You are on page 1of 206

Kavram: 1 STZE

"Kur'an'a balamak iin eytan talamak ve erden uzaklamak" stize; Anlam ve Mhiyeti Kuran ve stize eytandan Kurtulu, Allah'a Snmakla Salanr Snan, Kendisine Snlan ve Kendisinden Snlan eytann bdetlere Tasallutu ve eytan Karan ey Gnmzde stiaze Anlay Allah'a Snma Tarz Nasl Olmal? stiaze uurunun Bize Kazandraca Anlay ve Davranlar "Kur'an okumak istediin zaman, kovulmu eytandan Allah'a sn (Seni eytann vesveselerinden korumasn Allah'tan iste; 'Euz billahi mineeytanirracim' de)." (16/Nahl, 98) stize; Anlam ve Mhiyeti stiaze: Euz ekmek, "Euz billahi mineeytanirracim" demektir. stiaze kelimesi, snma, balanma, gvenme ve korunma istemek anlamlarna gelir. eytandan ve her trl erlerden Allah'n korumasna ve yardmna snmaya istiaze denir. Euz billahi mineeytanirracim: "Kovulmu eytann errinden, her trl ktlnden Allah'a snrm." anlamna gelir; "eytann ahiret ve dnya ileriyle ilgili hususlarda bana zarar vermesinden veya yapmakla emrolunduum eylerden beni alkoymasndan Allaha snr ve Onun yardmyla korunurum." stiaze, insanlarn ktlklerden korunabilmeleri iin btn ilahi emir ve yasaklara uyarak, sz ve ileriyle Allah'a snma istemelerini ifade eder. Bir imtihan yeri olan dnya hayatnda insann en byk dman eytandr. O, insan aldatmaya, doru yoldan saptrmaya almaktadr. Bunu gerekletirmek iin de gizli ak her yola bavurur. Bu nedenle m'min, eytann oyunlarna kar daima uyank olmal, akln kullanarak

Kur'an'n gsterdii yoldan gitmelidir. nsana yaraan, daima Rabbna snmas, koruyucusunun O olduunu bilmesidir. Kuran ve stize Allaha snmak anlamnda istize ve bu kelimenin kk olan ze ve trevleri Kurn- Kerimde toplam 17 yerde gemektedir. Allah sn anlamnda istez 4 yerde (7/Arf, 200; 16/Nahl, 98; 40/Mmin, 56; 41/Fusslet, 36) gemekte, ben snrm anlamnda ez kelimesi 7 yerde (2/Bakara, 67; 11/Hd, 47; 19/Meryem, 18; 23/Mminn, 97, 98; 113/Felak, 1; 114/Ns, 1), ben sndm anlamna gelen uzt 2 yerde (40/Mmin, 27; 44/Duhn, 20) kullanlr. Yine snrlar anlamndaki yezne kelimesi 1 yerde (72/Cinn, 6) ondan snyorum manasna gelen zh 1yerde (3/li mrn, 36) ve yine snrm anlamnda kullanlan mez kelimesi de iki yerde (12/Ysuf, 23, 79) kullanlr. Kur'an okunduunda O'ndan yeterince yararlanmak, ncelikle eytan ve her eit eytan dnceden Allah'a snmakla mmkndr. Allah Tel yle buyurmaktadr: "Kur'an okumak istediin zaman, kovulmu eytandan Allah'a sn (Seni eytann vesveselerinden korumasn Allah'tan iste; 'Euz billahi mineeytanirracim' de)." (16/Nahl, 98) Kur'an, Allah'n insanlara gnderdii tlimatdr. eytan, Kur'an okuyan kiiyi, Kur'an' anlamaktan, doru yorumlamaktan ve onunla amel etmekten vazgeirmek iin var gcyle urar. Kalbine vesvese sokarak Kur'an zerinde dnmekten onu alkoymaya alr. Kur'an okumaya istiaze ile balayarak, Kur'an' yanl anlamaya, yanl yorumlamaya, O'nun ini gayesi dnda bir okumaya sevkedecek her trl eytan dnce, akm ve yaklamdan Allah'a snyoruz. Allah'n kelamn okuduu veya bildii halde Ondan yararlanamayan eytan zelliklerden de Allah'a snyoruz. eytann errinden Allah'a snmak, Kur'an tilavetine zemin hazrlamak iin bir mukaddimedir. Bylece okuyan, samimi bir kalb ve ak bir zihinle Kur'an' okumaa balar. Bilindii gibi, namaz klmadan nce, vcut ve gnl Allahn huzuruna kmaya hazrlanmal, bunun iin de abdest alnmaldr. Namaz iin abdest ne ise, Kuran okumak iin de istiaze odur. Cafer b. Sadk, Kuran okunmak istendiinde ve dier ibadetlerden nce istiazenin emredilmesinin sebebi, dilini gybet, yalan ve dedikodu gibi kt ilerle kirleten insann istiaze ile onu temizlemesi, bylece her trl noksanlklardan uzak olan Rabbinin kelamn temiz bir lisanla okumasdr. demitir. Ayette hitabn Peygamber Efendimiz'e yneltilmi olmas ve "Kur'an okumak istediin zaman" ifadesinin bulunmas,

eytandan snmann sadece Peygamberimiz'e has olduunu ve bunun sadece Kur'an okunacak zamanlarda olacan ifade etmez. Hitap, Peyamberimiz'in ahsnda btn mslmanlaradr. Kur'an okunduunda byle bir ihtiya sz konusu ise, dier ameller iin elbette buna ok daha ihtiya vardr. (1) eytandan Kurtulu, Allah'a Snmakla Salanr Allah, insanlara grlen ve grlmeyen, bilinen ve bilinmeyen btn kt ve korkun eylerden Kendisi'ne snmalarn emrediyor. "Eer seni eytan (vesvese vererek) drter kkrtrsa hemen Allah'a sn." (41/Fusslet, 36) Allah, insanlara himayesine iltica etmelerini bildirmi oluyor. Bu ifadeden Allah'n himayesine snmay gerektiren pek ok ktlklerin var olduu ak olarak anlalmaktadr. Ktln kayna ister bizzat eytan, isterse onun oyunca haline gelmi bir ksm insanlar olsun, bu ktl defetmenin mmkn olduu bilinmelidir. eytandan kurtulu, tm yaratklarn yaratcs ve Rabb olan Allah'a snmak, O'nun hayat nizam olan slam Dininin emir ve yasaklarna uymakla mmkndr. nsanlar ona tutunarak semaya doru ykselsinler diye Allah'n gkten indirip bize uzatt ipine (Kur'an'a) drt elle sarlarak yapmamz gerekiyor. Kopmas mmkn olmayan Allah'n ipini brakp, boynumuza ve beynimize kement gibi geirilmek iin hazrlanm eytann ipini, yularn istemediimizi ilan etmeliyiz. te bu zgrlk ilannn ad ve and, istiazedir. Rabbmz'n Daru's-selama (cennete) davetiyesi olan Kitab', istenildii gibi okumazsak, davete icabet edemeyiz. Ana vatanmza, baba yurdumuza hicretimizi gerekletirmemiz, vuslata ermemiz iin zor snavlardan baaryla gememiz gerekiyor. te, insan ve cin eytanlaryla kyasya mcadelenin zafer parolasdr istize. Allah'a gvenip balananlara, hayat gr ve yaama biimi olarak slam'a ynelenlere eytann hkimiyeti ve ciddi bir etkisi olamaz. nk bu nitelikteki m'minler, Kur'an' hayatlarnda uygulamak iin okumular ve Allah'n emirlerine teslim olarak O'na snmlardr. Her yere kolayca szabilen eytan, bu nizama snanlara yaklaamaz. Zaman zaman vesvese verse de kendi buyruu altna alamaz onlar. Bunun iin, m'minler, Allah'n askerleridir; eytann askerleri olmazlar. Kur'n anlamdaki istiaze, eytandan, onun temsilcisi olduu tm ktlklerden Allah'a snmay, O'na inanmay ve Allah' her eye kadir bir ilah tanyp buna gre kulluk vazifesine sarlmay ifade etmektedir.

nsanolu, ftrat gerei nefsan ve hayvan duygulara sahiptir. Bu duygular aka ve gizli olarak kt yolda tahrik eden dzenler, tutlar, insan ve cin eytanlar her zaman var olagelmitir. Bunlarn her trl ktlklerinden uzak kalmak ve korunmak, ancak Allah'n bildirdii esaslara uyarak O'na snmakla mmkndr. Bu konuda insana den grev, her eyden nce dmanlarn tanmak ve onlar kendinden uzaklatrmaktr. Ancak, insann bu mcadeleyi kazanmas iin Allah'n yardmna ihtiyac vardr. Allah, m'minlere bu sava kazanabilmeleri iin, takip edecekleri metodu gstermitir. (2) "Eer eytandan gelen kt bir dnce seni drtecek olursa, hemen Allah'a sn. nk O iitendir, bilendir." (41/Fusslet, 36) "M'minlere ve Rablerine gvenip dayananlara o eytann bir gc yoktur. Onun gc, sadece kendisini dost tutanlara ve Allah'a ortak koanlaradr. O sadece onlar kandrabilir." (16/Nahl, 99-100) "Sen onlarn sana yapt ktl, en gzel eyle sav. Ktle iyilikle karlk ver. Biz onlarn seni ne kt sfatlarla vasflandracaklarn biliyoruz. Ve de ki: "Rabbim, eytanlarn kkrtmalarndan Sana snrm ve onlarn yanmda bulunmalarndan Sana snrm Rabbim." (23/M'minn, 96-98) lgili ayet ve hadislerden anlalan istiaze; nsann Allah'a snmak istemesi, O'nun rahmetine iltica etmesi, slam'n esaslarna teslim olarak tm ktlklerden korunma isteini diliyle sylemesi, kalbiyle bu anlayta olmas demektir. Snan, Kendisine Snlan ve Kendisinden Snlan stiaze'de ge vardr: "Snan", "Kendisine snlan" ve "kendisinden snlan". Snan ve snmaya muhta olan sadece bir ahs deildir. Btn yaratklar O'na snmaya muhtatr. Peygamberlerin de sk sk Allah'a sndklarn, bu konuda da bize rnek olduklarn Kur'an'dan renmekteyiz. Snmaya ihtiyacmz olduunu kabul etmek, ciz ve zayflmz, ciz olmayan birinin yardmna ihtiyacmz olduunu kabullenip itiraf etmek demektir. Bu anlay da bizi, yaratl amacmz olan kulluk ve ibadet uuruna ulatrr. Kendisine snlan ve snlmas gereken yce varln, sadece Allah olduunu biliyoruz. O'nun hak dini, O'nun emir ve yasaklar, insanl tm ktlklerden koruyan ilh bir snaktr. Kendisinden kanlan, ktlnden saknlmas gereken varln eytan ve onun temsilcisi bulunduu tm erler olduu, eytann cinlerden olduu gibi, insan cinsinden de olabilecei Kur'an'dan anlalmaktadr. nsanlarn, Allah'a snmalar, O'nun emirlerine bal kalarak, yasaklarndan kanarak, azgn ve kovulmu eytandan ve her

trl ktlk ve gnahlardan uzaklamalaryla mmkndr. Allah'n istekleri dorultusunda yaay ve ktlklerden ka; Allah'a sntr. Bunun iin insan, daima Kur'an'a ynelmeli, O'ndaki gerekleri Allah'n istedii ekilde yerine getirmelidir. Kur'an'n bildirdii ilh kurallar yerine getirirken, onu Allah'n dininden uzaklatran bir duygunun, dncenin, varln, sistemin eytan veya onun temsilcisi durumundaki eytan bir ktln olabilecei bilincinde bulunmaldr. Kur'an okurken, namaza balarken istiaze terkedilmez. nk eytan bu ibadetleri de hakkyla yaptrmamak iin peimizi namazda ve kraatte bile brakmaz. eytann bdetlere Tasallutu ve eytan Karan ey Namaz klarken, ibadet bilinciyle ilgisi olmayan dnyev konular oumuzun aklna gelmiyor mu? stiaze uurundan mahrum olduumuz iin eytan bizi namazda bile megul etmiyor mu? Sahih hadis kitaplarnn hemen hepsinde u hadis-i erif rivayeti vardr: "Namaz iin ezan okunduu zaman, eytan oradan sesli sesli yellenerek uzaklar, ezan duyamayaca yere kadar kaar. Ezan bitince geri gelir. kamete balannca yine uzaklar, ikamet bitince geri dnp kii ile kalbinin arasna girer ve "unu hatrla" , "bunu dn" diye insann aklnda daha nce hi olmayan eylerle vesvese verir. yle ki (buna kaplan) kii ka rekt kldn bilemeyecek hale gelir." (Buhari, Ezan 4, Amel fi's-Salat 18, Sehv 6; Mslim, Salat 19, Mesacid 89; Ebu Davud, Salat 31; Nesai, Ezan 30; Muvatta, Nida 6; Ktb-i SitteTercmesi, 8/ 320) Raslllah, bu hadisinde, ins ve cinn eytanlarn ezandan duyduu rahatszl beli bir slupla dile getirmektedir. Ezandan rahatsz olanlarn tercih edecekleri alternatif meguliyet ve sesleri, Raslllah'n yellenme sesine benzetmesi de dikkat ekicidir. Akla yle bir soru gelebilir (veya gelmelidir): Kur'an'a balarken, namaz klarken, bizden uzaklamayan eytan, namaz kadar nemi byk ve terkedilmesi caiz olmayan bir ibadet olmad halde, ezandan niye kaar? Cevab, ezann mesajnda ve sosyalitesindedir. Namaz, ferd bir ibadettir. Namazla kii, sadece kendisini ateten kurtaracaktr. Ezan ise, teblidir, davettir, bakalarnn kurtuluunu istemektir. Mesaj sunmaktr, hakk haykrmaktr ezan. Peki, her tebli, her mesaj eytan karr m? Vizlere de, vaazlara da eytan yaklaamaz m? Cevap, ezandaki ifadelerdedir. Ezanda nelerin teblii yaplmaktadr? Dinin temel esaslar, Allah'n en byk

olduu, O'ndan baka ilah olmad. Baka? Kurtulmak iin namaz klmann art olduu, nder ve klavuzun kim olduu... Tm insanlarn bu esaslara ve namaza davet edilmesidir ezan. Net, pazarlksz, kesin bir ifadeyle tablidir ezan, nk ahidlik yaplmaktadr. Ve gzel bir slp ve sesle insanlara ardr ezan. Peki, bugnk ezanlar, eytan gerekten karyor mu? Cevap yine ezan ifadesinde. Ezana, "ezan- Muhammed" denir. Anlam, Muhammed (s.a.s.)e ait ar, Muhammed slpla iln. Demek ki, snnete uygun bir usul ve metodla tevhid mesajn ister minareden, ister baka yerden insanlara sunulmas, eytanlar bizden uzaklatracaktr. nsan ve cin eytanlarn, korkudan yellene yellene karmak isteyenlere duyrulur. nsanlarn, her trl ktlklerden korunabilmeleri iin, Allaha snma isteklerini ifade eden istiaze kavram, gnmzde byk nem tamaktadr. nk asrmzda insanlar, her zamankinden daha ok eytan tahriklerle kar karya bulunmaktadrlar. slamn bildirdii gereklerin unutulduu gnmzde, insanlar iyiyi ve kty ayrt edemez hale gelmilerdir. Bu durum onlarn iini daha da zorlatrmaktadr. nk ktle alan pek ok kaplar yannda iyilie alan tek bir kap vardr. Bu kap da hakka, hakikate alan slm kapsdr. nsanlar her ynden kaplam olan erlerin zifiri karanl, Kuran ve snnet ile yok edilmedike, insanln ktlklerden kurtulmas ve Allaha snmas mmkn olamaz. Kuran ve snnetten, istizenin, anlam ynyle iman ve onun gerei olan slih amelleri kapsayan bir terim olduunu renmekteyiz. nsanlarn yaant ekilleri, onlarn sahip olduklar inan, duygu ve dnceleri ile yakndan ilgilidir. slamn iyi olarak bildirdiini iyilik; kt olarak bildirdiini de ktlk kabul etmek ncelikle bir iman iidir. slama gre nelerin iyilik, nelerin ktlk olduunun bilinmesi ve iyiliklerin yaplp, ktlklerden saknlmas da bir uygulama (amel) meselesidir. stize bilinci, referansn Allahtan almayan, Onun ilkelerine ters eylerin kt ve eytan olduuna inanmay ve bu inanca uygun yaamay gerektirir. Yine, istizenin tevhid yn, kelime-i tevhiddeki l ilhe diye reddedilen ksm istize ile paralellik arzetmesinden anlalr. Besmele de illllah demektir. yle eytani dzende ve yle zalimlerin igalindeki ortamda imtihan oluyoruz ki, Nasreddin Hoca fkrasndaki gibi talar balanm, kpekler salverilmi. Salverilmi de ne kelime?! stmze stmze saldrtlm. te istiaze, talar yerinden oynatmak, azgn kpekleri balamaktr. Gnmzde stiaze Anlay

Gnmz insannn istiaze anlay ve inanc blmde zetlenebilir: a- Allah tarafndan, iyilik ve ktlk olarak bildirilen hkm ve deerleri kabul etmeyip, Allaha ve Onun dininin hkmlerine snmay reddedenler. Bunlar, eytann oyuncaklar, eytann askerleri, eytann kul ve kleleri, eytana tapanlar ve ins eytanlardr. b- Szle, yani dilleriyle Allaha sndklar halde, yaptklar ileriyle eytann peinden gidip, pek ok ktl ileyenler. Bu durumdaki insanlar, gerek anlamyla Allaha snm deillerdir; Ona snm olduklarn zannedenlerdir. c- Allahn bildirdii ve yaplmasn emrettii ilh emirlerin tmn iyilik (hayr), yasaklarn da ktlk (er) kabul edip, bu inancn gereini yerine getirenler. Bu zellie sahip olanlar, gerek anlamda Allaha snm ve ktlklerden korunmu olanlardr. Kurandaki yetlerde ve Peygamberimizin mbarek szlerinde, insanlarn kanmak zorunda olduklar ktlkler ak olarak ortaya konulmutur. Gnmzde, insanlar, her trl ktlklerden korumak iin ncelikle onlara bu ktlkleri tantmak gerekmektedir. nk eytann ve onun temsilcisi olanlarn hilelerinden biri de ktl, iyilik gibi gstermeleridir. Ayet ve hadislerde bildirilen ktlklerden en nemlileri: irk, eytan, kibir ve byklenme, cehalet, vesvese, ehvet, heva, hased, phecilik, zulm, gazab, cinler, tm korkun eyler, sihir, by, byc kadnlar, korkaklk, cimrilik, kt mr, fitne, kabir azab, cizlik, tembellik, cehennem azab, deccal fitnesi, yoksulluk sefaleti, zenginlik gurur ve markl, iyiliklerin azl, batl inanlar... gibi ktlklerdir. (3) eytann taktiklerinden biri de, kk gnahlar, mekruhlar nemsiz gstermek, snnetleri, vacibleri olmasa da olur dedirtmektir. eytann bu tvizlerle at gediin giderek nasl geniledii evremizdeki nice rnekten kolay anlalacaktr. Kk grlen bir mekruh veya haram, kalpte siyah bir leke oluturur. Sonra, nemsenmedii ve baka benzerleri de ilendii zaman, bu mnev leke, byye byye btn kalbi, btn bnyeyi kaplar. "Hibir kk gnah yoktur ki, nemsiz grld mddete byyp byk gnah olmasn; Hibir byk gnah yoktur ki, tevbe emesindeki gzya suyuyla klp yok olmasn." Salkl bnyeye giren kck, gzle grlemeyen mikroplar, nemsenmez ve temizlenmezse, mikroplarn nasl abuk byyp vcudun tmn mahvettiklerini biliriz. Kanser, kangren gibi hastalklarn nceden tedbir alnnca hastalktan kurtuluun

kolay olmas, geciktike zmn imknszlamas, manev mikrop ve hastalklara da rnek olmas asndan nemlidir. Bir meyvedeki kk bir rn nemsenmemesi, rn temizlenmemesi sonucunda meyvenin tmnn ksa zamanda ne hale geldiini hepimiz biliriz. Yine, bir rk meyvenin, iinde ilikide bulunduu ve ayn mekn paylat dier salam meyvelere nasl zarar verdiini de bilmeyenimiz yoktur. Mnev alanda da durum bundan farkl deildir. slmn kendilerinden Allaha snlmasn istedii ktlkler, ilendii takdirde eytann, insana hakim olmasn salar. Bu ktlkler eytann giri yollardr. Bunlarla eytan kime yaklarsa, ya da kim eytann yeryzndeki temsilcisi olursa, o kii, artk hakikati gremez. nk Allah'n nuruyla bakamadndan basireti, firaseti kalkar, bakar kr olur. Tabii, dnyada grlmesi gereken hakk gremeyenler, gerek hayatta da kr olarak harolunacaktr. nsan ktlklere sevkeden sebepler, genel olarak, insann iindeki (dahil) sebepler ve dndaki (haric) sebepler olarak iki blmde incelenebilir. sebepler: nsan, arzu edebilen, herhangi bir eye ilgi duyabilen sosyal bir varlktr. Bu arzu ve ilgiyi tahrik eden etkenler, dnceler ve htralardr. Bunlar insan ya iyilie, ya da ktle arrlar. Genelde, onu iyilie aran duygu ve dncenin sebebine melek; ktle aran sebebe ise eytan denilmitir. u halde, insan iinden tahrik edip, onu Allaha isyana sevkeden her trl duygu ve dnce eytandir. nsanl ktle sevkeden d sebepler ise pek oktur. Bunlarn banda, Allahtan ve Onun dininden uzaklatran insanlar, sistemler, grler ve bunlarn temsilcileri gelir. nsan, iten veya dtan, tahrik ederek Allaha isyana sevkeden her ey, mmin iin bir zarar unsurudur. Bunun iin o, kendisini Allaha isyana sevkeden gizli ve ak dmanlaryla savamakla emrolunmutur. te bu savata insann ilk kullanaca silah istiazedir. Kurandaki u ayetler bu gerei ifade eder: Allaha ve ahiret gnne inanmayan, Allahn ve Raslnn haram kldn haram saymayan, dinini din edinmeyen kimselerle, klp (boyun eerek) elleriyle cizye verecekleri zamana kadar savan. (9/Tevbe, 29) eytan sizin dmannzdr. Siz de onu dman tutun. (35/Ftr, 6) Sana gelen her ktlk de kendi (ilediin gnah yz)ndendir. (4/Nisa, 79) nsan, dnyada iyilikle ktln savan yaar. Bu sava, karanlkla aydnlk gibidir. Biri galip olursa, dieri bulunmaz. Bu savaa insan, dmann iyi tanyarak balamaldr. Burada bilinmesi gereken hakikat, insann, iindeki dmanla

savann, dndaki dmanla savandan daha nemli olduudur. nk iteki eytan duygu ve dnceler yok edilmeden d dmanla savalamaz. Ayrca insan, dtaki dmanla savanda lrse ehid olur. Allahn bir emrini yerine getirdii iin de sevabn alr. Fakat i dmanyla mcadelesinde yenilirse, mslman olarak lememe ihtimaliyle karlar. Bu durum ise, Allaha snlacak ok byk bir ktlktr. Hz. Peygamberimizin (s.a.s.): Allahm, lm annda eytann beni istil ederek yaptklarm boa karmasndan, senin doru yolundan (dininden) yz evirmi olarak lmekten sana snrm. buyurarak Allaha snmas bu hakikati btn akl ile ortaya koymaktadr. Her asrda olduu gibi, gnmzde de insanln urad en byk felaketler, kendi iinden gelen ve zihnine hkim olan ktlklerdir. nsann, i dnyasndaki bozukluk, imanszlk, iradesizlik, yanl dnce, aldan, phecilik ve vesvesecilik insan zelliklerin yok olmasna yol amtr. Bu gnk toplum fotorafmz, kiisel grntde nefret, bencillik, stres, bunalm, cinayet, intihar... toplumsal manzaramzda tek kelimeyle fesat, dzen asndan ise... nsann kalbinde ve dncesindeki ktlkler, ya yanl itikadlardan veya kt ilerden oluur. Kim, yapt ileriyle eytann peinden giderse, dili ile Allah ansa da o, eytann yolundadr. Bu duruma dm insanlarn gizlice itaat edip dostluk kurduklar eytandan gelen vesveseyi yok edebilmeleri, Allaha imanla mmkndr. Peygamberimize gelip, Ey Allahn Rasl, iimizde (vesveseden) olduuna inandmz baz eyler buluyoruz. Onlar size sylemeyi uygun bulmuyoruz. diyen sahabilere Rasulullahn Bu, imann ak belirtisidir. buyurmas bu gerein isbatdr. Gerek anlamda Allaha iman, eytann iinize att vesveseyi kabullenmenize engel olan imandr. eytann vesvesesini kk grmemek, Allahn azabna sebep olmasndan korkmak, kiinin imannn ak belirtisidir. eytan ve onun ii olan tm ktlklerden kanlmadka, Allaha itaat edilmi olunamaz. Mminin grlebilen ve grlemeyen pek ok dman vardr. O halde bu dmanlar, insan hak yoldan uzaklatrmaya kasd ettikleri zaman insan, her eye galip olan mutlak Rabbe snmaldr. nk Allah, emirlerine uyup yasaklarndan kanmay ktlkleri yok etmek iin bir vesile klmtr. Allah, insann aln ve susuzluunu gidermek iin yemeyi ve imeyi nasl sebep klmsa, ilh emirlerin gereini de insanlarn mutluluuna bir sebep klmtr. nsanln fikir ve yaantsnn karanlklardan kurtulmas, sapklk dalgalarndan korunmas, ancak lemlerin Rabbi Allahn yardmyla mmkn olur. Allah Rab olarak tanmayanlar, Onun emirlerini anlamak istemeyenler, kendi arzu ve heveslerinin gereini yerine getirmek iin hi bir l tanmayanlar, hakka, geree sayg duymazlar. Kty iyi

zannederler. Onlarn bu tarzdaki yaaylar, gerei grmelerine engeldir. slm limlerinin u sz bu konuya aklk getirmektedir: Yedii, itii haram olan bir insan, iyilii ve ktl ayramaz. Btl peinde koanlar, hangi asrda olurlarsa olsunlar Kurandan hidayet alamazlar. nsanlar, Allah tarafndan emrolunduklar eyleri yapmaktan alkoyacak, onlar Allahn emrinin hilafna sevkedecek tuzaklar, gnmzde her zamankinden daha fazladr. yleyse Allaha nasl snmalyz? Ona sn tarzmz nasl olmaldr? (4) Allah'a Snma Tarz Nasl Olmal? Allaha nasl ve hangi tarzda snmamz gerektiini Kurandan reniyoruz: Ne zaman eytandan bir kt dnce seni drterse (hemen) Allaha sn. nk O iitendir, bilendir. (7/Araf, 200) nsan, ne zaman eytan bir tahrikle karlarsa, hemen Allaha snmaldr. O ktln douraca cezadan saknarak Allahn dinine iltica etmelidir. Allahn nimetinin bykln, azabnn iddetini dnerek hayatnda ktle yer vermemelidir. Allaha sn tarz budur. Allah, gnlden kendine balananlar bilir. Kendisine snmak iin sylenen her sz iitir. nsann gr ufkunun genilemesi, Allaha teslimiyetle olur. Allaha gerekten snan insanlarn belirgin zellikleri, yetlerde ak olarak belirtilmitir. Allaha snan insan, Onun dininden ve hkmlerinden habersiz, cahil olamaz. Kendisine vesvese dokunduu zaman Allahn emir ve yasaklarn hatrlar, hemen gerei grr. Vesvese karsnda bilinli olarak Allahn nizamna snr. Allaha gerekten snan insann zelliklerinden biri de, Allaha tam bir teslimiyet iinde balanarak, bildii ilah emri her durumda kesin olarak uygulamasdr. Allaha snmay kabullenmeyen insanlarn en belirgin zellii de kibirliliktir. Byklenme ve cehaletle birlikte, dier zellikler de hased, taassub, gazab ve kindir. slam deitirmek ve yok etmek isteyenlerin her trl fitne ve ktlnden, Allahn ilah nizamna snmak gerektiini Muavvizeteyn/koruyucu sreler ad verilen Felak ve Ns surelerinden reniyoruz. De ki: Yaratt eylerin errinden, karanl kt zaman gecenin errinden, dmlere frp by yapan frklerin errinden ve kskand vakit kskan kiinin errinden sabahn Rabbine snrm! (113/Felak, 1-5) De ki: nsanlarn kalplerine vesvese sokan, (insan Allah andnda) pusuya ekilen cin ve insan eytannn errinden insanlarn Rabbine, insanlarn Melikine (mutlak sahibi ve hkine), insanlarn ilhna snrm! (114/Ns, 1-6)

eytandan Allaha snmak, Allahn adn anmak, Ondan yardm dilemek demektir. Hayat, eytann vesvesesine kar uyank durmakla slam bir anlam kazanr. Euz besmele bir hayat grdr. Dnyay ilah vahye gre yorumlamaktr. Hayat, eyay ve kendini, tarihin derinliklerinden gelen dem eytan, vahy, risalet, hidayet, dalalet kavramlar nda cevaplamaktr. Kovulmu eytandan Allaha snrm. eytan nereden kovulmutu? Cennetten. Nereye gelmiti? Yeryzne. Kiminle gelmiti? Atamz Adem ve anamz Havva ile. Ne yapacakt burada? Allahn doru yolu zerine oturacak ve insanlar iv ederek saptrmaya alacakt. Ne zamana kadar srecekti bu mcadele? Kendisine verilen mhlet dolana, yani yeryz imtihanmz bitip kyamet kopana kadar... Grld gibi, slama gre, dinlerin kayna ikidir. Allahtan gelen ve eytandan gelen. Allahtan gelen vahydir. Bununla hak din oluur. eytandan gelen ise vesvesedir, bununla da izmler oluur. nsan ya Allahtan yana olur, ya da eytandan yana. te euz besmele bu tercihin aklanmasdr. Allah kabul ederek, ona gre bir sistemin tercihi ile eytan kabul edip onun kkrtc, isyanc, byklk taslayc sistemi arasndaki tercih. Her ikisi de din olacaktr. Bu iki din arasndaki mcadele, mhlet dolana kadar devam edip gidecektir. Bu mcadelenin sonucunu Kur'an haber veriyor: Hizbullah (Allah taraftarlar, Allah'n askerleri) galip gelecek; Hizbeytan ise hsrana urayacaktr. (5/Maide, 56; 58/Mcadele, 19). Ne mutlu Allah'n safndakilere! Yazklar olsun eytann askerlerine!.. Peygamberimiz tm dualarnda euz besmeledeki ruh ve anlam yaatmtr. Onun yapt dualar genellikle u iki cmleden biri ile balamaktadr. Euz bike (sana snrm) veya eselke (senden isterim). Peygamberimiz, Allaha eytandan snmakta ve Ondan birtakm hayrlar istemektedir. Bununla, hayatn Allah, eytan ve kii arasnda devam eden iliki olduu aklanm oluyor. Efendimiz Allahtan balanma, nur, dnya ve ahirette afiyet, ayplarn gizlemesini, korkulardan emin klmasn, eytana kar korumasn, fazln, keremini, nusretini, mustazaflara yardm etmesini... istiyor. eytandan, kfrden, kt ahlak ve kt heveslerden, cehennemden, kabir fitnesinden, her eyin ve her canlnn errinden, nefsinin errinden, cizlikten, tembellikten, korkaklktan, cimrilikten, yoksulluk ve borca batmaktan, kederden, ok yallktan, yangn ve sel felaketinden... Allaha snyor ve bu ekilde dualar yapmamz tlyor. (Buhri, Deavt, 35-46) Ez besmelede iki ey vurgulanr: 1- Dman eytandan Dost Allaha snma, 2- Rahman ve Rahim olan Allahn ad ile balama. Birini dlama, brne snma. nk hayatn

manas bundan ibarettir. Ya Allahtan gelen vahyi din edinir, ona gre yaar, dnr, konuursun. Ya da eytandan gelen fcur ilhamn din edinir ona gre konuur, yaarsn. Bunun dnda, Allahn dinini yaarken eytann vesvesesine kar uyank olursun. (5) eytandan istize etmek, yalnzca tek bir ktden ve tek bir ktlkten uzak durmak anlamyla snrl kalmaz; tm ktlklerden uzaklama anlamn tar. Kur'an' bylesi bir snma iinde okumak, onu btn menfiliklerden Allah'a snarak okuma anlamn barndrr. Onu ahs bir menfaat (basit dnyev kar) iin okumama da bu anlama dahildir; bir dnya ehlinin menfaati iin okumama da. Onu okurken nefsin aldatmalarndan uzak durma da bunun iindedir; dnyev bir ideolojinin gzln takmama da. Ona hret iin muhatap olmama da bunun iindedir; kendi aklna gvenip, akln dorulama mercii, onu ise akln klesi klmama da. Zaten, istize'nin bir esprisi, acziyetin kabuldr. Acziyetini kabullenmeyip kendisine gvenen, bakasna snmaz. Bakasna snma, ancak acziyetini grenlerin iidir. Allah'a snma ise, Ondan baka tm eylerin kendisine snlmaya lyk olmadn bilip grmeyi gerektirir. Allah'a snan, baka hereyin mahluk olduunu biliyor ve kendileri birer yaratk olarak korunmaya muhta bulunan eylerin snlmaya lyk olmadn gryor demektir. Bu bakmdan eytandan istize, imann ve ubdiyetin ayrlmaz bir parasdr. eytandan ne kadar istiaze ediyorsak, acziyetimizi o derece kabul ediyor ve Rabbimizin koruma ve rahmetini o derece gryoruz demektir. Dolaysyla, istizeye niyet eder etmez, eytann bacan Allah'n izniyle krm oluruz. Kendisi bir stnlk vehmiyle Allah'a isyan eden, Kur'an'da belirtildii zere "kibirlenerek kfir olan" eytann rettii en byk tuzak, bizde de byle bir stnlk vehmi ve bir kibir hali uyandrmak; nefsimizi okayarak enaniyetimizi kamlamaktr. "eytanlar, ene'nin gaga ve penesiyle akllar havaya kaldrp insan dallet derekelerine atyorlar." stize sayesinde, bu tehlike, yolun daha banda bertaraf edilmektedir. (6) Kur'an okumaya, Ftiha'dan, besmele'den de nce istize ile balanr; Muavvizeteyn sureleri ile Kur'an sona erer. Muavvizeteyn, Korunma, snma yollarn gsteren iki sure demektir, Felak ve Nas surelerine denir. Yani Kur'an'a balarken ne kadar istiaze bilincine ihtiya varsa, Kur'an' kaparken de o kadar snmaya ihtiya vardr. Balangta istiaze, kapanta istiaze. Bala son arasnda uyum. Dikkat etmemiz gereken bir husus da; Kur'an'a balarken cinlerden olan eytandan Allah'a snrken, Kur'an okumay sona erdirirken "mine'l- cinneti ve'n- nas" cin ve insan eytanlarndan Allah'a snmamz gerektiidir.

Kur'an okumaya balamadan nce istize okumak snnettir. Namazda istize okumann hkmnde ihtif vardr.Baz limlere gre vcib olup, her rektta Besmele ve Ftiha sresinden nce istze de okunur. Ebu Hanife Ve mam fii'ye gre, okunmas snnet olup sadece birinci rektta Besmele ve Ftiha sresinden nce okunur. nk bu iki imama gre namazdaki kraatin hepsi bir tek kraat saylr. Hz. Peygamber'in istiaze duasn okuduuna dair pek ok hadis rivayet edilmitir. Bu ifadelerden bazlar "Ez billhi'sSem'l-Almi mine'-eytnirracm", "Esteyz billhi mine'eytnirracm" eklindedir. Yine istize, "nez billh", "mezallah" eklinde de kullanlr. Tuvalet veya banyoya girerken, kapya yaklanca, "ez billhi mine'l hubsi ve'lhabis" denilir veya ez ekilir. stize uurunun Bize Kazandraca Anlay ve Davranlar Yaplmas gerekeni yaptktan sonra Allah'a snmal ve O'ndan yardm istenmelidir. eytandan ve onun ilke ve ynlendirmelerinden uzaklamadmz srece Allah'a snmann hibir anlam yoktur. Dille eytana dman olurken, dier tm uzuvlarmzla eytana dostluk ve ballk, istize uuruyla badamaz. stize, "hicret"tir; eytan zelliklerden Rahmn vasflara; Basit, geici ve hayvan olduu kadar eytan zevklerden, sonu acyla bitecek yapay duygulardan, eytan sanal lezzetlerden ebed saadetlere hicret. stiaze uuruna sahip bir m'min, Kur'an'da vlen o mutluluk ann zirve kahramanlar olan ashab'a ashab olup, sonu fetihle biten hicret iin yol arkadalna hazrlanabilir. Kul ne yaparsa yapsn, Allah'n dilemesi ve yardm olmadan hibir ey olmaz. yleyse O'nun yardmna mstahak olarak O'ndan istemeliyiz. eytandan Allah'a snan, eytan zellik ve vasflardan da Allah'a snm demektir. "eytan" azgn ve haktan uzak demektir. Azgnlktan ve hakka uzak olmaktan kurtulup, gerek kul olmaya, Hakkn adam olmaya almalyz. eytan azl tarih dmanmzdr. Onu iyi tanmal ve hilelerine kar uyank olmalyz. Cinlerden olduu gibi, insanlardan da eytanlarn olduunu ve her yerde her zaman onlarla karlaabileceimizi unutmamalyz. Evden arya, iten okula, sofradan tuvalete, mescidden cepheye kadar her yerde dmanmzla karlaabiliriz. eytann kovulma ve lnetlenme sebebini deerlendirmeli ve ayn durumlara dmemek iin gayret etmeliyiz. Biliyoruz ki eytan, Allahn emrine kibirlenip isyan etti ve o yzden

kovuldu, lnetlendi. Onu, ne sahip olduu ilmi kurtarabildi, ne de zeks. yleyse vahyin nda bir akl ve ilimle hikmetleri yakalamaya ve yaamaya almalyz. eytana lnetle yetineceimize, ona uymayarak, onu mahvedecek ekilde Allah' oka anarak onu yenmeli ve kahretmeliyiz. Unutmayalm ki, eytan ve askerleri, kendi misyonlarn yapyor. Biz, dnyadaki grevimizi yerine getirirsek, eytana da uymam oluruz. (7) Tuvalete girerken, eytandan korunmak iin ez ekmeliyiz de; televizyonun dmesini aarken ez, kaparken de en azndan istifar ekmeli deil miyiz? Caddeye, arya, dolmua dm atarken, i banda, a banda, gafletle geen dakikalar, saatler, hatta gnler iindeki tm erlerden, istiazedeki snak dnda kimin kalesine snabiliriz? Kur'an okurken istiaze gerekir de, beer kitaplar, gazeteler okunurken gerekmez mi dersiniz? stize, mslman iin eytana ve taifesine, eytan dostlar ve askerlerine kar uyanklk ifadesi olmaktadr. stize, m'min iin sanki dmana kar srekli kulland, dilinde ve gnlnde tad bir silh gibidir. Allah' tek Rabb, tek Melik ve tek lh kabul ederek O'na snanlara, Allah'n yardm eriecektir. Unutulmamaldr ki, insanln saadeti, uurlu bir iman ve her trl ktlklerden Allah'n dinine snp saknmalaryla mmkn olacaktr. "En iyi koruyan Allah'tr ve O merhametlilerin en merhametlisidir. (12/Ysuf, 64) O, ne gzel dost, ne gzel vekildir." (8/Enfl, 40; 3/l-i mrn, 173)
1- slam Ansiklopedisi, amil, c. 3, s. 211 2- Y. iek, F. Yldz, stize eytan, 11-13 3- a. g. e. 33 4- a. g. e. 37 5- . Eliak, slm ve Sosyal Deiim, s. 20-23 6- M. Karabaolu, Kur'an Okumalar, s.17-18 7- A. Akpnar, Namaz Dular ve Sreleri, s. 21, 26 stize le lgili yet-i Kerimeler a- Allah'a Snmak: Felak, 1-5 ; Nas, 1-6 b- Kur'an Okumak stendiinde eytandan Allah'a Snmak: Nahl, 98 c- eytann errinden Allah'a Snmak: A'raf, 200 ; Nahl, 98 ; M'minun, 97-98 ; Fusslet, 36 ; Nas, 1-6 d- Kafirlerin errinden Allah'a Snmak: Bakara, 286 ; Enfal, 45 ; Yunus, 85-86 ; M'min, 56 ; Mmtehne, 5 e- Yaratklarn errinden Allah'a Snmak: Felak, 1-2 f- Gecenin errinden Allah'a Snmak: Felak, 1,3 g- Byclerin errinden Allah'a Snmak: Felak, 1,4 h- Hased Edenlerin (kskanlarn) errinden Allah'a Snmak: Felak, 1,5 i- Baz Peygamberlerin Baz Ktlklerden Allah'a Snmalar: Bakara, 67 ; Hud, 48 ; Yusuf, 23-24 ve 79 ; M'min, 27 ; Meryem, 16-18 ; Duhan, 18-22 j- Gnah lemekten Allah'a Snmak: Yusuf, 23

k- eytann Yanmzda Bulunmasndan Allah'a Snmak: M'minun, 98 l- Hesap Gnne nanmayan Her Kibirliden Allah'a Snmak: M'min, 27 m-Byklk Taslayp, Delilsiz Olarak Allah'n Ayetleri Hakknda Tartanlardan Allah'a Snmak: M'min, 56 n- Cahillerden Olmaktan Allah'a Snmak: Bakara, 67 o- yzn Bilmedii Bir eyi Allah'tan stemekten Allah'a Snmak: Hud, 48. stize le lgili Baz Hadis-i erif Kaynaklar Sahih'l Buhari: Deavat 35-46 ; Et'me, 28 ; Eribe, 30 ; Bed'l Halk, 11; Edeb, 76; Tefsir, 6/2 ; Ezan, 149 ; Cihad, 25 ; Fiten, 15 ; Rikak, 52 ; Ezan, 4 ; Amel fi's-Salat, 18 ; Sehv, 6. Sahih'l Mslim: Salat, 19 ; Mesacid, 89 ; Fiten, 4,7,10 ; Zikr, 47-52, 61,62,66,73,76,96 ; Birr, 109,110 ; Fedail's-Sahabe, 140 ;Eyman, 36. c- Tirmizi: Tahare, 4 ; Deavat, 15, 19, 67, 74, 76, 110. d- Nesai: stiaze, 7, 12, 17, 18, 25, 26, 33, 38, 60 ; Ezan, 30 ; e- Ebu Davud: Salat, 31 ; Edeb, 98, 104 ; Salat, 18, 119, 120, 122 ; Tbb, 19. f- Msned, Ahmed b. Hanbel: 1/ 247 ; 2/ 202 ; 3/ 50, 427 ; 5/ 356 ; 6/ 31, 100, 139, 190. g- Muvatta: Nida, 6 Konuyla lgili Geni Bilgi Alnabilecek Kaynaklar Tefsir-i Kebir, Fahreddin Razi, Aka Y. c. 1, s. 88 - 127 Hadislerle Kuran Tefsiri, bni Kesir, Aka Y. c. 2, s. 23 - 34 stize eytan, Yakup iek, Fahrettin Yldz, Bir Y. Kur'an Okumalar, Metin Karabaolu, Karakalem Y. s. 16-18 slam Ansiklopedisi, amil Y. C. 3 s. 211 - 212 Sorularla Fatiha Suresi, Zabit Ali Durmu, Ali ipak, YendaY. S. 11 - 35 Fatiha zerine Mlahazalar, Hikmet Ik, Nil Y. S. 56 - 75 Namaz Dualar ve Sureleri, Ali Akpnar, Suffe Y. S. 21 - 26 aratl- caz, Said Nursi, Tenvir Y. Fatiha Suresi ve Trke Namaz, Sait imek, Beyan Y. s. 19-21 slam ve Sosyal Deiim, hsan Eliak, Bengisu Y. s. 20-24 Kur'an Okumalar, Metin Karabaolu, Karakalem Y. s. 16-18 Kur'an Cevap Veriyor, zzet Derveze, Yneli Y. s. 235- 275 mil slm Ansiklopedisi, mil Y. c. 3, s. 58-59; c. 6, s. 38-42 Kur'an'da Gnah Kavram, Sadk Kl, Hiba Y. s. 276-284 nan ve Amelde Kur'an Kavramlar, Muhammed el-Behiy, Yneli Y. s. 133-153 Kur'an'da Temel Kavramlar, Ali nal, Krkambar Y. s. 209-216 slm'n Temel Kavramlar, Hseyin K. Ece, Beyan Y. s. 284-287 Hz Adem, Hseyin K. Ece, Denge Y. s. 111-144 eytan, A. Osman Ate, Beyan Y. eytan ve Yoldalar, Kemal inel, Alem Y. eytanca Protokoller, Adil Gkburun, ahsi Y. eytann Tuzaklar: nsann Kurtulu Yollar 1-2, bni Kayyim El-Cevziyye, Uysal Kit. Y. eytann Tuzaklar, S. Ahmet Uzun, Mektup Y. eytann Hileleri ve Kurtulu areleri, Murat Tark Yksel, Demir Kitabevi Y. eytann Varl ve Mahiyeti, Murat Tark Yksel, Demir Kitabevi Y. eytanizme Ramen slami Uyan, Mehmet Alaga, nsan Dergisi Y. eytanla Mnazara, mit imek, Zafer Y. eytanlardan Korunma Yolu, Abdlhamid Bilali, afak Y. / Bruc Y. eytan Girmeyen Evler, Muhammed Efsayim, Uysal Kitabevi Y. nsann Ezel Dman eytan, Osmanl Y. eytanla Mnazara, mit imek, Zafer Y. eytann Enniyeti, Harun Yahya, Vural Y. Satanizm -eytana Tapnmann Yeni Ad-, Ahmet G, Alfa Y. Nefis ve eytan, Mehmet Hulusi ler nsan ve nsanst, Sleyman Ate, Dergh Y.

Vesvese, Sebepleri ve Kurtulu Yollar, Mehmed Paksu, Nesil Y. Cin, eytan ve Byden Korunma, Halil b. brahim Emin, Uysal Kitabevi Y. Kur'an'a Gre Melek, Cin, eytan, Ltfullah Cebeci, le Y. Ktlk Odaklar, eytan, Zbeyir Yetik, Beyan Y. stize eytan, Yakup iek, Fahrettin Yldz, Bir Y. Dnden Bugne eytan ve Dostlar, Mehmed Alaga, nsan Dergisi Y.

Ftiha, 1; kavram 2

BESMELE
"Besmele: Tutun adyla deil; Allah'n ismiyle ve izniyle" Besmele; Anlam ve Mhiyeti Kur'an ve Besmele Besmelenin Anlam Derinlikleri Besmele, Allah'la Yaplan Bir Szleme Gibidir Besmele, Her Peygamber ve mmetinin Kulland Bir ifredir Besmele, Allah'tan zin ve Onay stemektir Besmele, Laik Mant Protestodur Besmele ekmenin Hkm Besmele uurunun M'mine Kazandrdklar "Bismillhirrahmanirrahim: (balarm)" Rahmn ve Rahm Allahn adyla

Besmele; Anlam ve Mhiyeti


Besmele: Bismillhirrahmnirrahm sznn ksaltlm ekli. Hayrl ve hell bir ie balarken, Allah'n adn anmak ve bu adla ie balamak iin besmele ekilir. Bismillhirrahmnirrahm: "Rahmn ve Rahm Allah'n adyla (balarm)" anlamna gelir. Besmeleyi "esirgeyen, balayan Tanr'nn adyla" gibi yanl; yanl olduu kadar gaflet ve cehlet kokan tercmeyi kabul etmek mmkn deildir. "Allah" lafz, zel isim olduu ve Yaratcmzn tm gzel isimlerini iinde barndran bir anlam tad iin baka bir dile tercme edilemez. Ayrca "esirgeyen" tabiri ok yanl bir tercmedir. Trkede esirgemek, daha ok olumsuz bir sfat anlamnda kullanlr. Saklamak, korumak gibi anlamlarndan daha ok; kyamamak ve cimrilik yapmak manalarnda kullanlr ki Allah'n Rahmn sfatnn kesinlikle karl deildir.

Kur'n- Kerim'in ilk nzil olan yet-i kerimesi, "Yaratan Rabbinin adyla (besmele ekerek) oku!" mealindeki 96/Alak suresi 1. yetidir. Bu "Rabbinin ismiyle oku" emri, sadece nderimiz, Peygamberimiz iin deil; btn m'minleredir. M'minler, mer (er', mubah) herhangi bir ie balarken besmeleyi unutmazlar. nk bilirler ki, "besmeleyle balanmayan herhangi bir ite bereketsizlik ortaya kar." (bn Mce, Hadis no: 1894) Kur'an okurken, hayvan keserken, abdest alrken, namaz klarken, avclk yaparken... besmeleyi ihmal etmezler. Kur'n- Kerim'de "Fir'avn" kssas haber verilirken, sihirbazlarn "bi-izzet-i Fir'avn" (Fir'avn'n izzeti iin) diyerek asalarn yere braktklar beyan edilir (26/uar, 44). Fir'avn, Msr' tanr kabul ettikleri "Ra" adna ynetirdi. Tabii bu, bugnk ada ideolojilerden farkl bir tutum deildi. Sosyalist lkelerin yneticileri, bata Karl Marx olmak zere, Lenin ve dier teorisyenler adna sistemi srdrrler(di). Kapitalizmde de durum bundan farkl deildir. Genel olarak her lkede iktidar durumunda olan ideoloji, ayn metodla ayakta tutulur. Her ie balarken, o ideolojinin kurucusunun adn anmak zarurettir. Dolaysyla Fir'avn'a bal olan sihirbazlarn kssasnda bu hususun beyan edilmesi, srekliliinin bir belgesidir. (1) slm'dan nce Araplar, ilerine "bismi'l- Lt ve'l-Uzz diye putlarnn adyla balarlard. Hanifler ise, Tevhid dininin kalnts olarak, "bismikellahmme" derlerdi. Haniflerin bu deti slmiyet'in ilk yllarnda da devam etmitir. 27/Neml sresindeki besmele yeti (30. yet) nzil olduktan sonra besmele son eklini almtr. Hz. Peygamber, hayatnn sonuna kadar hep bu ibareyi kullanm, besmelenin yazld ilk satra baka hibir eyin yazlmamasn da emretmitir. "Besmele ile balanmayan her i bereketsiz ve gdktr." (bn Mce, 1894) buyuran Efendimiz'in, gnlk hayatndaki birok i mnasebetiyle besmele ektii ve besmeleyi tavsiye ettii bilinmektedir. Bir mslman besmele ekmekle, "nefsim veya baka bir varlk adna, tut adna deil; Allah adyla, O'nun rzas iin ve O'nun izniyle balyorum." demek ister. O'nun Rahmn ve Rahm isimlerinin tecell etmesini beklediini, bylece hem dnya hem de hiret sadeti dilediini ifade etmi olur. Giritii ie g yetirebilmesi iin gerekli olan kudretin yce Allah tarafndan ihsan edilmesini temenni ettiini belirtmi olur. Kendisinin devaml olarak O'nun yardmna muhta olduunu bildirmi, bylece ezel kudretin yardmn celbetmi olur. Besmele eken m'min, "O'nun msaadesiyle bu ii yapyorum. nk, bu baladm iin tamamlanmasnda gerekli olan kuvvet O'nun tarafndan bana verilmitir. O bana bu kuvveti vermezse, ben bu ii tamamlayamam" demek ister. (2)

Kur'an ve Besmele

Besmeleyi oluturan kelimeler Kuranda en ok tekrar edilen kelimelerdir. Bismillhirrahmnirrahm cmlesini meydana getiren kelimelerden ism (isim) kelimesi, trevleriyle birlikte 71 yerde geer; ayn kkten gelen sem ve oulu semvt kelimelerini de ilve edersek, isim kelimesinden treyen kelimeler toplam olarak 381e kar. Besmeleyi meydana getiren ikinci kelime olan Allah lafz ise, Kuranda tam 2697 yerde kullanlr; ayrca ey Allahm anlamna gelen Allahmme kelimesi de 5 yerde geer. nc kelime olan Rahmn kelimesi, Kuran- Kerimde 57, Rahm kelimesi ise 115 yerde tekrar edilir. Rahmn ve Rahm kelimelerinin kendisinden tredii rahmet ve trevleri ise Kuranda toplam 339 yerde geer. Hell ve hayrl bir ie balarken Allah'n adn anmak, her mslmann zerinde titizlikle durmas gereken grevlerindendir. Kur'an- Kerim'de buna iaret eden pek ok emir vardr (2/Bakara, 200; 4/Nis, 103; 73/Mzzemmil, 8 gibi). lk inen yette besmele ekmek emredildii gibi, mushaf olarak tertip edilen Kur'an- Kerim'in ilk yeti de besmeledir. Besmele, Kur'n- Kerim'in 114 sresinden 113'nn giri cmlesi olarak yer almaktadr. 27/Neml sresin 30. yetinin de bir blmdr. Dolaysyla Kur'an'da 114 yerde "bismillhirrahmnirrahm" vardr. O (mektup) Sleymandandr, ve o "bismillhirrahmnirrahm"le (Rahmn ve Rahm olan Allahn adyla) (balamakta)dr. (27/Neml, 30) (Nuh) dedi ki: Gemiye binin! Onun yzp gitmesi de, durmas da bismillh ile/Allahn adyladr. phesiz ki Rabbim ok balayan, pek merhamet edendir. (11/Hd, 41) Atalarnz andnz gibi, hatta daha ok, daha kuvvetli bir ekilde Allah zikredin/ ann. (2/Bakara, 200) Namaz kldktan sonra da, ayakta, otururken ve yanlarnz zerinde yatarken (daima) Allah zikredin/ann. (4/Nis, 103) Rabbinin adn an. (73/Mzzemmil, 8) Btn varlnla, ihlsla Ona ynel.

Sabah akam Rabbinin adn an. (76/nsan, 25) Besmeleye vcut veren 4 kelime (isim, Allah, Rahmn, Rahm) 'den 3' Allah'n isimleri olup, bunlarn 2'si ba, merhamet, cmertlik, affetmek gibi anlamlar tamaktadr. Kur'an'n ilk cmlesine bunlar koyarak, temel konusu lhiyet ve insan - Allah ilikisi olan Kur'an'da hkim olan genin rahmet ve merhamet olduuna Rabbimiz dikkat ekmektedir. Rahmn ve Rahm'in kk olan rahmet kelimesi Kur'an'n ak beyanlarna gre Allah'n hkim niteliidir. 21/Enbiy sresi 107. yette Son Peygamber'i de Kur'an

"lemlerin rahmeti" olarak nitelendirmektedir. O halde, unu rahatlkla syleyebiliriz: Kur'an'n tantt Allah, yaratt mahlkata, her eyden nce rahmet sfatyla tecell etmektedir. (3) slm korku dini, Allah sadece korkulacak bir zt olarak gstermeye alan besmelesizlere en byk darbe, besmeledeki rahmet ve merhamet ifadeleridir.

Besmelenin Anlam Derinlikleri


slm ahlk, incitme, ldrme ifade edecek davranlarda ve bu davranlara msaade eden szlerde besmeleyle balamay yasaklamtr. Savamaya msaade eden ve putperestlere ltimatom ieren Tevbe sresi, besmelesiz balayan tek suredir. Eti yenen hayvanlarn kesimi ve avlanmas srasnda besmeledeki Rahmn ve Rahm sfatlarnn anlmas uygun grlmemitir. Hayvan keserken "bismillh" veya "bismillhi Allahu Ekber" denilir. Kur'n- Kerim'in konusunun; Allah ile evren, zellikle de insanlk lemi arasndaki mnasebeti bildirmekten ibaret olduunu sylemek mmkndr. Besmelenin bandaki "ba" edat (b harfi) bu mnasebeti ortaya koymakta ve kulun, Yaratanndan yardm isteyerek hep O'na bal kaln ifade etmektedir. Hz. Ali'ye atfedilen mehur bir sz vardr: "Kur'an'n tm Ftiha sresinde eksiksiz zetlenmitir. Fatiha'nn zeti de besmeledir. Besmele de "b" harfinde zetlen-mitir. Dolaysyla besmele'nin b'si Kur'an'n zetidir." lk planda abartl gibi gelen bu ifade dorudur. Arapada harf-i cer olan "b" ilsak iindir. Trke tam karln, "..... ile ....." eklinde gsterebiliriz. Kendi bana bir anlam olmayan bu harf, en az iki kii arasndaki bir ilikiyi belirten balatr. "Ahmed ile Mehmed" rneinde olduu gibi. Aralarnda bir mnasebet, bir ba olmadan bu bala kullanlmaz. Besmele'de deki "B" aralarnda alka olan iki taraf belirtir. Bu taraflarn biri, besmeleyle ie balayan kul; dieri Allah'tr. "B" Allah ile kul arasndaki iliki ve ba anlatr. Kur'an'n ana konusu ve temel vurgusu, insanla Rabbi arasndaki kulluk-ilhlk mnasebetidir. Rubbiyet ve ubdiyet alkasdr. "B" harfi de bu iliki ve ba ierdii iin Ftiha ve Kur'an'n zeti olmu olur. Arapa cmle yaps itibariyle besmeleden nce "ba"nn ilgili bulunduu mahzuf bir fiil vardr. Bu, besmele ile balanacak herhangi bir fiildir: "Bismillh diye balyorum", "Allah'n ismiyle kalkyorum, okuyorum, hayvan kesiyorum..." gibi. Bylece Allah ile kul arasnda sevgiye dayal olan derni mnasebeti ifade eden besmele, slm'n bir sembol ve her iyiliin anahtardr. Kii ile Allah arasndaki bu iliki, sadece Allahtan yardm istenip Ondan medet umulacan (1/Ftiha, 4) idrk etmektir. Kendisi ciz olan, korunmaya muhta kimselerin bakalarn korumas mmkn olmadn bilip her eye kaadir Allahn kapsn almaktr besmele. Besmele, btn iyiliklerin, tm gzelliklerin Ondan olduunu kabul edip Onun msaade ettii eylerin Onun adyla yaplmas sayesinde daha da gzelleeceini anlamaktr.

Besmele, Allah'la Yaplan Bir Szleme Gibidir


Evet, Besmele, Allah'la yaplm bir szleme gibidir. Allah, Rahmn ve Rahm sfatlaryla bize merhametle mumele edeceini vaadediyor; biz de, imtihan iin bize verilen irdeyi istismar etmeyeceimizi ve O'nun ilkelerine bal kalacamz besmeleyle kabullenmi oluyoruz. Besmele, Allah'n tesbit ettii kulluk programn kabul etmektir. Besmele eken kul, yle demi olur: "Ya Rabbi, u an, kulluk maddelerinden birini ileyeceim. Senin ismini anyor ve iznini istiyorum." O yzden haramlara besmele ekilmez. Besmeleden maksat, yaplan ite bereketin artmasn taleptir. Haram veya mekruh bir fiilin oalmas ve bereketi istenemez. Haram meclislerde, meyhane ve kumarhane grevi yapan kahvehanelerde otururken, faizli ilemlerde bulunurken, yalan ve kandrma ieren ticari ilikilerde, haram saylan programlar izlerken besmele ekilmez. Haram olduu tartmal olan hususlarda ve harama yakn mekruhlarda da besmelenin ekilmesi, vebali bytr. En dorusu, Allah'n isminin anlamayaca bu tr davran ve eylemleri terk etmektir. Unutulmamaldr ki, haram olan eylemlerde besmele ekilmez. Kmil bir mslman da, besmele ekemeyecei bir ii yapmamaya zen gsterir. O yzden, besmele insan eitir, terbiye eder, ktlklerden uzak turar. nk besmele eken bir kimse, azndan kan ifade ile yapt eylem arasnda bir paralellik kurmak zorunda olduunu, eliyle dilinin birbirini yalanlamamas gerektiini dnr. Besmele, ktlk ve haramlar ilemeye hakkmz olmadn bize hatrlatr. Besmele, "Allah'n ad ile" demektir; "Allah'n adna" deil. Bu ikisi arasnda nemli fark bulunmaktadr. Mslman her yapt eye, her syledii sze Allah'n ad ile balar. Allah'tan izin alarak; Ama Allah adna deil. nsan beer ve ciz olduu iin hatalar yapabilir. Allah adna demek; yaplana bir anlamda ilh zellik, gnahszlk, hataszlk iddias atfetmektir. O'nun adna i iddias, Allah'n temsilcisi olma anlayn, bu da ruhban snfn oluturur. Tarihte Allah adna nice zulmler ilenmitir. Teokrasi de budur. Kulun yapt i, mslmanca olmaldr ama, beer zellik tadndan iddiasz olmaldr. Besmeledeki isim kelimesi; ad, ad vermek anlamna geldii gibi, -bi harf-i cerri ile de- yceltmek, ykseltmek anlamna gelmektedir. Nitekim gkyz anlamnda "sem" kelimesi ayn kkten gelmektedir. O yzden, "bismillh" n anlam, "Allah' ycelterek" eklinde de anlalabilir. (4) Besmele, Her Peygamber ve mmetinin Kulland Bir ifredir

Besmele, sadece Muhammed (s.a.s.) mmetine has bir anahtar deil; nceki mmetlerin de kulland bir ifredir. Besmele'nin Hz. Muhammed (sa.s.)'den nceki peygamberler dneminde de kullanldn Kurn- Kerimden anlyoruz: Hz. Sleyman'n, Saba kraliesi Belks'a yazd slm'a dvet mektubu bu cmleyle balamaktadr. "O (mektup) Sleyman'dandr ve o bismillhirrahmnirrahm -Rahmn ve Rahm olan Allah'n adyla(balamakta)dr." (27/Neml, 30) Hz. Nuh da tufandaki gemi yolculuuna bu ifadeyle balyor. Gemiyi bu cmleyle hareket ettiriyordu: (Nuh) dedi ki: 'Gemiye binin! Bismillhi mecrh ve mrsh -Onun yzp gitmesi de, durmas da Allah'n adyladr.-" (11/Hd, 41) bu vesileyle ifade edelim ki, ister src ve ister yolcu olarak bindiimiz tm aralara binerken besmele ekmek, Kurann iaret yollu tavsiyesidir. nsanlk tarihi boyunca slm peygamberlerinin tm tarafndan bir ifre, bir anahtar olarak kullanlmtr besmele. O yzden, deimez evrensel deerlerin br ismi olan slm'n, deimez deerlerinden biri de besmelenin verdii bak asdr. Bu bak as, bize u gerekleri gsterir: Allah, insann her iine karr. nsan, eer Allah'n yardmn istiyorsa, her hayrl iine Allah ile balamak durumundadr. nsan yapt her bir eyde Allah'a olan borcunu hatrlamak ve O'na teekkr etmek durumundadr. te bunlar, insanln deimez deerlerinin deimez gstergesidir. Her deerli i gibi, Kur'an okumaya balarken de Ez Besmele ekmek gerekir. "Kur'an okuduun zaman kovulmu eytandan Allah'a sn (Ez ek)." (16/Nahl, 98) diye emreden Allah, okumaya besmeleyle balamamz da emretmektedir: "Yaratan Rabbinin adyla oku." (96/Alak, 1) Kur'an'a balarken, besmeleden nce istize gelir. nk istize'yi amadan besmeleye geilmez. Euz ile Allah' yardma ardktan, O'nun yardm ile eytanlar etkisiz hale getirdikten sonra, irki ve irke gtren eytan isyanlar kendimizden uzaklatrarak Allah' lyk ile anabileceimizi dnyoruz. Gnlmzde ve dncemizdeki, dilimizde ve davranlarmzdaki eytan pisliklerden temizlenerek tertemiz bir ekilde Allah'la beraber oluyoruz. Ez sprgesiyle temizlediimiz gnl ve dil saraymza Allah'n ismini yazyoruz. Tpk kelime-i tevhidde nce "l ilhe" (hibir ilh yok) deyip Allah dndaki ilh taslaklarn kaldrp atarak gerekletirdiimiz tevhid temizlikten sonra, "illllah" (ancak Allah var) dediimiz gibi. Kur'an'a besmele ile balarken, kullarna rahmet, acma, ltuf ve balamas sonsuz olan Allah' hatrlyoruz. Kur'an'n nzlnn bu sonsuz rahmetin bir yansmas olduunu dnyor ve bu byk nimeti anarak O'na hamdimizi, krmz vurguluyoruz. O'nun Rahmn sfatyla dnyada m'min-kfir herkese merhametine ahid oluyor, dnya hayatnda bu nimetlerin kadrini bilerek verene teekkr edip kullua/ibdete, Kur'an'a yneliyoruz. Rahm

sfatnn ise, hirette adleti gerei sadece m'minlere merhamet edip, kfirlere azab etmesi olduunun bilincine vararak hireti, cennet ve cehennemi hatrlayp mit ve korku arasnda Kur'an okumaya, tefekkre balyoruz. Sadece Kur'an okurken deil; insan ve evren kitaplarn okurken, hayat mektebinde rencilik ve retmenlik yaparken de besmele uuruna uygun davranmalyz. Tm eylemlerimizin dnyada O'na yarar, ahirette de O'nun rzasn kazandrr zelliklerde olmasna gayret etmeliyiz. Kur'an, besmeleyle balyor, biz de Allah'n Kitabn Allah'n ismiyle okuyoruz. Eitimle ilgili eserler bata olmak zere nice kitaplar, gazeteler, dergiler, besmele ile mi balyor? renciler iin hazrlanan baz din kltryle ilgili kitaplar, bir mslman bu, benim dinim deil! diye isyan ettirecek modern hurfe ve tuyanla dolu olabiliyor. Peki, slma ters ierii kalarak yaynlarn besmele ile balamasn tercih edebilir miyiz? Laiklik, resm din kabul edilmedii iin ve baz slm detlere ses karlmadndan Arap lkelerinin ounda televizyonlarda sunucular besmele ve hamdele ile balyor programlarna. Besmele ile balanan programda ise Allah'n yasaklad neler yok ki?! Dnn bir kere, slm dmanln her frsatta en rezil ekilde gsteren bir tv. kanal, programlarn sunarken besmele ile balyor. slma her gn hakaretler yadran, ahlksz bir gazetenin ilk satrnda besmele yazyor. Bu Allah ile, din ile alay olmaz m? Haram katmerlemez mi bu tavrlarla? Peki, onlar besmele ile balamasnlar da biz onlara bakarken besmele ekelim diyebilir misiniz? "Yaratan Rabbinin ismiyle oku." (96/Alak, 1) yeti bizden sadece ekil ve lafzla deil; muhtev ile ilgili tavr beklemektedir ncelikle. Okuduklarmzn Allah'n ismiyle okunmas; Allah'n izniyle, O'nun rzas iin, O'nun yolunda, O'nu unutturmayan, O'na yaklatran yapda olmasn gerektirir. Okumak gibi, arts byk olan bir eylemde besmele bilinci bunu gerektiriyorsa, dier eylemlerimizde bu zelliklerin aranma zorunluluu daha fazla olmaz m? Besmele, Allah'tan zin ve Onay stemektir Bismillh, Evvel Allah (nce Allah) deyip, O'na danmak, yapacamz herhangi bir ite Allah'n onayn istemektir. Allah'n adn hereyin nne geirip yceltmektir. Mriklerin putlar adna yaamalar ve onlar adna i yapmalarna karlk, biz Allah adna yaayacamza, O'nun adyla i yapacamza sz vermi oluyoruz. Bu yzden, dilimiz "Allah'n adyla" derken, dier organlarmz da ayn eyi syleyebilmelidir. Bu ise, her eyimizle O'nun llerine uygun olarak yaamakla mmkndr. Aksi takdirde dilimiz "Allah'n adyla" derken; elimiz, ayamz eytan veya Allah'n dnda bakalar adna i yaparsa bu, tevhidle badamaz.

Bismillh diyor ve sonra ekliyoruz "Rahmn, Rahm" sfatlarn. Aslnda Allah ismi, Cenb- Hakkn tm isim ve sfatlaryla birlikte Rahmn ve Rahm sfatlarn da iermektedir. Ama bunlar zellikle hem besmelede, hem Ftiha sresinin ilk yetlerinde zel yer alr. Kur'an, Allah'n rahmetle ilgili sfatlarn ncelikle ve srarla vurgular. O'nun baka isim ve sfatlar deil de, zellikle Rahman ve Rahm sfatlar! nk varlmz O'nun Rahmn ve Rahm oluuna borluyuz. O'nun zerimizdeki merhametiyle varz ve varlmz bu sayede srdryoruz. O'nun merhameti olmadan, nefes alp vermemiz bile imknsz. Bedenimiz, aklmz, ruhumuz hep O'nun rahmetinin birer eseri. Peygamberimiz'in ve vahyin bize gelii de O'nun rahmetiyledir. te bunlar hatrlamak iin "Rahmn" diyoruz, "Rahm" diyoruz. Rahmet, her eit fetlerden kurtulup her trl hayra ermektir. Rahmn, m'min-kfir ayrt etmeden tm herkese hayat hakk tanyan, yaamas iin gereken artlar hazrlayp nimetleri veren demektir. Rahm ise, hak edenlere ve lyk olanlara nimetini bol bol, srekli olarak veren demektir. Bu yzden Rahmn sfat, O'nun dnyadaki tecellsi; Rahm ise hiretteki tecellsidir. Rahmn ve Rahm derken, hem dnyay, hem hireti hatrlyoruz. Dnyann hiretten ayr deil; hiretin tarlas, hazrlk safhas olduunun bilincinde dnyada da O'nunla, O'nun lleriyle olmaya gayret ediyoruz. (5)

Besmele, Laik Mant Protestodur


Bir m'min, her eyleminin bana besmeleyi yerletirmekle laik manta en byk protestoyu yapm olur. Besmele, insann Allah'la i yapmas, Allah' iine kartrmasdr. Dolaysyla besmele; ateizmi, materyalizmi, laisizmi reddir. Bu manada besmele, slm dnya grnn anahtar mesabesindedir. Laik dnya gr besmelesiz olmaktr. Laik olmakla olmamak arasndaki fark, besmeleli olmakla olmamak arasndaki fark kadardr. Besmeleli yaplan i, meriyetini Allah'tan alr ve mer ilere besmele ekilir. Besmelesiz ilerse eytana lyktr. Besmelesizlik demek olan laisizm, ayn zamanda eytan bir dnya grdr. Bunun iin Allah Rasl her eylemine "Rahmn, Rahm Olan Allah'n adyla" balayarak bu sapknl mahkm etmitir. (6) Besmele, mslmann almet-i frikalarndan (ayrc zelliklerinden) birisidir. Mmin, her vesileyle ve sk sk besmele eker. Gnmzde mslmanm diyen insanlarn ou, yemek vb. bir iki eyin dnda besmele ekme gerei duymuyor, her hayrl eye balarken besmele ekmek, tarihe karyor. Yine, gnmzdeki insanlarn azlarndan kan besmele, formalite icab, det ve alkanlk gerei sylenmi gibi, ruhsuz ve cansz kelimelerden ibaret kalyor. Mekanik bir telaffuzdan ibaret, uursuzca dudaklardan dklveriyor. Adn and Allaha isyanla megul bir iyerinin alnda besmele okunarak kurdela kesilmesi, rneklerden sadece biri. Gnlk hayatmzn her zaman diliminde

Allahn ilkelerine ve hkmlerine bal olduunu gstermek iin her eit hayrl ilere besmele ile balar. Besmele ile Allaha iltic eder, eytn dnce ve eylemlerden Ona snarak, Onun yceliini itiraf eder ve Ondan yardm ister. Allahn rahmn sfatn dnerek, her eit nimetin Allah tarafndan kendisinin istifadesine sunulduunu dnr, Ona krde bulunur. Rahm sfatn dnerek de mitsizlie giden yolu tkar, dnyada bana gelen musbet ve zorluklarn geici olduunu, esas ve sonsuz rahmetin hirette tecelli edeceini deerlendirir.

Besmele ekmenin Hkm


Besmelenin yerine gre farz, vcip, snnet, mendup, haram ve mekruh gibi hkmleri vardr. "zerlerine Allah'n ad anlmayan hayvanlarn etinden yemeyin. nk bunu yapmak Allah'n yolundan kmaktr." (6/En'm, 121) mealindeki yet, hayvan keserken besmelenin farz olduunu gsterir. "Yetitirdiiniz avc hayvanlarn size tutuverdiklerinden de yiyin ve zerine Allah'n adn ann." (5/Mide, 4) yeti de av zerine hayvan gnderirken veya av iin silh kullanrken, yani avclk yaparken besmele ekmenin farz olduunu belirtmektedir. Hayvan keserken besmelenin kasten terkedilmesi halinde, o hayvann etinden yemek haramdr. Namaz dnda Kur'an okumaya balarken srenin banda istize ve besmele limlerin ouna gre snnettir. Namazda ise, Hanef mezhebine gre her rektta Ftiha'dan nce besmele snnet; fi mezhebine gre farzdr. nemli snnetlerden ve yaygn mueret kurallarndan biri de yemek yemeye balarken besmele ekmektir. Konu ile ilgili hadis-i erifte belirtildii zere (Eb Dvud, Et'me 15; Tirmiz, Et'me 47) balanrken unutulduu takdirde hatrland zaman, "Banda da sonunda da Allah'n adyla" anlamnda "Bismillh f evvelih ve hirih" demek gerekir. Herhangi bir ie balarken besmele ekmenin hkm iin mahiyetine gre deiir. Mesel iki imek, gasbedilen veya alnan bir eyi yemek gibi yasak fiillere besmele ile balamak, onlar mer saymak anlamna gelecei veya dinle alay hkmne girecei iin haram kabul edilmitir. Abdest almak, du okumak gibi ibdetlerle, yenilmesi hell olan gdalar yemek, hell eyleri imek gibi fiillere besmele ile balamak snnettir. Besmele, Allah' hatrlatt, zikr olduu, kul ilh ilikisi ve kurallarn dndrd iin, her mer eylemimize besmeleyle balamak, srden ayrlp seviye kazanmak ve iimize bereket katp ibdet sevab almaktr. Necset mahallerinde besmele ekmek ise mekruh saylmtr. Cnp ve detli olanlarn du ve sen maksadyla besmele ekmesinde bir saknca yoktur. (7)

Besmele uurunun M'mine Kazandrdklar

Besmele uuru, bize (kazandrmaldr):

anlay

ve

davranlar

kazandrr

Mslmann her ii Allah'n adyla ve O'nun emir ve msaadeleri dorultusunda olmal. Mslmann her iinde 'evvel Allah' olmal. Yani m'min, balayaca ii yapp yapmama konusunda nce Allah'a danmal. Harama besmele ekilmeyecei iin, besmele ekemeyeceimiz hibir ie girimemeliyiz. "Besmelesiz i ebterdir, yok olmaya mahkmdur" (bn Mce, hadis no: 1894) hadisinden anlyoruz ki besmelesizler ve onlarn dzenleri devrilip yklmaya mahkmdur. Kesilirken besmele ekilmeyen her hayvan murdardr, pistir. Besmeleyle ve besmele dorultusunda olmayan her dnce, fikir, i ve dzen de murdar ve le hkmndedir. Besmele Allah'tan yardm dilemedir. Allah ise, ancak Kendi yolunda olanlara yardm eder. (8) Mslman, her trl davrana slm ller nda balamal, eylem, hizmet ve faliyet yaparken ilh rahmet ve merhamet zere bulunmaldr. Besmele bu bilinci yanstmaldr. Mslman, btn dnce ve davranlarnda merhametle hareket etmek zorunda olduunu besmeledeki rahmetle ilgili iki sfatla idrak etmelidir. Mslman, besmeleyi hayatnn tamamna yanstmaldr. uursuz bir ekilde sylenen besmelenin, istenen fayday salamayacan bilmelidir. Besmele, mslmann elini att her ite, admn att her yolda Allah ile beraber olduunun, Onun yardmyla i yaptnn uurunda olmasn salar/salamaldr. Besmelenin her ite srekli tekrar edilmesi, Allah zikir olduu gibi, mslmann Allahla rahmet zerine i yapacana, Onun izin verdii ekilde davranacana dair szleme yenilemesidir. Besmele, her ite Allahtan yardm istemenin gerekliliini, baar ve zaferin Allaha ait olduunu unutmamak demektir. (9) Besmeleyle, yaplan ii kendi admza, fakat Allahn ismi ve izniyle, Allah'tan yardm dileyerek yaptmz belirtiyoruz. Allah' ycelterek baladmzda o i, Allah iin oluyor. O'nun dini iin yaplan bir gayret eklini alyor.

eytann ivsna kar direnme bilinci yenileniyor. besmeleyle balamak hayat anlamlandryor.

Her

ie

Allah'n szn toplum hayatnn dna iten kkten laik anlay reddedilmi, tm mrikler ve putperestlere muhlefet etmi oluyor. (10) M'minler istize ve besmelenin uuruna erdikleri gn, yeryznde hibir tut iktidar gcn muhafaza edemez. nk ezbesmeleyi duyan eytan ve tut lgna dner, mahvolur. (11)
Yusuf Kerimolu, Kelimeler, Kavramlar, 1/ 41 mil slam Ansiklopedisi, c. 1, s. 226, 227 Kur'an'n Temel Kavramlar, 66 hsan Eliak, slm ve Sosyal Deiim, s. 24 Ali Akpnar, Namaz Dualar ve Sreleri, s. 23-24 Mustafa slmolu, man Risalesi, s. 180 slam Ansiklopedisi, Diyanet Vakf Y. c. 5, s. 531 Ali Akpnar, a.g.e. s. 28 Abdullah Byk, Mslmana Mesajlar, s. 19 10- hsan Eliak, a.g.e. s. 22 11- Yusuf Kerimolu, a.g.e. 1/ 42 Besmele ile lgili yet-i Kerimeler 96/Alak, 1 1/Ftiha, 1 27/Neml, 30 11/Hd, 41 Besmele ile lgili Baz Hadis-i erif Kaynaklar Snen-i bn-i Mace, Hadis no: 1894; Msned-i Ahmed b. Hanbel, 2, 259 Konuyla lgili Geni Bilgi Alnabilecek Kaynaklar Tefsir-i Kebir (Meftihu'l-Gayb), Fahreddin Rzi, Aka Y. c.1, s. 139-241 Hak Dini Kuran Dili, Muhammed Hamdi Yazr, Eser Y. c. 1, s. 15-49 ifa Tefsiri, Mahmut Topta, Canta Y. c.1, s. 57-61 Ahkm Tefsiri, M. Ali Sabuni, amil Y. C. 1 s. 13-14 Fi Zlalil- Kuran, Seyyid Kutub, Hikmet Y. c. 1, s. 34-36 Tefhiml Kuran, Mevdudi, nsan Y. C. 1 s. 40-41 Hadislerle Kuran Tefsiri, bni Kesir, ar Y. C. 2, s. 35-73 Fatiha Suresi ve Trke Namaz, Sait imek, Beyan Y. s. 23-27 slam Ansiklopedisi, Trkiye Diyanet Vakf Y. C. 5 s. 529-540 mil slam Ansiklopedisi, amil Y. C. 1 s. 226-229 Sorularla Fatiha Suresi, Zabit Ali Durmu, Ali ipak, YendaY. S. 36-59 Fatiha zerine Mlahazalar, Hikmet Ik, Nil Y. S. 75-104 Kelimeler Kavramlar, Yusuf Kerimolu, nklab Y. C. 1 s. 41 man Risalesi, Mustafa slamolu, Denge Y. S.180 Cahiliyye Dzeninin Ruh Haritas, Mustafa elik, l Y. S. 21-24 Namaz Dualar ve Sureleri, Ali Akpnar, Suffe Y. S. 21-26 slm ve Sosyal Deiim, hsan Eliak, Bengisu Y. S. 20-24 Esenlik Yurdunun ars, Celaleddin Vatanda, Pnar Y. s. 135-136 Mslmana Mesajlar, Abdullah Byk, Suffe Y. s. 15-26 Kendimizi Tartmak, Selmi ekmegil, Tima Y. s. 200-201 Besmele ve Fatiha Tefsiri, Ebulleys Semerkandi, Sezgin Neriyat Besmelenin erhi, Abdlkerim b. brahim Cili, Kitsan Kitap Krtasiye Y. Besmele Tefsiri, Hac Bekta Veli, Kltr Bakanl Y. Besmele Albm, Ziya Bilgi, Osmanl Y.

Ftiha, 1-7; kavram 11 FTHA


Dinin zn renmek istiyorsan; ite Ftiha. Yalnz Allah'a kul ol; denilmeden ruhuna elftiha! Ftiha; Anlam ve Mhiyeti Ftiha Sresinin Dier simleri Ftiha Suresinin Dndrdkleri

Ftiha Sresinin Ksa Tefsri Fatiha Suresinin Lisan- Hali

Ftiha; Anlam ve Mhiyeti


Ftiha, amak, akla kavuturmak, alacak eylerin ba, sknt ve meakkati gidermek, balamak anlamndaki "feth" kknden tremi bir isim olup kart "hatime"dir. Bir eyin evveli, ba taraf, balangc, giri" manasnda kullanlr. "Ftihat'l-Kitab" tamlamasnn ksaltlm ekli olan bu Ftiha'ya, Allah kelamnn banda bulunduu, yahut namazda ilk okunan sure veya tmyle ilk inen sure olarak Ftiha suresi denilmitir. Bir bakma Kur'an'n nsz olduu iin "ac" anlamna gelen Ftiha ad almtr.

Ftiha Sresinin Dier simleri


Ftiha suresi, Mekk'dir ve yedi ayettir. Mekke devrinin ilk yllarnda ve tamam bir defada inmitir. Besmele'nin sureden olup olmad ihtilafldr. Surenin yirmiden fazla ad vardr. Kitabn zn, slm'n temel esaslarn zl bir biimde ierdiinden ona mm'l-Kur'an (Kur'an'n anas, z) ve El-Ess denilmitir. O, Allah' hamd ve sena ile tevhidin temeli uluhiyyeti, dingnnden bahsederek ahireti, kulluk gstergesi olan dua ve ibadeti, nimet verilenlerden bahsederek nbvveti, onlarn yolunda kalma duas ile hidayeti, gazaba uram sapklar ve yollarndan uzak kalma istei ile tevhid dmanlarndan ayrlmay ve tm bunlar hakknda Allah'n yardmn isteyerek kaza ve kadere rzay ilemektedir. Sure, hem Mekke ve hem de Medine'de iki sefer indiinden, her namazda en az iki kere okunduundan ve srekli tekrarlanan bir sure olduundan Es-Seb'ul-Mesn (tekrarlanan yedili) ismi ile anlmaktadr. Onun bu ismi 15/Hicr suresi, 87. yetinde tescil edilmitir. Ftiha suresi, ihtiva ettii bu temel esaslaryla saadet iin yeterli olduundan El-Kfiye (yeten), maddi-manevi tm hastalklar iin ifa kayna olduundan E-fiye (ifa veren) isimleri ile de anlmtr. Hazine anlamna gelen Kenz, Du, kr, El-Hamd (halkn dilinde Elham) gibi isimler de verilmitir.

Ftiha Suresinin Dndrdkleri


Hz. Peygamber'e bir btn olarak inen ilk sure olan Fatiha suresi, bizlere en gzel dua ve yakar rnei sunmaktadr. O, kulun yaratcsna sunduu en zl bir dilekedir. yle ki, besmele ile dilekenin sunulduu makam belirtilmekte; Hamd ile o yce makamn sahibi vlmektedir. Rahman ve Rahim kelimelerinin verdii mit ile dingnnn sahibi ifadesinin verdii korku arasnda yce huzura kyor, tm cizliimiz ve gszlmzle kul olarak kendimizi takdim ediyoruz. Daha sonra isteklerimizi arzediyor ve "min" (duamz, dilekemizi kabul buyur) diyerek imzalam/mhrlemi oluyoruz.

Ftiha suresi, Kur'an'n bir zetidir. Tevhid, hirette ceza ve mkfat, sadece Allah'a ibadet, srat- mstakim yani hidayet ve saadet yolu, gemi topluluklarn ibret alnacak kssalarn konu edinen Kur'an'n bu ilk suresinde btn bunlara temel tekil eden hususlar vardr. Bylece her namazda Ftiha'y okuyan bir mslman, namazn her rektnda Kur'an'n bir zetini okumu olmakta, Kur'an'a tabi olacana dair Allah'a sz vermektedir. Surenin fazileti ile ilgili birok rivayet mevcuttur. Bunlardan birisi yledir: "Bu surenin benzeri ne Tevrat'ta, ne ncil'de, ne Zebur'da ve ne de Kur'an'da vardr." (bn'l Cevzi Zd'l-Mesiri, I, 10; Kurtubi, El-Cmiu' li Ahkmu'l-Kur'an, I, 108). Namazda okunmas sebebiyle bir ismi de "Es-Salt" olan Fatiha hakknda bir hadis-i Kudsde yle buyrulmutur: "Namaz kulumla aramda ikiye ayrdm. Bir yars benimdir, dier yars kulumundur. Kuluma istedii verilecektir. Kul: "Hamd lemlerin Rabbi Allah'adr" dedii zaman Allah: "Kulum bana hamd etti, senada bulundu" der. Kul: "Allah, Rahman ve Rahimdir" deyince, Allah: "kulum beni vd" der. Kul: "Dingnnn sahibi, hkmdardr" dedii zaman, Allah: "Kulum beni yceltti" der. Kul: "Ancak Sana kulluk/ibadet eder, yalnzca Senden yardm dileriz" dedii zaman, Allah: "Bu benimle kulum arasndadr, artk kulum ne isterse verilecektir" der. Kul: "Bizi doru yola ilet. Nimet verdiin kimselerin yoluna. Kendilerine gazab edilmi olanlarn ve sapmlarn yoluna deil" dedii zaman Allah: "te bu, yalnzca kulum iindir; kulumun istei yerine gelecektir" der." (Mslim, Salt 38, 40; Eb Dvud, Salt 132).

Ftiha Sresinin Ksa Tefsri


"Andolsun ki biz sana tekrarlanan yediyi ve u byk Kur'an' vermiizdir." (15/Hicr, 87) ayetinde Ftiha suresi anlmtr. Surenin ksa tefsirini verelim: "Kovulmu eytandan Allah'a snrm. Rahman ve Rahim olan Allah'n adyla balarm. "lemlerin Rabbi olan Allah'a hamdolsun." (1/Ftiha, 1) Er-Rabb: Mlik, mutasarrf demektir; yalnz Allah'n adddr. El-lemn: lem'in ouludur. Allah'tan baka btn varlklardr. Hamd yalnz O'nadr. Her eyde mutlak rububiyet O'nadr. O btn kinatn terbiyecisi, hkimidir. Azamet, eref, ululuk, yaratclk, O'na aittir. Hamdi O'na has klarak, O'nun bykln, eksiklerden uzak olduunu, vlmeye layk olan yegane gcn ancak Allah olduunu vurguluyoruz. O'nu vmekle, O'ndan kaynakla-nan her eyi de kabul etmi, vm ve ona rza gstermi oluyoruz. eitli zellik ve gzelliklerde insan olarak yaratlmza, O'nun Peygamberlerinin yegane nderler oluuna, kitabnn yegane dstur oluuna rza ve boyun emi oluyoruz. Tm hamdler, vgler Allah'a, Rabbe, Rahmana, Rahime, Dingnnn sahibine, yegane mabudadr. Hamd lemlerin Rabbinedir. nk O'dur insan, cin, melek ve bizim bilemediimiz baka canl cansz lemlerin sahibi, onlarn rzk vericisi, koruyucusu, yneticisi, yetitiricisi, eiticisi. Herey yaratld en gzel ftratnda kalabilmek iin O'nun Rabliine muhta. O'nun terbiyesine ve eitim-retim ilkelerine muhta. lemlerin her zerresinde O'nun terbiyesi, dzenlemesi var. O'nun ekip evirmesi

ile herey yerli yerinde duruyor, ahenk ve uyum iinde varln srdrmekte. "O, Rahman ve Rahimdir." (1/Ftiha, 2). Allah'n rahmeti her eyi kuatmtr. Hamd, Rahman ve Rahim olan zatadr. nk birbiriyle iie, birbirine muhta bir ekilde ve O'nun kudretini izhar etme adna yaratlm olan tm lemler O'nun rahmetiyle en gzel bir biimde yaratlmlar ve varlklarn da en salkl bir ekilde O'nun rahmeti ile srdrebilmektedirler. Dnyada btn yaratklara, m'min-kfir btn insanlara merhamet eden; ahirette yalnz m'minlere merhamet edip balayan O'dur. "Din gnnn sahibidir" (1/Ftiha, 3). Mlik; sahip demektir. Melik eklinde okunabilir; o zaman hkmdar anlamna gelir. Din, bu ayette ceza (dl ve ceza) demektir. O'ndan baka kimsenin hkmnn gemedii Dingn, ahirette hesaba ekilme gndr. O gnde amellere ceza ve mkafat vermek sadece O'na mahsustur. En gzel isimler ve sfatlar O'nundur. Rahman ve Rahim isimlerini anarken O'nun engin rahmeti ierisinde kaybolmu, gevemi, sonsuz bir umuda kaplm olabiliriz. Bu yzden umut ve korku dengesini yakalayabilmemiz iin "dingnnn sahibi"ni hatrlyoruz. Hamdimiz ve hamdimiz dorultusunda gerekletireceimiz davranlarmzdan o gn sorgulanacamzn bilin ve rpertisi ierisinde dingnn hatrlyor, o gnn yegane sahibinin huzurunda duruyoruz. "Yalnz Sana ibadet eder ve yalnz Senden yardm dileriz" (1/Ftiha, 4). Yalnz Sana kulluk ve itaat eder, ancak Sana boyun eeriz; zira Sen her trl ycelie layksn. Senden baka hibir g kullua ve ihtiyalara cevap veremez. Dilediimiz hereyi yalnzca Senden dileriz; zaten Senden baka yardmc da bulunmaz. "Yalnz Sana ibadet eder ve yalnz Senden yardm dileriz." Din, bu iki cmle zerinde oturmaktadr. Kur'an'n srr Fatiha ise, Fatiha suresinin srr da bu iki cmledir. Bu itiraf, kul ile Rab arasndaki canl balantdr. badet, mslmann Allah'n llerine uygun olarak yapt her kutlu eylemin addr. badet, bir kulluk gstergesi ve yaratl gayesidir. lk ayetlerle ulatmz ruhi hazrlk ve dilimizle yaptmz hamd senalardan sonra, imdi de tm hereyimizi O'na has klyor, O'na adyoruz; "phesiz benim namazm, kurbanm, ibadetlerim, hayatm ve lmm lemlerin Rabb Allah iindir." (6/En'm, 162) Bu adamzda kalabilmek, szmzde durabilmek iin O'nun yardmn diliyoruz. nk biz ne kadar gayret edersek edelim, O'na yarar bir ekilde kullukta bulunamayz. Hatta O'nun yardm olmadan hibir ey yapamayz. te bu yzden O'nun yardmna bavuruyoruz. Ama sadece O'nun yardmna. "Sadece Sana ibadet ederiz" derken, irk kokusu tayan tm hereyden uzak kalacamz; "Sadece Senden yardm dileriz" derken de, kendi gszlmz itiraf ederek kendimizi O'na havale ediyor, yegane gven kaynamzn Allah olduunu ilan ediyoruz. nce kulluumuzu sunuyor, sonra yardmn istiyoruz. Kul olarak biz, bize denleri yapmaya alyor, sonra da O'na snyor,

tevekklmz sadece O'na has klyoruz. Ancak bundan sonra isteklerimizi sralyoruz: "Bize hidayet et; bizi doru yola ilet" (1/Ftiha, 5) Bizi Kur'an yoluna, slam yoluna ilet. Sana yaklatracak, bize hrriyetimizi kazandracak yolu. Sen kimi dilersen onu hidayete erdirirsin. Bizi dosdoru yolunda iman zere sabit kl, cennete gidenlerden eyle. Srat- mstakim, yani doru yol hakknda Hz. Peygamber (s.a.s.): "Doru yol Allah'n kitabdr, slm'dr." buyurmutur. (Tirmiz, Fezil'l-Kur'an 14; Msned, Ahmed b. Hanbel, IV, 1) Biz, srat- mstakimde olduumuz iin Allah'a hamd ederken; o yolda devaml kalabilmek iin Allah'n yardmna, hidayetine muhta olduumuzu beyan ediyoruz. Zaten suredeki tm cmleler istimrar (devamll) ifade etmektedir. Hamdler srekli O'na, ibadet ve tatler de kesintisiz O'nadr. Hidayet, bizi hakka gtren her trl meziyet, let, ara, akl- selim, Peygamber ve Kitaptr. Mstakim yolda kalabilmemiz kesintisiz olarak bunlara sahip olmakla mmkndr. Srekli akl- selim sahibi olmak, vahiyle irtibatl olmak, Peygambere bal kalmak; dosdoru yolu bulmak kadar, o yolda sapmadan kalmak iin de nemlidir. te yandan, mslman daha ileriye, en ileriye taliptir. Zarardan kurtulmak iin m'minin iki gn birbirine denk olmamaldr. lm ve amel ynden de kendini srekli yenilemeli, hidayet yolunda mesafe katetmeye, dosdoru yolun en ilerisinde, n safta yer almaya gayret etmelidir. te duamzla biz, hidayetimi-zin artrlmasn da istiyoruz Rabbimizden. "Nimet verdiin kimselerin yoluna" (1/Ftiha, 6). Yani peygamberler, sddklar, ehidler, salih m'minlerin yoluna ilet (bkz. 4/Nisa, 69). Onlar ne gzel arkadatr, ne gzel m'minlerdir. Zaten en byk nimet; dindir, hidayettir, Kur'an'dr, risalettir, kullukta sadkattir, O'nun yolunda salih kullardan olup, fi sebilillah ehid olarak lebilmek, daha dorusu lmszleebilmektir. te tm bunlara erenlerin yolunda olmay istiyoruz. Tabii ki, onlarn yolunda olmak iin gerekenleri yaparak bu isteimizdeki samimiyetimizi ortaya koymalyz. "Kendilerine gazab edilmi olanlarn ve sapmlarn yoluna deil." (1/Ftiha, 7). Yani yahudiler ve hristiyanlarn (Tirmiz, Tefsir 2; 5/Mide, 60, 77) veya slm'dan sapanlarn yoluna deil. Gazaba uramlar, yahudiler bata olmak zere her toplumun sileri ve azgnlardr. Sapanlar ise, hristiyanlar ve cehalet ierisinde helak olan herkestir. Bilerek azgnlk gazab sebebi; bilgisizce azgnlk ise dalalet sebebidir. O halde, gl bir ilim donanm ile salkl ve salam bir iman sahibi olup sergileyeceimiz salih davranlarla gazabdan ve azabdan kurtulmaya almalyz. Yahudi ve hristiyanlar: Kitabla, Peygamberle, mucizelerle; btn bunlara ramen sapanlar. Dinde ifrat ve tefrit uurumlarna yuvarlananlar, ar gidenler. lim adamlarn dinlemeyen birincilere karlk; onlar kutsayan ve putlatran ikinciler. Yanl yorumlarla, dinin emirlerini deitirip eksilten yahudilere karlk; dinin emirlerini oaltp ruhbanl hortlatan hristiyanlar. Dinde atmalar yapanlara karlk; katmalar yapanlar. Ahireti dnyaya deien maddeci bilimcilere(!)

karlk; maddeden tamamen el etek eken ruhu cahiller. Onlarn zellikleri Kitabmzda oka anlatlr ki, yahudileme ve hristiyanlama temayl gsterilmesin. Zira bu eilim, mmet iin irk ve kfr eilimi gibi tehlikeli sapmalardr. Gazaba urad ve dalalette olduu iin onlar helak ettiin gibi bizi de helak etme. Doru yoldan sapan azgnlardan deil; Raslnn dosdoru yolundan gidenler kl. Bizi hev ve hevesine uyan, byklenen, haktan sapan mnafklardan ve kfirlerden ayr, onlardan dualarn en gzeli ile Sana snyor, Sana dua ediyor ve yardmn bekliyoruz. min; duamz kabul et. Bu surede Allah'tan nelerin istenmesi gerektii, ayrca istemenin usl ve db da retilmektedir. Buna gre, istemenin artlar, nce ne istediini bilmek, sonra ona gerekten ihtiyac olduunu belirtmek, daha sonra da onu elde etmek iin yaplmas gerekeni yapmaktr. Bylece gerek dua, nimeti hayal ve arzu etmek deil; o nimete ulamann doru yoluna girmek ve o yolda sebat edip ilerlemektir. Fatiha suresi, m'min insana kesin bir dstur ve amaz bir forml halinde hidayetle ibadetin nemini ve ebed nimetin elde edili yntemini bildirmektedir. Bylece sureyi okuyan m'min, sadece Allah'a kul olduunu ifade ve ikrar ettikten sonra, kendisiyle yaratcs arasnda hibir arac bulunmadan dorudan doruya O'na seslenir. Ebed saadete ve nihayetsiz nimetlere ulatran doruluk ve drstlk yolunda ilahi lutfa nail olmu iyilerin izini takip ederek ilerlerken; gazaba uramlarn, arm ve sapmlarn durumuna dmemek iin Allah'tan hidayet ve yardm ister. Allah'la kul arasnda bir tr szleme ve antlama olarak da deerlendirilen Fatiha suresi, Allah-insan ilikisinin mahiyetini ortaya koyar ve bunun hangi kurallara bal olarak srdrle-ceini retir. Ayrca, szkonusu ilikinin tek tarafl olarak kulun gayretiyle deil; mutlaka Allah'n hidayet ve yardmyla salanacan vurgular. Surenin ilk yars, kulun Allah'a hamd ve vgsn, ikinci yars da onun Allah'tan isteklerini dile getirir. Btn tefsirlerde besmele'nin baandaki "be" harfinin iltisak (Allah ile insan arasnda iliki ve balant) anlam tadna nemle dikkat ekilmitir. Bu balantnn bir tarafnda ulhiyyet ve rubbiyyet; dier tarafnda insaniyet ve ubdiyet makam vardr. Fatiha suresinin de bu ekilde iki blmden olutuu grlr. vg ve ta'zim cmlelerinden meydana gelen ve ulhiyyete dair olan ilk blmde Allah'n insanlara ynelik iltifatnn en arpc ifadeleri olmak zere "Rabb" (yapp yaratan, yetitirip gelitiren, terbiye eden), Rahman ve Rahim isimleriyle, O'nun mutlak hkimiyet ve hkmranlnn ahirette de devam edeceini belirten "maliki yevmi'd-din" ifadesi yer almtr. Btn bu nitelikleri dolaysyla hamd (her trl vgler, gzellikler, yetkinlikler) O'na mahsustur. Dua ve niyaz slubunun hakim olduu ikinci blmde insanlarn Allah'a ballklarnn temel unsurlar olmak zere "ibadet" ve

"istine" kavramlar yer almaktadr. Ulhiyyet blmnde ifade edildii zere, insanlarn bu dnyadaki inan ve amellerine gre ahiretteki durumlarn Rahman ve Rahim olan Allah'n amaz adaleti belirleyecei iin yalnz O'na ibadet etmek ve sadece O'ndan yardm dilemek (istiane) gerekir. nsan bu beyan ile kulluunu, tevhid inancn, tevekkl ve teslimiyetini, ihlas ve kararlln Allah'a arzetmi olur. Bu seviyeye ulaan bir iman ve ayn llerle dzenlenen bir amel ve hayat izgisi "srt- mstakim" dir. mr boyunca bu izgiyi takip etmenin zorluu sebebiyle insan, bu yolda srebilir ve sonuta ktlklere rza gstermeyen Allah'n fkesine mruz kalm olan sapmlarn yoluna kayabilir. "Bizi doru yola ilet" szleriyle balayan dua cmleleri, bu byk tehlike karsndaki aczinin ve kendi kendine yeterli olmadnn bilincine varan insann lemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah'a snarak hidayetiyle kendisini desteklemesi eklindeki niyazn ifade etmektedir. Suredeki ifadeler oul sigasyla olup mslmanlar iin toplum hayatnn ve toplumsal dayanmann nemini, cemaat ve mmet uuruyla birlik ve beraberlik iinde "srat- mstakim" zere hareket etmeleri gereini ortaya koyar. Bu amaca ynelik olarak cemaatle klnan namazda imamn kraatinin ayn zamanda cemaatin kraati yerine gemesi Fatiha'daki bu kapsaml ifade zelliinden dolaydr. Ftiha suresi, nce Allah' en belirgin nitelikleriyle tantmakta ve insan salam bir imanla O'na yneltmekte, yaratcya ve yaratlmlara kar sorumluluk duygusuyla hareket etmeyi dinin ve dindarln temeli olarak belirlemektedir. Surenin, insanolunu yaratcsyla ve dier insanlarla uyum iinde yaatmak eklindeki evrensel hedefi gerekletirmeyi gaye edindii dikkate alnrsa, onun Kur'an'n ve dinin z olduu daha iyi anlalr. Bir yoruma gre, Bakara suresi, Fatiha suresinin aklamasdr. Bata Al-i mran suresi olmak zere dier btn sureler de Bakara suresinin tefsiridir. Nitekim Fatiha'da Allah'tan hidayet istenir; onu takip eden Bakara suresi, bu Kitab'n muttakileri hidayete erdirmek amacyla gnderilmi olduunu bildiren ayetle balar. Fatiha'nn Kur'an'n bir zeti olduu kabul edilirse, onun btn Kur'an sureleriyle ilikili bulunduunu dnmek mmkn olur. O yzden, surenin asl tefsir ve aklamas Kur'an'n kendisidir. Fatiha'y iyice anlamak isteyen Kur'an'a ynelsin, O'nu okuyup anlamaya alsn. Zaten Kur'an mm'l-kitab'daki "Bizi hidayete eritir" duasna verilen bir cevaptr. Fatiha ise o cevabn zeti. Allah'n evrendeki yasas ise, bir eyin nce zetini karmak, sonra onu ap detaylandrmaktr. Byk bir aacn tohumlar gibi. Fatiha ite o byk aacn tohumu mesabesindedir. ekirdek, aa demek deildir; ama ekirdeksiz de aa olmaz. nk gvdesi, dal, yapra, meyvesi ve tm zellikleriyle aa o ekirdekte gizlenmitir. Ne var ki, insan ekirdekle yetinmez; nk ekirdek

onun ihtiyalarna cevap vermez. yleyse o ekirdei gnlmze, zihnimize ekip meyvelerini dermeye bakalm. Fatiha'nn Kur'an'daki en byk sure olduu, Bakara suresinin son ayetleriyle birlikte "iki nur" diye anld ve gemite hibir peygambere benzerinin verilmedii, ifa niyetiyle okunduu takdirde tesirinin grleceine dair hadisler vardr. Fatiha'nn faziletiyle ilgili rivayetlere hadis mecmualarnn yannda, tefsir kitaplarnda da geni yer verilmitir. Bu surenin her trl hayrl faaliyetlerin banda veya sonunda, eitli vesilelerle tertip edilen meclislerde, merasimlerde, kabirlerde vb. yerlerde dua niyetiyle okunmas, zamanla mslmanln en kkl iarlarndan biri haline gelmitir.

Ftiha Sresinin Lisan- Hali


1- Ftiha nszdr, Kur'an'n mukaddimesidir. Vahye alan kapdr. Balangtr Fatiha, anahtardr, giri, sunu ve sonutur. Dilekedir, duadr, szleme, anlama ve antlamadr, Rab'la kulun diyalogudur. 2- Ftiha suresi, tm zellik ve gzellikleriyle, Kur'an'n zetidir. Hz. Ali der ki: "limler hazinesi Kur'an, Fatiha suresinde; Fatiha da besmelede zetlenmitir." 3- nsan, cin ve meleklerin, canl cansz tm lemlerin Rabbi Allah da, ey kk lem olan insan, senin Rabbin kim? Dnce ve davranlarnda seni ynetip terbiye eden kim? 4- Bu sure ile Rabbimiz, bizim kendisini nasl vp kredeceimizi, dua edeceimizi retmitir. yleyse Fatiha'y dualarmzn banda ve sonunda dilimizden eksik etmeyelim. 5- Tm vme ve vlmeler Allah'a hastr. O'nun nizamnn hakkdr tm vme ve vlmeler. Peki nasl olur da hamdi, vgy sadece Allah'a has klan bir m'min, sz ve davranlaryla Allah'n nizamndan baka herhangi bir dzeni, bir dnceyi, bir sistemi vp medhedebilir? 6- Dingnnde, yani kyamet gnnde gven ierisinde olmak istiyorsan, dingnnn sahibi olan Allah'n dininden hi ayrlma. Ne yaparsan yap, yaptnn karln greceksin o gnde. 7- Kulluk; ibadet, boyun emek, balanmak demektir. Peki ey mslman, tm hareket ve davranlarnda sen kime balsn, kime boyun eiyor ve kime kulluk ediyorsun? ayet Allah'n emirleri dorultusunda, Allah iinse tm yaptklarn, gerek bir kulsun sen. Deilse... 8- Allah'n yardm olmadan, laykyla O'na ibadet de edemeyiz. O'nun yardmna layk olmak ise kul olmaya baldr. Kul

olmayanlara, gerektii gibi kulluk yapmayanlara gelmez Allah'n yardm. 9- Mslman da olsa her insan yanlabilir, yoldan kabilir. Onun iin srekli srat- mstakimi, yollarn en dorusunu Allah'tan istemeli ve o yolda devaml kalmay dilemeliyiz. 10- Dosdoru yola ulatran dstur, ierisinde hi ek phe olmayan ve muttakiler iin hidayet rehberi olan Kur'an'dr. Srat- mstakim, ancak Kur'an'a sarlmakta ve onu yaamakta-dr. Cennetin yolu srat- mstakimde olmaya; srat- mstakimde olmak ise, salih amellerin adam olmaya baldr. 11- Bunca gnah ve hatalarmz, bizde Rabbimizde istemeye yz brakmamtr. Onun iin biz de bata peygamberler olmak zere mmet olarak "biz" diye dua ettik. mmet dini olan slam'da bensen yok, biz; fertler yok, cemaat vardr. yleyse her Fatiha okuyuumuzda mmetin bir ferdi, islam' yaama ve yaatma konusunda slam'n bir ubesi olduumuzu unutmayalm. 12- Peygamberler, sddklar, ehitler ve salihler kendilerine nimet verilenlerdir. yleyse onlarn yolunda, onlar rnek alarak nimetlere ehil kiiler olmaya gayret etmeliyiz. u geici dnyada bunca nimetler ierisinde yzen kfirler bizi aldatmasn. O nimetler geicidir, cennet nimetleriyle karlatrma bile yaplamaz. Onlarn ahiret nimetlerinden alacaklar hibir ey yoktur. 13- Allah'n lanet ve gazabna uram, azabn haketmi tm lanetlilerin gidiat ve yollarndan uzak duralm, sonra da Fatiha'y okuyalm. Lanetlenmi yollarda yolumuzu kaybettiimiz durumda Fatiha okumak anlamszdr. 14- Mslman! Her Fatiha'y okuyuunda Rabbinin huzurunda durduunu, Rabbinle konutuunu ve Rabbinden istediini unutma. O'na yarar kul olmaya al. 15- "Ftiha'sz namaz olmaz" hadisine gre namazda Fatiha okumak vaciptir. Hanefiliin dndaki dier mezheplere gre ise farzdr. Buna gre bir gnde 40 rektlk namazda krk kere Fatiha'y tekrarlyoruz. Namaz bizi hazrlayan, yetitiren mektep olduuna/olmas gerektiine gre, Fatiha'sz namaz; namazsz da hayat olmaz. Aslnda tekrar sanlan bu her bir okuyu, bizi deiik bir adan hesaba eken bir uyardr. Fatiha'ya uymayan her yanl sz ve davrantan uzaklamak iin yeni bir alarm ve ikazdr. 16- Fatiha'nn sonunda, okuyan ve dinleyenin "min" demesi snnettir. min, duamz kabul buyur Allah'm, demektir. (1) 1- slam Ansiklopedisi, T.D.Vakf Y. c. 12, s. 252-253; Ali Akpnar, Namaz Dualar ve Sureleri, s. 77 vd.

Fatiha le lgili Hadis-i erif Kaynaklar


Buhari, Tefsir I/1, 15/3; Fezailu'l-Kur'an 9; Tb 34 Mslim, Salat 38, 40; Selam 66 Tirmizi, Fezailu'l-Kur'an 1; Mevakit 69, 115, 116 Nesai, ftitah 25, 26 bn Mace, kame 11 Ebu Davud, Edeb 52; Tb 19 Msned, II, 285; III, 450; V, 114 Darimi, Salat 36; Fezailu'l-Kur'an 12. Ktb-i Sitte M. Terc. Ve erhi, brahim Canan, Aka Y. c. 17 s. 20 Geni Bilgi Alnabilecek Kaynaklar Fi Zlli'l-Kur'an, Seyyid Kutub, Hikmet Y. c. 1, s. 34-46 Tefhimu'l Kur'an, Mevdudi, nsan Y. c. 1, s. 39-42 Hak Dini Kur'an Dili, Elmall Hamdi Yazr, Azim Y. c. 1 s. 27-33; 67-71; 140-142 (25-142) Kur'an- Kerim ifa Tefsiri, Mahmut Topta, Canta Y. c. 1, s. 62-63 (57-78) Hadislerle Kur'an- Kerim Tefsiri, bn Kesir, ar Y. c. 2, s. 15-129 Hulsat'l-Beyan F Tefsri'l-Kur'an, Mehmed Vehbi, dal Neriyat, c. 1, s. 17-33 Mefatihu'l-Gayb (Tefsir-i Kebir), Fahreddin Razi, Aka Y. c. 1, s. El-Mzan F Tefsri'l-Kur'an, Muhammed Hseyin Tabatabai, Kevser Y. c. 1, s. 31-66 Furkan Tefsiri, Hicazi, Vahdet Y. c. 1, s. 15-18 Kur'an Mesaj, Muhammed Esed, aret Y. c. 1, s. 1-2 Safvet't Tefsir, Muhammed Ali es-Sbn, z Y. c. 1, s. 29-39 Kur'an- Kerim'in Trke Mel-i lisi ve Tefsiri, . Nasuhi Bilmen, Bilmen Y. c. 1, s. 6-11 Et-Tefsru'l-Hadis, zzet Derveze, Ekin Y. c. 1, s. 13-18 El-Esas fi't-Tefsir, Said Havva, amil Y. c. 1, s. 35-53 Muhtasar Taber Tefsiri, mam Taberi, mit Y. c. 1, s. 5-13 Yce Kur'an'n ada Tefsiri, Sleyman Ate, Yeni Ufuklar Neriyat, c. 1, s. 61-83 Ruhu'l-Furkan Tefsiri, Mahmud Ustaosmanolu, Sira Kitabevi Y. c. 1, s. 61-109 El-Cmiu li-Ahkmi'l Kur'an, mam Kurtubi, Buruc Y. c. 1 Dvetinin Tefsiri, Seyfuddin el-Muvahhid, Hak Y. c. 1, s. 11-29 Sorularla Fatiha Suresi, Z. Durmu-Ali ipak, Yenda Y. s. 208-223 Ftiha Tefsiri, Azad, Bir Y. s. 39-49; 309-311 Ftiha zerine Mlahazalar, M. Fethullah Glen, Nil Y. Ftiha zerine Mlahazalar, Hikmet Ik, Nil Y. s. 232-237 Ftiha'nn Krk Yorumu, Haluk Nurbaki, Damla Y. Ftiha Suresi Tefsiri, Ramazanolu Mahmud Sami, Erkam Y. Ftiha ve En'am Sureleri Tefsiri, Suat Yldrm, Nil A. . Ftiha Suresi ve Trke Namaz, Sait imek, Beyan Y. s. 11-18 Besmele ve Ftiha Tefsiri, Ebulleys Semerkandi, Sezgin Neriyat Ahkam Tefsiri, Muhammed Ali Sabuni, amil Y. c. 1 s. 9-12; 23-46 slam Ansiklopedisi, amil Y. c. 2 s. 158-160 slam Ansiklopedisi, T. Diyanet Vakf Y. c. 12 s. 252-255 lk Mesajlar, M. Ali Balta, Birleik Y. s. 13-14 Kur'an Mucizeleri, Haluk Nurbaki, Maya Y. s. 134-137 Esenlik Yurdunun ars, Celaleddin Vatanda, Pnar Y. s. 131-134 Namaz Dualar ve Sureleri, Ali Akpnar, Suffe Y. s. 84-86

Fatiha, 2; kavram 3 HAMD


"Her hline hamdet. stisn; kfr ve dallet." Hamd; Anlam ve Mhiyeti Kuranda Hamd Kavram Hamd, "vg" ve "kr" Kelimelerinden Daha Zengin Anlamldr Hamd Kelimesinin artrdklar Hamd, Allah'a Aittir; nk... Hamd, Tm Organlarla ve zellikle Kalple Yaplr Bunca Nimet, Bunca ikyet; Hamdetmeyen Bir Toplum Olduk Hamd, Hayata Glmsemektir Hamd Bilinciyle Hayata Bak bdetlerimiz ve Hamd Her Nimetten Sonra, Her Vesileyle Hamd, Srekli... Hamd ve Gnmz nsan Hamd man likisi Hamd uurunun Mslmana Kazandrdklar

"El-hamd lillhi rabbi'l-lemin" Hamd, lemlerin rabb Allah'a mahsustur (Kinatn yaratcs ve gelitiricisi olan Allah'a hamdolsun)." (1/Ftiha, 2)

Hamd; Anlam ve Mhiyeti


Hamd, szlkte iyilik, gzellik, stnlk ve erdemlilikle niteleme (medhetme) ve vme manasna gelir. Terim olarak, btn medih trlerini ierip sevgi ve tazimle Allah'a ynelen vg ve kr ifade eder. Hamd, Allah'a kar kullarn memnuniyet ve sevinlerini, O'na krlerini bildirmeleri demektir. "El-hamd lillh" szne "hamdele" denir. Kuranda Hamd Kavram

Kur'an'da hamd, hepsi Allah'a nisbet edilmi olarak 43 yerde gemektedir. Ayrca, 17 yette de esma'l-hsnadan hamd ismi yer almaktadr. Bir yerde de hamd edenler anlamnda hmidn kelimesi kullanlr. Peygamberimizin ismi olan ve hamd kknden treyen Muhammed kelimesi, 4; Ahmed ise 1 yerde geer. Peygamberimizin hiretteki makam olan, makam- mahmd, yine 1 yerde kullanlr. Dolaysyla hamd kelimesi ve trevleri Kurn- Kerimde toplam olarak 67 yerde gemektedir. Kur'ann ilk yeti olan "El-hamd lillhi rabbi'l-lemin" (Kinatn rabbi, yani yaratcs ve gelitiricisi olan Allah'a hamdolsun) cmlesi Kur'an'da 7 yerde gemektedir. "El-hamd lillh" cmlesi ise 23 yerde tekrarlanr. El-hamd lillh cmlesiyle balayan 5 sre vardr. (1/Ftiha, 6/En'am, 18/Kehf, 34/Sebe' ve 35/Ftr sreleri.) Namazn esasn Allah'a hamd oluturduundan Kuran, baz yerlerde namaza hamd ismi verir (20/Th, 130; 50/Kaf, 39). Mminlerin dv, dvet ve dularnn sonu da udur: Hamd lemlerin Rabb Allah'a mahsustur (10/Ynus, 10). Zaten ilkte de, sonda da hamd, Allah'a mahsustur (28/Kasas, 70). Her ey Rabbna devaml hamdediyor (17/sr, 44). nsan ve cinlerin kfirleri dndaki tm yaratklar Allaha hamdetmektedirler (13/Ra'd, 13). "Yedi gk, yer ve bunlarda bulunan herkes O'nu tesbih eder. O'nu hamd ile, vg ile tesbih etmeyen hibir ey yoktur." (17/sr, 44). "Gklerde ve yerde hamd O'na mahsustur." (30/Rm, 18) Hamd ve kr, nimetleri arttrr: "Hatrlayn ki, Rabbiniz size: Eer krederseniz, elbette size (nimetimi) arttracam ve eer nankrlk ederseniz hi phesiz azabm ok iddetlidir! diye bildirmiti." (14/brahim, 7) Btn bunlara ramen, insanolu ise ok zlim ve ok nankrdr (14/brahim, 34). "Kullarmdan kreden ne kadar az!" (34/Sebe' 13) "El-hamd lillh (hamd Allah'a mahsustur) de. Fakat onlarn ou dnmezler." (29/Ankebut, 63) ocuk edinmeyen, hkimiyette orta bulunmayan, cizlikten tr bir velye/dosta da ihtiyac olmayan Allaha hamd ederim (el-hamd lilh) de ve tekbir getirerek Onun nn ycelt (Allahu Ekber de). (17/sr, 111) Elhamd lillh. Hamd, "vg" ve "kr" Kelimelerinden Daha Zengin Anlamldr "Hamd"i, "vmek" diye tek kelimeyle ifade etmek yeterli olmaz. Trkede yine vmek olarak bildiimiz medih (methetmek) herhangi bir gzellik ve nimeti bizzat kendisinin kaynak ve sahip olup olmamasna bakmadan ve yceltme duygusu tamadan vmektir ki, hamdin yerini tutmaz. Her hamdde bir medih yn olmasna ramen; medihte hamd yoktur. Her durumda hamdin vld halde; vg, medih (met etmek) bazan knanm bir eylem olur. Allah'n Elisi; " Yznze kar medh edenlerin, venlerin yzlerine toprak san." (Mslim, Zhd 69; Eb Dvud, Edeb 9) buyurarak byle medhi knyor. Ama insanlara teekkr ve Rabb'a kr, nankrlkten (ki kfrle ayn

kkten tremitir.) kurtulmak iin srarla tavsiye ediyor: "nsanlara kar hamdetmeyen (teekkr etmeyen), onlara nankrlk yapan insan, Allah'a kar da hamdetmez." (Eb Dvud, Edeb 11; Tirmiz, Birr 35). Demek ki medh (vg) ile hamd baka baka eylerdir. Hamdin krden daha genel ve daha zengin anlam vardr. Hamd, en geni anlamda krdr. Hamd etmek yerine "kretmek" diyemeyiz. nk biz, ancak kendimize yaplan bir iyilie kar kreder ve teekkr ederiz. Hamdetmek iin ise, iyiliin sadece bize ulamas gerekli deildir. kretmek, kiiye ulaan bir iyiliin, bir nimetin karldr. yiliin bakasna ulam olmas da hamdetmek iin yeterlidir. nk hamd, kiisel ve basit menfaatler karl ifade edilen bir vme deildir. Evrensel ve kll deerlere duyulan hayranln bir ifadesidir. Kiisel yararlarmza ters den durumlarda da hamd edilebilir ve edilmelidir. El-hamd lillah diyerek, kii kendi adna Allah'a hamdettikten baka, O'nun nimetine kavuan btn varlklar adna da ayn vazifeyi yerine getirmi olur. Allah'a hamd, her hal ve artta; krse bize ulaan nimetler karlnda yaplr. Bu yzden, fazlalamasn istediimiz eyler iin krederiz. "Hamd", Yaratc dnda hibir ahs ve kuvvete yneltilmeyecek bir kr trdr. Hamd, nimetleri snrsz ve sonsuz olan kudrete yaplr ki, o da Allah'tr. Onun iin Allah'a hamdetmek, Allah'a kretmekten daha faziletli, daha stndr. Allah'a hamd etme ve kr etmenin bir bakma i ie girdii ve bir bakma da birbirinden ayrld noktalar vardr. kr; nankr olmayan, Allahn nimetlerinin farknda olan, sdk ve kadirinas insanlarn zelliidir. kre muvaffak olan insanlarn says da ok deildir. Allah'n saysz nimetleri vardr. "Allah'n nimetlerini saymaya kalksan, onlar sayamazsn, saymaya gcn yetmez." (14/brahim, 34; 16/Nahl, 18) Sdi-i irazi, Glistan'nda; "Bir insan, her nefesinde Allah'a kar iki kr borludur." der. Bir soluk alp vermede hayatn iki defa balayan, iki defa can veren Allah'tr. Byle bir Allah'a elbette dilinle, halinle, kalbinle, kalbnla, teekkr etmen icab eder. Bundan dolay gerek anlamda hamd ve krde bulunanlar ok azdr. "Kullarmdan kreden ne kadar az!" (34/Sebe' 13)

Hamd Kelimesinin artrdklar


Allah'n gzel isimlerinden biri de hamd (ok hamdedilen)dir. Allah' en iyi tanyan ve O'na en gzel ekilde hamd eden en byk insan Son Peygamber'in ismi olan Muhammed ve Ahmed de hamd kknden gelmektedir. Raslllah'n gk ehli arasndaki ismi Ahmed'dir. (Bkz. 61/Saff, 6) Ahmed, ok hamdeden demektir. Gk ehli, Allah' devaml vmekle, hamdetmekle meguldr. Onlarn iinde hamdetmekte de rnek gsterilen, en ok hamdeden Ahmed (s.a.s.)' dir. Efendimiz, mjdeci ve kurtarcmzn yeryzndeki ad Muhammed'dir. Muhammed, vlen, ok medh edilen demektir. Rehberimiz, Peygamberimiz, Allah'n yerdekilerden en ok vd

canl olduundan; ayn zamanda yerde yaayanlarca en ok sevilip vlen, salevat getirilip kendisi iin du edilen insan olduundan, kendisine Muhammed ismi verilmitir. O, yine, Kur'an'n beyanna gre, "Makam- Mahmd"un (hamdedilip vlen makam) sahibidir. (bkz. 17/sr, 79) O yzden, o klavuzumuzun bir dier ad da Mahmud'dur. Makam- Mahmud sahibi anlamnda kullanlan Mahmud ismi de, kelime olarak hamd kknden gelmektedir. Her ezan- Muhammedi'den sonra da biz, mmeti olmakla eref duyduumuz tek nderimize Allah'n makam- mahmudu vermesi iin dua ederiz. O liderimiz, Makam- Mahmud'daki komutanmz, onun dvs iin dnyada mcadele edecekleri, hirette "Liv'lhamd" sanca altnda toplayacak ve bu sayede "Ve hru da'vhm eni'l-hamd lillahi rabbi'l lemin" (10/Yunus, 10) diyerek O'nun askerleri cennete girecektir. "Liv'l-hamd", hamd, vg sanca demektir. Kyamet gn, Allah tarafndan vg ve erefden en yksek pay alacak olan o en byk insann, kurtulanlar altnda toplayaca bayraa hamd sanca ismi verilmitir. Bylesine hamdle ilgi bir Rasln mmeti, hamdetmeyi unutarak, kr ve ibadeti ihmal ederek onu temsil edebilir ve Kk Ahmed, Muhammedcik (Mehmedcik) olabilir mi? Allah hamd (ok hamdedilen, oka vlen)'dir. Muhammed de medh edilen, vlen demektir. Biz bunun byle olduuna gerekten inanyor, bu isimleri kabul ediyor muyuz? Kimleri vyoruz, neleri medh ediyoruz gnlk yaantmzda? ok hamd edilen'le, vlen'le aramz nasl? Hamd ile, vg ve sen ile, salevt ile irtibatmz ne kadar?! "El-hamd lillh", "hamd Allah'a aittir" anlamna gelir. (Arapa ilm ifadesiyle El-hamd kelimesinin bandaki lm- tarif cins, ahd, umum ve istirak iin olabildiinden) El-hamd lillh cmlesinin kapsaml anlamlar vardr. Bunlar yle zetleyebiliriz: Hamd eidi ve cinsinden olarak bilinen eylerin hepsi yalnz Allah iindir. Tam ve gerek anlamyla peygamberlerin ve salih kullarn hamdi yalnz Allah'a aittir. Btn hamd ve senlar hak itibariyle Allah'a aittir. Hamd, mteekkirane vgdr. Baz yetlerde (mesela, 20/Th, 130; 50/Kaf, 39) namaz, hamd ile ayn anlamda kullanlmaktadr. Zira namazn esasn Allah'a hamd ve krn takdimi tekil etmektedir. Hamd, Allah'n ilahlk vasfnn saysz hikmetlerini dnerek kemal ve celal sfatlarn ve kudretini vmektir. Bu kudretin karmza kard varlk veya olay bizim kiisel hesabmza ters dse de hamd yaplmaldr. Bu yzdendir ki, Ftiha'nn ilk yetinde "ben hamdederim" yerine "hamd Allah'a mahsustur" gibi, evrensel deerde bir ifade kullanlmtr. Bylece hamd, insanlarn sbjektif tespit ve

balarndan kurtarlm, sunulmutur. (1)

Yaratc

Kudret'in

bir

hakk

olarak

ok sevilen, ok saylan bir ztn, bir padiahn hediyesi bize iki hususu dndrr. Birincisi, o kimse tarafndan bize verilen hediyenin madd kymet ve deeridir ki, bu, ondan alnacak zevk ve lezzet, sadece madd deeri kymetindedir. kincisi ise, onun, ok saygn bir ztn, bir padiahn hediyesi olmas hususudur ki, burada artk madd deerin hibir kymeti yoktur. Bu makamda nemli olan, bu htrann o saygn kiiye ait oluudur. Byle bir hediyeden alnacak zevkin, ncekinden kat kat fazla olduunu herkes kabul eder. nk, bu htrayla, onu balayan zata balanlr, bu hediye, ikram edenle yaknln simgesi kabul edilir. Bu rnekle anlalmaktadr ki, nimet verilen kimse, nimetten ok, nimet vereni hatrlamaldr. Verilen nimetlerden yararlanmaktan daha ok nemlidir, nimet verenin bize nem verip, ba ve ikramlarn sunmas. Nimetten, nimet sahibine intikal edilmelidir; Aralardan amaca, postacdan mektup sahibine, aracdan her eyin gerek sahibine; Ve bunca acziyet ve isyanmza ramen bize ihsan ve bandan vazgemeyen gerek mrebbimiz Rabbimize. O yzden tm nimetlerin sahibi olan zt, byklnden ve bize deer verdiinden dolay devaml hamdedilmeye lyktr. kr, sadkat makamdr; hamd ise ihls makam. Hamd, ihls zirvesinde sylenir; hibir karlk beklemeden, hibir mukabele grmese bile Allah'a kar kulluunu idrak edip El-hamd lillh demek, ancak samimi ve ihlsl kimselerin irdr.

Hamd, Allah'a Aittir; nk...


nsan dnya hayatnda ya mutluluk ve huzur iinde; ya da kederle skntlar iindedir. Eer sadet ve selametteyse, bu durum, mutluluk sebeplerini Allah'n yaratmas ve ortaya karmasyla mmkn olmutur. Bylece, Allah, Rahman ve Rahim sfatlaryla tecelli etmitir; hamde lyk yalnz O'dur. Eer kul, sknt iindeyse, bu sknt ve keder, ya Allah'tan, ya da dier insanlardan gelmitir. Allah'tan ise, Allah'n dinini yaama ve yaatma mcadelesinden dolay ise, O, bu musibetlere kar, sonsuz nimetler verecektir. Eer insanlarn zulmnden dolay ise, O, zlimden mazlumun intikamn alacan vadetmitir. Son iki durumda, Allah'n Rahim, Mntekm ve din gnnn sahibi gibi sfatlar tecell eder; hamde lyk yalnz O'dur. O yzden insan, ister Allah'n nimetleri sayesinde mutluluk iinde; ister bellarla imtihan iindeyken olsun, daima Allah'a hamd iinde yaamal, her durumda Allah'a hamdetmesini bilmelidir. Hamdi Allah'a has klarak, O'nun bykln, eksiklerden uzak olduunu, vlmeye lyk olan yegne gcn ancak Allah olduunu vurguluyoruz. O'nu vmekle, O'ndan kaynaklanan her eyi de kabul etmi, vm ve ona rza gstermi oluyoruz. eitli zellik ve gzelliklerde insan olarak yaratlmza, O'nun Peygamberinin

yegne nder oluuna, kitabnn yegne dstur oluuna rz olmu ve boyun emi oluyoruz. Hamd, insanlar yapsa da, yapmasa da ve insanlarn hamdlerinden nce de, sonra da Allah'a mahsustur, O'nun hakkdr. Bu Fatiha'nn balangcnda "El hamd lillh" (Hamd Allah'a aittir) yerine; "Ahmedullahe" (Ben hamd ederim) diye "ben" tabiri kullanlsayd, Allah'n hakk olan hamdi, lml varlk insann istek ve iradesiyle kaytlamak olurdu. Kur'an, hamdin balangta ve sonda, ezelde ve ebedde Allah'n hakk olduunu sylemektedir: "lkte de, sonda da hamd, Allah'a mahsustur." (28/Kasas, 70) Yine hamd, yalnz insanlk dnyasndan deil; btn varlklardan Yaratc'ya ykselmektedir. "Gklerde ve yerde hamd O'na mahsustur." (30/Rm, 18) Kur'an, Allah'a inananlarn son sz ve isteklerinin lemlerin Rabbi olan Allah'a hamd etmek olduunu syler. "Onlarn dv, dvet ve dularnn sonu da udur: Hamd lemlerin Rabb Allah'a mahsustur." (10/Ynus, 10) Kul "el-hamd lillh" demekle, hamdolunmak Allah'n hakkdr, demi olur. nk Allah, nimetlerinin bolluu ile, kullarna kar eit eit lutuflaryla hamde en lyk olandr. Hamd yalnz O'na yarar ve baka hibir varla yakmaz. nk her nimeti veren O'dur. Verdii hibir nimeti, bir karlk bekleyerek vermemitir. O'nun nimetleri btnyle ihsandr. Onun iin hamd, yalnz Allah'a yarar. Lutfettii her nimet, mutlaka bize fayda verir ve nimetlerin ard arkas kesilmez. Nimetin bu zellikleri tayann yaratmak yalnz Allah'a ait olduu iin, biz de yalnz O'na hamdederiz. Fakat nimetlerine kar kretmekten de ciz olduumuzu bilerek hamdimizi yaparz. nk O'nun nimetleri o kadar oktur ki, bunlar aklmzla da gnlmzle de kavramaktan ciz kalrz. Ancak O'nun bize verdii kudret derecesinde yine O'na hamdederiz. O'na hamdettiimizi sylemekten maksadmz, bize her nimeti veren Allah'a kar duyduumuz krn, gnlmzn btn cokunluunu anlatan kelimelerle ifade etmektir. Gcmz buna yettii iin bu kelimeleri kullanyoruz. Yoksa, bu kelimelerin Allah'n nimetlerine denk olduunu iddia etmiyoruz. Byle bir iddiadan o kadar uzaz ki, uzaklmz da kelimelerle ifadeden ciziz. Yoksa krnmz, nimetlere tam karlk kabul edilse, bu byk bir kstahlk olurdu. nk Allah'n nimetlerine denk olmak iddiasnda bulunulurdu. Buna ise imkn yoktur. Biz hibir vakit hamdimizi ve krnmz O'nun nimetine denk tutmak gibi bir gnah ilemeyiz. Bizim hamdimiz ve krnmz kendi iimizden fkran bir grev duygusudur. Biz bu grevi, aczimizle birlikte elimizden geldii kadar yaparz. Biz hamdetmekle gemie de, gelecee de balants olan bir harekette bulunuruz. Yani Allah'n gemite erdiimiz lutuflarna hamdettiimiz gibi, gelecekte de nil olacamz ihsanlarna kretmi oluruz. Gemite nil olduumuz nimetler, bizi itaate tevik eder ve biz bu nimetlere kretmekle aklmz da gnlmz de O'nun yeni nimetlerini karlamak iin aarz.

Allah, insanlar iin eit eit nimetler yaratm, onlara yol gsterici olarak peygamberler gnderip kitaplar indirmitir. Kendileri iin kulaklar, gzler ve kalp var etmi, ayrca doru yolda olsunlar ve dnya-hiret saadetini kazansnlar diye emir ve yasaklarda bulunmutur. Btn bunlarn karlnda insana den O'nun yolunda yrmek ve emirleriyle yasaklarnn dna kmamaktr. te hamd ve kr budur. Allah'n insanlardan insanlar iin istedii budur. (5/Mide, 6, 89; 16/Nahl, 78...) Yoksa, Allah insanlarn hamd ve krne muhta olmad gibi, kfrlerinden de etkilenecek deildir. Hamdeden, kreden biri, kendi iyilii iin kreder, hem dnyada, hem hirette gerek sadete erer. Allah, krnn karlnda nimetlerini artrr ve kendisini mkfatlandrr, yani O da kullarnn krne kar kredendir (27/Neml, 40; 14/brahim, 7). (2)

Hamd, Tm Organlarla ve zellikle Kalple Yaplr


Dnya nimetlerinden ok hiret nimetleri, madd nimetlerden ok mnev nimetler iin hamdetmemiz gerekir. Allah'a hamdetmek, bize her iyilii, her nimeti ihsan eden Allah'a kar, bu ihsan ve nimeti vermesi yznden, yalnz szle deil; fiil ile de ta'zim etmektir. Bu hamd ii de kalp, dil ve organlarla yaplabilir. Yani, hamd yalnz dil ile yaplan bir ey deil; gnl ve btn organlarla yaplan bir grevdir. Kalp ile yaplan, nimetlerin en nemlisi olan iman bize taddran ve sevdiren Allah' zikretmek (hatrlamak), O'nun sfatlarn tefekkr etmek, dnmek, imanda kemale ulama yollarn aramaktr. Dil ile yaplan, Allah'n bu sfatlarn anlatmak, sk sk, Allah, kr, hamd... kelimelerini kullanarak zikirle megul olmak, hakk sylemektir. Organlar ile yaplan, onlar Allah'n yolundan ayrmamaktr. Allah'n emir ve yasaklarna mmkn olduu kadar dikkat ederek kulluk grevini yerine getirmek fiil hamddir. Kfr ve dallet dnda her olay, her fiil durum karsnda Allah'a hamdedilmelidir. Kerim Eli Peygamberimiz "Elhamd lillh al klli hal" (Her durum karsnda Allah'a hamdolsun) buyururlard. Bu da ancak her organn yaratl gayesine uygun olarak kullanlmasyla mmkn olur. Kiinin i dnyas ile ve i dnyasna da hamdetmesi gerekir. Buna tatbik hamd denir. Her eit fazilet ve erdemleri elde etmek, slm ahlak esaslarn renip uygulamak, bu eit hamdin vstasdr. Yalnz unutmamak lzmdr ki, her duruma hamdeden m'min, kfr ve dallete, haramlara hamdedip elhamd lillh demez. "Faizler artm, yaadk, elhamd lillh!" nasl bir turu ve inan salatasysa; mesela Msr'da Firavun'un antkabirini, yani kutsal(!) mezarn ziyaret ederken "elhamd lillh" ile balayan Ftiha'y orada okumak gibi bir acaiplie dmez. "Mslmansan kilisede iin ne? Hristiyansan Meryem heykelinin zerine niin pisledin?" denilen kua benzemez. Sormazlar m bu insana; mslmansan Firavunlarn mezarnda iin ne? Gvursan bu okudun Ftiha da neyin nesi?!

Hamd, madd nimetlere yapld gibi, daha ok manev nimetlere kar yaplr. Nimetlerin en by de imandr. Kitab'mzn hamdle baladn unutmamak, iman ve hidyet gibi nimetlere sahip olduumuzu, baka problem ve eksiklerin ok da nemli olmadn, dilimizle ve tebessmmzle hamdi devaml tayarak gsterebiliriz. Hamd ederken, Allah derken bamza bel ve musibet gelmez. Biz, O hamd edilmeye, zikr edilmeye lyk olduu iin bunu yapacaz; ama bu hamdler, zikirler ayn zamanda grecek ve yaayacaksnz ki dnyamz da gzelletirecektir. Bir ku, avcnn kurununa zikrederken hedef olmaz; zikirden gfil iken avlanr. ay ikram edene teekkr eden kadirinas kimse, hi bunca nimet verene teekkr unutur mu? "El-hamd lillh (hamd Allah'a mahsustur) de. Fakat onlarn ou dnmezler." (29/Ankebut, 63) ocuk edinmeyen, hkimiyette orta bulunmayan, cizlikten tr bir velye/dosta da ihtiyac olmayan Allaha hamd ederim (elhamd lilh) de ve tekbir getirerek Onun nn ycelt (Allahu Ekber de). (17/sr, 111) El-hamd lillh. Bir insan, kendi haberi olmadan birinin srekli kendi iyilii iin altn rense acaba ne yapar? Herhalde, nce kendisine bu iyiliin niin yapldn renmek ister. Sonra, bu yaplanlara kaytsz kalmaz; en azndan teekkr eder. te hamdin bir anlam da budur. Allah, bize bizim haberimiz olmadan iyilikler, gzellikler veriyor. Ama biz, gaflet iinde yaadmz-dan bunlarn farknda deiliz. Her ey biz insanlar iin ayarlanm, uygun hale getirilmi, emrimize verilmi. Fakat insanolu bunlarn gelii gzel, rastgele yapldn zannediyor. Bu uyumu, bu muazzam dzeni ve bunun sanatkrn fark etmek, Allah'a sonsuz teekkr gerektirir. Bunun iindir ki, Kur'an hamd ile balamtr. Kur'an'n ilk sayfasndan balayan bir okuyucu Allah'a hamd ederek yetleri okumaya balar. Yani nce hamd, vg. Allah'n bykl karsnda kendi kkln hatrlayarak; nsanlardan bir insan, okuyuculardan bir okuyucu, m'minlerden bir m'min olduunu hatrlayarak; Bir "dhi" olduunu zannederek deil. Eer hamdi olmazsa bir hi olacan dnerek. Kur'an' okumaya balayan kii, nce bu tr duygular atmosferinde ie balamaldr. Hamd zerinde dnme, bu veya benzeri duygular meydana getirecektir. nk hamd insann kendini bilmesidir. Yaradl dnerek, satrlardaki, ve sadrlardaki ayetleri tefekkr ederek, evrendeki tm yaratklarn hamd ve tesbih orkestrasna kulak vererek Allah karsndaki konumunu tesbit etmesidir. Hamd bir itiraftr, cizlik ve kulluk itiraf. nsanlarn ve cinlerin kfirleri hari, doadaki her ey Allah' vmekte, O'na hamdetmek-tedir. (bkz. 17/sr, 44; 13/Ra'd, 13) nsanolu ibdete, hamde meyilli yaratlmtr. Birisini veya birilerini vmeye, onlara balanp ibdet etme ihtiyacndadr. Suyun, ukur bulduu yere doru akmaya balamas gibi, insan da

Allah' unutursa, birilerine doru akmaya, ona ibdet etmeye, balanmaya, vp yceltmeye balar. nk insan, sadece snav olmaktadr ve yalnz Allaha ibdet/kulluk etmek iin yaratlmtr. bdetini Allah'a etmezse, bakasna edecektir. Zira onun mayasnda bu vardr. (3)

Bunca Nimet, Bunca ikyet; Hamdetmeyen Bir Toplum Olduk


Kitabmzn ilk yeti "Elhamd lillh" diye balad halde; hamdi, kr unutan bir toplum olduk. Hamdetmek, kretmek iin nimetlerin farknda olmak lazmdr. Gnmz insan ise, bunca varlk iinde, ylesine nankr ve s ki... ok ikyetiyiz. Toplum ve fert olarak karamsar ve a gzlln straplaryla kvranyoruz. ikyetlerin banda geim sknts var. Bu tabir, eskiden pek bilinmezdi. nsanmz bugne gre daha fakirdi. Fakirdi ama, gnl zengindi. Kanaat denilen bir hazineye sahipti dedelerimiz. Dillerden kr, zikir taard. "Kim benim zikrimden yz evirirse, phesiz onun skntl bir hayat, geim sknts olacak ve biz onu kyamet gn kr olarak haredeceiz." (20/Th, 123) Hamd zikirdir. Zikirden yz evirmenin dnyadaki cezas geim sknts, hiretteki cezas da nimetleri ve nimet vereni dnyada gremedii iin kr olarak harolmak. zm ise zikir ve krde: "Hatrlayn ki, Rabbiniz size: Eer krederseniz, elbette size (nimetimi) arttracam ve eer nankrlk ederseniz hi phesiz azabm ok iddetlidir! diye bildirmiti." (14/brahim, 7) Gl bahesine girsek, herhalde gllerin gzelliinden, mis gibi kokulardan nce, elimize deil ama gzmze dikenler batacak. slam geleneimizde "naslsnz?" sorusuna cevap "elhamd lillah" idi. imdi, beylik bir "iyiyim"den sonra balyor ikyetler... Hoca talebeden, talebe hocadan, koca karsndan, kadn kocadan, baba evlattan, evlat babadan, herkes toplumdan, hatta mslmanlardan, cemaat veya cemiyetlerden... ikyet. yi de, olaylarn gzel taraflar yok mu? Gzel bakmay unutmaktan kaynaklanyor baz kara tablolar. Gzel bakan gzel grr. Gzel gren gzel dnr. Medine evresinde Rasulullah ashabyla yrrken yol kenarnda bir kpek lei grrler. Sahabe, manzarann ve kokusunun irkinliinden bahsetmeye balaynca, Efendimiz, gzel bakmakla ilgili gzel bir ders verir: "Grmyor musunuz, dileri inci gibi, ne gzel!" Problem gzlklerimizde. Kara gzlkleri karp, olaylara ve varlklara Allah'n nuruyla bakabilmeliyiz. Basarla gzkmeyen nice gzellikler basiretle grlebilecektir. Yani kalp gz olumsuz baksa bile, kalp gz Mutlak Gzel'in, varlklara ve eyaya yansyan gzelliklerini mhede eder. Her ey Rabbna devaml hamdediyor (17/sr, 44). Gl ayor, blbl tyor, gne glmsyor, yani varlklarn hamdi hal dillerinden anlalyor. nsanolu ise ok zlim ve ok nankr (14/brahim, 34). Dikkat edilmelidir ki, yette geen nankr anlamna gelen kelime ile kfr kelimesi ayn kkten gelmektedir.

Hamd, Hayata Glmsemektir


Hamd insan iyimser yapar. Eyann, kendi halimizin gzel yanlarn gsterir. Kabir ve hasta ziyareti, kendimizdeki nimetleri grmeye katk salar. Akraba ve fakir insanlar ziyaretin de hamde katks vardr. Hamdi artrd iin hadis-i eriflerde bu ziyaretlerin nemi vurgulanmtr. Dnyev konularda bizden daha fakir, daha zayf kimselerle kendimizi kyaslamak, bizi hamd ve kre gtrr. Dilimiz hamdettii gibi, yzmz de her an hamdetmeli. Yzn hamdi-kr tebessmdr. Nimetlerin ve nimet sahibinin farknda olmann getirdii mutluluk ve huzurun gnlden yze yansmasdr bu. nderimiz, tm email kitaplarnn nakline gre devaml mtebessim idi. Tebessmle srtma ve kahkaha ok farkl eylerdir. Ekrem Eli'nin surat ask deildi; onca zulm, onca ikence, onca alk, yahudilerin hainlikleri, mnafklarn nifaklar, dalarn tayamayaca onca yke ramen, tebessm yznden hi eksik olmazd. Efendimiz'in gznden akan yalar, insanlarla deil; sadece Rabbyla babaa olduu, secdelerle ssl gecelerin incileriydi. "Eer benim bildiimi bilseydiniz, az gler, ok alardnz!" (Buhr, Ksf 2; Mslim, Ksf 1) buyuran o byk ztn insanlarn iinde, evresine huzur ve sadet datan tebessm, hamdinin da yansmasyd. O'nu rnek almas gereken m'min, iinden du, hayet, takv, slm'n derdi, mslmanlarn durumlar ve bunlar dnmenin, tefekkrn gerei mahzun bir gnl tamal. Ama insanlara glmseyen, hamdettii yznden belli olan bir ehre aydnlatmal zalumlerin karartt evreyi. i alasa bile d glmeli mslmann. Bir mslmana surat asmann karmzdakine hakaret ve kul hakkna tecavz olduunu bilmeli, kardelerine merhametinin izleri yznden okunabilmeli. nsan, diliyle olduu gibi haliyle, tavryla, yzyle de devaml hamdetmeli. Seviyesizce cvklk, uh kahkahalar, bovermi tavr, vur patlasn al oynasn anlay m'minden ne kadar uzak olmalysa; karamsarlk ve mitsizlik tayan bunalml bir yz de o derece irkin kabul edilmeli. slm, insana huzur verir. Ald ilh prensipleri yaayp, evreye hkim kld iin Hz. Peygamber, ylesine huzur ve mutluluu etrafna yayyordu ki, toplumun ve ann yzn gldrd. Chiliyye dzenini muazzam bir inklbla deviren Peygamber nizamnn ve o an ad "asr- sadet", yani mutluluk adr. Mslman, dnyada da haseneler iindedir; etrafndaki gzelliklere kar gz kr deildir. Yaratlan sever, Yaratan'dan tr. inde yarm bardak su olan kabn ncelikle dolu tarafn grr. Elbette, bo tarafn grmezden gelmez; gc ve imkn el veriyorsa, bo ksmn nce kendisi doldurmaya alr. Devaml karanlklardan ikyette bulunup kendi iini ve evresini de karartmaz; bir mum olsun bulup yakmaya, gc ve imkn orannda iini ve ortamn aydnlatmaya alr.

Hamd Bilinciyle Hayata Bak

Farknda olmadmz, nemsiz grp zerinde dnmediimiz ylesine byk ve ylesine ok nimetler iinde yzyoruz ki... Her eyden nce, insan olarak yaratlmz. Ot veya it olarak yaratlabilirdik. Tabii, insan olarak yaratldmz halde, ot gibi dncesiz, kaygsz hayat da srebilir; drt ayakllardan daha aa olabilirdik. nsan olarak, yaratklarn en ereflisi olarak yaratldk. Annemizi, babamz, doduumuz memleketimizi biz semedik. Herhangi bir kentin fuhu ortamnda, batakhanelerinde veya ok fakir bir lkenin lnde, danda ya da ormannda yar a yar tok, elimsiz, kltrsz, daha da kts dinsiz imansz olabilirdik. Elsiz, ayaksz, dilsiz, kulaksz veya grme zrl olabilirdik. Daha da kts, hakk grmeyen, gzleri perdeli, kalbi mhrl olabilirdik. Felli, sakat, yatalak deiliz. Uyuturucu bamls, alkolik, kumarbaz, hilebaz, dzenbaz, ahlaksz... olabilirdik. Btn bu nimetler, zenginlik deil de; dnyada bile mutluluk salamayan emanet paralarn veznedarlar olan kapitalistlerin para hamall m zenginlik? Gzlerinizi bir milyon dolara satn almak isteyen olsa verir misiniz? Demek ki, ne kadar pahal, ne kadar kymetli varlklara sahipmiiz! Ya aklnzn deeri? Kaa satardnz? Btn bunlarn stnde imannz deiebileceiniz bir deer olabilir mi? Mslmanca mutluluun, huzurun, kanaat denilen hazinenin, sabr denilen hazzn, dv yolunda ekilen ilenin, infak etme, verme lezzetinin, ibadetlerden aldmz zevkin, bereketin, az tadnn, gnl enliinin, hele ebed mkfatn, cennetin deeri, bedeli?! Btn bunlara hamdedilmez, kredilmez de ne yaplr? nsanlar Allah'a layk olduu ekilde hamdedemezler. Ancak mecaz yoluyla ve hamdle ilgili emirlere uyarak hamdetmeye alrlar. nk Allah'a hamdetmek, ancak yce Zatnn gerek mahiyetiyle bilinmesi ve O'na layk olan bir hamd ile hamdedilmesiyle mmkndr. Oysa Kur'an'da, insanlarn O'nu bilgi bakmndan kuatamayacaklar aka bildirilmitir. Nitekim Peygamberimiz, mirac gecesi Yce Allah'n "Allah'a sen et" emrine muhatap olunca "Seni gerek anlamyla hamd sen edemem" demesi bu gerein ifadesidir. Fakat bu ilahi emre uyulmal ve kulluk durumu aklanmalyd. Bunun iin Allah Rasl "Ey Allah'm, Sen yce Ztn sen ettiin, medhettiin, hamdettiin gibisin!" diyerek bu emre karlk vermitir. Biz de Yce Allah'n "El-hamd lillh deyin" (17/sr, 111; 29/Ankebt, 63) emrine uyarak O'na hamdetmekle ykmlyz. O'nun iin, ulatmz her eit nimetten dolay el-hamd lillh demeliyiz. Hamd, sadece bir nimete karlk deildir. Hamd, kulun nimet iinde yaamasndan dolay i leminden coan krandr. Bu kran duygusunun, iinde kaynadn hisseden mslman iin bu coku, Allah'la olan en samimi balantdr. Bu ban kuvveti, dilimizin ve gnlmzn, btn organlarmzla uyumlu olarak hamd vazifesini yerine getirmesiyle kendini gsterir. (4)

bdetlerimiz ve Hamd
Ne Trkede, ne baka herhangi bir dilde "hamd" kelimesinin tam karl yoktur. Hamd bir zgn Kur'an kavramdr. Hamd, btn anlamyla Allah'a aittir. nk vlmee lyk her ey Allah'tandr. Zikir, kr ve dolaysyla dua gelerini ieren hamd, tpk besmele gibi, mslmanlarn hayatnda nemli bir yer tutmaktadr. Her gn klnan 5 vakit namazda krk defa tekrarlanan Ftiha sresi hamd ile balad gibi, namazn giriinde okunan Sbhneke'de, rkdan kalkarken okunan tahmidde hamd kelimesi kullanlr. Tahiyyt'n ilk cmlelerinde, Salli ve Brik dularnda, Kunut'ta, namazdan sonra ekilen tesbihlerde, ardndan okunan tevhid cmlesinde, bayramlarda ve dier baz din mersimlerde getirilen tekbirlerde sen ve kr manalaryla birlikte hamd kavram tekrarlanmaktadr. Hac ibdetinin fs srasnda her frsatta tekrar edilmesi istenen telbiye'de de hamd yer almaktadr. Efendimiz, Kurtarcmz, Allah'a hamd ile balanmayan her iin eksik ve bereketsiz olduunu aklam (Eb Dvud. Edeb 18; bn Mce, Nikh 19) ve aksran her m'minin "el hamd lillh" demesini emretmitir (Buhri, Edeb 126). Hamdetmeyi ieren dular okumann, gnahlarn balanmasna vesile olacan ve hamdin en faziletli zikirlerden biri olduunu aklamtr. Yine hamdi ieren zikirlerin sadaka yerine geeceini haber vermi, dunn en faziletlisinin el-hamd lillh sz olduunu belirtmitir (Buhr, Ezan 155, man 19; Mslim, Tahret 1, Msafirn 84). Hz. Peygamber'den rivyet edilen ve (besmeleyle birlikte) hamd ile balamayan her nemli iin hayrsz ve bereketsiz olacan belirten hadisin ve fiil snnetin etkisiyle olacaktr ki, slm gelenekte btn ciddi ilerin banda besmele ekilip hamdedilir. Bitiminde de btn baar ve nimetleri lutfeden Allah'a yine hamdedilip krde bulunulur. Rasl Ekrem'in tavsiyeleri ve uygulamalarndan olmak zere konumalara, zikir ve dualara hamd cmlesiyle balamak, yemee besmele ile balayp hamd ile bitirmek, aksrdktan sonra hamdetmek gerekir. Cuma hutbesinin her iki blm de hamd cmleleriyle balar. slm eserlerin ilk cmlelerini genellikle besmele ve hamdele oluturur. Bir yazda hamdeleye yer verilmemesi, o yaznn nemli olmadnn bir iareti saylmtr. O yzden mslmanlarn btn resm yazmalar ile nemli akidlerinde besmeleden sonra hamdele zikredilirdi. Ayrca, hamdele, mslmanlarn uykuya yatma, uykudan kalkma gibi gnlk faaliyetlerinin banda ve sonunda zikredilen bir du cmlesi haline gelmitir. (5)

Her Nimetten Srekli...

Sonra,

Her

Vesileyle

Hamd,

Devaml karlatmz iin nemi zerinde dnlmeyen allm nimetlerin akabinde de hamd edilir ki, insann Rabb ile irtibat,

ilikisi, iletiimi canl tutulsun ve yaplanlar ibadet olsun. Yemekten sonra hamd edilir ki, yediimiz nimetleri ihsan eden, o gdalara lezzet katan, bize az tad veren, almz bunlarla gideren, gdalar enerjiye dntren Yaratc'y grmezden, bilmezden, hatrlamazdan gelmeyelim, nankr olmayalm. Bu konuda snnet, yemek sonras sofradan kalkmadan herkesin kendisinin hamdetmesi. Olay mersim havasna koyup, bir aracnn, bir hocann, veya ilerinden birinin hamdetmesi deil. Snnette mehur olan hamd ifadesi de yle: "El-hamd lillhillez et'amen ve sekaan ve cealen mine'l-mslimn (Bizi doyuran, susuzluumuzu gideren ve bizi mslmanlardan klan Allah'a hamd olsun). Su, ay veya merubat itikten sonra hamdetmeyi de unutmamal. Duya balarken ve bitirirken, derse, sohbete, kitleye konumaya balarken ve bitirirken hamdetmeli. Balangta hamd ile Allah'n nimeti hatrlanp, O'nun yardm istenirken; bitite de verdii gce ve gzelce tamamlanan nimete kar kr makamnda hamd edilmelidir. "Onlarn du, dvet ve dvlarnn sonu 'El-hamd lillhi rabbi'l-lemn'dir." (10/Ynus, 10) Okumay bitirdikten, uykudan uyandktan, elbise giydikten sonra Rasulullah'n hep hamdettiini biliyoruz. Tuvalet ve banyodan sonra "El-hamd lillhi'llezi ezhebe anni'l-ez ve fn min zlik (Benden eziyeti gideren ve bylece bana fiyet veren Allah'a hamdolsun) denilmesi tavsiye edilmitir. Haprma (aksrma) da hamd iin bir vesiledir. Aksrdktan sonra "elhamd lillh" denilmesi, yanmzda bulunan insanlarn bize hayr duda bulunmalarna sebep olacak olan nemli bir snnettir. Aksran tahmid'de bulunur. Yanndaki mslman "temit" eder, yani "yerhamukellah (Allah sana merhamet etsin) der. Aksran da "yehdn ve yehdkmullah" (Allah bize ve size hidayet etsin.) diye mukabelede bulunur. "Biriniz haprr ve hamdederse, ona temitte bulunun. Allah'a hamdetmezse temitte bulunmayn." (Buhri, Edeb 127; Mslim, Zhd 53) "Allah haprmay sever, esnemeden holanmaz. yleyse sizden biri haprr ve Allah'a hamdederse, bunu iiten her mslman zerine "yerhamukellah" (Allah sana merhamet etsin) demesi hak (bir vazife)dr. Ancak, esnemeye gelince, ite bu, eytandandr. Biriniz namazda esneyecek olursa, imkn nisbetinde kendini tutsun ve hah diye ses karmasn. Zira bu, eytandandr, eytan kendisine glyor demektir." (Buhr, Edeb 125, 128, Bed'l halk 11; Mslim, Zhd 56) Grld gibi her vesileyle hamd, Allah' hatrlayp ona kr tavsiye edilmi, hayatn tm alanlarn Allah doldurmutur. Mslmann Allah'tan uzak, O'ndan gafil hibir zaman ve hibir hali olmamas istenmitir. Bylece her yaplan eylemin ibdet olmas salanarak kulluk bilinci perinlenmitir. Kemal derecesinde bir hamdin basama vardr. Eriilen nimetin Allah'tan geldiini bilmek, O'nun verdiine rz gstermek ve nimetinin gc bedeninde bulunduu srece O'na isyan etmemek.

Her ciddi eylem, her nimet ibdet ister. Bunlar zikir, fikir ve krdr. Bata zikir (besmele), ortada -i esnasnda- fikir (tefekkr, Allah'n nimet ve ihsann dnp O'nun rzsn istemek) ve sonunda kr (el-hamd lillh demek).

Hamd ve Gnmz nsan


nsanlarn bir ksm Allah'a hamd etmezken, bir ksm da hamd konusunda gfil grnmektedirler. Gnmzde insanlar Allah'a hamdetmekten alkoyan pek ok sebep/bahane vardr. Doymak, tatmin olmak bilmeyen, reklm ve kt rneklerle kamlanan dnya hrs, tt ynetimler, kapitalist ve emperyalist dnya dzeni, kolay yollardan zengin olma istei, mitsizlik, ktmserlik... hamdi unutturucu sebepler arasnda saylabilir. Kanaat etmemek, kendini kendinden daha fakirlerle deil; daha zenginlerle karlatrmak, maddeci dnya grnn sonucunda tketim toplumunun bireyi olarak hep ikyeti olmak da insan hamd ve krden alkoyan sebeplerdendir. Btn bu sebeplerle birlikte cehlet ve gafleti de belirtmeliyiz. nsanlarn, Allah'n kendilerine verdii saysz nimetlere kar hamdetmeyileri bu tr sebeplerle ilgilidir. Btn bunlarn zm iin, insann iyimser, kanaatkr, tokgzl, diergm, hamdeden, kreden zellikler kazanmas gerekir. Bu kalitede bir toplum ins iin de, tevhid imana dayal bir altyap arttr. Allah'n nimetlerine hamd, ncelikle o nimetleri bilmekle mmkn olur. Nimeti bilenler, bu nimetlerle Allah'a ibdet edilmesi gerektiinin uurunda olup, bylece Allah'a hamd edebilenlerdir. Gnmzde bir ksm insanlar da, Allah'a hamdetmeyi "Allah'a hamdolsun" demekten ibaret saymaktadrlar. Oysa, gerek anlamda hamd, sahip olunan nimetleri Allah yolunda ve Allah'n istedii ekilde kullanmakla olur. Btn varlklarda Allah'n nimetleri vardr. Her insanda Allah'n saysz nimetleri mevcut olduu gibi, kiilere baz bellar da isbet edebilir. Belnn bulunmamas nimet; nimetin bulunmamas da bir beldr. te, Allah'a mutlak hamd, O'nun btn nimetlerine kar olmaldr. Bu da, her nimetin ve her eyin sahibi Allah'a, yine Allah'n istedii ekilde hamdetmekle mmkn olur. Dille hamd, "El-hamd lillh" demektir. Kalble hamd, Allah'n bykln, nimetlerini tefekkr etmek ve O'nunla beraber olabilmektir. Kalpla (vcut organlaryla, el ve ayakla...) yaplan hamd, nimetleri Allah yolunda ve Allah'n istedii ekilde kullanmakla yaplr. Nimetlerin sahibini unutmayan, kendisinin emaneti ve veznedar olduunu bilen insan, emnete ihnet etmez. Sahibi o nimet ve emnetleri niin verdiyse, nasl davranmasn istediyse, O'nun tlimatlar dorultusunda o grevleri yerine getirir.

Hamd man likisi

Allah Tel, insanlara devaml yardmn baheder, rahmet ve keremini bol bol ihsan buyurur. Bu, O'nun lutuf ve kereminin sonsuzluundandr. Hamdi yalnz Allah'a has klmak, O'nun ulhiyetini idrak ederek, O'ndan baka hibir ilh bulunmadn kabul edip inanmaktr. Varlklar lemine olan mutlak hkimiyetini kabul etmek, her eyin en sonunda Allah'a varacan idrk etmektir. bdet ve itaatle Allah'a ynelmek, ayn zamanda Allah'a hamdetmektir. Hamd, Allah hakkyla tanmak ve Ona tzimdir. O yzden imanla, tevhidle yakndan ilgilidir. Bu sebepten olsa gerektir ki, hamd ve krn zdd nankrlktr. Nankrlk, nimeti ve nimet vereni rtp grmezlikten gelmek, inkr etmek demektir. Nankr kelimesi Kuranda kfr kelimesiyle ayn kkten gelen ve benzer anlam paylaan szckle karlanr. Dolaysyla hamd, imandr; nankrlk de kfr. Hamd imann bir gereidir. Gerek anlamda hamd, iman, ilim ve slih amelle yaplandr. nsan, diliyle syledii hamdi ve onun gerek anlamn, kalbiyle de tasdik edince, bu hamd, imannn kuvvetlenmesini salar. Hamdi sadece Allah'a tahsis etmek, insann O'nun emir ve yasaklar dorultusunda yaamasn salar. Allah'a hamd, Allah'n rahmetinin ve nimetlerinin geniliine iman da ifade eder. Btn bunlar gsteriyor ki, hamd ile iman arasnda kopmaz bir ba vardr. Allah'n her trl nimetini bolca tadan gnmz insannn ounluu, O'na bolca hamdetmesi gerekirken; aksine Allah'a irk koacak derecede sapklk veya isyan iindedir. Bunun en bata gelen sebebi de, Kur'an'n getirdii gereklerin ve bildirdii hikmetlerin akllara ve vicdanlara ilham kayna olamaydr. Kur'an'n ilh hkmlerine teslim olan akllar, hakikati anlar. O'nun esiz hikmetinin sesine kulak veren vicdanlar ancak doruyu bulurlar ve gerei grrler. (6) Hamde lyk olan hi phesiz yalnz yce Allah'tr. Hibir insan Allah'a hamdetmese bile, O, kendisini her saniye tesbih ve sen etmekte olan bu kinatta, haliyle hamdedilmekte ve btn mahlkatn lisanyla vlmektedir. hirette de hamd Allah'a mahsustur.

Hamd uurunun Mslmana Kazandrdklar


Hamd uuru, bize (kazandrmaldr): u anlay ve davranlar kazandrr

Hamd, Allah' tanma, O'na ta'zim ve dua etmedir. O'na inanp ibadet/kulluk etmedir. O yzden hamd, iman bir kavramdr. Dnlerek yaplan hamd, bizdeki kulluk uurunu canl tutar. nsanlarn Allah'a muhta olduklarn, Yce Allah'n ise, her eyden mstan olduunu, kimsenin hamdine Allah'n ihtiyac olmadn gnmz insan iyice kavramal ve gerektii gibi iman etmelidir.

Hamd, nimetinaslk, kadirinaslktr. "Kfr"le ayn kkten gelen nankrln zdddr. En kk bir iyilik yapana bile teekkr etmeyi insanlk grevi biliyoruz. Halbuki, bizi ve bize iyilik yapan yaratan, yaplan iyilii, nimeti yoktan var eden, iyilik yapana bu gzel zellii veren ve sevdiren, bizi o iyilikten zevk alacak ekilde vcuda getiren, her eyin gerek sahibi Allah'tr. yleyse her eyden nce, O'na hamd etmeliyiz. Bize hediye getirmede arac olan postacya teekkr edip, hediyeyi postalayan gerek ikram sahibini unutmak uygun olur mu? Sabahlara kadar, gz yayla slatt secde yerinden kalkmayan En ok Hamdeden'e (Raslullaha), hanm; "Gemi ve gelecek gnahlarn mafiret olduu halde, kendini skntya sokacak kadar niye ibadet ediyorsun?" diye sorduunda, u cevab almt: "kreden bir kul olmayaym m?" Peki, bizim, bunca nimete bunca isyanla cevap verirken, kreden, hamdeden bir kul olmaya ihtiyacmz yok mu? "Yedi gk, yer ve bunlarda bulunan herkes O'nu tesbih eder. O'nu hamd ile, vg ile tesbih etmeyen hibir ey yoktur." (17/sr, 44) buyruluyor. Allah'n btn mahlkatn kuatan nimetleri, zellikle insanolunu daha ok kucaklamaktadr. Dier varlklardan daha ok nimetlere muhtap olduumuz halde; bir ta kadar, bir iek, bir bcek kadar hamdetmeden, nasl yaratklarn en ereflisi olacaz? Ftiha'ya, namaza balarken, du ederken, yemekten, imekten sonra, aksrdktan, uyandktan, tuvaletten sonra, konumaya balarken ve bitirdikten sonra, arabaya bindikten ve kazasz belsz indikten sonra... El-hamd lillh demeli, bylece en gzel, en ksa duy yapm olmalyz. Hamd, ruhlar Allah'a balayan mnev bir badr. Gerek anlamda hamd, Allah'la kul arasnda hibir engele msaade etmez. Hamd, insan Allah'la devaml irtibat olan bir varlk haline getirir. Elhamd lillah' sk sk uurluca gnlk konumalarmza, gncel davran ve eylemlerimize katk ederek, Allah'la bamz her dem tazelemeli ve kuvvetlendirmeliyiz. Unutmamalyz ki, bu ba, bu hat koptuktan sonra, hat kopukken telefonla ses karya ulamad gibi, Allah'a ulamaz niyazmz, ricamz. Hamdetmek, kretmek; iyimser olmaktr. Hayata gzel ve olumlu pencereden bakabilmektir. Mutlu olabilmek, mutluluk elbisesi giymektir hamd. ikyeti ve karamsar karakterlerin karartt karanlk insanlarn dnyasn ancak hamd uuru aydnlatabilir. Hamdedenlerden kld iin hamd olsun O Hamd'e. Ve hru da'vn eni'l-hamd lillhi rabbi'l-lemin: Dvmzn sonu lemlerin Rabb Allah'a hamdetmektir.
1- Kur'an'n Temel Kavramlar, s. 160 2- A. nal, Kur'an'da Temel Kavramlar, s. 446 3- . Eliak, slam ve Sosyal Deiim, s. 32

4- Y. iek, F. Yldz, Hamd Rabb, s. 13 5- slam Ans, Diyanet Vakf Y. c.15, s. 448 6- Y. iek, F. Yldz, a.g.e. s. 40 Hamd le lgili yet-i Kerimeler Hamde Layk olan Yalnz Allah'tr: Bakara, 267 ; Nisa, 131 ; Fatr, 1, 15, 34; Kasas, 70 ; Ankebut, 63 ; Sebe' , 1, 6 ; Fusslet, 42; brahim, 1, 8; Hacc, 64; Buruc, 8 Btn Varlklar Allah'a Hamdeder: sra, 44 ; M'min, 7 ; Zmer, 75. Hamd, Alemlerin Rabb Allah'a Aittir: Fatiha, 1 ; En'am, 1, 45 ; A'raf, 43 ; Casiye, 36 ; Kaf, 39 ; Kehf, 1 ; sra, 111 ; Ta-Ha, 130 ; Ra'd, 13 ; M'min, 55, 65 ; ura, 55 ; M'minun, 28 ; Rum, 18 ; Saffat, 182 ; Yunus, 10 ; brahim, 39 ; Lokman, 25 ; Neml, 15, 59, 93 ; Hcr, 98 ; Teabn, 1 ; Zmer, 29, 74 ;Tur, 48. Hamd le lgili Baz Hadis-i erif Kaynaklar Buhari, Edeb 126, Ezan 155, man 19; Mslim, Taharet 1, Msafirin 84, Zhd, 69; Tirmizi, Birr 35 ; Ebu Davud, Edeb 9, 11, 18 ; bn Mace, Nikah 19. Msned, II, 257, 259, 303, 388 ; III, 32, 74 ; IV, 278, 375 ; V, 211, 212. Konuyla lgili Geni Bilgi Alnabilecek Kaynaklar Tefsir-i Kebir, Fahreddin Razi, Aka Y. c. 1, s. 307 ve devam Hak Dini Kuran Dili, Muhammed Hamdi Yazr, Eser Y. c. 1, s. 56-62 Fi Zlalil- Kuran, Seyyid Kutub, Hikmet Y. c. 1, s. 36-37 Hadislerle Kuran Tefsiri, bni Kesir, ar Y. c. 2, s. 73-78 Tefhim'l- Kur'an, Mevdudi, nsan Y. c.1 s. 40-41 ifa Tefsiri, Mahmut Topta, Canta Y. c. 1 s. 62-63 Hamd Rabb, Yakup iek, Fahrettin Yldz, Bir Y. s. 7-41 slam Ansiklopedisi, Trkiye Diyanet Vakf Y. c. 15; s. 442-445 ve 448-449 mil slam Ansiklopedisi, mil Y. c. 2 s. 320 Namaz Dualar ve Sureleri, Ali Akpnar, Suffe Y. s. 78-79 slam ve Sosyal Deiim, hsan Eliak, Bengisu Y. S. 31-33 Sorularla Fatiha Suresi, Zabit Ali Durmu, Ali ipak, YendaY. s. 74- 93 Fatiha Tefsiri, Azad, s. 51-54 Fatiha zerine Mlahazalar, Hikmet Ik, Nil Y. S. 107-114 Hamd, mam Humeyni (eviren, M. Kerim Sekin), Endie Y. Kur'an'da Temel Kavramlar, Ali nal, Krkambar Y. s. 442 Kelimeler Kavramlar, Yusuf Kerimolu, nklab Y. c. 1 s. 41 Esenlik Yurdunun ars, Celaleddin Vatanda, Pnar Y. s. 137-144 Fatiha Suresi ve Trke Namaz, Sait imek, Beyan Y. s. 36-39 Esma'l Hsna erhi, Ali Osman Tatlsu, Yamur Y. s. 154-158 Ayet ve Hadislerde Esma-i Hsna, Metin Yurdagr, Marifet Y. s. 184-185 Esma'l-Hsna erhi, M. Necati Bursal, Erhan Y. s. 216-218 Onun Gzel simleri M. Nusret Tura, nsan Y. s. 103-104 Esma'l-Hsna Afifddin Sleyman Tilmsani, nsan Y. 85-87 24. Esma-i Hsna'dan Esintiler, Sadettin Kaplan, Marifet Y. s. 115-116

Ftiha, 2; kavram 4 RAB


"Tek rab, lemlerin rabb Allah'tr. Kullara kul olan, ne kadar alak; Rablk taslayan kul, ne kadar kstahtr." Rab; Anlam ve Mhiyeti Kur'an'da Rab Kavram Rab Konusunda Bz yetler Rab Konusunda Hadis-i erifler lemlerin Tek Rabb Allah Eitim Asndan Rab Kavram Nefsine Bile Sz Geiremeyen Rab Taslaklar Rab Olmayan Bir Tanr Edinme stei Sevilenlerin Putlatrlmas; Allah'tan Bakasn Rab Edinme Gnmz nsannn eitli Rablar Rab Konusunda Sahih tikad

"El-hamd lillhi rabbi'l-lemn" Hamd, lemlerin rabb Allah'a mahsustur (Kinatn yaratcs ve gelitiricisi olan Allah'a hamdolsun)." (1/Ftiha, 2)

Rab; Anlam ve Mhiyeti


Rabb kelimesi, terbiye eden ve yetki sahibi anlamnda Arapa bir isimdir. Bu kelime ayn zamanda, slah etmek, zerinde tasarrufta bulunmak, kemle erdirmek, efendi olmak, sorumluluunu yklenmek, bakanlk yapmak, mlik ve sahip olmak, sz dinlenmek, itaat edilmek, stnl ve otoritesi kabul edilmek gibi anlamlara da gelir. Kurn bir terim olarak Rab; varlklar lemini yaratan, terbiye ederek gelitiren, onlar madd ve mnev olgunlua gtren, terbiyenin btn gereklerine mlik ve her eye sahip olan Allah anlamna gelmektedir. Allah'n umumi isimlerindendir. Kur'an'da Allah lafzndan sonra en ok kullanlan isimdir; 968 defa geer. Nzul sralamasnda ilk yette kullanlan isim/sfat, Rab ismi olduu gibi, Kur'an' atmzda bizi ilk karlayan Ftiha'nn balangcnda da yine O'nun onlarca ismi arasndan seilerek baa alnan Rab ismidir. Rab, sadece terbiye eden (mrebb) anlamnda olmayp, yardm etmek, yol gstermek, tasarruf etmek, korumak, her eye hkim olmak, emretmek ve yasaklamak, sakndrmak gibi terbiyenin btn gereklerine sahip olabilmeyi de ifade etmektedir. Bunun iin rab denilince, sadece terbiye ve mlik olma durumlar deil; her eye sahip olan ebedi ve sonsuz kudret sahibi Allah anlalmaldr. Bu zelliinden dolay rab kelimesi, Allah'tan baka varlklar iin, bir eye izfe edilmeden tek olarak kullanlamaz. Kur'an'da Rab ismi, sonsuz kudreti ile her eyi idaresi altna alan, yneten, terbiye eden ve bunlar yapabilecek kudrete mlik olan Allah anlamna gelmektedir. Ayrca, Rab ismi, her eyi idare eden, koruyup gzeten, hkimiyeti altnda bulunduran ve gerek rab olan Allah'a, O'nun rubbiyet bana, mutlak tevhid ve tam bir kulluk uuru ile balanmay da ifade etmektedir. Allah'tan bakasnn hkmn hkm edinmemek, O'nun dinini her eyden stn tutmak, btn mahlkat O'nun mutlak hkimiyetine teslim olmu bilmek, Allah' gerek rab olarak tanmak demektir. Allah, kendi katnda tek geerli din olan slm', insanlar, kullara ve dier varlklara ibdet etmekten kurtarp, Allah'a kulluk etmeleri iin gndermitir. slm, insanlar kullarn zulmnden, Allah'n adaletine gtrr. Tevhid gereinin birinci art, Rubbiyette tevhiddir. Yani gerek Rab ve Hkim olann tek bir Allah olduuna inanmaktr. kinci art da, kullukta tevhiddir; bu da Allah'tan bakasna kulluk etmemektir. nsan, Rabbine ibadet etmekle ykmldr. Mslman, yalnzca Allah'a ibdet eden

kimsedir. Sadece Allah'a ibdet ise, Allah'tan bakasn edinmemek, O'na hibir varl ortak komamak demektir.

rab

slm, insanlar, birbirlerine kul olmaktan kurtaran hrriyet dinidir. Sadece slm dinidir ki, insanlar bir olan Rabb'a ibdet etmeye arm ve onlar eitli btl inanlarn yanl sonularndan koruyarak, bylece onlar Allah'n dndaki varlklara kul olmaktan kurtarmtr.

Kur'an'da Rab Kavram


Rab kelimesi, Kurn- Kerimde tam 968 yerde geer. Rab kelimesinin oulu olan erbb 4 yerde ve bu kelimeden tremi olan rabbniyyn 3, ribbiyyn ise bir yerde kullanlr. Toplam olarak rab kelimesi ve trevleri Kuranda 976 yerde tekrar edilir. Kuran- Kerim, besmeleden sonra Hamd, lemlerin Rabb Allaha aittir cmlesiyle balamaktadr. Bu giri olduka ilgintir. Vahy kitab olan Kuran sze Allaha ait en nemli zellii vurguluyarak, insanlara bu nemli gerei hatrlatarak balyor: Allahn Rabl. Her trl vg, her trl sayg ve itaat ifadesi, her trl kran duygusu ve ballk; btn lemlerin, lem diye nitelediimiz btn varlklarn asl sahibi, mliki, yneteni, bakp gzeteni, koruyup ihtiyalarn gidereni, onlara diledii gibi yn veren yce g sahibi Allaha aittir. Kuran, Onun szdr ve O yaratp ekil verdii insanlar mdeliyor, korkutuyor doru yola dvet ediyor. nk O, lemlerin Rabb Allahtr. Rab ismi, Kur'an'da Allah lafzndan sonra en ok kullanlan isimdir. lgintir ki, ilk nzil olan 30 srede "Rab" ismi 80 kez getii halde, "Allah" ismi sadece 20 kez geer. Buna gre Rab lafz, Allah lafznn drt kat olmu oluyor. Elbet bu gerek, tesadfle aklanamaz. Kur'an, ilk m'minlerin gnlnde sahih bir Allah inancn oluturmay hedeflemiti. nk sorun insanlar Allah'n varlna inandrma sorunu deildi. Chiliye insan Allah'n varlna zaten inanyordu. Ama bu insanlar sahih Allah inancn kaybettikleri, Allah'n olan bakalaryla paylatrdklar iin saptmlard. Bu nedenle Allah, ilk indirdii yetlerinde insanlarn zihinlerinde kendi rabln silinmez bir biimde yazmay murad ediyordu. Bundan dolaydr ki, yaratcnn en byk ismi olan "Allah"n drt kat olarak "Rab" ismi kullanlmt. Rabl kabul edilmemi bir Allah'a mrikler zaten teden beri inanyorlard. te Kur'an, Allah'n rab oluunu ilk m'minlerin kalbine ve kafasna silinmez harflerle yazdktan sonradr ki, tan gediine konduunun delili olarak, tam sekiz ayr yerde u hitapta bulunuyordu: "Zlikmllah Rabbkm" (40/M'min, 62, 64) "te bu Allah'tr sizin Rabbnz" Yani, ancak Allah olan, rabbnz olabilir, deniliyor. "Rabbmz Allah'tr deyip sonra da dosdoru olanlar" (41/Fusslet, 30) ebed sadetle mjdeleniyordu.

Kur'an'da rabln belirgin zellikleri ak olarak bildirilmitir. Bunlarn banda, insanlardan mutlak itaat ve kulluk istemek, insanlk hayatn ve varlklar lemini dzenleyen ilh nizamlar koymak, mutlak deer lleri belirtmek gibi zellikler gelir. Bunlardan birini kendine tahsis eden insan, rablk iddiasnda bulunmu olur. Allah, Kur'n- Kerimde, ibdet edilecek tek rab olduunu ak bir ekilde bildirmi ve kendisine bu konuda irk/ortak koulmamasn istemitir. Buna ramen, insanlarn yine de Allah'tan baka varlklar rab edindikleri grlmektedir. Bir ksm insanlar kyor, rabba ait olan zellikleri kendilerine mal etmeye kalkyorlar. Sonra da insanlar gerek Rabb'n emir ve yasaklar dnda kendi koyduklar kurallara, ilkelere, deer llerine ve kendi dncelerine kaytsz artsz uymaya aryorlar. Oysa bu durum, rablk iddia etmenin ta kendisidir. Baz insanlar her ne kadar onlar iin secdeye varmasalar da Allah'n koyduu hkmleri brakp, onlarn gayr- mer emirlerini benimseyerek dinlemek suretiyle onlara kul olma derekesine derler. Onlarn bu durumu Allah'tan bakalarn rab edinmeleri demektir. Kur'an'daki rabla ilgili yetler bu konuyu aka ortaya koymaktadr. (1) Kurn- Kerim, sk sk, insanlarn ve btn evrenin Rabbnn Allah olduunu vurgulamaktadr. O, kendi irdesiyle evreni ve iindekileri yaratp ekil vermi, biimlendirmitir. Yaratt her eyin tek sahibi ve maliki Odur. O ayn zamanda yaratt evreni ve iindekileri ynetmektedir, her eye tasarruf etmektedir. Bu tasarruf etmenin ierisinde elbette yaratlmlarn ihtiyac olan eyleri onlara karlksz vermek de vardr. Kuranda Rabbn Manalar: Kuran- Kerim, Rab kelimesini bir ka manada kullanmaktadr: a) zel sim Olarak: Birok yerde Rab kavram, Allahn zel ismi olarak gemektedir (26/uar, 77-80; 73/Mzemmil, 9; 6/Enm, 164). b) Kendisine Ynelinen: Baz yetlerde, etrafnda toplanlan, kendisine dnlen en yce varlk anlamnda kullanlmaktadr. Bu anlam ile Allahn zel ismi Rab arasnda balant vardr. (34/Sebe, 26) c) Kar Gelinemeyen Otorite: Emrine uyulan, kendisinden daha stn kimsenin olmad, koyduu ilkelere uyulan ve kar gelinmeyen otorite anlamnda da kullanlr: Onlar Allah brakp hahamlarn, papazlarn ve Meryem olu say (Mesihi) rab olarak kabul ettiler. Halbuki bir tek ilhtan bakasna kulluk etmemekle emrolunmulard. Ondan baka ilh yoktur. Allah, onlarn ortak kotuklar eylerden mnezzehtir (uzaktr). (9/Tevbe, 31; Ayrca bkz. 3/l-i mrn, 64). yette geen erbb rab kelimesinin ouludur.

Birtakm insanlar, Allah brakp Onun dndaki baz eyleri rab haline getirirler, onlar rabb kabul ederler. Onlarn emirlerini, szlerini ve koyduklar hkmleri mutlak l olarak alrlar. Allahn kanun ve llerini brakp, bu ycelttikleri lleri en doru ilke kabul ederler. Allah, onlarn rab haline getirdii eylerin aslnda rab olmayp, gsz varlklar olduunu vurgulamaktadr. d) Efendi-Ynetici Anlamnda: Ysuf sresi yet 50de rab kelimesi sahip, efendi veya ynetici anlamnda kullanlmaktadr. e) Mlik/Sahip Manasnda: Baz yetlerde rab kelimesi, mlik/sahip anlamndadr. Yedi gn Rabb, yce Arn da Rabb kimdir? (23/Mminn, 86) Eer yerde ve gkte birden fazla tanrlar olsayd, phesiz her ikisinin de dzeni bozulurdu. Demek ki Arn Rabb olan Allah, onlarn yaktrdklar sfatlardan mnezzehtir/uzaktr. (21/Enbiy, 22) d) Allahn Sfat Olarak Rab: Grld gibi Rab olmak, Allahn sfatlarndan biridir. lhlnn bir gereidir. Rab ismi geni anlaml bir sfattr. Allahn yaratcln, evrene sahip ve hkim oluunu, insana ait her eyi yaratp ekil verdiini, evrende olan her eye yce kudretiyle tasarruf ettiini, insanlar hakknda hkmler/yasalar koyduunu ve bu hkmlere itaat etmenin gerekliliini, mutlak anlamda itaatn ancak Allaha yaplmas gerektiini, slah edenin, ekil verenin, her eyi elinde tutann yalnzca Allah olduunu ifade eder. (2)

Rab Konusunda Bz yetler


"lemlerin Rabb' (terbiye edip yetitiricisi) Allah'a hamd olsun." (1/Ftiha, 1) "O Rab ki, yeri sizin iin dek, g de bina yapt. Gkten su indirdi, onunla size rzk olarak eitli rnler kard. yleyse siz de bile bile Allah'a eler komayn." (2/Bakara, 22) "Rabb ona 'slm ol' demiti. 'lemlerin rabbna teslim oldum' dedi." (2/Bakara, 131) "De ki, Allah hereyin rabb iken ben O'ndan baka rab m arayaym? Herkesin kazand yalnz kendisine aittir. Kendi (gnah) ykn tayan hi kimse, bir bakasnn (gnah) ykn tamaz. Sonra dnnz Rabbnzadr. (O) ayrla dtnz gerei size haber verecektir." (6/En'm, 164) "De ki: Sizi gkten ve yerden kim rzklandryor? Ya da o kulaklara ve gzlere kim sahiptir (onlar yaratp yneten kimdir)? lden diriyi, diriden ly kim karyor? (Yaratma) iini kim dzenleyip ynetiyor? "Allah" diyecekler. O halde O'nun azbndan korunmuyor musunuz? te gerek rabbnz Allah budur. Haktan sonra sapklktan baka ne var? yleyse nasl (haktan sapkla) evriliyorsunuz?" (10/Ynus, 31-32)

"Size ulaan her nimet Allah'tandr. Sonra size bir sknt dokunduu zaman da yalnz O'na yalvarrsnz. Sonra, sizden o sknty ap kaldrd zaman, iinizden bir grup derhal rablarna ortak koarlar." (16/Nahl, 53-54) "Onlar benim dmanmdr. Yalnz lemlerin rabb (benim dostumdur). Beni yaratan ve bana yol gsteren O'dur. Hastalandm zaman bana ifa veren O'dur. Beni ldrecek, sonra diriltecek O'dur. Ceza gn hatam balayacan umduum da O'dur. Rabbm, bana hkm (yksek bilgi, olgun hareket) ver ve beni salihler (zmresin)e kat." (26/uar, 77-83) "Ey insanlar, sizi ve sizden ncekileri yaratan rabbnza kulluk edin ki, Allah'n azbndan korunasnz." (2/Bakara, 21) "De ki: Ey kitap ehli, Bizim ve sizin aranzda eit olan bir kelimeye gelin: Yalnz Allah'a tapalm (O'nun emrine itaat edelim.) O'na hibir eyi ortak komayalm; birimiz, dierini Allah'tan baka rablar edinmesin. Eer yz evirirlerse: ahit olun, biz mslmanlarz deyin." (3/l-i mrn, 64) "Rabbn yalnz kendisine tapmanz ve ana babaya iyilik etmenizi emretti." (17/sr, 23) "De ki: Ben de sizin gibi bir insanm. lhnzn tek bir ilh olduu bana vahyolunuyor. Kim rabbna kavumay arzu ediyorsa, iyi i yapsn ve Rabbna yapt ibadete hi kimseyi ortak etmesin." (18/Kehf, 110) "Hahamlarn ve rhiplerini Allah'tan ayr rablar edindiler. Meryem olu Mesih'i de. Oysa kendilerine yalnz tek ilh olan Allah'a ibadet etmeleri emredilmiti. O'ndan baka ilh yoktur. O, onlarn ortak kotuklar eylerden mnezzehtir." (9/Tevbe, 31) "yi bilin ki, yaratma ve emir O'nundur. lemlerin rabb Allah ne uludur." (7/A'rf, 54) "Ey benim zindan arkadalarm, (dnn bir kere) eitli rablar m iyi, yoksa her eyi (hkm altnda tutan) kahredici tek Allah m?" (12/Ysuf, 39) "(Allah) geceyi gndzn iine katar, gndz de gecenin iine katar. Gnei ve ay emri altna almtr. Her biri belirtilmi bir sreye kadar akp gidiyor. te (btn bunlar yapan) Rabbnz Allah'tr. Mlk O'nundur. O'ndan baka (yalvarp) ardklarnz ise, bir ekirdek kabuuna bile sahip deillerdir." (35/Ftr), 13) "O, gklerin, yerin ve ikisi arasndakilerin stndr, ok balayandr." (38/Sd, 66) rabbdr. Daima

Rab Konusunda Baz Hadis-i erifler

"Sizden biriniz (klesine) kulum ve klem demesin. Kle de efendisine "rabbm" demesin; sadece efendim desin. Hepiniz Allah'n kulusunuz. Gerek rab, Allah Tel'dr." (Buhr, Itk 17; Mslim, Elfz 14) Peygamberimiz, Allah'tan bakasna kul olmak ve O'na dier varlklar ortak komak tehlikesini gidermek iin byle buyurmulardr. nk her eyin gerek sahibi ve mliki Allah'tr. Rubbiyet, Allah'a ait bir sfattr. nsanlar ise O'nun terbiyesi altndadr. Allah'tan baka varlklarn rab diye isimlendirilmeleri, bazlarnn da bakalarnn kulu kabul edilmeleri slm'la, tevhidle badamayan bir alalmadr. Bakasnn emrinde olan anlamna gelen "memur" ve grevlilerden bazlarnn, yaptklar bir hakszla klf bulmak iin yaptklar bir deyim vardr: "Ne yapaym, ben emir kuluyum." Yaptklar iin yanl olduunu, onu savunamayacan bilen zavallnn, bu birincisinden daha byk ikinci yanldr, kula kulluunu belirtmek. Kimsenin kimseyi, Allah'a ramen her istediini emredebilecei emir kulu grmesini slm onaylamad gibi; hibir kulun da baka bir kulun kulluunu kabullenme gibi insanlk erefiyle badamayacak aala rz gstermesini de kabul etmez. slm'n hkim olmad yerde, gller kendilerini rab yerine koymaya; zayflar da bu rab taslaklarnn rabln kabul etmeye meyillidirler. Kur'an'n rab konusundaki tavr ve yukardaki hadis-i erif, ncelikle bu iddia ve kabullenmeyi yasaklamaktadr. Denilebilir ki, "gnmzde klelik yok; kimse kimseye kulum, klem demez." Klelik kalkmad, ekil deitirdi. Ceberut devletler, vatandalarn kul kle grdkleri, kardklar kanunlarla insanlar ezdikleri gibi; kapitalist zenginler de, iilerini kle gibi, hizmeti ve sekreterlerini criye gibi grmekteler. Deien pek bir ey yok. Yine, Raslllah (s.a.s.)n yle buyurduu rivyet edilir: "Mnfa seyyid (efendi) demeyin. Eer o efendi kabul edilirse, ok yce ve aziz Rabbnz' gazablandrm olursunuz." Eer mnafk birisi, efendi, sz dinlenen kii olarak kabul edilirse, o zaman ona itaat kanlmaz olur. Bu durum da Allah'n gazabn gerektirir. nk mnf, sz dinlenen bir kii olarak kabul etmek, ona itaat kabullenmek demektir ki, bu durum Allah'n gazabna sebep olur. "Efendi" kelimesi yerine, mnfk ve slm dmanlarna, saygdeer anlamnda, gnmzde "sayn", "beyefendi" gibi nvanlar vermek de ayn yasan snrna girer diye dnyorum. slm' yrrlkten kaldrmaya ve gnlk hayattan karmaya alanlar "efendi" kelimesini artk sayg nvan olmaktan kardlar. nk mslmanlar, Peygamberlerine, byk zatlara, limlerine "efendi" diyorlard. Bunlar kk gren zihniyet, romanlaryla, filmleriyle "efendi" nvann sadece kapclara, hizmetilere lyk grdler ve topluma benimsettiler. Efendi nvanyla birlikte nice slm isimler de, barts de hizmetilere lyk grld. Rablk taslayanlara artk efendi denmiyor; "sayn, saygdeer, hocam, paam" deniyor. Hadis-i eriften anlayacamz yasak, inanszlara sayg nvanlarn verme, onlar saygn grme yasadr. slma dman olduu iin krall

ve otoritesi kabul edilmeyen birine, mesel Fas'ta yaayan bir mslmann "Kral Hasan" demesinin yanll, o makam, onun o makamdaki merluunu diliyle kabul etmi intiba oluturacandandr. Bu duyarll tayan bir slm lkesi, resmen ve fiilen "srail" diye bir lke tanmadn, bu ismi kullanmayarak gsteriyor. Bu lkeden bahsederken, Kuds igal eden rejim demektedir. slmkfr sava ayn zamanda bir kavram savadr. Bu, dn de byle idi, bu gn de byledir. Hudeybiye antlamasnda, mrikler, besmeledeki "Rahmn" kavramn antlama yazsndan sildirmeye almlar, "biz Rahmn' kabul etmiyoruz" demilerdi. "Raslullah" ifadesi iin de benzer tavr sergilemilerdi. Bu gn de kfirler ayn tavr srdryorlar. "eriat, ehdet, tesettr..." gibi kavramlar unutturmaya altklar gibi; "irtica, gericilik, adalk..." gibi kavramlar kullanma sunuyorlar. Gnmz mslmanlar, Kur'an kavramlar topluma gerek anlamlaryla yeniden benimsetecek yerde; onlarn tm kavramlarn, hem de onlarn iini doldurduklar anlamlarla kullanmakta saknca grmyor. Atatrklk, demokrasi, laiklik, zgrlk gibi kavramlar sorgulayarak dnverin.

lemlerin Tek Rabb Allah


"El-hamd lillhi rabbi'l-lemn: (Hamd btnyle lemlerin rabb olan Allah iindir.)" (1/Ftiha, 1) Burada yaratcmz, kendisini tanmak isteyenlere "Rab olan Allah" biiminde tantyor. Allah, tek rabbmzdr, yani O bizi yaratp da brakvermedi. Yaratt btn varlklar terbiye ediyor, tekmle erdiriyor. Devaml, yeniden yaratyor, gelitiriyor. Prensip ve kanunlaryla iyiye, hayra, gzele ynlendiriyor. Varlklarda, zellikle canllarda grdmz tekml ve deiim, O'nun rablnn gstergesidir. Bu ayette O'nun rablnn bykln gsteren bir aklama da var: "lemlerin rabb olan" O'nun rabl, O'nun Allah'lnn en vazgeilmez vasflarndan birisidir. Onun iin Meryem olu sa (a.s.) da eli olarak gnderildii insanlara O'nu yle tantmt: "Ey sriloullar, benim ve sizin Rabbnz olan Allah'a ibdet edin." (5/Mide, 30) "lemlerin rabb" ifadesi slm'n evrenselliini de vurgulamaktadr. Rabbmz, herkesin, tm insanlarn, tm varlklarn rabbdr. Tm yaratklar ayn Rabbn kullaryz. Bu ifade, varlklarla ortak dil, ortak eylem sahibi olduumuzu vurgulam oluyor. Tm varlklar O'na kulluk/ibdet ediyorlar, O'nu rab kabul ediyorlar (17/sr, 44). te evrenle, tm yaratklarla uyum ve kardeliimiz, ayn Rabbn kanun ve otoritesine (rablna) boyun ediimiz, Onu lemlerin Rabb olarak benimsememizde aa kyor. te tevhid, ite evrensellik! "lemlerin rabb": Evrende byk bir nizam, uyum ve yardmlama gze arpmaktadr. Karada, denizde, dada, ormanda yaasn; baz canllarn, dier canllar aleyhine ar remeleri szkonusu deil. Btn canllar, intizaml ekilde oalyorlar. Erkek-dii oranlar da,

btn hayvanlarn yaad yerlerde oranl. nsanlarn erkek ve dii oranlar da, akl almaz ekilde her lke ve her yerleim biriminde birbirine oranl. Byk bir dzen gze arpyor. Gkte eksiklik, aksaklk yok; yerde, tabiat kanunlar denilen, bizim snnetullah demeyi tercih ettiimiz Rabbn kanunlar tkr tkr iliyor. Dnya, iindekilerle birlikte en gzel misafirhane olarak yaratlp insann hizmetine verilmi. Problemler, fesat ve fitneler, Allah'tan ve O'nun yolundakilerden kaynaklanmyor. Tam tersine Allah' tanmayanlar, O'nun dzenini bozmaya alyorlar. "nsanlarn bizzat kendi iledikleri yznden karada ve denizde dzen bozuldu, fesat kt, ki Allah yaptklarnn bir ksmn onlara tattrsn; belki de (tuttuklar kt yoldan) dnerler." (30/Rm, 41) ren bir ahlkszln AIDS ile cezasnn tattrlmas gibi, Allah fesattan dnmeleri iin ihtarlar veriyor. Fesat, dzen bozuculuk, kfir ve mnafklarn zelliklerindendir (2/Bakara, 11-12). M'minin zellii ise fesadn tam zdd slah'tr. O, slih amel yapmaya alr; yani bozulan dzeni Allah'n istedii ve insanlarn huzur duyaca ekle, aslna dndrme eylemleri iindedir. Bu slih eylemler, mminin kendi kurtuluu iin arttr. (103/Asr, 3) Toplumun dnyada huzur ve nizam; ahirette de kurtuluu iin, yani yeryznn bozulan dzenini slah iin yapaca gayretlerin addr cihad. Dnyada devlet, hirette cennet isteyen bir mmin cihad terk edemez.

Eitim Asndan Rab Kavram


Rab kelimesi, terbiye eden, yetitiren, eiten demek olduundan, lgat anlamyla ana babaya rablk (terbiye edicilik, eiticilik) isnd edilir (17/sr, 24). ocuklarn eitip terbiye eden anlamndaki bu rablk, tabii ki snrl ve mecaz anlamda rablktr. Elbette, kelimenin tm anlamlaryla ve hakiki olarak Allahtan baka rab yoktur. Kmil anlamda eitmek ve yetitirmek de mutlak ve hakiki Rab olan Allah'a aittir. O, sadece yarattklarndan bir cins olan insan deil; tm evrenleri terbiye eden, olgunlatran, ynetendir; lemlerin rabbdr. Terbiye, her varln kendi snrlar iinde tekml etmesi demektir. Devaml yaratma halinde olan, yaratp da brakvermeyen, onlar kemle erdiren de Rab olan Allahtr. Her varlk, bizzat Allah tarafndan terbiye edilmektedir. Bu terbiye, "eitim" kelimesini hemen tmyle karlar. O yzden retim ve eitim kavramlarnn karl olarak Trke'de yakn zamana kadar "ta'lim ve terbiye" kullanlrd; eski younlukta olmamakla birlikte hl kullanld grlmektedir. te, eitim karl kullanlan terbiye kelimesi, rab kelimesinin trevidir. Kurann tertibinde (Mushafda) ilk yette Allahn bu ismi seilip vurguland gibi, nzil olan ilk yette de Rab ismi kullanlr: Oku, yaratan Rabbnn adyla. (96/ Alak, 1) lk insann yaratlmas ve halifelii konusunda da yine bu isim kullanlr: Hatrla ki: Rabbn meleklere, Ben, yeryznde bir halife yaratacam dedi. Onlar, biz hamdinle sana tesbih ve seni takdis edip dururken yeryznde fesat karacak, orada kan dkecek insan m halife klyorsun?

dediler. Allah da onlara: Sizin bilemeyeceinizi ben bilirim dedi. (2/ Bakara, 30) Kaal bel veya elest bezmi diye ifade edilen msak almada, Allahn yine bu ismi zikredilir: Kyamet gnnde, biz bundan habersizdik demeyesiniz diye Rabbn dem oullarndan, onlarn bellerinden zrriyetlerini ald ve onlar kendilerine hit tuttu ve dedi ki: Ben sizin Rabbnz deil miyim? (Onlar da), Evet, (Rabbmz olduuna) hit olduk dediler. (7/Arf, 172) Rab isminin getii yukardaki konularn eitimle ok yakndan ilgileri vardr. Bunlarn dnda yine eitimle direkt ilgili olan baka yetlerde de Rab ismi vurgulanr: Oku, insana bilmediklerini reten ve kalemle yazmay talim eden Rabbn ekremdir (en cmerttir). (96/Alak, 3-5) Gerek ynetici olan Allah, ycedir. Sana Onun vahyi tamamlanmazdan nce Kuran (okumakta) acele etme ve Rabbm, benim ilmimi artr de. (20/Th, 114) Rabbm, bana hikmet ver ve beni slihler (iyiler) zmresine kat. (26/uar, 83) Bakasn eitmeye, yanl olma ihtimali olan kendi greceli dorularmz, beer prensiplerimizi bakalarna retip uygulatmaya hakkmz var m? nsanlar eitme, terbiye etme konusunda yetki kimindir? Bu sorular rab kavram etrafnda dndmzde, unlar ifade edebiliriz: Hereyi yaratp onlara sahip olan, yarattklarn terbiye edip eiten, olgunlatran sadece Allah'tr. Yardm etmek, yol gstermek, yn vermek, deitirmek, tasarruf etmek, korumak, hkim ve egemen olmak, sakndrmak, yasaklamak ve emretmek gibi eitimle ilgili tm alanlarda yetki ve gc tmyle elinde bulunduran yalnz Allah'tr. Allah'tan bakasnn kendi adna, beer prensiplerle bu zellikleri istedii gibi kullanmas rablk taslamak ve eittiini zannettiklerine az veya ok zulmetmektir. Allah'tan baka rab kabul etmemenin pratikteki uygulan ve bakasnn kulluunu kabul etmemenin zarr gereklerinden biri de, eitim prensipleri konusunda Allah'n koyduu hkmlere ters dlmemesidir. Bakasnn eitimle ilgili ilkelerini Allah'n hkmlerine tercih etme, o kimse veya gr rab kabul etme anlamna gelecektir. Rab, mutlak manada kullanlnca, mutlak eitenin Allah olduu ortaya kar. Allah'tan baka rabbn olmadna inanan muvahhid m'minin, rabbn eiten, yetitiren anlamndan dolay, Allah'tan baka gerek anlamda eitimci -mutlak eiten- kabul etmemesi gerekir. Eer vahiyle aklanan Allah'n eitim ve terbiye prensipleri dorultusunda eitim sz konusu ise, tabii ki bu eitim faliyetinin, bakasn rab kabul etme anlayna girmeyecei aktr. nsan insanla eitmek zorundayz, ama insan yine insann fikirleri dorultusunda eitmek, hem zor, hem tehlikeli, hem de gayr- merdur. Vahyin yn vermedii insan akl, mkemmel bir eitim gr ve uygulay oluturmakta yetersizdir. Bu, birbirlerinin eksik

ynlerini grp dzeltmeye alan tarihteki yzlerce eitim grnn her birinin teori ve pratikteki eksik ve yanllarndan da kolayca anlalabilecektir. Beerin vahiyden uzak tm uygulamalarndaki kmazlarn eitime yansmas olarak, gnmzde de hl yaz boz tahtasndan farksz eitim teori ve uygulamalarn ve ada eitimin problemlerini objektif gzle deerlendirebilen tm eitimcilerin yaknmalar, bu tezi dorulamaktadr. Felsef yaklamlarn zerinde ittifak ettikleri bir eitim gr yoktur. Nice ideolojilerin eitim grlerinin olmad veya olmasnn olmamasndan daha kt olduu gibi. Baz eitim grleri merkeze ocuu, bazs merkeze retmeni, bazs gemii, bazs bir ideolojiyi veya beer bir ilkeyi, bazs fayday... almtr. Tm bu anlaylarn, kurulu dzenden ve materyalist hayat anlayndan da bamsz olmad ve tmnde, kiinin kendi hev ve heveslerini veya bir ahs veya gr rablatrd olgusu temel problemdir. Gnmzde eitimin hemen her yerde, vahyin kabul ve redleri dorultusunda ve Rabbimiz'e gerek kullar yetitirme modeliyle tanzim edilmediini grmekteyiz. Ders ara ve gereleri vahyin szgeciyle oluturulmamakta, retilenlerin nemli bir yeknu dinin retilmesini istedii faydal bilgi, yani ilim deeri tamamakta, tevhid ve Rabb'n terbiyesi ncelikler ierisinde bulunmamaktadr. Yani eitim konusunda baka rablar devreye girmektedir. Bu rab taslaklar, tuyanlarn arttrarak, chiliyye mrikleri kadar bile Allah' ilerine kartrmak istememekteler. Gerek Eitici'nin prensiplerinden hemen hi birinin kendi rablarna ortak olmasna bile izin vermemekteler. Okullardaki barts yasan, tren ve kutlamalar, szgelimi sakall bir retmene, "selm"la snfa girmeye, besmeleyle balanan derse bile tahamml edememeleri, bu arpk rab anlaynn yansmalar olarak deerlendirilmelidir. Tek rabbm Allah'tr deyip insanlarn da iinde bulunduu tm evreni terbiye edenin ve eitme hakkna sahip olann Allah olduunu kabul eden mslman, bu inancnn sonucu olarak Rabbn ilke ve prensiplere uymak zorundadr. Kendini ve ehlini ateten korumak zorunda olan (66/Tahrm, 6) insann temel grevi, Allah' tek rab kabul edip O'na kulluk yapmak, oluk ocuunu da Rabb'n terbiyesi ile yetitirmektir. dem olu, yeryznn halifesi olduu veya olmas gerektii iin, Allah adna yaamak ve O'nun ilke ve prensiplerine tmyle uymak zorundadr. Tevhid, Allah' tek rab ve tek ilh kabul etmek demek olduuna gre, eitim konusunda da ilh prensiplere ters ilke, anlay ve uygulamalarn tevhid-i tedrisat kapsamna girse de tevhid tedrisata, mer eitim kapsamna girmedii kabul edilmelidir. Unutulmamaldr ki, hakka; hangi oranda olursa olsun btln kartrlmas, o sentezi hak olmaktan karr. Tevhidin en kk bir kfr ve irkle beraber bulunmas mmkn deildir. Hak

grntsne brnmeyen, iinde cz' dorular barndrmayan btln zarar daha snrl ve izle edilmesi daha kolaydr. Allah'n tek rab olduu inancna ve bu kabuln gerektirdii eitim anlayna sahip olmayan kimsenin, ncelikle kendisinin eitilmesi gerektiinden, bakalarn eitme hakk yoktur. Gerek Rabbn tanmayann kendini tanmas da mmkn deildir. nsan doru tanmayan, yaratl, ftrat kefedemeyen kimselerin eitim grlerinin de eksik ve yanllarla dolu olaca doaldr. Ancak doru Rab anlay; insan, kendi ftrat ve kendi psikolojik yapsna gre eitmeyi salayabilir. Kiinin haddini ve Rabbini bilmemesi, eksik ve yanl tanmlad insan, ftratna ters ve dolaysyla salksz, baarsz, adletsiz, huzursuz bir potada eitmek/tmek demektir. "Andolsun, insan Biz yarattk ve nefsinin ona ne vermek istediini de Biz biliriz. Ona ah damarndan daha yaknz." (50/Kaf, 16)

Nefsine Bile Sz Geiremeyen Rab Taslaklar


lemlerin rabb Allah'tr. Yarattklarn besleyen, rzklandran, koruyan, gzeten... O'dur. Suyun derinliklerinde, ormann sszlnda, topran altnda, dan tepesinde yaayan, hasta, sakat veya salam, gz olan - olmayan nice varlklara rzk veren O'dur. nsann hizmetine sunulan saysz nimetler bize Rabbmz tantyor. Btn lemler, tm varlklar; Rabbn tanyor, O'na itaat ve kulluk ediyor (41/Fusslet, 11). Bizim de ftratmzda Rabb tanyp kabul etmek ve O'na ibdet etmek var. Kur'an bize Rabbmz tantyor. nanmayan insanlar, eer gsz (mstaz'af) iseler, evrelerindeki rab taslaklarndan birini rab olarak kabul ederler. Bu kula kulluk ve rab kabul, ok farkl ekillerde ortaya kar. nansz ve gsz kii, bazen zgr irdesiyle, bazen reklm ve aldatmacalarla kandrlarak, bazen tutlarn zorlamalaryla piyasadaki rablardan birine veya birkana boyun eer. Piyasada tedvlde bulunan eit eit rab(!) vardr. Mzik ilhndan tutun, fuhu tanrsna, futbolcudan tutun, artiste, yneticilere kadar. Demokrasi var: Herkes istedii tutu, beendii putu semekte serbesttir. Allah'a gerekten inanp teslim olmayanlar, eer kendilerinde g ve otorite vehmediyorlarsa, baka bir rabba boyun emezler; kendileri rablk taslarlar. Rablk taslayan gller (mstekbirler) ksma ayrlr: Siyas, din ve iktisad gller. Siyas glerin rablk taslamalarna rnek; Fir'avn, Nemrut ve onlarn izinden giden ada yneticilerdir. "(Fir'avn,) Ben sizin en yce rabbnzm, dedi." (79/Nzit, 24) "Allah kendisine mlk (hkmdarlk ve zenginlik) verdii iin mararak Rabb hakknda brahim ile tartmaya gireni (Nemrut'u) grmedin mi? te o zaman brahim: 'Rabbm hayat veren ve

ldrendir' demiti. O da: 'Ben de hayat verir ve ldrrm' demiti. brahim: 'Allah gnei doudan getirmektedir. Haydi sen de onu batdan getir' dedi. Bunun zerine kfir app kald. Allah zlim kimseleri hidyete erdirmez." (2/Bakara, 258) Din ynden ellerinde g bulundurup rablk taslayanlarn rnekleri de Kur'an'dan rendiimiz ekilde haham, papaz gibi din adamlar, kutsallk atfedilen l veya diriler, yatrlar, efendiler. ktisad rab taslaklar da Karun'lar, emperyalistler, smrc azgnlar, azan, ezen ve zenler ve de dzenler. Rablk iddiasnda bulunanlar ve onlar piyasaya srenler aslnda samimi deillerdir. Onlar sadece basit karlarnn peinde olan, menfaat arklarn dndrmek iin byle bir sahtekrlk dzeni kurup devam ettirmeye alanlardr. Ebu Leheb'in Peygamberimiz'e (s.a.s.) gelip "Mslman olursam bana ne var, benim elime ne geecek?" diye sormas zerine Efendimiz cevap verir: "Baka mslmanlara ne varsa, sana da o var." nsanlar smren dzenlerini ve karlarn mslman olunca devam ettiremeyeceini anlayan Ebu Leheb'in karl yledir: "Bir kleyle beni eit gren din olmaz olsun!" Kendisini gl gsteren insan, sanki bilmez mi, bakalarna ve hereyden nce Allah'a muhta ciz biri olduunu. L havle vel kuvvete ill billhi'laliyyi'l-azm: G ve kuvvet kimseye ait deildir; ancak yce ve byk olan Allah, g ve kuvvet sahibidir.

Rab Olmayan Bir Tanr Edinme stei


Kur'an'da "ilh" ifadesi putlar iin de kullanlrken; "Rab" ismi putlar ve tutlar ifade iin kesinlikle kullanlmaz. Kur'an, rablk vasfn srf Allah'a hasretmi, bakas iin bu sfat kullanmamtr. "Rab" olmayan bir tanr edinme istei, insanolunun en eski sapknlklarndan ve de akgzllklerinden biridir. nk rab olan bir tanr, insann varln kuatan bir tanrdr. Yaps itibaryla zulme ve cehle ar meyyal olduunu vahiyden rendiimiz insan, kendi varln kuatan bir tanr yerine; varln kuatt ve kontrol altnda tuttuu sahte bir tanr edinmeyi eytan menfaatlerine ve nefsn zaaflarna daha uygun bulmaktadr. Bu nedenledir ki hep iine karmayan, nefsi, mal, vicdan, duygusu, dncesi ve eylemi zerinde sz ve karar, g ve kuvvet sahibi olmayan bir uyduruk ilh aram; bulamamsa kendi elleriyle icat ve imal etmitir. Gne, ay, deniz, nehir, inek, kurt, ta, tun, ate insanolunun bulduu bu trden "rab olmayan" ilhlardr. Gk tanrs(!) gibi, hkm gklere geen, yamur yadran, tabiata hkmeden; ama sokaa, okula, devlete, kanunlara, yaaya... karmayan bir tanr anlay var kimi evrelerde. Rab olmayan tanr; gklerde hkim ve vicdanlarda mahkm bir tanr. Rabl kabul edilmeyen, cmilere hapsedilmi bir tanr; cmilerin ve vicdanlarn dna kamayan bir tanr!

Tabii bu da kurtarmam, insan en sonunda Rab olan bir Allah'a inanmak zorunda kalnca, bu kez de laiklik sapknlna bavurarak varln ve birliini tasdik ettii lhn rabln inkra kalkmtr. te bylece irk, laiklik ad altnda tedavle srlerek ada insann Rabbyla olan ilikisi bir kez de bylesine ada bir yntemle koparlmaya allmtr. Nasl Allah'n vahdniyetini inkra kalkan antik mrikler Hz. brahim'in hanif dinini tahrif ve tahrib etmilerse, Allah'n rabln inkra kalkan ada mrikler olan laikler de Hz. Muhammed (s.a.s.)'in hanif dinini tahrif ve tahribe yeltenmilerdir.

Sevilenlerin Putlatrlmas; Allah'tan Bakasn Rab Edinme


Allah'n rab oluu konusunda insanolunun dt tek irk, rubbiyeti inkr irki deildir. Bu konuda dlen bir baka irk tr de, Allah'n bu sfatn Allah'tan bakasna vermek, O'ndan bakasn rablar edinmek biiminde ortaya kmaktadr. "Hahamlarn ve rhiplerini Allah dnda rablar edindiler; Meryem olu Mesih'i de. Oysa kendilerine tek ilh olan Allah'a ibdet etmeleri emredilmiti. O'ndan baka tanr yoktur. O, onlarn irk kotuklar eyden uzaktr." (9/Tevbe, 31) Burada sorun "rab" edinilenin kimlii deildir. Bu, sril oullarnn yapt gibi din adamlar, zhid ve bid veller ve hatta Hz. sa gibi bir peygamber de olabilir. Sorun eylemin kendisidir ve o da Allah'tan bakasn rab edinmektir. te bunu Kur'an Allah'tan bakasna kulluk yapmak olarak niteliyor ve bu tavra da dorudan irk diyor. Yahudileme temayllerinden biri olan Hz. Ms ve Hz. sa mmetinin bu irk tr aynen Hz. Muhammed mmetine de gemi, bu mmet de ulularn, din byklerini, vellerini Allah'tan baka rablar edinme sevdasna dmlerdir. Elbette bu rab edini, onlarn nnde secde etmek, onlara dorudan ibdet etmek biiminde gereklemiyordu. Yukardaki yet nzil olduunda eski bir Hristiyan din adam olan Adiy b. Htem'i boynunda altn bir hala gren Allah Rasl, onu bir put olarak nitelemi ve atmasn tlemi, ardndan yukarda melini verdiimiz yeti okuyarak yle tefsir etmiti: "Kukusuz onlar din adamlarna ve ulularna tapmyorlard. Lkin onlar, u snflarn hell kldn hell kabul ediyorlar, yasakladklarn da haram kabul ediyorlard." (Tirmiz'den Cmiu'l-Usl, II/161). Baka bir yet-i kerimede de Allah'tan bakalarn rab edinmek, isterse bu bakalar melekler ve nebler olsun, mslman olduktan sonra kfre dnmek olarak adlandrlr: "Hibir insana yakmaz ki Allah ona Kitap, hkm ve peygamberlik versin de ardndan insanlara dnp 'Allah' brakp bana kullar olun' desin. Fakat 'rendiiniz ve okuduunuz Kitap gereince Rabb'a hlis kullar olun' der. Ve size 'melekleri ve peygamberleri rablar edinin' diye de emretmez. Siz mslman olduktan sonra size inkr emreder mi?" (3/l-i mrn, 79-80).

Diriler yannda lleri bile nasl rabletirmi insanolu?! Kendine bile faydas olmayan bir ly, bir yatr nasl rabletirerek putlatryor? Yatrlara kurban kesmek, onlara kar du etmek, llerden ocuk, nasip veya yardm istemek, elenk koyar gibi, deftere yaz yazar gibi, dileke sunar gibi bez balamak, mum yakmak, Fir'avun'lar iin yaplan piramitlere zenerek antmezarlar, kmbetler, kubbeler yapmak, tavaf eder gibi kabrin etrafnda dnmek, kabre kar kyma durmak, namaz klmak, onun yzsuyu hrmetine deyip Allah'la arasna arac koymak, putperestlerin putlarn efaati kabul etmelerine benzer bamsz efaat anlayna sahip olmak ve buna benzer tavrlar lleri rab kabul etmenin rnekleridir. Yaayan baz insanlara kermet veya kutsallk atfetme adna Allah'a ait baz vasflar vermek de rabletirmeye ayr rneklerdir. nsanlarn nderlerini, din ulularn, byklerini, hatta peygamberlerini rablar edinmeleri sevginin ve balln cinayet derecesine vard bir arlk rnei. Allah bundan mslmanlar iddetle nehyediyor. Bir yahudileme temyl olan stadn, ustasn, efendisini, eyhini, hocasn Allah dnda rab edinme ifrdnn zdd da, itaat halkasn boynundan atp hevsn ve nefsini ilh edinme tefrdidir. Elbette her ikisi de arlktr. Bu ifrt ve tefrt arlklarn iyi anlamak iin rab edinmeyi nehyeden hemen tm yetlerde gelen "min dnillh" (Allah'n dnda) lafzn iyi anlamak gerek (3/l-i mrn, 64; 9/Tevbe, 31). Deilse, bu yaklam nefsi, hev ve hevesi rab edinmek (45/Csiye, 23) demek olan mrebbsizlik, ustaszlk, bykszlk ve klavuzsuzlua delil olamaz. Kur'an'da nehyedilen rablk, Allah'a mahsus olan bir sfat O'nun dnda bakalarna vermek demeye gelen rablktr. Terbiyesinde Allah' darda brakan bir terbiyecinin terbiyesini kabul, Allah dnda bir rabb kabulle e tutulmutur. Ancak mutlak mrebb olan Allah'n ilkeleriyle terbiyecilik yapmak, isterse bu terbiye mnev deil de; besleyip bytmekten ibaret madd bir terbiye olsun, bu snfa girmez. Ortada Allah'la iddialamak yoksa orada terbiye eden de, terbiye edilen de sulanamaz (12/Ysuf, 23). Allah'tan bakasn rablar edinme ifrdnn tefrdi olan terbiyesizlik ve terbiyecisizlik, seviyesizlik ve hercailik de bir akde sorunu olarak kyor nmze. Bu durumda kii ipsizdir belki, ama zannettii gibi hr deildir. Byk bir kesimin birinci trden hastalna kar gsterilen tepki, bu ikinci tr hastal dourmaktadr. (3) Rab konusunda, televizyonlarla evlere rahatlkla giren misyonerlik, mitoloji ve spermenlii, he-man (hmen)lii de sorgulamak gerekiyor. Filmleri, dizileri, ocuk filmlerini, izgi filmleri deerlendirdiimizde ounda "gkler hkimi, kinatn sahibi, filn tanrs-tanras..." gibi rab vasflarnn bir insana nvan olarak verildiini ve uydurma tanrlklar, rablklar; tepkisiz,

benimseyerek dnverin.

seyretmenin

inanlardaki

tahrib

ve

tahrifini

Kur'an, Allah'n rab oluundan szederken, O'nun gklerin, yerin ve ikisi arasndakilerin, dounun batnn, doularn ve batlarn; en fazla olarak da lemlerin rabb olduunu srarla vurgular. Allah, evreni yaratmakla kalmam, lemleri yetitirip, kemle erdirmi, hkmn icr etmitir. Baz filozoflar, Allah, evreni yaratt ve brakt gibi yanl, yanl olduu kadar gzlem ve tecrbelere de zt bir anlaya dmlerdir. Bu yanl anlay, sonunda, filozoflarn koyacaklar kurallarla da yeryznde ilh ve ideal bir devlet ve hkmet kurulabilir dncesine varmtr. Laikliin temeli de bu sakat anlaytr. Kur'an "Allah, lemlerin rabbdr", "Sizi ve yaptklarnz yaratan Allah'tr." yetleriyle Allah'n evreni kendi haline brakmadn aklyor. Allah, lemlerin rabbdr. Makro anlamda, ehdet lemi, gayb leminin, yerlerin, gklerin, galaksilerin, gnelerin, sular, okyanuslar leminin, gezegenler ve yldzlar leminin... rabb Allah'tr. Mikro anlamda, bitkiler leminin, insanlar, melekler, cinler leminin, bcekler leminin, kular leminin, milyonlarca tr ve cinsdeki hayvanlar leminin, mikroplar leminin, grlen ve grlmeyen lemlerin... rabb Allah'tr. Rivyete gre, toplam says on sekiz bin, ya da saysn bilmediimiz binlerce lemi, btn lemleri yaratt gibi; yetitiren, hkmn geiren, tmn yneten Allah'tr. Allah asndan evrendeki her hareket Allah'a aittir. Her varln varl O'ndandr. Varlklar, cisimleriyle deil; kendilerini cisim eklinde gsteren ilerindeki varlk zyle vardrlar; bu z de btnyle Allah'tandr. Yani, hibir varlk, kendi halinde bir hareket yeteneine sahip olmad gibi, byle bir yetkiyle donatlm da deildir. Mutlak g ve kuvvet kayna sadece Allah'tr. zaf olarak varlklarn ftratlarnda varm gibi grnen ve adna bugn "tabiat kanunlar" veya "igd" denilen birtakm sebepler, gerekte Allah'n srekli olarak evreni yeniden yaratmas ve yenilemesinden baka bir ey deildir. Allah asndan sebep-msebbip eklinde bir ikilem asla sz konusu olamaz. Sebep de msebbip de Allah'tr. Soruna izafi olarak varlklar asndan yaklaldnda karmza bir sebep-sonu ilikisi kmaktadr. Ne var ki, bu iliki, bazlar tarafndan mutlaklatrlp deta Allah'n ilh ve rab olarak yerini almaktadr ki, bugn batnn ve baz mslmanlarn bilmeden vardklar byk yanlg burasdr; yani sebepleri putlatrmak. Szgelimi deprem olaynda, sarsntnn madd sebeplerini putlatrarak depremin oluumunu Allah adn hi anmadan yorumlamak, sebepler ve tabiat kanunlarn rab kabul etmektir. Allah' sadece ilk yaratc veya ilk hareket ettirici olarak grmek, O'nu evrenden ekip karmak, sonuta O'nun rabln inkr etmek demektir. Oysa Kur'an'n srarla vurgulad gibi, Allah, evreni ve iindeki btn varlklar "kudret elinde" tutmakta olup, diledii

biimde ynetmektedir. Douda da, batda da, yerde de gkte de idare yalnzca Allah'a aitttir. Her ey O'nun irdesi, hkm ve bilgisi altndadr. Hibir varlk, kendiliinden bir hareket, yaama ve davranma gcne sahip deildir. Besleyen, byten, yediren, rzklandran, reten, ldren, dirilten hep O'dur. O lemlerin rabbdr. nsana, yeryznde hibir varla verilmeyen nemli zellik verilmitir: rde, konuma ve bilgi. Allah'n ilmi, irdesi ve kelm mutlakken ve insan dahil her eyi kuatmken; insann ilim, irde ve kelm izafdir, Allah'nkilere tabi olmak zorundadr. nk o yeryznde halife olarak vardr. Allah'n irdesi erevesinde dileyecek, O'nun ilminden bilgisini alacak ve O'nun kelm erevesinde davranacaktr. Ama, eer insan Allah'n ilh olduunu kabul etmezse, bu kez kendi dileme ve bilgisini mutlaklatrr ve sonunda diledii biimde eylemde bulunur. Yeryznde diledii biimde tasarruf etmeye kalkar, iradesini kendi arzular dorultusunda kullanr. te bu da, Allah'n rabln kabul etmemek, O'na bu noktada ortak komak demek olur. Demek ki, rabb olarak Allah evrende mutlak tasarruf sahibidir. Yaratklar arasnda yalnzca insan ter alanda bu rabla kar kabilir. Yeryzndeki tasarrufunu Allah'n deil; kendi irdesi dorultusunda yapmaya kalkabilir. Dnyadaki hayat, istedii biimde ynlendirmeye kalkar. Bunun iin, Allah'n kurallarna ramen kendinden kurallar koyar. Bylece insan, kendi arzularn ilhlatrm olur. Arzularnn dorultusunda yeryzne ekil vermee kalknca da yeryznde rablemi olur. Bunun sonucunda, bylesi insanlara isteyerek itaat edenler de, Allah' deil; bu insanlar rab kabul etmi olurlar. Kur'an, Allah'n mutlak rab olduunu belirtirken, baz insanlarn bilginlerini, rhiplerini, hahamlarn, byk kabul ettikleri birtakm kimseleri, yneticilerini rab edindiklerini, yani onlarn kendi hevlarndan uydurduklar ve hayat dzenleyici kurallara bal kaldklarn da vurgular. Szgelimi, Hz. Ms, Allah'n mutlak anlamda rab olduunu iln ederken, Fir'avn, kavmine kar, "en byk rabbnz benim" (79/Nzit, 24) diye seslenir. Yine Kur'an, insanlar, birbirlerini rablar edinmeyi brakp, yalnzca Allah' rab edinmee arr (9/Tevbe, 31; 3/l-i mrn, 64). Kur'an'da rab ve melik sfatlar, insanla ilgili kullanldnda ilh kavramndan nce gelmektedir. "De ki, snrm insanlarn Rabbna, insanlarn melikine, insanlarn ilhna" (114/Ns, 1-3) Bunun nedeni olduka basittir. nsanlarn birinci derecede Allah'n yolundan ayrlmalarnn nedeni rablk ve meliklii kendilerine zg klma, yani Allah' yeryznden kaldrma sevdalardr. Eer, Allah rab ve melik olarak insanlarn hayatna mdhale etmeyecek olursa, bu durumda rablk ve meliklik; gl, kurnaz ve zengin insanlarn eline geecek, bunlar da dier insanlar zerinde kolaylkla rab ve melik olabileceklerdir. nsan, arzularna, tutkularna kurban olmakta, arzularn diledii gibi tatmin etmek ve

dolaysyla yeryzne ve yeryzndeki gelir kaynaklarna diledii lde sahip olmak istemekte, bu da kendiliinden daha baka insanlar zerinde tasarruf sahibi olmay gerektirmektedir. te rablk iddia eden egemen glerin zorbalk ve zulmleri, bu anlaytan kaynaklanmaktadr. nsanlar, Allah'tan baka kimseyi rab kabul etmezlerse, zulm en byk desteini de yitirmi olacaktr. (4) Rab kelimesi, kapsamnn geni olmas ve insanlk hayatndaki fonksiyonu ynnden ok nem ifade eden Kurn bir kavramdr. zellikle, insanlarn eitli rablere kul olduu gnmzde; slam'n pratii asndan tad nem daha da byktr. Gnmz insanlnn rab anlayn, onlarn inanlarnda ve pratik hayatlarnda ok ak bir ekilde grmek mmkndr. Gerek inan ve gerekse dnce ynnden, Allah'a tek rab olarak inanlmadka, amel hayatta, yani pratikte O'nun dinine uymak da mmkn olamaz. Dinin ilk art, Allah'a, O'nun emirlerine teslim ve tbi olmaktr. Allah'a ramen Allah'tan bakalarnn koyduu gayr- mer hkmlerine seve seve uyanlarn, "Allah'n rablna ve ilhlna inandk" demeleri kendilerini kurtarmaz. nk slm; rab olarak sadece Allah'a inandktan ve O'na kar kulluk vecbelerini yerine getirdikten sonra, O'nun koyduu hkm ve kurallara uyulmasn da ister. Bunun iin insanlar, Allah'n kesin olarak bildirdii hkmleri brakp, ilh emirlere ters olarak bakalarnn ortaya koyduu ilke ve hkmlere isteyerek uymalar halinde, her ne kadar iddialar Allah'a iman olsa da, bu imanlar geerli olamaz.

Gnmz nsannn eitli Rableri


Gnmzde, insanlarn, vicdanlarnda inanp kabul ettikleri rabla, yaantlarnda, hkmlerine teslim olduklar rablar ayn deildir. Teorik olarak inandklarn ifade ettikleri Allah'n rabln, vicdanlarna hapseden gnmz insanlarnn pek ou, pratik hayatlarnda Allah'tan baka rablarn emirlerine ve hkmlerine teslim olmaktadrlar. zlerek belirtelim ki, insanlarn pek ounun mruz kald en byk tehlike, Allah' gnlk yaantlarnda rab kabul edemeyileridir. Onlar, bir yandan m'min ve mslman olduklarn sylerlerken, dier yandan da Allah'n emir ve yasaklarn bir tarafa atarak eitli varlklarn ve rehber edindikleri nderlerinin emirlerine uyarlar. Onlarn koyduu gayr- mer hkmlere gnll olarak itaat ederler; bylece Allah'tan bakalarn rab edinmi olurlar. "L"s olmayan bir inan yaygnlatrlyor; hereyle, zellikle egemen tm glerle ve onlarn rab anlaylaryla uzlaan, tepkisiz, laik mslmanlk (!). Allah'a inanan, ama tuta itaattan ayrlmayan, Allah'a inanan ve tutlarn ilke ve hkmlerini kabul ettiini ifade eden, hakla btln kart bir din! Kur'an'n eski kavimleri ve peygamberleri anlatt yetlerinden anlalmaktadr ki, en eski asrlardan, kendi nzl zamanna kadar, sapklk ve inan bozukluu ile tantt tm toplumlarn,

dorudan Allah'n varln inkr etmediklerini gryoruz. Ancak onlarn hepsinin mterek sapklklar; Allah'n mutlak rabln kabul etmeyileri, Allah'n yaratc olduuna inansalar da O'nun tek rablna pek ok varlklar ortak etmeleridir. Rabln bir ksm zelliklerini Allah'tan bakalarnda grmeleri, ahlk, sosyal ve kiisel hayatlar iin gerekli olan emir ve kurallar, Allah'tan bakalarndan almalardr. Bunun iin, insanlarn pek ou, ya dorudan doruya Allah'tan baka rablar olduuna inanyorlar, veya Allah'n rablna teorik olarak inansalar da pratik hayatlarnda Allah'tan bakalarnn rablna teslim oluyorlar. te rab konusunda, peygamberlerin her asrda ykmak istedikleri asl sapklk budur. Hkm sadece gklere geen; dnyaya, insanlara, ynetime, sosyal ve siyasal hayata... karmayan bir Allah inanc. Yani gklerin rabb. Halbuki Allah; gklerin, yerin, btn lemlerin rabbdr. nceden hristiyan olan Adiyy b. Htem, boynunda altndan bir ha olduu halde Raslllah'n huzuruna geldi. Peygamberimiz ona: "Ya Adiyy, boynundan u putu kar." buyurdu. Bu srada Raslllah "Yahudiler ve hristiyanlar, haham ve rhiplerini Allah'tan baka rablar edindiler." (9/Tevbe, 31) melindeki yeti okuyordu. Adiyy: "Ey Allah'n Rasl, hristiyanlar, rhiplere ibdet etmediler ki (onlar rab edinmi olsunlar)" dedi. Peygamberimiz: "Evet ama onlar (hristiyan rhipleri ve yahudi hahamlar) Allah'n hell kldn haram; haram kldn da hell saydlar. Onlar da bunlara uydular. te onlarn bu tutumlar, onlara ibdet etmeleri ve onlar rab edinmeleridir." buyurdu. Bu hadis-i erif ak olarak gsterir ki, herhangi birini rab edinmi olmak iin, ona rab ad vermek art deildir. Allah'tan bakalarnn emrine, Allah'n dinine uyup uymad hi hesaba katlmakszn isteyerek itaat etmek, hkmle ilgili konularda Allah'tan bakalarnn szn dinleyip kabullenmek, Allah'tan bakasna itaat ederek O'nun dininin emir ve hkmlerine bakasn tercih ederek muhalefet etmek, Allah'tan bakalarn rab edinmek ve onlara tapmak demektir. Putlara, eytanlara ve tutlara tapmak nasl irk ise; Allah'n emrine, Hakk'n hkmne uymayan kiilerin ortaya attklar grleri benimsemek ve onlar Allah'a tercih edip onlara uymak da ylece bir irktir. Bu durum, onlara kulluk mertebesinden fazla deer vermek, Allah'n ilh hkmlerine uymayan gr ve fikirlerini benimsemek olduu iin, hem bir eit irk, hem de Allah' brakp onlar rab edinmektir. Onlara her ne kadar dil ile rab denilmese de durum, onlar rab tanmann ta kendisidir. Onlarn szlerine itaat edip, Allah'n emirlerini terk etmenin puta ve tuta tapmakla ayn olmasnn sebebi ise aktr. nk gerek lim, Hakk'n kulu ve ilh hkmlerin mahkmu olan kiidir. Hakk btl, batl da hak yapmaya alp, insanlara hell haram, haram da hell tantarak Allah'n hkmlerini deitirmeye alanlar, ilm haysiyetten uzak birer tutturlar. Bunlara uymak da onlar rab

kabul etmektir. nk bu duruma denler, Allah'n hkmne deil de onlarn isteklerine uyarak onlara Allah'a tapar gibi tapm olanlardr. Gnmzde de insanlarn hayatna hkim pek ok rab kabul edilenler var. Her insan, hangi rabbin kulu olduunu kendisi tayin edebilir. Ancak, bunu yaparken, kimin mlknde yaadn, hangi rabba kulluk etmesi gerektiini iyice dnmelidir. u iyi bilinmelidir ki, inanlan ve hayatn her safhasnda emrine uyulan tek rab Allah olmadka O'na kullukta bulunulmu olunamaz. Peygamberimiz'in: "Rabbm Allah de ve bu sznde dosdoru ol" anlamndaki mbarek sz, Kur'an'daki rab kavramnn ve O'na kulluun en veciz ifadesidir. Kabirde sorulacak insanlara: "Rabbn kim?" Dnyada rab anlay ve bu konudaki davran ve eylemlerine gre cevap kacak o insandan. "Rabbm filandr" diyecek insan. Dil, irdemizin emrinden kacak orada. Dnyada kimi rab kabul etti veya eylemleriyle bu grnty verdiyse, onu syleyecek dil. Orada "Rabbm Allah'tr" diyebilmek iin, burada "Rabbm Allah'tr" deyip bu szn yaant olarak isbatlamak gerekiyor. Evet, kurtuluun tek reetesi: Rabbm Allah deyip dosdoru olmak...

Rab Konusunda Sahih tikad


yet ve hadisler, evrende olup bitenlerin gelii gzel ve tesadfen olmadn, aksine her eyin, balangtan itibaren sonuna kadar ilh bir irdenin eseri olduunu aka ortaya koyar. Beliren bu hakikatten sonra Allah'n rabl konusunda varlabilecek sonular yle sralamak mmkndr: Allah, lemlerin rabbdr. Her varln geek sahibi Allah'tr. Varlklarn tmn yaratan, eiten, gelitiren, besleyen yegne rabb Allah'tr. Allah'tan baka ma'bud kabul edilecek hibir varlk olamaz. Sevilerek kendisine ibdet ve itaat edilecek tek rab ve ma'bud ancak Allah'tr. Rubbiyet ve lhiyet sadece O'nun hakkdr. nsanln ilerlemesi ve medenlemesi, Rabbn tanmasyla mmkndr. Allah' tek ve gerek rab olarak tanmak; O'nun emir ve hkmlerine gre yrmek, Allah'a gvenerek bakalarnn arzusunu O'nun emrinden stn grmemek, O'nun hkmlerine uymayan her dncenin ve her iin btl olduuna inanmak demektir. Allah'n yegne rab olduuna inanmak; her ii ynetip tanzim edenin, yine her eye sonsuz kudretiyle glip olann ancak Allah olduunu kabul etmek demektir. Allah'a hibir eyi ortak komamak, Allah'tan baka hibir rabba kul olmamak, her ii Allah iin yapmak, O'nun emirlerini yerine getirip yasaklarndan kanmak, Allah'tan baka hibir ilh yoktur ilkesi zerinde lnceye kadar sbit kalmak, Allah'a itaatta dosdoru yaayp hilekrla sapmamak, Allah'a tek rab olarak inanmak ve bunda doru olmak demektir. "Rabbmz Allah deyip sonra dosdoru olanlarn zerine melekler iner; Korkmayn,

zlmeyin. Size sz verilen cennetle sevinin. Biz dnya hayatnda da hiret hayatnda da sizin dostlarnzz. Orada size canlarnzn ektii her ey var. Orada size istediiniz her ey var (derler)." (41/Fusslet, 30-31) (5) Tm yaratklar ynlendiren, ihtiyalarn karlayan, lemlerin rabb Allah olduu gibi; beere Cenneti gsteren, onu terbiye eden de Allahtr. Cehennemi gsteren ve ondan sakndrp korkutan, Peygamberimizi gsteren ve Ona balanmay tevik eden de Rabbmzdr. Kuran hakikatlarn gsterip insann gzn gnln aan, Kuranda kinat dile getiren, evreni anlatp insann karsna apak gerekleri ayan beyan seren, tek rab Allahtr. Varla gelen, vcuda eren btn mahlkat terbiye eden Allahtr. Ve her varlk, bizzat Cenb- Hak tarafndan kendi ftrat hudutlar ierisinde terbiye edilmektedir. Terbiye snrlarnn dna km hibir varlk gsterilemez. Bu evrensel terbiyenin tek sahibi Rabbul lemn olan Allahtr. nsan da terbiye eden Odur. Hidyet ve dallet yolunu gstermek ve gnderdii peygamberleri, dnya ve hiret hayatnn lider ve nderleri klmakla Cenb- Hak insan terbiye etmektedir. Ve yine, bir neb ile bir bedevyi, yetenekleri llerine gre terbiye etmektedir. Beer, ancak Onun terbiyesi ile gerek olgunlua ulaabilir, insan- kmil olabilir. Bunun en salam yolu ise, Kuran rehber edinmektir. Terbiye, her varln kendi snrlar iinde tekml etmesi demektir. Onlar kemle erdiren ise, Rab olan Allahtr. (6) nsana yakan, btn evrenin ve kendisinin yaratcs, sahibi, rzk vericisi, yetitiricisi olan Allah tek rab kabul edip Ona ibdet ve itaat etmektir.
1- Y. iek, F. Yldz, Hamd Rabb, s. 47-49 2- Hseyin K. Ece, slmn Temel Kavramlar, s. 510 3- M. slmolu, man Risalesi, s. 176 vd. 4- Ali nal, Kur'an'da Temel Kavramlar, 148 vd. 5- Y. iek, F. Yldz, a.g.e. s. 79 vd. 6- Hikmet Ik, Ftiha zerine Mlhazalar, Nil Y. S. 114-115 Rab Kavramyla lgili yet-i Kerimelerden Bazlar Hereyin Rabb (Terbiye Eden, Besleyen, Rzk Veren) Allah'tr: Fatiha, 1 ; Bakara, 22, 126, 131 ; Al-i mran, 37 ; En'am, 164 ; Yunus, 31-32 ; Yusuf, 100 ; brahim, 37 ; Nahl, 5354 ; sra, 30, 66 ; Ta-ha, 49-50 ; uara, 77-83. Rabb, Her eye Gerek Anlamda Sahip ve Maliktir: Bakara, 139, 258, 286 ; Nisa, 17 ; A'raf, 155 ; Tevbe, 129 ; Hud, 107. Rabb, Kendisine Kulluk Edilecek Yegane Varlktr: Bakara, 21, 112, 127, 128 ; Al-i mran, 64, 79, 80 ; Maide, 72 ; En'am, 106 ; A'raf, 3 ; Yusuf, 23, 41, 42 ; Nahl, 86 ; sra, 23 ; Kehf, 110 ; Meryem, 34 ; Fecr, 15-16. Rabb, nsanlar Huzurunda Toplayacaktr: Al-i mran, 9 ; En'am, 30, 51 ; Secde, 10, 11, 12 ; Sebe', 26 ; Mutaffifin, 6 ; nfitar, 6 ; nikak, 6. Rabb, lahi Nizamyla nsanlar Geree Ulatrr: Bakara, 37, 129 ; Al-i mran, 8. Yalnz Rabbmza taat Edilmelidir: En'am, 114, 115 ; A'raf, 33 ; Tevbe, 31. Rabbmz, Her eyi Yaratan ve Yneten Allah'tr: Al-i mran, 191 ; Nisa, 1 ; En'am, 133 ; A'raf, 54 ; Yunus, 3, 39 ; Yusuf, 101 ; Ra'd, 16 ; Hicr, 86 ; Kehf, 14, 36-38 ; Enbiya, 56 ; Faatr, 13 ; Saad, 66 ; M'min, 64 ; Alak, 1-5 ; Adiyat, 6. Konuyla lgili Baz Hadis-i erif Kaynaklar Buhari, Itk 17 Mslim, Elfaz 13, 14, 15 Ebu Davud, Edeb 83, 84.

Ktb-i Sitte, Tercme: brahim Canan, Aka Yay. c. 12 s. 8-11 Konuyla lgili Geni Bilgi Alnabilecek Kaynaklar Tefsir-i Kebir, Fahreddin Razi, Aka Y. c. 1; s. 256-259, 319-325 Hak Dini Kuran Dili, Muhammed Hamdi Yazr, Eser Y. c.1, s. 62-74 ifa Tefsiri, Mahmut Topta, Canta Y. c. 1, s. 64-65 Fi Zlalil- Kuran, Seyyid Kutub, Hikmet Y. c. 1, s. 37-40 Hadislerle Kuran Tefsiri, bni Kesir, ar Y. C.2, s. 79-90 Hamd- Rabb, Yakup iek, F. Yldz, Bir Y. s. 43-92 Kur'an'da Uluhiyet, Suad Yldrm, Kayhan Y. s. 89-97 Kur'an- Kerim'de Drt Terim, Mevdudi, deal Kitaplar Y. s. 49-113 slam ve Drt Terim, Ali Karlbayr, Dnya Yay. s. 25-39 slam Ansiklopedisi, amil Y. c. 5 s. 210-211 slami Terimler, Hasan Akay, aret Y. s. 381 slmn Temel Kavramlar, Hseyin K. Ece, Beyan Y. s. 509-512 man Risalesi, Mustafa slamolu, Denge Y. S.174-183 Kur'an'da Tevhid, Mehmet Kubat, afak Y. s. 54-55, 174-180 Tevhidin Hakikat, Yusuf El-Kardavi, Saff Y. s. 36-38 lk Mesajlar, M. Ali Balta, Birleik Yay. s. 16-20 Ftiha Tefsiri, zad, Bir Yay. s. 57-94 Kur'an'da Temel Kavramlar, Ali nal, Krkambar Y. s. 148-151 Sorularla Ftiha Sresi, Z. Ali Durmu, Ali ipak, YendaY. S. 98-107 Ftiha zerine Mlahazalar, Hikmet Ik, Nil Y. S. 114-119, 132-150 Kur'an'da Tevhid Eitimi, Abdullah zbek, Esra Yay. s. 22-26 man, Seyfddin El-Muvahhid, Hak Y. s. 11-22 tikad zerine, hsan Eliak, afak Y. s. 63-64 Sorularla Tevhid ve Akaid, Mehmet Alptekin, Saff Y. s. 48-49 Esenlik Yurdunun ars, Celleddin Vatanda, Pnar Y. s. 90-93, 137-144 Ftiha Sresi ve Trke Namaz, Beyan Y. s. 39-46 Onun simleri, M. Nusret Tura, nsan Y. s. 123-124 Esm'l-Hsna, Afifddin Sleyman Tilmsani, nsan Y. s. 8-18 28. Kur'an ve Snnete Gre Tevhid ve Akaid, Muhammed Karaca, Ribat Y. s. 50-53 29- Rabbni Yol ve Snnetullah, Said Hakim, nsan Dergisi Y.

Fatiha, 3; kavram 5 RAHMN VE RAHM


Rahmn; dnyada herkese geni merhamet. Rahm; hirette her m'mine snrsz nimet. Ya Rahmn, sen rahmsin, bizi affet! Rahmn Kelimesi; Anlam ve Mhiyeti Rahm; Anlam ve Mhiyeti Rahmetin ki eidi; Rahmn ve Rahm Kur'an'da Rahmet Hadislerde Allah'n Rahmeti Hastalk, Sakatlk ve Baz Musibetler de Rahmettir Rahmet, Tm Evreni Kuatmtr Rahmetin ki Byk Yansmas: Kur'an ve Peygamber Rahmet Sfatnn Kuldaki Tecellisi; Merhamet Rahmn ve Rahm Sfatlarnn Dndrdkleri

"O, Rahmndr, Rahmdir." (1/Ftiha, 3) Rahmn Kelimesi; Anlam ve Mhiyeti


"Rahmn", rahmetten sfat manas ifade eden Allah'n yce isimlerinden biridir. ok merhamet sahibi anlamndadr. Rahmn,

tam manasyla Trke'ye veya baka bir dile tek kelimeyle tercme edilemez. Esirgemek, acmak, balamak, affetmek vs. bu kelimeyi tam anlamyla karlayamaz. ok merhametli diye noksan bir ekilde tefsir edilebilirse de tam tercme edilemez. Rahmn, Allah'n hem sfat, hem de bir zel ismidir. Er-Rahmn: Ezelde btn yaratlmlar hakknda hayr ve rahmet irde buyuran, sevdiini, sevmediini ayrdetmeyerek btn varlklara saysz nimetler ihsan buyuran demektir. Rahmn sfat, peygamberler dahil, hibir insan iin kullanlamaz. nk karlksz ve kaytsz artsz rahmet ve merhamet ifade eden Rahmn sfatn, insann ftr yaps kaldramaz. nk insan, byle bir merhameti gsterme gcne, yaradl icab sahip bulunamaz. Dostlar kadar dmanlarna, kendisine inananlar kadar kendisini inkr edenlere de rahmet ve merhamet gsterebilmek ancak ulhiyetin nndandr.

Rahm; Anlam ve Mhiyeti


Er-Rahm: ok merhamet edici, verdii nimetleri iyi kullananlar daha byk ve ebed nimetler vermek suretiyle mkfatlandrc demektir. Kur'n- Kerim'in 115 yetinde byk ounluu ok balayc anlamna gelen afr sfat ile birlikte olmak zere rahm sfat kullanlmtr. Bu da Allah'n ne kadar balayc ve merhametli olduunu gsterir. Er-Rahmn ism-i erifinden Allah Teal'nn ezelde btn yaratklar iin hayr ve rahmet irde buyurduu anlalyordu. Er-Rahm ism-i erifi ise, yarattklar arasnda irde sahipleri iin kat kat rahmet-i ilahiyyeyi ifade eder. Yani, insandan baka her varlk kendisi iin tayin edilen snr iinde kendisine verilen nimetlerden yaratl sevki (igd) ile faydalanr ve o snrdan dar kmazken; irde sahibi olan insanlar iin terakki imkn verilmitir. Bu imkn, ftr nimetleri arttrma ve ebedletirme imkndr. ineyip getiimiz ottan, rzgr dalgalarna kadar her ey, bizim hayr ve mutluluumuza yarayan nimet hazinesidir. Yine, yaratlmzda, baka varlklara verilmeyen bir ok yetenein verilmesi ve tabiat kanunlarnn zat kabul etmez kleler gibi bize bal ve emrimize hazr olmas, hep o n byk Rahmn'n ltuf ve ihsanlarnn eseridir. Her eyde, tabii kendimizde de gizlenmi olan bu saysz nimetleri meydana karmak ve onlardan faydalanmak iin alacaz. Btn yeteneklerimizi ileteceiz. Bu takdirde gayretlerimizin boa gitmeyeceini bize mjdeleyen ite bu, ErRahm ismidir. nk bu isme gre, her gayret, bir mkfatla karlanacaktr.

Er-Rahmn, Er-Rahm isimleri iki trl rahmet ifade eder. ErRahmn isminin ifade ettii rahmet, hibir arta, hibir gayret ve irdeye bal olmayarak ihsan edilen rahmettir. Bu yle geni bir rahmettir ki, btn varlklar kaplar. Bunda alan almayan, sulu itaatli, imanl imansz ayrt edilmez. Er-Rahm isminin ifade ettii rahmet ise, Rahmn'n ltfu olan rahmeti iyiye kullanarak alanlara bir mkfat olmak zere verilen rahmettir ki, en az bire on'dur. alann ihlsndaki kuvvete gre Allah'n daha fazla ve hatta snrsz ve hesapsz mkfatlar da vardr. te, gayr- mer arzulara kaplmamann, ktlkten korunmann nemi bu yzdendir. yi bilmek ve unutmamak lzmdr ki, ister dnya iin, ister hiret iin olsun alanlarla almayanlar eit mumele grmeyeceklerdir. (1)

Rahmetin ki eidi; Rahmn ve Rahm


"Rahmn" kullardan bir benzerinin kmas mmkn olmayan; "Rahm" ise, bir benzerinin kmas mmkn olabilen nimetleri verebilen demektir. Bu bakmdan birincisi Allah'a hastr, baka hi kimseye isim olarak verilemez. Rahm ise, hem O'na, hem de bakasna denilebilir. Yine, Rahmn, nimetlerin en byn; Rahm ise, en dakkini (ince, hassas) verebilen demektir. Rahmn, dnya ve hirette; Rahm ise sadece hirette merhamet edendir. Rahmn, tm yaratlmlara; Rahm ise sadece m'minlere merhamet edendir. Yani, Rahmn, dnyada m'min, kfir, mnafk herkese acyp rahmet eden; Rahm ise hirette sadece m'minlere merhamet eden demektir. Bir araya gelen bu iki sfat, Allah'n rahmetinin varlklarn tmne ve btn tecelllere/yansmalara mildir. Rahmn ve Rahm sfatlar, rahmetin btn anlamlarn, zelliklerini ve sonsuz geniliini ifade etmektedir. Cenb- Allah btnyle rahmet sahibidir; Rahmet, acma efkat ve rikkat sahibi. Yarattklarnn hayat iin gerekli her eyi Kendi zerine almtr. Onlara srekli ihsanda bulunur. Yaratma, rzklandrma ve nimetlendirme O'nun Rahmn ve Rahm oluunun sonucudur. "Kendi zerine rahmet'i yazd." (6/En'm, 12) "Rahmetim her eyi kuatmtr." (7/A'rf, 156) "Ey Rabbmz! Senin rahmet ve ilmin her eyi kuatmtr. Tevbe eden ve Senin yoluna gidenleri bala, onlar cehennem azabndan koru!" (40/M'min, 7) Varlklar, meydana gelirken Rahmn'dan doan rahmet sayesinde vcuda gelirler. Rahm'den doan rahmet sayesinde de byyp ondan faydalanrlar. Bunun iin "Dnyann Rahmn', hiretin Rahm'i" kavram mehur olmutur. Geri Allah, hem dnyann, hem de hiretin Rahmn ve Rahmidir. Rahmn sfat asndan yaratklar yaratlm; fakat hibirinin bu konuda fikri sorulmamtr. Bu adan Rahmn'daki rahmetin gereklemesi bir arta bal deildir. Rahm'deki rahmetin tahakkuk etmesi ise kullarn dnyada iman ve amel etmeleri artna baldr. Rahmn'daki rahmet sayesinde her yaratlan varlkta ftr ve cebr olarak bu rahmetin bir

esintisi vardr. Eer Rahm sfat da byle olsayd, dnyada hi kimsenin iman, amel, alma, bir eyleri icat etmesi, hayrl eylemler yapmas gibi eylere gerek kalmazd. Bylece dnya hayat durgunlua decei gibi, hiret hayat da hsrna urard. Yaratltan mevcut rahmetle yetinilseydi, insanlar her ynleriyle durgunlua girerek, nasl olsa rahmet geliyor diye bir ta veya bir hayvan seviyesinde kalrlard. Rahmniyetin rahmeti sadece Allah'a ait iken, Rahmiyetin rahmetinden bir para da kullara verilmitir. Bylece o durgunluk durumu ortadan kaldrld gibi, bir anann yavrusuna merhameti gibi durumlar da salanmaktadr. Cenb- Hak, eyay yoktan var ederken deta bize diyor ki, isteseniz de istemeseniz de Rahmniyetimle sizi yaratyorum. Sizin iin gerekli olan eylerle varlk ve hayatnz devam ettiriyorum. Rahmniyetimle var ettikten sonra, Rahmniyetimin kemlini gstermek iin, size Rahmiyetimle de bir irde veriyorum. rdenizi kullanmanza ve kullandnz irdenin apna gre de teki lemde size mkfat vereceim. Siz, irdenizi kullanmakla bir ekle gireceksiniz. Bu ekil, hiret leminde bir ksm nimetlerden istifade etmeye hazrlanmak demektir. Yeter ki sizler, kendi hev ve hevesinize uyarak, benim rz dairemin dna kmayn. Aksi takdirde orada cezanzn daha ar olacan dnn. Dnmeli ve ona gre davranmalyz ki, Allah'n Rahmniyet ve Rahmiyetinin nda bizim mazhar olduumuz ltuflarla, yaptmz ilerin birbirine mnasip olmas gerekir. Allah'n bizi muhatap olarak kabul etmesine mukabil, bizim bu iltifatlar deerlendirip deerlendirmediimiz ynyle kendimizi devaml sorgulamalyz. Rahmn ve Rahm sfatlarnn engin ve snrsz merhameti kuatt gibi; bir de kk bir tekdir, ikaz ve tenbihin bulunduunu da unutmamalyz. Besmelede ve Ftiha sresinde "Allah" lafzyla btn gzel isimleri kendinde toplayan ztn tasarrufunu takdim etmesinden ekinen ve irkilen insana Yaratcmz, er-Rahmn ve er-Rahm isimlerini zikrederek onlara yaknlk ve gven vermi oluyor. Sanki bu isimlerle insann kulana u manalar fsldanyor: O kadar korkup rkme. in temelinde merhamet vardr. O, rahmetiyle sizi yaratm ve yine rahmetiyle hayatnz iin gerekli olan hereyi hazrlamtr. Ancak, sadece dnya sizi tatmin edemez. Sizin iin Cemlullah' tem ve bir cennet de lzmdr. O, Rahmiyetiyle sizlere bunu da verecektir. Bir korkudan sonra insann iinde scak bir nsiyet meydana getiren bu iki sfat ne kadar nemli ve bu iki ismin zikredilmesi ne kadar gereklidir. (2) Kur'an'da Rahmet Kur'an'da rahmet kelimesi, trevleriyle birlikte 339 yerde gemektedir. Rahmn kelimesi 57 yerde, Rahm kelimesi de 115 yerde tekrar edilir. Rahmet; rahmet edilene ba ve ltfu gerektiren bir kalp yumuakl ve acmadr (Mfredt, Rgb). Rahmetin, Allah iin kullanld durumlarda ba ve ltuf; kul iin

kullanld durumlarda ise hem ba ve ltuf, hem de kalp yumuakl birlikte kastedilir. Kalp yumuakl, beer bir eksiklii de ierdiinden Allah'a izfe edilmemitir. Allah, rahmetini ba ve ltuf olarak ortaya koyar. Rahmet, Allah'n ilk ve en belirgin vasfdr. Azap ve gazap istisna ve artl iken; rahmet ve ltuf genel ve istisnaszdr. "Azabm dilediime isabet ettiririm. Rahmetime gelince, o, her eyi topyekn sarp evrelemitir." (7/A'raf, 156) Ayrca Allah, merhamet edenlerin en merhametlisi (Erhamur Rhmn)dir (12/Ysuf, 64, 92; 21/Enbiy, 83; 23/M'minn, 109-118). Kur'an'n Allah'n rahmetini aklmza ve dncemize naketmesinin amac, bizde merhamet duygusunu uyandrmak iindir. Rubbiyet ile dier sfatlar iin sk sk yaplan deinilerin amac da budur. "Onlar ki, bollukta ve darlkta Allah iin harcarlar, fkelerini yutkunurlar, insanlar affederler. Allah da gzel davrananlar sever." (3/l-i mrn, 134) u yette Cenb- Hakk'n rahm sfatyla m'minlere merhameti aka grlr: "O, sizi karanlklardan nura karmak iin zerinize melekleriyle birlikte rahmetini gnderir. Allah m'minlere ok merhamet eden (rahm) dir." (33/Ahzb, 43) Allah'n rahmeti, insann elde edip biriktirebilecei her trl deerden daha stn ve gvenilirdir (3/l-i mrn, 157). O halde, kurtuluu mid etme bakmndan, ibdet ve ameline gvenmekten; Allah'n rahmetini mid etmek daha iyidir. Bu konuda en doru yol, hem mslmanca ibdet ve amel sergilemek, hem de amellerimize deil; Allah'n rahmetine gvenmektir. Rahmet; incelik, ihsan, balama, acyp esirgeme demektir. Allah'n kullarna acmas, onlara sevgi, efkat ve merhametle mumele etmesi anlamnda Kur'n bir tbirdir. Allah Tel, kullarna rahmet ve efkatle davranmay Kendisine vcip kldn aklamtr: "Rabbnz, sizden her kim bilmeyerek fenalk yapar da arkasndan tevbe eder ve nefsini dzeltirse, ona rahmet etmeyi Kendi zerine almtr. O, balayan ve merhamet edendir." (6/En'm, 54) Rahmet, btn yaratklarn iyiliini isteyip onlara yardm etme arzusu duymaktr. Allah, nna yakr bir acma ve efkat ile muamele eder. Hayatn kayna da bu lh rahmettir. Yaratl dnecek olursak, insan oluturan sperm ve yumurta, ok salam, d etkenlerden korunmu rahim denilen ok msait bir ortamda birleerek geliir. Hayatn ilk kprts, ancak byle bir rahmet ortamnda balayabilecei iin ona, ayn kkten tremi olan rahim ismi verilmitir. Dnyaya gelen her canl yavrusu ancak, Allah'n verdii nimetler ve ana babasnn sevgi ve merhametiyle geliip byyebilir. Eer bu merhamet duygusu olmasa, hayatn devam mmkn olmazd. Allah'n "Benim rahmetim her eyi iine almtr." (7/A'raf, 156) yeti bu gerei ifade etmektedir. Kadnn dl yatana rahmet kknden rahim denildiini sylemitik. Ayn

rahimden kanlar arasndaki yaknl ifade iin ruhm kelimesi kullanlr. "Ruhm ynnden daha yakn" (18/Kehf, 81). Sla-i rahim Kur'an'da iddetle emredilmitir. Gerek anne-baba, gerekse ayn rahimden kanlara kar rahmetle davranmak, rahm olmak gerekir. "l'l-erhm", yani rahim ynnden birbirlerine yakn olanlar Allah'n kitabnda birbirleri zerinde hak sahibidirler: "Rahm sahipleri Allah'n Kitab'nda birbirlerine daha lyktr." (8/Enfl, 75) Sevdiklerimizden veya tandklarmzdan birinin veya herhangi bir yaratn sknt ve strap iine dm olduunu renince iimizde bir znt duyar ve onun haline acrz. te merhamet, kalbimizde byle bir teessr ile balar, bu teessrn zorlamasyla o zavally skntdan kurtardmz zaman sona erer. Sade acmak yeterli deildir. Acy giderip ferahlk vermeye gc yetmek de gerekir. "Filanca merhametlidir" demek, "acnacak olaylar karsnda mteessir olur, kederlenir" demektir. Eer o acy gidermee gc yoksa, sade kederlenmekle kalr, baka bir yardm yapmak elinden gelmez. Bu durum ise noksan bir merhamettir. Fakat, "falanca merhametlidir, dknlere el uzatr, onlara yardm etmekten, iyilik yapmaktan zevk alr" demek, merhamet anlamnn tam bir ifadesidir. Merhamet, iyilik yapmay istemek ve yeri gelince yapabilmek demektir. Makbul olan ve herkesin sevdii ve vd meziyet budur. Bu ifadeye gre, merhamette bir teessr ve infial vardr. Halbuki Allah, infial ve deimeden mnezzehtir. nk bu haller yaratklarn zellikleridir. Onun iin er-Rahmn ismi, hayr irde etmek (dilemek) manas ile tefsir edilmitir. rde bir infial deil; belki bir ii yapmak veya yapmamak klarndan birini tercih etmek demektir. Rahmetin zdd gazaptr. Halkn isyan ve verilen nimetleri kendi istekleri ile ktye kullanmalar sonucunda, ikinci derecede tecelli eden rabbn bir hikmettir gazap. syan edenlere kar gazabn hkm olan cezalandrma olmasayd, sonunda itaat ile isyann, imanla kfrn, nankrlk ile krnn fark olmamas gerekirdi. Bu da hikmete uymayan bir eksiklik olurdu.

Hadislerde Allah'n Rahmeti


Hz. Peygamberimiz'in hadislerinde Cenb- Hakk'n rahmet sfat aklanm, O'nun kullarna ve btn yaratklara olan merhametine yer verilmitir. nsanlarda ve btn canllarda bulunan acma ve merhamet duygusunun Allah'n rahmn sfatndan bir cz olduunu Allah elisi yle ifade buyurmutur: "phesiz acma, merhamet duygusu Rahmn'dan bir czdr." (Buhri, Edeb 13; Tirmizi, Birr 16) Baka bir hadiste rahmetin btn yaratklar kapsamak zere Ar'ta asl bulunduu belirtilir (Mslim, Birr 17). Bir hadis-i kudsde; "phesiz rahmetim gazabmdan ne gemitir. " (Buhri, Tevhid 15, 22; Mslim, Tevbe 14-16). Dier yandan insanlarn merhametli davrannn Cenab- Hakk'n da merhametine sebep olduu yle ifade buyrulur: "Gszlere merhamet edenlere Rahmn olan Allah da merhamet eder." (Eb Dvud, Edeb 58;

Tirmiz, Birr 16) "Allah insanlardan ancak merhametli olanlar balar." (Buhri, Ceniz 32; Mslim, Ceniz 9) "Merhamet etmeyen kimseye merhamet olunmaz." (Buhri, Edeb 18; Mslim, Fezil 65). Canllar, lh rahmetin eitli tecellleri olan ve saymakla bitirilemeyecek nice nimetler sayesinde hayatiyetlerini devam ettirirler. "Allah Tel, rahmetini yz paraya ayrd. Doksan dokuzunu yannda brakt, bir parasn yeryzne indirdi. te bu bir para rahmet sebebiyle btn yaratklar birbirine merhamet eder. Hatta yavrulu bir ksrak (dii at), yavrusunun daha rahat emebilmesi iin bu syede ayan kaldrr." (Buhri, Edeb19, Rikak 18; Mslim, Tevbe 17; Tirmiz, Deavt 100) hadisi, rahmet cevherinin aslnda bir btn olduunu, sadece insanlara deil, btn yaratklara verildiini gsterir. Buna gre, Allah'n gerek rahmetinin bykln dnmek gerekir. Kalbinde merhamet duygusu tayan bir insan, iinde ilh bir cevher tayor demektir. Merhameti olmayan kii, bu lh nimetten nasipsiz kalmtr. Hz. Peygamber'in ocuklar sevip okamasna hayret eden ve on ocuundan hibirini pmediini vnerek syleyen bedevye; "ayet Allah senin kalbinden merhameti skp almsa, ben sana ne yapabilirim? Acmayana acnmaz." (Buhri, Edeb 18) buyurmas da bunu gsterir. Yine Allah rasl yle buyurmutur: Allah, merhametli olanlara rahmetle mumele eder. Siz yeryzndekilere merhametli olun ki, gktekiler de size rahmet etsinler. Rahim (akrabalk ba) Rahmndan bir badr. Kim onu korursa Allah onunla (rahmet ba) kurar. Kim onu koparrsa, Allah da ondan (rahmet ban) koparr. (Eb Dvud, Edeb 4941, 4/285; Tirmiz, Birr 16, hadis no: 1924, 4/323) bdetler, zellikle oru ve zekt, merhamet duygusunu arttrr. Mslmann merhameti btn m'minleri, btn insanlar, hatta btn canllar iine almaktadr. nk slm, Yaratcya hrmet, yaratlana efkat ve merhamet temeli zerine bina edilmitir. Rahmet peygamberi; "nsanlara merhamet etmeyene Allah da merhamet etmez." (Mslim, Fezil 66) buyurur. Kklere, gszlere, yardma muhta olanlara, hayvanlara... rahmet ve efkatle davranmak Peygamberimizin en nemli zelliklerinden ve mmeti olan bizlere tavsiye ettii eylerdendir. "Kklerimize merhamet etmeyen, byklerimize sayg gstermeyen bizden deildir." (Tirmiz, Birr 15) "Merhamet edenlere Allah da merhamet eder. Siz yeryzndekilere -btn canllara- merhamet edin ki, gktekiler de size merhamet etsin." (Eb Dvud, Edeb 58) Allah, btn varlklar rahmetiyle var etmi ve ezelden beri btn mumeleler rahmet zerine akp gelmitir. O yzden Allah insanlar temiz bir ftrat zerine yaratm ve onlara snrsz, hesapsz nimetler vermitir. Verdii bu nimetleri arttrma ve ebediletirme yollarn bildirdii gibi, o nimetleri ktye kullanma yznden zarar ve ziyana urama tehlikelerini de gstermitir. Bu suretle fayda ve zarar yollarn aarak, bu yollarn banda insan serbest

brakmtr. Fakat indirdii kitaplar, gnderdii peygamberler vastasyla faydal yola gidenlerin, rzsyla karlaacaklarn, zararl yola sapanlarn gazabna urayacaklarn da nceden haber vererek hayrl yola tevik etmitir. nsann ileride, ebediyet leminde karlaaca ceza ve ihsann, meydana gelmesinden nce bildirilmesi ne byk ltuftur. Rahmn olan Allah, m'mine iki gz verip de kfire tek gz vermemitir. Ellerimiz, dillerimiz, ayaklarmz m'min kfir ayrm olmakszn ayndr. Rahmn olan Allah, havay kimsenin tekeline brakmamtr. M'minle kfir bunlardan herhangi bir ayrma tbi olmadan yararlanyor.

Hastalk, Sakatlk Rahmettir

ve

Baz

Musibetler

de

Dnya bir tiyatro sahnesidir. Hepimize kader, farkl roller datm. hirete gre bir-iki saat saylan u dnya sahnesinde, rolmz beenmeyip ille zengin, gzel ve yakkl role zenmek usta oyuncuya yakmaz. Bize hangi roln daha iyi gideceini bizi bizden iyi tanyan ynetmen takdir etmektedir. Doru olan, bize verilen rol en gzel oynamak ve gz perdelerimiz kapannca alklar hak etmek, yce senarist ve rejisrden dl almaktr. Baz insanlarn kr, topal, sar olarak yaratlmalar da hem kendilerine, hem bakalarna rahmet olabilir. Biz bunu ou zaman bilemeyebilir, fark edemeyebiliriz. Asl olan shhattir. Hastalk rzdir, geicidir. Salk bizim iin rahmettir. Ama hastalk da bir ok rahmete vesile olabilir. Dnelim ki doktor, hastalarna baklava datrken iki kiiye baklava vermiyor. O iki hasta rica ediyor, yalvaryor ama doktor yine vermiyor. Dardan birisi doktorun hakszlk yaptn, o iki hastaya bir kast olduunu zannediyor. Doktordan durumu sorduklarnda ise o ikisinin eker hastas olduu veya tatl eylerin o hastalar iin zararl olduu belli oluyor. Kehf suresinde Allah (c.c.), Ms (a.s.) ile bir slih kulun yolculuunu anlatr. Ms (a.s.) ile o slih zat bir gemiye binerler. O slih zat gemide hasar meydana getirir. Ms (a.s.): "Gemiye niin zarar verdin?" diye sorduunda cevap vermez. Uzun bir yolculuktan sonra yaptklarnn hikmetini Hz. Ms'ya aklar: "Gemi fakirlerin idi. Arkadan gelmekte olan bir kral (korsan) o gemiyi gasp edecekti. Ancak ben onu aypl hale getirince gasp etmedi" (18/Kehf, 71, 79) der. syann zaten faydas da yoktur; zarar ise hem dnyada, hem hirette grlecektir. Allah'tan gelen hastalk ve benzeri skntlara are aramakla birlikte sabreden, hamdini kesmeyen kiiye ise bu rahatszlklar, dnyada olgunluk, hirette ise byk mkfat sebebi olacaktr. O yzden hastalk da rahmettir. Hastann isyan etmeksizin, aresini arad halde bulamad iin ektii skntlar,

inlemeleri, gnahlarna keffret olabilir. Musibetler de insana rahmet olabilir; gnahlarna mukabil dnyev cezalarla insan esas azaptan kurtulmu olabilir. nsanlk, isyanla deil; verilen emanetleri verildii dorultuda kullanarak dnyada gnl rahatl, hirette Rabbn rzsn ve cennetini elde etmeye almaldr. "Madem ki Allah rahmndr, dnyada kullar arasnda ayrm yapmaz, peki niin insanlarn akllar eit deil?" diyor bazlar. Eer akllar ve beden gler btn insanlarda eit olsayd, ilim gelimez, keifler yaplmazd. Evlerin pln, rengi, baheler, yollar ayn tip ve renk olur, hayat ekilmez hale gelirdi. Spor karlamalar, greler, koular, bilgi yarlar yaplmaz, heyecan, zevk, nee denen ey olmazd. nk gler ve akllar eit. Herkes ayn saniyede ayn metreyi koacak, rekorlar, rekabetler olmayacakt. Bir gle bakan binlerce kii, ayn kelimelerle ayn vezinle ayn iiri yazacakt. (3)

Rahmet, Tm Evreni Kuatmtr


Kinattaki her yaratl, meydana gelen her olay, her ey rahmetin eseridir. Bu bakmdan, ncelikle esas olan rahmet'tir. Allah tm kinatta rahmetiyle tecell halindedir. Bu rahmet her varl, kfirm'min her insan, melek-cin her yarat kapsar. lh rahmetin gerei yaratmadr; rzklandrma, nimetlendirme, yaatma, gkuvvet, beceri, gz-kulak, el-ayak vs. vermedir. Bu, Allah'n Rahmn oluudur. Bunun iin Rahmn, sadece Allah'tr. Kinatta olup biten ne varsa her ey, Allah'n yaratt olarak gzeldir. "Her eyin yaratln gzel yapt." (32/Secde, 7) Bu da rahmetin gereidir. O'nun rahmetinin her eyi kuatm olmasnn sonucudur. Tekvin (yaratl) dzlemden ter (yasama) dzleme, sebepler lemine, emir-yasaklar dnyasna indiimizde rahmet zel bir konum kazanr. Allah baz eyleri yasaklar, baz eyleri de emreder. Yasak ve emirler, irde sahibi varlklar, yani insanlar ve cinler iindir. Bu dzlemde rahmet, adlet elbisesi giyer ve herkes yaptnn karln alr, kimseye en ufak bir biimde zulmedilmez. Kfirler de yine rahmetten yararlanr, hibir zaman rzktan mahrum braklmazlar. Yaptklarnn karln alrlar. M'minler de dnyada yaptklarnn karln grrrler. Yani rahmet adlet, adalet rahmettir. u kadar var ki, hayat yalnzca dnya hayat olmayp; dnya, gerek hayat olan hiretin bir ekim zamanndan ibarettir. Bu bakmdan, Allah, insanlar iman ve slm ftrat zere yaratt ve onlara akl, kalp, muhkeme gc, dnme, tefekkr gibi yetenekler verdii halde, hiret hayatlar azap hayat olmasn diye eliler gnderir, kitaplar indirir. Bazlarn, (isteyen ve lyk olanlar) imana muvaffak klar. Bu da hem rahmet, hem de adlettir.

Rahmetin ki Peygamber

Byk

Yansmas:

Kur'an

ve

Kur'an hidayet ve rahmettir (16/Nahl, 89; 7/A'rf, 203). Allah'n Rahmn oluu, Kur'an' retmesiyle yakndan ilgilidir (55/Rahmn, 1-4). Kitap gibi, nbvvet de bir rahmettir; slm da bir rahmettir (11/Hd, 28; 6/En'm, 157). Allah'n, rahmet olarak gnderdii Kitaba iman edip, Allah'a ve Raslne itaat edenlere amellerinin karl, adletin gerei dnyada verilecei gibi, hirette de verilecektir. Bu ise btnyle Allah'n rahmetindendir. Allah, onlar imana muvaffak klm olup, gnahlarn balayacak ve hirette rahmetiyle muamele edecektir. Kfirlere ise, rahmetin ve adletin gerei yaptklarnn karl dnyada verilir. M'minlere Allah, fazlndan fazlasn da ihsan eder. M'minlere olduu gibi hirette kfirlere de dnyada yaptklarnn karl denir. Bu bakmdan, azap da, mkfat da rahmet'e brnm adletin; veya adlete brnm rahmetin bir sonucudur. Fakat Allah'n m'minlere yaptklarnn karln fazlasyla demesi mahz rahmettir ve O'nun fazlndandr. "Allah'a ve Rasl'e itaat edin, umulur ki rahmet olunursunuz." (3/l-i mrn, 132) "Allah'n rahmeti muhsinlere yakndr." (7/A'rf, 56) "Eer bizi balamaz ve bize rahmet etmezsen kaybedenlerden oluruz." (7/A'rf, 23) Allah'n Rahmn ve Rahm isimlerinin ana tecelligh Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s.)'dr. Bu bakmdan, Hz. Allah "Seni ancak lemlere rahmet olarak gnderdik." (21/Enbiy, 107) buyurmutur. Eer O'nun rahmet oluu, yalnzca peygamberlii dolaysyla m'minlere has olsayd, "lemler" lafz kullanlmazd. nk lemler iinde gnahsz olan meleklerin de bulunmas ihtimal dahilindedir. u halde O'nun rahmet oluu Rahmn isminin tecell merkezi olarak btn evren iindir. Onunla insanlar iman etmi, slm'a girmi ve kurtulua ermitir. Bu bakmdan, hirette her peygamber, mmeti zerinde hid olacakken, O, btn peygamberler zerinde hid olacaktr. (4) Dikkat edilirse, ocuun dnyaya gelii, annesi iin ciddi bir imtihandr. Onu bytmek de onunla e glkte bir imtihandr. Anne, ocuu iin her trl rahat feda eder. Bunun gibi daha birok rnek verilebilir. Eer hayat, zorluklardan ve imtihanlardan yoksun ise, hi kimse hayatta kendini rahat hissetmez. Onlar olduu iin mutluluklar vardr ve bu ise Allah'n rahmetidir. Bu rahmettir ki acda zevki tattrr. Ztlardaki uyumu tefekkr edince, mesela Allah yolunda ekilen ilede, fni dnyann hibir yalanc zevkinde bulunmayan lezzeti fark ederiz. Baz ateistler, dnyadaki adletsizlikleri, ikenceleri, dzenlerin ve egemen glerin zulmlerini gstererek, -h- "Allah var olsayd, bunlar olmazd!" diyor. Tabii, bunu syleyenler, Allah', Allah'n her eyi insanlarn maslahatna uygun gzellikte ve nizam iinde yarattn bilemeyen, ilh rahmeti, Allah'n Rahmn ve Rahm olduunu, dnyann imtihan ve ekim yeri olduunu anlayamayanlar

olduu iin bunlar sylyorlar. Dnyadaki fesadn sebebi inansz insanlardr. Allah, bu zlimlere bazen frsat vermekte, azabn hirete ertelemektedir ki "Rahm" ve "din gnnn sahibi" sfatlarnn gerei olan adlet yerini bulsun. "nsanlarn bizzat kendi iledikleri yznden karada ve denizde dzen bozuldu, ki Allah yaptklarnn bir ksmn onlara tattrsn; belki de (tuttuklar kt yoldan) dnerler." (30/Rm, 41) M'minin dnyadaki en nemli toplumsal grevi, imann topluma yanstmasdr. Buna slih amel denir. Kfir ve mnafklarn yeryznn dzenini bozmaya (fesat) kalkmalarna dur demek, ktl yasaklamak zorundadr mslman. te, fesad ve fitneyi yeryznden kaldrmak iin almaya cihad denir. Mslmanlar bu cihad terkettikleri iin, inanszlar suu atacaklar bir merc bulup, yukardaki szleri syleyebiliyorlar. Fesat ne kadar kfr gerei ise; slah, yani slih amel de o kadar imann gereidir. Ve slih amel, Hz. Ms'nn asas gibi, fesatlar silip yok eder. Bunun iin mslman asaya, cihad ara ve gerelerine ve daha nce de cihad ruhuna sahip olmaldr: "Fitne ortadan kalkncaya ve din tamamen Allah'n oluncaya kadar onlarla savan. (nkra) son verirlerse phesiz ki Allah onlarn yaptklarn ok iyi grr." (8/Enfl, 39) Varlklarn terbiye ve tekmlne, yani olua, Yaratc tarafndan rahmet ve merhametin hkim klnmas, lh iradenin tavrdr. Hal byle iken, dnya plannda ortal dolduran merhametsizlik, kahr ve zulm ne oluyor? Cevab bulmak hi de zor deildir. Onlar, lh irdenin ortaya koyduu manzaray, kendisine verilen hrriyet imknn ktye kullanan insann arptmalar ve karartmalardr. lemlerin rabb, rahmetinin bir uzants olarak yeryz sofrasn, szgelimi, be milyar insann rahatlkla gdalanaca bir bolluk ve bereketle kurmutur. Sofrann etrafn eviren insanlardan, diyelim ki bir milyar doymazlk illetine tutularak ve eitli hile ve kurnazlklarla nimetlere el koyuyorlar. Sonu kanlmazdr: Dierleri ya a kalacak, ya gereince yiyemeyecektir. Al sana kahr, al sana zulm, al sana mutsuzluk ve perianlk... Ve imdi soralm: Su, yeryz sofrasn kurup donatann mdr, yoksa, bahsettiimiz iren kurnazla tenezzl eden insann m? Allah, varl, rahmetinin eseri olarak varettiine gre, varlk ve oluu rahmeti boarak seyreden, sadece kaos ve mutsuzluk grr. Kur'an, esrarl slbuyla bu noktaya dikkat ekerken yle diyor: "Rahman'n yaratnda ve yarattklarnda herhangi bir elime, kaos ve dzensizlik gremezsin." (67/Mlk, 3) Bu demektir ki, varlk ve olua rahmet tavr zerine bakan; mutluluk, gzellik ve dzenden baka ey gremez. nk Rahmn, onu yle yaratmtr. (5) Kinat nizamnn ileyiini salayan hayat unsurlarnn her birine dzenli mkemmellii salayan yetenekler verilmemi olsayd, bu hayat unsurlar da olmazd. Kur'an, bunun byle olmasnn kinatn her yann kuatan ilh rahmetten dolay olduunu anlatyor. Her

nesnenin tertibinde bir denge, bir uyum vardr. Bu dzen ve henk, rahmet-i ilhnin bir tecellsidir. Bize yaamak nimetini ihsan eden Kudret, nimetlerin en kymetlisi olan gzellik nimetiyle bizi donatmay gerekli grmtr. Bir yanda iimizde gzellik duygusu var edilmiken, te yandan onun gzlemleyecei gzel nesneler var edilmitir. lh rahmetin, her yerde ileyi halinde olduu inancna bizi gtren de, bu nizamdr.

Rahmet Sfatnn Kuldaki Tecellsi; Merhamet


Aramzdaki merhametli insanlar, Allah'n rahmet sfatna mazhar olmulardr. (Mazhar, bir eyin grnd yer demektir.) Allah'n merhameti, iimizdeki merhametli insanlardan sezilir. Eer dnyada merhametli insanlar olmasayd ve merhamet denilen anlamdan ortada hibir iz bulunmasayd Allah'n rahmeti bilinmez ve merhamet hakknda hibir fikir edinilemezdi. nsanlardaki merhamet sfat, Allah'n rahmet sfatna tmyle benzemez. Allah'n hibir sfatnn benzeri yoktur. O btn sfatlarnda tektir, esizdir. nsanlardaki merhamet, Allah'n merhametini bildiren bir iz, bir niandr. Bir eyin izi o eyin ne benzeridir, ne de ondan bir paradr. Yalnz ona dellet eden bir glge veya bir yankdr. Asl merhamet, Allah'n merhame-tidir. Yani merhamet kelimesinin gerek anlam, Allah ile beraber bulunan anlamdr. nsanlara merhametli denilmesi hakikat anlamyla deil, mecaz manas itibariyledir. Allah'taki merhametle insanlardaki merhamet arasndaki mnasebet, yalnz kelime benzerliinden ibarettir. nsanlarn hayat, kudreti, bilgisi snrl olduu gibi, merhametleri de snrldr. Merhametli insanlar bir sraya koymak ve her birinin konumunu, derecesini tyin etmek mmkn olsayd, bunun iin elimizde bulunmas gereken l ne olabilirdi? phesiz bu zelliin kuvveti ve yaygnl. Hayrseverlilikte en yksek duygu sahibi, hayr yapmakta en geni kudret sahibi kim ise, en nde o bulunacak ve herkesin, hatta merhamette yaranlarn bile takdir ve hrmetlerini stne toplayacak olan da o olacaktr. imdi, bu en merhametli farzettiimiz ztn merhametini inceleyelim: Bu adam, birok hayr kurumlar meydana getirmi, hastahaneler, emeler, yollar, kprler, mescidler, kurslar, okullar yaptrm olsun. Bu kimse, nice fakir ve kimsesiz ocuklar himayesine alm, onlar hayrl birer uzman olacak ekilde yetitirmi olabilir. Birok felketzedeye yardm etmi, sermayesizlere sermaye, evsizlere ev, isizlere i bulmu... Peki, yardm ettikleri acaba ne kadar tutar, bir memleketi doldurur mu dersiniz? Bu faliyeti ne kadar geni kabul edersek edelim, says rakamlara smayan yaratlmlar zerinde t ezelden sonu gelmeyen mddetler boyunca ve btn yaratklara tecell edip duran Allah'n merhameti karsnda ok snk kalacaktr. Sonra, insanlar, yaptklar iyilikten mutlaka kendilerine ait bir menfaat beklerler. sim yapmak, an ve hret kazanmak veya sevap ve mkfat

dilemek gibi bir hedef, bir ama gzetir. Dnyev veya uhrev bir karlk bekler. nk noksanlklar, ihtiya ve cizlikleri byle icap ettirmektedir. Bu ise, cmertlik deil; bir eit karlktr. Hakiki cmertlik, minnetsiz, garazsz, karlksz olarak yaplan iyiliktir. Buna da insanlar muktedir deildir. Allah her ynyle eksiksiz ve kmil bulunduu iin, ztna ait bekledii herhangi bir ey, bir keml yoktur. O yzden, O'nun cmertlik ve rahmeti herhangi bir kemlin beklentisi iin olmas imknszdr. Mutlak ve hakiki merhamet edici ancak O'dur. Daha dorusu, merhametli dediimiz ahslarn kendilerini yaratan O olduu gibi, ellerindeki nimetleri yaratan da O'dur. O nimetlerden muhtalara vermek zere gnllerinde arzu uyandran da yine O'dur. Btn bunlar sahibine verdikten sonra, ortada kalan ey, yalnz hayr sahiplerinin irdesi, yani hayr yapmaya vicdanlarnda karar vermi bulunmalardr. Fakat bu da yine Allah'n verdii zgrln bir sonucudur. Ama, onlar Allah'n verdii bu zgr irdeyi ktye kullanmayp iyi niyete sarf etmilerdir. Mkfata hak kazanmalar da ite bu yzdendir. (6)

Rahmn ve Rahm Sfatlarnn Dndrdkleri


Er-Rahmn ve er-Rahm isminin zevkini duyan gnllere yeis ve mitsizlik giremez. Mslman, ne kadar darlk ve strap iine derse dsn, Allah'n mutlaka onu selmete karacana emindir. nk kesinlikle bilir ki, O merhametlilerin merhametlisi, kerimlerin ekremidir. Allah'n bu sfatlarna gnlden inanan insanda, ciddi anlamda bunalm, stres, karamsarlk ve ktmserlik bulunamaz. amzda gittike yaygnlaan intihar fciasnn mitsizlikten, bunun da ok defa Rahmn ve Rahm sfatlarnn sahibi bulunan Allah'a imanszlktan ileri geldii bilinen bir gerektir. hirette m'minle kfiri ayrt eden, m'mine cennetini veren Allah, Rahm ismiyle rahmet edecektir. Rahm, mazlumlarn son snadr. Bu dnyada insanlarn haklarn yiyen, Hakka kar gelen, halka zulmedenler para, makam ve nvanlaryla dnyada cezalarn ekmeden giderlerse de, hirette mallar, evlatlar, ordular, servetleri onlara fayda vermeyecektir. Rahm ismi, kfirler ve zlimler iin tehdit; m'minler ve mazlumlar iin ise teselli ve snaktr. Ftiha sresinin giriinde, Allah'n, lemlerin rabb olduu tantlrken, tevhid inancnn evrenselliine iaret edilmiti. Rabbmz, yalnzca lemlerin rabb, yetitiricisi, eiticisi, reticisi, onlar zerinde otorite sahibi olmakla kalmyor; ayn zamanda onlara kar engin merhamet de tayor. Allah'n, Kitab'n "rahmet" olarak nitelemesi de bu noktada ok nemlidir. Rabbmz, Kitab' gndermekle neyi dilemektedir? nsanlarn yeryznde mutlu bir ekilde yaamalarn, sknt ekmemelerini, anlamazlklarn hak lye gre zmelerini... Kullarna kar bu merhameti, acmas ve sevgisi, Kitab'a "rahmet" adn vermesine neden olmutur. te bu

ynleri dolaysyla burada, tevhid inancnn sevgi ynne, insan ynne deinilmektedir. Tevhid toplumu, "kin, garaz, hased, zulm" zerine kurulu deildir. Bu toplumda, Rabbmz RahmnRahm olduundan, O'nu rab olarak kabullenen insanlar da birbirlerine kar merhamet doludurlar. likileri bu dzlemde cereyan eder. "Muhammed, Allah'n elisidir. Onunla birlikte olanlar, kfirlere kar sert; birbirlerine kar merhametlidirler." (48/Fetih, 29) Ancak lemlere rahmet olarak gnderilen (21/Enbiy, 107) Peygamberimiz (s.a.s.)'in sfat ve ahlkndan biri de mmetine merhameti ve efkati idi. "Andolsun size kendinizden yle bir peygamber gelmitir ki, sizin skntya uramanz ona ok ar gelir. O, size ok dkn, m'minlere kar ok efkatlidir, merhametlidir." (9/Tevbe, 128) Rasulullah (s.a.s.)'in mmetini ateten uzaklatracak eyleri gstermesi, onun efkatinin bir eseridir. Bunu, u gzel temsille dile getirmitir: "Benimle mmetim bir ate yakan ve ateine kelebek ve ekirgeler dmeye balaynca onlar men etmeye alan kimse gibiyiz. Ben sizi atee dmekten korumak iin eteklerinizden tutuyorum. Siz, benim elimden kurtulup atee dmeye alyorsunuz." (Mslim, c.5, s. 911) Rasulullah bir gn torunlarn pp okarken bir bedev huzuruna gelmiti. Evlt efkatinden mahrum olan bu adam, grd manzaraya duyduu hayretini gizleyemedi ve: "Benim on ocuum var. Bunlardan hi birini pm deilim" dedi. Peygamberimiz: "ayet senin kalbinden Cenb- Hak, merhameti skp almsa ben ne yapaym?" buyurdu ve ilve etti: "Merhamet etmeyene merhamet edilmez." (Buhri, Edeb 18; Mslim, Fezil 65) Efendimiz, kendi nefsi iin hi kzmaz; ancak Allah'n haramlar inendii zaman kzard. Dveti de byle olmal, nefsi iin kzmamaldr. Bir seferinde de ashb- kiram, Hz. Peygamber'in va'z u nasihatn pr dikkat dinlerken, O'nunla grmek isteyen yalca bir zat kalabalk arasndan Rasullah'a yaklamaya gayret ediyordu. Rasllah'n sohbetini blen bu ihtiyara yol amada biraz ar davranan ashbn bu tavr gznden kamayan rahmet ve merhamet peygamberi, derhal onlar ikaz etti: "Kklerimize efkat, byklerimize sayg gstermeyen bizden deildir." (Tirmiz, Birr 15) Kin ve dmanlk, dvet asndan asla kazandrc, neticeye gtrc olamaz. O yzden dveti, kin ve husumetine malup olmayacak, muhatabna kar buz deil; muhabbet ve merhamet besleyecektir. Ama bu szlerimizden Raslullah'n "Amellerin en hayrls, Allah iin sevmek ve Allah iin buz etmektir." (Eb Dvud, Snnet 2; Ahmed bin Hanbel, V/146) hadisini inkr ettiimiz manas karlmamaldr. Veya Allah iin buzun da bu hadiste ifade edildii ekilde gereklilii karsnda kalpte buz ile efkat ve merhameti te'life uramann tenkuz olaca zannedilmemelidir. Hayr, gnah ve ma'syette bulunanlara kar ayn anda hem rahmet ve efkat beslemekle, hem de Allah iin buzda bulunmak

arasnda hibir tenkuz, teruz yoktur. Ancak, Allah iin buz ile, nefs ve heveslerine uyularak yaplan buzu birbirine kartranlara gre byle bir tenkuz vardr. nce "Allah iin buz nedir?" bunu bilmek gerekir. Allah iin buz, bir mslmann, ma'syetler ierisinde bulunan bir kimseye hatas, isyan dolaysyla, nefsinde onun ahsna kar hibir tiksinti bulunmakszn buz etmesidir. Yani onun ma'syetine, isyanna, gafletine fke ve kin beslemesidir. Elbette ma'syet ve isyana kar yaplan buz, bunlar ileyenin ahsna duyulan efkat, merhamet ve acmadan ileri gelmektedir. Bu demek olur ki, Allah iin duyulan buz ile sevgi ve merhamet arasnda zannedildii tezat ve tenkuz deil; tam bir uyum ve kaynama vardr. ok sevdii oluna zarar veren, onun felaketine sebep olacak kt insanlara veya ktlklere bir baba kzar. Nasl bu kzmas oluna duyduu sevgiden doarsa; aynen yle, dinde veya nesepte kardeimize merhametimiz, onun helkine ve hiret zararna sebep olan masiyet ve gnahlarna buzu gerektirir. Bu buz, merhametin sonucudur. Mslman dveti, ahs ve nefsi iin kin ve dmanlk beslememeli, fkesini yenmeyi bilerek btn bir insanla efkat ve merhamet duymal, onlarn hidyeti iin almal, nasihat etmelidir. Onlar slm'a davet etmesi efkatinin, merhametinin bir eseridir. nk dvet kabul edilirse, ihtimal ki onlarn cehennemden kurtuluu ve Allah rzsna kavumalar gibi en byk faydalar sz konusudur. Dveti kendi nefsi iin istediini onlar iin de ister. Kendisi iin istedii en byk ey ise iman ve hidyettir. O, onlar iin de bunu arzu eder. Hangi lm, sapklk ve Allah'a kar isyandan daha byktr? Dveti, d3avetiyle isyankr azgnlar helk ve hsrandan kurtarmak iin alr. Merhamet, chillerden gelecek her trl zorlua kar sabrl olmay kolaylatrr. nsandaki acma duygusu, gafil ve chillerden kacak her trl engele kar direnmeyi retir. Dveti onlara, oynayan ocuklar nazaryla bakar. Kk ocuklarn ii oyun, onlarn seviyesi bilgiden mahrumluk, faydal veya zararl olacak eyleri kavrayamamaktr. Bunun iin dveti, onlara nasihat ederken, onlarn yz evirmelerine, kendisine zorluk kartmalarna ve eziyet vermelerine amaz. Nasl ki, bir ocua t verir, atee ve tehlikeli bir eye dokunmaktan men edersin de o da barr, fkelenir, hatta bazen sana eziyet bile verir. Ayn ekilde dveti de muhtaplarnn engellerine amaz. Rasl Ekrem, Kurey'e kar dvet grevine ok ar artlar altnda devam etmitir. Onlarn eziyetlerine tahamml ederek yle demitir: "Ey Allah'm, kavmime hidayet ver; nk onlar bilmiyorlar." Kaba davranmak, etrafndakilerin dalmasna sebep olur. Merhametten mahrum kat kalpli bir dveti, almasnda muvaffak olamaz. Syledikleri doru da olsa insanlar ona meyletmez. Bu, insan doasnn icabdr. nsanlar ftraten kat, sert ve skc davranlardan nefret ederler. Byle kimselerin szleri kabul grmez. nk bir nasihat kabul etmek, kalbin nasihat eden kimseye ynelmesine baldr. Bu

ynelme sert tabiat ve kat kalple elde edilemez. "Allah'tan bir rahmet sebebiyle sen onlara yumuak davrandn. Eer sen kat kalpli ve sert davransaydn, phesiz onlar etrafndan dalverirlerdi." (3/l-i mrn, 159) O'nun Rahmn sfatnn dnyada m'min-kfir herkese merhamet etmesi, Rahm sfatnn ise hirette adleti gerei sadece m'minlere merhamet edip kfirlere azap etmesi olduunun bilincinde olarak, cennet ve cehennemi hatrlayp mit ve korku arasnda Kur'an'a ynelmeli, bylece hayat bulmal, dirilmeli ve hayatmz O'na vakfetmeye, O'na adamaya almalyz. Rahmn ve Rahm'e iman eden bir insan, Allah'n yeryzne indirdii rahmetten yararlanr ve yaratklara rahmet nazaryla bakar. Civcivini korumak iin aslana kar duran tavuk, yavrusu iin kartala kanatlar ve gagasyla kar duran seredeki rahmet bizde de vardr. O madenimizi iletirsek, insanlar imanszlatrp onlarn cehenneme atlmasna sebep olan tutlara ve ateistlere, insanlarn elinde avucunda ne varsa smren kapitalistlere ve zlimlere kar tavr alr, kahramanlara ve slihlere yakan bir k yolu buluruz. Rahmn, O'nun dnyadaki tecellsi, Rahim ise hiretteki tecellsi. Rahmn ve Rahm derken, hem dnyay hem hireti hatrlyoruz. Dnyamzn da hiretimizin de O'nsuz olamayacan dnyoruz. Dnyann hiretten ayr deil; hiretin tarlas, hazrlk safhas olduunun bilincinde, dnyada da O'nunla, O'nun lleriyle olmaya gayret ediyoruz. Hz. Muhammed'in (s.a.s.) gnl vrisi olan kmil insan, bir rahmet taycs olmaldr. yleyse biz de yaratlmlara rahmet nazaryla bakmalyz. Rahman'n rahmetinden mit kesmemeliyiz. O Rahm'dir diyerek tembellie de dmemeliyiz. nk ayn zamanda O, din gnnn sahibidir.
1- A.Osman Tatlsu, Esm'l-Hsn, s. 37 2- H. Ik, Ftiha zerine Mlhazalar, s. 157 3- M. Topta if Tefsiri, c.1, s. 66 4- Ali nal, Kur'an'da Temel Kavramlar, s. 434-436 5- Kur'an'n Temel Kavramlar, s. 421 6- A. O. Tatlsu, a.g.e. s. 39 Rahmn ve Rahm Konusuyla lgili yet-i Kerimeler Allah Rahmndr: Ftiha, 1, 3 ; Bakara, 163; Ra'd, 30 ; sra, 110 ; Meryem, 18, 26, 4445, 58, 61, 69, 75; Ta-Ha, 5, 90, 108-109 ; Enbiya, 26, 36, 42 ; Furkan, 26, 59... Allah Rahimdir: Fatiha, 1, 3 ; Bakara, 37, 54, 128, 143, 160, 163, Al-i mran, 31, 89, 129 ; Nisa, 25 ; Maide, 3, 34, 39 ; En'am, 54, 145, 165 ; A'raf, 153, 167... Allah'n Rahmeti: Bakara, 64, 207, 218 ; Al-i mran, 107 ; Nisa, 83, 113 ; En'am, 12, 16, 133 ; A'raf, 63 ; Hud, 28, 43, 63 ; Yusuf, 53 ; sra, 100 ; Kehf, 16, 58, 65... Allah Dilediine Rahmet Eder: Bakara, 105 ; Al-i mran, 74 ; Yusuf, 56 ; Ankebut, 21.. Allah'n M'minlere Rahmeti: Bakara, 157, 178 ; Nisa, 175 ; En'am, 54 ; A'raf, 52, 72, 154 ; Tevbe, 21, 71 ; Hud, 58, 66, 94 ; Ahzab, 43... Allah'n Rahmetini stemek: Bakara, 218, 286 ; Al-i mran, 8, 159 ; A'raf, 23, 149, 151; Yunus, 86 ; sra, 24, 28, 57 ; Kehf, 10 ; Enbiya, 83... Allah, Kendisine taat Edene Rahmet eder: Al-i mran, 132 ; Nur, 56. Allah, Kendi Yolunda Savaanlara Rahmet eder: Al-i mran, 157 ; Nisa, 96. Allah, Kendisinden Korkanlara Rahmet Eder: En'am, 155 ; Hucurat, 10 ; Hadid, 28. Allah, yilik Yapanlara Rahmet Eder: A'raf, 56.

Allah, Kur'an Okuyana Rahmet Eder: A'raf, 204. Allah, nfak Edenlere Rahmet Eder: Tevbe, 99. Allah, Tevbe Edenlere Rahmet Eder: sra, 8, 54 ; Neml, 46. Allah'n Rahmeti Boldur: Al-i mran, 73 ; A'raf, 156 ; Yunus, 58 ; Ftr, 2 ; Hadid, 9. Allah'n Rahmeti Dnyada Herkesi Kuatr: A'raf, 156. Allah'n Rahmeti Her eyi Kuatmtr: A'raf, 156; M'min, 7. Allah, Ahirette Kfirlere Rahmet etmez: A'raf, 49. Yamur Rahmettir: A'raf, 57 ; Furkan, 48 ; Neml, 63 ; Rum, 46, 50 ; ura, 28. Kur'an Rahmettir: A'raf, 203 ; Yunus, 57-58 ; Yusuf, 111 ; Nahl, 64, 89 ; sra, 82 ; Neml, 77 ; Kasas, 86 Ankebut, 51 ; Lokman, 3 ; Duhan, 6 ; Casiye, 20. Peygamberimiz Rahmettir: Tevbe, 61 ; Enbiya, 107 ; Kasas, 46 ; Duhan, 6. Allah'n Rahmetine Vesile Aramak: Maide, 35 ; sra, 57. Allah'n Rahmetinden mit Kesilmez: Yusuf, 87; Hcr, 55-56 ; Zmer, 53 Allah'n Rahmetinden mit Kesenler: Yusuf, 87 ; Hcr, 56 ; Ankebut, 23 ; Fusslet, 49. Allah'n Rahmetini nkr (Nankrlk) Etmek: Yunus, 21 ; Hud, 9 ; M'minun, 75 ; Rum, 33, 36 ; Fusslet, 50 ; ura, 48. Rahmn ve Rahm Konusuyla lgili Baz Hadis-i erif Kaynaklar Buhari, Edeb 13, 18, 27; Tevhid 15, 22, 25, 28, 55; Bed'l Halk, 1 Cenaiz 32; Eyman 9; Mslim, Birr 17); Tevbe 14-16 ; Fezail 65, 66; Cenaiz 9, 11 Tirmizi, Birr 15, 16; Deavat 99 Ebu Davud, Edeb 58, 145; Cenaiz 24 Ahmed b. Hanbel, II/ 163, 190. Konuyla lgili Geni Bilgi Alnabilecek Kaynaklar Hadislerle Kuran Tefsiri, bni Kesir, ar Y. C. 2, s. 64-73 Tefsir-i Kebir, Fahreddin Razi, Aka Y. c.1, s. 231-234, 325-329 Hak Dini Kuran Dili, Muhammed Hamdi Yazr, Eser Y. c. 1, s. 31-37, 74-81 ifa Tefsiri, Mahmut Topta, Canta Y. c.1, s. 60, 65-68 Fi Zlalil- Kuran, Seyyid Kutub, Hikmet Y. c. 1, s. 35-36, 40 Fatiha Tefsiri, azad, Bir Y. s. 97-158 mil slam Ansiklopedisi, mil Y. C. 5 s. 215-219 Kur'an'da Tevhid, Mehmet Kubat, afak Y. s. 193-196 Kur'an'da Uluhiyet, Suad Yldrm, Kayhan Y. s. 111-127 Kur'an'da Temel Kavramlar, Ali nal, Krkambar Y. s. 434-43 Sorularla Fatiha Suresi, Zabit Ali Durmu, Ali ipak, YendaY. S. 109-118 Fatiha zerine Mlahazalar, Hikmet Ik, Nil Y. S. 150-159 lk Mesajlar, M. Ali Balta, Birleik Y. s. 20-22 slami Terimler Szl, Hasan Akay, aret Y. s. 383-384 Esenlik Yurdunun ars, Celaleddin Vatanda, Pnar Y. s. 137-144 Fatiha Suresi ve Trke Namaz, Sait imek, Beyan Y. s. 27-34; 46-47 Esma'l Hsna erhi, Ali Osman Tatlsu, Yamur Y. s. 30-39 Ayet ve Hadislerde Esma-i Hsna, Metin Yurdagr, Marifet Y. s. 68-74 Esma'l-Hsna erhi, M. Necati Bursal, Erhan Y. s. 59-78 Onun Gzel simleri M. Nusret Tura, nsan Y. s. 55-56 Esma'l-Hsna Afifddin Sleyman Tilmsani, nsan Y. 8- 18 Esma-i Hsna'dan Esintiler, Sadettin Kaplan, Marifet Y. s. 11- 14 Rahman'n Ayetleri Karsnda, Atasoy Mftolu, Nehir Y. Rahmet, hsan Atasoy, Nesil Basn Yayn

Ftiha, 4; kavram 6 DNGN


Din gn yaknda gelecek; Hesaba ekilmezden nce Kendini hesaba ek! Din Gn; Anlam ve Mhiyeti mit - Korku Dengesi:

Allah, Sadece Rahmet Sahibi Deil; Ayn Zamanda dildir de Din Gnnn Tek Sahibi Allah'tr Kur'an'da Din Gn Kymetin Dier simleri Din Gn uuru, Kymetin ve lmn Dndrdkleri

"(Allah), Din gnnn mliki (cez gnnn gerek sahibi)dir." (1/Ftiha, 3)

Din Gn; Anlam ve Mhiyeti


"Din gn" kavram, "gn" anlamna gelen "yevm" kelimesiyle; "itaat, hesap, ceza (yaplan iin tam karlnn verilmesi)" gibi anlamlara gelen "ed-dn" kelimesinden oluur. Din gn: Yaplan ilerin tam karlnn verilip grlecei hesap gn anlamna gelir. Bu tanmda geen "gn" kelimesi, bir gn ve gecenin toplam olan yirmi drt saat anlamnda olmayp, zaman blmlerinden herhangi birini ifade etmektedir. Buradaki "gn"; ay, yl, asr, a gibi bildiimiz veya bilmediimiz herhangi bir zaman birimi olabilir. "Bugn dnya, yarn hiret" sznde olduu gibi. Kur'an'da geen ifadelerden yola klarak hiretteki bir gnn bin veya elli bin sene olduu anlalmaktadr. "Din" kelimesi ise burada, hesap, ceza, karlk anlamlarna gelir. "Din gn" kavramnn ifade ettii balca anlamlar unlardr: Hayrn hayr, errin de er olarak grlecei "Kymet gn". Yaplan ilerin karlnn tam olarak verilecei "Ceza gn". nsanlarn yaptklar ilerin, Allah tarafndan takdir edilip hesabnn grlecei "Hesap gn". Din gnnden kastedilen, hirettir, hesap gndr. Kur'an', Kur'an kavramlar, ncelikle Kur'an'la tefsir etmek en doru yoldur. Din gnnn ne olduunu baka yetler aklamaktadr: "Sonra din gnnn ne olduunu nereden bileceksin? O gn, kimsenin hi kimseye hibir fayda salamayaca bir gndr. O gn emir yalnz Allah'a aittir." (82/nfitr, 17-18) Din gn: "Btn iyi ve kt ilerin Hak lsnden geerek son tahakkukunu bulaca ve birbirinden tamamen ayrlaca son zamandr." Gelecekte, yaplan ilerin tam karlnn verilecei son gn demektir. Grld gibi, Din gn, Kymet gnn ifade etmektedir. Kymet gnnn, ldkten sonra dirilme, durup bekleme, sual, hesap, mzan, srat ve ceza gibi durum ve mertebeleri vardr. u halde Din gn, dinin mlum olan mhim gn demektir ki, bundan da hiret ve kymet gn anlalmaktadr. Bu gnde herkes, dnyada yaptklarnn karln mutlaka grecektir.

mit - Korku Dengesi:


Allah, Sadece Rahmet Sahibi Deil; Ayn Zamanda dildir de "Mlik-i yevmid-dn" tamlamas, hesap gnnde adlet datlan anlamn tar. Kur'an, din kelimesini genelde hesap karl olarak kullanr. Kymet gnne hesap gn denmesinin sebebi budur. "(Allah), Din gnnn mliki (gerek sahibi)dir." (1/Ftiha, 3) melindeki yet, Allah'n ezel ve ebed olan "Hak mlikliini ve melikliini" vurgulamaktadr. "Bunlar benim!" diyerek byklenip, mlkne gvenerek, kimseye vermezken kk bir eye bile sahip olamaz hale denlere ilh bir ihtardr. Ayrca yet, insanlarn sahip bulunduklar her trl mal ve stnlklerin bir gn yok olacan, nihayet asl sahibine dneceini de ifade etmektedir. nk o gn, baka idareci, baka memleket ve hkmet bulunmayacaktr. Bu gn din gnn inkr ederek yoklua gvenenler, o gn bundan da mahrum olacaklardr. Nitekim bu durumu Kur'an ok canl olarak bildirmektedir. "Tek bir lk. Birden bire gzleri alverecektir. 'Eyvah bize!' derler; ite bu, ceza ve hesap gndr. Onlara, 'te bu, yalanladnz hkm gndr' denilir." (37/Safft, 19-21) Din gnn yalanlayanlarn, byle hayret ve aknlk iinde kalacaklar, nceden bir trl inanamadklar bu gn pimanlkla karlayacaklar belirtiliyor. Ftiha sresinde, Allah'n Rahmn ve Rahm oluunun ardndan, hemen O'nun "din gnnn sahibi" olduu bildiriliyor. Bylece Rahmn ve Rahm sfatlar, herkesin yaptklarnn hesabn verecei gnn unutulmasna yol amayacaktr. Her insan kesin olarak bilmelidir ki, Allah, sadece Rahmn ve Rahm deil; ayn zamanda dildir de. Allah, Rahmn ve Rahm isimleriyle bizi nce mitlendiriyor. "Malik-i yevmid-dn" ile de korkutuyor. Cennete gitme midi ile cehenneme dme korkusu arasnda ilerimizi ve niyetlerimizi dzeltmemiz hatrlatlm oluyor. Allah'n her ey zerinde mutlak kudrete sahip bulunmas dolaysyla, dilediini cezalandrmak O'nun kudretinde ve irdesindedir. u halde, din gn, kbetimizin hsran veya sadet iinde olmasnn Allah'n kudreti dahilinde bulunduuna inanmamz ifade etmektedir. Btn bunlardan anlalaca gibi, din gn, umumi ceza ve Rabbn adletin gn olacaktr. O gnde bizim admza i grenler olmayacak. Parayla kaplar almayacak. Rvetler, mallar, ocuklar fayda etmeyecek. Dnyev bir ey zaten yanmzda bulunmayacak. (Bkz. 26/uar, 88). Dnyev mahkemelerden bile korkan insanlara byk mahkeme ve byk sorgu hatrlatlmakta ve insan uyarlmaktadr. O byk mahkemenin tek hkimi vardr. O gnn tek mliki ve melikinin Allah olduu vurgulanmaktadr.

Ftiha'nn ilk iki yeti Allah, Rab, Rahmn ve Rahm isimlerini tantyor. Yediklerimizi, giydiklerimizi, sevdiklerimizi, beden ve ruhumuzu yaratan, yaatan ve yneteni bize bildiriyor. Rahmn ve Rahm olan Rabbmz, Allah'a hamd etmemizi istedikten sonra, ceza gnnn sahibi olduunu hatrlatyor. Kur'an'n temel slbudur bu: mit ve korku; cennet ve cehennem; rahmet ve gazab... ki gerekle kar karya brakr irde sahibi insan. nsan bunlardan birini tercih eder yaayyla. Allah, bu ztlarn birbirini dengelemesini ister. mit-korku dengesi hayatmza yn vermelidir. Bu, ayn zamanda bize tebliin metodunu da retiyor. nce inanan - inanmayan herkese sevindirici, mjdeleyici olacaz. Sonra m'minleri ayrp, iman kardelii sebebiyle dost ve ncelikli kabul edecek; fakat herkese devaml aklayc, anlatc, kurtulua dvet edip felketi gsterip uyarc olacaz. Bunlardan anlamayanlar iin korkutucu, sakndrc ifadeler kullanacaz. Kur'an, boyutlu, zamanldr. fade ve mesaj bu zaman dilimini kuatr. Kur'an, corafyalar st, yani evrensel olduu gibi, ayn zamanda alar stdr, tm zamanlarn kitabdr. Kur'an, hali ve halimizi anlatrken mzyi (gemii) hatrlatr. Ayn zamanda insan gelecee hazrlar. stikbli gznne serer. stikbl denilince ou kimsenin aklna genlikten sonra yaanan dnyev dnem gelmektedir. Bu, ileriyi grememektir, uzun vdeli deil; kk dnmek ve klmektir. stikbl gklerde deil; kklerdedir; yani ftratta ve kaynak Kitapta. nsan, Kur'an'n mesajndan beslenerek bu zaman yaarsa zamne insan olmaktan kar; diri diri yaar ve her yapt ibdet deeri kazandndan canl Kur'an olur. Bu uurdaki insan, din gn bilinciyle hesapl yaar, byk mahkemede hesaba ekilmeden kendi nefsini hesaba eker. Bir mr boyu srecek maa karlnda birka saat alma zahmetine kim katlanmaz? Aynen bunun gibi, hiret hayatyla karlatrldnda ok ksa olan u fni dnyada, milyar dolarlara deiilmeyecek erefli kulluk grevini terketmek aklllk mdr? nsan, ok aceleci ve unutkan. Allah da ok merhametli ve bizi uyaryor ve bize din gnn hatrlatyor. stikbl iin yatrm yapmalyz. Orada lzm olacak az buradan hazrlayp gndermeliyiz. Din gn uuru bize bunlar kazandrr.

Din Gnnn Tek Sahibi Allah'tr


hirete, din gn denilmesinin bir sebebi de, hiretin dinin temel esaslarndan olmasdr. Allah ve hiret inanc, tevhidin tm esaslarn iermektedir. Allah, hiretin sahibi olduu gibi; dnyann da sahibi, mliki ve meliki (yneticisi)dir. Ama burada "Din, ceza gnnn mliki" denmitir. Bunun sebebi: Bu dnyada bir ksm insanlarn mliklik ve meliklik iddiasnda bulunmalarna Allah'n frsat vermi olmasndandr. O'nun dnyann sahibi ve yneticisi olduuna kar gelen baz atlak sesler olabilir. Ama O'nun hiret gnnn sahibi oluuna orada itiraz eden kfir, mrik hibir kimse olamayacaktr. hirette mlk ve milk, sahiplik ve otorite yalnz ve

yalnz O'na aittir. "Kimindir o gn hkmranlk? Elbette kahhr olan tek Allah'ndr." (40/M'min, 16) "O gn i tamamyla Allah'ndr." (82/nfitr, 19) Elbette hiretin de dnyann da sahibi sadece Allah'tr. Yoksa, hiretin sahibi ve yneticisi ile dnyann sahibi ayr ayr gler deildir. Ne var ki, O'nun dnyann sahibi oluu, baz kfr evrelerince tartlsa bile, hiret mliklii tartmasz ve itirazszdr. Gerek m'min ise, O'nun dnya mliklii karsndaki tartma ve itirazlar ortadan kaldrmakla grevlidir. Yce Allah'n her eyin tek yaratcs ve sahibi olduunu bildiren pek ok gerek vardr. rnein, kinatn yap ta olarak bilinen atom ve hayat binasnn ana maddesi olarak kabul edilen hcre. Atom, bunca kklne ramen byk bir mcize; Hcre, bunca grlmezliine ramen bir baka mucize. phesiz bu kinat, her dilden okunan, her vesile ile anlalan apak bir gerekler kitabdr. Evrenin herhangi bir noktasna dikkatlice bakmak, Allah'a ve din gnne, yani hirete inanmak iin yeterlidir. Allah'n okunan kitab olan Kur'an'da din gn anlatlrken, grnen kinat kitabndan da baz sayfalar gzler nne serilmitir. Bylece ldkten sonra dirilme ii, kymet gn ve hiret hayat, en gereki ve doru bir ekilde anlatlmtr. imdi, konuyla ilgili Kur'an yetlerini ve kymet gnnn Kur'an'da geen dier isimlerini grelim.

Kur'an'da Din Gn
Din gn ile ilgili Baz yetler: "Allah, din gnnn (mkfat ve ceza gnnn) sahibidir." (1/Ftiha, 3) Bu yet, Allah'n ceza ve ldkten sonra dirilme gnnn tek sahibi olduunu, itaatkr olanlarla, gnahkr olanlarn ortaya karlp yaptklarnn karln greceklerini belirtiyor. Allah dnyada zulm yapanlara hemen cezalarn vermiyor. Ancak, zlimlerin zulmne rz olmadn beyan etmi, bu emre uymayanlardan mutlaka intikam alacan aka bildirmitir. te, "din gnnn mliki" yetinden kastedilen mana budur. Yani zerre miktar iyilik yapan mkfatn, yine en kk ktlk yapan da cezasn grecektir. "(eytana) t ceza gnne kadar lnetim zerinedir." (38/Sd, 78) Yani ceza gn gelince, o da lyk olduu ebed azba kavumu olacaktr. yetler, "din gn"nn, yaplan ilerin karlnn grlecei "ceza gn" anlamna geldiine iaret ediyor. Kymet gnne kadar lnete uram kiiler, ebed azb hak etmi olanlardr. Bunun iin, eytan da hiret leminde, lnetin zerinde azba urayacak, Allah'n emrini uygun grmemenin ebed cezasn ekecektir. Ayrca yetler, dnya hayatnda, Allah'n hkmlerini beenmeyip uygun bulmayanlara, yani eytanlaanlara ilh bir ikaz nitelii tamaktadr. "(brahim a.s.), ceza gn hatam balayacan umduum da O'dur." (42/r, 82) yet, Allah'n her eye kadir bir ma'bud olduunu ifade ediyor. Hz. brahim, bir peygamber olduu iin,

gnahtan msumdur. Fakat bu yette, insanla bir fazilet dersi verilmek isteniyor. Din gnne gerekten inanmann, gnahlardan korunup, Allah'n rahmetine iltic etmekle mmkn olaca, insanlara bylece retilmi oluyor. "Vah bize, bu ceza gndr! dediler. Bu, (daha nce) yalanlamakta olduunuz hkm gndr." (37/Safft, 20-21) Bu yetler, din gnn yalanlayarak ona inanmayanlarn, o gnde nasl zntler iinde kalacaklarn haber veriyor. Dnyada iken hiret hayatn inkr edenler, o leme sevkedildiklerinde, bunun bir gerek olduunu grp anlam olurlar. Kur'an, kendine zg slbuyla, bu hdisenin mutlaka olacan ifade etmitir. te o gn, yaratklar arasnda Allah'n hkmnn tecell edecei gn olacaktr. "Ceza gn ne zaman?' diye sorarlar. O gn onlar atete yaklacaklardr. (Kendilerine:) 'Fitnenizi (fesatlnzn cezasn) tadn! Acele isteyip durduunuz ey budur ite!' (denilecek)." (51/Zriyt, 12-14) yetler, koyu bir cehlet iinde kalp, apak rnekleri kavrayamam kimselerin hiret inanlarn aklyor. Onlarn "ceza gn ne zaman?" szlerindeki maksatlarn bildiriyor. Bilmek ve renmek iin deil, alay etmek iin sorduklarn belirtirken, onlarn bu sorularna gereken cevab da veriyor. Din gnn yalanlayanlarn, kymet gnnde atee atldklar anki durumlar anlatlyor. "Ve diyorlard ki: 'Biz ldkten, toprak ve kemik yn olduktan sonra, biz mi bir daha diriltileceiz? nceki atalarmz da m?' De ki, ncekiler ve sonrakiler. Belli bir gnn buluma vakti iin mutlaka toplanacaklardr. Sonra siz ey sapk yalanclar, elbette bir aatan, bir zakkum aacndan yiyeceksiniz. Onunla karnlarnz dolduracaksnz. zerine de kaynar su ieceksiniz. Susuzluk hastalna tutulmu develerin iii gibi ieceksiniz. te ceza gnnde onlarn arlan bu ekilde olacaktr." (56/Vka, 47-56) "Onlar ki, namazlarna devam ederler. Mallarnda belli bir hisse vardr. steyene ve mahruma. Ceza gnn tasdik ederler." (70/Meric, 22-26) Bu yetler, Allah'a ve hiret gnne iman etmenin, insan hayatndaki nemini belirtiyor. u yet de hireti yalanlayanlarn baz temel zelliklerini aklyor: "(Onlar da) dediler ki: 'Biz namaz klanlardan olmadk. Yoksula da yedirmezdik. Bo eylere dalanlarla birlikte dalardk. Ceza gnn yalanlardk." (74/Mddessir, 43-46) "Ceza gn oraya (atee) girerler. Onlar ondan (hibir yere kap) kaybolacak deillerdir. Ceza gnnn ne olduunu sen nereden bileceksin! Ve yine ceza gnnn ne olduunu sen nereden bileceksin! (O gn,) kimsenin kimseye yardm edemeyecei bir gndr. O gn emir yalnz Allah'a aittir." (82/nfitr, 15-19) "Onlar ceza gnn yalanlamaktadrlar. Onu ancak saldrgan ve gnaha dkn kimse yalanlar." (83/Mutaffifin, 11-12)

Kymetin Dier simleri


Kur'an'da kymete ait pek ok isim zikredilmitir. Bunlarn hepsinden nce geleni, ilk suredeki "din gn"dr. Din gn gibi, kymet gn anlamna gelen ve Kur'an'da geen dier nemli ismler unlardr: Es-Sat: Allah tarafndan bilinen ve kararlatrlm olan zaman demektir (30/Rm, 12, 14, 55). El-Yevm'l Hakk: Hak gn, doruluk gn demektir (78/Nebe', 39). Yevm'l Ma'lm: Gelecei kararlatrlm belirli ve muayyen gn demektir (56/Vka, 50). ElVakt'l Ma'lm: Gelecei belli olan Allah katnda kararlatrlm bulunan vakit demektir (38/Sd, 80-81). El-Yevm'l Mev'd: Vadedilmi, yani olacana sz verilmi gn anlamndadr (85/Burc, 2). El-Yevm'l hir: Son gn, dnya hayatndan sonra gelecek olan hayat demektir (58/Mcdele, 22). Yevm'l zife: Yaknda gelecek olan musibetler ve felketler gn anlamna gelir (40/M'min, 18). Yevm'n Asr: Zor ve mkl bir gn demektir (54/Kamer, 8; 74/Mddessir, 8-9). Yevm'n Azm: Byk bir gn anlamndadr (6/En'm, 15). Yevm'l Ba's: lmden sonra yeniden dirilme gn anlamna gelir (26/uar, 87). Yevm't-Tebn: Aldanmadan duyulan znt ve esef gn anlamna gelir (64/Tebn, 9). Yevm't-Talk: Buluma ve kavuma gn demektir (40/M'min, 15). Yevm't-Tend: nsanlarn korku ve dehetten barp aracaklar gn (40/M'min, 32). Yevm'l Cem': Toplanma gn, yaratlmlarn toplanaca gn demektir (42/r, 7). Yevm'l-Hsb: Hesap gn demektir (38/Sd, 16, 26). Yevm'l Hasr: Hasret gn, yaplan ilerden dolay pimanlk duyup hasret ekme gn anlamlarna gelir (19/Mer-yem, 39). Yevm'l Hurc: Dirilip kabirden kma gn anlamndadr (50/Kaf, 41-42). Yevm'l Fasl: Hak ve btln ayrt edilecei hkm gn demektir (44/Duhn, 40; 77/Mrselt, 14, 38). El-Kaari'a: arpc bel, lemin tahribi zamannda varlklarn birbirlerine iddetle arpmalarndan dolay, insanlarn akllarn alacak ve dlerini patlatacak olan byk hdise demektir (101/Kaaria, 1-5). El- iye: Perde gn, her eyi sarp kaplayan gn anlamndadr (88/iye, 1). Et-Tmmet'lKbr: Byk musibet ve felket gn demektir (79/Nzit, 34-35). En-Nebe'l-Azm: Byk haber gn demektir (78/Nebe', 1-2). ElHkka: Zaruri olarak gelip gerekleecek olan sbit saat ve zaman demektir (69/Hkka, 1-3). El-Va'ad: Vde gn demektir (70/Meric, 42-44). El-Vka: Vuku bulacak gn, yani olaca muhakkak olan gn demektir (56/Vka, 1-2). Emrullah: Allah'n emri, hkmnn geerlilii anlamna gelir (40/M'min, 78; 82/nfitr, 19). Yevm'l Kymeh: Kymet gn, llerin dirilip kalkaca gn demektir (75/Kyme(t), 1-40).

Din Gn uuru, Dndrdkleri

Kyametin

ve

lmn

nsan, teklifsiz, ba bo ve kendi keyfine braklmamtr. Onun yapaca iler ve yapmamas gerekenler, ilh hkmlerle

bildirilmitir. Dnyada irdesiyle Allah'a kulluk etmesi iin ona her trl imkn salanmtr. Allah'n kendisine verdii, madd mnev tm imknlar O'nun istedii gibi kullanan kimse, dnyada ebed hayat kazanm olur. Aksini yapan kii de bu ebed hayatn mutlu sonucunu elde edemez. Bunun iindir ki, her insann hiret hayat, dnyadaki mrne gre deil; dnya hayatnda yapt ilerine gre olacaktr. Eb Hureyre (r.a.)'den, Raslllah (s.a.s.)'n yle buyurduu rivayet edilmitir: "Yedi kimseyi Allah, kendi zllinden (glgesinden) baka bir glge olmayan kymet gnnde kendi glgesi altnda barndracaktr. Bunlar; 1- mm- dil (adletli mslman devlet bakan, idareci), 2- Rabbna itaat ve ibdet eden gen, 3- Gnl mescidlere bal olan kimse, 4- Birbirlerini Allah iin seven ve yine Allah iin buz eden iki kimseden her biri, 5- Makam ve gzellik sahibi bir kadnn isteine ramen "ben Allah'tan korkarm" diyerek haram ilemeyen erkek, 6- (Gnl honutluu ile) infak ettiinden sol elinin haberdar olmayaca kadar gizli olarak sadaka veren kimse, 7- Tenhada (lisanen veya kalben) Allah' zikredip de gz yala dolup taan kii." (Buhr, Bed'ul Ezn, 384, Tecrd-i Sarih Ter. c. 2, s. 617) Kymet gn evlt ve maln fayda vermedii, ancak dorularn doruluunun fayda verdii bir gndr. Geleceinde hi phe olmayan bu gnde, insanlar kabirlerinden karak Allah'n huzurunda toplanacak ve hibir kimse -Allah'n izin verdikleri mstesn- bir dierine fayda veremeyecektir. nsanlarn kendi organlar yaptklarna hitlik edecektir (41/Fusslet, 20-21). Ksacas bu gnn, ok korkun anlar ve zellikleri vardr. Kymet gnnde insann kendi yaptklarndan baka her eyden, kesin olarak midini kesecei anlalyor. Kur'an yetlerinde ve hadis-i eriflerde, kymet tasvir edilirken, yer ve gk nizamnn bozulmasndan ve bunlarn mahvolup toz haline gelmesinden bahsedilmitir. "O gn arz (yer) baka bir arz olup deiecek; gkler de deiecek..." (14/brhim, 48) Bu yetten de anlaldna gre kymet, lemin nizamnn bozulmasnn ve dnyadaki mevcut hayatn mahvolmasnn ismidir. Ondan sonra yeni bir hayat balayacak, bu yeni hayatn nizam kurulacaktr. Kymet inanc, dinin iman esaslarndandr. nsanlarn davranlarna yn vermedeok etkili olduu iindir ki, slm, bu inanc kendi mensuplarnn gnllerine tam ve kmil bir ekilde yerletirmek istemitir. Kur'an'n ve hadis-i eriflerin belirttii din gnne ve kymet gnnn bildirilen eitli durumlarna, ne yazk ki insanlarn pek ou, gerektii ekilde samimi olarak inanmamaktadr. Dilleri ile kymet gn haktr derken, kalpleri o gnden gfil bulunanlar, dilleriyle inanm, ancak davranlaryla o gn yalanlam olanlardr. u da unutulmamaldr ki, kymeti davranlarla yalanlamak, yani sanki bu gn hi gelmeyecekmi gibi her trl

gnah ve ktlkler ilemek, dil ile yalanlamak gibidir. Kymetin vuku bulaca phesizdir. nk bunu Allah haber vermitir. Kymeti inkr etmek kfrdr. Kymetin ne zaman meydana geleceini Allah, kullarna bildirmemitir. O er ge vuku bulacaktr. u kadar ki, onun olaca zaman kimse tayin edemez. nsana den grev, byle bir gnn geleceini bilmek, ona inanmak ve o gn iin hazrlanmaktr. Zaten bir hadis-i erifte ifade edildii gibi, insan lnce kendi kyameti kopmu demektir. Din gnne iman etmek, ldkten sonra tekrar dirilmeye inanmak, hesap ve ceza meselelerini kabullenmek, slm dininin inan esaslarnn bir blmdr. Allah'n tek bir ilh olduunu kabul etmenin hemen ardndan bunlara inanmak gereklidir. slm'da ulhiyet gerei ile hiret hayatnn hakikat birletirilip tek temel zerine oturtulmu, bylece itikad, amel, ve ahlk deerler birletirilerek bir btn haline getirilmitir. slm tasavvurunda hayatn manas, insan mrnn tekil ettii u ksa zaman deildir. Hatta bu hayatn anlamn, ne bir kavmin ve toplumun yz yllar sren mr, ne de btn insanlarn sregelen hayat ifade edebilir. slm tasavvurundaki hayat, u grnen dnya hayatn iine ald gibi, Allah'tan baka kimsenin bilmedii hiret hayatn da iine almaktadr. Mekn itibaryla da, zerinde insanlarn yaamakta olduu u yeryzn iine ald gibi; hiret yurdunu da ihtiva etmektedir. Yine lemleri kucaklarcasna u grnen kinata mil olduu gibi, her trl gereklerini Allah'tan baka kimsenin bilmedii "gayb" lemini de kapsamaktadr. O gayb lemi, lm n ile balayp hiret hayatyla son bulur. Mhiyet itibaryla hayat, dnya hayatndaki u bilinen yaay kapsad gibi, ikinci hayat dediimiz hiret yaayn da iine almaktadr. te din gnne iman etmek, bylesine zamann sonsuz mesafesini, meknn hudutsuz ufuklarn, hayat ve lemlerin bitmeyen derinliklerini ve yceliklerini ifade etmektedir. Bu inan, kesinlikle kiinin dnya grn deitiren ve davranlarn etkileyen bir inantr. Her asrda olduu gibi gnmzde de en nemli hususlardan biri, din gnne iman etmek konusudur. Bunun iindir ki, Kur'an, tevhid inancyla beraber bu inan zerinde srarla durmu, Hz. Peygamber de pek ok szleriyle bu inancn nemini belirtmitir. Her konuda hakk bildiren Allah, hak olan hiret konusunda da nemle duruyor. Eer insan yaptklarndan sorumlu olmasayd, o zaman iyilik ve ktln fark ortadan kalkm olur, insan yaay tamamen maksatsz ve gayesiz hale gelir, her i neticesiz kalrd. Oysa insan, maksatsz ve gayesiz olarak yaratlmamtr. Her insan, kendi iradesiyle yaptklarnn karln grmeyecek olsayd, o zaman iyilik ve ktlk ayn ey olur, gnah ve sevabn anlam kalmazd. nsanlar, bu dnya hayatnda da az ok yaptklarnn karln grrler. Bununla beraber unu da unutmamaldr ki, pek ok zlim gnahkrlar, ktlk yapan insanlar, bu dnyada rahat yaarlar da, birok iyi insan musibetlere mruz kalr. nk bu dnya, yaplan

ilerin asl karlnn grlecei yer deildir. te tm ilerin karlnn verilecei ve rabbn adletin tecell edecei an din gndr. (1) Allah'n kinat iin koyduu baz kanunlar vardr. Adna Snnetullah dediimiz bu tabiat kanunlarndan biri "ceza=karlk kanunu"dur. Yaplan hibir hareket karlksz deildir. Ate yakar, ekilen tohum biter, olgunlaan meyve yere der... Yani kinatta neyi dnsek, nereye gz atsak, Allah'n koymu olduu bu "karlk kanunu"nu grrz. Ataszlerinde de "eden bulur", "een der", "her koyun kendi bacandan aslr", "ne ekersen onu biersin" gibi ifadeler, karlk kanunu iin rneklerdir. Karlk kanunu, en byk adlettir. nk insan, daha nceden bildii esaslara uyup uymamann neye mal olduunu bilmekte, seimini hr irdesiyle ona gre yapma imknna sahip olmaktadr. Bu ilh kanuna gre, herkes amellerinin karln grecek, hi kimse bakasnn gnahn ekmeyecektir (6/En'm, 164; 17/sr, 15; 53/Necm, 38). Bununla birlikte, ister hayr, ister er olsun, yaplan en kk i karlksz kalmayacaktr (99/Zilzl, 7-8). Bu da insann, bahane bulma duygusunu yok edecek; "kendim ettim, kendim buldum" eklinde bir neticeye varmasna yol aacaktr. Kinatta her eyin bir karl olduu gibi, yaplan hibir ktlk, kimsenin yanna kr kalmayacaktr. Hal byle iken, btn karlklarn grlebilmesi iin, dnya hayat elbette kfi deildir. O zaman yle bir durumla kar karya kalrz: Bir tarafta karlk kanunu, dier tarafta dnya hayatnn buna kfi gelmeyii. Burada, imtihan edilme sz konusudur. Bu adan bakldnda "karlk kanunu", hirete inanmann zarretini de ortaya koyar. Yani her eyin bir karl olacana gre, dnya hayatnn da bu karlklar iin kfi gelmediine gre, mutlaka bir karlk zaman olmaldr. te Ftiha'da Allah bu "karlk gn = din gn"nn tek sahibi olduunu belirtmektedir. Burada "din", yaplan bir iin, kendi cinsinden karl manasn ifade eder. Bu karlk kanunu sebebiyle, dnyada da hesaba eken Allah'tr; hirette de hesaba eken Allah'tr. Allah, karlklar imhal eder, ama ihmal etmez. (Karln erteleyebilir, istedii vakitte verir; ama ihmal etmez.) Allah'n bu karlk kanunu, btn ilm disiplinlerce kabul edilmektedir. Burada problem, iin ilh boyutunun gzard edilmesidir. (2) Nbvvet, yani peygamberlik, Allah'n insanlk tarihine ynelik bir mdhalesidir. O, bu mdhaleyi kullarna olan rahmet ve efkatinden dolay Rahmn ve Rahm isminin bir tecellsi olarak yapyordu. Din gn demek olan hiret ise, Rabbmz tarafndan insanln geleceine bir mdhaledir. O, bu mdhaleyi ilh adletini gerekletirmek iin yapar. Ftiha'da Rahmn ve Rahm isimlerini bildiren yetten hemen sonra gelen "din gnnn mliki" yeti, insann tarihiyle istikblinin balantsdr. Mziyi unutmadan istikble hazr olmas iin, iinde yaad anda ne yapmas gerektii de, bundan sonraki yette hatrlatlmaktadr: "Ancak Sana ibdet ederiz. Ve ancak Senden yardm isteriz." (1/Ftiha, 5).

Dnya, hiretin habercisi, hiret dnyann izdmdr. nsan adl bu lmsz yolcu, birinden dierine intikal ederek srdrr sonsuz yolculuunu. nk lm, bir baka hayatn besmelesidir. Nbvvet, insanln gemiinin; hiret ise geleceinin tarihidir. Kur'an da, bu tarihin akaca yatan ilh projesi. nsan, bu projeye bakarak tarihi deitiriyor ve tarihi tarihe bu projeyle tayor. hiret olmasayd, insan insan olamazd. nsana irde verildii gn hiret de verildi. Eer seiminin dl ve cezasn grmeyecekse yaratklar arasndaki bunca ayrcaln gerekesi ne ola ki? te bu nedenle hiret, seme hrriyetinin, irde ve uurun doal sonucudur. nsann seiminin Allah tarafndan kaale alndnn, deerlendirildiinin bir delilidir. nsan yaratan, onu yeryzne halife seip irde veren ve kendi ruhundan ruh fleyen Allah'n, en gzel kvamda yaratt kulunun istikbliyle ilgilenmediini dnmek abes olacaktr. Bouna m yaratld u muazzam makine ve yaratlanlarn en muhteemi olan insan? Bo yere, abes bir i olarak m yaratld evren ve iindekiler? Cennet niin yaratld? Cehennem lzumsuz mu? hiret, Allah'n "vaad" ve "vad"inin, yani dl ve cezasnn bir gereidir. Suyu getirenle testiyi kran mahluk bile bir tutmazken Hlk'n bir tutmas O'nun mutlak adletine nasl sar? Eer "unu yaparsan dllendirilir, bunu yaparsan cezalandrlrsn" deniliyorsa elbette sonuta "iyi" olanla "kt" olann ayrlp, yapana dl, yapmayana cezas verilecektir. Bu nedenle hiret, adlet-i ilhnin kanlmaz sonucudur. hirete inanmamak adlete inanmamak, adleti istememek demektir. hirete iman, lm korkusunun insanda bir kbusa ve kronik bir illete dnmesini engeller. lmden sonra bir hayatn olduuna inanan, kendisini koyvermez. Onun iin, lm bir biti deil; bir intikaldir. Bu nedenle hirete iman eden kmil bir m'min, hayatta bir kez lr. hirete inanmayan kfirse her lm hatrlayta lr. Bu nedenle hireti inkr edenler, mmkn olduunca lm hatrlamak istemezler. Kendilerine lmn hatrlatlmasndan rahatsz olurlar ve beklenenden daha fazla tepki gsterirler. Bir de mslmanlarn lm gler yzle karladklarn, onunla sk sk selmlatklarn dnelim. slm medeniyetinde mezarlar ehirlerin ortasna yaplrd. slm, insanlarn lm sk hatrlamalar iin mezar ziyaretini Nebi'nin diliyle zendirmiti. (3) "lmse, Gel dese; Tak tak tak, Mu-hak-kak." "Neylersin lm herkesin banda. Uyudun uyanmadn olacak. Kimbilir nerde, nasl, ka yanda? Bir namazlk saltanatn olacak,

Taht misali o musalla tanda." "Artk demir almak gn gelmise zamandan, Mehle giden bir gemi kalkar bu limandan. Hi yolcusu yokmu gibi sessizce alr yol; Sallanmaz o kalkta ne mendil ne de bir kol. Rhtmda kalanlar bu seyahatten elemli, Gnlerce siyah ufka bakar gzleri nemli. Bre gnller! Ne giden son gemidir bu! Hicranl hayatn ne de son mtemidir bu! Dnyada sevilmi ve seven nfile bekler; Bilmez ki giden sevgililer dnmeyecekler. Birok gidenin her biri sanki memnun yerinden, Birok seneler geti; dnen yok seferinden." (4) Kur'an, her sayfasnda, insan hem ruhun tarihine, hem istikbline (hirete) gtrerek insana nn ve sonunu hatrlatr. Bu nedenle m'min, her nnda zaman birden yaayan insandr. Bu, ona sreklilik ve sorumluluk duygusu verir. Kur'an'daki kymet, cennet, cehennem, maher, mzan ve sorgu sahneleri, m'minde sorumluluk hissini ve fazileti glendirmek iin istikbline alan birer penceredir. "Dnya hayat oyun ve elenceden ibarettir." (6/En'm, 32; 29/Ankebt, 64; 47/Muhammed, 36; 57/Hadd, 20). Oyuncaktan holanan ocuklar myz, yoksa rtmz isbat eden adamlar m? Dnya oyuncana verdiimiz deerde sakl bunun cevab. Oyuna dalp oka elenenler, ocuklar ve o seviyedeki ocuk aklllardr. Din gn uru, bize lm sk sk dndrr ve bizi oraya hazrlar. Bu bilinle lm rbtas, bir adm daha ileri giderek ehdet rabtas yapmalyz. Bu bilin ve rbtalar, bize sadece hiret az deil; dnyada kaybettiimiz izzeti, insanlk onurumuzu da kazandracak ve lm korkusunu yenen, lmle sevdalanan bir seviyeye karacaktr. Ancak bu sayede haklarmz ske ske almak iin dileni deil direni gerektiini renir ve canl ehid olarak erefli bir hayat sreriz. Bugn Yahudi, teknik imkna sahip milyar aan kimlik mslmanlarndan deil; intifda cokusunu srdren ocuk yataki gen yiitlerden korkmaktadr. lmden korkan gayr- mslim, en ok lmden korkmayanlardan korkar. Mslmann mslmanca yaayamad her ortamda mslmanca lme imkn her an vardr.

Her asrda olduu gibi, gnmzde de birksm insann, kymet gnne iman etmeyilerinin sebebi, ldkten sonra dirilmeyi uzak bir ihtimal grmeleridir. nanmayanlarn grne gre hayat, sebepsiz, hedefsiz ve gayesiz bir hareketten ibarettir. Oysa her eyde bir sr, o srrn gerisinde bir hedef ve hedefin gerisinde de bir hikmet vardr. nsan bir l dhilinde bu dnyaya getirilir, yine ayn ekilde takdir edilmi olan kbete, ceza ve hesap gnne dndrlm olur. Dnya hayat da, her insan iin bir imtihandr. nsanlarn btn bu gerekleri bilip, bunlarn gerisinde kudret ve hikmet sahibi yce Yaratcy dnmesi gerekir. te bu bilgi ve dnce insan hiret inancna gtrr. nsanlarn oka hatrlamas gereken lm, her canlnn kendisine eriecei bir hdisedir. lm, kendi yolunda sapmadan ve durmakszn ilerler. Ne geride braktklarna, ne de strap ekenlerin feryadna bakar. Korkanlarn korkusu, sevenlerin de sevgisi bunu nleyemez. Hayat sadece dnya hayatndan ibaret grmek, ok ilkel bir dncedir. Kur'an, dncesi gelimemi bu tr kiilerin szlerini ve durumlarn yle dile getirir: "Onlar derler ki: 'Bu dnya hayatmzdan baka bir hayat yok! Tekrar dirilecek deiliz." (6/En'm, 29) slm'da dnya, hiretin tarlasdr. Dnya hayatn slah etmek, ondan her tr ktl ve bozgunculuu kaldrmak, btn insanlar iin iyilik ve adleti gerekletirmek gibi ilerde sarf edilen emek ve uralarn hepsi, hiret sermyesidir. Byle bir inanla alan ve Allah'n rzsn dileyerek gnlden bu gne inananlarn yeryzn ihmal etmeleri, azgnlklara ve bozgunculuklara gz yumarak dnyay terk etmeleri mmkn olabilir mi? Baz insanlar, -hirete iman ettiklerini iddia etmekle beraberkendilerini, chilliin ve azgnln akntsna kaptrmlarsa; bu, Allah'a ve hiret gnne inandklar iin deil; hirete imanlarnn zayf oluundandr. Her asrda, hireti inkr edenler veya bu gne, inanlmas gerektii ekilde inanmam olanlar, devaml gnah ilemeyi arzu edip buna kar bir engelin kmasndan korkanlar ve her eye kadir Yaratcnn huzurunda hesap vermek istemeyenlerdir. te bunun iin de ldkten sonra dirilmeyi ve hireti hayal zannederler. Din gnne inanmak ve bu inancn gereini yapmak, ktle koan her nefis iin bir gem, gnah seven her insan iin de bir engeldir. Btn insanla hitap eden Kur'an, bu gnn olmasn imknsz grenlere en kesin ve doru cevab verir: "nsan, kendini bir nutfeden nasl yarattmz grmedi mi ki, imdi apak bir hasm kesildi." (36/Ysin, 77). nsann yaratlndaki hayret verici durumlar, organlarnn yapsndaki eitli zellikler, onun tekrar diriltilmesinden ok daha nemli ve dikkat ekicidir. Allah'n sanat ve kudretindeki bu incelikleri, mkemmellikleri bilip grenler, ldkten sonra dirilmeyi artk nasl inkr edebilirler? Ne yazk ki nsiyet etmedii her eyi inkr, insanolunun tabiatndadr. Eer o ylan yzst ve hem de sr'atle yrr grmese, ayaklardan baka

ey zerinde yrmeyi kabul etmezdi. Hatta insan, dnyay grmeden, dnyadaki acayip haller ona anlatlsa, onlar bile oktan inkra kalkard. u halde, din gnn yaknen tasdik etmemek, bu kavram anlamaktaki noksanlktan ileri gelmektedir. Grnmediinden dolay, din gnne inanmayanlar, ilim adna cehlet gsterenlerdir. "Ahiret yurdu, saknan muttakler iin daha hayrldr, dnmyor musunuz?" (6/En'am, 32) (5) Dnya, ne seim ne de geim dnyasdr mslman iin; dnya kulluk/ibdet dnyasdr, imtihan dnyasdr. Snav esnsnda oyuna dalan, glp elenen kimsenin imtihanda baar ans ne kadar olabilir? Genler, niversite imtihanna verdikleri nemi, esas snava, byk imtihana verseler, din gn bilinci nasl hayata yansrm, grrdk. Orta yallar, yakn gelecekleri iin hazrlayp biriktirdiklerini, esas istikbl iin yatrma dntrseler, rnek mslmanlarn says nasl artard! "Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve herkes, yarna ne hazrladna baksn. Allah'tan korkun. nk Allah, yaptklarnzdan haberdardr." (59/Har, 18) Mcdelenin, cihadn, ehdetin olmad yerde din gn bilinci yeterince yok demektir. Ana vatanmz, baba diyarmz cennet olduuna gre, biz memleketimizde gerekli ihtiyacmz karlamak iin bu diyarda gurbete km durumdayz. Orada lzm olan az unutup, buradaki grevimizi ihmal etmek ve buralarda oyuncaklarla oyalanmak ne kadar mantkllktr? Ne mutlu, dingn bilincine sahip, lme ve lm tesi hesaba hazr olan ve lmden korkmayan, lmle dostluk kurabilen canl ehidlere!
1- Y. iek, F. Yldz, Din Gn bdet, s. 61 2- A. zbek, Kur'an'da Tevhid Eitimi, 26 3- M. slamolu, man Risalesi, 285 4- Srasyla: Necip Fazl, Cahit Stk, Yahya Kemal 5- Y. iek, F. Yldz, a.g.e. s. 65 Din Gnyle lgili yet-i Kerimeler hirete man: Bakara, 4, 46, 62, 123, 177 ; Al-i mran, 9, 25 ; En'am, 113 ; A'raf,147; Tevbe, 18-19, 44; Yunus, 45 ; Nahl, 22 ; Kehf, 110 ; Neml, 3 ; Lokman, 4 ; ura, 7 ; Mearic, 2, 26. Dnya, Ahiretin Tarlasdr: ura, 20 Kyamet Alametleri: Neml, 82 ; Sebe', 14 ; Duhan, 9-14 ; Kyame, 7-9 ; Kehf, 92-97; Enbiya, 96-97 ; Zuhruf, 61 ; Muhammed, 18. Kyametin Kopma Zaman Bilinemez: A'raf, 187-188, Hud, 104 ; Nahl, 77 ; Enbiya, 1 Kyametin Kopmas ve Tekrar Dirilmenin Deheti: sra, 58 ; Kehf, 47 ; Ta-Ha, 105-108 ; Enbiya, 104 ; Hacc, 1-2 ; Nur, 37 ; Neml, 88 ; Tur, 9-10 ; Mrselat, 8-10... lk Defa Yaratan Kudret, Tekrar Diriltecektir: sra, 49-52 ; Meryem, 66-67 ; Hacc, 5 ; M'minun, 84-85; Rum, 19 ; Vaka, 57, 62 ; Kyame, 37-40 ; nsan, 28 ; Naziat, 27... Dirilmeyi nkr: En'am, 2, 29-31 ; Yunus, 7-8 ; Hud, 7 ; Ra'd, 5 ; Nahl, 38 ; sra, 49-52 ; Meryem, 66-67; M'minun, 81-83 ; Yasin, 78-79 ; Saffat, 16-18 ; Vaka, 47-50, 57, 60-62, 83-87 ; Teabn, 7 ; Kyame, 3-6 ; nsan, 27-28 ; Naziat, 10-14... Kyamet Gnnn Tek Hakimi Allah'tr: Fatiha, 4 ; En'am, 73 ; Ta-ha, 111; Hacc, 56; Furkan, 26 ; Zmer, 67 ; M'min, 16 ; Nebe', 37 ; nfitar, 19. Din Gnyle lgili Baz Hadis-i erif Kaynaklar Buhari, Cihad 94, 95, 96, Menakb, 7, 25, Fiten 23, 24, stiabe 8, Rikak, 35, 39, lm 2 Mslim, fiten 9, 17, 18, 34, 42, 62, 78, 79, man 234, 248, Ebu Davud, Melahim 9, 12, 16 Tirmizi, Fiten 19, 35, 39, 40, 42, 43, 56, Nesai, Cihad 42 Konuyla lgili Geni Bilgi Alnabilecek Kaynaklar

Hadislerle Kuran Tefsiri, bni Kesir, Aka Y. C. 2, s. 90-93 Tefsir-i Kebir, Fahreddin Razi, c.1, s. 329-337 Hak Dini Kuran Dili, Muhammed Hamdi Yazr, Eser Y. c. 1, s. 81-95 ifa Tefsiri, Mahmut Topta, Canta Y. c.1, s. 68-69 Fi Zlalil- Kuran, Seyyid Kutub, Hikmet Y. c. 1, s. 40-42 Din Gn badet, Yakup iek, Fahreddin Yldz, Bir Y. s. 9-65 man Risalesi, Mustafa slamolu, Denge Y. 285-297 Kur'ani Aratrmalar, Murteza Mutahhari, Tuba Y. s. 115-118 Fatiha Tefsiri, Azad, Bir Y. s. 161-170 slam Ansiklopedisi, amil Y. C. 1s. 401 , C. 4 s. 133-134 Kur'an'da Tevhid, Mehmet Kubat, afak Y. s. 197-204 Kur'an'da Tevhid Eitimi, Abdullah zbek, Esra Y. s. 26-28 Kur'an'da Uluhiyet, Suad Yldrm, Kayhan Y. s. 127-133; 232-233; 258 Kur'an'da Temel Kavramlar, Ali nal, Krkambar Y. s. 151-155 Hair Risalesi, Said Nursi, Med-Zehra Y. Sorularla Fatiha Suresi, Zabit Ali Durmu, Ali ipak, YendaY. S. 121-132 Fatiha zerine Mlahazalar, Hikmet Ik, Nil Y. S. 160-170 Esma'l-Hsna, Ali Osman Tatlsu, Yamur Y. s. 212-214 lk Mesajlar, M. Ali Balta, Birleik Y. s. 22-25 slam ve Sosyal Deiim, 36-39, 82 slam -Temel lkeler- Ali nal, Beyan Y. s. 121-136 Ahiret Bilinci, Hseyin zhazar, Bengisu Y. Ahiret Bilinci, Hasan Eker, Denge Y. nan ve Amelde Kur'ani Kavramlar, Muhammed El-Behiy, Yneli Y. s. 191-199 Esenlik Yurdunun ars, Celaleddin Vatanda, Pnar Y. s. 144-148 Fatiha Suresi ve Trke Namaz, Sait imek, Beyan Y. s. 47-50 Esma'l-Hsna, Afifddin Sleyman Tilmsani, nsan Y. s. 8-18 tikat zerine, hsan Eliak, afak Y. s. 115-119 Kyamet Gn, Harun Yahya, Vural Y. lm, Kyamet, Cehennem, Harun Yahya, Vural Y.

Fatiha, 5; kavram 7 BDET


"(Ey Rabbm,) Ancak Sana ibdet eder, ancak Senden yardm isteriz." "Ey kfirler tapmam sizin taptklarnza... Sizin dininiz size; benim dinim bana!" "Yuh olsun size ve Allah'tan akllanmayacak msnz?" bdet; Anlam ve Mhiyeti Kur'an'da bdet badetle ilgili Baz yetler bdet; Kalp ve Kalbin, Tm Organlarn Allah'a Ynelmesidir bdet, Ftrattr bdet, Hayatn Tm Alanlarn Kuatr Allah'a bdet Namaz, Tm bdetler in Prototiptir Allah'tan Bakasna bdet Putlara, Heykellere bdet Tuta bdet Bilginlere ve Din Adamlarna bdet eytana ve Cinlere bdet baka taptklarnza! Hl

"(Ey Allah'm,) Ancak Sana ibdet/kulluk eder, ancak Senden yardm isteriz." (1/Ftiha, 5)

bdet; Anlam ve Mhiyeti


bdet kelimesi, "abede" fiilinin masdar olup "itaat etmek, boyun emek, tevzu gstermek, balanmak ve hizmet etmek" anlamlarna gelir. bdet kelimesinin tredii "abd" kk, u

anlamlara gelir: a- Hrn kart olan kle, b- Boyun emek ve itaat etmek, c- Kulluk etmek, ilh tanmak, tapmak, d- Bir eye balanp, ondan ayrlmamak. Bu aklamalardan anlalaca zere ibdet kelimesinin ifade ettii esas manalar; "kiinin yksek ve stn birine kar ba emesi, itaat etmesi, kendi hrriyetinden fergat ederek onun karsnda her trl isyan terk etmesi, tam bir ballkla ona boyun emesidir." te bu durum, kulluk ve itaattir. bdet, itaat etmenin bir eididir. Bu itaata mstahak olan da, hi phesiz gerek ma'bud olan Allah'tr. ok ibdet edene bid; kendisine ibdet edilene de ma'bd denir. Kurn bir terim olarak ibdetin genel anlamdaki tanm udur: "Yaplmas sevap olan, Allah'a yaknlk ifade eden, yalnz O'nun emirlerini yerine getirmi olmak ve rzsn kazanmak niyetiyle yaplan, her trl harekete ibdet denir." Demek ki slam manasyla Allah'a ibdet: "nsann rhen ve bedenen, gizli ve ak btn mevcudiyetiyle yalnz Allah'a yapm olduu uurlu (bilinli) bir tat ve kurbettir." "bdet" kavram, "kurbet" (yaknlk) ve "tat" (sevap olan eyler) kavramlarnn anlamn da iermektedir. Dolaysyla ibdet eden insan, hem Allah'a yaklam, tanyp kulluk etmi, boyun emi ve hem de O'na itaat etmi olur. Mesela namaz klan bir insan, Allah'a tat, ibdet ve kurbet grevlerini yapm olur. Namazn kabul olmas iin de "iman", "ihls" ve "niyet" in bulunmas gerekmektedir. Korku ve mit iinde hem zhir, hem btnda sonsuz bir alak gnlllk ile snrsz bir ta'zimi ihtiva eden ibdet, "kibir" ve "riy" kabul etmez. "bdet", boyun emenin, itaat etmenin, sayg gstermenin ve kulluun en son noktasdr. bdet, insann Allah'n rz olduu eyi yapmas, yerine getirmekle ykml olduu fiilleri emrolunduu ekliyle hayata geirmesi, hibir ey gzetmeden Allah'a kulluk etmesi ve bunu, sadece O'na boyun eip itaat etmek iin yapmasdr. taat byk bir makamdr. bdet/kulluk yapan "bid/abd" (kulluk yapan/kul), itaat ve ibdetle Allah'a baland iin ereflenir. Allah Tel, peygamberi Muhammed (s.a.s.)'i, makamlarn en ereflisi olan "rislet" makamnda "kul" kelimesi ile isimlendirmitir. (Bkz. Hadid, 9; sra, 1; Kehf, 1) O yzden ehdet kelimesinde bile "rasl" kelimesinden de nce; daha nemli ve daha erefli olduu iin "abdh" (O'nun kulu) ifadesi kullanlr. nk peygamberlik, Hz. Muhammmed'in (s.a.s.) dier insanlara ynelik iliki ve grevini ifade ederken; "abd/kul" ifadesi, onun Rabbyla ilikisini ve ban anlamlandrr. Allah'la irtibatn, dier insanlarla ilikiden daha erefli olduu da aktr. Biz de, eref ve fazilet istiyorsak, bunun Allah'la bamz glendirmekten getiini, yani ancak ibdet ve kulluk grevlerimizde derinlemekle makammz ykseltebileceimizi aklmzdan karmamalyz.

bdet, imann uygulanmas, hak ve doru kabul edilen esaslarn gnlk hayatta yaanmas olduundan, Allah katnda tat kabul edilen her davrann bilfiil uygulanm, yaplm olmas gerekir. Yoksa, yalnz istek halinde kalp, davran sahasna kmayan duygu ve dnceler, Allah'a yaknlk anlamna gelen kurbet ve tat olsalar da, ibdet deillerdir. Bunun iindir ki, ibdetlerin ba olan imann da, sadece kalple tasdiki yeterli olamayacandan, hi olmazsa dil ile ikrar edilerek aklanmas gerekli grlmtr. Bunun yannda, niyetsiz, sadece grnrde yaplan iler de ne olursa olsun, ibdet saylmazlar. Niyetsiz yatp kalkmak namaz olmad gibi, niyetsiz a durmak da oru deildir. O halde kt niyetle, veya Allah'a itaat ve yaknlk kastndan baka bir maksatla yaplan iler, ibdet olamazlar. Lisanmzda oka kullanlan "tapnmak ve tapmak" kelimeleri, ibdet'in deil; yalnzca tat'in karl olabilir. Hatta tapmak ve tapnmak kelimelerinden az ok, ne yaptn bilmemek gibi bir uursuzluk manas anlald iin, bu kelimeleri "puta tapmak" , "haa tapmak" gibi yerlerde kullanrz. Oysa kulluk etmek, uur bakmndan tapmak kelimesinden daha iyi ve anlamldr. u halde ibdet terimi, bir tat mertebesini ifade etmektedir ki, en hususi anlam "ibdet", en genel anlam ise "kulluk" manasna gelen "ubdiyet"tir. bdet, Allah'n rz olduu eyi yapmak; ubdiyet ise, Allah'n yaptna rz olmaktr, diye de tanmlanmtr.

Kur'an'da bdet
bdet kavram, Kur'an'da en ok kullanlan kavramlardan birisidir. Bu kavram, Kur'an'da isim, fiil ve masdar eklinde 256 defa geer. Genel olarak, Allah'a veya Allah'tan bakalarna ibdeti ifade etmekte kullanlmtr. Sadece Allah'a ibdet emredilirken, O'na ortak komak ve bakalarna ibdet etmek, Kuranda iddetle yasaklanmtr. Kur'an'da ibdet kelimesi, daha ok nefislerin sadece Allah iin baka kaytlardan kurtarlmas, yalnz O'nun ibdetine tahsis edilmesine iaret etmektedir. Yani insan, sevgide, korkuda, mit ve tevekklde, itaat edip boyun emede Allah'a hibir varl ortak komayacaktr. nk ibdet, sevginin, balln ve korkunun en gzel ifadesidir. Nitekim dinin btnn de bu esaslar oluturur. bdet terimi, bu adan incelendiinde, kulun, ibdet ettii ilh (Allah)' keml derecesinde sevmesi ve tevzu gstermesi ve btn bunlarn ancak Allah iin olmas gerekmektedir. Ftiha sresinin 5. yetinde iyyke na'bd (ancak Sana badet ederiz) ifadesinde "iyyke" zamir ve tmletir. Tmlelerin, Arapa cmle kuruluunda aslnda fiilden sonra gelmesi gerekir. Bu tmle grevi yapan zamir, fiilden sonra gelseydi, anlam yle olurdu: na'bdke (sana ibdet ederiz). Baa getii iin snrlama ifade eder: Ancak Sana... Dolaysyla bu ifade, iki cmle yerine kullanlmtr. Bu cmlelerden biri, Allah'a ibdet, O'na teslimiyet ve kulluk; ikincisi, Allah'tan bakasna ibdet etmemek,

teslim olmamak, kulluk yapmamak. Tevhid, zetle bu iki ifadeden ibarettir. Ftiha'nn, Kur'an'n bir zeti olduu gibi; Kur'an'n en nemli konusu olan tevhidin zetini de bu "iyyke na'bd" ifadesi karlamaktadr. man; kabul ve reddir; sevgi ve buzdur. Tutu reddetmek ve Allah'a iman etmektir (2/Bakara, 256). Tevhid iman; L ilhe illllah'n bir almdr. te "iyyake na'bd" btn bunlar ierir, tevhidin zn vurgular. "Ancak Sana ibadet ederiz" ifadesiyle anlamaktayz ki tevhid, sadece fikir ve grten ibaret, hatta salt inantan ibret deildir. Tevhid, ibdettir; sadece Allah'a ibdet ve btn ekil ve muhtevsyla ibdet. Tevhid, insann pratik hayatn kuatmal, kalbinde balayp tm kalbna yn vermeli ve hayata yansmaldr. bdet halinde pratize edilemeyen, etkisiz bir ekilde kafa veya kalbe hapsedilen bir dnce ve duygu deildir tevhid; Sadece Allah'a kulluktur, ibdettir. Hayat da ibdetten ibrettir. "Ancak Sana ibadet ederiz." : "Ederim" deil; "ederiz". Cemaata iaret vardr bu ifadede. Ayn Rabbn kulu olan, O'nun kanunlarna boyun een ve O'na tesbih ve ibdet eden tm tabiatla, tm yaratklarla ortak dili konumak, vahdete ermek, beraberce ibdet etmek var bu ifadede. Kendi i dnyamzla, tm organlarmzla, inan, dnce ve eylemlerimizle beraber ibdet etmek var bu ifadede. Tevhid, ancak muvahhid bir toplum iinde gerek anlamn bulur. Tevhid bir toplumla beraber hareket edilerek olgunlalr, insan olunur. Tevhid kafilesinden ayr hareket etmekle, gzel olan hibir yere varlamaz. Ftiha'nn bundan nceki yetlerinde Allah'n sfatlar zetlendi. Allah, bu yete kadar kendini bize tantt. "Peki, byle zelliklere sahip Allah'a kar nasl davranmamz gerekir?" sorusuna bu yet cevap vermi oluyor: "Sadece Allah'a ibdet". Ftiha'da bundan nceki yetler, sanki bize bu yetteki ifadeyi syletmek iindir. Ayrca, Allah' bu yete kadar anlatlan isim ve vasflaryla tanyp O'nu tek ilh ve tek rab kabul eden kuluna Allah, senli-benli ifade kullandryor; Allah'n vasflarn tanyp O'na ibdet, Allah'la samimiyeti ve scak bir ba oluturuyor: "Ona kulluk ederiz" deil; "Sana..." Bu yete kadar nc tekil ahs ifadesi ve zamiri kullanlrken, burada ikinci tekil ahs ifadesi kullanyoruz. nce ibdet, sonra istine. lk adm ncelikle kuldan balamal. Snetullah, ilk balangc bizden bekliyor. Allah'n kanunu byle istiyor. Bu konuyla ilgili Kurn- Kerimden bolca rnekler sunmak mmkn. (Allah'a yardm ederseniz, Allah da size yardm eder. , "Bana bir adm yaklaana Ben bir arn yaklarm.", "Allah'tan saknrsanz, sizin iin furkan klar.", "Allah'tan korkanlara Allah k yolu verir.", "Sznzde durursanz, Ben de...", "man edip salih amel ilerseniz...") nce bizden du, sonra Allah'tan icbet, nce kul sebebe yapacak, sonra Allah verecek.

Hakkyla ve lnceye dek ibdet iin Allah'n yardmna ihtiyacmz olacak. Her an yaantmz ibdet halinde deerlendirmek iin "...sadece Sen'den yardm isteriz." (1/Ftiha, 5) "Sadece Sana ederiz, kulluu, ibadeti..." (1/Ftiha, 5) melindeki yette, kulun, ibdeti sadece Rabb'na ait klp, nefsini ancak Allah'a teslim etmesinin gerei vurgulanmaktadr. Allah'tan bakasna gsterilen "itaat ve kulluk", o varl sahte bir ma'bud yapar. Bu ma'bud ya eytandr, ya da kendilerini tut klan azgn kiilerdir. Yahut da Allah'n kitabn hie sayarak insanlar icad ettikleri hayat dsturlarna ve yaay tarzlarna sevkeden nderlerdir. slm anlamda ibdet ise, Allah'a kaytsz artsz itaat etmek demektir. eytana ibdet etmeyi yasaklayan Allah, insan ve cin eytanlarna kaytsz artsz itaatin onlara kulluk/ibdet demek olduunu belirtmi oluyor. nsanlarn, eytann teviki ile yapageldikleri ibdetlerinin yn olan putlar ve hayal/sanal kuvvetler, yani Allah'tan baka tapnlan tm varlklar, birer sahte ma'buddur. nk Kur'an, Allah'tan baka hibir hak ma'bud olmadn en ak bir ekilde bildirirken; insanlarn, Allah'tan bakasna tapmalarn ve onlar ilh kabul etmelerini de, irk ve byk gnah sayyor. bdetle ilgili Baz yetler "(Ya Rabbi,) Ancak Sana ibdet/kulluk eder, ancak Senden yardm isteriz." (1/Ftiha, 5) "Ben cinleri ve insanlar ancak Bana ibdet etsinler diye yarattm." (51/Zriyt, 56) "Allah'a ibdet edin. O'na hibir eyi ortak komayn." (4/Nis, 36) "(Ya'kub) oullarna: 'Benden sonra neye ibdet/kulluk edeceksiniz?' demiti. 'Senin ilhn ve atalarn brahim, smail ve shak'n ilh olan tek lh'a kulluk edeceiz, ibdet edeceiz. Biz O'na teslim olanlarz' dediler." (2/Bakara, 133) "Sizin u karsnda durup taptnz heykeller de nedir? 'Babalarmz onlara tapar bulduk (da onun iin biz de onlara tapyoruz)' dediler." (21/Enbiy, 52, 53) "De ki: Allah' brakp size ne zarar, ne de yarar vermeye gc yetmeyen eylere mi tapyorsunuz? Oysa Allah, iitendir, bilendir. (O'na ibdet etmeniz gerekmez mi?)" (5/Mide, 76) "Hahamlarn ve rhiplerini Allah'tan ayr rablar edindiler; Meryem olu Mesih'i de. Oysa kendilerine yalnz tek ilh olan Allah'a ibdet etmeleri emredilmiti. Ondan baka ilh yoktur. O, onlarn ortak kotuklar eylerden mnezzehtir." (9/Tevbe, 31) "Tevbe eden, ibdet eden, hamd eden, seyahat eden, rk eden, secde eden, iyilii emredip ktlkten meneden ve Allah'n (yasak)

snrlarn koruyan (9/Tevbe, 112)

(onlar

inemeyen)

m'minleri

mjdele."

"nsanlardan kimi de Allah'a bir ynden (dinin btnne inanmadan) ibdet eder. Eer kendisine bir hayr gelirse, onunla huzura kavuur (sevinir) ve eer bana bir ktlk gelirse yz st dner (dini ktleyerek ondan vazgeer)." (22/Hacc, 11) "Ey m'minler! Rk edin, secde edin, Rabbinize ibdet edin, hayr ileyin ki umduunuza eresiniz." (22/Hacc, 77) "Ey iman eden kullarm, Benim arzm genitir, bana kulluk/ibdet edin." (29/Ankebt, 56) "yi bil ki, hlis din yalnz Allah'ndr. O'ndan baka veller edinerek: 'biz bunlara, srf bizi Allah'a yaklatrsnlar diye tapyoruz' diyenlere (gelince): phesiz ki Allah, onlar arasnda, ayrla dtkleri eyde hkmn verecektir." (39/Zmer, 3) Tuta kulluk etmekten kanan ve Allah'a ynelenlere mjde var. Mjdele kullarm." (39/Zmer, 17) Hayr, yalnz Allah'a ibdet/kulluk et ve kredenlerden ol." (39/Zmer, 66) "Allah'tan bakasna ibdet/kulluk etmeyin. Ben, sizin byk bir gnn azabna uramanzdan korkuyorum." (46/Ahkaf, 21) "Andolsun biz, her millet iinde: 'Allah'a ibdet/kulluk edin, taut(a tapmak)dan kann' diyen bir rasl/eli gnderdik." (16/Nahl, 36) "De ki: 'Ey kitap ehli, bizim ve sizin aranzda eit olan bir kelimeye gelin: Yalnz Allah'a ibdet edelim. O'na hibir eyi ortak komayalm. Birimiz dierini Allah'tan baka rab edinmesin." (3/l-i mrn, 64) "Allah, kimlere lnet ve gazab etmi, kimlerden maymunlar, domuzlar ve tuta tapanlar yapmsa, ite onlarn yeri daha ktdr." (5/Mide, 60) "De ki: Ben Allah'tan baka yalvardklarnza tapmaktan men olundum." (6/En'm, 56) "Gklerde ve yerde bulunan gelecektir." (19/Meryem, 93) herkes Rahman'a kul olarak

"Siz, Allah' brakp da size hibir fayda ve zarar vermeyen eylere mi tapyorsunuz? Yuh size ve Allah'tan baka taptklarnza! Aklnz kullanmyor musunuz siz?" (21/Enbiy, 66-67) "Siz ve Allah'tan baka taptklarnz cehennem odunusunuz. Siz (odun gibi) oraya gireceksiniz." (21/Enbiy, 98)

"brahim'de ve onunla beraber bulunanlarda sizin iin gzel bir rnek var. Onlar, kavimlerine demilerdi ki: 'Biz sizden ve sizin Allah'tan baka taptklarnzdan uzaz. Sizin (taptklarnz) tanmyoruz. Siz, bir tek Allah'a inanncaya kadar sizinle bizim aramzda srekli bir dmanlk ve nefret belirmitir." (60/Mmtehne, 4) De ki: Ey kfirler! 'Ben sizin taptklarnza tapmam. Siz de benim ibdet ettiime tapclar deilsiniz. Ben asla sizin taptklarnza tapacak deilim. Siz de benim ibadet ettiime tapacak deilsiniz. Sizin dininiz size; benim dinim bana!" (109/Kfirun, 1-6) "Senden nce hibir peygamber gndermedik ki ona: 'Benden baka hibir ilh yoktur. Bana kulluk/ibdet edin' diye vahyetmi olmayalm." (21/Enbiy, 25) "Bir zaman brahim yle demiti: 'Rabbm, bu ehri gvenli kl. Beni ve oullarm putlara tapmaktan uzak tut." (14/brahim, 35) "Siz Allah'tan baka birtakm putlara tapyorsunuz. Yalan uyduruyorsunuz. Sizin Allah'tan baka taptklarnz size rzk veremezler. Siz rzk Allah'n yannda arayn. O'na kulluk/ibdet edin ve O'na kredin. Hepiniz O'na dndrleceksiniz." (29/Ankebt, 17) "Gece, gndz, gne ve ay O'nun yetlerindendir. Ne gnee ne de aya secde etmeyin. Onlar yaratan Allah'a secde edin. Eer kulluk ediyorsanz (byle yapn)." (41/Fusslet, 37) "De ki: 'Ben dinimi yalnz Allah'a hlis klarak O'na ibdet/kulluk ediyorum." (39/Zmer, 14) "Ve sana yakn (lm) gelinceye kadar Rabbna kulluk/ibdet et." (15/Hicr, 99) yetlerin ortaya koyduu ilk gerek "sadece Allah'a ibdet edip, O'ndan bakasna ibdet etmemektir." slm, ibdeti sadece Allah'a ait klmay emrederken, O'na herhangi bir eyi ortak koma yasan da getiriyor. nsanln tand veya tanyabilecei Allahn dnda her eit ma'bud edinme eidini iine alan kesin bir yasak koyuyor. bdet; Kalp ve Kalbin, Tm Organlarn Allah'a Ynelmesidir Baz insanlara gre ibdet, kuru bir inan kabul edilirken, bazlarna gre de sadece belirli hareketleri yapmaktan ibaret sanlmaktadr. Yine bir ksm insanlar, Allah'a ibdetin gayesini tam olarak anlayamadklarndan, yaptklar ibdetlerinde, ya uursuzca davranrlar, ya da ibdeti dnyev fayda asndan deerlendirirler. Btn bunlarn yannda, pek ok insan da, Allah'n ve O'nun dininin dnda birtakm varlklara, sistemlere ibdet ederek onlara kul olmutur.

bdeti, sadece d grnmndeki ekillerde deerlendiren kimseler, ibdetlerde titiz davranmay, ilk anda bir nevi dar grllk, yahut ekilcilik olarak kabul edebilirler. Ancak, daha derin ve etraflca dnlp aratrlrsa, pek ok gereklerin farkna varmak mmkn olur. bdet, Allah ile her an iliki kurmaya bir vstadr. bdet, ruhun ve bedenin ll ve disiplinli bir hale geliini salar. Gzel ahlk yanstan hareketleri ieren, ruhumuzun Allah'a yabanclamasn nleyerek O'nu bize unutturmayan, ibdettir. nsann, ruhundaki gizli duygularn da vurmak iin, zhir ekilleri kullanma eilimi vardr. Bu gizli duygular anlatmak iin, zhir ekillere bavurmadan insan, ruh duygularn tatmin edemez. Duygularn bu ekillerle ifadelendiren insan, hissen ve ruhen bir btnlk kazanr. Bu haliyle de rahat edip huzura kavuur. slam dini, btn ibdet kurallarn bu ftr esas zerine kurmutur. Bunun iin ii, ne sadece iten gelen niyetlere, ne de ruh duygulara terk etmemi, aksine ibdetlere ait ynelilerde, d ile ii (zhir ile btn) tam bir uyum ierisine sokarak huzur ve mutluluk temin edilmitir. Bu cmleden olmak zere m'min, namazda kbleye ynelir, hacda belirli bir yerde ihrama girer, bir kyafete brnr, orucunu tutarken yemez, imez... Bylece her ibdetiyle bir hareket, her hareketiyle de bir ibdet icr eder. slm dini bu yntemiyle nefsin zhiri ile btnn birletirip, kuvvetler arasn denkletirir. Bunun sonucunda kendi mefkresine uygun olarak insan ftratna tam bir uyum baheder. bdet, Ftrattr slm dini, yeryzne getirdii btn gereki kurallarla, insan ftratnda mevcut olan ibdet duygusunu, en doru bir ekilde gelitirerek bu ihtiyaca cevap verir. Bylece el ile tutulup gzle grlen veya gizli bir kuvvetin varln, deiik varlklarda grerek onlara tapanlar da yanl inanlardan ve tapnmalardan kurtarr. Bu zelliinden dolay Allah'tan baka ilh kabul etmek suretiyle putlara tapan bir toplumda, bu yanl inanc ve ibdet eklini, bir daha dirilmeyecek ekilde tarihe gmen tek din slm'dr. nsanlar, hr irdeleriyle Allah'a ynelten, onlarn birbirlerine kul kle olmalarn nleyen, onlar her trl yanl tapnmalardan kurtarp Allah'a gtren hi phesiz bu hayat nizam olan slm'n kendisidir. slm' benimseyip ona mensup olanlarn belirgin zellikleri vardr. Bunlarn en nemlilerini ylece belirtebiliriz: Allah'n varlna, birliine, tek ilh olduuna inanmak. O'ndan gelen btn hkmlerin gerek ve doru olduunu kabul etmek. Allah'n bildirdii ilh hkmler dorultusunda yaayarak Allah'a ibdet etmek ve O'na kul olmak. Allah ve Raslnn ahlk ile ahlklanmak. Allah' tek rab bilerek O'na kulluk etmek, insan tevhid inancna ve bu inancn gereine gtrr. Bu iman ve uura sahip olan

insanlardan oluan odaklarn datr.

bir

toplum,

yeryzndeki

her

eit

irk

Din, sadece vicdanlara hapsedilen kuru bir inan deildir. Aksine din, btn hayat kapsayan, hayat olaylar arasndaki ba temin ederek btn yaay en kkl ve salam esaslara balayan ilh bir nizamdr. Bu nizam, Allah'n birlii esasna dayanr. nsan ilikilerin en salam bu inantan doar. Yine bu inan insanlk hayatnn her alanna k tutar. Kur'an'a mracaat edilerek incelendii zaman, ibdetin, insan hayatnn tmn kapsayan bir terim olduu anlalr. Sadece belirli hareketleri ve ileri ibdet kabul edip, insanlar arasndaki ilikileri dzenleyen hkmleri ve bunlar uygulamay ibdet kabul etmemek, Kur'an'daki ibdet anlayna ters der. bdet, bir ekil ve formaliteden ibaret de deildir. Aksine, bir din edinme, bir sisteme balanma ve gnlk hayatta yaanan bir doktrine uyma meselesidir. Bu zelliklerinden dolay Kur'an'da en ok nem verilen bir konu olmutur. slm, balangtan nihayete kadar, ibdeti hayata yaymay en byk gaye edinmi bir dindir. slm'n siyas ve iktisad nizamnda, ceza hukukunda, meden ve aile hukukunda ve bu dinin iine alm olduu dier konularda, baka bir hedef yoktur. Kur'an'n gaye olarak tayin ettii bu hedefe, insanlar, ancak Allah'n hkmlerine uygun olarak yaadklar zaman ulaabilirler. Gnmz insanlar, ibdetin, Allah'n koyduu btn emirleri kapsad gibi, kiiyi Allah'a ynelten her hareketi, her ii de iine alan bir terim olduunu bilmelidirler. nsanolu, kalbini Allah'a ynelttike hayatnda yapt her hareketin ibdet haline dnmesi mmkndr. slm dini, Allah'n varln ve birliini beyan etmeye ok byk nem vermi, hibir ynden irk ibesi tamayan bir ibdet esas ortaya koymutur. Bunun iin hibir varln, tm varlklarn yaratcs gibi olamayacan srarla belirtmitir. Yine slm, yaratc ile yaratlmlar arasndaki ban gereini de belirtmeye zen gstermitir. Her varlk gibi, insanla Allah arasnda da bir ban var olduunu, bunun da "ulhiyet" ve "ubdiyet" esaslarndan ibaret bulunduunu kesinlikle belirtmitir. te bu gerek, Kur'an'da yle ifade edilir: "Allah'a ibdet edin. Sizin O'ndan baka ilhnz yok" (7/A'rf, 59) Btn peygamberlerin kesinlikle belirttii gerek: "Allah'n tek bir ilh olduu ve O'na ibdetle kulluk edilmesi"dir. Her asrda olduu gibi gnmzde de her trl phe ve bilgisizlikten kurtulmak iin, bu gerein aydnlk esaslarna sarlmak yeterli olacaktr. nk insan uurunun istikrar, dnce ve davrann doruluu, Allah'n btn lemlerin tek Rabb'; tm yaratklarn da O'nun kulu olduu gereinin kavranmasna baldr. Allah ile olan alkada, insanlarn hepsinin eit olduu da kesinlikle bilinmelidir. Hi biri O'nun ilhlna ortak deildir, olamaz. Bundan dolaydr ki, slm'da, kulluun tabii belirtisi olan

takva ve amel-i slih (iyi iler)den baka bir eyle, Allah'a yaklamak, hibir insan iin mmkn deildir. Doruyu kabullenmenin ve doru olmann biricik yolu, btn insanlarn tek ma'bud olan Allah'a ynelmeleri ve O'na kulluk etmeleridir. nsanln huzur ve mutluluu, hkimiyeti hudutsuz, saltanat ebed olan Allah'a ynelmededir. te, insanlarn Allah'a kar durumu budur. Allah yaratan, insanlar ise dier varlklar gibi yaratlandr. O rabdr. nsan ise kuldur. Allah'a kul olmak, insan kullara kulluktan kurtarr. Allah'a kulluktan kananlar kendileri gibi kullarn kulu olurlar, ya da nefislerinin, arzu ve isteklerinin kulu durumuna derler. Tarihin eitli dnemlerinde olduu gibi, gnmzde de bir ksm insanlar, yaratklardan herhangi birine btnyle balanarak onun huzurunda yle tapnmalar yapyorlar ki, btn uurlarn o tapnmaya balayarak ilerisini gremez oluyorlar. Hak ma'budu ve hakiki ibdeti unutturan, onlar irke dren ktln kayna, Allah'tan baka varlklara tapmak, onlarn koyduu kurallara uyarak onlara ma'bud ve ilh mumelesi yapmaktr. Yeryznn her eit putlar, haksz ve btl ma'budlar hep bu tr dnce, davran ve his sonucu ortaya kmtr. Fakat u bir gerektir ki, btn mevcdiyetini fnilere, Allah'tan baka varlklara ve O'nun dininin dndaki sistemlere balayanlar, tehlikeye adaydrlar. Sadece Allah'a ibdet edilmelidir. nk ibdet O'nun hakkdr. Allah'a ibdet edenlerdir ki, O'ndan bakasndan korkmaz ve mit etmezler de sadece O'na kul olurlar. Gnller Allah'tan bakasna baland zaman insanlar korku kayna ile mit kaynan ayr ayr grrler. O zaman bir de bakarsnz ki bir tarafta dilber sevgi ma'budlar, dier tarafta da kahraman korku ma'budlar dizilmitir. kisi arasnda kalan zavall insan, bu hal iinde rpnr, tapnr ve bunu da bir ibdet sanr. Yaratklardan hi biri rab olamaz. Her eyin mutlak Rabb Allah'tr. O'na ibdet edilmelidir. nk ibdet ve ubdiyet Allah'n hakk, insann da vazifesidir. Gnmzde birtakm insanlarn, hev ve heveslerini, her trl menfaat ve karlarn kendileri iin ilh edindiklerini grmekteyiz. Kur'an, Allah'n ilh dinini brakarak, deiik arzu, istek ve menfaatlerini, davranlarnn tek kayna yapan ve bylece bunlar put mevkiine karp hev ve hevesinin klesi olan insanlar, hayret verici bir canllkla ortaya koyuyor: "Grdn m o kimseyi ki, hev ve hevesini kendisine ilh edinmi..." (45/Csiye, 23) Yani, gerei kabul etmemi, dnememi, keyfi ne isterse onu ma'bud edinmi, bylece kendi zevkinin sevdasna dm. nk hev ve dier nefs duygular, gz kr, kula sar ederek kalbi hissiz brakr. Bu duruma den kii, lim de olsa ilmine ramen gerei duyamaz olur. Kur'an'n, bu canl tasviri karsnda, artk her insan, neye ibdet ettiini ve kimin kulu olduunu kendisi anlayabilir ve anlamaldr. unu unutmamaldr ki, gerek kulluk, her trl btl din ve ma'budlardan kanp sadece Allah'a ynelmek demektir. nk

insan, Allah' ma'bud tanyp O'na kulluk yapmak iin yaratlmtr. te yaratl sebebi. Allah'tan bakasna sarf edilen mrler kaybedilmi demektir. bdet, kulun kendi isteine brakld iin ihtiyr (seme zgrl olan) ilerdendir. Ancak her insan, Allah'a ibdetle ykmldr. rdesini Allah'a ynelterek hareket eden kii slih kullardan olur. (1) bdetin ruhu ve art, tevhid ve ihlstr. Allah'n birliine iman etmedike O'na ibdet edilemez. Allah'a gerekten ibdet edenler de O'ndan baka ma'bud tanmazlar. Allah'tan bakasn O'na ortak koarak tapmak ise Allah' tanmamaktr. Din, tevhid ve ihlsla Allah'a ibdet etmekten ibarettir. Gerekten de insanolunun maksad ne ise, ma'budu da odur. Allah, kendisinden baka ilh olmayan tek bir ilh olunca her trl ibdetin sadece O'na yneltilmesi tabi ve mantk sonu olmaktadr. bdet konusu direkt olarak akde konusuna baldr. Akde, bu dinde vicdan iinde gizlenmi, snrlar belli olmayan yzeysel bir ey deildir. Her dncede, her eylemde kendisini gsteren bir potansiyeldir. Allah, insanlara ibdet edecekleri belirli yollar izmitir. Bu yollarda ruhun yeri vardr; kalbin husunda, tevzu ile Allah'a itaatte... Akln yeri vardr; Allah'n yarattklar ve O'nun yetleri hakknda tefekkrde... Bedenin yeri vardr; kyamda, oturuta, rkda, secdede, eitli ynlerden itaatle hareketlerde... Bylece ibdet, Allah'n sevdii ve rz olduu insann btn hayatn kuatan bir i olur. "De ki: phesiz benim namazm, ibdetlerim, hayatm ve lmm, alemlerin Rabb Allah iindir." (6/En'm, 62) Chiliye dneminde de grlmtr ki, akde sapnca, zarr olarak ibdet de sapyor. Ancak akde dzgn olunca ibdetin sahih konumuna oturmas mmkn oluyor. eitli sebeplerden tr akde ve ibdet konusunda sapmalar oldu. Haddinden fazla ta'zim (bykleme) belli bir ahsa veya cisme ynelme kalbin fetlerinden bir fettir. Zamanla ta'zim kutsamaya, sevgi de ibdete dnyor. Yalnzca sevgi ve ta'zim bir sapma deildir. Fakat sevgi ve ta'zimde arlk, kutsamaya gtren, derken ibdete ileten bir sapma oluyor. bdet konusunda chiliyenin sapmasn bn Abbas (r.a.) aklarken, Kur'an'da geen Vedd, Suv, Yes, Yek ve Nesr putlar hakknda der ki: "Bunlar, Nuh kavminin slih adamlarnn isimleridir. Bunlar lp gidince eytan onlarn kavmine 'bunlarn heykellerini meclislerinize dikin ve o heykellere bunlarn adlarn verin' diye fikir verdi. Onlar da bunu yaptlar ve amalar bunlara tapnmak olmadndan ibdet etmediler. Fakat bu nesiller lp gidince ve bunlarn o kiilerin htralarn canl tutmak iin heykellerinin dikildii bilgisi silinip yok olunca geriden gelen nesiller bunlara tapmaya baladlar." (Buhri) Beeriyet, hl bu sapmann deirmeninde dnyor ve bu onlar irk trlerinden bir tre sokuyor. Putlara tapmann ekillerinde deimeler olsa da putperestlik kaybolmamtr. Bereket umarak trbelere el srmeyi, kesin kabul olur inancyla trbenin yannda du etmeyi, trbede yatandan yardm istemeyi, l veya diri

beerden skntlar iin imdat dilemeyi, bez balayp mum dikmeyi, trbenin etrafnda tavaf eder gibi dnmeyi... ibdet konusunun neresine koyacaz? Allah'n kutuplara, abdallara Allah'n mlknde tasarruf yetkisi verdiine, bu nedenle mrid eyhinden efkat ve merhamet isteyip tazarrda bulunursa ileri eyhin mridin yararna evireceine ve onu tehlikeden koruyacana, kabirdeki sorulara eyhin mridi yerine cevap verecei anlayna ne isim verilmeli? Arap yarmadasnn mrikleri yle diyorlard: "Biz, bunlara bizi Allah'a daha fazla yaklatrsnlar diye ibdet ediyoruz." (39/Zmer, 3) Yani, biz bunlarn zatlar iin deil; fakat onlarn Allah katndaki itibarlar iin ibdet ediyoruz diyorlard. slm, beer ile Rabbi arasndaki btn araclar kaldrmak ve kul ile Rab arasndaki direkt ba kurmak iin geldi. "Rabbiniz (yle) buyurdu: Bana du edin, size icbet edeyim." (40/M'min, 60) "Kullarm beni sana soracak olursa, ite Ben pek yaknm. Bana du ettii zaman du edenin dusna cevap veririm." (2/Bakara, 186) slm, dini sadece Allah'a ait klmak iin geldi. bdet, Hayatn Tm Alanlarn Kuatr bdet, hayat yolunun btndr. Namaz, oru gibi ibdetler, insann azn ikmal ettii, enerji depolanan istasyonlardr. Azk bittike ve yolcu, nndeki istasyona her uraynda yeni bir enerji ve azk ald duraklardr namazlar, orular. Bu dinde ibdet anlay ve yolu geni kapsamldr. nsanlarn ibdet diye isimlendirmekte birletikleri bir takm taabbud sembollerle snrl deildir. Bu semboller -btn nemlerine ramen- farz klnan ibdetin sadece bir parasdr. "De ki: phesiz benim namazm, kurbanm, ibdetlerim, hayatm ve lmm orta olmayan Rabbul lemn Allah iindir. O'nun hibir orta yoktur." (6/En'm, 162-163) Namaz ve kurban, sembolleri temsil ediyor; fakat gaye bundan daha byktr. Gaye lnceye kadar hayatn tmnn, hatta bizzat hayatn, orta olmayan Allah'a yneltilmi bir ibdet olmasdr. Yani ibadet; her n, her ii, her fikri, her duyguyu kapsyor. "Ben cinleri ve insanlar ancak bana kulluk/ibdet etsinler diye yarattm." (51/Zriyt, 56) Cinlerin ve insanlarn yaratl hedefi Allah'a ibdete hasredildiine gre, hayatn btnn lnceye kadar sadece ekl farzlar doldurabilir mi? Bu, ancak ibdetin hayatn her ynn kapsamas durumunda gerekleir. Bu da bilfiil slm'da vardr. ekl ibdetler namaz da olsa, zekt, oru veya hac da olsa, belirli bir sreyi kapsar. Ya da kii nfilelerle bu sreyi arttrabilir. Fakat hayatn btn alann dolduramaz. Bu ekilde ancak Allah'n nurdan yaratt melekler ibdet edebilir (21/Enbiy, 20; 66/Tahrm, 6). Yoksa insanolu btn vakitlerini klasik ibadetlerle geiremez. nsann usanan bir bedeni, dalan bir akl vardr. Bu yzden usanmakszn gece-gndz Allah' tesbih edemez. Zaten Allah da onu bununla mkellef klmamtr. Allah, her kiiye ancak gcnn yettiini ykler. Allah onu bu yapda yaratmtr;

onun gcnn snrlarn biliyor, g yetiremeyecei eyi teklif etmiyor. Bununla beraber, onun btn hayat Allah iin olmaldr. Zira Allah, onu sadece ibdet iin yaratmtr. Peki bu, istenilen ibdetler sadece ekilsel ibdetlerde kalrsa gerekleebilir mi? Bu, ancak ibdetin manasnn genileyip yeryzndeki insann btn eylemlerinin ona dahil olmasyla gerekleir. Bu da her trl amelin tevhide balanp, tevhidin de btn gerektirdikleriyle hayat tarz olduunda mmkndr. Siyaset ibdettir... Allah'n eriatn tatbik olduunda, yeryz gereklerine gre Rabbn adlet tatbik olduunda, insanlar tek bir ilha kulluk ettirdiinde, tutlardan kurtarp hrriyete kavuturduunda siyaset ibdettir. ktisad dinamizm ibdettir... Para, hell kazantan elde ediliyorsa; para ve mal biriktirilip, bunlarla hayra dvet ve erle sava oluyorsa; kazanlan para temiz ilere harcanyorsa o mer i, iktisad birikimler ve para ibdettir. Sanat etkinlikleri de ibdettir... Mer olan sanat trleriyle Hakka dvet ve ktlklerle sava olduunda, Rabbn anlay gereince yeryzn mar ve Allah isminin yceltilmesi iin insanlar almaya ve gzele tevik ettiinde. Ksaca, Rasllllah (s.a.s.)'n ibdetin insan hayatndaki byk kk her eyi kapsadn retmek iin buyurduu gibi "hatta einin azna koyduu bir lokma bile" ibdettir. Btn ibdetler, dnya ve hireti beraber hedefleyen bir itir. ster klasik ibdet tanm iine giren semboller olsun, ister insann icra edip yrtt hayat faliyetler olsun. bdetleri ma'bedlerle snrlamayan bir dinin, temel buyruklarnn yannda, glmsemeyi, sevmeyi, almay, ticareti, yeme-imeyi, kzmay, alamay, yrmeyi, nefes almay, sevimeyi, yani hayatn kendisini ibdet haline getirmesine neden hayret etmeli? lh snrlar korunduu zaman hayatn her birimi gerek kimliini kazanr. Bu kimlikle alr cennetin kaplar. Hristiyanlar sadece kiliselerde ibdet edebilirler. slm dndaki hemen her din iin de bu byledir. Gnmzdeki tapnmalar iin de bu geerlidir: nsanlarn ibdet ihtiyacn tatmin iin arenalar, stadyumlar, mzikholler, trbeler, antlar, antmezarlar in edilmi, insanlar tapnmak iin belirli vakitlerde buralarda sevdikleri uruna kendilerinden gemekte, aylp baylmakta, hu iinde tapnmaktadrlar. Hatta bu sahte ilhlarn nnde kendinden geen insanlardaki hu ve gnlden ballk nice mslmann namaz gibi en nemli ibdetinde bile yok. Mslman, ibdet etmek iin mutlaka mescid ve cmi aramaz; Her yerde ibdetini yapabilir. Tm arz mesciddir mslman iin. "Benim iin yer(yz) tertemiz ve mescid klnd. Namaz vakti

gelince, kii bulunduu yerde namazn klar." (Buhr, Salt 56; Mslim, K. Mescid 4) "Mescidlerimiz igal altnda!" demi olsak, bazlarmzn aklna yalnz srail igali altndaki Mescid-i Aks gelecek. Veya Allah'n deil; tutlarn emrinde memur olan baz bel'amlarn gdmndeki mescidler. (Aslnda nice cmiler, devlet dairesi haline gelmekte, hatta kiliseletirilmekte, nice imamlar papazlatrlmakta veya bel'amlatrlmakta.) Ama bizim kastmz, daha geni; Evet, mescidlerimiz igal altnda ve putlarla dolu. Yeryz mescidi, putlardan, tutlardan ve putu dzenlerden temizlenme abas olmadka mslmanlarn ibdetleri shhatli olmaz ve gerek ibdet, gerek kurtulu gereklemez. "Mescidler Allah'a aittir. Orada Allah ile beraber bir bakasna dvet, du etmeyin." (72/Cin, 18) Baz insanlarn sand gibi, ibdet sadece hiret iin deildir. Zira bu din, dnya hayatndaki insann iini slah etmek iin de inmitir. Akdesini olsun, eriatn olsun, ibdetini olsun, onun dnyadaki her eyini dzene koymak iin gelmitir. (Bkz. 57/Hadd, 25). Bundan dolay bu dinde dnya ile hiret her bir parasnda baldr. nsanlar, dnya hayatnda alan organlar, hirete bal kalpleriyle dinin glgesinde yaarlar. "phesiz namaz, fuhutan ve ktlkten men' eder." (29/Ankebt, 45) Dnyada ktlklerden menediyor, hirette ise mkfat var. M'min, Allah rzs iin namaz klar. Ayn zamanda fuhutan ve ktlkten de alkonarak dnya hayatn slah etmi olur. Orucun farz klndn bildiren yetin sonunda da "umulur ki korunursunuz" denilir (2/Bakara, 183). Dnyada korunup, yeryznde hayatnz slah edersiniz, hirette ise mkfata eriirsiniz. Zektn emredildii yetlerde (9/Tevbe, 60, 103; 70/Meric, 24-25) geen temizleme, oaltp arttrma, zenginin fakire balamas, zektn belirlenen snflara datlmas dnyada yaplr; hirette ise mkfat vardr. Hacc sresi, 27-28. yetlerde belirtilen maslahatlar da byle. Bylece ibdet ayn anda hem dnya, hem de hiret iin oluyor. Bir baka ynden L ilhe illllah'a btn gerektirdikleriyle yapan bir mslmann hayatnda hiretten kopuk sadece dnya iin bir amel yoktur. Hatta insanlarn sadece beden hatta hayvan, sadece dnyalk grdkleri cinsel iliki bile buna dahildir. Nitekim Raslllah (s.a.s.) buyuruyor ki: "Sizden herhangi birinizin cim yapmasnda sevap vardr." Dediler ki: Ey Allah'n Rasl! Bizden herkes eine ona duyduu ehvetten dolay gider, byleyken nasl ona sevap olur? Cevaben buyurdu ki: "Ne dersiniz, ayet harama gitseydi gnah olmayacak myd? te, hella gittiinden ona sevap vardr." (Sahih-i Mslim) Bu sebeple eler arasndaki sevimeler bile ayn anda hem dnyev, hem de uhrev bir i oluyor. (2)

Allah'a bdet
Allah'a ibdetin anlam: Kur'an'da 82 yette "Allah'a ibdet" ten sz edilmitir. nsan, Allah'a ibdet iin yaratlmtr (51/Zriyt,

56). Btn peygamberler, insanlar Allah'a ibdet etmeye dvet ettikleri gibi (2/Bakara, 83; 3/l-i mrn, 64; 5/Mide, 72...), kendileri de O'na ibdet etmilerdir (13/Ra'd, 36; 21/Enbiy, 73; 39/Zmer, 11, 14). Kur'an'da hem "ey insanlar" hitabyla, (2/Bakara, 21) hem de "ey m'minler" hitabyla (22/Hac, 77) Allah'a ibdet etmek emredilmi ve ibdetin ihlsla, (98/Beyyine, 5) hibir eyi ortak komadan yalnz Allah'a yaplmas istenmitir (4/Nis, 36). Allah'a ibdetten bahseden yetlerdeki ibdet kavram, genel olarak tevhid, itaat, du, Allah' bilmek, O'na boyun emek, iman etmek ve slih amel ilemek anlamlarn ifade eder. Kur'an'da ibdet kavram, Allah'n varln ve birliini ikrar etmek, Peygamberlerine ve Peygamberleri ile gnderdii ilh vahye iman etmek, O'na boyun eerek itaat etmek, slm'n hell ve haram, emir ve yasak btn hkmlerini tatbik etmek, Allah'n rz olduu eyleri yapmak ve hkmne rz olmak, nimetlere kretmek, musibetlere sabretmek, insanlarn haklarna riyet edip onlara efkat ve merhamet etmek anlamlarn ifade eder. Buna gre Kur'an'da ibdet kavram; iman, ahlk, namaz, oru, hac, zekt, cihad, evlenme, boanma, hell-haram, miras, ticaret, ahde vef, yemin, keffret, ukubat... ksaca Kur'an'n bandan sonuna kadar btn hkmlerini uygulamay, emir ve yasaklarna riyeti, snrlarn korumay iine alr. Fkh Usl kitaplarnda Kur'an hkmlerinin itikad, ibadet, ahlk, mumelt, ukubat eklinde ksmlara ayrlmas, anlatm kolaylatrmak iindir. Yoksa, ahlk ve amel hkmler, "ibdet" kavramnn manalarndan tamamen ayr demek deildir. nk Kur'an'n amel ve ahlak btn hkmlerini uygulamak, Allah'a kulluk etmektir. Bu itibarla Kur'an hkmlerinin hepsi "ibdet" kavramna dahildir. Uygulama itibaryla ibdetleri drt ksma ayrabiliriz: man, ihls, niyet, tefekkr, mrifet, sabr, takv, havf ve rec gibi kalb/btn ibdetler. Namaz, oru, zikir, tesbih, tehlil, tekbir, tahmid, du, insanlara iyi mumele, ana-babaya iyilik, sla-i rahim gibi vcut organlaryla yaplan ibdetler. Zekt, sadaka, fakirlere ve yaknlara yardm, Allah yolunda infak gibi mal ve servetle yaplan ibdetler. Hacca gitmek, mal ve can ile Allah yolunda cihad etmek gibi hem mal, hem de bedenle yaplan ibdetler. Allah'n yaplmasn istedii eyleri yapmak da, yasaklad eylerden kanmak da Allah'a kulluk etmektir, ibdettir. nk ibdetin temel anlam, Allah'a boyun eerek itaat etmektir. taat da iki ekilde olur: Emirlere uymak ve yasaklardan kanmak.

Namaz, Tm bdetler in Prototiptir


Kelime-i ehdet, oru, hac, zekt gibi slm'n rknlar hep namazda mevcut. Namaz, bir tevhid ve ehdet eylemidir. Namaza arlrken ehdetler haykrlr; namazn iinde ehdet kelimeleri vurgulanr. Okunan du ve yetler hep ehdet kelimesinin almlardr. Namazda yeme ime olmaz; namazda oruluyuzdur. Zekt, namazda mevcuttur: mrn, vaktin zekt namazla yerine getirilir. Hac, Kbe'yi ziyaretle gerekleir; namazda da Kbe'ye ynelinir. Namaz hacdr; namaz miractr. Namaz dudr; Namaz zikirdir. Namaz Kur'an okumak; namaz Allah'la konumaktr. Kinat kendi halleriyle namaz klmaktadr. Meleklerin bazs devaml kyamda, bazs rk ve secde halinde ibdet etmekteler. Dalar, namazdaki kyam halinde dimdik durmaktalar. Bitkiler, aalar secde halindeler; aalar, balar ve azlar saylan kkleriyle topraktan gda almaktadrlar; Bitkilerin de kkleri, yani balar yerdedir. Hayvanlar rk halinde iki bklm eik yaamaktalar. nsann namaz ise, btn yaratklarn ibdetini kendisinde toplamaktadr. Namaz, ayn zamanda tekbir, tesbih, hamd, kr, zikir, Kur'an kraat gibi hemen tm ibdet eitlerini de iermektedir. Hayatmzn her safhas namaza benzemeli. Namazdaki ruh ve heyecan namaz dna tamal, her eylemimizi namaz gibi, bizi Allah'a yaklatran gerek ibdete evirmeliyiz. Bu anlay, namazn da, gerekten ikame edilen namaz olmasn salar. nsan ktlk ve fahdan alkoymayan namaz, hadis-i erifteki ifadeyle, yarn paavra gibi suratmza arplabilir. Allah'n byle bir namaza ihtiyac olmad hadiste belirtilmektedir. Namazn bizim gnlk hayatmza yn veren, bize ihtiyacmz olan tehizat, mhimmat salamas gerektii "hu" ve "ikame" ifadeleriyle de vurgulanr. kame etmek, namaz ayaa kaldrmak, dosdoru klmak demektir. Namaz ikame etmekle, hayatmzdaki ktlkler de kalkacak, ayn ekilde tm eylemlerimiz de namaza benzeyecektir. Ashb da byle deerlendirdi namaz. Peygamberimiz, vefatna yakn iddetli rahatszlnda kendisi cemaatin nne geip imamlk yapamad zamanlar, Hz. Ebubekir'i namaz kldrmak iin grevlendirdi. Sonra devlet bakan seiminde ashb bu olay dikkate alarak "deil mi ki Peygamberimiz namazda Ebubekir'i bamza geirdi: namaz gibi olmas gereken hayatmzda da o bamza gemeli" dediler. Onlar dini byle anlamlard. Sadece namaz deildi ibdet olan. Ve namaz prototip ibadetti. O yzden namazdaki imamla "immet-i sur" (kk imamlk); devletin bandaki imamla (bakanla/nderlie) "immet-i kbr" (byk imamlk) denilir. Bu olay da gstermektedir ki, hayatmzdaki davranlarmz namazn mesajna benzerken; liderimiz, devlet bakanmz da imama benzemeli; imamda aranan artlar yneticide de aranmal. mam, namazda yanldnda ncelikle imama yakn olanlar, deilse cemaatin fertlerince uslne uygun nasl uyarlmas gerekirse, her konumdaki liderler ve yneticiler de yle uyarlmal.

Allah, en gzel biimde yaratt ve yeryznde halife yapt, btn yaratklardan stn kld, gklerde ve yerde ne varsa hepsini hizmetine sunduu ve saysz nimetler verdii insan, kendisine ibdet etmesi iin yaratmtr. nsann bu grevini yerine getirebilmesi iin ona akl, fikir ve kabiliyet vermitir. Peygamberler ve kitaplar gndermek suretiyle bu grevini nasl yapacan da bildirmitir. Allah, insan ibdet etmesi iin zorlamamakla birlikte, srarla kendisine ibdet etmeyi emretmi, ibdet edenlere mkfat, etmeyenlere ise ceza vaad etmitir.

Herhangi Bir Eylem Nasl bdet Olur?


Bir eylemin Allah'a ibdet olabilmesi iin u zelliklerin bulunmas gerekir: nan, meriyet, usl ve niyet. Bir fiilin ibdet olabilmesi iin iman bata gelen arttr. kinci art ise, o yaplan iin tat cinsinden olmas lazmdr. nk ibdet kelimesi itaat anlamna gelir. Yani dinin yaplmasn gzel grd bir emri veya mer grd bir mubah i olmas gerekir. nc art ise, yaplan iin Allah'n istedii, Rasl'n uygulad biimde yaplmas gereidir. Drdnc art da niyettir. Allah'n rzs iin yaplmas, bir mer ii ibdet seviyesine karr. Allah'a yaklamak ve O'na itaat etmek gibi yksek gayeler, bir eylemi ibdete dntrr. &#&# mansz ve ihlssz amel, ibdet olmaz; byle bir ibdet boa gider (5/Mide, 5). Haramlar, dinin yasaklad eylemler, hibir zaman Allah'a ibdet olmaz. Yaplan mer eylemin usl (metodu) da nemlidir. Mesela, namaz Allah'n istedii tarzda, Peygamberimiz'in kld ekilde deil; baka ekilde klarsak, o, ibdet olmaktan kar. bdette niyet arttr. Peygamberimiz (s.a.s.), "Ameller, ancak niyetlere gredir." buyurmutur. (Buhr, Bed'l-Vahy 1, Itak 6, Talak, 11, man, 23; Mslim, mre 155) Bu nedenle Allah'a kurbet ve itaattan baka bir maksatla yaplan fiiller, "ibdet" olmaz. Mesela niyetsiz a durmak oru deil, niyetsiz Kbe'ye gitmek de hac deildir.

Allah'tan Bakasna bdet


Kur'an'da 53 yet-i kerimede "Allah'tan bakasna ibdet"ten sz edilmitir. Allah Tel, cin ve insanlar kendisini tanyp ibdet etmeleri iin yaratmtr (51/Zriyt, 56). Fakat, imtihann gerei olarak onlar bu konuda zorlamamtr. Bu sebeple cin ve insanlardan, bir tek ilh olarak Allah' tanyp kabul edenler ve sadece O'na ibdet edenler olduu gibi; canl ve cansz varlklar Allah'a ortak edip onlara ibdet edenler de vardr. Allah, ilk insan dem (a.s.)'den itibaren insanlara eliler ve kitaplar gndermek suretiyle cin ve insanlar Allah'tan bakalarna ibdet etmemeleri konusunda uyarmtr. "Andolsun Biz, her millet iinde Allah'a ibdet edin, tut(a ibdet)ten kann diye bir peygamber

gnderdik. Onlardan kimine Allah hidyet etti, onlardan kimine de dallet hak oldu." (16/Nahl, 36) Allah'tan Baka Taplan Varlklar: Allah'tan bakasna tapanlar, sadece cinler ve insanlardr. Taplanlar, yani mbud, rab ve ilh edinilen varlklar ise; ibdet kavramnn getii yetlerde Allah'tan bakalar (6/En'm, 56; 10/Ynus, 104...), Allah'tan baka, insanlara fayda ve zarar vermeye gc yetmeyenler (5/Mide, 76; 10/Ynus, 18), iitmeyen, grmeyen ve insanlara hibir ey kazandrmayanlar (19/Meryem, 42), Allah'tan baka tapnlan putlar/evsn (29/Ankebt, 17), heykel eklindeki putlar/asnm (14/brhim, 35; 26/uar, 70, 71), sahte tanrlar/ilhlar (43/Zuhruf, 45), heykeller (21/Enbiy, 53), tut (5/Mide, 60; 39/Zmer, 17), eytan (36/Ysin, 60; 19/Meryem, 44), atalarn tapt eyler (11/Hd, 62, 87, 109; 14/brhim, 10), Allah'a ortak koulanlar (10/Ynus, 28), cinler (34/Sebe',41), insanlar (23/M'minn, 47), melekler (34/Sebe',40; 43/Zuhruf, 19-20), Allah'tan baka dost tutulanlar (39/Zmer, 3), Allah'tan baka ilh diye isimlendirilen putlar (12/Ysuf, 40), kfirlerin tapt eyler (37/Sfft, 161), elle yontulup yaplanlar (37/Sfft, 95) olarak zikredilmilerdir. Allah'tan Bakasna bdetin Anlam: Allah'tan bakasna ibdet; insan, cin, melek, eytan, atalar, liderler, hkmdarlar, bilginler, veliler, slih kiiler gibi canl ve cansz varlklar ilh ve rab kabul etmek, onlara Allah'a isyan konusunda itaat etmek, boyun emek, du edip yalvarmak, kurban kesmek, kulluk etmek, secde etmek, eilip sayg gstermek, Allah yerine mbud edinilen kimselerin emir ve yasaklarna, hell ve haramlarna, prensip ve sistemlerine uymak anlamlarna gelir. Allah'tan bakasna ibdet etmek, Allah'n varln kabul etmemek anlamna gelmez. Kur'an'n indirildii zaman Mekke mrikleri Allah'n varln, yaratc ve rzk verici olduunu kabul ediyorlar, ama bir tek ilh olduunu kabul etmiyorlard. Kendilerini Allah'a yaklatrr ve efaati olur midiyle ilhlara tapyorlard. Kur'an'da bu husus, yle bildirilmektedir: "...Allah'tan baka evliy (dostlar) edinen kimseler, biz bunlara srf bizi Allah'a yaklatrsnlar diye ibdet ediyoruz (demektedirler). (39/Zmer, 3) "Halbuki insan Allah'a yaklatran iman ve slih ameldir." (34/Sebe' 37) "Allah' brakp kendilerine ne zarar ne de fayda vermeyen eylere ibdet ediyorlar ve: 'Bunlar, Allah katnda bizim efaatilerimizdir' diyorlar..." (10/Ynus, 18) Demek ki Allah'a ibdet edebilmek iin Allah'n varln, yeri g yaratttn, rzk verdiini kabul etmek yeterli deildir. Allah' bir tek ilh olarak kabul etmek, O'ndan baka canl ve cansz hibir varla tapmamak ve tutu reddetmek demektir.

Putlara, Heykellere bdet


nsanlara Fayda ve Zarar Vermeyen, itmeyen, Grmeyen Putlar ve Heykelleri lh Edinmek ve Onlara bdet Etmek: Kur'an- Kerim'in and irk eitlerinden birisi, putlara ibdet eklinde

ortaya kan tapnmadr. Putlar eit olarak ok fazla olmakla beraber, genel olarak iki ksmda mtlaa edilebilirler: 1- nsan, hayvan veya bunlarn karm bir eklin; iinde bir sembol, bir ruhu, bir rneklii temsil ettii anlayyla aa, ta ve madenden yaplarak, temsil ettii varsaylan semboln kutsanmas biimindeki putuluk. Bu tr putlara sanem veya vesen ad verilir. 2- Herhangi bir ekil dnmeksizin kafalara, gnllere, kalplere dikilen veya tbi olunan putuluk. Bu tr putperestliin grnts daha moderndir. Birinci maddede ele aldmz putuluk olaynda putlar, tapanlarn nazarnda tabiat st yce bir gc ve kuvveti temsil ettikleri iin, putperestler bu g ve kuvvetin, tapndklar putlarda gizli olduuna inanrlar. Bu balamda her putun veya putuluun ilgili bulunduu bir efsnesi vardr. Bu putlarn bir ksm iyilii, bir ksm erri, bir ksm ucuzluu vs. yi temsil eder. slm tarihilerinin kaydettiklerine gre, putperestlik slm'dan nce Arap yarmadasnda olduka yaygnd. Denilebilir ki, Arabistan'da putuluun tm eitleri olmakla beraber, daha ok birinci ksmda anlatmaya altmz putperestlik yaygnd. Putuluun her eidine kar kan ve putlara ibdet etmenin ktln en beli biimde ortaya koyan Kur'an- Kerim yetleri, insanoluna, yaratcnn sadece Allah olduu fikrini alama sadedinde delil stne delil sunar. "Siz, elinizle yonttuklarnz (putlar)a m tapyorsunuz? Oysa sizin de, btn taptklarnzn da yaratcs Allah'tr." (37/Sfft, 95-96) "De ki: Ey insanlar! Benim dinimden phede iseniz (iyi bilin ki) ben, sizin Allah'tan baka ibdet ettiklerinize ibdet etmem. Yalnz sizi ldrecek olan Allah'a ibdet ederim. Bana m'minlerden olmam emredildi." (10/Ynus, 104) yette geen "Allah'tan bakasna ibdet" , putlara du etmek ve yalvarmak anlamndadr. Nitekim peinden gelen yette, "Yzn Allah' birleyici olarak dine evir ve mriklerden olma!" (10/Ynus, 105) denildikten sonra, "Allah'tan baka sana ne fayda, ne de zarar vermeyecek olan eylere yalvarma/du etme. Eer byle yaparsan, o zaman sen zlimlerden (mriklerden) olursun." (10/Ynus, 104) buyrulmutur. "De ki: (Ey mrikler!) Ben, Allah'tan baka yalvardklarnza ibdet etmekten men olundum." (6/En'am, 56; 40/M'min, 66) Bu yetteki "du"ya, "ibdet" anlam verilebilir. Bu takdirde ibdet, ilh kabul ederek putlara sayg gstermek anlamn ifade eder. Putlara ibdet, ister musibet ve skntl anlarda onlara yalvarmak, du etmek; ister ilh diye ta'zim gstermek olsun, neticesi ayndr. Byle bir davran irk (6/En'm, 56; 10/Ynus, 18), hak yoldan sapmak ve hidyete erenlerden olamamaktr (6/En'm, 56). Allah'tan bakasna tapanlar cahil kimselerdir. "Ey cahiller!

Allah'tan bakasna ibdet etmemi mi bana emrediyorsunuz?" (39/Zmer, 64) Kur'an'da Allah'tan bakasna taplanlar, insana zarar ve faydas dokunmayan (10/Ynus, 18), rzk vermeyen (16/Nahl, 73), insan eli ile yaplan (37/Sfft, 95), iitmeyen ve grmeyen (19/Meryem, 42), bir ey yaratamayan (46/Ahkaf, 4), insanlarn ilh diye isimlendirdikleri bo isimler (53/Necm, 23; 12/Ysuf, 40), uydurma tanrlar (37/Sfft, 86), heykeller (21/Enbiy, 52) ve putlar (14/brhim, 35) olarak nitelendirilmilerdir. brahim (a.s.), babasna ve kavmine demiti ki: "Sizin u karsnda durup ibdet ettiiniz heykeller nedir? (Babas ve kavmi), 'Babalarmz onlara ibdet eder bulduk' dediler. (brahim), 'Dorusu siz de, babalarnz da apak bir sapklk iine dmsnz' dedi. (...) brahim (a.s.), byk bir put hari dier putlar krd. Kavmi, putlarn krldn grnce, 'Bunu ilhlarmza kim yapt? Muhakkak bunu yapan zlimlerden biridir' dedi. (...) (brahim'e), 'Ey brahim! Bu ii ilhlarmza sen mi yaptn?' dediler. brahim, 'Hayr, ite u bykleri yapm. Onlara sorun, eer konuurlarsa' dedi. (...) (Kavmi), 'Ey brahim! Sen de bilirsin ki, bunlar konumazlar dedi. Bunun zerine brahim, 'Siz Allah' brakp da size hi fayda ve zarar vermeyen eylere mi ibdet ediyorsunuz? Size ve Allah'tan baka taptklarnza yuh olsun. Akllarnz kullanmyor musunuz? (dedi.) (21Enbiy, 52-54, 58-59, 62-63, 65-67). "Ey babacm! itmeyen, grmeyen ve sana hibir ey kazandrmayacak olan eylere niin ibdet ediyorsun?' dedi." (19/Meryem, 42) Kendi elleriyle yapp ilh diye adlandrdklar (14/brhim, 35) heykellerin (temsl), insanlara elbette faydas ve zarar olmaz. Bu sebeple heykelleri ilh edinip onlara sayg gstermek, yalvarmak, onlardan medet ummak, ahmaklk ve aklszlktr. Allah'tan bakalarna, uydurma ilhlara, putlara ve heykellere tapanlar, kendilerini felkete srklemi, dnya (11/Hd, 109) ve hirette Allah'n azabn hak etmi olurlar (21/Enbiy, 98) Kendisinden bakasna ibdet edenlere, "Siz ve Allah'tan baka ibdet ettikleriniz cehennemin odunusunuz. Siz oraya (cehenneme) gireceksiniz" (21/Enbiy, 98) uyarsn yapan Yce Allah, "Allah'tan baka dilediinize ibdet edin!" (39/Zmer, 15) diyerek mrikleri tehdit etmitir (37/Sfft, 22-34). Allah'tan baka ibdet edilenler, kymet gn kendilerine ibdet edenleri inkr edecekler ve onlara dman olacaklardr. "(Mriklerin taptklar ilhlar), onlarn ibdetlerini inkr edecekler ve onlara dman/kar olacaklardr." (19/Meryem, 82; 46/Ahkaf, 6) Beerin byle dalletleri var; Putunu kendi yapar, kendi tapar! diyor ir. nsanlarn kendi elleriyle yaptklar putlara ve heykellere ibdet etmeleri; onlar Allah katnda kendilerine efaati ve yardmc olur, kendilerini azaptan korur inanc ile ilh edinip

tapmak, sayg gstermek, du edip yalvarmak, sknt anlarnda onlara snmak anlamlarn ifade etmektedir. Put, sadece Araplarn chiliye dneminde taptklar basit ve alelde ekillerden veya zellikle Hz. brahim dneminde olduu gibi, muhtelif chiliye sistemlerinde tapnlan tatan, tuntan, tahtadan heykellerden ve aa, ku, hayvan, yldz, gk cismi, ate, ruh veya hayallerden ibaret deildir. Bu basit puta tapnma ekilleri Allah'a irk komann btn boyutlarn kapsamaz. Yalnzca bu ilkel putuluklar zerinde duracak olursak ve Kur'an'daki irkten maksadn sadece bunlar olduunu kabul edecek olursak, olduka boyutlu olan irk kavramndan bir ey anlamayz. Kurann evrensel boyuttaki ve zamanlar st mesajn kavrayamayz. Kurann en byk problem olarak grd irk, kymete kadar hemen tm toplumlarda olabilecek tm tevhid d kutsama ve tapnma zelliklerini kapsar. Kur'an'a gre put, o kadar geni anlamldr ki, kiinin Allah'n dnda hayatnn amac kld maddmnev her eydir. Bu putlar hayatn amac klmak da Allah'a irk komak olarak nitelendirilmitir. Fakat insanlar kendilerine fayda ve zarar olmayan ta, aa, maden vs. eylere ibadete sevkeden sebepler nelerdi? nsanlar niin putlara tapmlar ve tapmaya devam ediyorlar? Bu konuda Kur'an u yetlerde bu sorulara cevap vermektedir: 39/Zmer, 3; 10/Ynus; 18; 17/sr, 56-57; 43/Zuhruf, 86; 39/Zmer, 44; 30/Rm, 13. Tuta bdet "Andolsun biz, her millet iinde: 'Allah'a ibdet edin, tuttan kann' diye bir eli gnderdik." (16/Nahl, 36) Bu yette "tut", ibdet konusunda Allah'n karsna konulmu ve ondan kanlmas emredilmitir. u yette ise, tuta ibdetten saknan ve Allah'a ynelen kimsenin mjdelenmesi istenmitir: "Tuta ibdet etmekten kanan ve Allah'a ynelenlere mjde var." (39/Zmer, 17) u yette de, tuta ibdet edenler iddetle knanmaktadr: "De ki: Allah katnda yeri bundan daha kt olan size syleyeyim mi? Allah'n lnetledii ve gazap ettii, aralarndan maymun, domuz ve tuta tapanlar kard kimseler; ite onlarn yeri daha ktdr ve onlar doru yoldan daha ok sapmlardr." (5/Mide, 60) (Ayrca, tutu reddetmek konusunda bkz. 2/Bakara, 256, 257; 4/Nis, 51, 60, 76; 16/Nahl, 36) Nedir tut? "Tut" kelimesinin kk "tuyan"dr. Tuyan, isyanda haddi amak, azmak, zulmetmek, sapmak, lsz ekilde hareket etmek, byklenmek anlamlarna gelir. Tut; eytana, putlara, Allah'tan baka taplan her varla, insan azdranlara, insanlar haktan ve hidyetten saptranlara, hayr yolundan men edenlere, haddi aanlara, kfr ve dallette nderlik edenlere, gaybdan haber verdiini ileri sren khinlere/medyumlara, insanlarn Allah'a ibdet etmelerine ve slm' yaamalarna engel olanlara denir. Put olsun, aa olsun, insan veya hayvan olsun, Allah'tan baka tapnma konumunda olan her ey; kanunlarnda Allah'n dinine kar snr aan zlim ynetici ve Allah'n indirdii

hkmlerin gayrisiyle hkmeden idareci; slm eriatna uymayan btn metod, dnce, fikir, ideoloji, pozisyon, det, gelenek ve grenekler tut kapsamna girer. Ayrca tuttan honut olup ona balanan, tuta kullua aran, tutun dvet ettii eye sahip kan da kendi sapkl iinde tuttur. Kur'an- Kerim'de tutla ilgili btn yetleri dikkate aldmzda u sonuca varrz: Kulu Allah'a kulluktan, dinde ihlsl olmaktan, Allah ve Raslne itaatten alkoyan ve eviren her ey tuttur. Tut; hakk ezmeye alan, Allah'n kullar iin izdii snrlar ineyen her kimse veya her nesnedir. Allah ile balants olmayan her program ve Allah'a balanmayan her eit dnce, sistem, edep ve alkanlk; otoritesini Allah'n sisteminden almayan her idare, Allah'n otoritesine, ulhiyetine ve hkimiyetine dman olan her ey tuttur. (3) Allah'a isyan konusunda herhangi bir kimseye itaat eden kii, o kimseye ibdet etmi olur ve bu itaat edilen kimse tuttur. Mevddi, tut kelimesini yle izah eder: "Tut, Allah'a kar azan, isyan eden, kulluk haddini aarak kendisi iin ulhiyet ve rubbiyet iddisna kalkan her ahs, zmre ve idareye denir. Tut, Allah'a kar haddi aan ve zulmeden her trl stnlk, otorite, bakanlk veya komutanlktr. Tut, mlknde hkmn yerine getirir; kullarn zorla, aldatmakla yahut kt yollarla kendine itaate arr. Kiinin bu trl otoriteye, bakanla, liderlie boyun emesi ve ona tapmas tut iin bir ibdettir. (4) Kur'an'a gre tut; Allah'n, dininin, elisinin ve kitabnn karsna konulan, Allah yerine taplan, slm'n hkmleri, emir ve yasaklar, hell ve haramlar yerine ikame edilen, Hz. Muhammed (s.a.s.)'in yerine nder seilen, Kur'an dncesi, inan ve hayat tarz yerine baka dnce, inan, hayat ve ynetim biimi koyan, hayata geiren, bunlara nclk eden ve uyulan her insann, her sistemin ortak ad ve semboldr. Buna gre tuta ibdet, Allah'tan baka eytan, insan, nder, khin gibi canl ve cansz varlklara, Allah'a isyan anlamna gelecek ekilde itaat etmek, boyun emek, Allah'n hkm yerine Allah'tan bakalarnn hkmlerini kabul edip isteyerek uygulamak demektir ki bu, insan irke, kfre gtrr. Gnmzde, kelime-i ehdet getirip namaz klan, oru tutan, hacca giden baz kimselerin tutun hkmne rz gsterdikleri, tuta itaat ettikleri, sadece Allah'a mahsus olan sfatlar bakalarna verdikleri bilinen bir gerektir. Yine bu kimselerin Allah' brakp birtakm armalar, iarlar, iaretleri, bayraklar, gelenek ve grenekleri ycelttikleri ve bu saylan deerler uruna mallarn, namuslarn, ahlklarn fed ettikleri, bylece bu deerlere kulluk ve ibdet ettikleri ortadadr. Bu ahslarn tutun ortaya koyduu nefsan, ehvan ve ind deer yarglaryla Allah'n kanunlar ve eriat atacak olsa, hep Allah'n eriatn onlarn istekleri dorultusunda yontarak ekil verdikleri, ksacas putlarn

veya putlarn arkasna snm olanlarn emir ve yasaklarn harfiyyen yerine getirdikleri ve Allah'n eriatna tamamen zt olan sistemleri kabul ederek onlarn hkmlerini tatbik ettikleri de inkr edilemez. Bundan daha ak putuluk dnlebilir mi? Putlarn emir ve direktifleri dorultusunda hareket ederek onlarn yolundan en kk apta ayrlmayanlar, Allah'n Kitabna ve Raslnn snnetine kulaklarn tkayarak putlarn ve onlarn ibirlikilerinin arsna kulak verenlerden daha iyi putperest olur mu? Bunlar apak mrik olduklarn kendileri bile iln ediyorlar. Bu tr insanlar; ister namaz klsn, ister oru tutsun, ister haccetsin ve isterse sabahlara kadar Allah diyerek tesbih eksinler. Ne yaparlarsa yapsnlar, kendilerini putu mrik olmaktan kurtaramaz, kimse de onlar zorla temize kararak mslman yapamaz; onlar tevbe edip, her trl puta ve tuta kulluk/ibdetten vazgemedikleri mddete... (5) Bir kimse tutu reddetmedike gerekten iman etmi saylamaz. Tevhid'in art, Allah'a imandan nce tutlar reddetmek, onlar tanmamaktr. Bu durum, Kuranda aka beyan edilmitir: "Artk kim tutu reddedip Allah'a iman ederse, kopmayan salam kulpa yapm olur." (2/Bakara, 256)

Bilginlere ve Din Adamlarna bdet


Allah'a irk komann bir eidi de Allah'n izin vermedii alanlarda insanlara itaattir. Oysa ibdette esas olan Allah'a itaat, Peygamberine itaat ve mslmanlardan olan emir sahiplerine itaattir (4//Nis, 59). Ne var ki, insanolu, ou zaman kendi cinsinden olan beerden baz kimselerin birtakm stn zelliklere sahip olduklarn dnerek onlar rab konumuna getirmi ve bylece onlara ibdet etmitir. Kur'an- Kerim, yahudi ve hristiyanlarn, ulhiyet ve rubbiyet makamna Allah'tan bakasn koyarak kullukta ona yneldiklerini, oysa itaat ve ibdetin sadece Allah'a has klnmas gerektiini yle dile getiriyor: "(Ehl-i kitap), bilginlerini ve rhiplerini Allah'tan ayr rablar edindiler. Meryem olu Mesih'i de (rab edindiler). Oysa kendilerine yalnz tek ilh olan Allah'a ibdet etmeleri emredilmiti. O'ndan baka tanr yoktur. O, onlarn ortak kotuklar eylerden mnezzehtir." (9/Tevbe, 31) Yahudi ve hristiyanlarn, bilginlerini ve rhiplerini rab edinmeleri, onlara ibdet etmeleridir. bdetleri ise, onlarn, Allah'n haram kld eyleri hell, hell kld eyleri haram klmalarn kabul edip itaat etmeleridir. Yahudi ve hristiyanlar, Allah'n emrine, hakkn hkmne deil; onlarn irdelerine tbi oldular; onlara Allah'a tapar gibi taptlar. Hatta Allah' brakp onlara taptlar. Allah'n emrine, Kitabn szne, hakkn gerektirdiine aktan aa muhlif olan hususlarda Allah'a isyan ettiler; onlarn arzularna ve emirlerine itaat ettiler. Allah'n haram kld eyleri, onlarn emriyle hell kldlar. Allah'n yapmayn dedii eyleri yaptlar; yapn dediini yapmadlar. Bunun hilfna onlarn emir ve yasaklarna, hev ve heveslerine

tbi oldular. (Elmall, IV, 2511) (Bu konuyla ilgili olarak Adiy b. Htem'le ilgili hadis iin bkz. Tirmiz, Tefsir 9). Buna gre yetteki rhipleri ve bilginleri rab edinip ibdet etmek, Allah'n hellini haram, haramn hell saymalar konusunda onlara itaat etmek anlamna gelmektedir. Yoksa onlar, bilginleri iin oru tutuyor, namaz klyor deillerdi. Demek ki herhangi bir insann, ister bilgin olsun ister ynetici, Allah'n emir ve yasana, hell ve haramna ters den emir ve hkmlerine gnlden katlmak, onu hkm/kanun koyucu olarak kabul etmek, ona itaat ederek Allah'n hkmne muhalefet etmek; onu Allah'tan baka rab edinmek ve ona ibdet etmek demektir. (Elmall Tefsiri, IV, s. 2512). "Yaratcya isyan etme konusunda yaratlana itaat edilmez." (Buhri, Ahkm 4; Mslim, mre 39, 46) Hakk btl, btl hak yapmaya alanlar, ilim haysiyetinden yoksun birer tutturlar. Bu ekilde davranlar, irk, kfr ve Allah'tan bakalarn rab edinmek ve onlara tapmaktr. (Elmall, IV, s. 2513, 2514). Allah'n kitabna yetki tanmakszn hell ve haram snrlarn belirleme yetkisini kendisinde grenlerin nefislerini ilve rab ittihaz ettiklerini ve onlara kanun koyma yetkisi tanyanlarn da onlar rabler edindiklerini yukardaki yet ve hadislerden renmi oluyoruz. Kur'an'n on drt asr nce getirdii en byk prensiplerden biri de, hangi makam ve mevkide olursa olsun, insana deil; yalnz Allah'a ibdet edilmesi prensibidir. slm, beeriyeti sadete erdirmek, zulm ortadan kaldrmak, insana kulluk etmeye sevkeden istismar yok etmek yolunda birleilmesi gerekli olan belirterek yahudi ve hristiyanlara bakn nasl hitap ediyor: "De ki: Ey Kitap ehli, gelin aramzda birleebileceimiz bir kelime zerinde toplanalm: Allah'tan bakasna kulluk etmeyelim. O'na hibir eyi ortak komayalm. Bazmz bazmz Allah'tan baka rablar edinmeyelim!" (3/l-i mrn, 64) Kur'an- Kerim, kula kulluu ortadan kaldrmak ve sadece Allah' kulluu tesis etmek zere gnderilen Kitap olduu iin, insanlarn Allah' brakp hemcinslerinden olan insanlara ibdet/kulluk etmesini nlemek amacyla eitli deliller serdetmi, bu konuda geni aklamalar yapmtr: "Hibir insana yaramayacak/yakmayacak bir ey varsa, Allah'n kendisine Kitap, hikmet ve neblik vermesinden sonra onun insanlara: 'Allah' brakn da bana kul olun' demesidir. Tam aksine o; 'Kitab rendiiniz ve okuduunuz ynyle Allah'a kul olun' der. O, size: 'melekleri ve peygamberi ilh edinin' diye emretmez. Siz mslman olduktan sonra size hi imanszl emreder mi o?" (3/l-i mrn, 7980) stisnasz btn peygamberler: "Ey kavmim, Allah'a ibdet edin; sizin O'ndan baka ilhnz yoktur." (7/A'rf, 59, 65, 73, 85; 12/Ysuf, 40; 11/Hd, 1-2; 16/Nahl, 36) buyurmulardr. Tarihe ibret nazaryla baktmz zaman ok deiik ve eitli irk grntleri ierisinde insanlarn baz bilge kimseleri veya kimi peygamberleri ilh kabul ettiklerini gryoruz. Mesela, baz kimseler tarafndan peygamber olduu iddia edilen ve en azndan

yce vasflara sahip bilge bir kimse olduu herkese kabul edilen Buda, salnda ilhlk iddia etmemi, bilkis insanlar Allah' tek ilh edinmeye arm olduu halde, tbleri onu lmnden sonra ilh edinmi ve ona tapmlardr. Ayn ekilde Hz. sa (a.s.) salnda kendisinin, Allah'n kulu olduunu iln etmi ve insanlar da sadece Allah'a kul olmaya arm olduu halde, vefatndan hemen sonra, bizzat kendi kavmi tarafndan ilh kabul edilerek Allah'a irk koulmutur. slm bu tr bir sapkln nne gemek iin deliller getirmi ve bunun irk olduunu her frsatta vurgulamtr. Kur'an, kullara kulluu ortadan kaldrarak yeryznde hkimiyeti sahte ilh ve rablerin elinden ekip alarak sadece Allah'a vermek iin delil stne delil getiriyor ve bu noktann son derece nemli olduunu insanlara srarla vurguluyor. (6)

eytana bdet
Yce Allah, insanlara eytana ibdet etmemelerini, kendisine ibdet etmelerini emretmektedir: "Ey demoullar! Ben size, 'eytana ibdet etmeyin. Zira o, sizin iin apak bir dmandr. Bana ibdet edin. En doru yol budur' diye tavsiye etmemi miydim? (36/Ysin, 60-61) eytana ibdet, vesvese verdii, ssl gsterdii eylerde ve Allah'a isyan olan konularda kendisine itaat ve ittib etmektir. Allah, insanlara, "eytann admlarna uymayn." (2/Bakara, 168, 208) "nk eytan, insana apak bir dmandr." (17/sr, 53) "Onu dman edinin." (35/Ftr, 6) buyurmutur. Kur'an- Kerim, ister insanlardan olsun, isterse cinlerden, tm eytanlarn (6/En'm, 112) insanlar irke drdn bizlere hatrlatr. Sebe kraliesi hakknda bilgi edinmeye gnderilen Hdhd, Hz. Sleyman'a dndnde unlar haber verir: "Onun ve kavminin, Allah' brakp gnee secde ettiklerini grdm. eytan, onlara ilerini sslemi de onlar doru yoldan evirmi, bu yzden yola gelemiyorlar." (27/Neml, 24) Kur'an, eytann insanlar zerinde, onlarn irdelerini ortadan kaldracak bir gce sahip olmadn, ancak insanlarn irk komalar ve bylece onlarn sapmalar noktasnda vesvese verdiini aka bildirmitir. "Grmedin mi biz kfirlere eytanlar gnderdik, onlar oynatp duruyorlar." (19/Meryem, 83) "Fakat kalpleri katlat ve eytan da onlara yaptklarn ssl gsterdi." (6/En'm, 43) "O (eytan)lar bunlar (insanlar) yoldan kardklar halde, bunlar doru yolda olduklarn sanrlar." (43/Zuhruf, 37) eytan, insanlara fuhu ve mnkeri emreder (2/Bakara, 268; 24/Nr, 21). nsana vesvese verir (7/A'rf, 20; 20/Th, 120). nsanlar arasnda kin ve dmanlk tohumlar saar (5/Mide, 91). nsanlara, yaptklar ktlkleri ssl gsterir (6/En'm, 43; 8/Enfl, 48). Bo eyler vaad eder (4/Nis, 120; 17/sr, 64). Gerekleri unutturur (6/En'm, 68). Tuzak kurar (4/Nis, 76). nsan saptrmak ister (4/Nis, 60). Onu doru yoldan meneder (27/Neml,

24; 29/Ankebt, 38). Bu sebeple insann, eytann vesvesesine aldanp ona uymamas gerekir; uyarsa ona ibdet etmi olur. Kur'an'da iki, kumar, putlar, heykeller, ans oklar, talih oyunlar, eytann ii olarak ifade edilmitir (5/Mide, 91). Demek ki, Allah'n haram kld, yasak ettii eyleri yapanlar, eytana itaat etmi olmaktadrlar. Kur'an, bu itaati, eytana ibdet olarak ifade etmitir. brahim (a.s.), babasna: "Ey babacm! eytana itaat etme; nk eytan, Rahman'a isyan etmiti" demitir (19/Meryem, 44). nsan, Allah'tan bakasna, putlara ve benzeri eylere ibdet etmeye ve onlar irke, kfre ve isyana tevik eden, eytan ve eytanlaan insanlardr. s kimseye itaat eden, sdir. eytana ve kfr, irki ve ktlkleri emredenlere itaat edenler, Allah'a isyan etmi, eytana ibdet etmi olurlar. eytana ibdet konusunu aklamaya alrken, satanizmden, yani direkt olarak eytana tapnma dininden uzunca bahsetmeyi, toplumu ok az ilgilendirdii iin gereksiz gryoruz. Yeni dinler edinerek, bunalmlarna gya zm arayan, dzenin ve toplumun kurban baz marjinal genlerin, yenilik ve moda olsun, deiiklik olsun diye, dzen ve toplum eytanndan; gerek eytann kucana snp ona sahiden tapnmaya yneldiklerini gzlyoruz. Satanizm denilen bu eytan severlik ve ktlkln aslnda pek de yeni bir din olduu da sylenemez. zellikle Suriye topraklarnda gnmze kadar varln devam ettiren Yezidlik de bir satanizmdir.

Cinlere bdet
Cinler, Allah'n kendisine ibdet etmeleri iin dumansz saf ateten yaratt varlklardr. (51/Zriyt, 56; 55/Rahmn, 15) nsanlar gibi ibdet ve isyan edebilme yeteneine sahiptirler. Bu sebeple mslman ve kfir, slih ve fsk olanlar vardr. Zaten blis de cinlerdendir. Sebe' sresinde cinlere ibdetten sz edilmitir: "O gn, kfirlerin hepsini mahere toplar, sonra meleklere, 'Bunlar size mi ibdet ediyorlard?' der." (34/Sebe', 40) Bu soruya melekler, "(Ey Rabbimiz!) Seni tenzih ederiz. Onlar deil; Sen bizim velmizsin. Hayr, onlar (bize deil) cinlere ibdet ediyorlard. ou onlara iman eden kimselerdi." (34/Sebe' 41) eklinde cevap vermilerdir. Cinlere ibdet, onlara snmak, korkulardan, mal ve canlarn kaybndan onlara iltic etmek ve onlardan yardm talep etmektir. yette getii ekliyle cinlere iman ise, muhafaza ve snma hususunda onlarn gcne inanmaktr. (Drt Terim, 87). "nsanlardan baz erkekler, cinlerden baz erkeklere snrlard, cinler de onlarn azgnlklarn artrrlard." (72/Cin, 6) Bu yet, insanlarn cinlere ibdetlerinin, onlara snmak olduunu ortaya koymaktadr. Yce Allah, sadece kendisine ibdet edilmesini emretmi, kendisinden bakalarna ibdet edilmesini iddetle menetmitir.

Ancak, imtihan gerei olarak, insanlar ve cinleri bu konuda zorlamamtr. Bu sebeple cin ve insanlardan, Allah'a ibdet edenlerin yannda, O'nun dndakilere ibdet edenler de vardr. Allah'tan bakalarna ibdet; sadece putlara, heykellere, atee, aya, gnee, mezara tapmaktan ibaret deildir. Kur'an'n hilfna hareket eden insanlarn buyruklarn isteyerek kabul edip bunlar uygulamak da Allah'tan bakalarna ibdet etmektir. Allah'tan bakalarna ibdet, irk ve kfrdr. (7) Ne mutlu, Allahtan bakasnn nnde eilmeyip sadece Ona secde ederek ibdet edenlere ve her yaptklar eylemi Allaha ibdet lsnde yapanlara! Yazklar olsun, kula kulluk yapan kullara ve tutlara, putlara, ya da hev ve heveslerine tapanlara!
Yakup iek, Fahrettin Yldz, Dingn bdet, s. 126 Mehmet Kubat, Kur'an'da Tevhid, s.132 ve 164 Muhammed Kutub, L lhe llllah, s. 109 Mevdudi, Kur'an'a Gre Drt Terim, s. 66 ve 84 Mehmet Kubat, a.g.e. s. 138 A.g.e. s. 132 smail Karagz, Kur'an'da bdet Kavram, s. 78 bdetle lgili yet- i Kerimeler badet Etmek: Hicr, 99; Hacc, 77; Furkan, 77; Neml, 91; Ankebut, 17, 36; Ahzab, 35; Yasin, 60-61; M'min, 14. badet (Kulluk) Yalnz Allah'a Yaplr: Fatiha, 5; Bakara, 21-22, 83; Nisa, 36; En'am, 3, 102, 162; Yunus, 3; Hud, 2, 123, Nahl, 52; sra, 23, Meryem, 65; Zmer, 2, 66; Fusslet, 37-38. nsanlar ve Cinler, badet in Yaratlmtr: Zariyat, 56-57; Cin, 16-17. Allah'a Kulluk Etmenin Misali: Rum, 28. Kibirlenerek Allah'a Kulluk/badet Etmekten ekinmek: Nisa, 172-173; A'raf, 146147, 207; Nahl, 48; Fusslet, 37-38. Herkes Allah'n Huzuruna Kul Olarak Varacaktr: Meryem, 93. Allah'n badete htiyac Yoktur: Ankebut, 6. Peygamberler Allah'a badete Davet Ederler: Al-i mran, 79-80; Enbiya, 90; Neml, 45; Ahzab, 7-8. Cenneti Kazanmak in Kulluk: Tevbe, 111. badeti hlasla, Samimiyetle Yapmak: A'raf, 29; Tevbe, 112; Zmer, 2, 11, 14; M'min, 14, 65. badette hsan: Bakara, 112. Mnafklar badeti Gsteri in Yaparlar: Nisa, 142; Tevbe, 107. Gece badeti: Furkan, 64; Mzzemmil, 1-4, 6-7, 20, 41, 46; nsan, 26. Konuyla lgili Geni Bilgi Alnabilecek Kaynaklar Hadislerle Kuran Tefsiri, bni Kesir, Aka Y. C. 2, s. 93-107 Tefsir-i Kebir, Fahreddin Razi, c.1, s. 338-354 Hak Dini Kuran Dili, Muhammed Hamdi Yazr, Yenda Y. c. 1, s. 99-118 ifa Tefsiri, Mahmut Topta, Canta Y. c.1, s. 69-73 Fi Zlalil- Kuran, Seyyid Kutub, Hikmet Y. c. 1, s. 42-45 Tefhim'l Kur'an, Mevdudi, nsan Y. c. 1 s. 41-42 Safvet't Tefasir, M. Ali Sabuni, Yeni afak Y. c. 1 s. 35-39 Fatiha Tefsiri, Azad, Bir Y. s. 173-238 Davetinin Tefsiri, Seyfuddin El-Muvahhid, Hak Y. c. 1 s. 17-18 slam Ansiklopedisi, amil Y. C. 3 s. 53-55 Kur'an'da badet Psikolojisi, Abdurrahman Kasapolu, zci Y. Kur'an'da badet Kavram, smail Karagz, ule Y. Kur'ani Aratrmalar, Mutahhari, Tuba Y. s. 118-139 Kur'an'da Tevhid, Mehmet Kubat, afak Y. s. 129-140 Kur'an'da Tevhid, Beheti, 45-51; 39Kur'an'da Tevhid Eitimi, Abdullah zbek, Esra Y. s. 28-47 Kur'an'da Temel Kavramlar, Ali nal, Krkambar Y. s. 487-488

Kur'an'da nsan ve Toplum, Ekrem Sarolu, Pnar Y. s. 223-239 Sorularla Fatiha Suresi, Zabit Ali Durmu, Ali ipak, YendaY. S. 146-177 La lahe llallah, Muhammed Kutub, Ravza Y. s. 91-110 Kelimeler Kavramlar, Yusuf Kerimolu, nklab Y. c. 1, s. 21 (abd) Fatiha zerine Mlahazalar, Hikmet Ik, Nil Y. S. 170-194 Dingn badet, Yakup iek, Fahrettin Yldz, Bir Y. s. 67-127 lk Mesajlar, M. Ali Balta, Birleik Y. s. 27-30 Namaz Dualar ve Sureleri, Ali Akpnar, Suffe Y. s. 80-81 slami Terimler Szl, Hasan Akay, aret Y. s. 383-384 man ve Tavr, Beir Eryarsoy, afak Y. s. 324-329 Kur'an'a Gre Drt Terim, Mevdudi, deal Kitaplar Y. s. 115-136 slam ve Drt Terim, Ali Karlbayr, Dnya Y. s. 40-46 Dzeltilmesi Gereken Kavramlar, Muhammed Kutub, Risale Y. s. 125-178 slami Kavramlar, Mevdudi, s. 9-36 man, Seyfuddin El-Muvahhid, Hak Y. s. 34-44 Tevhidin Hakitat, Yusuf El-Kardavi, Saff Y. s. 39-40 Tevhid ve Deiim, Celalettin Vatanda, Pnar Y. s. 46-48 Sorularla Tevhid ve Akaid, Mehmed Alptekin, Saff Y. s. 129-158 slam, Mevdudi, s. 145 Kur'an'da nsan ve Toplum, Ekrem Sarolu, Pnar Y. s. 223-239 Dini Hayatn Psiko-Sosyal Temelleri, Ali Murat Daryal, FAV Y. s. 67-87 Semavi Dinlerde tikat ve Amel, Fikir Y. s. 34-40 Risale-i Nur'dan Vecizeler, aban Den, Genlik Y. s. 349- 356 Unutulmaz Szler ve Nkteler Antolojisi, Mehmet Dikmen, Cihan Y. s. 156-157 Dnceler, S. Gndzalp, A. Suad, Zafer Y. Kur'an'da Uluhiyet, Suat Yldrm, Kayhan Y. s. 298 Fkh Penceresinden Fetvalarla ada Hayat, Faruk Beer, Nun Y. s. 512-517 lmin Inda slamiyet, Arif A. Tabbara, Kalem Y. s. 207-209 Esenlik Yurdunun ars, Celaleddin Vatanda, Pnar Y. s. 148-158 Fatiha Suresi ve Trke Namaz, Sait imek, Beyan Y. s. 50-55 Kur'an ve Snnete Gre Tevhid ve Akaid, Muhammed Karaca, RibatY. s. 262-268 slam Nizam, A. Rza Demircan, Eymen Y. c. 2, s. 161-166 Dini Hayatn Psiko Sosyal Temelleri, Ali Murat Daryal, FAV Y. s. 67-87 La lahe llallah, Muhammed Kutub, Ravza Y. 91-110 Yeni slam lmihali, Sleyman Ate, Yeni Ufuklar Y. s. 84-85; 510-512 Kulluk Bilinci, Beir slamolu, Denge Y. Psikolojik ve Shhi Adan badet, Abdullah Aymaz, alayan Y. badetlerde ekil ve Mana likisi, Ruhi zcan, Ravza Y. badet, Yaar can, D. . B. Y. badet, Yusuf El Kardavi, Muvahhid Y. badet mi, Ayin mi? Mustafa Karata, Dersaadet Y. Kulluk, mam bni Teymiyye, hya Y. Namaz Bilinci, Beir slamolu, Denge Y badet, hsan Atasoy, Nesil Basm Yayn. badet Bilgileri, Ahmet Efe, Seha Neriyat badet Hayatmz, Mehmet Paksu, Nesil Basm Yayn badet lkeleri, Hseyin Emin ztrk, T. Diyanet Vakf Y. badet Prensipleri, Hseyin Emin ztrk, Seha Neriyat badet/Kulluk, Salih avuolu, Hanif Y. badetin 99 Faydas, Ergder Aksoy, Seha Neriyat badetin Getirdikleri, Safvet Senih, Nil A. . badetler, Bahaeddin Salam, Tebli Y. badetler Fkh, eyh Faysal Mevlevi, stiare Y. badetler ve Mabedler, Mehmet Emre, Erhan Yayn badetlerimiz, M. Saim Yeprem, Nur Y. 72. badetlerimiz, E. zdemir, Erdem Y. 73. Allah'tan Vahiy, Kullardan badet, Abdullah Byk, Suffe Y. slam badet Fenomenolojisi, Mehmet Bayraktar, Aka Y. 75. Niin badet Ediyoruz? Alaaddin Baar, Zafer Y.

Ftiha, 5; kavram 8 STNE(DU)


"Alayn, su ykselsin, belki kurtulur gemi. Anne, seccden gelsin; bize dua et, e mi?" stine ve Dua; Anlam, Mhiyeti Dua badettir; Dua, Ruhun Gdas ve lcdr Niin Dua Ederiz? Allah'n simleriyle (Esma'l-Hsna) Dua Etmek Duann Psikolojik Cephesi Szl ve Fiil Dua Dua Etme ekli ve Dua db; Duada Zaman ve Mekn Duas Kabul Edilen Kimseler; Kimler in Dua Edilmez? Dualarn Kabul Edilmesi; Duada Tevessl Duann stismar Edilmesi; Duada Neler stemeliyiz?

Kur'an- Kerim'in Dilinden Dua rnekleri Rasulullah (s.a.s.)'n Hayatnda Dua

"(Ey Allah'm,) Ancak Sana ibdet/kulluk eder, ancak Senden medet umarz, yardm isteriz." (1/Ftiha, 5)

stine ve Du; Anlam, Mhiyeti


"stine": "Avn" kelimesinden tremi olup, yardm dilemek anlamna gelir. stenerek veya istenmeden yardm etmeye "ine" denir. Ftiha sresinde geen "nesteyn" kelimesi, "yardm isteriz" anlamndadr. "Ve iyyke nesteyn": 'Ancak Sen'den yardm isteriz' demektir. Allah'tan yardm istemeye du denir. Dua kelimesi, "armak, seslenmek, istemek, yardm talep etmek" manasndaki da'vet ve da'v kelimeleri gibi masdar olup, "kkten bye, aadan yukarya iletilen talep" anlamnda isim olarak da kullanlr. slm literatrnde ise, kulun Allah'n ycelii karsnda aczini itiraf etmesini, sevgi ve ta'zim duygular iinde ltuf ve yardm dilemesini ifade eder. Duann ana hedefi, insann halini Allah'a arzetmesi ve O'na niyazda bulunmas olduuna gre, dua kul ile Allah arasnda bir diyalog anlamn tar. Bir baka syleyile dua; snrl, sonlu ve ciz olan varln snrsz ve sonsuz kudret sahibi ile kurduu bir kprdr. Du, insann kendi kendine yetmediinin ifadesidir. stisnasz, m'min olan ve olmayan her insan dua eder. nk dua ruhun ihtiyacdr. Her insan, ruh ve beden ikilisinden olutuu iin her ruh sahibi varlk iin dua gereklidir. Ama, dua edilmeye tek yetkili ve hak sahibi varlk Allah olmasna ramen, insanlar farkl merclere dua edebilirler. Fakat herkesin tartmasz bir ekilde kabul etmesi gereken bir gerek vardr, o da; dua edilen varln hibir konuda acziyet gstermemesi iin sonsuz bir gce sahip olmas gerekir. Deilse bu vasflara sahip olmayan bir varla dua etmenin bir anlam olmaz. "Sana fayda da zarar da veremeyecek Allah'tan bakasna dua etme/yalvarma. yle yaparsan phesiz zlimlerden olursun." (10/Ynus, 106) "Ey insanlar! Bir misal verilmektedir, imdi onu dinleyin. Sizin Allah' brakp da yalvardklarnz bir araya gelseler bir sinek bile yaratamayacaklardr. Sinek onlardan bir ey kapsa, onu kurtaramazlar. steyen de, istenen de ciz!" (22/Hac, 73) Cenab- Allah, m'min kullarna namaz klmay emrederek en az gnde 40 defa Ftiha sresini okutmak suretiyle "Ancak Sana kulluk eder ve ancak Senden yardm dileriz." (1/Ftiha, 5) yetini tekrar ettiriyor. Hi phesiz herhangi bir eyi srf nakarat olsun diye Rabbmz bizlere tekrar ettirmez. Ama bunu tekrar ettiriyorsa, mutlaka ok nemli olduundan dolaydr. Bu yetin nemi nereden kaynaklanyor? Hemen belirtelim ki, bu yetin nemi, kulluun sadece Allah'a yaplmasn ve yardmn sadece Allah'tan talep

edilmesini istemesinden ve emretmesinden kaynaklanmaktadr. Kur'an- Kerim'de yardmn sadece Allah'tan olabileceine dair birok yet vardr. "Yardm ancak gl ve hakm olan Allah katndandr." (3/l-i mrn, 126) "Allah'tan baka dost ve yardmcnz yoktur." (9/Tevbe, 116) "Allah size dost olarak da yeter, yardmc olarak da yeter." (4/Nis, 45) "Eer Allah sana bir zarar dokundurursa onu yine O'ndan baka giderecek yoktur. Eer sana bir hayr dilerse O'nun keremini geri evirecek (hibir g) yoktur. O hayrn kullarndan dilediine eritirir. nk O balayan ve pek merhamet edendir." (10/Ynus, 107) (Bu konuda ayrca bkz. 8/Enfl, 10; 42/r, 31, 29/Ankebt, 22; 2/Bakara, 107). bn Abbas (r.a.)'dan: O der ki, bir gn Raslullah (s.a.s.)'n terkisinde idim. Buyurdu ki; "Evlt, sana birka sz belleteyim: Allah' (yani emir ve yasaklarn) gzet ki, Allah da seni gzetsin. Allah' gzet ki O'nu karnda bulasn. (Bir ey) istediin vakit Allah'tan iste, yardm dilediin vakit Allah'tan dile. unu bil ki, btn yaratklar elbirliiyle sana bir fayda vermek isteseler, Allah'n sana yazdndan fazla bir ey yapamazlar. Ayn ekilde tm yaratklar elbirliiyle sana bir zarar vermek isteseler, Allah'n sana takdir ettii zarardan fazlasn yapamazlar. Kalemler (ileri sona erip) kaldrlm, sayfalar da (zerlerindeki yazlar tamam olup) kurumutur." (Tirmiz) Grld gibi, yardmn sadece Allah'tan olabileceine ve sadece O'na dua edip yardm isteneceine dair apak nasslar olduu halde, gnmzde birtakm kimselerin darda kaldklar baz anlarda "meded ya filn baba, meded ya eyh" gibi tabirlerle Allah'tan bakasndan yardm istediklerini mhede etmekteyiz. Hatta bazen de "himmet et ya filn" demek suretiyle Allah'tan bakasna ynelmektedirler. (Himmet: Azim, gayret, enerji, istek, arzu, meyil, kalbin btn kuvveti ile herhangi bir varla ynelmek, meyletmek demektir) Bu ekilde yneldikleri varlklar ister hayatta olsun, isterse vefat etmi olsun fark etmez. Byle davranlar tevhide aykrdr, irktir. Kur'an- Kerim'de mriklerin bile darda kaldklar anlarda dini sadece Allah'a has klarak, btn irk kotuklar eyleri unutarak sadece o an Allah'a yalvardklar zikrediliyor: "Gemiye bindikleri zaman, dini yalnz Allah'a has klarak O'na yalvarrlar. Ama Allah onlar karaya kararak kurtarnca, kendilerine verdii nimete nankrlk ederek O'na hemen irk koarlar. Zevklensinler bakalm, yaknda bileceklerdir." (29/Ankebt, 65-66) "nsanlar bir

darla uraynca Rablerine ynelerek O'na yalvarrlar. Sonra Allah, katndan onlara bir rahmet tattrnca ilerinden birtakm kendilerine verdiklerimize nankrlk ederek Rablerine irk koarlar. Zevklenin bakalm, yaknda greceksiniz." (30/Rm, 3334) Bu yetlerde de belirtildii gibi, insann darda kaldnda o an her eyi unutarak sadece Allah'a yalvarmas ftratn kanunu olup, yardmn sadece Allah'tan olduu ve Allah'tan isteneceini gsteren mcizev ftr delillerden biridir. yetlerde Allah, insanlar kurtardktan sonra onlarn irk komaya baladklarn ifade ediyor. Tabii bu nankrlk (kfr)dr. nk gerekte insanlar kurtaran Allah olduu halde onlar kurtulduktan sonra bunu Allah'tan bakasna balyorlar. Mesela, "o anda filan olmasayd ben imdi hayatta deildim" veya "o an eyhim himmet etmeseydi perian olmutum." diyerek Allah' unutuyorlar. "Hak dua, ancak Allah'a yaplr. O'ndan baka dua ettikleri eyler, onlarn isteklerini hibir eyle karlamazlar. (Onlarn karlamas) ancak (kuyu banda durup su) azna gelsin diye suya doru iki avucunu aan kimse gibidir. Halbuki (suyu avulayp azna koymadktan sonra) su onun azna girecek deildir. Kfirlerin duas bylece boa gitmitir." (13/Ra'd, 14) Allah' brakp da kendilerine yalvardklar kimseler hibir ey yaratamazlar. nk onlarn kendileri yaratlmlardr." (16/Nahl, 20) "Allah'n dnda yalvardnz kimseler sizin gibi kullardr. Eer doru szl iseniz, onlar arn da size cevap versinler bakalm." (7/A'rf, 194) "De ki: Allah' brakp da (ilh olduunu) ileri srdklerinize yalvarn. Ne var ki onlar, sizin skntnz ne uzaklatrabilir, ne de deitirebilirler. Onlarn yalvardklar bu varlklar, Rablerine -hangisi daha yakn olacak diye- vesile ararlar. O'nun rahmetini umarlar ve azabndan korkarlar. nk Rabbinin azab saknmaya deer." (17/sr, 56-57) Yine Rabbimiz Kur'an- Kerim'inde Felak ve Ns srelerini indirerek bizlerin, yaratklarn birtakm erlerinden nasl ve kime snacamz ak bir ekilde beyan etmitir. (Bkz. 113/Felak ve 114/Ns sreleri). Alexis Carrel'e gre duann aslnda; ruhun madd olmayan dnyaya doru bir ekilii, bir gerilimi olduu gzlenmektedir. Bir baka deyimle denebilir ki dua; ruhun Allah'a doru ykselii ve O'na aka ibdet durumudur. Dua, hayat denilen mcizeyi yaratan varla kar ak ve iltic ifadesi, O'nunla ilikiye geme gayretidir. Muhammed kbal'e gre dua, kinatn dehet verici sessizlii iinde insanolunun kendisine bir cevap bulabilmek iin hissettii derin hasret ve iddetli arzunun ifadesidir.

Du bdettir
Dunn z, kiinin kendisini Allah'n karsnda acziyet ierisinde hissedip O'na ynelmesi ve taleplerini O'na arzetmesidir. Zaten ibdet, bir varla boyun emek, O'nun karsnda klmek, O'na itaat etmek manalarn ierir. Ksacas dua ile ibdet mana olarak ayn eyleri ifade etmektedir. Biz her ne kadar dua ile ibdeti birbirinden ayr iki olaym gibi gryorsak da aslnda bu ikisi zde ayn eydir. bdet olarak bildiimiz namaz, oru, zekt, hac gibi Allah'n emirleri aslnda duann harekete dnm eklidir. Bilindii gibi Kur'an'da da geen ekliyle Arapada, namazn ad salt'tr. Fakat bu salt kelimesinin ayn zamanda dua manasna gelmesi ok manidardr ve bir tesadf deildir. Salt kelimesinin hem namaz, hem dua manasna gelmesini yle izah etmek mmkndr: Namaz, tm ibdetleri bnyesinde toplayan ve insanla Allah arasndaki ilikiyi en net ve sk bir ekilde (gnde en az be defa) salayan ibdettir. Zaten dua da Allah ile kul arasndaki bir diyalog idi. Yani her ikisi de kulu Allah'a balamas ynyle ayn kapya kyor. Raslllah (s.a.s.) bu konuda yle buyuruyor: "Dua ibadetin ta kendisidir." (Tirmiz, hadis no: 3247; Eb Dvud, Kitabu'd-Dua, hadis no: 1479) nk dua ile kii ihtiyacn teminde aczini idrak etmi, bunu ancak her eye kadir olan Rabbinin temin edeceinin uuruna ermi ve bu sebeple O'na snm olmaktadr. Esasen ibdet de bundan baka bir ey deildir. Yine Raslllah (s.a.s.) "dua ibadetin z (ilii) dr." (Tirmiz) buyurmak suretiyle dua ile ibdetin zde ayn ey olduklarna dikkat ekmitir. Biz bu z kulluk olarak ifade edebiliriz. Bu ayn zamanda insann yaratl amac olmaktadr: "Ben cinleri ve insanlar ancak bana kulluk etsinler diye yarattm." (51/Zriyt, 56). Kur'an'a ve nderimizin hayatna baktmzda dua olgusunun merkez bir konum arzettiini grrz. Yzlerce yet, insann Rabbyla balant kurmas ve iletiime gemesi diyebileceimiz dua rneklerinden olumaktadr. Ayn ekilde hadis klliyatnda duann nemine dikkat ekilmekte ve pek ok gzel dualar bu eserleri sslemektedir. Mslmanlar olarak Allah ile her an can u gnlden bir iliki ve srekli irtibat halinde olmaya en ok ihtiya duyduumuz u gnlerde acaba Allah ne kadar gndemimizde yer alyor? Hesaplarmzda O'nun yeri neresi, O'nu hesaba katyor muyuz? Yoksa mevcut durumu kanksayp "zaten biz buna mstahakz, kfirler ok gl, Allah da bize yardm etmiyor, o halde i olacana varr" deyip her eye bo mu veriyoruz? Hatta daha da ileri gidip "Allah herhalde byle olmasn istiyor" diyenler gibi tembelliimizin, miskinliimizin, atletimizin faturasn da -hAllah'a m karyoruz?

Bu sorulara vereceimiz cevaplar ve yapacamz nefis muhsebesi, belki de sorunlarmza yeni ve zmleyici bak alar getirecek, ne olduumuzu, neyi nereye kadar yapabileceimizi, kimden neleri isteyebileceimizi yeniden bizlere hatrlatacak ve bizleri yeniden harekete geirecektir. Bizler kul olarak zerimize deni yapmal, gereken gayreti gstermeli, sebepler leminde yaplacaklar yaptktan sonra ellerimizi ap O'na yalvarmal, halimizi O'na arz etmeliyiz. nk O yle buyuruyor: " Bizim urumuzda gayret gsterenleri Biz yollarmza iletiriz." (29/Ankebt, 69) Belki dayatlan eitim anlay ve hayat tarznn etkisiyle, belki de iinde yaadmz artlarn baskc karakteri sebebiyle mslmanlar olarak bazlarmz da ou kez rasyonalist bir anlayla meselelere yaklaabiliyor. Sorunlar tanmlarken ve zmeye alrken gzetilmesi gereken hususlar gz ard edebiliyoruz. ounlukla, yaptmz amellerin/eylemlerin neticesini hemen almak ve somut bir ekilde grmek istiyoruz. ou kez, sadece madd boyutu yerine getirerek -ki bunu da yeterli yaptmz phe gtrr- sonuca gitmeye alyoruz. Oysa btn yaplanlardan sonra Allah'a yalvarmak ve yaplan ameli kabul edip tesirini halk etmesi iin O'na niyazda bulunmak da gerekmektedir. Allah'tan sabr ve saltla yardm talep etmemizi bizzat Allah tlyor (2/Bakara, 153). Yani, hem sabr ve direnme olacak, hem de dua ile yardm talep edilecek. "Dularmz kabul edilmiyor herhalde" diyerek karamsarla saplanmak da yanltr. inde bulunduumuz artlarn zorluu ve zalimlerin zulm, bizi kesinlikle yldrmamal ve hibir zaman bizi duadan alkoymamaldr. Allah, kendi ifadesiyle dua edenin dileine karlk vereceini sylyor. Allah'n gzel isimleri arasnda "Mcb" i de zikreden Hz. Peygamber yle buyurmutur: "Herhangi bir gnah, yahut sla-i rahmi kesme gibi bir masiyet olmadka kulun Allah'a yapm olduu duann karlnda Allah ona ya istediini verir, ya edeerde bir bely ondan uzaklatrr, ya da onun iin hirette daha iyisini hazrlar." (Tirmiz; Rudani, hadis No: 9223)

Du, Ruhun Gdas ve lcdr


Du; keyfiyetine, iddetine ve gl syleniine bal olarak ruh ve cismimizi etkiler. Du eden ehrelerde nceleri var olan vurdumduymazlk, eksiklik, kskanlk ve ktlk duygular; yerlerini iyilie, bakalarna yardm etmeye, hayrlarn istemeye terk eder. Dua ortamnda insan, kendini olduu gibi grr. Hrsn, hatalarn, yanl dncelerini, kibir ve gururunu belirleyerek ahlk grevlerini yerine getirmeye hazr bir duruma ular. Gerek ihtiyalar ve hatalar sebebiyle Allah'a bavurmak, gerekse nimetleri sebebiyle O'nu hatrlamak ve anmak kiide psikolojik bakmdan bir rahatlk, huzur ve mutluluk dourduu gibi, ahlk arnmaya ve ycelmeye de yol amakta, geliim safhalarndaki taklma ve sapmalarn nlenmesinde ve ahsiyetin

tamamlanmasnda yapc bir fonksiyon icra etmektedir. Duann en gzel faydalarndan biri de Allah inancnn kalplerde kklemesini salamasdr. Du bir ykselitir. Her dua ruhtan bir filizin yeermesi, boy srmesidir. Dua, fni maddeden mana sonsuzluuna doru bir sraytr. Dua, hesaplama ile birlikte ruhun nur denizlerinde ykanmasdr; temizlenmesi ve glenmesidir. Dua, bir yeniden doutur. Dua, sessiz inilti, grltsz feryattr. Dua, en manal sessizliktir. (1) nsann ilh edindii varlkta arad vasflardan biri de, onunla bir mncaat gerekletirebilmektir. nsann, en mahrem bir ekilde kendisini aaca varlk, Allah'tr. Hi kimseye syleyemediini O'na syler. Ancak gaye, sadece "almak"tan ibaret tek tarafl bir konuma srdrmek deil; kardakinden cevaplar, mutmainlikler, feyizler de alabilmektir. Bylece sba (ftrat, boya)snn zlemini gideren, ebedlik kark bir sohbete, fni dnyada nil olmaktr. Allah, Odur ki, insann diliyle yapt dualar iitir. Diliyle yapmasa bile, haliyle ifade ettiini bilir. Hatta kalbinin en derin kelerinde yatan arzularna da muttal olur ve btn bunlarn gereini yerine getirebilir. Allah, kulunun dua etmesini ister; bunu yapmazsa kendisine deer vermeyeceini bildirir (25/Furkan, 77). Kendisini unutmu, yabanc ellere dm olanlarn hidyete ermeleri iin, "yalvarsnlar diye" musibetler gnderir (7/A'rf, 64). "Beni arn, Bana dua ederek benden isteyin, duanza icabet edeyim." der (40/M'min, 60). "ten yalvararak, gizli gizli Rabbinize niyaz edin, O duada ar gidenleri sevmez." (7/A'rf, 55). Hikmeti gerektirirse, kulunun faydasna gre istenileni verir (2/Bakara, 216; 6/En'm, 41; 17/sr, 11). Kur'an, makbul kullarn dua etmeleri zerine Allah'n, onlarn dileklerini gerekletirmi olmasnn rnekleriyle doludur. Hz. brahim'in Mekke hakkndaki duas (14/brhim, 35-41); ya gekin olduu halde ona oul vermesi (37/Safft, 100-101); Hz. Zekeriya'nn byle bir dileini yerine getirmesi (19/Meryem, 2-6); Hz. Ms'nn Firavun aleyhindeki duas (10/Ynus, 88); Hz. Eyyub'un duas (38/Sd, 41); Hz. Muhammed'in (s.a.s.) ve m'minlerin dualar (17/sr, 80; 8/Enfl, 8, 9) vb. Allah'n aresiz kalana icabet ettiini insanlar, hatta mrikler bildikleri iin, mecbur kalnca O'na yalvarrlar. Kur'an, insanlardaki bu zellii, arpc tablolarla sergilemektedir. Dehetlerin kendisini kuatt anda kalbine ve aklna bulam olan pisliklerden insan syrlr ve Allah'n kendisi zerine yaratt ftrat, asletiyle ortaya kar. yle anlarda insan; snann, koruyucusunun yalnz Allah olduunu, muhkemesiz olarak imek hzyla akan bir sezgiyle farkeder, deta bir refleksle O'na yalvarr. Etkisine mruz kald okun ni tesiriyle bir bellek kaybna uramasna, kotuu btn ortaklar unutmutur. Fakat unutkan ve nankr insan, felketi atlatnca "daha nce szlanan,

yakaran kendisi deilmi gibi" (10/Ynus, 12) dner, bu kere de Allah' unutur. Skntlarn parlatt ftrat, hev ve hevesin zulm ve taknlklaryla yeniden kirlenir. Ancak, Allah'a verdikleri ahde sdk kalan m'minler deimezler. Kur'an'n birok yeti, anlattmz zellikleri tasvir eder (6/En'm, 40-41, 63, 64; 10/Ynus, 12, 21, 22, 23; 17/sr, 67; 29/Ankebt, 65; 31/Lokman, 32). "Bir frtna kp onlar her taraftan dalgalarn sard, epeevre kuatldklarn sandklar anda ise, Allah'n dinine sarlarak, 'Bizi bu tehlikeden kurtarrsan, and olsun ki, kredenlerden oluruz.' diye gnlden O'na yalvarrlar. Allah onlar kurtarnca hemen yeryznde haksz yere taknlklara balarlar. Ey insanlar! Dnya hayat boyunca yaptnz taknlk, sadece kendi aleyhinizedir. Sonra dnnz Bizedir. Yaptklarnz size gsteririz." (10/Ynus, 22-23) Btl ve uydurma tanrlar, tapanlarn kendilerinden bekledii en nemli zelliklerden olan icbetten (duy kabul ederek, dilei yerine getirmekten) de mahrumdurlar. "Kendisine kymet gnne kadar icbet etmeyecek, Allah'tan baka eylere yalvarandan daha sapk kim olabilir? nk yalvardklar eyler, yalvarlarndan habersizdirler." (46/Ahkaf, 5) (2)

Niin Du Ederiz?
nsan kendini mstan grmeye, yani kendini kendine yeterli grmeye balad zaman, Allah'tan uzaklamaya balam demektir. nk dua insann kendi kendine yetmediinin gstergesidir. "Gerek u ki, insan kendini mstan (kendine yeterli) grnce azar, tutlar." (96/Alak, 6-7) nsann kendi kendine yeterli olmad, her an baka bir eye muhta olduu apak bir gerektir. Mstanlik duygusu, sadece psikolojik ve nefs bir duygudur. Yoksa, gerekte insan mstan bir varlk deildir. Mesela; insan biraz para ve varlk sahibi olduu zaman, bir an parann sarhou olarak tpk Karun gibi "Bunu ben bilgimle kazandm" (28/Kasas, 78) veya daha avam bir ifade ile "ben bu mal kafam altrarak kazandm" der. Bunun Allah'n bir ltfu olduunu unutur. te bu Karun mantdr. Fakat ayn insana bir mddet sonra bakarsnz ifls etmi, her eyini kaybetmi ve dn kapsnda altrd insanlara muhta hale gelmi olabilir. te bu duruma gelmi insana unu sylemek lzm: "Bu mal madem kafan altrarak sen kazanmtn, o gnlerde kendini bir ey zannediyordun, Allah'n rezzak olduunu unutmutun. Haydi tekrar kafan altr da o kaybettiin mal tekrar getir, imdi kafan almyor mu? Grld gibi, insann mstanlii, sadece marklktan kaynaklanyor. O srekli yaratcsna muhta olan, O'nsuz yapamayan ve O'nsuz bir deeri olmayan bir varlktr. Allah' kendi varlnn dna tarmaya alan insan, Allah'n karsnda bir

"hi"tir; bir "ey" deildir. "De ki: Duanz olmasa Rabbim size ne diye deer versin?" (25/Furkan, 77) Gerek byle olduu halde, yani insan istese de istemese de zorunlu olarak Allah'a muhta olmakla beraber ama; bu "muhta"l bilinli olarak fark edip yaamak, uur haline dntrmektir. nsan kendini Allah karsnda ne kadar muhta hissederse Allah'a o kadar yakn olur. Alexis Carrel: "Duay aklamak zorundaym. Dua yoksulluk ve aktr" derken herhalde bunu kasdetmi olmal. Demek ki insan, duasz bir hayatn Allah katnda deeri olamayacandan hareketle kendine deer katmak, varln anlaml klmak ve Allah katnda bir "hi" yerine, bir "ey" olmak iin dua etmeli. Yoksa bizim duamzla Allah'n deeri artmaz; sadece bizim deerimiz artar. nk O'nun deerli oluu kendi zatndandr. Deerli olmas bir baka eye bal deildir. nsan, duasyla deerlidir. nsan Allah ile tank olmann, dost olmann ve O'na kul olmann erefi iin dua etmeli, dua ile i ie olmaldr. Yoksa insan, Allah ile arasndaki ilikiyi tamamen koparp atsa geriye kymetli hibir ey kalmayacaktr. nsan, Allah ile beraber ancak bir deer ifade eder ve insan Allah'a yakn olduu derecede insandr. te bu nedenle de; duay asl geldiimiz yer ile bizim aramzda doal bir balant arac olarak alglamak ve onu, varlmzn oluumunda etkin olan herhangi bir faliyetimiz gibi kabul etmek zorundayz. Bir baka deyile, duay ruh ve cismimizin doal bir pratii, bir faliyeti gzyle bakmalyz. Sosyal hayatmzda emir, tavsiye ve ricalarn pek yerine getirmediimiz, bu konuda nem vermediimiz bir kimseye gnn birinde iimiz dse, kendisine gidip iimizi halletmesini rica etsek, o bize yle demez mi? "Hangi yzle geldin? Sen benim dediklerimi yerine getirdin mi ki, ben de seninkileri yerine getireyim?" "Ey man edenler! Eer siz Allah'a yardm ederseniz, Allah da size yardm eder. Ayaklarnz sbit tutar." (47/Muhammed, 7) Allah'a yardm etmek, O'nun dini konusunda isteklerini yerine getirmektir. Biz Allah'n dinini yaar ve hayatmz O'na gre tanzim edersek, slm yolunda alrsak Allah da bizi gzetir. Allah'n helllerini hell, haramlarn da haram kabul etmez ve yaammz rast gele srdrrsek, dualarmz hangi yzle yapacaz? Bu, hi samimiyetle badar m? Dnya hayatnda, gn geldii halde borcumuzu demediimiz bir ahsn kapsnn nnden gemeyiz. Hatta onun evine, dkknna yakn yerlerde dahi dolamayz, kanrz, belki karmza kar diye. Kulluk borcumuzu demediimiz ve isteklerini yerine getirmediimiz bir ztn mlknde dolarken de benzer duygular iinde mahcbiyet duymal ve dua edip baz isteklerde bulunmak iin Onunla aramz devaml scak tutmalyz.

Bir hadis-i erifte Raslullah (s.a.s.) yle buyurmutur: "... nsan Allah yolunda uzun seferlere katlanr. Salar birbirine karm, yz gz toza bulanm 'Ya Rab! Ya Rab!' diyerek ellerini gkyzne aar. Halbuki yedii haram, itii haram, giydii haram. Haram ile beslenmi. Bylesinin duas nereden kabul edilecek?" (Sahih-i Mslim) Yine ou zaman yaptmz gibi, sadece skk anlarmzda ve aresiz kaldmzda el ap 'Ya Rabbi!...' diyoruz. Dier zamanlarda Allah'a ihtiyacmz yok zannediyoruz. Halbuki insann Allah'a muhta olmad bir saniyesi bile yoktur. Nedense insan sanki sadece darda kald anlarda Allah'a muhta olduunu zannederek dua eder. Oysa o her an muhta olduunun uurunda olmaldr. te bu noktada uuru yakalam olmak, hayatn rahat zamanlarnda da dua etmeyi gerekli klar. Zaten duann ayn zamanda bir ibadet ve kulluk olduunu sylemitik. Kulluk ise sreklidir. O halde dua sadece dar zamanlarn eylemi deildir. "Sana lm gelinceye kadar Rabbine kulluk et." (15/Hicr, 99) Rahat olduumuz zamanlarda yapacamz dualar darda kaldmz zaman yapacamz dualarn kabul edilmesini kolaylatrr. "Kim zor ve skntl zamanlarnda dualarnn kabul edilmesini istiyorsa, rahat zamanlarnda ok dua yapsn." (Tirmiz, Deavt, hadis no: 3382) "Genilik zamannda dua etmek kadar Allah'a ho gelen bir ey yoktur." (Tirmiz) Sosyal hayatmzda normal zamanlarda hi arayp sormadmz bir dostumuza iimiz dse ve yanna gidip halini hatrn sorduktan sonra niin geldiimizi sylesek, o bize, "iin dt de geldin, ayet iin olmasayd gelip sormayacaktn" demez mi? Biz skmadka Allah'a el ap dua etmesek veya Allah' hatrlamasak Allah bize ayn eyleri sylemez mi? Kulum, iin dt iin beni hatrlyorsun deil mi? Yoksa hi hatrlamayacaktn." "nsana bir darlk gelince yan yatarken, oturur veya ayakta iken bize yalvarr. Biz darln giderince, bana gelen darlktan tr Bize hi yalvarmam gibi geip gider. te byle haddi aanlara yapmakta olduklar eyler ssl gsterildi." (10/Ynus, 12) "nsana bir nimet verdiimiz zaman yz evirir ve kendine ynelir. Fakat ona bir er dokunduu zaman da yalvarp durur." (41/Fusslet, 51) "nsann bana bir sknt gelince Bize yalvarr. Sonra katmzdan ona bir nimet verdiimiz zaman 'bu bana bilgimden dolay verilmitir' der. Hayr, o bir imtihandr. Fakat oklar bilmez." (39/Zmer, 49) Evet, biz bu ekildeki elikilerimizin ve nankrlklerimizin farkna varr ve hayatmzdan gidermeye alrsak Allah ile ilikilerimiz daha salkl olur. Dua etmeye yzmz olur ve Rabbimiz karsnda iki yzl olmaktan kurtulmu oluruz. Geri Rabbimiz srf merhamet ve efkatinden dolay bizi byle de kabul ediyor. Byle yaparsanz dua etmeyin demiyor. Ama byle davranmak Rabbimize yakt halde -nk O en byktr ve affetmek byn nndandr- iki yzl ve nankr davranmak bize hi yakmyor. "Kullarm sana, beni sorduu vakit, de ki: Ben yaknm. Bana dua edenin duasn, bana dua ettii anda iitir, ona karlk veririm. O halde kullarm da Benim dvetime uysunlar ve Bana inansnlar. Umulur ki doru yolu bulurlar." (2/Bakara, 186) "Rabbnz buyurdu

ki. 'Bana dua edin, sizin iin (duanz) kabul edeyim. phesiz Bana ibdet (dua) etmeyi byklklerine yediremeyenler alalm olarak cehenneme gireceklerdir." (40/M'min, 60) "Du dilinin Arapa olmas gerekir" diye bir art yoktur. Ana dili Arapa olmayan mslmanlar mutlaka Arapa ifadelerle dua yapmak zorunda deillerdir. nk insan Allah'a dua ederken halini ve ihtiyalarn arz ediyor demektir. Bu mnasebetle insan ne dediini, neye dua ettiini, ne istediini bilmeli. Eer ana dili Arapa olmad halde Arapa biliyorsa mesele yok; duasn varsn Arapa yapsn. Ama Arapa anlamyorsa, bir yerlerden ezberledii ve manasn da bilmedii Arapa cmleleri tekrar etmesi anlamsz ve bilinten uzak bir hareket olacaktr. Dualarmz yaparken anladmz dili kullanmamz daha uygun olur. Eer toplulukla beraber dua ediyorsak insanlarn anlad dili kullanarak dualarmza uur katmaya alm oluruz. Dua dili, mutlaka Arapa olmaldr gibi bir anlay yanltr. Duada syledii kelimelerin anlamn bilmeden insan, gnlden duaya katlamaz. Du ederken ayrntlardan kanp zl ifadeler kullanmak gerekir. Gnlk hayatmzda istek ve ricalarmz bir st yetkili makama arz ederken dileke yazarz. Yazlan bu dilekelerin ksa ve zl ifadelerle yazlm olmas esastr. En azndan iin db budur. Allah'a yaptmz dualar da, isteklerimizi Allah'a ileten bir dileke gibidir. Dualarn zl olmasna dikkat etmek gerekir. Yani az kelimelerle ok mana ifade edecek tarzda dua etmeliyiz. H Cenab- Allah anlamaz gibi ayrntlara girmek, izaha kalkmak yakmaz. Hz. ie'den (r.a.) rivayet edildiine gre; Raslullah (s.a.s.) lafz ksa olup ok manalar iine alan (cevmiu'l-kelm) dualar sever, dierlerini terk ederdi. (Eb Dvud, Dua, hadis no: 1479) Du ederken sec yapmaktan kanmak gerekir. Sec yapmak; nesirde kafiyemsi ses benzerlikleri meydana getirmektir. Bir dier ifade ile, bir ey sylerken cmlelerin sonlarn kulaa ho gelecek ekilde birbirleriyle uyum iinde bitirmektir. Dua ederken byle bir abadan kanmak gerekir. nk bu bir zorlamadr. Kii, gayretlerini, Allah'a ihlsla ynelmek, O'nun karsnda acz ve yoksulluu duymaya almak yerine, cmleleri uyum iinde iirimsi bir hava vererek sylemeye sarf edecektir. Bu ise duada amatan sapmadr. Sec yapmada doallk yoktur. Hem, mana ynnden ksrlk getirebilir. Ancak kendiliinden gerekleen secnin mekruh olmayaca kabul edilmitir. Nitekim hadiste bunun rnekleri vardr. Biri yledir: "Ey Kitab indiren, hesab abuk gren, hizibleri datan Allah'm..." (Ktb-i Sitte, 11/506).

Allah'n simleriyle (Esm'l-Hsn) Du Etmek


Cenb- Allah yle buyuruyor: "En gzel isimler Allah'ndr. O'na o isimlerle dua edin. O'nun isimleri konusunda erilie sapanlar terk edin. Onlar yaptklarnn cezasn grecektir." (7/A'rf, 180) Dua eden kimse, isteklerine uygun decek ekilde Allah'n isimlerini

kullanarak dua etmelidir. Mesela; rzkn geniletilmesi, alktan ve geim skntsndan kurtulmak isteniyorsa "Rezzak" ve "Kerim" isimleriyle Allah'a dua edilir. Eer duann konusu gnahtan balanma ise "Rahmn", "Rahm", "afr" ve "Afvv" isimleriyle dua edilir. Yine, zlimlerin ve slm dmanlarnn cezalandrlmas talep ediliyorsa "Kahhr" , "Mntakim" isimleriyle dua edilir. Bu kelimeler, deta bir kapnn anahtar gibidir. Biz, dua edeceimiz zaman isteimize uygun isimlerle Allah'n kapsn alp, bu anahtarlarla amaya alalm. Tabii, bu noktada Allah'n gzel isimlerini (esm'l-hsn) manalaryla birlikte uurlu bir ekilde bilme zorunluluu ortaya kyor. Allah, m'minlerin velsi (dost ve yardmcs) olduuna gre, bir m'min olarak bu isimleri bilmemek nemli bir eksikliktir. (3)

Dunn Psikolojik Cephesi


Tatmin edilmemi sonsuz istek ve arzularmz uur altna atlarak bizde umulmayan zamanlarda eitli buhranlara, i skntlarna yol aar. Du ile en gizli, en mahrem duygularmz dile getirir, iimizi boaltr, midimizi kuvvetlendirir, korkularmz hafifletiriz. Du, iimize esiz bir rahatlk verir, gerginliklerimizi giderir. Du ile kendimizi Allah'a daha yakn hissederiz. Dusz bir insan, ksz bir mahzene benzer. Dusz insan, yalnzln karanlk hapishanesi iinde rpnan bir zavalldr. Du ile benlik duvarlarn aabiliriz. nk du, engel ve uzaklk tanmaz. Zaman ve meknlar ona engel olamaz. Du ile sonsuz aczimizi yce Allah'n sonsuz kudretine balama sadetine ereriz. Du ile ruh gcmz kanatlandrrz. Duda i varlmz aydnlanr. Duda kendi gcmzle deil; Allah'n sonsuz gcyle i ve d dmanlarmza meydan okuruz. bdet yapmamak ve dua etmemekten dolay ruhlar a kalan nice insanlar vardr ki, uygarln btn lks ve konforu, ellerindeki servet ve imknlar onlar mutlu edememitir. Huzurdan yoksun olan bu zavalllar, vicdanlaryla ba baa kalmaktan korkarlar. Onlarn lgnca elence ve kahkahalar i varlklarnda tutuan yangn maskelese bile, kendilerini iin iin kemirmekten asla kurtaramaz. Hatrdan hi karmamak gerekir ki, ruhun da beden gibi birok ihtiyac vardr. Bu hususlar gzden uzak tutan yanl dnce ve tavrlar, bugn insanl buhranlara srklemekte, kvrandrmakta, onu gnl huzurundan yoksun brakmakta ve felketine yol amaktadr. imiz iman nuruyla parlamadka, ruh yaralarna merhem olan ilh emirler yerine getirilmedike, ibdet ve dualarla iimizi aydnlatmadka ne iimizin kasveti kaybolur, ne de dnya ve hiret mutluluuna kavuabiliriz. (4) Dua, Allah ile kul arasnda bir iletiimdir. Dua etmek iin yalnz Allah'a doru kendini yneltmeye doru bir aba gerekir. Bu aba; zek ve akln itmesiyle deil, sevgiyle ve gnlle olmaldr. Mesela, Allah'n bykln derinden dnmek dua saylmaz. Fakat bu

derin dnce, ak ve imandan bir z gerekleiyorsa, ite o zaman dua olur. (5)

ile

yolda

olarak

Dua; ruhun, kalbin ve gnln, ksacas insann manev varlnn Allah'a yneliidir. Dua esnasnda insann, bu ynelie engel olan hususlardan ilgi ve alkay kesip dua iin hazr hale gelmesi gerekir. Dua, armak, dvet etmek anlamnda olduu iin, i dnyamza Rabbimizi dvet edeceimiz zaman, dvetten nce, gelecek misafirin rahatsz olaca eylerden i meknmz temizlememiz gerekiyor. imizde O'na aykr duygular olmamas gerekir. Mesela, paray her eyden ok seven bir insan, bu putu iinde tad mddete Allah' kalbine nasl yerletirecek, ve Ona gnlden teslimiyetle nasl dua edecek? Evimize ok sayg duyduumuz bir kimse gelecei zaman tedirgin oluruz. Bu tedirginlii "acaba gereken hrmeti, saygy gsterebilecek miyiz? Rahat ettirebilecek miyiz? Bu konuda bir yanllk yapar myz?" diye yaarz. te Rabbimiz gibi, varlmzn kendisine fed olduu ve karsnda bir "hi" olduumuz varlk karsnda dua ederken ayn his ve duygular duymamz gerekir. Duann hakikati, kulun Rabbinden yardm dilemesidir. stenilen varlk, her zaman isteyenden stndr. Kul, isteyen makamnda olduu iin, zillet ve perianln Allah'a arz etmeli ve dua ederken bu makamda olduunu unutmamaldr. Yoksulluunu sevgi ve saygyla Allah'a sunmaldr. Genellikle felsef, bilimsel ve dnsel aba, aratrma, tahlil ve incelemeler sonucu elde edilemeyen eyler; ak ile, sevgiliye balanma ile ve iten gelen bir coku ve samimiyetle elde edilebilir. Gl iman, "yapar". Anahtar bizde olmayan her kap, ancak akn, inan ve ihlsn mucizev gcnn saldrya gemesiyle krlabilir, alabilir. mknsz olan ey, ak emredince teslim olmak zorunda kalr. Sevginin, akn, fedakrlk ve samimiyetin anlamn iyi kavrayanlar iin Allah' tanmak ok kolaydr. Nasl? Bir gln kokusunu alglamann rahatlyla!.. Allah'n huzurunda olduumuzu hissedebiliriz ki, her yer O'nunla dopdoludur. O her yerde vardr. (6) Cibril hadisinde Raslullah (s.a.s.) "ihsan" tarif ederken, "ihsan; Allah' gryormu gibi ibdet etmendir. Sen O'nu grmyorsan da O seni gryor." (Buhri, Mslim) buyuruyor. Bir insan, Allah ile ilikilerinde ihsan derecesine ulamsa, o makamn hisleriyle dolmu ve comusa, duann hkmne vkf olmu demektir. nk dua yapan insan, dvet edecei varl her an yannda hatta ah damarndan daha yakn hissediyorsa, O'nu madd dilinden ziyade akn ve imann diliyle "Ya Rabbim, Sen zaten benim halimi gryorsun. Grdn bir eyi tekrar Sana dilimle anlatmak benim iin edepsizlik olur. Artk gereini sen bilirsin. Senden gelen her eye rzym" der. Yanl anlalmasn; ihsan derecesine ulam kimselerin artk ellerini kaldrp da dilleriyle Allah'a dua etmeleri gerekmedii sylenmiyor. phesiz Raslullah (s.a.s.), ihsan

makamnda olduu halde, o, hayatnn her blmnde lene kadar ellerini ap diliyle dua etmitir. Burada ak, sevgi ve imanla kurulan fiziktesi bir halin neminden bahsedilmektedir. nsan, yeryznde srdrd hayatnda hangi konumda olursa olsun, -zengin, fakir; yksek makamlarn sahibi, makamsz; evresi geni veya kimsesiz- her an duaya muhta bir varlktr. Bu, her ynmzle snrl ve zayf bir yaratk olmamzn sonucudur. Tm insanlar, duaya ayn oranda muhtatr. Ama herkes iin dualarn, isteklerin mhiyeti farkl olabilir. Biz, fakir kimselerin zenginlerden daha ok duaya muhta olduklarn zannedebiliriz. Ayn ekilde evresi kalabalk, adamlar ok olan kimselerin, yalnz insanlardan daha az duaya ihtiya duyabileceklerini de sanabiliriz. Eer biz byle dnyorsak, duay anlamam saylrz. Mesela; fakir bir insan dnn. Ellerini am, Allah'n "Rezzak" ismini anarak rzknn geniletilmesini istiyor. Bu noktada zengin insann dua etmesine gerek yok diyebiliriz. Halbuki bu noktada, zengin insan da ellerini ap "Ya Rabbi, beni Karun gibi martma. Bana vermi olduun nimetlerin krn ed etmeyi bana nasip ve myesser kl" diye dua etmelidir. Grld gibi, her ikisi de duaya muhta. Hatta bize duaya daha az ihtiyac var gibi gzken zenginlerin, belki de fakirlerden daha ok ihtiyac vardr. nk varlkla imtihan edilmek, yoklukla snanmaktan daha zor ve tehlikelidir. nk, "insan kendini mstan (kendini kendine yeterli) grd zaman azar, tutlar." (96/Alak, 6-7) "Ey insanlar! Allah'a muhta olan fakirler sizsiniz. Zengin ve vlmeye lyk olan ancak Allah'tr." (35/Ftr, 15) Eb Zer (r.a.)'dan rivyet edildiine gre Raslullah (s.a.s.) yle buyurdu: "Allah azze ve celle buyurdu ki: 'Ey kullarm! Hepiniz asnz; ancak Benim yedirdiklerim mstesna. O halde sizi yedirmemi isteyin ki, yedireyim. Ey kullarm! Benim giydirdiklerim dnda hepiniz plaksnz; o halde sizi giydirmemi isteyin ki, giydireyim. Ey kullarm! Sizin ncekileriniz ve sonrakileriniz, cinleriniz ve insanlarnz, yksek bir yerde toplansalar da hepsi Benden (ayr ayr eyler) isteseler, Ben onlardan her birine isteini versem; bu, Benim yanmdaki (hazine)lerden ancak denize daldrlan bir inenin (sudan) eksilttii kadar eksiltebilir." (Buhri, Mslim) Demek ki insan ne kadar gl ve zengin olursa olsun, Allah karsnda kendini yoksul grmeli. Zaten insan, kendini yoksul grmezse bakasndan istemenin bir anlam olmaz. Kuds hadiste Cenb- Allah'n "Hepiniz asnz ve plaksnz. Ancak benim yedirdiklerim ve giydirdiklerim hari" demesi dikkat ekici bir husustur. nk nice zenginler vardr ki, hl halk smrmenin yollarn aramaktalar. A olmasalar byle davranrlar m? Yine nice gardrop dolusu elbiseleri olmasna ve zerinde giysisi olmasna ramen, oras buras plak insanlar var. nk giyinirken Allah'a ihtiya duymadan hevlarna gre giyiniyorlar.

nsan Allah'n karsnda devaml surette u duygular hissetmeli : "Ya Rabbi, beni Sen var ettin. Varlm Senin sayende srdryorum. Sen bana her ey veriyorsun. Verdiklerinin ve iyiliklerinin says, bilemeyeceim kadar ok. Ama bunlarn karsnda ben Sana yeterince kulluk yapamyorum. Ben ok gnahkr ve isyankr bir kulunum. Aslnda yanna varmaya da utanyorum. Yanna gelecek yzm yok. Fakat senden baka gidecek bir yerim de yok. Kapna geldim, beni geri evirme, yannda bana da bir yer ver ve beni bala..." Evet, dua iin asl hazrlk ruh hazrlktr; ruh ve kalb manada bir ynelitir. Yoksa fizik olarak bedeni kbleye yneltip elleri amak ve allm cmleleri otomatik olarak sylemek dua edenin sadece basit bir d grndr. Dili, ezberledii klielemi dua metinlerini otomatik olarak bilinsizce seslendirirken o, mnev varlyla bir baka iin peinde, madd hayatn iinde olabilir. Dua anlatlmaz, dua yazlmaz! Dua, kulun Allah ile diyaloa gemesidir. Dua, yalnz dilde gerekleen bir olay deildir; onun gerek yeri ruhtur. Dua szden ziyade histir, cokudur.

Szl ve Fiil Du
Dille dua vazifelerimizden sadece biridir. Sebeplere yapmadan sadece dille yaplan dua ile yetinmek, snnetullah, Allah'n kanununu bilmemek ve ona uymamak demektir. slm'n yeryzne hkim klnmas, sadece dua etmekle olacak olsayd, insanlar ierisinde duas en ok kabul edilmesi gereken Hz. Peygamber (s.a.s.)'di. O bu kadar eziyetlere katlanmakszn dua ederdi ve grevini tamamlard. Yani o Mekke gnlerini yaamaya gerek yoktu. Fakat O byle yapmad. nce zerine den sorumluluu fiil olarak yerine getirdi. Arkasndan da ellerini ap dua etti. Allah da O'nu mahcup etmedi. Biz bu noktadan hareketle duay iki ksma ayrabiliriz: Fiil dua, Szl dua. Fiil dua, kiinin herhangi bir arzusu karsnda elinden gelen her eyi tamamen yapmasn ifade eder. Mesela, hastasna Allah'tan ifa dileyen kimsenin, ncelikle tbbn gerektirdii eyleri, imknlar erevesinde yerine getirmesi gerekir. Bunu yerine getirmedike, ellerini ap Allah'tan ifa dilemesi yeterli olmayacaktr. nk Allah yeryzndeki her eyi birtakm sebeplere balamtr. Geri Cenab- Hak, bazen sebepsiz de yaratr, sebepsiz de verebilir; ama bunu beklemek, Allah'n hayata koyduu kanunlara aykrdr. Biz o sebepleri yerine getirmekle mkellefiz. Szl dua ise, kiinin elinden geleni yaptktan sonra Allah'tan yardm istemesidir. Fiil dua her zaman szl duadan nce gelir. Ama ikisini birbirinden ayr dnemeyiz. nk fiil dua bedenin eylemi ise; szl dua da ruhun eylemidir. Zaten insan bu beden ve ruh ikilisinden oluan bir varlktr. Peygamberimiz (s.a.s.) yle buyuruyor: "Hayatm kudret elinde tutan zat'a (Allah'a) yemin

ederim ki, iyiyi emredecek, ktl yasaklamaya alacaksnz veya Allah, size kendi katndan bir azab gnderecektir. Sonra O'na dua edeceksiniz, fakat duanz kabul olunmayacaktr." (Tirmiz; Tac Terc. 5/687) Grld gibi, fiil dua yapmadan, szl duann kabul edilme ihtimali yok gibidir. Dua, Allah'tan bir "ey" istemektir. Fakat bu "ey" dnme, bilim, sorumluluk, irde, zahmet, i, emek ve eziyetin yerini alan bir "ey" olmamaldr. Belki bizzat kendisi bu sorumluluun iindeyken, insan, zaman zaman ihtiya duyduu bir eyi elde etmeye ynelik bir duada bulunabilir. te o zaman, bu "ey"i ister ve alr. (7) slm, duay insanlar, sorumluluktan veya iten kasnlar diye emretmemitir. slm'n emrettii dua, tm hazrlklardan ve iten sonra yaplan duadr. Ancak tm hazrlklar eksiksiz yerine getirdikten sonra "artk bu i tamamdr" deyip de duadan uzaklamak yanltr. ler ancak dua ile tamam olur. Duay, sorumluluktan kaan, tembel, acz ierisinde olan insanlarn ellerinden alarak sorumluluun bilincinde olan ehil insanlarn ellerine verirsek, o zaman dua bir anlam ve aksiyon kazanacaktr. Dua mert ehrelerde gzellik kazanr. Hz. Ali gibi, gibi gereken yerde klla dua etmesini bilmeliyiz. Onun klc sava alannda lm yadrrken; dili Allah karsnda cizliin tercman oluyor, gzleri de Allah iin ya dkyordu. (8) Fitne, fesat ve zulmn toplumu sard, fertleri ifsad ettii zamanlarda; nce duaya sarlmak acziyetin, tembelliin, korkakln ve sorumluluktan katmzn ifadesidir. zellikle bugn "mslmanm" diyen insanlarn Allah'n dvs iin pek fazla bir ey yapmadklar halde, hatta bazlarnn tm mesailerini dnyev ilere harcadklar halde, bunlarn ellerini ap "Allah'm, bize sahip gnder!" dediklerine hit oluyoruz. Halbuki ortadaki durumu sahiplenmesi gerekenin bizler olduumuzun farknda deiliz. inde yaadmz hayatta olup biten eyler bizleri ne kadar ilgilendiriyor? Gzlerimizle ahit olduumuz olaylara herhangi bir ekilde szl veya fiil mdhale imkn varken, rahatmz bozmamak ve kendimizi riske atmamak iin, hep kalb ile mdhale(!) etme yolunu mu tercih ediyoruz? Cadde ve sokaklarda olup bitenleri evlerimizin pencerelerinden veya televizyonlarmzn ekranlarndan seyrettikten sonra da kalkp "Ya Rabbim..." diye dua ederek problem ve fitnenin kalkmasn m bekliyoruz? Bu ne biim dua anlay? Rasulullah (s.a.s.) byle mi yapyordu? Hayr, phesiz O nce tebli ediyor, sonra arkasndan "Ya Rabbim! Onlar bilmiyorlar, onlara hidyet ver!" diyordu. Yine sava ncesi tm hazrlklarn bitiriyor, sonra dua ediyordu. te Hendek sava... Bir-iki ay nce Allah rasl hendeklerin kazlmasn, ekinlerin vaktinden nce biilmesini, meyvelerin, hurma yapraklarnn toplanmasn, cadde ve sokaklarda barikatlar kurulmasn emretti.

Bizzat kendisi de ta ve toprak tad. Tm hazrlklar tamamlad. Bu ekilde fiil duay tamamlaynca arkasndan szl dua yapt, Allah'tan yardm talep etti. Allah da onlara zaferi bahetti. Bazen, mslman kardelerimiz birbirlerine "bana dua et" diye ricada bulunuyorlar. Mslmanlarn birbirlerinden dua talep etmeleri gzel bir ey, yce dinimizin tavsiyesidir. Ama dua talep eden kardelerimiz acaba sorumluluklarn yerine getirip getirmediklerine, yani fiil dua konusundaki hallerine bakyorlar m? Fiil dualar herkesin bizzat kendisinin yapmas lazmdr. Ancak byle olursa kendimizin veya bir baka kardeimizin bizim hakkmzda yapt duann bir anlam ve geerlilii olabilir. Yoksa, grld gibi, sadece dille yaptmz dualarmz kabul edilmiyor. Mesela, asr- sadette bir Uhud dersi var. Uhud savanda mslmanlarn zaferi nasl kardklarn ve ksm malbiyetin ne ekilde geldiini biliyoruz. Acaba o savata Allah Rasl (s.a.s.) ve mslmanlar dua etmedi mi ki, bu hale geldiler? Hayr, mutlaka dua etmilerdi. Ama szl duadan nce yerine getirilmesi gereken sorumluluklar yerine getirmede problemler olmutu. Peygamberimizin geide yerletirdii ve her ne pahasna olursa olsun buradan ayrlmayacaksnz dedii elli oku grevlerini yarda brakp mevzlerini terk etmilerdi; Sebep buydu. Allah'n yardm kulun gcnn bittii yerde gelir. Biz, Allah'n yardmn talep ederken, bunun iin dua ettiimizde sahip olduumuz gcmz sonuna kadar kullanp kullanmadmza bakalm. (9)

Du Etme ekli ve Du db
Raslullah (s.a.s.) dua eden bir adamn, dua srasnda, Hz. Peygamber (s.a.s.)'e salt ve selm okumadna hit olmutu. Hemen: "bu kimse acele etti" buyurdu. Sonra adam arp: "Biriniz dua ederken, Allah Tel'ya hamd ve sen ederek balasn. Sonra Peygamber'e salt okusun. Sonra da dilediini istesin." buyurdu. (Tirmiz, Deavt 66; Eb Dvud, Salt 358; Nesi, Sehv 48). Duaya hemen muradn syleyerek deil; Allah'n adn anarak, Allah'a hamd ederek Raslne (s.a.s.) salt u selm getirerek balamak gerekir. Hamdele ve salveleyi Arapa okuyamayanlar Trke yle derler: "Hamd, lemlerin rabbi Allah iindir. Peygamberimiz (s.a.s.)'e, O'nun ailesine ve tm sahbelerine salt ve selm olsun." Ayrca, duaya balamadan nce tevbe-istifar edilmesi ve duaya kiinin kendisiyle balamas tavsiye edilmitir. Raslullah (s.a.s.) buyurdular ki: "Kiinin yapt dualar iinde en hayrls udur: 'Ey Allah'm, Senden dnya ve hirette fiyet istiyorum." (Ktb-i Sitte, . Canan, 17/504)

"...Allah'tan avularnzn iiyle isteyin, srtlaryla istemeyin. Duay tamamlaynca avucunuzu yznze srn." (Eb Dvud, Salt, 358) Dua esnasnda gz ge dikmemeli ve gaflet ile dua etmemelidir. Hz. Peygamberimiz buyurmutur ki: "Baz kimseler, namazda gzlerini ge dikerek dua etmekten vazgesinler. Yoksa, Allah onlarn gzlerini kr eder." (Mslim, Salt 26) Dua esnasnda srar ile dua etmek ve duay defa tekrarlamak da duann kabul edilmesine dair gzetilmesi gereken artlardandr. bn Mes'ud (r.a.) yle demitir: "Hz. Peygamber (s.a.s.) dua ettii zaman kere tekrar ederdi. Allah'tan bir ey istedii zaman kere isterdi. (Mslim, Cihad 39) Dua ettikten bir mddet sonra, yerine gelmediini grnce "dua ettim de duam kabul edilmedi" dememek lazmdr. Raslullah (s.a.s.): "Acele edip 'dua ettim, kabul edilmedi' demedike birinizin duas kabul edilir." buyuruyor. (Buhr, Mslim) Dua ederken Allah'n kabul edeceinden emin olarak yapmak gerekir. Hz. Peygamber: "Allah'a duay size icbet edeceinden emin olarak yapn. unu bilin ki, Allah gafletle oyalanan kalbin duasn kabul etmez." (Tirmiz; K. Sitte, . Canan, 3/531) Dua yapp bitirdikten sonra "min" demek gerekir. Allah'a dua ederken veya zikrederken, yani gerek anlamyla ibdet halinde, sesi ykseltmek doru deildir, dinimizce ho grlmemitir. nk kendisine dua ettiimiz, zikrettiimiz, yani ibdet ettiimiz varlk, iimizden geirdiimiz dnceleri dahi bilen, haberdar olan ve iiten bir varlktr. O halde bize bu kadar yakn olan bir varla seslenirken sesi ykseltmek, barp armak; ihlsn snrlarndan gsterie, dua hudutlarndan ikyet ve dvya geen bir tecavz gsterir. (Bkz. 2/Bakara, 186; 31/Lokman, 19; 7/A'rf, 55; 17/sr, 110; 7/A'rf, 205).

Duda Zaman ve Mekn


Dua bir eit ibdettir. Hatta ibdetin zdr, ruhudur. bdet, hayatta olduu mddete insann her an asl grevi olduuna gre, duann da belli bir vaktinin olmamas gerekir. Yani, her zaman dua zamandr. Duann yasak olduu bir zaman yoktur. Ancak, bir ksm yet ve hadislerde baz vakit ve durumlarn duann kabul edilmeye daha uygun olduu belirtilmitir. "Onlar (takva sahipleri) seher vakitlerinde balanma dilerler." (51/Zriyat, 18). Hadis-i eriflerden duann kabule yakn olduu dier zamanlar da yle sayabiliriz: Gecenin son te biri, gece yars, secde edilen zaman, farz namazlarn arkasndan yaplan dua, ezan okunduu vakit, cihad (sava) esnasnda, Cuma gn Cuma namaz anlarnda mehul bir zaman, orulunun iftar vakti, ezanla kamet arasndaki vakit, arefe gn, kadir gecesi.

Duann yaplamayaca bir zaman olmad gibi, yaplamayaca bir mekn da yoktur. Her mekn dua mekndr. Sokakta, arda, otomobilde, trende, broda, okulda, iyerinde, mutfakta, yatakta dua edilebilir. Fakat, dalarda, ormanlarda, ya da odann sessizliinde daha iyi dua edilebilir. Tm meknlar dua mekn olmasna ramen, sessiz meknlar dua iin en elverili, en uygun meknlardr.

Dus Kabul Edilen Kimseler


Raslullah (s.a.s.) buyuruyor: "(Allah'n kabul ettii) mstecab dua vardr. Bunlarn kabul edilmeye mazhariyetleri hususunda hibir phe yoktur: Mazlumun duas, misafirin duas, babann evldna duas" (Tirmiz, Eb Dvud, bn Mce). Yine Raslullah (s.a.s.) buyurdular ki: "Kabul edilmeye mazhar olmada gib kimsenin gib kimse hakknda yapt duadan daha sratli olan yoktur." (Buhri, Mslim, Tirmiz). Bu hadise gre, Allah'n derhal kabul buyuraca dualardan biri de, bir m'minin, baka bir m'min kardei iin gyabnda yapaca duadr. Bu hususta Mslim'in rivyet ettii u hadis daha aktr: "Mslman kimsenin, kardei iin gyabnda yapt dua kabul edilir. Dua edenin baucunda ona mvekkel bir melek vardr. 'Kardei iin hayr dua yaptka bu melek: min, istediin eyin bir misli de sana olsun.' der." Baka bir hadis-i erif yledir: " kii vardr ki dualar reddedilmez (kabul edilir). dil imam (adletten ayrlmayan mslman devlet bakan), iftarn yapt zaman orulu ve zulme urayann duas." (Tirmiz, Cennet 2).

Kimler in Du Edilmez?
slm'n tamamn, bir ksmn veya bir hkmn inkr eden veya hafife alan, alaya alan kimseler mslman saylmayacaklarndan byle kimselere hayatlarnda "Allah rz olsun" gibi dua trnden eyler sylenmez. Ancak "Allah sana hidyet etsin" eklinde dualar yaplabilir. Yine bu tr insanlar vefat ettiklerinde "Allah rahmet etsin" de denilmez. Bunlarn cenaze namazlar klnmaz. Bilindii gibi, cenaze namaz lye yaplan duadan ibarettir. Cenaze namaz, bazlarmzn zannettii gibi, her lene klnmaz; mslmana cenaze namaz klnr. "Cehennemlik olduklar anlaldktan sonra, akraba bile olsalar, puta tapanlar iin mafiret dilemek Peygamber'e ve m'minlere yaramaz." (9/Tevbe, 113) (Ayrca bkz. 19/Meryem, 47 ve 9/Tevbe, 114).

Dularn Kabul Edilmesi


Raslullah buyurdu ki: "Acele etmedii mddete her birinizin duasna icbet olunur. Ancak, yle diyerek acele eden var: 'Ben Rabbime dua ettim, duam kabul etmedi." (Buhr, Mslim) Bir baka rivyette de Efendimiz yle buyurur: "Bir mslman gnah

ve sla-i rahmi (akrabalarla mnasebeti) koparmak suu olmadan Allah azze ve celle'ye dua ederse, Allah u eyden birini ona mutlaka verir: Ya onun duasn abucak kabul eder ya da duasn onun iin hirette azk yapar veya duas nisbetinde ona ktlklerin gelmesini nler. Orada bulunanlar: 'yleyse ok dua edelim' dediklerinde, Allah Rasl: "Evet, Allah ok duay kabul edendir." (bn Kesir Terc. 3/718 Duay terk etmeye sevk edecek bir acelecilii Rasllllah ho grmez. Duaya kulluun bir gerei olarak bakp devam etmek gerekir. Tm ibdetlerin mutlaka karl olduu gibi, duann da karl olacaktr. Mesela; namaz kldmzda dnyada karln, mkfatn almamz gerekiyor mu? Esas karln hirrette mid ediyoruz. Dua da byledir. Dnyada kabul edilmese bile, karlksz kalacak deildir. hirette sevabn takdir edilmesi bir karlktr ve duann kabul manasndadr. O halde hayatmz boyunca dua etmeye devam etmeliyiz. Uslne uygun yazlmayan bir dileke dahi, yazld makam ne kadar basit olursa olsun kabul edilmezken, artlarna riyet edilmeyen dua nasl tutsun? Duay ihmal etmek doru olmad gibi, dualar uslne uygun yapmamzn da gerektiini hatrdan karmamalyz. Dua, Allah'a karlm dvettir. Dua, insann kendi kendine yetmediini bilmesidir. Dua, insann iki ayakl bir yrek olup tepeden trnaa "istemek" kesilmesidir. Dua, var gcn, olanca abasn harcayp bitiren insann Allah'a sald "imdat" sayhasdr. Yrekten "bittim y Rab!" diyene "dayan, yettim kulum!" diyecektir Allah. Var m biten, gerekten var gcn harcayan, tm abasn ortaya koyan ve tkendii yerde "bittim y Rab!" diyen? Kim o? Hi kukunuz olmasn ki, onun imdadna yetiilecek "Allah'n yardm ne zaman?" diyen ve yardm hak edene "Allah'n yardm elbet pek yakndr" diyen bulunacaktr. Kuldan istemenin bile db, erkn, bir usl varken, Allah'tan istemenin bir db, bir usl olmasn m? Ettiimiz dular, Allah'a gnderdiimiz mektupsuz zarflara benziyor. Zarf var, fakat mazruf yok. Bu u demektir: Ceset var fakat ruh yok, kabuk var fakat z yok, maske var fakat yz yok. Yaarmayan bir gz, kzarmayan bir yz, hissetmeyen bir z, eyleme dnmeyen binbir sz ile Allah'a yazlan dvetiyeler nasl varsn yerine? Yanmayan, zlemeyen, szlamayan, inlemeyen, duymayan bir yrein feryad m olur? Ta kesilmi ak fukaras yrekler "dua" gibi muhteem bir mesaj hangi enerjiyle iletirler adresine? Sesini sahibine dahi duyuramayan, sahibinin sesini duymaktan ciz olan bir yrek, teleri sarsacak bir sayhay nasl koyverir gk kubbeye? Oysa ki dua, gftesi ak, bestesi mahrumiyet ve strap olan bir zge arkdr. Bu arky syleyecek olann mazlum olmas yetmez, kendi

mazlumiyeti zlimlerin zulmne yakt olmam biri olmaldr. Kendi omuzlarn zlimlerin ykselmesi iin basamak klmam olmaldr. Bu arky terennm edecek birinin, olanla olmas gereken arasndaki fark iyi bilmesi arttr. Eer bunu bilirse, duay bir ocuun annesinden srarla isteyii gibi isteyecek, ilh kapnn eiine ban koyarak srar edecek, tekrar edecektir; tpk her gn onlarca kez okuduu Ftiha'da olduu gibi... Dua, Allah'a karlm bir dvetiyedir demitik. Dvet edenin bir adresi, bir idiyeti bulunmaldr ki, icbet edecek olan onu orada bulsun. Bu adres, insann Allah karsndaki esas duruudur. Allah karsnda esas duruunu bozan, ya da esas duruu olmayan, dvet edip de adresinde bulunmayan sorumsuz gibidir. Kim inanr onun dusnda samimi olduuna? Diyelim ki adresinde bulundu. Bu kez de, dvetine tecell ve inyetiyle icbet edecek Allah'a sunacak bir yrei olmal. Meknsz'a yrekten zge mekn olur mu? Deniz dibine dnm, plkten beter hale gelmi, eline geen dnyal iine att bir mahzene dnm bir yree konuk edilir mi O? Tpk airin dedii gibi: Sr kar ayr dilden ta tecell ede Hak, Padiah konmaz saraya hne mmur olmadan. Kulun gcnn bittii yerde Allah'n yardm balar. Gcnzn bittii noktada olup olmadnz kontrol ettiniz mi? Eer hl gcnz varsa, o bitinceye kadar komanz, soluu-nuzun tkendii noktada hi ummadnz bir yerden nnze kap alacan dndnz m? Tif dn Muhammed (s.a.s.) son tedbiri de tkenmi bir halde kan revan iinde doduu topraklarn varolarna gelip dayanm, fakat girememiti. te o an gcnn bittii and. Gidecek bir kaps, bavuracak bir dayanak, snak, tutamak ve barna kalmamt. Akln tedbirinin bittii yerde akn kollarna brakmt kendisini ve bir dua yapmt. Bu dua yle bir akla yaplmt ki, dorudan hedefini bulmu ve nbvvet srecinin gn dnm olmutu. Ufuk insan'n Mekke'ye bakan yamalardan birinde yal gzlerle yapt, tarihin akn deitiren ufuk dua yleydi: "Allah'm! Kuvvetimin tkendiini Sana arz ediyorum. Gcmn azaldn, insanlarn gznde kk dtm Sana ikyet ediyorum! Ya Erhamer-rhimn! Sensin ezilmilerin Rabbi! Sensin benim Rabbim! Beni kimlerin eline braktn? Bana gaddarlk yapan yabanclarn eline mi? Yoksa dvm ipotek edecek bir dmana m? Eer Sen bana gcenmedinse, kesinlikle bunlara aldrmyorum. Lkin iyiliin beni rahatlatacaktr. Senin nuruna snrm, karanlklar aydnlatan nuruna... Gelecek azabn, bana ulaacak fkenden kap kurtulacak bir snak aryorum. Sana sndm,

yeter ki rz ol. G ve kuvvet Sendendir, yalnz Senden." (bn Hiam, Sre II/29-30). (10)

Duda Tevessl
Tevessl; arac klmak manasnda olup, kendisiyle herhangi bir gayeye ulamak iin arac klnan sebebe de vesile denilir. Vesile edinilen ey, amel ve ahs olmak zere iki ksma ayrlr: Amel ile tevessl; ahs ile tevessl. Amel ile tevessl: Bir kimse salih bir amelini vesile edinerek Allah'a dua edip herhangi bir dilekte bulunabilir. Hz. Allah yle buyuruyor: "Ey iman edenler! Allah'tan korkun. O'na yaklamaya vesile arayn ve O'nun yolunda cihad edin ki kurtulua erebilesiniz." (5/Maide, 35). Bu yet, mcerret iman ile yetinmeyip, Allah'tan korkmay, fena ahlktan ve fena amelden saknmay emretmekte; Allah'a yaklamak iin, haramlardan kamann yannda farzlar yerine getirmeyi, bunun da tesinde gzel iler yaparak kendimizi Allah'a sevdirmeyi tavsiye etmektedir. (Bkz. Elmall III/1669). Bu yetteki "vesile" kelimesini "Allah'n rz olaca ameller" olarak anlamak gerekir. ahs ile tevessl: Allah'n sevdii bir kul olarak bilinen bir kimseyi vesile edinerek Allah'tan talepte bulunmak manasna gelir. Bu da ekilde olabilir: 1. Vesile klnan Hz. Peygamber (s.a.s.) ise, ounluk bunu ciz grmtr. 2. Peygamberimiz'in dndaki bir ahs ise; bunu da iki ksmda ele almak gerekir: a- O an iin hayatta olan slih ve muttak birini vesile edinerek Allah'tan talepte bulunmak. Bu da o ahs alp birlikte dua etmek eklinde olur. Hz. Ebbekir ve Hz. mer dnemlerinde, bu iki zatn; Peygamberimiz'in amcas Hz. Abbas' nemli dualarnda yanlarnda bulundurduklar ve onunla tevessl ettiklerine dair rivyetler vardr. (Bu konudaki hadisler iin, bkz. S. Buhri, Tecrid, III/287 ve s. 228) Fakat, bu rivyetlerde dikkatimizi eken nokta, bu iki halifenin, o an iin vefat etmi olan Hz. Peygamber'i vesile edinerek (onun yz hrmetine diyerek) dua etmiyorlar da, Rasl'e o gn iin en yakn olan ve hayatta olan amcasna tevessl ediyorlar. Vesile edilecek kiinin hayatta olup olmamas nemli olmasayd, o iki gzide sahabe, o gn vefat etmi olan Raslllah'a tevessl ederlerdi. Ama byle yapmadlar. Bu noktann gzden karlmamas gerekir. Dolaysyla, bugn hayatta olup da slih ve muttak olduu, Allah'a yakn olduu zannedilen ahslarla birlikte

biz de dua edebiliriz. Buna kimse itiraz edemez. nk slih ve muttak kimselerin dualarnn kabul edilmeye daha yakn olduunu Kur'an'dan reniyoruz: "Allah, ancak muttakilerin (yapt eyi) kabul eder." (5/Mide, 27). b-Vefat etmi olduu halde, Allah dostu ve Allah'a yakn olduu zannedilen bir ahs vesile edinerek Allah'tan talepte bulunmak: Bu ekilde lm birini vesile edinerek dua edilecei konusunda ne Kur'an'da, ne snnette bir delil yoktur. Kur'an'da Rabbmz dua mhiyetinde yzlerce yet vahyederek bize duann nasl yaplacan da retmitir. Bu yetlerin hibirinde Allah ile kul arasna bir ey konularak dua ettirilmemi, dorudan doruya Allah'a dua yaplaca gsterilmitir. Peygamberimiz'in dualarna baktmzda, onun dualarn hep vastasz, herhangi bir eyin "yz hrmetine" olmakszn, direkt Allah'a yaptn grmekteyiz. phesiz Raslllah bizim iin rnektir. Biz, dinimizi onun rnekliinde renmek zorundayz. Yine Peygamberimiz'in hayatnda ona iman etmi, onunla beraber yaam ve Kur'an'da Allah'n vgsne mazhar olmu sahbilerin de dua ederken, lm herhangi bir ahs (buna Raslullah da dahildir) vesile edinerek dua ettiklerini grememekteyiz. Bu konuda hibir rivyet yoktur. Mesela; Sahabilerin, Raslullah'n vefatndan sonra, "Onun yz hrmetine..." diyerek dua ettiklerini bilmiyoruz. Ksacas, vefat etmi ahslar vesile edinerek dua etmek Kur'an ve snnetin ruhuna uymamaktadr. Hayatta olanlarla birlikte dua etmek de nihayet bir ruhsattr. Yoksa, duann gereklerinden biri deildir. Elmall bu konuda yle der: "Dua hakkndaki Bakara 186. yetinde cevap, tashih edilmeden dorudan doruya buyrulmu, vasta kaldrlm, yaknlk da duann kabul ile aklanmtr ki, bunda byk bir nkte vardr: Cenab- Allah, duada kulu ile kendisi arasna bir aracnn girmesini istemiyor ve sanki yle diyor; 'kulum vastaya dua vaktinin dnda muhta olabilirse de, dua vaktinde benimle onun arasnda vasta yoktur, Ben ona yaknm." (Hak Dini Kur'an Dili, 2/Bakara, 186. yetin tefsiri). Slih kimselerin adn anarak, onlar vesile edinerek dua yapmann daha doru olduunu iddia edenlerin bu konuda ileri srdkleri gereke udur: "Biz gnahkr insanlarz. Bizim dmzda Allah'a yaknlk salam, O'nun yannda hatr saylan kimseler vardr. Bizler dnya hayatnda bir byn yanna iimizi yaptrmaya giderken nasl ki onu tanyan, onun da sevdii kiilerle gittiimizde iimizin gerekleme ans daha yksekse, ayn ekilde Allah'tan herhangi bir talepte bulunurken de tek bana gitmektense O'nun sevdii kullaryla gitmek daha iyi olur. Ayrca, mesela, bir cumhurbakanyla grmek istediimizde nasl onunla direkt gremiyor ve nce sekreteri, yardmcs gibi kimseleri geerek ona ulayorsak, kinatn yneticisi olan Allah ile de direkt grmek olmaz. Mutlaka arada Ona yakn olan, Onun sevdii birilerinin olmas gerekir. Biz tek bana mracaat edemeyiz."

Bir defa Cenab- Allah', herhangi bir varlkla kyaslamak yanltr. O'nun ei ve benzeri yoktur. Dnyadaki devlet bakanlarnn sekreteri ve yardmcs olduu halde Allah'n yardmcs ve sekreteri yoktur, O tektir. Yine dnyada halk ile devlet bakan arasndaki ilikilerde resmiyet geerli olduu halde, insanlar ile Allah arasnda resmiyet yoktur. Sonra, insanlarn kendilerinin gnahkr olduunu, dolaysyla tek bana Allah'n huzuruna gidemeyeceklerini syleyerek mutlaka tevessle gerek duymalar sadece duygusal bir zandr, bir felsefedir. Halbuki Cenab- Allah gnahkrlarn gnahlarn itiraf edip tevbe etmelerinden ok holanyor. Rasl-i Ekrem, yle buyuruyor: "Kulun tevbe etmesi ile Allah'n honutluu ssz bir lde devesini kaybedip sonra onu bulan sizden birinizin sevincinden daha fazladr." (Riyzus-Slihn, s. 53). Dinde sadece iyi niyet duygular yeterli deildir. yi niyetle birlikte yaplan iin eklinin de dinin llerine uymas gerekir. Yukarda ifade ettiimiz "Ben ok gnahkrm. Allah'n yanna bu halimle tek bama gidemem..." gibi duygular grnrde Allah karsnda tevzu ve zilleti ifade ediyor. Evet bu duygular ok gzel. Ama bu doru duygulardan hareketle sanki Allah'n huzuruna ok gnahkr olanlar tek bana gidemezmi gibi bir sonuca varlmaktadr. Halbuki Cenab- Allah, Kitabnn hibir yerinde "ok gnahkr iseniz tek banza deil; sevdiim kiilerle beraber tevbe ve dua edin" demiyor. Raslullahtan da, bu konuda bize herhangi bir ey ulamamtr. Grld gibi, sadece zanlarmzla hareket ediyoruz. Halbuki din, zanlar zerine deil; nasslar zerine kurulur. Biz, Allah'a yakn olmay arzu ediyorsak, bu, Allah'a yakn olmu herhangi bir kiiye, bedenen yakn olmakla gereklemez. Allah'a yakn olmu kimseler nasl yayorlarsa biz de ancak onlar gibi yaamak suretiyle Allah'a yakn olabiliriz. Mridler, limler, mttakler, kendilerine tbi olanlara Allah'n rz olaca yolu ve yaam gsterirler. Onlar da gsterilen bu hayat amele dntrrse kendileri de Allah'a yakn olurlar. Yoksa mcerred onlarn yannda bulunmakla bu gereklemez. phesiz Allah'a yakn bildiimiz ahslar da bu yaknlklarn Allah'n rz olaca amellere borludurlar. Yani Allah'a slih amel ileyerek yaknlk kazanmlardr. Peygamberimiz, kzna yle syler: "Ya Ftma! Nefsini ateten kurtar. nk ben, senin iin Allah'tan bir eyi savamam." (Buhri, Mslim, Tirmiz) Grld gibi, Allah'a yakn olmak iin, Peygamberimiz'in kz dahi olmak yetmiyor. Mutlaka Allah'n rz olaca ameller iinde olmak gerekiyor. Ksacas, Kur'an ve snnetin bizden yapmamz istedii en uygun ve en gzel dua, herhangi bir kimseyi vesile edinmeksizin, direkt Allah'a yalvararak yapmamz gereken dualardr.

Dunn stismar Edilmesi

Daha nce de sylenildii gibi, dua kulun kendisini srekli Allah'a muhta hissedip, Allah'n huzurunda zillet ve yoksulluk duygular iinde elini ap O'nunla diyaloga gemesi ve O'na ihtiyalarn arz etmesidir. Raslllah'n bir rahatszlk duyduu zaman, hls, Felak ve Ns srelerini yatmadan nce okuduu, ellerine fledikten sonra vcudunu batan ayana kadar meshettii ve bunu defa tekrar ettii rivyet edilmektedir. (Hak Dini Kur'an Dili, 9/6351). Yine, Hz. ie (r.a.) "Raslllah, ehlinden biri hastaland zaman Muavvizeteyni (Felak ve Ns srelerini) okur, flerdi. Ben de O hastaland zaman Ona aynsn yaptm." diyor. (Buhri, Mslim -Tac Terc. 3/742-). Hibir rivyette Peygamberimiz'in, dua cmlelerinin herhangi bir eye yazlp boyuna veya vcudun herhangi bir yerine aslmasn tavsiye ettiini grmemekteyiz. Ancak, ne zaman baladn bilmemekle birlikte Raslullah'tan yllar sonra, dualarn herhangi bir cisme yazlarak muska eklinde vcudun herhangi bir yerinde (genellikle boyunda) tama uygulamasnn baladn biliyoruz. Bu mesele, limler arasnda tartmal olup, byle bir uygulamaya ciz diyen birtakm limler olmakla birlikte, cevaz vermeyen limlerin delilleri daha kuvvetlidir. Kad Ebbekir, Tirmiz erhinde yle diyor: "Kur'an yetlerinin yazlarak insan zerinde tanmas Raslullah'tan bize ulam bir snnet deildir. Snnet olan, hasta kimseye okunmasdr, boyuna aslmas deil." (A. Rza Karabulut, Ruhlar lemi, s. 103). Snnet olmayan ve baz limlerin de cevaz vermedii yet ve dualarn (veya belirsiz iaretlerin) yazlp muska eklinde tama uygulamas, daha sonraki dnemlerde birtakm kt niyetli insanlarn istismarna yol am ve bu insanlar tarafndan kazan yolu haline getirilmitir. Hayatlarn hevlar istikametinde srdrrken Allah'a pek ihtiya duymayan, Allah'n hayatna mdhale etmesine msaade etmeyip istedii gibi yaayan insanlar bile, satlan bu muskalar alp eitli durumlarda bu muskalarn veya Allah'n kendilerini korumasn bekliyorlar. Bilindii gibi, dua bir ardr, dvettir. Bir varla ne kadar ok ihtiya hissediyorsanz onu o kadar arr (dua eder)snz. Dua, boyuna aslmakla yaplmaz. Dua, hissetmektir; duymaktr. Tamamen ruhun bir eylemidir. Dua olayn maddletirmek doru deildir. Duay muskaclk eklinde uygulamann bir baka sakncas da udur: Muska tayan kimseler balangta ifay Allah'tan beklemi olsalar bile, zamanla bu duygular, taknlan muskaya ynelerek o cisim kutsallatrlyor. Sanki ifann Allah'tan deil de; o cisimden kaynaklandna dair duygular oluyor ki, bu ok tehlikeli ve tevhide aykr hususlar iermektedir. Hatta, bazen insanlar arasnda, birbirlerine muska verip de, "al bunu tak; bu ok iyi bir muskadr. Ben ok faydasn grdm." gibi ifadelerin sarf edildiini oumuz biliriz. Bylece o cisimler kutsallatrlmaktadr.

Ksacas; biz dua olaynn Kitap ve snnetin ruhuna uygun bir ekilde asr- sadette Peygamberimiz'in uygulad ekilde ve istismar etmeden ve istismarclara frsat vermeden icr edilmesini tavsiye ediyoruz. Yusuf El-Kardavi'nin muska konusunda yazdklarndan ksa bir alnt yapalm: "Tevhid inanc, Allah'n kinatta yaratt sebeplere bavurmay reddetmez. Ancak, tevhid inancna ters den; bely defetmek veya bel gelmeden ondan korunmak maksadyla Allah'n ciz grmedii gizli sebeplere snmaktr. Mesela, mavi boncuk takmak veya asmak irktir. Araplar, chiliye dneminde cinlerin errinden korunmak veya gz demesini nlemek amacyla mavi boncuk takarlard. slm, bu inanc ortadan kaldrd. Ve Allah'tan baka hibir eyin ve hibir kimsenin zarar ve musibetleri kaldramayacan onlara tebli etti. mam Ahmed bin Hanbel, u hadisi nakleder: "Kim temme (nazar iin boncuk) takarsa, Allah, onun iini tamamlamasn. Kim bir bir ved'at (katr boncuu) takarsa, Allah onu korumasn." Baka bir rivyette, "Kim temme (nazar boncuu) takarsa mrik olur." Temme takmann anlam: Nazar boncuunun hayr getirip erri defedeceine inanarak kalbini ona balamaktr. Bunun irk olmasna gelince, zarar defetmek iin Allah'tan bakasna yaplan bir istek vardr. Halbuki Allah yle buyurur:: "Eer Allah sana bir zarar dokundurursa, hi kimse onu gideremez. Ve eer sana bir hayr ihsan ederse, zaten O her eye kadirdir." (6/En'm, 17). Halkn muska eitlerine isim verdii "camia", "hirz", "hicap" ve bunlara benzer eyler; mavi boncuk kabilinden olup irke gtren byk sulardandr. G yetiren her mslmana, bunlar kaldrp atmak vciptir. Muska, sadece Allah'n yetleri veya yce isim ve sfatlar ile yazlmsa, yasaklanan muskalar arasna girer mi, yoksa onlardan istisna edilip taklmas ciz mi? Bu konuda selef ihtilf etmi, kimi ruhsat vermi, kimi de men etmitir. Bizim tercih ettiimiz gr ise, ileri sreceimiz delillerden dolay, Kur'an yetleri yazlm olsa da, btn muskalarn ciz olmaddr. Hibir muska ciz deildir. nk; 1- Muskalarn her eidi yasaklanmtr. Bu konudaki hadisler, yetle yazlan muskalar istisna etmemitir. 2- Sebeplerin nn kapatmak ilkesi (sedd'z-zera): inde Kur'an yazlan muskalarn taklmas ciz grlrse, dier muskalarn taklmasna kap alr. er kaps ald m, bir daha kapanmas zor olur. 3- nsanlar Kur'an'a nem vermemeye sevk eder. nk bylece insanlar, yazlan yetleri pis yerlerde, tuvalette, cnp, hayz ve benzeri durumlarda zerlerinde bulundururlar.

4- Muskaclkta Kur'an'la istihz etme ve onun amacna ters faliyet gsterme durumu da vardr. nk Allah, insanlar karanlktan karp, nura kavuturmak ve en doru yola iletmek iin Kur'an' indirdi. Nazardan korumas, kadnlara ve ocuklara muska veya tlsm olarak aslmas iin indirmedi. frklk: Tevhid inancna ters den hususlardan biri de frklktr. Chiliye devrindeki insanlar, cinlerden yardm bekleyerek, baz musibet ve felketleri nlemek amacyla, Arapa olmayan anlamsz baz kelimeleri, azlarnda geveleyip dururlard. slm geldi, bunlar yasaklad. Nitekim, hadis-i erifte: "phesiz frklk, mavi boncuk, muska, her trl sihir ve tlsm irktir." buyurulmaktadr. (Eb Dvud, bn Mce). Rivyete gre; Bir gn Abdullah bin Mes'ud, hanmnn boynunda bir iplik grd. Bu nedir?" deyince, hanm: "stma iin okunmu bir iptir." dedi. bn Mes'ud, ipi ekerek kopard, att. Sonra yle dedi: "Andolsun ki, Abdullah ailesi irkten uzaktr. Raslullah'tan iittim, buyurdu ki; "phesiz frklk, nazar boncuu, muska, sihir ve tlsm irktir." Hanm dedi ki: "Gerekten gzm atyordu, filan yahudiye tedavi iin gidip geliyordum. Gzm afsunlad; atmas durdu. Abdullah bin Mes'ud dedi ki: "Bu, eytann iidir. eytan eliyle dokunuyor, afsunlad zaman elini ekiyor. Halbuki, Raslullah'n okuduunu okusaydn, sana kfi idi. Allah'n rasl u duay okurdu: "Ary kaldr ey nsn rabbi! ifa ver, Sen ifa verensin. ifandan baka ifa yoktur. Hibir ary ihmal edip brakmayacak ekilde ifa ver." (Tevhid'in Hakikat, Yusuf ElKardavi, Saff Y. s. 70-75)

Duda Neler stemeliyiz?


Herkes, ihtiyacna gre Rabbndan dilediini ister. Fakat, istediimiz eyin hayrl olup olmadn belirlememiz gerekir. Dnyev isteklerimizin hayrl olduundan emin deilsek; isteklerimizin hayrlsnn verilmesini, hayrlysa verilmesini ifade etmeliyiz. Dnyalk hayrlardan nce ve daha ok, hiretteki hayr ve gzellikleri istememiz tavsiye edilir. ncelikle Allah'tan affmz, mafireti, iki dnyadaki fiyeti istemeliyiz. Tavsiye edilecek dualarn banda u da vardr: "Allah'm, Senin Peygamberin Senden hangi hayrlar istediyse; ben de o hayrlarn tmn Senden isterim. Yine, Peygamberin Senden hangi erlerden sndysa, ben de o erlerin tmnden Sana snrm. Sen, yegne dua edilen ve dualara icbet edensin. G, kuvvet; sadece, yce ve ulu Allah'ndr. Baka g ve kuvvet kayna yoktur." Yine, nasl dua edip, neleri istememiz gerektiini Allah, Kur'an'nda gstermektedir. Raslullah (s.a.s.) da gzel dualaryla bizim iin rnektir. Biz, neyi ve nasl istememiz gerektiini de Kur'an ve snnetten renmeliyiz. Onun iin Kur'an ve snnetteki baz dua rneklerini renmekte fayda vardr. Ftiha, Kur'an'n zeti olduu gibi; Ftiha sresindeki dua da, dualarn en kapsamls ve gzel bir zetidir. Namazda ve namaz dnda bu duay da bolca etmeliyiz: "(Ya Rabbi,) Bize hidyet ver, bize doru yolu gster: Kendilerine

ltuf ve ikramda bulunduun kimselerin yolunu; uramlarn ve sapmlarn yolunu deil." (1/Ftiha, 6-7).

gazaba

Kur'n- Kerim'in Dilinden Du rnekleri


"(Allah'm,) Ancak sana kulluk eder ve ancak senden yardm isteriz. Bizi doru yola, eritir. Kendilerini nimete erdirdiin kimselerin; gazaba uramayanlarn, sapmayanlarn yoluna eritir." (1/Ftiha, 5-7) "Rabbimiz, ikimizi sana teslim olanlardan kl. Soyumuzdan da sana teslim olan mslmanlardan bir mmet yetitir. Bize ibdet yollarmz gster. Tevbemizi kabul buyur. nk tevbeleri daima kabul eden, merhametli olan ancak Sensin." (2/Bakara, 128) "Rabbimiz, bize dnyada da iyilik, gzellik ver. hirette de iyilik, gzellik ver. Bizi cehennem azabndan koru." (2/Bakara, 201) "Rabbimiz, zerimize sabr yadr. Ayaklarmz salam tut ve o kfir millete kar bize yardm et." (2/Bakara, 250) "Rabbimiz, unutur ya da yanlrsak bizi sorumlu tutma. Rabbimiz, bize, bizden ncekilere yklediin gibi ar yk ykleme. Rabbimiz, bize gcmzn yetmedii eyleri ykleme. Bizi affet, bizi bala, bize merhamet et. Sen bizim mevlmzsn. Kfirler toplumuna kar bize yardm et." (2/Bakara, 286) "Rabbimiz, bizi doru yola ilettikten sonra kalplerimizi eriltme. Bize katndan bir rahmet ver. phesiz sen ok balayansn. Rabbimiz, sen mutlaka insanlar asla phe olmayan bir gnde toplayacaksn. Allah sznden dnmez." (3/l-i mrn, 8-9) "Rabbimiz, biz iman ettik. Bizim gnahlarmz bala. Bizi ate azabndan koru." (3/l-i mrn, 16) "Rabbimiz, indirdiine inandk. Peygambere uyduk. Bizi hit olanlarla beraber yaz." (3/l-i mrn, 53) "Rabbimiz, bizim gnahlarmz ve iimizde taknlmz bala. Ayaklarmz sbit tut. Kfir toplumuna kar bize yardm eyle." (3/l-i mrn, 147) "Rabbimiz, biz 'Rabbinize iman edin' diye imana aran bir dveti iittik; hemen inandk. Rabbimiz, bizim gnahlarmz bala. Ktlklerimizi rt. Canmz slihlerle/iyilerle beraber al. Rabbimiz, bize elilerine va'd ettiini ver. Kymet gn bizi rezil, perian etme. Zira Sen verdiin szden caymazsn. " (3/l-i mrn, 193-194) "Rabbimiz, Biz kendimize zulmettik/yazk ettik. Eer bizi balamaz ve bize acmazsan mutlaka ziyana urayanlardan oluruz." (7/A'rf, 23)

"Rabbimiz, zerimize sabr yadr ve bizi mslmanlar olarak vefat ettir." (7/A'rf, 126) "Rabbim, beni ve kardeimi bala. Bizi rahmetin iine koy. Sen merhametlilerin en merhametlisisin." (7/A'rf, 151) "Rabbimiz, bizi zlimler yannda bir fitne unsuru klma, onlarla bizi imtihan etme. Rahmetinle bizi u kfirler topluluundan kurtar." (10/Ynus, 85-86) "Rabbim, beni ve zrriyetimi namaz klanlardan eyle. Rabbimiz, duam kabul buyur. Rabbimiz, hesabn grlecei gn beni, anam, babam ve m'minleri bala." (14/brahim, 40-41) "Rabbimiz, katndan bize rahmet ver ve iimizde doruyu gster ve bizi baarl kl." (18/Kehf, 10) "Rabbim, benim gsm a. imi kolaylatr. Dilimden dm z ki szm anlasnlar." (20/Th, 25-28) "Rabbimiz, bizden cehennem azabn uzaklatr. Dorusu onun azab srekli ve acdr. Oras phesiz kt bir yer ve kt bir duraktr." (25/Furkan, 65-66) "Rabbimiz, bize gzmzn aydnl olacak eler ve zrriyetler baheyle ve bizi takv sahiplerine imam, nder kl." (25/Furkan, 74) "Rabbim, bana hikmet ver ve beni salihler arasna kat." (26/uar, 83) "Rabbimiz, biz yneticilerimize ve byklerimize itaat etmitik. Fakat onlar bizi yoldan saptrdlar. Rabbimiz, onlara iki kat azab ver. Onlar byk bir lanete urat." (33/Ahzb, 67-68) "Rabbimiz, bizi ve bizden nceki m'min kardelerimizi bala. Kalbimizde m'minlere kar kin brakma. Rabbimiz, phesiz sen efkatlisin, merhametlisin." (59/Har, 10) "Rabbimiz, sana gvendik, sana yneldik. Dn sanadr. Rabbimiz, bizi, inkr edenlerle deneme. Bizi bala. Dorusu sen gl olan, hakm olansn." (60/Mmtehne, 4-5) "Rabbimiz, nurumuzu tamamla. Bizi bala. Dorusu Senin her eye gcn yeter." (66/Tahrm, 8) "Rabbim, beni, anam, babam, m'min olarak evime gireni, m'min erkek ve kadnlar bala. Zlimlerin de sadece helkini artr." (71/Nuh, 28) "Rabbimiz! Bizden bunu kabul buyur. phesiz Sen iitensin, bilensin." (2/Bakara, 127)

Raslullah (s.a.s.)'n Hayatnda Du

Raslullah (s.a.s.) 'n hayatna baktmz zaman, duann onun hayatnn her noktasna serpitirilmi bir eylem olduunu gryoruz. Dua, onun hayatnda deta bir hayat tarzna dnmtr. O, yatarken, kalkarken, yemekten sonra, tuvalete girerken ve karken, elbise giyerken ve karrken, binee binerken, hasta iken, shhatli iken, sefere karken, seferden dndkten sonra, sevinli ve zc olaylar karsnda, namazn iinde, namazdan sonra, bir cenaze esnasnda, birinin yeni elbise giydiini grdnde, evden karken, eve girerken, houna giden bir mal grdnde, belya urayanlar grdnde, gk grlts iitkiinde... Bunlar gibi daha hayatn bir ok alannda dua ile i ie yayordu. Ruhun gdasnn dua olduundan O, ruhunu gdasz brakmyordu. imdi Peygamberimiz'in genel olarak yapt dualardan rnekler verelim: "Allah'm! rpermeyen kalpten, doymayan nefisten, fayda vermeyen bilgiden ve kabul olunmayacak duadan sana snrm." (Tirmiz, Nesi) "Allah'm! Bize dnyada da bir hayr, ahirette de bir hayr ver. Bizi cehennem azabndan koru." (Buhri, Mslim, Eb Dvud) "Allah'm, dinimi doru kl; o benim ilerimin ismetidir. Dnyam da doru kl; hayatm onda gemektedir. hiretimi de doru kl; dnm orayadr. Hayat benim iin her hayrda artma (vesilesi) kl. lm de her eit erden (kurtularak) rahata kavuma kl." (Mslim) "Allah'm, yeterince hellinden vererek beni haramndan koru. Lutfunla ver. Bakasna muhta etme." (Tirmiz) "Allah'm! Aczden, tembellikten, korkaklktan, dknlk derecesine varan ihtiyarlktan, cimrilikten Sana snrm. Keza, kabir azabndan da Sana snrm. Hayat ve lm fitnesinden de Sana snrm." (Buhri, Mslim, Tirmiz, Eb Dvud) "Ey Rabbim, hatam, bilmezliimi, btn iimdeki israfm ve Senin, benden daha iyi bildiin kusurlarm rt. Ey Allah'm, hatalarm, bilerek ve bilmeyerek yaptm kusurlarm ve aka eklinde olan eksiklerimi ve bende olan btn kusurlar affet. Ey Allah'm, benim pein, ak ve gizli yaptm her eyi affet. nce yaptran ve sonra braktran Sensin. Sen her eye kadirsin." (Buhri, Mslim) "Ey Allah'm! Ben Senden doru yolu, takvy, iffet ve istiny (insanlara muhta olmamay) dilerim." (Mslim, Tirmiz) "Ey Allah'm! Sana teslim oldum. Sana inandm. Sana dayandm. Sana dndm. Senin kudretinle mcadele ettim. Ey Allah'm, beni saptrmaman iin Senin kuvvet ve erefine snrm. Senden baka

ilh yoktur. Sen, lmeyen dirisin. Cinlerle insanlar ise hepsi lme mahkmdurlar." (Mslim) "Ey Rabbim! Bana yardm et; aleyhime yardmda bulunma. Beni muzaffer kl; bakasn bana muzaffer klma. Benim iin dmana tuzak kur; aleyhime tuzak kurma. Beni doruya ynelt ve hidyeti bana kolaylatr. Taknlk gsterene kar bana yardm et. Ey Rabbim, beni, Seni ok zikreden, Sana ok kreden, Senden ok korkan, Sana ok itaat eden, Sana kar hu ve tevzda bulunan, Sana ok ok dnp yalvaran kul eyle. Ey Rabbim, tevbemi kabul et. Gnahm ykayp temizle. Duam kabul et. Hccetimi sbit k. Lisanma doruluk, kalbime hidyet ver. Kalbimin kirini gider." (Tirmiz, Eb Dvud) "Ey Allah'm, Seninle gnahlarmz arasnda perde olmak zere hayet ihsan et. Cennetine ulatracak itaat ve ibdeti nasip kl. Dnya musibetlerini bize kolaylatracak yakn iman (kesin inan) ver. Hayatmz boyunca kulaklarmz, gzlerimiz ve kuvvetimizden bizi faydalandr. ldkten sonra da onlarn yaptklarndan faydalanmamz devam ettir. ntikammz yalnz bize zulmedenlere kar kl. Bize dmanlk edenlere kar bize yardm et. Dinimizde bizi musibete uratma. Dnyay, ynelip de megul olduumuz eylerin en by klma. Bilgimizin de son noktas dnyadan ibaret olmasn. Bamza da efkat ve merhametten yoksun kimseleri musallat etme!" (Tirmiz) "Ey Allah'm! Bana rettiin eylerden beni faydalandr. Faydal olacak eyleri bana ret ve ilmimi arttr. Her hal zerine hamd Allah'a mahsustur. Cehennemliklerin hal ve sfatlarndan Allah'a snrm." (Tirmiz) "Ey kalpleri evirip eviren Allah'm! Kalbimi, dininin zerinde sbit kl." (Tirmiz) "Allah'm, Senden dnya ve hirette fiyet istiyorum." (Tirmiz) "Ey Allah'm, Senden her ite sebt, takvya azmet, nimetine kr, gzel ibdet, doru bir lisan ve temiz bir kalp dilerim. Senin bildiin btn eylerden sana snrm. Senin bildiin hayr diler ve Senin bildiin gnahlardan Sana snrm. Muhakkak ki, Sen btn gizli olanlar ok iyi bilensin." "Ey Allah'm, bana Seni sevmeyi ve sevgisi Senin nezdinde bana faydal olacak kimseleri sevmeyi nasib et. Ey Allah'm, sevdiim eylerden bana verdiklerini Senin sevdiin hususlarda kullanmakta bana kuvvet ver. Ey Allah'm, sevdiklerimden alp gtrdn eyleri de, Senin sevdiin hususlarda (faydal olmak iin) bana kuvvet ver." (Tirmiz) "Ey Allah'm, tembellikten, fazla ihtiyarlktan, gnah ilemekten, borlanmaktan, kabir imtihanndan ve azabndan, atein fitnesinden ve azabndan Sana snrm. Yine, zenginlik fitnesinin

errinden ve mesih deccal fitnesinden sana snrm." (Buhri, Mslim) "Ey Allah'm, hatalarm kar ve dolu suyu ile yka. Beyaz elbisenin kirini temizlediin gibi kalbimi hatalardan temizle. Douyu batdan uzaklatrdn kadar beni de hatalardan uzak kl." (Buhri, Mslim, Eb Dvud) "Ey Allah'm, ilediim ve ilemediim amellerimin errinden Sana snrm." (Mslim, Eb Dvud) "Ey Allah'm, kulamn errinden, gzmn errinden, dilimin errinden, kalbimin errinden ve menmin errinden Sana snrm. (Tirmiz, Nesi, Eb Dvud) "Ey Allah'm, fakirlikten, (hayr ve tat) azlndan ve zilletten Sana snrm. Birine zulmetmekten ve zulme uramaktan da Sana snrm." (Eb Dvud, Nesi) "Ey Allah'm, ikaktan (hakka kar koymaktan), nifaktan ve kt ahlktan Sana snrm. Ey Allah'm, Sana alktan snrm; nk o, insandan ayrlmayan ok kt bir eydir. Hyanetten de Sana snrm; Zira o, grnmeyen kt ve gizli bir gnahtr." (Eb Dvud, Nesi) "Ey Allah'm, rahmetini niyaz ederim. Bir an bile beni nefsimle ba baa brakma. (Din ve dnyaya ait) btn ilerimi slah et. Senden baka bir ilh yoktur." (Eb Dvud) "Allah'm, ben nefsime ok zulmettim. Gnahlar da ancak Sen mafiret edersin. lh katndan bir mafiretle beni affeyle. phesiz ki Sen ok mafiret edici ve pek merhametlisin." (Buhri, Mslim) "Allah'm! Gcmn zayfln, tkatimin arln, insanlar arasnda horlanmam Sana ikyet ederim. Sen, merhamet edenlerin en merhametlisisin. Sen mustaz'aflarn Rabbisin. Sen, benim Rabbimsin. Beni kime havle ediyorsun? Uzakta olup bana hcum edene mi? Yahut ilerimi kendisinin eline verdiin dmana m? Eer Senin, zerimde gazabn yoksa gerisine aldrmam. Yalnz, fiyetin, benim iin daha geni ve daha elverilidir. Karanlklarn kendisiyle aydnlad, dnya ve hiret ilerinin kendisiyle dzeldii vechinin nuruna snrm. Gazabnn stme gelmesinden, fkenin bana iniinden Sana snrm. Rzn alana kadar eiine yz srmeye rzym. G ve kuvvet yalnz Senin elindedir." (Raslullah'n Tif'ten talanarak dnerken yapt dua; bn Hiam, Sre II/29-30).
Hasan Eker, Dua Bilinci, Denge Y. s. 13-15 S. Yldrm, Kur'an'da Ulhiyet, s. 319-320 Hasan Eker, a.g.e. s. 17 vd. Abdullah Aymaz, Psikolojik ve Shh Adan badet, s. 72 Alexis Carrel, Dua Ali eriati, Dua, s. 61-62

Ali eriati, a.g.e. s. 156 a.g.e. s. 170 Hasan Eker, a.g.e. s. 48 vd. Mustafa slmolu, Akit, 7. 2. 2000 stine (Dua) le lgili Ayet-i Kerimeler A- DUA LE LGL HKMLER Dua etmek: A'raf, 55-56, 205-206; Ra'd, 14; Kehf, 28; Secde, 16; M'min, 60. Duada Ar Gitmekten Saknmak: A'raf, 55, 180, 205; Taha, 8. Duann, Allah'n Gzel simleriyle Yaplmas: A'raf, 180; sra, 11; Taha, 8. Allah, Dualar Kabul Eder: Bakara, 186; ura, 26. Beddua: sra, 11. B- BAZI DUALAR Hidayet in Dua: Fatiha, 5-7; Bakara, 128-129; Al-i mran, 8, 53, 193; Yusuf, 101. Hayrl Nesil in Dua: Bakara, 128-129; Al-i mran, 38-41; A'raf, 189; brahim, 40; Furkan, 74; Ahkaf, 15. Tevbenin Kabul in Dua: Bakara, 128, 199, 285-286. Gnahlarn Aff in Dua: Al-i mran, 16-17, 193; brahim, 41; Furkan, 65. Allah'n, Azaptan Korumas in Dua: Bakara, 201; Al-i m. 16, 191-192; Furkan, 65. Kyamet Gnnde Selamet in Dua: Al-i mran, 194; uara, 87-89 Yldrm arpmasna Kar Dua: Ra'd, 13. Salihlerle Dostluk in Dua: uara, 83; Neml, 19. Allah'tan Hayr stemek: uara, 84. Allah'tan Cennet Nimeti stemek: uara, 85; Hadid, 21. Allah'n Salih Amel Nasip Etmesi in Dua: Neml, 19; ahkaf, 15. Sahabenin Binek ve Yol Duas: Zuhruf, 13-14. Allah'n kr Nasip Etmesi in Dua: Neml, 19. Etmesi in Dua: Neml, 19. Yamur Duasnda stifar Etmek: Nuh, 10-12. Meleklerin M'minler in Duas: M'min, 7-9; ura, 5. Nuh a.s.'n M(minler in Duas: Nuh, 28. Peygamberimiz'e Salevat Getirmek: Ahzab, 56. Teblide Etkili Sz in Musa a.s.'n Duas: Taha, 24-28. Allah'tan lim stemek: Taha, 114 Gcn Dnda Bireyle Veya Unutmaktan Dolay Allah'n Sorumlu Tutmamas in Dua: Bakara, 286. Allah'n Rahmetini stemek: Bakara, 218, 286; Al-i mran, 8, 159; A'raf, 23, 149, 151; Yunus, 86; sra, 24, 28, 57; Kehf, 10; Enbiya, 83; M'minun, 109, 118; Neml, 19; Zmer, 9; M'min,7 y- Kafirlere Kar, Allah'n Yardmn stemek: Bakara, 286; Enfal, 45; Yunus, 85-86; M'min, 56; Mmtehne, 5. stine (Dua) le lgili Baz Hadis-i erif Kaynaklar Buhari, Tevhid 35; Teheccd 14; Deavat 13, 21, 22, 50, 67; Cihad 31; Tevhid 9, 31; Mezalim 9; stiska 21. Mslim, Salat 215; Salatl Msafirin 166; Zikr 7, 44, 86, 88, 92. Tirmizi, Deavat 3, 6, 10, 11, 59, 66, 79, 80, 99, 112, 115, 118, 126, 138, 139, 145, 149; Salat 46, 352; Birr 7, 50; Cennet 2; Cehennem 9; Cum'a 64. Nesai, Sehv 48. bn Mace, Dua 1, 8, 11. Ebu Davud, Edeb 105; lim 13; Salat 35, 152, 172, 311, 358, 361, 362, 363, 364; Cihad 41. Ktb-i Sitte Muh. Terc. Ve erhi, brahim Canan, Aka Y. c. 6, s. 513-551 Konuyla lgili Geni Bilgi Alnabilecek Kaynaklar Hadislerle Kuran Tefsiri, bni Kesir, Aka Y. C. 2, s. 93-107 Tefsir-i Kebir, Fahreddin Razi, c.1, s. 354-358 Hak Dini Kuran Dili, Muhammed Hamdi Yazr, Yenda Y. c. 1, s. 99-118 ifa Tefsiri, Mahmut Topta, Canta Y. c.1, s. 69-73 Fi Zlalil- Kuran, Seyyid Kutub, Hikmet Y. c. 1, s. 42-45 Tefhim'l Kur'an, Mevdudi, nsan Y. c. 1 s. 41-42 Ktb-i Sitte Muh. Terc. Ve erhi, brahim Canan, Aka Y. c. 6, s. 513-551 slm Ansiklopedisi, T. Diyanet Vakf Y. c. 9 s.529-539 slm Ansiklopedisi, mil Y. C. 1 s. 417-419 Kur'ani Aratrmalar, Mutahhari, Tuba Y. s. 135-139 Raslllah'n slam'a Davet Metodu, Ahmed nkal, Konya Kitaplk Y. s. 219-221 Kur'an'da Tevhid Eitimi, Abdullah zbek, Esra Y. s. 36-47 Kur'an'da Tevhid, Mehmet Kubat, afak Y. s. 242-243 Kur'an'da Uluhiyet, Suad Yldrm, Kayhan Y. s. 225-226; 227-229; 319-321 Kur'an'da Temel Kavramlar, Ali nal, Krkambar Y. s. 451-454 Sorularla Fatiha Suresi, Zabit Ali Durmu, Ali ipak, YendaY. S. 157-170 Fatiha zerine Mlahazalar, Hikmet Ik, Nil Y. S. 183-185

Psikolojik ve Shhi Adan badet, Abdullah Aymaz, alayan Y. s. 72-78 Kur'an'da badet Kavram, smail Karagz, ule Y. s. 31-33 badet mi, Ayin mi? Mustafa Karata, Dersaadet Y. s. 167-169 man ve Tavr, Beir Eryarsoy, afak Y. s.324-329 Sorularla Tevhid ve Akaid, Mehmed Alptekin, Saff Y. s. 165-170; 191-204 badet, Yusuf El Kardavi, Risale-i Nur'dan Vecizeler, aban Den, Genlik Y. s. 356-359 Unutulmaz Szler ve Nkteler Antolojisi, Mehmet Dikmen, Cihan Y. s. 65-68 Dnceler, S. Gndzalp, A. Suad, Zafer Y. slam'da Dini Dncenin Yeniden Douu, Muhammed kbal, Bir Y. s. 129 lmin Inda slamiyet, Arif A. Tabbara, Kalem Y. s. 215-219 Tevhid'in Hakikat, Yusuf El-Kardavi, Saff Y. s. 70-75 Esenlik Yurdunun ars, Celaleddin Vatanda, Pnar Y. s. 148-158 Fatiha Suresi ve Trke Namaz, Sait imek, Beyan Y. s. 50-55 nan ve Amelde Kur'ani Kavramlar, Muhammed El-Behiy, Yneli Y.s. 181-185; 220-222 Esma'l Hsna erhi, Ali Osman Tatlsu, Yamur Y. s.125-127 Ayet ve Hadislerde Esma-i Hsna, Metin Yurdagr, Marifet Y. s. 161-163 Esma'l-Hsna erhi, M. Necati Bursal, Erhan Y. s. 187-188 Onun Gzel simleri M. Nusret Tura, nsan Y. s. 90-92 Esma'l-Hsna Afifddin Sleyman Tilmsani, nsan Y.68-70 Esma-i Hsna'dan Esintiler, Sadettin Kaplan, Marifet Y. s. 91-92 slam Nizam, Ali Rza Demircan, Eymen Y. c. 1, s. 240-245; c. 2, s. 201-217 Hak Yolda Yrrken (Davet in Yol Az), Mustafa Mehur, Fecr Y. s. 145-153 slam Akaidi, Ahmet Ltfi Kazanc, Marifet Y. s. 273-280 Yeni slam lmihali, Sleyman Ate, Yeni Ufuklar Y. s. 86-88 Dua, Ali eriati, Birleik Datm, Ankara Y. Dua, Ali eriati-Alexis Carrel, Birleik Y. Dua, Alexis Carrel, Yamur Y. Dua Bilinci, Hasan Eker, Denge Y. Kur'an- Kerim'e Gre Dua, Mehmet Soysald, Yeni Ufuklar Neriyat Kur'an'da Dua, adi Eren, Ik Y. Kur'an'da Dua, Mehmet Soysald, le Y. Kur'an'da Dua, Harun Yahya, Vural Y. Kur'an- Kerim'deki Dualar ve Ortamlar, Yaln yer, Denge Y. Din ve Dnce Asndan Dua, Adil Bebek, Rabet Y. Dua, E. Nigr Atasoy, ahsi Basm Dua, smail etin, Dilra Y. Dua ve Tevhid, bni Teymiyye, Pnar Y. Dua ve Yakar, Hasan El-Benna, slamolu Y. Dualarn Esrar, Ayhan Yaln, elik Y. Dua zerine Dnceler, Sadk Kl, Nil A.. Dua ve badetler, Heyet, Fazilet Neriyat Dua Ayetleri ve Rasulullah'n rettii Dualar, Sleyman Fahir, Eser Neriyat Dua ve Zikir, Ahmed Hulusi, Kitsan Kitap Krtasiye Duay Yaamak, Necmettin ahiner, Pnar Y. Duann Adab, Abdlkadir Dedeolu, Osmanl Y. Dualar, Emine eyma, Sezgin Neriyat Dualar ve Faziletleri, Yusuf Tavasl, Tavasl Y. Dualar ve Zikirler, Ramazanolu Mahmud Sami, Erkam Y. Dualar ve Zikirler, Ahmet Ltfi Kazanc, Tura Y. Dualarmz (Gnlk Hayatmzda), Ahmed ahin, Cihan Y. Dua Demetleri ifa Hazineleri, Sleyman Demir, Demir Kitabevi Dua Demetleri ifa Hazineleri, Osman Salih Dalc, elale Y. Dua Ediyorum, M, Yaar Kandemir, Damla Y. Dua Hazinesi, Mustafa Erturul, Salam y. Dua Kitab, Abdlkadir Dedeolu, Osmanl Y. Dua Mecmuas, M. Fethullah Glen, Nil A. . Dua Mecmuas, Arif Pamuk, Pamuk Y. Hz. Peygamber Dilinden Dualar ve Tefsiri, Ali Akpnar, ttifak Kltr Serisi Y. Aklamal Byk Dua Mecmuas, Sleyman Ate, Kl Kitabevi Y. Allah'a Nasl Dua Etmeliyiz?Sevim Asmgil, Furkan Basm Yayn 79- Peygamber Efendimiz'in rettii Dualar, Zikirler, mam Nevevi, slami Neriyat

Fatiha, 5; kavram 9 HDYET


Kur'an' hayata geirmek; te dosdoru yol, hidyet. Kur'an d hayat srmek; Gazab haketmek ve dallet. Hidyet; Anlam ve Mhiyeti Kuranda Hidyet Hidyet, Yn Bulmak; man Yn Bulduran Kuvvet Hidayet stei ve Hidyette Devam Hidyet Vermek Sadece Allaha Ait Hidyet in Kulun abas Gerekir Hidyette Kulun Rol Hidyet Trleri Cihad ve Tebli; Bakasnn Hidyeti in almak Hidyet in Gerekli artlar, Hidyete Lyk Olmak Hidayet Konusunda Snettullah (Allah'n Deimeyen Kanunu)

"Bizi dosdoru olan yola (srt- mstakime) hidyet et! (Bize doru yolu gster). (1/Ftiha, 6)

Hidyet; Anlam ve Mhiyeti


Hidayet, doru yolu bulma, aklama, ilham etme, muvaffak klma anlamlarna gelmektedir. Terim olarak hidayet; kfr, irk ve sapklklardan kurtularak, slm'n aydnlk yoluna girmektir. Hidayet, lutf ile olan rehberlik demektir. Allah Tel'nn, ltuf ve keremiyle, kuluna sonu hayr ve mutluluk olacak isteklerinin yollarn gstermesi veya yola gtrp muradna erdirmesidir. Sadece yolunu ve sebeplerini gstermee ird; neticeye eriinceye kadar yola gtrmeye de tevfk denir. Hidayette istenen, hayra ulatrmaktr. Mesela, hrsza yol gstermeye hidayet denmez. Hidayeti buldurmaya "ihtid" veya "hd" denmektedir.

Allah'n gzel isimlerinden biri de el-Hd, yani hidayet veren, hidayete erdirendir. Allah, hddir; yani kendisini tanma yollarn kullarna gsterip tantan, onlar Rububiyetini ikrar edici klan, necat (kurtulu) yolunu gsterip aklayan, her yaratn bekas ve varln srdrmesi iin gerekli olan cihetlere ynelten zattr. Bundan fazla olarak, kullarndan dilediini tevhid nuruyla merref klar, istediini dosdoru yola hidayet eder. Ayrca btn dier yaratklar faydalarna olan yne sevkeder, rzk arama yollarn, zararlardan saknmalarn ilham eder. mam Gazali, bu ikinci nevi hidayete baz rnekler verir: Yeni doan yavruya memeyi tutmasn, civcive kar kmaz daneleri toplamasn, arya yuvasn altgen eklinde yapmasn vb. gibi her canl iin en uygun art ilham eder. Hidayetin zdd dalalettir. Dalalet; sapmak, amak, karanlkta kalmak, bocalamak ve kaosa yenik dmek anlamlarna gelir. Dalalet, doru yoldan bile bile veya ifale kaplarak sapmaktr. "hdina" kelimesinin Trkeye evrildiinde en uygun tabir: "bize hidayet et" ifadesidir. Merhum Elmall'nn aklamasna gre: "hdina" kelimesini "gster" diye tercme etsek, gtrmek kalr. "Gtr" deyince, letafet kalr ve hi biri tam anlam ifade etmez. En uygunu Trkeye de yerlemi olduu ekliyle "bize hidayet et" ifadesidir. Yani hidayet, tek kelimeyle tam olarak tercme edilemez. ln ortasnda yolunu arp kaybeden bir kimseyle, bir rehber yardmyla gidecei yeri, yn rahatca tayin edip bulan kimse bir deildir. Bu bakmdan hidayetin tam karsna da armlk, sapmlk anlamna gelen "dalalet" kavramnn yerletirildii grlr. nk her ey kendi zddna nispetle daha gerek mana ifade eder. O halde, insan hayat lnde ya da yolunda doru istikamete gtrecek, sapmalardan koruyacak yn tayin edici klavuz nedir? Elbette ki Allah'n hidayeti (yol gstermesi)dir. "De ki: Hidayet/doru yola klavuzluk; ancak Allah'n hidayetidir." (6/En'm, 71) Yolun dorusunu gstermek Allah'a aittir. Yolun eri olan da vardr. Allah dileseydi hepinizi hidayete iletirdi." (16/Nahl, 9) Hidayet, bir yolu gstermek ve o yolda sebat salamada yardmc olmaktr. Yalnz gstermek, dinin anlad manada hidayeti ifade etmez. Gsterilen yolda sebata yardm etmek de vahyin hidayetinin bir parasdr. O yzden daha ok hidayete ermi insanlarn okuduu Fatiha suresi 5. yetindeki "ihdin" kelimesine, baz mfessirler; "bize verdiin hidayette sebatmz nasib et" anlam vermilerdir.

Kuranda Hidyet
Hidayet, Kur'an'n en nemli kavramlarndan birisi olmakla beraber, ayn zamanda zdd olan dalaletle birlikte Kur'an'da en ok zikredilen kelimelerdendir. Hdy, Kur'an'da 350 kadar yerde geer. Hd, hidayet eden, hidayet yaratan, istediini hayrl ve krl

yollara muvaffak klan anlamna gelir. Kur'an'a gre mutlak Hd, Allah'tr. Mutlak Hd olan Allah'n insanlara olan hidayetinin ise drt ekilde olaca beyan edilmektedir: 1- Hidayetin btn mahlukata amil olmas. Bu, Allah'n onlara akl, zeka ve zaruri baz bilgiler ihsan etmesidir. Th, 50 ve A'l, 3 yetlerinde bu tr hidayetten bahsedilir. 2- Peygamber ve Kitaplarla insanlar ard hidayet. "Onlar, buyruumuz ile, insanlar doru yola gtren (yehdne) nderler yaptk." (21/Enbiy, 73) ayetinde olduu gibi. 3- Bu hidayeti kabul eden ve doru yolda olanlara tevfik hidayeti, onlar bu hidayete muvaffak klmas. "Hidayeti kabul edenlerin (ihtedev), Allah hidayetlerini artrr." (47/Muhammed, 17) "Allah, iman edenleri hidayet etti." (2/Bakara, 213) ayetlerinde olduu gibi. 4- hirette cennete hidayet edip iletmesi. "Hamd Allah'a olsun ki, bizi buna hidayet etti." (7/A'rf, 43) ayetinde olduu gibi. nsan, bir bakasn, bu drt hidayet eidinden sadece davet ve yolu tantmak suretiyle hidayete sevkedebilir. Hz. Peygamber'e hitaben: "Muhakkak ki sen, dosdoru yola hidayet edersin." (42/r, 52) "Her millet iin hidayet eden (yani, davet eden) vardr." (13/Ra'd, 7) gibi ayetlerde kasdolunan hidayet, bu nevidendir. Gerekli istidatlar, tevfik ve hirette mkfat verme eklinde olan br hidayet eitlerine ise: "Sen istediini hidayete erdiremezsin" (28/Kasas, 56) (Hitap zellikle Hz. Peygamber'edir.) gibi ayetler iaret eder. Allah'n; zalimler, kafirler, fasklar hakknda menettiini bildirdii her ayette, nc nevi, yani "hidayeti kabul edenlere mahsus olan tevfik hidayeti" sz konusudur. Cennete koymak ve ahirette mkafat vermekten ibaret olan drdnc ksma giren hidayet ise u gibi ayetlerdedir: "man ettikten, Peygamber'in hak olduuna ehadet ettikten, kendilerine apak deliller geldikten sonra inkar eden bir topluluu, Allah nasl hidayet eder?" (3/Al-i mran, 86) "Allah, zalimler topluluuna hidayet etmez." (2/Bakara, 258) "Onlarn hidayetleri sana dmez, fakat Allah dilediini hidayet eder." (2/Bakara, 272) (1) Hd, cahiliyye devrinde, yollar iyi bilen ve insanlara yol gsterip, varacaklar yerlere gtren kimseye denilmektedir. Kur'an, salih amelle hidayet arasnda yakn bir mnasebet olduunu aklar. Tevbe-iman-salih amel lsnn neticesinde hidayete ulalmaktadr. (20/Th, 82) Baka bir ifadeyle hidayet, tevbeiman-salih amelin doal neticesidir. Hidayete ermenin, iman ve salih amellerle olacan u ayette de grmekteyiz: "man edenler ve salih ameller ileyenleri imanlarna karlk Rabbleri onlar hidayete erdirir, doru yola eritirir." (10/Ynus, 9) Baka bir ayette de hidayet ve slah arasnda bir ilginin varl grlmekte olup, yle buyrulmaktadr: "Onlar hidayete erdirir, doru yola eritirir ve durumlarn dzeltir." (47/Muhammed, 5) Ayette doru

yola eritirilen ve durumlar dzeltilenler, surenin ba tarafnda ifade edildii gibi, iman eden ve salih amel ileyenlerdir. (2)

Hidyet, Kuvvet

Yn

Bulmak;

man,

Yn

Bulduran

nsan hayatnn en nemli meselesi yn bulmaktr. man, yn bulduran kuvvettir. Ancak bulunan ynde yryebilmek, bizi yol problemiyle kar karya getirir. Ynn ie yaramas, bu ynde yrmemizi salayacak yolu gerekli klar. Bu bakmdan Kur'an, yol konusu zerinde ok durmaktadr. Kur'an'da geen srat, sebil, tarik ve eriat kelimelerinin hepsi -aralarnda nanslar olmasna ramen- yol anlamndadr. Hidayetin neticesi iman; dalletin neticesi imanszlktr. nsann kalbi, hem imana, hem de kfre doru eilmee elverilidir. Kalbin imanla kfrden birini tercih etmesi iin mutlaka ekici bir sebep icabeder. Hidayeti de dalaleti de ancak Allah yaratr. Yani gnllere iman sevdiren sebepleri Allah yaratt gibi, kfr tarafn tutturan sebepleri yaratan da O'dur. Kullarndan istediine hidayet; istediine dalalet verir. Allah'tan baka insanlar hidayet ve bahtiyarla eritirecek, yahut dalalet ve hsrana drecek hakiki bir fil yoktur. Allah'n hidayet ettiini kimse saptramaz. Allah'n sapttn kimse doru yola getiremez. Yalnz, burada u noktay iyi bilmek lazmdr ki, Allahu Teala'nn bir kulunda dalalet yaratmas, o kulun, kendi arzusu ile sapklk yolunu tutmu olmasndandr. Yoksa, kul iradesini, yeteneklerini dalalete yneltmedike Allah onu cebren dallete sevk etmez. Yani, halk tabiriyle "bela isteyen belasn; Mevla isteyen Mevla'sn bulur." Nitekim, insanlarda hidayet ve iman asldr. Dalalet ve kfr sonradan rz olmutur. Cz' iradenin su-i isti'malinden domutur. Dallet ve kfr ftrata muhalefettir. Hastalktr (2/Bakara, 10). Sarlktr, dilsizlik ve krlktr (2/Bakara, 18). Kfr ve dalalet, zarara asla uramayacak bir ticareti / kazanc (35/Ftr, 29; 61/Saff, 10-11) istememek ve mflis tccar olmaktr. "Onlar hidayete karlk dalaleti satn alanlardr. Ancak, onlarn bu ticareti kazanl olmam ve kendileri de hidayete erememi, doru yola girememilerdir." (2/Bakara, 16) Kalu Bela denilen bezm-i elestte, yani hilkat sabahnda, ruhlar meclisinde Allah, hepimizden ahd ve misak ald. O'nun huzurunda doru yola gideceimize hep bir azdan sz verdik. Geri biz bu maceray hatrlayamyoruz ama, onu Allah, kitabnda bildirmi, bu suretle kat'i olarak malum olmutur. Hatrlayamamak, inkr vesilesi olamaz. Biz gnlk ksa hayatmzda bile, nice mhim ve hayati olaylar unutup duruyoruz. te ezeli iman, Allah'n bir hidayeti ve bu macerann tatl bir hatras ve insanlarda her trl fazilet ve ahlak sermayesidir. Dnyaya kma zaman gelince her ruh iin cismani ve ruhani kuvvetlerle mcehhez bir ceset balamas, dnyaya kitaplar indirmesi, peygamberler

gndermesi, dnyada grd, iittii, fikren mlahaza ettii her hadisede bir hikmet dersi gstererek ezeli iman nurunu kuvvetlendirip parlakln arttrmas, hep Allahu Teala'nn kat kat hidayetleridir ki, kul, hidayet istedike ve hidayete uyduka Allah'n hidayeti de daima artar durur. "...Allah size iman sevdirmi ve onu gnllerinize sslemi, sindirmitir. Kfr, fsk ve isyan da size irkin gstermitir. te doru yolda olanlar bunlardr." (49/Hucurt, 7) (3)

Hidyet stei ve Hidyette Devam


Ftiha suresinde "ihdin" (bize hidayet et) diye dua ediliyor. Dalalette bulunanlarn hidayet istemesi, hidayetin meydana gelmesini istemek; hidayette bulunanlarn hidayet istemesi de sebat ve hidayet mertebesinde ykselmeyi istemek anlamndadr. Bizi hidayet zere sabit kl, hidayetten ayrma demektir. u ayette buna benzer dua ifadesi vardr: "Ey Rabbmz, bizi hidayete ulatrdktan sonra, kalplerimizi saptrma." (3/Al-i mran, 8) Nice lim ve bid vardr ki, onun kalbine kk bir phe dm, bylece de Hakk'tan sapm, aya kaym ve dosdoru yoldan, mstakim dinden dnmtr. Mslmanca bir hayat nemlidir ama, mslmanca lmek ok daha nemlidir. "Baka trl deil, sadece mslman olarak ln" (2/Bakara, 132) Biz, her an hidayette kalabilmek, doru yoldan sapmamak iin Allah'n yardmna muhtacz. Zaten suredeki tm cmleler istimrar (devamll) ifade etmektedir. Hamdler, srekli O'na; ibadetler, taatler, ve dualar da kesintisiz O'nadr. Hidayet, bizi hakka gtren her trl meziyet, ara, akl- selim, Peygamber ve Kitaptr. Mstakim yolda kalabilmemiz, kesintisiz olarak bunlara sahip olmakla mmkndr. Srekli akl- selim sahibi olmak, vahiyle irtibatl bulunmak, Peygambere bal kalmak; dosdoru yolu bulmak kadar, o yolda kalmak iin de nemlidir. te yandan mslman daha ileriye, en ileriye taliptir. Zarardan kurtulmak iin, m'minin iki gn birbirine denk olmamaldr. lm ve amel ynden de kendini srekli yenilemeli, hidayet yolunda mesafe katetmeye, dosdoru yolun en ilerisinde yer almaya gayret etmelidir. te bu duamzla biz, Rabbmz'dan hidayetimizin artrlmasn da istiyoruz. (Bkz. 35/Ftr, 32) Bu ayetten hemen nce "Ancak Senden yardm isteriz." denilmiti. te, bu duann nasl yaplacan gstermek iin duaya balanyor: "Hidayet eyle bizi doru yola..." Bu talep ve dua, istianenin neminin ve geniliinin tatbik sahasn gsteriyor. Dua ve istee ne suretle balayacamz, Allah'tan ne istememiz gerektiini, bizim iin en byk ve en deerli eyin ne olmas gerektiini retmek iin byle dua etmemiz telkin edilmi oluyor. "hdin" (Bizi hidyete erdir) ifadesi, ne istediimizi anlatmaya yetebilirdi. Ama bununla yetinilmedi. Nereye hidayet edilmesi, hangi yola Allah'n bizi iletmesini istediimiz de "es-srata'l-

mstakim" ifadelerinde aklanm oldu: "Dosdoru yola. yle yol ki..." Niin "bana hidayet et" deil de; "bize hidayet et" diye oul edat kullanld, denilecek olursa, yle cevap verilir: Dua, daha genel olduu zaman, kabul edilmeye daha yakn olur. Mslmanlar arasnda duas kabul olunacak mutlaka birisi vardr. Allah, birisinin duasn kabul edince, dierlerinin duasn geri evirmez, denilmitir. Peygamber Efendimiz, "Allah'a, kendisiyle isyan etmediiniz dillerle dua edin." Buyurdu. Sahabe: "Ya Rasulallah, hangimizin yle dili vardr?" deyince de, O: "Birbirinize dua edersiniz. nk sen onun lisan ile, o da senin lisannla Allah'a isyan etmemitir." buyurmutur. Kul, sanki yle der: "Senin Raslnn 'cemaat, birlik rahmet; ayrlk ise azabtr. " (Msned, IV/278) buyuruyor. Sana hamdetmek isteyince de, btn hamdleri dile getirerek "elhamd lillh" dedim. badeti dile getirdiimde, btn herkesin ibadetini dile getirerek "iyyake na'bd - ancak Sana ibadet ederiz-" dedim. Yardm talebinde bulununca da, herkesin yardm talebini syleyerek, "ve iyyake nesteyn (ancak Senden yardm isteriz)" dedim. phesiz hidayeti istediimde, onu herkes iin isteyerek "ihdina -bize hidayet ver-" dedim." Ayrca, oul zamiri kullanlan bu ifade tarznda, mslmanlarn cemaat halinde olmalar gerektiine iaret vardr. Onlar toplu halde bir eye karar verirlerse, bu doru ve Allah katnda deeri olan bir hkm olur. Toplu haldeki bu mslmanlara Allah, yeryzn varis klp, onlar da Kendisine yeryznde halifeler klmtr (35/Ftr, 39; 21/Enbiy, 105) "hdin" derken, hidayetin yalnz ve yalnz Allah'a ait olduunu bildiimizi de itiraf etmi oluyoruz. Allah, Rasulne: "Sen sevdiklerine hidayet veremezsin. Ancak Allah, dilediine hidayet verir." (28/Kasas, 56) buyurarak, hidayeti Raslnn bile veremeyeceini bildirir. Peygamberler ancak hidayete vesile olurlar, insanlara yol gsterirler. "Muhakkak sen, srat- mstakyme yol gstermektesin." (42/r, 52) Rabbimiz vahiyle peygamberlerine yol gstermitir. Biz de o vahyin nda yryoruz.

Hidyet Vermek Sadece Allaha Ait


Biz kimseye hidayet veremeyiz. Ama slam nuruna davet eder, yol gsteririz. Gzlere nur vermek Allah'a aittir. Doktorlar nur vermiyor, veremiyor; sadece gz perdelenenlerin nurunun almasna vesile oluyor. Hidayet gnl iidir. Kiinin kafasna tabanca dayayarak iman ettiremezsiniz. Bylesi, hidayete ermi gibi grnr ama, gnlden inkr eder. Yine, kiinin kafatas veya kalbi alarak iinden iman sklemez. man, hidayet bir gnl iidir. Gnle de yalnz onu Yaratan hakim olur. Bizim tebliimiz, bir kiinin hidayetine sebep olursa, bu bizim iin yeryz dolusu altna sahip olmaktan daha hayrldr. Bu, bize biraz ters gelebilir. Ama, yeryz, insan iin yaratlmtr. Yeryznn tamam, insann

haksz yere aktlm bir damla kanna denk olmaz. Dinimizin insana verdii deer bu!... "Kim, bir cana veya yeryznde bozgunculuk karmaya karlk olmakszn (haksz yere) bir cana kyarsa, btn insanlar ldrm gibi olur. Her kim bir can kurtarrsa, ihya ederse (hidayetine vesile olursa) btn insanlar kurtarm, ihya etmi gibi olur." (5/Mide, 32) Kur'an- Kerim'de Rabbimiz haksz yere herhangi bir kiiyi ldrenin btn insanlar ldrm gibi olduunu haber verirken (Maide, 32) ldrlenin m'min veya kfir olmasn ayrt etmez. Medeni zannedilen Avrupalnn, Amerikalnn gznde ise, bir varil petrol, hristiyan olmayan milyarlarca insandan daha deerlidir. te byleleriyle ayn safta, ayn zihniyet ve ayn paktta olmamak iin "gazaba urayanlarn ve sapklarn yoluna deil" diyoruz. (4) "Rabbimiz, her eye yaratln verip, sonra hidayet edendir." (20/Th, 50) "Ne zaman benden bir "hda" gelir de, kim benim "hda"ma uyarsa, byleleri iin korku yoktur, onlar zlecek de deillerdir." (2/Bakara, 38) Yeryzndeki hayatnda insann nne iki yol alm bulunuyor. Bu yollardan birisi, Allah'a giden yol, dieri ise, Allah'n yolu dndaki saysz yollar. Allah, yaratt kullarna kar son derece merhametli olduu iin, insanlara srekli olarak "hd"sn gndermitir. Nitekim hidyet kelimesinin bir anlam "hediye" dir. Allah'n insanlara yol gstermesi, onlara hdsn gndermesi, btnyle O'nun hediyesidir. nsana den, Allah'n hediyesini kabul etmektir. Bu hediyeyi Allah, her insana dorudan doruya deil de, aralarndan setii elileri vastasyla gnderir. blis, dnya hayatnn geimliliini insan iin yegne ama haline getirir. Bunun sonucunda, yalnzca tutkular peinde koan ve yeryznde fesat karan insann doru yolu bulmas iin Allah, elilerini gnderir ve onlarla beraber Kitap indirir.

Hidyet in Kulun abas Gerekir


nsann, sapt yollardan ayrlp, Allah'n yoluna girebilmesi iin, ncelikle byle bir zorunluluu duymas, yani bu yola girmek iin abalamas gerekir. Bu abalama Allah urunda cihaddr. Byle bir abann iinde olan, yani, ya kendi kendilerine, ya da elilerinin arsyla byle bir abann iine giren insanlara, eliler getirdikleri Kitab'n ayetlerini okurlar. Ne ilgintir ki, elilere ilk inananlar, irkin kirlerine bulamam ve irkin yaratt ortamdan son derece rahatszlk duyanlar olmulardr. Yani, Kur'an'n deyiiyle, kulaklar btnyle sar, gzleri btnyle kr olmam, bunun sonucunda kalpleri hepten kararmam, yani, lmemi insanlardr bunlar. nsan ldren, kalbi karartan gnahlardr. irkin her trl kirlerinin iine bulaarak, karanlklar iinde hayaller ve kuruntular zerinde bir 'bilgi' oluturan ve bunu gerek bilgi sanan insanlarn iman etmesi kolay olmaz. blis, insanlara yaptklarn ssler, onlara va'd eder, ilerine kuruntular eker. "Elbette senin kullarndan belirlenmi bir pay alacam' dedi; 'onlar mutlaka saptracam, bo kuruntulara sokacam ve onlara emredeceim.' (blis) Onlara va'd eder, mit verir." (4/Nis, 118-120) te, eytann va'dine,

verdii mitlere ve emirlerine balanp, tutkularna kaplan insanlar 'lm' insanlardr. Bunlar, fasktrlar, facirdirler... Elilerin getirdiklerine inanmazlar; onlar yalanlarlar, iman edenleri de vazgeirmeye alrlar. Onlarn bu durumuna, Kur'an- Kerim'de "ok uzak bir dalal" denir. blisin temelde insanlar zerinde bir hkm yoktur. O sadece va'd eder; kuruntular ve mitler verir. Ona uyanlar, aslnda tutkularna, arzularna, hevalarna uyanlardr. Byleleri, kurduklar dnyalarn srdrebilmek iin birtakm putlar icat ederler. Bu putlar, baz ekiller olabildii gibi, zellikle gnmzde ok yaygn olduu biimiyle, aldatc birtakm "bilgi"ler, elenceler, arklar, sporcular, bilim, teknik, sosyal bilgiler, ilerleme, eitim, medeniyet, kltr, adalk gibi kelimeler de olabilir. Bunlar, Allah'la iliki koparlarak deerlendirildiinde; Allah'n yolundan sapm, tutkularna kle olmu insanlarn, bakalarn da saptrmak iin icat ettikleri putlara dnr. (Bkz. 14/brahim, 35-36; 25/Furkan, 17-18) te yandan, irkin yol at ortamdan memnun olmayan ve k yolu arayan insanlar dalal iinde olmalarna ramen, elilerin okuduu ayetlerle, kalplerindeki kirleri gidermee giriirler, tezkiyeye balarlar. Bu ekilde arnmaya koyularak, hdaya tabi olmak isteyenlerin bu abasna "ihtid" denilir. (htid etmedii halde, byle grnen dnmeler vardr. Sabatayclar da denilen bu dnmeler -avdetiler- 2. Merutiyet dneminde ve T.C. de etkin faaliyetlerde bulunmular, Osmanl'nn ve mslmanlarn ban ok artmlardr. zellikle Selanik, dnmeleriyle mehur idi. Hl Hriciye'de ve basnda dnmelerin ciddi etkinlikleri vardr.) htidann balangc elilere ve Allah'tan getirdiklerine inanmak ve okuduklar ayetlerle kalplerini artma uras iine girmektir. "Eer sizin iman ettiiniz gibi iman ettilerse, phe yok, ihtida etmilerdir." (2/Bakara, 137) "Eer mslman olup teslim olmularsa, phe yok, ihtida etmilerdir." (3/l-i mran, 20) Beri taraftan, elilerin arlarna kulak vermeyip, uzak bir dalal iinde olanlarn peinden gidenlerin, kendilerini dalalete srkleyenlere kar tavrlar yle anlatlr: "Yzleri atete evrilip evrildii gn, "keke" derler, Allah'a itaat etseydik, Rasl'e itaat etseydik! Rabbimiz, dorusu biz efendilerimize, beylerimize ve byklerimize itaat ettik de, onlar yolu saptrdlar." (33/Ahzab, 66-67) (Ayrca bkz. 7/A'raf, 38-39). Kalplerini artanlar; Allah'a yapr, Rasllerin retilerine kulak verir ve bu retiler zerinde gitmee, hayatlarn srdrmee alrlarsa, Allah da onlarn hidayetini artrr, onlar srat- mstakimde sabitletirir. "Allah, htida edenlerin hidayetlerini artrd ve onlara takvalarn verdi." (47/Muhammed, 17) htidalarnda sabit olup, imanlarndan dnmeyenler ve salih amellerde bulunanlarn sonunda kalpleri de hidayete erer. Kalp hidayete erince, insan btnyle hdaya ulam, yani artk tam anlamyla hidayet bulmu demektir. "Kim Allah'a iman ederse, Allah kalbini hidayete erdirir." (64/Teabn, 11) Allah'n hidayete

erdirdii insanlar, yine blis'in ivalarna kaplp, dalalete debilirler. Dalalet, doru yoldan her trl sapmay iine alr; ster bilerek, ister bilmeyerek, ister unutarak, ister kasden olsun. Srat- mstakimde olmamak veya srat- mstakimi bilmemek de dalalettir. Kur'an, hidayetin Allah'n elinde olduunu, Allah'n hidayet vermediine kimsenin hidayet veremeyeceini, eer Allah dileseydi herkesin hidayet zere olacan sylemektedir. (rnek olarak bkz. 6/En'am, 149; 16/Nahl, 9, 93; 7/A'rf, 30; 13/Ra'd, 31; 4/Nis, 88; 28/Kasas, 56; 42/r, 52; 18/Kehf, 17; 39/Zmer, 37; 2/Bakara, 142, 213, 272; 10/Ynus, 25; 14/brahim, 4...). Kiinin btl yolu brakp, hidayete ynelmesi, Cenab- Hakk'n dilemesi ve yardm ile olur. " De ki: Ey insanlar, size Rabbiniz tarafndan bir hak geldi. Kim ihtida eder, doru yola giderse, kendi lehine doru yola gitmi olur. Kim de dalalet iinde olursa, saparsa; kendi aleyhine sapm olur. Ben zerinize vekil deilim." (10/Ynus, 108). "Allah kimi saptrrsa, artk onu hidayete, doru yola sevk edecek hibir kimse bulunmaz." (13/Ra'd, 33). Hidayet, ncelikle Allah'tandr ve tek hidayet edici O'dur. Fakat, rasller Allah'n hidayetiyle hidayet edici, yani insanlar Allah'n yoluna ynelticidirler. Bu ynelii tam bir hidayet zerinde olua evirmek yine Allah'n elindedir. Peygamber ne kadar isterse istesin, insanlara hidayet veremez. Allah'n izniyle insanlar hidayete erer veya sapklkta devam eder. Ayn ekilde blis de insanlara vesvese vererek, emrederek, kuruntular ve mitler iinde yrterek onlar dalalete arr. Ama, yine, insan sapkla iten Allah'tr; yani, nihai belirleyici O'dur. nsansa iradesini kullanarak sapar; yani Allah, blisin va'dlerine kanarak, tutkularna esir olan insanlar, kendileri istedikleri ve o yne yneldikleri iin saptrr. nsanlar doruya ynelten, yani hidayete gtren imamlar olarak rasller gndermesi, temelde yine Allah'n hidayet etmesi olduu gibi, blisle de saptrmas, yine Allah'n saptrmasdr; yani, Allah insann gerek hidayete ermesi, gerekse sapmas iin gerekli her trl art yaratr; sonra, hidayete ermee abalayan insanlar hidayete ulatrr; sapklkta srar edenleri de kendi hallerine brakr: "Onlar (elileri) (21/Enbiy, 73) emrimizle hidayete gtren imamlar kldk."

"Muhakkak sen, srat- mstakime ihtida ettirirsin." (42/r, 52) Buna karlk, "Muhakkak sen, sevdiine hidayet edemezsin. dilediine hidayet eder." (28/Kasas, 56) Ancak Allah

"Sen, grmyorlarsa, krlere hidayet mi vereceksin?" (10/Ynus, 43)

"Yeryzndekilerin ouna itaat edersen, seni Allah'n yolundan saptrrlar." (6/En'm, 116) Dalalet, "an" harf-i cerriyle kullanldnda "yitmek, yok olup gitmek" anlamlarna gelir. Kafirlerin dnya hayatndaki amelleri, kfrleri, iftiralar, hepsi ahirette kendilerinden syrlp gidecektir. Bylece onlarn hibir deerlerinin olmad anlalacak ve kendilerine hibir bakma yarar getirmeyecek, tam tersine zarar verecektir. Dnya hayatnda Allah'a kotuklar eler de, ayn ekilde kendilerinden kaybolup gidecektir: "Uydurduklar eyler kendilerinden kaybolup gitti." 6/En'm, 24; 10/Ynus, 30) (5) Kur'an' bandan balayarak okuyan kimsenin, yce Allah'tan ilk istei hidayettir. Bu istee cevap da, ardndan verilmektedir: Hidayeti isteyene "ite Kur'an!" (2/Bakara, 2) denilmektedir. Dosdoru yol, hidayet Kur'an yoludur.

Hidyette Kulun Rol


Kur'an'n tamamn dikkatlice okumayanlar yzeysel bir bak asyla kaderci bir anlaya kaplr ve hidayetin, kiinin hibir etkisi olmadan, tamamen Allah tarafndan takdir edildiini zannederler. Kukusuz Allah'a inanan her m'min Allah'n iradesinin her trl iradenin stnde olduuna; Allah'n dilemesinin nnde hibir engel bulunamayacana kesin olarak inanr. nsan da dier yaratklar da Allah'a muhtatrlar. Yaratklarn, kendilerinden kaynaklanan hibir eyi yoktur. Organlar da, fiilleri de, yararland eylerin hepsi de Allah tarafndan yaratlmtr. Hidayeti de veren O'dur. Ancak, hidayeti dileyen bir kimseye Allah engel olur ve onu sapklkta kalmaya zorlar m? Ya da hidayeti bulmak istemeyeni Allah zorla hidayete srkler mi? Daha ak bir ifade ile, yce Allah, kullar arasnda ayrm yaparak kimilerini kayrr ve kimilerini cezalandrmak iin baka eylere ynelir mi? Allah'n dilemesinin nnde hibir engel olamayacana kesin olarak inanan m'min, durup dururken Allah'n, kullar arasnda bir ayrm yapmadna; O'nun dil olduuna da kesin olarak inanr. "Kim yararl i ilerse kendi lehinedir; kim de ktlk ilerse kendi aleyhinedir. Rabbin, kullara kar zalim deildir." (41/Fusslet, 46) "Bu, yaptnzn karldr. Yoksa Allah, kullara asla zulmetmez." (3/l-i mran, 82) Aslnda Allah, hidayeti, bir bakma yaratlla i ie ve her bir canlya kendisine zg bir tarzda vermitir. "O, her eyi lyle yapp, yol gstermitir." (87/A'l, 3) Bylece her canlnn kendine has yolda ilerlemesiyle, kainatn sistemi bozulmadan devam etmektedir. nsana gelince, o dier canllardan daha farkl bir konumdadr. nk Allah, ona bir deil; iki yol gstermi ve onu irade hrriyeti ierisinde imtihan etmek istemitir: "Biz ona eri ve doru iki yol gstermedik mi?" (90/Beled, 10)

Byle geni bir serbestlie sahip olan insan soyunun, doru yolu eitli sebeplerle bulank grmesi ya da yolunu armas tehlikesine kar -ki bu, insanlk tarihi boyunca srekli vuku bulmutur.- Allah srekli eliler gndererek kendi doru yolunu, ynn insanla gstermitir. nsanlar ise elilerle gelen bu yol pusulasn kar olan tavrlarna gre; ya doru yolda, ya da yanl/eri yolda hayatlarn tketmektedirler. Bu durum, yeryz sisteminin Allah tarafndan alabora edilip ortadan kaldrlaca ve yerine bu dnyadaki yol tercihinin cevabn oluturan yeni bir dzen oturtulaca kyamet saatine kadar da devam edecektir. nk Allah insanlar bu konuda serbest brakmtr. Aksi takdirde insann dier varlklarla fark kalmazd. "Bize den, yalnzca yol gstermektir." (92/Leyl, 2) (6)

Hidyet Trleri
nsanda eit hidayet vardr. Bunlardan birincisi igddr. Hayatnn ilk safhasnda sadece igdler ona klavuzluk eder. kinci safhada beduyu devreye girer. Ancak igd hidayeti de devam eder ve igd yanldnda duyularn hidayeti onlar dzeltir. nc hidayet ise, muhakeme, yani akl hidayetidir. Akl, igdlerle duyularn yanlglarn dzeltir ve onlara hakemlik yapar. nsan dier hayvanlardan ayran, bu hidayete sahip olmasdr. Acaba akl hidayeti yanldnda hangi hidayet insana klavuzluk eder? Akl da yanlabilir. nk akl, insana klavuzluk ederken ilk iki hidayetin topladklar malzemeyi kullanr. Bu sebeple eksik malzeme her zaman iin szkonusu olabilir ve akl hidayeti yanlabilir. Ayrca insan; sevgi, kin ve nefret gibi duyulara da sahiptir ve akln muhakemesine bunlar olumsuz etkilerde bulunabilirler. te bu srada, yanlmaz ve mutlak doru olan hidayet gndeme gelir ki o da "vahiy"dir. Fatiha suresinde, kulun Allah'tan istedii hidayet, ite budur. (7) Kur'an'n bizden istedii, peygamberlerin kiiliinde rnekleen hidayeti izlememizdir. Peygamberler ve onlarn tebliat hidayettir. (21/Enbiy, 73; 17/sr, 9; 2/Bakara, 185; 3/l-i mran, 41, 138; 5/Mide, 44, 46; 6/En'm, 91, 154; 7/A'rf, 154; 10/Ynus, 57...) Peygamberlerde rnekleen hidayeti elde etmenin bir niyet ve gayret rn olduu da Kur'an tarafndan beyan ediliyor. (29/Ankebut, 69)

Cihad ve almak

Tebli;

Bakasnn

Hidyeti

in

Hidayeti bulup o yolda yryen insann, bakalarna bu hidayeti ulatrmak istememesi, elinde bulunan imkn ve frsatlar deerlendirmemesi, bir insanlk suudur, byk bir cinayettir. Komumuzun evi yanarken, yangn sndrme gcmz olduu halde seyirci kalmak ne ise; hatta ondan da daha ktdr, cehenneme aday inan ve yaaylara tepkisiz ve pasif bir seyirci kalmak. Hidayete davet etmediimiz yaknlarmz ve ilikide

olduumuz insanlar, yarn yakamza yapp bizden dvc olabilirler endiesi ile, bakalarna mesaj ulatrmaya almak zorundayz (bkz. 33/Ahzab, 67). slam'n hidayet yolunu gizleyip aklamayanlar, Kur'an'da yle uyarlr: "ndirdiimiz delilleri ve hidayeti, biz insanlara Kitapta akladktan sonra onlar gizleyenlere, ite onlara, Allah lnet eder. Hem de btn lnet edebilenler lnetler. Ancak, tevbe edip kendilerini dzelten ve Allah'n indirdiini aklayanlar mstesna. te onlarn tevbelerini kabul ederim. Ben, tevbeleri oka kabul eden ve ok merhamet edenim." (2/Bakara, 159-160).

Hidyet Olmak

in

Gerekli

artlar,

Hidyete

Lyk

Kimlerin doru yolu bulurken, kimlerin yolu kaybedip aranlar olduu sorusu, bizim iin nemli olmaldr. Cevabn ayetlerden bulalm: "Allah, insanlarn bir blmn doru yoluna eritirdi. Fakat bir ksm da arml/sapknl hak etti. nk bunlar, saptrclar Allah'tan baka veli edinmiler ve kendilerini doru yolu bulmu sanmlard." (7/A'rf, 30) Bu ayette dikkati eken nazik bir nokta var; o da, insanlarn bulunduklar yolun doru ya da erilii hakknda yanlabilecekleridir. Bu konuda yegne lnn Allah tarafndan belirlendii, dolay-syla ancak Allah'a; yani O'nun indirdiklerine uymakla bu problemi zebilecekleri gereidir. Buna da, tahmin etmekle deil; grp duyduklarn, bildiklerini tahkik ederek, doruyu, gzeli arayp tbi olmakla ulalabileceini Rabbimiz bildiriyor: "Sz dinleyip de en gzeline uyanlar, ite onlar Allah'n kendisine yol gsterdii kimselerdir ve onlar, temiz akl sahipleridir." (39/Zmer, 18) Bir de bunun kartna bakalm: "Onlar sadece zanna ve nefislerinin arzusuna, canlarnn istediine uyarlar; oysa, andolsun ki onlara Rablerinden hideyet edici, yol gsterici gelmitir." (53/Necm, 23) "Heva ve hevesini ilah edinen, bir ilim zerine (bilgisi olduu halde) Allah'n dalalette, aknlkta brakt, kulan ve kalbini mhrledii, gzn perdeledii kimseyi grdn m? Artk onu Allah'tan baka kim yola getirebilir? Siz, yine de t alp dnmyor musunuz?" (45/Csiye, 23). Buna karlk, Allah'n hidayet verdii kimseler de unlardr: "Allah, kendi rzasn gzetenleri onunla (Kur'an'la) kurtulu yollarna ulatrr. Onlar izniyle karanlklardan aydnl-a karr ve yol gsterir." (5/Mide, 16) "Bunlar, namaz klan, zekat veren ve ahirete de tam olarak iman eden m'minlere yol gsterici klavuz ve mjdedir." (27/Neml, 2) "man edenleri ve salih amel ileyenleri, imanlarna karlk Rableri doru yola eritirir." (10/Ynus, 9) "Gven, iman edip imanlarna zulm katmayanlarndr. te onlar, hidayete eren, doru yolu bulanlardr." (6/En'm, 82) Dikkat edilecek olursa, Allah'n hidayeti insana iten bir g olarak verilmesine karlk ilk adm insan tarafndan atlmaldr. Bu tercihe gre Allah, insan fert ve toplum olarak denemekte, sonuta ona yol gstermekte, ya da aknlk iinde brakmaktadr. Burada

hidayet zerinde ve sapklk iinde; daha dorusu hidayete layk olup olmama hakkndaki bilgilerimizi zetleyecek olursak, sapklk nedenlerini yle sralayabiliriz: Allah'n baz kimselere hidayeti nasip etmemesinin sebeplerinin banda zulm gelir. Kur'an, birok ayetinde "Allah zalimlere hidayet nasip etmez." diyor. (Bkz. 3/l-i mran, 86; 5/Mide 51; 6/En'm, 144; 9/Tevbe, 19, 109; 28/Kasas, 50; 46/Ahkaf, 10; 61/Saff, 7; 62/Cum'a, 5) Saptrclar veli/dost edindii halde, kendini doru yolda sanmak (7/A'rf, 30) Hev ve hevesine uymak, zevklerine gre yaamak. (45/Csiye, 23) Allah' anmaktan, hatrlamak ve dnmekten yz evirmek (59/Har, 19) Dnya hayatndan baka bir beklentisi olmamak (2/Bakara, 200) Babalarn, atalarn zerinde bulduu dini ve din anlayn kr krne srdrmek (2/Bakara, 170) Zalimlerden ve nankrlerden olmak (3/l-i mran, 86). man edip peygamberlerin hak olduuna ahit olduktan ve kendilerine belgeler geldikten sonra inkr etmek (3/l-i mran, 86) Hidayetin nndeki engellerden biri de nankrlktr. (Bkz. 5/Mide, 67; 9/Tevbe, 37; 16/Nahl, 107; 39/Zmer, 3). Fsk (fasklk, yani bozuk, rezil yaay) da hidayete erimeyi engeller. (bkz. 5/Mide, 108; 61/Saff, 5; 63/Mnfkun, 6) Kur'an, yalanclk ve israfn da hidayete ulamay engellediini beyan ediyor (bkz. 39/Zmer, 3; fir, 28) eytana tbi olmak (22/Hacc, 4), Peygamberin yolundan ayrlp baka yollara uymak (4/Nis, 115), Allah'tan korkup ekineceine baka varlklardan korkup ekinmek (2/Bakara, 150), btn bunlar hidayetin engellerindendir. Bunlara mukabil hidayete ermek iin gerekli artlar da unlardr: Sz dinleyip, en gzeline, en dorusuna uymak (39/Zmer, 18) Allah'n rzasn gzetmek (92/Leyl, 19-20) Allah'tan gelenleri bir cret istemeden insanlara duyurmak (36/Yasin, 21) ledii hata ve gnahlardan dnmek, tevbe etmek (20/Th, 82; 122), Kur'an okumak, Allah'n ayetlerine uymak (2/Bakara, 150; 4/Nis, 174175), iman edip imanna zulm katmamak (6/En'm, 82) Salih amel ilemek, namaz klmak, zekat vermek (27/Neml, 2), hidayete ynelmi olmak (47/Muhammed, 17; 42/r, 13), Allah'tan bakasndan korkmamak (2/Bakara, 150), Yalnzca Allah'a teslim olmak (3/l-i mran, 20), dnmek, ibret almak (20/Th, 128; 10/Ynus, 43-44; 12/Yusuf, 111, 6/En'm, 140). Dnyaya geldikten sonra kendi gzel arzularyla ezeli imanlarnda sabit kalabilmek ve onu kuvvetlendirip, nurunu arttrmak bir kul iin dnyada, ahirette verilen nimetlerin en by ve en kymetlisidir. nk iman her hayrn kkdr. man olan kalpte her hayr bulunur. Dnya ve ahiretin mutluluu da ancak imanla meydana gelir. Bu kimseler, hakk tanr, hakka sayg gsterir. Hak sze boyun eer. Hakszla ve zulme tahamml etmez. Elinde kuvvet de olsa, tevik de grse hakk inemez. Hak ile yaar, hak ile lr. Hak'tan geldii gibi, amadan, sapmadan yine Hakk'a

gider. te Allah'a kar szlerinin eri olan hakperest yiitler bunlardr. Bir ksm insanlar da dnyaya gzlerini aar amaz etrafnda azgnlar grr. evresini Allah ile ilgisi olmayanlar brr. Onlarn Allah'a kar kfran ve isyan hareketlerine bu da alr. Kendi kt arzusuyla ftr imann terk ediverir. Kazanmak iin geldii dnyada sermayesini de kaybeder. Hak yolundan sapar. Hayat, dnya yaayndan ibaret zanneder. Btn kuvvetiyle dnyaya tapar, derken bir gn cehennemi boylar. te Hak'tan dnen, dalalet yolunu tutan, Allah'a vermi olduu sznden cayan, nefsine uyan azgnlarn sonu da budur. Bilinmelidir ki, dnyada insanlar iyilie aran hidayet mritleri bulunduu gibi, ktlkleri ssleyerek iyiliktir diye yutturmaya alan eytanlar da vardr. Aramzda eytan tabiatl nice insanlar vardr ki, insan yoldan karabilirler. Buna kar melek tabiatl insanlar da vardr. Bunlar da insann yolunu Allah'a ve rzasna evirirler. Bunlarla tanp beraber olabilmek Allah'n byk ltfu ve hidayetidir. (8) "Talara, gz takmayan Allah, kat kalplerde yaratmyor." "Hidayet, kalp gznn almasdr." de hidayeti

Hidyet Konusunda Deimeyen Kanunu)

Snettullah

(Allah'n

"Sen onlarn dinlerine uymadka ne yahudiler, ne de hristiyanlar senden raz olmazlar. Asl doru yol (hda), Allah'n yoludur, de." (2/Bakara, 120) Allah'n Hz. Muhammed'i (s.a.s.) kendisiyle gnderdii yolu (slm) evrensel, salam ve dosdoru olan dindir. Yol demeye elverili gerek yol (hidayet) de odur. Onun tesinde gerek doru yol (hda) yoktur. "Kim kendisine doru yol belli olduktan sonra Rasl'e kar gelir ve m'minlerin yolundan baka bir yola uyarsa, onu dnd yolda brakrz ve cehenneme sokarz. Ne kt bir gidi yeridir oras!" (4/Nis, 115) Uyulmas gereken hak yol, slam'dr. Ondan tesi, terk edilmesi ve varsa sklp atlmas gereken yoldur. Kim ondan tesine tutunursa zarar eder. Allah o kimseyi terk ettii gibi, yardmn da ondan eker ve o kii zalimlerden olur. "...Sana gelen ilimden sonra eer onlarn arzularna uyacak olursan, andolsun ki, Allah'tan sana ne bir dost, ne de bir yardmc olmaz." (2/Bakara, 120) "Sana gelen ilimlerden sonra onlarn keyiflerine uyarsan, o takdirde sen mutlaka zalimlerden olursun." (2/Bakara, 145) Raslllah'a "ilim" diye gelen, Allah'n yolu ve slam emirlerden "eriat" kldklardr. Farz- muhal, yahudi ve hristiyanlarn heveslerine uysan, o takdirde zalimlerden olursun. Hitab Raslllah'a, maksat mmetinedir. Bu ayette, btllarnda srarc olan heva ve heveslerine tbi olan btl ehline korkutma ve tehdit vardr. M'minler bilmeliler ki, salkl bir gerekeyle de olsa, insanlarn hevlarna uymak, insanlar btl tehlikelere dren ve Hak yolu terk ettiren byk bir zulmdr.

"Kimler benim hidayetime uyarsa, artk onlara bir korku yoktur ve onlar zlmeyeceklerdir." (2/Bakara, 38) Bu ayetin tefsirinde bn-i Kesir yle der: "Yani kendisiyle kitaplarn indirildii, peygamberlerin gnderildii eye ynelenlere, ahiret hallerinden karlaacaklarnda korku; dnya ilerinden kardklarna da znt yoktur." Allah'n hidayetiyle yol bulanlar, ne gelecekten korkarlar, ne de kardklarna zlrler. nk hidayete tbi olmak, onlara hayrlar kazanma yollarn kolaylatrr, dnya ve ahiret saadetini va'deder. stikameti bu olana, her karlaaca ve her rastlad yahut kaybettii kolaylar. nk o bilir ki, Allah, onun takipisidir. "...Benden size hidayet geldiinde, kim benim hidayetime uyarsa o, sapmaz ve skntya dmez. Ama kim beni anmaktan yz evirirse, onun iin dar bir geim, skntl bir hayat vardr." (20/Th, 123124). Hidayetine (Kur'an) tbi olanlar hakknda Allah'n deti, dnyada rahat bir yaantyla (bereketli, bol bir geim) faydalandrmasdr. "Erkek veya kadn, m'min olarak kim iyi amel ilerse, onu mutlaka gzel, ho bir hayatla yaatrz. Ve mkfatlarn elbette yapmakta olduklarnn en gzeli ile veririz." (16/Nahl, 97) Allah'n hidayetine uyann durumu, salih amel ilemekle beraber m'minliktir. Yoksa, Allah'n hidayetine tbi olmu saylmaz. Onun yaad "tertemiz hayat" ise, herhangi bir skntnn olmad bir hayattr. nk bu, bn-i Kesir'in de tefsirinde dedii gibi, hangi ynden olursa olsun, btn rahatlk ekillerini kapsar. Kald ki, sknt, Kur'an'a uyan kimsenin kendisiyle faydaland temiz yaantya aykrdr. yle ise, "sapma"nn giderilmesi gibi, "sknt" da ondan bu dnyada giderilmitir. Zira, Allah'n hidayetine uyan kimse, O'nun rzasn gzetir. Allah'n kendisi iin taksimine de, azmsamadan kanaat eder. nk o Allah'n kendisine bahettii din nimeti sayesinde bahtiyardr, mutludur, rahat ve geni bir yaant iindedir. Allah'n, onu slam'la nimetlendirmesinden sonra, onun, dnyaya ve dnyann geici metna (faydasna) deil de, Allah'n yannda olana ynelmesi, eline geince terk etmeksizin ve kaybedince zlmeksizin bu hususta hrsl olmamas, kesinlikle onun rahat bir yaant ve temiz bir hayat iinde olmas demektir. Allah'n hidayetinden yz evirenler hakkndaki detullah geim skntsdr, skntl bir hayattr. "Ama kim beni anmaktan yz evirirse, onun iin skntl bir hayat, dar bir geim vardr." (20/Th, 124) Allah'n zikrinden maksat, O'nun Kur'an' ve dini slam'dr. Yz evirmekten maksat ise Kur'an ve slam' terk etmek, ona uymamak ve hidayeti bakasndan ummaktr. Allah'n hidayetinden yz eviren iin, dnyada geim sknts vardr. nk ayette geen "dank" kelimesi darlk ve iddet demektir. Bu da dnyaya ve dnya metann artmasna iddetli arzu ve ihtiras, azalmasndan korku eklindedir. yle ki, i huzuru, gnl ferahl diye bir ey yoktur. Aksine, hidayetten, doru yoldan sapt iin, grnte nimet iinde olsa da, dilediini yiyip, dilediini giyse ve diledii yerde otursa da gs dar ve

skntldr. nk Allah'n hidayeti, kalbini mamur etmedike ne saadeti ne de rahat bir geimi fark edemez. Bu, dnyadaki durum. Ahiretteki duruma gelince, ceza konusundaki snnetullah, Allah'n ayetlerine ve hidayetine gzlerini yumduu iin kyamet gn kr olarak haredilecektir. "Kim beni anmaktan yz evirirse, onun iin skntl bir hayat, dar bir geim vardr. Kyamet gn, onu kr olarak harederiz." (20/Th, 124) Allah'n hidayetinden, ayetlerinden gzn yuman, onu unutmu ve terk etmi demektir. Dnyada Allah'n ayetlerini grmezlikten geldii gibi, yaptna uygun olarak ahirette krlk hali iinde terk edilecektir. nk ceza, yaplann cinsinden olur. Hidayetinden (Kur'an) yz evirene, Allah, eytan kendisinden ayrlmayan, kt amelini ssleyen, hak yolundan alkoyan ve ona doru yolda, hidayet zere olduunu telkin eden arkada klar. "Kim Rahman'n zikrini grmezlikten gelirse, ona bir eytan saldrrz; artk o, onun arkada olur. O eytanlar bunlar yoldan kardklar halde bunlar doru yolda olduklarn sanrlar." (43/Zuhruf, 36-37). (9) "O cennet ehlinin kalplerinde olan hased ve kini karrz. Oturduklar yerlerin altlarndan rmaklar akar. yle derler: 'Allah'a hamd olsun ki, bizi hidayeti ile buna kavuturdu. Eer Allah bize hidayet etmeseydi kendiliimizden bunun yolunu bulamazdk" (7/A'rf, 43) Grlyor ki, hidayete, doru yola gitmek iin, Allah'n bize mdahale etmesi gerekiyor. "Hidayeti, dua ve niyazla Allah'tan isteyin. nk hidayet edici O'dur." (14/brahim, 21) brahim peygamber: "Rabbim bana hidayet etmemi olsayd, muhakkak sapklar topluluundan olacaktm." (6/En'm, 77). Peygamberimiz'in getirdii Kur'an'n bizzat kendisi hidayet olduu iindir ki, onun teblicisi de rehber oluyor. "Gerekten bu Kur'an, insanlar en doru yola hidayet eder, rehberlik eder." (17/sr, 9). Peygamberimiz de rehberlik grevinin kendisine Allah tarafndan verildiini ifade etmitir: "Allah, beni, lemlere rahmet ve rehber olarak gnderdi." "Allah'n benimle gnderdii hidayet ve ilim, bol yamura benzer. Bu yamur bir topraa der ki, onun bir ksm suyu kabul eder de ayr ve bol ot yetitirir. Bir ksm da kurak olur. Suyu tutar da Allah onunla halk faydalandrr. Ondan ierler, sulanrlar, ekin ekerler. Bu yamur, baka bir eit topraa da isabet eder ki, dz ve kaypaktr. Ne suyu tutar, ne de ayr bitirir. Allah'n dinini anlayp da, Allah'n benimle gnderdiinden faydalanan ve bunu bilip bakasna bildiren kimseye kar ban kaldrmayan ve Allah'n benimle gnderdii hidayetini kabul etmeyen kimse byledir." (Buhri, Kitabu'l-lm 20; Mslim, Fedil 15). "Vallahi, senin hidayetinle (hidayete vesile olmanla) bir tek kiiye hidayet verilmesi, senin iin kymetli develerden mteekkil srlerden daha hayrldr." (S. Buhri, Ashabu'n-Neb 9; Mslim, Fedilu'l-Ashb 34; Eb Dvud, lim 10).

Sahbeler, Peygamberimiz'e mracaat ederek: "Ey Allah'n Rasl, Taiflilerin oklar bizi yaralayp paralad. Aleyhlerine Allah'a bir bedduada bulunuverseniz!" dediler. Aleyhissalat Vessalam: "Allah'm Taiflilere hidayet ver!" buyurdular (Tirmiz, Menkb 3937). Arayp ynelmek bizden; yolu gsterip istikametimizde yardm Rabbimizdendir. "Bizim urumuzda cihad edenleri elbette yollarmza eritireceiz. Allah, phesiz iyi davrananlarla beraberdir." (29/Ankebut, 69). "hdina's-srata'l mstakim: Bizi dosdoru yola ilet" (1/Ftiha, 6) Allah Teala, irade-i cz'iyyesini hidayete, hak yola dnmek iin kullanan ve iyi hal gsteren kullarna hidayeti, aydnlk yolu gsterir. Bir kimse, hidayeti yce Allah'tan istemeli ve bu hali mr boyu korumak iin, slih amel ilemelidir.
1- Suad Yldrm, Kur'an'da Ulhiyet, s. 199-200 2- mer Dumlu, Kur'an'da Salah Meselesi, 63-64) 3- A. O. Tatlsu, Esml Hsa erhi, s. 247-248 4- M. Topta, if Tefsiri, c. 1, s. 75-76 5- A. nal, Kur'an'da Temel Kavramlar, s. 141-142 6- Kur'an Okulu 2, Hanif Y. s. 92 7- Sait imek, Ftiha Sresi ve Trke Namaz, s. 56 vd. 8- A. Osman Tatlsu, a.g.e. s. 250 9- A. Zeydan, lh Kanunlarn Hikmetleri (Snnetullah), s. 44 vd. Hidayet ile lgili Ayet-i Kerimeler A- Hidyet Hidayet, Allah'tan korkanlar iindir: Bakara, 150. Hidayeti Allah Verir: Bakara, 213, 272; A'raf, 30, 43; Nahl, 9; Sebe', 50; Mddessir, 55-56; nsan, 29-30; Tekvir, 29. Allah, Kafirlere ve Mnafklara Hidayet Vermez: Bakara,264; Zmer,3; Mnafkun,6 Allah'n Murad Hidayettir: Nisa, 26; Yunus, 25; Hadid, 9. Allah, Dilediine Hidayet Verir: En'am, 39; Yunus, 25; Ra'd, 27; brahim, 4; Nahl, 93; Hacc, 16; Nur, 35, 46; Kasas, 56; Fatr, 8, 22; ura, 13; nsan, 30. Allah, Hidayet Ettii Kimsenin Gsn slam le Aar: En'am, 125; A'raf, 179. Allah Dileseydi Btn nsanlar man Ederdi: Yunus, 99-100; Ra'd, 31, Nahl, 9; Secde, 13. Allah'n Hidayet Ettii Kimseyi Saptracak Yoktur: Zmer, 37. nsana Doru Yol Gsterilmitir: nsan, 3; A'la, 3; Leyl, 12-14. nsana Hayr ve er Diye ki Yol Gsterilmitir: Beled, 10; ems, 8. Hidayette Olanlar: Bakara, 5; Necm, 30, 32. Hidayete Ulamann Yolu: Bakara, 186. Hidayeti Kabul Edenler, Kendileri in Eder: Yunus, 108; sra, 15; Meryem, 76; Neml, 92; Zmer, 41. Allah'n Hidayet Verdii Kimseler Doru Yoldadr: sra, 97; Kehf, 17. Allah'n Hidayetine Tabi Olanlar: Taha, 123; Kasas, 85; Muhammed, 17; Mddessir, 55; nsan, 29; Tekvir, 27-28. Hidayet Yolu, Allah Yoludur: ura, 53. Hidayet in Dua: Fatiha, 5-7; Bakara, 128-129; Al-i mran, 8, 53, 193; Yusuf, 101. B- Dallet (Sapklk) Allah Dilediini Saptrr: En'am, 39; Ra'd, 27; brahim, 4; Nahl, 93; Fatr, 8. Allah'n Saptrd Kimseyi Hi Kimse Doru Yola Getiremez: Nisa, 88, 143; Maide, 41, Ra'd, 33; Nahl, 37; sra, 97; Kehf, 17; Hacc, 18; Nur, 40; Rum, 29; Zmer, 19, 23, 36; Casiye, 23; Zariyat, 9. Allah, Dalalette (Sapklkta) Brakmak stedii Kimsenin Gsn Yukar kyormu Gibi Daraltr: En'am, 125. Dalalette Olanlar Allah Bilir: Necm, 30. Peygamberin ve M'minlerin Yolundan Ayrlanlar: Nisa, 115; Kasas, 85. eytan Dost Edinenleri, Allah Dalalette Brakr: A'raf, 30. Allah'n Saptrd Kimseler, En Byk Zararda Olanlardr: A'raf, 178, 186. Dalaleti (Sapkl) Seen, Kendi Aleyhine Semitir: Yunus, 108; sra, 15; Neml, 92; Sebe', 50; Zmer, 41. i- Dalaletten Korunmak in Dua: Fatiha, 5-7.

Hidayetle lgili Hadis-i erif Kaynaklar Mslim, lim 16, Mesacid 256. Ebu Davud, lim 10 Msned, Ahmed b. Hanbel, I: 88, 227, III: 451, IV: 367, 399, V: 145, 177, 252 Muvatta, mam Malik, Kur'an 8. Konuyla lgili Geni Bilgi Alnabilecek Kaynaklar Hadislerle Kuran Tefsiri, bni Kesir, Aka Y. C. 2, s. 108-113 Tefsir-i Kebir, Fahreddin Razi, c.1, s. 354-358 Hak Dini Kuran Dili, Muhammed Hamdi Yazr, Eser Y c. 1, s. 118-121 ifa Tefsiri, Mahmut Topta, Canta Y. c.1, s. 74-76 Fi Zlalil- Kuran, Seyyid Kutub, Hikmet Y. c. 1, s. 45 Tefhim'l Kur'an, Mevdudi, nsan Y. c. 1 s. 42 Fatiha zerine Mlahazalar, Hikmet Ik, Nil Y. s. 194-199 Fatiha Tefsiri, Azad, Bir Y. s. 239-297 Sorularla Fatiha Suresi, Zabit Ali Durmu, Ali ipak, YendaY. S. 183-188 Kur'an'da Hidayet, Abdullah Cevadi Amuli, nsan Y. slam Hidayeti, bni Teymiye, (terc. Celal Yldrm), Dedekorkut Y. Kur'an ve Hayat, Celalettin Vatanda, Pnar Y. s. 33-86 slam Ansiklopedisi, T. Diyanet Vakf Y. c. 17 s. 473-477 slam Ansiklopedisi, amil Y. C. 2 s. 420-421 Kur'ani Aratrmalar, Mutahhari, Tuba Y. s. 139-145 nanmak ve Yaamak, Ercment zkan, Anlam Y. s. 91-95 Kur'an'da Temel Kavramlar, Ali nal, Krkambar Y. s. 135-144 Kelimeler Kavramlar, Yusuf Kerimolu, nklab Y. c. 2 s. 26-29 lk Mesajlar, M. Ali Balta, Birleik Y. s. 31-35 slami Terimler Szl, Hasan Akay, aret Y. s. 189 Kur'ani Terimler ve Kavramlar Szl, Mustansr Mir, nklab Y. s. 87-88, 47 Kur'an'da Allah ve nsan, zutsu, 135Kur'an- Kerim'de Salah Meselesi, mer Dumlu, D..B. Y. s. 63-64 Ktb-i Sitte Terc. Ve erhi, brahhim Canan, Aka Y. c. 11 s. 502; c.13 s. 105 lahi Kanunlarn Hikmetleri (Snnetullah), Abdlkerim Zeydan, htar Y. s. 44-53 Esenlik Yurdunun ars, Celaleddin Vatanda, Pnar Y. s. 158-163 nan ve Amelde Kur'ani Kavramlar, Muhammed El-Behiy, Yneli Y. s. 41-45 Fatiha Suresi ve Trke Namaz, Sait imek, Beyan Y. s. 56-58 Kur'an Okulu II, Hanif Y. s. 92-94 Srat- Mstakim ve Yolcular, smail Ltfi akan, amil Y. s. 38-83 slam Akaidi, Ahmet Ltfi Kazanc, Marifet Y. s. 273-280 Kur'an'da Uluhiyet, Suat Yldrm, Kayhan Y. s. 199-201; 321-322 Esma'l Hsna erhi, Ali Osman Tatlsu, Yamur Y. s.247-250125-127 Ayet ve Hadislerde Esma-i Hsna, Metin Yurdagr, Marifet Y. s. 244-246 Esma'l-Hsna erhi, M. Necati Bursal, Erhan Y. s. 312-316 Onun Gzel simleri M. Nusret Tura, nsan Y. s. 130 Esma'l-Hsna Afifddin Sleyman Tilmsani, nsan Y. s. 130- 131 Esma-i Hsna'dan Esintiler, Sadettin Kaplan, Marifet Y. s. 189-190 Hidayet, ule Yksel enler, Tima Y. Hidayet (Akaid, Fkh, Ahlak, Siyer), Ahmed ztrk, ahsi Basm Hidayete Erenler, Heyet, Feyz Y. slam Hidayeti, eyhulslam bni Teymiyye, Dede Korkut Y.

Fatiha, 5; kavram 10 S I R T-I M S T A K M


"Rabbm Allah'tr" de, sonra dosdoru ol; &#Srt- mstakmdir, budur en doru yol. Srt- Mstakm; Anlam ve Mhiyeti stikamet ve Srt- Mstakm

Kuranda Srt- Mstakm Yahudilerin Gazaba Urama Nedenleri Hristiyanlarn Sapma Nedenleri Srt- Mstakimin Gerekleri a- Srt- Mstakim'de Olabilmenin Gerekleri b- Srt- Mstakim'de Devam Edebilmenin Gerekleri nsann Asl Srat Kprs Dnyadadr Yol ve Yolculuk zerine Dnceler

"Bizi dosdoru olan yola (srt- mstakme) ilet! Nimet verdiin kimselerin yoluna. Kendilerine gazap edilmi ve sapmlarn yoluna deil!" (1/Ftiha, 6-7)

Srt- Mstakm; Anlam ve Mhiyeti


Kur'an- Kerim'de onlarca yette geen bu tamlama, yol anlamndaki srat'la; doru, sapmaz, artmaz anlamndaki mstakm kelimesinin birlemesinden olumaktadr. Kur'an'n, hedefe gtrc ve erdirici yol olarak grd yol, srat'tr. Srat, lgatta cadde, anayol, ilek ve byk yol anlamna gelir. "Essrt": "Allah'n yolu" demektir. Mstakim ise, hibir yerinde meyil ve erilik bulunmayan, dmdz ve dosdoru demektir. Srat- mstakim: Dosdoru olan yol anlamndadr. Srat- mstakim (doru yol): ki nokta arasndaki en ksa izgiye denir. Dnya noktasndan Cennet noktasna en ksa yoldan eilip bklmeden, yalpalamadan gidilecek yolun addr.

stikamet ve Srt- Mstakm


stikamet: Hangi yata ve hangi seviyede olursak olalm, hi birimiz aldanmaktan veya aldatlmaktan holanmayz. Bu sebeple her insan, kendi idrki lsnde doru ve doruluktan yanadr. Hayatlarn yalan, hile ve sahtekrlk zerine kurmu olan kimseler dahi, su ortaklar ile olan mnsebetlerinde menfaatleri icab, dorulua byk deer verirler. Evet ama, doruluk nedir? Herkes doruluktan yana ise, niin doru syleyeni dokuz kyden kovarlar demiiz? Demiiz, nk, mslman millet olarak bir zamanlar, doru sylemekle doruyu yapmak arasndaki farkn idrkinde imiiz. Bu sebepten de; sadece ben doru sylerim! iddiasyla selmn aleykm kr kad! diyen kimse gibi, sz doru olsa da davran kaba ve irkin olan mnsebetsiz doruculardan holanmamz.

slm kltrnde insan ve ahlk yaaya esas olan doruluun zirvesi, istikamettir. stikameti; Arapadaki kk kavm veya kym ve ayn kkten tremi olan kaaim ile birlikte mtlaa etmeliyiz. Kavm, kym: Ayak zere kalkp durmak, bir ie balamak, doru ve mtedil olmak, zulme kar ayaklanmak anlamna gelir. Kaaim: Ayakta duran, bir nesne zerine sbit ve devaml olan demektir. Bu kelimelerle irtibat olan istikamet ise; doru ve mtedil olmak, bir nesneye baha ve kymet takdir ve tayin eylemek manalarna gelir. stikamet kelimesini tremi olduu kelimelerle, bunlarn ihtiv ettii manalar mantk bir sra iinde yle zetleyebiliriz: 1- Dilimizde ksaca doruluk diye bilinen istikamet kelimesinin lgat manalarndan biri; herhangi bir eyin deerini, kymetini en iyi ve en doru ekilde takdir ve tyin etmektir. Buna gre, dorulukta istikamet seviyesine erimek isteyen bir kimsenin nce, doruluun ne olduunu anlamas, sonra da, ona kymet biecek lde, imanla desteklenmi bir akl- selime sahip olmas gerekir. manla desteklenmi akl diyoruz; zira, kendisini ve kinat yaratan idrk edememi, deer hkmlerini kazanamam bir akl, beer ihtiras ve menfaatlerin kuklas olmaktan baka ne ie yarar!? 2- stikamet kelimesinin kknde; ayaa kalkp durmak ve bir ie balamak manalar da vardr. Bu iki anlam birincisi ile telif edersek; istikamet sahibi olmak isteyen kimse, nce onun deerini kavramal, sonra da karar verip idrk ettiini gnlk hayatnda yaama gayreti iine girmelidir, diyebiliriz. Zira yaanarak hal edilmeyen deerler, birer fantezi olmaktan teye geemezler. 3- stikamete esas olan manalardan biri de; sebat ve devamdr. Byle bir deere tlip olan insann, asla doruluktan ayrlmamas ve nne kacak zorlu engellere ramen, istikametin gereklerini yerine getirmede sebatkr ve devaml olmas lzmdr. Aksi takdirde hedefine nasl ular? 4- stikametin en gl manas; doru olmaktr. Ancak, bu mstesn deere esas olan doruluk, herkesin kendi idrkine bal kalmamal; iman, ahlk, vicdan ve akl- selime muvfk olmaldr. Zira bu seviyeye erimemi bir doruluk anlay, sadece fikirde ve szde kalr, davran haline gelemez. 5- Szlklerde istikamet tarif edilirken, doruluktan hemen sonra mtedil olmak manasnn zikredilmi olmas da son derece mhimdir. Bu, itidalsiz bir istikametin kemle eriemeyeceine iarettir. O halde, itidalle badamayan ifrat-tefrit, iddet ve taassuptan yakasn kurtarp her eyin hayrls, ortasdr fehvsnca orta yolu bulamayan bir insan, ne kadar doru olsa da, istikamet zirvesine ykselemez, diyebiliriz. 6Trkede istikamet; dorultu, yn manasna da kullanlmaktadr. Mesel, cihadda askerlere; istikamet kar

tepeler! veya benzeri bir ifadeyle, yn ve hedef tyin edilmesi gerekir. stikamet gsterilmeden hcuma kaldrlacak birlikler, ksa zamanda dalr ve hcum gcnden ok ey kaybederler. Belki de bu sebepten Cenb- Hak: ...Sizin ilhnz bir tek ilhtr. Onun iin, hepiniz Ona istikamet edin/ynelin... (41/Fusslet, 6) buyurur ve iman eden her insana tek istikamet tyin eder. slmda istikametten gaye tevhiddir. Aksi halde, Allah her yerde mevcut iken; rklar, dilleri, miza ve seviyeleri birbirinden farkl milyonlarca insann, namazlarnda, gnde be kere ayn kbleye, ayn istikamete ynelmelerinin farz oluunu nasl izah edebiliriz? slm tefekkrnde, ksmen zhir olan bu istikametin bir st derecesi, belki de gayesi; gnl kbemize yneli ve bize bizden yakn olan Rabbimizi kendi zmzde hisseditir. Ancak, bu anlamda bir istikamet, her kiinin deil; er kiinin kr olsa gerektir. Nitekim, O halde (Raslm) sen beraberindeki tevbe edenlerle birlikte, emrolunduun gibi istikamet et/dosdoru ol!... (11/Hd, 112) ilh hitabna muhtab olan Raslullah Efendimiz, bu yeti kast ederek: Beni Hd sresi ihtiyarlatt buyurmular. Zira, emrolunduu zere istikamet etme seviyesi, Allaha kaytsz artsz bir teslimiyetin ifadesiydi. yle ki, bu seviyede Cenb- Haktan bakasna meyledilemez ve Onun emirlerine aykr bir tercih de yaplamazd. phesiz, her haliyle istikametin zirvesinde olan Raslullah'a: Beni Hd sresi ihtiyarlatt dedirtecek kadar zor gelen, ilh emrin kendisini ilgilendiren tarafndan ziyde; ok sevdii mmetine ait ksmdr. Zira O, bizi bizden daha iyi tanyor ve bizim iin endieleniyordu. Srt- Mstakm: slm kltrnde ilmin gayesi tevhid, amel ve ibdetin zirvesi, istikamettir. stikamete erienlerin yoluna da srt- mstakm denir. Szlklerde srt, yol, mstakm de doru diye belirtilmitir, ama bu doruyu, dz bir hat olarak dnemeyiz. Zaten, yuvarlak bir dnya zerinde bylesine mstakm bir doru izmek de mmkn deildir. O halde, istikametin tredii kk olan kavm veya kvam kelimelerinin, ayaa kalkp durmak manasndan hareketle mstakme; aadan yukarya ykselen dorudur, diyebiliriz. Bu durumda srt- mstakme de; dnya durandan mnen ykselerek Allaha ulaan en doru ve en ksa yol manasn vermek mmkn olur. Srt- mstakm, bir zirvedir ve bylesine bir zirveye, elbette ki beer idrkiyle ulalamaz. Nitekim Kurn- Kerimde: Allah kimi dilerse, onu srt- mstakme iletir (24/Nr, 46) buyurulmu ve bu seviyeye ancak, Cenb- Hakkn ltfuyla eriilebilecei aka beyan edilmitir. O halde ne yapabiliriz, bize den nedir? Bu sorularn cevabn Ftiha sresinde buluyoruz. Bu sre, farz olan gnlk be vakit namazn her rektnda okunur. Be vakit namazda, krk rekt bulunduuna gre, gnde en az krk defa okuduumuz bu srede Cenb- Hak, istikamet ve tevhid yolunda mutlaka riyet edilmesi gereken nemli esas, aka beyan ediyor:

Birincisi; bizleri, nefsimiz dahil her trl tehlikeden koruyan, hatalarmz balayan, lemlerin Rabbi ve hesap gnnn mutlak sahibi Allaha, bahettii her trl nimeti, Onun rzs dhilinde kullanmak suretiyle kretmektir (1/Ftiha, 1-4). kincisi; ihtiraslarn yol at her trl kulluk ve klelikleten kurtulup; Ancak Sana kulluk/ibdet eder ve yalnz Senden yardm dileriz (1/Ftiha, 5) diyecek seviyede bir teslimiyettir. nc esas; hangi merhale ve makamda olursa olsun, kulun, kendisinde bir varlk grmemesi ve bulunduu her hali Haktan bilip; Bizi srt- mstakme; nimete erdirdiin kimselerin, gazaba uramayanlarn, sapmayanlarn yoluna eritir! (1/Ftiha, 6-7) niyzndan bir an dahi gfil olmamasdr. Bu esaslara smsk sarlp istikamet etme gayreti iinde olanlar, Kurn- Kerimde bakn nasl mjdeleniyorlar: Rabbimiz Allahtr deyip de sonra istikamet edenlere, hibir korku yoktur. Onlar mahzun da olmayacaklardr. (46/Ahkaf, 13). Bu yette srt- mstakm; Cenb- Hakkn nimete erdirdii kimselerin, gazaba uramayanlarn, sapmayanlarn yolu olarak tarif ediliyor. Acaba, bylesine yceltilen insanlar kimlerdir? Bu sorunun cevabn da yine Cenb- Haktan reniyoruz: : "Allah'a ve Rasl'e itaat edenler; Allah'n kendilerine nimet verdii peygamberler, sddklar, ehidler ve slihlerle beraberdirler. Onlar ne gzel arkadatr." (4/Nis, 69) (1)

Kuranda Srt- Mstakm


Kur'an- Kerim'de 32 yette geen Srat- mstakim'in Kur'an'daki teki isimleri unlardr: a- Es-sratu's seviyy: Dz yol (20/Th, 135; 19/Meryem, 43) b- Sevu's-srat: Yolun dorusu (38/Sd, 22) cSeblu'r- Read: Murada erdiren yol (7/A'rf, 146; 40/M'min, 38, 39). Srat- Mstakm'in Kur'n- Kerim'deki zdd (kart): Srat- cahym: Cehennem yolu'dur. (37/Saffat, 23; 4/Nis, 168-169) Kur'an- Kerim'de ayrca ve aka bir srat- Cennet'ten sz edilmediine gre, srat- mstakim "Cennet yolu" anlamn da tayor demektir. Srt- Mstakmin Kur'an- Kerim'deki tanmlarn grelim: a- lh nimete ermilerin yolu: "Bizi doru yola hidayet et; kendilerine nimet verdiklerinin yoluna..." (1/Ftiha, 5-6)

Kendilerine Allah'n nimet verdikleri ise bir baka ayette mealen yle aklanmaktadr: "Allah'a ve Rasl'e itaat edenler; Allah'n kendilerine nimet verdii peygamberler, sddklar, ehidler ve salihlerle beraberdirler. Onlar ne gzel arkadatr." (4/Nis, 69) b- Allah'n yolu (sratullah): "...Ve elbette sen, doru yola aryorsun, gklerin ve yerin sahibi Allah'n yoluna." (42/r, 5253) c-slm dini: "Sen onlar doru bir yola (slam'a) aryorsun. Ama ahirete inanmayanlar (bu senin ardn) yol (slam)dan sapyorlar." (23/M'minn, 73-74) d- Allah'a kulluk: "Ey Ademoullar, ben size eytana tapmayn; o, sizin iin apak bir dmandr, bana kulluk edin, bu dosdoru yol (srat- mstakim)dur diye bildirmedim mi?" (36/Ysin, 60-61) e- Snnetullah: "Allah, kimi doru yola iletmek isterse, onun gsn slam'a aar; kimi de saptrmak isterse onun gsn, (o kimse) ge kyormu gibi dar ve tkank klar. Allah inanmayanlar kfr bataklnda brakr. te Rabbnn srat- mstakimi, dosdoru yolu budur." (6/En'm, 125-126) f- Hz. brahim'in dini (Haniflik): "De ki; Rabbm, beni srat- mstakime (doru yola) iletti. Dosdoru dine, Allah' birleyen brahim'in dinine." (6/En'm, 161) g- Adalet: "...Aramzda hak ile hkmet, zulmetme. Bizi yolun ortasna (adalete) gtr." (Sd, 22) "Gerekten Rabbn, doru bir yol zerindedir (O dildir, katnda kimse zulme uramaz). (11/Hd, 56) Tefsirlere baktmzda "es-srata'l-mstakim" den maksadn ne olduu hakknda u rivayetleri grrz: Allah'n yolu, doru yol, uygun yol, Allah'n kitab, iman ve imana bal olan eyler, slam ve slam eriat, Peygamberimiz'in ve ashabnn byklerinin yolu, cennet yolu, srat kprs (cehennem kprs), ifrat ve tefrit aras mutedil (dengeli, orta) yol. Ayette szkonusu edilen doru yol (srat- mstakim), hakka ulatran yoldur. Hakka ve doruya ulatran yol ise, peygamberlerin yoludur. Btn peygamberler insanlar ayn yola davet etmilerdir. Bu nedenle szkonusu edilen yol ile kast edilenin, Peygamberimizin yolu olduunu syleyenler de elbette isabet etmilerdir. Baz mfessirler, bununla Kur'an'n, bazlar slam'n kast edildiini sylemilerdir. Kukusuz slam da, Kur'an da Hz. Muhammed (s.a.s.)'in ve kendisinden nceki peygamberlerin yoludur. Bu nedenle bu grlerin tm arasnda bir ihtilaf szkonusu deildir. Cadde, ana yol, byk yol anlamlarna gelen "srat", slam terminolojisinde ayrca, Cehennem ukurlarnn zerinden geip Cennet'e uzanan, 'kldan ince, kltan keskin' yol olarak da geer. Bu yol, yani 'kldan ince, kltan keskin' olan yol, bir bakma,

yalnzca Cehennem ukurlarndan geen deil; insann dnya hayatna geliiyle balayan yoldur. nsann, daha dorusu m'minin yeryzndeki hayat srattr. Bu hayat yaama, srattan gemedir. Bu yol, bir yerde Cehenneme uzanrken; bir yerde de Cehennemi ap Cennete varr. Dosdoru yol, yani srat- mstakim tektir. Dnya hayatnda insanlarn bu yol zere olmalar gerekir. Geni bir yoldur bu. nsanlarn dnya hayatlar ve ahiretteki gerek mutluluklar iin her trl gerekli imkn ve ara-gereci kendinde barndran bir yoldur. Fakat bu yol, ayn zamanda 'kldan ince, kltan de keskince' bir yoldur. nsan, Allah elinden tutmazsa, her an bu yoldan kayp, bozuk yollara sapabilir. Her adm banda oturmu kt yol davetileri vardr. "Her yolun bana oturup da, tehdit ederek iman edenleri Allah'n yolundan evirmeye ve onu eriltmeye almayn." (7/A'raf, 86) nsan, her adm banda bu yoldan (srat- mstakim) sapabilir. Bu bakmdan, bir insan, mrnn sonuna kadar dosdoru yolda yrrken, son anlarnda kfir lebilir. Yine, mrnn sonuna kadar baka yollardayken, son anlarnda dosdoru olan yola girebilir. Bu bakmdan, peygamberler, rnein Hz. Yusuf, "Beni mslman olarak ldr ve beni salihlere kat" diye dua etmitir. te, mr boyu Allah'n yolunda kalabilmek ve zellikle bu yol zerindeyken can verebilmek iin her an Allah'a dua etmek gerekir: "Rabbmz, hidayete ulatrdktan sonra kalplerimizi eiriltme ve katndan bize rahmet bala." (3/l-i mran, 8) diye yalvarmak gerekir. "Ey kalpleri evirip eviren, kalplerimizi dinin zerinde sabit kl!" (Tirmiz, Kader 7; bn Mce, Mukaddime 13) diye, hem dille, hem davranlarla niyaz etmek gerekir. te, dnya hayatnda "srat- mstakim" zerinde olan insanlar, 'kldan ince, kltan keskince' yolu geen insanlar, Ahirette de Cehennemin zerindeki "srat"tan geip, Cennete ulaacaklardr. Dnya hayatnda, Allah'n yolu dndaki yollarda yryenler; Ahirette Cehenneme uzanan yola girip, atein iinde yuvarlanacaklardr: "Toplayn o zalimleri, onlarn elerini ve Allah'n dnda taptklarn. Gtrn onlar Cehennemin yolu (srat)na." (37/Safft, 22-23) (2) ok deiik yollar vardr; ksa, uzun, dar, geni, eri, dolamba, dz, yolcusuna sknt veren, rahat yolculuk salayan, hedefe gtren, hedeften uzaklatran... Fakat btn bu yollardan hedefe gitmeye en uygun olan hi itirazsz dz (ksa), geni, rahat ve amalanan hedefe gtrme zelliklerine sahip olandr. Fatiha'nn bu ayetinde kul, Allah'tan bir istekte bulunur; bir yolcu olarak kendisine dosdoru yolu gstermesini, byle bir yola ulatrmasn ister. Kulun istei sadece doru olan herhangi bir yol deildir. Kul, dosdoru bir yol ister. Yolculuktan ama, bir yere gitmek deil midir? O halde, kim yolunun dar, uzun, dolambal ve bozuk olmasn ister? Kim varaca yere gitmeyen veya kmaz sokaklar gibi devam bulunmayan bir yolda yolculuk yapmak ister? Kulun isteindeki titizliinin nedeni ite budur. stenilen yol dosdoru olan yoldur. Ayetteki yol'dan ne kast edildiine gelince:

Baz hadislerde insan bir yolcuya, dnya ise yolculuk srasnda bir sre dinlenmek iin oturulan hana benzetilir. Bu hann biri giri, dieri k iin iki kaps vardr. Dnya hayat, sonu ebedi gelecee, yani ahirete kan bir yoldan ibarettir. "Sizden herbirinize bir eriat ve bir yol belirledik" (5/Mide, 48) "De ki, phesiz Rabbim beni doru yola, dosdoru dine, Allah' birleyen ibrahim'in dinine iletti. O, ortak koanlardan deildi." (6/En'm, 161) Bu ve dier baz ayetlerden de anlalyor ki, "yol"dan maksat din, yani inan ve hayat tarznn dayand esaslar ile bu esaslarn oluturduu yaam eklinin kendisidir. Bu durumda dosdoru yola iletilme isteinden, "Beni dinlerin inan ve hayat tarzlarnn en dorusuna, doruluu konusunda hibir phe tamayanna sahip ve mensup kl!" anlam kastedildii anlalr. Srat- mstakim; slam, Kur'an ve Raslllah'n yolu ve bunlarn dayana Allah'n bildirdii vahiydir. Fatiha suresinin szkonusu ayetinden, kulun Allah'tan, kendisini Allah tarafndan tayin olunan bir hayat tarzna iletmesini istedii anlalr. Bu isteinde ve srarnda da hakldr. nk insanlk tarihi, insann bireysel ve toplumsal hayatn kuatan sistem araylaryla doludur. Filozoflar, bilim adamlar ve dnrler... tarafndan oluturulan sistemlerin tamam insanl huzur ve saadete kuvuturaca iddiasyla ortaya km; uygulama imkanna kavuanlarsa hep zulme ve smrye neden olmu, arkalarnda perian insanlar veya darmadan toplumlar brakarak tarihin sayfalarna gmlmtr. Bu nedenle, insann bireysel ve toplumsal hayatn eklini ve ynn tayin edecek esaslar belirleme gayretinin Kur'an- Kerim tarafndan dayanaksz bir aba olarak nitelendirilmesi (68/Kalem, 36-41; 53/Necm, 28) olduka anlamldr. Bylesi bir gayretin zmsz olduunun belirtilmesi de olduka gerekidir. nk bu konu insann ilmini, g ve yeteneklerini aar. Bu i, lemlerin rabb Allah'a ait olup insanlarn bireysel ve toplumsal hayatlarnda gerek huzur ve saadeti salayacak bir sistemin sahibi ancak O'dur. "De ki: Yol gsterme ancak Allah'n yol gstermesidir." (6/En'm, 71) "Asl doru yol, Allah'n yoludur' de!" (2/Bakara, 120) "Yolu dorultmak Allah'a aittir." (16/Nahl, 9) Dosdoru yolun, dosdoru inancn ve hayat tarznn ne olduu Kur'an'da bildirilip gsterilmitir: "Biz ona hayr ve erri, her iki yolu da gstermedik mi?" (90/Beled, 10) "Onlar (peygamberleri) emrimizle doru yolu gsteren nderler yaptk." (21/Enbiy, 73) "phesiz ki bu Kur'an, insanlar en doru yola gtrr." (17/sr, 9) bni Mes'ud (r.a.), konuyla ilgili olarak unu naklediyor: "Hz. Peygamber bir gn yere dz bir izgi izdi ve 'Bu Allah'n yoludur' dedi. Daha sonra bu izginin sana ve soluna baka izgiler izerek 'Bunlar ise dier yollardr. Herbiri zerinde yanla davet eden birtakm eytanlar vardr.' Buyurdu. Arkasndan da u ayeti okudu: "u emrettiim yol, benim dosdoru yolumdur. Hep ona uyun! Baka yollara ve dinlere uyup gitmeyin ki sizi O'nun yolundan saptrmasn. (Azabndan) korunmanz iin (Allah) size byle tavsiye ediyor." (6/En'm, 153) (bn Mce, Mukaddime 1).

Fatiha suresinde, insanlar iin gerekli olann herhangi bir yol olmayp, sadece srat- mstakim olduu belirtildikten sonra, konu daha da somutlatrlarak, bu yolun yolcularnn ortak vasflar aklanr: "Nimet verilenler" Bu, hem kulun istemesi gereken eyi, hem de srat- mstakime mensup olmann insana neler kazandracan aklayan bir ayetttir. Nimete sahip olanlarn kimler olduu ise, daha sonra vahyolunan bir baka ayette ylece aklanr: "Kim Allah'a ve Peygamberi'ne itaat ederse, ite onlar Allah'n nimetine eritirdii peygamberler, sddklar, ehitler ve salihlerle birliktedirler. Ne iyi arkadatr onlar. Bu, Allah'n byk ltfudur." (4/Nis, 69-70) uras ak ve kesindir ki, hibir ahsn veya grubun insanlar iin oluturduu yaam biimi, bu ayette belirtilen insanlk zirvelerinden deil birini, yakn bir eklini dahi salayamamtr. Allah'n yolunu, O'nun insanlar iin belirledii hayat tarzn takip edenler ise insanln zirvesi olan bu ahsiyetlerden biri ve yakn arkadalar olur. Ne byk mkafat ve ne gzel bir nimettir bu! Ftiha suresinden reniyoruz ki, m'minlerin Allah'tan ilk ve en nemli istei hidayettir. "Nesteyn"de ilk hedefimiz Allah'n yardm oluyor. Allah'n yardmn celbeden bir apak yola hidayet istei, yardm dilemelerin en mhimi ve en nde geleni olduu anlalyor. En nemli yardmn da O'nun doru yoluna hidayet olduu bylece belirtilmi oluyor. "Bizi dosdoru olan yola (srat- mstakime) ilet! Nimet verdiin kimselerin yoluna. Kendilerine gazap edilmi ve sapmlarn yoluna deil!" (1/Ftiha, 6-7) 5. ve 6. Ayetlerde insanlar iin gerekli olan ey, ksa fakat olduka ak bir ekilde bildirilmiti. 7. Ayetle de olmamas, rnek alnmamas gereken olumsuz bir rnek zikredilerek, hem yanln ne olduu gsteriliyor, hem de bu rnekten hareketle insanl ne gibi inan ve davranlarn srat- mstakimden ayrp ebedi azaba srkleyecei aklanyor. Bu olumsuz rnein mensuplarnn iki nemli vasf bildiriliyor: 1Gazaba urayanlar; 2- Sapm olanlar. Tefsirlerde, gazaba urayanlarn yahudiler, saptanlarn ise hristiyanlar olduu belirtiliyor. Bu grlerin doru olduu da aktr; nk bu konuda Raslllah'tan naklolunan rivyet vardr: "Yahudiler, kendilerine gazap edilmiler; hristiyanlar da sapklardr." (Tirmiz, Tefsiru'l-Kur'an, 1-2) Yahudi ve hristiyanlarn gazaba urama ve saptma nedenlerine gelince; bununla ilgili ok sayda ayet vardr. Bu ayetlerin her birinde yahudilerin gazaba urama, hristiyanlarn da saptma nedenleri ayrntlaryla aklanmaktadr.

Yahdilerin Gazaba Urama Nedenleri


Yahudiler; Allah'a kar nankr olurlar. Kendilerini yaratan, varlklarn devam ettiren, rzklarn veren, durumlarn gzeten ve kendilerine nimetler baheden, skntlarn sona erdiren, Fir'avn'n

zulmnden kurtaran... olmasna ramen, Allah' brakp, bakalarna ynelir, bakalarnn belirledii hayat tarzlarna gre yaamay tercih eder, ilh hkmleri dikkate almazlar (2/Bakara, 61; 7/A'rf, 160-162). Allah'a verdikleri sze sadk kalmazlar. lh hkmlere gre yaayp, sadece Allah'a kul olma ve bylelikle yalnzca O'na ibadet etme szlerini yerine getirmezler (2/Bakara, 246; 5/Mide, 12-13; 7/A'rf, 165). Allah'a kul olmann gereklerinden olan iyilii emredip, ktle engel olma grevini terkederler (5/Mide, 79). Allah'a itaat konusunda hainlik yaparlar. Allah'a itaat terkederler (5/Mide, 13, 32). Dost olunmas yasaklanan kafirlerle dostluk kurarlar (5/Mide, 80-81). mandan yz evirirler (2/Bakara, 63-64, 74; 7/A'rf, 148; 45/Csiye, 16-17). Peygambere si olup baka rehberler edinirler (Mide, 20-26; 7/A'rf, 138-140). Puta taparlar (2/Bakara, 51-52, 92-93; 7/A'rf, 148-152, 155-156; 20/Th, 8397). Peygamberleri yalanlarlar veya ldrrler (5/Mide, 70-71; 17/sr, 4). Allah'n emirlerine kar kaytsz kalp, ilh emirlere uymamak iin kaytarmann yollarn ararlar (2/Bakara, 67-73). Fiz yerler (4/Nis, 161). Fesat karrlar 5/Mide, 64). Allah'n kendilerine verdii nimetler zerinde hak sahibi olanlarn haklarn vermeyerek cimrilik yaparlar: Yoksulu, dkn, ksz, yetimi, gsz, sakat... korumazlar (4/Nis, 539. Dnyay asl kabul edip, ahireti dikkate almazlar. Sadece maddeyi l alarak ahireti hesaba katmadklar iin de sorumsuz bir hayat tarzn benimserler (2/Bakara, 96). nsanlarn mallarn haksz ekilde gasbederler, ticari dalaverelerle ve dier baz usullerle halk smrrler (3/l-i mrn, 75; 4/Nis, 161; 9/Tevbe, 34). Dinlerine kar lkayt davranr, dinin ciddiyetini dikkate almazlar (4/Nis, 137). Allah hakknda yanl ve kt zanlarda bulunurlar (3/l-i mran, 181; 5/Mide, 64). Btn olumsuz zelliklerine ramen; kendilerini Allah'n sekin kullar olarak niteler, cennetlik olduklarna inanrlar (2/Bakara, 94, 111-112; 4/Nis, 49-50; 5/Mide, 18; 62/Cuma, 6-8). Peygamberden inanmayacaklar ve yapmayacaklar eyleri isterler (4/Nis, 153). Baz meleklere dman olurlar (2/Bakara, 97). Din adamlarn, kendisine itaat edilmesi zorunlu kii (rab) edinirler (9/Tevbe, 31). Allah'a olan ahitlerine veya insanlarla olan antlamala-rna uymazlar (8/Enfal, 56-57). Allah'n sekin kullarndan birisi olan Hz. Meryem'e iftira atarlar (4/Nis, 156-157; 19/Meryem, 27-34). Kendilerine srat- mstakimi gsteren kitaplarn tahrif eder, yanl gidilerini meru gsterecek eyler yaparlar (2/Bakara, 75-79, 95, 174; 3/l-i mran, 78, 93; 4/Nis, 46; 5/Mide, 13, 41-43).

Hristiyanlarn Sapma Nedenleri


Hristiyanlar; Hz. sa'y bir kul olarak deil; yce bir varlk olarak niteleyerek irke girerler (3/l-i mran, 79-80; 5/Mide, 17,72, 116117; 19/Meryem, 37-39). Teslis inancn oluturarak, Allah'n birden fazla olduuna inanrlar (4/Nis, 171; 5/Mide, 73, 116-117). Allah' bir yaratk, bir insan gibi dnerek O'na ocuk isnat ederler

(2/Bakara, 116; 4/Nis, 171; 5/Mide, 18; 9/Tevbe, 30). Allah'n kendilerine bildirdii kolay dinle yetinmeyip, dini kendileri iin zorlatrarak ruhbanl olutururlar (57/Hadd, 27). Allah'a olan szlerine sadk kalmazlar (5/Mide, 14). eitli usullerle insanlarn mallarn gasbederler (9/Tevbe, 34). Din adamlarn, kendisine itaat edilmesi zorunlu kii (rab) edinirler (9/Tevbe, 31). Allah tarafndan kendilerine lutfedilen srat- mstakimin rehberi olan kitaplarn tahrif ederek, yanl gidiatlarn tahrif ettikleri bu kitapla meru gsterirler (3/l-i imran, 78; 5/Mide, 13). Allah, m'minleri ehl-i kitap gibi olmaktan sakndrr ve bunu da peygamberliin daha ilk gnlerinde gerekletirir. Bu, elbetteki konunun neminden ileri gelmektedir. Ayrca, Ftiha suresinin risaletin ilk gnlerinde vahyolunduu dikkate alnacak olursa, Allah Teala'nn; henz karlamadklar ve ilikilerinde problemler kmad bir zamanda ehl-i kitap gibi olmaktan sakndrmak suretiyle, Raslllah ile dier mslmanlar, onlarla olan irtibat dnemine hazrlad anlalr. Baz ayetlerde ise bu sakndrmann aka emredildii grlr: "Kendisi iin doru yol belli olduktan sonra, kim Peygamber'e kar kar ve m'minlerin yolundan baka bir yola giderse, onu o ynde brakrz ve cehenneme sokarz; o ne kt bir yerdir." (4/Nis, 115) "Ey iman edenler! Yahudilerle hristiyanlar dost edinmeyin! Zira onlar birbirinin dostudurlar. inizden onlar dost tutanlar, onlardandr. phesiz Allah, zalimler topluluuna yol gstermez." (4/Nis, 115). Fakat ne yazk ki, btn bu ihtarlara, nasihat ve korkutmalara ramen, insan ebedi saadete ulatran yoldan ayrlma, srat- mstakimden sapma ve aynen yahudi ve hristiyanlarda olduu gibi bu sapmay Allah emretmicesine hakl ve meru gsterme... suuna bu mmet de bulamtr. stelik bu sre Rasulullah'tan ksa bir zaman sonra balar ve sistemleip gnmze kadar devam eder. Fatiha suresi, insanlar yahudilerle hristiyanlarda aa kan sapma ve yanllklara dmekten sakndrarak biter. Bylelikle insanlara srat- mstakime dahil ve bunda daim olmalar talimat verilir. Yine bu sureyle, kulun Allah'a olan duasnn nasl olmas gerektiiyle ilgili pratik bir rnek de verilmi olur. Btn bunlarn sonunda kula, burada verilen ilkelere itaat kararll ierisinde, iten yapt duasnn kabul olunaca inancyla "amin" demek der; nk Allah, kendisine iten gelerek yaplan samimi dualar kabul eder, geri evirmez. (3) Srat- mstakim, istikamet zere olan yol demektir. stikamet; doruluk, drstlk, her eit ite i'tidal (denge) zere bulunma, adalet ve doruluktan ayrlmayp, yasaklardan saknmak, slam'n doru yolu zerinde yrme demektir. Dinin emrettii vazifeleri, emrolunduu gibi yapmaya alan bir mslman dosdoru bir insandr. stikametin kart, hyanettir ki; doruluu brakp, hak ve hukuka tecavz etme, verilen szde durmama ve ahde riayet etmeme demektir. Rasl Ekrem bu konuda; "Allah'a iman ettim'

de ve dosdoru ol." buyurdu. (S. Mslim, Kitabu'l-iman 13) "Ya Raslallah, slm hakknda bana yle bir sz syle ki, onu senden sonra hibir kimseye sormayaym" diye soran Sfyan bin Abdullah Es-Sakafi'ye de yle cevap verdi: "Allah'a iman ettim' de, ondan sonra dosdoru ol!" (Tirmiz, Kitab'z-Zhd 47). M'min, Allah'a gerei gibi iman ettikten sonra; gerek itikadda, gerekse amelde dosdoru olmak zorundadr. manda istikamet zere olmak; irkten, kfrden, irtidaddan, ilhaddan, bid'at ve hurafelerden tamamen uzaklamak, onlarla her trl ilikiyi kesip bunlar btnyle reddetmek demektir. Davranta istiakametin nemini, "Emrolunduun gibi dosdoru hareket et." (11/Hd, 112; 42/r, 15) ayetinde gryoruz. Hz. Peygamber, Hd suresinin, zellikle bu suredeki "dosdoru ol" emrinin kendisini ihtiyarlattn, salarn aarttn belirtmitir. slam hareketin bel kemii durumundaki mslman genliin de gnmzde en nemli problemi istikamettir. Bazan ok radikal; bazan ok uzlamac, bazan takva; bazan geveklik ve zikzaklar, yalpalamalar... Mslmanlar iin gerek gaye; Allah'n rzasn kazanmaktr. Bu, dnya ve ahiret mutluluu demektir. Hedefe en ksa ve salam yoldan kavumak ise, btn mslmanlarn ortak arzusudur. Genel anlamda insan, zel manada da mslman, ilahi honudlua ve gerek mutlulua aday klan Allah, peeygamberi aracl ile kendisine giden doru ve en ksa yolu tantmtr. Bu yol, hi phesiz ki doru yol (srat- mstakim) dur. Allah, bu yolu ilahi rzaya ve mutlulua kavumak iin vesile kldn ve ona uyulmak gerektiini eitli ayetlerle aklamtr. Bunlardan biri: "te benim doru yolum bu, ona uyun! Baka yollara uymayn ki, sizi O'nun yolundan ayrmasn. (Azabndan) korkarsnz diye (Allah) sze byle tavsiye ettti." (5/En'm, 153). Rasulullah (s.a.s.) yle buyuruyor: "stikamet zere olunuz. Eer istikametli olursanz, o ne gzel bir eydir. Amellerinizin en hayrls da namazdr. Ve kmil m'minden bakas namaz muhafaza edemez." (bn Mce, Kitabu't-Tahre 4). stikamete ve kurtulua ermek iin huu iinde namaz klmann art olduunu unutmamak gerekiyor. stikamet zere olmay beceren muvahhid m'minleri Allah yle ver: "phesiz bizim rabbimiz Allah'tr' deyip, sonra dosdoru bir istikamet tutturanlar (yok mu), artk onlar iin korku yoktur ve onlar mahzun da olmayacaklardr. te onlar Cennet halkdr. Yapmakta olduklarna karlk olmak zere, iinde ebedi olarak kalcdrlar." (46/Ahkaf, 13-14) "phesiz bizim Rabbimiz Allah'tr' deyip, sonra dosdoru bir istikamet tutturanlar (yok mu), onlarn zerine melekler iner (ve derler ki:) Korkmayn ve hzne kaplmayn, size va'dolunan Cennet'le sevinin. Biz, dnya hayatnda da, ahirette de sizin velileriniziz. Orada nefislerinizin arzulad her ey sizindir. Ve istemekte olduunuz her ey de sizindir. ok balayan, ok merhamet eden (Allah) dan bir arlanma olarak!" (41/Fusslet, 30-32).

Ftiha suresini namazlarmzda defalarca okuyarak dua ediyoruz: Gazaba urayan yahudilerin yaptklar Allah'a isyan, Allah'a iftira, peygambere ihanet, fuhu, hrszlk, hakk gizleme, atele insanlar yakarak ikence etme gibi sular ada metodlarla tekrarlayanlarn yolunu bize verme ya Rab! man, slam, kitap, peygamber, iffet, namus, izzet, adalet, doruluk, sadakat gibi kelimeleri hayatndan karan ve yerine bunlarn zddn koyarak insanlar saptanlarn yolunu da bize verme ya Rabbi diyoruz. Burada hi unutmamamz gereken husus udur: stine konusunu ilerken de grdmz gibi, kavli duadan nce fiili dua gelmelidir. ada sapklar ve tautlarla, dzenbazlar ve onlarn dzenleriyle mcadele etmeksizin onlarn yolunu dille reddet- menin fazla bir anlam olmayacaktr. Vaington'a giden uaa bindii halde, "ya Rabb, beni Mekke'ye ulatr" diye dua etmek bir netice vermeyecei gibi, bu istek snnetullah'a da terstir ve Allah'la alay etmek demektir. Bu sure, bize ayrca slam'da tebli metodunun nasl olmas gerektiini de retir: Biz tauttan nce Allah'; kfrden nce slam' tanmal ve tantmalyz. Sonra da tautun ve kfrn mantn ve nasl yklacan yine Kur'an'dan renmeliyiz. Rabbimiz alt ayette kendisini ve kendi rzasna giden yolu bize tanttktan sonra bu yoldan sapanlardan olmamamz konusunda bizi uyaryor. Dnyada devlete, ahirette Cennete kan bu srat- mstakimi Rabbimiz'den istiyoruz. Gazaba urayanlarla sapklarn yolunu istemiyoruz. Ya Rabbi, diye milyonlarca kere dua ediyor, min diyoruz. Mekke'ye, Kuds'e gidecek olursanz, nce aratrrsnz: Hangi irket, hangi yoldan, ka liraya, ka gnde getirip gtrr diye bilgi ve bror edinirsiniz. Allah (c.c.) da; siz imdi doru yolu; dnyada devlete, ahirette Cennete gtrecek srat- mstakimi mi istiyorsunuz? Buyurun: "Elif Lam Mim. te kitap, O'nda hi phe yoktur. Mttakiler iin doru yolu gsterendir." (2/Bakara, 1-2) (4)

Srat- Mstakmin Gerekleri


Srat- Mstakim'de olmak isteyenler asndan olmaktadr? Bu soruya cevap vermeye alalm: neler gerekli

Srat- Mstakim'in gereklerini iki ana blmde ele almak doru olacaktr: Srat- mstakimde olabilmenin gerekleri, Srat- mstakimde devam edebilmenin gerekleri. Hi phesiz, her akl banda insan kabul eder ki, istemekle ya da "ben doru yoldaym" demekle doru yolda olunamaz. Bu olu iin gereken artlar yerine getirilmedii takdirde sz; kuru bir iddia ya da yalanc bir avunmadan te bir mana ifade etmez. Bu sebeple,

nerede olduumuzu yanlmadan tespit edebilmemiz ve grne aldanmamamz gerekmektedir. Bunun iin de srat- mstakimde olabilmenin artlarn nce bir tespit etmeliyiz. 1- Srat- Mstakim'de Olabilmenin Gerekleri: artlar, ncelikle ayet ve hadislerden yararlanarak karmalyz: a- man: Srat- mstakim, iman edenlerin yolu demek olduuna gre ilk art imandr. Allah Tel, yle buyurmaktadr: "Dorusu Allah, iman edenleri mutlaka doru yola eritiricidir." (22/Hacc, 22) "Kim Allah'a sarlmsa, doru yola iletilmitir." (3/l-i mran, 101) "Allah'a inanp O'na yapanlar (Allah), kendinden bir rahmet ve lutfa sokacak ve onlar doru bir yola iletecektir." (4/Nis, 175). man'dan yoksun olanlar iin "doru yolda" olma ans sz konusu deildir. "Allah'n ayetlerine inanmayanlar Allah, doru yola eritirmez." (16/Nahl, 104) O halde, srat- mstakimde olmann ilk adm, asgari art slam imandr. "Mslman olanlar doru yolu aram (bulmu)lardr." (72/Cinn, 14). manda aranan nitelik ve kaliteyi "kmil, salam, tahkk" kelimeleriyle ifade etmek gerekmektedir. Bylesi bir imann tezahr ise, gerekirse candan geebilecek bir tereddtszlktr. "ayet onlara 'kendinizi ldrn' ya da 'memleketinizi terkedin!' diye emretmi olsaydk; pek azndan bakalar bunu yapmazlard. Kendilerine verilen d yerine getirmi olsalard, onlar iin, daha hayrl ve daha salam (bir gvence) olurdu. O zaman, onlara byk bir ecir verir ve onlar srat- mstakime, doru yola eritirirdik." (4/Nis, 66-68). b- Yneli: kinci gereklilik; srat- mstakimde olmay arzu etmek, bu konuda yegne hidayet ediciye ynelmektir. Ksaca yneli de diyebiliriz. Allah Teala yle buyurmaktadr: "De ki, dorusu Allah dilediini saptrr ve kendine yneleni doru yola eritirir." (13/Ra'd, 27). Bu yneliin sadece yneli olarak kalmamas, bir anlamda "mcahede" niteliine ulamas, ynelite srar ve samimi davranlmas da gereklidir. "Bizim urumuzda cihad edenleri, elbette yollarmza eritireceiz." (29/Ankebut, 69). Bu, bir anlamda da "Allah rzas peinde olmak" demektir. Bylesi, kkl bir niyet ve hareket iinde olanlar hakknda Allah yle buyurmaktadr: "Gerekten size Allah'tan bir nur ve ak bir kitap geldi. Onunla, Allah, rzasnn peinde gidenleri esenlik yollarna iletiyor ve onlar, kendi izniyle karanlklardan aydnla karp dosdoru bir yola ulatryor." (5/Mide, 16). c- Snnet: Srat- mstakimde olabilmenin bir dier gerei de slam esaslarna slam'n istedii gibi, onun snrlar iinde kalarak sahip kmaya

almaktr. slam'n koyduu snrlar alarak m'minlik hali ve dolaysyla srat- mstakimde olma baars gsterilemez. Bu konuda en byk yardmc snnettir. "Sz, amelsiz makbul olmaz; niyyetsiz de sz ve amel mstakim olmaz. Snnete mutabk dmedike ne sz, ne amel, ne de niyyet muteber ve mstakim olur!" (Telbs blis, s. 18) Demek ki, srat- mstakimde olabilmek iin niyyet, sz ve fiil olarak snnete uygun davranmak gerekmektedir. "Raslllah'n izinden gidenler ve snnetine uyanlarn dnda kalan halk iin Allah'a giden yol kapaldr." (a.g.e., 20). Snneti aarak ya da ihmal ederek srat- mstakim'de olma imkn yoktur. Snnette ise, mslmanlarn tmn kucaklayan, aralarnda takva ve hizmet ls dnda herhangi bir sebeple ayrm yapmayan bir genel esas geerli olduuna gre; btn mslmanlar kucaklayan bir gnl geniliine sonuna kadar sahip olmak da srat- mstakimin bir baka gerei olmaktadr. d- Gnl Genilii: Mslmann, teki mslmanlara kar duyarl davranmas ve onlar kendi haklarna sahip bilmesi, sevgiye saygya, yardma layk grmesi, onlardan kopmay dnmemesi, sun'i bir takm ayrlk sebepleri ihdas etmemesi srat- mstakim'in en geni kapsaml gerei olmaktadr. "Onlardan sonra gelenler derler ki; 'Rabbmz, bizi ve bizden nce iman etmi kardelerimizi bala, kalplerimizde m'minlere kar bir kin brakma! Rabbimiz, sen ok efkatli, ok merhametlisin!" (59/Har, 10). Kendi imanna gsterecei dikkati, teki mslmanlarn iman konusunda da gstermek, mslman olur-olmaz sebeplerle kfre nisbet etmemek her mslmann grevidir. nk Raslllah (s.a.s.) bir hadis-i erifinde "Kardeine kfir diyenin bu sz, ikisinden biri hakknda tahakkuk eder. Sylenen yle deilse, syleyene dner." (Buhri, Edeb 73; Mslim, man 111) buyurmaktadr. "Dorusu Rabbn, kendi yolundan sapanlar daha iyi bilir. O, doru yolda olanlar da en iyi bilir." (16/Nahl, 125). 2- Srat- Mstakim'de Devam Edebilmenin Gerekleri: Takdir ve kr: Nimete sahip olmann yolu, onu deer olarak benimsemek, kymetini takdir etmekle balar. "Hidayetiyle bizi (bu nimete) kavuturan Allah'a hamdolsun! Allah bizi doru yola iletmeseydi, biz biz kendiliimizden doru yolu bulamazdk" (7/A'rf, 43) mealindeki ayet; srat- mstakimde olmay nimet bilmenin; oraya Allah'n hidayet etmesi sonucu ulatn itiraf etmekle belli olacan ortaya koymaktadr. Bu nokta da, nimetin kadrini bilip takdir etmek ve nimeti verene kr demektir.

Yolda doru yrmemek, bir takm istenmeyen olaylara sebep olabilir (bkz. 72/Cinn, 15-16). Bunun iin, nce yolun kymeti bilinmeli, sonra o yolun yolcusu olmann, daha sonra da o yoldaki teki yolcularn. nk Allah, mslmanlar hakknda yle buyurmutur: "te onlar, Rablerinden bir hidayet zere olanlar, ite onlardr kurtulanlar." (2/Bakara, 5) Ayette geen mflihin'den olmaktan daha byk nimet olmadna gre; Allah'tan bir hidayet zere olmak da felh/kurtuluun n art bulunduuna gre, srat- mstakimde olmak en byk nimettir: Bunun byle bilinmesi de, nimetin devam iin arttr. b- Teyakkuz: Teyakkuz, tehlike ya da dmana kar uyank ve hazrlkl olmak demektir. Gaflet etmemektir. Uyanklk, muhtemel dmann cinsine, gcne ve arzettii tehlikeye gre, eldeki nimeti ve deerleri korumak iin kar tedbir almak ve hazrlk yapmak asndan nemlidir. Yoksa bal bana ya da kuru kuruya teyakkuz hali hibir eye yaramaz. Ne var ki, hazrlkl olmasna ramen uyank davranlmazsa, gaflet uykusuna yatlrsa, hazr imkanlar da kendiliklerinden koruma grevini yapamazlar. Demektir ki, uyanklk derken, gerekli hazrla sahip bir uyankl kasdetmekteyiz. te yandan, teyakkuz halinin kvam ve sresini eldeki korunacak nimet ve deerler etkiler. Bu noktada mslmanlarn korumakla ykml olduklar deer, mslmanlklar, yani imanlar olduuna ve imann da ebedi hayatta, ahiret yurdunda yegne kymet ls bulunduuna gre, saptrclara kar gsterilecek uyankln her artta kesintisiz olarak mr boyu srecek bir nitelik ve nezakette olduu kendiliinden ortaya kacaktr. Bir mr dolduracak olaylarn neler olabilecei ise, gzlerimiz nndedir. nsann tahamml snrlarn zorlayan olaylar karsnda bile gsterilecek uyankln imana ve srat- mstakime sahip kmak ve devam etmek asndan gerei ve nemi pek aktr. Ar sevin ya da ar znt halleri, diren gcnn iyice zayflad, her trl telkin ve ifale msait bir zemin niteliindedir. Bunun iin uyanklk zellikle bu hallerde yararl olacaktr. Sevgi ve iltimas mevkii ile kin ve nefret mevkii de uyankla ve iman murakabeye en ok muhta olduumuz anlardr. Teyakkuz halinin en gl destekisi her artta itidal'i kaybetmemektir. tidal, slam'a raz olmakla temin edilir. Teyakkuzun en tehlikeli kstekisi ise, kt alkanlklardr. Kiiyi, uyanklk ve elindeki nimet kadar, dman hakknda edindii bilginin salaml ve geree uygunluu da etkileyecektir. stihbarat, teyakkuzun vazgeilmez artdr. nk bilinmektedir ki, "(Ehl-i) hak gaflet etmedike (ehl-i) btl ayaklanamaz." (Elbd', s. 7) Kur'an- Kerim ve snnet-i seniyyenin verdii haberler yanl ve yanltc olamayacana gre, mslmanlar srat-

mstakimdeki yolculuklar iin bu iki kaynaktan elde ettikleri istihbaratn gereini eksiksiz yerine getirmek zorundadrlar. c- Dikkat ve Titizlik: Elindeki nimeti takdir eden kii; evrenin tutum ve kar kmasna aldrmamak, ne pahasna olursa olsun her hal krda nimeti elden karmamaya dikkat gstermek grevindedir. "Emrolunduun gibi dosdoru ol! Beraberinde bulunan, putperestlie tevbe etmi kimseler de doru hareket etsinler. Ar gitmeyin. Dorusu Allah yaptklarnz grr." (11/Hd, 112) ayeti bize bu gerei hatrlatmaktadr. Eldeki nimetin kymetini evrenin ilgi ve tepkisine gre lmeye kalkmann sonu, ou kez mahrumiyettir. Byle davranlabildii srece evredeki sapklarn pek bir zarar dokunmaz. "Ey insanlar,siz kendinize bakn; siz doru yolda olduunuz takdirde sapan dalaletteki kimse size zarar veremez!" (5/Mide, 105). Srat- mstakimdeki dman eytan; o yoldan alkoyamayaca kullarn varln itiraf ederken onlar yle vasfetmektedir: "Ancak ilerinden kendilerine ihlas verilen kullarn hari." (15/Hcr, 40) Bu ayet de gstermektedir ki, imannn ve yolunun deerini iyi ve tam takdir edebilmek; eldeki nimetlere sahip olmaya devam etmek iin ilk ve vazgeilmez arttr. Aksi halde nimetin elden kmasyla karlamak bahtszl kalr geriye. d- Kskanmamak: lahi nimetlerde tkenme korkusu bulunmad iin kskanlk da caiz deildir. "Yalnz benim olsun" ya da "yalnz ben olaym, yalnz ben kurtulaym" gibi sakat ve bencil dnceye yer yoktur. "Mslmanlarn durumunu, derdini mes'ele edinmeyen, onlardan saylmaz." (Taberni, El-Mu'cemu's-Sar, II/50) hadis-i erifinin tehdidinden ekinmek gerekir. Srat- mstakim, ihtilaf ve anlamazlk hallerinde, sevd- a'zam, yani mslman ounluun, slam cemaatnn gittii yoldur. Onun iin de daima yalnzlktan deil; cemaattan yana olmak gerekir. nk "mmet sapklkta toplanmaz." (Feyzu'l-Kadir, II/421) nk "cemaatta holanmadnz bir husus; ayrlkta beendiinizden daha hayrldr. Cemaatta rahmet; ayrlkta azab vardr." (Kenzu'lUmml, III/269). Hidayete ermek ya da hidayet zere devam edebilmek iin, baz cahil din grup mensuplarnn iddia ettikleri gibi u ya da bu eyh efendiye veya u ya da bu din gruba dahil olmak gibi bir art yoktur. Hidayet Allah Tel'ya aittir. Frka-i naciye'nin u veya bu grup olduu eklinde bir tahsis ve tayin hibir zaman geerli olmaz; ancak belli vasflardan bahsedilebilir. O vasflar tayanlar kurtulan grup niteliklerini tam olurlar. e- lahi rde le rtibat (Dua):

Srat- mstakim zere devam edebilmenin son art, hibir an eksik edilmemesi gereken Allah'la irtibattr. Buna ilahi irade ile irtibat veya dua denilmektedir. Allah Teala'dan bizi doru yolda olmak nimetinden uzak ve mahrum brakmamasn istemek, bunda srar etmek, "dua edin, icbet edeyim" (40/Mmin, 60) emrine uymak, srat- mstakim yolcular m'minlere yakan ve gerekli olan temel grevdir. "Ey Rabbimiz, bizi doru yola ilettikten sonra kalplerimizi eriltme. Bize katndan bir rahmet ver. phesiz ba ok olan Sensin Sen." (3/l-i mran, 8) "Ey kalpleri halden hale deitiren Allah'm, benim kalbimi dinin zere daim ve sabit kl!" (Tirmiz, Kader 7; bn Mce, Mukaddime 13) "Bizi srat- mstakim'e ilet (ve onda daim ve sabit kl!)." (1/Ftiha, 6) min. (5)

nsann Asl Srat Kprs Dnyadadr


phesiz Biz ona(insana), doru yolu gsterdik. ster kreder, ister kfreder. (76/nsan, 3) Souk ve scak, siyah ve beyaz, gece ve gndz birbirlerine zttr. Tevhid ve irk, iman ve kfr, mmin ve kfir de birbirlerine zttr. Tpk bunlar gibi, Allah yolu ile eytan yolu, ilh nizamla beer nizam da birbirlerine zttr. Ve kinatta her ey zddyla kaimdir. Bu ztlarn yerlerinin deitirilmesi, dengenin bozulmasdr. Hakk btln yerine, btl da hakkn yerine geirmek, her eyin alt st olmamasna sebep olur. Geici lemle, ebed lemin arasnda sk bir mnasebet vardr. Her insan, gidecei ebed lemin azn, hazrln, hesabn, kitabn bu lemde yapar. Bu insana, bask uygulanmadan, zorlanmadan iki yol gsterilir. Bu iki yolda yrmede serbest braklr. Yollarn vasflar, k ve biti yerleri tek tek izah edilir. Hr irdesini kullanarak, doruyu tercih etmesi istenir. Yryecei yolun doru yol olmas, geerli olabilecek yol olmas art koulur. Ve insan, anlatlanlar dinledikten sonra kararn verir: Ya Allahn yolu, ya da btln yolu. Rabbimizin yolunun, doru olan yolun ad: srt- mstakmdir. Dnya, imtihan yeri olduu iin, bu yolda yrmek isteyenlerin yolculuunda dikkat edecei hususlar vardr. ayet dikkatli bulunmazsa ikaz ve iradlara kulak vermezse, bu yoldan ayrlm olmas, baka yollarda yolculuunu srdrmesi an meselesidir. Srt- mstakmin sanda ve solunda birtakm btl ve tehlikeli yollar olduu gibi, bizzat bu yolda yryen insanlarn nne geen, sandan, solundan kendisine yaklap btl yola kaydrmak isteyen eytan adl dman da vardr (7/Arf, 16). eytann cil grevi, Allah yolunun yolcularn bu yoldan uzaklatrp dier btl yollara kaydrabilme mcadelesidir. Hadis

rivyetine gre, kldan ince, kltan keskin bir kpr olan (Tc, 5/394) srat kprs, iman ve ameli geerli olacak kullar iin, zerinde evlerin, saraylarn yaplabilecei kadar da geni bir yol ve kprdr. Yine, sratn aas atetir, kavurucu bir ate. Ancak, bu kprnn zerinden geecek olan mminlerin tadklar nur, atei etkisiz hale getirebilecektir. Bilindii gibi nr ve nr da birbirine zttr. Srat kprs, deiik bir ekilde, fakat tad anlam itibaryla dnyada da vardr. Allahn yolu olan srt- mstakmle, cehennem zerine kurulmu olan srat kprs birbirine baldr. Dnyadaki srat, dnyann artlarna; hiretteki srat da o lemin artlarna gre tanzim edilmitir. Fakat tadklar hviyet, maksat ve anlam ayndr. Srat kprs incedir; srt- mstakm de ince bir yoldur. O yolda yrmek, sanld kadar kolay deildir. nsann nne konulan yzlerce yolu terkederek, reddederek srt- mstakmi tercih etmek, her kiinin kr deildir. stelik o yollar, insana daha czibeli, daha gsterili ve ssl, hev ve eytann teviki ile gzel gsterilen yollardr. Allahn yolunda yryen insanlarn yolculuklarna engel olmak isteyenler o kadar oktur ki, bu yolda yrmek, ateten bir gmlek giymektir. Elde ate tutmaktadr bu yolda yryen; atei atsa snecek; tutsa elini yakacaktr. Fakat bu atein tutulmas gerekmektedir. Zira ate imandr, cennetin bedelidir. Sratn altnda cehennem vardr. Srt- mstakmin sanda ve solunda da atee atlmaya sebep olacak ilerden, yollardan oluan bir hayat vardr. Dnyann hirete giden bir yol olmas gibi, srat ve srt- mstakm de, birbirine bitien bir yoldur. Dnyada srt- mstakmde yrmeyenlerin hiretteki srat gemeleri mmkn deildir. Yol, Allahn yolu, yolcular da Allahn kulu olduu mddete, bu kervan hibir ses ve hibir kimse durduramayacaktr. Btl dinler ve dzenler, hak yolun altndaki atelerdir. Allah yolundan ayrlmak demek, dnya ve hireti yakacak bu atei tercih demektir. (6)

Yol ve Yolculuk zerine Dnceler


Bu dnyada bir bir garip gibi yaa; yolcu gibi ol! Dnya iki kapl bir han/otel; insan da yolcu. Hidyet ve dallet adl iki yol var; birinin son dura cennet, dierinin de ate. Yolcuyu yoldan, yolu yolculuktan, yolculuu menzilden ayr deerlendirmek yanltr. Yolu bilmeyenlerin, yoldan km ve btl/yanl yolda olanlarn hak yolun yolcusunu anlamalar ok zordur. Yol hikyesi okumak, kiiyi yolcu yapmaya yetmez. Yolcuyu anlamann en kesin ve kestirme yolunun yola kmak ve yolcu olmaktan getiini bilmeyenler, dosdoru yolu ve o yolun yolcularn anlayamaz. Srt- mstakm adl o yol, insanlk tarihiyle yattr ve dnyann sonuna kadar, yolun en sonuna kadar yolcular bitmeyecektir. mr biter, yol bitmez; ama her yol cennete gitmez.

Kutlu yolun sdk yolcular, yolunu kesmek isteyen ekylara kar yol silhlarn yanlarndan ayrmazlar; onlar, tm artlarda yryen kervann yolculardr. Onlar bilirler ki, yolcu yolunda gerek. Neticeye ulamak isteyen bir yolcunun, tm dikkatini dier yolculara veya yoldan kanlara deil; yola vermesi gerektiinin uurundadr gzel yolcu. Yolculuk yapmak yerine, yola yatan, bir engele taklp dtyse kalkmak iin abalamayan, yolun kendi bulunduu eridinin dndaki eritlerden gidenlere elme takp tekme atan, yoluna devam etmeyi brakp yol, yolcu ve menzil zerine nutuk atanlar, doru yolun dosdoru yolcular olma vasfn kaybetme riskleri byk olan, yoldan kmaya aday kimselerdir. kt yolda kurallara uygun ekilde yaran, yol arkadalaryla yardmlaabilen, yola gelmeyen insanlara acyp yolun geniliini ve gzelliini onlara da gstermeye alarak yolculuunu biti noktasna kadar srdren insan, yolun sonunda dl almaya hak kazanacaktr. Allaha dayan, saye sarl, hikmete rm ol; Yol varsa budur, bilmiyorum baka kar yol. (M. kif) Durun kalabalklar, bu cadde kmaz sokak; Haykrsam kollarm makas gibi aarak. (Necip Fzl) Dnlmez ufkun akamlarna gelmeden ve yol yaknken, dosdoru yolun doru yolcusu olarak yola dmek, yola koyulmak yakacaktr hiret yolcusuna. Yolda yorulmak normaldir, hatta yalpalayp sendelemek de. Ama de kalka da olsa yola devam gerek; yola yatp yolu kapamak, dier yolculara da ihnettir. Yolu tkamaktansa yoldan kp bakalarna yol amak, menziline ulamak isteyenlere yol vermek, hi deilse dier yolcularn, o yola ba koyanlarn beddusndan kurtulmak demektir. Bakalarn yola getirmek iin, yola arann nc ve yolcu olmas, yola dmesi arttr. Yol gstermek iin, yolu, yoldaki engelleri bilmek ve yol haritasna sahip olmak da gerekecektir. Doru yolu bulmak ve yoldan kmamak iin rehbere ve yoldaki iaretlere uymann olmazsa olmaz nemde olduu unutulmamaldr. Dnya gurbetinde yol alan kiinin ana vatan ve baba oca cennete ulamamas iin, krk harmler yol balarn tutmu, yollar kesmi olsa da, yolsuzluk iinde yollanp yolunu bulanlar, yolu artmaya alsa da, yolcunun aznda takv var ise k yolu ihsn edecek, srt- mstakme hidyet edecektir yolun sahibi. Tm yolsuzluklarn ve yoldan kmann sebebi, hak yoldan sapmaktr. Her eyin yolu yordam olur da sonucu cennete kacak gzel yolun dzeni, iaretleri ve kurallar olmaz m? Asgar ve zam hz belirtilmez mi? ok yava gidenin, doru yolda zigzaglar izen, hangi eritte gittii belli olmayan yolcunun kazaya urama riski gibi; arlklar seven srat tutkunu insanlarn da ulamak

istedikleri yere sa slim erimeleri zordur. Srat kprs gibi uzun ince yolun, yolunca geilmesi iin, yolda ve yol arkadalarnn ayn yolun gerek yolcularndan seilmesi gerektiini unutmamal yolcu. Yol aznda, yol ayrmndayz; bitmek bilmeyen dnyev ileri yoluna koyma uralar, bizi ana yolumuzdan etmemeli, burada misafir ve yolcu olduumuzu unutmamalyz. Yoldan kalmamal, yolumuza/hedefimize bakmalyz ki, yolumuzu gzleyenlerin gzleri yolda kalmasn. Yol akl ver ya Rab! Bizi yolumuzdan etmek isteyenlere frsat verme. Bizi kendilerine nimet verdiklerinin yolu olan dosdoru yola hidyet et; yoldan sapm ve gazaba urmalarn yoluna deil Allahm!
Hayri Bilecik, Mefhumlardan Tefekkre, 99 vd. Ali nal, Kur'an'da Temel Kavramlar, s. 129-130 Cellettin Vatanda, Esenlik Yurdunun ars, 158 vd. Mahmut Topta, ifa Tefsiri, I; 77-78 . L. akan, Srat- Mstakim ve Yolcular, 153 vd. Abdullah Byk, Mslmana Mesajlar, s. 337 vd. Srat- Mstakimle lgili Ayet-i Kerimeler 1/Ftiha, 6; 2/Bakara, 142, 212; 3/Al-i mran, 51, 101; 4/Nis, 68, 175; 5/Mide, 16; 6/En'm, 39, 87, 126, 153, 161; 7/A'rf, 16; 10/Ynus, 25; 11/Hd, 56; 15/Hcr, 41; 16/Nahl, 76, 121; 19/Meryem, 36; 22/Hacc, 54; 23/M'minun, 73; 24/Nr, 46; 36/Ysin, 4, 61; 37/Sfft, 118; 42/r, 52; 43/Zuhruf, 43, 61, 64; 48/Fetih, 2, 20; 67/Mlk, 22. Konuyla lgili Geni Bilgi Alnabilecek Kaynaklar Hadislerle Kuran Tefsiri, bni Kesir, ar Y. C. 2, s. 108-119 Tefsir-i Kebir, Fahreddin Razi, Aka Y. c.1, s. 354-363 Hak Dini Kuran Dili, Muhammed Hamdi Yazr, Azim Y c. 1, s. 122-139 ifa Tefsiri, Mahmut Topta, Canta Y. c.1, s. 74-78 Fi Zlalil- Kuran, Seyyid Kutub, Hikmet Y. c. 1, s. 45-48 Tefhim'l Kur'an, Mevdudi, nsan Y. c. 1 s. 42 Fatiha zerine Mlahazalar, Hikmet Ik, Nil Y. s. 199-237 Fatiha Tefsiri, Azad, Bir Y. s. 239-297 Sorularla Fatiha Suresi, Zabit Ali Durmu, Ali ipak, YendaY. s. 183-188 Srat- Mstakim ve Yolcular, smail Ltfi akan, amil Y. Srat- Mstakim 1, 2, bni Teymiyye, (terc. Salih Uan) Pnar Y. Srat- Mstakim'de Yrmek in, brahim Balc-Medine Balc, Ebrar Y. slam Ansiklopedisi, amil Y. C. 5 s. 412 ve c. 3 s. 221-222 Kur'ani Aratrmalar, Mutahhari, Tuba Y. s. 139-146 Kur'an'da Temel Kavramlar, Ali nal, Krkambar Y. s. 128-134 Mefhumlardan Tefekkre, Hayri Bilecik, Hlbe Y. s. 99-105 Kur'an'da nsan ve Toplum, Ekrem Sarolu, Pnar Y. s. 221-223 lk Mesajlar, M. Ali Balta, Birleik Y. s. 31-35 Esenlik Yurdunun ars, Celaleddin Vatanda, Pnar Y. s. 158-171 Fatiha Suresi ve Trke Namaz, Sait imek, Beyan Y. s. 56-63 Yeryznn Varisleri, Kul Sadi Yksel, Madve Y. s. 177-192 Namaz Dualar ve Sureleri, Ali Akpnar, Suffe Y. s. 81-84 Mslmana Mesajlar, Abdullah Byk, Suffe Y. s. 337-340 Kur'an ve Snnete Gre Tevhid ve Akaid, Muhammed Karaca, Ribat Y. s. 140-143 Yeni slam lmihali, Sleyman Ate, Yeni Ufuklar Y. s. 585-587

You might also like