You are on page 1of 185

AZZLER VE

LMLER
TURKESI: OSMAN AKINHAY

agorskitapl

TERRY EAGLETON
1943, Salford doum lu. Cam bridge niversitesini bitirdi ve ayn niver
sitede ksa bir sre retim yelii yapt. 1969da O xford niversitesind e almaya balad. Sonraki yllarda Neu Left Review bata olmak
zere eitli dergilerde yazlar yazd, edebiyat kuram alannda nem li
almalara imza att. H alen O xforddaki grevini devam ettirmektedir.
Balca yaptlar arasnda Shakespeare ve Toplum (1967), Srgnler ve Ml
teciler (1970), Marksizm ve Edebiyat Eletirisi (1976), Eletiri ve ideoloji
(1976), Walter Benjamin ya daDevrimci Bir Eletiriye Doru (1981), Edebiyat
Kuram (1983), Eletirinin levi (1984), Estetik ideolojisi (1990), ideoloji: Bir
Giri (1991), Postmodemizmin Yanlsamalar (1998) Kap Bekisi (2001) ve
Tatl iddet (2002) saylabilir. Ayrca, Brecht and Company (yaymlanmad)
ve Aziz Oscar (1990) baln tayan iki oyun kitab vardr.

OSMAN AKIN HAY


1960, zmir, dem i doum lu. 1976da SBFye, 1980de hapse girdi. e
ride evirmenlie balad, 70 kadar kitap evirdi. Gn Aarmasa (2002)
adl bir rom an; Piyasa Sosyalizmi Tartmas (1991) ve zcan zenle bir
likte hazrlad eenistan: Yok Saylan lke (2002) ve Dnyann Btn So
kaklar isyanda (2003) balkl derlem esi var.

AZZLER VE
LMLER
Tery Eagleton
T rk esi: O sm an A k nhay

6
agorckitapl

Azizler ve limler
Terry Eagleton
Eserin zgn ad:
Saints and Scholars
Verso, Londra, 1987
Kapak tasarm: Mithat nar
Dizgi: Emine Akmhay

1987, Terry Eagleton


2003; bu kitabn Trke yayn haklan
Agora Kitapl 'na aittir.
nc Basm: Kasm 2003
1.-2. Basm: 1992-1998 (Ayrnt)
ISBN: 975 - 8829 - 12 - 2

Bask ve Cilt: Kitap Matbaaclk


Tel: (0212) 501 46 35

AGORA KTAPLII
Gmsy Mahallesi Osmanl Yokuu,
Muhtar Kmil Sokak No: 5/1 Taksim/STANBUL
Tel: (0212) 243 96 26-27 Fax: (0212) 243 96 28
www.agorakitapligi.com
e-posta: agora@agorakitapligi.com

Herbert McCabe iin...

Bu rom an btnyle fantezi r n deildir. nl Rus eletirm en Miha


il B ahtinin aabeyi Nikolay Bahtin, gerekten de ngiliz dil feslefesi ge
leneinin en nde gelen filozofu Ludwing W ittgensteinin yakn bir ar
kadayd. W ittgenstein gerekten de, bu m etinde varsaylandan daha
gen bir zam anda olm akta birlikte, bir sre rlandann bat kysndaki
bir kr evinde yaamt. Dier blm lerin ou uydurmadr. (T.E.)

Metnin iindei dipnotlarda yaplan aklamalar, bu romann, Tuncay Birkann


yayna hazrlad ilk basmndan alnmtr, (y.n.)

AZZLER VE
Al im l e r

BR

12 Mays 1916 sabah saat altya on kala, D ublindeki Kilm ainham H apishanesinde kap birdenbire alp kk
bir grup hcreye dizildiinde, Jam es Connoly ieride uzan
m yatyordu. Birini kuruna dizmek iin bu kadar ok g
revlinin gerekmesi hayret vericiydi. Alan kapdan ieri u
srayla girdiler: Gardiyanlar Sean M cGrath ve Damian
Walsh, bagardiyan Francis Xavier Mather, Kilmainham Ha
pishanesi M dr William Martin, D ublindeki St. Bene
dict inancna bal bir m ahalle kilisesinin rahip yardmcl
nn yan sra, hapishanenin rahipliini de yapan saygde
er Thom as Kelly, h ap ish an en in badoktoru Kiernan
O Brien ve ngiltere iileri Bakanl adna gzlemci ola

rak bulunan hkm et grevlisi Henry Crichton. Mahk


m un gvenliinden sorumlu iki gardiyan Robert Keams ve
Patrick Doyle zaten hcredeydiler. M ahkm un kar koyma
ihtim aline kar, arkalarndan gelen nem li grevlileri ko
rum ak amacyla hcreye ilk nce McGrath, Walsh ve Mat
h e r girdiler. Dokuz kii darack yerde omuz om uza skr
ken, tribnlerdeki futbol tutkunlar gibi dirsekleriyle ken
dilerine biraz daha yer amaya alyorlard.
Connollyye, birka dakika sonra sabahn erken saatle
rinde iseleyen yam urun altnda kuruna dizilecei krm
z tula duvarn nnde kolay seilsin diye parlak yeil bir
tulum giydirmilerdi. Tulum, Connolly korkudan altna ya
parsa pis bir leke kalmasn diye kaln bir bezden yaplm ve
direnm eye kalkarsa pislik etrafa dalmasn diye de kala
taraf iyice sklmt. Dua ediyor gibi bir hali yoksa da, elin
de mavi bir tespih tutuyordu. Oyunbozanlk ederek b irden
bire yutmaya ya da kendini tespihle bomaya kalkmamas
iin biraz sonra tespihi elinden alacaklard. Kars Lillie
Reynoldsun fotoraf, sanki uzun uzun incelenm i ve veda
lalm gibi, tersine evrilmi biim de hcredeki masann
stne dzgnce konulm utu. M ahkm un direnm esi ha
linde kullanlmak zere btn gardiyanlar bellerinde ar
tahta coplar tayorlard. M cGrath ve Walshun ceketlerinin
altnda tabancalar da vard; ola ki Connolly, daha o sabah
rlplak soyulup aranm asna karn, belki tam bu anda
kullanlmak zere saklad bir silah karabilir ya da orada
kilerden birinin zerinden alabilirdi. Keams ile Doyleda,
norm alde kem erlerine asl olan, am a u anda karp cep
lerinde hazr tuttuklar birer ift kelepe bulunuyordu. Dr.
O Brien, iinde kuvvetli dozda yattrcyla dolu bir nnga
bulunan byk, siyah antasn yannda getirmiti. anta

da, aynca bir tatszlk kmasn, karsa da m uhtem el bir


paniin domasn nlem ek iin gerekebilecek baka eyler
de vard: Kopal eritlerle tutturulm u kare biimindeki
kaln kahverengi deriden yaplma kocam an bir az tkac
ve bir idam gmlei. Connolly boumaya kalkarsa, bagar
diyan onu engellem ek iin elinin altndaki birka ara ara
snda bir tercih yapabilecekti: Vurma, dvme, uyuturma,
az tkac kullanm a ya da bandan idam gmleini geir
me.
Otuz sekiz yandaki H enry Crichton, m ahkm dan on
ya daha kkt. nceki sabah F am boroughdaki msta
kil evlerinin kapsnda karsna perek veda etmi ve nce
Liverpool trenine, sonra da D ublin vapuruna binmiti. r
landaya daha nce hi gelmemiti; iileri Bakanlnda
rlanda masasnda deil, hapishanelerle ilgili bir blm de
alyordu. ounlukla tuvaletlerden birinde kusmakla ge
en, rahatsz edici b ir gemi yolculuu yapmt. Crichton
midesi buland diye utanyordu, oysa yan banda kusan di
er kiiler o nu ayplayacak halde deillerdi. Bazlar, za
m anlarn, gemi hoplayp dururken sert siyah biray yuvar
layp, tuvaletle bar arasnda kouturarak geirmilerdi; ba
zen ayn anda hem kusup hem iiyor, aralarnda dosta kfrleiyorlard. C richtonu n aklna, belki de denizin te ta
rafnda tank olaca olayn beklentisiyle, henz Liverpool
trenindeyken m idesinin bulanm aya balad dncesi
geldi. Bu greve ned en kendisinin seildii ve oraya varn
ca ne yapmas gerektii konusunda en ufak bir fikri yoktu.
m r boyunca topu topu ya da d rt rlandal tanm,
hatta daha nce ar hasta olan tek bir kii dahi grmemi
ti. Acaba bana garezi olan bir am ir yznden mi beni seti
ler, diye bir dnce geti aklndan. ocuksu, masum gr

nnn farkndayd; Bakanlktaki bir amiri, kuruna dizi


len birini seyretm enin o n u adam edeceini dnm ola
bilirdi. Kdemli idareciler iinde, sabah akam, bro ileri
nin kadm slm dan yakm an bir sr subay eskisi vard.
H crede dikilen C richton, Connollynin ufak tefek biri
olm asna amt. Belki de adam n etkili bir konumac ve
militan bir ii eylemcisi olarak kazand n d en farkna
varm adan etkilendii iin, o n u boylu poslu biri olarak ha
yal etmiti. Connollynin E dinburghun kenar m ahallele
rinden birinde, gsterili bir fizie sahip olm asna izin ver
meyen koullarda bydn bilmiyordu. M ahkm un
bitkin ve hastalkl grnm esini doal olarak korkuya ba
lamt. Connollynin aslnda korkudan deil (geri korku
yordu da), yeil tulum unun iinde, D ublindeki sokak at
m asnda ald yaralara yaptrlan bandajlarla san p sarma
land iin byle grnd aklnn ucundan bile gemi
yordu. A det olduu zere hcresinde masada oturm ak ye
rine yatana uzanm asnn nedeni, pusu kuran bir askerin
tfeinden kan m erm inin sol ayak bileini param para
etmi olmasyd. M ahkm larn, ziyaretilerini yatarak deil
de oturarak karlamalar eski b ir gelenekti. H apishane M
d r William Martin gelenee uymayan bu durum dan ra
hatszd: Connollynin idam ekibini yatakta karlamas, bir
partiye gelen misafirlerin ev sahiplerini yatakta bulm alar
gibi ayp kayordu. Bu yzden Keams ile Doylea, ayaklar
n destek olsun diye masann bacaklarna dolayp, m ahk
m u masaya oturtm alarn em retti; am a Connollynin dizle
ri tutm uyordu, az kalsn boylu boyunca ta demeye serile
cekti. M ahkm o sabah saat ncesine kadar lm hcre
sinin iini bile grmemiti; doktorlarn son birka gnde,
kuruna dizilmeye hazr olmas iin canla bala o n u tek par-

a haline getirmeye altklar Dublin Kalesindeki hasta


nede yatmaktayd. Zaten im diden, doktorlarn sradan bir
hastaya vermeyi akllarna bile getirmeyecekleri dozda uyu
turucu alm durum dayd. Bir an iin ayann kesilmesi ih
tim alinden ve dolaysyla idam m angasnn karsna kk
bir paras eksik olarak kacandan korkulm utu. Crichto n a bunlar anlatrken, hapishanede kesilen eitli organ
larnn yadigr olarak yal annesine gnderilm esini isteyen
ve b u n u n zerine hapishane yetkilileri tarafndan firara te
ebbsle sulanan yal bir m ahkm hakkm daki espriyi tek
rarlam adan edem em ilerdi. William Martin, hasta bir ada
m yatandan kaldrp kuruna dizmeye gtrerek doku
nakl bir efsane yaratmak d a istemiyordu. Kald ki o rd u da,
askeri m ahkem enin Connollyyi yatakta yarglamasnn s
kntsna katlanm ak zorunda kalmt ve artk gelenee uy
mayan hareketlerin olabildiince azaltlmasn istiyordu.
Connolly hl akacak kan varken kuruna dizilmeliydi.
Bagardiyan Francis M ather bir kbus grmt. Kendisi,
m ahkm u zam ana kar yantaymasma srklerken,
Connollynin oraya buraya salan paralarn da rzgr
alp gtryordu. M ather durm adan yere eilip, toplad
paralan yeniden m ahkm un iine yerletirmeye alr
ken, Connolly att h er adm la biraz daha boalyor, avluya
vardklarnda bo bir posta uval gibi sallanyordu. Geriye
tek bir paras kalmt; uvaln yree denk gelen yerinde
ki inip kalkan ikinlik. M ather eliyle skca buray tutup, bu
ikinliin tfekler iin yeterli bir h ed ef olacan umarak,
uval hzl hzl duvara ivilemiti.
Crichton, m ahkm un masasnda iki bo ay barda ara
sna dizilmi bir dizi kitab, bir ncil ya da belki bir dua ki
tab, kenarlan bklm bklm olm u bir dizi bror ve bir

ka kaln ciltli kitab olduunu grd. Connollynin yazar


olduunu biliyor, son gnlerini kendi yaptlarn incele
mekle geirip geirmediini m erak ediyordu. C richtonun
gznde edebi bir kiilik izlenimi brakmamt. O anda da
ha ok pazar gezmesine km, b o d u r bir yol iisini and
ryordu; zerindeki tulum buna pek uymasa da, daha yeni
sabunla ykanm gibi grnen yz ve bayla, kafatasnn
hem en dibinden krplm siyah salaryla, serte geriye ta
ranm roucho Marx byklaryla tuhaf bir grnm sun
maktayd.
Hcreye girenler bir yelpaze gibi alarak kabaca iki
grup oluturdular; m ahkm un ayaa kalkp onlar selamla
masn beklercesine gzlerini Connollynin stnden ayr
myorlard. H azr bulunanlar iinde m ahkm u kiisel ola
rak tanyabilecek kadar dk, ama inisiyatif kullanabilecek
kadar yksek rtbeli tek yetkili olarak, m ahkm a ilkin ba
gardiyann hitap etmesi det olmutu. M ather gzlerini, ya
taa boylu boyunca uzanm Connollyye dikti ve em ir ver
meyle hal hatr sorma aras bir ses tonuyla, Tamam, Jim ...
dedi. Connolly de dnp M athera bakarak, Tam am , diye
karlk verdi. Bir-iki laf daha etse, belli belirsiz sko aksanyla kark Kuzey rlandal aksanyla konutuu anlalabi
lirdi.
Crichton, Connollyyi hcreden nasl karacaklarn
m erak ediyordu. dam m ahkm larnn, yapabilecek du
rum da olsalar bile, ayaa kalkp lm e yrm elerinin bek
lenm ediini biliyordu. Connolly dierleri gibi bir sandalye
ye oturuyor olsayd, Walsh ya da McGrath, M atherm iare
tiyle sandalyeyi anszn tekmeleyecek ve m ahkm dm e
m ek iin kollarn aarken, dier gardiyan ellerini yakalayp
kelepeyi bileine geiriverecekti. Geri dikkat gerektiren,

kolayca yzlerine gzlerine bulatrabilecekleri bir uygula


mayd bu, am a lm hcrelerinde yerlemi bir detti. Gar
diyanlarn, ne kadar deneyimli olurlarsa olsunlar, o anda si
nirlenm eleri byk ihtimaldi; bu yzden idam sabah bir
birlerini kobay olarak kullanarak, bu manevray birka de
fa prova etm ek zorunda kalrlard. Aslnda, pratik adan
bakldnda m ahkm un sandalyesini tekmelemeye gerek
yoktu, am a psikolojik adan, bir sonraki daha byk oka
zemin hazrlayan bir iddet gsterisi ilevini gryordu.
M ahkm u bir rpda bir nesneye eviren ve bylece o za
m ana kadar onunla senli benli bir yaknlk kurmu gardi
yanlarn m ahkm u lm e gtrm elerini kolaylatran, asl
iin baladn gsteren simgesel bir hareketti. Sessiz seda
sz pelerinden gelmeyecei varsaylan m ahkm , bu ekilde
potansiyel olarak saldrgan, korkak ve ibirliine yanama
yan biri konum una getiriliyordu. eri girdiinizde um ursa
maz bir hareketle sandalyesinden kalkan ve kendi isteiyle
sizinle birlikte kapdan kan bir adam n kuruna dizilmesi
de yakksz, hatta m ide bulandrc bir ey olurdu herhal
de. stelik byle durum larda m ahkm un havadan sz et
mesi ya da ocuklarnzn saln sormas gibi, katlanlma
s m m kn olmayan bir m izansenin ortaya kmas ihtim a
li dahi sz konusuydu.
Ancak Connolly yatyor olduu iin, Walsh ve McGrath,
m ahkm un yatana yaklap kollarn boynuna dolayarak,
byk bir dikkatle onun ayaa kalkmasna yardmc oldu
lar. Crichton, bu ilemi kolaylatrmak iin, ona yaklatkla
rnda Connollynin hafife dorulduunu fark etti. gd
sel bir hareketle m ahkm un tanaca yolu amak zere
kapnn n n d en ekildi; lm m ahkm larnn hcreden,
girdikleri kapdan km adklarn bilmiyordu. lm e gi

den birini, hele bir de feryat edip altna yapyor ve srk


lenmesi gerekiyorsa, uzun koridor labirenderinden geir
m ek gereksiz bir zahm ete katlanmak olurdu. Ayrca, dier
lm m ahkm larnn btn olan biteni yakndan izleme
sine, kaplarnn n n d en geen kader yoldalarnn lk
larn dinlem esine izin vermek yakk almazd. Bunun iin
M cGrath ile Walsh, Connollyyi dik tutarken, Ream s ile
Doyle da yatan karsndaki duvara dayal d uran kk
dolab yana ektiler. Dolap krk m antolar ya da gece kya
fetleriyle dolu olm adndan kolayca yerinden oynad. Ar
kasnda gizli bir kap vard, M ather bu kapy bir anahtarla
at. Kapdan nce kendisi geti ve gardiyanlara Con
nollyyi getirm elerini iaret etti. O nlarn ardndan da ped er
Kelly ve dier grevliler ktlar. Crichton anszn, bo bir
garaja benzeyen plak bir beton barakada bulm utu kendi
ni.
Walsh ile M cGrath, Connollyyi kapnn hem en yannda
duran sedyeye yatrdlar. Arkasndan, sedyenin iki ucundan
tutup, dar barakann iinde kardaki baka bir kapya do
ru birka adm attlar. C richton infaz odasnda bulundukla
rn anlamamt; buras, Connollynin lm hcresinin bir
duvarla ayrlm baka bir blm yd. dam m ahkm lar,
haberleri olm adan son gnlerini idam sehpasndan sadece
b ir tkrk atm uzaklkta geirirlerdi. W estminsterdaki
baz kiilerin Connolly iin kurundan daha uygun b ir son
olarak dndkleri idam sehpas odann sol ucunda duru
yordu, ancak Crichton idam sehpasn, giyotine benzeyen
ve basamaklarla bir platforma klan tahta bir yap olarak
hayal ettiinden, bunu fark etmemiti. lgna dnm bir
adam basam aklardan karmak g bir i olduundan, seh
pa denilen ey, aslnda barakann demesindeki basit bir

kapaktan ibaretti. C richton bu yzden grmemiti. Kapa


n yukarsnda, ilmiin sallanaca alak bir beton kiri
vard. P eder Kelly, parmayla dua kitabndaki bir yeri tu
tarak sedyeye eilmi, fsltyla Connollyye bir eyler anlat
yordu. Birka saat nce m ahkm o n u n huzurunda son kez
gnah karm; o da m ahkm u ekm ek ve arapla kutsamt. br utaki kap kilidi deildi, M ather kapy at ve sol
gun sabah nda infaz ekibi grnd.
H apishane avlusundaydlar. Solda, n n d e Connollynin kuruna dizilecei, nceki infazlarn mermileriyle
delik deik olm u kasvetli tula duvar bulunuyordu. Sada
Lancashire Piyade Alay ikinci taburundan sekiz asker, kep
lerinde alayn nian olan sar sorgularla, sicim gibi yaan
yam urun altnda esas duruta bekliyorlard. Tfeklerden
biri kurusk doldurulm utu. Bu sekiz asker nianclklar,
iyi karakterleri, salam sinirleri ve sk azllklar gz
n nde bulundurularak zellikle seilmilerdi. nsan bo
yundaki kukla hedeflerle defalarca prova yapmlard ve
m oral bozucu grevlerine karlk olarak kendilerine eit
li ayrcalklar tannacakt. Avlunun teki ucunda, ngiliz
Gizli Servisinden, ayak altnda dolamamaya alan sivil gi
yimli bir-iki kii geziniyordu. dam m angasnn gr alan
dnda kalan blm de bekleyen bir gardiyan, elinde m ah
km un stndeki tulum un rengine uyan yeil bir bez tor
bayla yaklat. McGrath, Walsh, Keams ve Doyle, Connollyyi ayaa kaldrrlarken, Keams bileklerini arkadan ke
lepeledi ve yeni gelen gardiyan da yeil torbay m ahk
m un bana geirdi. Bu hareketin amac, infaz srasnda
Connollynin zaten yeterince grm olduu idam manga
sn, idam m angasnn da o n u grm esini engellem ekti. Pe
d er Kelly, dua kitabyla sinirli sinirli oynarken, kafasna tor

ba geirilmi Connollyye fsltyla bir eyler anlatmaya de


vam ediyordu.
Tam bu anda, herey yolunda giderken, kk bir aksi
lik kt. Connollyyi ayakta tutan Walsh ile Doyle, onun
kuruna dizilirken ayakta duramayacan anlamlard.
Walsh bu kefini alak sesle M athera aktard, M ather da
hzla durum u gzden geirdi. Connollyyi duvar dibine ya
trm ak ie yaramazd, o zaman ok ufak bir h ed ef haline ge
lecekti. te yandan hi kimse, kurun yam uruna tutulan
bir adam n ayakta durm asn salamaya gnll olmazd.
Mather, hapishane m drne yaklaarak nerisini fsltyla
syledi. M artin biraz isteksizce ban sallad ve lm m an
gasnn bandaki tem ene danmaya gitti. Sonra Martin in M athera bayla iaret etmesi zerine, Walsh, herey
olaan ak iinde gitseydi Connollynin oturm u olaca
sandalyeyi getirm ek zere hcreye yolland. Temen, sra
n n bandan sonuna kadar yryerek askerlere ileyiteki
kk deiiklii bildirdi. Walsh sehpann bulunduu bara
kadan elinde sandalyeyle kt ve Connolly duvarn nnde
sandalyeye oturtuldu. Bandaki torba olmasayd, kapal tri
bnde oturuyorm u gibi kendi infazn seyredebilirdi.
Gardiyanlar lm m ahkm unu sandalyeye dik biimde
oturtup geri ekildiklerinde Connolly yana devrilmeye ba
lad ve m dahale edilerek elle yeniden dorultulmas ge
rekti. M athern bir sz zerine McGrath infaz barakasna
girip gzden kayboldu. Aradan epeyce bir zaman ged.
Lancashire Taburu, kom utanlarnn emriyle rah at durua
geti, iki gardiyan sandalyede Connollyyi hl dik tutuyor
lard. Bu arada P eder Kelly de kararsz bir ifadeyle Con
nollynin etrafnda dn p durmaktayd. S onunda McGrath
elinde bir iple kageldi. Walshla birlikte ipi gsnden iki

kez dolayp arkadan dmleyerek, Connollyyi sandalyesi


ne baladlar. M ahkm artk kafasndaki yeil torba ve ba
lanm bez tulumuyla, son insanlk izlerinin de btnyle
silindii, ii doldurulm u bir mumyaya dnm t. Peder
Kelly ile gardiyanlar askerlerin n n d en ekildiler ve te
m en, M dr M artine sinirli bir bak frlattktan sonra,
ate em rini verdi. Bo bir kovanla birlikte yedi hakiki kur
un Connollynin gsne sapland. Olay ok da tarihsel
bir olay deildi, fakat sonradan b u hale getirilecekti. O sa
bah avluda bulunan insanlar, Jam es Connollynin iini bitir
mekle kendi kuyularn da kazdklarm bilemezlerdi.
Tarih, Irlandal G nlller ve rlanda Yurttalar Ordusunu n isyanc cum huriyeti birliklerinin genel kom utan
ve rlandann geici cum huriyet hkm etinin bakan yar
dmcs Jam es Connollynin 12 Mays 1916 gn Kilmainham H apishanesinde sandalyeye balanarak kuruna dizil
diini kaydeder. Ancak tarih hibir zam an gerekleri en an
laml srasyla kaydetmez ve estetik bakm dan en ho biim
de dzenlemez. N apolon, W aterloo Savandan sa kt,
am a orada ldrlseydi simgesel bakm dan daha anlaml
olurdu. Florence Nightingale 1910a kadar yaad, am a ta
rih asndan bunun bir nem i yoktu. Byron, Yunan bam
szlk savanda m uharebe alannda lmeliydi, savan orta
snda yksek ateten deil. Connollynin gsne de yedi
kurun sapland, am a ona ulaamadlar, en azndan burada
ulaamadlar. yleyse, gelin bu m erm ileri havada yakalaya
lm, b u skk olaylann iinde Jim m ynin kaabilecei bir
alan aalm ve o nu tarihin kasvetli srekliliinden koparp
bam baka bir yere uuralm .

vte/

Jam es Connollynin idam nn infaz edilm edii gnn


akam ge saatlerde, B ertrand Russell, C am bridgee bal
Trinity Collegedaki odasnda krmz B ordeaux arab
ierken, srgledii d kaps telala alnd. Russell, s
kntyla kadehine bakt: Sknts, srgsn ekmi birini
kim senin rahatsz etm em esi gerektiini dnm esinden ve
gelenin kim olduunu tahm in etm esinden kaynaklanyor
du. H om urdanarak tahta srgy birka santim oynatnca,
yakas ak bir gm lek ve yamal bohaya benzeyen gri bir
pantolon giymi srm gibi b ir adam n ona sert sert bakt
n grd.
Russell, dedi adam , ben kendim i ldreceim .

Russell, onu anladn gsteren bir hareketle ban sal


layp, zorlama bir davet hareketiyle kapy biraz daha arala
d. Ziyareti ise kafasn sallayarak ieriye girm ek istemedi
ini belirtti.
Sen benim dairem e gel, hem de h em en . Ar tiz sesin
de mzmz, Germ en rkna zg bir ton vard.
Russell, derin bir i ekti ve arap iesiyle kadehini al
mak zere odasna dnd. W ittgensteinin dairesinde iki
olm adn, hatta tahta b ir sandalyeden baka eya bulun
m adn biliyordu. Kapya doru yrrken aklna b ir ey
geldi, alelacele dn p cebine bir paket sigara tktrd.
W ittgensteini dinlem ek vakit alabilirdi. Bir an iin yatan
dan bir battaniye kapp gtrmeyi de dnd, nk
W ittgenstein, odasnda herhangi bir stc bulundurm ann
kendisini zayf dreceine inanrd; hem bu, uzun sre
oturm aya niyetli olduu anlam na da gelebilirdi. Lksleri
ni yklenip tahta srgy hzla ekti ve W ittgensteinin ar
kasndan dar m erdivenlerden indi, birlikte byk avlunun
solgun na ktlar. Sada, pantolon paalarn dizlerine
kadar kvrm ve gm leklerinin n darm adank duran
bir grup smokinli renci, birbirlerini Byronn sevgili ay
sn balad havuza atyorlar; okulun krek takm na ye
bu orm an gzelleri saa sola su sratyorlar, dudak bzp
nazl nazl diz bkerek birbirlerine sulu akalar yapyorlar
d. Ufak tefek iki retim yesi kapcnn kulbesini ve b
yk kapy ar ar ekip sessizce yollarna devam ettiler,
Trinity Sokann parke talarndan karya geip, Witt
gensteinin dairesinin b u lunduu Whewell binasnn rutu
betli inine girdiler. Russell, yol arkadann hafif Schubertvari, neeli bir ezgi m rldandn fark edip irkildi. Konu
dk oraplar ve dizlerine kadar inen ssl, m or bir rob-

dam br giyinmi gen bir adam , elinde boyunlarndan


kavrad iki ie beyaz arapla Whewell binasndan frlad
ve anszn sokan karsndaki arkadalarna brd.
Russell, herhalde kyafet balosuna gidiyor diye dnd,
am a C am bridgede byle eylere karar verebilm ek olduka
gt. ki filozof, W ittgensteinin dairesine giden merdive
ni tek sra halinde ktlar. Russell, kala gz arasnda kap
n n dna dizilmi ezlonglardan birini kapverdi. O dada
mobilya ve kitap cinsinden hibir ey yoktu: W ittgenstein
yalnzca dedektif ykleri ve St. Augustine okurdu. ez
longlarla uraa uraa artk baya uzmanlam olan Rus
sell, ezlongu tek eliyle ustaca at, iesiyle kadehini hal
nn stne yerletirdi ve meslektann sze balamasn
bekledi. W ittgenstein odadaki tek sandalyede oturuyor, ta
van dikkatle gzden geiriyordu; sanki yellenmi gibi an
lk bir hiddetle Russella bakt ve kendini bom a denem e
si yaparcasna elini boazna gtrd. nl sem inerlerini
verdii oda buydu; burada, bir fikir dourm ann azabn
ekerken gzbebekleri oynar ve bedeni acyla kvranr bir
halde en az on dakika t km adan dururdu. Bu srada
meslektalar da, dnya basnnn gaz odasnda can veren
bir kurbann son rpnlarn seyredii ya da bir grup dok
torun ar derecede kabzlk eken bir hastay gzleyileri
gibi, p r dikkat evresine toplanrlard.
Bir adam , deyiverdi W ittgenstein birdenbire, elbisesi
nin iinde gelincik ya da baka b ir kk hayvan tayp bu
n un farknda olmayabilir. Duraklad, Russella tedirgin bir
bak frlatt. Bunun m m kn olabileceini kabul ediyor
m usun?
Russell ksa bir sre dnd. Sonra da, Pek m m kn
grnm yor, sonucuna vard.

W ittgenstein eliyle sabrsz bir hareket yapt. Samala


m a Russell, tabii ki m m kn. Diyelim ki adam n biri, h er
hangi bir nedenle kard p an tolonunu bir tarlada brak
m ve bir gelincik ya da baka bir kk yaratk, rnein
bir kokarca, tarla faresi ya da bir kirpi paasndan ieri gir
mi olsun. Sonra adam pan to lo n u n u yeniden giyer ve bu
durum dan habersiz, ekip gider. htiyatl bir bakla Russell szd. Bunun tmyle m m kn olduunu kabul edi
yor m usun?
Russell kar kt: H adi canm , bir adam pantolonunda
bir kirpiyle dolaacak da b u n u n farkna varmayacak, olur
m u yle ey?
W ittgenstein bir sre Russella dnceli dnceli bak
t. Sonunda, arkadann kavray kdn balarcasna,
Pekl, dedi. Belki kirpi olmaz. Ama gelincie de itiraz
etmezsin herhalde.
Bilirsin, gelincikler baya byk yaratklardr, dedi
Russell, ihtiyatla. Acaba W ittgenstein bcekten zehirlendii
korkusuna m kaplmt?
W ittgenstein iki eliyle ban kavrayp pencereye doru
iddee sallad. Zorluk karyorsun, Russell, diye tersle
di. Bu akam kafan nedense ekilmez derecede dz ve ba
ya biim de alyor sanki. Pekl, deyip, derin bir i da
h a ekti. Gel ok kk bir yaratkta, mesela bir fndk fa
resinde anlaalm. Bir adam panto lo n u n u n paasnda hi
haberi olm adan bir fndk faresi tayabilir.
Peki, dedi Russell, lafn devam gelsin diye.
Sonra belki birisi, adam n kars diyelim, pantolonda
fndk faresinin dolatn fark edip, ona P antolonunda
srnen bu ey de nedir, H eny? (ya da George ya da ada
m n ad neyse) diye sorabilir.

Russell byk altndan glm sem em ek iin kendini zor


tuttu. Yzn ciddiletirerek, Evet, Wittgenstein. Sorabi
lir, diye onaylad.
W ittgenstein, sandalyesinde biraz geriye kaykld, burnu
n un ucu titriyordu; Russell bunun, W ittgensteinn kavram
sal orgazma yaklatnn iareti olduunu bilmekteydi. Ak
si takdirde ehresi neredeyse ifadesiz bir hal alr; gm rk
ten elini kolunu sallayarak geen bir kaak gibi, gizli gizli
birtakm hesaplar yapyor da bunlar ak etm em ek istiyor
mu izlenimi veren bir dudak ifadesi taknm ann dnda
kaskat kesilirdi.
Ama ayn adam, Russell, aya acsa bundan habersiz
olamaz, deil mi?
Russell durum u abucak inceledi. Anestezi uygulanm
olabilir, demeye cret etti.
Wittgenstein ona kmseyerek bakt. Kuru bir sesle,
Anestezi uygulanan birisi, acs olduu halde hissetmeyen
biri deil, sadece ac ekmeyen birisidir, dedi.
Russell, apalln hafif bir ba hareketiyle kabullendi.
Wittgenstein, sesine hafife yerleen bir zafer edasyla
devam etti: Bu yzden, ac ektiimi biliyorum, dem ek tu
haf kaar.
Russell endieyle, ite imdi anlyorum, diye dnd.
Wittgenstein srdryordu: nk ac ektiimi bilme
mem gibi bir ihtimal kesinlikle yoktur. Ksaca, ayamdaki
ac, pantolonum da dolaan tarla faresiyle ayn ey deildir.
Russell, Kendini ldreceini sylemitin galiba, diye
rek hatrlatt.
W ittgenstein onu iitmie benzemiyordu. Sandalyesin
den kalkp, paha biilmez deerde narin eyalar tayormuasna yavaa yere eildi; kafas Russella, ayaklarysa

duvara dnk biim de halnn zerine uzand. Russell bir


an grlm eyiinden yararlanp, kadehle uraarak zaman
yitirmektense, ieyi kafasna dikti ve W ittgensteinin ayak
larna bakarak konumaya balad: le yem einden nce
Neville avlusunda M oorea rastladm. Sanrm sonunda ke
ileri karm. Ellerini yzme doru kaldrp, Ellerimin
var olduunu nasl bilebilirim? diye sordu. Ben de kn si
lip silmediini kontrol etmesini syledim. Salak herif.
Wittgenstein uzun sre azn amad. Russell acaba
uyudu m u diye dnd, am a sonra W ittgensteinin ok
en d er uyuduunu hatrlad. A rdndan, AvusturyalInn aa
dan gelen hafif bouk sesi duyuldu: Bu tr bir kukunun
anlam tayabilecei bir balam yoktur. Ban biraz kaldr
d. O kuduu gazetede yazlanlarn doru olup olm adn
anlam ak iin ayn gazeteden birka tane daha alan bir
adam gibi.
W ittgensteinin ne dem ek istediini kavramayan Russell,
suratn asarak, perdesiz pencerelerden Christ Collegen
kararm kulelerine dikti gzlerini. Akam, ilk saatlerdeki
kadar elenceli geecee benzemiyordu. W ittgenstein onu
ardnda, M drn yine sandalyeden dt High
Tabledan daha yeni gelmiti. retim yeleri odasnn
ua o n u sandalyeye ne denli skca oturtursa oturtsun,
M dr h e r zaman kayp dm enin bir yolunu buluyordu.
Yksek kollu koltuklan bile denem ilerdi, hatta uak, onu,
yarm yzyllk hzl hayatnn izlerini tayan cbbesinin
kollanndan sandalyeye balamaya dahi kalkmt. H erhal
de, diye dnd Russell, ona bir m am a sandalyesi alp ye
m ek niyetine de lapa verseler daha iyi olacak. Mdr, re
tim yeleri odasnda tatl servisi yaplrken papaan taklitle
ri yapmaya balamt yine; azn ap komik biimlere so

karken, yemek sularn dkyor, koyu m aun masann n n


de tiz sesler karyor, lklar atyor, prsm iki penesi
ni dier retim yelerinin serte b r yana evrilmi ba
larna doru kaldryordu. Khyaya tiz bir sesle, Biraz daha
ku yemi, ltfen, diye barmt; khya, davet gecelerinde
amatac retim yelerini hizaya sokmas iin okul idaresi
nin tam yetki verdii iri yar, gen, eski bir deniz piyadesiydi. Oysa bu yetki, imdi hangi dalda altn hatrlam ak
tan bile aciz olan Nobel dl sahibi m atematiki M dre
kar yetersiz kalyordu. Olay, Cam bridgede bir skandal ya
ratm a; Mfetti, M drn aristokrat evrelerle ilikile
rinden ekinerek harekete gemeye yanamamt. Yeni
retim yelerinin seimi konusunda yal adam n cinsel ter
cihleri kolej demokrasisine baskn kmt: O akam masa
da x>turan hem en hem en btn retim yeleri sarn, in
ce uzun ve otuz yan epey altnda kiilerdi. Wittgenstein,
High Tablen sembolik olarak yerden on be santim yuka
rda bulunm asna itiraz ettiinden, orada asla yemek ye
mezdi. H atta bir sre salondaki kk bir oyun masasnda
yemi, sonra tam am en vazgemiti.
W ittgenstein karn st dnerken, yzn m erakla hal
dan Russella doru kaldrd. Sa elini kaldrarak orta ve
iaret parm aklarn V biimine soktu, serte bir aa bir yu
kar sallad.
Russell, diye sordu, bu ne dem ek?
Russell, meslektann dillere destan pritenliini hatr
layarak aklna ilk gelen cevab yaptrd: O, W ittgenstein,
kaba bir aalama iaretidir.
W ittgenstein birden doruldu, ayak bileklerini bacakla
rnn altna alarak bada kurdu; bu arada Russella esrarl
bir glmsemeyle bakyordu. Bo odann soluk nda yz

yze bakan iki adam, tuhaf bir ekilde, bir bahedeki talk
alana dikilmi iki cce heykeline benziyorlard. Yerinde du
ramayan ocuklar gibi, kuklay andran hareketlerle ezlon
gunda ileri geri yaylanan Russell, sivri ulu enesi ve kemik
li dirseklerinden narin ayaklarna dek, tam bir knt izle
nim i veriyordu. Bir balerini andran beli inanlmayacak l
de inceydi. Sipsivri grntsn sadece karga burnuyla
etli dudaklar yumuatyordu, sanki bir an bu sska beden
iinden daha csseli bir adam kabilirmi gibi bir his uyan
drmaktayd. Banda, sanki bakasnnm da dalgnlktan
fark etmiyormu gibi duran sa, bir keie benzeyen yzy
le zdk oluturarak srekli elektrik veriliyormu gibi dikil
mi, yer yer kvrlm, kat kat toplanm ve dzensizce uza
mt. Srtt zam an kak bir masal perisine benziyor, ama
bu gr sal ba o na ocuksu ve narin bedenine ters den
bir otorite havas veriyordu. W ittgenstein da ince ve narin
yaplyd; kahverengi gzleriyle yle delici bakard ki, insan
da kroniklemi b ir korku iindeymi izlenimi brakrd. Bir
uzun mesafe koucusunun evik vcuduyla bir asilzadenin
m arur azametini birletiren W ittgenstein, ksa fitili ate
lenmi, patlam ak zere olan bir adam gibi sktrlm bir
i enerji yayyordu. Huysuzluu siyah bir ftr apka kadar
elle tutulur zellikteydi.
W ittgenstein bu hareketi dnceli dnceli birka de
fa daha tekrarlad; bazen elini yalnzca sallyor, bazen de
dirseinden kuvvet alarak tavana hzl hzl V iaretleri yol
luyordu. Kefinden m em nun olm u grnyordu. Bir par
m an ylesine hl yukar doru tutarken, ayaa kalkp
Russelln n nde beline kadar eildi.
Kings P aradede gen bir adam n bu iareti yaptn
grdm . Caddede koarak karya geerken bir bisiklete

arpt. Anszn geriye d n en bisikletliye bu iareti yapt,


br de igdsel szleme diyebileceim bir ekilde ona
ayn iaretle karlk verdi. O zaman kendi kendim e dn
dm: te, dil bu. Dalgn dalgn sandalyesine gitti; parm a
n, nerede olduunu unutm u gibi hl yukar tutuyordu.
Ani bir aknlkla sol kolunun ucuna bakarken ekledi: Bu
yzden orada ve o anda kendim i ldrmeye karar verdim .
Russell, birka akam nce O ttoline M orrellin evinde
tant gen kadnn olaanst dik gslerini dn
yordu. Belki de uzaktan akrabasyd; O ttolinein evinde ta
nt insanlarn ou, bir ekilde birbirleriyle akraba k
maktayd. Gece yars evin nndeki imenlikte mziksiz
dans etmiler, ama sonra yeil trbanyla O ttoline, edebiyat
dehas diye yutturmaya alt, am a kendisini km r iisi
diye tantan uzun bacakl, veremliye benzeyen M idlandsll
bir retm enle kagelmiti. Daha sonra da kz uzun bacak
l dehayla birlikte kuzu kuzu alla doru gitmiti. Adam
belki de tam u anda kz becerm ekle meguld.
Yme V iareti yapan W ittgenstein, Bu, btn dillerin i
sel biimini ortaya koyuyor, dedi. Bu hareket neyi yanst
yor, Russell? Hibir eyi. Bunun arkasnda baka ey yok, yal
nzca neyse o. Bunun anlam n, son kertede, onu yaparak
kavryorum. Ve yine yapt. Sonra, sesini sr veriyormuasna alaltarak, meslektana doru eildi. Bundaki dayanl
maz gizi gryor musun? Herey tam da olduu gibidir. Herey
olduu gibidir, baka biimde deildir.
Russell kendini zorlayarak, dncelerini dik gsl
gen kadndan uzaklatrd. Senin derdin, W ittgenstein,
diye m rldand bezgin bezgin, felsefenin gnlk hayada
ilgisi olduu yanlsamasndan kendini kurtarmay bir trl
becerem em en.

Ayaa srayan AvusturyalI, bovk bir sesle, Hayr! di


ye bard. Felsefenin hayada hi ilgisi yok! Russelln
sandalyesinin n n d e m eldi ve onun ayak bileklerinden
birini kavrad. Yznde kederli ve endieli b ir ifade vard.
Bir kadnn alkolik kocasna yalvarmas gibi, Vazge, Rus
sell, vazge! diye buyurdu. Felsefe, hereyin tpk olduu
gibi olduunu grmemizi engelleyen bir eydir yalnzca.
Herey gz nndedir, hibir ey gizli deildir. Temeller,
zler, ilk ilkeler yoktur. Felsefenin kavrayamad ey, bu
tr gnlk hareketler, derken, Russellm bileini kuvvet
le skverdi.
Russell, bileini W ittgensteinin kuvvetli ellerinden kur
tarp, souk souk, Hayat bilmecesini zdysen, niin
kendini ldrm eye bu kadar can atyorsun? dedi.
H erhalde cevaptan holanm adm iin. Bu, bana yapa
cak bir ey kalmad anlam na geldii iin. Bir mesleim
yokmu gibi geliyor bana. Felsefe! H am al da benim kadar
felsefe biliyor. Bildiini bilmiyor, am a ite bun u n iin bili
yor. H am al basit biridir, Russell... Basit olm ak nedir? Bir s
prge basit midir? Yoksa, sap ve fras var diye karmak
m dr?
Yine felsefe yapyorsun, dedi Russell, kendine biraz da
ha arap koyarak. Felsefeden tpk bir filozof gibi tiksini
yorsun. Dzm ekten gna getirmi kart bir orospu gibi ko
nuuyorsun.
Metafizik kant, Russell, diye fsldad W ittgenstein.
Bilme istei. Hastalk bu. C ennetin rk elmas. Kesin
likle hibir ey bilmiyorum ben. Sadece olann olduunu
biliyorum. H er sabah saat sekizde temizliki bu odaya gi
rer, haly s prr ve eker gider. Ama felsefeye bu kadar
yetmez. Ayklayp eelemem iz, hallarn zn ve sprm e

edim inin isel yapsn aa karmamz gerekir. Temizlik


im bu samal bilmeksizin kavrar, insanlar hibir zaman
bilgiyi aramazlar. Sadece ne yaparlarsa o n u yapar, hareket
lerinin masum apakl iinde yaarlar. Birden bacan
havaya kaldrp ayan sallad. Felsefe bunun lsn
nasl bulur?
lmesi gerekmiyor ki, diye cevaplad Russell, kzgn
lkla. Tartma evkinin geldiini hissediyor, bu zaaf yzn
den kendine kzyordu. Etli brei grnce dayanamayp
diyetlerini bozan oburlara benziyordu bu haliyle; sonra da
nefsine hkim olamad iin kendini h o r grecekti. Felse
fenin hayatla ilgisi olmas gerektiine inanm aktan vazgee
miyorsun, hi ilgisi olm adn grnce de mahvoluyorsun.
Flt yerine havu almaya alp, istediin sesi karamaynca kendini ldrmeye benziyor bu. D n L ondrada Le
onard W oolf u ziyarete giderken taksi tutm utum , ofr be
ni tand. Kafasnda sradan insanlara zg bir filozof imge
si vard. Bana dedi ki (Russell, Cockney aksann olduka iyi
taklit ediyordu), imdi bu felsefe ne ie yaryor yahu? Sen
Londral bir ofr deilsin, W ittgenstein; sen belki de zama
nm zn en byk filozofusun.
Wittgenstein, ofr olmay tercih ederdim , diye cevap
verdi sert sert.
H em felsefenin hayatla ilgisi olmasa ne olur? Oyunu
muzu huzur iinde oynayamaz myz? Kimse bir eski a ta
rihisinden kolera salgnn nlem esini beklem ez.
Wittgenstein ban ciddi bir edayla sallad. Hayr, Rus
sell, ite burada yanlyorsun. Soyut bilgi masum deildir.
Zehirdir: Karanlk, iddet dolu, acmaszdr. Hayattan kopuk
olmakla kalmaz; hayat terrize eder, kanla canla beslenir.
Burnunun ucu belli belirsiz titrerken, ne doru eildi. Bu

korkun bilgi isteinin nerede biteceini biliyor musun? Yaz


bir kenara. Bir tarlada korkuluk olarak bitecek.
Russell, nezaketsizlik etm eden saatine bakabilmek iin
kadehini kaldrd. Gece yansn oktan gemiti; sabah
Whim Kafede yeni blm bakannn kzyla kahvalt yapa
cakt.
Russell tam ayaa kalkacakken, Wittgenstein, Hereyin
gzle grlr olmas katlanlmaz bir ey, diye yeniden ba
lad. G rlebilecek b t n hereyin, grdklerim izden iba
ret olmas. Bunu hazmedemiyoruz, Russell; son nefesimize
kadar bununla savayoruz. Sahnedeki dram am atrce ve
derm e atm a olduu iin, gzlerden uzakta temsil edilen
daha saf, daha gzel bir oyun seyredebilir miyiz, diye sahne
gerisine gz atm aktan kendimizi alamyoruz. Ama sahne
gerisi bombo, grm yor musun? Mezar atlar, bo kt.
Asl vahiy buydu ite. eylerin nasl olutuu deil, ne olduk
lar: Giz bu. Syle bana, Russell: Hibir ey olmayabilirdi,
yleyse neden var?
Russell, honutsuz biimde yzn buruturdu. Ne bile
yim ben? diye tersledi. Ben matematikiyim, Tanr deil.
W ittgenstein devam ediyordu: Bir derinlik hayaline sap
lanm budalalar olduum uz iin gizli olan aryoruz. Ger
ekliin dayanlmaz buradaln grm em ek iin elimizden
geleni yapyoruz. B unu bir an kafamza kazyabilsek, kurtu
luruz. Belki de deliririz. Oysa biz fikirlerin arkasna sn
yoruz. Fikirler! D om uzlarn bile fikri olabilir.
Russell, Fikirler tam da dom uzlarda olmayan eydir, di
ye araya girdi. Akademisyen ihtiyatllyla da ekledi: Elbet
te, bildiimiz kadaryla.
Eretilem e yapyordum. Filozoflar ounlukla dom uz
dur. H egel bir dom uzdu. Hereyin aslnda baka bir ey ol

duunu gstermek isterler. Kafay b t n kavramna tak


mlar. Hangi dn r bununla boumam ki? B tn di
ye bir ey yok, Russell; sadece bir para undan, bir para
bundan, bir para da tekinden var.
W ittgenstein son cmleyi sylerken, Russelln dnce
leri yine O ttolinedeki gen kadna kayd. H egeli okum a
dn sanyordum , diye yklendi W ittgensteina.
O kum am a gerek yok. Alman kafasnn ne olduunu bi
lirim, bende de bir tane var. Sen Alman kafasnn ne oldu
unu biliyor musun? Btn dnyay em en, agzllkten
gz krelmi bir azdr. Arzudan lgna dnm , doy
m ak bilmez bir bebek gibi saldrr, n n e geleni azn aprdata aprdata iner. Felsefe delidir, dostum. nsan de
lirten bir mikrop, bir virs, akn bir hastalz biz. Bu yz
den kendimizi ortadan kaldrmamz gerek. Ban edi ve
ani bir ilgiyle skl yum ruklarna bakt. Gerekirse, iddet
le.
Russell, arabn n bittiini anlaynca doan d erin
zntsn bastrmaya alt... Hl, endeki bu n efre
tin, m cadele ettiin eyin baka bir biimi o lduunu d
nyorum . Fikirlere, onlarn penesindeki birinin katl
yla kar kyorsun. K endinin en am ansz dm an yine
sensin.
Aa, evet, bunu biliyorum. Mcadele ettiim dm an be
nim kendimim . Beni daraacna gtrp assalar sevinir
dim. Ama bunu da uzun uzun dndm . Bende ehit ha
m uru yok. Btn param dattm, malm mlkm yok, ne
redeyse hi dostum yok.
Russell keyifle, Ben senin dostunum , dedi.
Hayr, Russell, sen dost deilsin. ngiliz olm ana karn,
senin ilgin bir kafa yapn var, am a dostum olduunu syle

yemem. G enelde seni bo ve u an buluyorum . Russell ken


di kendine sessizce akszlln bir erdem olduunu ha
trlatt. Hereyimi dattm , am a kendim i bundan kurtara
m adm . W ittgenstein gsn yumrukluyordu; Russell,
onun bu harekede gmleini deil de, bedenini kastettii
ni dnd. imdi b t n yapabileceim, bir s r 'g en ce
m ikrop bulatrm adan bir delie tklmak. M akinelerden
bihaber, fikir virsne bakl olan, basit insanlardan
m eydana gelen bir topluluk bulm ak istiyorum.
Russell, ac ac glm sedi: C am bridgelilerin topyas:
O rganik toplum . Yine, o Leavis denilen herifle konumu
sun.
Leavis? O ndan ne renebilirim ki ben? Adam bakkal
m, yoksa korucu m u olduuna bile karar veremiyor. Hayr,
Russell, C am bridgei dnm yordum . rlandaya, bat k
ysnda ufak bir kr evine gitmeye niyetliyim. Aslnda Profe
sr Gardner-Sm ithin yazlna; bir sre onu kullanm am a
izin verdi. Geri dneceim i de sanmyorum.
Tek bana m gidiyorsun?
Hayr, Nikolay da benim le gelecek. Beni keyiflendiri
yor. Bugn leden sonra dersten knca birlikte h e r za
manki gibi tala breklerim izden alp sinemaya gittik. Bu
gnk film ok ilginti, baya heyecanlandm. Nikolay yi
ne konuup durdu, bir dakika bile konsantre olamyor, ney
se ki hem en susturdum onu. H er zamanki gibi en n sra
da oturm utuk. Bir an filmde olaand b ir ey oldu. At sr
tnda banka soyguncusunu kovalayan bir erif vard; atn
soyguncunun atnn hizasna getirdi, srayp kt adam n
stne ulland ve o n u yere drd. Boutular ve tabii e
rif kazand. W ittgenstein dik dik Russella bakt ve birden
bire sesini alaltt: Sence de artc deil mi?

Russell ezlongundan kalk, alkn bir bilek hareketiyle


o nu katlad. Yatmalym. Kendini imdilik ldrm e, Witt
genstein. Kapda bir an duraklad. Sahi, bu rlanda mese
lesinde ciddi misin?
W ittgenstein ona yaklap elini om zuna koydu. Bouk
bir sesle, Ya lm, ya Connacht!* diye fsldad.
Russell, dnte Trinity Sokan geip byk kapya
geldi. rlanda, diye dnd kendi kendine; azizler ve lim
ler, ehitler ve deliler lkesi. Bizim kak orada tam yerini
bulacak.

*) Connacht, rlandann bir ilidir.

Kk b ir Rus aristokrat olan Nikolay Bahtin, Witt


gensteinm az saydaki yakn arkadalarndan biriydi. Bah
tin birka santim kalnlnda, st kaburgalarna kadar
uzanan krll sakal ve at yar bahisilerininkine benze
yen byk ekoseli takm elbisesinden dar frlayan gbe
iyle dal insanlar andntnaktayd. Elbisesinin stne, ne
redeyse ayaklarna dek uzanan yksek yakal, yumuak si
yah kum atan bir pelerin giyer ve b u haliyle Cambridgedeki Kings P aradede yrrken kocam an bir kargaya ya
da paspal bir emprezaryoya benzerdi. Elmack kemikleri
kkt, karga burunluydu, b t n h arekederi gze batarcasna teatraldi. H ayatta ok az eyi ciddiye alrd, ama tek bir

balalayka tngrts o n u salya sm k bir insan enkazna


dndrm eye yeterdi. Yirminci yzyln ilk yllarnda St. Pe
tersburg niversitesin d e dil felsefesi okumu, sonra ayn
blm de ara ara retim grevlisi olarak ders vermiti. O
sralarda b t n ehir, ruhani bir heyecan dalgas iinde, eli
kulandaki kyamet g n n n ilk iaretlerini bekliyordu.
niversite hayat, herkesin teorik tartm alarla sarho olup
polem ikten bann dnd, sonu gelmez b irer parti gi
biydi. Peygam ber taslaklar hezeyan iinde sokaklar tavaf
ederlerken, parklar partal kyafetli tanr bozuntularyla do
lup tayordu. K tphaneler ve sokak kahvelerinde Raspu
tin in benzerleri kol geziyordu; airler sokaklarda yankesi
ciler gibi cirit atyor, burjuvalarn gm lekleri ve ietekleri
zerine iirler dktryorlard. ehrin karla kapl meydan
larna dalga dalga mistisizm yaylrken, herkes b ir bakas
n iyiletiriyor, uyuturuyor, zehirliyor ya da hipnotize edi
yor gibiydi. Sanki birbirlerini kendi yaptklar arm hlara
beceriksizce m hlyor ya da kt niyetlerini gerekletir
m ek iin by yapp birbirlerini uzaktan uzaa etki altna
almaya alyorlard.
iddet devriydi. Bir yandan sarho askerler Boleviklere
ikence etm ek iin renci yurtlarn basarlarken, br
yandan okullarn terk etmi Dostoyevskivari renciler, bo
azlanacak yal kadm arayarak dknt apartm an kaplar
n kolaan ediyorlard. san n ru h u n u tadn iddia
eden sar bir Grc, odasna dnm ek isterken yryerek
gemeye kalkt Neva N ehrinde hibir iz brakm adan su
lara gmlmt. Btn ehir yeraltndayd. ou insan
mistik ya da politik bir birlie katlmt, bir srs de ayn
anda ideolojik olarak birbirinin zdd dem eklere yeydi.
Akn Dirimselcilik Karde Melekler rgt, Neo-Kant

Anarko-Sendikalistler Birliinin szde gizli toplantlann


basp, onlar soru yam uruna tutm utu. Bir tramvayn arka
koltuunda, kafas cerrah titizliiyle kesilmi bir Yahudi o
cuu bulunm utu. Ay yzl, geri zekl ocuklar kylerden
karlyor, sefahat lem lerini andran sokak geitlerinde el
stnde tamyor; kendilerinden n efret eden entelektel
ler de bu ocuklara tapyorlard. Bolevizmi seen papazlar,
kendilerinin tam aksine dine d n en Boleviklerle kar kar
ya gelmekteydiler. rencilerin katld frtnal, badndrc bir kide toplantsnda devrim in ertesi sabah ona
eyrek kala yaplmas kararlatrlyor, hem ge gelenler
hem de kk bir giri konumas iin on be dakika ihtiyat
pay braklyordu. ehrin saysz m anastrnda ehvet d
kn keiler birbirlerini ve ele geirebildikleri herkesi v
cutlarndan kan gelinceye kadar krbalyor, ardndan bir
birlerinin gnahlarn karyorlard. Havadan tts ve ba
rut kokusu yaylyordu. Azizle gnahkr ayran snr izgisi
yeniden izilemez biim de silinip gitmiti: H erkes ya St.
Francis ya da M arquis de Saded; ya ivili yatakta uyuyor ya
da ivileri kpeklerin kafalarna akyordu. Yoldan geen
ad san bilinmez kiiler, birdenbire azlarndan kpkler
saarak kaldrm a ylp kalyorlard. Bir km entelektel,
m akinelerin ltl gaddarln yceltip insansz bir gelece
in ryasn grrken, bazlar d a Marx ile M adame Blavatskynin sentezini yapmaya urayorlard. ikinlikten iki
bklm olan ehir tir tir titriyor, ii kalkp ar ve onun
elinden kan hereyi bir defada kusup karmaya abal
yordu. Btn dnya bir dnce idi ve Nikolay Bahtin de i
te tam b u n u dnyordu. H er gece azn aamayacak ha
le gelene kadar iiyor, hatta bu snrsz im knlar cennetin
d en hi uyanmamay diliyordu.

Lenin srgndeydi, am a llerle dirileri yarglamak ze


re, cebinde tad anl gelecein b u lu d an stnde geri
dnecekti. ehir casuslar, m uhbirler, attklan h er adm biz
zat kendileri baltalayan, ikili l oynayan ajanlarla kayn
yordu. Bahtin, renciliinin son ylnda ayn anda ka
dnla birlikteydi; kendisine baklrsa cinsel faaliyet asn
dan kesat bir dnem deydi, stelik kadndan ikisi polis
muhbiriydi. Geri bu da olduka makul bir orand; kadn
lar salann rer gibi yaparlarken sinsice m ektuplann ka
rtrr, kitaplarn ad lan m yanm yamalak ezberler, Bahtin
srtst yatarken rlplak zerinden sarkp karyolasnn
altna gz atarlard. Faux naij* b ir ifadeyle, neredeyse fin
can olm adan da ylece duracak kadar koyu olan kahveleri
ni ierlerken, o nu nazik bir biimde devrim snavndan ge
irirler, geceyars olunca istasyonlardaki gazete satclanm n nnde iri yan yabanclarla fsldamak zere svrlard. Bahtin, bu oyundan byk haz alyor ve sevgililerini po
litik faaliyetleriyle ilgili gerekst yklerle besliyordu.
O nlara Lenin ile Trokinin sevgili olduunu, birbirlerine
iki kez frengi bulatrdklann anlatm, kendisinin Anastasiayla yattm, Rasputinle birlikte de bir enfiye lem ine
katldn sylemiti.
Bahtinin politik deneyimi aslnda ksa srm ve mutsuz
gemiti. Doutan tem bel olduu halde, ezilenlerin savu
nucusu olduunu dnnce bile gzleri yalarla dolan
Bahtin, kararllkla m dahale etm em e politikasn izleyen
devrimci bir grupua katlarak bu amaz bir kalemde zvermiti. Bu grup aslnda dier politik rgtlerin eylem
yapma konusunda gsterdii aynntl dikkati h er trl poli
tik faaliyetten uzak durm ak iin gsteriyor, ilkeli bir eylem
*) (Fr.) Sahte bir ocuksuluk tayan.

sizlik sergileme abasyla kendini tketiyordu. Bahtinin on


larn safnda geirdii ksa zam ann ou yasad gsteriler
ve yrylerle gemiti -b u eylemlere fiilen katlmyordu
ama, marlar syleyerek yryen gsterici saflan arasnda gi
dip geliyor, kendi grubunun reformist, merkeziyeti ya da s
n f ibirlikisi maceralara bulamay reddetm esinin neden
lerini anlatan bildiriler datyordu. Pazar akamlan ise ban
yoda, gsteri yapm am ann yorgunluuyla, hibir ey dn
m eden ter atmakla gemekteydi. rgte biraz da proletar
yayla ba kurmak iin girmi, am a rgtteki ye ii says
nn ok az olduunu grnce, gizliden gizliye hayal knklna uramt. i snfnn, ilkesel olarak tarihin evrensel
znesi olsa da, pratikte, devrimci bilinci muhafazakrlyla
yozlatrmas m m kn olan doal bir kavray bulunm akla
birlikte, doru yoldan kmaya tene bir kesim olduunu an
latmlard ona. Bunun iin, politik faaliyetleri ounlukla
St. Petersburgun renci sem tinde grubun gazetesini sat
makla snrl kalmt. Gazetede aklanan grubun progra
m nn en nem li maddesi, gazetenin kanlmasyla ilgiliydi.
Balca makaleler, grubun benzeri grlm emi lde ge
niledii yollu aklamalara aynlmt. Oysa rgtn by
d doru deildi, hatta durum tam tersiydi; merkez komi
tesi bu devrimci yalan, grubun ye says am pirik olarak
ykselmese bile, uluslararas snf m cadelesinin geliimi
nin gnbegn parti izgisinin doruluunu tantlayacak bi
imde gelitii ve bylece, salt am pirik anlam da bir klme
grlse bile, rgtn h e r geen gn byyor olmasnn ei
limse! anlam da doru olduu gerekesiyle savunmaktayd.
Burjuva m antnn yasalanyla partinin gc ancak otuzkrk kii kadar olabilirdi, gelgelelim diyalektik anlamda, dallan n n lkedeki h e r fabrikaya uzand aikrd.

B ahtinin proletaryayla karlama uralan, hareketin


dzenledii, yaklaan emperyalist dnya sava konulu bir
eitim toplantsnda anszn son buluvermiti. Hayretler
iinde, bu konunun partinin politik ncelikler srasnda ol
duka nemsiz bir yere konulduunu gzlemlemiti nk.
Tarihe snf perspektifi yerine ahlaki bir perspektifle bakan
liberal entelekteller ve din d ar pasifistlerden oluan, tarih
sel adan miyadn doldurm u kk burjuvazinin bouna
m edet um duu ey, yaklaan askeri kymdt. Emperyalist sa
va, diyalektik anlam da en az elli ytldr bir ayat ukurda
bulunan dnya kapitalist sisteminin son lm sanctlar an
lam na geliyordu; dolaysyla, bu savaa kar kmak yerine,
b u n u sevinle karlamak gerekirdi. aknlkla izledii la
kaytlktan dehete kaplan Bahtin, birden ayaa frlayp,
toplantdaki yoldalarna cokulu bir sylev ekti. Kendisi
ne gre, sosyalizmin inasnn tem el nkoullarndan biri,
sosyalizmin kurulabilecei bir m addi zem inin varhyd.
Rusyada sosyalist bir toplum ina etm e grevi, lke ortadan
kalkarsa ar derecede gleebilirdi. Sosyalizmin bylesi
bir m addi balam dan bamsz olarak ortaya kabileceini
iddia edenler, ona gre ciddi biimde idealizme kayma teh
likesi iindeydiler. Engelsin m addenin yok edilemezlii sa
vn yaklaan dnya savama uygulamak ve byle bir sava
n, insan rkn toptan yok etse bile, snfsal adan geer
siz olduunu ileri srm ek im kn dahilindeydi kukusuz.
Belki Marx ve Engelsin kafalarndaki devrim, imdiki snf
l tarih a devrini doldurup yumuakalardan tekelci ka
pitalizme doru yeni bir evrimin balam asnn ardndan,
yle bir-iki milyar yl sonra falan meydana gelecekti. Ama
Bahtin, kiisel olarak, bu bak atsrnrn Marx ve Engelsin
anlalmas ok g olduu genel kabul gren m etinlerinin

doru yorum unu temsil ettiinden kuku duymaktayd.


Bahtin, bunlar syledikten sonra yerine oturup, heyecanla
nerilerinin tartlmasn beklemiti. Fakat b u n u n yerine,
toplant bitince kadrodakilerden biri yanna gelmi ve par
tinin artk onun eylemsizliine gerek duymadn bildir
miti. Zaten, proletaryadan daha fazla proletarya yandal
yapp, partinin ii snfn aalamasna kar kt iin
phe altndayd; b u tavrn, Bahtin gibi egem en snfn ta
rihsel bakm dan yozlam bir yesine pek de yakmad
n sylemilerdi. Yoldalarnn yannda sesli harfleri uzatp
heceleri aznda geveleyerek, kahram anca aristokrat aksann kabalatrmaya aba harcayan Bahtin de, bu eletiri
den dolay zellikle incinmiti.
Bir sre Boleviklere katlmay dnm em i deildi,
am a onlarn da elle tutulur baanlar salayacaklarndan
kukuluydu. Bu yzden, ii rahat bir durum da eski bohem
hayatna dnd, az tadyla ikisini iip, aykovski senfo
nilerini batan sona m rldanarak arkadalarn yeteneine
hayran brakt. H atta b ununla yetinmedi, kendisini dinle
yenlerin zerine bol bol tkrk saarak Hellenistik dirili
ten dem vurdu. Bazen sokaklarda dizlerinin altna kadar
uzanan beyaz pileli b ir tunikle dolayor, davetlerde sana
asma yapraklan takyordu. Platondan Nietzscheye btn
yazarlan byk bir heyecanla okuyor, fakat okuduu h er
kelimeye inanm ak ile hepsini birbirinin ayn sprntler
olarak grp bir kenara atm ak arasnda bocalayp duruyor
du. Beenisi Tolstoy ile Dostoyevski arasnda blnm gi
biydi: Sabahlan tertipli, ta n n korkusu olan din d ar biriydi,
tuttuu sala dairenin kck m utfanda sadece kyl ye
m ekleri piirip bir ikonun n n d e ksa sre dua eder, akamlanysa tatl dilli, yrtc ve eytani biri olur, ehvetle sin

si sinsi dolanp, ateli geceler geirirdi. Bir keresinde bir da


vete vcuduna yaralar aarak gitmi, dier konuklar yarala
rna arap dkmeye ikna etmeye almt. Ama hayatnda
hi ac ekmemiti; ruh azabna bir at sinei kadar yaban
cyd. Byk trajedilerin insan adam ettiinden bahsetse
de, kendisi kederden biraz olsun nasibini almamt. Basit,
agzl, masum, duygusal ve ob u r biriydi. Toplumsal uzla
malara hi kar kmazd, nk ne olduklarna dair en
ufak bir fikri yoktu. Son derece abartl hayal gcne ham
m adde salamayan olgu, kii veya olaylar annda yok sayar
d. Btnyle kurmaca bir kiilikti ve zaten tek gerek zel
lii de, kendisinin b u n u ad gibi bilmesiydi.
Bir sre sonra St. Petersburgu n kendisi iin bittiini his
sedip Parise yolland, orada birka ressamla dp kalkt,
iki pi peydahlad ve neredeyse alktan lecek durum a gel
di. Bu dnem de itah yalnzca ikiye, sekse ya da fikirlere
ynelikti; yiyecekleri, bayalk lsnde m addi bularak
kmsyordu. Kt parasnn byk ksmn, akn, hakika
te kestirm eden ulam ann arac olarak grd alkole ya
trmaktayd. Sarhoken, nceden kolayca kestirilebilecek
aam alardan geerdi: nce narsisist bir fantezi dnyasna
gmlr, sonra terk ettii Rusyay dnerek gzleri yaa
rr, ardndan tarifsiz bir sinir nbetine kaplarak kanr ve
nihayet deli gibi fkelenirdi. Son aamaya vardnda ata
cak birini aram ak zere lgn gibi Paris sokaklarna frlar
ve kamavalvari maskaralklarla geen gecenin sabahnda
bedeninde tuhaf yara bereler bularak uyanr, bir kavgaya
m kartm, yoksa anlalmaz bir psikolojik n ed en d en do
lay sarhoken kendi kendini mi yaraladn hibir ekilde
hatrlam azd. Bir keresinde, iki bulabilecei bir partiye ye
time telayla zorla bir taksi durdurm u, birka mil gittik

ten sonra durdurdu u arabann bir taksi deil, zel bir ara
ba olduunu, srcnnse ona hayr diyemeyecek kadar
korktuunu anlamt. Bazen sarhoken dnyadaki btn
yabanc dilleri konuabileceine inanr, kendisini szn ev
rensel yapsyla mistik bir temas iinde hissederdi. Birka
kere Cham ps Elyseesde etrafa endieyle bakan bir T rk ya
da Ispanyolu esir alp, kendisini anladklarndan kesinlikle
em in olarak adal sohbetlere dalmt.
B ahtinin yeniden yemee dn de mistik bir dene
yim olmutu. Pariste gnlerdir a geziyordu, yle ki gurul
dayan midesiyle sanrlar grm e noktasna gelmiti. Byle
gnlerden birinde az mzkasn karp kebanda di
kilmi, bir-iki nota fledikten sonra, deliliin mzikten da
ha ok ilgi toplayacan um arak ayaklarn sryp aylar
gibi dans etmeye balamt. Tam bu kltc gsteriden
vazgeecekti ki, biraz uzakta d uran yalca bir beyefendinin
kendisini ilgiyle izlediini fark etti. Adam ksa boylu, i g
bei ve ypranm bir Roma im paratoru bst misali koca
kafasyla cceye benziyordu; yz hatlarnda belli belirsiz bir
kabalk, gzlerinde dom uzu andran bir iticilik ve aznn
evresinde gaddarca bir ifade olm asna karn, Bahtin, so
n u n d a yanm a gelip kendini tanttnda ona ok scak dav
ranm t. Adam ngilizdi; B ahtinin gnlerdir tek lokm a ye
m ediini anlaynca, o n u zorla Rue de Rivolinin ucundaki
pahal bir restorana srkledi. Bahtin, ok gem eden bu
cm ertliin sadece iyilikten kaynaklanmadm anlad ve
kendini davetisinin yemek bittikten sonra esasl bir pislik
yapm asna kar hazrlad.
Yal ngiliz, masann karsndan Bahtine makineli t
fek gibi bir eyler anlatt durdu; Bahtin de laflarn ieriin
den ok tonundan anlad kadaryla, adam n bir dizi elen

celi anekdot anlattn tahm in etmiti. Adam O xfordda bir


kolejin dekan olduunu syledi ve Rusun akademik ilgi
alanlann sordu. Bahtini tam bu srada masaya gelen bir
tepsi dolusu sulu, zeytinya kokulu yemee davet etti nazik
e. Yemek yemenin kk bujuvalara zg bir ey olduu
nyargsndan hl kurtulamam bir halde ho kokulu bb
rekten bir paray ekinerek azna att ve ayn anda midesi
kalkar gibi oldu. Bbrein yemek borusundan aa indii
ni hissetmiti; bbrek paras m idesine alan geitte biraz
durakladktan sonra birden ivme kazanarak kam nn karan
lk deliinin giriindeki zardan gemi ve barsaklarnn
derinliklerine dalmt. O srada, kam nn altnda neredey
se elle tutulur bir yann aldn hissetti; sanki ac veren
tkanklk mucizevi bir ekilde yok olm utu ve bu duygunun
ayrdna daha tam var am adan, kendisini masadaki yemekle
re uzanm, nne gelen hereyi agzllkle silip sprr
ken bulmutu. Sanki iinde szlayan kocam an bir boluk,
dolm ak bilmeyen muazzam bir kese vard ve o n u n nabz gi
bi attn hissediyordu; nitekim, hi vakit yitirmeden baka
bir tabaa uzanm aktan ekinmeyecekti. ngiliz, Bahtinin
yeme arzusunu bu kadar ak biimde gstermi olmasn
dan ok holanm gibiydi; tabaklan durm adan onun n
ne sryor ve arkasna yaslanp dom uz dom uz glmseye
rek bu gsteriyi seyrediyordu. B ahtinin gz bir ey grm
yor, doymak bilmeyen midesini yum ruk byklnde etler
ve sebzelerle dolduruyordu. Midesi gz ap kapayncaya ka
dar, sanki sfrdan sonsuza sram, bir kibrit kutusu byk
lnden, sonsuz koridorlan ve saysz yan apelleriyle yan
klarla dolu Gotik bir katedrale dnm t. ngiliz, karsn
dakinin grltl az aprtlann zarife arapla birletir
mi, Bahtinin ald hazz neredeyse dayanlmaz bir vecd

kertesine ulatrmt. Bahtin, son sos kalntlarn da silip


sprp, yalanm enesini peetesiyle sildii zaman, keyif
le tatm in olmu bir k gibi arkasna yasland, kendinden
gemiesine etrafna baknd; sanki Paris ehri ayaa kalkp
stne parke tal eteini geirmi ve B ahtinin bu mthi
tatm in duygusunun akam havas iinde uup gitmesini n
lem ek iin scak harmanisiyle onu sanp sarmalamt.
Yine de davetisinin ondan karlk olarak bekledii sz
leri azndan karmad. Yal beyefendi de bunu, kukusuz
benzeri birok reddedilm e deneyinin r n olan nazik bir
tevekklle karlad. Aslnda, C am bridgede dilbilim bl
m nde retm ene ihtiyac olduunu syleyecek kadar yar
dmsever davranm akta inat etmi ve hi duraksamakszm
B ahtini faklteye tavsiye etmeyi bile nermiti. Bahtin so
nunda, velinim etinin ona bahettiklerine karlk olarak, i
lerine b u rn u n u sokmasna izin verm enin pek byk bir
dn olmayacan dnp, itenlikle teekkr etti. Da
rd a iyice lm hava yava yava kararrken, arkasna yasla
narak lokantada oturm aya devam etti ve azar azar artan bir
neeyle sonunda lm alt ettiini anlad. O anda Saint Sebastianm oklar stne yam ur gibi gelseydi, kendisine za
rar veremeyeceklerini bilm enin keyfyle oklan kendi eliyle
bedenine saplard. Hayat dipsiz, sonu gelmez bir karanlk
ta geiyor ve bunun deimeyeceini biliyordu. Evrende
pek ok lm szlk eidi (Hristiyan cenneti, ruhun yeni
d en dnyaya gelii, m uhteem bir senfoni bestelemek, o
cuklarnn torunlarn grebilmek, vs.) b u lu nduunu d
nd, am a bunlarn hibirisi iyi b ir yemein akn grke
m inin verdii o katksz erotik titreimle e tutulamazd.
D aha sonra Bahtin, Selamet O rdusu Yirdundaki pis koku
lu km esine dnd; giderken yzne soru sorarcasna bir

ifade taknm, hayali bir trom pet fleyip hayali bir davulu
alar gibi yaparak yoldan geen bir Portekizliye, dncesi
nin doru yolda olup olm adn sormutu.
Bahtin tesadfen rastlad bu adam n nerisine uyarak
ngiltereye geti, C am bridgee gitm eden nce de South am p to n da ksa bir m ola verdi. Artk kam , n n d e dev
bir knt gibi uzanyordu: Cier, bbrek ve h e r trl saka
tata m ptel olmutu; kasaplardan kilolarca i sakatat top
layp Mili Roaddaki pansiyonuna koturuyor, tencereye at
m adan nce hepsini sevgiyle yanana bastrp okuyordu.
G nn h er saatinde yemek yemek iin yanp tutumaktay
d. Agzllkle otel m utfaklarnn evresindeki havay
kokluyor ya da gece yans bakkal dkknlannn kararm
vitrinleri nnde dikilip, rntgenciler gibi ieriyi dikizliyor
du. Frnlar o nu deliye dndryor, ryasnda sessiz, beyaz
yiyeceklerin sra sra dizildii cennet im geleri gryordu.
tr tr som unlann tom bul, bkir gvdelerini arzuluyordu delicesine; bir ryasnda ayreine dnen dev, kah
verengi bir yengele erotik bir gree tutum utu. En ok,
tek bana ve gizli gizli yem ekten holanyordu: Yiyecek po
lisi tarafndan izlendiini ve o n lan yine atlattn hayal
ederek, sulu, pem be etlerle tka basa doldurulm u pikin
brekleri kucak kucak odasna tayor, kapy arkasndan te
lala kapatyordu. Sonra breklerini mutfak masasnn s
tne dizerek, kk kuleleri, yanm sucuk kangalndan bir
kprs olan, dilden yaplm pel perdelerle ssl ho,
estetik bir yap kuruyordu. Nihayet yle bir geri ekilip m elerek eserini bir sre seyrediyor, iinde giderek kabaran
arzuyu gemlemeye alyor, o tatl, dayanlmaz duyguyu
bastrnca da bouk bir lk kopararak yiyeceklerin st
ne ullanp, masadakileri son krntsna kadar silip spr

yordu.
Cam bridgee yerletikten sonra ortak bir Rus arkadala
r araclyla W ittgensteinla tant. W ittgenstein herkesi
hayrete drerek B ahtini son derece ilgin bulm utu; bir
likte uzun saader geiriyorlard ve Bahdn daldan dala ada
yp konuurken o nu can kulayla dinliyordu. Belki de Rusun maskaralklar kendi gizli arzularn yanstyor, ayn za
m anda kendini ahlaki adan stn hissetmesini salyor
du. Pek ok kadn gibi o da, B ahtinin nce nefesli bir saz
gibi balayp belirgin bir gei evresi olm adan insan oka
yan bir klarnete dnen, kendine zg fiziksel batan kanclnn topland sesinden m thi etkileniyordu. Baz
zam anlar Bahtin, szckleri anlam ndan ok m elodisine
gre seiyor, srkleyici samalklarla dolu m kem m el ar
pejler retiyordu. Bu srada W ittgenstein, bir konserde zor
anlalan paray zmek iin b tn dikkatini toplayan in
sanlar gibi sessizce otururdu. Kendisi de Cam bridgede sr
gn olarak bulunan W ittgenstein, B ahtinin Ingilizlere hi
benzem eyen gsterili havasna hem en karlk vermiti; oy
sa kendi Tolstoyvari ruhuyla, b u Rusun teatralliinin ardn
da bir kyl ocuunun yattn kolaylkla karabilirdi.
B ahtinin kendisini bu denli an bir ekilde tehir ediinde
ekici bir ocuksuluk vard; yle ki, glnlnn farkn
da olm ad iin alm satmas anlayla karlanan bir ocu
u andnyordu.
kmek zere olan iki han ed an n r n , miyad dol
m u ynetici snflann evlatlar olan bu iki filozof, birbirle
rin e hem benziyorlar hem benzemiyorlard. Bahtin, zayf
bir burjuvazisi, kltrden ve uygarlktan nasibini almam
kara cahil bir otokrasisi olan bir ulusun oluydu. Rusyada
zgrlk yeraltndayd, at, yasadyd, ad san yoktu ve

zorba bir rejimin basks altndayd; ancak yzyllara daya


nan bir burjuva kltrne sahip olm adndan, henz ken
dini denetim altna almay renem em iti. Rus sansr h
l, devlet m dahalesine gerek kalmadan, anariyi avucu
nun iine alacak ekilde eitilmi kltrl b ir ego da deil,
brosunda oturan bir brokratta som utlanyordu. Rusya
kltrszlkten boulurken, W ittgensteinm Viyanas kl
trden nefes alamyordu. Rusyada ruh, tayn m ahpustaki
kadar kt olduu halde coup kendinden geerken, Viyan a da yzyllarn aaal molozlar altnda ryordu. Viya
na donuk, prsm, tad kam bir yer, gizli ihtiraslarn ve
sanatsal banalliklerin arenasyken; kim bilir ka verst kapla
yan buzlann stnde uzanan eprim i Rusya a, plak ve si
vil kurum lara hasret bir haldeydi. Rusyay bir arada tutan
yalnzca arn merkezi aygtyd ve ona indirilecek lm
cl bir darbe zgrlk dem ekti. Hakikat ruhu, Rus hayati
nin derm e atm a m addi yzeyinde sanki ince bir zan dele
cekmiesine ateler iinde yanyordu; bazen alk yzn
den fantastik haller alyorsa da harareti dinmiyor, ne kadar
prangaya vurulursa o kadar elle tutulur hale geliyordu.
Kitsche ve kendisinin de inand yalanlarna gm len
H absburg Viyanas ise hakikatin anlam n yitirmiti. Hibir
ey grnd gibi deildi: Can dostu sanlan kiiler antaj
c kyor, ilerine baka ikiler katlan viskiler bozuk b ir tat
veriyordu; ehir sanki peruklar, camgzler, takma uzuvlar
salgnna uramt. Koyu Yahudi-kartlannm utanga Yahudiler olduu anlalrken, hisse senetleri deer kaybettik
e Yahudi-kartl ykseliyordu. Bujuvalann evleri azna
kadar hurda doluydu: deniz kaplumbaas kabuklan, altn
kaplam a al oymalar, ok paral rokoko aynalar, ok renk
li Venedik cam lan, gerek insan byklnde tahtadan

zenci heykelleri, vb. Viyana slplar, parm enler, karala


malar, arabeskler, kltrel grafitiler orm annda havaszlk
tan bouluyor, polikrom ve cilal deri kokuyordu. Herey
baka bir kla brnm t: Kire boyal tenekeler m er
mer, svalar parlak su m erm eri, kahvalt baklar T rk han
eri, kl tablalar Prusya miferi, term om etreler tabanca ni
yetine gidiyordu. Cenaze trenleri sirk geitlerine, banka
lar Gotik katedrallere benzemekteydi. ehir p ve pislik
ten tknefes olmu, beni temizleyin diye feryat ediyordu.
Edebiyat dergilerindeki dilin adall arttka artyor, kre
mas fazla kaan pastalar gibi kendi arl altnda k
yordu. Politik atm osfer keskinletike, ehirde acmasz bir
bovermilik hkim oluyordu, im parator Franz Josef, Viyan a nn keyfi yerindeyse, bilin ki durum gerekten ciddidir,
diyor, hiciv yazan Kari Kraus buna, Berlinde durum ciddi
am a mitsiz deil, Vyanada mitsiz am a ciddi deil, diye
karlk veriyordu. 1873teki korkun mali knt sonucu
aileler toptan mahvolmu, b ir sr yurtta intihara srk
lenmiti; Viyanann b u felakete cevab Die Fledermaus*'tu .
Viyana sakinleri karm akank vals mzikleriyle dans ediyor,
sonra evde ocuklann neeyle havaya frlatp, k an lan n a
frengi bulatnyorlard. O rta snflar grbzletike yzleri
tldyor, am a ieriden kuruyorlard. ehrin d rt bir yann
da uzuvlar klyor, vajinalar kuruyor, penisler aat b
klyordu. H alk ksrp kekeliyor, hayali kanser ve sahte
gebelik vakalan grlyor, Sigm und F reudun hizmetleri
bekleniyordu. Viyana kltr denilen erotik bir ryantn
penesindeydi ve F reud bun u n , bedenin bastnlm as anla
m na geldiini ilan etmiti. B ahtinin duyulara besledii
*) lk olarak Viyanada 5 Nisan 1874te sahnelenen, Johann Straussun bizim
lkemizde Yarasa adyla oynanan opera oyunu.

sevgi, politik zorbalkla uyumuyordu; Viyanan n valsleri ve


kremal pastalar ise, lm ekte olan bir neslin son lks istek
leriydi. Kendine zg b ir kltrel slptan yoksun bujuva
Viyana, aresizce gemii taklit etse de, psikolojik gemiini
bilindna itmi ve F reuddan, zgr olm ak iin gemiin
hatrlanm as gerekir, uyarsn almt.
Viyanann orta snf kadnlan yle hantal elbiseler giyi
yorlard ki, yardmsz giyinmeleri imknszd. H aftada sek
sen saat alan Viyanal fabrika iisi kzlar, doru drst
bir yatakta uyuyabilmek iin avukatlar ve bankerlerle yat
yorlard. ehir evsizlikten m ustaripti, insanlar teknelerde,
maaralarda, istasyonlardaki banklarda yayor, hatta aa
larda uyuyorlard. ehir dndaki kklerin oda hizmetile
ri; sabahlar perdeleri atklarnda im enlerde uyuyan aile
lerle karlayorlard. st ste ylm, st ba param par
a insanlarla dolu halka ak parklar deprem geirmi gibi
grnmekteydi. Fazla yata olan kim varsa kiraya veriyor,
kiralar bir iinin gelirinin drtte birini yutuyordu.
Kk Ludwig W ittgenstein apkas ve ksa pantolonuy
la ehrin sokaklannda babasnn elinden tutup dolarken,
dkkn girilerinde ayakta kestirmeye alan gen insanla
rn perian yzlerini seyrederdi. Bakcs onu, isizlerin hor
layan aslanlara ve uzanm yatan m aym unlara gptayla bak
t hayvanat bahesine gtrrd. ehirde hi grmedii,
ancak isimleri onda hayvanat bahesi hissi uyandran prole
ter m ahalleleri vard: egzotik yaratklarla ve keskin kokular
la dolu, karanlk, esrarengiz yerler, m aym unlann k gibi
plak ve kasl insanlar. O rada ilerin nasl d n dn bi
len insanlar vard. Babas m ilyoner b ir sanayici, bir Habsburg finansm an ve im alat devi, yani ilerin nasl dnd
n bilenlerdendi. Babas genken tavernada kem anc, bir

kanal teknesinde dm enci, barm en, gece bekisi olarak a


lm, bir yetim hanede ten o r korno retm enlii yapmt.
Ludwig yedi yandayken, tam am en kibrit plerinden bir
diki makinesi yapp altrmay bile baard. Yiv aan, pr
p r eden, ileyen ve bir eyleri birletiren herey o n u bylyordu. M hendis olarak ngiltereye ilk gittiinde, Glossop laboratuvannda uurtm alarla, M anchester niversite
sinde ise uak motorlaryla deneyler yapacakt. Bu m akine
lerde temiz ve basit bir eyler, o n u n Yahudi ciddiyetine hi
tap eden yaln bir gzellik grmekteydi. Sonralan, dilin
dnyaya nasl eklem lendiini ve ikisinin birlikte gereklii
i yaps iinde resm edebilecek ekilde nasl ilediini gs
terecekti. Dilin ileyii i ie gemi dililerinkine benziyor
du; dil m akinesindeki dililerin bazlar boa ve serbeste
dnyor, nem li bir ey sylenmedii halde sylendiine
inandrarak bizi aldatyorlard. Metafizik olan buydu. Anla
ma, sizin yaptnz, parm an kvrm nda ya da bilein al
kn hareketinde hissettiiniz bir eydi. Bilgi, niini bilmek
ten ok, nasl bilmekti. Dnyada eylerin isel yaplarn
yneten btn kurallarn topland bir yer vard, bu da
m atematikti. Matematik, insan rknn anadiliydi, btn
dnya ona evrilebilirdi. M atematik bir t r m anastr; bkir,
disiplinli ve btnyle gerek bir m anastrd. Yani, Viyan a nm olm ad herey.
M atematik, sessizlie adanm b ir Trppist* manastry
d. H akknda konuulamayacak eyler vard; aslnda gerek
ten nem li olan hibir ey hakknda konuulamazd. Witt
genstein, sonralan C am bridgede, Benim yapanm , biri
*) Bakei Armond de Rancenin ynettii La Trappe Manast inda,
1660lardaki reform hareketlerinin ardndan Cistercium Tarikatnm vyeleri
bu ad almt. Trappistler kat bir biimde sessizlik, dua, kol iilii ve mnzevilik ilkelerine uygun bir hayat srerlerdi.

yazl olmayan iki blm den oluur. nem li olan da yazl


olmayan blm dr, demiti. Dil, dnyann nasl olduunu
resm ediyordu, ne var ki, nasl gz kendisini gr alan iin
de temsil edemiyorsa, b u n u nasl yaptn resm etm ek de
imknszd. Gz gibi dil de, bir alann iindeki bir nesne
deil, o alann snryd. Dilin snrlar zerinde dnebi
lirdiniz, ama bunu dilin kendi iinden yapmanz gerekiyor
d u ki, bu da sama bir paradokstu. Bir eye bakarken ken
dinizi grmeye almaya, bir maay kaldrmak iin ayn
maay kullanmaya benziyordu bu. Ya da Kzlderililerin,
ktnz m erdiveni dik tutmaya altnz ip oyunu gibi
bir eydi. W ittgenstein, arkasna lm n karanln alarak
dilin en ucunda duruyordu; dili tutulm utu. Mesela, el sal
layarak, glmseyerek ne dem ek istediinizi gsterebilir,
am a syleyemezdiniz. Szn snrlarn aan ey, hakknda
hibir eyin sylenemeyecei T anrn n karanlk uurum uy
du. Szn tesindeki brani Yehovasm n sureti izilemezdi. Tanr, halkndan uzaklam, onlara arkasn d n en giz
li bir T a n n yd; onun karanlnn iinde b ir yerlerde bolca
um ut ve sevgi vard, am a bizim iin deildi bunlar. Etikten
sz edemezdiniz; etik, yaptnz bir eydi. Ancak dilinizin
snrlarna dikkat ekerek, sessizlie br n d yerlerin al
tn izerek, ufukta bir an yanp snen gne nlan gibi,
asl nem li olan eyin bir anlna gzkmesini salayabilir
diniz. Dili un ufak olduu yere kadar srkleyip n eler oldu
unu grebilirdiniz. Belki de hakikat ancak, dilin kendisini
yakarak kurban ettii atein o ksack alevinde, kendisini
havaya uururken ykselen parltda bir an iin grlebile
cek bir eydi.
Vyanay o korkun tum turakllm dan m atem atik kur
taracakt. Freud belirsizlie dikkatle kulak kabartrken,

W ittgenstein ve mantk pozitivistler, iflah olmaz lde


eretilemeli dilimizden belirsizliin son izlerini de silip at
maya urayorlard. Kremal pastalarla ve ikin bedenler
le dolu b u H absburg m paratorluun d a herey tam ve te
kil, saf ve yekpare olmal, Avrupa temizlenmeli, dezenfekte
edilmeli ve bir sisteme indirgenmeliydi. Kendi gcyle ba
dnm burjuvazi, artk gerei fanteziden, b ir Grek vazo
sunu lazmlktan ayrmaktan acizdi, am a Viyanal entelekt
eller b u n u onlar adna kaba kuvvetle yapacaklard. Keivari oullann oluturduu b ir kuak, ar besili babalarna
O dipal bir darbe indirdiler. M cadelede yenik den ve gzkara olanlar intihar ettiler; W ittgensteinin erkek kar
dei de bunlar arasndayd. Ludwigin ailesinin evi konser
vatuar andryordu: ocukken Brahms, M ahler ve gen
Pablo Casalsn dizlerinde oturm u, Ravel, Sol El in Korertosunu Ludwigin sakat piyanist kardei iin bestelemiti.
M aarada yaayan ve ak havada uyuyan insanlarn ehrin
de, zgrln ve duygunun z olarak tapndklar m
zik, Viyanal alaklarn son snayd. Schoenberg, acma
sz bir tonal sistem kurup, B ertolt B rechtin bockwurst* ya
plm ak zere doranacak bir atm kinem esine benzettii
besteler yaparak ehirde infial yaratmt. Kahvenin ve Karaorm an pastasnn tersine, tketilmesi imknsz bir mzik
ti bu. nem li olan duygu incelii deil drstlk, bir tek
nisyenin m alzem esinin m antna duyduu kat saygyd.
A dolf Loos, yaln, ilevsel bir m im ari yaratm, cephesiz, e
rilerin yerlerini dikdrtgenlere brakt binalar yapmt.
Karl Kraus gazetesinde yazd talamalarla irkefe batm
dile ate pskryordu. Yeni kahram anlar zanaatkrlar ve
m antklard. W ittgenstein bu iki meslee de dahildi. M
*) (Aim.) Sosis.

hendisti ve m hendislik iilere en yakn orta snf mesle


iydi. Kavramlar, lmsz hakikatin aynalar deil, pratik
sorunlar zm enin aralaryd; felsefe dua etm ekten ok
patates soymaya benziyordu. Freud, Viyana sakinlerini, o
cuklardaki cinsel arzulan aa kard iin deil, daha
ok zihnin kendisini analize ak, bilindnn mekanizmalan tarafndan ynetilen bir ey olarak gsterdii iin kz
drmt. W ittgenstein daha sonra, zerinde konuulamayan ey konusunda susmal, diye yazacakt ve bu, Viyanada
en ok seks asndan geerliydi. ehirde yaayanlar seksten
ok en d er olarak sz ederler, ama akllarndan hi kar
mazlard; gereklik ile o n u n temsili arasnda ad konmam
bir uurum vard. Freud, Viyanallann elinden rom antik
idealizmlerini alrken, Schoenberg de mzik fantezilerini
alyordu; krklerinin ve pelerinlerinin altnda dilin m ut
lak snn olan, ac eken, boyun emeyen bir beden yat
maktayd. AvusturyalI Marksistler bu t r bastm lan bedenle
rin b ir baka rneine, resmi politikann fars altnda ezilen
proletaryaya dikmilerdi gzlerini. Freud, psikotik fantezi
nin kkenini bedenin derinliklerinde ararken, Viyanadan
elli mil uzakta doan ve bir sre bu ehirde yaayan gen
Hitler, bu psikotik fantezileri faizmle harmanlayacakt.
F reuddan sonra cinsellikten, gerekten sz edilebilir hale
gelinmi ve orta stm f b u frsat gemiten alrcasna de
erlendirmiti. Psikanaliz, zm nerdii problem in bir
paras olmu, tedavi etmeye urat psieyi iyice alevlen
dirmiti.
Wittgenstein, ngiltereden bir sreliine kap Avustur
yaya dnd. Bir kyde retm enlik yapt, sonra Viyana ya
knlarnda H tteld o rfd ak i bir m anastrda bahvan yar
dmcs olarak i buldu. M anastr hayatnn huzuru ve yeni

d en elleriyle almak houna gidiyordu. H tteld o rf ta yal


nzca bir avu yal keile, birka gen papaz aday vard ve
hem en hi ziyareti gelmiyordu. W ittgenstein, grm e ve tat
alma duygusundan yoksun olarak derin bir ukura gm l
m gibi, sadece kendi bedeninin ritm ini ve zaman zaman
yukarda gezinen ayaklarn uzak seslerini dinleyerek, sessiz
ce gnlk ilerini yapyordu. O rganlarnn dokunalar gibi
tutunduklar eyleri braktn, gezegenin cra bir tepesin
deki bir Arimed noktas zerinde yava yava ufalana kadar
sallandm hayal ediyor, byk bir sevinle nemsizliinin
tadn karyordu. H er gn el arabasyla i gryor, bir pa
paz ihtimamyla allar budayp o d a n st ste yyor ve
b u n la n n zerinde tad lm izlerine dokunuyordu. B
tn hareketleri biricik ve amaszd, kendisi iin ayrlan ye
ri doldurduktan sonra uup sonsuzlukta kayboluyordu.
Kendisini, insanlan deliye d n d ren arzudan kurtaryordu.
Baktmz h e r yere arzu szm, tarih arzuya batmt. H er
nesne, niyetlerin ve sonulann dev im paratorluuna, ne
denselliin korkun egem enliine kilidenm i bir itahn
meyvesiydi. Heybetli b ir m em eden kopanlan insan rk, l
seri yznden iki bklm bir adam gibi m erkezindeki bo
luun zerine kadanm t. Bunun en kk parasnda bi
le kkl bir deiiklik yaplamazd: Devrim bir baka heye
canl Viyana belagatinden, lanedenm ilerin bir baka fante
zisinden te bir ey deildi. Acsz arzu olamazd ve arzu
n alnamaz bir eydi. zlem ler a bir gevetilebilse, se
bepler urada burada sonulanndan bir kopanlabilse, bir
an iin tarih denilen kbusun elinden svp kaabilirdik.
Tabii W ittgenstein arayp buldular ve yeniden Cambridgee getirdiler. O da kolej odasndaki m obilyalan knlabilecekleri korkusuyla danya att. Nereye baksanz bir p

ynyla, bir danklkla karlayordunuz; retim yele


ri, vaklayan, cikleyen, gdaklayan bir dolandrclar ve arla
tanlar gruhuydu. Sonra Wittgenstein, ktlarnn yanabileceinden korkmaya balaynca, onlar kilitlemek iin k
k bir elik kasa satn ald. Fakat ok gem eden, ryece
inden endielenip kasay da frlatp att. Kendisini yazmak
tan alkoymaya urayordu, nk yazmak da bir arzu bii
miydi. O na bedenini hatrlatt iin emsiyeleri ve koltuk
lan sevmezdi. H er gn sinemaya gidip selloitle kendinden
gemeye alyordu. Bir gn bir arkada, Senato binasnn
m erdivenlerinde fotorafn ekerken, W ittgenstein ona
nerede duracan sordu. Ha, oralarda bir yerde, diye ce
vaplayan arkada, rastgele bir yeri iaret etmiti. Wittgens
tein odasna dnnce yere uzand, heyecanla kvranyordu.
Oralarda bir yerde. Bu deyi, n n e koca bir dnyay sermi
ti. u tan be santim solunda, deil, oralarda bir yerde.
nsan hayat kesin deil, yaklak llerle srp gidiyordu.
B unu daha nce niin anlamamt? Dili belirsizliklerden
arndrm ak istemiti, oysa bu, fincann kulpunu b ir iilik
kusuru diye grmeye benziyordu. Esneklik ve belirsizlik ku
sur deil, ilerin yrmesini salayan eylerdi. G neten
uzaklmz milimi m ilim ine lmemiz gerekli miydi?
Ufukta ayn izgide ve przsz uzanan bir buz silsilesi dlemiti. Gzel bir dt, am a orada yryemezdiniz. Sr
tnmeyi unutm utu. Dem ek ki geriye dnmeliydi, kaba
topraa!
Gzellik ve basitlik hl vard, am a bu, m atem atiin g
zellii ve basitlii deil; yaklak olarak yaayan, belirsizlik
ler ortasnda rahata hareket eden sradan insanlann hayatlanndaki gzellik ve basitlikti. Dnyann ya da dilin tek
bir isel biimi yoktu. Dil, dnyaya alklamaktan kfr et

meye kadar birok biimde tutunmaktayd. Gizli bir z


yoktu, farkllklardan oluan bir Babil kulesiydi dil. Habsburg m paratorluu da Almanlar, Slovaklar, Rumenler, Slovenler, Srplar, Transilvanya Saksonlar, Hrvatlar, ekler,
Polonyallar, talyanlar, Macarlar ve dierlerinden oluan
ynetilemez bir melange* idi. Felsefe bu farkllklardan nef
re t ediyor, m parator Franz Josef gibi rsle dvp hepsin
den bir birlik karmaya aba harcyordu. Felsefe, yaama
yan ve yaatmayan bir terrizm biimiydi. Kadn-erkek, b
tn insanlardan imknsz bir anlk talep ediyor, dilinin ca
zibesiyle bylenenleri delilie ve aresizlie srklyordu.
te yandan, evlerindeki ve kiralk dairelerindeki insanlar
birbirlerine kfr edip sz veriyor, alayp seviiyor, mutlaklklar olm adan da kt kanaat geinip gidiyorlard. Nihai g
zellik buydu, m atem atik deil. A ltnda hibir ey yoktu; ney
se oydu. Devrim ryas grenler, b tn b u n la n n altnda bir
rpda ele geirilip hepsini dntrecek tek bir g ya da
ilke olduunu sanyorlard. Bu, zihnin doal b ir hastaly
d; btn b u n la n n altnda aslnda hibir ey bulunm ad
n, im paratorun plak olduunu kabullenm ek ne kadar
zordu! Bylesi bir dnceyle karlaan zihnin ba dner,
dengesini korum ak iin nihai bir tem ele sarlrd. W ittgens
tein, tam da iyiletirmeye alt eyden m ustarip olduu
iin, bu hastala bir are nerebilm ekteydi. Salt buzu zl
yor, m anastr hayatnn hasretini ekiyordu. Sradan insanlan seviyor, am a hibirini tanm yordu. Astml hizmetisi
nin b u rn u n u ekip grtlan temizlemesi W ittgenstein
tiksindiriyordu. Yahudi kkenliydi ve o n u n doduu ehir
den hem Siyonizm hem de lm kam plan kacakt. Hitler,
Viyana Belediye Bakan Kari L gerin fanatik Yahudi d*) (Fr.) Karm.

m anlm dan ok ey renmiti. Yaamak ve yaatmak, ha


yatta kalm ann tem el kouluydu; oysa bu, ezilenlerin stra
bnn kefaretini asla tek bana deyemezdi. B unun iin Yehovann iddetli, dayanlmaz sevgisine ihtiya duyuluyor
du, am a o da yoktu. Felsefe gibi T anr da zihnimizin kurtu
lamayacamz bir hastal, gereklemesi imknsz bir b
tnlk dyd. nsanln sefaletinin bedelini yalnzca
amansz bir g deyebilir, bu da o n u daha derin sefaledere itm ekten baka bir sonu vermezdi. Bylece W ittgenste
in, Yahudi babasndan, asimile olmu Protestan dnei ba
basna dnm t: Tek zm, tarihten m idi kesmek ve
kendi ruhunu kurtarm akt. Bunu, ynetici snfn kstahl
nn ant durum undaki Trinity College n byk kaps
nn glgesinde baarmak imknszd. Bahtini de yanna
alarak rlandaya kaacakt. B ahtini istemiti, nk yann
da bulunm asna taham m l edebilecei baka kimse yoktu.
Herkesle h er yere gitmeye hazr Bahtin, bu neriyi hem en
kabul etmiti.

DRT

P eder Aidan Flannery, D ublinin O Connell Sokandaki St. Colum ba Kilisesinde toplanm cem aatine, eytann
yeryznde gezinecei ve yalnzca kutsal m um larn yanaca
karanlk gn hatrlatmaktayd. Szlerinin sonuna
doru ssl bir eretilemeyle, eytann serbest kalmas ile
rlanda cumhuriyetilii arasnda belli belirsiz bir benzerlik
bulunduunu ima etmiti. Bu srada m ihrap olan, pede
rin om uzlarna ilemeli, altn pskll bir pelerin geirdi ve
gm zillerden oluan barok dem eti P eder Flannerynin
havaya izdii ha iaretine gre defa yukar aa salla
m ak zere alelacele m ihrap m erdivenlerinden aa seirt
ti. Takdis treninin sessizliinde, dardaki O Connell So

kandan gelen ayak sesleri iitilebiliyor, mihrap grevlisi


nin zili her alndan sonra da yksek sesle rlandaca bir
komut verildii duyuluyordu. Connollynin Yurttalar Or
dusu, byk gnn provasn yapmaktayd. O gnlerde hi
bir eye aldr etmeden Dublin Kalesinin surlarnn dibin
de talim yapyor, ekinmeden surlarn kalnln lyor
lard. St. Columba Kilisesinin merdivenlerinde, kakalan
klanna yapm, viskiyle uyutulmu bebekleriyle, dala
cak cemaatin hayrseverliine seslenmeye alan, gsleri
yar yanya ak gen dilenci kadnlar duruyordu.
Dublin, tberklozdan ve kt beslenmeden krlan l
bebeklerle dolup tamaktayd. Kabuk balam mosmor be
denleriyle sokaklara braklan ocuklar bek bek telef olu
yorlard; yeni domu bir bebei Glasnevin Mezarlna
gmmek bile bir haftalk creti gtrmeye yetiyordu, tabut
ve cenaze arabas kiras ise ate pahasyd. Ucuz, adi kiralk
odalar, san suratl insan msveddeleri ve yalnayak kimse
siz ocuklarla tka basa doluydu. Alt-yedi kiinin barnd
odalarda aile hayatn srdrmeyi becerenler, byyp ke
mik yaps bozuk ergenler, uuk benizli, illi olanlar ve
kamburu km omuzlan, asabilikten birbirine kilitlenmi
kalalanyla kzl sal kzlar haline geliyorlard. On drt ya
ndaki bir kz ya Dublinli yoksullar arasnda hayrsever pat
ron diye n yapm Jacobun biskvi fabrikasnda alp
haftada yedi ilin kazanr ya da Bakire Meryeme benzeme
ye almaya son verip, Dublinin krmz fener semti Montoda kendini satmaya balard. Bakentte konaklam be
bin grltc ngiliz askerinin urak yeri olan Montgomery
Sokar civannda iler iyiydi. Tyrone Sokann bir ucunda
ki orospular, Paris parfm kokan gece elbiselerini giyer ve
terzileri tarafndan srekli ziyaret edilirken, sokan br

ucundakiler yamurluktan baka ey giymez, ara sra piyasa


y kztrmak iin dalgn dalgn nlerini aarlard. rlan
dann aybnn ya da erdeminin kant olarak, Dublinde
Londradakinin iki kat daha fazla fahie tutuklanmt. Ta
lihli genler ise, ustalarnn iyi niyetini istismar etmemek,
kimseyle dp kalkmamak ve sk sk birahaneye gitmemek
kouluyla rak olarak ehrin geleneksel zanaatlarndan bi
rine, matbaacla, tulacla, ipek dokumaclna ya da s
vacla kapa atabilirlerdi. verenler on ra bir odaya,
bazen de ikisini bir yataa tktryor, efendim demeyi
unutanlar para cezasna arptryor ve evlenmelerini yasak
lyorlard. Bazen bir sr rak, gevek yangn nlemlerinin
kurban olarak Glasnevin Mezarln boyluyordu. Ne sz
lemesi olan ne de mesleinin inceliklerini kavrayabilen
gen kzlar, en sonunda ehirdeki on bin ev hizmetisin
den biri olup kar ya da terzi, apkac ve hizmeti saflarnn
saysn kabartyorlard. Erkek ocuklarn ou Dublinin
erkek igcnn yarsn oluturan sradan emekilere da
hil olup, yabanc bir gzlemcinin belirli bir meslei olma
yan, hereye raz, ama hibir ie yaramaz insanlar diye ta
nmlad snf oluturuyorlard. Bir eein srtndaki ha
bile almaya hazr bu insanlar, lkedeki en hzl ayin nne
sahip olan ve katedral niyetine kullanlan kilisede saat on
ikide yaplan pazar ayininde arka sralara doluurlard.
Sanki yabanc bir istihbarat servisinin yerli halk izlemek
zere diktii keli parlak stunlara benzeyen Geoide d
nemine zg binalarn glgesinde, papazlar, Rus Bolevik
Kari Marxa lanetler yadryor, mastrbasyon yapan gen
leri ebedi cehennem azabyla tehdit ediyorlard. Halkn ya
ns cinsel basknn kskacnda kvranr dururken, dier ya
ns kitlesel yeniden retimden serseme dnyordu. Anne-

1er, hastalk derecesinde evlatlarnn geleceinden kaygla


nyorlard; bu ocuklar, iri gsl, nfuzlu kadnlarn y
nettii on sekizinci yzyldan kalma salonlarda, yumuak
trtlarla yanan amdanlarn altnda toplanp Winchester ile
Harrowun* faziletlerini karlatrrlard. Kzlar da kaleye
son katlanlar zerinde kkrdayarak dedikodu yaparlar;
Yzba Alisdair Bosanquetin kll, gl kollar ile kk
kalal, haydut klkl Temen Jeremy Chapman hakknda
uzun uzun konuurlard. Hiliin bakenti Dublin, boynu
nu Avrupaya, skandinav kurucularna ve ngiliz sahipleri
ne uzatm, km da soukkanllkla arkasndaki bo batak
la dnmt. Londra ve Paris karsndaki biricik stn
l, oradan dar kmann kolay oluuydu. rlanda iki
ulustan oluuyordu: Belfasttan Corka dou kys boyunca
uzanan eritteki denizcilie dayal ekonomi ile u yeni icat
metann, yani parann harcanmayp faize verildii, evde
kalm kzlarla bekrlarn sabrla babalarnn lmesini, ift
liin onlara kalmasn ya da eyiz parasnn kmasn bek
ledikleri i blgelerdeki krsal, geimlik ekonomi. Dub
linde nemli olan yer, br utaki, yirminci yzylla ba
lant kurduu limanyd; ehirde ne olduu deil, ehre ne
yin girip ktyd aslolan. kanlarn ou ngiltereye git
tii gibi, gelenlerin ou da ngiltereden gelirdi. ehri zi
yaret edenler herhangi bir duman ya da sanayi blgesi ol
mamasn ok ho bulurlard: Birka bira imalathanesi, bir
biskvi fabrikas, bir kale, kla ve en nemlisi, ok geni bir
gecekondu mahallesinden ibaret olan Dublin, ar by
m, sermayesi az bir kyd. blgelerde nfus gnden
gne eriyordu. Halknn neredeyse yars lke dnda yaa
yan rlanda, yanan bir bina gibi boalmaktayd.
*) nl tfek markalan.

George dnem inin izlerini tayan ehrin l yrei


oyulup canl enkazla doldurulmutu. Egemen snf revakl,
yelpaze pencereli, trabzanl maliknelerini boaltarak ban
liylere ekilmi, ryp dklen bu binalarysa yoksullar
igal etmiti. Bakent, fare boku iinde yaayan perian
ayak takmnn barnd azametli bir tula ve granit y
nndan ibaretti. Nfusun yaklak yzde krk ssz, ksz
ve susuz tek odalarda yaayan ailelerden oluuyordu. Dublinlilerin te birinden fazlas Grand ile Royal kanallar
arasnda uzanan pis kokulu gecekondu semtlerinde oturu
yor, halkn yars dier yarsnn eskilerini giyiyordu. rlan
da Valisi Temenin kars Lady Aberdeen nclnde
hareket eden Ulusal Kadn Sal Birlii, yaynlad bir
brorde, kayma alnm st, jam bon, eker pekmezi ve
kzarm yalardan artan damlacklarn idareli biimde
kullanlmas sonucu yedi kiilik bir ailenin haftada sekiz i
linle nasl geinebileceini anlatyordu. Ortalama Dublinli aileler, bu sayede (haftalklarndan) kentin boyanmasna
katkda bulunacak paray arttrma imkn bile bulacaklar
d. ehirde yeni boy gsteren profesyonel orta snfn an
cak yar ya kadar m r srmeyi umabilen Dublinli iiler,
bu durum u srtst yatarak seyretmemi; hereyi bir rp
da deitirebilecek, onlar bir hamlede daha zengin ve do
yurucu bir dnyaya frlatacak bir strateji gelitirmilerdi:
Durmadan kafay ekiyorlard. Yattklar yerden aalan
mann acsn ekmektense, bu acy srtlanm oluyorlard
bylece. ehrin havas siyah bira, saman, scak brek ve at
boku karm kokuyordu, ama en baskn koku, siyah birannkiydi. Guinness Biraclk irketinin sahibi Lord Iveagh, dnyadaki toplam siyah bira retiminin bete birini
burada gerekletiriyor, ngiliz ordusundaki her askere iki

buuk litre bira decek kadar ok bira retiyordu. Bu


maddeyi yapmak, imekten bile daha iyiydi: Guinness ii
si, drt gzle kendisinin atlmasn, emekli olmasn ya da
lvermesini bekleyen binlerce isiz kardeinin yannda,
lkenin ii aristokrasisi saylyordu. ehirde en ok rabet
gren i, herkese insafszca davranmakt. Sendika toplant
larnda gndemi felce uratan az dalalar hi eksik ol
mazd; James Connolly ile Jim Larkin, Irlandal emekile
rin ayaklarnn yere salam basmamasndan, Lord Iveaghtan ok, egemen snfn yararlandnn farknda ol
duklarndan, bazen alttan alp bazen de fralayarak yele
rinden iki imeme sz alyorlard.
Finbar Tiemey de bunun farkndayd, ama dnceleri
zaman getike bulanklayordu. Balarda mit vaat eden
bir gen airken, Hristiyan Kardeler Okulundan on drt
yanda ayrlp, i aramak iin rhtmda avare avare dola
maya balamt. Liman iileri i kmasn doallkla bira
hanelerde beklediklerinden, Finbar herhangi bir i kt
nda arkadalarnn ounun ayakta duramaz hale gelmi
olacana gvenerek, kt kanaat geinebileceini dn
yordu. Finbarn milliyeti basnda yaynlatmay baard
bir iirini gren yazar George Russell, onu Drumcondradaki gsterili maliknesine artm, nne set ekilmi bir
yaratclk kokusu alarak Abbey Tiyatrosunda ayak olarak
ie sokmutu. Finbarm dekorlar deitirdii sahne yle
dard ki, aktrler gemek iin ya tiyatronun arkasndaki da
rack geitten dolamak ya da arka duvarla bez arasnda iki
bklm durmak zorundaydlar. Kendini bir anda rlanda
Rnesansnn gbeinde bulunca sevinten deliye dnen
Finbar, heyecanla btn efsaneleri ve halk yklerini oku
mu, sosyalist iktisad incelemi ve taksitle bir Yunan klasik-

led takm edinmiti. Kendi kendine bodhran* gayet iyi,


gayday da yle byle almay renmi, Wicklow Dala
rna trmanm ve insann iine ileyen tenor sesiyle ark
lar sylemiti. Oyun yazan John Synge, bir keresinde Abbeydeki bir prova sonrasnda kalp, o youn ve biraz tuhaf
slbuyla onunla Paristeki konferanslardan edindii sosya
list dnceler zerine tartm; air William Yeats de, ge
ni kenarl apkas, kurdeleli gzlkleri ve ustaca tasarlayp
oynad hlyal havann altndaki keskin ibilirliiyle, onu
tuhaf ama gzel bir gnaydn grlemesiyle selamlamt.
Finbar, bilgelie ulamak iin yanp tutuuyor; hemen her
gece bilgi geinen, kibirli kltr entelijensiyasna duydu
u soukluu bastrarak, tiyatro evresindeki mineli, g
rltl barlarda bitmek bilmez tartmalara gmlyordu.
O nlann yontulmu yabanclklanna ve ince nktedanlkla
rna bakarak kendi di gcrdamasna benzeyen Dublinli se
sini ve kaba saba lehesini hor gryordu. Sonra baz Gal
Birlikileriyle dp kalkm, Wolfe Tone skelesi yaknn
daki pis bir okul odasnda hevesli bir gen memur, renci
ve gz ykseklerdeki kk politikaclar grubuyla birlikte
haftada gn Kelte renmiti.
Dublinde herkes dil konusunda uzmand. ehir, Bat
ngilterenin yapmackl seslilerinden doklann azda geve
lenen kaba hom urtulanna, Kuzeyin zamann arm tiz
liinden Dublin Kalesi lehesini taklit eden shoneeri 1re**
kadar uyumsuz bir leheler yumayd. Baz okumular, n
giliz olduklannn dnlecei ve Avrupal saylacaklan
korkusuyla, yalnzca Kelte yazyorlard. Bazlar ise Gal
*) rlanda halk mziinde ska kullanlan, bizdeki tefe benzer bir vurmal
alg.
**) Ingilizlere zenen Irlandallar iin kullanlan bir sz.

uyannn, yurttalarnn bir yerine iki dilde birden cahil


kalmasndan baka ie yaramayacan ileri srmekteydiler.
Bazlar da ksa yklerini bir dilden tekine eviriyor, ba
zen orijinali hangi dilde yazdklarn unutuyorlard. John
Synge, ender grlen bir yazma becerisiyle ayn anda ngi
lizce ve Kelte yazarken, daha nce baka hibir yazarn,
belki de hibir kylnn kullanmad trden bir rlanda
kyls dili kullanyordu. Yeil rg kravatlar ve tyl tvit
apkalaryla krmz yzl rlandal rlandalIlar, Avrupadan
daha yeni gelmi, Mallarm ve Maeterlinckle sarho olmu
pasifist entelektellerin sakall suratlarna viski frlatyorlar
d. Biri paslanm, dieri onur krc iki dilden hangisini ko
nuacana karar veremeyen Dublin, mrn krn ediyor, ke
keleyip duruyordu. rlandal rlandalIlarn bazlar yalnzca
rlanda ttn iiyor ve yalnzca rlanda viskisi ime mah
rumiyetine katlanyorlard. lkeyi boydan boya kaplayan
rlanda mal kullanmal kampanyas, i pazar dolduran
ucuz, ounlukla ngiltereden gelen mallarn akn dur
durmay amalamt. Dublinde bir belediye meclis yesi,
encmen toplantsnda ayaa frlayp, Made in Norvvay
damgal bir tuvalet kd rulosunu sallayarak, bakentteki
her umumi tuvalette neden bu yabanc pislie rastlandn
sormutu. Gzbebekleri esrarl bilgilerle prl prl parlayan
kara gzl Keltler, tramvaylara doluarak Dalkey ve Ballybougha gidiyor. O Connell Sokanda azlarn aprdata
rak etli brek yiyor, mitlerden ve arketiplerden etkilenip
talarla ve yeryzyle evleniyorlard. Galliler, m odem dn
yay materyalizmden, Avrupann kaln kafatasndaki son a
kn ikinliinden kurtaracaklard. Abbeydeki yeni oyun
lar, eletirmenlerce PQsuna (kyllk derecesine) gre
deerlendiriliyordu. mrlerinde Mullingardan batsn

grmemi insanlar, atletik yapl genlerle, ocak banda


oturan ihtiyarlarn bilgeliiyle ve bir elleriyle keten iplii
eirirken, br elleriyle arp alan sevimli kzlarn glle
riyle simgelenen yeni bir rlanda dlyorlard. Fergus ile
Finn, Dermot ile Cormac, gslerini kabarta kabarta Upper Grafton Sokanda yryorlar, The Universe'e Ademle
Havvann soyadn soran mektuplar yazyorlar, kasap dk
knlarnn vitrinlerini, lambalarla aydnlatlm Meryem
heykelcikleriyle sslyorlard. H er kuma dkknnda
tezgh gerisinde utanarak kuma len bir Cathleen ni Houlihan ve Eileen Aroon bulunabilirdi. Gizlenmi, azarlan
m, yasaklanm rlanda; okullarnda yalnzca rlanda tari
hi ve edebiyatnn deil, ayn zamanda rlanda fizii, kimya
s ve biyolojinin de retilecei rlandallar rlandas yeni
den domak zereydi. Yeni rlandada ocuklara, ngilizlerin gevek salnmalarnn ya da kaslarak adm atmalarnn
tersine, apayr bir yry, canl, esnek ve olumlu rlanda
yry retilecekti. rlanda usul dk boaltma dzen
li ve etkili olup, anal erotizmi nlemek amacyla ksa sre
cek; ocuklara Saksonlar gibi smak yerine, Galliler gibi
barsaklarn dzene koymak retilecekti. Btn tuvalet
kdan tpk btn resmi ktlar gibi yeil olacakt. Sinn
Fein geit trenlerinde, sokaklar, yeil pelerinli ve safran
rengi eteklikleriyle gayda bandolar, Brian Boru arpleri ta
yan melon apkal ve tvit takm elbiseli dkkn sahipleri,
yldzlar ve Fransz bayra gibi renkli eritler ve Guinness Sizin in KTDR, Blnm rlanda, Ba Eik
rlanda, Dilsiz Bir lke, Ruhsuz Bir lkedir yazl pan
kartlar dolduruyordu.
Gal Birlikilerinin eski dili yeniden ortaya karma giri
imlerinin, lkenin ngilizce yaznnda byk bir rn zen

ginliine tank olduu bir dneme rasdamas, onlar adna


byk talihsizlikti. ki taraf, Syngein Bat Dnyasnn Playboyunun ilk temsili srasnda Abbey Tiyatrosunun koltukla
rnda sert bir kavgaya tutumulard. Finbar Tiemey k
odasndaki yerinden rlanda Kraliyet Polisinin on kadar
mavi tunikli memurunun birbirlerine barp aran Kato
lik yurtseverleri ayrmak zere, koltuklarn arasnda bir ora
ya bir buraya kouturmalarn izlerken, binann dnda
devriye gezen polislerin says da arttrlmt. Kavga, oyun
da kombinezon giyen kzlardan sz edilmesi ve kahrama
nn z babasn ldrdn itiraf etmesi zerine kmt.
Edepli hibir rlandal erkek, bayanlarn yannda kadnla
rn kombinezon giymesinden sz etmezdi ve tek bir rlan
dalI bile kendi z babasn ldrmemiti. Batl ngilizler, yi
ne rlandal kadnlarn namusuna dil uzatyor, erkeklerin
ahlakn ayaklar alna alyorlard. Tanr korkusuyla Yeni
den Millet Olmak arksn hep bir azdan sylemeye ba
layan seyircilerin uluyup anrmalar yznden tek bir sz
dahi duyulmayan oyun pandomime dnmt. Sahneye tr
manmaya alan sarho bir gen, kesilen bir aa gibi or
kestrann bulunduu bolua devrilirken, hemen tutuklan
mt. Yeats acz iinde sahneye km, bu inanl basit in
sanlar yattrmak amacyla dev bir karga gibi kollarn sal
lam, ama Pagan tarz kravatna ve kadns sa stiline fke
lenen insanlar yaygaray daha da oaltmlard. Dublinde
bir oyun sahnelemek, bir akam yemei elencesi hazrla
maktan ok, bomba patlatmaya benziyordu. Finbar, tnedi
i k yerinden aa indi ve bir elinde siyah bira, lanet
okuya okuya sralarn zerinden adayan koca burunlu bir
demiryolu iisine bir diz atp onu yere ykt. Sonra iinin
iki arkada, Finbar arkasndan yakalayp fkeyle enesine

ve gs kafesine vurmaya baladlar; bunu bir sre srdr


dkten sonra da onu brakp, kfrler savurarak ara geit
te kayboldular.
Finbarn kavgaya neden kartna ya da hangi taraf
tuttuuna ilikin hibir fikri yoktu. Uyumsuz sesler denizin
de yzyor gibiydi; bazen kafasnn atlamak zere olduu
nu hissediyordu. inde yava yava byyen korkun bir f
ke duymaya balamt, ama bu fke, Abbeynin koltukla
rnda barp aran gulyabanilere olduu kadar, Yeatse
ve Syngeye, Cathleen ni H oulihanm tad szlerine de y
nelikti. rlanda Cumhuriyeti Sosyalist Partisine katld ve
birka defa Connollyyi dinledi, ama Connollynin konu
ma tarznda, iindeki karmaadan cevap alamayan bir aka
demik titizlik vard. Tutaca yolu bulmakta gn getike
daha ok zorlanyordu. Bir yanyla kabuuna ekilip, rlan
dalIlara zg birtakm kat kesinliklerle, evresini saran ge
mi azya alm fantezilerden korunmak isterken; dier ya
nyla henz hi grmedii Avrupay; ihtiyar Liffey Irma
m n bile duvarlar arasnda skm sv bir otoyola benze
dii bu ehirden ok farkl olan o mekn, mallarla dolu eg
zotik pasajlar, geni aalkl bulvarlan, kendine gvenli
karmak ekicilii arzuluyordu. rlandalIlarn kendi bala
rnn aresine bakp bakamayacaklarn dnmeye bala
mt. En azndan yukarda, kalede bulunan karaktersizler
ne yaptklarn biliyorlard; fatih olmann gzellii, kim ol
duunuza kafa yormaya hi ihtiya duymamanzda yatyor
du. Kafay kendilerine takan rlandalIlar, narsisizme gml
m, kendilerini kendi srtlarnda gnlk bir yk gibi ta
yorlard. ngilizlerden nefret ediyorlard, ama onlara ihti
yalar da vard; ngilizler onlar iin kendilerine besledikle
ri nefreti srtna ykleyecekleri bir umac, kronik baarsz-

lklanmn hazr gnah keisi, tra olmamann, son bira bar


dann, yani berbat durumunuzun atafad politik bahanesiydiler. Dublin Kalesi olmasa, kendilerine duyduklar k
msemeyi yneltecekleri bir yer bulamazlard.
Finbar, zihninin daralp karardn hissediyor, btny
le tkanp kalmaktan korkuyordu. ehirde, bir lnn y
zndeki cafcafl glmseme gibi mthi zorlama bir nee
vard sanki. Dublin, Abbeynin duvarlarnn ok telerine
kadar uzanan sefil bir maskaralk, kirli cilde yaplm bir
makyajd; i dudakl bar filozoflar azlar ak, baygn bir
halde taburelerinden kaymadan nce szckleri yutarak,
bozuk bir telaffuzla Kelte iirler okurlard. ngilizler, rlan
dalIlarn bir metropolde yayormu gibi davranmalarna
izin veriyor, M andallar da bu oyunu, bir Viktoya dnemi
melodramnn btn o skc, ruhsuz vakaryla uysalca oy
nuyorlard. Ellerine verilen oyuncaklar, niformalar, ni
anlar, takma sakallan ve atafatl taklit tuvalederiyle uyku
vakti gelene kadar oynamalanna izin verilen iyi huylu, ma
rk ocuklar gibiydiler. Liffeynin zerindeki bir gambotta
patlatlan bir f barut, bu pandomimi durdurmaya yeter
di; kale Katolikleri, her yl naip vekilinin evinde yaplan gp
ta edilesi davederinden birdenbire yoksun kalverirlerdi.
Krmz niformal ngiliz askerleri, kollarnda emir alsalar
kllar kprdamadan vuracaklan rlandal kzlarla, Wading
Sokanda sallana sallana dolarlard. Finbara baklrsa
Dublin, az bozuk, zorba ve kabayd, ama ayn zamanda r
kek ve yapmackt da. Herkesin fkesi burnunda, sinirleri
gergin ve koptu kopacak bir haldeydi. Birisi sokakta yanl
lkla bir bakasna arpsa hemen yumruklamalar balyor
du. rlandalIlar, komularnn gzlerinde yansyan zayflklann grmenin utancyla, birbirlerine bakmaktan irenir

hale gelmilerdi. Kaldrmda yzleri baka tarafa evrili bi


imde telal telal yryor, hibir eye uzun uzun bakmak
istemiyorlard; herey geitiriliyor, atlanyor, grmezlikten
geliniyor, erteleniyor, konumalarda bir eften pften konu
dan bir dierine adanyor, yzlerin ardndaki acl sessizlii
gizlemek iin konuuluyordu. Finbar, kendisini soydalar
na balayan ikin bedeni reddederek, gizlice kendi rkn
dan uzaklamaya balad. Her gece Ryann barnda, dim
dik oturup ban hi oynatmadan, kafas yarlmak zere
olan kaln damarl, morumsu bir meyve hissi verene kadar,
scakln beyninden geip, iine yaylmasn izleyerek tek
bana iiyordu. Bir gece Merrion Meydannda karanlk bir
vitrinin nnde durup sarho sarho Britanyay ynet di
ye bren, izgili spor ceket giymi Trinity Collegel bir
ukalann yzn gzn datmt. Kars, oullarn da
alarak onu terk etti, ama Finbar bunu fark etmedi bile. Za
ten yllardr evli olduunun da pek farknda deildi. e git
tike daha ge gitmeye balad ve bir gece, tiyatroda bir evi,
kaps havaya, penceresi yere gelecek ekilde ters kurup,
sahne sras gelen sekin, yalca bir aktrisi zor duruma sok
tuu iin iten atld.
Finbar, tutamaklarn birer birer kaybederken, Dublin
hareketleniyordu. Yzeyden bakldnda ehir hl tespih
gibi dnyor, herkes her gece ayn barlarda, ayn rakipleriy
le, aynt hararetli tartmalara dalyordu. Kara Marialar*
her gn Dominick Sokanda grnp, sust yakaladk
lar yoksullan yaka paa Mountjoy Hapishanesine teslim
ediyorlard. Bu mezbahalarda alanlar gnboyu, aclanna
son vermek iin bir sr insan ldryor, ldrdkleri her
insandan sonra derin bir sessizlie gmlyor, ama sonra
*) Hapishane arabalar.

yeniden ie koyuluyorlard. Finbar, her sabah Eccles Sokandaki komularndan birini, krmz yzl karsndan
durmadan azar iiten, sonra melon apkas ve beyaz sert ya
kal gmleiyle bir ticari ajan gibi ehri kolaan etmeye
kan, gece geldiinde yine azarlanan sarkk gerdanl, klk
sz, yumuak grnl Yahudiyi grrd. Ne var ki ehir
yeraltnda gcrdyor, inliyor, gizli temelleri oynayp sarsl
maya balyordu. Batya ok dalgalan gnderiyordu. Kerry
ve Donegaldeki Meryem heykelleri glmseyip havaya yk
selmeye balam; bir Mayo dansinginde grnen eytan,
esmer bir gen klna girmi, ancak etrafa yayd hafif k
krt kokusu onu ele vermiti. Claredeki kutsal kuyular bir
gecede tarladan tarlaya sramaya balamlard. zerinde
hibir ey bitmeyen bu ylansz bataklkta yzyllardr tavuk
gibi tnemi olan Ingilizler, gittike tembelleip uyumu
lard. Kendi yurtlarnda kendi soylarndan olan alt snflan n kard patrt ile yaklaan emperyalist sava dikkatle
rini datyor, konsantrasyonlann bozuyordu. Asker topla
maya kalkarlarsa, rlandada sorun kacakt. Askere yazl
mak m? Ben mi, hem bir sava m var ki? Gen bir ifti
krdaki evinin kapsna gelen ngiliz asker toplama avuu
na kukulu kukulu byle soracakt. Hereyin mmkn ol
duu bu lkenin gerekdlnm bulat Dublin Kalesinde cin iip tembel tembel yaylan ngilizler, ne yapmak
ta olduklann unutmaya balamlard. rlandalIlarda irsi,
endie verici lde nfuz edilemez olan bulank, aprak
bir eyler vard. Onlar asndan hakikat, fiili duruma uy
gunluuna gre deil, en az sorunlu grlen eyle uyumlu
olmasna gre deerlendiriliyordu. Buradaki hereyde, tam
olarak iaret edemeyeceiniz baka bir eyin kokusu vard.
\ferli halkn dilinde de korkun bir bulanklk gze arp

yordu. ou yalnzca ngilizce konuuyorduysa da, sanki


konumuyor gibiydiler, sanki tuhaf biimde sizin szckle
rinizi kullanarak yabanc bir dil konuuyor gibiydiler. Belki
bu sayede, olduklarndan daha yakn ve kavrayl grn
yorlard. Evet, konumalar ngilizceydi, ama dayanaksz,
arpk, yamuk ve gerekd bir ngilizceydi bu. Belki ba
tan beri alay ediyorlard; belki Dublinli Oscar Wildein n
giliz yksek sosyetesini konu alan oyunlarnn gizi burada;
hereyi aba gstermeden rahata, sanki bak elim bo dercesine, gl kuvvetli bir adamn kaldrmak iin ter dkt
bavulu hop diye kaldran bir sirk palyaosunun kstah
lyla yapvermesi rlandallar iin bir hakaret anlamn ta
yan ngiliz kltrnn bu ustaca taklidinde yatyordu.
Wilden zeks, ngiliz yavanlklarn deip iini dna ka
ryor, hi istifini bozmadan onlar kstaha ba aa eviri
yordu. Belki btn rlandalIlarn bir ekilde ii dndayd.
Dublin Kalesinin istihbarat ajanlar, an byk bez kasket
leri ve kirli beyaz kakollanyla rahat rahat hareket edip,
sendika kartlarndan phelenen olursa, usul usul svmak
zere bir srann ucuna iliip, James Connollyyi her toplan
tda izliyorlar, sonra gerisin geri yataklarna dnp, Mark
sist jargonla dolu ryalar gryorlard. Cmlelerin nasl
ykselip alaldn, hangi ismin hangi sfat alacan, ene
yukar kalkarken ayn anda iaret parmann yere doru
evrilmesinin milliyetilikten sosyalizme geii temsil ettii
ni biliyorlard.
Liman iilerinin nderi konumundaki Jim Larkin,
Dublin Limann avucunun iinde tutuyordu. Dublin ii
snf 1913te ayaa kalkm, darbesini indirmi ve sonra ye
nilmi, iverenlerin komplosu bir lokavda yirmi bini kap
dar edilmi, a ve aalanm biimde ie dnmek zorun

da kalmt. Connolly, Biz rlandal iilerin yeniden Cehennem e inmemiz, srtmz gardiyann kamsna dnme
miz, kardelik ve ortak fedakrln kutsal ekmei yerine,
yenilgi ve ihanet tozunu yememiz gerekiyor, diye yazmt.
airane bir sendikaclk tarz, tulum giymi bir John
Syngeydi bu. Askeri emirler serbest vezinle veriliyordu san
ki: Cumhuriyeti nder Padraic Pearse, Topran yal y
rei sava meydanlarnn kzl arabyla snmak istiyor, de
yince, yzlerce rlandal gnll tfeklerini yalamaya giri
iyorlard. Sendika nderleri kendiliinden vezinli sylev
ler dktryorlard. Dublinin her yanndan sembolizm sa
lmaktayd: Halara taklm ve gzyalanyla sulanm kan
lekeli gller, strapl yreklere yeni ac tohum lan ekecek
lerdi. ehirdeki ocuklar byk lokavt srasnda alktan
kvranrlarken, Larkin, ngilteredeki sendikac ailelerin
onlar bir eyler yiyebilmeleri ve tatil yapmalar iin yanlanna almalarn ayarlamt. Haftalk bir gazetenin manetin
de, NGLZ DEVRMC SOSY\LSTLER RLANDALI KA
TOLK OCUKLARI ESR ALDI deniyordu. Dublinli an
ne babalara seslenen bir bildiri, ocuk kanclannn deh
et verici eylemleri konusunda onlan uyaryordu. Kk bir
grup a ocuk, Tara Sokandaki hamamda ykanp stle
rine isimleri ve gidecekleri yerlerin ilendii kahverengi jar
seler giydirilerek yrtlmt. Bu srada ortaya iki papaz
km, srlenlerin Tann adna azat edilmesini istemiti.
Serseme dnm srgnlerin bazlar gzyalanna boul
mu, bylece rlandann Daily Express'inde belirtildii gibi,
ngiliz ocuklan haline gelecekleri ngiltereye gitmek iste
mediklerini gstermilerdi. Demiryolu istasyonunda, yurt
sever ana babalarn kt talihli yavrucaklan kurtarmak iin
cretkrca giriimde bulunduklar kk apl bir isyan ya

and. Hemen ardndan da Larkin, kkrtc konuma yap


ma, hrszla ve isyana tevik sularndan yedi ay ar al
ma cezasna arptrld.
Dublin Kalesi uyuklarken, Dublin uyanyordu. Toprak
reformu ve mreffeh burjuvazinin ykseliiyle yava yava
aya kayan Anglo-Irlandal aristokrat snf, yarm yzyldr
sarsnt geirmekteydi. Onlarn dal, zlen bir snfn
son kozu olan Dublinin belli bal entelektellerini ne
karmt. rlanda, artc bir hatipler, hayalperestler ve
eylemciler kua; daha alt tabakadan yurttalarnn bira
dan sert ikilere atlamalarndaki doallkla Rozikruinizmden* ky kooperatiflerine atlayan erkekler ve kadnlar
karmt. i liderleri ince iir kitaplar bastrrlarken, air
ler seim meydanlarn arnlyorlard. Herkes ya bir dergi
karyor ya da alkolden ilham alp, kt zerine bir eyler
iziktiriyordu sanki. Kendi halindeki her kekemenin arka
sna bir meydan Cicerosu gizlenmiti: rlanda, patates ka
dar bol teorisyen, karizmadan atlayan, asl boylar ne ka
dar olursa olsun, byk adam denen adamlar, rg rme
rahadyla tfek doldurup temizlik kampanyas yrtebilen solgun yzl aristokrat kadnlar retiyordu. Cadlar, teosofiser, Altn afak Birliinin yeleri, geceleri Wicklow
Dalannda gkyzn seyredip eski tanrlarn dnn
mjdeleyecek burcun izini sryorlard. M andallar gizli
bir retinin, atalarndan kalma hermetik bir bilgeliin
koruyucularyd. Bazlar gk cisimlerine ilikin deneyler
yaparlarken, bazlar da kylere gezici ktphaneler gt
ryorlard. Musann ilkel bir rlandacayla konutuuna
*) 1484te Rosenkreuz adl bir papaz tarafndan kurulduu sylenen, fakat
ilk olarak 1614te sz geen, yelerinin, metallerin deitirilmesi ve hayatn
uzatlmas gibi konularda doast bilgilere sahip olduu iddia edilen bir
Hristiyan tarikau.

inanan Sinn Feiniler,* her trl inann beyin hcreleri


nin spazmyla ortaya ktn savunan diyalektik materya
listlerle i ieydi. James Larkin gibileriyse, Meryemin bkire olduuna ve emek-deer teorisine ayn derecede inan
yorlard. Kadnlar olsun erkekler olsun, iirden politikaya,
oradan felsefeye rahata geiyor, bu sylemler arasnda ni
hai bir ayrm izgisi bulunduunu kabul etmiyorlard.
Athyde ar irilikte doan, annda su gibi Kelte konuan
ve Cuchulainin** ruhunu tadna inanlan bir bebee,
bir araba dolusu Dublinli entelektel sayg ziyareti yapm
t. Tovvnshend Sokandaki bir kiralk odada teneke bir
aydanln etrafnda gizlice toplanan rlanda Cumhuri
yeti Kardeler rgt, Dublin Kalesinin tahkim edilmesi
iin ayrntl bir plan hazrlamaya koyulmutu. Aralarnda
sonradan kabul ettikleri yeni bir ye, Marksist devrimci Ja
mes Connolly de vard ve hem en gizli planlarna ortak
edilmiti.
Patlamak zere olan ehir, iliklerine kadar titrerken,
Finbar Tiemey nihayet akln kard. Hereyin yava yava
kayp gidivermesi daha kolayna gelmiti. evresinde geve
zeler kol gezerken, o yavaa sessizlie gmlmt. Bir ge
ce, viskiden sersemlemi bir halde, uzaktan hayran olduu
ama hi yanma gidip konumad gen bir aristokrat kad
nn Ballsbridgedeki zarif evinin nndeki imenlie kasti
olarak ve abartl bir biimde st. Finbarn ehirde braka
ca son iz buydu. Keryde yaayan bir amcas lm ve ba
*) 1905te kurulan ve rlandann ngiltereden tamamen ayrlmasn savu
nan Sinn Fein rgtnn yeleme verilen ad. Sinn Fein rlanda dilinde
biz kendimiz anlamna gelir.
**) rlanda mitolojisinde, Ulster dngsnn, gzellii ve dayankllyla ta
nnan ana kahramanlarndan biri. Ad, Culannn Koruyucusu anlamna
gelir.

rn ona brakmt. Olan annesinden geri alp, oraya g


trecekti. Gayet uygun bir unutu arac olan Kerry Dalarnn hareketsiz dinginliinde ar ar eriyip gidebilirdi.
Melon apkal komusunun voltaya kmasn son kez izle
di. Bir gn komusu eve dndnde karsnn kam ol
duunu grecek, o da pilim prtsn toplayp, Finbarn pe
inden batnn yolunu tutacakt.

BE

xA/

Onunla iletiim kurmalsn, Ludwig, dedi Bahtin. n


san sevgisine duyarldrlar.
ki arkada tozlu Connemara yolunda eek srtnda sallana sallana gidiyorlar; uzun boylusu nde g bela yol alr
ken, ksa boylu filozof, keyifsiz bir Sancho Panza gibi sr
ne srne onu takip ediyordu. Eein yamru yumru omur
gasna oturduu iin, knda cann actan bir yara kan
Wittgensteinn ba, hayvanla srekli dertteydi. Fazla mal
doldurulmu spermarket arabalar gibi bir o yana, bir bu
yana yatyor, ileri gitmekten ok geri geri kayyordu. Wttgensteinn aklna, byle devam ederse, mantkl olarak gi
decei yere varamayaca dncesi geldi. Bir kum tepesin

de ayaklaryla at ukurlarn hemen doluvermesini izle


dii ar ekim bir kbusta glkle ilerlemeye alyor gi
biydi. Dik dik Bahtinin srtna bakt, sessizce Almanca bir
kfr savurdu. Galwayden ayrldklarnda at ve araba gibi
rahatlklara sahiptiler, ama Bahtinin gz nedense, harap
bir kapy eeleyen bu eeklere taklmt. zel mlkiyete
duyduu geleneksel saygyla eekleri hemen mlkiyetine
geirmi, gcenen araba srcsne ehre dnmesini em
retmiti. Wittgenstein daha ne olup bittiini anlayamadan,
eyalarn ykleyip eeklerin srtna binmilerdi bile. Bah
tin, akortsuz mzkasn keyifle flerken eei rahat rahat
sryor, ara sra da arkadayla daha iyi laflayabilmek zere
geriye dnyordu. Bazen eeine Rusa bir eyler fsldyor,
sonra kulak kesilerek ondan cevap bekliyordu. Altndaki
hayvan ise havasn hi bozmadan hep trsta gidiyor, ksa
kt bacaklar krk talar arasnda hassas bir kesinlikle yolu
nu buluyordu. Wittgensteinin bindii sefil yarata gelin
ce, o sanki m rnde hi adm atmam gibi sallanp sende
lemekteydi.
Yol bir tepenin yamacndan dik bir eimle aa iniyor,
alak ta duvarlarla evrili toprak bir yolda son buluyordu.
Minyatr bir kavakta l ieklerle ve yamur amur leke
leriyle dolu kavanozlardaki yanp bitmi mavi mum artkla
ryla sslenmi tuhaf trbeyi grdler. Bir iki sska keiyle
terk edilmi birka kulbe ykntsnn urada burada mo
loz gibi gze arpt el kadar tarlalarn yanndan geerler
ken, Bahtin, aknlkla bu ufack orak tarlalarn hl ekil
diini fark etti. st ba amur olmu, geni pantolonlu
gen bir adam, insann gzn karartacak kadar eimli bir
tarlay tekerleksiz sabanla sryor, topran her karndan
frlayan kocaman kayalar arasndan kendisine zar zor bir

yol ayordu. Bir an aletine dayanarak dinlenme molas ver


di ve yanndan aylak aylak geen iki yabancy szd. Solan
gne nda yz oyuk oyuk ve ifadesiz grnyordu.
Yol, yalnzca en utaki ksmlarn kurutulup gbrelenmeye
msait olduu, aasz, kayalarla kapl muazzam genilikte
ki bir batakln kysndan gemekteydi. br yanlarnda
ise korunakl ok az yeri olan sert bir ky boyunca Atlantik
Okyanusu uzanyordu. Arkalarndaki Connemara Dala
r 'nm granit tepeleri ge doru ykselirken, vadiler parla
yan kaya tabakalaryla doluydu. Gneylerinde, Burren diye
bilinen, hakknda mfettilerinin Cromwelle, Ne bir insa
n boacak kadar su, ne asacak tek bir aa, ne de gmecek
kadar toprak bulunan yaban yerler, diye rapor verdikleri,
orkideler ve ylan otlaryla parlayan, ince bir turba ve kire
ta katmanyla rtl alan vard. Yoldaki levha bir ynde
Galwayi, br ynde Ballymeanyyi gsteriyordu. stnde
bulunduklar patika iyice dikleirken, eekler scak hayvan
pisliklerinden plenen keilerin yanndan getiler. Ans
zn nlerinde turkuvaz renkli deniz bitiverdi.
Ballymeany, uurumlarla okyanus arasnda skm, frt
nalarn perian ettii, kire badanal otuz evden ibaretti.
Ballymeanynin minik dikdrtgen limanna doru, dik ya
ma yznden eekleri stnde iyice geriye kayklm bir
halde ar ar indiler ve kyn iki sokann kesitii c
cemsi meydanda, stnde Tiemeyin Bar yazan levhann
altnda durakladlar. amura batm birka tavuk korkuyla
nlerinden kat. Tiemeyin B annm kapsnda duran,
kanvas bir pantolon giymi, salan dklmeye yz tutmu
gen bir adam, dikkatle onlan szyordu. Topallaya topallaya abucak yanlanna geldi; vcudu acayip bir biimde
eik ama hareketleri dzgn ve kvrakt. Yakndan bakln

ca yz ikin ve yal, dolma bum u uzun, gzleri donuk,


neredeyse kirpiksizdi.
Gen adam, bir elini Bahtinin eeinin boynuna koya
rak, En gzel sabahlar saygdeer baylarn olsun, dedi. Se
si bir aktrn sesi gibi artc lde derinden ve makaml geliyordu. Cambridgeli limler bir an baktlar. Witt
genstein, eekten anszn kan iren kokudan ban te
yana evirerek, Profesr Gardner-Smithin evini aryoruz.
Nerede bulabileceimizi syleyebilir misiniz? diye sordu.
Tabii ne demek, hani denir ya, oturduunuz yerden
penceresine neredeyse tkrebilirsiniz, dev okyanustan ge
len yumuak deniz meltemlerinin hafif hafif estii yaz bo
yunca martlarn altn sars damnda oynap tnedii ok
gzel minicik bi yerdir. imdi beni takip edin, iinize ne
fes ekmeden oraya varacaksnz. Dilbilimci Bahtin, ada
mn * yanl telaffuz ettiini fark etmiti.
Ziyaretiler eeklerini ses karmadan rehberlerinin ar
dndan srdler. skeleden yz metre tede i ie gemi
katrtrna allarnn arasndan Gardner-Smithin tatil evi
ne giden talk yol kvrlyordu; profesrn evi kk bir te
peye yaslanm, ats samanla rtl, alak ve geni bir bi
nayd. Damdaki samanlarn bir ksmnn rmesine ve
balta girmemi bir orman andran bahenin bir kesin
den l bir kpein k grnmesine karn, eve iyi bakl
mt. Verandada iki tane byk, bo p bidonu duruyor
du. Wittgenstein eve profesyonel bir bak frlatt; bir za
manlar Viyanada kz kardei Poldy iin en kk ayrnts
na dek denededii bir ev ina etmiti. ki retim yesi
eeklerinden sallanarak indiler, balayna kan iftlerde g
rlen ani bir utangalkla, sanki boylu olan, yol arkadan
*) Tkreeyi tree gibi telaffuz etmesi kastediliyor.

kucana alp eikten geirmeyi dnyormu gibi birbir


lerine baktlar.
imdi de gelin size ierileri gstereyim, dedi rehberle
ri, ne ho bi bahar sabah deil mi henz ba k ak bir
delikanlyken azm bozuktur kusura bakmayn burada b
yk Mullingar ehrine Vincent de Paul rahibesi olmaya gi
den kz kardeim Brigidle gkte mini mini yldzlar parlayncaya kadar gn boyu canmzn istedii oyunu oynardk
ama Mullingardan buraya yol tabii hayli uzun ve yorucu o
u zaman onun yumuak yanaklarn gremeyeceim en
kahkahasnn kesik kesik ykseliini duyamayacam akl
ma geliyor da ama hayat bu deil mi efendim imdi sizde
burann anahtar var m?
Anahtarn sakl olduu yeri hatrlayan Wittgenstein,
evin yanndan dolap tezeklerin ve birka para rm
mobilyann yld tuvalet yerine doru kaskat bir halde,
yalpalaya yalpalaya gitti. Geri dndnde anahtar elindey
di. n kap, dorudan, dardan baklnca tahmin edilebi
leceinden daha geni, solgun iekli bir kanepeyle koltuk
larn, bel vermi kire badanal duvarlarda bo kitap raflar
nn bulunduu, kirilerine gaz lambalarnn asld, alak
tavanl, dikdrtgen biiminde bir oturma odasna alyor
du. Burunlarna hemen kf, balk ve imen karm bir ko
ku arpt. Topal gen adam, aslnda ieriye ilk defa giriyor
olduu halde, kendinden emin bir havayla nlerine dt.
Oturma odasndan, ok byk bir ocan iyice ufaltt
mutfaa geiliyor, mutfak kaps da bek bek kayalarn
arasndan kvrlp yamaca doru kan engebeli bir patika
ya alyordu. Oturma odasnn her iki ynnda eki eki ko
kan yatak odalar vard. Uzak odalara n odalardan geili
yordu ve tek bir yatak dnda hepsi bombotu.

Salar iyice dklmeye balam gen adam evden kp


eeklerin yanna gitti, bagajlar alp zorlanmadan oturma
odasna tad. Bklmeyen baca, adm atmasn engelle
mek yle dursun, sanki bir kaldra grevi grp, uarca
sna yrmesini salyor gibiydi.
imdi bundan sonra yiyecek isterseniz saygdeer bay
lar ya da imenlerin kesilmesini ya da ne bileyim biraz or
taln temizlenmesini yemek piirilmesini falan Tanrya
yemin ederim Donal Tiemey tam aradnz kiidir. nk
burada hayat zordur, derken, birden kasvetli bir hava ta
knd. Balklk ileri iyice ktleyince biz de okyanustan
gelen rpertici rzgrlarn banshee* gibi inledii uzun yl
dzsz k gecelerinde n apalm bataklktan kendi elleri
mizle kazyarak topladmz al rp ateinin etrafnda
bombo karnlarla birbirimize sokulup yreklerimiz kan
alad yorgun tabanna geirecek bi deri paras bile bu
lamadan talk yollan aan bi tamircinin topuklar kadar
ac dolu olduu halde keman ve flde neelenmeye al
rz. Aniden duraklayp bir soluk ald. Bir bardak aya ne
dersiniz?
Bahtin, pelerininin kopasn ap kanepenin zerine sa
vurdu ve kocaman ellerini adamn clz omuzlanna koydu.
Gmbrtyle, Evladm, dedi, biz uak aramyoruz. Bu
beyfendi, -bayla, kaskat kesilip haldaki bir noktaya dik
katle bakmakta olan Wittgenstein iaret etmiti- ve ben fi
lozofuz. Dnce adam lan, diye de aklayc bir dipnot
der gibi eklemiti. ok uzaklardan, denizin br yannda
sivri kulelerin ve kprlerin olduu ehirden geliyoruz. ay
harika olur olmasna da biraz daha sert bir ey yok mu?
*) zellikle Gallerde, bir evin dnda lk atnca o aileden ok gemeden
bir l kacan haber verdiine inanlan hayali bir peri.

Donal koyu sar dilerini gstererek hemen srtt. Sayn


baym ne tuhaf ama eminim yce Tanrnn iidir bu evet
ne tuhaftr ki biraz kafadan kontak da olsa Ballymeanydeki kaps size gece gndz ak (yle deilse eytan arpsn
beni) tek ve biricik barn sahibi Finbar Tiemeyin olu Do
nal Tiemeyle kar karya bulunuyorsunuz.
Bahtin, memnun memnun parmayla Donaln omuz
larna bastrd. Btn dini btnler gibi o da babaya olun
dan ulaacakt. Beni evine gtr yavrum, diye grledi,
sonra da arkadama ay getir. Ludwig, sen uyu. Dnmemeye al. Ben az sonra dnerim. Bu., air., ve ben imdi
gidiyoruz. Onunla aramzda bir yaknlk hissediyorum.
Wittgenstein ate gibi yanan gzlerini tavana dikmiti,
omurga kemiindeki ac uzayp giden bir alev gibi hl k
n yakyordu. Az sonra kafasn hafife kaldrp ksk mah
m ur gzlerle etrafna baknd. te, organik topluma gel
mi, iiyordu. Bu srada Littey Irmandaki ngiliz gambot
lar Dublindeki O Connell Sokan harabe ynna evir
mekle meguldler. ay mkemmel bir fikirdi.
Tiemeyin Barnda yalnzca mteri vard. Yarm yz
yldr Tuam yaknlarndaki bir konan koridorlarn ovala
yarak temizlemekten bitap dm, siyah bir ala brn
m eri burunlu Bridie Dunphy, bir bardak siyah birayla
kede otumyordu. Botlar ve kazaklaryla tezgha yaslan
m duran balk kardeler Seamus ve Padraic Nolann
krmz yzleri, biraz fazla kardklar viskiden iyice kzar
mt. Finbar Tiemeyin kendisi de, bask omuzlar, krpl
m salan, kt biimde krlm burnu ve elindeki viski
kadehiyle tezghn arkasnda duruyordu. Dekor olsun diye
duvarna batan savma bir-iki balk a ilitirilmi ve de
mesine tala serpilmi barn ii nemli ve cereyanlyd. Bar

da tane sallanp duran masayla, bir duvar tamamen kap


layan uzun bir sra vard. Donal, Bahtini Finbara takdim
etti; Finbar ise ylece bakp tek kelime etmedi. Bahtin az
sonra elini kurtarmak istediyse de, bar sahibinin elini dal
gn dalgn kuvvetle skarken avucunun iinde unuttuunu
anlad. Finbarn az ald, ama daha tek szck bile d
klmeden hemen kapanverdi. Bahtin kala gz arasnda
adamn mor bir tabakayla kapl i dilini grmt. Konu
amayacak derecede sarhotu.
Donal daha bul ana varmadan babasn belki de
hi ayk grmediini kavramt. Baka ocuklar da babala
rn neeli bir sz ederken ya da ince bir bykla grmemi
olabilirlerdi, ama Donal, babasn elinin altnda bir iki
barda olmadan grmemiti. Her gn bir-iki ie viskinin
yannda, gz korkmu mterilerinin smarlad saysz
biray da yuvarlyordu. ki, haleti ruhiyesinde dramatik de
iikliklere yol aard. Aksi gnlerinde bar hi amaz, Finbarn tezghn banda durup srekli itiini gren mte
rileri de kapy yumruklayp pencereden umutla bakp du
rurlard. Baka zamanlardaysa afak skene kadar ak tu
tar, bara gelenlerden ark sylemelerini ister, sylemezler
se azn iyice bozar, lgnca bir cana yaknlkla kafalarn
iirirdi. O bir an srtn dnnce, onlar da birer ikier sv
p gecenin iinde kaybolurlard. ark srasnda, bilhassa
kendisi sylerken tam bir lm sessizlii salanmas gere
kirdi. ki ierken yanndakiyle muhabbete dalanlara,
onun durum unda biri iin artc bir isabetlilikle kibrit ku
tular frlatrd. yi bir arkcyd; bakalarnn kendi adlar
n dahi hatrlamakta zorluk ektii anlarda, kimsenin duy
mad baladlarn szlerini ezberden okurdu. Ama bu ne
denle kendisinden daha yeteneksizlere sabr gsteremez;

dizeleri yanl okuma suu ilediine hkmettii kiilerin


arksn serte kesip, bardaklarn nnden ekip alarak,
onlar gecenin geri kalan ksmnda her trl faaliyetten
men ederdi. Baz arklarda Finbarn zellikle hassas oldu
u bilinen, bir szn aniden yutulmas ya da bir notann
uzatlmas gibi belli gei yerleri vard; bu anlar yaklatka,
ark syleyen kiinin arks beenilecek mi yoksa nnde
ki bardak alnacak m diye beklemeye geilir, bardaki tansi
yon yava yava ykselirdi.
Finbar, Ballymeanyye Kerry Dalanndaki barndan gel
miti. Kerrydeki barn yan banda, ngiliz daclarn, ev
redeki tepelere trmanmaya geldiklerinde ucuz bir yatak ki
raladklar sala bir genlik pansiyonu niyetine kullanlan
baka bir bina daha vard. Finbar, ngiliz olmalarndan duy
duu tiksinti, yaptklar spora besledii saygyla bir nebze
yumuad iin yerlilere kar olduu kadar kt davran
mamakla birlikte, bu daclara da hakareder yadrmaktan
geri kalmazd. Bar, hl zaman zaman daclar kurtarma
operasyonlarnda s olarak kullanlyordu; bir keresinde
kurtarma ekibine nclk yapmaya kalkan Finbar, ft
km daclk kyafetini g bela giyeceim derken bay
lp, iki seksen mutfaktaki demeye uzanvermiti. Donal,
ocukken tekrar tekrar da banda mahsur kalm ve da
yanma glerinin son noktasna gelmi iki yalnz dacya
babasnn onlar kurtarmak zere yola ktn bildiren
acil bir mesaj ilettii bir rya grrd. Bunun doru olma
dn, Finbarn aslnda kr ktk demeye uzandn bi
lir, hem yalan syledii iin babasndan hem de byle bir
samala inanan daclardan nefret ederdi.
ngilizlerin Finbar ho grmelerinin nedeni, sarholu
unu rlandallna vermeleriydi. Finbar, kesin bir ifadeyle

onlara iki vermeyi reddettiinde kendi aralannda glr,


birbirlerine Donaln Ingilizlere zg bir deyi olduunu
sand begorra'* szcn fsldarlard; sonradan birisi,
ngilizlerin de bu szc yalnzca rlandalIlarn kulland
n sandklarn anlatmt. Finbar, bazen mterilerine i
ki vermeyi reddederken ok ciddileir, bira imalatlar ok
seyrek uradklar iin kendine iki kalmayacan dnr
d. Gene de ngiliz daclar iki alamasalar bile bunu aka
sayyorlard; sirk palyaolarnn ufaktan dalgaya aldklar in
sanlarn yzndeki arpk, utanga glmsemeyi taknp,
barn kapsndan admn atan ngilizlerin dur durak bilme
yen aknna baklrsa, Finbarm antika huylarnn hikyesi
denizin br yanndaki btn dac kulplerine yaylmt.
Finbar, renkli bir yerliydi; bu da baya iine yaramt.
Bir gece ge vakit, Killameydeki bir fuardan kafas iyice
dumanl olarak dnen Finbar, tokmakl asasyla Donal ba
yltana kadar dvm, kafatasn yarp srtn parampara
etmiti. Komular polis armlar ve Donal, ay srtst
yataca Killamey Hastanesine gtrlmt. Yeniden y
rmeyi denediinde, omurgasnn erildiini, bir baca
nn dierinden hafife ksa kaldn anlamt. Tutuklanan
Finbar mahkemeye kardlar. Savunmasnda her neden
se aklnn banda olmadn ileri srm, Donal da bunu
babasn imdiye kadar kendisi hakknda syledii en do
ru laf olarak deerlendirmiti; sonra da Finbar Galvvay d
nda bir tmarhaneye kapattlar. Donalm sonradan duydu
una gre, oradaki tek ziyaretisi, m rnde sadece kylle
rin yoksulluu ve konumalarnn ak saklyla ilgilen
mi olan aristokrat kkenli yalca bir bayand. Finbar, hem
*) By Godn kibarlatrlm hali. Genellikle nazikne bir kfr niyetine kul
lanlr.

yoksul hem de az bozuk biri olduundan, bu portreye a


rtc bir isabetle uyuyordu. Kadnn tiyatro dnyasyla da
ilikileri vard; Donal bir keresinde, babasnn anlalmaz
bir lafnn, herhalde bir svg sznn, bir zamanlar al
t Dublindeki bir tiyatroda oynanan bir oyunda geen bir
replik olduunu iitmiti. Bazen Finbar, mterilerine Dub
lindeki eski gnlerden, Abbey Tiyatrosundan, gazetede
kan iirinden, George Russell, John Synge ve William Yeatsle nasl tanp konutuundan sz aard. O nu dinler
ler ve kafadan kontak olduunu bildiklerinden glmseyip
bir viski daha smarlarlard.
Donal, dinsel grevden m uaf bir birader olarak almak
iin Sligodaki bir Dominikan M anastnna bavurmutu.
Geri ona cazip gelen bir hayat deildi, ama g etmek d
ndaki tek seenei buydu. n grmede dinsel inancna
ynelik sorular sorulmasn beklemi, oysa onlar ecinsel
olup olmadn renmekle daha ok ilgilenmiler, hatta
bu konuda ylesine srarl davranmlard ki ecinselliin
aralarna katlmann nkoulu olup olmadn dnmeye
balamt. Manastra girdikten birka gn sonra onun ko
numundaki beyaz cppeli, srk gibi bir birader, yemekte
ona doru eilerek, manastrda erkeklerle olanlar nasl
ayrdklarn bilip bilmediini sormutu. Donal, hayr anla
mnda ban sallaynca srnak bir fsltyla, Bir kol demi
riyle, diye tslamt. Baz rahipler cppelerinin altna sivil
giysiler giyerlerken, bazlar hibir ey giymezdi. Birkann
cakal pantolon diye bilinen, baz tehirci tiplerin pardsnn altnda baka bir ey olmadan giymeleriyle n yapm,
diz altndan lastikle tutturulan paal pantolon giydiklerine
dair sylentiler dolayordu. Donal, yemek piirip koridor
lar siliyor, kutsal kitap ve tarikatn tarihi zerine bilgiler al

yor, ara sra da darda bir berbere gitmeye cret edemeye


cek kadar korkak ya da gnah ilemeye tene biraderlerinin
san krpyordu. Gn olur, kyden gelen dini btn bir
kadn elindeki bo bir ieyle manastr kapsnda belirip, i
eyi kutsal suyla doldurmasn isterdi. Kutsal suyun muhafa
za edildii yer, n kapya mutfaktan daha uzak olduun
dan, Donal ieyi, mmini mmin yapan eyin bakalarnn
onu yle grmesi olduundan emin bir tavrla, mutfaktaki
musluktan doldururdu. Bazen btn bir aileyi kendi salya
syla kutsayaca dncesiyle keyiflenip, kutsal suyun iine
tkrd bile olmutu. Manastr kapsna ne zaman yiye
cek ya da para dilenen bir serseri gelse, ona kutsal muhafa
za blmnden takdis edilmi arapla dolu bir ie verirdi.
Dilencinin ieyi kilise avlusunda serseri arkadalaryla pay
lamas ve hep birlikte sann kanyla kafa bulmalar fikri
Donaln ok houna giderdi.
Kendisinin dinsel inanc yoktu, ama bunun orada bekle
dii kadar sorun yaratmadn grmt. Zaten rahiplerin
ok az T annya inanr gibiydi. Bunun yerine sylemin
mudak ufkundan ya da varln akn dzeyinden sz
ederler, Tanr kukusuz varsa bile, gerek anlamda fiili bir
varl olup olmad konusunu tartmal bulurlard. Tan
r kanl canl bir kii deildi; Donala byle retiyorlard,
hatta olaanst glere sahip biri de deildi; herhangi bir
gce sahip olup olmad bile kukuluydu, bir gce sahipse
de, buradaki sahip olmak fiili farkl bir anlamda kullanl
yordu. Aslnda T anndan sz etmenin hibir yolu yok gibiy
di, sadece ona inanmann anlaml olduu sylenebilirdi,
ama buradaki sylemek, inanmak ve anlam szckleri
nin allagelenin dnda, tuhaf bir biimde kullanld da
teslim edilmeliydi; bu yzden de neden sz ettiimizi bilip

bilmediimizi bilemezdik, tabii bu da, T anndan sz etme


nin akla yatkn bir nosyon olduunu varsayarsak mmkn
d, halbuki akla yatkn deildi.
Tm bunlar Donal rahatlatyordu. Dncelerini ken
dine saklayp, yumuakl, ak salar ve neesiyle manastra
sanki bir tiyatro acentesince gnderilmie benzeyen yal
biraderlerden Kenelm Kardein ulvi sadeliini taklit edi
yordu. Kenelm, yle byle yirmi yldr uzun yemekhane
masalarnn yannda bir ilahi mrldanarak ayaklarn sr
ye srye dolap masaya kaklar yerletirmekten baka i
grmezdi. A, faaliyet alann geniletip bak ve atallar
da iine dahil etmesini istediindeyse, bir antropoloa ba
kan Avustralya yerlileri gibi onu sakin ve anlamsz gzlerle
szerdi. Donal, Kenelmin azizvari tavrlarn titizlikle taklit
etmesi sayesinde Barahip Peder Gore-Knoxun takdirini
kazanmt. Barahip Anglo-Irlandal bir toprak sahibinin
oluydu; tarikata girmeden nce subaylk yapmt, yksek
snf insanlarna zg yumuak, ypranmam yz sonsuz
bir anlayla nur sayordu. m r boyu insanlar kle gibi
kullanmasn gerektiren kariyerini terk ederek, aristokrat
zgemiine bakaldrd sylenirdi. Sonraki davrannn
ilkinin daha ince bir versiyonundan' teye gitmediinin far
knda deildi. Tarikat yeleriyle ilk kez karlatnda ken
dine uzanan elleri det olduu zere bir yerine iki eliyle
birden kavrar, sonra da onlara hemen ilk adlaryla hitap
ederdi. Bir yanyla durmadan dua eden bir ileci gibiyken,
br yanyla oradakilerle uyumayan bir delikanllk ve can
llk sergilerdi. Bu yzden Donal, koridorda ona rasad
zaman, resmi bir ba selamyla yanndan geip gidecek mi,
yoksa eek akas yapp tehlikeli biimde alaktan yumruk
lar savurarak stne mi yryecek, asla emin olamazd. Ge

ici bir sre yapacak i bulamazsa, cbbesinin kollarn k


vrm halde, bulaklara girimek zere mutfak kapsnda
beliriverirdi. Bir buharl makinenin patentini almasna
en bir havayla ykard tabaklar. Biraderler o an ie ara ver
milerse, daha az gler yzl olduu anlarda onlarn tem
belliini hatrlamasn diye hem en kafasn kurcalayacak bir
eyler bulurlard.
Donal, barahibi saygda kusur etmeyiiyle etkilemi,
otoriteye itaat etme konusunda iyice ustalamt. Bir defa
snda manastrn arkasndaki merdivenlerden dne dne
barahibin odasna km, kpkrmz bir suratla ve kekeleye kekeleye, Kenelmin mutfakta kendisini sktrdn,
cbbesinin eteklerini kaldrarak orasn gsterdiini anlat
mt. Kenelmin engeliine zaten oktandr kzmakta
olan barahip, ondan kurtulma frsat ktna sevinmiti.
Yal adam ngiliz eyaletindeki bir eve nakledilmi, bir-iki yl
sonra da serseme dnm ve yapayalnz bir halde lmt.
Donal bazen rezil olan Kenelmi hatrladnda odasna ka
panr, ayna grevi gren krk cam parasn duvardan indi
rirdi. Cppesinin eteini kaldrp, kendisinin Kenelm oldu
unu hayal ederek, uzun uzun kendi buruuk, gevek orga
nm szer, sessizce boalrken nasl grndn merak et
tii iin de aynay yznn hizasna getirirdi. Odann orta
snda aynay organndan yzne, yznden organna do
ru bir aa bir yukar hareket ettirerek uzun sre kalr, ses
sizce kendinden geerken omuzlan sarslrd.
Teolojik adan daha ilerici rahipler, ara sra cemaat iin
topluca gnah karma ayini dzenlerlerdi. Bu ayinlerde
cemaat yeleri ayaa kalkar, herkesin nnde genellikle,
pek rahatsz edici olmayan eitli gnahlann itiraf ederler
di. Bu trenlerin birinde yeil gzl bir ngiliz kadn kal-

kp, berrak bir sesle zina ilediini bildirdi. Cemaat, nefesi


ni tutmu bir halde hikyenin devamn beklerken, g en '
kadn bir koluyla koronun bulunduu sralar gsterip yk
sek sesle ekledi: te, u adamla. Donal gsteriyordu.
Sonra, Hayalimde, diye ekleyerek yine anszn yerine
oturdu. Ayini yneten rahip alelacele Credo'yu almaya ba
lam ve ayin devam etmiti. Tren bitince gen kadn Donal manastr kapsnda yakalayarak onu herkesin nnde
utandrd iin zr dilemiti. Ad Edithti, yuvarlak tel
gzlkler takyordu, boynunda tahtadan bir ha, zerinde
pasl bir demir levhay andran, plili, kahverengi bir etek
vard. Yksek kademedeki bir ngiliz kamu grevlisinin k
zyd. Katoliklii setikten sonra rlandaya yerlemiti. Bir
ka gn sonra Donal grmeye geldi ve birlikte nehir ky
snda yrdler. Edith, ara sra belirli bir neden olmadan
canl kontralto sesiyle blbl gibi akyarak kyda hoplayp
zplyordu. Birka gn sonraki baka bir yryte Edith,
Donala, bedeninden Gallilere zg bir canllk fkrd
n, onda bedenini aklndan daha gvenilir bir ilgi nesnesi
haline getiren hayvani bir duyumsallk grdn syledi.
Aslnda bedeni biraz arpk olduu ve kadn onu korodaki
yerinde oturmas dnda baka i yaparken grmedii iin,
Donal, bu szlerin mthi bir yanlgnn m yoksa acayip bir
igr yeteneinin mi rn olduunu kestirememiti. Ka
dnn syledii herey, anlamn ancak teet getii, ayakla
r havada bir mulaklk denizinde yzyor gibiydi. Sonraki
bir ay boyunca durmadan yrdler ve Edith, Donaln ka
rakterini ona tuhaf gelen imgelerle zmleyiverdi. Buna
gre, hareketlerinin bir ksm din iken, dier ksm kuru
kalm ve seyrek dokunmutu. Ama onda kann rlandalI
lara sndran clz bir nee, yalnz onlarda grlen bir ruh

sevinci buluyordu. Donal, tm bunlan dikkatle dinledi ve


t karmad.
Bir akamst Edith, darmadank odasnda birlikte
otururlarken, laf evlenmeme yemini konusuna getirmi,
dinsel bamllklarn kavrayamad iin Donalla hafif
ten alay etmiti. Edithe gre, evlenmeme yemini mutlaka
cinsellikten el ayak ekmeyi deil, baskc cinsel ilikiler
den kurtulmay ifade ediyordu. H er zamankinden daha
yumuak bir sesle konuan Edithin ba biraz yana dm
ve dudaklar muammal bir glmsemeyle almt; Do
nal, Edithin dizlerinin eskisi gibi bitiik durmadn fark
etti. ok gemeden kadnn kendisiyle cinsel iliki kurmak
istediini anlad. Kadn bedenine kar kaytszd ve bu ka
dndan holanyormu gibi davranmann kendisine bir ya
rar getirmeyeceini grebiliyordu. O nu bir daha hi gr
meme kararlyla evden hemen ayrld. Ama bu srada ili
kileri hakkndaki dedikodular barahibe ulam, o da Donal dnerek klan merdivenlerden huzuruna artarak
derhal manastr terk etmesini emretmiti. Donal, Peder
Gore-Knoxun kararn deitirme um udu kalmadn an
layana kadar azn hi amad, sonra dili zld. Amiri
ne Edithin bir srtk, orospu, azna almay ince bir sanat
haline getirmi, ehvet dkn, azgn bir kanck olduu
nu anlatt. Barahibe, bu hizmet iin baka vasfl uzman
aramasna gerek olmadn syleyerek Edithin teknii
nin zarafetini ayrntlaryla anlatmaya koyuldu. Peder Gore-Knoxun yz, cbbesi gibi bembeyaz oldu; ban elle
rinin arasna gmd, yumruklaryla akaklarna vurup dur
maya balad. Barahip, bir lk koparp zangr zangr tit
reyerek sandalyesinden dorulana ve Donal iki koluyla
belinden yakalayp btn gcyle odasndan dar atana

kadar, Donal alak ve saygl bir tonla hikyesini anlatmay


srdrmt.
Bu arada Finbar, tmarhaneden salnm ve Ballymeanydeki bar almt. Yapacak daha iyi bir i bulamayan Do
nal, onun yanna gitmeye karar verdi. Kendisinin sradan
insani sevecenliklerle dizginlenmemi, srad biri olduu
nun bilincindeydi. Tand herkesin aksine, kesinlikle hi
bir eye inanmyordu. Yalnzca vaktinin gelmesini bekliyor
du. Ballymeanyde hibir vukuat kmad, ama bu defa Do
n a rn ans alacakt.

Bahtin ile Wittgenstein, Donaln iyi niyetini smrme


nin ayp olacan dndklerinden, basit ev ileriyle bou
arak kr evine yerlemeye balamlard. Wittgensteinm
pratik becerileri bahvanlk ve tamircilikle snrlyd; mr
boyunca, nce Vyanadaki kkte, sonra da Cambridgedeki kolejde emrinde hep uaklar olmutu. ki adam patates
kabuunun nasl soyulaca konusunda sinir bozucu tart
malar yapyorlard. Muslua tuttuunda kabuun soyuluvermediini grnce Wittgensteinin can sklmt. Bahtin ise
patatesi buhara tutmak gerektiini dnyordu. Bir akam
bir yenge piirmiler, ii i kalp d kmr gibi olunca,
gizlice topraa gmmlerdi. Wittgenstein bulak ykamaya

baylyordu, ama yalnzca banyoda; Cambridgede yemek


davetlerine katld ender zamanlarda kirli tabaklar banyo
ya tamakta srar eder, teki konuklar bir-iki saat angr un
gur tabak sesleri dinlerlerdi. Evdeki tek kvet, tuvaletin d
nda, her yan kf pas iinde ve yosun balam, harap bir
halde duruyordu. stleri balar gnden gne keeleip
kokmaya balamt; nasl temizleyeceklerini de bilemiyor
lard. ki kr kocakar gibi mutfakta habire dnp dolayor,
durmadan birbirlerine arpp, kullandklarndan daha ok
tabak anak kryorlard. Sobay yakmak ikisine de ylesine
zahmetli bir i gibi geliyordu ki, binbir trl ayrntyla uramaktansa, geceleri souktan donmay yeliyorlard. Gaz
lambalarndan yana da anslar pek yaver gitmiyordu; iyice
bir karalt haline gelene kadar birbirlerini ok iyi gryor
numarasna yatp, karanlkta kar karya bekleiyorlard.
Sonunda yenilgiyi kabullenip, onlar izleyerek bekle
mekte olan Donaln idareyi ele almasna ses karmadlar.
Onlara, Sizin gibi iki kibar beyefendinin kafasn bu tip
pratik ilerle megul etmesi tabii ki yakk almaz, diyordu
Donal. Btn ileri u ayya kulunuza brakabilirsiniz. Siz
kafanzda dnyay dorulturken, ben bir-iki bardak bira pa
rasna etraf toparlar, size biraz jam bon kzartrm; siz bun
lar dnmeyin. Poplist vicdanlarn rahatlatmak iin
Donala bir-iki bira parasndan ok daha fazlasn dediler
tabii. Manastrdaki gnlerinde iyice pien Donal, anslanna
mkemmel bir uak kt. Kt kokan i amarlarn he
men toplayp mis gibi, tertemiz halde geri getirdi. Elindeki
patatese ne yapacan sezgileriyle buluyor, her eit bal
lezzetle piiriyordu. Kpek leini ortadan kaldrp im bi
me iini grsn diye baheye ihtiyar bir kei bulup getire
rek bakmsz baheyi bile baklr hale getirmiti. Oturma

odasndaki mobilyalarn azami aba harcayp en az derece


de yararlanma esasna gre yerletirildiini anlaynca, eya
lar abucak daha rahat kullanlabilecek bir duruma getir
mi, bylece efendileri, dik olmayan bir ayla yan yana otu
rup, ellerinin altnda kk masalaryla ayaklarn tabureye
uzatma imkn bulabilmilerdi. Yarm asrlk rm per
deleri atp yerine parlak ve kareli perdeler takm, ters e
virdii bir kitap rafyla ie yaramayan bir banyo dolabn
birbirine akarak Bahtine bir bar uydurmu, hatta ona bir
yerlerden kristal bir srahi bile bulup getirmiti.
Bir sabah saat sekizde kucanda yeni toplanm al r
pyla eve gelen Donal, Bahtini yatakta horlar, Wittgenstein ise tohum unu iinde tutmaya yeminli bir kei gibi yaz
mama abasyla kaskat biimde, bir koltukta dimdik otu
rurken bulmutu. Yerlere kalp gibi dzgn elyazsyla bir
eyler yazd ve zerlerine rdek, tavan resimleri iziktirdii kt paralar salmt. Bazlarna fkeyle SAMA
ya da BOLLOCK* szckleri karalanmt. ngilizcesi pek
iyi olmayan Wittgenstein, ikinci szcn oul yazlmas
gerektiini ve de bu haliyle ok ayp katn bilmiyordu,
nk kimse ona bunu sylemeye cesaret edememiti.
Wittgenstein, gzleriyle mutfaa girip kan Donal ta
kip ederken, Dayanlmaz, dayanlmaz, diye inlemekteydi.
Donal yanma arp, ayaklarnn etrafndaki pleri gs
terdi ve eliyle yaklamasn iaret etti; neredeyse dudaklar
Donaln kulana deecekti.
Bouk bir sesle, Yak bunlar, diye fsldad. Yazdm
hereyi yak. p yn bunlar. Ben hibir ey bilmiyorum.
*) Burada Wittgenstein, samalk, bo la f anlamna gelen 'bollocks szc
n 'bollock' diye yaznca, ortaya taak gibi bir anlam kyor. Metnin ileri
deki blmlerinde de sk sk kulland szc bo la f diye karlamay
yeledik.

Donal, ne yapacan bilemez bir halde ona bakt. Sahi


den byle korkun bii yapmak istiyo olamazsnz efendim.
imdi bunlar yaklr m yani hele ki siz su stndeki en akl
l adamsnz. Tanrya yemin ederim bu ok yann bii olur.
Sonradan bi sre koca koca alimin bakmak iin yancaklan
birbirlerini yiycekleri bu kaatlan okumas yazmas bile olma
yan benim gibi bir cahilin sobaya tkmas olcak ey mi, Tanr
esirgesin. Byle bii yapmaktansa cennemde yanarm d iyi.
Ben byk bir adam deilim, diye mrldand Witt
genstein. Mahzun baklarn Donaln kirpiksiz gzlerine
dikmiti. Ben temiz biri deilim. Kemikli eliyle Donaln
kolunu tuttu.
Donal, bu itiraf zerine dikkatle dnd. Kibarca, y
le mi diyosunuz? diye sordu. Ufak tefek adam baya titiz
birine benziyordu halbuki.
Wittgenstein, Donalm kolunu skp biraz daha kendine
ekti, hafif hafif soluduu duyuluyordu. Barsaklarnda
ani bir sarsnt olmu gibi yanaklar kzarm, dudaklar sm
sk kapanmt. Donal, onun burun deliklerinin hafife
aldn fark etti.
Ben kapana ksldm, diye fsldad Wittgenstein. Sesi o
kadar kskt ki, Donal duymaya urarken, neredeyse ku
cana decekti.
Donal efkade, Ha, u hikye, diye mrldand.
Wittgenstein bayla evetleyip gzlerini igdsel bir ha
reketle pencereye evirdi. Beni arayacaklardr, diye sy
lendi. Rahat vermeyecekler. H er seferinde beni yakalayp
o cehennemden beter hapishaneye geri gtryorlar.
H er seferinde ne oluyor?
Bu! Firar. Katm ben, Donal; hem bu ilk deil. Bir ke
resinde onlar atlatp Norvee katm. Bir fiyordun kysm-

da kulbem vard; balkla besleniyordum. Bana yapmam


gereken eyleri reten gen bir balk vard. Gzleri bir
an tatl anlarla parlamt. Fikirlerimi almak istiyorlar.
Oysa bende fikir falan yok. Yine gelirlerse ne yapacam?
Donal, neri kabilinden, O nlara geri dnmeyeceini
zi syleyin, dedi. Hani derler ya, siktirip gitmelerini sy
leyin.
Bir ey deimez. Benim yazgm bu.
Peki, peinize taklan bu azna stklarn da kim?
Sanki tkrrcesine, retim yeleri, diye samala
maya balad Wittgenstein. Akbabalar, asalaklar. H er an ge
lebilirler. Gelirlerse -Donaln kolunu serte skt- bana
yardm etmelisin. Burada olduumu kimseye syleme. Za
vall bir halde uann yzne bakarken, elini utangaa
Donaln elinin stne koymutu. Beni koruyacak msn,
Donal?
Donal anlamt. Efendisinin koltuunun nnde melip, usulca ellerini tuttu.
O nu yattrmak istercesine, fsltyla, Elbette sizi kendi
mukaddes annem gibi koruyacam, dedi. Topalm falan
ama ne badireler atlattm ben. Klnza dokunmaya kalkar
larsa, le sk bi yumruk akp o muhallebi ocuklarn ye
re sermezsem n oliyim, siz iyi bi adamsnz. Gc tama
m en tkenmi gibi ban geriye yaslayan Wittgenstein ey
tani bir muziplikle szd: Yazk, zavall eek. Elini uzatp
bir an AvusturyalInn kvrck salarnda tuttu, inat bir
bukleyi zevkle dzeltti. Zavall yal eek, diye gdaklad.
Wittgenstein, elleriyle Donalm parmaklarm iyice skt. Do
nal, Wittgensteinm nnde melmeyi srdrp, gzleri
ni ksarak, kapal gzkapaklartna baktt ve yznde ar ar
tuhaf bir glmseme belirdi.

Yllar sonra, Wittgenstein lm, Donal ise hl Ballymeanyde yayorken, Donal, dmanlan pskrtme szn
tutma frsatn yakalad. Bir araba dolusu pembe beyaz yz
l ngiliz, tedirgin hareketlerle iskelede inip, Tiemeyin ban n a gelmiler, Donala byk filozofun evini sormulard.
Donal, ngiliz haclan rastgele orada bulunan bir mteriy
le tantnp; adamn Wittgensteinm zeksna hayranlk
duyduu ve uzun uzun felsefi tartmalara dald biri oldu
unu syledi. Konuklar, hl nceki gecenin kusmuk kalntlannm durduu yrtk prtk bir gmlek giymi bu yerel
bilgenin grnne biraz armlarsa da, gene de onu
candan bir tavrla selamlayp entelektel bir sohbete dal
mlard; arkas gelecek ikilerin kokusunu alan adam, soh
bete sevine sevine katlyordu. Dnyann hali ve el yakan i
ki fiyatlan stne ettii genel laflar, haclardan biri kk
bir deftere kaydetmiti. Baansndan cesaret alan adam, bu
ruuk baldrlanna vurup bacan anlaml anlaml sallaya
rak, ak sak bir halk arks tutturdu. Az sonra sohbet ye
niden balam, ama konuklardan birinin evi sormas zeri
ne yine yanda kesilmiti. Bilge kii o anda bulunduklan ye
ri soruyor sanmt. ngilizler birka saat sonra, bozuk paralannm arlndan kurtulmu bir halde bardan aynldlar.
Bahtin, Tiemeyin bannda toplanan kalabala Hegelin
Tinin Grngbilimi adl yapt stne ders veriyordu. Elin

de bira bardayla bir aa bir yukan yrrken, zne ve


nesneyi bitirip heyecanla yadsmann yadsnmasna, zde
lik ile zde olmamann zdeliine geiyordu. Buruuk
yzl, cce boylu kemanc ve balk emeklisi Jimmy Kavanagh, derinden etkilenip Seamus Nolana doru eilerek,

Valla bu herif eytana pabucunu ters giydirir, diye fslda


d. Bahtin, ders verdii hzllkla itiinden, ok gemeden
zom olmutu. Jimmy keman alarken, Bahtin, barn orta
snda gzleri kapal, ba geriye kayklm, kollan bkk bir
halde bacaklann kaldnp indirerek beceriksizce bir Kazak
dans icra etmeye koyuldu. Zihni St. Petersburg anlaryla
doluydu: arpk dili, tokas parlak ilemeli Tanya; daha k
sa pantolonla gezerken Spinoza okuyan, Sibiryada karda
mahsur kaldnda paha biilmez el yazmalarndan birini
sigara kd niyetine kullanan kk kardei Mihail. Bah
tin, topuklanyla yerdeki talalar dverken, Ben Zerdtm , diye dnyordu. Ben rade ve Dnce olarak
dnyaym, parlak kanad Lucifer, Balk Kralm. Bir btn
olmu Alyoa ve Raskolnikov, btn diyalektiin k,
ktlk iekleriyim ben. Gzyalan ve ter damlalan saka
lndan aa yuvarlanp enesinin ucundan yere damlyor
du. Ben hem fincan hem mzrak, hem tavuk hem yumur
ta, hem ayakkab hem ayakkab baym; iimde milyonlar
ca ey var. melirken bacaklarn kaladan topuk hizasna
frlatan Zerdt byle buyuruyordu. Tannlar sevdikleri kullarnn akllann oynatrlar. Gz dnm bir topal gibi sa
a sola sallanan Bahtin, ban geriye atp yaralanm gibi
uluyarak etrafndakilere tatl Rusya hznn datyordu.
Seamus Nolan viskisini tezgha koyup haykrarak, iki yana
yapk kollan ve ciddi yz ifadesiyle rkm bir at gibi s
rayp zplayarak bir rlanda dansna giriti. Finbar Tiemey,
tezghn altndan bir bodhran kapp, yuvarlak l bir ke
mik parasyla lgnca tempo tutmaya balamt. Bahtin,
olanca arlyla bir masaya yld, sonra kalkp, disiz al
kolik Bridie Dunphynin nnde eildi ve bir koluyla hava
da yay izerek onu valse kaldrd. Birlikte boulmak zere

olan iki insan gibi debelenirlerken, Bahtin efkatle Bridienin kepek dolu grimsi kafa derisine bakyordu. Krali
em, diye dnyordu, dadaki Maevem . Birden kadn
dan ayrlp, srtndaki pelerini dev bir yarasa gibi dalgalan
drarak barn kapsna atld. Bo yenge sepetlerinin ve ha
lat ynlarnn stnden atlayarak, karanlkta iskelenin bit
tii noktaya ve ayaklarnn altnda boluu hissedene kadar
koturdu. Karanln iinde kendini yukar ekip, vcudu
nu ba aa dndrd; suya nce o koca kafas, sonra be
deni arpmt. Dierleri Tiemeyin barndan iskeleye kouurlarken, Bridie de elinde siyah bira barda iki yana sal
lanarak arkadan yetimi, Bahtinin kkreyerek su yzne
kn, slak sa tutamlarnn akaklarndan yukar boynuz
gibi dikiliini grmt. Bahtin, kendini yukar ekti ve is
keleye doluanlarn ayaklan dibinde bir deniz canavar gibi
yuvarland; yine dehetli susamt. Seyredenler hep birlik
te onu ieri, scaa tadlar. Finbar, scak bir iki getirirken,
Bridie alyla Bahtinin srtn okarcasna sildi; Jimmy Kavanaghn keman, hibir ey olmam gibi, kald yerden in
leyip tngrdamay srdryordu.

YED

Nikolay, dedi Wittgenstein, senin yemek yeme tarzn


ekilmez buluyorum.
kisi birlikte, karanlk knce perdelerini kapatm,
mutfakta akam yemei yiyorlard. Bahtin, Donaln akam
iini bitirip gitmeden nce maharetle hazrlad lahana,
kuzu cieri, patates ve jam bon karm kocaman yal bir
bulamac atallamakla meguld. Sivri burnu belirgin bi
imde seiren Wittgenstein, nnde pis pis kokan peynir ve
soandan oluan yemeiyle, Bahtinin tam karsndaki san
dalyeye tnemiti. Bahtin, Finbarm ucuz krmz arapla
rndan bir ieyi kafasna dikip, azn sildi ve n dileri ara
sndan ezik bir lahana yapra kard.

Wittgenstein, ask bir suratla, Patlayacaksn, dedi.


Emin ol, hi ho deil. Senin yemek yemeni seyrederken
midem bulanyor.
Wittgenstein, Bahtinin anszn kopard geirti yzne
arpacakm gibi irkilerek ban geri ekti. Korkarm,
Ludwig, senin miden yumruk kadar kalmtr. Seni skt
ran bir ey var, fiziksel deil, ruhsal bir skma. Ben de bir
zamanlar byleydim. Parmaklaryla tabanda oradan ora
ya kayan bir cier parasn kovalad ve ya iindeki taban
tam kesinde yakalad. Japonlar, diye szn srdrr
ken, cieri aznn iinde grltyle aprdatyordu, gbe
e hara derler. Harakiri deki gibi. Selmlarken birbirleri
ne gbeklerinin durum unu sorarlar. Onlarda sabit nokta,
hayatn isel merkezi haradr. Duygusal Bat geleneinde
olduu gibi kalp deil. Bir Japon ayaa kalktnda yaam
sal glerini dengeleyip kamn dar kartarak kalkar.
Nasl demeli, koca gbekli olmak orada ruhsal sekinlik ia
retidir.
Wittgenstein, ters ters, yleyse sen aziz olmalsn, dedi.
Gbekli insan zgrdr, kendisiyle barktr. Hibir e
yin nemli olmadn bilir.
Wittgenstein, keskin bir bakla yzn kaldrd. Syle
diin ey lgnca. Bir insan nasl hibir eyin nemli olma
d dncesine kaplabilir, anlamyorum.
Bahtin, birden ftursuzca bir esneme koyverip, sakaln
da kefettii bir damla et suyunu baparmayla sildi. Witt
genstein ayaa kalkp mutfan iinde, farknda olmadan
uzanacak bir yer aranrken sinirli sinirli volta atmaya bala
d. Sonra koar gibi oturma odasna geip, ban pencere
pervazna dayad. Ban cama vururken kard tok rit

mik ses Bahtine kadar geliyordu. Bahtin, ilkin tabakta ka


lan peyniri azna att ve arap iesini koltuuna sktrp,
rahat, sakin admlarla gaz lambalarn yakmaya gitti; alak
kirie uzanrken ayakta hafif hafif sallanyordu. n camlara
usulca arpan yamur hemen kesildi. Bahtin, arkas dnk
bir halde Wittgensteina seslendi: Mooreun, bir rencisi
ni, hibir ey nemli deildirin ( nothing matters) hibir
ey takrdamazdan ( nothing chatters) gramer asndan
farkl olduunu gstererek intihar etmekten vazgeirmekle
vndn duymutum.
Wittgenstein koluyla bir tiksinti iareti yaparken bedeni
nin dier ksmlar kaskatyd. Pencere pervazna bakp la
net okurcasna sylendi, Hibir eyin nemli olmadn
dnen kii domuzdur.
Bahtin, bacaklarn kanepeye uzatarak hakareti dosta
sineye ekti. Wittgenstein, yamurdan buulanan camdan
dar bakyordu. Aada iki ev arasndaki bolukta boyala
r kabarm birka balk teknesinin direkleri sallanyor,
daha geride yal, beyaz kpkl okyanus uzanyordu. Witt
genstein biraz sonra rpertici denebilecek denli alak bir
sesle konutu: Bana, bir ocuun diri diri derisinin yzlmesini seyreden bir adamn, bunu eften pften bir olaym
gibi geitirebileceini mi anlatmak istiyorsun? Bence bu
dpedz samalk.
Bahtin, arapla bir dilim peynir yuvarlayp, surat aslm
ocuunun gnln almaya alan ana babalar gibi teskin
edici bir tonda konumaya balad: Karl Marxin kz Tussienin, babasyla ve Engelsle oynad bir oyun varm,
duydun mu? Bir eit anket. Tussie onlara en sevdikleri ya
zan, rengi, erdemi falan sorarm. Sra en beendikleri slo

gana geldiinde, Marx ideolojik olarak doru -eminim, m


cadelenin gerekliliiyle falan ilgili- bir ey sylermi. Engelsin ne dediini biliyor musun? Kafana takma. Ya da
bunun gibi bir ey, eviri tam olmayabilir. Bahtin sessizce
kafasn sallad. Kafana takma. htiyar kurt.
Wittgenstein gelip koltuun yumuak derinliklerine yz
vermeden, en ucuna iliti. Asabi bir sesle, Sanrm, ben
Marxinkini tercih ederim, dedi.
Bu, tercih sorunu deil. Mcadele ancak kafana tak
mazsan baarya ular. ki fikir birbirine zt deil.
Yani, hepimizin srtst yatmamz, kafa ekmemiz ve
domuzlar gibi iftlememiz mi gerekiyor?
Hayr, hayr, srtst yatmak deil. Kafaya takmamak
kolay bir i deil ki. Kendine bak. Bahtin, Donaln yapt
uydurma iki dolabndan bir arap daha ald, bacaklar ara
sna sktrp gsterili bir edayla mantarn kard ve ken
dini btn arlyla kanepeye atverdi. Bu, insann nasl
eylemde bulunduuyla ilgili bir sorun. Btn etkili eylem
ler, araya bir mesafe koyarak yaplr. Kaytszlkla deil, yal
nzca ironiyle. nsanlar biraz mesafeli olabilselerdi ocukla
rn derilerini yzmezlerdi. Szlerinin burasnda alakg
nll bir dzeltme yapt: En azndan ou. Tarihe bak. e
yaram olan baka bir eylem biimi var m?
Wittgenstein bada kurup koltua orman perisi gibi t
nedi. Nikolay, sylemek zorundaym ama, sen ok bo ko
nuuyorsun. Tarihe bakmam istiyorsun. Sana tarihin ne ol
duunu syleyeyim mi? Tarih, annesinin gzleri nnde ya
va yava kzartlan yeni domu bir bebektir. stelik bir ke
re de deil, milyonlarca kere. Tarihi, annenin gzlerinin
iine bakar ve onun hikyesini anlatr. Eer dili tutulmazsa.
Haklsn, ite bunun iin de unutmalyz.

Wittgenstein, kafasndan bir tutam sa kopanp hafife


bir lk att.
Bahtin, hi istifini bozmadan, Eyleme geebilmek iin
unutmalyz. Bellek kayb, unutm a olmasa ortada eylem ka
lr m? Tarihe bir saniye bile baksak, btn silahlarmz yi
tiririz. Tarih bo laftan ibaret, dedi.
Demek bu yzden kendini kaybedinceye kadar iiyor
sun, eyleme gemek iin. Tabii, nce ayaa kalkabilirsen.
Wittgenstein, uzun bir kouyu yeni tamamlam gibi hzl
hzl nefes alarak ayaa kalkt. Samanla rtl damdan ya
m urun tekdze sesi geliyordu. u anda Avrupada tarihin
en korkun sava yaplyor. Buraya geldim, nk artk da
yanamadm. Yani kayorum, tarihten saklanarak. Avrupa
gzlerimizin nnde zlyor; bizler onun rnleri, be
yinsiz tavuklar gibi yaamaya devam etmekten baka ey yap
myoruz. Bunlarn hibiri deitirilemez. Sommeda* olan
lar hep olan, hep olacak eyler. Herey tam da olduu gibi,
baka trl deil. Ama gene de kanlmaz olana kar k
mak istiyorum.
Bahtin, uykulu bir sesle cevaplad: nsan kanlmaz
olana kar kmadka, kanlmazn ne kadar kanlmaz
olduunu bilemez ki. Azn aplatarak bir yudum arap
iti, yznde hafif bir glmseme belirdi. Sen ktmser
sin, Ludwig, btn entelekteller gibi. Mesleki bir tehlike
bu, ktiplerin allm ihaneti. Oysa halk ktmser deil.
Halk sinek gibi lyor. Halk ikence gryor.
kence edilenler olduu gibi, hazdan kendinden ge
enler de var. Baka ne iin savayorlar ki? Szckler Bahtinin aznda birbirine karp yuvarlanyordu. D kapnn
*) Somme, Kuzeydou Fransada, Man denizine dklen rmak. Birinci
Dnya Savanda, 1915-1917 arasnda iddei arpmalara sahne olmutu.

altndan gelen iddetli bir esinti lambann alevlerini titretip


odaya koyu glgeler sald.
nsanolu dnyaya geldii ilk gnden itibaren, dedi
Wittgenstein, alak bir sesle, doymak bilmez bir itahla bir
birinin derisini yzmtr. Birbirlerinin gzlerini oyarak,
ansnden ve vajinasndan ieri ac biber dallan sokarak,
beikten mezara kadar birbirlerinin yollarna kzgn korlar
dkmler, bok demilerdir. Bu sonu gelmez tekme tokat
yamurunu sona erdirmek iin ne kadar ok erdem gereke
ceini hayal edebiliyor musun? Cengiz Han lsnde bir
iyilik herhalde.
Bu hikyelerden yalnzca biri. Baka hikyeler de var.
Wittgenstein, alayl alayl burnundan soludu. Kmse
yici bir sesle, Bir ngiliz gibi konuuyorsun, dedi. ngilizler ne zaman kukuya dseler, akllarna hemen sarka ge
lir. nce biraz bundan, sonra biraz undan. Liberaller vic
danlarn bu duygusal yanlsamayla rahatlatrlar. Oysa bir
sesin, tek bir sesin, btn dier sesleri bastrp boduun
dan nasl kuku duyulabilir?
Hl deerler var, hl haz var. Ak, diye bir dipnot ko
yarcasna ekledi Bahtin. Gmleine biraz arap dklm
t, ama farknda deil gibiydi.
yle yle. Ama bunun bedeli ne? H er katedrale karlk,
bir kemik ukuru. Her bayapta karlk, sefalet. stelik bu
en kts de deil. Az nce bu katliama kar ktm sy
lemitim. Ancak gn geliyor, insan rknn hereye karn
hayatm srdrmesinin harika bir ey olduunu syleyen u
mtevaz varsayma aklm taklyor. Bunun sadece bir sulu
gzllk olduundan kukulanmaya baladm. rmcekler
ve ekirgeler de kendilerini dndklerinden, soylanmn
tkenmesi fikrini katlanlmaz bulurlar. Proje toptan iptal

edilse daha hayrl olmaz m? Atalarmzn ruhunu huzura


kavuturamasak da hi deilse torunlarmz sefaletten kur
tarabiliriz. Neden hereyin bitmesine izin vermiyoruz?
Bahtin, ieyi a tuttu, bir gzn kapatp kaln dibini
szdkten sonra demeye frlatverdi. Neden verelim?
Devam ettii srece ho yanlan var. Bunlar kimse iptal ede
mez. Yine iki dolabna uzand, ama yetiemeyip kanepe
den halya yuvarland. Aznn kenarndan hafif salyalar s
zarak orada hareketsiz kalakald. Uykulu sesiyle ikramda
bulundu: At bir tek.
Wittgenstein, zayf kta gzlerinde tehditkr bir alevle
Bahtinin yanma gelip, tortop gvdesinin kenarnda durdu.
Nikolay, sen bir domuzsun, rlandaya bir domuzla bir
likte gelmiim.
Bahtin, az sonra gzlerini ap, Ludwig, galiba ikimiz
den biri deli. Ama hangimiz; rivayet muhtelif, dedi. Sesi
sanki kam nn derinliklerinden karak, zorlu bir mcade
leyle uzun bir yol kat etmi gibiydi.
Orada koca bir pislik yn gibi yatyorsun. Gbekmi!
Sende btn Japonyaya yetecek kadar gbek var. Sen i
ren bir... Wittgenstein, bir hayvan ismi bulmaya alt, so
nunda buldu: Fok balsn.
Bahtin, bozuk bir sesle kendi kendine ili bir Rus halk
arks mnldanyordu. Biri bir bakasn boazlyor, dedi.
Dudaklann honudukla yalad. Sanrm, bu sensin, Lud
wig, gln saflnla hepimizi ldryorsun.
Wittgenstein, evik bir hareketle uzanp Bahtinin dola
bndan yan dolu bir arap iesi kapt. Alak bir sesle, Ben
ce bunda boulmalsm sen, dedi. Bahtin, hi karlk ver
medi. Beni duyuyor musun, Nikolay? Bu iren pislikte
boulmalsm dedim sana.

Bahtin, bir anlna gzlerini ap, tkrkl dudakla


rn bzerek bir pck iareti gnderdi. Wittgenstein,
bouk bir lk atp ieyi ba aa evirdi, yuvarlak dam
lalara blnen parlak sv ince bir erit halinde hzla akar
ken, Bahtinin sakaln en dibine kadar slatt ve gz ka
paklarnn stnde krmz glckler oluturdu. Kalnca
bir damla serte burnuna arpmt, Bahtin, abartl bir
zevkle azn aprdatp yaland, dilinin ucu agzl kvra
nlarla yukarya, burun deliklerinden szan araba eri
meye alt. Yalanrken bir yandan da kll yumruuyla
halda tempo tutuyor, alayc gzlerini lgna dnm
meslektann zerinden ayrmazken, yeni bir halk arks
na balyordu.
Wittgenstein, Domuz, diye sylendi, Pis fok bal
dom uzu. ie ar bir tkrdamayla boalmt. Wittgens
teinn gzleri bir an Bahtinin pantolonuyla gmlei ara
sndan dar frlam, kvrm kvrm et yn halindeki
plak gbeine takld. Gzlerini hedefte younlatrr
ken, ieyi bandan yakalayarak yukar kaldrd. Tam bu
srada, alan evin kapsndan tok bir ses geldi: Olduun
yerde kal!
Havaya kalkk ie elinde donup kalan Wittgenstein, ol
duu yerde dnnce, kapnn nnde uzun trenkotlu, k
vrck sal gen bir adam grd. Wittgensteinm kafasna
doru bir tabanca tutuyordu.
Kvrck sal yabanc, rlanda Cumhuriyeti adna, diye
ekledi.
Omzunun arkasndan trasz, yine trenkot giyen daha
ksa boylu, yal biri de grnmt. Koltuk deneine yas
lanmt, ama sa eli tabancasnn horozundayd. Wittgens-

tein, ieyi elinden brakp vahi gzlerle bitkin arkadana


dnd.
Nikolay, beni almaya geldiler! diye bard.
Bahtin, yava yava kafasn kaldrp koltuk denekli ada
m szd. Yavaa, Yaral sa, diye mrldand ve ban yi
ne gm diye demeye vurdu.

SEKZ

HA/

Connolly, rlanda Yurttalar Ordusunun subayyla


beraber Dublinden gneye kamt. Arkalarnda braktk
lar O Connell Sokandaki isyanc cumhuriyeti glerin
karargh durumundaki genel postane, Liffey Irmana
girmi bir amirallik gemisinin ve Trinity Collegeda slenen
ngiliz toplarnn bombardmanndan sonra alev alev yan
maktayd. ngilizler, her zaman olduu gibi kendi impara
torluklarn yakp ykmakla meguldler. Bylece, hibir ka
pitalist lkenin mlkleri toptan imha etmeye kalkmayaca
na inanan Connollynin yanld anlalm oluyordu.
Dublin alevler iindeydi, itfaiyeciler vurulma korkusuyla
harekete geemiyorlard. O Connell Soka enkaz ynna

dnrken, cumhuriyet savalar sokan bir ucundan


br ucuna, evlerin ve dkknlarn duvarlarnn dibinden
giderek kendilerini gvenceye almlard. Yanan binalarn
ve bir ate salvosunun ortasndaki Connolly, postanenin
nndeki barikata komuta ederken verdii bir emrin orta
snda bir an duraklad, hemen ardndan ayn ses tonuyla
emrini tamamlad. in dorusu, kolundan vurulmu, ok
anlalabilir bir sebeple bunu askerlerinden gizlemek iste
miti. Ardndan, bir domdom kurunu sol ayak bileini pa
rampara etmi, Connoly, yine srnerek postaneye girme
yi baarmt. Ayana alelacele yaplan bir ameliyattan son
ra binann zemin katnda bir yataa yatrlm, oradan ope
rasyonlar ynetmeye devam etmi ve arpmalarn durul
duu anlarda bir dedektiflik hikyesi okumutu. Sonunda
postane boaltlm ve Connolly sedyeyle dan karlmt;
cumhuriyeti genlik hareketinden gen bir olan, Connollynin vcudunu mermilerden korumak amacyla sedye
nin yannda kotura kotura siper grevi grmt. Geici
hkm et bakan Padraic Pearse sokakta duruyor, uuan
mermilere aldrmaksrzrn tahliye ilemine nezaret ediyordu.
Bakente binlerce ngiliz takviye gc dolmutu ve ngiliz
topular ehrin yzlerce sivilin yaad bir blgesini kalbu
ra evirmeye hazrlanyorlard. Cumhuriyeti ordu konseyi
bunun zerine acil bir toplant dzenleyip, teslim olmay
kararlatrm, hatta eli olarak beyaz bayrakl bir asker
gndermi, ama ngilizler o askeri annda delik deik etmi
lerdi. Pusuya yatm askerler, beyaz bayrakl iki kiiyi daha
vurdular. Nihayet gen bir hemire, Elizabeth O Farrell, ba
nn olduka stnde tuttuu beyaz bayra sallayarak
O Connell Sokana km ve ngiliz Komutanl tarafn
dan kabul edilmiti.

Lenin, Paskalya Ayaklanmasn duyduunda, Saf bir


devrimden sz edenlerin mr bunu grmeye yetmeyecek
tir, demiti. Ayn eyi yine syleyebilirdi, klasik kalplara uy
mayan, derme atma bir ayaklanmayd nk bu. Aslnda
ou devrim, azametli yer adlaryla birlikte anlr: Klk Sa
ray, Pre Lachaise, Bastille Meydan. Oysa Dublin Ayaklan
mas, Klk Saraynn saf buzlan stnde deil, Jacobun
biskvi fabrikasnn kaba saba zemininde ve O Connell So
ka 34 numaradaki Noblettin tatlc dkknnda balaya
cakt. Pek grkemli saylamayacak bu alan ile burann daha
sonra efsaneler ve destanlarda temsil edilme tarz arasnda
byk bir uurum vard. Olaydan nce birbirini tutmayan
bir sr emir verilmesi, Irlandal gnlllerden sadece k
k bir kesimin devrimin baladndan haberdar olmasna
yol amt. Gnlllerin ou olay sonradan rendiler ve
kendilerine neden haber verilmediini anlamakta zorluk
ektiler. Gerekte Dublin dndaki ayaklanma fiyaskoyla
sonulanmt. syanclara bir kargo dolusu krk dkk si
lah tayan bir Alman gemisi, Tralee Koyuna girdiinde
kimseyi bulamam, nk geli tarihi yanl anlalmt.
Alelacele bir randevu ayarlamaya allrken ngiliz sava
gemilerince yeri saptanan Alman gemisi, hzla demir alp
izini kaybettirerek lkenin gneyini ve batsn silahsz b
rakmt. Almanyayla balanty salayan cumhuriyeti kur
ye Sir Roger Casement, bir Alman denizaltsmdan karaya
. kar kmaz tutuklanmt. Yine de ayaklanma geniliyor
du. Bir ksm hl fabrikann kiri pas iinde, bir ksm ka
nal yzerek getiklerinden stleri balan srlsklam bir
halde Dublinin drt bir yanndan gelen Yurtta Ordusunun mensuplan, seferberlik ansna uyarak zgrlk
Evinde toplanmlard. Cumhuriyeti John Mac Bridem

ise ayaklanma planndan haberi yoktu; Dubline tesadfen


bir dn iin gelmi, ama ayaklanmay duyar duymaz se
vinle arya uymutu. MacBride, sann bir buklesinin
prltsyla karanlk bir gecede erkeklere bir ambar dolusu
arpa ttrebilecei sylenen Fenian* Maud Gonneun
kocasyd. Yeatsin milliyeti oyunu Kontes Cathleenin prova
s iin bir araya gelen Abbey tiyatro kumpanyasnn yeleri,
isyana katlarak oyunu sokaa tamlard. Doalama bir
sokak tiyatrosuna dnen oyunda Padraic Pearse, byk o
unluu neler olup bittiini kavrayamayan bir dinleyiciler
grubunun cansz alklan arasnda, postanenin merdivenle
rinden geici hkmetin ilan edildiini bildirmiti. Bildiri,
ehir merkezi civarndaki duvarlara yaptrlacakt, ama o
amala grevlendirilen kii yannda tutkal getirmeyi unut
mutu. Hemen bir fnnn un stokuna el konuldu ve yirmi
kiilik bir grup el arabasyla tangur tungur dolaarak silah
lanma arsnn afilerini ehir merkezine yaptrdlar.
anya neredeyse kimse uymad. Bakentte hayat olaan
akyla sryor; insanlar belli saatlerde ie ve bara gelip gi
derlerken, ke banda devrim yaplyordu. Herey tpk es
kisi gibiydi, deien hibir ey yoktu. Irish Times yaynn sr
drmekteydi. insanlar ehir merkezine balangta yine elle
rini kollann sallaya sallaya geliyor, ancak tuhaf barikatlara
ve serseri kurunlara rastlaynca duraklyorlard. Yurttalann
biricik anti-kapitalist eylemi, yamalamayd. O Connell Sokandaki kargaay frsat bilen paavralar iindeki veletler,
dkknlardan karton karton ikolata paketleriyle kp, ganimederini zafer havasyla odalanna tayorlard. Bykler
ise kaldnmlarda sakin sakin oturup, ayaklanna uygun ayak
*) 1858de New Yorkta kurulan ve rlandann bamszl iin mcadele ve
ren rlanda Cumhuriyeti Kardeler rgt yesi ya da taraftan.

kab ve izme deniyorlard. Birka gen kadn vitrinlerde


rlplak soyunup, ipek donlar ve kombinezonlarla sslen
milerdi. Pusuya yatm gnlller, ara sra yurtseverlikten
nasibini almam hemerilerinin stne fkeli kurunlar bo
altyorlar, yamaclar da onlara kfr ve hakaret yadryor
lard: Tommyler sizi ele geirdiinde gnnz grrs
nz, sizi Fenian pileri! Devrim, nceden vaat ettii gibi,
halka refah ve zgrlk getirmiti: O hafta Dublin gecekon
dular krk mantolar, mcevherler, lks yiyecek maddeleri
ve kasa kasa viskiyle dolup tat.
Yurttalar Ordusu, drt yandan yksek binalarla evrili
olduklarnn farkna varmadan, deerli zamann Stephens
G reende siper kazmakla tketmiti. Sanki Book of Kellsten*
kam bir yaratk gibi grnd sylenecek kadar uzun
boylu olan, dikbal ve etin yaradll spanyol-rlandal
melezi Eamon de Valera, askerleriyle birlikte, ngiliz birlik
lerinin geecei Dun Laoghaireden gelen ana yolu tutu
yordu. Oradan, byk blmn Trinity Collegen yal
retim yelerinin oluturduu ngiliz destekisi Dublin
Gaziler Cemiye tinden bir taburun sarsak admlarla getii
ni grebilmekteydi. Bunlar kolluklarnda Georgius Rex'in ilk
harfleri yazl olduu iin, Gorgeous Wrecks (ahane Mo
ruklar) diye bilinirler, her tarafta tfeklerle dolarlar ama
hi cephaneleri olmazd. Moruklar, Devin adamlarnn
kendi stlerine ate amasn hi beklemiyorlard; ama a
tlar ve ilerinden bei ld. Mount Sokandaki kpry
tutan on-on be cumhuriyet savas, tam bir gn boyunca
Kingstowndan gnderilen ngiliz takviye birliklerini ps*) 8. ve 9. yzyllarda skoya ve rlanda'da yaayan keilerin yazd, eitli
ssleme ve ekillerle bezenmi elyazmas ncil. rlandann Kells kentinde ta
mamlanmtr.

kltmler, Shervvood Ormanclar blklerinin cumhuri


yeti ateine karn pe pee giritikleri hcumlar sonusuz
kalmt. Dublinli bir hemire licenaplk gsterip sokakta
ki yaral ngiliz askerlerini tedavi ettii iin sonradan askeri
cesaret madalyasyla ve bat yakasnda Shaftesbury Tiyatrosunda sahnelenen Kere Saol revsnde bir rolle dl
lendirilmiti. syanc glerle giritikleri savata sivillerin
varln engel sayan Gney Staffordshire alaynn askerle
ri, kana susam bir halde evlere saldrp kaplan krmlar;
ocuklan merdivenlerden aa yuvarlayp annelerini bayltncaya kadar dvmler ve babalarn sngden geirmi
lerdi. Nerden bakarsanz bakn, derme atma bir devrimdi
bu. rlandal gnlller, uruna dvtkleri yurttalanmn
svgleri ve slklar eliinde hapishaneye gtrlrler
ken, ehirde bin yz akn l ya da ar yaral vard. ki
bin rlandal erkek ve kadn mahkemeye bile kanlmadan
ngilteredeki temerkz kamplarna gnderilmi; asilerden
askeri mahkemede gizlice yarglanan doksan lme mah
km edilmiti. Kilmainham Hapishanesinde yatan Kontes
Constance Markievicz, hapis arkadana sevinle unlan
sylemiti: Haberi duydun mu? lme mahkm edildim!
Bu kadn Dublini batan sona felce uratan 1913 lokavt s
rasnda sokak aevleri am, cumhuriyeti genlik hareke
tini oluturup eitmi, srtna geirdii Yurttalar Ordusu
niformasn kadm lann giyebilecei bir biime sokmutu.
Sonradan cezas drlnce, Sinn Feinm listesinden sei
mi kazanarak ngilterenin ilk kadn milletvekili olacakt.
ngiliz askerleri O Connell Sokanda moral bozukluu
iinde babo dolaan asileri toplayp gtrrlerken, kala
baln iinden sadece Dublinli bir tezghtar kzn sesi k
mt: Yaasn cumhuriyet! Westminsterdaki rlandal

parlamenterler grubunun lideri John Redmond, isyan ha


beri zerine yurtseverce olay nefret ve dehetle karlad
n ifade etmiti. Londra kulplerinden birinde alan bir
arkc, syledii parann son satrn alelacele Ingilizlerin
gzlerinin ii glerkene evirmiti. Amerikan basn ngiliz
gelenekselciliine duyduklar dokunakl inanla, ayaklan
mann elebalarnn Tower of Londona* kapatldklar
haberini gemekteydi. Ayaklanma srasnda yurtdnda ta
tilde olan air William Yeats, olay duyduunda kendisine
danlmamasna ok fkelenmiti.
Connolly ve adamlar, bitkin bir halde vardklar Galwayde ayaklanmann iyice ktye gitmekte olduunu gr
dler. Blge Komutan Liam Mellowes, emrindeki bin ka
dar adamla kprleri imha etmi, telefon tellerini kesmi
ve garnizonlara saldrmt. Sonra, Athenry kasabasn da
ele geirmi, ancak ngiliz ordusu tarafndan kuatlmt.
Mellowes, direnip savamaya karar vermi, ancak papazlar
adamlarn dalmaya ikna edince kendisi dalara ekilmi
ti. Connolly ilkin gen bir retmenin evine snd, ama
giderek hararetlenen Galway, gizlenmeye uygun bir yer de
ildi. Connolly, Galway Gnlllerinin gen subaylarndan
Kevin Molloyla birlikte bir gece Ballymeanyye, bo olduu
sanlan Profesr Gardner-Smithin kr evine gtrld.
Geldikleri arabann ofr, bakomutan korumak amacy
la yaral ya da kaak asilerden bulabildii kadar takviye g
toplamak zere kasabaya dnmt.
Connolly, evdeki iki yabancya sorduu sorulara ald
cevaplardan tatmin olmu, Molloy da stlerini tepeden tr
naa arayp evi kontrol etmiti. Connolly, Molloyun iyi bir
asker olduunu dnd; ne var ki, bir kriz annda gz ka
*) Tarihi Londra Hapishanesi.

pal gvenilemeyecek kadar drst, namuslu birine benzi


yordu. Connolly, kanepeye uzanp yaral ayan bir min
derle desteklerken, Bahtinle Wittgenstein, Molloyun em
rettii gibi duvarn nnde dikilmekteydi. Molloyun ar
elleri yznden hl titreyen Wittgenstein, kanepeye uza
nan Connollyyi buz gibi gzlerle szerken aksi aksi syleni
yordu: Burada bir ey bulamazsnz. Evde deerli hibir ey
yok.
Connolly sert bir sesle cevap verdi: Biz hrsz deiliz.
Yalnzca barnacak bir yere ihtiyacmz var. Bir sre burada
kalmamz gerekiyor. Yalnz biz burada kaldmz srece siz
de dar kmayacaksnz.
Molley, yatak odalarn aramay bitirip ieri geldi ve Connollye dnerek, B Jheidhir linn iad do coimed mor gialla;fir
tbhactacha iad, dedi.
Connolly, karlk verdi: B Jheidhir e. Ach is sibhialtaigh
agus strainseiri iad. Bheadh droch-chuma air. [Onlar rehin
alabiliriz; bunlar nemli adamlar galiba. Ama hem siviller
hem de yabanclar. Bu kt bir izlenim verebilir.] Sonra da
szlerini aklad: Diyor ki, rahat durursanz size en ufak
bir zarar gelmeyecek. Ama evden dar kmaya alrsanz
kurunu yersiniz.
Bahtin, birdenbire Connollynin ayan gsterdi ve da
ha nce farkna varmad bir noktaya dikkat ekmek ister
cesine, Siz yaralsnz, dedi.
Evet. Dublinde vuruldum. Kurun, kaldrmdan sekip
ayama sapland.
Olayda macera kokusu alan Bahtin, Yoksa banka soy
guncusu musunuz? diye sordu.
Connolly, aknlkla Bahtine bakt: Dublinde olanlar
duymadnz m? ikisinin de bo bo baktklarn grnce,

ngiliz ynetimine kar bir ayaklanma oldu. Postane ve ba


ka binalar ele geirildi. Bir hayli vuruuldu,diye aklad.
Siz arada m kaldnz?
Ben asilerin bakomutanydm.
Bahtin ile Wittgenstein hayretle birbirlerine baktlar. Siz.,
bir asi misiniz? diye sordu Wittgenstein. Kafasnda rlandalI
larn honutsuzluuna dair blk prk bir iki an canland.
Ben bir cumhuriyetiyim, evet.
Bahtin, Ayaklanma baarya ulat m? diye sordu.
Dnya tarihine geecek bir ahsiyetin huzurunda olup ol
madn renmeye can atyordu.
Bunu zaman gsterecek. Silahl bakaldr yenildi, ama
bu sonucu zaten bekliyorduk. Askerlerime teslim olmalar
n emrettim, nk dman gler sivillerin evlerini atee
vermek zereydiler.
Peki, arpmalar hl sryor mu?
Hayr, imdilik bitti. ngilizler askeri liderleri idam et
meye koyulur koyulmaz yeniden balayacak. O zaman rlan
da halk ayaklanacak.
Wittgenstein, toy denecek lde dogmatik bir ren
ciyle karlamasna, fkeyle Connolly'ye dikti gzlerini.
"Byle bir eyi nereden bilebilirsiniz? diye kt. ngiliz
ler ne zamandr lkenizdeler, sorabilir miyim? Sanrm, bir
ka yzyldr. Ve siz de bir sokak atmasyla bunu bir rp
da tersine evirmeyi umuyorsunuz.
Bahtin kibarca sordu: Kaba kuvvetin sizi amacnza ula
tracana inanyor musunuz?
Connolly, yaral ayan iaret edip hafif bir glmse
meyle, iddete yabanc saylmam, karln verdi.
Bahtin bunun zerine laf yaptrverdi: yleyse siz de
dmann silahn kullanyorsunuz. Yani, bu iten hayr gel
mez.

Eer baarya ularsak, birilerini vurarak deil, vurula


rak ulaacaz. Egem en snf ancak zaferin dilinden anlar,
yenilginin gcn km ser.
Yani, bilerek yenilmeyi mi am aladnz?
Yenilgi, ii snfnn ok yakndan tand bir tablodur.
Bu konuda yneticilerinden daha stnler.
Ne yazk ki bu, askeri uzm anlk konusunda geerli de
il.
Evet, doru. Ezilen halklar silaha bavurma konusunda
ne kadar gnlszlk gsterdiyse, yneticiler de h er zaman
o kadar kan dkmeye hazr olm ulardr. Connolly, pence
renin yannda, bir aya sandalyenin zerinde, hem dar
y gzleyecek hem de ieriyi gz hapsinde tutacak bir ekil
de duran Molloya bakt. imdi yatp uyuyabilirsiniz. U nut
mayn, gece kamaya kalkrsanz sizi vururuz. Bu szleri,
konuklarna tuvaletin yerini hatrlatan bir ev sahibinin ses
tonuyla sylemiti.
Bahtin ile W ittgenstein, Molloyu n eliinde yatak odala
rn a ekildiler. Molloy yatak odalarndaki, bir insann iin
den geemeyecei kadar kk pencereleri bir kez daha
kontrol etti. Sonra, oturm a odasna d n p pencerenin ya
nndaki yerini ald.
Connollyye, ocuklar afakta burada olurlar, dedi.
Connolly de, Evet, dedi. Oysa iinden, ya olmazlarsa,
diye geiriyordu. Gzlerini kapatp, ateler iinde yanan ba
can unutm aya alt.

Ertesi sabah Donal, koltuunun altnda mutfa enlen


direcek bir top muambayla, n kapdan ieri topallaya topallaya girdi. Birden boynunun arkasnda, kem iklerinin

arasnda acayip bir basn hissetti ve korkuyla barp elin


deki muambay yere drd.
Bunu gryorsun, deil mi? Gryorsun, deil mi?
Molloy, D onala tabancay gsterip, yzne dokundurdu.
imdi burada ne yapacaksan yap, beni duyuyor m usun,
am a sakn bir yere kmldayaym dem e. Kamaya kalkarsan
urana kocam an bir delik aarm . N am lunun ucuyla hafif
e D onaln kafasna vurmutu. Donal, aknlkla koltukla
ra yan yana oturm u, gzlerini havaya dikmi, hi ses kar
m adan duran efendilerine bakt, arkasndan kanepedeki
yabancy grd. Gzleri Connollyninkilerle karlar kar
lamaz az aknlktan bir kar ald.
Kutsal annem iz, diye fsldad. T a kendisi.
Molloy, D onal mutfaa doru itekleyip arkasndan ka
py kapatt. D onalm st aranp sorgulanrken, Connolly
dardan gelen sesleri dinliyormu gibi kafasn ne uzat
mt. Trasz enesini bir sre aa yukar oynatt; yzn
de sann balad yerden b u rn u n u n alt u cu n a kadar uza
nan ar ya da younlam adan oluan bir izgi seilebiliyordu. Bahtin, Connollynin gznde belli belirsiz bir alk
bulunduunu da fark etmiti. Dikkatle incelendiini hisse
den Connolly, gerginliinin nedenini aklamak istercesi
ne, Kasabadan takviye g bekliyoruz. Bu sabah gelmeleri
gerek, dedi.
Bahtin, Ne iin takviye? diye sordu.
Benim iin. Beni korum ak iin.
Ingilizlere kar m?
Connolly, evet anlam nda ban sallad. Er ge buraya
geleceklerdir. lkeyi kar kar aryorlar.
Peki, geldiklerinde siz ne yapacaksnz?
Teslim olacam. Baka ne yapabilirim?

Niyetiniz teslim olmaksa, n ed en takviye getirtiyorsu


nuz?
H em en teslim olmak anlamsz. nce biraz atacaz.
Bahtin, kalarn atp bir sre bu cevab dnd. En
sonunda teslim olmay dnyorsanz, n ed en imdiden
teslim olup kendinizi skntdan kurtarmyorsunuz? Er ge
sizi yakalayacaklarna gre, kap durm ann anlam ne?
Ben kamyorum. Yalnzca imdi olm asndansa biraz
d aha ge olmas daha iyi. Ne kadar zgr kalrsam, davamz
da o kadar uzun sre canl kalr.
Peki, ngilizler sizi ele geirince ne yapacaklar?
ldrecekler.
Bahtin, sanki cenaze odasnda bulunduu hatrlatlm
gibi saygl bir havayla ses to n u n u alaltt. H ibir artta ha
yatta kalacanz dnm yorsunuz, yani?
U m arm , kalmam. ngilizler bizi b ir ldrsn, sonra i
leri bitiktir.
W ittgenstein, m arur bir edayla sordu: Bu arzuyu ehit
m ertebesine ykselmek istediiniz eklinde yorumlayabilir
miyiz?
Tabii.
W ittgenstein, gzlerini fkeyle sol kolunun dm elerine
dikerken, sa eliyle bir tutam san skca avulamt.
Connolly, Biz rlandallar bu durum u olaand bul
muyoruz, diye devam etti. Bu adada eskiye dayanan bir
alk grevi gelenei vardr. Eer bir kirac kylnn tarlas
ve kulbesi elinden alnrsa, o adam toprak sahibinin kap
sna oturup lene kadar a kalabilir.
W ittgenstein, saldrgan b ir ifadeyle, Benim geldiim
yerde buna intihar denir. Sizin ayaklanmay herhalde Papa
da kutsamtr, dedi.

Ben ekonomiyi shakn kitabndan renm ediim gi


bi, politikam da Papaya gre belirlem iyorum .
Neyse ki! Zaten Incilde rlanda cumhuriyetiliini des
tekleyecek bir pasaj olduunu sanm yorum .
Ben de ngiliz emperyalizmini destekleyecek pek az ey
hatrlyorum .
Bahtin, hafif m uzr bir ifadeyle, Beni balayn, dedi.
Bu konulara yabancym. Bizim m em lekette papazlar sos
yalistlere eytann dlleri gzyle bakarlar, sosyalistlerin tek
diledii de btn ruhban snfn an kulelerinden sallan
drmaktr. H erhalde siz burada ileri daha farkl yrtyor
sunuz.
W ittgenstein, Eer Tanr varsa, konutuum uz dilin
tesindedir. Politikann da tesinde, diye lafa kart.
Connolly, Bu, bapiskoposun gr, diye tersledi. b
rah im in tanrs politik bir tanrdr. Kendisine adaklar yakl
m asndan ok, yoksullar zenginlerin gazabndan korumak
la ilgilenir.
Bahtin, karsndakini ite imdi faka basrdm diye d
nerek heyecanla kafasn sallad. Peki, ya hrszla koy
duu yasak? Sizin u Tanr, iyi bir sosyalist olamayacak ka
d ar zel mlkiyete kafay takm galiba?
Szn ettiiniz hrszln zel mlkiyetle hi ilgisi
yok. O blm adam karmakla ilgili -insanlarn alnma
syla. Bir kabile, kle toplam ak amacyla dier bir kabilenin
gl kuvvetli gen erkeklerini karyormu.
W ittgenstein, T u h a f deil mi? diye sordu. ngiliz im
paratorluundan nefret ediyorsunuz, gelgelelim ondan bin
kat daha fazla kan glne batm bir kurum a yapyorsu
nuz. Liderlerinin lm nden nasl kym yaplacandan
baka ey renm em i bir terristler ve kasaplar etesi. Ta

rihe yaptklar biricik zgn katk, b u n u sevgi adna yapyor


olm alar.
Bunu yadsmyorum.
Yadsyp yadsmamanz beni ilgilendirmiyor. Beni vere
ceiniz cevap ilgilendiriyor.
Bir cevabm yok. Kilise kusursuz deil, btn kurum lar
gibi.
W ittgenstein souk bir karlk verdi: Byk blm n
Cam bridge niversitesinde geirdiim u son on ylda
duyduum en baya ikiyzllk rnei b u .
O anda Molloy, elinde bir sandvile m utfaktan ieri gel
di. Ba parmayla, oradan gzkmeyen D onal iaret edi
yordu. Kahvalt hazrlyor, efendim . Yannda duraym m?
Hayr, o nu kendi haline brak. Pencereye ge. ocuklar
gzkm edi mi daha?
Molloy pencereye geip perdeleri at. Boynunu iyice
uzatnca Tiem eyin Barn n n n d en kye giden yolun bir
ksmn grebiliyordu. Tam aada, kirli beyaz kazaklar
nn altndan gbekleri frlam bir grup orta yal balk,
balk alaryla evrili iskelede yenge sepetlerinin arasnda
bo bo dolanyorlard. Molloy, hayr anlam nda kafasn
sallad, silahn beline sokup bir sigara kard.
Bahtin dostane bir ses tonuyla, Sizin takviyeler gelmedi
galiba, dedi.
Connolly cevap vermedi. Bahtin evin havasn giderek
kasvetli bulmaya balamt. i geerek Tiem eyin B an n
dnd; belki bir sre sonra Connollyyle Molloy, abucak
b ir tek atmas iin o n u n dan kmasna izin verebilirlerdi.
W ittgenstein, giderek artan bir m erakla dik dik Connollyyi
szmekteydi. Eitlie tutkuyla inanan, ancak kendisini h er
kesten stn gren biri olarak, rlandalInn neyine gven

diini anlam akta glk ekiyordu. Tam onu aalama


ansn yakalamken, u eek refakatisi araya girmiti. Ye
niden denem eye karar verdi.
Ayaklanmanzn baarya ulaacandan nasl bu kadar
em in olabilirsiniz?
Ben rlanda halkn tanyorum , diye cevaplad Con
nolly. ngiliz ordusu n u da tanyorum . Genliim de ngi
liz ordusunda askerlik yapmtm. Yenilmeyecek bir ordu
deil.
D ublinde fena deillermi galiba.
stn olanlar, yalnzca biz diz ktm z iin stn
gzkrler. Halk ayaklanacak, nk devrim den ne kadar
korkarlarsa korksunlar, kendi m em leketlilerinin rlanday
sevdikleri iin kuruna dizilm elerine katlanamazlar.
W ittgenstein, Devrimler iki trldr. Bir, hereyi oldu
u gibi brakanlar; bir de, durum u iyice ktletirenler,
dedi ve Sizinki hangi tre giriyor? diye sordu.
Umarm , baarl bir t r olur. Sizin ortaya kmanz
salayan gibi, dem ek istiyorum. W ittgenstein anlamayan
gzlerle bo bo bakyordu. Yani, bujuva devrimi gibi.
Siz ona m baarl diyorsunuz?
Elbette. O kadar baarl ki hepimiz neredeyse byle bir
ey olduunu bile u n u ttu k .
Bu lkede devrim yapm ann gereki bir h ed ef olduu
na inanyor m usunuz?
Ben bir devrimciyim, nk gerekiyim. Parlam enter
dem okrasinin ya da bir-iki uval daha fazla budayn d n
yaya adalet getirecei fantezisini asla yutmadm. Bu lkede
yaygn olan ey sknet deil, kriz.
Wittgenstein, Devrimci liderler krizden dem vururlar
ken, sradan insanlar iin herey aynen srp gidiyor, dedi.

Connolly, Kriz de, hereyin aynen srp gitmesi dem ek


tir zaten, karln verdi.
W ittgenstein, Bo laf, dedi, insanlar hayatlarnn o ba
sit apakl iinde yaarlar. O nlar teyakkuz durum una so
kanlar sizin gibi filozoflardr.
Ezilen halklar h e r dakikann bal bana bir teyakkuz
durum u olduunu bilirler. Bu koullan normald sayabilm e lks, yalnzca hkim snflara zgdr. te, devrim,
imdiki bu kankla bir istikrar getirm ek istiyor. Devrimin
m etaforu, lokomotifin yoldan kmas deil, im dat frenine
baslmasdr.
Bahtin, aniden azn aklatt, Gerek b ir Bolevik gibi
konuuyorsun, dostum. Tpk kar ktn gericiler gibi
sen de istikrar peindesin, dedi ve honutsuzluunu belli
eden bir sesle koltuundan kalkp, baparmaklarn torba
gibi olmu kareli panto lo n u n u n cebine sokarak, Connollynin tepesine dikildi. Korkarm, istikrar ar abartlan
bir erdem . Beni asl ilgilendiren ey, sizin ve arkadalarn
zn D ublinde oynadnz bu kk oyunun nitelii. Kaza
namayacanz bildiiniz halde ayaklanyorsunuz. Baan
um udunuz olm ad halde savayorsunuz. stim zerinde
siniz, am a kamyorsunuz. Bu bana arpc geliyor. Byle
yici bir tutarszl var. Bir t r tiyatro bu, b ir pandom im .
lm n kanlmaz olduunu bilmek, am a gene de dansa
devam etm ek, gene de bakaldrmak, gene de dilenciye ek
m ek vermek. te bu, olabilecek en saf zgrlktr. Ayak
lanm anz n nde saygyla eiliyorum.
W ittgenstein, Ciddi ol Nikolay, diye m rldand.
Connolly sakin bir sesle, Hayr. Syledikleri bana hi de
gayn ciddi gelmiyor, dedi. Tersine, szlerinde gerek pa
y ok. Ancak gene de bizi yanl anlamsn. Biz srf bakal-

drm olmak iin bakaldrmadk. Byle bir ey -benim ko


m utan olarak adam larm amaszca ngiliz kurunlarnn
nne srmem- tabii ki ahlakd bir m acera olur. Benim
iim mezbahaya kuzu gnderm ek deil, zaten eylemimizi
bu yzden durdurduk. Amalarmza ulamak istiyorsak
kurban vermemiz zorunlu, oysa bu kudanas bir ey deil,
bir trajedi. Bu bizim seimimiz deildi.
Bahtin, parmaklaryla sakaln okayarak, Eyleminizin
btn grkemi, am alardan sz amaya balar balamaz bu
har olup uuyor, sayn baym, diye m rldand. syannzn
asl nem inin yenilgide yattn biraz nce kendiniz syle
diniz. Ne zaman ki sz bir eyleri baarmaya getiriyorsu
nuz, o zaman tam da kar ktnz retoriin esiri oluyorsu
nuz. Trajediden dem vurmanz bu yzden. Trajedi konusu
n u unutun, sevgili dostum; zenginlerin, bizi olduum uz yer
de tutm ak iin kurduklar bir komplo bu. Bana yle geliyor
ki, ok grkemli bir kom edide rol alan insanlarsnz siz.
Molloy, gzclk yapt yerden serte lafa girdi:
O Connell Sokandaki cesetleri grseydin byle konu
m azdn.
Bahtin sesini yumuatarak, Siz Hristiyanlar bir cesete
tapnm yor m uydunuz? dedi.
Connolly kuru bir sesle karlk verdi: Senin teolojin bi
raz arpk. Hristiyan inancnn m erkezinde gerekten de
l bir beden vardr, ancak yle bir l b edendir ki bu, ye
nilgisiyle yeniden dirilii mjdeler. Bu anlam da kom edi ko
nusunda haklsn, yalnzca komediyi yanl yere koyuyor
sun. Komedi, yolun sonunda ortaya kan bir eydir.
Bahtin, Buna inandnz srece, korkarm asla zgr
olamazsnz, diye cevaplad. Bu ne m enem bir devrimci ti
pidir ki, kahkaha atmas durm adan ertelenir? Ne zam an ki

arball rzgra savurur, hibir zafer ans olm adan


ayaklanrsnz, ite o zam an zgrsnzdr. imdi tarih sizi
yine avucunun iine alm. N edense kendi isyannzn anla
m n kavramam gibisiniz. D ublinde oldu diye anlattkla
rnz bir t r kurmaca. imdi de bu kurmacay gerek san
maya balyorsunuz.
Connolly, Bu lke kurm aca yklerle d o lu, dedi.
Hakl olduun bir yn var. Biz M andallar sembolizme
pek yabanc saylmayz, ne var ki sembolizm, kendi bana
igal altndaki bir lkeyi kurtaramaz. ngilizlerin houna
gitmeyen ey de arm h ya da yonca* deil, silahl ayaklan
m adr.
O srada Donal, kafasn m utfak kapsndan uzatp, Zatlleriniz kahvalt yapmay arzu ederlerse herey hazr,
eklindeki mtevaz duyurusunu yapmt. Jam bon, pata
tes, sosis, kzarm ekm ek ve ay. D onal kanepedeki ada
ma, dirseinin dibinde G andhiyi grveren bir paryann
bylenmi gzleriyle bakmaktayd.
Connolly, Buraya biraz jam bon getir, biraz da tem ene
ver, diye buyurdu. Bahtin, D onaln bann arkasndan ya
ylan kzarm sosis kokusunu iine ekerek heyecanla frla
d. W ittgenstein istemiyordu, km ldam adan oturmaya de
vam etti. Donal, m utfak kapsndan d n p Connollyye
bakt: Bastne, deil mi ki bu yal vatan iin kannz
dkyo ve bizden nce Brian B orun u n yapt gibi korkak
Sakson dllerini okyanusa sryosunuz size ve cesur adam
larnza hizm et etm ek bi o n u rd u r Bay Connolly aradnz
kuvvetli kaslar ve salam bi ruhsa, Donal Tiem ey emrinizdedir rlan d ann yeniden bir millet olm asna canm hepi
mizin cam kurban deilse eytan yaksn beni Ballymeanyyi
*) rlanda ulusunun simgesi.

bir ucundan bir ucuna dolar da yce davamz uruna


b enden daha evkle fiek dolduracak birini bulursanz Tan
r canm alsn. Bu szleri syledikten sonra ieri girip
mutfak kapsn yavaa kapatt.
Connolly, dudaklarnda hafif bir seirmeyle B ahtine ve
W ittgensteina bakt. Bu herife hanginiz bu teatral rlandacay retti? diye sordu.
Bahtin, kollarn yukar kaldrd. Bay Tiem ey bir airdir.
Tm halknz gibi, bir sz ustas.
Molloy, sigarasn aznda geveleyerek, Kmn airi.
Eein baca kadar yum ru yum ru bir herif ite, dedi.
Bahtin, korkun neeli bir havayla, te, ne demitim si
ze? dedi. Eretilemeyi ok doal sayan bir m illet.
Connolly, Kurmaca yklerden sz ediyorduk, dedi.
imdi, bunun ak bir rneine tank oldunuz. rlandallk
bir yanlsamadr: ngilizlerin icad. Yar air, yar ocuk, ya
r vahi avare Mick. Birleik Kralln barbarlar. Halkmz
dan bu efsaneye inananlar var; bazlarnn da byle davran
mak ilerine geliyor. L ondra ve Liverpooldaki binlerce yar
dmc oyuncuyu bir kenara brakalm, bu lkenin h er tara
fnda teatral bir rlandaca konuulmakta.
Bahtin, En azndan ngilizceyi zenginletiriyorlar. ngi
lizlerin szn etmeye deer bir mitolojileri yok, dedi.
Hi de deil. ngilizlerin kendileri hakknda, rlandalI
larn da katksyla oluturduklar bir efsaneleri var. Sakin,
pratik, arkanl insanlar olduklarna inanyorlar. Oysa bu,
smrgeleriyle urarken brndkleri bir klf. Gerekte
kafalar karmakark, duygusal ve bir dom uz iftliini dahi
idare edemeyecek kadar yeteneksiz insanlar.
Sosis ile entelektel tartm a arasnda sancl bir seim
yapmak durum unda kalan Bahtin, mutfak kapsnda bir an

bekleyerek kendince bir uzlama salad. Connollyye d


nerek sakin bir sesle hatrlatt: Efsanelerde gerek paynn
ok olduunu unutm am alsnz. Sizin halknz vahi deil,
ateli sava insanlar; oysa Ingilizler tabanszdr. Bu t r kur
maca ykleri deil kmsemek, banzn stnde tutsa
nz yeridir.
Samalk, dedi Connolly, Bu da baka b ir ngiliz ica
d. rlandallar iddeti seven b ir halk deildir. Syleyin ba
kalm, sm rclerine kar en son kitlesel ayaklanmay ne
zaman gerekletirdiler? En az yz yl nce. Oysa ngilizler,
uzlamac olmakla bbrlenip krlar tehlikeye dt an,
gzlerini krpm adan bir ehri yerle bir edebilirler.
Bahtin, yerlere kadar eilip reverans yaparak mutfaa
girdi. W ittgenstein yerinde sessizce oturuyor, kanepedeki
adam a duyduu eyin hayranlk m, n efret mi olduuna ka
rar vermeye alyordu. Connollynin m utlak ahlakl
ona hem itici hem de ekici gelmiti. Konuyu baka bir so
ruyla zmeyi denedi.
ngilizlerin lkenizi igal etmesi karsnda silahl isyana
bavurmanz m eru klan ey tam olarak nedir?
Connolly, yorgun bir halde ban yasta gm p gzle
rini yum du. Sol baca kalasna kadar korkun derecede
imi, sanki bt n beden in d en kopuk b ir baka hayata
gemi halde, fena halde zonkluyor ve kanyordu. Kar
sndaki huysuz, yksek snftan niversite hocasna syleye
cek bir eyi olup olm adnn merak iindeydi. Yine iste
m edii halde dayanamayp tartmay bytmt. Yllar
nce Lillienin Newarkta ii rgtlenm esi yaparken ken
disine syleyip durduu sz hatrlad: Tommyler seni ko
dese tkarlarken de em inim Marx, Aquinas diye gevelersin.
Neredeyse onun ngrd herey dedii gibi kmt.

Chicagoda gzaltndayken, am irlerinin ne halt olduunu


bilen akl banda bir polis m em urunun eline Engelsin
brorn sktrvermiti. Bilinlendirme frsatn asla ka
rmayn! inden, dil dkp bol bol konum ak dnda r
landalIlarn elinde ne kald ki, diye ac ac dnm t; ta
rihsiz braklm bir rkn elinde baka ne kalabilirdi ki? S
mrgeletirilmi bir lke, topraklarnda hibir olayn mey
dana gelmedii, kendinizinkini yaratmaktan ok, efendile
rinizin anlatsna tepki gsterdiiniz bir yerdi. Bu tal top
raklarda hibir ey bitmezdi; orak Bat, muazzam kayalk
larla kapl bom bo bir yerdi. Bu arada siz de kahvelerde, ki
lisede, politik toplantlarda, yar pistinde, yatakta ve arka
koltuklarda durm adan konuurdunuz. Sohbet balar ve i
kiler gelirdi; bunlarn ikisi de d kurm a makineleriydi, iki
si de yzyllardr kln kprdatm am ann aralaryd. Gene
de, ikinin tersine, konum ak bir tr eylemdi. Sylem, yap
tnz bir eydi. O n bin silahl adam sokaa dkebilir, li
m an iilerini sendikaya sokabilir, bir aristokrat bir Fenia n a evirebilirdiniz. rlandalIlar, dilin gerekliin ikinci el
den bir yansmas olduunu iddia eden ngiliz m itine hi
bir zaman inanm am lard. Laurence Stem e bu safsatay
bir kahkahalar enlii iinde balon gibi sndrvermiti.
Swift, Burke ve O Connell asndan, szler tfek kadar ger
ek eylerdi: Szlerle ocuklarn stn ban giydirip l
m ekte olanlan yattrabilir, tifoyu krp para kurunu d
zenleyebilirdiniz. Dil, hem hastalk hem de ila; m oral a
dan yklm bir lkenin elinde kalan son zgrlkt dil.
Bilinlendirm e frsatn asla karmayn! Lillie, yazd
ilk gazete m akalelerini kontrol edip yanl yerde kulland
noktal virglleri tek tek gstererek, ona imlay ve nok
talamay retmiti. E dinburgh'un Cowgate m ahallesinde

doan Connolly, on b ir yanda okulu brakm ve bir fab


rika mfettii yalann ortaya karp kk yandan tr
iten karlncaya kadar bir m rettibin yannda rak ola
rak almt. Bu i o n u n adna bir t r balang yerine
gemiti. A rdndan nce bir frncda, sonra bir fayans fab
rikasnda i bulm u, on d rt yandayken Liverpooldaki
kraliyet alayna yazlmt. Kendisine uzatlan ilini almak
ile alktan lm ek arasnda yaplan bir seimdi bu. Kraliyet
alay rlandalIlarla dolu olduundan, F enianlar aralarna
kolayca szmt; bu yzden rlan d ada ne zam an bir olay
ksa alayn silahlar hem en b ir yere kilitlenirdi. O n alt ya
ndayken alay rlan d aya sevk edilmi; bylece James,
Edinburgh Belediyesin d e ilkin gbre taycs, sonra so
kak lam balarnn yakcs ve nihayet tuvalet bekisi olarak
alan babas Jo h n Connollyn in m em leketini, nam lunun
ters tarafndan da olsa ilk kez grm e frsatn bulm utu. Fa
kat Connolly terhisine d rt ay varken askerden kam,
am a kaytlar doru drst tutulm ad iin bu suu hibir
zam an aa kmamt.
O ndan sonraki hayat hep aln snrnda gemi, e
itli zam anlarda ayakkabc, eri, p, gndeliki ve ter
sanelerde ii olarak alm, vaktini i ile halk ktphane
leri arasnda blerek geirmiti. Gzlerindeki alk, evde
yan karanlkta okum aktan ileri geliyordu. Galceyi, Fransz
cay, Almancay ve talyancay kendi kendine akc konu
acak derecede renm i, daha sonra ABDdeki talyan i
ilerinin dzenledii bir toplantda onlara anadilleriyle hi
tap edebilmiti. E dinburghda Sosyal D em okrat Federasyon
adna rgdenm e faaliyetlerinde bulundu, D ubline gein
ce rlanda Sosyalist Cumhuriyeti Partisini kurdu. Kerryde
bulunduu srada bir alk salgnna tank oldu ve alktan

krlan kyllerle iliki kurdu. Sonra ABDye gt, Dnya


Sanayi ileri Birliinde alt ve Amerika Sosyalist Partisinin lke apndaki rgtleyicilerinden oldu. Ayn sralar
da rlandada ajitatr Jam es Larkin, rlanda Ulatrma ve
Genel Sendikas m kurmu, kasaba kasaba gezip sendikal
haklar iin m cadele yrtmekteydi. Connolly, rlandaya
dndnde, Larkinin uydurm a bir sutan ar i cezasna
arptrlarak hapse atldn rendi. O nun serbest bra
klmas iin m cadele etti ve ulam iilerini rgtlem ekte
Larkine yardmc oldu. Belfasttaki bir grevde tekstil iisi
kzlara ve W exfordda dkm iilerine nderlik etti, lke
nin d rt bir yannda kadn haklar toplantlarnda konutu
ve L ondra rlandalIlar K ulbndeki bir tartm ada Hilaire
Bellecu hi zorlanm adan alt ederek, okum u Londrallar
akna evirdi. Derken, Eleanor Marxla tant; hem yaz
lar Lenin tarafndan da ilgiyle okunuyordu. Bakentin ya
rsnn ayakland D ublindeki byk 1913 lokavt srasn
da hapse atld, ancak yapt alk grevi sonucu serbest b
rakld. Polisin sokaa dklp iileri kurun yam uruna
tutmas ve ldrm esi zerine, sonradan Paskalya Ayaklan
m asnn ekirdeini m eydana getirecek olan rlanda Yurt
talar O rdusun u kurdu. O rta snftan milliyetilerle yakn
lap sokak sava taktiklerini inceledi ve rlanda Cum huri
yeti Kardeler Birliinin merkez kurullarnda yer ald. En
sonunda O Connell Sokan d a bir dom dom kurunuyla
durdurulana dek, yirmi alt yl boyunca Glasgowdan Chica
g o ya kadar tramvay iilerini, dkm cleri, liman iileri
ni, giyim iilerini, stleri ve tekstil iilerini rgtledi.
Connolly kanepede uzanm yatyor, kafasndan bir bir
geen grntleri izliyordu. 1913 lokavt srasnda Kont Casimir Markieviczden dn alnm bir pelerin ve takma sa

kalla polisi adatp Dublin Empeyal O teline gizlice girerek


pencereden iilere seslenen Jim Larkin; h er yandan ya
m ur gibi inen polis yumruklan arasnda gzden kaybolma
dan nce nl Cicerovari slbuyla bir-iki sz haykrdn
da, kalabalktan sevinle ykselen Larkn bu! lklan;
Chicago sokaklannda onu bir mil boyunca kovalayp, sonra
da kmaz bir sokakta ksnp bayltncaya kadar dven Ortabatm n Stetson apkal, coplu, tfekli, besili grev k n alar;
O xfordun aristokrat kkenli serserileri onun dzenledii
sokak toplantlanndan birini bastklannda, krsden fkey
le kapt iki metrelik kzl bayra dizlerinde knp, St. Giles
yolu boyunca kovalad ngiliz hkim snfnn dlleri.
Bu olayn ardndan karanlk O xford sokaklarnda iki sa
at dolaarak kaybettii apkasn aramt. Bunlarn hepsini
bir araya getirdiinde ortaya fazla bir ey kmyordu; o yl
lar adna vnecei fazla ey yoktu. ABDde dindarlyla
alay eden sekter sosyalisder ile pazar ayininde Romal Kato
lik papaz saygyla dinledikten sonra haftann kalan gnle
rinde oturduklan sokaa yerlemeye gelen ii snf kken
li talyanlara kar kampanya aan ihtirasl profesyonel r
landalIlar rasnda gidip gelerek geirdii hayatndan nef
ret etmiti. H atta bir dostuna, St. Patrickin rlandadan s
rp att ylanlann nereye yerletiklerini artk anladn
sylemiti.
1914te Avrupadaki ii snf partileri empeyalist sava
tan yana tutum almlar, AvusturyalI sosyalistler Rus yoldalan n n barsaklanm demilerdi. Memleketi rlandada
sosyalistler, Connollyn in cum huriyetiliini burjuva sap
mas olarak grp dudak bkerlerken, milliyetilerin tek
dilei, birlemi bir m illet yaratma yolundaki kutsal dava
nn snf mcadelesiyle lekelenmemesiydi. Connoly, Paskal

ya Ayaklanmasna baya um ut balam, ancak verilen


em irler birbiriyle atp, Alman silahlar da gelmeyince, ye
nilgi kanlmaz hale gelmiti. Postanede yaral olarak ya
tarken, kendi kendine herhangi bir politik davann Lillieyi
ve kzlar Nora, Aideen, Ina, Maire ve R uadhreyi kaybetme
ye deip demeyeceini sormutu. Postaneye sklan h er
kurunun sl, onlardan ebediyen ayrlmakta olduunu
bildirmekteydi sanki. Kadn haklar ve ailenin kutsall
zerine gzel szler etm esine karn, Salforddan Salt Lake
Cityye kotururken, Gal dilini ve kontratlarn inceliklerini
renirken, rzgrl sokak kelerinde gazete satarken,
Yurttalar O rdusuna talim yaptrrken ve Marksist iktisat ile
antik rlanda klan sistemini hatm ederken, ailesinden ne ka
dar ok zam ann esirgemiti? Artk ok byk ihtimalle, re
toriini fazla zorlanm adan alt edebilecei, ancak uygulad
iddetin sonu yokmu gibi grnen bir dm anla arp
arak, aynen yaad gibi lecekti. Artk batya kap son
kmaz sokana girmi ve yeyzndeki son gnlerini bir
kei ile bir soytar arasnda geirmeye m ahkm olmutu.
Molloydan rahatszd. Molloy kukulanmaya, onun hakkndaki gerei grmeye balamt. O ana kadar bu dn
ceyi kafasndan kovmutu, am a burada uzunca b ir sre tkl kalmaya devam ederlerse, istem eden yapt bir hareket
ya da azndan kaan bir lafla aa kverecekti. Yabanc
larn nlerinde rollerini iyi oynuyorlard, ne var ki Molloy,
Connollynin lm le kol kola yrdn sezebilecek bir
yurttat. Bakalarna bulatrd gibi, ok gem eden ona
da lm bulatracakt. Molloy, lkesini bir gelini severcesine, tutkuyla, efkatle seven, cokulu bir cumhuriyetiydi;
oysa Connolly hibir eye inanm yordu. nan iin zaman
artk ok geti; bir zam anlar oturduu krlarn zihnindeki

imgesinin zam anla snp gitmesi gibi, geride inancn reto


riinden baka bir ey kalmamt. Szckler aslnda yete
rince gerekti, ne var ki Connolly, oktandr szcklerin te
kabl ettikleri eyler zerindeki hkimiyetini kaybetmiti.
Szcklerle, hl alp almadklarn, bir dilinin bir
bakasyla i ie geip gem ediini bilm eden bir m akine
nin dmeleriyle oynar gibi oynuyordu. Devrimi kr k
rne uan bir pilot gibi, tam am en retorik aralarna bel
balayarak yrtmekteydi. Kendisini yabanclara on emri,
ehit olmay, mitolojiyi anlatrken bulmu; bu rolyle de
kendisini, szcklerini gayet gzel vurgulad bir metni,
bulutlarn esrarengiz dili kadar anlam dan yoksun, sanki
Svahilice* ya da Srp-Hrvat dilinde yazlm bir m etni icra
eden bir aktr gibi hissetmiti. Telaffuzu kusursuzdu, gelge
ld im szckler l harflere, sayfay karmakark biimde
dolduran kk, kara kuru cesetlere benziyordu. Btn po
litik kariyeri, ocukluunda ar kutular oradan oraya ta
yarak, kendisi iin m ekanik bir i olan, am a okuru byle
yebilecek ya da kzdrabilecek bir ileve sahip, duygusuz,
yal kalplan srayla dizerek yapt m rettip iiliinin
uzun bir tekrann andrm aktayd. O zam anlar szckleri
dzgn sralar halinde yan yana getirerek dorudan doru
ya parm aklanyla ilemiti; sonralar da, cuk oturan deyiler
le bir salon dolusu insan aydnlatmakta, syleyeceklerini
etkili olsun diye bir zarfn arkasna sralayarak kendisine
hayran kalabalklar ynlendirm ekte kullanacakt. Parmaklan n dinleyiciler zerinde dolatrabiliyor, iaretleri etkili
biim de kullanp dil makinesini iletebiliyor ve bu aygtn
paralarnn alrken kard uultulan izleyebiliyordu.
Paralar i ie gemi, eklemlenmi, ne bir kayma ne de bir
*) Afrikann dousunda kullanlan uluslararas bir dil.

fazlalkla birbirine balanmt. Ancak Connolly, bu para


larn temsil ettii eylere kar oktandr hibir ey duymaz
olmutu. Belki de bekleyebileceiniz b tn hakikat bun
dan, szlerin birbirine byle ustaca lehim lenm esinden, ma
kinenin tam am en kendi gcyle tkr tkr ilemesinin ya
ratt bu kk m hendislik mucizesinden ibaretti.
Bu arada, kendini iyice zihninin sessizliine kaptrmt.
Lillieye bir m itingde konuur gibi hitap etmeye balam;
ocuklarna syleyecei tatl szckler aznda kurulavermiti. O Connell Sokan d a alevler saan bir ate yamu
runda ayann paralandn hissetmi, birka saniye son
ra burnu yaya kaldrm nn kenar tana arpm bir halde
yere serilmi, sabrszlkla ameliyat ne kadar srer acaba
diye dnm t. Beyni, verdii zarar kendisini yaralama
yan bir cerrahn ufak neteri gibi, hibir eyin kapatamad, kaslm, krplmayan bir gz gibi ilimiti vcuduna. Bu
bir delilik, kafay oynatmak gibi bir eydi. Ayrca, o n u n ta
m am en hakl olm adn sezenler kmaya balamt. Bu
insanlar, Connollynin zerlerine drd lm rol
n n glgesinde, zorlanmaya ve kekelemeye, inanlarn ya
va yava kaybetmeye balamlard. Connolly, acaba iimde
ldrlecek baka bir ey kald m, diye dnyordu. Ken
disini oluturan paralar yllardr pul pul dklmekteydi
zaten. Bu yzden de vurulmas kt bir koputan ok, u
anki haliyle mantksal bir sreklilik sergileyecekti. lm ro
ln halkn nnde batan savma biimde yerine getirm ek
zere, sahneye kma srasn beklem ekten baka ii yoktu
artk. m r boyunca srt infaz duvarna dayanm halde
yaam, bu bilgi onu zgrletirerek hayaletimsi bir iz gibi
h er hareketine sinmiti. Bu sayede hayatta kalmak iin ihti
ya duyduu ironik uzaklk duygusunu kazanmt; ne var

ki imdi lm e, ehit dm ekten ok intihara benzeyen bir


halde, feda edilecek bir kimlie ya da yaklacak bir bedene
bile sahip olam adan, elleri bom bo olarak ulayordu.
Uzakl, kaytszla dnm t.
Bu evdeki insanlar iin, hatta Molloy iin bile hibir ey
hissetmiyordu. Artk dilsel bir ey olm aktan te anlam ta
mayan bir dava uruna, hepsiyle pimanlk duym adan i ya
pacakt. Kurtulu bir yerlerde aranacaksa, szde aranm al,
am a szn de kendi gereklii olmalyd. Gizli kalm zen
ginliklerini bulacam diye sz yamalamann bir yarar
yoktu artk; sz, neyse oydu. Arkasnda hibir ey yoktu. O,
szcklerinin arkasnda deil; szckleri O nun arkasndayd. Btn hayat kiisel olmayan ve nceden kaleme
alnm bir dizi szden, be paralk bir ilmihalin tek bir pa
ragrafndan ibaretti. Szckler m utlaka bakalarnn haya
tnda yollarna devam edecek, Connollyninkileri iletmek
ten ok, kendi duygularn yaratacaklard. W ittgensteina
bu n u n kesinlikle gerekleeceini, rlanda halknn ayakla
nacan sylemiti, oysa elinde bu grn kesinletirebi
lecek hibir ipucu yoktu. Kukucu bir yabancya sylenebi
lecek en doru ey de buydu. H alknn ayaklanmasn iste
yip istemedii konusunda bile bir fikri yoktu artk. O nlarn,
hatiplik yeteneinden etkilenip kafaszca aka gelm elerin
den nefret ettii gibi, basit, budalaca inancndan dolay da
Molloydan nefret ediyordu. Molloy iyi b ir ehit olurdu,
nk hl akacak kan vard onda. Yeniden dom u bir r
landay devralmaya en uygun insanlar Molloy gibilerdi; ha
yadan boyunca yeni rlan d ay kurmak iin urap didin
mi onun gibi insanlar, etraflanna lm bulatrdklar iin
ortalkta dolam alarna izin verilecek en son insanlard.
Connolly, bakalarna da bulaan bu bezginlikten kama

nn son sma olarak sabrszlkla lm bekliyordu. Con


nolly yeni bir dzenin mjdecisi deil, yklmann eiine
gelmi bir dzenin lm deindeki son hrltsyd. rlan
da, dtan derli toplu grnse de, ii boaltlm ve alktan
len ayak takm ndan insanlarla tka basa doldurulm u bir
ev, maske takan bir iskeletti. Connolly yalnzca bu anlam da
rlandann simgesiydi.
Connolly, kolunda bir el hissedince, ani bir panik duy
gusuyla gzlerini at. Donal, sanki bir ayin tabaym gibi
saygyla sunduu bir tabak dom uz pastrmasyla, banda
durm u onu szmekteydi.

DOKUZ

Galwayin dna giden yolda silahl bir adam yryordu.


Gzleri siyaha alan, iri yar biriydi; Irlandal deildi.
Adam, om zuna ast eski psk b ir torbayla B ahtinin
eekleri sald krk kapdan geti. Kendi kendine sessiz
sessiz m rldanarak, Ballymeanyye giden dolambal yolu
izliyordu. Yolun kenarndan incecik bir dere hzl hzl ak
maktayd; silahl adam orada d urup kendine iecek su dol
durdu. Sonra ta bir duvarn dibine kt, ayakkabsnn
balarn balad ve torbasndan bir peynirli sandvi kar
d. Duvara yasland, bir sre kendi etrafnda dnp duran
bir balkl seyretti ve krk dkk ahrn ardnda gzden
kayboldu. Cani, torbasn kapatt, azn dereden avulad-

suyla ykad ve yoluna devam etti. Gece bastrdnda kr


evinde olacakt.
Wittgenstein, Connollyye, Devrim, metafizikilerin d
dr, diyordu.
Ballymeanyde m ehtapl bir geceydi. Connolly hl ka
nepede yatyor, W ittgenstein da o n u n yannda h er an tetik
te bekleyerek oturuyordu. Donal szde toz almak, gerek
teyse m em leketlilerine bir gz atm ak amacyla topallaya topallaya oturm a odasna ikide bir girip kyordu. Temiz ha
va alma ve egzersiz yapma isteiyle yanp tutuan Bahtin, ya
taa uzanyor, kalkyor, evin iinde dolayor ve yine uzan
yordu; vcudunu bir mumya gibi sarp sarmalanm hissedi
yor, bu kokumu sarglan tam ortasndan yrtp kurtulm a
ya can atyordu. Molloy, sigara stne sigara yakarak pence
renin yanm a melmiti ve hl takviyeleri bekliyordu.
B ahtine kalrsa, Connollynin hereyin bir tekrardan iba
ret olduu terk edilmi bu m ekna giriiyle zaman donm u
tu. Bombo bir sahnede hibir zaman gelmeyecek bir dev
rimi bekleyen karakterler gibiydiler. Bahtin, Wittgenstein n olaanst din grnne hayret ediyordu; Cambridgede de sk sk byle olurdu. A dam da bitmez tkenm ez
bir enerji vard sanki, havadaki yksek perdeli bir titreim
gibi h e r zaman hazr ve nazrd. B ahtinin gm leinin kol
tuk altlar koyu ter dam lalanyla srlsklam olmutu, havay
Molloyu n ttnn n keskin kokusu kaplamt. K anepede
iyice kam buru kan Connolly, bir palyaonun abartl sol
gunluuyla bir kenara atlm b ir paavra ynn andnyor, acsn dindirm ek iin durm adan ayan sallyordu.
Yalnzca W ittgenstein tneindeki neeli bir papaan gibi
dim dik duruyordu; dzgn kafasn merakl bir ifadeyle
Connollynin ynne doru evirmiti.

rlandal, AvusturyalInn tezini arm bir havayla kar


lad. Korkarm, bu konuda ben d en daha iyisiniz. Ben bir
askerim, filozof deil. Neyi kastettiinizi kavrayamyorum.
Demek istediim u: nsan hayatnda btnsel bir ko
pu olabilecei fikri bir yanlsamadr. Zaten, kopulacak bir
btn de yoktur. Sanki u an bildiimiz herey sona erebilir,
tamamyla farkl bir ey balayabilirmi gibi. Sama bu. G
nm zden tam am en farkl bu yeni gelecei tanmlamaya
bile kalkamayz.
Btnsel kopu gibi, saf sreklilik de bir yanlsamadr.
H er neyse, bu t r fantezilere aldr etmiyorum ben. Mutlak
bir dnm olamayaca dncesine katlrm. Ancak
elindeki m alzem eleri kullanabilirsin, fakat dm ann bu
m alzem elere bubi tuzaklar demi olduunu da bilerek.
W ittgenstein bir av kokusu almt. Eliyle btn oday
iaret ederek, Btn bunlar yeni bir ey yaratmakta nasl
kullanabilirsiniz? diye sordu. Dilin tesindeki eylerden
sz etm ek iin, yine dili kullanmaya almaya benziyor b u .
Farkl farkl diller var. Bazlar gemie aittir, bazlar ge
lecei gsterir.
Ah, kesinlikle doru. Ama dilin de kendi snrlar var
dr. Dilin snrlan dnyam zn snrlandr. O n lan amaya
alrken banz bu engellere arpyorsunuz. Bu yzden
d e, -bir an duralad- ok darbe yemisiniz.
Unutm ayn, onlar olduka ie yarayan darbeler. H em
baka ne yapmamz nerirsin? Bizi hapsedenler kocaman
evlerinde elenirlerken, bizim dil hapishanesinde rm e
mizi mi?
Beni yanl anlam an istem em , dedi Wittgenstein.
Kukusuz beni bir gerici, can ekien burjuvazinin bir art
sayyorsun. Bir anlam da byle, am a bir anlam da da deil.

Ben, burjuvazi szcnden bile rahatsz olan o alk ngiliz


akadem isyenlerinden deilim. Ben, savalara ve devrimlere
yabanc olmayan bir ehirde, Viyanada dodum . stelik
Yahudiyim; okuldayken ka kere yzme tkrdler. Siz
kendi halknz kle olarak gryorsunuz; oysa tarihte pei
ne en ok dlen rk benim rkimdir. Bu anlam da birbiri
mize yakn saylabiliriz belki. Dostum B ahtinin de syleye
bilecei gibi, ben ngiliz hkm etinin -hayatlarnda bir kez
olsun drst biimde almam bir alay iko, yal asalan- savunucusu falan deilim. Anlalan siz ellerinizle ok
almsnz; sizde fark ettiim ilk eylerden biri, elleriniz.
Ben de altm. Felsefeciyim, am a bu iten tiksiniyorum.
Burada bulunm am n bir nedeni de bu. rlandaya kap, si
zin gibi m eslekten bir felsefeciyle karlamam ironik bir
durum ; felsefeci diyorum, nk siz h er ne kadar askerim
deseniz de, aslnda felsefecisiniz. Yalnz siz, aralarndan ay
rldm o insanlardan daha fazla lm sayorsunuz. En
azndan onlarn fikirleri -o samalklara fikir payesi bi
mek de yanl geri ama- makineli tfeklerle sokaklara sal
maz, oysa sizin lm cl soyutlamalarnz bir sr insann
lm ne yol ayor. Tutkunuza sempati beslemediimi san
mayn; bu haliyle dnyay yalnzca bir deli onaylayabilir. Siz
hereyi bir rpda deitirecek bir kaldraca sahip olduu
nuzu dnyorsunuz; ancak bu, tam da kar ktnz d
nrlerin pek sevdii o btnlk dnden baka bir ey
deil. Bu dnm n bedelini kim deyecek? Siz deil,
halk. Siz kim oluyorsunuz da, insanlar topu topu -o da eer
anslysanz- ekonomiyi farkl bir biim de dzenlemeye ya
rayacak bir kyamete srklyorsunuz? Geim lerini inekle
rini saarak kazanan insanlar asndan bu neyi deitire
cek ki? Bu srete insanlar daha nceden sahip olduklar

ok az eyden de yoksun brakrsanz ve o insanlar artk gn


yz gremeyecek hale gelirlerse, o zaman o Hristiyan ce
hennem inizde ekebileceiniz en byk eziyetjer bile hafif
kalr sizin iin. Tarih barbarlktr, elbette. Oysa ben, baka
bir eyi skebileceim korkusuyla, bu adan tek bir iplik e
kerken dahi dehet duygusunu yayorum. Bu belki korkak
lk; belki sizdeki kesinlik duygusuna da im reniyorum. Ama
eninde sonunda kendi korkaklm sizin kesinliinize ter
cih ederim . En azndan daha az kan dklr.
Sanki seme ansmz varm gibi konuuyorsunuz, de
di Connolly. Bu sizin fanteziniz, akademik dnce al
kanl. Seme ans yok. Ezilenler e r ge isyan edecek. Bu
n a karar vermek bize dm ez.
D erken sundurm adan, yere m adeni b ir ey dm gibi
ani bir atrt duyuldu. Molloy, b ir kfr savurarak tabanca
sn belinden kard ve pencereden n kapya doru bakt.
M ehtabn ok az aydnlatt bahe karanlkt, hibir ey grem iyordu. Uzun ve yava adm larla kapya yrd, bir s
re dinledi, sonra kilidi yavaa evirip, vcudunu arkasna
siper yaparak kapy ardna kadar averdi. Tabancasn bo
alana doru uzatp, dikkadi adm larla sundurm aya yrm e
ye balad. Connolly bulunduu kanepeden, Dikkatli ol,
tem en, diye bard. Sol tarafn kolla. atrt sesi evin
sol tarafndan gelmi gibiydi. Srt ak kapya dnk, gece
nin iine doru ihtiyad adm larla yryordu Molloy. H e
m en nnde, aralarnda bir kol uzunluu kadar mesafe bu
lunan iki p bidonu duruyordu. Bir tanesi hafife sallan
maktayd, kapa karlp bahe yoluna konm utu. Molloy,
silahn iki eliyle kavrayp, p b id o n u n u n ak aznn ze
rindeki karanla yneltti:
k o rad an , diye serte bard.

H ibir hareket olmad. Molloy zorlukla yutkundu, bido


na ate etsin mi etmesin mi karar verememiti. Bir kedi de
olabilirdi. O anda ieriden, aynda tom bul grnen al
tn yzkl bir el uzanp, p bidonunun kenarna tutun
du. Az sonra elin stnde, derisi zeytin yeili renginde, gz
leri arlam, enesi etli, hafiften yabanc bir yz belirdi.
Davetsiz misafir cesurca am a titrek bir sesle, yi akam
lar, dedi. Ama Molloym tabancasn fark edince korkuyla
bir hrlt koyverdi.
Molloy, k orad an , diye hom urdand tiksintiyle.
Bidonun iinde skan tom bul gvdesini glkle do
rultan Leopold Bloom, sklm pklm dar kt.

Molloy, eliyle Bloomu boazndan yakalayp duvara ya


ptrmt; Connolly tabancasn hazr tutuyordu. Molloy,
Bloom un ban salarndan tutup sert bir hareketle arka
ya evirdi ve sordu: O rdudan msn?
Bloom titriyordu, hibir ey dem edi. Molloy, elinin ter
siyle adam n yzne b t n gcyle vurdu. Bloom un az
nn kenarndan kan szmaya balad. W ittgenstein anszn
ayaa frlad; suratnda fkeli, vahi bir ifade vard. Yeter
artk, diye em retti Molloya. O nun arad siz deilsiniz!
Connolly hom urdanarak, Kapa eneni, diye tersleyip
W ittgensteina kt; silahn birden ona dorultm utu.
Eer ordudansa, hepimize yetecek mermisi vardr. Bunun
yannda ona attmz tokat ned ir ki, Tanr akna?
Molloy, O rdudan msn? diye yine tslad Bloom a, ko
lunu arkaya kvrm ve yere ktrm t. Tom m y misin
sen, orospu ocuu? derken, botaki eliyle de Bloom un
ceketini kartryor, ceketin cebinde bulduu czdann

iindekileri halya boaltyordu. Birka po u n d para, bir ka


dn fotoraf ve ypranm kartvizider... Molloy, eilip kart
vizitlerden birini ald ve zerindeki Leopold Bloom, Reklam
Ajans yazsn okudu.
Reklam ajans ha! Sen klahm a anlat bu masal. Bir
reklamc bu Allahn siktir ettii yerde ne bok arar?
Bahtin, diz km durum daki Blooma bakp, dalgn
dalgn sylendi: O da bir yazn adam .
Birden W ittgensteinin gr, buyurgan sesi iitildi: O nu
rahat brak, sana sylyorum! O n u n arad siz deilsiniz.
Solgun yzl, soluk solua kalm Bloom a doru yrrken,
Molloy bir eliyle o n u kenara itiverdi. W ittgenstein, Bloom un boynunun arkasndan, ses to n u n u muhafaza etm e
ye uraarak, Cam bridgeden geliyorsun, deil mi? diye
sordu. Beni aramaya m geldin?
Molloy, ekil u rd an , diye hom urdand, aalayc bir
ses tonuyla.
W ittgenstein, gzlerinin iine bakabilm ek iin Bloom u n n n d e diz kt. Fsltyla sordu: Sen M ooreun
rencisi misin?
Connolly silahm W ittgensteinm kafasna ynelterek,
O tu r oturduun yerde, diye bard. K oltuuna ge ap
tal herif, yoksa sa akna b u nunla beynini datrm .
W ittgensteinm gzleri p n l prl, d rt ayak stnde Bloo m un n n d e duruyordu. Cevap versene be adam! Rus
sell m, M oore mu? Seni Kingste grm edim mi?
Bloom un om uzlan kalkp inmeye balamt. Gzlerin
de ya topland ve birka dam la dolgun yanaklarndan hal
ya szld. Donal, dans edercesine durm adan ayak deiti
rip m utfak kapsnda heyecanla sallanyordu. Bloom;, Pis
herif! diye bard. Sonra da Molloya dnp, M oruk pe

zevenk adi bi casus, ef, gzlerinden belli. Tanr akna, vur


u ihtiyar at katilini, ate et, diye yalvard. H azr melmiken bu dzenbaz gebertm ezsen hepimizi Tommylere tes
lim eder.
Molloy, ayayla W ittgenstein om zundan bastnp yere
itti. W ittgenstein, azyla Molloyu n ayan yakalad ve ku
duz bir kpek gibi ayakkabsn srmaya balad. Molloy bir
aya W ittgensteinin aznda, bir kolu B loom un srtnda,
geriye doru sendeledi. Donal, koup pencerenin yannda
kam n yoklamakla megul olan B ahtinin arkasnda siper
oldu. htiyar bok uvalnn beynini dat, diye feryat edi
yordu Connollyye. sa akna, gebertin hepsini!
Bloomu n ba gsne dmt. Azndan bouk bir
inilti sesi geldi ve kaskat bir halde yzkoyun ne ykld.
Molloy, ayan W ittgensteinm azndan kurtard, yere
eildi ve Bloom u srtst kaldrd. B loom u n h e r tarafna
kan bulam yz sapsar olmutu, gzleri kapalyd.
Molloy, ksa bir gzlem den sonra, Baylm, dedi.
Connolly, O nu yatak odasna gtr, diye em retti. Son
ra da B ahtine seslendi: Sen de tem enin onu ieri tama
sna yardm et. Bahtin ile Molloy, tadklar iri yar vcut
la beraber, yalpalaya yalpalaya yatak odasna yollandlar.
Wittgenstein, dnp Connollyye bakt; yz yava yava
norm al rengini alyordu. Connolly gzlerini sabit tutup, so
uk bir bak frlatt.

Sonra Eccles Sokan a geldiim de karm gitmiti,


diye anlatyordu Bloom, kederli bir havayla. Pilini prtsn
toplayp gitmi. Masada Poldyye hitaben yazlm bir n o t
vard.

Bahtin, Poldy mi? diye sordu.


Evet. Bana yle derdi. L eopoldun ksaltlm.
Tuhaf. Ludvvigin kzkardeinin ksaltlm ad da Poldy.
Leopoldine.
Aa, dedi Bloom.
Mutfakta kakao ierek bir arada oturuyorlard. Bahtin
yattrc szler syleyip ban sevecenlikle sallad: u
gen ocukla, renciyle mi kam?
Evet. Stephen. Okum u tiplerden hep holanm tr za
ten. Bu kadar ksa zam anda bu denli ileri gideceklerini bi
lemezdim elbette. ocuu sadece bir kere grmt, bera
ber ehirde dolatktan sonra onu eve getirdiim zaman.
Dublin ve sokak savalar hakknda bir sr can skc ey
anlatmt. Btn bu olaylarn rlan d ann manevi r
m ln yansttn, yal bir dom uzdan baka bir ey ol
m adn gsterdiini falan syledi; karm da savatan kor
kuyor ve uzaklamak istiyordu. Bylece birlikte Parisin yo
lunu tuttular. Bloom suratn asm, parmaklaryla aznn
kenarndaki plasteri ekitirmekteydi. Olan bir kitap yaz
dn, kitapta onu da anlatacan sylemiti.
Bahtin, bilgece bir edayla ban sallad: Bildik bir nu
mara. Kitabmda seni anlatacam, seni sahneye karaca
m, plak resmini yapacam, vb.
Bloom, son szlerden biraz rahatsz olup keskin bir ba
k frlatt: Ben de kalkp buraya geldim. Ne alabiliyor,
ne uyuyabiliyor, ne baka bir ey yapabiliyorum. antam al
dm, hereye bo verip uzaklatm.
Bahtin, dnceli dnceli kakaosuna baktktan sonra,
gzlerini ani bir efkatle Bloom a dikti: Bu sabah kendini
nasl hissediyorsun? Rengin epey dzeldi.
Bloom yz hafif pem beleerek, O h, iyiyim, teekkr
ler, diye karlk verdi. Byle altst olmuken ok aptal g

rnyordum herhalde. Bama gelenleri dnnce aklm


almyor. m rm de ilk kez bayldm.
Bahtin, hayretle ona bakt. Kendisini neyin baylttn
unutm u muydu? Bloomun buusuz, dar frlam gzleri
ni inceledi ve onun tuhaf bir adam olduu sonucuna vard.
Bay Molloyun biraz panie kaplmasna armadm el
b ette, diye, hogrl bir biim de devam ediyordu Bloom.
Beni p bidonunda bulunca, o n u biraz arttm herhal
de. Size bir ey syleyeyim mi, kendim i biraz aptal gibi his
settim. Kyn civarnda dolayordum, buray grdm ve
allklarn arasnda uyumay dndm , am a hava biraz
souktu, bykln grnce aklma p b idonunu de
nem ek geldi. Zor syordum, am a Bay Molloy dar kma
sayd herhalde uykuya dalm olurdum . Sonra b en i ieri ge
tirdiinde, kanepeye uzanm Bay Connollyyi grnce, bi
do n d a uyuduum u ve d grdm sandm. P! Blo
om keyifli bir slk ald ve hem en piman olup, dudaklar
n srd. Molly grse ne olurdu kimbilir? Connollynin l
keyi nasl ykma srklediini, bynn gerek olduuna
inanm adn anlatrd, kendisini daha nem li gsterm ek
iin takt sahte eylerden biri olduunu sylemiti.
Sen cum huriyeti deil misin?
Bloom biraz duraksad. ey, iin dorusu, ben aslnda
gerek bir Irlandal deilim, M acanm , yani babam yleydi.
O n u n iin bu bamszlk laflan filan beni pek ilgilendirmi
yor. Buna kar falan da deilim, yanl anlalmasn. Ancak
niye birbirlerini vurup d u rd u k lan n anlayamyorum. Yaa
yn ve yaatn, benim dsturum b u .
M kemmel bir dstur, dedi Bahtin. efkade Bloom un
om zuna dokundu. Artk dinlenm ek ister misin? Bu kadar
dolatktan sonra hl yorgunsundur herh ald e.

Bloom, O h, hayr, dedi canl bir sesle. Aslnda Bay


Connollyyle biraz sohbet etmeye can atyorum. Gerekten,
insann m rnde bir kere yakalayabilecei bir ans. Evde
entelektel konum alar yapacak frsatm olm uyor pek.
Gzlerini buulandran bir dnce geti aklndan. Sonra
zgn zgn ekledi: S tephendan almay um duum ey de
buydu.
Bahtin ciddi bir tavrla, Oysa o senden bir ey alm, di
ye gzlemini dile getirdi.
Bloom dizlerine bakyordu, hi sesini karmad...
D ostum , dedi Bahtin, kadnlar tan r msn?
Bloom ban kaldrd, kafas allak bullak olmutu. Ka
dnlar m? H angi kadnlar? diye dnd.
K adnlk m uam m asn kastediyorum . B ahtin, Bloom u n ellerinden birini nazike kendi avular arasna ald.
Eski bir Rus halk masal vardr; gelini alabilmek iin
kasket arasnda seim yapmak zorunda olan gen bir pren
si anlatr. Birinci kaskette, kzn sann llesiyle sarlm tek
bir zam bak varm. kincisinde, aznda bir mersiniei
dalyla yeni doan bir civciv ls bulunuyorm u. nc
kaskette ise b ir zehirli m antardan ve b ir para kfl peynir
den baka bir ey yokmu. Bahtin, Bloom un elini yavaa
skp sordu: Anlyorsun deil mi? Hangisini semek gerek
tiini anlyorsun, deil mi?
Bloom, Rusun kll avular arasndaki eline bakt, sonra
baklarn utangaa yzne evirdi. Evet, diye yalan sy
ledi, Anlyorum.
Bahtin ayaa kalkt, gsterili bir hareketle kakao finca
nn lavaboya boaltt ve evik bir hareketle kapya atld.
U nutm ayn, dedi Bloom a, bir zambak, bir civciv ve bir
para peynirle bir zehirli m antar. Sonra kocam an koca

m an at gzlerini krpt ve sessizce oturm a odasna geti.


Bloom, masada Bahtinin szlerini kendi kendine yineleye
rek oturuyordu. Szlerin ne anlam a geldii konusunda hi
bir fikri, bu anlam B ahtinin de bilmedii konusunda en
ufak bir kukusu yoktu.
Mutfak kaps bir daha ald ve W ittgenstein grnd.
W ittgenstein, Bloom a doru yava yava ilerledi; bir parm a
n t verircesine yukar kaldrmt. Sonra elinin ayala
rn Bloom un burnu n u n altna tuttu.
Bunlara bak. Ne gryorsun? Bo. H ibir ey yok.
Ee? dedi Bloom.
Bunun gibi bo. W ittgenstein bir parmayla alnn
drtyordu. Tertem iz olmu. Tkenmi. Felsefe delidir.
F enlanddaki efendilerinize d n n ve onlara size syledik
lerimi aktarn. Anlyor m usunuz?
Bloom, Evet, diyerek yine yalan syledi.
Burada size gre bir ey yok. Yazmay brakamam , am a
hepsi yand zaten. H er paras. B loom a doru eildi, du
daklar kulandan birka milim mesafedeydi. Isla benzer
bir sesle, Vazge, dedi. Tanr akna, hepimiz delirme
den nce vazge.
Bloom bir an bu szleri dnd. Doru ya, diye onay
lad.
W ittgenstein kapya yneldi. zerinde konuulamayan
eyler... diye m rldand. Bayla yavaa Bloomu selamla
d. Bloom da yavaa ayn karl verdi.
W ittgenstein, Bloom u dncelere dalm bir halde ma
sada brakarak oturm a odasna dnd. Yazmay braka
mam, diyor. Kafadan kontan teki. Boks eldivenlerini giy
meyi h e r zamart deneyin. O nlar birine balatn, iyice d
m letin ki birini tekiyle zemeyesiniz. Ya da bir hap

aln, bir yazm kontrol hap. Mrekkebinizi kurutun. Ya da


kd mrekkebinizi tutmayan bir kimyasal ileme sokun,
siz yazdka silinsin, istediiniz hereyi yazn ve b tn lanet
leri okuyun.
Bloom, tm bunlar son derece ilgin buluyordu. m
r n d e ilk kez bana gerekten bir ey gelmiti -M ollynin
ka saylmazsa tabii. Aslnda Mollyyi kat diye sulaya
mazd. Kendisinin skc birisi olduunu biliyordu. O nun
yerinde olsayd, kendisi de S tephenla beraber giderdi. So
run uradayd ki, olaylara daim a br insann bak asyla
bakyordu. Baka herkesin grleri ona kendisininkilerden daha iyi geliyordu. Kendisinin pek fazla gr olma
dndan deil. Dublin yeryzndeki en fkirde ehirdi;
herkes birbirinin grtlana yapyor, barlar inan kavgala
ryla dolup tayordu. Bloom a gre, fazla ar gitmediiniz
srece herey doruydu. Baklay azndan karacak birileri daim a olurdu. Keke bir ey hakknda daha fazla alm
olsayd. Molly onu terk ettii zam an hi fkelenmemiti; a
lam, hasta dm, am a kitaplarda okuduunuz fkenin
izi bile grlmemiti. Sorun, o n u n aslnda hibir ey olma
masyd. Ne vejetaryen, ne Plymouth Biraderi, ne de anarko-sendikalistti. Yahudiydi, am a bu da reklam etmeye deer
bir ey deildi zaten. Banz em ek ve kalabala karmak
daha iyiydi. H er neyse, Yahudi olmak, sizin yaptnz bir
eyden ok, banza gelen bir eydi. Bloom bazen gerekte
var olm ad gibi tu h af bir duyguya kaplyordu. Sanki p
b idonunda on dakika deil de b tn hayat boyunca sak
lanmt. Bloom herkesin niin bu kadar fkirde olmas ge
rektiini anlam yordu. Hereyde, belki hereyde deil, ama
ou eyde bir para gerek pay vard, insanlar aptalca ey
ler sylyorlard, am a bunlar onlara anlaml geldii iin

sayg gsterm ek zorundaydnz. Hepimiz ayn eyleri dnseydik ne kadar gln bir dnya olurdu. Bir dakika
sonra yan kapy alp Connollyyi dinleyecekti, am a sonu
ta onun btn sylediklerine evet dem ekten baka bir ey
yapmayaca iin aslnda aptalca davranm olacakt ve bu
doru bir ey olmazd, nk ou insan byle yapmazd.
G ene de bir gn bir ey yapabilirdi. Elbette yle dehetli bir
ey deil, yalnzca biraz dikkat ekecek bir ey. Kendisinin
gerekten var olduunu kantlayacak bir ey. Sessizce otur
m a odasna szld, duyaca eylerin hibirini onaylamamaya kararlyd.

ON

Donal, odunlukta o d a n st ste yyordu; kendi dn


celerine dalmt.
Evet ya kalbm basanm h er gece birbirlerini dzyo
bunnar btn o gzel laflar yok devrimmi yok anasnn
amym hepsi fasa fiso bedava buldu m u eek bile siker bun
lar kaar m benden na u ufak tefek olan mesela ah koru be
ni peim deler onlardan nce kar sikini diye bakyo sanki
insana o acayip gzleriyle atnal gibi eri br biey u ko
ca burunlu am yarmas pezevenk de Rus m udur ne boktur
Yahudidir belki de h er neyse onun da karacieri babammki
gibi yara yemitir iki yla kalmaz geberir gider bunu anla
mak iin alim olmaya lzum yok hh! yak bu n lan yak bunla-

n diye tutturan u ufak tefek herif de profsa tamam ben de


grndm kadar kaln kafal diilimdir btn Irlandallan
cebim den kartrm kar kyda buna iyi para veriyolardr
am a bir de ha u postaneci midir pastaneci midir h er ne halt
sa ite onlar da bir boka yaramaz, ehirde dkkan versen onu
bile sar batnr, bizden deil zaten burda domam bile ga
vur dl topu casus bunlarn vatan haini hepsi gidip bunlan
ihbar etsem bir bardak iki paras koparrm herhalde belki
daha da ok ite o zaman beyler ver elini Holyhead.

Bahtin, oturm a odasnda, H ep ayn nam e, diyordu.


Bir budalann anlatt bir hikye. Tarih yoktur. Bu, -vurarak kam n gsterdi- tarihin iine sdrlamayacak eydir.
W ittgenstein souk souk, Bu szcne ar vurgu
yaparak bir gereklik lt ortaya koymu olmuyorsun.
Zaten hibir eye smayan o koca gbeini yumruklayarak
da... dedi.
Yalnzca cahillerle politikaclar tarihi yadsr, dedi Con
nolly. Egem en snf bir kez doduunu kabul ederse, le
bileceim de kabul etm ek zorunda kalr nk.
Sze Bahtin de kart: Baz lkeler ataletten lr. rlan
da ulusu nostaljiden lecek.
rlandallar gemii hatrlam ak zorundalar, nk ngilizler unutuyorlar.
Bana yle geliyor ki, dedi Bahtin, sizin bu ayaklanma
nz gemiteki bir trajedinin yeniden sahneye konm asn
dan teye gitmiyor. Yalnzca bu defa fars olarak.
Biz cum huriyetiler gemii harlamazsak, kim hatrla
yacak? Bizi ynetenler bugnle srekliliini salamak iin
gemii yeniden yazyorlar. Bu yzden, ller bile ellerin
den kurtulamyor.

Brakalm ller llerini g m s n , d ed i Bahtin.


lm, dnyaya gemi yznden geldi. Gemi bize m
r n ksaln, gelecein de ksa srede geivereceini ha
trlatyor. u anda birbirim izi byle um utsuzca boazlama
m zn nedeni bu. Yalnzca gemii unutabilirsek zgr ola
biliriz.
Connolly sze girdi: Bu ulusun gemii, kesinlikle Ingilizlerin unutm ay tercih edecekleri bir gemitir. ngiliz
okullarnda ocuklara Good Q ueen Bessi retirler, ama
onun, hkm ranl srasndaki en byk orduyu rlanda
halknn kkn kazmak iin topladn anlatmazlar. Bu
lkenin dostu saylamayacak air E dm und Spenser, orm a
nn h e r kesinden srne srne kan yenilmi asilerin
m ezarlar kazyarak kardklar lelerle karnlarn doyu
rup, aaal bir ziyafete gidercesine yonca ve suteresi tarlala
rn a koturduklarn anlatr. ocuklara belki, btn vilayet
leri boaltan, Katolikleri topraklarndan atp C onnachtn
orak arazilerine sren, Waxford ve D orgheda garnizonla
rn a tek hir m ahallenin dahi terk edilm em esini em reden
Cromwellin devri de anlatlyordun Bizim halkmz yoksul
luk iinde yaamaya zorland; oy kullanm alar, kam u grev
lerine gelm eleri engellendi; bir papazn bana konan be
p o u n d luk bedel, bir kurdun bana konulan bedele eti.
Swift, ac bir alayla kendi ocuklarn yiyen insanlarmz k
da dkm t, am a bu, stnden kr etm ek iin perian
edilip azna slm, feodal Almanya ve Polonyadaki vassallardan bile daha ok alk eken bir rk iin bo bir fan
tezi deildi; on kadar aile, tek bir saman yatakla sefil bir ku
lbeye sr, rlandallk kelimesi Avrupan n h er tarafn
da an yoksulluk ve sefalet yerine kullanlrd. Burada,
1793 ayaklanmas bastrld zam an aslan, hl canlyken

vcutlarndan barsaklar karlan ve gzlerinin nnde


yaklan ngiliz uyruklulardan bahsediyorum. Geri kalanlar
da arm ha gerilmi, kafalarna ii yanan zift dolu keten
balklar geirilmiti. Ama alk salgnna yardm etm ek
iin Avrupadan yiyecek ykl olarak gelen gemiler, rlanda
lim anlarndan ngiltereye halkmz iki kere doyurabilecek
kadar tahl ve sr tayan ve kendilerinden alt kat daha
fazla ticaret gemileriyle karlap da akna dnerlerken, o
byk alk dnem inde bir milyon kadn, erkek ve ocu
un alktan lm esinin yannda bu ikenceler hi kalr.
lm ve g, o yllarda rlanda halknn te birini yok et
miti. Victoria dnem inde yerlerinden edilen kyllerin sa
ys, svirenin nfusundan daha fazlayd. Bugn srlar
bom bo kalm iftliklerde yetitiriliyor, slahevleri azna
kadar yoksullarla dolu; D ublinde lm oran Avrupann
dier ehirlerinin hepsinden daha fazla. ngilizler bizim ta
rihimizi bir mezbahaya dndrm , topraklarm z alm,
halkmz a brakp kltan geirmi, azlarmz tkam
lar. Biz onlara vurduum uzda ikiyzllkle gazaba gelip
haykrmalar niye o zam an?
Bir sre sessizce oturdular. Elleri enesinde, dirsekleri
dizlerindeki Bloom, saygyla dinlemekteydi. Hikye houna
gitmiti.
M uhteem , diye haykrd Bahtin. Soluk kesici bir per
formans. Sizi tebrik ediyorum, beyefendi. Tek bir szck bi
le yersiz kullanlmad. M thi bir ykyd, am a h e r zaman
anlatlacak bir baka yk de vardr elbette.
Anlat da dinleyelim o zaman, bok herif, diye hom urdan
d Molloy. Connollynin szlerinin heyecanyla hafif solgunlam. Fazla uzun yaamay beklemiyordu ve uruna lece
i eyin byle gl bir biimde hatrlatlmasmdan honuttu.

Connolly devam etti: Bizi um utsuzlua srklyor, son


ra da iddede karlk verdiimizde, kendi alnlarndaki
Kabil iaretini grm ezlikten gelip, bize vahi damgas vuru
yorlar. K endilerine, tpk Kzlderililerin Batl gm enlere
baktklar gibi, yabanc igalciler gzyle baktm z anla
yamyorlar; belki kullanm am z iin grtlam za ktkleri
kendi dilleriyle, yani ngiliz diliyle konutuum uz iin, bel
ki de yaadmz ada onlarnkine pek uzak olm ad iin.
Biz rlandalIlar, Kent, Sussex ve Surreyi igal edip, onlar
topraklarndan atsaydk, vatandalk haklarn ellerinden
alsaydk, ocuklarn okullarda Galce renm eye zorlayp,
Protestan dinine inandklar iin hepsini vahi cezalara
arptrsaydk, ngilizler b u n u kolayca kabullenirler miydi?
B tn bunlar mazide kalm olduu iin bize kar m ca
dele etm ekten vazgeerler miydi? ngilizler H indistan,
Afrikay ve Bat H in t A d alan n bizim stm zdeki ege
m enliklerini brakm adan nce terk edecekler, nk bu
halklarn onlar sevimsiz yabanclar olarak algladklarnn
kendileri bile farknda. Belki de derilerim iz siyah olmaly
d; o zam an ngilizler neyle uratklarnn farkna varma
ya balayabilirlerdi. Bizi niin rah at brakmyorlar? Biz on
lar iin yzyllardr bir ykten ve dertten baka ne olduk
ki? Kendi arpk yansm alarn grdkleri bu irkin adaya
srtlarn dnseler daha m utlu olm azlar myd? Bizim uy
garlamaya ihtiya duym am zdan falan deil, dpedz a
gzllklerinden saldryorlar stm ze. B ugnk m ca
dele baarya ulasa ve T ah ttan bir para bamszlk koparabilsek bile, ngilizler sanayilerinden byk yararlar sala
dklar kuzey blgelerinin yakasm brakm am ak iin canla
bala savaacaklardr. Katoliklerle Protestanlar arasndaki
ayrlklar krkleyerek, egem enliklerini salama almak

iin halk blerek bu n u n yolunu ustaca hazrladlar zaten.


Ama kuzeydeki bu nefis lokmay kaptrm am akta srar eder
lerse, kendi kuyularn kendileri kazyor olacaklar. Ama
b u n u anlamazlar, nk bu lkede m eydana gelen hibir
eyi ciddiye almyorlar aslnda. Bana postanede, ngiliz
babakannn ayaklanm am zn h ab erin i ald zam an,
Yaa, bak sen unlara, deyip yatmaya gittiini anlattlar. ngilizler, rlandann gerek olduuna inanm yorlar; bura
da sadece fantezilerini uyguluyorlar.
nsann iini burkan bir hikye bu anlattn, dedi
W ittgenstein, am a bizi tam am en aresiz brakyor. Sizin
devriminiz lleri nasl ayaklandracak peki?
ller ayaklanamaz. Yalnzca bugn yaptklarmzla
onlara farkl bir anlam yklenebilir. Bu bir t r kefarettir.
W ittgenstein, Bo laf, diye kestirip att. Anlam, bir du
var kd rengi seer gibi senin k arar vererek belirlediin
bir ey deildir.
Ben ahsen, dedi Bahtin, lm ediim srece ne anlam
tadma aldrm yorum .
W ittgenstein, ykn, halkn isyan ettirm ek iin anla
tyorsun, dedi. Bunun istediinin tam ztt ynde bir etki
yapacan anlamyor musun? nsan btn bunlardan kur
tulmay nasl umabilir? Deheti ne kadar kaln izgilerle
resm edersen, um udu o kadar sndrrsn.
Connolly, Benim dinim in m erkezinde, kolu kanad k
rlm bir beden vardr, dedi. Bu dnyadaki idealistleri,
insan topluluklarnn o kadar da kt olm adn dnp
rahat etmeye alanlar rezil etm ek iindir bu. Bu beden,
adalet uruna dvrsek devletin bizi ortadan kaldraca
n ifade eder. Bu bedene iyice bakp yaamak imknszdr
belki de. Ama ben buna inanm yorum .

Bu bedene baktm b en , dedi W ittgenstein. O ndan


baka b ir ey yok.
Bahtin de, ller ayaklanamazlar, nk yokturlar, de
di. Trajedi, egem en snfn bir kom plosudur.
Gelecek de yoktur, diye karlk verdi Connolly. ngilizler bizi birok eyden yoksun braktlar, am a bize lle
rimizi brakacak kadar budalaca davrandlar, ite bu onla
rn m ahvna yol aacak. Sava alanndaki ot, daraacndakinden daha abuk byr. zgr olm ak iin unutm am ak
zorundasnz. nsanlar isyan ettiren ey, zgrleecek to
runlar hakkndaki dler deil, kleletirilmi atalarn
anlardr.
Size ve isyannza kolay gelsin dostum , dedi Bahtin,
am a hep ayn hikyeyi tekrarlam a noktasna gelmekten ka
nn. Devlet, nihayetinde tek bir eyden nefret eder: kahka
ha sesinden. iddeti anlayabilir. Yalnzca iktidarla alay eden
ler gerekten zgrdrler; siz iktidar peindesiniz, onun
iin daim a iktidar tarafndan ezileceksiniz. Ben sizin bu devrim inizde pek kahkaha sesi iitmiyorum; bence tpk nceki
ler gibi ifadesiz ehrelerden baka b ir ey yok ortada. Sizin
sosyalizminiz kurt postuna brnm o bildik kasvedi Aydm lanm adan, Avrupann ounu iliklerine kadar dondur
mu lm cl akl dnden baka bir ey deil. imdi bu
nu rlandaya getirmeyi neriyorsunuz. Benim lkemdeki
Bolevikler gibisiniz: Kremlinle boy lmek iin akllar
na yalnzca verimlilik ve elektrifikasyon geliyor. L enine ba
kn: M egafonlu bir ar. Kazanrlarsa o lgn akllanyla l
keyi terrize edecekler, kylleri yle aydnlatacaklar ki, on
lardan geriye bir kemik yn kalacak sadece. Boleviklerin
bedenleri yoktur, hazz bilmezler, bunun iin halkn can
dm andrlar. Halk kolektif iftlikler deil, enlik istiyor;

tek kalc devrimin tensel devrim olduunu biliyor. ngilizlere alay ederek karlk verin dostum, tfeklerle deil. O ge
ri zekl hkm darlarnn iko kna ravent srp, eee
ters bindirin. ok fazla ask suratl, atlgan gen kahram an
var sizin ayaklanmanzda. Btn kk uluslar erkeklii bir
saplant haline getirir. ngilizlerden bu kadar ok nefret et
menizin nedeni, kzgnlnzn azalm olm asndan kork
manz. Sizi beikteyken hadm etmiler, kadnlarnzn g
zndeki o utanlas erkeklik imgenizi kurtarmaya urayor
sunuz. Sahi, nerede bu kadnlarnz, sorabilir miyim? Bu i
lere hi bulamamalar ilgin deil mi? erkek filozof
oturm u, politikadan sz ediyorlar: Dnya nasl deitirilir
ya da deitirilemez, diye konuup duruyorlar: Ne kadar bil
dik bir imge. Devriminiz adna korkuyorum, beyefendiciim; nk henz uan olmay renememisiniz.
Siz bacaklarnz yayp uzatrken, dedi Molloy, bizim
bacaklarmz ngiliz ordusu kryor. Bunu komik buldunuz
m u peki imdi?
Bahtin, rlandada mizah gelenei vardr, dedi. Mizah
deerli bir devrim silahdr.
Doru, vardr, dedi Molloy, daraac m izah.
Bir de iir gelenei vardr. Peki, nerede bu ayaklanma
nn iiri?
Molloy, ef airdir, dedi.
Connolly araya girdi: yi bir air deil. Ama birka iiri
min yaynland doru. B ahtine doru bakt. Anlatmak
istediiniz eyi sandnzdan daha iyi anlyorum. Haz ve
mizah, bizim de uruna dvtmz eyler. Ama sava s
rerken korkarm biraz pahal lksler bunlar.
Bu durum da pekl da vazgeebilirsiniz. Eskimi silah
lar kullanyorsunuz, burjuvazinin o gri temel ta olan eit

lie beslediiniz o gerici tutku bun u n baka bir rnei. Eit


lik yoktur, farkllk vardr yalnzca. Bu farkll paralarna
ayrn, daha fazla farkllk bulursunuz; b u n u byle, en k
k atom a kadar devam ettirin isterseniz, o toplu ine ba
ndan kk yerde bile bir sr melein dans ettiini g
receksiniz, zahm et edip knz kaldrdnzda.
Connolly yavaa, B unun ciddi olarak m, yoksa laf ol
sun diye mi sylendiinden em in deilim , dedi.
Esnemesini zorlukla bastran Bahtin, Devriminiz iin
daha da kt bu , diye karlk verdi. Birden gzne, parlak
gzleriyle dersini can kulayla takip eden bir okul ocuu
gibi dimdik, az hafif ak biimde oturan Bloom arpt.
Bay Bloom, sizin grlerinizi de duymak isteriz. Siz dev
rimci misiniz, gerici mi, Hristiyan msnz, M slman m,
bunlarn hepsi birden misiniz, yoksa hibiri mi?
Bloom yz biraz kzararak, Ben Yahudiyim, dedi.
W ittgenstein ani bir ilgiyle baklarn ona yneltti. Bakn,
bu lkede Yahudi olm ann kolay bir ey olm adm syleye
bilirim size. Etrafta bizden fazla kimse yok. Gene de, dedik
leri gibi, h e r eit insan lazm.
Ne iin h e r eit insan lazm? diye sordu W ittgenstein,
aksi bir sesle.
Bilirsiniz: Bir dnya iin h er eit insan lazm.
W ittgenstein, ona kzgn kzgn bakp m rldand: Bu
ok gzel ve ok ho bir sz. Bir dnya iin h e r eit insan
lazm. Bunu unutm am alym .
W ittgensteinin onayndan cesaret alan Bloom szlerine
devam etti: Ben devrime karym demiyorum. Benim bir
trl benimseyemediim ey, iddet. Kimseyi ldrm eden
bir devrimi yapp hereyi yerli yerine oturtabilsek, o devri
m e gzm krpm adan katlrdm .

Bahtin, Connollyye hitaben, Bay Bloom doutan r


landalI deilse de, lkenizin bir yurtta. Sizin geni hareke
tiniz onu da kapsyor mu, yoksa sorun salt rlandalIlara ait
bir rlanda yaratmak m? diye sordu.
Biz sekter bir hareket deiliz. Ben de skoyada do
dum .
Bahtin, O zaman n ed en ulusal kimlie kafay bu kadar
taktnz anlam akta glk ekiyorum, dedi. Peki u
milliyetiniz niye bu kadar nemli? Ya da bir kimlik edin
mek? Mesela ben kimimdir? Nikolay Bahtin nedir? Tarih
andaki kck bir dm , glerin raslantsal b ir kesii
mi. te, milletler iin de ayn ey sz konusu.
Sorun kimliimizi ortaya koymak deil, bir kimliin
kefedilmesi sorunu ncelikle. Ne olabileceimizi ren
mek iin zgr olmaya ihtiyacmz var. u anda kim olduu
muzu sylemek bizim iin imknsz.
nsann kim olduunu sylemesi her zaman iin imkn
szdr. Bu zlnecek deil, kutlanacak bir ey.
Molloy, omzunun stnden bakp konutu: Tanrnn
gznde hepimiz rlandalIyz.
Connolly, Milliyetilik snfa benzer, dedi. O ndan kur
tulmak iin nce ona sahip olmak zorundasnz. Kendi ba
na bir ama deil. Hareketimiz gcn milli geleneklerden
alyor, am a burada szkonusu olan halkmzdaki banshee ve
leprechaun* inanc deil. Biz byle eyleri, zaten yan ngilizlemi Bay Yeatsle reksna brakyoruz. Duns Scotus za
m anndan Wolfe Tone gnlerine kadar fikirlerimizi hep Av
rupadan aldk. yle ki, yabanc birine ta atan bir rlandal
kendi kabilesinden birini vuruyor olabilir h er zam an.
*) rlanda halk kltrnde, byk bir hzineye sahip olduuna inanlan, k
sa boylu cin.

ngilizlerden bile bir eyler renebileceiniz anlam na


m geliyor bu? diye sordu Bahtin, hnzr hnzr.
Elbette. Ingilizlerin olaanst ulusal edebiyatna sayg
duyuyoruz: Swift, Sterne, Goldsmith, Burke ve L ondra sah
nesinin iki devi: Wilde ile Shaw. Yazk ki onlarla kyaslana
bilecek bir kii bile karamyoruz.
Fakat yazarlarnz, lkenizi terk etmeye pek hevesliler
nedense.
G erekten de yle. Dedikleri gibi, Taraya varm ann en
abuk yolu H olyheade giden gemiye binmektir. Burada
onlara gre ne kald ki? ngilizler bizi airlerinin kasvetin
den kat, alktan knlan bir lke durum una dryor,
sonra da yazarlanmz almakla bbrleniyorlar. rlandalI
lar eer uluslararas b ir rksa, b u n u n iin ngilizlere teek
kr borluyuz.
Bahtin, ngilizler kadar d ar fikirli deilsiniz gerekten
d e, diyerek bu szleri onaylad. Bu da ok zor bir ey de
il geri. ngilterede fikir yok nk, sadece detler var.
Dnyaya boyun ediren b t n lkeler kendilerini dargrlle m ahkm ederler. K endilerinin stn olduu
na inanr ve onlara iin dorusunun bu olm adn syleye
bilecekleri iin fikirlerden tiksinirler. En melez ulus, sava
gem ileri h e r ktada yaylan ulustur.
Burada melezliin bir tehlikesi yok, dedi Bahtin. Ba
kn, sko b ir rlandal, rlandal bir Macar, ngilizlemi bir
AvusturyalI ve bir Rus. Aramzda halis bir ngiliz yok.
Ama farkndasnz, hepimiz onlarn dilini kullanyoruz.
ngilizler dillerini beikte reniyorlar; ben kendi ocukla
rm olana kadar beklem ek zorunda kaldm. Grtlamza
ktkleri buradan bile belli.
Anadil diye bir ey yoktur, dedi Bahtin, umursamazlk
la. Btn diller yabancdr ve hibiri deildir. Ben yedi dil

konuuyorum; Rusa sadece ilk rendiim dil. Bazlar


C enneti zler, am a ahsen ben daim a Babili tercih etmi
imdir.
Ben de birden fazla dil konuuyorum. Ama sizin, dilini
zin parlam ento kararyla yasaklanmam olmamas gibi bir
ayrcalnz var.
Molloy araya girdi: Eirionn teanga duine eigin dchasach
nair a goideann duine eile e.
Connolly evirdi: Diyor ki, bir dil bakas tarafndan a
lnd zaman anadil haline gelir.
Wittgenstein, anszn Bloom u biraz korkutarak, yksek
perdeden sze girdi: Dillerden, sanki istendii zaman giyi
lip karlacak elbiselermi gibi sz ediyorsunuz. Kozmopo
litliin de snrlar vardr. Eninde sonunda, ne yapyorsak
onu, onun gerektirdii biimde konuuruz. Wenn ein Lwe
sprechen knnte, wrden wir ihn nicht verstehen. [Bir aslan konuabilseydi bile onu anlayamazdk.]
Bahtin, bir kahkaha kopard. Togda ty sam, dolzhno byt,
lev, Lyudig, dedi. Tak tak nikto ne ponimaet chto ty govorish.
Kk bir aka, diye ekledi, mtevaz bir edayla. Bu du
rum da Ludwigin aslan olmas gerektiini syledim, nk
onun sylediklerini de kimse anlayamaz.
Bloom, dudaklarn yalad, gruba doru sinirli sinirli
bakt ve konutu: Az embert a nyelv teszi nagyobb az allatoknl. Ez a tragedija. Eski bir Macar atasz, diye utangaa
aklad. nsan hayvandan byk yapan dildir. Trajedisi
de burada yatar.
M kem m el, diye m rldand Bahtin, ellerini hafife
birbirine vurarak. Bloom a alk tutuyordu. k bir deyi ve
tam am en doru.
Hayr, doru deil, dedi Bloom. Tartma karmaya
karar vermiti. Bunu yalnzca yabanc dilden olduu iin

sylyorsun. Ben, insan, ne pahasna olursa olsun, balad


ii bitirm eli ya da b u n a benzer bir ey deseydim, byle
konum azdn. Evet, ne pahasna olursa olsun, diye dn
d iinden. Bu konum ann bir yere vardn sanmyo
rum. Bir sr soyut fikirden te bir ey yok ortada.
Ayn fikirdeyim, dedi W ittgenstein, Bir dom uzun da
fikirleri olabilir.
Bloom sordu: Niin bir kez olsun bir deiiklik yapp,
gerek insanlardan sz etmiyoruz?
Fikir, insann ham urunda vardr, dedi Bahtin. nsan
lar onunla yaarlar. Connollyye doru bakt. Ya da o n u n
la lrler.
Bloom, Aptalca b u , dedi. Ben fikirlerle yaamyorum
ve onlar iin de lmeyeceim. Sorun bu deil.
Sence n ed ir sorun? diye sordu Bahtin.
Sevgi, dedi Bloom. Nefretin zddn kastediyorum.
Bahtin, Bu da bir fikir, dedi.
Connolly, Sevgiyi ve nefreti zt eyler olarak dnm ek
tuhaf, dedi. Bana birbirlerinden ayrlmaz eyler gibi gr
nyorlar.
Bu da soyut bir ey, dedi Bloom. Burada oturm u, te
oriler dktryoruz. B unun yerine niin birbirimizi tan
maya almyoruz? B urada gerek insanlar gibi deil, bas
makalp tipler, bo bo atp tutan basmakalp tipler gibiyiz.
imizde zel hayat olan kimse yok m u yahu?
W ittgenstein, zel olan b ir eyler olduu dncesi fel
sefi bir yanltr, dedi.
Niin bir ey yapmyoruz? diye sordu Bloom. Niin kal
kp gitmiyoruz?
Gidemeyiz, dedi Molloy, takviyeleri bekliyoruz.
Konumak, bir ey yapm aktr, dedi W ittgenstein.

Bloom, Sama, diye karlk verdi.


Bahtin bir neride bulundu. H ep birlikte bir eyler i
meye gidebiliriz ya da iimizden biri kendi diliyle bir ey
sylerken, dierleri de bu n u n ne anlam a geldiini karma
ya alabilir.
Aptalca b u , dedi Bloom, salaka oyunlar. Bildiim
Macarca tek cmle oydu. Belki de en iyisi oturup, birbirimi
ze birtakm isimler vermek.
Zaten bunu yapyorduk, dedi Bahtin.
Ya da birbirimize kendimiz hakknda nem li bir eyler
anlatabiliriz. Baka kimsenin bilmedii eyler.
H ibir ey gizli deildir, dedi W ittgenstein. nem li
olan herey gzle grlebilir.
B unu karm a anlat sen, dedi Bloom. Bir sre ses
karm adan oturdular. D em ek istediim, b u rad a lkenin
en byk insanlarndan saylan Bay Connollyyle yan yana
yz, peki ne yapyoruz? Sama sapan konuup duruyoruz.
Kimse zahm et edip de o n u n nasl bir insan o lduunu
renm eye kalkmyor. Bacann acyp acm adn bile sor
m adk.
Jam es Connolly, dedi Bahtin, bir klie, bir simgedir.
in byleyici yan da buras. Bireylerle h er gn karlaa
bilirsiniz, am a bir simgeye ok sk rasdayamazsnz.
Ben onun politikasn m erak etm iyorum , dedi Bloom.
Politikay size brakyorum. Ben ona bir kii olarak ilgi du
yuyorum. Aslnda sizin hepinize bir kii olarak ilgi duyuyo
rum .
Eskiden bir kii saylabilirdim belki, dedi Connolly,
imdiyse em in deilim. Bunun iin biraz ge artk.
Sizin devriminiz kiilerle ilgili deilse, neyle ilgili peki,
dedi Bloom, Eeklerle mi?

Biz devrimi yapanlar, gerekletirmeyi um duum uz yahayatlann en iyi imgesi olmayabiliriz. Sefaleti sona erdir
m ek iin sefalet iinde pimek zorundayz biz.
W ittgenstein, Marksistlerin diyalektik, bizim de sapkn
lk dediimiz ey bu galiba, dedi.
Bahtin, tekdze bir sesle konutu: insanlar snp gittik
leri zaman, devlet yeni bir zgrle kavuacak.
Tek sorun u ki, dedi Bloom, Connollyye, siz gelece
i yapan insanlarsnz, bizse onda yaamak zorunda kalacak
insanlar. Yani, silahlar sustuunda hl ayakta kalanlar.
Simgeler gerek insanlar nasl yaratacak?
Sizin birey m eraknza hayranlk duyuyorum, dedi
Bahtin, ok basmakalp.
O h, ben basmakalp bir tipim, tamam. Yabancym, Yahudiyim, karm daha yeni kap beni terk etti. zel bir e
yim yok; benim gibi milyonlarcas var. Ama ben hl benim,
yle deil mi?
Bir eyin kendisiyle zde olduu kadar ie yaramaz bir
nerm e yoktur, dedi W ittgenstein.
Bo laf, dedi Bloom. Sen benim acm hissedemezsin.
Hi biriniz benim acm hissedemezsiniz.
W ittgenstein, Duygulanmlar zel mlkiyet gibi bireyle
re ait deildir. Bu, felsefi bir yanltr, dedi.
Bok, dedi Bloom. Osuraym felsefenize. Sizin u felse
fe dediiniz ey, insanlarla ilgilenm em enin b ir dier ad sa
dece. lleri ayaa kaldrm akla ilgili bir sr laf ediyorsu
nuz. Kanz bile kaldramyorsunuz halbuki. Bir sr zr
va. Siz neyle ilgilenirsiniz gerekten? diye sordu Wittgenstein a.
W ittgenstein, Hayat biimleriyle, dedi.
Sikimin tepesi, dedi Bloom.

Bahtin, Birey son derece deerlidir, dedi. Ayn za


m anda yce bir kurgu. Peki, bun d an ne karabiliriz ki?
Boktan bir kurgu da olabilirsin, dedi Bloom. Ki bana
yle grnyorsun. Ben gereim. Sanrm buradaki tek
gerek insan benim . Sizin llerden bu kadar fazla sz et
m enizin nedeni, hepinizin l olmas. Konumaktan konu
an bir alay zombi. Niin bir ey yapmyoruz?
Bir ey yapyoruz, dedi W ittgenstein.
Buna yaamak m diyorsun sen? dedi Bloom. l ol
may tercih ederim . Sessizce oturuyorlard. Evet, imdi
neden sz edeceiz? Bir ey kalmad iimizde herhalde, siz
ce de yle deil mi? aka yapan var m? Hepimiz kendi di
limizle aka yapabilir ve geri kalanmz glm eden byle otu
rabiliriz. Sizin iyi Galce akalarnz var m? diye sordu Molloya. Molloy sesini karmad. Sanrm sen kendin iyi bir
Galce akasn.
Ne dedin? diye sordu Molloy.
U nut gitsin. H atrlasana, ben yalnzca bir kurmacaym.
Herey yalnzca kurm acadr.
Azndan kan kulan duysun, dedi Molloy. Yoksa
kendini Gal toprann iki m etre dibinde bulabilirsin.
Bu, bir ey yapmak olur ama, deil mi? dedi Bloom.
Yoksa buna da m dil filan deyip geeceiz?
Bahtin, sakin bir sesle ve Connollyye dnerek, Bir ne
rim var, dedi. Burada sinirlerimiz biraz geriliyor. imiz
den birinin egzersiz yapmasna izin verilemez mi? Tercihan
bana. Hareketsizlikten vcudunu paslanm gibi hissedi
yordu. Sizi tem in ederim , kimseyle konumayacam.
Connolly ile Molloy, em in olamayan gzlerle birbirleri
ne baktlar. Pekl, dedi Connolly, ama tem en de yan
nzda duracak. Arka kapdan kabilir ve patikadan kayal

a kadar gidebilirsiniz; yalnz fazla uzaklamayn. Molloya


bakt. Sen de onu ve evi grebilecein bir yerde dur.
Bahtin, yerlere kadar eilerek selam verdi, pelerinini
giydi ve Molloyla beraber m utfaa girip gzden kayboldu.
Bloom, dizleri stnde kzgnlkla bakarak oturuyordu.
W ittgenstein, gzlerini saknmayan bir tavrla Connollyye
evirip, Kozmopolit bir devrim den sz ediyorsunuz. Bu te
rim ler birbiriyle eliiyor, dedi.
Sizi takip edem iyorum .
eidi dil oyunlar vardr, almalarm da kullandm
bir terim bu; hepsi de i ie girer, birbirini keser, rtrler.
Siz bunlarn hepsinin altnda ortak bir dil yattn sanyor
sunuz. B una bedenin -lm n, ehit olm ann ve yeniden
diriliin- dili denebilir. Dier b t n dillerin aktarlabilece
i, katksz bir dil.
Bilmiyorum. Belki de inandm ey b udur.
Sizin lm nz bu dier dillerin anlalmasn salaya
cak bir szck ilevi grmeyecektir. Adaletsizlik a zl
meyecek; yalnzca bu aa bir ilmik daha eklenecek.
Hakl olup olm am anzn nem i yok. Artk istesem de
geri dnem em . Siz beni geri dndrm eye alyorsunuz.
Saf buzda yrmeye almay brakn. H enz vakit var
ken sert topraa d n n .
Beni bir prist olarak gryorsun, dedi Connolly. Bu
ironik bir durum : Ben de seni yle gryorum. Bana bakp
kendi sulu arzularn gryorsun. B enden bu kadar kork
m ann nedeni bu; basit bir dm an olsaydm bu kadar h u
zursuz olmazdn. Rus dostunun yannda kendini daha ra
h at hissediyorsun, nk senin olm adn herey o. Sana
bu lkede krizin olaan bir ey olduunu sylemitim. Ben
m utlak deilim .

Sen, sanki durulacak en u snrmasna, kaytsz art


sz lm e balanmsn. Oysa byle bir yer yok.
H em hogrden sz eden hem de kar klmaya kat
lanamayan sensin.
W ittgenstein, lm le burun b uruna bir adam la nasl
konuulacan bilmiyorum belki, dedi. zerinde konuulamayan eyler konusunda susmal.
Biz h er zam an lm le burun burunayz, dedi Con
nolly. Sanki kendisine bir ey hatrlatlm gibi kanepede bi
raz doruldu. Adamnz nerede? diye sert sert sordu.

ON BR

Bahtin, kulaklarnda okyanusun sesi, kayalklara uzan


m, dnde Tanyay gryordu. Tanya, ilemeli sa ban
d dnda rlplak, banda dikilmiti. M em elerinin kal
kk yumuak ularn, kam nn altndaki koyu tyleri gre
biliyordu. Bahtin, azn hayrede at, am a Tanya abucak
ban sallayp bir parm an apknca dudaklarna gtr
d. Tanya, dizleriyle o n u n bacaklarm aarak ve kalalarn
B ahtinin yanlarna bastrarak stne oturm utu. Sonra
dolgun gsleri B ahtinin stnde sallanarak ne doru
eildi ve dudaklarn onunkilere yaptrd.
Tanyam n aznda, olmamas gereken bir ey vard. Bah
tin, hatrlad slak scaklk yerine, sert, ac, metalik bir ey-

le karlamt. Tanya, diliyle onun dudaklarn zorla aral


yor, onunla oynayordu, am a B ahtinin tand o oyuncul
sevecenlik gitmi, yerini alayc bir kiniklik almt. Bahtin,
gzlerini dehet iinde anca, ak azna bir tfein nam
lusunun sokulmu olduunu grverdi. Banda, yz g
ne yanndan bozulmu, silahl bir asker dikiliyordu. H
ki giysili dier askerler sessizce saa sola bakarak etrafta do
lanmaktaydlar.
Tatl ryalar, valye, dedi tfek tutan adam. Epey
uzaktaydk, deil mi? Bay Connolly, kmldayn, yoksa o la
n et olas kafanz uururum .
Bahtin, gzlerini yine kapatp ban arkadaki im enlere
brakarak, bou bouna Tanyay geri armaya alt.

Connolly, askerlerin yukar ktklarn iitmi ve koltuk


deneklerini ardndan srkleyerek kanepeden srne s
rne uzaklamt. Arka kapdan kmay ve gizlenecek bir
kaya arayarak, elleri ve dizleri stnde kayalklara giden yo
la szlmeyi baard. Bloom kendini kaybetmi bir halde
baheye kam, tam zam annda sk bir alln arkasna at
layarak gzden kaybolmutu. Bahtini tutuklayan adamlar,
onu at menzili iinde kr evine doru yrtrlerken, drtbe tanesi de mutfak masasndaki W ittgenstein gz hap
sinde tutuyorlard. Yzba Jerem y Chapm an, tabancasnn
horozu kalkk, ksa sar salar yana dnm , snk gibi bo
yuyla n kapdan hzla ieri dald. B ahtine nezaret eden
avu, stnkr bir selam verip, Sanrz, Connolly bu
efendim , dedi.
Bu tarihsel na kendisinin de tank olduunu bildirme
ye can atan Lancashireli arkada, im enlere uzanm yat
yordu, diye ekledi.

Chapm an, Connollyden bir buuk kat daha iri bir adam
grd. Tabancasn B ahtinin sakalnn stndeki yumuak
ete bastrp, Sen Jam es Connolly misin? diye sordu. Aksann duymak istiyordu.
Ben Jam es Connolly miyim? diye kendi kendine dn
d Bahtin. Belki! N eden olmasn? Evet, benim efendiciim , diye grledi. Ben Jam es Connollyyim.
Chapm an silahn hafife kaldrp Rusun akana vur
du. B ahtinin akandan kan fkrd, gzlerinin zerin
den aa szld. Ben de H erb ert A squithim ,* dedi
Chapm an, alay ederek. Tabancasz eliyle serte B ahtinin
sakaln ekitirirken, Sence Connollynin b u n u byte
cek zaman olmu m udur? diye sordu avua. Arkay ara
trdn m peki? avu, evet anlam nda ban sallad. Sivil
celi gen bir asker, m utfak kapsndan ban uzatt. Bura
da Almana benzer birisi var, efendim , diye seslendi heye
canla. Sir Casem ent olabileceini sanyoruz.
G etirin buraya, diye em retti C hapm an. Roger Casem e n tin, Almanlarla birlik olduunu ama Alman olm ad
n ve zaten gzaltnda tutulduunu biliyordu. Daha sonra
askeri eitim de erlere bu da retilmeliydi.
Sanki birisi kam nn stnde dans etmi gibi iki bklm
olm u W ittgenstein ieri getirdiler. A lnnda izikler vard,
am a B ahtininki gibi sada deil, sol taraftayd. ki asker
arasnda bir kukla gibi sallanan W ittgenstein, acyla dorul
du. Chapm an, hayretler iinde silahn yere indirdi.
Profesr W ittgenstein, diye haykrd. Birka yl nce
Cam bridgede felsefe okum u ve Trinityde W ittgensteinm
bir-iki dersine katlmt.
*) H erbert Henry Asquith (1852-1928): 1908den 1926ya kadar Liberal Partinin banda bulunan ve 1908-1916 yllar arasnda babakanlk da yapm
olan Ingiliz siyaseti.

W ittgenstein gzlerini odaklamay baarp, zelliklerini


iyice saptayana kadar cam gibi gzlerini subaydan ayrmad:
Lepiska salar, etli dudaklar, solgun, illi bir ten, varla yok
aras bir ene. Zihninde bulank bir an canland.
Haklymm ite, diye geirdi iinden, zalimce bir tat
m in duygusuyla. Felsefe insan b u noktaya getiriyor ite.

Connolly, elinde tabanca, kr evinden birka yz m etre


uzakta bir kayann arkasnda saklanyordu. Patikadan yuka
r iti kak kouturan askerlerin sesini, izmelerinin ta
paralarna basnn trtsn iitebiliyordu. Neredeyse dibindeydiler. inden, burada deil, diye geirdi, korkudan
kalbi kt kt atyordu. D ublinde idam edilmek, byle ssz
bir yerde kpek gibi geberm ekten iyidir. Tvbe duasn
okumaya balad, yerinde b ir kararla duann daha ksa ver
siyonunu semiti. H azreti Meryem ve Yusuf, lm saatim
de beni yalnz brakmayn. D ublinde lm em dava iin da
ha iyi olur. Dava m? K endini kandrm a, bal gibi korkuyor
sun. Dava iin nasl olsa daha iyi olur, ister kork, ister kork
ma, can cehennem e.
Silahn atabildii kadar yukar frlatarak, Tamam artk
ocuklar, diye avaz k kadar bard. Pekl. Savaacak
halim kalmad. Rahatlayn artk, ocuklar. O nu mmknse
canl yakalama em ri alm askerler, ihtiyatla kayann etrafn
da srnerek geldiler ve onu, ayan bir taa dayam, onla
r artmak iin srtarak srtst yatarken buldular.
Bahtin ile W ittgenstein sorgu iin Galwaye gtrlecek
arabaya konulm ulard. Bahtin, kanl bir m endille ban si
liyordu. Chapm an, Cam bridgeliler iin bir sorun kmaya
can anlatm ak amacyla eski hocasna doru glmseye

rek bam sallad. Connolly bir tfekle drtlerek, koltuk


denekleriyle beraber n kapdan karld.
Connolly, arabadaki adam lara kibarca sordu: Bu evin
sahipleri siz misiniz? Banza d ert atysam, zr dilerim.
Evinizin arkasnda bir yerde saklanyordum .
nem li deil, diye karlk verdi W ittgenstein, ciddi
bir nezaketle. Bize d ert falan karmadnz. Dileriz, ans
nz yaver gider.
Finbar Tiemey, elinde yans iilmi bir viski iesiyle ba
rnn kesinden sallana sallana kmt. Bir an ayann
stnde salland ve askerlere bakarak durdu, k n k b u rn u
n u n altndan bn bn sm tyordu. Lancashirel onba t
feini F inbarn kafasna dorulttu.
Siktir git, bok uval. Siktir git, seni hergele.
Finbar, Connollyye bakt. Sanki kafasnn iinde akan
bir kvlcm bu adam bir yerlerden tandn sylyordu.
Sonra kvlcm akld sratle dnd. O nbann tfeine
bakt, dalgn dalgn srtt ve ie ie, sendeleyerek keden
kayboldu.
Connolly, arabalar uzaklarken B ahtin'le Wittgenste
in n arkalanndan bakt. C hapm an, avua dnp, Kaya
lklardaki herkesi bulup kar. Bakalan da olabilir, dedi.
B una inanm yordu, am a bir sre Connollyyle yalnz kal
m ak istemiti.
avu sinirli sinirli, iim izden bir-iki kii kalp banda
beklese daha iyi olmaz m efendim ? diye sordu. Chapm ann nasl bir insan olduunu biliyordu; subayn deil,
m ahkm un hayatndan endie etmekteydi.
Diini gcrdatarak, Kayalklara gizlenenleri b u lun, di
ye bard Chapm an, Ve mesele kanrsa kullanm am iin
bana bir sng brak.

Askerler ne yapmalar istendiini pek de anlamadan, da


nk bir sra halinde kayalklarn tepesinde kaybolana kadar,
diz boyundaki kayalarn arkasn batan savma arayarak kr
evinin evresine yayldlar. Chapm an sngy kaldrd, ucuy
la hafif yan yan srterek Connollynin boynunun derisini yrt
t. Connolly, onun gzlerine bakp yz ifadesini dikkade sz
d ve ciddi olduunu anlad. Mahkm kamaya alrken ya
raland, diyecekti. Connolly, Chapm ann om zunun zerin
den bahe duvarnn yannda, tabancas hazr, kam nn s
tnde srnerek yaklaan Molloyu grebildi; gzlerini Chapm ann gzlerinden ayrmyor, am a Molloya bakyordu.
Chapman, sngnn ucunu boynuna giderek daha sert bas
trmaktayd. Vur u herifi, diye Molloya sesleniyordu kafasnn
iinden. Ne bekliyorsun? ldr onu, geri zekl. Srtndan vur.
Chapm ann gzlerinde ani bir k parlamas gzledi: Molloy
on m etre tedeydi, Chapman onu iitmi miydi? Sngl eli
ni saplamaya hazr durum da azck geri ekti.
Molloy, grltszce C hapm anm srtna atlad, boynu
nu serte burktu, am a sngy yakalamay becerem edi.
Tabancan kullan! diye bard Connolly, am a ok geti.
W inchester ve Sandhurstta olduka deneyim kazanm
olan Chapm an, iddee sarsld, am a dm edi, kolunu ge
riye doru serte savurup sngy tam Molloyun kam na
saplad. Molloy, iler acs bir halde kvranp debelenm eye
baladve lk la yere devrildi. Molloyun silah hava
ya srayp baheye dmt. Yrek paralayc lklar
atyor, az yrtlrcasna alyordu.
Connoly, Doru drst ldr o n u , dedi C hapm ana.
Doru drst ldr onu, pislik herif.
Chapm an kafasn nce yz bembeyaz, soluk solua
kalm tutsana evirdi, sonra yere, rpnan Molloya bak

t. Sakin sakin, rlandalI bok uval, dedi. Siktiimin Fenian yava. Dik dik Connollyye bakyordu. Yava yava
lmesini seyretmek ister misin? Yoksa ona biraz yardm ede
yim mi? Sngy aa bastrp lklarn iki katna ka
rarak Molloyu n uyluunu batan baa yard. Tam o anda
Leopold Bloom allklarn arkasndan kt, Molloyun si
lahn yerden ald ve C hapm an srtndan vurdu. Chapm an
bir an knn stne oturdu, sonra ne ve yana doru dev
rildi; kolu vcudunun altnda kvnl kalmt. Molloy hl
rpnyor, inliyordu. Bloom gzlerini ap ne yaptn gr
d. Kendisine seslenen Connollyyi n ed en sonra duyabildi.
Connolly, O nu da vur, diyordu. Bloom, onu da vur.
Bloom, bahe duvarna yaslanp Molloya bakt. Gsn
de scak bir basn hissediyordu, fena olup Molloyun iz
m elerinin stne kustu. Molloydan grd gibi tabanca
y iki eliyle kavrad ve tekrar ate etti. Molloy, bir kere hava
ya srad, grltl b ir brm e sesi kard ve cansz yere
serildi.
Connolly, Tabancay o n u n yanm a at, diyordu. Bloom,
tabancay o n u n yanna at!
Bloom, silah Molloyu n cesedinin stne att ve frlaya
rak tekrar allklara dald; gs deli gibi inip kalkmaktay
d. Askerler kr evinin arkasndaki patikadan aa kouyor,
kayalarn stnden atlyorlard.

ON K

O baarrsa iim biter, diye dnyordu W ittgenste


in. A raba Galwaye dn yolunda byk bataklk alanla
rn arasndan geiyor, sraya sraya ilerliyordu. ofrn
boynunun arkasna bakt, derisi sk hki yaka yznden
pem be yuvarlaklarla buru buru olm utu. O n u n la Bahtin
arasnda, sigara ime ansn yakalayan baka b ir asker
oturm aktayd. Rus, yz hasta ve bozarm, aln m thi i
mi bir halde koltuuna gm lm t. Final sahnesi hari
bu dram dan korkun holanm t ve m r n n kalan gn
lerinde hep b u n u dnerek yemek yiyecekti. W ittgenste
in dncelerini toplam aya altysa da, dnceleri rz

grla savruluyor, kayalk tarlalarda d n p duruyorlard.


im bitik, diye dnd, ite yine baladm noktadaym.
Sradan insanlar yok; Connolly, D onal, Molloy var. Ne ka
d ar basit, o kadar karmak: Ksr b ir hayat fanatizm i bes
liyor. Peki, ya felsefe ve halk birbirlerine yabanc deiller
se? Connolly sradan bir adam , gene de bir filozof. Belki
bir manivela, am a manivela, devrim ler gerekletiren bir
aratr. Ya krizin olaan d urum old u u n u sylemekte hak
lysa? H alk bu aptallkla elenecek ve yine hareketlerinin
masum apakl iinde yaayacak. ller yeniden diril
mez. ller ayaa kalkarsa ben biterim . Sert topraa do
kunacam sanm tm , am a altnda bataklk olabilir. Con
nolly baarrsa yine sfrdan balam ak zorunda kalacam.
H em bu ilk defa da olmayacak.
Araba, tarlalardan gelen sisin, kem erli kpry ve al
tndan grl grl akan n eh ri rterek kt yolda bir
ukura saplanm t. Sise doru ilerlerken d n p B ahtine
bakan W ittgenstein, o n u n usulca siliklemekte, beyazln
iine para para gm lm ekte old u u n u grd... ta ki
belli belirsiz bir karalt haline gelene kadar. Kululetas, el
m ack kem ikleriyle gz ukurlar arasna hapsetm iti sisi
ve gvdesi giderek kyordu. Son p erd e, diye dnd,
gzleri bal Connolly; yazmz byle yazlm, zerre kadar
hayflanmyorum. iseleyen yamur, idam m angasndaki
askerlerin soluunu buharlatrrken, M cGrath ip getir
m ek iin barakaya koturdu. Yapacak b ir ey yok, yle d u
rup bekleyeceiz. Haydi bitirin artk d a iimize gcm ze
dnelim . G rnm ez eller gsnden kavramt onu; so
n u n a kadar gidecekti. S onuna kadar gitm ek zorundasnz,
b en artk devam edem iyorum , peki, devam edeceim . Bu
b erb at gsteriyi sonuna kadar gtreceim . K om utann

mangaya Dikkat! ektiini duydu, papazn ve gardiyanla


rn yanndan uzaklatklarn hissetti. D aha tfekler zeri
ne dorultulduunda silinip gitmeye balamt bile; ufal
dka ufalyor, vcudunun paralan havaya salarak yal
nzca b ir g r n t brakyordu geride. M erm iler vcuduna
dedii anda tmyle kaybolup b ir efsaneye dnecekti
o; cesedi artk yalnzca bir ses olacakt, yeni doan cum hu
riyetin ilk haykryd bu ses.

TERRY
EAGLETON
A Z Z L E R VE
LMLER
1916'da, rlanda'nn bat kysnda bir kulbede, srad kaaklar biraraya
g e lm itir. Lu dw ig W ittg e n s te in , ngiliz darg rl i n d e n yorgun,
fe lse fe d e n ise tam am en b itap d m bir halde C am bridge'den
kam tr. Yol arkada M ihail Bahtin, Rus devrim ci hiziplerinin
tartm alarndan gna getirip, kendini oburlua adam tr. Onlar yksek
m eseleler hakknda kom ik gevezelikler ederlerken, kulbeleri rlanda
C um huriyet O rdusu'nun lideri Jam es C onnolly ile Joyce'un "U lysess"
romanndan kap gelen Leopold Bloom tarafndan baslr. Ve aralarnda,
devrim den felsefeye, hayattan boverm ilie, itili kakl, bol kfrl
ve ortala harika fikirle rin sald bir m u h a b b e ttir balar...
Terry Eagleton'n yazd tek roman olan "Azizler ve lim ler", anekdotlar,
idealler, kavramlar, kltrler ve St. Petersburg, Viyana ve ('h ib ir eyin
b a ke n ti) D ublin gibi alkantl ehirler arasnda gezinen keyifli ve
oyuncul bir 'fik ir rom am 'dr.

You might also like