You are on page 1of 128

JAMES

JOYCE Dublinliler

JAMES JOYCE 1882de Dublinde dodu. Deiik anlatm zelliklerinden esinlenerek


oluturduu bilin ak tekniiyle 20. yzyl edebiyatn byk lde etkiledi. Hemen hemen
btn yaptlarnda esin kayna olarak doduu ve byd Dublini kulland. 1941de
Zrihte len Joyceun balca yaptlar unlardr: Dubliners (1914; Dublinliler, iletiim
Yaynlar, 1987), A Portrait of the Artist as a Young Man (1916; Sanatnn Bir Gen Adam
Olarak Portresi, letiim Yaynlar, 1989), Ulysses (1922; Ulysses, Yap Kredi Yaynlar, 1996),
Finnegans Wake (1939), Exiles (1918).

letiim Yaynlar
Dnya Klasikleri
ISBN-13: 978-975-470-036-7
1987 letiim Yaynclk A. .
1-9. BASKI 1987-2011, stanbul
10. BASKI 2012, stanbul
11. BASKI 2012, stanbul
DZ EDTR Orhan Pamuk
EDTR Belce ztuna
KAPAK Suat Aysu
KAPAK FOTORAFI Bir Dublin kartpostal
UYGULAMA Haan Deniz
DZELT Canan Gzel
BASKI ve CLT Sena Ofset
SERTFKA NO. 12064
Litros Yolu 2. Matbaaclar Sitesi B Blok 6. Kat No. 4NB 7-9-11 Topkap 34010 stanbul Tel:
212.613 03 letiim Yaynlar sertifika no. 10721 Binbirdirek Meydan Sokak letiim Han No.
7 Caalolu 34122 stanbul
Tel: 212.516 22 60-61-62
Faks: 212.516 12 58
e-mail: iletisim@iletisim.com.tr
web: www.iletisim.com.tr

JAMES JOYCE
Dublinliler
Dubliners
EVREN Murat Belge
MURAT BELGENN NSZYLE

NSZ
MURAT BELGE
Dublinliler, James Joyceun btn hikyelerinin topland kitaptr. 1914te yaymlanmtr
ve yaymlanan ilk nemli eseridir. Bu hikye kitabnn, baka birok hikye kitabndan fark,
deiik esinlemelerle yazlm hikyelerin bir araya getirilmesinden olumasdr. Btn
hikyeler arasnda tematik bir ortaklk ve gelime vardr. yle ki, her biri ayr ayr
okunabildii halde, kitabn btn neredeyse bir roman gibi tasarlanmtr denebilir.
Dublinli olma gibi bir tema erevesinde bakldnda bu zellik arpcdr. Hikyeler
birbirleriyle bir btnlk salad gibi, Joyceun daha sonraki eseri de her birini (ve hepsini)
yeniden ele alr.
Kitapta yer alan on be hikyenin belirli bir tasarma gre sraland grlyor, ilk
hikye ocukluk stne. Bundan sonra, genlik ve orta yallk stne drder hikye geliyor.
Son drt hikye ise toplum hayatyla ilgili ve kitabn son hikyesinin ad ller.
Bir eit hayat iinde lm, yaarken lm olmak, aslnda bu hikyelerin ortak temas.
Joyce, Sanatnn Bir Gen Adam Olarak Portresinde, kendi hayatn bu romann kahraman
Stephen Dedalusoda dramatize ederek, sanat semek iin rlanday terk etme kararn
anlatmt. Dublinlilerde ise, bu karar vermeyen ve rlandada kalan insanlarn kaderlerini
anlatr gibidir.
Birinci hikye, bir hikye olarak ok baarl saylmayabilir. Ancak burada Joyce ocuun
dnyaya bakn vermekte ve kitap boyunca (aslnda Joyceun eserleri boyunca) deiik
ekillerde tekrarlanacak olan simgeleri yerli yerine koymaktadr. Bunlarn banda tutsaklk
ve fel simgeleri gelir. Joyceun gznde taral rlandann insanlarn mahkm ettii durum
budur.
Hikyede ocua bir tr dnsel babalk eden yal papaz, birtakm entelektel erdemleri
olan, ama baarsz ve uyumsuz kalm bir insandr. Kutsal ana krm olmas, bu
baarszl simgeler. Son durumunda, entelektel erdemleri fiziksel (ama son kertede
manevi) bir pejmrdelik iinde boulup gitmitir.
Papazn klndan sz ederken deindii yeilimsilik, rlandann ulusal rengi olarak
birok eserinde, balama gre deien anlamlarla, sk sk bavurduu bir simgedir. ocuun
evindeki, papazn evindeki kk, dar odalar, manevi tutsakln fiziksel uzantlardr. Ve daha
ilk hikyede, ocukla birlikte somut, fiziksel lm de karmza kar.
Bir karlama ocuksu bir kan hikyesi olmasyla, kontrast yoluyla tutsakl
vurgular. ocuklardan nn kararlatrp ikisinin gze alabildii okul asma olay,
kendilerine anlalr bir heyecan vermekle birlikte, aslnda sradanl aan bir yaant
getirmez. Bittii zaman da, hatta bittiine biraz sevinerek, ayn olaanlk iinde bulurlar
kendilerini. Sradann biraz dna kan tek olay, rastladklar sapk adamdr. Aslnda o da
sradandr, ama bu koullarda karlarna kt ocuklar iin rktcdr. Sevgi ve ardndan
dayak stne syledikleriyle, rlandal grenekselliinin iinde tad sapkln biraz
arlam bir temsilcisidir.

Sapk adamn daireler izerek dnmesi, tutsakln gsterir. ocuklar nce skc
okuldan zgrle kaarken, bu tiple karlanca korkar ve baka bir anlamda kaarlar bu
sefer, bilinenin gvenliine.
Yolda rastladklar Norve gemisi rlanda dndaki dnyay hatrlatr. Denizcinin yeil
gzleri burada kurtulu vaadi gibidir; ama sapk adamn da ie yeili gzleri vardr ki,
burada yeilin anlam deiir.
Araby, bir ocuun tutsaklk yaantsnn ve bundan duyduu byk, ama aresiz
fkenin, ok baarl bir hikyesidir. Buradaki ocuk, birok benzeri gibi, komunun kzna
vurgundur. O yalarn olaanst kendini verebilme yeteneiyle, dilsiz bir tutku halinde
yaar akn. Kzn szn ettii dkknn ad olan Araby, Arabistan arm yoluyla,
rlanda dn, egzotizmi simgeler. Sevgilisinden duyduu yere gitmek isteyen ocuk,
byklerin anlayszl, aldrszl yznden gecikir ve dkkna gitmesi anlamn
kaybeder. zellikle bu ocukluk hikyelerinde -ama aslnda btn hikyelerdevurdumduymaz, s ve bencil bykler, rlandall temsil ederler. ocuun hedefine
ilerlerken sokakta karlat, dman gibi grnen ynlar gibi. Bunlardan bazlarnn
syledii baladlar, Joyceu boan rlanda milliyetiliinin simgeleridir. Kutsal tas kran papaz
hatrlatacak ekilde, bu hikyede ocuk elindeki tasla, bu kalabalk arasndan yrr gibidir.
Dkkn, Araby, bir anlamda sevgilisinin yerine koyduu, onunla zdeledii iin gitmek
istedii bir yerdir. Ama oraya giri, bir hayal krkl olur. Souk ve bo, ksr bir yere
girebilmitir sonunda.
ocuk duyusall ve cinsellii, lamba nda, eteinin altndan beyaz kombinezonu
grnerek duran komu kzn imgesiyle, ok ksa ve youn bir biimde verilmitir. Bu sahne
de, Joyceun epifan tekniinin, yani ani bir kla bir yaanty cisimletiren olayn ortaya
karlvermesinin en baarl rneklerindendir.
Genlik dnemini ele alan hikyelerin ilki olan Evelinee adn veren kz, tutsaklk
temasnn en gl rneklerinden biridir. Bktrc ve renksiz bir hayat yaayan Eveline de bir
ka tasarlar. Bu, okuldan kamak gibi deil, daha ciddi bir karar olmak durumundadr:
kendisini seven bir denizciyle evlenip Arjantine yerlemek. Eveline son anda bunu
baaramaz, bildii dnyaya aklm gibi kalr. Evelinein bu manevi tutsakl Joyceun
sevdii simgelerle rlmtr. Duvara asl papaz fotoraf, tutsakln din yann gsterir.
Bir gereklememi romans ima edilen hayat Evelineinki gibi usandrc bir monotonluk
iinde geen annesi, gene de bu dzeni srdrmesini kzna vasiyet etmitir. O da,
muhafazakr rlanda kadnlnn, analnn simgesidir. kici ve geimsiz, bencil baba,
rlanda gardiyanlarnn erkek kesiminden tandk bir rnektir.
Yartan Sonrada, Dublinde ecnebiler ve onlara hayran Dublinlilerden bir kesit
gryoruz. Sonradan grme kasabn olu, yurt dna gitmi, ngilterede okumu, ama eritii
bu nimetleri kkeni ve kltr nedeniyle sindirmi deil. ki Fransz ve bir Macar
arkadayla katld yartan sonra, onlarla birlikte grnmenin cokusu iindeyken, bir
ngiliz ve bir Amerikalnn da katld ikili ve kumarl bir gece elencesi geirir. Btn bu
gecede, gerekten ho denebilecek bir ey olmaz, ama Jimmy Avrupal dostlaryla kusursuz bir
elence yaadndan emindir. Sonunda kumar oynarlar ve Jimmy kaybeder. Belki de, yeni
Fransz dostuyla ortak i kurmay umduu paray harcamtr. Gece ve kumar, Macarn
simgesel duyurusuyla sona erer: Sabah oldu.

Bu arada Jimmy, btn uluslararas havasna ramen, gen ngilizle milliyeti bir
tartmaya girmekten geri kalmaz. Yeil simgesi, zerinde yrdkleri Stephens Greenle
(Green, ayr ve yeil) karmza kar. Dublin ise bir bakentin maskesini giymi
gibidir (nasl Jimmy bir Avrupallk maskesi giymeye alyorsa...). tekilerin Jimmy ile
biraz dalga getikleri de ima edilir.
ki apknda karlatmz iki gen byle kozmopolit deil, tam anlamyla yerli
maldr. Baarl apkn Corley, kendine duyduu hayranlk dnda iinde herhangi bir
duyguya yer kalmam biridir. Hizmeti kzlar tavlamas, hatta paralarn bile almas, bu
gururuna hakllk kazandrmaktadr. Arkada Lenehan ise onun bu baar lsne de
eriememitir. evresinde asalak olarak tannr. Ama kk dalkavukluklarla yolunu bulur.
Corleyin tavlad hizmetiye bir bakmakla yetinmesi, hayatnn ksrlnn ve Lenehann
simgesel dzeyde bir rntgenciden ibaret olmasnn kant gibidir.
Bu hikyenin bir noktasnda Lenehann ucuz bir lokantada yedii (ve beendii) bezelye
de, rengi dolaysyla, bir rlanda simgesi olarak kabul edilebilir. nk Joyce bu bezelye
simgesini Portrede (orada kahraman bezelyeleri havaya savurduunu dnr) ve baka
eserlerinde de kullanmtr.
Genlik blmnn son hikyesi Pansiyonda ana-kzn komplosuna kurban gidip ifl
ettii kzla evlenmek zorunda kalan Mr Doran da tam bir tutsaktr. Doran, genliinde kural
d zellikleri olan biriyken, orta yana yaklatnda greneklere boyun emitir. Ayn
mantk iinde ifl skandal dncesine de direnemez. Ayrca, ifl ettii Polly de kendi
annesinin tutsa, kiiliine kavuamam bir kzdr. Pansiyon halknn randevu evi
armyla Madam, diye szn ettikleri anne de, otoriter ve mlkedinici, dii rlanda
rolndedir.
Kk Bir Bulutta gene d dnya, Dubline girer. Ama bu sefer dnyann temsilcisi,
Yartan Sonradaki gibi sahici ecnebiler deil, yurt dnda gazetecilik yapan Dublinli
Gallaherdr. Eski dostu, edeb zlemleri olan, ekingen Chandler, ondaki bayal grmeden
edemedii halde, ona gpta etmekten de kendini alamaz.
Arkadayla bulutuu, alk olmad lks lokalden evine dnen Chandler, bir yandan
kendi air olma zlemiyle kitap kartrp bir yandan bebei uyuturken, ocuk uyanp
alamaya balar. Sinirlenen Chandler ocuu bsbtn korkutur ve o sra eve gelen karsna
onu teslim etmek durumunda kalr. zlemleri bir yana, ocuuna bile yakn olmadnn, iyice
souduklar karsnn yannda bu bakmdan bir hi haline geldiinin utancyla kavrulur.
Bunu izleyen Suretlerde bir baka baarszlk yks anlatlr. Yazclk yapan
Farrington ikicidir, nefret ettii iinde srekli ihmalleri yznden azar iitir. O gnk tek
baars, kendisine baran amirine verdii nkteli cevaptr ama, bunun iin de herkesin
nnde zr dilemek zorunda kalr. Saatini rehine koyup kt iki turunda kendince iyi
vakit geirirken, gen birine bilek greinde yenilip iyice sinirlenir. Btn bunlarn acsn,
evinde ocuunu insafszca dverek karr. Chandler yalnz ve uysaldr. Farrington iinde,
evinde ve meyhanede (hayatnn mekn) farkl kiilikler sergileyen, yapma-evreye ak
ve fiziksel olarak saldrgan bir adam. kisi de, farkl biimlerde, rlandallk tutsaklardr.
Toprakta yal Maria iyi niyetli ve sevgi dolu, ayn zamanda bo kafal ve beceriksizdir.
Ald pastay unutur, syledii arknn szlerini unutur (ama unuttuu ksm elde edilmi
sevgiyi anlatt iin unutmas gereklie daha uygundur). Bytt iki karde birbirine

ksmtr, onlar bartrmay baaramaz. Ayrca ocuklar da onunla elenir (bir oyun
srasnda gz kapal olarak slak topra tutmas, bir lm simgesidir).
zc Bir Olay kitabn en gl hikyelerindendir. Joyce, kahraman Mr Duffynin kuru
kiiliine uygun bir sz ekonomisiyle, yalnzlk tragedyasn iletmeyi baarr. Belli bir kltr,
dnsel dzeyi olan Mr Duffy insanlara scaklk duyma yeteneini kaybetmitir. Bir
rastlantyla tant evli bir kadnn ona duyduklarna cevap veremeyip her zamanki kuru
aklclyla ilikiyi kesince, kadn da yalnzla mahkm eder. Drt yl sonra kadnn
sarhoken tren altnda kaldn gazetede okuyunca, nce onu sular ve kendi davrann
hakl bulur. Ama dndke ona ettii hakszlk, kendi mutlak yalnzlnn bilinciyle birlikte
kafasna dank eder. Geri dnlemezlik noktasnn kesinlii vardr bu hikyede. Edinilen yeni
bilinte, rnein sevien iftler, Mr. Duffy iin deerini deitirir; ama artk yaplacak bir ey
kalmamtr. Manevi fel, ksrlk, tutsaklk (kendi kiiliinin tutsa olmak) bu hikyede sade
bir belagatle vurgulanr.
C. S. Parnell rlandann ngiltereye kar mcadelesinde en nemli rol oynam ulusal
kahramand. Protestan olmas, btn poplerliine ramen, zellikle muhafazakr Katolik
kilisenin ona pek gvenmemesine yol at halde, gl kiilii ve inanllyla liderliini
kabul ettirmi ve bamszlk yolunda mesafe almt. Bu srada bir yardmcsnn karsyla
ilikisi ortaya knca partisi blnd, o da yalnz ve umutsuz bir durumda ld.
darehanede Ulusal Bayramn arka plannda Parnell yer alyor. n planda ise gnlk
politika ve belediye seimlerinin bayalklar. Profesyonel, ilkesiz politikaclar, ilkeli olmaya
alan yeteneksiz politikaclar, politikaya bulaan papazlar vb. Burada radikal ve
muhafazakr kamplar semi olanlar, ayn rlandallk kltrnden yetimi olduu iin
(itikleri biralar gibi) sonuta aralarnda fazla bir fark da yok. rlandallk, politika, milliyetilik
kamu hayatnn bir ynn ileyen bu hikyenin balca temalar. Ve Parnell iin yazlm iyi
niyetli, ama zevksiz iirle hikye bitiyor.
Bir Annede Dublinin sanat hayatnn bayal ile otoriter rlandal anne arketipi i ie
ileniyor. Pek ok hikyesinde olduu gibi burada da kimse kimseden erdemli deil. Nesnel
llere gre annenin dolandrldn dnmek mmkn, ama bunun bir hakszlk
olduunu sylemek mmkn deil. Mrs Kearney bilgi ve grgsyle evresindekilere tepeden
bakacak (ya da iine geldii srece yukardan bir hogr gsterecek) durumda. Ama bu
cilann altndaki, evredeki herkes kadar karc, madd, ucuz.
Hikyede ikinci snf sanatlarn ve kltrel yoksulluun yan sra, rlanda milliyetilii de
payn alyor. ngiliz emperyalizmine kar ulusal Gaelic dilinin canlandrlmas hareketi
Joyceun her zaman sinirini bozmu bir olayd. nk milliyetilik uruna, gelimi, incelmi,
ok yetkin bir vasat haline gelmi bir dili brakarak, bsbtn yontulmam bir dili onun
yerine koyma abasn akl almyordu. Bir-Annede bu evreler ve dil modas da eletiriliyor.
Arnmann asl hedefi, din; daha dorusu, din kurumunun yozlamas. Bir meyhanede
fazla iip kaza geiren Mr Kernanla giriyoruz hikyeye. Daha sonra, Kernann arkadalar onu
gnahlarndan artacak bir ayine gtryorlar. Hristiyanln gl ve iten bir iman olduu
zamanlarda bu ayin (retreat: ekilme) uzun bir sre az bir yiyecekle insanlardan uzak
kalarak tefekkre dalmay gerektiriyordu. Cemaatini kaybetmemek iin fazla mklpesent
olmama yntemini seen modern Katolik Kilisesiyse, bu manevi olay bir hafta sonu
dinlenmesine eviriyor ve anlamn yokediyor. Vaiz veren rahibin, muhasebe terimlerine

dayanan tleri de dinin ticarilemesini somutlatryor.


Son hikye, ller, en uzun ve en karmak olan. Kendinden ncekilerde gelitirilmi
btn temalar, simgeleri toparlyor. Buradaki ba kii Gabriel Conroy da umduunu
bulamam bir rlandal. Tumturakl konumas, endieleri, gvensizlikleri ile zayf ve vasat.
Ama ou hikyede gremediimiz, duyguda olma ve bylece bir bencillii biraz olsun
aabilme yeteneine de sahip. Joyceun bu kitapta izdii yetikin tipleri arasnda en insan
olan Gabrieldir diyebiliriz.
ou hikyede eylem akam ya da karanlkta geerken, burada mevsim de k ve hava
karl. Dublinliler boyunca karlatmz yaayan llerin benzerlerinden baka, lm
ller de hikyenin protogonisti olacak kadar belirleyici burada. Yaayanlarn, lmeye yz
tutmu olanlarn hayatlarn saran gereklememitik, gdklk, bir bakma yllar nceki
lm bu gece hatrlanan Michael Furey iin de geerli. Ama o, yaayanlardan hibirinin
yapamadn yapm; sevdii ey iin lm.
Yaayanlar, ilerinde en duyarls olan Gabriel de dahil, btn bu hikyelerde resmedilen
din, milli greneklerle, orta snf deerlerle, ucuz nkteler ve mekaniklemi duygusallklarla
kuatlm durumdalar.
* * *
Joyceun Dublinlileri sonu olarak ac bir kitap. Bu anlalr bir ey. nk Joyce orada
tehis ettii taralla bakaldrm ve Portrenin sonunda syledii gibi yaantnn
gerekliiyle karlamak ve ruhunun nalbantnda soyunun yaratlmam vicdann dvmek
iin yola kmt. Dublinliler, bunu yapmam olsa da yaayacaklarn anlatr gibidir. Btn
aclna ramen, insanlarna kar anlaysz ya da acmasz deildir kitap. Aclar,
beceriksizlikleri, snrllklar byle oluan bu insanlar, baka bir yazar ya da farkl bir adan
bakmay seen ayn yazar tarafndan grece daha insancl konumlar iinde de izilebilirdi.
1910larn rlandas, szgelii 1950lerin Trkiyesinden ok uzakta m acaba?
MURAT BELGE

KIZKARDELER
Bu sefer hi umut kalmamt: nc krizdi. st ste birka gece evinin nnden gemi
(tatildeydik o sra), pencerenin aydnlk dikdrtgenini gzlemitim: her seferinde ayn ekilde
aydnlandn gryordum, hafif ve dengeli bir kla. lm olsa, diye dnyordum,
karark perdenin zerinde mumlarn yansmasn grmem gerekirdi, nk llerin baucuna
iki mum dikildiini biliyordum. Kendisi de sk sk szn ediyordu, Bu dnyada ok gnm
kalmad artk, diye; oysa ben bunlar laf olsun diye sylenmi szler sanmtm. Doru
olduklarn imdi anlyordum. Her gece, pencereye bakarken, kendi kendime usul paralize
kelimesini tekrarlyordum. Bir tuhaf tns oluyordu kulamda, Eukliddeki basitai emsiye
kelimesi ya da Kateizmdeki mekruh ticaret gibi. Ama imdi, kt ve gnahkr bir varln
adym gibi geliyordu bana. ime korku salyordu, ama gene de yaknnda olmak ve yaratt
lmcl etkileri grmek istiyordum.
Akam yemeine indiimde yal Cotter minenin yannda piposunu tttrmekteydi.
Teyzem tabama orbam koyarken o da nceden balad sze devam eder gibi konutu:
Yok, tam yle olduunu syleyemeyeceim... Ama tuhaf bir taraf vard... Tekinsiz bir ey.
Ben size kendi dncemi syleyeyim...
Dncesini toparlamaya alrken piposundan st ste birka nefes ekti. Can skc
ihtiyar! lk tantmz sralarda, viski yapmndan, solucanlardan sz ettiinde, biraz daha
ilgi ekiciydi; ama ok gemeden, bitip tkenmez damtma ve imbik hikyelerinden usandm.
Benim de kendime gre bir varsaymm var, dedi. Bana kalrsa o da u... u garip
vakalardan biriydi... Ama anlatmas zor...
Varsaymn yarm brakp yeniden piposuna asld. Gzlerimin daldn gren enitem
seslendi bana:
Ee, zleceksin ama, yal dostun gitti.
Kim? dedim.
Peder Flynn.
ld m?
Az nce Mr Cotter haber verdi. Evin nnden geiyormu.
Gzlem altnda olduumu bildiim iin haberden etkilenmemi gibi yemee devam ettim.
Enitem ilikimizi Cottera zetledi.
Delikanlyla ok iyi arkadatlar. htiyar az ey retmedi ona; dediklerine baklrsa iyi
yetimesini istiyordu bizimkinin.
Allah rahmet eylesin, dedi teyzem, dindar bir tavrla. htiyar Cotter bir sre beni szd.
Boncuk gibi kara gzlerinin zerime dikildiini sezdim, ama onu memnun etmek istemediim
iin, bam yemeimden kaldrp bakmadm. O gene piposuna dald ve biraz sonra da kabaca
tkrd ocaa.
Kendi ocuklarm olsa, dedi, yle bir adamla fazla alverileri olmasn istemezdim.
Ne demek istediniz, Mr Cotter? diye sordu teyzem. Demek istediim, ocuklar iin iyi
olmad, dedi ihtiyar Cotter.
Bana sorarsanz, byle bir delikanl kendi yatlaryla koup oynamal, ey yapmamal...
yle deil mi, Jack?
Ben de byle dnyorum, dedi enitem. Gen adam genliinin gereini yapmal.
Bizim u byc filozofa da hep sylediim bu zaten; bedenini harekete altr. Ben ocukken

her allahn sabah souk suyla ykanrdm, yaz-k. imdi de onun iin salm yerinde.
Eitim, okumak iyi ho filan da... Mr Cotter o kuzu budundan bir para alr belki, dedi
teyzeme.
Yok yok, ben istemem, dedi ihtiyar Cotter.
Teyzem yemei getirip masaya koydu.
Ama ocuklara ne zarar olduunu dnyorsunuz, Mr. Cotter? diye sordu.
ocuklara zarar u, dedi ihtiyar Cotter, her trl etkiye aktr kafalar. ocuklar byle
eyler grnce, anlyorsunuz, etkilenirler...
fkemi da vurma korkusuyla azma orba doldurdum. Can sknts, krmz burunlu
ahmak!
Ge vakte kadar uyuyamadm. htiyar Cotterin beni ocuk yerine koymasna
sinirlenmitim ama, bitirmedii cmlelerin anlamn karabilmek iin kafam zorlayp
duruyordum. Odann karanlnda paralize olan adamn arlam, solgun yzn grr gibi
oluyordum. Yorgan kafama ekip Noeli dnmeye altm. Ama solgun yz brakmyordu
peimi. Mrldanyordu; ve bir itirafta bulunmak istediini anlyordum. Ruhumun ho ve sefih
bir beldeye ekildiini duydum, orada da o yz beni bekliyordu. Mrldanan bir sesle balad
bana gnah karmaya, ben de niin byle srekli glmsediini ve dudaklarnn tkrkle
niin bylesine slak olduunu merak ettim. Sonra hatrladm ki inmeden lmt ve ben
onun kutsall kirlettii iin iledii gnah balarken glmsediimi hissettim.
Ertesi sabah kahvaltdan sonra Great Britain sokandaki kk evi grmeye gittim.
Kuma diye belirsiz bir ad altnda tescil edilmi, gsterisiz bir dkknd. Ama mallarn
ou ocuk potinleriyle emsiyelerden ibaretti; normal zamanda, vitrinde emsiye onarlr,
diye bir levha aslyd. imdi kepenkler kapal olduu iin levha grnmyordu. Kapnn
tokmana kurdele ile bir yas buketi balanmt. ki yoksul kadnla telgraf datan ocuk
bukete ilitirilmi kart okuyorlard. Ben de yaklap okudum:
1 Temmuz 1895
Rahip James Flynn (Meath Soka, S. Catherine
Kilisesi eski papazlarndan), altm be yanda.
Huzur iinde yatsn.
Kart okuyunca ldne iyice inandm ve engellenmi olmaktan tedirginlik duydum.
lmemi olsa dkknn arkasndaki kk karanlk odaya girecek, orada, onu srtndaki
kocaman paltonun iinde neredeyse boulmu gibi bir durumda, koltuunda otururken
bulacaktm. Belki teyzem ona bir paket enfiye yollam olurdu ve bu armaan onu
uyuklamasndan uyandrrd. Elleri titredii, enfiyenin yarsn yerlere dkt iin paketteki
ttn her zaman ben siyah enfiye kutusuna aktarrdm. ri titrek elini burnuna gtrrken
bile kk bulutlar halinde tozlar paltosunun yakasna salrd. Belki eski papaz elbiselerine o
yeil soluk grnm veren de bu srekli enfiye saanaklaryd, nk dklen tozlar
silmekte kulland, bir haftann ttn lekeleriyle kararm krmz mendili de hibir ie
yaramyordu.
eri girip ona bakmak istedim, ama kapy alacak cesareti toplayamadm. Sokan gne
alan kaldrm boyunca ar ar yrdm, yanndan getiim vitrinlerdeki btn tiyatro

ilanlarn okudum. Ne kendimde ne de bu gnde bir yas havas olmamasn garipsiyor, sanki
onun lmyle ben de bir eyden kurtulmuum gibi iimde bir zgrleme duygusu olmasna
biraz da sinirleniyordum. amtm buna, nk dn akam enitemin anlatt gibi bana ok
ey retmiti. Kendisi Romadaki rlanda Kolejinde eitim grmt; Latinceyi doru drst
telaffuz etmeyi ondan renmitim. Katakomblar hakknda da, Bonaparte hakknda da
hikyeler anlatm, Mes yininin eitli trenlerinin ve rahibin giydii eitli klklarn
anlamn aklamt. Kimi zaman da elenmek iin g sorular sorard bana, insan falanca
koullarda nasl davranr ya da u u gnahlar lmcl mdr, balanr gnahlar mdr,
yoksa sadece kusur mudur diye. Sorularndan, kilisenin en basit kurumlar olduunu sandm
baz kurulularn ne kadar karmak ve gizemli olduunu anlardm. Rahibin kutsal arap ve
ekmek ve ayrca gnah karmann gizlilii grevleri bana ylesine ciddi grnmt ki,
insanlarn bunlar stlenecek cesareti nasl gsterebildiklerine amtm; bu durumda, kilise
babalarnn bu ince sorular aydnlatmak iin Telefon Rehberi kadar kaln, gazetelerdeki resm
ilanlar kadar da kk harfle yazlm kitaplar yazdklarn syleyince de hi armamtm.
ok zaman bunlar dnnce hi cevap veremez ya da sama ve duraksayan cevaplar
verirdim, o zaman o da glmseyip birka kere ban sallard. Bazan da yinde sylenen, bana
ezberlettii ilahileri tekrarlatrd; ben kekeledike dalgn dalgn glmseyip ban sallar, ara
sra iki burun deliine de koca koca enfiye paralar tktrrd. Glmsedii zamanlar iri ve
kararm dileri ortaya kyor, dili de alt dudana deiyordu -onu iyi tanmazken,
tanklmzn balangcnda beni rahatsz eden bir alkanlkt bu.
Gnein altnda yrrken ihtiyar Cotterin syledikleri aklma geldi, sonra ryada
grdklerimi de hatrlamaya altm. Uzun kadife perdelerle eski zamandan kalma bir avize
grdm hatrladm. ok uzaklara gitmitim sanki, tuhaf detleri olan bir lkeye -Iran, belki
de... Ama ryann sonu aklma gelmiyordu.
Akam teyzem beni de yanna alp l evini ziyarete gtrd. Gn batmndan sonrayd;
ama batya bakan evlerin pencere camlar bulut ynlarnn altn rengini hl yanstyordu.
Nannie bizi sofrada karlad. Yksek sesle konumak yakk almayaca iin teyzem elini
skmakla yetindi. Yal kadn soru sorar gibi st kat gsterince teyzem de ban sallad. O
zaman, eik ba trabzan hizasna ancak varabilen yal kadn nmze dp dar
merdivenden yukarya trmanmaya balad. Birinci sahanlkta durdu, l odasnn ak
kapsna doru iaret etti, bizi cesaretlendirir gibi. Teyzem girdi ieri, benimse durakladm
gren yal kadn eliyle gireyim diye birka kere daha iaret etti.
Ayaklarmn ucuna basarak girdim. Oda, perdenin dantelli ucundan szan lo ve altn rengi
kla boyanmt ve bu aydnln iinde mumlar kk solgun alevler gibi grnyordu.
Tabutuna konmutu. Nannie nmzde olmak zere mz de yatan ayak ucunda diz
ktk. Dua eder gibi grnmeye altm, ama yal kadnn mrlts aklm kartrd iin
dncelerimi toparlayamyordum. Eteinin arkasnda ne kadar sakar biimde kopalanm
olduu, keeden terliklerinin topuklarnn nasl ie doru anp yamulduu dikkatimi
ekiyordu. Yal rahibin tabutunda yatarken de glmsyor olduu dncesi aklma geldi.
Ama yle deildi. Ayaa kalkp yatan baucuna gittiimizde glmsemediini grdm.
ri yar, ciddi bir yzle, mihrapta yer almak zere giyinmiesine yatyordu, kocaman ellerine
kutsal arap tas ylece tututurulmutu. Yz inat, solgun, iriydi, burun delikleri kara
maaralar gibi ve seyrek bir beyaz krkle evrelenmi. Odada ar bir koku -ieklerden.

Ha karp odadan ayrldk. Aa kattaki odada Elizann onun koltuuna kurulup


oturduunu grdk. Nannie bfeden eri srahisiyle birka arap kadehi karrken ben de
her zaman oturduum kedeki sandalyeye yrdm. Nannie bfeden kardklarn masaya
koyup bizi de biraz arap imeye ard. Sonra, kz kardei syleyince, eriyi kadehlere
doldurup elimize verdi. Bana kremal biskviler de ikram etti, ama yerken fazla ses
karacam korkusundan almadm. Reddetmeme can sklm gibi bir tavrla divana gidip kz
kardeinin arkasna oturdu. Kimse konumuyordu: hepimiz, yanmayan mineye bakyorduk.
Teyzem, Eliza iini ekinceye kadar sustu, sonra,
Eh, ne olsa daha iyi bir dnyaya gitti, dedi.
Eliza gene iini ekti, dorulamasna ban sallad. Teyzem kk bir yudum almadan
nce kadehinin sapyla biraz oynad.
Ac ekmeden... Rahat m ld? diye sordu.
Ah, evet, hi ac ekmedi efendim, dedi Eliza. Son nefesini ne zaman verdiini hi
anlayamadk. ok gzel bir ekilde ld, Tanrya krler olsun.
Peki her ey...?
Peder ORourke geldi sah gn, yan srd, hazrlad, hepsini yapt.
Biliyordu yleyse?
Teslim etmiti kendini.
Teslim etmi gibi, grn de, dedi teyzem.
Ykamak iin ardmz kadn da yle dedi. Tpk uyur gibi, dedi, yle rahat ve huzur
iinde. lm halinin bu kadar gzel olaca kimsenin aklna gelmezdi.
Evet, gerekten yle, dedi teyzem.
Kadehinden bir yudum daha alp devam etti:
Evet, Miss Flynn, hi deilse onun iin elinizden gelen her eyi yapm olduunuzu
bilmeniz sizin iin bir huzur kayna olmal. Her ikiniz de ona ok iyi baktnz dorusu. Eliza
dizlerinin zerinden eteini dzeltti.
Ah, ah, zavall James! dedi. Bizim elimizden geleni yaptmz Tanr da bilir, btn
yoksulluumuzla -bu hayattayken hibir eksii olmamasna altk.
Nannie ban divana yaslam, uykuya dalmak zere gibiydi.
Biare Nanniecik, dedi Eliza, ona bakarak. Yorgun dt. kimizin de canmz kt, nce
kadn bul, ykamak iin, sonra onu yatrmas, tabut, derken apeldeki trenin ayarlanmas.
Peder ORourke olmasa ne yapardk bilmiyorum. iekleri filan o getirdi hep, iki de amdan
ald apelden, Freemens Generala lm ilann yazd, mezarlk formalitelerini, zavall
Jamesin sigorta iini hep o stlendi.
Ne iyi insan! dedi teyzem.
Eliza gzlerini yumup ar ar ban sallad.
Eski dostlar baka trl oluyor, dedi, her ey bir yana, onlar gibi gvenilir dost
bulunmuyor.
ok doru, dedi teyzem. imdi artk ebedi istirahatghna gitti, sizlerin iyiliklerinizi hi
unutmayacaktr.
Ah, ah, zavall James! dedi Eliza. Bize hi fazla yk olmadyd. Yaarken de imdikinden
fazla sesi iitilmezdi bu evde. Ama ite, tabii biliyor insan ldn, artk olmadn...
Asl bu iler bitince zleyeceksiniz onu, dedi teyzem. Bilmez olur muyum! dedi Eliza.

Sabahlar et suyunu gtremeyeceim, siz de enfiyesini gnderemeyeceksiniz. Ah ah, zavall


James.
Gemile konuur gibi sustu, sonra daha uyank bir tonla devam etti:
Laf aramzda, son zamanlarda bir tuhaflk gelmiti stne. Ne zaman orbasn oraya
gtrsem, tespihi yere dm, az ak, koltuunda kayklp kalm bir halde buluyordum.
Parman burnuna gtrp kan att: sonra gene devam etti:
Ama bir yandan da yaz bitinceye kadar Irishtownda hepimizin iinde doduu eve
gitmek istediini sylyordu, gzel bir havada, benimle Nannieyi de yanna alarak. Peder
ORourkedan iittii u yeni vagonlardan birine denk drmek istiyordu bir tek, sessizmi
onlar, romatizmallar iin yaplm, onlardan birinde bir gnlk gidigeli bileti ucuz olur,
diyordu -Johnny Rushn orada. Bir pazar akam mz birlikte gidecektik. Buna takmt
kafasn... Zavall James!
Allah rahmet eylesin! dedi teyzem.
Eliza mendilini kartp gzlerini kurulad. Sonra mendili yeniden cebine koyup bir sre
konumadan bo mineye bakt.
Zaten her zaman fazlasyla titizdi, dedi. Rahiplik grevleri ona ar geldi. Hayatnda da
talihinin yaver olmad sylenebilir.
Evet, dedi teyzem. Umduklarn gerekletirememi bir adamd. Anlalyordu yle
olduu.
Odaya yeniden bir sessizlik kt, ben de onun iine gizlenerek masaya yaklap erimden
tattm ve sonra sessizce kedeki sandalyeme dndm. Eliza derin dncelere dalm
gibiydi. Sessizlii onun bozmasn saygyla bekledik: uzun bir sre sonra ar ar konutu:
Krd kutsal arap tasndand... Bu oldu balangc. Herkes bundan bir ey kmaz dedi
tabii, ii de botu, stelik. Ama ite, gene de... ocuun kabahati dediler. Ama zavall James,
ylesine altst oldu ki, Allah rahmet eylesin!
Demek buydu? dedi teyzem. Ben de bir eyler iitmitim de...
Eliza ban sallad.
Bu olay onu ok etkiledi, dedi. Bundan sonra kendi iine kapand, kimseyle konumaz
oldu, tek bana dolayordu. Derken bir akam bir evden armaya geldiler ama hibir yerde
bulamadlar onu. Her yere baktlar; hibir yerde izi yoktu. O zaman ktip apele bakmay akl
etti. Bylece anahtarlar alp apele girdiler, ktiple Peder ORourke ve orada bulunan bir
baka papaz aramak iin k da gtrdler... Nerede olsa beenirsiniz? Gitmi karanln
iinde gnah karma kulbesine oturmu, uyank, kendi kendine gler gibi bir halde
oturuyormu.
Bir ey dinler gibi sustu anszn. Ben de dinledim; ama evin iinde t yoktu: biliyordum
yal rahibin tabutunda kprtsz yattn grm olduumuz gibi, lmnde ciddi ve inat,
gsnde bir bo kupayla.
Eliza szn toparlad:
Uyank, kendi kendine gler gibi... Bylece o zaman, onu yle grnce, pek normal
olmadn anladlar...

BIR KARILAMA
Bize Vahi Baty tantan Joe Dillon olmutu. Union Jack, Pluck ve The Halfpenny Marvel
eski saylarndan oluma kk bir kitapl vard. Her akam okuldan dnnce arka
bahesinde buluur ve Kzlderili savalar dzenlerdik. Joe ile kk kardei miskin Leo
ahrdaki samanl tutarlar, biz de oray zaptetmeye alrdk; ya da imenlerin stnde
meydan sava yapardk. Ama ne kadar iyi dvrsek dvelim ne kuatmada ne de savata
kazanabilirdik ve btn arpmalarmz Joe Dillonn zafer sonras sava dansyla sona ererdi.
Annesiyle babas Gardiner sokandaki saat sekiz mesine giderlerdi her sabah; Mrs Dillonn
huzur dolu kokusu evin holnde egemendi. Ama Joe, ondan daha kk ve rkek olan bizlere
gre ok sert oynuyordu. Kafasnda eski bir aydanlk klah, elindeki teneke kutuyu
yumruuyla alp Ya! yaka, yaka, yaka! diye bara bara bahede zplarken bir tr
Kzlderiliye benzerdi.
Rahiplie istidad olduu sylendii zaman kimse inanamad. Oysa doruydu.
Bir ele avuca smazlk ruhu yayld aramza ve bunun etkisi altnda kltr ve miza
ayrmlar geersizleti. Kimimiz cesaretten, kimimiz aka olsun diye, kimimiz de neredeyse
korkudan bir araya geldik: ben de bu sonuncu, alkan ya da elimsiz grnmekten korkan
Kzlderililerden birisiydim. Vahi Bat edebiyatnda anlatlan servenler benim mizacma
uzakt, ama hi deilse ka kaplarn ayorlard. Ara sra kabaday ve yrtc gzel kzlarn
girip kt baz Amerikan dedektif hikyelerini daha ok seviyordum. Bu hikyelerde bir
ktlk yoktu, hatta bazan amalar edebiydi de, ama gene de okulda gizlice elden ele
dolarlard. Bir gn Peder Butler Roma tarihinin drt sayfasndan szl yaparken sakar Leo
Dillon The Halfpenny Marvelin bir saysyla yakaland.
Bu sayfa myd, teki mi? Bu sayfa? Haydi bakalm, Dillon, kalk ayaa! Daha gn... Devam
et! Hangi gn? Daha gn yeni aarrken... altn m? Nedir o cebindeki?
Leo Dillon dergiyi uzatrken herkesin yrei hop etti ve herkes masum birer surat taknd.
Peder Butler somurtarak evirdi sayfalar.
Ne bu samalk? dedi. Apailerin Reisi! Roma tarihini alacak yerde bunlar m
okuyorsun? Bir daha okulda karma kmasn bu pis eyler. Bunu yazan adam herhalde biraz
iki karlnda byle eyler yazan sefillerden biridir. ayorum sizin gibi ocuklara, bilgili
ocuklarsnz, byle eyler okuyorsunuz. Hani, devlet okulunda okuyor olsanz anlarm... Haydi
bakalm, Dillon, benden sana tavsiye, dersini iyi ren, yoksa...
Okulun ayk kafal olmay gerektiren saatlerindeki bu azar, Vahi Batnn ann epey
soldurdu, Leo Dillonn akn tombalak yz de vicdanmn seslerinden birini uyard. Ama
okulun snrlayc etkisi uzaklanca yeniden lgn duygularn, bana yalnzca bu dzensizlik
anlatlarnn verebildii o kan aln duymaya baladm. Sonunda akamki sava
taklitleri de sabahn okul tekdzelii gibi skc gelmeye balamt, nk artk bama gerek
servenler gelmesini istiyordum. Ama gerek servenler de evde oturan insanlara gelmez
diye dnyordum: uzaklarda aramal onlar.
Okul hayatnn skcln hi deilse bir gnlne bozmaya karar verdiimde yaz tatili
yaklayordu. Leo Dillon ve Mahony adnda bir ocukla birlikte okulu bir gnlne asmak
zere szletik. mz de birer yarm ilinlik artrdk. Sabah onda kanaln stndeki
kprde buluacaktk. Mahonynin ablas tezkere yazacakt, Leo Dillon da kardeine hasta
olduunu sylemesini syleyecekti. Rhtm yolu boyunca gemilere kadar gitmeyi, oradan

feribotla karya geip Gvercin Evine bakmay kararlatrdk. Leo Dillon Peder Butler ya da
okuldan baka biriyle karlarz diye korkuyordu; ama Mahony de, hakl olarak, Peder
Butlern Gvercin Evinde ne ii olacan sordu. Hepimize gven gelmiti, kendi yarm
ilinimi de gsterip ikisinin yarm penilerini alarak komplomuzun birinci aamasn sona
erdirdim. Akam son hazrlklar yaparken hepimiz belirsizce heyecanlydk. Glerek el
sktk, Mahony:
Yarn grrz, arkadalar, dedi.
O gece iyi uyuyamadm. Sabah kprye ilk gelen bendim, en yakn ben oturduum iin.
Bahenin ucundaki, kimsenin yanamad p ukurunun evresindeki uzun otlarn arasna
kitaplarm sakladm, kanal boyunca hzl hzl yrdm. Hazirann ilk haftasnda lk ve
gneli bir sabaht. Kprnn tepeliine oturdum, akamdan zenle kille temizlediim hafif
bez ayakkablarm ve almaya giden insanlarla dolu tramvay yoku yukar eken yumuak
bal atlar seyretmeye koyuldum. Yolun iki yannda sralanan yksek aalarn btn dallar
kk ak yeil yapraklarla sslenmiti, gne da onlarn arasndan suya doru
eimleniyordu.
Kprnn granit ta snmaya balamt; aklmdan geirdiim bir ezgiye uyarak ellerimle
kprnn tanda tempo tutmaya baladm. ok mutluydum.
Be-on dakika orada oturduktan sonra Mahonynin gri elbisesiyle yaklatn grdm.
Glerek trmand tepeyi, yanma oturdu. Beklerken i cebini kabartan sapann kard, nasl
gelitirdiini anlatt. Sapan niye getirdiini sorunca kularla biraz dalamak istediini
syledi. Mahony serbeste argo konuuyor, Peder Butlera da Moruk Bunser diyordu. Bir
eyrek kadar daha bekledik ama Leo Dillon ortalarda yoktu. Sonunda Mahony aa atlad,
Haydi gidelim. ikonun oyun bozanlk edeceini biliyordum, dedi.
Peki paras...? dedim.
O bizim oldu, dedi Mahony. Daha iyi ya; bir ilin yerine bir buuk ilinimiz olur.
North Strand yolundan yrye yrye Gzta fabrikasna geldik, sonra rhtmdan saa
saptk. nsan arasndan kar kmaz Mahony Kzldericilik oynamaya balad. Ta taklmam
sapann savurarak bir grup apaul kz kovalad, sonra, valyelie zenen iki apaul olan
bize ta atmaya balaynca onlara saldrmamz nerdi. Olanlarn ok kk olduklarn
syleyerek itiraz ettim buna, bylece yrmeye devam ettik, arkamzda apaul ordu Kundak
ocuu! Kundak ocuu! diye baryordu lk la, nk esmer Mahony kepine bir
kriket kulbnn gm armasn takt iin bizi Protestan sanyorlard. tcnn oraya
gelince bir kuatma yapalm dedik ama olmad, nk bu i iin en az kii olmak
gerekiyordu. Leo Dillondan intikam almak iin ne kadar kalle olduunu syledik ve saat te
Mr Ryandan ka sopa yiyeceini tahmin ettik.
Artk nehre yaklamtk. Yksek ta duvarlarla sarl grltl sokaklarda uzun uzun
dolatk, vinlerin, makinelerin almasn seyrettik; gacrdayan arabalarn srcleri, ayak
altnda durduumuz iin sk sk baryorlard bize. Doklara vardmzda le olmutu; btn
iiler le yemeklerini yedii iin biz de iki byk zml rek aldk ve nehir kysnda bir
demir borunun yannda bunlar yemek zere oturduk. Dublin ticaretini seyrederek hoa
vakit geirdik - uzaklardan, ynl gibi grnen duman kvrmlaryla iaret veren salapuryalar,
Ringsendin tesindeki kahverengi balk filosu, kar dokta boalmakta olan byk beyaz
yelkenli. Mahony, bu byk gemilerden biriyle denize kamann kyak mavra olacan

syleyince ben bile, yksek direklere bakarak, okulda kt kanaat bana rngalanan
corafyann gzlerimin nnde yava yava cisimletiini grdm ya da hayal ettim. Okul ve
ev bizden uzaklayor, zerimizdeki etkileri soluyor gibiydi.
Liffeyyi bir feribotla gemek zere, iki ii ve eli antal bir Yahudi ile birlikte paramz
dedik. Arballk derecesinde ciddilemitik, yalnz ksa yolculuumuz srasnda bir kere
gz gze geldik ve gldk. Karaya ayak basnca, kar kydan grdmz zarif direklinin
boaltlmasn yakndan seyrettik. Orada duran biri Norve gemisi olduunu syledi. K
tarafna gidip adn skmeye altm, ama bunu beceremeyince eski yerime gelip yabanc
denizcilerin yeil gzl olup olmadklarna baktm, nk aklmda byle bir kavram vard...
Denizcilerin gzleri mavi, gri, hatta siyaht. Gzne yeil denebilecek tek adam tahtalarn her
dnde Tamam! Tamam! diye bararak rhtmdaki kalabal elendiren biriydi.
Bu manzaradan bknca ar ar Ringsende doru yrdk. Hava kapamt, baz bakkal
vitrinlerinde de birtakm bayat biskviler solgun solgun duruyordu. Biraz biskviyle ikolata
aldk, balk ailelerinin oturduu pasakl sokaklarda gezinirken bir grev yapar gibi yedik
bunlar. Mandra bulamadmz iin bir seyyar satcdan birer ahududu erbeti alp itik.
Bunun verdii zindelikle Mahony bir kedi kovalamaya kalkt, ama kedi byk bir arsaya kap
kurtuldu. kimiz de biraz yorulmutuk, onun iin arsaya gelince stnden Dodder
grebildiimiz bir srt aarak eimden indik.
Vakit iyice ge olmutu, biz de iyice yorulmutuk, onun iin Gvercinlie gitmekten
vazgetik. Drtten nce evde olmamz gerekiyordu, yoksa bizim serven anlalrd. Mahony
zgn zgn sapanna bakyordu, ancak eve trenle dnmeyi nerince neesi yerine gelir gibi
oldu. Gne bulutlarn arkasna ekilip bizi bkkn dncelerimizle ve yiyeceklerimizin
krntlaryla ba baa brakt.
Arsada bizden baka kimse yoktu. Kyda konumakszn bir sre yattktan sonra arsann
br ucundan bir adamn bize doru geldiini grdm. Kzlarn fal bakt o yeil saplardan
birini ineyerek uyuuk uyuuk bakyordum. Ar ar yaklat. Bir eliyle belini tutmutu,
br elinde de imleri hafif hafif yoklad bir baston vard. Biraz partald kl, yeilimsi
siyah bir takm elbiseyle tepesi yksek bir apka. Byklar kl rengi olduuna gre epey yal
olmalyd. Uzattmz ayaklarmzn yan sra geerken bize acele bir gz att, ama sonra
yoluna devam etti. Biz de gz ucuyla onu izliyorduk, onun iin yle elli adm kadar gitmiken
dnp bize doru gelmeye baladn grdk. Bastonuyla imi yoklamay hi ihmal etmeden
ok yava geliyordu, yle yava ki otlarn iinde bir ey aradn sandm.
Yanmza gelince durup iyi gnler diledi. Biz de ayn dilekte bulununca byk bir dikkatle
eimde yanmza kt. Havadan sz etmeye balad, yazn scak olacan ve ocukluundan
bu yana -ok uzun bir zaman-mevsimlerin deitiini syledi. nsann hayatnda en mutlu
zamann phesiz okul a olduunu ve kendisinin de yeniden gen olabilmek iin varn
younu verebileceini anlatt. O bize biraz da skc gelen bu duygularn dile getirirken biz de
susuyorduk. Sonra okuldan ve kitaplardan sz etmeye balad. Thomas Mooreun iirlerini ya
da Sir Walter Scottun veya Lord Lyttonun eserlerini okuyup okumadmz sordu. Ben and
her kitab okumu gibi yaptm, onun iin sonunda, Ah, dedi, belli ki sen de benim gibi bir
kitap kurdusun. Bak, dedi, falta gibi gz ak bizi seyreden Mahonyyi parmayla
gstererek, o baka; o oyun seviyor.
Dediine gre evde Sir Walter Scottun btn eserlerini ve Lord Lyttonun btn eserlerini

okumu ve okumaktan hi bkmazm. Tabii, dedi, Lord Lyttonun baz eserlerini ocuklar
okuyamaz. Mahony niin ocuklarn okuyamadn sordu -benim canm skld bu soruya,
nk adamn beni de Mahony gibi aptal sanacan dndm. Ama adam sadece
glmsemekle yetindi. Sararm dilerinin arasnda geni aralklar grdm. Sonra bize
hangimizin daha ok sevgilisi olduunu sordu. Mahony hafife tane gzars olduunu
syledi. Adam bana da sordu ka tane diye. Hi olmadn syledim. Ama inanmad bana,
mutlaka bir tane vardr dedi. Ses karmadm.
Siz syleyin, dedi Mahony, kstaha, sizin ka tane var?
Adam gene glmsedi, bizim yamzdayken ok sevgilisi olduunu syledi.
Her olann, dedi, bir kk sevgilisi vardr.
Bu konudaki tavr o yataki bir adama gre epey geni grl gibi geldi bana. imden,
olanlarla sevgililer stne sylediklerini akla yakn bulmutum. Ama bu kelimelerin onun
azndan k tarz houma gitmiyordu, birka kere bir eyden korkmu ya da birdenbire
m gibi rperti geirmesinin nedenini anlayamamtm. Sze devam ederken ivesinin
dzgn olduu dikkatimi ekti. Bize kzlar anlatmaya balad, ne gzel yumuack salar
olduunu, ellerinin ne kadar yumuak olduunu ve insan iyzn bilirse btn kzlarn
grndkleri kadar iyi olmadklarn filan. Gzel bir kza bakmak kadar holand bir ey
olmadn syledi, gzel beyaz ellerine ve yumuack salarna. Ezberledii bir eyi
tekrarlyor izlenimi verdi bana, ya da kendi szlerinde bir eyin ekimine kaplm, zihni ayn
yrngede dnp duruyormu gibi. Bazan herkesin bildii sradan bir eye deinir gibi bir
havayla konuuyordu, bazan da sesini ksp esrarl bir tavr alyordu, bize bakalarnn
iitmesini istemedii bir sr verir gibi. Bir sylediini durmadan tekrar ediyordu, biraz
deitirerek ve monoton sesiyle onlar sarmalayarak. Dinlerken onu, eimin bittii yere
bakyordum habire.
Epey bir sre sonra monolou sona erdi. Ar ar ayaa kalkt, birka dakika bizden
ayrlmas gerektiini syledi, sadece birka dakika ve ben bakmn ynn deitirmeksizin
arsann br ucuna doru uzaklamaya baladn grdm. Gittikten sonra konumadk.
Birka dakikalk bir sessizlikten sonra Mahonynin haykrdn iittim:
Hey! una bak ne yapyor!
Cevap vermediim ve bakmadm iin gene Mahony konutu:
Yahu... Sapn biri bu!
Admz soracak olursa, dedim, Sen Murphy ol, ben de Smith.
Birbirimize baka bir ey sylemedik. Adam dnp yanmza oturduunda ben hl gitsek
mi kalsak m diye dnyordum. O oturur oturmaz Mahony kard kediyi grd ve
yerinden frlayp kovalamaya balad. Adamla ben kovalamacay seyrediyorduk. Kedi gene
kanca Mahony de trmand duvara ta atmaya koyuldu. Sonra vazgeti, amasz bir ekilde
arsann o ucunda gezinmeye balad.
Bir sessizlikten sonra adam gene azn at. Arkadamn ok yaramaz bir ocuk olduunu
syleyip okulda ok sopa yiyor mu diye sordu. fkeyle, onun dedii gibi sopa yemeyen zel
okul rencileri olduumuzu syleyecektim; ama azm aamadm. ocuklar ceza ile
uslandrma konusuna girdi. Gene kendi konumasnn ekimine kaplm gibi olan zihni, bu
yeni merkezin evresinde dneniyordu imdi, ar ar. Byle olanlara sopa, hem de iyi sopa
gerektiini syledi. Yaramaz, yola gelmez olana yaplacak bir ey yoktu, sopa atmaktan

baka. Eline vurmak, kulan ekmek ie yaramazd: yle esasl bir sopa gerekti. Bu szlere
arp yzne baktm. Tiklerle katlan alnnn altndan bana bakan ie yeili bir ift gzn
bakyla karlatm. Kardm gzlerimi.
Adam monolouna devam etti. Biraz nceki geni grlln unutmu gibiydi. Bir
olan kzlarla konuurken yakalar ya da kz sevgilisi olduunu anlarsa ona bir sopa atacan
syledi; o zaman renirdi kzlarla konumamay. Ve bir olann sevgilisi olup bir de yalan
sylyorsa dnyada ei grlmedik bir sopa ekerdi ona. Dedi ki dnyada bunun gibi houna
gidecek bir ey olamazm. Byle bir olan nasl sopalayacan anlatt bana, ok karmak bir
esrar aklar gibi. Buna baylacan syledi, dnyada her eyden fazla; ve bana bu esrar
aklayan monoton sesi neredeyse sevecenleti, onu anlamam iin bana yalvarrcasna.
Monolog yeniden kesilene kadar bekledim. Sonra ani bir hareketle ayaa kalktm.
Heyecanm belli etmemek iin birka saniye durdum, ayakkabm balar gibi yaptm, sonra
gitmem gerektiini syleyerek iyi gnler diledim. Eimi trmanrken sakin grnyordum,
ama ayamn bileine yapp yakalar diye yreim gm gm atyordu. Srtn tepesine
knca dndm, ona bakmadan seslendim:
Murphy!
Sesimde zorlama bir kahramanlk tonu vard, uyduruk taktiimden de utanmtm. Bir
kere daha barmadan Mahony beni grmedi, duymad. Sonra cevap verip arsann br
ucundan bana doru komaya balaynca yreim skt. Yardma gelir gibi kouyordu. Ve
pimanlk duydum; nk iimden onu hep biraz kmsemitim.

ARABY
North Richmond bir kmaz sokak olduu iin Hristiyan Kardeler Okulundan ocuklarn
kt saat dnda hep sessiz olurdu. kmazn ucunda iki katl bo bir ev, drt ke bir bahe
iinde komularndan biraz uzakta dururdu. Sokan ilerinde namuslu hayatlar yaandnn
bilincinde olan teki evler, kahverengi ve tedirgin edilemez suratlaryla birbirlerine
bakarlard.
Bizim evin eski kiraclarndan biri, bir rahip, arka salonda lmt. Uzun zaman
deimedii iin arlaan hava btn odalarda aslp kalm, mutfan arkasndaki sandk
odas da ie yaramaz eski ktlarla dolmutu. Bunlarn arasnda birka tane sayfalar
kvrlm ve nemlenmi karton kapakl kitap buldum: Walter Scottun The Abbot, The Devout
Communicant ile The Memoirs of Vidoca. En ok bu sonuncuyu sevmitim, nk sayfalar
saryd. Evin arkasndaki bakmsz bahenin ortasnda bir elma aacyla birka karmakark
al vard; eski kiracnn pasl bisiklet pompasn da bu allardan birinin dibinde buldum. ok
hayrsever bir rahipti; vasiyetinde btn parasn kurumlara, evinin eyasn da kz kardeine
brakmt.
Kn gnler ksalnca akam yemeinden kalkmadan alacakaranlk kyordu. Sokakta
yeniden bulutuumuzda evler kararm oluyordu. Tepemizdeki gkyz boluu hercai
meneke rengi oluyor, sokak lambalar clz fenerlerini oraya doru ykseltiyorlard. Souk
hava ineliyor, vcutlarmz alev alev olana kadar oynuyorduk. Bartlarmz sessiz sokakta
yanklanyordu. Koup oynarken evlerin arkasndaki karanlk ve amurlu ara yola girdiimiz
oluyordu; burada, gecekondularda oturan vahi kabilelerin arasna dyorduk; karanlk ve
nemli bahelerin arka kaplarna geliyorduk; p ukurlarnn kokusunu alyorduk; bir
arabacnn beygiri kaalad ya da ssl koumlar sallayarak mzik yapt kokulu karanlk
ahrlara bakyorduk. Sokaa dndmzde mutfak pencerelerinden szan klar ortal
aydnlatm olurdu. Enitemin keyi dndn grrsek glgeye saklanp girmesini
beklerdik. Ya da Mangann ablas kapya kp kardeini aya ardnda, gizlendiimiz
glgeden onun sokan iki ucuna bakn seyrederdik. Beklerdik ieri mi girecek, orada m
oyalanacak diye ve kalrsa saklandmz glgeden kp ekingen admlarla yrrdk
Manganlarn merdivenlerine. O bizi bekliyor olurdu, yar ak kapdan szan kla biimi
belirlenmi olarak. Kardei dediini yapmadan nce hep kzdrrd onu, ben de parmakln
yannda durup kz seyrederdim. Vcudunu kprdattka elbisesi salnr, yumuack ip gibi
rgl sa iki yana savrulurdu.
Her sabah n odada yere uzanp onun kapsn gzlyordum. storu bir iki santimlik ak
yer brakacak ekilde indirdim, grnmemek iin. O kapya knca yreim hoplard. Hole
koar, kitaplarm kapar, ard sra giderdim. Kahverengi siluetini izlerdim hep ve yollarmzn
ayrld noktaya yaklanca admlarm hzlandrp onu geerdim. Her sabah oluyordu bu.
Birka geliigzel laf dnda hi konumamtm onunla, ama ad lgn kanma bir ar gibi
geliyordu.
Grnts romansa en fazla dman yerlerde bile aklmdan kmyordu. Cumartesi
akamlar teyzem arya giderken paketleri tamaya yardm etmek iin benim de ona
katlmam gerekiyordu. Ikl sokaklardan geerdik, sarho adamlar ve pazarlk eden kadnlar
tarafndan itile kakla, iilerin kfrleri, domuz kellesi varillerinin yannda beki duran satc
ocuklarn tiz rtlar, ODonovan Rossa hakknda bir ark ya da lkemizdeki dertler

hakknda bir balad syleyen sokak arkclarnn genizden gelme sesleri arasnda. Btn bu
sesler birleir ve tek bir hayat duyumu olurdu benim iin; dmanlar yn iinde emanet
kutsal ksemi krmadan tadm hissederdim. Baz anlar kendim de anlayamadm garip
dualar ve vgler arasnda ad dudaklarma kadar gelirdi. Gzlerim ok zaman yala doluyor
(neden bilmiyordum) ve zaman zaman yreimden bir sel gsme tayordu. Gelecek stne
pek dnmyordum. Onunla konuup konumayacam, konuursam da, bu karmakark
hayranlm ona nasl anlatacam bilmiyordum. Ama bedenim bir arp ve onun szleri ve
jestleri teller arasnda gezinen parmaklar gibiydi.
Bir akam rahibin ld arka odaya girdim. Karanlk ve yal bir akamd, evde de t
kmyordu. Krk bir tahtann aralndan yamurun topraa vurduunu, kesintisiz ince su
inelerinin slanm toprak yataklarnda oynatn iittim. Uzaklardan bir lamba ya da
pencere gzm ald. Pek az ey grebildiim iin sevin duydum. Btn duyularm sanki
rtnmek istiyorlard ve onlardan kopmak zere olduumu sezince avularm bititirdim,
titreyinceye kadar bastrdm birbirine, ardarda Ah ak! Ah ak! diye mrldandm.
Sonunda konutu benimle. lk kelimeler azndan knca yle altst oldum ki ne cevap
vereceimi bilemedim. Arabyye gidiyor muyum, onu soruyordu. Evet mi hayr m dediimi
unutmuum. ok ahane bir dkkn olmalym, oraya gitmeyi ok istediini syledi.
Neden gidemiyorsun? diye sordum.
Konuurken bileindeki gm bilezii evirip duruyordu. Gidemiyormu, nk o hafta
manastrlarnda perhiz haftas varm. Kardeiyle iki olan kasket kavgas yapyor,
parmakln banda yalnz ben duruyordum. Parmaklklardan birini tutmu, ban bana
doru emiti. Bizim kapnn karsndaki lambann , boynunun beyaz kvrmn
yakalam, oraya dklen san ldatm, aa szlerek parmakl tutan elini
aydnlatmt. Sere serpe dururken o k elbisesinden yere kayyor ve kombinezonunun, belli
belirsiz gz alan beyaz bordrne yansyordu.
Gitsen beenirsin, dedi.
Gidersem, dedim, sana bir ey getiririm.
O akam uyur uyank dncelerimi saysz lgnlklar talan etti. Aradaki skc gnleri yok
etmek istedim. Okul devlerinden usandm. Gece yatak odamda ve gndz dershanede onun
grnts benimle okumaya altm sayfann arasna giriyordu. Ruhumun iinde bayram
ettii sessizlikte Araby kelimesinin heceleri bana sesleniyor ve arkl bir by yapyordu.
Cumartesi gecesi maazaya gitmek iin izin istedim. Teyzem ard, masonlukla filan ilgili bir
ey olmasn dedi. Snfta sorulara pek cevap veremedim. retmenin yzndeki ifade
dostluktan kzgnla dnt; tembellemediimi umduunu syledi. Gezinen dncelerimi
toparlayamyordum. steimle arama girdii iin ocuk oyunu, tatsz ve monoton bir ocuk
oyunu gibi grnmeye balayan ciddi hayat ilerine hi sabrm kalmamt.
Cumartesi sabah eniteme o akam maazaya gitmek istediimi hatrlattm. Holdeki
askln orada bir eyler yapyor, apka frasn aryordu. Ters bir tavrla cevaplad:
Biliyorum, evlat, biliyorum.
O holde olduu iin n odaya girip, pencerenin nne uzanamadm. Evden keyifsizce kp
ar ar okula yrmeye baladm. Hava insafszca souktu ve imdiden iime bir uursuzluk
duygusu kmt.
Akam yemeine eve geldiimde enitem daha dnmemiti. Ama erkendi henz. Bir sre

gzm saate dikip oturdum, sonra tiktakndan sinirlenmeye balaynca odadan ktm.
Merdiveni trmanp st kata eritim. Yksek tavanl, souk, bo, kasvetli odalar kurtulu gibi
geldi, ark syleyerek odadan odaya gezindim. n pencereden arkadalarmn aada
sokakta oynadklarn gryordum. Sesleri bana ulancaya kadar zayflyor ve
anlalmazlayordu ve ben, alnm souk cama yaslam, onun oturduu karanlk eve
bakyordum. Belki bir saat durmuumdur orada, hayal gcmn izdii kahverengilere
brnm bir siluetten baka bir ey grmeksizin, lamba hafife dokunmu kvrk
boynuna, parmakl tutan eline ve eteinin altndaki kombinezona.
Yeniden alt kata indiimde Mrs Merceri minenin banda otururken buldum. Yal,
geveze bir kadnd, bir tefeciden dul kalmt ve bir hayr ii iin kullanlm pul toplard. ay
masas dedikodusuna katlanmak zorunda kaldm. Bu i bir saatten fazla srd halde
enitem hl ortada yoktu. Mrs Mercer ayakland: bekleyemedii iin zr diledi; saat sekizi
gemiti ve gece havas dokunduu iin daha fazla gecikmek istemiyordu. O gittikten sonra
odada aa yukar yrmeye baladm, yumruklarm skarak.
Teyzem, Korkarm bu akam maaza iini ertelemek zorunda kalacaksn, dedi.
Dokuzda enitemin sokak kapsn anahtarlaryla atn iittim. Kendi kendine bir eyler
sylediini, yamurluunu asarken askln sallandn iittim. Bu iaretleri
yorumlayabiliyordum. Yemeinin ortasna gelince maazaya gidecek paray vermesini
istedim. Unutmutu.
Herkes yatt, uyudu bile bu saatte, dedi.
Glmseyemedim. Teyzem araya girdi.
Paray verip gitmesine izin versen ya. Zaten iyice gecikti senin yznden.
Enitem unuttuu iin zr diledi. Ataszne inandn belirtti: Hep alp hi
oynamamak ocuu aptallatrr. Nereye gittiimi sordu, ikinci kere syleyince de Arabn
Ksrana Elvedasn bilip bilmediimi sordu. Ben mutfaktan karken teyzeme iirin ilk
dizelerini okumaya balamt.
Buckingham sokandan istasyona doru yrrken paray avucumda skyordum. Alclarla
dolu, gaz lambalaryla aydnlanm sokaklarn grn bana yolculuumun amacn
hatrlatt. Bo bir trenin nc mevki vagonuna yerletim. Dayanlmaz bir bekleyiten sonra
tren ar ar istasyondan kt. Ykk dkk evler arasndan ve gz krpan nehrin stnden
srklendi. Westland River stasyonunda bir kalabalk kaplara saldrd; ama kondktr
pskrtt onlar, bunun maazaya giden zel bir tren olduunu syleyerek. plak vagonda
yalnz kaldm. Birka dakika sonra tren ylece kuruluvermi bir tahta platformun yannda
durdu. Yola knca kl bir saate bakp ona on kala olduunu grdm. nmde o byl ad
sergileyen byk bir bina vard.
Yarm ilinlik bir giri bulamaynca kapanr korkusuyla turnikedeki yorgun grnl
adama bir ilin verip girdim. Duvarlarnn ortas bir galeriyle evrelenmi byk bir salona
girmitim. Dkknlarn ou kapanm, salon da yar yarya karartlmt. Ayinden sonra
kiliseye ken sessizlie benzeyen bir sessizlik vard. Maazann ortasna ekinerek yrdm.
Hl ak olan tezghlarn evresine birka kii toplanmt. Renkli lambalarla Caf Chantant
yazan bir perdenin nnde iki adam bir tabakta para sayyorlard. Madeni paralarn
akrtsn dinledim.
Niin geldiimi glkle hatrlayarak tezghlardan birinin bana geip porselen vazolar

ve iekli ay takmlarn inceledim. Tezghn yannda gen bir hanm iki gen beyle glp
konuuyordu. ngiliz iveleri dikkatimi ekti, pek fazla ilgilenmeden konumalarna kulak
verdim.
A, ama ben yle bir ey demedim ki!
A, dedin, dedin!
A, ama demedim!
Demedi mi yle, bu hanm?
Evet, dedi. Ben de iittim.
A, vallahi yalan!
Beni grnce gen hanm yanma gelip bir ey almak isteyip istemediimi sordu. Sesinin
tonu, cesaret vermiyordu; srf grevi olduu iin sormu gibiydi. Tezghn iki yannda doulu
bekiler gibi duran kocaman vazolara saygyla bakp mrldandm:
Hayr, teekkr ederim.
Gen hanm vazolardan birinin yerini deitirip iki gencin yanna dnd. Ayn konuyu
konumaya koyuldular. Gen hanm bir-iki kere ban evirip beni szd.
Tezghn nnde oyalandm, orada durmann bounaln bildiim halde, mallarna ilgim
daha gerek gzksn diye. Sonra ar ar dndm, maazann kna doru yrdm. ki
peniyi cebimde yarm ilinin yanna braktm. Galerinin bir ucundan bir ses klarn
sndn haykrd. Salonun st ksm artk kapkaranlkt.
Karanla bakarken anlamszln srd ve alaya ald bir yaratk gibi grdm kendimi;
ve gzlerim acyla, fkeyle yand.

EVELINE
Pencerenin kenarna oturmu akamn caddeyi istila ediini seyrediyordu. Ban
pencerenin perdesine yaslamt, burun deliklerinde tozlu kreton kokusu. Yorgundu.
Gelen geen pek yoktu. En utaki evde oturan adam da evine yolland, beton kaldrmda
takrdayan, sonra da yeni krmz tula evlerin nndeki akllar gcrdatan ayak seslerini
iitti. Bir zamanlar arsayd oras, her akam btn mahallenin ocuklaryla birlikte oynarlard.
Sonra Belfasttan gelen bir adam arsay satn alp stne evler yaptrd -kendi bozarm kk
evleri gibi deil, atlar ldayan prl prl tula evler. Caddede oturan ocuklar o arsada
oynard- Devineler Waterlar, Dunnlar, kk sakat Keogh, kendisi ve kardeleri. Ernest, ama,
hi oynamazd: bymt artk. Babas ok zaman gelir, karaal bastonuyla kovalard onlar
oradan; ama genellikle kk Keogh erkete durur, babasnn geldiini haber verirdi. Gene de,
epey mutluydular o zaman. Babas o zamanlar o kadar kt deildi; hem, annesi de sad. ok,
ok zaman gemiti o gnlerden bu yana; kendisi, kz ve erkek kardeleri hepsi bymt
artk; annesi lmt; Tizzie Dunn da lmt; Waterlar da ngiltereye dnmlerdi. Her ey
deiiyor. imdi o da brleri gibi gitmek zere, evinden ayrlmak zereydi.
Ev! Bakt odaya, bunca yldr haftada bir tozunu ald btn o tandk nesneler, btn bu
tozun nereden geldiine aa aa. Ayrlacan dnde bile grmedii bu tandk nesneleri
belki bir daha hi grmeyecekti. Oysa Kutsal Margaret Mary Alacoquea verilmi szlerin
renkli dkmn sunan litografyann yanndaki krk dkk kk orgun zerinde asl
sararan fotoraftaki rahibin adn bile renmemiti btn bu yllar sresince. Babasnn bir
okul arkadayd. Babas ne zaman fotoraf bir misafire gsterse, kaytszca,
imdi Melbourneda, derdi.
Raz olmutu gitmeye, evinden ayrlmaya. Doru mu yapmt? Sorunu iki yanyla da
tartmaya alt. Evindeyken hi deilse barna, yiyecei vard; hayat boyunca evresinde
bildii insanlar vard. Evet, ok almak zorundayd, evde de, ite de. Maazada ne derlerdi
acaba arkasndan, biriyle katn rendikleri zaman? Budala derlerdi, belki de; yerine birini
almak iin de ilan verirlerdi. Miss Gavan pek sevinir. Takmt ona, zellikle de yanlarnda
bakalar varsa. Miss Hill, hanmlarn beklediini grmyor musunuz?
Biraz canl olun, Miss Hill, ltfen.
Maazadan ayrlmann pek zlecek yan yoktu.
Ama yeni evinde, bilinmedik uzak bir lkede, byle olmayacakt. Evlenmi olacakt o
zaman - o, Eveline. nsanlar o zaman ona sayg gsterecekti. Annesi gibi davranlmayacakt
ona. imdi bile, on dokuzunu gemiken, babasnn kaba kuvvetinden korkuyordu.
arpntlarnn bundan ileri geldiini biliyordu. ocukken, byrlerken, babas hi Harry ile
Ernesti dvd gibi dvmemiti onu, kz olduu iin; ama son zamanlarda tehdit etmeye
balamt, lm annesinin hatr olmasa, ona neler yapacan sylyordu. stelik imdi onu
koruyacak kimsesi de yoktu. Ernest lmt, kilise sslemeciliinden hayatn kazanan Harry
de ou zaman tarada bir yerlerde oluyordu. stelik, cumartesi gecelerinin bitmez tkenmez
para kavgas tarifsiz bir usan kaynayd imdi. O her zaman btn kazandn -yedi ilinveriyordu. Harry de gnderebildii kadarn gnderiyordu, ama babasndan para almak bir
dertti. Babas onun paray arur ettiini sylyordu, kafasz olduunu, alnnn teriyle g
bela kazand paray sokaa atsn diye ona veremeyeceini sylyordu ve daha neler neler
sylyordu, nk cumartesi geceleri bsbtn kt oluyordu. Sonunda paray verir, pazar

yemeini hazrlamaya niyeti olup olmadn sorard. O zaman bir acele dar frlayp
alveriini tamamlamas gerekirdi; siyah deri czdan smsk elinde iti kak
kalabalklardan geer, ge vakit bir yn ykle eve dnerdi. Evi ekip evirmek, kendi
sorumluluu altnda kalan iki kk ocuun okullarna dzenli gidip yemeklerini dzenli
yemelerini salamak iin ok almas gerekiyordu. i zordu -hayat zordu- ama imdi tam
da brakp gitmek zereyken o kadar da istenmeyecek bir hayat deil gibi geldi.
Frankle bir baka hayat kefe kacakt. yi yrekliydi Frank, mertti, akt. Geceleyin
onunla vapura binecek, evlenecek, sahip olduu evde onunla yaamak zere Buenos Airese
gidecekti. Onu ilk grd gn o kadar iyi hatrlyordu ki; ana caddede, ara sra misafirlie
gittii bir evde kalyordu. Sanki bir iki hafta nce gibi. Bahe kapsnn yannda durmutu,
siperli kasketi geri kaym, sa tunlam yzne doru dklm. Sonra tanmlard. Her
akam Maazann kapsnda bekler, eve birlikte yrrlerdi. Bohem Kza gtrmt de,
tiyatronun alk olmad bir blmnde onunla yan yana otururken gklerde uuyor gibi
olmutu. Mzik seviyor, biraz ark da syleyebiliyordu. Flrt ettikleri biliniyordu; ne zaman
denizciye k olan kzn trksn sylese, pek ho bir utangalkla ne yapacan
aryordu. Poppens diyordu ona, akadan. lkin bir erkei olmak bir heyecand sadece, ama
sonralar ondan holanmaya balad. Uzak lkelerden ykler anlatyordu. Kanadaya gidip
gelen Allan irketinde bir gemide, ayda bir sterline alan bir mio olarak balamt ie.
alt gemilerin adlarn, deiik irketlerin adlarn sylyordu ona. Macellan Boazndan
gemiti, korkun Patagonyallarn hikyelerini anlatyordu. Buenos Aireste drt aya
stne dmt, anlattna gre, eski memleketine de yle bir tatil yapmak iin dnmt.
Tabii babas durumu rendi, kzma da onunla bulumay yasaklad.
Bilirim ben bu denizcileri, diyordu.
Bir gn Frankle de kavga etti, onun iin artk sevgilisiyle gizli gizli buluuyordu.
Darda akam koyuluyordu. Kucandaki iki mektubun beyaz belirsizleti. Birini
Harryye yazmt; brn de babasna. Ernestti en sevdii, ama Harryyi de severdi. Babas
yalanyordu son zamanlarda, farkndayd; zleyecekti kzn, gidince. Bazan ok iyi de
olabilirdi. Bu yaknlarda, hastalanp bir gn yatmak zorunda kaldnda, ona bir hortlak
hikyesi okumu, atein stnde ekmek kzartmt. Bir baka gn de, anneleri daha saken,
hep birlikte Howth tepesinde piknie gitmilerdi. Babasnn annelerinin bonesini giyip
ocuklar gldrdn hatrlad.
Zaman yaklayordu ama o hl oturuyordu pencerenin yannda, ba pencerenin
perdesine dayal, burnunda tozlu kretonun kokusu. Caddenin ilerisinden laterna sesi geldi.
Ezgiyi tanyordu. Ne tuhaf tam da bu gece bunun almas, evi elinden geldii srece ayakta
tutmak iin annesine verdii sz hatrlatmas. Annesinin hastalnn son gecesi geldi aklna;
gene holn br tarafndaki bask, karanlk odadayd ve sokaktan o melankolik talyan havas
iitiliyordu. Laternacya yarm ilin verip baka yere gitmesini sylemilerdi. Babas
homurdanarak, sinirli sinirli dnmt hasta odasna.
Pis talyanlar! Ne ileri var burada! diyerek.
Annesinin acnas hayatnn grnts o dalgnlk annda varlnn candamarna bastrd
bysn -delilikte son bulan o sradan fedakrlklar zinciri. Yeniden titredi annesinin aptalca
bir srarla Deravaun Seraun! Derevaun Seraun! diye tekrarlayan sesini iitir gibi olunca.
Anszn dehet iinde ayaa frlad. Kamal! Kamalyd! Frank kurtarrd onu. Hayat

verirdi ona, belki sevgi de. Ama yaamak istiyordu. Niin mutsuz olmal; mutlu olmak onun da
hakkyd. Frank onu kollarna alrd, gsne yaslard. Onu kurtarrd.
Kuzey duvarndaki istasyonda saa sola salman kalabaln iinde durmutu. Frank elini
tutmutu ve gemiye binmekle ilgili bir eyi tekrar tekrar ona syleyip durduunun
farkndayd. stasyon haki srt antal askerlerle doluydu. Barakalarn geni kaplarndan
geminin kara gvdesi seiliyordu, rhtma yanam, kl yuvarlak pencereleriyle. Hibir eye
cevap vermiyordu. Yanan solgun ve souk hissediyor ve endielerinin girdabnda Tanrnn
ona yol gstermesi, devinin ne olduunu bildirmesi iin dua ediyordu. Gemi sisin iine doru
uzun yasl bir ddk ttrd. Gidecekse, yarn Frankle deniz stnde olacakt, Buenos Aires
yolunda. Biletlerini almlard. Frankin kendisi iin bu yaptklarndan sonra geri dnebilir
miydi? zntsnden ii bulanmaya balad; dudaklar sessiz ateli bir duayla kpr kprd.
Bir an ald yreinin stnde. Elini kavradn duydu:
Gel!
Dnyann btn denizleri yreini kuatt. Frank o dalgalarn iine ekiyordu onu:
boacakt. ki eliyle demir parmakla sarld.
Gel!
Hayr! Hayr! Hayr! Olamazd. Elleri deli gibi tutundu demirlere. Denizler iine bir ac
l sald.
Eveline! Ewy!
Frank geti turnikeyi, gelmesi iin ona seslendi. Herkes de ona yrsn diye baryordu,
ama o hl Evelinei aryordu. Bembeyaz yzn evirdi ona, edilgin, aresiz bir hayvan
gibi. Gzlerinde ne bir sevgi vard ne bir veda ne de bir tanklk.

YARITAN SONRA
Arabalar hzla yaklatlar Dubline doru, Naa yolunun yivinde bir ifteden atlm
samalar gibi dmdz gidiyorlard. Inchicoradeki yokuun tepesinde seyirciler arabalarn
dnn grmek iin kmeler halinde toplanmlard: bu yoksulluk ve hareketsizlik
kanalndan, Kta Avrupas, servetini ve alkanln yartrd, insan kmeleri ara sra
kranla ezilenlerin alkn ykseltti. Ama asl sevgileri mavi arabalardan yanayd dostlarnn, Franszlarn arabalar.
Franszlar, stelik, sahiden kazanmlard da. Onlarn takm yar salam bitirdi;
ikincilikle ncl kazandlar, birinci gelen Alman arabasndaki srcnn de Belikal
olduu syleniyordu. Onun iin, tepeyi trmanan her mavi araba iki kat alkland ve her alk
da arabann iinde oturanlarca gller ve ba sallamalaryla kabul edildi. Bu k arabalardan
birinin iinde u anda neeleri baarl Galyallk dzeyinin de bir hayli stne km gibi
grnen drt gen adamdan oluma bir grup vard: yle ki, keyiften kendilerinden gemilerdi
bu drt gen adam. Biri Charles Sgouindi, arabann sahibi; Andr Rivire, Kanada doumlu
gen bir elektriki; Villona adnda devasa bir Macar ve Doyle adnda salar iyi taranm bir
gen adam. Sgouinin neesi yerindeydi, nk daha yar ncesinde beklenmedik bir sipari
almt (Pariste bir otomobil firmas amak zereydi), Rivire ise firmann yneticiliine
tayin edilecei iin keyifliydi; bu iki gen (kuzendiler) ayrca Fransz arabalarnn
baarsndan tr neeliydiler. Villonann neesi yedii ok memnunluk verici le
yemeinden dolayyd; ayrca da doutan iyimser bir insand. Gelgelelim, grubun drdnc
yesi gerekten mutlu olamayacak kadar heyecanlyd.
Yirmi alt yalarndayd, ince, ak-kumral bir by, masum masum bakan ak mavi
gzleri vard. Hayata ar bir milliyeti olarak balayan babas ksa zamanda grlerini
lmllatrmt. Kingstownda kasaplk yaparak ykn dorultmutu, Dublinde ve ehir
sayfiyelerinde at dkknlarla bu paray birka kere daha katlamt. Baz polis ihalelerine
de girebilme talihine erimi, sonunda Dublin gazetelerinde tccar prens diye anlacak lde
zengin olmutu. Olunu ngilterede byk bir Katolik kolejine okumaya gndermi, sonra da
Dublin niversitesinde hukuk okutturmutu. Jimmy derslerini pek ciddiye almad ve bir sre
kt yollara sapt. Paralyd, poplerdi; zamann tuhaf bir ekilde mzikal evrelerle arabal
evreler arasnda blmt. Sonra da biraz hayat rensin diye bir smestre Cambridgee
gnderildi. Baa kakma merak olsa da arlktan gizlice gurur duyan babas borlarn deyip
yeniden evine getirmiti onu. Segouini Cambridgede tanmt. imdilik henz tantn pek
tesine gemi saylmazlard, ama Jimmy bu kadar dnya grm, stelik de Fransann en
byk otellerinden birinin sahibi olduu sylenen bir adamla birlikte bulunmaktan byk
zevk alyordu. Byle bir insan (babasnn da kabul ettii gibi) tanmaya deerdi, bu kadar
gzel vakit geirten bir arkada olmasa bile. Villona da elenceliydi -usta bir piyanist- ama, ne
yazk ki, ok yoksuldu.
Araba en akrak genlerden oluma ykyle neeli yoluna devam etti. ki kuzen n
koltukta oturuyorlard; Jimmy ile Macar arkada arkadaydlar. Villona kesinlikle ok
neeliydi; yolda kilometrelerce derin bas sesiyle bir melodi mrldanmt. Franszlar balarn
hafife omuzlarndan evirerek kahkahalarn ve hafif szlerini atyorlard, Jimmy de abuk
abuk sylenmi bir nkteyi kapmak iin ileri doru eiliyordu. Bu da pek ho bir i
saylmazd, sylenen szn anlam hakknda evik bir tahminde bulunup rzgra kar uygun

bir cevap haykrmann gl asndan. stelik Villonann mrldanmas kimin olsa akln
kartrmaya yetiyordu; arabann grlts de bir yandan.
Hzl hareket insanlar coturur; n de yle; para sahibi olmak da yle. te Jimmynin
heyecann aklayacak yerinde neden. O gn birok arkada onu bu Avrupallarn yannda
grmt. Kontrolda beklerken Segouin onu Fransz yarmaclarndan biriyle tantrm,
Jimmynin utanga iltifat mrltsna karlk srcnn esmer yznde bir dizi parlak beyaz
di grnmt. Bu erefe eritikten sonra birbirlerini drtp anlaml baklarla bakan
seyircilerin adi dnyasna dnmek hotu. Sonra paraya gelince - gerekten elinin altnda epey
bir para vard. Belki Segouin bunu byk para saymaz, ama Jimmy ara sra yanl iler yapsa
da aslnda salam igdlerin mirassdr ve bu parann ne glklerle toparlandn bilirdi.
Bu bilgi nceleri onu akla yakn bir umursamazlk snrlar iinde tutuyordu ve sorun sadece
yksek bir zeknn bir sapma gstermesiyken parada yatan gizli emein bu kadar bilincinde
idiyse, imdi malnn byk ksmn riske sokarken daha da bilinli olmalyd! Bu onun
gznde ciddi bir olayd.
phe yok ki iyi bir yatrmd ve Segouin de bir damla rlanda parasnn yalnzca dostluk
hatr iin firmann sermayesine katlmasna izin verdii izlenimini yaratmay baarmt.
Jimmy i konularnda babasnn uyanklna gvenirdi ve bu durumda yatrm ilk tavsiye
eden babas olmutu; araba iinde para vard, uvalla para. stelik, Segouinde kesin bir
zengin havas vard. Jimmy iinde oturduu lordlara yarar arabay gndelik ticaret diline
evirmeye balad. Nasl da ya gibi gidiyordu! Kr yollarndan nasl parlak bir ekilde geip
gelmilerdi! Yolculuk hayatn gerek nabzna byl parman bastryor, insan sinirlerinin
mekanizmas da zarafetle bu hzl mavi hayvann sramal ilerleyiine cevap vermeye
alyordu.
Dame sokana girdiler. Olaanst trafik vard sokakta, yarlarn kornalaryla sabrsz
tramvay vatmanlarnn ngraklar dnyay tutuyordu. Bankann yaknlarnda Segouin park
etti, Jimmyyle arkada indiler. Kk bir demet insan homurdanan motora sayglarn
sunmak zere kaldrmda topland. O akam btn takm Segouinin otelinde yemek yiyecekti
ve imdi de Jimmy ile evinde kalan arkada gidip giyineceklerdi. ki gen seyredenlerin
arasndan yol aarken araba da yava yava Grafton sokana doru ilerledi. Puslu yaz
akamnda ehir soluk k krelerini tepelerine asarken iki gen yaptklar iten tuhaf bir
hayal krkl duygusuyla kuzeye doru yrdler.
Jimmynin evinde bu akam yemei bir olay olarak duyurulmutu. Anne babann
titreimlerinde belirli bir gurur da karkt, ayrca da hzl ve rahat grnme istei, nk
byk yabanc kentlerin adlar hi deilse byle bir meziyete sahiptir. Giyinmesi
tamamlandnda Jimmynin grn ok k oldu, avluda papyonunun yakalarn son bir
kere eitlerken babas oluna ou zaman satn alnamayacak nitelikler salam olduu iin
ticari bir doyum bile duyuyor olabilirdi. Onun iin Villonaya ok dostluk gsterdi,
yabanclarn baarlarna gerek bir saygs olduunu tavrlaryla dile getirdi; ama ev
sahibinin bu incelikleri akam yemei konusunda keskin bir sabrszla kaplm durumda
olan Macar karsnda biraz boa gitmi olabilir.
Yemek harikayd, ahane. Segouinin ok incelmi bir zevki olduuna karar verdi Jimmy.
Yemekte ayrca Jimmynin Cambridgede Segouin ile birlikte grd Fouth adnda gen bir
ngiliz vard. Mum biiminde elektrik lambalaryla aydnlatlm ayr bir odada yiyorlard

yemeklerini. Bol bol ve teklifsiz konutular. Hayal gc canlanmaya balayan Jimmy


Franszlarn canl genliini ngilizin salam atsna zarif bir biimde sarmam gibi grd.
Beendi bu imgesini, zarif ve hakl buldu. Davet sahibinin sohbeti ynlendirmekteki ustaln
hayranlkla izliyordu. Be gencin hepsinin ayr zevkleri vard ve imdi dilleri zlmt.
Villona byk bir saygyla ngiliz madrigalinin gzelliklerini hafife aran ngilize anlatmaya
ve eski alglarn kaybolmasna hayflanmaya balamt. Rivierein Jimmyye Fransz
makinistlerin zaferlerini anlatmay stlenmesi belki srf laf olsun diye deildi. Macarn
gmleyen sesi romantik ressamlarn uydurma lavtalarn alaya alarak btn sofraya egemen
olmaya balamken Segouin takmn politika konusuna doru gtt. Bu zemin hepsine
uygun geldi. Ho etkiler altnda olan Jimmy babasnn kllenmi milliyeti tutkularnn iinde
uyanmaya baladn hissetti: uyuuk Routhu sonunda canlandrd. Oda iki kat snm,
Segouinin ii her an biraz daha glemeye balamt: kiisel bir srtme tehlikesi bile
belirdi. Uyank davet sahibi frsatn bulunca kadehini insanla kaldrd ve kadehler
dikildikten sonra da anlaml bir tavrla pencere at.
O gece ehir bir bakent maskesi taknmt. Be gen hafif kokulu bir duman bulutu iinde
Stephen ayn evresinde gezindiler. Yksek sesle ve neeyle konuuyorlar, pelerinleri
omuzlarndan sarkyordu. nlerinde insanlar kenara ekilip yol veriyordu. Grafton sokann
kesinde ksa boylu iman bir adam iki gzel hanm bir baka iman adamn
koruyuculuu altnda bir otomobile yerletirmekteydi. Araba gitti, ksa boylu iman adam da
grubu grd.
Andr.
Farleymi!
Bir konuma yaylm balad. Farley Amerikalyd. Neden konuulduunu kimse pek iyi
anlayamad. En ok patrty Villona ile Rivire yaptlar ama hepsi heyecanlydlar. Bir araba
evirdiler, kahkahalar arasnda sktlar iine. an seslerinin mzii eliinde artk yumuak
renkler halinde seilen halkn arasndan ilerlediler. Westland Rowda trene bindiler ve
Jimmyye sanki birka saniye sonra kendilerini Kingstown istasyonundan karken bulmular
gibi geldi. Biletleri toplayan adam Jimmyyi selamlad; yal bir adamd:
Gzel bir gece, deil mi, efendim?
Huzur veren bir yaz gecesiydi: liman ayaklarnn dibinde kararm bir aynay andryordu.
Kolkola girerek denize doru yrdler, Cadet Rousseli hep bir azdan syleyerek ve Ho! Ho!
Hohe, vraiment! dedikleri zaman ayaklarn yere vurarak.
Rhtmda bir sandala binerek Amerikalnn yatma doruldular. Yemek, mzik, iskambil
olacakt. Villona inanla konutu:
ok gzel!
Kamarada bir yat piyanosu vard. Villona, Farley ile Rivire iin bir vals ald, Farley
kavalye Rivire de dam rolnde. Sonra genlerin figrlerini hemen orackta icat ettii bir
square dans. Ne keyif! Jimmy kendine deni hevesle yapyordu; hayat grmekti ite bu, hi
deilse. Derken Farley soluk solua kald ve Yeter! diye bard. Bir adam hafif yemek getirdi
ieriye, genler de nezaketen masaya oturdular. Yemeseler de itiler: bohem bir hayatt.
rlandaya, ngiltereye, Fransaya, Macaristana, Amerika Birleik Devletlerine kadeh
kaldrdlar. Jimmy bir konuma yapt, uzun bir konuma, Villona da hep Bravo! Bravo! dedi,
her duraklamada. Otururken herkes el rpt. Herhalde iyi bir konuma olmutu. Farley srtn

yumruklayp yksek sesle gld. Ne keyifli insanlar! Ne kadar ho bir grup!


skambil! skambil! Sofra topland. Villona sessizce piyanoya geip onlara bir eyler ald.
tekiler bir oyunu bitirip brne balyorlard, kahramanca kendilerini atmlard servene.
Kupa Kzna da Karo Kzna da kadeh kaldrdlar. Jimmy bulank bir ekilde seyirci
eksikliinin bilincine vard: nkteler ok parlakt. Oyun ykseliyor, kartlar uuuyordu. Jimmy
kimin kazandn pek bilmiyordu, ama kendisinin kaybettiini biliyordu. Ama kabahat
kendindeydi, nk kartlarn aryor, hesabn onun yerine bakalar yapyordu. ok eker
heriflerdi, ama artk dursalar diye dnyordu; saat ok ge olmutu. Birisi de Newport
Gzeli adndaki yatn erefine kadeh kaldrd, derken bir bakas da son bir byk oyun
nerdi.
Piyano susmutu: Villona gverteye km olmal. Oyun ok kt gitti. Tam bitimine
doru ara verip ans ikisi itiler. Jimmy oyunun Routhla Segouin arasnda olduunu anlad.
Ne heyecan! Jimmy de heyecanlanmt. Kaybedecekti tabii. Acaba ne kadar tutmutu imdiye
kadar? Adamlar konuarak, ellerini kollarn savurarak ayaa kalktlar, son eli oynamak zere.
Routh kazand. Kamara genlerin naralaryla sarsld, ktlar destelendi. Kazandklarn
toplamaya baladlar. En ok kaybedenler Farley ile Jimmydi.
Sabah piman olacan biliyordu, ama imdilik memnundu, kendi budalaln rtecek
olan karanlk sersemleme halinden memnundu. Dirseklerini masaya dayayp ban da
ellerine yaslad, akaklarnn atn duyarak. Kamarann kaps ald, kuruni bir k huzmesi
iinde Macarn durduunu grd:
afak skt, beyler!

KI APKIN
Austos aynn klrengi, lk akam inmiti ehrin stne ve yaz hatrlatan yumuak lk
bir hava dolayordu sokaklar. Pazar dinlenmesi iin panjurlar kapal evleriyle sokak neeli
ve renkli bir kalabalkla dolup tayordu. inden aydnlanm inciler gibi sokak lambalar uzun
direklerin tepesinden, aada, biimini ve rengini durmadan deitirirken, lk klrengi
akam havasna deimeyen ve durmayan bir uultu gnderen canl dokuya k sayordu.
Rutland meydannn zerinden iki gen yoku aa geliyorlard. Birisi, uzun zamandr
srm bir monolou sona erdirmek zereydi. Yolun kenarndan yryen, bazan da
arkadann kabal yznden toprak yola inmek zorunda kalan br gen dinlediklerinden
memnun grnyordu. Ksa boylu, krmz yzlyd. Bandaki denizci kasketi, alnnn epey
gerisine kayklmt ve dinlediklerine bal olarak burnunun, gzlerinin ve aznn
kylarndan yzne srekli ifade dalgalar yaylyordu. Sarslan bedeninden kan hrltl
kahkaha salvolar birbirini izliyordu. Kurnazca bir honutlukla parldayan gzlerini sk sk
arkadann yzne eviriyordu. Boa greileri gibi bir omzuna att saydam
yamurluunu bir iki kere dzeltti. Pantolonu, beyaz lastik ayakkablar ve ftursuzca omzuna
att yamurluu genliin gstergeleriydi. Ama beli kalnlamt, sa azalm ve aarmt
ve ifade dalgalar gelip getikten sonra yzne viran bir grn geliyordu.
Hikyenin bittiine phesi kalmaynca yarm dakika kadar sreyle sessizce gld. Sonra,
Eh!.. Bu dl alr ite! dedi.
Sesinden kesinlik savrulup gitmi gibiydi; szn pekitirmek iin glerek ekledi:
Tek ve byk ve deyim yerindeyse recherche dl alr bu! Bunu syledikten sonra
ciddileip sustu. leden beri Dorset sokanda bir meyhanede konumaktan az yorulmutu
artk. ou kii Lenehan otlak bilirdi, ama bu kt nne ramen, beceriklilii ve gzel
konumas arkadalarnn ona kar genel bir politika oluturmalarna hep engel olmutu.
Meyhanede arkadalarndan bir grup grd m cesaretle yanlarna yaklar, topluluun
kysnda tetikte bekler, sonunda biri herkese birer kadeh smarlarken o da araya katlrd. Bir
sr fkra, ak sak mani ve bilmeceyle silahl, neeli bir serseriydi. Kabaln hibir eidine
kar duyarl deildi. Bu hain yaama sorununun altndan nasl kalktn kimse bilmiyordu,
ama at yar biletleriyle bir ilgisi olduu iitilirdi.
Peki, nereden buldun bu paray, Corley? diye sordu.
Corley dilini hzl hzl st dudanda gezdirdi.
Arkada, dedi, Akamn birinde Dame sokandan geerken Waterhouse saat kulesinin
altnda gzel bir yosma iliti gzme, gittim, iyi akamlar dedim, anlyorsun. Sonra kanal
evresinde yrmeye gittik; Baggot sokanda bir evde hizmetilik ettiini syledi. Kolumu
yle doladm, orasn burasn biraz elledim o gece. Sonra ertesi pazar da szleerek
bulutuk, dostum. Donnybrooka gittik, orada bir ayra gtrdm. Bir style kyormu bir
aralk... yiydi, arkada. Her gece sigara getiriyordu bana, tramvayda gidi dn parasn da o
dyordu. Bir gece de ok esasl iki puro getirdi; en iyi cins, ha. htiyarn itiklerinden...
Hamile kalr diye korkuyordum, arkada. Ama biliyordu korunmasn.
Belki evlenirsin sanyordur, dedi Lenehan.
siz olduumu syledim, dedi Corley. Pimde kalyorum dedim. Adm da bilmiyor. yle
adm syleyecek gz yok bende. Beni biraz kibar falan biliyor, anlyorsun ya.
Lenehan gene sessizce gld.

Btn dinlediklerim arasnda, dedi, bu kesin alr byk dl.


Corleynin admlar, iltifatn bilincine vardn belli ediyordu. riyar bedeninin
salnmasyla arkadan birka kere yoldan toprak yola hoplatp sratt. Bir polis mfettiinin
olu olan Corley babasnn yapsn ve admn almt. Elleri iki yannda, kendini dik tutarak
ve ban iki yana sallayarak yryordu. Ba kocaman, kresel ve yalyd; her trl havada
terlerdi; ve kafasna bir yana yatk olarak geirdii geni yuvarlak apkas bir ampuln iinden
bym bir baka ampul gibi grnrd. Geit resminde gidermi gibi her zaman dosdoru
ileri bakar, sokakta birinin arkasndan bakmas gerekse bedenini kaladan dndrmesi
gerekirdi. u sralar ehirde vakit geiriyordu. Ne zaman bir i boalsa arkadalarndan biri
haberi yetitirirdi. Sk sk sivil polislerle yrrken grlrd, hararetli hararetli konuarak.
Her iin i yzn bilir, son yargy vermekten holanrd. Arkadalarnn szlerine kulak
vermeden konuurdu. Sohbetlerinin konusu genellikle kendisiydi: o filanca kiiye ne demi,
filanca kii ona ne demi, o da sorunu zmek iin ne demiti. Bu diyaloglarn raporunu
verdikten sonra adnn ilk harfini Floransallar gibi seslendirirdi.
Lenehan arkadana bir sigara ikram etti. ki gen adam kalabaln arasndan yrmeye
devam ederken Corley iki de bir dnp geen kzlara glmsyordu, ama Lenehann gzleri
ifte bir aylayla evrelenmi kocaman solgun aya dikiliydi. Ay yzeyinden geen kuruni
alacakaranlk an dikkatle izliyordu. Nihayet konutu:
Yahu... Sylesene, Corley, kvrabilirsin sen bu ii, deil mi?
Corley cevap olarak bir gzn anlaml bir biimde krpt. Raz gelir mi dersin? diye
sordu Lenehan, biraz pheci. Bu kadnlara hi gven olmaz.
Bu tamam, dedi Corley. Ben onu yola getirmesini bilirim, arkada. Bana baya vurgun.
Tam en Lothario denecek adamsn, dedi Lenehan. Lotharionun has!
Tavrnn yaltakln biraz gideren hafif alayc bir havas da vard. Kendini kurtarmak iin
dalkavukluunu alayclk yorumuna ak brakma alkanln edinmiti. Ama Corleyde ince
alan bir kafa yoktu.
Hizmetiyle yaplmayacak ey yoktur, diye pekitirdi. Sen beni dinle.
Hepsini denemi adamn laf dinlenir, dedi Lenehan. Balangta kzlarla kyordum,
biliyor musun? dedi Corley, arkadana alarak; South Circular tarafndan kzlar. kardm
onlarla, tramvaya bindirip bir yerlere gtrrdm, tramvay parasn da ekerek, ya da mzikli
bir yere veya tiyatroda bir oyuna, ya da bu ekilde onlara ikolata, eker, yle bir eyler
alrdm. Yani baya para harcardm onlara, diye ekledi, inandrc bir tonla, kendisine
inanlmadnn farkndaym gibi.
Ama Lenehan pekl inanyordu; ciddi ciddi ban sallad. Biliyorum o numaray, dedi,
salaka bir itir.
Bari u kadarck faydasn grseydim, dedi Corley.
Al benden de o kadar, dedi Lenehan.
Yalnz bir tanesi, dedi Corley.
Dilini dolatrarak st dudan slatt. Hatrlad eyle gzleri parlad. O da artk iyice
perdelenen ayn solgun yuvarlana bakt, dnceye dalm gibiydi.
O... biraz iyiceydi, dedi, kederli kederli.
Yine sustu. Sonra ekledi:
imdi o da sokaa dt. Geen akam bir otomobilde iki herifle giderken grdm Earl

sokanda.
Bu da senin iin olmal, dedi Lenehan.
Benden nce de bakalar vard, dedi Corley, bir filozof tavryla.
Lenehan bu sefer inanmaya niyetli grnmyordu. Ban iki yana sallayp glmsedi.
Beni kandramayacan bilmelisin, Corley, dedi. Yemin ederim ki byle! dedi Corley.
Kendi syledi bana. Lenehan trajik bir jest yapt. Kalpsiz hain! dedi.
Trinity Kolejinin parmaklklar yan sra geerken Lenehan sokaa srad ve kulenin
saatine bakt.
Yirmi geiyor, dedi.
Vakit var, dedi Corley. Mutlaka gelir. Hep biraz bekletiyorum.
Lenehan sessizce gld.
Pes! Corley, sen bu ii biliyorsun, dedi.
Btn numaralarn bilirim onlarn, diye itiraf etti Corley.
yi ama sylesene, dedi Lenehan yeniden, ii sonuna kadar gtrebileceinden emin
misin? Biliyorsun, ince itir. O noktaya varnca fena halde cimrileirler. Ha?.. Ne dersin?
Parlak kk gzleri arkadann yznde garanti arad. Corley, asknt bir bcei kovmak
istercesine ban iki yana sallad, kalarn att.
Ben hakkndan gelirim, dedi. Sen bu ii bana brak, tamam m?
Lenehan artk stne varmad. Arkadann keyfini karp cehenneme kadar yolu
olduunun ve tlerine gerek duyulmadnn sylenmesini istemiyordu. Burada biraz
incelik gsterilmeliydi. Ama ok gemeden Corleynin kalar yerine geldi. Kafas baka bir
ynde almaya balamt.
Yollu bir yosma, dedi, maldan anlar bir tavrla; yola gelir bir yosma.
Nassau sokandan geip Kildare sokana saptlar. Bir gece kulbnn verandasna yakn
bir yerde yolun stnde bir arp durmu, kk bir dinleyici halkasna arp alyordu. Telleri
kaytszca ekiyor, zaman zaman her yeni gelenin yzne abuk abuk gz atyor, zaman
zaman da, gene bkkn bir tavrla, gkyzne bakyordu. Arp kendisi de, entarisinin dizine
kadar dm olduundan habersiz, yabanclarn baklarndan da, efendisinin ellerinden de
bkm grnyordu. Bir el bas tellerde Silent O Moyleun ezgisini alyor, br el her nota
grubundan sonra tiz tellerde geziniyordu. Havaya yaylan sesler derin ve dolu doluydu.
ki gen adam, arkalarndan izleyen yasl mzikle, konumadan getiler soka. Stephen
ayrna varnca yolun karsna getiler. Burada tramvaylarn grlts, klar ve kalabalkla
karlanca, sessizlikleri sona erdi.
ite orada! dedi Corley.
Hume sokann kesinde gen bir kadn bekliyordu. Mavi bir elbiseyle beyaz bir denizci
apkas giymiti. Elindeki emsiyeyi sallayarak kaldrmda duruyordu. Lenehan canland.
una bir gz atalm, Corley, dedi.
Corley arkadana yan yan bakarken yznde sevimsiz bir srtma belirdi.
Bana kazk atmaya m alyorsun? diye sordu.
Yok be! dedi Lenehan merte. Tantr demedik ya. Btn istediim yle bir grmek.
Yiyecek deilim.
Ha... Grmek mi istiyorsun? dedi Corley, biraz daha dosta. yi ya... Bak ne yapalm. Ben
yanna gidip konuurken sen de oradan geersin.

Oldu! dedi Lenehan.


Corley bir bacan zincirlerin stnden armken Lenehan seslendi:
Ya sonra? Nerede buluuruz?
On buuk, diye cevap verdi Corley br bacan da arrken.
Nerede?
Merrion sokann kesinde. Oradan dnyor oluruz.
Sana iyi anslar, dedi Lenehan vedalama yerine.
Corley cevap vermedi. Ban iki yana sallayarak azametle yrd. ri gvdesi,
yrynn rahatl, potinlerinin kard tok ses ona bir fatih edas veriyordu. Kadna
yaklat, selam vermeden konumaya balad. Kadn emsiyesini daha hzl sallayarak
topuklarnn stnde yarm dnler yapyordu. Bir iki kere Corley kulana eilip bir eyler
sylediinde glp ban edi.
Lenehan birka dakika seyretti. Sonra zincirin yanndan hzl hzl ve biraz uzaktan
yryerek yolu aprazlama geti. Hume sokana yaklarken havadan ar bir parfm kokusu
ald, gzleriyle de gen kadnn grnn hzl ve kaygl bir ekilde inceledi. Pazar gnne
gre giyinmiti. Mavi serj eteinin belinde siyah deri bir kemer vard. Beyaz bluzunun hafif
kuman bir raptiye gibi kavrayan kocaman gm kemer tokas bedeninin merkezini ezer
gibiydi. Sedef dmeli ksa siyah bir ceketle ypranm siyah bir boa vard stnde. Tl
yakasnn ular zenle datlmt ve bycek bir krmz iek demetini gsne tepe aa
inelemiti. Toplu ksarak ve kasl bedenini Lenehan beenerek szd. Yznde, tombul
krmz yanaklarnda ve utansz gzlerinde dobra dobra, biraz da kaba saba bir salkllk
grlyordu. Yznn izgileri ktt. Geni burun delikleri, honut bir glle alan dank
bir az ve iki kk di. Lenehan geerken kasketini kard bandan, on saniye kadar sonra
da Corley havaya bir selam verdi. Selam vermek iin elini anlam belirsiz bir biimde kaldrd
ve apkasnn duru asn dalgn dalgn deitirdi.
Lenehan Shelbourne oteline kadar yrdkten sonra durup bekledi. Biraz oyalandktan
sonra kendisine doru geldiklerini grd ve onlar saa sapnca o da arkalarndan gitti. Beyaz
ayakkablaryla, Merrion Meydannn bir kysndan hafif admlarla yryordu. Onlara ayak
uydurarak ar ar giderken Corleynin bann dakikada bir mil stnde dnen byk bir top
gibi gen kadna doru dnn izliyordu. Donnybrook tramvaynn sahanlna
trmanmalarna kadar gzledi onlar; sonra dnd, geldii yoldan yrmeye balad.
imdi yalnzken yz daha yal grnyordu. Neesi terk etmiti onu; Duke sokandaki
parmaklklara geldiinde elini parmaklk boyunca kaydrarak yrd. Arpnn ald havaya
uydurmaya balad hareketlerini. Yumuak tabanl ayaklar ezgiyi alarken, parmaklar da,
nota gruplarndan sonra, parmaklklarda eitlemeler yapyordu.
steksiz isteksiz Stephen ayrn dolanp Grafton sokana sapt. Gzleri iinden getii
kalabaln birok zelliklerini kaydediyordu ama iyice somurtkanlamt. Kendisine zevk
vermesi gereken bu eyleri kmsyor, onu cesur olmaya aran baklara cevap
vermiyordu. Bir sr laf etmesi, bulu yapmas ve elendirmesi gerektiini biliyor, beyninin
ve grtlann bu iin stesinden gelemeyecek kadar kuruduunu seziyordu. Corley ile yeniden
buluuncaya kadar saatleri nasl geirecei sorunu biraz kayglandryordu onu. Yrmeye
devam etmekten baka are dnemedi. Rutland meydannn kesine gelince sola sapt, bu
karanlk sessiz sokakta daha rahatlam buldu kendini, sokan kasvetli grn de kendi

ruh haline daha uygundu. Sonunda, zerinde beyaz harflerle Merubat Bar yazan yoksul
grnl bir dkknn vitrini nnde durdu. Vitrin camnda yatk harfli iki yaz daha vard:
Zencefilli Bira ve Zencefilli Ale. Byk bir tabak iinde kesilmi jambon sergileniyor, onun
yannda da hafif bir erikli kek paras yatyordu. Bu yiyecekleri epey bir zaman dik dik szd,
sonra, sokan iki ucuna dikkatle bakarak abucak dkkna girdi.
At, nk gnlsz iki barmene smarlad birka biskviden baka bir ey yememiti
kahvaltdan beri. ki ii kzla bir araba tamircisinin karsndaki rtsz tahta masaya
oturdu. Pasakl bir kz geldi sipariini almaya.
Bir tabak bezelye kaa? diye sordu.
Bir buuk peni, baym, dedi kz.
Bir tabak bezelye, dedi, bir ie de bira.
Kibar havasn yalanlamak istercesine kaba kaba konumutu, nk o ieri girince
konuanlar susmutu. Yz alev alevdi. Doal grnmek iin kasketini geri itip dirseklerini
masaya dayad. Tamirciyle ii kzlar onu tepeden trnaa szp inceledikten sonra ksk sesle
sohbetlerine devam ettiler. Kz bir tabak karabiberli ve sirkeli scak bezelye, bir atal ve bira
getirdi. Oburca yedi yemeini, ok da beendii iin dkkn zihninde kaydetti. Bezelyeyi
bitirdikten sonra birasn yudumlad ve Corleynin servenini dnerek bir sre oturdu.
Hayalinde iki sevgiliyi karanlk bir yolda yrrken canlandrd; Corleynin kaln sesinin enerjik
komplimanlar yaptn iitir, gen kadnn aznn yayk gln yeniden grr gibi oldu.
Bunlar grr gibi olmak kesesinin ve ruhunun yoksulluunu daha bir keskince duyurdu ona.
Orada burada srtmekten, eytann kuyruuna yapmaktan, kaypaklklardan, dalaverelerden
usanmt. Kasmda ya otuz bir olacakt. Hibir zaman iyi bir i bulamayacak myd? Hibir
zaman kendi evi olmayacak myd? Karsna oturacak scak bir ate, bana kecek gzel bir
akam yemei olmasnn gzelliini dnd. Arkadalaryla ve kzlarla yeterince arnlamt
sokaklar. Bu arkadalarnn ka paralk olduunu biliyordu: kzlar da biliyordu. Yaad
deerler yreini aclatrmt dnyaya kar. Ama btn umudunu da yitirmemiti. Yemek
yedikten sonra, yemeden ncekine gre daha iyi buldu kendini, daha az yorgun, ruhu daha az
yenik. Elinde azck nakit olan saf bir kzcaza rastlamay bir becerebilse, gene de scak bir
keye yerleip mutlu bir hayat yaayabilirdi.
Pasakl kza iki buuk peni deyip yeniden gezinmeye balamak zere lokantadan kt.
Capel sokana girip Belediye binasna doru yrmeye koyuldu. Sonra Dame sokana sapt.
George sokann kesinde iki arkadana rastlad, durup onlarla konutu. Yrmeye ara
verdiine sevinmiti. Arkadalar Corleyyi grp grmediini, son haberin ne olduunu
sordular. O da btn gn Corley ile geirdiini syledi. Arkadalar az konuuyordu. Gelip
geenlerin arkasndan bo bo bakyor, bazan da birini ekitiriyorlard. Bir tanesi, bir saat
nce Maci Westmoreland sokanda grdn syledi. Lenehan bir gece nce Macle birlikte
Egann yerinde olduunu syleyerek karlk verdi buna. Macin bilardo oyunundan biraz para
kazandnn doru olup olmadn sordu. Lenehan bunu iitmemiti: Eganda ikileri
Holohann smarladn syledi.
Ona eyrek kala arkadalarndan ayrlp George sokana girdi. Pazar yerinden sola sapp
Grafton sokana kt. Kzlarla delikanllarn kalabal seyrelmiti, sokaklarda yrrken
birok grup ya da iftlerin birbirlerine iyi geceler diledikleri alnyordu kulana. Cerrahlar
kolejinin saatine kadar yrd: tam onu alyordu. Admn hzlandrarak ayrn kuzeyine

yneldi, Corley erken dner diyeydi tela. Merrion sokann kesine varnca bir lambann
glgesine snd, saklad sigaralarndan birini karp yakt. Lambann direine yaslanarak
Corley ile gen aftosunun geleceini tahmin ettii tarafa dikti gzn.
Dnceleri yeniden canland. Corley nasl bu kadar baarl oluyor diye dnyordu.
Acaba istemi miydi imdiye kadar, yoksa sona m brakmt? Kendisi kadar arkadann
konumunun da btn sanclarn ve cokularn ekiyordu. Ama Corleynin ar ar dnen
kafasnn ans her nedense sakinletiriyordu onu: Corleynin bu ii kvracana gveniyordu.
Birdenbire Corleynin kz baka bir yoldan evine gtrp kendisini atlatabilecei geldi aklna.
Gzleriyle yeniden tarad soka; yoktular ortalkta. Ama kolejin saatine bakal yarm saat
gemi olmalyd. Corley yapar m bunu? Son sigarasn yakp sinirli sinirli imeye balad.
Tramvaylar meydann br ucunda durduka gzlerini ksp bakyordu. Baka yoldan dnm
olmalydlar. Sigarasnn kd ayrld, sverek frlatt sokan ortasna.
Birdenbire kendisine doru geldiklerini grd. Sevinle doruldu, lamba direinin
yanndan ayrlmakszn yrylerine bakarak sonucu tahmin etmeye alt. Hzl hzl
yryorlard, kadn ksa abuk admlar atyor, Corley de uzun admlaryla yan sra gidiyordu.
Birbirleriyle konumuyor gibiydiler. Sonucun sezgisi sivri bir aletin ucu gibi batt. Biliyordu
Corleyin beceremeyeceini; i kmayacan biliyordu.
Baggot sokana saptlar, o da teki patikaya girerek izledi onlar. Onlar durunca o da
durdu. Bir iki dakika konutular, sonra gen kadn bir evin merdivenlerinden inip ieri girdi.
Corley, merdivenin biraz tesinde, durup bekledi. Birka dakika geti. Sonra giri kaps
yavaa, ihtiyatla ald. Bir kadn basamaklar koarak inip ksrd. Corley dnp ona
yaklat. Geni gvdesiyle bir iki saniye gizledi onu, sonra kadn merdiveni karken yeniden
grnd. Kap arkasndan kapand, Corley de hzl hzl Stephen ayrna doru yrmeye
balad.
Lenehan da ayn ynde seirtti. Birka damla yamur serpitirdi. Bu ona bir uyan gibi geldi
ve grnmediini kesinletirmek iin kadnn girdii eve bir kez daha dnp baktktan sonra
heyecanla yolun br yanna kotu. Endiesinden ve komaktan soluk soluayd. Seslendi:
Hey, Corley!
Corley kimin seslendiini grmek iin dnp bakt, sonra nceki gibi yrmeye devam
etti. Lenehan, bir eliyle omzundaki yamurluu dzelterek kotu arkasndan.
Hey, Corley! diye seslendi yeniden.
Arkadayla ayn hizaya gelerek yzn dikkatle inceledi. Bir anlam karamad.
Ee? dedi. Nasl gitti?
Ely Meydannn kesine gelmilerdi. Corley hl cevap vermeden sola dnd ve bir yan
sokaa sapt. Yz izgileri hain bir durgunluk iindeydi. Lenehan arkadana ayak uyduruyor,
sk sk soluyordu. Afallamt, sesinde bir tehdit tonu atlad.
Sylesene yahu, dedi. Denedin mi?
Corley ilk sokak lambasnda durup dmdz ileri bakt. Sonra ciddi bir jestle bir elini a
uzatp glmseyerek elini at, mezine gsterdi. Avcunda kk bir altn para parlyordu.

PANSIYON
Mrs Mooney bir kasabn kzyd. Aklndan geenleri sakl tutmay bilen bir kadnd; karar
karar bir kadn. Babasnn rayla evlenmi, Spring Gardens yaknlarnda bir kasap dkkn
amt. Ama kaynatas lr lmez Mr Mooney de zvanadan kt. iyordu, kasay
yamalyordu, tepetaklak borca batyordu. Yemin ettirmenin yarar yoktu: birka gn
gemeden yeniden balyordu. Mterilerin nnde karsyla kavgaya tutuarak, etin
ktsn alarak ii batrd. Bir gece de elinde satrla kovalad karsn, kadn o gece bir
komuda yatmak zorunda kald.
Bundan sonra ayr yaamaya baladlar. Kadn papaza gitti, ondan ayr oturma izni
kartt, ocuklarn bakmn da stne ald. O adama artk ne para verirdi, ne yemek, ne de
oda; bylece adam erif yardmcl iine girmek zorunda kald. Klksz ve kambur, ufak tefek
bir ayya haline geldi, yz beyaz, kk, pembe damarl, frtlak gzlerinin zerinde kalemle
izilmi gibi duran kalar beyaz, byklar beyaz; sabahtan akama icra memurunun
brosunda oturuyor, i kmasn bekliyordu. Kasaplk iinden kurtarabildii paray ekip
Hardwicke sokanda bir pansiyon iletmeye balayan Mrs Mooney ise iri yar, grnyle
insan etkileyen bir kadnd. Pansiyonunun yzer gezer bir nfusu vard; ou Liverpool veya
Isle of Manden gelme turistler, bazan da mzikhol artistleri. Srekli nfusu ise ehirden
ktipler oluturuyordu. Kadn pansiyonunu kurnazca, hem de ayan salam basarak
yrtyordu, ne zaman borca izin vereceini, ne zaman sert, ne zaman yumuak
davranacan biliyordu. Evde kalan btn gen beyler Madam diye anard onu.
Mrs Mooneyin gen beyleri yemek ve yatak karl (yemekteki bira hesabn dndayd)
haftada on be ilin dyorlard. Ortak zevkleri ve uralar olduu iin birbirleriyle pek sk
fkydlar. Gzdelerle yabanc saylanlarn ne kadar ans olduunu tartrlard aralarnda.
Madamn olu Jack Mooney Fleet sokanda bir komisyoncu acentesinde yazclk yapyordu
ve etin ceviz olmakla n yapmt. Ak sak akalar yapmaktan holanrd: eve de genellikle
gece yansndan sonra gelirdi. Ne zaman arkadalarna rastlasa anlatacak iyi bir hikyesi
olurdu ve her zaman iyi bir iin stndeydi. - Yani, k bir atn ya da k bir artistin. Bokstan
anlar, mizahi arklar da sylerdi. Pazar geceleri ok zaman Mrs Mooneyin n taraftaki
salonunda toplanlrd. Mzikhol artistleri de ltfedip gelirlerdi bu toplantlara; Sheridan vals
ve polka alar, arklara notasz elik ederlerdi. Madamn kz Polly Mooney de ark sylerdi:
Sylediklerinden biri yleydi:
Ben yaramaz bir kzm.
Bilmez gibi yapma:
Bilirsin pekl.
Polly on dokuz yanda ince yapl bir kzd; ak renk yumuack salar, kk ama dolgun
bir az vard. Yeile alan gri gzlerini biriyle konuurken yukar kaldrmak gibi bir huyu
vard, onun iin de kk ve aksi bir Madonnaya benziyordu. Mrs Mooney nceleri kzn bir
tahl acentesine daktilo olmak zere koymutu, ama iki gnde bir klksz bir erif yardmcs
kapya dayanp kzma iki ift laf sylemek iin izin istemeye balaynca kz yeniden eve alm,
ev ii retmiti. Polly canl bir kz olduuna gre, ama gen adamlarla tanmasn
salamakt. Ayrca, gen adamlar yaknlarda bir gen kz olduunu bilmekten holanrlar.

Polly, tabii, delikanllarla flrt ediyordu, ama yarglar salam olan Mrs Mooney delikanllarn
sadece vakit geirdiklerinin farkndayd: hibirinin niyeti ciddi deildi. Hayat bir sre byle
devam etti, derken Mrs Mooney kz yeniden broya gndermeyi dnmeye balamken
Polly ile delikanllardan birinin arasnda bir eyler dndn fark etti. kisini gzleyip
iinden durumu tartt.
Polly de gzetlendiinin farkndayd, ama gene de annesinin srarl sessizliini yanl
anlamaya imkn yoktu. Ana kz arasnda ak bir ibirlii, ak bir anlama yoktu, ama
pansiyon halk olay konumaya baladktan sonra da Mrs Mooney duruma mdahale etmedi.
Pollynin davranlar tuhaflamaya balamt, adamn da tedirgin olduu belli oluyordu.
Sonunda, gerekli ann geldiine karar verince Mrs Mooney olaya kart. Satr ete nasl
muamele yaparsa o da manevi sorunlar yle ele alrd: bu olayla ilgili olarak da kararn
vermiti.
Yaz banda gneli bir pazar sabahyd, scak bir gn olacana benziyordu ama imdilik
serin bir rzgr esmekteydi. Pansiyonun btn pencereleri akt ve tl perdeler kalkk
erevelerin altndan hafif hafif sokaa doru balonlanyordu. George Kilisesinin an kulesi
srekli ses yayyor ve dindarlar, tek tek ya da gruplar halinde, kilisenin nndeki kk
meydandan geiyor, eldivenli ellerindeki kk ciltlerle olduu kadar arbal tavrlaryla da
amalarn aa vuruyorlard. Pansiyonda kahvalt bitmi, kahvalt odasndaki masa yumurta
sars lekeli ve beykn krntlaryla dolu tabaklarla kaplanmt. Mrs Mooney hasardan
yaplma salncakl sandalyesine oturmu, hizmeti Marynin sofray toplamasn izliyordu. Sah
gn piecek ekmek tatls iin Maryye ekmek krntlarn ve kabuklarn toplamasn syledi.
Masa temizlenip ekmek krntlar toplanp ekerle tereya yerli yerine konup kilitlendikten
sonra, bir nceki gece Pollyyle balad grmeyi yeniden dnmeye balad. Her ey
kendi kukuland gibiydi. O sorularn dobra dobra sormu, Polly de cevaplarn dobra dobra
vermiti. kisi de biraz tutukturlar konuurken, elbette. Kendi tutukluu haberi fazla
hogrl bir tavrla renmemek ya da iin iinde su orta gibi grnmemek isteinden
ileri geliyordu. Polly ise bu gibi imalar onu hep tutuklatrd iin tutuk deildi yalnzca, ayn
zamanda kendi bilge masumiyeti iinde annesinin hogrsnn ardnda yatan niyeti
sezdiinin anlalmasn da istemiyordu.
Mrs Mooney, aklndan getikleri arasnda George Kilisesinin anlarnn sustuunu fark
eder etmez igdsel bir ekilde minenin stnde duran kk yaldzl saate bakt. On biri
on yedi geiyordu: Sorunu Mr Doran ile grp on ikide Marlborough sokana yetimesine
bol bol vakit vard. Kazanacana gveniyordu. Bir kere, btn toplumsal yarglarn arl
ondan yanayd: hakszla uram bir anne olarak. Ona ats altnda barnma izni vermi,
bunu yaparken de erefli bir insan olduunu varsaymt, oysa o bu konukseverlii ktye
kullanmt. Otuz drt, otuz be yalarnda olmalyd, yani genlik de mazeret olamazd;
tecrbesizliini de ne sremezdi, nk epey grm geirmi bir adamd. Aka Pollynin
genliinden, deneysizliinden yararlanmt: buras ak. nemli olan: nasl tamir edecekti
durumu?
Byle bir olayn tamir edilmesi gerekir. Adama gre hava ho: hibir ey olmamasna
ekip gidebilir, alaca keyfi aldktan sonra, ama kzn yk tamas gerek. Baz anneler biraz
para karlnda olanlar yutup oturmaya raz olabilir; ylelerini biliyordu. Ama o byle
davranamazd. Kznn namusunun lekelenmesi: onca bir tek yoldan tamir edilebilirdi:

evlenerek.
Maryyi Dorann odasna gnderip kendisiyle grmek istediini bildirinceye kadar
btn kozlarn hesap etti. Kazanacana gveniyordu. Ciddi bir adamd, brleri gibi
patrtc, serseri tavrl deil. Mr Sheridan ya da Mr Meade ya da Bantam Lyons olsa, ii
gleirdi. Onun ise dedikoduya dayanamayacana inanyordu. Pansiyonda herkes bir eyler
biliyordu; kimileri ayrnt bile icat etmilerdi. stelik, on yldan beri byk bir Katolik
arap tccarnn yannda alyordu ve kimbilir, byle bir dedikodu iini kaybetmesine de yol
aabilirdi. Buna karlk, raz olursa her ey dzelecekti. Bir kere iyi bir maa olduunu
biliyordu, bir kenarda epey birikmi bir eyi olduundan da pheleniyordu.
Neredeyse buuk oldu! Kalkp duvar aynasnda kendini szd. Geni krmz yzndeki
kararl ifade houna gitti, tand, kzlarn kocaya vermeyi baaramayan baz anneleri geirdi
aklndan.
Bu pazar sabah Mr Doran gerekten de ok tasalyd. ki kere tra olmaya girimiti ama
eli ylesine titriyordu ki vazgemiti. gnlk kzlms sakal enesini evreliyordu; iki
dakikada bir buuland iin gzln karp mendiliyle siliyordu. nceki gece zorland
itirafn ans keskin bir ac salyordu iine; papaz olayn btn vr zvr ayrntlarn almt
azndan ve sonunda gnahn o kadar bytmt ki bir onarm frsat tannmasna kran
duyacak duruma gelmiti. Olan olmutu. imdi onunla evlenmek ya da kamaktan baka are
yoktu. Pikinlikle geitirilecek gibi deildi. Olayn dedikodusu yaplacak, iveren de mutlaka
renecekti. Hrltl sesiyle ihtiyar Mr Leonardn Mr Doran buraya gnderin, ltfen, diye
seslendiini telal zihninde iitir gibi olduka yrei hop deyip azna geliyordu.
Bunca yllk meslek hayat, bouna! Btn alkanl, zeni harcanp gitmiti! Genliinde
o da kurtlarn dkmt, elbette; zgr dnceli olmakla vnm, meyhanede
arkadalarna Tanrya inanmadn sylemiti. Ama bunlar hepsi geip gitmiti artk...
hemen hemen. Her hafta Reynolds Newspaper alyordu hl, ama din grevlerini de yerine
getiriyor, yln onda dokuzunda dzenli bir hayat yayordu. Birikmi paras vard, bununla ev
kurabilirdi; sorun bu deildi. Ailesi kz uygun bulmayacakt. Her eyden nce o sfli babas
vard, ayrca annesinin pansiyonu da bir eit hret ediniyordu. Tuzaa drldn sezer
gibiydi. Arkadalarnn olay konuup gltklerini grr gibi oluyordu. Kz biraz bayayd,
aslnda; yemein yasn filan dedii oluyordu. Ama onu gerekten seviyor olsa,
dilbilgisinden ne kar? Bu kzn yaptndan tr onu sevmeli mi, ona kzmal m, buna bir
trl karar veremiyordu. Tabii kendisi de yapmt. gds ona serbest kalmasn,
evlenmemesini sylyordu. Evlendin mi iin bitiktir, diyordu ona.
Gmleini, pantolonunu giydikten sonra aresizlik iinde yatana oturup dnrken kz
yavaack kapsn tklatt ve ieri girdi. Her eyi anlatt, nasl annesine btn olup bitenleri
sylemek durumunda kaldn ve annesinin bu sabah onunla konuacan. Alayarak
kollarn boynuna dolad.
Ah, Bob! Ne yapacam? Ne yapacam? diyerek. ntihar etmeyi dndn syledi.
Titrek bir ekilde avuttu onu, alamamasn syledi, her eyin dzeleceini,
korkmamasn. Kzn gsndeki tela kendi gmleinde duyuyordu.
Bu iin olmu olmas bsbtn onun suu deildi. Bekr adamn o tuhaf, sabrl belleiyle,
ok iyi hatrlyordu kzn elbisesinin, soluunun ve parmaklarnn ilk sereserpe okaylarn.
Sonra bir gece, tam yatmak zere soyunurken kapsn vurmutu, ekingence. Kendi mumu

rzgrdan snd iin, onunkinden yakmak istemimi. Kzn da banyo akam. Desenli
flanelden bol bir bornoz giymiti. Tyl terliklerinin bittii yerden grnen bilei bembeyaz
parlyor, parfml cildinin gerisinde kannn kaynad belli oluyordu. Mumunu yakp
yerletirirken ellerinden ve bileklerinden de hafif bir parfm kokusu geliyordu.
ok ge dnd geceler oydu yemeini stan. Gece vakti. Btn pansiyon uyurken,
onunla ba baa, ne yediinin bile farkna varamazd. Ve o dncelilii! Gece souk, rutubetli,
rzgrlysa mutlaka bir marapa pun hazrlam olurdu. Belki de mutlu olurlard birlikte...
Ayaklarnn ucuna basa basa karlard st kata, ikisinde de birer mum ve nc
sahanla gelince istemeye istemeye iyi geceler dilerlerdi birbirlerine. prlerdi. ok iyi
hatrlyordu gzlerini, elinin dokunuunu ve kendi ba dnmelerini...
Ama ba dnmesinin de sonu gelir. Kzn szn tekrarlad, ama kendi iin: Ne
yapacam? Bekrlk igds kendini ele vermemesini sylyordu. Ama gnah bir kez
ilenmiti; kendi namus duygusu bile byle bir gnahn tamir edilmesi gerektiini
anlatyordu ona.
Yatan yannda yan yana otururlarken Mary kapya gelip aada Madamn onu grmek
istediini bildirdi. yice aresizlemi olarak, yeleiyle ceketini giymek iin ayaa kalkt.
Giyinince kzn yanna gidip avutmaya alt. Her ey dzelecekti, korkmasnd. Braktnda
kz yataa yumulmu, alyor ve hafif hafif inliyordu: Allahm!
Merdivenlerden inerken gzl iyice buuland iin karp silmesi gerekti. Dam delip
umak, bu derdi bir daha iitmeyecei baka bir lkeye gitmek istiyordu, ama bir kuvvet onu
basamak basamak itmekteydi. verenin ve Madamn amansz suratlar tedirginliine
bakyordu. Son merdivenden inerken barna bast iki bira iesiyle kilerden gelen Jack
Mooneynin yanndan geti. Souk bir tavrla selmlatlar; gen n gzleri bir iki saniye
sreyle kt bir buldog suratyla bir ift ksa ve kaln kola takl kald. Merdivenin dibine eritii
zaman dnp yukar baknca Jackin odasnn kapsnda kendisini seyrettiini grd.
Birden o geceyi hatrlad: mzikhol artistlerinden biri, ufak tefek sarn bir Londral.
Pollyye biraz ak sak bir laf arptrmt. Jackin deliye dnmesi stne toplant neredeyse
dalyordu. Herkes onu yattrmaya almt. Mzikhol artisti her zamankinden biraz daha
solgun, glmsemesini srdrmeye alyor, kt bir ey sylemek istemediini
belirtiyordu; ama Jack kim kz kardeine byle oyunlar oynayacak olursa dilerini dkp
yutturacan baryordu.
Polly daha bir sre yatan kysnda oturup alad. Sonra gzlerini kurulayp aynaya bakt.
Su ksesinde havlunun ucunu slatp gzlerini souk suyla serinletti. Profilini gzden geirip
kulann stndeki sa tokasn dzeltti. Sonra gene yataa dnp ayakucuna oturdu.
Yastklar uzun uzun seyretti, grnleri aklnda gizli, dosta anlar uyandrd. Ensesini
karyolann souk demirine yaslayp hayal kurmaya balad. Yznde grnr bir tedirginlik
yoktu.
Sabrla bekliyordu, neredeyse neeli, rkntsz; anlar umutlara ve gelecek hayallerine
dnmeye balamt. Umutlar ve hayalleri ylesine iie gemiti ki hl bakt beyaz
yastklar artk grmyor ve herhangi bir ey beklediini de hatrlamyordu.
Sonunda annesinin seslendiini iitti. Ayaklanp trabzana kotu.
Polly! Polly!
Evet, anne?

Aaya gelir misin, canm? Mr. Doran seninle konumak istiyor.


O zaman neyi beklediini hatrlad.

KK BIR BULUT
Sekiz yl nce arkadan North Walldan uurlam, talihinin ak olmasn dilemiti.
Gallaher da ilerlemiti hayatta. Gezmi grm havasndan, k kesimli tvit takmndan,
korkusuz konumasndan bir bakta anlalyordu. Onun kadar yetenekli az adam bulunurdu,
onun gibi baardan marmayan ise daha bile az. Yrekli oland Gallaher, baary hak
etmiti. Byle bir dostu olmak insana kvan veriyor.
leden beri Kk Chandlerin akl fikri Gallaherla bulumasnda, Gallahern arsnda
ve Gallaherin yaad koca Londra ehrinde. Kk Chandler derlerdi ona nk, orta
boyludan az ksa olduu halde insana ufak tefek bir adam izlenimi verirdi. Elleri beyaz ve
kk, yaps elimsiz, sesi hafif ve tavrlar inceydi. Ak renk, ipeksi sayla byna zenle
bakar, mendiline de pek azck esans damlatrd. Yarm ay gibi trnaklar kusursuzdu, glnce
de bir sra ocuksu beyaz di gze arpard.
Kings Innsde masasnda otururken bu sekiz yln getirdii deiiklikleri dnyordu.
Yoksul ve partal bir halde tand arkada imdi Londra basnnda prl prl bir kii olmutu.
Bktrc yazma iine sk sk ara verip bro penceresinden dar bakyordu, ilerlemi
sonbaharn gn batm lts imenli baheleri ve patikalar rtyordu. Banklarda uyuklayan
pasakl dadlarn, ykk dkk ihtiyarlarn zerine mfik bir altn toz saana yadryordu;
kprdayan btn biimlerin tepesinde titreiyordu: lk la akll yollarda kouan
ocuklarn ve baheler arasndan geen herkesin. Manzaray seyrederek hayat dnd; ve
(hayat stne dnnce hep olduu gibi) hznlendi. Yumuak bir melankoli kaplad iini.
Kadere kar mcadelenin bounaln duydu, nk bunca adan ona miras kalan bilgelik
yk buydu.
Evinde raflarda duran iir kitaplarn hatrlad. Bekrlk gnlerinde almt onlar ve ou
akamlar hole alan kk odada otururken bunlardan birini raftan indirip karsna yksek
sesle bir ey okumak gelmiti iinden. Ama utangal hep engel olmutu; kitaplar da
raflarnda kalmt bylece. Bazan birka dizeyi kendi kendine syler, bununla avunurdu.
Saat alnca ayaa kalkt, masasndan ve yazc arkadalarndan hibir ayrnty ihmal
etmeden ayrld. Dzgn ve alak gnll grnyle Kings Innsin feodal kemerinin
altndan belirdi, hzl admlarla Henrietta sokan geti. Altn gn batm solmaya balam,
hava serinlemiti. Bir sr kirli ocuk sarmt soka. Yol ortasnda duruyor ya da kouyor,
esner gibi ak duran kaplara doru merdivenlerde srnyor ya da fareler gibi eiklerde
meliyorlard. Kk Chandler onlara hi aldrmad.
Bu minik haarats hayatn arasndan ve Dublinin eski soylularnn bir vakitler sefa
srd somurtkan ve hortlams maliknelerin glgesinden ustalkla syrlarak yrd.
Gemiin hibir ans demiyordu ona, nk akl u andaki bir sevinle doluydu.
Corlesse hi gitmemiti, ama bu adn deerini biliyordu. Tiyatro sonras buraya gidilip
istiridye yendiini, iki iildiini biliyordu; orann garsonlarnn Franszca ve Almanca
konutuunu da sylemilerdi. Geceleyin yanndan hzl hzl geerken, nnde k arabalarn
durduunu, kavalyelerin elik ettii pahal elbiseli hanmlarn abucak inip ieri girdiini
grmt. Grltl elbiseler ve st ste allar, krkler. Yzleri pudral olurdu ve ayaklar yere
deer demez, rkm Atalantalar gibi, eteklerini yukar ekerlerdi. Ban evirip bakmadan
gemiti hep. Gndzleri bile sokakta hzl yrmeye almt, onun iin gece kendini sokakta

buldu mu endieli ve heyecanl bir yry tuttururdu. Ama bazan da korkusunun


nedenleriyle sanki flrt ederdi. En dar ve en karanlk sokaklar seer, cesaretle ilerlerken, adm
seslerini evreleyen sessizlik onu korkutur, gezinen, sessiz siluetler tedirgin ederdi; bazan da
ksk bir kahkaha patlamas yaprak gibi titretirdi onu.
Capel sokana dorularak saa dnd. Londra basnndan Ignatius Gallaher! Hay Allah,
kimin aklna gelirdi sekiz ay nce? Gene de, imdi gemii dnnce Kk Chandler
arkadanda birok byklk iareti grdn hatrlayabiliyordu. phesiz, o sralar
birtakm serseri denebilecek adamlarla dp kalkyordu; ok ier, nne gelenden bor
alrd. Sonunda karanlk bir ie bulamt, bir para alverii: hi deilse, kamasn byle
aklayanlar olmutu. Ama yeteneini kimse inkr etmiyordu. Bir ey vard... nsan istemese
bile etkileyen bir yan vard Ignatius Gallaherin. Dirsekleri yrtlsa, paraszlktan akln
karacak noktaya da gelse panie kaplmazd. Kk Chandler Ignatius Gallaherin keye
skmken syledii szlerden birini hatrlad (ve bu an ile yz gururdan hafife kzard):
Birinci devre bitti, ocuklar, derdi umursamazca. Hele akl klahm bir giyeyim.
te size Ignatius Gallaher; Allah kahretsin, gel de hayran kalma.
Kk Chandler admlarn sklatrd. Hayatnda ilk kez, Capel sokann donuk
zarafetsizliine isyan ediyordu ruhu. Su gtrr yan yoktu bunun: baarya ulamak
istiyorsan gideceksin buradan. Dublinde hibir ey yapamazsn. Grattan Kprsn
geerken nehrin aasndaki rhtmlara bakt, bodur, zavall evlere acd. Bir serseri etesini
andryorlard, nehir kysna gelip omuz omuza oturmular; pejmrde paltolar kir ve kurum
kapl, gn batmnn panoramas karsnda akna dnm bir durumda gecenin ilk ayaznn
gelip onlar drtmesini bekliyorlar sanki, kalknp bir yerlere yollanmak zere. Bu dncesini
dile getirecek bir iir yazp yazamayacan dnd. Belki Gallaher yardmc olur, bir Londra
gazetesinde yaymlatabilirdi. yle zgn bir ey yazabilir miydi? Hangi dnceyi dile
getirmek istediini pek bilemiyordu, ama iirsel bir ann ona dokunduu fikri bir yavru umut
gibi canland iinde. Yoluna kahramanca devam etti.
Her adm onu Londraya biraz daha yaklatryordu, kendi arbal ve sanat d
hayatnn uzana. Zihninin ufkunda bir k titremeye balad. O kadar yalanmamt - otuz
iki. Tam olgunlamann eiinde saylabilirdi. inden iirle anlatmak istedii yle ok ruh hali
ve izlenim vard ki. inde duyuyordu bunlar. Bir air ruhu olup olmadn anlamak iin
ruhunu tartmak geldi iinden. Mizacnn vurgulu notas melankoli idi, kendi yorumunca, ama
gelip giden bir iman ve kendini brakma ve sade bir sevinle dengelenen bir melankoli. Bir iir
kitabnda bunu dile getirebilse belki de insanlar ona kulak verirdi. Hibir zaman popler
olamayacakt: bunu grebiliyordu. Kalabalklar sarsamayacakt, ama kendi duygularn
paylaan kk bir evreye syleyecei eyler olabilirdi. iirlerinin melankolik tonundan
tr belki de ngiliz eletirmenleri onu Kelt okulundan biri olarak grrlerdi; ayrca, iirine
antrmalar da serpitirecekti. Kitabyla ilgili tantmalara cmleler, ibareler icat etmeye
balad. Mr Chandler rahat ve zarif bir syleyi yeteneine sahip... Durgun bir keder kaplam
bu iirleri... Kelt tonu. Yazk, ad ok benzemiyordu Mandal adlarna. Belki de soyadndan
nce annesinin adn koymak daha iyi olacakt: Thomas Malone Chandler, daha da iyisi: T.
Malone Chandler. Bunun szn edecekti Gallahera.
Hayaline yle dalmt ki sapaca soka geip geri dnd. Corlesse yaklanca nceki
tela bastrlamaz hale geldi ve kararsz bir tavrla kapda duraklad. Sonunda kapy ap ieri

girdi.
erisinin ndan ve grltsnden bir sre kapda kalakald. evresine baknd ama
onca krmz yeil arap kadehinin ltsndan gz kamamt. erisi insan doluydu ve
insanlarn tuhaf tuhaf kendisine baktn sanyordu. abuk abuk saa sola gz att (geliini
ciddi bir havaya sokmak iin yzn de hafife asmt), ama gzleri biraz alnca kimsenin
ona bakmadn grd: ve ite, Ignatius Gallaher da oradayd, iki bacan ayrp srtn bara
yaslam olarak.
Merhaba; Tommy, koca herif, nihayet geldin! Ne iersin? Ne olsun? Ben viskiden
gidiyorum: kanaln br yakasnda itiimizden daha iyi buradaki. Soda? Lithia? Maden suyu
istemiyorsun, ha? Ben de yle. Tadn bozuyor... Hey, garson, iki tek malt viskisi ver bize, oldu
mu aslanm?.. Eee, ne var ne yok grmeyeli beri? Hay Allah, nasl da yalanyoruz? Bende
gryor musun yallk belirtisi, ha, ne dersin? Biraz aard salar, tepeden de biraz alyor,
deil mi?
Ignatius Gallaher apkasn karp byk ve ksa sal bir ba sergiledi. Yz dolgun, soluk
ve matrutu. Mavimtrak arduazrenkli gzleri yznn salksz solukluuyla kontrast yapyor
ve parlak turuncu kravatla belirleerek parlyordu. Bu rakip zellikler arasnda dudaklar fazla
uzun, ekilsiz ve renksiz grnyordu. Ban edi, iki sevecen parmak bann tepesindeki
seyrelmi salar okad. Kk Chandler syleneni yalanlamak zere sallad ban. Ignatius
Gallaher apkasn yeniden giydi.
nsan ypratyor, dedi, gazetecilik hayat. Ko dur, her an, yazdn haberi ararsn,
bazan da bulamazsn: sonra, her zaman yeni bir ey syleyeceksin. Provalarn da,
mrettiplerin de can cehenneme, diyorum, birka gnlne. ok sevindim biliyor musun
memlekete dndme. yi geliyor insana, az bir ey tatil yapmak. u gzelim, pasakl Dubline
geleli yeniden dirildim sanki... ite geldi, Tommy. Su? Yeter de.
Kk Chandler viskisinin bir hayli sulandrlmasn onaylad.
Sen bu iin yolunu bilmiyorsun, olum, dedi Ignatius Gallaher. Ben sek ierim.
Genel olarak ok az iiyorum, dedi Kk Chandler, alak gnll. Eski dostlardan birine
rastlayacak olursam, krk ylda bir tek iiyorum, o kadar.
yle olsun, dedi Ignatius Gallaher, neeyle, haydi eski gnlere, eski tanlara ve ikimize
ielim.
Bardaklar tokuturup itiler.
Bugn eski takmdan bazlarn grdm, dedi Ignatius Gallaher. OHara ktlemi gibi.
Ne i yapyorlar?
Hibir ey, dedi Kk Chandler. yice kapp koyverdi.
Ama Hogan kendini salama alm galiba, deil mi?
Evet, toprak komisyonunda.
Bir gece Londrada tosladk, kafas kyakt baya... Zavall OHara! kiden herhalde, ha?
Baka eyler de var, dedi Kk Chandler, ksaca. Ignatius Gallaher gld.
Tommy, dedi, bakyorum hi deimemisin. Hani pazar sabahlar bam arr, dilim
paslanm olurdu, sen de bana nutuk atardn, hl ayn adamsn. Senin de biraz u dnyay
dolaman gerek. Hi ktn m yolculua?
Man adasna gittim, dedi Kk Chandler.
Ignatius Gallaher gld.

Man adas! dedi. Londraya, Parise gitsene: daha iyisi Paris. Bak bu sana iyi gelirdi.
Sen grdn m Parisi?
Grdm m, hh! Az srtmedim orada.
Dedikleri kadar gzel mi? diye sordu Kk Chandler. Ignatius Gallaher bir dikite
bardan bitirirken o da bir yudum ald.
Gzel mi? diye tekrarlad Ignatius Gallaher, kelimeyi ve ikisinin tadn tartarak. O kadar
da gzel deil, orasna bakarsan. Yani, gzel tabii... Ama Pariste hayat nemli olan; nee olsun,
hareket olsun, heyecan olsun, Paris gibi ehir yoktur...
Kk Chandler da viskisini bitirdi ve biraz uratktan sonra barmenin bakn
yakalamay baard. Aynsndan bir tane daha istedi.
Moulin Rougea gittim, diye devam etti Ignatius Gallaher, barmen bardaklarn
gtrrken, btn o bohem kahvelere gittim. Bela yer! Senin gibi dindar heriflere gre deil,
Tommy.
Barmen iki dolu bardakla dnnceye kadar Kk Chandler azn amad: o zaman
arkadann bardana hafife dokunarak ayn eylerin erefine imeyi nerdi. Biraz hayal
krklna uram gibiydi. Gallahern konumas, ifade tarz houna gitmemiti. Daha nce
gzne arpmayan bir bayalk vard arkadanda. Ama belki de Londrada basnn
hareketlilii ve rekabeti iinde yaamasnn bir sonucuydu sadece. Eski kiisel sevimlilii
vard hl bu cafcafl tavrnn ardnda. Ne de olsa, yaamt Gallaher, dnya grmt. Kk
Chandler biraz kskanarak bakt arkadana.
Pariste her ey bir enlik, dedi Ignatius Gallaher. Hayatn tadn karmasn biliyor
onlar - hakl da deiller mi sence? Doru drst elenmek istiyorsan Parise gideceksin. Hem
bak, Mandallar orada ok revata, rlandal olduumu renince az kalsn yiyorlard beni.
Kk Chandler ikisinden drt be yudum iti.
Anlatsana, dedi, ey doru mu?.. yani Parisin anlatld kadar ahlaksz olduu?
Ignatius Gallaher sa koluyla geni bir jest yapt.
Her yer ahlaksz, dedi. Tabii Pariste zel durumlar var. renci balolarna gidersen,
rnein. ok neeli olur, hele cocottelar geveyip kendilerini braknca. Biliyorsun deil mi, ne
olduklarn?
ittim, dedi Kk Chandler.
Ignatius Gallaher viskisini iip bitirdi ve ban sallad. Ah, ah, dedi, sen ne dersen de.
Parizyenler gibi kadn dnyada yoktur - giyimleri, rahatlklar.
yleyse ahlaksz bir ehir, dedi Kk Chandler, aadan ald halde steleyerek Yani, Londra veya Dubline kyasla?
Londra m? dedi Ignatius Gallaher. Birinin alt katysa yarm dzine tekinden karr.
Sen Hogana sor, olum. Geldii zaman bir para gstermitim ona Londray. O aar senin
gzn... Baksana, Tommy, u viskiyi pun haline getirmesene: dik unu.
Bilmem ki...
Haydi canm, bir tanecikten ne olur? Ne olsun? Gene ayn m?
yi ya... Peki.
Franois, aynsndan... Yakar msn, Tommy?
Ignatius Gallaher tabakasn kard. ki arkada purolarn yaktlar ve ikileri gelinceye
kadar konumadan tttrdler.

Bak, sana bir ey syleyeyim, dedi Ignatius Gallaher, iine sakland duman bulutlarnn
arasndan syrlarak bir sre sonra, Bu dnyann ivisi km. Ahlakszlk diyorsun! Neler
iitmiimdir - iitmek ne demek? - Neler grmmdr: ne ahlakszlklar
Ignatius Gallaher dnceli dnceli pofurdatt purosunu, sonra durmu oturmu bir
tarihi tavryla yabanc lkelerde ayyuka km bulunan ahlakszlktan arkadana tablolar
izmeye balad. Birok bakentin gnahlarn zetledi; birincilii Berline verir gibiydi.
Anlattklarndan bazlar stne yemin edemezdi (sadan soldan iitmiti), ama elbette
kiisel deneyleri de olmutu. Ne rtbeyi balad ne snf. Ktadaki din kurumlarn birok
srlarn aklad ve yksek sosyetede moda haline gelen eyleri de anlattktan sonra olduka
ayrntl bir ekilde bir ngiliz desinin hikyesini aktararak szn bitirdi. Doru olduunu
bildii bir hikyeydi bu; Kk Chandler afallamt.
Ya, ite, dedi Ignatius Gallaher, Bizim bu Dublin kynde bu ilerden kimsenin haberi
yoktur.
ok skc buluyor olmalsn, dedi Kk Chandler, grdn btn bu yerlerden sonra.
Eh, dedi Ignatius Gallaher, buraya gelmek de tatil gibi bir ey, biliyor musun? Hem ne de
olsa, anavatan, hani, derler ya. nsan ister istemez seviyor, insan yaradlnda var... yi ama
biraz kendini anlatsana. Hogan dedi ki... evlilik mutluluunun meyvelerini tatmsn. ki yl
oluyormu, yle mi?
Kk Chandler kzard, glmsedi.
Evet, dedi. Geen mays bir yl dolmutu.
En iyi dileklerimi sunmak iin ok ge kalmadm, umarm, dedi Ignatius Gallaher.
Adresini bilmiyordum, yoksa o zaman kutlardm.
Elini uzatt, Kk Chandler da skt bu eli.
Ee,Tommy, dedi. Sana ve ailene her trl mutluluk dilerim, eski dostum, tonlarla da
paran olsun ve hi lme sakn, ben seni vurana kadar emi. te sana iten bir dostun, eski bir
dostun dilekleri. Bunu biliyorsun, deil mi?
Bilmez olur muyum, dedi Kk Chandler.
oluk ocuk? dedi Ignatius Gallaher. Kk Chandler yeniden kzard. Bir ocuumuz
oldu, dedi.
Kz m olan m?
Olan.
Ignatius arkadann srtn gmbr gmbr dvd. Bravo, dedi, senden bakasn
beklemezdim zaten, Tommy.
Kk Chandler glmsedi, akn akn bardana bakt, beyaz ocuksu n diiyle alt
dudan srd.
Dnmeden nce bir akamn bizimle geirmeni isterdim, dedi. Karm seninle
tanmaktan ok memnun olur. Biraz mzik filan da...
Gerekten ok teekkr ederim dostum, dedi Ignatius Gallaher, keke daha nce
karlasaydk. Ama yarn gece ayrlyorum.
Bu gece, acaba?..
Kusuruma bakma, dostum. Bu gece burada birine sz verdim, ok da uyank bir ocuk,
birlikte bir yere gideceiz, kt oynamaya. Bu olmasayd...
Evet, bu durumda...

Ama kimbilir, dedi Gallaher incelikle, Buzu krdk bir kere. Belki gelecek yl uzanrm bu
tarafa. Yalnzca ertelemi oluruz bylece.
yi ya, dedi Kk Chandler, bir dahaki geliinde birlikte bir akam geirmeliyiz. Bunda
anlatk, tamam m?
Tamam, anlatk, dedi Ignatius Gallaher. Gelecek yl gelirsem, parole dhonneur.
Pazarlmz perinlemek iin, dedi Kk Chandler, imdi bir tek daha ielim.
Ignatius Gallaher kocaman bir altn saat karp bakt.
Son olsun ama, dedi. nk biliyorsun, bir randevum var.
Evet, evet, elbette, dedi Kk Chandler.
Haydi yleyse, dedi Ignatius Gallaher, son bir tane ekelim deoc an doruis olarak - nasl,
dilimizi de unutmamz ha?
Kk Chandler smarlad ikileri. Az nce yznde bagsteren kzarklk imdi srekli
yerleme durumundayd. Ufack bir ey yeterdi kzarmasna: imdiyse hem kzm, hem de
heyecanlanmt. tek viski arpm, Gallahern sert purosu da akln iyice kartrmt,
nk alk deildi ve dayankszd. Sekiz yl sonra Gallaherla karlama serveni, Corlesste
klar ve grltler arasnda kendini Gallaherla ba baa bulmas, Gallahern hikyelerini
dinleyip ksa bir sre iin Gallaherin serazat ve zafer dolu hayatn paylamas, duygulu
yaradlnn dengesini bozmutu. Kendi hayatyla arkadann hayat arasndaki kartl
keskin bir biimde duyuyordu, stelik ona bir hakszlk gibi grnyordu bu. Aile bakmndan
da, eitim bakmndan da Gallaherdan stnd. Arkadann yaptndan, yapabileceinden
daha iyi bir ey yapabileceinden, frsatn bulsa ucuz bir gazetecilikten daha yksek bir
eyler baaracandan phesi yoktu. Neydi ona engel olan? u talihsiz ekingenlii! Bir
ekilde kendini dorulamak, adam olduunu gstermek istiyordu. Gallahern arsn niin
geri evirdiini anlyordu. Gallaher nasl ziyaretiyle rlandaya tepeden bakyorsa dostluuyla
da kendisine tepeden bakyordu.
Barmen ikilerini getirdi. Kk Chandler bardaklardan birini arkadann nne itti,
brn de kahramanca eline ald.
Kimbilir? dedi, kadehleri kaldrrken. nmzdeki yl geldiinde Bay ve Bayan Ignatius
Gallahern mutluluuna ve uzun mrne kadeh kaldrma zevkine eriebilirim belki. Kadehini
yudumlama durumunda olan Ignatius Gallaher bardan kenarndan bir gzn anlaml bir
biimde yumdu. meyi bitirince kararl bir ekilde dudaklarn aplatt, barda koyup
konutu:
Sen ondan yana hi korkma, olum. nce bir kurtlarm dkeyim, hayat biraz greyim,
sonra balarm bam - balayacak olursam tabii.
Bir gn olur, dedi Kk Chandler, sakin bir tavrla. Ignatius Gallaher turuncu kravatyla
arduvazmavisi gzlerini dostuna doru dndrd.
yle mi dersin? dedi.
Kz bulunca herkes gibi senin de ban balanr, dedi Kk Chandler, direnerek.
Tonu biraz vurgulu kt iin kendini ele verdiini sezdi; ama yznn kzarkl artt
halde arkadann gzlerine bakarken gzn karmad. Ignatius Gallaher bir sre onu
szdkten sonra konutu:
Bir gn byle bir ey olursa, son kuruun da kalsa bahse girebilirsin ki yle kdalk
falan olmaz. Ben parayla evlenmeye kararlym. Ya bankada esasl bir hesab olur, ya da bana

yaramaz.
Kk Chandler ban sallad.
Ne yani, dedi Ignatius Gallaher, bir hm, biliyor musun sen? Azmdan bir kabul sz
ksn, yarn, kadn da bende para da. nanmyor musun? iyi ya, ama ben biliyorum. Yzlerce ne yz yahu?- binlerce zengin Almanla Yahudi var, uvalla paralar, hepsi de can atarlar... Sen
biraz bekle, olum. Bak bakalm nasl oynuyorum kozlarm. Ben bir ie girdim mi salam
girerim, tamam m? Bekle de gr bakalm. Kadehi azna gtrd, dikti ikisini, yksek sesle
gld.
Sonra daha dnceli bir tavrla nne bakt ve sakinlemi bir sesle devam etti:
Ama acelem yok. Beklesinler biraz. Kendimi tek bir kadna balamaktan holanmyorum,
anlyor musun?
Azyla bir ey tadar gibi yapt, yzn buruturdu. Bayatlar sonra, dedi.
* * *
Kk Chandler, kucanda ocuk, hole alan odada oturuyordu. Para artrmak iin
hizmeti tutmuyorlard, ama Annienin kk kz kardei Monica sabahlar bir saat kadar,
akamlar da bir saat kadar gelip yardm ediyordu. Ama Monica oktan evine dnmt.
Dokuza eyrek vard. Kk Chandler aya ge kalm, stelik Bewleyden Annienin istedii
kahveyi almay da unutmutu. Onun iin tabii Annienin keyfi kakt ve ksa, ters cevaplar
veriyordu. ay olmasa da olur dedi ama kedeki dkknn kapanma saati yaklanca gidip
yz gram ay ve bir kilo eker almaya karar verdi. Uyuyan ocuu hop diye kucana
tututurdu:
Al. Sakn uyandrma.
Kk bir beyaz porselen abajur masann stnde yanyor, boynuzdan erevesi olan
bir fotoraf aydnlatyordu. Annienin fotoraf. Kk Chandler bakt resme, smsk kapal
etsiz dudaklar daha uzun szd. Bir cumartesi ona armaan olarak ald ak mavi yazlk
bluzu giymiti. On ilin on bir peniye almt bunu; ama ne byk bir utangalk azabna mal
olmutu! Ne kadar ac ekmiti o gn, dkkn boalana kadar dkknn kapsnda beklemiti,
tezghtar kz nne kadn bluzlar yarken tezghn nnde rahat grnmeye almt,
kasada paray verirken parann st bir peniyi almay unutmu, kasadaki kadn onu
arkasndan arm, sonunda dkkndan karken paketin iyi balanp balanmadna bakar
gibi yaparak yznn kzarmasn gizlemiti. Bluzu eve getirince Annie onu pm, ok k ve
modaya uygun bulmutu; ama fiyatn renince bluzu masaya frlatt, byle bir eye on ilin
on bir peni istemenin dolandrclk olduunu syledi. nce geri gtrmeye kalkt, ama giyip
baknca da ok beendi, en ok da kollarnn kesimine, ve onu pp kendisini dnd iin
teekkr etti.
Hm!..
Fotoraftaki gzlere souk souk bakt, onlar da souk souk cevap verdiler. phesiz
gzeldi gzler, yz de gzeldi. Ama kat bir ey sezinliyordu. Niye bu kadar kaytsz ve
hanmefendi tavrl? Gzlerin durmu oturmuluu sinirine dokundu. Onu itiyor, ona meydan
okuyorlard: tutku yoktu hi, coku yoktu. Gallahern anlatt zengin Yahudi kadnlar
dnd. O koyu arkl gzleri diye dnd, nasl tutku dolu, ehvetli bir istekle doludurlar!..

Niye evlenmiti fotoraftaki gzlerle?


Bu soruyla kendine geldi ve sinirli sinirli baknd odaya. Evine taksitle ald gzel
eyalarda baya bir ey vard. Annie kendisi semiti bunlar, dolaysyla onu
hatrlatyorlard. Fazla resm, fazla donuktu onlar da. Hayatna kar souk bir fke kabard
iinde. Bu kk evinden kaamaz myd? Gallaher gibi kahramanca yaamay denemeye ok
mu ge kalmt? Londraya gidemez miydi? Daha eyalarn taksiti bitmemiti. Bir kitap
yazabilse, yaymlayabilse, bu aabilirdi yolunu.
Masada, nnde Byronun iir kitab vard. ocuu uyandrmamak iin dikkatle sol elini
uzatp at, kitaptaki ilk iiri okumaya balad:
Rzgrlar sustu ve akamn kasveti durgun,
Zephyr bile kprdamyor koruda,
Margaretimin mezarnda ben durmuum
iekler serperek sevdiim tozlara.
Duraklad. Kouun ritmi odada evresinde yaylr gibiydi. Ne kadar melankolikti! O da
byle yazabilir miydi, ruhundaki melankoliyi koukla dile getirebilir miydi? Betimlemek
istedii o kadar ok ey vard: birka saat nce Grattan Kprsndeki duyumlar, rnein. O
ruh haline bir kere daha girebilse...
ocuk uyanp alamaya balad. iiri brakp onu susturmaya alt: ama susmuyordu.
Kucanda sallamaya balad, gene de alama durmad. Daha hzl sallarken bir yandan da
gznn ucuyla ikinci ktaya bakyordu:
Bu dar hcrede uzanm ondan kalan toprak,
O toprak ki bir zaman...
Bouna. Okuyamyordu. Bir ey yapamyordu. ocuun ulumas kulann zarn deliyordu.
Bounayd, bouna! Mebbete mahkmdu. fkeden kollar titredi ve birdenbire ocuun
yzne eilerek bard:
Kes!
ocuk bir an durdu, bir korku spazm geirdi, sonra lk la barmaya balad. O
zaman koltuktan frlayp kucanda ocukla aa yukar dolamaya koyuldu. ocuk ackl bir
ekilde hkryor, drt be saniye soluu kesiliyor, sonra yeniden haykryordu. Odann ince
duvarlarnda yanklanyordu sesi. Yattrmaya altka daha bir kvranarak hkryordu.
ocuun gerilmi, titreyen yzne baknca korkmaya balad. Kesintisiz yedi hkrk sayd ve
korku iinde ocuu gsne bastrd. Ya ldyse!..
Kap gm diye ald, gen bir kadn soluk solua girdi ieri.
Ne oldu? Ne oldu? diye bard:
Annesinin sesini kapan ocuk hkrmaktan boulacak gibi oldu.
Bir ey yok, Annie... Bir ey yok... Alamaya balad da...
Kadn paketlerini yere frlatp ocuu ondan kapt.
Ne yaptn ona? diye bard, fkeyle bakarak yzne. Kk Chandler bu baka bir an
dayanabildi, sonra gzlerdeki nefrete arpnca yrei kapand. Kekelemeye balad: Bir ey

yok... ey... alamaya balad... ey yapmadm... Bir ey yapmadm... Ne demek yani?


Kadn ona hi aldrmadan odada aa yukar yryor, ocua sk sk sarlp
mrldanyordu:
Kk adamm benim! Benim kk adamcm! Korktun mu sen? Tamam, geti!
Kuzucuk! Anasnn kck kuzusu! Geti ite!
Kk Chandler yanaklarnn utanla yandn duydu ve lamba nn dna kt.
ocuun alama krizinin gitgide dinmesine kulak verdi; ve pimanlk gzyalar dolutu
gzlerine.

SURETLER
Zil bir hmla ald; Miss Parker aletin bana gidince, keskin bir Kuzey rlanda ivesiyle
biri fkeyle haykrd: Farrington buraya yollayn!
Miss Parker makinesinin bana dnerken masasnda oturup yaz yazan birine,
Mr Alleyne sizi yukarya aryor, dedi.
Adam can cehenneme! diye mrldanp sandalyesini geri iterek ayaa kalkt. Ayaa
kalknca uzun boylu ve ok iri csseli olduu grld. Sarkk bir surat vard, koyu arap rengi;
kalar ve byklar ise sarnd. Hafif patlak gzlerinin aklar kirli gibiydi. Tezghn menteeli
ksmn kaldrarak mterilerin bulunduu tarafa geti ve arln belli eden admlarla
brodan kt.
Gene ar admlarla trmand merdiveni ve ikinci sahanla eriince zerinde Mr. Alleyne
yazl pirin bir levha asl kapnn nnde durdu. Trmanmaktan ve skntdan puflayarak
kapy vurdu, ieriden tiz bir ses haykrd:
Adam, Mr Alleynein odasna girdi. Ayn anda da, sinekkayd tral, altn ereveli gzlkl
ufak tefek bir adam olan
Mr Alleyne dosya ynnn zerinden hzla ban kaldrd. Kafa ylesine pembe ve
tyszd ki ktlarn zerine konmu iri bir yumurtay andryordu. Mr Alleyne bir an
kaybetmedi:
Farrington? Ne demek bu? Niin her zaman senden ikyeti olmak zorundaym? Bodley
ile Kirway arasndaki szlemenin kopyasn niin kartmadn sorabilir miyim? Sana saat
drde kadar hazr olmas gerektiini sylemitim.
Ama Mr Shelley dedi ki, efendim...
Mr Shelley dedi ki, efendim... ltfen benim dediime kulak verin, Mr Shelleynin dediine
deil, efendim. Her zaman ii serecek bir mazeret bulursun. Bu akama kadar szleme kopyas
kmazsa olay Mr Crosbieye bildireceim... Anlald m?
Evet efendim.
Szm dinliyor musun?.. Ha, bir kk sorun daha var! Ha sana sylemiim ha duvara,
hi fark yok. Son olarak sylyorum, yemek tatili bir buuk saat deil yarm saattir. Ka tabak
yemen gerekiyor, merak ediyorum... Anlyor musun?
Evet efendim.
Mr Alleyne yeniden ban nndeki kt ynna edi. Adam, Crosbie ve Alleynein
ilerini yrten bu cilal kelleye bakakald, salamln ler gibi. Grtlana birka saniye
sreyle bir fke spazm takld, sonra geti, ardnda keskin bir susamlk duygusu brakarak.
Adam tand bu duyumu ve bu gece esasl bir iki ihtiyac duyacan anlad. Ayn ortasn
gemilerdi, kopyay zamannda karrlarsa Mr Alleyne vezneye bir deme kd
gnderebilirdi. Kt ynna eilen kafaya takl bakyla, kprtsz duruyordu orada.
Birdenbire, Mr Alleyne, bir ey arar gibi btn ktlar altst etmeye balad. O zaman, sanki
adamn varlndan o ana kadar haberi yokmuasna, yeniden kaldrd ban.
Ee? Akama kadar orada duracak msn? Vallahi, Farrington, hi skya sokmuyorsun
kendini!
Bekliyordum...
yi iyi. Beklemene gerek yok. n aa, iini yap.
Adam ar ar kapya yneldi, odadan karken arkasndan Mr Alleynein szleme

kopyas akama kadar tamamlanmazsa Mr Crosbienin durumdan haberi olacan


haykrdn iitti.
Aa kattaki broda masasna dnp daha yazlmas gereken sayfalar sayd. Kalemini
alp mrekkebe daldrd ama son yazd kelimelere alk alk bakmaktan baka bir ey
yapmad: Adgeen Bernard Bodley hibir durumda... Akam oluyordu, birka dakika sonra gaz
lambalarn yakacaklard: o zaman yazabilirdi. Grtlandaki susuzluu yattrmas
gerektiini dnd. Masasndan kalkp gene tezghn br tarafna geti. Kapdan karken
ba yazcnn soran gzleriyle karlat.
Bir ey yok, Mr Shelley, dedi adam, parmayla yolculuunun hedefine doru iaret etti.
Ba yazc apkala bakt, ama srann tamam olduunu grnce bir ey sylemedi. Adam
sahanla kar kmaz, cebinden ekose bir oban kasketi karp kafasna geirdi ve sallantl
merdivenden hzla indi. Sokak kapsndan knca keye kadar sinsi sinsi duvar dibinden
yrd, sonra bir kapdan ieri dald. ONeillin dkknnn lo gizliliinde gvenliydi artk;
barn iine bakan kk pencereyi koyu arap ya da koyu et rengi, alev alev yzyle
doldurarak seslendi:
Haydi Pat, bir siyah bira doldur bana.
Barmen bir bardak siyah bira getirdi. Adam bir yudumda biray dikip bir de karanfil istedi.
Mangr, barmenin karanlkta bulmas iin tezgha brakp girdii gibi sinsice kt bu
kuytuluktan.
Koyu bir sisin eliinde karanlk, ubat akamn doldurmutu ve Eustace sokann
lambalar yanyordu. Adam duvara srtnerek broya kadar geldi, kopyay vaktinde bitirip
bitiremeyeceini dnyordu. Merdivenden karken nemli ve keskin bir parfm kokusu
burnunu selamlad: kendisi ONeilldeyken Miss Delacour gelmi olmalyd. Kasketini yeniden
cebine tktrd ve dalgn grnmeye alarak ofise girdi.
Mr Alleyne seni aryordu, dedi ba yazc, serte. Neredeydin?
Adam tezghn yannda duran iki mteriye bakt, onlarn varl cevap vermesini
engelliyormu gibi bir havayla. Mterilerin ikisi de erkek olduu iin bayazc gld.
O numaray biliyorum, dedi. Bir gnde be kere biraz... Neyse sen imdi hemen toparlan
ve Delacour davasnn yazmalarn Mr Alleynee gtr.
Herkesin nnde sylenen bu szler, merdiven trmanma, ylesine aceleyle diktii bira
adam afallatmt; isteneni bulmak iin masasna oturduunda be buuktan nce szleme
kopyasn karmann ne kadar umutsuz olduunu anlad. Karanlk slak gece yaklayordu ve
bu geceyi barlarda, gaz lambas nda ve tabak anak patrts arasnda, arkadalaryla
ierek geirmek istiyordu. Delacour yazmalarn alp ofisten kt. Mr Alleynein son iki
mektubun eksik olduunu anlamayacan umuyordu.
Nemli keskin parfm Mr Alleynein odasna kadar havaya sinmiti. Miss Delacour Yahudi
grnl orta yal bir kadnd. Mr Alleynein onda ve parasnda gz olduu sylenirdi.
Broya sk sk geliyor, gelince de uzun kalyordu. Adamn yazhanesinin yannda oturuyordu
imdi de parfm kokular arasnda, emsiyesinin sapn outurarak ve apkasndaki upuzun
siyah ty sallayarak. Mr Alleyne koltuunu ona doru evirmi, sa ayan da apknca sol
dizinin stne koymutu. Adam yazma dosyasn masaya brakp saygyla eildi, ama ne Mr
Alleyne ne de Miss Delacour selamna aldr etmediler. Mr. Alleyne parman yazma
dosyas stnde tklatp dosyay hafife oynatt. Tamam, gidebilirsin, der gibi...

Adam alt kata inip yeniden masasna oturdu. Bitmemi cmleye byk bir dikkatle bakt:
Adgeen Bernard Bodley hibir durumda... ve adamn iki adnn da ayn harfle balamasnn ne
kadar tuhaf olduunu dnd. Ba yazc Miss Parker acele ettiriyordu, mektuplar postaya
yetiecek zamanda tape etmesi iin. Adam birka dakika yaz makinesinin tkrtsn dinledi,
sonra kendi kopyasn bitirmeye giriti. Ama akl banda deildi, meyhanenin n ve
grltsn dnp duruyordu. Tam scak pun iecek bir akam. Yazmaya devam ediyordu,
ama saat bei vurduunda daha yazlacak on drt sayfa vard. Allah kahretsin! Bitmeyecek
vaktinde. Yksek sesle svp saymak, bir eyleri yumruklamak istedi. yle fkelenmiti ki
Bernard Bodley yazacana Bernard Bernard yazd ve btn sayfaya yeniden balamas
gerekti.
Btn broyu tek eliyle pataklayacak kadar gl hissediyordu kendini. Bedeni bir eyler
yapma, dar frlayp iddete bavurma, iddet iinde yuvarlanma isteiyle kavruluyordu.
Hayatnn btn onursuzluklar tepesini attryordu... Veznedardan zel olarak bir avans
isteyemez miydi? Yok, veznedarda i yoktu, bir boka yaramazd: vermezdi avans... ocuklar
nerede bulacan biliyordu: Leonard ve OHalloranla Nosey Flynn. Duygusal yapsnn
barometresi kesin bir cmb gsteriyordu.
Bu dncelere ylesine dalmt ki iki kere adyla arld halde iitmedi. Mr Alleyne ile
Miss Delacour tezghn dnda durmular, btn yazclar da olacaklar seyretmek iin
balarn evirmi, bakyorlard. Adam masasndan kalkt. Mr Alleyne aalama dolu bir
tirada balam, iki mektubun eksik olduunu sylyordu. Adam bunlardan haberi olmadn,
aslna uygun bir kopya kardn anlatt. Tirad devam etti: ylesine ac ve sertti ki adam
yumruunu karsndaki kuklann kafasna indirmemek iin kendini zor zaptediyordu.
Bundan baka iki mektuptan hi haberim yok, dedi alk alk.
Hi -haberin-yok. Elbette hi haberin yok, dedi Mr Alleyne. Syle bana, diye ekledi, nce
yanndaki hanmn onayn almak zere ona bir gz atarak, sen beni aptal yerine mi
koyuyorsun? Tam bir budala olduumu mu sanyorsun? Adamn gz hanmn suratndan
yumurta biimli kafaya, sonra yeniden kadnn yzne kayd, kendi dahil farkna varmadan,
dili yerinde bir an yakalamt:
Bu soruyu bana sormamalydnz efendim.
Yazclarn soluu kesildi. Herkes afallam (nktenin sahibi de komular kadar armt
aslnda) ve iyi niyetli bir insan olan Miss Delacour aka glmeye balamt. Mr Alleyne bir
yaban gl gibi kzla kesti, az bir ccenin gazabyla gerildi. Yumruunu adamn yzne
doru yle sallyordu ki yumruk elektrikli bir makinenin tokma gibi titremeye balamt.
Kstah herif! Seni kstah herif! Senin iini bitireceim imdi! Bak grrsn! Ya bu
kstahln iin zr dileyeceksin ya da bu an brodan defolup gideceksin! Defolacaksn imdi
anlald m, ya da benden zr dileyeceksin! Bronun karsnda bir kap aralnda durmu,
veznedarn yalnz kp kmayacan bekliyordu. Btn yazclar ktlar, sonunda veznedar
ba yazcyla birlikte kt. Ba yazcyla birlikte olunca ona bir ey sylemenin anlam yoktu.
Adam durumun yeterince kt olduunu seziyordu. Kstahl dolaysyla Mr Alleyneden
aalk bir biimde zr dilemek zorunda kalmt, ama bronun kendisi iin bir ar
kovanndan fark kalmayacan biliyordu. Mr Alleynein kendi yeenini almak iin kk
Peakei nasl kovaladn hatrlyordu. Hrs ve kin doluydu ii, boaz kurumutu, kendinden
ve herkesten nefret ediyordu. Mr Alleyne bir dakika rahat vermeyecekti artk, hayat

cehennem olacakt. Bu sefer tam bir budalalk yapmt. Dilini tutamaz myd, iinden dalga
geerek? Ama bandan beri rast gitmemiti ilikileri, Mr Alleynele; Higginsle Miss Parker
elendirmek iin Kuzey rlanda ivesini taklit ederken Mr Alleynein onu iittii gnden beri;
buydu iin balangc. Higginsden isteyebilirdi belki paray, ama Higginsin ona verecei bir
ey olmazd. ki ev idare eden adam, ne verebilirdi ki... ri bedeninin meyhane rahatl
zlemiyle sancdn duydu gene. Sis tmeye balamt; ONeilldeki Pat bor verir mi diye
dnd. Verir de bir ilinden fazla vermez - bir ilin de ie yaramaz. Ama nereden bulacaksa
bulmal biraz para: son peniyi siyah biraya vermiti ve biraz daha beklerse para bulacak yer
de kalmayacakt. Anszn, saatinin zinciriyle oynarken, Fleet sokanda Terry Kellynin tefeci
dkkn geldi aklna. Tamam, ite bu kadar! Niye daha nce gelmedi aklma?
Temple Barn dar ara sokandan hzl hzl geti, kendisi keyifli bir gece geirecei iin
hepsinin cehenneme kadar yolu olduunu mrldanyordu kendi kendine. Terry Kellynin
dkknndaki adam be ilin dedi ama kasadaki alt iline raz oldu; sonunda resmen alt ilin
tututurdular eline. Sevinle kt tefeciden, paralar parmaklar arasnda kule yaparak.
Westmoreland sokanda kaldrmlar iten dnen adamlar ve kadnlarla doluydu, gazeteci
veletler de akam basklarnn adlarn bararak kouuyorlard. Adam geiyordu kalabaln
iinden, manzaray genel olarak gururlu bir honutlukla seyrediyor ve sekreter kzlar pek
yukardan szyordu. Kafas tramvay anlarnn ve slklar alarak geen troleybslerin
grltleriyle dolmu, burun delikleri duman kvrmlanan pun kokusunu almaya balamt
bile. Yrrken, ocuklara olay nasl anlatacan kuruyordu kafasnda:
O zaman, yle bir baktm tepeden aa -hi bozmadan, anlyorsun ya, sonra kadna
baktm. Sonra gene herife baktm- acele etmeden yani. Bu soruyu bana sormamalydnz,
dedim.
Nosey Flynn her zamanki kesinde oturuyordu Davy Brynen yerinde; hikyeyi
dinledikten sonra imdiye kadar iittii en gzel nkte olduunu syleyip bir yarm smarlad
Farringtona. Sonra Farrington da ona bir tane smarlad. Biraz sonra OHalloranla Paddy
Leonard da geldiler ve hikye onlara da anlatld. OHalloran herkese scak bira smarlad ve
Fownes sokanda Callann yannda alrken ba yazcya verdii cevabn hikyesini anlatt;
ama bu cevap egloglardaki liberal obanlarn tarznda olduu iin Farringtonn cevab kadar
zekice olmadn itiraf etti. Bunun stne Farrington ocuklara bunu cilalayp yenisini
smarlamay nerdi.
Tam istedikleri zehirlerin adn sylerken ieriye Higgins gelmez mi! Tabii onun da
tekilere katlmas gerek. Adamlar bir de onun anlatmasn istediler, o da bunu byk bir
canllkla yapt, nk be kk scak viskinin manzaras pek heyecan vericiydi. Mr Alleynein
yumruunu Farringtona sallamasnn taklidini yapnca bei de kahkahalarla gldler. Sonra
da Farringtonn taklidini yapt, te benim tetiim, klm kprdatmadan, diyerek; Farrington
da ar kirli gzleriyle topluluu szyor, glmsyor, arada bir de alt dudayla byna
yapan iki damlalarn emiyordu.
Bu tur da bitince durakladlar. OHallorann paras vard, ama br ikisinde bir ey
kalmam gibiydi; bylece btn grup biraz zntl bir ekilde meyhaneden ayrld. Duke
sokann kesinde Higginsle Nosey Flynn sola saptlar, br yse yeniden ehir iine
dnd. Souk sokaklarda ince ince yamur yayordu; Ballast ofisine vardklarnda Farrington
sko barn nerdi. Bar kalabalkt, az ve bardak sesiyle grltlyd. adam kapnn

nnde vzldanan kibrit satclarnn yanndan geip tezghn kesinde kk bir grup
oluturdular. Fkralar anlatmaya koyuldular. Leonard onlar Tivolide akrobat ve bir eit her
kalba uyar artiste olarak alan Weathers adnda gen bir adamla tantrd. Farrington
herkese birer iki smarlad. Weathers bir kk rlanda viskisiyle Apollinaris karm
ieceini syledi. Neyin ne olduu hakknda kesin kanlar olan Farrington teki ocuklara da
Apollinaris isteyip istemediklerini sordu; ama ocuklar scak iki imek istediklerini
sylediler. Konuma tiyatro konularna kayd. OHalloran birer iki smarlad, sonra
Farrington birer tane smarlad, o zaman Weathers bunun biraz fazla rlanda cmertlii
olduunu syledi. Onlar kulise gtrp baz kzlarla tantracana sz verdi. OHalloran
kendisinin ve Leonardn gideceini, ama evli olduu iin Farringtonn gitmeyeceini syledi;
Farringtonn ar kirli gzleri aka yapldn anladn gsterecek biimde szd
gruptakileri. Weathers kendi kesesinden birer ufak daha smarlad hepsine ve daha sonra
Poolbeg sokandaki Mulliganda onlarla bulumak zere szleti.
sko Bar kapannca Mulligann oraya gittiler. Arka taraftaki kk odaya getiler;
OHalloran herkese zel scak iki smarlad. ki itiklerini hissediyorlard artk. Tam
Farrington birer kadeh smarlyordu ki Weathers geri geldi. Farringtonn ansna, bu sefer
sadece bir bira istedi. Paralar suyunu ekiyordu, ama imdilik yeterliydi. Biraz sonra geni
apkal iki gen kadnla damal elbiseli bir gen adam gelip nceki grubun yaknma yerletiler.
Weathers onlar selamlad ve Tivoliden geldiklerini syledi. Farringtonn gz ikide birde
gen kadnlardan birine taklyordu. Grnnde arpc bir ey vard. Tavus mavisi
kocaman bir muslin earp apkasn sarmalyor, enesinin altnda koca bir fiyonk yapyordu;
dirseklerine kadar parlak sar eldivenleri vard. Epey sk ve epey zarif bir biimde kprdatt
tombul kolunu hayranlkla seyrediyordu Farrington; derken, ksa bir sre sonra, kadn da
bakn cevaplaynca Farrington bu sefer de iri kahverengi gzlerine hayran kald. Gzlerinin
eri eri, grmyormu gibi bak byledi onu. Bir iki kere ona gz att; sonra da, grup
odadan ayrlrken, sandalyesine srtnerek geti ve Londral ivesiyle Ah, pardon! dedi.
Dnp bir daha bakar umuduyla arkasndan szd, ama umduu gibi olmad. Paraszlna
lanet etti, smarlad ikilere de lanet etti, hele Weathersa smarlad o viski ile
Apollinarislere. Hayatta en nefret ettii ey asalaklard. ylesine fkelenmiti ki
arkadalarnn sohbetini izleyemez oldu.
Paddy Leonard seslendiinde kuvvet gsterilerinden sz ettiklerini anlad. Weathers
pazusunu gsteriyor ve o kadar bbrleniyordu ki teki ikisi ulusal onuru ayakta tutmak iin
Farringtona bavurmulard. Farrington da kolunu svayp toplulua pazusunu gsterdi. ki
kol incelenip karlatrldktan sonra bir kuvvet denemesi yaplmas kararlatrld. Masa
temizlendi, iki adam dirseklerini masaya dayayp birbirlerinin ellerini kavradlar. Paddy
Leonard Bala! deyince rakiplerinin bileklerini bkmeye alacaklard.
Gre balad. Otuz saniye kadar sonra Weathers rakibinin kolunu yava yava masaya
yatrd. Farringtonn koyu arap rengi yz byle bir yeniyetmeye yenilmenin utanc ve
fkesiyle daha da kararmt.
Vcudunun arln vermeyeceksin. Drst oyna, dedi.
Kim drst olmayan? dedi teki.
Haydi bir kere daha. ten ikiyi kazanan.
Gre yeniden balad. Farringtonn alnnda damarlar iti. Weathersin soluk yz de

akayk rengine dnt. Gerilimden elleri de, kollar da titriyordu. Uzun bir mcadeleden
sonra Weathers gene yava yava yatrd rakibinin kolunu. Seyirciler mrldanarak alkladlar
baary. Masann yannda duran garson krmz kafasn galibe doru sallayarak biraz
sersemce bir senlibenlilikle,
Ah, bu iin ustassn! dedi.
Sen ne anlyorsun ki? dedi Farrington, iddetle adama doru dnerek. Ne diye kafa
tlyorsun oradan?
t! dedi OHalloran, Farringtonn yzndeki yrtc ifadeyi grnce. Dikin, kadehleri,
ocuklar. Birer tane daha iip kralm.
OConnell kprsnn kesinde evine gidecei Sandymount trenini bekleyen adamn
surat ask m askt. fke ve alma duygularnn duman ttyordu sanki. Aalandn
duyuyordu, honutsuzdu; ikili bile hissetmiyordu kendini; cebinde de topu topu iki peni
vard. Her eye lanet okuyordu. Ofiste durumunu berbat etmi, saatini rehine vermi, btn
paray da harcamt; stelik sarho bile olamamt. Yeniden susar gibi oldu, tekrar scak ve
kokulu meyhanede olmay zledi. Bacak kadar bir olana iki kere yenilerek kuvvetli adam
nn de kaybetmiti. Kalbi gazap doluydu ve yanndan srtnerek geip de Pardon! diyen
geni apkal kadn da dnnce gazabndan boulacak gibi oldu.
Shelbourne yolunda tramvaydan inip iri gvdesini kla duvarnn glgesi boyunca
srkledi. Eve dnmekten nefret ediyordu. Yan kapdan girince mutfan bo, ocaktaki atein
de gemek zere olduunu grd. Yukar kata doru bard: Ada! Ada!
Kars, kocas aykken onu itip kakan, sarhoken de onun tarafndan itilip kaklan ufak
tefek, keskin yzl bir kadnd. Be ocuklar vard. Kk bir ocuk koarak indi
merdivenden.
Kim o? dedi adam, karanlkta semeye alarak. Benim, baba.
Kimsin? Charlie mi?
Hayr baba. Tom.
Annen nerede?
Kiliseye gitti.
yle ya... Bana yemek brakmak aklna geldi mi?
Evet baba. Ben-
Lambay yak. Niye karanlk brakmsn buray? br ocuklar yatyor mu?
Adam btn arlyla oturdu bir sandalyeye kk olan lambay yakarken. Olunun
konumasn taklit etmeye balad kendi kendine. Kiliseye gitti. Kiliseye gitti. Lamba yannca
yumruunu masaya indirip haykrd:
Yemek nerede?
Ben imdi... piireceim baba, dedi kk olan.
Adam fkeyle yerinden frlayp atei gsterdi.
Bu atete mi? Atei geirmisin! imdi gsteririm ben sana!
Kapya doru gidip arkasnda duran bastonu kapt. Gsteririm ben sana atei geirmek ne
demek! dedi daha rahat savurmak iin kolunu svayarak.
Kk olan Ay, baba! diye bard ve hkrarak masann br yanna kamaya alt,
ama adam yakalad onu ceketinden. ocuk lgn gibi evresine bakt, kama imkn
bulamaynca diz st kt.

Bir daha sefere gene atei geirirsin! dedi adam, sopayla serte vurarak. Al sana, enik
seni!
Sopa baldrn kesince ocuk acyla bir lk att. Ellerini kavuturdu havada, sesi
korkudan titriyordu.
Ah, baba! diye haykrd. Dvme beni, baba! Ben... Ave Maria okurum sana... Senin iin
okurum sana... Senin iin okurum Ave Mariay, baba, dvmezsen beni... Ave Maria okurum...

TOPRAK
Mdire kadnlarn ay biter bitmez kmasna izin vermiti. Maria da darda geirecei
akam iple ekiyordu. Mutfak prl prld; byk bakr kazanlara baksan ayna gibi kendini
grrsn, diyordu a. Ate parlak, scackt minede ve bfelerin birinin stne drt tane
kocaman kek konmutu. Kesilmemi gibi duruyorlard; ama biraz yaknndan baknca uzun
kaln ve eit dilimlere ayrlm olduklar ve ayda datlmaya hazr bekledikleri grlebilirdi:
Maria kendisi kesmiti keki.
Maria ok, ok ufak tefek bir insand, ama burnuyla enesi de ok uzundu. Biraz burnundan
konuurdu, karsndakini yattrr gibi: Evet, canm, hayr, canm. Kadnlar ne zaman
tekne kavgasna tutusa hemen onu gnderirler, o da ortal yattrmay baarrd hep. Bir
gn mdire hanm da byle demiti ona:
Maria, gerek bir bartrma uzmansn sen.
Mdire yardmcs ile Kuruldan iki hanm da iitmilerdi bu iltifat. Ginger Mooney de
Maria olmasa tlere bakan serseme neler yapacan her zaman sylerdi. Herkes Mariay
ok seviyordu.
Kadnlar saat altda ieceklerdi ay, o da yediden nce kabilecekti. Ballsbridgeden
Pillara, yirmi dakika; Pillardan Drumcondraya yirmi dakika; yirmi dakika da alverite
geer. Sekize kalmadan olacakt orada. Gm tokal czdan kard. Belfasttan bir Armaan
szn bir kere daha okudu. Bu czdan ok severdi, nk Joe be yl nce Alphy ile Paskalya
sonras yolculuunda Belfasta gittiinde getirmiti onu. Czdann iinde iki iki buuklukla
birka mangr vard. Tramvay parasn dedikten sonra be ilin kalyor. Ne ho bir akam
olacakt, btn ocuklar ark sylerken! Tek kukusu Joenun eve sarho gelmesiydi. Biraz
iince ne kadar deiiyordu.
Joe ka kere Mariann onlarn yanna yerlemesini istemiti; ama kendini fazlalk gibi
grecekti (Joenun kars ona ok iyi davrand halde), hem de almt amarhanedeki
hayata. Joe iyi insand. Onunla Alphyyi de o bytmt; hep sylerdi Joe:
Annem annemdir, ama asl annem Mariadr.
Ev dalnca olanlar ona Dublin by Lamplight amarhanesindeki bu ii bulmular, o da
iten holanmt. Protestanlardan holanmazd eskiden, ama imdi bakyordu da, pekl iyi
insanlard, biraz sessiz ve ciddi, ama birlikte yaanabilir insanlar. Sonra limonluktaki iekleri
vard, onlara bakmay da seviyordu. Erelti otlar, balmumu iei ok gzeldi; ziyaretine biri
gelse hemen birka sap armaan ederdi limonluktan. Sevmedii bir ey varsa o da duvara asl
dini levhalardaki szlerdi; ama mdireyle geinmek ok rahatt, ok kibar insand.
A her eyin hazr olduunu syleyince kadnlarn odasna girip byk ann ipini
ekmeye balad. Birka dakika sonra kadnlar ikier er skn ettiler; duman tten ellerini
eteklerine silerek ve bluzlarnn yenlerini gene duman tten kzarm kollarnn stne
indirerek. Ayla yaman kocaman tenekelerde st ve ekerini katp sonra da kocaman
kupalara doldurduu aylarnn bana ktler. Maria keklerin datmna nezaret etti, her
kadna drder dilim dmesini salad. Yemek boyunca bol bol konuuldu, akalald. Lizzie
Fleming Mariann artk yz takacan syledi; her Hallow Eve akam bunu syledii
halde gene de Mariann glp yzk de koca da istemediini sylemesi gerekti; glnce griyle
yeil aras gzleri krgn bir utangalkla kvlcmlanyor, burnunun ucu da neredeyse
enesinin ucuna deiyordu. Sonra Ginger Mooney ay kupasn Mariann erefine kaldrd,

btn teki kadnlar da kupalarn masaya vurup Mariann iecek arab olmadna
zldn sylediler. Maria gene kahkahalar att, burnunun ucu enesinin ucuna deecek,
minik vcudu glmekten atlar gibi olacak kadar, nk Mooneyin iyi niyetli olduunu
biliyordu, kafas biraz adi kadn dnceleriyle dolu olsa da.
Ama asl ay bitip ayla yamak tabak ana toparlamaya balad zaman sevindi Maria!
Kk yatak odasna gitti, sonra ertesi sabah Mes ayini olacan hatrlaynca alarm kolunu
yediden altya getirdi. Sonra i etekliiyle ev potinlerini kartp yabanlk eteini yatana
serdi, kk k potinlerini de yatan ayakucuna brakt. Bluzunu da deitirdi, aynann
nnde dururken, gen kzlnda pazar sabah Mese gitmek iin nasl giyindiini hatrlad;
onca ssledii o ufack vcuda tuhaf bir efkatle bakt. Yalanmt ama, gene de dzgn
kalm bir vcuttu.
ktnda sokaklar yamurdan parlyordu, iyi ki giymiti eski kahverengi yamurluu.
Tramvay doluydu, en utaki iner kalkar taburelerde yer bulabildi, ayaklar yere zor deerek
yzn herkese dnp oturdu. Btn yapacaklarn aklndan geirdi, bamsz olmann,
cebinde kendi paran tamann ne kadar iyi olduunu dnd. Gzel bir akam
geireceklerini umuyordu. Gzel olacandan phesi yoktu, ama Alphy ile Joenun ks
olmalarna yerinmekten de kendini alamad. imdi hi geinemez olmulard, oysa ocukken
birbirlerinin en iyi arkadaydlar; ama hayat byle.
Pillarda tramvaydan inip hzl hzl geti sokaklar, Downesn pastac dkknna girdi,
ama ylesine doluydu ki ona biri bakana kadar dnyann zaman geti. Bir dzine ptibr ald
ve sonunda bir dolu torba ile kt dkkndan. Baka ne alabileceini dnd: yle gzel bir
ey almak istiyordu. Elmay, fndk fst mutlaka almlardr. Zordu ne almak gerektiine
karar vermek, aklna kekten baka bir ey gelmiyordu. Erikli kek almay tasarlad, yalnz
Downesdaki erikli kekin stndeki badem ekerli tabaka ok inceydi, onun iin Henry
sokandaki pastacya gitti. Burada da karar vermesi uzun srd, tezghn arkasndaki
modaya uygun gen hanm belli ki sklmt oyalanmasndan. Dn pastas m aradn
sordu. Yz kzararak glmsedi gen kadna; ama kadn ok ciddiydi; sonunda erikli kekten
kaln bir para kesti; paketledi.
ki ilin drt peni ltfen, dedi.
Delikanllardan hibiri onu fark etmi grnmediine gre Drumcondra tramvaynda
ayakta kalacana hkmetti, ama yalca bir bey yer verdi ona. ri yapl bir beydi, kahverengi
apkal; drt ke krmz yznde by biraz aarmt. Maria bu beyi bir albaya benzetti ve
bo bo nlerine bakan genlerden ne kadar daha nazik olduunu dnd. Adam ona Hallow
Eveden ve yamurlu havadan sz etmeye balad. Torbann kklere alnm gzel eylerle
dolu ldn tahmin etti ve ocuklarn ocukken hayatn tadn karmasnn ne kadar doru
olduunu anlatt. Maria da ona hak verdi ve trl utanga tavrlarla ona iyi davranmaya alt.
Adam ok nazikti. Kanal kprsnde tramvaydan inerken Maria reverans yapp teekkr etti,
adam da eildi ve nazik bir glmsemeyle apkasn kard; minik ban yamurun altnda
eerek kaldrmda yrrken bir beyefendinin biraz ikili olsa bile hemen kendini belli ettiini
dnd.
Joenun evine gelince herkes Aa, ite Maria geldi! dedi. Joe oradayd, iten doru eve
gelmiti, btn ocuklar da yabanlk elbiselerini giymilerdi. Yandaki komunun iki byk kz
da gelmi, birlikte oyunlar oynanyordu. Maria ptibr torbasn olanlarn en by

Alphyye verdi datsn diye. Mrs Donelly de byle dnya kadar yiyecek getirmesine teekkr
edip btn ocuklara,
Teekkrler, Maria, dedirtti.
Ama Maria anneyle babaya da zel bir ey, seveceklerini bildii bir ey getirdiini syleyip
erikli keki aramaya balad. Downesn torbasna bakt, yamurluun ceplerini kartrd,
sonra da askl arad, ama hibir yerde bulamad. Sonra btn ocuklara sordu, yediler mi
diye -yanllkla tabii- ama ocuklar da hayr dediler ve hrszlkla sulanacaklarsa kek filan
yemek istemeyeceklerini belli eder bir tavr takndlar. Herkesin bu esrarl olaya nerdii bir
aklama vard; Mrs Donelly de Mariann paketi ancak tramvayda unutabileceini syledi.
Byklar aarm beyin kendisini ne kadar duygulandrdn hatrlayan Maria utantan,
fkeden ve hayal krklndan kpkrmz oldu. Kk srprizinin baarszln ve sokaa
att iki ilin drt peniyi dnnce alayacak gibi oldu.
Ama Joe zarar yok deyip minenin yanna oturttu onu. ok iyi davrand. Broda olup
biten her eyi anlatt ona, efe verdii zekice bir cevab da aktard. Maria, kendi yapt bu
akaya Joenun niin bu kadar gldn anlayamad, ama efin herhalde ok kibirli bir adam
olmas gerektiini syledi. Joe ise nasl davranacan bilirsen o kadar kt olmadn,
tersine gitmedike zararsz bir adam olduunu syledi. Mrs Donelly ocuklara piyano ald,
onlar da ark syleyip dans ettiler. Sonra komu kzlar herkese fndk tuttu. Fndkkran
kimse bulamad. Joe da kzmaya balad bu ie. Fndkkran olmadan Maria nasl krsnd
fndklar. Ama Maria aslnda fndk sevmediini ve kimsenin kendisi iin dertlenmemesini
syledi. Sonra Joe biraz bira isteyip istemediini sordu. Mrs Donelly de tercih ederse evde
port arab da olduunu ekledi. Maria hibir ey ikram etmemelerini istiyordu: ama Joe srar
etti.
O zaman Maria da raz oldu; atein banda eski gnlerden konumaya balaynca Alphy
hakknda birka iyi ey sylemek istedi. Joe kardeiyle bir kelime konuursa Tanrdan
kendisini ta etmesini diledi ve Maria konuyu atna zldn belirtti. Mrs Donelly
kocasna kendi soyu hakknda byle konumasnn ne kadar ayp olduunu syleyince Joe da
Alphynin kardei mardei olmadn ileri srd. Az kalsn kavga kyordu. Fakat Joe byle
bir gecede sinirlenmek istemediini syleyerek karsndan birka bira daha amasn istedi.
ki komu kz Hallow Eve oyunlar hazrlamlard. Birazdan herkes yeniden neelendi. Maria
ocuklar bu kadar neeli, Joe ile karsn da bu kadar keyifli grnce ok sevindi. Komunun
kzlar masaya birka tabak koyup ocuklarn gzlerini baladlar, masann bana gtrdler.
ocuklarn biri dua kitabn, br de suyu bulabildi; derken komu kzlardan biri de
yz alnca Mrs Donelly parman sallad yz kzaran kza, Biliyorum, haberim var!
anlamnda. Sonra da Mariann gzn balayacaz diye tutturdular; bakalm o neyi tutacakt
masada; gz balanrken Maria gene glmekten krlyor, burnunun ucu da enesinin ucuna
yaklatka yaklayordu.
Glmeler, akalar arasnda masann bana gtrdler, dedikleri gibi yapp elini havaya
kaldrd. Havada elini saa sola gezdirip tabaklardan birine indirdi. Yumuak ve slak bir eye
dedi parmaklar, ama kimsenin konumamasna ve gzn amamasna anlam veremedi.
Birka saniye sessizlik oldu; sonra ayak srtmeleri ve fsldamalar. Biri baheyle ilgili bir ey
syledi, derken Mrs Donelly komu kzlarndan birine ok fkeli bir ekilde bunun oyun
olmadn, abuk onu atmasn syledi. Maria bu sefer bir yanllk olduunu anlayp yeniden

kaldrd, indirdi elini: bu sefer dua kitabn tuttu.


Bundan sonra Mrs Donelly ocuklara Mrs McCloud dansn ald. Joe da Mariaya bir kadeh
arap iirdi. Birazdan yeniden hepsi neelenmilerdi. Mrs Donelly de dua kitabn tuttuuna
gre Mariann bir yla kadar manastra gireceini syledi. Maria, Joenun kendisine o geceki
kadar iyi davrandn hi hatrlamyordu, sohbet ediyor, eski gnleri anyordu hep. Hepsinin
kendisine kar ok iyi olduunu syledi.
Sonunda ocuklar yoruldu, uykular geldi. Gitmeden nce bir kk ark sylemez mi diye
sordu Joe Mariaya, eski havalardan birini. Mrs Donelly de steledi. Haydi, Maria, Ltfen!
Onun iin Maria kalkp piyanonun yannda durdu. Mrs Donelly ocuklara seslerini kesip
Mariann arksn dinlemelerini syledi. Girii ald ve Bala Maria! dedi. Maria, utancndan
kpkrmz, kk titrek sesiyle balad arksna. Ryamda grdm sylyordu; ikinci ksma
gelince bir kere daha tekrarlad:
Ryamda grdm ki mermer salonlarda
Vassal ve serflerle oturmuum.
Kim varsa toplanm bu duvarlar arasnda
Kvan ve umutlar ben olduum.
Saylmaz mallarm vard; hem de soylu,
Ad yce bir aileden kalma.
Gene grdm: en sevindiim de buydu,
Siz seviyordunuz beni hl.
Ama kimse ona yanln gstermeye almad; arks bittiinde Joe ok duygulanmt.
Eski zamanlar gibi zaman olmadn, zavall Balfenki gibi de mzik olmadn syledi,
bakalar ne derse desin; gzleri ylesine nemlenmiti ki aradn bir trl bulamad ve
sonunda karsna sormak zorunda kald tirbonun yerini.

ZC BIR OLAY
Mr James Duffy Chapelizodda otururdu, nk bir hem- erisi olduu ehirden olabilecei
kadar uzakta yaamak istiyor ve nk Dublinin btn br banliylerini baya, modern ve
yapmack buluyordu. Eski kasvetli bir evde oturuyor, pencerelerinden artk kullanlmayan
damtma atlyelerini ve kylarnda Dublinin kurulu olduu s nehrin yukarsn gryordu.
Halisiz odasnn yksek duvarlar resimsizdi. Odadaki btn eya paralarn kendi satn
almt: siyah demir bir karyola, demir bir lavabo, drt hasr sandalye, bir asklk, bir kmr
kovas, mine tablas ve kmr kartracak demir, drt ke bir masayla iki gzl bir
yazhane. Odann girintilerinden birinde beyaz tahtadan raflarla bir kitaplk yaplmt. Yatak
beyaz araflarla rtlyd, siyahl krmz bir battaniye de ayak ucunda duruyordu.
Lavabonun stnde kk bir el aynas aslyd ve gndzleri mine rafnn stndeki beyaz
abajurlu lamba orann tek ss olarak dururdu. Beyaz tahta raflardaki kitaplar aadan
yukarya doru boy srasna gre dizilmilerdi. En alt rafn ucunda Wordsworthn btn
eserleri, en st rafn ucunda da bir defterin bez kapa iinde Maynoot Catechism vard.
Yazhanenin stnde her zaman yaz takmlar bulunurdu. Yazhanenin iinde de sahne dzeni
aklamalar krmz mrekkeple yazlm olarak, Hauptmannn Michael Kramerinin
elyazmas bir evirisiyle pirinten bir atala tututurulmu kk bir yaz kd tomar
dururdu. Bu sayfalara ara sra bir cmle yazlrd; alayc bir gnnde bir safra ilac ilannn
baln birinci sayfaya yaptrmt. Yazhanenin kapa alnca hafif bir koku yaylrd
oradan - sedir tahtasndan kurun kalemlerin veya bir ie zamkn ya da orada braklp
unutulmu gekin bir elmann kokusu.
Mr Duffy, fiziksel ya da zihn bir dzensizlii akla getiren her eyden nefret ederdi. Bir
ortaa doktoru onu grm olsa, oluumunda kurun madeninin ar bastn
syleyebilirdi. Yaad yllarn btn yksn anlatan yz Dublin sokaklarnn kahverengi
tonunu tard. Uzun ve olduka iri banda kuru kara bir sa kyor, kzlmtrak by pek de
dostane grnl olmayan azn ancak bir lde rtyordu. Elmack kemikleri de yzn
sertletiriyordu; ama gzlerinde yoktu sertlik.
Kzlmtrak kalar altndan dnyaya bakan bu gzler, bakalarnda kurtarc bir igdy
selamlamaya her zaman hazr olup da ou zaman hayal krklna uram bir insan izlenimi
veriyordu. Bedeninin biraz uzanda yaar, kendi davranlarn kukulu bir ekilde yan gzle
szerdi. Tuhaf bir otobiyografik huyu vard, onun iin zaman zaman kafasnda kendisiyle ilgili
bir cmle kurar, cmlenin znesi nc ahs, yklemi de gemi zamanda olurdu. Dilenciye
hibir zaman sadaka vermez, kaln bir fndk dalndan yaplma bastonuyla dimdik yrrd.
Yllardr Baggot sokanda bir zel bankann kasadar olarak alyordu. Her sabah
Chapelizoddan buraya tramvayla gelirdi. leyin yemek yemeye Dan Burken dkknna
giderdi - bir ie bira yannda kk bir tabak ararotlu biskvi yerdi. Saat drtte serbest
kalrd. Akam yemeini George sokanda bir yerde yiyordu, nk burada kendini Dublinin
yaldzl genliinden uzak buluyordu ve gelen hesap da belli bir drstlkle yaplm oluyordu.
Akamlar ya ev sahibesinin piyanosunun banda ya da ehrin dnda yryerek geirirdi.
Mozarta sevgisi onu bazan bir opera ya da konsere getirirdi: hayatnn tek sefahati buydu.
Ne dostu ne arkada, ne kilisesi ne iman vard. Manevi hayatn kimseyle paylamadan
yaar, akrabalarn Noelde ziyaret eder ve ldkleri zaman mezarla kadar onlara elik
ederdi. Eski zaman gururu adna bu toplumsal devleri yerine getiriyordu, ama yurttalk

hayatn dzenleyen greneklere bunun tesinde taviz vermiyordu. Belirli koullarda


bankasn soyabileceini dnmekte kendini serbest brakyordu, ama bu koullar da hi
olumad iin hayat tekdze yuvarlanp gidiyordu - serveni olmayan bir yk.
Bir gn Rotundaya gittiinde kendini iki hanmn yannda oturur buldu. Salonun tenhal
ve sessizlii ac bir baarszlk kehanetinde bulunur gibiydi. Yannda oturan hanm bo
salona bir iki kere baktktan sonra onunla konutu:
Salonun bu kadar bo olmas ne kadar zc! nsanlarn bo koltuklara ark sylemek
zorunda kalmas ok g olmal.
Bu sz bir konuma ars olarak kabul etti. Kadnn bu kadar rahat konumasna
armt. Konuurlarken kadn belleine iyice yerletirmeye alt. Yanndaki gen
hanmn, kz olduunu renince kadnn kendisinden bir iki ya gen olduuna hkmetti. Bir
zamanlar gzel olduu anlalan yznde imdi de zek vard. Kuvvetli hatlar olan oval bir
yzd. Gzleri ok koyu maviydi ve baklar dikti. Meydan okurcasna balayan bak bir
sre sonra gzbebeinin sanki bilerek irise yaslanmasyla bulanyor, bylece bir an iin byk
bir duyarlk sahibi bir mizac aa vuruyordu. Gzbebei abucak eski salam konumuna
giriyor, ve yar aa kan bu yaradl yeniden saduyu egemenlii altna giriyor, belirli
dolgunlukta bir gs kuatan astragan ceketi de meydan okuma havasn daha kesin bir
biimde srdryordu.
Birka hafta sonra Earlsfort Terraceda bir konserde yeniden rastlatlar; onunla
yaknlamak iin gen kzn dikkatinin baka yerlere ekildii anlardan yararland. Kadn
birka kere bir kocadan sz etti, ama tonunda bu imay bir uyar halinde getiren bir ey yoktu.
Ad Mrs Sinico idi. Kocasnn byk byk dedesi Leghorndan gelmeydi. Dublin ile Hollanda
arasnda gidip gelen bir ilebin kaptanyd kocas; ve bir ocuklar vard.
nc kere de gene kazara karlanca bir randevu saptama cesaretini kendinde buldu.
Kadn geldi. Daha pek ok bulumann ilkiydi bu; hep akamlar buluuyor, birlikte yrmek
iin en sessiz yerleri seiyorlard. Ne var ki Mr Duffy gizli kapakl ilerden holanmazd ve
byle gizlice bulumaya zorlandklarn grnce kadnn onu evine armasn istedi. Kaptan
Sinico bu ziyaretleri tevik etti, nk adamn kzna talip olacan sanmt. Karsn kendi
zevkler listesinden ylesine kesinlikle silmiti ki bir bakasnn kadna ilgi duyacandan
kukulanmyordu. Koca zaten ou zaman seferde olduu, kz da darda piyano dersleri
verdii iin Mr Duffy kadnla ba baa kalma frsatlarn sk elde edebildi. kisinin de daha
nce byle bir serveni olmamt ve ikisi de durumda bir uyumsuzluk grmyordu. Azar azar
dncelerini onun dnceleriyle birbirine dolad Mr Duffy. Ona kitaplarn dn verdi, ona
fikirler salad, entelektel hayatn onunla paylat. O her eyi dinliyordu.
Bazan onun teorilerine karlk kadn da kendi hayatndan bir olguyu ayordu. Neredeyse
anaca bir merakla yaradln sonuna kadar amaya itiyordu onu: gnahn anlatt rahip
gibi olmutu. Bir zamanlar rlanda Sosyalist Partisinin almalarna yardmc olduunu
anlatt kadna; Snk bir gaz lambasnn aydnlatt bir tavan arasnda yirmi kadar ciddi
iinin yannda fazlasyla tek bana hissetmiti kendini. Sonra parti e blnm, her blm
kendi nderiyle kendi tavan arasnda almaya balaynca o da artk gitmez olmutu, iilerin
tartmalarnn ok rkeke olduunu sylyordu; cret konusunda ilgileri ise aryd.
Eriemeyecekleri bir refahn rn olan kesinlik ve yanlszlktan holanmayan kat
gerekiler olduklarna karar vermiti. Daha birka yz yl, diyordu ona, hibir toplumsal

devrim Dublinin kapsn almazd.


Mrs Sinico dncelerini niin yazmadn soruyordu ona. Neye yarar? diye soruyordu o
da, bilinli bir aalamayla. Altm saniye sreyle bir dnceyi tutarl bir biimde
gelitirmeyi beceremeyen laf ebeleriyle yarmak iin mi? Ahlakn polise ve sanatn galeri
simsarlarna emanet etmi budala bir orta snfn eletirilerine kendini hedef etmek iin mi?
Sk sk Dublin dndaki kk evine gidiyordu kadnn; sk sk ba baa bir akam
geiriyorlard. Dnceleri i ie getike zamanla daha yakn konulara girmeye baladlar.
Mrs Siniconun arkadal, egzotik bir bitki evresindeki lk toprak gibiydi. ou zaman
lambay da yakmyor, karanln zerlerine kmesine gz yumuyordu. Karanlk ketum oda,
dnyadan soyutlanmlklar, kulaklarnda hl nlayan mzik onlar birletiriyordu. Bu birlik
Mr Duffyye bir coku veriyor, kiiliinin sert kelerini andryor, zihn hayatn
duygusallatryordu. Bazan kendi sesini dinlerken yakalyordu kendini. Kadnn gznde
meleksi bir konuma ykseleceini dnyordu; derken, arkadann ateli yaradln
kendine gitgide daha yakndan balarken, kendininki olduunu tand kiisellikten uzak
garip sesin ruhun onulmaz yalnzl stnde srar ettiini iitti. Kendimizi veremeyiz,
diyordu ses: biz ancak kendimizin olabiliriz. Olaanst bir heyecann her trl belirtisini
gsterdii bir gece Mrs Sinico onun elini tutkuyla kavrayp yanana bastrnca bu
konumalarn sonu geldi.
Mr Duffy ok armt. Kendi szlerine kadnn getirdii yorum onu hayal krklna
uratmt. Bir hafta onu grmeye gitmedi; sonra bir mektup yazarak bulumak istedi. Son
grmelerinin artk mahvolan gnah karma yerlerinin etkisiyle bozulmasn istemedii
iin Parkgate yaknnda kk bir pastanede bulutular. Souk bir sonbahar havasyd ama
soua aldrmadan saate yakn bir sre parkn iinde bir aa bir yukar yrdler.
likilerini kesme konusunda anlamaya vardlar: her ba bir ac ba haline gelir, diyordu Mr
Duffy. Parktan knca sessiz sessiz tramvaya doru yrdler; ama bu noktada kadn iddetle
titremeye balad iin, orada yklp kalacandan korkan Mr Duffy abucak veda etti ve
ayrld. Birka gn sonra kitaplaryla notalar bir paket iinde kendisine ulat.
Drt yl geti. Mr Duffy eski dz hayat tarzna dnmt. Odas hl zihninin dzenliliine
tanklk ediyordu. Odann dibindeki nota sehpasnn st baz yeni nota kitaplaryla
yklenmiti, raflarnda da Nietzschenin iki kitab duruyordu: Byle Konutu Zerdt ve en
Bilim. Yazhanesindeki kt tomarna pek seyrek yaz yazyordu. Mrs Sinico ile son
grmesinden iki ay sonra yazd cmlelerden biri yleydi: Erkek ile erkek arasnda sevgi
imknszdr, nk cinsel iliki olmamaldr ve erkekle kadn arasnda arkadalk imknszdr,
nk cinsel iliki olmaldr. Onunla karlama korkusundan konserlere gitmez olmutu.
Babas ld; bankann sermayesi daha az olan orta da ayrld. O ise her sabah tramvayla
ehre gidiyor ve her akam George sokanda hafif bir eyler yiyip tatl yerine de akam
gazetesini okuduktan sonra yryerek evine dnyordu.
Bir akam tam azna bir lokma msrl sr ile lahana atacakken eli havada kald. Srahiye
diklemesine dayad akam gazetesindeki bir paragrafa takld gzleri. Lokmay yeniden
tabaa brakp paragraf dikkatle okudu. Sonra bir bardak su iti, taba yana itti, gazeteyi
katlayp iki kolu arasnda tuttu ve paragraf tekrar tekrar okumaya balad. Lahana tabaa
soumu beyaz bir ya tabakas salmaya balamt. Kz gelip yemein kt m pimi
olduunu sordu. ok iyi olduunu syleyip glkle birka lokma yedi. Sonra hesab deyip

dar kt.
Kasm aynn alacakaranlnda hzl hzl yryordu, salam bastonu dzenli aralklarla
yere arpyor ve Mailin ucu ift sra dmeli dar pardessnn yan cebinden kendini
gsteriyordu. Parkgateden Chapelizoda giden ssz yolda admlarn yavalatt. Bastonu daha
az vurgulu arpyordu imdi, i ekermiesine dzensiz salverdii soluu da k havasnda
younlaveriyordu. Evine gelince hemen yatak odasna girdi, gazeteyi cebinden karp
pencereden gelen solgun kta bir kere daha okudu. Yksek sesle okunuyordu ama Secreto
duas okuyan rahibinki gibi dudaklarn oynatyordu. uydu haber:
SYDNEY PARADEDE BR KADIN LD
ZC BR OLAY
Bugn Dublin ehir Hastanesinde Savc Yardmcs (Mr Leverettin yokluunda) dn
akam Sydney Parade stasyonunda len krk yandaki Mrs Emily Sinico hakknda
inceleme yapt. Kantlar mteveffa hanmn raylardan br tarafa gemeye alrken
Kingstowndan gelen posta treninin lokomotifinin kendisine arptn, banda ve sa
tarafnda lme neden olan incinmelere yol atn gstermitir.
Lokomotifi kullanan James Lennon on be yldr demiryolu irketinde altn belirtti.
Hareket memurunun ddn duyunca treni harekete geirdiini ve birka saniye sonra
baz barma sesleri iitince durdurduunu syledi. Tren hzl gitmiyordu. stasyon hamal P.
Dunne tren harekete gemek zereyken bir kadnn raylarn stnden gemeye altn
grdn syledi. Ona doru koup seslenmi, ama yetiinceye kadar lokomotifin
tamponuna taklan kadn yere dmt.
JRDEN BR: Kadnn dtn grdnz m?
TANIK: Evet.
Polis avuu Croly geldiinde mteveffann peronda yattn, grnte l olduunu
belirtti. Cankurtaran beklerken cesedi bekleme salonuna aldrmt.
57 numaral polis memuru dorulad.
Dublin ehir Hastanesinin yardmc cerrah olan Dr Halplin mteveffann iki kaburga
kemiinin atladn ve sa omzunda ciddi ezikler bulunduunu belirtti. Ban sa taraf
dt zaman incinmiti. Bu yaralar normal bir insanda lme yol amazd. Ona gre
lmnn nedeni muhtemelen ok ve kalbin birdenbire durmasna balyd.
Mr H. B. Patterson Finlay demiryolu irketi adna kazadan tr derin zntlerini dile
getirdi. irket insanlarn raylardan deil de kprlerden gemesini salamak iin her zaman
her trl tedbiri alm, hem btn istasyonlara levhalar koymu, hem de geit yerlerine
otomatik kaplar yaptrmt. Mteveffa geceleri ge vakit perondan perona ray stnden
gemeyi alkanlk haline getirmiti ve olayla ilgili baka kantlara baklrsa demiryolu
memurlarnn kabahatli olmadklar anlalyordu.
Mteveffann kocas, Leoville, Sydney Paradeden Kaptan Sinico da ifade verdi.
Mteveffann, kars olduunu beyan etti. Rotterdamdan daha o sabah dnm olduu iin
kaza srasnda Dublinde deildi. Yirmi iki yldr evliydiler ve mutlu yaamlard, ancak iki yl
kadar nce kars baz ar alkanlklar edinmiti.
Miss Mary Sinico annesinin son zamanlarda geceleri iki satn almak iin sokaa ktn

syledi. Tank, annesini bundan vazgeirmeye ok alm ve bir hayr derneine girmesini
tavsiye etmiti. Eve kazadan bir saat sonra dnmt.
Jri karar tbbi kantlara uygun oldu ve Lennon olaydan sorumlu tutulmad.
Savc yardmcs bunun son derece zc bir olay olduunu syleyerek Kaptan Sinico ile
kzna derin duygudaln dile getirdi. leride benzer kazalarn engellenmesi iin demiryolu
irketinden daha salam tedbirler almasn istedi. Sulu bulunan kimse yoktu.
Mr Duffy gzlerini gazeteden ayrd, penceresinden akamn neesiz grnmne bakt.
Terk edilmi damtma atlyesinin yannda nehir durgun yatyor, ara sra Lucan yolunda bir
evde bir k yanyordu. Ne lm! lmn btn hikyesi iini bulandrmt ve kutsal sayd
eyleri ona anlatm olduunu hatrlaynca da ii bulanyordu. Basmakalp laflar, itenliksiz
duygudalk edebiyatlar, sradan ve baya bir lmn ayrntlarn gizlemek iin para
yedirilmi bir muhabirin dikkatli szleri midesini bulandryordu. Yalnz kendini alaltmakla
kalmamt; onu, Mr Duffyyi de alaltmt. Gnahnn bu sefil gidiini ayrntlaryla gznn
nne getirebiliyordu, aalk ve pis kokulu. Ruhunuzun arkada, ha! Seke seke ellerindeki
ieleri, tenekeleri barmene doldurtmaya giden o sefilleri grmt. Yce Tanr, ne lm! Belli
ki yaamay becerecek durumda deildi, amalln gcnden yoksundu, iptilalara kolayca
kaplabiliyordu, uygarln zerinde kurulu olduu enkazlardan biriydi. Ama nasl olur da bu
kadar alalabilirdi! Bu kadar kesin yanlm olabilir miydi onun hakknda? O geceki
taknln hatrlad ve imdiye kadarkinden de daha sert bir biimde yorumlad bunu. Setii
yolun doruluunu imdi ok daha kolay onaylayabiliyordu.
Ik azalr ve anlar bulanklarken elinin eline dokunduunu sand. Bata midesine vuran
ok imdi sinirlerini kemiriyordu. Hzl hzl pardes ve apkasn giyip dar kt. Souk
hava daha eikte karlad onu, pardsnn kollarndan ieri szd. Chapelizod kprsndeki
meyhaneye gelince ieri girdi ve scak bir pun smarlad.
Mal sahibi eilip bklerek hizmet ediyordu, ama konumaya kalkmad. eride be alt
ii oturmu, Kildare yresinden bir adamn toprann deerini tartyorlard. Zaman zaman
kocaman bardaklarndan bir yudum ekiyor, sigara iiyor, iki de bir yere tkryor ve bazan
da ar botlaryla yerdeki tala tkrklerinin stne ekiyorlard. Mr Duffy taburesinde
oturmu onlara bakyordu ama, ne grd ne de iittii vard onlar. Bir sre sonra iiler
gittiler, o da bir pun daha smarlad. Bunu bitirmesi ok srd. Meyhane ok sessizdi. Mal
sahibi tezgha yaylm Herald okuyor ve esniyordu. Arada srada dardaki ssz yoldan bir
tramvayn hrtlarla getii iitiliyordu.
Oturduu yerde, onunla hayatn bir kere daha yaarken ve imdi ona yaktrd iki
imgeyi birbiri ard sra gznn nne getirirken, artk onun lm olduunu kavrad, artk
varolmadn, bir an haline geldiini. Tedirginlik duymaya balad. Baka trl davranlp
davranlmayacan sordu kendi kendine. Onunla byle bir aldatma komedisi yaayamazd;
aka birlikte yaayamazd. En iyi grneni yapmt. Bununla nasl sulanabilirdi ki? imdi
ldkten sonra hayatnn ne kadar yalnz olduunu anlamaya balad, o odada bir gece tek
bana. Kendi hayat da yalnz olacakt, o da lnceye, varolmayncaya, bir an haline gelinceye
kadar -onu anan biri karsa eer.
Meyhaneden ktnda dokuzu geiyordu. Gece souk ve kasvetliydi. lk kapdan parka
girip uzun aalarn altndan yrd. Drt yl nce birlikte yrdkleri souk arayollardan

geti. Karanlkta yaknnda gibiydi. Bir an geliyor sesini kulanda, elini elinde dokunurken
duyar gibi oluyordu. Kprtsz durup dinledi. Niin hayat esirgemiti ondan? Niin lme
mahkm etmiti onu? Manevi varlnn parampara olduunu hissetti.
Magazine tepesinin doruuna varnca durdu, nehir boyunca Dubline bakt, souk gecede
klar krmz krmz, konukseverce yanyordu. Yokutan aa baknca, dzlkte, parkn
duvarnn glgesinde yerde yatan insan biimleri grd. Bu parayla satn alman kaak aklar
iine umutsuzluk salyordu. Hayatnn dik doruluunu kemirdi; hayatn leninden kovulmu
biri olduunu hissetti. Tek bir insan onu sever gibi olmutu ve o da hayat ve mutluluu
esirgemiti ondan: onu aalkla, utanl bir lme mahkm etmiti. Duvarn dibinde yatan
yaratklarn onu gzlediklerini, gitmesini istediklerini biliyordu. Kimse istemiyordu onu;
hayatn leninden kovulmutu. Dubline doru kvrla kvrla akan klrengi ve ltl nehre
evirdi gzlerini. Nehrin tesinde Kingsbridge istasyonundan kvrlarak kan bir marandiz
grd, ateli bayla karanln iinden kvrlarak geen bir solucan gibiydi, inatla ve uraa
uraa. Yava yava gr alannn dna kt; ama kadnn adnn hecelerini tekrarlayan
lokomotifin homurtusu hl kulandayd.
Geldii yoldan gitmek zere geri dnd, kulaklarnda lokomotifin ritmi uuldayarak.
Bellein ona syledii eyin gerekliinden kukulanmaya balamt. Bir aacn dibinde
durup ritmin yokolmasn bekledi. Karanlkta onu yaknnda hissetmiyor, sesi de kulana
dokunmuyordu. Birka dakika kulak kabartarak bekledi. Hibir ey iitmiyordu: gece
tamamen sessizdi. Yeniden kulak kabartt: tamamen sessiz. Kimsesiz olduunu hissetti.

DAREHANEDE ULUSAL BAYRAM GN


htiyar Jack bir karton parasyla korlar bir yana ekip sonra da kmrlerin aaran
kubbesi zerine dikkatle yayd. Kubbe bylece ince bir rtyle kaplandktan sonra yz
karanla gmld, ama atei yeniden yellemeye balaynca melmi glgesi kar duvara
trmand, yansyan aydnlkta yz de yeniden seilir hale geldi: htiyar bir adamn yz, eni
konu kemikli ve tyl. Nemli mavi gzleri atein karsnda krpyor, nemli az arada bir
alyor, kapanmadan nce de mekanik bir ekilde birka kere ineme hareketi yapyordu.
Korlar yeniden alevlenir gibi olunca karton parasn duvara yaslad, iini ektikten sonra
konutu:
imdi biraz dzeldi, Mr OConnor.
Sa erken aarm, yz de bir sr sivilce ve ille biimsizlemi gen bir adam olan Mr
OConnor tam bu srada ttnn sigara sarmak zere dzgn bir silindir haline getirmiti,
ama kendisine bir ey sylenince dnceli dnceli bozdu yaptn. Gene dnceli bir
tavrla ttn yeniden yuvarlad ve bir an dndkten sonra kd yalamaya karar verdi.
Mr Tierney ne zaman dneceini syledi mi? diye sordu kuru ve tiz bir sesle.
Sylemedi.
Mr OConnor sigarasn azna koydu, ceplerini yoklamaya balad. Bir deste ince kartvizit
kard.
Kibrit bulaym, dedi ihtiyar.
Urama, bununla hallederiz, dedi Mr OConnor.
Kartlardan birini ayrp stndeki yazy okudu:
BELEDYE SEMLER
Royal Exchange Ward
Mr Richard J. Tierney yaklaan Royal Exchange
Ward seiminde oyunuzu ve desteinizi
beklediini sayglaryla arzeder.
Tierneynin meneceri Mr OConnoru blgenin bir ksmnda propaganda almas yapmak
zere tutmutu, ama hava acmasz olduu, ayakkablar da su ald iin gnn byk ksmn
Kurul Lokalinde ihtiyar kapc Jackle oturarak geiriyordu. Ksa gn karardndan beri byle
ba baa oturmulard. Ekimin altsyd ve darda hava yal, souktu.
Mr OConnor kartn bir kenarn yrtt, ateten onu tututurarak sigarasn yakt. Bu srada
ate, ceket yakasna takt koyu renkli parlak sarma da aydnlatt. htiyar onu dikkatle
szd, sonra karton parasn yeniden alp, arkada sigarasn ierken o da atei ar ar
yelledi.
te byle, dedi, yarm kalm szn srdrerek, insan ocuklar nasl yetitireceini
bilemiyor. Byynce byle olaca kimin aklna gelirdi? Hristiyan Kardelere de gnderdim,
her eyi de yaptm, ama ikiden baka dnd yok. Ben biraz adam olmas iin
uramtm.
Yorgun bir tavrla kartonu yerine koydu.
Yalanm olmasam gsterirdim ben ona adam gibi davranmay. Sopay kaptm gibi

basardm srtna - az m dvdm zaten. Annesi. Tabii, eline geeni veriyor ona.
Bu zaten ocuklar mahvetti, dedi Mr OConnor.
Tabii bu, dedi ihtiyar. Karlnda da teekkr filan yok, sade kstahlk. Bir yudum
itiimi grsn, bir kar dil. Oullar babalarna byle davranrsa bu dnyann sonu ne olur.
Ka yanda? dedi Mr OConnor.
On dokuz, dedi ihtiyar.
Niye bir ie yerletirmiyorsun?
Ne diyorsun? Sarho kerataya okul bitti biteli sylyorum, Sana ben bakacak deilim
diyorum. Tamam da, ie girince daha beter; aldn ikiye yatryor.
Mr OConnor anlayl bir tavrla ban sallad, ihtiyar da atee bakarak sustu. Biri odann
kapsn ap seslendi: Merhabalar! Mason toplants m var burada?
Kim o? dedi ihtiyar.
Ne yapyorsunuz karanlkta? diye sordu ses.
Sen misin, Hynes? diye sordu Mr OConnor.
Benim. Ne yapyorsunuz byle karanlkta? dedi Mr Hynes, atein na girerek.
Ak kahverengi bykl, ince uzun bir genti. apkasnn kenarndan damlad damlayacak
yamur sular birikmi, yakalar yukar kalkmt.
Ne haber, Mat, dedi OConnora, nasl gidiyor?
Mr OConnor ban sallad. htiyar ocan yanndan ayrld, odada sendeler gibi arandktan
sonra elinde iki amdanla dnd, srayla atete mumlar yakp masaya gtrd. plak bir oda
gzle grnr hale geldi bylece ve atein sevin veren rengi solgunlat. Odann duvarlar bir
seim nutku dnda plakt. Odann ortasnda stne kt ylm bir masa vard.
Mr Hynes minenin rafna dayanarak sordu:
Paran verdi mi?
Vermedi daha, dedi Mr OConnor. Tanrdan dileim bu gece bizi akta brakmamas.
Mr Hynes gld.
Yok canm verir. Korkma, dedi.
Niyeti ciddiyse umarm abuk davranr, dedi Mr OConnor.
Sen ne diyorsun, Jack? dedi Mr Hynes ihtiyara, alayl bir tonla.
htiyar atein yanndaki iskemlesine gelip oturdu. Vermezse olmadndan deil. teki
herife benzemez.
Kim o teki herif dediin? diye sordu Mr Hynes.
Colgan, dedi ihtiyar, kmseyerek.
Colgan bir ii diye mi byle konuuyorsun? Drst duvarc ustasyla meyhaneci
arasndaki fark nedir? Ha? inin de herkes kadar hakk yok mu Birlikte bulunmaya? Var
tabii. Hem de, ad san olan herkesin nnde ceketini ilikleyen o dalkavuklardan daha fazla
hakk var. yle deil mi, Mat? dedi Mr Hynes, Mr OConnora seslenerek.
Bence haklsn, dedi Mr OConnor.
Bir yanda bir adam, drst, gllgl ileri yok. Emeki snflar temsilen geliyor. Bu seni
altran adamsa kendine bir kap bulmak iin bu iin iinde.
Elbette emeki snflarn da temsil edilmesi gerekir, dedi ihtiyar.
alan adama bas tekmeyi, ekmeini de elinden al, dedi Mr Hynes. Oysa her eyi reten
emektir. alan adam oullarna, yeenlerine, teyzezadelerine arpalk aramyor. alan

adam, bir Alman kralna irin grnmek iin Dublinin erefini amura batrmyor.
O ne demek? diye sordu ihtiyar.
Bilmiyor musunuz, nmzdeki yl buraya gelecek olursa Kral Edwarda hogeldin nutku
ekecekler. Yabanc bir krala ne diye ya ekecekmiiz yani?
Bizim adaymz bundan yana deil, dedi Mr OConnor. O da Milliyeti listeden giriyor.
Bundan yana deil, ha? dedi Mr Hynes. Bekle grrsn neden yana olduunu. Ben onu
tanrm. Tilki Dicky Tierney deil mi?
Hay Allah, belki de haklsn, Joe, dedi Mr OConnor. Her neyse, umarm mangizi ortaya
karr.
de sustular. htiyar gene korlar toparlamaya koyuldu. Mr Hynes apkasn karp
silkeledi, kalkk yakalarn dzeltirken, ilie takl sarmak yapra grnd.
Bu adam hayatta olsayd, dedi, parmayla sarmak yapran iaret ederek, byle
hogeldin nutku filan konuuyor olmazdk.
ok doru, dedi Mr OConnor.
Ah, ne gnlerdi onlar, dedi ihtiyar. O zaman insanlk vard.
Odaya yeniden sessizlik kt. Tam o srada, kulaklar souktan buz kesmi, ufak tefek ve
telal bir adam, burnunu eke eke kapdan ieri dald. Hzl admlarla mineye yaklat;
ellerini hzl hzl ovuturuyordu, sanki bir kvlcm aktrmak ister gibi.
Para yok, beyler, dedi.
Byle oturun, Mr Henchy, dedi ihtiyar, kendi sandalyesini terk ederek.
Aman, kartrma Jack, kartrma, dedi Mr Henchy.
Bayla Mr Hynes yle bir selamlad ve ihtiyarn boaltt sandalyeye oturdu.
Aungier sokan hallettiniz mi? diye sordu Mr OConnora.
Evet, dedi Mr OConnor, ceplerinde not defterini aramaya balad.
Grimesa uradnz m?
Uradm.
Ee? Ne diyor?
Sz vermiyor. Kime oy vereceimi kimseye aklayanm, dedi. Ama halloldu sanyorum.
Nasl?
Aday gsterenlerin kimler olduunu sordu; ben de syledim. Peder Burken adn
verdim. Sanrm halloldu.
Mr Henchy burnunu ekmeye ve mineye doru uzatt ellerini dehet bir hzla
ovuturmaya balad. Sonra seslendi: Allah rzas iin, Jack, biraz kmr getir uraya. Hepsi
bitmedi ya. ihtiyar odadan kt.
Para kesik, dedi Mr Henchy, ban sallayarak. Sordum namussuz herife, dedi ki: Bakn,
Mr Henchy, ilerin iyi yrdn grrsem sizi unutmayacam, buna gvenebilirsiniz. Pis
ingene! Ne olmasn beklersin zaten?
Ne demitim sana, Mat? dedi Mr Hynes. Tilki Dicky Tierney.
Hh, tilkiliine tilki, dedi Mr Henchy. O domuz gibi bakan gzleri bouna m yle
bakyor? Can cehenneme. Para yok, bir sr laf: Ah, Mr Henchy, Mr Fanningle konumam
gerek... ok para harcadm. Cimri kerata. Babasnn Marys Lanede ilettii eskici dkknn
oktan unuttu herhalde.
Sahi mi? Eskici miydi? diye sordu Mr OConnor.

Tabii ya, dedi Mr Henchy. Bilmiyor muydunuz? Pazar sabahlar, evler almadan, hani o
evler, adamlar gidip kendilerine yelek ya da pantolon alrlard! Ama Tilki Dickynin babas,
dkknn bir kesinde bir de kara ie sotalard. Anlyor musun? yle ite. Hayat ilk orada
rendi.
htiyar birka kmr parasyla geri gelip bunlar atein orasna burasna serpitirdi.
Gzel bir tanma oldu, dorusu, dedi Mr OConnor. Parann ucunu gstermeyecekse
nasl ister ona almamz?
Elimden bir ey gelmiyor, dedi Mr Henchy. Eve gittiimde icra memurlarn sofada
oturmu beni beklerken bulacam herhalde.
Mr Hynes gld, bir omuz hareketiyle mineden kendini ayrp gitmeye hazrland.
Kral Eddie geldiinde iler dzelir, dedi. Ee, beyler, ben gidiyorum. Grrz. Hoa
kaln.
Ar ar kt odadan. Mr Henchy de, ihtiyar da azlarn amadlar, ama tam kap
kapanrken Mr OConnor, skkn bir halle atee bakmaktan vazgeip anszn seslendi:
Gle gle, Joe.
Mr Henchy birka saniye bekledi, sonra kapya doru ban sallad.
Sylesenize, dedi, atein br tarafndakilere, Bu arkada ne aryor burada? Ne istiyor?
Ne olacak, zavall Joe! dedi Mr OConnor, sigarasnn izmaritini mineye atarken, o da
darda, hepimiz gibi.
Mr Henchy sk sk burnunu ekti ve yle bir tkrk tkrd ki neredeyse atei
sndryordu; kmrler bunu tslayarak protesto ettiler.
Ben size zel ve halisane fikrimi syleyivereyim, dedi, Bana sorarsanz bu arkada kar
tarafn adam. Colgann casusu, bana sorarsanz. Bir dn peine de bakn, grn, aralar
nasl. Sizden phelenmezler. akozluyor musun?
Yok canm, iyi adamdr Joe, dedi Mr OConnor.
Babas iyi, saygdeer bir adamd, dedi Mr Henchy. Zavall Larry Hynes! Vaktiyle ok
iyilikleri olmutu! Ama korkarm arkadamz on dokuz krat deil. Yahu, tamam, insan darda
olabilir. Bunu anlyorum da, asalak gibi yaamay anlamyorum. Adamda biraz insanlk olur.
Geldii zaman benden yz bulmuyor, dedi ihtiyar. Gitsin kendi tarafna alsn, burada
ispiyonculuk etmesin.
Bilemiyorum, dedi Mr OConnor, kukulu bir tonla. Ttnyle sigara kdn kard.
Ben Joe Hynes drst bir adam olarak tanyorum. Ayrca akll adam da, hele yazmakta. Hani
o yazd eyi hatrlyor musunuz?..
Bu dallar ve Fenianlar biraz fazla akll oluyor, bana sorarsanz, dedi Mr Henchy.
Benim zel ve halisane grm nedir, biliyor musunuz, bu efendiler hakknda? Bence
bunlarn yars atodan para alyor.
Bilinmez ki, dedi ihtiyar.
Yok, ben biliyorum, dedi Mr Henchy. atonun adamlar bunlar... Hynes iin
sylemiyorum... Yok, o ne olsa biraz daha iyi... Hani, a bir asilzade paras var - hangi
yurtseverden sz ettiimi anlyorsunuz?
Mr OConnor ban sallad.
Binba Sirrn torunu sanki szn gelii! f, ne vatansever ama! O adam paraya satar
vatann - evet, sonra da diz kp Allahna kreder, iyi ki satacak bir vatanm varm diye!

Kap vuruldu.
Girin! dedi Mr Henchy.
Kapda yoksul bir din adam ya da yoksul bir aktr andran bir adam belirdi. Siyah
elbisesi, bodur vcuduna sk sk oturacak ekilde iliklenmiti. Yakasnn papaz yakas m,
yoksa sivil yaka m olduu anlalmyordu, nk ceketinin yakalarn kaldrmt, bylece
aa kan dmeleri de yanstyordu. Sert, siyah ve yuvarlak bir ftr apkas vard.
zerinde yamur damlalar ldayan yz nemli ve sar bir peyniri andryordu. ki pembemsi
benek, elmack kemiklerinin yerini gstermekteydi. Upuzun azn bir hayal krkln dile
getirmek zere aarken ayn zamanda, sevin ve aknln dile getirmek zere de, parlak
mavi gzlerini iyice amt.
Aa, Peder Keon! dedi Mr Henchy, sandalyesinden ayaa frlayarak, Siz misiniz?
Buyurun!
Yo, yo, yo! dedi Peder Keon hemen, bir ocukla konuur gibi dudaklarn bzerek.
Girip oturmaz msnz?
Yo, yo, yo! dedi Peder Keon. Anlayl, hogrl, kadife gibi bir sesi vard. Sizi rahatsz
etmeyeyim! Ben Mr Fanningi aryordum da...
Kara Kartal meyhanesinde olmal, dedi Mr Henchy. Ama gelip be dakika otursaydnz.
Yo, yo, ok teekkr ederim. Kk bir i meselesi vard, dedi Peder Keon. ok teekkr
ederim.
Kapdan geri ekildi; Mr Henchy de amdanlardan birini alarak merdiveni aydnlatmaya
kotu.
Aman, zahmet etmeyin, ltfen!
Ne mnasebet! Merdiven ok karanlk.
Yo, yo, gryorum... ok teekkr ederim.
nebildiniz mi?
Evet, evet, teekkrler... Teekkrler.
Mr Henchy yeniden odaya gelip amdan masann stne yerletirdi. Yeniden atein
bana oturdu. Bir sre, sessiz oturdular.
Anlatsana, John, dedi Mr OConnor, sigarasn bir baka kart parasyla yakarken.
Ha?
Neyin nesi bu adam?
Daha kolay bir soru soramaz msn? dedi Mr Henchy. Fanningle aralarndan su
szmyor. Sk sk Kavanaghda gryorum birlikte, Papaz m gerekten?
Mmmm, galiba... Srye tam uyamayanlardan, hani derler ya. Neyse ki bylelerinin says
fazla deildir! Gene de, birka tane var... Bir biimde talihsiz bir adam...
Peki nasl geiniyor? diye sordu Mr OConnor.
Bu da baka bir muamma.
Yani herhangi bir apelle, kiliseyle, kurumla, ne bileyim...
Hayr, dedi Mr Henchy. Yalnz bana alyor... Tvbe, tvbe, diye ekledi, ben de
biralar geldi sanmtm.
Sahi byle bir imkn var m? diye sordu Mr OConnor. Ben de iyice susadm, dedi ihtiyar.
O alak herife kere syledim, dedi Mr Henchy, bir kasa yollatsn diye. Az nce gene
syledim, ama ceketi filan karm, tezgha abanm, Alderman Cowley ile kaynatyordu.

Niye hatrlatmadn? dedi Mr OConnor.


Nasl hatrlataym, Alderman Cowley ile bir laf, bir laf. Sonra bir aralk gz gze gelince,
Hani o konutuumuz kk konu vard dedim. O konu tamam, Mr H. dedi. Dedi de, Allahn
cezas, unuttu gitti tabii.
Onlarn arasnda bir iler dnyor ya, dedi Mr OConnor, dnceli bir tavrla. Dn
Suffolk sokann kesinde kafa kafaya vermi, mrl mrl konuuyorlard.
Neyin peinde olduklarn biliyorum galiba, dedi Mr Henchy. Bugnlerde Belediye
Bakan olmak istiyorsan, ehir Meclisine borcun olacak. O zaman seni Belediye Bakanlna
seiyorlar. Vallahi! Ben de ciddi ciddi dnyorum Bakan olmay. Ne dersiniz? Kvrabilir
miyim?
Mr OConnor gld.
in para tarafna baktnda...
Belediye Sarayndan ktm dnn, dedi Mr Henchy, hermink yakal pelerinimle
filan. Bizim Jack de arkamdan gelir, pudral perukasyla, ha, ne dersin?
Beni de zel kalem mdr yaparsn, John.
Tabii. Peder Keonu da rahip olarak yanma alrm. Bir aile elentisi dzenleriz.
Aslnda, Mr Henchy, dedi ihtiyar, siz oundan daha yksek bir dzey tutturursunuz.
Geenlerde ihtiyar Keeganla konuuyordum, hani kapc var ya. Ee, yeni beyinden memnun
musun, Pat? dedim. Pek fazla davet kalmad galiba, dedim. Ne daveti? dedi. Bulak bezinin
kokusuyla doyar o, dedi. Biliyor musunuz, ne dedi bana? Vallahi billahi, inanmadm.
Ne dedi? diye sordular, Mr Henchy ile Mr OConnor.
Dedi ki: Akam yemei iin yarm kilo domuz pirzolas aldran bir Dublin Belediye
Bakan dnebiliyor musun? dedi. Nasl bu hayat standard? dedi. Belediye Sarayna gelen
et, bu. Vay canna! dedim. Bunlar ne biim insanlar?
Tam bu srada kap vuruldu, bir ocuk kapdan ban uzatt.
Kim o? dedi ihtiyar.
Kara Kartaldan, dedi ocuk, odadan ieri yan yan girdi, bir ie angrtsyla elindeki
sepeti yere brakt.
htiyar, ocuun ieleri sepetten masann stne aktarmasna yardm etti, ieleri de
sayd. Aktarma ii bitince ocuk sepeti koluna takarak sordu:
ie var m?
Ne iesi? dedi ihtiyar.
nce imemize frsat vermeyecek misin? dedi Mr Henchy.
ie varsa al dediler de,
Yarn gelir alrsn, dedi ihtiyar.
Hey evlat! dedi Mr Henchy, uradan OFarrella koup bize bir tirbuon alr msn - Mr
Henchy istiyor, deyiver. Be dakkada geri veririz. Sepet kalsn orada.
ocuk knca Mr Henchy keyifli keyifli ellerini ovuturdu.
Eh, sonu olarak o kadar da kt adam deil yani, dedi. Hi olmazsa szn tutuyor.
Bardak yok, dedi ihtiyar.
Bover barda, Jack, dedi Mr Henchy. Nice iyi insanlar itiklerini ieyle imesini
becermitir.
Hi yoktan iyi, dedi Mr OConnor.

yle kt bir adam deil, dedi Mr Henchy, yalnz, Fanningin elinde oyuncak. Yoksa iyi
niyetli aslnda, kendi apnda.
ocuk tirbuonu getirdi. htiyar ie ap tirbuonu geri verirken Mr Henchy ocua
seslendi:
Sen de ier misin, evlat?
Memnuniyetle, beyim, dedi ocuk.
htiyar gnlszce drdnc ieyi de at, olana verdi.
Ka yandasn sen? diye sordu.
On yedi, dedi olan.
htiyar baka bir ey sylemeyince ocuk ieyi ald, Size sayglarmla, efendim, Mr
Henchy erefine, diyerek biray dikti, ieyi masaya brakp kolunun yeniyle azn sildi.
Sonra tirbuonu alarak ve bir veda sz mrldanarak yan yan kt.
te byle balar, dedi ihtiyar.
Byle byle yoldan kar, dedi Mr Henchy.
htiyar at ieyi datt. Hepsi ayn anda itikten sonra da ieleri minenin stne,
uzanabilecekleri bir yere yerletirip keyifli bir soluk aldlar.
Eh bugn iyi i kardm saylr, dedi Mr Henchy, sessizlii bozarak.
yle mi, John?
Evet. Dawson sokanda bir iki ii baladm. Croftonla ben. Laf aramzda, Crofton, iyi
adam filan da, bir seim kampanyasnda be para etmez. Azndan laf kmyor ki. Kazk gibi
durup bakyor, btn gevezelik bana kalyor.
O anda odaya iki kii girdi. Biri ok imand. Mavi, serj takm yokulu vcudundan syrlp
decek gibiydi. fade bakmndan, gen bir kz andran bir yz, anlamsz anlamsz bakan
mavi gzleri ve krl bir by vard. ok daha gen ve ince olan br adamn yz zayft,
sinekkayd tra olmutu. Yksek bir yakal ve geni kenarl melon apkas vard.
Oo, merhaba, Crofton! dedi Mr Henchy iman olanna. iti an...
kiler nereden? diye sordu, gen olan. nek yavrulad m?
Evet, evet. Tabii Lyons nce ikiyi grr! dedi Mr OConnor, glerek.
Kampanyay byle mi yrtyorsunuz siz? dedi Lyons. Croftonla ben de soukta,
yamurda oy peinde kouyoruz.
Haydi, git iine, dedi Mr Henchy, benim be dakikada toplayacam oyu siz ikiniz bir
haftada bir araya getiremezsiniz.
iki ie bira asana, Jack, dedi Mr OConnor.
Nasl aaym, dedi ihtiyar. Tirbuon yok ki.
Durun hele, durun hele! dedi Mr Henchy, ayaa frlad. Siz bu numaray hi grm
mydnz?
Masadan iki ie alp mineye gtrd ve demire dayad. Sonra yeniden atein yanna
oturup iesinden bir yudum daha ald. Mr Lyons masann kenarna oturdu, apkasn
ensesine doru kaykltt ve bacaklarn sallamaya balad.
Benim iem hangisi? diye sordu.
u ite, evlat, dedi Mr Henchy.
Mr Crofton bir sandn stne oturup gzn ocaa dayal duran teki ieye dikti. ki
nedenle sessiz duruyordu. Birincisi, ki zaten kendi bana yeterli bir neden, syleyecek

herhangi bir sz yoktu: kincisi de, yannda bulunduu insanlar kendi dengi saymamasyd.
Muhafazakr aday Wilkinsin kampanyasn stlenmiti, ama Muhafazakrlar adamlarn geri
ekip ktnn iyisi olarak Milliyeti aday desteklemeye karar verince, Mr Tierney adna
almak durumunda kalmt.
Az sonra, Mr Lyonsn iesinin mantar, zr dilemesine bir pt sesiyle frlad. Mr Lyons
oturduu masadan yere atlad, mineye gidip iesini ald, gene masaya dnd.
Crofton, dedi Mr Henchy, siz geldiinizde ben de birka oyu salama baladmz
anlatyordum.
Kimlerinki? diye sordu Mr Lyons.
Bir kere Parkestan aldm, kincisi Atkinson, sonra Dawson sokandan Ward. yi adamdr,
salam, ekirdekten yetime Muhafazakr! yi ama, sizin aday Milliyeti deil mi? diye sordu.
Ben de, Saygdeer bir insan, dedim. Bu lkenin yararn dnyor. Dnyann vergisini
dyor, dedim. ehirde bir sr bina sahibi, tane de iyeri var. Demek ki vergileri dk
dzeyde tutmak onun karna. leri gelen, saygdeer bir yurtta, dedim. Ayrca Yoksullar
Yasasndan yana ve iyi, kt hibir partiye bal deil. Bunlarla byle konumak gerek.
Krala hogeldin nutkundan ne haber? dedi Mr Lyons, itikten sonra azn aprdatarak.
Beni dinleyin, dedi Mr Henchy. Warda da sylediim gibi, bu lkede bize sermaye
gerek. Kraln buraya gelmesi bu lkeye bir sr para akacak demektir. Dublin halk bundan
fayda grr. u rhtmn oradaki fabrikalara bakn, hepsi isiz duruyor! u eski sanayii
canlandrabilsek, tezghlar, tersaneleri, fabrikalar, bakn bu lkede ne biim para olur. Bize
sermaye gerek.
yi ama, baksana, John, dedi Mr OConnor. ngiltere kralna neden hogeldin diyelim?
Parnell kendisi de...
Parnell ld, dedi Mr Henchy. Bakn, ben bu olaya yle bakyorum. Bu adam tahta
oturuncaya kadar anasn bekleye bekleye salar aard. Keyfine dkn bir adam, bizim
hakkmzda da kt bir niyeti yok. Baya doru drst bir adam, bana sorarsanz, hi yle
bozuk bir taraf yok. unu diyor kendi kendine: htiyar bu yabani Mandallar grmeye
gitmedi hi. sa hakk iin, ben kendim gidip greceim, ne menem eylermi. Yani, imdi
dosta bir ziyarete gelen bir adama hakaret mi edeceiz? Ha? Doru mu byle yapmak,
Crofton?
Mr Crofton ban sallad.
Bunlar iyi ho da, dedi Mr Lyons, tartmaya hazrlanan bir tavrla, Kral Edwardn
hayat, hani...
Gemii unutalm, dedi Mr Henchy. Ben adama kii olarak hayranm. Senin benim gibi
zevkine dkn bir adam, ikisine biraz dkn, biraz da serseri, belki, hem de iyi sporcu. Ne
yani, rlanda milleti adamn hakkn veremez mi?
Bunlar hepsi gzel, dedi Mr Lyons. Ama imdi u Parnell durumunu dnelim.
Yahu, Allah akna, dedi Mr Henchy, bu iki durum arasnda ne benzerlik var?
Demek istediim, dedi Mr Lyons, bizim ideallerimiz var. imdi niin byle bir adam
barmza basalm? Parnell, sence, o yapt ilerden sonra bizim nderimiz olabilecek bir
adam myd? yleyse, Yedinci Edward niin benimseyelim?
Bugn Parnellin lm yldnm, dedi Mr OConnor, onun iin imdi kzgnlk yaratacak
szler sylemeyelim. Adam ld gitti ve artk hepimizin ona saygs var - Muhafazakrlarn

bile, diye ekledi, dnp Mr Croftona bakarak.


Pt! Mr Croftonn iesinin gecikmi mantar da utu. Mr Crofton sandndan kalkp
mineye gitti. Ganimetiyle yerine dnerken kaln bir sesle konutu:
Bizim cenahn saygs var, nk soyluydu.
ok haklsn, Crofton, dedi Mr Henchy, iddetle. Bu kadar iti kpei dalamadan idare
edebilen bir o vard. Yatn aa, itler! Yatn, kpekleri ite byle davranrd onlara. Gelsene
Joe! Gel ieri! diye seslendi, kapda Mr Hynes grnce.
Mr Hynes ar ar ieri girdi.
Bir bira daha a, Jack, dedi Mr Henchy. Ha unuttum, tirbuon yoktu! Verin bir tane de
atee koyaym.
htiyarn verdii ieyi ocan demirine dayad.
Otur Joe, dedi Mr OConnor, biz de efin szn ediyorduk.
Evet, evet, dedi Mr Henchy.
Mr Hynes masaya, Mr Lyonsn yaknma oturdu, ama azn amad.
te bu da ona ihanet etmeyenlerden biri, dedi Mr Henchy. Senin iin bunu her zaman
sylerim, Joe! Yok, gerekten, erkeke sadk kaldn ona!
Hey, Joe, dedi Mr OConnor, anszn. u yazdn eyi bize bir okusana - hatrladn m?
Ezberinde mi?
Ha, tabii dedi Mr Henchy. Oku unu. Sen hi dinlemi miydin. Crofton? Dinleyin bakn:
Harika bir ey.
Haydi, haydi, dedi Mr OConnor. Oku unu, Joe.
Mr Hynes sz edilen parann hangisi olduunu hemen anlayamam gibiydi, ama biraz
dnnce hatrlad.
Ha, u iir... Eskidi artk.
Canm, sen oku gene! dedi, Mr OConnor.
Susalm, susalm, dedi Mr Henchy. Haydi, Joe!
Mr Hynes biraz daha duralad. Sonra sessizlik iinde bandan apkasn karp masaya
koydu ve ayaa kalkt. Paray zihninde evirip eviriyor gibiydi. Uzun bir duraklamadan sonra
balad:
Parnellin lm
6 Ekim 1891
Bir iki kere boazn temizledikten sonra iiri okudu:
ld o. Tasz kralnz ld.
Ey Erin, mateme brn ve ala!
Modern ikiyzlln kurban olan
O byk ve kahraman evladna.
amurun iinden ekip kard
Korkak kpekler lme onu itti,
Erinin umutlar ve Erinin zlemleri

Bylece biranda kl olup gitti.


Sarayda olsun, evde, izbede olsun
Her nerede arpyorsa rlanda kalbi
imdi acyla ykktr -nk len
O insan yourup biimlendirecekti kaderini
Oydu an katacak Erin diyarna,
Gklerde dalgalanan yeil bayrayla,
Devlet adamlar, ozanlar, savalar
Dnya uluslar karsnda elimdik ayakta.
Dn grmt (heyhat, sadece bir d!)
zgrln: ama o bunun iin abalarken,
Hedefine varmadan araya ihanet girdi
Ve aldlar sevdii eyi elinden
Utansn ona vuran dlek eller!
Ya da frsat ikiyzl papaz ynna
Onu bir pckle ihbar edenlerO papazlar ki hibiri dost deildi ona.
Ebed bir utan iinde kavrulsun
Adlar ve anlar o iren gruhun.
Adn pisleyip lekelemeye altlar
Gururla tmne tepeden bakan bir ruhun
Btn kudretliler gibi devrildi o da,
Son anna kadar soylu ve korkusuzca
imdi lm onu birletirdi
Erinin gemiteki kahramanlaryla.
Uykusunu bozmasn irkin barmalar,
Huzur iin dinleniyorken mezarnda!
Ne insanca bir ac, ne de yce tutku,
tiyor onu an ve eref doruklarna.
stedikleri oldu: devirdiler onu,
Ama Erin, sen de sakn unutma bunu;
Kendi kllerinden canlanarak kan Anka gibi,
afak skerken ykselebilir ruhu.
Bir gn, getirebilir bize zgrln egemenliini

O gn Erin tokutururken bardan,


Btn bu sevincinin iinde zntyle
Bir eyi hatrlayacaktr: Parnellin ansn.
Mr Hynes yeniden masaya oturdu. iiri okumas bitince bir sessizlik oldu ve bunu cokulu
bir alk izledi: Mr Lyons bile el rpyordu. Alk bir sre devam etti. Kesildiinde, btn
dinleyenler ielerine uzanp sessizce itiler.
Pt! Mr Hynesn iesinin mantar da utu, ama Mr Hynes yz kzarm bir halde
oturduu masadan kalkmad. Bu daveti duymam gibiydi.
Harikasn, Joe! dedi Mr OConnor; duygularn gizleyebilmek iin sigara ktlaryla ttn
torbasna davrand.
Ne dersin, Crofton? diye seslendi Mr Henchy. Nasl? Gzel deil mi? Mr Crofton ok
gzel bir para olduunu syledi.

BIR ANNE
Eire Abu Cemiyetinin sekreter yardmcs Mr Holohan neredeyse bir aydr Dublin
sokaklarn bir aa bir yukar arnlyor, cepleri ve elleri birtakm pis kt paralaryla dolu
olmak zere, konserler dizisini dzenlemeye alyordu. Bir aya sakat olduu iin
arkadalar Aksak Holohan derlerdi. Durmadan geziniyor, ke balarnda saatlerce dikilip bir
eyler tartyor, notlar alyordu; ama sonunda her eyi dzenleyen Mrs Kearney oldu.
Miss Devlin, inadndan Mrs Kearney olmutu. Yksek tabakadan bir rahibe okulunda
okumu, Franszca ve mzik renmiti. Doutan beyaz tenli, dik durulu olduu iin okulda
pek fazla arkada edinmemiti. Evlenme ama geldiinde ailece ev ev gezdiler ve gittikleri
yerde piyano al, fildiini andrr havas ok hayranlk uyandrd. Baarlarnn serin
emberi iinde oturuyor, bir isteklinin kahramanlk ederek ortaya kmasn ve ona prl prl
bir hayat sunmasn bekliyordu. Ama tant genler sradan insanlard, onun iin de
yreklendirmiyordu onlar; romantik isteklerini gizlice ve bol bol Trk lokumu yiyerek
yattrd. Gelgelelim, snra yaklap arkadalar da dillerini serbest braknca, Ormond
rhtmnda ayakkab imalatl yapan Mr Kearney ile evlenerek herkesi susturdu.
Adam ondan ok bykt. Kocaman kumral sakalnn ilerinde ara sra cereyan eden bir
sohbeti vard. Evliliklerinin birinci yl tamamlandnda, Mrs Kearney byle bir adamn
romantik bir kiiden daha dayankl kacan kavramt; ama kendi romantik dncelerini
de hibir zaman elden karmad. Akl banda, tutumlu, dindar bir adamd; btn ilk
cumalarda kiliseye gidiyordu; bazan onunla birlikte, ama genellikle yalnz bana. Ama kars
da dini btnlkten hi vazgemedi ve ona iyi bir e oldu. Yabanc evde bir davete gitseler
kars kan u kadarck oynatsa adam hemen kalkp vedalamaya balar, onu da ksrk
tutunca kuty yorgan dizlerine rter, kuvvetli bir rom punu hazrlard. Adam kendi
hesabna rnek bir babayd. irketin birine her hafta kk demeler yaparak, iki kzma da,
yirmi drt yana geldiklerinde; yzer sterlinlik birer eyiz biriktirmiti. Byk kz Kathleeni
bir rahibe okuluna gnderdi -o da orada Franszca ve mzik rendi- sonra da Akademiye
gnderip taksitleri dedi. Her yl temmuz aynda Mrs Kearney bir dostuna, Bizimki birka
haftalna Skerriese gnderiyor bizi, deme frsatn bulurdu.
Skerries deilse Howth veya Greystones olurdu.
rlandalln canlandrlmas hissedilmeye baladnda, Mrs Kearney kznn adnn
avantajn kullanmaya karar verdi ve eve rlandal bir retmen getirtti. Kathleenle kardei
arkadalarna rlanda kartpostallar gnderdiler, arkadalar da onlara baka rlanda
kartpostallaryla cevap verdi. Baz zel Pazar gnlerinde de, Mr Kearney katedrale ailesiyle
birlikte gittiinde, ayin sonrasnda Katedral sokann kesinde toplanan insanlar neredeyse
bir kalabalk olutururdu. Hepsi de Kearneylerin dostuydu - ya mzik dolaysyla ya da
Milliyeti arkadalar; ve btn karlkl dedikodular bittiinde, hep birden el skr, bir
yandan da her ynden birbirlerine uzanan bu kadar elin karklna glr, rlanda dilinde
vedalarlard. ok gemeden Miss Kathleen Kearneyin ad herkesin azndan iitilir oldu.
Mzikte ok iyi olduu ve pek ho bir kz olduu ve, stelik, dil davasna inananlardan olduu
syleniyordu. Mrs Kearney de bu durumdan honuttu. Onun iin, gnn birinde Mr Holohan
gelip yesi olduu Cemiyetin Eski Konser Salonunda verdii drt konserlik dizide kznn
piyanoyla elik etmesini nerdiinde hi armad. Onu misafir odasna alp oturttu, iki

srahisiyle biskvi kutusunu kartt. Olanca yrei ve varlyla dald giriimin ayrntlarna,
tler verdi, vazgeirdi: sonunda, Kathleenin drt byk konserde elik etme hizmetlerine
karlk sekiz sterlin alaca bir szleme ortaya kt.
Mr Holohan davetiyelere yazlacak szler ya da programn paralarnn sraya sokulmas
gibi ince ilerde baya acemi olduu iin, Mrs Kearney ona yardm etti. Neyin nasl
yaplacan biliyordu. Hangi artistlerin byk harfle, hangi artistlerin kk harfle yazlmas
gerektiini biliyordu. Birinci tenorun, Mr Meadein komik numarasndan sonra kmak
istemeyeceini biliyordu. Seyirciyi srekli ilgili tutmak iin, baarsndan phe duyulan
gsterileri sevilen paralarn arasna kaydryordu. Mr Holohan her gn gelip bir konuda
fikrini sormaya balad. O her seferinde dosta t veriyordu - ok yakn biri gibi, aslnda.
Srahiyi sryordu nne:
Aln, siz koyun, Mr Holohan, diyordu.
Ve o alrken cesaret veriyordu:
ekinmeyin. Hi ekinmeyin.
Her ey yolundayd. Mrs Kearney, Brown Thomasn dkknndan, Kathleenin
elbisesinden nne dikilmek zere ok gzel bir pembe ipek armz ald. ok para tuttu; ama
hayatta baz durumlarda masraftan kanmamak gerekir. Son konserin iki ilinlik
biletlerinden de bir dzinesini satn alp baka trl geleceine gvenilmeyecek dostlara
gnderdi. Hibir ey unutmad ve onun sayesinde, yaplmas gereken her ey yapld.
Konser gnleri aramba, perembe, cuma ve cumartesiydi. Mrs Kearney aramba gecesi
Eski Konser Salonuna kzyla birlikte geldiinde durumu pek beenmedi. Ceketlerinde mavi
armalar dikili birka gen aylak aylak duruyordu girite; hibiri smokinli deildi. Kzyla
geerken ak kapdan ieriye hzla baknca yer gstericilerin niin byle aylak durduklarn
anlad. nce, saati arm olup olamayacan dnd. Hayr, sekize yirmi vard.
Sahne arkasndaki soyunma odasnda Cemiyet sekreteri Mr Fitzpatrickle tantrld.
Glmseyerek adamn elini skt. Ufak tefek, beyaz tenli ve bos bakl bir adamd. Mrs
Kearney, zensizce bana geindii yumuak, boz renkli apkann bir yana kaykldn,
ivesinin de hayli taral olduunu fark etti. Elinde bir program vard ve Mrs Kearney ile
konuurken programn bir ucunu ineye ineye slak bir hamur haline getirmiti. Hayal
krklklarndan fazla etkilenmez bir adam tavr vard. Mr Holohan dakikada bir gelip gieden
haber getiriyordu. Artistler aralarnda sinirli sinirli konuuyor, arada bir aynaya bakyor,
notlarn ap kapatyorlard. Sekiz buua doru, salonda oturmu birka insan elencenin
artk balamas dileklerini dile getirmeye balad. Mr Fitzpatrick soyunma odasna geldi, bo
bo glmsedi odadakilere:
Eh, hanmlar, beyler. Sanrm artk balamak gerek cmbe, dedi.
Mrs Kearney bu son kelimesini hzl bir kmseme bakyla dllendirdikten sonra
kzna cesaret vermek ister gibi,
Hazr msn, ekerim? dedi.
Frsat bulunca Mr Holohan bir kenara ekip bu durumun ne anlama geldiini sordu. Mr
Holohan ne anlama geldiini bilmiyordu. Ona gre komite drt konser dzenlemekle
yanlmt: drt fazlayd.
Ayrca da, artistler! dedi Mrs Kearney. Geri ellerinden geleni yapyorlar, ama iyi
deiller.

Mr Holohan da artistlerin pek matah olmadn itiraf etti, ama ona gre Komite ilk
konseri babo brakm, btn yetenekleri cumartesi gecesine saklamt. Mrs Kearney bir
ey sylemedi ama, sahnede sradan gsteriler birbirini izleyip salondaki bir avu insan da
gitgide azaldka, byle bir konser iin bu kadar ie kalktna piman olmaya balad. Olayn
gidii houna gitmiyor, Mr Fitzpatrickin bo bo glmseyii de adamakll sinirine
dokunuyordu. Gene de, azn amadan sonu bekledi. Konser saat onu bulmadan sona erdi;
herkes abuk abuk evine dnd.
Perembe gecesi konseri daha kalabalkt, ama Mrs Kearney bunun kuru kalabalk
olduunu anlamakta gecikmedi. Seyirciler, sanki gsteri resmiyet d bir provaym gibi,
laubali bir davran iindeydiler. Mr Fitzpatrickse hayatndan memnun grnyordu; hal ve
gidiini Mrs Kearneyin fkeyle izlediinin hi de bilincinde deildi. Perdenin hemen
arkasnda duruyor, ara sra kafasn dar uzatp balkonun kesindeki tandklaryla
karlkl glyorlard. Akam sona ermeden nce Mrs Kearney cuma konserinin iptal
edildiini, komitenin de elinden geleni yaparak cumartesi gecesi salonu doldurmaya
alacan rendi. Bunu iitince hemen Mr Holohan arad. Mr Holohan gen bir hanma
limonata gtrmek zere seke seke giderken yakasna yapp iittii eyin doru olup
olmadn sordu. Evet, doruydu.
Ama phesiz ki bu durum szlememizi etkilemez, dedi Mrs Kearney. Szlememiz
drt konserlikti.
Mr Holohan acele ii varm gibi bir havadayd; Mr Fitz, Patrickle grmesini tledi.
Mrs Kearney artk korkmaya balamt. Mr Fitzpatricki perdenin arkasndan uzaklatrp,
kznn drt konserlik bir szleme imzaladn ve szleme hkmlerine gre, cemiyet drt
konser versin vermesin, balangta saptanan paray almas gerektiini anlatt. Sz konusu
durumu hemen anlamakta glk eken Mr Fitzpatrick sorunu zemedi ve konuyu komiteye
gtreceini syledi. Mrs Kearneyin fkesi yanaklarnda yanp snmeye balamt.
Peki, Kometye dediiniz kim oluyor? diye sormamak iin kendini zor tuttu. Bunun bir
hanmefendiye yakmayacan biliyordu: onun iin sustu.
Cuma sabah erkenden, tomar tomar el ilanlaryla ocuklar Dublin sokaklarna salnd.
Akam gazetelerinin hepsinde, cemiyete kyak eken iirme haberlerde, mzikseverle re,
kendilerini ne harika eylerin bekledii anlatld. Mrs Kearney biraz rahatlad, ama gene de
kocasna baz kukularn amann doru olacan dnd. Kocas onu dikkatle dinledikten
sonra, belki de cumartesi gecesi kendisinin de oraya gelmesinde yarar olacan syledi. Mrs
Kearney de katld buna. Byk Postaneye nasl saygs varsa, kocasna da yle sayg
duyuyordu: byk, gvenilir ve sabit bir ey olarak; yeteneklerinin sayca olduka az olduunu
bilmekle birlikte, bir erkek olarak soyut deerini tanyordu. Birlikte gelmeyi nermesine
sevindi. Planlar kurmasna gerek kalmayacakt.
Byk konser gecesi geldi att. Mrs Kearney kocas ve kzyla birlikte konser saatinden
eyrek saat nce Eski Konser Salonuna skn etti. Yazk ki yamurlu bir akamd. Mrs
Kearney kznn elbisesiyle notalarn kocasna teslim ederek btn binada Mr Holohan ya da
Mr Fitzpatricki arad. kisini de bulamad. Grevlilere komiteden kimsenin orada bulunup
bulunmadn sordu: bir yn uramadan sonra, grevlilerden biri, Miss Beime adnda ufak
tefek bir kadncaz bulup getirdi. Mrs Kearney sekreterlerden birini grmek istediini
bildirdi ona. Miss Beime de onlarn her an gelebileceini syleyerek kendisinin yapabilecei

bir ey olup olmadn sordu. Mrs Kearney, kadncazn bir gven ve yardmc olma
ifadesine bzlen yal yzne dikkatlice baktktan sonra cevap verdi:
Hayr, teekkr ederim!
Kadn, salonun dolacan umduunu syledi. Darda yaan yamura uzun uzun
bakarken, slak sokan melankolisi, bzlm yzndeki olanca gven ve yardmc olma
isteini silip gtrd. Hafife iini ekti, Ah, ah! dedi. Allah biliyor ya, yaplabilecek her eyi
yaptk.
Mrs Kearney soyunma odasna dnmeye karar verdi.
Artistler gelmeye balamlard. Bas ve ikinci tenor daha imdiden oradaydlar. Bas, yani
Mr Duggan, seyrek siyah bykl, ince yapl bir genti. ehirdeki bir konser salonu kapcsnn
olu olarak, o yanklanan salonda uzun uzun bas sesler karmt vaktiyle. Bu olduka iddiasz
noktadan balayarak yava yava ykselmi ve artk birinci snf bir artist olmutu. Byk
operaya bile kmt. Bir akam, opera artistlerinden biri hastalannca, Queens Theatreda
oynanan Maritana operasnda kral roln stlenmiti. Duyarak ve dolgun bir sesle sylemi,
galeriden de baya alk toplamt; ama dncesizlikten, burnunu bir iki kere eldivenli
eliyle sildii iin, yaratt iyi izlenimi ne yazk ki zedelemiti. ddiasz bir adamd, konukan
da deildi. Konuurken, zellikle siz kelimesini ylesine yumuak sylerdi ki karsndaki
iitmezdi bile; sesi uruna da, stten kuvvetli hibir ey imezdi. kinci tenor olan Mr Bell ise
ak sar sal, ksa boylu bir adamd ve her yl Feis Ceoillde ark yarmalarna katlyordu.
Drdnc giriiminde bir bronz madalya almt. Son derece gergindi, baka tenorlar son
derece kskanrd ve bu gergin kskanln belli etmemek iin abartlm dostluk
gsterilerine kalkrd. Bir konserde bulunmann kendisi iin bir ikence olduunu herkese
kantlamaya almak gibi de bir huyu vard. Dolaysyla Mr Duggan grnce hemen stne
yryp sordu:
Siz de mi konserdesiniz ?
Evet, dedi Mr Duggan.
Mr Bell bu dert yoldana glmsedi, elini uzatt:
Elden gelin, dedi.
Mrs Kearney bu iki gencin yanndan geerek perdenin kenarna yaklat ve salona bakt.
Koltuklar hzla doluyor, salondan ho bir grlt ykseliyordu. Geri gelip kocasyla ba baa
verdi. Belli ki Kathleen hakknda konuuyorlard, nk, Milliyeti arkadalarndan biri olan
kontralto Miss Healey ile sohbet eden kzlarna bakyorlard sk sk. Solgun yzl,
tanmadklar bir kadn tek bana odadan geerek gitti. elimsiz bir beden zerine takl soluk
mavi elbiseyi keskin gzlerle szd kadnlar. Biri bu kadnn soprano Madam Glynn olduunu
syledi.
Nereden de bulup karmlar acaba? dedi Kathleen, Miss Healyye. Adn duyduumu
hi sanmyorum.
Mis Healy glmsemek zorunda kald. O anda Mr Holohan sekerek ieri girince, iki gen
hanm ona bu bilinmeyen kadnn kim olduunu sordular. Mr Holohan, Londradan Madam
Glynn olduunu syledi. Madam Glynn de ieri gelip odann bir kesinde yerini ald.
Notalarn gergin bir ekilde tutuyor, ara sra da rkek bakyla odadakileri szyordu.
Odann glgesi rengi atm elbisesini koruma altna almt ama, kprck kemiklerinin
oyuunu intikam alrcasna derinletiriyordu. Salondan gelen grlt daha da artmt. Birinci

tenorla bariton birlikte geldiler. kisi de iyi giyimli, tombul ve rahattlar ve odaya bir bolluk
havas getirmilerdi.
Mrs Kearney kzyla birlikte bu ikisinin yanna yaklap dosta bir sohbete girdi. Onlarla iyi
geinmek istiyordu ama, bir yandan bu kibarlklar yaparken, gzleri de Mr Holohann
seksekli ve dolak rotasn izliyordu. Frsat yakalaynca izin isteyip onun peine dt.
Mr Holohan, bir dakika sizinle bir ey konumak istiyorum, dedi.
Koridorun tenha bir kesine sndklarnda, Mrs Kearney kznn ne zaman parasn
alacan sordu. Mr Holohan, bunun Mr Fitzpatrickin ii olduunu syledi. Mrs Kearney,
kendilerinin Mr Fitzpatrickle bir ilgilerinin bulunmadn belirtti. Kz sekiz sterlin
karlnda bir szleme imzalamt ve parasnn denmesi gerekiyordu. Mr Holohan bunun
kendi ii olmadn syledi.
Niin sizin iiniz deil? diye sordu Mrs Kearney. Szlemeyi siz kendiniz getirmediniz
mi? Her neyse, sizin iiniz olmasa bile benim iim ve bu iin zlmesini istiyorum.
En iyisi siz Mr Fitzpatrickle konuun, dedi Mr Holohan, mesafeli bir tavr taknarak.
Mr Fitzpatrickle benim bir ilgim yok, diye tekrarlad Mrs Kearney. Elimde szleme var,
szleme hkmlerinin yerine getirilmesini istiyorum.
Soyunma odasna dndnde yanaklar hafife renklenmiti! Oda hareketliydi. Sokak
klnda iki adam minenin ban igal etmiler, Miss Healy ve baritonla konuuyorlard.
Biri zgr nsan gazetesinden, br de Mr OMadden Burket. zgr nsandan gelen konsere
kalamayacan sylyordu. nk Amerikal bir rahibin Mansion Houseda verdii
konferansn haberini yazmas gerekiyordu. Konser haberini zgr nsan brosuna
brakmalarn, gazeteye koyduracan syledi. Sa aarm, sesi inandrc, davranlar
dikkatli bir adamd. Elinde snm purosunun kokusu hl evresindeydi. Konserlerden ve
artistlerden fena halde skld iin biran bile durmaya niyeti yoktu, ama mineye yaslanp
kalmt. Miss Healy glerek, konuarak nnde duruyordu. Bu kibarln bir nedenini tahmin
edecek kadar yalyd gazeteci, ama bu andan yararlanmak isteyecek kadarda, ruhen genti.
Gen kzn bedeninin scakl, kokusu, rengi duyularna ho bir ekilde hitap ediyordu.
Karsnda inip kalktn grd gslerin o anda kendisi iin inip kalktnn, bu gller,
kokular ve bilinli baklarn kendisine sunulduunun farkndayd ve bundan pek honuttu.
Daha fazla durmasna imkn kalmaynca, zlerek vedalat.
OMadden Burke haber olmasn istediiniz ekilde yazacak, diye aklad Mr Holohana,
ben de sayfaya koyduracam.
ok teekkr ederiz, Mr Hendrick, dedi Mr Holohan. Koydurursunuz deil mi? Peki,
gitmeden nce bir ey almaz mydnz?
Niye olmasn? dedi Mr Hendrick.
ki adam dolambal birtakm koridorlardan geip karanlk bir merdivenden trmanarak,
grevlilerden birinin beylere iki ieleri at ke bucak bir odaya geldiler. Bu beylerden
biri de, nceden yola kp igdleriyle buray bulan Mr OMadden Burket. Durduu anlarda
heybetli gvdesini byk ipekli emsiyesine dayayarak dengede tutan, yalca, ho konuan
bir adamd Mr OMadden Burke. Kulakta grkemli bir tn brakan Batl ad da, ince mali
sorunlarn dengede tuttuu manevi emsiyesiydi. Geni bir evrenin saygsn kazanmt.
Mr Holohan burada zgr nsan yazarna iki smarlarken Mrs Kearney kocasna yle bir
atelilikle bir eyler anlatyordu ki kocas sesini biraz alaltmasn rica etmek zorunda kald.

Odadaki br insanlarn konumalar biraz gerginlemiti. Bir numara olan Mr Bell elinde
notalaryla hazr bekliyordu, ama piyanoda elik edecek kiide hibir kprt yoktu. Belli ki bir
terslik vard ortada. Mr Kearney dmdz ileri bakyor, sakaln svazlyor, Mrs Kearney ise zor
denetledii bir hmla Kathleenin kulana bir eyler sylyordu. Salondan sabrsz
haykrlar, alk ve ayak vurma sesleri iitilmeye balamt. Birinci tenor, bariton ve Miss
Healy olduka sakin bir ekilde bir arada duruyorlard, ama Mr Bellin sinirleri iyice gerilmiti,
nk seyircilerin gecikmeyi kendi gecikmesine yoracaklarndan korkuyordu.
Mr Holohan ile Mr OMadden Burke odaya girdiler. Mr Holohan sessizlii hemen o anda
fark etti. Mrs Kearneyye yaklaarak heyecanl heyecanl bir eyler syledi. Onlar konuurken
salondaki grlt artyordu. Mr Holohan kpkrmz kesildi, heyecanland. Bir dolu sz syledi,
ama Mrs Kearney ters bir tavrla kesti szn:
Devam edemez kzm. Sekiz sterlinin denmesi gerekiyor. Mr Holohan seyircilerin el
rpp ayaklarn yere vurduu salonu iaret etti aresiz bir tavrla. Mr Kearneyyi, Kathleeni
de imdada ard. Ama Mr Kearney sakaln svazlad. Kathleen de nne, burnunu oynatt
yeni iskarpinine bakt: onun suu deildi. Mrs Kearney tekrarlad:
Paray almadan devam edemez.
Hzla bir sre daha dil dktkten sonra Mr Holohan zplaya sraya dar kt. Oda
sessizleti. Sessizliin gerilimi iyice artnca, Miss Healy zorlama bir sesle baritona sordu: Bu
hafta Mrs Pat Campbelli grdnz m?
Bariton grmemiti kendisini, ama ok iyi olduunu renmiti. Konuma devam
edemedi. Birinci tenor ban eip yeleinin stnden geen altn kstein baklalarn
sayarken, glmseyerek, n sins snamak zere rastgele notalar sylemeye balad. Herkes
zaman zaman Mrs Kearneyye gz atyordu.
Salondaki ses artk kyamet derecesine varmt ki Mr Fitzpatrick, arkasnda soluk solua
gelen Mr Holohan olmak zere, odadan ieri dald. Salonda alklar ve tepinmelerin yan sra
bir de slklar alnyordu. Mr Fitzpatrickin elinde birtakm banknotlar vard. Mrs Kearneyin
eline drt tane sayd, kalan da aradan sonra vereceini syledi. Mrs Kearney itiraz etti:
Drt ilin eksik.
Ama Kathleen eteini toplad ve Haydi, Mr Bell, dedi, rzgra tutulmu kavak gibi titreyen
birinci numaraya. arkc ve piyanisti birlikte ktlar. Salondaki grlt duruldu. Birka
saniyelik bir sessizlik oldu: sonra piyanoyu duydular.
Madam Glynnin paras dnda konserin birinci blm ok baarl geti. Bu zavall
kadn titrek ve gsz bir sesle Killarneyi sylemiti. arksna zarafet kattn sand, eski
tarz bir tonlama ve telaffuzu vard. Eski bir tiyatro gardrobundan dirilip gelmi gibi bir hali
olduu iin salonun daha ucuz koltuklarnda oturanlar ulumay andran tiz sesiyle alay ettiler.
Ama birinci tenorla kontralto salonu ykp geirdiler. Kathleen rlanda havalarndan semeler
alnca o da cmerte alkland. Birinci blm, amatr tiyatro gsterileri dzenleyen bir gen
hanmn okuduu coturucu vatansever iirlerle son buldu. Hakl bir alk toplad; bitince de,
adamlar memnun bir ekilde sigara salonuna ktlar.
Btn bu sre iinde soyunma odas heyecandan an kovanna dnmt. Bir kede Mr
Holohan, Mr Fitzpatrick, Miss Beirne, grevlilerden ikisi, bariton, bas ve Mr OMadden Burke
duruyordu. Mr OMadden Burke olayn hayatnda grd en rezil gsteri olduunu
anlatyordu. Miss Kathleen Kearneyin Dublindeki mzik kariyerinin bundan byle sona

erdiini syledi. Baritona da Mrs Kearneyin davran konusunda ne dnld soruldu.


Bir ey sylemek istemedi. Parasn almt, bu adamlarla arasn bozmaya niyeti yoktu. Gene
de, Mrs Kearneyin biraz da artistleri dnmesi gerektiini sylemekle yetindi. Grevlilerle
sekreterler ara verildiinde ne yaplacan heyecanla konuuyorlard.
Ben Miss Beirnee katlyorum, dedi Mr OMadden Burke. Para mara vermeyin.
Odann bir baka kesinde de Mrs Kearney ile kocas, Mr Bell, Miss Healy ve vatanseverlik
parasn okuyan gen hanm toplanmlard. Mrs Kearney, urad muamelenin bir skandal
olduunu anlatmaktayd. Ne almaktan ne de masraftan kanmt ve ite karl da
buydu:
Karlarnda gen bir kz olduunu, ne isterlerse yaptrabileceklerini sanyorlard. Ama o
gsterecekti onlara yanldklarn. Erkek olsa byle davranmaya cesaret edemezlerdi. Ama o
kznn hakkn almasn salayacakt: onu kandramazlard. Son kuruuna kadar demezlerse
btn Dublini n n nlatacakt. phesiz, artistler iin zlyordu. Ama baka ne
yapabilirdi? kinci tenora dncesini sordu, o da yaplann doru olmadn syledi. Sonra
Miss Healyye sordu. Miss Healy teki gruba katlmak istiyordu, ama bunu da yapamazd,
nk Kathleenle iyi arkadatlar ve Kearneyler onu sk sk evlerine davet etmilerdi.
Birinci blm biter bitmez Mr Fitzpatrickle Mr Holohan Mrs Kearneyin yanna yaklatlar
ve geri kalan drt sterlinin sal gnk komite toplantsndan sonra deneceini, ama kz
ikinci blmde almazsa szlemeyi bozulmu sayp hibir ey demeyeceklerini bildirdiler.
Ben herhangi bir komiteyle tanmadm, dedi Mrs Kearney, fkeyle. Kzmn szlemesi
var. Geri kalan drt sterlini alr, yoksa o sahneye admn bile atmaz.
ayorum bu davrannza, Mrs Kearney, dedi Mr Holohan, Bize byle yapacanz
aklmdan gememiti.
Ya siz bana nasl davrandnz? dedi Mrs Kearney.
Yz pene pene kzarmt. Birilerinin grtlana sarlacak gibiydi.
Ben hakkm istiyorum, dedi.
Bir para nazik olabilirdiniz, dedi Mr Holohan.
yle mi, bakn hele?.. Ama kzmn parasn ne zaman alacan sorduumda bana nazik
bir cevap veren yok. Ban savurdu, tepeden bir tavr taklidi yaparak: Sekreterle konuun.
Bu benim iim deil. Ben nemli bir adamm zart zurt, dedi.
Ben sizi bir hanmefendi sanmtm, dedi Mr Holohan, hemen oradan uzaklaarak.
Bundan sonra Mrs Kearneyin yaptklar herkes tarafndan knand: herkes komitenin
yaptn onaylad. Kapda durmu, kocas ve kzyla, fkeden beti benzi atm bir halde
tartyor, ellerini kollarn havada sallyordu. Sekreterlerden biri yanna yaklar umuduyla
ikinci blmn balama vaktine kadar bekledi. Ama Miss Healy nezaket gstermi ve bir iki
arkya elik edeceine sz vermiti. Baritonla piyanisti sahneye karlarken Miss Kearneyin
yana ekilip yol vermesi gerekti. Biran, tatan bir fke heykeli gibi durduktan sonra, mziin
ilk notalar da kulana alnnca, kznn pelerinini kapt ve kocasna haykrd:
Bir araba bul!
Adam hemen dar kt. Mrs Kearney pelerini kzna giydirip onu izledi. Kapdan karken
durup Mr Holohann suratna fkeyle bakt.
Sizinle iim bitmedi, dedi.
Ama benim sizinle iim bitti, dedi Mr Holohan. Kathleen uysal bir tavrla annesinin

arkasndan yrd. Mr Holohan da teninde duyduu atei serinletmek iin oday arnlamaya
balad.
te bir hanmefendi! dedi. Ne hanmefendi, ama!
Doru olan yaptnz, Holohan, dedi Mr OMadden Burke, onaylayarak bastonuna
yasland.

ARINMA
O srada tuvalette bulunan iki bey de onu kaldrmaya altlar: ama hi kprdanamyordu.
Dt merdivenin dibine kvrlp kalmt. Srtst evirdiler zar zor. apkas biraz ileriye
yuvarlanp gitmi, st ba da yzkoyun kapakland zeminin kir pasna bulanmt. Gzleri
kapal, soluk alp verii hrltlyd. Aznn kenarndan ince ince kan szyordu.
Bu iki beyle bir mstahdem onu yukar tadlar ve meyhanenin iinde yeniden yere
yatrdlar. ki dakika gemeden evresinde bir halka olumutu. Patron herkese kim olduunu,
kiminle geldiini sordu. Kimse tanmyordu; yalnz barmenlerden biri bu beye bir ufak rom
verdiini syledi. Yalnz myd? diye sordu patron.
Hayr. Yannda iki kii vard.
Neredeler imdi?
Kimse bilmiyordu: Bir ses iitildi:
Aln da hava alsn. Baylm.
Seyirci halkas lastik gibi nce genileyip yeniden darald. Zeminin mozaiinde, baygn
adamn bann yannda, koyu renkli bir madalya gibi bir kan birikintisi olumutu. Adamn
yznn klrengi solgunluundan rken meyhaneci polis artt.
Yakasn ap kravatn zdler. Gzlerini biran aar gibi oldu, i geirerek yeniden
yumdu. Yukar tayan adamlardan birinin elindeydi kirlenmi ipek apkas. Patron
durmadan, baygn adam bir tanyan olup olmadn, yanndakilerin nereye kaybolduunu
soruyordu. Meyhanenin kaplarndan biri ald, devasa bir polis memuru ieri girdi. Onu
izleyerek gelen bir kalabalk da kapnn arkasna ylp kapnn camlarndan ieriyi
seyretmeye koyuldu.
Meyhaneci hemen kendi bildiini anlatmaya balad. Kaba yz izgileri hi oynamayan
gen polis memuru dinliyordu. Ban ar ar evirerek bir meyhaneciye, birde yerdeki
adama bakyordu; hayal grmekten korkar gibi bir hali vard. Derken eldivenini kard,
cebinde kk bir defter buldu, kaleminin kurununu yalayarak yazmaya hazrland. Taral
ivesiyle, pheli sordu:
Kim bu adam? Ad, adresi ne? Motosikleti klnda bir gen seyirci emberini yararak
yaklat. Yaralnn yanna melip su istedi. Polis de yardma geldi. Gen adam, yaralnn
azndaki kan temizleyerek konyak vermelerini syledi. Polis de ayn istei otoriter bir sesle
tekrarlaynca barmenlerden biri bir kou kadehi getirdi. Konya adamn grtlandan aa
boca ettiler. Adam birka saniye sonra gzn ap evresine bakt, durumu anlaynca,
dorulmaya alt.
imdi iyi misiniz? diye sordu motosikleti klndaki gen.
Ha, yok bey, dedi yaral, ayaklanmaya alarak.
Koltuklayp kaldrdlar. Meyhaneci hastane laf at, seyircilerden bazlar da tler verdi.
Yumulmu ipekli apkay da adamn bana giydirdiler. Polis sordu:
Nerede oturuyorsunuz?
Adam buna cevap vermeden byyla oynamaya balad. Geirdii kazay umursamaz
grnmek istiyordu. Bir ey olmadn, kk bir kaza olduunu syledi. Dili dolanyordu
konuurken.
Nerede oturuyorsunuz? diye sorusunu tekrarlad polis. Adamsa kendisi iin bir taksi
bulunmasn syledi. Tam onlar bu konuyu konuurken, uzun sar bir palto giymi, sarn,

uzun boylu ve telal bir adam barn br ucundan ieri girdi. Manzaray grnce seslendi:
Hey, Tom, ahbap! Ne oluyor?
Yok bi, dedi adam.
Yeni gelen, karsndaki adamn bu ackl haline bir gz attktan sonra polise dnd:
Tamam, memur bey. Ben onu gtrrm. Polis elini miferine gtrerek selam verdi:
Oldu, Mr Power!
Haydi gel, Tom, dedi Mr Power, arkadann koluna girdi. Krk kk yok ya? Ha?
Yryebiliyor musun? Motosikleti klnda ki gen de br koluna girip yrynce
seyirciler yol verdiler.
Ne yaptn da bu hale geldin? diye sordu Mr Power. Beyefendi merdivenden dm,
dedi gen.
Sze ok tekkr ederim, dedi yaralanan adam.
Bir ey deil.
Bi ufak bey isek?
imdi olmaz. imdi olmaz.
birden bardan ktlar, kalabalk da szgeten szlrcesine kaplardan d
koridorlara kayd. Patron, kaza mahallini incelemek zere polisi merdivene gtrd. Den
adamn ayan boa atm olmas gerektii konusunda gr birliine vardlar. Mteriler
tezgha yerleti, mstahdemden biri de yerdeki kan temizlemeye giriti.
tekiler Grafton sokana vardklarnda, Mr Power slkla araba ard. Den adam
dilinin yettii kadar, yeniden teekkr etti:
ok tekkr ederim, baym. marm gene grz. Am Kernan.
ok ve duymaya balad acyla biraz aylmt.
Rica ederim, dedi gen adam.
El sktlar. Mr Kernan arabaya bindirildi. Mr Power srcye adresi sylerken Mr Kernan
da gen adama teekkre devam edip birlikte biraz iememi olmalarndan duyduu
znty dile getirdi.
Araba Westmoreland sokana doru yola kt. Demiryollar binasnn nnden
getiklerinde saat dokuz buuu gsteriyordu. Nehir azndan esen keskin dou rzgr
arabadakilerin stne frd. Mr Kernan souktan dertop oldu. Arkada, kazann nasl
olduunu soruyordu.
Konamyorm, diye cevap verdi. Dlmi smm.
Bakaym.
Arabann rzgrl iine eilerek Mr Kernann aznn iine bakt ama bir ey gremedi.
Bir kibrit akt, avucunun iinde alevi sndrmemeye alarak, Mr Kernann uysalca at
azna bir daha bakt. Araba sarsldka kibrit aza yaklap uzaklayordu. Alt dilerle di
etlerinde phtlam kan vard; dilinden minik bir para kopmu olmalyd. Kibrit snd.
Kt olmu, dedi Mr Power.
B yok, dedi Mr Kernan. Azn kapadktan sonra kirli yamurluunun yakasn kaldrp
boynunu rtt.
Mr Kernan, yapt iin nemine inanan, eski tarz bir gezgin satcyd. ehirde onu, banda
ka saylabilecek ipek apkas ve getri olmakszn gren yoktu. Dediine gre, bu iki elbise
paras sayesinde kim olsa kibarlk snavn geebilirdi. Kendi Napoleonu sayd byk

Blackwhitein geleneini srdrr, zaman zaman da hikyelerini anlatarak ve taklidini


yaparak onun ansn tazelerdi. Modern i yntemleri ancak Crowe sokanda kk bir bro
tutmasna izin verecek kadar yzne glmlerdi; bronun panjurlar stnde firmasnn ad
yazlyd - ve adresi, Londra, E. C. olarak. Bu kk brodaki mine rafnn stnde kk ay
kutularndan oluan bir mfreze dururdu ve pencerenin nndeki masada da ileri kara bir
svyla yan yarya dolu drt be porselen anak vard. Mr Kernan bu anaklardan ay tadard.
Bir yudum alr, aznda dolatrr, daman str, sonra da muslua tkrrd. Sonra yle
bir durur, ald tad deerlendirirdi.
Ondan ok daha gen olan Mr Power, Dublin kalesindeki rlanda Kraliyet Polisi ofisinde
alyordu. Onun toplumsal ykseliinin yay, dostunun iniinin yayyla kesimiti. Ama Mr
Kernann iniini biraz yumuatan bir olay, baarnn doruundayken onunla tanm
olanlarn kendisine hl kiiliinden tr bir sayg duyuyor olmalaryd. Mr Power da bu
dostlardan biriydi. Aklanamaz borlar evresinde sanki bir destand: tatl dilli bir genti.
Araba Glasnevin yolunda kk bir evin nnde durdu. Mr Kernan, evden ieri alnd.
Kars onu yataa yatrrken, Mr Power da alt katta, mutfakta, ocuklara hangi okula
gittiklerini ve hangi kitaplar okuduklarn soruyordu. Babalarnn aresizliinin, annelerinin
de yokluunun bilincinde olan ocuklar-iki kzla bir olan- onunla el akasna baladlar.
Tavrlar olsun, iveleri olsun, Mr Powern tuhafna gitti; dnceli bir hal ald. Biraz sonra,
Mrs Kernan yksek sesle yaknarak mutfaa geldi:
Grlecek ey, yz gz! Ah, gnn birinde bana bir ey gelecek bu gidile, bunun sonu
bu. Cumadan beri durmadan iiyor.
Mr Power bu olayda bir sorumluluu olmadn, tamamen bir rastlant sonucu oraya
gittiini ince ince aklad.
Aile kavgalar arasnda Mr Powern yapt yardmlar, ayrca, kk ama tam zamannda
verilmi borlar hatrlayan Mrs Kernan hemen yumuad:
Ah, bana bunlar sylemeniz hi gerekmez, Mr Power. Ben biliyorum onun dostu
olduunuzu, yarenlik ettii baz baka kiilere benzemiyorsunuz siz. Cebinde para oldu mu,
Karsndan, ailesinden uzak tutmakta onlarn stne yoktur. Ne arkadalar, ama! Bu gece kim
vard yannda? Dorusu merak ettim.
Mr Power ban sallad, bir ey sylemedi.
Ah, ok mahcubum, diye devam etti kadn, evde size ikram edecek bir ey yok. Ama bir
dakika beklerseniz ocuklar Fogartyye gnderirim, hemen kede.
Mr Power ayaa kalkt.
Eve para getirecek diye bekliyorduk. Bir evi olduunu hi dnmyor ki.
Siz zlmeyin, Mrs Kernan, dedi Mr Power, yeni bir hayata balatrz onu. Martinle
konuurum. Tam adam. Bugnlerde bir akam gelir, birlikte konuuruz.
Kadn onu geirdi. Arabac inmi, ayaklarn vura vura dolayor, kollarn savurarak
snmaya alyordu.
Saolun, zahmet ettiniz, buraya kadar getirdiniz.
Rica ederim, hi zahmet deil.
Mr Power arabaya bindi. Araba harekete geerken apkasn karp neeli bir tonla
seslendi:
Yepyeni bir insan olacak, dedi. yi geceler, Mrs Kernan.

* * *
Mrs Kernann dertli gzleri arabay kayboluncaya kadar izledi. Sonra ban evirdi, eve
girip kocasnn ceplerini boaltt.
Orta yal, hareketli ve pratik bir kadnd. Ksa bir sre nce evliliin gm jbilesini
kutlam, ayrca Mr Power alarken birlikte dans ederek kocasyla yaknln da yenilemiti.
Flrt gnlerinde Mr Kernan ona biraz bo grnmt dorusu: bugn bile bir dn haberi
aldnda kilise kapsna seyittir, evlenen ifti grnce, Sandymountdaki Deniz Yldz
kilisesinden, neeli ve semiz grnl, fran ve eflatun pantolonunu giymi, ipek apkasn
serbest kolunda zarif bir ekilde tayan bir adamla kolkola ktklarn hl canl bir zevkle
hatrlard. haftaya kalmadan, evli bir kadn hayatn skc bulmaya balam, daha sonra
da, tam bu hayat dayanlmaz bulmaya balamken, anne olmutu. Anne rol karsna
almaz glkler karmamt ve yirmi be yldr kocas adna evi ustalkla ekip
evirmekteydi. ki byk olu evden uzaklap hayata atlmlard. Biri Glasgowda bir
kumann yannda alyordu, br de Belfastta bir ay tccarnn ktibiydi. yi evlat
kmlard, dzenli bir ekilde mektup yazyor, bazan eve para da yolluyorlard. br
ocuklar henz okula gidiyordu.
Ertesi gn Mr Kernan brosuna bir tezkere gnderdi ve yataktan kmad. Kars et suyu
hazrlad ve onu iyice bir azarlad. Sk sk ba gsteren bu arlklarn iklimin bir paras
olarak kabul ediyor, hastaland zaman grev bilir bir ekilde onu iyiletiriyor ve her zaman
kahvalt etmesini salamaya alyordu. Daha kt kocalarda vard dnyada. Adam ocuklar
bydnden beri ona hi el kaldrmamt; ayrca, kk bir sipari iin ta Thomas
sokann ucuna kadar gidip geleceini de biliyordu.
ki gn sonra bir akam arkadalar Kernan grmeye geldiler. Kadn onlar, havas kiisel
bir kokuyla ykl olan yatak odasna kard, atein yanna sandalyeleri koydu. Mr Kernann,
verdii acyla btn gn onu biraz sinirli bir halde tutan dili nazikleti. Yastklar arkasna
yp oturdu; i yanaklarnn azck kzarkl onlar scak korlar gibi gsteriyordu. Odann
karkl yznden konuklarndan zr diledi, ama ayn zamanda biraz da gururla bakyordu
onlara, bir eski muharip gururuyla.
Dostlar Mr Cunningham, Mr MCoy ve Mr Powern aadaki odada Mrs Kernana atklar
bir komplonun kurban olduundan hi haberi yoktu. Dnce Mr Powerdan kmt, ama
gelitirilmesi Mr Cunninghama braklmt. Mr Kernan Protestan bir aileden geliyordu. Geri
evlendii srada Katoliklie gemiti, ama yirmi yldr Kiliseye fazla yakn deildi. Ayrca,
Katoliklikle dalga gemekten de holanrd.
Mr Cunningham tam bu durumun adamyd. Mr Powern iindeki aabeylerinden biriydi.
Onun evlilik hayat da pek mutlu deildi. Herkes ok zlyordu ona, nk toplum nne
karlamayacak, onulmaz bir sarho olan bir kadnla evli olduu biliniyordu. Karsna alt kere
yeni ev kurmu, kadn altsnda da eyalar rehine vermiti.
Zavall Martin Cunningham herkes sayard. Tepeden aa akl banda bir adamd, etkili
ve zeki. Doal yatknlnn yan sra polis karakollarna den olaylarla uzun sreli
tanklndan edindii insan bilgisi, genel felsefenin sularna dalp kmasyla daha da
kvama gelmiti. ok bilgiliydi. Dostlar onun kanlar karsnda saygyla eilir, yznn de

Shakespearei andrdn dnrlerdi.


Komplo kendisine aldnda Mrs Kernann cevab ksa olmutu: Tamamen size
brakyorum, Mr Cunningham.
eyrek yzyllk evlilik hayatndan sonra, olmadk umutlara kaplmyordu. Din onun iin
bir alkanlkt, ama kocas yanda bir adamn lmeden nce pek fazla deieceini
sanmyordu. Aslnda bu son kazada tuhaf bir adalet grmyor deildi ve fazla kat yrekli
grnmekten ekinmese, bu beylere Mr Kernann dilinin biraz ksalmasnn o kadarda kt
olmadn syleyebilirdi. Gene de, Mr Cunningham yetenekli adamd; din de dindi. Plann bir
yaran olurdu belki; hi deilse zarar olmazd. Kendisi, yle an mmin biri deildi. Btn
Katolik dualar arasnda genellikle en yararls olarak Kutsal Kalp duasna inanagelmiti ve
belli bal ayinleri beeniyordu. Geri iman mutfayla snrlyd ama, zorlanrsa, Azraile ya
da Kutsal Ruha da inanabilirdi.
Adamlar kazay konumaya baladlar. Mr Cunningham bir zamanlar buna benzer bir
olayla karlatn syledi. Yetmiinde bir adam sara nbeti geirirken dilini srp
koparmt, ama sonra dil yeniden bymt; yle ki kopan yerin izi bile kalmamt.
Eh, ben daha yetmiime gelmedim, dedi kazazede.
Tabii, tabii, dedi Mr Cunningham.
Artk ac vermiyor mu? diye sordu Mr MCoy.
Mr MCoy bir zamanlarn az ok tannm bir tenoruydu. Soprano olan Kars hl kk
ocuklara piyano dersi veriyordu - dk cretle.
MCoyun hayat izgisi iki nokta arasndaki en ksa mesafe olmamt pek; zaman zaman,
ayakta kalmak iin kendini zorlamas gerekmiti. Midland Demiryolunda ktiplik yapm,
Irish Timesla zgr nsana ilan toplam, bir kmr firmasnn pazarlamacln stlenmi,
zel dedektif yannda alm, erif yardmcsnn brosuna memur olarak girmiti. imdi de
pheli lmler Savcl Dairesinde sekreterdi. Yeni grevi nedeniyle Mr Kernann durumu
onu meslei asndan da ilgilendiriyordu.
Ac m? Fazla deil, diye cevap verdi Mr Kernan. Ama mide bulants yapyor. Hep
recek gibi oluyorum.
O ikidendir, dedi Mr Cunningham, kesin bir tavrla.
Yok, sanrm arabada souk almm, dedi Mr Kernan. Bir ey boazma taklp duruyor,
balgam ya da...
Mukozadr, dedi Mr MCoy.
Sanki aadan gelip boazma taklyor, habire; mide bulandrc bir ey.
Evet, evet, dedi MCoy, torakstan geliyordur.
Ayn zamanda da, Mr Cunninghamla Mr Powera meydan okur gibi bir bakla bakt. Mr
Cunningham hzl hzl ban sallad, Mr Power da, Neyse, sonu iyi olsun da, mesele yok,
dedi.
Sana da ok teekkr borluyum, stat, dedi kazazede.
Mr Power elini sallad.
O yanmdaki iki kii...
Kim vard yannda? diye sordu Mr Cunningham.
Herifin biri. Adn bilmiyorum. Hay Allah kahretsin, neydi ad? Ufak tefek, ak renk sal
hani...

Baka?
Harford.
Hm, dedi Mr Cunningham.
Mr Cunningham bu sesi karnca herkes susard. nk ses karan kiinin, gizli bilgi
kaynaklarna sahip olduu biliniyordu. Bu son durumda, kan sesin ahlaki bir amac vard. Mr
Harford bazan pazar le sonralar kk bir grup oluturarak erkenden ehri terk eder,
banliyde herhangi bir meyhaneye kapa atarlar, grup yeleri burada halis gezginler
olduklarn kantlard. Ama onunla bu yolculua kanlar bile Harfordun kkenini
grmezlikten gelmezlerdi. Baz iilere yksek faizle kk borlar veren ufak apl bir tefeci
olarak balamt hayata. Daha sonra da Liffey Bankasnda alan Mr Goldberg adnda ksa
boylu ve ok iman bir beyle ortak olmutu. Geri Yahudi ahlakndan te bir ey
benimsememiti ama, Katolik dindalar, ne zaman faizinin altnda dorudan doruya ya da
bir yaknlar dolaysyla ezilecek olsalar, cahil bir rlanda Yahudisi olduunu sylerler,
hakknda kt konuurlar ve geri zekl bir olu olmasn da Tanrnn tefecilii sevmemesinin
bu kii yoluyla ortaya konmu kant olarak grrlerdi. Baka zamanlarda iyi yanlarn
hatrladklar da olurdu.
Acaba o nereye kayboldu? dedi Mr Kernan.
Olayn ayrntlarnn biraz bulank kalmasn istiyordu. Arkadalarnn ortada bir yanllk
olduuna, Mr Harfordla birbirlerini bulamadklarna inanmalarn istiyordu. Mr Harfordun
nasl iki itiini bilen dostlar, sustular. Mr Power tekrarlad:
Sonu iyi gelsin de, mesele yok.
Mr Kernan hemen konuyu deitirdi.
teki ocuk baya iyi ocuktu, hani doktor muydu, neydi? dedi. O olmasayd...
Evet, o olmasayd, dedi Mr Power, yedi gnlk bir ceza olabilirdi; hem bunlar para
cezasna da evrilmiyor.
Evet, evet, dedi Mr Kernan, hatrlamaya alarak. Hatrlyorum imdi, bir de polis vard.
Akl banda bir gen gibi grnyordu. Nasl oldu her ey?
Olup olaca, kfelik hale gelmitin, Tom, dedi Mr Cunningham, ciddi bir tavrla.
ddia hakl bulunmutur, dedi Mr Kernan, ayn ciddiyetle.
Polisi herhalde sen hallettin, Jack, dedi Mr MCoy.
Mr Power bu durumda kk adyla kendisine hitap edilmesinden honut olmad. Kibirli
bir insan deildi, ama bu yaknlarda MCoyun, Karsnn tarada baz gerek d ziyaretlerde
bulunduu grnn salamak iin sefere kp tandklardan valiz ve portmantolar
topladn da unutamyordu. Onun iin soruyu, sanki soran Mr Kernanm gibi cevaplad.
Anlatlanlar Mr Kernan kzdrd. Bir yurtta olduunun son derece bilincindeydi, oturduu
kentte karlkl sayg ilikileri iinde yaamak istiyordu ve kyden gelme salaklarn kendisine
hakaret etmesinden hi holanmyordu.
Bunun iin mi vergi dyoruz? dedi. Bu cahil kazklar yedirip iilip giydirmek iin mi?..
Bir halt da deiller yani. Mr Cunningham gld. Yalnzca alma saatleri iinde Kalede
memur sayard kendini.
Baka ne olmalarn bekliyordun, Tom? dedi.
Taral bir iveyi taklit ederek ve komut veren bir tonla, seslendi!
65, lahanan kap!

Herkes gld. Sohbete hangi kapdan olursa olsun girmek isteyen Mr MCoy bu fkray hi
duymam numaras yapt. Mr Cunningham anlatt:
imdi bu lafn kt yer-yani, anlatanlar yle anlatyor- bu iri yan tarallar, emileri,
talim ettirdikleri yer. avu bunlar duvarn nnde sraya diziyormu, ellerinde de tabaklar.
Birtakm grotesk jestlerle hikyesini sslyordu.
Yemek zaman, tamam m? Masaya koskocaman bir kazan dolusu lahana koyuyor, elinde
de krek kadar bir kak. Ka daldrp bir koca para lahanay savuruyor, heriflerin de
drmeden, tabaklaryla yakalamalar gerekiyor, 65 lahanan kap.
Herkes bir kere daha gld: Ama Mr Kernan hl biraz kzgnd. Gazetelerin okur
sayfalarna mektup yazmaktan sz etti.
Bu dadan inme herifler, dedi, gelip burada herkese zart zurt edebileceklerini
sanyorlar. Hele sana, Martin, ne biim herifler olduklarn anlatmam hi gerekmiyor.
Mr Cunningham ihtiyat pay brakarak onaylad bu sz.
Dnyadaki her ey gibi, dedi. yisi de var, kts de.
A, tabii, iyileri de var, phesiz, dedi Mr Kernan, uzlaarak.
En iyisi bunlarla al veriin hi olmayacak, dedi Mr MCoy. Benim fikrim bu.
Mrs Kernan odaya girdi ve masann stne tepsiyi koyarak, Buyurun, aln, beyler, dedi.
Mr Power servis yapmak zere kalkp sandalyesini de Mrs Kernana sundu. Mrs Kernan
aada t yaptn syleyerek bunu atlatt, Mr Powerin arkasndan da Mr Cunninghamla
karlkl gzettiler. Tam odadan karken kocas arkasndan seslendi:
Bana bir ey yok mu, hayatm?
Sana m? Sana elimin tersi var! dedi Mrs Kernan, aksi aksi. Kocas arkasndan seslendi:
Kocacna hibir ey yok mu?
yle komik bir yz ve ses tonu taknmt ki bira datm genel bir enlik havas iinde
yerine getirildi.
Beyler biralarn yudumladlar, bardaklarn yeniden masaya koydular ve bir sre
konumadan oturdular. Derken Mr Cunningham Mr Powera bakt ve normal konuma sesiyle,
Perembe gecesi dedin, deil mi Jack? dedi.
Evet, perembe, dedi Mr Power.
Tamam yleyse! diye noktalad Mr Cunningham. MAuleyin orada bulaabiliriz, dedi
Mr MCoy. En uygun yer oras.
Ama ge kalmamalyz, dedi Mr Power, nemle, nk tklm tklm dolu olabilir.
Yedi buukta buluabiliriz, dedi Mr MCoy. ok iyi! dedi Mr Cunningham. O halde yedi
buukta MAuleyde!
Ksa bir sessizlik oldu. Mr Kernan, dostlarnn olay kendisine de aklamalarn bekledi.
Sonra sordu!
Ne oluyor?
Bir ey deil, dedi Mr Cunningham. Perembe akam iin kk bir taanmz var da.
Operaya m gideceksiniz?
Yo, yo, dedi Mr Cunningham, aklamaktan kanr gibi bir tavrla, kk bir... manevi bir
konu yani.
Ha, dedi Mr Kernan.
Gene bir sessizlik oldu. Sonra Mr Power laf dolandrmadan aklad:

Konu u, Tom, bir hafta sonu inzivasna ekileceiz.


Evet, o konu, dedi Mr Cunningham, Jack ve ben, bir de MCoy senin anlayacan,
tencereyi temizleyeceiz.
Bir eit gsterisiz enerjiyle bu mecaz yaptktan sonra kendi sesinden cesaret alarak
devam etti:
Yani aslnda hepimiz, her birimiz, rezil herifler olduumuzu itiraf etmeliyiz. Hepimiz
diyorum. Hepimiz ve her birimiz. Bunu kaba bir drstlkle ekledikten sonra Mr Powera
bakt. Kabul m?
Kabul, dedi Mr Power.
Ben de kabul ediyorum, dedi Mr MCoy.
te onun iin bir araya gelip tenceremizi temizleyeceiz, dedi Mr Cunningham.
Aklna bir ey gelmi gibi yapt. Birdenbire yataktaki hastaya dnp konuyu srdrd:
Aklma ne geldi, biliyor musun, Tom? Sen de bize katlrsan, drtl bir parti evirebiliriz.
ok iyi fikir, dedi Mr Power. Drdmz birden.
Mr Kernan susuyordu. neri onun zihninde pek fazla anlam tamyordu, ama birtakm
manevi glerin kendisi hesabna baz iyiliklerde bulunacan sezinleyince, onuru gerei
fazla hevesli grnmenin yakk almayacana karar verdi. Uzun bir sre sohbete katlmadan,
sakin bir muhalefet havasyla arkadalarnn Cizvitler hakknda konumalarn dinledi.
Cizvitler hakknda olumsuz bir dncem yok, diye sonunda, o da lafa kart. Okumu
yazm bir tarikat. Ayrca iyi niyetli olduklarn sanyorum.
Kilise iinde en muazzam tarikat onlarnkidir, Tom, dedi Mr Cunningham, coarak,
Cizvitlerin bakan Papadan sonra gelir.
Kesin byledir bu, dedi Mr MCoy, bir iin iyi yaplmasn istiyorsan, hilesiz hurdasz,
Cizvitlere gideceksin. Nfuz dersen onlardadr. Ben size bir ey anlataym.
Cizvitler nemli bir gruptur, dedi Mr Power.
Cizvit tarikatnn ilgin bir zellii vardr, dedi Mr Cunningham. Btn tarikatlar
tarihlerinin bir dneminde reform geirmeye ihtiya duymulardr, ama Cizvit tarikat hibir
zaman reform grmedi. Hibir zaman bozulmad.
yle mi? diye sordu Mr MCoy.
Bir olgu bu, dedi Mr Cunningham. Tarih bu.
Kiliselerine bakn, zaten, dedi Mr Power. Cemaatlerine bir baksanza.
Cizvitler st snflar eker, dedi Mr MCoy. phesiz, dedi Mr Power.
Evet, dedi Mr Kernan. Onun iin onlar beeniyorum ya. u teki sradan papazlar var
ya, cahil, kaba saba...
Aslnda hepsi iyi insanlardr, dedi Mr Cunningham, hepsi kendine gre iyidir. rlanda
papazlar btn dnyada saygyla anlr.
Evet, evet, dedi Mr Power.
Kta lkelerindeki baz baka papazlara hi benzemezler, dedi Mr MCoy. Onlar bu sfat
hak etmiyor.
Hakl olabilirsiniz, dedi Mr Kernan, geri adm atarak. Tabii haklym, dedi Mr
Cunningham. Bunca yl bouna yaamadm. Trl trl insan her durumda gre gre insan
sarraf oldum.
Birbirlerine bakarak bardaklarn yeniden diktiler. Mr Kernan zihninde bir eyleri tartar

gibiydi. Etkilenmiti. Mr Cunninghama, insan sarraf, adam gznden anlayan biri olarak
deer verirdi. Olayn ayrntlarn renmek istedi.
Canm, bu hafta sonu inzivas, i adamlar iin kk bir arnma frsat, dedi Mr
Cunningham. Peder Purdon dzenliyor.
Bize ok sert davranmaz, Tom, dedi Mr Power, kandrc bir sesle.
Peder Purdon? Hangisiydi Peder Purdon? dedi kazazede. Mutlaka tanrsn, Tom, dedi
Mr Cunningham, gvenle. ok ho bir adamdr, gler yzl! O da bizler gibi bu dnyay iyi
tanyan biri.
Ha... bildim galiba. Krmz yzl; uzun boylu.
Tamam, o ite.
Peki, Martin... Vaiz olarak iyi midir?
imdi... Aslnda tam bir vaiz deil bu, anlyor musun? Saduyu dzeyinde, dosta bir
sohbet, daha ok.
Mr Kernan dnd. Mr MCoy araya girdi:
Peder Tom Burke vard hani. Vaiz deyince onun gibisi yoktu.
Aa, Peder Tom Burke, dedi Mr Cunningham, doutan hatipti o. Sen dinlemi miydin
onu, Tom?
Dinlemek mi? dedi Mr Kernan, kzar gibi yaparak. Dinlemez olur muyum?..
Ama ilahiyat olarak ok parlak olmadn sylerler, dedi Mr Cunningham.
Yaa, yle mi? dedi Mr MCoy.
Yani, nemli bir ey deil tabii. Yalnz bazan, dediklerine gre, tam Ortodoks
saylmayacak vaazlar verirmi.
Ha!.. ok dehet adamd, dedi Mr MCoy.
Bir kere dinlemitim, dedi Mr Kernan. Vaiz konusunu imdi hatrlayamadm. Croftonla
ben, eyin, salonun arkasndaydk...
Cemaatin, dedi Mr Cunningham.
Evet, arkada, kapya yakn bir yerde. Unutmuum imdi. Ha, tamam, Papa hakkndayd,
bundan nceki Papa hakknda. imdi hatrladm. Vallahi, ok dehetliydi, konuma slubu.
Ayrca sesi! Allah Allah! Ne sesti ama! Vatikann tutsa diyordu Papaya. karken Croftonla
konumutuk...
Bu Crofton dediin Protestan deil miydi?
yle tabii, dedi Mr Kernan, ok da esasl bir Protestandr. Moore sokanda Butlern
yerine gitmitik sonra. Bakn Allah iin sylyorum, ok duygulanmtm - aynen hatrlyorum
szlerini. Kernan, demiti, farkl mihraplarda ibadet ediyoruz, demiti, ama inancmz ayn. ok
gzel sylenmi bir szd bence.
Derin bir sz, dedi Mr Power. Peder Tomun vaiz verdii apelde her zaman bir yn
Protestan da olurdu.
Aramzda ok fark yok, dedi Mr MCoy. Onlarda, biz de... Bir an duraklad.
... Kurtarcya inanyoruz. Yalnz onlar Papaya ve Tanrnn annesine inanmyorlar.
Ama ne olursa olsun, dedi Mr Cunningham, hafif ama etkileyici bir sesle, asl din bizim
dinimiz, en eski ve temel itikat.
Buna hi phe yok, dedi Mr Kernan hararetle.
Mrs Kernan yatak odasnn kapsn aarak bir misafir geldiini ilan etti.

Kim?
Mr Fogarty.
Aa, buyurun, buyurun!
Solgun, beyzi bir yz k halkasnn iine girdi. Sarn, uzun byn kvrm, bo bir
ekilde akn bakan gzlerin zerindeki sarn kalarda tekrarlanyordu. Mr Fogarty alak
gnll bir bakkald. Daha nce ehir merkezinde bir meyhane iletmeye alm, ama mali
durumu nedeniyle ikinci snf iki imalatlaryla balant kurduu iin iflas etmiti. Bundan
sonra Glasnevin sokanda kk bir dkkn amt. Burada kibarl sayesinde yredeki ev
kadnlarna kendini beendireceine gveniyordu. Kendine gre bir incelii vard, kk
ocuklar sevip okar, dzgn bir iveyle konuurdu. Kltrsz saylmazd.
Mr Fogarty bir armaan getirmiti; bir kk ie zel viski. Kibarca Mr Kernann saln
sordu, armaann masaya brakt ve teki misafirlerin yanna onlarn bir eiti olarak oturdu.
Mr Kernan bu armaana zellikle sevinmiti, nk Mr Fogarty ile aralarnda henz
kapanmam bir bakkaliye hesab vard.
Senin iyi dost olduunu bilirim zaten, dedi. unu asana, Jack.
Mr Power yeniden ie koyuldu. Bardaklar alkaland, be tek viski datld. Bu yeni etken
sohbeti canlandrd. Kanapenin ufaka bir alanna yerleen Mr Fogarty konuyla zellikle
ilgilenmiti.
Papa XIII. Leo, dedi Mr Cunningham, dneminin mealelerinden biriydi. Biliyorsunuz,
byk dncesi Latin ve Yunan Kiliselerini birletirmekti. Hayatnn amac buydu.
Avrupann en aydn insanlarndan biri olduunu sk sk iitmiimdir, dedi Mr Power.
Yani, Papa olmasnn yan sra.
yleydi, yleydi, dedi Mr Cunningham, belki de en aydn insanyd. Zaten Papa olarak
kendine setii sz de Lux stne Luxtu Aydnlk stne Aydnlk.
Yok, yok, dedi Mr Fogarty, lafa atlarak, bu noktada yanlyorsunuz, sanrm. Lux in
Tenebristi, sanrm - Karanlkta Aydnlk.
Ha, evet, dedi Mr MCoy, Tenebrae.
Bir dakika, msaade edin, dedi Mr Cunningham, gvenle. Lux stne Luxtu. Ondan nceki
Papa IX. Piusun sz de Crux stne Cruxtu -yani, armh stne armh- iki dnemin
farklln gstermek zere.
Bu mantk kabul grd. Mr Cunningham devam etti.
Biliyorsunuz, Papa Leo byk bir bilgin ve airdi.
ok kiilikli bir surat vard, dedi Mr Kernan. Evet, dedi Mr Cunningham. Latince iir
yazard.
yle mi? dedi Mr Fogarty.
Mr MCoy viskisini keyifle yudumlad ve ban iki anlama ekilebilecek ekilde sallad.
Herkesin harc deil bu, dedi.
Biz bu kadarn renemedik, Tom, dedi Mr Power, Mr MCoya uyarak. Parasz okulda
retmediler.
Vallahi, parasz okulda yetimi bir sr iyi adam vardr, dedi Mr Kernan, bilgi bir
havayla. Eski sistem en iyisiydi: salam, sade bir eitim. Bu imdiki zrvalklar yoktu o
zaman.
ok doru, dedi Mr Power.

Fuzuli konularla uralmazd, dedi Mr Fogarty.


Bunu syledikten sonra ciddiyetle viskisini iti.
Bir yerde okuduuma gre, dedi Mr Cunningham, Papa Leonun iirlerinden biri de
fotorafn icad hakkndaym - iir Latince, tabii.
Fotoraf, ha? dedi Mr Kernan, aarak.
Evet, dedi Mr Cunningham.
O da ikisini yudumlad.
Aslnda, dnnce, fotoraf ne kadar olaanst bir icat, deil mi? dedi Mr MCoy.
Tabii, tabii, dedi Mr Power. Byk dehalar her eyi iyi gryor.
airin dedii gibi: Byk dehalar delilie ok yakndr, dedi Mr Fogarty.
Mr Kernann zihnini uratran bir ey vard. Baz etrefil konularda Protestan ilahiyatnn
sylediklerini hatrlamaya altktan sonra Mr Cunninghama dnd.
unu bana bir anlatsana, Martin, dedi. Papalardan bazlar -tabii bu imdiki deil- ondan
nceki de deil... ama baz eski papalar... yani, nasl sylemeli, pek salam ayakkab deillerdi,
ha?
Bir sessizlik oldu. Sonra Mr Cuningham cevap verdi: Tabii aralarnda ktleri de kt...
Ama asl artc olan u. Hibiri, en ayya olan da, en... en edepsiz olan da, hibiri ex
cathedra tek bir yanl, retiye aykr kelime sylemedi. imdi, bu ok artc deil mi?
Gerekten yle, dedi Mr Kernan.
Evet, nk Papa ex cathedra konutuunda yanlmazdr, diye aklad Mr Fogarty.
Evet, dedi Mr Cunningham.
Ha, evet, biliyorum Papann yanlmazln. Daha benim genliimdeydi... Yoksa, o teki
ey miydi?..
Mr Fogarty araya girdi. ieyi alp ikileri tazeledi. Mr MCoy kalan viskinin herkese
yetmeyeceini grnce ikisi bitmemi gibi yapt. tekiler itiraz ederek kabul ettiler.
Bardaklara dklen viskinin hafif mziiyle sohbete ho bir ara verilmi oldu.
Ne diyordun, Tom? diye sordu Mr MCoy.
Papann yanlmazl, dedi Mr Cunningham, btn Kilise tarihinin en byk
sahnelerinden biri bu konuda olmutur.
Nedir o, Martin? diye sordu Mr Power.
Mr Cunningham iki etli parman havaya kaldrd. Yksek mecliste, hani kardinallerin,
piskoposlarn, bapiskoposlarn bulunduu mecliste yalnz iki kii bu olaya karyd. Bu ikisi
dnda da btn meclis kabul ediyordu. Ama bu ikisi kabul etmiyordu!
Allah Allah! dedi Mr MCoy.
Bunlardan biri bir Aman kardinaliydi. Ad da Dolling mi... ya da Dowling mi?..
Dowling diye Aman olmaz, buras kesin, dedi Mr Power, glerek.
Neyse, ad her neyse bu yce Alman kardinal kar kanlardan biriydi; teki de John
MacHale.
Yok canm? diye ard Mr Kernan. Yani, Tuaml John mu demek istiyorsun?
Bundan emin misiniz? diye sordu Mr Fogarty, pheli pheli. Ben bir talyan veya
Amerikal diye hatrlyorum.
Sylediim adam Tuaml Johndu, dedi Mr Cunningham. Bardan dikti. tekiler de onu
takip etti. Devam etti: Derken hepsi toplanyorlar, dnyann her bucandan gelmi

kardinaller, piskoposlar, bapiskoposlar, bu ikisi de sonuna kadar inat ediyorlar, yle ki


sonunda Papa kendisi kalkyor, ex cathedra, yanlmazlnn bir Kilise dogmas olduunu
sylyor. O anda, o zamana kadar kar gr savunan John MacHale ayaa frlyor, bir arslan
gibi kkryor: Credo!
nanyorum! diye evirdi Mr Fogarty.
Credo! dedi Mr Cunningham. te byle bir iman var adamda. Papa konutuu anda
teslim oluyor.
Ya Dowling ne yapm? diye sordu Mr MCoy.
Ha, Alman kardinal kabul etmemi. Kiliseyi terk etti. Mr Cunninghamn szleri
dinleyenlerin zihninde Kilisenin yce imgesini kurmutu. Kaln, bouk sesiyle syledii inan
ve teslimiyet sz hepsini heyecanlandrmt. Mrs Kernan ellerini kurulayarak odaya
girdiinde onlar ciddi ciddi oturur bir durumda buldu. O da sessizlii bozmayp yatan ayak
ucundaki parmakla dayand.
John MacHalei bir kere grmtm, dedi Mr Kernan. Hayatm boyunca da unutamam
bu olay.
Dorulatmak iin karsna bakt.
Sana hep anlatrm, deil mi?
Mrs Kerman ban sallad.
Sir John Grayin heykelinin aln yapyorlard. Edmund Dwyer Gray konuuyordu, bir
sr sama laf. Bu adam da oradayd, ihtiyarlk zamannda. Koca kalarnn altndan byle
bakyordu.
Mr Kernan kalarn att, kzgn bir boa gibi ban eerek Karsna fkeyle bakt.
Aman Allah! dedi, yzn doallatrarak, byle gz hi kimsede grmedim. Ben senin
iliini bilirim, evlat der gibi bir hali vard. Kartal gibi de gzleri vard.
Bu Graylerin de hibirinde i yoktu, dedi Mr Power. Yeniden bir sessizlik oldu. Mr Power,
Mrs Kernana doru dnerek, ani bir akac tavrla sze girdi.
Eh, Mrs Kernan, u sizin adam dinine dkn, Allah korkusu olan bir Katolik haline
getireceiz.
Btn oturanlar kapsayan bir ekilde kolunu savurdu. Hep birlikte bir hafta sonu
inzivasna ekilip gnahlarmz itiraf edeceiz - Allah bilir hepimizin baya ihtiyac var
buna.
tirazm yok, dedi Mr Kernan, biraz sinirli bir ekilde glmseyerek.
Mrs Kernan honutluunu gizlemenin daha akllca olacan dnd. Onun iin,
Sizin itiraf ettiklerinizi dinleyecek zavall papaza acyorum, dedi. Mr Kernann yz
deiti.
Beenmezse, dedi kaba bir tavrla, alsn... ne yapacaksa yapsn. Benim anlatacam basit
bir hikye. O kadarda kt adam deilim...
Mr Cunningham uzatmasna meydan vermeden lafa girdi. Hepimiz eytan reddedeceiz,
dedi, hep bir arada.
Arkama ge, blis! dedi Mr Fogarty. Glerek tekilere bakt.
Mr Power konumad. brlerine teslim olmutu. Ama yzndeki ifade honutsuz deildi.
Btn yapacamz da, dedi Mr Cunningham, elimizde mumla duracaz, vaftiz
yeminimizi tekrarlayacaz. O kadar.

Ha, mumu unutma, Tom, dedi Mr MCoy. Ne yaparsan yap, mumu unutma.
Ne? dedi Mr Kernan. Ben de mi mum tutacam?
Evet, tabii, dedi Mr Cunningham.
Yo, bakn bu olmaz, dedi Mr Kernan, akl banda bir adam tavryla, burada izgiyi
ekiyorum. Tamam, katlacam. nziva iini, gnah kartmay filan... yani o ileri. Ama... mum
filan yok! Yok, Allah kahretsin, mum istemem!
Gln bir ciddiyetle ban sallad.
una bakn, dedi kars.
Mum istemem, dedi Mr Kernan. Dinleyenler zerinde bir etki yarattnn bilincindeydi,
onun iin gene ban sallayarak devam etti: Byle sihir-keramet ilerine gelemem.
Herkes neeyle gld.
te size Katolik bir adam! dedi Kars.
Mum filan yok! dedi Mr Kernan, inatla. Kesin yok!
* * *
Gardiner sokandaki Cizvit Kilisesinin tren ksm aa yukar tamamen dolmutu; hl
da, dakikada bir yan kapdan beyler ieri giriyor, sivil grevlilerin gsterdii ksmlarda
parmak ularna basa basa bo yer aryorlard. Beyler hepsi iyi giyimli, bakmlyd. Kilise
lambalarnn aralarnda tek tk tidler de olan siyah ceketler ve beyaz yakalar stne,
ayrca da yeil mermerden benekli stunlar ve kasvetli perdeler stne dmekteydi. Beyler,
pantolonlarn hafife diz stne doru ekerek ve apkalarn da emniyete alarak tahta
sralara oturmulard. Srtlarn resmi bir tavrla srann arkalna dayamlar, yksek
mihrabn nnde sarkan krmz k beneine gzlerini dikmilerdi.
Mimberin yaknndaki sralardan birinde Mr Cunninghamla Mr Kernan yan yanaydlar. Bir
arkadaki srada Mr MCoy yalnz oturuyordu: Onun arkasndaki sraya da Mr Power ile Mr
Fogarty oturmulard. Mr MCoy da tekilerle ayn sraya oturmaya almsa da
baaramam, grup bu tuhaf beli biimde yerleince de baz akalar yapmaya almsa da
baaramamt. Bunlar iyi karlanmaynca vazgeti. O bile arbal atmosferin farkndayd
ve o bile din etkinin altna girmeye balamt. Mr Cunningham fsldayarak Mr Kernann
dikkatini biraz ileride oturan tefeci Mr. Harforda ekti, ayrca, mimberin hemen altnda, yeni
seilen meclis yelerinden biriyle birlikte oturan, belediye bakan setirmekle nl simsar
Mr Fanningi gsterdi. Sa tarafta, tane rehin dkkn ileten Michael Grimes ile Dan
Hogann, defter eminliinde ie girecek olan yeeni oturuyorlard. nlerde, bir zamanlar
ticaret ilerinde nde gelen, Mr Kernann da eski bir dostu olan zavall OCarrol ile zgr
nsann bamuhabiri Mr Hendrick vard. Tandk yzler grdke Mr Kernan da rahatlad.
Karsnn yeniden ekle soktuu apkas dizinde duruyordu. Bir eliyle apkay hafife ama sk
sk tutarken, br eliyle de ara sra kolluunu ekiyordu.
Belden yukars beyaz papaz cppesiyle rtl, gl kuvvetli grnl birinin mimbere
trmand grld. Ayn anda cemaat ayakland, mendillerini karp serip dizst ktler.
Mr Kernan da genele uydu. Papazn gvdesi imdi, te ikisi grnecek ekilde mimberde,
korkuluun stnde dikilmiti; gvdenin zerinde geni, krmz yz grnyordu.
Peder Purdon diz kt, krmz k beneine doru dnd, yzn elleriyle rterek dua

etti. Bir sre soma ellerini indirerek ayaa kalkt. Cemaat de kalkt ve herkes yun den sralara
yerleti. Mr Kernan apkasn eskisi gibi dizine koydu, dikkatli bir yz ifadesiyle vaize kulak
verdi. Vaiz geni bir jestle cppesinin enli kollarn biraz geriye katlad ve karsnda sra sra
oturanlarn yzlerini ar ar gzden geirdi. Sonra sze balad:
nk bu zamann oullar kendi nesline kar nurun oullarndan aklldr. Ve ben size
diyorum. Hakszlk mammonu ile kendinize dostlar edinin de, o tkendii zaman, sizi ebedi
meskenlere kabul etsinler.
Peder Purdon bu metni tnlayan bir gvenle yorumlad. Btn nciller arasnda en g
metinlerden biri olduunu, yorumlamasnn kolay olmadn syledi. yle bir bakldnda,
sann baka metinlerde anlatt yce ahlaka pek uymad da dnlebilirdi. Ama, bu metin
rahibe, kaderi bu dnyann hayatn yaamak olup da, bu hayat dnyevi insanlar gibi
yaamak istemeyenler yn gstermek bakmndan zellikle uygun grnmt. adamlarna,
profesyonellere gre bir metindi bu. nsan yaradlnn her zerresini o Tanrsal anlayyla
kavrayan sa efendimiz, btn insanlarn dini bir hayata yatkn olmadn, byk ounluun
bu dnyada, ve ayrca da ok zaman, bu dnya iin yaamak zorunda olduunu biliyordu: Ve
ite bu cmleyle sa insanlara bir t veriyordu, din konularda szne en az kulak verilecek
kiiler olan bu Mammon taraftarlarn dini hayatta rnek olarak nlerine koyuyordu.
Dinleyenlere o akam, herhangi bir rktc, herhangi bir olaand amala orada
bulunmadn anlatt: Oda kendisi gibi insanlarla konuan, bu dnyann bir insanyd.
adamlaryla konumaya gelmiti ve bu konumay bir i adam gibi yapacakt. Byle bir
mecaza bavurmasna izin verilirse, onlarn manevi muhasebecisi grevini yklenmiti,
kendisini dinleyen herkesin defterlerini, manevi hayatlarnn defterlerini amalarn ve
defterde yazl olanlarn vicdanla denk olup olmadna bakmalarn istiyordu.
sa Efendimiz insanlar zora koan bir ustaba deildi. Kk yanllklarmz anlar,
cennetten kovulmamza sebep olan yaradlmzn zaaflarn anlar, bu hayatn insann
karsna getirdii kkrtc eyleri anlard. Bizi kkrtan eylerde olabilirdi, her zaman
olmutu zaten: Yanllarmz olabilirdi, zaten hep olmutu. Ama yalnzca bir ey isteyecekti
kendisini dinleyenlerden. O da uydu: Tanr karsnda drst ve mert olmak. Bilano denk
dyorsa, Evet, hesaplarm inceledim. yi buldum, diyebiliyorsa, sorun yoktu.
Ama eer, olur ya, baz uyumazlklar varsa, doruyu kabul edip ak yrekli olmal ve
erkeke unu sylemeliydiler: Evet, hesaplarma baktm. unun ve unun yanl olduunu
gryorum. Ama Tanrnn inayetiyle unu ve unu dzelteceim. Muhasebemi doru
yapacam.

LLER
Kapcnn kz Lilynin, kelimenin gerek anlamyla, aya yerden kesilmiti. Zemin katta,
bronun arkasndaki kk odaya bir beyi getiriyor, paltosunu karmasna yardm ediyordu
ki kapnn tknefes zili yeniden alyor, eyasz koridoru bir kou geip bir baka konuu
buyur ediyordu. Neyse ki birde hanmlarla uramak zorunda deildi. Miss Kate ile Miss Julia
bunu dnmler, yukardaki banyoyu bir hanmlar vestiyerine evirmilerdi. Miss Katele
Miss Julia oradaydlar, dedikodu ediyor, glyor, konuuyor, birbiri ard sra merdiven
bana gelip trabzanlara yaslanarak aa sarkyor, Lilyye seslenip kimin geldiini
soruyorlard.
Her zaman byk olay olurdu, Miss Morkanlarn yllk dans davetleri. Btn tandklar
gelirdi: akrabalar, eski aile dostlar, Juliann gittii korodan arkadalar, Katein
rencilerinden ya yeterince bym olanlar, hatta Mary Janein rencilerinden bazlar.
Hibir seferinde snk gememiti. Herkesin hatrlad kadaryla, nice yllar boyu grkemli
bir biimde yaplmt; Kate ile Julia, erkek kardeleri Patin lmnden sonra, Stoney
Batterdeki evi brakp biricik kz yeenleri Mary Janei de yanlarna alarak Ushers Islanddaki
karanlk, suratsz eve yerleeli beri. Bu evin st katn, zemin katta oturan tahl simsar Mr
Fulhamdan kiralamlard. En az otuz yl nce. O zamanlar ksa etekli bir kz ocuu olan Mary
Jane imdi evin temel direi olmutu, nk Haddington Roaddaki orgu alyordu. Akademiyi
bitirmiti ve her yl Eski Konser Salonlarnn st katnda bir renci konseri veriyordu.
rencilerinin ou Kingstown ve Dalkey taraflarndan yksek snf ailelerden gelmeydi.
Yalanmlard ama, halalarda paylarna deni yapyorlard. Sa ba iyiden iyiye aaran
Julia hl Adam and Eves de ba sopranoydu; artk evden uzaklaamayacak kadar yalanm
olan Kate ise arka odadaki eski drt ke piyano ile yeni balayan rencilere mzik dersi
veriyordu. Kapcnn kz Lily gryordu evin iini. Zengin deildiler, ama iyi yemee nem
verirlerdi; her eyin en iyisi: bonfile; ilinlik ay, birann en iyisi. Lily iinde pek az yanl
yapt iin hanmyla da iyi geinirdi. Tek sorun biraz fazlaca titiz olmalaryd. Ama
kaldramayacaklar tek ey, kendilerine karlk verilmesiydi.
Byle bir akamda titizlik etmekte haklydlar elbette. stelik saat oktan onu getii
halde, Gabrielle kars ortada yoktular. Bundan baka birde Freddy Mallinsin zom bir halde
kagelmesinden dleri kopuyordu. Mary Janein rencilerinin onu byle grmesini hi mi
hi istemezlerdi; bu duruma geldiinde idare etmesi de bazan ok g oluyordu. Freddy
Mallins zaten hep ge gelirdi, ama Gabriele ne olduunu merak ediyorlard: iki dakikada bir
merdiven bana koup Lilyye Gabrielin ya da Freddynin gelip gelmediini sormalarnn
nedeni buydu.
Ah, Mr Conroy, dedi Lily, kapy ap karsnda Gabrieli grnce, Miss Katele Miss Julia
neredeyse geleceinizden umudu kesiyorlard. yi akamlar, Mrs Conroy.
Meraklanacaklarn ben de dndm, dedi Gabriel, ama u benim kanmn
giyinmesinin en az saat aldn unutuyorlar.
Paspasta lastiklerine yapan karlar silkelerken Lily de karsn merdivenin bana kadar
gtrp yukarya seslendi:
Miss Kate, Mrs Conroy geldi.
Kate ile Julia yuvarlanrcasna merdivenin bana kotular. kisi de Gabrielin Karsn
ptler, souktan donup donmadn sordular, Gabriel geldi mi diye sordular.

Adresini bulmu mektup gibi geldim, Kate Teyze! Siz kn. imdi ben de geliyorum, diye,
karanlk holden seslendi Gabriel.
kadn glerek hanmlarn vestiyerine trmanrken o da ayaklarn sk sk silmeye
devam etti. Paltosunun omuzlarnda ince bir kar izgisi kapon gibi halkalanyordu ve
lastiklerinin burunlarnda da iki kar tmsei vard; paltonun dmeleri kardan katlam
iliklerden hrtyla syrlrken, paltonun katlarndan ve girintilerinden de souk, gzel kokan
bir ak hava serinlii duyuldu.
Kar yeniden balad m, Mr Conroy? diye sordu Lily.
Kk odaya nden girmi, paltosunu karmasna yardm ediyordu.
Gabriel soyadn heceli gibi sylemesine glmseyerek bakt yzne, ince narin, solgun
yzl ve sapsar sal, daha serpilme srecinde bir kzd. Odadaki gaz lambas yzn daha da
solgun gsteriyordu. Gabriel onu ocukluundan, merdivenin alt basamanda oturup
paavradan bebeine bakt gnlerden beri tanyordu.
Balad, Lily, diye cevap verdi, galiba btn gece yaacak.
Yukardaki, topuk vuran ya da yerde kayan ayaklarn hareketiyle sallanan tavana bakt,
biran piyanoya kulak verdi, sonra paltosunu dikkatle katlayp rafn ucuna yerletiren kza
bakt.
Syle bakalm, Lily, dedi, arkadaa bir tonla, okula gidiyor musun hl?
Yoo, hayr efendim, diye cevap verdi. Okul biteli bir yl geti.
Gabriel, neeli bir tavrla, Ee, yleyse, bu gnlerin birinde delikanlnn biriyle dnnze
geleceiz demektir, deil mi? diye sordu.
Kz ban omzunun stnden geri evirerek ona bakt ve son derece ac bir ses tonuyla
cevap verdi.
Bugnlerde delikanllar batan aa palavra, birde insandan ne kapabilirlerse.
Gabriel yanl bir i yapmasna kzard ve kza hi bakmadan lastiklerini kard,
atksyla hzl hzl rugan ayakkablarn sildi.
Uzunca boylu, geni yapl gen bir adamd. Yanaklarndaki krmzlk alnna kadar
trmanyor, orada ekilsiz birka pembe leke halinde dalyordu; iyice tra edilmi yznde,
narin ve tedirgin gzlerini perdeleyen gzlnn prltl camlar ve parlak yaldzl erevesi
tedirgin bir biimde yalmlanyordu. Ortadan ayrp arkaya doru tarad parlak siyah salar
kulaklarnn arkasnda, apkasnn yapt girintiye gelince hafife kvrmlanyordu.
Ayakkablarna lt getirmeyi baarnca doruldu, yeleini tombul bedeni zerinde
gerginletirmek iin ekitirdi. Sonra hzla elini cebine sokup bir maden para kard.
Ey, Lily, dedi, paray kzn eline tktrrken, Noel yaklat, deil mi? te... kk bir...
Hzl hzl kapya doru yrd.
Ama olmaz, efendim, diye haykrd kz arkasndan. Olmaz, vallahi, alamam.
Noel iin! Noel iin! Gabriel merdiveni koarcasna trmanyor ve Lilynin kar kn
ayplamasna elini sallyordu.
Kz, merdiveni yarlayp uzaklatn grnce arkasndan seslendi: Teekkr ederim,
efendim.
Gabriel vals bitinceye kadar salonun dnda durup bekledi ve demede kayan ayaklarn,
srklenen eteklerin seslerini dinledi. Kzn ac, beklenmedik cevabndan hl
toparlanamamt. Sanki kendine de bir aclk bulam gibi kolluklarn, boyunban

dzelterek bu sknty atmaya alt. Sonra yeleinin cebinden bir kt paras karp
hazrlad konumann ara balklarna gz att. Robert Browningden ald dizeler
konusunda karar veremiyordu, nk dinleyenlerin dzeylerini aacandan ekiniyordu.
Shakespeareden ya da Melodilerden, tanyacaklar bir alnt daha iyi gidecekti. Erkeklerin
topuklarnn zarif olmayan krtlar ve tabanlarndan kan srtnme sesi, kltr
derecelerinin kendisininkinden farkl olduunu syler gibiydi. Anlayamayacaklar iirlerden
dizeler okumakla kendi kendisini glnletirmi olacakt. stn eitimini sergileyerek
gsteri yaptn sanacaklard. Aa odadaki kzla nasl baarszla uradysa, onlarla da
iliki kurmay baaramayacakt. Tonu yanl semiti. Btn konuma, batan sona yanlt,
tam bir baarszlk.
Tam o srada teyzeleriyle Kars vestiyerden ktlar. Teyzeleri ufak tefek, sade giyimli iki
yal kadnd. Julia Teyze bir iki santim daha uzun. Kulaklarnn epey aasna kadar sarkan
salar grilemiti; ayrca, zerinde daha koyu glgeler seilen geni ve sarkk yz de
grilemiti. Salam yapl olduu ve dik durduu halde, ar hareket eden gzleri ve aralk
dudaklaryla, nerede olduunu ya da nereye gittiini bilmeyen bir kadn izlenimi veriyordu.
Kate Teyze daha canlyd. Kardeinden daha salkl grnen yz kurumu bir krmz elma
gibi krklarla doluydu ve ayn eski tarzda rl salar olgun kestane rengini yitirmemiti.
kisi de sarlp ptler Gabrieli, sevgiyle. En gzde yeenleriydi, Liman ve Doklar
daresinden T. J. Conroyla evliyken len ablalar Ellenin olu.
Grettann dediine gre bu gece Monkstowna dnerken araba tutmamaya karar
vermisin, Gabriel, dedi Kate Teyze.
Doru, dedi Gabriel, karsna bakarak. Geen ylki yetti de artt, deil mi? Hatrlyor
musun, Kate Teyze, Gretta nasl tmt o yzden? Yol boyunca arabann cam zangr
zangr salland, Merrionu getikten sonra da btn dou rzgrn yedik. Ne elence, ne
elence. Gretta ok kt souk ald.
Kate Teyze yzn alabildiine ciddiletirdi ve her kelimede ban sallayarak dinledi.
Haklsn, Gabriel, ok haklsn, dedi. ok dikkatli olmak gerekiyor.
Ama Grettay brakacak olursanz, o yrye yrye dner eve, dedi Gabriel.
Mrs Conroy gld.
Siz ona bakmayn, Kate Teyze, dedi. Neler yaptn bir bilseniz. Geceleri Tomun gzn
korumak iin takt eyler, labut altrmas, Evaya ille yulaf ezmesi yesin diye tutturmas.
Zavall ocukcaz! Grmeye bile dayanamaz oldu!.. Ah, bir de imdi bana ne giydirdiini
bilseniz!
Kahkahayla glerek, hayran ve mutlu gzleri elbisesiyle yz ve sa arasnda gezinen
kocasna bakt. Teyzelerde yrekten gldler, nk Gabrielin byle ailesinin stne
titremesi aralarnda hi tkenmeyen bir akalama konusuydu.
Lastik Kalo! dedi Mrs Conroy. Son numaramz bu. Yerler sland m lastiklerimi
giymem gerekiyor. Bu gece bile giydirmek istedi, ama artk direttim ben de. Bundan sonra
herhalde dalg elbisesi alacak bana.
Gabriel sinirli sinirli gld, boyunban gven vermek istercesine okayp dzeltti, ama
Kate Teyze bu akalara bayld iin glmekten iki bklm olmutu bu srada. Julia Teyzenin
yzndeki glmseme ise soldu ve neesiz gzlerini yeenine doru evirdi. Biraz
duraladktan sonra sordu:

yi ama, Kalo ne demek, Gabriel?


Kalo, Julia! dedi kardei yksek sesle, Ayol, bilmiyor musun Kalo ne demek? eyin
stne giyersin... Ayakkabnn stne, deil mi, Gretta?
Evet, dedi Mrs Conroy, portaclarda filan oluyor. kimiz de birer ift edindik imdi.
Gabriel Avrupada herkes giyiyor diyor.
Aa, Avrupada, diye mrldand Julia Teyze ve ar ar ban sallad.
Gabriel kalarn att, hafife fkelenmi gibi bir sesle cevap verdi:
yle nemli bir ey deil ama Gretta ok komik buluyor. lahi syleyen topluluklar
hatrlatyormu da.
Anlatsana, Gabriel, dedi Kate Teyze, konuyu abucak deitirerek, Oday grm
olmalsn. Gretta ile konuuyorduk da...
Ha, evet, oda ii tamam, diye cevap verdi Gabriel. Greshamda bir tane buldum.
Elbette, elbette, dedi Kate Teyze, En iyisini yapmsn. Ya ocuklar, Gretta, onlar merak
etmiyorsun ya?
Yok canm, bir geceden ne kar? dedi Mrs Conroy. Hem zaten Bessie bakabilir onlara.
Elbette, elbette, dedi Kate Teyze yeniden. Evde byle bir kz olmas byk rahatlk,
gvenebilecek biri! u bizim Lily, son gnlerde bir tuhaf oldu. Ne oldu bilmiyorum ama
eskiden bildiimiz kz deil artk.
Gabriel bu noktada teyzesine birtakm sorular sormak zereydi ama Kate Teyze birden
szn kesip merdiven bana giden ve trabzann stnden eilip aaya bakan kardeine
dalmt.
Bu ne imdi? dedi, neredeyse fkelenerek, Julia nereye gidiyor? Julia! Julia! Nereye
gidiyorsun?
Bir katn yansna kadar inen Julia yeniden yukar trmand ve yumuak bir tonla, Freddy
geldi, diye bildirdi.
Ayn anda alk sesleri ve piyanoda final akorlar valsin sona erdiini haber verdi. Salonun
kaps ieriden alp baz iftler ktlar. Kate Teyze telala Gabrieli bir kenara ekerek
kulana fsldad:
Haydi, sevgili Gabriel, aaya bir in de, bak bakalm ne halde; sarho gelmise sakn
yukar brakma. Mutlaka sarhotur. Mutlaka.
Gabriel merdiven bana gidip trabzana yaslanarak kulak kabartt. Kk odada iki kiinin
konutuklarn iitiyordu. Sonra Freddy Malinsin gln tand. Paldr kldr indi
merdivenden.
Gabrielin burada olmas bizim iin yle byk rahatlk ki, dedi Kate Teyze Mrs Conroya,
Burada olduu zaman hep iim rahat oluyor... Julia, Miss Daly ile Miss Power iecek bir ey
aryorlar. Bu gzel vals iin teekkr ederiz, Miss Daly. Tempo mkemmeldi.
Dans arkadayla odadan kmakta olan, krl bykl, esmer tenli, uzun boylu ve buruuk
yzl bir adam seslendi: Bize de iecek bir ey bulunur mu, Miss Morkan?
Julia, dedi Kate Teyze, kestirme bir tavrla, te Mr Browne ile Miss Furlong. Miss Daly ve
Miss Powerla birlikte onlar da ieri alr msn, Julia?
Hanmlarn bir numaral kavalyesi benim, dedi Mr Browne, byklar dikenleinceye
kadar dudaklarn bzp, yznn btn krklaryla glmseyerek Biliyor musunuz, Miss
Morkan, beni bu kadar beenmelerinin nedeni Kate Teyzenin iitme menzili dna ktn

grnce cmleyi kesti ve hemen gen hanm arka odaya gtrd. Odann ortasnda
birbirine bititirilmi iki drt ke masa vard ve Julia Teyze ile kapc bu masalarn stne
yaydklar geni rty dzeltmeye alyorlard. Bfenin stnde irili ufakl tabaklar,
bardaklar, atal, bak, kak desteleri dizilmiti. Kapa kapal drt ke piyanonun st de
yemek ve tatllara bfe ilevi gryordu. Kedeki daha kk bfenin banda da iki gen
adam durmu, merubat iiyorlard.
Mr Browne da koltuunun altna ald gen hanm oraya gtrd ve akadan, scak,
sert ve tatl bir hanm punu imelerini nerdi. Hibir sert iki kullanmadklarn syleyince,
ie limonata at onlara. Sonra, orada duran genlerden birine azck kenara ekilmesini
syleyerek srahiyi ald ve kendine cmert bir viski doldurdu. Deneme yudumunu
yudumlarken genlerde saygyla gzlyordu onu.
Tanr yardmcm olsun, dedi glmseyerek, Doktor tavsiyesi.
Yzn biraz daha bzerek glmsemesini biraz daha geniletti, hanmlar ise, bedenlerini
saa sola sallayp omuzlarn sinirli sinirli oynatarak, onun bu holuklarna mzikal bir yank
halinde glerek cevap verdiler. En cesurlar.
Hadi, hadi, Mr Browne, herhangi bir doktorun byle bir tavsiyede bulunacana
inanmyorum, dedi.
Mr Browne bir yudum viski daha ierek yan yan bakt:
Ah, bakn ben tpk nl Mrs Cassidyye benziyorum bu konuda. Biliyor musunuz, ne
demi? Bakn, Mary Grimes, ben kendim imiyorsam, siz bana iirin, nk iim imek
istiyor.
Isnm yzn biraz fazlaca kendine gvenerek hanmlara doru uzatm ve taklit
yaparken epey dk bir Dublin aksanyla konumutu; onun iin gen hanmlarn de ayn
igdyle bu akalar sessiz karladlar. Mary Janein rencilerinden olan Miss Furiong, Miss
Dalyye ald gzel valsin adn sordu; kendisine yz verilmediini gren Mr Browne da daha
deerbilir grnen iki delikanlyla sohbete girdi hemen.
Hercaimeneke renginde elbise giymi, krmz yzl bir gen kadn heyecanla ellerini
rparak odaya girdi: Kadriller! Kadriller!
Hemen ardnda da Kate Teyze vard:
ki beyle hanm, Mary Jane!
Ah, ite Mr Berginle Mr Kerrigan buradalar, dedi Mary Jane.
Mr Kerrigan, siz Miss Powerla gider misiniz? Mis Furiong, size kavalye olarak Mr Bergini
verelim. Ah, imdilik bu kadar.
hanm gerekiyor, Mary Jane, dedi Kate Teyze, iki gen bey hanmlar dansa
kaldrmaya izin istediler, Mary Jane de Miss Dalynin yanna gitti.
Ah, Miss Daly, o kadar naziksiniz ki, son iki dans da aldktan sonra gene size geliyoruz,
ama hanm says ok az bu akam.
Benim iin hi sorun deil, Miss Morkan.
Ama sizin iin ok iyi bir kavalyem var, Mr Bartell DArcy, tenor. Daha sonra ark da
syleteceim ona. Btn Dublin onu konuuyor.
ok gzel sesi var, ok gzel, dedi Kate Teyze.
Piyano ilk figrlere gemek zere preld ikinci kere balatrken, Mary Jane de
tertiplerini odadan alp gtrd. Onlar kar kmaz da arkasna dnp dnp bakan Julia

Teyze ar aksak girdi ieriye.


Ne oluyor, Julia? diye endieyle sordu Kate Teyze Kim o?
Kolunda bir tomar peete tayan Julia kardeine hakl ve soru onu artm gibi.
Sadece Freddy, Kate, dedi, Gabriel de yannda.
Gerekten de Juliann arkasnda Gabrielin sahanlkta Freddy Malinse klavuzluk ettii
grlebiliyordu. Freddynin boyu bosu Gabriele yaknd, omuzlar yuvarlack, krk yalarnda
gen bir adamd. Etli ve solgun yznn yalnzca dolgun ve sarkk kulak memeleriyle
burnunun geni kanatlarnda bir renklilik vard. Yz izgileri kabayd, kt bir burun, nce
knt yapp sonra geriye kaan biraln, ikin ve ileri kk dudaklar. Dolgun gz kapaklar ve
ktlaan sann dankl, uykulu bir grn veriyordu. Merdivenden karken Gabriele
anlatt hikyeye tiz bir sesle kahkahalar atyor, ayn zamanda da sol yumruunun eklem
yerlerini sol gzne ileri geri srtyordu.
yi akamlar, Freddy, dedi Julia Teyze.
Freddy Malins, konumasnn tutukluk yapma zelliinden tr batan savma gibi
grnen bir tarzda iyi akamlar diledi Miss Morkanlara, sonra bfeden ona bakp srtan Mr
Brownea gz taklnca biraz sarsak admlarla odann o tarafna geip az nce Gabriele
anlatt hikyeyi alak sesle tekrarlamaya balad.
O kadar kt durumda deil, deil mi? dedi Kate Teyze Gabriele.
Yok, yok, belli belirsiz.
Ne kt ocuk ama! dedi Kate Teyze. Zavall annesi Ylba Gecesi yemin ettirmiti
stelik. Ama haydi gel artk, Gabriel, salona gidelim.
Gabrielle birlikte odadan kmadan nce Mr Brownea iaret edip, parman sallayarak
uyard. Mr Browne da ban sallayarak cevaplad onu ve odadan knca Freddy Malinse
dnd.
Bak imdi, Teddy, dedi, alman iin bir bardak limonata veriyorum sana.
Hikyesinin sonuna yaklaan Freddy Malins sabrszca elini sallayp reddetti ama, ilkin
Freddy Malinsin dikkatini giyimindeki bir dzensizlie eken Mr Browne limonata
doldurduu barda eline tututurdu. Sa eli mekanik bir biimde dzensizlii gidermeye
alan Freddy Malinsin sol eli mekanik bir biimde barda kabul etti. Yz yeniden keyifle
krmaya balayan Mr Browne kendine bir bardak viski doldururken, Freddy Malins de
hikyesinin doruuna tam eriemeden tiz ve bronitli bir kahkaha patlatt, tatmad taan
bardan bir yere brakp sol yumruunun eklem yerlerini sol gznn stne ileri geri
srmeye balad; kahkahasnn izin verdii lde son cmlenin kelimelerini tekrarlyordu.
* * *
Mary Jane, salondaki sessiz toplulua g blmlerle dolu akademik parasn alarken,
Gabriel dinleyemiyordu onu. Mzikten holanrd ama, bu ald parada ona gre bir melodi
yoktu; br dinleyenlere gre de pek bir melodisi olmadn dnd, kendileri Mary Janee
bir ey almasn rica ettikleri halde. Piyanonun sesini iitince iki iilen odadan gelip kap
aralnda duran drt gen adam birka dakika sonra ikier ikier svmlard. Mzii izler
grnenler, elleri tularn stnde kouan ve aralarnda anlk bir beddua eden bir rahibenin
elleri gibi tularn zerinde gerili duran Mary Janein kendisiyle, yannda durup nota sayfasn

eviren Kate Teyzeydi yalnzca.


Ar avizenin altnda ldayan balmumu srlm demeden gzleri rahatsz olan
Gabriel piyanonun arkasndaki duvara doru yrd. Bu duvarda Romeo ve Juliet in balkon
sahnesinin resmi aslyd, yannda da Julia Teyzenin gen kzlnda krmz, mavi ve
kahverengi ynlerle rd Kaledeki iki ldrlm prensin resmi vard. Herhalde gen
kzlklarnda gittikleri okulda bu tr iler bir yl boyunca retiliyordu. Annesi de ona doum
gn armaan olarak mor rlanda poplininden, stnde kk tilki kafalar olan, evresi
kahverengi satenle evrili, yuvarlak dut dmeli bir yelek dikmiti. Tuhaf, annesinin mzik
yetenei yoktu, oysa Kate Teyze ona Morkan ailesinin en iyi beyni derdi. O da, Julia da,
arbal, ana tavrl ablalaryla hep kvan duymulard. Fotoraf, kaplarn arasndaki rafta
duruyordu. Dizlerinde ak duran kitapta bir ey gsteriyordu yannda duran Constantinee - o
da deniz subay elbisesiyle ayann dibinde uzanmt. Aile hayatnn onuru konusunda ok
duyarl olduu iin oullarnn adlarn kendi semiti. Onun sayesinde Constantine imdi
Balbrigganda ba papaz yardmcs olmu ve onun sayesinde Gabriel kendisi de Royal
Universityden mezun olmutu. Evlenmesine nasl ters tavr ald aklna gelince yzne bir
glge der gibi oldu. Kulland aalayc szlerden bazlar hl belleinde nlyordu. Bir
keresinde Gretta iin tara gzeli demiti ki, hi de yle deildi Gretta. Monkstowndaki
evlerinde son uzun hastal boyunca da Gretta bakmt ona.
Mary Janein parasnn sonuna yaklatn tahmin ediyordu, nk al melodisini
tekrarlyordu ve her lden sonra skalada geziniyordu. Beklerken, iindeki fke yatt.
Para, hzl tiz oktavlar ve son bir bas oktavla bitti. Kopan byk alk stne Mary Jane, yz
kzararak, notalarn telala toplad ve odadan kat. En ok alklayanlarda, parann banda
iki odasna gidip, piyano susunca geri gelen drt gen adamd.
Kadril yapacak iftler seildi. Gabriel kendini Miss Ivorsla yzyze buldu. i d bir
grnmeye alan, arpc ela gzleri ve illi bir yz olan, konukan bir gen hanm. Gs
dekolte deildi, yakasna takt kocaman broun stnde de bir rlanda sz yazlyd. Dansa
balamak zere yerlerini aldklar zaman Miss Ivors anszn bir konu at:
Sizinle grlecek bir hesabm var.
Benimle mi? dedi Gabriel.
Ban ciddi ciddi sallad.
Nedir? diye sordu Gabriel, bu arbal tavrna glmseyerek. G. C? kim? dedi Miss
Ivors, gzlerini ona dikerek.
Gabriel kzard, ne sorulduunu anlamam gibi alnn krtrmak zereydi, ama kadn
dobra dobra devam etti.
Ah, ne kadar masumsunuz! Daily Expresse yaz yazdnz rendim. Hi utanmyor
musunuz?
Niin utanacakmm? diye sordu Gabriel, gzlerini krptrp glmsemeye alarak.
Eh, sizin yerinize ben utandm, dedi Miss Ivors, ak yreklilikle. Byle bir gazeteye
yazyor olmak yetmez mi? Sizin bir Batl Briton olduunuzu bilmiyordum.
Gabriel biraz afallamt. Her aramba Daily Expresse bir edebiyat yazs verdii
doruydu, karlnda da on be ilin alyordu. Ama bu yzden niye rlandallna leke
srlsnd? Eletirmesi iin gnderdikleri kitaplar o sefil ekten ok daha sevimliydi. Yeni
baslm kitaplarn kelerini ellemeye, sayfalarn evirmeye baylyordu. Aa yukar her

gn, kolejdeki dersi bitince rhtmdaki sahaflara giderdi, Bachelors Walkdaki Hickeyye,
Astons Quaydeki Webb ya da Masseyye ya da ara sokaktaki OClohisseyye. Bu saldrya nasl
karlk vermesi gerektiini bilemedi. Edebiyatn politikann stnde olduunu sylemek
geldi iinden. Ama ka yllk arkadatlar ve hem niversitede, hem de sonradan retmen
olarak, hayatlar birbirine paralel gitmiti: imdi byle byk bir lakrd syleyemezdi ona.
Gzlerini krptrmaya ve glmsemeye almaya devam ederek krk dkk bir sesle kitap
eletirisi yazmann politik bir yan olduunu dnmediini syledi.
Yer deitirme zaman geldiinde aknl ve dalgnl gememiti daha. Miss Ivors elini
scak bir ekilde kavrad ve yumuak dosta bir sesle konutu:
aka yaptm tabii. Haydi, yer deitiriyoruz.
Yeniden yan yana geldiklerinde niversite sorunu stne konumaya balad, Gabriel de
biraz rahatlad. Miss Ivorsn bir arkada, Browningin iirleri zerine eletiri yazsn
gstermiti ona. Gabrielin srrn byle renmiti: ama yazy ok beenmiti. Derken
anszn baka bir konu at: Ah, Mr Conroy, bu yaz Aran adalarna bir geziye gelir misiniz
bizimle birlikte? Bir ay kalacaz orada. Atlas Okyanusu kysnda, harika bir ey olacak.
Gelmelisiniz. Mr Clancy geliyor, Mr Kilkelly ile Kathleen Kearney de. Gretta da gelirse ok gzel
olacak. O zaten Connachtldr, deil mi?
Ailesi oradan, dedi Gabriel ksaca.
Ama gelebilirsiniz, deil mi? dedi Miss Ivors, scak elini heyecanla Gabrielin koluna
koyarak.
Aslnda, dedi Gabriel, ksa bir sre nce baka bir yere gitmek zere bir anlama
yaptm.
Nereye gideceksiniz?
Biz baz arkadalarla her yl bir bisiklet turuna karz da...
Ama nerede? diye sordu Miss Ivors.
Vallahi, genellikle Fransaya, Belikaya ya da belki Almanyaya gidiyoruz, dedi Gabriel,
sklgan bir tavrla.
Peki ama niye Fransaya, Belikaya gidiyorsunuz da, dedi Miss Ivors, kendi vatannz
gezmiyorsunuz?
Biraz deiiklik olsun diye, biraz da o dilleri unutmamak iin, dedi Gabriel.
Ya unutmamanz gereken kendi diliniz yok mu - rlanda dili? diye sordu Miss Ivors.
Ha, dedi Gabriel, i buna varrsa, rlanda dili benim dilim deil.
Yanlarndakiler de bu sorgulamaya kulak vermekteydiler. Gabriel sinirli sinirli sana
soluna bakt ve alnna bir kzarklk yayan bu ikenceli imtihan fkelenmeden atlatmaya
alt.
Hakknda hibir ey bilmediiniz kendi vatannz ziyaret etmek hi aklnza gelmiyor
mu? diye devam etti Miss Ivors. Kendi milletiniz, kendi lkeniz?
Ah, dorusunu sylemek gerekirse, dedi Gabriel anszn, kendi lkemden bktm, bktm
usandm.
Niye? diye sordu Miss Ivors.
Gabriel cevap vermedi, nk kendi sert cevabndan kendisi kzmt.
Niye? diye tekrarlad Miss Ivors.
Birlikte bir figr yapmalar gerekiyordu ve cevap vermedii iin Miss Ivors yeniden

saldrd:
Elbette, verecek cevabnz yok.
Gabriel byk bir enerjiyle kendini dansa vererek huzursuzluunu rtmeye alt.
Yznde eki bir ifade grd iin kadnn gzlerine bakmamaya alyordu. Ama sonra
sraya girildii zaman elini sk sk tuttuunu grnce biraz ard. Kalarnn altndan, soru
sorarcasna uzun uzun yzne bakyordu, sonunda Gabriel glmseyinceye kadar. Derken,
tam sra harekete geerken parmak ular zerinde ykselerek kulana fsldad:
Batl Briton!
Kadriller sona erince Gabriel odann uzak bir kesine, Freddy Malinsin annesinin
oturduu yere gitti. iman, be yaz sal, km bir kadnd. Sesinde olununki gibi bir
kesiklik vard ve hafife kekeliyordu. Freddynin geldii, aa yukar normal olduu
sylenmiti kendisine. Gabriel vapur yolculuunun nasl getiini sordu. Glasgowdaki evli
kznn yannda kalyor, ylda bir kere ile Dubline ziyarete geliyordu. Yumuak bir sesle,
yolculuun ok iyi getiini, kaptann da kendisine ok ilgi gsterdiini syledi Ayrca,
Glasgowda kznn oturduu gzel evi, oradaki btn dostlarn anlatt. O byle anlatp
dururken Gabriel de Miss Ivorsla aralarnda geen tatsz olay belleinden kovmaya
alyordu. phesiz ki bu kz, ya da kadn, her neyse, inanl bir milliyetiydi, ama her eyin
de bir sras vardr. Belki ona byle cevap vermesi yanl olmutu. Ama aka bile olsa, herkesin
nnde ona Batl Briton demeye de hakk yoktu. Herkesin nnde rezil etmeye almt, o
tavan gzlerini yzne dikip sorguya ekerek.
Vals yapan iftlerin arasndan Karsnn oraya doru gelmeye altn grd. Yanna
varnca kulana fsldad: Gabriel, Kate Teyze her zamanki gibi kaz dorar msn diye
soruyor. Jambonu Miss Daly kesecek, tatly da ben datacam.
Hay hay, dedi Gabriel.
Bu vals biter bitmez kkleri oturtacak sofraya, bylece yemekte biz bize olacaz.
Sen de dansta mydn? diye sordu Gabriel.
Tabii danstaydm. Grmedin mi beni? Molly Ivorsla ne kavgas ettiniz?
Kavga mavga etmedik. Niye? Kendi mi syledi?
yle bir eyler syledi. u Mr DArcyye ark syletmeye alyorum. ok kendini
beenmi bir adam galiba.
Kavga filan etmedik, dedi Gabriel somurtarak, Bat rlandaya geziye ard, ben de
gidemeyeceimi syledim. Hepsi bu.
Kars hafife hoplad ve heyecanla ellerini kavuturdu. Ah, ne gzel olur, Gabriel, dedi.
Galwayi yeniden grmeyi ok isterim.
stersen kendin git, dedi Gabriel, souk bir sesle.
Kars biran ona bakt, sonra Mrs Malinse dnp onunla konutu:
Bakn ne tatl bir koca, Mrs Malins.
Mrs Conroy iftlerin arasndan szlerek uzaklarken Mrs Malins hibir kesinti olmam
gibi skoyadaki gzel yerleri ve gzel manzaralar Gabriele anlatmaya devam etti. Damad
her yl onlar gllere gtryor, orada bala kyorlard. Damad dehet bir balkyd. Bir
keresinde kocaman, ok gzel bir balk tutmutu da oteldeki adam da bal akam yemeine
piirmiti.
Gabriel kadnn anlattklarn iitmiyordu bile. Akam yemei saati yaklat iin yeniden

kendi konumasn ve alntsn dnmeye balamt. Freddy Malinsin annesini ziyaret


etmek zere odann bu tarafna doru geldiini grnce koltuu ona brakp pencerenin
girintisine snd. Oda imdiden boalm, arka odadan atal bak sesleri iitilmeye
balamt. Salonda kalanlar dans etmekten yorulmu gibiydiler, kk gruplar halinde
sessizce sohbet ediyorlard. Gabriel snm, titrek parmaklaryla pencerenin souk pervazn
tklatt. Dars kim bilir ne kadar souk! yle yalnz bana yrmek ne kadar gzel olurdu,
ilkin rman yan sra, sonra da parkn iinden! Dallarda kar birikmitir, Wellington Antnn
tepesinde de kardan kk bir takke olumutur. Orada olmak bu yemek masasnda oturuyor
olmaktan ok daha gzel!
Konumasnn ara balklarn aklndan geirdi: rlanda konukseverlii, ac anlar,
Gzeller, Paris, Browningden alnt. Yazsna yazd bir sz iinden tekrarlad: nsan,
dncenin eziyetinde bir musiki iittiini sanyor. Miss Ivors yazy vmt, iten miydi o
szleri? Btn bu propagandaclnn ardnda kendine zg bir hayat var myd acaba? Bu
geceye kadar aralarnda hi tatszlk olmamt. imdi onun da masada olaca, kendisi
konuurken o eletiren ve soruturan gzleriyle onu szecei dncesi sinirini bozuyordu.
Belki de Gabrielin konumasnn baarsz olmasna zlmeyecekti hi. O sra aklna gelen bir
dnceyle cesaretlendi. Kate Teyze ile Julia Teyzeyi kastederek yle diyecekti: Hanmlar,
beyler, aramzda yalanmaya balayan kuan da kendine gre birtakm kusurlar vardr
belki, ama kendi hesabma ben konukseverlik, sevecen bir glmserlik ve insancllk
niteliklerine sahip olduklarna inanyorum; imdi aramzda gelimekte olan yeni ve ok ciddi
ve ar eitilmi kuan ite bu niteliklerden yoksun olduunu sanyorum. Bu iyi ite: Miss
Ivorsn haddini bildirir. Teyzeleri iki cahil yal kadnsa Gabriel ne yapsn?
Odada bir mrlt dikkatini ekti. Mr Browne, Julia Teyzeye kavalyece elik ederek girmiti
kapdan, Julia Teyze de, ban emi, glmseyerek koluna girmi yryordu. Dzensiz bir
alk yaylm onunla birlikte piyanoya kadar gitti ve Mary Jane taburesine oturur, Julia Teyze
de sesini btn odaya gre ayarlamak zere artk glmsemeksizin konumunu alrken,
kesildi. Gabriel girii tand. Julia Teyzenin eskiden beri syledii bir ark - Gelinlik Klnda.
Ton bakmndan gl ve duru olan sesi havay ssleyen tremololara cesaretle saldryor ve
ok hzl syledii halde en ksa notalar bile kanmyordu. Syleyenin yzne bakmadan sesi
izlemek, hzl ve gvenli bir uuun heyecann duymak ve paylamak gibi oluyordu. ark
bitince tekilerle birlikte Gabriel de grltl bir alk tuttu, grnmeyen yemek masasndan
da grltl bir alk geldi. Alk sesi yle itenlikli gibi kmt ki, kapanda kendi adnn ba
harfleri yazl olan eski deri kapl ark kitabn yerine koymak iin eilen Julia Teyzenin
yzne biraz renk vurdu. Daha iyi iitmek iin ban yana eerek dinleyen Freddy Malins
herkes sustuktan sonra da alklamaya devam etti ve ban ar ar sallayarak onaylayan
annesine heyecanl bir eyler anlatt. Sonra, daha fazla alklamann anlam kalmaynca,
birdenbire ayaa frlayp Julia Teyzenin yanna kotu, elini iki elinin arasnda tutarak, kelime
bulamad ya da sesindeki tutukluun ileri gittii anlarda smsk skt.
imdi annemle konuuyordum, dedi. Bu kadar gzel ark sylediinizi hi
iitmemitim, hi. Gerekten, bu geceki kadar sesinizin gzel ktn hi duymamtm.
Bakn! nanr msnz buna? Fakat dorusu bu. Namusum, erefim stne dorusu bu.
Sesinizin bu kadar taze ve bu kadar... bu kadar duru ve taze olduunu, hi iitmedimdi.
Julia Teyze geni geni glmsedi ve elini kurtarrken komplimanlar stne bir eyler

mrldand. Mr Browne avcunu aarak ona doru uzatt ve seyircilere bir harika tantan
takdimci edasyla yaknda duranlara haykrd:
Miss Julia Morkan, son buluum!
Kendi akasna kahkahalarla glerken Freddy Malins de ona dnd:
Bak, Browne, ciddi olursan daha kt bir bulu yapabilirsin. Benim tek syleyebileceim
ey u ki buraya geldiim btn bu sre iinde bugnk kadar gzel sylediine
rastlamamtm. Gerek bu.
Bence de yle, dedi Mr Browne. Sesi ok gelimi bence. Julia Teyze omuz silkti, munis
bir gururla konutu: Bundan otuz yl nce sesim kt saylmazd.
Ka kere sylemiimdir Juliaya, diye Kate Teyze, kelimelere basa basa, o koroda
harcand gitti. Ama hi benim szm dinlemez ki.
Orada duranlara dnp bakt, inat bir ocua kar onlarn saduyusuna snrcasna;
Julia Teyze ise anlalmaz bir eyler hatrlar gibi glerek nne bakyordu.
Yok, diye devam etti Kate Teyze, ne beni ne bakasn dinler. O koroda gece gndz kle
gibi alt, gece gndz. Noel sabahnda saat altda kalkp giderdi! Ne oldu sonunda?
Eh, bunlar hepsi Tanrya vg deil mi, Kate Teyze? diye sordu Mary Jane; dner
taburede onlara dnm, glmsyordu.
Kate Teyze hmla dnd yeenine:
Ben biliyorum Tanrya vgy filan, Mary Jane, ama hayatlar boyunca kle gibi alm,
o yumurcaklarn bin trl derdini ekmi kadnlar korodan karmas da Papa iin hi vlesi
bir ey deil. Bu ii Papa yapmsa herhalde Kilisenin iyiliinedir. Ama adil deil, Mary Jane,
hakl deil. Bu olay iinde bir yara olduu iin iyice sinirlenmiti, kardeini savunmaya daha
da devam edecekti, ama btn dans edenlerin geri geldiini gren Mary Jane bar bir tavrla
mdahale etti.
Ama Kate Teyze, o gre inanan Mr Browneu oke ediyorsun.
Din inancna bu ekilde deinilmesine srtan Mr Brownea doru dnd Kate Teyze, acele
acele ekledi.
Ah, benim Papann hakl olup olmadn tarttm filan yok. Ben budala bir ihtiyar
kadnm, byle eyler sylemeye cesaret edemem zaten. Ama birde sradan gndelik nezaket
vardr, vefa diye bir ey vardr. Juliann yerinde ben olsaydm dosdoru Healey Babaya gider,
yzne sylerdim...
Hem sonra, Kate Teyze, dedi Mary Jane, hepimiz acktk, acknca da ok kavgac
oluyoruz.
Susadmz zaman da kavgac oluyoruz, dedi Mr Browne. Onun iin en iyisi gidip
yemee oturalm, dedi Mary Jane, tartmay da ondan sonra bitiririz.
Salonun dndaki sahanlkta karsyla Mary Janein Mis Ivors yemee kalmaya raz etmek
iin uratklarn grd Gabriel. Ama apkasn giymi, dmelerini iliklemeye alan Miss
Ivors kalmaya hi niyetli deildi. Hi ackmam, stelik kalabilecei sreyi oktan amt.
Ama on dakikack, Molly, diyordu Mrs Conroy. Bu kadarla gecikmezsin ki.
O kadar danstan sonra, bir lokma bir ey, diyordu Mary Jane.
Gerekten kalamayacam, dedi Mis Ivors.
Korkarm elenemedin bu akam, dedi Mary Jane, umutsuzca.
ok elendim, emin ol, dedi Miss Ivors, ama imdi gitmeme izin verin.

yi ama, eve nasl gideceksin? diye sordu Mrs Conroy.


Canm, iki adm yol.
Gabriel biran duralad, sonra lafa kart:
izin verirseniz, Miss Ivors, gitmeniz gerekiyorsa sizi ben gtreyim. Ama Miss Ivors
ellerinden syrlmt.
Kesinlikle olmaz, dedi. Allah akna gidin yemee oturun, beni de hi dnmeyin. Ben
kendi iimi kendim grebilirim.
Vallahi, ok komik kzsn, Molly, dedi Mrs Conroy, ak yreklilikle.
Beannacht libh, diye seslendi Miss Ivors, merdivenden koarak inerken, glerek.
Mary Jane skkn ve akn bir yzle bakyordu arkasndan. Mrs Conroy da trabzandan
sarkm sokak kapsnn sesine kulak veriyordu. Gabriel byle birdenbire gitmesine
kendisinin yol am olup olamayacan dnd. Ama kzgn bir hali yoktu: glerek
ayrlmt. O da bo bo bakt merdivene.
O anda, Kate Teyze yuvarlanr gibi frlad yemek odasndan, aresizlikten dvnr gibi bir
haldeydi.
Gabriel nerede? diye haykrd. Nereye gitti Gabriel? Herkes oturmu bekliyor, kaz
dorayacak kimse yok!
Buradaym, Kate Teyze! diye seslendi Gabriel; birdenbire canlanmt. Bir kaz srsn
dorayabilirim, gerekirse.
Masann bir ucunda kzarm, iman bir kaz yatyordu; br ucundaysa, maydanoz
saplaryla deli frndan km kttan bir yatak zerinde, d kabuu soyulmu ve zeri
kzarm ekmek kabuuyla yeniden svanm kocaman bir jambon vard, evresinde ss olsun
diye sanl ktlar ve jambonun yannda birde baharl sr eti rulosu duruyordu. Bu iki rakip
u arasnda birbirine paralel olarak dizilmi garnitr tabaklar vard: sar ve krmz iki kk
jle; iinde kekl kubbeleri ve krmz reel olan yass bir tabak, yeil yaprak biimli,
tutulacak yeri de yapran dal gibi olan byk bir tabakta pembe zm ve soyulmu badem,
ona elik eden bir tabakta da bozulmadan drt ke duran zmir incirleri, zerine kylm
hindistan cevizi serpilmi yourt tatls, altn, gm, yaldzl ktlara sarlm ikolata ve
ekerler bulunan kk bir kse ve kereviz saplarnn dikine durduu bir cam vazo. Sofrann
ortasnda, portakal ve Amerikan elmalarndan bir piramidin yl durduu meyva tabana
bekilik eder gibi duran iki bodur, eski tarz, kesme camdan srahi, birinin iinde port,
brnde eri. Kapa kapal drt ke piyanonun stnde kocaman bir sar tabaa konmu
olan tatl hazr bekliyordu ve taban arkasnda mfreze halinde dizilmi bira, siyah bira ve
maden suyu ieleri vard; ieler niformalarna gre dizilmiti, ilk iki sra, kahverengi ve
krmz etiketleriyle siyah, nc ve en kk mfreze de apraz yeil kuakl ve beyazd.
Gabriel masann bandaki yerini kahramanca ald, ban keskinliini yle bir
yokladktan sonra ataln kaza saplad. i rahatt imdi, nk et kesmekte uzmand ve gzel
donatlm bir masann banda bulunmaktan daha ok sevdii bir i hayatnda yoktu.
Miss Furiong, size ne gndereyim? diye sordu. Kanat m, gsten bir dilim mi?
Gsten kk bir dilim.
Miss Higgins, ya size?
Ah, hi fark etmez, Mr Conroy.
Gabriel ile Miss Daly kaz tabaklaryla jambon ve baharl sr tabaklarn dei toku

ederken Lily de konuktan konua gidiyor ve beyaz peeteye sanl scak unlu patates taban
dolatryordu. Bu Mary Janein fikriydi, ayrca kazn yanna elma sosu da nermiti, ama Kate
Teyze elma sosu filan olmayan sade frnda kazn kendisine her zaman yeterince gzel
grndn ve bundan ktsn de hibir zaman yemek zorunda kalmayacan umduunu
sylemiti. Mary Jane rencilerine ilgi gsteriyor, en iyi paralar almalarna dikkat ediyor,
Kate Teyzeyle Julia Teyze ise piyanonun stnden alp atklar bira ielerini beylere, maden
suyu ielerini de hanmlara tayorlard. Glme sesleri, grltler, verilen emirlerin ve
kar emirlerin, atal baklarn, alan mantarlarn grlts byk bir kargaalk
yaratyordu. Gabriel birinci turu tamamladktan sonra kendi tabana yemek almadan ikinci
datm iin kaz kesmeye balad. Bunu herkes iddetle protesto ettii iin bir uzlama olmak
zere birasndan uzun bir yudum ald, nk kaz kesmekten scak basmt. Mary Jane
yemeini yemek zere sessizce yerinde oturmutu, ama Kate Teyzeyle Julia Teyze hl
masann evresinde sendeliyor, birbirlerinin ayana basyor, birbirlerine ikisinin de kulak
asmad emirler veriyorlard. Mr Browne artk oturup yemeklerini yemelerini rica etti,
Gabriel de ona katld, ama onlar daha vakit var deyip dolamaya devam ettiler. Sonunda
Freddy Malins ayaa frlayp Kate Teyzeyi yakalad, glmeler arasnda zorla sandalyesine
oturttu.
Herkes alaca yemei aldktan sonra Gabriel glmseyerek sordu:
imdi, baya insanlarn i dediklerinden almak isteyen bir bey veya hanm varsa, sesini
karsn.
Koro halinde kendi yemeine balamas sylendi, Lily de o zamana kadar saklad
patatesle yanna geldi.
Peki yleyse, dedi Gabriel, dosta, bir baka hazrlk yudumunu ierken, Hanmlar,
beyler, birka dakika iin benim varlm unutun, ltfen.
Yemeini yemeye giriti, masa halknn Lilynin tabaklar kaldrma sesini bastrd
sohbete hi katlmad. Konuulan konu, o srada Theatre Royalda temsil veren opera
kumpanyasyd. Bakml bykl esmer bir gen olan tenor Mr Bartell DArcy kumpanyann ba
kontraltosunu ok vd, ama Miss Furiong oynama tarzn biraz baya bulmutu. Freddy
Malins de Nee pantomiminin ikinci yansnda syleyen Zenci Reisi ok beenmiti, hayatnda
iittii en iyi tenor seslerinden biri olduunu sylyordu.
Siz dinlediniz mi? diye masann br tarafndan Mr Bartell DArcyye sordu.
Hayr, diye cevap verdi Mr Bartell DArcy, aldrsz bir tonla.
nk, diye aklad Freddy Malins, zellikle sizin onun hakknda ne dndnz
renmek isterdim. Bence byk bir sesi var.
Gerekten iyi eyleri de yalnz Teddy bulur, dedi Mr Browne masa halkna, senli benli
tavryla.
Niin gzel olmasn sesi? diye serte sordu Freddy Malins. Rengi kara olduu iin mi?
Bu soruya cevap verilmedi ve Mary Jane masa halkn yeniden asl opera konusuna getirdi.
rencilerinden biri Mignon iin davetiye vermiti. Mutlaka ok gzeldi, diyordu, ama
grnce aklna zavall Georgina Burns gelmiti. Mr Browne ise daha da eskileri hatrlyordu,
eskiden Dubline gelen talyan kumpanyalarn - Tietjens, Ilma de Murzka, Campanini, o byk
Trebelli, Giuglini, Ravelli, Aramburo. Ne varsa o gnlerde vard, diyordu, o zamanlar
dinlerdiniz Dublinde ark sylemeye benzer bir ey. O eski Royaln st galerisinin nasl

tklm tklm dolu olduunu, bir gece talyan tenorun Let me like a soldier fallu be kere
tekrarladn ve her seferinde tiz miyi kardn, galerideki ocuklarn bazan cokunluktan
o byk prima donnalardan birinin arabasndan atlarn zp otele kadar kendilerinin
ektiini de anlatt. O eski byk operalar imdi niye oynamyorlard artk, diye sordu,
Dinorahy, Lucrezia Borgiay? nk bunlar syleyecek ses bulamyorlard: buydu nedeni.
Evet ama, dedi Mr Bartel DArcy, bugn de o zamanki kadar iyi sesler olduunu
sanyorum.
Neredeler yleyse? diye sordu Mr Browne, meydan okuyarak.
Londrada, Pariste, Milanoda, dedi Mr Bartell DArcy, kendisi de kzarak. rnein
Caruso, sanrm saydklarnzn hepsi kadar iyi, daha da iyi deilse.
Belki yledir, dedi Mr Browne, Ama ok phem var benim ahsen.
Ah, Carusoyu dinlemek iin neyim varsa verirdim, dedi Mary Jane.
Bana kalrsa, dedi bir kemii temizlemekte olan Kate Teyze, dnyada bir tek tenor
vard. Yani bana bir ey syleyen, demek istiyorum. Ama herhalde hibiriniz adn
duymamsnzdr.
Kimdi, Miss Morkan? diye nezaketle sordu Mr Bartell DAncy.
Ad, dedi Kate Teyze, Parkinsondu. Ben dinlediimde olgunluk ama erimiti, ama bir
erkek haneresinden ktn iittiim en gzel tenor sese sahipti.
Tuhaf, dedi Mr Bartell DArcy. Adn bile hi iitmiliim yok.
Evet, evet, Miss Morkan hakl, dedi Mr Browne. Benim iitmiliim var eskilerden
Parkinsonu, ama benden ok nceydi o.
Gzel, saf, tatl, olgun bir ngiliz tenor sesi, dedi Kale Teyze, cokuyla.
Gabriel de yemeini bitirince koca bir tatl taba masaya getirildi. atal bak akrts
yeniden balad. Tatly Gabrielin Kars datyor, doldurduu tabaklar elden ele
gnderiyordu. Orta yerde Mary Jane tabaklar durduruyor, istee gre ahududu veya portakal
jlesi, krema ya da reel ekliyordu. Tatl Julia Teyzenin elinden kmt, onun iin sofrann
her kesinden ona vgler yadrld. O kendisi de stnn yeterince iyi pimediini syledi.
Eh, umarm Miss Morkan, dedi Mr Browne, bana iyi pimi dersiniz, nk ben batan
aa pikinim.
Gabriel dnda btn beyler Julia Teyzeye iltifat olarak biraz tatl yediler. Gabriel hi tatl
yemedii iin ona da kereviz saplarn brakmlard. Freddy Malins de bir kereviz sap alp
tatlsyla birlikte yedi. Kerevizin kan iin ok iyi olduunu sylemilerdi, o da bu sralar doktor
bakm altndayd. Btn yemek boyunca sesi sedas iitilmeyen Mrs Malins olunun bir iki
haftaya kadar Melleray Dana gideceini syledi. O zaman btn masa Melleray Dan
konumaya balad, orada havann ne kadar zindelik verdiini, keilerin ne kadar konuksever
olduunu, konuklarndan hi para istemediklerini.
Yani sizin dediinize baklrsa, dedi Mr Browne, iittiine inanamaz bir tavrla, insan
gidip otelde kalr gibi orada kalabilir, yiyip iebilir, sonra da hibir ey demeden kalkp evine
dnebilir?
Canm, ou kimse ayrlrken manastra bir bata bulunuyor, dedi Mary Jane.
Keke bizim kilisede de byle bir kurum olsayd, dedi Mr Browne, saf saf.
Keilerin hi konumadklarn, sabahn ikisinde yataktan kalktklarn ve tabutlarnda
uyuduklarn renince bsbtn ard. Ne diye bunlar yaptklarn sordu.

Tarikatn kurallar byle, dedi Kate Teyze, kesin bir tavrla.


Anladm, ama niye? diye sordu Mr Browne.
Kate Teyze kuraln byle olduunu, baka da sylenecek bir ey olmadn tekrarlad. Mr
Browne hl anlamam gibi grnyordu. Freddy Malins, dili dnd kadar, d dnyadaki
gnahkrlarn iledii btn gnahlar balatmak iin keilerin kendilerine eza ettiini
aklamaya alt. Aklama ok aydnlatc olmad, nk Mr Browne srtarak yeniden sordu:
Bu dnceyi ok beendim, ama yle yayl, yahut bir yatakta olmaz myd bu i? lle
tabut mu gerek?
Tabut, dedi Mary Jane, Onlara nihai sonlarn hatrlatmak iin gerekli.
Konu artk can skmaya balad iin sofrann sessizliine gmld, ama bu arada Mrs
Malinsin yannda oturana belirsiz bir tonla bir eyler syledii iitildi:
ok iyi insanlardr onlar, bu keiler, ok dindardrlar. imdi sofrada kuru zm ve
badem ve incir ve elma ve portakal ve ikolata ve eker datlmaya balam ve Julia Teyze
btn konuklar eri ya da port imeye armt. Mr Bar teli DArcy ilkin ikisini de imek
istemedi, ama yannda oturanlardan biri dirseiyle onu drtp kulana bir eyler
fsldadktan sonra kadehini doldurmalarna izin verdi. Yava yava, son kadehlerde dolarken,
konuma kesildi. Sadece doldurulan arap ve ekilen sandalyelerin sesiyle bozulan bir
sessizlik kt. Miss Morkanlarn de balarn emi, masa rtsne gzlerini
dikmilerdi. Biri birka kere ksrd, sonra beylerden bazlar da sessizlik salansn diye
parmaklarn masaya vurdular. Sessizlik salannca Gabriel sandalyesini geri iterek ayaa
kalkt.
Masa tklatmalar onu tevik etmek istercesine artt ve sonra toptan kesildi. Gabriel
titreyen on parman da sofra rtsne yerletirip orada bulunanlara gergin gergin
glmsedi. Gzleri bir sra yukar kalkk suratla karlanca o da ban avizeye doru
kaldrd. Piyano bir vals havas alyor, salon kapsna srtnen eteklerin hrtsn iitiyordu.
Kim bilir, belki darda, karn altnda da insanlar durmu, kl pencerelere bakyor ve vals
mziini dinliyorlard. Hava saft orada. Uzaklarda, aalarn kar arl altnda eildii park
vard. Wellington antna bir kasket gibi birikmiti l l karlar ve ant batya, Fifteen
Acresn bembeyaz ayrna bakyordu.
Balad:
Hanmlar, beyler,
Geen yllarda olduu gibi bu akam da, ok zevkli bir grevin yerine getirilmesi bana
dt, ne yazk ki bir konumac olarak gcmn yetersiz kald bir grev bu.
Hayr, hayr! dedi Mr Browne.
Ama bunu bir kenara brakalm imdilik. Bu akam sizden dileim, beni baarma gre
deil de, niyetime gre kabul etmeniz. zninizle birka dakika iinde, bu akamla ilgili
duygularm be kelime ile dile getireceim.
Hanmlar ve beyler, bu konuksever atnn altnda ve bu konuksever sofrann evresinde
ilk karlamamz deil bu. Baz iyi yrekli hanmefendilerin konukseverliinin alcs -belki de
kurban demek daha doru olacak- sfatyla ilk kez toplanm deiliz burada.
Eliyle havada bir halka izerek durdu. Herkes dnd, sevinten kpkrmz kesilen Kate
Teyzeye, Julia Teyzeye ve Mary Janee gld ya da glmsedi. Gabriel artan bir cesaretle
devam etti:

Her geen yl daha da kuvvetle hissediyorum ki yurdumuzun konukseverlii kadar sayg


duyulmas ve kskanlkla korunmas gereken bir baka gelenei yoktur. Kendi deneylerim
erevesinde (yurt dnda birka yeri grmlm vardr), baka hibir modern lkede
byle bir gelenek bulunmadn syleyebilirim. Kimileri bizim bu alkanlmzn
vnlecek bir ey deil de, bir kusur olduunu da syleyebilir. Ama bu doru olsa bile, bence
prenslere yarar bir kusurdur bu ve umarm aramzda daha uzun zaman yaayacaktr. Hi
deilse bir eyi kesinlikle biliyorum. u altnda bulunduumuz tek at sz geen
hanmefendileri barndrdka -ve bunun yllar ve yllarca srmesini yrekten diliyorumatalarmzn bize devrettii, bizim de soyumuza devredeceimiz sahici, scak yrekli, ince ve
zarif rlanda konukseverlii gelenei aramzda yayor olacaktr.
Yrekten bir onaylama mrlts sofray dolat. Gabriel anszn Miss Ivorsn orada
olmadn, kaba bir ekilde odadan ktn dnd: kendine gven duyarak devam etti:
Hanmlar ve beyler,
Aramzda yeni bir kuak yetiiyor, yeni dncelerden, yeni lkelerden etkilenen bir
kuak. Ciddi bir kuak, bu yeni dnceleri cokuyla karlyor, ve yanl yollara aktnda bile
inanyorum ki cokusu iten. Ama bizler pheci, hatta deyim yerindeyse, dncenin eziyeti
altnda bir ada yayoruz: onun iin bazan korkuyorum, iyi eitim gren ve hatta fazla
eitim gren bu yeni kuak, bir baka an sahip olduu insanlk, konukseverlik ve sevecen
mizah niteliklerinden yoksun kalr m diye. Bu akam gemi gnlerin btn o byk
arkclarnn adlarn dinlerken, itiraf edeyim ki, bana dar bir ada yayormuuz gibi geldi.
O gnlerin geni gnler olduunu sylersek bir abartma yapm olmayz: ve artk
hatrlanamayacak kadar uzaklarda kaldlarsa, gelin u umudu yaatalm: hi deilse bunun
gibi toplantlarda onlar gene gururla ve sevgiyle anacaz, namlarnn lmesine dnyann
isteyerek izin vermeyecei o gm gm byklerin ansn yreimizde yaatacaz.
Bravo! Bravo! dedi Mr Browne, yksek sesle.
Ama gene de, diye devam etti Gabriel; sesini yumuatmt imdi, byle toplantlarda
her zaman aklmza daha da hznl dnceler gelir: gemii dnrz, genliimizi,
deiiklikleri, bu gece zlediimiz, aramzda olmayan yzleri. Hayatta yrdmz yol byle
birok acl anyla delidir: eer hep bu dncelere dalp gidecek olsaydk yaayanlar
arasnda iimizi cesaretle yapacak yreklilii bulamazdk: Hepimizin yaayan devleri ve
yaayan sevgileri var ve bunlar, hakl olarak, bizim zorlu abalarmz talep ediyor.
Onun iin, gemi stnde daha fazla durmayacam. Bu gece herhangi bir kasvetli ahlak
dersinin aramza girmesine izin vermeyeceim. Gndelik arkn grltsnden,
koumasndan kp u ksack an birlikte bulunmak zere geldik buraya. Dost olarak
karlandk burada, arkadalk ruhu iinde, omuzda olarak, ve bir lye kadar, gerek bir
camaraderie, bir yoldalk havas iinde karlandk, konuklar olarak -nasl bir ad versem
onlara?- Dublin mzik dnyasnn Gzellerinin konuklar olarak arlandk.
Bu antrma stne sofra halk glerek alk kopard. Julia Teyze iki yanndakilere de
Gabrielin ne dediini sordu ama bouna.
Bizim Gzeller olduumuzu sylyor, Julia Teyze, dedi Mary Jane.
Julia Teyze anlamad, ama ayn ekilde devam eden Gabriele glmseyerek bakt.
Hanmlar, beyler,
Bir baka olayda Parisin oynad rol oynamaya kalkmayacam. Aralarndan birini

semeye kalkmayacam. Byle bir i hakszla yol aaca gibi benim gcm de aar.
nk ite srayla bakyorum onlara, bata asl ev sahibemiz, iyi yrei, fazlasyla iyi yrei,
onu btn tanyanlar arasnda bir destan konusu olmu; ya da ebedi genlikle donanm kz
kardei, bu gece syledii arklarla bizi hayretten hayrete dren kz kardei; ve son olarak,
ama yalnzca ya sralamasnda son olarak, en kk ev sahibemiz, yetenekli, neeli, alkan,
yeenlerin en tatls; dolaysyla, Hanmlar ve Beyler, dl kime vereceimi bilemiyorum.
Gabriel teyzelerine doru bir gz att, Julia Teyzenin yzndeki kocaman tebessm ve Kate
Teyzenin zapt edemedii gzyalarn grnce szn sonunu abuk getirdi. nce bir jestle
kaldrd port kadehini, herkes bekleyi iinde kendi bardan evirip evirirken son szlerini
syledi:
ne birden kaldralm kadehlerimizi. Salklarna, varlklarna, uzun mrlerine,
mutluluk ve refahlarna ielim. Mesleklerinde kazandklar kvanl ve sevgi dolu konumu da
uzun sreler tutmaya devam etsinler.
Btn konuklar, elde kadeh, ayaa kalkarak kadna dndler ve koro halinde arkya
baladlar, Mr Browne koroba olmak zere:
For they are jolly good fellows,
For they are jolly good fellows,
For they are jolly good fellows,
Which nobody can deny.
Kate Teyze artk saklayamad gzyalarn mendiliyle siliyor, Julia Teyze bile
duygulanm grnyordu. Freddy Malins puding atalyla tempo vuruyor, korodakiler
melodik bir konferanstaym gibi birbirlerine dnyorlar, bir yandan arklarn
sylyorlard:
Unless he tells a lie,
Unless he tells a lie,
Sonra, bir kere daha ev sahibelerine dnp bitirdiler:
For they are jolly good fellows,
For they are jolly good fellows,
For they are jolly good fellows,
Which nobody can deny.
Bunu izleyen alk teki konuklar tarafndan da yemek odasnn uzaklarna tarld ve
birka kere tekrarland, Freddy Malins havaya kaldrd atalyla nderliini srdrrken.
* * *
Isran sabah havas durduklar hole dalnca Kate Teyze seslendi:
Aman, orada kim varsa kapy kapasn. Mrs Malins souk alacak.

Orada Browne var, Kate Teyze, dedi Mary Jane.


Browne her yerde var, dedi Kate Teyze, sesini ksarak
Mary Jane gld bunu syleyiindeki tavrna.
Gerekten de, dedi, akac bir havayla, her ie kouyor.
Btn Noel boyunca, dedi Kate Teyze, ayn tonla, havagaz gibi yayld kald burada.
Sonra kendisi de daha hogrl glerek abucak ekledi:
Ama syleyin ieri gelsin, Mary Jane, kapy da kapatsn. Umarm dediimi iitmemitir.
O anda holn kaps ald ve Mr Browne kalbi duracakm gibi glerek eikten ieri girdi.
Astragan taklidi kolluklar ve yakas olan uzun yeil bir palto giymi, bana da beyzi bir krk
apka geirmiti. Tiz ve uzun bir slk sesi iitilen karla kapl rhtma doru iaret etti.
Teddy Dublinin btn arabalarn ayaa kaldracak, dedi.
Gabriel, kolunu paltosunun koluna sokmaya abalayarak kk odadan geldi, hole
baknarak sordu:
Gretta daha inmedi mi?
Giyiniyor, Gabriel, dedi Kate Teyze.
Kimse. Herkes gitti.
A, hayr, Kate Teyze, dedi Mary Jane. Barteil DAncy ile Miss OCallaghan daha
gitmediler.
Biri piyanoyla oynuyor, her kimse, dedi Gabriel. Mary Jane Gabriel ile Mr Brownea
bakarak rperdi:
Siz beyleri byle sarnp sarmalanm grnce benim mem geliyor. Bu saatte yollara
dmek istemezdim dorusu.
u dakikada, dedi Mr Browne, kahramanca, krda yle gzel bir yry, ya da hzl bir
at koulu bir arabada yolculuk kadar keyif alacam hibir ey olamaz.
Bir zamanlar ok iyi bir atmzla arabamz vard, dedi Julia Teyze, hznl bir havayla.
Unutulmaz Johnny, dedi Mary Jane, glerek. Kate Teyze ile Gabriel de gldler.
Ee, neydi Johnnynin stn zellii? diye sordu Mr Browne.
lmyle bizi aclara boan mteveffa Patrick Morkan, yani bykbabamz, diye aklad
Gabriel, son yllarnda koca efendi diye tannan o zat, zamk kaynatarak geinirdi.
Haydi oradan, Gabriel, dedi Kate Teyze, glerek, niasta imalathanesi iletiyordu.
Her neyse, zamk ya da niasta, dedi Gabriel, koca efendinin Johnny adnda birde at
vard. Johnny de koca efendinin imalathanesinde alr, ark iletmek iin dolap beygiri gibi
dner dururdu. Bunlar hepsi iyi, gzel; ama imdi Johnnynin hayatnn trajik noktasna
geliyoruz. Gnn birinde koca efendi teki kibarlar arasnda parkta askeri bir gezinti yapmaya
karar verdi.
Allah rahmet eylesin, dedi Kate Teyze, efkatle.
Amin, dedi Gabriel. Bylece koca efendi dediim gibi Johnnyyi arabaya kotu, en sk
silindir apkasyla en kolal yakaln taknd ve olanca azametiyle sanrm Back Lane
taraflarndaki atadan kalma konandan yola kt.
Gabrielin tavrna herkes, Mrs Malins bile gld, Kate Teyze ise itiraz etti:
Canm, Gabriel, kendi Back Lanede oturmuyordu ki. malathaneydi orada olan.
Atadan kalma maliknesinden kt, diye devam etti Gabriel, Johnnyyi srd. Her ey
yolunda gitti Johnny Kral Billynin heykelinin yanna gelinceye kadar: orada ya Kral Billynin

stnde oturduu ata k oldu, ya da kendini imalathanede sand, her ne olduysa heykelin
evresinde dnmeye balad.
Gabriel, herkes glrken, ayanda mesleriyle holde bir tur att.
Balad dnmeye, dedi Gabriel, koca efendi de, ki pek debdebeli bir efendiydi, bu ie
dehetli fkelendi. Haydi, yrsenize! Ne demek istiyorsunuz! Johnny! Johnny! Hi anlalmaz
bir davran! Anlamyorum bu at!
Gabrielin taklidini izleyen kahkahalar hol kapsnn hzla vurulmasyla kesildi. Mary Jane
koup anca ieri Freddy Malins girdi. apkasn geri ykp souktan omuzlarn
kamburlatran Freddy Malins soluk soluayd.
Topu topu bir tek araba bulabildim, dedi.
Zarar yok, rhtmda bir tane buluruz, dedi Gabriel! Evet, evet, dedi Kate Teyze, Mrs
Malinsi cereyanda bekletmeyelim.
Olu ile Mr Browne Mrs Malinsin merdivenden inmesine yardm ettiler, birok
manevradan sonra, arabann iine aktarmay da baardlar. Onun arkasndan Freddy Malins
trmand, uzun bir sre annesini arabann koltuuna yerletirmeye alt, Mr Browne da
aadan verdii tlerle yardmc oldu. Sonunda kadn arabaya rahat bir ekilde yerletirildi
ve Freddy Malins Mr Browneu da arabaya davet etti. Birok olur olmaz sz sylendi, sonunda
Mr Browne da arabaya bindi. Arabac battaniyesini dizlerine rtp adresi almak iin ieriye
kaykld. Bunun stne kargaalk daha da artt, Freddy Malins ile Mr Browne ikisi de
kafalarn arabann birer penceresinden dar karp arabacya baka baka eyler
sylediler. Sorun, Mr Browneun yol stnde nerede braklacayla ilgiliydi. Kate Teyze, Julia
Teyze ve Mary Jane de basamakta durup elien talimatlar yadrp bir yandan da glerek
tartmaya katkda bulundular. Freddy Malins glmekten konuamaz hale gelmiti. Her an
ban pencereden ieri dar sokup karyor, annesine tartmann nasl ilerlediini
anlatyor, bylece apkasn da habire tehlikeye atyordu. Sonunda Mr Browne herkesin
kahkahalarn bastran bir sesle akna dnm arabacya haykrd:
Trinity Kolejini biliyor musun?
Biliyorum, efendim, dedi arabac.
Tamam, yleyse doru Trinity Kolejinin kapsna, dedi Mr Browne, Oradan nereye
gideceini syleriz. Anlald m?
Tamam, efendim, dedi arabac.
Krba aklad, ve kahkaha korosunun uurlad araba rhtm boyunca uzaklat.
Gabriel tekilerle birlikte kapya kmamt. Holn karanlka bir kesinden merdivenin
yukarsna bakyordu. Birinci sahanln yaknnda bir kadn duruyordu, o da glgede. Yz
grnmyordu, ama glgeden siyah beyaz gibi duran kiremit rengi ve pembe izgili etei
grlebiliyordu. Karsyd. Trabzana yaslanm, bir ey dinliyordu. Kprtszlna aran
Gabriel de iitmek iin kulan drt amt. Ama kapnn nndeki glme ve barma
grltsnden pek bir ey dinleyemiyordu, piyanonun akorlarndan ve ark syleyen bir
adamn sesinden pek azn kapabilmiti.
Sylenen arky iitmeye alarak ve karsna bakarak holn karanlk kesinde durdu.
Bir eyin simgesiymi gibi bir zarafet ve bir esrar vard Karsnn duruunda. Yan karanlk bir
merdivende duran ve uzaktan gelen bir mzii dinleyen bir kadn neyin simgesi olabilir diye
dnd. Ressam olsa onun o duruuyla resmini yapard. Bandaki mavi apka karanla

kar sann bronz rengiyle, eteindeki koyu izgiler de ak olanlaryla kontrast


oluturacakt. Ressam olsa, Uzaktan Mzik koyard tablonun adn.
Hol kaps kapand; Kate Teyze, Julia Teyze ve Mary Jane hl glerek yaklatlar.
Ay, Freddy bir lem deil mi? dedi Mary Jane. ok lem adam.
Gabriel bir ey sylemeden Karsn gsterdi bayla. Kap kapannca ses de piyano da
daha iyi iitiliyordu. Gabriel onlar susturmak iin elini havaya kaldrd. ark eski rlanda
havalarndan birini andryordu ve syleyen, sesinden de gfteden de ok emin deil gibiydi.
Uzaktan geldii iin bsbtn hznl olan, bouk ses, acy dile getiren szlerin veznini
hafife aydnlatyordu:
Ah, yamur yayor arlaan salarma
iy ise slatyor tenimi,
Bebeim buz gibi kollarmda...
Ah, dedi Mary Jane. Bartell DArcy sylyor, oysa btn gece hi sylemediydi. Ah,
gitmeden nce ona bir ark syleteceim.
Ah, sylet, sylet, Mary Jane, dedi Kate Teyze.
Mary Jane yanlarndan srtnerek geip merdivene atld, ama daha basamaklara
varamadan ark durdu ve piyano birdenbire kapatld.
Ah, ne yazk! diye haykrd Mary Jane. Aaya m geliyor, Gretta?
Gabriel karsnn evet dediini iitti ve onun da merdivenden inmeye baladn grd.
Birka adm arkasndan Mr Bartell DArcy ile Miss OCallaghan geliyorlard.
Ah, Mr DArcy, diye seslendi Mary Jane, ne kadar ktsnz, hepimiz heyecan iinde
dinlerken byle yanda kesiveriyorsunuz.
Btn gece bann etini yedim, dedi Miss OCallaghan, Mrs Conroy da bir yandan, ama
souk ald iin ark syleyemeyeceini sylyor.
Ama Mr DArcy, dedi Kate Teyze, bu dediiniz hi doru deil.
itmiyor musunuz, sesim karga gibi kyor, dedi Mr DArcy kabaca.
Aceleyle kk odaya girip paltosunu giydi. Konumasnn kabal karsnda aran
tekiler syleyecek bir ey bulamadlar. Kate Teyze alnn krtrd, tekilere stelememeleri
iin iaret etti. DArcy somurtarak boynunu sarp sarmalad.
Havadan olmal, diyerek sessizlii bozdu Julia Teyze.
Evet, evet, herkes tm, dedi Kate Teyze hemen, herkes.
Otuz yldr byle kar yamad syleniyor, dedi Mary Jane. Bu sabah gazetede btn
rlandaya kar yadn yazyordu.
Karn grnn ok seviyorum, dedi Julia Teyze hznl hznl.
Ben de, dedi Miss OCallaghan. Yerler kar tutmadka Noel sahiden Noele benzemiyor
bence.
Ama zavall Mr DArcy kardan holanmyor, dedi Kate Teyze, glmseyerek.
Mr DArcy kk odadan kt, her yann iliklemi ve sarmalam olarak, pimanlk
getirmi bir sesle yakaland souk algnlnn tarihini onlara anlatt. Herkes ona t verdi,
ok yazk olduunu syledi ve geceleyin boazn iyi korumas gerektiini anlatt. Gabriel,
konumalara katlmayan Karsn seyrediyordu. Yelpaze biimindeki tozlu pencerenin tam

altnda durmutu, birka gn nce atein banda kuruttuunu grd bronz rengi salar
gaz lambasnn aleviyle tutumu gibiydi. Gene ayn ekilde duruyor, evresinde
konuulanlar iitmezmi gibi grnyordu. Birden onlara doru dnnce Gabriel yanaklarna
renk geldiini, gzlerinin de parladn grd. Anszn yreinden bir sevin tap iine
yayld.
Mr DArcy, dedi Kars, sylediiniz o arknn ad ne?
The Lass of Aughrim, dedi Mr DArcy, ama hepsini hatrlayamadm. Niye sordunuz?
Bildiiniz bir trk m?
The Lass of Aughrim, diye tekrarlad Gretta. Adn hatrlayamadm.
ok gzel bir ark, dedi Mary Jane. Ne yazk ki bu akam sesiniz istediiniz gibi deildi.
Haydi, yeter artk, Mary Jane, dedi Kate Teyze, artk Mr DArcynin cann skma.
zlmesini istemiyorum. Herkesin gitmeye hazr olduunu grnce kapya kadar getirdi
onlar, orada vedalald:
yi geceler, Kate Teyze, bu gzel akam iin ok teekkrler.
yi geceler, Gabriel. yi geceler, Gretta!
yi geceler, Kate Teyze, ok teekkrler. yi geceler, Julia Teyze.
Aa, iyi geceler, Gretta, seni grmemitim.
yi geceler, Mr DArcy. yi geceler, Miss OCallaghan.
yi geceler, Miss Morkan.
Tekrar, iyi geceler.
Herkese iyi geceler. Umarm rahat gidersiniz.
yi geceler. yi geceler.
Sabah olmutu, ama hava hl karanlkt. Donuk, sar bir k evlerin ve nehrin zerinde
kasvetli duruyordu; gkyzyse alalacak gibiydi. Sokakta karlar yar erimiti; damlarda,
rhtmn korkuluunda ve parmaklklarda izgi izgi ya da bek bek karlar kalmt sadece.
Bulank havada lambalar hl krmz krmz yanyor, nehrin tesinde Four Courts saray
arlam gkyzne kar tehdit edici bir siluet iziyordu.
Kars nnde, Mr Bartell DArcynin yannda yryordu, ayakkablarn bir kese kdna
koyarak kolunun altna sktrm, bir eliyle de amurlanmasn diye eteini tutmutu.
Duruundaki o zarafet yoktu imdi, ama Gabrielin gzleri hl mutluluktan parlyordu.
Damarlarnda kan gm gm atyordu; beyninde dnceler ayaklanmt, kvanl, sevinli,
sevecen ve korkusuz.
nnde yle hafif, yle dik yryordu ki sessizce arkasndan komak, omuzlarndan
yakalamak, kulana sama sapan ve sevecen bir eyler sylemek geldi iinden. yle ince
narin grnyordu ki onu bir eylerden korumay, sonra da onunla yalnz kalmay zledi.
Birlikte gizli hayatlarnn anlar belleinde yldzlar gibi ldad. Kahvaltda fincannn
yannda eflatun bir zarf duruyor, eliyle onu okuyordu. Sarmakta kular tyor, perdenin
gneli a yere yansyordu: mutluluktan bir ey yiyemiyordu. Kalabalk bir platformda
duruyorlar ve eldivenli elinin scak avcuna biletini koyuyordu. Soukta yan yana duruyorlar,
parmaklkl bir pencereden ieriye, alev alev bir frnn banda ie yapan bir adama
bakyorlard. Hava ok souktu. Karsnn souk havada ince kokulu yz onunkine ok
yaknd; ve birdenbire frnn bandaki adama seslenmiti:
Ate scak m, baym?

Ama adam frnn gmbrtsnden iitmemiti. Kaba bir cevap verebildi.


Daha da sevecen bir sevin dalgas daha koptu yreinden ve scak bir sel halinde
damarlarndan akt. Yldzlarn sevecen atei gibi kimsenin bilmedii ve kimsenin hibir
zaman bilemeyecei, birlikteki hayatlarnn anlar belleine vurdu ve belleini aydnlatt.
Karsna bu anlar hatrlatmak, birlikte varolularnn skc yllarn unutturmak ve yalnzca
coku anlarn hatrlatmak istedi. nk yllarn her ikisinin de ruhunu sndrmediine
inanyordu. ocuklar, kendisinin yaz yazyor olmas ve Karsnn ev ii ruhlarnn sevecen
ateinin tmn sndrmemiti. Bir gn ona yazd bir mektupta unlar sylemiti: Niin
byle kelimeler bana bu kadar skc ve souk grnyor? Acaba senin adn kadar sevecen bir
kelime olmad iin mi?
Uzaktan gelen mzik sesi gibi yllar nce yazd bu szler gemiten ona doru akt.
Karsyla yalnz kalmak istiyordu. tekiler gidince, otel odasnda o ve kars yalnz kalnca, ite
o zaman ba baa olacaklard. Sessizce aracakt onu: Gretta!
Belki ilk seferinde iitmeyecekti. Soyunuyor olacakt. Derken sesindeki bir ey ona da
arpacakt. Dnp bakacakt ona...
Winetavern sokann kesinde bir araba buldular. Konumaktan kurtard iin arabann
akrtsna sevindi. Kars pencereden bakyor, yorgun grnyordu. tekiler, bir bina ya da
soka gstererek be kelime sylediler. Bulank sabah semasnn altnda at yorgun argn
kouyor, tangrdayan sandn ard sra srklyordu ve Gabriel yeniden onunla arabaya
binmi gibi oldu, vapura yetimek iin drtnala, halaylarna doru drtnala.
OConnell Kprsn geerken Miss OCallaghan konutu: Ne zaman OConnell
Kprsnden geseniz beyaz bir at grdnz sylerler.
Bu keresinde beyaz bir adam gryorum, dedi Gabriel. Nerede? diye sondu Mr Bartell
DArcy.
Gabriel st ksmen karla kapl heykeli gsterdi. Aina bir selam verip el sallad.
yi geceler, Dan, diye seslendi, neeyle.
Araba otelin nnde durunca Gabriel aa atlad ve Mr Bartell DArcynin itirazlarna kulak
asmadan paray dedi. Adama bir ilin de bahi brakt. Adam selam verdi:
yi yllar dilerim, efendim, dedi.
Size de, dedi Gabriel, itenlikle.
Kars arabadan inerken de, brlerine iyi geceler dileyerek yannda, kaldrmda dururken
de, biran koluna yasland. Hafife yasland, birka saat nce dans ederlerkenki kadar hafif. O
zaman da kvan ve mutluluk duymutu, onun olduu iin mutlu, zarafetinden ve evli bir kadn
olarak kendini tayndan kvanl. Ama imdi, bunca annn yeniden alevlenmesinden sonra,
bedeninin, mzikli ve yabanc ve parfml bu ilk dokunuu, iine keskin bir ehvet titreimi
sald. Onun sessizliinin rts altnda kolunu kendine bastrd; otelin kapsnda dururlarken,
hayatlarndan ve devlerinden, evlerinden ve dostlarndan kamlar gibi geldi ona, vahi ve
l l yrekleriyle bir yeni servene atlmlar gibi geldi.
Holde yksek arkalkl bir koltukta yal bir adam uyukluyordu. Broya girip bir mum
yaktktan sonra merdivende nlerine dt. Sessizce izlediler onu, ayaklar merdivenin kaln
halsnda bouk sesler karyordu. Kars mstahdemin arkasndan merdiveni kyordu,
k halinde ba hafife eik, narin omuzlar sanki bir yk yklenmi gibi kvrk, etei beline
dar oturmu. Kollarn kalalarna dolayp ylece tutabilirdi onu, nk kollar onu kucaklama

isteiyle titriyor ve yalnzca avularna bastrd trnaklar bedeninin vahi itkisini bir
dengede tutabiliyordu. Adam eriyen mumunu dikletirmek iin durdu. Onlarda durdular,
adamn hemen altndaki basamaklarda. Sessizlikte Gabriel eriyen mumun amdann dibine
damlayn ve gs kafesinde yreinin atn iitebiliyordu.
Adam onlar bir koridordan geirip kaplardan birini at. Sarsak mumu tuvalet masasna
brakarak sabah kata uyandrlmak istediklerini sordu.
Sekizde, dedi Gabriel.
Adam elektriin yanmadn syleyerek bir zr mrldanmaya balad ama Gabriel
szn kesti.
Ik istemiyoruz. Sokaktan yeterince k geliyor. Hem, dedi mumu iaret ederek, u
mumu da alp gtrsen daha iyi olacak.
Adam mumu yeniden eline ald, ama bu allmadk dnceden ard iin ar hareket
ediyordu. Sonra iyi geceler dileini mrldanarak kt. Gabriel kapy kilitledi.
Sokak lambasnn lgn pencereden kapya bir uzun n halinde serilmiti. Gabriel
paltosuyla apkasn divana atarak pencereye doru yrd. Duygularn biraz yattrmak
iin soka seyretti. Sonra a arkasn vererek dnd ve bir ifonyere yasland. Kars
apkasyla pelerinini karm, gardrobun boy aynasnn karsnda elbisesinin kancalarn
zyordu. Gabriel birka saniye onu seyrederek durdu, sonra Gretta! dedi.
Kars ar ar aynann bandan ayrlp k huzmesi boyunca ona yaklat. Yz ylesine
ciddi ve bkknd ki kelimeler Gabrielin azndan kamad. Yok, daha o an gelmemiti.
Yorgun grnyorsun, dedi.
Yorgunum biraz, diye cevap verdi.
Hasta filan deilsin ya?
Hayr, sadece yorgunum.
Pencereye gidip durdu, darya bakt. Gabriel biraz daha bekledi, sonra utangaln
yenemeyecei korkusuyla anszn bir konu at:
Aklma ne geldi, Gretta!
Ne geldi?
Biliyorsun u zavall Malinsi, dedi abuk abuk. Evet. Ne olmu ona?
Hi, zavall, aslnda kt adam deil, diye devam etti Gabriel, yapmackl bir sesle.
dn verdiim sterlini geri verdi, ben de dorusu beklemiyordum vereceini. Ne yazk ki u
Browneun yanndan ayrlmyor, yoksa yle kt insan deil.
Artk iyice can sklmaya balamt. Niye bu kadar dalgn grnyordu? Sze nasl
balayacan bilemedi. Onun da m can sklmt bir eye? Dnp bir baksa ya da
kendiliinden yaklasa yanna. Bu durumda stne varmak hoyratlk olacak. Hayr,
gzlerindeki cokuyu grmeli nce. Karsndaki tuhaf ruh haline egemen olma isteiyle
yanyordu.
Ne zaman vermitin paray? diye sordu, bir sre sonra.
Gabriel ayya Malinse de, sterline de svp saymamak iin kendini zor tuttu. Ta
ruhundan Karsna seslenmek, bedenini bedenine yaptrmak, ona hkim olmak istiyordu.
Ama sadece,
Ha, geen Noel, Henry sokanda o kk kartpostal dkknn at zaman, diyebildi.
fke ve istek hummasna yakaland iin pencereden uzaklatn iitmemiti. Gretta

nnde bir an durdu ve tuhaf tuhaf bakt ona. Sonra, anszn parmak ularnda uzanarak ve
ellerini omuzlarna dayayarak onu pt.
Sen ok cmert bir insansn, Gabriel, dedi.
Birdenbire gelen bu pck ve sylenen szn holuuyla kendinden geen Gabriel
sevinle elini Karsnn sana uzatt, parmaklaryla belli belirsiz dokunarak san arkaya
doru taramaya balad. Yeni ykanm salar incecik ve prl prld. Yrei yeniden mutluluk
dolmaya balad. Tam istedii anda kendiliinden gelmiti ona. Belki de ayn anda ayn eyleri
dnmlerdi. Belki de kocasndaki zorlu istei duymu ve kendine de teslimiyet duygusu
gelmiti. Bu kadar kolay yenilmiken kendisine, karsnda niin bu kadar ekingen kaldna
at.
Karsnn ban iki eliyle tutarak durdu. Sonra hzla kolunu bedenine sard, kendine doru
ekti ve yumuak bir sesle sordu:
Gretta, sevgilim, ne dnyorsun?
Cevap vermedi, koluna btnyle teslim de olmad. Yeniden sordu: Sylesene, Gretta.
Galiba biliyorum ben de. Biliyor muyum?
Hemen cevap vermedi. Sonra birdenbire gzlerinden yalar fkrarak, O arky
dnyorum, The Lass of Aughrim, dedi.
Kolundan kurtulup yataa kotu, kollarn karyolann parmaklna dayayarak yzn
saklad. Afallayan Gabriel biran kprtsz durdu, sonra arkasndan gitti. Aynann nnden
geerken kendini grd, tepeden trnaa, geni, dolgun, gmlekli gs, aynada grnce hep
onu artan yz ifadesi, parlak, boynuz ereveli gzl. Birka adm uzanda durup sordu:
Ne olmu arkya? Neden seni byle alatyor?
Ban kolundan kaldrp ocuk gibi elinin arkasyla gzn sildi, istediinden daha iyi
yrekli kt Gabrielin sesi.
Neden, Gretta? dedi.
ok eski zamanlarda bu arky syleyen birini dnyordum.
Kim o eski zamanlardaki biri? diye sordu Gabriel, glmseyerek.
Bykannemle oturduum sralarda Galwayde tandm biriydi.
Gabrielin glmsemesi yznden silindi. Zihninin bir yerinde kt bir fke yeniden
toplanmaya, ehvetinin kt alevleri damarlarnda fkeyle yalmlanmaya balad.
k olduun biri mi? diye sordu, ineli bir tonla.
Tandm gen bir ocuktu, diye cevap verdi, ad Michael Furey. O sylerdi bu arky,
The Lass of Aughrim. ok ince yaplyd.
Gabriel susuyordu. Bu ince yapl ocukla ilgilendiini sanmasn istemiyordu.
O gnk haliyle gzmn nne geliyor, dedi Gretta bir an sonra. Ne tuhaf gzleri vard:
kocaman, koyu renk gzler! Ve ifadesi gzlerinin -tuhaf bir ifade!
Ha, yleyse ktn ona? dedi Gabriel.
Onunla yrye kardm, dedi, Galwaydeyken.
Gabrielin zihninde bir dnce kanatland.
Belki onun iin u Ivors denen kzla Galwaye gitmek istedin? dedi souk bir sesle.
aarak bakt ona ve sordu: Neden?
Bak Gabrieli tutuklatrd. Omuz silkti.
Ne bileyim. Onu grmek iin belki.

Kars gzlerini pencereden gelen a evirdi sessizce.


ld, dedi sonunda. On yedi yandayken ld. Bu kadar gen lmek korkun bir ey
deil mi?
Ne i yapard? diye sordu Gabriel, gene ineleyen bir tonla. Gazhanede alrd, dedi.
Alayclnn boa gitmesi, bu kiinin, gazhanede alan bu delikanlnn ansnn ller
arasndan kagelmesi Gabrieli utandrd. Birlikteki gizli hayatlarnn anlaryla, sevecenlik,
sevin ve istekle dolarken kendisi, Kars aklnda onu bir bakasyla karlatryordu. Kendini
utanla dnd. Gln bir kii, teyzelerinin yannda alan rak gibi davranan, sinirli ve iyi
niyetli duygusal bir adam, baya insanlar karsnda nutuk atp kendi soytarc ehvetlerini
ycelten, aynada imgesini grd o acnas, ahmak kiiydi. gdsel bir ekilde srtn iyice
a dnd, kars alnnda yanan utanc grmesin diye.
Souk sorgulama sesini srdrmek istiyordu, ama konutuunda sesi alak gnll ve
kaytsz kt.
Herhalde bu Michael Furey dediine ktn, Gretta, dedi. ok iyiydik onunla o zaman,
dedi Kars.
Sesi perdeli ve yaslyd. Onu istedii yere ekmenin olmazln artk kavrayan Gabriel
ellerinden birini tutup okad, o da yasl bir sesle sordu:
Peki, o kadar gen nasl ld, Gretta? Verem miydi?
Sanrm benim iin ld, diye cevap verdi.
Bu cevap belirsiz bir korku sald Gabrielin iine, sanki tam zafere ulamay umduu anda
elle tutulmaz, intikamc bir varlk dikiliyordu karsna, kendi belirsiz dnyasnda ona kar
glerini evresine topluyordu. Ama akln zorlayarak silkindi bu dnceden ve gene elini
okad. Artk soru sormad, nk kendisinin gerisini anlatacan tahmin ediyordu. Eli lk ve
nemliydi: dokunuuna cevap vermiyordu, ama o ilkbahar sabah ilk mektubunu okad gibi
okamaya devam etti.
Mevsim kt, dedi kars, k balaryd ve bykannemin yanndan ayrlp buraya
rahibe okuluna gelmem gerekiyordu. O da bu sralarda hastayd, evinden kmamas
gerekiyordu. Oughterarddaki ailesine de durumu bildirilmiti. Kt olduunu sylyorlard,
byle bir eyler. Hibir zaman tam renemedim.
Biran duraklad, iini ekti.
Zavallck, dedi. Beni ok seviyordu, ok da ince bir ocuktu. Birlikte yrye kardk,
anlyorsun, deil mi, Gabriel, krda yle yaplr ya. Sal elverse ark sylemeyi renecekti.
ok gzel sesi vard, zavall Michael Furey...
Ee, sonra? diye sordu Gabriel.
Sonra benim Galwayden ayrlp okula balama zamanm gelince daha da ktleti, bana
da izin vermiyorlard onu grmeme, onun iin mektup yazp Dubline gideceimi syledim,
yazn dneceimi, o zamana kadar iyileeceini umduumu.
Sesini denetlemek iin biraz duraklad, sonra devam etti: Derken ayrlacam gece, Nuns
Islandda anneanemin evinde eyam topluyordum, pencereye akl ta atld. Pencere
srlsklamd, bir ey gremedim, onun iin aa koup arka kapdan baheye ktm ki
baktm zavallck orada, bahenin dibindeydi, tir tir titriyordu.
Ona evine gitmesini sylemedin mi?
Yalvardm hemen eve gitsin diye, yamurun altnda leceksin dedim. Ama o yaamak

istemediini syledi. Gzleri bugn gibi gzmn nnde. Bahenin dibinde bir aa vard,
onun altnda duruyordu.
Peki, gitti mi evine? diye sordu Gabriel.
Evet, gitti evine. Okula vardktan bir hafta sonra da ld ve ailesinin memleketi olan
Oughterardda gmld. Ah, bunu iittiim gn, ldn!
Hkrklarla boularak sustu, duygularn denetleyemeyerek yzst yataa att kendini,
rtye kapanarak hkrd. Gabriel biraz daha tuttu elini, kararsz bir ekilde, sonra onu
acsnda yalnz brakmak iin yavaa brakt elini ve sessizce pencereye yaklat.
Derin derin uyuyordu.
Gabri el dirseine dayanarak bir sre fkesizce bakt ona, karm sana, yar ak azna,
ve derin derin solumasna kulak verdi. Demek onun da hayatnda bu romans vard: uruna bir
erkek lmt. Kendisinin, kocas olarak, hayatnda ne kadar kk bir rol oynadn
dnmek imdi o kadar ac vermiyordu ona. Uyuyuunu seyrediyordu, sanki ikisi kan koca
olarak hi yaamamlar gibi. Merakl bak Karsnn yznde ve sanda uzun uzun gezindi:
O zaman nasl olabileceini, o ilk gen kz gzelliini dnnce, garip, dosta biracma
doldurdu ruhunu. Yznn artk gzel olmadn bile sylemek istemiyordu, ama artk
Michael Fureynin uruna lme meydan okuduu yz olmadn biliyordu.
Belki de hikyenin hepsini anlatmamt. Gz, elbiselerinin bir ksmn att koltua
kayd. Kombinezonun asks sallanyordu. Botlardan biri dik duruyordu, gevek st ksm
sarkm olarak: kardei yannda yan yatyordu. Bir saat nce duygularnn nasl ayaklandn
aarak hatrlad. Nasl olmutu bu? Teyzelerinin akam yemeinden mi, kendi aptalca
konumasndan m, arap ve danstan m, holde iyi geceler dilerkenki akalardan m, karda
rhtm boyunca yrmenin gzelliinden mi? Zavall Julia Teyze! Yaknda o da Patrick
Morkanla atnn glgesi gibi bir glge olacakt. Akam Gelinlik Klnday sylerken biran
gzne arpmt yzndeki o ypranmlk. Belki de ok yaknda o ayn salonda, siyah
elbiseleriyle, ipekli apkas, kucanda oturuyor olacakt. storlar ekilmi olacak, Kate Teyze
yannda oturmu, alayarak ve burnunu ekerek Juliann nasl ldn ona anlatacakt.
Zihninde onu avutacak szler arayacak, krk dkk ve ie yaramaz birka laf bulacakt. Evet,
evet: ok yaknda olacakt bunlar.
Odann havas omuzlarn rpertti. Dikkatle battaniyelerin altna girerek Karsnn yanna
yatt. Birer birer, glgeler haline geliyorlard. Yiite, bir tutkunun olanca grkemiyle o teki
dnyaya gemek daha iyiydi, yallktan perian bir halele sararp kurumaktansa. Yannda
yatan Kars, sevgilisinin ona yaamak istemediini syledii anda gzlerinin imgesini bunca
yl yreinde kilitli tutmutu.
Cmert yalar doldu Gabrielin gzlerine. Kendisi hibir zaman bir kadna kar bunu
duymamt, ama byle bir duygunun ak olmas gerektiini biliyordu. Hayal ettii yan
karanlkta sular damlayan bir aacn altnda duran bir gen adam biimini grr gibi olunca
gzndeki yalar oald. Baka biimlerde vard yaknda. Ruhu, ynlar ve ynlarla llerin
bekletii o blgeye yaklamt. Dank, bir yanp bir snen varolularnn farkndayd, ama
kavrayamyordu. Kendi kimlii de elle tutulmaz kurun bir dnyaya solup gidiyordu: bu
llerin bir zamanlar kurduu ve iinde yaad, bu elle tutulur dnya kendisi de eriyor ve
ufalanyordu.
Birka hafif ptrt sesi iitince dnp pencereye bakt. Kar yeniden balamt. Lamba

nda yatk yatk uuan gm ve karanlk tanecikleri uykulu uykulu seyretti. Batya doru
yola kmasnn vakti gelmiti. Evet, haklyd gazeteler: btn rlanda kar altndayd.
Merkezdeki karanlk ovann her yanna yayordu, aasz tepelere, yayordu yavaa Bog of
Allena ve daha batda, karanlk isyankr Shannon dalar stne yavaa yayordu. Michael
Fureynin gmld tepedeki bir bana kilise mezarlnn her kesine de yayordu.
arpk urpuk mezar talarnn, halarn arasnda, kk kapnn sivri parmaklklarnda ve
plak dikenlerde birikip bir kaln rt oluturmutu. Ruhu yavaa baylr gibi oldu iitince
karn hafife yadn evren boyunca ve yadn hafife, niha sonlarnn inii gibi, btn
yaayanlarn ve llerin zerine.
SON

You might also like