. mer B. Albayrak,
Kutadgubilig Felsefe-Bilim Aratrmalar Dergisi, Say 5, st. 2004, S. 3033
309
KANT, Prologemena, S.1415

101

Bir yarg hem sentetik hem de apriori olabilir mi? Kant matematik ve doa
biliminde byle yarglarn varln gstermitir. Kant`a gre matematik yarglar her
zaman apriori yarglardr ve ar matematik yarglarn hepsi sentetiktir. Kant bu
yargsn bir rnekle ispatlar. 7+5=12 nermesi 7 ile 5in toplamndan elime
ilkesine gre karlm srf analitik bir nerme olarak dnlebilir. Ama yedi ile
bein toplam kavram iinde, iki saynn bir araya getirmi olan tek saynn hangi say
olduunun bu kavramla dnlmedii grlr. Yedi ile bein toplanmas kavramn
dnmemle, on iki kavramn da hibir zaman dnm olmam. Ben byle olanakl
bir toplam kavramn ne kadar elerine ayrsam da iinde on ikiyi bulamam.7+5=12
nermesiyle insan kendi kavramn geniletir ve birincisinde dnlmeyen bir
kavram ona ekler. Dolaysyla aritmetik nermeler her zaman sentetiktir.

Doa biliminde sentetik apriori yarglar ilkeler olarak vardr. rnein


cisimler dnyasndaki btn deimelerde maddenin miktar deimeden sabit kalr
nermesi sentetik apriori bir nermedir. nk madde kavram ile dnlen ey,
maddenin devamlln, btn deiimlere karn niceliin azalp oalmayacan
deil, yalnzca kaplad yer dolaysyla uzayda bulunmas olur. Bu kavramda
dnlmeyen bir eyi ona, dnce ile apriori eklemek iin madde kavramnn dna
klmtr.310

Kant`n asl sorunu sentetik apriori yarglarn metafizikte olup olmadn


gstermektir. Bu, eletirinin temel problemidir. nk insan akl mutlak olana
kanlmaz bir ilgi duyar. Kendi gerek doamz, evrenin kkenini, her eyi
aklayabilecek nihai bir temeli merak etmekten kanamayz. Akl, geici olan aan,
mutlak, evrensel, zorunlu ve nihai olana ulamak ister. Ama bu aratrma, bizim duyu
deneyimizin snrlarn aan bir alana yneldii iin baarl olmayabilir.
Felsefeler iddialarn, tezlerin deil; sorularn merkezi etrafnda kurulur.
Felsefedeki iddialar, tezler, grler aslnda daha nce sorulmu olan sorulara birer
cevap olarak anlam kazanrlar. Sorular bir tarafa brakp sadece iddialar gz nnde
310

KANT, Prologemena, S. 18

102

bulunduran felsefe nermeleri zerindeki tartmalar ise verimsiz tartmalardr.


Kant`n sentetik apriori yarglar nasl mmkndr? tartmas da byle verimsiz bir
tartma olarak grlmelidir.311 Bu balamda dnlecek olursa Kant, Tanrnn
varl ile ilgili olan ontolojik kanta yapt eletirisinde, Tanr vardr nermesinde
varl Tanrnn zatna bir ey ekleyen bir yklem olmad iin sentetik bir nerme
olarak grr. Buna gre varlk yklem olmad iin Tanr ile varlk arasnda zaruri
bir iliki yoktur.312 Sentetik apriori yarglar vardr nermesi de ayn bak asyla
dnldnde sentetik bir nerme olarak grlecektir. Kant`n bizzat kendisinin
iddia ettii gibi varln yklem olmad dncesinden hareket edersek sentetik
apriori yarglarla varlk arasnda da zaruri bir iliki grlemez. Sentetik apriori
yarglar nasl mmkndr? sorusu, bu yarglarn gerekte var olduu n kabulnden
kt iin ve sentetik bir nerme olduundan dolay bilgi vermedii iin
kantlanmas da mmkn deildir. Kant`n bu balamda kendi iinde elikiye
dt de dnlebilir. Dolaysyla Kant eletirdii metafizik nermeleri
yanlsama, kuruntu olarak gsterirken ayn yanlsamay saf akl eletirisinin daha
banda ele alm olduu nermeyle bizzat kendisi yapmtr diye de dnlebilir.

4. Usun deleri (Salt Akl Kavramlar)

Apriori bilme yetisi olarak akln alannda yer alan bir tr kavram vardr; bu
kavramlar ne grden soyutlanmtr (emprik kavramlarda olduu gibi), ne de grye
uygulanabilir olan (anln kategorileri gibi) kavramlardr. Kant, akln salt kavramlar
olarak niteledii bu kavramlara ideler adn verir.313 deler keyfe bal olarak
tretilmi eyler deillerdir; onlar akln doasndan zorunlulukla treyen eylerdir ve

311

UYGUR, Nermin, Felsefede Temellendirme, Felsefe Arivi, Sy. 42, st. Matb. st. 1961, S. 33

34
312

AYDIN, Mehmet, Din Felsefesi, S. 3637


Kant, ide kavram ile hibir deneyde verilmeyen apriori kavramlar anlar. deler konusunda Kant
ve Platon`un dnceleri arasnda byk fark vardr. Platon`da idelerin kurucu bir anlam vardr. Bir
baka ifadeyle ideler zorunlu ve yegne hakikatlerdir. Kant ise idelere sadece dzenleyici ilkeler olarak
geerlilik tanr. ADORNO, Theodor W. Aknsallk Kavram zerine, Edt. E. Efe akmak, Cogito,
Say 4142, K 2005, Yky, st. S. 77
313

103

akndrlar (transendent) yani btn deneyimin snrn aarlar; dolaysyla deneyimde


bir transcendental ideye tam uygun gelecek hibir nesne bulunamaz.314

Ar anlay yetisi nasl kendisinde temel kavramlar olarak tayorsa buradaki


akl da kendisinde bir takm apriori kavramlar tar. Kant akln bu kavramlarn ideler
olarak adlandrr ve bu blmde insan aklnn yapsnda bulunan akl sahibi hibir
kimsenin kendisinden kaamayaca bir dinamizmin varln gstermeye alr.

Usun idesi vardr: ruh, evren(kozmos), Tanr. Bu idelerin varlklar ar usun


doas gereidir. Bu idelerin amac, deney alannn tesinde bulunan zel nesneler
deildir; anlama yetisinin deneyle balantl olarak kullanlnn tam olmasdr.

Birinci ide ruh idesidir: bizim kendi psiik varlk hakkndaki bilgimizden
hareket ederek hibir arta bal olmayan bir ruhun var olduu eklindeki yarglara
ulamamz yanl bir sonu karmadr. nk bedene bal olmayan, ama insan
yaamnn hareketlerinin devamn salayan manevi bir tzn var olduuna, kendi
ruhi varlmz hakkndaki bilgiden varamayz. Bu ar usun duyu verilerinin tesine,
koulsuz olana ulamak istemesinin doal bir sonucudur. Ruh idesi ar usun varlk
yapsnn gereidir, onun varl ar usun varlna baldr.

kinci ide kozmos (evren) idesidir. Kozmos idesine nicel yaklamlar rn


olan metafizik sistemler, kozmosu genellikle kapal, sonlu bir sistem olarak grrler.
Bunlarn karsnda yer alan metafizikler evreni sonsuz bir uzam, balang ve sonu
olmayan bir zaman sreci olarak grrler. Kant, bu konuda birbirine kar tezler ileri
srlebileceini ifade eder ve bunu antinomi (atk) olarak adlandrr. Us evren
konusunda hem sonlu hem de sonsuz evreni savunabilmektedir. Antinomi, kart iki
tezin bir arada bulunduu bu durumdur. Antinomiler ar usun diyalektiinin yani
grntler mantnn eseridir. nk us deneyi aarak hibir koula bal olmayan
bir btne, birlie ulamak istedii an yanlsamaya der.

314

ALTU, Taylan, Modern Felsefede Metafiziin Elenmesi, S. 16

104

kinci antinomi olarak madde hakkndaki metafizik, zt teorileri ortaya koyar.


Bu fikirler Kant`a gre usun yapsndan doar. Us hibir zaman ne monatlar ne de
sonsuza kadar blnebilirlii bilinebilir. Biz evreni ancak uzam ve zaman apriori
formlar iinde bilebiliriz. Kant birinci ve ikinci antinomiye matematik antinomiler
adn verir.

nc antinomi zgrlk antinomisidir. Us evrendeki oluumu ve deiimi


neden-etki ball ierisinde bilebilir. Ama ar us ilk nedeni, hibir koula bal
olmayan nedeni bilmek ister. Bu noktada iki kart tez birbiriyle elimeden ayn
inandrclkla savunabilir. zgrlk, zorunluluk karsndaki kozmolojik zgrlktr.
Bu zgrlk, usu zgrlkten doan bir etkilenmeye; nedensel zorunluluu kabul
etmeye gtrr.

Akl sahibi varlklarn btn eylemleri, grnler olmalar bakmndan


doann zorunluluu altndadrlar; ama ayn eylemler akl sahibi zneyle ve bu
znenin srf akla gre eylemde bulunma yetisiyle ilgilerinde zgrdrler.315
zgrln nedensellii kavranabilir alanda, doa yasalarnn dayand nedensellik
ise grn dnyasnda var olabilir. nk uzam ve zaman apriori formlarna bal
olan doa, dnlr dnyann grndr. Grn alanndaki her tepki kendinden
nceki bir etkinin sonucudur. Dolaysyla doadaki zorunluluk yasas ile zgrln
nedensellii birleirler.

nsan bir taraftan dnen, dier taraftan eyleyen bir bene sahiptir. nsandaki
psiik olaylar, apriori formuyla gerekleir. Biz insann yalnzca deneysel karakterde
olan fiziksel yann bilebiliriz; zaman ve uzam apriori formlarna bal olmayan
dnen yann doa bilimleri erevesinde bilemeyiz. nk kavranabilir olan,
doann zorunlu yasalarna bal deildir. Doa, eylem ve hareketlerimize yn veren
iradeye dayanan kararlar alandr, oysa us kendisinde var olan buyruklarla bizi daima
iyiye ynelten eylemlerimizin istemesini ynlendirir. Usun dzeni ile grnler
dnyasnn dzeni birbirinden tamamen farkldr.
315

KANT, Prolegomena, S. 85

105

Akln

idelerinden

kaynaklanan

bu

dzenine

dayanan

eylemlerimiz

dnlm olann tecrbe alannda gereklemesidir. Usun kendiliine dayanan bu


eylemlerimizi Kant iradenin zgrl olarak adlandrr. zgrlk idesi evrensel
olarak ispatlanamaz ama insann istem ve eylemlerinin temelidir. Duyu verilerinin
belirledii doada pasif olan insan, usun buyruu karsnda zgr davranabilen bir
varlktr. zgrle dayal bu tr eylemler aklda temellenirler. Usun yasalar numen
alann yasalardr ve doa yasalar gibi zorunlu deildir. zgrln gerekleme
alan Kant`a gre usun pratik alandaki kullanmnda aranmaldr.

Drdnc antinomi, duyular dnyasnda var oluu kaytsz artsz hibir


neden yoktur ve dnya yine de neden olarak zorunlu bir varla baldr
nermelerinden oluur. Kant`a gre grnte bulunan neden, yalnzca kendi bana
ey olarak dnlebilen grnlerin nedeninden ayrt edilince, o zaman her iki
nerme birbiriyle atmadan yan yana durabilir.316

Ar usun nc idesi Tanr idesidir. Tanr idesinin kaynan, ar usun hibir


koula bal olmayana ulamak istemesi oluturur. Ar usun kendi doasnda bu ide
vardr. nsan bu ide hakknda duyu verileriyle kavrad nesneler hakknda olduu
gibi bilgi edinemez, nk bu ide deney alannn dnda numen alannda bulunur.

Usun ideleri bizim tm deneyimimizi aan, kusursuz, snrsz ve koulsuz olan


eyi bildirdikleri iin aknsal kavramlardr. Bu kavramlar deneyim iinde ortaya
kmazlar ve deneyim tarafndan dorulanamazlar. Bu kavramlar salt us
kavramlardr. Us bu idelerin gnderme yapt eyin gerekten var olduunu
varsaymaz ama onlar dnmekten de kendini alkoyamaz.

Psikolojik, kozmolojik ve teolojik ideler, akln hibir deneyde


verilemeyecek olan kavramlarndan baka bir ey olmad iin,
akln bu idelerle ilgili olarak karmza kard sorular,
nesneler tarafndan deil, kendini tatmin etmek amacyla srf
316

KANT, Prolegomena, S. 99

106

akln maksimleri tarafndan verilir ve hepsi de yeterince


yantlanabilirler. Bu da bunlarn anlama yetimizin kullanln
eksiksiz bir uyuma, tamla ve sentetik bir birlie gtrmenin
ilkeleri olduu, bundan dolay da srf deneyde ama tmnde
geerli olduu gsterilince olur. Ama deneyin mutlak tm
olanaksz olmakla birlikte, genel olarak ilkelere gre bilginin bir
btnn idesi, ona bir sistemin birliini salayabilecek bir
eydir. Burada kastettiim: akln kurgusal kullanlnn yalnz
pratik amac deil, ayn zamanda en yksek amacdr.317

Yukardaki alntdan da anlalaca gibi usun ideleri Kant`n ahlakllk


analizinde nemli rol oynar. Ahlaki uslamlama bizim davranlarmza yn veren ilke
olduu iin ahlak yaammz, hibiri de kurgusal deneyim dnyasnda olmayan byk
bir kusursuzluk idealleri alanyla tanmlanr. Yani bunlar bilim adamlarnn
aratraca trden veriler deil, bizim onlara gre eyleyeceimiz normlardr.318

Sonu olarak akln kendisinde tad apriori ilkeleriyle, bize ancak olanakl
deneyim nesnelerini retebilir, deneyde bilinebilecek olandan te bir ey retemez.
Ama buna ramen us bizi deneyin nesnel snrna kadar gtrr. Bunun sonucunda
biz, kendisi deney nesnesi olmayan ama tm deneyin en yksek temeli olan kendi
bana ey konusunda hibir ey renmi olmayz. Baka bir deyile metafizik, insan
usunun doal bir yatknl olarak tm insanlarda her zaman olacaktr. Bu doal
yatknln amac, anlama yetimizi deneyin snrlarndan kurtarp, ar anlama yetisi
nesnelerinin oluturduu, hibir duyusalln ulaamayaca bir alana ulatrmaktr.

317
318

KANT, Prolegomena, S. 101


KANT, Prolegomena, S. 104

107

5. Salt Kuramsal Akl`dan Pratik Akl`a Gei

Cassirer`e gre Pratik Akln Eletirisi, Saf Akln Eletirisi`nden sonra Kant`n
sisteminin ikinci halkas olarak bu sisteme dhil edilmi deildir; aksine bu retinin
zgn ve bamsz bir btn olarak kavranlmasn salayacak eler ierisinde etik
problemler, en bandan beri nemli ve btnleyici eler olarak yer alrlar. Hatta
Kant`n anlad ekliyle akl kavram bile her eyden nce etik problemlerle iliki
iinde elde edilmitir.319

Kant, Ar Usun Eletirisi`nde kuramsal usun, grngler olarak var olan eyi
(doay) bilme yetisini ortaya koymutur. Burada, salt kavramlarn ve idelerin ancak
deneyle birlikteliinde somut bir bilgi vereceklerini, salt usun kendi bana eylerin
bilgisini elde edemeyeceini gstermitir. Kant`a gre, deney nesneleri hibir zaman
kendinde eyler olamazlar, bunlar yalnzca grnlerdir.

Kant nedensellik kavramnn ar usa dayanan apriori bir kavram olduunu


kantladktan sonra, bu kavram kendi iinde eylerle (numen) ilgi iine alarak pratik
bir amala belirli bir nesnenin kuramsal bilgisini elde edemese de bu nesnenin
uygulann belirlemeyi deneyecektir. Kuramsal bilgide anlama yetisinin, hem
nesnelerle hem de arzulama yetisiyle bir ilikisi vardr. Kant arzulama yetisini isteme
olarak adlandrr. stemenin ya da ar pratik usun nesnel gereklii ahlak yasasnda
apriori olarak verilmitir. steme kavram, zgrl ieren nedensellik kavramn,
yani doa yasalarna gre belirlenemeyen ve gerekliini hibir deneysel grnn
gsteremeyecei bir nedenselliin kavramn ierir.320 Byle bir nedensellik kavram,
ahlak yasas araclyla nesnel gerekliini usun yalnzca pratik kullanl iinde
ortaya karr.

Nedensellik kavram, ar anlama yetisinde bulunur ve grnglerle iliki


iinde bir bilgi salar. Dolaysyla bu kavram hem grnglere hem de ar anlama
yetisi varlklar olan numenlere uygulanr. Ancak nedensellik, usun teorik kullanl
319
320

CASSRER, Ernst, Kant`n Yaam ve retisi, S. 245


KANT, Pratik Akln Eletirisi, S. 62

108

bakmndan bo bir kavramdr. nk bu kavramn temeline duyusal grlerden


baka hibir ey konamaz. Kant nedensellik kavramn pratik alanda kullanarak,
bununla ar bir istemeye sahip olan varln teorik bilgisini elde etmeye almaz. Bu
kavram zgrlk kavramna balayarak, onun gerekliini belirleyen ahlak yasasyla
ilikisi iinde, pratik alanda bir gereklik kazandrmaya alr.

Kant, Ar Usun Eletirisi`nde aknsal zgrlk kavramn aklar.


Nedensellik kavramndan yola karak, tm nedenlerin kendisine dayand bir ilk
nedene ulam ve buna aknsal zgrlk demitir. nk byle bir ilk neden,
kendisinden nce gelen herhangi bir nedene gereksinme duymad iin zgrdr.
Ama byle bir zgrlk Kant iin problematiktir. nk byle bir kavramn varl
mantksal olarak olanakl olmamakla birlikte Kant, bu kavramn gerekliine
ulamakta kuramsal yoldan hibir kant bulamaz.

imdi sorulmas gereken soru u olmaldr: Kant neden zgrlk kavramna


nesnel bir gereklik kazandrmak ister? nk usun pratik bir yetiye sahip olduunu
dnr. Salt us, pratik olarak us sahibi varlklarn istencini deneysel verilere
dayanmadan ynetebiliyorsa ve her isten sahibi varlk istencine bir yasa
koyabiliyorsa, o halde zgrlk kesin anlamda bu varln istencini belirleyen bir
gd olarak vardr demektir. Bylece zgrln gereklii pratik usun zorunlu bir
yasas ile kantlanm olmaktadr. zgrlk idesinin gerek olduunu gsteren ey
ahlak yasasdr, zgrlk ahlak yasasnn kouludur. Teorik usta srf ideler olarak var
olan ama hibir nesnel gereklii kantlanamayan teki ideler (Tanr, lmszlk
kavramlar) zgrlk kavram aracl ile nesnel gereklik kazanm olurlar. Bu
kavramlar, yalnzca dnen varlklarla ve yalnzca usun istemeyle ilikisi ynnden,
dolaysyla yalnzca pratik olanla ilgilidirler. Bunun tesinde bu varlklar zerine
hibir bilgi verme savlar yoktur.321

zgrlk, ahlak yasasnn koulu olduu iin, teorik usun btn ideleri iinde
olanaklln apriori bildiimiz tek idedir. Tanr ve lmszlk ideleri ahlak
321

KANT, Pratik Akln Eletirisi, S. 6364

109

yasasnn koulu deildirler, onlar ar usun pratik kullanlnn koullardr; Bu


yzden de olanakll dorudan doruya kavranamaz. Ama yine de bu ideler, ahlaki
istemenin apriori nesnesine yani en stn iyiye uygulanmasnn koullar olduklar
iin bu idelerin olanakllklar pratik adan mmkndr. Bylece teorik us bilgi
ierii bakmndan geniletilemez; ama ar usun eletirisinde sorunlu olan bu
kavramlarn pratik bakmdan olanakllnn kabul edilmesiyle usun pratik kullan,
teorik kullanlnn elerine balanr.

imdi numenlere uygulanan kategorilerin teorik bilgide yadsnan nesnel


gerekliini, ar pratik usun nesneleri bakmndan nasl kabul ediyor? sorusuna yant
verilebilir. Usun pratik kullanmnda kategorilerin nesnel gereklii kabul
edilmektedir. Bu kategorilerin teorik olarak belirlenmesi ve bylece bilginin numen
alanna

doru

geniletilmesi

anlamna

gelmez.

Kategorilerin

pratik

alana

uygulanyla her zaman bir nesneye balanmalar sz konusu oluyor. nk


kategoriler ya istemenin zorunlu belirlenmesinde apriori olarak kapsanr ya da
istemeyi zorunlu olarak belirleyen nesneye ayrlmazcasna baldrlar. Bylece bu
kavramlarn teorik usun gereksediinden farkl bir kullanm oluyor.322

Kant, ar usun eletirisinde kategorilerin duyu yaantlarnn tesinde


kullanlamayacan, bu kavramlarla deneyden bamsz olarak ve deney snrlarnn
tesinde kuramsal hibir bilgiye ulaamayacamz sylemitir. nk duyulur
dnyada verilmi olan gereklik eylerin kendileri deil, yalnzca grngleridir. Biz
kendimiz de dhil tm grnglerin bilgisini ancak bize grnd gibi yalnzca bir
doa nesnesi olarak tanyabiliriz. Ancak Kant Pratik Akln Eletirisi adl yaptnda
bizim grng olarak doal zorunlulua bal olmamz dncesine, ayn zamanda
bizim kendinde ey ya da numen olarak zgr bir neden olduumuz dncesini de
ekler. Bylece her us sahibi varlk bir yandan teorik adan bilen zneler olarak doal
zorunluluk kavramna, dier yandan da pratik-etik varlk olarak zgrlk kavramna
baldr. Sonu olarak insan varl hem doal nedensellie bal bir varlk olarak

322

KANT, a.g. e. S. 56

110

duyu dnyasnn, hem de zgr bir varlk olarak da dnlr dnyann bir paras
olmutur.

Duyulur ve dnlr dnya arasndaki koutluk hibir zaman ortadan


kaldrlamaz. Ar teorik usun yalnzca pratik amalarla duyular stne uygulamakla
akn varlklarn bilgisine ulalaca dnlemez. nk dnlr dnyann
nesnelerini (ideleri) pratik bakmdan olanakl saymak, us sahibi varln teorik
bilgisini geniletmeyi amalamaz, aksine teorik usun snrlarn gstermeyi amalar.
Bylece zgr varlklar olarak insan ayn zamanda dnlr dnyann yesi
yapmak pratik bakmdan bu varln istemesini, apriori-zorunlu bir yasaya
balamakla mmkn olacaktr.

6. Teorik ve Pratik Akl likisi

Kant felsefesinin genel karakteri iki konu zerinde younlar. Bunlardan


birincisi var olan her eyle ifade edilen doadr. Dieri ise olmas gereken yani zgr
davranlarmz ieren ahlaktr. Felsefe bilgisinin deneye dayandrlmas felsefenin
temelini emprizme, yalnzca apriori ilkelere ve salt akla dayandrlmas ise
fiziktesine ya da salt felsefeye ulatryordu bizleri. Bylelikle bizlere yalnzca olan
bildiren teorik akln yannda, olmas gerekeni bildiren pratik akl da sz konusuydu.
1770 ylnda kaleme ald doktora tezinde Kant, iki dnya arasnda; akl ile duyular
arasnda kesin bir ayrm yapar.

Duyular dnyas mmkn deneyim alandr, buna karn akl dnyas yasa
koyucu pratik akl araclyla gereklik kazanr. Bu bak asndan hareketle insan
hem dnsel hem de duyular dnyasna ait gibi dnlmek zorundadr. O dnsel
veya numenal dnyaya ait olduundan zgrdr, nk bu dnya iin doa yasalar
geerli deildir.

111

Ancak insan duyular dnyasnn bir yesi olarak doa mekanizmine tabidir.
Kant bu iki farkl perspektife sahip dnya anlayn anlama yetisi ile akl
arasnda yapt ayrmla daha da gelitirir. Fakat insan, kendisinde gerekten bir yeti
bulur, bununla insan kendisini teki btn eylerden, nesneler tarafndan uyarlan
kendisinden de ayrr; bunu salayan yeti ise akldr. Kendinde saf etkinlik olarak
akl, anlama yetisinden de stndr. Yani btn dier doa varlklar doa yasalarna
tabi olduu halde, akl sayesinde insan zerk, kendi koyduu yasalara tabi olur.
Buradan sonlu-akll varln kendini gzlemleyebilmesi ve yetilerinin kullanlnn
yani btn eylemlerin yasalarn bilebilmesi iin iki hareket noktas oluur: ilki,
duyular dnyasna bal olduu lde doa yasalar altnda bulunmak, onlara
baml olmak, ikincisi de, dnlr dnyaya bal olarak, doadan bamsz olan,
deneysel olmayan, tersine temelini yalnz aklda bulan yasalara baml olmak.323

Kant, Pratik Akln Eletirisinde, salt akl ile salt pratik akl birbiriyle
karlatrr. Teorik aklda duyulardan hareketle kategoriler yolu ile temel ilkelere
ulam, pratik aklda ise ahlak yasasndan yola kp yine kavramlar araclyla
duyulara ulamtr.

Bilginin entelektel bir temel zerinde olutuu dncesini Kant, salt


anlk fenomenlere yasalarn dikte eder sz ile anlatmaya almtr. O zamana
kadar bal kalnan bir anlay altst eden bu dncesini Kant Kopernikus
Devrimine benzetir. nk teden beri, dnmenin kendini objelere gre
ayarladn, yani nasl dnmesi gerektiini anla objelerin dikte ettii ileri
srlyordu. imdi Kant, bu oran tersine evirerek objelere formlarn salt anlk
dikte eder demektedir. Doa bilgisinde mmkn deneye, uzay ve zamandan baka,
birtakm apriori formlar, Kant`n deyiiyle kategoriler aktararak, deneyin dank
verilerini ve eitliliini bunlarn iinde derleyip topluyor, birletirip dzenliyoruz.
Kategorilerin grd i, deney verilerini birbirine balamak, birletirmek iidir.

323

LNGR, Lokman, Pratik Akln Doal Diyalektii, Elis Yay. Ankara, 2005, S. 105

112

Byle bir grevi olan kategorileri Kant, Aristoteles`ten beri gelen yarglar
izelgesine paralel olarak tretir ve bu izelgedeki 12 yargnn her birinin karsna
belli bir kategori koyar. Bu da, biz deney verilerini 12 bakmdan birbirine balyoruz,
deneyin ham malzemesini bu 12 kategoriye gre ekillendiriyoruz demektir. Burada,
doa bilgimizin nasl ekil kazandn en kestirmeden gsterecek tek bir kategoriyi
rnek olarak grelim:

Yarglar bant bakmndan aldmzda, bunlarn arasnda kategorik


denilen bir yarg formu vardr. Bunu karlayan kategori, tz ve ilinek kategorisidir.
rnein kar eriyor nermesinde konu olan kar, bir nesnedir; bir ey bir nesne
olarak da deneyde yoktur; deney sadece gzlemden karlmaz; dncenin bir salt
formunu (bir apriori kategoriyi, burada tz-ilinek kategorisini) nceden deneyin iine
yerletirmemi olsaydk, byle bir ey olmayacakt.324

Salt Akl Eletirisinde Kant, kategorilerin duyu verilerine ve deney


nesnelerine uygulanmakla onlar zerinde bilgiyi meydana getirdiini sylemiti.
Pratik Akln Eletirisinde ise kategorileri kendinde ey olan numenlere aktarr.
nk duyular st olanla, duyularla ilgili olan deneyler arasnda byk farkllklar
vardr.

7. Duyulur ve Dnlr Dnya Tasarm ve


Numen-Fenomen Ayrm

Kant`n tm felsefesi dual bir anlay yani fenomen-numen ayrm zerine


kurulmutur. Ancak bu ayrm ontolojik deil, epistemolojik adan yaplan bir
ayrmdr.325 Onun byle bir dualiteyi kabul etmesinin nedeni insan, bilgi ve metafizik

324
325

17

GKBERK, Macit, Felsefe Tarihi, 6. Basm, Remzi Kitabevi, st. 1990, S. 400
MENGOLU, Takiyyettin, Kant ve Scheler`de nsan Problemi, Pulhan Matbaa, st. 1949, S.

113

ile ilgili meselelerin hallidir. Bu ayrm sayesinde hem bilimsel bilginin imkn hem
de insan zgrl kurtarlm olacaktr.

Kant, hibir eliki kapsamayan ve nesnel olgusall ise hibir biimde


bilinemeyen bir kavram olanakl olarak adlandrdn ifade eder. Yani, bir numen
duyularn nesnesi olarak deil, ancak bir kendinde ey olarak dnlecek bir eyin
kavram olarak hibir biimde elikili deildir. Numen kavram duyusal algnn
kendilerinde eylere kadar uzanmasn nlemek ve bylece duyusal bilginin nesnel
geerliini snrlamak iin zorunludur. Ancak sonunda gene bu tr numenlerin
olanaklar anlalamaz ve fenomenlerin dndaki alan bizim iin botur. Yani
olanakl olarak o alandan daha teye uzanan bir anlama yetimiz vardr. Ancak, bize
duyusallk alannn dndaki nesnelerin verilmesini ve anlama yetisinin bu alann
tesinde kullanlabilmesini salayacak hibir algmz yoktur. O halde numen kavram
bir snr kavramdr.326

Kant`a gre bizdeki birtakm kavramlar, rnein basit kavram, bileik


kavram, tz kavram, zorunluluk kavram vs. duyulur dnyaya katlmadklar gibi
ondan gelmezler de. Burada Kant`n yeni bak belirir: biz duyumla nesnelerden
etkileniriz, anlk bu nesnelerin sezgisiyle bilgiye ularz. Yoksa eskilerin sand gibi
duyulardan dnlere ve dnlerden duyulara gemek olas deildir.327 Duyulur
dnya (grngler dnyas) zneden bamsz olarak kendi bana var olan eydir.
rnein doadaki bir aa bizden bamsz bir nesnedir. O grlse de, grlmese de
yine de varl gerektir.

Doadaki aacn gereklii herhangi bir bilincin onu alglamasna bal


deildir. Ancak br taraftan da aacn gereklii, bizlerin aatan edindiimiz
alglarmza baldr. Aacn kendisi bir gerekken, zne iin szn ettiimiz aa
bir grngdr. Dnlr dnya olarak adlandrlan numen ise znelerin dnda
olan bir gerekliktir. Grngler dnyasnn bilinebilir olmasna karlk, numen z
gerei bilinemez.
326
327

KANT, Pratik Akln Eletirisi, S. 164


AFAR, Timuin, Dnce Tarihi, 2. Cilt, Bulut Yay. st. 2000 S. 330331

114

Grnler (fenomenler) deyince, bunlarn arkasnda bir eyin bulunmakta


olduunu, doal olarak tasarlarz. te eyin kendisi(numen) fenomenlerin tesinde
diye tasarladmz eydir, dolaysyla da tamamyla belirsiz ve bilinemez olan bir
eydir; ancak bir snr kavramdr.328 Kant`a gre, znelerin dnda bulunan bir
gereklik bilin tarafndan bilinse de bilinmese de vardr. nk duyularmzla
algladmz bir dnyann grngleri, grnen gerekliklerin var oluunu da
mmkn klar. Bir ey gerek olmasayd grng kavram da olamazd.

Bylelikle Kant; tek bir kiinin zihnindeki gerek tasarmlar ve alglarla,


btn insanlar iin ortak bir bilin alglarnn toplamyla, zneyle dorudan balants
olmayan gerekler dnyasn birbirlerinden ayrarak, tanmlamalarn yapar. Ona gre
fenomenler dnyas gr kalplaryla, numen dnyas ise apriori (nsel) kavramlarla
bilinebilir.

Burada artk Kant`n dncesinde yepyeni bir merkez noktasna ulalmtr.


Artk felsefe Kant iin, daima insan aklnn snrlar stnde bir bilimdir ve onun
daha nceleri tam kapsam ve geniliiyle kavrayamad yeni bir veri, stelik bu
snrlar belirlemede bir temel kazanlmtr. Duyulur ve dnlr dnyalar ayrm
yapmay salayan temel, apriori bilgiler sistemidir.329 Kant`n dnlr ile duyulur
dnya arasndaki ayrm derin bir biimde ortaya koyuu, akln snrlarnn ne
olduunun da yaln bir ifadesidir.

yle anlalyor ki, Kant`n numenin varln kabul etmesinin nedeni, ahlak
ve din ilkelerinin uygulanmasna elverili bir dnya kurmak istemesidir. Bilim,
nedensel belirleyicilii ile ne kiinin zgr eylemine ne de Tanrya yer brakmaktadr.
Dolaysyla bilimi, grnrdeki eylerin bilgisiyle snrlamak ve numeni bilimin
belirleyicilii dnda tutmak bir k yolu olabilir. Kant`n sentetik apriorisi byle
bir yoruma elverilidir.330

328

GKBERK, Macit, Felsefe Tarihi, S. 403


CASSRER, Ernst, Kant`n Yaam ve retisi, S. 127
330
RENCHENBACH, Hans, Bilimsel Felsefenin Douu, ev. Cemal Yldrm, Bilgi Yay. 2000
Ank. S. 56
329

115

Kantn akla ilikin eletirisi deerlendirildiinde ortaya kan tabloyu ekil


zerinde ifade etmek gerekecek olursa karmza yle bir tablo kar331:

SAF AKIL

SAF PRATK
AKIL

NUMEN
Doast

SAF TEORK
AKIL

BLME MELEKES
(Dnce)

AKIL
(Vernunft)

Transandantal Diyalektik
DELER
A) Tanr: Teoloji
B) Ruh: Psikoloji
C) Evren: Kozmoloji
METAFZK

331

ANLIK
(Verstand)

ALGI MELEKES
(Duyarlk)
Transandantal Estetik
ZAMAN-MEKAN
Apriori Gr Formlar
FZK

Transandantal Analitik
KATEGORLER
Apriori Bilgi Kalplar
MATEMATK

FENOMEN
Doa

URHAN, Veli, Kantn Bilgi Kuram ve Sentetik nermeler, Felsefe Dnyas, 2003/2, Say: 38,
S.18

116

C. KANT TA DN

1. Kant`ta Din Anlay ve Ahlakla likisi

Hatrlayacamz gibi, ahlaksal yasa mutlu olmaktan ok kendimizi mutlulua


deer klmay buyuruyordu. Bu noktada en yksek iyinin gereklemesi; ancak
Tanrsal araclk ile mmknd, dolaysyla mutluluu Tanr ile umabiliyorduk.
Kant`a gre, mutluluk umudu ilkin din ile balar.

Saf akln snrlar iinde kalnd srece din, hibir vahiy kavram tamaz
ve byle bir kavram tanmaya ihtiyac ve izni yoktur. te bu anlamda din, saf ahlak
ierii olmaktan baka hibir neme sahip deildir. Olsa olsa din, saf ahlak ieriini
yalnzca bir baka bak noktas altnda ve belli bir simgesel klf iinde serimler.
yleki, Kant iin din, kendi devlerimizi Tanr buyruklar olarak tanmaktr. Demek
ki burada da merkezde dev kavram yer almaktadr. Ancak, Salt Akln Snrlar
inde Dinde, dinin geerliinin kken ve temelinin aratrlmas, etiin
temellendirmesi srasnda varlm olan bu sonulardan farkl bir ynde karmza
kmaktadr. Burada dev kavram yerine, buyruun ieriini ahlak yasasnn
taycs, dayana olarak dndmz bir en yksek z idesi ile birlikte kavrarz.
Byle bir ynelim insanlar iin kanlmazdr; nk zgrlk gibi en yksek bir ide
bile, insan iin ancak bir tasarm ve emalatrma iinde kavranabilir.332

Buna gre diyebiliriz ki, Kant`n dini yorumu, ahlak ve aklc bir karakter
sergiler. Onun iin din, devlere Tanrsal buyruk olarak yaklamak demektir. Tanrsal
inanca giden yol, ahlaksal yasalardan geiyor. Kant`n din felsefesine baktmzda
ise, aydnlanmann etkisinde olduunu syleyebiliriz. Ancak btn bunlarla birlikte
Kant, edimsel olarak var olmu biimiyle dine pek nem vermez.

Kant, dinden sz ederken, onu rasyonel ve tarihi veya emprik diye bir ayrma
tabi tutar. Eer o, hibir nitelik eklemeden dinden sz ediyorsa rasyonel dini kasteder.
332

CASSRER, Ernst, Kantn Yaam ve retisi, S. 47

117

Gerek ve evrensel olan din de budur; nk o akla dayanmaktadr.333 Kant`n


grne gre inan, birok farkl ekilde karmza kabilir; ancak bir tek doru din
vardr. Bu bakmdan falan, bu veya u inanca mensuptur demek (yani slam,
Hristiyan, Yahudi vb. inanlarndan birine mensup demek) u veya bu dine (Alm.
Religion) mensuptur demekten daha yerinde olur.334 Kantn bu dnceleri
dorultusunda onun dini oulculuk anlaynn izlerini tadn syleyebiliriz.

Sadece Akln Snrlar inde Din adl eserinde Kant, ahlakn insan kavram
stnde temellendirilebileceini, dolaysyla insann kendi devini tanmak iin ne
Tanrya ihtiyac olduunu, ne de eyleme gemek iin ahlak yasasndan baka bir
harekete geirici nedene ihtiyac bulunduunu belirtmitir. nsanolunun bilmesi
gereken ey, insann kendisi dnda baka hibir eyin (Tanrnn) kendisine yardmc
olamayacadr. Bu durumda ahlakllk dine ihtiya duymaz; ahlakl olmak iin pratik
akl yeterli olmaktadr.335

Daha ncede bahsedildii zere Kant`a gre ahlakllk dini gerektirir.


Buradaki din kavram tarihi dinlerden ziyade filozofumuzun doal din olarak
tanmlad din anlaydr. Nitekim Kant`a gre ahlak kanunlar veya devlerimiz,
otoritelerinin varln baka bir eye borlu deildir; ama ayn zamanda biz onlar
Tanr buyruklar olarak dikkate alrz. Bundan yola karak Tanrya ibadet etmek ile
ahlak kanunlarna uymak zde olmaktadr. Kant, ahlak kanunun evrensel olduunu
savunduundan dolay onun Tanrya ibadeti de evrenselletirdiini syleyebiliriz.
Burada sz konusu olan din, evrensel dindir.

Kant`a gre, tarih iinde gelien, sz gelii kilise kurumunca formlletirilerek


uygulamaya konan din, emprik dindir. Bu din, devirden devire, toplumdan topluma
deiir ve evrensel deildir. Onun en belirgin zellii vahye dayandn iddia
etmesidir. imdi kanun koyucu ilahi iradenin ya kendi bana ykmllk
333

KANT, Die Religion nnerhalb Der Grenzen Der Bloen Vernunft, Editr: Philip Reciam,
Stutgart, 2004, S. 105-106; AYDIN, S. Mehmet, Kant`ta ve ada ngiliz Felsefesinde TanrAhlak likisi, Umran Yay. Ank. 1981, S. 95
334
AYDIN, S. Mehmet, a.g. e. S. 95
335
KANT, Die Religion nnerhalb Der Grenzen Der Bloen Vernunft, S. 97

118

tamayan ve aklla bilinemeyen dolaysyla belli bir tarih kesiminde vahiy eklinde,
ya da saf ahlak kanunlar eklinde dnlmesi mmkndr. Kant`a gre sadece
ikinci ekil dorudur ve evrensel uygulama imknna sahiptir.336 Buradan Kant`n
vahye dayanan dinlerin evrenselliine inanmadn kartabiliriz.

Kutsal metinlerde yer alan grlerin ahlak alannda yeterli lde yararl
olabilmeleri iin onlarn evrensel ahlak ilkeleri asndan ele alnmalar, baka bir
deyile bir tarihi dinin rasyonel inan asndan yorumlanmas gerekli olmaktadr.
nk bizi muhatap alan bir retinin, ilahi bir kaynaa sahip olup olmadn ancak
bu yolla grebiliriz. Bundan dolaydr ki, eski ve yeni her eit inan sisteminde din
bilginleri,

kutsal

kitaplarda

yer

alan

konular

evrensel

ilkeler

nda

yorumlamlardr. Kant, buna en iyi rnek olarak Mslmanlar gsterir;

Muhammediler, duygusalln her eidine yer veren cennet tasvirine ruhani


anlamlar vermeyi ok iyi bilmektedirler.337

Kant`n bu cmleyle anlatmak istedii u olsa gerek; Kuran`da yer alan


cennetle ilgili tasvirleri herhangi bir yoruma tabi tutmadan alrsak insan u veya bu
fiili, ahirette elde edebileceini mit ettii u veya bu zevk iin ilemi olacaktr. Bu
takdirde ahlak kendiliinden artl bir temel zerine oturacakt. Mslmanlar, sz
konusu bu tasvirlere ruhani anlamlar vermekle onlar ahlakiletirmektedirler. Kant,
bu gibi yorumlarn halkn inancna zarar vermeden yaplabildiine, yaplabileceine
inanmakta ve bunun, insanln yararna olduunu sylemektedir.338

Kant`n ibadet hakkndaki grleri de dindar iin kabul edilmesi kolay


olmayan grler olmutur. Kant, ibadeti, ahlak kanunlarna uyma eklinde
tanmlamaya yneliyor ve Tanrya kar devlerin olabileceini kabul etmeye
yanamyor. Oysa ibadetin, beeri devleri yerine getirmenin tesinde bir anlam ve
derinlik tad inkr edilemez. Bu yzden Kant felsefesinde yer alan ahlak kantnn
336

KANT, Die Religion nnerhalb Der Grenzen Der Bloen Vernunft, S. 143; AYDIN, Kant`ta ve
ada ngiliz Felsefesinde Tanr-Ahlak likisi, S. 97
337
AYDIN, a.g. e. S. 98
338
AYDIN, a.g. e. S. 98

119

tutarl olmasna ramen sun`i olduunu ve insan gerek anlamda dini inanca
gtrmediini savunanlar bile olmutur.339

Grld zere Kant`n din anlaynn merkezinde insan bulunmaktadr.


Kant, tarihi din anlaylarna uzak durmaya almtr. Kant, dogmatizmden uzak
kalarak aklla kavranabilir olan din anlay gelitirmeye almtr. unu da gzden
karmamak gerekir ki; Kant, dogmatik din anlayndan uzak kalmakla beraber
inanszl da tasvip etmez. Bu konuda fikrini, Saf Akln Eletirisinin ikinci
yaymnn nsznde u ekilde satrlara dkmtr: inanca yer aabilmek iin,
bilmeyi bir yana atmak zorunda kaldm. Metafiziin inatl, ar usun ahlaki
eletirisi olmakszn metafizikte ilerlenebilecei nyargs ahlaka ters den ve her
zaman inat olan tm inanszln gerek kaynadr.340

Kant`n din anlay teizmden uzaktr. Ona gre din, vazifeyi ilahi bir emir
olarak tanma eklinde tarif olunabilir. Eer vazifenin byle olduunu Tanr
bildirmitir dersek, din vahye dayal olmu olur; eer vazifenin bu ilahi vasfn vazife
olmasndan zmnen kartyorsak, dinin tabii olduunu kabul ediyoruz demektir.
Bununla birlikte vahye dayal olan dini de tabii sayabiliriz. u manadaki, bu tr
dinde, akln bulaca ve kabul edecei ahlaki esaslara dayaldr. Onun iin denebilir
ki, vahiy ahlaki duygusalln insanlarn kalbinde gelimesini kolaylatrma hizmetini
grmtr.341

Demek ki Kant, tarihi dinler olarak adlandrd vahiy kaynakl dinleri


evrensel bulmamakla beraber bu dinlerde sz konusu olan vahyi kabul etmede
zorunluluumuz olmadn dnr. Kant`n din anlaynn temelinde insan
olduunu belirtmitik, bu temele ahlaki kriterleri de ekleyebiliriz. Nihayetinde Kant,
dini devlerin ilahi buyruklar olarak kabul edilmesi342 eklinde tanmlyor. Bu
tanmlamadan yola karsak Kant`n kabul ettii din anlayndaki devler, ilahi
339

AYDIN, Kant`ta ve ada ngiliz Felsefesinde Tanr-Ahlak likisi, S. 101


KANT, Ar Usun Eletirisi, S. 29
341
ERRGL, E. Mehmet, Kant ve Felsefesi, nsan Yay. st. 1993, S. 357
342
KANT, Denken Mit Kant, Editr: Wilhelm Weischedel, insol verlag, Main Und Leipzig, 2004,
S. 129
340

120

buyruklarn evrensel nitelikli olduu sonucuna bizi gtrr. Bylelikle Kant dini,
ahlaka dayandrm olur ve ahlak, dine herhangi bir gereksinim duymaz.

Kant, ahlakn Tanrbilim zerine kurulmas gerektiine inanmyordu. Onun


iin Tanrya inan, ahlaksal bilinte temellenmitir. Ahlaksal yasa, Tanrya inan
zerine kurulmaz. Kant`a gre ahlak, dini ngerektirmez. nsann devini kabul
edebilmesi iin Tanr dncesine gereksinimi yoktur ve ahlaksal eylemin en son
gds dev uruna devdir. En yksek iyi dncesi yoluyla ahlaksal yasa, dine,
e deile tm devlerin Tanrsal buyruklar olarak tannmasna gtrr.343

Kendi bana geerlii olan ahlak yasas en yksek iyinin gereklemesi iin
almay gerekli klar. Bunun ise, ancak byle bir iyinin olanakl olduu varsaym
ile bir anlam vardr. Bu en yksek iyinin gereklemesi ise ancak Tanrnn etkinlii
aracl ile dnlebilir. yleyse ykmleyici gc iinde ahlak dine bal deildir;
tam tersine en yksek iyi yolunda ahlak insan dine gtrr. Tanrnn buyruklarn
ahlaki devler olarak grdmze gre, dinin z de ahlaksaldr, diyebiliriz. Gerek
ahlaksal eylem, yalnzca devden kmaldr. Umut ve korku gibi yarar gzeten hibir
itici g araya karmamaldr.344 Kant`a gre evrensel olan din, doal dindir. Tarihi
dinler, ona gre, evrensel nitelik tamazlar.

Doal din, ahlakllk kurallar barndrmaz, doal din pratiktir ve Tanr


tarafndan zerimize den devlerin doal olarak idrak ediliidir. Demek ki
ahlakllk ve teoloji birleince dini oluturuyor. Ahlakllk olmadan din olmaz, ancak
ahlakllk iermeyen dinler de vardr ve insanlar ahlakllk iermedii halde bir dine
sahip olduklarn sanrlar; bu tr dinler, d kltr ve geleneklerden ileri gelirler. Bu
ise, bir ahlakllk deil, insann bu tr gelenekler vastasyla gzne girmee alt
Tanrya kar devlerini yerine getirmek iin dikkat ve gayret gstererek akll
davranmasdr.

343

COPLESTON, Frenderick, Kant-Felsefe Tarihi-ada Felsefe, Cilt 6 / Blm 2, ev. Aziz


Yardml, st. dea Yay. 2004, S. 97
344
AKARSU, Bedia, Ahlak retileri II, S. 152

121

Doal dinde, kendimize kutsal bir yasa koyucu, mfik bir ynetici ve adil bir
yarg tasarlamaktan baka bir dine (teolojiye) ihtiyacmz yoktur; bu, tek bir zde
dnlm, doal dinin temeli olduu srece teolojiye gereken bir Tanr kavramdr.
Bunlar, Tanrnn ahlaksal zellikleridir; Tanrnn doal zellikleri, ayet ahlaksal
zelliklerden daha byk bir etki yaratabilecek ise gereklidirler. Demek ki ahlaksal
zellikler en yce zn mutlak kudretine, her yerde hazr ve nazr, her eyden
haberdar oluuna ve birliine ilikin koullar altnda gerekleir.345

Din, ahlaklla g, gzellik ve gereklik kazandrr; nk kendinde


ahlakllk bir para ideal bir eydir. Ahlak yle der: kendinde ve kendin iin ahlakl
olmalsn, bakalar nasl isterse yle olsun, o zaman ahlak yasalar bende bir ideal
olmaya balar. Ahlak yasalarna g ve geerlilik kazandran bir zn mevcut olmas
gerekir. Ama bu kutsal, mfik ve adil bir z olmak zorundadr. Byle bir tasarm
olmazsa ahlak, bir fikirden teye gitmez. Din, Tanr hakknda speklatif bir bilgiyi
gerektirmez.346

Din, insanlarn kendilerine kar devlerini barndrr. Din, insanlarn karanlk


gleri deildir; nk insan Tanrya neeli bir kalple ve zorunluluk anlaynn
dnda hizmet eder, zamanla birlikte deimez, insanlara ahlakl yaamalar gereini
hatrlatr. Tanrnn houna giden ise yalnz dine ballk ve Tanrya hizmettir. Ahlak,
direkt olarak dini ynetir, ahlak yasa koyucunun sahip olduu kuvveti dnda
insanlarn ilerlemesi, bu istemelerdeki son amac (dnyann yaratl)dr. Son amala
ayn olan ey, insanlarn yapabildikleri ve yapmalar gerekenlerdir. Din, yasalarn
iinde bizim yasa koyucuya ve hakime olan uzakln bizim zerimizdeki iddetini
bulundurur; din, Tanr anlaynn idrak edilmesidir. Birbirinden farkl dinler yoktur;
ama farkl ak ilahi dnce sanatlar ve onlardaki statsel retiler, akln
yapabileceklerinin dnda olanlar, ilahi istemelerin, manevi tantm sanatlarn
formlarnn farkll sz konusudur. rnein Hristiyanlk oumuzun bildiklerinin
sk bir liste olarak form haline gelmesidir.347
345

KANT, Ethic-Etik zerine Dersler, ev. Ouz zgl, Pencere Yay. st. 2003, S. 93
KANT, a.g. e. S. 95
347
KANT, Denken Mit Kant, S.128129
346

122

Din, bizim btn devlerimizin ilahi emir olduu anlaydr. Herkesin


ncelikle yapmas gereken ey, ilahi emirlerin ne olduunu bilmesi ve devlerini
tanmasdr. Dnyadaki din, insan soyunun evrensel tarihini sorgular; nk saf ahlaki
dnce olarak kurulmak ister. Kilise dncesi burada yalnz insanlarn genel
tarihinin tasvirini betimleyebilir, bylelikle kii deime formu ile kendisinin
farkll deimez, saf dini dnceyi karlatrr.348

zgrln hedefledii gaye hakknda hkmde bulunmak zorunludur.


nk zgrlk bizzat pratik akldr. O, bir vazifenin (devin) art olan zgrlk,
ruhun lmszl, Tanrnn varl gibi meseleler hakknda da bir hkm vermeye
zorlar. Pratik akln duyduu ihtiya, metafiziksel fikirleri hkm vermeye kiiyi
mecbur klar. te bu ihtiya, bu zorunluluktur ki makul bir imann yegne mmkn
temelidir. Bu durumda din, ancak vazife (dev) binaenaleyh ahlakllk zerine
dayanabilir. Ahlak nasl pratik akldan douyorsa, din de ona dayanyor. Bu adan
din akla dayaldr diyenlerin hakllk pay vardr. Bundan tr pratik akln
dourduu ihtiya, dini imana sevk eder. Tarihi olarak tespit edilmi dinlerin
gerektirdii inanlar da dhil olmak zere her imann makul olmas gerekir, yani nce
onun konusu saf akln muhtevas iinde olmal, ikinci olarak pratik akl onun
tasdikine bizi sevk etmi bulunmaldr.349

nsann sadece ahlakl olmasnn Tanrya hizmet aamasnda yeterli olup


olmayaca dikkatleri eken bir konu olmutur. nsanolu genelde bunun yeterli
olmayaca duygusuna kaplmaktadr. Bundan dolay, insan birtakm ekiller ve
ayinlerle Tanrya ibadet etmeye mecbur olduunu zannetmektedir. Gemie
bakldnda insan iindeki imann dayanan aratryor, ibadetlerini yapabilmek
zere mabetler yapyor, dini ayinin yaplmas iin rahiplere muhta oluyor, hakknda
ihtilaf olan meseleleri tartmaya imkn vermemek ve zvermek zere mukaddes
kitaplara gerek duyuyor. Ksacas inanlarn ou olduu gibi kabul edilmez, onun

348
349

KANT, Die Religion nnerhalb Der Grenzen Der Bloen Vernunft, S. 163
ERRGL, Kant ve Felsefesi, S. 350

123

iin bunlar srf ahlaki bir ekilde yorumlanmaldr. Byle makul ve geni yorum
sayesinde geleneksel din ile pratik akl arasnda uyum oluturulabilir.350

Din konusunda Kant, rasyonalisttir; ama dinlere de saygldr. Felsefe de


dogmatizme hcum etmesine karn kukuculuktan kanr. Yine ahlak alannda her
trl d yasay reddettii halde, yansttklarndan daha da sert bir i yasaya boyun
eer. Speklasyonda cesaret ve atlganlk, kurulu dzene ve allm pratie uyma
Kant`n dncesinin zel bir niteliidir.351

Buraya kadar bahsettiimiz Kant`n din anlayndaki temel kaynak Sadece


Akln Snrlar inde Din idi. Kant`n din anlayn incelediimizde grrz ki din,
kendi devlerimizi Tanr buyruklar olarak tanmadr ve tamamen pratik akln
rndr. te bu sebepten ahlak, kiiyi dine gtrr. Kant tarihi din olarak
nitelendirdii dinlerde mevcut olan kutsal kitaplarn oluumunu salayan vahiyleri
zararsz sayar; fakat Kant`a gre vahiy kiinin kendindeki ahlak yasasdr. Kant, din
anlaynn temeline Tanry deil, insan koymutur ve insan zgr bir varlktr. Yine
de insan pratik akl sayesinde devlerinin bilincine varabilir, dolaysyla devlerinin
bilincine varmak iin Tanrya ihtiyac yoktur.

zgrlk anlayndan yola kldnda Kant iin din zgrlnn


temelinde Tanr idesi (fikri) kendi aklmzn iinden tremekte olduu iin,
grevlerimizi Tanrsal buyruklar olarak tanmak, bilmek grevi yatar; bu yzden de
dindarlk da kendimize kar grevlerimizden biri olarak grlmelidir.352

Kant`n felsefesinde bilgide de, eylemde de insan zgrln ve bu


zgrln somutlatrmalarn bulmaktayz. Ama burada tek tek insan deil, toplum
iindeki insan sz konusudur. nk Kant`a gre akln geliimi tek insanda deil,
toplum iinde ve toplumla mmkndr. Ksacas, din, bilim, teknik, dil, sanat, felsefe
olarak tarih ve kltrde bulabileceimiz ne varsa toplum iindeki insann damgasn
350

ERRGL, Kant ve Felsefesi, S. 357


KANT, Fikir Mimarlar, S. 118
352
ATAYMAN, Veysel, Akln Snrlar-Kant Felsefesine Giri, Donkiot Yay. st. 2005, S. 172
351

124

tamaktadr.353 Kant`n bilgide de ahlak ve dolaysyla dinde de tm insanlk iin


genel-geer olan yani evrensel olan arama abas altnda onun insanlk ile ilgili bu
grnn yatt dnlebilir. Bu balamda onun aknsal felsefesinde amacnn
znellikten ziyade btn zneler iin sz konusu olabilecek bir nesnellik olduu
sylenebilir.

2. Kant`n Tanr Anlay

Doa ile akl arasnda bulduu uygunluktan cesaret alan Aydnlanma


dncesi yalnz doa olaylarn deil, manevi olaylar da aklda yerleik olan ilkeler
ile aklamaa girimi, akl iin doutan olan kavramlar ve ilkeler ile Tanry
da, iyiyi de, adaleti de bilmemizin mmkn olduuna inanmtr. Bundan da,
Aydnlanmann akl dini, akl ahlak ve doal hukuku domutur. nsan byle
bir akla nasl varmtr? Tanrsal akldan pay aldndan varmtr. lk, temel
akldan Tanr, yaratmas srasnda bir yandan evren, br yandan da insan ruhuna
sz geen ilkeleri yerletirmitir. Aydnlanmada kullanlan deyimle ekmitir. te
nesne ile dnce arasndaki uygunluk da bu yzdendir. Onun iindir ki, evreni
yaratrken Tanrnn ne dnp tasarladn anlayabilirsek, bu ilk dnceye kadar
geri gidebilirsek, evrenin yapl ve kuruluunu kavrayabiliriz.354

Aydnlanma iin ok tipik bir r olan deizmin, rasyonalizmin bu en ar


biiminin anlayna gre, Tanr

evrenin

iine matematik-mekanik ilkeler

yerletirmitir; dolaysyla Tanr byk bir mantk, matematiki gibidir. O, istese


bile, evrene yerletirmi olduu rasyonel dzene kar gelemez; onun istenci bile bu
rasyonel ilkelere baldr. Bu anlayta Tanrnn gc artk sonsuz deildir; onun
evren iin u ya da bu dzeni semesine akl klavuzluk etmitir; dolaysyla akl,
istenten ncedir. Onun iin akln kurdurduu bu dzen dnda kalan bir eyi Tanr
yapamaz, yani bu dnyada mucizenin yeri yoktur. Tanr evreni mucizelerle deil,
rasyonel yasalarla ynetir. Geri bu yasalar o kendisi koymutur; ama bir defa
353
354

DOAN, zlem, Kltr Bilimleri ve Kltr Felsefesi, nklp Yay. st. 2000, S. 194195
GKBERK, Felsefe Tarihi, S. 392

125

yarattktan sonra evrenin gidiine artk karmaz olmutur; onu kendi kendine
ilemee brakmtr. Dolaysyla Tanrnn bizi artacandan korkamayz, bu
dnyada her ey yolundadr, iyidir; Tanrdan ktlk gelmez.355 te Kant,
Aydnlanmann ana izgileriyle belirtilen bu rasyonalizmi eletirmitir. Bu dnemde
Kant, David Hume`un kendisini dogmatik uykulardan uyandrdn syler.

yle anlalyor ki, Kant Tanrnn varlna ilikin geleneksel tartmalarn


yetersiz olduklarn dnr; nk insan zihni, iinde bulunduu uzay ve zamanda
olan bitenleri anlayabilir. Tanrnn varl ise iinde bulunduumuz zamana ve uzaya
gre mantk erevesinde kantlamak da, aksini inkr etmek de mmkn deildir.
Kant`a gre Tanr, irade olarak, mutluluk ile faziletin birlemesi bakmndan, inan
bakmndan vardr ve saf akln bir postulat olarak vardr.

Kant`a gre deneyi amaya alan fikirler, antinomilere (elimelere) sebep


olur. Bu elimeler kanlmazdr, elimeler idelerle akln yaps arasndaki
mnasebetten kaynaklanr. Bu mnasebetten tr antinomileri yok sayamyoruz.
Buradaki

sorunlarn

hem

tezlerini,

hem

de

antitezlerini,

ayn

kesinlikle

cevaplandrabiliriz. Bu yzden ister istemez elimelere dmekten kanamayz.356

Kant, zgrlk ve Tanr idelerinin antinomilerini zmeyi denerken yle


bir takm dnceler ileri srer ki, bunlarla artk fenomenler dizisi dna kp,
bsbtn baka bir alana; ancak aklla kavranan bir dnyaya gei yapar. in iine
ahlaki kayglar kartrdndan, Kant`n buradaki tutumu teorik bakmdan pek tutarl
olamamaktadr.357

Kant iin Tanr idesi, akln dzensiz speklasyonlaryla ya da dinlerin


etkisiyle ortaya kan bir ide deildir. Tanr idesi kaynan, akln varlk yapsnda
bulur. Bu ide akln hibir koula bal olmayan, totaliteye ynelmesinin bir
sonucudur. Salt akln bu idesi btn varlk olanaklar, varlk trlerini, en yksek
355

GKBERK, Felsefe Tarihi, S. 392


KANT, Prolegomena, S. 104
357
GKBERK, Felsefe Tarihi, S. 392
356

126

derecede iine alan, birletiren bir varlktr.358 Kant, Tanrnn varln kabul eder;
ama bu kabul bir iman iidir. O, vazife ile balantl olarak pratik bir inantr. En
yksek iyiyi gerekletirmek vazifemizdir. Bu sebepten onun imknn kabul ederiz.
Fakat Tanrnn varln varsaymakszn, en yksek iyinin gerekleme imkn
yoktur.359

Tanrnn varln ve ruhun lmszln kuramsal bakmdan bilmemiz


Kant`a gre mmkn deildir. Eer byle gvenilir bir bilgiye eriilseydi, Tanr,
lmszlk mutlak egemenlikleriyle sonsuz olarak gzmzn nnde bulunurdu.
Bylece Tanrsal bilgelik bize kapal kalmakla, bize almasndan daha az saygya
deer deildir.360 Biz Tanr ve lmszlk idelerini insanlardan aldmz
yklemlerle belirlersek salt akl ilkelerinin duyulatrlmas anlamnda bir
insanbiimcilie deriz ve bu da Kant`n gznde bir banazlktr.361

Kant, Tanrnn varln kabul etmi ve bu kabuln bilgiyle deil, iman ile
temellendirilebileceini belirtmitir. Kant her ne kadar bizim iin Tanrnn var olup
olmadn, bir ruha sahip olup olmadmz bilmenin daima imknsz olduunu
savunsa da, kendisi Tanrnn var olduuna ve bizim bir ruha sahip olduumuza
inanmtr. Fakat o, bu inanlarn mmkn bilgiyle deil de, salam temelleri
olmayan imanla ilgili bir konu olduu konusunda tam bir kesinlik iindedir. Onun
burada zellikle vurgulamak istedii nokta, fiilen kesin bir karara varlabilecek bir
konuda inanca dayanmann batl itikattan baka bir ey olmamasna karn, bir karara
varmann mmkn olmamas durumunda, belli bir inan oluturmann hi de akl d
olmaddr.362 Demek ki Kant iin Tanr argmannn ispatnn mmkn olmay,
ona inanmay imknsz klmyor. Kant Tanrnn varln kabul etmekle beraber,
Tanrya duyulan inancn bilgiyle kantlamaya elverili olmadn belirtmitir. nanan
her insan, Tanry tm mkemmellikleri kendinde tayan, tm olumsuzluk ve
eksiklikleri dta brakan, hilii barndrmayan bir varlk olarak dnr. Bu dnce
358

HAMSOETH, Heinz, Kantn Felsefesi, S. 106


KILI, Recep, Ahlakn Dini Temeli, Trkiye Diyanet Vakf Yay. Ank, 1998, S. 49
360
KANT, Pratik Akln Eletirisi, S. 158160
361
KANT, Pratik Akln Eletirisi, S. 148
362
MAGEE, Bryam, Byk Filozoflar, ev. Ahmet Cevizci, Paradigma Yay. st. 2002, S. 187
359

127

ile Tanr kavram, btn gerekliin ierildii bir kavram haline gelir. Bylelikle
Tanr kavram, akl iin btn var olanlarn imkn konusunda nc bir ide olur.

Kant`n Tanr kantlamalarna kar yapt eletiri, ayn zamanda salt akln
speklatif ilkelerine dayanarak yaplan btn teolojilerinde eletirisidir. Kant burada,
sadece Tanr kantlamalarnn yetersizliini gstermekle kalmyor; her eyin temeli
olan bir varln varlk niteliklerini tanmlamaya ve bilmeye insan aklnn yeterli
olmadn gsteriyor. Kant, Tanr kantlamalarn ciddi bir eletiriye tabi tuttuu
halde kendisi de Tanry salt pratik akln bir postulat olarak ortaya koyar ve kimi
evrelerce onun bu postulat da bir kant olarak grlr.

Kant`a gre insan, emprik yollarla Tanrnn varln kantlayamyor, ahlakl


olan kii Tanr fikrine de balanm oluyor. Dolaysyla Tanr gereini kavramak,
insann zihinsel faaliyetleri sonucunda olumaktadr. nsan, Tanrnn sfatlarn
kavramasn, yine bu zihinsel faaliyetler zinciri sayesinde yapmaktadr. te yandan
Tanrya yarattklarna da uygun den nitelikler yklenir, yalnz bunlar Tanrda en
yksek derecesindedir Tanrya (temel olarak) yklenen zellik vardr ve
bunlarn de ahlaksaldr.1. Tanr, tek kutsal olandr: Burada Tanrya atfedilen
zellik, onun yasa koyucu ve yaratc olmasdr. 2. Tanr tek kutlu olandr: yilikli,
ynetici ve koruyucudur. 3. Tanr, tek bilge olandr: Adil yargtr.363

Tanr, en yksek yetkinlie sahip bir dnyann yaratcsdr. O her eyi bilir
olmaldr ki, davranmdan niyetimin ne olduuna kadar, btn olabilecek
durumlarda ve btn gelecek iin bilgilidir; tamamyla gl olmaldr ki,
davranma uygun sonular versin; ayn ekilde her yerde hazr, ncesiz sonrasz
olmaldr. Bylece ahlak yasas, saf pratik akln bir nesnesi olarak en yksek iyi
kavram araclyla, en yksek varlk olan ilk varln kavramn belirler.364 Demek
ki Tanr kavram aslnda fizie ait, teorik akl iin bir kavram deil; ahlaka ait bir
kavramdr. Nihayetinde Kant, Tanr hakknda bilgi sahibi olabileceimizi kabul

363
364

KANT, Pratik Akln Eletirisi, S. 142


GLES, Deleuze, Kantn Elestirel Felsefesi, ev. Taylan Altu, Payel Yay. st, 1995, S. 83

128

etmez; Tanrya iman edebileceimizi, bu iman ahlak ile temellendirebileceimizi


belirtir.

Kant iin, Tanrnn varlnn kabul bilgiyle elde edilmeyen bir inan
meselesidir. Bu inan sbjektif bir ihtiyatr, dolaysyla dev deildir. dev
olmad iin de diyebiliriz ki Tanrnn varln kabul, akln teorik ynn
ilgilendiren bir konudur. Salt teorik bakmdan incelendiinde, Tanrnn varlnn
kabul sadece bir varsaym olur; fakat pratik ihtiya bakmndan bakldnda bu
varsaymn bir inan haline geldiini grebiliriz.

Kant`a gre Tanrnn varl neyi bilebilirim? sorusuyla deil, neyi mit
edebilirim? sorusu ile ilgilidir.365 Kant`n inanmaya yer hazrlamak iin, bilgiyi
kaldrmak zorunda kalmasnn gerekesidir. Burada terk edilen bilgi, metafizik
bilgidir. nanmann dinsel inanmayla ilgisi yoktur. Buradaki inanma ahlakn
otonomisine inanmadr.366 Yani Kant, akln ynettii iradenin kendi kendisini
ynettii otonom olan ahlak yasalarn yceltmek iin bilgiyi ortadan kaldrd.

Kant`a gre: Tanr kavramnn fizikle yani en geni anlamyla tabiat retisi
ile de, tabiat felsefesi anlamnda metafizikle de ilgisi yoktur; tam tersine Tanr
kavram ahlak retisine ait bir kavramdr, bir ahlak kavramdr. Ancak ahlaktan
hareket ederek ilk varlk yani Tanr zerinde tam belirlenmi bir kavrama
eriebiliriz.367

Tanr inancnda bilmenin snrlar son bulur, ahlaksal akl inanc Tanrnn
kesinliini talep eder. Kant`n undan kukusu yoktur ki; Tanr kavramnn ieriinde,
zgrlk dncesi ve ahlak yasasnn geerlilii iinde bulunandan baka hibir yeni
ve salam temel verili olamaz. Tanr kavram yalnzca, kendine yasa koyma idesinin
emprik-fenomenal gereklik stne kullanlabilirliini dile getirmeli ve garanti
etmelidir. te Kant`a gre Tanr kavramnn pratik anlamn bu yaratc, evrenin
365

KANT, Ar Usun Eletirisi, S. 367


HEMSOETH, Heinz, Immanuel Kant`n Felsefesi, S. 56
367
AKARSU, Bedia, Ahlak retileri II (Kant`n Ahlak Felsefesi-dev Ahlak-), S. 126
366

129

balangnn aklama nedeni olarak dnlemez; tersine bu koulsuz talebin


ahlaksal amacnn ve sonunun bir gvencesi olarak dnlr.368

Dnyadaki en yksek iyi, ancak, doann ahlaksal niyete de uygun bir


nedensellii olan en st bir nedeni kabul edilirse olanakldr. imdi yasalarn
tasarmna gre eylemlerde bulunabilen bir varlk, akl sahibi bir varlktr ve byle bir
varln yasalarn bu tasarmna gre nedensellii, bu varln istemesidir. yleyse, en
yksek iyi iin varsaylmas gereken, doann nedeni olan bir varlk, yani Tanrdr.
Sonu olarak, en yksek asli bir iyinin gerekliinin, yani Tanrnn varlnn
koyutudur.369

Daha nce deindiimiz gibi en yksek iyi ancak Tanrnn var oluu
kouluyla olabildiinden, bunun varsaylmas bizi dev kavramna ayrlmaz biimde
balar, yani Tanrnn varln kabul etmek, ahlaksal bakmdan zorunludur. Demek ki
ahlakllk Tanrnn varln kabul etmektir; yani Tanrnn varln kabul etmek,
ahlakllk vastasyla zorunlu olmaktadr; nk bizler ahlak kanunlarn Tanr
buyruklarym gibi alglarz. Tanr sayesinde Kant`n evrensel olmasn istedii
deerler mutlak olma gcn mutlak olan Tanrdan alrlar. Bylelikle Kant`n ahlak
sistemi Tanr ile tamamlanmaktadr.

Kant`a gre Tanr zamann ve meknn dndadr. Dolaysyla insann


bulunduu zaman ve meknda onun fiillerinin belirleyici sebebi olamaz. Eer aksi
olsayd, yani Tanr zaman ve mekn iinde bulunsayd o da tabiat kanunlarndan
birine bal olurdu. Hlbuki Tanrnn var oluu, duyular dnyasna bal bir varln
var oluundan farkl olarak her trl zaman kayd ve artnn dnda kendi bana bir
varlktr. Kant`a gre zaman ve mekn idealitesi kabul edilmedike geriye yalnzca
Spinozaclk370 kalr.371

368

CASSRER, Ernst, Kantn Yaam ve retisi, S. 281


CASSRER, Ernst, Kantn Yaam ve retisi, S. 283
370
Geni bilgi iin bkz. ARICAN, M.Kazm, Spinozann Tanr Anlay, st, z Yay. 2006
371
KANT, Pratik Akln Eletirisi, S. 123
369

130

Bundan unu kartabiliriz; madem Tanr zaman ve mekann dndadr, bu


halde Tanr zaman ve mekan dnda olan her eyin yaratcsdr. Buradan yola
karsak insanlar eylemlerini belirli bir meknda ve zamanda gerekletirdiklerine
gre, Tanrnn insanlarn eylemlerinde ynlendirici ya da sebep tekil edici unsur
olamadn, insanlarn eylemlerinde zgr olduunu dnebiliriz. Ama bu
balamda Kant`n Tanr anlay, ierisinde baz problemler barndrmaktadr. Kant`a
gre, Tanr zaman ve mekn d bir varlktr; dolaysyla zaman ve mekn d olan
eylerin yaratcsdr. Ayn zamanda da zamana ve mekna baldr. Bu durum bir
eliki oluturmaktadr. Dier bir eliki kayna ise, Tanr insanlarn zaman ve
mekndaki eylemlerinin yaratcs olmadndan, insanlar zgr olmaktadr; fakat
insann bu dnyaya ilikin zelliklerinin veya eylemlerinin Tanr tarafndan
yapldn dnrsek, insann zgrln elinden alm oluruz. Kant`n sistemi
iinde,

zgrlk

fikri

pratik

yaamda

karln

bulmakta

glklerle

karlamaktadr. Kant, insann zgrln korumak iin, sisteminde Tanry, zaman


ve mekn d eylerin yaratcs yaparak onu, pasifize etmi; merkeze insan
koymutur.

Kant`n dnce sisteminde hem doann sebebi olarak hem de ahlakllk ile
mutluluun uyum iinde olmasn salayacak olan Tanrya ihtiya vardr. Kant,
Tanry ahlaklln bir gerei olarak kabul etmektedir. Ama tabi ki bu gerek znel
bir gerekliliktir, yani filozofumuz iin Tanry kabul etmek objektif deildir.

Tanrnn varl meselesinde, ahlakllk ile mutluluk arasndaki zorunlu iliki


ancak Tanrnn varlnn kabul ile mmkn olabilir. Mutluluk, insann yaad
dnya ierisinde diledii her eyi yapmasyla gerekleebilir; fakat herkesin kabul
edebilecei zere bunu yapmak imknszdr. Daha ncede belirttiimiz gibi insanolu
ahlakl davrand takdirde mutlulua layk olmaktadr. te ahlakl davranarak
mutluluu hak eden insana, mutluluu verecek olan g Tanrdr.

Kant Tanrnn varlna giden yolun salt dnceden ya da bilgiden deil,


ahlaktan gemesi gerektiini ne srmtr. Kant`n bu iddiasnn felsefedeki ad

131

ahlak kantdr. Bu kant ksaca u ekilde tanmlayabiliriz: ahlak kant, verilerini


insann ahlak tecrbesinden alan ve bu tecrbede kaytsz artsz bir ykmllk
bularak buradan Tanrnn varln bir postulat olarak koymaya veya Tanrnn ideal
olarak ahlak deerlerinin kayna olduunu gstermee alan bir kanttr. Ahlak
kantnn iki nemli ilevi vardr: Tanrnn varln saf pratik akln zorunlu bir
postulat olarak koymak; ahlaki tecrbeyi rasyonel bir temel zerine oturtmak.372

Kant, Tanr-ahlak ilikisinin mahiyetini gstermek iin ise Tanr hakknda


bilgimizden deil insann ahlak bilincinden, genel-geerlii olan ahlak kanunundan
yola kar, buradan insan fiillerinin, ahlak kanununun bir gerei olarak elde etmek
istedii en yksek iyi kavramna varyor, bunun gerekleme imkn iin de
Tanrnn varlna ve ruhun lmszlne inanmay zorunlu gryordu. Baka
deyile Kant, Tanr-ahlak ilikisini aklamak iin Tanr hakkndaki bilgimizden
balamay imknsz grerek kendi zamanna kadar byk bir srarla savunulmu olan
teolojik ahlak reddediyor ve bir ahlaki teoloji kurmaya alyordu.373

Kant`n ahlak, insan mitsizlie drmektedir. Zira bizzat kendi sisteminde,


Tanrya inanmayan bir insan, en yksek iyinin gerekleeceine olan midi de
yitirmektedir. Ancak, Kant`n ahlak sistemini kendisiyle tamamlad bu Tanr, dini
muhtevasndan soyutlanm durumdadr.374 Kant`n Tanrs, sadece pratik akln bir
ihtiyacn tatminden, pragmatik bir inantan ibaret kalmakta, varl veya yokluu
hibir ontolojik esasa dayanmamaktadr.375 Byle olduu iinde Kant mevcut Tanr
kantlamalarn reddetmi, kendine has olan Ahlak Kantn gelitirmitir.

Ahlak yasasnn, bize abalarmzn konusu yapma devini verdii en yksek


iyiyi, ancak ahlaka yetkin, ayn zamanda her eye gc yeten bir istemeden
umabiliriz; dolaysyla en yksek iyiye ulamay da ancak bu istemeyle uyumakla
umut edebiliriz. Ahlak kanunu, mutlu olmaktan ziyade kendimizi mutlulua layk
hale getirmemizi emreder. Ama mutluluu mit etmeye; istemesi, yarattklarnn
372

AYDIN, S. Mehmet, Kant`ta ve Cada ngiliz Felsefesinde Tanr-Ahlak likisi, S. 2


AYDIN, a.g. e. S. 3
374
KILI, Recep, Ahlakn Dini Temelinin nemi(Doktora Tezi), Ank. 1997 S. 56
375
LKEN, Felsefeye Giri, S. 226
373

132

mutlulua layk olmasn isteyen ve mutluluu onlara verebilecek olan Tanr


vastasyla hak kazanrz. nk mutluluk midi, ilkin ancak dinle balayabilir.376

M. Aydn`a gre Kant`n ahlak kant ve bu kantn ierdii hususlar, zaman


zaman hem Tanrnn varlna inananlar hem de inanmayanlar tatmin etmekten uzak
kalmtr. O, Tanry bilgi alannn dna ittii, hatta ahlak alannda bile Tanrya faal
bir rol vermekten kand, dini inanc ahlak kurallarna uyma biiminde tanmlad
ve Tanrdan sz etmesine ramen antropomorfizmden kurtulamad iin teisti;
Tanrya inanmamayla nihilizmi ve ahlaki karamsarl denk grmeye yneldii,
ahlakn otonomluuna ramen Tanrnn varl dncesinden vazgeemedii,
dolaysyla nceleri sistemin kovduu teolojiyi daha sonra baka bir yolla da olsa
felsefesine yerletirmeye alt iin de ateisti memnun edememitir. Bu duruma
sadece Kant` eletirenlerin kiisel yorum ve tutumlar deil, bizzat Kant`n kendisi de
neden olmutur.377

3. Kant`n badete ve Duaya Bak As

Kant, ahlak kavramlarmzn bir anlamnn olmasn, irade zgrlnn belli


ltler iinde bir gereklii olmasna zorunlu klar. Ve bunun olabilmesi iin de,
varlmzn en azndan bir parasnn hareket halindeki maddenin bilimsel yasalar
tarafndan ynetilen emprik dnyasndan bamsz olmas, yani bedenlerimizi istee
ya da iradi seime bal olarak hareket ettirmenin bizim iin mmkn olmas
gerekir. Magee, bu balamda zgr teriminin, bilimsel yasalar tarafndan
ynetilmeme anlamna gelebileceini savunur.378 Bu zgrlk anlayndan yola
kldnda Kant iin din zgrlnn temelinde Tanr idesi (fikri) kendi
aklmzn iinden tremekte olduu iin, grevlerimizi Tanrsal buyruklar olarak

376

KILI, Recep, Ahlakn Dini Temeli, Trkiye Diyanet Vakf Yay. Ank. 1998, S. 50
AYDIN, Mehmet, Din Felsefesi, S. 5663
378
MAGEE, Bryan, Byk Filozoflar, S. 186
377

133

tanmak, bilmek grevi yatar; bu yzden de dindarlk da kendimize kar


grevlerimizden biri olarak grlmelidir.379

Yce Yaratcnn nesnel olarak insanlarn ibadetlerine ihtiyac yoktur


diyebiliriz; ayrca insanlarn dilek ya da niyetlerini bilmesi iin de duaya ihtiyac
yoktur. Kant`ta Tanrnn perspektifinden bakldnda duann gereksiz olduunu;
fakat znel adan duann gerekli olduunu dnr. Kant`a gre, dua znel adan
gereklidir; ama dualarmzn nesnesi olarak yneldiimiz Tanr isteklerimizi rensin
ya da yerine getirmek iin harekete gesin diye deil, tersine srf kendi znemiz
istedii iin gereklidir. rnein insan dara derse dua nesnel olarak gereksizdir;
nk Tanr kiinin dara dtn bilir. Dualar, ahlakll iimizde, yreimizde
atelemeye yarayan ibadetin aralardr. Demek ki duann yalnz znel bir yarar
vardr.380

Anlalyor ki Kant, duaya sadece znel bir yarar olmas bakmndan nem
vermitir. Kant, dua ile Tanryla konuamayacamz; fakat dua araclyla Tanryla
aramzda bir ba kurabileceimizi dnr. Tanryla ba kurmamz ayn zamanda
Tanrya gvendiimizi de gsterir. Tanrya duyduumuz gven, korku, sevgi; onun
bizim niyetimizi ve dileklerimizi -biz dua etmesek de- Tanrnn bileceini bilmek,
bizim kendi i denetimimizi salad gibi ayn zamanda Tanrnn yceliini ve de
bizimle Tanr karsndaki acizliimizi gsterir. nsanlar Tanrya szlerle ya da
ayinlerle deil, Tanrya olan sadakatlerini da vurarak hizmette bulunurlar. Sonuta
bu duann bir ara olarak iyiliini gsterir. nanarak dua etmek demek, Tanr
tarafndan yerine getirileceine olan gvenle makul bir ekilde bir eyi ondan dilemek
demektir: demek ki kii sadece umut edebilecei ve Tanr tarafndan kendisine
bahedilen bir nesne olduuna inanabilecei eyleri dilemeli. Genel olarak imanla
edilen her duann Tanr tarafndan iitilecei dnlr; yani Tanrdan iiteceini
umabileceimiz eyleri dilemeliyiz.381 Demek ki bizler Tanrya dua ederken dikkatli
olmal, kar temeli tayan keyfi dileklerde bulunmamalyz. Bunu yaparken ayn
379

ATAYMAN, Veysel, Akln Snrlar-Kant Felsefesine Giri, S. 154


KANT, Ethica-Etik zerine Dersler, S. 112
381
KANT, Denken Mit Kant, S.129
380

134

zamanda

niyetlerimizde

Tanrya

ve

buyruklarna

duyduumuz

saygy

barndrmalyz; bunu da yaantmza aksettirmeliyiz; ite o zaman Tanrya ibadet


ettiimizi dnebiliriz.

Kant`a gre, tapnma insanlarn icat etmi olduu bir eydir. nsanlar
ahlakll telafi etmek iin tapnmay semilerdir. Oysa tapnma ve tm kat
kurallarn Tanr katnda hibir deeri yoktur. nsanlar tapnma ile ahlak eksikliklerini
tamamladklarn sanmamaldrlar.

Demek ki tapnmann bir deer iermesi iin ahlaki eksiimizin olmamas


gerekir.

Tanrya

olan

saygmz,

emirlerini

yerine

getirerek

ona

olan

sorumluluumuzu bilerek ve gerekletirerek gsterebiliriz. Ayn zamanda Tanr


korkumuz ve onun bizim tm niyetimizi bildiini bilmemiz bizim utanma duygusunu
kazanmamz ve iki yzllkten korunmamz salar.

Kant, duadan ve tapnmadan bahsederken ahlaklln, erdemli oluun


ocuklara terbiye olarak nasl verilmesi gerektii konusunda fikirler retmitir:
Kant, ocuun Tanr hakknda uradan buradan yanl fikirler edinmemesi iin ona
kklnden itibaren din hakknda doru fikirler vermenin lazm geldiini
dnr. Lakin bu, hafza ve taklit ii olmamal ve bu adan gidilecek yol daima
tabiata muvafk olmaldr. Bu balamda din, ahlakiyete giriyor. Lakin ie, ilm-i kelam
ile balamamaldr. nk ilm-i kelam zerine messes olan dinde, ahlaktan hibir
ey yoktur. Byle olan din, insanda bir taraftan korku, dier taraftan mkfat midi
hislerinden baka hibir ey tevlit etmez ve batl bir takm ibadetlere mncer olur. 382

Demek ki ocuklar ahlakl yetitirmek iin onlar vicdan sahibi yapmaya


almal, ince ince ilemeye almalyz. ocuklarn sahip olacaklar bilgiler
kulaktan dolma, temelsiz olmamal; kabul edip inandklar hususlarda bilinli
olmaldrlar.

382

KANT, Pedagoji zerine, ev. M. Rahmi, Yeni Zamanlar Yay. st. 2005, S. 83

135

D. KANT`TA DN-AKIL (ve AHLAK) LKS

Felsefe tarihinde ahlak dind temellerden biri zerine temellendiren


filozoflar arasnda ahlak ilkelerinin evrensel olmas gerektiini srarla ilk defa
vurgulayan filozof Kanttr. O, bilgide, ahlakta ve estetikte hep apriori olan aramtr.
Onun btn kaygs apriori olan bulmak ve temellendirmektir. Bu noktada
znellikten syrlp tmel olarak geen, yani herkese kendilerini zorunlulukla kabul
ettiren nesnel biimlere varmak istenir. Apriori kavramnn Kant`n hem teorik hem
de pratik alanda egemen olmasnn sebebi bu evrensellik araydr.383 Ancak pratik
akl ile temellendirdii ahlak ilkelerinin Kant`n iddia ettii anlamda evrensel nitelik
tamas mmkn grnmemektedir. nk Kant`a gre ahlaki deerlerin nihai
kayna duygular, tutkular, ihtiras ve eilimleri yannda akl yetisine sahip olan
insandr. Byle bir varln her zaman rasyonel olarak hareket etmesini beklemek,
insan btnl iinde deerlendirmemek demektir. Ahlak ilkelerinin evrensel
karakterde olabilmesi iin zaman ve mekna gre deiken olmamas yani mutlak
olmas gerekir. Deerlerin mutlak olmas ancak mutlak bir varln koymasyla
mmkn olacaktr. Tabiat gerei hem ruhi hem de fiziki artlardan etkilenen bir
varln koyduu deerlerin mutlak olmas dnlemez.

Kant, pratik akl ile temellendirdii teorisini, Tanr ile tamamlamak zorunda
kalmtr. nk pratik akl seviyesinde kalnd mddete Kant`n ahlak, insan
mitsizlie drmektedir. Ancak, Kant`n ahlak sistemini kendisiyle tamamlad bu
Tanr, dini muhtevadan soyutlanm durumdadr. Kant`n Tanrs sadece pratik akln
bir ihtiyacn tatminden, pragmatik bir inantan ibaret kalmakta, varl veya yokluu
hibir ontolojik esasa dayanmamaktadr. Kant`n ahlak ilkelerinin evrensel olmasn
savunmas ve bir eylemin sonucunun o eylemin ahlakiliini belirleyemeyeceini
vurgulamas ahlak felsefesinde nemli bir aamadr. Bu balamdan hareketle ahlaki
deer eylemin sonucunda deil arka planndaki irade ve niyette aranmaldr. Fakat
Kant, evrensel ahlak ilkeleri ile mutlak deerlerin altyaps demek olan dini temeli
ihlal etmi ve buna paralel olarak da birtakm kmazlarn iine dmtr ki bunlar
383

GKBERK, Macit, Kant ile Herder`in Tarih Anlaylar, Yap Kredi Yay. st. 1997, S. 5962

136

da zme kavuturamamtr. Din ile temellenmeyen teorilerin hepsinde eksik olan


unsur, ahlak ilkelerinin belirlenmesinde zaman ve zemine gre deimeyen, vahiy
gibi, sabit bir ltn olmaydr. Byle sabit bir ltten yoksunluk ise ahlaki
relativizm ve phecilii davet etmektedir. Din ile temellenen teoride yapmalsn
buyruu, sade ahlaki bir ykmll deil ayn zamanda dini bir vecibeyi de ifade
etmektedir. Ahlak ilkeleri, bizi ahlakl klamazlar. Onlar buyurur, knar fakat motive
edemezler. Bu noktada ihtiya duyulan ey bizi ahlak ilkelerine uygun hareket etmeye
muktedir klacak bir motivasyon kaynadr. Ahlaka byle bir motivasyon kayna
oluturacak olan da sevap va`di ve ceza korkusu ile dindir. Dini temel, ahlak sahaya
farkl bir boyut getirir. Bu boyut da akn bir Tanrya inan boyutudur. Warnock`un
ifadesiyle Eer otorite yoksa gerek buyruk da yok demektir. Eer Tanr yoksa her
ey mubahtr demek de dorudur. Yani Tanr yoksa ahlaken hibir ey
emredilmemi ve yasaklanmamtr.384

Din ile akl arasndaki iliki sz konusu olduunda Kant, felsefesinde yaln bir
biimde teoloji konusunun bilgiye ait bir konu olamayacan gstermeye alr.
Tanr ve ruh hakknda konumaya kalktmz zaman, sylediimiz eyler anlaml
olmad iin emprik olarak ya da apriori bir biimde kantlayamayz. Yani biz Tanr
hakknda konutuumuzda aslnda ne sylediimizi bilmediimiz ya da sylemekte
olduumuz eylerin hibir anlam ifade etmedii gibi bir sonula karlarz.
Warnock`a gre Kant`n bu sonucu ok gnlszce kard aktr.385 Sonu olarak
Kanta gre inan, bilgiyle ilgili ya da kantlamaya elverili bir konu deildir. Bu
dncesi, onun din-akl ilikisi balamnda ayrma yaklamn destekledii fikrini
akllara getirmektedir. Ancak Kant felsefesinde inancn bilgiye ait bir konu olmamas
onun aklla hibir ilikisi olmad anlamna gelmemektedir.

Bilgiden gelerek temellendirilecek bir dini imknsz gren Kant, insan


eylemlerinin balam iinde dine yeniden bir yer bulmaya almtr. Ona gre pratik
akl, teorik akln yapamayacan yaparak Tanrnn varlndan emin olmamz salar.
zgrle, lmszle ve Tanrya inanmadan tutarl bir ahlaki eylem ve davran
384
385

KILI, Recep, Ahlakn Dini Temeli, S. 158163


MAGEE, Bryan, Byk Filozoflar, S.187

137

gerekletirmek imknszdr. Ahlak davranan kii, teorik dzlemde inkr etmi olsa
da, eylemleriyle zgrle, lmszle ve Tanrya inandn itiraf etmi olur.
Ahlak davranmak, Tanry kabul etmektir.386

Ahlak ile din ilikisine bu ynlerden baktmzda, ahlakn en eski zemini


oluturduunu, dinin buna sonradan katldn sylememiz gerekiyor. Peki, sonradan
kan dinin ahlaka katks ne olabilir?

Din Kant`a gre, grevlerimizi Tanrnn buyruklar olarak renmemiz


demektir. Grevler, dinden ok daha nce verilidir ve ahlak yasalarnca
sunulmulardr. Din bu grevleri, aklmza Tanr tarafndan yerletirilmi grevler
gibi alglamamz salar, Tanrsal iradenin hametiyle ssler.387 Bu tanmdan
hareketle Kant`a gre dinin ierik bakmndan ahlakla uyutuunu syleyebiliriz.

Tek bir ahlak btnl sz konusuyken nasl olur da birden fazla din
olabilir? Sorusunun cevabn Kant`a gre yle zetlemek mmkndr: nsanlar tek
ve biricik dinin lemini, ok sayda inan anlayyla doldurduklar iin tarihsel dinler
ortaya kmtr. nsanlar bu eitli inan anlaylarn haksz olarak Tanr`nn
buyruklar olarak tanmlamaya kalkmlardr. Bu yzden de Kant, tarihsel dinlerin
iinden asl, z, salt ahlak soyup ortaya kartmak, sahici olan ile sahte olan
birbirinden ayrt etmek iin, yani genelde dinin temeline inebilmek iin, bu ahlaksal
ekirdei ahlaksal akln terazisine vurmamz gerektiini belirtir. Kant`n bu anlamda
bir teraziyi ilettii yaznn ad Salt Akln Snrlar erisinde Din dir.

Kant, din konusu hakknda amacnn akl dinini gelitirmek olduunu syler
ve bu yzden de belirli tarihsel inan formlarn eletirmekle ilgilenmez. Bu akl
dinini gelitirme noktasnda metafizik ile din arasndaki ilikiye deinir. Kant`a gre
metafizik dinin temeli olamaz; fakat her zaman onun bir siperi olarak kalmaldr.
Tabiat gerei diyalektik olan insan akl metafizik adl bilim olmadan yapamaz.
Metafizik, akl denetleyen ve bilimsel olarak inandrc bir z bilgi yoluyla yasasz bir
386
387

ATAYMAN, Veysel, Akln Snrlar-Kant Felsefesine Giri, S.142


KANT, Die Religion nnerhalb Der Grenzen Der Bloen Vernunft, S. 56

138

speklatif akln dinde ya da ahlakta neden olaca ykmlar nler.388 zetle


denilebilir ki; metafizik bilgiyi geniletmez, fakat dini snamak, ondaki yarglar
nlemek iin hizmet eder.

Ayrca din olgusu, bir nceki sistemin bir sonrakini yadsr grnd
metafiziksel sistemler olgusuyla ayn grnme sahiptir. Metafizik ve din, greli
olarak sregelen ve temel izgileri bakmndan ayn konumda bulunan tarihsel
olgulardr. Bu yzden de din ncelikle empirik olgusall iin grlmelidir. Byle
bakldnda dinde iki temel yn ayrt edilebilir. Din bir yandan bir toplumsal kurum
olarak verili olana bamldr; br yandan ise o bir idealletirme ile verili olan hep
amaya yneliktir. Din, verili olana kendi tasarmlarnn rasyonel yoldan hakl
karlmas iin ynelir. Kant burada dinin aklanm, herkesin anlad ve gizli,
batn ynlerinin ayrmn benimser. Buna bal olarak da dogmatik dnce
karsnda pozitif bir tutum alr ve mevcut olan din olgusunu saf akln taleplerine
uygun olarak biimlendirmek zere, dine kendi olmuluu iinde mdahale etmez.
Hristiyanln retisi ile Hristiyanlk hakknda sahip olunan haberleri bu dnce
paralelinde birbirinden ayran Kant, retiyi saf olarak grebilmek iin, onun ierdii
ahlaksal retiyi, Yeni Ahit`e sonradan katlan her eyden zmeyi amalar. Kant,
tarihsel bir olgu olarak din karsnda aklc bir iyimserlie sahiptir. Buna gre
tarihsel gereklik iindeki grnmyle din, bu gereklie uygun formlar almak
zorundadr. O, iletilebilir (kitlelerce anlalp, benimsenebilir) olmas iin, duyusal
iletme aralarna tutunmak zorundadr. Yani dinin toplumsal yaamda etkili
olabilmesi iin, ortak toplumsal yaamn kesin d dzen ve ykmllklerine gre
kendini ayarlamak durumundadr.389 Hristiyanln yzlerce yldr srmekte olmas,
Kant iin Hristiyanlkta genel-geer bir yn bulunabileceinin kantdr. Kant
Hristiyanlk dndaki dinler karsnda her trl yabanc fenomene ilgi gsteren bir
gzlemci tutumu iindedir. Kant`n din yazlarnda genliindeki ilk pietist
izlenimlerinin basks grlr. Pietism, Kant`n din retisi de dhil olmak zere
ahlaksal din kitaplarn yorumlama ilkesine farkl bir geerlik getirmitir.
Ortaadan itibaren tannan bu yorum, daha sonra Yeni Ahit formunu protestanca bir
388
389

CASSRER, Kantn Yaam ve retisi, S. 488 (414. Dipnot)


CASSRER, a. g..e. S. 410

139

kalp iinde benimsemitir; Kant da genliinden beri Yeni Ahitin ahlaksal etkisini
genliinden beri zerinde hissetmitir. Bu yzden de Cassirer`e gre o, pratik akln
koulsuz ncelii olarak nem verdii her dinsel simgenin altnda nihai olarak etik bir
anlam aryordu.390

Kant`n felsefesinde din ile ahlak arasnda kurduu iliki sonucunda dini ahlak
iine hapsettii noktasnda ahlak ile dini birbirinden ayr eyler olarak gren
dncelerce eletirilmitir. Bu eletirilerden biri de Gusdorf``a aittir. Buna gre
Gusdorf, klasik felsefenin, insan, dnya ve Tanrnn, bir ve ayn realiteye yneltilmi
ayr bak asnn objeleri olduunu savunur. Kant`tan itibaren de felsefe, insan ve
dnya konusunda tutarl bir sylemi gerekletirmenin mmkn olduunu ancak
Tanr hakknda ayn eyi yapamayacamz ortaya koymutur. Yani rasyonel teoloji
zorunlu olarak, rasyonel psikolojinin veya rasyonel kozmolojinin statsnden farkl
bir statye sahiptir. nsan ve nesneler bize karmzda duran somut varlklar olarak
verilmilerdir. Tefekkrn belirlenimleri, bilimin lleri insan ve nesneleri baka
yerden ok, uraya veya buraya yerletirerek kesin bir ekilde tanmlamaya izin
verirler. Oysa ortak duyunun basit dini tasavvurlarndan kurtulursak, Tanry, insan ve
nesneleri dndmz gibi dnemeyiz. Tanry bize aklama ve temellendirme
iddiasndaki her tasavvur, O`nun gerek zn arptr. Kabul veya reddedilen akn
varlk yani Tanr, akl kategorilere indirgenemeyen bir vahiyle inanan kiinin
bilincine verilmitir. Oysa filozoflarn Tanrs, felsefe statlarnn zelletirdikleri ve
felsefi patentli Tanr gibi grnmektedir. Kant, sa-Mesih`te iyi ilkenin
kiiletirilmi fikrini gryordu. Bylece Kant`a gre Hristiyan vahyinin Tanrnn
olu diye grd kii, pratik akln ncilinin mjdesinden bakas deildir. Yani
filozoflarn Tanrs, Tanr olduuna inanlan filozoftur. Oysa filozof, Tanrnn ve
deerin insan dnceler ve faaliyetler dzeyindeki yansmalarn, izdmlerini ve
somutlatrmalarn kavramakla yetinmelidir. Baka bir deyile iman ahlak deerlerle
zde deildir. O, gerekliini iyi ve ktnn tesinde kazanr. Kant rneinde
olduu gibi, Tanrya kar devleri insanlara kar deve indirgemeye alan liberal
veya modernist her aba, iki alan birbirine kartrr ve dini istein derin anlamna
390

CASSRER, Kantn Yaam ve retisi, S. 411413

140

ihanet eder. Liberalizm, iman Kant metafiziindeki iyiyi istemeye indirger, bu


indirgenmi Tanr, ahlak garanti altna almak iin dine uzak bir postulattan baka bir
ey deildir. Ahlaklk imanda vahyedilmi unsuru tanmaz. Bylece din, Kantlkta
ahlak kategorilerine hapsedilir. Ahlaklk, tmyle dardaki konformizme yol
ama, adetler iin teolojik banazlk kadar zararl bir Ortodoksluk ruhuna neden olma
riskiyle kar karyadr.391 Yani gelenein koyduu kat kurallara eletirel bir
deerlendirme yapmadan uyulmas sonucunda ahlakta fanatik eilimler ve banazlk
tehlikesi sz konusu olur.

Felsefe tarihinde dnce ile hayat veya tabiat ile hrriyet arasndaki
atmann klasik rnei Kant`n iki tenkididir. Kant, ikinci tenkitte Tanr,
lmszlk ve hrriyetle ilgili bulunan ve ilk tenkidinde ykm olduu dini fikirleri
yeniden ortaya koyar. Burada Salt Akln Eletirisinde konuan mantk ilim adam
Kant, Pratik Akln Eletirisinde konuan ise insan ve filozof Kant`tr. Birinci
tenkitte her akln ve her mantn kanlmaz istidlallerini; ikincisi ise hayatn
hissiyatn, tecrbelerini ve mitlerini gstermektedir. Bu iki tenkit birbirini
nakzetmez. Bilakis onlar btn azametiyle yan yana durmakta ve kendi kendilerine
mahsus bir tarzda insan dnyasnn umumi ikiliini teyit etmektedir.392 Kant`n
epistemolojisindeki aklamaya alt numen-fenomen arasndaki iliki, bizi bilgi
ve iman arasndaki ilikiyi de anlamaya gtrr. Nasl numen ve fenomen
farkllklarn kaybetmeden yan yana durabiliyorsa ayn iliki bilgi ve imanda da
mevcuttur. Bu tespit bilgi ile imann birbirini nakzetmediinin de gstergesidir. Buna
kart olarak Kantn sisteminde filozof olarak Kant ile yaayan, eylemde bulunan bir
insan olarak Kantn birbirine karm olduunu, bundan dolay da Kant iin ahlak
yasalarnda ve bunun paralelinde dinde inanma ve bilmenin belirsiz olduu da
savunulmutur.393

391

GUSDORF, Geoges, nsan ve Tanr, ev. Zeki zcan, Alfa Yay. st. 2000, S. 12, 7080
ZZETBEGOVC, Ali, Dou ve Bat Arasnda slam, ev. Salih Saban, Nehir Yay. st. 2004,
S. 188189
393
AKMAK, E. Efe, Kant: Filozof Kral, Cogito, Sonsuzluun Snrnda Immanuel Kant, Yap
Kredi Yay. -Er Ofset, st. 2005, S. 239
392

141

Kant`n iman anlayna baktmzda onun iman, zan ile bilgi arasna
yerletirmi olduu sylenebilir.394 Ona gre fiilen kesin bir karara varlabilecek bir
konuda inanca dayanmann batl bir itikattan baka bir ey olmamasna karn, bir
karara varmann mmkn olmamas durumunda belli bir inan oluturmak hi de akl
d deildir.395 Weber`in ifadesiyle Kant, teorik akl pratik akla tabi klmakla yani
vicdann stnln onaylamakla, iki akln dalizmini deil; fakat pratik akln
monizmini ilan ediyor.396 Weber`in bu birlik dncesi ayn balamda kabul
edilmemekle birlikte Kant`n felsefesinde imann bilgiyle ilgili ya da kantlanmaya
elverili bir konu olmamas grnte din ile akln alanlarn, tamamen birbirinden
ayr alanlar olarak gsterse de bu alanlarn ayn realitenin yani (teorik ya da pratik)
akln iki ayr yz olduu da dnlebilir.

Kant'n metoduna gre akl, zgr olmal, kesinlikle bir vahyin veya dinsel
dogmann izinde alan bir karm veya kantlama arac olmamaldr. Aksi halde bu
felsefenin lmne yol aar.397

zetle Kant; bilime, ahlaka, dine ayr ayr nem vermi, bu anlay ve
metodu gerei hibirini dierinden stn tutma gayretine girmemitir. Eletirel
yaklamyla birbirinden uzak duran rasyonalizmemprizm gibi, dinbilim gibi
sistemlerin ayr ayr gerekliini deerlendirmitir. Din, bilim ve ahlak
temellendirmeye almakla beraber, canlnn bir rasyonalite tamasnn ne manaya
geldiini gstermeye almtr.

394

ZCAN, Hanefi, Epistemolojik Adan man, M...F.A.V. Yay. Emre Matbaas, st. 2002, S. 40
MAGEE, Bryan, Byk Filozoflar, S.187
396
WEBER, Alfred, Felsefe Tarihi, ev. H. Vehbi Eralp, Sosyal Yay. st. 1998, S. 332
397
DOAN zlem, Kantta Felsefe-Din likisi stne 2.Felsefe Mantk ve Bilim Tarihi
Sempozyumu (1113.11.1987), Ege ni. Edeb. Fak. Yay., zmir, 1989
395

142

3. BLM

KANT ve GAZLDE DN-AKIL LKSNN KARILATIRILMASI

A. KANT ve GAZLNN DN-AKIL LKS


DEERLENDRMELERNN ORTAK YNLER

nsanln dnce tarihinde iki nemli yere sahip olan Kant ve Gazl, gerek
bilgiye ulama abalar ve bu yolda ulatklar birikimle, modern an zirvesinde
olan bizlere bu dnemde bile hl k tutmaktalar. Bu abay ve birikimi takdir
etmemek mmkn deildir.

Her iki dnrmz de farkl yzyllarda yaam olmalarna ramen,


yaadklar corafyada ok youn bir ekilde zihni tartmalarn olduu (ki bu
tartmalarn din ve akl ekseninde gelitii) dnemlerde yaamlarn srdrrken bir
yandan bu tartmalardan etkilenmiler, dier yandan da bu tartmalara mdahil
olmulardr. Farkl tarihler ve farkl corafyalar olmasna karn tartlan konular,
akla verilen nem ve ona yklenen fonksiyonlarn olduka dikkat ekici olmas,
onlar akl kritik etmeye gtren ortak noktay tekil etmitir. Akln snrlarn izme
abas, her iki filozofun dnce sistemlerinin temel talarnn ekillenmesinde
nemli rol oynamtr.

Gazlnin baard i tpk 18. yzyl Almanyasnda Kantnki gibi


fevkaladedir. Almanyada rasyonalizm (aklclk) din ile kaynam gibi grnyorsa
da, gerekte durum bambakayd. Nitekim Almanyadaki rasyonalizm, dinin
dogmatik yannn ispata elverili olmadn ksa srede anlad. Onun tek yolu
dogmay kutsal kitaplardan karmakt. Akidelerin yok edilmesiyle ahlakn yalnz
yararl ve karl taraf zerinde duruldu. Bylece aklclk, imanszlk sultasn

143

balatm oldu. Kant, fikir dnyasnda adndan sz ettirmeye balad zaman


Almanyada dini tefekkr ite bu durumdayd. Ar Usun Eletirisi adl eseri insan
aklnn snrlarn gz nne serdii gibi rasyonalizmin btn alma ve eserlerini
harabeye evirdi. Gazlnin felsefi phecilii tpk Kant ncesi Almanyadaki gibi
ayn dorultuda hareket etmekte olan; ancak gururlu olduu kadar zayf bir temele
dayanan aklcln belini krmakla slam Dnyasnda benzeri bir grevi yerine
getirmi oldu.398

Hem Gazl hem de Kant, bilginin kaynaklarn sorgulayarak yola


koyulmulardr. Bu balamda duyularn nemi ortaya konmakla birlikte bilgiye
ulamada tek bana yeterli olmadn her iki dnr de ifade etmitir.

Bilgiye ulamada nemli bir ara olan ve bizimde asl konumuzu tekil eden
akl konusunda da her iki dnrmz benzer fikirler ortaya koymutur. Gazl,
akln ilevi zerinde dururken dorudan bilgi ve karmsal bilgi kavramlarn dile
getirirken; benzer ekilde Kant, apriori (nsel) ve aposteriori (sonsal) ayrmna
dikkatleri ekmitir. Bununla birlikte bir dier ortak gre gre, akl da duyular gibi
tek bana yeterli deildir; ancak bilgiye ulama yolunda yadsnamaz bir konuma
sahiptir. Bu noktada Kant numen-fenomen ayrm yaparken Gazl zahir-batn ayrm
yapar. Akl Kant`n fenomen ve Gazl`nin zahir dedii fiziki aleme ilikin bilimsel
bilgiler elde edebilir ve bu bilgiler hakikatle uyum ierisindedir; dorudur. Numen /
zahir leme ilikin olarak akln bilgisinin olmas sz konusu deildir. Bylece akln
snrlarnn izilmeye balanmasyla birlikte, Gazl ile Kant arasndaki fikir
ayrlklar da gndeme gelmeye balam olmaktadr.

398

KBAL, Muhammed, slamda Dini Dncenin Yeniden Douu, ev. Ahmet Asrar, Birleik
Yaynclk, st. S. 21

144

B. KANT ve GAZLNN DN-AKIL LKS


DEERLENDRMELERNN FARKLI YNLER

Kant`n numen, Gazl`nin batn dedii metafizik leme ilikin (teorik) akln
bilgisinin olmasnn her iki dnrmze gre mmkn gzkmediini belirtmitik;
fakat bu leme ilikin bilginin ancak pratik aklla mmkn olduunu Kant
savunurken, Gazl bunu dini tecrbe ve tasavvuf ile zmtr. Kant iin akli bilgi
n plandayken, Gazlde mistik tecrbi bilgi (sezgi) arlkl olarak yer bulmaktadr.
Bu da iki filozofun dnceleri arasndaki nemli farklardan birisidir.

Kendisinden

nceki

felsefe

akmlarnn

dnsel

sentezini

ustaca

gerekletiren Immanuel Kant'n, kendisinden sonraki felsefe akmlarn byk


lde etkileyen nemli yaptn toparlarsak u sonucu saptarz: Doruyu akl
kurar, iyiyi akl buyurur, gzeli akl yarglar. Bilinemez kendinde eylerin dndaki
bilinir olaylar dnyasn tek szle akl dzenler; akl, her eyin lsdr. Dier
taraftan Gazl, akln iyi-kt, gzel-irkin ayrmnda yanlgya debileceini
savunur ve bunu gerekelendirmeye alr; akl bu yanlglardan kurtarma adna
vahye duyduu ihtiyac gzler nne serer.

Kant, dinin numen leme ilikin olduunu ve dolaysyla akl anlamda


bilinemez bir yapda olduunu ifade ederek agnostik bir gr sergilese de dine ahlak
araclyla bir kap aralamaktan da geri durmaz. O, dinin bir bilgi meselesi deil
inan meselesi olduunu srarla savunur. Bu dinin aklla herhangi bir ilikisi olmad
anlamna gelmez. Kant, ahlaki teoloji ile dinin gerekliliini ortaya koymaya alarak
dine kapal gibi duran kapy tekrar aralar. Gazl ise dini anlamada akl gerekli ve
baz konularda yetersiz grrken vahyi (kalbi) ve tecrbi bilgiyi daha n plana
kararak insan hayatnda dine byk bir yer amaktadr. Bununla birlikte Kant
mucizeyi ve Peygamberleri inkr ederken, Gazl her ikisini de olmazsa olmaz inan
meseleleri olarak grr ve bunlarn akli izahlarn yapmaya alr.

145

Kant, Tanrnn varlna dair ortaya konan delilleri eletirir ve tm bunlar


gereksiz grr. Tanry akln bir postulat olarak kabul eder ve onu delillendirme
ihtiyac da hissetmez. Kantn ahlak teorisinin vazgeilmez unsuru Tanrdr. Bu unsur
felsefe tarihinde Kant`n ahlak delili olarak ifade edilmitir. Gazl ise bata
kozmolojik delil olmak zere delillere byk nem vermi ve akl yrtme
sonucunda Allah`n varlna ulamann mmkn olduunu savunmutur. Kanta gre
akli bilgi, iman temellendirmede kullanlamazken; Gazlye gre kullanlabilirdir ve
kullanlmaldr.
Kant, tek gerek din ile kendisi araclyla insanlarn onu anlatmaya
altklar farkl inan sistemleri arasndaki ayrma iaret eder. Akl ya da ahlaki
vicdan yoluyla btn insanlarn dorudan ulaabilecei tek bir Tanr vardr; fakat
onun vahyine karlk vermeye alrken insanlarn tutabilecei pek ok yol
mevcuttur. Farkl fikirler, farkl semboller, eitli ritel trleri; ki bunlardan bazlar
uzunca bir zamandan beri pek ok insan tarafndan paylalr, bunlar devam eden bir
gelenekte birikip toplanmtr ve byk dinler olarak tanmladmz ite bunlardr.
Fakat sonuta hepsi tek bir hakikati anlatmaya ynelik, mkemmel olmayan
giriimlerdir ve bundan u iki sonutan birisi karlabilir: Ya hepsi kabaca birbirine
denktir ya da her biri dierinde daha az belirgin olan deerleri iermektedir. Bu
dnce Kantn dini oulcu bir yaklam benimsediini gsterir. Gazl ise,
hakikate gtrmede tek bir dinin gerekliini kabul eder; o da slamdr. Dier btn
dinler slam ile bu konuda eit olamazlar; gerek hakikat ancak slam ile bulunabilir,
dier dinler veya inanlarla deil. Bu da Gazlnin dini dlayc ya da dini
mutlak bir yaklamdan yana olduunun gstergesidir.
almamzn giri blmnde ifade ettiimiz din-akl ilikisine drt farkl
yaklam dikkate alndnda Kantn bunlardan ikincisi olan ayrma yaklamn
benimsediini syleyebiliriz. O, din-akl uyuumu tavrna kar tepki olarak ortaya
kan ve baz gerek atma olgularndan da destek alan atmac yaklama, bir
baka yaklamla kar koymaya almtr. Din ve akln gerek konularnda, gerek
metotlarnda ve gerekse amalarnda tamamen farkl ve bylece de asla atmayacak
derecede birbirinden uzak ve ayr etkinlikler olduunu savunan ayrmac yaklam

146

savundu. Hristiyanln bilinen asl zne uygun dt dnlen bu yaklam, en


byk desteklerinden birini de Kantn kritisizminden almtr.399
te yandan Gazl ise, din- akl ilikisine drt farkl yaklam dikkate
alndnda Kantdan farkl olarak uyuma yaklamn desteklemitir. Hem dinin
hem de akln tahrif edilmemi olduu bir durumda din ile akl arasnda vuku
bulabilecek en doal ilikinin uyuma olduu kanaatindedir. Ona gre, Allahn
yaratt evren ile vahyettii din arasnda, saf zleri dikkate alndnda bir atma
veya balantszln olamayaca mantksal olarak aktr. Din akln ve bilimin
yeterli olduu konularda teyit ve irat edici olur, yetersiz kald konularda ise
aydnlatc bilgiler ve hayat kurallar getirir; ama bunlar akl ve bilim ile atmaz,
elimez.
slamn Hristiyanla gre, hatta dier btn dinlerle kyaslandnda, bir
dinin olabilecei snrlar iinde tabiat ve akletmeyi belki en fazla vurgulayan ve
onlarn bilgisi ile uyum iinde olan din olduu pek fazla tartma gtrmez bir
gerektir. slam insan btn ynleriyle ve btn yetilerini dikkate alarak ele alyor ve
tatmin ediyorsa da, insann akl ve doann bilimi ile uyum ierisinde olmak, slamn
btn dinler arasnda en ayrt edici zelliklerinden birisidir. te bu ayrt edici
vasfndan dolaydr ki, Mslmanlar, slamn bu zelliinden neredeyse asla
vazgemezler. Oysa bir Hristiyan, birka asrdr yaptklar veya yapmak zorunda
kaldklar gibi, aklla ve bilimle uyumay hi umursamayabilir ve son derece kat
fideist veya duygusal bir dindarl daha nemli ve daha ncelikli tutabilir. Bunda
hakk da yok deildir; zira dininin asl ayrt edici taraf zaten bunu gerektirmekte,
aklla veya bilimle yakn bir uyuma ilikisini de yrtememektedir. Oysa durum
Mslman iin byle deildir ve ayn tutum onun iin ayn lde doru olamaz. Zira
o, slamn aklla, bilimle, beeri etkinliklerin veya kltrn dier alanlaryla olsun
uyum ierisinde olduu iddiasn vazgetiinde, dinin en temel ve en ayrt edici
zelliklerinden birinden (belki bilerek veya bilmeyerek byk lde Hristiyan Bat
dncesi etkisiyle) vazgemi olmaktadr. Bu fark gzden gelinmemeli ve slam ile
akln byk lde uyutuu gerei veya yaklam basite yabana atlmamaldr.400

399
400

YARAN, C. Sadk, Din ve Bilim, S. 65


Yaran, C. Sadk, Din ve Bilim, S. 76

147

C. KANT ve GAZLNN DN-AKIL LKS


DEERLENDRMELERNN EMATK GRNM

Yukarda belirttiimiz tm bu dncelerden yola karak Kant ve Gazlde


din-akl ilikisini emalar zerinde gstermeden nce genel anlamda din-akl ilikisini
ele aldmzda karmza 5 farkl grubun ktn syleyebiliriz. Bunu anlayabilmek
iin ilkokul matematiindeki kmeleri bilmemiz bile yeterlidir.

1- B'deki tm elemanlar A'nn de elemandr; fakat A'nn tm elemanlar


B'nin eleman deildir.

B
ek.1

2- A'nn tm elemanlar B'nin de elemandr; fakat B'nin tm elemanlar


A'nn eleman deildir.

B
ek.2

148

3- A'nn tm elemanlar B'nin de elemandr.

A=B
ek.3

4- A'nn hibir eleman B'nin eleman deildir, B'nin hibir eleman A'nn
elaman deildir.

B
ek. 4

5- A'nn tm elemanlar deil, baz elemanlar B'nin de elemandr, B'nin de


baz elemanlar A'ya aittir (Kesiim).

B
ek.5

149

Bunu aynen din ve akla uygularsak ayn ekilde 5 farkl grle karlarz:

1- Din (iman) ile bilinen her ey akl ile de bilinebilir; fakat akl ile bilinen
her ey din ile bilinemez.

AKIL

DN
ek.6

Bu gre sahip olanlarn dominant bir rasyonaliteye sahip olduklarn


rahatlkla syleyebiliriz. Bunu sadece akl ifadesiyle zetlemek mmkndr.
Aklclk din ile bilinen her eyin aklla da bilinebileceini veya anlalabileceini
veya kefedilebileceini syler. Din akln altndadr, alt kmesidir.

2- Akl ile bilinen her ey ayn zamanda din ile de bilinebilir, fakat din ile
bilinen her ey akl ile bilinemez. Akl imann bir alt snfdr.

AKIL

DN
ek.7

Din akl kapsar ve aar bir konumdadr. te buradan yola karak


baktmzda Gazl`nin dncelerinin bu seenekle paralellik arz ettiini grrz.

150

Gazl`ye gre, akln verdii hkmler dorudur. Gazl akl, bilginin


kayna, esas ve dou yeri olarak kabul eder. Bununla birlikte Gazl`nin aklcl,
felsefi anlamda salt aklclk deildir. nk ona gre vahiy, ilham ve duyular da akl
gibi bilgi kaynadr. Akl, zat itibariyle snrl olduu iin tek bana hakikate
ulaamamaktadr.

Gazl`ye gre mtevatir bilginin kayna olan tevatrle biz, bizim iin gaibi
olan hususlar salam bir ekilde idrak eder ve kabul ederiz. Mtevatir bilgi,
mtevatiri idrak eden, mtevatirin ne olduunu bilen iin geerlidir. lham, Gazl
iin dier bilgi kanallarndan daha nceliklidir. Gazl`de mistik bilgi, akli ve duyusal
bilgilerin nne gemitir. Bu bilgilerin oluabilmesi iin nefsin duru, kuvvetli ve
hadiselere nfuz edecek kapasitede olmas gerekir. Gazl`ye gre sezgisi gelimemi
kimseler bu trl eylere inanmak istemezler. lhama dayanan bilgiler, tecrbe ile
kazanlan bilgiler gibi kesindir. Bu tr bilgiler safi bir zihinde, aracsz olarak
doduklar ve bir l aleti ile de llemedii iin inkr edene ancak tatmayan
bilmez denilerek karlk verilmelidir.

Gazl akl bir havuza benzetmektedir. Bu havuzun beslendii iki kaynak


vardr. Birincisi, dardan gelen kayna oluturan, duyular araclyla gelen
bilgilerdir. kincisi ve Gazl`nin zerinde nemle durduu, ierden bizzat akln
kendisinden oluan kaynaktr ki, bu da melekle kurulan iletiimin neticesinde oluan
kutsal bilgi trdr. Akl ile elde edilen bilgiyle sezgisel bilgi elimezler ve bunlar
birbirlerine destek olurlar. Kalbi keif yoluyla insan, akln ulaamayaca bilgiler elde
eder. Bu yzden kalpte oluan bilgi, akli bilgiye daha yakndr.

Akln snrlarnn tayini meselesi nemli bir konudur. zellikle metafizik ve


lm tesiyle ilgili konularda insan bilgisi ve akl iin bir snr izilmesi
gerekmektedir. Akl, lm sonras hayat, ahiretin gerekliini, ruh-beden
mnasebetlerini, metafizik sahaya giren meseleleri din araclyla bilebilir. Mesela
akl nbvvetin gerekliliini bize bildirebilir ama nbvvetin verdiini veremez.

151

Akl, metafizik meseleler hakknda kesin bilgilere ulamaktan yoksundur. Akln


byle bir giriimde bulunmas ise imknszdr.
Btn bunlar gsteriyor ki akl bir snr dhilinde hareket etmektedir. Bu snr
at takdirde tehlikeli ve menfi sonular onu beklemektedir. Buradan akln
kullanlmamas ya da onun tembelce braklarak dnmeden braklmas anlam
karlamaz. Akl her zaman son haddine kadar kullanlmal ancak snrn ama
teebbslerinin de sonusuz kalacan bilmelidir.
Gazal akla, din ve ahlk dnyasnda byk bir deer ve nem verdii halde,
akl bilgilerde baz eliik hkmlere rastlandn, sonuta akl bilgilerden de phe
ettiini, nk akln btn mklleri zemediini ve halli zor meselelerde perdeyi
kaldramadn belirtir. Ona gre, duyu ve akln bilgileri insan zaman zaman
yanltabilir. nsann bu pheden kurtulmasnn tek bir yolu vardr; o da iman
yoludur; Allahn kalbe att nur ile kalbin hakikatleri dorudan ve ispatsz olarak
birdenbire kavramasdr.
Akln dinde inkr edilemeyen bir yeri ve nemi vardr. Akl olmakszn ne
iman etmek ne de dini yaamak mmkndr. Gazl`ye gre, Allah`n varln idrak
etmek ve dini sorumluluu stlenmek iin insan akla muhtatr. Ahirete ilikin
bilgiler de ancak aklla bilinebilir. Bu nedenle akl, insan iin en stn vasftr.
Allah`n insana ykledii din ve iman emaneti ancak aklla mmkndr. Akl
yetilerini altrmayan kimse dinin zn anlayamaz. Bu kimse cevizin kabuuna
taklp kalan biri gibi, dinin kabuuna taklmaktan teye geemez. Akln tam olarak
kullanamayan bir kimse de, dinin iinde bulunan akla aykr gibi gelen eyleri dinin
kusuru zanneder. Bu balamda Gazlye gre din irrasyonel deildir, din rasyonel
boyutu olmakla birlikte meta-rasyonel bir boyuta da sahiptir. Dinin bir ksmnn aklla
anlalabilir olduu bilinmekle birlikte dinin akl aan bir boyutu daha vardr. Bu
noktada akl yetersiz kalr, burada vahiy devreye girer.

Dnrmz akl, dinin kendisi zerine kurulduu ve ilahi teklife muhatap,


dolaysyla sorumluluu nispetinde yetkileri olan en nemli insani g olarak

152

vasflandrr. Keza akl, yaratltan insanda var olan ve kendisiyle eyann hakikati
idrak edilen bir nurdur. nsann ykml ve sorumlu tutulabilmesi iin onda
bulunmas gereken en nemli meleke akl melekesidir. Akl olmayann dini
sorumluluu da yoktur.
Dnrmze gre din, akln ve bilimin yeterli olduu konularda teyit ve
irat edici olur, yetersiz kald konularda ise aydnlatc bilgiler ve hayat kurallar
getirir; ama bunlar bilim ve akl ile atmaz, elimez. O, akl inkr eden kiinin dini
de inkr etmi olacan bize hatrlatr; nk dini bilginin doruluu aklla anlalr.
Bu yaklamyla Gazal, din ile akl arasnda bir uyuma olduu fikrini bir kez daha
gzler nne sermitir.
Gazalye gre akl, ancak doru yolu ve hakikati, dinin yol gstermesiyle
bulabilir; din de ancak akl ile temellendirilebilir. Zira akl temel, din ise bina gibidir;
nasl ki bina olmadka temelin bir anlam kalmazsa; temel olmaynca da bina ayakta
duramaz. Asl itibariyle din hariten bir akldr; akl da iten bir dindir. Din akl
kaybederse ondan hibir ey kmaz; gzn nurunun kaybolmasyla, n
kaybolmas gibi, din de kaybolur. Eer aksi olur da akl dini kaybederse, kszlktan
gzn grememesi gibi, akl da pek ok eyi grmekten aciz kalr.

Akl nazara almadan yalnz taklit ile yetinmek cehalettir. Kuran ve snnetin
nurunu atarak yalnz akl ile yetinmek aldanmaktr. kisini de bir arada bulundurmak
gerekir.401

401

Gazl, hya, c. III, S. 21

153

3- Bir dier gre gre din ile bilinen her ey akl ile de bilinebilir, akl ile
bilinen her ey din ile de bilinebilir. Burada akl ve din birbirleri yerine kullanlabilir.
Bu noktada din ve akl e anlaml olarak kullanlabilirler.

AKIL = DN
ek.8

Din ile bilinen her eyin akl ile de bilinebileceini syleyen bu gr,
mantken

olaslk

iinde

olmasna

ramen,

bugne

dek

benimsenmi

gzkmemektedir.

4- Din ve akl birbirlerinden tamamen farkl alanlara aittir.

AKIL

DN
ek. 9

Bu dalist ayrm bize, Kant`n numen-fenomen ayrmn ile din-akl ilikisi


balamnda ayrma yaklamn hatrlatmaktadr. Kant`n tm felsefesi dual bir
anlay yani fenomen-numen ayrm zerine kurulmutur. Ancak bu ayrm ontolojik
deil, epistemolojik adan yaplan bir ayrmdr. Numen kavram duyusal algnn
kendilerinde eylere kadar uzanmasn nlemek ve bylece duyusal bilginin nesnel

154

geerliini snrlamak iin zorunludur. Ancak sonunda gene bu tr numenlerin


olanaklar anlalamaz ve fenomenlerin dndaki alan bizim iin botur. Grngler
dnyasnn bilinebilir olmasna karlk, numen z gerei bilinemez ancak bir snr
kavramdr. Kant`n dnlr ile duyulur dnya arasndaki ayrm derin bir biimde
ortaya koyuu, akln snrlarnn ne olduunun da yaln bir ifadesidir.

Kantn

amac, yalnzca grgl koullarn yol gstericiliini brakarak akn olana sapmamas,
betimlemeye kapal hi bir aklama zeminini benimsememesi iin akl snrlamaktr.

yle anlalyor ki, Kant`n numenin varln kabul etmesinin nedeni, ahlak
ve din ilkelerinin uygulanmasna elverili bir dnya kurmak istemesidir. Bilim,
nedensel belirleyicilii ile ne kiinin zgr eylemine ne de Tanrya yer brakmaktadr.
Dolaysyla bilimi, grnrdeki eylerin bilgisiyle snrlamak ve numeni bilimin
belirleyicilii dnda tutmak bir k yolu olabilir. Kant`n sentetik apriorisi byle
bir yoruma elverilidir. Ayrca Dine yer aabilmek iin bilgiyi snrlamak zorunda
kaldm ifadesinin de bunun bir yansmas olarak grlmesi gerektii kanaatindeyiz.

Kant, dogmatizmden uzak kalarak aklla kavranabilir olan din anlay


gelitirmeye almtr. Din, bizim btn devlerimizin ilahi emir olduu anlaydr.
Din, ancak vazife (dev) binaenaleyh ahlakllk zerine dayanabilir. Ahlak nasl
pratik akldan douyorsa, din de ona dayanyor. Bu adan din akla dayaldr
diyenlerin hakk vardr. Bundan tr pratik akln dourduu ihtiya, dini imana sevk
eder. Tarihi olarak tespit edilmi dinlerin gerektirdii inanlarda dhil olmak zere
her imann makul olmas gerekir, yani nce onun konusu saf akln muhtevas iinde
olmal, ikinci olarak pratik akl onun tasdikine bizi sevk etmi bulunmaldr. Bunlar
srf ahlaki bir ekilde yorumlanmaldr. Byle makul ve geni yorum sayesinde
geleneksel din ile pratik akl arasnda uyum oluturulabilir.

Din konusunda Kant, rasyonalisttir; ama dinlere de saygldr. Kant`n din


anlayn incelediimizde grrz ki din, kendi devlerimizi Tanr buyruklar olarak
tanmadr ve tamamen pratik akln rndr. Kant, din anlaynn temeline Tanry
deil, insan koymutur ve insan zgr bir varlktr. Yine de insan pratik akl

155

sayesinde devlerinin bilincine varabilir, dolaysyla devlerinin bilincine varmak


iin Tanrya ihtiyac yoktur. Tanrnn varln ise iinde bulunduumuz zamana ve
uzaya gre mantk erevesinde kantlamak da, aksini inkr etmek de mmkn
deildir. Kant iin Tanrnn ispatnn mmkn olmay, ona inanmay imknsz
klmyor; Kant Tanrnn varln kabul etmekle beraber, Tanrya duyulan inancn
bilgiyle kantlamaya elverili olmadn belirtmitir. Kant`a gre Tanr, irade olarak,
mutluluk ile faziletin birlemesi bakmndan, inan bakmndan vardr ve saf akln bir
postulat olarak vardr.

Din ile akl arasndaki iliki sz konusu olduunda Kant, felsefesinde yaln bir
biimde teoloji konusunun bilgiye ait bir konu olamayacan gstermeye alr.
Kanta gre inan, bilgiyle ilgili ya da kantlamaya elverili bir konu deildir. Kant
felsefesinde inancn bilgiye ait bir konu olmamas onun aklla hibir ilikisi olmad
anlamna gelmemektedir. Bilgiden gelerek temellendirilecek bir dini imknsz gren
Kant, insan eylemlerinin balam iinde dine yeniden bir yer bulmaya almtr.
Ona gre pratik akl, teorik akln yapamayacan yaparak Tanrnn varlndan emin
olmamz salar.

Kant, ikinci tenkitte Tanr, lmszlk ve hrriyetle ilgili bulunan ve ilk


tenkidinde ykm olduu dini fikirleri yeniden ortaya koyar. Bu iki tenkit birbirini
nakzetmez. Bilakis onlar btn azametiyle yan yana durmakta ve kendi kendilerine
mahsus bir tarzda insan dnyasnn umumi ikiliini teyit etmektedir. Nasl numen ve
fenomen farkllklarn kaybetmeden yan yana durabiliyorsa ayn iliki din ve aklda
da mevcuttur. Bu tespit din ile akln birbirini nakzetmediinin de gstergesidir. Buna
kart olarak Kantn sisteminde filozof olarak Kant ile yaayan, eylemde bulunan bir
insan olarak Kantn birbirine karm olduunu, bundan dolay da Kant iin ahlak
yasalarnda ve bunun paralelinde dinde inanma ve bilmenin belirsiz olduu da
savunulmutur. Ona gre fiilen kesin bir karara varlabilecek bir konuda inanca
dayanmann batl bir itikattan baka bir ey olmamasna karn, bir karara varmann
mmkn olmamas durumunda belli bir inan oluturmak hi de akl d deildir.

156

Kant`n felsefesinde imann bilgiyle ilgili ya da kantlanmaya elverili bir


konu olmamas grnte din ile akln alanlarn, tamamen birbirinden ayr alanlar
olarak gsterse de bu alanlarn ayn realitenin yani (teorik ya da pratik) akln iki ayr
yz olduu da dnlebilir.

Kant'n metoduna gre akl, zgr olmal, kesinlikle bir vahyin veya dinsel
dogmann izinde alan bir karm veya kantlama arac olmamaldr. Aksi halde bu
felsefenin lmne yol aar.

zetle Kant; dine, bilime, ahlaka ayr ayr nem vermi, bu anlay ve
metodu gerei hibirini dierinden stn tutma gayretine girmemitir. Eletirel
yaklamyla birbirinden uzak duran rasyonalizmemprizm gibi, dinbilim gibi
sistemlerin ayr ayr gerekliini deerlendirmitir. Din, bilim ve ahlak
temellendirmeye almakla beraber, canlnn bir rasyonalite tamasnn ne manaya
geldiini gstermeye almtr.

5- Din ile bilinen her ey deil; fakat baz eyler akl ile de bilinebilir,
sorgulama ile bilinen her ey deil; fakat baz eyler din ile de bilinebilir. Din ve akl
birbirleriyle kesiim iindeler.

AKIL

DN
ek.10

Birok kiinin bu maddenin en mantkl ve kabul edilebilir seenek olduu


noktasnda bir araya geldii dnlebilir. Bu farkl gerein ayrmn yapmak
gerekirse:

157

a. Dine dayal olan; fakat akla dayal olmayan alan,


b. Hem dine hem de akla dayal alan,
c. Akla dayal; fakat dine dayal olmayan alan vardr.
Sadece dine dayal gerekler Tanr tarafndan vahiy yoluyla aklanan fakat
sorgulama yoluyla kefedilemeyen, kantlanamayan veya anlalamayan eylerdir
(rnein; Tanrnn zellikleri (sfatlar), ahiret hayat gibi). Tanr'nn bizlere vahiyle
aklad, hem imana hem de akla dayal gerekler ayn zamanda anlalr,
kefedilebilir veya sorgulama yoluyla kantlanabilir (rnein; Tanr'nn varl,
objektif ahlaki yasa). Tanr'nn bizlere vahiyle aklamad, dine dayal olmayan
fakat sorgulama (aklla) yoluyla bulunabilen, kefedilebilinen ve anlalan eyler
(rnein; doa bilimleri, biyoloji, fizik, kimya vs.).

158

SONU VE DEERLENDRME

Bu tez, Immanuel Kant ve Gazl tarafndan ortaya konan din-akl ilikisini


incelemektedir. Her ikisinin bu balamdaki dnceleri; aralarndaki benzerlikleri,
farkllklar ve yol atklar sonular ortaya koymak amacyla deerlendirilmitir.

Bu iki dnr arasnda iki ana benzerlik vardr: birincisi, akl ele alp onu
snrlandrmalar; ikincisi, snrl olarak grlen akln din ile olan ilikisine deinmi
olmalardr. Felsefe almalar benzerlik gsterse de, sorunlar ele allar ve
kullandklar yntemler byk farkllk gstermektedir.

Kant'n, kendisinden sonraki felsefe akmlarn byk lde etkileyen


nemli yaptn toparlarsak u sonucu saptarz: doruyu akl kurar, iyiyi akl buyurur,
gzeli akl yarglar. Bilinemez kendinde eylerin dndaki bilinir olaylar dnyasn
tek szle akl dzenler; akl, her eyin lsdr. Dier taraftan Gazl, akln iyi-kt,
gzel-irkin ayrmnda yanlgya debileceini savunur ve bunu gerekelendirmeye
alr; akl bu yanlglardan kurtarma adna vahye duyduu ihtiyac gzler nne
serer.

Kant, Tanrnn varlna dair ortaya konan delilleri eletirir ve tm bunlar


gereksiz grr. Tanry akln bir postulat olarak kabul eder ve onu delillendirme
ihtiyac da hissetmez. Kantn ahlak teorisinin vazgeilmez unsuru Tanrdr. Bu
unsur, felsefe tarihinde Kant`n ahlak delili olarak ifade edilmitir. Tanr, en yksek
iyinin gereklemesini mmkn kld iin Kant felsefesinde aktif bir ahlak ve
bunun paralelinde pasif bir Tanr ile karlarz. Oysa Gazlde her an aktif bir
Allah anlay gzlemlenmektedir. Gazl, bata kozmolojik delil olmak zere
delillere byk nem vermi ve akl yrtme sonucunda Allah`n varlna ulamann
mmkn olduunu savunmutur. Kanta gre akli bilgi, iman temellendirmede
kullanlamazken; Gazlye gre kullanlabilirdir ve kullanlmaldr. Bununla birlikte

159

Kant mucizeyi ve Peygamberleri inkr ederken, Gazl her ikisini de olmazsa olmaz
inan meseleleri olarak grr ve bunlarn akli izahlarn yapmaya alr.

Kant, tek gerek din ile kendisi araclyla insanlarn onu anlatmaya
altklar farkl inan sistemleri arasndaki ayrma iaret eder. Akl ya da ahlaki
vicdan yoluyla btn insanlarn dorudan ulaabilecei tek bir Tanr vardr; fakat
onun vahyine karlk vermeye alrken insanlarn tutabilecei pek ok yol
mevcuttur. Kant mevcut olan dinlere pek nem vermemekle birlikte sahip olduu
Tanr inancn yaants boyunca korumutur. Bu anlay onun dini oulcu bir
yaklam benimsediini gsterirken, Gazlde durum biraz farkldr. Gazl,
hakikate gtrmede tek bir dinin gerekliini kabul eder; o da slamdr. Dier btn
dinler slam ile bu konuda eit olamazlar; gerek hakikat ancak slam ile bulunabilir,
dier dinler veya inanlarla deil. Bu da Gazlnin dini dlayc bir yaklamdan
yana olduunun gstergesidir.

Kant, dini rasyonaliteye bal kalarak aklamaya almtr. Kant iin akl
teorik ve patrik olarak ikiye ayrlr. Teorik akln konusu olan, pratik akln konusu
ise olmas gereken dir. Kant, ahlak ve bununla paralel olarak da dini bu pratik
akln konusu iinde grr. almamzda belirttiimiz gibi Tanr inanc bilgi ile
temellenemiyordu. ste bu yzden Kant din konusunu bilginin snrlarndan karmak
zorunda kalmtr. Dinin teorik akln alann aar bir konumda olmasyla birlikte,
pratik aklla da ondan kopamadmz ve onu dndmz belirtmitir. Yani
dinin aklla herhangi bir ilikisi olmad anlam gerei yanstmamaktadr. Kant,
ahlaki teoloji ile dinin gerekliliini ortaya koymaya alarak dine kapal gibi duran
kapy tekrar aralar. Kant, inanc bilgiden ayrm; fakat yerini pratik akl ierisinde
gstererek onu irrasyonel bir alana itmemitir. Ancak imandaki vahiy gereinin de
stnden atlayarak bilgiyi salt bir akl varl nn rn olarak grd gibi iman
da salt bir akl ierisine hapsetmitir denilebilir. Bu balamda Kant felsefesinde
bilgi ve iman, tm farkllklarna ramen yan yana duran bir ve ayn realitenin (teorik
ve pratik akl) iki ayr yz olarak karmza kmaktadr. Grld zere Kantn
din anlay tamamen kendine hastr. Kant, geleneksel dinleri eletirmekle beraber;

You might also like