Professional Documents
Culture Documents
GR
Bilindii zere Ortaan zihn planda en nemli ve en merkez problemi dinfelsefe ilikisidir. Ortaada filozoflar din ile rasyonel dnceyi gerein iki kayna
olarak kabul ettiler. Bu ekilde din ile felsefenin, gerein elde edilmesi ve ortaya
konmas noktasnda eit derecede olan iki farkl otorite olarak kabul edilmesi,
birbiriyle uyumayan, hatta birbirine zt olan eitli grlerin ortaya kmas
sonucunu dourmutur. Bu da beraberinde baka birtakm problemlerin olumasna
neden olmutur.
Bu balamda din ile felsefe arasnda ilikiye deinen; din-akl ilikisine zgn
yorumlar ve farkl bak asyla yeni almlar getiren dnrlerden biri de Gazl
olmutur. Onun farkl bak asyla ortaya koyduu fikirler slam dnce tarihinde
kendisinin milat kabul edilmesi sonucunu dourmutur. Gazl, kendisinden sonraki
birok filozofu da dnceleriyle etkilemitir.
Dier taraftan felsefe tarihini yzeysel olarak gzden geirdiimizde yle bir
tablo ortaya kar: Antik dnemin heterojen dnya yaps 12. ve 13. yzyllarda yerini
homojen bir yapya, 15. ve 16. yzyllardaki ok seslilik 17. yzylda yerini tek
seslilie brakyor. Bu yzyln filozoflarndan Descartes, Hobbes, Spinoza, Leibniz
ayr ayr sistemler oluturmalarna ramen hepsinin ele ald ortak sorun akln yaps
ile ileyii ve akla gvendir. 17. yzylda, Rnesans dneminde elde edilen bulu ve
ilkeler derli toplu bir biimde dzenlenir. Kendisine yntem olarak matematik-fiziin
yntemlerini semesi felsefede birlik ve btnlkl bir yapy ortaya karr. Bu
yzylda akla olduka fazla gvenilir. Matematik-fizik, doada bulunmayan, saf
dnceden
karlm
olan
matematiksel
kavramlarla
doann
yapsnn
TRKER, Mbahat, Tehaft Bakmndan Felsefe ve Din Mnasebeti, Trk Tarih Kurumu
Basmevi, Ankara, 1956, s. 1-40
18. yzyl dncesi, akla gvenmenin dorua ulat adr. Bu ada doa
karsnda baar kazanan akln kltr dnyasnda ve insan bilmede de ayn baary
gerekletirme abas vardr.3 Bu yzylda temel anlay Akln kendin kullanma
cesaretini gster dsturudur. Ancak bu yzyl ayn zamanda rasyonalizm ve
speklatif metafiziklere kar kkl bir eletirinin balatld bir eletiri dnemidir.
17. yzyln duraan tablosunun yerini 18. yzylda bir canllk almtr. 18. yzyl,
tm kurumlar akln eletiri szgecinden geirirken ayn zamanda akln kendisini de
bu szgeten geirmeyi ihmal etmemitir. Akla bu kadar gvenmek iin onun
iyapsn bilmek gerekir. Bunu en sistematik biimde gerekletiren Kant olmutur.
Kantn
eletirel
felsefesi,
Aydnlanma
Dncesinin
temel
konularndan birounu anlaml bir biimde bir araya getirdii iin, Avrupa
felsefesinin daha sonraki geliiminde nemli bir rol oynamtr.
te bu balamda dnemlerinin iki nemli simas olan Gazl ve Kant ile tarih
boyu sregelen tartma konularndan olan din-akl ilikisini konu alarak
snrlandrdmz Gazl ve Kantta Din-Akl likisi adl bu aratrmada din-akl
ilikisini din felsefesi alannda bir problem olarak ele almaya altk. Her iki
filozofun felsefesinde, din ve akl kavramlarnn mahiyetlerini filozoflarn bak
alaryla ortaya koymaya almakla birlikte, din-akl ilikisinin ne anlama geldiini
inceledik. Bundan dolay tezimizde onlarn bilgi anlaylarna da gerektike yer
2
3
Bilim (akl) ve din arasndaki iliki sorunu, dnce tarihi boyunca, din
felsefesi, teoloji, kelam, bilim tarihi, bilim felsefesi, epistemoloji gibi pek ok disiplin
iinde sahip olduu tarihsel yer ve nemi, gnmzde de oluka canl bir ekilde
koruyan, hararetli tartmalarn yapld ve hemen her gn yeni eserlerin
yaynland son derece gncel ve ok boyutlu felsefi problemlerden biridir. Bu
sorunun, standart temel konulardan biri olarak, bal bana ele alnp irdelendii tek
disiplin de din felsefesidir. Bununla birlikte, bu sorun, yalnzca bilim, felsefe ve din
ile megul olanlar deil, akla gelebilecek her kesimden insan u ya da bu ekilde
ilgilendirmekte ve etkileyebilmektedir.4
1.
atma
yaklamn
din
taraftar
olarak
nitelenebilecek
mensuplar
eklinde
rastlanmamaktadr. Din ile Hristiyanlk kastedildiinde, bilim ile din arasnda bir
atmann olduu tarihsel olarak inkr edilemez bir gerektir. Ancak burada,
Hristiyanlk ve slamn ayr dinler olduklar ve farkl zellikler tadklar gzden
uzak tutulmamal ve Hristiyan ile Hristiyan kilisenin neden olduu ve yaad
atmalar, ayn artlar gzlenmedike ve kantlanmadka slama yklenmemelidir.7
2. Ayrma
Din-bilim (akl) ilikisine dair ikinci yaklama gre, bilim ile din arasnda
tam bir farkllk, ayrlk, blmleme vardr. Bilim ile din alanlar, yntemleri ve
amalar itibariyle birbirinden tamamen farkldr. Aralarnda bu kadar farkllk ve
uzaklk olan bu iki etkinliin de atmaya hatta bir rekabete bile girmesi sz konusu
olamaz. Bu gr paylaanlar da ikiye ayrmak mmkn ve yararl grnmektedir;
bunlardan birincisi, din ve bilimin ayrln gerek anlamda savunan ve ayrmay,
din ile bilim arasndaki ilikiyi ifade eden en temel kavram veya yaklam olarak
grenlerdir. kinci grup ise, ayrmann ateli bir taraftar olmaktan ok onu,
epistemolojik bir olgu olarak benimseyen ve atmasz bir tecrbe btnl iin de
gerekli grenlerdir.9
3. Dinselletirme (slamiletirme)
Bu gre gre, gerek Mslman olsun gerekse Hristiyan olsun her teist
dnr, kantlanm bilimsel sonularla ideolojik girdiler arasndaki farkllklara ve
bu ideolojik girdilerin tehlikesine dikkat ekmeli ve hatta bu tr ideolojik
balantlardan bilimi ayrt etmelidir. te alternatif bilim modelleri (slami, Hristiyan,
teistik vs.) savunanlarn yapmay tasarladklar ilk ey budur: bilimi, ona bulaan
gereksiz ve zararl ideolojilerin etkisinden arndrmak. Bu ayklama faaliyetinden
sonra yaplmas gereken temizlenmi bilginin dinsel eler ve anahtar kavramlarla
bezenmesidir.11
bilim ve teknoloji ile slami deerlerin (temel dini, metafizik ve ahlaki ilkelerin)
birbirinin alanlarna ve zelliklerine tecavz etmemekle birlikte, birbirinden tmyle
ayr ve kopuk olmamalardr. slam epistemolojisinin btncl yaklam ve onun din
ile bilimin birlii, bilgi ile deerlerin, madde ile metafiziin uyumu ile ilgili vurgusu
slami bilim nerisinin gsterdii metodoloji ierisinde geliecek bilimin, modern
Batl bilimin dourduu sorunlar da potansiyel tehdidi de tamayaca; ama
salad teorik ve pratik yararlar Mslmanlarla birlikte tm insanlk iin fazlasyla
salayabilecei savunulmaktadr.12
4. Uyuma
Bilim ile dinin zellikle de slamn arasndaki en eski ve temel iliki, uyuma
ilikisidir. Hem dinin hem de bilimin tahrif edilmemi olduu bir durumda din ile
bilim arasnda vuku bulabilecek en doal ilikinin uyuma olduu apriori olarak bile
sylenebilmekte ve sylenmektedir. Zira ayn Allahn yaratt evren ile vahyettii
din arasnda, saf zleri dikkate alndnda bir atma veya balantszln
olmayaca mantksal olarak aktr. Bu nsel akl yrtme, slam tarihi boyunca ve
gnmzde doadan ve Kitaptan alnan aposteriori kantlarla da desteklenmeye
allmakta ve belki de dier yaklamlara oranla en fazla sayda Mslman dnr
tarafndan savunulmaktadr.13
YARAN, a.g. e, S. 71
YARAN, C. Sadk, Din ve Bilim, Sidre Yay. Samsun, 1997, s. 72
aklamalar ile srekli ortaya kan ve deien bilimsel aklamalar arasnda bir
uygunluun olmas durumdur. Genelde din, zelde ise slam ile bilimin arasndaki
uyumann balca iki tre ayrlabilecei sylenebilir: birincisi, doal, ak ya da
kendiliinden uyuma; ikincisi ise, uyumann olabilmesi veya grlebilmesi iin
tefsir, tevil, yorum gibi yntemlere dayal abalarn gerektirdii uyumadr. Bu da
nihayetinde bir uyuma olsa da buna uyuturma veya uzlatrma demek daha uygun
olabilir. Bu uyuma dncesini benimseyenlere rnek olarak, Aydnlanma dnemi
uzlatrmaclarnn banda gelen John Locke verilebilir; ona gre Tanr dinde, ancak
akla uygun yasalar bildirmitir, vahiy akln stndedir; ama akla uygundur.14
Bu farkl drt yaklamn yan sra din-akl ilikisi problemine Gazl ve Kant
zelinde onlarn dnceleri dorultusunda farkl bak alaryla da bakmaya
alacak ve kendi zgn yaklamlarn karlatrmal olarak ele almaya devam
edeceiz.
B. TEMEL KAVRAMLAR
YARAN, a.g. e, S. 73
10
alarak genel anlamda din ve akln tanmn yapalm. Bu tanmlarn dnda Gazl ve
Kantn doktrinleri ierisindeki tanmlama ve konumlamalar ilgili blmlerde yeri
geldike yer alacaktr.
1. Din
Bununla birlikte szlkte din, insann kaderini bal grd stn bir g
veya ilkeye inanc; bu inancn sonucu olan ve bir yaama kural yaratabilecek zihni ve
ahlaki tutumdur. eklinde ifade bulmutur.15
2. Akl
11
18
BOLAY, S. Hayri, Felsef Doktrinler ve Terimler Szl, Akl md. Aka Yay. Ank. 1999, S.
12
1. BLM
GAZLDE DN-AKIL LKS
1. Gazlnin Hayat
Gazlnin asl ismi, Muhammed bin Muhammed bin Muhammed bin Ahmed
et-Tusi Ebu Hmid el-Gazldir.19 Gazl, Huccetl slam (slmn hucceti, senedi,
delili, ispatlaycs), Zeynddin (Dinin ss) gibi lakaplarla anlmaktadr. Horasann
Tus ehrinde doduu iin et-Tus (Tuslu), afii mezhebini taklit ettii iin de eafii denilmektedir.20 Knyesi Ebu Hmid olmakla birlikte, onun Hmid adnda bir
olunun olup olmad bilinmemekte, eer varsa kk yata lm olabilecei
tahmin edilmektedir.21 Gazl 450 (1058) ylnda Tusta (bugnk Mehedde)
domutur.
19
W. M. WATT, Gazlnin isminin, Tusun Gazala kyne nispetle Gazl eklinde okunmasnn
m, yoksa yn eiricisi anlamna gelen, babasnn meslei olduu iddia edilen Gazzale nisbet edilerek
Gazzl eklinde okunmasnn m daha doru olacan ilk tabakat kitaplarna dayanarak izah
etmektedir. Farkl kaynaklarda her ikisine de yer verilmektedir. Ancak kaynaklar, daha ok Gazzl
olarak imlasn tercih etmelerine ramen, Watt bunun doru olamayacan baz delillerle izah ettikten
sonra tercihe daha yakn olann Gazl olduunu ifade eder. Nitekim kendisi de bu ekilde yazlmas
gerektiine taraftardr. Geni bilgi iin bkz. W. Montgomery WATT, Mslman Aydn -Gazl
Hakknda Bir Aratrma (ev. Hanifi zcan), Ett Yaynlar, Samsun 2003, S.163165
20
GAZL, hyau Ulumid-Din, (ev. Ahmet Serdarolu), c. I, S. 2050.
21
ARICI, Mustafa, T. D. V. slam Ansiklopedisi, Gazl maddesi, T. D. V. Yay. st. 1996,
XIII/489.
22
Bu zatn ad Yusuf Nessacdr. Bkz. UBUKU, . .Agah, Gazali ve phecilik, A...F. Yay.
Ank. 1989, S. 60
13
harcam ve sonra onlar masraflar oraya ait olmak zere bir medreseye
kaydettirmitir.23
Gazlnin kelm, felsefe, Batnilik ve tasavvuf diye ayrd ann drt ana
dnce akm zerindeki tenkiti dnceleri ve hesaplamalar, nihayet onu kendi
kendisiyle hesaplamaya ve ayn tenkiti bakn bu sefer kendi zerine evirmeye
gtrmtr. Geirdii i muhasebe, kendisi hakknda hi de iyi neticeler vermemiti.
yle diyor Gazl: Bu durum karsnda, uurumun kenarnda bulunduuma, eer
halimi dzeltmezsem atee yuvarlanacama kanaat getirdim.26
23
14
Gazlnin pek az kiiye nasip olabilecek an, hret, mevki, itibar, zenginlik
ve iktidar bir tarafa brakp, btn bunlarn ok uzandaki bir dervi hayatn tercih
etmesi eitli yorumlara konu olmu ve deiik ekillerde aklanmaya allmtr.29
Gazl Badattan ayrldktan sonra ama gitmi ve orada iki seneye yakn
zamann hepsini sflerden rendii ekilde nefsi temizleme, ahlk dzeltme, yce
Allah zikir iin kalbi tasfiye, uzlet, halvet, riyazet ve mcadele ile geirmitir.30
Daha sonra Gazl, Kudse gitmi orada da Kubbetus-Sahra adl makama ekilip
kapsn kilitleyerek uzlet hayat yaam, sonra Hz. brahimin mezarn ziyaret
ederek burada ey hakknda yemin etmitir:
1. Sultanlarn yanna gitmemek,
2. Mnazara yapmamak ve taassup gstermemek,
3. Sultanlardan maddi yardm almamak.31
27
ORMAN, Gazl, S. 34-35; Ayrca Bkz: ARICI, Gazl md., D..A., c. XIII, 492; GAZL,
el-Mnkz, S. 20
28
GAZL, El-Mnkz, ev. Salih Uan, Kitap Dnyas Ne. st. 1984, S.20
29
Bu yorumlar iin bkz. ORMAN, Sabri, Gazl, nsan Yay. st. 1986, S. 35-36; ARICI, Mustafa,
Gazzl md., DA., c. XIII, S. 492
30
Orman, Sabri, Gazl, S. 40
31
UBUKU, . Agah, Gazzl ve phecilik, S. 61
15
1096 ylnda hac farizasn ifa iin Hicaza giden Gazl, oradan
skenderiyeye uram, sonra yine ama gelerek oradan da Badata dnmtr.
Gazl Badatta bir mddet kaldktan sonra muhtemelen 1099 ylnda Hamedana da
urayarak memleketi Tsa dnm, evinin yanna bir tekke ve medrese yaptrarak
etrafna toplanan bir renci topluluunun eitim ve retimiyle zel olarak
uramaya balamtr.32 Ancak Gazlnin tasavvuf zhd ve ibadet hayat
memleketine dnnden sonra da devam etmitir.33 On yl sren inziva dneminde
telif faaliyetlerine de devam eden Gazl, en nemli eseri olan hyu Ulmid-Dini
bu dnemde yazmtr.34
32
16
Gazl, arkasnda ilm bir miras brakarak, elli be yanda iken vefat etmitir.
(H.505/M.1111) Tsta nl air Firdevsnin mezarnn yaknna defnedilmitir.
Gnmzde burada bulunan yap halk arasnda Hruniyye adyla anlmakta ve
bunun bahesinde yer alan yap Gazlnin mezar olarak gsterilmektedir.39
.
17
APAYDIN, Yunus, Bir slam Hukukusu Olarak Gazl, Erciyes niversitesi Gevher Nesibe
Tp Tarihi Enstits Yaynlar, Ebu Hamid Muhammed El Gazl, Yayn No.7, Kayseri 1988, S.37
45
HENRY, Corbin, slam Felsefesi Tarihi (ev. Hseyin Hatemi), letiim Yay. st. 2002, c. I, S. 319
46
WATT, W. Montgomery, Mslman Aydn - Gazl Hakknda Bir Aratrma, S.11.
47
M. M. ERF, slam Dncesi Tarihi (ev. Komisyon), nsan Yay. st. 1990, c. II, S.261
48
NAM, Ahmet, Gazlnin Kalp Ordusu, slami Aratrmalar Dergisi, S. 513
49
UBUKU, . Agah, Gazzali ve Batnilik, Resimli Posta Matbaas, Ank. 1964, S. 2930
18
50
19
54
EVKURAN, Mehmet, Sosyal Bilimler Mant ve Kelam, Aratrma Yaynlar, Ankara 2005, S. 24
TRKER, Mbahat, Tehaft Bakmndan Felsefe ve Din Mnasebeti, S. 27
56
BAYRAKTAR, Mehmet, slam Felsefesine Giri, A...F. Yay. Ankara 1988, S. 171
57
CNDOLU, Dcane, Kef-i Kadim-mam Gazlye Dair, Gelenek Yay. st. 2004, S. 78-79
55
20
sadece eskiyi ykm yerine yeni bir felsefi sistem getirememitir.58 Gazlnin
felsefeyi eletirmesiyle, Douda bir daha kendine gelemeyecek ekilde bir darbe
indirdiini ileri srmek Henry Corbine gre gln bir dava olmaktan teye
geemez.59 Bu ve benzeri iddialara sebep olarak Gazl gibi dnrlerin bizzat kendi
grleri mi, yoksa o grlerin daha sonraki nesillere yaplan yorumlar m yol
amtr, bunun ok iyi analizinin yaplmas gerekmektedir.60 Bizim, bu tr iddialara
katlmamz mmkn deildir. nk her yenilenme ve dnm hareketinin, bir
eletiri srecini de beraberinde getirmesi kanlmazdr. Gazl de yapt tecdit
hareketinde hem pozitif bir oluumu hem de negatif bir tenkit hamlesini ayn anda
gerekletirmitir.61
58
VURAL, Mehmet, Gazzl Felsefesinde Bilgi ve Yntem, Ankara Okulu Yay. Ankara 2004, S. 84
HENRY, Corbin, slam Felsefesi Tarihi, c. I, S.321
60
AYDIN, S. Mehmet, slamn Evrensellii, Ufuk Kitaplar, kinci Bask, st. 2000, S. 96
61
ORMAN, Sabri, Gazlnin ktisat Felsefesi, nsan Yaynlar, stanbul 1984, S.181
62
AYDIN, slamn Evrensellii, S. 182183
63
AYDIN, slamn Evrensellii, S. 184
59
21
yerine, kendilerinden nce yazlan kaynak kitaplarn tefsir, erh ve haiye yapmaya
ynelmilerdir. Bu konunun en arpc misalini, mer en-Nesefinin yalnzca be on
sayfalk Metnl Akaidine yaplan almalarda grmek mmkndr. Brockelmann,
bu ufak metin zerine onu akn erhin, bu erhlerden birine, Taftazaninin erhul
Akaid isimli erhine otuz kadar haiyenin ve bu haiyelerden biri zerine de yaklak
yirmi kadar haiyenin haiyesinin yapldn syledikten sonra bunlarn listesini de
vermektedir. Btn bunlarn yannda baz istisnai, orijinal nitelikte eserler ortaya
kyordu; ancak bunlarda nceki kitaplarn birer muhtasar hviyetinde olup belki de
erhlere konu olmak iin hazrlanyorlard.64 Bunlarn sonucunda, maalesef
gelimenin yerini gerileme alarak felsef ve kelam eserlerde bir ksr dng olutu.
slam bilginleri giderek birbirine benzeyen, ayn dili kullanan, ayn gndemle megul
olan karakterler haline geldi. Dolaysyla bu yerinde say, Gazlnin entelektel
almalarna hamletmek, eletirel, felsefi ve sorgulayc fikir ve tutumlarna atfetmek
doru deildir.
WATT, slam Felsefesi ve Kelam, ev. Sleyman Ate, Pnar Yay. st. 2004, S. 191
FAZLURRAHMAN, slam, Seluk Yay. nc Bask, Ankara 1993, S. 177
66
FAZLURRAHMAN, slam, S. 201
67
FAZLURRAHMAN, slam, S. 133
68
BAYRAKTAR, Mehmet, slam Felsefesine Giri, A...F. Yay. Ankara 1988, S. 242
65
22
Gazl ile gelien tasavvufi akm, panteistik ifratlardan, meczup sufilerin genel ahlaka
ters temayllerinden uzak bir yapdadr. O bir yandan tasavvufu ehl-i snnet izgisine
ekmeye
alrken,
te
yandan
ehl-i
snneti
tasavvufa
yaknlatrmaya
almaktadr.69
Gazl ok ynl bir dnr olduundan dolay onu tek bir eseriyle veya tek
bir bak asyla deerlendirmek bizi onun hakknda tutarl ve salkl bir sonuca
gtrmez. Onu ve eserlerini bir btn halinde, eserleri arasndaki ilikiler, balantlar
dikkate alnmak suretiyle incelemek gerekir. Baz eserlerinde o, halka, avama
seslenirken, baz eserlerinde ise aydnlara, entelektel birikimi olan insanlara
seslenmektedir. Felsefeyi ve filozoflar anlatt Mekasdl Felasife ve Tehaftl
Felasife, mant esas ald Miyarl lim ve Mihekkn Nazar gibi eserlerinde
aydn ve okumu kimseleri hedef alrken, lcaml Avam, Eyyhel Veled gibi
eserlerde ise halk esas almtr. Gazlnin eletirilen ynlerinden biri de fikirlerinde
tekdze olmamas, eserlerinde, kimi zaman paradoksal bir grnm arz etmesidir. Bu
durum,
onun
farkl
kesimlere
hitap
ettiinin
gz
ard
edilmesinden
Leibnize,
determinizmin
zorunluluunu
imkan
ve
ihtimale
69
23
3. Gazlnin Eserleri
Gazlnin eserlerinin bir zellii ok sayda olmalar ise, bir baka zellii de
ok eitli alanlarda olmalardr. Gazlnin eserlerinin zellikleriyle ilgili olarak bir
baka husus da, son derece sistematik olulardr. Bu birka bakmdan byledir:
Birinci olarak her eserin, konusunun zelliine gre oluturulmu, snrlar gayet iyi
izilmi birer plan ve mantk rgs, gayet salam rlm birer i sistematii
71
24
vardr. hyu Ulmid-Din gibi krk kitaptan, drt byk ciltten oluan hacimli
kitaplarda bile bu byledir. kinci olarak, eitli alanlardaki kitaplar kendi aralarnda
birer alt sistem olutururlar. Bir ksm deiik konularda birbirini tamamlar:
Miyarul-lm ile Mizanul-Amel gibi. Bir ksm, ayn konular deiik yaklamlarla
ele alr: Makasidul-Felasife ve Tehaftl-Felasife gibi. Bir ksm da ayn konular
deiik seviyelerde ele alr: el-Basit, el-Vasit, el-Veciz ve el-Hlasa gibi.75
Gazalinin mevcut olan eserlerinden balcalar unlardr: El- Mustasfa, elMenhul, el-Basit, el- Vasit ve el-Veciz eserleri slam hukukuna, Mikekkn Nazar,
Miyarl lim mantk, el-ktisad, lcaml Avam, Faysalt Tefrika, Fedaihl
Batniyye kelama, Makasdl Felasife ve Tehaftl Felasife felsefeye, hyau
75
25
Ulumid Din, Kimya- Saadet ve buna benzer birok eser ahlak ilmine dair
eserlerdir.79
79
GAZAL, hya-u Ulumid-Din, ev. Ali Arslan, stanbul 1978, c. I, S. 4950; bkz. slam
Ansiklopedisi, c.XIII, S. 489533
26
80
27
soru sormu, neticede Gazlnin ald cevap taklit olmutur. ncelikle taklit
bandan kurtulmas gerektiini sorgulamakla ie balamtr.
28
misal getirmektedir. Katrn karnn ikin gren biri onun hamile olduunu syler.
Hlbuki ona katrn hibir zaman dourmayaca bilgisi geldiinde, aklyla onun
hamile olmadna hkm verir. Akl, gzn bu yanln dzeltir.90
90
29
baka trl grnmekte ve o zaman kendisine: ite senden perdeni kaldrp atk,
bugn gzn ne kadar keskindir.91 denilecektir.92
Kaf Suresi, 22
GAZL, El-Munkz, S. 4142
93
GAZL, a.g. e. S. 42
94
GAZL, a.g. e. S. 4446
95
GAZL, a.g. e. S. 4748
96
GAZL, a.g. e. S. 6169
97
GAZL, a.g. e. S. 7072
98
GAZL, a.g. e. S. 38
99
GAZL, a.g. e. S. 74
92
30
gvenebilecei bilgi kayna olarak, dini tecrbeye dayal bilgi ve kalbi bilgiyi
benimsemitir. Gazl ncelikle kendi edindii bilgiden, kendi varlndan phe
etmeyerek hakikati bulmaya almaktadr.100 Bu ynyle o, kendisinden asrlar sonra
yaayan Descartes`e ok benzemektedir. Descartes`te yntemini tesis ederken her
eyden kukulanarak yola km, phe etmenin bir eit dnme olduunu
anladnda dnyorum; yleyse varm karmyla yakine ulamtr.101
Sonu olarak Gazl, yaad phe krizini metodik bir ekilde yaamtr. O,
pheyi Yunanl septikler gibi meslek edinmemi, kronik bir vak`a haline
dntrmemi, aksine onu zorunlu bilgiye gtren bir yntem ve ara olarak
kullanmtr.103
100
31
slam dncesinin en verimli dneminin ilk alt yzylda olup bittii ittifak
edilen bir grtr. Gazlnin bu dnemde, beinci yzyln ikinci yarsnda yaam
olduu hatrlanacak olursa onun, ad geen dnce faaliyetinin kemale erdii
dnemde yaad anlalr. Konumuzla ilgili bulunan ilimler ve dnce abalar
asndan bakldnda bu husus, kelm, tasavvuf ve felsefenin artk btn
problemleriyle ortaya konduunu, bunlarla ilgili sistemlerin detaylarna kadar
inildiini grrz.104
32
tespit etmek pek kolay bir i deildir. Bunun esas sebebi ise, dnrmzn ilgi
alannn ok geni olmasdr. O kuvvetli bir felsefe eletiricisi olduu kadar, bir
kelamc ve fakih, ayn zamanda tasavvufta maksadna ulaan bir slam
mutasavvfdr.107
Gazlye gre, bilgi teorisinde bilen, bilinen ve bilgi diye daima bulunmas
gereken temel unsur vardr. Ona gre burada bilen (lim) eyann hakikatlerinin
kendisinde ortaya kt kalptir. Bilinen, bilinmek istenen (malm) eyann
hakikatleridir. Bilgi (ilim) de eyann hakikatlerinin kalp aynasnda ortaya
kmasndan ibarettir.109
Bilme faaliyeti, bilen (sje) ve bilinen (obje) arasnda meydana gelen iletiim
sonucunda ortaya kan bir durumdur. Her bilme bir objenin alglanmas neticesinde
oluan bir bilgidir. Gazl`ye gre bilme ilevinde insan, objenin bizzat kendisini,
hakikatini deil, duyu organyla onun benzerini, suretini veya bir bakma resmini
alglamaktadr. Mesela gz, grd cismin suretini hayalinde izer. Nesne gzden
kaybolduunda grme ilemi sona erer; ancak akl onun suretini, misalini hayalde
107
LKEN, Hilmi Ziya, Gazl ve Felsefe, A...F. Dergisi, Ankara, 1957,Say: 34, S. 9
GAZL, el-Munkz, S. 16
109
GAZL, hyu Ulmid-Din, ev. Ahmed Serdarolu, st. 1985, c. III, S. 29
108
33
muhafaza ederek kalc hale getirmektedir. nsan yine bir eyi grrken, o eyi
arazlarndan, renk, koku, miktar ve ekilden soyutlanm olarak deil de, bu arazlarla
bir btn halinde grmektedir. Dolaysyla insann grme duyusu ve bu alg
neticesinde ortaya kan bilme durumu, nesnelerin, objelerin salt hakikatini deil
suretlerini bildiini ortaya koymaktadr.110
lkin kendi kendime dedim ki: Benim maksadm ilerin hakikatlerini anlamak
ve bilmektir. O hlde evvela bilgi nedir? Bunun hakikatini aratrmak icap eder.
Nihayet anladm ki, yakin derecesine varan bilgilerde bilinen eyin asla ek
gtrmeyecek derecede anlalm olmas gerekir. Bunda yanlm olmak, vehme
kaplmak ihtimali sz konusu olmaz. Kalp byle bir ihtimale imkn veremez.
Hatadan emin olmak iin bilgi o surette kuvvetli olmaldr ki, mesela birisi o bilginin
batl olduunu iddia etse ve ta altna evirmek, denei ejderha yapmak suretiyle de
davasnn doruluuna delil gsterse, bu keyfiyet o bilgi sahibini pheye drmez.
Ben on saysnn saysndan byk olduunu bildiim halde birisi hayr says
on saysndan byktr. Szme inanmanz iin de u denei ejderhaya evireceim
dese ve dediini yapsa, ben de grsem bu yzden bilgimde bana bir phe arz olmaz;
ancak o adamn bunu nasl yaptna aarm. Yoksa bildiim eyde phe
etmem111
110
111
34
nce basit bilgiler sonra mrekkep, birleik bilgiler idrak edilmektedir. lemi
bilmeyen, hudusu bilmeyen, lemin hadis oluunu da bilemez. Dolaysyla ilim
marifetlerin birleiminden olumaktadr. Marifet ikiye ayrlr: aratrmakszn,
duyularla elde edilen tekiller, dieri de aratrmayla ortaya kanlardr.113 Marifet
basit bilgiyi ifade ederken, ilim bu basitlerin bir araya gelmesiyle oluan mrekkeb
bilgi trn ifade etmektedir.
112
35
nsan bilgisinin felsef bir izah, yorum ve tenkidi olan epistemoloji, ilimlerin
ortaya koyduu felsef problemleri ele alan bir disiplin olarak prensiplerin,
hipotezlerin tenkidini, bilginin mantk kaynan, deerini, geerliliini, eitli
ilimlerin vard sonularn tenkidini ve nihayet ilm bilgilerin metotlarnn tenkidini
yapar.116
117
akl, sezgi, ilham ve sadece peygamberlere ait olan vahiy ile bilgi elde edilir.
b-1.a Duyular
36
onlardan haberdar olmas idrak denilen hasse ile mmkndr. draklerin her biri,
insann onun vastasyla bir leme muttali olmas iin yaratlmtr. lemlerden
kastedilen varlklarn cinsleridir. Gazl`ye gre insanda ilk yaratlan, oluan duyu
dokunma duyusudur. nsan bununla eyada bulunan scaklk, soukluk, yumuaklk,
sertlik gibi eylerle onlar tanmaya alr. Sonra insanda gz yaratlr ve insan
bununla renkleri ve ekilleri idrak eder. Alg snr en geni olan duyu, gzdr. Daha
sonra insann iitme duyusu geliir. nsan bununla sesleri ve nameleri iitir.
Kulaktan sonra, en son yaratlan ve gelien, tatma duyusu olan dildir. nsan, alg
lemini tamamlamasyla temyiz safhasna geer ki; bu da yaklak yedi yalarna
tekabl etmektedir. Sonra insan daha baka bir devreye girer ve bu evrede insan,
akledilebilir sahaya girerek akln kullanmaya balar. Akl sayesinde vacip, mmkn,
muhal eyleri ve daha nceki devrelerde bulunmayan halleri idrak eder.119
b-1.b Akl
119
37
Akl, bilginin bir felsefe problemi olarak ortaya atld zamandan beri, hemen
her trl bilgiyi izah iin yle veya byle bavurulan bir bilgi ve ifade kayna
olarak grlmtr. Ancak Gazl, sadece akl muhakeme ile ilahi hakikatlere
eriileceini imkansz sayar. Hlbuki insann en mhim ayrc vasfnn akl sahibi
olmasndan kaynakland hususunda btn dnce tarihi boyunca ittifak edildii
ortadadr. Yine, dnen ve konuan canl diye tarif edilmesinin de tamamen insann
akll olmas esasna dayand da ok iyi bilinmektedir.122 Dnrmzn bu
konudaki dnceleri Gazl`de akl blmnde genie yer alacaktr.
Sadk haber sz konusu olunca akla hemen tevatr, mtevatir haber, vahiy,
nbvvet, tarihi bilgi gibi kavramlar gelmektedir. Nitekim bunlarn bilinmesi bize
ancak tevatr dediimiz kanalla gelmektedir. Haber-i sadk, vahyin bildirdii
metafizik konularla ilgili, salkl ve doru bilgiler sunmaktadr.
Tevatr, haber alma kaynaklar arasnda zgn bir yere sahiptir. Gazl`ye
gre mtevatir bilginin kayna olan tevatrle biz, bizim iin gaibi olan hususlar
salam bir ekilde idrak eder ve kabul ederiz. rnein Hz. Muhammed (s.a.v.)in
davasndaki haklln, getirdii mucizelerle anlarz. Peygamberlik davasnn gerek
olup olmadn anlamak iin mucize kanlmazdr. Bu bilgiler bize tevatren gelince
biz de onlarn gerekliine ve doruluuna iman ederiz. O halde Hz.
Muhammed(s.a.v.) de davasnda hakldr. Yine O, Kuran` getirmitir ve Kuran da
onun en byk mucizesidir. Nitekim Hz. sa, Hz. Musa ve dier peygamberlerin
tarihte yaam gerek birer Peygamber olduklarn tevatr vesilesiyle reniriz.123
38
etmez. Akl ve hissi gerekeler, aklsz ve hissiz kimseler mstesna, btn insanlar
iin ortak gerekliktir. Nitekim grme duyusuyla elde edilen bir asl, anadan kr bir
kimseye kar delil olarak kullanmak imknszdr.124
b-1.d lham
Gazl`nin bilgi edinme kaynaklar arasnda ilhamn nemli bir yeri vardr.
ncelikle ilham, onun bilgi teorisi iinde nemli ve ncelikli bir yere sahiptir. lham,
Gazl iin dier bilgi kanallarndan daha nceliklidir. Gazl`de mistik bilgi, akli ve
duyusal bilgilerin nne gemitir.
Bir baka yerde bu ilmin tahsil ynne iaret eden Gazl, insann, ilmi iki
yolla elde edebileceini belirtmektedir: birincisi, insani yani kiinin kendi abasyla
renmesi, ikincisi ise, Allah`n o kimseye retmesi suretiyle. Birinci yol, allm
ve bilinen mehur yoldur. Her akll kii iin bu yol aktr. kinci yol olan rabbani
renmeye gelince, bunun da iki yolu vardr: ya vahiy yoluyla ya da ilham yoluyla.
124
125
39
Vahiyle olan ilim, nebevi ilim; ilhamdan ortaya kan ilim ise lednni ilim olarak
isimlendirilir. Tabii olarak lednni bilginin vehbi olarak elde edilmesi, hibir aba ve
gayret gstermeme anlamna gelmez. Lednni ilmin kendine gre nclleri ve
hazrlayclar vardr. Bunlar da Gazl`ye gre, bilisel ve sezgisel gler olup,
yerinde kullanlmalar durumunda bu unsurlar, insanda manevi glerin olumasna
zemin hazrlamaktadr.126
Gazl`ye gre keifle elde edilen bilgi akla gre daha nceliklidir. Akl ile
elde edilen bilgiyle sezgisel bilgi elimezler ve bunlar birbirlerine destek olurlar.
Kalbi keif yoluyla insan, akln ulaamayaca bilgiler elde eder.127 Bu yzden kalpte
oluan bilgi, akli bilgiye daha yakndr. Bu durum bir kimsenin, bir insan uzaktan
grmesiyle yakndan grmesi, onun gizli vasflarn bilmesiyle bilmemesine
benzemektedir. Eer kalbi mahede, bir insanda hsl olursa, iman esaslarn
kalbinde hissedecektir.128
Gazl`ye gre ister eyann ister Allah`n bilgisi olsun, ancak kalp ile elde
edilebilir. Kalbin bu bilgisini deneysel yollarla tecrbe etmeye gerek yoktur. O, kendi
bana kesin bilgiyi ihtiva etmektedir. Kalp, akldan ycedir ve gerek bilginin
kaynadr.129
126
MACT, Fahri, slam Felsefesi, Kelam ve Tasavvufuna Giri, nsan Yay. st. 2000, S. 108
BAEC, Muhiddin, Gazl`nin Kelam lmine Verdii nem ve Kelam Metodu, Erciyes niv.
Gevher Nesibe Tp Tarihi Enst. Yay. Yayn No: 7, Kayseri, 1988, S. 74
128
MUHDDN, Baeci, a.g.m, s. 63
129
BAYRAKTAR, Mehmet, slam Felsefesine Giri, S. 256
130
BOLAY, S.Hayri, Felsef Doktrinler Szl, Ankara, 1990, S. 173194
127
40
131
41
d- limlerin Tasnifi
42
hya`da bir baka yerde ise Gazl ilimleri yle tasnif etmektedir. limler
ikiye ayrlr: akli ve er`i ilimler. Akli ilimler ikiye ayrlr: zaruri (apriori, ftri, bedihi)
ve iktisabi ilimler. ktisabi ilimler iki ksmdr: dnyevi (tp, matematik, geometri,
astronomi vb.) ve uhrevi ilimler (tasavvuf, kelam vb.)138
136
43
B. GAZLDE AKIL
1. Akln Tanm
Gazl akl kelimesinin bir tek tarifinin yaplmasn uygun bulmayarak drt
ayr anlam vermitir;
Birinci anlam: Akl, insan hayvanlardan ayrt eden bir vasftr. nsan bu vasf
sayesinde dnce mahsul olan ilimleri, tefekkr mahsul olan gizli sanatlarn
tedvirini elde etmeye hazr bir vaziyette gelir() nsan, dnce mahsul olarak elde
edilmesi mmkn olan ilimleri elde etmeye hazrlar. Akl ftratnn ilimlere olan
nispeti, tpk gzn grmeye olan nispeti gibidir. Kuran ve din ilimlerini kefeden bu
akl ftratnn Kurana nispeti, tpk gne nn gze nispeti gibidir. te bu ftrat
anlamak gereklidir.140
Akln drdnc anlam: Akl kuvveti yle bir dereceye gelir ki, akll,
emirlerin sonucunu bilip, geici lezzetlere srkleyici ehveti yok edip ortadan
kaldrr.142
140
44
Akln bu drt anlam iinde ilk ikisi vehbi, son ikisi ise kesbidir. Mizan`l
Amel`de bu durum gz nne alnarak akl sadece iki tryle ele alnmtr:
1. Tabii akl
2. Mktesep akl145
143
45
Gazl`ye gre akln iki ilevi vardr. lki, karm yoluyla bilinenlerden,
bilinmeyenlerin bilgisine ulamak, dier ilevi bir ksm nesnelerin bilgisine dorudan
sahip olmaktr. lkine tefekkr, istinbat, ictihat adlar verilirken, ikincisine ilham ad
verilmektedir. Baz aratrmaclar, buradan hareketle onun akldan baka kalp gz
adyla bir bilme yetisi kabul ettii sonucuna varmlardr. Pascal ile Gazl`yi
mukayese
edenler,
Pascal`n
da
Gazl`ye
benzer
ifadeler
kullandn
2. Akln Snrlar
46
Gazl, insann ksmi de olsa baz bilgilere sahip olmasnn mmkn olduunu
ancak keyfiyeti hakknda tmel, evrensel ve de genel geer bilgiye sahip olamayaca
konularn banda, mteabihat saymaktadr. Gazl, lcam adl eserinde,
mteabih konusunda ilmin tam anlamyla yeterli olmadn ve bilginin snrlarn
152
47
aan bir mevzu olduunu beyan etmektedir. zellikle avamdan olanlar bu meseleyi
renme ya da kavrama yolunu benimsememelidir. Bu tr insanlarn, aklna taklan
konular olursa ilim ehline sormal, cevap verilirse onunla yetinmelidirler. Ancak
sorulan kii de bu konuda baz problemleri zemeyebilir. O da meseleyi Allah`a
havale etmelidir. Gazl`ye gre istiva gibi mteabih ayetlerin varlnda
amalanan bir mana vardr. Bu mana da ancak ilimde belli bir yere gelmi insanlar
tarafndan kavranabilir. O insanlarn avama nispeti, olgunlarn ocuklara nispeti
gibidir. Dolaysyla ocuklara den vazife, anlamadklarn olgunlara sormalar
olduu gibi, avamn bu konuda yapmas gereken ey de meseleyi limlere sormaktr.
Olgunlarn vazifesi ise, onlarn bu ilere dalmalarnn gereksiz olduunu sylemektir.
Kur`an bu hususu u ayetleriyle hatrlatmaktadr: bilmiyorsanz ilim ehline
sorunuz.157 Eer onlarn anlayabilecei eyler varsa anlatn, yoksa kendilerine size
ancak az bir bilgi verildi.158 ayetlerini okuyunuz.159
El-iktisat adl eserinde ise Gazl, Allah`n zat ve sfatlar hakknda her eyin
bilinemeyecei ve insann kendisine dur demesi gerektiini yle bir misalle dile
getirmektedir: Bir insan dnelim ki bu insan bir padiah tarafndan izzet ve ikrama
mazhar olsun. Bu insan da nimetlere teekkrn, hkmdarn oturduu yeri,
ailesiyle yatp kalkt odasn ve dier btn gizli srlarn aratrmak suretiyle etmi
olsun. Bu durumda o kii verilen nimetlere nankrlk etmi ve hkmdar tarafndan
dlanmay hak etmi olur. nk zerine vazife olmayan ilere girierek bu cezay
hak etmitir. Hlbuki onun kendisini alakadar eden meselelerle ilgilenmesi gerekirdi.
te bunun gibi, Allah` bilmek isteyen bir kimsenin de onun btn sfatlarn,
157
Nahl Suresi, 43
sra Suresi, 85
159
GAZL, lcam, S. 45-46
160
GAZL, lcam, S. 42-63
158
48
C. GAZLDE DN
Gazli, etkin bir varlk olan Tanry, kendisinde bileim bulunmayan (basit)
yaln, saf bir zat olarak tasavvur ettiinden, Tanry, kavramsal zmleme
yntemiyle yani, erh etme veya resmetme yoluyla ifade edebileceimizi syler:
Mesela, vcut kelimesi hepimizin bildii bir anlama sahiptir. Ak
bir anlama sahip olduundan onun d dnyada bulunan bir eye
tekabl etmesi gerekir. Fakat bu eyin ne tr bir gereklik olduunu ve
hangi fiili durumlara delalet ettiini aklamak son derece gtr.
Bunu aklamak da Tanry aklamak kadar zordur. Tanrya inanan
insan yakinen onun farkndadr; onun varln tm benliiyle hisseder.
161
162
49
Gazl, Tanry bir isim olmaktan te bir tanm olarak grr. Biz de,
Gazlnin bak asndan Tanry tasvir etmeye alacaz. Zira Gazlye gre,
bilgi ya tasdik, ya da tasavvurdur. Tekil eylerin bilgisi tasavvur, iki tekil ey
arasndaki balanty oluturan bilgi ise tasdiktir.164 Tanr da, ncelikle tasavvura
konu olan tekil bir kavramdr.
Gazlye gre, Allah ezeldir. Onun ezel olmas, var olduuna ve varlndan
nce yokluunun bulunmadna iaret eder. O, varl kendinden olan vacib-el
vcuddur. Yani var olmak iin hibir ynden hibir illete bal deildir. Varl
kendinden zorunludur.165 Allah- Tel, ebeddir; yani uanda vardr, bundan sonra da
var olmaya devam edecektir. Allahtan baka hibir ey, bk deildir. Her ey
eninde sonunda yok olmaya mahkmdur. Bk kalacak olan, ancak ve ancak
Odur.166 Gazl, ebedi kelimesinden Tanrnn kendisi dnda hibir eyin
olmad bir durumu anlar. Gazl, Tanr ebedidir derken, Tanrnn ebedi olmasn,
zamansz olmas yerine, sonu olmamas biiminde anlamaz. Zira Tanr zamann ne
iindedir ne de dndadr. O lemden ve zamandan ncedir. Yani Allah varken lem
yoktu, ancak Allah varken lem var oldu.167 Zira zaman O yaratmtr. Tanr, zaman
yarattnda zatnda hibir deiiklik olmamtr. O, zat itibaryla zamann ve
meknn dndadr. Olacak ve olmayacak her eyin hkmn ezelde O
belirlemitir.168 Bildiimiz ve bilmediimiz her ey Allahn iradesiyle var
olmutur.169 Olan her ey, Allahn takdiri ve dilemesiyle meydana gelir. Onun
dilemesi olmadan hibir ey var olamaz.
163
TOSHIHIKO, Izutsu, slamda Varlk Dncesi, ev. brahim Kaln, nsan Yay. st. 1971, S. 95
GAZL, El-Mustasf, S. 10
165
GAZL, Filozoflarn Tutarszl, ev. Bekir Karla, ar Yay. st. 1981, S. 81
166
GAZL, a.g.e. S. 29
167
GAZL, Filozoflarn Tutarszl, S. 33
168
GAZL, bidler Yolu, ev. Yaman Arkan, Dede Korkut Yaynlar, st. 1968, S.185
169
GAZL, Kimya- Saadet, ev. Ali Arslan, Yeni afak Gazetesi Kltr Armaan, c. I, S.125
164
50
Allah, tevhit ile anlalr. Tevhit ise kinatta cereyan etmekte olan her
hdiseyi, sebepleri yaratan bir kudretten bilmek demektir170 Yeryzndeki btn
canllarn rzk, Allaha aittir. O btn bunlar, kadim ve ezel bir ilimle bilmektedir.
O, ezelde de, ilim vasfn kaybetmeyecektir. Onun ilmi, zatnda sonradan meydana
gelen, belli ve bir sre devam eden bir ilim deildir.171 Allah, her eyi snrsz olarak
bilir. Onun bilgisi, her eyi kuatmtr. Yerden ara varncaya kadar, hibir zerre
Onun bilgisi ve haberi olmadan var olamaz. Zira tm varlklar ve mukadderat
Ondan meydana gelmektedir.172 O ezelden beri, her eyi kendisine takdir edilen
vakitte var etmeyi irade buyurmutur. te o eyler de, bu ezel iradenin isteine
uygun olarak, muayyen zamanlarda ne bir saniye evvel, ne de bir saniye sonra
olmamak artyla var olmutur.173
170
GAZL, hy, c. I, S. 78
GAZL, a.g.e. S. 329
172
GAZL, Kimya- Saadet, c. I, S.125
173
GAZL, hy, c. I, S. 329
174
GAZL, El-ktisat, S. 88
175
GAZL, hy, c. I, S. 378
171
51
Peki, bir bilgi kayna olan akl incelemeyle Tanry bilebilir miyiz? Akll bir
insan belirli bir eyi ncelikle aklla tasavvur eder, sonra onu tasdik eder.177 Akl
incelemeyle elde edilen bilgi, duyularmzla elde ettiimiz bilgilerden daha
gvenilirdir. nk ar uyarclar, yallk ya da duyu organlarnda bir rahatszln
hsl olmas sebebiyle duyularmz yanlabilir. Bu sebepten duyulara gre akl, daha
isabetli kararlar verir. Ayrca duyu organlar kendini idrak edemezken, akl hem
kendini idrak eder, hem de idrak ettiini idrak eder. Duyular, akln hizmetileri
konumundadr.178 Akl, eyann hakikatini, sebep ve illetini, varlk mertebelerini ve
duyularn idrak edemedii sevin, keder, ak ve nefret gibi manevi olgular idrak
eder.179
ve
Tanrnn
bilinebilirlii
eklindeki
ayrma
iaret
ederek
inceleyebiliriz.
176
52
184
180
53
Gazldeki din anlayn ele alrken nasl bir Tanr dncesine sahip
olduunu bilmemiz gerektiinden buraya kadar Gazlnin Tanr tasavvurunu iledik.
nk konumuz itibariyle Tanrnn nasl bir Tanr olduunu bilmeden din hakkndaki
temel dncelerini ele almak salkl olmayacaktr. Peki, bu durumda, yukarda
ilediimiz Tanr tasavvuruna sahip olan Gazl, iman konusunda bakalm neler
sylemektedir.
man, lgatte tasdik etmek demektir. Istlahi anlam ise, kelime-i tevhidi, dil
ile ikrar edip, kalp ile doruluunu kesin bir ekilde tasdik etmektir.185 Bu Gazlnin
ve Eari ekolnn benimsedii genel tariftir. Aada Gazlnin yapm olduu
iman tariflerinde baz farkllklar grlecektir. Bu farkllklarn, Gazlnin hayatn
ikiye blen sufi tecrbenin etkisinden kaynaklanmakta olduu dnlmektedir.
Birinci manaya bu adn verilmesinin delili, Allah delil ile bildikten sonra,
len kimseye mmin hkmnn verilmesi; ikincinin delili Araplarn Hz
Peygamberin szlerine, tavr ve davranlarna bakarak iman etmeleri ve bu
imanlarna peygamberin ahadet etmesi; ncsnn delili ise Hz Peygamberin Bir
mmin zina ettii zaman, mmin olarak zina etmez, man yetmi ksur ubeye
ayrlr, bunlarn en alt derecesi yoldan ezay kaldrmaktr hadisleridir.187
185
GAZL, Kimya- Saadet, ev. A.Faruk Meyan, Bedir Yay,, st, 1970, S. 97
GAZL, el-ktisat, S.141
187
GAZL, a.g.e. S.141
186
54
Gazl, mantk disiplini zerine yazd Mihekkn Nazar adl eserinde bir
inan snflamas yapmaktadr. Ona gre insan nefsi, bir eye inand zaman u
durumdan birine dahil olmaktadr:
1- Yakin nan: nsan bir eye yzde yz kesinlik iinde inanr ve tasdik eder.
Kalbi emin ve mutmaindir. nsanlarn en stn kp da yakn seviyede inanan
birine, inand eylerin yanl olduunu sylese, yakin seviyede inanan kii o szleri
diyenin hatal olduunu itiraf etmekte hi duraksamaz.188 Hatta nebi ksa, inancnn
yanll hakknda mucize gsterse; yine inanmaz ve itikadndan dnmez. Dnerse
yakini inanca sahip deildir. altdan azdr, bir kimse ayn anda iki yerde
bulunamaz gibi bilgilere duyulan inan bu tr inanca rnektir.189
3- Zanna Dayal nan: Bu inan tr zan merkezli bir inantr ki, zann
destekleyen bir delilin gelmesiyle kuvvet kazanr, aleyhinde gelen delille de
zayflar.191
2-Kelamclarn iman: Avamdan ileri; ama ona yakn bir derecededir. Bunun
durumu duvarn arkasnda bulunan kimsenin sesini duyan ancak onu gremeyen
kimseye benzer.
188
GAZL, Mihekkn Nazar (Dnmede Doru Yntem) ev. Ahmet Kayack, Ahsen Yay. st.
2002, S. 97
189
GAZL, a.g.e, S. 97-98
190
GAZL, a.g.e, S. 98
191
GAZL, a.g.e, S. 98-99
55
3-.Ariflerin iman: Yakin nuru ile mahede edilen imandr. Arifin misali,
duvarn arkasna geerek arkadakini bizzat gren kimseye benzer.192
Gazlye gre dinde nasl zorlama yoksa dolaysyla imanda da ikrah yoktur.
Peygamberin vazifesi sadece kendisine gelen vahyi, olduu gibi insanlara tebli
etmektir. nsanlarn kabul edip etmemesi onun grev alanna giren bir mesele
deildir. Bu teblii insanlara yaparken de asla onlar imana ve hakikate zorlayc bir
tavr iine giremez. Girdii takdirde tebliin ruhuna aykr hareket etmi olur. Doktor
zararl, lmcl neticelere sebebiyet veren zehirleri ve insann salna uygun olan
ilalar gsterip, bildirmekle mesuldr. Hangi ilac iecei, hastann kendi iradesine
braklmtr. Peygamberin vazifesi, sadece tebli etmek, ilim yoluna irat etmek ve
bununla yetinmektir. Binaenaleyh, bu gerei kim kabul ederse, kendi lehine, kim de
inkr ederse kendi aleyhine hareket etmi olur.195
192
56
Allahn szn bir cimrilik, bir engelleme ve bir eilim olmadan akllara,
yetilere gre ve gleri orannda, anlamlar aktarmaktan ibaret olduunu syleyerek
vahyin hususiyetine iaret eden Gazl, Allahn bilmesinin konuma, anlamlar
aktarmasnn da sz olduuna dikkat eker.197
196
GAZL, Dinde Krk Esas, ev. Hseyin S. Erdoan, Hisar Yay. Tarihsiz, S. 43-44
GAZL, Dnme, Konuma ve Sz zerine, ev. Ahamet Kamil Cihan, nsan Yay. stanbul,
2002, S. 60
198
GAZL, a.g.e, S. 60
199
GAZL, a.g.e, S. 65
197
57
Allahn yazmasnn ilk mertebesi, dorudan yaratma: yce Allah, gkleri asli
yaratl olarak bir defada dorudan yaratt. Nitekim yce Allah yle buyuruyor: O,
gklerin ve yerin dorudan yaratcsdr. Bir eye karar verdii zaman ona ol der ve
o da olur.200 Bylece Allahn demesinin ve sylemesinin, icat etmesi ve dorudan
yaratmas olduunu syleyen Gazl, Onun emrinden yaratma doduu vakitte sz
olur demektedir. Bu sz yerine ulap, yaratlan ey ortaya knca da yaz olur.201
Gazl, Rahman Suresinin ilk drt ayetinden hareketle vahiy anlayn farkl
bir bak as ile izah etmektedir. Ona gre, Rahman Kuran retti, insan yaratt,
ona beyan retti204 Ona gre, bu ayetteki insan kelimesi, insan tr anlamnda
olabilir. nk Allah, onlara bilgiyi dille ve kalemle ifadeyi retti. Bunun yan sra
ayetteki insann Hz. Muhammet olmas da mmkndr. Zira yce Allah, Kuran
ona retti, anlamlarn kalbine yazd. Cibril vastasyla ona vahyetti ve kendi diliyle
ona emretti. Nitekim yce Allah yle buyuruyor: Muhakkak ki O (Kuran),
alemlerin Rabbinin indirmesidir. Ak ve anlalr bir dille uyarclardan olman iin
senin kalbine onu gvenilir ruh indirdi. (uara Suresi, 193-195)205
200
Mmin Suresi, 60
GAZL, Dnme, Konuma ve Sz zerine, S. 65-66
202
GAZL, a.g.e, S. 66
203
GAZL, a.g.e, S. 66
204
Rahman Suresi, 1-4
205
GAZL, Dnme, Konuma ve Sz zerine, S. 67
201
58
gsterdi. O, defterde Hz. Muhammetin ahsndr. Bundan dolay yce Allah yle
buyurdu: Biz seni lemlere rahmet olarak gnderdik (Enbiya Suresi, 107)209
206
59
Gazl, akl cihetinde makulatn, karlkl aynalarda olduu gibi bir anda
aklda yer ettiini ve ilimlerin de semavi nefislerin zatlarnda nakledilmi bir halde
bulunduunu syleyerek insan nefsinin de istidadna ve cilal oluuna gre onlarla
iletiim kurduu anda suretleri alabileceini syler.212
210
GAZL, Mearicul Kuds fi Medarici Marifetin- Nefs (Hakikat Bilgisine Ykseli), ev.
Serkan zburun, nsan Yay. st. 2002, S. 63
211
GAZL, Mearicul Kuds, S. 63-64
212
GAZL, a.g.e, S. 64
213
GAZL, a.g.e, S. 64
60
Akln dinde inkr edilemeyen bir yeri ve nemi vardr. Akl olmakszn ne
iman etmek ne de dini yaamak mmkndr. Hz. Peygamber bu gerei yle ifade
etmektedir: akl olmayann dini yoktur.214 Gazl`ye gre, Allah`n varln idrak
etmek ve dini sorumluluu stlenmek iin insan akla muhtatr. Ahirete ilikin
bilgiler de ancak aklla bilinebilir. Bu nedenle akl, insan iin en stn vasftr.
Allah`n insana ykledii din ve iman emaneti ancak aklla mmkndr. Akl ile
saadete ulatran bilgi arasndaki iliki, meyve ile aa, aydnlk ile gne, grme ile
gz arasndaki ilikiye benzemektedir.215 Akl yetilerini altrmayan kimse dinin
zn anlayamaz. Bu kimse cevizin kabuuna taklp kalan biri gibi, dinin kabuuna
taklmaktan teye geemez. Bu yzden akl bilgiler olmakszn slam`n ruhunu tam
anlamyla kavramak mmkn deildir. Gazl, bu bilgilerden mahrum olan kr bir
insana benzetmektedir. Bu kr, bir eve girer. Evde yerli yerinde duran eyalara arpar
ve daha sonra neden bu eyalar yerinde deil, her ey darma dank diye kzmaya
balar. Hlbuki kusur kendi gzndedir fakat o, kusurun kendinden kaynaklandnn
farknda deildir ve kabahati baka eylerde aramaktadr.216 Akln tam olarak
kullanamayan bir kimse de, bu kr gibi, dinin iinde bulunan akla aykr gibi gelen
eyleri dinin kusuru zanneder. Bu balamda Gazlye gre din irrasyonel deildir,
din rasyonel boyutu olmakla birlikte meta-rasyonel bir boyuta da sahiptir. Dinin
iinde akln snrlarn aan mevzularn olmas, onun akla ters dt anlamna
gelmez. Dinin iinde akla aykr eylerin olmad aikardr, yle olduunu sananlar
ise sadece yanlg ierisindedirler.
214
61
slam dnrlerinin ekserisine gre ilk yaratlan ey akldr. Akl, iyi ile
kty, doru ile yanl ayrmakta bize yardmc olur, ilahi emirlere uymakta bize
yol gsterir, Allah`n nimetleri zerinde dnmemizi salar. Bu hikmetleri
dndke de faziletli olmamz iin abalarmz artar, eliki ve endielerimizden
kurtulur, duygularn engellemelerini aar, ruh ve kafa huzuruna ularz.219
unu da belirtmek gerekir ki, insan akl, z bakmndan ilk insanda ne idiyse
gnmz insannda da ayndr. Deien, sadece kazanlm bilgi ykdr. Uygar
insan ilkel insandan ve yirminci yzyl insann milattan nceki insandan ayran,
farkl yapan sadece kazand fazladan bilgidir.220
Akln doru karar verebilmesi iin mantk kurallar iinde hareket etmesi
gerekmektedir. Aksi halde insan, akln oyunlaryla hataya debilir. Bu yzden
Gazl, eserlerinde mantk ilmine byk nem vermitir. Mantk ilmiyle alakal
Mi`yar`l lim ve Mihekk`n Nazar isminde iki mstakil alma yapt gibi,
mrnn sonlarna gelmi olmasna, tasavvufun derinliklerinde dolamasna ramen
Gazl`nin, fkh bir eserinde bile mantktan vazgememesi manidardr. Ona gre
mantk, btn beeri bilginin zerine istinat ettii temeldir.221
218
BOLAY, Sleyman Hayri, Aristo Metafizii ile Gazl Metafiziinin Karlatrlmas, S. 293
ERDEM, Hsameddin, Baz Felsefe Meseleleri, S. 23
220
MAHMUD, Abdulhalim, el-Munkizu mined-Delal ehi ve Tasavvufi ncelemeler, ev: Salih
Uan, st. 1997, S. 248249
221
ROSENTHAL, Franz, Bilginin Zaferi, S. 229
219
62
Akln kullanlmasyla ortaya kan yarglarla akl eer inkr, kibir ve inat
hastalna tutulmamsa, bu evrende hkim olan dzenin bir dzenleyeni olduunu
kabul edecektir. Gazl`ye gre lemden Allah`a ulamak, terminolojik ifadesiyle
kozmolojik delille imana ulamak mmkndr. Gazl, kozmolojik delilin
yansmalarna dair birok rnek vermektedir. nsan kendi yaratln anlad zaman,
Allah`n varln ve dier iman objelerinin varln ortaya karacaktr. Dolaysyla
kii iin iman, kanlmaz hale gelecektir.
63
Gazl, el-ktisat`ta hair, kabir azab, srat ve mizan gibi metafizik sahann
snrlar iine giren konular aklarken akli bilgilere, kyaslamalara oka
bavurmaktadr. rnein kabir azabn insann rya haline benzetmektedir. Nasl ki
biz uyuyan bir insana, dardan baktmzda onun ne grdn, ne yaadn, neler
hissettiini anlamyorsak, ayn ekilde kabir de olann hangi durumda olduunu da
bilemeyiz. Ryada ekilen aclar, duyular ve lezzetler nasl mahede edilmezse, ayn
ekilde kabir leminde yaanan eyler de mahede edilmez. Yine Gazl, mnkernekiri
anlatrken
onlarn
grlmemelerini
ve
seslerinin
iitilmelerini,
Hz.
Peygamberin vahyi alrken yanndakilerin, en yakn olan Hz. Aie`nin dahi, Cibril`i
224
64
Gazl, ilahi vahiy, gerek eriat, hak din, akln alamayaca hibir eyi
getiremez, ileri srmez hakikatini bir takm argmanlarla gerekelendirmektedir.
Gazl ncelikle bir eyin akla aykr olmasyla, akln onu anlayacak kapasitede
olmamasn birbirinden ayrt etmektedir. Hi atei bilmeyen ve grmeyen birine: iki
odun parasn birbirine srtmekle ufak krmz bir ey kt. Daha sonra bir ehri
yakt. Canl cansz her eyi yedi, bitirdi. stelik o kendini de bitirdi ve yok etti.
Neticede ne kendi kald ne de o ehir dediimizde nasl garipseyecekse ve akl, bu
durumu anlamakta zorlanacaksa; ayn ekilde din de akln knhne tam olarak vakf
olamad, hakikatini tam olarak kavrayamad baz eyleri ihtiva eder ki, bunlarn
akln anlama sahasndan uzak olmas, akla aykr, muhal olmas anlamna gelmez.
nk muhal ile akldan uzak olma durumlar farkl eyledir. Akldan uzak demek,
grlmeyen, iitilmeyen ve alglanamayan ey demektir. Muhal ise, gereklemesi
dnlemeyen ve tahayyl edilemeyen eydir. Yine din kimi insanlar bu
hakikatlerin i yzn aratrmaktan ve soruturmaktan men etmezken, kimilerini ise
men etmektedir. Gazl men edilen kimseyi doktorun, tptan anlayan, bu konuda biraz
bilgisi bulunan hastasna, hastalk ve ila hakknda sorgulamay yasaklamazken, bu
227
65
66
67
Akl ile nakil birbirleriyle asla atmaya girmez, nk her birinin hududu
belirlenmitir. Akl ve nakil daima birbirlerini destekleyerek slamn tebliine
yardmc olurlar. Aralarndaki ihtilaf varm gibi grnrse de bunun sebebi akln
selim veya naklin ak olmamasndandr. Vahiyle gelen, akla ztlk tekil etmez;
vahiy akln gerekesine uygun ekilde indirilmitir ki; tm bunlar Gazlnin din-akl
ilikisi konusundaki drt yaklamdan olan giri blmnde akladmz uyuma
fikrini benimsediinin ak gstergesidir. O din (slam) ile akln bir atma veya
ayrma iinde olmadn; bilakis bir uyuma iinde olduunu dnmektedir.
Kuranda ifade edilen akl, Yunan dncesindeki soyut akl veya kendi
zatyla var olan bir cevher deildir. Kuran Yunan felsefesindeki anlamyla mahiyetine
236
GAZL, a.g. e. S. 4
Bakara Suresi, 171
238
Rum Suresi, 30
239
Nur Suresi, 35
240
AYMAN, Mehmet, Gazzl`de Bilgi Sistemi ve phe, S. 74
237
68
deil, akln grevine nem verir. Bundan dolay Kuranda akln kendisi deil, onun
yansmas olan eylemler bilgi konusudur. Kuran akl ile eylemi birbirinden ayrmaz;
akl zikrettii her yerde onunla amel etmenin gerekli olduuna dikkati eker.241
Gazl`ye gre saf akl, dinin temel inan konularn belirleme hususunda
acizdir. Ancak akl ve dini birletirmeyen de sapkla der. nk akl, ila ve
hastalklardan uzak gz, Kuran ise, k saan gne gibidir. Kuran nuruyla iktifa edip
241
GNE, Abdulbaki, Kuran Inda Akln Gc ve Snr , slami Aratrmalar, c. XIII, S. 208
GAZL, Mizanu`l Amel, S. 94
243
Nahl Suresi, 90
244
Bakara Suresi, 169
245
Kamer Suresi, 7
246
Necm Suresi, 11
247
sra Suresi, 72
248
GAZL, hya, c. I, S. 283
242
69
akldan yz eviren kimse, gzlerini yumarak a bakan kimse gibidir. Din ile birlik
olan akl ise, nur zerine nurdur.249
Gazl`ye gre, akl nazara almadan yalnz taklit ile yetinmek cehalettir.
Kuran ve Snnetin nurunu atarak yalnz akl ile yetinmek de aldanmaktr. Akl, Kuran
ve Snnetin nurunu bir arada bulundurmak lazmdr. Zira akl ilimler besinler, er`
ilimler de ilalar gibidir. Hasta bir insan, tedavi edilmeden yedii yemeklerden zarar
grr. Kalbi hastalklar da ayn ekilde dinden faydalanlan ilalarla tedavi edilirler.
Bu ilalar da kalbi dzeltmek iin Peygamberlerin tatbik ettikleri ameller ve ibadet
vazifelerdir. er`i ibadetlerle hasta kalpleri tedavi etmeyip akli ilimlerle yetinenler,
hastay tedavi etmeden ona kuvvetli yemek yedirip daha ok zarar verenlerin
durumuna derler. Akl ilimlerle er` ilimlerin birbirlerini nakzettiklerini ve
bunlarn bir arada bulunmasnn mmkn olmadn sananlarda ise basiret krl
vardr.252
249
70
Grld gibi Gazl, akla ok nemli ilevler yklemekte ve akl ile dinin
birletirilmesiyle insanolunun gzelliklere ulaacan, tek bana akl n plana
kardnda da geree ulamakta skntya deceini ve neticede helake
srkleneceini kabul etmektedir. Dolaysyla akl vahyin nda kullanmann
gereklilii kendiliinden ortaya kmaktadr. Akl tek bana kullanmay ve onun
rehberliinde hareket etmeyi, salt manada savunmann tutarl bir tarafnn
olamayaca da ortadadr.
eriat (din) bir bina gibidir, akl ise onun temeli gibidir. Bina olmadka
temel kfi gelmez, temel olmadka da bina salam olmaz. Akl gze, din ise a
benzer; dardan k gelmedike gz grmez. Gzsz srf kla da grmek mmkn
deildir. Akl bize czziyat deil, klliyat retir. Doruya inanmann gzellii,
iffeti korumann iyilii, gzel ahlakl ve adil olmak gibi eyler klliyattadr. Din ise,
klli ve czi eyleri bilmemizi salar.256
253
71
2. BLM
KANT`TA DN-AKIL LKS
257
WEST, David, Kta Avrupas Felsefesine Giri, ev. Ahmet Cevizci, Paradigma Yay. st. 1998
s.32
72
mantk, metafizik, din ve ahlak ile de ilgilenmi; bu arada deprem zerine iki yaz,
rzgr zerine bir aratrma yazs yazmtr.258
Kantn ilk atamas iin byle uzun bir sre beklemesine ve ardndan da, ok
arzulad profesrlk unvannn kendisine verilmesi iin on be yl daha beklemeye
devam etmesine neden olan ey, doduu yere olan tutku derecesindeki ball idi.
Kant, bu dnem boyunca dier Alman niversitelerinden gelen teklifleri geri evirmi
ve yerletii evde kendisini hrete kavuturan seminerler vermeye devam etmiti. Bu
yllarda Kant, entelektel almalarn arlkl olarak matematie ve fizie ayrmt.
giderek
uzaklaan
Kant,
kendisini
dogmatik
uykusundan
259
73
AKMAK E. Efe, Kant: Filozof Kral Sonsuzluun Snrnda Immanuel Kant, Yap Kredi
Yay. st. 2005, S. 2122
74
dolayl olarak ele ald din konusunu tek bana iledii Die Religion innerhalb der
Grenzen der bloen Vernunft (Yalnz Akln Snrlar inde Din) (1793) onun din
hakkndaki dncelerini gsteren nemli bir eseridir. Yaygn ve kurumlam btn
dinleri st kapal; fakat ayn zamanda sert bir ekilde eletirerek inan konularnn
ahlak konusundan kesin olarak ayrlmas gerektiini savunduu bu kitab nedeniyle
soruturmaya urayan Kant, Prusya Kral Wilhelme Sizin tebaanz olduum srece
din zerine yeniden yazmak durumunda kalmayacam.261 demek zorunda kalm;
fakat kraln lmnn ardndan, verdii szn geerliliinin kalmadn bildirerek,
1798 ylnda insan aklnn bamszln ve felsefeyi yerleik din, teoloji ve hukuk
karsnda savunduu Der Streit Der Fakltten (Yetilerin atmas) adl eserini
yazmtr. Bununla birlikte, sistemiyle ilgili toparlayc bak asn vermeye alt
eserini lm nedeniyle tamamlamaya muvaffak olamamtr. Sz konusu eser,
lmnden sonra Opus Postumum adyla yaynlanabilmitir.
Kantn zel yaam ou zaman, bir saat dzenei gibi, titiz, da kapal
oluuyla dikkat ekmitir. O, kendini merkeze alan bir yaam benimsemi olmas
nedeniyle eletirilmitir. Kantn yaamnn disiplinli olduu dorudur. Kant, son
dersini 1796 ylnda vermitir. O zamana gelindiinde yetenekleri krelmeye
balam ve daha nceki neesinin yerini kasvetli bir melankoli almt. Daha
sonralar da zihinsel akln, eski dostlarn tanma yeteneini, hatta basit cmleleri
tamamlama yeteneini bile yitirmitir. En nihayet bilincini yitiren Kant, 12 ubat
1804 ylnda vefat etmitir.262
261
262
CEVZC, Ahmet, Aydnlanma Felsefesi, (Felsefe Tarihi cilt 4), Ezgi Yay. Bursa, 2002, S. 210
CEVZC, a.g. e, S. 210211
75
- Eine Vorlesung ber Ehtik Trkesi: Etik zerine Dersler ev: Ouz zgl,
Pencere Yaynlar, stanbul, 2003
- Die Mundi Sensibilis Atque intelligibis Forma Et Principlis (1770) Trkesi: Duyu
Dnyas ile Dnce Dnyasnn Formu ve keleri zerine
- Die Falsche Spitzfindigkeit der vier sylbgstischen Figuren (1762) Trkesi: Drt
Tasarmsal Beti zerine Yanl Ayrntclk
- Beobachtungen ber das Gefhl des Schnen und Erhabenen (1764) Trkesi:
Gzel ve Ycenin Duygusu zerine Gzlemler
76
a- Bilgi Anlay
77
znesinin kavramsal olarak ierdii, zorunlu bir zellik deildir, burada sentez,
birletirme yaplmtr. Bu yzden de sentetik, yani birletirici yarglar sadece a
posteriori yoldan ediniriz. Dolaysyla byle bir yarg genel geer, her yerde balayc
264
KANT, Ar Usun Eletirisi, ev. Aziz Yardml, dea Yaynevi, Marmara Yay. st. 1993, S. 120
KANT, Prolegomena, S. 5556
266
KANT, Ar Usun Eletirisi, S. 118
267
KANT, Prologemena, S. 15
265
78
ve zorunlu bir yarg olamaz. Burada nc bir yarg tr ile karlarz: sentetik
apriori nerme. Bu nerme tr genel geer ve zorunludur. Kant`a gre genel anlama
yetisi ve bilimlerde byle yarglar bir hayli fazladr. Matematik, doa bilimleri ve
hakiki metafizik (geleneksel metafizik deil) byle sentetik apriori yarglar ierirler.
268
79
80
kart bir felsefedir. Kant, aratrmasnn iki ynnn olduunu syler; biri nesnelerle
ilgilidir, dieri ise saf anlama yetisini, olanaklln ve temelindeki bilme yetilerini
aratrr, bylece onun znel ynn anlamaya alr; fakat Kant iin esas konu,
dnme yetisinin nasl olanakl olduunu deil, anlama yetisinin ve akln,
deneyimlerin tesinde neyi ne kadar bilebileceidir. Dolaysyla Kant`n bir tr
znelci olduuna ilikin yaygn anlaya teslim olmak yerine, saf akln eletirisinin
ilgi alannn; bilmenin nesnel doasn kurmak ya da kurtarmak olduunu batan
kabul etmek, Kant` daha iyi anlamamza yardmc olacaktr. Kant`n felsefesinin iki
ynnn birbiriyle srekli atma halinde olmas bu durumu deitirmez.271 Bu bak
asndan hareketle Kant`n epistemoloji konusunda asl probleminin sbjektivite
deil, tikel olanlar nasl evrensel bilgi olur? sorusuna cevap bulmak olduu
sylenebilir. Nesnellik yani bilginin geerliinin, znellikten gidilerek yani bilginin
imkn ve snrlar zerinde dnlerek oluturulmas Kant`n temel tezidir denebilir.
ADORNO, Thedor W., Aknsallk Kavram zerine, Cogito, Sy. 4142, st. 2005, S. 5657
AKARSU, Bedia, ada Felsefe (Kanttan Gnmze Felsefe Akmlar), nklp Yay. st.
2003, S. 31
272
81
mmkn mdr? sorusuyla i iedir. Transendental felsefe, saf akln btn ilkelerini
ieren bir sistemdir ya da bu sistemi belirlemeye alan bir felsefedir. Burada bir de
her trl deneyim zerinde kalan anlamnda; transendent (akn) kavram vardr.
Bu kavram, transendental felsefe ile kartrlmamaldr. Buradaki transendentalaknsal her trl deneyim bilgisinden nce gelen anlamnda kullanlr. Bu balamda
Kant, her trl deneyimden nce gelen ve deneyimi mmkn klan ilkesel eyin
peindedir.273
82
b- Ahlak Anlay
Ahlak dnceleri, hemen hemen her dnemde, her yzylda farkl anlaylara
ve sylemlere brnm, kimi zaman bireysel kimi zamansa toplumsal karakteriyle
ahlakn nasl biimlenmesi konusunda yol gsterici olagelmitir.
Etik tarihine bakldnda, antik adan yeniada Kant`a kadar, etikte baat
problemin en yksek iyi problemi olarak kald ve zm denemelerinin
mutluluku bir izgiyi izledikleri grlr. Hemen hemen tm retilerde, en yksek
iyi mutluluk olarak grlr ve mutluluk, bedensel haz, srekli honutluk durumu,
doaya akl yoluyla, uyum gstermek yoluyla ulalan dinginlik, bireysel yarar,
toplumsal yarar vs. olarak deiik ekillerde tanmlanr.275
274
275
WEST, David, Kta Avrupas Felsefesine Giri, ev. Ahmet Cevizci, stanbul, 1998, S. 34
DOAN, zlem, Etik-Ahlak Felsefesi, nklp Kitabevi, stanbul, 2004, S. 69
83
durumda mutluluu salayacak iyi eylem greli olacak ve insanlar arasnda bir
uzlamazla neden olacaktr. Kanta gre,
Mutlu olmak, zorunlu olarak her akl sahibi ancak sonlu varln
arzusudur,
dolaysyla
kanlmazcasna
gereksinmeler
da
belirleyen
iindedir
ve
bu
bir
varln
nedendir.
gereksinmeler
arzulama
nk
arzulama
yetisini
bu
varlk
yetisinin
Kantn bu ekilde ortaya koyduu yasa yledir: Ancak ayn zamanda genel
bir yasa olmasn isteyebilecein maksime gre eylemde bulun. Ahlak yasasnn
istemeyi belirlemesinde, tm eilimler duygusal olduklar ve yasa olmaya aykr
olduklar iin geri evrilmektedirler. Ussal araclarn istemesi, zgr bir isteme olarak
eilimlerinden bamsz, yasa tarafndan belirlenir.
84
yi isten kendi bana, dorudan doruya iyi olan, baka deerli ve iyi olarak
istenilmeye layk olan birtakm niteliklerin ktye de kullanlabilmelerine karn,
mutlak olarak istenilmeye lyk tek eydir. Her koul altnda iyi olarak kabul edilecek
olan iyi istemenin dnda hibir ey yoktur. yi isteme, etkilerinden ve
baardklarndan deil, konan herhangi bir amaca ulamaya uygunluundan da deil,
yalnzca isteme olarak, yani kendi bana iyidir.278
278
279
85
bal olmayan, salt anlamda bir deere sahiptir. nsan ancak salt akl tarafndan
ynetildiinde ahlaksal bir varlk olarak var olabilir.
Kant, ahlak problemlerine iki adan eilir: nsan olarak, filozof olarak. Ahlak
probleminin onun iin canl bir geerlilii vardr. O Ahlak problemini bir soyutlama
olarak deil, kendisinin dnda deil, kendisinin bizatihi yaad bir problem olarak
grr. Bundan dolay onun ahlakla ilgili soruna bak gnlk hayatta yaanlan ahlak
problemi ile ilgilidir. Nitekim Kant, filozof olarak da herhangi bir ahlak felsefesi
teorisini deil, gndelik hayattaki ahlak duygusu ve yarglarn k noktas olarak
alr; nk en basit bir insan bile ahlaki ykmllk bilgisinin, dev duygusunun
bulunduuna inanr. Herkeste bulunan bu genel ahlak bilincinden, salt akldan gelen
eyi ayrmak ister.280
280
AKARSU, Bedia, Ahlak retileri II, Kantn Ahlak Felsefesi, ..Edeb. Fak. Yay. st. 1998,
S. 46
281
KANT, Ahlak Metafiziinin Temellendirmesi, S. 24
86
ilkeler
olmalarn
salayan
deerlilikleri,
Bylece Kant`n dile getirmeye alt ey, her akl sahibi varlk iin bir
eylemi devden dolay yapmann mmkn olduudur. nk dev kavram tm
insanlarn aklnda apriori olarak bulunmaktadr. Dolaysyla dev, eylemin pratikkoulsuz bir zorunluluudur ve her akl sahibi varln istemesi iin bir yasa
olmaldr. Her insann kendine zg duygu ve dncelerinden tretilen gdler bir
maksim salayabilir; ama bir yasa salayamaz. Yani deneysel olan her ey, ahlakilik
ilkesinin deerine zarar verir, nk ahlakta koulsuz olan iyi bir istemenin deerini,
eylemin ilkesini etkileyen deneysel nedenlerden uzak olmas oluturur. Ahlak yasas
bylece dev idesinin deneyden bamsz olarak apriori geerli oluunun bir
gstergesidir.
Kant, ahlak yasasnn btn akl sahibi varlklar iin zorunlu bir yasa olup
olmayacan sorar. Ona gre eer bu yasa zorunlu ise, o halde apriori olarak tm akl
sahibi varlklarda, bu varln kavram olarak zaten ierilmektedir. Akl, tek bana
davran zorunlu olarak apriori belirler.283 Akl kavram Kant`n hem teorik hem de
pratik felsefesinde en nemli kavramdr. Pratik alanda akl, kendisini, istencin kendi
kendisini belirlemesinde kavrar ve bylece kendi z hakknda bilgi edinmi olur.
steme, belirli bir yasa tasarmna uygun bir ekilde kendini belirleme yetisidir ve bu
yeti ancak akl sahibi varlklarda vardr.
87
sahibi varlklarn istemelerini belirler. Bu durumda iyi isten, ahlak yasasn istemek
ve onaylamak anlamna gelmektedir.
steme iin zorlayc olduu lde nesnel bir ilkenin tasarmna emir, bu
emrin formlne de buyruk denir. Yasa bir buyruk olarak isten zerine zorlayc bir
etki yapar ama bu zorunluluk doa zorunluluundan farkldr. nk doadaki tm
nesneler doa yasasna uymak zorundayken, istencin ahlak yasasna uyma
zorunluluu yoktur. Burada gereklilik sz konusudur.285
284
285
88
Kesin buyruk, btn akl sahibi varlklarn belli bir tarzda hareket etmeleri
gerektiini buyurur. Ayn zamanda bu akll varlklar, evrensel bir kanun olmasn
isteyebilecekleri maksimlere gre hareket etmelidirler. Bylece buyruk, akl sahibi
varlklara bir ahlaki ykmllk ykler. Kant, bu kesin buyruun nasl mmkn
olduunu aratrr ve onun imknnn zaruri artnn zgrlk kavramnda olduunu
syler. Fakat ona gre zgrlk, ispatlanamaz. Bu sebepten kesin buyruun
imknnn, artnn, zgrlk fikrinde bulunmas gerektiini sylemekle yetinmeliyiz.
nk biz ancak zgrlk fikri ile srf vazifeden dolay ahlaki davranta
bulunabiliriz.286
89
AYDIN, Mehmet, Din Felsefesi, zmir lahiyat Fak. Yay. zmir, 2001, S. 97
90
B. KANT`TA AKIL
18. yzyl dncesi, akla gvenmenin dorua ulat adr. Bu ada doa
karsnda baar kazanan akln kltr dnyasnda ve insan bilmede de ayn baary
gerekletirme abas vardr.289 Bu yzylda temel anlay Akln kendin kullanma
cesaretini gster dsturudur. Ancak bu yzyl ayn zamanda rasyonalizm ve
speklatif metafiziklere kar kkl bir eletirinin balatld bir eletiri dnemidir.
18. yzyl, tm kurumlar akln eletiri szgecinden geirirken ayn zamanda akln
kendisini de bu szgeten geirmeyi ihmal etmemitir. Akla bu kadar gvenmek iin
onun iyapsn bilmek gerekir. Bunu en sistematik biimde gerekletiren Kant
olmutur.
91
kabul edilen bir akl biimidir. Akl konusundaki ayrmlar, ayn akln farkl nesnelere
uygulanmasndan doar.290
290
ADORNO, Thedor W., Aknsallk Kavram zerine, Cogito, Sy. 4142, st. 2005, S. 67
KANT, Ar Usun Eleltirisi, S. 149
292
KANT, a.g. e. S. 247
293
KANT, a.g. e. S. 376
294
HEMSOETH, Heinz, Immanuel Kant`n Felsefesi, ev. Takiyyettin Mengolu, Remzi
Kitabevi, st, 1986, S. 65
291
92
1. Ar Usun Eletirisi
Kant`n eletiri felsefesinin temellerini att ana yapt, Kritik der reinen
Vernunft (Salt Akln Kritii) adl kitabdr. Bu kitap ayn zamanda felsefe
dnyasnda yeni bir rn da habercisidir. Kant, bunu dnme biiminde devrim
olarak adlandrr.
kendisinin
olan
bir
deneyimle
transcendental
adn
vermektedir.
295
93
sahip olduumuz iddiasn, bilgi ile obje arasnda ba kurmamz salad ileri
srlen eyi aratrp zmler.296
296
CASSRER, Ernst, Kant`n Yaam ve retisi, ev. Doan zlem, st. nklp Kitabevi, 1996,
S. 143
94
ilgilidir.
Sentetik
apriori
yarglarn
nasl
olutuuna
ilikin
2. Metafiziin mkn
Kant, eletirel felsefesi ile insan aklnn snrlarn ortaya koyar ve onun neyi
bilip neyi bilemeyeceini gzler nne sererken, metafizie kar bir tavr ald
modern zamanlarda David Hume (17111776)'dan sonra en kapsaml metafizik
eletirisini hayata geirir.297
Kant, XVIII. yzyl dnrlerinden felsefeye matematiksel bir anlay
getirmeye alan filozoflarn en nemlilerindendir. O, felsefeden daha ok metafizii
anlyor ve matematiksel bir kesinlii olan metafizik kurmay amalyordu. Ona gre,
her yerde ve her zaman geerli olan evrensel dorulara ulaabilmek, matematiin
ilkelerinin metafiziin ierisinde bulunmasyla ilgilidir.
297
95
metafizikten kesin bir bilim olarak sz etmek olanakszdr. Kantn asl amac kendi
dnemindeki doa bilimlerinde ve geometride kantlanan sentetik apriori yarglara
metafizikte de ulamak, bylece metafiziin bir bilim olarak olanaklln
gstermektir. Bu nedenle Ar Usun Eletirisinde saf usun tm kapsamn, snrlarn,
ieriini genel ilkelere gre belirlemeye almtr.
Kant`a gre eserinde sorulmas gereken ana soru: Akl ve anlama yetisi,
deneyden bamsz olarak, neyi ve nereye kadar bilebilir? sorusudur. Bu soru
96
yabani
otlarn
sard
bir
topra
temizlemek
ve
dzenlemek
298
ALTU, Taylan, Modern Felsefede Metafiziin Elenmesi, Etik Yay. Bar Mat. st, 2004, S. 36
KANT, Ar Usun Eletirisi, S. 45
300
SCRUTON, Roger, Dncenin Ustalar: Kant, S. 45
299
97
sistemini kapsayacak bir bilimin temellendirilmesinde nemli bir edir. Byle bir
ayrm yaplmasa Kant`a gre metafiziin bir bilim olabilmesi mmkn deildir.301
98
99
zorunlu temeli de gsterilmitir. Kant iin kendinde eyleri, yani asla bilinemez olan
dile getirmek kanlmazdr. nk kendinde ey, bilginin nesnel olmayan ama gz
ard edilemeyecek temelini gsteren eydir. O, bilgi formunun biim almam
maddesidir. ster dile getirilebilir olsun isterse dile getirilemez olsun, insan dncesi
en sonunda gelip kendinde eye dayanr. Kant numenin bilinemez olduunu fakat
elimeye dmeksizin dnlebilir olduunu gstermekle; metafiziin (felsefenin)
bir bilim olarak deil, fakat genel olarak olabilirliinin, insann bilme yetisinde
ierildiini belirtmi olmaktadr. Kant`n syledii metafiziksel nermelerin anlamsz
olduklar deil,
olduklardr. Metafiziin kendi tarznda dile getirdii eyler, dnlr eyler olarak
anlamldrlar; fakat buradaki glk, ne hakknda konuulmakta olduunun
bulunmasndandr.307
Oeser`e gre lmnden iki yzyl sonra felsefe dnyasnda Kant`a dair
grnen manzara udur: Kant`n bilimsel yntemi metafizie sokma denemesi
baarszla uram olsa da, o transendental bir bilim teorisinin temellerini atmay,
yalnzca ekler ve notlar biiminde de olsa nemli lde baarmtr. Nesnelerle
deil, nesneler hakkndaki bilimsel bilgiyle ilgili olan aratrmalar transendental
olarak niteleyen terminolojiyi Kant balatmtr. Popper`a gre de Kant`n en nemli
baars, onun nesnellik iddiasndaki her bilimsel deneyin, her bilginin ancak
yasallklar bulunduunda olanakl olduunu kesin bir biimde kantlam olmasdr.
Popper, bu baary bilgi teorisi asndan anlaml bir bulu olarak deerlendirir. Bu
bulu bizi, teorik bilimlerin meruiyetine ilikin sorular onlarn var oluuna
bavurarak yantlayamayacamza; bu yzden de hukuk sorusunu olgu sorusundan
kesin biimde ayrt etmemiz gerektii sonucuna gtrr. Fakat Kant`n transendental
dedksiyona vermi olduu sentetik dn Popper`e gre kendi buluuna ilikin bir
yanl anlamadr. Bu kendi kendisini yanl anlamann balca nedeni Kant`n akl
yrtmesinde bilgi psikolojisi ve bilgi teorisi yaklamlarn kkten bir biimde
kartrm olmasdr, yani mmkn deneyimin znel koullarnn doasnn nesnel
307
100
Kant, buradan yola karak insan aklnda bulunan bilgi formlarn bulmaya
ynelmitir. nsan akl bilgi kuram bakmndan incelenerek buradaki formlar ve
ilkeleri ortaya konur. Ancak bu yapldktan sonra akln snrlarn izmek olanakldr.
Kant, insan aklnn kendindeki bilgi formlarn aratran bu incelemesine aknsal
felsefe adn verir.
Kant, bunun dnda eletiride yarglar analitik ve sentetik diye ikiye ayrr.
Analitik yarglar, ar mantk ilkelerine gre yaplan kavram analizleridir; doru ve
yanllklar analiz yoluyla renilir. Btn nesneler yer kaplar nermesinde yer
kaplama nesne iinde dnld iin nesne kavram hibir ekilde genilemez.
Sentetik yarglarda zne konumunda bulunan kavram yklem konumunda bulunan
kavramda ierilmez. Btn nesneler ardr nermesinde arlk kavram nesne
kavramnda dnlmedii iin nesne kavram genilemektedir. Sentetik yarglar
deneye dayanan yarglardr.309
308
OESER, Erhard, Gnmz Bilim Teorisi in Kant`n Gncelii ev. mer B. Albayrak,
Kutadgubilig Felsefe-Bilim Aratrmalar Dergisi, Say 5, st. 2004, S. 3033
309
KANT, Prologemena, S.1415
101
Bir yarg hem sentetik hem de apriori olabilir mi? Kant matematik ve doa
biliminde byle yarglarn varln gstermitir. Kant`a gre matematik yarglar her
zaman apriori yarglardr ve ar matematik yarglarn hepsi sentetiktir. Kant bu
yargsn bir rnekle ispatlar. 7+5=12 nermesi 7 ile 5in toplamndan elime
ilkesine gre karlm srf analitik bir nerme olarak dnlebilir. Ama yedi ile
bein toplam kavram iinde, iki saynn bir araya getirmi olan tek saynn hangi say
olduunun bu kavramla dnlmedii grlr. Yedi ile bein toplanmas kavramn
dnmemle, on iki kavramn da hibir zaman dnm olmam. Ben byle olanakl
bir toplam kavramn ne kadar elerine ayrsam da iinde on ikiyi bulamam.7+5=12
nermesiyle insan kendi kavramn geniletir ve birincisinde dnlmeyen bir
kavram ona ekler. Dolaysyla aritmetik nermeler her zaman sentetiktir.
KANT, Prologemena, S. 18
102
Apriori bilme yetisi olarak akln alannda yer alan bir tr kavram vardr; bu
kavramlar ne grden soyutlanmtr (emprik kavramlarda olduu gibi), ne de grye
uygulanabilir olan (anln kategorileri gibi) kavramlardr. Kant, akln salt kavramlar
olarak niteledii bu kavramlara ideler adn verir.313 deler keyfe bal olarak
tretilmi eyler deillerdir; onlar akln doasndan zorunlulukla treyen eylerdir ve
311
UYGUR, Nermin, Felsefede Temellendirme, Felsefe Arivi, Sy. 42, st. Matb. st. 1961, S. 33
34
312
103
Birinci ide ruh idesidir: bizim kendi psiik varlk hakkndaki bilgimizden
hareket ederek hibir arta bal olmayan bir ruhun var olduu eklindeki yarglara
ulamamz yanl bir sonu karmadr. nk bedene bal olmayan, ama insan
yaamnn hareketlerinin devamn salayan manevi bir tzn var olduuna, kendi
ruhi varlmz hakkndaki bilgiden varamayz. Bu ar usun duyu verilerinin tesine,
koulsuz olana ulamak istemesinin doal bir sonucudur. Ruh idesi ar usun varlk
yapsnn gereidir, onun varl ar usun varlna baldr.
314
104
nsan bir taraftan dnen, dier taraftan eyleyen bir bene sahiptir. nsandaki
psiik olaylar, apriori formuyla gerekleir. Biz insann yalnzca deneysel karakterde
olan fiziksel yann bilebiliriz; zaman ve uzam apriori formlarna bal olmayan
dnen yann doa bilimleri erevesinde bilemeyiz. nk kavranabilir olan,
doann zorunlu yasalarna bal deildir. Doa, eylem ve hareketlerimize yn veren
iradeye dayanan kararlar alandr, oysa us kendisinde var olan buyruklarla bizi daima
iyiye ynelten eylemlerimizin istemesini ynlendirir. Usun dzeni ile grnler
dnyasnn dzeni birbirinden tamamen farkldr.
315
KANT, Prolegomena, S. 85
105
Akln
idelerinden
kaynaklanan
bu
dzenine
dayanan
eylemlerimiz
KANT, Prolegomena, S. 99
106
Sonu olarak akln kendisinde tad apriori ilkeleriyle, bize ancak olanakl
deneyim nesnelerini retebilir, deneyde bilinebilecek olandan te bir ey retemez.
Ama buna ramen us bizi deneyin nesnel snrna kadar gtrr. Bunun sonucunda
biz, kendisi deney nesnesi olmayan ama tm deneyin en yksek temeli olan kendi
bana ey konusunda hibir ey renmi olmayz. Baka bir deyile metafizik, insan
usunun doal bir yatknl olarak tm insanlarda her zaman olacaktr. Bu doal
yatknln amac, anlama yetimizi deneyin snrlarndan kurtarp, ar anlama yetisi
nesnelerinin oluturduu, hibir duyusalln ulaamayaca bir alana ulatrmaktr.
317
318
107
Cassirer`e gre Pratik Akln Eletirisi, Saf Akln Eletirisi`nden sonra Kant`n
sisteminin ikinci halkas olarak bu sisteme dhil edilmi deildir; aksine bu retinin
zgn ve bamsz bir btn olarak kavranlmasn salayacak eler ierisinde etik
problemler, en bandan beri nemli ve btnleyici eler olarak yer alrlar. Hatta
Kant`n anlad ekliyle akl kavram bile her eyden nce etik problemlerle iliki
iinde elde edilmitir.319
Kant, Ar Usun Eletirisi`nde kuramsal usun, grngler olarak var olan eyi
(doay) bilme yetisini ortaya koymutur. Burada, salt kavramlarn ve idelerin ancak
deneyle birlikteliinde somut bir bilgi vereceklerini, salt usun kendi bana eylerin
bilgisini elde edemeyeceini gstermitir. Kant`a gre, deney nesneleri hibir zaman
kendinde eyler olamazlar, bunlar yalnzca grnlerdir.
108
zgrlk, ahlak yasasnn koulu olduu iin, teorik usun btn ideleri iinde
olanaklln apriori bildiimiz tek idedir. Tanr ve lmszlk ideleri ahlak
321
109
doru
geniletilmesi
anlamna
gelmez.
Kategorilerin
pratik
alana
322
KANT, a.g. e. S. 56
110
duyu dnyasnn, hem de zgr bir varlk olarak da dnlr dnyann bir paras
olmutur.
Duyular dnyas mmkn deneyim alandr, buna karn akl dnyas yasa
koyucu pratik akl araclyla gereklik kazanr. Bu bak asndan hareketle insan
hem dnsel hem de duyular dnyasna ait gibi dnlmek zorundadr. O dnsel
veya numenal dnyaya ait olduundan zgrdr, nk bu dnya iin doa yasalar
geerli deildir.
111
Ancak insan duyular dnyasnn bir yesi olarak doa mekanizmine tabidir.
Kant bu iki farkl perspektife sahip dnya anlayn anlama yetisi ile akl
arasnda yapt ayrmla daha da gelitirir. Fakat insan, kendisinde gerekten bir yeti
bulur, bununla insan kendisini teki btn eylerden, nesneler tarafndan uyarlan
kendisinden de ayrr; bunu salayan yeti ise akldr. Kendinde saf etkinlik olarak
akl, anlama yetisinden de stndr. Yani btn dier doa varlklar doa yasalarna
tabi olduu halde, akl sayesinde insan zerk, kendi koyduu yasalara tabi olur.
Buradan sonlu-akll varln kendini gzlemleyebilmesi ve yetilerinin kullanlnn
yani btn eylemlerin yasalarn bilebilmesi iin iki hareket noktas oluur: ilki,
duyular dnyasna bal olduu lde doa yasalar altnda bulunmak, onlara
baml olmak, ikincisi de, dnlr dnyaya bal olarak, doadan bamsz olan,
deneysel olmayan, tersine temelini yalnz aklda bulan yasalara baml olmak.323
Kant, Pratik Akln Eletirisinde, salt akl ile salt pratik akl birbiriyle
karlatrr. Teorik aklda duyulardan hareketle kategoriler yolu ile temel ilkelere
ulam, pratik aklda ise ahlak yasasndan yola kp yine kavramlar araclyla
duyulara ulamtr.
323
LNGR, Lokman, Pratik Akln Doal Diyalektii, Elis Yay. Ankara, 2005, S. 105
112
Byle bir grevi olan kategorileri Kant, Aristoteles`ten beri gelen yarglar
izelgesine paralel olarak tretir ve bu izelgedeki 12 yargnn her birinin karsna
belli bir kategori koyar. Bu da, biz deney verilerini 12 bakmdan birbirine balyoruz,
deneyin ham malzemesini bu 12 kategoriye gre ekillendiriyoruz demektir. Burada,
doa bilgimizin nasl ekil kazandn en kestirmeden gsterecek tek bir kategoriyi
rnek olarak grelim:
324
325
17
GKBERK, Macit, Felsefe Tarihi, 6. Basm, Remzi Kitabevi, st. 1990, S. 400
MENGOLU, Takiyyettin, Kant ve Scheler`de nsan Problemi, Pulhan Matbaa, st. 1949, S.
113
ile ilgili meselelerin hallidir. Bu ayrm sayesinde hem bilimsel bilginin imkn hem
de insan zgrl kurtarlm olacaktr.
114
yle anlalyor ki, Kant`n numenin varln kabul etmesinin nedeni, ahlak
ve din ilkelerinin uygulanmasna elverili bir dnya kurmak istemesidir. Bilim,
nedensel belirleyicilii ile ne kiinin zgr eylemine ne de Tanrya yer brakmaktadr.
Dolaysyla bilimi, grnrdeki eylerin bilgisiyle snrlamak ve numeni bilimin
belirleyicilii dnda tutmak bir k yolu olabilir. Kant`n sentetik apriorisi byle
bir yoruma elverilidir.330
328
115
SAF AKIL
SAF PRATK
AKIL
NUMEN
Doast
SAF TEORK
AKIL
BLME MELEKES
(Dnce)
AKIL
(Vernunft)
Transandantal Diyalektik
DELER
A) Tanr: Teoloji
B) Ruh: Psikoloji
C) Evren: Kozmoloji
METAFZK
331
ANLIK
(Verstand)
ALGI MELEKES
(Duyarlk)
Transandantal Estetik
ZAMAN-MEKAN
Apriori Gr Formlar
FZK
Transandantal Analitik
KATEGORLER
Apriori Bilgi Kalplar
MATEMATK
FENOMEN
Doa
URHAN, Veli, Kantn Bilgi Kuram ve Sentetik nermeler, Felsefe Dnyas, 2003/2, Say: 38,
S.18
116
C. KANT TA DN
Saf akln snrlar iinde kalnd srece din, hibir vahiy kavram tamaz
ve byle bir kavram tanmaya ihtiyac ve izni yoktur. te bu anlamda din, saf ahlak
ierii olmaktan baka hibir neme sahip deildir. Olsa olsa din, saf ahlak ieriini
yalnzca bir baka bak noktas altnda ve belli bir simgesel klf iinde serimler.
yleki, Kant iin din, kendi devlerimizi Tanr buyruklar olarak tanmaktr. Demek
ki burada da merkezde dev kavram yer almaktadr. Ancak, Salt Akln Snrlar
inde Dinde, dinin geerliinin kken ve temelinin aratrlmas, etiin
temellendirmesi srasnda varlm olan bu sonulardan farkl bir ynde karmza
kmaktadr. Burada dev kavram yerine, buyruun ieriini ahlak yasasnn
taycs, dayana olarak dndmz bir en yksek z idesi ile birlikte kavrarz.
Byle bir ynelim insanlar iin kanlmazdr; nk zgrlk gibi en yksek bir ide
bile, insan iin ancak bir tasarm ve emalatrma iinde kavranabilir.332
Buna gre diyebiliriz ki, Kant`n dini yorumu, ahlak ve aklc bir karakter
sergiler. Onun iin din, devlere Tanrsal buyruk olarak yaklamak demektir. Tanrsal
inanca giden yol, ahlaksal yasalardan geiyor. Kant`n din felsefesine baktmzda
ise, aydnlanmann etkisinde olduunu syleyebiliriz. Ancak btn bunlarla birlikte
Kant, edimsel olarak var olmu biimiyle dine pek nem vermez.
Kant, dinden sz ederken, onu rasyonel ve tarihi veya emprik diye bir ayrma
tabi tutar. Eer o, hibir nitelik eklemeden dinden sz ediyorsa rasyonel dini kasteder.
332
117
Sadece Akln Snrlar inde Din adl eserinde Kant, ahlakn insan kavram
stnde temellendirilebileceini, dolaysyla insann kendi devini tanmak iin ne
Tanrya ihtiyac olduunu, ne de eyleme gemek iin ahlak yasasndan baka bir
harekete geirici nedene ihtiyac bulunduunu belirtmitir. nsanolunun bilmesi
gereken ey, insann kendisi dnda baka hibir eyin (Tanrnn) kendisine yardmc
olamayacadr. Bu durumda ahlakllk dine ihtiya duymaz; ahlakl olmak iin pratik
akl yeterli olmaktadr.335
KANT, Die Religion nnerhalb Der Grenzen Der Bloen Vernunft, Editr: Philip Reciam,
Stutgart, 2004, S. 105-106; AYDIN, S. Mehmet, Kant`ta ve ada ngiliz Felsefesinde TanrAhlak likisi, Umran Yay. Ank. 1981, S. 95
334
AYDIN, S. Mehmet, a.g. e. S. 95
335
KANT, Die Religion nnerhalb Der Grenzen Der Bloen Vernunft, S. 97
118
tamayan ve aklla bilinemeyen dolaysyla belli bir tarih kesiminde vahiy eklinde,
ya da saf ahlak kanunlar eklinde dnlmesi mmkndr. Kant`a gre sadece
ikinci ekil dorudur ve evrensel uygulama imknna sahiptir.336 Buradan Kant`n
vahye dayanan dinlerin evrenselliine inanmadn kartabiliriz.
Kutsal metinlerde yer alan grlerin ahlak alannda yeterli lde yararl
olabilmeleri iin onlarn evrensel ahlak ilkeleri asndan ele alnmalar, baka bir
deyile bir tarihi dinin rasyonel inan asndan yorumlanmas gerekli olmaktadr.
nk bizi muhatap alan bir retinin, ilahi bir kaynaa sahip olup olmadn ancak
bu yolla grebiliriz. Bundan dolaydr ki, eski ve yeni her eit inan sisteminde din
bilginleri,
kutsal
kitaplarda
yer
alan
konular
evrensel
ilkeler
nda
KANT, Die Religion nnerhalb Der Grenzen Der Bloen Vernunft, S. 143; AYDIN, Kant`ta ve
ada ngiliz Felsefesinde Tanr-Ahlak likisi, S. 97
337
AYDIN, a.g. e. S. 98
338
AYDIN, a.g. e. S. 98
119
tutarl olmasna ramen sun`i olduunu ve insan gerek anlamda dini inanca
gtrmediini savunanlar bile olmutur.339
Kant`n din anlay teizmden uzaktr. Ona gre din, vazifeyi ilahi bir emir
olarak tanma eklinde tarif olunabilir. Eer vazifenin byle olduunu Tanr
bildirmitir dersek, din vahye dayal olmu olur; eer vazifenin bu ilahi vasfn vazife
olmasndan zmnen kartyorsak, dinin tabii olduunu kabul ediyoruz demektir.
Bununla birlikte vahye dayal olan dini de tabii sayabiliriz. u manadaki, bu tr
dinde, akln bulaca ve kabul edecei ahlaki esaslara dayaldr. Onun iin denebilir
ki, vahiy ahlaki duygusalln insanlarn kalbinde gelimesini kolaylatrma hizmetini
grmtr.341
120
buyruklarn evrensel nitelikli olduu sonucuna bizi gtrr. Bylelikle Kant dini,
ahlaka dayandrm olur ve ahlak, dine herhangi bir gereksinim duymaz.
Kendi bana geerlii olan ahlak yasas en yksek iyinin gereklemesi iin
almay gerekli klar. Bunun ise, ancak byle bir iyinin olanakl olduu varsaym
ile bir anlam vardr. Bu en yksek iyinin gereklemesi ise ancak Tanrnn etkinlii
aracl ile dnlebilir. yleyse ykmleyici gc iinde ahlak dine bal deildir;
tam tersine en yksek iyi yolunda ahlak insan dine gtrr. Tanrnn buyruklarn
ahlaki devler olarak grdmze gre, dinin z de ahlaksaldr, diyebiliriz. Gerek
ahlaksal eylem, yalnzca devden kmaldr. Umut ve korku gibi yarar gzeten hibir
itici g araya karmamaldr.344 Kant`a gre evrensel olan din, doal dindir. Tarihi
dinler, ona gre, evrensel nitelik tamazlar.
343
121
Doal dinde, kendimize kutsal bir yasa koyucu, mfik bir ynetici ve adil bir
yarg tasarlamaktan baka bir dine (teolojiye) ihtiyacmz yoktur; bu, tek bir zde
dnlm, doal dinin temeli olduu srece teolojiye gereken bir Tanr kavramdr.
Bunlar, Tanrnn ahlaksal zellikleridir; Tanrnn doal zellikleri, ayet ahlaksal
zelliklerden daha byk bir etki yaratabilecek ise gereklidirler. Demek ki ahlaksal
zellikler en yce zn mutlak kudretine, her yerde hazr ve nazr, her eyden
haberdar oluuna ve birliine ilikin koullar altnda gerekleir.345
KANT, Ethic-Etik zerine Dersler, ev. Ouz zgl, Pencere Yay. st. 2003, S. 93
KANT, a.g. e. S. 95
347
KANT, Denken Mit Kant, S.128129
346
122
348
349
KANT, Die Religion nnerhalb Der Grenzen Der Bloen Vernunft, S. 163
ERRGL, Kant ve Felsefesi, S. 350
123
iin bunlar srf ahlaki bir ekilde yorumlanmaldr. Byle makul ve geni yorum
sayesinde geleneksel din ile pratik akl arasnda uyum oluturulabilir.350
124
evrenin
DOAN, zlem, Kltr Bilimleri ve Kltr Felsefesi, nklp Yay. st. 2000, S. 194195
GKBERK, Felsefe Tarihi, S. 392
125
yarattktan sonra evrenin gidiine artk karmaz olmutur; onu kendi kendine
ilemee brakmtr. Dolaysyla Tanrnn bizi artacandan korkamayz, bu
dnyada her ey yolundadr, iyidir; Tanrdan ktlk gelmez.355 te Kant,
Aydnlanmann ana izgileriyle belirtilen bu rasyonalizmi eletirmitir. Bu dnemde
Kant, David Hume`un kendisini dogmatik uykulardan uyandrdn syler.
sorunlarn
hem
tezlerini,
hem
de
antitezlerini,
ayn
kesinlikle
126
derecede iine alan, birletiren bir varlktr.358 Kant, Tanrnn varln kabul eder;
ama bu kabul bir iman iidir. O, vazife ile balantl olarak pratik bir inantr. En
yksek iyiyi gerekletirmek vazifemizdir. Bu sebepten onun imknn kabul ederiz.
Fakat Tanrnn varln varsaymakszn, en yksek iyinin gerekleme imkn
yoktur.359
Kant, Tanrnn varln kabul etmi ve bu kabuln bilgiyle deil, iman ile
temellendirilebileceini belirtmitir. Kant her ne kadar bizim iin Tanrnn var olup
olmadn, bir ruha sahip olup olmadmz bilmenin daima imknsz olduunu
savunsa da, kendisi Tanrnn var olduuna ve bizim bir ruha sahip olduumuza
inanmtr. Fakat o, bu inanlarn mmkn bilgiyle deil de, salam temelleri
olmayan imanla ilgili bir konu olduu konusunda tam bir kesinlik iindedir. Onun
burada zellikle vurgulamak istedii nokta, fiilen kesin bir karara varlabilecek bir
konuda inanca dayanmann batl itikattan baka bir ey olmamasna karn, bir karara
varmann mmkn olmamas durumunda, belli bir inan oluturmann hi de akl d
olmaddr.362 Demek ki Kant iin Tanr argmannn ispatnn mmkn olmay,
ona inanmay imknsz klmyor. Kant Tanrnn varln kabul etmekle beraber,
Tanrya duyulan inancn bilgiyle kantlamaya elverili olmadn belirtmitir. nanan
her insan, Tanry tm mkemmellikleri kendinde tayan, tm olumsuzluk ve
eksiklikleri dta brakan, hilii barndrmayan bir varlk olarak dnr. Bu dnce
358
127
ile Tanr kavram, btn gerekliin ierildii bir kavram haline gelir. Bylelikle
Tanr kavram, akl iin btn var olanlarn imkn konusunda nc bir ide olur.
Kant`n Tanr kantlamalarna kar yapt eletiri, ayn zamanda salt akln
speklatif ilkelerine dayanarak yaplan btn teolojilerinde eletirisidir. Kant burada,
sadece Tanr kantlamalarnn yetersizliini gstermekle kalmyor; her eyin temeli
olan bir varln varlk niteliklerini tanmlamaya ve bilmeye insan aklnn yeterli
olmadn gsteriyor. Kant, Tanr kantlamalarn ciddi bir eletiriye tabi tuttuu
halde kendisi de Tanry salt pratik akln bir postulat olarak ortaya koyar ve kimi
evrelerce onun bu postulat da bir kant olarak grlr.
Tanr, en yksek yetkinlie sahip bir dnyann yaratcsdr. O her eyi bilir
olmaldr ki, davranmdan niyetimin ne olduuna kadar, btn olabilecek
durumlarda ve btn gelecek iin bilgilidir; tamamyla gl olmaldr ki,
davranma uygun sonular versin; ayn ekilde her yerde hazr, ncesiz sonrasz
olmaldr. Bylece ahlak yasas, saf pratik akln bir nesnesi olarak en yksek iyi
kavram araclyla, en yksek varlk olan ilk varln kavramn belirler.364 Demek
ki Tanr kavram aslnda fizie ait, teorik akl iin bir kavram deil; ahlaka ait bir
kavramdr. Nihayetinde Kant, Tanr hakknda bilgi sahibi olabileceimizi kabul
363
364
128
Kant iin, Tanrnn varlnn kabul bilgiyle elde edilmeyen bir inan
meselesidir. Bu inan sbjektif bir ihtiyatr, dolaysyla dev deildir. dev
olmad iin de diyebiliriz ki Tanrnn varln kabul, akln teorik ynn
ilgilendiren bir konudur. Salt teorik bakmdan incelendiinde, Tanrnn varlnn
kabul sadece bir varsaym olur; fakat pratik ihtiya bakmndan bakldnda bu
varsaymn bir inan haline geldiini grebiliriz.
Kant`a gre Tanrnn varl neyi bilebilirim? sorusuyla deil, neyi mit
edebilirim? sorusu ile ilgilidir.365 Kant`n inanmaya yer hazrlamak iin, bilgiyi
kaldrmak zorunda kalmasnn gerekesidir. Burada terk edilen bilgi, metafizik
bilgidir. nanmann dinsel inanmayla ilgisi yoktur. Buradaki inanma ahlakn
otonomisine inanmadr.366 Yani Kant, akln ynettii iradenin kendi kendisini
ynettii otonom olan ahlak yasalarn yceltmek iin bilgiyi ortadan kaldrd.
Kant`a gre: Tanr kavramnn fizikle yani en geni anlamyla tabiat retisi
ile de, tabiat felsefesi anlamnda metafizikle de ilgisi yoktur; tam tersine Tanr
kavram ahlak retisine ait bir kavramdr, bir ahlak kavramdr. Ancak ahlaktan
hareket ederek ilk varlk yani Tanr zerinde tam belirlenmi bir kavrama
eriebiliriz.367
Tanr inancnda bilmenin snrlar son bulur, ahlaksal akl inanc Tanrnn
kesinliini talep eder. Kant`n undan kukusu yoktur ki; Tanr kavramnn ieriinde,
zgrlk dncesi ve ahlak yasasnn geerlilii iinde bulunandan baka hibir yeni
ve salam temel verili olamaz. Tanr kavram yalnzca, kendine yasa koyma idesinin
emprik-fenomenal gereklik stne kullanlabilirliini dile getirmeli ve garanti
etmelidir. te Kant`a gre Tanr kavramnn pratik anlamn bu yaratc, evrenin
365
129
Daha nce deindiimiz gibi en yksek iyi ancak Tanrnn var oluu
kouluyla olabildiinden, bunun varsaylmas bizi dev kavramna ayrlmaz biimde
balar, yani Tanrnn varln kabul etmek, ahlaksal bakmdan zorunludur. Demek ki
ahlakllk Tanrnn varln kabul etmektir; yani Tanrnn varln kabul etmek,
ahlakllk vastasyla zorunlu olmaktadr; nk bizler ahlak kanunlarn Tanr
buyruklarym gibi alglarz. Tanr sayesinde Kant`n evrensel olmasn istedii
deerler mutlak olma gcn mutlak olan Tanrdan alrlar. Bylelikle Kant`n ahlak
sistemi Tanr ile tamamlanmaktadr.
368
130
zgrlk
fikri
pratik
yaamda
karln
bulmakta
glklerle
Kant`n dnce sisteminde hem doann sebebi olarak hem de ahlakllk ile
mutluluun uyum iinde olmasn salayacak olan Tanrya ihtiya vardr. Kant,
Tanry ahlaklln bir gerei olarak kabul etmektedir. Ama tabi ki bu gerek znel
bir gerekliliktir, yani filozofumuz iin Tanry kabul etmek objektif deildir.
131
132
376
KILI, Recep, Ahlakn Dini Temeli, Trkiye Diyanet Vakf Yay. Ank. 1998, S. 50
AYDIN, Mehmet, Din Felsefesi, S. 5663
378
MAGEE, Bryan, Byk Filozoflar, S. 186
377
133
Anlalyor ki Kant, duaya sadece znel bir yarar olmas bakmndan nem
vermitir. Kant, dua ile Tanryla konuamayacamz; fakat dua araclyla Tanryla
aramzda bir ba kurabileceimizi dnr. Tanryla ba kurmamz ayn zamanda
Tanrya gvendiimizi de gsterir. Tanrya duyduumuz gven, korku, sevgi; onun
bizim niyetimizi ve dileklerimizi -biz dua etmesek de- Tanrnn bileceini bilmek,
bizim kendi i denetimimizi salad gibi ayn zamanda Tanrnn yceliini ve de
bizimle Tanr karsndaki acizliimizi gsterir. nsanlar Tanrya szlerle ya da
ayinlerle deil, Tanrya olan sadakatlerini da vurarak hizmette bulunurlar. Sonuta
bu duann bir ara olarak iyiliini gsterir. nanarak dua etmek demek, Tanr
tarafndan yerine getirileceine olan gvenle makul bir ekilde bir eyi ondan dilemek
demektir: demek ki kii sadece umut edebilecei ve Tanr tarafndan kendisine
bahedilen bir nesne olduuna inanabilecei eyleri dilemeli. Genel olarak imanla
edilen her duann Tanr tarafndan iitilecei dnlr; yani Tanrdan iiteceini
umabileceimiz eyleri dilemeliyiz.381 Demek ki bizler Tanrya dua ederken dikkatli
olmal, kar temeli tayan keyfi dileklerde bulunmamalyz. Bunu yaparken ayn
379
134
zamanda
niyetlerimizde
Tanrya
ve
buyruklarna
duyduumuz
saygy
Kant`a gre, tapnma insanlarn icat etmi olduu bir eydir. nsanlar
ahlakll telafi etmek iin tapnmay semilerdir. Oysa tapnma ve tm kat
kurallarn Tanr katnda hibir deeri yoktur. nsanlar tapnma ile ahlak eksikliklerini
tamamladklarn sanmamaldrlar.
Tanrya
olan
saygmz,
emirlerini
yerine
getirerek
ona
olan
382
KANT, Pedagoji zerine, ev. M. Rahmi, Yeni Zamanlar Yay. st. 2005, S. 83
135
Kant, pratik akl ile temellendirdii teorisini, Tanr ile tamamlamak zorunda
kalmtr. nk pratik akl seviyesinde kalnd mddete Kant`n ahlak, insan
mitsizlie drmektedir. Ancak, Kant`n ahlak sistemini kendisiyle tamamlad bu
Tanr, dini muhtevadan soyutlanm durumdadr. Kant`n Tanrs sadece pratik akln
bir ihtiyacn tatminden, pragmatik bir inantan ibaret kalmakta, varl veya yokluu
hibir ontolojik esasa dayanmamaktadr. Kant`n ahlak ilkelerinin evrensel olmasn
savunmas ve bir eylemin sonucunun o eylemin ahlakiliini belirleyemeyeceini
vurgulamas ahlak felsefesinde nemli bir aamadr. Bu balamdan hareketle ahlaki
deer eylemin sonucunda deil arka planndaki irade ve niyette aranmaldr. Fakat
Kant, evrensel ahlak ilkeleri ile mutlak deerlerin altyaps demek olan dini temeli
ihlal etmi ve buna paralel olarak da birtakm kmazlarn iine dmtr ki bunlar
383
GKBERK, Macit, Kant ile Herder`in Tarih Anlaylar, Yap Kredi Yay. st. 1997, S. 5962
136
Din ile akl arasndaki iliki sz konusu olduunda Kant, felsefesinde yaln bir
biimde teoloji konusunun bilgiye ait bir konu olamayacan gstermeye alr.
Tanr ve ruh hakknda konumaya kalktmz zaman, sylediimiz eyler anlaml
olmad iin emprik olarak ya da apriori bir biimde kantlayamayz. Yani biz Tanr
hakknda konutuumuzda aslnda ne sylediimizi bilmediimiz ya da sylemekte
olduumuz eylerin hibir anlam ifade etmedii gibi bir sonula karlarz.
Warnock`a gre Kant`n bu sonucu ok gnlszce kard aktr.385 Sonu olarak
Kanta gre inan, bilgiyle ilgili ya da kantlamaya elverili bir konu deildir. Bu
dncesi, onun din-akl ilikisi balamnda ayrma yaklamn destekledii fikrini
akllara getirmektedir. Ancak Kant felsefesinde inancn bilgiye ait bir konu olmamas
onun aklla hibir ilikisi olmad anlamna gelmemektedir.
137
gerekletirmek imknszdr. Ahlak davranan kii, teorik dzlemde inkr etmi olsa
da, eylemleriyle zgrle, lmszle ve Tanrya inandn itiraf etmi olur.
Ahlak davranmak, Tanry kabul etmektir.386
Tek bir ahlak btnl sz konusuyken nasl olur da birden fazla din
olabilir? Sorusunun cevabn Kant`a gre yle zetlemek mmkndr: nsanlar tek
ve biricik dinin lemini, ok sayda inan anlayyla doldurduklar iin tarihsel dinler
ortaya kmtr. nsanlar bu eitli inan anlaylarn haksz olarak Tanr`nn
buyruklar olarak tanmlamaya kalkmlardr. Bu yzden de Kant, tarihsel dinlerin
iinden asl, z, salt ahlak soyup ortaya kartmak, sahici olan ile sahte olan
birbirinden ayrt etmek iin, yani genelde dinin temeline inebilmek iin, bu ahlaksal
ekirdei ahlaksal akln terazisine vurmamz gerektiini belirtir. Kant`n bu anlamda
bir teraziyi ilettii yaznn ad Salt Akln Snrlar erisinde Din dir.
Kant, din konusu hakknda amacnn akl dinini gelitirmek olduunu syler
ve bu yzden de belirli tarihsel inan formlarn eletirmekle ilgilenmez. Bu akl
dinini gelitirme noktasnda metafizik ile din arasndaki ilikiye deinir. Kant`a gre
metafizik dinin temeli olamaz; fakat her zaman onun bir siperi olarak kalmaldr.
Tabiat gerei diyalektik olan insan akl metafizik adl bilim olmadan yapamaz.
Metafizik, akl denetleyen ve bilimsel olarak inandrc bir z bilgi yoluyla yasasz bir
386
387
138
Ayrca din olgusu, bir nceki sistemin bir sonrakini yadsr grnd
metafiziksel sistemler olgusuyla ayn grnme sahiptir. Metafizik ve din, greli
olarak sregelen ve temel izgileri bakmndan ayn konumda bulunan tarihsel
olgulardr. Bu yzden de din ncelikle empirik olgusall iin grlmelidir. Byle
bakldnda dinde iki temel yn ayrt edilebilir. Din bir yandan bir toplumsal kurum
olarak verili olana bamldr; br yandan ise o bir idealletirme ile verili olan hep
amaya yneliktir. Din, verili olana kendi tasarmlarnn rasyonel yoldan hakl
karlmas iin ynelir. Kant burada dinin aklanm, herkesin anlad ve gizli,
batn ynlerinin ayrmn benimser. Buna bal olarak da dogmatik dnce
karsnda pozitif bir tutum alr ve mevcut olan din olgusunu saf akln taleplerine
uygun olarak biimlendirmek zere, dine kendi olmuluu iinde mdahale etmez.
Hristiyanln retisi ile Hristiyanlk hakknda sahip olunan haberleri bu dnce
paralelinde birbirinden ayran Kant, retiyi saf olarak grebilmek iin, onun ierdii
ahlaksal retiyi, Yeni Ahit`e sonradan katlan her eyden zmeyi amalar. Kant,
tarihsel bir olgu olarak din karsnda aklc bir iyimserlie sahiptir. Buna gre
tarihsel gereklik iindeki grnmyle din, bu gereklie uygun formlar almak
zorundadr. O, iletilebilir (kitlelerce anlalp, benimsenebilir) olmas iin, duyusal
iletme aralarna tutunmak zorundadr. Yani dinin toplumsal yaamda etkili
olabilmesi iin, ortak toplumsal yaamn kesin d dzen ve ykmllklerine gre
kendini ayarlamak durumundadr.389 Hristiyanln yzlerce yldr srmekte olmas,
Kant iin Hristiyanlkta genel-geer bir yn bulunabileceinin kantdr. Kant
Hristiyanlk dndaki dinler karsnda her trl yabanc fenomene ilgi gsteren bir
gzlemci tutumu iindedir. Kant`n din yazlarnda genliindeki ilk pietist
izlenimlerinin basks grlr. Pietism, Kant`n din retisi de dhil olmak zere
ahlaksal din kitaplarn yorumlama ilkesine farkl bir geerlik getirmitir.
Ortaadan itibaren tannan bu yorum, daha sonra Yeni Ahit formunu protestanca bir
388
389
139
kalp iinde benimsemitir; Kant da genliinden beri Yeni Ahitin ahlaksal etkisini
genliinden beri zerinde hissetmitir. Bu yzden de Cassirer`e gre o, pratik akln
koulsuz ncelii olarak nem verdii her dinsel simgenin altnda nihai olarak etik bir
anlam aryordu.390
Kant`n felsefesinde din ile ahlak arasnda kurduu iliki sonucunda dini ahlak
iine hapsettii noktasnda ahlak ile dini birbirinden ayr eyler olarak gren
dncelerce eletirilmitir. Bu eletirilerden biri de Gusdorf``a aittir. Buna gre
Gusdorf, klasik felsefenin, insan, dnya ve Tanrnn, bir ve ayn realiteye yneltilmi
ayr bak asnn objeleri olduunu savunur. Kant`tan itibaren de felsefe, insan ve
dnya konusunda tutarl bir sylemi gerekletirmenin mmkn olduunu ancak
Tanr hakknda ayn eyi yapamayacamz ortaya koymutur. Yani rasyonel teoloji
zorunlu olarak, rasyonel psikolojinin veya rasyonel kozmolojinin statsnden farkl
bir statye sahiptir. nsan ve nesneler bize karmzda duran somut varlklar olarak
verilmilerdir. Tefekkrn belirlenimleri, bilimin lleri insan ve nesneleri baka
yerden ok, uraya veya buraya yerletirerek kesin bir ekilde tanmlamaya izin
verirler. Oysa ortak duyunun basit dini tasavvurlarndan kurtulursak, Tanry, insan ve
nesneleri dndmz gibi dnemeyiz. Tanry bize aklama ve temellendirme
iddiasndaki her tasavvur, O`nun gerek zn arptr. Kabul veya reddedilen akn
varlk yani Tanr, akl kategorilere indirgenemeyen bir vahiyle inanan kiinin
bilincine verilmitir. Oysa filozoflarn Tanrs, felsefe statlarnn zelletirdikleri ve
felsefi patentli Tanr gibi grnmektedir. Kant, sa-Mesih`te iyi ilkenin
kiiletirilmi fikrini gryordu. Bylece Kant`a gre Hristiyan vahyinin Tanrnn
olu diye grd kii, pratik akln ncilinin mjdesinden bakas deildir. Yani
filozoflarn Tanrs, Tanr olduuna inanlan filozoftur. Oysa filozof, Tanrnn ve
deerin insan dnceler ve faaliyetler dzeyindeki yansmalarn, izdmlerini ve
somutlatrmalarn kavramakla yetinmelidir. Baka bir deyile iman ahlak deerlerle
zde deildir. O, gerekliini iyi ve ktnn tesinde kazanr. Kant rneinde
olduu gibi, Tanrya kar devleri insanlara kar deve indirgemeye alan liberal
veya modernist her aba, iki alan birbirine kartrr ve dini istein derin anlamna
390
140
Felsefe tarihinde dnce ile hayat veya tabiat ile hrriyet arasndaki
atmann klasik rnei Kant`n iki tenkididir. Kant, ikinci tenkitte Tanr,
lmszlk ve hrriyetle ilgili bulunan ve ilk tenkidinde ykm olduu dini fikirleri
yeniden ortaya koyar. Burada Salt Akln Eletirisinde konuan mantk ilim adam
Kant, Pratik Akln Eletirisinde konuan ise insan ve filozof Kant`tr. Birinci
tenkitte her akln ve her mantn kanlmaz istidlallerini; ikincisi ise hayatn
hissiyatn, tecrbelerini ve mitlerini gstermektedir. Bu iki tenkit birbirini
nakzetmez. Bilakis onlar btn azametiyle yan yana durmakta ve kendi kendilerine
mahsus bir tarzda insan dnyasnn umumi ikiliini teyit etmektedir.392 Kant`n
epistemolojisindeki aklamaya alt numen-fenomen arasndaki iliki, bizi bilgi
ve iman arasndaki ilikiyi de anlamaya gtrr. Nasl numen ve fenomen
farkllklarn kaybetmeden yan yana durabiliyorsa ayn iliki bilgi ve imanda da
mevcuttur. Bu tespit bilgi ile imann birbirini nakzetmediinin de gstergesidir. Buna
kart olarak Kantn sisteminde filozof olarak Kant ile yaayan, eylemde bulunan bir
insan olarak Kantn birbirine karm olduunu, bundan dolay da Kant iin ahlak
yasalarnda ve bunun paralelinde dinde inanma ve bilmenin belirsiz olduu da
savunulmutur.393
391
GUSDORF, Geoges, nsan ve Tanr, ev. Zeki zcan, Alfa Yay. st. 2000, S. 12, 7080
ZZETBEGOVC, Ali, Dou ve Bat Arasnda slam, ev. Salih Saban, Nehir Yay. st. 2004,
S. 188189
393
AKMAK, E. Efe, Kant: Filozof Kral, Cogito, Sonsuzluun Snrnda Immanuel Kant, Yap
Kredi Yay. -Er Ofset, st. 2005, S. 239
392
141
Kant`n iman anlayna baktmzda onun iman, zan ile bilgi arasna
yerletirmi olduu sylenebilir.394 Ona gre fiilen kesin bir karara varlabilecek bir
konuda inanca dayanmann batl bir itikattan baka bir ey olmamasna karn, bir
karara varmann mmkn olmamas durumunda belli bir inan oluturmak hi de akl
d deildir.395 Weber`in ifadesiyle Kant, teorik akl pratik akla tabi klmakla yani
vicdann stnln onaylamakla, iki akln dalizmini deil; fakat pratik akln
monizmini ilan ediyor.396 Weber`in bu birlik dncesi ayn balamda kabul
edilmemekle birlikte Kant`n felsefesinde imann bilgiyle ilgili ya da kantlanmaya
elverili bir konu olmamas grnte din ile akln alanlarn, tamamen birbirinden
ayr alanlar olarak gsterse de bu alanlarn ayn realitenin yani (teorik ya da pratik)
akln iki ayr yz olduu da dnlebilir.
Kant'n metoduna gre akl, zgr olmal, kesinlikle bir vahyin veya dinsel
dogmann izinde alan bir karm veya kantlama arac olmamaldr. Aksi halde bu
felsefenin lmne yol aar.397
zetle Kant; bilime, ahlaka, dine ayr ayr nem vermi, bu anlay ve
metodu gerei hibirini dierinden stn tutma gayretine girmemitir. Eletirel
yaklamyla birbirinden uzak duran rasyonalizmemprizm gibi, dinbilim gibi
sistemlerin ayr ayr gerekliini deerlendirmitir. Din, bilim ve ahlak
temellendirmeye almakla beraber, canlnn bir rasyonalite tamasnn ne manaya
geldiini gstermeye almtr.
394
ZCAN, Hanefi, Epistemolojik Adan man, M...F.A.V. Yay. Emre Matbaas, st. 2002, S. 40
MAGEE, Bryan, Byk Filozoflar, S.187
396
WEBER, Alfred, Felsefe Tarihi, ev. H. Vehbi Eralp, Sosyal Yay. st. 1998, S. 332
397
DOAN zlem, Kantta Felsefe-Din likisi stne 2.Felsefe Mantk ve Bilim Tarihi
Sempozyumu (1113.11.1987), Ege ni. Edeb. Fak. Yay., zmir, 1989
395
142
3. BLM
nsanln dnce tarihinde iki nemli yere sahip olan Kant ve Gazl, gerek
bilgiye ulama abalar ve bu yolda ulatklar birikimle, modern an zirvesinde
olan bizlere bu dnemde bile hl k tutmaktalar. Bu abay ve birikimi takdir
etmemek mmkn deildir.
143
Bilgiye ulamada nemli bir ara olan ve bizimde asl konumuzu tekil eden
akl konusunda da her iki dnrmz benzer fikirler ortaya koymutur. Gazl,
akln ilevi zerinde dururken dorudan bilgi ve karmsal bilgi kavramlarn dile
getirirken; benzer ekilde Kant, apriori (nsel) ve aposteriori (sonsal) ayrmna
dikkatleri ekmitir. Bununla birlikte bir dier ortak gre gre, akl da duyular gibi
tek bana yeterli deildir; ancak bilgiye ulama yolunda yadsnamaz bir konuma
sahiptir. Bu noktada Kant numen-fenomen ayrm yaparken Gazl zahir-batn ayrm
yapar. Akl Kant`n fenomen ve Gazl`nin zahir dedii fiziki aleme ilikin bilimsel
bilgiler elde edebilir ve bu bilgiler hakikatle uyum ierisindedir; dorudur. Numen /
zahir leme ilikin olarak akln bilgisinin olmas sz konusu deildir. Bylece akln
snrlarnn izilmeye balanmasyla birlikte, Gazl ile Kant arasndaki fikir
ayrlklar da gndeme gelmeye balam olmaktadr.
398
KBAL, Muhammed, slamda Dini Dncenin Yeniden Douu, ev. Ahmet Asrar, Birleik
Yaynclk, st. S. 21
144
Kant`n numen, Gazl`nin batn dedii metafizik leme ilikin (teorik) akln
bilgisinin olmasnn her iki dnrmze gre mmkn gzkmediini belirtmitik;
fakat bu leme ilikin bilginin ancak pratik aklla mmkn olduunu Kant
savunurken, Gazl bunu dini tecrbe ve tasavvuf ile zmtr. Kant iin akli bilgi
n plandayken, Gazlde mistik tecrbi bilgi (sezgi) arlkl olarak yer bulmaktadr.
Bu da iki filozofun dnceleri arasndaki nemli farklardan birisidir.
Kendisinden
nceki
felsefe
akmlarnn
dnsel
sentezini
ustaca
145
146
399
400
147
B
ek.1
B
ek.2
148
A=B
ek.3
4- A'nn hibir eleman B'nin eleman deildir, B'nin hibir eleman A'nn
elaman deildir.
B
ek. 4
B
ek.5
149
Bunu aynen din ve akla uygularsak ayn ekilde 5 farkl grle karlarz:
1- Din (iman) ile bilinen her ey akl ile de bilinebilir; fakat akl ile bilinen
her ey din ile bilinemez.
AKIL
DN
ek.6
2- Akl ile bilinen her ey ayn zamanda din ile de bilinebilir, fakat din ile
bilinen her ey akl ile bilinemez. Akl imann bir alt snfdr.
AKIL
DN
ek.7
150
Gazl`ye gre mtevatir bilginin kayna olan tevatrle biz, bizim iin gaibi
olan hususlar salam bir ekilde idrak eder ve kabul ederiz. Mtevatir bilgi,
mtevatiri idrak eden, mtevatirin ne olduunu bilen iin geerlidir. lham, Gazl
iin dier bilgi kanallarndan daha nceliklidir. Gazl`de mistik bilgi, akli ve duyusal
bilgilerin nne gemitir. Bu bilgilerin oluabilmesi iin nefsin duru, kuvvetli ve
hadiselere nfuz edecek kapasitede olmas gerekir. Gazl`ye gre sezgisi gelimemi
kimseler bu trl eylere inanmak istemezler. lhama dayanan bilgiler, tecrbe ile
kazanlan bilgiler gibi kesindir. Bu tr bilgiler safi bir zihinde, aracsz olarak
doduklar ve bir l aleti ile de llemedii iin inkr edene ancak tatmayan
bilmez denilerek karlk verilmelidir.
151
152
vasflandrr. Keza akl, yaratltan insanda var olan ve kendisiyle eyann hakikati
idrak edilen bir nurdur. nsann ykml ve sorumlu tutulabilmesi iin onda
bulunmas gereken en nemli meleke akl melekesidir. Akl olmayann dini
sorumluluu da yoktur.
Dnrmze gre din, akln ve bilimin yeterli olduu konularda teyit ve
irat edici olur, yetersiz kald konularda ise aydnlatc bilgiler ve hayat kurallar
getirir; ama bunlar bilim ve akl ile atmaz, elimez. O, akl inkr eden kiinin dini
de inkr etmi olacan bize hatrlatr; nk dini bilginin doruluu aklla anlalr.
Bu yaklamyla Gazal, din ile akl arasnda bir uyuma olduu fikrini bir kez daha
gzler nne sermitir.
Gazalye gre akl, ancak doru yolu ve hakikati, dinin yol gstermesiyle
bulabilir; din de ancak akl ile temellendirilebilir. Zira akl temel, din ise bina gibidir;
nasl ki bina olmadka temelin bir anlam kalmazsa; temel olmaynca da bina ayakta
duramaz. Asl itibariyle din hariten bir akldr; akl da iten bir dindir. Din akl
kaybederse ondan hibir ey kmaz; gzn nurunun kaybolmasyla, n
kaybolmas gibi, din de kaybolur. Eer aksi olur da akl dini kaybederse, kszlktan
gzn grememesi gibi, akl da pek ok eyi grmekten aciz kalr.
Akl nazara almadan yalnz taklit ile yetinmek cehalettir. Kuran ve snnetin
nurunu atarak yalnz akl ile yetinmek aldanmaktr. kisini de bir arada bulundurmak
gerekir.401
401
153
3- Bir dier gre gre din ile bilinen her ey akl ile de bilinebilir, akl ile
bilinen her ey din ile de bilinebilir. Burada akl ve din birbirleri yerine kullanlabilir.
Bu noktada din ve akl e anlaml olarak kullanlabilirler.
AKIL = DN
ek.8
Din ile bilinen her eyin akl ile de bilinebileceini syleyen bu gr,
mantken
olaslk
iinde
olmasna
ramen,
bugne
dek
benimsenmi
gzkmemektedir.
AKIL
DN
ek. 9
154
Kantn
amac, yalnzca grgl koullarn yol gstericiliini brakarak akn olana sapmamas,
betimlemeye kapal hi bir aklama zeminini benimsememesi iin akl snrlamaktr.
yle anlalyor ki, Kant`n numenin varln kabul etmesinin nedeni, ahlak
ve din ilkelerinin uygulanmasna elverili bir dnya kurmak istemesidir. Bilim,
nedensel belirleyicilii ile ne kiinin zgr eylemine ne de Tanrya yer brakmaktadr.
Dolaysyla bilimi, grnrdeki eylerin bilgisiyle snrlamak ve numeni bilimin
belirleyicilii dnda tutmak bir k yolu olabilir. Kant`n sentetik apriorisi byle
bir yoruma elverilidir. Ayrca Dine yer aabilmek iin bilgiyi snrlamak zorunda
kaldm ifadesinin de bunun bir yansmas olarak grlmesi gerektii kanaatindeyiz.
155
Din ile akl arasndaki iliki sz konusu olduunda Kant, felsefesinde yaln bir
biimde teoloji konusunun bilgiye ait bir konu olamayacan gstermeye alr.
Kanta gre inan, bilgiyle ilgili ya da kantlamaya elverili bir konu deildir. Kant
felsefesinde inancn bilgiye ait bir konu olmamas onun aklla hibir ilikisi olmad
anlamna gelmemektedir. Bilgiden gelerek temellendirilecek bir dini imknsz gren
Kant, insan eylemlerinin balam iinde dine yeniden bir yer bulmaya almtr.
Ona gre pratik akl, teorik akln yapamayacan yaparak Tanrnn varlndan emin
olmamz salar.
156
Kant'n metoduna gre akl, zgr olmal, kesinlikle bir vahyin veya dinsel
dogmann izinde alan bir karm veya kantlama arac olmamaldr. Aksi halde bu
felsefenin lmne yol aar.
zetle Kant; dine, bilime, ahlaka ayr ayr nem vermi, bu anlay ve
metodu gerei hibirini dierinden stn tutma gayretine girmemitir. Eletirel
yaklamyla birbirinden uzak duran rasyonalizmemprizm gibi, dinbilim gibi
sistemlerin ayr ayr gerekliini deerlendirmitir. Din, bilim ve ahlak
temellendirmeye almakla beraber, canlnn bir rasyonalite tamasnn ne manaya
geldiini gstermeye almtr.
5- Din ile bilinen her ey deil; fakat baz eyler akl ile de bilinebilir,
sorgulama ile bilinen her ey deil; fakat baz eyler din ile de bilinebilir. Din ve akl
birbirleriyle kesiim iindeler.
AKIL
DN
ek.10
157
158
SONU VE DEERLENDRME
Bu iki dnr arasnda iki ana benzerlik vardr: birincisi, akl ele alp onu
snrlandrmalar; ikincisi, snrl olarak grlen akln din ile olan ilikisine deinmi
olmalardr. Felsefe almalar benzerlik gsterse de, sorunlar ele allar ve
kullandklar yntemler byk farkllk gstermektedir.
159
Kant mucizeyi ve Peygamberleri inkr ederken, Gazl her ikisini de olmazsa olmaz
inan meseleleri olarak grr ve bunlarn akli izahlarn yapmaya alr.
Kant, tek gerek din ile kendisi araclyla insanlarn onu anlatmaya
altklar farkl inan sistemleri arasndaki ayrma iaret eder. Akl ya da ahlaki
vicdan yoluyla btn insanlarn dorudan ulaabilecei tek bir Tanr vardr; fakat
onun vahyine karlk vermeye alrken insanlarn tutabilecei pek ok yol
mevcuttur. Kant mevcut olan dinlere pek nem vermemekle birlikte sahip olduu
Tanr inancn yaants boyunca korumutur. Bu anlay onun dini oulcu bir
yaklam benimsediini gsterirken, Gazlde durum biraz farkldr. Gazl,
hakikate gtrmede tek bir dinin gerekliini kabul eder; o da slamdr. Dier btn
dinler slam ile bu konuda eit olamazlar; gerek hakikat ancak slam ile bulunabilir,
dier dinler veya inanlarla deil. Bu da Gazlnin dini dlayc bir yaklamdan
yana olduunun gstergesidir.
Kant, dini rasyonaliteye bal kalarak aklamaya almtr. Kant iin akl
teorik ve patrik olarak ikiye ayrlr. Teorik akln konusu olan, pratik akln konusu
ise olmas gereken dir. Kant, ahlak ve bununla paralel olarak da dini bu pratik
akln konusu iinde grr. almamzda belirttiimiz gibi Tanr inanc bilgi ile
temellenemiyordu. ste bu yzden Kant din konusunu bilginin snrlarndan karmak
zorunda kalmtr. Dinin teorik akln alann aar bir konumda olmasyla birlikte,
pratik aklla da ondan kopamadmz ve onu dndmz belirtmitir. Yani
dinin aklla herhangi bir ilikisi olmad anlam gerei yanstmamaktadr. Kant,
ahlaki teoloji ile dinin gerekliliini ortaya koymaya alarak dine kapal gibi duran
kapy tekrar aralar. Kant, inanc bilgiden ayrm; fakat yerini pratik akl ierisinde
gstererek onu irrasyonel bir alana itmemitir. Ancak imandaki vahiy gereinin de
stnden atlayarak bilgiyi salt bir akl varl nn rn olarak grd gibi iman
da salt bir akl ierisine hapsetmitir denilebilir. Bu balamda Kant felsefesinde
bilgi ve iman, tm farkllklarna ramen yan yana duran bir ve ayn realitenin (teorik
ve pratik akl) iki ayr yz olarak karmza kmaktadr. Grld zere Kantn
din anlay tamamen kendine hastr. Kant, geleneksel dinleri eletirmekle beraber;