You are on page 1of 32

lev Nikolayevi Tolstoy (1828-1910) Toprak sahibi soylu bir ailenin olu olarak 28 Austos 1828'de dodu.

Babas Kont Nikolay ilyi Tolstoy, 1812 yl Napolyon savalarna katlm emekli bir yarbayd. On alt yanda Kazan niversi'ne balad. Resmi eitime duyduu tepki nedeniyle okulu brakp Yasnaya Polyana'daki iftliine dnd. Yirmi drt yanda orduya katlarak Krm ve Kafkasya'da drt yla yakn subaylk yapt. Sava ve iddete duyduu nefret yznden ordudan ayrld. Yirmi dokuz yanda Avrupa seyahatine kt. Proudhon'la tanarak bata eitim olmak zere pek ok konuda yakn ilikiye girdi. Rusya'ya dndnde iftliindeki kyl ocuklar iin at okulda alternatif bir eitim deneyini baaryla uygulad. Yasnaya Polyana dergisinin yan sra Rusya'nn birok blgesindeki okullarda da kabul gren ders kitaplar yaymlad. 1869'da yaymlad "Sava ve Bar"n ardndan ruhsal bir bunalm yaad. Varln manasn anlama abasyla bir sre Optima Manastr'na ekildi. ilahiyatlarla srdrd tartmalar sonucunda resmi Hristiyanlk inancna duyduu gvensizliin yersiz olmadn grd. Yeni Ahit'in zne bal kalarak kendini aray servenini srdrd. ok istedii halde, ailesi kar kt iin topraklarn kyllere brakamad. Fakat, kiisel harcamalarn byk lde azaltt; aristokrat yaam tarzn brakp bedensel ilerde dzenli olarak almaya balad. Huzur iinde lm karlayaca bir yer aray iin 1910 ylnn 28 Ekim gecesi malikanesini terk etti. On gn sonra bir tren istasyonunda ld. Tolstoy'un lm btn dnyada byk yank uyandrd. Birok lke yasn tuttu. Doumunun yznc ylnda balatlan bir almayla eserleri 90 ciltte topland. Tolstoy, Shakespeare'den sonra dnya dillerine en ok tercmesi yaplan yazardr. Ben Ortodoks Hristiyan inancna gre vaftiz edildim ve yetitirildim. Bu inan bana ocukluk ve genlik am boyunca retildi. Ne var ki, on sekiz yanda niversiteyi ikinci snftan terk ettiimde gemite bana retilen eylerin hibirisine artk inanrnyordum. Belli hatralardan karabildiim kadaryla, bana retilenlere hi ciddi olarak inanmamtm. Sadece retilenIere ve etrafmdaki byklerin inanlaryla ilgili sylediklerine gvenmekle yetiniyordum. Ancak bu temelsiz bir gven duygusuydu. On bir yanda yoktum. Bir lise rencisi olan Vladimir Milyutin'ln (kendisi leli ok oluyor) bir Pazar bizi ziyarete gelip okullarnda gerekleen en son kefi haber verdiini hatrlyorum. Keif, Tanrnn var olmad ve bize Onun hakknda retilen btn o eylerin uydurma eyler olduuydu (yl 1838'di). Aabeylerirnin duyduklar bu haberle ne kadar ilgilendiklerini imdi hatrlyorum. Beni toplantlarna ardlar. Hatrlyorum, hepimiz ok heyecanlanmtk ve bu fikir bize olduka ilgin ve olas gelmiti. O zamanlar niversitede okuyan aabeyim Dimitri o her zamanki tutkulu yapsyla kendisini aniden dine verdiinde, kilisedeki btn ibadetlere katlmaya, sade ve ahlakl bir yaam srmeye baladnda, hepimizin - byklerin bile - onunla dalga getiini ve bir sebepten ona srekli 'Nuh' dediini de hatrlyorum. O dnemde Kazan niversitesinin ktphane mdr olan Musin-Pukin'in kendi evinde dzenledii bir dansa bizi de davet ederken bu daveti geri eviren aabeyimi mstehzi bir ekilde Hz. Davut'un bile Ahit Sand nnde dans ettii argfunanyla ikna ettiini hatrlyorum. Byklerimin yaptklar bu akalara sempatiyle bakar ve bu akalardan Hristiyan ilmihalini renmenin ve kiliseye gitmenin her ne kadar gerekli bir eyolsa da fazla da ciddiye alnmamas gerektii sonucunu karrdm. ok kk yalarda Voltaire'i okuduumu ve onun alayc yorumlarnn beni sarsmaktan ok elendirdiini de hatrlyorum. Benim inantan kopuum bizim seviyemizdeki insanlar arasnda olaan olduu ekilde gerekleti. ou durumda, zannedersem, kopu u ekilde oluyor: Siz de dierleri gibi, dinsel retiyle sadece hibir ortak yn olmayan ilkeler dorultusunda bir hayat deil, genelolarak bu retiye kar olan bir hayat srmektesinizdir. Dinsel reti hayatnzda bir rol oynamamaktadr. Insanlarla olan ilikilerinizde bu retiyle asla yz yze gelmemektesinizdir. Siz de bu retiyi yaamnzda dikkate almyorsunuzdur. Dinsel reti hayatn ok uzanda ve hayatla ilintisiz bir ekilde dile getirilmektedir. ayet bu retiye tesadf edilecek olursa, o zaman o, hayattan kopuk, hayatn dnda bir olgudan ibarettir. Bir insann yaamna ve yaptklarna bakarak onun inanl ya da inansz biri olduu yolunda bir deerlendirmeye gitmek bugn olduu gibi o gn de imkanszd. Geleneklere bal biri olduunu herkesin nnde ak ak syleyenle bunu ak ak reddeden iki kii arasnda bir fark olacaksa, bu fark ilkinin lehine olmazd. Bugn olduu gibi o gn de muhafazakar biri olduunu ak ak sylemek ve itiraf etmek dar kafal, zalim ve kendilerine byk nem atfeden insanlar arasnda

rastlanan bir eydi. Yetenek, drstlk. gvenilirlik, iyi huyluluk ve ahlaki davranlar ise ounlukla inanszlarda grlen zelliklerdi. Okullar Hristiyan ilmihalini retiyor ve rencileri kiliseye yolluyor. Devlet memurlarndan, mezheplerinin eitimini aldklanna dair belge soruluyor. Ama bizim evremizden olan biri eitimini tamamladktan sonra devlet memurluuna da girmediyse bugn bile (eskiden daha da kolayd) rahat bir on-yirmi yl Hristiyanlar arasnda bulunduunu ve de Hristiyan Ortodoks Kilisesinin bir yesi kabul edildiini unutarak yaayabilirdi. Eskiden olduu gibi bugn de, kabul edildii var saylan ve d basklarla desteklenen dinsel reti bilginin ve kendisiyle elien hayat deneyimIerinin etkisiyle gittike zlmekte ve herhangi bir kii kendisine ocuklukta verilen dinsel retiyi bozulmam bir ekilde muhafaza ettiini zannederek yaayadururken aslnda inancndan geriye hibir ey kalmam olmaktadr. Bir zamanlar S ... adndaki zeki ve drst bir adam bana inanmaktan nasl vazgetiini anlatmt. Bir av srasnda - o zamanlar yirmi altsna oktan basm - o gece kamp yaptklar yerde ocukluktan kalma bir alkanlkla akam vakti dua etmek iin dizlerinin stne km. Onunla ava gelen aabeyi uzand kuru otlarn zerinden onu izliyormu. S ... dua etmeyi bitirip yatmak iin hazrlanrken aabeyi ona yle demi: "Bunu hala yapyorsun ha?" Aralannda baka bir konuma gememi. Ama o gnden sonra S ... dua etmeyi ve kiliseye gitmeyi brakm. Otuz yldr ne dua ediyor, ne Aai Rabbani ayinine katlyor, ne de kiliseye gidiyor. Bu, ne aabeyinin fIkirlerinden, ne kendisinin bu fIkirlere katlm olmasndan, ne de kendi ruhunda baka bir inanta karar klm olmasndan kaynaklanyordu. Aabeyinin syledii sz kendi arlyla zaten krnek zere olan bir duvann tek bir dokunula yklmas gibi bir etki yapmt sadece. O sz, kendisinin inancn kapladn sand yerde aslnda uzun sreden beri bir boluun var olageldiini ve dua ederken bir takm szleri sylemenin, istavroz karmann ve diz stne kmenin olduka mantksz hareketler olduunu gstermiti. Mantkszln iyice farkna varnca bu hareketleri devam ettirememiti. Sanrm bu, insanlarn byk bir ounluunda byle oldu ve olmakta. Kendilerine kar drst, eitim dzeyi bizimle ayn olan insanlar kastediyorum; inan ikrarn dnyevi amalara ulamak iin bir ara olarak kullananlar deiL. (Byle insanlar en byk imanszlardr, nk inan bu kimseler iin dnyevi amalara ulamada bir arasa eer, o tabi ki inan deildir.) Bizim dzeyimizde eitim alm olanlarn duruu ise farkldr. nk onlarda o suni binann yava yava ortadan yok olmasna yol aan ey bilginin ve varoluun dr. Onlar bu yok oluu ya oktan fark etmiler ve binann enkazn da kaldrmlar, ya da henz bu durumun farkna varamamlardr. ocukluumdan itibaren bana verilen dinsel reti bakalarnda olduu gibi bende de yok oldu. u farkla ki, ben on be yandan itibaren felsefi eserleri okumaya baladm ve benim retiyi reddediim olduka kk bir yata bilinli bir ekilde oldu. On alt yandan itibaren dua etmeyi, kiliseye gitmeyi ve kendi irademle oru tutmay braktm. Bana ocukluumda retilen eylere inanmyordum, ama inandm bir eyler vard. Neye inandm ise hi anlatamyordum. Bir Tanr'ya inanyordum. Ya da daha dorusu Tanr'y inkar etmiyordum. Ama nasl bir Tanr'ya inandm tanmlayamyordum. sa'y ve retisini de inkar ettiim yoktu, ama retisinin ieriini gene tanmlayamyordum. Gemie dnp baktmda imdi unu aka grebiliyorum ki, benim itikatim -tek gerek itikatim- hayvani igdlerimin dnda hayatma yn veren o itici g, kendimi mkemmelletirmeye olan inancmd. Ama bu mkemmelletirmenin ierii ve amac neydi, anlatamyorum. Kendimi zihnen gelitirmeye alyordum - aratrabileceim her eyi aratrp reniyordum, hayatn yoluma kard her eyi. Irademi mkemmel hale getirmeye altm; kendi kendime kurallar koyuyor, sonra bu kurallara uymaya alyordum. Kendimi fizik olarak gelitiriyordum, her trden egzersizle gcm ve evikliimi artrdm. Kendimi her ekilde yoksun brakarak dayarkl ve sabrl olmaya altrdm. Bunlarn hepsini mkemmel insan olma yolunda yaplmas gerekli eyler olarak gryordum. Ilk bata ahlaki adan mkemmellie Uamak fkri vard tabi ki. Ama bu ksa sre sonra yerini her alanda mkemmellie ulama, sadece kendi gzmde ya da Tanrnn gznde deil, baka insanlarn gznde de daha iyi bir yerde olma isteine brakt. Bu aba da ok gemeden bakalarndan daha gl olma arzusuna dnt; bakalarndan daha nl, daha nemli ve daha varlkl olma arzusuna. Bir gn genliimin o on yllk dnemini kapsayan dokunakl ve retici hayat hikayemi anlatacam. Sanrm pek ok kii de benimle ayn deneyimden geti. Btn ruhumla iyi bir insan olmay arzuluyordum. Ama iyi bir insan olmann peinde komak iin ok gen, tutkulu ve yalnz, yapayalnzdm. Bu samimi arzumu, yani ahlaki bakmdan iyi bir insan olma arzumu her dile geti-

riimde aalanma ve alayla karlatm. Ne zaman adi ihtiraslara teslim oldum, o zaman insanlar beni vdler ve tevik ettiler. Hrs, iktidar dknl, agzllk, ehvet, kibir, fke ve intikam - bunlarn hepsi sayg gren eylerdi. Bu hrslara teslim olarak ben de byklerim gibi oldum ve bu ekilde onlarn beni onayladklarn hissettim. Yannda kaldm mfik teyzem, ki kendisi insanlarn en hasdr, bana daima benim iin hayatta evlenmemden daha ok istedii bir eyin olmadn sylerdi. 'Rien ne [orme un juene homme, comme une liaison avec une [emme comme il [aut': (Hibir ey bir erkein kiiliini iyi aile terbiyesi alm bir kadnla kuraca yaknlk kadar gelitiremez.) Teyzemin benim iin diledii bir baka mutluluk da benim emir subay ve de mmknse mparatorun emir subay 01mamd. Ama benim iin diledii mutluluklarn en by benim zengin bir kadnla evlenip mmkn olduu kadar ok sayda serfe (tarm iisi) sahip olmamd. O yllar dehet, nefret ve de yreimde bir sz olmakszn hatrlayamyorum. Savata insanlar ldrdm ve gene ldrmek amacyla insanlar delloya davet ettim. Kumarda kaybettim, kyllerin emeklerini ar ur ettim, onlar cezalara arptrdm, ahlakSz bir hayat srdm ve insanlar kandrdm. Yalan, soygun, her trl zina, sarholuk, iddet, cinayet, ilemediim tek bir su bile kalmamt, ama benim adalarm beni nispeten ahlakl bir insan olarak grdler ve de gryorlar. Bu ekilde on yl yaadm. O dnemde kendini beenmilie, agzlle ve kibre dair yazmaya baladm. Yazarken de hayatta yaptmn aynsn yapyordurn; ne ve paraya kavumak iin yazyordum ve bunun iin iyiyi saklamam ve kty gstermem gerekiyordu. Ben de yle yaptm. Hayatma anlamn veren iyi insan olma dncesine ynelik gayretlerimi aldrmazlk ve hatta aka yollu alaya alma maskesi altnda az m giz1emeye altm?! Bunda da baarl oldum ve vgler aldm. Savatan sonra yirmi alt yanda' Petersburg'a geri dndm ve yazarlarla tantm. Beni kendilerinden biriymi gibi karladlar ve pohpohladlar. Ben daha alternatiflerimi aratrarnadan, aralarna girmi olduum bu yazarlar grubunun hayat grlerini benimsemi oldum ve bu grler benim daha iyi bir insan olma yolundaki eski abalarmn izlerini btnyle ortadan kaldrd. nk bu grler benim srdm sefih hayat hakl karan bir kuram ortaya koyuyorlard. Bu insanlarn, yani yazar yoldalarmn hayat grleri u ekildeydi: Genelolarak hayat tekaml etmeye devam etmektedir ve bu tekamlde en byk rol, biz fkir reten insanlara dmektedir. Bu fikir reten insanlar arasnda en byk nfuza ise biz sanatlar sahibiz. Bizim mesleimiz insanla retmenlik yapmaktr. Akla hemen u soru gelebilir: Ben ne biliyorum ve ne retebilirim? Bu kurarnda aklandna gre bunun bilinmesine gerek yoktu. Sanat kendisi farknda olmadan retr, Hayranlk uyandran bir sanat olarak kabul ediliyordum ve bu kuram benimsememden doal bir eyolamazd. Bir sanat olarak ben yazp iziyor ve insanlar eitiyordum. Ama ne rettiimi ben de bilmiyordum ve bu iin karlnda belli bir cret alyor, nefs yemekler yiyor, harika bir yerde kalyor, muhteem kadnlarla birlikte oluyor ve mkemmel bir camiann iinde yer alyordum. nl biriydim, bu da rettiklerimin doru eyler olduunu gsteriyordu. Sanatn anlamna ve hayatn tekamlne olan bu inan bir dindi ve ben bu dinin papazlarndan biriydim. Bu dinin papazlarndan biri olmak elenceli ve karl bir eydi. Epeyce bir sre bu inancn ierisinde doruluundan phe duymadan yaadm. Ama bu hayatn ikinci, daha ok da nc ylnda bu dinin yanlmazlndan phe duymaya baladm ve aratrmaya giritim. phe duymama yol aan ilk sebep bu dinin papazlannn kendi aralarnda anlaamadklarn fark etmeye balamamd. lerinden bazlar yle diyordu: En ivi ve ei) yararl retmenler bizleriz, biz gerekli olan eyleri retiyoruz, ama dierleri yanl eyler retiyor. Dierleri de yle sylyordu: Hayr! Gerek retmenler bizleriz, asl siz yanl eyler retiyorsunuz. Ve bu ekilde birbirleriyle tartyor, kavga ediyor, birbirlerine kfrediyor, birbirlerini faka ve tongaya bastryorlard. Aramzdaki pek ok kii ise kimin hakl kimin haksz olduunu umursamadan, mesleimizi kullanarak agzl emellerine ulamay hedefliyordu sadece. Btn bunlar karsnda inandmz eylerin doruluunu sorgulamaya mecburkaldm. Dahas, bu inancn fkir babasnn ilkelerinin doruluundan phe duymaya baladktan sonra ona bal papazlan da daha bir yakndan gzlernlemeye baladm. Ve una ikna oldum ki, bu dine mensup olan neredeyse btn papazlar, yani yazarlar ahlaksz kimselerdi ve ou eski seflh ve askerlik hayatmda tandklanmdan ok daha aalk, kt, deersiz kiilikte insanlard. Ama sadece ok kutsal kiilerde ya da kutsalln ne demek olduunu bilmeyen insanlarda

rastlanabilecek bir ekilde, kendilerine gvenleri ve kendilerinden memnun bir halleri vard. Bu insanlardan tiksinmeye baladm, kendimden de tiksinmeye baladm ve bu inancn sahtekarlktan baka bir eyolmadm anladm. Ancak sylemesi tuhaftr, bu sahtekarl fark etmi ve reddetmi olmama ramen bana bu insanlarn vermi olduklar nvan, sanatlk ve retmenlik nvann reddetmedim. Bir sanat olduumu ve ne rettiimi bilmesem de herkese retmenlik yapabileceimi saf bir ekilde dnyor ve dndm gibi de hareket ediyordum. Bu insanlarla kurduum yaknlktan yeni kt huylar - anormal derecede byk bir kibir ve ne rettiimi bilmesem de, insanlara retmenlik yapmann benim mesleim olduuna dair delice bir zgven - edinmitim. O zamanlar, kendirnin ve o insanlarn halet-i ruhiyelerini hatrlamak (geri o insanlardan bugn binlerce var) korkun, zc ve gln bir ey ve bende insann bir trnarhanede hissedebilecei trden duygular uyandryor. O zamanlar hepimiz mmkn olduunca ksa srede ve mmkn olduunca ok miktarlarda konumamz, yazmamz ve eser yaynlamamz gerektiine ve btn bunlarn insanln iyilii iin olduuna inanyorduk, Ve binlercemiz birbirimizle ters derek, birbirimize kfrler ederek eserler yaynlamaya, yazmaya ve dierlerine retmenlik yapmaya devam etti. Hibir ey bilmediimizin farkna varmakszn ve de hayattaki en basit soru olan, "yi nedir ve de kt nedir?"e verecek yantmz olmakszn, hep bir azdan konutuk, birbirimizi dinlemedik. Bazen sonradan kendimiz desteklenmek ve vlrnek iin birbirimizi destekledik ve vdk, bazense birbirimize fkelendik -tpk bir trnarhanede olabilecei gibi-o Binlerce ii gece gndz glerinin son damlasna kadar alyor, harfleri diziyor ve posta servisinin btn Rusya'ya datt milyonlarca szc basyorlard. Biz de retme iine devam ediyor, yeteri kadar retebilecek vakti asla bulamyor ve bizlere yeterli ilginin gsterilmemesine fkeleniyorduk. Mthi tuhaf bir durumdu, ama imdi olduka anlalr geliyor. Gerekte bizi en ok ilgilendiren konu, mmkn olan en ok paray ve vgy almakt. Bu uurda kitap ve makale yazmak dnda bir ey yapamazdk. Biz de kitaplar ve makaleler yazdk. Ancak bylesi faydasz bir ii yapabilmek ve ok nemli insanlar olduumuza emin olabilmek iin faaliyetlerimizi hakl karan bir kurama ihtiyacmz vard. Kendi aramzda bu kuram gelitirdik: "Var olan her ey aklla aklanabilir. Var olan her ey tekaml eder. Ve her ey kltryoluyla tekaml eder. Kltrn lt ise kitap ve gazete tirajlandr, Bizlere bir cret deniyor ve sayg gsteriliyor, nk bizler kitap ve gazetelere yazlar yazyoruz. Bu yzden de insanlarm en faydals ve en iyisi biziz." Hepimiz ayn fikirleri paylayor olsaydk bu kurama bir diyeceimiz yoktu, ama iimizden herhangi birisinin syledii bir fikir tamamen zt bir fikirle karlayordu. Aslnda bu durum karsnda enine boyuna dnmemiz gerekirdi. Ancak biz bu durumu grmezden geldik; insanlar bize para demeye ve de bizim tarafrnzda olanlar bize vgler dzmeye devam ettiler. Bu yzden de herkes kendisini hakl grd zaten. u an apak grebiliyorum ki btn bu olanlarn bir tmarhanedekinden hibir fark yokmu, ama o zamanlar bunu ben sadece belli belirsiz sorguluyordum ve btn deliler gibi ben de kendim dndaki herkese deli diyordum . Bylece, kendimi bu delilie kaptrarak evlenene kadar bir alt yl daha bu ekilde yaadm. Bu sre zarfnda yurt dna ktm. Avrupa'daki insanlarn hayat tarz ve benim nde gelen aydn Avrupallarla (Not: Ruslar ounlukla Avrupallar ile kendileri arasnda bir ayrm yaparlar) olan ya1cnlm mkemmel insan olma yolunda aba gstermeye olan inancm daha da pekitirdi. nk ayn inanca onlarda da rastladm. Bu inan bende de gnmz eitimli insanlarnn ounda grlen o yaygn ekliyle yer etti. Bu inan, ifadesini 'ilerleme' szcnde buluyordu. Bana o zamanlar bu szcn baka bir anlam varm gibi geliyordu. En doru ekilde "Nasl yaarm?" sorusuyla kendime ikence ektirdiim (hayata bal her insan gibi) ve cevap olarak "Ilerlemeye uygun olarak yaa."y verdiim zamanlar henz sadece, kay rzgar ve dalgalarca srklenirken kendisi iin hayati ve tek soru olan "Dmeni ne tarafa krmal?" sorusuna "Biz bir yerlere srkleniyeruz?" cevabn veren adama benzediimi bilmiyordum. O zamanlar bunun farknda deildim. Sadece zaman zaman akl yrterek olmasa da igdillerimle - insanlarn hayat anlamalarndaki eksikliklerini gizlernede kullandklar, gnmzn bir hayli yaygn olan bu batl inancna isyan ettiim oluyordu. rnein, Paris'te kaldm srada tank olduum bir infaz bana ilerlemeye olan batl inancmn tutarszln gstermiti. Kafann bedenden ayrln ve her ikisinin ayr ayr sandn iine grltyle dlerini grdmde, sadece aklmla deil ama btn varlmla anladm ki, gnmzn

ilerlemelerine ait akla dayal hibir kuram, yaplan bu ii hakl karamazd ve dnya varolal beri herkes bu ii, hangi kuram erevesinde olursa olsun, gerekli grm olsa da ben bunun gereksiz ve kt bir eyolduunu biliyordum. Bu yzden iyiyle ktnn ne olduuna insanlarn syledikleri ve yaptklarna baklarak karar verilemez. llerlemenin kendisi de hakem olamaz. Hakem benim yreimdir. Hakem kendimdir. Hayatta bir rehber olarak ilerlemeye duyulan inancn batl ve eksik bir inan olduunu fark ediim bir de aabeyimin lmyle oldu. Akll, iyi yrekli ve arbal bir insan olan aabeyim, henz ok gen yata hastaland ve bir yldan fazla bir sre hastal ektikten sonra niin yaadn ve hele de, niin lmek zorunda olduunu anlayamadan aclar ierisinde can verdi. Varolan hibir kuram aabeyimin bu yava ve arl lm srecinde bana ya da ona bu sorularn yantlarn veremezdi. Ancak burlar benim inancm sorguladm nadir olaylard ve ben gerekte bir tek ilerlemeye inandm syleyerek yaamaya devam ediyordum. "Her ey tekamill eder, ben de her eyle birlikte tekaml ederim. Benim de niin her eyle birlikte tekamill ettiim bir gn ortaya kacaktr." nancm tam da o zamanlar formle etmi olmalym. Yurt dndan dndkten sonra taraya yerletim ve ky okullarnda retmenlik yapmay denedim. Bu iten zellikle zevk alyordum, nk bu ite yazarak insanlar eitmeye altm zamanlarda kendisini bana ak seik belli eden ve gzlerini dikip yzme bakan o sahtelik duygusuyla kar karya gelmek zorunda kalmyordum. Orada da gene ilerlemeyi savundum, ama artk ilerlemeye eletirel bir gzle bakyordum. Kendi kendime yle diyordum: "Geliim aamalarnn bazlarnda ilerleme yanl ynde gereklemitir. nsann ilkel kyl ocuklarna tam bir zgrlk dnceyle yaklamas ve ilerlemenin hangi yolunu isterlerse o yolu semekte zgr brakmas gerekir." Gerekte ise ayn zmsz sorunun etrafnda dnp duruyordum. O sorun uydu: Kii ne reteceini bilmeden nasl retecekti? Edebi faaliyetlerin st dzeyde yrtld o camiann iindeyken kiinin ne reteceini bilmeden retme iini yapamayacan fark etmitim. nk herkesin farkl farkl ekillerde rettiklerini gzlemlemitim. Aralarnda kavga ederek baarl olduklar tek konu sadece birbirlerinden cehaletlerini saklamakt. Orada, o kyl ocuklarla, onlar istediklerini renmekte zgr brakarak, bu sknty hi yaamamam gerektiini dndm. Faydal hibir ey retemeyeceimi ruhumun derinliklerinde bilip de - nk neyin faydal olduunu kendirnin bilmediini de biliyordum - bir yandan da kendimi retme arzumu tatmin abas iinde buluvermek, imdi hatrladka, komiime gidiyor. retmenlik iinde bir ylm geirdikten sonra kendim hibir ey bilmeden insanlara nasl retmenlik yapabileceimi kefetmek amacyla ikinci kez yurt dna ktm. Sanrm bunun nasl yaplabileceini kyl ayaklanmasnn olduu o sene (1861), yurt dnda rendim. Rusya'ya btn bu bilgelikle donanm ve de bir Arabulucu* olarak dndm. Hem okullarda cahil kylleri hem de yaynladm dergi yoluyla okumu snflar eitme iine soyundum. ler yolunda gidiyor gibiydi, ancak ben kendimi ruhen ok salkl hissetmiyor ve ilerin bu ekilde uzun sre devam edemeyeceini dnyordum. Eer ki hayatn henz kefetmediim ve bana mutluluk vaat eden bir yn daKyllerle toprak sahipleri arasnda ara bulan kimse. (evirmenin notu) ha - evliliim - olmam olsayd, on be yl sonra varacak olduum o aresizlik noktasna belki o gnlerde varmam gerekirdi. Bir yl boyunca kendimi bu arabuluculuk iiyle, okullarla ve dergiyle megul ettim. Sonunda o kadar yprandm -zellikle de kafa karklmn bir sonucu olarak- Arabulucu olarak iim o kadar zordu, okullarda yrttm faaliyetlerin sonular o kadar belli belirsizdi ve dergide stnkr kaleme alnm olan yazlarm (ki hepsi sonuta ayn kapya kyordu: Herkesi eitme ve bunu yaparken de neyi reteceimi kendirnin de bilmedii gereini saklama isteine) o kadar iticiydi ki, hastalandm. Hastalm fizikselolmaktan ok ruhsal bir rahatszlkt. Her eyi bir kenara brakarak taze hava solumak, kmz imek ve sadece hayvanlar gibi bir hayat srmek iin bozkrlara, Bakrlarn yanna gittim. Oradan dnte evlendim. Mutlu evlilik hayatnn yeni koullar ynm hayatn anlamn bulma araylarndan baka bir tarafa evirdi. O dnemde btn hayatrnn odak noktas ailem, karm ve ocuklarm; dolaysyla da gelirimizi artrma araylaryd. Kendimi ahlaki adan mkemmel hale getirme uram yerini - ki sonradan bu, kendimi hayatn her alannda mkemmelletirme, yani ilerleme urayla yer deitirecekti - imdi de basite kendim ve ailem iin mnkn olan en iyi hayat koullarn oluturna abasna brakmt. Bu ekilde bir on be yl daha geti. Artk gzmde yazarln hibir neminin kalmam olmasna ramen, benim o deersiz almalarma verilen byk maddi dller ve tutulan alklarn batan

karcl karsnda ben de kendimi yazmaya, sadece maddi durumumu iyiletirmek ve kendi hayatrnn ve genelolarak hayatn anlamna ynelik ruhumda ykselen o sorular bastrmak amacyla adadm. yle yazdm: Benim iin tek olan gerei, yani insann kendisi e ailesi iin en iyi imkanlar salamak amacyla yaamas gerekliliini reteceim. Bu ekilde yaamaya devam ettim, ama bundan be yl nce bana ok tuhaf bir eyolmaya balad. lk balarda bir kafa kanklna ve hayatn durmu olduu gibi bir hisse kapldm. Ne yapmam ve hayatm nasl yaamam gerektiini bilemiyordum, kendimi kaybolmu ve keyifsiz hissediyordum. Ancak bu durum ok srmedi ve ben de eskisi gibi yaamaya devam ettim. Sonra bu kafa kankl gitgide daha sk ve hep ayn ekilde nksetmeye balad. Bu dnemlerde aklma hep u sorular geliyordu: Ne iin? Amacne? Ilkin bunlar bana amasz ve alakasz sorular gibi geliyordu. Cevaplarn herkese bilindiini, zm bulmak istersem bunun beni fazla uratrmayacan, sadece o an o ie ayracak vaktim olmadn, ama istediim takdirde cevab bulabileceimi dnyordum. Ne var ki, sorular kafamda daha sk tekrarlanr ve gitgide daha byk bir srarla cevap bekler olmulard. Hep ayn yere den mrekkep damlalar gibi hep birlikte bir kara lekede toplanmlard. Sonra benim bama da lmcl bir i hastalna yakalanan herkesin bana gelenler geldi. Ilkin nemsiz rahatszlk belirtileri ortaya kar, ki hasta kii bunlar hi umursamaz. Sonra bu belirtiler gitgide daha sk ortaya kmaya balar ve birleerek kesintisiz bir strap srecine dnr. Istrap artar ve hasta adam ne olup bittiini anlamadan, ufak bir rahatszlk sand eyonun iin oktan dnyadaki en nemli eye -lme- dnmtr bile! Ite benim bama gelen de bundan farkszd. Bunun rastgele bir rahatszlk olmadn, ok nemli bir eyolduunu anlamtm ve eer bu sorular kafamda tekrarlanp duracaksa, o halde onlarn cevaplarn bulmam gerekirdi. Ben de o cevaplar bulmaya altm. Sorular ok aptalca, basit ve ocuka geliyordu. Ama o sorular ele alr almaz ve de zmeye alr almaz derhal una kani oldum ki, ilk olarak, bu sorular ocuka ve aptalca deil, hayattaki en nemli ve derin sorulard. kinci olarak da, madem ki Samara'daki malikanemle, olumun eitimiyle, ya da bir kitap yazmakla itigal ediyordum, o halde btn bunlar niin yaptm bilmek zorundaydm. Bunlar niin yaptm bilmediim srece hibir ey yapamaz ve de yaayamazdm. Beni bir hayli megul eden bir konu olan malikanenin idaresi konusunu dndm anlarda aklma birdenbire u soru gelirdi: "Haydi bakalm, Samara'da 6.000 desyatinalk* bir arazin ve 300 atn olacak, peki ya sonra?" ... Zihnim alt st olmutu ve ne dneceimi bilemiyordum. Ya da, ocuklarmn eitimleriyle ilgili planlar yaparken kendi kendime yle derdim: "Ne iin?" Ya da, "kyllerin nasl kalknacaklarn dnrken birdenbire kendi kendime yle sylerdim: "Ama bunun benim iin ne nemi var ki?" Ya da almalarmn bana salayaca n dnnce kendime yle derdim: "Haydi bakalm, Gogol'dan ya da Pukin'den ya da Shakespeare'den ya da Moliere'den ya da dnyadaki geri kalan btn yazarlardan daha nl olacaksn! Olacaksn da ne olacak?" Ve bu sorulara hibir ekilde cevap bulamyordum. Bu sorular bekletilmeye gelmezdi ve acil olarak cevaplanmalar gerekiyordu. Onlara cevap bulamadm takdirde yaamam imkanszd. Ama hibir cevap da yoktu. zerinde durduum eyin km olduunu ve ayaklarmn altnda hibir eyin olmadn hissediyordum. zerine hayatm kurduum o eyartk yoktu ve ondan geriye hibir ey kalmamt. Hayatm durma noktasna gelmiti. Soluk alabiliyor, yiyebiliyar, iebiliyar, uyuyabiliyordum. Bunlar yapmamak zaten elimde olan bir ey deildi. Ama yaamyordum, nk gerekletirmeyi mantkl bulabileceim hibir arzum yoktu. Bir eyi arzu ettiim takdirde peinen biliyordum ki, bu arzumu tatmin edeyim ya da etmeyim, sonuta bundan hibir ey kmayacakt. ayet bir peri gelip bana arzularm gerekletirrneyi teklif edecek olsa, ben ne isteyeceimi bilmiyordum. Sarholuk anlarnda bir arzu deil, ama eski arzularmdan kalma bir alkanlk gibi bir ey hissetsem de, ayk olduum anlarda bunun bir vehimden ibaret olduunu ve gerekte arzu edilecek hibir eyin olmadn bilirdim. Hakikati bile bilmeyi arzu etmiyordum, nk hakikatin ieriini tahmin edebiliyordum. Hakikat hayatn anlamsz olduuydu. Sanki yaayacam kadar yaam, yryeceim kadar yol yrmtm de bir uurumun kenarna gelmitim, nmde yok olutan baka hibir eyin olmadn apak bir ekilde grebiliyordum. Durmam imkanszd, geri dnmem imkanszd, gzlerimi kaparnam ya da nmde straptan ve lm gereinden -tamamen yok

olutan- baka hibir eyin olmadn grmezden gelmem imkanszd. Bu rahatszlk yle bir raddeye varmt ki salkl, talihIi bir adam olan ben, daha fazla yaayacak gc kendimde bulamyordum; kar koyamadm bir g u ya da bu ekilde beni bu hayattan kurtulmaya zorluyordu. Kendimi ldrmeyi arzuladm syleyernem. Beni hayatn uzaklanna srkleyen ey basit bir arzudan daha gl, daha esas i ve daha byk bir eydi. Bu eyeski yaama abama benzeyen, ama onun tam zdd bir gt. Btn gcmle hayattan kopuyordum. z ykm dncesi imdi bana hayatm gzelletirmeye ynelik eski dncelerim kadar doal geliyordu. in batan kanc taraf ise bu dnceyi yaama geirmekte acele davranmamak iin kendi kendimi kandrmak zorunda oluumdu. Acele hareket etmek istemiyordum, nk sorunu zmek iin her trl abay gstermek istiyordum. "Sorunlanm imdi zme kavuturamasam da ileride bunun iin vaktim hep olacak." te o gn, talibin yzne gld bir adam olan ben, her akam tek bama soyunduum odamdaki blmenin apraz kirilerine kendimi asmayaym diye kendimden bir ipi sakladm ve eytana uyar da hayatma kolay yoldan son veririm diye de silahm yanma alp ktm o avlara kmaz oldum. Ne istediimi kendim de bilmiyordum; hayattan korkuyordum, hayattan kap uzaklamak istiyordum, ama gene de hayattan bir eyler bekliyordum. Btn bunlar bama talihin tam anlamyla yzrne glm olduu bir dnemde geliyordu. Henz elli yana basmamtm, ok sevdiim iyi bir karm, iyi ocuklarm ve ben fazla bir gayret gstermeden gelien ve byyen geni bir malikanem vard. Akrabalarmdan ve eimden dostumdan, hi olmad kadar sayg gryordum. nsanlar beni vyorlard. Ben de nl biri olduumu dnmekle kendimi hi de kandrm olmazdm. Deli ya da ruhsal ynden rahatsz olmak yle dursun, tam tersine benim gibi insanlarda nadir rastladm bir ekilde zihin ve beden melekelerim son derece glyd, Beden gc olarak ekin bimede kyllerden geri kalmazdm, zihin olarak da ara vermeksizin sekiz-on saat alabilir, byle bir zorlanmadan dolay da hibir rahatszlk duymazdm. te bu noktaya -artk yaayamayacam ve lmekten de korktuum iin kendi canma kymamak adna kendi kendimi kardrma noktasna- byle bir durumdayken geldim. Ruhsal durumum kendisini bana u ekilde aa vuruyordu: Hayatm, birisinin bana yapt aptalca ve sinir bozucu bir aka. Beni var eden 'birisinin' varln kabul etmiyor olsam da bu aa vuru birisinin beni bu dnyaya koyarak bana kt ve aptalca bir aka yapm oluu- bana tam da en doal gelen ifade ekliydi. Elimde olmadan bana yle geliyordu ki, son otuz yl krk yl boyunca nasl yaadm seyrederek elenen birisi vard: Nasl rendiimi, gelitiimi, beden ve zihin olarak olgunlatm ve bu olgunlua erimi zihinsel glerimle hayatn zirvesine nasl Uatm, bu zirveden baknca her eyin nasl ayaklarmn altnda uzandn, zirvede aptallarn aptal olarak nasl dikilip durduumu ve hayatta (yaamaya deer) hibir eyin olmayn, bundan nce olmam oluunu, bundan sonra da olmayacak oluunu apak bir ekilde nasl grdm seyreden ve elenen birisi. Evet, o birisi bu iten zevk alyordu ... Ancak o 'birisi' varsa da yoksa da ben kendimi hi daha iyi hissetmiyordum. Ne tek tek yaptklarma, ne de hayatmn btnne hibir mantkl anlam veremiyordum. Beni artan tek ey bu gerei en banda anlamay oluumdu -bu herkese ne zamandr bilinen bir eydi-o Bugn ya da yarn hastalk ya da lm, sevdiklerime ya da bana urayacak (ki bu oktan olmutu) ve bizlerden geriye le kokusundan ve kurtlardan baka bir ey kalmayacakt. Er ya da ge yaptm iler, her neyseler, unutulacak ve ben var olmuyor olacam. O halde daha fazla abalamak niye? ... nsan bu gerei naslolur da gremez? Nasl yaamaya devam eder? artc olan ite budur! nsan ancak hayattan sarho olmusa yaamaya devam edebilir; kiinin aydr aylmaz her eyin basit bir aldatmaca ve de aptalca bir aldatmacadan ibaret olduunu grmemesi imkansz! te aynen byle: bunda ne elendirici ne de nkteli bir yan var, bu sadece zalimce ve aptalca. Bir dzlkte karsna fkeli bir hayvan kan bir yolcuya dair nicedir anlatlan bir Dou meseli vardr. Hayvandan kaan adam kurumu bir kuyunun iine girer, ama aa baktnda kuyunun dibinde azn am kendisini yutmaya hazrlanan bir ejderha grr. Talihsiz adam fkeli hayvan tarafndan ldrlmekten korkusuyla ne kuyudan dar kabildii, ne de ejderha tarafndan yenilmekten korkusu nedeniyle kuyunun dibine inebildiinden, kuyunun iindeki bir atlaktaki bir dal yakalar ve ona tutunur. Ellerinde gitgide g kalmamakta, o da az sonra kendisini yukarda ve aada bekleyen lme boyun emek zorunda kalacan dnmekte, ama gene de dala sk skya tutunmaya devam etmektedir. Derken iki fare grr. Bir siyah bir de beyaz fare. Fareler srekli onun tutunduu daln zerinde gezinmekte ve dal kernirmektedirler. Az sonra dal

kopacak ve adam da ejderhann aznn iine decektir. Yolcu bunu grr ve lmden kurtulu olmadn anlar. Dala tutunmaya devam etmekte, ama ayn zamanda etrafna da baknmaktadr. Daln yapraklarnda birka damla bal grr. Bal damlalarna diliyle uzanr ve onlar yalamaya balar. Ben de ayn ekilde hayatn dalna tutunmutum, biliyordum ki lm ejderhas beni bekliyordu, ondan ka yoktu ve o beni parampara edecekti. Bylesi bir ikencenin iine neden dtm anlayamyordum. Beni bir zamanlar avutan o bal yalamaya alyordum, ama o bal bana artk bir tat vermiyordu ve o siyah-beyaz, gece-gndz fareleri benim tutunduum dal kemirmeye devam ediyorlard. Ejderhay apak bir ekilde grebiliyordum ve baldan da artk bir tat alamaz olmutum. Sadece, kendisinden ka 01mayan o ejderhay ve de fareleri gryor, onlara odaklanm olan baklarm bir baka yana eviremiyordum. Ve bu bir mesel de deil, herkese anlalabilecek, o rtlemeyecek hakikatin ta kendisidir. Daha nceleri ejderha dehetimi yattran, hayata dair mutluluklar aldatmaca s artk beni kandramyordu. "Hayatn anlamn anlayamazsn, o yzden dnme, sadece yaamaya bak!" Bu sz ne kadar ok iitmi olursam olaym, artk yaamaya bakamyorum; zaten gereinden fazla bir sre yle yaptm. Artk gece ve gndzn boyuna yer deitirip bana lm getirileri karsnda gzlerimi kapayamyorum. Tek grdm bu, nk tek gerek bu. Geri kalan ne varsa yalan. Gzlerimi o acmasz gerekten, dier eylerin yapabildiinden daha uzun bir sre baka yne evirmemi salayan o iki damla baldan, ailerne ve yazmaya olan dknlmden de bir tat alamyordum artk. "Ailern .. ." dedim kendime. Ama ailem, yani karm ve ocuklarm da sadece birer insan. Ben nasl geldiysem bu dnyaya, onlar da yle geldiler; onlar da ya bir yalann iinde yaamaya devam edecekler ya da korkun gerei grmek zorunda kalacaklar. Niin yaamalar gerekiyor ki? Neden onlar sevmem, korumam, yetitirmem ve de onlara gz kulak olmam gerekiyor ki? Onlar da benim hissettiim aresizlikle yz yze gelsinler ya da aptal olsunlar diye mi? Onlar seviyorsam eer, onlardan hakikati saklayamam. Bilginin her bir basama onlar hakikate klavuzlar. Hakikat ise lmn kendisidir. "Ya sanat?" Kazandm baarlarn ve aldm vglerin etkisiyle sanatn yaklaan lme eserlerimi ve eserlerimle ilgili hatralar dahil, her eyi yok eden o lme- ramen icra edilebilecek bir eyolduuna kendimi uzunca bir sre inandrmtm. Ama ok gemeden bunun da bir aldatmacadan ibaret olduunu anladm. Sanatn hayatn ss, albenisi olduu gerei benim iin apakt. Ancak hayat benim iin cazibesini yitirmiken, benim eserlerim baka insanlar nasl cezbedecekti? Kendi hayatm yayor olmadka, baka bir hayatn dalgalar beni tayor olduka hayatn bir anlam olduuna inandka, ama bu anlam tanmlayamadkahayatn, sanatn her trndeki yansmalar bana zevk veriyordu; hayata sanatn aynasndan bakmak zevkli bir urat. Ne var ki, hayatn anlamn aramaya balayp da kendi hayatm yaama zorunluluunu hissetmeye balaynca, o ayna benim iin gereksiz, lzumsuz, sama ve ac veren bir eyoldu. Artk aynada grdklerimle kendimi avutamyordum, nk aynada durumumun aptalca ve mitsiz olduunu gryordum. Ruhumun derinliklerinde hayatmn bir anlam olduuna inandm vakitler, grdm manzarann keyfini pekala karabiliyordum. O zamanlar hayatn - gln, ackl, dokunakl, gzel ve korkun - k oyunlar beni elendirebiliyordu. Ejderhay ve tutunduurn dal kemiren fareleri grdmde ise artk hibir baldan tat alamaz oluyordum. Hepsi bu kadarla da kalmyordu. ayet basite, hayatn hibir anlam olmadn dnyor olsaydm, bunun benim kaderim olduunu bilerek bu duruma sessizce katlanrdm. Ancak durumum beni hi tatmin etmiyordu. k olmayan bir ormanda yaayan birisi gibi olsaydm, hayatm srdrmeye devam edebilirdim. Ama ben ormanda yolunu kaybeden ve yolunu kaybettii iin de dehete kaplan ve yolunu bulmak umuduyla oraya buraya kouturan birisi gibiydim; att her admda kafasnn daha da kartnn farknda olan, ama elinden oradan oraya kouturmaktan baka bir ey de gelmeyen birisi gibi. Bu, gerekten korkun bir durumdu. Yaadm dehetten kurtulmak iin lmeyi istiyordum. Beni bekleyen son karsnda dehete kaplmtm. Hatta o sonun dehetinin o an iinde bulunduum durumdan ok daha berbat bir eyolduunu da biliyor, ama gene de o sonu sabrla bekleyemiyordum. Her halkarda kalbimdeki damarlardan birinin iflas edecei, ya da iimde bir eylerin patlayp her eyin sona erecei yolundaki savm ne kadar inandnc bulsam da, o sonu sabrla bekleyemiyordum. Karanln deheti ylesine bykt ki, kendimi bu dehetten ilmik ya da kurunla bir an nce kurtarmak istiyordum; beni en gl ekilde ntihara doru srkleyen

ey ite bu histi. "Acaba bir eyleri gzden karm ya da yanl anlam olabilir miyim?" diye kendime birka kez sordum. "nsann kendisini byle bir mitsizlie kaptrmas normal bir eyolamaz!" Ve sorularn cevaplarn insanolunun edindii btn bilgi dallarnda aramaya baladm. Araym sancl bir sreti ve uzun srd. Bu, sadece meraktan kaynaklanan kaytsz bir aray deildi. Gece gndz devam eden sancl ve srarl bir arayt. lmek zere olan bir adamn selamet aray gibi. Ve ben hibir ey bulamadm. Araym btn bilim dallarnda srdrdm, ama aradm bulmak yle dursun, benim gibi, hayatn anlamn bilirnde arayan hi kimsenin de hibir ey bulamadna ikna oldum. O insanlar hibir ey bulamamakla kalmadklar gibi beni tam da mitsizlie sevk eden eyin -yani hayatn anlamszlnn- insann herhangi bir pheye yer vermeksizin bilebilecei tek ey olduunu aka da kabul etmilerdi. Cevaplar her yerde aradm. Hayatm renmekle geirmi olmam ve bilim dnyasyla olan ilikilerim sayesinde bilimin her dalndaki bilim adamlarna ve akademisyenlere ulama frsatm oldu. Bana btn bilgilerini seve seve sundular, sadece kitaplarla deil sohbet yoluyla da. yle ki, bilimin bu hayat sorusuna dair tm syleyebilecekleri elimin altndayd. Bilimin halihazrda vermi olduu cevaplarn dnda var olua dair sorulara baka cevaplar veremiyor oluuna uzunca bir sre inanamamtm. Bilim dnyasnn, elde ettii, hayata dair gerek sorularla hibir ilgisi olmayan sonular byk bir nem ve ciddiyet havas ierisinde ilan ettiini grdke, bana uzunca bir zaman benim anlayamadm bir eyler varm gibi gelmiti. Bilim karsnda uzun bir sre rkek kalmtm ve cevaplarla benim sorularm arasndaki uyumsuzluun bilimin hatasndan deil, benim cehaletimden kaynaklandn sanmtm. Ama bu konu benim iin bir oyun ya da elence deil, bir lm kalm meselesiydi ve ben istemeyerek de olsa u kanaate vardm ki, sorduum sorular sorulabilecek tek meru sorulard ve btn bilimlerin temelini oluturuyorlard. Sulanmas gereken bu sorular soran kii olarak ben deil, bu sorulara cevap verme iddiasnda olan bilimin kendisiydi. Benim sorduum soru -ki beni elli yanda intiharn eiine getirmiti- sorulabilecek en basit soruydu ve budala bir ocuktan tutun da bilgeler bilgesi bir yalya kadar herkesin ruhunda yatan eydi. Bu, insann cevabn bulamazsa yaayamayaca trden bir soruydu ve ben bunu tecrbelerimle renmitim. Soru uydu: "Bugn yaptklarmn ve yarn yapacaklarmn sonucunda ne olacak? Hayatrnn tamamnn sonucunda ne olacak?" Farkl bir yoldan syleyecek olursak soru yleydi: "Niin yaayaym, niin herhangi bir eye kar bir istek duyaym, niin herhangi bir ey yapaym?" Soru u ekilde de ifade edilebilir: "Hayatmn, beni bekleyen, kanlmaz olan lmn yok etmeyecei bir anlam var m?" Farkl ekillerde ifade edilebilen bu tek soruya bilirnde bir cevap aryordum ve unu anladm ki, bu soru dikkate alndnda insanln btn bilgisi sanki ularnda iki ayr kutup olan iki zt yan kreye blnm durumda: Biri negatif, dieri pozitif kutup; ama kutuplarn ne birinde ne de brnde hayatla ilgili sorulara cevap bulmak mmknd. Ilk grubun soruyu muhatap alr bir hali yoktu. Bu grup, yani deneysel bilimler grubu, kendi alammn dier alanlardan bamsz olan sorulanna ak ve kesin cevaplar vermektedir ve bu grubun en uta duran da matematiktir. br bilim grubu, yani soyut bilimler, soruyu muhatap alyor ama cevaplamyor. Bu grubun da en u noktasnda metafizik bulunuyor. Kklmden beri soyut bilimlere ilgi duymutum. ancak sonradan matematiksel ve doal bilimler beni cezbetti. Kendimi bilimin vermi olduu sahte cevaplarla tatmin etmeye devam ettim, ta ki o soruyu kendime kesin olarak soruncaya ve o soru da iimde olgunlaarak acil bir karar vermem iin beni zorlamaya balayncaya kadar. Deneysel alanla ilgili olarak kendime yle diyordum: "Her ey geliir ve kendisini baka eylerden farkllatrr, karmakla ve mkemmellie doru ilerler ve bu devinimi yneten yasalar vardr. Sen btnn bir parassn. Btn mmkn olduunca rendiinde ve tekaml yasasm rendiinde, o btn ierisindeki yerini de renmi ve kendini tamm olacaksn." Itiraf etmeye utamyorum ki, bu dncenin beni tatmin ettii bir dnem olmutu. Bu tam da kendirnin daha karmak bir insan olmaya ve gelimeye balad dnerndi. Kaslarm geliiyor ve gleniyordu, hafzam zenginleiyor, dnme ve anlama yeteneklerim artyordu. Byyor ve geliiyordum. Kendimdeki bu gelimeyi hissederek hayatrnn sorusuna cevap bulacam evrensel yasamn bu olduunu dnmem gayet doald. Ancak bymemin durduu bir zaman geldi. Artk gelimediimi, ama prsdm hissetmeye

baladm. Kaslanm zayflyor, dilerim dklyordu. unu anladm ki, bu yasa sadece bana hibir eyi aklamad gibi, byle bir yasa gemite hibir zaman var olmamt ve olamazd. Bense hayatmn belli bir dneminde kendimde gzlemlediklerimi bir yasa sanmtrn. O yasann tanm zerinde daha bir dikkatle durunca, asla, sonsuz geliim yasas diye bir eyin olamayacan apak bir ekilde anladm. "Sonsuz uzay ve zaman ierisinde var olan her ey gelimeye devam eder, gitgide daha mkemmel ve karmak bir hal alr ve farkllar." demenin hibir ey demernek olduu apak ortadayd. Btn bu szcklerin bir anlam yoktur, nk sonsuzlukta ne karmak ne basit, ne ileri ne geri, ne daha iyi ne daha kt vardr. Hepsinden nemlisi, benim kiisel sorum olan "Arzular olan bir varlk olarak ben kimim?" sorusuna hala bir cevap yoktu. unu anladm ki, o bilim dallar ok ilgin ve ekiciydiler, ama kesinlikleri ve aklklar, hayata dair sorulara uygulanabilirlikleriyle ters orantl; bu trden sorulara uygulanabilirlikleri ne kadar azsa, o kadar kesin ve aklar. Ne kadar kesin ve aklarsa, hayatla ilgili sorular ne kadar cevaplamaya alyorlarsa, o kadar belirsiz ve itici bir hal alyorlar. Hayatn kendisine ynelik sorular yantlamaya alan bilim dallar arasndaki taksime bakacak olursak - yani fzyolojiye, psikolojiye, biyolojiye, sosyolojiye - insan dehete dren bir dnce fukaralyla, en byk belirsizliklerle, kendi alanlar dndaki o sorularn cevabn bulabileceklerine dair hi de hakl grlemeyecek iddialarla ve her bir otoritenin srekli olarak baka otoritelerle ya da kendi kendisiyle elitii gereiyle karlarsnz. Varolua ilikin sorularn zmleriyle ilgilenmeyen, sadece kendi alanlaryla ilgili bilimsel sorulara yantlar veren o bilim dallarna baktnzda, insan aklnn gc karsnda mest oluyorsunuz, ama peinen de biliyorsunuz ki bu bilimler hayatn kendisiyle ilgili hibir soruya cevap verememektedirler. Bu bilimler basite bu sorular grmezden gelmekte ve yle demektedirler: "Ne olduunuz ve niin yaadnz sorusuna verilecek bir cevabmz yok, biz bu soruyla megul de olmayz. Ama eer n kanunlarn, kimyasal bileiklerin kanunlarn, organizmalarn geliim kanunlarn bilmek istiyorsanz; ktlelerin kanunlarn ve ekillerini, saylarn ve miktarlarn ilikilerini, aklnza hkmeden kanunlar bilmek istiyorsanz, bunlarn hepsine verilecek ak, kesin ve doruluu sorgulanamaz cevaplarmz var." Genelolarak, deneysel bilimlerin hayatn kendisiyle ilgili sorularla olan ilgisi u ekilde ifade edilebilir. Soru: "Niin yayorum?" Cevap: "Sonsuz uzayda ve sonsuz zamanda sonsuz derecede kk paracklar, sonsuz bir karmaklk ierisinde biim deitirirler ve siz bu dnmlerin yasasn anladnzda, yeryznde niin var olduunuzu da anlam olacaksnz." Soyut bilim alanyla ilgili olarak da kendime yle derdim: "Btn insanlk kendisine yol gsteren ruhani ilkeler ve lkler temelinde yaar ve geliir. Bu lkler dinlerde, bilimlerde, sanatta, idare ekillerinde ifadelerini bulurlar. Bu lkler gitgide daha da ykselir ve insanlk en yksek refah dzeyine ular. Ben insanln bir parasym, bu yzden de bana den grev insanlk lklerinin tannmasna ve gerekletirilmesine katkda bulunmaktr,' Aklmn zayf olduu o dnemde bu beni tatmin ediyordu. Ama ne zaman ki hayat aka sorgulamaya baladm, bu kuramlar derhal un ufak oldular. Bilimlerin, insanln kk bir ksmnn aratrlmas zerine elde ettikleri sonular genel geer sonularm gibi ilan etmesindeki ilkesizce belirsizlikten bahsetmeye bile gerek yok. Gene, bu grn farkl savunucularnn insanln lklerinin ne olduu konusundaki elikili tutumlarndan bahsetmek de gereksiz. Kuramn aptall deilse bile tuhafl urada yatyor: Her insann, kar karya olduu "Ben kimim?", "Niin yayorum?" ya da "Ne yapmalym?" sorularna yant bulabilmesi iin ilk nce u soruya yant vermelidir: "O btn nedir?" (ki o, btn tanmamaktadr, sadece ksack bir zaman diliminde btnn kck bir parasn tanmtr.) Bir insann kim olduunu anlayabilmesi iin nce, birbirlerini anlamayan, kendisi gibi insanlardan oluan btn o gizemli insanl anlamas gerekmektedir. ltiraf etmeliyim ki bir zamanlar buna inanmtm. Bu, gelip geici heveslerimi hakl karan, el stnde tuttuum, o kendi lklerimin olduu dnemdi ve insanlarn benim bu gelip geici fkirlerimi insanlk yasas olarak grmelerini salamaya ynelik bir kuram gelitirmeye alyordum. Ama ne zaman ki hayata dair sorgulamalarm kendisini ruhumda btn aklyla belli etti, aradm o cevaptan eser kalmad. Ben de anladm ki, deneysel bilimlerin ierisinde gerek bilimler olduu kadar, yeterliliklerinin tesindeki sorulara yant arayan yar-bilimler de vard, ayn ekilde bu soyut bilimler alannda da alanlar dndaki sorulara yant arayan darmadank bilimler vard. Hukuk ve toplum tarihi gibi bu tr yar-bilimler insann var oluuna ynelik sorular, her ikisi de kendi yntemlerini kullanmak suretiyle, btn insanln var oluuna ilikin sorulara yant bularak zme abasndadrlar. Ancak, deneysel bilim alannda nasl yaamas gerektiini samimi bir ekilde sorgulayan kii nasl ki, "Sonsuz uzaydaki, sonsuz zamandaki ve sonsuz karmaklktaki saysz atomun dnmn

aratrn, o zaman var oluu anlarsnz." cevabndan tatmin olmazsa, ayn ekilde, samimi bir insan u cevaptan da tatmin olamaz: "Btn insanln var oluunu -ki biz bu var oluun ne ban ne sonunu bilebiliyoruz, ne de kck bir parasn bilebiliyoruz- aratrn, o zaman kendi var oluunuzu anlayacaksnz." Deneysel yar-bilimler de olduu gibi, bu teki yar-bilimler de gerek sorunlardan uzaklatklar srece, belirsizlikler, hatalar, aptallklar ve elikilerle dolmaktadr. Deneysel bilimin sorunsal fzikselolgulardaki neden-sonu ilikisinin ardkldr. Deneysel bilimin bir nihai sebep sorununu gndeme getirmesi samalamasna yeterli bir kouldur. Soyut bilimlerin sorunsal hayatn ezeli zn tanmaktr. Sebep-sonu ilikisine bal olgulara ynelik (mesela toplumsal ve tarihi olgulara ynelik) aratrmalarn ortaya konmas onun da samalamas iin yeterlidir. Deneysel bilim ancak aratrmalarna bir nihai sebep sorusunu katmad takdirde pozitif bilgi verebilir ve insan aklnn bykln gzler nne serebilir. Ve tam zdd olarak da soyut bilim ancak olgularn sebep-sonu ilikilerine dayal sorular bir kenara brakt ve insan sadece nihai sebep balamnda ele ald takdirde bir bilimdir ve insan aklnn bykln gzler nne serebilir. Bilimin bu alannda -alann kutbunu oluturan- metafizik ve felsefe bulunmaktadr. Bu bilim aklkla u sorular sorar: "Ben kimim ve evren nedir? Niin varm ve de evren niin var?" Ve bu bilim var olduundan beri bu sorulara hep ayn yant vermitir. Filozof bendeki ve var olan her eydeki o var oluun zne ister "idea", ister "tz", ister "ruh", ister "irade" desin, aslnda hep ayn eyi sylemektedir. O ey udur: Bu z vardr ve ben bu zden olumuumdur, ama bu zn neden var olduunu -eer tam bir dnrse- filozof bilmez ve sylemez. Ben de yle soruyorum: "Bu z niin var olmak zorunda? Bu zn var olmas ne gibi sonular dourur ve de douracaktr?" Felsefe bu sorular cevaplamad gibi kendisi de zaten sadece bu soruyu sormakla yetinmektedir. Ve eer bu, gerek felsefenin kendisiyse, btn abas bu soruyu apak bir dille sormaktan ibaret olacaktr. Bu vazifesine sk skya bal kalmaya devam ettii srece de, "Ben kimim ve evren nedir?" sorusuna, "Her ey ve hibir ey." ve de "Niin?" sorusuna "Bilmiyorum!" dan baka yant veremez. Bylelikle, felsefenin yantlarn ne kadar dntrrsem dntreyim, asla cevaba benzer bir eyelde etmem mmkn olamaz. Bunun sebebi, ak deneysel alanda olduu gibi, yantn sorduum soruyla alakasz oluu deil; ancak bu alandaki btn zihinsel aba sadece benim soruma ynelmi olmasna karn, ortada bir cevabn olmay ve insann bir cevap yerine sadece daha karmak bir biimde sorunun tekrar kendisini elde ediidir. Hayata ilikin sorularma cevap araylarmda ormanda kaybolmu bir adamn hissedebileceklerini hissettim. Adam orman iinde bir akla varr, bir aaca trmanr ve gz alabildiine bir mesafeyi tarar, ama evinin bakt yerlerde olmadn ve olamayacan grr. Sonra tekrar karanlk ormann iine girer ve karanl grr, ama evi orada da deildir. Ben de o adam gibi, insan bilgisinden oluan o ormanda, bana apak ufuklar gsteren, ama bu ufuklar evirnin olmad bir ynde gsteren matematiksel ve deneysel bilimin prltlar arasnda dolatm. Soyut bilinlerin derinlere gittike adamakll iine battm karanlklarn iinde de dolatm ve en sonunda burada da bir k olmadna ve olamayacana ikra oldum. unu anladm ki, kendimi bilginin parlak alanna teslim ederek sadece dikkatimi sorudan baka bir yere kaydryordum. nmde alan ufuklar ne kadar cezbedici bir aklkta olsalar da, o bahsettiim bilimlerin sonsuz enginliine dalmak ne kadar cazip olsa da unu oktan anlamtm ki, bu bilimler ne kadar kesin olurlarsa benim ihtiyacm karlamaktan ve soruma yant vermekten o denli uzak oluyorlardKendi kendime yle dedim: "Bilimin srarla kefetmeye alt eyin ne olduunu biliyorum, ama bilimin izledii yolda hayatn anlamna ilikin soruya yant yok." Soyut alanla ilgili olarak da unu anlamtm: Bilimin dorudan amacnn benim soruma cevap vermek olmasna ramen ya da cevap vermek olduu iin ortada benim kendirnin oktan verdii cevaptan bakas yoktu: "Hayatrnn anlam nedir?" "Byle bir anlam yoktur." ya da "Yaamamdan ne kacak?" "Hibir ey" ya da "Var olan her ey niin var ve ben niin varm?" "nk var." Insan bilgisinin bu bir alann aratrrken aratrmadm konular hakknda saysz kesin yantlar aldm: Yldzlarn kimyasal bileenleri hakknda, gneir Herkl takmyldzna doru olan hareketi hakknda, trlerin ve insann ortaya k hakknda ve de eterin llemeyen sonsuz derecede kk paracklar hakknda. Ancak bu bilgi alannda "Hayatmn anlam nedir?" sorusuna alabildiim tek yant uydu: "Sen 'hayatm' dediin eysin, sen paracklarn rastlant sonucu bir araya gelmesirden oluan geici bir eysin. Bu paracklarn karlkl etkileimleri ve deiimleri sende 'hayatm' dediir eyi oluturmaktadr. Paracklar bir sre daha bir arada

kalacak, sonra bunlar arasndaki etkileim duracak ve senin 'hayat' dediin eyir de, sorularnn da bir sonu gelmi olacak. Sen rastlantsal olarak bir eyin kk bir parassn. O kk para mayalanmakta. Kk para bu mayalanmaya 'hayat' adn veriyor. Para btnden kopacak, mayalanma ve de btn sorular son bulacak." Bilimin aydnlk alan bu ekilde yant veriyor. Ilkelerine sk skya bal kald mddete de baka trl yant vermesi mmkn deildir. Kii byle bir yantn yant olmadn grebilir. Ben hayatrnn anlamn bilmek istiyorum, ama benim hayatrnn sonsuzluun bir paras olmas ona bir anlam vermek yle dursun, mmkn olan her trl anlam da ortadan kaldryor. Deneysel, kesin bilimin hayatn anlamnn geliirnde ve gelitml e olan ibirliinde yattn syleyerek soyut bilimle yapt belli belirsiz uzla da kesinlik ifade etmemesi ve belirsiz oluu yznden bir yant olarak dnlemez. Bilimin br alan - soyut alan - kendi ilkelerine skca bal kald srece hep ayn ekilde ayn yant veriyor, daima ayn yant vermekte ve tarih boyunca da ayn yant verdi: "Evren sonsuz bir eydir ve akl almaz bir 'btnn' akl almaz bir parasdr." Tekrardan, soyut ve deneysel bilimler arasndaki hukuk, siyaset ve tarih gibi yar-bilimlerin safra-m (atlacak arln) tedarik eden btn o uzlalar tartman- dnda brakyorum. Bu yar-bilimlerde geliim ve ilerleme kavramlar gene hatal bir ekilde ortaya konmaktadr, u farkla ki, ncekinde var olan her eyin geliimi ele alnrken, imdi insanln var oluunun geliimi ele alnmaktadr. Hata ncekinde olduu gibi gene vardr: Sonsuzluk ierisinde geliimin ve ilerlemenin hibir amac ya da dorultusu olamaz. Benim sorduum soru dikkate alndnda ortada verilmi hibir cevap yoktur. Gerek soyut bilimde, yani filozofun asl soruyu hep gznn nnde bulundurduu gerek felsefede - Schopenhauer'un "Profesrlere zg felsefe" diye adlandrd, var olan btn olgular yeni felsefi kategoriler ierisinde snflandrmaya ve bu olgulara yeni adlar vermeye yarayan felsefede deil - verilen yant hep ayndr; bu, Sokrat'n, Schopenhauer'un, Sleyman'n ve Buda'nn verdikleri yanttr. "Hayattan uzaklatmz lde hakikate yaklarz.' diyordu Sokrat lme hazrlanrken. "Biz, hakikate ak olarlar, hayatta ne iin abalarz? Kendimizi bedenden ve onun yol at btn ktlklerden kurtarmak iin! O halde lm bize geldiinde nasl mutlu olmayalm?" "Bilge kii btn hayat boyunca lm arar durur. Bu yzden de lm ona korkun gelmez." Schopenhauer da yle der: "Evreni oluturan en derindeki zn 'irade' olduunu ve ev rendeki btn olgularn - doann belirsiz glerinin bilinsizce ileyiinden tutun da insanolunun tamamen bilinli eylemlerine kadar - bu iradenin sadece somut karl olduunu kabul ettiimizde, u sonuca varmamz kanlmazdr. O iradenin kendi isteiyle var oluu terk etmesi ve kendi kendisini ortadan kaldrrnasyla birlikte btn o olgular, evrenin iinde var olduu o nesnelliin btn aamalarnda amaszca ve dur durak demeden gerekletirilen o aralksz aba ve ura da ortadan kalkar; arkadan gelen yaam biimlerinin eitlilii, bu biimlerle birlikte iradenin btn gstergeleri, en evrensel biimleri, uzay ve zaman ve nihayetinde de iradenin en temel biimleri olan zne ve nesne de ortadan kalkacaktr. rade olmakszn hibir kavram ve evren var olamaz. Gzlerimizin nnde kesinlikle hibir ey kalmaz. Ancak bu yok olua doru gidie, doamza kar koyan gene sadece o ayn yaama isteidir. Wille zum Leben. Bu, bizi ve evreni var eden eydir. Yok olutan bu denli korkmamz, ya da bir baka deyile yaamak iin bu kadar byk bir istek duymamz u anlama gelir: Bizler bu yaama arzumuz dnda hibir eyiz ve ondan baka bir ey de tanmayz. Byle olunca iradenin tamamen yok oluundan geriye kalan, bizler bu iradeyle dopdolu olduumuz iin, tabii ki hibir eydir. Ama te yandan, iindeki bu irade dnerek kendi kendisinden vazgeenler iin de bu bizim ylesine gerek olan evrenimiz sahip olduu btn o gneleri ve samanyoluna ramen hibir eydir." "Hiliin hilii" der Sleyman -"hiliin hilii - her ey bir hitir. nsann gnein altnda btn o yapp ettiklerinden kar ne? Bir nesil yok olur gider, yerine bir baka nesil gelir. Ancak yeryz sonsuza dek var olmaya devam eder, gemite ne varsa gelecekte de olacak olan odur; bugn yaplanlar gelecekte de yaplacaktr ve gnein altnda yeni bir ey yoktur. Bakn ite bu yeni, denilebilecek bir ey var mdr? Eski zamanlar geip gitti. Bu bizden nceydi. imdi eskiye dair hibir an kalmad. Ne de bizden sonrakilerden geriye bir hatra kalacak. Bendeniz vaiz, Kuds'te srail' e kraldm. Kendimi gkyznn altnda yaplan her eyi bilgelikle aratrmaya adamtm. Tanr bu ileli grevi yerine getirmesi iin insanoluna vermiti. Gnein altnda yaplan btn ileri grdm, her eyin bo olduunu ve ruha sknt verdiini grmeyeyim mi... Kendi yreimle konutum, ona yle dedim: Bak ite, toplumda ok nemli bir konuma geldim, btn Kuds'te gelmi gemi en byk bilgelie eritim. Evet yreimde bilgelie ve bilgiye dair engin

bir tecrbe var. Yreimi bilgelii bilmeye adadm, delilii ve budalal bilmeye. Bunun da ruhuma sknt verdiini grdm. Byk bilgelikte byk keder olur ve bilgisini artran kederini de artrr. "Kalbimden yle diyordum: Git imdi, seni mutlulukla snayacam, elenmene bak. Ve de ne greyim, bu da bo deil miymi. Kahkaha iin yle dedim: Bu delice bir ey. Ve mutluluk iin: O ne ki? Bedenimi arapla keyiflendirmenin yollarn yreimde aradm ve kalbimin klavuzu bilgelik olduu zamanlarda da budalala tutunmann yollarn, ta ki insanolu iin neyin iyi olduunu, gn altnda yaad gnler boyunca ne yapmas gerektiini anlayana kadar. Kendim iin byk eserler yaptrdm; kendime evler ina ettirdim, zm balar diktirdim, meyve baheleri yaptrdm ve her trden meyve aac diktirdim, glckler ina ettirdim ve o glcklerle aalarn yetitii orman sulattm; kendime erkek ve kadn hizmetkarlar edindim, kendi evimde doan hizmetkarlarm oldu, ayrca Kuds'te gzmn grd btn srlerden daha byk bir srye sahip oldum; kendim iin gm, altn ve baka krallar ile eyaletlerden zel hazineler toplattm; erkek ve kadn arkclar getirttim ve insanolunun tadabilecei btn zevkleri, mzikli elenceleri, hepsini tattm. Muhteemdim ve Kuds'te gzmn grd btn herkesten daha zengindim. Ayrca bilgeliim de beni terk etmemiti. Gzlerimin grp arzulad hibir eyden kendimi yoksun brakmyordum. Gnlmden hibir mutluluu esirgemiyordum ... Sonra ellerimin yapm olduu btn o ilere baktm, emek harcayarak meydana getirdiim eserlere, bir de ne greyim, yaptm her i botu ve ruhuma sknt veriyordu. Yeryznde onlardan elde edeceim bir kazan yoktu. Ve dnp bilgelie, delilie ve budalala baktm. Bunun herkesin bana gelebileceini anladm. Sonra kalbirnden yle dedim: Bu, aptallarn bana geldii gibi benim de bama geldi, o halde ben neden herkesten daha bilge olaym ki? Sonra kalbirnden dedim ki, bunun da bir anlam yok. nk bilgeler aptallardan sonsuza kadar daha fazla hatrlanacaklar diye bir ey yok; gelecek gnlerde olacak ne varsa hepsinin de unutulacaklann grebiliyordum. Ya bilge adam nasl can verir? Aptal adam nasl can verirse yle. Bu yzden yaamaktan nefret etmeye baladm. nk yeryznde yaplan btn o iler bana ok byk bir ac veriyordu. nk her i botu ve ruha sknt veriyordu. Evet, yeryznde yaptm btn o ilerden nefret ediyordum. nk her eyi benden sonra gelecek olanlara brakmak zorunda olduumu grebiliyordum. Insann gnein altnda o kadar abalamas sonucunda, onca emeinin karsnda eline ne geiyordu? Her gn keder, her ii zntyd. Evet, geceleyin bile kalbi huzur bulmuyordu. Bunun da bir anlam yoktu.lnsanoluna altyla yeme, ime ve ruhunu neelendirme gvencesi balanmamtr ... Her ey herkese ayn yollardan gelir. Erdemli olan ve ruhunda ktlk besleyen, iyi ya da kt, temiz ya da pis, fedakarlk yapan ya da yapmayan herkes iin ayn durum sz konusudur; iyi neyse gnahkar da odur, kfreden neyse kfretmekten korkan da odur. Yeryznde yaplan her eyde bu ktlk -yani herkes iin ayn eyin sz konusu olmas- vardr. Evet, aynca insanolunun kalbi de ktlk doludur ve yaarken kalbinde de delilik vardr. Sonra da lr gider. Yaayanlar arasnda olan iin umut vardr. nk canl bir kpek l bir aslandan daha iyidir. nk yaayanlar leceklerini bilirler, ama ller hibir ey bilemezler, onlar artk dl de alamazlar. nk hatralar unutulmutur; sevgileri. nefretleri, kskanlklar da artk yoktur. Ne de sonsuza kadar, yeryznde yaplan bir iten pay alabilirler." Sleyman ya da bu szleri her kim yazdysa ite byle sylyordu. Hint bilgelii de yle der: Kendisinden hastalk, yallk ve lmle ilgili tm gereklerin gizlendii Sakya Muni adndaki gen ve mutlu bir mihrace arabasyla gezintiye kt ve disiz, azndan salyalar akan, korkun grnl, yal bir adam grd. Kendisinden o yaa kadar yallkla ilgili her ey gizlenmi olan mihrace ard ve srcsne o adamn kim olduunu ve yle perian ve iren bir duruma nasl geldiini sordu. Bunun btn insanlarn kaderi olduunu ve ayn sonun kanlmaz bir ekilde kendisini de beklediini rendiinde gen mihrace gezintiye daha fazla devam edemedi ve saraya geri dnmek iin emir verdi. Bu hakikat zerine dnmek istiyordu. Kendisini bir odaya kapatt ve dnmeye balad. Byk olaslkla kendisini teselli etmenin bir yolunu buldu ve arkasndan kendisini neeli ve mutlu hissederek tekrar gezintiye kt. Bu sefer hasta bir adam grd. Grd adam bir deri bir kemik kalm, beti benzi atm, srekli titreyen ve gzleri bulank biriydi. Kendisinden hastalkla ilgili gerekler gizlenmi olan mihrace durup bunun ne olduunu sordu. Bunun hastalk olduunu, herkesin bana gelebileceini, salkl ve mutlu bir mihrace olan kendisinin de ertesi gn hastalanabileceini rendiinde de gene neesi kat ve saraya geri dnmek iin tekrar emir verdi. Tekrar bir teselli arad ve arad teselliyi byk olaslkla buldu ki hoa vakit geirmek iin nc kez gezintiye kt. Ancak bu nc seferde

baka bir manzarayla karlat. nsanlar bir ey tayorlard. "O nedir?" "l bir adam:' "l bir adam ne demek? l ne demek?" diye sordu mihrace. Ona lmenin o adam gibi olmak demek olduu anlatld. Mihrace cenazeye yaklat, stn at ve bakt. "Ona imdi ne olacak?" diye sordu. Ona cenazenin topraa gmlecei sylendi. "Niin?" "nk bir daha hayata dnemeyecei muhakkak, sadece kokacak ve kurtlanacak." "Bu da tm insanlarn kaderi mi? Ayn ey benim de bama gelecek mi? Beni de grneoekler mi? Ben de kokacak mym? Beni de kurtlar yiyecek mi?" "Evet." "Saraya! Bir daha elenmek iin gezintiye kmayacam, bir daha asla bu maksatla saraydan dar kmayacam!" Ve Sakya Muni hayattan hibir teselli bulamad ve hayatn ktlklerin ba olduuna karar verdi. Ruhunun btn gcn kendisini ve bakalarn bu hayattan kurtarmaya adad. yle ki, lmden sonra bile artk yeni bir hayat olmayacak, byle bir hayat daha kk salmadan yok edilecekti. te Hint bilgelii byle sylyor. nsan bilgeliinin var olua ilikin verdii dorudan yantlar ite bunlar. "Tendeki hayat byk bir ktlk ve yalandan ibarettir. Bu yzden bu hayatn ortadan kaldrlmas bir nimettir ve bizim arzu etmemiz gereken bir eydir." der Sokrat. "Hayat olmamas gereken eydir - bir ktlk; ve de hilie giden geit, hayatta iyi olan tek eydir." der Schopenhauer. "Yeryznde ne varsa -budalalk ve bilgelik, zenginlik ve fakirlik, mutluluk ve keder- anlamszdr ve botur. nsan yok olur ve kendisinden geriye bir ey kalmaz. Ve bunun bir mant yoktur." der Sleyman. "nsann, ac ekmenin, gten dmenin, yalln ve lmn kanlmazlnn bilincinde olarak yaamas mmkn deildir. Kendimizi hayattan kurtarmalyz, olas her trl hayattan." derBuda. Bu gl beyinlerin syledikleri milyonlarca ama milyonlarca insan tarafndan da dnld ve dile getirildi. Bunlar ben de dndm ve hissettim.

Bylelikle bilimler arasnda yaptm gezinti beni mitsizlikten kurtarmak yle dursun, var olan mitsizliimi daha da glendirmiti. Bilginin bir tr var olu sorusuna bir cevap getirmiyordu; br tr ise soruya verdii dorudan yantla benim varm olduum sonucun bir hatann ya da hastalkl bir kafann meyvesi olmadn, tam tersine benim doru dnm olduumu ve dncelerimin insan aklnn en gllerinin varm olduklar sonularla aktn gstererek iinde bulunduum aresizlii onaylam oluyordu. nsann kendisini aldatmasnn bir faydas yok. Her ey bo! Mutlu kii henz domam olandr. Hayattansa lm daha iyidir ve insan kendisini bu hayattan kurtarmaldr. Bilirnde bir aklama bulamadm iin o aklamay etrafmdaki insanlar arasnda bulmak umuduyla hayatn iinde aramaya baladm. Bylelikle etrafmdaki -benim gibiinsanlarn nasl yaadklarn, beni mitsizlie srkleyen soruya kar tutumlarnn ne olduunu gzlemlemeye baladm. Eitim dzeyi ve yaam biimi olarak benimle ayn konumda olan insanlar arasnda bulduklarm yleydi: unu kefettim ki benim muhitimdeki insanlar iin iinde bulunduum korkun durumdan kurtulmann drt yolu vard. Yollardan ilki cehaletti. Bu, yaamn ktlk ve samalktan ibaret olduunu bilmernek ve anlamamaktan oluuyor. Bu tr insanlar -ounlukla kadnlar ya da ok gen ve kaln kafal insanlarSchopenhauer'in, Sleyman'n ve Buda'nn kar karya kaldklar var olu sorununun ne olduunu henz anlamamlardr. Onlar kendilerini bekleyen ejderhay ve asl olduklar aly kemiren fareleri grmemekte ve bal damlalarn yalamaktadrlar. Ancak o bal damlalarn yalnzca bir sre yalarlar; bir ey dikkatlerini ejderhaya ve farelere ekecek ve bal yalarnatan son bulacaktr. Onlardan renebileceim hibir ey yoktu. nsan iyi bildii bir eyi asla unutmaz. kinci k yolu Epikrclkt. Bu, yaamn aresizlii bilindii halde insann sahip olduu olanaklardan en iyi ekilde yararlanarak ejderhaya ve farelere gzn kapamas ve bal en iyi ekilde yalamas demektir, zellikle de uzanabilecei yerde bal oksa. Sleyman bu k yolunu yle ifade eder: "Sonra mutluluu vdm, nk insanolunun yeryznde yapabilecei en iyi ey yemek, imek ve mutlu olmaktr. Ve bunlar ona yaad gnler boyunca elik etmelidir, Tanrnn yeryznde ona verdii yaam boyunca." "Bu yzden ekmeinizi mutlulukla yeyin ve arabnz neeli bir yrekle iin Sevgili karnzla fani hayatnzn btn gnlerini mutlu yaayn nk bu, hayattan ve yeryzndeki yapp ettiklerinizden paynza dendir. Eliniz yapmak iin hangi ii bulursa, onu var gcnzle yapn, nk gidecek olduunuz mezarda ne bir i, ne bir ara, ne bilgi, ne de bilgelik vardr." Bizim evremizdeki insanlarn ounluu ite bu ekilde hayat kendileri iin yaanlr klmaktadr. Onlarn iinde bulunduklar artlar onlara skntdan ok refah getirmekte ve ahlaki ynden kaln kafal olular da kendilerine stn konumlarnn rastlantsal olduunu, herkesin Sleyman gibi bin tane karsnn ve saraylarnn olamayacan, bin kars olan her bir kii iin bir tane kars olmayan bin kii olduunu, her bir saray iin onu alnlarndan terler damlayarak ina etmek zorunda olan bin kii olduunu ve beni bugn Sleyman yapan talihin yarn Sleyman'n klesi yapabileceini unutturabilmektedir. Bu insanlarn hayal glerinin ktl onlarn Buda'y srekli huzursuz eden o eyleri bugn ya da yarn, btn zevkleri yok edecek olan hastaln, yalln ve lmn kanlmazln- unutabilmelerini salamaktadr. Gnmz insannn ounluunu ve yaam biimlerimizi bir dnelim. Bu insanlarn bazlarnn dncelerinin ve hayal glerinin darlnn pozitif dnce dedikleri bir felsefe olduunu syleseler de bu, onlar benim gzmde, o soruyu grmezden gelmek iin bal yalayanlarn mertebesinden baka bir yere koymaz. Ben bu insanlar gibi davranamazdm, onlarn hayal glerinin ktl bende olmad iin byle bir darl kendimde yapay olarak oluturamazdm. Gzlerimi ejderhadan ve farelerden baka bir yana eviremezdim, kald ki yaama bal hibir kimse de bir kez onlar grdkten sonra gzlerini baka bir yana eviremezdi. nc ka g ve enerji yoluyladr. Bu, insann hayatn kt ve sama olduunu anlamasyla birlikte onu yok etmesi demektir. Olaan d bir ekilde gl ve tutarl olan insanlar byle hareket ederler. Kendilerine aptalca bir aka oynandn, lmenin yaamaktan daha iyi olduunu ve hi var olmamann en iyisi olduunu anlayan bu insanlar gerei neyse onu yapar ve derhal bu aptal akaya bir son verir. Bunun iin yollar da vardr: Boynun etrafna geirilen bir ip, su, kalbe saplanan bir bak ya da raylardan gemekte olan bir tren. Bizim evremizden bu ekilde hareket edenlerin says gitgide artmakta ve bu insanlar bunu ounlukla zekalarnn en

kvrak olduu ve akl zayflatan baz alkanlklarn henz edinilmedii. hayatlarnn o en gzel dneminde yapmaktadrlar. En saygn ka yolunun bu olduunu anladm ve bu yolu semek istedim. Drdnc yol ise zayflarn yoluydu. Hakikati grmek ama yaamdan bir ey knayacan nceden bile bile, gene de hayata sarlmakt bu yol. Bu tr insanlar lmn yaamaktan daha iyi oldugunu bilirler, ama aklc hareket edebilecek gc - aldatmacaya bir an nce son verip kendilerini ldrme gcn - kendilerinde bulamadklar iin bir eyleri bekler gibi bir halleri vardr. Bu, zayflara zg bir katr, nk eer neyin en iyi olduunu biliyorsam ve de bu eyin benim gcm dahilinde olduunu biliyorsam, o halde o en iyi olana neden teslim olmayaym?. Kendimin bu kategori iinde olduunu anladm. Evet, benim snfmdaki insanlar bu yaman elikiyi drt yolla grmezden geliyorlard. Dikkatimi ne kadar zorladysam da bu drdnden baka bir yol gremedim. Yollardan biri yaamn anlamsz, bo ve kt olduunu ve yaamamann daha iyi olduunu anlamamakt. Gzlerimi bir kez bu geree kapayamayacam anladm zaman bu gerei bilmezlikten gelemezdim. Ikinci yol gelecei dnmeden hayatn nimetlerinden olduu gibi yararlanmaya bakmakt. Ben bunu yapamazdm. Sakya Muni gibi ben de yalln, acnn ve lmn var olduunu bile bile gezintiye kamazdm. Hayal gcm ok kuvvetliydi. Ne de talihin yaamma zevk katan anlk rastlantlarna sevinebilirdim. nc yol yaamn kt ve aptalca olduunu anlayarak kendini ldrmek yoluyla var olua son vermekti, Drdnc yol ise Sleyman ve Schopenhauer gibi yaamak yaamn bize oynanan kt bir aka olduunu bildii halde yaamaya; ykanmaya, giyinmeye, yemek yemeye, konumaya ve hatta kitap yazmaya devam etmekti, Bu durum bana tiksindirici ve strap verici geliyordu. Ama bu konumda kalmaya devam ettim. imdi anlyorum ki ayet kendimi ldrmediysem bu, fikirlerimin geersiz olduuna ilikin belli belirsiz bir bilinlilikten kaynaklanyordu. Kendi dnce zincirim ve bize hayatn anlamszln kabul ettiren o bilgelerin dnce zincirleri her ne kadar bana ikna edici ve phe gtrmez gelseler de, iimde, varm olduum sonucun doruluuna ilikin ufak da olsa bir phe kalmt. phe m yleydi: Ben, yani benim aklm, hayatn anlamsz olduunu kabul etti. Eer akldan stn bir ey yoksa (ki yok, olduunu kimse kantlayamaz), bu durumda benim iin yaamn yaratcs akldr. Akl var olmam olsayd, benim iin yaam diye bir eyolmayacakt. O halde yaamn var edicisi aklken, akl nasl olur da yaam geri evirebilir? Ya da baka bir ekilde syleyecek olursak: yaam olmasayd, aklm olmayacakt, bu yzden akl yaamn oludur. Yaam her eydir. Akl onun meyvesidir, ne var ki akl yaamn kendisini reddetmektedir! Bu noktada bir eylerin yanl olduunu hissettim. "Hayat," dedim kendime, "Anlamsz bir ktlkten ibaret, bu kesin. Ancak bugne kadar yaadm ve hala da yayorum, btn insanlk da bundan nce yaad ve bugn de yaamaya devam ediyor. Bu nasl oluyor? nsanlk niin var oldu, var olmamak mmknken. Hayatn anlamsz ve kt olduunu anlayacak kadar akll bir tek ben ile Schopenhauer mu var?" Yaamn anlamszln ortaya koyacak ekilde akl yrtmek hi de zor deil. Bu en sradan insann bile aina olduu bir ey. Gene de bu sradan insanlar bu zamana kadar yaamlarn srdrdiller ve hala da srdrmekteler. Nasl oluyor da bunlann hepsi var oluun akla yatkn bir eyolup olmadna hi kafa yormadan yaayabiliyorlar? Bilgelerin bilgeliklerince dorulanan bilgim bana unu gstermitir ki yeryzndeki her ey canl ya da cansz - olabilecek en akllca bir ekilde yerletirilmi - bir tek, benim kendi konumum aptalca. Ve o aptallar - o muazzam insan kitleleri - canl ya da cansz her eyin yeryznde nasl konumlandrld hakknda en ufak bir fikre bile sahip deiller, ama yaamaya devam ediyorlar ve sanyorlar ki kendi yaamlan ok akllca konumlandrlm!.. Aklma birden u geldi: "Ya hala bilmediim bir ey varsa? Cehalet de aynsn yapar; cehalet de hep aynen benim dediklerimi der. Bir eyi bilmediinde bilmedii o eyin aptalca olduunu syler. Gerekten de yle gzkyor ki, sanki hayatlannn anlamn anlam gibi -nk anlamadan yaayamazlard- yaam ve yaamakta olan bir insanlk var. Ben de diyorum ki btn bu var olu anlamsz ve ben yaayamarn.' "Hibir ey bizi intihar yoluyla var oluu reddetmekten alkoyamaz. Pekala o halde ldrn kendinizi, irdelemekten kurtulursunuz. Yaamak sizi mutsuz ediyorsa ldrn kendinizi! Yayorsunuz, ama yaamn anlamn anlayamyorsunuz - o halde anlamadnz syleyerek ve yazarak vakit harcayacanza sona erdirin yaamnz. nsanlarn mutlu olduklar ve ne yaptklarn bildikleri bir toplulua girdiniz, ayet bunu skc ve itici buluyorsanz, gidin uzaklan!"

Gerekten de, intiharn art olduuna kani olup da intihar etme karar almayan biZer, boyal bir yosma karsnda eli ayana dolar gibi aptallndan ortal telaa veren, insanlarn en zayf, en tutarsz, ya da daha aka syleyecek olursak, en aptal deil de neyiz? nk, ne kadar phe gtrmez olursa olsun, bilgeliimiz bize var oluun anlamna ilikin bilgiyi vermemitir. Ancak yaamlarn srdren btn insanlk -milyonlarca insan- yaamn anlamndan pheye dmemektedirler. Gerekten de, yaamn olutuu, hakknda hibir ey bilmediim en eski zamanlardan beri insanlar benim grebildiim yaamn o anlamszlnn farknda olarak yaaya geldiler ve gene de yaama bir takm anlamlar atfettiler. nsanolu var olduu ilk gnden beri hayata bir anlam ykledi ve srdkleri yaam onlardan bana intikal etti. imde ve etrafmda olan her ey, cismani olan ya da olmayan her ey, onlarn hayat bilgisinin birer meyvesi. Benim tam da hayat deerlendirmede ve mahkum etmede kullandm dnce aralarnn hepsi de benim tarafmdan deil, onlar tarafindan kat edildi. Ben kendim bu dnyaya onlarn sayesinde geldim. Onlarn sayesinde rendim ve yetitim. Demiri onlar kardlar, ormanlar kesmeyi bize onlar rettiler, inekleri ve atlar onlar evcilletirdiler, tahl ekmeyi ve birlikte yaamay bize onlar rettiler, yaammz onlar dzenlediler ve bana konumay ve yazmay onlar rettiler. Ve onlarn bir rn olan, onlar tarafndan yedirilen, iirilen, retilen ben, onlarn dnceleri ve szckleriyle dnerek btn bunlarn samalk oldugunu savundum. "Yanl olan bir ey var!" dedim kendime. "Bir yerlerde byk bir hata yaptm." Ancak nerede hata yaptm anlamam ok zamanm ald.imdi az ya da ok sistematik bir ekilde ifade edebildiim btn bu pheleri o zamanlar ifade edemiyordum. O zamanlar sadece, yaamn boluuna ilikin varm olduum sonular mantksal adan ne kadar kanlmaz sonular da olsa ve de bu sonular en byk dnrler tarafndan dorulanm da olsa bu sonularla ilgili bir eylerin doru olmadn hissediyordum. Hata, ister akl yrtmenin kendisinde olsun, isterse sorunun sorulu biiminde, vardm sonucun mantksal adan ikna edici olmasna karn yetersiz olduunu hissediyordum. Btn bu sonular beni akl yrt biimimin gerei olan eyi yapmaya yani kendimi ldrmeye ikna edememiti. Kendimi ldrmeden, beni bu noktaya akln getirdiini sylersem yalan sylemi olurdum. Akl iin iindeydi, ama sadece bir tr var olu bilinci diye adlandrabileceim bir ey daha iin iindeydi. Beni dikkatimi una deil de buna yneltmeye zorlayan bir g i bandayd. Beni iinde bulunduum mitsiz durumdan ekip karan ve dikkatimi bambaka bir tarafa ynelten ey ite bu gt. Bu g beni, dikkatimi insanln ben ve bana benzer birka yz kiiden olumad ve henz insanln var olu servenini bilmediim gereine ynelmeye zorlad. Kendime benzer insanlardan oluan dar evreme baktmda sadece sorunu kavrayamayan insanlar, ya da kavrayp da sorunu hayatn sarholuu ierisinde boanlar, ya da sorunu kavrayp da yaamna son verenler, ya da sorunu kavradklar halde zayflklarndan tr mitsiz yaamlarn srdrenleri gryordum, Baka hi kimseyi grmyordum. Sanyordum ki ait olduum zengin, eitimli ve bolca bo vakti olan insanlardan oluan o dar evre insanln tamamyd ve de dier, o gne kadar yaam ve hala da yaamakta olan milyarlarca insan gerekten insan deil bir eit srdlar. Hayat hakknda akl yrtrken beni drt bir yandan kuatan insanln tamamnn var oluunu gzden karm olmam imdi bana tuhaf ve inanlmaz derecede akl almaz geliyor. Benim hayatmn, Sleyman'n ve Schopenhauer'un hayatlannn gerek, normal hayatlar, milyarlarca insann hayatlarnn ise dikkate demeyecek birer vaka olduunu dnecek derecede sama bir hatann iine dmtm. imdi bana tuhaf gzkse de o zamanlar yle dnyordum. Aklmm kibrinin aldatmacasnda benim, Sleyman'n ve Schopenhauer'un soruyu en doru ekilde sorduumuzu ve sorunun daha baka hibir ekilde sorulamayacan sanyordum. Bu, bana ylesine phe gtrmez bir gerekmi gibi geliyordu ki, btn o milyarlarn henz sorunun derinliini kavrama noktasna gelemediklerini dnyordum. yle ki, yaamn anlamn ararken bir kere bile u soru aklma gelmemiti: "Peki, yeryznde bugne kadar yaam ve hala da yaamakta olan milyarlarca sradan insann hayatlarnn anlam nedir ve de ne olagelmitir?" yle sylenmese de, bizim gibi zgr dnen, eitimli insanlara zg olan bu delilikle uzunca bir sre yaadm. Ancak, gerek gerekten alan insanlara duyduum, beni onlar anlamaya ve sandmz gibi aptalolmadklarn grmeye zorlayan o somut sevgi, gerekse yapacam en iyi iin kendimi asmak olduu gereinden te bir ey bilmerne imkan olmadna olan samimi inancm yznden, eer yaamak ve yaamn anlamn kavramak istiyorsam bu anlam, onu yitirenlerin ve kendilerini ldrmek isteyenlerin arasnda deil de, yaamn kendisini oluturan,

kendi hayatlarnn ve de bizim hayatlarmzn ykn srtlanm olan, gemiin ve gnmzn milyarlar arasnda ararnam gerektiini en azndan igdsel olarak hissettim. Gemite yaam ve hala da yaamakta olan o basit, cahil ve fakir insanlarn oluturduu muazzam kitlelerin zerinde dnmeye baladm ve olduka deiik bir eyle karlatm. unu grdm ki, nadir istisnalar dnda, yaam ve yaamakta olan btn o milyarlar benim snflandrmama uymuyor; onlar sorunu anlayamayanlar diye snflayamazdm, nk soruyu olaanst bir aklkla dile getiriyor ve yantlyorlard. Ne de onlar Epikrcler olarak dnebilirdim, nk yaamlarnda zevkten ok yoksunluklar ve aclar vard. Hele onlarn mantksz bir ekilde, anlamsz bir var olu srdrdklerini hi syleyernezdim, nk yaamlarndaki her eye, lm de dahil olmak zere, aklama getirebiliyorlard. nsann kendisini ldrmesini en byk ktlk sayyorlard. yle gzkyordu ki, btn insanln hayatn anlamna ilikin, benim dorulamadm ve kmsediim bir bildii vard. Akla dayal bilgi yaamn anlamna ilikin bilgi vermez ve var oluu dlarken, milyarlarca insann btn insanln- hayata atfettii anlam kk grlen bir takm yalanc bilgiye dayanyordu. Eitimli ve bilge kiilerin ortaya koyduklar akla dayal bilgi yaamn anlamn reddederken byk insan kitleleri, btn insanlk, bu anlam akld bilgiyle alglyordu. Bu akld bilgi ise inantr, tam da benim kabul edemeyeceim ey. Bu, Tanrdr; alt gnde yaradl, eytanlar ve melekler ve dierleri. Aklm yitirmedike kabul edemeyeceim eyler. inde bulunduum durum korkuntu. Akla dayal bilginin yolunda var oluu reddediten baka bir ey bulamayacam biliyordum. Ve inanta da akl reddediten baka bir ey yoktu. Bu benim iin var oluun reddinden bile daha ok kabul edilemeyecek bir eydi. Akla dayal bilgi asndan yaam ktyd, insanlar bu gerei biliyorlard ve yaamlanna son vermek kendi ellerindeydi. Gene gemite olduu gibi imdi de yaamaya devam ediyorlard. Yaamn kt ve anlamsz olduunu uzun sreden beri bilmeme ramen ben kendim yaamaya devam ediyordum. nan asndan bakldnda ise yaamn anlamn kavrayabilmem iin aklm reddetmem gerekiyordu. Tam da bunun bir anlamnn olmas gerekiyordu. Bir eliki domutu ve bu elikiden kn iki yolu vard. Ya benim mantk dediim ey sandm kadar akla dayal deildi, ya da bana akl d gzken ey sandm kadar akl d deildi. Ben de aklc bilgiye dayal dnce izgimin geerliliini aratrmaya koyuldum. Geerliliini aratrnca dnce izgimin gayet doru olduunu grdm. Yaamn hilikten baka bir eyolmad sonucuna varmak kanlmazd, ancak bir hatay fark ettim. Hata, akl yrtme biimimin sormu olduum soruyla uyumamasyd. Soru uydu: "Neden yaamalym, yani benim bu aldatc, fani yaammn ne gibi gerek ve kalc bir sonucu olacak? Bu sonsuz evrende benim sonlu var oluumun ne gibi bir anlam var?" Ben de bu soruya cevap verebilmek iin var oluu incelemitim. Var olula ilgili akla gelebilecek her trl soruya ilikin zmler beni aka tatmin etmiyordu, nk benim sorum ilk bakta basit gzkse de sonlunun sonsuzla, sonsuzun da sonluyla aklanmasn gerektiriyordu. u soruyu sordum: "Zamann, sebebin ve uzayn tesinde benim yaammn anlam nedir?" Ve bambaka bir soruya yant verdim: "Zamann, sebebin ve uzayn iinde yaammn anlam nedir?" Uzun dnme uralar sonunda vardm sonu uydu: "Hibir ey." Muhakemelerimde srekli olarak sonluyu sonluyla, sonsuzu da sonsuzIa karlatryordum (baka trl de yapamazdm zaten). Ancak bu yzden de kanlmaz olan u sonuca varyordum: G gtr, madde maddedir, irade iradedir, sonsuz sonsuzdur, hibir ey hibir eydir. Elde edebileeeim tm sonu buydu. Bu matematiktekine benzer bir durumdu. Bir denklemi zmek iin kafa yorduumuzda bir zdelik zerinde altmz anlarz. Dnce izgimiz dorudur, ancak bu dnce izgisi a eittir a, ya da x eittir x, ya da eittir yantna Uar. Benim var oluun anlamna ynelik sorumla ilgili akl yrtmde de ayns oldu. Btn bilimlerin bu soruya verdii yant zdelikti. Ve gerekten de kuralc bilimsel bilgi - Descartes'ir yapt gibi, her ey hakknda mutlak bir pheden yola kan o bilgi inan adna kabul edilen her trl bilgiyi reddeder, her eyi yeni batan akln ve deneyin kanunlar stne ina eder ve var olu sorusuna benim de ulatm o belli belirsiz yanttan bakasn veremez. Sadece ilk balarda bana bilgi pozitif bir yant - Schopenhauer'un yantn - veriyor gibi gelmiti. O yant da hayatn hibir anlam olmad ve kt olduuydu. Ancak, konuyu incelediimde anladm ki, bu yant pozitif bir yant deildi ve o yant o ekilde ifade eden ey benim hislerimdi. Brahmanlar, Sleyman ve Schopenhauer tarafndan kesin olarak ifade edildii ekliyle yant ya belirsizdi, ya da zdelikti: O eittir 0, var olu eittir

hilik. Bu ekilde felsefi bilgi hibir eyi inkar etmemekle birlikte soruyu kendisinin zemeyecei yantn vermi oluyordu. Felsefe iin bu sorunun yant belirsizliini koruyordu. Bunu anladm iin unu da anlamtm ki, aklc bilgide soruma yant bulmam imkanszd ve aklc bilginin verdii yant sadece unu gstermiti: Byle bir yant, ancak soru baka bir ekilde ifade edilirse ve de soruya sonlunun sonsuzla olan ilikisi dahil edilirse, elde edilebilirdi. unu anladm ki, inancn verdii yantlar her ne kadar akld ve gerek anlamndan saptnlm da olsa, bu yantlarn stn olan bir yan vard. Bu yantlarn getirdii her zmde sonlu ile sonsuz arasndaki ilikiye yer verilmiti. Bu iliki olmadan bir zm olamazd. Soruyu her ne ekilde sorduysam aldm yantta bu iliki vard. Nasl yaamalym? - Tanrnn kanunlarna gre. Benim yaamamn ne gibi bir gerek sonucu olacak? Sonsuz strap ya da sonsuz mutluluk. Yaamn, lmn yok edemeyecei nasl bir anlam var? - Sonsuz Tanryla birlemek: Cennet. Bylelikle, bana tek bilgi tr gibi gelmi olan aklc bilginin yan sra yaayan btn insanlarn bir baka, akl d bilgiye -yaamay mmkn klan o eye, yani inanca- sahip olduunu kabul etme noktasna geldim. Inan hala bana eskiden olduu kadar akl d geliyordu, ama sadece inancn insanln var olu sorusuna yant verdiini ve bunun sonucu olarak da yaamay mmkn kldn kabul etmekten baka arem de yoktu. Akla dayal bilgi beni yaamn anlamsz olduunu kabul etme noktasna getirmiti. Hayat akm durmutu ve kendimi ldrmek istiyordum. Insanln tamamna baktmda ise insanlarn yaamay srdrdklerini ve yaamn anlamn bildiklerini sylediklerini gryordm. Bir de kendime baktm. Gemite hayatta bir anlam bulabildiim srece ve onu yaamaya deer klabildiim srece yaamaya devam etmi olduumu grdm. Tekrar baka lkelerin insanlarna, kendi adalarma ve onlarn atalarna baknca da ayn eyi grdm. Var oluun olduu her yerde, insanolu inanmaya balad gnden beri yaam kendisi iin yaanlr klmt ve bu inancn ana hatlar her yerde hep aynyd. Bu inan ne olursa olsun, hangi yantlan verirse versin ve bu yantlan kime verirse versin, verdii her bir yant insanolunun fani varlna aclann, yoksunluklarn ve lmn ortadan kaldramayaca sonsuz bir anlam katmakta. Bu, ancak yaamn anlamn ve olanan inanta bulabileceiz demektir. O halde inan nedir? unu anladm ki, inan sadece "grlmeyerin bilgisi" vesaire deildir; bir vahiyder ibaret de deildir (bu, inancn yalnzca bir ynn tanmlamaktadr), insann Tann'yla olan ilikisi de deildir (insann inanc Tann yoluyla tanmlamamas, nce inanc sonra Tann'y tanmlamas gerekir) . nan sadece insann Bir denilen eyle yapt bir anlama da deildir (inancn en ok da bu olduu sanlr). nan insann var oluunun anlarnma ilikin bilgidir ve ancak bu bilginin sonucunda insan kendi kendisini yok etmeyip yaamn srdrebilir. nan, var oluun gcdr. Bir insan yayorsa bir eylere inanyordur. Eer bir eyler iin yaamak gerektiine inanmasayd, yayor olmazd. Eer insan fani olann aldatc doasn grmyor ve fark etmiyorsa fani olana inanyor demektir. Fani olann aldatc doasn kavrayabiliyorsa sonsuza inanmak zorundadr. Bir inanc olmadan yaayamaz. Zihin ura verdiim btn o sreci hatrladm ve dehete kapldm. imdi apak anlyordum ki, bir insann yaayabilmesi iin ya sonsuzu grmemesi, ya da var oluun anlamna ilikin sonlu olan ile sonsuz olan birletiren bir aklamasnn olmas gerekiyordu. Byle bir aklamam eskiden olmutu, ama fani olana inanmaya devam ettiim mddete bu aklamaya ihtiya duymuyordum ve akl yoluyla kendi aklamamn geerliliini aratrmaya baladm. Akln nda benim eski aklarnam tamamen parampara oldu. Ancak bir zaman geldi ki, fani olana inanmay braktm. Sonra bildiklerimden yola karak aklc temeller zerine var oluun anlamn verecek bir aklama ina etmeye baladm. Ancak hibir ey ina edemedim. nsan aklnn en iyileriyle birlikte ben de o, sfr eittir sfr, sonucuna vardm ve bu sonuca ok ardm. Geri bundan baka bir sonu da kamazd.Deneysel bilimlerde soruma yant aramakla aslnda ne yapyordum? Niin yaadm renmek istiyordum. Bu amala da kendirnin dnda kalan her eyi aratrdm. Aka ok ey rendim, ama ihtiyacm olan eyleri deil. Felsefi bilgide yant aramakla ne yapyordum? Benimle ayn durumda olmu olan kiilerin dncelerini inceliyordum, ama "Niin yayorum?" sorusuna yant bulamyordum. uras akt ki kendi bildiim eyden baka hibir ey renemiyordum. Kendi bildiim de, hibir eyin bilinemeyeceiydi. Kimim ben? Sonsuzun bir paras. te btn sorun bu iki szckte yatyordu. nsanln bu soruyu kendisine sadece dn sormu olmas mmkn myd? Benden nce herhangi birisinin kendisine bu kadar basit olan, her zeki ocuun dilinin ucuna geliverecek o soruyu sormu olmas mmkn deil miydi?

uras kesin ki bu soru insanolunun var oluundan bu yana sorulagelmitir ve doaldr ki insanlk var olal beri sonluyu sonluyla ve de sonsuzu sonsuzla karlatrmak ayn derecede yetersiz sonu vermitir. nsanln var oluundan beri de sonlu olann sonsuz olanla ilikisi aratrla ve dile getirile gelmitir. Sonlu olann sonsuza uyarland ve var olua ilikin bir anlamn kefedildii btn bu kavramlar -Tanr kavram, irade kavram ve iyilik kavramn- mantksal incelemeye tabi tutarz. Ve btn bu kavramlar da akln eletirilerine direnmekte baarsz olurlar. Eer bu, bu kadar korkun olmasayd, bizlerin byk bir gurur ve tatmin duygusuyla ocuklar gibi, bir saati nce paralarna ayrp, iinden yaylarn karp, ondan bir oyuncak yapp, sonra da saatin almamasna armamz gln bir durum olabilirdi. Sonlu ile sonsuz arasndaki elikinin zm ile var olu sorusuna verilecek ve yaam yaanlr klacak olan o yant gerekli ve deerli bir yanttr. Bu, her yerde, her zaman ve btn insanlar arasnda rastladmz tek zmdr: nsann var oluunun izini yitirdiimiz zamanlardan gelen bir zm; ylesine zor bir zm ki bir benzerini asla oluturamayacamz bir zm. Ve bu zm bizler tasaszca yok etmekte ve hepimizin doasnda olan ve bir cevap da bulamadmz o ayn soruyu sormaya devam etmekteyiz. Sonsuz bir Tann kavram, ruhun Tannsall kavram, insann Tann'yla olan ilikisi, ruhun birlii ve varl, insandaki ahlaki iyilik ve ktlk dncesi; btn bunlar insan dncesinin gizli sonsuzluunda zlce belirtilen kavramlardr. Bu kavramlar, onlar olmakszn ne yaamn ne de benim kendimin var olmas mmkn olmayan kavramlardr. Ne var ki, ben bu btn insanln emeini reddederek, onu kendim yeni batan, kendi tarzmda oluturmak istiyordum. O zamanlar byle dnmyordum, ama bu fikirlerin tohumlar oktan iimde yer etmiti. tn olarak unu anlamtm ki, Schopenhauer ve Sleyman ile birlikte, btn bilgeliimize ramen, iinde bulunduum konum aptalca bir konumdu. Yaamn ktlkten ibaret olduunu grmekte ve yaamaya devam etmekteydik. Bu aka aptallkt, nk eer hayat anlamszsa ve ben de madem mantkl olan o kadar seviyor idiysem, bu durumda yaama son verilmesi gerekirdi ve o zaman da kimse bunun yarl olduunu syleyemezdi, kinci olarak unu anladm ki, insann btn muhakemesi bota dnen bir pinyon ark gibi bir ksr dngye sapyordu. Ne kadar ok ve ne kadar iyi akl yrtrsek yrtelim o soruya bir cevap bulamayz. Sfr her zaman sfra eit olacaktr ve bu yzden tuttuumuz yol byk ihtimalle yanltr. nc olarak ise unu anlamaya baladm ki, inancn verdii yantlarda en derin insani bilgelik saklyd ve benim bu yantlan akl dayanak gstererek reddetmeye hi hakkm yoktu, var olu sorusuna karlk olan yantlar bunlard . Bunu anlamtm, ama bunu anlam olmak iimi hi de kolaylatrrnad, imdi herhangi bir inanc kabul etmeye hazrdm, yeter ki benden akl dorudan inkar etmemi istemesin, ki bu yanl olurdu. Ben de Budizm'i ve slam' kitaplardan inceledim. En ok da Hristiyanl gerek kitaplardan gerekse de etrafrndaki insanlardan inceledim. Doaldr ki ilk olarak evremdeki dindar ve ayn zamanda eitimli olan insanlara; kilise ilahiyatlarna, keilere, en son grleri savunan ilahiyatlara ve hatta insanln gnahlardan ve Cehennem azabndan Hz. sa'nn kefaretiyle kurtulabileceini syleyen baz Protestan kiliselerine yneldim. Bu inanarlarn pelerini brakmadm ve onlara inanlar ile yaamn arlamna ilikin arlaylaryla ilgili olarak sorular sordum. Ancak mmkn olan tm dnleri verdiim ve her trl fikir ayrlndan kandm halde bu insanlarn inanlarn kabul etmem mmkn olmad. unu grdm ki, orlarn inanlar olarak dile getirdikleri eyler var oluun anlamn aklamyor, daha da iinden klmaz bir hale getiriyordu. tnanlanmn benim var olua ilikin soruma yant vermediinl kendileri de kabul ediyorlard. Beni inanca ynelten ey o varolu sorusuydu ve bu soru imdi bir takm baka sebeplerden bana uzak geliyordu. Bu insanlarla olan konumalarmda ska yaadm o umut duygusundan sonra tekrar eski mitsiz durumuma dnmek korkusuyla ac ektiimi hatrlyorum. Bu insanlar bana retilerini tam anlamyla akladka, onlarn yanllarm daha ak bir ekilde gryor ve onlarn inanlarnda var oluun anlamna ynelik bir aklama bulma umudumun bo olduunun farkna varyordum. retilerinde pek ok gereksiz ve akld eyi, bana hep yakn gelmi olan, Hristiyanln hakikatleriyle birletirmi olmalar deildi yanl olan. Beni iten ey bu deildi. Bana itici gelen gerek bu insanlarn hayatlanmn benimki gibi olmasyd; u farkla ki, yaadklar hayat retilerinde savunduklan ilkelere karlk gelmiyordu. Apak bir ekilde unu anladm ki, onlar

kendilerini kandrmaktaydlar ve benim gibi onlar da hayatta, hayat devam ederken yaamaktan ve ellerinin tuttuunu almaktan baka bir anlam bulamyorlard. Bunu anlamtm nk eer kendileri kaybetme, ac ekme ve lm korkusunu ortadan kaldracak o anlam bulmu olsalard, btn bu eylerden korkuyor olmazlard. Ancak bizim evremizdeki bu inanan insanlar tpk benim gibi yeterlilik ve bolluk ierisinde yayorlar; bu yeterlilik ve bolluu daha da artrmaya ya da korumaya alyorlar; yoksunluktan, ac ekmekten ve lmden korkuyorlard. Tpk ben ve btn inanmayanlar gibi, arzularm tatmin etmek iin yayorlar ve de inanmayanlardan daha kt olmasa bile en az onlar kadar kt bir yaam sryorlard. Hibir gr beni onlarn inanlarnn doruluuna ikna edemezdi. Sadece, hayatta bana korkun gelen eyleri -yoksulluu, hastal ve lm- onlarn kendileri iin korkun olmaktan karan bir anlam bulduklarnn gstergesi olan eylemler beni buna ikna edebilirdi. Bu tr eylemlere ise bizim evremizdeki pek ok inanan arasnda rastlamyordum. Tam tersine bu trden eylemleri bizim evremiz ierisindeki en inansz insanlarn gerekletirdiklerini gryordum, szde inananlarn deiL. Bu insanlarn itikatlarnn benim aradn inan olmadn ve inandklan eyin gerek bir inan olmayp hayattan Epikrc bir yaklamla bir teselli bulmak olduunu anladm. unu anladm ki, bu inan lm yatandaki tvbekar Sleyman iin bir teselli deilse bile, bir oyalama vazifesi grse de; kendilerinden bakalarnn emeklerini ar ur edip elenmeleri deil de, yaam yaratmalan beklenen insanln o byk ounluuna hizmet edemez. Btn o insanlarn yaayabilmeleri ve hayata bir anlam atfederek yaamaya devam edebilmeleri iin onlarn, o milyarlarca insann inanca dair farkl ve gerek bir bilgilerinin olmas gerekir. Gerekten de, beni inancn varlna ikna eden ey ben, Sleyman ve Schopenhauer'un kendimizi ldrmemi olmamz deil, o milyarlarca insann gemite yaam ve bugn de yaamakta olduklar ve bizleri var olularnn dalgasnda tam olduklar gereiydi. Ben de fakir, basit ve cahil halkn arasndaki inananlara -haclara, keilere, tarikatlara ve kyllere- yaklamaya baladm. Bu insanlarn inanc da bizim evremizdeki yalanc inananlarn ikrar ettikleri ayn Hristiyan inancyd. Onlarn arasnda da Hristiyanlk gereklerine kanm pek ok batl inana rastladm. Ama u farkla ki, bizim evremizdeki inananlarn batl inanlar kendileri iin olduka gereksiz ve yaadklar hayata uygun dmez, sadece bir tr Epikrc aldatmacadan ibaretken; ii kitlelerinin arasndaki inananlarn batl inanlar yaamlaryla ylesine bir uygunluk gsteriyordu ki, onlar hayatlarnn kanlmaz bir paras olan bu batl inanlar olmakszn hayal etmek imkanszd. Bizim evremizdeki inananlarn btn hayatlar inanlaryla bir eliki ierisindeyken, ii-halktan inananlarn btn hayatlar inanlarnn kendilerine verdii o var oluun anlamnn bir dorulamasyd. Ben de bu insanlarn yaamlarn ve inanlarn daha derinliine aratrmaya baladm; bu konu zerinde ne kadar dndysem, bu insanlarn kendileri iin zorunluluk olan, tek bana hayatlanna bir anlam veren ve yaam onlar iin olanakl klan gerek bir inanlar olduuna o kadar ikna oldum. Kendi evremizde -inarmadan yaamann mmkn olduu ve ancak bin kiiden bir kiinin kendisinin inanl biri olduunu kabul ettii o evremizde- grdklerimin tersine bu insanlarn arasnda inanmayanlar neredeyse binde birdi. Btn yaamn aylaklk, elence ve tatminsizlik ierisinde getii o kendi camiamzda grdklerimin tersine, bu insanlarn btn hayatlarnn ar ilerde getiini ve bu insanlarn hayattan memnun olduklarn grdm. Bizim evremizdeki insanlarn kadere kar klar ve ekilen yoksunluklar ve aclar yznden kaderden yaknmalarnn tam zdd olarak bu insanlar hastalklar ve aclar armadan, kar koymadan ve baa gelen her ite bir hayr olduuna dair dingin ve sarslmaz bir inanla kabulleniyorlard. Bilgelii arttka yaamn anlamn daha az anlayabilen, ac ekiyor ve lyor oluumuz gereinde kt bir istihza bulan bizlerin tersine, bu insanlar yaamaya ve ac ekmeye devam ediyorlar, lme ve acya skunetle, pek ok durumda da memnuniyetle yaklayorlard. Skunet ierisinde, dehet ve aresizlikten uzak bir lmn bizim evremizde ok nadir rastlanan bir istisna olmasnn tersine kederli, isyankar ve mutsuz bir lm bu insanlar arasnda en nadir rastlanan istisnalardand. Bizim ve Sleyman iin yaamn tek iyi taraf olan btn o eylerden yoksun, ancak gene de mutluluklarn en byn tatmakta olan byle insanlar byk bir ounluu oluturuyordu . Etrafma daha geni bir adan bakmaya baladm. Gemiteki ve gnmzdeki bu muazzam insan kitlesinin yaamlan zerinde dndm. Bu ekilde, hayatn anlamn kavrayan, yaama ve lme becerisine sahip iki, ya da onlarca deil; yzlerce, binlerce, milyonlarca insan grdm. Hepsi de tarzlan, zekalar. eitimleri, toplumsal konumlan sonsuz farkllk arz etse de- ayn ekilde, benim cehaletimin tam tersi olarak, yaamn ve lmn anlamn biliyor, skunet

ierisinde ilerini yapyor, yoksunluklara ve aclara gs geriyor, yaamay srdryor ve lmde hiliin deil, bir haynn olduunu grerek can veriyorlard. Bu insanlan sevmeyi rendim. Onlann hayatlann, haklannda bir eyler okuduum ve iittiim, halen yaamakta ya da gemite lm olanlarn hayatlann daha yakndan tandka, onlan daha ok sevdim ve yaamak benim iin kolaylat. ki yl kadar bu ekilde devam ettim ve bende, nicedir olgunlaan ve umudunu hep iimde tadm bir deiim gerekleti. Bu deiim yle bir ekilde gerekleti ki, bizim zengin ve eitimli camiamzn hayat tarz bende sadece tiksinti uyandrmakla kalmad, gzmdeki btn anlamn da yitirdi. Btn yapp ettiklerimiz, tartmalanmz, bilim ve sanat gzme bir baka ekilde gzkmeye balad. Anladm ki, bu yaam biimi bir zevk dknlnden ibaretti ve byle bir yaamda bir anlam bulmak imkanszd. te yandan, btn o aln teri dken insanlann, yaam var eden btn o insanln hayatnn gerek anlamn kavramtm. Anlyordum ki, ite "bu" hayatn kendisiydi ve byle bir hayata atfedilen anlam doru anlamd. Ben de bu anlam kabul ettim. lnanlaryla elikili hayatlar sren insanlarca dile getirildiinde bu inanlarn beni nasl ittiini ve bana nasl anlamsz geldiini ve de inanlarna uygun yaayan insanlar grdmde bu ayn inanlarn bana nasl cazip ve mantkl geldiini hatrladka, o zamarlar bu inanlar niin reddettiimi ve anlamsz bulduumu, imdiyse niin kabul ettiimi ve ok arlaml bulduumu anlyordum. Hata yaptm ve niin hata yaptm anladm. Hatay daha ok, yarl dndm iin deil, kt bir yaam srdm iin yapmtm. Anladm ki, benden gerei gizleyen ey dnce akmdaki bir hata olmaktan ok hayatm iinde geirdiim, isteklerin Epikrc yoldan tatmininden oluan o istisnai artlard. Anladm ki, hayatrnn ne olduuna dair sorduum soru ve verdiim cevap - ktlk gayet doruydu. Tek hata, cevabn sadece benim hayatmla ilgili olmasyd, oysa ben onu hayatn geneliyle ilikilendirmitim. Kendi kendime yaammn neden ibaret olduunu soruyordum ve u cevab alyordum: Bir ktlk ve samalktan ibaret. Gerekten de, kendi hayatm -zevk dknlnden ibaret olan o hayat- arlamszd ve ktyd, bu yzden de "Hayat ktlk ve samalktan ibarettir" yant sadece benim kendi hayatmla ilgiliydi, btn insanln var oluuyla ilikili deildi. Sonradan ncil'de rastladm u gerei idrak ettim: insanlar ktansa karanl daha ok severler, nk yapp ettikleri eyler fena eylerdir. O ki ktlk yapar, ktan nefret eder ve yapp ettikleri iin azar iitecei korkusuyla a gelmez." unu anladm ki, var oluun ne anlama geldiini kavrayabilmek iin ilk nce yaam anlamsz ve kt olmamalyd, ancak bu ekilde onu akl yoluyla aklayabilirdik. Bylesi apak bir hakikatln evresinde neden bu kadar uzun bir sre dolanp durduumu ve kiinin eer insanln var oluundan sz edecekse, durup dnmesi ve yaamn bir takm parazitlerinden deil de, varoluun kendisinden sz etmesi gerektiini anlamtm. Bu gerek her zaman iin iki kere ikinin drt ettii kadar doruydu, ama ben bu gerei kabul etmemitirn, nk iki kere ikinin drt ettiini kabul etmem demek, kendimin de kt biri olduunu kabul etmem demekti. Kendimin iyi biri olduunu dnmem benim iin iki kere ikinin drt etmesinden daha nemli ve vazgeilmez bir eydi. Gzel insanlar sevmeye balamtm, kendimden nefret ediyor ve gerei itiraf ediyordum. Artk benim iin her eyapakt. Ya, btn hayatn insanlara ikence yapmak ve insanlarn kafalarn uurmakla geiren bir cellat, ya da iinde hacetini giderdii karanlk odadan kmamaya yeminli, eer karsa kafasnda leceini kuran umutsuz bir ayya, ya da deli kendisine "Hayatn anlam nedir?" diye soracak olsa uras kesindir ki, bu soruya yaamn en byk ktlk olduundan baka verecek yant olamaz. Bu deli adamn verecei yant tamamen doru olur, ancak bu yant yalnzca kendisini balar. Peki ya ben byle bir deli isem? Ya zengin ve ok bo vakti olan bizler byle delilersek? Anladm ki bizler gerekten byle delileriz. En azndan ben kendi adma kesinlikle yle bir deliydim. Gerekten de, bir ku uabilecek, yiyecek toplayabilecek ve yuva ina edebilecek ekilde yaratlmtr; bir kuun bunlar yaptn grdmde onun mutluluundan ben de mutluluk dryarm. Bir kei, bir yaban tavan ve bir kurt da kendilerini besleyecek, yavrulayacak ve ailelerine bakacak ekilde yaratlmlardr; ben de onlarn bunlar yaptn grdmde, onlarn mutlu olduunu ve var olulannn akla uygun olduunu kesin olarak bilirim. O halde bir insann yapmas gereken ey nedir? Bir insan da ayn ekilde hayvanlarn yapt gibi kendi var oluunu retmelidir; u farkla ki, bunu tek bana yaparsa yok olup gidecektir; bunu kendisi iin deil, tm insanlk iin yapmaldr. Bunu yaptnda una kesin olarak kaniyim ki, o mutlu bir insandr ve var oluu akla uygundur.

Peki ya ben hayatmn o sorumluluk gerektiren otuz yl boyunca ne yapmtm? Btn var oluu desteklemek yle dursun, kendim iin bile o var oluu yaratamamtm. Bir parazit gibi yayor ve kendime "Yaamamn faydas ne?" diye sorduumda "Bir faydas yok" yantn alyordum. ayet insan var oluunun anlam bu var oluu desteklemekte yatyorsa, otuz yldr kendimdeki ve bakalanndaki var oluu yok etmekle megulolan ben, yaammn anlamsz ve kt olduundan baka bir yan ta nasl ulaabilirdim? .. Yaamm hem anlamsz hem de kt bir yaamd. Yeryznn var oluu birisinin iradesi sayesinde sregelmektedir - birisi tm yeryznn ve bizlerin var oluuyla amacn gerekletirmektedir. Bu iradenin anlamn kavramay umabilmesi iin, kiinin ilk nce kendisinden istenenleri yerine getirerek, bu iradeyi gerekletirmesi gerekir. Ancak eer benden istenen eyi yapmayacak olursam, benden neyin istendiini asla anlayamayacam gibi, hepimizden ve btn evrenden de ne istendiini anlayamam. Eer plak, a bir dilenci sokaklardan alnr da gzel bir kuruma ait bir binaya getirilir, orada kendisine yiyecek iecek verilir ve bir kolu aa yukar hareket ettirmekle ykml klnrsa, aktr ki, niin sokaklardan alnp getirildiini, kolu niin hareket ettirmesi gerektiini, ya da o kurumun tamamen mantkl bir dzene sahip olup olmadn sorgulamadan nce, dilenci ilk olarak o kolu hareket ettirmelidir. O kolu hareket ettirirse kolun bir pompay altrdn, pompann su ektiini ve o suyun bahedeki tarhlar suladn grecektir. Sonra o dilenci pompa istasyonundan alnp meyve toplayaca ve efendisinin cennetine girecei bir baka yere gtrlecektir. Aa ilerden daha yksek ilere terfi ederek kurumun dzenini gitgide daha iyi anlayacak ve bu dzen iinde yer ald srece niin orada oldugunu sorgulamayacak ve efendisine asla serzenite bulunmayacaktr. Demek oluyor ki, O'nun isteini yerine getirenler, bizim "sr" diye nitelendirdiimiz o basit, cahil, emeki halk efendisine ikayette bulunmuyor. Ama biz bilgeler efendinin yemeini yiyip onun bizden istediklerini yapmyoruz da onun yerine bir daire etrafna oturmu unu tartyoruz: "Bu kolu ne diye hareket ettirmek lazm? Bu aptalca bir ey deil mi?" Bu ekilde bir karara vanyoruz. Efendinin aptal olduuna, ya da var olmadna ve kendimizin bilge olduuna karar veriyoruz. Bunun u sakncas oluyor: Hibir ie yaramadmz ve bir ekilde yaamlarmza son vermemiz gerektiini dnyoruz. Akla dayal bilgi alanndaki hatann farkna varm olmam kendimi bo dncelerin ayartclndan kurtarmam salad. Gerein bilgisinin ancak yaayarak edinilebilecei inanc yaadm hayatn doru bir hayat olup olmadn sorgulamama yol at. Gnaha sapmaktan beni yalnzca u gerek korudu: Sekinci tutumumdan kopmay, sade emeki insanlarn gerek yaamlarn grmeyi ve sadece bunun gerek var olu olduunu anlamay baarmtm. Anlamtm ki, hayat ve anlamn kavramak istiyorsam, bir parazitin hayatn yaamamalydm. Gerek bir hayat yaamalydm ve bu yaamn - gerek insanlkla birlikte ve o var olua kendimi de katarak - geerliliini dorulamalydm. O dnemde bunlar yayordum. O btn yl boyunca kendimde neredeyse her an, bir ilmik ya da kurunla her eye son verip vermemeyi sorguladm. Btn o zaman zarfnda, szn ettiim dnce ve gzlem sreciyle birlikte, kalbirn ac bir duygunun eziyeti altndayd. Bu duyguyu Tamy aray olarak betimleyebiliyorumsadece. Diyebiliyorum ki, o Tanr aray bir akl yrtten ok bir histi, nk bu aray benim dnce zincirimden yola karak ilerleyen bir aray deil -aslnda bu aray dncelerime tam da ters bir ynde ilerliyordu- yreimden yola kan bir arayt. Bu bir tr korku, kszlk, yabanc bir lkede tek bana kalmlk ve de birilerinden bir yardm beklentisi hissiydi. Geri Tanr'nn varlnn kantlanamayacana gayet ikna olmu durumdaydm (Kant byle bir eyin kantlanamayacan gstermiti ve ben de onu ok iyi anlamtm), ancak gene de Tanr'y aryor, bulmay umuyor ve eski bir alkanlkla, aradm ama bulamadm o eye dua ediyordum. Kant'n ve Schopenhauer'un bir Tanr'nn var olduunu kantlamann imkanszlna ynelik iddialarn zihnimde tekrar gzden geiriyor, bu iddiann geerliliini sorguluyor ve iddiay rtyordum. Sebep, diyordum kendi kendime, zaman ve uzay gibi bir dnce kategorisi deildir. Eer ben varsam bunun bir sebebi ve o sebebin de baka sebepleri olmak zorundadr. Her eyin ilk sebebi ise insanlarn "Tanr" dedikleri eydir. Bu dnce zerinde bir sre durdum ve btn varlmla o sebebin varlnn ayrdna varmaya altm. Beni var eden bir gcn olduunu kabul eder etmez de yaamaya devam edebileeeimi hissettim. Ama kendime unu sordum: "Bu sebep, bu g nedir? Onu kafamda nasl canlandrmalym? Benim Tanr dediim o eyle ilgim nedir?" Sadece bildik yantlar aklma geldi: "O yaratan ve esirgeyendir." Bu cevap

beni tatmin etmedi ve iimde var oluum iin gerekli olan bir eyleri yitiriyor olduumu hissettim. Dehete kapldm ve kendisini aradm O'na bana yardm etmesi iin dua ettim. Ancak ben ne kadar dua ettiysem, O'nun beni iitmediini ve arm kimsenin muhatap almadn o kadar iyi anladm. Ve yreimde Tanr'nn olmadna dair bir mitsizlikle yle dedim: "Tanrm bana merhamet et, beni koru! Tanrm bana bilmediimi ret!" Ne var ki, hi kimse bana merhamet etmedi. Hayatmn bir durma noktasna geldiini hissediyordum. Ancak eitli alardan, tekrar ve tekrar, yeryzne herhangi bir sebep ya da anlam olmakszn gelmi olamayacam sonucuna varyordum. Kendimi hissettiim gibi, yuvasndan aa dm, tyleri bitmemi bir yavru ku olamazdm. yle olsa bile, imenlerin zerinde srt st yatm alyorum, nk bir annenin beni dnyaya getirdiini, yumurtadan kardn, sttn, beslediini ve sevdiini biliyorum. Peki o nerede, o anne? Eer terk edildiysem, beni kim terk etti? Beni birisinin sevgiyle bu dnyaya getirdii gereini kendimden gizleyernem. O birisi kimdi? Gene "Tanr" m? O, benim araym, aresizliimi ve mcadelemi biliyor ve gryor. "o var" dedim kendime. Bu gerei bir anlna kabul etmemle birlikte derhal ykselen var oluu ve var oluun olanaklaryla mutluluunu iimde hissettim. Ancak gene bir Tanr'mn var olduunu kabulden yola karak O'nunla olan ilikimi aratrmaya koyuldum. Gene "o" Tanr'y zihnimde canlandrmaya altm ve gene "o" Tanr evrenden ve benden koparak bir buz ktlesi gibi gzlerimin nnde eridi gitti de O'ndan geriye hibir ey kalmad. Gene iimdeki o varlk pnar kurudu da ben mitsizlie kapld m ve kendimi ldrmekten baka arem olmadm dndm. in en kt taraf da kendimi ldremeyeceimi hissediyor olmamd. Bu duruma iki ya da kez deil, onlarca, yzlerce kez geldim. nce bir mutluluk ve canllk, sonrasnda ise yaamamn imkansz olduunu bilmemden kaynaklanan bir mitsizlik hissediyordum. Hatrlyorum, bahar yeni gelmiti; ormanda tek bamaydm ve ormandaki sesleri dinliyordum. Son ylda srekli olarak yaptm gibi gene hep ayn eye kulak kabartyor, hep ayn eyi dnyordum. Gene Tanr'y aryordum. "Pekala, Tanr yok!" dedim kendime, "Benim hayal gcmn eseri deil de, benim tm var oluum kadar gerek olan yle bir ey yok. O yok. Hibir mucize de O'nun var olduunu ispat edemez, nk mucizeler benim hayal gcmn rnleridir, gerek deillerdir. " "Peki ya bendeki Tanr algs, yani araynda olduum O'na ilikin bende var olan alg?" diye sordum kendime, "Peki ya bu alg nereden geldi?" Bu dnceyle birlikte iimde gene mutluluk dalgalar kabard. Etrafmdaki her ey bir hayat buldu ve arlam kazand. Ne var ki mutluluum uzun srmedi. Zihnim mesaisine devam ediyordu. "Tanr'ya ilikin olan alg Tanrnn kendisi deildir." dedim kendi kendime. "Alg benim iimde olup biten bir ey. Tanr algs kendi iimde uyandrabileceim ya da uyandrmaktan kanabileceim bir ey. Benim aradm bu deil. Ben onsuz var oluun olmayaca eyi aryorum." Etrafmda ve iimde ne varsa, gene yok olmaya balad ve ben tekrar kendimi ldrme arzusu duydum. Ancak sonra dikkatimi kendime, iimde olan bitenlere evirdim ve hayatn iimde durma noktasna gelip gelip tekrar bir canllk kazand o yzlerce an geldi aklma. Sadece Tanr'ya inandm anlarda yaam olduumu hatrladm. Bu, gemite naslsa, bugn de yleydi. Yaamak iin Tanr'nn varlnn farknda olmaya ihtiya duyuyordum. Onu unutmaya, ya da onu inkar etmeye greyim; lyordum, Bu canlanma ve lme de neyin nesi? Tanr'nn varlna olan inancm yitirdiimde yaamyorum. ayet Onu bulmaya ynelik iimde bir umut krnts olmasayd kendimi oktan ldrmtm. Sadece O'nu hissettiimde ve bulmaya altmda yayor, gerekten yayorum. "Daha ne aryorsun?" diye haykrd iimdeki bir ses. "Bu O. O, onsuz yaanlamayandr. Yaamak ve Tanr'y bilmek ayn eylerdir. Tanr var olutur." "Tanr'y arayarak yaadn m, bir daha Tanrsz yaayamazsn." Ve her zamankinden daha gl bir ekilde, iimdeki ve etraflmdaki her eyaydnland ve bu k beni bir daha terk etmedi. Bylelikle intihar etmekten kurtuldum. Bu deiimin ne zaman ve nasl gerekletiini sylemem mmkn deil. Nasl ki iimdeki yaama gc fark edilmez ve aamal bir ekilde yok olmu ve ben yaamay imkansz bulduum, akn durduu o noktaya gelmisem, gene o yaama gc bana hissedilmez bir ekilde ve yava yava geri dnmt. Tuhaftr ki bana geri gelen yaama gc yeni deil, olduka eski bir gt. Beni genlik gnlerimde omuzlayan o eski g. tk ocukluk ve genlik yllarma ait ne varsa tam da onlara geri dnmtm. O, beni var eden ve benden baz istekleri olan Iradeye beslediim inanca dnmtm. Yaamn balca ve tek amacnn gelimek, yani o Iradeye uygun yaamak olduu dncesine dnmtm. Ve de o

Iradenin tezahrlerini insanln en gemiten bu yana ortaya koyduklarnda bulabileceim inancna geri dnmtm. Yani, Tanr'ya, ahlaki mkemmellie ve yaamn anlamn ileten bir gelenee olan inancma geri dndm. Bir tek u farkla ki, o zamanlar bunlarn hepsini bilinsizce kabul etmiken, imdi bunlarsz yaayamayacamn farkndaydm. Bama gelen yle bir eydi: Beni bir kaya koymular (ne zaman olduunu hatrlamyordum) ve bilmediim bir sahilden kay nehire doru ittirmilerdi. Bana kar sahilin istikametini gstererek, alk olmayan ellerime krekleri tututurup beni tek bama brakmlard. Kreklere elimden geldiince aslarak yol alyordum, ancak nehrin ortalarna doru ilerledike aknt beni hedefimden daha fazla uzaklatryordu ve benim gibi akntyla srklenen insanlara daha ok rastlyordum. Krek ekmeye devam eden birka kii vard, ama dierleri krek ekmeyi brakmlard. Byk kayklar ve azna kadar insan dolu devasa tekneler vard. Bazs akntyla mcadele ediyor, bazs da ona teslim oluyordu. Daha ileriye gittike, akntyla nehrin aasna doru srklenenleri gryor ve gideceim yn iyiden iyiye aryordum. Nehrin tam ortasnda akntyla aalara srklenen o kayk ve tekne kalabalnn arasnda ynm iyice kaybettim ve krekleri braktm. Drt bir yanmda yelkenli kullanan ve krek eken insanlar mutluluk ve nee ierisinde nehir aa srkleniyorlar, beni ve birbirlerini gidilecek baka bir yn olmadna temin ediyorlard. Ben de onlara inandm ve onlarla birlikte srklendim. O kadar uzaklara srklendim ki, nehrin beni parampara edecek olan en akntl yerlerinin kkremesini duyabiliyor ve bu aknt yerlerinde parampara olan kayklar grebiliyordum. Kendimi toparladm. ok uzun zaman bama neyin geldiini anlayamamtm. nmde yok olutan baka hibir ey gremiyordum ve ben dehete kapldm bu yok olua doru hzla ilerliyordum. Etrafta gvende olabileceim hibir yer gremiyordum ve ne yapacam bilemiyordum. Arkama baktmda akntda durmakszn ve iddetle srklenen saysz kayk grdm. Aklma o sahil, krekler ve gideceim yn geldi; akntya kar ve o sahile doru krek ekmeye baladm. O sahil Tanr'yd. Gitmem gereken o yn gelenekti; krekler ise sahile doru ilerleyebilmem ve Tanr'yla bir olabilmem iin bana verilen zgrlkt, Bylece, yaama gcm yenilenmiti ve ben de yeniden yaamaya balamtm . Bizim camiamzn yaay tarzna yz evirmitim. unu kabul ediyordum ki, bizimkisi hayatn kendisi deil bir taklidiydi. inde yaadmz bolluk koullar bizi yaam anlama olanaklarndan ve de yaam anlamak iin yaamn asalaklar olan biz1erinki gibi istisna hayatlar deil, yaam reten o basit, emeki halkn hayatlarn ve onlarn hayata verdikleri anlam kavramam gerektiini anlama olanaklarndan da yoksun brakyordu. Benim evremdeki en basit emeki insanlar Rus halkyd. Ben de yzm onlardan ve onlarn hayata verdikleri anlamdan tarafa dndm. Bu anlam, eer szcklere dklecek olursa, yleydi: Her insan yeryzne Tanr'nn iradesiyle gelmitir. Tanr da insan yle bir ekilde yaratmtr ki, insan kendi ruhunun mahvna ya da kurtuluuna sebep olabilir. nsann hayattaki grevi ruhunu kurtarmaktr ve bunu yapabilmesi iin de "dindar" bir hayat srmesi gerekir, "dindar" bir hayat srebilmesi iin de hayatn btn zevklerini terk etmeli, bir ite aln teri dkrneli, alakgnll olmal, ac ekmeli ve merhametli olmaldr. nsanlar bu anlam kendilerine papazlarn ilettikleri btn o inan retisinden ve aralarnda sregelen geleneklerden karmaktadrlar, Bu anlam benim iin apakt ve yreime yaknd. Ancak benim de iinde yer aldm, herhangi bir mezhebe mensup olmayan halk arasnda yaygn olan inanca yklenen bu anlama ramen pek ok ey birbirinden ayrlmaz bir ekilde i ie gemiti. Bu da bana tiksindirici ve aklanamaz geliyordu; btn o ayinler, killsede yaplan ibadetler, orular, rlik ve ikonlara duyulan hayranlklar. lnsanlar bunlarn birini dierinden ayramyor~ du, ben de yle. Bu insanlarn inanlarnn ieriini tuhaf karlamalda birlikte her eyi olduu gibi kabul ettim ve onlarn ibadetlerine katldm, sabahlar ve akamlar diz kp dua ettim, oru tuttum ve Aai Rabbani ayinine katldm. n bata aldm hibir eye kar direnmedi. Eskiden bana imkanszm gibi gelen tam da o eyler bende hibir muhalefet duygusu uyandrmad. lnanla nceden ve sonradan olan ilikilerim birbirinden epey farklyd. nceleri bana hayatn kendisi anlam dolu gelirdi. lnancn ise kendi nermelerindeki keyfi srar benim gzmde gereksiz, mantksz ve hayattan kopuk bir eydi. O zamanlar kendime bu nermelerin ne anlama geldiklerini sorar, hibir anlama gelmediklerine kendi kendime ikna olur ve bu nermeleri reddederdim. imdiyse tam tersine, br trl, hayatmn hibir anlam olmadm ve olmayacam ok iyi biliyordum. Ben artk inan unsurlarn gereksiz bulmaktan ok uzaktm.

Tersine, doruluu phe gtrmez deneyimlerim beni u inanca sevk etmiti ki, sadece inancn ortaya koyduu bu nermeler hayata bir anlam veriyordu. nceleri bu nermelere olduka gereksiz samalklar olarak bakyordum; ama imdi onlar anlamasam da bir anlam ifade ettiklerini biliyor ve kendime, bunlar renmem ve anlamam gerek, diyordum. Kendime inancn bilgisinin akl sahibi olan btn o insanlk gibi gizemli bir kaynaktan akp geldiini syleyerek dncemi kamtlamaya alyordum. O kaynak insan bedeninin ve aldnn kkeni olan Tanr'dr. Bedenim bana Tanr'dan geldiine gre aldm ve yaam alglay biimim de O'ndan geldi. Dolaysyla bu, yaam anlay biiminin eitli geliim aamalannda bir hata olamaz. Btn o insanlarn samimi olarak inandklan ey doru olmak zorunda; o ey deiik ekillerde dile getiriliyor olabilir, ama bir yalan olamaz. Bu yzden bu bana bir yalanm gibi geliyorsa, bu sadece onu anlamadm iindir. Dahas, dedim kendime, her inancn zn, yaama, lmn ortadan kaldramayaca bir anlam yklemek oluturur. Doaldr ki, bir inancn lks iinde lmek zere olanbir kraln, an altnlarak kendisine eziyet edilen eski bir klenin, mantn henz kullanmasn beceremeyen bir ocuun, yal bilge bir adamn, yarm akll yal bir kadnn, gen ve mutlu evli bir kadnn, arzularnn penesinde kvranan bir gencin, deiik yaam ve eitim koullanndan gelen her trl insann sorusuna, var olua ilikin o ezeli soruya "Ben niin yayorum ve yaamrnn sonucunda ne olacak?" - verecei tek bir yant da olsa, ya da yant znde tek de olsa, aslnda bu yantn tezahrleri sonsuz eitlilik arz etmek zorundadr. Yant ne kadar tek olursa, o kadar doru ve derin; her insann eitimi ve konumuyla badaacak ekilde, amalanan ifadesinde doal olarak daha tuhaf ve deforme gzkecektir. Ancak benim gzmde dinin trensel alanndaki pek ok eyin tuhafln hakl karan bu sav bana bu hayatn tek byk meselesinde - dinde - pheli gzken eyleri yaptrmak iin yeterli deildi. Btn ruhumla bu insanlarn arasna karabilecek ve dinlerinin trensel gereklerini yerine getirebilecek bir konumda olmay istiyordum, ama bunu yapmak elimden gelmiyordu. Byle yaparsam kendime yalan sylemek ve benim iin kutsal olan eylerle dalga gemek zorunda kalacam dnyordum. Ancak bu noktada ilahiyat yeni Rus yazarlarmz imdadma yetiti. Bu ilahiyatlarn getirdikleri aklamaya gre inancmzn en temel dogmas kilisenin hata yapmazldr. Bu dogmann kabulnn arkasndan kanlmaz olarak kilisenin her sylediinin doru olmas da gelir. Kilise sevginin birletirdii gerek inananlardan oluan bir cemaat olarak, byle olduu iin de gerek bilginin sahibi olarak inancmn temelini oluturmaya balad. Kendi kendime tek bana, ayr bir bireyin ilahi hakikate eriemeyeceini sylyordum; bu hakikat sadece sevgiyle bir araya gelmi insanlardan oluan btn bir cemaate ilham edilebilirdi. Geree ulamak iin kii dierlerinden ayrlmamalyd; ayrlmamak iin de kii kabul etmeyebilecei eyleri bile sevmeli ve onlara katlanmalyd. Hakikat kendisini sevgide aa karr. Siz ayet kilisenin trenlerine teslim olmuyorsanz sevgiye aykn hareket ediyorsunuz demektir; sevgiye aykr hareket ederekse kendinizi hakikatin farkna varma olanandan yoksun brakyorsunuz demektir. O zamanlar bu savdaki safsatay grmyordum. Sevgide bir araya gelmenin en byk sevgiyi deursa da, znik Amentsnde kesin szlerle ifade edilen o Tanrsal gerei bize asla veremeyeceini gremiyordum. Ayrca sevginin hakikatin belli bir ifadesini birlemenin zorunlu koulu haline getiremeyeceini de anlamyordum. O zamanlar bu argmandaki hatalar grmyor, bu yzden de pek ounu anlamadan Ortodoks Kilisesinin btn ayin ve trenlerini yerine getiriyordum. O sralar ruhumun var gcyle btn argman ve elikilerden uzak durmaya ve karma kan kilise beyanlarn elimden geldiince bir manta uydurarak aklamaya alyordum. Kilisenin ibadetlerini yerine getirirken aklm alaltyor ve btn insanln sahip olduu o gelenee teslim oluyordum. Atalarmla bir btn oluyordum, o ok sevdiim babam, annem ve bykanne, bykbabalarmla. Onlar ve dier btn atalarm inanmlar, yaamlar ve beni dnyaya getirmilerdi. Kendimi o sayg duyduum sradan insanlarn misyonlaryla da bir btn haline getiriyordum. Dahas, onlarn yapp ettiklerinin kendi ilerinde kt bir taraf yoktu ('kt'y insann zevklerinin esiri olmas anlamnda kullanyorum). Kilise ibadetleri iin sabah erken kalktmda biliyordum ki iyi bir ey yapyordum; nk bedensel rahatmdan, aklmdan kaynaklanan kibrimi krmak uruna fedakarlk yapmaktaydm. Atalarm ve adalanmla tek bir btn olmak ve hayatn anlamn bulmak adna. Aai Rabbani ayinine katlmak iin hazrlanm, dizlerim stne kerek gnlk ibadetlerimi yapm ve btn orulan tutuum iin de ayns geerliydi. Her ne kadar bu fedakarlklar kk eyler de olsa, bunlar iyi bir eylerin hatrna yapyordum. Oru tutuyor, Aai Rabbani ayinine katlyor ve belli dua saatlerine evde ve kilisede riayet ediyordum.

Kilise ayinleri srasnda her szce kulak kesiliyor ve yapabildiklerime anlam yaktryordum. Aai Rabbani ayininde benim iin en nemli olan sz uydu: "Kilisemizin gelenekleri dorultusunda hepimiz birbirimizi sevelim!"Benim iin o dnem yaamak iin inanmam o kadar gerekliydi ki ilahiyatn elikilerini ve belirsizliklerini kendi kendimden bilinsiz bir ekilde gizliyordum. Ancak bu, ayinlerdeki szlerin anlarnlann karabilmemin de bir snr vard. lmparator iin edilen duadaki belli bal szckler benim iin gitgide daha ak bir hal aldysa da; "Pek mbarek Meryem Anamz, btn azizleri, kendimizi ve birbirimizi aklmzdan karmayarak btn hayatmz Tann'ya vakfediyoruz." trnden szlere kendirnce baz aklamalar getirsem de; srekli ar'a ve akrabalanna dua edilmesini - ki bunlar dmann ayaklanmzn altnda hizaya getirilmesiyle ilgili dualard - (her ne kadar beddua edilen dmann "gnahn kendisi" olduu sylense de) kendime, onlann eytann batan karmalanna bakalarna gre daha ak, bu yzden de duaya daha ok ihtiyalan olduu eklinde aklasam da, bu ve "melek ilahisi", adak ayininin tamam, ya da "Seilmi Savalar" ve saire gibi baka dualar -btn ayinlerin nereden baksan te ikisi- benim iin ya tamamen anlalmaz kaldlar, ya da zorla onlara bir aklama getirmek istediimde, kendimi yalan sylyormu gibi hissetmeme yol atlar ve Tanr'yla olan ilikimi yok ederek beni her trl inanma olanandan mahrum braktlar. Belli bal kutsal gnlerin kutlanmas hakknda da ayn eyleri hissediyordum. ebat Gnn hatrlamak, yani bir gn Tanr'ya adamak benim anlayamadm bir eydi. Ana kutsal gn ise hayaiimde asla canlandramadm ve anlayamadm, lsa'nn Diriliinin ansna oland. Bu "Dirili" szc haftalk yortuya de adn vermiti.* Ve bu gnlerde bana olduka anlalmaz gelen Aai Rabbani ayini yaplmaktayd. Noel Yortusu dnda on iki yortunun geri kalan benim inkar etmemek iin dnmemeye altm mucizeleri anmak iin yaplyordu: Ge Ykseli, Hamsin Yortusu, Ziyaret (Ha Suya Atma) Yortusu, Meryem Anann efaati Yortusu, vesaire. Bu yortularn kutlamalarnda benim gzmde olumsuz olan baz eylere nem verildiini hissettiim iin ya kendimi sakirletirici bir takm aklamalar yapyor, ya da aklm elen eyi grmemek iin gzlerimi kapatyordum. Bunlarn ou da aklma en olaan ayinlere -ki bunlar en nemlileri kabul ediliyordu- katldm anlarda geliyordu. Bunlar vaftiz ve Aai Rabbani ayinleriydi. Bu ayinlerde anlalmaz deil, tamamen anlalr olan bir takm trenlere rastlyordum. Beni doru yoldan karacan dndm eylerdi bunlar ve bir ikilem ierisinde kalmtm: ya hakikati ya da o eyleri reddedecektim. Aai Rabbani ayinine yllar sonra ilk kez katldmda hissettiim o strab asla tarif edemem. Ayn, gnah kartma ve dualar benim iin olduka anlalr eylerdi ve iimde yaamn anlamnn bana ifa edilmekte olduuna dair mutlu bir farkndalk uyandryordu. Aai Rabbani ayinini lsa'nn ansna, gnahlardan arnmann ve lsa'nn retisinin tam kabulnn bir gstergesi olarak dzenlenen bir tren olarak aklyordum. ayet bu aklama yapay bir aklamaysa de bile ben bunun yapayln fark etmiyordum. * Rusya'da Pazar gnne Dirili Gn de denmektedir. Kendimi rahibin -o basit, ekingen, taral din adamnn- nnde ruhumdaki btn pislikleri boaltarak ve gnahlarm itiraf ederek alaltmaktan ve kltmekten yle mutluydum ki; dncelerimde ayinlerde okunan dualar yazan pederlerin tevazularnn bir paras olmaktan ylesine mutluydum ki; gemite inanm ve bugn de inanan o btn insanlkla bir btn olmaktan o kadar mutluydum ki, yapn olduum aklamann yapaylnn farkna varamadm. Ne var ki, sunak kaplarna yaklap da rahip benden zorla yutmak zere olduum eyin gerek et ve kan olduuna inandm sylememi isteyince, yreimde bir ac hissettim: bu sadece aklszca bir uyar deil, ayn zamanda kendisi besbelli ki inancn ne demek olduunu hi anlamam herhangi biri tarafndan yaplan zalimce bir istekti. u an kendime, yaplann zalimce bir istek olduunu syleme iznini veriyorum, ama o an bu ekilde dnmemitim. Bu istek bana sadece tarif edilemez bir ac vermiti. Artk genlikteki, hayattaki her eyin apak olduunu dndm o konumda deildim. Inanca gerekten de gelmitim, nk inancn haricinde hibir ey, yok oluun dnda kesinlikle hibir ey bulamamtm. Bu yzden bu inanc kaldrp bir kenara atmam imkanszd ve ben de bu inanca teslim oldum. Ruhumda, dayanmam salayacak bir his bulmutum. Bu kendimi alaltna ve tevazu hissiydi. Kendimi alalttm ve Tanrya kar iimde hibir fke uyanmakszn inanma isteiyle o eti ve kan yuttum. Ancak olan olmutu ve beni neyin beklediini bildiimden ayn eyi ikinci defa yapamazdm ..

Kilisenin ibadetlerini yerine getirmeye ve izlediim retinin gerei ierdiine inanmaya devam ediyordum ki, bana u an anlayabildiim, ama o sralar tuhaf grnen bir eyoldu. Cahil bir kylnn, bir hacnn Tanr, inan, hayat ve kurtulu hakknda sylediklerini dinliyordum ki, inanca dair bir bilgi gzlerimin nne serildi. O insanlara yaklatm, hayatla inan hakkndaki grlerini dinledim ve hakikati daha bir idrak ettim.

Sonradan, en sevdiim kitap olan Kutsal nsanlarn Hayatlann okuduumda da ayn eyle karlatm. Mucizeleri bir kenara koyacak ve orlara fikirleri aklayan meseller gzyle bakacak olursak, bu kitab okumamla birlikte yaamn anlam gzlerimin nne serildi. Kitapta Byk Makarius'un hayat, Buda'nn hayat hikayesi, Aziz John Chrysostom'un szleri, kuyudaki yolcunun, altn bulan keiin ve vergi tahsildan Peter'n hikayeleri vard. nanlan yznden ldrlen, ya da ikence yaplan kiilerin hikayeleri vard. Bu kiilerin hepsi de lmn yaam dlamadn sylyorlard. Bir de, kilisenin retisi hakknda hibir ey bilmedikleri halde, gene de kurtulmu olan o cahil, aptal Insanlarn hikayeleri vard. Ancak eitimli inananlar ile karlanca ya da onlann kitaplarn okuyunca, iimde kendimden pheye dme duygusu, tatminsizlik ve kavgac bir fke duygusu uyand ve ben bu insanlarn sylediklerinin iine ne denli girdiysem, hakikatten o denli uzaklatm ve dipsiz bir uuruma yaklatm hissettim . Kyllerin cehaletlerine ve eitim eksikliklerine o kadar sk imrendiim oluyordu ki! nan ilkelerindeki benim iin dpedz samalk olan o ifadeler onlar iin yanl hibir ey iermiyordu. Onlar o szleri kabul edebiliyor ve hakikate - benim inandm o hakikate - inanabiliyorlard. Bir tek benim iin, o mutsuz adam iin, u akt ki, gerekle yalan en iyi kalite ipliklerle i ie dokunmutu ve benim o gerei bu ekliyle kabul etmem imkanszd. Bu ekilde bir yl kadar yaadm. tk balarda, hakikatle ok az ilikimin olduu ve sadece benim iin apak olan eylerin izini srdm kiliseye yeliimin kabulnden nceki dnemde bu yzlemeler bende daha az bir etki yapyordu. Hibir ey anlamadm zamanlar kendime, "Bu benim hatam, ben gnahkanml" diyordum. rendiim hakikatlerle dolup tatka bu hakikatler iyiden iyiye yaammn temelini oluturmaya, bu yzlemeler daha zulmedici ve ac verici olmaya ve anlayamadm iin anlamadklanmla, insann kendisine yalan sylemeden anlayamayacaklar arasndaki izgi daha da keskinlemeye balad. phelerime ve ac ekilerime ramen hala Ortodoks Kilisesi'ne sk sk sanlmaya devam ediyordum. Ancak kafamda yantlanmas gereken hayati sorular belirmiti ve kilisenin bunlara verdii yantlar -beni yaatan inancn temellerine tam da ters olacak bir ekilde- beni en sonunda imkansz olan eye, Ortodoksluktan ayrlmaya zorluyordu. Bu sorular unlard: Ilk olarak Ortodoks Dou Kilisesinin dier kiliselerle - Katoliklerle ve szde tarikatlarla olan ilikisi. O sralar dine olan ilgim nedeniyle eitli inanlara mensup inananlarla - Katolikler, Protestanlar, Raskolnikler, Molokanlar* ve dierleriyle - temasm oluyordu. Onlar arasnda yksek ahlakl, tamamen dindar insanlara rastlyordum. Onlarla karde olmak istiyordum. Peki ya ne oldu? Herkesi tek bir inan ve sevgide birletirmeyi vaat eden o reti ite tam da o reti en iyi temsilcilerinin kiiliinde bana btn o insanlarn bir yalan yaadklarm, onlara yaama gc veren eyin eytamn aldatmacas olduunu ve mmkn olan tek hakikate sadece bizim sahip olduumuzu syledi. Grdm ki, kendileriyle ayn inanc ikrar etmeyen kimseler Ortodokslar tarafndan sapkn olarak nitelendiriliyordu. Ayn ekilde KatolikIer ve dierleri de Ortodokslar sapkn olarak nitelendiriyordu. Ve unu grdm ki, Ortodokslar (kendileri bunu gizlerneye alsalar da) inanlarn kendileriyle ayn harici semboller ve szlerle ifade etmeyenlere dman gzyle bakyorlard. Bu doal olarak byleydi, nk ilk olarak, sen hatalsn ben doruyum iddias, bir insann bir baka insana syleyebilecei en zalimce eydir; kinci olarak da, ocuklarn ve kardelerini seven bir insan onlar yanl bir inanca ayartanlara kar dmanlk beslemekten kendini alkoyamaz. Ve bu dmanlk insann dini bilgileriyle doru orantl olarak artar. Hakikatin sevgiyle bir araya gelmekte yattm dnen ben ise unu aka anladm ki, din bilimin kendisi gerekte var etmesi gereken eyi yok etmekteydi. Bu kusur insanlarn eitli dini inanlara sahip olduklar lkelerde yaayan bizim gibi eitimli insanlar iin gn gibi ortadayd. Ayinleri ve trenleri reddeden bir tarikat. Bu insanlar Katoliklerin Ortodoks Rumlanna ve Protestanlara, Ortodokslann Katoliklere ve Protestanlara, Protestarlarn da bu ikisine hor grme, katksz bir zgven ve almas imkansz bir dmanlkla muamele ettiklerini grmlerdi. Benzer bir tutum Raskolnikler, Pakovitler (Baz Protestan Rus Kiliseleri), Sallanclar (Amerikal Hristiyan bir tarikat) ve dier btn dinlerde de grlmekteydi ve bu gnahn apak bir ekilde ortada oluu ilkin bizi artmt. nsan kendi kendisine yle diyordu: Bunun bu kadar basit olmas ve insanlarn eer iki gr birbiriyle eliiyorsa bu durumda hibirinin, inanta olmas gereken o tek hakikati iermediini grmemeleri imkanszd. Bu noktada baka bir ey, baka bir aklama olmalyd. Ben olduunu dnyordum ve o aklamay aramaya koyuldum. Bu konuyla ilgili okuyabileceim her eyi okudum ve akl danabileceim herkese akl dantm. Bana unun dnda bir aklama yapmadlar: Sumsky Hafif Svarileri kendilerini dnyadaki en iyi alayolarak grr ve San

Olanlar* da kendilerini dnyann en iyi alay olarak grr. Her trden farkl inanca mensup en sekin din adamlan bana hakikate kendilerinin sahip olduuna, dierlerinin yanlg iinde olduklanna ve onlar iin tek yapabilecekleri eyin dua etmek olduuna inandklannn dnda baka bir ey anlatmadlar. En sk tarikatlarn kei balanna, piskoposlanna, mtevellilerine ve keilerine gittim ve sorular sordum. lerinden biri dnda hibiri bana meseleyi aklamaya yeltenmedi. O biri bana her eyi izah etti ve yle bir ekilde izah etti ki, bir daha hi kimseye o konu hakknda bir soru sormadm. Benim gibi, inanszlktan inanca dnen herkesin (btn gen neslimiz de byle bir konumda) ilk karlat soru u: Hakikat niin Lteriyencilikte ya da Katoliklikte deil de Ortodokslukta olsun? Eitimli biri kyllerin bilmedikleri eyi, yani hem Protestanlarn hem de Katoliklerin ayn srarclkla tek doru inancn kendilerininki olduunu sylediklerini bilmezlikten gelemez. Her dinin kendi lehine Baz Avrupa lkelerinin ordularndaki svari ya da mzrak snf. yonttuu tarihsel kantlar yetersizdir. retiyi, dedim, daha yksek bir bak asyla anlamak ve o ykseklikten de farkllklarn gerekten inanan birinde olduu gibi ortadan kalkmas mmkn olamaz m? Raskolniklerle yaptmz gibi ayn yolu izleyip, o yolda ilerleyemez miyiz? Onlar kendilerinin farkl ekilde bir haa, Tanr'ya vgleri dile getiren farkl ilahilere sahip olduklarn ve sunan nnde farkl bir tren alay oluturduklarn vurguluyorlar. Biz de onlara yle diyoruz: Sizler znik Amentsne ve yedi nemli ayine inanmaktasmz, bizler de yle. Buna tutunalm ve dier meselelerde siz kendi istediiniz gibi yapn. nancn zorunlu esaslarn zorunlu olmayanlarnn stne koyarak onlarla bir araya geldik. imdi Katoliklere de unu syleyemez miyiz: Sizler una, una, una inanmaktasmz. Asl olan zaten bunlar. Filiyok* maddesi ve papay da nasl istiyorsanz yle yapn. Protestanlara da onlarla en nemli konularda birleerek aynsm diyemez miyiz? Konutuum kimse grlerime katlmakla beraber, bu tr fikirlerin atalarmzn inancn terk etmek anlamna gelecei iin ruhani otoriteleri sulayc nitelikte olacan, bunun da bir hizip yaratacam ve ruhani otoritelerin grevinin atalarmzdan miras aldmz Rum-Rus Ortodoks inancn btn sat1yla korumak olduunu syledi. Ben de her eyi anlam oldum. Ben bir inan, bir yaama gc aryorum, onlarsa insanlarn gznde baz insani zorunluluklar yerine getirmenin yollarn aryorlar. Bu insani ileri yaparken de bunlar gene insana zg bir yoldan yapyorlar. Ne kadar yanl yola sapm olan kardeleri iin duyduklar merhametten ve Kadir-i Mutlak'a onlar iin dualar etmekten bahsetseler de, insani amalarn gerekletirilebilmesi iin iddet kanlmazdr. Gemite bu byle olmutur, bugn bu byledir ve gelecekte de byle olacaktr. Bat Kilisesiyle Dou Kilisesi arasnda ihtilafl olan bir madde. Eer iki dinden her biri kendisini doru ve karsndakini yarl kabul ederse, bu durumda dierlerini kendi dinlerine ekmek isteyen insanlar kendi retilerini onlara zorla kabul ettirmeye alacaklardr. Ve ayet kilisenin deneyimsiz oullarna yanl bir reti kabul ettirilecek olursa ki bu hakikatin kendisidir- o takdirde kiliseye o kitaplar yakmaktan ve oullarm yoldan karan o adam grevden almaktar baka seenek kalmaz. Ortodoks grne gre yanl retinin ateinde yanmakta olan ve en hayati mesele olan inan meselesinde kilisenin oullarm yanl yne sevk eden o hizipiye ne yapmak gerekir? Ona kafasn uurmak ya da hapse atmak dnda ne ceza verilebilir? ar Alexis Mikhaylovich'in iktidarnda insanlar kazklara geirilip yaklmt, yani o an en ar cezas uygulanmt; gnmzde de o en ar ceza uygulanmakta: Tek kiilik hcre hapsi. * Kilisenin hayati bir meseleyle ikinci ilikisi sava ve infazlar ynndendi. O sralar Rusya savatayd ve Ruslar Hristiyanlk ak adna kardelerini ldryorlard. Bunun hakknda dnmemek ve ldrmenin her inancn temel ilkelerine ters den bir ktlk olduunu grmemek imkanszd. Ne var ki, kiliselerde ordularmzn zaferi iin dualar okunuyor ve inancmzn retmenliini yapan kiiler ldrmenin inancmzdan kaynaklanan bir eylem olduunu kabul ediyorlard. Savata ilenen cinayetlerin yan sra, sava sonrasndaki kargaa ortamnda da yanl yoldaki savunmasz genlerin katline onay veren daha kk ve kuralc tarikatlara ye kilise nde gelenleri, retmenleri ve rahipleri de grdm. Kendisine Hristiyan diyen btn o insanlarn yaptklar her eye dikkat kesildim ve dehete kapldm. itiraflarm'n yazld dnemde lm cezasnn Rusya'da kaldrld varsaylyordu. phe etmeyi braktm ve girmi olduum dinde her eyin doru olmadna tam anlamyla ikna oldum. Eskiden olsa kesinlikle her eyin yanl olduunu sylerdim, ancak imdi bunu syleyemem. Btn insanlar hakikatin bilgisine sahiptiler, yoksa baka trl yaayamazlard. Dahas, bu bilgi benim iin de eriilebilir bir konumdayd, nk onu hissetmi ve onunla

yaamtm. Ama artk o bilgide yanllarn da olduuna hi phem kalmamt. Bende eskiden nefret uyandran her ey imdi apak bir ekilde gzlerimin nndeydi. Kyller arasnda, beni irendiren o yalan dolana kilise temsilcileri arasnda olduundan daha az rastlandn grsem de, sradan halkn inancnda da hakikatle yalann i ie olduunu anlamtm. Peki, hakikatin kayna neydi, yalamnki neydi? O szde kutsal gelenekte ve Kitab Mukaddes'te yanl ile gerek i ieydi. Yalan da gerek de kilise denilen o kurum tarafndan kuaktan kuaa aktanImt. Bundan holansam da holanmasam da kendimi bu, -o gne dein soruturmaya korktuumkutsal metinleri ve gelenekleri aratrma ve soruturma noktasnda bulmutum. Ve yzm bir zamanlar byk bir kmsemeyle gereksiz bularak reddettiim o din bilim aratrmalarna dndm. Eskiden, hayatn ak ve anlaml bulduum tezahrleri drt bir yanm evirmiken din bilim bana bir dizi gereksiz samalk gibi gelirdi. imdiyse salkl bir kafada olmamas gereken o eyleri mutlulukla frlatp bir kenara atabilirdim, ancak yzm dnebileceim baka bir yn de yoktu. Hayatn anlamna ilikin bulabildiim tek bilgi bu dini retinin ayrlmaz bir paras. Benim dn vermez, yal aklma ne kadar lgnca gelirse gelsin, bu tek kurtulu umuduydu. nsann bunu anlayabilmesi iin -ama benim bilimin nermelerini anladm ekilde deil- zerle ve dikkatle aratrmas gerekiyordu. Din bilimden bunu beklemiyordum, bekleyemezdim de, nk dini bilginin zelliini biliyordum. Her eyin aklamasm aramayacam. Her eyin balangcmn olduu gibi her eyin aklamasnn da sonsuzlukta gizli olmas gerektiini biliyorum. Ancak bir ekilde beni kanlmaz olarak aklanamaz olanla kar karya getirecek olan sreci anlamak istiyorum. Aklanmas mmkn olmayan her eyin aklmn istekleri yarl olduu iin deil de (bu istekler yarl deil ve orlar olmakszn hibir eyi anlayamam), ben kendi aklmn smrlarnn farknda olduum iin yle olduunu arlamak istiyorum. Aklanamayan btn o eyleri inanmak iin keyfi zorurluluk altnda olduum bir eyler gibi deil de, kanlmaz olarak aklanmas mmkn olmayan bir eyler gibi anlamak istiyorum. Dini retide doruluk pay olduu benim iin phe gtrmez bir gerek, ancak u da kesin ki bu retide yarllar da var. Bense neyin doru, neyin yanl olduunu bulmak ve bu ikisini birbirinden ayrmak zorundaym. Bunun iin ie koyuluyorum. retide hangi yanllar ve hangi dorular bulduum ve hangi sonulara vardm bu kitabn sonraki blmlerini oluturacaktr. O blmler de, eer yayrlanmaya deecek blmler olurlarsa ve birileri de isterse, byk olaslkla bir gn bir yerlerde yaynlamrlar.

XVII Bunlar aa yukar yl nce yazmtm. imdi bu blm baskda gzden geirip onlar yaarken, beni harekete geiren duygu ve dnceleri hatrlarken, bir rya grdm. Bu rya, bamdan geenlere dair anlattm ne varsa her eyi zl bir biimde anlatt bana. Bu yzden yle dnyorum: Beni anlam olanlara bu ryann anlatlmas, bu sayfalarda anlatlm olan her eyi tazeleyecek, aklayacak ve zetleyecektir. te yleydi ryam: Kendimi yatakta yatar grdm. Ne rahat, ne de rahatszlk duyuyordum. Srt st yatyordum. Ama sonra: "Acaba yatarken kendimi rahat hissediyor muyum?" diye dnmeye baladm. Kah yle hissettim ki, bacaklarm rahatsz duruyor, kah yatak ok ksa, kah bana uygun byklkte. imde bir eyler rahatsz. Bacaklarm hareket ettiremiyorum ve o anda dnmeye balyorum, "Nerede ve nasl?" diye, ki bu imdiye kadar hi aklma gelmemiti. Yatam inceleyince bir de ne greyim, yatak kenarlarna tutturulmu, rgl apraz kolonlarda yatmyor muyum. Ayaklarm baka bir kolonda, dizlerim baka bir kolonda, bacaklarm rahat etmiyor. Bilmiyorum nasl, bu kolonlarn itilebileceinden haberdarm. Bir tekmeyle ayaklarmn altndaki en dip kolonu itiyorum ve daha iyi olacan dnyorum. Ama fazla uzaa itmiim, bacaklarnla tekrar yakalamak istiyorum, ama hareketle dizlerimin altndaki teki kolon da kayyor ve bacaklarm aa sarkyor. Dzgn yatmak iin btn vcudumu hareket ettiriyorum ve eminim, bu glk duymadan baarlacak bir i. Ama bu hareketle altmdaki teki kolonlar da kayyor ve gryorum ki, hepsini bozmuum. Btn alt ksmm aa kayyor ve sarkyor, ayaklarm yere demiyor. Sadece srtmn st ksmyla kendimi tutuyorum ve rahatsz oluyorum, hatta katlanlmaz derecede rahatsz. O zamana kadar hi aklma gelmemi olan bir soru, imdi aklma geliyor. Kendime soruyorum: "Ben neredeyim ve neyin zerinde yatyorum?" Ve evrerne bakyorum, her eyden nce de bedenimin sarkt -ve hissediyorum- biraz sonra decei yere bakyorum. Aaya bakyorum ki, ne greyim. ok yksek bir kule ya da tepeye benzer bir ykseklikte deilim yalnz, hi tasavvur edemeyeceim ykseklikte bir yerdeyim. Doru drst syleyemiyorum bile, aalarda o stnde yzdm ve beni eken dipsiz uurumda neler gryorum. Kalbirn sl<yor ve bir titremedir tutuyor beni. Aaya bakmak korkun bir ey. Hissediyorum ki, aaya baknca son kolondan kayacan ve iim bitmi olacak. Bakmyorum aaya. Ama bakmamak da daha kt. nk son kolondan koptuum anda, halimin ne olacan dnyorum. Ve hissediyorum ki, korkudan nasl da son dayana kaybediyor ve yatarak yava yava durmadan derine kayyorum. Bir saniye sonra, ite deceim. O zaman aklma u fikir geliyor: "Bu gerek olamaz, bu bir ryadr!" Uyanmaya alyorum, olmuyor. "Ne yapmal, ne yapmal?" diye soruyorum kendi kendime. Ve yukar bakyorum. Yukarda da yine bir uurum var. Bu gkteki uuruma bakyorum ve aadaki uurumu unutmaya alyorum. Aadaki sonsuzluk beni itiyor ve bana dayanak veriyor. Daha nceki gibi, altmda henz uuruma kaymam kolonlarda aslym. Asl olduumu biliyorum, ama yalnz yukar bakyorum ve korkum bitiyor. O zaman, ryada olduu gibi, bir ses duyuluyor: "Buna dikkat et! te bu!" Ve ben durmadan yukandaki sonsuzlua bakyorum ve rahatladm hissediyorum. Olup biten her eyi hatrlamaya balyorum: Bacaklanm nasl hareket ettirdiiml, nasl kaydm, nasl korktuumu ve yukar bakarak nasl kendimi korkmadan kurtardm hatrlyorum. Ve kendi kendime soruyorum: "Evet, ya imdi, hala ayn durumda m yatyorum?" Ve baklarrnla btn bedeninle, bu tutunduum dayanan bilincinde oluyorum. Ve gryorum ki, artk yle askda deilim ve dmyorum, tersine sapasalam tutunuyorum. "Nasl tutunuyorum?" diye soruyorum kendi kendime. Baknyorum, evrerne bakyorum ve altmda, vcudumun orta yerinde bir kolon var ve ben yukar bakarken beni tutan da yalnzca bu. O zaman ryalarda hep olduu gibi, bu tutunduum eyin mekanizmas bana son derece doal, anlalr ve ak grnyor, gereklikte bu mekanizmann hibir anlam olmad halde. Hatta ryamda ayorum, "Bunu daha nce niye kavramadm?" diye. O anda ortaya kyor ki, baucumda bir stun var. Bu stunun salanlna hi phe yok, her ne kadar bu ince stunun zerinde ykseldii bir taban yoksa da. Bu stuna sonra hem yapay, hem basit bir ilmek balanm, eer insan vcudunun ortas bu ilmee rastlayacak ekilde yatar da yukar kalkarsa, dmek sz konusu olmuyor. Btn bunlar anladm ve ben sevince ve rahata erdim. Sarki biri bana sesleniyordu: "Bak ve aklnda tut!" Ve gzlerimi atm.

You might also like