Professional Documents
Culture Documents
Finisajın amacı
• Derilerin kullanım özelliklerini geliştirmek
• Islanma kirlenmeye karşı dayanıklılık
• Cilt kusurlarını düzeltmek
• Yarma ve zımparalı derilere cilt oluşturmak
• Modanın istediği özellikte deri elde etmek
• Renk homojenliği sağlamak
• Derilerin fiziksel dayanımını arttırmak
• Derilerin su dayanımını arttırmak
Genel finisaj yöntemler i
a.Tekniğine göre
· Glase finisaj
· Glase/ pres finisaj
· Pres finisaj
· Desen Baskı finisaj
· Sprey finisaj
· Perde dökme finisaj
· Roller coater finisaj
b. Görünümüne göre
· Anilin finisaj
· Semi anilin finisaj
· Opak finisaj
· Easycare (kolay temizlenir) finisaj
· Antik finisaj
· Fantezi finisaj
· Çok renkli finisaj
· Film transfer finisinaj
1
Der inin finisajının pr ensipler i
Genel olarak finisaj katları
Deri finisajı; mümkün olduğu kadar homojen yapılı, birbirine sıkı bağlanmış birçok ince
tabakanın deri yüzeyine kaplanması esasına dayanır. Finisaj filmi ile deri yüzey görünümü
homojen hale getirilir, sırça hataları kapatılır. Finisaj katları, bütün deri yüzeyine homojen
dağılmalı boyun sırt ve etekteki yapı farklılığını dengelemelidir. Finisaj katlarının ince tabaka
halinde uygulanması ile kalın tabakaya göre daha sağlam, yüzeyi sert, dış etkilere daha dayanıklı
Finisaj elde edilir. Finisaj tabakası esnek olmalı, bükülme katlanma sırasında yırtılma ve soyulma
olmamalıdır. Yapıştırıcı maddelere ve organik çözücülere karşı dayanıklı olmalı, renk değişimi
ve sertleşme olmamalıdır. Derinin hava ve su buharı geçirgenliği yeterli olmalı, sıcak ve rutubet
ile meydana gelen yüzey genişlemesi geri dönüşlü olmalı, kalıcı şekil değişikliği meydana
gelmemelidir. Finisaj işlemleri ile homojen olmayan deri boyası homojenleştirilir, aynı renk ve
özellikte sürekli üretime imkan sağlanır. Beyaz ve açık renkli finisajlar da ışık haslığı (dayanımı)
sağlanır, açık ve koyu renkler aynı üründe kullanıldığında birbirlerini boyamaları önlenir. Finisaj
yapılacak derinin kullanım amacı ayrıntılı bilinirse, finisaj tekniği seçimi kolaylaşır. Finisaj
işlemleri deri yüzey özelliklerine, lif yapısına, sepileme ve yağlama şekline göre düzenlenir. Belli
bir deri türünde son sepi, yağlama veya diğer işlemlerde yapılan bir değişiklik finisaj yapan kişi
tarafından bilinmelidir. Deri yüzeyinin emiciliğinde meydana gelen bir değişiklik film
tabakasının deriye bağlanmasını, sürtünme haslığını ve bükülmeye dayanıklılığı etkileyebilir.
Yüksek finisaj efekti (etki), seçilen finisaj maddelerinin deri tipine ve istenilen özelliklere uygun
olmasını gerektirir, finisaj maddelerinin temel özelliklerinin bilinmesi, karşılıklı dengelenmesi
yanında, mekanik işlemlerin deri özelliklerine etkilerinin de bilinmesi gerekir. Deri yüzeyine
uygulanan her bir kat homojen olmalı, çizgi ve leke meydana getirmemelidir. Finisaj maddeleri
deri yüzeyinde hızlı bir şekilde kuruyarak istifleme sırasında birbirine yapışmamalıdır. Finisaj
tabakaları aynı zamanda kolay ıslanarak bir sonra uygulanan tabaka ile iyi bir şekilde
bağlanmalıdır. Finisajın kalitesi önemli ölçüde finisaj filminin deri yüzeyine sağlam
2
bağlanmasına, finisaj katlarının birbirine iyi bağlanmasına ve uyumlu olmasına bağlıdır. Bu
özellik, deri yüzeyinin emiciliği, finisaj flotesinin bileşimi ve uygulama metodu tarafından
belirlenir.
Finisaj işlemleri; sırçalı işlenecek veya zımpara olacak deriler, az ya da çok pigment
kullanılacak deriler, açık ve koyu renge boyanacak derilerin seçimi ile başlar. Finisaja hazır
derilerin tasnifinde, alt işlenti şeklinin dikkate alınması gerekir. Uygulanan kireçlik, sepileme,
son sepi ve yağlama işlemlerinin; lif yapısını nasıl etkilediği, yüzeyin su itici, aşırı yağlanmış
veya aşırı derecede su emici olup olmadığı belirlenmelidir. Krom sepi ve yağlamanın şekline
göre deri yüzeyinin emiciliği farklılık gösterir. Deri yüzeyi fazla yağlanmış ise finisaj tabakasının
deriye bağlanması zorlaşır ve yüzeyin temizlenmesi gerekir. Derinin hidrofil (Su sever)/ hidrofob
(su sevmez) özellikleri dengeli olmalıdır. Yani; derinin ıslatılması zor olmamalı, deri fazla su
çekmemelidir. Yağlama maddeleri ile birlikte emülsiyon malzemesi olarak kullanılan sodyum
alkil eter sülfat, sodyumalkilfenoletersülfat ve yağalkolpoliglikoleter derinin su alma miktarını
arttırır. Sülfate yağlarda noniyonik emülgatörler derinin su alma süresini kısaltmakta, anyonik
emülgatörler uzatmaktadır. Kompleks aktif emülgatörler derinin su almasını önemli ölçüde
azaltır. Yağlama maddesinde emülgatör olarak süksinik asit ve fosforik asit esterleri oranı arttıkça
su alma miktarı azalmaktadır. Yağlar yeterince bağlanmalı, lak tabakasına geçmemelidir. Son
retenaj yağlamadan sonra yapılırsa finisaj tabakasının deriye bağlanması zayıflamaktadır. Bu
durum derinin fazla su emmesi ile açıklanmaktadır. Su damlası metodu ile derinin ıslanma
hızının 3–7 dakika olması uygun kabul edilir. Bu metotta 1 (bir) mL suyun deri tarafından
alınması için gerekli süre ölçülür.
Zımpara olacak derilerde; deri lif yapısının derinlemesine fazla işlemeyen diken ve tel
çizikleri, hafif hamlak bölgeler veya gübre ve idrar izleri gibi yüzeysel zedelenmeler derinin
kalitesini fazla etkilemez. Yüzeysel sırça hatası bulunan bu tip derilerde hafif zımpara yapılarak
derinin kullanım değeri arttırılır. Sırça derin zımpara yapılır veya tamamen uzaklaştırılırsa
görünüm yarma deri gibi olur ve derinin değeri azalır. Deri yüzeyinin tamamında aynı derinlikte
ve homojen zımpara yapabilmek için derinin bütün kısımlarında kalınlık aynı olmalı, ispire
bulunmamalı ve deri düzgün olmalıdır. Vakum kurutma ile damarlanmalar, boyun kıvrımları,
yüzeysel sırça hataları önemli ölçüde giderilerek düzgün bir yüzey elde edilir. Deri fazla kuvvetli
iskefe yapılmaz ve çok sık mandallanarak gerilirse yüzey o oranda düzgün olur. Yüzey kazanmak
için sıkı gergi yapmak yanıltıcıdır, finisaj işlemlerinde ıslanıp kuruyan deri eski yüzeyini tekrar
alır. Finisajın deri yüzeyini homojen örtmesi için yüzeyin kısa lifli olması şarttır. Düzgün ve kısa
lifli yüzey elde etmek için iki defa zımpara yapılır. 80150 numara orta tane büyüklüğündeki
zımpara kağıdı ile ön zımpara, 180280 numara ince taneli kağıtla da son zımpara yapılır. İyi bir
zımpara efektine (etki), doldurucu ve sırçayı sabitleştirici son sepi ile daha kolay ulaşılır.
Yumuşak, gevşek lif yapılı krom deride kısa lifli yüzey görünümü elde etmek için kesite işleyen
% 812 kuru madde içeren zımpara dolgusu faydalıdır. Sırça yüzeyi ne kadar açıksa dolgu o
derece kesite işler. Bu nedenle deri önce zımpara yapılır, dolgu uygulanır, kurutulur ve tekrar
zımparalanır. Et tarafındaki tümsek ve çukur bölgeler farklı zımpara olarak sırçada homojenliği
engeller. Zımparalı sığır derilerine sırça dolgusu yapıldığından, bu işlem zımparalama ile
birleştirilir. Ön zımpara yapılmış derilere dolgu flotesi (sulu karışımı) tatbik edilir. Bu flote, deri
dökme makinesinin bandını terk ettiği anda deri tarafından emilecek şekilde ayarlanır. Dolap
boyaması yapılmış derilerde zımpara ile renkli tabaka uzaklaştırıldığı için deri yüzeyi renk tonu
olarak homojen olmayan bir görünümdedir. Finisaj tabakası kalın bir kat olarak uygulanmayacak
ise, dolguda boyar madde kullanmak faydalı olur. Dolgusu yapılmış deri rutubetli iken sırça
tarafları yüz yüze gelecek şekilde istif edilir. Dolgu flotesi sırça tabakasından retikular tabakaya
işledikten sonra iyice kurutulur ve ince taneli zımpara kağıdı ile son zımparası yapılır.
3
Zımparadan sonra sırça ve et tarafında kalan deri tozları, finisaj tabakalarına yapışarak
kirlenmelere neden olmaması için uzaklaştırılır. Deri yüzeyinin yetersiz derecede emici olması
gibi, çok fazla emici olması da finisajı zorlaştırır. Deri yüzeyinin fazla emici olması halinde
finisaj flotesi deri kesitine fazla işler ve deri yüzeyinin farklı bölgelerinde düzensiz olarak dağılır.
Uygulanan finisaj flotesi dolgunluk vermez, sırça kabarır ve sertleşir. Arzu edilmeyen kuvvetli
emicilik, özellikle bitkisel sepilenmiş, kuvvetli son sepilenmiş veya zımparalanmış ve yarma
deride meydana gelir. Derinin yüzey emiciliği sepileme, yağlama, vakum kurutma gibi işlemlerle
dengelenebilir. Sırçayı korumak için finisaj tabakasının daha çok yüzeyde tutmak faydalı
olmaktadır. Düzgünlük vermek, yüzey kapatmak ve parlaklık temin etmek için uygulanan ütü,
polisaj, desen ve perdah işlemlerinde deri yüzeyine uygulanan basınca, deri lif yapısının karşı
basıncına bağlı olarak görünüm meydana gelir.
Rengin tanımı
Renk beynimiz tarafından algılanan 400700 nanometre dalga boyundaki elektro manyetik
radyasyonların gözümüzde meydana getirdiği fiziksel olaydır. ( 1 nanometre= 10 9 m dir)
X ışınları çok küçük dalga boyunda olduğu için ve kızıl ötesi ışınlarda 700 nm den daha
büyük olduğu için gözle görünmez. Bizim dışımızdaki bazı canlılar bizden daha fazla renk
görebilir.
Beyaz ışık tüm renklerin bir araya toplanmasıyla oluşur. Renkli maddeler kendi üzerine
gelen bazı renkleri emer ve bazı renkleri ise yansıtır.
Işık ile yapılan çalışmalarda güneş ışığına benzeye standart lamba ile yapılan bir
çalışmada; örnek olarak turuncu bir levha bu standart güneş ışığı yayan bir lambanın altına
4
tutulduğunda levha turuncu dalga boyuna ait renkleri yansıtmakta ve mavi renkleri emmektedir.
Biz mavi ışık yayan bir lambayı bu turuncu rengin üzerine tuttuğumuzda ise bizim turuncu
levhamız siyah gözükecektir.
Işık değer i (shade)
Bir rengin koyuluğu, açıklığı, dolgunluğu ve solukluğu ile alakalı bir kavramdır. Örnek
olarak; sabah gözüken kırmızı renk canlı ve parlak iken akşam koyu kırmızıdır. Renk değişikliği
o renk üzerine düşen ışık miktarı ile alakalıdır.
Renk gücü / r enk doygunluğu (intensty)
Rengin azlığı ve çokluğu ile alakalı bir kavrandır. Örnek olarak bir kg deri aynı renkte ilk
olarak 1 gr boya ile boyanır, ikinci olarak 10 gr boya ile boyanır. Karşılaştırıldığında 10 gr boya
ile boyanan deri daha canlıdır
Tanecik boyutu ( Gr anülometr i )
Pigmentler iri veya ince taneli olabilir. Bu durum pigmentlerin örtücülüğünü, renk
şiddetlerini, dağılma (disperse olabilme) özelliklerini ve yağ emme miktarlarını belirler. Örnek
olarak kaba taneli CaCO3 (tebeşir) sönük kötü örtülmüş yüzey verirken ince taneli TiO2
(titandioksit) çok iyi örtülmüş parlak yüzey verir. Kaba tanecikli pigmentler zamanla birbirine
yapışarak daha büyük çökelekler oluşturur. Pigmentlerin üretimi esnasında yapılan hatalar
pigmentlerin tanecik boyutunun büyümesine neden olur. Pigmentlerin tanecik boyutları
birbirinden farklıdır. Örnek olarak ftalosiyanin mavisinin tanecik boyutu 0,0025 µm (milimikron)
iken TiO2 (titandioksit) 0,150,25 µm dur. Pigmentleri tanecik boyutu görünen rengi etkiler.
Örnek olarak Fe2O3 (demir oksit kırmızısı) 0,07 µm iken sarıya çalan kırmızı renk verir, daha iri
taneli 11,5 µm boyutunda olan ise mora çalan kızıl kahve rengindedir.
Ör tme gücü (Cover ing)
Bir pigmentin bir binder ile beraber kullanılarak derinin üzerine sürüldüğünde yüzey
rengin alt rengin görülmeyecek şekilde kapatmasıdır. Örtme gücü pigmentin yansıtma katsayısına
bağlıdır. Katsayı ne kadar büyük ise o kadar örtme gücü artar. Örtme gücü pigmentin kristal
yapısına da bağlıdır. Ayrıca örtme gücü pigmentin konsantrasyonuna (yoğunluğuna) da bağlıdır.
Pigment içeriği az olan bir karışımın örtme gücü zayıf , pigment içeriği fazla olan bir karışımında
örtme gücü fazladır.
Finisajda kullanılan maddelerin kırılma indeksi
Hava 1
Binderler 1,5
Organik pigmentlar 1,52
İnorganik pigmentler 22,75
5
Genellikle, koyu pigmentler daha çok ışık geçirmez (donuk, opak) olmaları nedeni ile bu
konuda açık renkli pigmentlerden daha etkilidirler. Boyanın örtme gücünü, büyük ölçüde, film
oluşturucuların ve bağlayıcıların kırılma indisi ile pigmentin kırılma indisi arasındaki fark
belirler, yani farkın büyük oluşu örtme gücünün büyük oluşunu gösterir. Örneğin çinko oksit 2.00
ve titan dioksit 2.70 lik bir kırılma indisine sahiptirler. Bağlayıcıların ve reçinelerin çoğunluğu ise
1.47 ve 1.52 arasında değişen kırılma indislerine sahiptirler. .Bundan dolayı, titan dioksid, örtme
gücü bakımından en etkili pigmenttir. Pigmentlerin örtme gücü ayrıca güneş ışınlarının örtme
yüzeyine ve tabana olan zararlı etkilerini en aza indirmek yönünden de faydalıdır. Örtme gücüne
etki eden diğer bir faktör de, pigmentin tane büyüklüğüdür. Belirli sınırlar içinde pigmentlerin
tane büyüklüğü, yaklaşık olarak, ışığın havadaki dalga boyunun yarısı veya 0.20.4 n dur.Bu
büyüklüğün altında tane (partikül), dağıtma gücünü kaybeder, bu büyüklüğün üzerinde ise film
yapısı kabalaşır.
Renk ver me gücü (tinting)
Bir pigment beyaz pigment içine konulur, beyaz pigmente meydana getirdiği renk
değişikliğine renk verme gücü denilir. Bunun için 100 gr beyaz pigment kullanılır. Beyaz
pigment içine 1 gr renkli pigment konularak meydana getirdiği renge bakılır. Organik pigmentler
inorganiklere göre 25 kat daha fazla renk verme gücüne sahiptir. Organik pigmentlerin kuvvetli
renk verme gücü olmasına rağmen örtücü değillerdir. Bu durum tanecik boyutu ile alakalıdır.
Tanecik boyutu küçüldükçe renk verme gücü artarken örtücülüğü azalır. Bazı anorganik
pigmentlerinde tanecik boyutu küçültülerek renk verme güçleri arttırılmış, örtücülükleri
azaltılmıştır.
Par laklık / canlılık
Parlaklık kimyasal yapıya, konsantrasyona ve dispersiyon derecesine bağlıdır. Organik
pigmentler inorganiklere göre daha canlı ve parlaktır. Tanecik boyutu faza olan pigmentler mat
gözükürler. Parlak ve canlı renk elde edilmesi için pigmentin tanecik boyutu 5µ (mikron)u
geçmemesi istenir.
Disper siyon kabiliyeti
Bir pigmentin bir bağlayıcı ile ıslanarak tamamen dağılmasıdır. Pigmentler hazırlanırken
tanecik boyutu eşit olmalı ve topak içermemelidir. Aksi takdirde homojen karışım elde edilemez.
Çok küçük tanecik boyutuna sahip pigmentlerin hazır karışımları aşırı viskoz (yoğun)
olacağından istenmez. Buna rağmen iri tanecik boyutuna sahip pigmentlerin dispersiyonu
(dağılması) güçtür. Çünkü pigmentler yeteri kadar ıslanmaz.
Pigmentler in yağ emme kapasitesi
100 gr pigmentin ıslanması için gerekli minimum yağ değeridir. Parçacık boyutu fazla
olan pigmentler fazla yağ emmezler. Dolayısyla ortamın yoğunluğu fazla değildir. Buna karşılık
çok ince yapılı olan pigmentler fazla oranda yağ emerler ve ortamın yoğunluğu fazladır. Bu
pigment karışımı kullanışlı değildir. İnorganik pigmentler daha az yağ emdiklerinden
yoğunlukları azdır, bundan dolayı karışımdaki pigment oranı arttırılabilir. Genel olarak organik
pigmentler %30 luk karışımlar halinde, inorganik olanlar ise %3565 lik karışımlar halinde satılır.
Pigment hacim konsantr asyonu
Bir pigment karışımının içindeki pigment hacminin tüm boya hacmine bölünmesiyle elde
edilen değerdir. P.V.C (pigment volume consentration) olarak ifade edilir.
6
Formülü ile hesaplanır
Örnek: Özgül ağırlığı 1,5 gr/ cm3 olan pigmentten 19 kg kullanılıp 90 litre boya
üretilmiştir.
P.V.C nedir ?
19 kg= 19000 gr
Pigment hacmi= 19000/1,5
=12666,6 cm3
boya hacmi= 90 litre =90 dm3= 90.000 cm3
P.V.C=(12.666,6 CM3/90.0000 CM3)*100
P.V.C=14,07
Buna göre karışımın pigment oranı %14 tür. Bu rakam bize karışımın pigment içeriği
hakkında bilgi verir
Işık haslığı
Işık haslığı pigmentin güneş ışığına dayanıklılığını ifade eder. Pigmentler zamanla güneş
ışığının etkisiyle solarlar ve renk değiştirirler. Örnek olarak ftalosiyanin mavi renk veren organik
bir pigmenttir. Bu pigmenti beyaz bir pigment karıştırılıp açık mavi bir renk elde edildiğinde
zamanla ftalosiyanin (mavi) solar ve kirli beyaz renge dönüşür. Genel olarak inorganik
pigmentler organiklerden daha ışığa dayanıklıdır. Açık renk boyamalarda sadece organik
pigmentler kullanılırsa zamanla solacağı göz ardı edilmemelidir. Otomobil ve döşemelik
derilerde 78 ışık haslığı gibi yüksek değerler istenildiğinden bu duruma dikkat edilmeli ve
organik pigmentlerin kullanımı sınırlandırılmalıdır.
Solvent dayanımı
Pigmentlerin solventte çözünmez olması istenir, aksi taktirde apre katında uygulanan tiner
benzeri çözücüler pigmentleri çözerek filmin yüzeyine çıkmasına neden olurlar. Buna boya
kusması adı verilir. Boya kusması solventlerle olabileceği gibi pigmentin içine konulan
yağlarlada olabilir. Pigment üreticileri solvente ve yağlara (plastikleştirici maddelere ) dayanıklı
pigmentler üretirler. İnorganik pigmentlerin solvent dayanımı organik pigmentlere göre daya
iyidir. Bu durumu test etmek için yapılan uygulama şöyledir. Derilerin üzeri pigmentle
yapıldıktan sonra üzeri beyaz selüloz boya ile kapatılır. 50 o C kurutulur. Beyaz Selüloz tabakanın
üzeri renklenirse pigment kusma yapmaktadır.
7
Der i ör tü boyalar ı (pigment disper siyonlar ı)
Pigment ve boyar madde
Derilerin yüzeyinin dış tesirlerden korunması ya da güzel bir görünüm sağlanması için
renkli hale getirilmesinde kullanılan maddelere “BOYA” denir. Finisajda kullanılan boyaların
içinde pigment ve boyar maddeler vardır. Pigment ve boyar madde kelimeleri birbirinden farklı
kelimelerdir. Bu iki sözcük eşanlamlı değildir. Pigmentler bir bağlayıcı ile karışmış fakat
çözünmemiş karışımlardır. Pigmentler deri yüzeyine boyama tabancaları, kadife ve rollcoat
(silindir boyama) ile uygulanır. Bu işlem gerçekte bir baya değil bir örtmedir. Genellikle
pigmentler anorganik yapıda ve ya organik yapıda da olabilirler. Uygulandıkları yüzeyde
kimyasal hiçbir değişiklik yapmazlar.
Derilerin renkli hale getirmede uygulanan maddelere ise "Boyarmadde" denir. Ancak her
renk veren veya renkli olan madde boyarmadde değildir. Boyarmaddelerle yapılan renklendirme
pigmentlerle yapılan renklendirme işlemine benzemez. Genellikle dolapta çeşitli boyama
yöntemleriyle uygulanırlar. Bütün boyarmaddeler organik bileşiklerdir. Boyanacak cisimler
boyarmadde ile devamlı ve dayanıklı bir şekilde birleşerek cismin yüzeyini renklendirirler.
Genellikle boyar madde cismin yüzeyi ile kimyasal veya fizikokimyasal bir ilişkiye girerek
birleşmiştir. Bunları bağlandıkları deri lifinden uzaklaştırmak zordur.
Pigmentler in Özellikler i
Pigmentler, renkleri nedeniyle önem taşıyan ve bu nedenle çoğunluk yüzey örtme
işlemlerinde kullanılan, suda, organik çözücülerde ve yağlarda çözünmeyen anorganik veya
organik; doğal veya sentetik toz halinde kristalin maddelerdir. Finisaj esnasında pigmentler toz
halinde kullanılmazlar. Genelde su bazlı pigment dispersiyonları halinde veya solventli ortamda
reçinelerle beraber disperse edilip kullanılırlar. Dispersiyondan amaç pigmentin bir bağlayıcı
(binder) veya dispergatör (dağıtıcı) vasıtası ile bir ortamda dağıtılarak akıcı, kolay tatbik
edilebilen, kolayca diğer dispersiyonlarla karıştırılabilen, kümeleşme (agregat) yapmayan, sıvı ve
stabil (durağan) bir boya pastası elde etmektir. Disperse olmuş tanelerin tekrardan yan yana
gelerek daha büyük taneler meydana getirip, yumuşak bir çökelti oluşturması haline flokülasyon
denir. Eğer disperse edilmiş taneler bir araya gelerek sert ve kolayca disperse edilemeyen bir
çökme meydana getiriyorlarsa bu olaya sedimantasyon (çökme) denir. Bazen iki veya daha fazla
pigment kullanılarak boyama yapıldığında değişik yoğunluktaki pigmentlerin bir kısmı hafifçe
çökerken bir kısmı yüzeyde kalır. Bu oluşum gerek finisaj esnasında gerekse kuruduktan sonra
arzu edilmeyen değişik tonların oluşmasına neden olur. Böyle durumlar özellikle siyah pigmentin
ağır inorganik pigmentlerle karıştırılması esnasında çok fazla özgül ağırlık farkları meydana
gelmesinden oluşur. Bu olayı önlemek için hem ortamı aşırı sulandırmamak, aksine viskoziteyi
arttırmak, hem de ortama pigmentlerin birbirlerine daha iyi bağlanmalarını sağlamak için binder
ve yüzey aktif madde ilavesi gerekebilir. Piyasada bulunan pigment ürünleri; pigmentler,
bağlayıcılar, yumuşatıcılar, dispergatörler, stabilizatörler ve çözücülerden meydana gelir.
Pigmentlerin yoğunlukları karışımda bulunana diğer maddelerinkinden fazla olduğu için zamanla
karışım homojenliği bozulur, tabaka ayrılması başlar. Değişik parti finisajlarda farklı örtücülük
ve renk tonu meydana gelmemesi için, pigmentler bulundukları orijinal kaplarda iyice
karıştırıldıktan sonra ihtiyaç duyulan miktar kadar alınmalıdır.
Pigmentler, ışıktan ve atmosferik etkilerden özellikle oksijenden zarar görmemek,
sürüldüğü yüzeye bağlayıcılar yardımı ile iyi örtme gücü sağlamak, bütün deri yüzeyinde
homojen renk tonu meydana getirerek düzgün olmayan dolap boyamalarını homojenleştirmek,
8
pigmentin raf ömrünün uzun olması için binderlerle reaksiyon vermemeli, kimyasal bakımdan
etkin olmamalı ve zehirli olmamak gibi özelliklere sahip olmalıdır. Pigmentler bağlayıcı
maddelerle deri yüzeyine uygulandıklarında örtücü renkli bir tabaka oluştururlar; suda ve organik
çözücülerde çözünmedikleri için deriye diğer finisaj katlarına geçmezler.
Pigmentleri deriye bağlamak için binderlere (bağlayıcı) ihtiyaç vardır. Pigmentler tek
başlarına deriye bağlanamazlar. Deri finisajında pigmentler alt işlentilerde istenilen renge
boyanmış deriler üzerine yeniden daha düzgün renkler oluşturmak için kullanılır. Böylelikle
modanın istediği renkler ve görünümler elde edilir. Finisaj işlemiyle birlikte ayrıca derileri
yağmur, kazınma , çizilme ve donma gibi dış ortama karşı dayanıklı hale getirilir
Pigmentlerin ışık haslıkları dolap boyalarından yüksektir ve bu özellik beyaz hariç çok az
dolap boyası kullanılan açık renklerde ışık haslığı yönünden önemlidir. Bir pigmentin ışık haslığı,
o pigmentin ışık etkisine dayanıklılığı ve güneş ışığı karşısındaki davranışıdır ve pigmentlerin
bağlayıcı içindeki konsantrasyonuna bağlıdır. Genelde anorganik pigmentler organik
pigmentlerden daha dayanımlıdır. Deri sanayinde genellikle tam tonlarda 5 ışık haslığı yeterlidir;
pastel renklerde 4 ışık haslığı değeri istenir. Pigmentler örtücü boyama için kullanılırlar ve bir
pigmentin binder eşliğinde sürüldüğü yüzeyin rengini altını göstermeyecek şekilde kapatması,
pigmentin örtme gücü olarak tanımlanır ve pigmentin konsantrasyonuna bağlıdır.
Pigmentler, çok küçük tanecik büyüklüğünde, örneğin genellikle 1 mikron'dan daha
büyük olmayan ve 0.01 mikron kadar küçük olabilen çözünmeyen tozlardır. Köken bakımından
hem doğal ve hem de sentetik, bileşim bakımından ise anorganik ve organik olabilirler.
Pigmentlerin, renklerinden başka şu özelliklere sahip olmaları gerekir:
1. Suda çözünmemek
2. Işıktan ve atmosferik etkilerden (özellikle oksijenden) zarar görmemek
3. Sürüldüğü yere iyice bağlanıp örtme imkanı sağlamak.
Bu özelliklere uygun bir çok anorganik pigment vardır; fakat, organik pigmentler
genellikle suda veya yağlarda çözündüklerinden yağlı boya yapımında kullanılabilmeleri için
lake haline getirilerek çözünmeleri önlenir. Lakeler, oksidasyona dayanıklı boyar maddelerin
bazı metaller, tuzlar veya tanen ile birleşmesinden doğar, daha doğrusu adı geçen maddeler renkli
bileşiğe bir dayanak ödevi görür. (lake: Bir tuz ile çözünür boyanın çözünmez hale getirilmesi)
İdeal bir pigment kimyasal bakımdan inert (kimyasal bağ yapmayan, etkisiz) olup çözünür
tuzlar içermemeli, kolay disperse (su içinde dağılma) olabilme, kullanıldığı ortamlarda çözünmez
ve normal sıcaklıklardan etkilenmez olmalıdır. Pigmentlerin solventlerde çözünmez olması
istenir çünkü aksi takdirde, boyadan sonra apre için uygulanan lak ve tiner karışımı pigmenti
çözer ve yüzeye çıkmasına neden olur. Bu olay en çok kırmızı renklerde olduğu için kanama
(Bleeding) adı verilir, pratikte boya kusması (migrasyon) olarak adlandırılır. İnorganik
pigmentler, organik pigmentlere nazaran solvent plastifiyanlar da çözünmezler ve migrasyon
yapmazlar. Bir pigmentin boya kusması (migrasyon) testi için; kontrol edilecek pigment bir
bağlayıcı vasıtası ile yüzeye tatbik edilir ve üzerine beyaz selülozik boya püskürtülerek tamamen
beyazla kaplanır. 50 o C’de kurutulur. Eğer yüzey yavaşça renklenmeye başlarsa pigment
kusmaktadır. Pratikte bunun örnekleri deride boya kusması, ele boya çıkması, yaş ve kuru
sürtünme haslığının düşüşü şeklindedir. Bir pigmentin titan veya çinko oksit gibi beyaz bir
pigmenti renklendirme gücüne o pigmentin renk verimi, boyama gücü veya renk şiddeti denir.
Organik pigmentler inorganik pigmentlerden 25 kere daha güçlü renk vericidirler, renk verimleri
yüksektir. Alkali maddelerin finisajı bozmamaları gerekir. Bu yüzden pigment seçiminde, alkali
haslıklarının mümkün olduğunca yüksek olmasın dikkat edilmelidir. Sentetik inorganik
9
pigmentler; deri sanayinde üniform yapıda oluşları, yabancı madde kapsamamaları ve
taneciklerinin eşit ve küçük oluşu gibi fiziksel özelliklerinden ötürü sıkça kullanılırlar. Pastel
tonlarda mükemmel finisaj verirler. Boya kusmasına sebep olmadıklarından solventli ve renkli
nitroselüloz laklarında kullanılırlar. Organik pigmentler genellikle suda, yağlarda ve solventlerde
çözündüklerinden lak (lake) haline getirilerek çözünmeleri önlenir. Berrakşeffaf sarı, oranj,
mavi, kırmızı ve yeşil tonları vardır. Özellikle haslıkları yüksek parlak ve canlı renkler veren
ftalosiyanin kompleksleri kullanılır. Organik pigmentler, anorganik pigmentlere nazaran derinin
tabii görünümünü daha iyi muhafaza etmelerine rağmen en büyük dezavantajı çok küçük taneli
olmaları nedeniyle zamanla diğer finisaj katlarına geçerek boyamalarıdır.
Pigmentlerin tanecik büyüklüğü örtü boyasının optik davranışını (ışığı yansıtma) belirler.
Tanecik büyümesi örtücülüğü arttır, ancak renk etkinliği azalır, renk matlaşır. Pigmentler
optimum bir tane büyüklüğü dağılımı sağlanmalı ve bu dağılım depolama ve kullanımı sırasında
muhafaza edilmelidir. Pigment üretici firmalar bu ürünleri kullanıma hazır olarak piyasaya
sürerler. Üreticiler bilgi birikimleri nedeniyle her bir pigment için tane dağılımı, tane sertliği,
dispersiyon davranışı, optik etkisini en uygun duruma getirmeye çalışmaktadırlar.
Pigment çeşitler i
aKazeinli pigmentler
Bu pigmentler alkali dispersiyonlar halinde bulunur. İçersinde az miktarda plastikleştirici
yağlar, bakteri önleyici bakterisitler ve küf önleyici maddeler içerirler. Ph’ları 7,59 arasında
değişir, bundan dolayı anyonik maddelerle birlikte kullanılır.
Kuru madde oranları ;
Beyaz pigment pasta %4060
Anorganik pigment pastalar % 2535
Organik pigment pastalar %1015
Siyah pigment pastalar % 812
Kazeinli pigment pastalar örtücü finisajda ve semi anilin (yarı anilin) finisajda kullanılır.
Aynı renkteki organik pigmentlerle karıştırılarak görünümleri canlandırılır. Bu pigment pastalar
kazein adı verilen protein türü bağlayıcılar içerir. Kazein kalın ve sert film verdiğinden bu
pigment pastalarla elde edilen finisaj filmi zülf (buruşuk görünüm) yapabilir. Bu pigmentlerle
yapılan finisaj filminin kuru sürtme dayanımı yüksek olması rağmen elastikiyeti düşüktür.
b Kazeinsiz pigmentler
Bu pigment çözeltileri az veya hiç bağlayıcı içermezler. Pigmentlerin su içindeki
dayanımları emülgatörlerle sağlanır. Çözeltilerin yoğunluğunu sağlamak için etil selüloz türü
maddeler kullanılır. Bu pigmentler daha yoğun pigment içerirler. Finisajda zülf yapmazlar.
Parlaklıkları kazeinli pigmentler değildir. Giysilik veya yumuşak tutum istenen derilerin finisajda
kullanılır. Bu pigmentler verdiği finisaj filmi ince ve yumuşaktır. Zaman içinde bekledikçe
çökme eğilimine girerler. Dibe çöken maddeler karıştırıldığında tekrar eski halini alır.
10
c Katyonik pigmentler
Astar katta örtücülük istendiğinde katyonik pigmentler kullanılır. Bu pigmentler katyonik
dispergatör (dağıtıcı) kullanılarak hazırlar. Bu pigmentler ile katyonik yüklü binderler ve diğer
yardımcılar kullanılır.
1 Örtücü pigmentler
2 Yarı örtücü pigmentler
Örtücü pigmentler
Normal örtme gücüne sahip pigmentlerdir. Bu pigmentler kazein, jelatin veya sentetik
protein gibi bağlayıcı maddeler içeririler. İçerdikleri bağlayıcıların verdikleri film serttir. Filmin
sertliğini yumuşatmak yani plastikleştirmek için çeşitli wakslar(mum), gliserin, yağlar ve
modifiye gliserin (dietilen glikol, heksitol içerikli) maddeleri bünyelerinde barındırırlar. Örtücü
pigmentlerin kuru madde oranı %3840 civarındadır. Pigmentler içeriği ise %70 civarındadır.
Yarı örtücü konsantre (yoğun) pigmentler
Konsantre pigment pastalardır. Bunların pigment içeriği ise çok yüksektir. Konsatre
pigment pastalar normal pigment pastalar gibi deri yüzeyinde fazla birikmezler. Bu pigmentlerin
daha az örtme gücü ve daha fazla renklendirme gücü olduğundan anilin, semianilin gibi derilerin
finisajında tercih edilir. Derilere ince ve pürüzsüz bir tutum kazandırırlar. Bu pigmentler genelde
organik pigmentlerden üretilmişlerdir. Bu pigmentler az örtme gücü ve yüksek boyama gücüne
sahiptir. Bu tür pigment pastalar geleneksel pigment pastalar kazein gibi bağlayıcı madde
içermezler, yüksek akışkanlığa sahiptir. Bu tür pigmentler yüksek renk verme gücüne sahip
olduğundan tonlama ve nüanslama boyamalarında kullanılır. Yani dolapta boyanmış deriler
üzerine hafifçe renk düzgünlüğü sağlamak için ince bir finisaj tabakası oluşturulur. Bu
pigmentlerin ışığı geçirme özelliklerinin yanı sıra finisaja parlaklıkta kazandırırlar. Bu boyaların
boyar maddelere (anilin boyalar) göre daha fazla solvent dayanımı vardır. Pigment pastalar
zamanla bekledikçe çökme eğilimine yani farklı katmanlara ayrılmaya başlarlar. Kullanmadan
önce pigment pastaları iyice karıştırılmalıdır. Organik pigmentler ve inorganik pigmentler bir
arada kullanılabilir. Böylelikle daha canlı renkler elde edilir.
Der i finisajında kullanılan Temel pigmentler
1Beyaz Pigmentler
aTitan dioksit
En önemli beyaz pigment titan dioksid'dir; bunun yüksek olan kırılma indisi nedeniyle tek
başına en yüksek örtme miktarını verir. Bu pigment çok ince yapılı ve kimyasal maddelere karşı
dayanıklıdır. Krem rengine çalan anatas tipi” (seramik beyazı) ve mavimsi “rutil tipi” vardır.
Rutil tipinin örtücülüğü daha fazladır. Anatas, tebeşirlenen tipte bir pigment olarak kabul edilir ve
deri finisajında son katlarda tercih edilir ve örtücülüğü azdır.
Titanyum dioksitten iyi bir beyaz pigment elde etmek için üretim esnasında %25
oranında tetra sodyum pirofosfat ilave etmek gerekir. Ayrıca demiroksit gibi kirletici tuz
içermemelidir.
11
bÇinko oksit
Çok temiz ve beyaz bir rengi vardır. Sararma yapmaz, ultra viyole ışıklarına dayanıklıdır.
Bu nedenlerle titan dioksite katkı olarak kullanılır. Kapatıcılığı düşüktür.
cÇinko sülfür
Çinko sülfürün kapatıcılığı çinko okside göre daha iyidir. Selüloz finisajda kullanıldığında
iyi sonuçlar alınır. Suda çözündürülmesi zor olduğundan titanyum beyazı kadar kimyasal
maddelere dayanıklıdır.
dLitopon
Litopon, kalsiyum sülfat veya baryum sülfat kristalleri üzerine birlikte çöktürülmüş çinko
sülfür karışık pigmenttir. Fiyatı daha ucuzdur. Titanyum dioksite göre ışık haslığı daha düşüktür.
Yani daha fazla sararma eğilimindedir. Işık haslığını geliştirmek için içine bir miktar inceltilmiş
magnezyum oksit ilave edilmelidir.
(Bunların dışında barytes, blanc fixe, aliminyum ve Çin kilide beyaz pigment olarak
kullanılır)
2Siyah pigmentler
aKarbon siyahı
Bu renkte ana renklerdendir. Ana kaynağı karbondur. Gaz ve yağların az oksijenli
ortamda yakılması sonucunda elde edilir. Elde edilen karbon siyahlarının tanecik boyutları çok
düşüktür, 0,0010,5 µ arasındadır. Tanecik boyutu arttıkça renk şiddeti artar. Elde edilen karbon
tozlarının suda çözünmesi zordur ancak iyi disperse olurlar Bu pigmentin üretimi zordur. Karbon
siyahının çok fazla çeşidi vardır. Çok ince tanecik boyutuna sahip siyah pigment dalgalı görünüm
oluşturduğundan deri finisajı için uygun değildir. Karbon siyahı kırmızı bir görümün
oluşturduğundan içine bir miktar mavi pigment ilave edilmelidir. Bunun için mavi tonlu
nigrosinlerde kullanılabilir.
bDemir oksit
Genel olarak siyahlığı iyi değildir. Örtücülükleri ve ışık dayanımı iyidir.
cKobalt siyahı
Kobalttan elde edilen siyah pigment iyidir, ancak pahalıdır.
dNigrosinler
Nigrosinlerde siyah boyamalar için kullanılabilir ancak deri üzerinde kristallenmeler
yapabilir.
3Sar ı Pigmentler
aKrom sarı
Kurşun tuzları çözeltisi içine sodyum veya potasyum kromat ilavesi ile elde edilir. Yeşil
sarıdan portakal sarıya kadar renkler elde etmek mümkündür.açık sarı için bir miktar sodyum
12
sülfat ilave edilir. Bu pigmentler iyi örtücülük verirler. Toksik özellikleri vardır ve ağır metal
zehirlenmelerine neden olabilir. Bundan dolayı eskimiş derilerin finisajlı kısmı cilde direkt olarak
temas etmemelidir. Bu zehirli özelliklerinden dolayı kurşun içerikli pigmentlerin kullanımı
sınırlandırılmıştır.
bKadmiyum sarısı
Bu pigmentler kadmiyum tuzlarından elde edilir. Bu pigmentlerin ışık ve ısı dayanımları
iyidir. Kapatıcı özellikleri fazladır. Altın sarıdan limon sarısına kadar renkler elde edilir. Kurşun
kadar olmasa da zehirleyici özelliktedir.
cBaryum kromat
Açık sarı renkli pigment elde edilir. Krom sarıda daha az örtücüdür.
dÇinko –krom tuzu
Hafifçe yeşile çalan açık sarı renk elde edilir. Nitroselülozun renklendirilmesinde
kullanılır.
Bu renk pigmentler demir oksitten üretilir. 180 Co dereceye kadar ısı dayanımı vardır. Bu
sıcaklıktan sonra rengi kırmızıya dönerToksik özelliği yoktur. Asit, alkali ve ışık dayanımı iyidir.
Örtücülükleri iyidir. Rengi kirli sarıdan yeşilimsi sarıya kadar değişir.
(bunların dışında kadmiyum lithopon, hansa sarı, naftol sarısı da vardır)
aPrusya mavisi
Genel olarak bronslaşmaya tipleri kullanılır. Alkali dayanımı iyi olmadığında su bazlı
finisajlarda kullanılmaz, selüloz finisajında kullanılır. Örtücülükleri ortadır.
bKobalt mavisi
Su ve solvent bazlı finisajda kullanılabilir. Örtücülüğü azdır ve fiyatı yüksektir. Parlaklığı
iyidir. Deri finisajında nadir kullanılır.
cUltra marin mavisi
Kükürtlü alüminyum silikat bileşiği şeklinde bulunur. Beyaz pigmentlerin hafif yeşilimsi
sarı renklerini düzeltmek içinde kullanılır. Çok kolay disperse edilir. Alkali dayanımı iyidir.
Örtücülüğü ve renk verme gücü zayıftır. Örtücülüğü artırmak için ftalo siyanin ile birlikte
kullanılır. Işık dayanımı istenen mavi renkli finisaj rengi elde etmek için bu pigmentler kullanılır.
dF talosiyanin mavisi
Bu pigmentlerin ışık ve ışık dayanımı iyi ancak alkali ve asit dayanımı kötüdür. Boyama
gücü iyidir fakat yoğun kullanıldığında kırmızıya çalan mavi bir renk elde edilir. İçine beyaz
pigment ilave edildiğinde renk yeşile çalan maviye döner.
13
6Kır mızı r enkler
aDemir oksit kırmızısı
Koyu kızıl renkte sarı pas rengine kadar renkler elde edilir. Çok kullanılan
pigmentlerdendir. Zehirli değildir. Isıya ve ışığa dayanıklıdır. Örtücülükleri iyidir.
bMolibdat turuncu /oranj
Nar çiçeği renginden portakal kabuğu rengine kadar değişik renkleri bulunur. Bu
pigmentler zehirleyici etkisi vardır. Bu pigmentlerin yerine kadmiyum selenyum pigmentleri
kullanılır.
cKadmiyum kırmızı
Selenyum sülfür ve kadmiyum sülfür renklerinden elde edilir. Parlak kırmızı renkten koyu
bordoya kadar renkler elde edilir. Işık ve ısı haslıkları iyidir. Parlak renkler verirler. Genel olarak
bordo pigment yapımında kullanılır. Zehirleyici özellikleri vardır.
dPara kırmızısı
Para kırmızısı (Paranitro benzenazobnaftol) suda çözünmez özellikte ve fiyatı ucuzdur.
Işık haslığı iyidir ancak bronslaşma eğilimi vardır.
eLithol kırmızısı
Lithol kırmızısı (organik pigment) ıslatılması ve öğütülmesi zordur. Bronzlaşma (metalik
görünüm) eğilimi vardır. Bronzlaşmayı önlemek için pigment karışının içine titanyum dioksit ve
molibdat oranj ilave edilir. Kırmızı pigmentle örtücü boyama elde etmek zordur. Bu pigment
yalnızca su bazlı finisajda kullanılır.
7Yeşil pigmentler
aKrom oksit yeşili
Çok temiz yeşil renk elde edilir. Mükemmel derecede ısı, ışık ve asit ve alkali dayanımı
vardır. Açık yeşilden koyu yeşile kadar tüm renklerin elde edilmesinde kullanılır. Örtücülüğü
iyidir. Solventlerde çözünmez. Yoğunluğu fazla olduğundan süspansiyonda stabil halde kalması
zordur.
bPigment Green B
Bu pigmentler nitrozo betanaftol’ün demir tuzudur. Sarımtırak yeşil renk verir. Işık
haslığı iyidir. Su ve solvent bazlı finisajda kullanılır. Genel olarak nitroselülozun
renklendirilmesinde kullanılır.
cF talosiyanin yeşili
Poliklor bakır ftalosiyanin yeşil pigment elde etmek içinkullanılır. Parlak sarı yeşil renk
verir. Yüksek ışık dayanımı vardır.
14
8Sedef pigmentler
Işığı geçiren metallerin ışığı geçirmeyen metallerle karıştırılmasıyla elde edilir. Işığı
geçirmeyen metaller deri yüzeyini kapatırken ışığı yansıtan metaller ise çeşitli yöne yansımalar
yaparak çok renkli görüntü elde edilir. Yoğunluğu fazla olan pigmentler olduğu için çözelti
içinde çökmeler görülür. Hem su bazlı finisajda hem de nitroselülozun renklendirilmesinde
kullanılır.
Madde Kırılma İndisi
Rutil titan dioksid 2.76
Anatas titan dioksid 2.55
Çinko sülfür 2.37
Antimon oksid 2.09
Çinko oksid 2.08
Bazik kurşun karbonat 2.00
Bazik kurşun sülfat 1.93
Baritler 1.64
Kalsiyum sülfat (anhidrit) 1.59
Magnezyum silikat 1.59
Kalsiyum karbonat 1.57
Silika 1.55
Demiroksit sarı 2,4
Demiroksit kırmızı 2,93,2
Kadmiyum sarı 2,32,4
Molibdat turuncu 22,3
Kadmiyum kırmızı 2,62,8
Krom yeşili 2,5
Ultra marin mavi 1,51,6
Kobalt mavi 1,75
Kaynaklar ına göre pigmentler
Anor ganik Pigmentler
Anorganik pigmentler doğal veya sun'i pigmentler olarak ikiye ayrılırlar. Doğal anorganik
bileşikler önce kırılır, ayıklanır ve yıkanır, ondan sonra ince toz haline getirilir. Elde edilen tozda
sedimentasyon (çöktürme) yolu ile elde edilerek, belli kalitede ürünlere ayrılır.
Bununla beraber, doğal pigmentler sınırlıdır. Modern deri sanayinde, bu gün özellikle
kuru yolla veya çöktürme yöntemiyle elde edilen sun'i pigmentler kullanılmaktadır.
15
Çinko beyazı, ultramarin, gibi bazı önemli boyalar kuru yolla imal edilmekle beraber, en
zengin pigment grubunu çöktürme yolu vermektedir. Bu durumda başvurulan yol, bazı
bileşiklerin, pek yüksek olmayan sıcaklıklarda ve büyük bir su kütlesi sayesinde çökertilerek, çok
ince toz halinde ede edilmesi esasına dayanır.
Beyaz pigmentlerin tümü, titan, çinko, kurşun veya antimonlu anorganik bileşiklerdir.
Bunlar, asidik de olabilen taşıyıcı ile reaksiyona girip girmemesine göre, reaktif pigmentler veya
reaktif olmayan pigmentler olarak sınıflandırılırlar.
Reaktif olmayan en önemli beyaz pigment titan dioksid'dir; bunun yüksek olan kırılma
indisi nedeniyle en yüksek örtme gücü verir Titan dioksid kristal yapısına göre rutil ve anatas
olarak iki şekilde bulunur. Anatas, tebeşirlenen tipte bir pigment olarak kabul edilir.
Reaktif olmayan diğer iki pigment ise çinko sülfür ve litopondur. Litopon, kalsiyum sülfat
veya baryum sülfat kristalleri üzerine birlikte çöktürülmüş çinko sülfür karışık pigmenttir.
Reaktif beyaz pigmentler, bazik karbonat, bazik sülfat beyaz kurşun, bazik silikat beyaz
kurşun, dibazik kurşun fosfıt, çinko oksid, kurşunlu çinko oksid ve antimon oksidir. Reaktif
pigmentler, örtme işlemlerinde çeşitli fonksiyonlar görürler; örneğin, çinko oksid, bazik
olduğundan, yağlı boya taşıyıcısının asit gruplarıyla, kolayca çinko sabunlan oluşturur.
Antimon oksit alev geciktirici özelliklerinden dolayı kullanılır.
Beyaz katkı (dolgu) maddesi pigmentlerinin parlaklık, doku, süspansiyon ve viskozite
kontrolü gibi çeşitli fonksiyonları vardır. Katkı pigmentlerinin kırılma indisleri düşüktür; örneğin,
1.401.65. Alışılmış normal katkı pigmentleri; beyaz boya, tebeşir (kalsiyum karbonat), talk
(magnezyum silikat), kil (alüminyum silikat), kalsiyum sülfat, barit (baryum sülfat) silika ve
mika. Katkı maddelerinin en göze çarpan özellikleri, tane büyüklükleri ve şekilleridir.
Renkli anorganik pigmentler, köken olarak hem doğal hem de sentetik olabilirler.
Bunlar :
Demir oksidler :
Hem mineral ve hem de sentetik kaynaklardan olarak İspanya oksidi, Pers Gulf oksidi ve
yerel demir oksidler; Sinneas, toprak boyaları (ocher), kara toprak boya (umber) ve siyah demir
oksidi içerirler.
Kur şun kr omat sar ılar ı ve or anjlar ı (por takal r enkliler i):
PbCrO4 ve modifikasyonları
Molibdat oranjlar ı ve kır mızılar ı:
PbMo04 ile modifiye edilmiş kurşun kromat
Çinko kr omatlar :
Yaklaşık bileşimi: 4 (ZnO.K2O).4(CrO3).3(H2O)
Sülyen:
Pb 3O4
Kadmiyum r enkler i:
Kadmiyum ve çinko sülfür, kadmiyum sülfoselenürler ve kadmiyum selenürlerin sarı,
oranj ve kırmızı karışımları
Demir maviler i:
Ferriferrosiyanürlerin potasyum, sodyum veya amonyak koordinasyon bileşikleri
Ultr amar in maviler i:
Formülleri bilinmemekte olup, kaolin, sodyum karbonat, silika, kükürt ve bir indirgeme
maddesinden yapılırlar.
Kr om yeşiller i:
Krom sarıları ve demir mavileri harmanıdır.
16
Kr om oksid yeşili:
Cr2O3.2H2O
Or ganik pigmentler
17
Pigmentler in finisajda kullanımı
Finisaj reçeteleri hazırlanırken kullanılan pigmentlerin bilinmelidir.
Bu özellikler aşağıdadır.
· Işık haslığı yüksek pigment
· Kazeinli pigment
· Az kazeinli pigment
· Kazeinsiz pigment
· Konsantre (yoğun) pigment
· Örtücü pigment
Elde edilecek finisaja göre kullanılacak kullanılan pigmentte değişir. Pigment pastalar
kullanıma hazır şekilde satılır. Pigment pastalardaki taşıyıcı bağlayıcı kısım arttıkça renk
değerleri azalır, örtücülükleri artar. Kalın film veren binderlerle örtücü pigmentler bir arada
kullanılırsa derilerde boşluklu görünüm artar. Konsantre pigment pastalarda %2060 pigment
içerikli ve %2266 kuru madde içerikli olurlar.
Finisajda konsantre ve örtücü olmayan organik yapılı pigmentler sıklıkla kullanılır.
Bunların yüksek boyama gücü ve parlak görünümleri vardır. Örtücü finisajda kullanımı
sınırlıdır. Genellikle örtücü pigmentlerle kombine edilerek kullanılır. Böylelikle örtücü
pigmentlerin renk şiddetleri artar. Organik pigmentler anilin boyaların yerine kullanılabilir.
Organik pigmentlerin anilin boyalara göre haslıkları daha fazladır. Organik pigmentler ile
boyanarak elde edilen derilerin görünümü anilin boyalardaki gibidir.
Pigment ür etiminde kullanılan maddeler
Pek çok pigment dispergatörleri (dağıtıcı) vardır. Tek başlarına veya kombine edilerek
kullanılır. Bunlar sülfate edilmiş yağlar ve yüzey aktif maddelerdir.
Finisajda kullanılan sular sert olmamalı, arıtılmış yumuşak su olmalıdır. Yumuşatma
işlemi için EDTA ( etilendiamin tetra asetik asit) , DTPA ( dietilen triamin penta asetik asit)
,tetrapotasyum pyrofosfat, potasyum polifosfat maddeler pigment yapımı esnasında kullanılır.
Binderler pigment üretimi esnasında pastanın içine katılır. Bazı binder içermeyen pigment
pastalarda ise etil veya metil selüloz kullanılır. Bunların dışında kazein, zamk, jelatin , soya
proteini, mısır proteini, polivinilalkol gibi maddeler dolgu maddeleri olarak kullanılır.
Boyar maddeler
Boyar maddeler deri yüzeyini boyayan metal kompleks boyar maddelerdir. Yapılarında
organik boyar maddeler vardır. Renkleri canlı ve parlaktır. Örtücülükleri azdır yani şeffaftırlar.
Boyar maddenin bünyesinde metal molekülü bulunur. Boyar madde kompleksinde 1 metal
molekülü varsa 1:1 metal kompleks boyalar, 2 metal molekülü varsa 1:2 metal kompleks boya
adlandırılır. İçerdikleri metalin çeşidi boyanın rengini belirler. İçerdikleri sulfon gurubunun
sayısına göre sudaki çözünürlükleri değişir. Sulfon gurubunun sayısı arttıkça sudaki
çözünürlükleri de değişir. Ancak su damlası dayanımı düşer. Derilerin üzerine su damlası
damlatıldığında iz kalır. Serbest asit kökü içeriyorlarsa sudaki çözünürlükleri düşer ve hiç
18
çözünmezler. Bu metal kompleks boyalar solvent çözünür haline gelir.Son yıllarda sülfoamit
içeren metal kompleks boyalar üretilerek sudaki çözünürlükleri iyileştirilmiştir. Metal kompleks
boyalar hem suda hem de solventte çözünür halde bulunurlar. Bu maddeler özel çözücü ile
seyreltilmiş hale satılırlar. Suda ve organik çözücüde her oranda çözünebilirler. Boyar maddeler
deriyle bağ yapabilme yeteneği vardır. Metal kompleks boyalar pigmentlerle karıştırılarak,
aprede lakların içine konularak ve astar katta renk vermek, deri rengini değiştirmek amacıyla
veya nubuk süet gibi derilerin renklerini canlandırmak için kullanılır. Aprede lakların içine
konularak kullanıldığında anilin görünüm elde edilir.
Örnek kullanım
Astar katta renklendirmek için;
100 kısım metal kompleks boya
300 kısım alkol
600 kısım su
Pigment pasta ile kullanımı;
100 kısım pigment pasta
50 kısım metal kompleks boya
205 kısım binder
600 kısım su
Aprede lakları renklendirmek için kullanımı
200 kısım lak
200 kısım metal kompleks boya
600 kısım solvent çözücü (tiner)
Boyar maddeler deri finisajın da sadece pigment boyaların parlaklığını arttırmada,
şeffaflığı sağlamada kullanılmamaktadır. Dolap boyası yapılmış derilerin renklerinin
değiştirilmesinde kullanılır veya zımpara yapılmış derilerin yüzey renginin değiştirilmesinde
kullanılır. Zımpara yapılmış deride sırça tabakası yüzeysel veya derin zımparalanmaktadır. Bu
suretle dolapta boyanmış boyalı sırça katı uzaklaştırılmaktadır. Yüzeyi boyanmamış deriye finisaj
yapıldığında, deri yüzeyinde meydana gelen zedelenmelerle boyanmamış deri yüzeyi
görünmektedir. Derinin kullanım değerini normal olarak pek etkilemeyen kıl delikleri, deri finisaj
rengine uygun bir dolap boyaması ile görünmez hale getirilmektedir. Boyanmamış derilerde
sırçanın homojen bir görünüme getirilebilmesi için fazla pigment kullanılır ve kalın bir finisaj
tabakası meydana gelir. Bu nedenlerle derinin finisajdan önce boyanması gereklidir. Bu
boyamada en azından derinin sırça tabakası derinliğine boyanmalıdır. Bu boyama zımparalı
deride dolgu sırasında yapılabilir, dolgu katında boya maddesi kullanılarak dolap boyasından
tasarruf edilmiş olur.
Sırçalı deride, homojen olmayan dolap boyaması, boyar maddeler kullanılarak tabanca
veya kadife (fırça) boyaması ile düzgünleştirilir ve bir örnek hale getirilir.
Boyarmadde, ışık haslığı yüksek ve suya dayanıklı kendi kendine bağlanabilir olarak
seçilmelidir. Boyar maddelerin finisaj maddelerine karşı dayanıklı olması için tuz içermemelidir.
Tabanca, fırça, baskı veya dökme boyamada kullanılan boyarmadde miktarı, deri
yüzeyinin emiciliğine bağlıdır. Boyar madde fazla miktarda kullanılırsa, boyarmaddenin bir
kısmı deriye bağlanmamış (fikse edilmemiş) olarak kalır. Finisaj sırasında zorluklarla
karşılaşmamak için boyar madde miktarı dikkatli olarak tespit edilmelidir.
19
Asidik boya maddeler i
Bazik boyalar
20
Binder ler (Bağlayıcılar )
Binderler doğal ve sentetik olmak üzere ikiye ayrılırlar.
Doğal Binder ler
Kazein
Doğal binderlerin en çok kullanılanı kazeindir. Kazein bir süt proteinidir. Kazeinin yanı
sıra albüminde finisaj da kullanılır. Albümin sığır kanından ve yumurta akından elde edilir.
Kazein kaymağı alınmış sütün HCL asit ile çöktürülmesi elde edilir. Düzgün kurutulmuş
kazein açık renkli beyazımsı sarı renkli renklidir. Kazein yüksek sıcaklıkta kurutulursa
kahverengimsi olur ve tekrar çözündürülmesi zorlaşır.
Kazein kurutulduktan sonra tekrar çözündürülmesin de amonyak, boraks ve sodyum
bikarbonat kullanılır. Amonyak doğallığının bozulmaması için, boraks ise hidrolitik (su açığa
çıkararak meydana gelen yapısal parçalanma) parçalanma olmaması için kullanılır. Kazeinin
küflenmemesi için triethanolamin gibi küf önleyici maddeler kullanılır.
Kazein astar katlarda parlak katlar elde etmek için, boya katında binderlerin
yapışkanlığını azalmak için, glaze derilerin son katında parlaklık sağlamak için ve pigment pasta
yapımında kullanılır.
Kazein boya katında kullanıyor isek giysilik koyun derisi finisajında litreye 2530 gr,
giysilik sıgır derisinde 3040 gr, ayakkabılık deri finisajında 75 gr, çok parlak finisajda 100 gr,
cantalık derilerde 125gr kullanılmalıdır.
Kazein akrilik binderlerle birlikte kullanıldığında akrilik binderlerin yapışkanlığını
azaltarak daha iyi kuru sürtme dayanımı ve sıcak prese yapışmazlığının artmasını sağlar.
Kazein termoplastik olmayan termoset (ısı ile şekil değiştirmez) binderlerdir. Finisaj da
kazein binder olarak viskoz alkali çözelti (suda) halinde kullanılır. Finisajda kullanılan kazein
çözeltisi %1418 lik çözeltiler halindedir.
Özel finisaj efektleri elde etmek için kazein genellikle katkı maddeleri ile birlikte
kullanılır. Bükülme esnekliğini iyileştirmek, parlaklık derecesini ayarlamak, tutumu değiştirmek
için, yumuşatıcı yağ, şellak (schellack tabi reçine), sentetik reçine, tabii mumlar ve mum
özelliğinde hidrokarbonlar dibütil fitalat ve Polietilen glikol kullanılır.
Kazeinin en önemli özelliği parlaklık ve formalin ile reaksiyona girerek geri dönüşümsüz
reaksiyon vermesidir. Formalin ya kazein deride film oluşturulmadan ve ya film oluştuktan sonra
verilir. Kazein ile formalin birlikte kullanıldığında hemen kullanılmalıdır.
Kazein deri üzerine bağlandıktan sonra sıcak ütüleme ve aseton dayanımları yükselir.
Kazein filminin esnekliği ve bükülmeye dayanıklılığı (fleksometre değeri) diğer binder filmlerine
göre oldukça azdır. Çok ince bir tabaka teşkil edecek şekilde çalışıldığında yeterli esneklik
sağlanır. Kaba sırça yapısındaki derilerde yüzeyi düzgünleştirmek için dolgu katı uygulanır.
Kazein fazla miktarda kullanılırsa polimerizat filmini sertleştirir, kalın film tabakasında
bükülme dayanıklılığını azaltır ve yüzey görünümünü kötüleştirir. Kazein kuru sürtünme
haslığını attırır, su almayı arttırarak yaş sürtünme haslığını azaltır.
Yumuşatıcı kazein tabakasının bükülme esnekliğini iyileştirir, esneme sağlamaz. Yüksek
oranda yumuşatıcı kullanılarak, kuvvetli bükülme sırasında film tabaksının kabarması önlenemez.
Bu kabarma, daha ince ve daha sert katlar uygulanarak ortadan kaldırılır. Finisaj tabakasının
esnekliği olmadığı için, perdah yapılacak deri sıkı yapılı olmalı ve esnek olmamalıdır.
21
Kazeinin değişik bir uygulaması, poliamid teşkil eden maddelerle birlikte kullanılmasıdır.
Kazein filimi yumuşatılarak modifiye kazein haline getirilir. Bu ürünler şeffaf, çok parlak ve saf
renk tonlarında film meydana getirirler. Bu film tabakası, yumuşatıcı kullanılmamış kazein
filminden daha esnektir.
Poliamid içeren bu ürünler yüksek esnekliktedir ve yumuşatıcı ihtiva etmedikleri için
zamanla kırılgan hale gelmezler. Kuruduktan sonra normal kazeinden şeffaf, çok parlak ve saf
renk tonlarında filmler meydana getirdikleri için anilin finisajında parlak renkler meydana
getirirler.
Poliamidprotein binderden meydana gelen kullanıma hazır seyreltik finisaj flottesine
formaldehit ilave edildiğinde bir kaç gün içinde çökme meydana gelmemektedir. (kazein
çözeltisinde olduğu gibi). Formaldehitin fiksasyon reaksiyonu yüksek konsantrasyonlar da ve
ortamda asit veya asidik tuz varsa meydana gelmektedir. Deri finisaj şartlarında fiksasyon
reaksiyonu; finisaj flottesinin kuruması sırasında meydana gelmektedir. Bu özellik nedeniyle her
bir finisaj katı az miktarda formaldehit ile ara fiksasyon yapılabilmektedir. Normal kazein
çözeltisinde olduğu gibi son fiksasyonda formaldehit, asit ve uygun hallerde krom tuzu
kullanılmalıdır. Böylece tam fiksasyon sağlanarak daha iyi yaş sürtünme haslığı temin edilir.
Bitkisel sepi maddeleri ile sepilenmiş veya son sepilenmiş deriler formaldehite karşı
hassas olduğu için sırça sertleşmesi ve çatlama olabilir. Bu durumlarda formaldehit üst katlarda
kullanılmalıdır.
Kazein; binder olarak deri finisajında tek başına kullanılmaz, diğer sentetik binderle
kombine edilerek kullanılır.
Albümin
Albümin yumurta akından ve kan serumundan elde edilir. Derileri parlaklık verir.
Albümin finisaj yardımcısı olarak değil apre maddesi olarak kullanılır. %510 çözeltiler halinde
hazırlanır.
Deri finisajın da renk verici madde olarak kullanılan pigmentlerin deriye bağlanma
özellikleri yoktur. Pigmentlerin deri yüzeyine kalıcı olarak bağlanmaları için binderlerle birlikte
kullanılmaları gerekir. Binderler pigmentler için koruyucu kolloid olarak etki ederek finisaj
çözeltilerinde çökmelerini önlerler. Binderler renksiz olup istenilen renk tonuna göre
pigmentlerle karıştırılarak renkli film tabakası teşkil ederler.
Finisaj yapısında prensip olarak; en alt kat yumuşak ve esnek diğer katlar giderek daha
sert ve daha dayanıklı olmalıdır. Prensipte finisaj üç temel katır; Dolgu, Boya ve Apre katı. Deri
yüzeyini dış etkilerden korumak için; deri yüzeyini örterek koruyucu film tabakası meydana
getiren, boya maddeleri ile birlikte veya renksiz olarak bağlayıcı veya binder adı verilen
polimerler kullanılır. Böylece sırçalı deri yüzeyinin suya, kire, yağa ve zedelenmeye karşı
görünüm ve tutumunun muhafaza edilmesi sağlanır. Zımparalı ve yarma deride yüzeyi örten film
tabakası; gevşek ve dayanıksız liflerin çekme ve bükülme sırasında deriden ayrılmasını engeller.
Bağlayıcı (Binder) olarak ortam ısısında film teşkil edebilen polimer dispersiyon ve çözeltileri
kullanılır. Organik çözücülerde çözünen polimerlere ise Lak, Vernik gibi isimler verilir. Arzu
edilen finisaj efektine göre değişik yapıda birçok binder karışım halinde kullanılır. Finisaj
maddeleri çoğu zaman deri yüzeyine sıvı halde tatbik edilir, kurutma ile bir film tabakası oluşur.
Film teşekkülü finisaj efekti ve finisaj yapılmış derinin kalitesini belirleyen önemli unsurlardan
22
biridir. Birçok ufak molekülün çok büyük moleküller oluşturmak üzere birleşmesine
polimerizasyon adı verilir. Oluşan büyük moleküllü bileşiklere polimerler, polimerleri meydana
getiren basit bileşiklere de monomerler denir.
Polimer küçük basit moleküllerin devamlı olarak birbirini takip etmesi sonucu oluşan
makro bileşiklerdir. Günümüzde polimerlerin birçok kullanım alanı vardır. Polimerler,
pencerelerimizde kullandığımız PVC'den tutun da mutfakta kullandığımız teflon tavaya kadar
hemen her yerde kendini göstermektedir. Polimerleri oluşturan küçük birimlere monomer denir.
Aşağıda bazı polimerler ve monomerleri gösterilmiştir:
etilen: CH2=CH2 polietilen: (CH2CH2)n
vinilklorür: CH2=CHCl polivinilklorür: (CH2CHCl)n
stiren: CH2=CHPh polistiren: (CH2CHPh)n
Polimer izasyon
23
Kopolimer Çeşitler i
Kopolimer içinde iki farklı monomer bulunur. Bu monomerlerin dagılışına göre kopolimerleri
gruplandırabiliriz. Olayı anlamak için kopolimeri oluşturan monomerlere A ve B diyelim:
Alternating kopolimerlar, yani sürekli bir A bir B diye uzayıp giden kopolimerler.
Randim kopolimerlar, yani gelişi güzel bir şekilde A ve B monomerlerinin dağıldığı kopolimer
çeşitidir.
Blok kopolimerler, yani uzun bir A zincirinin yan yana uzun bir B zincirinin eklenmesiyle oluşur.
Graft kopolimerler, uzun bir A zincirinin üzerinden B zincirlerinin dallanması ile oluşurlar.
24
Molekül yapılarına göre de polimerler
· doğrusal (linear),
· dallı (branched)
· çapraz bağlı (crosslinked)
polimerler olmak üzere 3’e ayrılırlar. Doğrusal polimerler aynı monomer yapısının
sürekli tekrarı sonucu oluşan yapılardır. Dallı polimerler ise ana polimer zincirinin üzerindeki
çeşitli merkez noktalarından bazı monomer gruplarının uzaması sonucu oluşurlar. Şayet polimer
molekülleri birbirlerine uçlarından bağlanmak yerine ortalarındaki noktalardan bağlanırlarsa o
zaman da iç içe bağlı polimerler ortaya çıkar. Aşağıda bu yapıların temsili resimlerini
görebilirsiniz:
Polimer Oluşumu
25
daha az yapışkan ve sert polimerler oluşur. Polimerleri yumuşatmak için daha yüksek sıcaklıklara
ihtiyaç duyulur.
Emülsiyon Polimer izasyonu
Polimerizasyonda çeşitli tipde ve kimyasal yapıda katalizör kullanılabilir. En çok
kullanılan hidrojen peroksittir. Ayrıca cumene peroksit veya sodyum peroksit kullanılabilir.
Problemsiz kullanılan bir diğer madde ise sodyum persülfattır. 40 80 derece arasında bozunarak
yavaş, yavaş oksijenini verir. Böylece reaksiyon şiddetli olmaz ve kontrolü rahat olur.
26
Polimer ler in Molekül Ağır lığı
Polimerlerin molekül ağırlıkları ne kadar artarsa suda o derece zor çözünürler. Solventlere
dayanıklılık, molekül büyüdükçe daha iyi olur. Elastikiyet ve kopma direnci bir noktaya kadar
molekül büyümesi ile artar sonra sabit kalır.
Dericilikte çok büyük moleküllü bağlayıcılar (polimerler) pek kullanılmaz. Orta
büyüklükte, suda rahat çözünen, elastiki, deriden ele yapışkanlık vermeyen, solventlere dayanıklı,
aşırı yumuşayıp prese yapışmayan, parlak, saydam binderler kullanılır. Polimerlerin molekül
büyüklüğü, istenilen yerde polimerizasyonun kesilmesi ile istenilen büyüklükte ve miktarda
polimer elde edilir.
Çok ince ve küçük moleküllü polimerler deride daha büyük bir yüzeyi örtebilirler. Bu
yüzden yapışmaları (adezyonları) daha iyidir. Ayrıca küçük oluşlarından dolayı, kuru madde
olarak da daha yüksek değerlere ulaşabilirler. Şöyle ifade edersek, 1 lt emülsiyonda küçük
tanecik molekül sayısı, kaba emülsiyondaki molekül sayısından fazladır. Bundan dolayı daha
fazla miktarda pigmenti bağlayabilirler. Böylece çok daha örtücü pigment yükleyip finisajlar
yapabiliriz. İnce moleküllü binderlerle oluşturulmuş emülsiyonlarla yapılmış finisajlar kaba
moleküllü binderlerle yapılmış finisajdan daha dayanıklı daha esnek filmler verirler.
Termoplastik Isı ve basınç altında plastik özelliklerini koruyan polimer yapılardır. Bu
maddelere ısı ve basınç altında şekil değiştirirler. Termoplastik polimerler sıcaklık ve basınç
etkisi ile bozunmaları şekil alabilirler. Poliakrilat, butadien—vinil, butadien—akrilat karışık
polimerler ve poliüretan bu gurupta yer alırlar. Bu maddeler genellikle sulu dispersiyonları haline
kullanılır, poliüretan organik çözücülerde çözünmüş olarak veya organik çözücü ihtiva eden
emülsiyon halinde kullanılır. Termoplastik olmayan maddeler ısı etkisiyle bozunmadan şekil
alamazlar
27
Termoset: Bir defa ısıbasınç altında şekillendikten sonra tekrar yeniden şekillenmeyen
polimer yapılardır. Isı ve basınç muamelesinden sonra katı, sert ve plastik olmayan bir madde
elde edilir. Buna örnek olarak kazein filmi ve lak filmini verilebilir.
28
Bağlayıcı tipi Tg derecesi
Ayakkabılık deri 15 C o +10 C o
Giysilik deri 30 C o 5 C o
Tek bileşenli poli üretan 10 C o 0 C o
Çift bileşen poli üretan 5 C o 0 C o
Nitroselüloz lak 10 C o 10 C o
Bu tabloya göre giysilik derilerin Tg düşük binderler finisajı yapılmalıdır. Bunun sebebi
düşük sıcaklıklara giysilik deriler dayanmalıdır. Eğer finisajı yapıldığı yerde çatlamayan finisaj
soğuk ortamda çatlaya bilir. Kullanılan binderin Tg si ortam sıcaklığından daha düşük olmalıdır.
Tg si nekadar düşükse bir binderin soğuk dayanımı da o kadar iyidir.
Tg ortam sıcaklığından düşükse polimer yumuşaktır. Tg ortam sıcaklığından yüksekse polimer
serttir. Karışık polimerlerde tg sıcaklığı değişir
Deri finisajında kullanılan maddeler farklı kimyasal yapılarda büyük moleküllü maddeler
olup sulu koloidal çözeltiler, sudaki dispersiyonlar veya organik çözücülerdeki çözeltileri halinde
deriye uygulanır. Dispersiyon; birbirinde çözülmeyen veya birbiri ile homojen karışmayan fazlar
için kullanılan bir kavramdır. Fazlardan biri diğerinin içinde dağılmış halde bulunan ve iki fazdan
oluşan sistemlere dispers sistemler, dağılmış olan faza dispers faz ve dispers fazın içinde
dağıldığı faza da dispersiyon aracı denir. Dispersiyon aracı su, dispers sistem katı ve bu
dispersiyonun tanecik büyüklüğü 10 5 10 7 cm arasında olduğu zaman koloidal çözeltiler meydana
gelir. Koloidal çözeltilerin hazırlanmasında dağıtma (dispersiyon) ve küçük atom, iyon veya
molekülleri birleştirip koloidal boyuta getirme yani yoğunlaştırma yöntemi uygulanır. Proteinler,
selüloz, sentetik polimerler gibi kendiliğinden koloidal boyutta olan maddelerin koloidal
çözeltilerinin hazırlanması, bunları kendilerine uygun çözücüde çözmekten ibarettir. Örneğin
hidrofil gruplara sahip poliakrilat polimeri suda çözülerek koloidal çözelti verir. Hidrofil gruplara
sahip olmayan makro moleküllerin çözücüsü ise benzen, tolüen gibi organik çözücülerdir.
Deri yüzeyine uygulanan finisaj flotelerinin homojen dağılmaları bu flotelerin stabilitesine
bağlıdır. Çözelti halinde bulunan ürünler genellikle yeterli derecede stabildir. Film oluşumu
çözeltinin viskozitesi ile sınırlanır. Çözücünün buharlaşması veya deri tarafından emilmesi ile
viskozite artar, tanecikler serbest hareket edemezler ve film teşekkülü başlar. Çözünen madde ne
kadar büyük moleküllü ise viskozite artışı o kadar hızlı olur. Deriye işlemesi istenilen finisaj
29
flotelerinde (dolgu katında sırça dolgusu) küçük molekül yapısında, stabil madde çözeltileri
seyreltik halde uygulanır. Bunun tersi olarak, finisaj maddelerinin yüzeyde birikmesi istenilirse
büyük moleküllü konsantre çözeltiler kullanılır. Dispersiyonların viskozitesi ise kritik
konsantrasyon sınırının altında madde konsantrasyonu ve molekül büyüklüğünden fazla
etkilenmez. Bunun anlamı; düşük viskozitede yüksek madde konsantrasyonuna sahip olmalarıdır.
Emülsiyon stabilitesi; emülsiye edici çözücüye ve kullanılan emülgatöre bağlıdır. Kuruma
sırasında emülsiyon kırılır, bu sırada suda dağılmış olan partiküller homojen halde olmalıdır.
Sudan daha yavaş buharlaşan çözücü kısmı yeterli olursa homojen bir film teşkil eder.
Çözücünün tamamı sudan hızlı buharlaşırsa süt şeklinde lekeler meydana gelir. Organik sıvı
fazda seyreltici kısım çözücü kısımdan fazla olursa film yapısı ve bağlanma olumsuz yönde
etkilenir (Viskozite = Kıvamlılık). Bir sıvını viskozitesi; bu sıvının belirli bir miktarının uygun
bir kılcal borudan akması için geçen zamanın, mukayese sıvısı olarak (genellikle su) alınan başka
bir sıvının aynı miktarının aynı kılcal borudan akması için geçen zamana oranlamakla bulunan
değerdir. Viskozite birimi olarak genellikle santipuaz (centipoise cp) kullanılır. Suyun 20
o
C’deki viskozitesi 1 cp’dir. 1 puaz (poise) 0,01 cp’dir. Dispersiyonlar, disperse faza ve
dispersiyon aracına göre şu şekilde adlandırılır;
Katı – Gaz içinde = Duman
Sıvı – Gaz içinde = Sis ,Aeresol
Gaz – Sıvı içinde = Köpük,
Sıvı – Sıvı içinde = Emülsiyon
Katı – Sıvı içinde = Süspansiyon
Sıvı – Katı içinde = Jel, Jelatin
Madde ne kadar ince dağılmış ise aktivitesi o kadar fazladır. Dispersiyonun dağılma
derecesi tanecik boyutuyla ters orantılıdır. Dağılma derecesi düşük bir sistemde tanecikler iridir,
dağılma derecesinin büyük olması taneciklerin küçük olduğunu ifade eder. Koloidal bir sistemin
özellikleri dağılmış taneciklerin şekil ve boyutları ile yakından ilgilidir. Küçük moleküllü
dispersiyonlar, büyük moleküllü dispersiyonlardan daha stabildir. Tanecik büyüklüğü, emülgatör
ve polimerizasyon derecesi birlikte dispersiyonun stabilitesi, film teşkili, deriye işleme derecesi
ve deriye bağlanma sağlamlığını belirler. Ancak, filmin yüzeyde birikmesi veya deri kesitine
işlemesi çok önemlidir. Stabilite yüksek ise binder deri kesitine daha fazla işler, deri yüzeyinde
az birikir. Binderin deri kesitine işlemesi ile deriye bağlanma ve finisajın bükülmeye dayanıklılığı
artar. Binderlerin özel kullanım şekillerinde fark edilen değişik etkileri olduğu için binder
üreticilerinin geniş tecrübelerinden yararlanılmalı ve kullanım tavsiyeleri her kullanım için
değerlendirilir.
Finisaj da kullanılan film teşkil eden polimerizatlar suda dağılmış polimer parçacıklar
halinde bulunur. Emülsiyon ve süspansiyon halinde oldukları için genel olarak dispersiyon denir.
Polimerizat film özellikleri belirli bir finisaj amacına göre binder seçimi ile belirlenir.
Deri türü ve kullanım amacına göre finisajdan daha yumuşak, daha esnek veya daha sert,
sürtünmeye dayanıklı özellikler beklenir. Çok esnek ve yumuşak film teşkil eden binderler
eldivenlik ve giysilik derilerde kullanılır. Daha sert, sürtünmeye dayanıklı binderler (daha çok
ayakkabı yüzlük deride tercih edilir. Kural olarak finisajda alt katlar yumuşak ve esnek üst katlar
giderek daha sert, sürtünmeye dayanıklı olarak teşkil edilir. Sert binder seçip yumuşatıcı yağ
ilavesiyle film tabakasında yumuşaklık temini, yumuşatıcı yağın zamanla deriye geçmesi
nedeniyle iyi bir çözüm değildir. Bu nedenle polimerizasyonda farklı monomerler kullanılarak
çok değişik özelliklerde binderler üretilmektedir. Bu şekilde elde edilen karışık polimerizatlar
30
istenilen özelliğe göre tek başlarına kullanılabilecek kadar iyi özelliklere sahip olabilmektedirler.
Bu nedenle finisaj reçetelerinde genellikle farklı binderler kombinasyon halinde kullanılmaktadır.
Film oluşumu
Deriye finisaj flotesi ile tatbik edilen sıvı buharlaştırılır. Tabanca ve dökme
makinelerinden sonra deri doğrudan kurutma tüneline girer. Kurutma tünelinin sıcak bölgelerinde
temparatür 7080 o C’dir. Termoplastik binderler rutubetli ve sıcak ise yapışma yapar. Bu nedenle
kurutma tünelinden çıkan deriler fazla sıcak ve rutubetli olmamalıdır. Tünelin giriş ve çıkış
bölgesinde sıcaklık, ortam sıcaklığına yakın olmalıdır. Kurutma etkinliği, tüneldeki hava
temparatürü ve miktarı yanında, tatbik edilen flote miktarı, flote bileşimi ve finisaj tabakasının
kalınlığına da bağlıdır. Kurutma hızı, tünel kurutmada havalandırma kurutmadan daha hızlıdır.
31
Buna rağmen her bir finisaj katı uygulaması arasında fazla zaman aralığı vardır. Zaman
kazanmak için hızlı kurutma yapılmamalıdır. Isı etkisi ile finisaj filminden yumuşatıcı yağın
erimesi veya derideki yağlama maddelerinin erimesi ve protein binderlerin kırılgan hale gelmesi
mahzuru vardır. Rutubetli deride hızlı kurutma sırasında sırça ve retikular tabaka arasındaki
gerilimden büzülmeler meydana gelebilir. Sıcak hava ile kurutma şüphesiz modern finisaj
tekniklerinin bir parçasıdır, ancak bu sırada deri kalitesinin etkilenebileceği de dikkatten uzak
tutulmalıdır.
Deri yüzeyi koruyucu bir apre katı ile kapatılana kadar, ara işlemler sırasında kirlenmeye,
kazınmaya ve yapışmaya karşı hassastır. Bu nedenle finisajda ara işlemler sırasında derinin
sehpalanması ve taşınması önemlidir. Kalite ayrımı nedeniyle sırçalı ve zımparalı deri kadife,
tabanca ve dökme metotları ile finisaj yapılmaktadır. Farklı kalitelerdeki deriler sehpalanarak
finisaj işlemleri için bekletilirler. Sehpalama genellikle sırça tarafları yüz yüze gelecek şekilde
yapılır. Böylece deri yüzeyi daha az kirlenir. İstif yüksekliği fazla olursa yapışma iz yapma
olasılığı artar.
Sentetik Polimer izat Binder
32
aPoliakr ilatlar :
Poliakrilatlar ve özellikle etil esterleri deri finisajında önemli bir yere sahiptir. Bu madde
elastik sıkı film verir. Işık ve oksitlenmeye dayanıklıdır. Poliakrilatlar filmi daha yapışkandır,
aşınma direnci iyidir. Sararma eğilimi yoktur, ucuzdurlar. Film özellikleri poliakrilata göre
mukayese edilir. Poliakrilatlar çok iyi ışık haslıklarına sahip oldukları için beyaz ve açık renk
finisajlarda tercih edilirler. Akrilik emülsiyonları anyonik veya katyonik, süt görünümünde,
düşük viskoziteli %40 kuru madde kapsayan maddelerdir. Akrilik asit esterlerinden oluşan bu
emülsiyonlar çok ince partiküllü ve elastiki, saydam, düşük temparatürlerde dahi elastikiyetlerini
kaybetmeyen yapıdadırlar. Camlaşma temparatürleri (Tg) çok düşüktür, soğuktan etkilenmezler,
–30 o C gibi düşük temparatürlere dayanıklıdırlar. Her türlü deride uygulanabilirler, alkalilere
dayanıklıdırlar, ışık haslıkları iyidir, sararmazlar. Kuru ve yaş sürtünme haslıkları ortadadır.
Camlaşma temparatürü düşük olan binderlerin filmlerinin yapışkan, yaş ve kuru sürtünme
haslıklarının iyi olmaması nedeniyle finisajın alt katlarında kullanılırlar. Kural olarak finisajda alt
katlar yumuşak ve esnek üst katlar giderek daha sert, sürtünmeye dayanıklı olarak teşkil
edilmelidir. Sert binder seçip yumuşatıcı yağ ilavesiyle film tabakasında yumuşaklık temini,
yumuşatıcı yağın zamanla deriye geçmesi nedeniyle iyi bir çözüm değildir. Bu nedenle finisaj
reçetelerinde genellikle farklı binderler karışım halinde kullanılır. Camlaşma temparatürü büyük
olan binderler sağlam, sıkı, daha sert film oluşturur, yapışkanlık azalır ve sürtünme dayanıklılığı
artar. Bu binderler ince tabaka halinde finisajın üst katlarında kullanılır. Kullanılan binderin
camlaşma temparatürü kullanım ortamından düşük olmalıdır. Ayakkabılık deriler –15 o C’ye,
giysilik derilerin ise –30 o C gibi düşük ısılara dayanıklı olmalıdır. Akrilik binderler suda hafifçe
şişerler ve 24saatte %35'e kadar su emebilir. Kuru sürtünme ve yaş sürtünme haslıkları orta
derecelidir.
Bazı akrilik polimerlerin Tg sıcaklıkları
Polimer Tg (camlaşma sıcaklığı)
Butil akrilat 54 C o
Etil akrilat 22 C o
Metil akrilat +8 C o
Butil metakrilat +20 C o
Etil metakrilat +65 C o
Metil metakrilat +105 C o
methyl methacrylate
33
cPoliakr ilonitr il: Akrilik asit ve Nitrilden elde edilir. Çok parlak ve çok sert film verir. Suya
dayanımı iyidir. Işık haslığı akrilatlara benzerdir. Hafif arı renkli saydam özelliktedir. Organik
solventlere dayanıklıdır.Yapışkan özellikte olduğundan fazla miktarda kullanılmaları uygun
değildir.
dPolistyr en: Filmi çok sert ve kırılgandır. Yapışkanlığı ve şişmesi azdır. Yapışması orta
seviyededir. Soğuğa dayanımı iyidir. Poliüretan binderlerle birlikte kullanılırsa soğuk
dayanımımları artar. Tek başına kullanılmaz Yalnızca kopolimer olarak kullanılır. Kazınmaya,
sürtünmeye ve suya daha dayanıklıdır. Akrilik Stiren kopolimerleri. sürtünme dayanıklılığı iyidir.
Kazein finisajına benzer kaygan parlak film verirler.
ePolivinilasetat: Çok sert temiz ve sıkı film verir. Su buharına hassastır. Yalnızca kopolimer
olarak kullanılır.
H2C=CHOCOCH3
fPolivinilidink lor it: Düşük elastikiyetli film verir. Işığa hafifçe hassastır. Yalnızca akrilik
kopolimeri olarak kullanılır.
hAkr ilik –vinil kopolimer ler i: Solventlere dayanıklıdır. Yüzeyde film oluştururlar. Özellikle
yarma ve zımparalı derilerde kullanılır. Örtücülükleri iyidir. Soğuğa dayanıksızdır. Diğer
maddelerle kombine edilerek bu sorun giderilir.
34
Vinil kopolimer ler i: Polivinil reçineleri bir vinil grubu bulunduran bileşiklerden yapılan sentetik
maddelerdir. Deri finisajın da apre katında kullanılırlar. Su ve solvent esaslı tipleri vardır. Yarma
ve zımparalı derilerin finisajında kullanılır. Soğuk dayanımı iyi değildir soğukta çatlarlar. Sert
film verirler. Film sertliğini azaltmak için yumuşak akriliklerle karıştırılarak kullanılır. Yüksek
sürtme dayanımı istenen derilerin finisajında kullanılır. Kullanımı nitroselüloz kadar yaygın
değildir. Polivinilbütirol, polivinilasetat ve vinil klorür kopolimerleri başlıca tipleridir.Vinil
polimerleri genel çözücülerde çok az çözünür %15 vinil asetatın varlığında çözünürlüğü artar.
Yumuşak derilerde kullanılmaz.
Vinyl polymers
poly(vinyl chloride)
.
Deri sanayinde polimere Binder (bağlayıcı, film oluşturucu:) denir. Binderlerin elde
edilmesinde birçok monomer kullanılır.
En çok kullanılan monomerler ve oluşturdukları film özellikleri Tablo da verilmiştir.
Binder elde edilmesinde kullanılan monomerler ve oluşan film özellikleri.
EsterKeton
Metil solventlerinde
Akrilat İyi Yüksek İyi Çok İyi çözünebilir
EsterKeton
solventlerinde
Etil Akrilat Çok İyi Çok yüksek İyi Çok İyi çözünebilir
EsterKeton
solventlerinde
Bütil Akrilat Çok İyi Çok yüksek Çok İyi Çok İyi çözünebilir
Yüksek ph
da Alkali suda çözünüp
suda yapışkan solüsyon
Akrilik Asit Zayıf Zayıf çözülebilir Çok İyi verir
Keton
aromatik solventlere
Bütadien İyi Zayıf İyi Sarma Eğilimi girer
35
Çapr az Bağlanan Binder ler
Çapraz Bağlanan Binderler (Cross Linking Bindersreaktif binder) bünyelerinde reaktif
gruplar taşıyan polimerlerdir. Kuruma sırasında su kaybederek reaktif gruplar birleşir ve daha
değişik özellikler veren moleküller meydana gelir. Bu olay polimer retikülasyonu veya geri
dönmeyecek şekilde değişmesi olayıdır, daha büyük bir molekül oluşmuştur, bu molekül daha
dayanıklıdır. Retikülasyon eğer çapraz bağlanan aynı tip moleküllerden oluşursa buna oto
retikülan veya kendisiyle çapraz bağlanan denilir. Bazen ortama dışarıdan fikse edici madde veya
çapraz bağlanmayı sağlayacak bir kimyasal vermek gerekebilir. Bu tür polimerlere de çapraz
bağlanabilme özelliği olan polimer denir. Çapraz bağlanan binderler genelde düşük molekül
ağırlığında hazırlanırlar. Çapraz bağlandıklarında molekül ağırlıkları çok artarak yeni özellikler
kazanırlar. Buna karşı elastikiyet azalır, kuru sürtünme haslıkları, ısıya dayanımları, zamanla
eskime dirençleri, pres ve ütüye dayanıklılıkları artar. Ancak retikülasyon fazla ilerlerse çok sert
ve kırılgan bir polimer oluşabilir. Dolayısıyla dikkat edilecek birinci konu çapraz bağlanmayı
oluşturan maddenin ne kadar ilave edileceğidir. İkinci özellik suda şişme özelliğidir. Akrilik
binderlerin çoğu suda bırakıldıklarında şişer ve deri üzerindeki finisaj filmi soyulur. Çapraz
bağlanan polimerler suyla şişmezler. Bu açıdan çapraz bağlanan binderler (Cross Linking
Binders) suya dayanma ve yaş sürtünmenin önemli olduğu finisajlarda kullanılırlar. Suya
dayanıklı olarak kuruyan binderler finisajın yaş sürtünme haslığını arttırırlar ancak daha sonra
uygulanan sulu katların bağlanmasını azaltırlar. Bu nedenle reaktif binderlerde sıcak ara ütüleme
yapılmamalı ve ortam temparatüründe istifte fazla bekletilmemelidir. Suya dayanımı yüksek film
meydana getiren binderlerin su ile kolay karışan binderlerle karışım halinde ara kat olarak
uygulanması faydalı olmaktadır. Üçüncü önemli özellikleri ise bünyelerinde bulunan reaktif
gruplar derinin poliamid grupları ile reaksiyona girer ve çok mükemmel adezyon yani deriye
yapışma, sağlam bağlanma meydana getirirler. Buda kendini kuru ve yaş sürtünme haslıklarının
artışıyla belli eder. Çapraz bağlanabilen akrilikbutadien binderlerin reaksiyona girebilen
karboksilik ve Nmetilol grupları fonksiyonel reaktif gruplar olarak tanımlanır. Çapraz bağlanan
binderler karboksilik grup taşıdıklarından asidik karakterlidirler. Dolayısı ile alkali bir madde ile
viskoziteleri artar ve kalınlaşırlar. Bu nedenle akıcılığın ayarlanmasında alkali maddeler
kullanılır, böylece fazla akıcılıktan kaynaklanan uygulama zorlukları giderilir. Reaktif binderler
organik pigmentlerle kuvvetli bir bağ meydana getirebilirler ve örtü filmi kavlayabilir. Özellikle
maron ve kırmızı pigmentlerle ayrışma gösterirler. Kırmızı pigment olarak kadmiyum kırmızısı
kullanılarak yüksek bir örtücülük sağlanır. Termoplastik binder film özellikleri, termoset protein
esaslı maddeler, poliüretan dispersiyonu ve nitroselüloz emülsiyonları ile birlikte karışım haline
kullanılarak arzu edilen yönde değiştirilir. Protein binderler, nitroselüloz emülsiyonu, poliüretan
dispersiyonu prese yapışmayı azaltır. Bu uygulama genellikle kuvvetli termoplastik özellikte olan
dolgu veya binder katı üstüne homojenleştirici boya katında yapılmaktadır. Termoplastik dolgu
katı üzerine, ara ütü yapmadan, çok az termoplastik binder ihtiva eden renk homojenleştirici
termoset bir finisaj flotesi tatbik ettikten sonra ütü veya desen yapmak daha uygun olur. Böylece
daha yüksek temparatür ve daha yüksek basınçta desen yapma imkanı elde edilir. Ütü ve desen
efekti daha iyi olur. Nitroselüloz filmi ısı etkisiyle koyu renk almakta, aynı zamanda kırılganlık
meydana gelmektedir. Bu nedenle 100 0 C’nin üzerinde ütüleme yapılmamalıdır. Emülsiyonda
bulunan çözücü filmin geç kurumasına neden olur, çözücü tam buharlaşana kadar yüzey yapışkan
kalır. Emülsiyon lak ve polimerizat karışımı uygulandığında film tabakası tam kurumadan ütü ve
desen baskı yapılmaz. Nitroselüloz lak emülsiyonu ve poliakrilat karışımının meydana getirdiği
36
film biraz mat olur ve düzgün bir yüzey meydana gelir. Mat görünüm istenmediği hallerde
yüksek parlaklıkta apre uygulanarak parlaklık temin edilir ve bu arada mat yüzeyin meydana
getirdiği dalgasız homojen görünüm muhafaza edilir. Çözücülere karşı hassas olan dispersiyon
binderlerin etkilenmemesi için nitroselüloz lak emülsiyonu, poliüretan dispersiyonu su ile karışan
alkol, glikol veya metilglikolester ihtiva etmemelidir veya bu karışımlara belirtilen çözücüler
ilave edilmemelidir. Termoset maddelerin finisajda kullanılmaları ile, ayakkabı imalatı sırasında
uygulanılan ısıl işlemlerde finisaj filminin yumuşayarak deriden ayrılmasını önlemek, finisajın
termoplastik özelliğini azaltarak ısı etkisine karşı sıcak sürtünme dayanımını arttırmak ve birçok
organik çözücü ile kabaran ve çözülen polimerizat binderlerin yapıştırıcı çözeltilerine ve
asetonla yumuşatmaya karşı dayanıklı hale getirilir. Protein binderler bu etkilere karşı finisaj
filmini korurlar. Poliüretanın sulu emülsiyon ve dispersiyon şekli polimerizat dispersiyonlarla
birlikte kullanılabilir, nitroselüloz gibi termoset bir tutum gösterir, uygulanan katların birbirine
iyi bağlanmasını temin eder, yaş sürtünme haslığı daha azdır.
İzo siyanatlar ile alkollerin reaksiyonundan elde edilirler.
R1N=C=O +R2OH......>RNHCOOR2
İzosiyanat Alkol Üretan
Poliüretanlar daha çok iyi penetrasyon yüzeye iyi bağlanma Deriyi fazla kabalaştırmadan
iyi haslıkta film verirler. Akriliklerle kombine edilerek çok çeşitli derilerin finisajın da kullanılır.
Akriliklere göre daha kalın ve örtücü film verirler. Özellikle yarma ve zımparalı finisajın da
kullanılır. Yarma ve zımparalı derilerde liflerin arasına girerek doldururlar ve lifleri birbirine
yapıştırırlar. Bu binderler tutumlu ve elastik film verirler. Bu binderlerin sürtünme kazınma ve
çizilme dayanımları iyidir. Düşük sıcaklıklardaki fleksometre (bükülme) dayanımları iyidir. Bazı
poliüretan binderler apre katta kullanılır. Poliüretan apre maddeleri ile elde edilen derilere”kolay
silinir” deri, diğer bir adıyla rugan veya sulu rugan deri denir. Genellikle mobilyalık deri
finisajında kullanılır. Poliüretan apreler zımparalı zımparasız (ciltli) derilerin finisajında
kullanılır. Aşırı oranda poliüretan apre (lak) kullanılırsa derilerin analin karakteri kaybolur.
En çok kullanılan izosiyanatlar,
a) Aromatik (Toluendiizosiyanat)
b) Alifatik ( Heksametilendiizosiyonat), OCN(CH2)6NCO
Aromatik izosiyanatlar ucuzdur ışık haslıları iyi değildir. Sararma yaparlar. Alifatik izosiyanatlar
hızlı reaksiyon verirler ve sert film verirler.
a) Emülgatör lü Poliür etan Dispersiyonlar ; Bu tür ürünlerin üretilmesi için dialkol ve
diizosiyonat ile poliüretan elde edilir. Bu poliüretanlar çok kuvvetli organik çözücülerde
eritilerek sıvı haline getirilir. Uygun emülgatörler yardımıyla partiküller üzerine çok kuvvetli
mekanik hareket uygulanarak karıştırma yoluyla su içinde disperse edilir.
37
Dispersiyon stabilitelerinin düşük olması, sıcaklığa karşı dayanımının az olması ve oluşan
filmin solventlerden etkilenmesi dezavantajlarıdır. Emülgatörler suya sever madde olduğundan
Emülgatör içeren poliüretan filmlerinin suya karşı dayanımı çok düşüktür.
b) Emülgatör süz Poliür etan Disper siyonlar ı; İyon bağlarıyla polimerizasyon oluşturulur.
Bu nedenle iyonomer olarak tanınırlar. Polimerin yan grupları Emülgatör görevini gördüğü için
Emülgatör gerekmez. Poliüretan iyonomerler anyonik, katyonik veya noniyonik yapıda
olabilirler.
Deri finisajında en fazla anyonik poliüretanların elektrolit stabiliteleri çok iyidir. Bu
sebeple pigmentler ve diğer polimer dispersiyonlarıyla mükemmel kombine olurlar. Astar katta
kullanıldıkların da sırça mukavemetini arttırırlar. Işık haslıkları düşüktür.
Butadien Binder ler
Bütadien binderler çok düşük camlaşma temparatürüne sahiptirler. Bu yüzden aşırı
yumuşak film verirler. Tek başına genelde kullanılmazlar, sert monomerlerle kopolimerizasyona
gidilir. Butadien kopolimerleri sarımsı, süt beyaz görünümde emülsiyon verirler, tanecik
büyüklükleri akriliklere nazaran daha büyüktür. Çok örtücü, opak, elastik, soğuğa dayanıklı film
ve mükemmel yaş sürtünme dayanıklılığı gösterirler. Yarma finisajları için ana zemin olarak
kullanılabilirler. Flexometre ve sürtünme haslıkları yüksektir. Solventlere ve suya dayanıklı
oluşları genelde kimyasal maddelerin kullanıldığı ayakkabı ve diğer deri türlerinde
kullanılabilmelerine imkan sağlar. Dezavantajları kaba görünüm vermeleri ve yüksek
temparatürde pres plakasına yapışma sorunlarıdır. Bu sorun sert akrilik polimerlerle birlikte
kullanılarak çözümlenebilir. Deri sanayiinde genellikle bütadienakrilonitril kopolimerleri
kullanılır. Akrilonitril dayanıklı, sert ve solvent dayanımı yüksek bir monomerdir. Bütadien ise
bütilakrilat yapısında yumuşak, yapışkan bir polimerdir; tek başına kullanılmaz Butadienstiren
kopolimerleri; %50 den fazla bütadien bulundurur. Normal monomer oranı % 75 kısım bütadien
ve % 25 kısım stiren olup elastikimsi bir kopolimer verir. BütadienAkrilonitril Kopolimerleri;
Yağ ve diğer kimyasal maddelere karşı oldukça dirençlidir.
Gün ışığına has değildirler, sararırlar. Işık haslığı ve kullanım dayanıklılığı akrilat
binderlerle birlikte kullanılarak iyileştirilir. Beyaz spor ayakkabısı finisajında kullanılmaları
sakıncalıdır. Ayakkabı derisinin zamanla beyazdan griye dönüşmesi çok sık rastlanılan bir
sorundur. Yarma deri finisajında rahatça kullanılırlar. Kalın, elastiki, sağlam bir film tabakasını
tek başlarına veya daha iyisi bir su bazlı poliüretanla beraber meydana getirirler. Poliüretanın
pahalı geldiği finisajlarda akriliklerle birlikte rahatlıkla kullanılabilirler. Dolap kırması (krispe
floater) efekt eldesin de filmin aşırı kırılmasını önler.
Polibütadien molekülünün yapısı içinde polimer molekülünde yapıyı meydana getiren bir
çift bağ bulunur. Bu çift bağlar bütadien kopolimerlerin finisaj da kullanımını kısıtlayan ve
istenilmeyen bir özellik olan ağır metallere karşı duyarlılığa neden olur. Butadien binderler
organik pigmentlerle kuvvetli bir bağ meydana getirebilirler ve finisaj filmi soyulabilir. Özellikle
maron ve kırmızı pigmentlerle ayrışma gösterirler. Kırmızı pigment olarak kadmiyum kırmızısı
kullanılmalıdır. Böylece yüksek bir
örtücülük meydana gelir.
38
Poliamit r eçineler
Poliammidler bünyelerinde CONH grubu içeren düz zincir yapılı polimerlerdir. Amino
asitlerin veya daiminler ile dikarboksilik asitlerin birleşmesiyle elde edilir. ( heksametilen
daimin+ adipik asit=poliamit 66) genel olarak apre katında kullanılır. Çok elastik yumuşak film
meydana getirir. Etil alkol, izopropil alkol, izobütanol, tolüol ve metil etil keton gibi solventte
çözünür. Nitro selülozü çözen solvetlerle çözünmezler. Poliamit filmi su buharını geçirir.
Görünüm olarak kazein filmine benzer özellikte film verir. Poliamit laklar ayakkabı üretiminde
karşılaşılan beyazlama sorunu yaratmaz. Işık haslıkları iyi olmadığında mobilyalık deri gibi
derilerin finisajında kullanıldığında üstüne bir nitroselüloz lakı atılmalıdır. Ancak derilerin
parlaklığında azalma meydana gelir.
Mikro binder ler
Özel üretilmiş ince moleküllü poliakrilatlar veya poliüretanların sulu çözeltileridir. Çok
hızlı film teşekkül etme özelliğinden dolayı Mikron binderler. ince tanecik yapısı sayesinde
sırçanın altına kolayca nüfuz ederler; ancak hızlı film oluşması bu nüfusun aşırı olmasını
önleyerek derinin aşırı sertleşmesine neden olmadan çok iyi bir bağlanma sağlar. Üst üste çok
sayıda finisaj katı uygulansa bile kabuklaşma görülmez; tersine derinin doğal görünümü
muhafaza edildiği gibi sırça daha da zarif bir cilt görünümü kazanır. Bu özellik mikron
binderlere anilin finisajlarda daha büyük avantaj sağlar. Hızlı, film teşekkülü , binderin ve
dolayısıyla finisaj katının hatalı yerlerde cilt içine fazla nüfus etmemesini sağlayarak az katlarda
cilt hatalarının kalayca kapatılmasına imkan verir.
Kompak binder ler
Finisaj çözeltiler inin nüfuziyeti
Nüfuziyeti etkileyen faktör ler
39
a) Finisaj çözeltisinin tanecik boyutu
Küçük tanecik boyutlu binderlerin deriye nüfuziyeti yüksektir. Finisaj filmi derinlerde
oluşur.
b) Der inin emiş kabiliyetinin hızı
Derilerin emiş kabiliyeti yüksek ise finisaj filmi derinde oluşur. Emişi çok yüksek olan
derilerde film yüzeyde oluşur.
c) Der i ve binder arasındaki ph far klılığı
Bazı binderler alkali ortamda şişerek kalınlaşır. Deriye nüfuz edemezler.
d)Yabancı tuzlar
Deride bulunan yabancı tuzlar binderlerin yapısını bozarlar. Binderler film oluşturmadan
çökerler. Bu durum filmin yapışmasını azaltır. Sonuçta filmin dökülmesine neden olurlar.
e) Or tam sıcaklığı ve nem
Sıcak havalarda finisaj çözeltisinin suyu çabuk uzaklaştığından film yüzeyde oluşur.
Binderler finisajda genellikle belli oranda pigment ile karıştırılarak kullanılır. Binder
pigment oranı sabit değildir, kullanıcının istediği deri tipine ve görünümüne göre değişir.
Finisajda ağırlıklı olarak akrilik binderler kullanılır. Bunun yanı sıra poliüretan binderlerde
tercihen kullanılır. Son zamanlarda çokça kullanılmaya başlanmıştır. Finisaj işlemine başlamadan
önce gerekiyorsa deriler zımpara işlemine de tabi tutulur. Deri üzerine finisaj işlemi yapıldıktan
sonra ütü ve pres işlemi yapılarak finisaj filmi düzgünleştirilir.
Deri üzerine uygulanan finisaj formülleri finisaj katlarına göre değişiklik gösterir. Astar
kat için hazırlanan finisaj çözeltisi deri içine yani cilt altına bir miktar nüfuz etmesi istenir. Eğer
deriler zımparalı ise hazırlanan finisaj çözeltisi lifleri yapıştıracak gözenekleri kapatacak özellikte
olmalıdır. Böylelikle derilerin cilt boşlukları dolar cilt hataları kapatılır. Giysilik derilerde eğer
derilerin cildi aşırı doldurulursa bu sefer derilerin aşırı sertleşmesinde söz edilir.
Doğal görünümlü derilerin finisajında ise cilt boşluklarını doldurmak için daha küçük
yapılı binderler tercih edilmelidir.
Aşırı zımpara yapılmış derileri ile yarma derilerin dolgu işleminde kapa taneli butadien
binderler tercih edilmelidir. Butadien binderler boş deriyi etkili bir şekilde doldururken cilt
yapısını düzgünleştirirler. Pürüzsüz ve elastik bir yüzey elde edilmesine yardımcı olurlar. Sıcak
pres işlemi bu durumu etkilemez. İmpregnasyon (cilt dolgusu) işleminde kadife işlemi tercih
edilmelidir. Roller coater veya pistole işlemi tercih ediliyorsa derinin emebildiği kadar makine
ayarları açılmalıdır.
Yarma derilerde kullanılan polimerlerin doldurucu etkisi olmalıdır. Büyük moleküllü,
düşük stabilitede amonyak ilavesiyle viskozitesi artarak daha fazla doldurma özelliği gösteren
dispersiyon seçimi faydalıdır. Polimerizat filmi daha sonra uygulanan lak veya apre katı ile çok
iyi bağlanmalıdır. Poliakrilat dispersiyonları veya akrilik oranı fazla kopolimerler en iyi
dayanıklılık gösterir.
Yarma derinin gevşek lif yapısında iyi bir dolgu temin edebilmek için kuvvetli doldurucu
etki gerekir. Film tabakası, çekme ve bükülme ile kat yapmaması için yeterince sağlam olmalıdır.
Dolgu katı dökme makinesinde, havasız tabanca (Airless) ile, fırça veya kadife ile uygulanabilir.
Viskozitesi arttırılan polimerizat yüzeyi kapatıcı ve düzgünleştirici film meydana getirir. Daha
sonra uygulanan organik çözücülü katın dolgu katına kuvvetli bağlanması, dolgu binderinin
organik çözücüde çözünme derecesine bağlıdır. Polimerizat filminin yüzeyi organik çözücüde
40
çözünerek lak çözeltisinin kısmen dolgu katına işlemesi suretiyle iki tabaka birbirine sıkıca
bağlanır. Bu uygulamada poliakrilatların butadien, styrol, akrilnitril, klorvinil polimerizatlarına
göre üstünlüğü lak çözeltilerinde çözünmesidir. Bu özelliği nedeniyle poliakrilat dispersiyonları
nitroselüloz, poliüretan veya poliamidlaklar için dolgu katında kullanılabilmektedir
Cilt dolgusu işleminden sonra finisajın asıl özelliklerinin kazandırıldığı astar kata geçilir.
Astar katta kullanılan pigmentlerin örtme gücü yüksek olmalıdır. Bunu sağlamak için pigment /
binder oranı yüksek olmalıdır. Mavi, kırmızı ve bordo renkli pigmentlerin örtme gücü daha
zayıftır, bu durum göz önünde bulundurulmalıdır. Astar katta kullanılan yumuşak ve ince
parçacık boyutuna sahip olmalıdır. Ayrıca deriye daha iyi tutunma kabiliyetinde olmalı ve bir
örnek (homojen) film vermelidir. Burada kullanılan binderler aşırı kalın film vermemelidir. Astar
kat işleminden sonra derilere desen vermek için pres işlemi yapılabilir. Cilt hataları olan derilerin
hataları böylelikle giderilir. Pres işleminde filmin deriden ayrılması veya filmin prese yapışması
hatalarının sebebi yanlış binder seçiminden kaynaklanır. Genel olarak polietil akrilat butilakrilat
binderler metakrilik binderlerden daha yumuşak, doğal ve yapışkan film verirler. Astar kat
binderleri yapışkan ve yumuşak olmalıdır. Bu tutumlarını daha sonra kaybetmemelidir. Etil
akrilat binderler yapışkan tutmlarına rağmen finisajda kullanmaya devam edilmektedir. Bu
binderlerin yapışkan tutumları başka binderlerle kombine edilerek giderilmeye çalışılır.
Genellikle reaktif poliakrilatlarla kombine edilerek yapışkanlığı azaltılmaya çalışılır. Poliakrilik
binderlerin su dayanımı azdır. Bunun için çözeltinin içine wax ilave edilerek su dayanımları
arttırılmaya çalışılır. Son zamanlarda akrilik binderlerin su dayanımlarını arttırmak için
poliüretan binderler veya çapraz bağ yapabilen binderlerle birlikte kullanılarak suya karşı
dayanımları iyileştirilmeye çalışılır. Akrilik binderlerin su dayanımı için finisaj çözeltisinin içine
bir miktar hidrolakta konulabilir. Finisajın genel prensibi yumuşak katlarla başlayıp sert katlarla
bitirmektir. Binderlerin yapışkanlığını protein (kazein) binder ve waks ilavesi ile azaltılmaya
çalışılır. Bu maddeler aşırı kullanılmamalıdır, aksi durumda binderden beklenen özellikler elde
edilemez. Binder seçerken aşırı sert binder kullanılırsa bu durumda pres işleminden sonra filmde
çatlamalar oluşur. Derilerin süet tarafında uygulanan anahtar gibi sert maddelerle finisaj filminde
çatlamalar oluşur. Bu durumda çözeltiye akrilik vinil bütadien kopolimerleri ilave edilerek sorun
çözülür. Finisaj esnasında derilere iki veya dah fazla pres işlemi uygulanır. Ütü sıcaklığı 80
derece civarındadır.
Değişik polimerizat dispersiyonları karıştırılarak boya katında kullanılabilir.
Polimerizatlar, sulu poliüretan dispersiyonları veya nitroselüloz emülsiyonları ile karışım halinde
kullanılabilirler. Bu karışımlara protein maddeleri ve mum çözeltileri de ilave edilebilmektedir.
Termoplastik ve termoplastik olmayan maddelerin birlikte boya katında kullanılmaları organik
çözücülü apre ve efekt boyamalar için uygundur. Boyadaki polimerizat ve nitroselüloz oranı ve
lak veya apre katının çözücü bileşimi birbirine uygun olmalıdır. Organik çözücülü apre katı
sadece proteinden oluşan dolgu katı üzerine uygulanmamalıdır. Çünkü organik çözücü proteini
çözer ve kabartır, apre katı ile bağlanamaz. Derilerin suya, rutubete, kirlenmeye karşı korunması
için suya dayanıklı, organik çözücü ile kullanılan apre katı uygulanmalıdır.
Finisaj işleminde her kat atıldığında bir önceki katı tamamlamalıdır. Aksi durumda finisaj
katları arasında bağlantı zayıflar ve filmde soyulmalar meydana gelir. Doğru finisaj formülleri ile
hazırlanan finisaj çözeltileri ile istenilen özellikte ve istenilen film kalınlığında deriler elde edilir.
Genel olar ak finisajda yapılması gerekenler
Finisaj işleminden önce deriler bir ayırma işlemine tabi tutulur. Bu arada derilerin
aşağıdaki özellikleri dikkate alınır.
41
· Derilerin emişi
· Derilerin üzerinde bulunan olası yağlılık
· Derilerin üzerinde bulunan olası tuz kusmaları
· Derilerin asitlik derecesi
Derilerin emişini ıslatma işleminden başlayarak retenaj işlemine kadar devam eden
işlemlerden etkilenir. Ağır bitkisel retenaj görmüş derilerin emişi azalır. Finisaj işleminden önce
yapılan iskefe gibi mekanik hareketler derilerin emişini arttırır. Finisaj işleminden önceki
derilerin rutubet önemlidir. Derilerin ideal rutubeti %15 civarında olmalıdır. Derilerin çok kuru
olması derilerin emişini azaltır. Emişin az olması filmin derinin üzerinde oluşmasına neden olur.
Derinin emişini arttırmak için polar yapılı penetratörler kullanılır. Penetratörlerin fazla
kullanılması derinin emişini arttırmaz, aksine deri liflerinin şişmesine neden olduğundan emişi
azaltabilir. Özel olarak yüzey aktif maddelerle desteklenmiş mikro yapılı reçine emülsiyonları
filmin deriye yapmasını arttırırlar. Bu maddeler deri içine nüfuz ederek liflerin etrafını sararak
filmin bağlanmasını sağlamlaştırırlar. Genel olarak binder/ pigment oranı arttıkça filmin deriye
bağlanması artar. Binder partiküllerinin küçük seçilmesi filmin deriye nüfuziyetini arttırır.
Derilerin aşırı emişe sahip olması da finisajda istenmeyen özelliktir. Eğer derinin emişi
fazla ise finisajın deriye tutunması göçleşir. Finisajdan önce yapılan iskefe gibi mekanik
işlemlerin fazla yapılması, derilerin sülfite bitkisel tanenlerle retenaj görmüş olması, yağlamada
aşırı mineral / sülfite yağlama maddelerinin kullanılmış olması derinin emişini artırır. Derilerin
fazla emişe sahip olması finisaj çözeltisinin suyu derinin içine hemen emilir. Bu durumda finisaj
filmi istenilen özellikte örtücü, parlak ve sağlam olması sağlanamaz. Derilerin aşırı emişini
kesmek için cilt altına mikro yapılı polimerik maddeler sokularak nüfuziyet kesilir veya derilerin
süetine finisaj yapılması gerektiği durumlarda süet tarafına katyonik yağ/ waks kullanılır. Finisaj
işleminde önce derilerin 80 C 0 sıcak presle ütülenmesi veya poliş işlemi yapılması derilerin
emişini keser.
Derilerin yüzeyinin phsının düşük olması durumunda amonyak veya dietilen amin
kullanılır. Dietilenamin kokusuz ve buharlaşması yavaştır.
Finisaj filminin deriye yapışmasını finisaj çözeltisinin hazırlanmasında kullanılan
wakslar, pigmentler engelleyebilir. Finisaj çözeltisindeki pigment ve waks oranının dengeli
olması sağlanmalıdır.
Her finisaj çözeltisi hazırlandıktan sonra partiler halindeki deriye uygulanmadan önce bir
iki deride uygulanarak yapışması ve diğer özellikleri gözlendikten sonra uygulanmalıdır.
42
Sır ça impregnasyonu (dolgusu)
Özellikle zımparalanmış deride, deri yüzeyinin finisaja hazırlanması önemlidir. Bu deri
türlerinde zımparalanmış sırçanın lifli yapısı bu maksat için geliştirilmiş maddelerle muamele
edilerek, takip eden finisaj için sırça görevini yerine getirecek bir tabaka oluşturulur. Kullanılan
maddeler deri yüzeyinde birikmez sırça tabakasına işler, lifler arasındaki boşlukları doldurur.
Diğer bir uygulama; küçük moleküllü poliüretan polimerlerinin organik çözücülerdeki
çözeltisi ile impregnasyonudur. Çözelti, sırça tabakasını geçerek retikular tabakaya işler ve bu iki
tabakayı birbirine bağlayarak sırça boşluğunu ortadan kaldırır. Bu uygulamanın mahzuru derinin
esnekliğini azaltması ve sertleştirmesidir. Esnekliğin azalması ayakkabı yapımında problem teşkil
etmektedir.
Bu maksat için; küçük moleküllü, iyi disperse edilmiş ve elektrolit stabilitesi olan
poliakrilat kullanılmaktadır. Poliakrilat sulu ortamda kullanılmakta ve deriyi
sertleştirmemektedir. Zımparalanmış derinin emiciliğine göre gerekli hallerde penetratör
kullanılarak deri kesitine işlemesi sağlamaktadır. Dolgu, tabanca veya dökme makinesinde
uygulanmakta, deriler kurutulmadan sırça tarafları üst üste gelecek şekilde istif edilerek imprenye
maddesinin deride daha iyi dağılması sağlanmaktadır.
Çok boşluklu derilerde önce poliakrilat emprenye yapıldıktan sonra, çok seyreltik
poliüretan çözeltisi uygulanması faydalı olmaktadır.
Sırçalı derinin kuru dolaplanmasında sırça tabakası gevşemekte, ince tabaka finisaj
uygulandığı için sırça boşluğu görünümü meydana gelmektedir. Moda akımlarına göre çok
yumuşak deri istendiği hallerde poliakrilat emprenyesi uygulanması önem kazanmaktadır.
Genellikle fazlaca penetratör kullanılarak dispersiyonun kesite işlemesi sağlanmaktadır.
Finisajın deriye sağlam bağlanması ve dış etkilere karşı dayanıklılığı, uygulanan finisaj
tabakalarının birbirine sıkı bağlanmaları ile mümkün olmaktadır. Bu nedenle mobilyalık, giysilik
napa deriler nitroselüloz ve poliüretan bazında finisaj yapılmaktadır. Sırçalı derilerin
emprenyesinde poliakrilat yanında, sulu poliüretan dispersiyonunda kullanılmaktadır.
Sırça impregnasyonunda kullanılan polimerizatlar küçük tanecikli ve küçük moleküllüdür.
İmpregnasyonda kullanılan polimerilerin partikül büyüklüğü 0,07 –0,15 mikron arasında
olmalıdır. Çözücü maddeler bu polimerizatları kabartarak sırça tabakasına işleyemeyecek
derecede viskoziteyi arttırırlar. Bu gruptaki Organik çözücüler suda çözündükleri için ortamda
yeterli miktarda fazla su bulunursa bu arzu edilmeyen viskozite artışı olmaz ve çözücü penetratör
etkisini gösterir. Diğer taraftan yüzey aktif maddeler sırçalı veya zımparalanmış deri yüzeyini,
impregrasyon çözeltisinin deriye işleyemeyeceği kadar şişirir. Belirtildiği gibi penetratör miktarı
arttıkça, impregrasyon çözeltisinin deri kesitine işlemesi kesinlikle artmaz. Penetratör miktarının
bir dereceye kadar arttırılması impregrasyon çözeltisinin deriye işlemesini arttırır, penetratör
miktarı bu dereceden (optimum) daha fazla arttırılırsa kesite işlemeyi engeller. Burada;
penetratörsu impregnasyonu maddesi oranları yanında son sepi, yağlama ve derinin lif yapısı da
önemli rol oynar.
43
İmpregrasyon çözeltisi pipetle deri yüzeyine bir damla damlatılır. Damlanın deri tarafından
emilme süresi not edilir. Her seferinde aynı büyüklükte damla meydana gelmesine dikkat
edilmelidir. Deri tarafından en kısa sürede emilen karışımdan penetratör miktarı hesap edilir
Aşağı yukarı üç saniye içinde damlalar deri tarafından emilmelidir. Hazırlanan
impregrasyon çözeltisi deriye ani olarak nüfuz etmelidir. Penetrasyon hızı düşerse film yüzeyde
meydana gelir.
İmpregnasyon da dikkat edilecek noktalar
· İmpregnasyonda kullanılan çözelti fazla alkali madde içermemelidir.
· Zımparalama işlemi düzenli olmalıdır.
· Zımparalama işleminden sonra tozlar iyice alınmalıdır.
· Genelde ağır bitkisel tanenle retenajlanmış deriler impregnasyon da fazla su alarak
şişerler. Şişme ile derilerin impregnasyon çözeltisi alması zorlaşır.
· İmpregnasyon işleminde havalı tabanca kullanılıyorsa polimerilerin partikül
büyüklüğü 0,07 mikron olmalıdır.
· Yumuşak film teşkil eden binderler finisajın soğuğa dayanımım arttırır ve iyi bir sırça
görünümü sağlar. Yapışkan olmaları, yaş ve kuru sürtünme haslıklarının iyi olmaması
nedeniyle finisajın alt katlarında kullanılırlar.
· Sağlam, sıkı ve daha sert film yapısı ile yapışkanlık azalır, sürtünme dayanıklılığı
artar. Bu binderler ince tabaka halinde finisajın üst katlarında kullanılırlar
· Poliakrilatlar çok iyi ışık haslığına sahip oldukları için beyaz ve açık renk finisajlarda
tercih edilirler.
· Suya dayanıklı olarak kuruyan binderler finisajın yaş sürtünme haslığını arttırırlar.
Ancak daha sonra uygulanan sulu katların bağlanmasını azaltırlar. Bu nedenle reaktif
binderlerde sıcak ara ütüleme yapılmamalıdır, ortam temparatüründe istifte fazla
bekletilmemelidir. Su dayanımı yüksek film meydana getiren binderlerin su ile kolay
kabaran binderlerle karışım halinde ara kat olarak uygulanması faydalı olabilmektedir.
· Butadien binder ile fazla yapışkan olmayan, soğuğa iyi dayanan mat yüzeyli ve
kauçuk tutumunda finisaj elde edilebilir. Işık haslığı ve kullanım dayanıklılığı akrilat
binderle birlikte kullanılarak iyileştirilebilir.
· Örtü katının düzenlenmesinde film özelliklerini etkileyen pigment faktörü dikkate
alınmalıdır. Pigmentler polimerizasyona iştirak etmeyen, yabancı madde olarak film
içinde yer alan maddelerdir. Pigmentler film yapısını gevşetirler, yüksek oranlarda
kullanıldığında kopma dayanımını, esnekliği, yaş sürtünmeyi ve suya dayanıklılığı
azaltırlar. Termoplastik özelliği azalttıkları için kuru sürtünmeyi iyileştirir, hava ve su
buharı geçirgenliğini arttırırlar.
44
Sulu sistem finisaj yar dımcılar ı
Mumlar (waks)
Mumlar bitki, hayvan ve petrol türevli doğada bulunan esterlerdir. Uzun zincirli olup,
zincir dallanmamıştır. Polar yapı gösterirler. 35 100 C o derece arasında erirler. Birçok özelliği
yağlara benzer. Mumlar yüksek moleküllü alkoller ile uzun zincirli yağ asitlerin esterleşmesi ile
elde edilirler.
wakslar üçe ayrılır
45
Oluşturdukları film tipine göre wakslar
aYumuşak waks: finisaj filmini doldururlar, prese yapışmayı önlerler. Derilere hafif
yağlımsı tutum kazandırırlar. Genellikle giysilik ve yumuşak deri tiplerinde kullanılırlar.
bSert waks : Yapışmaya ve kuru sürtmeye karşı iyi direnç gösterirler. Genellikle poliş ile
derilerin kararması istendiğinde kullanılır.
c katyonik waks: yarma, zımparalı, süet ve cilt hatalı derilerin ilk katında kapatıcı özelliği
olduğu için kullanılır. Yarma, süet ve zımparalı derilerin ilk katında kullanıldığında atılan finisaj
katının alta inmesi önlerler, diğer bir değişle ilk katlarda derinin emişini kesmek için kullanılır.
Anyonik finisaj maddeleri ile kullanılırken dikkat edilmelidir. Çözeltide çökme oluştururlar.
Mumları genel yapısı
Mumlarda bulunan alkol ve asit
Alkoller Asitler
Lauril Alkol (C12H25OH) Miristik Asit (C 13H27COOH)
Setil Alkol (C16H33OH) Palmitik asit (C15H 31COOH)
Oktodesil Alkol (C 18H37OH) Serotik Asit (C25H51COOH)
Karnuobil Alkol (C24H49OH) Melissik Asit (C29H59COOH)
Seril Alkol (C 26H53OH)
Miricil Alkol (C30H61OH)
Koaseril alkol (C30H62OH) 2
Mum çeşitler i
aBal mumu
serilmiristat
Kompleks yapılı kompleks bileşiktir. Bünyesinde bazı bileşiklerde bulunur. 65 Co erir.
Kullanılan yüzeyde hafif yağlı tutum verir.
bCar nauba
C25H51COO C31H63
Ana bileşiği mürisil serotattır. Şeker kamışından üretilir. Parlak görünümlü, pürüzsüz ve
kuru tutumlu film verirler. 80 derecede eririler. Finisaj filinde parmak izi bırakmazlar.kirlenme
dayanımı yüksektir.
cbalina mumu
Genel formülü setil palmitat C15H31COO C16H33 dır. Balinan kafasından elde edilirler.
Elde edile ürün ısıtılır, ani olarak soğutulur. Elde edilen beyaz kristal’a ispermeçet mumu denir.
Erime noktası 45 Co dir. Daha çok yumuşatıcı olarak kullanılır.
46
Dolgu maddeler i
Zımparalanmış veya yarma deri, kaba görünümlü sırçalı deri kuvvetli doldurucu ve yüzeyi
düzgünleştirici bir tabaka gerektirir. Böylece zımparalı veya lifli görünüm kapatılır, deri yüzeyi
mümkün olduğunca düzgün hale getirilir. Bu işlem yapılırken derilerin sentetik görünüm
kazanmamasına dikkat edilmelidir. Doldurularak düzgünleştirilen deri yüzeyi genellikle ince ta
neli sırça desen veya fantezi desenle istenilen görünüme getirilir.
Dolgunlaştırıcı ve düzgünleştirici işlem dolgu katında uygulanır. Dolgu maddesi olarak
renksiz pigmentlerle matlaştırılmış mum emülsiyonları kullanılır. Bu mumlar ağartılmış karnauba
mumu gibi maddelerdir. Pigment olarak kaolin, talk pudrası, bentonit veya silisik asit ürünleri
ihtiva ederler. Mum çözeltisi aynı zamanda dolgu tabakasının ütülenmesini kolaylaştırır.
Anorganik dolgu maddeleri film tabakasını matlaştırır. Bu mat tabaka üzerine parlaklık veren
boya ve apre katı uygulanarak dalgasız bir yüzey görünümü temin edilir. Dolgu maddeleri, koyu
renklerde ve siyah renkte gri görünüm meydana getirmemesi için daha az miktarda kullanılma
lıdır.
Fazla dolgunluk istenmeyen, daha sonra uygulanacak ince tabaka boya ve apre katına
hazırlık olmak üzere yüzeyin emiciliğini azaltmak maksadıyla mum ve yağ emülsiyonları
karışımı kullanılır. Bu emülsiyonlar dolgun, düzgün bir yüzey ve yumuşak bir tutum meydana
getirirler.
Mum emülsiyonları genellikle noniyonik yapıdadır, anyonik veya zayıf katyonikte
olabilir. Noniyonik emülsiyonlar ütülemeden sonra suya daha dayanıklıdır. Anyonik
emülsiyonlar genellikle daha doldurucudur. Katyonik emülsiyonlar sırça hatalarını kapatmak,
yapışkanlığı azaltmak, dolgun, yumuşak bir tutum elde etmek için kullanılırlar. Nötral ve zayıf
alkali ortamda katyonik maddelerin katyonik özelliği azalır ve anyonik maddelerle karışını
halinde kullanılabilir. Anyonik komponentler birbiri ile karıştırıldıktan sonra nötral hale
getirilmiş katyonik mum emülsiyonu ilave edilir. Katyonik emülsiyonun ilave edilmeden önce su
ile seyreltilmesi daha uygundur.
Birçok organik çözücüler çok iyi ıslatma etkisi gösterirler, finisaj flottelerinin deri kesitine
işlemesini kolaylaştırırlar. Bu maddeler özellikle sırça sabitleştirici impregnasyonu katkı olarak
ilave edilirler. Piyasada bulunan ürünler genellikle büyük moleküllü alkoller ile akışkanlığı
arttırıcı maddelerin (ıslatıcı) sudaki çözeltileridir.
Penetratör olarak hafif ve ağır ile yüzey aktif maddeleri kullanılır. Hafif alkol olarak etil
alkol, izopropil gibi alkoller, ağır alkol olarak ta; etilgikol, butil glikol gibi alkoller kullanılır.
Derilerin kurumasından sonra organik çözücülerin (alkol) buharlaşarak deriden
uzaklaşmaları nedeniyle derinin su emiciliği alkollerden etkilenmez
47
kullanılır. Çapraz bağlanma ile derlerin sürtünme haslığın artar. Çapraz bağlanma ile çözünmez
filimler elde edilir. Suda film şişmez böylelikle su dayanımlı filimler elde edilir. Filmin
deformasyonu azalır. Plastikliği(elastikliği) azalır. Termoset özeliliği artar. Filmin desen tutma
özelliği artar. Lineer yapılı filmlerin mukavemet dayanımı azdır. Çapraz bağlanmanın artması ile
film sertleşir. Bunun için çapraz bağlanmanın fazla ilerlemesi istenmez. Çapraz bağlanma ile
polimerik maddeler üç boyutlu olarak birleşirler. Bu yapı polimerin termoplastikliğini azaltır,
polimerin filmi termoset hale gelir. Bu durum filimin dayanıklılığını arttırır. Çapraz
bağlayıcıların kullanıldığı sular sert olmamalıdır.
Dört çeşit çapraz bağlayıcı vardır.
1Modifiye poliaziridin
Bu tip çapraz bağlayıcılar solvent bazlı rugan finisajda ve su bazlı poliüretan binderlerde
kullanılır. Genel olarak poliüretan binderağırlığının %24 oranınında kullanılır. Kullanım ömrü
karışım hazırlandıktan sonra 812 saat arasındadır. Aziridin çok güçlüdür ve kullanımı kolaydır,
ancak çok toksiktir.
2izosiyanat
İzosiyanatlar en çok kullanılan maddelerdir. İzosiyanat olarak toluen di izosiyanat,
difenilmetandi izosiyanat, hekzametilendi izosiyanat kullanılır. Ester yapılı hidroksil bileşikler ile
birleşen bu maddeler polimerileşerek film oluştururlar. Reaksiyonu hızlandırmak için trietilen di
amin gibi tersiyer aminler kullanılır.
Genel olarak solvent bazlı finisaj katlarında kullanılır. Solvent bazlı finisajda Lak
ağırlığının %1015 kadar, su bazlı binderlerin ağırlığının %510’u kadar kullanılır. Karışım
hazırlandıktan sonra kullanım ömrü 1224 saattir.
3karbodiimit
Su ile her oranda karışabilir bir maddedir. Binder ağırlığı üzerinden %510 oranında
kullanılır. Kafbodimitlerin reaksiyonu çok yavaştır, reaksiyon 72 saatte tamamlanır. Reaksiyonun
tamamlanıp tamamlanmadığı deriler satışa gönderilmeden kontrol edilmedilir. Bu çapraz
bağlayıcılar çok pahalıdır, daha az toksik özelliği vardır.
Karbodiimit oda sıcakçılığında hızlı film vermelerinden dolayı kullanım oranı azdır.
İzosiyanatlar ile kombine edilerek etkinliği artırılır. Çapraz bağlayıcılar ile çalışılırken kullanım
ömrü (pot life) dikkate alınmalıdır. Kullanım süresi içinde binderler kullanılmalıdır.
4 Üre bazlılar
Su bazlı finisajda binder ağırlığı üzerinde %15 oranında kullanılır. Karbodiimitler kadar
pahalıdır, kullanım ömrü karışım hazırlandıktan sonra 24 saaten azdır.
Genel olarak çapraz bağlayıcılarla çalışırken dikkatli olunmalıdır, çünkü katlar arasında
yapışmama yani katların birbirinden ayrılmalı problemleri ortaya çıkar. Eğer çapraz bağlanma o
finisaj katında gerçekleşmişse üzerine gelen finisaj katı bu kat üzerine yapışamaz ve finisaj
katları arasında soyulmalar başlar.
48
Plastikleştir iciler
Optik ağar tıcılar
Optik ağartıcılar beyaz veya açık renk finisajda tercih edilir. Optik ağartıcılar pigment
üretiminde pigment pastaların içine konur. Bu maddeler görünmez ultraviyole bölgede emdikleri
ışık dalgalarını görünür bölgede ortaya çıkartırlar. Böylelikle film üzerine düşen ışığı çoğaltarak
yansıtırlar. Fazlada gelen ışık beyazın daha beyaz olmasına sebep olur. Bu amaçla mavi boyalar
ve ultramarin pigmentler kullanılır. Burada kullanılan mavi boya sarı tona kaçmamalıdır. Renk
donuklaşır ve matlaşır.
Kor uyucu Maddeler
Finisaj çözeltisinin uzun süre bozunmaması için paraklor meta kresol, ortofenil fenat ve
penteklor fenol gibi maddeler finisaj kullanılan kuru madde ağırlığı üzerinden %05 gibi
kullanılır. Bu maddelerin yanı sıra bitkilerden elde edilen limon yaprağı yağı, safran, çam yağı
gibi maddelerde aynı amaçla kullanılır.
Köpük kesiciler
Mekanik olarak finisaj makinelerinde finisaj çözeltisi köpürür, bu amaçla köpük kesici
kullanmak gerekir. Bu amaçla amonyum sitrat , amonyum silikat kullanılır. Bu amaçla metil
selüloz ve karboksi metil selüloz da kullanılır. Bunların haricinde alkol, etil alkol ve emülsiyon
lak ilave edilerek finisaj çözeltisi köpürmesi önlenebilir.
Fiksasyon maddeler i
Glase gibi derilerin apre katında kazein kullanılır. Kazein ve albümin içerikli binderlerin
su dayanımları düşüktür. Bu amaçla fiksasyon işlemine tabi tutulur. Bunun için genel olarak
formaldehit kullanılır. Formaldehitin %510 çözeltileri hafifçe kurumuş kazein filminin üzerine
pistole ile atılır. Poliamit ile modifiye edilmiş kazein binderin içine formaldehit çözeltisi çökelme
olmadan katılabilir. Bunlara ilave olarak asetik asit veya krom (III) tuzları fiksasyon amacı ile
kullanılır, ancak bu maddeler modifiye kazein için uygun değildir. Çevresel açıdan formaldehitin
kokusu sakıncalıdır. Modifiye melamin maddeleri formaldehit yerine kullanılır. Glutaraldehit ise
beyaz ve açık renkli derilerin finisajında kullanılmaz.
49
Akışkanlık ar ttır ıcı maddeler
Finisaja hazır hale getirilmiş bazı derilerin yüzeyinde kurutmadan veya yağılı tutumundan
dolayı finisaj çözeltisini ememez. Böyle durumlarda finisaj çözeltilerinin içine ıslatmaya
yardımcı olmak için yüzey aktif maddeler konur. Bu maddeler yağ alkol sülfonat, parafin veya
alkilaren sülfonat, ester sulfo süksinit asit içerikli maddeler kullanılır.
Apr e katı
Aprenin amaçları şöyle sıralanabilir:
· Deri yüzeyini kullanım, bakım ve konfeksiyon sırasında kirlenmelere ve diğer dış etkilere
karşı korur.
· Apre; bütün ara katlarla ve parlak veya mat etkisiyle nihai görünümü finisaj yapılmış
deriye verir. Deri yüzeyinin tutumu önemli ölçüde apreye bağlıdır.
· Apre; deriye tatbik edilen finisaj tabakalarını ve deri yüzeyini sürtünme, kazınma ve su
gibi dış etkilere ve organik çözücülere karşı dayanıklı hale getirilmelidir.
· Kolay uygulanabilir olmalıdır.
Apre katı finisajın son tabakasıdır. Deri yüzeyinin son görünümü apre tabakası ile sağlanır.
Deri yüzeyinin parlaklığı, matlığı, tutumu, suya ve sürtünmeye karşı dayanımı apre tabakası
tarafından belirlenir. Apre +100 o C ve –30 o C arasında koruyucu etki göstermelidir. Bu özellik
nedeniyle polimerizat dispersiyonları apre maddesi olarak kullanılmaz. Apre tabakası en son
uygulanan ve en ince finisaj tabakasıdır. Dış mekanik etkilere karşı bu tabaka sert olmalı ve
sürtünme haslığı iyi olmalıdır. Apre tabakasının ince oluşuyla toplam finisaj tabakasının
elastikiyeti muhafaza edilmiş olur. Boya tabakası fazla su almaya yatkınsa finisajın yaş sürtünme
haslığı azalır. Apre katı daha önceki kata iyi bağlanmazsa sürtünme haslığı ve bükülmeye karşı
dayanımı azalır. Apre maddeleri renksizdir, renklendirilerek kullanılabilirler. Beyaz ve siyah
renkli apre maddeleri özel olarak üretilir. Beyaz finisajda beyaz pigment ile renklendirilmiş lak
kullanılmaktadır. Beyaz zemin üzerine renksiz lak uygulanırsa ışık kırılması ile saf beyaz
görünüm temin edilemez. Beyaz deri çabuk kirlendiği için, kir tutmayan ve kolay temizlenebilen
apre uygulanmalıdır. Kaliteli beyaz derilerde sararmaya dayanıklı selülozasetobutirat bazında lak
kullanılır.
Solvent Esaslı Apr e Maddeler i
Nitr oselüloz
Giderek artan oranda sırçalı deri üretiminde, deri yüzeyinde ince bir tabaka meydana
getiren Nitroselüloz finisajı önem kazanmaktadır. Genellikle dispersiyon binderlerle uygulanan
dolgu katı üzerine nitroselüloz tatbik edilerek kombine halde finisaj yapılmaktadır. Termoplastik
olmayan sert nitroselüloz filmi yumuşatıcı ilavesiyle bir ölçüde esnek hale getirilmektedir.
50
Nitroselüloz filmi yeterince yumuşak olmadığı için bükülmeye az dayanıklıdır, ancak sürtünmeye
ve kazınmaya karşı iyi bir koruyucu tabaka meydana getirmektedir.
Selüloz
Selüloz, doğada bol bulunan bir polisakkarittir. Pamuğun ve odunun ana maddesidir. Selüloz,
yapısındaki CH2OH gruplarını Sülfürik asit eşliğinde nitrik asitle etkileştirilirse, Selüloz nitratlar
oluşur. Esterleşme ile NO2 nitro gurubu oksijene bağlı olarak 0 NO2 şeklinde selüloza
bağlanarak mono,di,tri nitro selüloz adını alırlar.
Mononitro selüloz C6H7O2(OH) 2(ONO2) %67
Dinitro selüloz C6H7O2(OH) (ONO2) 2 %11 (%1111,8 alkol çözünür
%11,812,2 ester çözünür)
Trinitro selüloz C6H7O2(OH) (ONO2) 3 %14,6 (patlayıcı)
Azot miktarı %12 nin üzerinde ise selüloz patlayıcı olur. Selüloz imalinde patlamaya
mani olmak için %18 oranında dibutilftalat ve plastikleştirici ilave edilir. Eter ve keton gibi ester
tip çözücülerde çözülürler. Nitroselüloz sert film verirler. Piyasada ağırlığının %35'i kadar alkol
veya bütanol ile ıslatılmış olarak satılır. Nitrosellüloz filmini yumuşatmak için uygun yüksek
kaynama noktalı esterler, dibutil ftalat, D.O.P (dioktilftalat) trigliserilfosfatalkit ve Hint yağları
ile yumuşatılır. Nitroselüloz filminde yumuşatıcı miktarının 1/3’ü ftalikasitesteri, 2/3’Li yağ
olursa, yumuşatıcı deriye geçmez ve film esnek kalır (kırılgan olmaz). Çözücü ve
plastikleştiricilerle viskoz hale gelen selüloz çözeltilerin akışkanlığı 0,2540 saniye arasında
değişir. 40 saniye akışkanlığa sahip çözeltiler yüksek viskozitede 0,25 saniye çok akışkandır.
Deri finisajında 0,55 saniye akışkanlıkta olan nitroselüloz çözeltileri tercih edilir
Diğer selüloz esaslı apre maddeleri selüloz asetobutirat ( CAB) ve etil selüloz daha
pahalıdır, fakat ültraviyole ışığa daha dayanıklıdır. Bunun için beyaz deri üretiminde kullanılır ve
sararma yapmazlar.
Nitroselüloz finisajında, selüloz nitrat organik çözücülerde çözünmüş olarak kullanılır. Bu
çözelti lak olarak adlandırılır. Lak; düşük, orta ve yüksek kaynama noktasına sahip ester, keton
(esas çözücü), alkol ve aroma tik hidrokarbonlar (katkı çözücüler) den meydana gelen çözücü
karışımı ile (tiner) seyreltilerek kullanılır. Parlaklık, kuruma hızı, alttaki tabakaya bağlanma
sağlamlığı, bükülme ve sürtünme dayanıklılığı büyük ölçüde tiner bileşimine bağlıdır. Tinerin en
son buharlaşan kısmı esas çözücü olmalıdır. Tiner farklı temparatürlerde buharlaşan değişik
alkoller ihtiva ederse, su ve rutubetten ileri gelen matlık giderilmiş olur.
Nitrozelüloz tabakası derinin üzerine tatbik edildikten ve kuruduktan sonra genellikle
sıcak ütü yapılmaktadır. Nitroselülozun Tg si 4050 C o arasındadır. 130 C o bozunmaya başlar
51
ütüleme 100 C o üzerinde olmamalıdır. Yüksek ısılarda nitrosüloz lak tabakası yanmaya başlar.
Bu derecenin üstünde lak üzerinde plastikleştiriciler gölcükler oluşturmaya başlarlar. Bundan
dolayı yüksek ısılarda ütüleme yapılmamalıdır.
Nitrozelüloz lakın alttaki tabakaya bağlanması çözücü (tiner) seçimi ile yönlendirilir.
Tiner lakın alttaki tabakaya gerekli miktarda işlemesini sağlamalıdır; ani buharlaşmamalıdır. Ani
buharlaşma film yapısına zarar verir. Çok yavaş buharlaşma lakın deri kesitine fazla işlemesine
ve normal kurutma tünelinde kurutulamamasına neden olur. Bağlanma sağlamlığı çok az miktar
da benzoikveya oksalik asit ilavesi ile arttırılır. Parlaklık ve dolgunluk orta veya düşük
viskozitede lak kullanılması ile artar.
Aprede kullanılan lak genellikle renksizdir. Siyah finisaj için özel renklendirilmiş lak
üretilmektedir. Beyaz finisajda beyaz pigmentlendirilmiş lak kullanılmaktadır. Beyaz zemin
üzerine renksiz lak uygulanırsa ışık kırılması ile saf beyaz görünüm temin edilemez. Beyaz deri
çabuk kirlendiği için, kir tutmayan ve kolay temizlenebilen apre uygulanmalıdır. Çok kaliteli
beyaz derilerde sararmaya karşı sellülozasetobutirat bazında lak kuıllanılır. Mat görünüm için;
renksiz pigmentlerle matlaştırılmış veya lakın homojen bir film teşkilini önleyerek matlık veren,
başka bir lak ile karıştırılmış ürünler kullanılır
Su ile seyreltilebilen nitroselüloz emülsiyonları ile yapılan aprede nitroselüloz laka göre
daha iyi hava geçirgenliği, su buharı geçirgenliği sağlanır, deri yüzeyi tabii görünümlü olur,
protein apre maddelerine göre daha iyi yaş sürtünme haslığı temin edilir.
Emülgatör ihtiva eden, yüksek konsantrasyonda piyasada bulunan nitroselüloz
emülsiyonları su ile seyreltilerek kullanılmaktadır. Bu ürünlerin avantajı uzun süre
depolanabilmesi, soğuktan etkilenmemesidir. Bu örülen nitroselüloz lak veya pigmentli
nitroselüloz lak ile karıştırılarak emülsiye edilebilmektedir.
Finisajın aynı zamanda doldurucu etki göstermesi istenirse, önce dolgu katı uygulanır, bu
katın üzerine nitroselüloz tatbik edilir. Bu kombinasyon yarma deride, zımparalanmış deride,
sırça hatalı derilerde uygulanmaktadır.
Nitroselüloz emülsiyonu basınçlı hava tabancasıyla ince bir tabaka halinde apre olarak
uygulanır. Çok az miktarda kullanılması halinde homojen bir film elde edilemez. İnce bir tabaka
halinde uygulandığı için suya ve boya çıkmasına karşı gerekli korunma etkisi yüksek değildir.
Organik çözücülerle uygulanan laka göre daha az parlaklık verir. Bu görünüm derinin
tabii yapısını yansıttığı için birçok halde arzu edilir. Apre maddesi olarak kullanılan nitroselüloz
lak emülsiyonu farklı mat ve parlaklık efektlerinde üretilmektedir.
Genel kullanım şekli
100 kısım emülsiyon
200 kısım su ile seyreltilerek hava tabancası ile uygulanmasıdır..
Emülsiyon apre maddeleri sararmaya dayanıklı, beyaz pigmentlendirilmiş ve siyah renkte de
piyasaya satılmaktadır.
Poliür etan laklar
Poliüretan; izosiyanat ile polialkollerin katılma reaksiyonu ile meydana gelen büyük
moleküllü maddelerdir.
Poliüretanın film meydana getirmesi sıvı fazda bağ teşkili ile (sertleşme) olur. Her iki
reaktif komponent kullanımdan önce karıştırılır. Molekül büyümesini meydana getiren izosiyanat
52
“sertleştirici” yumuşaklığı temin eden polialkol “lak” olarak adlandırılır. İki komponenttin
karışımına “iki komponentli lak” adı verilir. Polialkol yerine polyester veya poliüretan
kullanılabilir. Lak özellikleri polimer zincir uzunluğu ile değiştirilebilir. Zincir uzatıcı olarak di
veya poliamin kullanılabilir.
İki komponentli lakın avantajı; komponentlerin organik çözücülerdeki çözeltisi, tabanca
veya dökme makinasında kolayca kullanılabilecek derecede düşük viskozitede olmasıdır.
Mahzuru ise sertleşme süresinin sınırlı olması nedeniyle karışımın günlük kullanılması ve
uygulamada kullanılan makine ve sistemlerin aynı gün temizlenmesi gerekliliğidir. Belirtilen
mahzurun giderilmesi için tek komponent poliüretan lak geliştirilmiştir. Tek komponentli lak
tamamen poliüretana dönüşmemiştir, az miktarda serbest izosiyanat gurubu ihtiva eder,
uygulandıktan sonra su ile veya hava rutubetiyle sertleşerek reaksiyon tamamlanır. Rutubetle
sertleştiği için çok iyi kapalı halde muhafaza edilmelidir.
Tek komponentli lak, iki komponentli lak gibi yüksek konsantrasyonda kalın tabaka
oluşturduğu için lak deri (rugan) üretimde kullanılır. İnce tabaka halinde dayanıklı deri finisajı
için kullanılır.
Esas anlamda tek komponent lak; küçük moleküllü az polar organik çözücülerde
çözünebilen poliüretandır. Film tutumları nitroselüloz lak gibidir. Ancak, bağ teşkili ile büyük
moleküllü olarak sertleşen poliüretan kadar çözücülere dayanıklı değildir. Bu nedenle reaktif
şekilde kullanılabilen tek komponentli lak yapısındaki ürünler tercih edilir. Bu tip isosiyonatın
reaksiyonu tamamlanır içinde az miktarda izosiyanat bulunur ve organik çözücülere dayanıklı
hale gelir. Sertleşmesi havanın oksijeni ile gerçekleşir. İki komponent sisteme göre daha uzun
süre dayanır, birkaç gün içinde kullanılabilir.
Poliüretan lak ile üretilen rugan deri kalitesine başka bir sistemle ulaşılamamaktadır.
Yüksek parlaklıkta ve uzun süre kullanılan, dış etkilere dayanıklı rugan deri üretilmesine imkan
vermektedir.
Poliüretan lak ile örtücü veya anilin görünümünde parlak veya mat yüzeyli finisajlar
yapılabilmektedir. Bu şekildeki finisajlar ıslak bir bezle silinerek kolayca temizlenebilmektedir,
ilave bir bakıma ihtiyaç göstermedikleri için “bakımı kolay finisaj” olarak adlandırılmaktadır.
İş ayakkabıları ve bazı döşemelik derilerde (uçak ve otomobil döşemeliği) poliüretan
finisaj dayanıklı ve daha az yanıcı olduğu için tercih edilmektedir.
Yarma derinin kaplanmasında; çıkış maddeleri karıştırılarak bir kalıba dökülmekte meydana
gelen tabaka kullanılmaktadır. Bu metot pahalı olduğu için özel kalite istenen hallerde
uygulanmaktadır.
Emülgatörsüz poliüretan iyonomerleri yırtılma ve sürtünme haslıkları yüksek, suya
dayanıklı film meydana getirirler. Bu film tabakası asitle fikse edilerek suya çok dayanıklı hale
getirilebilmektedir.
Kullanım tekniği açısından emülgatörsüz anyonik poliüretan dispersiyonları en önemli
gurubu oluşturur. Homojen, doldurucu ve sırçanın tabii görünümünü muhafaza eden film tabakası
meydana getirirler. Finisaj yumuşak, esnek ve 30 0 C ye dayanıklıdır. Dispersiyon giysilik,
mobilyalık, ayakkabı yüzlük ve saraciyelik derilerde kullanılabilmektedir. Mahzuru pahalı
oluşudur. Organik çözücü kullanmadan ince tabaka halinde iyi haslık dereceleri temin edilerek
maliyet dengelenebilir.
Poliüretan lakin sertleşme süresi fazla olmadığı için sınırlı sürede kullanılması
gerekmektedir ve kuruması uzun sürmektedir. Yüzeyin yapışkan olduğu sürede tozdan korunması
gerekmektedir. 3545 0 C de % 2045 rölatif rutubette kurutma yapılarak kurutma süresi
kısaltılabilmektedir (rugan deri).
53
Bağ teşkili büyük ölçüde tamamlanmış (reaksiyon) çıkış komponentleri seçilerek ve ince
tabaka halinde uygulanarak kurutma süresi önemli ölçüde azaltılabilmektedir. Birkaç dakika
içinde çözücü uçmakta ve deriler yapışma olmadan istiflenebilmektedir.
Kuruma hızı yönünden poliüretan ve nitroselüloz karışımı daha iyi sonuç vermektedir,
yüksek haslıklarda “bakımı kolay finisaj” elde edilmektedir. Poliüretannitroselüloz sistemi
organik çözücülerle lak halinde veya sulu dispersiyon halinde uygulanabilir.
Su ile seyreltilebilen dispersiyonların kullanılması kolaydır. Lak uygulanmasında
poliüretan ve nitro lakın çözülmesinde kullanılacak tiner özel olarak hazırlanmalıdır. Tiner; ester,
keton veya hidrokarbondan meydana gelmeli, alkol ve amino bileşikleri ihtiva etmemelidir.
Çok kullanılan plastikleştiriciler
1Hint yağı
Çok kullanılan bir yağdır, fiyatı ucuzdur. Tüm bitkisel yağlar finisaj filmi
jelatinleştirmeyen yağlar sınıfındandır. Bu yağlar finisaj filmi tarafından bünyelerinde
tutulmazlar. Hint yağı bekledikçe acılaşır ve yağ kusmalarına neden olur. Okside hint yağı deri
finisajı için daha uygundur. Oksidasyun işlemi esnasında yağ ısıtılır ve içine hava uflenir. Bu
işlem sonucunda finisaj filmi daha tutumlu, daha parlak ve daha plastikimsi özellikte olur. Hint
yağı seluloz finisajda, pigment üretiminde de kullanılır.
54
2 Dibutil ftalat
İyi bilinen plastikleştiricilerdendir. Nitro seluloz finisajında kullanılır. Tek başına veya
1/1 oranda hint yağı ile karıştırılarak kullanılır. Böylelikle yumuşak tutumlu ve dayanıklı film
elde edilir.
3 Diamil ftalat
Ftalata benzer özelliktedir.
4 Butil stearat
5 Sekstol stearat
6 Metil ve dimetil sikloheksanol oksalat
Her ikiside renksiz ve yağlı kıvamda sıvıdır. Solventte ve syrelticilerle karışabilir. Her
ikisininde seluloz esterleri üzerine çözücü etkisi vardır. Açık renkli finisajda kullanılabilir
7 Sekstol ftalat
Hafifçe kahve rengi tonunda yoğun kıvamlı plastikleştiricidir. Dibutil ftalat ile
karıştırıldığında yumuşak tutum verme etkisi artar. Metil sikloheksanol ile karıştırıldığında
fiziksel dayanıklılığı artar. Isı ve ışık dayanımı iyidir.
8 Adipik asit Türevleri (dimetil siklo heksil adipik asit esteri, dimetil siklo metil, adipik asit
esteri)
Hafifce beyaz uçuculuğu az sıvıdır. Solvent ve seyrelticilerde karışabilir.
Çözücü ve Seyr eltici maddeler
55
Çözücü seçiminde aşağıdaki özellikler dikkate alınır
Esterler:
Methylasetat 5565
Ethylasetat 7080
Amylasetat 110130
Butylasetat 1110130
Glycol
Ethylen glycolmonoethylether (Etilglikol) 130136
Ethylen glycolmonobutylether (butil glikol) 163174
Alkoller
Butylalkol 113119
Diaseton alkol 160166
Düşük kaynama noktalı çözücüler mat film, yüksek kaynama noktalı çözücüler parlak
film verirler. Aseton , metilasetonun buharlaşması hızlı olduğu için çözücü olarak tek başına
kullanılmazlar. Buharlaşma sıcaklığının düşük olması hızlı film oluşmasına neden olur. Bundan
56
dolayı Düşük kaynama noktalı çözücüler ile yüksek kaynama noktalı çözücüler birlikte
kullanılırlar. Etil siklo hekzanon yüksek kaynama yüksek kaynama noktalı çözücülerin en çok
kullanılan çözücüdür.
Genel kural olarak düşük kaynayan ve kolay uçucu olan çözücü lakın çabuk kurumasına
neden olur, daha az parlaklık verir, filmin bağlanmasını zayıflatır. Yüksek kaynama derecesine
sahip, yavaş buharlaşan çözücüler lakın geç kurumasına neden olur, parlaklığı ve homojenliği
arttırır, filmin bağlanmasını sağlamlaştırır. Çözücü ve seyrelticilerin buharlaşma hızları birbirine
yakın olmalı, lak tabakası kuruyana kadar ortamda gerçek lak çözücü kalmalıdır. Gerçek
çözücüler buharlaştıktan sonra geride buharlaşmayan seyreltici kalırsa lak filminin bağlanması
zayıflar, sürtünme haslığı ve bükülmeye dayanıklılık azalır. Seyrelticiler birlikte buharlaşmalıdır,
biri geç buharlaşırsa film tabakası zarar görür. Homojen bir film meydana gelmesi için gerçek
çözücü karışımının % 1020’si gibi bir bölümü, seyrelticilerden daha yavaş buharlaşarak geriye
kalmalıdır. Tiner farklı sıcaklıklar da buharlaşan değişik alkoller ihtiva ederse, su ve rutubetten
ileri gelen matlık giderilmiş olur. Seyreltici olarak etil veya butil alkolün tolüen ile birlikte
kullanılması tavsiye edilir, butil alkol daha iyidir. Alkoller su ile azeotrop (eş kaynar) karışımlar
meydana getirerek kolay ve hızlı bir şekilde uzaklaşmasını sağlayarak suyun film yapısına zararlı
etkisini giderirler. Su etkisi ile lak filminin zarar görmemesi için tiner aseton, metil asetat,
glikoller gibi su ile karışan, lakı çözen madde ihtiva etmemeli, bunun yerine butanol gibi su ile
karışan lakı çözmeyen maddeler ihtiva etmelidir. Kullanılan çözücü karışımının yani tinerin bir
kısmı gerçek çözücü, bir kısmı viskoziteyi ayarlamak için seyreltici ve diğer bir kısmı da daha
ucuz olan katkı çözücülerden meydana gelir. Çözücüler renksiz olmalı, lakın rengini
değiştirmemeli, hava rutubetini çekerek homojen film oluşmasını engellememelidir. Tiner
hazırlamada kullanılan ani uçucu olan aseton etil eter buharlaşırken yüzeyi çok soğutur ve suyun
filme zarar vermesine neden olur. Etil asetat ve metiletilketonda hızlı buharlaşan çözücülerdendir.
Suyun zararlı etkisini gidermek için tinerde kaynama noktası farklı alkoller bulunmalıdır. Tiner,
lakın yüzeyde homojen dağılmasına imkan verecek kadar yavaş buharlaşarak film teşekkülünü
engel olmamalıdır. Normal kurutma tünelinde yüzeyin yapışkan kalmayacağı kadar hızlı
57
buharlaşmalıdır. Hava tabancası ile uygulamada normal buharlaşan tiner kullanılırken, dökme
makinesinde uygulamada lakın homojen dağılmasını sağlamak için yavaş buharlaşan tiner
kullanılır. Nitroselüloz lak ve reaktif olmayan poliüretan lakta kullanılabilecek bir tiner bileşimi
şöyle olabilir:
20 25 Kısım Etil asetat
30 Kısım Etil veya Butil Alkol
30 Kısım Tolüen/2015 Kısım Butil asetat,
veya fiyatı pahalı olmakla beraber nitroselüloz lak veya sertleşme süresini azaltmakla birlikte
poliüretannitroselüloz lak uygulamasında zorluklarla karşılaşmamak için % 85 Butil asetat (%
85’lik) ve % 15 Butil alkol karışımı tiner olarak kullanılabilir. Yüksek viskozitedeki nitroselüloz
tipleri düşük konsantrasyonda çözündüğü için zayıf dolgu etkisi gösterir, fakat esnekliği ve
yırtılma dayanıklılığı iyidir. Düşük viskozitedeki tipler daha sert, az esnektir. Yüksek
konsantrasyonda çözünebildiği için daha parlak film verirler. Daha kullanılışlı olduğu için düşük
viskozitede olan tipleri tercih edilir.
Tiner hazırlarken gerçek çözücü ve seyreltici madde cins ve oranları iyi tespit edilmelidir.
Lak tabakası tam kuruyana kadar lakta gerçek çözücü bulunmalıdır. Gerçek çözücüler
buharlaştıktan sonra geride buharlaşmayan seyreltici kalırsa lak filminin bağlanması zayıflar.
Gerçi film tabakasında bulanıklık ve grilik görülmez ama sürtünme haslığı ve bükülmeye
dayanıklılığı azalır. Seyreltici olarak ilave edilen maddeler birlikte buharlaşmalıdır.
Seyrelticilerden birisi geç buharlaşırsa film tabakası zarar görür. EterAlkol kombinasyonu yerine
bütauol tolüen kombinasyonu daha iyi sonuç verir.
Reaktif poliüretanlar için hazırlanacak tiner (alkolsüz) ester ve ketondan meydana
gelmelidir. Alkol ihtiva eden normal esterler reaksiyon vererek lakın yapısını bozar.
Reaktif olmayan tek komponentli poliüretan lak için metiletilketon, izopropilalkol ve tolüen
karışımından meydana gelen tiner kullanılır.
Poliamid alkolde çözünür. Poliamid için alkoller, sikloalkoler ve aromatik
hidrokarbonlardan meydana gelen tiner kullanılır. Bu konumda üretici firmanın tavsiyelerine
uyulmalıdır.
Çözücülerin buharlaşma hızları ile kaynama noktaları tam paralellik göstermez.
Hidrokarbonlar, gerçek çözücülerden daha hızlı buharlaşır. Genel kural olarak düşük kaynayan ve
kolay uçucu olan çözücü lakın çabuk kurumasına neden olur, daha az parlaklık verir, filmin
bağlanmasını zayıflatır. Yüksek kaynayan, yavaş buharlaşan çözücüler lakın geç kurumasına
neden olur, parlaklığı ve homojenliği arttırır, filmin bağlanmasını sağlamlaştırır.
Tiner hazırlanmasında kullanılan ani buharlaşan aseton ve etil eter faydasından çok zararı
olduğu için kullanılmamalıdır. Etil asetat ve metiletilketon da hızlı buharlaşan çözücülerdendir.
Seyreltici olarak etilveya butil alkolün tolüen ile birlikte kullanılması tercih edilir, butil alkol
daha iyidir. Alkoller su ile karışımlar meydana getirerek kolay ve hızlı bir şekilde uzaklaşmasına
sağlarlar ve suyun film yapısına zararlı etkisini giderirler. Alkollerle tolüen karışımı gerçek
çözücü etkisi gösterir, ama emniyet olarak kaynama noktası ve buharlaşma zamanı
seyrelticilerden fazla olan gerçek çözücü kullanılmalıdır.Bu maksat için butilasetat uygundur.
Solventlerin kaynama derecelerine göre ayırımı
o
aYüksek kaynama dereceli olanlar (150 C yukarı olanlar)
o
b Orta kaynama dereceli olanlar (100150 C arası)
o
c düşük kaynama dereceli olanlar (100 C den düşük olanlar)
58
nitroselüloz lak kullanılabilecek bir tiner bileşimi şöyle olabilir:
2025 kısım etil asetat
30 kısım etilveya butil alkol
30 kısım toluen
20 kısım Butil asetat
Aşağıdaki tabloda organik çözücü maddelerin kaynama noktaları ve etileterin buharlaşma
süresi=l kabul edilerek buharlaşma süreleri verilmektedir.
(Gerçek çözücü= Ç, seyreltici = S ile belirtilmiştir, T= Tutunmayı arttırır,.F=akış artırıcı,
G= Parlaklık , N=Nitroseluloz için ikincil çözücü)
0
Or ganik çözücü S~.Ç Buhar laşmasüresi Kaynamanoktası C
Aseton Ç 2,1 5556
Metiletilketon Ç 6,3 7981
Etil asetat Ç 2,9 7478
toluen S 6,1 110—111
Etilalkol S,N 8,3 78
İzopropilalkol S,N 10,5 8082
Butilasetat (% 85) Ç 12,5 110132
Ksilen S 13,5 136140
NButil alkol S,N 33 114118
Metilglikolasetat Ç 35 138152
Siklohegzanon Ç 40 150156
Etilglikol Ç,T,F 43 132136
Metilsiklohegzanon (% 85) Ç, T 50 165176
Etilglikolasetat Ç 52 149160
Dietil eter Ç 1,0 3435
İsopropil asetat Ç 5,0 88,8
npropil asetat Ç 6,1 100,6
nbutil asetat Ç 12 110130
namil asetat Ç 13 140
etil Laktat Ç 80 154
butil laktat Ç: 443 185
diaseton alkol Ç 147 165
diisobutilketon Ç 60 165
sikloheksanon Ç 40 154
Butil glikol Ç,F,G 163 170
Butilglikol asetat (eter) Ç,F 190 188
Metil alkol S,N 6,3 65
Propanol S,N 16 97
Isobutanol S,N 25 106
Ksilen S 13,5 140
White spirit S 50 150
Benzil alkol S 1770 206
59
Seyrelticilerin buharlaşma süreleri birbirine yakın seçilerek birlikte buharlaşmaları
sağlanmalıdır. Homojen bir film meydana gelmesi için gerçek çözücü karışımının % 1020 si gibi
bir bölümü, seyrelticilerden daha yavaş buharlaşarak geriye kalmalıdır.
Nitroselüloz Lak uygulamasında zorluklarla karşılaşmamak için fiyat olarak pahalı
olmakta birlikte % 85 butil asetat (%851ik) ve %15 butil alkol karışımı tiner olarak kullanılabilir.
Bu karışı poliüretannitroselüloz lak karışımında da kullanılabilir, ancak sertleşme süresi
azalacağı için az miktarda hazırlanıp kullanılmalı, bekletilmemelidir.
Çeşitli Solventlerin (çözücü) özellikleri
1Aseton
Renksiz kendine has kokulu bir sıvıdır. Diğer organik çözücülerle her oranda ve suyla her
oranda karışabilir. Seluloz esterleri için iyibir çözücüdür, fakat düşük alevlenme derecesine
sahiptir. Bu durum solventli finisaj yapılan fabrikalar için yangın tehlikesi içerir. Yüksek
kaynama noktalı solventlerle karıştırılarak kullanılmalıdır. Aseton ile yapılan çözme işleminde
filmin yüzeyinde kızarıklık olabilir.
2 Amil asetat
Orta kaynama dereceli çözücüdür. Nitro selulozu çok kolay ve hızlı çözer. Benzen ve
toluen ile birlikte her oranda karışır.
3 Butil asetat
4 Siklo hekzanon
Yüksek kaynama noktalı hızlı buharlaşan bir çözücüdür. Butanol ile ıslatılmış nitro
selulozu / seluloz asetatı çok hızlı çözer. Lak solventleri ile her oranda karışır.
5Sikloheksanol
Amil asetata benzer kokudadır. Çözme gücü ise Siklo hekzanona benzerdir, buharlaşması
ise yavaştır. Seluloz esterleri çözebilir.
6 Diaseton alkol
Renksiz yüksek kaynama dereceli solventtir. Nitroselulozu, seluloz asetatı, seluloz esteri
ve şelakı çözer. Su ve alkolle her oranda çözülür. Seluloz asetatı asetondan daha yavaş çözer.
Asetondan daha yavaş buharlaşır.
60
7 Etil asetat
8 Etil glikol asetat
Nitroseluloz için yüksek kaynama noktalı iyibir çözücüdür. Seyrelticileri tolare edebilir.
9 Etilen glikol mono ethil eter
Yüksek kaynala noktalı düşük buharlaşma hızlı çözücüdür.
11 Etil laktat
Çok kullanılan solventtir. Suyla her oranda karışır. Seluloz nitrat/asetat/ ether ve benzil
selulozu çözer. Çözünmüş lakın akışkanlığı ve parlaklığı iyidir. Tulenle ve ksilen ile birlikte
kullanıldığında seyreltme etkisi artar.
12 Metil aseton
Ucuz ve düşük kaynama dereceli ve çabuk parlayan solventtir.
13Metil siklo heksanon (Sexton B)
Yüksek parlaklıkta lak filmi verir. Nitro selulozu çok hızlı çözer. Suyla karışmaz. Bu
çözünün bir avantajı lakın içinde yağın çözünmesini kolaylaştırır. Bu çözücü ile çözünmüş larlar
deriye daha sağlam bir şekilde bağlanır. Seluloz asetatı iyi çözemez. Hidro karbonların seyreltme
etkisini arttırır. Makul fiyatlı toksik (zehirleyici) olmayan çözücüdür.
14 Metil siklo heksanol asetil
Yüksek kaynama dereceli çözücüdür.
61
Çeşitli Seyrelticilerin özellikleri
1Etil alkol
Etil alkol şekerli maddelerin fermantasyonu sonucu elde edilen alkol içerikli sıvıdan
distilasyon sonucu elde edilir. Nİtro seluloz lakını seyreltici olarak kullanılır. Etil alkol deriler
üzerinde direkt olarak kullanılırsa tabaklama lekelerinew neden olur.
2 Butil alkol
Butil alkol bütün alkollerle ve çözücülerle her oranda karışır. Suyla ise hafifçe karışır.
Şelakları , sentetik reçineleri ve nitro selulozu çözer. Buharı hafifce zehirlidir. Butanol lakın
suyla hassasiyetini azaltır.
3 Benzol
4Toluol
5Ksilol
6 White spir it (sentetik tiner )
Petrol distilasyonundan elde edilir. Çok ucuzdur. Çözme yeteneği olmamasına rağmen
seyreltici olarak matbaa sektöründe kullanılır.
Alkollerde bulunan hidroksil guruplar izosiyanat guruplarla hızlı reaksiyona gireceğinden
poliüretan lakların çözülmesinde alkoller kullanılmaz. Poliüretan lakların çözülmesinde ketonlar
ve esterler kullanılır. Aromatik ve alifatik esaslı çözücüler seyreltme amacı ile kullanılır.
62
Apr e Yar dımcılar ı
Matlaştır ıcılar
1. Silika esaslılar: kuru bir tuşe verirler, ısıya ve sıcak ütüye dayanıklıdırlar. Sürtünmeyle
parlama yapmazlar.
2. Metal sabunları: çinko, alüminyum ve zirkonyum stearat gibi tuzlardır. Isı dirençleri
düşüktür.
3. Organik wakslar: mikronize polietilen ve poliproplilen esaslı wakslardır. Hoş tuşe
verirler, ancak sıcak ütü dirençleri düşüktür.
Tuşe ver iciler
1)Silikon yağlar ı:Nispeten kuru, fakat çok kaygan bir tutum verirler.Deriye ipeğimsi tutum
verirler.
2)Katyonik veya diğer yüzey aktif maddeler .: yağlı tutum verirler
3)flor o kar bonlar : Kuru kaygan ve hoş tutum verirler. Ancak çok hidrofobik yüzey verirler
b. Beyazlatıcı maddeler
Beyaz deri finisajında modaya göre “yumurta kabuğu”, “fildişi’ gibi tonlar yanında
mümkün olduğunca saf parlak beyaz istenir. Beyaz örtü katında eser halde parlak organik mavi
pigment kullanılarak safparlak beyaz renk elde edilir. Mavi pigment fazla ilave edilirse renk
grileşir.
Özel saf beyaz tonlar elde etmek için”optik ağartıcı” olarak adlandırılan maddeler
(organik disülfonik asit bileşikleri) kullanılmalıdır.
63
Bu maddeler yıkama maddelerinde de kullanılmaktadır. Optik ağartıcılar görünür gün ışığının
ültraviyole alanında yansıtarak daha fazla beyaz etki sağlarlar. Bu maddeler örtü katında veya
apre katında kullanılabilirler. Sulu ortamda etkilidirler, organik çözücülerde pratik olarak
etkisizdirler.
Süet deri apresi bitirme işlemi olarak; sulu veya organik çözücü ile uygulanır ve bunu
amacı; esas amacı deri yüzeyini meydana getiren liflere parlaklık vermektir. Aynı zamanda
yumuşak, hoş bir tutum vermeli ve su itici olmalıdır. Apre işleminde yağ veya yağlayıcı
maddelerle kullanıldığı için, lifleri birbirine yapıştırmamalı ve istenilmediğinde yağlı bir
görünüm vermemelidir. Süet derilerin boyanmasında alınan tüm tedbirlere rağmen aynı deride
veya farklı derilerde veya partilerde ton farklılıkları meydana gelebilir. Bu farklılıklar boyar
maddeler veya pigmentlerle renklendirilen süet deri apresi ile dengelenebilir. Süet deride
genellikle kuru bezle sürtüldüğünde boya çıkması olmaktadır. Bunun nedeni deri tozları olduğu
için apre tozu bağlayıcı özellikte olmalıdır. Bu amaç için emprenye binderleri kullanılır.
Termoplastik binderlerle yapılan finisajda ve yavaş kuruyan laklarda deri yüzeyi yapışkan olduğu
için kirlenmeye karşı hassastır. Derinin et tarafında, finisaj tabakalarına yapışan, zımparadan
meydana gelen tozlar, tıraştan gelen deri lifleri bulunur. Finisaja başlamadan önce et tarafı toz
tutucu bir apre ile muamele edilerek tozlar ve serbest deri lifleri bağlanmış olur, et tarafının
tutumu iyileştirilir. Bu maksat için bir kısım polimerizat dispersiyonu, dokuz kısım su ile
karıştırılarak pistole ile süete uygulanır.
64
Genel olar ak finisaj for müller i
Finisaj Katla rı For mulasyon
Renklendirme 100200 kısım Metal kompleks boya
0200 kısım alkol
600900 kısım su
Cilt İmpregnasyonu (dolgu) 205 kısım İmpregnasyonu binderi
50 kısım penetratör
0100 kısım boyar madde
600700 kısım su
Astar kat Ciltli deri
3050 kısım pigment
100150 kısım binder
1030 kısım kazein
770860 kısım su
Zımparalı deri
50100 kısım pigment
150250 kısım binder
2050 kısım kazein
600780 kısım su
Boya katı Ciltli deri
50100 kısım pigment
100200 kısım binder
2050 kısım kazein
650830 kısım su
Zımparalı deri
50100 kısım pigment
150250 kısım binder
2050 kısım kazein
2050 kısım filler
1030 kısım akışkanlık artırıcı madde
420670 kısım su
Fiksasyon 300 kısım formaldehit (%30luk)
(kazein Finisajı için) 650 kısım su
050 kısım asetik asit
Apre katı (üst kat) Kazeinli kat
150300 kısım kazein binder
520 kısım plastikleştirici
680850 kısım su
Hidrolak kat
600900 kısım hidrolak
100300 kısım su
0100 kısım formaldehit (%30luk)
Nitroseluloz lak
050 kısım selulozik boya
200300 kısım Nitroseluloz lak
1020 kısım plastikleştirici
630 790 kısım solvent (tiner)
Poliüretan
100 kısım poliüretan lak
120150 kısım susuz solvent
3060 kısım çapraz bağlayıcı (cross –linker)
65
Gör ünüme gör e gur uplandır ma
Ör tücü finisaj
66
Anilin Finisaj
Anilin Finisajda deri yüzeyinin tabii görünümü muhafaza edilir, sırça tanecik yapısı açık
ve koyu renk tonları halinde daha belirgin hale gelir. Anilin finisaj; sırçada ince bir finisaj filmi
meydana gelecek şekilde uygulanır. Finisaj sırçalı deride saydam boya ve apre katından oluşur.
Renk tonu, boya çözeltisiyle veya organik pigmentlerle homojen hale getirilir. Genellikle açık
renk taban üzerine, daha koyu bir ton tabanca boyama ile tatbik edilerek anilin deri için
karakteristik olan daha canlı, parlak bir boya efekti oluşturulur. Deri rengi ile finisaj filminin
rengi birbirine yakınsa veya finisaj filminin rengi deri renginden daha açıksa anilin efekti
oluşturulamaz. Anilin finisajın parlakcanlı görünümü mat bir apre katı ile temin edilemez.
Renksiz mat apre katı bulanık bir görünüm, boyalı apre katı ise mat cansız bir görünüm meydana
getirir. Gerekli hallerde anilin finisajda sırça sabitleştirici bir dolgu katı uygulanır. Dolgu katında
çok ince taneli, elektrolit dayanımı olan poliakrilat dispersiyonu veya düşük viskoziteli
polimerizat çözeltisi kullanılır. Binderin deriye işlemesini temin için penetratör kullanılır. Anilin
deride ince finisaj filmi, basınçlı hava tabancası ile az miktarda finisaj maddesi kullanılarak
meydana getirilir. Anilin boya katı; polimerizat, nitroselüloz, poliüretan, kazein
kombinasyonlarından meydana gelir. Yüzeyin düzgünleştirilmesi ve parlaklık verilmesi için
perdah veya ütü kullanılabilir, ütüleme ile renk tonu daha iyi muhafaza edilir, perdahta renk
koyulaşır. Perdahlama ile daha parlak ve daha canlı anilin efekti alınabilir.
Semi Anilin Finisaj
Semi Anilin Finisaj genellikle hafif zımparalanarak sırça yapısı düzgünleştirilmiş derilere
uygulanır. Sırça sabitleştirici bir dolgu katı üzerine az veya çok örtücü bir boya katı uygulanır.
Ütü ve presle desen baskı ile yüzey homojen görünümlü bir hale getirilir. Renksiz veya
renklendirilmiş apre katı tatbik edilir. Anilin finisajda olduğu gibi açık zemin üstüne daha koyu
bir boya tabakası uygulanarak daha iyi bir görünüm elde edilir. Sırça yapısı ne kadar düzgün ve
ince taneli ise, o ölçüde az örtücü ve ince film tabakası oluşturulur. Sırça yapısı kötüleştikçe
finisaj filminin örtücülüğü ve kalınlığı artar. Sırça kaba görünümlü ise ve sürtünme ile aşınmış
bölgeler varsa, sırça polisajla düzgün hale getirilir. Polisaj katı boya çözeltisi veya pigmentle
renklendirilir. Deride sırça zedelenmesi ve kıl dipleri varsa zımpara yapılır, ön boyama ile sırça
sabitleştirici emprenye katı, pigmentli dolgu katı, boya ve apre katı uygulanır. Azalan sırça
kalitesi ile uygulanan finisaj katlarının sayısı artar.
Yüzeyi emici olan derilerde finisaj flotelerinin deri yüzeyine sürülmesinde kadife adı
verilen, yüzeyi kadife kaplanmış ve el ile kullanılan oval tahtalar veya kadife makinesi kullanılır.
Yüzeyi az emici sırçalı deride ve su geçirmez deride kadife yerine dolgu katı yumuşak fırça ile
tatbik edilir. Yarma deride doldurucu ilk dolgu katı genellikle fırça veya dökme makinesi ile
67
tatbik edilir. Böylece lif aralarındaki boşluklar daha iyi oldurulur ve düzgün bir yüzey elde edilir.
Sürme işleminde deri, yatay bir masa üstüne düzgünce serilir. Oldukça fazla miktarda sıvı bütün
yüzeye hızlı bir şekilde sürülür ve kadife veya fırça ile ovulur. Büyük parti çalışmalarında masa
yerine hareketli band kullanılır. Band üzerinde hareket etmekte olan deri yüzeyine, silindir
şeklindeki dönen fırça ile flote tatbik edilir ve kadife ile ovulur. Kadife makinesinde çalışırken
daha fazla floteye ihtiyaç duyulur. Flote çok stabil olmalı, binder mekanik harekete ve
elektrolitlere karşı stabil olmalıdır, avuç içerisinde ovulan binder topaklanmamalıdır. Örtü boya
flotesi su ile ne kadar seyreltilirse, viskozite o oranda azaltılır ve pigmentlerin çökme eğilimi o
ölçüde artar. Aynı ve farklı derilerin yüzeylerinde örtücülüğün ve renk tonunun değişmemesi
için flote sürekli karıştırılmalıdır. Kadife makinesinde çöke pompa ile flotenin sirkülâsyonu
sağlanarak önlenmektedir. Makine veya elle deri yüzeyine sürülen flotenin, yüzeyde yaşlık
kalmayacak, kurutma için asıldığında akarak iz yapmayacak şekilde deriye iyice yedirilmesi
faydalıdır. Böylece homojen hem bir görünüm temin edilir hem de yüzey yapışkan olmayacağı
için toz alarak kirlenmesi önlenir. Ön dolgu, sırça emprenyesi ve dekoratif boyamalarda
yönlendirici denemeler için el boyama silindiri kullanılır. Bu silindirin yüzeyi emici bir keçe ile
kaplıdır. Silindirin deri yüzeyinde hareketi ile flote deri yüzeyine aktarılır. Bu metot deri
tarafından hızlı bir şekilde emilen floteler için uygundur. Sürme metodu organik çözücülerde
çözülmüş olan maddelerin deriye tatbikinde kullanılmaz. Çünkü organik çözücüler deriye hızla
işlerler, sürme işlemine gerek yoktur.
Dökme (per de) metodu
Bu metot özellikle zımparalanmış sığır derisinde uygulanır. Dökme işleminden sonra
sürme (kadife, fırça) yapılmadığı için daha az işçilik gerektirir. Püskürtme metodunda olduğu
gibi finisaj flotesi damlacıklar halinde şerit şeklinde uygulanmadığı için deri yüzeyinde homojen
bir tabaka meydana gelir. Band üzerinde yatay hareket eden deri yüzeyine düşey olarak perde
şeklinde finisaj flotesi tatbik edilir. Nispeten fazla sulu olarak tatbik edilen flote nedeniyle
kuruma süresi uzar, böylece sırça tabakasına işleme kolaylaşır ve meydana gelen film deri
yüzeyinde daha kuvvetli bağlanır. Dökme finisajı uygulaması için; dökme masası ve dökme
kafasından meydana gelen dökme (perde) makinesi kullanılır. Deri yüzeyinin bütün bölgelerinde
aynı kalınlıkta ve homojen yapıda elastik bir film meydana gelmesi için, dökmede sürekli olarak
aynı miktarda sıvının deri yüzeyine akıtılması gerekir. Burada gerekli şartların sağlanması içi;
dökme makinesinin yapısal özellikleri, dökme perdesinin ayarlanması, dökme flotesinin
davranışı, derinin davranışı ve kurutma şartlarına dikkat edilmelidir. Finisaj flotesi ile temas eden
makine aksamları emaye, paslanmaz çelik veya plastikten olmalıdır. Demir ve özellikle
alüminyum malzemeler korozyona uğrayarak, finisaj flotelerinin çökmesine neden olan tuz teşkil
ederler. Dökme işlemini olumsuz yönde etkileyen köpük teşkili kullanılan emülgatörlerden
meydana gelebildiği gibi, çalışma şartlarından da meydana gelir. Finisaj flotesinin içinde
bulunduğu kapta sürekli olarak yeterli miktarda flote bulunmalıdır, pompa borusu tabana kadar
inmelidir. Böylece pompanın hava emerek köpük yapması önlenmiş olur. Pompa ile hazneye
sevk dilen flote hava ile temas etmeden, haznedeki sıvı seviyesinin altından hazneye verilmelidir.
Dökme işlemi sırasında deri yüzeyine isabet etmeyerek bandlar arasındaki boşluğa akan flotenin
finisaj flotesi kabına akmasını sağlayan hortum, flote kabının tabanına kadar inmelidir. Dökme
makinesinde, deri yüzeyine değdiği anda deri tarafından alınabilecek kadar flote tatbik edilirse,
meydana gelen tabaka homojen olur. Tatbik edilen flote az ise deri yüzeyinde kapatılmamış
bölgeler kalır. Flote fazla ise deri yüzeyinin bazı bölgelerinde birikme olur, lekeler meydana
gelir. Finisaj flotesinin viskozitesi arttıkça akama hızı azalır. Genellikle sulu polimerizat
68
dispersiyonlarının viskozitesi yardımcı maddelerle yükseltilir. Böylece istenilen akma hızı, yani
tatbik edilecek flote miktarı ayarlanır. Dökme makinesinin hızı azaltılarak, paralel çalışan
kurutma tünelinde derilerin birbirine yapışmayacak derecede kurumasının sağlanmasına çalışılır.
Bunun içinde dökme kafası deriye yaklaştırılır ve flotenin viskozitesi arttırılır. Düşük viskoziteli
flotelerde dökme yüksekliği azaltılmalıdır. Yüksek viskoziteli flotelerde dökme yüksekliği
arttırılmalıdır. Ayı viskozitede dökme yüksekliği arttıkça akan flote miktarı fazlalaşacağı için
band hızı arttırılmalıdır. Dökme kafası deriye yaklaştıkça band hızı azaltılmalıdır. Düzgün
olmayan deriler daha yavaş hareket etmelidir. Band hızı azaldıkça tatbik edilen flote miktarı artar
ve kuruma zorlaşır. Dökme makinesinde iyi sonuç alabilmek için akma perdesinin sürekli olarak
homojen kalması sağlanır. Viskozite yükseldikçe perde daha düzgün akar. Bunun yanında
flotenin bileşimi de önemlidir. Finisaj flotesinin bileşeni polimerizat dispersiyonlardır. Dökme
işlemi sırasında bu binderlerin çökmemelerine dikkat edilmelidir. Binder çökmeleri; sirkülasyon
sırasında pompa hareketinden, pigment, viskozite arttırıcı maddeler ve makine aksamından
korozyon ile meydana gelen metal tuzları nedeniyle olur. Pigment ve viskozite arttırıcı maddeler
binderle karıştırılmadan önce su ile seyreltilerek çökmeler önlenir. Kullanılacak olan binderler
mekanik etkilere ve elektrolitlere dayanıklı olmalıdır. Flote, binderlerle çökme meydana
getirmeyen poliakrilat veya polivinileter bileşikleri ile stabil hale getirilebilir. Dökme sırsında
köpük oluşmaması için her şeyden önce pompanın hava emmediğinden emin olunmalıdır. Alkol
(ispirto), Etilglikol, nitroselüloz lak emülsiyonu köpük oluşmasını engeller. Ayrıca eşit
miktarlarda sülfate ve ham Hint yağı emülsiyon yapıldıktan sonra floteye ilave edilerek köpük
teşekkülü önlenebilir. Dökme metodunda deriyüzeyinin emiciliği ve düzgünlüğü önemlidir.
Derinin emiciliği ne kadar fazla ise sıvıyı o kadar iyi alır. Genellikle bitkisel sentetik sepilenmiş
derilerin emiciliği daha iyidir. Maskelenmemiş krom tuzları ile sepilenmiş derilerin emiciliği,
maskelenmiş sepilemeye göre daha azdır. Yağlama şeklide emiciliği etkiler. Deri yüzeyinin lif
yapısı sıkı ise emicilik azalır. Bu nedenle dökme finisajı genellikle zımparalanmış derilere
uygulanır. Yarma derilerde yüzey lifleri çok kısa olacak şekilde zımpara veya polisaj
yapılmalıdır. Böylece kalın finisaj tabakası uygulanmak zorunda kalınmaz ve yüzey düzgün
görünümlü olur. Deri yüzeyi düzgün olursa, derinin band üzerinde hareketi sırasında hava akımı
oluşmaz ve perde akışı düzgün olur. Bu nedenle vakum kurutma bu metot için uygundur. Deriler
asılarak kurutuluyorsa, dökme işleminden önce (sırça emprenyesinden sonra) parlatılmış ütü
plakası ile preslenmesi faydalı olur. Dökme makinesinde derinin hareketi sırasında band arasında
kıvrılma olabileceği için bu metot yumuşak ve ince deriler için pek uygun değildir. Dökme
metodunda metrekare deri yüzeyine 80150 mL flote tatbik edilir ve bu flotenin % 530’u kuru
madde, geriye kalanı sudur. Bu metotta, tabanca (püskürtme) ve kadife (sürme) metotlarına göre
deri daha fazla ıslanır Derinin iyi kurutulması deri finisajının kalitesini etkiler. Dökme işleminden
sonra deri asılarak kurutulamayacak kadar ıslaktır, akma meydana gelir ve derinin yüzeyinde iz
yapar. Tünelin başlangıcında flotenin deriye iyi işlemesi ve hava kabarcıklarının giderilmesi için
sıcaklık uygulanmamalıdır. Kurutma tüneli temparatürü 6070 derece olmalı, tünel çıkışına yakın
soğuk hava üflenmelidir. Böylece deri yüzeyinin yapışkanlığı azaltılmış olur.
Tabanca (püskür tmepistole) metodu
Finisaj flotesi basınç etkisi altında çok küçük damlacıklara (pulverize) ayrılabilir, bu halde
deri yüzeyine püskürtülebilir. Basınç, sıkıştırılmış hava vasıtası ile sağlanır, küçük çaplı
deliklerin (meme) yardımıyla çok küçük damlacıklar meydana gelir. Bu metotta, finisaj flotesi
deri yüzeyine çok homojen bir şekilde dağıtılır, deri yüzeyi dalgasız bir yapıda görülür.
Püskürtmede, tatbik edilen madde miktarı hassas ayarlanabilir ve iyice azaltılabilir. Bu gibi
69
hallerde deri oldukça hızlı bir şekilde kurur, iş akışını engellemez ve hemen tekrar püskürtme
işlemi yapılabilir. Deri yüzeyi fazla emici değilse, polimerizat dispersiyonu düşük viskozitede ise
veya seyreltilmiş organik çözelti kullanılırsa homojen bir film tabakası elde edilir. Yüksek
viskozitede ani kuruyan çözeltilerle iyi bir film temin edilemez. Band hızı fazla ise, tabancaların
deri yüzeyinde meydana getirdikleri püskürtme şeritleri arasında, flote püskürtülmemiş şeritler
kalır. Bu durumda, deri yüzeyinde farklı görünümlü bölgeler meydana gelir. Bu nedenle band
hızı ile tabanca hızları birbirine uyumlu olmalıdır. Meme açıklığı büyütülürse daha fazla madde
püskürtülebilir, ancak hava basıncının artması gerekir. Bu durumda hava basıncı artmazsa
püskürtülen tanecikler büyür, yüzey dalgalı görünür. Tabaca ile finisaj uygulamasında, finisaj
flotesi basınçlı hava veya haznede sıkıştırılarak püskürtülebilir; havasız püskürtmeye (airless) adı
verilir. Havasız püskürtmede finisaj maddeleri kaybı daha azdır, deri yüzeyinde daha kalın bir
tabaka oluşur. Havasız püskürtmede deri yüzeyi emici olmalı ve uygun kurutma şartları
sağlanmalıdır. Havasız püskürtme ile örtücü ve doldurucu dolgu katı, boya katı veya kalın bir lak
katı uygulanır. İnce tabaka apre katı veya efekt boyamanın basınçlı hava tabancası ile yapılması
daha uygundur. Havasız püskürtme ile daha fazla madde deriye tatbik edildiği için deri uzunca
bir süre ıslak kalmakta ve film tabakası deriye daha kuvvetli bağlanmaktadır. Bu metotta
püskürtme sırasında film teşkil etmeyen, mekanik etkilere dayanıklı binder seçilmelidir. Havasız
püskürtme sulu ve organik çözücülü floteler uygulanabilir. Basınçlı hava sistemine göre daha
fazla madde tatbik dildiği için organik çözücülü floteler sulu flotelere göre daha iyi uygulanır.
Çünkü organik çözücüler çabuk uçarak viskoziteyi yükseltir, flote deri yüzeyinde akmaz.
Nitroselüloz emülsiyonlarının püskürtülmesinde katkı olarak organik çözücü kullanılırsa gölgeli
görünüm meydana gelmez. Yüksek viskozitede poliüretan lak veya nitroselüloz lakı kalın ve
homojen bir film tabakası meydana getirir. Bu metotta, püskürtme tabancalarından püskürtülen
flote miktarı derinin yüzey emiciliğine göre çok iyi ayarlanmalıdır. Düşük viskoziteli sulu finisaj
flotesi uygulanmasında deri yüzeyinde akmaya mani olmak için deri nakil bandı üzerinde düzgün
durmalıdır.
Finisaj flotesinin el tabancası ile püskürtülmesinde deri, bir kabin içerisinde bulunan tel
elek üzerine konur, Püskürtme sırasında meydana gelen sis aspiratörle uzaklaştırılır. El tabancası
ile uygulamasında, püskürtmede deri yüzeyinde birbirine paralel şeritler oluşturacak şekilde sol
alttan sağ üste doğru, geri dönüşte çapraz sağ alttan sol üste doğru püskürtme yapılır. Havalı veya
havasız pistolelerde sulu veya organik çözücülü flotelerle çalışıldığında finisajın görünümü ve
kalitesi temiz çalışma koşullarına bağlıdır. Makine aksamı, hortum ve borular ve flote kapları
itina ile temizlenmelidir. Temizleme işlemi, makinede çalışma bittiği anda yapılırsa kolay olur.
Makine aksamlarında film oluştuktan sonra temizleme işlemi zorlaşır. Su bazlı flotelerin
temizlenmesi daha kolaydır. Organik çözücü bazlı floteler çabuk kuruduğu için temizlenmeleri
daha kritiktir, aynı makinede birbiri ardı sıra sulu ve organik çözücülü flotelerle çalışılması
halinde çökme olabileceği için sistemde tıkanmalar meydana gelebilir. İmkan bulunduğu hallerde
sulu ve organik çözücülü floteler ayrı makinelerde tatbik edilmelidir.
70
Tamponlama
Finisaj yapılmış desenlenmiş deride yüzey efektleri için tamponlama metodu uygulanır.
Yün ve pamuklu tekstil parçaları kese şekline getirilir, yüzeyi tülbentle kapatılır. Böylece elde
edilen tampon, renkli veya renksiz lak çözeltilerine batırılarak desenli deri yüzeyinin çıkıntılarına
hafifçe sürülür. Bu sırada lakın desenin çukur bölgelerine akmamasına dikkat edilir. Bu şekilde
iki renkli veya parlakmat efektler elde edilir. Bu görünüm, sürüngen hayvanların desenleri ile
buruşuk deri imitasyonlarında arzu edilmektedir. Tamponların değişik bir uygulaması antik
finisajdır. Finisajdan önce veya ara kademede deriye presle kaba taneli desen uygulanır. Desenin
çıkıntıları çözülmüş veya eritilmiş mum ile tamponlanır. Bu işlemden sonra deri yüzeyine boya
çözeltisi veya pigmentli binder karışımı tatbik edilir. Benzine batırılmış bez parçası ile mum
uzaklaştırıldıktan sonra tabanca ile renksiz lak püskürtülür. Böylece kontrast renkli desen elde
edilir. Dekoratif tamponlama da ise; deri zımparalanır ve tozu iyice alınır. Emprenye ve zımpara
dolgusu uygulanarak ince kağıt ile tekrar zımparalanır. Astar boya katı uygulanır ve hafifçe
kurutulur. Zemin renginin iki ton açığı yada koyusu ikinci kat boya havasız tabanca veya boyama
silindiri ile deriye uygulanıp kurutma yapılmadan, fırça ile hafifçe vurularak deri yüzeyine
homojen bir şekilde dağıtılır. Güderi parçaları veya boyayı emmeyen kumaş parçaları ıslatılıp
sıkılır ve bir kare düz, bir kare çapraz üst üste yerleştirilir. Ortasından büzülerek gül şekline
getirilip elle kullanılacak şekilde sabitlenir. Henüz ıslak olan zemin boyasının üzerine oluşturulan
tamponla hafifçe vurularak şekil verilir. Ara sıra tampon üzerindeki boya fazlası bezle temizlenir.
Homojen bir görüntü için boya tamamen kurumadan, boya fazlası kalan yerlerde tekrar
tamponlama yapılır. Dekoratif boya katı, renklendirilmiş selülozik lak emülsiyonu, poliüretan
emülsiyonu şeklinde de uygulanabilir. Tamponlama işleminden sonra iyi bir kurutma uygulanır.
İstenilen efekte göre mat veya parlak cila katı uygulanır. Tamponlama işleminin değişik bir
71
uygulama şeklinde metalik efektlerin deriye kazandırılmasıdır. Örneğin küf yeşili uygulaması
şöyle yapılabilir; deri zımparalanır ve tozu alınır. Birinci kat küf yeşili boya sırça sabitleştirici
özelliği olan zımpara dolgusu şeklinde uygulanıp ikinci kez zımpara yapılır. Tekrar aynı renk
uygulanır ve iyice kurutulur. Tampon olarak kullanılacak gözenekli süngerin kenar ve köşeleri
tırnakla koparılarak yok edilir. İstenilen efekte göre gerekirse gözeneklerin şekil ve boyutu da
değiştirilir. Kenarları ve köşeleri koparılarak yok edilmiş gözenekli sünger, önceden hazırlanmış
bakır rengine batırılarak, boyanın fazlası uzaklaştırıldıktan sonra deri yüzeyine tamponlanır.
Daha sonra pas rengi metalik boya süngere yedirilir ve fazla uzaklaştırıldıktan sonra bakır
renginin uygulanmadığı yerlere ve birazda bakır renginin üzerine tamponlanarak sürülür ve
küflenmiş metal görüntüsü elde edilir. Uygulamada metalik görüntü, küf ve pas görüntüsü elde
etmek istediğimize bağlıdır. Çok okside olmuş bir görüntü elde etmek istiyorsak projede yeşil
alanlar daha fazla, az okside görüntüsü elde etmek istiyorsak metal alanları daha fazla uygulamak
gerekir. Okside olmuş bir objede metalin üzerinde pas görüntüsü yoğunluktadır. Uygulama
bittikten sonra mat cila katı uygulanır.
Değişik bir finisaj efekti elde edebilmek için dekoratif boya kullanılarak; çok renkli
dekoratif opak veya saten bitiş sağlanabilir veya eskitilmiş görünüm elde edilebilir. Akrilik esaslı
dekorasyon macunu kullanılarak da dekoratif görüntü elde edilebilir. Deriye uygulanmış macun
üzerinde çeşitli şekiller kesikli spatula ile yapılabilir. Macun içerisinde bulunabilecek desen veren
iri tanelerle çizikli efekt elde edilebilir. Kalın macun tabakası üzerine el boyama silindiri ile
kabartma desenler, ince bir tabaka üzerine farklı çizgi ve desen şekilleri elde edilebilir (silindir
üzerinde kabartma desen).
Baskı finisajı
Deri üzerine uygulanan baskı silindiri
72
Finisaj çözeltisini taşma silindiri
REVERSE tip finisaj çözeltisi syrma bçağ
SYNCHRO tip finisaj çözeltisi syrma bçağ
SYNCHRO sistemde deriyi silindirden ayrma aparat
Taşma bantn germe silindiri
Conver (taşma) bantn titreşimini azaltan aparat
Bask silindiri temizleme aparat
Conver bant temizleme aparat
Yumuşak deriler için yayma aparat
REVERSE tip boyama için yumuşak deriler için geliştirilen besleme ünitesi
Yumuşak derileri conver banttan ayran aparat
Diğer taşma bant
Rollercotaing makinesinde farklı tipte silindirler kullanılır. Bunlardan en basiti V biçimli
silindirdir.
73
Kapasite
Tip Uygulama
Gr/Ft 2 (ayakkare)
8 B 33 40 Yarma derilerin üzerine ağr finisaj kat sürmek
için kullanlr
10 B 24 33
10 C 18 27 Kaln finisaj kat içinkullanlr
20 B 15 25 Scak veya soğuk waks uygulamalar,
dolgu veya kaln finisaj kat için kullanlr
20 C 12 18
30 A 10 16 Yarma veya zmparal derilerin örtücü finisaj kat
için kullanlr
30 X 8 12
Bu şekilde pramid desenli silindirler tok tutumlu derilerin finisaj uygulamalarında kullanılır.
Silindirler reverse (ters) yönlü çalışma prensibine göre çalışırlar. Çok fazla oranda finisaj
çözeltisi deriler üzerine sürülebildiği gibi çok az oranda da finisaj çözeltisi deri üzerine sülülebilir
74
Diğer silindir tipi ise negatif piramid biçimli olanlarıdır.
Kapasite
Tip uygulama
gr/ ft 2
8 L 12 16 Binder uygulamalar için
Çift ton uygulamalar için
48 L 1 2 kullanlr. (ince ciltli deriler
için)
Silindirlerin taşıma kapasitesi girintilerin taşıma kapasitesine göre değişir. Girintiler ne kadar
derin ise kapasite o kadar artar. Ayrıca silindirlerin deri üzerine çözelti sürme miktarı silindirlerin
hızına ve silindirin taşıma kapasitesine değişir. Hazırlanan finisaj çözeltisi ne kadar yoğunsa o
kadar deriler üzerine fazla miktarda finisaj çözeltisi sürülür.
Diğer bir silindir tipi ise G tip silindir. Bu silindirler ise reverse (ters) prensibe göre
kullanılır.
75
Dolgu işleminde kapasite Kaplama kapasitesi
Tip kimyasal madde yoğunluğu kimyasal madde yoğunluğu
(10" Ford cup n°4) (45"60" Ford cup n°4)
12 G kullanlmaz 20 28
14 G 40 12 18
17 G 35 10 16
Diğer bir silindir ise deriler üzerine desen ve resim gibi özel şekiller verilir. Deriler üzerine
hafifçe boya ile şekiller transfer edilir.
Köpük kaplama
76
Foli kaplama
Özel amaçlar için deri yüzeyine foli yapıştırılarak uygulanan bir finisaj tekniğidir. Poröz
veya sıkı yapılı polivinilklorür esaslı foli deri yüzeyine yapıştırılmaktadır. Bu tabaka termoplastik
olduğu için ısı ve basınç altında presleme ile desen verilebilmektedir. Bu şekilde deri yüzeyinde
harf, rakam, desen, rozet oluşturularak deri ürünlerinde aksesuar olarak kullanılmaktadır.
Kaplama tekniğinde mikro poröz poliüretan foli kullanılarak gelişme sağlanmıştır. Yarma
derilere kaplanan bu tabakanın hava ve su buharı geçirgenliği olduğu için daha sıhhidir.
Kaplama tekniğinde diğer bir imkan çıkartma (transfer) metodudur. Finisaj tabakası ters
uygulama ile hazırlanır, Önce poliüretan veya nitroselüloz apre katı, sonra boya,örtüveya efekt
katı dolgu katı taşıyıcı foli üzerine uygulanır. Bu şekilde hazırlanmış olan foli, polimerizat
dispersiyonu ile deri yüzeyine yapıştırılır, ısı ve basınç altında preslenir, taşıyıcı foli uzaklaştırılır,
finisaj tabakası deri yüzeyinde kalır.Foli kaplama kolay ve basit bir uygulama olmasına rağmen,
derinin özel şekli nedeniyle folinin 1\3’ü zayi olur ve maliyet artar.
Foli kaplamada diğer bir uygulama deri yüzeyinde altın ve gümüş parlaklığında bir
görünüm oluşturulmasıdır. Bu renklerin elde edilmesinde alüminyum bronz foli kullanılır. Bakır
bronz ile altın parlaklığı alınabilmektedir ancak zamanla yeşil renge döner.
Kaplama ile elde edilen görünüm polivinilklorür ile deri yüzeyinde oluşturulabilir. Deriye,
bağlanmayı sağlamlaştıran bir dolgu katı uygulanır, bu tabakanın üstüne pigmentle
renklendirilmiş, yumuşatıcı ihtiva eden polivinilklorür tozu veya pastası sürülür. Bu tabaka özel
bölümlerde ısı işlemiyle film haline getirilir.
Fisinaj yapılan mekanik işlemler
Polisaj
Polisaj işleminde deri, sırça tarafı ile yüksek hızda dönen polisaj silindirine doğru
bastırılır. Polisaj silindiri, yüzeyi V şeklinde şerit çıkıntılı düzenlenmiş silindirik taştan veya
keçeden meydana gelir. Polisaj silindirinin V şeritleri, işlem sırasında deriyi silindir ortasından
iki yana doğru bastırarak açar. Böylece katlanma meydan gelmez ve katlı bölgelerde açılır. Deri,
yavaş hareket dönen basınç ve nakil silindiri ile polisaj silindirine bastırılır. Yüksek devirde
dönen polisaj silindiri deri yüzeyinde sürtünme ve ısınmaya neden olur. Zımparalanmış deri
yüzeyindeki pürüzlü, kabarmış lif uçları yatık ve düzgün hale getirilir. Polisajda sürtünme ısısı
yüzeye biraz yağ çeker, böylece sırça hafifçe su itici hale gelir sıkılaştırılmış lif yapısı nedeniyle
daha az emici hale gelir. Polisaj ile genellikle çok düzgün ve kapatılmış deri yüzeyi elde edilir.
Özellikle yumuşak derilerde, sırça ve et tarafı arasındaki yapı gevşeyerek sırça boşluğu meydana
gelebilir. Polisaj etkisi ile yüzeyin daha düzgün ve kapatılmış olmasını sağlamak için polisaj
dolgusu uygulanır. Bu dolgu mum ve yağ emülsiyonu karışımı olabilir. Ayrıca kesite işleyen az
termoplastik özellikte polimerizat veya poliüretan dispersiyon ihtiva edebilir. Polisaj sırçalı veya
hafif zımpara yapılmış derilerin anilin finisaj için hazırlanmasında faydalıdır.
77
Per dahlama
Perdahlama işlemi ise deri yüzeyinin basınç altında sürtünme hareketi ile düzgünleştirilip
parlatılması esasına dayanır. En düzgün yüzey ve yüksek parlaklık, kıl dipleri yönüne
perdahlanarak elde edilir. Perdahlamaya sırt ortasından sırt çizgisine paralel kuyruğa doğru
başlanır, sonra sırt ortasından kafaya, daha sonrada etek ve kollara doğru perdahlama yapılır.
Perdahlama işleminde, basınç ve sürtünme ısısı ile pürüzlü sırça yapısı ve derin kıl delikleri, hafif
sırça hataları düzeltilerek deri yüzeyi kapatılmış olur ve aynı zamanda sırça tabakasındaki lif
yapısı daha sıkılaşır. Düzgünleşen yüzey ışığı daha iyi yansıttığı için yüzey parlak görülür.
Finisaj yapılmış deri yüzeyi şeffaf görülür, renkler koyulaşır. Perdah finisajı parlak renkli anilin
finisaj için ideal şartlara sahiptir. Hafif zımparalanmış deri yüzeyi, sırçalı deri yüzeyine
yaklaştırılır. Kısmi zımparalanmış sırça perdahla, hafif sırça hataları belli olmayacak şekilde
kapatılarak anilin finisaj için hazırlanabilir. Zımparalanmış derinin perdahlanması ile ince tabaka
halinde örtücü finisaj uygulanabilir. Böylece ütü finisajında da derinin tabii görünümünün
korunması sağlanır, sentetik görünüm önlenmiş olur. Sırça ve et tarafındaki deri hataları çok
belirgin hale gelir. Perdah da basınçla sürtme işlemi polisaja göre daha küçük yüzeye uygulandığı
için daha etkilidir. Sürtünme hareketi ile ısı meydana geldiği için termoplastik olmayan
bağlayıcılar perdah için uygundur. Termoplastikler ısı ve basınç etkisi ile şekil değiştirip deforme
oldukları için elverişli değildir. Örtücü beyaz boya katı uygulanırsa beyaz deri yüzeyi perdahtan
sonra gri ve yarı mat hale gelir. Perdah ince tabaka teşkil edecek şekilde uygulanmış kazein
finisajı için önemlidir. Çok ince termoplastik bir dolgu katı üzerine nitroselüloz tatbik edilerek,
termoset protein esaslı boya tabakası üzerine nitroselüloz emülsiyonu ile apre yapılarak veya
kazeinnitroselüloz emülsiyonundan oluşan boya katı üzerine apre olarak nitroselüloz tatbik
edilerek perdah yapılabilir. Finisaj flotesindeki çok fazla yumuşatıcı perdahlama sırasında yüzeyi
yağlar ve homojenliği bozar. Diğer taraftan yumuşatıcı miktarı çok az olursa finisaj tabakası
perdahlama sırasında pul şeklinde soyulma yapar. Derideki yüksek yağ oranı ve reçineleşmeye
yatkın yağlama maddeleri perdahlamayı olumsuz etkiler. Finisaj tabakası iyi kurumuş olmalı,
soyulma ve toplanma yapmamalıdır. Su çekici yumuşatıcı maddeler bu nedenle mahzurludur.
Perdahlama, polisajda olduğu gibi sırça oynamasına (sırça boşluğu) neden olabilir. Perdahlanacak
deri kalınlığı derinin bütün bölgelerinde aynı olmalı, lifler ve sırçası sıkı yapılı olmalı,
perdahlama sırasında katlanmaması için biraz tok tutumlu olmalıdır. Perdahlama için oğlak, keçi
ve dana derisi uygundur. Kemerlik deri için perdahlanan sürüngen hayan derilerinin (krokodil,
kertenkele, yılan) tabii görünümü en iyi şekilde korunur ve desenleri daha belirgin hale gelir.
78
Ütüleme
79
FİNİSAJ REÇETE FORMU
Derinin Cinsi: Sığır derisi Tarih:........./......../.......
Deri Tipi:Anilin deri
Deri Rengi:........................................................
Reçeteyi Hazırlayan:........................................
Kullanılan Madde 1 2 3 4 5 Kullanım Şekli
Pigment pasta 100 1 1*2 sprey, 80 C o /50atm pres
Compack binder 150 2 1*2 sprey
Akrilik binder 50
(penetre olan tip)
Waks 30 3 2*2 sprey , 80 C o /50atm pres
Hidrolak 100
su 100
Modifiyer (silikon 10
bazlı)
Düşünceler:.........................................................................................................................................
............................................................................................................................................................
............................................................................................................................................
............................................................................................................................................................
..................................................................................................................................................
80
FİNİSAJ REÇETE FORMU
Düşünceler:.........................................................................................................................................
............................................................................................................................................................
............................................................................................................................................
81
FİNİSAJ REÇETE FORMU
Düşünceler:.........................................................................................................................................
............................................................................................................................................................
............................................................................................................................................
82
FİNİSAJ REÇETE FORMU
Düşünceler:.........................................................................................................................................
............................................................................................................................................................
............................................................................................................................................
83
FİNİSAJ REÇETE FORMU
Düşünceler:.........................................................................................................................................
............................................................................................................................................................
............................................................................................................................................
84
FİNİSAJ REÇETE FORMU
Düşünceler:.........................................................................................................................................
............................................................................................................................................................
............................................................................................................................................
85
FİNİSAJ REÇETE FORMU
Düşünceler:.........................................................................................................................................
............................................................................................................................................................
............................................................................................................................................
86
FİNİSAJ REÇETE FORMU
Düşünceler:.........................................................................................................................................
............................................................................................................................................................
............................................................................................................................................
87
FİNİSAJ REÇETE FORMU
pigment 150
waks 50
filler 50
Bütadien binder 500
akrilik binder 100
(Orta sert)
lak 100
tiner 100
modifier 5
Düşünceler:.........................................................................................................................................
............................................................................................................................................................
............................................................................................................................................
88
FİNİSAJ REÇETE FORMU
Düşünceler:.........................................................................................................................................
............................................................................................................................................................
............................................................................................................................................
89
FİNİSAJ REÇETE FORMU
Akrilik binder 25
(Örtme gücü yüksek)
Poliüretan 20
(katyonik, yumuşak, parlak,
bağlanma gücü yüksek)
Waks 75
(düşük erime noktalı,
yapışkanlık azalması için)
Tuşe (su bazlı) (su geçirmez) 20
Poliüretan 50 60
(parlak, bağlanma gücü yüksek,
sürtme dayanımı iyi)
Bütadien binder(sürtme 100
dayanımı iyi, dolaplanma
dayanımı iyi)
Poliüretan binder 40
(ışık haslığı yüksek, şeffaf,
parlak, bağlanma gücü yüksek)
Tuşe (ipeksi kaygan) 10
Tuşe (yağlı tutum) 5
90
FİNİSAJ HATALARI
1.Finisaj Maddeler inden Kaynaklanan Hatalar
aÇökme
Sebebi: Finisaj maddelerinden olan pigment, hidrolak gibi çeşitli maddeler tek
veya karışım halinde bulunur. Yüksek molekül ağırlığına sahip bu maddeler beklemekle çökerler.
Ne yapmalı: Genel olarak çöken maddeler kullanılmadan önce kabında
karıştırılmalıdır. Karıştırıldıktan sonra eğer görümünde değişme olmuyor ise kullanılmamalıdır.
Çöken maddeler farklı konsantrasyonda bulunmasından dolayı eğer kullanılırsa deri üzerinde
farklı tonlarda boyama yaparlar.
bKatlar ın ayr ılması
Sebebi: Farklı maddelerden oluşan finisaj çözeltileri farklı yüklerden veya fazlı
molekül ağırlıkta maddelerden oluşmuş olabilir. Bu maddeler faz ayrılması sonucu iki veya daha
fazla fazlara ayrılabilir
Ne yapmalı:: Genel olarak çöken maddeler kullanılmadan önce kabında karıştırılmalıdır.
Karıştırılmadan sonra eğer göründe değişme olmuyor ise kullanılmamalıdır
cKoagulasyon
Sebebi: Suda çözünmüş olan binderler soğuğa maruz kalmış olabilir. Soğuğun etkisiyle polimer
çözeltileri geri dönüşümsüz olarak çökebilirler.
Ne yapmalı: Soğuğa maruz kalmış binderler kullanılmamalıdır. Polimer çözeltilerin saklama
koşullarına uyulmalıdır.
d Kötü koku
Sebebi: Finisaj çözeltilerin içinde bulunan kazein sıcağın ve bakteri faaliyetlerin
sonucu olarak parçalanır. Parçalanma ürünü olarak ortaya çıkan maddeler kötü kokuya neden
olur.
Ne yapmalı: Kazein içerikli maddeler soğuk ortamda depolanmalı ve sıcak
ortamlarda bulundurulmamalıdır.
e Ph değişimi
Sebebi: Hidrolak çözeltilerinde bulunan ester bağlar içeren yüzey aktif maddeler
asitli maddelerden etkilenerek çökerler. Hidrolak çözeltilerinin emülsiyonu bozulur.
Ne yapmalı: Amonyak ilavesi ile çözeltide düzelmeler beklenir. Eskiden çöken
maddeler partiküller süzme yoluyla çözeltiden ayrıldıktan kullanılır.
2 Finisaj Çözeltiler inden Kaynaklanan Hatalar
aAgglomer asyon (Toplanma)
Sebebi:Yeterli olarak öğütülmeyen büyük tanenli pigmentler çökmeye neden olur.
Bu maddeler aynı zamanda yetersiz örtücülüğe sahip ve mat görünümlüdürler. Agglomerasyon
ile film yapısında bozunmalar ve haslıklarda azalmalar meydana gelir.
Ne yapmalı: İyi öğütülmüş pigmentler tercih edilmelidir.
bFlokgulasyon(Topaklanma)
Sebebi: Finisaj çözeltilerinde kullanılan bazı renk açıcı (brightening colour) boyar
maddeler düşük elektrolit stabilitesine sahip binderleri etkilerler. Topaklaşma meydana gelir.
91
Ne yapmalı: Kullanılan sıvı boyaların nötral tuz içeriği fazla olmamalıdır ve
kullanılacak binderlerin elektrolit stabilitesi yeterli olmalıdır.
3Uygulamada Kar şılaşılan Hatalar
aFinisaj filminin kır ılması
Sebebi: Yetersiz veya fazla viskoz finisaj çözeltileri neden olur. Kullanılan
binderlerin elektrolit stabilitesi yetersiz ise aynı durum meydana gelir.
Ne yapmalı: Çözeltinin viskozitesi ayarlanmalı ve stabil binder kullanılmalıdır.
Spreyleme işleminde hava basıncı düşürülmelidir.
bDer inin bur uşması
Sebebi: Çok ince yumuşak deriler roller coater makinesi ile düzgün olarak
boyanamaz. Deriler bu durumda katlanarak boyanmayan bölgeler şeklinde kendini belli eder.
Ne yapmalı: Roller coater makinesinin hızı ile yapılacak ayarlama ile sorun
giderilmelidir.
cFilmin bur uşması
Sebebi: Deriler pelüş makinesi veya el ile yapılan pelüşlama esnasında meydana
gelir. Uygulamada kullanılan binderlerin stabilesi iyi değildir. Peluşlama esnasında filimde
kalınlaşma kırışma meydana gelir.
Ne yapmalı: Daha stabil polimer çözeltileri kullanılmalıdır. Büyük uygulamaya
geçmeden önce binderler test edilmelidir.
dİnce film
Sebebi:Speyleme işlemi ince film oluşturacak şekilde atılırsa bu hata meydana
gelir. İnce ve yetersiz atılan finisaj katları örtücü olmayan finisaj filmin oluşmasına neden olur.
Ne yapmalı: Daha kalın film oluşturulmalı ve sprey tabancasının havası
ayarlanmalıdır.
eSpr ey kabarcığı
Sebebi: Finisaj yapıldıktan sonra deriler dik olarak asılırsa fazla çözeltiler
kabarcık şeklinde şekiller oluştururlar.
Ne yapmalı: Derilere fazla finisaj çözeltisi atılmamalıdır. Eğer fazla
atılması zorunlu ise deriler yatay olarak kurutulmalıdır. Düşük viskozileteli çözelti
kullanılmamalıdır.
92
f Spr ey beneği
Sebebi:Spreyleme işleminde hava basıcı yüksek ise veya atılan mesafe çok
fazla ise deriler üzerinde yoğun damlalar halinde kalırlar. Bu damlalar nokta halinde deriler
üzerinde kurur ise finisaj filmini pürüzlü hale getirirler.
Ne yapmalı: Bu hatadan kaçınılmalıdır.
gSpr ey çizgisi
Sebebi: Spreyleme işlemi iyi yapılmamasından kaynaklanır. Deriler
üzerinde koyu açık bölgeler meydana gelir.
Ne yapmalı.Sprey makinesinin tabancaları yeterli ve homojen püskürtme
yapmamaktadır. Bunun için tabancalar aynı miktarda ve aynı basınçta atacak şekilde
ayarlanmalıdır.
h Kadife izi
Sebebi: Deriler kadife işleminden sonra iyice kurumadan sprey boyamaya
geçilmesinden kaynaklanır. Deriler üzerinde kapatılmamış çizgisel izler meydana gelir
Ne yapmalı: Bu hatadan kaçınılmalıdır
ıToz ve kir ler
Sebebi: Zımparalamanın sonucu oluşan toz ve kir eğer toz alma işlemi ile
alınamaz ise bu tozlar deriler üzerine yapışarak filmin pürüzlü olmasına neden olurlar.
Ne yapmalı: Zımparalama işleminden sonra derilerin tozları iyice
alınmalıdır.
93
eTebeşir leşme
Sebebi: Pigment olarak titanyum dioksit içerikli maddelerin
kullanılmasından kaynaklanır. Işığa maruz kalan bu pigmentler migrasyon ile yüzeye çıkarlar.
Pastel boyamalarda rengi değiştirirler.
Ne yapmalı:Pigment olarak titanyum dioksit yerine çinko beyazı
pigmentler kullanılmalıdır.
fFilm çatlaması
Sebebi: Fazla bükülebilen derilerin finisajında ve yetersiz elastiklikteki
finisaj katlarında meydana gelir. Binderin içindeki organik çözücüler film kuruması esnasında
yetersiz kurumasına neden olur. Bu tür binderlerin kuruması için ve tekrar şişer hale gelmesi için
uzun süreye ihtiyaç vardır.
Ne yapmalı: Daha yumuşak ve elastik binder kullanılmalıdır ve her kat iyi
şekilde kurumalıdır.
g Plastikleştir iciler in taşması
Sebebi: Fazla miktarda jelatinleştirici olmayan plastifiyen olarak Hint yağı
veya kolza yağı kullanıldığında fazlası, fazla sıcak ortamda veya sıcak preste filmin yüzeyine
çıkarlar. Filmin yüzeyinde yağ filmi olarak gözükürler.
Ne yapmalı: Fazla miktardaki bu jelatinleştirici yağların miktarını azaltmak
gerekir. Veya jelatinleştirici olan yağlarla kombine edilmelidir.
hBuğulu gör ülüm
Sebebi: Derilerin üzerinde koyu renkli buğulu görünüm meydana gelir.
Bunun sebebi fazla miktardaki örtücü pigment kullanımından ileri gelir. Apre katında fazlaca
matlaştırıcı kullanımından da aynı durum meydana gelir.
Ne yapmalı: Uygun kaliteli organik pigmentler kullanılmalıdır. Apre
katında matlaştırıcı oranının azaltılması gerekir.
IBr onzlaşma
Sebebi:Bazik boyaların boya veya apre katına migrasyonu sonucu meydana
gelir. Organik pigmentlerin yüzeye göç etmesinde plastikleştirin yüksek ısıya maruz kalması
neden olur.
Ne yapmalı: Kullanılan maddeyi azaltmalı veya uygulama yöntemini
değiştirmelidir. Migrasyonu önlemek için poliamit lak kullanarak bir bariyer oluşturulmalıdır.
Veya finisaj flottelerin çözücü içermemelidir.
iFilmin kır ılganlığı
Sebebi: Çok kalın ve sert pigment ve kazein kullanmaktan ileri gelir. Gereğinden
az plastikleştirici kullanmak filmin kırılganlığını arttırır. Mobilyalık derilerde terden kaynaklanan
aminler deri üzerinde uygulanan poliüretan filmi çatlatırlar. Poliüretan finisajda crosslinkerlerin
fazla kullanılması da filmin çatlamasına neden olur. Bakır kobalt veya mangan içeren pigmentler
butadien binderler filminde çatlamalar meydana getirir.
Ne yapmalı: Bu hatadan kaçınılmalı ve butadien binder kullanımında daha dikkatli
olunmalıdır.
j Bölgesel emiş far klılığı
Sebebi:Finisaj çözeltileri derilerin farklı bölgelerinde farklı şekilde emilirler.
Bunun sebebi derileri homojen olmayan su geçirmezlik yapılmasından kaynaklanır. Bu nedenle
derilerde bölgesel renk tonları meydana gelir.
94
Ne yapmalı: Yüksek penetrasyona sahip doldurucu olmayan binderlerle yüzey
homojen hale getirebilir. İkinci aşamada diğer katların uygulamasına geçilir. İlk katlarda filler ve
matlaştırıcı kullanılarak homojen olmayan görüntüyü azaltır.
kGr ileşme
Sebebi: Uygun olmayan ışıkta derilerin kaba kıl dipleri gri görünüme neden olur.
Özellikle siyah glase derilerde fazlaca kalın film oluşturulmuş ve fazlaca matlaştırıcı kullanılmış
veya kazein fixasyonunda krom tuzu kullanılmış ise bu durum meydana gelir.
Ne yapmalı: Matlaştırıcı oranını azaltılmalıdır. Finisajda alt katlarda matlaştırıcı
ve filler oranı fazla miktarda üst katta ise canlılık veren boyar madde kullanılmalıdır.
l Yeşilleşme (metalik gör ünüm)
Sebebi: Kakır içeren pigmentler beklemeyle ,havanın oksijeni ve asitlerle yeşil
renkli hale gelir.
Ne yapmalı:bakır içerikli pigment kullanılmamalıdır
m Sar ar ma
Sebebi: Beyaz derilerin üretiminde glutaraldehit kullanımından kaynaklanır.
Ne yapmalı: Beyaz derilerde aldehit kullanılacak ise form aldehit kullanılmalıdır.
nYeter siz yapışma
Sebebi: Yetersiz yapışma; finisaj filminin deriye veya finisaj filmlerinin
birbirlerine yapışması olarak tanımlanır. Yetersiz yapışma finisaj haslıklarının azalmasına neden
olur. Yüksek örtücü ve sert binder kullanmak, fazlaca waks , kazein ve plastikleştirici
kullanmak yapışkanlığı azaltır. Bazen reaktif binder kullanılan finisaj yöntemlerinde uzun süre
beklemekten dolayı yapışma problemleri ortaya çıkar, sonraki katlar alt katlara yapışmaz.Glase
derilerin finisajında orta katlarda yapılan gereğinden fazla fixasyon veya aşırıcı finisaj filminin
kuruması yapışmayı engeller. Zımpara tozun deriler üzerinde kalması yapışmayı zayıflatır.
Ne yapmalı: İlk katları kadife veya roller coater ile yapılmalı , sonraki katları sprey boyama
yapmalıdır. Uygun penetratör kullanarak finisajın akışkanlığı artırılmalıdır. İlk katlarda küçük
partiküllü binder kullanılmalıdır. Özel üretilmiş yapışkanlığı arttıran poliüretanlar kullanmak
filmin yapışmasını artırır. Kullanılan maddelerin çözünmeyen kısmı fazla olmaması yapışmayı
arttırır. Her aşamada yüksek sıcaklıktan kurutmadan kaçılmalıdır.
o Fazla yapışkanlık
Sebebi: Tüm termoplastik binderler film oluşturması için sıcağa ihtiyacı vardır.
Yumuşak film veren binderlerin yapışkanlığı fazladır. Bu binderler plakaya fazlaca yapışma
eğilimdedir. Apre katında kullanılan nitroselüloz filminin jelatinleştirici plastifiyenleri
nitroselülozu yapışkan hale getirir.
Ne yapmalı: Binder formulasyonunda daha sert binder kullanılmalı yapışkanlık wakslarla
azaltılmalıdır.
Ö Yeter siz yumuşaklık
Sebebi: Finisaj filminin yapışmasının yanı sıra, finisaj filminin de yumuşak olması
gereklidir. Binderlerin çok sert film vermesi, çok kalın film vermesi, soğuk dayanımını iyi
olmaması, fazlaca pigment ve filler içermesi yumuşaklığını azaltır.
Ne yapmalı: Bu hatadan kaçınılmalıdır
pYeter siz ışık haslığı
Sebebi:Işık haslığı yetersiz finisaj maddesi kullanıldığında meydana gelir.
Kullanılacak finisaj maddelerinin ışık haslıklarının iyi olması gereklidir. Pigmentlerin ışık haslığı
metal kompleks boyalara nazaran daha fazladır. Akrilik binderlerin ışık haslığı iyi, bütadienlerin
95
ışık haslığı ortadan , kötüye değişir. CAB nitroselülozların ışık poliüretan laklara göre daha
iyidir.
Ne yapmalı:Işık haslığı iyi finisaj maddeleri seçilmelidir.
r Boşluklu der i
Sebebi: Daha çok alt işlentiden kaynaklanır. Alt işlentiden kaynaklanan bu sorun
finisajda daha da fazlalaşır. Finisaj filmi derilerin üstünde oluşursa boşluklu görünüm artar.
Ne yapmalı:Daha küçük tanecikli binder seçilmelidir. Film derilerin içine biraz
işlemeli, finisaj filmi derinin yüzeyinde oluşmamalıdır. Çözeltinin penetrasyonu iyi
ayarlanmalıdır. Oluşacak film daha yumuşak olmalıdır.
sMigrasyon
Sebebi:Uzun süre PVC ile temas eden deriler PVC nin plastikleştiricileri finisajda
kullanılan organik boyaları çözerek yüzeye çıkmasına neden olur. Bu durum beyaz ve pastel
renkli deriler için önemlidir.
Ne yapmalı: Finisajda organik boyaların oranın azaltılması ve gerekiyorsa üst
katta poliamitten bariyer oluşturulmalıdır.
şPür üzlü yüzey
Sebebi:Daha çok yarma veya zımparalı derilerde görülür. Finisajda kullanılan
binderler deri liflerini yeterince bağlayamaz ve bu kullanılan binderlerin örtücülükleri de zayıf ise
pürüzlü yüzey meydana gelir. Derileri alttan bastırıldığında yüzeyde hafifçe pürüzlülük meydana
gelir.
Ne yapmalı: Alt katlarda yüksek doldurma gücü olan binderler kullanılmalıdır.
t Par laklık
sebebi: Mobilyalık ve saraciyelik derilerde oturup kalkmanın sonucunda derilerin
yüzeyinde istenmeyen parlaklık meydana gelir
Ne yapmalı:Genellikle ince partiküllü matlaştırıcılar kullanılmalıdır. Sert
sürtünmelerde bile parlamamalıdır. Matlık etkisi terlemeden etkilenmelidir.
uTuz kusması
Sebebi:Deriler ıslanıp tekrar kuruduğunda finisaj filminin üzerinde ince kristal
yapılı tuzlar meydana gelir. Bunun sebebi finisaj çözeltilerinde yüksek konsantrasyondan tuz
içermesinden kaynaklanır. veya finisaj çözeltilerini çözmek için sert su kullanılmasından
kaynaklanır.
Ne yapmalı: Sert su kullanılmamalıdır.
üBenekleşme
Sebebi:Soğukta ve uygun olmayan sıcaklıkta bekleyen finisaj çözeltilerinde
bozunmalar meydana gelir. Bu tür çözeltiler deriler üzerine spreyle püskürtüldüğünde parlak
noktalar halinde benekler oluşturur. Kompresörden sızan yağlarda deriler üzerinde parlak
benekler halinde lekeler meydan getirirler.
Ne yapmalı: Bu hatadan kaçınılmalıdır
vSar ar ma
Sebebi: Yüksek sıcaklık ve ışık altında meydana gelir. Sıcak altında sararan
maddeler oksidasyona uğrar. Yağlı maddeler, plastikleştiriciler ve nitroselüloz beklemekle
sararırlar. Bu durum beyaz ve pastel tonlarda daha fazla kendini belli ederler.
Ne yapmalı: Işık haslığı yüksek binder ve pigment kullanılmalıdır. Kullanılana
kimyasalları daha dikkatli seçilmelidir.
96
yFilm beyazlaması
Sebebi: Düşük kaynama noktalı çözücülerin yetersiz oranda buharlaşmasından
kaynaklanır. Hava içindeki rutubet film içinde çözücülerle karşılaşırsa film içinde beyaz lekeler
meydana gelir, filmim yapısını bozarlar.
Ne yapmalı:Solvent bileşimini değiştirmek gerekir. Butenol ve etenol gibi su ile
karışabilen çözücüler kullanılmalı ve derileri iyi bir şekilde kurutulmalıdır.
Kaynaklar
ARIKUT, D. E.Ü. Ziraat Fakültesi Deri Teknolojisi Finisaj Ders notları
BASF Leather Technician’s Handbook
GERHARD, J. Possible defects in leather production
SARKAR, K.T. Dyeing, Retannig, Fatting and Finishing
SARKAR, K.T. Theory and Practice of Leather Manufacture
TOPTAŞ, A. Deri Teknolojisi
97