Stefano E D - Anna - Tanrılar Okulu PDF

You might also like

You are on page 1of 469

(

Dlerimi
akl snrlarmn stne karan,
duygularm bilmediim derinliklere yuvarlayan,
zgr olabilmem iin beni aran,
bana rehberlik eden ve hepimizin iinde zaten var olan Dreamer'a...

NDEKLER

Blm I
Dreamer ile Karlama
1 Dreamer ile karlama 2 almak esarettir 3 "Ben bir kadnm..."
4 lmekte olan bir tr 5 Uyan 6 Gemii deitirmek
7 Kiinin kendisini iinde balamas
8 Kendini gzlemleme kendini dzeltmedir 9 "lm zm deildir"
10 yileme iten gelir 11 Ev sahipleri
12 Judith, "Sinyorina" 13 Teekkrler Luisa!
Blm II
Lupelius
l Okulla karlama 2 Dnya bir masaldr 3 Altst etmeyi renmek iin bir Okul
4 Lupelius 5 Peder S. ile buluma 6 Lupelius'un retisi
7 "Asklepios'a bir horoz ada" 8 Kiinin zde kendisini ldrmesi yasaktr
9 Tanrlar Okulu 10 Mea Culpa 11 Durumlar ve olaylar I
12 Durumlar ve olaylar II13 "e Tanr katn!" 14 Uyank kalma sanat
15 Kt alkanlklar 16 "Sen bunun altndan kalkamayacaksn!"
17 "nanlarn altst et!" 18 Narcissos sendromu 19 nsan saklanamaz
Blm III
Beden
1 "Dnya sensin" 2 Psikolojik cceler 3 Bir strap ezgisi
4 Beden yalan syleyemez 5 "Azla yetin!" 6 Alk olmayan bir dnya
7 Dnyay dleyen bedendir 8 te sava olmazsa dta da sava olmaz
9 Dnce kaderdir

Blm IV
Antagonist Yasas
1 Kou 2 Ana caddenin bekileri 3 Duvarlar 4 Antagonist yasas
5 Dmann sev 6 inde glmsemeyi ren 7 St. James'teki suit
8 Horoz tmeden nce 9 Dreamer ile akam yemeinde
10 Drst olmayan ynetici 11 Kurban daima suludur 12 Biletler
13 Dreamer ile tiyatroda 14 Sefiller

Blm V
Elveda New York
1 Manhattan sokaklarnda 2 D'n aralar 3 Yalan 4 Elveda New York
5 Sevgi baml deildir 6 Hem dleyip hem baml olamazsn
7 kinci el bir gelecek 8 eyh ile akam yemeinde 9 Hastala ka
10 rmcek ve av 11 Yaamn sobesi 12 ie 13 Gerek yoksullar
14 Korku rm sevgidir 15 zm yukardan gelir

Blm VI
Kuveyt ehrinde
1 "Ekonomi budur!" 2 'D' unutmak
3 Endielenmek hayvan igdsdr 4 Ka pek az saydaki insan iindir
5 nanmadan program yapmak 6 Ajanda/Gnlk 7 "Alo, ben kimim?"
8 Mekaniklie taklan elmeler 9 Kendimizi yenmek
10 D, var olan en gerek eydir 11 Heleonore 12 Evlat edinme

Blm VII
talya'ya Geri Dn
1 Anlamadaki zel madde 2 Keyifsiz bir uyan
3 Cehalet her zaman elini tutacak kadar yakndr 4 Gemie dn
5 Psikolojik kirlenme 6 Balinann karnnda 7 Kaza
8 Mektup, Tepetaklak olmu bir Kral Midas
9 "Dans et, Tanr akna, dans!!!"
10 "Yalnzca tehdit edildiin zaman canl ve iten oluyorsun!"
11 yileme sadece ierden gerekleebilir 12 Adaletsizlie vg
13 Dnya dncelerimizle yaratlr 14 Gemi tozdur
15 rade ve olaslk

Blm VIII
Dreamer'la anghay'da
1 Mkemmellik kendisini asla tekrarlamaz 2 nsan akl silahla kuanmtr
3 Yalan syleyen hayvan 4 "zgr bir insan ol!" 5 Buda'nn babas
6 Baml olduun ey gerek deildir 7 Vizyon ve gereklik birdir
8 cretli alanlar 9 "Sadece sevdiin eyi yap!"
10 Korkun ve harikulade yn 11 Ak olmak 12 "Ben senim!"
13 Evren Bir' e doru demektir 14 Kral lke, lke kraldr
15 Gereklik, d + zamandr 16 'D' tarafndan dokunulmak

Blm IX
Oyun
1 nanmak grmektir 2 Deitir u hayatn!!! 3 deme
4 Yay da, ok da, hedef tahtas da biziz 5 "Seni zgrletirmeye geldim!"
6 Rolleri oynamak 7 Dn yolu 8 "Hazr deilsin!" 9 Kestirme yol
10 Zaman sktrmak 11 Bakalar seni ele verir 12 Kastl rol yapma sanat
13 'Karlamalar oyunu' 14 Yeni paradigma 15 Tekrar gsterim
16 Dnyadan beklemek 17 "Bu kitap ebedidir!"

Blm X
Okul
1 Dikey vizyon 2 Pragmatik dleyenler iin bir okul 3 Dlenen d
4 Tanabilir cennet 5 En byk ekonomik gerek 6 Sahip olmak, 'olmak'tlr
7 niversite, 'birlie doru' anlamna gelir 8 Okul'un douu
9 Okul' un misyonu 10 nanmadan inanmak 11 Yapmann srr
12 Gemi yalandr 13 Bulunduun yer, iinde olduun durumdur
14 nce Kral ol, Krallk arkasndan gelecektir 15 Banka
16 Paa gerek deildir 17 nan, sonra gr 18 Mzayede

Tanrlar Okulu

Bu kitap
Bu kitap bir harita, bir ka plandr.
Amac, sradan bir insann nceden izilmi ve gemiten derin izler
tayan kader yolunu deitirmek iin dnyann insan uyutarak ona
dayatt

kurgusundan,

varoluun

serzeni

ve

sulama

dolu

tanmlamalarndan kaarken izledii yolu size gstermektir.


Dreamer'la ve onun retisiyle tanmam olsaydm, bugn byle bir
kitap ortaya kamaz ve ben tek bir satrn bile kaleme alamazdm.
Elimden tutarak, beni zaman ve lm kavramlarnn olmad, refahn
'hrszlar ve rml' tanmad 'd'n, cesaretin ve kusursuzluun
dnyasna gtrd iin Dreamer'a kran borluyum.
Bu ze geri dn yolculuunda, vasat dnceler, olumsuz duygular,
ikinci el inanlar, elden dme yarglar gibi pek ok samal terk etmem
gerekli. "Kendi kendimi alt etmek", yakndan tanmak ve Varlmn daha
karanlk olan taraflarn kabullenip, gslemek zorunda kaldm.
Grdmz, dokunduumuz, hissettiimiz, tm eitliliiyle gerek
sandmz her ey, aslnda dnyamzn tesinde var olan grnmez bir
evrenin bir sinema perdesine den yansmasndan ve de- onun nedensel
gereinden baka bir ey deildir.
Gzle

gremediimiz

eylerle

evrelendiimizi,

'd'

tarafndan

yaratlan bir dnyada yaadmz, bizim iin nem tayan ve gerek


saydmz her eyin aslnda grnmez olduunu kabullenmemiz hi de
kolay bir ey deildir.
Tm

dncelerimiz,

grnmezdir.

duygularmz,

Umutlarmz,

arzularmz

hrslarmz,

ve

srlarmz,

hayallerimiz
korkularmz,

phelerimiz, aknlklarmz, ikilemlerimiz, kararszlklarmz ve beeni,


arzu, kartlk, sevgi ve nefret gibi tm hislerimiz zayf ve alglanamaz
olmakla birlikte, tek gerek olan varolua aittirler.

11

S t e f a n o E. D ' A n n a
Grnmeyen; metafizik, iirsel yada mitolojik bir olgu olmad gibi,
gizemli yada olaanst bir ey de deildir. Ancak "grnmeyen" iin,
fenomenler veya olaylar dnyasndaki, ya da gerein tabiat iinde duraan
bir oluum demek de doru olmayacaktr. nsanln her dneminde, tarihi
dnm noktasnn, entelektel iklimin deiime uramas, grnmeyenin
snrlarnn devaml olarak genilemesine yol amaktadr. Ve "grnmeyen",
sofistike aralarn kullanlmas sonucunda gnmz bilimsel aratrma
konularnn arasnda daha kapsaml yer almaktadr.
Bu kitap, bozguna uratlm, ke gemi bir insanln iinde, ska
rastlanan trde bir insann yeniden douunun hikyesidir. Onun zne geri
dn yolculuu, kayp btnlnn araynda top yekn bir g
hareketidir.
Bu yolculua kmann ilk art ise, kiinin iine dt klelik
durumunu fark etmesi ve kabullenmesidir.
Dnyann her kesine yaylm sefaletten, her tr suu ilemeye ve
savamaya kadar dnyada var olan tm sorunlarn asl nedeni, insanln
duygu ve dncelerindeki olumsuzluk halidir.
Yaadmz dnyay ne yazk ki olumsuz duygular ynetmektedir.
Bunlar gerek d duygulardr, stelik hayatmzn her noktasn ele
geirmi durumdadrlar.
psikolojisini

ve

nsann kendi yazgsn deitirebilmesi iin

doru

kabul

ettii

inan

sistemini

deitirmesi

gerekmektedir. Kavgac, krlgan ve fani bir zihniyetin yaratt zorbal


kknden karp atmas arttr. Yaadmz gezegeni yok etmekle tehdit
eden, kanser ya da Aids deil, insann kavgac dncesidir. Dnyamzn
olaan grntsnn arkasndaki gerek sebep de budur.
Dreamer'n iaret ettii yol ise, tpk akntya kar yzen somon balnn
nehirde

izledii

yol

gibi

korkutucu

ve

hayret

verici,

yorucu

ve

keyifli, tuhaf ve gerekli bir yoldur.


Dreamer'n bu felsefesini, balarda btn insanla en batan beri
dayatlan genel yaam kurallarna kar kmak gibi alglamtm; oysa
gerek, bu kurallarn evrensel bir dzen tarafndan ngrlm ve istenmi
olduudur ve bu da yine bu felsefenin en yce grntsdr.

12

Tanrlar Okulu
Bu kitap 'sra d bir varln' rehberliinde almak ve hazrlanmakla
geen yllarn yksdr; O'nun bana verdii devlerin en imknsz
grnenini ,ben bir dl olarak kabul ettim: Bu, Evrensel bir 'Okul'un
kurulmas greviydi, yani snrlan evrene uzanan bir niversite.
Bireysel bir Devrim
gemiteki

insanln

dledim

zihinsel paradigmalarn

altst

etmeye

muktedir ve onu iinde tad kargaa, phe, korku ve


straplarndan

sonsuza

dek zgrletirecek bir devrim...

Bir Okul dledim


Ekonomi ve ahlaki deerler, eylem ve d, fmansal g ve
sevgi gibi daimi atma halindeki kartlklar
konusunda yeni

nesil liderler yetitirecek

uzlatrma

bir okul...

'Tanrlar Okulu' her geen gn gzlerimin nnde byyp geliirken,


ben de kendimi yeniden oluturduumu hissediyordum. Ve burada yazar
gibi grnyor olsam da, aslnda kitabn yazl tarihinin insanlk tarihi
kadar eski olduunu biliyordum.
Dreamer'n yasalar, O'nun dnceleri srekli aklm kurcalyor ve
birok ksm hl anlalmay bekliyor.
Prometheus'un akln kullanmas gibi, ben de Dreamer'n dnyasndan
kurnazca bir parlt yakaladm ve tpk benim gibi bayalk cehenneminin
katlarn terk etmeye gnll, kadn erkek, tm insanlara armaan olarak
gnn birinde balamak zere ona sk skya sahip ktm.
Bir zamanlar yazmann, zellikle de retmenin gerek anlamda vermek
olduuna inanrdm. Oysa imdi biliyorum ki, retmek yalnzca kiinin
kendini bilmesi, ne denli tam olmadn kefetmesi ve bu eksikliini
iyiletirmesi iin bavurduu bir hiledir.
"Kii ancak bilmiyorsa, retebilir," demiti Dreamer, "gerekten bilen
retemez!
'Anladmz' eyi,
'gerekten' bizim olan bir bakasna
aktaramayz. Mutluluk, zenginlik, bilgi, istek ve sevgi dardan edinilecek
eyler olmadklar gibi, bakalar tarafndan da verilemezler; onlar sadece
hatirladklarmzdr ve zmzn demirbalardr; her insann sahip olduu bir
tr doal mirastr.

13

S t e f a n o E. D ' A n n a
Hibir politika, din ya da felsefe sistemi toplumu dardan deitiremez.
Ancak ve ancak bireysel bir devrim, yeni bir psikolojik dou, her insann
tek tek, hcre hcre Oluundaki yaralarnn sarlmas bizi daha refah bir
gezegene, daha zeki, daha doru, daha mutlu bir medeniyete tayabilir."
Dreamer'n yannda

rendiklerimi

aktarrken,

'devrimsel'

zellik

tamalarna ramen sadece insanln, bana gre bugnk durumunu


ilgilendiren konularna deindiimi ve okuyucunun alglama ve kabullenme
yetisini aabileceine inandm baz olaylar ve yaadm durumlar
kitabn blmlerine dahil etmekten bilinli olarak kandm bilmenizi
isterim.

14

Tanrlar Okulu

Blm I

Dreamer ile
Karlama
1 Dreamer ile karlama
O sralar New York'ta, Manhattan ile Queens arasnda, East River'in
ortasndaki kk bir ada olan Roosevelt Island'da, bir apartman dairesinde
yayordum. Bu adack, demir atm bir gemi gibi, sanki palamarlarn
zm, okyanusun zgrlne doru akntya kaplp gidiverecekmi gibi
grnse de, zerinden gnler ve geceler gemesine ramen, o gece de
karanlk nehrin dalgalarnda ylece yerinde durmaktayd.
ocuklarma iyi geceler demek iin yatak odasna girdiimde onlar
oktan uyumulard. Parmaklarmn ucuna basarak oturma odasna dndm.
Gecenin sessizlii beni sarp sarmalyor, iine ekiyordu. Tiksinmeye varan
bir yabanclama duygusu, kendimi bir yabancnm yaamna sinsice girmi
bir hrsz gibi hissetmemi salyordu. Karmda uzanan, kl noktacklarla
bezenmi Queensborough Kprs'nn grntsn izlemeye koyuldum.
Kpr, metal atomlarn saran bolukta ylece asl duruyordu. Havada asl
kalm bir tehdit gibi souk ve rktcyd.
Jennifer'm Amerikallara zg tarzyla bir tartmay sonlandrmak zere
odasna ekilmesinin stnden az bir zaman gemiti.
O akam eve ge gelmitim. Uzun zamandr grmediim bir arkadam
karlamak zere J.F. Kennedy Havaalan'na gitmitim. Onu grr grmez,
yaantsnn benimkinden daha rahat ve mutlu olduu izlenimine kapldm.
Bir tr imrenme, kskanma, anlamsz bir ekime ve sanki sonulanmam
bir hesabn gemiten kp gelmesi gibi karmak duygular bende,
uursuzca ve nefes almadan konuma drtsn harekete geirdiler.

15

S t e f a n o E. D ' A n n a
Arabada, yalan stne yalan sralayp New York'ta geirdiim yllara
dair tarihsel bir roman yazdm. Ona davet edildiim partilerin tmne
gitmemin olanakszln, sergilerin al kokteyllerini, deiik gsterilerin
gala

gecelerini,

kariyerimdeki

baarlarm,

hobilerimi

ve

zellikle

Jennifer'la ne denli mutlu olduumu nefes almadan anlattm. Szckler


boazmda

dmleniyor,

bir

at

gibi

yreime

iliyordu.

Engel

tanmakszn aldayan bu ikiyzllk rmana kar duyduum mide


bulantsn ve kontrolszce sraladm yalanlar silsilesini idare etmekteki
yetersizlik duygusu dayanlr olmaktan kmt. Bu anlamsz gsteriyi
yanda kesmeyi gerekten ok isterdim, ama sz konusu kepazelii
dzeltmeye abaladka, iine dtm durumun paras olmaktan, artk
dntm o adamdan, uursuzca konuan o varlktan syrlp uzaklamam
da o derece imkanszlayor, sarf ettiim szcklerden ne denli tiksinirsem
tiksineyim, bu duruma bir zm getirmenin olanakszln da o denli
iimde hissediyordum.
Ayn bedende iki kiiydik. Siyam ikizi, kentaur, erselik benzeri., adna ne
derseniz deyin, ikiyzl bir varlk gibi, sonsuza dek incelikten uzak, berbat
bir yaama mahkm edilme dncesi ayaklanmn yere basmasn salad.
Hava kararmt. O srada yanl bir yola girdiimi fark ettim. Gitgide
daha da izbeleen ve pisleen, sokak lambalannm belli belirsiz aydnlatt
ssz yollardan oluan bir labirente doru ilerlemekteydik. Aramzda giderek
azalan szckler btnyle kesildi ve arabaya ar, souk bir sessizlik kt.
iddetli saanak altnda, arabay bir insann yry hzyla srerken,
ardmzda bizi izleyen bir arabann farlann fark ettiimde, bir anlna
gzme bir st geidin kolonlarnn ardndan bizi gzetleyen baz glgeler
iliti. Dnp arkadama baktmda donakalmtm. Korkudan bembeyaz
kesilmi, tir tir titriyordu. Gaza bastm. Yreim, gsm delip kacakmasna kuvvetle arpyordu. gdsel olarak nme kan ilk yola
saptm. inde ate yaktklan bir varilin banda toplanm bir grup sokak
serserisine arpmaktan, keskin bir dn yaparak, son anda kurtuldum.
Etraftaki binalann glgeleri sanki bizi yutmaya alan korkun canavarlara
azlanna benziyordu.
Bir siren sesi havay yard ve bu skntl atmosferi paralayp datt.
Gzlerimi ayrmakszn izlediim dikiz aynasndan, peimizdeki arabann
farlannn giderek uzaklatn ve karanlkta kaybolduunu fark ettim.
Sonrasnda daha medeni bir blgeyi gsteren ve nihayet bizi eve ulatracak
olan yol tabelalann yeniden buldum.

16

T a n r l a r Okulu
O geceden soma eski dostumu bir daha hi grmedim.
Asansrde srekli kendi kendine mrldanan, iri yar, zek engelli bir
zenciyle birlikte 16. kata ktm. O sralarda, Roosevelt Island'da sosyal
kaynama abalarna nem verildiinden, adada yaknlaryla birlikte pek ok
engelli kii yaamaktayd.
Jennifer'n, beni Medusa'nm bandaki ylanlar gibi salarnda sallanan
bigudileri ve parmaklar arasna sktrd sigarasyla, barp ararak
oday sinirli sinirli bir ileri bir geri admlarken karlamas, yaantmn
aynasna

ondan

yansyan

son

grntlerdi.

Yllardr

uyutularak

kabullenmeye zorlandm durumun, anestezi etkisinin aniden dalmaya


balamasyla ilikimizin ne denli anlamsz olduunu ve ruhumun yllarca
nasl bir acya maruz kaldn fark ettim. Bu apartman dairesi, bu kadnla
ilikim ve grdm her ey artk onulmaz bir bayalk tayordu.
Kiiliimi yanstan ifadelerimin, sadece kendime ait olduunu dndm
btn bu

seimlerimin aman vermez tuzaklar olduu artk aka

grlyordu.
Yaantm iin dlemi olduum ey bu deildi! Elimin kolumun bal
olduu gereini tiksintiyle kabul ettim. zerime sessiz bir mitsizlik kt.
Takn bir rman ivi gibi souk sular, nmde uzanan btn engelleri,
yalanlar ve dnleri yok etti ve ben, tpk bir kazazede gibi, varoluun ssz
ve tenha kysna kendimi dar attm. Bam kollarmn stne dayadm.
imdeki hznle uykuya teslim oldum.
Skmekte olan afan ok az renginin vurduu villa, karanla
gmlyd. Byk odann arka duvarm eski bir yalboya tablo kaplyordu.
Odann solgun nda, gm rengi bir manzarann tam ortasnda, dle
gerek arasndaki insan siluetini 'grdm'. Mimarisinden mobilyasna kadar
bu ortamn her ayrnts tablo gibi kusursuz bir gzelliin mesajn
veriyordu. Geceyle afak arasndaki bu belirsiz zamanda, kendimi bu villada
bulmam

ok

tuhaft,

ama

armamtm.

Daha

nce

buraya

hi

gelmediimden emin olduum halde, orada bulunan her ey bana tandk


geliyordu.
Villa sanki derin dncelere dalmasna sessizlik iindeydi. Bir odann
masif kapsna uzanan eski ta merdivenleri ktm.
Hi tanmadm nemli bir kiiyle bulumaya gelir gibi giyimime zen
gstermi olduumu fark ettim.

17

Stefano E. D ' A n n a
Canm skan eyin ne olduunu anmsamyorum, ama endieli ve
mutsuzdum. nce dallarn atete yanna benzer bir duygu kemekei, i
konumam besliyordu.
Ayakkablarm, backlarn zp karttm ve eiin nne braktm. Bu
yaptm ey de bana ok doal gelmiti. Yaplmas gereken ve bilindik
gelen bu hareketler, baka zaman dilimlerinde nceden uygulanm bir
ritelin paralan gibiydi. Dahas, en ufak bir fikrimin olmamasna ramen,
kapnn ardnda beni neyin beklediini de bildiim kansndaydm. Kapy
aldm

srada,

dncelerimin

akn

aniden

alt

eden,

saygdan

kaynaklanan bir tr korku dalgasna, beklemediim bir huzursuzlua


kapldm. imdeki bir ey neler olduunu biliyordu. Kapya hafife
vurulanma herhangi bir yant gelmesini beklemeden, kapnn demir koluna
yklendim, iinden geebileceim bir aklk yaratana kadar kapy ittim.
mineye bir gz attm.

Yalazlarn parlakl gzlerimi ylesine

kamatrd ki, bam evirmek ve yaarmasn nlemek iin gzlerimi


kapatmak zorunda kaldm. 'O' minenin yanndayd. Srt bana dnkt.
Profilinin duvara yansyan glgesini grdm. Uzak atein yla ok az
aydnlanan odann her iki yan duvarnda ykselen pencerelerin antika
ereveleri, karanla dikilmi gzler gibi
evrelenmiti.

Dou

ynndekilerden,

az

muhteem ta kemerlerle
soma

skecek

afakla

renklenmekte olan gn bir ksmn 'grdm'.


Bir gl gibi gzken beyaz demenin zerinde tam da ekinerek birka
adm atmaya yeltendiim srada, tm hareketlerimi ve dncelerimi bir
anda donduran, dehet veren, gr sesini iittim.

Arkasna dnmeden, "Berbat bir yaantn var!" dedi. "Daha ieri


giriinden,
yrynden,
hatta
duygularnn
ar
kokusundan
anlayabiliyorum bunu. Bir yndan, bir dnceler kalabalndan farkn
yok. Bu ekilde nereye varacan sanyorsun? yle karksn ki, bu bin
paraya blnm halinle, memur olarak bile varln zorlukla
srdrebilirsin."
Ani bir saldrdan kendimi saknmak istercesine, "Ben memur deilim,"
diye serte yantladm. Karmdaki kim olursa olsun, onunla aramda bir mesafe
koymak uygun olacakt. Ancak szlerimin btn gc, duvarlarn yaltm
kaplamalannda snp gitti. ine dtm korkunun penesinde, karlk
vermek iin sesim pek hafif kt: "Ben bir yneticiyim!"

18

T a n r l a r Okulu
Ardndan, Olu'tmun tam zne ileyen upuzun bir sessizlik yaand;
alayc bir kahkaha, sonu gelmeyen bir sreyle iimde yankland. Can skc bir
kararszlkta kalmtm, nk hangi paramn neresiyle alay ettiinden emin
deildim. Sonra ayn ses, bu sonsuzluun iinden bir daha ykseldi.

Yzmn tamamna indirilen kuvvetli bir tokat gibi, aalayan bir


ifadeyle, "Ne cretle 'ben' dersin?" dedi. "Benim dnyamda 'ben'bir kfrdr. 'Ben' iinde tadn ayrlktr; 'ben' senin yalanlar ordundur.
Kendi 'kk ben 'terinden birini her syleyiinde yalan sylyorsun.
Ancak kim olduunu biliyorsan 'ben' diyebilirsin; yaamnn efendisiysen
ve bir iraden varsa."
Bir suskunluk oldu. Yeniden konumaya baladnda, szleri daha da
gz korkutucuydu. "Bundan byle sakn 'ben' deme, yoksa buraya bir daha
asla dnemezsin!

Kendini gzle. Kim olduunu bul!


Kalabalk iinde bir 'ben' olmak, gerek d, ka olmayan, kendi
kendine yarattn sahte inanlar ve yalanlar sisteminin tuzana dmek
demektir.
Lack of unity leaves man in the prison of ignorance, fear and selfdestruction, and causes illness, degradation, violence, cruelty and wars in
the outer world.
Bir btn iinde olmamann eksiklii, insan cehalet, korku ve kendi
kendini imha etmeye mahkm eder ve onu hastalklara, ke,
saldrganla, acmaszla ve d dnyada savamaya kadar gtrr.
Dnya, senin onu dlediin gibidir; o bir aynadr. Darda kendi
dnyan bulursun, yarattn, dlediin dnyay.
Darda kendini bul! Git ve kim olduunu gr...
Dierlerinin, senin iinde tadn yalann, uzlamann, cehaletinin
yansyan grntleri olduunu kefedeceksin...
Dei... ki dnya deisin.
Beter bir dnya yaratyorsun, sonra da kendi yarattn eyden, kendi
eserinden dehete dyorsun. Dnyann nesnel olduunu dnyorsun...
oysa dnya senin onu dlediin gibidir. Git, dnyaya gir ve bunlar
kabullen... Kendi iindeki yoksullarla, zorbalarla, toplum dna atlmlarla
tan. Onlar kabullen! Sakn onlar grmezden gelme ve sakn sulama.
Dnyana teslim ol. Git ve yarattn eyi bilinli olarak kabullen: bir dnya,
sabit, cahil bir dnya... l.

19

S t e f a n o E. D ' A n n a
Bir kiinin gc, kendine sahip olmasnda ve ayn zamanda kendisine
teslim olmasnda yatar."
Birdenbire sesi deiti ve sert bir buyruk halini ald.

"Benimle beraberken kt ve kalemin yannda olacak!" dedi.


"Bunu sakn unutma!"
Sesindeki otoriter hava ve konunun bu kadar hzl deimesi beni altst
etti. Ardndan, bu tedirginliim yerini hzla nce korkuya, sonra panie
brakt.

Bamn zerinde lmcl bir tehlike aslym gibi hissettim. Sesinin gl


bir tslama haline geldiini iittiimde, tm duyularm katld: "Artk yazmak
zorunda kalacaksn. Kt ve kalem kurtuluun olacaktr," dedi. "Szlerimi
yaz, nk onlar anmsamann tek yolu budur... Yaz! Bu, varlnn etrafa
salm paralarn bir araya getirebilecein tek yoldur."
Ardndan, sz hi kesilmemicesine, syleyebildiim son szlerime geri
dnerek beni yantlad: "Bir ynetici, yapt ie inanmaya uraan bir
alandr; bir inanc savunur. Ne denli sradan olursa olsun, kendisine bir
eye ait olma duygusu ve bir yne sahip olma yanlsamas veren bir
cemaatin papazdr.
Fakat sende bu bile yok! rade olmadan dnceler, duygular ve arzular,
oluun iinde babo dolaan paracklar gibidir ve 'sen' de evrenin
insafna kalm kk bir paracksn..."
Bu szleri bnde, ummadm bir anda bamdan aa buz gibi sular
dklm ve nefesimi kesmiesine bir etki yaratt. Scaklk epeyce dm
olmalyd ki, ben donuyordum. Yaantmda daha nce hi hissetmediim
derin bir utan, ar zalim admlarla gelip yreime yerleiverdi. Aniden
kulamn dibinden gelen sesiyle irkildim; ylesine yaknd ki, nefes aln
bile iitebiliyordum. Ses tonu tatllktan uzak, son derece bouk ve haindi.

"Amerika'nn Kzlderili kabilelerinde, en alt sosyal dzey saylan bir


toplumsal katman vard. stelik bu adamlar ne aman, ne de savaydlar:
bunlar ne avlanr, ne de kadn veya mevki iin yarrlard. Bu kiilere
kimsenin yapmak istemedii, en kt ve en ar iler verilirdi. Bu insanlar,
cesaret veya drstlkle snandklarnda, geri ekilirlerdi." Szlerinin bu
noktasnda sustu. Sonra aalayc bir bak frlatt. Tutulmutum; beni
hedef alan bu vuruun ne ynn deitirmek, ne de hzn kesmek iin bir
ey yapabildim. "lkel veya ada olsun, herhangi bir kabile iinde," diye
serte fsldad, "sen o hiyerarik dzlemde ancak o katmana
yerletirilirdin."
20

Tanrlar Okulu
Bu

szleri

iime

ilemiti.

Utantan

yandm

hissettim.

Artk

yumuamas umurumda deildi. Sadece buradan uzaklamak istiyordum;


arkama bakmadan kp gitmek iin yeterli gce ihtiyacm vard.
Keke bir telefon veya bir saat alarm alsa ve beni bu ortamdan ekip
alverseydi.

Ancak hibir kasm oynatamyor, hareket edemiyordum.

Dreamer'n dnyasndaki amansz bir yasa, ne bir parmam kaldrmama,


ne de haysiyetsizce bir i ekie izin veriyordu.

'"D'ten ayrlmak istediini biliyorum, ama bil ki gerek olan benim.


Yaantn ve kendi seimlerini yapp, kararlarn verdiine inandn dnyan
gerek deil... onlar korkun birer kbus. Evlenmen, ocuklarnn olmas,
kariyer yapman, bir ev satn alman, bakalar tarafndan takdir edilmen, bel
baladn dier btn bu eyler, inandn ve dier yelediklerin, birer idol
saydn her ey aslnda anlamsz totemlerdir.
Bir tek 'd' gerektir," diye onaylad. " 'D', var olabilecek en gerek
eydir. Gerek olann dnyasnda sen hareket etmeyi ren. Burada artk
alkanlklarn, inanlarn ve eski kalplarn, anlamlarn btnyle
yitirirler. Senin gereklik diye nitelediin yalnzca bir grntden ibarettir,
bu btnyle ba aa edilmeli ki, sen yannda eski bir ey tama... Nasl
dneceini, hissedeceini, nefes alacan ve besleneceini, eskisinden
btnyle farkl bir biimde yeni batan renmelisin...
Varln amasz... aclarla dolu bir yaam srd. Bir iin, bir maan
yanltc gvenlii ardna saklandndan, bu dnyann yoksulluk ve
aclarnn kalc olmasna yol ayorsun." Bu son saptamay tatllkla, ama
yine de olduka ciddi bir ses tonuyla, ok vahim bir hasar gzden
geiriyormuasna yapmt. "Yaam ona baml olunamayacak kadar
deerli,
gzden karlamayacak kadar zengindir! Artk deime
zamandr!" Bir para suskunluk, bundan sonraki szlerini daha da
kuvvetlendirdi.
"Sahip olduun bu atmac dnya vizyonunu terk etmenin zamandr.
Yaamayan her eyi yok etmenin zamandr. Yeniden doma zamandr.
Klelikten kn ve zgrle yeniden kavumann zamandr. Zaman, bir
insann hayal edebilecei en byk serveni yani z btnln yeniden
ele geirme zamandr." Darda aarmakta olan gn gecenin karanln
silmeye baladnda, gzlerim nihayet alacakaranla almt. Odaya
dolan gne , zerinde minenin tatan ekeri olan byk maun kirie
vurdu. ri Gotik harflerle oyulmu ve altn rengine boyanm yazy okudum:
Visibilia ex Invisibilibus.
21

Stefano E. D ' A n n a
2 almak esarettir
Gcm zorla topladm ve sordum. "Siz kimsiniz?"

"Ben Dreamer 'm," dedi. "Ben dleyenim ve sen de dlenen. Kendinle


olan o bir anlk samimiyetin yznden bana geldin."
Odaya bir su damlas gibi den sessizlik halkalar sonsuzlua yayld.
Sesi bir hrtya dnt.

Kararl bir ifadeyle, "Ben zgrlm!" dedi. "Artk beni tandn;


bundan byle 'deersiz' bir yaam srdremeyeceksin." O'nun u szleri o
andan itibaren sonsuza dek hafzama kaznm olarak kalacakt: "Baml
olmak, istem d bile olsa, her zaman kiisel bir seimdir. Hi kimse veya
hibir ey, seni baml olmaya zorlayamaz; bunu ancak sen yaparsn."
Dorudan gzlerimin iine bakarak, dnyay sulamann ve ikyet etme
eiliminin, bu ilkelerin insanolu tarafndan anlalmadnn en kesin kant
olduunu syledi. nsan, bir irkete baml deildir, onu baml klan bir
ynetim kademesi veya bir patron deil, kendi korkulardr. Bamllk
korkudur.

"Baml olmak, bir szlemenin sonucu deildir. Bir rolle ilikili


olmad gibi, bir sosyal snfa ait olmakla da olumaz... Bamllk, bir
kiinin saygnlnn dmesi sonucunda oluur. te yaanan bir dalmann
sonucudur. Bu isel durum, bu rme hali, bir i sorumluluu biimini alr
ve iyerinde ast konumundaki bir grev kimliine brnr. Baml olmak,
kendi korkularna ve hayali kuruntularna esir dm hasta bir akln
eseridir... Bamllk hali, 'd un terk edilmesinin grnr sonucudur."
Bu sonu, O'nun 'baml' szcn her syleyiindeki biimi ve
heceleri yavaa vurgulamas, bu szcn genel kullanmnn sradanlna
gizlenmi gerek anlamn aka ortaya koyuyordu.
Dreamer beni sularcasna, "Bamllk, varln bir hastaldr!..."
dedi. "Kiinin btnle eriememesinden kaynaklanr. Baml olmak,
kiinin kendisine inanmay braktnn ve dlemekten vazgetiinin bir
gstergesidir." Szlerini dndke, her bir szcn iime ayr ayr
ilediini hissediyordum. O'na duyduum krgnlk, derinleerek kzgnla
dnt. Bu denli geni bir insan kitlesini bu ekilde yarglyor olmas kabul
edilir bir ey deildi. Bir insann hayat ve i yaam ile, onun duygular ve
korkularyla O'nun ne gibi bir bants olabilirdi?

22

T a n r l a r Okulu
Oysa bana gre, iteki ve dtaki bu iki dnya birbirinden ayryd ve yle
de kalmalar gerekiyordu. Ben her zaman kiinin darda baml, ama
kendi iinde zgr olabileceine inanmtm. Bu inancm, kzgnlm
krklyordu.

Beni sularcasma, "Milyonlarca kii gibi sen de btn yaantn, iinde


yaam olmayan kurulularn katmanlar arasnda saklanarak geirdin,"
dedi. "zgrln bir avu uydurma gerekliin iine hapsettin.
Sana dayatlan sahte uykundan uyanmann, cehennem misali bir yaam
grn brakmann artk zaman geldi!"
imdiye dek kimse bana byle davranmamt.
Sonunda, meydan okurcasna, "Benimle byle konuma yetkisini sana
kim veriyor?" diyerek patladm.

"Sen."
Bu beklenmedik yantyla iktidarszlk haline teslim edilmitim. zerime
ken sululuk duygusu altnda eziliyordum. Saklanmay ne ok isterdim. Hl
kim olduu belli olmayan bu varlk karsnda anlatlmas olanaksz bir utan
bana rlplak kalmm hissi veriyordu. imde kap gitmek drtsn
hissettim. Beni dnyann snrlarnn dna frlatan bu durumu kurtarmak iin
kalan son gcmle abaladm. Konumay yeniden tutarllk ve mantk
erevesine sokabilmeye uraarak alak sesle, "Fakat organizasyonlar
alanlar

olmadan nasl

srdrlebilir?" dedim.

Dreamer susuyordu.

Sorduum soru karsndaki sessizliini O'nun arm olmasna, ya da yant


verememesine yorarak ve bu suskunluundan cesaret alarak bir hamle daha
yaptm. "Onlar olmasayd dnya dururdu," dedim.

"Tam tersi!" diye serte yantlad. "Dnya yerinde saymaktadr, nk


baml, korkudan d kopmu insanlar mevcuttur. nsanlk bu haliyle,
bamllktan kurtulup zgrlemi bir topluma can veremez." aknlm
grd. Alglama snrlarma ulap hatta atmn farkna varnca, ses
tonunu neredeyse beni yreklendirecek kadar yumuatt.
Alayc bir ifadeyle abucak, "Korkma!" dedi. "Senin gibi insanlar var
olduklar srece, bamllk dnyas da hep var olacak ve dnya ar
nfuslu olmay srdrecektir."
Ardndan gelen suskunluk yznden aramzdaki hava buz kesti. Alayc
ve yumuak tavr birden elik gibi sertleti.

"Sen! Senin, bundan byle bunda bir payn olmayacak; nk sen Beni
tandn!"

23

Stefano E. D'Anna
Sanki ktan bir bisturi, talam dnce tabakalarn ve duygu
molozlarn zorla yarmt.
"Bamllk,
yoksunluu

dn

ve

reddedilmesidir,"

yaamdan

vazgeii

dedi.

gizlemek

"Bamllk,
iin

zgrlkten

insanlarn

taktklar

maskedir."
Bu 'bamllk' szcn birok kez duymu ve kullanmtm, ancak
Dreamer'la bu ilk grmemizden sonra ac dolu anlamnn farkna vardm.
Gnmzdeki alanlarn iinde bulunduklar koullarn, eski dnemlerdeki
kleliin ada bir uyarlamasndan baka bir ey olmad anlalyordu.
Bir tr isel hamlk ve tedirginlik. Bilincimde alan bir yarktan, kendi
semedikleri

ve

yaratcl

bulunmayan,

yorucu

bir

iin

sonsuz

yinelenmesine balanm, Sisyphos'un kaderine mahkm olmu kitleler


halindeki insanlar grdm.
Sonra, yine gemiten bir anmsamayla, Milano'da, Sarca Bulvar'ndaki
Rusconi binasnn, alanlarna ayrlm uzun giri kaplar dizisinin
zerinde, ykseke bir yere aslm "Personel Girii" yazl levhann
bulunduu

n cephesini

grdm.

Yenilip

esir edilmi

Romallarn,

Sannio'da, derin ve sarp Caudine atal Vadisi'nden klar gibi, eilmi ve


yenik dm bir ordu dolusu insann, bu binann dar kaplarndan girilerini
ve kendi esizliklerine inanmaktan vazgemi bu insanlarn, kuyruklarda bir
uydu gibi ilerleyilerini grdm. Bireyin yok oluuna dair bir nsezi zerime
kara bulutlar gibi t ve bu kaderin hzn yreimi dalad. Dreamer,
lmcl bir yaraya mdahale etmek iin yaklaan birinin titizliiyle ayn
grntye dahil Mdu. Konumasnda arbal bir tonlama vard:
"Bir gn,
sevgi

dolu,

zengin

artk almas gerekmeyen,


dlemeye

yetecek

zengin

ve

dledii

iin

ebediyen

kalacak bir insanlk.

Evren

bolluk

iindedir.

veren

'Bereket Boynuzu'dur...

yoktur.

Sadece

dnyada

kadar

dlemeyi bilen bir toplum olacak;

senin

bamll

gibi

Bir

kiinin

Byle
korku

iten

isteyecei

her eyi fazlasyla

bir evrende ktlktan korkmann gerei

ve phe

dolu

ve yoksulluu srekli kalc

insanlar yoksul

olabilir,

klabilirler."

fkeden kslm bir sesle, "Fakat ben yoksul deilim ki!" diye
haykrdm. "Neden byle sylyorsun?" Bu sulamasnn ne denli sama
olduunu O'na gsterebilmek iin mmkn olan tm gerekelerimi ve kart
grlerimi iimden bir bir sralamaktaydm.
Dreamer suskunluunda srarcyd. "Ben yoksul deilim!" diye yeniden
haykrdm.
24

Tanrlar Okulu
"Giizel bir evim, bir yneticilik makamm, beni sayan dostlarm var. Hem
babalk,

hem

annelik yaptm

iki

de ocuum..."

Bu dayanlmaz

adaletsizliin ve haksz saldrnn basksyla szlerimin bu noktasnda


sustum.
Dreamer,
diye
bir i

"Yoksulluk,

aklad.

kiinin

"Yoksul olmak,

karlnda

unutmusun!
frsat
Bu

snrlarn

olmasn

en yoksulusun.
Bugne dek hi

hl

kimseye,

"Sen!"

kim

sana

demektir,"

ve yapmay semedii

vazgemesidir."

umarken,

nk

grememesi

holanmad

kendi yaratclk hakkndan

T a m szn bitirmi
yoksullarn

kendi
kiinin

diye

olduunu

verdiim

ekledi.

bilmiyorsun.

kadar

baarl

"Sen
Sen
olma

vermedim.
son frsatn

olacak."

Birdenbire, Varlmn her santimini kaplayan saldrya ve hakszla


uramlk duygusu yok oldu ve tm savunmalarm, O'nun bu basklarna kar
koyamayp

boyun

ediler.

Yaantmn

skca

tutturulduu

tm

eski

menteelerinin zorlanp gcrdadklarn iittim. Kkleri en derinlerde olan


inanlarm, temelinden sarslan mabetler gibi birer birer yklyordu.
"Gzlerini
egemenliinden
Grne
zaman

ve

ne denli
gre

dilimleriyle

kendine

dikkatlice

uzaklatn

burada

ayn

birbirimizden

bir

o zaman

odadayz,

bak;

insann

kendi

anlayacaksn.

ama

biz

alarla

llebilen

ayrlyoruz."

Gecenin karanln yrtan bir imein akma benzeyen bu szler, bana


bu varlktan ne kadar uzak olduumu gsterdi. Saygnlma saldrnn
yalnzca bir tahmin olduunu ve Dreamer'n huzurunda sylediim 'ben'
szcnn, koskoca evrende bir vzlt kadar nemsiz kaldn anladm.
Karar mercii olan insanlar snf; sorumlu insanlardan oluan elit tabaka;
irade sahibi, bamsz ve kendi yaamlarnn efendisi olanlar iinden biri
olduum yanlsamas, sanki bir komik opera gsterisinde perdenin inmesi
gibi dt ve kayboldu. Gzlerim parlamt. Farkna varmadan doruca,
kendi kendine acma halinin insan yutan kumlarna doru kaymaktaydm.
Neyse ki Dreamer, Oluuma ynelik sert bir mesajla araya girdi. "Uyan
artk! Kendine ba kaldr ve kendi devrimini gerekletir!"
Bu buyruuyla, bir yandan beni sarsarken, dier yandan da bana kendimi
sktrm olduum keden kurtulabileceim bir k yolu sundu.

25

Stefano E. D'Anna
"zgr

olmay,

her

trl

kstlamadan

uzak

bir

zgrl

diile.

stediin her eyi elde edebilmekten kendim alkoyan tek kii sensin! Dle...
Dle...

Hi durmadan dle.

'D',

var olan en gerek eydir."

3 "Ben bir kadnm..."


Ardndan sesinin tns deiti; ncesinde derin ve kararl olan sesi, bir
kadnn sesine dnt. Bu deiim, damarlarmdaki kan dondurdu. Bu
olanakszd!
kaplmt.

Bu ses... Kimdi?... Kimdi?... Dncelerim bir girdaba


Szleri

artk nceki kadar iddetli olmamasna ramen,

dayanlmaz bir hale gelmiti.


O ses, "Ben lm deindeki bir kadnm," dedi. Bunu izleyen
suskunluk, bana hi tanmadm bir korkunun tuhaf, mide bulandrc tadn
sonuna kadar hissetmemi salad. Fel olmu gibiydim, gcm tkenmi,
elim kolum kprdamaz olmutu. Baklarm yerden kaldracak gcm
yoktu. Tm ufku kaplayacak denli byk, acmasz bir gz, gemiimin
zerine alyordu. O'nu grmeye katlanabileceimi hi sanmyordum.
"Ben kanser hastas bir kadnm; brakp gittiin ve lm deinde
olmama katlanamadn iin seni lanetleyen o kadnm." O'nun szlerine
kulak kabarttmda bedenimi rperti kaplyor ve iittiim her szck beni
biraz daha dipsi: bir karanla doru ekiyordu. Benimle konumakta olan
Luisella'dan bakas deildi; tatl sesi tm aresizlii iinde, bana yaamnn
snrlarnn

ardndan,

zamann

tesinden

gelmekteydi.

Henz

27

yandayken lnn korkun ayrntlar, bilincime yeniden dyordu.


Birlikteliimizde yaanm pek ok olayn bana gre sradanl, bir para
gvenlik salamak uruna her eyden ve herkesten beni uzaklatran
bencilliim, kariyer ve kazanla ilgili tm endielerim, onu sevmekteki
yetersizliim beraberce derin bir strap halinde iimden tat. Ruhumu,
nefret edercesine, sonsuz bir utan duygusu kaplad. O dntm
adamdan kendimi koparmaya altm.
"Bu

'senin' lmndr," dedi.

"Bu, seni sen yapan her eyin lmdr,

iinde tadn tm dkntlerin lmdr...


ve

sonsuza

domadan

dek olmak

zere gslemekten

nce mutlaka lmelidir."

26

lmden kama.
ekinme!

Her

Onu bir kez


insan yeniden

T a n r l a r Okulu
Bu szleri, uzun sre soluksuz kaldktan sonra bir nefes gibi iime
ektim. Ancak bana olanlar mantksal bir ereveye oturtmaya kalkmam,
aklm bama getiren o ann yok olmasna neden oldu ve yerini boucu bir
skntya brakt.
"lmek ne demektir?" diye sordum. Bu basit soruyu sorarken sesimin
belli belirsiz tonu, u andaki tutumumun ne denli farkl olduunu anlamama
neden oldu.
Gizemli bir ifadeyle, "'lmek', kiinin vizyonunu btnyle altst
etmesidir. 'lmek' hznlerin ynettii kaba saba bir dnyadan yok olmak
ve daha st bir dzeyde ortaya kmaktr," dedi. Hl anlamakta
zorlanyordum. Bir param, buna bir ekilde kar kmak istiyordu. imdiye
dek hi iitmediim bu szler ve fikirler beni parampara ediyordu. Sonra,
takn bir rmak, ne katt her eyi ykp geti; anlarm, arkadalarm
ve en kkl inanlarm amurlu ta toprak yn gibi alp gtrerek
varlma egemen oldu. En iyi olmak iin, yllarca okullarda canm diime
takarak dirsek rtmtm. Kendimi ispatlamak ve bir yerlere gelebilmek
hrsyla yorulmak bilmeden almtm. Yenmek, yenmek... Benimle
hedefim arasna girecek her engeli amak. Dnyada rekabet etmek ve
yenmek ama her eyin stesinden gelmek; ite benim hayatm ynlendiren
ve inandm tek gerek bu idi... ve imdi de btn bunlardan vazgemem
ve hepsini geersiz klmam m gerekiyordu? Tm bu abalarm ktlemekte
Dreamer'n haksz olduu kansndaydm. Azgn dalgalarla bouuyor
olmama ramen, benim en salkl ve en yaamsal inancm olan suyun
stnde kalma isteime, irademin dev bir gemi gibi sulara gmlmekte olan
demir ynna hl sk skya tutunuyordum.
'Senin dnda gerekleen her ey, aa kabilmek iin senin isel
onayn almak zorundadr. Bu, hayatnda meydana gelen herhangi
bireyin, senin niyetinin sadk bir yansmas olduu anlamna gelir.' dedi
ve ben bu szleri, uzun bir daln ardndan, byk oksijen lokmalarym
gibi yuttum. Az nce duyduklarmn ima ettii eyi mantksal olarak
anlama abalarm konsantrasyonumu kaybetmeme sebep oldu ve bunu
lmcl bir ac takip etti.
'yleyse Luisella'nn lmnden ben mi sorumluydum, bunu ben mi
istemitim?'

27

Stefano E. D ' A n n a
"Etrafndaki dnya lyor nk sen iinde lyorsun....ok deerli bir
insan, tm dertlerinin mutlak sebebinin kendi lmcl varolu vizyonun
olduunu fark etmeni salamak iin lyor. Onun bu fedakarlnn,
kendi kendine acman ve anlayszln yznden heba olmasna izin
verme. Katlanlmaz olsa da, kendinle ilgili bir gerei anlamana sebep
olan bir ey her zaman iyidir. '"Bunu nasl dzeltebilirim?' diye sordum.
'Bu trajediyi u anda deitirmek iin hayatm veririm.'
"Sen bir yalancsn, gemiin ise, iki yzllnn ve hastalkl
tasavvurunun bir yansmas. Olu 'undaki en ufak bir deiim tamamen
farkl bir gemi yanstrd. Bu an, gemi hikayeni deitirebilecein
yegane fiziksel deneyim noktasdr ve Olu'undaki her bir deiimle
beraber, farkl bir dnyada yaayan farkl bir insan olursun. sel
durumlarndaki en ufak bir deiimle, e zamanl olarak, gemiin,
gelecein ve btn evren deiecektir.
Gerekten yaam olduuna
inandn ve kendine ok yakn hissettiin gemi hikayen, sadece bu
kusursuz anda rettiin hayali bir tecrbedir. "
"Hatrla! Tm olaslklar imdi 'nin iinde bulunur.

4 lmekte olan bir tr


Dreamer, bir hurda ynn andran dncelerimi okumu olmal ki,

bana, "Hi kimse kimseden stn deildir!" dedi. "Bakalarna stn


gelmek fikri, bir yanlsamadr... Kavgac, yamac... kaybetmeye mahkm
gemiteki insanln bo bir inanndan baka bir ey deildir." Szlerini
kesercesine sonlandrmas, bana rahat bir nefes alabileceim hissini vermiti

ki, bu duraksamann birazdan, "Sen, lmekte olan bu tr simgeliyorsun,


daha gelimi bir varla yer aan bir tr," diyen szleriyle zerime
indirecei daha gl bir darbe iin elindeki ekici havaya kaldrrken
geirdii sessizlik sreci olduunu anladm.
Szleri hurda ve dknt katmanlarnn arasndan bir tnel ayordu.
Domak iin var gcyle iimden kmaya alan bir varln kaslmalarn
hissediyor ve bunu baaramayacamdan korkuyordum. Derken evren,
kaskat halden yumuak bir hamur kvamna, ondan da eriyerek tamamen
sv hale geti. imdi derin sularda yzyordum.

28

Tanrlar Okulu
"Sana lm duygusu veren bu durum, artk bir ie yaramayan bo
inanlarn ve eski hilelerini terk etmeye zorlanm, dipsiz karanln
kysndaki bir trn, kabuk deitiren bir insanln, oksijensiz kalarak
bouluudur." Bu szler, insanlk durumunun evrensel bir yazt gibi havaya
kaznd. Kendimi, boulmak ve lmek zere olduklarn kabullenmi,
akntyla srklenen bedenler ve sallanan balardan oluan, usuz bucaksz
bir enginlikte debelenirken buldum.
"Tm

insanlara,

corafyalarnn
bir

en

dnceyle

var

ssz

veya

olduklar

hayal glerini

karya kaldklarnda nce kar


paralara

ayrmak

alrlar."

Bu

suretiyle

amacyla

dmanlarnn

szleri

ilk

yllarndan

alanlarnda yaamalar
zorlayan

kar,

srada

kafasn

herhangi

Onlar,
bir

akl

kapsaml

durumla

kar

sonra da sz konusu durumu kk

bilinlerinin

syledii

itibaren,

retildi...

kk

odac.klarnda

aklmdan,

kurutan

vahi

anlamaya

glerini

kartmak

Bomeo

yerlilerinin

grntleri geti. Dreamer'n sesi, beni bu dncelerimden ekip ald.


Bir babann arlyla, "Senin iin 'yolculuu' gsleme zaman
geldi," dedi. Szlerinde, efkat, znt ve 'bilen' bir kiinin otoritesi vard.
Kulland ses tonunun benim O'u dinlerken takndm tavra mkemmel
bir ekilde yaktn fark ettim; sanki kendimi bir ses aynasnda grr
gibiydim. Benim kar klarma dayanmak zorunda kaldnda, sesi
merhametsiz ve korkun oluyordu; kar km kadar hain, boyun eiim
kadar nazik ve yumuak olan sesi, imdi de daha deiik bir ton ald. Bana
gizlice bir ey sylemek istercesine, ellerini teatral bir edayla aznn
kenarna gtrerek kulama unlar fsldad: "u ana kadar nne kan
yaam snavlarnda sen, kendini iine kaptrmaktan, sekse snmaya
almaktan, uykudan ya da bir ekilde hastane yatanda zaman
geirmekten daha iyi bir ey yapmadn." ine dtm kendime acma
halinden, beni kastl bir zorbalkla sarsmak suretiyle kartp,

"Ho

olmayan durumlarn veya felaketlerin arl altnda iki bklm olmak ve


olan biteni son derece ciddiye almak, dnyann hznl betimlenmesini
glendirerek bu skc olaylara sreklilik icat inaktr," dedi.
Umutsuzlua kaplan birinin yorgun sesiyle, "O halde ne yapmalym?"
diye sordum.
"Kii,

bana

gelecek olaylarn

gelen
doas

durumlara

kar

da zamanla

29

tavrn

deiecektir."

deitirdiinde,

bana

Stefano E. D ' A n n a
Yanma biraz daha yaklat ve,

"Our being creates our life.


Oluumuz yaammz yaratr," diyerek cmlesini tamamlad. Yalnzca
birka santim yaklamt, ama bu hareketi beni endielendirmeye yetti.
Tetikte ve rahatsz olmu gibi uyank duruyordum. Aslnda ne beklediimi
ben de bilmiyordum. imdiye dek hi bu denli dikkat kesilmemitim; sanki
btn hcrelerim yzlerce yllk bir uykudan birdenbire uyanvermi ve
imdi tmyle dinlemeye odaklanmt. Dreamer, dikkatimin en youn
olduu ana ulamasn bekleyip ardndan o dayanlmas g szcklerini
sralad.

"Karnn lm, bandan beri iinde tadn strap ezgisinin sendeki


dramatik bir tezahr, acnn maddeye dnm halidir. Durumlar ve
olaylar, bir gereklik madalyonunun iki yz gibidir."
Kendimden gemek zereydim.

Dayanlmaz bir sululuk duygusu

midemi bulandryordu. nmde beni yutmaya hazrlanan dipsiz bir kuyu


ald. Gerein en yaln ve beraberinde en katlanlmaz olan yzne btn
gcmle kar durmaya alyordum, nk ben, hayatmdaki olaylarn tek
sorumlusuydum, yaadm her strabn ve felaketin tek nedeniydim.
Dnyann klar solmu, neredeyse tmyle snmek zereydi. O
srada srat kprsnn nnde duruyordum. Kar koyamadm bir
teslimiyet beni ar ekimle oraya doru srklemekteydi.

5 Uyan
Uyanr uyanmaz, olanlara kafa yormaktan kendimi alamadm. Darda
hl geceydi. Manhattan trafii, ince rmaklar halinde, grnmez bir
yanardan azndan kan parlak lavlar gibi akyordu. Birka dakika daha
kprdamadan, bilincimde yzen ve bir hayalet kadar solgun 'dnya'ya
baktm. Yeni bir k demeti, yaantmn ve bu apartman dairesinin iindeki
her eyi acmasz gzlerle bir bir inceliyordu. Bylesi bir hzda, mobilyalar,
kitaplar ve demelikler, sradan ve mutsuz bir yaantnn straplarndan
baka bir ey deillerdi. Sahipsiz eyalarn yayd yeni hzn dalgas
yreimi burktu. Var olmak iin gsterdiim olaanst abay ve
beraberinde deiimimin olanakszln hissettim.

30

T a n r l a r Okulu
ocuklarmla karlaacam ve onlarn gzlerinde de buradaki her eye
ilemi olan lm duygusunu greceim dncesi bedenimde iddetli bir
satcya yol at. Onlarn da dier her eyle birlikte solup yok olmalarndan
korkuyordum.
Drearer'la bulumam sresince olanlar ve o gizemli villada, beyaz yer
demeli dairede syledii her sz kaydetmek saatlerimi ald.
Dreamer artk yaammn bir parasyd. Szlerini ve bulumamzn tm
ayrntlarm, olduu gibi, titizlikle not ettim. Bu hi de zor olmad. Btn
ayrntlarn zihnimde kusursuz belirginlikte ortaya ktn grmek iin
sadece

gzlerimi

bir

anlna

ksmam

yetiyordu.

Bilincim,

onunla

geirdiim ve hibir zaman diliminde yeri olmayan o sresiz zamandaki


kadar ak olmamt. Artk iyice biliyordum ki ben, btnnden ayrlm ve
bilinsizlii semi bir insanln karanlk denizinin bir parasydm ve
biliyordum ki, sevmekten ve sevilmekten yoksun, uyurgezer gibi yaayan
kalabalk bir gezegene aittim. Artk bu gerei yok sayamayacak ya da tam
aksini savunamayacak kadar uyanmtm.
Sonraki haftalarda, beni tekrar O'na ve O'nun dnyasna gtrecek bir iz
bulmak iin, tuttuum tm notlar defalarca tekrar tekrar okudum..
Cafe de la France'n terasndan, Batl turistlerin ar iine doru
ilerleyilerini izliyordum. Tpk, El Fna'nn damarlarndaki akyuvarlar gibi
bu sokak labirentinde dolanp duruyorlard. Barp aran seyyar satclar,
gneten kavrulmu ellerini turistlere uzatan dilenciler ve hayvan postuna
sarnm souk su satan esmer tenli adamlarn kuatt yollarda adm atmak
zordu.

Kolye,

kpe

satan

gen

kzlar,

etrafna baknarak

gezinen

yabanclarn gzn alyor, kendilerinden bir dirhem sihir dilenen bycler


gibi adamlarn srtlarn svazlyorlard. Onlarn bu ateli, keskin baklarn
ve

yzlerine

yaylm,

klarn

cilvelemesini

andran

yakaran

tebessmlerini iyi tanrdm.


gndr, Marake'in canl yaamn drt koldan evreleyen ayn
kaleye gidiyordum hep. Beklerken hem aym yudumluyor hem de
okuyordum. Buraya geldiimde aldm bir ift bukalemun da bana elik
ediyordu. Bazen okumay brakp sokak yaamnn durmakszn deien
renkli gsterisini, alveri yapmak iin satclarn bana en insanlar ve
yerli halkn youn alma hayatn yakndan izliyordum. Sonra yine
masama dnyordum. Artk mitlerim tkenmeye balamt! Her eyi
unutup ilk uaa atlayarak New Yok'a dnme dncesi, gnler ve saatler
getike aklmdan daha sk geer olmutu.

31

S t e f a n o E. D ' A n n a
Hl bana ne olduunun yantn bulmaya ve anlamaya alyordum.
Kalkp, birka palmiye ile Sahra'nn ate saan dudaklar arasna skm
bir avu evden baka bir ey olmayan ve adndan baka hakknda hibir ey
bilmediim bu ehre, O'nunla bulumaya gelmitim.
O'nun mesajn aldmda, yola kmadan nce uzun sre duraksamtm.
Adn bile bilmediim bir fantastik varlkla bulumaya gitmek iin koca
okyanusun tesine gemek bana lgnlk gibi geliyordu. Bu yolculuu
engelleyecek birok aksilik st ste gelmiti. Hepsi bir yana, Jennifer'a bu
yolculuu hakl gsterecek geerli bir neden de bulamamtm. Bu kararm
her gn bir sonraki gne erteliyordum. Fakat yalnzca O'nun yannda
hissettiim iyileme duygusunu, yeniden yaama ihtiyacn ve O'nu tekrar
grebilme ansn yitirme korkusu stn gelince, ne olursa olsun yola
kmaya karar verdim. Dreamer'dan ve O'nunla olan karlamamzdan sz
ettiim, gvendiim, tek srdam saydm kii Giuseppona idi; zaten karar
vermeme de o yardmc olmutu.
Bu konuda konumak zere odasna gittiimde, beni yreklendirmi,
kendine zg Napoli aksanyla bana, "Git olum," demiti. "Bul onu!
Sanrm bu Dreamer iyi bir adam."
Giuseppona beni doduum gnden beri tanyordu. Her zaman ailemizin
vazgeilmez bir paras olmu, hatta beni doururken Carmela'ya yardm
etmiti. lk admlarm onun yannda atm, ilkokuldaki ilk gnlerimin
skntsn onunla amtm. Beni okula gtrrken, Napoli halk ve ehrin
darack sokaklar stne, her sabah yeni bir yk anlatrd. Tpk Napoli
tuluat tiyatrosunun vazgeilmez giysileri Pulcinella gibi st ste, kabark ve
kat

kat

ykselmi

birok

uygarlktan

oluan

Napoli

ehrine

dair

Giuseppona'nn anlatt kahramanlar, destanlar ve onlarn ruh halleri


hakknda her eyi dikkatlice dinlerdim, rendiklerim iliklerime kadar
ilerdi. Giuseppona bana sanki onlar hl yayorlarm hissi verirdi;
yamalarn ve paavralarn arasndan parldayan altnlarn ve paha biilmez
ipek kumalarn bir grnp bir kaybolduklarn grebiliyordum. Yamurlu
gnlerde, kuluk vakti, okul bekilerinin ve hademelerin engellemelerine
aldrmadan damdan dercesine snfa girerek, slanm oraplarm ve
ayakkablarm deitirdiinde ne kadar utandm hl anmsarm.
Biraz daha bydmde beni

okula gtrrken elimi tutmasn

istemezdim. O, bir sre daha benimle okula gelmeyi srdrmt, ama artk
yanmda deil, biraz geriden yryordu. Delikanllmda, tm duygusal
meselelerimde srdam olmutu.

32

T a n r l a r Okulu
Yaadm hznl anlarda, "Zaten o senin iin doru kz deildi!" diyen
yorumlarn hl anmsarm. Uzun yllar boyunca, ak stne yanlglarm
hep bu szlerle teselli etti. lk grdm anda tutulduum Luisella ile
evlenip, kzmz doduunda da yine Giuseppona gelip bizimle yaamaya
balamt. O, snrsz bir sevgi ve adanmlkla bal olduu Giorgia ve
Luca iin hayal edebileceimiz en iyi bakcyd.
D grnm hi de narin olmayan, biraz despot tavrl, kararl, hrn,
ksa boylu ve tknaz bir kadnd... Beden yaps ve yznn kararl ifadesi
ona sradan Napolili bir kadnla, bir Kzlderili kabile reisi arasnda
Amerinda grnts veriyordu. Bir efin cesaret ve arballna sahipti.
Yava ve ar hareket ederdi, ama her gittii yeri derler toparlard. O
yannda olduunda hibir ey eksik olmazd. Yaantn boyunca her frsatta
ve her durumda bavurduum grleri, saduyunun ve popler kltrn bir
daha dnyaya gelmeyecek karmyd. Nereye gidersem gideyim, yanmda
olduu her an bana hep nee ve keyif vermi, yaantm boyunca benim
deimez akl hocam olmutu. Luisa hastalanp bizi kendinden yoksun
braktktan sonra da bir anne gibi ocuklarmn bakmn stlenmi, onlar
luk bir gn bile ihmal etmemiti. Onun hakkn deyebilmem, ya da bu
kiinin drt nesildir ailem iin tad nemi ve benim ona olan gnl
borcumu szcklerle dile getirebilmem asla mmkn olamayacaktr. Sevgili
(iiuseppona, sen ebediyen kalbimde, her zaman benimle olacaksn.
Marake'te bulunduum sralar, Dreamer' bulmak iin tm abalarm
sonusuz kalmt. nc gn geldiinde, beni buralara dek getiren gizemli
mesaj O'nun yazmadndan bile kukulanmaya balamtm.
O'nu beklerken bir yandan da beni O'na gtrebilecek herhangi bir ipucu
bulabilmek umuduyla ehirde saatlerce babo gezinmitim. ki akamdr,
sonu getirmeyen aratrmalarla geen gnn sonunda otelime dndmde,
beni O'na gtrebilecek hibir ayrnty gz ard etmeksizin zihnimde son
karlamamza dair her detay defalarca yeniden yaamtm. O sabah yine
ar blgesinin en hareketli yerinden geiyordum ki, kentin baharat kokulu
lulk

sokaklarnn

gn

girmeyen

labirentinde

ilerlerken,

f.llmsemenin eksik olmad yzleriyle, yzlerce cin bakl esnaf, akla


luyale smayacak kadar ok eitli maln satld, azna kadar dolu
dkknlarndan ieri girmem iin bana srar ettiler. Mallarnn ou, sanki
bir ileniz kazas sonucunda batk bir tekneden geriye kalan birbiriyle ilgisiz

eyalar gibi, dank bir dzenle raflara yerletirilmiti.

33

Stefano E. D ' A n n a
Genellikle insana pek scak gelmeyen, karanlk ar kovanlarna benzeyen
bu sonsuz saydaki dkkn silsilesi, sanki akan bir insan selinin nne
ekilmi setler gibi, her milletten, renkten, rktan ve dilden insan
beklenmedik bir anda ilerine ekiverirdi.
stndeki renkli giysisiyle Disney'in kaleminden km bir figr
andran

am yarmas

Mustafa,

komularnn honutsuz ve

kskan

baklarna ramen beni dkknna nasl sokabileceini ok iyi biliyordu.


Zeki ve dosta grnen bir yz olsa da, kurnazlkla parlayan gzleri onu
ele veriyordu. Dkknn ii hi umulmayacak kadar geniti. ki alannn
yardmyla, bana satabilecei ilgimi ekebilecek bir ey bulabilmek iin
btn mallarn altst edip nme serdi. Yzlerce hal rulosunu nmde
yuvarlad, bir pazar doldurmaya yetecek kadar ok saydaki pirin ve
gm eyay, yenine silerek parlattktan sonra bana uzatt. Birok
giriiminden

ve

burann

detlerine

gre

geri

evirmenin

kabalk

saylacandan imek zorunda kaldm saysz bardak aydan sonra, yine de


bir ey almadan kmaya karar vermitim. O srada son rafta duran ynla
maln arasndan ahap ve fildii karm bir kutu gzme arpt. zerindeki
ince kakma ilemesi ylesine kusursuz, boyutlar ylesine uyumlu yaplmt
ki, ilgimi fark eden satc maln zelliklerini abartp aklndaki fiyat
ykseltirken, ben gzlerimi ondan alamyordum.
Kutunun kapanda, Gotik harflerle oyulmu yazy okudum:
Visibilia ex ,'nvisibilibus. Grdmz ve dokunduumuz her ey, her
grnen bir grnmeyenden gelir.

6 Gemii deitirmek
ardan ayrlarak Cafe de la France'a geri dnm, kk, yeil, pullu
iki

dostumu

almaya

karar

vermitim

ve

imdi

de

terasn

demir

korkuluklarna dayanm, olanlar dnyordum.


Arkamdan birisi, "lde yolculuk yapmann ilk kural, beraberinde ok
az ey tamaktr," dedi. Bu sesi duyduumda birden irkildim. Her ne kadar
bu ann gelmesini beklemi ve O'nu yeniden grmeyi ok istemi olsam da
bir korku atana engel olamamtm.
imi kaplayan bu korkuyla o bilinmeyeni ve ensemde onun mucizevi
nefesini hissetmitim. Binbir glkle, yavaa bam evirip O'na bakacak
cesareti topladm.

34

T a n r l a r Okulu
Dreamer bana giilmsyordu. Grn gemi zamanlarn varlkl
aristokrat gezginlerine benziyordu. Skntl halleri ve burnundan kl
aldrmayan birinin tembel tavrlarna ramen, sesi snrsz bir enerjiyi aa
vuruyordu. Konumaya baladnda, sesinin hrty andran kararl tonunu
tanmtm.

Laf hi dolatrmadan, dorudan konuya girerek bana "Varln


hafifletmek ciddi bir * emek ister," dedi. "Bunun iin ebeveynlerinin
retmenlerinin, felaket tellallarnn ve kyamet habercilerinin sana
dayatma yoluyla rettikleri her eyi arkanda brakman gerekir.
Onlardan, kurbanlk bilincine nasl dleceini, nasl sefil, yoksul ve
hasta olunacan rendik." Ardndan, yavaa yzn yzme
yaklatrarak ekledi,"Onlardan, lmek iin binlerce yol rendik.
Uygarln douundan beri bilinci perdelenmek suretiyle uykuya
yatrlan milyonlarca insana,
'nesilden nesile kirlenme yolu ile',
kendilerinin kt ve snrl olduklarna kr krne inanmalar retildi."
"Neden?" diye sormutum. "Neden snrsz okluu semeyelim?...
Neden yaam semeyelim?"

"nk insan artk geri dndrlemeyecek ekilde telkin yoluyla


uytulmutur. Her felaketinin arkasnda ktlerin en kts yatmaktadr:
lmn kanlmazlna olan sarslmaz inan.
zgrlk yolunda atlmas gereken ilk ve en zor adm, bu korkunun
kiinin tm yaamna despota egemen olduu gereidir."
Bana doru ilerlemesiyle birlikte bu szleri ve ses tonunun ciddiyeti beni
fazlasyla artmt. Antik medeniyetlerin dinlerinde ve kutsal ayinlerinde
olduu gibi, O'nun oyunculuu en basit bir edimi sihirli bir jeste, yaratc
gcn esiz kozmik bir olayna dntryordu.
Mideme giren bir sanc, szlerinin kesin bir yargyla sonulanmak zere
olduunun iaretlerini veriyordu.
Dreamer ksk bir sesle, "Gemiin, sana Tanr 'nn verdii bir cezadr!"
dedi. Burada sustu. Bu suskunluk, sanki gelmesi geciken bir iareti
bekliyormu gibi, konumasna yeniden balayana dek uzad.

Sonra, "Bedelini deyerek onu kurtarmalsn.


demelisin. Onu deitirmen gerekiyor!" dedi.

Onun iin bir fidye

"Deitirmek... Gemii?" diye sordum.

"Gemiinde hl pek ok ak var; kapatlmam hesaplar, asla


denmemi i borlar, sululuk hisleri, kurban durumuna dmek ve
hepsinden te, kir pas iindeki karanlk keler," diye sralarken, sanki ben
35

Stefano E. D'Anna

vr zvrla dolu bir ekmeceymiim gibi iimi didik didik ediyordu.


" Varln, fiyatlar rasgele konulmu, kt ynetilen bir dkkndan
farksz," diye gzlemini aklad, "incik boncuklar fahi fiyatlyken, deerli
talar indirimde. Byle devam etmekle, yaknda iflas bayram ekeceksin
demektir."
O'nun, nefes aldrmadan srekli stme gelen bu ykc darbelerine bir
set ekmek isterdim.
Kendimi korumak, beni sorumlulua boan bu rman ak ynn
deitirebilmek amacyla, "Fakat gemii ve olup biteni deitirmek nasl
mmkn olabilir?" diye sordum.
"Tm dncelerin, duygularn, cokularn, davranlarn ve olaylarn
ebediyen kaydedildii bir yer var ve yllar sonra bile, onlar tavan arasnda
bir kenara braklm, korunmasz, dtan bakta hibir ilevi olmayan
nesnelermiesine yeniden bulabiliriz. Aslnda onlar, bizim tm
varoluumuzu etkilemeye ve koullandrmaya devam ederler. Gerisingeri
dnmen gereken yer orasdr!" Szlerinin bu noktasnda, bu geri dn iin
uzun bir hazrlk srecinin kanlmaz olduunu da syledi.
Tehlikeli bir servene kmak zere olan birisinin hem kabna samayan
hem de rkek haliyle, "Ne kadar srer?" diye sordum.
Davranlarm ve ynelttiim bu zevzek soru yznden beni paylarken
verdii yant aslnda ok zarifti. "En azndan, beceriksizlikle harcadn
yllarn kadar uzun bir zaman alacaktr" imde ruhsal bir artl refleks
gibi, bu gcenme duygusu zembereinden kurtuldu ve varlmn her
kesine yayld. Ardndan, ykseldii ayn hzla azalarak bir mrltya
dnt ve kaybolup gitti.
Dreamer masalardan birinde oturmutu. Bir iaretiyle oturmam iin
yanndaki sandalyeyi gsterdi. Ardndan gelen suskunluk bir sre daha
srd ve akam giderek bir rt gibi yaylp, El Fna'ya yaam katan yz
binlerce sesi kst iin, daha da derinleti.

7 Kiinin kendisini iinde balamas

Gne son nlarn da yollamt. Kobalt mavisi gkyznde Orion


yldz imdiden seilebiliyordu. Hava scakl birden dt, ama Dreamer
bunu ne fark etti, ne de benim gibi ieri gemek istedi. Btn gstergeler,
benim raklk eitimimde yeni ve nemli bir dnemin balamakta olduunu
36

Tanrlar Okulu

iaret ediyordu. Teras sinsice bastran bir karanla gmlyor olmasna


ramen, ben syleyecei hibir sz karmadan yazma kararllyla not
defterimi ve kalemimi nme koydum. Bu hareketimle rahatlamtm'.
Yanmda her zaman bir kt ve kalem bulundurmann nemini bir kez daha
anlamtm. Kt kalem benim iin, Dreamer'n ok uzandaki bu dnyada
ziyan ettiim deerlerimi anmsamak, yeniden bulmak ve yerine koymak
anlamna geliyordu. te imdi O'nun szlerini not etmek zere burada,
O'nun karsndaydm ve bu durum tpk var olmann yasak blgelerine
parmak ularmda girmek gibiydi. Sesi beni sust yakalad.
"Var olmann zgrlk, bilgi... gten meydana gelen bu zel durumuna
erimek... kendi zerinde yllarca srecek uygulamal bir almay, 'kendini
znde balamay' gerektirir," dedi. Farkl bir tonlamayla vurguland bu
szleri, bana Dreamer'n sava kimliine ve acmasz diline yabanc
olduum hissini verdi. Bir bak atarak, szlerini aynen yazp yazmadm
denetledi. Bir sre daha yazma iini bitirmemi bekledi, sonra kald yerden
srdrd. "Kendini iinde balamak, yaayan bir insann yapmas
gereken asl iidir, uzun bir sreten geen dikkatinin... kendini mercek
altnda incelemesinin sonucudur. zndeki katmanlarn hl para para
olan ksmlarna ulamak demektir... Kapanmam yaralar temizleyip tedavi
etmek... yarm kalm hesaplar demek demektir..." Ardndan teatral
biimde tedbirli bir tavr taknarak, sanki bir srr paylarmasna sesini
alakt ve "Kendini iinde balamak, gemii, iindeki btn safralaryla
yeni batan deitirecek gce sahip olmak demektir" dedi.
Bu kavranmas olanaksz szlerin stne belli ki zaman zaman akl
yoracaktm. "Her ey burada ve andadr! Her insann yaamnda, gemi ve
gelecek daima birlikte hareket etmektedir."
Bu szleri, iimde anlatlmas olanaksz, mantk d bir mutlulua
dnt. Snrlar olmayan bir grn nndeydim.
Gemi ve gelecek, birbirinden ayr deil, i ie gemi dnyalard,
ayrlmalar olanakszd. te tek gerek buydu.
Tek zm de 'kendini iinde balamakt.' 'Kendini balamak' bir
zaman makinesiydi... sradan bir aklda oktan silinip gitmi olan gemie
ve henz bilinmeyen bir gelecee yolculuk etmemizi salayan bir makine...
"Gemiin yaantmzda etkili olabileceini anlyorum, ama ya
gelecek?..." dedim.

37

Stefano E. D'Anna

"Gelecek de, tpk gemi gibi gzlerinin nne serilidir, ama sen henz
bunu gremezsin," dedi.
Bana, gemi ve gelecein -bu an- iine sktrld 'dikey zaman' ve
'zaman-beden' kavramlarndan sz etti. Bu 'zamandan bamsz' zamana
girii salayan ana kapnn, iinde bulunduumuz an olduunu syledi. in
srr hibir zaman dikkatinin dalmamas ve 'an'dan hibir zaman
uzaklama riskine girmemekti. 'Zaman-Beden'e erimek demek, gemii
deitirebilmek ve yepyeni bir kader yaratabilmek demekti.
Kar konulamaz bir heyecan dalgasna kaplmtm.
Dreamer'n beni yapmaya zorlad ey buydu. Bu servenin bir an nce
balamasn istedim. lesiye istedim...Dreamer'n bu heyecan dalgasnn
daha fazla ykselmesine frsat vermeyen, "Ancak, senin gibilerin kendilerini
yreklerinde balamalar olanakszdr!" diyen acmasz szleri karsnda
iimdeki heyecan da uup gitti. Ses tonu, herhangi bir sulama yapmaktan
ok, salt bir yargda bulunur gibiydi. "Gemi yaamna dnmek ve onu
iyiletirmek ok uzun bir hazrlk sreci gerektirir.
Bu, sadece kendi zerinde almayla mmkn olabilir."
Dreamer, szlerini bitirdiini gsteren bir tonlamayla, "Kendimizi
zmzde balamak, zmze bir geri dntr ve bu dnyaya geliimizin
asl nedenidir. nsanlar bu iyileme srecini asla yanda kesmemelidirler,"
dedi.
Bunun iin ok fazla aba gerektii doruydu, ama O, her eyden te,
kendimi yargdan uzak bir gzlemleme ile mercek altna yatrmam
gerektii konusunda beni bir kez daha uyard.

8 Kendini gzlemleme kendini dzeltmedir

"Self-observation is self-correction"...
Kendini gzlem, kendini dzeltmedir... Bir kii 'kendini gzlemleyebilirse' gemiindeki her eyi dzeltebilir," dedi Dreamer. Ardndan szlerini,
insann iinde bulunduu koullarn, kendini bilmemesinin ve daha da
nemlisi, kendisini gzlemlemekteki yetersizliinin bir sonucu olduunun
altn izerek srdrd.
38

Tanrlar Okulu

Deamer, "z gzlemleme, yaantna yukardan bakmaktr!" diye


tanmlad ve sonra, "Bu, sanki olaylar, durumlar ve gemi ilikileri bir
k demetinin altna koymaya benzer," diye aklad.
Anlayabildiim kadaryla, kendini gzlemlemenin vazgeilmez n
koulu, bunu yargdan uzak, etik ve tarafsz olarak yapabilme yeteneiydi.
Dreame'a gre 'kendini gzlemlemek', bir yarg mahkemesinin
ndeymi gibi deil; dtan bakan bir insan zeksnn X-nlar altnda,
hibir ekilde yarglamadan ya da eletirmeden, yalnzca gzlemleyebilen
tarafsz bir tann nnde, yaanm hayat baa sarmakt. Bu, London
Business School'a devam ettiim yllarda rendiim, bir kurulu
bnyesinde yaplm baz psikolojik deneyleri anmsamama neden oldu.
Baz byk irketler, (aratrmaclarn sylemiyle) wandering management gezinerek ynetim- ynteminden yararlanarak retimlerini nemli lde
artrmlard. Bu sonuca ulamann temelinde, 'wandering management 'm
dikkate alnmas ve ie yaradnn destek grmesi yatyordu. Bir
'wandering' yneticisinin grevi, tam anlamyla irket iinde 'gezinmek' ve
etrafta olduunun irketin her kesinde, hatta en cra yerlerde bile
hissedilmesini salamakt.
Sesi, dncelerimi ve aklmdan geenleri birdenbire bld ve beni
Londra'daki Business School ortamndan uzaklatrd.
Dreamer, "self-observation is self-correction; kendini gzlemleme, kendini dzeltmedir," diye tekrarlad. "Kendini gzlemleme bir iyilemedir...
gzlemci ile gzlenen arasndaki ayrln doal bir sonucudur.
Kendini gzlemleme, insann, dnyann yryen bantlarna kendisini
nelerin baladn grmesini salar; eskimi fikirler, sululuk duygusu,
nyarglar, gerginlikler, felaket beklentileri... Bu bir kopma, sahte uykudan
kma ve yeniden uyan eylemidir..."
"Dnyann insan uyutma yoluyla dayatma etkisinin en ufak bir
miktarnn kaldrlmas bile inandn her eyi darmadan edecektir ve bu
durum yaantn boyunca oluturduun grnr dengelerin ve yanlsatc
kesinliklerin zlp dalmasna neden olacaktr.
te bu nedenle, insanlarn ou kendini gzlemlemeye yanamayacaktr.
Bir anlna bile olsa kiinin kendisini dnyann betimlenmesinden
uzaklatrmas, allm snrlarn tesinde muazzam bir giriimdir."
Uzunca bir sre ciddi gzlerle bana bakt. Konumasn dorudan bana
bakarak yapyordu.
39

Stefano E. D'Anna

Mideme giren bir sanc, biraz sonra olacaklarn bana ektirecei


eziyetleri nceden haber veriyordu.
"indeki gzlemciyi harekete geir! Kendini gzlemleme, hayatn en
bandan beri yneten dnce kalabalnn ve olumsuz duygularnn
lm demektir.
Eer zne dner, kendini gzlemlersen hayrl olan her eyin olduunu,
olmayannsa zlp gittiini greceksin."
Bir bakta benim dehete dm ifademi yakalad ve ekledi. "Hi kimse
bunu tek bana baaramaz. Mkemmel bir hazrlk evresinden gemeksizin,
kendinle, yalanlarnla buluman ve varlnn dar ve karmak sokaklarnda
bir maceraya atlman seni anda ldrebilir."
O'nun bu szleri bir mahkmiyet karar gibi gelmiti. Benim yararma
olacak her tr ii ve olumsuz halimi yarglamasndan, beni brakp
gitmesinden korkmutum. imde mitsiz, kahramanca bir kararllk
ykseldi. Benim bylesine gnll olmam zerine dnmeye koyuldu.
Yavaa, ilk grtmzdeki duru pozisyonlarndan birine geti. Sa
elinin, bititirdii iaret ve orta parmaklarn yanana bastrd. Ardndan
ban hafife eerek, enesini kk parmann oluturduu kavise dayad.
Dncelere dalp bylece uzun sre kald. Bana bakmyor gibiydi, ama
dndklerimin hibirinin kendisinden kamadna emindim. Son
karlamann final oyununu oynuyordum, belki de en sonuncusunu. Her ey
bana balyd. Bekledim.
Sonunda Dreamer sessizlii bozdu.
enesinin ucuyla gkyzn iaret ederek "Bak, dolunay kt," dedi.
"nsana mrnde en fazla bin defa dolunay izleme frsat verilir, ama byk
bir olaslkla bu insan, yaamnn sonunda onu bir kez bile izleme frsatn
bulamayacaktr...
Ay'n insann dnda olduunu dnrsen, bir insann kendini
gzlemlemesinin, dikkatinin ynn kendisine evirmesinin ne denli zor
olacan dn. Kendini gzlemleme, dleme sanatnn sadece ilk
admdr."
Uzun sre sessiz kaldk. Karanla uzanan Cafe de la France'n teras,
sanki yldzl gkyzne kmaya hazr bir yldz gemisinin ba gibiydi.
Gemide sadece biz vardk; Varoluun yalnz Argonaut'lar.
Bir eylemcinin kararl sesiyle, "Hazrlan," dedi. "Bu bir kr gezintisi
olmayacak."
40

Tanrlar Okulu

Son nerilerini dikkatle dinledim. Dreamer hemen yan bamda olacakt.


Bir tr zihinsel ara blgede, yani gemiin tam olarak kapsanmad, terk
edildii ve gelecein dzeninin henz olumam olduu bir blgede, tuzaa
derek taklp kalma riskini bana serinkanllkla syledi. Bylelikle bu
uzay-zaman diliminden Dreamer'n dnyasna geri dnmek iin bir daha
ansm olmayacakt. Bunun son bulumamz olabileceini vurgulad.
"Sradan bir insann gemii... varoluun btnlne doru henz ilk
admlarn bile atmam bir insann gemii kancalara tutturulmu gibidir.
Gemiine geri dnmek iin yapt her hamlede ve onu deitirmek iin
att her admda bu kancalar bir pene gibi etine saplanrlar."
Bunlar duyabildiim son szleri oldu. Palamarlarn zen bir tekne gibi
ben de terasn sarslmaya baladn, etrafmdaki nesnelerin benden giderek
uzaklamaya baladn hissettim.
Cesaretimi toplayarak, "Ben varm," diye dndm.
Dreamer'n sesini, grnmeyen motorlarn homurtular arasnda
kayboluyormuasna, ok zor duyabiliyordum. Teras bir zaman makinesine
dnt. Evren durdu, zaman geriye sarmaya balad; bilincimde ve
gemiimde geriye doru yaptmz bu yolculuktan baka, dnyada hibir
eyin nemi kalmad.
Zifiri karanlk bir tnelin iine doru hzla ekildiim hissine kapldm;
sanki 'makinemiz' varlmn talam katmanlarn, i dnyamn yer
kabuunu kat kat geerek ilerliyordu.
Yaantmn ilk kesiti, karanlk iinden bir ada gibi belirdi. Yaklamasn
ve giderek bymesini izlerken, tandk olmas yannda anlalmaz, gizemli
ve bilinmeyenin hemen kysndaki bir dnyaya girdiim duygusuna
kapldm.
Dreamer'la beraber, dorusal zamanda aslnda yalnzca birka yl nceki
olaylara gitmemize ramen, yaantmn bu kesiti inanlamayacak kadar
uzakta grnyordu.

41

Stefano E. D'Anna
9 "lm zm deildir"

Luisella ldnde yinni yedi yandayd. Bir cilt kanseri yznden,


kk bir ocuun plajda oyun iin kazp derinletirdii bir kuyu gibi
bacanda derin bir yara olumutu. Dnyam saran izgiler giderek daha
bulanklamt; sanki dnyay artk bir boksrn ald darbeler yznden
kapanm gzleriyle gryordum. Aylardr nefretten baka bir ey
duymuyordum: bu, fke ve korku arasnda skp kalm, duyarsz bir
ierlemeydi.
Ba dnmesi...Ac...
Karanlk...
Dncelerin ve duygularn su ortakl...
Varoluun babo paracklar...
Kesici bir k demetinin varlmn karanlklarn yarp gemesi.
Ac...Ba dnmesi...
Karanlk...
Derin bir kesik...
Ardnda: karanlk... ve yine., ac!...
Ona doru uuyorum, yaklayor, giderek byyor,
gemi yllarmn solgun gezegeni...
Yere ineceim... Ama nereye?
Ne bir boluk, ne bir geit,
dncelerimin kayalk bozkrnda,
ne de bir milimetrekarelik samimiyet.
Bir boluk beni yutuyor...
Karanlk...Ac...Ba dnmesi!...
Bir kasaba hastanesinin kk odas... dezenfektan...
Hastalk ve aresizlik kokusu.
Kmldamadan yatan birisinin nnde diz km,
kalbi krk bir kii...
Ona yaklayorum...
dehet iindeki o adam...
o benim!

49.

Tanrlar Okulu

Dreamer'la birlikte izlemekte olduumuz sahne buydu. Yaama oktan


yabanclam, mermerden bir heykele benzeyen bu grntnn sadelii, bu
kalbi krk, ufak tefek adamn stne, yanl zamanda olduunu acmasz bir
k gibi yzne vuruyordu. Karmak bir kalabaln, adamn Varlna
hcum ediini dinledim: kpren dncelerin yn, iinde birbirlerini itip
kalkan anlamsz tutkular ve duygular, hepsi bir oluun aldatc grntsn
ortaya dkyordu. Dreamer'n gzlerinden, sanki halsinasyon etkisi yaratan
bir maddenin etkisi altndaym gibi, grnmlerin tesinde, bu adamn
indirgenmi olduu bencillik ve korku beini 'grebiliyordum.'
Dreamer, enesiyle onu iaret ederek, merhametsiz bir ifadeyle, "O kendi
lmne alayan bir hayalet," diye aklad. "Korku, strap ve znt onun
btn skntlarnn sonucu deil, asl nedenidir. "
Dreamer, bana btn ktlklerin en ktsn; toplumsal, bireysel,
blgesel ya da dnyevi felaketlerin kaynam gsteriyordu!
"Her insann iinde tad kaos yani kendi cehennemi; dnya zerine,
atma ve ayrmclk ya da rklar, ideolojiler ve inanlar arasndaki
savalar formunu alarak yansr."
Bunu kefetmenin heyecan, bu adamdaki erken yalanma belirtilerini
fark ettiimde dehet, acma ve utan duygularyla kart.
Dreamer ksaca, "Bu adam, yaad hzn ve strap yznden ac
ekmiyor, onun burada ektii ac kendi doal seiminin bir sonucu olduu
iin ona ac veriyor," dedi.
Yaantmda imdiye dek bama gelen ve gelecekte bama gelecek her
eyin, tpk uzun mrl bir meenin ufack tohumunun iine yerlemesi
gibi, zaten orada olduunu, anda yaandn fark ettim. Her ayrnt, o
adamn yaantsmdaki ihmalcilii, terk edileri ve hayatndaki eskileri ortaya
koyuyordu. Bir eyler yapmak isterdim. Gemite ben olan o adama
varlmzn geleceindeki benden sz etmek isterdim. Mmkn olsa onun
iine girip her eyi yeni batan dzene koymak isterdim; itibarn ona geri
kazandrmak, bklm srtn dzeltmek ve yzndeki strap izgilerini
silmek isterdim...
sesimi duyan Dreamer, "Mdahale etmek olanakszdr!" dedi. "Artk
yapabilecein hibir ey yok!" Sesi imdi biraz daha cana yaknd. "O adam
strap ekmekten holanyor! Bunun doru olmadna yemin edebilir, ama
gerekte, dnyalar bile versen cehennemini asla terk etmeyecektir."
Bylesi bir gaddarla inanmam olanakszd, hayrete dmtm.
Dreamer yzmdeki kuku belirtisini fark ederek ekledi.
43

Stefano E. D'Anna

'

"Tiryakisi olduu bu durum, onun dnyaya trnaklarn geirerek


tutunmasn ve kendisini gvende hissetmesini salyor. Bu her ne kadar
kederli bir durum olsa da, dardan kendisine gelebilecek bir yardmn
ninnisiyle uyutuluyor.
Kendisini gzlemleyebilseydi, davranlarnda ve tepkilerinde atom
zerrecii kadar bile olsa bir deiiklik yapabilseydi, dncelerinden ya da
duygularndan sadece bir tanesini yalnzca bir milimetre ykseltebilseydi, o
zaman yaam farkl olurdu. "
Szlerinin bu noktasnda sesini dramatik biimde deitirerek gl bir
fsltya dntrd. Ses tonundaki bu ani deiim beni ylesine sarst ki,
O'nu dinlemekte bir an da olsa zorlandm.
"A man can not change the events of his life but only his way to take
them ".
Bir kii yaamndaki olaylar deil, yalnzca onlar gsleme biimini
deitirebilir."
Sulayc bir ses tonuyla O'na kar ktm. "Bana gemiin
deitirilebileceini sylemitin..." ime ate dren bir hayal krkl, bir
umutsuzluk dalgas, damlalar halinde gzlerime dek ykseliyordu.
Dreamer serte karlk vererek, "imdi burada grdn, yaantnda
deitirmek istediin bu kk kesit, senin gemiin deil. Gelecein!
Yaantnda her ey tekrar ediyor... Ayn olaylar defalarca ayn ekilde
yaanyor, nk onlar deitirmek istemiyorsun. Yine ikyet ediyor, yine
dnyay suluyor ve yine dardan birilerinin seni incittiine ya da sana
felaket getirdiine inanyorsun.
Zamann bu dngsne skp kalm bir kiinin gerek bir gelecei
olamaz; yalnzca tekrar tekrar yaad bir gemii olur.
imdi benim gzlerimden bakyorsun! Bir gn sorumluluk sende
olduunda, kendine acmann bir sonu deil, felaketlerinin balangc
olduunu ve... btn bunlarn sebebinin sen, yalnzca 'sen' olduunu
anlayacaksn. Ancak o zaman gemiine k tutacak ve onu
iyiletirebileceksin."
Cenaze odasndaydk. Karmn l bedeninin yannda hareketsiz yatan
baka bedenler de vard. Hibiri Luisa kadar gen deildi. Sessizlikte baz
szckler yankland; bunlar asla unutmayacam szcklerdi.
"Bu kadnn lm, senin varlnn ve kendi i lmlerinin aynadaki
grntsdr."

44

Tanrlar Okulu

Dreamer yaam ykmn katmanlar arasndan geerken karlaacam


zorluklar konusunda beni nceden uyard halde, onlar O'nunla birlikte
yeniden yaarken, varlnn yanmda olmasnn bana ykledii
sorumluluun altnda ezildiimi hissediyordum. Bu katlanlabilir bir ey
deildi.
Adna, 'ite benim hayatm'diyebileceim bu korku filminin yaratcs,
ynetmeni bendim, bnu nasl kabul edebilirdim?
Yksek bir sesle, "lm bir hatadr," dedi. "Ve doaya aykrdr.
Fiziksel lm, her gn iimizde gerekleen milyonlarca lmn
maddeye dnen grntsdr; acya dkn ve strap ekmeyi seven bir
insanlktan alnp benimsenmi bir inancn kristallemesidir."
Bocalamama ramen szlerini srarla srdrd "nsanlar lm ka
yolu haline getirdiler. Kendilerini ldrmek iin ne yapmalar gerektiini ve
btn yntemleri kusursuz bir biimde biliyorlar. Beden yok edilemez! Yine
de olanaksz olan, kanlmaz kldlar... Hibir insan lemez, ancak 'kendi
kendisini ldrebilir'!" dedi. "Bunu baarabilmek iinse elindeki tm
imknlar bu ie komas, kendine acma ve kendini baltalamay tam gnlk
bir i haline getirmesi gerekiyor."
Szlerinin burasnda; direncimi krmak ve bu devrimci fikirlerin gizemli
gc karsnda uyuan beynimin istemeden de olsa rd uyku duvarn
delebilmek iin uygun szckleri bulmak zere biraz durdu.
"lm, her zaman bir intihardr!" Bunu sylerken bu kez sesine bir
sava naras atyormuasna iddet havas vermiti. "Bu dnce eklini
kann, cann gibi benimsediinde, dnya grnle birlikte kendi gerein
de tepetaklak olacaktr. "
Dreamer, alar ncesinden gelen inanlara, sarslmaz bir inanca, len
bir trn genel kouluna gre bir. araya getirilmi ve btn insanlarn
paylat "lmn doal ve kanlmaz olduu evrensel gereine"
saldryordu. Bu szleri, sanki birisi birdenbire btn deer verdiim eyleri
kapp karyormuasna kendimi saldrgan ve aalanm hissetmeme yol
at. Bir ey varlmn en derin yerine bir kesik atmt. Nefretin yksek
perdeden kan homurtusu gibi, sessiz, denetimsiz bir lk iimde
ykselmi ve arka planda asl kalmt.
"u anda milyarlarca insan da, tpk senin gibi ayn ierlemeye taklp
kalarak, olumsuz dnyor, kendilerini kt hissediyorlar," dedi. O
oluumun gizli ve eriilmez sandm sakl blmelerine szyordu, bense
aldklarm elimde yakalanmasna utanyordum.
45

Stefano E. D ' A n n a

"Hayatn en ac veren dngsnden ka umudunu insanlktan esirgeyen


bu Olu halidir."
Bunu ifade ederken zld belli oluyordu. Sonra benim iin unutulmaz
olan bu dersi sonlandrmak zere, "nsanlar lme tapyorlar," dedi. "Ve
ellerinde olsa bile onu asla iptal etmek istemezler, nk lm btn
sorunlarnn zm sayyor, ektikleri straplara ve kendi kendilerine
yarattklar binlerce ruhsal lme son vereceini dnyorlar... oysa lm
bir zm deildir!"
Uyumu beynimdeki sis bulutu dald ve grnt ald. Dreamer'n
szleri hayalden geree dnrken, siyah perdelerle evrili o odada
etrafnda mumlar yanan kk yataklardaki llerle birlikte sadece lmle
ilgili bir gsterinin figrleri gibi, Luisella'nn lm bana gerek d
grnmt.

10 yileme iten gelir

Gemie uzanan yolculuumuzu, Luisa'nm yaamnn son aylarn


kapsayan o dneme varana dek srdrdk. Bu ksmda kendimi yine, bylesi
bir kara yazgnn arlyla daha otuzuna bile gelmeden iki bklm olmu
kederli bir koca ve bir aile reisi rolnn kaytsz kalma blmn bilinsizce
srdrrken grdm. Bu ufak tefek adamn kendine acmasn izledim;
penesine dt sululuk hissi ile yrek darl arasnda rpnan, hasta
grntsnn iinde kaybolmu bir halde ierlemesini, nefret etme eilimini
ve krgnlklarn grdm. O'nun strap ezgisinden dnyaya, herkese ve her
eye kar o bitmez tkenmez tm sulamalarn dinledim. Dayanacak
gcm kalmayana dek.
Grdklerimin utancyla kahrolmu bir halde, Dreamer'a, yakksz
kaan bir biimde "Neden btn bunlar? Burada ne iim var?" diye
haykrdm. Arkam dnp kp giderdim, ama tek bir kasm bile
kmldatamyordum.
Dreamer, beklemediim bir incelikle bana yolculuumuzun amacn
anmsatt: Gemie k tutmak ve oraya yeni bir anlayla geri dnmek. Bu,
bir daha asla ele gemeyecek bir frsatt.
Tatllkla, "Her gerek iyilemede olduu gibi, sre zde balamaldr,"
derken her an stme kebilecek kendime acma durumundan beni ekip
kartt.
46

Tanrlar Okulu

"Dnyay yaratan bizim Olu 'umuzdur; aksi dnlemez!


Dier btr insanlar gibi, sen de seni bu duruma getiren olaylarn
dardan kaynaklandn, iine dtn mutsuzluk ve gvensizlik haline
bakalarnn yol atn sanyordun. imdi bunun aslnda gerekliin
tepetaklak edilmi bir betimlemesi olduunu rendin."
Kendimi toparlyordum. Birka saniye daha bekledikten sonra, Dreamer'a bamla devam etmeye hazr olduumu iaret ettim.
Bir sonraki aline, Floransa'da Bolognese Caddesi'nde, ynetici
eitimiyle uratm dnemdi. Btn bu aylar boyunca, i arkadalarmla
aramzda, benim onlara kendi amdan kederimi anlatp, onlarn da bana
kendilerince verdikleri szde destekle ortaya kan bir tr duygusal
paylammz olumutu. Benim ' kara talihim ', farknda olmadan onlarn
kendilerini daha iyi hissetmelerini salamt. Akllarn balarna
devirmelerini salayan bir korku sayesinde, yaamn ne denli pamuk
ipliine bal olduunun ayrmna varm ve bir sreliine de olsa
yaamlarndaki sradan paylamlarna deer vermeyi bilmilerdi. Bana bir
hasta, bir yaral veya yenilmi bir kii gibi ilgi ve efkat gsteriyorlard. Bu
... dei tokutaki deheti 'grdm' ve derin bir bunalma dtm. Gemiimi
ne tarafndan tutsam, bir kuma gibi, her kesinin karanlkla dokunduunu
gryordum. Saklamaya deecek bir paavra paras bile yoktu.
Felaket alanndan kurtaracak bir ey bulabilmek amacyla bakman aresiz
biri gibi aranp duruyordum; sevilen birisi, bir iliki, deeri veya yaran
olabilecek herhangi bir ey. Bou bouna. Dehete kaplm, soluksuz
kalmtm. Dreamer orada olmasayd, devam edecek gc bulamazdm.
Bu duygularn arl altnda sendeleyip yklmak zere olduumu
grnce, "Suu olaylara ykleme," dedi. "iki kk ocukla yirmi dokuz
yanda dul kalmak bir lanet deildir.
"Hibir olay ne iyi, ne de ktdr. Yalnzca bir frsattr. Bunlar nceden
renmi olsaydn, bu yaadn durumu aydnlk bir olaya
dntrebilirdin. Kendini tanma cesaretin olsayd, Luisa'nn lmesi...
bunca felaketin bana gelmesi gerekmezdi.
Our level of being attracts our life...
Olu dzeyimiz yaammz kendisine eker. Ve her ey senden kaynaklanr.
Grdn ve dokunduun her ey senin varlnn, noksanlnn ve iindeki
boluun da yansyan grntsdr.

47

Stefano E. D'Anna

"Yaamda boluklar yoktur. Eer sen, kendini yeni bir biimde dnmeye ve
davranmaya zorlayarak bunlar doldurmazsan, bunu senin adna tiim
zalimliiyle o yapacaktr.
Grmezsen, ya da grmeyi istemezsen, hastalk vahimleir ve yaamnn
komedisi giderek daha strapl bir hale gelir. Her ey sana bu trajedinin
nedenini gstermek ve seni btn bunlarn kaynana gerisingeri gtrmek
zere ortaya kar... ve bir gn devreye girip, lml yaam vizyonunu
deitirmem salamaya alr."

11 Ev sahipleri

Yaantmdan dier paralar, gemiten grntler, bir filmin kareleri


gibi,, birbiri ardnca gzmn nnden hzla akp geti. Kiilerin
yzlerinden, getiim yollardan, yaadm ehirlerden ve oturduum
evlerden yzlercesini tanmtm. Ta ki... o glge gzme iliene dek! Yeni
evimi nerede seersem seeyim, beni her tandm yerde izleyen o glge
varlk. Midem demir bir mengeneyle sklyormuasna gerildim.
Tandm her evde karma bir barbar kmt: souk ve kavgac ev
sahipleri; stelik bunlar, kaderin garip bir cilvesi, yinelenen bir yazgnn
harikulade eitimi uyarnca hep yan dairede oturup, komum olmulard.
Bana gstermek zere olduu eyin strabn gz nnde tutarak, sesinde
deimeyen bir tatllkla, "Dikkatlice bak, onlar iyi gzle!" diye buyurdu.
"Karlatn btn ev sahipleri aslnda tek bir kii. Hep ayn kii. Asla
deimez. Bir ev sahibi maskesi ardna gizlenerek hep orada duran kiinin
kim olduunu 'grmek' istemedin. Oysa her seferinde sen kendinle
karlayordun!"
imde bir eyler dalmt. Ardmdan bir kap serte kapanm ve
kilidin evrilirken kartt metalik tkrty iitmitim. Artk emindim,
korkun derecede emindim, bu szleri bir kez iittikten sonra bir daha asla
hibir ey eskisi gibi olmayacakt. imde, gzyalarmn dklmedii
umutsuz bir at ykseldi; benim yaantm bir hayaletin yaamyd; ardnda
hibir iz brakmadan yok olan ve dnyann aynasnda imdi giderek
silindiini grdm bir yansma. Dreamer'n szleri bana bir can simidi
gibi ulatnda, sanki dipsiz bir uurumun kysndaydm. "Onlar, kendi
bamllk halini srekli kalc klabilmek iin dorudan senin tarafndan ie
koulan muhafzlar, gardiyanlardr.
48

Tanrlar Okulu

Yaantnda hep egemen olan strap ezgini kknden skp atmazsan, bu


hayaletler yemden sana dnecektir."
Ardnca gelen suskunluk ylesine uzad ki, bizi birbirimize balayan altn
kordon kopuverecek sandm. Beni 'd'nden karp atabilecei
dncesiyle yreime bir ate dt. Bu korkun bir duyguydu. Bu
boluu, yokluu hissettiim o gemek bilmez sre boyunca adeta var
olmay kesmitim. Bylece, varlmn Dreamer'la ne denli btnlemi
olduunu anlamtm. Sanki hayat iime ektiim yaamsal bir organ, saf
hava soluduum nc bir akcier haline gelmi, ok deerli bir kordon ile
O'na balanmtm.
Sonra gzlerimin nnden ar ar, gemiimden baka grntler
gemeye balad. Bir anlamda onlar ynetmeyi kavramtm. Artk bu
grntleri durdurabildiim gibi, istersem bytebiliyor, onlara yakndan
veya uzaktan bakabiliyor, hatta kendimi sahnenin dna kartabiliyordum.
Yeniden Fortini Caddesi'ndeki villay grdm. ok bykt ve Luisa
Milano'da Venezian Caddesi'ndeki hastanede, Luca'yla Giorgia da
Piemonte'de dedelerinde olduklar iin villa ok sessizdi. Gnlerin birbiri
ardnca geii yine hzlanmt, gz ap kapayana dek bir belirip bir yok
oluyorlard. Gnbatmnda am aalarnn glgeleri eski evi ele geiriyor,
sanki varlmn cn derin ksmlarna sinsice o ince uzun parmaklarn
sokuyorlard.
Dreamer'n beni neden yine buraya getirdiini bilmiyordum, ama tek
bildiim, engel olamadm bir titremenin var gcyle bedenimi tepeden
trnaa ele geirmi olduuydu.
Beni yreklendirme abasyla, "Yaantnn tavan arasna, yani onun en
karanlk kelerine girmek zereyiz," dedi. "imdi biraz temizlik ve
yklerden kurtulma zaman."
Toplayabildiim btn cesaretimle, ana giriin byk demir kapsna
doru uzanan bayr trmandm. Tepeden bayr aa esen rzgrn tam bu
noktada glendiini anmsadm. Rzgr, dik yol boyunca kenarlardaki
ukurluklardan bir dere gibi akyor, yaban otlarnn beyaz ve yeilleriyle
beneklenmi, kaba, kuru duvarlarn etrafnda dnyordu. Kk demir
kapdan girdiimde, o gnlerde kullandm Citroen marka arabamn park
halinde olduunu grdm. yol yle ksayd ki, villa beklemediim bir
hzla nmde belirivermiti. Ta ve tuladan yaplm bir merdivenin
basamaklarnn nme kmas da bir o kadar ani olmutu. Basamaklar
kmaya hazrlanrken dnp teye, bahenin bitimine evirdim bam.
49

Stefano E. D'Anna

Orada duraksayp kk ek binann aydnlk pencerelerine baktm. Tek


komumuz orada yayordu. Anlar, hepsi bir arada zihnime tler.
Judith'le ykmn ilk karelerine gz atmaya baladmda soluk almn
sklatm hissettim.

12 Judith, "Sinyorina"

Giorgia ve Luca ona 'sinyorina' derlerdi. Benden yalnzca birka ya


byk, uzun boylu ve ho bir kadn olan Judith, iine kapank biriydi. Bizim
bahenin bitimindeki o kk evde tek bana yaard. Hibir ey onu
artmazd ve kitaplar ile mzii dnda hibir ey ilgisini ekmezdi.
Soukkanl ve kaytsz grn, gzlerini heyecanl bir durumdaym gibi
srekli krpmasyla bir para hareketlenirdi. Dreamer'n yan bamda
olduundan emin olduktan sonra, kk oturma odasnn pencerelerinden
birine yaklatm. Korku ve bama gelenleri stlenmekteki acizliim iinde
ona gittiim ve bedeninde teselli aradm gecelerdeki gibi, yreim alkant
iindeydi.
Bir kez daha o kk oday grdm; duvarlar kitaplarla kapl, orta
yerinde iekli kumala deli bir divan ve uzun parmaklaryla klavyesinin
banda oturan Judith'i ve ona Luisa'mn hastalndan, onun giderek
ktleen durumundan bahseden kendimi grdm. Mzii, her atomunu
harekete geirdii oday batan sona ele geirdi. Gittike ykselen mziin
sesi, bencillik ve karm iin duyduum sahte ilgiyle ykl o kelimeleri
bastrd. Dncelerimin dehetini ve niyetimin mide bulandrc kokusunu
duyabiliyordum. Beni ikiye ayran mcadeleyi, ilk kez aka fark ettim:
Karmn yaknda lecei haberinin verdii hzn ve bu bozuk giden
olgunlamam evliliin yknden yaknda kurtulacamdan iten ie
duyduum gizli ve tuhaf sevin arasndaki atmayla blnmtm.
Mutsuzluklarm ve d krklklarm iin, meslek hayatmdaki kstlamalar
ve engeller iin gizliden gizliye bir bakma onu sulamtm.
"lm hibir zaman bir tesadf deildir" -Dreamer'n sesi araya
girmiti- "hastalk, mutsuzluk ve yoksullukta da olduu gibi. Bunun olmas
iin yllarca dua ettin...kendine bile itiraf etmeden, iddetle bunu arzuladm
ve hatta Tanr'ya yakardn. Dler her zaman gerekleir, en karanlklar
bile."

50

Tanrlar Okulu

kiyzllk perdesi kalkmt. Bundan byle artk gizlenemezdim. Bunun


hibir yolu kalmamt. Bu ufak tefek adamn gzya ve umutsuzluunun
ardnda, taknd maskesiyle teninin arasnda, sululuun verdii alayc
glmsemeyi gmtm. Dehetten soluum kesilmiti. Kar konulmaz bir
g kamam engelledi, beni Judith'in penceresinin nnde hareketsiz bir
ekilde tuttu.
Judith'le ilk bulutuum sahneyi yeniden grdm. Luisa lyordu ve ben
smsk Judith'in yaamna sarlm, ondan biraz dostluunu, bana acmasn
ve bedenini istiyordum. Judith niyetimi anladnda ne tutumunu
deitirmi, ne de bozulmutu. Elimden tutup beni yatak odasna gtrd ve
ondan dilenmekte olduum eyi bana verdi; her eyi unutmak, uzaklamak,
ruhuma azap veren korkuyu dindirmek iin tek bir ey: Seks. O gnden
sonra birok kez bulutuk. Fazla konumuyorduk ve aramzda herhangi bir
merasime gerek de olmuyordu. Geceleri endielerimi gidermek zere onu
aryordum, fakat yaptmz seks, bir haprk kadar anlamsz orgazmlarla
ypranp tkeniyordu. Dreamer btn sahnelere bakmam istediinden, orada
durmam, o sahnelerden birini seyretmemi ve o pisliklerin zehir gibi tadn
btnyle tatmam istemiti.
Luisa, bizden biraz tede, bahenin dier tarafndaki evde yatyordu. O adam ben olamazdm. renlik katlanlmaz dzeye kmt. Kendimi kurtarmak
uruna her trl rezillii yapabileceimin farkna vardmda fenalatm.
Gemiimdeki ak yaralar, zalimce de olsa bu yolla kabuk balyordu.
Judith seks yapmay zenle, gayretle ve ciddiyetle yerine getirilmesi
gereken bir grev sayyordu, ama varlmdan tek bir atomun bile
yaantsna taklmasna asla izin vermiyordu. likimiz onun bedeninde
hibir iz brakmadan sryor ve yaam en ufak bir ekilde etkilenmiyordu.
Ona tam anlamyla sahip olamamak rahatsz ediciydi, bu bamszl
yznden kendimi gvensiz hissediyordum. Judith'in yalnzca kendisi iin
yaad sonucuna varmtm. Kitaplara ve mzie olan dknlnn
yalnzca bencilliinin bir kalkan olduundan emindim. Bylece, bu yargyla
onu etiketleyerek, camdan bir smenin altna koyup anlarmn arasna
yollamtm. Ancak ve ancak imdi Dreamer'n gzleriyle baktmda,
Judith'in benim iin neyi temsil ettiini anlamtm. Onun ie kapank
doasnda, her trl ikiyzllkten arnm iten bir kadnn saf sevgisini ve
bir bilgenin kendine zg kaytsz tavrn, ancak imdi grebiliyordum.
Judith benden daha iyiydi. Hayatn hain dalgalarnn arasndan glkle
kendini kyya atm, benim gibi bir zavally alp kabul etmiti.
51

Stefano E. D'Anna

Onsuz ne yapardm dnemiyorum bile. Kim olduumu kesinlikle


grmt! Anlamsz yaammn dehete dntnn farkndayd. Benim
lm tadmn farkndayd! Beni yaantsnn dnda tutmak onun
kurtuluu olmutu. Onu nasl bylesine insafszca yarglayabilmiim?
Artk Judith anlarmn tavan arasndaki karanlk bir keyi kaplamyor,
parlyordu. Onun mzii yaamd. Yine de eksik olan bir eyler vard. Judith
neden karma kmt? Neden Judith gibi birisi, tam da ihtiyacm olduu
bir srada, cehennemden farksz hayatma girivermiti?
Dreamer'a dndm. Bacaklarmn kesildiini hissediyordum. Sama bir
fikir, bir para delilik, saduyumdaki bir atlaktan ieri szyordu. Bir eyin
bilincimi zorladn hissedebiliyordum. Yavaa ve merhametsizce iime
dek iliyordu. Btn gcm yerle bir etmeden onu durdurmalydm. Bu
olanakszd!... Judith... Dreamer'n bana bir armaanyd! Judith...
Dreamer'dL. Acaba beni kurtarmak iin ka kez yaantma girmiti? Nasl
bu kadar kr olabilirdim? Bylesine bir mkemmellie kar nasl kaytsz
kalabilmitim? Dncelerim dipsiz karanln kysnda frl frl dnd ve
iine dt. "Her birimize muazzam bir kurtulu pay verilmitir." Dreamer
bu szlerle beni kurtarmaya gelmiti. Ses tonu artc biimde yumuakt.
"Ne var ki srekli bilgisizliimiz, iaretlere, uyarlara ve varoluun trafik
lambalarna sorumsuzca uymamamz nedeniyle bunu abucak tketir, boa
harcarz; buna ramen de kendimizi zayf, her tehlikeye ak ve kaderin
elindeki bir oyuncak sayarz."
Dreamer'n sesi yine ekilmez kararllna geri dnd ve szleri beni
rpertti. "Yaam ok gl ve beden yok edilemezdir. lmek iin ancak
olanaksz olanakl klabilmemiz gerekir."
Sanki bir bakasndan sz ediyormuasma, eskiden olduum adam
kastederek, "Onu bala! Onu balaman gemiini iyiletirecek ve yerini
bugnn ile deitirecek," dedi.
imde bir eyler yerinden oynayp dalmt. Bir ocuk gibi aladm.
Sululuk duygusu, pimanlklar, sulama ve sulanma gibi aclardan,
dncelerden ve ho olmayan duygulardan oluan bir lav aknts yzeye
kmt.
"insanlarn hibiri senden farkl deil: Olumsuz duygularn
ynlendirmesiyle evrende yitip gitmi paracklar gibi. Sulamak, ikyet
etmek ve baml olmak, hepsinin yaam yks ayn... her eye ykledikleri
yegne anlam bu kadar! Kedere batm bir halde, lm lmle unutmaya
alyorlar."
52

Tanrlar Okulu
13 Teekkrler Luisa!

Gemie yolculuk yeniden balad. Yavaa sahne deiti ve Dreamer


beni geriye, Venezian Caddesi'ndeki hastanede yatan Luisa'y ziyaret etmek
zere Floransa'dan Milano'ya sk sk yaptm yolculuklara gtrd. Ben de
derhal o zamanlar iine dtm ayn zihinsel kafese ve ruhsal duruma geri
dndm. Her yolculua kmda giderek daha iddetlenen ayn sancyla
kvranmaktaydm. Kocas olarak onun yannda olmann bana ykledii
sorumluluk ile strap eken insanlarla dolu ortamlara girmek fikrinin verdii
irenme arasnda skm olmaktan ac ekiyordum.
Koularn arasndan geerken ya da koridorlarda karlatm dier
hastalarn durumlarn, bir kitabn solmu yapraklarn eviriyormuasna,
yzlerinden kolayca okuyabiliyordum. Byk bir kederle, onlarn
yklerinin satr aralarna giriyor, yz ifadelerindeki szckleri okuyor ve
straplarnn mrekkebini iimde hissediyordum. Bir gn onlarla ayn kaderi
bedenimle paylaacam dnmekten kendimi alkoyamyordum. Sonra,
her eyi unutmak ve onlar arkamda brakarak oradan kap gitmek iin
dayanlmaz bir istek duyuyordum.
Yaam dediim ey darda beni bekliyordu: her gn anlamsz bir
kouturmann iinde kaybolup giden insanlar, trafik grltsnn yannda
bo kahkaha sesleri ve ite tm bunlar bana gre, insana gven veren yaam
belirtileriydi. Bir snak gibi oraya, kalabaln arasna kouyordum. zgn
koca rolndeki kutsal grevi alelacele tamamladktan sonra, bu kez de
endieli koca maskesiyle doktoruna durumu hakknda sorular soruyor,
sululuk duygumu biraz olsun hafifletiyordum; sonunda da bir bahane
bularak derhal oradan uzaklamann yollarn aryordum, stelik arkama bile
bakmadan, kaar gibi. Hznn hafifletmeye alan bir derbeder gibi
kendimi ehrin kalabalk sokaklarna atar, trafik kemekeinin orta yerinde
babo dolar dururdum...
O anda ehrin renkleri ve klar beni hzla kendine ekerdi; boyal
bakml kadnlarn kahkahalar ve dkknlarn gz alc vitrinleri bam
dndrrd ve tm bunlar dnyann, mutlu insanlarn yaad, son derece
sorunsuz ve gvenli bir yer olduu kansn iimde glendirirdi.
Kendimi bu hayali gerein kollarna brakrdm. Kendi salyasnda
soluyan ylanbal gibi, ben de bu ruhsal hava kabarcnn iinde solumaya
alrdm.
53

Stefano E. D ' A n n a

Bu sarholuk halimi sadece, olur olmadk zamanlarda, beklenmedik bir


anda aklma dveren Luisa bozard. Endieler, korkular ve sululuk
duygusu, bir sinemada, bir sanat sergisinde veya bir kafedeyken, peimi
brakmayan tanralar Furies'ler gibi beni her yerde bulurdu. te o
zaman yaamn pamuk ipliine bal olduu gerei altnda ezilir,
gvenilmezliinden kaynaklanan gszlk ve huzursuzluk bir korku
dalgas gibi beni alabora ederdi.
Dreamer'la birlikte Luisa'nm hasta yatana yaklatm. Gzleri kapalyd.
Tek banayd. Dreamer benim ite olduum veya sokaklarda dolap
kendimden katm bir gn semiti. Luisa'nn zorlukla, kesik kesik soluk
al, stndeki araf bir insann yapamayaca, marnlamayacak kadar
yksek bir tempoda havalandryordu. Yreime bir bak sapland. Bunun
ne anlama geldiini biliyordum; yaam snmek zereydi. Ona yaklamam
iin Dreamer bir iaretiyle beni yreklendirdi.
Bir sandalyeyi dikkatle yatan baucundaki metal komodinin yanna
ektim ve uzunca bir sre, hi konumadan onu ylece seyre daldm. Terden
dm dm olmu salar, alnn ve rtnn akta brakt yzn
ksmen kaplamt. Olaylar ve anlarla dolu evlilik gnlerimiz, aylarmz
gzmn nnden bir bir akp geti. lk apartman dairemiz... ten
dndmde ona anlattm ykler ve ilk baar haberlerimi dinlediinde
gzlerinin gururla parlay. Giorgia'nn doumu. Geceleri onun bir trl
dindiremediimiz bitmez tkenmez alamalar. Luca'nn doumu. Ardndan
da bu hastalk.
kimizin de henz yeterince olgun olmamas ksa zamanda
anlamazlklara, kskanlklara, kavgalara, pimanlklara ve karlkl
sulamalara yol amt. Aslnda her ikimiz de, birbirine tutunmu,
kendilerini birlikte bir btn olabileceklerine ve birbirlerini
tamamlayabilecekleri dncesine inandrm iki gsz kiiydik.
Byle bir birlemenin sonucu eksikliklerimizi drde katlamt. Bu
dnceler ve dierleri dudaklarmdan Luisa'nn kulana fsldadm
szckler halinde dkld.
Ona yaamdan, gzellikten ve mutluluktan sz ettim. Beni iitip
iitmediine aldrmyordum. Yreim henz olmam bir acyla yanyor,
gzlerimden dklmeyen yalar boazmda dmleniyordu. Yine de
sevinliydim. imdiye dek hi olmad kadar byk bir tutkuyla ona k
olduumu hissediyordum. O gne dek hastaln ve binlerce dier yanlsatc
uran ipnotize edici etkisiyle, Luisa'nn yannda geirmi olduum
54

Tanrlar Okulu

zaman, sahiden ac ekiyormuum gibi yaamtm.


Gemii ve gelecei olmayan bu bekleyi annda zaman durmutu, her
ey anda durmutu, dnyay ele geiren hareketsizlik ve sessizlik iimi
korkuyla kaplyordu. Bu grnt, bir trtln ktan rahatsz olmas gibi
dayanlmazd. Engelleyemediini tek bir arzu vard: damarlarmdaki kan
donduran bir gerein her an saldraca korkusuyla buradan kap gitmek.
Arkamda duran Dreamer, "lmekte olan bu kadn senin gemiin," dedi.
Szcklerinin gc ve bu szleri syleyiindeki yumuaklk, iimde bana
dokunan bir canlanmayla beni zgr brakt. Aylardr Luisa'nm etrafnda
hissettiim bu lm duygusu benim dmda deildi. Bu benim lmmd.
En bandan beri iimde tadm lm. Luisa bunu grmemi, hissetmemi
ve buna dokunmam salamt. Bu yce anda, bana lm yenme ansn da
veriyordu. Ben ise, karlnda onu her trl sulama ve ktlkle
kirletmitim. Dreamer bir baba gibi, "Ondan seni balamasn iste!" dedi.
"Onun yaants ok zeldi., sana iindeki liim, varlna yn veren
kendini acndrma, sululuk duygusu ve ykcl tanman salad."
Terden srlsklam olan alnn ve salarn kurulayarak, "Teekkrler
Luisa!" diye fsldadm. "Ne derin bir gaflet uykusu... bilmiyordum... Bu
bizim yeniden diriliimiz... Artk ebediyen deieceim ve ocuklarmz da
benimle birlikte deiecekler!" Saatler gemesine ramen hi yorgun
deildim. Burada, onun yannda olmann dnda, u anda dnyada olmay
isleyebileceim baka bir yer daha yoktu. Bu hastaneye onu ve dierlerini
grmek iin uzunca bir sre gelmi olduumu dndm, aralarndaki tek
salkl kiinin ben olduuma ikna olmu bir ekilde kendimi onlardan ayr
tutmutum. Burada haftalarca, Luisa gibi, vermek zorunda olduklar eyi
anlamadan bir para hayata tutunan o insanlarn yannda yaamtm.
Btn bu insanlarn benim dmda olmayp yaamn hastalkl bir
grntsnn
sinema perdesine
yansmas
gibi
hastalmn,
blnmlmn, sorumsuzluumun yansyan kareleri olduunun bilincine
varmak, benim iin o zamanlar imknszd. O dnya, benim iimde
tadm lm aa karyordu. Onu iinde tutmak, sorumluluunu
almak, daha henz balamam olan bir srecin, Dreamer'n "kendini
znde balamak" olarak niteledii eyin bir parasyd.
Self-observation is self-healing.
Kendini gzlemleme, kendini iyiletirmedir.
Btn bunlar gzlemlemek, bu dnyadaki her en kk ayrntdan ne
kadarnn benim olduunun farkna varmak ve bundan kran duymak,

Stefano E. D ' A n n a

salma yeniden kavumamn ilk belirtilerini mjdeliyordu.


Geceydi. Hastanenin koridorlar sessizdi. Luisa'nn yan banda ne
kadardr durduumu bilmiyordum. Tketmem gereken her eyi tketmitim;
szckler, anlar, gzyalar. Hl yapacak bir ey vard! rty ekerek
stn atm. Geceliinin altndan, vcudundaki byk ilikleri grdm.
zellikle de karn, dourmaya hazr bir hamileninki kadar bykt. Ho
kokulu slak bir mendille gsn ve bacaklarn sildim. Gzm bir ku
yuvas gibi derin ve oyuk bir yaraya takld. Asla hibir zaman hayal
edemeyeceim derecedeki aklk, karar, ve soukkanl profosyonellik
ellerimi gerektii ekilde ynlendiriyordu yarasn temizlerken. .Yarasndaki
l dokular ve hcrelerini temizleyip, syrp atarken, ayn zamanda yllarn
yanl anlamalarn, kabuk tutmu adiliklerini ve ihanetlerini de kaldrp
atyordum. Yaray dezenfekte ettim, zerine biraz gazl bez koyup bantla
sardm. rty tekrar enesine kadar ektim ve onu ptm.
"Gemiin kutsanmas ve iyiletirilmesi gerekir. Her katmanna gir! Her
kesini aydnlat! Yeni bir anlayla onu deitir! .
Endielere, phelere ve korkulara kaplmay braktnda gemiin
iyileecektir. 'Kendini ite balamann' asl anlam budur."
Bir kapak almasna ayaklarmn altndaki zeminin kaydn
hissettiimde, Dreamer'n bu szleri hl havada nlamaktayd. Srtst
dtm ve grnmez bir kaydrakta, bir renkler uurumu beni yutana dek
ba dndren bir hzla aa kaydm.
Gzlerimi atmda, Marake'teki otel odasndaydm. Ayn gn New
York'a dn yolculuumu ayarladm. Olaanst bir duygu, Cafe de la
France'da bulumamzdan strap dolu gemiimde Luisa'yla geirdiim
geceye dek O'nunla yaanm her ann ans hl benimle birlikteydi.
Bavullarm alnmt, darda beni havaalanna gtrmek zere bir araba
bekliyordu, ama ben oyalanmay srdryordum. Onun varln henz
solumaktayken, buralar terk edip etmemeye karar veremiyordum.
Beni gemiime gtrm ve bir sr gereksiz ykmden kurtulmama
yardm etmi olduu iin Dreamer'a bir kran dncesi yolladm.
Gemiimden geriye artk Olu'uma taklm yalnzca birka para kalmt.
zellikle bir para vard ki, bir tek onu iki elimle kavram, skca
tutuyordum. Ne kadar ac veriyor olsa da onu tutmay srdryor ve
brakmak istemiyordum; bu, Luisa'ya son bakm, varoluun snrlarnda,
gemile gelecek arasnda birbirimize verdiimiz akn son pcyd.
56

Tanrlar Okulu

Blm II

Lupelius
1 Okulla karlama

Kuluk vaktiydi. Antikac dkknlarnn sraland, gsterili bir sokakta


yryordum. Arkamda gcn hissettiim yakc bir gne, yolun sonunda
olduunu sandm bir meydana doru sessizce bana elik ediyordu. Bir
randevuya yetiecekmiim gibi salam admlarla ilerlediimi fark ettim.
Ancak nerede ve kiminle buluacam bilmiyordum. Yrmekte olduum
kaldrm, masalaryla sokaa alan tipik bir talyan kafenin nnde son
buldu ve buras benim uzaktan tahmin ettiimden de byk ve belki de o ana
dek grdm en gzel meydanlardan biriydi.
Dreamer dardaki masalardan birinde oturuyordu. Etraf, nerilerini
saygyla dinleyen kk bir garson ordusuyla evriliydi. Ben geldiim
srada ikinci bir masay yaklatrarak, iki byk tepside getirdikleri onca
yiyecek iin masada bir dzenleme yapmaya alyorlard. Dreamer'n her
zamanki zengin grnts uzaktan da olsa gze arpyordu. Her aynntda
mkemmellik aryor ve bolluktan holanyordu, ama tm tavrlar bir
Makedon savann sadeliini yanstyordu. Beslenme rejimi ise ll
olma snrlarnn da hayli altndayd.
Beni yeniden grmekten mutlu olmu gibiydi. Bann tek bir hareketiyle
beni hem selamlam, hem de masasna davet etmiti.
O andan sonra, Dreamer btn dikkatini stnde eitli kk kekler,
kurabiyeler ve deiik tatllarn zenle yerletirildii masaya yneltti.
Marake'teki bulumamzdan bu yana kendisini ilk grmd. Bu ann
gelmesini sabrszlkla beklemitim. imdi huzurundaydm ve aklm binlerce
soruyla doluydu. Bunlardan bazlar, yzyllar boyunca yanklanm, dnya
tarihini btnyle iine alan yant bulunamam sorulard. Nesiller boyu
tm dinler, bilgelik okullar ve peygamberlie dayal gelenekler, bilim
adamlar, aratrmaclar, filozoflar ve ermiler bir sonuca ulamak iin bou
57

Stefano E. D'Anna

bouna abalamlard. Bu binlerce yllk arayn son halkas olan modern


a insann dndm; Sfenks'in nndeki Oidipus gibi, varln kuatan
bilinmezler karsnda hl ylece, plak bir halde durmaktayd.
Bize ay servisi yaptlar. Dreamer bu sre iinde her ayrnty titizlikle
izledi, garsonlarn hizmet edilerini yalnzca kendisinin bildii bir ritel gibi
adm adm ynetti. Yiyeceklere neredeyse hi dokunmad. Sanki kendi
dikkati, izlenimleri, yaplan her ufack hareketin uyumu ve ritmiyle
besleniyormu gibiydi.
aylar iildikten soma ok uzun bir suskunluk oldu. Sze girmesini
sabrla bekledim. Bu arada not defterimi am ve kalemimi elimde
tutuyordum. Sesi yanklandnda tonlamas can alcyd. "Benim yanmda,
kaderinin deimez sandn gzerghn deitireceksin," dedi. "Benim
yanmda alkanlklarn ve sululuk duygusunun sende yaratt o mekanik
dngy krp atacaksn... varlnn lml olduuna seni inandran yalan
terk edeceksin.
Deimek iin seni programlayan dzenle mcadele etmen gerekecek!
Tm bak alarn tepetaklak edeceksin. Ancak bu ekilde ve uzun bir
almayla kaderini deitirebilirsin. Hi kimse tek bana bumn stesinden
gelemez. Bunun iin bir okul gerekiyor."
'Okul' szcn syleyiindeki vurgu ve szce ykledii anlam, bana
bu szcn bilinenden hayli farkl bir anlam tadn dndrd. Sanki
bu szc ilk kez duyuyormu gibiydim. Bu szckte, nceden asla
tanmadm bir gc ve uzun zaman nce yerine getirilmemi bir vaadin
buruk tadn hissettim. Bir rpertiyle tepeden trnaa varlm etkisi altna
alan bu dnce, bir soruya dnerek dudaklarmdan dkld. "Okul
nedir?" diye sordum. Sesim titriyordu ve bu anlatlmaz heyecanma kendim
de armtm.
Dreamer, "'Okul', bir geri dn yolculuudur," dedi. Koyu renkteki
gzleri gizli bir sevinle parlyordu.
The School is the quantum leap from Multitude to Integrity,
from Conflict to Harmony, from Slavery to Freedom.
Okul, okluktan Btnle, Kartlktan Uyuma, Klelikten zgrle
doru bir kuantum sraydr.

58

Tanrlar Okulu

"Okulu bulmak, 'd'e elik bir halatla balanmak, sorumluluun daha


yksek bilin gerektiren blgelerine girebilmek demektir. Ancak az saydaki
insann ok az bir ksm bylesi bir bulumay gsleyebilir."
Szleri ve bak bende giil bir teslimiyet etkisi yaratt. imde, nasl
ilediinden habersiz olduum, ezbere dnen dili arklardan birinin
krldn hissettim. O anda yreime bir bak gibi saplanan vicdan
azabyla, yllar yl 'yuvadan uzak' yaam olmann, dzene ne denli aykr
bir davran olduunu anladm ve yine yllar yl umutsuzca aradm bir kii
ya da bir ey karsnda kendimi bulmu olmann harikuladeliini yaadm.
Ancak ok az saydaki kiinin bana gelebilecek bylesi bir olayn
olaanst niteliini duyumsayarak, derin bir saygyla, "Okul'u nasl
bulacaz?" diye fsltyla sordum.
Dreamer, "Korkma. Sen deil, Okul seni bulacaktr," diye yantlad.
Baklarmdan bu ksack yantn pek de ak olmadn fark ederek, "Bir
kii yaantsnda, iinden kamayaca kadar hayal krklna
uradnda... kendi eksikliini ve gszln fark ettiinde, varolu onu
bir mengenede soluu kesilinceye kadar sktnda... Okul, ancak o zaman...
ortaya kacaktr," dedi.

2 Dnya bir masaldr

Bu bilinmeyen ehirde bir kafede oturmu, sayfalarca not tutarken onu


dikkatle dinliyordum. O esiz villada balayan ve Marake'te devam eden
raklk srecimin, bir resmin hi kesilmeyen hatlar gibi, gizemli bir eitim
yolu izlediini sanyordum.
Dreamer, '"Okul'la karlamak, bir insann hayatnda bana
gelebilecek en mucizevi olaydr. Senin grmekte olduun ve evreni saran
her eyin aslnda dnya deil yalnzca bir tasvir olduunu anlamak ve telkin
yoluyla iine dtn kitlesel uykudan uyanmak iin tek frsattr," dedi.
"yi ama ben seni dinliyorum, bu masaya dokunuyorum ve yoldan geen
insanlar gryorum. Bu insanlarn her birinin bir yaam, bir ii, bir ailesi
olduunu biliyorum...
Btn bunlar nasl bir tasvir ya da sadece benim yarattm bir vizyon
olabilir?"
Dreamer, "Retina zerine den grntler dnya deildir, dnyann
masaldr," diye ksaca yantlad. "Dnya, sadece sana anlatlandr."
59

Stefano E. D'Anna

Bu szlerini dinlerken uradm aknlk, ardndan fslt halinde gelen,


"evrende var olan eylerin tmnn asl yaratcs sensin! Ne var ki, sen
bunu unuttun," szlerini duyduumda yerini ok daha byk bir aknla
brakt.
"Unuttuum nedir?" diye sordum. Sesimdeki kar k havas aramzda
olumakta olan mesafeyi iaret ediyordu.
"Sen her eyin nedenisin ve her ey sensin. Bir gn iyiletiinde,
dnyann kaynann sen olduunu bileceksin. O, var olabilmek iin sana
gereksinim duyuyor... Onu yaratann, kefedenin sen olduunu unuttun ve
kendi yarattn eyin glgesi oldun." Ses tonu bende tomurcuklanmaya yz
tutan her farkl gr kknden skp att ve beni bir okul ocuu gibi
yeniden hizaya soktu.
"Dnya zneldir, kiiseldir!... Varlmzn aynadaki yansmasdr...
Grnt ve gereklik ayn eydir, zdetir; yalnzca 'zaman faktr' onlar
birbirinden ayrr."
imden evet demek geliyordu. Grn benimsemek istiyordum. Ne
var ki, iimde bir ey buna kar kyordu. Mantm bocalyor, ama teslim
olmuyordu. Nasl olur da ayn nesnenin, manzarann, olayn veya kiinin
karsnda, onlar hakknda farkl grlere sahip olunabilirdi ki?
Ezberime yerlemi olan grleri desteklercesine, "Fakat nesnel bir
gereklik elbette var!" diye ileri srdm. "Ne de olsa sonuta hibir ey
kendi olduundan baka bir ey olamaz..." Hl 'kendi' inanlarm
savunmaya alyordum; ama ne denli kk salm olursa olsunlar, ayakta
kalamayacaklarn biliyordum. Dreamer'n vizyonu karsnda yklmaya
mahkmdular. Her zaman olduu gibi bu kez de, yine ngrlemeyecek
kadar artc bir ey, O'nunla birlikteyken apak kavranr hale gelecek,
zamann ve nasl olacan bilmememe ramen, kanlmaz olarak
gerekleecekti. Ve bu deiim her ne kadar beni korkutuyor olsa da, onu
zlemle bekliyordum. Sonunda bu gerekletiinde, daha net, daha snrsz
ve ok daha stn bir dnya vizyonuna yer aabilmek iin, varlm kuatan
duvarlarn her trl lein dna telendiini hissediyordum. Hl kafamn
kark olduunu grnce, dnyann genel geer betimlemesine bir can alc
darbe daha indirerek, "Biz ancak ne olduumuzu grebiliriz!" diye ekledi.
Ardndan, kendisine zg nktedanln bir para alayclkla birletirerek,
"Bir azizle de karlasa, hrszn gz daima onun cebinde olacaktr," dedi.
60

Tanrlar Okulu

Bu nktesi benim iin ok aydnlatc olmutu. Aklm bir sre daha bu


komik ve retici gre takl kaldnda, Dreamer irdeledii konuya
oktan dnm, ne denli nemsiz olursa olsun konudan bylesine sapm
olmamn kendisini engellediini -bulumamzn amacnn ok dna
ktmz- sylemek istercesine, biraz da hain bir bakla bakyordu
bana..
"Sradan bir hayatn derinlere kk salm vizyonundan uzaklamak,
ancak Okul ile karlamakla mmkn olacaktr...
Aldatmac tasvirlerinin arkasndaki dnyay bir gn 'grebilmek' de
ancak 'Okul almas' ile mmkn olacaktr.
Uyum iindeki bir gre, bir btnleme haline, bir gn ancak 'kendi
zerinde alan kii" eriebilecektir. Ve dnyay yine uyum ve btnlk
iindeki bu gr iyiletirecektir."

3 Altst etmeyi renmek iin bir Okul

Dreamer bana, stn nitelikli kiilere zel eitim veren okullarn, her
ada ve her toplumda daima var olduunu aklad. Bu okullar farkl
kld sanlan felsefi ve kltrel ayrlklarnn tesinde, bu 'okullar' aslnda
tek bir Okul'du. Bunlar tekdze bir sesle anlatrken, dnceleri tm
alarn ve kltrlerin stnden gemekteydi.
Bu okulu 'Olu Okulu' olarak adlandrd...Dleyenlerin ekillendirildii,
vizyon sahibi, aydnlk topyaclarn her zaman niyetlerini arndrm
olduklar evrensel bir atlye..
Dreamer, ayrca bunun bir "Dnm Okulu" olduunu syleyerek ona
yeni bir tanm daha getirdi ve sonra sustu.
aydan ykselen nefis kokulu buuyu derin derin iine ektikten sonra,
ksk bir sesle, "Henz bakalarna egemen olmadan nce, kendilerine
egemen olmay renecekleri... Tanrlar Okulu..." Dven bir savann
att naraya dnen sesi, tylerimin diken diken olmasna neden oldu. "Bir
altst etme okulu, " dedi.
"Fikirlerin, inanlarn ve en nemlisi, lmn kanlmaz olduu
dncesinin altst edilecei yer. lm geree, uyuma, gzellie kar
direntir. lm, gerein iinden geemeyen her eyi ykp dker. Eer
vcudumuzun her bir hcresinde biz gereksek, o halde asla lmeyeceiz. "

61

Stefano E. D'Anna

nsanl, aralarnda sonsuzluk kadar uzaklk bulunan iki ayr tre ayran
Homeros'un zamanndan da nceki klasik a dnce geleneini
anmsadm: Kahramanlar, dleyen bir insan soyunun mek ampiyonlar,
yani olanaksz olan gerekletiren bireyler ile niyeti ve d' olmayan silik
ve tannmayan bir ounluk. Antika dncesine hkim olan Sonsuzluk
Yasas'nn rehberliinde yaam srenler byk bir bireysel maceradan
geerken, anlamsz ve sradan bir yaama boyun een dierleri ise
rastlantsallk ve kader yasas ile izilmi bir akbetin pei sra ilerliyorlard.
ok eski alardan bize ulam en nemli efsanelerde 'Okul'la
karlam kiilerin baar yklerinin anlatld fikri beni olduka etkiledi.
Gezgin ozanlar tarafndan dilden dile aktarlarak gnmze tanm olan bu
destanlarda onlarn baarlar, onlarn canavarlarla ve dev yaratklarla
mcadeleleri, aslnda kiinin kendi yaamnn ve Olu'unun en karanlk, en
gizli kvrmlarnn iine yapt yolculuun, yani 'isel yolculuunun', en
kayda deer evrelerinin anlatld yklerdir. Dreamer'n bana anlattna
gre, yaamn en sakl alanlarnda, yani olumsuz duygularn kprd ve
ykc fikirlerin sululuk duygusuyla aldad unutturucu Lethe
rmanda, bu canavarlarn, bayaln, lmn ve her bir yenilgimizin
kaynan buluruz.
"En nemlisi, tenimizin altna yerlemi olan dman ele geirmemizdir.
Kazy bitirir bitirmez onu yine orada bulacaksn, hatta daha gz boyayan,
bu kez daha gl, daha dik bal bir halde olacaktr. Antagonist seninle
byyor! Binlerce deil, tek bir dman vardr, tpk tek bir zaferin olmas
gibi... bu zafer elbette kendine kar olandr.
'Dn yolculuu' kiinin kendi gemiini iyiletirmesi iin ok byk bir
frsattr," dedi ve baklarn meydanda, ikiz kiliselerde, asillerin
saraylarnda ve antik dikilitan evresindeki heykellerde gezdirdi; onun
etrafnda toplanan insan kalabaln seyretti.
En aklda kalc zdeyilerden birini kurgulayarak, "Dnya gemitir,"
dedi. "Her kimle ve her neyle karlarsan karla, o hep gemitir. imdi
gznn nnde bile olsa, grdn ve dokunduun her ne varsa
durumlarn elle tutulur, gzle grlr halidir.
Past is dust. Gemi tozdur. imdi u anda grdn ve dokunduun
dnya, sen olan her eyin maddeye dnm halidir. Dncelerinin daha
nceden onaylamad hibir ey yaamnda karna kamaz.
Dnya tozdur. fle gitsin."
Dreamer kalkmak istermiesine sandalyesini bir para oynatt.
62

Tanrlar Okulu

Bu hareketiyle yeni dncelerine ayak uydurma abalarm birdenbire


kesmi oldu. Mideme oturmu bir yumru vard. O yerinde duramayan,
durduu yerde alayan taze arab eski inanlarmn tulumuna boaltmak
istiyordum. Bu engin okyanusu, O'nun her bir darbesiyle krlp parampara
olan mantk snrlarmn iinde tutmay istiyordum. Dreamer'n retisinin
varlmn srekli daha derinlerine ileyerek eski dengelerimin daha
tehlikeli, ldrc hale geldiinin kantlarn grmezlikten gelerek, bo,
anlk zihin yormalarmn iinde yitip gidiyordum. Bu arada Dreamer ayaa
kalkmt. Yapt bir iaretle, bana sessizce, kendisini izlemem iin davet
etti. Canm, szlerinin havay titrettii o huzur dolu yerden ayrlmak
istemiyordu. Bilginin iinde sakl tutulduu eski bir tapna, tatan kutsal
bir mezar terk ediyor gibiydim. Bu bulumamzn her ayrnts hcrelerime
kazl olarak kalacakt: kafenin yiyeceklerle donatlm masalar, garsonlarn
hareketleri ve hatta frndan taze km, pirin tanecikli kremal pastalar.
Birlikte meydan getik ve O'nun bir kiliseden ieri giren admlarn
izledim. Ana salonu batan sona getik, sunakla yan holn arasndan
geerek, kk bir apele girdik. Gzlerim, lo kta karlkl duran iki
byk yalboya tabloyu zorlukla seebilmiti. eri yle bir baktm,
bulunduumuz yerden kilise tamamen bo grnyordu. Dreamer,
kmetreye bozuk para atmam syledi. Gl bir k demeti, yalboya
tablolarnn stne dt. Tablolara, apelin tam orta yerinden, her iki
tabloya eit uzaklktan bakmam syledi. Dediini yaptm ve bu iki bayapt
dikkatle inceledim. Soldaki, Aziz Pietro'nun ba aa armha geriliini,
dieri ise Aziz Paolo'nun am yollarna dt zaman gsteriyordu.
"Bu tablolar rastlant sonucu birbiriyle kar karya durmuyorlar,"
dedi. "Birbirlerine, tek bir mesajla, ayrlmaz bir biimde balanyorlar."
Dreamer sustu ve bir sre ikimiz de sessiz kaldk. Bu suskunluu, bu
simgesel sr zerinde dnmeye ve onu zmeye almaya aba
gstermem iin bir davet olarak youmladm. Epeyce bir zaman gemesine
ramen tm abalarm sonusuz kalmt ki, Dreamer beni kmazdan
kurtararak, bu iki tablonun, 'altst etme' dncesini yanstan en gl
ikonografk resimler olduklarn aklad.
"Bu iki aheser, byk sorumluluk Okulu'nun engin dncesini, soluk
aldn gstermektedir," dedi. "Ancak byle bir Okul binlerce yllk
nyarglar ve inanlarla mcadele edebilir, eskia insanna zg zihinsel
ekim dizilerini alaa edebilir, onun kavgac yann tamamen iyiletirebilir
ve iinde tad straplarndan onu sonsuza dek zgrletirebilir."
63

Stefano E. D'Anna

Vision and reality are one and the same thing.


Grnt ve gereklik tektir ve birbirine zdetir.
"Dnya senin yansmandr. nanlarn altst et, o zaman dnya bir
glge gibi senin peinden gelecektir. Gereklik yeni bir grntnn biimini
alacaktr."
Ikmetre sresini doldurdu, klar snd ve tablolar knna sokulan iki
kl gibi karanla gmld. Mum kokulu lo kta, Dreamer'n anlatt
bin yl akn zamandr sessiz kalm Okul'un olaanst yksn
dinledim. Szleri yerini uzun sren bir sessizlie brakt ve ardndan gizemli
bir havada, artk Okul'un sesini dinleme zamannn geldiini syledi. Azm
ak kalmt. Yzyllar sonra, stlendii grevi aklamak zere ortaya
km, bin yldr nefes alan bir okulun varln dnnce yldrm
arpma dnmtm. te o srada Dreamer bana efsanevi bir savakeiten ve kaybolmu ok deerli bir elyazmasndan sz etti. "Gerei
kitaplarda bulacana inanan sen ve senin gibiler iin bu eski Okul'un
izlerini aratrmak yararl olacaktr," dedi. Sonra sesi buyurgan bir havaya
brnd.
"Bu elyazmasn bul!" dedi.
Ses tonunun sertlii ve kesin emreder vurgusu bir tarafa, bana vermekte
olduu grevin nemini iliklerimde hissettim. Bundan dolay O'na
minnettardm. Yemin kadar ciddi, kocaman bir 'evet' derken gsm
kabaryordu. Kendimi btnyle bu aratrmaya verecektim. Bu grevi her
dnmde, yabancs olmadm ve son derece dhiyane bulduum bir
dnyaya beni yolculua karacak olma cokusu da iimde o denli
byyordu. Dre mer benim yine eski yollara girdiimi ve bir akademisyenin
kalb iine dtm grerek:
"Bir gn dardan alnacak hibir eyin olmadn anlayacaksn;
bildiklerine ekleyebilecein hibir ey olmadn, retilerin ve
deneyimlerin senin anlama dzeyine herhangi bir ey katmayacan
greceksin. Gerek bilgi sadece 'hatrlanabilir'.
Bir kiinin bilgisi kendisinden ne daha byk olabilir, ne de daha kk.
Kii yalnzca ne olduunu 'bilir'.
Her eyden nemlisi, bilmek var olmak demektir. Var olduka,
'bilirsin!'"
Bunlarn ardndan, Dreamer bana zaman dndaki bir hafzadan; sonsuz
bilgiyi ieren, durumlardan ve dzeylerden olumu bir 'dikey hafza'dan
64

Tanrlar Okulu

bahsedecekti. Bu, her insann sahibi olduu bir demirbatr, her birimiz ona
sahibiz, ama kaybettik, ona eriecek anahtarlar yine zde sakl.
Demenin eski mozaikleri uzad ve aramzdaki mesafe almaya balad;
nce azar azar, derken tamamen gzden kaybolana dek srd. Syledii son
szlerine kulak verirken, O'nu yitirdiim duygusuyla iime bir ate
dmt.
"Bilgi, imann devretmesi mmkn olmayan, vazgeilmez maldr. En az
insan kadar eskidir. Ekleyecek hibir ey yoktur, ama bilebilmek iin
elenecek ok, ok fazla ey vardr."
ok uzun zamandr beklediim bu szleri kana kana itim; onlar
biliyordum. Tenimdeki belli belirsiz bir rperti, aslnda her eyin iimde,
zmde sakl olduu duygusuna elik etti. Ben mkemmel ve evrensel bir
sistemdim. Tek tek ve btn olan her eyle aramda bir btnleme, alg ve
ilgi hissettim. Yklmaz olmann, Dreamer'n mkemmelliinin
sarholuunu yayordum. Bu btnl etkileyecek ya da bozacak hibir
ey yoktu.
"O elyazmasn bul!" diye yine skca tembihledi. Yz hatlar yok olmaya
balamt bile. "Onu bulduunda yeniden greceiz!"

4 Lupelius

Hemen daha o gn, Dreamer'n szn ettii eski okulu ve elyazmasn


aratrmaya baladm. Benden bulmam istedii kitap, bir kei-flozof olan
Lupelius tarafndan 9. yzylda yazlm, 'School for Gods' , 'Tanrlar
Okulu' adn tayan elyazmasyd. Karanlk alarda zgr bir ruh olan
Lupelius, o dnemde eitimli kiilerin sma, kltrlerin ve geleneklerin
kava, her trl sava ve ekime altnda inleyen rlanda'da domutu.
Lupelius'un yaantsna dair ok az ey bilinmekte olup, bu bilgilerin de
kesinlii konusunda pheler vardr. Benim de ulaabildiim belgeler
saylyd ve bunlardan bazlar gvenilir bile deildi. Lupelius, ergenlik
andan itibaren, babas tarafndan sava sanatlar konusunda eitilmesi
iin en iyi hocalarla ve onlarn disiplini altnda almt.
Henz bir delikanlyken manastr yaamn kabul etti ve o dnemde her
Hristiyan toplumdan her mnzevinin gittii Bet Huzaye'de (bugnk
Kuzistan dalarnda) inzivaya ekildi. Dini ve manevi eitimine ilikin
olarak, daha sonra oraya yakn aban Rabbur manastrna girdiini, buradaki
65

Stefano E. D'Anna

olaanst ktphanesine kapanarak yutarcasna Kutsal Yaztlar, Yunan


Tanrlarn ve Origen'den Aperaea'l Yuhanna'ya, ldeki rahiplere dek her
an byk mistik retilerini renmeye altn biliyoruz. Sonraki
haftalarda akademisyenlerden oluan ortaa felsefesi konusunda bilgi ve
deneyim sahibi kiilerle yaptm uzun sohbetler sonucunda Lupelius'un tek
eseri olan orijinal elyazmalarna dair tm izlerin yzyllar nce silinip
gittiine bir kez daha emin oldum.
Byk niversitelerin ktphanelerini aratrmaya gittim, felsefe
okullaryla balantlar kurdum, akademisyen ve aratrmaclarla bulutum,
aratrmalarmn apn Avrupa'ya kadar genilettim ama sonu deimedi.
Sonunda, bir baka izin peinden irlanda'nn Dublin kentindeki Wrighter's
Mzesi'nde, ona dair bilinen tek bir kopyann bulunduunu rendim. Ne
var ki bu kopya da kum saatinin tanecikleri altnda, ok uzun bir zaman nce
kaybolmutu.
Karlatm engeller ve zorluklar karsnda, sanlann aksine
kararllm ve aratrmalarma olan inancm daha da byd. Bu kayp
retinin izinde her ipucu, her yeni karlama varlm daha da dzene
sokuyordu.
Yaammda nereye ait olduunu bilmediim krk dkk paralar, tpk
bir yapbozun etrafa salm mozaik talar gibi, bir resmin ana hatlarn
izliyormuasma, yaammdaki yerlerine ulayor, varlm yeniden bir
btn haline getiriyordu. Bu elyazmasn bulmak ve Dreamer'a geri
dnmek, artk tek uram olmuta. Aslnda O'nu yeniden grebilmemin
baka da bir yolu yoktu. Bana ykledii aratrma sorumluluunu srdrme
enerjim de her seferinde bu dnceyle tazeleniyordu.
Her geen gn para para toplayarak biriktirdiim bilgi ynndan ve
binbir zahmetle bir araya getirdiim Lupelius felsefesini oluturan
paracklardan, yce bir Okul'un dncesi ve onun zgn nitelii, tpk
lmsz bir ehrin salam surlar gibi ykselmekteydi. Binlerce yl ncesine
dayanan bu retinin krntlar, o an toplumsal ve ahlaki deerlerini
paralayan med cezirle lk gibi ykselen ayn bir kez daha
filizlendiriyordu. Dnyann bir hizmetkr olan Lupelius karakteri, ksa
srede etkilemiti beni. Aratrmalarmn bandan beri, bu bilinmeyen
filozofa kar giderek byyen bir hayranlk duyuyordum.

66

Tanrlar Okulu

Ona ve onun grevine yaklatka, bu dnrn tek bana insanlarn ve


olaylarn iinden lde ykselen bir kule gibi ne denli sivrildiini daha iyi
gryordum. Okul'u, cehalet ve bo inanlar denizinin orta yerindeki
kayalk gibi dimdik ayakta duruyordu. Dncesi, sularn ve felaketlerin
ilmek ilmek dokunduu bir tarihin iinden geen altn bir ip gibiydi.
Yaantsna dair pek fazla bilgiye ulaamamtm; sadece bir dnem
Fransa'da Kral Dazlak Charles'n maiyetinde yaadn biliyordum.
Lupelius kesinlikle esiz bir karakter, sadece kendisiyle kyaslanabilecek bir
filozof, bir eylem adamyd. Belli bal alkanlklar ya da detleri yoktu.
Sylentiye gre, gnlerce uyumadan durabilirdi. Aslnda onun uyuduunu
gren de yoktu. rencilerine,
"Uyku, sizi hem aklca hem de bedence gszletirir," der ve
rlandallara zg akaclyla eklerdi, "Uyku yalnzca kt bir
alkanlktr."
Onu dierlerinden ayran en tuhaf huyu ise Avrupa ehirlerinin en
tehlikeli ve her anlamda izbe ve bakmsz pazar alanlarn amaszca
dolamakt. Buralarda, grne gre en olumsuz koullarda, rencileri
dnmenin ve hissetmenin farkl biimlerini kefetmeye, zihinsel
kalplarn krmaya davet ederken, dnyann onlarda var olan sradan
tasvirlerini altst ederdi. Onun bu gz alc lgn dncesi sayesinde,
dolandrclarn, katillerin, kurnazlarn karanlk dnyas, pusu stne pusu
kurduklar pazaryeri, bir anda mkemmel bir okula dnrd.
rencilerinin kk salm inanlarn kknden kazmak ve ruhsal
dnyalarndaki duygu batakln kurutmak iin dhiyane yntemler
uygulard. Onun okulu, srad kiiler, yenilmez savalar yetitirirdi.
Lupelius, srekli bulduu fantastik eitim yntemlerini ve saflatrma
tekniklerini kullanrd. Kendisini bir kle, serseri, politikac, banker, zengin
bir tccar giysisi altna saklar, rollerinin stratejisini kendi kullanm amacna
gre belirlerdi.
Lupelius, bir kraln tac veya bir keiin cppesini giyer, rencilerine de
aynlarn giydirir ve bunun esiri olmadan, sadece bir oyun olduunu
unutmadan, 'bu rol' nasl oynayacaklarn, tm inceliklerini kefederek, en
ince ayrntsna kadar renmelerini salard. Onlar, ekya ve sulularn
kol gezdii korkun tccarlarla bir arada olacaklar arya gtrr;
insanln en zavall kesimlerine girmeye yreklendirir ve neredeyse hi
dn olasl bulunmayan ok tehlikeli servenlere atlmaya zorlard.

67

Stefano E. D'Anna

Lupelyanlar nedenlerini bile bilmedikleri, tuhaf atmalara, ihtilallere ve


uzak lkelerdeki manasz savalara birer paral asker gibi gnll
katlrlard.
Onlar sava meydanlarna ne zayf ya da mazlumu korumak iin, ne
soyut ilkeleri ya da ideolojileri savunmak iin, ne de dmanlarnn
dmanlarm yenmek ya da onlann cn almak iin girerlerdi; onlar
kendilerinin efendisi, yazglarnn belirleyicisi olmak iin savarlard.
"Gerek savalar bakalarnn stnde hkimiyet kurmak ya da onlar
kontrolleri altna almak iin savamazlar. Ve onlar asla bir zafer kazanmak,
smrge ya da ganimet salamak uruna da savamazlar, onlar kendileri
iin gerekten nemli olan tek bir eyi, kendi isel zgrlklerini kazanmak
uruna savarlar."

Lupelius'un retisi iradenin gelitirilmesine dayal bir yklmazlk


eitimiydi. Amac, btn kstlamalardan kurtulup zgrlemekti.
Free forever from all human conditions and natural limitations.

Lupelyanlar nsann tm koullarndan ve doal kstlamalarndan ebediyen


zgr olmasna dayanan 'kendi kendinin efendisi olma' sanatn
uyguluyorlard. En yce zafer 'kiinin kendisini yenmesi' idi; hibir d
olayn ya da koulun kendi iinde yaralar amasna ya da Olu'unu
karalamasna izin vermemekti. Lupelius rencilerini, en zor koullarda bile
sessizliklerini ve dinginliklerini korumak zere eitmiti. Kendi ilerinde ne
denli btn olduklarm grmeleri iin, onlar zen ve onlara ynelik bu
saldrnn nedenini bulmaya zorlard. Yollarnn kesitii salgn ve bulac
hastalklara yenik dm ehirlerden ve deniz ar blgelerden bile hep sa
salim karlard. Lupelius,
"Drstlk ve saflk bir savay yklmaz klar ve bylece en byk
ktlkler bile ona ilemez olur," derdi.

Stoaclar tarafndan savunulan duyumsamazlk (apatheia) ve mistik


Lupelyanlarn destekledii, bireyin tutkular ve dsal dncelere kar
kaytszl arasndaki fark irdeleyen sorunun stne gitmeye altm.
Lupelius'a gre kaytszlk, btnln yeniden kazanm ile, insann
unuttuu doal bir hal olan Olu'un birlii ile tanmlanmaktayd.

68

Tanrlar Okul

Dsal ve dnyevi maddelerin safrasndan kurtulan z'n yaratt


boluktan, kendi dmzda bireylerin varolduu yanlsamasna kaplmadan,
doal bir hareketle sonsuzlua, lmszle ve snrszla doru
durmakszn ilerleyen bir Olu durumu doar.
"Yaantmzda
ksaca
'dnya'
olarak
nitelediimiz,
yaammz
ilgilendiren tm olaylar ve durumlar kendi yansttmz grntlerdir.
Bunun bilincindeysek,'sadece yaam, refah, zafer ve gzellik yanstabiliriz.
Eer her an uyank ve dikkatliysek, zgrl yani engelleri olmayan,
snrsz, yalln, hastaln ve lmn yer almad bir dnyay
yanstabiliriz."

Lupelius'un okulu beni bylemiti. renmek iin dersimi tutkuyla


alyor ve seviyordum. Sanki oradaydm ve ayn havay soluyor gibiydim.
Gzlerim ak, onu dlyordum. Dlemeyi bilen tm bu insanlar:
kadnlar, erkekler, sava-renciler, tinsel bir savan yalnz kahramanlar
benim gzmde esiz bir cesaretin ve kararlln yenilmez rnekleri,
srad kiileriydi. Onlann dn vermez bir ekilde kendilerini ele geirme
abalan srasnda gsterdikleri olaanst lgnlklarn ve cokulu
araylarn hayranlkla inceledim.
Aratrmam hi ara vermeden
srdrrken, Kutsal Roma mparatorluu'nun yava yava katmanlarna
ayrld, Byk Kari sonrasndaki o kark dnemde paral askerlik yapan
pek ok kahramann, Lupelius'un kimliklerini gizlemi rencileri olduunu
gsteren salam kantlar buldum. Bu sava-keiler, kendilerini asla
gstermeyen, yenik savalar grkemli zaferlere dntrebilen, esiz
kahramanlk destanlarnn efsanevi nderleri oldular.
Aratrmalarm bir noktada kilitlendi. Binbir glkle topladm o ok
az bilgiye, haftalarca tek bir bilgi ekleyemedim. Ve sonunda, bu efsanevi
elyazmasn bir gn bulabileceime olan inancm ve bylece Dreamer'a
geri dnebilme umudumu da yitirmi bulunuyordum. Bir gn, bu kayp
retinin izleri stnde yaptm ksa bir gezinti srasnda, aratrmamda
bana yardm dokunabilecek, Domenikan tarikatndan engin bilgiye sahip bir
rahibin varln rendim. Ayrca bu kii, Kilisenin ortaa tarihine ilikin
olaanst bir eserin de yazaryd.

69

Stefano E. D'Anna
5 Peder S. ile buluma

Uzun sren aratrmalarm sonunda bana Hristiyan retisinin yaayan


rahiplerinden biri olarak nerilen bu kiiyle randevuma birka dakika erken
gitmitim.
Peder S. eski bir Karmelit manastrnda yayordu. Ciddi ve koruyucu
ufak tefek rahibelerden oluan bir topluluk, bilimsel almalarla ve
dnmekle geen yallnda onun bakmn stlenmiti. ki rahibe beni
kk bir ilkyardm odasna gtrd ve orada onu ayakta bekledim.
Yar ak duran pencereden, byleyici avlunun bir kesini
grebiliyordum. Stunlu giriin milimetrik geometrisi ile huzur dolu
sessizliin arasnda uzanan imenli yolun sonundaki eski giri kapsndan
manastra girerken baka bir zaman dilimine alan zel bir kapdan
geiyormuum duygusuna kapldm. Aklma hemen Napoli'nin uzak bir
kesindeki, Collegio Bianchi'nin avlusu geldi. Sundurmalar arasndaki
kouturmalarn, barlarn ve kovalamacalarn sesleri havada nlyordu;
yemekhaneden yaylan kokuyu alabiliyordum ve zihnimde ocukluumun
Barnabite'ler arasnda geen o gnlerinden binlerce an canlanmt.
eri giri iznim tam vaktinde geldi. O byleyici adadan ve beni
grmeye gelmi birka okul arkadamdan glkle ayrlmtm. Glen
yzleri soldu ve hafzann gizemli ormannda, nronlarn arasndaki
yerlerine geri dndler.
Bana yolu gsteren mikroskobik llerdeki muhafz-rahibelerden biri,
Peder S. Hristiyan ortaa hakkndaki muazzam eserinin yeni bir cildini
tamamlamakta," dedi. Ses tonundaki sert ifade, ziyaret ettiim kiinin
zamann ve sabrn zenle kullanmam konusunda bir uyar niteliindeydi,
bunu abucak anlamtm.
Etrafm evreleyen kitaptan duvarlar ile iyice daralm olan sarmal
biimdeki merdivenlerden yukar ktm. Yukar karken, basamaklar
trmanmaktan ok ne olduunu bilmediim dik ve mecazi bir yapda
ykseliyormuum hissine kapldm. Bu simgesel sahnedeki her ayrnt, sanki
beni uyarmak iin oradaym gibi duruyordu.
Birazdan Hristiyanlk dnyasnn en nemli dnrlerinden biriyle
karlaacaktm. Bu dnce beni, bir tr korku dalgasnn iine srkledi;
daha ok pimanlk yznden ya da beklenmedik bir anda insan sarveren
bir melankolinin yaratt az da olsa strapla karm, daha ok saygdan
kaynaklanan bir korkunun rpertisiyle kaplad.
70

T a n r l a r Okul

Ne de olsa bu, kendim iin her zaman ok istediim, aratrma ve


incelemeye adanm bir yaantyd. Kitaplara ve retmenlere olan kr
krne inancm, iimde birdenbire dolup tamt.
Dreamer'n ciddi ve durumumu tanmlayan szleri tam da gereken
zamanda zihnimi dolduruverdi: "Bildiklerine ekleyebilecein hibir ey yok.
Gerek bilgi sonradan edinilemez, o yalnzca 'hatrlanabilir'."

Hastalm biliyordum, renmitim: Dnyaya baml olmaya ve


zellikle de kitaplardaki bilgiyi putlatrmaya yatknlk. te bir kez daha
dardakini tanrlatryordum. Henz o adam tanmamtm, ama imdiden
onu patronum olarak ilan edivermitim, nk benim iin, bir put bile olsa,
kendimi onun karsnda bulmu olmam yeterliydi.
Peder S.'yi, bu kez de entelektelliin kapanna skm ve hatta
d'lemeyi unutmu bir insanln ncs olarak gzmde canlandrmtm.
Ilristiyanlm, unutmu olduu kendi tepe noktasna, kitaplarla var olan,
okuyan, yazan, ad geen insanlar ve gururunu koymu bir rnei. Dreamer,
"Dnyann btn kitaplar, varln tek bir atomunda sakldr," demiti.
"Kitaplar sendeki bilgiye hibir ey ekleyemezler; sen onlardan hayata
ulaamazsn. Bilgi senin varlndan gelir. Varolduka, bilirsin!"
Gl bir ses, kitaplar arasnda alm bir yarktan yanklanrcasna,
"Buyurun," demiti; tonlamas, yksek perdeden ilahi okur gibiydi. Oysa
beni rahat etmem iin davet eden ses yle yaknmdan gelmiti ki, bu da
bana birazdan gireceim odann mtevaz boyutlarda olduunun mesajn
veriyordu.
Son birka basama karken, bir savann, gcn kestirebildii olas
bir tehlike karsndaki hali gibi, ben de, bir yumruk gibi, Olu'umu
toparlamak suretiyle duruuma ekidzen vermekteydim. Ama Dreamer'n
syledii szler bir kez daha araya girdi:
"Herkes insan zeksnda bir aamay doldurur ve daha stteki
aamalarn nndeki bekidir...
Olduun gibi kalrsan, her karlama senin iin bir frsat, bir adm daha
ileriye gidebilmek iin ayan basabilecein bir basamak olacaktr.
Unutursan,
kendini yaamnn korkun karmaasnn iine seni
gerisingeri frlatacak senin dndaki sanal bir oyunun kapanna skm
bulursun."

Peder S. oluun bir kapsyd. Burada aslnda karlaacam kii, bana


kesinlikle-varoluun merdivenlerinde hak ettiim yeri verecek olan bir
Minos'tu, bir gzlemci-bekiydi.
71

Stefano E. D ' A n n a

Alalp ykselen dalgalarla masay kaplayan kitap ynlarnn arasndan


yal bir adamn usturaya vurulmu, dazlak, koca kafas kt. Uzunca bir
sre beni dikkatle szd.
Kara gzleri gerek olamayacak kadar gen grnyordu; onlarn
kendisinin olmadn, dn alnp bu yal yze yerletirildiklerini
dndm. Sanki olaanst bir nedenden dolay, bedenin geri kalan
tmyle biyolojik yazgnn ellerine braklmken, bu gzler, nasl olmusa,
yalanma srecinden kamann bir yolunu bulmu gibiydiler. Bunu fark
ettiimi anlamt. Yavaa gzkapaklarn indirdi. Bir kaplumbaann
kabuuna ekilmesi gibi onlarn stn rtmt. Gzlerini yeniden
atnda, bu kez yal bir adamn baklar vard.
Konuunu trensel bir tarzda karlayan bu adamn yznde yakaladm,
retmene zg ciddi ifade de yine aknlm pekitiren bir baka
elikiydi. Bu karmak duygular, arka planda, aramzdaki mesafeyi
anmsatrcasna grmemiz boyunca havada asl kald.
Ses tonu, giyimi ve hareket tarz, karlkl etkileimimizin kurallarn
belirliyordu. Belli ki, Peder S. bir araya geliimizin amacn ve grmenin
ieriini evreleyen snrlar saptamak istiyordu.
Elini sktm. Aldm enerji baklarnda yakaladm enerjiden farkl
deildi. Peder S. beni incelemekteydi. Glmsemesinin arkasna gizlese de,
beni snflandrmak zere, derinlerime sald bir sondayla hakkmda bilgi
topluyor ve beni deerlendiriyordu. Konuu, akademik bir canavardan ok
gen bir i adamna benziyordu. Bu, byk bir olaslkla Peder S.'nin pek sk
rastlamad bir insan tryd.
"Sizin hakknzda sadece ahlaki felsefe ile ilgilendiinizi ve bir Amerikan
niversitesinden..., New York'tan geldiinizi biliyorum... tabii
yanlmyorsam," dedi. Bunlar sylerken, doas ve profesyonel tutumundan
uzaklap, 'sadece' szcn azarlar gibi sylemiti.
Birka gn nce Fordham niversitesi'nden gnderilen bir mektubun
kopyasn uzatrken, "Ben ' Ynetimindeki Ahlaki Deerler' konusuyla
ilgileniyorum," diye nazike szlerini dzelttim.
Bu belge, benim i ynetimi brannda bir renci, bir aratrma grevlisi
olduumu doruluyordu. Zaten bu bulumay da referanslarm sayesinde
salayabilmitim. Bu rolde ok rahat davrandm hissediyordum. Sustum.
Kendisine hakkmda daha fazla bilgi vermeden, onu bu hafif rahatsz edici
durumda, merak ve konuya yabanc kalma arasnda, iimi pek
kolaylatrmadan brakmay yelemitim.
"77

Tanrlar Okul

Mektubu okurken yznde giderek artan bir ilgi ifadesi yakalamtm. Bu


ifade Lupelius stne aratrmalarm hakkndaki aklamalarm ve bu
buluma sayesinde sz konusu aratrmalarm ileriye gtrebileceime dair
mitlerimi rendiinde aka irkildiini gsterene dek srd. in asln
rendiinde, gstermekte olduu duygusal tepkiyi byk bir zenle
kontrol altnda tuttu ve yalnzca bu konuyu, bilinen tm bilim evrelerinin
dnda kalan, bylesi 'srad bir dnce okulunu semi olmamn
kendisinde yaratt aknl gstermekle yetindi.
Kendisine Dreamer'dan hi sz etmeden, Lupelius'a olan zel ilgimi, i
ynetimine ada bakta ve yeni nesil liderlerin eitilmesinde onun
dncesinin nemli bir etkisi olabilecei gerekesine baladm. Bu
yaptm aratrmalar hakknda yksek beklentilerim olduunu belirttim ve
i dnyasnda, eski dnce okullarna ait felsefi ilkelerin ve eski deerler
sistemine dayal eitim yntemlerinin kullanlmas gerektiinden sz ettim.
Beni zellikle ilgilendiren hususun, Lupelius'un retileriyle onun
yklmazlk ve yenilmezlik stne aratrmalar olduunu, nk bu
niteliklerin askeri alanlardakinden daha sert ve tehlikeli olduunu ve
amzn ekonomik meselelerinin zmlerinde bugn hl nemli
olabileceini belirttim. Lupelius'un okulunun lmszlk stne
gerekletirdii aratrma ve deneyler pekl gnmzn iletmelerine de
uyarlanabilirdi.
Ekonomi akademisyenleri, dnya apnda endie verici bir olay
karsnda, uzun zamandan beri aresizdi. "irketler uzun mrl
olamyorlar. Tm dnyada irketler, yalnzca bir elin parmaklar kadar
zaman ayakta geiriyorlar," diye anlattm. "En byk uluslararas irketler,
hatta finansman ve ekonomi sektrnn devleri bile, krk yldan sonra
ayakta kalabilmek iin byk bir ura veriyorlar." Dreamer'n rettiklerini
kendi grlerimmi gibi kullanarak, uzun yllar ayakta kalacak bir irketin
yllara meydan okumu bir kurucudan doabilecei gibi, lmsz bir
irketin de ancak lmsz bir kiinin dlerinden doabilecei inancm
savundum.
Dreamer, bir keresinde sevgi/korku kutuplamas stne konuurken,
sevgi szcnn gerek anlamm, Latince karl olan a-mors, yani
'lmn olmamas veya lmszlk' etimolojisinde bulabileceimizi
aklamt. Aslna bakarsanz, lmsz ehir Roma'nm ad da 'amor'
szcnn tersten yazlm biimiydi ve bu bir rastlant deildi. Roma'ya,
kurucusunun ona verdii adn iine mhrlenerek 'lmsz' yazgs
73

Stefano E. D ' A n n a

kaznmt. ok yakn gemite, srekli etkin olarak geen tam 2800. yln
kutlayan Roma'y belirtme nedenim, uzun mrl bir kuruluun,
kurucusunu ve onun lmsz bir varlk olma niteliini gz nnde tutmadan
aklanamayacana bir rnek olmas iindi (Roma'nn kurucusu Romulus,
Tanr Quirinus olarak tanrlatrlp tapnlmtr).
Peder S.'ye uzun zaman nce kurulmu baka srad irketlerden, bin
yllk Windsor ve dnyann en byk uluslararas kurumu olan Katolik
Kilisesi'nin kendisi gibi rnekler verdim. Yine Dreamer'n rettiklerini
kullanarak, zengin bir ekonominin daima lmsz bir dncenin ifadesi
olduunu belirttim.
Vision and reality are one.
Vizyon ve gerek birdir.

Sonsuzluun bir krnts, bir lkenin grn amaya ve ekonomisinin


sntlann geniletmeye yetecektir. lmszlk kavram, bireylerin,
kurulularn ve tm lkelerin fnansal kaderini ykseltmeye yeterlidir.
Aratrmalarmn ilerlemekte olduu yn buydu. Bu bulularn ok yakn
zamanda, i dnyasnn grn deitireceini, btn niversitelerin
ekonomi fakltelerinde eitim ve bilimsel aratrmalarda devrim yapacan
iddia ettim.
Peder S.'ye lmszlk kavramyla ilgili ekonomik teorilerden ve
Lupelius'un felsefesinin az da olsa bildiim ksmndan sz ettiim lde,
ilgisi de artyordu. Global ekonomi arka planda, lkelerin ve irketlerin dev
boyutlardaki askeri birlikler gibi ekonominin yeni snrlarn kendi
yararlarna nasl oluturacaklarn belirlemek iin her gn kar karya
geldikleri geni bir sava meydan gibi durur. Sadece tek galip kar bu
mcadelelerden. Dierleri, yenik denler, stn gelenin sava arabasnn
arkasna zincirlenerek klelie srklenirler. Onlar yaayabilmek uruna,
kendilerini yeni efendilerinin yntemlerine ve diline uydurmak zorunda
kalacaklar. Ona hizmet edecekler. Peder S.'nin, devam etmemi istediini
gsteren bir iaretinden cesaret alarak, gizemli kei filozof hakknda
bildiim her eyi ona aktardm. Lupelius ve olaand retisinin
zerimdeki byleyici ekim gcn ondan saklamadm. abucak
aratrmamn tkand noktaya geldim. Ayrca, 'Tanrlar Okulu' isimli
elyazmasn bulma abalarmdan ve her iki nshann gizemli bir ekilde
kayplara kartndan sz ettim.
74

T a n r l a r Okul

Grne gre, Lupelius'un almalaryla birlikte, onun lmsz kiiler


Okulunun btn izlerini silip yok etmek iin, ortada kastl bir giriimin
olduuna dair endielerimi tle getirdim.

6 Lupelius'un retisi

Peder S., enesini gsne dayayarak, beni byk bir dikkatle dinledi.
Ban kaldrdnda gzlerinin ii parlyordu. Tantmz o ilk anda beni
ok etkileyen olaanst gen gzlerini yeniden grdm. Ve bu kez onlar
gizlemeden, gzlerimin iine doru bakmay Srdrd. stelik yz, tan
beni dercesine beklentisini yanstan farkl bir ifadeye brnmt.
Ben de oyundan geri durmadm ve bu son hamlesine odaklandm.
Bilmecenin zm, gecenin karanln yrtan bir yldrm gibi birdenbire
ve gz kamatrc bir biimde gelmiti. Bam alabildiine hzla dnyor,
kulaklarm uulduyodu. Bu adam kendisini yal bir kii grnmnde
gizliyordu. Elbette yall bir maske olarak kullanyordu, stratejik bir
maske. Peder S. gerekte yal olmayan bir adamd. Yreim hzla arpmaya
balamt. Peder S.... bir Lupelyand. Bundan kesinlikle emindim. Bu fark
ediim karsnda duygularm saklayamyordum. Aramzda kurmaya
alt bu su ortaklnn bana verdii gizli hazzn tadn duyumsadm.
Bin yl uzunluundaki ince bir halat, amalarnn gerektirdii ekilde
yaamasn bilen ve kendini gizleme sanatnda ustalam o sava nesle
bizi balyordu. Bir bukalemun gibi kendisini gizleme yetenei,
Hristiyanln kalbinde sakl, kendi dinsel retisinin katmanlar arasnda
yaamasna olanak salyordu. Zaman iinde bir tnel ald ve beni Okul
kapsnn nne gtrmek zere, bin yl akn srelik bir zaman ksack bir
ann iine skvedi. imdi karmda oturan, belki de onun son neferiydi.
Bir soru, damarlarmla birlikte atmakta olan akaklarma darbeler indirdi.
Acaba Peder S., Deamer' tanyor muydu?
Ona 'd' ile olan bulumam ve yaadm olaanst serveni anlatmaya
can atyordum.
Peder S., heyecanl dncelerimi keserek ve bataki ketum halini bir
kenara brakarak, "Lupelius, kendi irademizle vazgeip braktmz ve
yeniden ele geilmemiz gereken bir hakkn, doduu andan itibaren her
insann hakk olan fiziksel lmszln peygamberidir," diye aklad.

75

Stefano E. D'Anna

Ardndan, sanki grnmeyen bir kitaptan alrcasna, ezberinden sylemek


yerine gzlerini kapatp szckleri okudu: "Beden, ruhun ete brnm
halidir. Ruh ne kadar lmszse, beden de o kadar lmszdr."
Okul'u anmsamaktan ve yllardr kendisinin de duymadn sandm
kendi szlerini yeniden iitmekten duyduu sevinci apak ortadayd. Bana
dnceleri nedeniyle Lupelius'un Hristiyanlktan aforoz edildiini ve
yaklmaktan bir mucize sonucu kurtulduunu anlatt. Onlar iin en byk
tehlike, Lupelius'un bir bireyin gerekletirebileceklerinin olaanst
boyutlarda olduuna ve yaamn lm karsnda son zaferi kazanacana
olan kesin inancyd. Esas olarak, cemaatin toplu olarak ibadetine dayal
Hristiyan Kilisesi ve dier btn dini kurumsal dzenler iin, tek tek her
bireyi kendi krlganln ve lml yazgsn deitirmek zere
ayaklanmaya aran 'Varolu devrimi' kavramndan daha tehlikeli bir
dnce daha olamazd. Bu dnce, eytanlar, ejderhalar ve iteki hilkat
garibelerine kar, insanlarn 'phe', 'korku' ve 'ac' olarak adlandrdklar
ve Lupelius'a gre de her ktln ve her felaketin asl nedeni olan
canavarlara ve devlere kar verdikleri mcadeleyi anlatyordu.
Dzen kart bylesi ykc dnceler yznden, insanlarn ona
saldrmas ve eziyet etmesi pek artc deildi. Nitekim Lupelius ve
eserinin btn izleri yok olmutu. Fakat imdiki grme gre bu, amansz
bir dmanln sonucundan ok, Lupelius'un kendi planlad bir strateji
gerei gereklemiti.
Onun okuluna kabul edilmek, etin snavlardan gemek; Lupelius'un
yannda yaamak ise, uzun sre byk zorluklar gslemeye raz olmak
anlamna geliyordu. Lupelius, rencilerinin en byk tehlikelerin arasndan
sa salim geilebileceini kendilerinin de grmesini salayarak, fiziksel
lmszlk ve yklmazlk stne dorudan bir deneyim geirmelerini
istiyordu. Nitekim onun kutsamasn alarak yola koyulan btn
rencilerinin, en kk bir izik bile almadan dndklerine tank oluyordu.
Bylesi gerekst durumun neye mal olduunu sordum.
Peder S. gzlerini yar kapal tutarak, "Kiinin kalkan, kendi safldr;
hayata ve ustasna olan sevgisidir," diye ezbere okudu. Verecei yant
zerine dnmekten te, sanki bir eyi yeniden hatrlyormu gibi grnd.
"Lupelius'a gre saflk, insann sahip olmas gereken en nemli zellik ve
insanln en yce hedefi olan fiziksel lmszle onu gtren yoldur."
Szlerini kesip ara verdiinde zaman gemek bilmedi.

76

Tanrlar Okul

Peder S.'nin Lupelius'dan sz ederken imdiki zaman kipi kullanmas


dikkatimi ekmiti; sanki bir adandan ya da hi lmemi birinden sftz
eder gibiydi. Konumasnn devamnda beni tutup, kendilerini ulalmas
imknsz snrlarn, yani dnyann bilinen betimlenmesinin Herakles
Stunlarnn'' tesine atmak iin her eyi yapmaya hazr bu insanlarn
olaanst dnyasna gtrd. Peder S., "Lupelius'un okulunda, lmn
kanlmaz ve yenilmez olduu dncesinden akl zgrletirmek iin her
tr aba verilmekteydi," dedi. "Yaptklar her ey saflatrma stratejisinin
parasyd; sradan bir insann akl sr ermez lme arzusunu alt etmek zere
psikolojisini ok farkl ekillere sokarak, onun ikinci doas haline getirmek
ve yaam iin bunun kanlmaz bir ekle dnmesi olarak tasarlanmt."
lmn yenilmez olduu inanc, insanlar iin zararldr. Ne kadar uzun
yaayacanz, iinde bulunduunuz zihinsel durum ve yaama isteinizle
belirlenir.

Peder S., yararlanmam iin Lupelius'un dncesini zetleyerek, "Ne


kadar uzun yaayacanz kendi aklnzca belirlenir. Bu demektir ki, eer
lrsen, sorumlusu yalnzca sensin!" dedi.
Ufak tefek bir rahibe, kusursuz bir ay servisiyle sessizce odadan ieri
girdi. Fincanlar ve demlii masaya yerletirdikten sonra, buhar ykselen
ay fincanlara koyarken bana gizlice, akn bir bak att ve bu
hareketinden, Peder S.'nin biriyle bu kadar uzun bir sre geirmesinin ok
nadir yaanan bir durum olduunu anladm. Rahibenin ay servisi yapt
sre boyunca, Peder S. hi konumad. Rahibe odadan ktktan sonra,
kald yerden konumasn srdrd ve Lupelyanlann, lmn
kanlmazln ironiyle bile olsa sorgulamann, onu alt etme gcn nasl
zayflatacan bildiklerini aklad.
Peder S. bir yazt biemiyle ve yksek sesle, "Herkesin lmszlk hakk
olduunu savunmas ve insann en korkun ve en haksz nyargsnn lm
olduunu ortaya koyma almas nedeniyle, Lupelius fiziksel lmszln
en nemli mistii olarak anlacaktr," dedi.
Daha sonra, Lupelius'un bu dncesinin, balangta ortaya fiziksel ve
bedensel bir din halinde kan Hristiyanlkla balantl olduunu,
Lupelius'un, bedenin yok edilemezlii mesajn veren, ruhsal materyalizmin
ve bu dncenin bir byk stad olduunu savundu.
Herakles Stunlar, Herakles'in Cebelitark Boaz'm geerken diktii boazn iki
yakasndaki kayalklardr; dnyann bilinen en u snrdr, (.n.)

77

Stefano E. D'Anna

Peder S. konuyu balarcasna, "Yalan sylemek, gizlenmek, ikyet


etmek ve kendi sorumluluklarndan kamaya yeltenmek, hataya ve
blnmeye dm kiilerin, varolu nedenini unutan insanlarn tadklar
yara izleridir," dedi. "nsanlk, doutan kendinin olan haktan bir kez
vazgeince ve btnln unutunca, sefaletine bir son verebilmek iin, bir
are olarak lm icat etti. nsan zor bir i olan, kendisini, kendi
eksikliklerini yenmeye almak yerine, lmeyi yeliyor. Oysa lm bir
zm deildir. nsan, daima brakt yerden yeniden balar." Lupelius,
paralanm insanlara sadelie, btnle ve yitirdii iradeye geri dn
yolunu gstermek zere bir sorumluluk okulu olan Tanrlar Okulu'nu
kurmutu.

7 "Asklepios'a bir horoz ada"

Lupelius'un kayp eserinden toparlayabildiim paralarda ve Peder S.'nin


aktard deyilerin arkasnda, Dreamer'n soluunu ve sesini gitgide daha
net bir ekilde fark eder, iitir olmutum. Lupelius'unkilerden daha yksek
ve eskiydiler. Kendisine minnettardm.
Peder S., yanndan hi ayrmadn sandm ve elinde saygyla tuttuu
kk bir kitaptan imdi bana baz cmleler okumaktayd. Sesi heyecanla
titriyordu. Lupelius'un baz daha skandal inanlar, yani mantkl bir akln
veya kurumsal bir inancn kesinlikle kabul edemeyecei gerekler, alan
fikir tomurcuklaryla gn na ktka, Peder S.'nin cokulu ses tonu
giderek daha iddetleniyordu. Bir yandan ona kulak verip, bir yandan
sylediklerini yazyordum. Onun szlerindeki dayanlmaz farklln
srtmesini, kabul grm evrensel ve kkl inanlarla arpc elikisini
grebiliyordum.
"Yallk, hastalk ve lm, insan onuruna hakarettir; bunlar dnyann
yanlsatc betimlenmesinin, stnde ykseldii bin yllk stunlardr.
Ktlk iyilie hizmet eder. Her zaman!... Her ey bizi iyiletirmek iin
gelir. Aslnda fiziksel lm bile bir iyiletirmedir. Son frsat!"
Bu onay ifadesi, Lupelius'un benimsemesi pek de kolay olmayan bu
aykr sav, gizli bir dzenei harekete geirdi. Baldran zehri iine girip
yaamna son vermek zereyken, Sokrates'in azndan kan son szleri
zihnimde yankland. Anlamlan gzleri kr eden parlak bir imek gibi
belleimde akt ve gz ap kapayana kadar snp gitti, ama bu kadar bile

T a n r l a r Okul

beni uyandrmaya yetmiti. Sokrates'in son dilei, tam iki bin be yz yldr,
anlamna akl sr erdirilemeyen bir gizem olarak duruyordu: En yakn
rencileri yan banda beklerken, Sokrates baldran zehrini yutmutu,
zehrin fel edici etkisi ayaklarndan balayp kalbine doru hzla
yaylmaktayd. Artk sona yaklayordu. te o anda azndan u szler
dkld: "Asklepios'a -bir horoz borcumuz var, bu ada yerine getirin,
unutmayn!"
Sokrates, lmnn kanlmaz olduu, yaamnn parmaklarnn
arasndan kayarak gittii o anda, neden arkada Kriton'dan iyiletirme
tanrsna sunulmak zere bir horoz adayarak, onu kesmesini istemiti?
te bu szler tam iki bin be yz yldr, nesiller boyu akademisyenler,
bilginler, limler iin bir bilmece olarak kalmtr.
Lupelius'un felsefi nermeleri, geilmez bir perdeyi yrtp at ve bu
sayede mesajn anlam imdi, zamann dipsiz karanlnn iinden tm
grkemiyle bir gne gibi ykseldi. Bir kazazedenin mesajn korumak ve
yerine ulatrmak zere bir ieye koymas gibi, Sokrates de anlayn bize
ulatrmak zere onu zaman okyanusuna brakmt. Szlerinin
derinliklerinde mhrlenip gizlenen, aralksz srdrd aratrmasnn
semeresi durmaktayd: lm bile bir iyileme, son areydi! Ancak baka bir
kar yol kalmaynca gelen son are!
Sokrates, daha nce asla kamad bir isel btnlk derecesine, kendi
lm srecinin srad koullarnn etkisiyle, en byk gizem olan;
insanolunun neden lmesi gerektii ve bir gn buna artk gerek
kalmayaca dncesiyle, erebilecei bir btnlk yksekliine ulamt.
Sokrates'in son szlerinin ardnda, bir daha asla bylesine ar bir
saflatrma gsterisinden gemeye gereksinim duymayacak, iyilemi ve
btnlemi bir insanlk geleceinin d ykselmekteydi.
Dreamer bir gn bana, "Bizi iyiletirmek ve kucaklamak iin tm
giriimler boa ktnda, varoluun dnp girecei en son snak
lmdr," diyecekti. "Sokrates, anlamak iin lm kullanmtr! O
fevkalade anda, lmn, iyiletirme yolunda atlan bir admdan, btnlk
merdivenindeki uzun bir basamaktan baka bir ey olmadnn farkna
varmt. Bu onun son ve en byk retiidir."

Sokrates, iki farkl grn arasnda skp kalm insanln bir


rneidir. O bir aratrmac, bir kifti.
lmn stesinden gelememiti, ama en azndan lm anlamak iin yine
lm kullanmt. Sokrates bize yolu gstermiti.
79

Stefano E. D'Anna
8 Kiinin zde kendisini ldrmesi yasaktr

Peder S., "Olu'un btnl, ebediyen yaamay seen bir insanln


sadece balangcdr. Benzer, benzerini eker. lm lm eker ve yaama
sarlm kiilere dokunamaz," dedi. z varlna skca sarnm olan
Lupelyanlar, en tehlikeli servenlerden bile hi yara almadan dndler.
Sanki lmle balantl her ey onlarn nnde tamamen etkisiz hale
geliyormuasma, sava srasnda hibir silah onlara zarar veremezdi.
Lupelius'un sava keileri, kimsenin fikirlerini deitirmeye
kalkmadan veya herhangi bir felsefenin rtkanln yapmadan, varoluun daha yksek bir dzeyine nasl ykseleceklerini biliyorlard ve bu
sayede evrelerindeki olaylar ve insanlar da ykseliyordu. Onlar daha
balamadan sava kazanyorlard. Kazanmak demek, kiinin kendisini
yenmesi, phelerin, korkularn ve bilgisizliin stesinden gelmesi demekti.
D zafer yalnzca iteki zaferin bir kantyd. Dolaysyla onlar, kendi
oluuna zen gsterip, kusursuzluklarn besleyerek ve kendilerini ktle
kapatarak olanaksz meydan savalarn kazanm, efsanevi baarlar elde
etmilerdi.
Peder S., "lmn birinci nedeni, kendimizi Tanr'dan ayr tutmamz,
ilahi olan kendi dmza tamamzdr," derken, bir ekmeceden birka
kt kartp stne bir eyler yazmaya koyuldu. Sonra devam etti,
"Lupelius der ki, hastalandnzda, ac ektiinizde ve yoksulluk iine
dtnzde Tanr'dan nefret edebilirsiniz, ama sizi temin ederim ki,
hastalnzn, aclarnzn ve yoksulluunuzun nedeni Tanr'dan kopmu
olmanzdr.
nsanlar bunu unuttu ve bu gezegeni bir lm dnyasna dntrd.
lm yaama nedenleri yaptlar. lme adanmam tek bir dnceleri, tek
bir etkinlikleri yok.
Onun mottosu 'Sev ve hizmet et'. nsanla hizmet edebilmek iin, kii ilk
nce kendisini ve kendi yaamn sevmeli."
Szlerinin burasnda Peder S. sesini alaltt. Birazdan onun okuldan
alnm olan tm retilerin en byk srrna ve gereklerin en gereine
dair sr perdesini aralayacan tahmin ettim.
"Lupelius rencilerine derdi ki," dedi ve hemen ardndan gemek
bilmeyen ksa bir sre suskun kald. Ustasnn szlerini aktarrken dudaklar
titriyordu, "Sizler unutmu olan Tanrlarsnz... belleini yitirmi
Tanrlarsnz."
80

Tanrlar Okul

"Yzlerce asrlk kurumlam dinsel gruplar bile unuttu bu," dedi ve


aklna, setii keiliinin bir zamanlar esin kayna olan sava ruhu
gelince, yal adamn gzleri dolu dolu oldu.
"Unutkanlk her insann iindeki savay zayflatyor... Biz
Domenikanlar, bir zamanlar vejetaryendik ve gnde bir n yerdik; bedeni
ve ruhu tek bir varlk olarak beslerdik... Mesih sa'nn bildirisi ve Amac
bizce ok akt: yaamn, fiziksel lm karsndaki zaferi."
Kiinin lmn stesinden gelebilmesini ancak kendi zerinde srekli
almas salayacaktr.

Sesinden, eski eitim sistemine ve Okulun unutulmu grkemli ansna


duyduu zlem aka belli oluyordu. Buna hayran kalmtm, mutlu
olmutum. Peder S. gibi, dnyann merkezinde hl kendilerini savalarn en
kutsalna, 'lm ldrmeye' adam hal savalar sakladna
inanamyordum.
Peder S., "Okullar, kiliseler, niversiteler, dinsel retiler ve devlet
kurumlan sorumluluk tayan bireyler yetitirmeyi brakal uzun yllar
oluyor. Bugn artk hepsi yalnzca kirletilmi akllar ve bedenler
retiyorlar," dedi. nndeki kd kargack burgack bir el yazsyla
doldurmay tamamlad. Ardndan birka kez katladktan sonra, herhangi bir
ey sylemeden bana uzatt. Bu davran bana, yzyllardr hi sekteye
uramadan elden ele geirilmi korunmasna zen gsterilen bir tann,
simgesel olarak devir teslimi gibi geldi. Bylece insanln, iinde
bulunduu zindandan ka iin bir yol aramakla geirdii yzyllk
abalarna ilikin bir sorumluluun bana teslim edilmesiydi.
Kk alma odasnn kap aralnda birbirimizle vedalarken, bana
glmseyerek gz krpt; bu hareketiyle beni, sladaki mahallemin afacanlar
arasnda bulduum, iimi sevinle dolduran ve bozulamayacak bir su
ortaklna bulatrd. Kendisine, Lupelius'un aratrmasn zetleyen ve
lmn nasl alt edileceinin gizli fomln gsteren en nemli
buyruundan bana sz etmesini rica ettim.
Peder S. hi duraksamadan, "Kiinin iinde kendisini ldrmesi
yasaktr!" dedi. "Fiziksel olarak bizi ldren, her gn kuyumuzu kazan,
iimizdeki binlerce ruhsal lmdr.
lmn yenilmez olduuna inanmak da bizi ldrr. Onun kanlmaz
olduu inanc ise gerek bir katildir."

81

Stefano E. D'Anna
9 Tanrlar Okulu

Yayladaki dik yamalar, neredeyse grkemli yanardalarn zirvelerine


dek trmanmtm. Kuru, ak bir havada ve gz alabildiine geni bir
alanda, aasz bir manzarann bozkr bitki rts zerinde gzlerimi
dolatrdm. Erivan'a vardmda, kei Mashtots'un heykelini arkamda
brakarak, plak bir tepenin stn kaplayan, gri bazaltla yaplm bir eit
korunak ynnde yryerek, meydan boydan boya getim. Ermenistan'n
kalbindeydim. Buraya tamamen Peder S.'nin ynlendirmelerine uyarak
gelmitim ve imdi, eski ktphaneye ev sahiplii yapan bu gsterisiz, sade
yapya yaklamaktaydm. Bu eski ktphane, yzyllardr yok olmann
snrnda yaam bir halkn belleini oluturan binlerce kitab bnyesinde
sergiliyor ve saklyordu. Beinci yzyldan beri eserleri kopyalayan ve tercme
edenlerin ermilik dzeyinde sayg grd bu yerde Klasik dneme,
Hristiyanla ayn ekilde paganizme ait binlerce klasik eser orijinal haliyle
korunmu ya da kopyalanmt. Bugn dnyann kaybolduuna inand birok
deerli kitap ve aheser, burada orijinal metinlerinden asllarna uygun olarak
titizlikle klasik Ermenice'ye tercme edilmi ve saklanm bulunuyordu. te
bu nedenle Erivan, Lupelius'un elyazmasn veya en azndan bir kopyasn
bulmak iin benim son umudumdu.
Ktphane sorumlularna birok soru sorarak ve ktphanenin btn
blmlerini en ince ayrntlarna dek aratrarak, gnler geirdim. Duvarlar
kitaplarla ve tozlu kt tomarlaryla dolu usuz bucaksz koridorlarda, sanki
bir yeralt ehrinin duvarlar arasndaki bir arkeolog gibi ilerlemekteydim.
ki gen ktphaneci, aratrmam boyunca bana yardm ettiler. Ktphane
mdr onlar bana yardm etmeleri iin grevlendirmiti. Bu kiilerin
aslnda birer yardmc m, yoksa birer koruma grevlisi mi olduklarn pek
kestiremiyordum. Yardmclarmla birlikte duvarlar ktlarla kaplanm
labirentlerin iine szldm ve zaman iinde sararm belge tomarlaryla
parmenleri incelemek iin yzyllar sonra onlar ilk defa gn na
karyordum.
Olabileceini dndm bir raf grdmde, ben ciltleri ve tomarlar
belirtiyordum, yanmdaki iki gen de onlar yerinden indirerek ve rulo
tomarlarn aarak incelemem iin bana hazr hale getiriyorlard.
Bu deerli belgelere asla plak elleriyle dokunmadlar, neredeyse kutsal bir
trene yarar nahif tavrlar iinde, ilemelerle ssl deerli kumalarla
tutuyorlard.

Tanrlar Okul

Bir gn Eski Elyazmalar Kurumu'nun katalogunu incelerken, isimsiz,


7722 kayt numarasyla orijinal tarihine gre saklanm bir cilt dikkatimi
ekti. 1204 ylnda, bir kral kurtarmaya yetecek kadar arlnca altn
karlnda Seluklulardan alnm ve Karadeniz'e bakan sarp ve karl
dalarda kurulmu bir manastrda koruma altna alnp saklanmt. 17. yy.
sonlarnda, Moskova'da. Slavca bir kopyasn bastran Paisij
Velichovskii'nin sahibi olduu tinsel ve mistik metinler koleksiyonuna dahil
olmutu. Bandan birok olay getikten ve deerini bilmeyen kiilerin
elinde yok olmaktan mucizevi bir biimde bir kez daha kurtarldktan sonra,
1915'te Erivan'a geri getirilmiti. elik bir kasadan kartlrken, yazarn el
yazlaryla dolu parmen rulolar grdmde kalbim yerinden
frlayacakm gibi arpyordu. Bunun Lupelius'un eseri olduunu hemen
anlamtm. Bundan emin olmak iin sadece birka satr okumam yetmiti.
eriini hevesle incelerken sevincimi saklayamyordum.
Lupelius'un dilinin, Latince ve halk arasnda kullanlan ingilizcenin bir
karm, ok arpc bir yaratclk sergileyen bir tr Avrupa Esperanto'su
olduunu grdm. Bu szler, bin yl akn bir srenin ardndan zaman
silerek, sava keiler nesline ilham veren deerli enerjiyi mutlak biimde
iletecek bir gce sahiptiler.
Erivan'da kaldm srede Galler'den gelmi akademisyen aratrmac bir
iftle arkada oldum. Adam tarihi, kars Latince uzmanyd. Kaldmz
hann kk lobisinde, o akam onlara buluumdan sz ettim. Gecenin
byk bir ksmn bu konu hakknda yaptmz heyecanl konumalarla
geirdik. Bana yle ok yardmlar oldu ki, sanki gkten ilahi bir ltufla
gelmilerdi. Bylesine harikulade bir 'rastlant'y ancak Dreamer
dzenleyebilirdi.
Bu aratrmaclarn gznde en inanlmaz olan ey, bu eseri ortaya kar
srecim ya da yaadm dier eylerden ok, eserin orijinal baln
bildiim gereiydi. Bu balk yzyllardr kayp olan ve hi kimsenin
bilmedii bir eserin ad idi.
Onlarn yardmyla hemen baz blmlerin yazl kopyalarn karmaya
ve evirilerini yapmaya koyuldum. Elyazmasnn stnde haftalarca birlikte
altk. Okuduka, Lupelius'un felsefesine daha ok yaklayor, bu kayp
reti iin duyduum tutkunun iimde giderek bydn hissediyordum.
Bir paragrafn aklanmas, bir iaretin yorumlanmas, lmszlk
srrnn yorulmaz aratrmaclar olan bu insanlarn, kadnlarn ve erkeklerin,
okulunun kutsal eiinden gememi salyordu.
83

Stefano E. D'Anna

'Tanrlar Okulu'nun bir e kopyasnn kartlmas iin uzman


kopyaclarla anlatm. Sonu gerekten muhteemdi: Sayfalar bitkisel
parmenden ve Lupelius'un orijinal eserinin en ince ayrntsna kadar ei
olan, deri ciltli bir kitap. Bu kopyay yanmdan asla ayrmadm.
Kitabm, Byk skender'in bir zamanlar lyada'ya yapt gibi, ben de
her gece yastk yaparak yanamn altnda saklyordum. Bu, benim
Dreamer'a hazrladm bir armaand ve onu kendisine vermek iin
sabrszlanyordum. Biliyordum ki, gnden gne ilkelerini anlama yolunda
attm her kk adm beni O'na daha da yaklatryordu. Olanakszln
hemen kysndaki bu aratrmann sonucunda elde ettiim olaanst baar
karsnda ska kontrol edemediim bir cokuya kaplyordum, yle ki
bazen iyice ykselen bu cokuyla mest olma durumuna geiyordum.
'Mucizevi' bir ekilde, Peder S.'yi tanm ve 'Tanrlar Okulu' el
yazmasnn orijinaline ulam, eviri almalarm snrsz bir zveriyle
srdren aratrmac iftle karlamtm. Ve yaknda yine Dreamer'la
karlaacamdan da en ufak bir phem yoktu. imdilik, elyazmasnn
iine gmlmekten, her gn Kral Sleyman'n madenlerine inip, kutlu
galerilerinde boydan boya geerek, durmakszn kazarak, kazarak, 'kymetli
cevheri' kartmaktan baka, gzm hibir eyi grmyordu.
In order to choose life we have to choose the thought that death is not
invincible. And so, we have to fnd the principles of aliveness, longevity and
eternity in our being.
Yaam seebilmek iin lmn yenilmez olmad fikrini sememiz
gerekir. Ve bu yolla kendi varoluumuzda, canlln, uzun mrl olmann
ve sonsuzluun ilkelerini bulmak zorundayz.

Lupelius'un elyazmasndan rendiim bu ve benzeri kurallar, bir gn


benim tm gelecek eylemlerimin mihenk talar ve uluslararas i
dnyasndaki saysz giriimin dayand temel ilkeler olacakt.
Bir giriim, ancak kurucusunun gr ve ilkeleri kadar canl, zengin ve
uzun mrl olabilir.

Lupelius'a gre, insanlar arasndaki asl eitsizlik ve her grnr


farklln kaynakland kk, onlarn farkl isel sorumluluk dzeylerine ait
olmalardr.
Dncelerinin farkl nitelikleri, insanlar varolu merdiveni boyunca
dikey olarak farkl dzlemlere yerletirmektedir.

Tanrlar Okul

Hibir savan ya da devrimin ortadan kaldramayaca isel bir hiyerari


bulunmaktadr, nk insanlar arasndaki gerek farklln zenginlikle,
inanla veya rkla bir bants yoktur. Bu isel hiyerari, olu durumundaki
bir farkllktr, psikolojik, dikey, evrimsel ve aamal bir farkllk. Bundan
dolay, bu aamalar arasndaki bir ykseli, ancak dnme ve duyumsama
biiminin kkten deiimi ile gerekletirilebilir. Gerek bir gelime, z
varlkta bir deiim olduunu gsterir. Gerek bir gelime, yeni bir dn
biiminin benimsenmesiyle, eskimi, lmcl zihniyetin braklmas
sonucunda, varoluun birliine doru bir evrimleme veya byme
demektir. Yalnzca olutaki bir deiim, insan zgrlkte, aydnlanmada ve
mutlulukta daha yksek dzeylere tayabilir.

10 Mea Culpa*

Lupelius'a gre yeryz, lmn elinde oyuncak olmu insanlarn


mahkmlar gibi yaadklar bir kozmik hapishane, dnya boyutunda bir
zindandr. Bu grten son ve kesin bir yenilgi olutuu sonucunu karmak
yerine, akl almaz lgnlyla ok cesur bir plan tasarlar. Lupelius, insan
iin onu snrlarnn tesine geirecek olas bir serven dler: insann
kanlmaz grnen lmcl yazgsndan ve dnya yasalarndan
kurtulmasn salayacak bir serven. nsann kendi elleriyle rd
duvardan snrlarn, yine insann ykmaya gc vardr. Doaya kafa tutabilir
ve Herakles Stunlar gibi, kendisine en u nokta olarak kabul ettii ve
tesine gemeyi hayal bile edemedii snrlar yerle bir edebilir. Lupelius,
etrafna birka cesur adam toplar ve ayrntl bir kurtulu plan hazrlar.
Hep ayn olaylarla karlayorsun, nk sende hibir ey deimiyor
Like attracts like. Benzer benzeri eker.
Cenneti yaayan cennete, cehennemi yaayan cehenneme doru yol alr.

Lupelius'un felsefesine gre, bizim varolu durumlarmz uygun olaylar


kendisine eker ve bu olaylar, bizim iinde bulunduumuz ayn durumlar
yeniden yaamamza neden olur.
* Mea culpa. mea culpa, mea maxima culpa (Lat.): Benim hatalarm yznden, benim
hatalarm yznden, benim hatalarm yznden, (.n.)

85

Stefano E. D'Anna

Sadece irade gc bu ksr dngy, hi sonu gelmeden kendi kendine


oynanan bu oyunu durdurabilir ve ayn irade gc sayesinde insan z
varln saran hipnotik emberi krabilir.
Thought is creative. Thought creates.
Dnce yaratcdr. Dnce yaratr.

Olaylar dncelerimizin, z varlk durumlarmzn, elle tutulur, gzle


grnr halidir. Bu sebeple, olaylar ve durumlar ayn eydir. Durumlar, her
kiinin Olu'nda retilirken, olaylar da insann yaamnda, zaman iinde,
bana gelen ve sanki insann iradesinden bamsz olarak ortaya kyormu
gibi grnen olgulardr. Tek gerek ise onlar yaratann biz olduumuzdur,
olmas iin srekli yakaran ve farknda olmadan olaylar hayata geiren
biz...
ster olumlu, ister olumsuz olsun, insann dnceleri daima yaratcdr
ve mutlaka ortaya kacak uygun bir zaman bulur.
Dncelerimiz, elimizle yazdmz hatta yolladmz bile
unuttuumuz, davetiyeler gibi dncelere karlk gelen olaylar kendine
eker. Koullar, bulumalar, olaylar, sorunlar ve aksilikler, srtmeler ve
baarszlklar, yani st rtl bir biimde kendilerini ardmz tm
istenmeyen konuklarmz, artk onlar aklmza bile getirmediimiz bir
zamanda kapmz alarlar. Onlarn beklenilmeden ve birdenbire olduunu
sanmamzn asl nedeni, bizim kendi durumlarmza dikkat etmememizdir.
Bekleni'meyen, her zaman uzun bir hazrlk dnemi gereksinir.

ster bilinli, ister bilinsiz olsun, kiinin bana dardan gelen hibir
olay onun rzas olmadan gereklemez. Hibir ey insann dncelerinin
iinden gemeden oluamaz. te bu yzden, dnce en byk gtr.
Olgular, olaylar ve deneyimler olarak nitelediimiz ve yaamda
gereklemesi muhtemel olan her ey, tm bunlarla ayn frekanstaki
durumlarla bulumaya uygun adm yryen Olu durumlarmzdr.
Durumlar, gereklemek iin doru zaman bekleyen olaylardr.
Duygularmzn kalitesi, dncelerimizin genilii, iinde bulunduumuz
andaki ruh halimiz, hayatmzda neyin grnr olacana, nelerin
gerekleeceine ve kendi yaammzda bamza gelecek olaylarn doasna
karar vermektedir.
86

Tanrlar Okul
Thinking is Destiny.
The higher our thoughts, the greater our life.
Dncelerimiz kaderimizdir.
Dncelerimizin kalitesi ykseldike yaam kalitemiz de ykselir.

Lupelius'un felsefi dncesinin ana unsuru, olaylarla durumlarn bir tek


gerekliin iki yz olduunun ortaya konmasdr. Bu saptama, kiinin
kendi durumlarn bilmesi ve kendi kendisinin efendisi olmas yoluyla,
kaderini istedii gibi ynelmesine izin vererek iimizdeki ve dmzdaki
dnyay birbirinden ayran duvar ortadan kaldrr.
Varolu bizim bir icadmzdr ve bu yzden sadece bize baldr.

Lupelius'un rehberliinde, Hristiyanln mea culpa szlerinde gizlenen


'yapmann somutluunu', onun ba dndrc gcn ilk kez
kefediyordum. Bin yllk insan zeksnn ksack zeti sanki bir mcevher
kutusunda gibi bu iki szckte saklanmt. Mea culpa, mea culpa, mea
maxifla culpa. Bunun kiisel sorumluluk fikrinin en gl ve en zl ifadesi
olduunu ancak imdi anlayabiliyordum. Benim suum. Mea culpa.
Gezegenlerin hiyerarisinden atomlarn hareketlerine dek, tm evrene gem
vurabilecek bu forml, snrsz bir enerjinin srrn iermekteydi.
Olu durumlarn deitirmek yoluyla, bana gelmesini beklediin
olaylar deitirebilirsin. te insan da kendi stnde alarak, dnme ve
hissetme biimlerini deitirerek, varlnn zamana bal yatay izgisinde
deiimler yaratabilir.
Yeryzndeki varlmz bizim yce Okulumuzdur. nsanln gznde
bir hapishane gibi grnen, bir Yaam Okulu.
Gr amz altst etmeyi renmemiz gerekmektedir. nsanlarn
genellikle zorluk veya felaket olarak grdkleri, beddua ettikleri, her ne
pahasna olursa olsun kandklar her ey aslnda lm psikolojilerini
yaam psikolojisine dntrmelerini salayacak ok deerli malzemelerdir.
Life through this world is a School for Gods.
Confusion, doubts, caos, crisis, anger, dispair and pain are ali
excellent conditions for growth.
Dnyadaki yaam, bir Tanrlar Okulu'dur.
Karklk, phe, kargaa, kriz, kzgnlk, umutsuzluk ve ac, tm
bymek iin yararlanlmas gereken mkemmel frsatlardr.

87

Stefano E. D'Anna
11 Durumlar ve olaylar I

Bir insann Olu'u, durumlar ve yaamndaki olaylardan meydana gelir.


Bu sebeple hayatmz, birbirine paralel iki hat zerinde ilerler; birincisi
'olaylar', hayatlarmz boyunca zaman ve mekann tama band zerinde
bize doru akan ve birbiri ardna oluan artlar, dieri ise hislerimizi, ruh
halimizi ve duygularmz tetikleyen i dnyamzda, ounlukla bilinsiz bir
ekilde ykselen 'durumlardr'.
Bir insann kiisel tarihesi, yatay dzlemde olaylardan ve dikey
dzlemde durumlardan olumutur. Buna ramen insanlar gzlerini kendi
yaamlarna diker, srarla onu anlamaya alr ve yaam sadece dardan
gelen olaylarn belirlediine inanp, yle de anlatrlar. Gerekte ise, yaamda
oluan olaylarn tr ve dolaysyla yaamn kalitesi, dncelerin niteliine
ve yaradl durumlarna baldr.
Dolays ile yaam olaylardan olutuu kadar, hatta ok daha fazlasyla,
ruhsal durumlardan olumutur. rnein, bir konferansa ya da tiyatroya
gittiimizde oturacamz yeri seenin biz olduuna inanrz, ya da bu sabah
giyeceimiz elbisenin kendi seimimiz olduuna yemin edebiliriz. Aslnda
oturacak yeri veya giysimizi 'biz' deil, olu durumumuz semitir.
Lupelius, herkesin elbise dolabnda sevmedii ve hi giymedii bir
elbise, bir gmlek ya da herhangi bir giysinin mutlaka olduunu gzlemitir.
Ne var ki, hi kimse bu kullanlmay bekleyen giysiyi giymedii halde
kaldrp atmay gze alamadn syler nk bilir ki, zamann
kestiremedii bL gelecekte o kyafeti giymesini gerektirecek uygun bir ruh
hali, farkl bir Olu dzeyi iinde olacaktr. Bunu bilen kendisi deil,
Olu'udur. Kendimizi ne zaman yle 'hissedersek', o kyafeti o zaman
'seeriz'.
zgr irade sorgulamasnn ve kaderin, rastlantsallkla m yoksa
gereklilikle mi akland konusundaki asrlk muammann znde
durumlar ve olaylar, isel koullar ve dsal olaylar arasndaki iliki, bir
insann psikolojisi ve bana gelen olaylar arasndaki o esrarengiz ba
bulunmaktadr. Bu bilmecenin etrafnda, insanlar asrlar boyunca bugn
bilinmeyen mthi bir bilim hakkndaki bilgileri biraraya getirdiler.
Eski Yunanllara gre, kiinin isel durumlar ile dnda olanlar arasnda
bir neden-sonu ilikisi vard. Gemite kalan bu uygarlk, bir insann
kaderinin, insann i dnyasnn, Olu'unun yanstt bir grnt olduuna
iten inanyordu.

Tanrlar Okul

Aralarnda en byk neme sahip olan bu inann stne bir bilim ve bir
sanatn temellerini attlar.
Homeros ncesi ada bilge, yalnzca engin deneyimleri veya bilgi
zenginlii olan biri deildi, ayn zamanda bilinmeyeni aklayan ve gelecei
de bilen kiiydi. Yunanllara gre, karanla bir k tutarak bilinmeyeni
sylemek, gerek bilgi ve ayn zamanda da bir sanatt. Gelecei grmek ve
ondan bilgiler vermek baka toplumlarda da yceltilmiti, ama hi kimse, bu
inann yaamn en nemli esi olduuna onlar kadar inanmamt.
Bylece btn Helen topraklarnda, bilgeliin, yani insanlarn yazgsn
bilen ve syleyen en byk g olarak benimsedikleri, Dionysos'a deil,
Apollon'a kutsal tapnaklar adyorlard ve bunlarn says her geen gn
gibi bymekteydi.
Yunanllarn bu byk yetenei olan gelecei bilme sanat, en yce
ifadesine Delphi'de kavuur. te bu nedenle Yunanistan' tanmlayan bir
ksaltma gibi, Delphi tanrs Apollon, bu uygarln birletirici bir
simgesidir.
Delphi'ye, genellikle uzun bir yolculuk ve birok badireden sonra,
gelecei stne Tanr'ya soru sormaya gelen bir hac yolcusu, tapman
nne geldiinde, giriteki alnla kazlm u szlerle karlard:
"Kendini bil." Geleceini bilmek istiyor musun? O halde kendini bil! der
gibiydi. nce bir alayla insan etkileyen bu aykr dnceyle Yunanllar,
insanln en eski bulmacasn zm, srlarn srrn, zgr iradenin olup
olmadna dair bin yllk meseleye zm getirmilerdi.
O dnemde, dnyann tm felsefelerini temellerinden sarsan bir ikilemle:
nceden belirlenmi ve kanlmaz bir gelecek bildiren lml kaderini mi,
yoksa korno faber, yani insann kendi kaderinin mimar olduu inancn m
izlemeli sorusu arasnda kararsz kalmlard.
Yunanllar, Delphi'nin bu zl szn, tm sanatlarn en kutsal ve
bilimlerin en ycesi olan kehanet iin yaplan tapman n cephesine
kazyarak, i ve d dnyann yani durumlarla olaylarn arasndaki gizli
ilikiye dikkat ekmilerdi. Bu keiflerini, bize ulatrmak zere, ieye
konmu bir mesaj gibi zaman okyanusuna brakmlard. Kendisini, varln
kendi dncelerini, nyarglarn ve duygularn bilen kii, geleceini de
bilmektedir, nk dndmz her ey yaadmz dnyayla
balantldr; ruh durumumuz kendi kaderimizdir.
Thinkig is Destiny. Dnmek kaderdir.
89

Stefano E. D'Anna

Apollon, dnyann simgesi, insann iselliinin aynasdr. Dnya bizi


yanstr. Klasik gelenein aktard Kr Peygamber Homeros efsanesi, son
bilge Sokrates'le kapanan o bilgeler andan gelen bir baka mesajdr.
Antik an iki byk kutsal kitab olan lyada ve Odysseia'nn yazarna
yaktrlan krlk, Yunanllarn psikolojik dnyaya, kendilerini ve kendi
isel durumlarn bilmeye gsterdikleri zeni simgeler. Kiinin kendi iine
bakmas, dnyay tanmasnn anahtardr, bu durum ayn zamanda onu
olaylar anlamaya ve ngrye gtren yoldur. Beklenmedik birok olayla
evrelenmi farkl yaamlar sren kimi insann, inanlmaz abalar
gstermesinin ve ellerindeki snrl olanaklarla yaadklar olumsuzluklar
atklarn, ayrca ok byk tehlikelerle burun buruna geldikleri halde
onlarn zel bir korunma altnda olduklarn gzleyen Yunanllar, bylesi
kiilerin, zel bir doaya, parlak bir Olu'a sahip olduklarn ve bu
niteliklerinin neredeyse ilahi olduu sonucuna varmlardr. te bu sebeple
iki tr insandan sz ederler: Kahramanlar yani yan tanr insanlar ve sradan
insanlar.
Homeros'un anda, yalnzca kahramanlar ya da yar tanrlar,
olaanst baarlar sayesinde kendi yazglarn kendileri yazma hakkn ele
geirebiliyorlard. Herhangi bir ilahi yargya bal olmayan esiz ve zgn
yaantlarnda, rastlantlarn ve beklenmedik olaylarn yeri yoktu. Onlarn
dnda kalan dier sradan insanlar ise srekli tekrarlanan bir yaantya
mahkmdular. Onlar, olaslk yasalarnn geerli olduu, uzun ya da ksa
fark etmez, tm yaamlar boyunca yaptklar her eyi bir bolua yneltmi,
hibir iz brakmamay kader olarak semi kiilerdi.
Lupelius'a gre, bu iki insan tr ve dolaysyla insanlar arasndaki
farkllk, onlarn varolu merdiveninin farkl basamaklarnda
bulunmalarndan kaynaklanr.
nsanlar, yllarca ya da sadece birka dakikalna bir araya geldikleri
her anda, mutlaka bir piramit olutururlar. Parlaklklar, ktleleri,
yrngeleri ve gnee olan uzaklklar gibi bir hesaplamaya gre sralanan
gezegenler gibi, insanlar da kendilerini ilerindeki matematiksel bir hesaba
gre, grnmez bir merdivenin basamaklarna yerletirirler.

Bizler bunu belki de farknda olmadan yaparz, ama dier yandan


yazgmz, yaam kalitemiz ve bamza gelen olaylar da bu hiyerariye sayg
gstermek durumunda kalrlar.

90

Tanrlar Okul

Her eyin nasl bir varolutan kp yayldn, btn toplumun ve


bireylerin yazglarnn, varln da yanstlm grntsnden baka bir ey
olmadn anlayan klasik Yunanllar, dinden politikaya, bilimden felsefeye ve
sanattan savaa kadar ellerindeki her arac ruhu ykseltmek uruna
kullanmlardr. Atina gibi bir ehrin harikulade mimarisi ve meydanlarnda
sergilenen Phthia'mn aheserleri gibi sanat eserleri, ruhu ykseltmek amacyla
gzellik, gurur ve uyum mesajlar tayan birer ara olmutur.
Olu sayesinde yapmann srrn, yalnzca Yunan iirinin etimolojisinde
bulabiliriz. zleyicilerinde bir rahatlama salad ve arlklarndan
arndrarak ruhlarm hafiflettii iin, Yunan tiyatrosunun uygarlklarnda
iyiletirici ve temizleyici bir ilevi vard. Yunanllara gre trajedinin son
hedefi tutkular arndrmak, oluu ykseltmekti.

12 Durumlar ve olaylar II

Durumlar ve olaylar hakknda rendiim herey ve edindiim bu


bilginin anlam zerine derinlemesine dndm birok zamanda,
mrmzn eyreini okul ve niversitede geirirken tm yaammzn,
Olu hakknda ve isel durumlarmzn hayatmzda artlar ve olaylar
belirlemedeki gc hakknda hibir ey bilmeden geip gitmesinin ne kadar
anlamsz olduunu dnyordum.
Grdmz ilk eitim bizlere, neyin i, neyin d kaynakl olduunu
ayrt etmemiz bilgisini salamayaca gibi dncelerimizi ynetmemiz ve
hislerimizin farkna varmamz iin de bizi donatmaz.
Sradan kltr, herhangi bir kasti amac olmadan, hisleri, duygular ve
dnceleri 'gerek' ten uzaklatrm, onlar ayr olaylar diye dnp
efsanelerin, hayallerin ve masallarn geici ve idrak edilemeyen kresine
indirgemitir.
Klasik uygarln yolunu takip ederek, -her anlamda tarihten daha faydal
ve gvenilir olan- efsanelerini ortaya kararak ve Lupelius'un elyazmasm
inceleyerek heyecan verici bir keifte bulundum; gerekte, olaylar ve
durumlar arasnda ncesi - sonras ya da sebep - sonu ilikisi deil, aslnda
sadece mutlak bir benzerlik vard.
imizdeki durumlar ve dmzda gerekleen olaylar, ayn gerekliin
farkl varolu dzeylerine yerlemi iki yz ya da dikey bir ubuun iki
ucundan baka bir ey deildi.
91

Stefano E. D'Anna

Durumlar ve olaylarn zde olduunu grmemizi engelleyen ey, onlarn


birbirlerinden bir tr seyreltici ilevi gren zaman faktryle ayrlm
olmalaryd. sel durumlarmzla, buna karlk bizim dmzda oluan
olaylar arasnda belli bir zaman gemektedir ve Olu'umuzdaki durumlar
zaman boluunda dmzdaki olaylara dnerek karmza kmaktadrlar.
Ne var ki bir sis perdesi gibi araya giren zaman, bu gerei anlamamz
engellemektedir.
Dnceler, duygular, heyecanlar gibi btn ruhsal durumlarmz, her an
yolladmz davetiyeler gibidir ve biz unutsak bile onlar, davetiyelerin
yantlar gibi karlk gelen olaylar bize ekmekten asla geri durmazlar.
Daha ak bir ifadeyle, olaylar zaten ve her koulda mevcuttur. Bamza
gelmeleri yalnzca bir zaman meselesidir. Gereklemesi ksa veya uzun
sre alabilir, orada veya burada olabilir, ama ne olursa olsun daima bize
ularlar..
A man 's emotional states are in reality events seekingan opportunity
to happen and become visible.
Kiinin duygusal durumlar, aslnda grnr hale gemek ve kiinin
bana gelmek iin frsat kollayan olaylardr.

Zaman, olaylar durumlardan ayrr ve onlarn kimliini gizler. Bizi


artarak, tam unuttuumuz, daha dorusu onlar retmi olduumuzu
anmsamadmz bir anda, kara bir ekrann ardnda pusuya yatm olaylar
grnr hale getirmek zere fii prize takar.
Nothing hap pens suddenly.
The unexpected always requires a lengthy preparation.
Hibir ey birdenbire olmaz.
Beklenilmeyen, her zaman uzun bir hazrlk dnemi gereksinir.

Bir kiinin, varlndan ve psikolojisinden bilinli veya bilinsiz olarak


gemeden karlaabilecei hibir ey, bana gelebilecek hibir olay yoktur.
Dnya heyecanlarmzla, tutkularmzla ve dncelerimizle yakndan
alakaldr. Bunlar i dnyamz ile d dnyamz arasndaki aktarm salayan
bir hareket kaydr. Duygularmzla dncelerimizi, ayrca belirli bir anda
hissettiklerimizle yaadklarmz denetleyebilirsek, yani duygularmza
hkim olursak, yaammzn kontroln ele geirmi, kaderimize yn vermi
oluruz. te Romallarn talih ve homo faber anlaynn kayna buradadr.

Tanrlar Okul

Onlarn bu anlay, Yunanllarn ve Orta Dou'nun Talih'i, olaylar


geliigzel datp kendi aklna estii gibi ynlendiren gz bal bir tanra
olarak betimledikleri gryle eliir.
Genellikle, d olaylarn davranlarmz koullandrd ve ruh halimi/.i
belirledii ortak bir inantr. Bir ey olur, birisiyle karlarz veya bir
haber alrz ve hissettiimiz huzursuzluk, kayg, aknlk gibi psikolojik
davurumlarmzn, bu olaylarn etkisiyle ya da sonucunda olutuuna
inanrz. Fotorafn bulunuundan nce, gzden ok daha hzl hareket ettii
iin, drtnala koan bir atn ayak hareketlerinin doru srasn belirlemek
olanakszd. Ayn ekilde dnceler, heyecanlar, alglamalar ve duygular da
elektronik bir imek gibi akarak, nronlarmzn gizemli ormanndan
neredeyse k hzyla getii iin, duygularn d olaylarla zaman
dzlemindeki balantlarnn doru sralamasn yapmak olanakszdr.
Ksacas, bamza bir olay geldiinde iine dtmz psikolojik durumun
bir olayn sonucunda ortaya ktn diinrz.Bylece, aslnda tam tersi
olduu halde, Olu durumumuzu dmzda gerekleen olaylar ile hakl
kartrz. Oysa gerekte, hayatmz boyunca, dmzda gerekleen olaylar
belirleyen ve nceden ilan eden bizim Olu durumumuzdur.. Olumsuz
duygularmz, zaman iinde ikyeti olduumuz aksilikler haline gelirler.
ster iyi olsun, ister kt, belli bir olayn bamza gelebilmesi iin ncelikle
iimizde onun gerekleecei koullar yaratmamz gerekir.
nsann en byk yanlgs, d koullar deitirebileceine ve dnyay
dzeltebileceine inanmaktr. Halbuki ancak kendimizi deitirebilir,
tutumlarmz farkllatrabilir, tepkilerimizi dzeltebilir ve hissettiimiz
olumsuz duygulan ifade etmemeye alabiliriz.
The universe is perfect the way it is.
The only one who must change is you!
Evren olduu haliyle mkemmeldir. Deimesi gereken yalnzca sensin!

Bir kiinin enerjisiyle iyi niyetinin, hayatn geliigzel ve kanlmaz


grnen olaylar karsnda hi neminin olmayacana inanmzdr. Bizi
bir sel gibi iine alan bu olaylar, fazla belirsiz, ngrlemeyecek kadar
kark ve denetleyemeyeceirniz kadar gldrler.
Lupelius, bize olaylarla durumlarn arkasnda daima kendimizin
olduunu 'grmeyi' retmektedir.
93

Stefano E. D ' A n n a

Herhangi bir zmn ortaya kmas iin, ncelikle kendimizi


deitirmemiz gerekmektedir.
Varoluunda en kiik bir ykselii bilinli olarak gerekletirecek kii,
dalar yerinden oynatabilir ve kendisini d dnyaya
bir dev grntsnde yanstabilir.

Durumlarmza, dncelerimizin kalitesine, hissetme biimimize


mdahale ederek ve olumsuz duygularmz ntrletirerek, dierlerini de
gelitirerek, yalnzca tutumlarmz, yani d dnyadan gelmekte olan ve
aslnda sadece bizim verdiimiz tepkiler olan olaylarla ilikilerimizi
dzeltmekle kalmayp, gnden gne bamza gelmekte olan olaylarn
doasn da deitirmi oluruz. Yapmamz gereken ilk i gzlemlemedir;
dncelerimizle ruhumuzu kaplayan durumlarmzn gzlenmesi...
Tm dncelerimizi, duygularmz, davranlarmz, tepkilerimizi ve
olaylar ne ekilde 'karladmz' iine alacak kapsaml bir almayla
kendimizi incelersek, sradan insann dnd ve hissettii
olumsuzluklarn neler olduunu ortaya karabiliriz.
Kii kendisi iin ak ve seik olarak sadece salk, zenginlik ve esenlik
diler. Kendisini gzleyebilseydi ve yreini duyabilseydi, aslnda hi
durmakszn bir olumsuzluk ezgisi sylediini, yani endielerden, salksz
imgelerden ve bana gelebilecek, belki de hi gelmeyecek korkun olaylar
beklemekten ibaret bir felaket duasyla yakardn iitebilecekti.

Peki, ama Olu'un isel durumlar, ruh halimiz, duygularmz ve


dnme eklimize gre nasl hareket etmeliyiz ? Bir da yerinden
oynatabilecek enerji, kiiyi kt ruh halinden ya da olumsuz duygularndan
karmak yle dursun, bir dnceyi bile deitirmeye yetmez.
Dnceyi yeniden ynlendirmek iin gerekli olan g ya da bir duygu
zerindeki hakimiyet Olu'un daha yksek seviyelerinde oluturulabilir. Bu
zel enerjiyi toplayabilmek iin sistemimiz ierisindeki tm atlaklar
ortadan kaldrmak gerekir; ounlukla olumsuz duygularn ifadesinden ve
kaybettiimiz hatal isel tavrlarmzdan meydana gelen binlerce kk
yark. Eer d dnyamzda bir olay meydana geldiyse ve o olay yaratan
Olu durumumuz ile olan badatramazsak, deerli bir frsat karrz
demektir.
Dikkatle bakacak olursak, yaammzda birok olayn ayn ekilde srekli
tekrarlandn grrz, eer bu olaylara karlk gelen Olu'un zel

Tanrlar Okul

durumlarm gzlersek, olaylarn doasn daha iyi anlama ansmz olur.


rnein, u 'ge kalmak' denen olay. 'Ge kalmak' durumu bende kayg
yaratyor. Zek, dmzda gelien bu olayn, o anda yaratlmam olan hangi
i duruma karlk geldiini bilmektir. Varlmn bir ksm beni bu olaylara
balamaktadr. Onlar yaantmdan silebilmek iin yapabileceim tek ey,
olutaki bir hastalk, bir kusurdan baka bir ey olmayan endie, korku ve
kayg olarak nitelediim bu olumsuz i koulu dzeltmektir.
Onu yaratan psikolojik durumlar iimde devam ettii srece, bu trdeki
endie verici olaylar da yaantmda yle ya da byle tekrarlanacaktr.
Aslnda bu olaylar, bize bir iyileme srecinin baladn gsteren
belirtilerdir, tabii eer biz onlarn kaynaklanma nedenlerini kendi i
durumlarmzla ilikilendirme gcne sahipsek. Onlar grmek, psikolojik
durumlara dikkat etmek, oku kendi zerimize evirerek, sreci tersyz
ederek, olaydan duruma doru bir trmana gemek anlamna gelir. te
yksek bir anlama dzeyine eriim olanan ve kendi yaamn deitirmek
iin gerek bir frsat bulacan yer burasdr.
Kendimizi mazur grmek ve hakl karmak, suu dmzdaki bir olaya
yklemek, nedenin kendi eksikliklerimizde, durumlarmzda, dnme,
hissetme ve tepki verme eklimizde olduunu kabul etmemek, bizim
anlamadmz gsterir; anlamamak ise, herhangi bir duumda o olayn
bamza tekrar tekrar geleceinin belirtisidir. Koullar deiecek, olaylar her
seferinde farkl bir maske takarak bamza gelecek ve biz, her seferinde suu
dmzda gelien olaylara yklemeyi srdreceiz; bu tavrmzla da o
olaylardan sonsuza kadar kurtulma ansn karm olacaz.
Her eyde kendinizi sulayn, banza her ne gelirse gelsin kendinizi
sorumlu tutun. The power of this attitude is compressed in two eternal
words:, Mea culpa'dr. Su benim...

lkelerin de Olu durumlarna uygun gelen olaylar kendilerine


ektiklerini dnmekteyim. rnek olarak ABD'deki rklk durumunu ele
alrsak, farkl rk, inan ve kltrdeki kiilere kar bir nefret olduunu kabul
etmek ve bunu sona erdirmek zere gereken koullarn dzenlenmesi
yzlerce deilse de onlarca yl ald.
Malcolm X, M.L. King, J.F. Kennedy gibi gen yalarda ldrlenler,
ehit edilen liderler sreyi ksaltarak, bir milletin, bir uygarln psikolojik
durumlarn, dnme ve hissetme biimlerini batan sona deitirmek
suretiyle, lkelerine yeni olaylar ve frsatlar ekerler. Olu'umuzdaki
durumlar yaammzda bize kazanmann ya da kaybetmenin kaplarn
95

Stefano E. D'Anna

aabilir, yoksul ya da varlkl olmamz salayabilir, hastalanmamza ya da


salmza kavumamza neden olabilir.
z varlmz kendimize alma konusu yapmak, kendimizi hibir
yargya kaplmadan, olduumuz halimizle incelemek, bu durumlarmz
tanmamza yardmc olacak aralardr. Bizi daha zeki ve daha bilinli
klacak ey, sadece kendimizi mercek altna yatrarak gzlemlemektir.
Self-observation is self-correction.
Kendini gzlemlemek kendini dzeltmektir.
13 "e Tanr katn!"

Lupelius'un elyazmasn okumak coku ateimi krklemiti. Yzyllar


aarak gelmi o sayfalar derinlemesine incelerken Tanrlar Okulu'nun
sralar arasnda yryordum. Onun zamanla snrl olmayan sesini
kendimden geercesine dinliyordum. Anlama snrlarmn tesine uzanan
yolculuum her gn ayr bir macerayd ve aratrmalarmn dl ise bi
lmszlk dncesinin hazineleriydi.
nsann dardan almas gereken hibir ey yoktur; ne yiyecek, ne bilgi,
ne de mutluluk. Kendisi dmla herhangi bir eye baml olmamak, onun
doutan gelen hakkdr. nsan akl, iradesi ve kendi yla iinden
beslenebilir.

Lupelius'a gre, bu dnce fiziksel lmszln temeli, btn dinlerin


ve btn felsefelerin mihenk ta idi. nsann henz yazmay bile bilmedii,
drt bin yl nce, bir ocuun dudaklarndan dklrcesine, hafzann
derinliklerinden dnyadaki en eski szler insann dudaklarndan yaama
aktarld: Benden baka Tanrn olmayacak!* Birdenbire, gemiin
karanlklarna tutulan bir k gibi, bir yandan titrerken, bir yandan da iimde
farkl bir anlaya brnd. Sonra byk bir yangn gibi alevleri iimi sard.
"Baka Tanrn olmayacak..." Bu szler, insann yaratc olduundan
habersiz, d dnyay tanrsall yapt, onu kendi efendisi seerek kendi
kendisinin patronu yapt anlamna geliyordu. Binlerce yllk bu uyar,
emirlerin ilkini ve en byn bildiriyordu: Hibir eye baml olma!..,
Btn bunlar yaratann sen olduunu anmsa!...

* Tevrat'tan; Tanrnn Musa'ya verdii On Emir'in birincisi, (.n.)

T a n r l a r Okul

Kendi dmzdaki bir dnyaya inanmak ona baml olmak demektir,


kendi yansmann yasalar iinde kapana kslmak demektir. Arka arkaya
gelen dncelerim, yeni bir ey kefeden ocuklarn heyecan dolu sesleri
gibi, st ste oturarak beynimde btnletiler. " Kendi Tanrn sev. Kendi
dnda baka Tanrn olmayacak'".. Tm ve her eyin tek mimar, yaratcs,
efendisi ve patronu sensin. Btn bunlar sen yanstyorsun; bunlarn hepsi
'sensin'. Bylesine gerek ve somut bir tanrnn nefesini hi bu denli
yaknmda hissetmemitim. Bu noktada aklm adeta durdu ve dnemez
oldum.
Erivan'da bir araya getirdiim akademisyenler ve aratrmaclar
grubundan her gn bana ulaan tercmelerden, bir gn Lupelius'la onun
sava keilerinden biri olan Amanzio arasnda geen bir diyalog kt.
Diyalogun satr aralarndan, rencisinin Lupelius'a sorularn ynelttii
andaki kadar canl ve kpr kpr olan mesajlar kyordu. Ayaklarm sanki
bana deil de bir uurumun kenarnda asl kalm birine aitti. Zaman bir
tnel gibi darald ve ben Okul'un heybetli duvarlarnn stnden mancnkla
ieriye frlatldm.
Lupelius:
"...D dnyaya gerek bir eymi gibi inanrsan, sonunda kendini ona
teslim etmi olursun ve her ne yapyorsan iinde kaybolursun. Sadece onun
dndan gelen herhangi bir ey skntlarnn, snrlarnn ve yoksulluunun
gerek kaynan hatrlamana yardm eder.
Bu nedenle, bakalaryla olan tm srtmeleri, durumlar ve olaylar kendi
dnda tut ve bir krnt zerresini yeni bir cevhere, yeni bir enerjiye ve yeni
bir yaama dntrebilecein bir yerde kendinle kal...
...Siz yaam ve d dnyay Tanrnz yaptnz. Oysa yaam gerek deil,
sizin kaynaa dnmeniz ve neyin gerek olduunu bulmanz iin 'd'e
hizmet eden bir aratr. Dmzda 'd' tarafndan ynetilmeyen hibir ey
yoktur."

Amanzio: "Peki yleyse iinde bulunduumuz ato ve yz yllk bu


odalar nedir?"
Lupelius: "Seninyarattklarndan biri; imdi, tam u anda!"

Amanzio: "Ya annemle babam?"


Lupelius: "Onlar da senin yarattn kiiler; senin dnda senden nce
olan hibir ey yoktur! Yaam anne babamzdan gelmiyor, ancak ne
doumu ne lm olan, ne balangc ne sonu olan bir ekilde grkemli,
sonsuz ve gerek olarak duruyor.."
97

S t e f a n o E. D ' A n n a
Amanzio: "Ama... yleyse... insan... Tam m?"
Lupelius: "Hayr!... ok daha fazlas!... Kendisine hizmet eden bir
Tanrs var."
Amanzio: "Bu da ne demek?"
Lupelius: "Dilediin her eyi O'ndan isteyebilecein anlamna gelir... ve
Tanr, her istediini yerine getirecektir; snrszca... Tanr iyi bir
hizmetkrdr, ama iyi bir efendi deildir... Tanr hizmet etmeyi sever, sevmeyi sever... Tanr tm teslimiyetiyle senin hizmetindedir... Tanr vardr;
nk 'sen' varsn. Sen var olmasaydn, O'nun var olmasnn bir nedeni
olmayacakt. Tanr, senin devinmekte olan iradendir."
Amanzio: "Anlamyorum."
Lupelius: "nsan akl anlayamaz... yalnzca yalan syleyebilir. Akl
yalan syler. Yalan sylemeyen akl kendini yok eder ve varln
btnlne yer aar.
It's Here that everything happens.... It's Here that everything is touched... It's Here that everyting is moved...
Here... where Truth, Innocence, Beauty and Power dwell in... Here... in
this infnite, everlasting indestructible Body.
Her ey burada olur... her eye Burada dokunulur... her ey Burada
hareket eder... gereklik, masumiyet, gzellik ve g... Burada... bu kusursuz, lmsz, yok edilemez bedende yaam srmektedir.

14 Uyank kalma sanat


Elyazmasnda, The battlefeld is the Body. Beden sava alandr, diye
okudum. Lupelius'un bu tm zamanlarn zeti niteliindeki szleri, en
byk hal sef ;rinde ykselen bir sava nidas gibi bedenimde yankland.
Beden sava alanmzdr. Zafer btnlktr. Bir insann yaamnn amac,
hedefi, btnl, zndeki birliktir. Lupelius'a gre bu eser, insann
binlerce yllk aratrmalarnn zetidir, varoluunun gerek nedenini ve
yazd tarihin ieriini aklamaktadr. Lupelius'a gre varlan bu durum
fiziksel bir baar olduu kansndadr. Beden varoluun en grnr
ksmdr. Olu btnl ise, hcrelerde gerekleen bir zaferdir.
Her bir organn, kaslarn, dokularn ve hcrelerinle tm bedenin en son
atom paracna dek dlerinin yla ykanncaya kadar, dlerini
genilet. Dlerin harekete getiinde her ey mmkn olacaktr.
98

Tanrlar Okul
Dlerin, yeryz cennetindeki kralln ilan etmen iin btn glere,
ilkelere ve kurallara sahiptir. 'Kendini yenmek' kadar kutsal bir sava
yoktur; kendi snrlarn amak kadar byk bir zafer yoktur.
Btnlk, varoluun bir iyiletirme srecidir. Bin yllk inanlar
ykmay, olumsuz duygularn ve ykc dncelerin dnmn; kendi
ustalna ulamay; yiyecekler, uyku ve nefes alma stne hkimiyet
kurmay gerektirir.

'Tanrlar Okulu'ndan bu ve dier paralar zerinde altmda, bin yl


nce rlanda'da bir Okul olan onun muhteem laboratuvarnda, Lupelius'un
evresinde yapt deneylerin doasnda yatan nedenleri bulup kardm.
Onun sava-rencileri, orada kendilerini uykuya ve yemek yemeye
egemen olmak zere eitir, yklmazla ve lme yenilmezlie
hazrlanmalar aamasnda, bugn temel saydmz bu gereksinimlerini
gnden gne azaltrlard.
Lupelius'a gre uyku, solunum iin kt bir ikamedir; bedenin bizi
yetersiz ve uygun olmayan solunumdan kurtarmak iin, sadece birka
saatliine de olsa ayarlad bir nlemdir. Lupelius'un dncesinin daha da
derinlerine indike, hibir eyin nefes almz kadar bize yakn, ama bir o
kadar da bilinmez ve gizemli olmadn fark ettim. Biz bir hava
okyanusunun dibinde yaayan yaratklarz.
Bu unsurla tamamen kaplanmamza ve bedenimizin her santimetrekaresi
bu hafif okyanusun basnc altnda olmasna ramen, cierlerimize hl
yetersiz miktarda oksijen ekmekteyiz. Lupelius srad bir ey kefetmiti;
her insan gerekte gereksinimi olan miktarn ancak onda birini soluyordu.
Lupelius, elyazmasnda 'underbreathing' yani yetersiz soluma olarak
isimlendirdii, insann hayatta kalmakta zorland bu solunum durmasna
yakn durumunu dikkatle betimliyor ve irdeliyordu.
Lupelius'a gre, bu garip olgunun bir sonucu olarak organizmamzdaki
baz yaamsal ksmlar oksijen eksiklii ekiyor ve yetersiz besleniyordu.
Lupelius, organik deiim ve katabolizma srelerinde solunumun nemini
vurgulayan, insanln tehlikeli boyutta kirlendii sonucuna son
yzyllardaki bululardan ok daha nce varmt. Kiinin her gn, saatler
boyu, kendisini dolu dolu, derin ve eksiksiz bir biimde solumaya vermesi
gerektiine inanyordu. ngrd ey, bir gn her okulun, topluluun ve
sosyal kuruluun, organizmalarmzn ihtiya duyduu miktarda oksijeni
soluma egzersizleri konusunda bize nefes almay retecek bir eitimi
verecek olmasyd.
99

Stefano E. D'Anna

Bin yl sonra, zntyle, bu ngrnn hl gereklemekten ok uzakta


olduunu ve oksijeni sanki evrende en az bulunan, elde edilmesi en pahal
maddeler arasndaym veya zerinde ok ar vergiler olan bir gazm gibi
insanlarn 'yetersiz soluma' durumlarn srdrmekte olduklarn
gryordum. Lupelius'a gre, derin soluma kendiliinden deil, ancak
bilerek yaplabilir. nsan kaderinin doru solumasna bir deil iki kat
kordonla bal olduunu ondan rendim.
Bir insann nefesi geniledike kendi gereklii de zenginleir. Amacn
kiisel yazgn deitirmekse, nefesin stnde al, solunuma yeterince
zaman ayr.

Lupelius retisinin ke talarndan biri olarak, kiinin kendi kaderi


zerinde dorudan kendisinin yazmas ve byk kiisel bir servenin
kahraman olmas iin, insann derin ve bilinli olarak solumas, yiyecek ve
cinsellikte azla yetinmesi ve uykuda daha az zaman geirmesi
gerekmektedir. Kii, tm abasn bu dorultuda vermelidir. Elyazmasnda
bulduum bir mektupta, Lupelius bildiimiz iten tarzyla, bir rencisine
bu konuda baz tler vermekteydi.
nsanlar nasl lmeyi umuyorsa, uykuya da yle dalmaktadr; bir anda.
Sana gelince, sen gnnn ne denli uzun srdne, savann ne denli zorlu
getiine veya saatin ka olduuna bakmakszn, 'ayk olarak uykuya
daldndan emin ol. Enerjilerini ynetmesini bilmeyenler iin gnn
sonunda tkenmi olarak uykuya dalmak, canl olmaktan ok l olmaktr.
Yine de birka dakika bile uyumak gerekiyorsa, ayk olarak uykuya gemeye
al. Bu, cehennemin derinliklerine dmemene yardm edecektir.

Bu szlerin -o sralar da ska yaptm gibi- TV karsnda veya bir


kitap okurken hemen uykuya dalma alkanlm yznden, dolayl bir uyar
biiminde bana yneltildiini dndm. Lupelius'un szlerinin gc ve
ikna kabiliyeti ylesine yksekti ki, onlar okurken derhal 'ayk olarak
uykuya dalmay' bir alkanlk olarak kendime uyarlamaya, yaammn
ifresi ve ilkesi yapmaya karar verdim. Lupelius'a gre, insamn uykuya
dal ekli yaantsnn niteliini gsteren bir sistem, bir turnusol kd
gibidir. Uyku bastrp gzlerimizi artk ak tutamadmzda, Lupelius,
irademizi kullanarak ayaa kalkmamz ve uykuyu yenmek iin elimizden
gelen her eyi yapmamz tlemektedir. Lupelius, bir kl ekmemizi,
ykanmamz veya dans etmemizi nerir; bu amaca ynelik olarak yardmc
olabilecek birok oyun ve hile bulmutur.
100

T a n r l a r Okul

Lupelius' un grne gre, 'Uyumak lmektir!' Ei bulunmaz kara


mizah yetenei ve binlerce kla girmesine olanak veren akac doasyla,
insanlarn her gece, sahneden kesin ayrllarnn kostml provasn
yaptklarn iddia etmekteydi. nsanlar iin 'kt bir alkanlk' olan uykuyu
brakmamakta srar ediyorlar ve bylece gezegenimizin yar nfusu,
sahneledikleri korkun' temsilin farknda bile olmadan, birbirlerine iyi
geceler dileyip uykuya ekiliyorlar. Yenilmez savalar Okulu'nun bakan,
olanaksz dlemeye cesaret eden kei-flozof, uyank durma sanat stne
srad baz nerilerde bulunarak mektubunu bitirmi.
"Uykunun lmn bir temsil edilii olduunu kavradnda, ona artk
asla eskisi gibi yaklaamazsn. nlemlerin ve aralarn ne olursa olsun,
kesinlikle hi kimsenin, hatta kadnnn bile seni uyurken grmesine asla izin
veremezsin. Uyank durma sanatnda kendini yetitir! Bir savann,
kendisini bir bakasnn uyurken grmesine izin vermesinin, ayn zamanda
ona zayfln gstermekle edeer olduunu bilir; uyku, dnyaya bize
saldrmas ve bizi yenip ldrmesi iin izin vermektir."

15 Kt alkanlklar

Lupelius, aslnda insanda akln alglayamayaca bir gizemin varln


kefetmiti; insann hcrelerini kirleten duygusal bir batakln, bir tr
'psikolojik kpn' barnd bir kara delik.
Kii, oru tutma ve solunum gibi teknikleri kullanarak, yeni bir vizyon,
yeni fikirler ve koyaca olaanst abalan sonucunda evresindeki
gereklii deitirebilir; kendisini eksik, eliik ve lml bir varlktan,
btnlemi, uyumlu ve lmsz bir bireye evirebilir.
Azla yetinmeye doru yaptmz her diyet ve her aba, yllardr birikmi
duygusal kabuklarmz soyarak bizi hafifletecei iin, sradanlmzn
cehennemlerinden kamza bir hazrlk olacaktr. Lupelius'a gre,
yalnzca arnm bir retmenin rehberliinde Okul'dan bir kii bylesine
bir iyiletirme srecine gs gererek bu giriimin engellerini ve
zorluklarn aabilir.
Her insann iinde, arnmak zere ilerlerken, bu yolda karsna kan ve
kendisine elik eden iaretleri genel bir anlamama durumu vardr. Sradan
bir kii, bunlar bir iyileme belirtisi olarak yorumlamak yerine, tersten
okuyarak ciddi bir hastalk olarak grr.
101

Stefao E. D ' A n n a
Kimse bunun gerektirdii strapl abayla yzlemek istemez. Lupelius'a
gre, bu yzden ite tam da ie yaramaya balayaca srada her tr
perhizden vazgeilir.
Lupelius, uzun yolculuklar srasnda, youn almalar ve yorulmak
bilmez aratrmalaryla sakl din okullar hakknda bilgi toplad; byk dini
ve mistik geleneklerden gelen srad insanlarla tant. Her ada ve btn
uygarlklarda ottum*, yani hibir ey yapmama sanat, yksek sorumluluk
dzeylerini ele geirmeye ynelmi kiiyi bu byk maceraya skca
balayan bir altn kordon gibi, her retinin ve insann iselliindeki araylarnn temel dayana idi.
El yazmasnn belirledii yol haritas izlendiinde, bir ruhbann
perhizinin, bir mnzevinin yalnzlnn, bir keiin azla yetinmesinin, hep
bir tek Okul'un farkl ifadeleri, ayn dncenin, sava retilerin ve
savann uyanna bal bin yllk bir aratrmann farkl yzleri olduu
ortaya kyordu.
in bu ynn daha yakndan incelediimde, Byk skender'in yanndaki
iki tarihiden biri olan Arrianus, Anabasis Alexandrou* adl eserinde
skender'in beslenme alkanln ve enerjisinin srrn bir cmleyle ifade
ettiini fark ettim:
"... azla yetinmek zere eitilmiti: kahvalt olarak afak skmeden bir
yry ve akamlar hafif bir yemek." Cesaret ve gcn esiz rnekleri
saylan Makedon savalarnn, dillere destan olan azla yetinmeleri de
byleydi. Onlar plak toprak zerinde uyurlard; en etin mcadelelerde
enerjilerinin son damlasna kadar tkettiklerinde bile sadece bir avu zeytin
yerlerdi. Yine de asla yorgun dmezler ve dman ordular iin en tehlikeli
ve en korkutucu kbus olmay srdrrlerdi.
Lupelius'a gre, bir gram yiyecein bile bilinli olarak tketilmesi ve bir
dakikalk da olsa uykudan kanmak ylesine gl bir etkiye sahipti ki,
kiinin btn inan sistemini yerinden oynatabilir ve yanl kurulmu
dengelerini altst edebilirdi. Onun Okul'u, hastaln, yalln ve lmn
olmamasnn, insann doutan gelen bir hakk ve doal bir durumu
olduunu savunuyordu.

* Olium: d gereklerden kendini ayrp eylemsizlik halinde ieynelme. (.n.)


" Anabasis Alexandrou: Byk skender'in Seferleri, (.n.)

102

Tanrlar Okulu
A deseaseless, ageless, deathless man.
Hastalanmayan, yalanmayan ve lmeyen bir insan.
Yzyllardr btn uygarlklarda grlen zdenetimi ele geirme
araynda, Lupelius'un 'duygusal atk' diye niteledii eyin gn na karlmasna ynelik retilerle uygulamalarn daima kullanlmas
gerekiyordu. Bu zorunlu ilem, i yaralarn aa karlmasn ve Olu'un
katmanlar arasndan sarkan btn glgelerin temizlenmesini amalyordu.
Bir gn elyazmas zerinde alrken, Lupelius'un bulduu inanlmaz bir
srr rendim. Bir dnce devriminin bildirisini sunuyor ve sanki kendi
adalarna deil de gelecein bir bilim konseyine sesleniyordu: "...
nsanln gemiinden miras kalan metafizik bir uykudan uyanmasnn artk
zaman gelmitir. nan sisteminin stndeki binlerce yllk tozu
silkelemesinin zamandr." Bu belge u kararl szlerle son bulmaktayd:
"Yiyecek, uyku, seks, hastalk, yallk ve lm, 'zihinsel kt
alkanlklardr.' Kii bunlardan kurtulmaldr."
Ayrca elyazmasnn birok yerinde, bunlardan "bo inan" ve "yanlsama" olarak da bahsediyordu.
Lupelius, "The battlefeld is the body... Sava alan senin bedenindir,"
diye iddia ediyordu. "Reddedilen her yiyecek, uykudan kurtarlan her an,
senin iin lme kar bir zafer saylacaktr. Fiziksel lm ahlakd, doaya
aykr ve yararszdr."
Lupelius yiyecek, uyku, seks ve almada azla yetinmemenin enerji ve
canllk kaybndaki en nemli neden olduuna inanyordu; bylece insan
iin imknsz olan fiziksel lm artk ayn insan tarafndan kanlmaz bir
dununa dnm oldu. Lupelius, tarihteki tm uygarlklar boyunca ve
dinsel geleneklere bal ok az saydaki insann hipnotik uykusundan
uyanarak, bir retiyi izlemeye altm sylemitir; onlarn zengin ve
uzun mrl olmann kayna olarak dnce sistemlerinin merkezine
fiziksel lmszlk fikrini yerletirdiklerini de eklemitir.
Dreamer bir gn bana, yeni bir insanln ve zellikle de yeni liderlerin
psikolojisinde, fiziksel lmszlk fikrinin bir temel e olacan
syleyecekti. nsan bu Herakles Stunlarnn tesine gemezse, eninde
sonunda snrna dayanacak ve gerisingeri dnecektir. lmn alt edilmesi
fikri psikolojimizi
belirleyen her snrlamay skp
atacak ve
sorumluluumuzu ykseltecektir; bu durum hayati nem tayan zengin ve

103

Stefao E. D ' A n n a
uzun mrl bir yaam giriiminin gereklemesi iin zorunlu bir
nkouldur. Dreamer'a gre, btn okullarn her snfnda ve her dzeyinde,
niversitelerde ve akademilerde, fiziksel lmszlk felsefesi retilmelidir.
Ebedi yaam fikri, yoksullua, su ilemeye ve lme kar en gl
panzehirdir.
Erivan'dan ve Eski Elyazmalar Enstits'nden ayrldm, sahip olduum
en kymetli eyi, 'Tanrlar Okulu'nun bir kopyasn Dreamer iin yanma
alarak New York'a dndm.
Tuttuum ynla not arasndan, zellikle iki szck, yinelenen bir
zdeyi ve belki de Lupeliyanlarn bu zl sz, btn yolculuum boyunca
zihnimi megul etti: Daha az l. Bu szckler, Okul'un felsefesinin zl bir
forml ve ksaltlm haliydi.
Die less and live forever.
Daha az l ve ebediyen yaa.
Bu szcklerin sade grnrlnn arkasnda gizli, devasa bulu stne
dndm. nsan kendi iinde gn boyunca birok kez lmektedir. Ykc
durumlar ve dncelerle olumsuz duygular varlmzn iinde hi
durmakszn bizi ldren zehiri ar ar salarak zihnimizi kartrr ve
srekli yinelenirler. Belki ebediyen yaamak iin nereden balayacamz
bilmiyoruz, ama Lupelius'un bin yllk zdeyiini izleyerek kesinlikle 'daha
az lebiliriz'. Lupelyanlarm arksn ok kez syledim:
Eat less and Dream more. Sleep less and Breathe more.
Die less and Live forever.
Daha az ye, daha ok dle. Daha az uyu, daha ok nefes al
Daha az l ve ebediyen yaa.

16 "Sen bunun altndan kalkamayacaksn!"


Sanki bir yeralt yolculuundan km gibiydim. Oday ve en uzak
duvarnda asl duran byk yalboya tabloyu anmsamakta gecikmedim.
Bu kez Dreamer'm dnyasnda sabahn bir saat daha ilerlemi zamanyd ve
bu gn nda ortaln aydnl villann bu ksmnn mimarisini kolaylkla
seebilmeme imkn veriyordu.

104

Tanrlar Okulu
Baklarm yukar evirdim ve duvarn tulalarla etkileyici bir kemer
oluturduu noktaya gelene dek tavam kenar izgisinden aaya doru
gzlerimle takip ettim. te tam o noktada bir bakasnn varln sezinledim. rkildim. Kemerin iki ucunda kmldamadan, muhafzlar gibi
duran, iki plak varlk bana bakyordu: bir erkek ve bir kadn. Ben ne
olduklarn anlayana dek srtmdan aa bir rperti kaplad. Bunlar gerek
boyutta, birbirlerine dnk iki heykeldi. ylesine gzeldiler ki, onlarn
Helenistik dneme ait kopyalar olduklarn dndm. Kalkk, dzgn ve bir
zrh kadar gl sava enesi, bana bir gurur mesaj aktaryordu. Bir askeri
emir almasna dikletirdiim bedenimi, ne doru edim
gdsel olarak, hi duraksamadan, Dreamer'n odasna kan parlak
volkanik tatan dik merdivenin yanndan geerek, kar yndeki allmam
biimli, kristal caml, demir kapya yneldim. Bir tablo, boydan boya
kapnn yanndaki duvar kaplyordu. Durup inceledim. Bunun Narcissos
efsanesinin gz kamatrc bir yorumu olduunu grdm: Narcissos, sulara
gmlmeden hemen nce, suda kendi yansmasn seyrediyordu.
Byk bir sanat galerisinde XVII. yzyl aheserleri arasnda yerini
alabilecek bu tabloyu hayranlkla uzun uzadya seyrettim. Ardndan kristal
caml kapy dikkatle iterek atm ve birdenbire, bir peri masalm andran
odann eiinde bylenip, ylece kalakaldm. Gzlerimi grntden
ayrmakszn eildim, ayakkablarm zdm ve ilk geldiimde yaptm
gibi, onlar kartarak odann eiinde braktm. Yalnayak, temkinli bir
ekilde seramik yer demesinin geni karolar zerinde yryerek,
admlarm byk ve kapal bir botanik bahesine benzeyen bir yere doru
evirdim. ou tropik olan bitkilerin zengin eitlilii ve duvarlar oluturan
kemerli camlar, botanik bahesine dair izlenimi glendiriyordu. Darda
bahenin koyu yeili villay kuatm, bir tekneyi evreleyen bitki denizi
gibi, ahap doramalara dek dayanmaktayd. Burada grdm her
ayrntnn gz alc zarafeti, sanat eserleri, deerli tablolar ve beyaz
mermerden yaplm modern heykeller bu srad meknn gerekte ne
olduunu anlamam engellerlercesine beni bylemilerdi.
Sabahn ilk klar iki geni at penceresinden ieri szlyordu. aty
tayan iki devasa kirie baktm ve onlar kaldrp oraya yerletirebilen
Titan gzmn nnde canlandrmaya altm. Meknn her bir kesini
dikkatle inceledim, ama Dreamer'dan herhangi bir ize rastlamadm. Onu
yaklak bir yldr grmyordum. lerlediimde, geni holn ortasnda, yerde
ayna gibi yansyan sudan bir yzeyi grdm.
105

Stefao E . D ' A n n a
Bir yzme havuzundan ok, pimi seramik zeminde alm mavi renkli su
dolu kk bir ukuru andryordu. Suyun yzeyi hafif bir rpertiyle tatl
tatl salnmaktayd. Yzeyinde O'nun dalgalanan grntsn grene dek
baklarm suyun evresinde gezdirdim. Yavaa baklarm kaldrdm.
Dreamer gm bir flt dudaklarna yerletiriyordu. Zarife eildi ve
parldayan fltle birlikte yzn a doru evirerek kaldrd. Notalar, bir
kolyede birbiri ardnca dizilmi inciler gibi bir anda havay dolduruverdi.
Mziin de tpk, o villa gibi, o salon gibi, o an gibi bir dnemi veya zaman
yoktu. Kmldamadan dinledim. ocukluumun neesini, denizin kokusunu
ve onun unutulmu mutluluunu yeniden yaadm.
Kayalar stndeki lgnca yarlarmz, henz yakalanm istiridye ve
yengelerin tad, delice bir cesaretle byk kayadan denize atlamadan nce
kalbimin atmas, Ischia'daki evin serin glgeleri, marketten kan ter iinde
dnen Carmela'nn pckleri... Bir nota, dierlerinden daha uzun sreyle
havada asl kald, mzikten kendini kurtararak titreip tek bana tnlayan
bir kabarca dnmeden nce havann moleklleriyle biraz oynat ve ona
can veren nefesle rpnd. Sonra birdenbire sustu. Sonu gelmeyen bir an
boyunca flt alt dudakta kald, ardndan onu nazike yastn stne brakan
eli dikkatle izledi. Anmsadmdan daha gen ve ince grnyordu.
Gzlerini dikip beni uzun uzun szd. O'na yeniden gelebilmek iin
gsterdiim abalardan, elyazmasn arayarak geirdiim zamandan,
sonunda grevimi baaryla tamamlayarak beni Okulun dncesine daha da
yaklatran elyazmasna ulatmdan ve onun stnde yaptm tutkulu
almalarmdan elbette haberdard. raklk dnemimi balatan frtnal
bulumamzdan ve Marake'te beni gemiime gtren maceral yolculuktan
sonra, hi olmazsa bu defa, beni vmese bile, yreklendirici birka sz
syleyeceini umuyordum.
O'na doru birka adm attm. Dreamer hibir ey sylemeden bana
bakmay srdrd. Balangtaki huzursuzluk hissim imdi bir acya
dnmt. O'nun baklar altnda dikkatim yn deitiriyordu. lk kez kendi
iime bakyordum. Grdklerim kabul edilir gibi deildi: sululuk duygusu,
dmlenmi hisler ve kapkaranlk dncelerden olumu bir bulut, bilincimde
kark bir duygu yuma gibi kendini gstermekteydi. Baklar hibir zaman
grmek ve yzlemek istemeyeceim bir psikolojik amuru bulandrrcasna
iimi oyuyordu. Duyduum ac, dayanma snrma gelmeden hemen nce
kesildi. Ne var ki tutuunu gevetmedi. Sonras ok daha strap vericiydi.

106

T a n r l a r Okulu
ncelemesini tamamladnda, sanki kesin yargya varmasna, son kararn
bildirdi: "Sen bunun altndan kalkamayacaksnl"
Kararn ardndan gelen sessizlik botanik bahesinin her kesini hzla
kaplad. Melankoli, hayal krkl, keder ve fke birbirine kararak hep
birlikte tek bir souk ac iinde eridi. Btn enerjimin boaldn hissettim.
O anda sadece rahat braklmak ve olduum yere ylp kalmaktan baka bir
ey istemiyordum. Bir sank gibi nefesimi tutmu, kararn sonucunu
bekliyordum. Zaman gemek bilmiyor, zalimce uzuyordu. Nihayet, deneyin
milyonuncu kez baarsz olduunu grp yine baarszla urayacan
bilmesine ramen, yine de hayal krklna yenik dmeyen azimli bir
aratrmac edasyla, "Kimse baaramaz. Baaramayan insandr!" dedi.
Benimle, sanki yok olmaya yz tutmu bir trn, yenik dm bir rkn
temsilcisine seslenir gibi konuuyordu.
"Seni olduun gibi kalmaya zorlayan pek ok yasa var. Hatta seni
grevlendirdiim aratrmay bile kendini beenmilik ve ben merkezcilikle
besleyen bir olguya dntrdn."
O'na kar derin bir kzgnlk duyuyordum; bu, insann hakszla
uradnda hissettii trden kendine acmayla kark bir nefret duygusuydu.
Amerika Birleik Devletleri'nde ve Avrupa'da, aylar sren seyahatler ve
aratrmalar sonrasnda Lupelius'un aratrmaclar, akademisyenler ve
arkeologlarca yok olmu saylan elyazmasn bulduktan ve aclarla dolu
gemiimle cesurca yzlememden sonra O'nun tarafndan bu ekilde
davranlmay hak etmiyordum. Dreamer'n szlerine bir ekilde karlk vermek
istiyordum, ama onurumu ayakta tutacak kaslarm hl ok gszd. Ayrca
iimde onun hakl olduunu da biliyordum. Ruh halimi yapmack bir uysalln
ardna gizlemeye altm. Btn syleyebildiim, "Deiemiyorum," oldu.
Buna ramen sesim, aresizliimin kinine; kendime tutunup kalma ve
bamllk eilimime ihanet etti.
Dreamer, e harfini sonu gelmez biimde uzatarak korkun bir sesle
"Keeeees!" diye bard. Saniyeler, giderek yaklaan bir ikencenin geri
saym kadar korkuntu. Kanl bir meydan savann tam ortasnda, silahlarn
ve sava borularnn grlts arasnda, onun kkreyen bir nara gibi
ykselen bu olaanst barmas iimde bir boluk gibi, derin bir sessizlik
yaratt. Varlmda oluan bir irkilmeyle kendime gelerek, onu can kulayla
dinlemeye baladm.

107

Stefao E . D ' A n n a
Dreamer sesindeki ayn acmasz tonu srdrerek artc biimde alak
bir sesle, "Sesini yitirene dek saatlerce aladn zamanlar anmsyor
musun?" diye sordu. Uzak gemiime ait kesitlerden grntler, bir
illzyonistin elinde maharetle karan iskambil kartlar gibi birbiri ardnca,
st ste binmi ve karmakark halde abucak zihnimden geti. Tm bu
kesitler birbirine benziyordu; k hep aynyd, Napoli'deki ocukluumun
byl atmosferini, eski evi, Carmela'nn odasn ve kapaklar aynal
gardrobu tanmtm. Sanrm alt yalarnda bir olan, yerde oturmu feryat
figan, durmakszn alyordu... o ocuk bendim.
"Hl oradasn, henz hibir ey deimedi. ocukluk kaprislerin hi
deimedi, imdi srekli olarak ikyet etme ve kendine acma eilimiyle
ayn ekilde devam etmekte." Sustu ve zaman hi gemeyecek gibi geldi.
Dreamer sonunda, "Kimse deimiyor... deimek olanakszdr," dedi.
"Yedi yanda bir ocuk, bir mez gibi oktan kederli yetikinler
ordusuna katlmtr.
Dnyann
tepetaklak bir betimlemesiyle tm
inanlarn, nyarglarn, bo inanlarn ve fikirlerini, 'Mutsuz insanlar'
kulbne ebediyen girmesine hak kazandracak kadar, kk bir Spartal
gibi daha o yata edinmitir.
Bir insann dncesi, duygular ve bedeni i ie gemi emerkezli
evrenlerdir, hepsi birbiriyle balantldr. Kiinin bilerek ses tonunu veya
tnsn deitirmesi, srtm bir milim dikletirmesi veya aka grnen
nemsiz alkanln dzeltmesi btn yaamn deitirmesi demektir. Bu,
neredeyse olanakszdr."
Uzun bir sre kl krk yararcasna, sert baklarla yzm inceledi ve ben
de bu incelemeye sessizce katlandm. Ruhumdaki en ufak bir kprtnn bile
O'nun gznden kamayacan ve bu karlamada hile yapmann imkn
olmadn biliyordum. Bu benim iin ya hep ya hi demekti. Bir yanda bir
gn kendimi fethetmem, 'd'e balanmam, yaammn muhteem bir
kiisel maceraya dnme olasl, te yanda aresizce bolua dercesine
kendimi ebediyen yitirme olasl, hepsi ayn yerde, bir aradayd. Yaamm
bir pamuk ipliine balanm, asl olarak dipsiz bir karanln aznda
ylece sallanyordu. Tek bir szck, ses tonundaki bir deiim veya bir
para uzayan sessizlik onu uurumdan aaya, ortak bir yazgnn iine
drmeye yeterdi.
Antrenmanl birinin bedenindeki esneklik ve eviklikle, Dreamer da
aniden, eildii yerden doruldu; havuzun ak mavi sular bir kelebein
yansmasn andran bu hareketi yakalamakta gecikmedi, yzeyi titremeyle
108

Tanrlar Okulu
salland. Ar admlarn bana doru evirdi. Nefesimi tutmu, bitmek
bilmeyen o birka saniyenin gemesini bekledim. Ardndan bu kez cana
yakn bir sesle, "Ancak beni hatrlarsan, altndan kalkabilirsin!" dedi.

17 "nanlarn altst et!"


Bu arada yastklar bedeninin evresine zenle yerletirdi ve rahat bir
pozisyon alarak oturdu. Yapt ii gerektii gibi yapmaktan saknmayan biri
gibi grnyor ve oktan sonulandna inand uzun srecek bir ie bile
ilk admn mutlaka enerjisini tazeleyerek atyordu. Sk skya
tembihlercesine, "inanlarn altst et!" dedi. Beni, karlatmzdan beri
durduum yerde ayakta brakmt, oturmaya buyur etmek aklnn
kesinden bile gemedi. Bu davranm beni nemsemediine yorduum
iin gcenmi ve krlmtm. O sralar, Dreamer gibi bir varln her ann
stratejik olarak yaayabileceine inanmamn imkn yoktu. Eer bilinli
olarak O'nun amacna bir ekilde hizmet etmiyorsa, bilerek tek bir gzn
bile krpmyordu.
O'nun sular titreyen havuzunun hemen yanndaki ilk seramik yer
karosunun snrlar iine hapsedilmi bir halde duruyor, ierlememe takl
aklmla, onu dinlemeyi srdryordum.
Dreamer bana, "nsann gemii, bugn ve gelecei... kendi yolunda
yrrken bandan geen olaylar, koullar ve deneyimler, kendi inanlarnn
yanstt glgelerdir; onun varoluu ve kaderi, kendi yarglarnn ve
dknlklerinin elle tutulur, gzle grnr hale gelmesidir," dedi.
'"Visibilia ex invisibilibus.' Algladn, grdn ve dokunduun her ey,
bir grnmeyenden kaynaklanr. Bir insann yaam, 'dlerinin' glgesidir,
ilkelerinin ve inand her eyin gzler nne serilmesidir.
Herkes kararllkla inand eyin, noktasna virglne kadar gerekletiini
grmtr. nsan daima yaratr. Karsna kan engeller ise insann kendi
snrlarnn, elien fikirlerinin ve zayflnn maddeye dnmesidir.
Kimisi vardr yoksullua inanr, kimisi hastala tapar, kimisi srekli
olarak ktla ve kstlamaya inanr ve kimisi de her eyini sululuk
duygusuna balar...
nsanolu varlnn en karanlk durumlarnda bile daima yaratr."

109

Stefao E. D ' A n n a
Dreamer'a gre, kimsenin inanc bir bakasnn inancndan daha stn
deildir. Herkes, ynetecek ve yatrm yapacak... inan pastasnda kendi
payna sahiptir; inan herkese eit olarak pay edilmitir. "nsanlar arasnda
ayrm yaratan...
onlarn farkl kaderlere ait olmalarn salayan
ey...bilinli veya bilinsiz, her birinin inanlarnn yn, niyetlendii
hedeflerinin farkl niteliidir."
Beni altst eden bu szlerin etkisi azmsanr gibi deildi. Her zaman
inancn deerli bir ey olduunu ve insanlar arasndaki asl farkn onlarn
sahip olduklar deiik inan biimlerinden kaynaklandn dnmtm.
Benim dnya anlaym dayandrdm ideolojik stunlar, phesiz gc
bakmndan dierlerinden farkl saydm, Muhammed'in, skender'in,
Sokrates ve Lao Tzu'nun, Churchill ve Napolyon'un inanlaryd.
Szlerimi desteklemesi iin kutsal yazlardan ve onlarn otoritesinden g
alarak, "Madem herkes, stelik de eit derecede inan sahibi," dedim, "o
halde 'bir hardal tanesi kadar imannz olsa...' szleri ne anlama geliyor?"
Bunun ardndan yapt konuma varlma ebediyen kaznd. Bu durum,
syledii aklda kalc szler kadar, her birinin ardnda varln hissettiren
otoritesi yzndendi.
Dreamer, bana ncil'deki o blmn bir yorumunu vermiyor, onu
yaratyordu. Bu binlerce yllk mesajn dsel z ve onun her bir atomuna
sktrlm bilgisi, o anda aa kyordu. Dinlemekte olduum szler ise
yepyeni ve capcanlydlar. Ve onlar, dnya tarihinde daha nce asla
sylenmemiti.
"insanolu imannn ynn bir milim dahi oynatacak kapasiteye sahip
olabilseydi; inanlarnn gcn lm yerine yaama ynlendirebilseydi,
yaad dnyadaki tm dalan yerinden oynatabilirdi."
Geceyi yrtan bir imekle, karanln yerini bir anda aydnla brakmas
gibi, zihnimden inanca dair bir atom paracnn youn enerjisi geti.
Anladm ki, cehenneme dair en kk bir inancn bile yok edilmesiyle, her
insann kr krne inand en kkl inanlarndan biri olan lm kavram
yzde yz yklacakt. Byle bir giriimin stnlnn farkna vardm.
Bunun sadece dncesi bile, dnyann ve gklerin arln srtnda tayan
Titann gereksindii kuvvete denkti.
Kendime ilk kez neye inandm sordum ve Dreamer'la karlaana dek
neye deer verdiimi. Bunu dnrken sesi geldi ve dncelerim
gemiimin karanlk derinliklerine doru kayarken bana yol gsterdi.
110

Tanrlar Okulu
ok iyi biliyor olmama ramen, onun iin ak bir kitaptan farksz
olduumun bir kez daha onaylanmas, utandrcyd.
"imdiye dek, biitn insanlar gibi senin de yaamnn amac, varlnn
hedefi, kendini iinde ldrmek oldu. Hastalk, Yallk, lm, insanolunun
binlerce yldr tapnd tanrlardr. te insanlar yaamdan, sonsuz
dlerinden byle hznl bir biimde vazgetiler."
'Bir hardal tanesi kadar inancn olsayd..' demek, yaam grmzdeki
en ufak bir ykselme, en kk bir dnm, lml kaderimizin ynn
deitirebilirdi anlamna geliyordu.
D, var olan en gerek eydir.
Kendi snrlarn 'grmek', onlar epeevre sarmak, bu snrlar kendi
iinde boarak onlardan kurtulmak demektir! nsann yaamn olumsuz
duygular ynetmektedir. inde tad skntlar, bana gelen tm
felaketlerin ve mutsuzluklarn sebebidir. Dreamer ayaa kalkt. Bulunduu
yerden bana doru dnerek, dikkatli admlarla byk havuzun yanndan
geti, olaanst gzellikteki botanik bahesinin tam kar kesine doru
gitti.
Srt dnk olarak konumasna ramen, sesini kulamn dibindeymi
gibi gr ve net iitiyordum. O konuurken hibir szn karmadan not
defterime yazdm.
"Sadece zaman meselesi... Zaman gelince hepimiz hedefi tutturacaz...
Hepimiz sonunda kazanacaz... Hepimiz inandmz eye dneceiz.
Hepimiz neyi bozmadan koruduysak onu elde edeceiz; sen kendi sefilliini,
hatalarn ve lm, ben ise mkemmellii, sonsuzluu ve lmszl..."

18 Narcissos sendromu
Dreamer, "Senin en sarslmaz inancn, en zararl inann, kendin dnda
bir dnyann varlna, baml olduun bir eye veya birisine, sana bir
eyler veren veya senden alan, seni seen veya sulayan bir eye veya
birisine inanmaldr," dedi.
"Bir sava, bir anlna bile olsa kendisine dardan gelecek bir yardma
inanacak olsa, o anda kendine olan yklmaz inancn yitiriverir,"
111

Stefao E. D ' A n n a
diye devam etti. Ardndan sustu ve gzlerini kapad. Bu arada ben O'nun son
sylediklerini defterime yazdm. Suskunluk uzad. Kendimi anideri deersiz,
ortada kalm gibi hissettim ve yaadm utanc, baz notlarm aklmdan yeni
batan tekrarlayarak yenmeye altm. Sonunda Dreamer sessizlii bozdu ve
gzleri kapal ekilde, benim notlarmdan bir blm okudu:
There is nothing out there...
There is no help coming from anywhere at all...
Darda hibir ey yok... Hibir yerden gelecek bir yardm yok.
Sert bir sesle, "nsann en kt hastal bamllktr," dedi. birdenbire
dikkat kesildim. Yanlgya imkn vermeyen bu ifadenin nemini ve bunu
yerletirmem gereken yeni inan sistemimin merkezini bedenimde hissettim.
"Bakalarna ve bakalarnn mevcudiyetine ve yarglarna baml
olmaktan daha kts yoktur. Tm bunlardan kendini kurtarabilmek uzun
bir hazrlk gerektirir...."
Hemen sonra, bu ve buna benzer dier durumlardaki tutumlarm
gzlediimde, farkna varacam zere, Dreamer dorudan beni ele
aldnda veya benden kiisel olarak bahsederken bende ayaklanan ok etin
bir direnle karlayordu; oysa genel olarak tm insanlardan bahsederken,
ben kolayca kabul ediyor ve hatta hemen ikna oluyordum.
Dreamer szcklerin stne bastrarak, "Senin gibiler, yaadklarn
yalnzca bakalarnn arasndayken hissederler; sizler kalabalk yerleri
tercih edersiniz, devlette veya byk irketlerde; yani kalabaln gven
veren varlm nerede hissederseniz. Orada i bulursunuz. Bakalarnn
arasnda olmak, kendinizden ve yalnzln dayanlmaz ykndefl kamak
artyla, baml olmann btn trenlerini yerine getirirsiniz ve sinemalar,
tiyatrolar, hastaneler, stadyumlar, mahkeme salonlar, kiliseler bi onun
tapnaklarnda toplanrsnz," dedi.
Kendimi savunurcasna insana yakmayacak bir harekette bulundum.
Sanki bu szleri can alc bir eyi tehdit etmi veya dzenlenmesi uzun
zaman alm bir plan bozmu gibi, boazm skan bir fke Olu'umu
karartt. Ona sylemek istediim fke dolu itirazlarm, savrulmay bekleyen
havan mermileri gibi zihnimde sraya dizmitim. Bu rezil yna Kaldrmak
zere zihinsel bakm iime evirdim, ama sessiz saldr sadece fkeye dair
ac dolu bir ifadenin izgileri olarak yzme yerleti. Dreamer diren
duvarlarmn gcn snyordu. Onlarda nasl bir gedik aacan ok iyi
biliyordu.
112

T a n r l a r Okulu
Glmsemesinde, sanki bana vuruverecekmi gibi zalimce bir hava vard.
Alak sesle, "Senin gibi biri, hastalandnda, dikkatleri stne ekmek ve
dnyaya smsk tutunmak iin, cerrahlar, yani hl ilkellikten kamam
bilimin amallar tarafndan paralara ayrlmaya hemen hazrdr," dedi.
Mideme ani bir yumruk yemi gibi sersemlemitim. Dreamer ayn ringde
hem rakibim hem de bir hakem edasyla geri sayar gibi, birka saniye
gemesini bekledi.
Tavrn ve ses tonunu beklemediim bir anda btnyle deitirerek,
"Tabloyu anmsyor musun?" diye sordu. Azndan kan her sz beni
akna evirmeye yetiyordu. imdiye dek hi kimsede grmediim,
birdenbire ve ustalkla yaplan bylesine ani deiimlere asla
alamayacaktm. Yepyeni bir kiilie brnmesi ve bir saniye sonrasna bir
saniye ncekinin tek bir atomunu bile tamadan geebilme yetenei beni
hayrete dlyordu. Birden, szn ettiinin, u an iinde bulunduumuz
camdan baheye girmeden nce hayranlkla seyrettiim tablo olduunu
anladm. Boulmadan hemen nce, sudaki yansmasna hayranlkla bakan
Narcissos'un grnts zihnimde yeniden canland.
Dreamer, "Bu. kendi grntsne kaplp kalm insann simgesel bir
yksdr," derken, O'nun ani konu ve tutum deiimine hl uyarlamay
baaramadm yz kaslarmn olaanst abas karsnda ok elendiini
saklamaya gerek bile duymamt. "Narcissos'un masal, dnyann bir
kurban olan insan metaforudur." Ardndan konumasn srdrerek, genel
inann aksine, bana Narcissos'un kendisine deil, onun salt bir yansma
olduunu fark etmedii sudaki grntye k olduunu aklad. Kendisi
dnda bir varlk grdne inanarak ona sevdaland ve suya dp ackl
bir ekilde ld.
Dreamer szlerini,
"Once you realize that the world is the projection of yourself, you are
free of it.
Dnyann kendi yansman olduunun farkna vardnda,
olursun," diye kesin bir yargyla tamamlad.

ondan zgr

ok armtm. Uygarln en nemli efsanelerinden birinin binlerce


yldr yanl anlalmas nasl mmkn olabilirdi? Bylesine basit bir
aklama nasl gzden karlabilirdi?
Dreamer'n yannda, Sokrates'la son bulan bu devler ann ve teselli
mahiyetindeki felsefenin insana rahatlama sunan bulunuunun sesini
duydum.

113

Stefao E. D ' A n n a
Bu bilginin yanklar bizlere ulamak iin zaman okyanusunu ap gelmesine
ramen, bizler insann gerek durumunu ortaya koyan ezeli masallarn
yanl anlamay srdryorduk. Efsanesi aslnda, dnyann sradan
vizyonuna sahip olmann aptallna ve tehlikelerine kar bir lk
olmasna ramen, biz Narcissos'u srarla kendini beenmiliin temel bir
rnei olarak kabul ediyoruz. Dreamer'n birok kez bana anlatmaya
alt ey imdi aklma ok daha derinlemesine giriyordu. Narcissos'un
yks, altst etme okulunun bir bildiriiydi; tpk Aziz Pietro'nun armha
geriliini ve Aziz Paolo'nun dmesini tablolarn yapmas iin
Caravaggio'ya ilham veren bildiri gibi.
"Kendimizin dndaki bir eye k olup kendi varlmza olan inanc
unutmak, baml olan bir dnyann karmaas iinde kendimizi yitirmek,
kiisel gerekliimizin tek yaratcsnn kendimiz olduunu unutmak
demektir."
Szlerini vurgularcasma, "Bizim dmzda baka bir dnya yoktur, her
karlatmz, her grdmz ve her dokunduumuz ey aslnda sadece
bizi yanstmaktadr. nsann ya ant sndaki dier kiiler, olaylar ve
durumlar, onun koullarn aa karr." dedi.
Dnyay sulamak; ondan yaknmak, kendini hakl gstermek ve saklanmak,
dm bir insanln gstergeleridir; 'gerek' bir iradenin yokluu, baml
olmann kesin belirtileridir.
Beni hazrlksz yakalayarak, "Narcissos da Adem gibi elmay yedi!"
dedi. nce drt bin yllk yaratl yksne yanap, hemen ardndan ani bir
srayla klasik Yunan dneminin en eski efsanelerinden birine atlayarak,
uzak dnyalar arasndaki zaman ve mekn uurumlarn byle tek bir admla
getiinde, beni.n O'na ayak uydurmam gleiyordu.
"O da, Adem gibi, bir d dnyann var olduuna inanmt."
Kltrel adan ok farkl olmalarna ramen, her iki gelenekte de mesaj
aynyd: bir d dnyaya inanmak demek, onun kurban olmak ve onun
tarafndan yutulmak anlamna geliyordu.
Dreamer, "Dnyay her an sen yaratyorsun!" diye szlerini srdrd.
"Narcissos 'un kendi yansmasn grd su birikintisi d dnyadr. Onun
gerek olduuna inanmak, onu ne pahasna olursa olsun benimsemek,
kiinin kendi glgesine baml olmas anlamna gelir. Bylece kendi
ellerinle yarattn ey seni nefessiz brakt srece, sen yaratanken
yaratlan, dleyenken dlenen ve efendiyken kle haline geleceksin."
114

Tanrlar Okulu
Dreamer'n, bu efsaneleri kefetmemi salad mesajlarn, hem kutsal
kitabn alar ncesinden gelen yklerinde, hem de Frankenstein, Alice
Harikalar Diyarnda, Blade Runner gibi yeni yklerde bulunduunu
anmsadm.
"Adem ve Havva 'nn cennetten kovulmas her anda olur. Dnyevi yaam
bizi ele geirdiinde, biz de onu yaratann biz olduumuzu unuttuumuz her
anda, srekli cennetten kovuluyoruz. Yaratlan ancak bu aamada kar
saldrya geer ve isyan eder. Bu ilk gnahtr, sebeple sonucun yer
deitirdii, balanmaz lmcl gnah.
nsan btn ve gerek bir varlktr... bu, onun kendisine egemen
olduundandr; olaylarn grnr dinamizmi ve konumlarn eitlilii
yerine, insan dnyann kendisinin aynas olduunu bilir.
ster iyi, ister kt olsun, gzel veya irkin, doru veya yanl, kiinin
karlatklarnn hibiri, gereklik deil, kendi yansmasdr." Dreamer
bunlar sylediinde, ses tonundan bulumamzn sonuna geldiimizi
anlamtm. Benden ayrlmak zereydi.
"Herkes kendinde neyi ekerse daima ve yalnzca onu bier. Tohum da,
harman da sensin. te bu nedenle tarihteki btn devrimler hep
baarszla uramtr. Onlar dnyay dtan deitirmeye kalktlar, su
birikintisindeki grntnn gerek olduunu sandlar."
Do not rely anymore on the world for help. Go beyond it! Only those who
have gone beyond the world can improve the world.
Bundan byle yardm almak iin dnyaya bel balama. Sen onun tesine
ge! Dnyay gelitirenler, ancak dnyann tesine geenlerdir.
Szlerinin burasnda bir sre duraklad. Sonra bana bir kez daha,
"tesine ge!" diye buyurdu ve yine sessizlie brnd. Amak iin
dnyann tesine ge! Bunun anlam ne olabilirdi acaba?
"nsan
yzyllardr,
kendi
yanstt
filmdeki
grntleri
deitirebileceine inanarak ekran trnaklaryla kazd. "
Saysz insan neslinin tarihin ynn neden deitiremediinin yant
bana bir gm tepside sunulmutu. Ac bir alay ieren bu bak as,
ikencelerin, kavgalarn ve kahramanlklarn sonsuz yksn tek bir
yargyla zetliyordu: devasa, yararsz bir samalk.
115

Stefao E. D ' A n n a
Hi beklemediim bir nezaketle bana,
"Sen, bu delilikten vazge! Savalar, devrimleri, ekonomik, politik ve
sosy'al reformlar unut. Her olann ardndaki gerek nedenle ilgilen.
Dlenenle deil, iindeki dleyenle ilgilen.
En byk devrim, tm giriimlerin en by, hatta tek ve en anlaml
olan, kendini deitirmektir," dedi.

19 nsan saklanamaz
Dreamer beni uyararak, "Dnyaya baml kalanlar, varoluun en alt
dzeylerinde kseye tutulur kalrlar," dedi. "Tm yaantn boyunca, hep
baml olmann kkleri olan korku ve umut arasnda asl kalarak, kendin
dndaki gvencelerin ve gelip geici mutluluklarn peinde kotun. "
Konumas srasnda Dreamer, genellikle bendeki engelleri devirip daha
derinlerime girmek istedii zamanlarda yapt gibi, bana gzlerini dikerek
yle sert bir ifadeyle bakmaya balad ki, ne gzlerimi krpabildim, ne nefes
alabildim. "Btn baml olanlar gibi senin yaantn da ok korkun.
Seninki de bir kle yaam...
Sradanl ve eksiklii her gn yeni batan yaayarak, hayatn iine
tapsettiin ofisini bir an olsun terk etmeyi dnmeden geirdiin uzun
'ilelik yllar." apraz ate altnda kalm bir sava muhabiri gibi
sylediklerini yazyordum. Kkl inanlarmn stne bu ifadesinin etkisini
glendirmek iin Dreamer yine,
"Sana bunu tekrarlamaktan asla vazgemeyeceim. Senin dnda olan
hibir ey yok...dardan gelecek hi bir yardm yok., senin, adna 'dnya'
dediin yer, bir grntden ibaret... Gerek dediin ey ise dlerinin ya da
kabuslarnn przsz bir aynaya yansmas, maddeye dnmesidir... " diye
tekrarlad.
Bu vizyon, Dreamer'n btn retilerinin temelini oluturacak ve
gelecekte benim anlama snrlarm genileyip, szlerinin ykc etkisine
dayanma gcm artnca, birok vesileyle bana bu szlerinin anlamn daha
da derinlemesine aacakt. O ana dek btn rendiklerimin tepetaklak
edilmi olmas nedeniyle bunlar ilk kez duyduumda nasl beynimden
vurulmua dndm ok iyi anmsyorum.

116

Tanrlar Okulu
"Realize that the world is in you and not vice versa!
Dnya senin iinde, aksini dnme!
Dnyada olan ya da ona ait olan hibir ey yoktur. Bu dnya seni ne
kurtarabilir, ne de sana yardm edebilir." Ardndan, konumas t
vermeye dnt; bunlar yalnz bana deil, btn insanlara bir ar
niteliindeydi. Sesi, takdir etmeyi bilmeyen, hatta doru kullanacandan
bile endie duyduu birine ok byk bir serveti emanet eden birinin sesi
gibi hzn yklyd.
"zgrln peinden ko, bu sefil insan kalabalndan uzakla!...
Hissetmeyi yeni biimiyle hayata geir. indeki sonsuzluu ele geir,
bylece galaksiler kum taneleri haline gelecektir...
Vizyonunu genilettiinde dnyann kldn greceksin... Vizyon ve
gereklik bir ve zdetir. Btnl ara. Bakalarna almaz grnen
sradalar senin gznde kk tmsek ynlarndan farksz olacaktr."
Bu szlerinden sonraki suskunluunu, aklmdan geenleri O'na iletmem
iin bir davet olarak yorumladm ve bazlarn dncesizce sralamaya
kalktm. Yaantmzdaki her trl olay ve koulun bizden kaynakland
grn kabul etmemin zorluundan sz ettim. Konumamda her trl
tartmac vurgulamadan kanmak zere btn nlemlerimi aldm ve bir
yabancyla genel bir durum deerlendirmesi yaparken taknmaya
altmz, stn olan tarafa yakr, bilgece bir ses tonuyla konutum.
Dreamer'n szlerini benimkilerden ayran sorumluluk basamaklarndaki
uurumlarla llecek kadar uzak olan mesafeyi gremeyecek kadar kr
olduumu fark ettim.
Szlerimi, "ster souk algnlna yakalanm olsun, ister bir uak kazasna kurban gitsin, bir insann bana gelen olaylarn, onun psikolojisinin ve
olu durumlarnn maddelemesi sonucuna balamak bana gre olanaksz,"
diye baladm. Dreamer'n vizyonu beni hem hayran brakm, hem de
korkutmutu. Dncelerimin izinden gittiimde, uygarlmzn, bugne
dek dnyay blen iki kart gre kadar uzanan kklerine iniyordum.
Klasik Yunan dnemi, ltuflarm kr krne balayan bir Talih Tanras
olan Fortuna'ya inanyordu. Fortuna gzleri bantl olarak tasvir ediliyordu.

117

Stefao E . D ' A n n a
Buna karu, Antik Roma ise homo faber 'e inanyordu.
Roma'nn gzleri ok bozuk olan tanras Fortuna ise insanlarn bireysel
erdemlerine sayg gstermekteydi.
Aklmca, Dreamer'm Roma'daki dnya grn taraf tuttuuna
inanmtm. Daha bir yargy kurgulamaya bile zaman bulamadan, bundan
nceki baz korkun anlarda da olduu gibi, sesi damarlarmdaki kan
donduran bir kkremeyle ykseldi.
"...Sen burada kendin gibi birka i arkadanla toplant salonunda
muhabbet etmek iin mi bulunduunu sanyorsun?" Tam bu srada szn
vurgulamak istercesine iaret parmayla orta parman bititirip sa
kulana hafif hafif vurdu ve "Beni dikkatle dinle..." dedi.
"Dnya senin olu durumlarn yanstr demek, Luisa'nn kanserden
lmedii anlamna gelir. Onun lm, senin iinde tadn dramn,
lmcl kederinin sahnelenen temsilidir... Btn dier olaylar gibi bu olay
da, yalnzca senin Olu durumlarn gsteren bir iarettir... Durmakszn
kendini sulayarak ve kendinden yaknarak bu gerei gizlemeye alsan
da, aslnda senin hzn dolu ezgin, bir adak treni gibi varoluunun tm
skntlarn ve zorluklarn birer birer davet etti."
Ani bir sessizlik oldu.
imde, beni karanlk bir engele doru bastran tuhaf bir sknt vard.
imde hareketsiz ve sert bir kayaya benzeyen bir yer giderek beni iine
ekecek kadar geni dipsiz, karanlk bir kuyuya dnt. Yreim 360
derecelik gs kafesinde delicesine arpyor ve cierlerimde bir damla
hava kalmamasna nefes darl ekiyordum. Sonsuz bir dn mide
bulandran sersemletici etkisini, umutsuzluk ve utan dolu yardm isteyen
sessiz bir ln, tek bir noktada toplanm gibi hayatmn btn aclarnn,
varlmn en u liflerinde yanklandm hissettim. Ancak o tekrar
konumaya baladnda yeniden soluk alabildim ve soluyabileceim tm
havay yutarcasna cierlerime ektim.
"nsan saklanamaz!" Dreamer sanki gizli bir retiyi aktarr gibi bu kez
fsltyla konuuyordu.
Hi itiraz gstermeden ve t karmadan, tpk bir ocuk gibi
dinliyordum O'nu.
"En kk hareketimiz, her grmz, her dncemiz ve yzmzn
ald her ekil ve her ifademiz sonsuzlukta kaydedilir."
118

T a n r l a r Okulu
Bana bir film karesi gibi, her an yaama biimimizin oluta meydana
getirdii ini veya k hareketleriyle bizi, bamza gelecek olaylarla nasl
ayn dalga boyuna getirdiini anlatt.
"A man cannot hide! insan saklanamaz\ Burada, benim yanmda,
varlnn nnde tek bana duruyorsun. Burada ortak olmak ve
sendikalamak yok. Bu odaya girdiin andan itibaren gemiinden hibir
eyi yannda getiremezsin, zaten bir yalan olan adn ve stlendii roln
kapnn dnda brakrsn. Burada tutunabilecein engeller yok... Burada
senin karnda duran senden baka kimse yok..." Aka titrediimi grd;
ateim km gibi dilerim birbirine vuruyordu. "Korkmay brak ve
saklanmaktan vazge! Sende, anlamsz olduu iin lmesi gereken bir para
var. Bu lm, senin iin byk bir frsattr... Bunu ancak sen yapabilirsin..."
Fiziksel bir acyla, Dreamer'n, yllardr iimde birikerek artk bir kaya
gibi sertlemi olan bilgisizlik ve psikolojik plk katmanlarmn arasndan
birer birer getiini hissettim.
Sz verir gibi tatl bir fsltyla konutu. "Hi durmakszn alr ve
kendini ypratmak iin harcadn yllarn kadar zaman bu ie adarsan, bir
gn zamann keceini ve iinde alacak bir tnelin seni en gerek ve en
doru parana, herkesin bir gn yeniden birlemesi gereken parasna,
kendi dne ynelteceini greceksin." Dreamer'n bunlar syledikten
hemen sonra baklarn benden ekmesiyle, ben de yeniden nefes almaya
baladm. Su stndeki yansmas gibi bedeninin dalgalandn grdm.
Anlalan beni terk etmeye hazrlanyordu. Millerce mesafeyi tek bir nefesle
komu biri gibi aniden dayanlmaz bir yorgunluk hissettim. Bacaklarm
beni tamaz oldu. Gnn domakta olan klarnn uzayan glgeleri
arasnda imdi daha belirgin bir hale gelen halnn zerinde diz ktm ve
bir l gibi olduum yere yldm.

119

Tanrlar Okulu

Blm III

Beden
1 "Dnya sensin"
Dreamer'la son bulumamzn zerinden birka ay gemiti. Botanik
bahesinin etkileyici atmosferinde, havuz banda iittiim szleri hl
zihnimi tedirgin ediyordu. Hele korkun bir sesle "Kes!!!" diye bar sk
sk kulaklarmda nlyor ve yanksnn iimde yaratt boluk hissini
unutamyordum. Uzunca bir sre baka bir ey dnemedim. Tuttuum
notlar her frsatta yeni batan okuyordum ve her okuyuumda szlerinin
kimyas tm canll ve kuvvetiyle iimde o ilk duyduum andaki etkiyi
bana yeniden yaatyordu. Dier yandan, New York yaam da beni her
geen gn biraz daha hzl bir ekilde iine ekmekteydi.
Hayatm, ACO'daki ilerim, ocuklarm ve Jennifer'la kurduumuz aile
hayatnn gnlk dzeni, tpk bir nehrin kendi yatanda akmas gibi, eski
biimini almt. Dreamer'la birlikte olduum zamanlarda depoladm o
kymetli cevher uup gitmi, ruhsal durumlarm, dncelerim,
davranlarm hatta kullandm szckler bile onunla karlamadan nceki
haline geri dnmt.
Bir akam iyerinden birka arkadamla yorucu i gnn New York
usul sonlandrmak zere Madison Soka'ndaki bir bara gitmi, bir kadeh
bir ey iiyordum. Aramzdan birinin doum gnn kutluyorduk. Bir anda
birileri dnyann ses ayaryla oynam gibi, tm bar ve mterileri sessizlie
gmlverdi. Zaman yavalad. Gzlerim dostlarmn alkolden imi
yzlerine takldnda, onlarn sessiz kahkahalarnn ardna gizledikleri
kederli ifadelerini tm plaklyla 'grdm'. Elimde olmadan, alayc bir
yaklamla, bylesi kederli bir toplanty 'happy hour' diye adlandrmann
ne byk bir tuhaflk olduunu belki de ilk kez fark ediyordum.
Soma, ani bir acyla bir eyleri eksik braktm, hayati nem tayan bir
eyi ihmal ettiim hissi yreime bir bak gibi sapland.
121

Stefao E . D ' A n n a
Gnn bu saatinde byle bir yerde bulunuyor olmamn anlamszl, yerini
Dreamer' yeniden grebilmek iin duyduum derin zleme braktnda,
tm varlmn bu arzuyla kaplanm olduunu hissettim. Sessiz, umutsuz
bir lkla ona seslendim. imdiye dek hi kimse, cannn kurtarlmas iin
bylesine derinden ve anlaml bir S.O.S. gndermemitir.
Birka gn sonra asistanm Valery, her sabah olduu gibi bir elinde bir
fincan scak beyaz ikolata, dier elinde ise gizemli bir zarfla odama girdi.
Kocasnn ihanet delilini eline geirmi bir kadn edasyla, nce zarf at,
sonra iinden kard uak biletini gzme sokmak istercesine bir sre
elinde sallad, soma onu kzgn bir ifadeyle nme brakt.
Sitem dolu bir sesle, "Demek, Barselona'ya gidiyorsun, yle mi?" dedi.
"Bana haber bile vermeden...Teekkr ederim." Sekreterimin bu szleri,
sesinin tns sylerken taknd tavrla btnletiinde grdm ey, tm
yaantm berbat eden binlerce tavizin bedenlemesi gibiydi.
O'nunla buluuncaya kadar birok salondan getim. Srt bana dnkt,
ta minenin kllenmeye yz tutan ateini canlandrmakla meguld.
minenin metal paravannn zerinde, titizlikle ilenmi, byk bir arma
gze arpyordu. ok byk bir tablo, siyahtan griye uzanan tonlarda
resmedilmi miskin admlarla yryen bir ii grubunu gsteriyordu.
Ortega'nn fra darbelerini tanr gibi oldum.
Yalazlarn aydnlatt Dreamer'n profilinden baka bir ey
gremiyordum. Yzndeki yansmann, yalazlarn aydnlndan deil,
kendi esmer teninin ndan mineye yayld izlenimine kaplmtm.
stnde ince ipekten bir ropdambr vard. Doutan soylu ve varlkl olma
ayrcalnn grkemli bir yaam srmek durumunda brakt bir aristokrat,
bir asilzade gibi duruyordu. Ruhumun iinde alan kk bir kapdan
geerek ilk karlatmz ana geri dndm. O zaman da srt bana dnkt.
Bu benzerlik beni huzursuz etmeye yetti. O zamanki szleri hl tenimi
yakyordu; bunu hissedebiliyordum. Ayrca pek de ho olmayan benzer bir
karlamay bir kez daha yaayacak olmann kaygs gitgide iimde
byyordu. Dreamer'n suskunluu uzadka uzad, stelik oradaki varlm
fark ettiine dair her hangi bir iaret de vermiyordu. Birok oda ve salondan
oluan bu grkemli maliknedeki etkileyici Mas Anglada ktphanesini
inceliyor, giderek artan bir skntyla vakit geirmeye alyordum.
Bulunduumuz salonun duvarlar, yerden tavana dek, marnlamayacak kadar
ok saydaki kitapla hncahn doluydu. Odann yer demesi zerinde,
boydan boya srl kk seramik paralar bir puzzle gibi bir araya
122

T a n r l a r Okulu
toplanm, canl renkleriyle bir Chagal tablosu oluturmaktayd. Adlarn
seebilmek iin baklarm gz hizamdaki kitaplara younlatrdm
srada, O yzn bana dnm ve gr sesiyle ortamn duraan havasn
bozarak, "Benden uzak kaldnda kendini alaltyor, lm planna geri
dnyorsun," dedi. elik kadar keskin baklarnn bir kl darbesi gibi
bedenimi bir batan bir baa delip getiini hissettim. "Beni unuttuunda,
kendi kendini tekrarlamann kr kuyularna dyorsun.
Yaantnda
olanlar bir ksrdng gibi yeniden yayorsun ve stelik sadece bunlar
deil, ayn ekilde endielerini deyeni batan tekrarlyorsun."
Bu sylemin verdii dayanlmaz ac ve tehditkr ses tonunun tesinde,
szleri insana tazelik veren lmszlk esansn ve snrsz zgrln
huzur veren parfmn yayyordu. Arada geen zaman sanki donup kalm
da, imdi, O'nun dnyle yeniden akmaya balam gibi, Dreamer, aylar
ncesinde brakt yerden sze balad. Ben de bloknotumu karp her
szn kda dkmeye baladm.
"Notling is externall... Dnda olan hibir ey yok! Buna ramen sen
hl gveni bakalarnn gzlerinde, mutluluunu ve gerekli zmleri yine
seninle ayn hastal eken bir dnyada aryorsun. Diinya senin tenindir.
Dnya sensin! Sen her zaman ve sadece kendinle karlayorsun."
'Ya dierleri?" dedim.
"Dierleri 'senin dndaki' sendir!... Onlar senin zamana dalm
paralarndr. Btnden ayrlm Oluun yansmalardr..." Dreamer bu
konudaki szlerini bitirirken, "Bu, tm gnahlarn stndeki en byk
gnahtr," dedi. Bu bulumamz sresince de, yazgmzn baml olduu
irademiz dnda var olan, zellikle dmzdakine yani bir d dnyaya
inanmamz salayan lml bedenlerimiz stne sayfalar dolusu not
tuttum.

2 Psikolojik cceler
Dnyann tarifine ilikin olarak, Dreamer, gerei alglamak konusunda
bize verilen 'ilk eitimde' bize dnyann, karar veren, uygulayan ve kendi
iradesini dayatan dmzdaki bir varlk gibi alglama eklinin retildiini
aklad. te insann, gereklik karsnda kendisini srekli tehlikede ve bir
kurban gibi hissetmesinin nedeni de budur dedi...

123

Stefao E. D ' A n n a
"te insanlar, kk psikolojik cceler haline byle geldiler... hatta
bcekten bile kk. Kuyruklarn bacaklarnn arasna kstrarak dnya
zerinde dolayor, bir tr sululuk duygusu besliyor ve korkuyorlar.
nsan bir kez bu alalma dzeyine indiinde, ihanet etmekten,
sulamaktan, yaknmaktan, kendine acmaktan ve yalan sylemekten,
zellikle de, yaad sorunun nemsiz, takld ayrntlarn deersiz, arada
bir karlat sorunlarn ufak tefek ya da anlk terslikler olmasnn dnda
yaantsnn
aslnda
mkemmel olduuna
inanarak kendine yalan
sylemekten baka bir ey yapamaz hale gelmitir.
Btnyle krlemesi sonucunda, yaantsnda houna gitmeyen bir
durumun ve tamamen nemsiz grnen bir ayrntnn arkasnda tm
insanla bulam ayn hastaln bulunduunu grmek dahi istemez.
Yaamnn tek bir atomunu deitirmek iin her eyi deitirmesi gerekir.
Dnce biimini, kararlarn ve genel geer dnya grlerini ba aa
etmesi gerekir!"
Dreamer konumasn, sa'nn bedeninde alan be yarann, aslnda
yatay konumdaki insan, varlnn en alt ksmlarna mhlayan be duyunun
sembol olduunu aklayarak bitirdi.
"Dnyay yaratann sen olduunu ve dndakilerin seni deil, senin
onlar memnun ettiini anladnda... grdn, iittiin ve dokunduun her
eyin senin yarattn eylerin sonucu olduunu anmsadnda, korkularn
da son bulacak...
Dnya inediin bir sakz parasdr, dilerinin biimini alr," dedi. Bu
benzetmesi ok houma gitmiti., sylemek istediini ylesine allmam
ve sade bir biimde aklyordu ki, Dreamer'n unutulmaz zdeyilerinin
arasna hi vakit kaybetmeden bunlar da yazverdim.
"Unutma ki, dnya ve dier insanlar, bizim gerekte ne olduumuzun
en yaln, en samimi ve en drst ifadesidir.
Dnya byledir, nk sen bylesin.
The world is such becauseyou are such."
Bir iaretiyle byk perde kenara topland ve camdan bir duvar aa
kt. telerdeki tepelere, asma balarnn youn yeiline ve topran
zerinde yeni srldn gsteren yol yol alm koyu renkli izlere
baktm. Mas Anglada arazisi sanki sonsuzlua uzanyordu. Sesi bir vaadin
tatl tnsn tayordu. "...Beni anmsa! 'D' anmsa!" dedi.
124

T a n r l a r Okulu
"ite o zaman has talihiz, kusursuz bir dnyayla buluman an
meselesidir... yeryz cenneti bir Olu durumunun halinin, 'portatif bir
cennetin' yansyan grntsdr... Onun saf halini koruyabilmek, tm
atomlarn, bir arada tutabilmek iin, srekli tetikte olmak, daima 'mdahale
etmek' gerekir..."
Elimin altndaki defter sayfalar tka basa dolmaktayd ve ben O'nu
izlemekte zorlanyordum. nemini vurgulamak iin 'mdahale etmek' fiilini
birok kez daire iine aldm ve ilk frsatta da kendisine, bu ifadesiyle neyi
kastettiini sordum.
Dreamer sorumu, szlerine hayati nem tayan bir srr aklar gibi zel
bir derinlik katarak, "Bunun anlam, bir kiinin kendi karanlklarna nasl
gireceini bilmesi ve oralara k tutmas demektir," diye yantlad.
Uzunca bir sre suskun kald ve O'nun bu duraksamas, bana derin
anlamlar tayan bir eyler sylemek zere olduunu, ama szlerinin benim
anlama eiime taklmasndan endie ettii iin kararszlk yayor gibi
gelmiti. Nefesimi tuttum ve bana gvenmesini iten mit ederek bekledim.
Elleriyle nce etrafmzdaki yalazlarla aydnlanm mineyi, kitaplarla
sanat eserlerini, ardndan parkn canl yeilini ve devasa malikneyle
evrelenmi, neredeyse bir gl kadar byk olan havuzu gstererek, "Eer
cennetime tek bir cehennem parasnn bile girmesine izin verecek olursam
btiin bunlar ortadan kaybolabilir," dedi.
"Bir giin bir cennet edinmek ve elinde tutmak istersen, ona bayalklar,
dikkatsizlikler ve kendi i lmlerinin karsnda nasl siper alacan
renmen gerekir. Bir k iisi kendi ltsn, kendi mutlu ve tam olan
dnyasn yanstr ve hibir eyin onu glgelemesine izin vermez..."
te bundan soma, Dreamer'n 'tetikte olmak' szyle tam olarak demek
istedii eyin ierdii anlama iimde yetecek kadar byk bir yer amaya
baladm. "...Tek bir cehennem parasnn bile girmesine izin verirsem..."
Bu szler iime, ta en derinlerime dek iledi. Kemiklerime ulatnda
bilincimde bir alma oldu. Beynimde sanki bir imek akmasna, drst
ve hatasz bir nder olmann ne anlama geldiini ve varlklarn en kk bir
glgeden saknmak isteyenlerin iinin nasl da zor olduunu anladm. O'nun
ar ciddiyetinin altnda yatan nedeni, bendeki bir surat asmann, bir sert
tepkinin, en kk bir olumsuzluk iaretinin bile beni neden onun en sert
azarlarna manz braktn o anda anladm.
Dreamer, dncelerin ve duygularn, kendilerini uzaktan bile belli eden
renklerden ve kokulardan oluan fiziksel bir doas olduunu syledi.
125

Stefao E. D ' A n n a
Dreamer'n dnyasna, ka kez phelerimin kokumuluunu ve
korkularmn keskin kokusunu getirdiimi dnnce, sa diplerime kadar
yandm hissettim.
Bizim durumumuzdaki tam olamam, eksik kalm insanlar dndm
ve ruhsal atklarmzn, bir gaz kaanda olduu gibi, dncelerimizden ve
olumsuz duygularmzdan yaylan o pis kokuyu birilerinin hissedebileceini
aklmzdan bile geirmeksizin, etrafa yaydklar kokularn bizi ele verdiini,
dier yandan da bizi ciddi bir tehlikeye, ok yaknmzdaki bir felakete kar
uyardn dndm.
"Dnya, senin isel durumlarnn mkemmel gstergesidir. Dnya
byledir, nk sen bylesin; yani dnya byle olduundan sen byle
deilsin.

3 Bir strap ezgisi


Artk Mas Anglada'da deildik; havuz, park ve yre manzarasnn krsal
gzellii gzmzn nnden silinip gitmiti. Tanmadm bir kentin sokaklarnda Dreamer'la birlikte yryordum. Limandan gelen youn deniz
kokusu, nehir sularnn gizledii grnmeyen yollar gibi dar sokaklar drt
koldan kaplyordu. ehrin, denizle i ie olan bu kesiminde adm adm
ilerlerken, Dreamer'n buralar ok iyi bildii hissine kapldm ve suyla kapl bu
yerde ses yanklanmalar ve k yansmalar arasnda yol aldka, iimi hafiflik
duygusu kaplyordu. Kk ekmeli bir vagon bizi oflaya poflaya tepeye
kard. Yukanda bizi, kayalk tepeler ile deniz arasnda uzanan manzara
seyretmek iin yaplm harika bir teras karlad. Buras, insanln ocukluk
dnemi iin ok deerli olan masallarn ve efsanelerin beik gibi amniyos
svsnda salland' dnyann antik bir kesiydi.
Dreamer ciddi bir havada, "Dardan bakldnda, insan kendisi iin
sadece salk, zenginlik ve esenlik diler," dedi. nsann zne seslenircesine
ar ar konuarak, "Oysa kendisini gzlemleyebilseydi...kendi yreini ve
iindeki strap ezgisini duyabilseydi, bana belki gelecek, belki de hi
gelmeyecek korkun olaylarn beklentisiyle yazd felaket senaryolarnn
repliklerini bir dua gibi hi durmadan tekrarlayan sesini de iitebilecekti..."
diye devam etti.

126

T a n r l a r Okulu
Biraz ileride, gz kamatran bu deniz ve gkyz manzarasnn orta
yerinde, gznde siyah gne gzl, stnde siyah tirt bulunan bir
adam duruyordu. Gbei dikkat ekecek kadar iriydi ve kollar, daha ok
bedeninin st ksm imanlam insanlardaki gibi ie dnkt. Bir yandan
manzaray seyretmeye devam ediyor, bir eliyle koca bir cips poeti tutuyor,
dierini ise hi ara vermedii ritmik bir hareketle her daldrnda hatr
saylr bir miktar erezi -avuladktan sonra, azna gtyor ve neredeyse
hi inemeden yutuyordu.
enesinin ufak bir hareketiyle onu gstererek, "Grdn gibi bu adam
kendisini ldryor... " dedi. "Eski zamanlardaki bir beyefendi veya farkl
tarzda biri olsayd, bu i iin kesinlikle bir silah seerdi. Ve biz de imdi
onn silahn ciddiyetle akana dayamasna tank olur, ardndan da onun
bu olaanst manzaraya son bir bak atarken dnyaya elveda dediini
iitirdik."
Hi tanmad birisi hakknda bylesine bir saptamada bulunmas beni
ok rahatsz etmiti. Ben O'nun szlerinde beni altst eden eyin ne
olduunu anlamaya alrken, Dreamer konumasn srdrd.
"nsann kendini ldrmesi iin, silah ile yiyecek arasndaki tek fark,
seilen yntemin abukluudur!"
Bu szler bir bakasnn azndan ksayd kesinlikle yersiz bir nkte,
kt tat brakan, maksadn am bir sylem sayardm. Oysa Dreamer aka
yapacak biri deildi. Ne var ki szlerinin beni bu denli altst etmesini, iime
huzursuzluk vermesini kendime aklayamyordum. Sanrm bu aknlkla
gerginlik arasnda gidip gelen ruh halim ve o strap duygusu, Dreamer'n
hor gren aalamas yznden olabilirdi. Huzursuzluumun asl nedenini
tahmin etmekten ok uzaktm.
imdeki skntdan uzaklamak ve iimde kontrol edilemez bir biimde
byyen bu aklayamadm dmanca tutumu durdurmak veya en azndan
saklayabilmek iin aklma gelen tek yol, esprili bir yorumla ona karlk
vermek oldu.
"Her iki seenekte de polisten mdahale etmesini ve adamn elinden
silahn alp cann kurtarmasn istememiz gerekir," derken dudaklarmdaki
glmseme oktan donmutu. O anda susabilirdim, ama artk ok yaydan
kmt ve szlerimi ayn alaycl ifadeyle srdrerek, "u anki duruma
gre, polise adamn bir paket patates ereziyle canna kymakta olduunu
ihbar etmeliyiz," dedim.
127

Stefao E. D ' A n n a
Zaten sert olan yz, birden elik gibi sertleti ve daha da zalim bir
ifadeye brnd, benim de damarlanmdaki kan dondurdu. "Sen de intihar
etmek istiyorsun," dedi ve alak sesle fsldad. "O adam sensin!"
Nakavt olmu bir boksr gibi dtm yerde, toparlanmam iin bana
biraz zaman verdi. Derken kesin olarak yenildiimi ilan ederek, saymay
brakt. "Sradan bir kiinin yaants tek ynldr... O sadece snra giden
yolu bilir... Onun tek inand ve sadk olduu ey lmdr... insann tek
zgrl,
kendisini
ne
ekilde
ldreceini
semektir.
Kendini
ldrebilmek iin, sen korkularn ve ykc dncelerini kullanmay setin.
nsan vcudu ok dayankldr. Bedenlerimizi yok etmek iin kendimize
izin verdik. Hastalk, k ve lm gibi yalanmay yaratan dnce ve
duygular bedenlerimize yklyoruz.
Whatever happens in your body, happens to the world. The world is as
you are, and you are this birthless, deathless body.
Bedenlerimize ne yaparsak, dnyann bana da ayn ey gelir. Dnya
sen ne isen odur ve sen de bu doumu, lm olmayan bedensin."
Btn syleyebildiim, "Ne yaplabilir?" oldu. Bu soruyu aslnda intihar
etmekte olan tm insanlk iin sormak ve yle demek istemitim: "Ne
yapmalyz?" Elbette bunu yapabilmek iin enerjiye gereksinimim vard,
ama bende olann tm varlmdaki bilinmez bir atlaktan boalp gitmiti.
Zorlukla ayakta durmay srdryordum.
Dreamer, "Onlar durdurmay ve lm yanstmalarn engellemeyi denememiz, onlarn gznde bizi bir kurtarc veya bir yardmsever gibi
gstermeyecektir, tam tersine, bu giriimimiz canlarna kymalarn sonuta
biraz erteleyecek, ama onlar bizim amansz dmanlarmz haline
getirecektir," dedi.
Alnn krt arak kalarn yukar kaldrd ve sanki birazdan syleyeceklerinin sorumluluunu tamaya yeterli olup olmadm anlamaya alr
gibi beni dikkatle inceledi ve fsltyla: "nsann 'ilk eitiminden' miras
olarak ald varlnn karanlk bir taraf vardr ki bu bir ykm
kcaklamasdr, insan nce kendisine, sonra dierlerine zarar veren isel
bir drtdr." Dreamer, eski alardaki insann, en belirgin zellii "nce
kendisini baltalamak ve lme sadakat" olan psikolojisini aklad. Bu
psikoloji, sradan insann neredeyse ikinci bir doas gibi, intihar etmek iin
dayanlmaz bir drt olarak ortaya kyordu. nsan, etrafndaki her eyin
sanats, yaratcs ve mutlak efendisi olduunu unuttuu zaman, dnyann
hznl yznn bir kurban olup kyordu.
128

T a n r l a r Okulu
nsan, bundan sonra hem sululuk duygusunun, hem de giderek byyen
baarszlnn ve ykc dncelerinin kurban olduunun algsyla ykl
bir dilencinin yaantsn yaamaya koyuluyor.
"Kendinizi gzlemleyin ! Kendinizi titizlikle irdeleyin! Varlnzn en
karanlk kelerine kadar girin! Her trl phe ve korkunuzu, daha
yreinizde filizlenmeye balad o ilk anda kendi ellerinizle boun.
Gerekirse kendinize kar zor kullann. Kendinize mutluluk, huzur ve netlik
ykleyin. Dnzdaki dnyann koullar sizi mutsuz edemez, ama sizin
mutsuzluunuz dnyadaki tiim sefaletlerin kaynan yaratr.
Yoksulluk akln bir hastaldr!"

4 Beden yalan syleyemez


Dreamer, birdenbire yeniden konumaya balayp, "Kendine bir bak!"
dedi. "Otuzlu yalarnn henz ok bandasn ama vcudun imdiden bir
yal adamn vcuduna benziyor." O anda kann yzme hcum ettiini,
sanki manzara izlemeye gelmi bu insan kalabalnn nnde beni
rlplak tehir etmiesine utantan yerin dibine girdiimi hissettim.
Hi acmadan szlerini srdrd. "Beden, oluu sergiler. O hep ocuksu
bir nee ve zevkle uyum halinde titremelidir... ama sen unuttun... Beden
asla yalan syleyemez!"
Sesinde herhangi bir sulama deil, yalnzca bir felaketi bildiren kiinin
souk havas vard. Tek bir darbeyle tenime batan inenin acsn hissettim;
sulamaya, krlmaya izin vermeyen, youn ve salt bir ac. Kendimi toparladm
ve srtm dorultmaya altm ve ite tam o anda kambur yaamaya ne denli
altnm ve bedenimi sevmeyip ona bakmadm iin ne denli sulu
olduumun farkna vardm. Bu noktada, doal mizacm gerei her zamanki
kendime acma alkanlma srklenmek zereydim ki, Dreamer buna izin
vermedi. Aslnda bana sunduu ok byk bir frsatt. Bunu karmamam
gerekirdi, ama henz hazr deildim.
Deiimi bilinsizce reddediin bir yansmas olarak dorudan
savunmaya getim.
Bedenime iyi bakmaktan beni alkoyan btn geerli nedenleri abucak
bir araya getirdim: im, bitmek bilmeyen seyahatlerim, ehir hayat, ailemin
gereksinimleri, Luisa'nn hastal, ki bununla da bitmiyordu, ok kk
129

Stefano E. D'Anna
yalardan beri ektiim bbrek talan da ayn derecede nemli nedenlerim
arasndayd. Sesi, hazrladm savunmam kesti ve gerekelerimi birer birer
havaya savurdu. Ben de onlarla birlikte iinde bulunduum yerden dar
savruldum ve kendimi Dreamer'n gzlerinden grdm. Oradaki grntm,
sadece kendini savunmann derdine dm, kendini aklayacak iyi
gerekeler arayan, sorumluluunu reddederek deimemekte direnen kk
bir adamn baya grntsnden baka bir ey deildi. Ne denli ac verirse
versin, bu grntnn gzmn nnde kalmasn isterdim, nk bu
gzlem kendimden karak yine kendimi gzlemlemenin saflatrc etkisini,
btnln iyiletirici berrakln deneyimlemem anlamna geliyordu. Ne
yazk ki grnt ok abuk kayboldu.
"Bedenin, solgun yzn, imi gzlerin ve lapac formun senin
yaamaktan vazgetiini gsteriyor. Senin fiziksel lmnle karlamay
hzlandrdn bilinsiz planndan herkes haberdar, sen hari!...
nsann bedenini byle bir duruma drmesi iin, nce kendisine olan
saygsn yitirmesi gerekir. Tpk avlanlmas ve yakalanmas iin ardnda
kan izi brakan yaral bir hayvan gibidir.
Varoluun yasalar balta girmemi ormanlarn dnda da farkl deildir.
Varlk, beden ve dnya tektir ve ayndr!"
Bu son cmleyle allak bullak olmutum. Olu ile bedenin ayn ey
olduunu, en azndan bir olaslk olarak mantmla kavrayabiliyorken,
beden ile dnyann bir neden-sonu ilikisi iinde bulunduu dncesi
benim kabul etme snrlarm oktan ayordu.
Dreamer, "Grdn ve dokunduun ne varsa, hepsi katlam ktr,
algladn her ey ise organlarnn yanstt grntden baka bir ey
deildir," diye vurgulad. "Organlarn sadece senin dnyaya en yakn
ksmlarn deildir, onlar dnyann gerek kurucular, yapclar ve
yaratclardr," dedi.
Ardndan, bazen yapt gibi, gzleri yumuk bir halde, ezberinden baz
satrlar okudu, ben de onlar harfi harfine not ettim:
The Body is the real Dreamer.
The Body dreams and its cells and its organs dream.
The Body is the real maker of your personal world.
Beden gerek Dleyendir.
Beden dler ve onun hcreleri ve organlar da onunla dlerler.
Beden senin kiisel dnyann gerek yapcsdr.
130

Tanrlar Okulu
Dreamer bana, insann gzleriyle kendisi olarak grd eyin onun
bedeni olduunu syledi ve daha yksek bir frekansta titretii iin
gremedii eyin de olu olarak adlandrldn aklad. Sanki iinde
bulunduum durumu deerlendirircesine beni yeniden dikkatle incelemeye
balad. "Aslnda beden varolutur...oluun gze grnr halidir," dedi.
Sesi yeniden sertleti.
"Dmzdaki bir tanrsalla iman etmek, bedenimizin tesinde bir varlk
olduu dncesi, dnyadaki en yaygn bo inantr ve insanln en byk
katillerinden biridir. Birok dini gelenekte, insann dndaki tanr, bir
ruhsal rehbere, bir ruha, insann iindeki grnmez bir varla olan inancn
yerini tutar. Dreamer'a gre bu inan ekli de bir katildir. yle ya da byle,
bedenlerimizi reddetmeye, yaam kalitemizi drmeye ve bedenlerimizi
ldrmek iin srekli ve farkl giriimlerde bulunmaya ynlendirildik. te,
insann lmn penesine dmesi ve bayalna kaplmas byle oldu."
Dncelerim, O'ndan renmekte olduum bu devrimci kavramlarn
etrafnda frl frl dnyordu.
"Beden yalan syleyemez," diye tekrarlarken, dikkatimi hemen
toplamam salayan sert bir ses tonuyla beni dinlemeye davet etti. "Beden,
Olu'un en samimi, en drst ksmdr. Bedenimiz bizi ele verir. inde
bulunduumuz durumda, bizim bir btn olmadmz ve atmaclmz
sergilemektedir." Sessizce boazm temizledim ve hafife ksrdm.
Dreamer ar admlarla aramzdaki mesafeyi birka milim kadar ksaltt;
gzlerinden vahi bir varln yrtcln ve onun masum acmaszln
okuyabiliyordum. Hava karard. Kendimi amansz bir dmanla kar
karya kalmm gibi hissettim. Kontrol edemediim byk bir skntya
doru yuvarlanyordum. Korkun bir sesle, "ksrmek... senin kendince
bana hayr demen... yani kar koyma ve ayak direme biimindir," dedi.
"Ben, senin yalanmana, hastalanmana ve lmene ayak direyen tek
engelinim. Ben, seni gemiindeki mklpesentliine... kendini ayn
dngde yineleyiine... rastlantsallna geri dnmene bir engelim.
Ben yannda olduum srece kendini alaltamayacaksn. te bu yzden beni
en kt dmann olarak gryorsun.
Alalmaya ve straba giden eski yolunda hipnotize olm bir halde
yrmek, trmanmaktan... akntya kar yzmekten... ve yoksullua, yallkla
hastaln zulmne, lmn bayalna ba kaldrmaktan ok daha
kolaydr..." Benim iin szlerine ksa bir ara verdi ve ben, bir deniz kazazedesinin karaya ilk knda yutarcasna ald soluk gibi, bu sessizlie
131

S t e f a n o E. D ' A n n a
skca tutundum. Bu szler, beni koyu bir karamsarln iine drm,
bedenimdeki tm enerjiyi son damlasna kadar boaltmt. imdiye dek kimse
benimle byle konumamt ve ben kendimi asla byle hissetmemitim. Kimdi
bu varlk? Tenimi bir bisturi gibi deen, bylesine inat ve keskin sevgisi nasl
bir eydi?
Dreamer, "Benim yanmda yalanmayacaksn, hastalanmayacaksn ve
lmeyeceksin," derken, duyduum bu ebedi szler karsnda donup
kalmtm. Bedeninin titreimlerini daha st bir seviyeye nasl karacan
renirsen, onun tehdit eden zararl grntsnden lmcl dnyay yok
edeceksin. Sava alan bedenin kendisidir.
"Ne var ki, lm kendisine rehber edinen sizlere, k ve yaam, dehet
veren eyler olarak grnmektedir. Zaten sizinle Benim aramda var olan
hodri meydan mcadele de bu yzdendir..."
Bu olaanst mesajn, 'sizler' diyerek dnyadaki tm insanlar iine
alacak ekilde kapsamn geniletti. Bu hi tanmadm ehrin szcklere
samayacak gzellikteki manzarasna kubak uzanan bu terasta,
Dreamer'n huzurunda ayakta dinleyen artk ben deildim, bunlar btn
insanlk duyuyordu.

5 "Azla yetin!"
Dreamer sakin, donuk bir ifadeyle, "Aramzdaki bu mcadele ancak sen
ebediyen deitiinde son bulacaktr," dedi. "Sana sert, acmasz biri gibi
grmyorsam; sen de buna karlk ac duyuyorsan ve beni gzlerini kan
brm bir canavar olarak gryorsan, bu senin anlama zorluunun ve
deiime olan direncinin bir yansmasdr... Benim yanmda, eer istersen,
kendi kaderinle birlikte, binlerce insann kanlmaz yazgsn da
deitirebilirsin "
Yumruunu ar ar skan bir el gibi, yeni bir kararllk, bir kesinlik,
varolua ilerlemesi iin yolunu ayordu; o ana kadar korkun bir biimde
sregeldii gibi, artk dnyaya ve dier insanlara baml olmak
istemiyordum. Unutkanln ve rastlantsalln tyler rpertici ipleri ile
oynatlan biyokimyasal bir kukla ve bir glge olmak istemiyordum.
Dreamer'n akla karay seerek bana yerletirmeye alt bu ilkeleri, asla
yolundan saptrmadan, olduu gibi hayatma geirmek iin elimden gelen
her eyi yapacama dair kendi kendime yemin ettim.
132

T a n r l a r Okulu
"Hala zamann varken kendi kendine gerekletirdiin felaket tellalln
ile savamak iin tm gcn kullan. Tm hayatn boyunca yenilgi ve
bamllk iin programlandn. Bu gr yk ve hayatn boyunca
karlam olduun bozulmu yetikinler ve tm kara talih ustalar
tarafndan sana aktarlan dnya tarifinden kurtar kendini!. Hastala ve
yalla inanmaktan vazge... Yalan sylemeyi brak!... Btn bunlara
ba kaldr ve srtnda tadn arlklar at gitsin... Srtn dorult, boynunu
ve ban dik tut. Gereksiz kilolarndan, yalardan ve yalanlardan kurtul."
Benimle iman biriymiim gibi konuuyordu. Beni inciten szlerinin
yreimi yaktn hissettim, katlanlmas zor bir hakszlk karsnda
duyulan kr bir hnla dolmutum. Aslnda, kilom seksen bein biraz
zerindeydi ve bana gre, benim boyumdaki biri iin hi de ar deildi.
Deamer'la benim aramda oluan bu kk saylabilecek ayrlk,
aklayamadm fiziksel bir acya dnt. nsanlar arasnda sadece doal
ve kabul edilebilir olmakla beraber, tarafsz bir aydn olmann ve gl bir
karakterin belirtisi de saylan farkl gr ve dnce biimleri, Dreamer'la
birlikteyken balanamaz oluyordu, hatta yasad gibi geliyordu. imdiye
kadar, O'na gzle grlemeyecek kadar incecik liflerle nasl bal
olduumun ayrdna oktan varmtm. Yldzlar aras mesafeleri kat ederek
bir araya gelen varlklarmzn, birbiriyle yava yava nasl sarmalandn
grdm. Grnmeyenden doan mitolojik bir varlk ortaya kt ve zihnimin
iinde bir batan bir baa doludizgin koan, yar insan yar at vcutlu bir
kentaur biimini ald. Bu varlk, gelecekten capcanl bir belirti gibi, insann
tm gemi nesillerinin ufuk izgisine doru bir srama yapt ve ben bu
yeni varl, yar insan-yar d olan yeni trn zgn rneini tanmtm.
Nedenini bilmiyorum, ama bu grm acilen zihnimden uzaklatrmak
ihtiyac duydum. imde, onu gizlice almm ya da bir insan grmemesi
gerekirken Aktaion'un grd eyi ben istemeden gzetlemiim gibi bir tr
mahcubiyet, tarifsiz bir sululuk duygusu uyanmt. Sust yakalanmaktan
korktum. Ancak Dreamer da sanki imgelemem iin beni serbest brakm
grnyordu.
Sonrasndaki suskunluk sresi, dncelerimi yeniden toparlamama, en
azndan eski dorularmn krk paracklarn nceki haline getirmem iin
bana zaman verdi.

133

Stefano E. D'Anna
Azndan kan her sz yazdmdan, beni uzun bir bakla inceleyerek
erfin olduktan sonra, tenimde hanerlenmi gibi hissetmeme yol aan o
cmleyi syledi: "Yiyecek lmdr." Ve tpk daha nce olduu gibi, yine
iittiim bu szler karsnda buz kestiim srada, O konumasn srdrd.
"Bedenin,
yiyeceklerin sana antaj yaptnn gstergesi.. Erken
yalanman, senin azla yetinmekten uzak olduunu, akln kullanmadn ve
sevgi yoksunluunu ortaya koyuyor." Bu szleri sylerken, bir yandan da
baklar beni delip geiyordu.
Benim aknlktan dehete kaplan, gln derecede ackl grntm
karsnda aniden kahkahalarla glmeye balad.
Alayc bir ifadeyle, "nsanolu, lme sadk olduu kadar yiyecee de
sadakatle baldr," dedi. Ardndan beni ikna olmaya zorlarcasna, "Bu bo
inanlar terk et!" dedi.
nsanlarn, brakn lm, yiyeceklerden bo inan diye bahsettiini daha
nce hi duymamtm. Lupelius'un elyazmasmda bununla ilgili insanlarn
kendi kendisinin cahili olmas, olumsuz duygulan ve yiyeceklerin lme yol
aan belli bal unsurlar arasmda olduunu okumutum, ama bunu okumakla
Dreamer gibi birisinden duymak ayn ey deildi. O'nu sadece dinlemek bile
insanln daima inanm olduu her eye meydan okuma ve en sarslmaz
inanlara bir saldr idi. Sanki derin bir uuruma dverecekmiim gibi
gzlerim karard. Dahil olduumu dndm ne kadar insan topluluu
varsa, her birinin kapsn aacak anahtarlar yitirmekteydim. Srden
dlanm, doal ortamnn dna frlatlm bir varln avutulmaz
mitsizliine kapldm. Dreamer ise hl, beni iine drd kank halimle
elenir gibiydi. phesiz ki, bunu iyi bir iaret ve ne olursa olsun, yararsz
'normal'liimden ok daha verimli ve gelimi bir durum olarak sayyordu. Bir
sre sonra yz ifadesi daha ciddileti.
Szlerini tekrarlayarak, "Gnde bir kez ye ve azla yetinen biri ol," dedi.
Bu istei ylesine anlamsz, hatta doann dzenine yle ters grnyordu
ki, kt bir cinin veya bizzat eytann karsnda olup olmadmdan
phelenmeye baladm. Babam Giuseppe, sava yllarnda uzun sre gnde
yalnzca bir kez yemek yediini bana birok kez anlatmt, ama o gnlerden
hep farkl bir dnem olarak sz ederdi. ounun kkenleri gemi kltrlere
dayanan farkl geleneklerde, bir ritel, bir tr inzivaya ekilme veya dinsel
bir uygulama iinde oru tutma dnemleri olduunu duymutum,
biliyordum. ada i ortamnn gereklerine ve ritmine kaplm alan bir
kiinin, byle bir disiplini uygulayabileceini asla dnmemi, aklmdan
134

Tanrlar Okulu
bile geirmemitim. Ayrca ne niin? slara inancnda sk ve titiz bir
uygulama ile tutulan Ramazan orucu bile, yalnzca bir ay tutuluyordu.
Benden bunu istemesinin, insafszlk, hakszlk olduunu, ayrca bunun
zalimce ve hatta bir kiinin sal asndan tehlikeli olduuna
inanyordum. Bu istei, bende hemen ve kesinkes bir kar kma duygusu
uyandrmt.
"Bir gn buna hazr.olduunda, tek bir n yemein bile ar olduunu
anlayacaksn. nsann i organlar yemekleri sindirip atmak iin
yaratlmad..."
Duygular krlm sesimi glkle denetleyerek, "Peki niin yaratld?"
diye sordum.
Dreamer, ho bir iddiac tutumla, "nsann organlar... btn organlar...
dlemek zere olutu! Bu onlarn doal ilevidir. Beden besinlerden arndnda, yz daha zarifleir, zihin ak, hazr ve hzldr. Hcreler bile
minnettar kalrlar, kendilerini yenilerler; bir iyileme sreci, bir yeniden
dou, yani ncelikle bedende sonra olaylar dnyasnda kendini gsteren
varoluun yenilenmesi ite byle balar," dedi.
Yiyecekten daha yce bir besinin srrn bilen eski yenilmezlik
okullaryla ilgili yklerini azm ak dinledim. ok eskiden beri, hatta
skender'in fetihlerinden bile yzyllar nce, Makedon savalar yeme
alkanlklarn en aza indiren ve bununla yetinmeyi bilenler arasndayd.
Onlar, ayn zamanda cesaretleriyle en ok korku salan ve esiz yetenekleriyle de nl savalard. Adamlaryla birlikte ayn zorluklardan, hatta
en etin mcadelelerden gemi olan skender'in kendisi de ok az yemek
yerdi, gnde tek bir nle yetinirdi. Onun yenilmezlii bir efsaneydi; sava
meydannda yanndakiler bedenlerine saplanan oklarla yere yklrken,
kendisi ok yamurunun iinden geerken hi yara almadan kard.
"Bunun srr, organlar yiyecekten arndnda, kendi gerek ve doal
ilevlerine, dlemeye yeniden dnmeleridir. Dleme gcyle, gnlk
yaamnda bir insan neyi isterse, onu maddeye dntrr."
Konumasnn banda varlmn her bir lifini karartp tehdit eden glge
giderek dalmaya balad. Sonunda biraz anlayabildiimin farkna varnca,
"Dikkat et!" dedi. "Yiyecekten saknmak, oru tutmak demek deildir.
Benim szn ettiim ey, yerine baka bir eyi koymaktr..."

135

S t e f a n o E. D ' A n n a
6 Alk olmayan bir dnya
"Yaam kayna olarak d dnyaya inanmaktan vazgetiinde, artk
olur olmaz yiyecekleri yiyemez, kaba saba eylerle beslenemezsin. Yksek
sorumluluunun bilincine varm bir insanlk, hem varoluun niteliklerini
ykseltmek yoluyla, hem de yeni bir dnce, hissetme, nefes alma ve
hareket etme biimiyle, alternatif bir besin kaynan kefedecektir. Gerek
besinimiz olan bu yiyecein menei bizdendir ve sadece tanmlanm dnya
yerine kendi irademiz hayatlarmz ynetmeye baladnda yeniden
eriilebilir olacaktr."
Birdenbire, hatta aklamasn henz anlamadan nce, iimdeki karlkl
konuma susuverdi, geriye yalnzca ocuka bir kaprisin uzants gibi bir
mzldanma kald, ardndan o da kesildi.
Klasik efsaneler ve eski Yunanllarn, Tanrlarn sofrasnn lmllerin
yiyecekleriyle deil, cmert bir bollukla, nektar ve ambrosia ile
donatldna olan inanlar hakkndaki bilgiyi yeniden hatrladm. Ayrca
zgrle doru esaretten kaan Yahudi halknn 'cennetten gnderilen
yiyecekle' beslendiklerini anmsadm.
Gzmn nne, olmayacak bir eyi getirdim: Yiyecek bulunmayan bir
uygarlk. Alk olmayan bir dnya. O anda, yaantmzda yiyecee ayrlan
zamann ve yerin ne muazzam byklkte olduunu ve ne ok sayda
kaynak
tkettiini
fark
ettim.
Yemeden
yaayamayacamza
inandmzdan, alk hayaletinin bizi kovaladndan kesinlikle emindik.
Farknda olmasak da yaantlarmz yiyecek stne kurarak, bu konuyu
dnya apnda bir saplantya ve skc bir etkinlie dntrmtk.
Binlerce imann azimle besin maddelerini ekmesini, bimesini,
retmesini, yetitirmesini, sonra onlar piirmesini, datmasn, tketmesini,
tmesini, dk yoluyla atmasn dnnce bunaldm. Bakkallarn,
lokantalarn, spermarketlerin olmad ehirlerin neye benzeyeceini
dndm; gzmn nne yiyecekler ortadan kalktktan somaki gn
getirdim; pe atlm erzak, bo buzdolaplar, plak masalar, artk olmayan
i yemekleri, babalarn sofrada bakede oturmad ve yemek zamanlarna
gre ynetilen ailelerin olmad...
Ambrosia: Tanrlarn yiyecei. Yunan mitolojisine gre, tanrlar ambrosia yiyerek ve
nektar ierek yaarlard. lmszlklerini de bu yiyecekle iecee borluydular. Eski
Yunanllara gre, Tanrlar insanlarn yedii ve itiiyle beslenecek olsalard asla
lmsz olamazlard, (.n.)

136

T a n r l a r Okulu
Peki, dnyada bu eksik nedeniyle alan zaman ve yer kavanozu neyle
doldurulabilirdi?
Dreamer, "Vizyonunu altst et, bak an deitir" dedi. "Gzelliklere,
sanata, mzie, elenceye, gerei aramaya ve kendini bilmeye ne kadar
ok kaynak ayrlabileceini bir dn. Yiyecekten arnm bir toplum,
hastalktan, yallktan ve lmden kurtulmu bir toplum olacaktr.
Kesimevlerinin ve iftliklerin olmad bir dnyada su rgtleri ve
yoksulluk
olmayacak, fakir
mahalleler,
savalar
ve
ekimeler
yaanmayacaktr. Hatta sosyal hizmet alanlar bile olmayacaktr.
Yiyecekten arnm bir dnya, ideolojik blnmelerin, bo inanlarn ve
dinlerin bulunmad bir dnya olacaktr. Alk eken ocuklar veya bakm
evleri olmayacaktr. Mahkemesz, hastanesiz, mezarlksz bir dnya olurdu
phesiz... Kaynaklarn, insanln en byk dn gerekletirmeye
ayrld bir dnya...
nsanlk, kendi korkularnn geree dnmesi olan lm ve felaket
dzenini yenmeyi baardnda, insanlar doutan haklar olan ele geirip,
varolularnn stiin amac olan fiziksel lmszle eriebilirler."
Artk gzlerimi kayrabiliyordum. Dreamer'a baktm. imden onun
vizyonuyla benimkini karlatrrken, sanki tm gcmle bir eyi itip
uzaklatrmaya alyormuum gibi, bedenimin gergin ve bamn eik
durduunu fark ettim.
Dreamer, "Yiyecee inanmay brakm, yani yemek ihtiyacndan kurtulmu bir toplum, nesilden nesle aktarlan alk saplants ve onun insan
dehete dren tm uzantlarn arkasnda braknca, ok daha amansz bir
dmanla yz yze gelir; yememenin skcl," dedi.
Bugnk koullarnda insanlk, yeme alkanlnn zararl olduunu
anlasa ve yemekten vazgemeye ikna edilse bile, yiyeceklerin ortadan
kalkmasyla yaamnda aa kacak sonsuz zaman gslemek zorunda
kalacaktr. Btn retiler ve diinya zevklerinden elini eteini ekenlerin
gelenekleri bakmndan yiyeceklerle ilgili olan geleneklerine yz evirmekte
neden her zaman ok zorlandklarn ve bunu neredeyse imknsz saydklar
gereinin kapsn aacak tek anahtar olduunu dndm. Hatta yle ki,
tarihler boyunca yiyecee dienebilenler sadece azizler ve inzivaya ekilen
keiler olabilmi ki, bu durum onlar iin de genel olarak ksmi ve geici bir
zaferden teye gidememi. Bu dncemi Dreamer'a syledim.

137

S t e f a n o E. D ' A n n a
"Bu uzun bir hazrlk ve yeni bir eitim gerektirir," dedi. "Hl lm
saplantsyla korkan ve lmn kanlmaz olduundan emin olan igdsel
-zoolojik- bir insanlk, yiyecee baml kalmaktan baka bir ey yapamaz
ve bu imanlatan, lmcl besinlerle dardan beslenmeden yaayamaz.
ten beslenme, farkl bir dnce ve nefes alma ynteminin doal bir
sonucudur ve olumsuz duygularla ynetilen atmac kiiden, btnle uyum
iinde olan dikey kiiye gei demektir."
"Bu durumun ekonomiye yansmas nasl olacaktr? Etkinliklerimizin bu
denli byk bir ksmn yitirmeyi nasl dengeleyeceiz?" diye sordum.
Sanki bir kehanette bulunur gibi, "Senin ekonomi olarak adlandrdn
ey, aslnda en zengin lkelerde bile bir hayatta kalma mcadelesinden
baka bir ey deildir. Ne var ki, artk kabul edilemeyecek bedeller
karlnda ayakta tutulmaktadr. Bir toplum, dncenin yaratc gcn
ve onun besleme kapasitesini kavrayabilsin diye her bir bireyi iin olduu
kadar, tm insanlk iin de daha iyi rnler ve hizmetler retecektir," dedi.
"Yklerinden kurtularak, hafiflemi, daha esnek ve dleyen bir toplum,
kendisini her bireyinin eitimine ve onun her bir hcresinin
mkemmellemesine adayacaktr."
Zihnimde, geldii kayna ve amacn unutmu bir insanln yeniden
eitilmesine kendilerini adam kadn ve erkeklerden oluan bir ordu hayal
ettim. Dreamer,
"Bylesi kkten bir deiim kalabalk kitlelerle yaplamaz," dedi.
"nsanl eitmek iin her bir bireyin ve her bir hcrenin iinde yeni bir
vizyon almas gerekir. Kendi yazgsna bakaldrabilmesi ve iimize
ilemi, dardan alnacak bir eyle beslenebileceimize ve bizi
iyiletirebilecek eyin de yine dardan salanacana olan inanlarmz
gibi, iimizde yer eden her bir ktl kknden tutup karmak zere
mcadeleye girimek gerekir."
Bu bo inanlar, anlamlarn en ok ila ve gda endstrilerinde
bulmaktayd. 0} unu unutunca, insan eytani bir retim dngsnn son
halkas haline gelmekteydi. Tyler rperten bir masalda veya bir korku
filminde olduu gibi, bylesine ar bir bynn etkisi altnda kalm
insanlar da, yaantlarnn yarsn yiyerek, dier yarsn da ila tedavilerinin
kontrol altnda geirmek zorundadr. nsanln en nemli grevi, dleme
sanatm renerek ve bundan yararlanarak kendisini amaktr. Bu nedenle
de beslenme gereksinimi ve gereklilii, mutlak minimuma indirilmek
zorundadr.
138

T a n r l a r Okulu
"Bu iten da uzanan bir sretir. Bu denli nemli bir anlalmazl
ancak yeni bir eitim anlalr klabilir." Dreamer'n vizyonuna gre,
yiyecein ortadan azar azar kalkmasyla birlikte hastalklar, yallk ve lm
de yok olacakt. Hibir yerde duyamayacam bu davurumlarn defterime
kaydederken temkinlice duraksadm grnce, beni yreklendirerek,
"Bunu duyurmaktan korkma!" dedi. "Bu gei aama aama olacaktr,
stelik zengin lkelerde oktan balad bile. nsanlk giderek daha az
yiyecek!... nsanolu bir gn, plankton dolu bir denizde yzdn ve
gereksinim duyduu anda zahmetsizce ve mcadeleye girmeden, sonsuz
kayna kendisinde bulunan besinle donatlm olduunu kefedene dek, bu
gereksinim de azalarak srecektir."
"nsann yemeden yaamas mmkn m?"
"Ben yemek yemeden yaamaktan deil, yiyecein yerine baka bir eyi
koymaktan sz ediyorum.
insann bu konudaki gr farkl bir ekil kazandnda ve yepyeni bir
sayfa aarcasna imdiye kadar inandklarn alt st etmeyi baardnda,
daha gelimi bir insanlk, eski allm yiyecei daha zekice bir gda ile
deitirecektir..Kendisine uyutularak dayatlan bu gereksinimi bir kez
ortadan kalktnda, insan, dier yapt ilerde olduu gibi, yemek ya da
yememek konusunda da seim yapacaktr."
Dreamer'n bu szleri, insana zg zevk ve straplar konusunda deneyim
kazanmak zere, kendilerini alaltmak pahasna, bir hayvan klnda
Olympos Da'ndan canllar dnyasna inen Homeros'un tanrlarn
anmsatt.
Luisella'ya k olduum gnlerde ve onun genliinin ba dndrc
parfm varlmn her zerresine iledii zamanlarda, tm gn hi yeme
ihtiyac duymadan geirebiliyordum. Annem Carmela'nn, benim en
sevdiim yemekleri, hatta bayldm lokma tatlsn ve dier hamur ilerini
nme koyduunda benim taba geri evirdiim andaki akn baklarn
Dreamer'a anlattm.
"Bu, lmcl yiyeceklerin, daha narin ve isel beslenme ile ikame
edilmesidir," dedi. "Bu durum,artk insana ezberletilen dnya kurallarna
gre deil; kendi iradeleri, kendileri ve 'd' tarafndan ynetilen tm
insanlar iin mmkn olacaktr... "
"Ya anoreksi hastalar?"
139

S t e f a n o E. D ' A n n a
"Onlar itah kayb yaayanlar hasta deillerdir, onlar daha yksek
seviyedeki daha gelimi bir insanln ncleridirler. Onlar lm datan
sektre bakaldranlardr."
"Peki, itah kayb yznden len insanlar var, onlara ne diyeceksin?"
"Hibir insan itah kaybndan lmez. Bu insanlar, sadece ilkel ilalarn
ve onlarn yeni insanln ncleri olduunu kabul edemeyen ve buna henz
hazr olmayan yakn evrelerinin birer kurbandrlar."
Dreamer daha nce birok kez yapt gibi, bana bu genlerin sorunlarn
anlatt, onlarn yardm arma iaretlerinden ve yetikinlerce kirletilmi,
artk hibir geerlilii kalmam insanla yeni bir yn, yeni bir k yolu
sunabilmek iin, sonusuz kalan umutsuz abalarndan sz etti.
"Sen, 'kt alkanlklarndan' vazge artk. Azla yetinen biri ol! Ama
unutma, buna hazr olana dek, sakn oru tutmaya veya gece uyank
kalmaya alma. Yemeini ne zaman bir lokma ile snrlayacan, ne
zaman bir dakika az uyuyacan sana ben syleyeceim. Bunun stnde
yllarca, yllarca almamz gerekir."
Aslnda, Dreamer'la birlikte olduum sre boyunca ne benim oru
tutmam ve bir eyden vazgemem gerekti, ne de O herhangi bir zorlua
katlanmam konusunda beni uyard. Aksine, O'nu hep bolluk ve zenginlikle
i ie grdm ben. Benim azla yetinmem, yava yava ilerleyen bir sre ve
O'nun huzurunda olmann doal bir sonucu oldu. Felsefesine bu denli yakn
olmakla birlikte, yiyecein Dreamer'n gznde yalnzca bir simge gibi,
insann dnyaya baml olduunu gsteren en belirgin iareti olduunu
anlamam iin uzun bir zamann gemesi ve benim de ok aba gstermem
gerekmiti.
"insan zehirleyen yiyecek deil, ona baml olmas, yani onun kendisi
iin zorunlu olduuna inanmasdr.
Azizler ve dnya nimetlerinden elini eteini eken keiler bile azla
yetinme retisinin esas amacn kardlar; azla yetinmek, yiyecei ortadan
kaldrmak deil, ona olan gereksinimi, bamllk halini yok etmektir."
Sonuta kiinin kendi iinden beslenmesi de aslnda bir tr bamllkt.
"ine ve kendi kendine baml olmak, baml olmak deildir!" dedi.
"Bu, kendine egemen olmaktr!"
Dreamer'a gre, lmn kanlmazl fikrini sorgulamayan kiiler,
kendi kendilerini baltalama iini, eitli kiisel geliim etkinlikleri, diyetler,
orular ve her trl yksek performans gerektiren spor programlarnn
arkasna gizlerler.
140

T a n r l a r Okulu
Yiyecek ve uykuyla ilintili dinsel ve ruhsal retilerin sis perdesinin
arkasnda, insan genellikle kendine zarar verme ve kendini ortadan kaldrma
arzularn gizler.
"Bilim tapnaklarnn, yardmsever kurulularn, ila laboratuvarlarnn,
gda sanayisinin, dinsel yardm nitelerinin, gzellik enstitlerinin, keilik
ve kat kurallara bal din okullarnn bilinsizce lme hizmet ettiklerini
grecelisin; onlar da bu lm dzenini beslerler, ve bu dzendeki ekonomik
felaket ile de beslenirler.. Onlarn salk ve refah, mutluluk ve uzun yaam
mesajlarnn altnda, bilinsiz olarak lme kaytsz artsz bir ballk, ok
gl bir hizmet anlay yatmaktadr."
Endieyle, "nsanla itenlikle adanm kurumlarn bulunmas mmkn
deil mi? Her tr bamllk biimine kar bir bakaldrya nderlik
edebilecek hi kimse yok mu?" diye sordum. Yaad ortamdan alnarak
birdenbire souk, bilinmeyen ve ssz bir dnyaya terk edilmi bir insandan
farkszdm. "Eski devirlerde grdmz o kurtarclar, azizler, kahramanlar
bunu yapamazlar myd?"
Dreamer sorumu, "Kahramanlar, azizler, kurulular, tm bu kiiler
insanla hizmet etmektedir, aslnda onlar, kendi kendini yok eden bugnk
insanla hizmet etmektedir," diye yantlad. "Daha gelimi bir toplumda,
yoksulluun ve hastaln srekli var olmasna yarayan arptlm
zgecilikleri ve rm hayrseverlikleri yznden bunlarn hepsi yasad
saylacaktr.
Dnyay iyiletirmek, kendini iyiletirmektir. Dnyay senin dnya
grn yaratr. Bu sana son derece karmak, sama, hatta tmyle
mantksz gelebilir, ama dnya tam da senin dlediin gibidir. Onu sen
hasta ediyorsun. Onu harap eden tm atmalarn, felaketlerin, aln ve
ilenen sularn tek sorumlusu sadece sensin.
Sen znle yeniden bir btn olduunda, dnya ebediyen iyileecektir!"

7 Dnyay dleyen bedendir


Dreamer bu andan itibaren, retecei ilkelerle uygulamalar ve
etkinliklerle teknikleri ok dikkatle yazmam istedi. Hepsi ok deiik ve
kark grnyordu, ama birlikte ele alndklarnda tam bir reti, bir sistem
oluturuyorlard. Bilinmeyen bir ktann ufuk izgisi gibi, esiz ve
141

S t e f a n o E. D ' A n n a
byleyici bir evrenin doumunun d hatlaryla belirdiini grdm.
'Tanrlar Okulu'nu' anlamamda nemli rol oynayan, paha biilmez
kitaplarn bulunduu esiz Mas Anglada ktphanesinde sk almalar ve
incelemeler yaparak birka gn geirdim. Elyazmasnda karma kan
izimlerle formllerin anlamlarn Dreamer'a sordum. Lupelius beden ve
ruhu birbirinden ayrlmaz tek bir gereklik sayyordu; bir mikroptan
Tanr'ya kadar uzanan ok eitlilikte, 'bedeni' dnyada algladmz her
eyin yaratcs olarak kabul ediyordu. Yeri gelmiken, kullandm 'ruh'
veya kimi zaman da 'z' gibi terimlerin bana ait olduunu, anlatlanlar
okuyucuya daha anlalr aktarabilmek iin bunlar kullandm
belirtmeliyim. Dreamer bu kelimelerin hi birini kullanmad.
Lupelius'un yiyecek ve beden stne teorilerini rendike daha da
aryordum ve onun nermelerinin getirdii en u sonularnn karsnda
areyi geri adm atmakta buluyordum. Baz sava keilerin, mantkszlk
krntlarna benzeyen en zorlu cmleleri aklma taklmakla da kalmad,
beynimi oyarcasna beni srekli rahatsz etti. Bunlar Dreamer'la konumak
istedim.
nc akam, Dreamer beni muhteem maliknesinin arap
mahzenlerinde dolamaya davet edince, ben de aklmdakileri ona sorma
ansn yakalam oldum. araplarn lke, kalite ve retim ylna gre
yerletirme dzenine hayran olmamak elde deildi; tek kelimeyle
muhteemdi. Bu kadar geni ve eksiksiz bir arap koleksiyonunun var
olabilecei hi aklma gelmezdi. minenin banda, en deerli
araplarndan birinin tadna bakarken, almalarmn nasl gittiini ve kayda
deer bir ey bulup bulmadm sordu. Ona Lupelius'un beden stne
teorilerinin en etin ve kabul edilmesi en zor noktalarndan, dahas, beni
zellikle rahats z eden, Lupelius'un, rencilerinden biriyle beden ve
organlarnn dnyay yaratma kapasitesi stne yaptklar syleiden
bahsettim.
Daha bu szler azmdan kar kmaz, birazdan syleyeceklerini
dinlemeye bile henz hazr olmadm fark ettim.
O anda oradan kap gitmeyi ne ok isterdim! Ama artk ok ge olduunu
ve kaamayacam anladmda tutumaya baladm, sanki ok ciddi bir
tehlike iindeymiim gibi yreim hzla arpyor, demir bir mengene
akaklarmdan sararak beynimi skyordu. Dreamer'n byk bir otoriteyle
bana gsterdii harikulade vizyonu ne kabul edebiliyor, ne de
reddedebiliyordum; sonuta btn bu anlattklar dikkatimden kayordu.
142

T a n r l a r Okulu
Dncelerim dipsiz bir karanln kysnda sendelemekteydi.
Dreamer, "D ve gereklik arasnda ne bir mesafe, ne de ayrm vardr.
Ayn ekilde, var olmak ve sahip olmak, ya da inanmak ve grmek arasnda
da hibir mesafe yoktur," dedi. "Bir kii her ne dlerse, artk o gerek
olmutur. Sadece, grnr hale gelmesi biraz zaman alr...
Dream + Time = Reality
D + Zaman = Gereklik
D, zamann iinde kendini belli eder, nk snrl anlama kapasitemiz
nedeniyle onu grebilmek iin zamana ihtiya duyarz.
Zaman, insan iin sihirli bir boya gibidir, aksi halde insan gznde
grnmez olan eyleri bir anda grnr klar.
Grdn ve dokunduun her eyin, var olabilmesi iin, arkasnda d
vardr... mkemmel ya da korkun bir dnyann her haliyle gerek
olabilmesi iin nceden hayal edilmi olmas gerekir. D, var olan en
gerek eydir. Her gerekliin ardnda, bir d ve her dn ardnda da
beden vardr.
Hcrelerimiz, organlarmz... dlerler!" diyerek szlerini bitirdi.
Hayal krklm ve bakalarn sulama huyumu aa vurarak, "Eer
bedenin dlemesi ve dnyay yaratmas mmknse, neden tek bir atomu
bile istediim ynde deitiremiyorum?" diye sordum.
Baklar, byk kollu gm amdanlardaki kk alevlerin iinden Mas
Anglada'nn yzlerce yllk eski duvarlarnn ok tesine uzand ve orada
asl kald. enesini sol avucuna dayayp uzun sre dalgn dalgn bakt.
Sonra, "Herkese gre nesnel, duraan ve ayn olan bir dnya yoktur...
Dnya, senin onu dlediin gibidir... Olumsuz ve ykc grnen eyler de
senin hayalindeki bir atmann sana geri yansmasdr," dedi.
"Peki, ters giden eyler nasl deiecek?"
"Dlerini deitir!
Dlerini deitirmezsen, bir ksrdng gibi ayn. olaylarn srekli
yinelendii, bir lokomotif gibi zerinden defalarca getiin demiryolunun
dna kman da imknszlar.
Dlemek iin izlediin sana zarar veren yolu terk etmek zorundasn.
Yepyeni bir d dle... dlemek iin, her eyi isteme gcnn kumanda
ettii, ak gcnn yaratt, kesin ve kararllk gcnn stn geldii yeni
bir yolu renmek zorundasn.
143

S t e f a n o E. D ' A n n a
Kendine daha ak yrekli ve drst ol ve dnyay deitirme
konusundaki sahte isteinin arkasnda zaten onu nasl planladysan yle
olduunu sana ebedi klacak gizemli bir resmin olduunu greceksin.
The world is such because you are such.
Dnya byle nk sen bylesin."

8 te sava olmazsa dta da sava olmaz


"Dnya, 'd un grnr, hissedilir halidir. Dncelerin, senin kiisel
gerekliini yaratr. " Dreamer bir yandan benimle konuuyor, dier yandan
evinin spor salonundaki karmak makinelerin birinden bir dierine geerek,
bir dizi egzersiz yapyordu. Buras Mas Anglada'nn uzants olan usuz
bucaksz araziye hkim olan antik bir kulenin en tepesiydi. Tavandan yere
kadar uzanan camdan duvarlarn ardndan, bizi epeevre saran uzak
tepelerin yzlerce yllk yeillikleri ve asmalar imdi tam burada aramza
katlp, bu odann iinde sessiz ve gl duran arlklarn, kondisyon
aletlerinin metalik bir yansmas olan eliin egemenliine kafa tutuyordu.
Tavandan ieriyi aydnlatan geni bir pencere, k ve bulut kmelerini bir
talyan freski gibi erevelemekteydi.
"O halde herkes dlyor ve herkes bir dnya yaratyor."
"Kesinlikle! Herkes kendi dnyasn.."
"Peki, dnyann kirlilik sorunu? Ya saldrlar, atmalar, cinayetler?"
"Onlar da senin znel gerekliine aittir. Dnya, senin olduun kadar
salkl veya senin olduun kadar hastadr! Onu ancak kendi organlarn
engelleyip krelterek sen kirletebilirsin.
Hatta bedenlerini kirletenler de yaratr!... O, olaylar ve koullar kendi
fiziksel durumunun, ama ilk nce kendi varolu durumlarnn ve
dncelerinin yansmas olan bir dnyay hayal eder.
Thoughts are always creative at any level. Thinking belongs to your way
of dreaming and is the basic factor in shaping your destiny ".
Dnceler her dzeyde daima yaratcdr. Dnme senin dleme
yolunun bir parasdr ve kaderini biimlendirmede en nemli etkendir."
Bylesine byk bir sorumluktan endie duyarak, "Ya savalar ve
yoksulluk?" diye sordum.
144

T a n r l a r Okulu
"Istrap, yoksulluk ve dnyadaki tm atmalar; ikenceler ve
katliamlar, hepsi dlendi. Varln ciddi bir biimde kirleten ve kendi
gcnden habersiz bir insanlk, gz kara bir ekilde bunlar iten ie
arzulad."
"Biz konuurken, dnya genelinde yzlerce fabrika, atmalar
beslemek ve hatta insanl yok etmek zere silah retiyor ve depoluyor.
Bylesine ykc bir gten kendimizi nasl koruyabiliriz?"
"Kendini her trl hipnotizma, bamllk ve batl inantan uzaklatr.
Kimsenin bilgisine, hayal gcne ya da kehanetine srtn dayama. Bil ki,
darda seni yok edebilecek bir g yok. Darda, senin onayn olmadan
hibir ey gerekleemez.
Olaylar ve koullar dnyas tamamen sana baldr..btnln salar,
birliine eriirsen, o zaman dnya gvende olacaktr.
yleyse, dnya iin deil, sadece kendin iin endielen.
Senin iinde sava olmazsa, dnda da olmaz. Kural budur.'
Dreamer, titizlikle katlanm temiz havlu ynndan bir tane alp yzn
kuruladktan sonra, onu deerli bir al gibi omuzlarna att ve zarif bir
hareketle ularn gsnde balad.
"Bir insan, kendi bedenine egemen olmay renirken, evrene de egemen
olabilir," dedi. Bu srada ban kaldrd ve gzlerini krpmadan uzun sre
dikkatle bana bakt. Dncelerim giderek artan bir hzla, zihnimi btnyle
terk edene dek, birer birer kayboldu.
Bana bakmay srdryordu, "Kaliforniya'y anmsyor musun? Hani
San Fransisco 'lu o arkadan? " diye sordu.
Baka bir ey sylemesine gerek yoktu. Kimden sz ettiini kesinlikle
biliyordum: Corado. Bu ismin hi duraksamadan aklma bu kadar abuk
gelmesine armtm.
San Fransisco'da yaadm sralar ok iyi dost olmutuk. ok iyi bir
mzisyendi ve henz ok genken, bir oryantal dansze lgnca k olup
evlenmiti.
Dreamer birazdan bana herkesin kendi dnyasnn kifi ve yaantsnda
bana gelen her olayn mutlak yaratcs olduunu syleyecekti ama bu
arkadamla balantl olabilecek hibir eyi anmsamyordum.
Sonra, uzak bir olay evreleyen hatlar giderek belirginleti ve tuhaf bir
yk o yllarn anlar arasndan zihnimde kendine yer at. Corrado,
Amerikal zencilere kar daima bir hayranlk duymutu.
145

Stefano E. D ' A n n a
Onlarn aralarnda konuurken kullandklar jargonu, tarzlarn, umursamaz
hallerini ve hatta yrylerini taklit ederdi. Onlarn kltrne baylrd ve
dier mzik trleri iinde onlannkini en stn sayard. Sk sk onlarn
takld meknlara, hatta kiliselerine giderdi. Sokakta bir zenciyle
karlaacak olsa, onlara duyduu yaknl, bir gz krpma, bir selam veya
tatl bir szle belli etmeden gemezdi. Karsn da bu garip takntsnn
ardndan srkledi ve zamanla zenci arkada gruplar oldu; hatta akamlar
birlikte ailece restoranlara, San Fransisco'nun zenci barlarna gittikleri zenci
iftler de oldu.
Bir akam, San Francisco'da, karsyla birlikte evlerine dnerlerken, bir
grup zenci tarafndan, stelik hibir neden yokken saldrya uradlar ve fena
ekilde dvldler. yle kt hrpalanmlard ki gnlerce hastanede kalarak
tedavi grmeleri gerekti. Corrado'nun, bu kt olay bana anlatrken,
hrsndan aladn anmsyorum.
Dreamer, dikkatle bana bakyordu ve belli ki yzmde herhangi bir
anlama belirtisi olup olmadn aryordu; saniyeler birbirini kovalad ancak
zihnimde Corrado'ya dair zel bir k yanmad. Onun genel olarak,
mzisyenlerin ve sanatlarn dk bir sorumluluk dzeyine sahip
olduklarn dndn biliyordum. Dreamer'a gre bohem dnya zayf ve
sorumsuzdu. Birok nl, hatta insanlarn dhi sayd sanatlar bile,
aslnda kendi sanatlarnn bamls, bir bireyin kendi gereinin yaratcs,
grd, dokunduu her eyi yaratan yce bir sanat olduunu
kefetmekten korkan insanlard. Birok sanat varoluunun nedenini bilmez
ve sayesinde yaam bulduu "d"n, sadece ok uzak bir olabilecek
bambaka eylere kendisini adar. Sanat, kendilerini tanmak ve
bayalklarnn stesinden gelmek iin geilecek bir kpr gibi kullanmak
yerine ona bir ilahm gibi sarlarak, yaantlarn felakete srkleyen
bamllk durumlarn iinden klmaz bir hale getirirler.
zgrln daha yksek mertebesine ulam ve admlarm Olu
birliine evirmi bir kii, artk bir sanat olamaz. Dnyann yaratcs ve
sanatsnn sen olduunu anladn zaman ne resim yapabilirsin ne de bir
para besteleyebilirsin.
Dreamer'a gre yaamn kendi anlam, her trl bamllk ve klelikten
zgrlemektir. Roller, tm roller, almas ve terk edilmesi gereken
hapishanelerdir. Ancak, bu dnceler, yine de beni bir yere gtrmyordu.

146

Tanrlar Okulu
Corrado bir mzisyendi; yaamn srdrmek iin elbette mziine
bamlyd. Dreamer'n bana byle bir any hatrlatma nedenini bir trl
anlayamyordum.
Dreamer, benim daha fazla kafa yormamn bir zaman kayb olduu
kansna varm olmal .ki, sze girdi. "Bu kaza hayatn ta kendisidir,
Olu 'unda dokunmak istemediin yere dokunman, grmek istemediin eyi
grmeni salamak iin yaamn hem iddet, hem de efkatle stmze
geldiini gsteriyor. Bu olay, dostunun kendi yalann, st rtl
rkln, uzun zamandr iinde tad iddeti grmesini ve sonunda da
onu zgr brakmas gerektiini anlatt!"
Dreamer, ayn hastaln farkl ynlerini gsteren ikiyzllk ve kendini
kandrmak konusunda Corrado'nun yaantsndan baz nemli kesitler seti.
Aceleyle verdii evlilik kararn bile, o kadn iin duyduu gerek sevgiden
ok, Birleik Devletler'de kalabilmek ve bir Amerikan vatanda olmak
isteiyle vermiti.
Durdu. Ardndan, biraz daha egzersiz yapmak iin makinelerden
birindeki arlklar deitirdi, bilgisayarl sistemde baka bir programa
geti. Hayret etmitim. O'na arkadamdan hi bahsetmediimden emindim.
Bunca yldr ne grdm ne de haber aldm bir arkadamn yaantsyla
ilgili bunca eyi nasl bilebilirdi, merak ediyordum. Bu srada Dreamer
egzersiz yapmay brakt.
"te!" dedi kimonosunun kuan bir sava hazrl yapar gibi gurur ve
zarafetle balamaya alrken, "Varoluun her bir kat arasnda sakl duran
'ey', egoizmi rten ve gizleyen yalan, nyarg, kibir ve rk nefret,
dnyann tm ktlklerinin de gerek nedenidir." Ses tonu, sanki yaamn
kysna kadar takip ettii bir virs sonunda bulduunu aklayan bir bilim
adamnnki gibiydi.
"Istrap, yoksulluk ve tm felaketler hep dtendi, gz kara bir biimde
istendi ve bilinsizce yanstld. Bunlar insann kendi karanlklarnda
barnmakta olan ve ancak, bir pantografla bytldnde elle tutulur gzle
grnr hale gelebilen glgeler ve canavarlardr."
Szlerini, "nsanlar bugn dersi anlasalar, daha samimi ve daha zgr
olacaklar, zamanla yalanlarnn farkna varacak ve bir gn onu
iyiletirecekler," diye tamamlad.

147

S t e f a n o E. D ' A n n a
nsanolunun srekli syledii strap ezgisini, Dreamer'n bana dinlettii
ve" iimde ayrt etmemi salad felaket duasn anmsadm. Sonunda,
O'nun kendisi zerinde almaya, kiinin durumlarnn farknda olmasna
ve onlar stne insafszca dikkat kesilmesine, 'z gzlemlemeye', zellikle
bir k huzmesini tutar gibi, Olu'taki canavarlara saklanacaklar hibir
karanlk yer brakmamasna dair verdii hayati nemi anlayp, zl
deyilerini anmsamtm:
Self-observation is self-correction - z gzlemleme z dzeltmedir.
Vision and reality are one - Vizyon ve gereklik birdir.
Thinking is destiny - Dn yazgdr.
The world is such becauseyou are such - Dnya byle nk sen bylesin.
Ve en artc olanlardan biri: Dnya bir sakz parasdr; dilerinin
biimini alr. Btn bunlar birbirlerine balayan altn ipliin ayrmna
vardm; hepsi ayn mesajn farkl sylemleriydi. Dreamer'n tm retilerini
iinde barndran ve ayn zamanda insan akimin gitmeye ekindii en u
noktada duran bir mesajd.
Bir k parlarcasma, saniyenin binde birinde, her eye kadir Tanr'nn bir
bi'.dirisi gibi, gl ve gz kamatrc bir gerek aklma dverdi: Dnya,
insann varlnn bir aynasdr! Bir lazer demeti benim dnya tarifimin
katmanlarnn kelti tabakalarn yararak geti. Her molekln her eye,
nasl mkemmel biimde balantl olduunu 'grdm'. Ayrca bu 'her ey'
kiisel ve znel bir eydi.
"Dnyann deiimini engelleyen tek kii sensin. Kendini deitir, o
zaman dnyann da gzlerinin nnde deitiini greceksin! lm
iermeyen, berrak ve zgr her atom parac, dnyann biimlenmesinde
yerini alacak ve onu her trlii ktlkten arndracaktr." Kendini bilmenin
ve Olu'u ykseltmek iin durmakszn almann nemini, herhangi bir
ahlaksal veya metafziksel sslemeye girmeden bilimsel olarak kavradm.
"Bir kii hangi yolculuu benimserse benimsesin, ister tarihi, ister
efsanevi olsun; ne ekilde zgrleme mcadelesine girerse girsin, ister
gerek olsun, ister imgesel; hepsi tek bir hedefe ynelir: kendini bilmek!
Kendini bilmek, seni hem kendinin, hem de dnyann efendisi yapacaktr."

148

Tanrlar Okulu
9 Dnce kaderdir
"insanlar uzun yllar boyunca kendilerini strap ve yoksullua
adadklar kadar kararl bir ekilde, gzellik ve uyum iinde olmaya
adasalard ve dncenin yaratc gcnden haberdar olabilselerdi, gemii
ve kaderlerini dntrebilirlerdi. Dnya bir yeryz cenneti olurdu."
Bu szlerin ardnda bir yrek gibi arpan sonsuzluu hissettim. Vizyon
ve gereklik, durumlar ve olaylar, olmak ve sahip olmak denkleminden
zaman karldnda, ztlklarn birbirinden ayrlmayan doasn, aka
grlen her bir anlamazln ardna sakland btnlk halini gsteriyordu.
'Eer insann dnceleri kendi evrenini, onun kendi gerekliini
yaratyorsa, onlar nasl deitirebilir?'
"Daha iyi bir hale getirebilirsin ya da dncelerinin niteliini kontrol
edebilirsin, tabii varolu kaliteni ykseltmeyi biliyorsan. Bunu yapabilmek
iin zel bir Okul'da eitim alman, okulun retisini ve bilgilerini kendi
zerinde uygulaman gerekiyor.
nsan, muazzam abalar gstererek kendi iindeki iddetin stesinden
gelmedii srece, u anki durumunda 'yapamaz'. nsan, tm evrensel
ktlklerin ve bireysel sefaletin kendi ykc isel durumlarnn ve olumsuz
tutumlarnn sonucundan baka bir ey olmadn anlamad srece
'yapamaz'. Dnya senin aynan. Dardan gelen herhangi bir ey senin
nefesinle soluk alyor, her ey senin canl olduun kadar canl.
There is nothing in the universe that is notyou.
Evrende sen olmayan hibir ey yoktur.
Thinking is destiny. Dnmek kaderdir.
Bu szcklerin vahi ve artc sesleri, iimde herhangi bir zafer
marndan daha yksek ve yzlerce devrim arksndan daha gl bir
haykr eklinde yankland. Hibir siyasi, ekonomik ya da sosyal deiim,
hatta hibir devrim ya da sava, nme konan bu yeni insanlama eiinin
incecik izgisini amak kadar byk grnmemiti. Bir trn, evrimsel
geliimindeki bir kurtulu abasna, yani hl igdsel-zoolojik kalm ilkel
bir trden atma, phe, korku, yallk, hastalk ve son olarak lmden
kurtulmu gerek bir insanoluna doru gei abasna kendi gzlerimle
tanklk ediyordum.
"Hani herkesin iyi bildii, 'Uyuyan Gzel' diye anlan bir masal var,"
dedi. Bu ani konu deiikliiyle armtm ve ardndan gelen suskunlukta
dikkatim mideme vuran ani bir spazmla ykseldi.
149

Stefano E. D'Anna
Sonra fslt halinde szlerini srdrd.
"Onun asl ad 'Uyuyan Ormandaki Gzel' dir."
lerde bir gn bana, z bu nemsiz detayda sakl bir grev verecekti.
Uyuyan Orman; bize anlatld ekliyle dnyadr; yoksulluk ve atmadan
krlan, hipnozla uyutulmu bir dnya. Gzel ise; iradenin ve ben'in
yeniden uyan, yani 'd' . Ksa bir zaman sonra kuracam Okul, yeni bir
genliin, eski deerler dizisini altst etmesine olanak verecek ve yeni bir
gereklik grne erimesine izin verecekti.
Dreamer, o akamst bana, "Yardm konusunda bakalarna
yapabilecein tek ey, senin o uykudan uyanmandr," dedi. Ses tonu
grlmemi derecede sakin, szleri gnee braklan hurmalar gibi
yumuakt. Onlarn azda kalan tahtams tadn tm varlmda hissettim.
Dreamer'la bu birlikteliim, ummadm kadar uzun srmse de sona
ermek zereydi. Byk kollu amdanlardan birindeki son mum alevi de
snmek zereydi. Mas Anglada'nn bu grkemli salonu, zarif mobilyalar,
sanat eserleri ve l l parlayan gmlerinin st glgeden bir rtyle ar
ar rtlmekteydi. Dreamer'la birlikte olduum gnler boyunca, sanki
kusursuz bir dnya ile insanolu arasndaki zayf da olsa tek balantnn ben
olduunu hissetmitim. u anda O'nu sessizce izliyordum. Uzun sredir
hareketsiz duruyordu. Gzleri yar ak yar kapal, bedeni yukar doru
uzanm, ylece duruyordu.
Konumaya baladnda, bir ngr nitelii tayan szckleri iime
iledi, "insanolu, yava yava deri deitirmekte... Bir gn, glgeler
arasnda eelenmeyi brakacak; yiyecee, ilaca, sekse, uykuya ve almaya
itibar etmekten vazgeecektir. Her trl yoksulluun, felaketin ve atmann
bittiini gsteren varln btnlne ulancaya dek, insan bilincinde azla
yetinmenin deeri artacaktr. Bu, zaman ister nk insanlk zamandr.
imdilik kendi zerinde al, kendini gzlemle ve tan! Bylece bir
gn sen de dnyadaki en byk gsteride 'kendi btnlnde' yerini
alacaksn!" Dreamer'dan ayrldktan soma beni Barselona'da tutacak
hibir ey kalmamt. O akam ilk uakla New York'a dndm. O'nunla
birlikte geirdiim olaanst gnlerde duyduum her eyi, dn
yolculuum boyunca gzden geirdim. Bedenim imdiye dek hi
hissetmedii bir duyguyla titriyordu: btnlk, dzen ve kutlama hali.
Tm evren benim nefesimle soluk alyordu. Her ey btne balyd ve
hibir ey bir dierinden ayr deildi.

150

Tanrlar Okulu

Blm IV

Antagonist Yasas

1 Kou
"Beden yalan syleyemez... Bedenin imdiden yal bir adamn bedenine
benziyor..." Dreamer'n bu szleri, kulaklarmda onlar ilk duyduum
andaki acyla nlyordu. "Benim yanmda, yaamdan elini eteini ekmi
insanlarn yeri yoktur."
Bu acmasz szler, savunmalarmn kaln kabuunda kocaman bir delik
am, oradan da canl hcrelerimin iine iliyordu. Patlarcasna yaylan bir
gcn, inanlarm, tutumlarm yerinden oynatarak, her eyi silerek
temizlediini ve beni deitirdiini hissediyordum. Hele Dreamer'n
karlamamzn sonuna doru yapt aklamalar; sanki her birinin ucunda
birer mahmuz varmasna tenime batyordu. "Organlar dlemeye yarar,
Beden dnyay yaratr, Bedenini kirletenler bile yaratr ama kirlenmi bir
dnya yaratr. Dnya da senin kadar hastadr, her ey birbiriyle
balantldr, hibir ey bir dierinden ayr deildir." Dreamer, bir insann
kaderinin ve sahip olduu her eyin, beden salna skca bal olduunu
retti. leride bir gn bu aklamalarn altnda, ekonomi ve i idaresi
alanlarnda yapacam bir aratrmann sonucunda, bir kiinin fmansal
kaderinin bile kendi fiziksel mkemmelliine, bedeninin salna bal
olduunu ortaya karacaktm. Milletler ve tm medeniyetler gibi byk
yatrmlar, irketler, fnans sermayeleri ve sanayi imparatorluklar da kendi
liderleriyle veya kurulmasna nclk eden fikir babalaryla birlikte ya
geliir byrler, ya da hastalanr lrler. "Bir organizasyon piramidi,
nderinin nefesine baldr. nderin grn ve kiisel yazgs, altn bir
iplikle, kendi kuruluuyla adamlarnn grnlerine ve yazglarna
balanr. Onun gerek bedeni, eski krallarda olduu gibi ekonomisiyle bire
bir rtr. Kral lkedir ve lke kraldr. "
151

S t e f a n o E. D ' A n n a
Bundan byle, bu denli dorudan ve kritik bir mesaj gz ard edemezdim. O zaman ben de kendi fiziksel rmemle savaarak Dreamer'n
gsterdii yolda ilerlemeye karar verdim.
Mas Anglada'daki karlamamzda O'ndan aldm temel bilgileri
izleyerek, beslenme dzeninden nefes almaya, seksten uykuya kadar,
bedenimi 360 derecelik bir ayla, stnde cesaretle almaya niyetlendim.
Elimdeki seenekleri gzden geirdikten soma, yaam biimime byk
darbeler indirecek bir form tutma programn uygulamaya koyuldum; fakat
karma kan zorluklar dayanlmazd. Alkanlklarm deitireceim,
fiziksel aba sarfedeceim ya da herhangi bir zveride bulunacam fikri bile
iimdeki farkl derece ve nitelikteki isel direnlerimi nefret noktasna kadar
ykseltmeye yetmiti. Gerekli grlen kat yaam tarzn dnmek, duygusal
durumlarmn tpk krlanglar gibi birbiriyle ekimesine, birbirlerini
kovalamasna neden oluyordu.
Tepkilerim zerindeki dikkatim, skntlarmn i haritasnn sanki radar
ekrannda yerleri belirlenmicesine su yzne kmasna sebep oldu; dalar
dn vermediklerimi, sarp yamalar phelerimi, dipsiz uurumlar korkularm, ller ise anlayszlm ve yalnzlm gsteriyordu. Kendimi salt
bu ekilde inceleyerek ve gzlemleyerek, iimde deiim fikrine en ok
direnen ve ac veren ynm tespit edebildim. Ve tam olarak oraya, o dm
hissettiim yere irademin klcn sapladm. O gnden itibaren, kendimle
aramda yllar srecek bir mcadele, amansz bir meydan okuyu, kutsal bir
sava balad.
O yl, New York'un meteoroloji tarihindeki en sert klardan biri yaand.
ehrin zeri
kaln kardan bir battaniye ile rtlm, esen kutup
rzgrlarnn allak bullak ettii metropol, sihirli bir denek dokunmuasna,
gkdelenlerinin, Titan soyundan ocuklar iin buzdan kaydraklara
brnd buzul bir lkeyi andryordu.
Sabahlar erkenden, henz apar topar kendimi sokaa atacak cesareti
bulmadan nce, panjurlarn kancasn hafife aralar, hava durumu kefi
yapardm. Ben ansllardan biriydim. 16. kattan, East River'a ve ehre
tepeden bakarak hava koullarn hemen renebiliyordum. Halbuki New
Yorklularn byk ounluunun, dar bir gz atp ne giyeceklerine karar
vermek istediklerinde, televizyonu amaktan ve onu elektronik bir pencere
gibi kullanmaktan baka seenekleri yoktu.

152

Tanrlar Okulu
Manhattan, siluetindeki karla kapl kuleleriyle sivri ular grnen beyaz
gotik bir evren gibi haftalarca bu kristal fanusun iinde hapis kald. Bu
grnt karsnda kararlarm uygulamakta zorlanyordum. Her sabah, galip
kacam amansz bir savaa uyanyordum. alar saatin sesiyle birlikte, bu
dondurucu kutup koullarnda dar kma fikri, deimenin nasl olacan
bilmeyen rm, tembel bedenimle aramda destans bir kavga
balatyordu. Yllarca kt muamele grm ve her trl zenden mahrum
braklmas sonucunda hevesini yitiren bedenim, rmesini durdurmak, hi
deilse azaltmak ynndeki her giriimime itiraz ediyordu. Benim dar
kma tehdidime karlk, o da gerek durumunu ortaya seriyordu. Bu
uramn, tpk Baron Mnchhausen'in bataklkta batmamak iin kendisini
umutsuzca perukasndan tutup havaya kaldrmas gibi anlamsz olduunu,
ancak bugn geriye dnp baktmda grebiliyorum. Sadece Dreamer'n
sesi ve onun szlerini anmsyor olmam bu niyetimi destekliyor ve beni
yreklendiriyordu.
"Yeniden btnlemeye doru bir milim olsun ilerleyebilmek iin, dnya
vizyonumuzu tersyz etmemiz gerekir. Bu insan d bir aba gerektirecektir.
Ama bundan daha byk bir mutluluk yoktur. Varoluunun sonsuzluunda
fethedecein bu bir milim, olaylar dnyasndaki okyanuslar yutar."
Kendime koyduum, adann evresini bir tam tur komak zere yaptm
sabah programm, sonra ykanp giyinmem ve okula gitmeden nce Giorgia
ve Luca ile kahvaltda bir sre laflamam iin bana yeterli zaman brakacak
ekilde idi; ama yataktan kmamam ve ocuklarla ilgilenme iini Giuseppona'ya brakmam konusunda bir ey aklm eliyordu.
Birok kez kendime, her sabah beni koudan caydrmaya alan bu sesin
nereden geldiini sordum. Derinden bir ses "Byle bir havada, yataktan kmadn iin seni kim sulayabilir ki?" diyordu. "Sen gerekenden fazlasn
yapmadn m zaten? Bir gn komasan ne fark eder?" Bu byle srp
gidiyordu. Baka durumlarda, rnein ok ge yattysam veya sabah erken
saatteki bir uaa yetimem gerekiyorsa, bunlar bu abadan kanmam iin
gnn bahanesi oluyordu. Sonu olarak her ayrnt, kararllmn atlaklar
arasna szmaya ve kendim iin belirlediim sk program yanda kesmem
iin iyi bir mazeret olmaya alyordu. Kayna her ne olursa olsun bu i
ses beni ileden karyordu.
Beni baltalamak zere srekli pusuda bekleyen bu varl susturmak
isterdim ancak ne var ki, o, suyun stndeki bir buzdann yalnzca grnen
ksmyd.
153

S t e f a n o E. D ' A n n a
Kou programm sayesinde, iimdeki direnle bouup alkanlklarma kafa
tuttuumda, varlmn en bilinmeyen ve en karanlk ksmlar ortaya
kmaya balad.
"Remember... Nothing is external... You are the only obstacle to your
evolution!"'
"Hatrla... Dta olan hibir ey yok... Kendi evriminin nndeki tek engel sensin!"
Dreamer bu szleri defalarca sylemiti, "kaynan senden almayan
hibir zorluk ya da snrlanma yoktur." Ama bu szleri 'anlamam',
bedenimin can damar yapabilmem yllar alacakt. Binlerce kez srnmek,
yere dmek ve yeniden dorulmak zorundaydm... Bu yrymde
karma kan her zorluu kutsamay renene dek ve antagonistin yalnzca
iimde olduunu anlayana kadar, nce lmek soma yeniden domak
zorundaydm.
nsan, kendi fani kaderini ve yaamnda bana gelen berbat olaylar hakl
gstermek iin, nne kan tm engellerin ve tm ktlklerin kendi
dndaki olaylardan kaynaklandna inanr. Dnyann, kendisinin bir
yansmas olduunu aklna bile getirmediinden ve aynadaki yansmay
deitirmek iin kiinin nce kendisini deitirmesi gerektii gereini
anlamazdan gelerek olaylar, d koullar ve dier insanlar sular, ikyet
eder ve kendini hakl karr.
There is no help coming from anywhere at all. You have to make your
own individual revolution which is purely based upon you.
Hibir yerden herhangi bir ekilde sana gelecek bir yardm yok. Sadece
sana dayanan bireysel devrimini gerekletirmelisin.
Bir gn, Dreamer'n retilerini bir yntem biiminde derlemek, bir
doktrin veya yeni bir felsefe sistemi olarak betimlemek olana olsayd,
mekanik davranlara elmeler diye belirttiklerine, bal bana zel bir
blm ayrmak gerekirdi. Dreamer'a gre, mekanik davranlara elme
takmak,
bizim kendimizi
srekli tekrarlaylarmzn, kendimizi
kandrmalarmzn nne bir tuzak kurmamz, gnlk rutin alkanlklarmz
iinde, talam eski zihinsel sistemlerimizin ardna gizlediimiz demirden
savunmalar atlatmak iin bir artmaca yapmamz demektir.
Zaman geip ben raklkta ilerledike, sabah kousunun yalnzca
egzersiz yapmak veya g harcamak gibi basit bir ey olmadn, aslnda
duyumsamazlk ve srekli yinelenii ieren, kendiliinden yryen bir
dzeni altst etmeye ynelik bir 'alm atma' veya bir sava hilesi olduunu
154

Tanrlar Okulu
anlayacaktm. Komak, dncelerimin kapkara seller gibi akmasn sadece
birka saniyeliine de olsa durdurmama yardmc oldu. Komak, insanlarn
asl gerek diye niteledii, dnyann zavall ve kederli tarifiyle arparak
onu paralad. Komak, bu hapishane dzeninde bir tnel kazd. Bir nefes
zgrlk, harcanan bu fiziksel g araclyla zaman hapishanesine girdi ve
kleliimin prangalarn gevetti. Dnya, hibir boluk brakmama
kararllyla her ukuru dolduran bir okyanus gibi, amansz dman ve
gezegenin doal yasasna balanamaz bir itaatsizlik gibi bu kk boluu
kapatmak amacyla ayaklanarak, zerime tabur tabur olaylar ordusu sald.
Bana, yalnzca Dreamer'n ans ve onun ne yaptn bilen, varl alacak
boyutta bir enerji salayarak destek oldu.
O zamanlar bana, irade deilse bile, ciddi bir inat yardmc oldu. Bu fiziksel gc harcamamn mutlak gerekliliine kendimi inandrdm ve
herhangi mantkl bir aklama getirmeden, kouya her sabah ilk yaplacak i
olarak ve yaamm sanki buna balymasna ncelik verdim. Kiinin
kendisine ncelikler belirleme yeteneinin ve uygun sray unutmadan
hedefine sk skya sarlmasnn nemini belirtmek iin Dreamer, "First
thing frst, nemde ilk olan, ncelikte ilk olur," demiti. imdi artk gnlk
iler srasnda zellikle ekilip alnan sabah saatlerinin, benim iin bir g
kazanma zaman, dnyay deitirmek zere kaldrmama yarayacak bir
dayanak noktas olduunu biliyorum.
"Gzn ykseklere diken ve o yoldaki ilerleyie kendisini kusursuzca
adayan bir insan, dalar yerinden oynatabilir, grnte iinden klmaz
durumlara zm bulabilir ve kt olaylar kendi lehine dndrebilir."

2 Ana caddenin bekileri


O zamanlar imdi yeniden anmsadmda, bamda berem, boynumda
atkm ve st ste giyinmekten Michelin lastik adamna benzeyen grntmle, Roosevelt adasnda, oturduum binann ana giriindeki gvenlik
odasnn nnden geiimi gryorum.
Monitrlerinin nnde balarn nlerine emelerine ramen yansyan donuk
mavi kla aydnlanan yzlerinde saklamaya altklar glmsemeleri,
benim aptalca sabah koularmn onlar tarafndan kabul grmediinin alayc
belirtisiydi. Onlarn bu tavrlarnn dnyann bana verdii ilk tepkisi
olduunu ve benim o zamanki i direncimle, gnlsz adanmlmn
155

S t e f a n o E. D ' A n n a
yansmasndan baka bir ey olmadn ancak imdi grebiliyorum.
Dreamer'n rettikleri arasnda zellikle bir tanesi inanlarm kuatma
altna alp dorularmn savunma glerini tokmak darbeleriyle paralayp
datt.
The world is such because you are such.
Dnya byle, nk sen bylesin.
Dnya, isel durumlarmzn aslna en sadk grntsdr. O bekiler
bendim, beni yanstyorlard! Onlarn alayc glmsemelerinin altnda,
Jennifer'n kukuculuunun, arkadalarmn ifadelerinin ve sabah
egzersizimden haberi olan herkesin tepkilerinin ardnda, benim zayflm
vard. Bu tavrlarn hepsinin arkasnda, bir yanda benim kararllktan yoksun
olmam aka grnrken, te yanda 'dierlerinin', sanki dnyay yanstan
aynada kendi yzm farkl mimiklerle farkl yzlere dntryormuum
gibi bana hemen geri dnen phelerim ve yalanlarm bulunuyordu.
Bunu hep anmsa! Senin dnda olan hibir ey yok... Grdn ve dokunduun dnya, yalnzca bir sonutur. Senin nefesini paylayor... Sen
yaadka canl ve sen ldnde l...
Dreamer'n retileri olmasayd, onlarn hl gvenlik bekileri, ekmek
paras kazanmaya alan zavall eytanlar olduklarn dnmeyi
srdrecektim. Binadan karken, hergn binaya dnerken onlarla
selamlar, aklmn ucundan onlarn, brakn beki olmay, insan bile
olmadklarn geirmeden, her gn ironileriyle phecilikleri stne kafa
yorardm. Onlar dnyann veri toplama terminalleri, a, sese en duyarl
alglama aygtlarydlar.
A man cannot hide!
Bir insan saklanamaz! Dnya bilir! Dnya, seni aa karr! Bu fikirler
iime iledi ve yllar getike beni deitirdi.
Kendini herhangi bir anda gelitirebilir veya alaltabilirsin. Bu sana
baldr. Dncelerinin, tutumlarnn, szcklerinin ve grnlerinin her
biri, hatta yzndeki belli belirsiz bir kaslma bile tm dnyaya, senin
sorumluluk dzeyinin hangi ykseklik derecesinde bulunduunu ve ne kadar
zgiir olduunu anlatr. Bu, hem seni mucizev biimde bulunduun yere
yerletirir, hem de kaderim, ekonomini, yaam tiyatrosundaki roln
belirler.
156

Tanrlar Okulu
Hakkmdaki her eyi bilen bir evren hayal ettim; saysz sensrden
oluan ve gerek zamanda, gerek varlmn en kk bir devinimiyle,
gerekse dncelerimin ve durumlarmn kalitesiyle gncellenen bir aygt.
Bu ipularna dikkat etseydik, eski bir temenni kehaneti gibi, kim
olduumuzu, neyi bilmemize izin verildii, neleri yapp neleri
yapamayacamz, nelere sahip olabileceimizi ve neleri brakmamz
gerektiini bilebilirdik.
Gnden gne, sabah koularyla ve kendimle randevumu asla atlamadan,
niyetimi hatrlayp pekitirerek, hayatm boyunca biriken tm atklardan
kendimi arndryor, hafifliyordum. Varlmn ritimleri evrene yeni mesajlar
yolluyordu. Onun vuru ritmi, bir baka adamn daha zgrl iin
kamaya yeltendiinin haberini yayyordu. Onun sradan yaamn
dehetinden aptalca kama giriimi yola koyulmu bulunuyordu.

3 Duvarlar
Adann evresinde bir tur komak iin yaptm ilk giriimlerim
kahramanca bir abay gerektirdi. Ve sonrasnda da gnlk koularma biraz
altmda, kounun zellikle belirli anlarndaki yorgunluumun stesinden
gelebilmek, zerinde kendimi srekli gelitirmem gereken bir unsur oldu.
Gerekli grlen zorlanma ve gayretin, umduum gibi dorusal bir geliim
ierisinde art gstermek yerine, dalgalar halinde geriye ve ileriye doru bir
sarka gibi salndn fark ettim. Her kouda, neredeyse hi aba
gstermeden ok rahat kotuum zamanlar, dayanlmaz ac ektiim
zamanlarla srekli yer deitiriyordu. Bu kritik safhalarda nme ekilmi
'duvarlar' bariyerler gibi geliyordu; zerlerinden atlamak iin olaanst
g gerekiyordu.
Dreamer'n yanndaki raklk eitimimin temel blmlerinden birinde,
kiinin tepkilerini eken veya tetikleyen her eye, heyecanlarna, duygularna, dncelerine, durumlarna ve zihinsel erevelerine dikkat ederek
ayrntl bir z gzlemlemenin nasl yaplacan renmitim. Kendimi
zellikle, enerjisiz kaldm o anlarda gzlemleyerek fark ettim ki, kritik,
anlarn ncesinde her zaman psikolojik bir duvarn yaps eklinde, Oluumu
karartan bir glge bulunuyordu. Bu zamanlar, ktmserlikle kukulanmann
denetimi ele ald ve iimdeki Antagonist'in, bu abadan vazgemem iin
yeni gerekeler sralayan sesinin kendini duyurduu zamanlard.
157

Stefano E. D ' A n n a

Sabah koulan sayesinde, nasl dilerimi skp biraz daha dayanacam


rendim; bu zor zamanlarda, yeniden rahat bir duruma geebilmek iin
nasl biraz daha ileri gitmem gerektiini fark ettim. Aklmn, komaktan
vazgemek veya pes etmek ynndeki ayartmalarnn stesinden geldiim
anda, hemen yepyeni enerji depolan devreye giriyordu. Almaz
grndkleri her seferinde o duvarlar ykp devirmeseydim ve kendimi
yenmeseydim, ne yeni enerji depolarna eriebilirdim, ne de var
olduklarndan haberim olurdu.
Bu duvarlar ortaya karan ileyi dzeni zerinde altka, komak
benim iin dnyay aklamaya yarayan deerli bir araca, kavramsal bir
modele dnyordu. Kounun srekli salnm halindeki bu seyrinde, her
fiziksel gerekliin temel unsurunu, dinamik ilkesini fark ettim. Atom
ekirdeinden evrenin snrlarna dek her ey, bedenimde kefetmekte
olduum bu dalgal harekete uygun olarak hareket ediyor ve yaylyordu.
Hatta yaam bile, ba ve sonu olmayan dalga hareketlerine benziyordu.
Bazen nme 'duvarlar' diken kou ve onlarn stesinden gelmeyi
gerektiren olaanst bir aba, yalnzca koarken deil, yaamda da
yinelenen olaylar dizisini anlamam salad. Onlar yere ykmak, yenilgiye
uratp yoluma devam etmek iin ne ok kez onlara inatla dayanmam
gerekecekti. Ne var ki, bir ey, daima, brakp pes etmem iin beni ikna
etmeye alyordu. Hep d etkenlerin sonucunda olutuuna inandm
yenilginin, aslnda iten da bir sre olduu, yani iten gelen bir buyrua
boyun een bir ileyi dzeni, bir kendini baltalama etkinlii olduu ortaya
kmt. Bir glge doar, olua yaylr ve uygun frsat yakaladnda
karlamalar, koullar ve ters giden olaylar biiminde kendini gsterir. Bu
ileyi dzeninin farkndal ve kendimdeki, her yenilginin balangc olan
bu karanln zmde belirmesini saptayan
duyarllk, bana sadece
koumdan deil, varlmdan da karp atan altn frsat verdi.
Genellikle tek bama kouyordum. Tepemde uan martlar yol arkadalarm oluyor veya East River'i ieriye doru yol alan bir feribot, bir sre
yanmda benimle birlikte gittikten soma, hep ayn yerde ddk ttrerek
beni selamlayarak geip gidiyordu.
Koarken genellikle d kurardm; er ya da ge dier servencilerle, yani
benim gibi vasat bir hayattan uzaklamaya karar veren dier gz pek
insanlarla karlaacama inanmak houma giderdi.
158

Tanrlar Okulu
Bir keresinde, be erkek ve iki kadn bir grup oluturduk. Azimle
komaya baladk. Sabah gkyz akt ve Manhattann silueti gkyzne
meydan okuyordu. Yan yana btn adann evresinde kotuk. Onlar daha
nce hi grmemitim, ama onlarla aramda hemen bir ba kurulduunu
hissetmitim. Uyumlu bir grup olduklar her hallerinden belliydi. lerinde,
ipekli gibi parlak kumatan bir eofman giymi, ayaklarnda siyahl grili
kou ayakkablar olan bir erkek, balangta ar admlarla bize tempo
verdi. Derken birdenbire hzland. Giderek hzlanan tempoyu srdrmekte
zorlandka birer birer gruptan koptuk. Hantallam, yorgun bedenlerimiz
dayanma snrn gsteriyordu. Biraz sonra onu gzden tmyle kaybettik.
Bu karlatrma, hepimizin ne kadar almas gerektiini, acyla da olsa
aka ortaya koydu. Karmza kan ilk oyun parknn banklarna nefes
nefese ylana kadar komay srdrdk. Adada yaayan ok az saydaki
ocuun imdi etrafnda ilgiyle oynad bir itfaiye arac bizden biraz teye
park edilmi halde duruyordu. Gemi kahramanlklarn bir simgesi olan bu
aracn kaderi, grnd kadaryla tm bir uygarln zayflamasnn ve
gerilemesinin utan veren bir ant olmakt. imden, kendimi dzene
sokmak ve bedenimi bugnk haline getirdiim koullara bir son vermek
iin gereken abay elimden geldiince artrmaya sz verdim. Kimse
konumuyordu; buna gerek de yoktu. Harcadmz eforla arnm sessizlikte
soluk gnei hamursuz bir ekmek gibi paylatk ve doalama
arkadalmzn keyfini srdk. Birka saniye arayla, birileri ayaa kalkp
bayla veda ederek sradan bir New York'lu gibi gnlk ilerine
balamadan nce scak bir du almak zere parktan ayrld. Hl ok erkendi
ve ben yar ak gz kapaklarnm arasndan bir szlp bir kaybolan gne
nlaryla bir sre oyun oynadm ve bir yandan da Manhattan ile Queens
arasnda srekli sefer yapan kk krmz yolcu vapurlarnn grntsn
yakalyordum..

4 Antagonist Yasas
"Anlagonistten korkma! Onun korkun maskesinin altnda bizim en
byk yandamz ve en sadk hizmetkrmz bulunur."
Bu szleri duyunca irkildim. Bir sre gzlerim kapal, inanmamakla
umutlanmak arasnda gidip geldim. 'Bu olanaksz!' diye dndm; buna
inanamazdm. Ancak bu sesi nerede olsam tanrdm.. .bu O'nun sesiydi...
159

S t e f a n o E. D ' A n n a
ve bunlar O'nun szleriydi... Yzm sesin geldii yne doru evirdim ve
gzlerimi atm. Dreamer yanmda oturuyordu. Korkun bir rperti,
srtmdan boald, tenimin altndan sa diplerime kadar dald ve hafif ama
kalc bir titreme halinde buraya reklendi. Dikkatimi ekmi olan o ipekli
eofman ve o siyahl grili kou ayakkablaryla gelecekten gelen birini
andryordu. Birlikte adann evresini neredeyse tam tur kotuum adamn
Dreamer olabilecei aklmn ucuna gelmezdi! Sanrm gruptaki dier erkek
ve kadnlar da onun rencileriydi. aknlm getikten soma, O'na
aldm kararlardan sz ettim; son zamanlarda bedenime nasl dikkat
ettiimi anlattm... yiyecek, uyku ve nefes alma stne almalarmda elde
ettiim sonular akladm. Yaptm sabah koularndan, 'duvarlar'
kefetmemden ve bana srekli brakmam, pes etmemi ve hedefimden
vazgememi syleyen iimdeki o gizemli sesten bahsettim.
Dreamer, raklk dneminin en zor snavlarndan birinin konusunu
ortaya karacak olan bir konumay balatarak, "Duyduun ses, iinde
tadn Antagonisttir," dedi. Bunlar sylerken bir yandan da
glmsyordu. Bu glmsemesi O'nu olduundan ok daha gen
gsteriyordu. Yznde nadiren rastladm bu sevecen ifade, beni tevik
etmek yerine bende tam tersi bir etki yapt. Endielendim. nmde amam
gereken kritik bir geit vard. Srtm dikletirdim ve derin bir nefes aldm:
Bu engel her ne olursa olsun onu alt etmek iin gcm son damlasna dek
kullanacaktm.
Dreamer, tarihimizin simgelemi belli bal olaylarn, insann ve
toplumlarn bana yzyllarca dert olmu felaketleri ele ald. Nedenlerini
inceleyerek ve kkenlerine inerek, fizikteki srtnmenin psikolojideki
edeeri olan bir gezegenin gcn ayrntl olarak aklad. Hareket
halindeki bir cismin karlat gibi, bir kiinin yaamnda hissettii her
drt, ayn gte ama zt ynde etki gsteren bir kuvvetle karlanr.
Dreamer, bu vesileyle 'Antagonist Yasas' diye niteledii, bir nermeler
sistemiyle bir ilkeler yapsn ortaya koyuyordu. "Her ey, en basitten en
karmaa, bir insandan btn bir uygarla kadar, gelime yolundaki her
organizma, 'grnte' zt bir gle, kuvvet ve kapasite bakmndan, kendi
projesine edeer bir dman gcyle karlar."
Zaman iinde., aratrma ilerledike, btn o fikirler, yzyllarn tarihini
zebilen, doumundan beri insanl skntya sokan sonsuz zorluk ve
felaket silsilelerini yorumlayabilen gerek bir 'genel anlamazlk teorisi'nin
ana hatlarn ortaya karacakt.
|
160

Tanrlar Okulu
nsann koullarna yukardan baktmda, yaamn strabn 360
derecelik bir adan gzlemlediimde, sanki dipsiz bir karanln
kysndaymm gibi nefesim kesildi.
Mucizevi bir ekilde ellerimin arasnda bir not defteri buldum.
Kurtuluum iin elime geen son bir ans gibi, ona sk skya sarldm bu
ak havada ve byk bir zenle bu esiz dersin her bir detayn not ettim.
Oyun parknda oturduumuz bank, iinde zaman kavram bulunmayan saf
bir hava kabarc ile sarlmt ve sanki tm Roosevelt Adas, dnce
hzyla uup gitmeye hazr bir uzay gemisine dnmt. Manhattan ve
onun youn i yaam artk ok uzaklardayd.
Dreamer bana herkesin bir 'Dreamer' olduunu aklad. Bir dleyen
olarak iyi ve kt olan zorlu deneyimlerinin, kendi kiisel gereinin ve
kaderinin yaratcs olur. Zaman iinde herkes her dnn, her dncesinin
ve iinden geirdii her eyin gerekletiini grecektir.
"Dnya bir sonutur... senin 'd 'lerinin olduu kadar kbusu .,n da
bir yansmasdr. Cennet de olabilir, cehennem de. Nerede ve nasl yaamak
istediine sen karar vereceksin."

5 Dmann sev
Aklamalarn srdrerek, "Antagonistin maskesinin ardnda, yani onun
dman grntsnn arkasnda, bizim en iyi yandamzn yz sakldr,"
dedi ve ekledi, "insann inandnn aksine, hi kimsenin karsna
kendisinden daha byk, daha stn bir g kmaz. Antagonist asla bizden
daha gl deildir!" Eit olmayan karlamalar konusunda en ok bilinen
ve simgesel bir nem tayan yky anmsadm ve "O halde, Davut ve
Golyat yksne ne demeli?" diye sordum.
Aklmda hemen, binlerce yldr, batan aa silahl dev Filistin karsnda,
cebinde yalnzca bir sapan olan oban gencin mcadelesini betimleyen
filmin yzlerce karesi canland. Dreamer ynla grntnn arasna girip
beni dzelterek, "Bir sapan... ve kral olma 'd'l" dedi. "Her mcadele,
grnenin tesinde daima adildir!
Hi kimse, asla ne kendisinden daha byk ne de onun anlama ve onunla
uyum salama kapasitesinden daha stn bir dmanla karlaabilir. Davut
ve Golyat'n kar karya geldikleri yk de, grnteki kuvvet
eitsizliinin tesinde, evrensel dello yasalarna uygundur."
161

S t e f a n o E. D ' A n n a
Dreamer'n vurgusu, matematiksel bir ilemi sonulandrr gibiydi.
"Antagonistin, merhametsizliinin altnda gizlenen tek ve yegne ama,
senin zaferindir. Antagonist, senin 'd'n gerekletirmene yarayacak
btn yntem ve aralara sahiptir... O, sana baarya giden en kestirme yolu
gsterir." Bu szler ne denli aykr grnrse grnsn, inanyorum ki,
aslnda Davut'un dn ne baka bir mttefik, ne de baka bir strateji
bundan daha hzl bir ekilde talandrmaya gtrrd. Dreamer, bu ilk
anlama belirtilerimi bann hafif bir hareketiyle yreklendirerek, sessizce
onaylad. Soma, "Yeryznde hi kimse seni dmanndan daha ok
sevemez," dedi.
Syleyecek sz bulamadm. akaklarmn alev alev yanarak zonkladn
hissettim. Hristiyanln 'dmann sev' dncesinden yola kan insan
zeksnn ulat ayn stn seviyeye, yzyllar soma, Dreamer'n ok daha
sade ve devrimci bildirisiyle ulalyordu: Dmann seni sever!
nsan, bundan byle dmann sevmek iin kar koymamalyd (bu artk
-olanaksz deilse bile- iki bin yldr alma ve intikam peinde kotuktan
sonra insanlk iin uygulanabilir olmaktan oktan kmt). Yeni insanlk
iin, seni sevenin senin dmann, Antagonist'in olduunu anlamak yeterli
olacakt.
Dreamer'n verdii mesaj, zerinde ne kadar ok dnrsem, bana o
denli byk grnyordu. zellikle Hristiyan retisinin mihenk ta olan,
binlerce yllk 'dmann sev' bildirisi, kendi katln aa karmt.
Kimi dinler gibi, yzyllar getike kiliseler arasndaki blnmelerle
zayflayan Hristiyan inanc da gerein deimez olmadn ve sabit
kalamayacam unutmutu. Dnn gerei alamazsa, ryp bugnn
yalan olur. Oturduumuz banktan kalkarak, kaderine terk edilmi itfaiye
aracma srtmz verdik ve nehir boyunca uzanan sokaktan kuzeye doru
yrdk. Dreamer'n yannda hem yryor, hem de O, muhteem teorisinin
son paralarm yerlerine yerletirirken O'nu can kulayla dinliyordum.
"Dmzdaki dman balamak, binlerce yllk bir kibrin ve bir
anlama yetersizliinin bildirgesidir. Tek dmann senin iindedir. Darda,
ne sana zarar verebilecek, ne de balaman gerekecek bir dman vardr.
Antagonist senin
en
deerli yandandr.
Kendini
gelitirmen,
mkemmelletirmen ve btnletirmen iin bir ara; Oluun yksek
blgelerine erimek iin yegne anahtardr."
Artk btnyle bir harabeye dnen, gotik stilindeki Good Shepherd
apelinin yanndan getik. Istraplar iindeki sa'nn tatan bir heykeli
harabenin orta yerinde sessizce ykselmekteydi.
162

Tanrlar Okulu
Dreamer, "Bu binlerce yllk 'okul' da baaramad," diye vurgulad.
Onun sesinde, zamana ait olmayan bir dramn yaad sondan dolay duyduu kederin belli belirsiz izleri kyordu. "O da hedefi tutturamad."
Antagonist
Antagonist, dman, itici zel bir gtr.
Sorumluluk derecemiz ne denli yksekse,
Antagonistin saldrs da o denli acmasz olacaktr.
Antagonist bizi ler, ne olduumuzu gsterir, bizi tamamlar...
zgrlk derecemiz ne denli yksekse, onun hareketi de o denli sinsicedir.
Antagonistten korkma!
Zalimlik maskesinin altnda,
en byk yandan, en sadk uan sakldr.
Antagonistin tek ve yegne amac
senin zaferindir...
Antagonist her arac, her stratejiyi kullanr,
esas hedefi, senin btnlndr.
Dnyada kimse seni Antagonistten ok sevemez
nk sen onun var olma nedenisin.
Antagonistten korkma!
Mkemmelliin onun acmaszlyla,
lmszln de onun grnen lmszlyle byyecektir.
Anlama gcn, onun manevi gcyle
Senin manevi gcn onun anlama gcyle geliecektir
nk Antagonist, sensin!

6 inde glmsemeyi ren


Bu aklamann bykln merak ettim. Byle bir gerek, insanlarn
bildii bir ey olsayd, bir devrim yapar, dnce ve hissetme biimlerimizi
ebediyen deitirirdi. leride bir gn, bu grn gcn ekonomi
blmndeki rencilerime: Antagonistin saldrs ne denli acmasz, aalamas ne denli ar olursa, bizim ilerleme frsatmz da o denli byk olur,
diyecektim.
163

S t e f a n o E. D ' A n n a
"Sana yaplan saldr ve aalamalar tm acmaszlyla srerken,
iinde glmsemeyi ren. Darda savaman gereken Antagonist, iinde
hemen balanmaldr!
Balama yalnzca iinde gerekleebilir. Dnda ise en amansz sava
kusursuz biimde yapmak zorundasn... ama ona inanmadan!"
Sonunda bir yark alyordu., binlerce yllk aklanamam elikinin
zerine bir para k dmt: Eer onu seversen o artk senin dmann
deildir, yok eer o, senin dmannsa, onu nasl sevebilirsin?
'Dmann sev', ancak btne ulam bir kiinin anlayp uygulayabilecei stn bir fikirdir.
Sadece kendisini atmalardan ve blnmelerden syrp kurtarm bir
kii, Antagonisti olmadan kendi yolunu bulabilecektir. Oysaki dualite
mantyla hareket eden, hl kartlk araclyla anlayp dnebilen
kiiler iin deiim, ancak acmasz maskesiyle kendini gsteren Antagonist
sayesinde olacaktr.
Zorluklarla kar karya gelen bir liderin tutumu bu olmaldr," derken,
kavram rneklercesine, sanki uzun sredir bekledii ve istedii bir eyi
sonunda bulmu biri gibi ellerini keyifle ovuturdu. "Bir lider bilir ki, dman
ne denli korkun grnrse grnsn, kavga daima adildir ve zorluklar sadece
birer yanlsamadan ibarettir. Antagonistin maskesinin altnda ve grnrdeki
zalimliinin gerisinde, sorumluluun daima en yksek dzeylerine erime
frsat vardr." Dreamer, sanki tm gezegen onu dinliyormuasna, tm
insanla seslenir gibi, "imdiye dek hi kimse oyunun ne olduunu bylesine
net olarak aklamad!" dedi. Szlerini, "insanlarn ou, bu anlay ve bir
Okul olmadan, bedelini demeyi reddettiinden bu geidin eiinde
kalakalrlar," diye srdrd.
Arzularmzn gcn, isteklerimizi, hazrlmz ve kararllmz snayan
fiziksel ve psikolojik dmanlara benzeyen engellerle karlar, daima bizi
yolumuzdan caydrmaya alan i sesimizi duyarz.
"mknsz olan, her zaman dier bir imkan kapsn aar..."
Dreamer'n grne derinlemesine girdike, zel bir eitimden getiim
duygusuna kapldm. Dreamer beni, yaamda bize kar kyor grnen her
eyi ve bize yaplan her saldry, ileri gidebilmek iin bir itme kuvvetine
evirmemi salayan bir sava sanatnda eitiyordu. Engeller ve dmanlar,
imdi yeni bir k altnda, eskisinden farkl grnyorlard.
164

Tanrlar Okulu
"ster bir insan, ister bir olay biiminde grnsn, Antagonist, sendeki
her boluu, her eksiklii, her zayfl veya her korkuyu sana gsterdii
gibi, senin hazrllcsz yakalandn her durumu, gnahlarn, hatalarn,
eksiklerini ve kendine koyduun snrlar da hi dn vermeden yzne
vurmak gibi ho olmayan bir grevi stlenmitir."
Dreamer muzip bir ifadeyle, "Antagonist bize tm bu deerli hizmetleri
sunarken biz de kin ve fke ile ona karlk veririz," diye vurgulad.
Collegio Bianchi'de karlatm ocukluk yllarmn pek ok
Antagonistlerinin oluturduu bir kalabalk iinden zihnimde Peder
Nuzzo'ya dair bir yer ald. Ona yaptmz btn ktlkler iin
hissettiim hafif pimanlkla iim szlad. Acmaszlnn ve sert
saldrlarnn arkasnda ancak imdi Dreamer'la birlikteyken, 'oyunun'
denetimini elinde tutan birinin sevgisini glmsemesini 'grebiliyordum'.
Dreamer bir zdeyi gibi, "En nefret ettiimiz retmenlerimiz, bize en
ok emek verenlerdir," dedi. O'nun bu sz dncelerimi datm,
gereksiz duygularn zihnime tad hayaletleri ve glgeleri anlarmdaki
yerlerine geri yollamt.
Dreamer'n szlerinden bir sistemin, bireysel ve sosyal btn insan
davranlarna uygulanabilir, tekrarlanan kozmik bir modelin olutuunu
fark ediyordum; bu, her dzeyde gzlenebilir trden evrensel bir yasa
gibiydi.
Beni en ok sarsan, Dreamer'n Antagonist Yasas'ndan kama olaslna deinmesi olmutu. Bu noktada, hibir ekilde kar koyma gereinin
olmad, yani Antagonist'in acmasz ve deerli yardmlarm kullanmadan,
istediimiz her hedefi seerek ona ulamann mmkn olduu bir dnyay
zihnimde hayal edemediimi belirttim.
Antagonist'in sonunda giremeyecei bir yaam yeryz cennetine
dntrme olaslndan bylenerek, "Nasl?" diye sordum.
Dreamer, soruna kesin zm getiren birinin sert tonlamasyla, "Yerekimi
yasas olmadan bu dnya stnde nasl yaanabilir gibi bir soruyu sormakla
edeerdedir," diye yantlad. Ardndan, gizli tutulacak bir srr aktarrcasna
alak bir sesle,
"nsan hangi etkiler altnda yaamak istediini seebilir ve daha yksekteki
bir eyin gcne teslim olabilir, ama ac iinde yaar ve bunun bir sonucu
olarak Dleme Sanat stne hibir ey bilmez! Ac eker, nk dlemez."
dedi. Esrarengiz bir ekilde szlerini srdrerek,

165

S t e f a n o E. D ' A n n a
"nsan, dleme sanat sayesinde, strap ekmeye ve lme son verebilir.
Bir tek kendisini iinde ldrmeye son veren kii, Antagonistin szcklere
smaz gizemlerine sahip olma 'hakkn' elinde tutar." dedi.
Roosevelt Adas ve martlarn gkyzn trmalayan hareketleriyle
ilgileniyormuasna, szlerine uzun sre ara verdi. Sonra, "u an iin,
Antagonisti en yakn yandan olarak grmeyi ren ve sana kar daha
gl, daha sert olmasn umut et. Sorumluluk dzeyimiz ykseldike,
Antagonistin saldrlar daha acmasz olacaktr. Bu olguya bu gzle
bakmaya al. Zamanla bu bak as senin yaamn altst edecek ve hep
dilediin dnyay yaratacaktr," dedi.
Dreamer benim, yaantmdan saldr ve tehdidi nasl yok edeceim
sorusuna bir yant beklediimi anlamt.
"Aslnda Antagonist, deitirmek istediin eylerle grmek, dokunmak ve
hissetmek istemediin eyleri sana iaret eden bir sinyaldir..."
Sylediklerinden hibir ey anlamam grndm iin bu konuyu u
anda kaldramayacama karar verdi. imdilik Antagonist Yasas'n,
evrensel ve kanlmaz bir yasa olarak almam syledi. Szlerini
bitirircesine, "nsan, kart kutuplarn ynettii, her eyin atmalar ve
ztlama oyunuyla yaratld kartlklar dnyasnda egemen olan bu
ysadan kaamaz," dedi. Kendimi, yazgmzn nasl deimez olduunu ve
bir kiinin kurtuluunun tm insanla nasl yaylabileceini dnrken
buldum.
Dncelerimin arasnda korkun bir sesle grleyerek,
"Dnyann ihtiyac olan tek ey senden kurtulmakken, btn bir
insanln kurtuluunun seninle ne ilgisi var!
imdilik, strabna ve ektiin eziyete katlan!" diye buyurdu. "Ve orada
dur. Kama. Kendini gzle ve strabnn kklerini aa kart. Ancak sana
dayatlan dnya tarifini aklndan silerek zgrletiin zaman dnyay
zgrletirebilirsin.
Tm dnya bir dnme ve yapma tarzdr, onun gvenilmez ve tehlikeli
koullar senin iindeki Evet ve Hayr blnmesinin tpatp bir yansmasdr.
imdi ve burada kavramn devaml olarak yaayan sen, sadece sen bu
dnyay kartlklardan kurtarabilirsin. Sadece sen, iindeki ihtilaf terk edip
ayrlk, iddet v( savalar zgr klabilirsin," dedi ve karlamamzn bu
ksmna son noktay koydu.

166

Tanrlar Okulu
Bu konuya geri dnmesi iin birka ayn gemesini bekleyecektim;
Londra'da unutamayacam baz kiilerle birlikte bir akam yemeinde
bana, proaktif olmann srrn aklayacakt.
O'nu yryerek dinlediim bu hareketli dersimizin sonunda, kendimi
parkta, kalktmz bankn hemen yannda buldum. O otururken ben de
aramzda yeterli bir mesafe brakarak yanna ilitim. Gne bir bulutun
arkasndan aniden kt ve dorudan gelen bir k demetiyle gzlerimi biraz
kstm.
ok ho bir duyguydu ve ann keyfini karmak iin bir sre yle kalmay srdrdm. Dreamer'n huzur veren szleri, sanki uzak bir dnyadan
gelir gibiydi.
"iman, kendi gerekliinin yaratcs olduunu unutup yaamndaki Antagonistin hareketini kanlmaz ve yakn kld."
"Vizyonunu altiist et! zgr ol!" dedi. Sesi babacan bir tonda, ama bir
emrin sert ve buyurgan gcndeydi. Bir an iin titredim ve iine dtm
uyuukluk tm duyularm ele geirdi. Syledii u szleri duyacak
zamanm olmutu: "Dleyen, yaratan ve seven insana dntr kendini!
Sadece kendisini yenmeyi kafasna koyan kii Antagonistle karlar.
Dte dmanlk olmaz, bu acsz ve serbest bir dtr."

7 St. James'teki suit


antam kaln hal demeye brakarak etrafma bakndm. Sitin lks,
ar brokar demeliklerin ve mobilyalarn etrafa yayd zenginlik beni
huzursuz etmiti. Byle lks bir otele gememi isterken Dreamer'n
aklndan geenleri merak ettim. Onunla iken hibir ey tesadfen
olmuyordu, zaten hibir ey nceden planlanamazd. Dreamer iin kk bir
hareket bile stratejiyi oluturan bir parayd.
raklk yllarm boyunca, O'nunla en uzak lkelerde ve dnyann belli bal
bakentlerinde bulutum. ler karlamamz, ok deerli bir deneyim ve
yaamm srad bir servene dntren bir ykseliin aydnlk
basamaklar olmutu.
Bu kez Dreamer'n mesajn, Londra'ya varr varmaz yerletiim kk
oteldeyken almtm. Veronica's'ta buluacaktk. O akam bulumak iin bir
saat kararlatrmann yannda, Dreamer benden Eaton Palace'tan ayrlp
Mayfair'deki St. James'te bir site gememi istemiti.
167

S t e f a n o E. D ' A n n a
Ve ite imdi de kendimi, buluma saatine dek beni onunla
karlamaktan ayran, gemek bilmeyen dakikalar ldrmek iin tembel
tembel otururken bulmutum. iekler, grkemli bir meyve taba,
ampanya, iki ayr banyo, tarihi bir yaz masasyla bir alma odas,
gsterili bir kanepe. Bunlarn bana kaa patlayaca dncesi midemin
bulanmasna, yreimin daralmasna, zetle kendimi kt hissetmeme yol
ayordu. Dreamer'n aklnda her ne varsa ve benden her ne yapmam
istiyorsa ki buna Londra'daki en lks otellerden birine gemem de dahildi,
hi kukusuz hepsi bir stratejik plann parasyd. Bununla beraber, bu mide
bulantsnn stesinden gelemiyordum. Lks bir otelden benim adma
dzenlenmi bir faturayla karlanca, ynetimden Mr. Lyford'un yznn
alaca ekli gzmn nne getirmemeye altm. Bunu kendi cebimden
demem gerekecekti. ACO'nun benim kiisel masraflarm karlamas sz
konusu deildi. Saint James'te geireceim birka gecenin sonunda zaten
New York'taki aylk kazancmn tamamn bitirmi olacaktm. Bu dnce,
psikolojik bir acdan fiziksel bir acya dnt.
O sralarda koullarn ve olaylarn yaamm her ynyle eline geirdii
kkl inanc yznden, huzursuzluumun ve mutsuzluumun suunu d
dnyadaki her eye ve herkese yklyordum. Dreamer daha sonra bana,
"Bir kral dairesi yerine, Londra 'nn en fakir blgesinden bir otele gemeni
isteyecek olsaydm, bana ayn ekilde ierler, ayn fkeyi duyardn,"
diyecekti. "Karlatn eyin daryla bir balants olmad gibi olaylar
veya koullarla da bir ilgisi yoktur. Seni hi yalnz brakmayan, iinde
tadn bir ey var ve bu ey her trl zorluun ve cehenneme benzeyen
hayatnn asl nedenidir."
Bu sabahki dncelerimin, zihnimde idam edilmi mahkmlar gibi
sallandn grnce utandm. Bastramadm bir mide bulants beni
btnyle ele geirerek tm hcrelerime yaylmt. Toparlanp yeniden
nefes alabilmek iin oturmak zorunda kalmtm. Fiyat listesini bulmak iin
her yere bakmtm ama yoktu.
Sonunda dayanamayp telefonu kaldrm, sitin fiyatn sormutum.
Belki hl iptal etme ansm olabilirdi. Dtm bu durumdan ve
aresizlikten syrlmak iin her eyi syleyebilirdim. lm deindeki bir
insann gemi yaam gznn nnden nasl geerse, benim de zihnimden
krlgan bir yaamn rasgele kareleri gemekteydi. Birka saniyeliine fel
olmuum gibi ylece kalakaldm. Sonra ahizeyi yavaa yerine braktm.
Yepyeni parlak bir k, beni tuttuu gibi endie bataklndan ekip kard.

168

Tanrlar Okulu
O anda hatrladm: Bir zamanlar bana fsldad ve satr aras
sayabileceim srad bir cmleyi ne mutlu ki alglam ve not defterime
kaydetmitim. Yaam stili bilintir. Elinde ovucunda olan her eyi, hatta
olmayanlar bile kendine yatr! Daima! Bylece yaamnn her anlamda
zenginletiini ve genilediini greceksin. Sen kendine yatrm yaparsan,
yaam ela sana yatrm yapar.
Don 't worry about money. Worry about yourself, about your integrity.
When money is needed, it will be right there.
Trust yourself, trust your dream and you will have all the money
necessary to match a beautiful life. The masterpiece of your very dreaming
is you.
Para iin endielenme. Sen kendin iin, kendi btnln iin endie duy.
Para ihtiya duyulduu anda sana gelecektir. Sen kendine gven, dlerine
inan, ite o zaman gzel bir hayat iin gereken tm paraya sahip olacaksn.
En iten dlerinin bayapt sensin.
D dnya, senin iindeki yaratcln sadece solmu bir glgesi,
esizliinin silik bir belirtisidir."

8 Horoz tmeden nce


Vcut kimyamn deitiini hissediyordum. Hcresinin kaps
beklenmedik bir ekilde alan bir mahkmun heyecann duymutum. Beni
korkutmann, cesaretimi krmann ve iki bklm etmenin ne denli kolay
olduunu dndm. Varlmn ap bu kadard ite ve yaammdaki her
trl zorluun asl nedeni de bu idi. Buna ramen, Dreamer'la balantda
olmak, baklarm O'nun olduu yne evirmek, hatta O'nu dnmek bile
beni deitirmeye ve benim iin zm ortaya karmaya yetiyordu.
nceki dier birok karlamamzda O'nun engin eitim sistemiyle
oluturduu gibi, St. James'teki bu sit de, Dreamer'n genellikle 'Yapmann
Bilimi' diye niteledii Dleme Sanatnn ilkelerini alarak rendiim
Okul'un bir snf haline geldi.
Ne olduu hakknda en ufak bir fikrim olmasa da Dreamer beni srad
bir greve hazrlyordu. Emindim ki, bir gn bana verecei grev tmyle
bir 'devrim' gerektirecekti; imdiki halimle parmamn ucuyla bile
dokunamayacam ar sorumluluk olacakt.

169

S t e f a n o E. D ' A n n a
Minnettarlmn ykseldiini ve ayn zamanda niteliinin younlatn
hissediyordum. Gzlerimi hafife kapadm ve bu ortamn her ayrntsn,
zenginliini, gzelliini ve lksn doyasya iime ektim. Hibir eyin
dmzda olmadn anladm. Dreamer'n yanndayken, kesinlikle bilinmeyen birok detay netlik kazanyordu. St. James'teki sitte olaanst bir
ey oldu. Sadece birka dakikalna da olsa, korkak, pheci, yenik bir
adam ve bir kurban olmay brakm, bu oteli tasarlayan bir mimar, bir
sanat haline dnmtm. Dleyenle dlenen, zgr adamla baml
adam arasnda gidip geldiim sonsuz mesafeyi yaayarak kavradm.
Dnya, Oluun bir yansmasdr. te kaynak buydu!
ncil aradm. Yatan baucundaki komodinin ekmecelerinden birinde
buldum.
Geliigzel bir sayfa atm ve karma sa'nn Petrus'a kez "Beni
seviyor musun?" diye sorduu blm kt, okudum. Petrus, nce arp
sonra biraz utanarak yantlar. "Evet, seni seviyorum!"
"Hayr!" diye yantlamalyd oysa, "henz deil!"
Eer daha drst ve daha iten olsayd; eer kendini derinlemesine
bilseydi, "Seni sevmeye alyorum!" derdi.
kez tekrarlad bu soruyla, sa ona aslnda unu soruyordu: Kendini
tanyor musun? Kim olduunu biliyor musun? Kendini her eyden fazla
seviyor musun? Kendini iinde ldrmeye son verdin mi? sa'nn Petrus'tan
beklentisi, ona rettiklerini Olu'un en derin ksmlarna aktarmas,
vizyonunu altst etmesi, dnme biimini deitirmesi ve katln
yumuatmas idi. Belki de sa onun bu katln bildiinden ona Petrus
(Ta) ismini vermiti. Petrus, deimeyi reddeden, yalan syleyebileceine,
saklanabileceine inanan insan temsil ediyordu. O insan bendim.
Okuyordum ve alyordum. Petrus'a ihanetinden kanmas ve bir gn
sa'y kez inkr etmek durumunda kalmamas iin ans verilmiti. hanet
duygusu herkeste olduu kadar onun iinde de mevcuttu ve kmas iin
sadece uygun ortamn olumasn bekliyordu. Zavall Petrus! Keke sadece
kendini gzlemleyebilseydi o zaman, bu istein dardan deil, iinden,
kendi varlndan kaynaklandn anlayacakt: "Petrus, sen kendini seviyor
musun? indeki lme ve blnmeye dur diyebildin mi?"
Bylece o kendi yalann, korkusunu ve phelerini kefedecek ve
evimizde burun buruna geldiimiz bir hrsza yapacamz gibi onlar
iinden skp atacakt.

170

Tanrlar Okulu
Kendini sevmek bir irade iidir, kendini tanmak demektir. inde kendini
sevmek, yaam durmakszn her an, her saniye yeniden, btnyle kutsamak
demektir.
Dreamer'n bu szlerini anmsadm ve anladm ki, Petrus sa'nn ondan
istedii kendini gzlemlemeyi, tanmay ve sevmeyi kabul etmi olsayd,
lml yazgsn deitirebilmeyi baaracakt. nanlarn ba aa
edebilmi olsayd, gn.geldiinde cellatlarndan istedii gibi ba aa
armha gerilmesine gerek kalmayacakt. O, sadece sa'nn retisinin altst
edici doasn anlamann ge ama zgn bir simgesi olarak sundu kendini.
Kitaptaki bu blmde aktarlan Hristiyanln ilkel dnemindeki byk
Okul'dan yaylan bu mesajdan uzaklaarak, yeniden Dreamer'n byk
retisine dnyordum. Olu, olaylar dnyasnda karlatmz her eyin
kaynadr.
Look at yourself inside and you will know your destiny!
Kendi iine baktnda kaderim greceksin!
Bu 'evet', Petras'un grmek istemedii ve yaamna son verilmesine
neden olan yaland. Bir eyleri deitirmek istiyorsak, bunu ancak
varoluumuzu ykselterek yapabiliriz. Tpk bir kuruluun, bir lkenin veya
tm bir uygarln olduu gibi, bir kiinin kaderi ve ekonomisi de kendi
varolu durumlarnn, kendi grlerinin bir yansmasdr. Bak as
genileyen bir kiinin, kendi gerei de o denli zenginleir.
Bylesine kapsaml bir yasay, hibir ekonomi okulunda renemezdim.
Tm bunlar benim iin, gerek ekonomi, yneticilik, yksek finans ve eitim
konularndaki en nemli dersler oldu. Bugn, varolua dayal, insanln en
eski zihinsel paradigmalarn deitirebilecek, vizyonunu altst edebilecek ve
onu dnyadaki yoksulluun, sua itmenin asl nedeni olan atmalardan,
pheden, korkudan ve acdan ebediyen kurtarp zgrletirecek gteki
psikolojik devrimin, bu retideki yeni eitimin mihenk talar olduunu artk
biliyorum.
9 Dreamer ile akam yemeinde
Veronica's'a ok erken gitmemek iin sabrszlm denetlemek zorunda
kaldm. Salon kalabalkt. Dreamer, zengin yiyeceklerle donatlm bir
masada oturmu, evresi lokantann sahibi ve heyecanla alan garsonlar
ordusuyla kuatlmt. Dreamer'n siparilerini ve ayrntl nerilerini
saygyla dinlemek zere, bir ku srs gibi, birlikte duraklyor, sonra yine
hep birlikte ilerinin ba dndrc dansna dnyorlard.
171

S t e f a n o E. D ' A n n a
Dreamer'n zerinde, modann hibir dnemini artrmayan siyah
takm elbise vard ve uzun salarn ensesinde toplamt. Yakalar saten
kapl ceketinin iindeki, yakas ve kol azlar siyah kadife bantlarla evrili
gmlei gz alyordu. Yalnz olmadn grnce ardm. Masada O'nunla
birlikte drt erkek ve kadn vard.
Daha sonra yakndan tanyacam bu kiiler, srasyla Zrih'teki nde
gelen bir reklam ajansnn patronu olan Bruno W. ve ei; Frankfurt'tan,
uluslararas bir vakfn Bakan olan Klaus E.; bir Britanya niversitesinin
retim dekan olan, kyafetinin oryantal havas ve etkileyici atletik fiziiyle
gruptaki en farkl, ama bir aydn rolnn fiziinden hayret edilecek kadar
uzak grnen Ben F.; Londra ve New York'ta iki insan kaynaklan irketinin
kurucusu ve sahibi olan bir kadn; ekici ve kararl havas baklarndan
okunan bir insan kaynaklar uzman olan Linda ve son olarak da sessiz,
nazik, ekingen grnl ve hemen kanmn snd rlandal ift Peter C.
ve kars Susan'd. Peter katolik olmasna ramen, kars Susan bir protestan
vaizin kzyd ve her ikisi de Regent's Park'ta tarihi bir kolejde yrtlen bir
projede alyorlard.
Ve ortamn ilgi oda olan kii elbette Dreamer'd. O'na herkes bir
tanklk havasnda ama hrmetle hitap ediyordu. Bu kiilerin varl, uzun
zamandr hissetmediim, hatta artk iimde kalmadn dndm baz
duygularn canlanmasna neden oldu.
Bir eit davetsiz misafir olarak aldm bu duruma gcenmi olmamn
yannda, zengin grnleri ve onlar saran parltl baar haleleri, iimde
ayn zamanda imrenme ve kskanlk duygularn da uyandrmt. Etrafm
saran aydnlk iimdeki karanla ilemiyordu. Elbette, Dreamer'n baka
'rencileri' de olduunu hep dnmtm ve birka kez onlarla
karlamam stne d kurmutum; ama onlarla byle, nceden haberim
olmadan karlamak beni hazrlksz yakalanmt. Tepkim ve hissettiim
duygular nedeniyle utan duydum. Dreamer'la aramda sonsuzluk kadar uzak
iki admlk mesafe beni bambaka biri yapmt. Dikkatimin ynn
dmdan iime evirmek eklinde tamamen deitirdim. Buna ramen,
bunlar gzlediim anda o duygular da solarak yok oldular. Bu keiften
artakalan, sadece bylenmiesine bir hayranlkt; benim gibi Okul
dncesiyle buluan baka insanlar tanmann ne denli deerli bir frsat
olduunu grdm. Sanki sanal bir olay yayordum ve kendimi teatral bir
boluun iine dm gibi hissediyordum; buras oyuncularla seyircilerin
arasndaki belirsiz izginin srekli deitii ve ihlal edildii bir yerdi.
172

Tanrlar Okulu
Absrdln tiyatrosunda perde ar hareketlerle aldka, ortaya
bilinmeyen bir gerein ana hatlar kyordu. Bizler, btnn
gremeyeceimiz, bilinmeyen bir senaryonun canl sayfalar, bir tablonun
fra darbeleriydik. imdi ise, kaderimizi renmek zere 'sanat-yazaryaratcnn' huzurunda bekleiyorduk.
O gece orada bulunan her bir davetliyi byk bir dikkatle gzlemleyerek
onlar tanmaya altm. Bu insanlarn her biri, kendi alanlarnda isim
yapm, adeta birer otoriteydiler. Bruno W. orta yal bir adamd; tavrlar ve
konumasndaki sadeliine ramen kararl ve yapc olduu aka
grlyordu. Grnne holuk katan kr sakal ona rahat bir kii havas
vermekle birlikte, karakterinin dier yn olan sade, hatta bir para ocuksu
adam yanstyordu. Kars Rebecca ince yaplyd, hatta krlverecekmi
kadar narin grnyordu, ama uluslararas alanda baarl bir i kadnnn
sahip olmas gereken enerjinin tmn bnyesinde tayordu. Yln nemli
bir ksmn, byk bir aile iftliinin ve bir arap retim iletmesinin
bulunduu Toskana'da geiriyordu.
lk bakta zarif, kozmopolit tavrlar ve parlak kiilii ile dikkat eken
Klaus E. soylu bir maceraperesti andryordu. Havai tavrlar ve neeli
konumalarna ramen, knndaki bir kl gibi, iinde gl ykselme
hrsna hizmet eden keskin bir zeky gizliyordu.
Peter C., gzel konumas ve ilgin fikirleriyle adeta canl bir Andre
Chenier olduunu gsterdi. Gen kars Susan, hayran hayran onun aznn
iine bakyordu.
Hepimiz en yaln halimizle Dreamer'n nndeydik. O bizim
yeteneklerimizle
snrlarmz
ve
i
ekonomisindeki
mkemmel
konumlarmz biliyordu. Esiz ve mkemmel projeyi tek bilen O idi ve
O'nun zihnindeki byk mozaii oluturan her birimizin nasl bir dzen ve
hassasiyetle birbirimize balanacamz da bir tek O biliyordu.
Benim geliimle kimsenin ilgilenmedii kansna kaplmtm. yle ki,
herhangi bir merasim veya tantrlma bile olmamt. Onlara sessizce
katldm ve masada benim iin ayrlan yere oturur oturmaz, tm dikkatimi
Dreamer'n anlattklarna ynelttim. Ben gelmeden nce balad
konumasnn u blmn yakaladm:
"Gerek insan hibir felsefeye, ideolojiye veya dine bal deildir.
Gerek dleyenin hibir etiketi yoktur. Herhangi bir eye ait olamaz, bir
eye dahil olamaz. O, Antagonistin sadece snrlarmz aabilmemiz iin
geldiini bilir.
173

Stefano E. D ' A n n a
Ortaya kan ak seik her engeli, kar duran her zorluu kutsamasnn
nedeni de budur.
Bir gn bahede yrrken bir dikene basacak olursanz, teekkr etmeyi
sakn unutmayn."

10 Drst olmayan ynetici


Bu nkte ve Antagoniste yaplan bu atf, bir ykye ve anlam pek de
ak olmayan g bir meseleye, drst olmayan yneticinin yks
hakknda yorumda bulunmak iin bir ara oldu. Dreamer, binlerce yllk
bilinmezliiyle birlikte, onu olduu gibi gzlerimizin nne seriverdi. Zengin bir adam, ilerinin bana koyduu yneticinin, gnn birinde servetini
arur ettiini ortaya karr. Onu karsna alr, btn gerekleri yzne
vurduktan sonra, yneticilik grevine son verir. Ynetici kendi kendine, 'Ne
yapacam ben?' diye umutsuzluk iinde sorar. 'Toprak kazmaya gcm
yetmez, dilenmekten utanrm.' Sonunda, patronunun alacakllar kapya
dayanr ve o da hepsini tek tek yanna ararak bor senetlerindeki
rakamlar azaltmak yoluyla yeniden dzenler. Yz varil zeytinya elli, yz
deste tahl seksen olur ve bu ekilde devam eder. Bunu yaparken, iten
atldnda bakalarnn hogrsn kazanacan, onlarn gznde iyi bir
insan olarak takdir greceini hesaplar.
Onun bu drst olmayan davrann renen ustasnn ilk tepkisi ise onu
'vmek' olur...
Dreamer,
"Ustann bu davran, yzyllar boyunca en bilgili akademisyenleri dahi
hayrete drd; nesillerce saysz bilgeyi, teolou, o dnemin
yorumcularn zorlad," dedi ve sustu. imizden bazlar aka meydan
okuyan szlerine baz aklama getirmeye yeltendiyse de grleri bu kez de
dierlerince rtld. Bu bilmecede anlalmayan bir taraf vard. Sonunda
hepimiz pes ederek yzmz Dreamer'a evirdik. Hepimiz biliyorduk,
O'nun parmaklar arasnda Gordian dm bile zorlanmadan yavaa
zlrd. Bu bilmeceye ylesine kusursuz bir aklama getirdi ki, sadece
bize doruyu gstermekle kalmad, ayn zamanda binlerce yllk karanla
da k tuttu.
Dreamer, ustann grnrdeki bu anlalmas zor tepkisinin, tpk
insanolunun evrimsel bir eikten atlamasnn insan rk asndan kozmik
174

Tanrlar Okulu
bir olay olmas gibi, ciddi ve nemli olduunu aklad. nsan psikolojisi
asndan bu durum, sadece dik durma becerisi ya da atalarnn izini
kaybetmesi ile kyaslanabilecek ok nemli bir kuantum srayyd. Bu
meselde ustann verdii karlk, 'sapiens sapiens' trnn, insan sonras
insann doumuna iaret etmektedir. Bu yant, insan soyunu, hala ilkel,
hayvani koullara bal olan bir psikolojiden ka ynlendiren toplu bir
gn temsilidir.
"nsan proaktif olmay, an ' ynetmeyi, yolculuu iin her saldry bir
avantaja, her aalamay bir itme kuvvetine dntrmeyi kefeder. Bu
hazinenin yer haritasn da ulalamaz derinlikteki kk bir yknn iine
gmer."
"Saldry yreinizin derinliklerinde hissedin!" Haykrrcasna yksek
bir sesle ortaya savrulan bu beklenmedik buyurgan ses, beni yerimden sratmaya yetti ve daha da dikkat kesildim. "Orada, sava meydannda;
zaferin kararlatrld yer oras. in srr ise daha savamadan nce
sava yenmektir."
Not defterimi kardm ve her szn yazdm:
"Drst olmayan yneticinin vlmesi, her bir i yarasnn iyiletii,
zde kendini balam, savamak zorunda kalmadan kazanan bir
insanln feryaddr...nk artk Antagonistin yararl fakat korkun
mdahalesine ihtiyac kalmamtr."
Dreamer, yaam sahnesinde spot klarnn altnda, sergiledii grkemli
performansnn sonuna ulam, olgun bir insann, kendisine dostluk ve
sevgi verenlere teekkr etmek yerine, ona engel olan, ac ektiren ve
saldran herkese resmi olarak teekkr etmesi gerektiini syledi.
Dreamer szlerinin burasnda konumasn keserek, yapt bir iaretle
masaya ilk yemek servisinin yaplmasna izin verdi. Anlalmas zor meseli
yorumlamaya ara vererek, zerleri alm tabaklarla gelmeye balayan
yemek servisini sade, ama otoriter bir tutum iinde izledi. Dreamer'n baz
gastronomi ve yemek tarihi konularndaki zl aklamalarndan sonra,
birbiri ardna, ngiliz mutfana ait daha nce hi duymadm, bilmediim
yemekler nmze gelmeye balad; tarihi 1600'lere uzanan hardal bazl
zel yemeklerden, daha modern tariflere dayal, ama hepsi Birinci Dnya
Sava ncesi dnemin yemekleriydi. Dreamer, her zamanki gibi yemeklerin
hibirine dokunmad. nne konan tabaklar neredeyse hi dokunulmadan
mutfaa geri gidiyordu. ok kibar bir sofra arkada, kaliteli yemeklerle
araplar hakknda ok bilgili, cmert ve ilgili bir ev sahibi olmasna ramen,
175

Stefano E. D ' A n n a
Dreamer azla yetinmenin somutlam bir rneiydi. Sofra adabnda gereken
her ayrnty titizlikle uyguluyordu; farkl servis tabaklarn alyor ve
geiriyor, kendi tabana koyuyor, sofraya gelen servisleri ikram ediyor ve
yemekler hakknda yorumlarda bulunuyordu, ama neredeyse hi yemiyordu.
Arada bir atal alsa bile yutmuyordu. Grne gre Dreamer ayrntyla,
sofra dzeninin tm zelliklerine titizlikle uyarak besleniyordu. Bir
garsonun hareketi, bir taban sslemesi ve sunuluu, yemein rengi,
kokusu, restorann dekorasyonu ve ortamdaki her ey Dreamer iin
duygularn, alglarn ve cokularn zengin bir planktonuna, yalnzca onun
bildii bir beslenmeye dnrken, bizim organlarmzn henz kabul grp
zmseyebildii bir ey deildi.

11 Kurban daima suludur


"Grne gre, bu gezegen zerindeki herey 'kartlk yasas' ile
dengede tutuluyor: hereyin, onun vastasyla varolduu ve onunla
denkletii bir kart var. Bir bireyin hayatnn, tpk bir ulusun ya da btn
bir uygarlnki gibi, sk skya kartlk yasas ile ynetildii 'grnyor'."
Konuma, bu konu etrafnda sanki sihirli bir denek demiesine
canlanmt. Dreamer gruptaki herkesi, o anda, kendi antagonistini kim ya da
ne olarak tanmladn aklamaya davet etmiti. Herkesi can kulayla
dinledi. Ben ise, O'nun cmlesine neden 'aka grld gibi' diye
balayp, 'gibi grlmektedir' diye bitirdiini merak ediyordum. Bu arada O
yeniden konumaya balamt. Dncelerimi bir kenara brakarak
dinlemeye koyuldum. New York'ta zerine ok az deindii proaktif
olmann srr, artk sonunda ortaya kyordu.
Dreamer, "Her insan, istei ile bunun gereklemesi arasnda kar kan
bir gcn varln hisseder. Bir tr evrensel srtnme kuvveti," dedi ve
ardndan, tarihe ve insanln mcadele etmek zorunda kald tm zorluklar
ele alndnda, insann gelimesine ivme kazandran asl gcn kendisine
kar koyan Antagonist gten kaynaklanabileceini syledi. "Yaamnzda
bir ey yapmak isterseniz, insanlarn 'Antagonist' olarak tanmlad zt bir
kuvvetle karlamak zorundasnz." Szlerine sanki havada doru
szckleri ararcasna ara verdi ve sonra, "Ne var ki, Antagoniste ilikin
sadece ok az kiinin bildii baz srlar vardr," dedi. O'nun bu gizemli
girii oradaki herkesin dikkatini stnde toplad ve bizi dinlemeye hazrlad.
176

Tanrlar Okulu
"Antagonist bizi ler dedi. Bizim AIM'imizi, yani amacmz, 'd 'mzn bykln ler. AIM, I AM' in farkl diziliidir."
AIM=I AM
AMA=BEN
"Hi kimsenin, kendinden byk bir amac olamaz," dedi ve ekledi,
"Sradan bir insan kk bir apartman dairesine sahip olmay dlerken,
bir bakas sahilde bir villa dleyebilir, ama Versailles Saray 'n ancak bir
kral dleyebilir."
Dreamer'n, bir kiinin olmak istedii ile olduu arasnda kurduu bu
denklem karsnda kendimden geercesine bylenmitim. Btn bunlar,
bir kiinin isteklerinin snr olmadn syleyen genel geer inanla,
saduyudan ayrlmad srece istedii her eyi, elinin altndaki
kaynaklarnn ve saduyusunun yeterliliine bakmakszn hedefleyebilecei
ortak inancna ters dtn dndm. Buna gre, kstlamalar olmadan
herkes en byk dleri besleyebilir veya en yksek emellere demir
atabilirdi. Dreamer, bu genel inann, temelinden nasl rk olduunu bize
gstermek zere yle syledi: "Kiinin yaamdan ne isteyebileceinin
maksimum snrn varolu kapasitesinin genilii belirler; bu, onun tm
isteklerinin tepe noktasdr. Ayn zamanda bu onun btn sahip
olabileceklerinin ve alabileceklerinin de snrdr."
Bu muhteem bir keifti. O'nun retisinin imdiye dek her yana
dalm paralar artk bir araya geliyordu. Aldm grkemli bilgileri
aka gremediimden, anlamaya younlatm. Zihnimi yoran bu
dncelerden syrldmda, uzun sre ayn yere takl kaldm anladm.
Geen srenin farkna varmadan, konumalarn ok gerisinde kalmtm.
Dierlerine katlmak iin acele ettim. ocukluumda da hep byle
yapardm; okulun duvarlarnda asl duran ii doldurulmu hayvan
figrlerine ya da zevksiz tablolara bakarak hayallere dalmaktan, zamannda
sraya giremezdim, sonra da arkadalarma yetiebilmek iin kolejdeki btn
koridorlar komak zorunda kalrdm.
Dreamer, "Antagonist, dnce ve duygu boyutlarmzn en hassas
lsdr," dedikten sonra kendi sonularmz kartmamz iin bizlere
birka saniye verdi. Sonra szlerine devam ederek, "kuvvet asndan bizden
asla stn olmamasnn nedeni de budur.
177

S t e f a n o E. D ' A n n a
Zalim, tehdit edici veya yenilmez grnse bile, Antagonistle kar karya
gelmek her zaman adil bir savatr ve bu oyunda her iki tarafn da gleri
birbirine eittir," diye ekledi.
Bu szlerinden sonra bizleri rpertecek biimde, bir savata fsltyla
konuurcasna sesini ylesine alaltt ki, hepimiz sanki tek bir kiiymiiz
gibi etrafna toplandk.
"Grnte, insan yalnzca kendi dndaki engeller, dmanlar ve
zorluklarla yz yze geliyor. Antagonist, aslnda iimizdeki bir glgenin,
yani bizim tanmadmz ve tanmay istemediimiz karanlk bir tarafmzn
maddelemi halidir. Bir saldr, bir zorluk veya bir sorun olarak nmze
ktnda arp kalrz. Oysa gerekte, onu, uzun uzadya ve farknda
olmadan kendi iimizde, biz yetitirmiizdir. Bizim dikkatsizliimiz yznden
kck bir belirti, iz, iaret, ktlemek iin gereinden fazla zaman
bulmu ve bizim onu tanmada yetersiz kalarak bir ey yapamam olmamz,
onun byk bir tehlike halini almasna neden olmutur. te srf bu nedenle,
daha bilinli bir insanlk, kurban durumuna dmeyi ve kendi kendine
acmay varlndan btnyle sildikten sonra, mahkeme salonlarna byk
harflerle, 'Kurban daima suludur!' yazacaktr. "
Bruno W. samimi bir ifadeyle, "Peki, milyonlarca insann lmyle
sonulanan Yahudi soykrm iin ne diyebiliriz, bunu nasl aklarz?" diye
sordu. "Bu bilgilerin nda, Yahudi katliamndaki bir kurbana kendi
cellad olarak nasl baklabileceini alglayamyorum. Almanlar gibi
arlklar ve Ari rk yaratmak adna sapkn teorileri olan bir millet nasl
milyonlarca masum insann sorumlusu olabilir?"
Tam bu srada lokantann sakisi yaklaarak masann etrafnda dolanp
herkesin kadehine deerli, zel bir arap koydu. Dreamer sustu ve yeniden
konumaya balamak iin adamn iini tamamlamasn bekledi. Bu arada
aniden, sanki sesli dnrcesine ve yksek sesle, Klaus E., "Dorusu,
tarihin yzyllarca uzun bir dnemine baktmzda, Yahudi olmak hibir
zaman kolay olmamtr. sa'dan 600 yl nce Kral Nabukadnessar,
Kuds'teki Yahudi Tapman ta ta stnde brakmadan ykp, tm
Yahudileri Babil ehrine srgn etmiti. Sonra Msrllar, arkasndan
Romallar. Adlar Fhrer, Sezar, Pharoah veya Satrap, her ne olursa olsun,
hibir dnemde Yahudi Antagonistleri eksik olmad," dedi.
Dreamer, bir bilek hareketiyle kadehini dndrd, kadehin i eperinde
arabn szlne dikkatlice bakt, aramasn koklad, ardndan bir
bakyla sakiyi uzaklatrd ve yeniden konumaya balad.
178

Tanrlar Okulu
"Kart olan, bir krk paradr. Btnden kopmu ve ayrlm bir krnt.
Grnen Antagonist, bir hanmefendinin yitirdii bir bozuk para gibidir ya
da obann, nerede unutup yitirdiini bilmedii bir koyuna benzer.
Btnln yeniden bulamayanlar, varlndan kopan o atom parasn
getirip yerine koyamayanlar, kendilerinin dnda o parayla karlamak
zorundadr ama ok daha byk olarak... byk bir snrlayc, ok byk
bir engel ve daha byk bir sknt formunda."
Bu szlerle Linda'nm yz parlad, heyecanla, "Evet," dedi, "ocuk
yuvalar, okullar, hastaneleri ayryd. Kasaplar, bakkallar, lokantalar,
tatilleri, gelenekleri ve detleri dierlerinden hep ayryd.
Denilebilir ki, Yahudi dini, felsefesi, yaam tarz ve o insanlarn alma
ekli, arlkl olarak hep ayrlk bir dnya grne dayanyordu. Bir
tarafta Yahudiler te yanda dierleri vard."
Peter sze girerek, "Kuds tapnanda, Yahudilerle Yahudi olmayanlar
birbirinden aynan bir duvar bulunmaktayd; bu duvar geen bir pagan
lmle cezalandrlrd," dedi.
Sonra sanki kendi kendine konuur gibi alak bir sesle;
"Getto doduunda, dikenli tel oktan Yahudi psikolojisinin iine
rlmt sadece, korkun bir gereklie dnmek iin doru artlar
bekleniyordu..."
Bruno, sanki hi beklenmeyen bir ey kefetmenin heyecanyla ve
Linda'yla Peter'in de szlerini desteklercesine, "imdiye dek hi
dnmemitim, ama branice 'kutsal' szc etimolojik olarak 'ayr'
anlamna geliyor. Yahudiler kendi din anlaylarna gre dnyay ikiye
bldler: kutsal olanlar, yani kendi inanlarndakiler ile dierleri, yani dinsiz
ve murdar olanlar," dedikten sonra, bir darbe almasna sandalyesine
yld. "yleyse?" dedi, kafas karmt, devam edemedi.
Dreamer, "yleyse," diyerek bu anlama belirtisini yakalayp Bruno'nun
sylemeye cesaret edemedii eyi dile getirdi. "Bizim btnlemekteki
eksikliimiz, d dnyada canavarlar yaratmaktadr. Blnmlmz ise
karlatmz iddeti yaratr. Antagonist biziz. Kendini bakalarndan
ayrlm hissetmek, iimizdeki su ileme eilimini besleyen btnden
kopmu bir Olu 'un sonucudur. Bir gn olaylar dnyasnda iddet, saldr,
atma ve eziyet biiminde ortaya kacaktr."
Hayretten donakalmtk. Nefeslerimiz kesilmi, aklmz gemekte olduumuz karanlk uurumun vahametiyle dnemez olmutu.

179

S t e f a n o E. D ' A n n a
"Shoah* ne tarihsel bir rastlant, ne de belli bir rejimin sonucunda, bir
milletin ya da daha kts bir adamn, zorba bir yneticinin etkisiyle olumutu, " dedi. "Kendini iinde henz balayamam bir toplumun kendi
vizyonunu hayata geirmesiyle birlikte ayrlk, atmac dncenin bir
yansmas olarak ortaya toplama kamplar, srgnler, katliamlar ve vahet
kmtr.
Tek dman kendi iimizdedir!... Darda, nefret edilecek ya da
balanacak bir dman veya bize zarar verebilecek herhangi bir ktlk
yoktur."
Rebeeca, "imdi hatrladm," dedi. "Yeremya'nn Atlarnda, Babil'e
srgne gnderilen Yahudilerin ackl ezgisi, ac bir aknlk bildiren 'eckah' yani 'neden'!' szyle balar."
Dreamer, "Beklenilmeyen daima uzun bir hazrlk dnemi gerektirir.
Varoluumuzda ve isel durumlarmzdaki bu hazrlk uzun bir kuluka
dnemi gibidir," dedi. "Dolaysyla, iinizdeki Antagonisi tanyn.
Onu kendinizle uyumlu bir hale getirin. Btnlemenizi salayn. Kendini
btnde tutmak, 'iinde kendini balamak' demektir.
Her bir parann btne katlmas, 'kaybolan evladn geri dn' gibidir. Bylece, yaam sana hep 'evet' diyecektir. Size bakalarnn 'ne
anslsn' diyecekleri, srekli bir bereket kaynanz olacaktr," dedi.
O akam Dreamer, evriminin belli bir noktasnda, insanln onu iki rka,
yani birbirinden tamamen farkl iki psikolojik tre blen bir yol ayrmna
ulatn anlatt.
Baml olan, ikyet eden, kendine acyan ve d koullar sulayan insanlar vardr. Dreamer bunlar 'tepki gstermekten yana olanlar' diye
nitelendirdi. Bunlar iki kutuplu bilince sahip olan, hayata tersliklerin,
aksiliklerin penceresinden bakan insanlardr.
Dndaki dnyaya senden daha gerek bir eymi gibi inanrsan,
yaptn her ite baarsz olur, yok olur gidersin.
Bir de; etkin, yaratc ve arzular ynnde ataca her admnda, kendi
psikolojisinden kaynaklanan zt kuvvetleri yenerek zafer kazanmas gerektiini
bilen baka bir insan tr vardr. Bu kiiler, dmzda, bize inat bir dnyann
veya bize kar koyan d bir dmann var olmadn bilirler. Dreamer bunlar
'proaktif kiiler' olarak tanmlar. Onlar, kutuplamann arkasndaki birlii ve
dman grntlerinin arkasndaki uyumu grrler.

* Shoah: Yahudi Katliam (.n)

180

Tanrlar Okulu
"Bu proaktf kiilerin, oluun en karanlk yerlerine girmeye, glgelerin,
hayaletlerin ve korkularn karsna dikilip yzlemeye cesaretleri vardr,
nk btn bunlarn bir gn dmanlar olarak karlarna kmadan nce
alt edilmeleri gerektiini bilirler.
Dardan gelen her trl eyin dntrlmesi gerekir. Olaylar,
durumlar, ilikileri ve beklenmedik durumlar iindeki deersiz fazlalklarn
ve atklarn yeni bir hammaddeye, yeni bir enerjiye ve yeni bir yaama
dnebilecei ayn yerde toplamalsn."
Dreamer, kiinin kendi zerindeki bylesi zaferlerin, 'yaratc zaferler'
olduunu syledi ve ekledi: "Bunlar, kendi dlerini somutlatrmak iin tek
yoldur. phigeneia'nn kurban olarak sunuluu, Odysseus'un yolculuu,
shak 'n kurban olarak sunuluu, Arcuna 'nn sava, sa 'nn ayartlmak iin
denenmesi, amalarn gereklemesinin nndeki tek gerek engeli, yani
ilerindeki Antagonisti yenebilecek kiilerin ulatklar yaratc zaferlerin
srrn aklamaktadr."
Soma, sanki hi kurtuluu olmayan bir durumu aklayan zgn ses
tonuyla, "nsann asl hastal, hep 'yuvadan uzakta'., 'kendisinin dnda'
olmasdr. O, d dnyay tapnlacak bir ilaha, korkuyla sayaca ve
baml olaca bir puta evirdi; onun iin bir i dnya yoktur."
Do not ever expect anything from anybody.
Hi kimseden hibir ey bekleme.
Yemein sonunda, ayrlmadan hemen nce, Dreamer bizde kabul edilemeyecek yalanma ve rme belirtilerini vurgulad; grdklerinin Olu
Okulu bnyesindeki kiiler iin asla kabul edilemeyecek bir durum
olduunu aklayp, bireysel 'almalarn' yava, ilerlemelerin yetersiz
olduunu syledi. Dreamer sert ve aklda kalc szlerle orada bulunan
herkesin olaanst projeler yrtp, kendi dnyalannda en yksek
zirvelere erimeleri iin daha sadece birka yl nce verdii enerji ve gcn
artk onlarn kibirlerini ve gururlarn besledii iin duyduu memnuniyetsizlii dile getirdi. Dreamer'a gre, O'nun yannda olmalarnn
gerek nedeni olan, yeni insanln liderleri ve ncleri olmak zere ettikleri
yemini unutmu olan bizler, eski tip liderlerin birer kt kopyalan gibi, yok
olan bir trn cansz kalplarna dnmekteydik.

181

S t e f a n o E. D ' A n n a
nce ayakta, sonra darda, Veronica's'n giri kapsnn nnde, okul
ocuklar gibi etrafnda halka olup bizi azarlamasn dinledik. Bunlar da
ktyd ama asl darbe bunun sonrasnda geldi. "Size n, para ve g kazandrdm. Dlediiniz her ey gerek oldu. imdi nnzde yeni bir
serven, yeni bir uu var. Yeni bir d, yeni bir dnyay dlemenin
zaman geldi. Sahip olduunuza inandnz her eyi brakn, yerinizi bir
bakasna brakn. Kendinizi tmyle Projenin gereklemesine verin."
Burada Dreamer'n yapt konumay aktarmayacam, nk bugn
ancak ok az kii bunu anlayp kabullenebilir, ama syledii szlerin hepsi
bende kaytl ve onlar en deerli hazinem olarak zenle ve dikkatle
saklyorum. "Yalanan maskenizin altnda kendi yalannz gizliyorsunuz!"
diye grledi. "lerinizi, ynetecek kiilere devredin! Bu rollerinizden
vazgein! Bunu kendi kararllnzla yapn, yoksa yaam onu size zorla
yaptracaktr."
Burada kadn erkek herkesin gzlerindeki aknl ve panii
grebiliyordum; o srada zengin gencin yksn anmsadm.
O gece Dreamer' dinleyip her eyi brakmaya karar veren ve zamanla
her biriyle tek tek derin ve samimi dostluklar kuracam bu kiiler hakknda
size ileride daha ok bilgi aktaracam.
Dreamer'n o geceki son szleri korkudan ekli deimi endieli
yzlerimize bir tokat gibi inmiti.
"Bundan byle mdahale etmeyeceim," dedi. "'Gerek' zgrlk
kimseye verilemez..
nsan bunu tm gcyle iten istemeli ve bedeli her ne olursa olsun onu
hak etmek iin aba gsterip kendisi kazanmaldr.. Bunu ancak o zaman
elinde tutabilir!
Benim dnyamda, korkunuzun ve kaytszlnzn tek bir zerresine bile
yer yoktur. Daha fazlasna 'sahip olmak' ve daha fazla 'olmak' iin, sahip
olduumuz ve bizi biz yapan her eyden vazgemek gerekir."
Bundan sonra ok ciddi ve zl bir uyaryla szlerini noktalad: "Benim
szlerimden anlamadklarnz, yaam size kendi yasalar ve iyiletirme
yntemleriyle aklayacaktr. Bu durumda size 'sizin' anladnz zgrl,
strap ekme, yklma, hastalanma, yalanma ve lme zgrlnz geri
vereceim..." Ben bu szleri varlm karartan bir kehanet olarak algladm.
Yllar sonra yaammn en zor koullarnda tenimi dalarcasna yazlacak o
szleri ilk orada iitmitim.
182

Tanrlar Okulu
Dreamer'la ba baa kalabilmek iin, dierlerinin gitmesini bekledim. Bu
sert szlerinin anlamn ve her eyden ok da bu szlerin neden beni bu denli
derinden etkilediini O'na sormak istiyordum. Aslnda iten ie dorudan
benimle yakndan alakal bir eye tank olduumu, bir gn 'd' ile
'dlenen' ve gerek yaam ile dn yanstt glgelere ballk arasnda
bir seim yapmak durumunda kalacam biliyordum. Oradaki insanlarn
yerinde ben olsaydm, ne yapardm diye kendi kendime sordum.
O akam biraz da benimle ilgilenmesini istiyordum. Dreamer'a sadece,
New York'a geri dnmeden nce O'nu bir kez daha grp gremeyeceimi
sormakla yetindim.
Ertesi gn akamst iin bana bir randevu verdi. Savoy'da buluacaktk.
Soma, sanki geerken de bir grelim der gibi, Les Miserables - Sefiller
gsterisine iki bilet almam istedi. Bu istei beni artmt, ama herhangi
bir ey sylemedim. Sabah bununla ilgileneceime sz verdim.

12 Biletler
En olaanst bulumalarmzdan biri olacana inandm bu randevuya
tam zamannda gittim. Savoy'un Thames lobisi o saatte ok kalabalkt.
Dreamer oradayd; elindeki duman tten ay fincanndan bir yudum almak
zereydi. nndeki kk masa deiik pasta ve keklerle silme doluydu.
Keklerin, pastalarn ve gm servis takmlarnn yer ald masa kusursuz
grnts ile tam da onun holand biimdeydi. Grne gre daha hibir
eye dokunmamt. Her zamanki gibi kendisini saygyla selamladm ve
yanndaki bo yere sessizce oturdum. yi bir tavr ve glen bir yz ifadesi
taknmaya altmsa da, iimde yenilmiliin beni yakan ateini
hissediyordum. Burann gsterili atmosferi ve pek de net duyamadm
piyanodan ykselen mzikle sakinlemeye altm, ama dierlerinden ok
daha can skc, yinelenen bir dnce sinirlerimi bozmaya, beni taciz
etmeye devam ediyordu. Yol boyunca zihnimi megul eden yzlerce
gereke, imdi bir tufan gibi esmekte, grlemekteydi. aresizlikten
bunalmtm. Dreamer'n 'hayr' yantn kabul etmeyen biri olduunu ok
iyi biliyordum ve bunu O'na nasl syleyeceimi bilemememin kararszl,
iimde dayanlmaz bir gerginlie dnmt. Souk ve sakin sesi
dncelerimin arasna girerek beni kendime getirdi.

183

S t e f a n o E. D ' A n n a
Dorudan, "O biletleri bulamadn!" dedi. Sesindeki hain tonlama en
korktuum eyin bama geldiini gsteriyordu; Dreamer bana verdii
grevi hayati bir mesele olarak gryordu. Yaadm korku ve
aalanmlk hissi iimde fkeye dnrken yzmde ise, nne
geemediim kstaha bir ifade belirmiti. Yapamayacam bildii halde
bana bu grevi neden vermiti? O biletleri bulabilmek iin her eyimi ortaya
koymutum. Btn gnm o imknsz iki koltuun peinde oradan oraya
koturup durmutum. Sefiller, West End'in* yakn tarihindeki en baarl
gsteriydi. Dreamer'a aratrmamn sabah erkenden ne ekilde baladn
ve hibir eyden habersiz biimde St. James'teki resepsiyon grevlisine, bu
akamki oyun iin iki yer ayrtmak istediimi sylediimde, bana nasl bir
kahkahayla gldn anlattm. Adam glerek, "nasl yani, bilmiyor
musunuz?" diye yantlamt. "O gsteri iin ay ncesinde bile yer
bulabilir misiniz, bilmiyorum..."
te o andan itibaren, saatler getike araym daha da sknt verici bir
hale gelmiti. Dreamer'a da itiraf ettiim gibi, aklmdan birok kez, bana
bilerek olanaksz bir grev verdii dncesi gemiti.
Dreamer konumuyordu; enesi hafife gsne dayal, ylece duruyordu. Sanrm zihni bama gelenleri dinlemekle fazlasyla meguld, bu
duruu bende, baarsz abalanma ilikin tm yky dinlemek istedii
inancn uyandrd. Bilet sat gielerini ve bilet makinelerini yok yere
taramtm. Gielerden makinelerin sliplerine dek her ey, otel grevlisinin
sylediklerim doruluyordu: tiyatronun biletleri aylar ncesinden
tkenmiti. Anlald kadaryla o biletleri bulmak, Londra snrlar iinde
olabilecek en zor eydi. artc bir biimde, bulamazsam yitireceim eyin,
bu grevimin grnrdeki baarszln ok tesinde olacan bilen bir i
ses gibi, bana onlar bulmam iin altna bakmadk ta brakmayana dek
abalarm srdrmem gerektiini sylyordu. Savoy'daki ay saati ve
beraberinde Dreamer'a sunacam korkutucu raporu aklama zaman
yaklamaktayd ve ben Londra' daki sz geen baz arkadalarm bile
aramtm. Bir yardm olur inancyla Lady Ellis'e, Westminster'daki bir
oylama srasnda verilen kahve molasnda yaptm ziyareti de Dreamer'a,
anlattm: bu yol da bir ie yaramamt. Her an kzgnln zerime
boaltmasn, ya da daha kts alaylarna hedef olmay bekleyerek, zaman
doldurmak amacyla bu servenin baka sahnelerini sralyordum ki,

* West End: Londra'nn tiyatrolaryla nlii, zengin bat blgesi, (..)

184

Tanrlar Okulu
Dreamer bataki cmlesini tekrarlayarak szlerimi kesti.
"O biletleri 'sen' bulamadn!" dedi. Ayn ses tonuyla sylemiti, ama bu
kez sanki anlama zrl birisine sylercesine 'Sen bulamadn' szcn
biraz kkrtc bir havada vurgulamt. Yzn bir para yzme
yaklatrd.
"Onlar bulabilmek iin kendi yazgnn raylarndan km olman gerekirdi. Onlar bulmak seni ebediyen deitirecekti!" dedi. Dndklerimin
aksine, benden o biletleri bulmam istedii anda, grevimin oktan yaplm
olduunu aklad. Dreamer'n bu sz beni sersemletmiti. Karlatm
glklerin nesnel olmadna beni kim ikna edebilirdi? Onlar bulmak
uruna denediim tm yollan benden daha iyi kim bilebilirdi? imdi burada,
Savoy'da bir masada oturup konumak kolayd. Bu grevi stlenen bir
bakasnn benden daha iyi yapp yapamayacan grmek isterdim!
"Sen hl dnyann betimlenmesiyle uyutulmu durumdasn. Sana gre
gereklik dnyadr!" dedi.
Sesindeki belli belirsiz huzursuzluk ifadesi, etkisini kuvvetlendiriyordu.
"Oteldeki grevli sana bunun iin ay gerekeceini syledii anda sen
zaten yenilgiyi kabul etmitin. O andan itibaren sen biletleri aramadn."
kna edebilmek iin szn kesmeye yeltendim ve Dreamer'n sert bir
hareketi, daha azm bile aamadan, kanmn donmasna yetti. "O
dakikadan itibaren sen biletleri deil, dnyann sana dayatt imknszlk
tarifini desteklemek iin, her eyin gerekten yle olduu ve baarmann
imknsz olduu inancn glendirmek iin mmkn olan yollar aradn.
Teslimiyetin, her giriiminden nce oraya varyordu ve seni beklediine
inandn 'hayrlar, sen daha kapy almadan orada hazr bekliyorlard.
Sanki baarszlk kehanetini dorulamak ve kendi kendine bulamayacana
dair verdiin sz onurlandrmak iin boyun edin."
"Hangi sz?" diye kekeledim. Korkun varsaymlarm arasndan alan
bir delikten kck bir n szldn grdm; bir alakgnlllk ve
bylece bir anlama parlts, bana mazeretlerimin uzun yksnn
anlamszln hissettirdi.
Dreamer, "Baarmak iin her yolu denediin inancyla, karma yenik
gelmeye dair kendine verdiin sz," dedi. Asla unutmayacam o szleri
sylemeden nce bir para suskun kald. "O adama inanmak. Dnyann
sesine kr krne inancnn bir parasdr. Onun ifadesini kabul ettiin
andan itibaren, artk baarmak iin deil, yenilgini hakl gstermek iin
altn. te senin yaam ykn... yenilginin kehaneti."
185

S t e f a n o E. D ' A n n a
lmek zere olan birinin hayatndan kesitlerin film kareleri gibi, benim
de o gn olanlar bir bir gzmn nnden geti. Grdm sadece olaylarn
zamana gre sralan deil, ayn zamanda biletleri ararken yaadm ruh
halim, dncelerim ve hissettiim her ey.
Yine yapabileceklerime dair gvensizliimi, yetersiz kalma duygumu,
altnda ezilmekten duyduum korkuyu; o biletleri benden bile bile
gizlediklerini dndm kiiler iin srekli dnyay sulamam,
anlalmaz derecede dmanca davranlarmla daha birok eyi ve son
olarak da sululuk duygumu grdm. Btn gnmn iine ileyen ve hl
Olu'umun etrafnda kendi keyiflerince dolaan bu ho olmayan, ie
yaramaz duygular ynn fark ettim. Dreamer'n szleri, beni her zamanki
eilimimle yz yze getirmekteydi. Bu grev, en derinlerde yatan bendeki
sradan yaralar gstermi ve ben ne denli miskin olduumu fark ettike,
aa kan snrl olduum gerei bana daha da ac verir olmutu.
Dreamer'n ustal, dnyann belini bkm ve bunlar grebilmem,
stesinden gelebilmem iin tm evreni ie katmt.
Kardm frsatn ne kadar nemli ve esiz olduunu kavradmda,
baaramam olmann acs iimde daha da byyordu. Gereklik ve
yanlsatc yansma arasndaki halat ekme yarmasnda, Dreamer'n gr
ve bana dayatma yoluyla retilen dnya anlay arasndaki ekimeyi, bir
kez daha var olmayan yanlsama kazanmt. Dnya hl gerekti ve insan
iine eken hipnotik gc ok yksekti..
Dreamer'n varl ise hl ok silikti.
"Senin yaadn tam bir yenilgi saylmaz, buna, bir yenilginin sonucu,
iinde krlan direncin atrdayan sesi, oluunun bir durumu demek daha
yerinde olur.
There are no failures in life but only effects.
Yaamda yenilgi diye bir ey yoktur, sadece sonularn getirdii etkiler
vardr."
Yeni tutumumu yanstan bir ses tonuyla Dreamer, "O biletleri bulmak
iin gemiini tmyle deitirmi olman gerekirdi!" dedi. Ar bir abart
olarak grnen ey, imdi en ak gerek olarak ortaya kmt, insanln
yegne temsilcisi benmiim gibi, acmasz bir nezaketle, "Eer 'd 'e sadk
kalabilmi olsaydn, yazgm deitirirdin," dedi. Ardndan bir solukta
ekledi: "Uyuyan ormandaki gzel, senin iindeki dleyendir,
bilen
dleyen..."
186

Tanrlar Okulu
Bu varl dnyadaki her eyden fazla sevdiimi hissettim ve imdi
O'nunla birlikteyken bulduum bu berrakl seviyordum. O'nu
kaybetmemek iin diimle trnamla O'na smsk tutunacaktm. Btnlk
ve zmler dnyas bana, "Hadi durma... her ey zaten yapld!" derken,
blnmlk, atma ve karmaa dnyas' bu imkansz!' demiti. Ve ben,
evrenin en alak, en perian parasna inanarak ve kendimi onunla
zdeletirerek, dnyann yzeysel betimlemesine boyun emitim.
D, var olan en gerek eydir. Ama ben bunu srekli unutuyordum.
"Kendini rmekten saknmak iin iinde yetersizlik bilincini,
atmalarn, kendine acman ve seni baml, korkak, pheci ve mutsuz
klan hipnoz uykunu kesinlikle yenmen gerekir."
"nsanlarn, dnya tarifine olan sarslmaz inanlar, onlarn
zayflklarnn kaynadr; yaamlarndaki olaylarn ve yaam oyununda her
birine datlan rollerin son aklamasdr.
Hastalk da bize dnyann anlatt bir yalandr! Hastalanrz, nk bize
hastalk tanmlaryla anlatlmtr ki bylece biz onun gerekliini bile
sorgulamadan, taklidi ile yalanrz ve lrz." Dreamer'n ykselen sesi
ve her zamanki konuma tarznn szcklerini nlatmas, artk szlerin
yalnzca bana deil, grnmeyen byk bir dinleyici kitlesine de
yneltildiini aka gsteriyordu.
"Sradan insan dlemez, o sadece kendisine dayatlan hikyeye kr
krne itaat eder. Esizliini, yaratc doasn oktan unutmutur nk
kendisine erime imkan yoktur.. O kendisini tanmaz!..
Whateveryou dream, happens.
lf you begin to know yourself you will understand why the world is as it is.
Now you know why the world is as it is..! Because you dream it so!
Dlediin her ey gerekleir.
Kendini tanmaya balarsan, dnyann neden bu halde olduunu
anlayacaksn...Sen artk dnyann neden bu halde olduunu biliyorsun!
nk sen onu byle dledin!"
Defterimde bo sayfa kalmad iin, bu szlerini Savoy'un yemek
mnsnn zerine yazdm ve dakikalarca listenin zerindeki her boluktan
yararlanarak onu tamamyla doldurdum. ef garsonun dikkatini ekmek iin
bir iaret yaptn grdmde ben hl yazyordum.
Ayaa kalkt, baka bir sz sylemeden, "Gidelim," dedi.

187

Stefano E. D ' A n n a
13 Dreamer ile tiyatroda
Dar kar kmaz hzl admlarla yrmeye baladk. Bir taksiye
bineceimizi dndm, ama Dreamer admlarn daha da hzlandrnca, ben
de O'nu izledim. O'nu ilk kez acele ederken gryordum. Kendimi olduka
antrenmanl saymama ramen O'na yetiebilmek iin birok kez hzm
artrmam gerekti, ama O her seferinde aray amay baaryordu. East
River'da oturduum adann etrafn her sabah kouyordum. Oakland gibi
baz ok zorlu maratonlara ve bisikletle 24 saat hi durmadan yol kat ettiim
Central Park'ta, Pepsi Kupas gibi baka ciddi yarlara da katlmtm. Yine
de hi aba harcama belirtisi gstermeyen Dreamer'a yetimekte
zorlanyordum. yi de nereye gidiyorduk? Dreamer'a byle acele ettirecek
kadar nemli kii kimdi? Bizi kim bekliyordu? Bunlar ona sormak istedim,
ama cesaret edemedim; zaten konuacak nefesim de kalmamt. Birdenbire
Dreamer, koarak bir delikanlnn evikliiyle hemen nmzde kalkan ift
katl eski bir otobse atlad. Ben de kotum, ama kolunu uzatp beni ieri
ekip almasayd, asla yetiemeyecektim.
Gzlerine baktmda hl elini tutuyordum. nmde alan bir zaman
tneli beni aniden Napoli'deki ocukluuma gtrverdi.
Benim afacanlar etesini, Mergellina'daki cesaret snavlarn, raylar
stndeki kou yarlarn ve tramvayn amortisrl tampon kntlarnn
zerine atlaylarmz yeniden grdm. Bu kk savalar etesine
katlabilmek ve onlann heyecan dolu tehlikeli yaamlarn paylaabilmek
iin, 10 yanda btn bu eyleri kusursuz bir biimde yapabilmek
gerekiyordu. Ne var ki, o gn bir eyler ters gitmiti. Soluk kesen bir hzla
koarken, vagonun kenarndaki byk knty kavram, tam stne
atlayacam srada tat beklenmedik bir ekilde hzlanmaya balamt.
Yakaladm demir parasn brakmak istemediim gibi, stne de
atlayamyordum. Bacaklarm kesilmeye balarken iimde byyen
aresizlii hissetmitim. Vagonun penceresinden uzanan ince, ama gl bir
kol beni bileimden kavramt, yukar atladmda kurtulmutum. O gencin
sakince glmseyen gzleri ayn gzlerdi onlar. Dreamer'n gzleriydi. Kim
bilir ka kez, ka durumda Dreamer'la karlamtm? Yaantma acaba ka
kez mdahale etmiti? Bu kez aknlm gizleyemedim, nefesimi yeniden
toplarken yz ifadem O'na ok komik grnm olmalyd ki bu ilgin
gezinin en azndan bir ksmn aklamak zorunda hissetti.

188

Tanrlar Okulu
Yznde imdiye dek hi grmediim bir glmsemeyle, "Tiyatroya
gidiyoruz," dedi. "Fe bu akamki oyunun ban karmak istemem," diye
ekledi. Samuel Beckett, Brecht veya ehov'dan bir oyunu kastettiini
sandm. Bu saatte O'nun iki kiilik yer bulma umudunu karlayabilecek
oyunlar ancak bunlard. Aklama, ktan bir kl gibi gelmiti. Evet, baka
bir ey olmazd. imdi emin olmutum. Uzaktan tiyatro binasn grnce,
artk hi phem kalmamt. Tam isabet! Kabul etmeliydim. Dreamer
biletler cebindeyken, bana Londra'nn altn stne getirtmiti. Ona ne
dndm olduu gibi sylediimde, O kahkahalarla glmekten kendini
alamad. Otobsn kapsna yaklap inmeye hazrlanrken, "Bilet filan
yok!" dedi. Keyfim kamt. Bana inanmam olmas mmkn myd?
Neden bu gsteri iin salonun en dibindeki son koltuun biletini bile
bulmann olanaksz olduunu O'na anlatamam olabilir miydim? Demire
tutunup, onunla birlikte inmeye hazrlanrken, "Mmkn deil," dedim.
"Bilet bulmann, stelik de akamn bu saatinde tek bir yer bulmann hibir
ihtimali yok," dedim. Dreamer bkknlk duyduunu ifade eden bir iaretle
beni susturdu. Otoriter ses tonuna geri dnerek,
"Endielenmek, phelenmek ve strap ekmek, d yoksulu, sevgiyi
bilmeyen insanlarn iidir ki, bu durumlar, mantk ve bo inanlar dnyas
tarafndan hipnotize edilen kiilerin gnlk takip ettii rutin ileridir.,"
dedi.
"Endielenmek, phelenmek, korkmak ve strap ekmek dalm bir
psikolojinin belirtileridir., ayn zamanda, olutaki bir atrdamann
gstergesi ve olaylar dnyasnda bir sre nceden balayan felaketlerin,
baarszlklarn ve yenilgilerin ilk habercileridir."
Bu szleri iittiimde, utancmdan kpkrmz olup yerin dibine getim.
Yaam oyununda karamsar ve heves karan bu roln iinde tutsak
kalmtm ve uzun zamandr beni tiksindirmesine ramen hl bir trl
'mantkl' ve akll adam kalbndan kmay baaramamtm. Otobsten
indi, ben de O'nun pei sra indim. Fuayenin parlak klarn birka adm
nmde grebiliyordum; burada gelmi gemi btn o byk gsterilerin
byl atmosferini soluyabilirdiniz. 1832'deki Paris ayaklanmasnn
destans sahnesinin nnde, halkn ellerinde devrim bayraklar
dalgalanrken, n planda ele avuca smaz sokak ocuu Gavroche'un
efsanesini artran ve eski psk giysiler iindeki ufak tefek, korkusuz bir
kadn kahramann bulunduu gsteri afilerinin nnde imdiden byk bir
kalabalk toplanmt.
189

Stefano E. D ' A n n a
Gsteri balamak zereydi. Umudu kalmayan kalabaln zgn yzlerle
dalmasna bakarken, birdenbire sanki varlmdan kapkara bir gkta
gemi gibi hissettiim, tpk tahminlerinin gerekletiini gren ve bu
geici zaferinden sapka haz duyan felaket kahinleri gibi, benimki de ayn
trden aalk bir sevin, tuhaf bir hazd. Bundan baka, kahramann
mahkm edildiini gren fakir halktan bir topluluun veya serserilerin
yaad bayaln huzur veren gvenini de hissettim.
O anda, yzyllardr dnyada ilenmi btn korkun sularn sorumlusunun
varlmn karanlk kesi olduundan emin oldum; savalarn, katliamlarn,
ykmlarn ve dayanlmaz eziyetlerin kaynakland yer, Oluumun karanlk
bir kvrmnda barnan o glgeydi. Tiksinti ve nefret duygulanyla dolup,
nefesim tutulmu olarak, bilincimde alan bu derin yarktan Varoluumun
gerek dokusunu gzlemledim.
Bu arada Dreamer' gzden kaybetmitim. Onu yeniden buldum ve bir
daha yanndan ayrlmadm. Giriin nnde kalabalk dalp geriye
ikimizden baka bir de ksa boylu, dzgn vcutlu bir kadnla, uzun boylu,
iri yapl bir erkek kalncaya dek birka dakika bekledik. Sonrasnda,
dostlarn bekleyen Amerikal bir anne-oul olduunu reneceimiz bu
kiilerin giysileri ok kt ve aristokrat grnmleri dikkatimden
kamamt. Gen adam, papyonu ve k smokininin kendisine verdii
rahatszl asaletiyle saklamaya alrken, ehirlerden ok, krlarn usuz
bucaksz zgrlne alkn olduu apak grlyordu.
Elinde birka tane bilet vard.

14 Sefiller
Kalabalk tamamen dalm, tiyatronun giriinde bu iftin ve bizim
dmzda hi kimse kalmamt. Baklarmz bir noktada kesiiverdi.
Gzlerinden imek hzyla geen bir sayg sunuunu, Dreamer'n nnde
saygyla eilerek O'nu selamladklarn fark ettim; bu ruhsal selamlama
tpk bir kadnla bir erkein karlatklarnda grnmeyen bir hiyerariyi
gzlerinden tanmalarna benziyordu.
Dnyann Dreamer' 'tanyor' olduuna her tanklk ediimde, tpk
varln ortaya koyan bir bitkinin bitkisel zeksyla, kklerine zen gsteren
ve onu besleyen sahibinin varln hissederek ona kranlarn sunmas gibi,
ben de O'na gsterilen saygnn ve nceliin iaretlerini yeniden dndm.
190

Tanrlar Okulu
Bu durum bana, bir seferinde New York'ta Dreamer'la birlikte bir asansre
biniimizi anmsatt. Asansr hareketi boyunca birok katta durmu ve ii
iyice kalabalklamt. Biz dar karken Dreamer, bu kadn ve erkekler
arasndaki esas ayrmn, yani farkl olu seviyelerine ait olmalannn, katlar
arasnda akp giden o sonsuzluk kesiti boyunca yaadklar fazla ya da az
seviyedeki utangaln davranlarnda gzlenebileceine dikkatimi ekti.
Sadece birka saniyeliine de olsa ve hibiri bilinli olarak yapmad halde,
her bir kiinin zemin kattan, binann son katna kadar hiyerari
basamaklarndaki kendi konumlarna gre, asansr iinde de ayn hiyerarik
dzene gre uygun yeri setiklerini ve isel sorumluluklarna gre grnmez
bir piramit oluturduklarn aklamt.
Nerede karlarlarsa karlasnlar, bir ka saniyeliine ya da yllar
boyu olsun, insanlar, tpk klar, yrngeleri, ktleleri ve kendi
gnelerine
olan
uzaklklar
dorultusunda
belirlenen gezegensel
hiyerariler gibi, isel, matematiksel bir dzene riayet ederek kendilerini
grnmez bir piramidin farkl seviyeleri zerine yerletirirler. Oluun
dereceleri ve seviyeleri vardr. Bu evrensel bir yasadr.
Amerikal iftle birka kelime konutuk. Bize, bu dakikaya kadar
arkadalarnn ortalkta grnmemesinin tuhaflndan sz ettiler. Sohbet
srerken, kadnn yz ifadesinin giderek daha sakin, huzurlu ve neredeyse
keyifli bir hal alarak deimeye baladn gzledim. Gsteri balamak
zereydi ve onlar daha fazla bekleyemezlerdi. Kadn, programlarnn deimesinden pek de rahatsz olmadn gsteren bir glmsemeyle yzn
Dreamer'a evirdi. Bize, gsteriyi onlarla birlikte izlemeyi teklif etti.
Ellerindeki biletleri daha ABD'den hareket etmeden nce ayrtmlard ve
onlar salonun en iyi koltuklaryd. Tm srarma ramen, biletlerin parasn
kararl bir nezaketle geri evirdi. Bylece onlarn davetlisi olarak ieri
girecektik.
Dreamer'n etrafn saran o mucizevi haleye hibir zaman
alamayacaktm. pheciliimden dolay birka szle zr dilemek iin
O'na dndmde o bana bakmadan, koluna giren bu hanmla hararetli bir
sohbete dalm olarak kapdan ieri giriyordu. Biletlerin burada bizi bekliyor
olmas nasl mmkn olabilirdi? Bu Amerikal ifti, arkadalarnn gsteriye
gelememesi ve hatta onlarn Avrupa seyahatlerini, tm bu olanlar
Dreamer'n yaratt dncesi insann akln kartryordu, stelik tm
bunlar o anda, orada, gzlerimin nnde yaratvermiti. Ustal, benim
dnya grm bir daha deimemek zere ebediyen tepetaklak ediyordu.
191

S t e f a n o E. D ' A n n a
Iklar azalrken, n sradaki yerlerimize sakin bir ekilde yerletik ve o
srada Dreamer eilerek kulama,
"nanmak ile grmek bir ve ayn eydir.
Zaman iinde, inandn ve dlediin her eyin
gerekletiini greceksin,"
diye fsldad. Tiyatronun lo nda, bana fsldanan bu szler, eski bir
koronun bysn uyandrd. Ruhumun ykseldiini ve zgrln zm
sunuundaki safl, iyilemeyi duyumsadm; bu iyileme, yreklerde
ykselen eski bir trajedinin kefaretini adalet yasalaryla demenin
simyasyd.
"nanmak iin, btn ve kusursuz olman gerekir. Varoluundaki en ufak
bir atrdama, en ufak bir phenin glgesi, seni inanmak iin grmenin
cehennem tuzana dm lmn kucandaki, yenik dm ve kendi telif
haklarndan vazgemi milyarlarca kiinin arasna geri dndrecektir... "
Dreamer beni olduka uzun bir zamandr eitiyordu, bununla beraber,
kendi yarattmz bir dnyaya ellerimle dokunmak bile beni hl ayn
dipsiz karanln kysnda sallandrmaya yetiyordu.
Herkes bir yaratcdr.
Dnya bir para sakz gibidir.
Her dlediin gerekleir...
insanln, dnyay tepetaklak grd iin strap ektiini anladm.
nanmak ve grmek bir ve zdetir, ama insanlar bunlar birbirlerinden
zaman faktrnn etkisiyle ayrlm, blnm farkl eyler gibi alglarlar ve
inanmak iin grene dek beklerler. Beklenti srasnda oluan yanlsatc
boluu, var olan strap duyma ve ac ekme duygularyla doldurmak
insanlk iin tek are olmutur. Bir kiide grmek ve inanmak bir araya
geldiinde, o kii yaamndan her trl ac ve strab yok etmekle kalmaz,
ayn zamanda bunlar kendi evreninden de tamamen karr. Gsteri
balamak zereydi, sahne perdesi kalkarken,
"Grmek iin inanmak, yaratcnn, dleyenin yasasdr, ynetenin
yasasdr, kraln vazgeilmez yasasdr," dedi. "nanmak dleme sanatna
aittir ve dleyenin en derin/erindeki niteliidir. nanmann (cre-do)
kkeninde, yaratclk( cre-ed, cre-ation) vardr. 'D', var olan en gerek
eydir."

192

Tanrlar Okulu
Sesini fslt haline gelene dek alaltt. Szlerini ok zor anlyordum, ama
samimiyetinin yanlmaz ciddiyetini hissettim. 'Sefiller' oyununa deinerek.
"Dikkat et! Bu hikye on sekizinci yzyl duygusallnn tesinde,
Antagonistle ilgili ok nemli bir ders ieriyor. Bu, tm insanl
ilgilendiren, ibret alnacak evrensel bir ykdr. Bu gsteri 'kendisini iinde
nasl balayacan' bilmeyen bir insann yksdr, tpk senin gibi!"
dedi.
Sefiller, amansz bir dmanlk yksnn mzikal bir uyarlamasyd;
son derece kat ahlak kurallar olan fanatik bir polis memuru olan JaVert,
ekmek ald iin, nce 20 yla ardndan mebbet hapse arptrlan kaak
krek mahkmu Jean Valjean yakalayp, onu adil olmayan bir adaletle
yarglamak zere yllarca peinden koar. ykde Jean Valjean, cmertliin,
aalanm bir insann iyi yrekliliinin, gaddarlaan bir toplumun ve
yasalarndaki merhametsizliin bir simgesi haline gelir. Sahnedeki sadece
k oyunuyla ortaya kan arka plandaki grntler, tm bir halkn, hem
anl, hem de ackl destans olaylarn resmetmektedir: Parisli
ayak takmnn yaam, 1832 ayaklanmas, Waterloo Sava. Babam
Giuseppe'nin bana anlatmaktan holand bu yky ocukluumdan beri
iyi bilirdim. Anlatrken, Jean Valjeann, lme terk ederek amansz takipisi
fanatik Javert.'ten kurtulmak yerine, manta smayan bir ekilde onun
hayatn kurtard blme her geldiinde babamn nasl duygulandn
bugn gibi anmsarm. Onun bu cmertlii polisin dnya betimlemesini
ylesine ykar ki, bir zamanlar onu ayakta tutan iyilik ve ktlk anlaynn
tepetaklak olmas yznden, artk kendi deerleriyle yaayamaz hale gelen
Javert sonunda intihan seer.
"Javert/Valjean, isimleri bile ses olarak kulaa yakn geliyor... Onlar
ayn kiidir," dedikten soma Dreamer unlar aklad: "Sonunda kendisini
iinde balamtr. Javert'in yaamn kurtardktan sonra, dmann kendi
iindeki dmanla uyumlu bir hale getirdikten sonra, artk daha zeki ve
daha gl bir dmanla yzlemeye hazrdr. Yenilen yani, ne olduu
anlalan eski dmann, artk varln srdrmesi iin bir neden
kalmamtr. O yok olur, intihar eder. Aslnda o hi var olmamtr. O
yalnzca bir glgenin, varoluundaki bir eksikliin bedenlemi halidir..."
Dreamer'n, bir zaman biriminde yeri olmayan bu retisi yine kuvvetle
yanklanp, varlmn her zerresinde titreime yol at.
193

S t e f a n o E. D ' A n n a
"Tek dman senin iindedir! Darda ne sulanacak ya da
balanacak bir dman, ne de bize zarar verebilecek bir ktlk vardr.
Antagonistten korkma! 0 senin en byk mttefikindir. Baarya giden en
kestirme yolu sana o gsterir. Onun tek ve yegne amac senin zafere
ulamandr."
Iklar yandnda Dreamer ortada yoktu.. Akamn geri kalan ksmn
Amerikal yeni arkadalarmla birlikte geirdim ama aklmda sadece
Dreamer ve onun olaanst retisi vard.
Zamann karanlk balangcndan, insanolunun bilincinden ilk dnce
parltsnn getii o ilk andan beri aratrmaclar ve Olu okullar, isel
geliime dnk okullar hep vard. Pythagoras'n Okulu, Platon'un
Akademisi, Aristoteles'in, Plutarkhos'un, ilk Hristiyanlm okulu ve ruhun
bir demir gibi tavnda dvld antikadaki tm byk okullar, varolma
nedenlerini, retilerini ve grevlerinin srekliliini Dreamer'da yeniden
buldular.

194

Tanrlar Okulu

Blm V

Elveda New York


1 Manhattan sokaklarnda
ACO'nun genel merkezi, dokuz katl ok k bir binadayd, Park Avenue'deki gkdelenlerin arasnda ykselen, alminyum ve mermerden bir
mcevher gibiydi. Sallanan bir feribot stnde East River' getiimiz tramvayla, drt dakikada Roosevelt Island'dan 60. caddeye varyordum.
Ardndan, Manhattan'n tam kalbinin att yerden geen birka blok yol
yryordum. Kat ettiim bu yol boyunca, kendimi muazzam bir kalabaln
iinde buluyordum. Buras, kaldrmlarnda binlerce cam gzl binann
ykseldii ve nehir gibi kvrlarak uzanan sokaklarnda adeta srklendiim
bir rmak gibiydi.
Dreamer'la son grmemizin zerinden haftalar gemiti, ama O'nun
szleri, yaayan deerli bir varlk gibi, bilinmeyen bir kuvvetle beni hl
etkilemekteydi. Szlerinin bir dikkat ve uyanklk kimyasaln szmeye
yarayan salg bezlerine, dokulara, organlara dntn hissediyordum.
Her ey giderek daha da netleiyordu. O ana kadar bana aralarnda bir fark
yokmu gibi grnen, bu karmakark insan kitlesi, artk renk, enerji ve say
bakmndan eitlenmiti. Etrafmdaki insanlar Dreamer'n gzleriyle
incelediimde, her birimizin Olu merdiveninde durduu basama ve bu
dnyadaki rolmz meydana getiren en kk ayrntlar bile fark eder
olmutum.
Her ey birbiriyle balantldr, ayr hibir ey yoktur.
Bir yandan yryor, bir yandan da sanki tek bir devasa varlkmz gibi
kalabaln da benimle ayn anda nefes alp verdiini hissediyordum. Onlarn
korkularn hissediyor, ruh hallerini soluyabiliyordum. Dncelerini
okuyabiliyordum. Btn bunlarn, insanlarn giysilerinde, hareketlerinde,
tavrlarnda, yrylerinde ve her sabah telala gittikleri, kendilerini bekleyen
iyerlerinde aka hissedildiini fark ediyordum.
195

Stefano E. D'Anna
nsanlarn grleri ve istekleri, yaamn olaanst bir biimde onlara
ykledii rollerin boyutuyla snrlyd.
Our level of Being creates our life, not viceversa.
Olu seviyemiz yaammz yaratr, tersi olamaz.
nceden ait olduumun asla farkna varamadm bu karmakark insan
kitlesinin arasndan imdi kendime yol aarken, Dreamer'n szlerini
gsmde bir kalkan ya da bir muska gibi tayordum. Her birinin
hcrelerinden ykselen strap ezgisini duyuyordum ve ayrca ilk kez,
kendini tanmayan bu insanln hi kesilmeyen isel diyaloglarn
dinliyordum. Yanmdan geerlerken kederli yalnzlklarn hissettim ve
milyonlarca bcein kanat rpna benzeyen fsltlarn iittim.
Dreamer'la karlamadan nce, bu insanlarn arasnda olmaktan
holanyor, bu ehri seviyor ve burada allm btn yaam kurallarn
yerine getiriyordum. Kalabalk sokak sergilerinin arasna dalyor ve en
gzde gsteriler iin bilet kuyruklarna giriyordum. Tanmadm binlerce
insanla yan yana olmak, bir metropolde, daha milyonlarcasyla birlikte
yaamak ve byk bir kuruluta almak bana daima bir gven, bir aidiyet
duygusu vermiti. imdi yepyeni bir aydnlk her uzlamay yok ediyordu.
Bir cce aynasna bakar gibi bu insanlara bakyor, onlarn yansmalarndan
kendimi 'gryordum'. Aynadan yansyan ekilsiz figrler gibi rollerinin
iine hapis olmu bu insanlarn benzer yanlarn artk iyice tanr olmutum;
onlar gldkleri zaman bile hi kaybolmayan kalc, kederli izgilerin,
yzlerinde trajikomik maskelere dnt grntleriyle, derin
uykularnda acnas fantezileri ve anlamsz istekleriyle hareket ettirilen
makinelerden farkszdlar.
Dreamer'dan, dier kiilerin bizim yansttmz grntler olduunu
rendim. Tm o kadnlar ve erkekler bendim. Etrafm sonsuz sayda
aynayla evrilmiti! Bu aynalar, sonsuzlua yansyan binlerce paraya
blnm beni daima kederli bir ifadeyle yanstyordu. Yrrken, insanlarn
admlarnn gerisinde byk bir salyangozun arkasnda brakt smkl iz
gibi, uuan dnce bulutlarn ve duygu salnn sudaki izlerini
gryordum. Yanmdan geip giderken grdm, endie ve bencillik
balonunun iinde skp kalm, dalgn insanlardan biri de bendim.
196

Tanrlar Okulu
Gkdelenlerin arasndaki caddeleri ve sokaklar kaplayan ve o sokaklarda
bilinsizce akan insan selinin, lml kaderine doru alayarak ilerledii
Styks* rmandaki bir damlaydm ben.
Benim onlardan tek bir farkm vard: ben Dreamer'la karlamtm.
Artk bir devrimin yaplmas gerektiini biliyordum. Dreamer'n
yardmlaryla bu ynde ilk admlarm atyordum.
Grdm binlerce yzden hibiri gkyzne dnk deildi. zgr bir
yze, dikkat dolu bir baka ya da bu harikulade evrenin bir paras olarak
bu dnyada yaad iin ve bu ansndan dolay bir zerre minnet duyacak
trdeki bir insana rastlamak iin belli ki daha ok bekleyecektim.
Hatta bana bu grntleri yanstan ayna, yaam belirtisine kant olarak,
bir azdan karak yzeyini buulandracak bir soluk bulmay umut
ediyordu, ama bouna...
Bazen aklma gemiimden gz alc sahneler gelirdi; Giuseppona'nn
bacaklarna sk skya sarlm, dnyann rengrenk kocaman sirkini
bylenmi gzlerle seyreden iimdeki ocuu yeniden bulurdum. Ardndan
evremde bu oyunda bana elik edecek arkadalar arardm. Ne yazk ki
Manhattan'da, ancak Hirodes'in krallndaki kadar ocuk vard.
Karl bir gnn sabah saatlerinde, yzndeki parltyla kalabalk iinden
hemen fark edilen, Avrupal grnml, dzgn ve iyi giyimli, gen bir
zenci adam dikkatimi ekti. -Yzn evreleyen kvrck salarna den kar
taneleri Central Park' evreleyen karl itler gibiydi. Karlkl geerken
birbirimize bakarak hafife glmsemitik. Onun da beni 'bildii', 'tand'
izlenimine kaplmtm. abucak geen bir duyguydu, fakat bir anlk da olsa
bu usuz bucaksz ehirde yalnz olmadm, bu kan ekilmi insanln,
uyuuk bedenlerin, l hcreleri arasnda hl nabz atan canl hcrelerin de
bulunduu umutlarm yeertmiti.
Dreamer, her gn masa banda alanlarn durumuna dair gzlerimin
nndeki perdeyi aralad ve bunun, eski kleliin modern bir uyarlamas
olduunu sylediinden beri ie giden bu insan ordusu, bana amaszca
hareket eden bir bcek srs gibi grnmeye balamt. Onlarn her sabah
gkdelenlerin katlarnda bir araya geldiklerini, hava kesecikleri kadar kk
milyonlarca hcreye yerleip, oralar vzltlaryla doldurduklarn duyar,

* Styks rma: ller lkesinde akan bir rmak-tanr. Karanlkta grl grl akan ana
rmak-tanr Okeanos'un bir kolu ve kz. Olympos'taki Tanrlar Styks stne yemin
ederler ve bu yeminden dnerlerse ok ar cezalar alrlard, (.n.)

197

S t e f a n o E. D ' A n n a
grr olmutum. Dncelerinin karanlk yk, duygularnn ar erbetiyle
i organlarndaki yaamlarn bala dntryorlard. Ben de kendi kk
hcremi doldurmaya giderken, benim gibi hayatlarnn byk ksmn belli
bir maa karlnda kurulularda harcamak zere dnyada yerini alm
insanlar dnrdm.
Kendi kendime tm bu abalarn ne anlama geldiini ve hipnoz altndaki
rollerinin iine tutsak olmu bunca insann skntsn, kaygsn nereye
ynelttiini sorardm, onlarda kendi skntlarm, kendi mutsuzluklarm
grrdm. ncecik mantk zarnn hemen altnda sakl duran kavgac zeky
ve nce kendimizi, ardndan dierlerini hi durmadan yok etmeye
ynlendiren ykc dnceyi, lm drtsn grrdm.
Yzyllardr biriken duygusal katmanlarn altnda, gerek canl gerek l
olsun, endieler, pheler, gvensizlikler ve snrsz korkulardan oluan isel
kirlili fark ettim. Sonradan bana 'Dreamer olmasayd ben de yanl yolda
ilerleyen bu insan neslinin bir paras olmay srdrrdm' dedirtecek bir
korkunun penesine dtm. Bir keresinde O'na insanlar tanmlamakta ska
kulland 'sradan' insan ya da 'yatay' insan terimiyle neyi kastettiini
sordum. "Bunlar, toplumun en alt katmanndan en tepesindekilere kadar her
dzeyde okuyan, reten, alan, ocuk douran ve onlar byten, yollar,
gkdelenler tasarlayp ina eden, kitap yazan, kilise kuran, zel irketlerde ve
kamuda alan yetikinlerdir.." O'nun asla aklmdan kmayacak yant
buydu.. Beni merakta brakmak iin bir sre sessiz kald, sonra devam etti; "Ve
hepsi hipnoz halinde.. Bir unutkanlk ve mutsuzluk balonunun iine ebediyen
kapatlm olduklarndan, uykularnda el yordamyla hareket ediyorlar."
Bu szleri her anmsaymda ve kapma dayanm beni yutmay bekleyen kaderimi her hissediimde, kap kurtulabilmek iin duyduum olaanst arzuyla bu zindanlarn demir parmaklklarn testereyle kestiimi
hayal ederdim.
Dreamer, "Bu oyunu bir kez 'grdkten' sonra artk onun bir paras
olamazsn" diye aklad ve ben, dnyann sradan vizyonunu tersine
evirmek iin gereken alma, ne denli strapl olursa olsun, yaammn
deitiini ve benim iin herhangi bir geri dnn artk kesinlikle mmkn
olamayacan hissettim. Kiinin kendi kaderini elinde tuttuunu artk
biliyordum. Sonunda yaamm denetim altna alp ynetebileceimi
hissediyordum. Beni yaamn her dneminde acmasz katlyla bylemi
olan kurumsal i dnyas ile yllardr uruna altm kariyer, baar, aile ve
para gibi her ey artk farkl bir anlam kazanmaya balamt.
198

Tanrlar Okulu
Hatta her zaman ok sevdiim ve hayran olduum New York ehri bile, artk
gzme bir sirk kadar grltl ve anlamsz, yoksullukla derbederliin o
keskin kokusuna sahip, mukavvadan kurulu toz toprak iinde bir evren gibi
grnyordu.
Dreamer'a gre, bceklerden galaksilere kadar tm fiziksel evren, yani
grnr dnya, gremediklerimizle dokunamadklarmz da dahil olmak
zere dmzdaki her ey mikrokozmos, buna karn Olu dnyas ise makrokozmostu.
"Mikrokozmosta her ey yavatr. Uyulmas gereken snrlar, engeller ve
ncelikler vardr. Zamann egemen olduu, insanlarn tek sra halinde yol
ald, birbirlerinden stiin gelmelerinin imkansz olduu bir yerdir.
Kendini zne ada. Sadece kendi iinde, gzlerin kapalyken,,
ykselebilir ve dleyebilirsin..Sradan yaam dzleminden kendini yukar
kaldr, teye ge... Gerek eylem ' yapmamaktan' gelir.
Cehaletten bir milim kaybedecek olursan, i ve fnans kurulularnn
piramitleri ve tapnaklar ile, onlarn kle ordular ve papazlaryla birlikte
temelinden sallandklarn hissedeceksin."
O dnyann kysnda kendimi dengede tutarak, gzlerim falta gibi
alm, olacaklar ve benim onlar iindeki durumumu hayret iinde
izliyordum. 'Grmemi' salayan bu fevkalade ve korkun tarafszlk halini
srdrebilmek iin o grntye smsk tutunmu olmay isterdim. Bu ans
her an elimden karmaktan ve bir kez daha dnyann mekanik ileyii
tarafndan yutularak, girdabnn iine ekilmekten korktum.
O tarafszlk halini ok ksa bir sreliine dahi koruyabilseydim,
tmseinin hipnotik tesirinden iki gn uzaklatrlm bir akkarnca gibi o
dnyaya bir daha geri dnmeyecek kadar yabanclaacama emindim.
"Olaylarn doasn deitirebilmek iin vizyonumuzu deitirmemiz
gerekir. Bir gn madde dnyas, dirilen irademizin yansyan grnts ve
Dleme Sanatnn kusursuz gereklemesi ile bizim bayaptmz olacak."
Dreamer'n retilerinin zihnimde srekli yinelenii, gzlemleme stne
yaptm almalar, tuttuum notlar, yiyecek, uyku ve nefes alma zerinde
yaptm gnlk denemeler, sabah koular ile dier beden egzersizleri ve
rendiim sessizlik, iine hapis olduum kozay atlatmaktaydlar. Alan
bu atlaktan ieri artk yeni bir hayatn szlyordu.
199

Stefano E. D ' A n n a
2 D'n aralar
Jennifer gnlerce hibir eyi fark etmemi gibi davrand. Beni sabah
kousuna uyandran saatin alarm aldnda o yatakta bir sre daha saa
sola dnerek yatmay srdrd. Ona gre bu sadece, eski tembelliimin ve
miskin yaantmn beni bir kere daha ele geirmesini beklediim bir
durumdu. Onunla konumay denedim. Dreamer'den hi sz etmeksizin,
ona, iimden patlarcasna ykselen yeniliki hareketleri, ilk, yani insana ok
zor gelen ilk admlarm attm o grnmez dnyay anlatmaya
altm.. .Hibiri ie yaramad.
Tempomu hzlandrdm. Ben hzlandka, zaman da daralyordu. O saatte
ne kadar ok eyi yapabildiime aryordum ve daha ne ok ey yapabileceimi grdke inanamyordum. Ne denli hzlanrsam, daha fazlasn
yapabildiimi ve yaammn tek ilgi oda olan bu aratrmam ok daha
derinletirmek iin enerjimin de o denli ykseldiini hissediyordum. Kouda
hzlanmakla ve hatta sradan hareketlerimde bile abuklamakla, zamandan
daha fazla kazanmaya balamtm. Sabahn o saatiyle birlikte, bylece
kendi almalarma ayracam sre de olaanst ekilde uzad. Sonunda
not defterimin sayfalar arasndan setiim Dreamer'n baz dncelerini
yeniden hatrlamak, hem kendime ayrdm sabah saatlerinin son
dakikalarn dolduruyor, hem de beni ona ve retisine balayarak,
nmdeki yeni gne bir yn veriyordu. Dreamer' a gre, 'anda' yaamak bir
insann yaamndaki en deerli eydir. 'Burada ve imdi ' ilkesini, daimi
alkanlklarmda
srekli
uygulayacam
bir
disiplin
olarak
benimseyebilmek iin uratm.
Step out of the time dimension as much as possible in your everyday life.
Self observation is the cure...
The moment you realize thatyou are not present, you ar e present.
Gnlk yaantnda, elinden geldiince, zaman boyutunun dna k.
Bunun aresi z gzlemlemedir...
Var olmadn fark ettiin anda var olursun.
Her sabah, gnn her dakikasnn hakkn vermeye alyor ve bu zgn
dikkati en azndan gnn bir ksmnda srdrmeye gayret ediyordum.
Bunun aklmdan kp gitmesi ve yerini zihnime en binlerce dnceye
brakmas iin ne yazk ki kendimi gnlk rutin ilere kaptrmam yetiyordu.

200

Tanrlar Okulu
Nehir kysndaki setlerin sel sularna dayanamamas gibi, uyank ve
tetikte olma halim gevedike, endie, kayg ve olumsuz tasavvurlar
saldrya geerek beni bir cce boyutuna indirgiyorlard. Bazen, sanki bir
kabustan uyanm gibi kendimi delik deik bir kalbur olarak buluyordum.
Varlmda alan binlerce yara yaamm darmadan ediyordu.
"nsan, kendini gzlemleme sayesinde, varlnn en karanlk kelerine
ular. Gerek bir dnm ancak o zaman balar ve kii varoluunun asl
anlamn ancak o zaman bulur."
z gzlem ve kou sayesinde, beden, duygular ve dnceler arasnda bir
balant olduunu kefettim. Oluunun fiziksel hareketlilii daha yksek bir
hzla hareket ediyorsa, insann iinde endieye, olumsuz dncelere yer
vermesi olanakszd. En dk seviyedeki ruh halleri, varln sadece, en
yava hareket ettii ksmlarna tutunabilirdi.
Dnme eklimiz ve duygularmzn kalitesi srasyla, varlmzn
grnen blm olan bedenimiz zerinde kanlmaz bir etki yapar. Bir
dnceyi hafifletmek veya bir duyguyu deitirmek iin gsterilen bilinli
bir aba, mevcut durumu deitirebilir, hatta bedenin d grnn bile
k hzyla etkileyebilir.
Dnce, duygu ve beden, emerkezli ve birleik dnyalar ieren bir
evreni olutururlar ve her olay, bu dnyalarn her birinde tmyle farkl
zamanlarda ve hzlarda kendi etkisini retir. Mdahale etmeye fiziksel
bedende deil de Oluun daha hzl ve daha hassas ksanlarndan balam
olsaydm, anlay ve deiim asndan bunun ne kadar karmak bir i
olacan daha iyi anlardm.
Eer bedeninin titreimini ykseltirsen, tm dnya skntnn,
blnmln,, savan kaybolduu ve sadece uyumun, gzelliin ve
gerein var olduu bir frekansa ykselecektir. Snrlar iinden sil.
Kendinin, her eyin ve tamamnn gerek sebebi olduunun farkna var.
Evreni iindeki hayat n ve gcnle deitir.
Komak ayrca dikkatimi nefes alma daha fazla vermemi salad. Nefes almak, hem bize en yakn, hem de beden iin en hayati ilev olmasna
ramen, genellikle bunu bilinli olarak yapmyoruz. Nefes, dncelerimizin
ritmini izler, duygularmzn younluuna ve fiziksel gcmze gre
kendisini uyarlar, varlmzn her bir lifini en hayati merkezlerimize
balayarak yaantmzdaki her eyleme elik eder.
201

S t e f a n o E. D ' A n n a
Biz ise hayatmz s ve yzeysel bir ekilde nefes alarak geiriyoruz ve
ne nefes aldmz iin krediyoruz, ne de aldmz ilk nefesten bu yana
biriken borcumuzu kabulleniyoruz.
Dreamer, "Bir gn, dnme ve nefes sayesinde, dnyay 'd un
aralaryla nasl deitireceini, sorumluluk dzeyini nasl ykselteceini
bileceksin," dedi.
Bir keresinde de Dreamer, rendiklerimin ba dndrc gcyle bir
yel deirmenine dnen zihnimde oradan oraya savrulan dncelerimin
arasna szlerek bana, "Dnya kendisini, senin sorumluluk dzeyine gre
biimlendirir," demiti ve bu kefin bys beni havalara uurmutu. "Bir
kiinin nefesinin derinlii, bulunduu sorumluluk derecesine karlk gelir ve
yapabilecekleriyle, sahip olabilecekleri hereyi belirler...
Yon can possess only whatyou are responsible for.
Ancak sorumlusu olduun kadarna sahip olabilirsin. "
Dreamer'n szleriyle, olmak ile sahip olmak arasndaki dengenin,
dnyay yneten temel bir ilkeyi oluturduu gerei ortaya kyordu. Bu
ylesine nemli bir keifti ki, evrensel gsterisine her ahit olduumda
soluum tutuluyordu. Zenginlik ve sorumluluk veya fnansal g ve Olu
arasnda kurulan denklik, kiiye verilebileceklerin, yani emanet edilebileceklerin snrn ayrca onun ne kadarna sahip olabileceini, ne kadarn
kavrayabileceini ve elinde ne tutabileceini gsteriyordu. Bir gn, ben de
bu ilkelerin kurululara, lkelere ve uygarlklara nasl uygulandn
gstererek rencilerime aktaracaktm.
Hayvanlar dnyasnda bile, bir tr 'sahip olma etimolojisi' vardr; burada
paralayc eneler ve ldrc peneler en iyi sinir sistemine sahip
hayvanlara verilmiken, saldrganln kontrol edebilme skalasnda daha alt
seviyelerde yer alanlara ok daha gsz donanmlar verilmitir.
Doa, dmannn tylerini onu ldrene dek yolan bir kumruya, hibir
zaman bir dev bilinci bakmndan avc hayvanlarn en drst olarak
tannan bir aslann salam penelerini veya gcn balamayacaktr.
Hibir hayvan, insanolu hatta bir kurulu genel anlamda kontrol
kapasitesinin ve sorumluluunun tesinde saldr gcne ve silahlara sahip
olamaz.
202

Tanrlar Oku'iu
3 Yalan
Her geen gn hzm ve dayankllm artt, ve bylece Varlmn
hafiflii belli bir noktaya ulat. Artk bu abalarma ayr bir sevgi
duyuyordum, yle ki bana kattklarndan dolay onu iimde kutsar
olmutum. Mmkn olan her durumda hayatma uygulamaya altm
Dreamer'n derslerini pek ok zaman yanl anlaym ya da onlar
uygulama giriimlerim baarsz olsa da, bana gsterdii baka alanlarda
almay srdryordum. zgvenimi ve cesaretimi glendireceine
inanarak bir sre baz sert sporlarla da ilgilendim. Dreamer bu konuda bir
gn bana unlar syleyecekti:
"Gerekleri, ne darda, ne de bakalarnn gzlerinde ara. Kendi
kendine cesaret taslama. Gerek cesaret, kiinin kendi yalan zerinde
kazand bir zaferdir. Bu tr sporlardan ve bu aptalca giriimlerden
vazge, onlar korkularn seven ve onlara baml olan kiiler iindir. Bu
sporlar yalnzca bu korkulan glendirmeye hizmet eder... Senin gibi yalanc
birisi u anda, aslsz bir insanln trajik sembol saylan bir solunum
cihaz ile nefes alyor."
Aniden, geirdii kazadan bir ka ay nce tantm talyan aratrmac
A.F. aklma geldi. Dreamer'n, onun kendi yalan ile, iindekilerle
yzlemek yerine, anlamsz meydan okuyular karlamak zere ortaya
atlm olmasndan tr leceini sylediini hatrladm.
Yaamm geniletmek istiyorsan, ar uralara girimen gerekmez. Ciddiyetin ve samimiyetin gcyle dnme biimini, fikirlerini ve vizyonunu
genilet ki, kazanamayacan bir sava kalmasn."
Bunca insann tehlikeli spora ilgi duyuyor olmasnn ve canlln tehlikeli koullarda hissetmek istemesinin veya en tehlikeli servenlere
kalkmasnn asl nedeni zamandan, sorunlardan ve dnyann yknden
kap zgrleebilmek istemesidir. Bir anlk dalgnln yaam ve lm
arasndaki fark anlamna geldii zaman, artk o an deneyimlemekten baka
olas yapacak bir ey yoktur. Oysa bu tamamen yapay bir kouldur, bir tr
bamllk durumu yaratr. Seni bir hipnozun etkisinden kurtarrken, bir
dierine girmeni salar.
Bir gn, korkularna galip gelmek iin okyanuslara meydan okumaya
veya gz kara pilotluk denemelerinde bulunmaya ihtiya duymayacaksn.
203

Stefao E. D ' A n n a
Yalan ortadan kalktnda, basite ve kolaylkla 'imdi'de olmann gcne'
brneceksin. nk 'burada ve imdide' yaamak, insann yegane doal,
cesur ve lmsz olan halidir.
nsan sadece imdi'de lmsz olabilir, ve imdi sonsuzdur!
Hatrla! Herey burada, bu sonu gelmeyen esnada, bu ebedi beden iinde
meydana geliyor. imdi, olduun herey, manta aykr bir biimde her
zaman olmu olduklarn ve her zaman olacaklarn yaratr. Tm dikkatini
imdi'ye odakla, senin iin hibir ey asla imkansz olmayacaktr. imdi,
evrenin tohumudur.
Tm olaslklar imdi'nin iinde sakldr.
Dreamer'a gre, tm sorunlarmzn asl nedeni, gemi anlara veya gelecekle ilgili fantezilere taklp kalmaktr. abalarmn meyvelerini ksa
srede toplamaya baladm. Daha berrak bir zihin, daha keskin ve uyank bir
ruh, o zamana dek grnmez kalm dnyalarn kaplarn aralyor... basit
fakat yeniliki keiflere yollar ayordu. Bir gn ok iman kiilerin artan
saysna ve bu olgunun yalnzca New York'U veya Amerika'da deil, Bat
dnyasnn byk bir ksmnda her geen gn artan saysna bakarak,
Dreamer'dan buna bir aklama getirmesini istedim.
"Yalan bir ok maskenin arkasnda gizlidir, obezite bu maskelerden
biridir," dedi. "Genellikle iman kiilerde rastlanan korkun zevkin ve
gsterili cmertliklerinin ardnda yaamdan vazgemeleri ve intihar etme
eilimleri yatar."
Vcutlarda yaanan korkun deiimler, kt bir psikolojik beslenmenin
arlam semptomlar, en somut yansmasdr. Deersiz yiyeceklerin
alakak yenmesi, besleyici olmayan ya da ykl miktarda kalorili
yiyecekler tketmek, yalnzca hastalkl bir Oluun sonucudur. Dreamer'e
Amerika'daki obez insan saysnn nfusun yarsn at bilgisini
aktardmda;
"Btn bir ulusun yetkisi dahilindeki zayflamann belirtisidir. Yiyecek
bamls bir uygarlk, kendisini yok etme azmindedir. Hatta ekonomisi bile,
Oluunun bir glgesi gibi bu bamll ve iradesindeki kararmay
gsterecektir. Yakn bir gelecekte zayflayp daha donanml yrtclar
tarafndan, daha btnlemi medeniyetler tarafndan yutulacaktr."
204

Tanrlar Oku'iu
"Your physical destiny is intimately relaled to your mental, emotioral,
financial destinies.
Fiziksel kaderiniz, zihinsel, duygusal ve fnansal kaderinizle yakndan
ilikilidir," diye ekledi.
Canllmla beraber, yanmdaki insanlara yaknlatm duygusunu ve
bir k yolu bulunmayan bir yaamn iinde tutsak dtn grdm
bakalar iin de bir eyler yapabileceimi hissetmekteydim. Bu daha nce
hi hissetmediim bir duyguydu ve srekli bir hznn iine dm
olduunu grdm btn insanlara kar bir tr efkatti.
Bir keresinde Dreamer bana, ate yamurunun altna yrdm hissini
veren szleriyle, "Duygularnn esiri olmaktan vazge" diye barmt.
"Arkasna gizlenmen ve varln srdrmen iin kendine acma duygun bir
ara gibi insanln yaad durumlardan yararlanyor. Kibrin seni,
dzeldiine ve senin de artk bakalarna yardm etmeye hazr olduuna
inandryor...Dnyaya yardm iin yapabilecein tek ey kabusundan
uyanmak. Dnyann senin yardmna ihtiyac olduu dncesinden vazge.
Dnyann aciz bir kurban olduu inancn brak. Dnyann senden ayr bir
gereklik olduu dncesinden vazge."
Bu szlerin anlamn ancak uzun bir sre sonra anlayacak ve gzlerimi,
ncelii bakalarna veren, yaamlarn bakalarnn sululuk duygularyla
srdren kurulularn vaat ettikleri her trl yardmn arkasndaki yanlla
aacaktm. Dreamer, "Bunlar sadece kendilerini idame ettirmek iin var
olan kurululardr," diye ksa kesti. "Ama daha kendilerini ayakta tutmay
bile zar zor becerdikleri halde, sonrasnda tketip arur edecekleri
paralarn geri almak ve kaynaklar verdikleri gibi toplamak stne
uzmanlamlardr.
Hangi
biimde
olursa
olsun,
hayrseverlik
giriimlerinin, gnll ve misyoner destek yardmlarnn, salk hizmeti, ila
ve yiyecek yardmlarnn stndeki sis perdesini kaldrdnda, hepsinin
altndan ayn eyin ktn grrsn: insana kar ilenen en vahi crm
ve onun youn etkinlikleri..."
"Merhamet ve dindarlk taslamakla zamann bouna harcama. Kimse
bakas iin bir ey yapamaz. Frsat yakalamak onlara baldr. Yaamda
olan her ey, bir nedenle ve bir amala gereklemektedir ve tek amac
sana hizmet etmektir. Kendi iselliinde yalan yenemeyenler, ilerindeki
srekli kendini baltalama eyleminin bilincinde olmayanlar, bakalar iin
hibir ey yapamazlar."
205

Stefao E. D ' A n n a
"nsan yalan syledii iin lr" ..szlerini bitirirken, tamamen insann
bir dram olan yalan konusunu zetlercesine, byle bir zdeyi eklemiti.
nsan lr nk yalan syler.. .ve her eyden nce de kendisine.

4 Elveda New York


Bir gn duun altnda kendimi ark sylerken buldum ki bu benim
lsz bir davranmd. Dreamer, kendi i hapishanemizde bizi gzetleyen
gardiyanlarn varlndan sz ettii srada, bana bu kiilerin, aslnda bize en
yakn ve en kymetli kiiler olup, ayn zamanda da en dikkatli ve en
acmasz gardiyanlarmz olduklarn sylemiti. Dncesizce aa
vurduum neeli halimin kaygszca davurumu, kendi zgrlk
giriimimin haftalardr yolunda ilerlediini fark etmesi iin Jennifer'a
ihtiyac olan delili sunmutu. O bunu, yeni beslenme alkanlklarma, esas
kiloma kavumu olmama, kas yapmdaki ve cildimdeki dzelmeye ek
olarak, kyafetlerim ve genel grnmle de badatrarak bu noktada
kar eyleme geti.
Beni yine eski snrlarmn iine sokmak iin her yolu denedi, ancak
kamla epeyce yol almtm bile.. nmde beni bekleyen baka kafesler,
baka sinsi tuzaklarn olaca kesindi. Ama bunlar olmayaca kesindi.
Haftalardan beri neredeyse hi tartmamtk. Bir zamanlar ilikimizde,
karlkl sulamalar, kzmalar ve surat asmalar, ancak hemen sonra,
birbirimizi ne kadar sevdiimizi yeniden kefetmiiz gibi davranmalar, ortak
yaantmzla ilikimizin anlamszln dolduran, yalan ve skclk
cehenneminde saplanp kalm olan bizim gibilerin birbirine tutunma
yollarna benzer eitli manevralar yaanrd. Ama Luisa'nn lmnden
sonra Jennifer'la yeniden aile kurma giriimim, byyememiliin kaygan
zemininde ayakta durabilmek iin karlkl olarak srekli bir abay
gerektiriyordu. Artk bu sahte denge de sonsuza dek bozulmutu.
Artk hibir eyi yrtemiyorduk. Onun Saint Moritz sigarasnn
mentoll duman ve dudaklarndaki parlak ruju, benim dlediim ve
biimlenmeye balayan dnyama kesinlikle ait deildi. Bylece, Kolomb
Gn'nde tm eyalarn kutulara koydu, (aslnda doruyu sylemek
gerekirse Amerikan usul ayrlklar gereince evimizde ne var ne yoksa
yamalanmt), Washington Kprs'nn te yanndaki New Jersey'de
oturan anne babasnn evine tand. Onu bir daha hi grmeyecektim.
Sonunda bu sayfay kapatyordum.
206

Tanrlar Oku'iu
Giuseppona ocuklarla birlikte bo bir eve dndnde tek bir ey iin
endielendi. Mutfaktaki giz bir keden kendi eski kahve makinesini bulup
karttnda, elini krederek gsne koymu ve derin bir oh ekmiti. Bir
gsteri biimindeki minnettarlkla kahve makinesini pmt. Bu,
kaybetmek istemeyecei tek eydi ve onu bilgece gzlerden uzak bir yere
saklamt. ini kahveyle doldurarak ocan zerine koydu. Ardndan da
eski bir patron edasyla, "Zaten o sana gre deildi!" dedi. Delikanllmdaki tm aklarmda, ilikilerimin bitiinden sonraki son szleri
olan bu unutulmaz szcklerinin seimi ve sylenilerindeki ses tonu, onlar
komik bir mezar yaztna dntrrken ailemi de kahkahadan krp
geirerek yine bir araya getirdi. Bu ann hafiflii ve kokusu, kahvenin
aromasyla kart. Bundan daha uygun bir balangc ve daha byk bir
kutlamay, ne isteyebilir ne de dnebilirdim.
Jennifer'dan ayrlmak benim iin ayn anda gerekleen bir lm ve bir
yeniden dou oldu. Bu, varlmdan bir korku zerresinin atlmasnn
sonucuydu. O kadn sevdiime inanyordum, ama aslnda sevdiim, artk
altm ve bana ac vermeyen strabm ile korkumdu. Tek bama asla
bunun stesinden gelemezdim.
Kimse bunu tek bana baaramaz.
Zorbaca benim hayatm da denetim altnda tutmu olanlar gibi, eski
dnme biimlerini, khne fikirleri, nyarglar, bo inanlar ve
uzlamalar terk edebilmek iin bir Okula, bir ynteme, bir ka planna
ihtiya vardr. Bunun iin insann kendi hapishanesinin farkna varm,
dnyann insan uyutarak dayatma yoluyla anlatt yksnden ve boucu
yasalarndan kaabilmeyi baarm bir kiiyle karlamas gerekiyor.
Dreamer'a kranlarm sunarken, herkesin O'nunla karlamasn
diliyorum. Bunlar size, Dreamer'n hem var olduunu, hem de imdiye dek
karlatm en gerek varlk olduunu sylemek iin yazyorum. O'nun
dnyas, zamann olmad kusursuzluun bizimkinden daha canl, daha
somut ve daha ak olduu ulalabilir bir dnyadr.
O dnyaya giden yol talarla doludur, ama asla geilmez deildir,
gereklie, gzellie ve mutlulua doru giden bir geit, nice ipek yollarna
uzanan daha kestirme ve hatta daha zengin bir yol. Aslnda herkesin
eriebilecei, grnmeyen ama gl bir ey mkemmelliin dili
dzeneini harekete geirmiti.
Oluundaki en ufak bir deiim,
olaylar dnyasnda dalar yerinden oynatr.

207

Stefao E. D ' A n n a
Teknenin rgatnn demiri vira etmek iin zorlanp inlediini ve demirin,
denizin balk tabanndaki uzun esaretinden kurtulmak iin titreyerek
silkindiini hissettim. Bu yolculuun dier kysnda kk bir adalar takm
deil, kefedilmemi, koskoca bir psikolojik kta vard. Nefesim,
lunaparktaki hzla ykselen elence trenine binmi bir ocuunki gibi, korku
ve nee arasnda skp kalmt. Dreamer'a yine bir kran mesaj yolladm
ve yakn bir zamanda O'nu yeniden grmeyi yrekten diledim.
O gn Giuseppona, ocuklar ve ben, en acil ihtiyalarmz satn aldktan
sonra, birbirimize uzun zamandr hi olmadmz kadar yakn ve mutlu bir
ekilde akam yemeine Mama Leone's'e gittik.
Jennifer'n gitmesiyle New York da bizden uzaklamaya balamt.
Birok belirti, yaantmdaki deiikliklerin yeni yeni baladn ve ok
daha fazlasnn benimle karlamak zere yolda olduunu sylyordu.
"Bir ie baml kalmak uruna bir yandan rme ve aresizlik
sinyallerini yollarken, te yandan yllarca bir strap ezgisi syleyerek
zgrlnden vazgemek zorunda kaldn. Kendini koruduunu sanyordun,
ama unutkanln ve snrlarn salamlatrdn. imdi yzn zgrle
dndrmenin zaman geldi. imdi Oluunu temizlemek, sadeletirmek ve
hafiflemekle geirecein bir srece giriyorsun. Hi durmadan dans et, dans
et, dans et... Varln kutla, kendini iinde sev! Kendini gzle!. Dikkatini
Oluuna ver! Yaantndan geriye sadece gerek olanlarn kaldn ve
yanlsama olan her eyin ortadan ebediyen kalktn greceksin." Dreamer
btn bunlar Dleme Sanat olarak niteliyordu.
O'nun retisini uygulamak iin elimden gelen her abay
gsteriyordum. Fiziksel olarak mkemmel bir formdaydm. Yiyecekte azla
yetinmelerim, uykuyla mcadelem, nefes alma egzersizlerim ve hepsinden
te, tetikte duruum ve z gzlemlemelerim bana olaanst sonular
getirdi. Yeni bir anlama dzeyine erimem iin Dreamer' dnmem
yetiyordu. Eer ofisten vaktinde kmsam, Eastchester koyunda yelkenle
almak zere City Island'a giden trene atlyordum. Okyanusun sesini ve
Flying Dutchmanin yelkenlerini dolduran rzgrn nefesini dinlediimde
kendimi Dreamer'a daha yakn hissediyordum. z gzlemleme, Olu
durumlarma drst bir bak, daha yksek bir saygnlk dzeyini hissetmek
ve olanaklarma yeniden gvenmek, yaantmda sadece birka hafta
ncesinde imknsz dediim deiimleri retmeye balad.
ACO Personel Mdr Mr. Keenan bir sabah, damdan der gibi ofisime
geldi. Karmdaki koltua oturdu, azn amadan, eli akanda, gzlerini
208

Tanrlar Oku'iu
dikip bana uzun sre bakt. Sanki ciddi bir bahse girmi de imdi iddiann ne
kadar geerli olduunu anlamaya alan biri gibi sinsice yzme bakyordu.
B baklarn sonunda, yznde sorgular gibi bir glmseme belirmesi
benim lehime olacakt. Ortadou'da ticari bir datm a vard. Bu, iki ya da
yl sreyle sk bir alma gerektirecek bir operasyondu. Operasyonun
merkez ofisi, D Ticaret Mdrl'ne bal olarak talya'nn kuzeybatsndaki kk bir kasabada yer alacakt.
Mr. Keenan, ilk olarak oraya kk salmam gerektirecek bir durum
olmad konusunda beni uyard. ronik bir khin tavryla, "Evde ocuklarla
geirecein zamandan ok daha fazlasn, uakta ve otellerde geireceksin,"
dedi. Son olarak, hemen birka gn iinde gitmem gerektiini bildirdi.
Herhangi bir yorumda bulunmama veya onayladma dair herhangi bir
iaret vermemi beklemeden, imzalamam iin nme baz belgeler koydu.
"Bu ii bitirdiinde seni yine buradaki takmda, bu inat keilerin arasnda
greceim," dedi.
O dnemde, Dreamer'n retisiyle balantda kalabilmek iin,
bulabildiim tm felsefe kitaplarn, klasik ve modern dncenin birok
bayaptn yeniden okumaya balamtm. Bir zamanlar bunlar ok sevmi
olmama ramen imdi bana korkun derecede skc geliyorlard. ou
zaman onlar birka sayfa okuduktan sonra brakyordum. Tm
aratrmalarma ramen, gerek ahlaki doktrinler gerek dinsel inanlar
arasndan hibir felsefe O'nun somutluundan ve zeksndan bir kvlcm
retememiti. Herhangi bir dnce geleneinde veya ahlaki bir kuramda,
O'nun yannda yaadklarmn en uzak bir yanksn bile bulamamtm.
Dreamer'la beraber hep var olan, o her eyi kymetli cevhere dntren
simyasnn kysndan geecek tek bir ize ya da O'nun dncelerinin tek bir
glgesine ulaabilmek iin tm yaantm boyunca biriktirdiim kitaplara,
anladm ki bou bouna bakmtm.
Nice yllarm anlamszca yitip gitmiti! Bir zamanlar taparcasna sevdiim
eserler, okurlaryla ayn gvensizliklerin ve korkularn iinde dolanan kiiler
tarafndan kaleme alnm olup, samaln ve s dncenin bayaptlar
olarak gzmden dmlerdi. Hibir sayfada O'nun szlerinde hissettiim
etkinin ve gcn en uzak bir ifadesine rastlamamtm.
Bilgi, sen var olduun andan beri sana aittir ve daima senin iindedir.
Tpk mutluluk, refah, irade, Oluun birlii ya da ister Tanr olsun isterse
para, aradn her ey gibi bilgi de sana dardan gelemez. Kimse sana onu
veremez, o sadece ' anmsanabilir.'
209

Stefao E. D ' A n n a
Dreamer'n bu szleri, aklma, bir hazineyi duyan ve varn younu satp
onun gml olduu araziyi satn alan adamn yksne getirdi. Bu, gerek
deeri olan 'anmsayan' ve bunun karsnda tm acs, strab, snrlar ve
bilgisizliiyle bu dnyann ona retilen kurallarn takas eden kiilerin
yksdr. O ne paslanan, ne ryen, ne alnabilen, ne de bakasna
verilebilen bir zenginliktir, ama o yalnzca gmlerek unutulabilir.

5 Sevgi baml deildir


Talponia'da, robot teknolojisinin dev ccesi olan ACO'nun genel ssne
iki adm mesafedeki kk bir tepenin koynuna gizlenmi bir apartman
dairesini kiraladm. O zamana dek, ya tek bama, ya da kk bir takmla
birlikte ama her zaman yurtdnda almtm. Kendimi ilk kez,
fabrikalarla laboratuvarlardan oluan binlerce iinin alt devasa bir
sanayi blgesinde buluyordum. irketin ana binas bir hayvann canl
bedeniydi. ine girdiim anda nefes aln ve nabzn hissedebiliyordum.
Bu varlk da benim onun bnyesine yerletiimi hissetmi, her geen gn
biraz daha altm, ona uyum saladm gzlyordu. Metabolizmasnn
uzun srelerinden geip, devasa organlarndan szlerek damarlarndaki
dier binlerce hcreyle birlikte akar olmutum.
Ortadou lkelerine yaptm youn seyahatlerim ve oralarda uzun sre
kalmama neden olan bu yeni iim, tpk Mr. Keenan'n bana en banda
syledii gibi beni evimden ve ocuklarmdan uzak tutuyordu. Bir
seyahatten dierine koturduum sre iinde, kuruluun katmanlar arasnda
yer alan her bir grevlinin alma dzenine katlabilmek ve onlara uyum
salayabilmek iin birok giriimde bulundum.
Onlarn alkanlklarn renmeye, kullandklar dili. renmeye,
simgelerini yorumlamaya ve kendimi her koula adapte etmeye uratmsa
da tm bu giriimlerimin beni baaryla talandrdn syleyemezdim.
Dreamer'dan aldm tm retiler ve beyaz yakal alanlarn
durumuna dair bana kazandrd vizyonlar, talya'da kaldm sreyi
kesintiye uratan youn seyahat program nedeniyle, zamann ounu irket
ortamndan uzakta geirmemi ve bcek srsne benzeyen bu toplu yaam
biimini bir bcek bilimcisi gibi belirli bir mesafeden gzlememi salyordu. Gzlemlerim sonucunda, ilk olarak Dreamer'dan duyduum ve o
gne kadar tm bilimsel aratrmalarn gznden katn sandm, insan
210

Tanrlar Oku'iu
gcne dayal kurululardaki bir 'psikolojik kirlenmenin' kanlmaz
olduunu anladm. stelik herhangi bir yazl metinde daha nce buna dair
en kk bir ize bile rastlamamtm. Bu kirlilik, korku, kskanlk,
ekememezlik gibi istenmeyen duygularn, dar grlerin ve bo
konumalarn kaynad kazanlardan ykselen duman, kurulularn havasn
zehirleyerek milyonlarca insann beden ve akl salna inanlmaz derecede
zararlar veriyor, hastalklara yol ayordu. Bu fenomeni yllar sonra, yine
ACO bnyesinde derinlemesine inceleyecektim. Bu arada, 'psikolojik
kirlenme' ile ilgili yaptm saptamalar, New York'ta Dreamer'la balayan,
irketler ve memurlarna ilikin dncelerimi derinletirmeme yarad.
"Bir ite almak, sosyal bir tabakayla ya da herhangi bir szlemeyle
snrl olmayp, insann Olu merdiveninin alt basamaklarndaki duruuna
baldr." Bu, ondan aldm en artc retilerinin ilkiydi. "Sorumluluk
dzeyi alt seviyelerde olduu iin kii bakalarna bamldr. Bir
bakasnn emrinde alyor olmak sadece iteki klelik halinin darya
yansmasdr." Bir ite almann, kleliin modern bir uyarlamas
olduunu gstermesi, dnya yaamna dair inanlarm temelinden, stelik
ebediyen sarsmt. Kelimeleri bilincimde adeta fiziksel olan bir yer
bulmular ve oraya, metabolize olmas zor fakat ayn zamanda dar
atlmas imkansz bir madde gibi yerleip kalmlard.
"Sevgi baml olmaz...
Sevmek ve zgr olmak ayn eydir. Bir gn, yapt deil sanat
olduunu; dlenen deil, dleyen olduunu; yaratlan deil yaratan
olduunu ve her eyin senin hizmetine verildiini anlayacaksn.
le o zaman bir daha asla baml olmayacaksn!...
Dnya, sen byle olduun iin byledir,
dnya byle olduu iin sen byle deilsin."
lk genlik yllarmdan balayarak iinde olmay dlediim irketler ve
i dnyas, birdenbire gzme usuz bucaksz bir toplama kamp gibi,
yeryzn batan sona kaplayan bir hapishane gibi grnmeye balad.
nsan iin yegne anlam olan ey: bir trp, iyi "bir ka plandr, bunlar
onun iin tek ve gerek zenginliktir. Elbette yeni evreme uyum
salamamda bu dncelerimin bana pek bir yardm olmad. Zaten o
sralarda, beni yutmaya hazr, gz dnm dipsiz bir karanln zihnimde
beliriveren grnts, gelecek korkulannn biimini almaya balamt bile.
Hibir ey iin karar verecek durumda deildim, ne var ki sabah koularm
giderek azaltm, Dreamer'n notlarn okumay da brakmtm.
211

Stefao E. D ' A n n a
6 Hem dleyip hem baml olamazsn
Personel blmnden gnderilen dikdrtgen eklindeki kk kart
parasn sabah giri, akam k saatleri dnda gn iinde ana binadan
ayrlmam gerektiinde, ksacas binaya her giri kmda makineye
basmam istediklerini rendiimde, ben iimde uzanan kaygan zeminde dur
durak bilmeden kayyordum. Personel blmnn istedii yeni uygulama,
oktandr btn beyaz yakallar iin kullanlyor olmasna ramen, mesai
saatlerinin ounu benim gibi, genellikle yurtdnda alarak geirenleri ve
o zamana dek mesai saatleri iinde daha esnek olanlar, hatta ynetici
konumundakileri de kapsyordu. alan konumundaki bu rolmde, ne yazk
ki son bamszlk grntsn de elimden alan bu kurala birok kez
uymaya altm. Birok kez, giri holndeki otomatik sayacn nnde,
alanlarn oluturduu uzun kuyruklardan birine girerek bekledim.
Herkesin, bu ilemi sanki ok doal bir eymi gibi uyguladn gzledim.
Sralar geldiinde ellerindeki kartlarn makineye basmak iin adm adm
ilerlemeyi srdrrken, sigara iiyor, glyor ve kendi aralarnda
akalayorlard. Birok kez bu kiilerle birlikte kuyrukta bekledim.
Makinenin nne her geliimde, birdenbire, bastramadm bir utan
duygusuna kaplyordum. Sonra, kart basmadan koarak oradan
ayrlyordum. Dreamer'n szlerini iimde ok daha canl ve gl bir
ekilde hissederken bu szleri beni yeniden etkisi altna ald ve z saygnlk
dzeyimi yeniden glendirdi. Ben, birka dakikalna bile olsa, zgr ve
mutlu bir yaam arzularken, baaryla dolu bir z varln grntleri sanki
gelecein bir ans gibi, yeniden, capcanl olarak geri dnmt.
Bamsz ve zgr ol! Bir asi ol!
Bir asi kimseye baml deildir.
O kendi esizliine sayg duyar. Onun tek varolma nedeni, 'd unii
gerekletirmektir. Yaamn ve tm enerjisini bu amacna adar.
Hem dleyip hem de baml olamazsn,
Ama hem dleyip hem de hizmet edebilirsin.
Hizmet etmek baml olmak deildir...
Hizmet etmek, hem kendi yaamn,
hem de bakalarnnkini ynetmektir...
Bu seven kiinin iidir. Yalnzca sevenler hizmet edebilirler.
Sevmeyenler ise sadece baml olabilirler!
212

Tanrlar Oku'iu
Ne var ki, bu durumum ksa sryordu! Olumsuz hayallerim baskn
kyordu. siz kalacam bir gelecein beni saran korku dolu
dnceleriyle, mikroskobik bir varla dnerek hemen geri adm atmama
neden oluyordu. Korku, bin trl maskeye brnd ve gelecee dair
endielerim, saduyunun, aileme ve ocuklarma olan sorumluluklarmn
ardna gizlendi, bylece bir ka gn sonra, dier herkes gibi olmaktan baka
hibir isteim olmadan, kendimi yeniden alma saatlerini kontrol eden
makinenin nnde bulacakta. Oysa hapishanemden kaabilmek iin neler
vermezdim, bu kalabaln bir ferdi olmamak, onlarla gr alveriinde
bulunmamak, onlarn endielerini ve hatta straplarn kabullenmemek ve
unutmak iin neler vermezdim.
Bir sabah, ACO'nun en yksek katlarndan birinden binann boluuna
doru bakarken, ana giri holne inen beyaz mermerden dner merdiven
boyunca uzanan alanlarn yemekhaneye gitmek iin kart basmak zere
sralarn beklediklerini grdm. Birdenbire, zihnimi kaplayan uuk bir
dnce nefesimi kesiverdi.
Bu insanlarn her birinin Dreamer'la karlam olduundan kesinlikle
emindim. Herkes, ksack bir sreyle de olsa, yaamnn belirli bir
noktasnda Dreamer'n dnyasna erimiti. Bu frsat herkese sunulmutu.
Bu kalabal oluturan her bir hcre yaamnda Okul'a rastlam ve onu
reddetmiti.
Bu dipsiz karanlk iinde onlarn, bir cesedi saran kurtuklar gibi
kaynadklarn grdm. Onlarn sradan tek tip yaamlarnda benim,
Dreamer'dan uzaktaki kendi yaammn farkna vardm.
Benzerlik

sradanlktr.

Aaya inip onlar sorgulamak, her birini tutup sarsmak, onlara


'dlerine' ne olduunu, Dreamer'a ne olduunu sormak iin iimde kar
konulmaz bir drt hissettim. Benim deli olduumu dnrlerdi.. Bu
insanlar unutmulard, onlar boyun eip baml olmay, strap ekmeyi,
yalanmay ve lmeyi semilerdi. Ve ben de koar admlarla ayn dipsiz
karanla gidiyordum.
Hem dleyip hem baml olamazsn! Dreamer'n bu szleri
kulaklarmda bir kurtulu ezgisi gibi nlad. Bu bilgiden kan kvlcm hl
bana ulaabiliyordu.

213

Stefao E. D ' A n n a
7 kinci el bir gelecek
Zihnimin bu aklk anlar giderek azald. Beni Dreamer'a balayan ltl kordonlar giderek gevemi, hatta ou kopmutu ve arkamdan atl
kovalarcasna, sradan dnyam en kk ayrntsna dein yeni batan
oluturmaya koyuldum. Muazzam bir buzul faynn dibindeki birka gln
arasna snm kk bir kydeki bir avu ev arasndan, satlk eski bir
mstakil ev buldum ve Amerika'daki birikimlerimle onu satn aldm.
Talponia'dan ayrlabileceim ve ocuklarla birlikte oraya tanacam
zamana dek, evi elden geirmeye, rahata yaanabilir hale getirmeye
koyuldum.
Ksa bir sre sonra, New York'taki son haftalarmda tantm, einden
boanm gen bir kadn olan Gretchen ile be yandaki olu Tony de
bizimle birlikte orada yaamaya geldi. Yeniden huzur bulmutum. Luisella
ve Jennifer'la olan ykmn ardndan nc kez yeniden bir aile
kuruyordum.
Oysa farkna varmadan, eski hapishanelerin gizli karanlklarna kendimi
yeniden kapatyordum. Gretchen, Jennifer'dan tamamen farkl, New York'lu
kendini beenmi, mark prenses gibiydi.
Bir kayak ampiyonuydu ve
Bat' da koloniler kuran kadnlarn gcn ve ruhunu tayordu. Srekli spor
yapyordu ve kaslar elik gibiydi. Jennifer ne denli yapmack, kibirli ve
kozmopolitse, Gretchen da o denli doal, sade ve taralyd. Buna ramen,
birka hafta sonra bu iliki de tpk ncekiler gibi ayn kulvarda yzmeye
balad. Grnte iimi, eimi ve yaadm ktay deitirmitim ancak
yaamm kendi dokusunun bellei iine kaydedilen o kalplam ekline
geri dnmt.
Olu dzeyimiz yaammz yaratr.
Gnden gne, bir parann stne dierini koyarak, bilinmeyen bir
sonsuzlukta balanm, her zamanki sradan yaamm, hep ayn hareketleri
yapmaya mahkm mekanik bir varlk gibi yeniden kuruyordum. Eski
alkanlklar, dnceler ve duygular gemite bama gelmi ayn koullar
ve ayn olaylar ok titiz bir hassasiyetle yeniden oluturuyorlard. Yeni bir
yaam maskesi altnda, gln bir makyajn kamuflajna sman, geleceim
gibi grnen gemiim daima ayn acmaszlyla yeniden gelip beni
buluyordu.
214

Tanrlar Oku'iu
A man cannot hide. nsan saklanamaz! Her dnce, her duyguya da hareket, varoluunun kaytlarnda kalc bir bilgi gibidir; herkes kendisinin
gardiyan ve celladdr, ondan kamak imknszdr. Kiinin kaderini
belirleyen de budur.
Bir insan yaamnn dsal koullarn deitirerek, kendini kurtulmu
olduuna ikna edebilir, ancak artlarn grnrdeki farkllklarnn
tesinde, o, her zaman, -sahip olduu sorumluluk, btnlk ve sevgi
derecesine gre, Glu merdiveninin ayn basama zerine yerletirilecektir.
Bunlar, Dreamer'la ilk karlamamzn unutulmaz szleriydi. O
zamandan beri bunlar defalarca, kim bilir ka kez okumutum; ama bu
kehanetin uyars, eski olaylarn yeniden bama gelmesini veya bir baka
ifadeyle, yaantmda ayn hatalarla aclarn tekrarlanmasn engellememiti.
Buna bal olarak, Dreamer'la yaptm ve raklk dnemimin mihenk
talarndan biri saydm bir konumay anmsadm.
O konumada bana; "nsann en byk yanlgs, bir geleceinin
olduuna inanmasdr," demiti. "Oysa sradan bir insann aslnda bir
gelecei yoktur. Grnenlerin tesinde, o daima ve sadece gemiiyle
karlar. Olaylar, karlamalar ve durumlar onun yaamnda daima ayn
ekilde tekrar ederler, sadece grnmleri bir ncekinden belli belirsiz
farkldr." O'nun aklamalarn iittiimde hissettiim endieleri gizlemek
iin inanmayan biri gibi ben de "Bu insanlar kullanlm bir hayat yayorlar
demeye benziyor, sanki ikinci el bir yaam," demitim. Dreamer, "Yine de
herkes yaamnda bana gelenlerin, yalnzca onun iin zel olarak
yaratlm, daha nce hi olmam, yepyeni olaylar olduunu varsayarak
kendini kandrr," diye aklamalarn srdrmt.
"O halde, insann gereklik diye niteledii ey..." demi ve sorumu
tamamlayamadan dncemin bir samalk olduu duygusuna kaplmtm.
Dreamer cevap vermeden bana bakt ve sanki, tm muhtemel sonulanl en
ktsne, hepsinin en akl almazna, en kabul edilmezine varm olduum
gereini onaylarcasna yavaa ban sallad. O'nun beni ynlendirdii bu
dorultuda ekinerek bir adm daha attm. Garip bir ekilde, szlerini yanl
anladm ve onun bir ekilde beni durdurarak konumamz yine
mantklln gvenli snrlarna ekeceini umut ediyordum.
"Gereklik dediimiz...yani grdmz ve dokunduumuz... aslnda
bir tr...sanal gereklik midir?" dedim, onun beni srekli bayla
onaylamasndan g alarak ar ar konuuyordum. Bekledim. Dreamer,
gsterdiim direncin krlabilecei zayf noktay arar gibi zenli szcklerini
bir sre dnerek seti.
215

Stefao E. D ' A n n a
Oluan derin sessizlii bozan, yine serte verdii yant oldu.
"nsann kendi etrafnda grd ey.. .kendisinin dndaki gerek,
gemitir," dedi. "Senin 'imdi' olarak nitelediin ey, aslnda sadece
nceden kaydedilmi bir yayndr." Bu szleri duyduktan sonra artk dnya
asla eskisi gibi olmayacakt. Olaand bir biimde, bu szlerin yalnz
benim iin deil, tm insanlk iin dnyay ebediyen deitirdiine
kesinlikle emindim.
Byk bir doallkla, "Elinle tuttuun, gznle grdn ve tam u anda
olduuna dair yemin edebilecein olaylar, gemi bir zamanda kaydedildi.
Olu dnyasnda, varolu hallerinde, baka bir boyutta gereklemeleri iin
senin onayn almak zorundalar., " dedi.
Olaylarn nasl nceden meydana geldiini aklad.
"Yaamdaki olaylar, zaman iinde grnr hale gelen kiinin kendi Olu
hallerinin katlamasdr. Sen onlarn iindeyken, olaylar olduu srada,
onlarn, hemen gzlerinin nnde gerekletiklerine inanr, yepyeni ve ilk
kez bana gelen eyler olduklar yanlgsna dersin. Oysa ki onlar, sadece
ok kk farkllklarla kendini tekrarlayan gemiinin yansmalardr."
Dreamer'n bu szlerinden sonra, Sradan bir insann yaamndaki
olaylar, maskeli karakterlerden ve en zalim akalar yapmaya meyilli
dzenbazlardan oluan mecazi bir tren alay gibi aklmdan geirdim. nkr
edilemez biimde birbirlerine benzeyen bu soytarlarn, srekli birbirlerinin
arkasndan koarak kendilerini tekrarladklarn ve bu arada takma
burunlaryla sakallarnn altnda kahkahalarn bastrmaya alrken,
krlemi insann onlar tanyamamasyla elendiklerini grdm.
Dreamer, beni hayalimden ekip kartarak,
"nsann gelecek olarak niteledii, aslnda gemiinin arkadan
grntsdr," dedi.
"Kendi yaamnn sorumluluunu almann tek yolu 'burada ve imdi 'de
olmaktr... Bir insan, ancak hi ve sonsuz zaman arasnda asl duran an
yneterek 'eylemde bulunabilir', gerek bir yazgy hak ederek onu
biimlendirir ve yksek dzeydeki olaylar yaratabilir."
leride, bunu kendi bama uygulayp, bu vizyonun ne denli doru
olabileceini, tekrarlanan bir yazgnn yani yanl bir yaamn hipnoz
iindeki dngsne gerisingeri dmesinin ve unutmasnn ne denli kolay
olduunu grece etim.

216

Tanrlar Oku'iu
O sralarda Dreamer'n mesajna nasl kulak vermem gerektiini ve
bugn bana artk son derece doal, basit ve olmazsa olmaz gelen vizyonuna
kendimi nasl aabileceimi bilseydim, bir ok dertten kendimi saknabilir
ve yaadm bir ok seneyi kurtarabilirdim..
Unuttum, 'd inkr ettim ve aylarca onu bir daha dnmedim. Eski
hapishanenin kaplar beni ieri almak iin yeniden ald. Gretchen ve
ocuklarmzla yaantmn gnleri nceden izilmi ayn kulvarda
ilerliyordu. im nedeniyle Ortadou'ya yaptm seyahatlerle aile
sorumluluklarm arasnda kendimi yitirmeye ve sonsuza dek unutmaya
doru ynlendirmi gibiydim.

8 eyh ile akam yemeinde


Kuveyt ehrindeki Le Meridien otelinin resepsiyonunda, eyh Yusuf tarafndan adma, gnderilmi bir davetiye buldum. O akam, Behbehani
Saray'ndaki yemekte bulunmam istiyordu. Bir saatten az bir sre iinde bir
araba beni almaya gelecekti.
Uzun bir yolculuktan sonra buraya henz varmtm ve tm
seremonisiyle bir Arap akam yemeine katlma nerisi, yaplabilecekler
arasnda hi de cazip bir alternatif deildi. Fakat reddetmem kesinlikle
mmkn deildi. Behbehani ailesi Kuveyt'in en gl airetlerinden ve ayn
zamanda da en salam fnans gruplarndan da biriydi. Dier tm Ortadou
lkelerinde olduu gibi Kuveyt'te de iler, byk ailelerin gdmndeydi.
lkenin fnans gcnn dalm haritas Emir'in,
kkleri Ortaa
zamanlarna dek uzanan ve o zamandan beri kazanlan, hanedan soyundan
gelen haklarn yanstan soyacann bir kopyasyd. Daha nceki aylarda bu
aileden birok kiiyle baz temaslarm olmasna ve grubun irketlerinden
biriyle i yapmaya balamama ramen, henz eyh Yusuf la tanmamtm.
Kendisinin Kuveyt dndaki lkelerde, zellikle ABD'deki irketlerle
nemli ortaklklar ve karmak kar ilikileri iinde, uluslararas belli bal
rnleri retme ve satma konusunda temsilcilikleri stne kurulu dev bir
fnans imparatorluunu ynettiini biliyordum.
Tamamen beyaz Carrara mermeriyle ina edilmi, geleneksel kltr
yanstan kare mimarisi ile Behbehani Saray'na, geni avlusunun zemin
katndaki resepsiyon salonlarndan geilerek giriliyordu ve st katlarnda da
aile yelerine ayrlm daireler bulunuyordu.
217

Stefao E. D ' A n n a
Kaftan giymi sessiz bir uak eliinde yemek salonuna doru ilerledim.
Ortadou tarznda donatlm, grkemli uzun yemek masasnn etrafnda,
geleneksel beyaz giysiler giymi, gnein tenlerini iyice karartt, kollan
abartl mcevherlerle ssl, farkl renklerde ok saydaki Mslman
iadam ve uluslararas isim yapm kurulularn temsilcileri olan baz Batl
yneticilerle karlatm. Yemek, elbetteki yalnzca erkeklere veriliyordu ve
sofrada atal bak yoktu. Arap mutfa, her ne olursa olsun bak
kullanmn gerektirmiyordu; et ve balk bir lokmada alnabilecek kadar
kk paralara ayrlarak servis ediliyordu. Balang olarak meyvelerle
sebzeler, peynir eitleri, beyaz soslu bakliyat ve tepeleme pilavla dolu ar
tepsilerde, kzartlm kuzu eti sunuluyordu. eyhin byk olu bize kendi
elleriyle servis yapt.
Bu en yksek saygnlktaki misafirlere gsterilen ok zel ve
onurlandrc bir ikram ekliydi. Birdenbire konuma canland ve masann
orta yerinde oturan parlak bir kiilik gsteren eyh Yusuf, hibir ayrnty
gznden karmadan ok zenli bir ev sahiplii gsterdi.
Yemek boyunca ay ve meyve sular iildi. Kuveyt, Ortadou lkeleri
arasnda, Kur'an geleneine uygun olarak her trl alkoll ikinin kesinlikle
yasak olduu bir lkedir, en azndan resmi olarak. Yemeimiz, ana
malzemesi ceviz ve bal olan Libya tatllar ve Bedevi detlerine gre mangal
ateinde hazrlanarak kk fincanlarda sunulan kahvelerle tamamland.
Pirin cezvelerde piirilip fincanlara byk bir ustalkla dklen koyu renkli
youn kahvenin grnts ve tortulu tad byleyiciydi. Masadaki kiilerin
her biri, artk doyduunu gsteren geleneksel bir bilek hareketiyle fincann
ileri geri sallayana dek srekli kahve servisi yapld ve fincanlardan buular
ykselmeye devam etti. Sol yannda oturmam zellikle isteyen eyh
Behbehani bana Kuveyt'te yeni kuraca bir ticari giriim projesini aklad.
Benden Kuveyt'e tanmam ve bu projenin bana gememi istiyordu. Bana
sermayeden bir pay ve ynetici orta stats verecekti. Ryam gerek
oluyordu: Uluslararas bir kurulu yaratmak, insanlar bir araya getirmek,
kaynaklan seip toplamak ve bylesi etin bir ortamda iletmenin
karlaaca zorluklarla boy lmek. Sonu olarak, i dnyasnn
okyanuslarnda bana ait olan kendi gemimle sefere kacaktm ki, bu benim
en ok istediim eydi ya da en azndan hep bunu istediime inanmtm.
Karar vermek iin iki hafta sre istedim ve oradan ayrldm. Ancak daha Le
Meridien'e gelmeden, oktan kayglanmaya balamtm bile.

218

T a n r l a r Oku'iu
Her ne kadar kendimi olumlu cevap vermeye zorladysam da, bu teklif
beni ne sevindirmi, ne de tatmin etmiti. Dn yolumda bunun stnde
ok fazla dndm, ama bunu ne kadar dnrsem, Kuveyt'e tanma
fikrine kar iimdeki diren de ayn oranda katlanarak byyordu. Bataki
ksa sreli cokumun ardndan, teklif benim olumsuz hayallerimin ve
korkularmn kurban olmutu. Frsat tohumu, ayn meseldeki gibi, dikenli
topraa derek yaban otlarnn arasnda boulmu ve o akam yemeinin
sonunda mangaldaki alevlerin sndrlmesi gibi yok olmutu.
nanlmaz derinlikteki mucizevi bir su kuyusunun evresinde kusursuz
bir ember oluturan yeil vahalarn ara ara kesintiye uratt ve bir filin
sonsuzluk kadar uzun srtn andran binlerce kilometrelik gri renkteki ve yer
yer derin izgilerin glgelendirdii beyaz kum l, beni talya'ya gtren
uan dev gvdesinin altnda uzayp gidiyordu. Bama gelenin ne
olduundan emindim; bu Dreamer'a verdiim bir szn ve ilk karlamamzdan sonra srdrmeye altm uygulamalarn bir sonucuydu.
Yamur altnda dans edercesine, daha zgr, daha zengin ve daha ok
sorumluluk gerektiren bir yaam iin duyduum delicesine bir istek, bana bu
frsat vermiti. Peki, imdi ne olacakt?
Varlmzn ykselmek zere yapaca en kk bir atlmla, olaylar
dnyasnda dalan yerinden oynatabileceine ve Olu dzeyimiz yaammz
yaratr ilkesine her zamankinden daha fazla ikna olduum halde, radikal bir
deiimin bu denli abuk olabileceini asla dnemezdim. Chia'da satn
aldm ev daha yeni allanp boyanm, bahedeki imler henz kmaya
ve evresine dikilen tarhlar ancak bymeye balamt. New York'tan
sonraki ilk zamanlarda pek ok kez dayanlmaz ve fazla sakin bulduum ky
hayat, birdenbire yeniden nem kazanmt. Gln evresinde ocuklarla
yaptmz yryler, kylar buzla kapl nehir boyunca Gretchen'la karda
kouya klarmz ve hatta tek bir irketin bulunduu insan bezdiren
kasaba havas, birka ay iinde farkna bile varmadan kklerini iime
salarak bende bir tutkuya dnvermiti. Ta stne ta, bir alkanlk
zerine dierini yerletirerek kpr zerinde baka bir ev ina etmitim,
d'n 'yolculua' devam ederek beni tm bunlarn tesine tamasndan
nce, adece ksa sreli bir dinlenmeye olanak salad salam bir ev.
Kuveyt ehrini biliyordum. im nedeniyle oraya birok kez gitmitim,
ama bunlar hep ksa sreli gezilerdi. ehir hakkndaki izlenimlerim, genellikle dardaki koullardan izole edilmi klimal ortamda, insan yaamna
uygun olmayan bir gezegenin yanndan geen bir uzay aracndan bakar gibi
219

Stefano E. D ' A n n a
limuzinin penceresinden, modern otellerin giri salonlar, tozlu yollar ve
kalabalk arlardan ibaretti. Dar kmaya kalktm birka seferinde,
yakc binlerce silis paracnn ate toplar gibi l rzgrlarnn yerinden
kaldrp getirdii binlerce inenin ayn anda yzme battn hissetmitim.
l, Kuveyt ehrini kalc bir ablukaya alm, tepesinde kumdan dev bir
kl gibi, sahip olduu birka kilometrelik uygarl inatla savunan bir aday
her an yutmaya hazr bir deniz gibi ona tepeden bakyordu. Zengin kulelerin,
lgn bir hzla akan ticaretin ve modern yaplarn arkasndaki Kuveyt, bir
ehir devlet gibi deil, insanla l arasnda aralksz srdrlen amansz bir
mcadele gibi grnyordu. Kuveyt'in tarihi, eskimi geleneklerinin ve
Kur'an'a dayal bir adalet anlaynn altnda, modern a ile ortaa
arasnda bir top gibi srekli bir ileri, bir geri zplayp durmaktadr.
nmde alan tuhaf ve tozlu bir dnyayd. Buras, Cadillac'lar ve
develerin, adrlar ve gkdelenlerin, dinin bir deer gibi sunduu
yoksulluklarn ve fnans gcnn, mucizevi bir dengeyle yan yana var olma
yolunu bulduklar bir pazar yeri kadar grltl bir dnyayd.

9 Hastala ka
ACO'daki iimden ayrlma dncesi bendeki en kayg verici ve en can
skc endieleri aa kard. Tam olarak gven duymadm yeni iimin
uruna eskisinden istifa etmek ve evimi brakarak bu lkeye tanmak beni
srekli tedirgin ediyor, kendimi aresiz hissetmeme neden oluyordu.
Grnen gereklere ramen kendimi kandrmay srdrerek, kararmda srar
ediyordum. Apak grnen zorluklara sinirlendiimde, samimi olduuma
inanyordum ve nme kan binlerce engeli suladmda, onlar
alamayacak dalar haline getirene dek bytyordum. Dreamer'n bana
gsterdii, z gzlemleme, durumlarma dikkat etme ve Varoluumu
saflatrma almasnn henz banda bile deildim, ama anladm bir
gerek vard, stelik sadece bu mesele srasnda deil en bandan beri
yaantm ynetenin korku olduunu biliyordum.
Bugn, olumlu ve
olumsuz olanlar zerinde kafa yorup onlar ifade edebildiini zannederek
kendini kandran, gnden gne kendine yalan sylemeye devam ederek,
gerekte korkularnn oktan onun iin ald kararlan kendisinin vereceine
inanan o adama merhametle bakyorum. Dreamer'n bir ok kez beni
sulam olduu eyi kabul etmeyi reddettim:
220

Tanrlar Oku'iu
"Kendini gelitirecein yolda nnde duran tek ve gerek olan en byk
dman sensin, baarszlnn arkasndaki tek nedensin sen. Sana, senin
dnda, nesnel sayabilecein, iradenden bamsz grnen kart koullar
tamamen senin yarattn eyler olduunu anlayncaya kadar ok aba
gstermelisin ve yllarca srecek z gzlemleme yapmalsn. Karna kan
engeller, daima senin Oluunun en karanlk ksmlarndan ykselen bir
strap ezgisinin geree dnmesidir."
Aslnda ben, gnn birinde kaderi ve dndaki olaylar sulayabilme
olasln
elimde tutarak,
sonularna katlanma
sorumluluunu
stlenmeden, bana reddetme olana verecek bir mazeretin aray
iindeydim. Reddetmemi hakl klacak ocuklar, onlarn eitim durumlar ve
o lkedeki riskler gibi tm temel nedenlere smsk sarlyordum. Ayrca
Gretchen'n da kesinlikle kar kacan hesaplyordum. imde, bu
deiime kar, kendi eski yollarmdan sapmaya kar kararl bir 'hayr'
vard. Heryerde, her eyde, dnp dnyay sulayabileceim mazereti
salayacak, kanlmaz engeller aramaya koyuldum. Sonunda aradm
buldum. Gemite, henz Dreamer'la karlamadan nce, sa bbreimde
oluan ta yznden ok ekmitim. Kim, tam bir tbbi check-up
yaptrmadan, ailesini de yanna alarak Kuveyt' e tanmak gibi nemli bir
karar hi dnmeden verebilirdi ki? Bunun zellikle ocuklara kar
sorumlu bir davran olduuna inanyordum. Dreamer'la karlamama ve
O'nun kader yolumu deitirmek zere yapm olduu onca eye karn,
yine gemiimin baka bir korkun kanalna dmek zereydim. Acil bir
bbrek rntgeni ektirmek zere bir randevu aldm. Bu ilk admd. imdeki
bir ey, hastalanmaya karar vermiti bir kere. Kiinin ne yart ne de
savat, yalnzca yaknd, yani kendimizi baladmz ve dnyay bizi
teselli etmeye ardmz yer olan yaamn karanlktaki kucana sndm.
O sralarda kendi yaam filmimin tasarlaycs, yapmcs, ynetmeni,
baoyuncusu ve zellikle de dnyann ekranna yanstmak zere olduum o
grntlerin yaratcs olduumu kefetmi olsaydm, yaayacam sarsnt
ile yreim bir daha arpmaz olurdu. Dreamer'n bir gn bana syleyecei
gibi "cehalet, her gn temkinli bir biimde yava yava ve biz hazr
olduumuzda elimizi brakan bir annedir." Bu korkun senaryoyu
durduracak bir ey olmasayd, yaammn bir sonraki sahnesinde bir doktor,
rntgen filmini kl panoda inceledikten sonra, endieli bir ifadeyle bana
yine 'sa' bbreimde parmaklarn hafif dokunuuna benzer kk glgeler
grdn syleyecekti. Benim nce betim benzim atacak,
221

Stefano E. D'Anna
bembeyaz kesilerek eve dnecektim ve kendimi mitsizliin ellerine
brakacaktm; sonraki yllarda kaderime veryansn edecek, o frsat
yakalamama engel olduu iin bozulan salm sulayacaktm. Ertesi
sabah hayatmn ekranna yanstmak zere btn senaryo hazrd. En kts,
bunu yapmak iin kurguladm senaryonun kesinlikle farknda bile
deildim. Soracak olsalar, samimiyetimi son nefesime kadar savunur, benim
iin deeri olan her ey stne yemin eder, en ok istediim eyin tbbi
kontrolden gemek olduunu, mkemmel salm dorulayan iyi bir sonu
alarak, yeni bir servene yelken amak istediimi sylerdim. ok kr,
altn bir kordon beni hl Dreamer'a bal tutuyordu. O akam, Dreamer'
yeniden grebilmeyi her eyden ok istedim. Onun yardm olmadan artk
daha fazla dayanamayacaktm. Son karlamamzdan bu yana sanki
sonsuzluk' kadar uzun bir zaman gemiti. Baka bir yol bulamadm iin,
O'na bir mektup yazmaya karar verdim. Verdiim sz tekrarlayarak
'Yolculuumu' kaldm yerden srdrmek istediime kendimi adayarak...
...Bu gnlerde aklma gelen bir szck, srekli tekrarlanp,
srarla kendini bilincime sunuyor.
Son karlamamzda bana sylediklerine kadar geri dnyor.
Bu szck;' Onur.'
Ve bu, hayatmn en ac veren ksm,
her koulda ve her olayda en ok zlemini ektiim ksm.
Ona ok ihtiyacm var. Onu retmem, onu hissetmem ve
Onu her yere yaymam gerekiyor.
Bir bedeli olduunu biliyorum. demeye hazrm.
Size sadece soruyorum, hl zamanm ve gcm var m diye.
Bana yardm edin! Ka kez "Benim yanmda, benim dnyamda iyi yaar,
refahn ve saln zevkini yaarsn... " diye beni davet ettin.
Ama ben de davetinin deerini anlamayan dier misafirlerden biriydim.
ihanet etmeye ve aalamaya hazr insanlarn eseri olan,
yalann hkm srd bir dnyada, gryorum ki bizi koruyan tek kii
Sensin! Tpk Yaam Aacnn nnde her yana dnen alevli klc elinde
Keruv gibi, tek beki sensin...
Ben, 'yolculua' yeniden balamay ve yeni bir atlmla
grevimin bana dnmeyi istiyorum.
Yalvarrm bana yardm et. Aylardr 'yuvadan uzak' yayorum.
Darmadan olan yaammn tm paralarn bir araya toplamam
gerektiini hissediyorum..."
222

T a n r l a r Oku'iu
Sanki yazmyor, 'iimi okuyarak' gnah karyordum. Bu samimi
abalarm beni deitirdi. oktan yerine ulatrlm olan bu mektup henz
tamamlanmamt bile.
Doruca kendime ulamt, iimdeki dik bal, serseri kalabaln
arasnda, bu byk servene atlmaya 'evet' diyen o parama, bendeki en iyi
yere, varlmn karanlnda hl inatla var olmay srdren, iimde sayca
az kalm o birka iyilik, gzellik ve doruluk zerreciine ynelmiti.
Mektubu sonlandrmak zereydim ki, iimde aniden beliriveren
esrarengiz bir mutlulukla gzyalarna bouldum.

10 rmcek ve Av
Kendimi O'nun nnde buluverdim. O'nu yeniden grmeyi ok
istemitim, oysa imdi tm hissettiim sonsuz bir utan ve dayanlmaz bir
sululuk duygusuydu. Utan ve sululuk, beni yerekimi kuvvetinin
altmzdan ok daha byk olduu, ar bir dnyada tutuyordu. Buras
benim i dnyamd ve bunlar, farknda olmasam da, yaammn her gnnde
bana hkmeden yasalard. Bunun arln ve dehetini yalnzca burada,
Dreamer'n huzurunda hissettim ve imdi nefesimi tutmu, gzlerimi odann
yer demelerine dikmi bekliyordum.
"Her hareketin, her dncen ve her szn, vazgeme eilimini aka
belli ediyor.. ten ie baarsz olmay, hastalanmay ve 'dmanca' bir
dnyaya kar savamaktan vazgemeyi umul ediyorsun. Milyonlarca insan
gibi sen de, mcadeleyi kendinin dnda gibi grdn.. te bu nedenle,
yenilgiyi kabullenerek yalanp lmeyi mid ediyorsun... Bunu zaten birok
kez yaptn nceden.. imdi bunu terk etme zaman... stelik ebediyen...!"
dedi ve gerein buruk tadnn hcrelerime kadar ilemesine izin verircesine
sustu. Srtmdan aa souk bir ter boald.
"Cahilliinin karanlnda kalm senin gibi bir adam, felaketlerini
hazrlar, kendisine tuzaklar kurar, hapishanesinin demir parmaklklarn
salamlatrr, tm aclarn, talihsizliklerini, bana gelen kt olaylar ve
hastalklarn byk bir beceri ite en kk detayna kadar zenle sarp
sarmalayarak bu hizmetlerini sanatsal bir mertebeye karmay amalar dedi,
sanki nne frlatt eldivenleri ile rakibini amansz bir delloya davet eden
bir sava gibi kmt sesi...
223

Stefao E. D ' A n n a
"Tpk hayvanlar aleminin derinliklerinde an ren akl almaz bir
bcein yapt gibi bilinsiz ve karanlk bir sanat." " nsan, orada trajik bir
biimde hem rmcek, hem de onun avdr."
Szleri iime penelendi ve ben, sanki uzun bir uykunun ardndan buz gibi
suyun iine frlatlmcasna titrerken, glkle nefes alabildim. Dreamer bana,
nasl sa bbreimde bir tan olumasna izin verip onu dilediim formda
hayatma sokabildiysem, eer isteseydim, ayn kolaylkla, uyum ve baary da
elde etmi olacam aklyordu. Anlamak iin bavurduum her giriim,
pheciliimin kayasna arparak paralandndan, hayatmn yegane
yaratcsnn kendim olduu dncesini kabul etmem imkanszd. Dreamer'a
gre karlatmz her engel, henz anlamak iin kifayetsiz olduumuzun
somut bir gstergesiydi.
nsan, anlad ile snrldr.
Bir kiinin gelimilik lt onun anlama dzeyidir ki bu onun hak ettii
dnyay yaratr. Anlamak, snrlarn iine almaktr, insann vizyonunun
genilemesi, dkntlerle ve kelti tabakalarnn ortadan kaldrlmasdr. Bu
bir irade iidir. Bu ne dardan gelebilir, ne de zorla yaptrlabilir.
Bir insann cenneti aramas gerekmez. Onu hak etmek iin herhangi bir
ey yapmas gerekmez. renmesi gereken tek disiplin, cehennemini, yani
anlayszln yok etmektir.
Geen bu srede Dreamer beni yeterince hazrlamasayd ve ben phelerle
itaatsizlikleri de iine alan o uzun raklk dnemini geirmi olmasaydm,
byle bir aklamann sorumluluunu stlenemezdim. Bununla un ufak
olurdum. 'Resmi' bilim bu felaketlerin nce insann iinde olutuunu, sonra
kendilerini darda gsterdiklerini ve tek yaratcsnn da insann kendisi
olduu bulgusunu aklasayd, neler olurdu diye dndm. ster iyi olsun ister
kt, dncelerimizin yaratma gcnn ne denli byk, bedenin ve kiisel
dnyamzn bu ite ne denli itaatkr olduunu kefetmek, uygarlk iin
Kopernik'in yapt keiften daha byk bir ok yaratrd. Eer o astronomik
bulu, insan kendisinin merkezinde bulunduuna inand ve bir yanlsama
olan dnyasnn tesine, evrenin snrlarna savurabildiyse, benzer ekilde
Dreamer'n vizyonu da, insann srekli karlat yenilgileri iin asl sulunun
kendi yaamndan baka bir ey olmadn, baka birini ya da baka bir eyleri
sulayaca bir d dnyann var olduu inancyla birlikte kkleri en derinlere
inen nyargsn yerle bir eder, insann kaderini kknden deitirebilirdi.
224

T a n r l a r Oku'iu
Dreamer'n felsefesinin en zl ifadesi ve onun grnn doruk noktas
olan "The world is such because yo are such" - "Dnya, sen byle olduun
iin byledir", varoluun ynn altst edecek ok gl bir gr
iermektedir: "Her trl iyiletirmede olduu gibi, bundan byle artk yn
dtan ie doru deil, aksine iten da dorudur."
Hristiyanl Mea cdpa ilkesi, Roma'nn homo faber'a inanmas,
Greklerin 'kendini bil' d ve stnde imparatorluklarla binlerce yllk
uygarlklarn yaratld byk sorumluluk okullarnn sesleri, tm
grkemleriyle bir arada yanklanyordu. Daha nce bu vizyon bana birok
kez sylendii halde, binlerce yllk yerlerinden kazlarak karlan ve
sonsuza dek eskisi gibi olmayacan anladm akl ile mantn ktn
hissettiim an, yer ayaklarmn altndan kayd ve binlerce kilometrelik
yksekten bolua braklm gibi oldum.
Neden sonra, Dreamer'la bu bulumamzn, maliknesinin hi bilmediim
bir blmnde gerekletiini fark ettim. Ne beyaz yer demeli odada, ne
de zarif heykelleri ve orta havuzu olan, devasa kirili seradaydk; buras
Coloniel stilinde deli, tavan ok kaliteli ahapla kapl, geni bir at
katyd. Dreamer, odann duvarn boydan boya kaplayan, oyma iiliinin
ustalkla yanstld, st beyaz minderli, bambu aacndan yaplm byk
bir divann ortasnda oturuyordu. Siyah beyaz bir tablo Steinbeck'in
dnyasn artryordu.
Yine sustu. Birazdan syleyeceklerini kaldrp kaldramayacam tartar
gibiydi. Gergin hava, iinde bulunduum durumun ne denli kritik olduunu
fsldar gibiydi. Yine, bir admla tesine geeceim ya da geri admla her
eyi yitireceim yaamn kavaklarndan birindeydim. Dipsiz, karanlk bir
uurumun tam kysndaydm ve aaya dmek, Dreamer' bir daha asla
grememek anlamna gelirdi. O konumaya baladnda, ben de gcm
toplamak iin derin bir nefes aldm.
"Her gei, kiinin kendisini atn gsterir! Yaamn yksek dzeylerini saran, tpk senin korkularn gibi korkun grnml ve hayal rn
canavarlar, binlerce yllk dmanlar vardr."
Szleri, beni damarlarmda akan bir lav gibi yakp tketiyordu. "Onlarla
bir gn karlaman gerekecek."
Bedenim btnyle fel olmu gibiydi, parmam bile oynatamyordum.
Uzun sre ylece kalakaldm. Hareket etmemi kstlayan bilinmeyen bir
kuvvetin basncn bedenimin her santimetrekaresinde hissediyordum.
Sonunda, birdenbire grnmez bir komut almasna bedenim yumuayverdi.
225

Stefao E. D ' A n n a
lk yaptm hareket, u aresizlik klfnn iinden dikkatle syrlp karak,
onu bir giysi gibi frlatp atmak oldu. Artk boynumu oynatabiliyordum.
Yavaa bam kaldrdm. Etrafma rahata bakmaktan hl kanyordum,
ama etrafn aydnlk olduunu ve ortamn her ayrntsn rahatlkla
grebildiimi fark ettim. Ik kaynann gne olmadndan emindim. Yeni
doan gn henz ieriye giremeden, darda douya bakan pencerelerde asl
bekliyordu. Odadaki bu aydnlk, bilmediim bir nedenle, garip bir ekilde
bana balyd. Zihnimden n derecesini alaltp ykseltebileceim
grnmez bir dmeyi evirerek, n iddetini ayarlayabiliyordum; bunu
defalarca denedim.
Bir dnce beni yaman bir gerein gcyle btnyle etkisi altna
aldnda, ben hl bu tuhaf hnerimle denemeler yapyordum. Evren bana
balyd! Dnya, bu oda gibi, apaydnlk olabilir, ama onu klandrmay beceremezsen! alacakaranlkta da kalabilirdi. Bu keifle nefesim kesildi. Dreamer'n
szlerinin gcn, ancak ok sonralar, bunun stnde sknetle
dndmde hissettim:
The world is such because you are such - Dnya byle nk sen bylesin.
Mkemmellik ve her tr bollukla evrelenen insan, dnyaya bir kurbaann
gzleriyle bakan ve grdklerinden yakman mutsuz bir varlktan baka bir ey
deildi...

11 Yaamn sobesi
Gzlerim, onun tatllkla bakan ciddi gzleriyle bulutu, onlardan
acmayla kark bir endie glgesinin getiini grdm sandm. Bu, beni
sylediklerinden ok daha fazla dehete drd. Kendimi, hasta bir
arkadann gzlerinde durumunun ne denli ciddi olduunu okuyan biri gibi
hissettim.
Beklemediim bir anda, " ocukken saklamba oynardn.." dediini iittim.
Yaantmn film kareleri hemen geriye sarlverdi. Svdan bir altna benzeyen
gne, yolunun stndeki fesleen sakssyla sardunya dolu bir baka saksnn
arasnda, azlan ak, kmldamadan akn akn duran kertenkeleleri
arkasnda brakarak eski taraann kabuk kabuk kalkm verniklerini cilalyordu.
imizden biri ebe olur, sska kolunu duvara dayayp gzlerini stne bastrr ve
sayar, dierleri koarak saklanacak bir yer arard.

226

Tanrlar Oku'iu
Hepimizin hatrlad gibi, sobe, saklandklar yerlerde bulunarak
yakalananlara, onlar korkutup yerlerinden kartrken ebenin att lkt.
Dreamer, "te yaam da byle yapar: Sobe!" derken anlarmn arama girip,
ocukluumdan aklmda kalan o l mkemmel bir ekilde taklit etti. Bu
grntlere tutunup biraz daha srdrmek ve o prl prl afacanlarn yzlerine
birer isim vermek isterdim, ama ocukluumun byl gzel kokusuyla birlikte
oktan kaybolmulard. "Yaam, iinde bulunduun durumu gsteren en
korkun maskesini takp, sen her neredeysen oradan seni kartmaya gelir.
Korktuun ey nedir? Yoksullamak m? Terk edilmek mi? Saln, evini veya
iini yitirmek mi? te yaamnn seni korkutmak iin taknaca maske de o
olacaktr. Bir kii her neden korkuyorsa, yolda nne kacak olaylarda, o
korkusu birebir gerekleerek kendini gsterecektir.. Geilmemi snavlar gibi,
er ya da ge onlar yeniden gslemek zorunda kalacaktr."
Dreamer'n doruyu sylediini anlamak iin zihnimden kendi deneyimlerimi geirmeme gerek yoktu. Buna ramen, bu dncelere kar ktm.
nsanl devaml bir tehdidin basks altnda, srekli korku ve istikrarszlk
durumunda tutan kresel bir dzen bana biraz abartl gelmiti.
"Sradan bir insan, sevimsiz glgeleri ve ocukluk travmalarn, kendi
sululuk duygularnn yaratt hayaletleri defedecek gc ancak tehdit
altndayken bulabilir. Gerek bir insann, bunlara gereksinimi yoktur; nk
srekli bir kararllk durumunda 'yaar."
Dreamer bu aklamalar srasnda, 'doruluk durumu' ifadesinin nemini
vurgulamak iin onu zel bir tonlamayla syledi. Aklm karmt.
Dinlediklerim bana sanki kresel bir adaletsizliin kuramlatmlmas gibi
gelmiti. nsanlk iki tre ayrlr: biri mutlu ve tasasz, sarslmaz bir
doruluk duygusuyla kutsanm olarak ve rahat yaayandr dieri ise; -ok
daha geni bir alan kaplayan- korkuyu bekleyen tr..felaketlerin ve
problemlerin srekli beklentisinde titreyen, korkularnn kurbandr. Bunu
kendisine sylediimde beklenmedik bir anlay gsterdi.
Dreamer'n dnyasnda bir soru sormak bile dikkatli ve ihtiyatl olmay
gerektiriyordu. Onun huzurundayken ne dndme, ne hissettiime ve
hatta en ufak bir hareketimde bile ne yaptma dikkat edip tetikte
duruyordum; konuma eklimi ve baklarm, nasl olduklarn, neyi
yansttklarn dnerek, her an kontrolde tutuyordum ve hep farkndaydm.
Bu durum onunla birlikte olduum her an' Okul'un 'disiplinine'
eviriyordu.

227

Stefao E. D ' A n n a
Buna karn, Dreamer'dan uzakta olduumda, dikkatim binlerce yne
ekiliyor ve bununla birlikte tm varlm da dalyordu.
"Sradan insan bile kendini gvende hisseder; onun dorular
korkulardr, pheleri ise gerekleridir. Onlar sever ve dnyada hibir ey
iin onlardan ayrlmaz. ocukluundan beri, o hayali korkularla beslendi,
olumsuz imgelemelerinin ve tepetaklak yaratclnn meyvelerim yedi. Bu
yzden glgeleri gerek skntlarla takas ederek, kendisini srekli tehdit
altnda hisseder ve yle yaar."
Dreamer, bana bu durumun getirdii strabn yava yava azalarak
sonunda artk hissedilmez olduunu, varolula tamamen btnleip yok
olduunu aklad. Istrap ve gvensizlik, ou insan iin onlardan
vazgemenin olanaksz bir adm olaca noktaya ulancaya kadar gven
veren trabzanlar gibi insanlarn yaamlarnn doal bileenleri haline gelir.
"Rahat ol! Darda hi dman yok... Aslnda, her zaman sensin kendini
tehdit eden..
nsanlar asla rahat olamyor. Hatta kii zengin olsa ve grnrde
korkacak hibir eyi olmasa bile, srekli bir kararszlk halinde phe
duyarak, belirsizlik, strap ve korku iinde yayor... Bu en iyi bildii i ve
tm yaamn yneten etkinliktir."
"O halde, bunun aresi yok..."
Dreamer, "Rahat olman salayacak hibir yntem yoktur. Ne elik
kaplar, ne kasalar, ne yeralt snaklar, ne de alnacak baka bir nlem
vardr," dedi ve sonra unlar okudu:
Ancak gerek bir dleyen rahat olabilir.
D gvenliktir.
phe, korku ve strap yanlsamadr ve bunlar
sradan bir insann tek gereidir.
Gzlerimi yumdum, kendimi Dreamer'n bu ninni gibi tekerlemesiyle
beikte sallanmaya braktm... evresi, korkan ve endielenen yetikinlerle
dolu olmasna ramen, ancak bir bebein hissedebilecei gvende olma ve
yklmazlk duygusunu tattm... ok daha gerilere, ta ana rahminin iindeki
bir cenin haline dnnceye kadar gerilere gitmeyi denedim.
Ardndan, tek bir izii olmayan btnlkle, en ufak bir ayrl olmayan
safl 'anmsadm' ve mutlak dorunun engin bir okyanusu olan amniyon
svs iinde yzdm. Dreamer'n sesi son msralar okudu:
228

T a n r l a r Oku'iu
"...Gvende olmak iin gnahsz olman gerekir... aypsz..."
Birdenbire,
insann
ancak
iindeki
dmanlarnn
saldrsna
urayabilecei gerei zihnimde bir k yakt. Yalan syleyenlerin,
olmadklar bir eyi taslayanlarn ve bakalarn kandranlarn; gnahkr, kalas kark ve pheci olanlarn..., korkanlara k yollan yoktu. Bunlar,
hrszlara kapy aan' kiiyle ayn korkular yayorlard... Kendimi
kaybolmu hissediyordum... ve kendimle birlikte tm insanln da
kaybolduunu, srekli gvensizlie mahkm edildiini hissediyordum. Kim
bunun iinden kabilirdi ki? zmsz bir huzursuzluk durumu o evrenin
iini boaltt ve onun kumlu orakl, hemen iinde yzdm bu mutlak
doruluk svsnn yerini ald. Oluun ok daha zorlu ve ok daha uzak
mesafedeki koullarna doru kaydm.
Dreamer araya girdi ve "Sadece, her eye karlk ortaya kendisini
srebilen bir kii, tm varlyla deimeye alan ve bunu 'isteyen' biri
baarabilir," diyerek beni derken havada yakalad. "Sradan insanlarn
gznde; gz kara, risk alan ve sorumsuz biri olarak grnse dahi,
btnlk ve salam inan klavuzluunda ilerleyen bu kiiye 'kurtulu
bilinci' her zaman elik eder. Aslnda hibir eyi riske atmadn bir tek o
bilir. hayatndaki en korkutucu giriimlerde bu dorulua sahip olan
kiiye hibir ey saldramaz ve onu baarsz yapamaz. Dokunduu her ey
geliir, byr ve oalr. Her koulda, hatta en umutsuz olanlarda bile her
zaman bir zm bulur. Olaylarla koullar onu hep hakl karr, nk
zm kendisidir." Beiin sallanmas devam etti.
Feel safe permanently
Be safe and feel immortal right now
Ebediyen rahat ol
Hemen imdi gvende ol ve kendini lmsz hisset!
Ardndan, bir srr aklayan birinin ses tonuyla,
"Sradan insan, kendini srekli tehdit altnda hissetse ve daima
birisinden veya bir eyden korksa bile , aslnda darda ona zarar
verebilecek ne bir durum, ne de herhangi bir kimse vardr.
Dnya, kendi 'dlerimizin' hayata geirilmesidir...ya da kbuslarmzn.
Dnya bir cennet de olabilir, cehennem de. Hangisini seip nerede
yaayacan sana bal!"
229

Stefao E. D ' A n n a
Dreamer, szlerini yanmdan ayrmadm not defterime yazabilmem iin
biraz ara verdikten sonra szlerini tamamlad:
"Be free from fear!...Fearlessness is the door to certainty and integrity
and yet no amount of effort can make you fearless. Fearlessness comes by
itself when you realise that there is nothing to be afraid of."
"Korkularndan kendini kurtar!... Korkusuzluk, mutlak doruya ve
btnle geilen kapdr, ama gsterecein hibir aba seni korkusuz
klamayacaktr. Korkusuzluk, sen korkacak hibir ey olmadn fark
ettiinde, kendiliinden gelecektir."
Dreamer'n darda bir tehlike olmad aklamas, beni dipsiz bir
uurumun kysna getirdi. Korkusuz yaama beklentisi ve Olu'un srekli
farknda ve tetikte olmasn gerektiren bir duruma katlanr olmas,
cehennemin en kk bir tohumunu bile ince eleyip sk dokumaya ynelik
dikkati, endieli halimizden daha byk bir tehdit olduunu hissettim.
Korkmak, phe duymak ve yaamda olaylar yznden kendimizi tehlikede
hissetmek bizim tek dorumuzdu ve sonuta insann kabul edilen doal
durumunun zyd. nsann yeni bir tre dntn grme beklentisi bu
noktada bana gre insandan ok bir uzayl varl andran, benim insan
alglaymdan ve benden milyonlarca k yl uzaklnda ise, korkularndan
arnm bir insanlk beklentisi de o denli mide bulandrcyd. lmszlk
fikrinin, lmn mutlak doruluundan daha kabul edilemez oluu gibi
gvensizliimizin tehdit edilmesi de korkunun kendisinden daha dehet
vericiydi. Korkmak ve ac ekmek hakkn, hem kendisi, hem de gelecek
nesiller adna savunabilmek iin kimsenin cann bile vermekten
kanmayacana kesinlikle emindim.
"Her gln, korkunun, phenin, belirsizliin ardnda ykc bir
dnce gizlidir ve bu ykc dncenin ardnda da hepsinin en byk
nedeni olan lmn kanlmaz olduu dncesi vardr. Bu, insanln
gerek katilidir... nsann felaketlerinin, kendi yaratt uygarlklarndaki
savalarn ve ilenen sularn esas kaynadr. nsanda mevcut olan bu lm
tohumunun farkna varlmas, varoluundaki fiziksel lm ebediyen
silecektir. Snrlar tutan trabzanlar gibi lm de sradan insan
sonsuzluun aknlndan korumaktadr."

230

Tanrlar Oku'iu
Dreamer bana, insann iinde tad lm duygusunun kaynann
doum an gibi grnmesine ramen esas balangcn ok daha ncelere
dayandn aklad. nsanolunun dnyaya geldii andaki ilk duyumu,
ezilmek ve yenilmekten ibaretti.
Dnecek olursak, szde uygar olan toplumlarda yaam, Dreamer'n
'cehenneme en gerek ve en uygun merhaba' diye niteledii en vahi
trenlerden
biriyle
balamaktadr.
Aclar
ekerek
dorulmu,
ameliyathanenin kr edici klar altnda, doktorlarn heyecanl sesleri ve
annenin feryatlaryla karlanm, poposuna bir aplak yedikten sonra buz
gibi elikten bir yzeye konulmu olan bu yeni doan, bylece, ilk olarak
korkuyla tanr ve ilk izlenimini gerek annesi sayarak, strabn peinden
gider. Dreamer, "te o andan itibaren artk hibir ey korkunun acms
tatlms tadndan daha bildik gelmez," dedi. Sradan bir insann tm yaam,
suda yaayan bir canldan hava soluyan bir Varla dnt o dehet
verici gei srasnda cierlerini dolduran sv atei hissettii bu ilk ann
denetimi altnda geer grlmektedir.

12 ie
Zaman tam bir sessizlik iinde geti. Byk bir gayretle tuttuum
notlarmn iine gmlp bu sreyi doldurmaya altm. Bu konuda daha
fazlasn renmek iin kar konulmaz bir arzu duyuyordum. imizde
tadmz korkunun, endienin srr neydi? Benimki gibi milyonlarca
yaam neden zellikle mutsuzdu? Dreamer, benim sorularm havada yakalamasna sessizliinden kt. Ama syledikleri tamamen beklemediim
szlerdi. Yksek sesle ve sulayc bir ses tonuyla, sanki benim arkamda
daha uzaktaki birini bilgilendirirmiesine yksek sesle, "New York'ta,
daima elinde bir ie suyla yaad," dedi. Duyduum utan korkuntu.
Bunlar syledii srada, sanki grlmeyen bir tann dikkatini bana
ynlendirircesine, srarla bana dorulttuu iki iaret parman garip bir
hareketle yukardan aa indirdi. Byle bir karlkl konuma srasnda
aramza sanal bir gzlemci koyarak beni dorudan darda tutma biimi,
bende zc bir aknlk yaratt. Tm bir yaantm boyunca, katman
katman tabaka halinde olumu, sahte korunmalar, uzlamalar ve maskeler
birdenbire l deri tabakalar gibi, arka arkaya dklmeye balad.

231

S t e f a n o E. D'Atna
Yz kaslarmn kontroln yitirmitim ve yzmn hzl ekimde,
istemd tuhaf hareketleriyle binlerce ifadeye girdiini hissediyordum.
Makine, iletim programyla birlikte adeta ldrmt. te Dreamer'n
mantarn kartp at o zgrlk sresince, btn o yllarn anlar tm
dier duygulardan baskn kt ve grntler birer birer gzmn nnden
gemeye balad.
Anlar derhal harekete geerek, sanki bir bakasnn yaantsndan
manzaralar sunar gibi bir izlenimle ie koyuldular. Doktorlar, bbreimde ta
olumasn engelleyebilmem iin bol bol su imemi nermilerdi. Bylece,
elimin altnda daima bir su iesi bulundurmak zamanla benim iin bir
alkanlk haline geldi. ie, artk onsuz yapamadm bir tr protez veya
destek gibiydi. Sabah koulan ve rettiklerini uygulamak gibi Dreamer'la
karlatktan sonra yaamma kattklarnn yannda, hayatmdan o sayede
kardklarm da vard: pek ok psikolojik atkla beraber su iesinin yok
olmas da bunlardan biriydi. "Senin hastaln bbrek talan deildi, baml
olmakt. Bbrek talar, hastaln asl oluma nedenine ulamak,
iyilemenin yolunu bulmak iin sadece bir belirti, bir iaretti."
O iaretleri dinlemediimiz ve gerek sebebine dnmeyi braktmz
zaman, hastalk daha iddetlenir ve sinyaller daha bezdirici daha ac verir
hale gelir demi ve bana, ok deil, az su imemi nermiti, bylece bbrek
ars uzak bir an olacakt. Zihnimdeki ekranda grntlerin yeniden
aktn grnce, onun yaantmdaki bu kesiti neden bylesine irdelediini
merak ettim. imdeki gizli bir mekanizma birdenbire harekete geti, Olu
durumlarmdan birinin sonsuzluunda dikey olarak o anlarn dzlemine,
zamann d bir hafzann iine frlatldm.. O yllarn skntl anlarna
girdim. O kleliin kaybolmasn, beni su iesinden ayrlmaz hale getiren
korkunun zulmunden kurtuluumu 'hatrladm', bana ne bir mutluluk, ne de
bir huzur vermiti. Aksine! Zihnimde o gemiin bir zerresine bile
dokunduumda, bu yeni zgrln benim iin sanki sevilen birinin kayb
veya geri getirilmesi imknsz bir maddi zararn insana yaatt ayn buruk
tad hissettim. Artk, tanan en zor eyin, yani iyiletirilmeden geriye kalan
boluun ne olduunu ok iyi hatrlamtm. Geici olsa da, hastalanma
korkusunun ve kaygsnn kaybolmasn, hayati bir korumann yklmas ya
da bildik eski trabzanlar brakmak gibi hissettim.

232

Tanrlar Okulu
13 Gerek yoksullar
Dreamer'n sesi beni olduum yere geri getirdi ve dikkatimi yeniden not
tutma grevime evirdi. "Hazr olmayan bir kiiden bir sorunu veya
hastal ekip almak, onun alarm sistemini kapatmaya ya da ondaki ilahi
bir hz adaptrn ortadan kaldrmaya benzer. Kii hazr deilse, bunun
getirecei sonular asla tahmin edilemez. Kii kendisini ncekinden ok
daha kt koullarda da bulabilir."
"Bu nedenle, kimseye dardan yardm edilemez. Bir hastalk veya bir
endie ondan uzaklatrldnda, insanolu onlarn yerine, i dzenini
dengede tutan kusursuz bir makine misali hi zaman kaybetmeden, Oluuna
karlk gelen koullar oluturarak, yerine baka bir hastalk veya yeni bir
endie koyar."
Dreamer, insan kitlesini yalandan ilgilendiren bu davrann ne olduunu
anlamam iin bana sr perdesini aralamaktayd. Dnyann her yerinde
yaygnl tartmasz olan bir psikolojik mekanizma bandan beri
gzmzn nnde olmasna ramen, kimse onun ileyiini hl net olarak
kavrayamamaktadr. nsanlar aclarn, korkularn ve kararszlklarn terk
etmekte zorlanyorlar. Onlarn yegne zenginlii budur. En kymetli eymi
gibi sarldklar bu mal varlklar, onlarn ileri adm atmalarna engel
olmaktadr. Dreamer'n aklamasna gre bunun sebebi, insanln bunlar
kendileri iin koruyucu kalkanlar olarak grmesiydi.
"...neyin varsa sat, parasn yoksullara ver, bylece cennette bir
mkafatn olacak; sonra gel, beni izle. Bu szleri iitince gen adamn yz
asld, znt iinde oradan uzaklat, nk ok mal vard."
Nihayet, zengin gencin yks diye bilinen bu meselin konusunda, bir
suyolunu aarcasna, onu yaratan akln parltsn grdm ve yzyllardr
alkoyulan hazine o olaanst szlerde kendisini gz kamatran
gzelliiyle gsterdi.
Veronica's'ta olanlarn aklamas yeniden canlanarak, beni aniden
yldrm gibi arpt. Dreamer'n o akam yemeinde bir araya gelen kadn ve
erkeklerden istedii, zenginliklerini deil, yoksulluklarn brakmalaryd.
Aslnda onlara Oluun daha yksek seviyesine nasl eriebileceklerini
gsteriyordu. Yerinize bir bakasn atayn, demiti.

233

S t e f a n o E. D ' A t n a
Zengin genle konumann can alc yeri urasdr: "...neyin varsa sat,
parasn yoksullara ver." Bu yoksullar, kutsal kitapta bildirilen yoksullard.
Sahip olduklarnz, sizin yerinizde olmak isteyenlere verin. O zaman, sahip
olduunuz hereyin, yaamnzda en ok bal olduunuz eylerin, sizi
bekleyen olacaklara kyasla sefalet tuzaklarndan baka bir ey olmadn
anlayacaksnz.
Dreamer'n bana rneklerle derinlemesine aklad farkl bir dzene
gre, bizim evrenimizde gelimeyen her ey rr. Bizim kendi
yaamlarmzda bile, her an iin gidilebilecek yalnzca iki yn vardr; ya
yukar, ya da aa. Dreamer bunu, 'Evrim Yasas' olarak adlandrrken,
evrensel boyutta, bireyler iin olduu kadar, kurulular, uluslar ve tm
medeniyetler iin de geerli bir durum olduunu aklad.
Yukar doru bir atlm olmadan, daha fazlas olmay arzulayan zel
enerjinin bulunmad yaam kendi zerinde yere doru kamburlar ve
rmeye yz tutar.
Kendi tarihinde, st bir dzene ykselmek iin enerji bulamad belirli
dnemlerde, olduu yerde dne dne, en sonunda yzn artk k
noktasnn tam aksi ynne evirmek durumunda kalana kadar adm adm
gerileyen kilisenin, bandan geenlerin bu olguyla simgesel olarak bu denli
badayor olmas stne dndm.
Bylece, kendini putlatrarak zn inkar etti. eliki iinde, 'Hristiyan'
olduuna inanmaya ve kendini bu ekilde adlandrmaya devam ederken,
tapnan, batl inanl ve hatta kendi icad olan Engizisyon mahkemelerinin
uygulamalar ve hal seferleri sonucu sabkal bir kurum haline geldi.
sa'nn retilerinde, Cennet Krall'nn dnda, ine deliinin bu
tarafnda kalmaya mahkum edilen zenginler, ok eski zamanlarn paral
zenginleri deil, fakat, olumsuz duygulardan, ballklardan ve sululuk
duygularndan oluan ykntlar ile ar yklenmi, hem yayor hem de lm
olmann ar korkusuyla dibe gmlen insanlard.
Yzyllar boyunca, milyonlarca insan yoksullua yneltip, kurban
zihniyetine zendiren bu mesajn anlamnn bylesine ters evrilmi
olmasnn feci sonucunu imdi net bir ekilde grebiliyordum. Kilise'nin,
yoksulluu; merhamet gstererek, dorulayarak ve hatta kimi zaman verek
gklere karmas bile farknda olmadan srekli kld bu tutumun
kklerinden sklerek, insann bilincinden dolays ile de toplumun
bilincinden atlmasn zorlatrd kansndaym.

234

T a n r l a r Okulu

14 Korku rm sevgidir
Dreamer, "Korku, bandan beri yaam damarlarnda dolaan bir
uyuturucudur. Bu, bir eyden korkmak deildir. Bu sadece korkudur, o
kadar" dedi. "imdiye kadar da ona altn. nsann olaylar dnyasnda
karlat durumlar onan hem kamaya alt, hem de iinde grmekten
kand eyleri ortaya koymas bakmndan faydaldr. Okul'u olmayan
kiiler iin ktlk ve rastlant, felaketten farkszdr. Oysa bunlar bir Okul'a
sahip olanlar iin yitirilen btnl, yeniden ele geirmeye ve anlamaya
yarayan alma aralardr. Ayn zamanda da, insann gerek durumunu
gsteren belirtiler, alarm sinyalleridir."
"insann dndnn aksine, nce korkunun kendisi gelir, sonra
korkulacak eyi seeriz."
Sradan bir insann yaamnn ilk balarnda, pheler, korku ve keder
onun snrn belirler: yar snak yar hapishane olan, sanki byk bir yer
alt snandaym gibi kendisini gvende hissettii bu snrl alannda
hipnotik bir uykuda ve hayali bir boluktadr.
"Korkuyu terk etmek, btnle, Olu birliine doru atlan ilk admdr,"
diye szlerini tamamlad, "nk korkunun zerine ne bir ey kurabilir, ne
de akl ekleyebilirsin. Korkusuzluk bir savann ilk kuraldr. Korku, seni
iine baml, klar ve gemite yaptn gibi hastala snmaya zorlar."
O srada Dreamer'n, "Korkuyu frsata dntr!..." diyen sert sesi bana
bir t vermek zere havada nlad. "nsann sadece iki duygusu
vardr...korku ve sevgi. Bunlar kendi iinde birbirine zt eyler deildir...
Sadece oluun farkl dzeylerindeki ayn gerekliktir. Korku rm sevgi,
sevgi ycelmi korkudur."
Bu son cmlelerini yazabilmem iin bana biraz sre tand ve kelimesi
kelimesine yazdmdan emin oluncaya kadar bekledi.
"Korku, iindeki lmdr. Kahraman, korkusuz ya da isel lm
olmayan bir adamdr. Kahraman szc; hero, eros, amore, a-mors 'dan
gelir ve hepsi lmszlk demektir. inde lm olmayan bir kii, darda
onunla karlaamaz.

235

S t e f a n o E. D'Atna
Kahramanlk, meydan savanda deil, yalnzlk iinde, kendine kar
kazanlan, insanlk merdivenindeki bir dzeydir. Sava yalnzca kahramann
grnmez bir ekilde ele geirdii eyi grnr klmaya yarar. Savata onun
yenilmezlii, yklmazl, Oluunda oktan gereklemi olan bir eyin
yeniden kantland bir deneme, lm zerindeki zaferini gsteren turnusol
kadndaki, gerek bir engel snavdr. "
Dreamer, konumasnn arama uzun bir suskunluk girmesine izin verdi.
Bu sreyi, notlarm tamamlamak ve yeniden gzden geirmek iin
kullandm. Bir araya getirilen malzemenin deerini ve Dreamer'n, ileyen
en gizli dzenlere, psikolojinin en karanlk blgelerine ve bizi korkak,
yalanc ve lml yapan her eye gz kamatracak kadar parlak bir k
tutan aklamalarndaki grkemi hissettim.
Yeniden konumaya baladnda, Kuveyt meselesiyle benim ii brakma
ve tanma korkularm gndeme getirdi.
"Kuveyt'e gitmek senin iin nemli. Dardan bakldnda, yeni bir i
frsatnn balangc olarak grnrken, znde, ok uzun bir sredir iinde
debelendiin Olu'unun, snrl ve soluksuz haline kar elde edecein
zaferin ilk adm anlamna geliyor. Titreyen bir sesle,
" Bir 'giriimci' zaten 'd' e doru yol alan kiidir," dedi, sesi ok
yumuakt. "Bahiste itibarn ortaya koymaktan ekinmeyen ve kalplarla
nceden kurulmu dengeleri krp, ok daha elverili olanlar yaratarak
gereklii deitirme gcne sahip bir isyancdr... Birka adam bir araya
getirmek, onlarn sorumluluunu stlenmek, onlar evkle yreklendirmek,
kendi dn onlara bulatrmak giriimciliin belirleyici nitelikleri olarak
adlandrlabilir. Aslnda bunlar, insann sorumluluk merdiveninde en st
basamaklara erimesini salayacak Olu meziyetleridir."
Bir hznn iimde hzla, kontrolszce bydn hissettim. dnyam
kararp, varlm bir glge gibi kapladnda ani bir bbrek sancs krizine
tutuluyordum. Fiziksel ar ile psikolojik arnn tam orta noktasndaki bu
hisse benzer, baka bir his daha yoktur. gdsel olarak elimi sa bbreimin zerine koydum. Dreamer'a, tamamen kurtulduumu dndm
hastalmn nksetmesinden korktuumu belirtmek ve yaptracam tbbi
kontrolden bahsetmek isterdim.
Aniden, "Kes u yalancl!" dedi.
"Sen yalanclarn, kendine yalan syleyenlerin en ktssn:
ikiyzlsn...
236

T a n r l a r Okulu
Hastalk diye bir ey yoktur. Beden asla hastalanmaz. Sadece oluta
neyin eksik olduunu gsteren sinyaller gnderip belirtiler retebilir.
Hastalklar yoktur, yalnzca iyilemeler vardr..."
Ar ar konuarak, szcklerini ok net sylemeye balad ve,
"Tm iyileme, korkudan kurtulmaktr. Asl nedenden bir kez
kurtulduunda belirtiler de yok olacaktr," dedi.
Allak bullak olmutum. Saln olduu kadar hastaln da sadece bana
bal olduunu ve bedenimde oluan talan retenin bamllklarm ve
korkularm olduunu sylemesi ile i ie gemi, giderek byyen, sonunda
da beni iine alarak yutuveren dnce emberinin iinde kayboldum.
Beni kendime acmann iine ypratc bir dal yapmaktan son anda
kurtaran ses tonuyla, "imdiye kadar bir parazitin hayatn yaadn. Senin
hastalnn tans: sorumsuzluk. Bbreklerinden hastalanan kiinin
korkulan vardr ve bu nedenle bamldr. Bbrek hastal iletiim
sorunlarnn olduu anlamna gelir; nce kendinle, sonra bakalaryla,"
dedi.
O sralar Dreamer'n bu szleri bana anlalmas zor gelmi ve beni phe
iinde brakmt. imizdeki gkyznde yldzlarn ve galaksilerin parlayp
dndklerini, gne sistemini oluturan gezegenlerin, dorudan bedenin
organlaryla balantl olduunu ve bunlarn ok eski kltrlerde zaten
bilindiini ancak aylarca sonra renecektim. Eski alardaki insanlar,
karacieri Jpiter'le, yrei Mars'la, dala Satrn'le ve akcierleri Vens'le
badatrmlardr. te bu son badatrmada, nefes aln duyguyla ve amors, yani lmn olmamas anlamna gelen 'sevgi' ile balantsnn
doruluunu kefetmitim. Nefes ve nefesin ilikili olduu organlar aracl
ile duygularmz kontrol altna alabilir ve korkuyla savaabiliriz. Dreamer'n
bana henz syledii eyin dorulamasna klasik kainat inanlarnda da
rastlarz: Bbrekler Merkr'le balantldr; tanrlarn kanatl elisi, dolays
ile iletiimle ilgisi bulunmaktayd. Fakat bu keif ok sonra gelecekti.
imdilik yaptm ise, phecilik taslamak ve unu sormak oldu: "Peki ama,
o zaman neden iletiim benim iin ok basit oldu, her zaman bu iin en
youn olduu alanlarda almama sebep olan neydi ?"
Dreamer, szlerimi uzatmama izin vermeden, "Elbette yle yaptn!" dedi,
"nk bbreklerinden hasta olanlar iletiimi gerektiren ileri kendilerine
ekerler ve bu tr ilerde bu yetenek eksikliini, balant, anlama ve
paylama yokluum dengeleyecek bir aram gibi alrlar," dedi.

237

Stefano E. D'Atna
Sonrasnda, ok nem tayan bir ey syleyen birinin ses tonuyla,
"Korkularn, sana cret deyen bu irketi, senin bamlln yanstan
dev bir put yapt... 'D'n' dna aktardn... kendini bir kle durumuna
indirgeyerek, bir maala sahte gvenceler karlnda dlerini takas ettin.
Zaten baml kiiler, imdiden boyunlarna kadar mezarlarna
girmilerdir."
"Gerek u ki, sen de milyonlarca insan gibi kendini yok etmeye karar
verdin," dedi ve bu son saldrs ile szlerini sonlandrd.
Bu szleri iittiimde, iimde fke dolu bir isyan, nefrete yakn bir
gcenme duygusu kabard, yle ki bu ani ykselen nefret ve iddet duygusu
yznden nce kendim korktum. Szleri deneyimsiz bir sinire dokunmu,
karanlkta, yaamma gz kapal yol gsteren en gizli ve en savunmasz
tarafm meydana kartmt. Sonra, iimde ykselen bu nefret ve isyan
duygusu bir hayalet gibi birdenbire yok oldu. Onlar ekildikten sonra ise
geriye kalan ve ok daha derin olan minnettarlk ve teslimiyet duygularn
buldum. imde her eyden daha gerek ve samimi olan bir ey, Dreamer'la
karlaan herkesin iyiletirme bulacan biliyordu.
Beklenmedik bir efkat, babacan bir tavrla, "Kuveyt'e git," dedi. "i
kabul et ve bir giriimcinin yaamn yaa... Daha tatl bir havay solumaya
bala. Bu, seni daha st sorumluluk dzeylerine erimekten alkoyan
engelleri yerle bir etmene yardm edecektir...
Bymenin nndeki engelleri kaldr; tm kiisel, sosyal ve ekonomik
sorunlarn zlp kaybolacaktr.
Korku ve bamllk ayn eydir. Bamlsn nk korkuyorsun ve
korkuyorsun nk bamlsn.
Bu snra saldrmak ve korkuyu alt ederek onu Oluunda skp
atmak... onunla savamaktan daha kutsal bir sava yoktur."
Burada durdu; bana sanki bu sefer iin daha fazla bilgi verip vermemeyi
gzden geirirmi gibi geldi. Grnts bulanklamaya baladnda,
"Kuveyt'te, Projenin ok deerli hcreleri olan insanlar tanyacaksn," dedi.
15 zm yukardan gelir
Ertesi gn rntgen muayenesini iptal ettirip, Yusuf Behbehani'nin
teklifini kabul ettim. ACO Personel Bakan Dr. L., birka formalite
cmleden oluan istifa mektubumu alnca arm ve beni grmek istemiti.
Onunla nceden eitli vesilelerle karlamtm.
238

T a n r l a r Okulu
Edindiim bilgilerin nda sert ve alml bir amir olduunu
sanyordum. Ancak bu kez toplant farklyd. Tm gemii ve gelecei ksa
bir an'n iine sktrlarak, o gn adamn tm yaam meydana seriliverdi.
Kars, ocuklar ve yaamla ilikisini grdm. Dr. L, tam yatay kariyeri
simgeleyen, grnte baarl bir kiiydi ama onun yaam da ayn
korkularn, bamllklarn ve mutsuzluklarn ynettii aslnda benim
yaantma benzer bir yaamd.
Kararm verdiim anda, grnts apak ve bir bisturi kadar keskin hale
geldi. Bir zamanlar amirim olan bu kiide, kendi gvensizliimin
yansmalarn, alan pozisyonundaki durumunun yetersizliini, dnyann
insana dayatt tm boucu ifadelerini 'grdm.'
'Bunu grmek' ve zgrl hissetmek, ayn histi. zgrdm nk 'onu
grebiliyordum' ve 'onu grebiliyordum' nk zgrdm. Bu adamda
kendimi fark etmek ve onun her tavryla szndeki yansmay irdelemek,
ayam kaldrp bir basamaa koyup bir dier basamaa kmaya
benziyordu. Bundan byle asla amirim olamazd. Kendimi bir milim
ykseltmem, bu adamn tm varoluunu bir anda 'anlayabilmem' iin
yetmiti: almalar, kariyeri ve ilikileri.
Onun zel ve profesyonel yaam, grnrdeki baarlar ile
baarszlklar olmak zere, bildiine ve sahip olduuna inand her ey
onu aniden snrlandrmt. Ve ben zgrdm. Hayatmn her noktasndan
geen eski prangalardan kurtulduumu hissettim. Sonra, insanlarn
kendilerini yoksullua adamalar, kendilerine ac veren her eyi genel olarak
yceltmeleri, yalana olan dknlkleri ve lmn kanlmazlna olan
sarslmaz inanla bana putperestlik kadar anlamsz geldi. Dr. L. ile
grmem, iimdeki eskiyle yeninin bir dellosu halini ald. Sadece bir anlk
bir duraksamam olsa dengemi kaybederdim ve gerisingeri bamllk
tuzann iine ekilirdim. Oysa ortaadaki dvler gibi, galibiyetim
grnmeyen dnyada kaydedildi ve ben amansz bir mcadeleden henz
galip km biri gibi, hiddetli ve asabi bir mutlulukla doldum.
Ofisinin kapsnn nnde ayrldmz srada, benim bu deiikliimden
dolay Dr. L.'nin bile gzlerinde bir memnuniyet ifadesini yakaladm
syleyebilirim. Grmemiz onun da bir nefeslik zgrlk solumasn,
rolnn hapishanesinden ok ksa bir sre iin de olsa kmasn salamt.
Anladm ki bir tek hcre bile kendisini iyiletirip yeni grnnn
oluumunu duyurduu zaman tm insanlk ta onunla beraber sevin
duyuyor. Geen tm bu yllar boyunca ACO Grubu'nun, sadece bir ii ve bir
239

S t e f a n o E. D'Atna
gelir kaynan deil, bir korunmay ve bir bamllk koulunu somut olarak
temsil ettiinin farkna vardm. Artk temiz bir sayfa ama zamanyd.
Birka gn iinde evi kapattm, ocuklar Giuseppona ile birlikte anneannelerinin yanna gnderdim. Artk, kara altnnn stnde yzen, imdiden i
dnyasnn bir n cephesi ve yeryznn fnans merkezlerinden biri olan
Kuveyt' e tanmaya hazrdm.
Bu koullarda bile Giuseppona'y benim tarafmda buldum. Gzleri
heyecanla parlyordu. Bir kez daha hazrd. Hatta bu deiiklii ve
Ortadou'da yllarca yaama olasln memnuniyetle karlayp bir ocuk
gibi heyecanland. Beni kucaklarken, "Elini abuk tut, olum!" dedi. Bu
srada araba yerletirilmi, Giorgia ve Luca da beni geirmek zere
binmiler, hazr bekliyorlard. "Bize gzel bir ev bul... l grmek iin
sabrszlanyorum... Zihnimde onu, Licola'dan biraz daha byk bir kumsal
olarak canlandryorum. Ayrca bir Arap prensiyle tanmaya can
atyorum..."
Giuseppona'nn keyfi kolay kolay bozulmayaca gibi, bulacyd da.
Sayesinde ocuklarla vedalamak hzn yerine neeli bir havaya brnd
iin ona minnettardm. En ksa zamanda yeniden birlikte olma sz beni
glendirerek bu nemli deiiklii daha da bir kararllkla gslememi
salad.
Dreamer srekli olarak bana d var olan en gerek eydir ve dleme
sanat zmler dnyasna ulama imkan salayan bir Olu hareketidir diye
hatrlatyordu.
"Olaylar dnyasnda, kartlklar dnyasnda zmle karlaman
kesinlikle imknszdr. zm, sorunla ayn dzlemde deildir.
zm yukardan gelir, ama senin istediin zamanda deil! zmler
dnyasna girebilmeyi bilmek gerekir. Oluta ykseldiinde, sana bulank
grnen her ey netlik kazanr, geit vermez dalar gibi grnen sorunlar
ise kolay tmseklere dnr..."
Bu szler, gzmzn nnde olmasna ramen her trl inceleme dnda kalmay srdren bir olgunun, hayati nem tayan bir sorunun
stnde zihnimi yormama neden oldu: Dnyann tarihi boyunca sorunlar
asla zlmedi! Olsa olsa, zaman veya corafya bakmndan yer deitirdi,
gelecee ertelendi veya baka bir lkeye tand. Dolaysyla, insanlk
tarihindeki deiiklikler ve oradaki devasa problemlere bulunan zmler,
hep grnrde kald. Bugn bile bu sorunlar binlerce yl ncesiyle tpatp
ayn. nsanlk, dn plak elleri ve akmak talaryla zemedii sorunlar,
240

T a n r l a r Okulu
bugn en gelimi teknolojileriyle de zemedi.
"Yine de kesinlikle bir ok gelimeler gsterdik ve bugn ok daha iyi
durumdayz..."
"nsanln en derinlere kk salm ve en zararl alkanlklar iinde,
bunun iyiletirilmesi konusunda srekli konumak ve buna inanmak vardr.
Gnlk konuma dili 'evrim', 'geliim', 'ilerleme' gibi bir sr szckle dolu
olmasna ramen, her ey yine olduu gibi kalr. Gelimek imkanszdr"
derken Dreamer'n sesinde sert bir ton hkimdi.
"Gelierek
ilerleyebileceine inanmak gemiteki insanln bo inanlarndan biridir.
Bu, banaz ve kr bir inantr. "
Binlerce yldr hibir ey olmad. Yoksulluktan sululua, kartlklara ve
savalara kadar yeryzndeki problemler, Ta Devri'nde ne ise Dijital
a'da da hep ayn kald.
"'Gelimek', her eyin olduu gibi kalmasn isteyenlerin, eskimi,
canlln yitirmi bir dnme biiminin bamls olanlarn parolasdr."
Dnyann dardan dzeltilebileceine inanmak, ktln kkleriyle
mcadele etmeye gc olmayan insanln kr krne inandr.
Dncede devrim yapmak gerekir. Bir altst etme. Gerei deitirmek iin
'd' deitirmek gereklidir. Bunu ancak birey yapabilir.
Zaman dner, bylece insan ve onun yaratt tm medeniyetler, gelecee
doru ilerledikleri yanlsamas iinde dnerek ve her dngde git gide
bozularak, daima gemie, baladklar noktaya geri giderler. Dolaysyla,
medeniyetler tarihinde olduu gibi, bir insann yaamnda zm asla zaman
iinde deil, 'dikey zamanda', yani bilinen zamann dndaki zamandadr,
dncenin niteliindeki bir ykselme de ancak byle bir anda
gerekleebilir.
nsanlk, ancak hi ile sonsuz zaman arasnda asl duran an ' yneterek
kaderini biimlendirebilir ve olaylar stn bir dzende yaratabilir.
Yaantmn imdiye kadar Dreamer'n rehberliinde geen her aamasnda olduu gibi, sanki bir yapbozun her bir parasnn kendi yerini
bulmas gibi, o andan itibaren, her ey doru oranlamada ve zamanlamada
olmas gerektii gibi yerini ald. Kararm verir vermez, kapldm ve uzun
zamandr duraan kaldm koullar zme kavutu.
First thing first ! - nemde ilk olan, ncelikte ilk olur!
En nemli ey olan 'd' yani geliimini, dier her eyin nne
yerletirince ve beni anmsaynca bir tr ayrt etme duygusu ykselir...
bylece neleri yapp neleri yapmayacan kesinlikle bilirsin.
241

S t e f a n o E. D'Atna
Kendini gzlemlemeye, kendini tanmaya balaynca, doru olan her ey
gereklemeye balar ve te yandan, 'dn' bir paras olmayan yararsz,
bo ve ykc olan her ey de zlp yok olmaya balar."
Bu szlerin doruluuyla her an kar karya geliyor ve bu gereklii
neredeyse elimle tutabiliyordum. Gemiin paras olan her ne varsa, ben
daha pimanlk duymadan ve bunlar durdurmaya almadan, hibir aba
gstermeme gerek kalmadan kendi kendine ufalanp yok oluyordu.
Nuh'un yapt gibi, ben de yanmda ancak yeni dnyamn 'tohumlarn'
gtrebiliyordum.
Dardan baknca, uzak bir lkedeki bir giriimcilik serveni uruna bir
iin gvencesini, bir aile dengesini ve evimi terk ediyordum. Dreamer'la
geirdiim yllar, uyguladm z gzlemleme almalarm ve O'nun varl
sayesinde braktklarmn aslnda hl beni 'gvenli' bir iin, korunmann ve
d dnyadan gelecek yardmlarn kesinliine inanmaya iten yalanlarla
bamllklar olduklarn grebiliyordum.
Gretchen, dnyann bu tarifinin tam anlamyla bedenlemi haliydi; yaamn o ekilde dnlmesini, hissedilmesini ve anlalmasn beslemeye,
srekli klmaya her durumda hazr bir temsilci, sadk bir bekiydi. Zaman
geldiinde, tahmin ettiim gibi, Ortadou'nun kumlan iin Alplerin karn
brakmak istemedi. Bu kadn ve onun temsil ettikleri, benim ardmdan
gelemezdi. Jennifer'la bama gelenlerin yine tpatp ayns tekrarlanyordu.
Dreamer'a evet dediim her sefer, bir yalanlar, mecburi uzlamalar ve
ikiyzllkler dnyas yok oluyordu. Dreamer'a gre dorularm, bana hl
grnmeyen ok deerli bir eyle deitirilmesi gereken sprntlerdi.
Grnrde ortaya birdenbire kan bylesi kkten deiiklikler, yllardr
gsterilen abalarn getirdii bir milim anlayn sadece kk bir ksmnn
sonucuydu. Buna ramen, daha teye geip Dreamer'n szlerinin
derinlerime dek ileyebilmesi iin daha ok yllarn gemesi ve hatta daha
ok hata yapmam gerekecekti. Dreamer'n retilerine yol amak iin,
Gretchen'm da dier tm ikiyzllkler ve hayaletlerle birlikte, yaammdan
kmas gerekiyordu. O da New York'a dnd, mektuplar giderek seyreldi
ve bir daha birbirimizi hi grmedik. Taptm putlar, kesin inandm
eyler, tmyle yklmaktaydlar. Benim iin ncelik olan her ey tepetaklak
oldu. Kariyer, aile, para, tm deer yarglarm yeni biimlere
brnmekteydiler. Yaantma srad bir ey giriyordu, nazik, iten ve
gerek bir ey, sade bir ekilde kendisi iin yer ayordu.

242

T a n r l a r Okulu

Blm VI

Kuveyt ehrinde
1 "Ekonomi budur!"
Srtm koltua yaslayarak geriye doru kaykldm ve bacaklarm uzun
maun masann altnda ileriye doru uzattm. Aylardr hep olduu gibi,
bugn de youn kouturmayla geen bir i gnyd. leri enlikli bir
kargaayla yrtyorduk ve ofisler, Avrupa'dan henz gelen yeni donanm
malzemeleri ve mobilya kolileri ile kaplyd. irketin merkezini tadm El
Abadi Ticaret Merkezi kiz Kuleleri, akamn bu saatinde olduka sessizdi.
Klimalarn monoton uultusu, kocaman mekanik bir kedinin mrltlar gibi
huzur vericiydi. Karanlktaki i ie gemi evre yollarnn ortasnda ykselen Kuveyt ehri bir avu elmas gibiydi. lkenin tek otoyolu, kuzeybat
ynnde kilometrelerce tedeki petrol kuyularna doru l l uzanyordu.
Kuyulardaki devasa petrol tulumbalar durmadan nefes alan, milyonlarca
yllk tuz okyanuslarndan km dev ejderhalarn balarna benziyordu.
Akam olmutu, ancak o gn, tm kaytlar aan dardaki scaklk hala
dayanlmazd. Emir, scakln 40 derecenin zerine kmas halinde i ile
ilgili tm aktivitelerin durdurulmasna ynelik bir kararname yrrle
koymutu. O gnden sonra hibir resmi termometrenin 40'n zerinde bir
scaklk kaydetmemesi zerine bu insani meseleye ve i duraksamasndan
kaynaklanacak maliyet sorununa getirilen bu akllca zm dnerek
glmsedim.
Kuveyt'te kurduum irket, ofislerle teknik destek birimlerinin El Abadi
Kuleleri'ndeki ticaret kompleksine tanmasyla tam olarak faaliyete
gemiti ve Behbehani Holding bnyesindeki ok sayda i alanlarnn en
krllarndan biri olmaya doru ilerliyordu. Bu i iin, Avrupa'nn her
kesinden ve ABD'den stn nitelikleri olan yneticileri ve teknik
personeli setim. Yeni sahalarn kazanlmasnn ortama getirdii heyecanla
her geen gn gelien i kapasitesini karlamak zere yeni personeller
243

S t e f a n o E. D'Atna
bnyemize katlmaktayd. Her biriyle ayr ayr imzaladm ie alma
szlemeleri, Ortadou'da en az yl sreyle oturmalarn zorunlu
klyordu. Onlar bulmak ve semek kolay olmamt, zellikle onlar
Kuveyt ehrine gelmeye ikna etmek ok daha zor olmutu. Dnyann eitli
yerlerinden gelen bu kk gmenler ordusunun, oturma izinlerinden ev
eyalarnn tanmasna, ailelerinin ortama ayak uydurmasndan,
ocuklarnn eitimine kadar birok sorunlar ve bitmez tkenmez ihtiyalar
vard. Kuruluun dzgn yrmesi ve sorumluluunu stlendiim bu
insanlarn rahat iin, gereken her eyin dzenlenmesi ve planlanmas ile
gece gndz urayordum. Artk sorumluluk benimdi ve iyi bir patron gibi,
bir zamanlar onlarn pozisyonundayken kendim iin istediim her eyi
beklentilerimi ve gereksinimlerimi dnerek, onlar iin yapmak istiyordum.
Ancak ne var ki, tm uralarma ramen onlar tatmin etmeyi hibir zaman
baaramadm.
Bir araya getirdiim farkl dillerden, milletlerden ve meslek gruplarndan
gelen insanlarla, eitlilikten mutlu, ok biimli bir yapya sahip kk bir
Babil Kulesi oluturmutum; bu ok renkli kltr mozaii kusursuz bir
geliim sreci plann izleyerek her geen gn bymeye devam ediyordu.
Kuruluun bnyesini oluturan her bir para ve her alan bu sk dokunmu
kuman atksn oluturan yatay ilmek dizisi boyunca kendi yerlerini
ularak doal bir biimde birbirleriyle kaynamlard ve ben ok gemeden,
oluturduum bu ekibin kendi uzantm olduu hissine vardm.
Bu insanlara hizmet etmen, onlarn rahat, huzuru iin alman demek
'dn' ilkelerini srekli hatrladn anlamna gelir. Sendeki deiim onlar
daha canl, daha sorumlu ve daha zgr klacaktr. zm liderin
btnldr. Ekonomi budur!
imdi, dncelerimle ba baa kalm, O'nun szlerini tekrar gzden
geiriyordum. Havaya ocukluumun ho kokular yaylmt adeta ve ben
kendimi hafif ve neeli hissediyordum. Benim iin alan kadn-erkek
herkesi bir bir zihnime ararak inceledim. Zihnimde, benim iin alan
tm kadn ve erkekleri grebiliyordum. Dreamer'n ebedi szlerini
dinlerken, yzleri tekrar gzlerimin nnde belirdi; ."Bir liderin grevi,
alanlarn kollamak, sevmek ve onlara hizmet etmektir. Bir kuruluun
hzla geliip ilerleyebilmesi iin en uzak hcresinin dahi gzetilmesi
gerekir."
244

T a n r l a r Okulu
2 'D' unutmak
Yeni yaamm youn olarak dolduran bu kurulu aamasnda, Dreamer'n tlerini unuttum, oyunun esiz gzelliini yitirmeye baladm.
Giderek daha da uzayan srelerle O'nun retilerinin temiz havasn
solumadan aratrmam zihnimden tamamen uzaklatrarak, neredeyse hi
nefes alamaz halde yaadm. O sralar sorumluluumun kanlmaz saydm
sonulan ve gstergeleri olarak karma kan endieler ve skntlar beni
ylesine tutsak ettiler ki, her eyin sadece benim kararlarmdan, stratejik
tercihlerimden kaynaklandna inanyordum.
Dreamer, "Her ey oktan yapld..." diyen szleriyle, felaket getirecek
bu yolda ilk admlarm atmadan, nceden olacaklar konusunda beni
defalarca uyarmaya almt. "Evet, her ey oktan yapld. Senin tek yapman gereken yalnzca ektiin mahsul yani sonular toplamak..."
Ama bu szler bolua dyorlard, daha doru bir ifadeyle, kibrimin
tabyalar nnde parampara oldular. Ynettiim ilerin baarsnn her
geen gn bydnden emin olmam, benim zaten sahip olduum yetenek
ve becerilerimin doal sonucuydu. Aka belli olan tuzaklar ve kurulmu
pusularyla, i yaamndaki binlerce durum ile insann baarl olup kendini
kantlama mcadelesi, beni daha gergin, endieli ve hznl yapyordu.
Riccardo's'ta bir akam yemeine gidiimiz srasnda sahil yolunda
yrdmz anmsyorum. Yanmzda dnyann en akl almaz trafii
akyordu, geit alayndaki develer gibi sslenmi kamyonetlerin ve eski
Mercedes'lerin yanndan Bentley ve Ferrari'ler gemekteydi. Onlarn
grltsnden, Dreamer'n sylediklerini glkle duyuyordum. Birdenbire
tm sesler kesildi. Grnmez bir komut almasna, arabalar ya kaldrma
ktlar, ya da yolun ortasna park ettiler. Arabasndan inen herkes eline
ald seccadesini kbleye doru serdi ve yzlerce ofr, bir sihirli denek
demiesine, namaz klarak ibadet eden kalabalk bir cemaate dnt.
Yldzlarla dolu bir gkkubbe altndaki bu deniz kys, devasa bir cami
haline geldi. Bu sessizlikte Dreamer'n sesi, bana anlatamayacam bir
iddetle ulat.
"Bu insanlar da seninle ayn yolu yrmekteler. Senin istediin amaca
ulamak iin onlar gnde be kez diz kyorlar. Ama bekledikleri cennet
asla gelmeyecek. Cennet sadece bir Olu durumudur... O yzden, teki
dnya olarak tanmlanan yer, snrsz olan bu dnyadr. Kitlelerin yapt
toplu ibadet trenleri sadece bir yanlsamadr..."
245

S t e f a n o E. D'Atna
Ayn akam, daha ge bir saatte yakaladm ilk frsatta, bana bu konuyu
biraz daha anlatmasn istedim.
Dreamer'n sylediklerine gre, dinler, ideolojiler ve bilim nce,
zerinden gememiz, fakat sonrasnda onlar aarak geride brakmamz
gereken kprler gibiydi. Grevleri tamamlandnda, kendimizi onlardan
zgr klmamz gerekirken, kendimizi balama iine yle ok kaptrdk ki,
sonunda dinler, sorgulanmadan kabul edilen ideolojilere, hurafelere,
hapishanelere ve lmcl tuzaklara dntler. nsanln bu saldrgan ve
atmac haline mdahale edilmediinde, kendi kendini mahveden insan
iin mahkemeler, polisler ve hapishanelerle birlikte din, sua eilimi
nlemeye ya da en azndan onu belli bir snrda tutmaya yarayan toplumsal
bir denetim aracdr.
"Amacn hatrla," dedi. "Eer kendi kaderini bir byk servene dntrmeyi gerekten istiyorsan, 'dn' ilkelerini anmsa... insanln, kendini
olumsuz duygularla, ykc dncelere kaptrmas bana gelen felaketlerin asl
nedenidir. Tetikte ol! Sana ac verebilecek bir atom tanesinin bile iine
girmesine izin verme. Her ne yol izleyeceksen izle ve lmcl yaralarn an'da
kapat!"
Dreamer'n varlna ve tlerine ramen, kendimi kanlmaz olarak
mutsuz bir hayaln eski yollarnda ilerlerken buluyordum. Dreamer'n, o
akamki bulumamz yine bir tehditle kapattn anmsyorum.
"Kendi devrimini balat!" diye emretti, "yoksa bir gn, senin dndaki
bir tanrsall memnun etmek zere, kendini bu kalabalkla beraber diz
kerken bulacaksn." Sonra, kocaman bir yrtc hayvann hrlamasna
benzeyen bir sesle fsldayarak, "Dei! Aksi halde yerine, senden daha
hazr olan bir bakasn koymam gerekecek," dedi.
irketin bymesi ve faaliyetlerin genilemesiyle birlikte iimdeki bask
da gnden gne artyordu. Geceleri yrek arpntlaryla uyanyordum ve
uzun sre uyuyamyordum. Tanrsal bir ltufla arada bir, hapishanenin
parmaklklarndan ieri szlen gne gibi, Dreamer aklma geliyordu
da, rahat bir nefes alabiliyordum. Birka dakikalna da olsa unutkanln
duvarlarnda kk bir delik alyordu. ok ksa bir sre iin 'd'le
yeniden balant kurabiliyordum. Olutaki bu yeri, endie, belirsizlik ya da
zntnn olmad, zamann dndaki bu aday bir daha terk etmek
istemiyordum. Fakat bu durum gz ap kapayncaya kadar ksa sryordu.
Ksa sreliine benden uzaklaan korkular, pheler ncekinden daha
glenmi bir halde geri geliyorlard. Boulduumu hissediyordum.
246

Tanrlar Okulu
O zaman bir mide bulants bedenimi eline geiriyor ve beraberinde zihnim
yine bir ordu dolusu karanlk dncenin esiri oluyordu.
O akam, sessizlik ve yalnzlk aklmdan geenleri biraz yattrnca not
defterimden 'rasgele' bir sayfa atm. Tm canll ve enerjisiyle nme
Dreamer'n u szleri kt: "Her insan, yaamas gereken gerekliin tek ve
yegne yaratcsdr. Dnya, kendi yaammzn hayaletlerini zerine
yansttmz dev bir ekrandr... Bizden baka, kaderimizi etkileyebilecek,
bilinen veya bilinmeyen, doal veya doast hibir kuvvet yoktur... ster
iyi, ister kt olsun, yaammzdaki her bir olay, ortaya kmadan nce
mutlaka bizim onaymz almaktadr. Sakn bu dnyann senin dnda
varolduuna inanma. Darda bir yerlerden geldiine inandn her eyin
balangc, senin iindedir, baka hibir yerde deil. Darda olan biten her
eyin isel bir sebebi olduunun farkna varman, ktlk, keder ve lmn
dnya zerinden tamamen yok olmasn salayacaktr."
Gzlerimi kaldrdm ve kemerli mermerden Fas stili pencerenin
ereveledii karanla bylenmi gzlerle baktm. imdiki yaammn
gemi yaammdan ne kadar farkl olduunu hissettim. Bu an, bunca
rendiim ve bama gelen her ey iin, varlm derin bir kran
duygusuyla kucakladm bir and. Dnyann yksek bir noktasndan den
tek bir damla, yaamn tm felaketlerini bomaya yeterliydi.
Bulunduum ortam ve oradaki her ayrnty yeni bir k altnda
gzlemledim. Toplant odasnn zengin, gsterili ve oryantal zarafetini
inceledim. Yar ak duran kapnn aralndan, deerli hallarn zerine
geliigzel braklm kutulara baktm. Yarndan sonra adamlarm malzeme
ve mobilya kutularm aarak monte edeceklerdi. Zihnimden onlarn
glmseyen yzlerini geirdim. te tam o anda, odada yalnz olmadma
dair tarif edemeyeceim bir duygu iimi kaplad. Koltuumu yavaa bana
elik eden bu varla doru evirirken, kalp atlarm hzlanmt.

3 Endielenmek hayvan igdsdr


Benden birka adm tede, 'O', Dreamer buradayd; hibir dnemi
artrmayan zgn giysisi iinde ok kt. Hafife dier yana dnerek,
bacak bacak stne atm oturuyordu, yznde huzur iindeki birinin ifadesi
vard. zenle ciltlenmi kk bir kitab okumaya dalmt. Ne bana bakt,
ne de beni fark ettiini gsterir bir iaret yapt.
247

S t e f a n o E. D'Atna
Peki ama, ne kadar zamandr buradayd?
Ben henz aknlm zerimden atmaya frsat bulamamken, O her
zaman yapt gibi, sz hi dolatrmadan, konuya yine oktan girmiti.
Gzlerini kitabndan ayrmadan, "Dnyann betimlenmesiyle zdeleen
senin gibi insanlar endielenir, nk varlklarnn esiz gzelliini
unutmulardr," dedi. Ardndan gelen sessizlik, sanki syledikleri hakknda
kendi kendine dnyormu gibi geti. Sonra, bunun dncesinden bile
duyduu tiksintiyi saklamaya gerek grmeden,
"Endielenmek hayvanlara zg bir igddr!" dedi.
O'nu aylardr grmyordum. Kendimi umulmadk bir ekilde yine O'nun
huzurunda, neredeyse byle dokunabilecek bir mesafede bulunca yreimi
birbiriyle elien duygular kaplad. lk aknlm zerimden attktan
sonra, ln ortasnda palmiyelerin glgelendirdii bir tepeyi fark eden biri
gibi cokulu bir sevinle iim iime smaz oldu. Fakat ksa bir sre sonra,
bu sevincim pek de ho olmayan duygularn seline kaplarak benden
abucak uzaklat. Uzun zamandr bastrlm bir pimanln pis kokusuyla
birlikte iimden darya dalga dalga yayldn hissettim. Ben aylardr
gcm aan bir grevi gslemeye alrken, O beni yalnz brakmt.
Kim bilir ka kez, O'nu dinleyip buralara geldiime piman olmutum. Kim
bilir ka kez, ne ileri gitme gcm, ne de geri dnme imknm kald iin
bir kapana skmasna umutsuzlua dmtm. Bir maan snrl,
zavall gvencesiyle kleliin karanlk kucana yeniden snmay
istemitim. Dreamer'dan nceki yaantmn bilinsiz acsn, kr strabn
bile bu yrek tketen iin basamaklarn trmanmaya tercih ederdim. Tm
bastrma abalarma ramen, neredeyse ak bir meydan okuma havasnda
saldrgan bir tepki vermekten kendime engel olamadm.
Yz kaslarm gerilerek ifademin denetimini tmyle fkenin eline teslim
ederken, "Eer endielenmek hayvan igds ise, peki ne yapmamz
bekliyorsun? Endielenmezsek, kafa yormazsak, sonra kim yapar bunlar?"
diye diklendim.
Dreamer tepki vermedi. Sol elinde ak tuttuu kk kitabn dalgn
dalgn okumay srdrerek, hibir ey sylemedi. Daha bu szckler
azmdan kt anda zaman kaydm baa sarmak, o szckleri bulup
hemen silmek istedim. Ama artk ok geti. Szcklerin kabal ve ses
tonumdaki kstaha gurur bana geri dnd ve sanki koca bir kayann arl
altnda ezildim. Yine de, en azndan 'ben' demekten kanmtm, bunu fark
ettim. Garip gelebilir ama bu bile bana biraz soluk aldrd.
248

T a n r l a r Okulu
Sessizlik daha derinden ve daha ac vererek bymeye devam etti. Bu
arada O'nun kitabn okumasn izleyerek hi kmldamadan bekledim.
Okumay braktnda, sanki hemen yaknmda, bilinmeyen bir tehlikeyle
kar karya kalmm gibi endieye kapldm. Baparma ile orta
parman okuduu sayfalarn arasnda bir ayra gibi tutarak, kitab yavaa
kapatt. Gzlerini kaldrd ve iddetle stme dikti, katlanamaz
durumdaydm. Bir anlna,' ikimizi ayran dipsiz karanl ve varlklarmzn
arasndaki uzakln ancak k yllaryla llebilecei bir mesafede
olduunu alglamamla birlikte bam dnd.
"Sen hl almaya ve seim yapmaya inanan bir dnyaya aitsin,
planlarn ve programlarn yapld bir dnya, ve varoluun nefes aldn
grmezden gelen bir dnya." Beni sert bir baba tavryla sulad. Sonra nasl
olduunu anlamadm bir nezaketle;
"Bir insann yapabilecei tek plan, kendisini gelitirmek, kendi 'd 'n
beslemektir. Gerisi kendiliinden gelecektir. Tek bir korku zerresinin bile
terk edilmesi dalar yerinden oynatabilir ve olaylar dnyasnn ekranna
seni bir devin grntsyle yanstabilir," dedi.
Tir tir titreyerek, "Gelecek iin endielenmekten nasl kanlabilir ki?"
diye sordum. Dreamer'n yapaca mdahalenin ac vermesinden
korkuyordum. Sonra yakaladm bir hogr parltsndan cesaret alarak,
"Planlar olmadan, programlar yapmadan nasl yaayabiliriz?" dedim.
Sesimin tonunda, ilk kar geliimin kabaln bir ekilde dzeltme
abas vard.
Dreamer, "Planlama, bir tr eytan karma ayinidir, gereklikten
katr," diye yantlad. "nsan gelecek korkusunu, birtakm trensel
hareketlerle planlar ve programlar yaparak, beklentilerinin aldatc
gvenliinde hafifletir. Varln aka, kontrol edilmez ve beklenmedik
oluu ile karlam senin gibi insanlar, her zaman kurallara ve formllere
sndlar, aklclklarnn bozuk gsteren mercei altnda evreni eip
bkerek yerine daha gven verici bir dnya betimlemesi yerletirip
aldatldlar.. Fakat bunlarn hibiri, kendi phe iindeki durumlarn ve
tehlike duygularm dindirmeye yetmedi."
Szlerini bu ekilde bitirirken, sanki zc bir bilanonun kesin
dkmn inceler gibiydi. "Fakat, olacaklar talimin etmek iin ne
yapabiliriz; plan yapmadan kendimizi nasl koruyabiliriz?"
249

S t e f a n o E. D'Atna
"Planlar yapmak, bir kuyu kazarak iine okyanusun enginliini
sdrabileceine inanmaya benzer. Sana korunuyor olduun hissini veren
bu zayflk kalkan, bu yanlsatc zrh, kendinle gereklik arasna
yerletirdiin bu zayf zihinsel zar yrtlverir ve insan kendisini birdenbire
usuz bucaksz, engin bir okyanusun karsnda, yaamn ona anlatld gibi
deil, gerekte olduu halinin iinde buluverir."
irketlerin, byk kurulularn ok uzun zamandan beri smsk
sarldklar teoriler, iletme stratejileri, modellemeler, ynetim becerileri ve
bilgi alar; benim talya, ABD veya Byk Britanya'daki ekonomi ve
iletme eitimim boyunca rendiim tm teori ve teknoloji ynlar imdi
zerime tatan putlar gibi bir bir yklyordu.
Bir anda, hi olmazsa yaamm zerine oturttuum gvencenin son bir
krntsn ve Kuveyt'teki kendi irketimi ynetebileceim yanlsamasn
yitirmemek iin ezik bir gayretle, "Fakat yine de, karar verebilmek iin bir
yneticinin hl hem kendi, hem de takm arkadalarnn almalarn
planlamas ve ortaya hedefler koymas gerekmez mi?" diye sordum.
Dreamer yine saldrgan bir tavrla grleyerek, "Bir rol maskesinin
arkasna saklanma!" dedi. "Sakn bir daha, 'bir ynetici' deme, 'Ben' ne
yapabilirim diye sor. Buradaki bu kk 'ben'i bilerek kullan ve bunun
sorumluluunu stlen! Evren seni dinliyor. Her zaman!... Ve sen herhangi
bir soru ynelttiinde bile o seni lmeyi srdrr."
Sanki bir Barnabite sopasyla avucumun iine vurulmu gibi, hem
pimanln, hem de kk dmenin utancyla, iimdeki eski bir yarann
yeniden aldn ve yandn hissettim. Bir anda yeniden, Napoli'nin iine
beyaz bir inci gibi yerletirilmi eski okulumun duvarlar arasndaydm ve
yine o ocuk bilincine balandm. yilemeyi hissettim. Bu grntler
ortadan kalktnda kendimi yine Dreamer'n karsnda buldum; ama zgr
ve masum olarak. Artk sonunda O'nu dinleyebilirdim.
"Gerek bir lider de bakalarnn yapt gibi planlar ve programlar
yapar, ama onlara inanmaz. Onun planlamas, grnmez bir tiyatronun
senaryosundaki karakterlere ve onlarn rollerine ayak uydurmaya benzer bir
eilimdedir. Her an onun iin yeni bir yaratma hareketidir... Her an
yemdir," diyerek szlerini srdrd,

250

T a n r l a r Okulu
"Bu andan ne bir an ncesi oldu, ne bir an sonras olacak! Btn
grdklerin ve grmediin her ey, ite tam bu anda yaratld.. Her ey,
senin Oluunun sonsuz alannda, snrsz mutlak gcnde, bu ebedi anda,
imdi gerekleir."
Bir yandan, gkten iaret ve baparmaklar arasnda tuttuu bir ipi aa
ekercesine, havada dnyaya dik inen bir izgi izdi.
"An, 'd'n hkim olduu alandr... Sradan bir insann yapt
planlama, zaman ve boluk iindedir. Er ya da ge yolundan sapar ve
baarszla urar." Onun varl karsnda gitgide daha fazla
bylenerek, teslimiyet gsteren birinin yumuak ballyla, "Fakat
'dlemek' de bir eit planlama deil midir?" diye sordum.
" 'D', iinde zamann olmad, sonsuzlukta, dikey olan zamandaki bir
planlamadr. Ben an 'da varm. Bu an, benim zaman iinde karlaacam
ve bir araya geleceim her eyi kapsar...krntlarm, krk paralarm.
Bundan dolay, dleyen kii ne plan yapar, ne de endielenir. O, 'd u tm
zgrlyle ve tiim gzellikleriyle kendisini dile getirmesi iin serbest
brakr. Sonularn, doal olarak kendisinin kusursuzluk ve btnlk
seviyesine gre ortaya kacan bilir. indeki derinliklerinde snrsz bir
birleik olanaklar alan vardr, ite buras, senin 'd 'nn olutuu yerdir.
Burada, yaamnda baary ve zenginlii yaratmak iin her kim ve her ne
gerekiyorsa karna kar. Burada hayatnn amac, senin iir ok net hale
gelir."
Ardndan szlerini matematiksel bir sunum havasnda srdrerek,
"Her irkette ve her organizasyon piramidinde, sorumluluk dzeyi
dtke, daha fazla planlama yapmaya gerek duyulur. Daha nemsiz
rolleri oynayanlara doru inildike, her dakikay planlamak, daha kesin
hedefleri belirlemek ve icra etmek' daha gerekli bir hal alr. Orada, karar
alma srecindeki tm riteller titizlikle takip edilir ancak bu kadn ve
erkekler tarafndan gerekletirilen hi bir ey yoktur." Bu szler havada
nlamay srdrrken, bulunduumuz toplant odasnn klar kararverdi
ve dev bir ekran yava yava odann arka duvarn batan sona kaplad.
Duvarlarla tavann ortadan kaybolduunu sandm. Oturduum koltuk, sanki,
imdi hareket eden bir zeminin ya da grnmeyen, acayip bir aracn
zerindeymi gibi yer deitirdiinde, keskin sarsntlar hissettim.

251

S t e f a n o E. D ' A t n a
4 Ka sadece pek az saydaki insan iindir
Ekranda, grntler akmaya balad. Kurulularn koridorlarnda
bilinsizce ilerleyen, 'ak alanlara' doluan ya da, bcek yuvalan gibi kp
biimindeki odalara hapsolmu insan ynlar grdm.
Dreamer, "Bunlar glgelerdir," dedi. "Bu insanl deitirmek ve,
baka bir grne doru tamak iin imdiye dek hibir ey yaplmad."
"Yalnzca 'Bireysel Devrim', hipnoz uykularna dalm milyonlarca kadn ve
erkein dnme ve hissetme biimlerini altst edecektir."
'Bireysel Devrim'.
0 an'da bana hibir ey ifade etmeyen bu iki szck, bundan byle
yaammda mutlak bir nem tayacakt. stelik Dreamer, yllardr beni
hazrlamakta olduu bu Projeyi bunlar araclyla bana defalarca
duyurmutu. Ne var ki, o zamanlar benim bunlarn ne denli byk
olduklarn anlamam iin henz ok erkendi.
Dreamer'la birlikte kurulularn en alttaki halkalarn ziyaret ettim ve
Onunla beraber mahkmlann topland o can skc ve durgun dnyalarn
iine girdim. Nefesimi tutarak bu grntlerin geiini izledim. lgn neon
klaryla aydnlatlm devasa bir akvaryumun yeil renkli svsnda yzer
gibi grnen insanlar seyrettim. Ben de oralarda yllarca yaamtm, oysa
imdi daha yeni fark ettim; orada olmann ne denli ac verdiini, her gn
kendilerinin kirlettii havay soluyarak yaamaya mahkm olan o insanlarn
koullarnn ne denli zor olduunu yeni anladm.
Bu hastalkl evreni ieren cam birdenbire bir aynaya dnt ve zerinde
derman kalmam, sa sakal aarm, beli bklm iki kiinin
yansmalarn grdm. Gne altnda kavrulmu topraa benzeyen krm
ciltleri dikkatimi ekti. Yzlerindeki derin ve kesik izgiler, bir bak
yarasnn izlerine benziyordu. Bunlarn grnlerindeki bir ey, bana kayg
verecek kadar tandk geldi. Bu endie hissinin nedenini anlamak iin tm
dikkatimi vererek onlar tanmaya altm. Bu sr perdesini araladm anda
bir dehete kapldm. Bu yal insanlar bizdik... ben ve Dreamer. Dehet
iinde O'na dndm. Kusursuz bir kontrol iindeydi ve hain yz her
zamankinden daha gen grnyordu. Cesaret verici glmsemesiyle
neelendiysem de, varlm sessiz bir umutsuzluun iinde hapis kald.

252

T a n r l a r Okulu
Sayamayacam kadar ok saydaki gencin bir kuyrukta beklediklerini
grdm. Onlarn gzlerinde hl birer k parlts seilebiliyordu.
Gzlerindeki prltnn hala fark edildii sonsuz sayda gencin srada
beklediklerini grdm. Onlar teker teker ayklayan ya da ie koan fkeli
bir denetleyicinin nnde etten bir erit gibi akp geiyorlard.
Sarmal kuyruklu Mins'u andran bir iveren, her bir adayna iinde
bolca keder bulunan bir rol gsteriyor, irketlerin cehennemi andran
blmlerinde onlar iin birer 'kalc bir i' veriyordu. Genlerin benizlerinin
ve baklarnn henz solmam olduunu yreim burkularak izliyordum.
Hepsinin mutsuzlua mahkm edilmi olduklarn biliyordum.
Dreamer, "Seilmek, insann saygnlk dzeyinin altnda kalr. nsan
alaca ii 'dler', onu kendi niyetine ve beenisine gre seer," dedi.
Hicranda grdm gen insanlarn kaderleri yznden hznlendiimi fark
etti. Daha azm amaya frsat bulamadan, sormak istediim soruyu havada
yakalayp, "Kitlelerin gelimesi olanakszdr! Ne bir devrim, ne bir ideoloji
bunu baarabilir. Ka, pek az saydaki birey iindir. Sadece insann
kendisi bu ka gerekletirebilir." dedi. Yz ifadem straba brnerek
ylece kalakald. Kendimi bir grubun temsilcisi olarak, bir yargcn
huzurunda, onun aleyhte verdii temyiz edilemez hkmn dinler gibi
hissettim.
Alglayamadm yzme vururcasna, "Grmekte olduun, insanln
kendisi deil, bu grdn kalabalk senin dnda deil!" dedi. Sanrm
Dreamer, benim bakalarn dnme ve bakalar iin bir eyler
yapabileceim varsaymnn maskesini drerek beni kendi yalanmla
yzletiriyordu. Kendimi rezil etmitim. Ama Dreamer'n bana verdii
dersin tamamlanmasna henz ok vard. O viday bir kez daha
sktrdnda, beni snamakta olduu snavn acs daha derinlere
inmekteydi. "Baktn bu biiyk kalabalk; senin ryen halindir, hevesleri
krlm, yarma kaygsyla strap iindeki bu adamlar, senin Varlnn
dalm paralar, iindeki aresizliin aynadaki yansmasdr." Dreamer,
benim araclmla tapmaktaki iki yzl adam iddetle kamlyordu ve ben
biimsizlemi bir paramn, dnyann gzlerinin nne rlplak
serildiini hissediyordum... Duyduum rezillik daha drst bir duyguya
dnl. imde kar konulmaz bir utan duygusu tenimin altnda ykselen
lav tabakas gibi, tepeden trnaa, tm bedenimi yakt.

253

S t e f a n o E. D ' A t n a
ine dtm bu durumdan beni silkeleyip karmak iin, "Sen ancak
kendin iin bireyler yapabilirsin!" dedi. "Onlar sensin!... Senin kendi
deiimin, tm insanln baka bir biime dnmesine neden olacaktr.
ektikleri bu strabn sona ermesini ve insanolunun deimesini istiyorsan,
kendini iyiletir!" Bu sorumluluun ortaya byle, bu ekilde konulmasnn
okuyla sarsldm. elik bir kap tm ka yollarmla birlikte arkamda sk
skya kapanmaktayd. Ne ben kimseyi sulayabilirdim, ne de kimse beni
avutabilirdi. Bir mengene tm gcyle midemi skyordu. Snacak bir liman
arayyla, not defterimin sayfalan arasna gizlendim. Burnumu notlarmn
iine gmerek, bir yandan kafamdaki dnce kemekeini toparlyor, te
yandan Dreamer'n bana sylemekte olduu szlere tm dikkatimle
odaklanmaya alyordum. Dreamer'a gre, insanlk iin tek k yolu,
ilerleyebilmek iin tek ans, her eyiyle btn olan bir insan oluturmakt.
"Kitleler iin tek kurtulu budur,"
Szlerini, insann, eksik bir psikoloji ile, hala deiimde olan bir Varlk
olduunu iddia ederek srdrd. Trlerin evrimi btnle giden bir
yolculuktur; hibir zorlamann etki etmeyecei bu yolculuk, sadece bir
birleme sreci iinde iten da doru gerekletirilmelidir. te tm eski
sistemlerin kme nedeni de budur. Savalar ve devrimler bu yolculuu
baaramad. Zihnim karmakank halde bir yandan notlar alyor, dier yandan
Dreamer'n ifadelerinin altn defalarca iziyordum.
"insann bundan sonraki evrimsel geii, tarih kapsamndaki bir gelecekte deil, bir 'zamandan bamsz bir zamanda' yani dikey bir gelecekte
gerekleecektir," dedi. nsann iinde yer ald irketlerin evrimsel
anlamn ve bu ortamlarda grnen tm gereksiz aclarn sebeplerini, bir
perdenin aniden almas gibi bir anda kavrayverdim. nsann kendini ama
zlemi ve varoluuna bir anlam kazandrabilmesi amacyla srdrd bin
yllk aray, geleneksel dini ve politik zeminlerden, ekonomik giriimlerin,
fabrikalarn, sanayilerin, laboratuvarlarn ve iyerlerinin zeminine doru
kayyordu. Bu kurulularn bnyelerinde, uzaya frlatlan uzay gemilerine
benzer biimde, insann btnle doru g gerekleiyordu. Artk
kiliselerin ve dini kurulularn yerini derin hrslarn ve geliim srelerinin
birer yap haline dnt irketler, organizasyonlar ve i dnyasnn kutsal
tapnaklarnn sonsuzlua uzanan zinciri almaktayd.
Dreamer, "Gelecein irketleri, birer Olu Okullar olacaktr," derken,
gklerde ebediyen yazl kalacak bir kehanette bulundu. Ardndan, her
zaman aklmda mhrl kalacak u szlerini dile getirdi:
254

T a n r l a r Okulu
" ortam, yeryznn dini olacaktr; dinlerin dini olacaktr. u anda
kiliseler, camiler veya aramlarda olan insanlardan ok daha fazla sayda
insan, i ortamnda, en yksek sorumluluk dzeylerine ulamay hedefleyen
olaanst bir aba iindeler. zgrle giden yolda insann nne kan
engelleri ve zorluklar, ileriye sevk eden bir kuvvete dntrmesi, i
ortamnda her zaman yaanan bir durumdur.
Kaderlerini deitirmek vizyonlarn altst etmek zere imkansz
deneme giriiminde bulunan, uluslararas kurulularn gkdelenlerinde ve
onlarn fnans tapnaklarnda alan
insanlar,
sinagoglarda ve
manastrlarda toplananlardan ok daha fazladr."
Bu vizyonun enginlii karsnda bacaklarm titredi, sadece duymak bile
benim henz sahip olmadm bir sorumluluk dzeyini gerektiriyordu. Bu
tasarmn dokusundaki tm ekonomik sistemin en salam mihenk; talarn
yerle bir edecek ve eski 'aklc kapitalizmin' sonunu ilan edecek olan
devrim, onlarca yl ncesinden sezilebiliyordu. Dreamer'n mesaj Okul'un
baars iin gizli bilgi kapsyordu: Bir gn, gerek byk, gerek kk
aptaki tm irketler birer d ve sorumluluk okullar haline gelecek. Tepe
noktalarnda ise ekonomik baarlarnn ve
irketlerinin uzun
mrllnn, her bir alannn geliimi ile bir olduunun bilincinde olan
hem filozof hem pragmatik vizyon sahibi kiiler olacak.
Bunu dier niversitelerden ok nce renmek yenilmez bir rekabet
avantaj salyordu.
Elbette o srada btn bunlar bilemezdim. Bu sanki Dreamer'n, benden
bir otomobil sanayi kurmam isterken, beraberinde de bana gelecein motor
tasarm projesini en ince ayrntsna kadar vermesine benziyordu. O'nun
mesajnda, European School of Economics, ESE'nin evrensel felsefesinin,
Okulun daha ileriye tayaca almann esizliini stlendii vizyon
sahibi kiilerin ve eylem filozoflarnn hazrlanmasnn yce misyonu da
bulunuyordu.
"Dlemek, sadece yaamsal bir grevin olan grnrdeki d dnyann
elinde mekanik bir kukla olmana son vererek, i dnyann gelitirilmesidir.
The object of the School is freedom: freedom from conflicts, suffering,
division and death.
Okulun amac zgrlktr: uyumazlktan, straptan, blnmeden ve
lmden zgrlemek...

255

S t e f a n o E. D'Atna
'D' kendinle yaam arasna koyduun eydir. Sradan bir insan, yaamn sebep, kendisinin sonu olduunu dnr. Bu baarszla uram
dnya grnn tepetaklak edilmesini, yalnzca Olu iin almay
hedefleyen bir altst etme Okulunun uygulamal almas salayabilir.
Gerek bir Okulun ii, bir kaz almas gibidir. Bir zamanlar sahip
olduumuz, bizi mutlu eden ve lmsz klan iradenin tekrar aranp
bulunmas aamasnda, biriken artklarn, katmanlarn ve kirliliin
kaznarak temizlenmesi iin yaplan bir almadr. Okul ve rade zdetir.
Okul, dmzdaki radedir. rade, iimizdeki Okuldur. 'Gerek rade' ortaya
ktktan sonra, artk Okula gereksinim kalmayacaktr, irade ortaya
karldnda, bizler kendi kendimizin efendisi olacaz. Kendi kendimizin
efendisi olmak, evrenin efendisi olmak demektir.
Hepsinin ve her eyin altnda, sahip olmay hak ettiimiz, 'kymetli bir
ey' bulunur. Bu 'zel ey' ile temas halinde olmamz bizi btnn ve her
eyin sahibi olmaya gtrecektir."

5 nanmadan program yapmak


Burada tekrar ykselmeye baladk. O'nunla birlikte, i dnyasnn en
zengin ve en parlak sektrlerine giden yolda trmandk. Dreamer bana, en
byk uluslararas kurulularn, dnyann en byk fnans ve sanayi
devlerinin arkasnda ve kazanlan her baarnn altnda, daima tek bir bireyin
ve onun dnn olduunu gsterdi.
Karar alma piramitlerinin zirvelerine doru trmandka, yukarda,
kuruluun azami hza ulat o tepe noktasnda, eylemi meydana getiren
hareketsizlii ve o dahiyane fikri oluturan grnmezliini anlatt. Kurucu,
vizyonu olan kii; zeki lgn; topik eylemci; o, yalnzca o, bu dnyann var
olmasna izin vermiti ve tpk bir kralie termit gibi onu hl besliyordu.
"Onun tek ii kendi btnln korumaktr," diye aklad. "Onu zel
klan ey uyanklk kabiliyeti; 'd' kirletecek tek bir opak zerrenin,
kararlln zedeleyecek bir uzlama glgesinin veya herhangi bir phenin
ieri girmesine izin vermeyen, her an tetikte bekleyen bir ruhtur. "
Programlar ve planlar, bir liderin ruhsal hznn yannda son derece yava
ilerleyen kat aralardr. Karar verme gereklilii olan bu noktada altnc his
olan sezgi ve yedinci his olan 'd' bulunur, gerekte ise ortada karar
verilecek bir durum yoktur.
256

Tanrlar Okulu
"Gerek bir lider programlar yapar, ama onlara inanmaz. Bu
programlar, en byk amac ona rehberlik eder ve o sadece kendi
noksanszlna inanr.
Kendisi dnda bir amac yoktur, nk ama kendisidir... kendi
zgrl!"
Bir lider, bu btnlk dzeyine ulatnda, gidecei yn tayin eden
onun vizyonu, nndeki yolu aan onun admlar olacaktr. Bir yn
belirlemesine gerek yoktur; nk yn kendisidir; olaylar dnyasnda
biimlenen ve alp grnen dn mucididir. Dreamer, nemlerini
vurgulamak iin szcklerin stne basa basa,
"Commit yourself to integrity,
Kendini btnlne ada,"
dedi. "indeki adanmlk bir yatrmdr. Her eyin olmasn salayan, ite
senin bu adanm lndr! Btn frsatlarla, gerekli kaynaklar kendisine
eken liderin drstldr, bozuImazldr. Kendi kendine verdii en yce
sz, oyunu gerektii gibi sonuna dek srdrmektir. D dnyadaki
almalarnn her bir baars, sadece kendi btnlnn bir
yansmasdr."
Giriimci irketlerin, olaanst bir servet yaratmak, ekonomik
imparatorluklar kurmak gibi, olanakszlk snrlarnda gerekletirdikleri
eyler, yalnzca liderin Oluunun bir uzants olup, i zgrlk derecesi ile
sorumluluk dzeyinin dorulandn gsteren bir belgedir. Kii kendi
btnlnn adanmlna sadk kalrsa, onun doal bir rn olan baar
da kanlmazdr.
"Gerek bir lider, gerek iin sadece ite olduunu bilir! Kendi sznden
dnmeyen bekisi yine kendisidir. Bozulmadan korunmas gereken de
budur," dedi ve sustu. Finans imparatorluklarnn ve snrsz servetlerin
grntleri birka saniye daha pe pee ekrana yansd ve ardndan
kayboldular; toplant salonunun her kesini derin bir sessizlik kaplad. O,
bu aklamalarn bendeki etkisini ciddi gzlerle inceden inceye yzmden
okumaya alyordu. Kelimenin tam anlamyla allak bullak olduumu
hissediyordum. dkknmda fiyatlarn ve rnlerin hepsi havaya
frlatlmt, imdi ise yeniden dzenleniyordu. Yeni ncelikler, doru
rnlere doru fiyatlar koyuyor, yeni bir dzen onlara raflarda yeni yerler
veriyor ve eski inanlarla tozlu ilkeleri depoya atyordu.
257

S t e f a n o E. D ' A t n a
Gzlerimi kapattm ve tm kalbimle bu ilemin bir an nce
sonulanmasn istedim.
Yeniden konumaya baladnda, konu bu kez hareketsizlik zerineydi.
Bir liderin elinin altndaki en byk g, 'yapmamak' araclyla yapmak,
eylemde bulunmadan i grmektir. Dreamer bunu 'zahmetsiz bir eylem'
olarak tanmlad: iirsel, dsel bir durum.
"Bir lider iin tek banalk ve hareketsizlik, onun g bataryalardr;
insann iinde artk gml olan radesinden gelen deerli mesajlar sezdii
ve kendisine ektii bir durumdur.
Ciddi ol; samimi ol; bylece bunu kuvvetlice ve net olarak
hissedeceksin... ve bileceksin."
Bu szler zerine, hayalimdeki grntler dar frlayarak, baml
insanlarn sonsuz saydaki kalabaln gzlerimin nne getirdi. Bir bcek
yuvasndaki gibi srekli gidip gelen binlerce insana kubak baktm.
Grntler canl ve gerekti. Zihnimi onlara odakladm. Bir sessiz filmin
komik sahnelerindeki gibi huzursuz davranlar ve hzlandrlm jestlerle
hareket eden acnacak varlklar grdm. Dreamer o anda grdm
hayallere mdahale ederek, onlar ynlendirdi. Kurulularn bnyelerinde
geirdiim bunca yldan sonra ancak imdi, O'nun yanndayken farkna
varyordum: Onlar ne kadar hareket edip, ne kadar endieli ve megul
grnrlerse, aslnda o denli nemsiz pozisyonlar dolduruyor, en dk
sorumluluk ve cezalandrlma dzeylerinde bulunuyorlard.
Dreamer, '"Hareketsiz bolukta tm evrenin arkn ve onunla beraber
emberinde, teker ubuunda
ve gbeinde yer alan tm insanlar
eviriyorum."' diyerek ciddiyetle ezberinden okudu. "Merkezin ortasndaki
o boluk 'arkn' gerek yaratcsdr... ve ark oluturan varlklarn
hiyerarik piramidi o grnmezliin iinde sakldr."
Szlerini tamamladktan sonra sustu. Yaantm allak bullak eden bu
varlk da kimdi?
Karmakark dncelerimin iimde yeniden bir uyum iine girdiini
hissettim. Duygular ve Oluumun dalm paralar bir araya topland. Bir
enerji seli, tm setleri ykncaya kadar kabard ve taarak tm pheleri,
endieleri ve l olan her eyi bir dknt halinde srkleyerek gtrd.
Dreamer'n yannda, ekonomi ve i yaam, iirsel bir btnln iinden
geerek evrensel bir sanata dnt.

258

Tanrlar Okulu
Bu bilgelik durumunu, bu ann berrakln ve aydnln, herkesi ve her
eyi kucaklayabildiim duygusunu sonsuza dek korumak istedim. te
bundan sonra, bana stratejik olarak nasl yaayacam gsterdi ve rol yapma
sanatndan sz etti.
"Bir lider, btn rolleri mkemmel ekilde nasl oynayacan bilmelidir.
Vurdumduymazlk, cahillik ve hatta rol gerektirirse olumsuzluu bile
oynayabilir ama role inanmak zorunda deildir!" Dreamer bu uyarsn
yaparken kulland ses tonuyla, bu nerisinin bir lm kalm meselesi
niteliinde olduunu vurgulamt. "fkelenebilir ve iddete bavurabilir,
yzne bir saldrganlk maskesi takabilir, ama iinde en kk bir etkilenme
hissetmemelidir." Bu olumsuzluk sahnesini, 'doru olumsuz tavr' diye
adlandrd.
Dreamer ayrca, rol yapma yoluyla bir liderin program yapabileceini ve
plan hazrlayabileceini ve bunlarla ok uzak bir gelecee k tutarm gibi
grnebileceini de szlerine ekledi. "Ama hibirine inanmadan!" diyen
szlerini ayn kesin tavrla yineledi.
zgr ve gerek bir insan, her dakikann bir strateji gerektirdiini ve her
an'n, kusursuzca oynanacak bir senaryoyu empoze eden kendi yasas
olduunu bilir. Rol yaptnn bilincindeki bu kii, kendini zdeletirmeden
rollerinden kendini ayr tutmas, karlat olaylara ve koullara uyacak
hangi maskeyi takacana karar vermesi gibi, doabilecek farkl rollerin ve
hareket biimlerinin iinden en uygun olann seme zgrlne sahip olur.
"Sadece gerek insan rol yapabilir! Rolyle zdeleen, korkularnca
artlandrlm, dnyann ona rettikleriyle gaflet uykusuna dalm sradan
bir insan rol oynama sanatn ve rol oynamann gcn unutmutur; onun
tek bildii sadece yalandr."
Konumasnn kritik noktalarnda birok kez bu ykc dncelerden
kendimi korumaya altm. Bir liderin rol oynayabilme yetenei bana daha
ok yalanclk, hatta frsatlk gibi grnyordu.
Dreamer kkrercesine, "Bilinli olarak rol yapmak yalanclk demek
deildir. Rol yapmak, stratejik yaamak demektir!" dedi.
Dreamer her dnceme serbeste giriyordu. Bu aklk karsndaki
teslimiyetim, glgelerin daha toparlanmalarna bile frsat vermeden
datverdi.

259

S t e f a n o E. D'Atna
"Stratejik yaamak, koullarn gerektirdii ekilde bilerek ve kusursuzca
eylemde bulunan bir savaya gre bir itir. Darda roln gereksinimine
yant verirken, iinde bu maskenin arkasna gizlenen gce ve sorumlulua
sahip kar. Sadece stratejik yaayanlar bunun stesinden gelebilir!"
Bir hap bamlsna panzehirini henz vermi bir doktor gibi yzm
dikkatle inceleyerek, szleri bende sonularn gsterene dek bekledi.
Konumasna yeniden baladnda, ses tonu bir uyar ile baz hayati
bilgilerin duyurulmas arasnda ciddi bir havadayd:
"Endielendiinde, planlar yaptnda, olumsuz dndnde ve seni
buraya getiren eyi unuttuunda, kendini bir bcein boyutlarna
indirgiyorsun ve dnya da senin srtn yere getiriyor. Evrende milyonlarca
fotoraf karesi senin bu yenilgini kaydeder ve sen, daha fazlasna sahip
olmak bir yana, sahip olduuna inandn her ne varsa tmn birden
kaybedersin."
Dreamer, beni yeniden dnyevi ilerime geri gndermeden nce son
tlerini vermekteydi. Sesi bir fslt haline gelene dek alald. Birazdan
yaantmda ina edeceim her eyin dayana olacak ve her servetin ana
kaynan oluturacak bir eyi sylemek zereydi.
"'D', var olan en gerek eydir!... 'D'
zamann olmad
gerekliktir... Sadece dleyen kii refah yaratabilir."
Dreamer'e gre, 'd' artlm bir dnyadr, grdn ve dokunduun
her eyin gerek nedenidir.
"'D' ancak dleyen bir insann bilebilecei bir dikey planlamadr.
Eer imdi hayalinde deilse, 'sonras' yoktur. Her an iimizde alan ve
kapanan bir dkkndr, her an kazanr ya da kaybederiz; her saniye bir
baar, ya da baarszlktr. Her ey imdide gerekleir, bu sonsuz anda.."

6 Ajanda/Gnlk
Dreamer bana isimler, saatler ve telefon kaytlaryla dopdolu bir sayfay
gstererek, "Hi bo yer brakmamacasna tka basa randevularla dolu,
seninki gibi bir ajanda, bir intihar bildirgesidir," dedi. "Bu, kiinin kendi
lmn onaylamas demektir. Bir insan ne kadar lyse, gnn o kadar
ok i ile doldurur." Mideme bir yumruk yemi gibiydim. imdiye kadar
ok iyi bildiim o sanc, Dreamer'n inan sistemime gerekletirecei yeni
bir saldrnn hareketlendiinin gstergesiydi.
260

Tanrlar Okulu
Dorudan sarf edilen gl kelimelerin hzndan kamaya altm.
Nefret duygular ve fkeli dnceler, Dreamer'a kar birleerek iimde
dizginlenemeyen bir ykelie gemilerdi. Srf hareketli ve youn bir yaam
srdm iin l adam kategorisine yerletirilmi olmaya isyan ediyordum.
Gcenmi bir ifadeyle; "Fakat 'modern toplum' koullarnda,
sorumluluklar, randevular ve grmeler olmadan yaamak mmkn
deildir," dedim. Bunlar sylerken, 'modern toplum' ifadesini,
dnyalarmz arasndaki ayrm vurgularcasna biraz da kinayeyle
sylemitim. Dreamer'n ne srd tm bu grlerin hibir pratik anlam
olamayacandan emindim.
"Brak oyun srsn, komedi aa ksn. Brak iinde yardm edenler,
profesyoneller rollerinin gereini yerine getirsinler. irket, bir senaryoyu
takip eden karakterlerle ve maskelerin yer ald simgesel bir tiyatro
gsterisidir. Ona inanma! Orada ynn kaybetme! Bunun bir oyun
olduunu unutma!" dedi.
Dreamer'n, yzlerce alanyla birlikte uluslararas bir irketi
ynetmenin ne demek olduunu ve hissedarlarn nefesini her gn ensende
hissetmenin ne anlama geldiini anladndan pek de emin deildim.
Hiddetle, "Yani ben anlamyorum, yle mi?" dedim. "Hem bir ajandann l
ya da diri olmakla ne ilgisi olabilir?"
Bu szleri azmdan ok zor karabildim. Bir gzya dm boazma
oturmutu. Dreamer -grne gre, saldrganlmn altnda saklanan
yardm isteyen gizli lma aldr etmeden- "Aldn her randevu,
ayarladn her grme, sadece senin 'yayor olduun' yanlsamasn
pekitirmene ve anlamsz inanlarn desteklemene hizmet eder. En bata da
u planlama yapabilmeye olan inancn," dedi. "Planlamak ve o plana
inanmak, lmektir. Ancak lm eyler planlanabilir...
Gerek plan, bu an'dadr; 'burada ve imdide'...
Bir liderin emrinde, onun gelecekteki etkinliklerini en ince ayrntsna
kadar planlayp, programlayacak bir grevli ordusu olacaktr; ama onun
kararlar, daima ann meyvesi olacaktr. O ana kadar, kendisi bunu ne bilir,
ne de bir eylemde bulunur, taaki an sonsuzluunu gsterene kadar... Ancak o
zaman bilmesi gerekeni bilecek.
An' kendi btnl iinde yaamay rendiinde, her ey senin
emrinde olacaktr. Plan yapmaya ve programlara inanmaya son verdiinde,
onlar hi zahmetsizce, doallkla kendiliinden oluuverecektir. "
Baklar elik gibi sert bir grnm ald.

261

S t e f a n o E. D'Anra
Israrla bana bakmay srdrrken, dier yandan da ban bir saa, bir
sola dndrerek farkl alardan profillerimi karlatrr gibiydi.
Huzursuzlandm. Kanl emellerini gizlemeye alan yrtc bir hayvann
hareketleri gibi onun bu davrannda dillendirilmeyen bir tehlikenin
nefesini ensemde hissediyordum.
Alak bir sesle, "Ajanda, senin gibi kiiler iin unutmaya yarar," dedi.
Huzursuzluum abucak bir korkuya dnt. Ne pahasna olursa olsun
bu durumdan kurtulmann bir yolunu bulmam gerekiyordu. Geri gereken
rahatla sahip olsaydm, sadece bu tuhaf, hatta utanmasam komik
diyeceim vizyonun aklamasn isteyebilirdim ama. Nasl olur da bir
ajanda unutmamza yarard ki? Kendimi, eperinde hibir delik aamadm
ruhsal bir kozann iinde hapis olmu gibi hissediyordum.
Dreamer'la bu grmem, iimdeki boyun emek istemeyen paramla,
O'nun szlerini hasretle imeye susam param arasndaki amansz bir
delloyu ortaya karyordu. Zorlukla nefesimi toparlayp, "Neyi unutmak?"
diye sordum.
Dreamer, bana doru yavaa birka milim yaklat ve fsltyla,
"Kendini unutmak!" dedi. Endiem, takn bir sel gibi varlm kaplayan
anlamsz bir korkuya dnt. leride, Dreamer'n, sarslmaz dorularmn
zrhn delerek, ieklere polen tayan bir ar gibi, kymetli maddesinden
birazn brakabildii byle anlarda, geliimimin temel evrelerini fark
edebilecektim. Bu da demek oluyordu ki, ben artk 'd'e yaklayordum.
"Dnya, dlediimiz her eyin zamanda olumasdr. Bir randevu hep
seninledir... ya da daha dorusu, senin aka farknda olmadn bir
paranla beraberdir. Kiiler ve olaylar, Oluta oktan yazlm bir
senaryoya gre bir belirir bir kaybolurlar.
Plan yapp ona inandnda
'gerek dnyadan' uzaklarsn.
Randevularnn
ve
grmelerinin,
senin
ayarladn
ekilde
gerekletiklerine ne kadar ok inanrsan, iindeki lm kavramn da o
kadar ok pekitirirsin. Bylece randevularnda da, senin gibi plan program
yapan, kendi gszlklerinin farkna asla varmadan, setikleri ve karar
verdikleri yanlgs iindeki dier l kiilerle grrsn. "
Dreamer burada susunca ykm ilemini bitirdiini sandm. Biraz nefes
almaya deli gibi ihtiyacm vard. Ama Dreamer bir ii asla yarda
brakmazd. Zamann ok hassas biimde ayarlayp, ardndan bu srad
dersin en can alc szlerini dile getirdi:

262

Tanrlar Okulu
"Bir gn senin ajandan da zgr insann, daima kendi iinde bir zme
sahip olduunu, hatta kendisinin zm olduunu bildii iin gerek rol
yapan bir insann ajandasna benzeyecek. Grmelerle rolleri oynayacak
ve dnyay mmkn olan en iyi ekilde serbeste olacaklara brakacaksn.
Dnya herhangi bir aba veya kstlama olmakszn senin aheserin olacak.
Ancak o zaman senin ajandan da gerek bir liderin ajandas gibi olacak... ve
sadece bo sayfalardan oluacaktr."

7 "Alo, ben kimim?"


Gn doludizgin balamt. Samia'daki evin terasnda sabahn erken
saatlerine ramen birok farkl telefon grmesi yapmtm. Dreamer yan
bamda duruyordu ve ben gelen sorunlarn ieriklerine gre sesimi
ykselterek tepkiler veriyor, heyecanla, kimi zaman da fkeye kaplarak
saa sola emirler yadryordum, O ise beni sessizce izliyordu.
Sabahn ilk saatlerinden itibaren iin nemli bir ksmn daha ie
gitmeden yoluna koymaya almak ve her eyi defalarca tekrarlamann
kanlmaz olduu bir beceriksizler ordusunu ynetmek gibi nankr bir
grev uruna didinip dururken, arada bir dnp Dreamer'a bakyordum;
bayla da olsa bana verecei bir iaretle beni desteklediini ya da hakl
bulduunu gsteren bir bakn yakalamaya alyordum. Nasl bu kadar
kaln kafal olabiliyorlard? Son derece basit ve net olan bir talimat yanl
anlamay nasl baaryorlard?
Ben uzun bir telefon grmesinin son diyaloglarn tamamlamak
zereyken, Dreamer beni aknla drerek, "Telefonda konutuun
zaman 'Alo, kimsiniz?' diye deil, 'Alo, ben kimim?' diye sormalsn" dedi.
Ne demek istediini tam olarak anladm syleyemezdim. Bu szleri de
tpk, yaptm her eyi olduu gibi brakarak O'na kulak kesilmemi
gerektiren, zellikle retilerine nemli bir yenisini ekleyecei zamanlarda
yapt gibi, ok yumuaka sylemiti. Annda hazr ola getim. Tek bak
ile, Dreamer'n oktan acmasz bir yrtcya dntn anlamtm. Bir
yandan damarlarma yksek dozda adrenalin pompalandn hissederken,
te yandan omurgamdan aa inen souk bir rperti bedenimi kaplyordu.
Toparlayabildiim tm sknetimle, az nceki szlerini tekrarlamasn
istedim; ama sesim byyen bir baskyla oktan atlamt.

263

S t e f a n o E. D'Anra
Korkun bir sesle, "Dierleri SENSN!" diye bard. Kendi manevi
dnyamda, sulamalarn ve kendine acmalarn beni tepetaklak yuvarlad
kendi cehenneminde, Dreamer artk evimde, masada benimle beraber oturan,
sessiz ve nazik bir misafir deil, usuz bucaksz, karanlk bir okyanusta,
frtnann iinde kalp felaketin kysna gelmi bir geminin, bararak
emirler veren, etrafna dehet saan kaptanyd. Korkuyla olduum yerde
sradm, elimde tuttuum ahize yaramaz, kaygan bir varlk gibi bir elimden
frlayarak, daha masaya dmeden, dier elime gemiti. Grntm o kadar
komik olmalyd ki, Dreamer bile glmekten kendini alamad.
Ayrca, yeri geldiinde savurduu tehditlerinden daha ok, beni akna
eviren bir baka ey de, O'nun en sert maskesinin ve grnteki
kontrolsz fkesinin altnda, her zaman ayn sakinlikteki durgun bir okyanus
olmasyd ve baklarnn sertlii aslnda sfenksi andran bir dinginlie
sahipti. ok ksa da olsa, o halde kaldktan sonra yz yine gz dnm
yrtc bir hayvann ifadesine brnd.
"Dierleri sensin!" diye tekrarlad. Sesi yine yatmt, ama bana huzur
vermeye yetmedi. "Dnya, sen byle olduun iin byle; bunun tersi olmaz.
Sakn kama. Grnen, grnmeyeni tanmana yardm eder. Dierleri,
kendinde grmekten kandn eyleri ortaya kararak grmeni salarlar.
Bendeki btn bu eyleri yanstan nedir? te saygn bir insann kendisine
soraca soru bu lur!"
Dreamer, masann zerinden belli belirsiz yine bana doru eilerek
szlerini srdrd.
"Konumalarn dinliyorum. Kararszsn ve gereksiz ayrntlara
dalyorsun. Karklk senin iinde, dierlerinde deil. Dnya, senin ne
olduunu, nerede olduunu saptamak iin kendisini pheci, kaotik ve
sorumsuz olarak gsteriyor. Yantladn her telefonda, kardaki kim olursa
olsun, sana hi aksatmadan, 'Rahatsz ediyor muyum?' diye soruyor."
Dreamer dikkatimi buna ektikten sonra durumun aynen byle olduunu
fark ettim ve aynen byleydi. yi de bu ayrntnn ne gibi bir nemi olabilirdi
ki, hl anlayamamtm. 'Rahatsz ediyor muyum?' sadece koullar
rahatlatc bir soruydu. Bu soruyu her zaman ilgisizce dinler, sradan bir
sayg szc veya zellikle bir astn stne olan mahremiyetine gsterdii
bir incelik ifadesi olarak sayardm.

264

Tanrlar Okulu
"Rahatsz ediyor muyum?' diyorlar, nk hazrlksz olduum
hissediyorlar. Dnya, dier insanlar, seni yanstrlar. Onlar, tembel ve
kendi kendine konuan bir adamn grntsn yanstan aynalardr.
'Rahatsz ediyor muyum?' senin sorumsuzluundur! 'Rahatsz ediyor
muyum?'; net deilsin demek! 'Rahatsz ediyor muyum?' dnyann seni
sulama biimidir."
Zrrr! Yine telefon ald.
Ahizeyi kaldrp mekanik biimde, 'Kimsiniz?' dedim.
Daha allagelmi bu szleri tamamlamama frsat kalmadan, Dreamer'n
ncekinden de korkun olan sesi havada nlad. '"Alo, ben kimim?'
demelisin. 'Kimsiniz?' deil." fkelenmi, baryordu.
'"Ben kimim?' Hattn dier ucunda daima kendilerini bulacaklarn
anlayan kiiler, byle sorarlar!"
Dreamer' dinliyordum ve ayn zamanda da henz balayan telefon
grmesini her ey yolundaym gibi srdrmeye alyordum.
Dreamer, telefonla konumama aldrmakszn, hattaki kiinin kim
olduuna ve onun Dreamer'n szlerini iitebileceine hi aldrmadan,
'"Alo, ben kimim?' demek, kendi karmakark halinle karlatn
hatrladn anlamna gelir," dedi. Dreamer' dinlerken, hattaki kiiye de
tek heceli yantlar vererek, grmeyi olabildiince ksa tutmaya ve bir an
nce kapatmaya alyordum.
"Dnya ynetilmeyi ister! Arayan kim olursa olsun, dahil olma
ihtiya nidadr.., akla ihtiyac vardr. Ama senden ald birka iaretten
sonra, senin gittiin bir ynnn olmadn kefeder.. "
"Sen yaralsn, yle dolusun ki, neredeyse tama noktasndasn.
lerlemene izin ver, hafifliin etkili olmasna ve algnn dier blgelerine
girmesine izin ver!" -Dreamer, normal ses tonuna dnerek hi
beklemediim bir sevecenlikle beni ynlendirdi- "Uyank ve tetikte olan bir
kii, kararllk ve sahte gvenlik kabuunun altnda, hep ayn yarann, ayn
kederin gizlendiini bilir ve ayrca, yara iyileinceye ve izi kapanncaya
kadar mdahale etmekten ve tedavi etmekten baka hibir yol olmadn da
bilir. Kap uzaklamaya alsa, bir mnzevi gibi bir maaraya ekilse, ya
da bir kei gibi bir manastra kapansa ve her trl telefondan ya da
dnyayla olan balantlarndan uzaklasa bile o yara, koruduunu sand
kabuk, oun hazrlksz olduunu yzne vurmak iin, ac verir biimde geri
gelecektir. Fakat sen, tm sradan insanlar gibi, artk o acy hissetmiyorsun
ya da hibir ey yokmu gibi davranyorsun."
265

S t e f a n o E. D'Anra
Sesinde aresi olmayan bir baarszln yanks, kozmik bir yenilginin
acs vard.
Telefon yeniden ald. Bu noktada artk ne yapacam bilemiyordum. Ne
Dreamer'a ters dmek istiyor, ne de onun oyununun havasna girmiim
gibi, telefonu onun syledii ekilde yantlayacak kadar kendimi zgr
hissediyordum. Telefon almaya devam etti. Dreamer, bann bir iaretiyle
beni yreklendirdi ve bu jestine ek olarak, "Bunun nasl bir kutsama
olduunu bir dn bakalm! Dnya bize kim olduumuzu ve eksikliklerimizi
sylemek iin telefon ediyor, tpk bir Delphi khinine elinle dokunacak
kadar yakn olmak ve her istediinde ona danmak gibi bir ey," dedi.
Sonra yar ciddi, yar yapmack olarak, "Telefona yant veren herkes kar
tarafa kim olduunu sorar gibidir oysa bunu zaten bilir. Sen de kardakinir
kim olduunu biliyorsun... nk seni arayan yine sensin," dedi.
Bir ey piminden kurtuldu, bir skklk zld; kayan bir omurun
yerine oturmasna benzeyen bir iyileme duygusu hissettim. Telefon almay
srdryordu, ama yazmakla meguldm ki bu, telefona cevap vermekten
daha nemliydi. in iin yanyordum. inde bir insann kaderini deitirme
ve yaamn dntrme srrna sahip olan o szcklerini kendi szcklerim
gibi sylemek iin atlmak zereydim. Dreamer beni yine uyararak,
"Dnya senin Oluunun saf bir yansmasdr..." dedi. "Bunu unutma!
Dnya kim olduunu sylemek, kendin hakknda bilmekten hep kandn
eyi bilmeni salamak iin sana telefon ediyor! Hattn teki ucunda kimin
olmas gerektiine karar verecek olan sensin, yalnzca sen. imdilik, hattn
dier ucunda senin krlganln yanstan bir insan var. Yardm isteyen,
iyiletirilmeyi bekleyen sensin. "
Dreamer'n sylediklerini, her eyi, byle olacandan kesinlikle emin
olarak dinledim ve yazdm. Bana gre her ey kusursuz bir berrakla
kavumutu. Dreamer'n retilerinin dank paralar harika bir
kompozisyonla yerlerine oturmaktayd. O anda ulatm kavrama gcyle,
gerek duyduum anda her eyi bir btn olarak bulmay istiyordum ve
ihtiyacm olduu zaman bunu hayata geirebileceim ekilde uygulamak
iin szlerini her ayrntsyla kaydediyordum. Dreamer, iimde oluan
almadan yararlanarak bastrp,
"Yaayan insan yaam davet eder. Kendine acman baarszl
cesaretlendirir.
Like attracts like. Benzer benzerini eker. Anlay ise anlay..

266

Tanrlar Okulu
Hattn dier ucundaki kiiyi deitirmek istiyor musun? Onlarn
szcklerini, seslerinin tonunu, zmlerini ve tadklar haberleri
deitirmeyi ister misin?... Kendini deitir! zm sen ol ve dnya da
ebediyen deisin," dedi. Nefes alabilmem iin bana birka saniye verdi.
Konumasnn bu son blmn de tamamen yazabilmem iin bekledi ve
sonra devam etti. "Yantlarken, 'Alo, ben kimim?' demek, yaamnda bana
gelen her eyin tek sorumlusunun yalnzca kendisi olduunu bilen ve
hatrlayan insana ait bir davrantr. Bir telefon ars, imdiye dek
grmekten, dokunmaktan ve gslemekten kandn eyi anlamana izin
verir."
Tam bu srada telefon yeniden ald. Ahizeyi kaldrmadan nce, Dreamer'n nerisine kulak verebilmek iin birka saniye bekledim.
"Netlik... Dnyaya sadece netlik ver, o zaman hattn br ucunda iyi haber
olacaktr."
"Alo, Ben kimim?" dedim. Bu tuhaf sorumun kar taraftaki kiinin stnde yarataca etkiyi dnerek glmsedim. O andan itibaren, ahizeyi
kaldrmak artk uadan bir konumay gerekletirmek iin deil, tpk eski
haclarn Delphi'ye yapt gibi peygamberlere zg ve macera dolu bir
keif yolculuunu balatacak, tapnan tabanndaki yarklardan yavaa
ykselen buhar kadar gizemli ve Pythia* ile grmek gibi batan karc bir
macera olacakt...
Telefon tekrar ald. Dreamer, bayla ahizeyi kaldrmama izin verirken,
"inde ziim ol. zgr ol! Darda ne zm bekleyen bir sorun ne
kendini koruman gereken kt bir ey, ne de mcadele etmen gereken bir
dman var. Dnyaya bir yant verebilmen iin sen kendin zm olmalsn.
Oluun parlak iinde samimiyete, sadelie ve hafiflie ula.
Eer yukardan 'oyun'a bakabilirsen, hattn dier ucunda dnyann sana
tm kranlarn ve sadakatini sunduunu kefedeceksin. Sonra bir gn bir
insann gerek iinin, hatta tek iinin dnyay onarmak olduunu
bulacaksn. Dnyadaki her deliliin, her atmann ve her ilenen suun tek
kaynann sen, yalnzca sen olduunu anlayacaksn; ve yine sen, eer
kendini iinde nasl iyiletireceini, koruyacan, kurtaracan ve nasl
seveceini bilirsen, dnyay da senin, tek senin iyiletirebileceini,
koruyabileceini, kurtarabileceini ve sevebileceini fark edeceksin," dedi.

Phtia: Delphi tapna'nda haclarn sorulan yantlayan khin rahibe, (.n.)

267

Stefano E. D'Anra
Telefon hl alyordu. Ahizeyi kaldrp, 'Alo, ben kimim?' diye yantladm.
Dreamer'a kar bir kran duygusunun tm hcrelerime yayldn
hissettiimde, iimde birdenbire ykselen, ama uygunsuz kaabilecek
dayanlmaz O'nu kucaklama isteine ok zor kar koyabildim.

8 Mekaniklie taklan elmeler


Mezzinin sesi, inananlar gnde be kez ibadet etmeye davet ediyordu.
Ezan, antik ehirlerde ehrin evresini saran surlar gibi, grlmeyen bir d
duvarn snrn belirliyordu. Varl kurtarmann bir devlet meselesi
sayld Suudi Arabistan'daki arlarda devriye gezen din polisleri burada
yoktu. Ayrca burada, namaz vaktinde ibadet dnda yaplan her trl iin
braklarak camiye gidilmesini salamak iin dkknlarn kepenklerine
vurulan coplarn sesleri de duyulmazd. Bununla birlikte, yine burada da,
ince minarelerden ykselen ezan sesi, her trl etkinlii bak gibi keserek
halk, namazlarn klmak zere yzlerini Mekke ynne dnmeye davet
ediyordu.
Mslmanlarn kendi isel ynlenilerini dzenleyebilmeleri iin kutsal
ehrin bulunduu yn gsteren kbleyi kolayca bulabilmeleri, nem
asndan Kutupyldz'nn gkyzndeki seyriyle edeerdeydi. Her i
yerinde, her otel odasnda ve her kamu alannda kbleyi milimetrik
hassasiyetle gsteren bir ok bulunurdu. Tm slam dnyasnda, gnde be
kez bu yne doru serilen seccadeler, namaz klan milyonlarca Mslman
bir araya getirirdi. badet saatinin gelmesiyle birlikte tm dier iler nem
sralamasnda ikinci sraya dverirdi. Bu srada trafikte olanlar, arabalarn
yol kenarna ekerek yanlarnda hazr bulundurduklar seccadelerini
olduklar yere yayarak namaza dururlard.
Avrupa'dan bir dn yolculuum srasnda, Cidde zerinden aktarma
yapacak bir Suudi uanda son dakikada yer bulmutum. Bunun dorudan
Mekke'ye giden bir Hac seferi olduunu kefettiimde i iten gemiti:
Uaktaki tek 'kfir' yolcu bendim. Yolculuun ortalarnda, tm yolcular
kalkta stlerinde olan giysilerini kartp, Mslman haclara zg beyaz
kumatan kisvelerine sarndklarnda, benim onlarn arasndaki pozisyonum
olduka rahatsz edici bir hal almt. Ardndan yerlerine gemeleri iin
yaplan tm anonslara ve personelin insanst gayretlerine ramen,
Tristar'n orta geidini igal edip srayla namaz klmlard.
268

Tanrlar Okulu
Kendi kendime, hangi yne gittiimizi acaba nasl bilebildiklerini
dnmtm. Gzmn nne gizemli kular geldi; doast igdlere
sahip olan bu kularn kar koyamadklar bir gle Kbe'nin merkezindeki
kk siyah gnelerinin ekim alanna doru kanat rptklarn hayal ettim.
Bir toplant srasnda ya da bir pazarln tam orta yerinde bulunduumuz
mekna dolan ezan sesiyle, Mslman iadamlarnn szlerini havada asl
brakrcasna ibadete kotuklarna defalarca tank olmutum. Gzlemlerime
gre, bu birka dakikalk mola onlarn glerini tazelemeye yaryordu, ama
bunun nasl olduunu bilmiyordum. Bu dini uygulamann en derinlerdeki
mantm, ritelin ardndaki gizli bilgelii aratrmaya almtm; ne var
ki, kimse bana bu konudaki banazln ya da hurafelerin tesine geecek
bir bak asyla aklama yapamamt. Dreamer'la grmelerimizin
birinde O'na sormak iin bir frsat yakaladm.
Syledikleri, benim gibi hazrlk dnemindeki biri iin gerekten ok
nemliydi. Olduu gibi defterime kaydettim.
"...Bin yldan bu yana sregelen bilgelie dayal gelenekler,
insanolunun nne geilmez bir biimde eilim gsterdii kemiklemeye ve
tekrarlamac yaklama kar durabilecek her trl 'hileyi' icat ederek,
nesilden nesle aktard. Mekke ynne dnerek gnde be kez klnan
namazlar, Islami takvimde dokuzuncu ay olan Ramazan'da Islami 'oru
tutma' gelenei ve tm dini geleneklerdeki mevcut ritiiellerin hepsi, bu
'nekaniklie taklan elmeler' olarak tanmlanabilir. Bunlarn ilevleri,
rutinin kesintiye uratlmas yoluyla, insanlar en kkl alkanlklarnn
kulvarn deitirerek, artk uyku haline geen gizli bir akl beslemektir."
Dreamer aklamasna devam ederek bana bunlarn, artk asl k
noktasnn unutulduu dini inanlar, bo riteller veya bazen hurafelere
dayal uygulamalar biiminde varln srdren, bedensel, zihinsel ve
ruhsal arnmann temel ilkeleri olduunu anlatt. Yaammzn ne denli
mekanie ve gereksiz tekrara dayal olduunu kefetmek iin,
davranlarmza bir para dikkat etmemiz yeterli olacaktr. Her sabah,
birbirinin ayn olan titiz bir gayretle, bir dizi hareketle yeni bir gne
balyoruz: yatamzdan karken yere ayn ayakla basyoruz; tra olmaya
hep ayn taraftan balyoruz; dilerimizi ayn saydaki hareketle, ayn ynde
ve hep ayn yz ifadesiyle fralyoruz.
Fark edemediimiz ayn alkanlklarmza balyz, hep ayn olan jestler,
mimikler, szckler ve seslenilerle gndelik dncelerimizi ifade
269

S t e f a n o E. D'Anra
ediyoruz. Hatta duygulannz bile, ruhumuzun artlandrlm refleksleri gibi
nceden tahmin edilebilir. Sradan bir insann iradesi gmldr. Onun
davran, yapay anlamlarn yansmasdr ve psikolojiden ok robotuluk
veya etioloji benzeri bir bilimin kapsamnda daha verimli biimde
incelenebilir.
"Kii yapaca minimum dzeydeki bir z gzlemleme sonucunda kendisi
iin karar almak, bir tercihte bulunmak, kendi iradesini zgrce ifade etmek
zere ikna olduunda, bakalarn taklit etmek yoluyla aslnda kendi nyarglar ve benzer konumlar ile alkanlklar tarafndan kazlarak
oluturulmu eski zihinsel kulvarlarnda ve mekanik srelerine bal olarak
ynlendirildiinin farkna hemen varacaktr."
Afallamtm. Ayrca Dreamer'n, dncelerini insanlarn iinde
yaad en acmasz gerekleri, kimseyi gcendirmeden bylesine baarl
bir biimde aklamakta kulland kendine zg stili karsnda
bylenmitim...Onun bu otoritesinin ve bilgeliinin nereden geldiini
kendime sormadan edemiyordum. Yznn ve szlerinin ciddiyetinin
arkasnda, nhuna kk salm yanlsamalar, inanlar ve grleri sistemli
bir biimde ve de zalimce altst ediini bir ty kadar hafif klan sonsuz bir
efkat, grnmeyen ve srekli var olan bir glmseme vard. mekanik
alkanlklarmza taklan elmeler' konusunda daha fazla bilgi edinmek
istiyordum, ama anladm kadaryla Dreamer bu konuya son noktay
koymutu bile. Israrlarm sonucunda azndan birka szck daha alabildim
ve notlarma zenle ekledim ve bu szler Dreamer'n felsefi kuraln ereve
iine almama yardmc oldular.
"Tekrara dayal bir hareketi, mekanik bir tepkiyi dzeltmek veya bir
alkanl krmak ynnde ok kk bile olsa bilerek yaplan her aba,
'nekaniklie taklan bir elmedir'."
Dreamer bu konudaki szlerini, yaplan bu 'uygulamal almann'
kiinin rastlantsallk yasasndan kamasna, kazalarn olaca ve hatta
kendisini felaketlerle, doal afetlerin iinde bulaca olaslklar bile etkisiz
hale getirmesine yardm edeceini syleyerek bitirdi.
O gnden sonra, bunlar kendime olabildiince sk hatrlatmaya altm.
Kendimdeki her trl katlam otomatik davran, pasl ve gcrdayan
mekanik tepkiyi, taknty, alkanl, her eit rutini gzlemeye ve krmaya
baladm. Bunun ne denli g bir i olduunu ve yaammzda mekanik
davranlarla, gereksiz tekrarlarn zulmnden artakalann ne denli kk
olduunu ancak bunu deneyen bir kii anlayabilir. Tm zahmete deer.
270

Tanrlar Okulu
Tetikte bir ruhun dikkatinin gelitirilmesi, kendi geerliliini, rutin bir
alkanln veya davrann bilerek dzeltilmesinin telerine tamaktadr.
imizdeki bu polis ve hrsz oyununda, alkanlklarmza tuzak kurabilme
becerimiz, iimizdeki hkmszlemi tm eski tepkilerin acmasz avcs
olabilmemiz; bir Olu almas olan hareketlerimize gsterdiimiz itina ve
tepkilerimize olan farkndalmz, yaamlarmzda dncelerimizin ve
duygularmzn kalitesi zerinde ei benzeri olmayan bir yansmadr.

9 Kendimizi yenmek
Dreamer'la karlamalarmz giderek azald ve yaadm olaylar, iinde
bulunduum koullar giderek daha boucu bir hal ald. Uyumsuzluk ve
honutsuzluk duygusu beni tepeden trnaa saryordu. Dnya kocaman
olmutu ve bamn stnde beni tehdit edercesine ykseliyordu. Onun daha
da genileyen 'hipnotik gc' ve zerimdeki basks arlarken, her geen
gn Kuveyt'teki irketin nemi byyordu. Dreamer birok kez aresizliin
bir uurum gibi nmde uzanan kysndan beni kurtarmaya geldiinde,
"Olumlu bir ruh halinde kalmaya bak, aptallk ederek kendini fazla ciddiye
alma," diyordu. "Kendinle dalga gemeyi dene. Bu, her trl takntya ve
kendini zdeletirmeye kar gl bir panzehirdir."
Dreamer'n szlnde, insann dnyayla 'kendini zdeletirmesi',
zgrlmzn azald bir duruma dtmz, bizim varlk olarak
ufalandmz gsterir. "Sen sonu haline geliyorsun, dnya da sebep. Sen
kldke, dnya byyor ve seni yutuyor." Dreamer'n bu szleri
gzlerimin nne, kendi gzyalar iinde boulma tehlikesiyle burun
buruna gelen Alice'in grntsn getirdi.
Dreamer, zdeletirmeye kar ve insanlarn 'gereklik' olarak niteledii
olaylarn bir hipnoz damlasyla beni uyutmasndan kendimi kurtarabilmem
iin bana btnyle bir dizi hile ve strateji retti. Bunlardan biri, belirli bir
noktada, zellikle de pek uygun olmayan, en youn ve kritik zamanlan
aka seerek, yaptm ii her ne olursa olsun yanda kesmekti. Bunu, bir
odann
kesinde
hareketsiz
durup
zamann,
Oluumun
her
santimetrekaresine uygulad basksyla bouarak denedim.
O dakikalarda bedenimde, dnyann beni yeniden avucunun iine alarak,
endielerle kayglarn girdabndan ktm ayn yere koymaya alan
zulmun hissettim; bu zulm, bana antaj yaparak bu ksack kopma anndan
271

S t e f a n o E. D'Anra
ve yaammn mekanik olarak nceden dzenlenmi olaylarn aralksz
srecinde yarattm kk bir boluk yznden, zarara urayacama dair
dnceler gnderdi. Dreamer'n bu nerisini uygulamaya koyunca,
olaylarn iinden syrlmay, bamszlamay ve kendimi iinde bulduum
koullarn stne karma konusundaki becerilerimin dikkate deer biimde
arttn grdm. Hayat ve i, zerimdeki arlklarn ve ciddiyetliklerini
kaybettiler. Ardndan, onlarn beni uyutan hipnotik etkisinden kurtulunca
oyunun gcn yeniden anlar oldum.
Baka durumlarda, dier taktiklerinin yan sra, kendimi korurken
kullanmak iin, aynaya bakarak deiik yz ifadeleri taknmay setim.
Kendi komik yz ifadelerime bakarken, oyun iinde bana den rol
unutmamak iin kendimi zorladm. Bu, yaklamakta olan, lmne bir
karlamann yolda olduunu sylyordu.
O isteyerek gstermi olduum abalar bir tnel aarak beni ilkalarn
nemli okullaryla temasa geirdi. Tpk zamann ayarlad, akordundan
zlen sesler gibi o okullarn retileri vcdumun her bir hcresinde bir
ahenk iinde titretiler. Bu zamanlar berrakln ve akln nadide
ltlar olarak byk bir ltufla anmsyorum.
O srete, Dreamer szck daarcma yeni ve unutamayacam
'kendiniyenmek' terimini katmt. Bunu zellikle ilk kulland zaman ok
iyi hatrlyorum. Le Meridien'in at katndaki kral dairesinde, terasbahedeki geni yzme havuzunun banda oturuyorduk. stnde beyaz
ketenden bir giysiyle, timsah derisinden makosen ayakkablar vard ve koyu
caml bir gne gzl takyordu. Her kk ayrnt ve hareketi O'nu Arap
dnyasn derinden bilen, kibar bir Batl adam gibi tarif ediyordu.
Pencereden, B?sra Krfezi'nin koyu mavi sularna, Water Towers'n
kubbeleri gibi sfr noktasna kadar kademeli olarak alalan Kuveyt
ehrindeki tozlu binalara, evredeki teraslara ve ince minarelere bakarak
konutuk. Bir giriimci olarak karlatm zorluklarla, srekli yolumun
stnde kan engeller hakknda kendisine bilgi veriyordum. O'na, bir
kiinin liderlik anahtarlarna nasl sahip olabileceini sordum.
Korkusuzlua, yklmazla, zafere ve ana gtren sihirli forml bilmek
istedim.
Dreamer, "Bir lider her eyden nce bir Olu yneticisidir," dedi. "O,
kendisindeki olumsuzluklar nasl tanyacan ve onlar nasl embere alp
kstlayacan bilir. Tm savalar kazanmak iin nce 'kendisini yenmesi'
gerektiini bilir.
272

Tanrlar Okulu
'Kiinin kendisini yenmesi', olumsuz duygularmzn bizi ynetmesine ve
boyunduruk altna almasna kesinlikle
izin
vermemek demektir.
Dncelerimizin ykcln alt etmek ve kendimizi baltalamaya gz
yummamaktr. Tm snrlarmz amak, Varlmz kaplayan glgelerin,
phelerin ve korkularn koyduu her engeli devirmek demektir."
'"Kiinin kendisini yenmesi',btnle doru gidilen yolda, iradeyi
gml olduu yerden kartmak, met cezirlere kar yzmek demektir.
Yaamda yaplacak baka bir ey yok! nsann yaamnda maruz kald
snavlar, iindeki sorumluluklar ve yolculuunda nne kan tm zorluklar,
iinde tad o grltl kalabal yattrmasn ve kendisini ruhunun
sadeliine ve Olu birliine doru tayacak frsatlar temsil ederler."
Bir sre baka bir ey sylemeden, bunlar defterime geirirken yzmn
ald akn ifadeye glmsedi. Ardndan, masann zerinden bana doru
hafife uzand. Daha nce de yine onunla birlikteyken birok kez olduu
gibi kalbim yerinden oynamt. Birazdan, O'nun felsefesinden, benim
anlama dzeyimi hzlandrmaya muktedir hayati nem tayan paralarndan
birinin daia aktarlacan sezmitim. Ona hazr olduumu gstermek, ama
biraz da bana yava yava yaklamasnn iimde yaratt gerilimi boaltmak
zere kk not defterimi ak ekilde dizlerimin zerine brakarak, srtm
dikletirdim.
Dreamer fsltyla, "Kiinin kendisini yenmesi', iine szmaya alan en
kk bir olumsuzluk ifadesine bile geit vermemek, iindeki hibir
alalmaya veya hzn krntsna, ne kadar nemsiz olursa olsun, engel
olmaktr," dedi.
Bekledi. Yzndeki belli belirsiz bir glmsemeyle, dikkatle bu aklamadaki tepkimi gzlyordu. Ardndan sesini deitirerek bu satrlar
okudu:
Zaman sana saldrdnda sen zaman yut
Istrap sana saldrdnda sen strab yut
phe sana saldrdnda sen pheyi yut
Korku sana saldrdnda sen korkuyu yut.
Dreaner'n bir kavram akladnda veya bir grnty anmsattnda
tekrarladnn ve onlardan sk sk yeniden sz ettiinin farkna vardm.
Ak ve seik olarak O'nun kulland bu tekrarlarn, o zamana dek
inandm gibi sadece bir eitim yntemi olmadn, paralellik stne
273

S t e f a n o E. D'Anra
kurulan ritmik bir iir biimi gibi, kavramn ya da grntnn farkl
alardan yeniden sunulduu grne kapldm. Benim dorudan
deneyimlediim bu sre, onun kendi isel jeolojimdeki psikolojik engelleri
devirmesine ve sert yaplanmalar ykarak gemesine izin verdi. Dreamer
yeniden konumaya baladnda, aklmdan geirdiim bu dnceleri bir
sreliine de olsa braktm.
"Kendini yenmek', dnyaya baml olmamak, yaratc olmak, kendinin,
kendi Olu durumlarnn efendisi olmak ve dolaysyla da dnyann efendisi
olmak demektir." Bamsz kalabilme yeteneinin, herkesin doutan elde
ettii, tamamen doal bir hak olduunu ekledi.
Bana dikkatle bakarak, sessizlie brnd.
Baklarnn altnda karanlktan kp zaman rmanda akan bir sal
konvoyu misali hatralar geldi aklma.
ocukluk andan ktm bir olay takl kalana kadar, grntler
birbiri ardnca her seferinde daha da canl bir ekilde artarak oald.
Kendimi bir kez daha, Carmela'nn odasnda, yine her zamanki
huysuzluklarndan birini sergileyen bir ocuk olarak grdm. Anlayl
yetikin kiilerin arasnda, gzyalarna kaplarak barp aryordum.
Giuseppona bile beni yattramyordu. Delirmi gibiydim, ama ocuktum ve
bir yandan da gz ucuyla onlar izliyordum. Baka bir eyle ilgilendikleri
srada, kimsenin beni grmediinden emin olduumda, geni gardrobun
kapandaki boy aynasnda kendi grntme bakyor ve bu gsteriyi
oynama zgrlyle mutlu, art niyetle gizlice glyordum. ocukluumun,
unuttuum bu karesine bir kez daha kavumutum. O zamanki gizli zevkin
tadn yeniden yaadm: kabiliyetimi fark etmemi ve bamsz kalabilme
yeteneimden hi phelenmemi kr ebeveynlerim ve yetikinler olmadan,
istediim zaman o duruma girip kabilme gc. O konumdayken, hi
vicdan azab duymadan, onlar kontrol edip bask altnda tutabileceimi
hissettim.
Dreamer mdahale ederek o noktada dncelerime girdi ve bana, "Ne
var ki, bir gn ocuk oynamay brakr. Bir zamanlar sadece istedii
zamanlarda takt bu maske, artk onun yaamn zalimce yneten kalc
yz olmutur ve o ocuk, artk tam anlamyla kaprisli, alngan ve zayf;
btn dnyay kendisine patron sayarak bir uyuturucu ya da bir i
bamls gibi bir eye veya birine baml kalmadan yaayamayan krlgan
bir yetikine dnmtr." dedi.
274

Tanrlar Okulu
Tatllkla, ama elik gibi sert bir bakla bakarak szlerini tamamlad:
"zgrlk, senin bunca zamandr taktn btn bu maskelerine mal
olacaktr."

10 'D', var olan en gerek eydir


Ortadou'da ve Kuveyt'te geirdiim yllarda, Dreamer'n mucizesine
kar bir tr alkanlk oluturmutum. Huzur, salk, baar ve her sktm
anda onun mucizevi ve bitmez tkenmez bilgeliinden yararlanmam
salayan frsatlar iin balarda duyduum kran duygusu yava yava,
onun otoritesiyle alaka bir rekabete giren iimdeki bastrlm isyan
duygusuyla yer deitirdi. Dnyann bende at binlerce yaradan bir sznt
gibi enerji kaybediyordum ve enerjinin yannda zgvenim, yaama isteim
ve sevincim de giderek azalyordu. Hatta Dreamer'la birlikte yaantma
giren mucize duygusu bile, az ak kalm deerli bir parfm gibi
buharlap gidiyordu. Tm dnyam bulanklamaya balamt. Birlikte
altm kiiler de, benim yitirmekte olduum canlln bir davurumu
gibi, bir zamanlar ilerine duyduklar enerjiyi ve cokularn katmadan bana
geri yanstyorlard. Benim etrafm kuatan problemleri srekli zmek
zorunda kalmam anlamna gelen patronluk rol sonum olacakt.
He who does not rule himself cannot rule others
Kendisini ynetemeyen kii, bakalarn hi ynetemez.
Artk iyiden iyiye seyrekleen bulumalarmzda da eskisi gibi yine Dreamer'n szlerini yazyor ve onlarn stnde uzun sre dnyordum; ama
iimdeki derin uurum uzun zamandr 'd'le, gereklik olarak inandm
eyi birbirinden ayryordu. nsanln en eski dram olan Cennet'ten
kovuluunun, yalnzca zamann balangcnda tek bir kereliine
gereklemediini ve birdenbire olmadn artk iyi biliyordum.
The unexpected always requires a long preparation
Beklenilmeyen, hep uzun bir hazrlk dnemine gereksinim duyar.

275

S t e f a n o E. D'Anra
dem'in samala varan anlalmaz yks, gzlerimin nnde
canlanarak yeniden gerekleiyordu. Bilinli bir varlk, korku ve strap
karlnda cennetinden vazgemiti. Bu nasl mmkn olabilirdi? Yaamla
lm kim takas ederdi? Ne var ki insan bunu yapt ve yapmaya da devam
ediyor. Bunu tenimde hissederek yayordum. Elmay srmak, sebebin dta
olduuna, bizi elinde tutan ve bizi denetleyen bir iradenin dmzdaki
dnyada bulunduuna inanmaktr. Absrdln tiyatrosu perdelerini ayor
ve bu dram her lm annda, 'burada ve imdi'yi her erteleyiimizde
yeniden sahneliyordu. Gnah ilemek szc Greke, etimolojik olarak
'sapmak' anlamna geliyordu, benim gnahkr olmam da kendi yaps
iinde, en yksek grevimden sapmak, uzaklamak oldu. Unutkanlk,
itaatsizlik ve blnme zerreleri katlanarak oald ve cennete girerek kirletti.
Her defasnda azar azar, Dreamer'n felsefesini geeklemesi olanaksz
bir dnyaya, kurgu dnyasna srgne gnderiyordum. Onun vizyonu ve
szleri, beni ilk gnk gibi bylyor ve ben tm bunlarn gcn bir soluk
gibi iimde hissediyor olmama ramen, inancm bana bunlarn hl salt
teoriden teye gidemediklerini sylyordu. Pratikte durum tamamen
farklyd; yzlerce insann baland, hatta kendi ailemin de geimini
salamam iin ynetilmeyi bekleyen bir irketin zerime aldm
sorumluluu, her gn gslediim binlerce zorluktan sadece biriydi,
Etrafm benimle ayn heyecan paylaan alanlarla evriliyken ve Kuveyt
ehrinin en sekin blgesi Samia'da yaamak iin gzel bir villa, emrimde
hizmetiler, ofrler varken, ben iki yl nce Dreamer'n beni ekip
kard cehennemi ve o andan sonra bana sunduu harikalar unuttum.
Sonunda, Dreamer'n ilkelerinin ve dncelerinin aslnda yaantm
kastl olarak kartrmak ve gereksiz yere bana zorluk karmak zere
hazrlandn dnmeye baladm.
Dreamer bana, " 'D', var olan en gerek eydir," diye retmiti.
"Kendini elikten bir halatla d 'e bala ve hi kimsenin, hibir eyin seni
ondan ayrmasna izin verme. 'D 'ten yoksun bir adam, evrende kaybolmu
bir krntdan farkszdr." Ancak aylardan beri, O'nun dnyas ile benim
gnlk dnyam arasndaki blnmeyi beslemekle meguldm. Dreamer
sayesinde elde ettiim o bir milimlik btnl, yaantmda dalar
yerinden oynatan o belli belirsiz hareketi artk yitirmekteydim.
Affedilemeyen yegane gnah, btn yanllarn en yanl, dnyann bizi
yarattna inanmaktr. Dnyay tanrmz yaptmzda, stelik de kederli ve
cahil bir tanr gibi kabul ettiimiz her an, bu gnah yreimizde yeniden
276

Tanrlar Okulu
iliyoruz. Yaratl kitabndan, Frankenstein yksne, Alice'nin
masalndan, Blade Runner'a kadar, insan kendisine srekli olarak, kendi
yaratt eyin kurban haline gelen yaratcnn lmsz yksn anlatr.
Bizim ne srdmz gre gre, dnya baskn kar, biz onun gerek
olduuna inanrz ve onu her eyin stnde tutarak onu putlatrrz.
Bir keresinde bana, "Sen dnyay grdnde, o oktan yaratlmtr,"
diyerek, dnyaya 'yaratld' denmesinin nedeninin bu olduunu aklamt.
O sonradan gelir. O sonutur! nce gelen ise sebeptir. Ancak pek az kii
dnyann ne bir yn, ne de kendi iradesi olduunu anlayabilir.
"rade yalnzca bireye aittir... dnyay ynetir. radenin olmamas
halinde, dnya otomatik olarak kontrol ele alr.."
Bu, insana sknt veren bir haberdi! Dnyann, bir ktlenin bir iradesi
olamayacan anlamak, birisinin uu srasnda uan pilotu olmadnn
ve birka dakika iinde tm kontrolleri renip ua kullanmas
gerekliinin farkna varmasna benziyordu. Kaygl halimi fark ederek,
"Bundan dolay endielenmen tamamen yersiz, bu durum sadece senin
dnyaya olan bamlln srekli klar," dedi.
nanmay ok arzu ediyor olmama ramen, onun felsefesiyle uyumadm her zamankinden ok daha fazla hissederek, "Dnyaya baml
olmak tam anlamyla ne demektir?" diye sordum.
"Bu, 'unuttuun' zaman, senin klecein ve dnyann senin bana
patron kesilecei demektir," diye sorumu ilgisizce yantlad. "radesiz
insanlar, psikolojik cceler haline dnerek kendi evreninde kuyruklar
bacaklarnn arasnda skm, sululuk duygularnn arl altnda belleri
bklm ve kendi yarattklar hayaletlerden lmne korkarak dolarlar.
Bu duruma indirgenen insann, artk sulamak, ikyet etmek ve bahaneler
bulup kendisine acmaktan baka yapabilecei hibir ey yoktur," diye
ekledi. Ve bu, dnya zerindeki insan olma koulu olarak devam eder,
hafza reinesi eriyip minnettarlk kanatlar yitirildiinde, karus gibi, benim
de tepe taklak iine dmekte olduum bir kouldu bu.
Pirandello'nun Enrico IV (Henry IV) karakteri gibi, kendimi sadece oynamam gereken bir roln iine hapis olmu buldum. "Bir iadam olmak
veya bir giriimcinin ok kapsaml roln oynamak, zgr bir adam olmak
demek deildir. Kiinin kendisini o rolle zdeletirmesi, sadece
hapishanesini deitirdiini gsterir. Sen sadece yeni bir hcreye girdin.
zgrlk, kendim dnyayla zdeletirmekten kurtarmak, tm yaantn
yneten strap ezgisini sonsuza dek susturmak demektir."
277

S t e f a n o E. D'Anra
imde ten crcr bceklerine oktan tahta bir tokmak frlatm, 'O'nun
bama dert aan sesini ortadan kaldrmaya karar vermitim. Aylar getike
Dreamer'la olan grmelerimiz giderek seyreklemi ve sonunda neredeyse
tamamen kesilmiti. O sralarda, her geen gn kendi gcme artk daha
uzun sreler boyunca nem verir oluyordum. Ben kan ter iinde zm
peinde koarken, farkna bile varmadan zamanla asl zmlerin srekli bir
ksr dngnn iindeki sorunlara dntn fark edemez olmutum.
Dreamer'n enerjisiyle doldurulan gne bataryalarm artk zayflyordu.
Grnrde her ey eskisi gibi yryordu, fakat yaantma Dreamer'la
birlikte giren o enerji, o hayati sv Varlmdaki yzlerce yaradan, yerine
konmas mmkn olmayan deerli bir yaam pnar gibi fkrarak akp
gidiyordu.
Artk antrenman da yapmaz olmutum. Bedenimi ihmal ediyordum.
Yorgunluumu, yzmde oluan krklklarla dier yalanma belirtilerini
ve bedenimin ktlemesini, alma koullarmn arlna ve yeterince
uyuyamyor olmama balayarak kendimi ho gryordum. Oysa ben, 'd'
terk etmemle beraber, Dreamer'la birlikte yrdm yoldan geri
dnyordum.
ortaklarna gvenmek, sadakat ve hatta bazen birlikte altn kiilere
ve yaptklar ilere hayranlk duymak, hatta kiisel yeteneklerimden
kaynaklandn saydm eyler, Dreamer'la olan ilikimin yansmasndan
baka bir ey deilmi. Bu tr ilikiler giderek zayflad ve baz durumlarda
tamamen yok oldu. Bu deiimden dolay bakalarn suluyordum.
Bana gre herkes agzl, nankr ve frsatyd. Bu srede sorunlar ve
anlamazlklar her zamankinden daha tehlikeli boyutlara ulat ve
baarszlklar daha sk yaanr oldu. Yine de bu olaylarn ounda, en
azndan balarnla, iler tatllkla, hatta ok zevkli biimde yryordu.
Hayatmdan neredeyse tamamen km olan Dreamer'la karlamalarmn
ve haberlemelerimin giderek seyrelmesini, balarda byk bir
umursamazlk ve rahatlkla karladmn farkna vardm. Giyim tarzm
ciddiyetten uzakt ve alkanlklarma dair bir zayflk sz konusuydu.
Sosyal dernek toplantlarn, Bykelilik resepsiyonlarn ve villalardaki
zel davetleri kabul ediyordum. Kentin en ok rabet gren restoranlarnn
ve gece kulplerinin mdavimi olup kmtm. Dreamer bana her zaman
mtevaz davranmam nermiti; fazla ortalarda grnme, sadece, titizlikle
seecein ve sana zel frsatlar sunacak baz resmi davetlere stratejik olarak
hazrlanarak katl demiti.
278

Tanrlar Okulu
Dreamer'n bana verdii disipline gre, nemli i toplantlarnn
arifesinde yemeime, sporuma ve okumaya gayret ederek kendim zerinde
yapacam almay younlatrmam gerekiyordu. Bir dikkat ve farkndalk
durumunu pekitirmek, dnyaya ak en kk bir sznt atla
brakmamaya ve hibir eyin, aylar boyunca 'uygulamal alma' yaparak
sahip olduum bu zenginliin, bu deerli servetin mahvolmasna izin
vermemeye ynelikti.
Kendimi bunlarn oundan zgrletirdiimde; ar egzersizlerle,
katlanlamaz basklardan oluan ve tahamml edilemez biimde sert olan,
bar srecindeki rutinlie ara vermek iin, sava haberini neeyle karlayan
bir Spartal'nn hafifliini hissettim.
Bu sralarda Kuveyt semalarnda bir sava tehlikesi, kara yamur
bulutlan gibi toplanmaktayd. rak snrnda her gn yeni bir atma kyor,
politika ve uluslararas i dnyas bu kk eyhliin gelecei hakknda
belirsizlik ve huzursuzluk belirtileri gsteriyordu.
Baz uluslararas tedarikiler anlamalarndaki nlemlerini artrdlar ve
hatta birlikte almak zere neri gtrdmz baz Batl yneticiler,
nceden bir kabul szlemesi imzalam olmalarna ramen, son dakikada
fikir deitirip buraya transfer olmaktan vazgetiler. Bu belirtileri en aza
indirgeyerek, her trl i balantsn irketin geleceini dnerek yapmaya
altm. Bu konudaki abalarm younlatrdm ve DBDO International'n
yerel temsilciliini aldm yeni bir rn grubunu, byk bir reklam
kampanyas balatarak piyasaya srmeye karar verdim. irketin, Avrupa
kltryle yetimi gen bir Libyal olan genel mdr, sz konusu proje iin
ok uygun olduunu dnd yeni bir ngiliz yneticiyi atamaya sz verdi.
Dnce ve grlerini paylamak zere bu yeni ynetici aday birka
gn iinde El Abadi Kuleleri'ndeki ofisimde benimle grmeye gelecekti.
Heleonore ile bu ekilde tanmtm. O gn reklam kampanyasyla ilgili
olarak bana ne anlattn anmsamyorum, ama o glmsemesi, canll ve
Endlsl atalarndan gelme gzellii bende unutulmaz bir etki yaratmt.
Dreamer'n szlerini hatrladm ve Kuveyt'te tanacam syledii
deerli hcrelerden birinin Heleonore olmasn mit ettim. Tm dileklerimi
tek bir cmle iinde toplayp, kalbimden tm gcmle diledim:
'Tamm, bu o kii olsun.'

279

Stefano E. D'Anra
11 Heleonore
O gnden sonra onu hemen her gn grr oldum. Hyatt Club'da beraber
yzmelerimiz ve yaptmz tenis malar, Water Towers'n dev kubbesinde
bir buluma ve oradan krfezin klarn birlikte hayranlkla seyrettiimiz
Versailles'daki akam yemei, hzl flrt dnemimizden baz kesitlerdi.
Heleonore ksa zamanda benim en byk destekim, dostum ve
ocuklarmn srda oldu. Byk bir tatllk ve yumuaklkla girdii
yaantmzn her geen gn yeni bir kesini doldurdu. Herhalde hibir igal
bu kadar dirensiz karlanmamtr.
Hibir ey sylemedii halde, Giuseppona'nn onaylamadn
biliyordum. Onun bu tavnn Dreamer'den uzaklamama, ona olan
itaatsizliime balamayp, bir kskanlk biimi olduunu dnmtm.
Kendi rolne yneltilmi bir tehdit olarak algladn ve tavrnn geici bir
tepki olduu yargsna varmtm. Gerek ise, Giuseppona'nn benim bir
felaketler denizine girmekte olduumu seziyor olmasyd. O, Roma'dan ok
daha eski bir yer olan Neapolis'in beiinde, Cuma'da domutu ve
DNA'smda o uygarln kehanet ruhunu ve gizemli lisann tayordu.
Bandan beri, bilgi ile kirlenmemi, zihinsel birikimlerden ve zihinsel
tasarlardan zgr bir anlaya, z varln berraklna, itenliinin
kuvvetine ve 'bilmeden bilen' birisinin yalnlna sahipti.
Ayn eyi bir kez daha deniyordum. Luisa'nn lmnden beri, yeniden
mutlu ve gerek bir aile kurabileceime inanmaktan hi vazgememitim.
Jennifer ve Gretchen ile olan nceki ilikilerimi bitiren, bildik talihsiz
olaylarn hl d koullardan kaynaklandna kesinlikle emindim.
Denildii gibi, akta talihim yaver gitmemiti. Hepsi bu! Er ya da ge, doru
kadnla karlaacaktm ve o zaman her ey mkemmel olacakt. Ben
olduum gibi kalrsam ancak, deimeme gerek kalmadan, gemite
yaanm olaylardan ve koullardan farkl durumlarn doacana inanarak,
mutluluk zerine yazlm bir kaderin bana ulaabileceine, kendimi
kandryordum.
The extemal world is the materialization of your psychology...
It 's you who have given consent to each of your problems,
to each diffculty in your life...
One day, whenyou 've come to know yourself you will understand
why the world is as it is.
280

Tanrlar Okulu
D dnya senin psikolojinin maddelemi halidir.
Yaamnda nne kan her soruna, her zorlua nceden onay veren sensin.
Bir gn kendim tanmaya baladnda,
dnyann neden bu halde olduunu anlayacaksn.
Heleonore'nin hayatma girmesiyle Dreamer'n sesi benden iyiden iyiye
uzaklat. Jamil sabahlar kumlu bahemizdeki aalardan taze hurmalar
topluyor, hazrlad taze beyaz peynir ve kk siyah zeytinlerin yannda,
youn nane ve maydanoz aromas ieren tabule ile birlikte her sabah
kahvalt sofrasnda bize sunuyordu. Gnlerimiz cokulu, ama aka ifade
edilemeyen hafif bir strap dalgasyla glgelenen, aslnda mutsuz gnlerdi.
Bu duygu, okulu asma keyfinin, Carmela'nn beslenme antama koyduu
sandvileri eve dnmeden nce mideme indirme zorunluluuyla
glgelenmesine benziyordu.
Bana gre dnya, bizim birlikteliimize bu ekilde kar kyordu. Oysa
gerekte, yaral bilincimde yasad durumumu dnyaya ilan ediimi ve
grnmez bir kural ihlal ederek kar geliimi balayamayan bendim.
Dreamer beni bir kral olmaya hazrlyordu, oysa ben yeniden sradanl
semitim. Yalnzca onun dncelerini, szlerini unutarak, onlar
yaammdan uzaklatrnca, beni bamlln gettolarna, gemiimin
cehennemlerine geri gtrecek bir kadnla karlaabilirdim.
lk aylarda Dreamer'n retilerinin pek de eksikliini duyduumu
syleyemem. Kendi inan btnlm bu boluu fazlasyla doldurmutu.
Bununla birlikte, bir kehanet gibi ok yaknda olacak bir felaketin, batl
inan gibi tuhaf bir nseziye benzeyen karanlk bir huzursuzluun iimde
bydn hissediyordum. Artk ok gerilerde braktm dndm,
sululuk duygular ile hayali olumsuzluk grntlerinin yaratt duygusal
dkntler, yaamm yeniden eline geiriyordu.
Bencilliklerimiz dnda hibir eyi umursamadan mutluluumuzu
kurabileceimiz dncesi, o akam, ben ve Heleonore'un artk Kuveyt
vatanda olamayacamz bu slami gn altndaki hilalin bat gibi yok
oldu. Sadece Dreamer'a gre deil, artk Kuveyt yasalarna gre de yasad
kiilerdik. Yaamn her ynnde Kur'an' mutlak yasas olarak benimseyen
bu lkede aldmz riskler gz ard edilemezdi. Buras, kamu yaamnda
olduu kadar zel yaamda da ok kat ahlak kurallar olan bir lkeydi.
Bu lkeyle, iimle ve Yusuf Behbehani'yle olan balarm gnden gne
zayflarken, Alplerin eteinde...
281

Stefano E. D'Anra
Gllerle evrili, Piemonte'deki ev ve talya'daki yaam, srekli ve kar
konulmaz bir zlemle bizi geri aryordu.
Kuveyt'te sahip olduumuz her eyi ve tm koullarmz siyaha
boyayan, buna karn, talya'da bizi beklediine inandmz her eyin
ekiciliini abartan bir cokunun etkisi altna girmitik. Heleonore, gidip
Chia'daki evde yaamak fikriyle kendinden gemiti.
Onunla birlikte, evi nasl daha kullanl bir hale getireceimizi, onarmlar
nasl tamamlayacamz ve aile dzenini planlyorduk. talya'ya dnnce
her eyin harika olacan hayal ediyordum. ocuklar 'normale'
dneceklerdi. talya'ya yaptm son yolculuklarmdan birinde ceketimin
cebinde saklayp getirdiim dii cocker Soshila bile o zaman gerek bir
kpek gibi yaayabilecekti.

12 Evlat edinme
Kadnlara kar hogr beslemeyen bir lke olan Kuveyt'te,
Mslmanlar, murdar hayvanlar saydklar kpekleri kendilerinden uzak
tutmaktaydlar ve aslna bakarsanz, burada hemen hemen hi kpek
grlmezdi. Dii cocker'mz Soshila'nn hizmetilerden birine hafife
dokunmasyla, onun zaman geirmeden abdest almaya ve daha kim bilir ne
gibi temizlik trenlerini yerine getirmek zere tela etmesini grmek bile
olayn ciddiyetini anlamak iin yeterliydi.
Kk kpek yavrusunun burnunu ceketimin cebinden hafife dar
uzatmasna izin verdiimde Giorgia'yla Luca'nn sevinlerini grmenin
keyfi her eye deerdi. Bu olayda Dreamer bana zellikle ok sert davrand.
ocuklara, o kltrde nefret edilen bir hayvan hediye olarak verme
kararmn, bilinsizce yaplm olmas kadar, iinde bir ben merkezciliin de
gizlendiini aklad.
Dreamer bu konuda bana, "Akl banda bir kii, bulunduu kltr
ortamnda, onu aralarna kabul eden kiilerin gelenek, rf, det ya da dini
inanlarna mutlak suretle sayg gsterir. z anlay ve zeks seimlerine
rehberlik eder. Kendi ahlak ilkeleri, bulunduu zamann ve corafyann
dnda, yasalara ve ahlak kurallarna uymas asndan aba gstermesine
gerek kalmadan kiinin kendisini hep evinde hissetmesini salar," dedi. Bu
konumasn, zellikle son ksmn, anlamca bana kapal olmasna ramen
olduu gibi yazmtm:
282

Tanrlar Okulu
"O kpei lkeye solmak, sendeki gizli bir kibrin ve oluu ykselten
basamaklar dzenleyen dier insanlardan seni ayran bir blnmenin
gstergesidir. Bunu kendinde fark ettiin zaman, iyiletirebilir olacaksn.
imdilik, bunun ne demek olduunu tam olarak kavrayana kadar bir
'skandal yaratmaktan' uzak durmaya al."
Dorusunu sylemeliyim ki, o srada bana ok da acmasz gelen bu
dersin anlamn kavrayacam uygun zaman gelene dek bir sre daha
beklemem gerekecekti. Bir gn elime aldm ncil'den rasgele atm
sayfada, sa'nn, Sezar'dan toplad harac, bir 'skandal yaratmaktan
kanmak' iin Petras'a demesini buyurduu meseli okudum. Bunu
deyebilmesi iin gereken madeni paray, yeni tuttuu balklardan birinin
aznda bulacakt. Varlmn bir sayfasnda zaten sakl duran bu
aklamann sanki zerini rten perde birdenbire kaldrlmasna aydnla
kavumutu. Bu kefi yaptmda, sadece kk cocker yavrusunu
ilgilendiren blm deil, ayn psikolojik dzene bal olan uzak olaylar da
netlik kazand. Her eyin merkezinde olmak isteme ve 'skandal yaratma'
arzusu, kibir ve ben merkezcilik kadar ak seik bir ekilde grnr oldu.
Bunlar, birok kiinin, ar sporlara ve tehlikeli servenlere olan
tutkularndan, insaniyet veya hayrseverlik gayretleri gibi gsterilen bir
baka rka ait ya da farkl ten rengindeki ocuklar evlat edinmelerine kadar,
kiilerin en aykr ve en akl ermez davranlarnn arkasndaki gizli
drtlerin ve tutumlarn derin aklamasyd.
Baz insanlarn okyanuslara bir kanoyla alabilmesinin, katedraller
yaptrmasnn veya bir dini mezhep kurmasnn asl nedeni de ayn kibir ve
ben merkezciliktir. Bir 'skandal yaratmann' tam aksi kutbunun, uygunsuz
dedikodular, dmanlklar ve yersiz antipatiler yaratmaktan saknan, sessiz
kalmay yeleyen kiilerin gsterdikleri davran olduunu anladm. Bu
sessizliin iindeki kii, dier binlercesinin parmaklarnn ucuyla bile
dokunmayacaklar sorumluluklar, gsteriten uzak bir tavrla gzlerini
krpmadan alacak kiilerdir. Arkadam olan bir ifti anmsadm, adam
ocuk doktoru, kadn da bir niversitede retim grevlisiydi. Bu ift,
hayrseverlikleri nedeniyle, Ekvatorlu bir bebei evlat edinmek istediler.
Amalarna ulaabilmek iin, o lkeye defalarca uzun yolculuklar yapmak
zorunda kaldlar, birok zorluun stesinden geldiler, araclara demeler
yaptlar. Ama sonunda annenin saln da yitirdiler.

283

S t e f a n o E. D'Anra
Bu anm Dreamer'a anlattmda, "Kendi lkelerinden bir ocuk
alsalard, bu uralarnn hibirine gerek kalmayacakt. "
"Ancak beyaz bir ocuk kimsenin dikkatini ekmeyecekti ve herkes
ocuun onlarn gerek oullar olduuna inanacakt. Bu, kimseye
gstermeden oru tutmaya veya dua etmeye benzerdi; aksine, kimsenin bir
eyi bilmesine asla gerek kalmadan onu bytebilirlerdi" dedi.
Oysa, farkl tende bir ocuk 'skandal yaratacakt'. evrelerinde
kutuplama, blnme ve kin duygularnn olumasn salayacakt. Onlar,
grnte dta kalan, ama aslnda ilerindeki, bu ocuu evlat edinerek
acsnn dinmesini bekledikleri, kendilerinden, bir ekilde gizlemeye
altklar veya bilincinde olmadklar rklk ve sululuk duygularyla,
bastrlm iddetlerinin hayaletleriyle kavga etmeye zorlayacakt.
Dreamer'a, arkadam olan bu iftle yllar sonra tekrar karlatm,
onlar dnyaya fena halde ksm ve ar derecede yalanm olarak
grdm anlattm. Geri kafal bir evrenin ve hogrsz insanlar
yznden ocuklarnn ve de kendilerinin, her gn ufak tefek de olsa
binlerce skntya ve kaba davrana katlanmak zorunda kaldklarn
anlatmlard. Bu tepkiler o kadar yaygnd ki, benzer sorunlar olan
ebeveynlerle birlikte, haklarn korumak ve bu 'sevgi iine' ilham veren
ilkeleri onaylamak iin 'savaan' bir dernek kurmalar gerekmiti. Nihayet,
bu iftin bir sre sonra eskisinden daha krgn ve mutsuz olarak ayr
yaamaya ve sonunda da boanmaya karar verdiklerinden sz ettim.
"Arkadalarnn kararlatrd evlat edinme ii, inanmak istedikleri gibi
bir sevgi ii deil, ilikilerindeki boluu doldurmak iin bir giriimdi.
Hibir ey dardan kaynaklanmaz. Hibir ey, bir bebei evlat edinmek
bile onlarn iindeki lm, korkuyu, yalnzl ve acy yok edemez."
Dreamer'e, bu iftin neden bunca saldrya uradn, onlarn ve benzer
durumlardaki dier iftlerin davranlarnn neden bu kadar ok antipati ve
dlanma ile karlk bulduunu sordum.
"Dnyann saldrlar bir kutsamadr. Onlar daima bizi iyiletirmek
zere gelirler. Dnya, sende olmadna inandn bu eksiklii ve hastal
duyurmak iin dtan mdahale etmek zorunda kalr. "
Dreamer'n anlattna gre, kendilerine kar biraz daha samimi
olabilselerdi, aslnda onlarn, bebei deil, bebein onlar ailesi olarak
edindiini anlarlard, gerek insaniyetlii bebek yapmt.
284

Tanrlar Okulu
O kk yavru, onlarn huzursuzluklaryla mcadele etmeye,
yalnzlklarn yok etmeye, onlarn korkularn, sululuk duygularn ve
ksrlklarnn ezikliini iyiletirmeye geldi. Dreamer'e gre bu iftler tm
bunlarn farkna varabilselerdi, o bebei evlat edinmelerine gerek
kalmayacakt ve bunca atma ve hogrszl kendilerine
ekmeyeceklerdi.
Dreamer szlerini, "Dnya bilir!" diyerek tamamlad.
Dreamer' dinlediimde, bu ifti ok iyi tandm iin, onlarn 'farkl'
bir bebei evlat edinirken, akllarna hibir zaman getiremeyecekleri,
kendilerine bile asla itiraf edemeyecekleri motivasyonlarla ynlendirilmi
olduklarn imdi daha iyi 'gryordum'. Gsterdikleri bylesine olaanst
ycelikteki gnll bir davran karsnda dier insanlarn gzlerindeki
hayranl grmekten baka, onlar daha fazla ne memnun edebilirdi ki?
Bunlar yazarken, bylesine insani bir eylemin arkasna saklanan kendi
yalanmz, bencillik ve kibrimizi kefedebilmenin uzun srecek bir z
gzlemleme almasn gerektirdiini biliyorum. Bu ifadenin ne denli ar
olduunun farkndaym ve bunun tm sorumluluunu stleniyorum.
nsanln bir hcresi olarak kendimde, bizi rten ve lm kadar yaam
korkusunun da penesine dren olgunun, ilk bakta ihmal edilebilir ve
nemsiz grnen cehaletimiz olduunu kefettim. Dnyann ekranna
yanstlan ve tm bu dehet, zulm ve iddet olarak ortaya kan ey,
iimizde su ileme eilimi tadmzn bilinsizlii, Oluumuzda
grmezden geldiimiz bu glgedir.
Yaklaan savan belirtileri giderek younlanca, Kuveyt'ten ayrlmak
iin bahaneler yaratmam gerekmedi, en azndan biz yle olduuna inandk.
Bir kez talya'ya dnmeye karar verince, her gn bunu hakl karacak yeni
bir neden aryor ve buluyorduk. Uzun sredir zerinde dnlen karar,
sanki birka saat iinde alnverdi.
eyh Yusuf Behbehani, ne ard, ne de fazla honutsuzluk gsterdi.
irketteki aktif varlklarm nakde evirdim ve gr birliine vararak
bayardmcm ynetimin bana atadk. Dreamer'n benim iin yaratt bu
pozisyona beklenmedik bir biimde kendisinin atandn duyan Roger'n
memnuniyetle parldayan gzlerinde, benim mahkmiyet hkmm
okuyabiliyordum. Ne var ki geri dnebilmek iin artk ok geti ve ben bu
aydnln zayf ltsn boarak sndrmeyi tercih ettim.

285

S t e f a n o E. D'Anra
Heleonore da DBDO International'daki iinden istifa etti. Tm aile,
yanmza dii cocker Soshila'y da alarak Kuveyt ehrinden ayrldk. Sanki
bir basn kabinine girer gibi, nce Kbrs'ta ksa bir mola verdik, sonra
birka gn Atina'da geirdik ve nihayet talya'ya vardk.

286

Tanrlar Okulu

Blm VII

talya'ya geri dn
1 Anlamadaki zel madde
Karabasan sandm bir dnce beni uykumdan uyandrd. Gzlerimi
defalarca ovuturdum, fakat kbus kaybolmad. inde uyandm bu plak
oda moloz ynyla doluydu. Tavandan sarkan bir ampuln nda,
duvarlardaki aklklarda plak talar ve hl svalanmay bekleyen tulalar
grnyordu. Gemek bilmeyen upuzun birka saniye boyunca, bu evin
Samia'daki muhteem villamzn yerini aldna inanamadm.
Baklarm duvar diplerine takl kald ve alyla tutturulmu plastik
borulardan kan renkli kablo demetleri dikkatimi ekti. Heleonore yanmda
uyuyordu. Onun varl, karnma saplanan bir sancyla birlikte grdm
her eyin gerek olduuna inanmam salad. Bu Chia'daki evdi, bizim en
ok dlediimiz evdi buras.
Olaylar silsilesini geriye doru gzden geirdiimde ve beni yeniden
gemiin peneleri arasna alan bu eyin kkenine indiimde, Dreamer'a
itiraf edebilme cesaretini bulduum o gne dek yllarca gizli tuttuum ve
kendimi bu nedenle affedemediim, zellikle, bir dncenin etrafnda
dolanp duruyorum. Dreamer, Kuveyt'e gitmemden nce bana tavsiyede
bulunmutu;
"Temiz bir ara ver kendine! Btn balar sonsuza kadar kes at! Eski
dnyann tek zerresini bile yannda gtrme. "
O bunlar sylerken, ben iimde lm hissediyordum. ACO
Corporation'dan ayrlacam srada, tam iimle olan balanma son noktay
koyan belgeyi hazrlarken, bir talepte bulunmu ve gizli tuttuum bu
maddeyi kabul etmelerini salamtm. Bu zel anlama maddesi gereince,
eer iki yl iinde irkete dnmeye karar verirsem, eski iime yeniden
dnebilecektim.

287

S t e f a n o E. D'Anra
Beni yeniden gemie gtrecek kaplar ak brakarak, bana bu tuza
zenle kuran, istem d iradeyi ve bu anlama metnini yazdrarak kurnazca
korunma arzusu stne ne ok kafa yordum.
skitli kabile reisleri, Avrupa ve Asya steplerinin o gizemli yerlileri,
buzda uyuyan o ateli insanlar, gneye doru bir ge koyulmalar m yoksa
baty fethetmek iin bir sava balatmalar m gerektiine dair uzun sre
ate etrafnda dncelere dalarlarm. Gnlerce, hatta aylarca srebilen bu
srecin sonunda, bir kez karar aldklarnda bir daha asla bundan geri
dnmezlermi. Ailelerini ve sahip olduklar eyleri at arabalarna ykler
yklemez, arkalarnda braktklar her eyi yakarlarm; kprleri, evleri,
ekinleri ve yanlarnda gtremedikleri her eyi.
Oysa benim yeniye doru yola karken takndm tavr bundan ne kadar
farkl olmutu!
Bunu kendisine itiraf ettiimde Dreamer'n yorumu,
"Seni korku ynlendiriyor," oldu. "Sen hayat, kalabalklara uyarak,
yllarca baml kalarak harcadn., esizliine ve 'dne', sayg gsterme
cesaretini bulmadan."
Szlerine devam ederek, "Odysseus, verdii szden dnmemek, 'd 'nii
unutmamak iin kendisini gemisinin ana direine balatr. Diree
baland halatlar aslnda onu verdii sze, diiiine, kendi ilkelerine
balar. Bu bir 'Okul bnyesindeki kiinin', biitn kahramanlar gibi kendini
bilen kusursuz bir kiinin davran biimidir!" dedi.
Yumuak bir sesle; "taat etmekten korkma. Okul'un ilkeleriyle ayn
saflara ge, " dedi. "Okula itaat etmek, baml olmak demek deildir, kendi
iindeki en saf, en gerek olan izlemektir. Bir gn daha yce bir drstlk
ve samimiyet dzeyine yaklatnda, aslnda arada hibir ayrlk
olmadnn farkna varacaksn. Aka dnda olduunu sandn Okul,
iindeki Okulla btnleecektir: Bunun ad iradedir."
ACO'daki i ve Chia'daki ev, yakmaya cesaret edemediim kprlerin
ve hala ezgilerinin arsndan kurtulamadm sirenlerin sadece ikisiydi.
Onlarn ars benim iin kesinlikle ldrc olacakt. Benim dnyamla
Dreamer'nki arasndaki mesafe, almas olanaksz bir hale gelene dek
ald.

288

Tanrlar Okulu
2 Keyifsiz bir uyan
Buraya geldiimizden beri, evin yaban otlan brm bahesi ile d
duvarlarndan birinde kurulan geometrik bakmndan arpk duran iskelenin
grnts bizim iin keyifsiz bir uyan oldu.
Byk bir kuruluun ve uluslararas bir takmn ba olarak Kuveyt'te
geirdiim dnem, ayrlmamzn zerinden henz birka hafta gemesine
ramen, bana yllar kadar uzak geliyordu. Artk Heleonore bile, byk bir
gvenle pei sra geldii adam tanmakta zorlanyordu. Dreamer,
grlerimi cesurca ve zekice bir vizyona getirerek, bedenimle ruhumu
iyiletirmi ve bana refaha uzanan yolu gstererek bendeki, mitsiz dnya
anlayn altst etmiti. O'nunla zgrl tatmtm: Bu, straptan,
pheden ve korkudan kurtulmakt. O'nun yannda, yaamm btnyle
deitirebilecek, nne geilmez yazgm parampara edecek bir enerjiye
kavumutum. Bense O'na borcumu, bana emanet ettii hereyi terk ederek
demitim. Heleonore ile olan ilikimi O'ndan gizlemitim. Szleri, ok
uzaklardan hl yanklanyor olsa da, beni O'na balayan altn kordon artk
kopmu gibi grnyordu.
Vision and reality are one and the same thing.
Vizyonla gereklik bir ve zdetir.
Ancak imdi, Heleonore'un bende gerekten neyi sevmi olduunu
anlyordum... O, Dreamer'n felsefesini, O'nun kuvvetini, Rostand'n zavall
Cyrano karakterine benzer ekilde hala bir papaan gibi tekrarladm ve
sanki benimmi gibi sarf ettiim o szleri seviyordu.
Kendimi beenmiliim ve aldklarma kran duymazlm yznden,
nce O'ndan uzak dmtm, imdi de byk bir gvenle ardmdan gelen
bu kadn kaybetmek zereydim. 'D'e verilen grkemli sz unutulunca,
yaamm da yamal yzn gsterir olmutu.
Oluuma aralar koyarak kendimi yavalatmtm. Gemiimin tm
hayaletleri beni Dreamer'la karlamadan nce, New York'taki hayatmn
ilk yllarndaki koullarna geri gtrmek zere toplanmlard. Fiziksel
olarak bile, bir zamanlar olduum adamn zelliklerine ve davranlarna
tekrar brnmtm. Psikolojik bir kn sonulan, giderek yaylan
bedenimden ve yzmden okunur durumdayd. Dreamer'n yaratt kararl,
zarif, yannda alanlarn sevdii ve kendine gvenen irket patronu,
289

S t e f a n o E. D'Anra
dinamik adam grnts ne yazk ki her geen gn biraz daha kendi
glgesine dnmekteydi. Evin iinde oradan oraya endieyle
dolanyordum. Zamanmn ounu ev iin hesaplar yaparak, iilerle
minenin ya da yer karolarnn nasl yerletirilmesi gerektiini tartarak,
bir snr ihtilaf nedeniyle komumla dalaarak veya bir yamur borusu
giderinin balantsyla uraarak geiriyordum.
Komularmla iyi ilikiler kurmaya almtm, hatta bu amala onlara
Kuveyt'ten getirdiim baz elektrikli ev aletleri hediye ettim ve onlar evime
davet ettim. Fakat tm bu gayretlerim onlarn dmanlklarn yattrmaya
yetmedi.
Heleonore ve ben, bir neozoik kvrmda gizlenmi o kk lkede sulu
saylyorduk. imdi, daha buraya varr varmaz, sanki buradakiler de
suumuzu duymutu ve kimsenin bizi ho karlamamas iin genel bir emir
karlm gibi tm dnyadan dlanmtk. Tm lke, hipnotik bir itaatin
amazl ve abukluuyla yaammz zorlatrmak zere bu emre
uymutu. Giorgia'yla Luca'nn okula kabul edilmelerinden, evdeki
onarmlar yapabilmek iin alnmas gereken belediye izinlerine kadar her
ey inanlmaz engellerle karlayordu.
ikyet ettim, homurdandm, brokrasiyi, olaylar, kiileri, koullar
suladm ve deiimin sadece grnte olduunu anlamamtm. O kapy
ardmda ak brakarak, baarszlma karar vermi ve yenilgimi oktan
planlamtm.
"nsann en byk dman yine kendisidir! Bir insann sradanlk
hapishanesini terk etmesinin, kendi snrlarna kar ayaklanarak
saldrmasnn, dnya tarifini altst etmesinin ne denli zor olduunun en
belirgin rnei sensin. Hissettiin u ac, strap ekmek iin duyduun o
sarslmaz ballk da bunun en ak kantdr.
Yaamn, sanki kklerinden rmesine solmu ve hissizlemi
grnyor, ama gerek u ki, sen zaten asla bu yoksulluktan, bu acdan ve
bu hapis hayatndan baka hibir eyi dlemedin."
Giuseppona, kendisiyle zdeleen, dnyann neresine gidersek gidelim,
yaadmz her evi bir ezgi gibi dolduran neesini ve konukanln burada
yitirmiti. Artk onun komik fkralarn, doalama oynad,
mrldanmalardan, arklar eliinde yapt dansl gsterilerine kadar
uzanan ve sonunda bir destan havasna brnen teatral piyeslerini ve ailenin
yaad gncel veya gemi tm olaylara verdii iirsel grlerini iitmez
olmutum.
290

Tanrlar Okulu
Dnyaya geldiim anda beri, bir enejinin ve bir sava cesaretinin
sembol olan bu kadn, beni ve ocuklarm barna basp bakm, bu cesur
Kzlderili kabile reisi artk yalanm ve beli bklmeye balamt. Ona en
tuhaf, en aykr giysilerini semekte yardmc olan, sergiledii komik
koketlik hali ve dramatik kibri snp gitmiti. Geceleri kk odasndan
gelen strap dolu ksrklerini duyabiliyordum. Onun her ksr
yreimi paralyor ve bir-felaketin nsezisi kanm donduruyordu. Sonunda
asla olmaz dediim imknsz kendi gzlerimle grdm: Hasta yatanda
yatan ve banda da bir doktor bulunan Giuseppona. Buna asla
inanamazdm. O, kendi mottosu 'Doktorlardan uzak dur', ile, hayatta
inenmesi imkansz olan sert bir kural koymutu. O aylarda, geceleri
klarn snmesiyle birlikte, iimde hznle Luisella'nn hastalk dneminin
anlar canlanarak ruhum kararyordu. Giorgia ve Luca bile canllklarn
yitirdiler. Bu biare atmosferden olabildiince uzak kalabilmeleri amacyla
ders saatleri sonrasnda onlar ge saatlere kadar okulda kalmalarn
gerektirecek, ett derslerine yazdrdm.

3 Cehalet her zaman elini tutacak kadar yakndr


Bu olaydan bir sre nce Dreamer beni u szlerle uyard: "Sen
gmlm iradeni yeniden kefedip tam olan bir zgrle ve kendi
btnlne kavuana kadar, gemiin seni eski eylere geri gtrmek iin
daima pusuda bekleyecektir.
Cehalet her zaman elini tutacak kadar sana yakndr. Tetikte durmay
keser ve 'd ' unutursan, seni bir anda eline geirecektir. O zaman,
usanmakszn ardndan ne kadar komu olursan ol, elde ettiin her baar
ve anlay ta seninle birlikte ryecektir.
Ne kadar i yaptnn nemi yoktur. Kendi Olu btnlne
erimediin srece, sen kendi cehaletinin dipsiz karanl zerinde hep asl
kalacaksn.
Olu btnl, kiinin kendi efendisi olmas demektir ve bu, kiinin
hilikle sonsuzluk arasnda gerili ipte yryen bir cambaz haline gelecei
an 'a dek srecek bir 'Okul almasnn' sonucunda olur. "
Onun bu iddialarna ok abartl bir tepki gstermitim. Bu meseleye dair
dncelerimi, 'acmasz adaletsizlii' asndan dile getirdiimi
anmsyorum; hatta evrensel eitlik ilkelerine bile deinmitim.
291

Stefano E. D'Anra
Aslnda sadece yllar ncesinden kendimi savunuyordum. taatsizliimi
daha ortaya kmadan hakl karmaya alyordum. imi kaplayan
tedirginlik hissi, setii szcklerin bende yaratt huzursuzluk ve onlar
daha da etkili klan tonlamas ve vurgusu, aslnda bama gelecek felaketin
habercileriydi. Benim dm zaten gzmn nnde, kaydedilmi ve her
detay hazr bir ekilde, grnmeyenin karnnda duruyordu tpk tohumunda
gizli duran bir bitki gibi.
Dreamer hibir kanta gerek duymadan tartmay kesti, "Adaletsizlik
diye bir ey yoktur!" dedi. Bu konuda yaplacak herhangi bir aklamann
yararsz olduunu biliyordu. Hazr deildim. Bir insann yaantsnda
adaletsiz sayd eyden daha adil ve yararl bir ey olamayaca fikrini
benimsemek benim iin henz ok erkendi. ok yaknda adaletsizlik
konusunda etin bir snavdan geecektim, ve ancak o zorlu, dramatik
koullar altnda bunun ne demek olduunu anlar hale gelecektim.
Kendimce 'abartl bir eitim' saydm bu uyarlardan ok uzun yllar
soma, ne yazk ki sadece unutmak yznden pek ok ve de gereksiz acy
yaamak zorunda kaldm imdi bir rperti gibi tenimde hissediyordum.
talya'ya zamansz dnm, uzaklatm sandm hayatn Erebos 'una
beni gerisingeri frlatmt. radenin olmad yerde phe, korku, snrlar ve
dnyann bize dayatt tasviri her zaman stn gelecektir. u anda uursuz
bir paralel yaam gibi yanmda akmay srdren gemiin bulank sularnda
debeleniyordum.
Kuveyt'ten, Dreamer'n onaym almadan ayrldm iin, beni 'd'e
balayan ltl halatlar son derece incelmiti ve iinden ktm hayatn
cehennem dnglerine tekrar dmeye balamtm.

4 Gemie dn
Varlm su alyordu, batmak zereydim.
Kuveyt'teki irkette sahibi olduum hisselerden kazandm para hzla
suyunu ektiinden, ksa bir sre soma kendime yeni bir i aramam gerekti.
Ortadou ezgileri tayan bir peri masalnda olduu gibi sihir kaybolunca,
Dreamer'n tanmam salad dnya da parmaklarmn arasndan kayan
kum tanecikleri gibi yok olup gitmekteydi.

Erebos: Yunan mitolojisinde toprak altnda, karanlk yer, llerin evi. (.n.)

292

Tanrlar Okulu
Gmlerle denmi ltl masalarla verilen davetler, Water Towers'n gz
alc silueti, koyu mavi denizin koynuna dolan l manzaras, Samia'daki ev,
dnyann drt bir yanna yaplan seyahatler, yatrmc giriimler, pek ok
adayn iinden irket iin setiim kiiler, hepsi ama hepsi kozmik bir rzgar
tarafndan silip sprlmt. Onlar bir daha hi grmedim. Sanki baka bir
paralel dnyaya aitlermi gibi benim dnyamdan onlara uzanan ne bir geit ne
de balant olana vard." Dreamer'la birlikte mucizevi bir biimde iinden
getiim, bir ine deliinden byk olmayan o aklk artk ebediyen
kapanmt. Proje beni terk etmiti. Esav gibi ben de kralln ilk oul olma
hakkn bir tabak dolusu sefil mercimekle takas etmitim.
Benim eski iime geri dnebilmemi garanti eden anlamadaki zel maddeye sk skya tutunarak, iki sene ile snrl olan sre dolmadan hemen
nce, ACO Corporation'da almaya geri dnmek zere onlarla balantya
getim. kili grmelerimin pei sra ofisleri gezip, tandklarm ve eski i
arkadalarm ziyaret ettim. Ayn cehennemin girdabnda yeniden yok
olmaya gidiyordum.
ACO Corporation'da her ey, benim Kuveyt'e gidiimden nce olduu
ekliyle duruyordu. irket hayaletleri, benim braktm ayn yerde, yine
ayn konumalar, dnceleri ve tavrlar srdrerek mikroskobik alma
masalarnn arkasnda, koridorlarda veya otomatik kahve makinesinin
banda taklyorlard. Beni yanlarndan geerken grdklerinde, ya
grmezlikten geliyorlard ya da bir ibirliki bak ile selamlyorlard. Kar
karya geldiimizde ise yzlerine yaylan, hznl bir glmsemeden baka
bir ey deildi. Gzlerini dorudan doruya zerime dikmek yerine, yeniden
ieri decek olmamdan dolay gizleyemedikleri memnuniyet dolu
baklaryla, geilmez itlerin, grnmez demir kafeslerin arkasndan beni
gzetliyorlard. Bir astm hastasna bir para oksijen vermek gibi ben de eski
iime dnmekle onlara suni bir yaamn soluunu getiriyordum. Onlara
kendilerini bundan baka ne daha iyi hissettirebilirdi ki? Onlarn en kkl
inanlarnn bir salamasydm ben; onlar iin hayatn kendilerine ait olan
halkalarndan kurtulmann imknsz ve de ok tehlikeli olduunun en canl
ve son kant gibiydim. Onlarn hakkmdaki hislerinin istem d ve karm
olduunu sanyorum. Ktlk, alayclk, baarszlkla sonulanan kam
kmsemeyle kark sevinli halleri duygusal kire karmt. Firar
ederken enselenen kaak mahkm hali, olabilecek en ufak bir kama isteini
onlardan alp gtryordu.
293

Stefano E. D'Anra
aresiz kaldmz ve nleyemeyeceimiz bir eyle karlatmzda
teslimiyetin insana sevimli gelmesi gibi, benim dnm de onlara bir
ferahlama getirmi, bunun yannda ba edemeyecekleri bu durumu
kabullenmelerini salamt. Kamdan beri, bir eenin demir
parmaklklarda kard trpleme sesi kesilince, 'hapishane' dzeni ve
onun huzurlu sessizlii geri dnm oldu. irkette alanlar benim ie geri
dnmemi, bir tr kaytszlkla karlaynca, benim iin katlanlmaz olan
strap da biraz hafiflemi oldu. Bu dnyaya yeniden ayak basmam, sadece
birka gnlk resmi ilemlerden sonra tamamlanacakt ve artk geri dnmem
sz konusu bile olmayacakt.
Henz bu sre tamamlanmamken, O'nun ndan artakalan son
parltlarla Dreamer' bulabilmek iin her yolu denedim. Londra'ya gittim,
O'nu St. James'te ve Savoy'da aradm. Roosevelt adasndaki banka ve
Marake'teki Cafe de la France'a gittim. O'nunla birlikte olduum her yeri
adm adm aradm, beni onun yannda grm tm sokaklar yrdm.
Hepsi bounayd.
Dreamer beni terk etmiti.
Bir yandan nefesim kesilmiti, te yandan bu kaybn acs ile Dreamer'n
hi var olmadn ya da sadece benim bir hayal rnm olduunu bile
dndm.

5 Psikolojik kirlenme
e dn talebim, ACO Corporation ynetiminde aknlkla karland
ve hi ihtiyatan olmamasna ramen anlamadaki hkme uyma
zorunluluu ile kabul edildi. st dzeydeki yneticiler beni nereye
koyacaklarn bilmedikleri gibi, bana verebilecekleri grev konusunda da
zorlanyorlard. Ben idari bir grev istiyordum, ama onlar ancak Uluslararas
Pazarlama Blmnde bir yer ayarlayabildiler. Bana ne bir makam verilmi,
ne de sorumluluklarm bildirilmiti. Altnda eleman, stnde amiri olmayan
bir pozisyonun boluunda asl kalmtm. Sekreter de yoktu. Bana verilen
tek ofis mobilyas, bir alma masas ile bir telefondu; o da hi almyordu.
lk aylar boyunca farkndalk durumunu koruyarak, en kk bir
ikyette ve bir sulamada bulunmamak iin elimden gelen her abay
gsterdim; ancak yine de, haset, kskanlk, fke veya hsran gibi gizlenmi
olan zehirli duygular iimde her geen gn daha da artyordu.
294

Tanrlar Okulu
ACO, bif olumsuz dnceler ve duygular fabrikas idi. Bir aksilik veya bir
personel hatas, tm eski atklarn pisliini yzeye karmaya yetiyordu.
Her eye ramen, Dreamer'n yaptklar tmyle yararsz da deildi. Bir
dikkat filtresi, varoluun bu durumlarn gzlememi, etraflarn sarp,
kendilerini gstermelerini denetleyebilmemi salyordu. Bana hayat veren
tek ey, not defterimden tekrar okuduum Dreamer'n szleriydi. Kendimi
herkesten izole etmem, O'nun izlerini yeniden bulmama ve retilerinin
canlln yaatmama yardmc oldu.
Disobeying the prineiples of the dream means self-sabotage,
and killing oneself inside.
The external life does nothing other than reflect that inner suicide.
D n ilkelerine itaatsizlik etmek, kendini baltalamak ve
kendini iinde ldrmek demektir. Dmzdaki yaam, bize iimizdeki
intihar yanstmaktan baka bir ey yapmamaktadr.
ACO'daki bu atmosferi hcrelerime tamamak iin, nefesimi tutarak
yayordum, kendimi belli bir mesafede tutmay uzun sre baardm; ama
bu, su dnyasnda solungalarm olmadan yaamak gibi, pek de umut verici
bir giriim deildi. Yanmda Dreamer olmadan bu duruma daha fazla
dayanamayacam biliyordum.
Bu aylar boyunca, beni drt yandan kuatan bu olumsuzluk rmanda
boulmamak iin, srdrdm yorucu z gzlemleme ve farkndalk
abalarm anmsyorum. Her gn, ruhsal atklarla dier zehirli maddelerin
bir araya topland bu amurlu suyun nasl ykseldiini gzlyordum. Bina
katlarndan ve koridorlarndan tap dar fkryor, darya szmadan nce
fabrikalarla ofis binalarnn ky kenarlarnda toplanyor, krlara doru
ilerlerken kasabaya kadar yol zerindeki parklarla, bahelere dalarak
yaylyor, derken sokaklarda sel olup akyor ve nihayet evlere ve insanlarn
yaamlarna szyordu.
Bu kendimi izole etme dnemi boyunca, Dreamer'n 'psikolojik
kirlenme' olarak tanmlad kurululardaki bu sorunu kendime minimum
dzeyde bulatrarak, yakndan irdelememe olanak salad. ACO'ya geri
dnm, byle bir gzlemin yaplabilecei en uygun ve tam donanml
laboratuvarlarndan birinin aylarca benim hizmetimde olmas demekti.
Endielerin, dncelerin, phe ve korkularn ifadesi, genel olarak her
eit duygusal kargaann oluturulup davurumu ile ilgili olaylar zerine
yaptm alma ve ilk analizlerim o zamanlara dayanr.
295

S t e f a n o E. D'Anra
Hem bilim adam hem de denek konumundayken kefettim ki, ykc
dnceler ve olumsuz duygular sadece beni kirletmekle kalmyor, ortaya
ktklar andan itibaren, grnmeyen ve bizim tp ilmimize yabanc olan;
evreyi, insanlar ve iliki iinde bulunduu her eyi kirletebilen bir maddeyi
de etrafa yayyorlard. Onlarn bu bulac niteliklerinin kefi, insandan
insana ok hzl bir ekilde yaylmalar ve zaman zaman bir salgnn
karakteristik zelliklerini gsteriyor olmalar merakm arttrmt. Bu,
yzlerce ve binlerce insann nasl ayn dnce ve hayallerle, ayn olumsuz
duygularla kirlendiini, artlanm psikolojik refleksler gibi, nasl mekanik,
toplu ve ounlukla iddetli tepkilere srklendiini aklyordu.
Dreamer'a gre mutluluk, sevgi, nee, kran, esenlik ve genel olarak
Olu'un daha stn durumlar, imdiki haliyle insanln hissedemeyecei
duygulard.
"Olumlu duygular retilebilmek iin uzun bir hazrlk evresi ve kendi
stmzde dikkatli bir alma gerekmektedir. Varoluun bu stn
durumlarn engelleyen bilgisizlii, bayal ve olumsuzluu yanstan her
eyi ortadan kaldrmak iin 'z gzlemlemeyle' geecek uzun yllar ister."
Muhtemelen, her zaman buna inanmtm, imdi, ne olursa olsun bu
kadar nemli bir kefi gzard edemezdim: nsanlarn oluturduu tm
kurum ve kurulular son derece acnacak halde ve tam bir keder sanayisidir.
Fabrikalar ve iyerleri, ondan da nce, okullar ve niversiteler, bou bouna
ekilecek olan strab retip, beslemek zere tasarlanm ve dzenlenmitir.
Gruplar ve kiiler arasndaki blnmelerle, yararszlk ve honutsuzluk
ieren duygularla, byk aclar ve youn arzular hissedilen durumlar,
endie, belirsizlik ve fke yaratan tm bu koullar iin yksek miktarda
enerji, boa harcanmaktadr. Sonuta, fabrikalarda bir yandan hammadelerin
bir takm ilemlerden geirilerek daha deerli ve daha zenginletirilmi hale
getirilirken, dier yandan ortaya mitleri krlan ve daha da fakirleen
kadnlarn ve erkeklerin kt elikili gereini dorulayabilirdim.
eriden bu gzlemi yapnca, kendi kendime, organizasyonlarda neden
her bilimsel ve giriimsel abann tesinde, orada alan herkes iin srekli
bir anlamazlk koulu, zahmetli, gerilim dolu bir atma ortam yaratan ve
onu besleyen, adeta inatla varln koruyan ters bir mekanizmann var
olduunu sorgulamaya baladm. Ne gariptir ki, aslnda bu ters mekanizma
onlarn gerek raison d'etre - varolma sebebi idi... onlarn esrarengiz
hedefleri ve gerek retimleri idi.
296

Tanrlar Okulu
6 Balinann karnnda
Yerimde oturmu, alma masamn stne zellikle karmakark
braktm dokmanlarn iine gmlp alrm gibi yaparak btn
bunlar dndm srada, bnyesine beni kabul eden ACO'da, 'grmek'
iin yararlandm son yaam prltsn benden skp almaya uraan ve
srekli beni kendilerine benzetmeye ve onlara ait olmaya zorlayan bir
asimilasyon abas hissediyordum. Bu durum bir tr yerekimi kuvvetine
veya ruhsal bir yaltma benzeyen, gc ve kanlmazl dnda pek de
bilinmeyen salam bir yasann ngrd gibi tank veya gzlemci olmann
pek de nem tamad, anormallie uzun sre gz yumulamayacann
gstergesiydi. Kendimi korumak iin zorladm dikkat ve her an tetikte
olma durumu beni bir yabancya, bambaka yasalarn hkm srd bir
evrenden gelmi birine dntryordu. ok yaknda antikorlar bana kar
harekete geeceklerdi. Beni bulacaklar ve tpk vcudun yabanc bir
maddeye gsterdii tepki gibi ya ilerine kabul edecekler ya da dar
atacaklard. Beni izleyici olarak konumlandran bu znt dolu dnyaya
benim de dahil olmam salamak iin kk bir dikkatsizlik, bir surat asma
veya alak sesle bir yaknma, en ufak bir ekememezlik, bir kskanlk veya
bir dmanlk gstermem yeterdi.
Elbette ki tm bunlar igdsel bir zeka denetlemekteydi. ok byk ve
canl bir organizmann iinde olduumu hissetim; tpk balinann karnndaki
Yunus gibi ya da mahkmlarn beyinlerini okuyup, kama plan yapan birini
nceden bilecek kadar gelimi, byk bir hapishane gibi...
Bir gn, koridorda, yemek saatinde azlarndan salyalar akan a kurtlar
gibi kalabalk halinde kantin binasna doru giden insanlar gzlemledim.
Tpk biz insanlara ok benzeyen kadim ve kr bcekler gibi acmaszca
megul insan-termitlerin doldurduu yuvalar andran hipnoz etkisindeki bir
kuruluun tehdit eden hayali gibiydi. te o anda, heyecan verici bir ekilde,
ACO'nun, bizi iinde kontrol altnda tutan, ciddi ekilde rgtlenmi,
yaayan diil bir organizma olduunu kefettim.
Bizler; yneticiler, memurlar ve iiler, hepimiz ne kendi iradeleri, ne de
kiisel kaderleri olan, yalnzca eitli organlar, salg bezleri veya onun
damarlarnda akan organik alyuvarlardan ibarettik. Olumsuz duygularn
esrarengiz etkisi tarafndan ynetilen o dnyaya saplanm insanlar grmek
beni dehete dlmt. abalarm daha da arttrdm.

297

Stefano E. D'Anra
O organizma beni bulup yutmamas iin olas her trl hileye sndm.
Dreamer'n cmlelerini sayfalar dolusu yazdm, ve sonra ara vermeden,
hepsini bir solukta tekrar tekrar okuyarak, onlarla arama psikolojik
bariyerler kurdum. Tm gcm tketme noktasna geldiimde, kendimi
ocukluumda rendiim dualar okurken buldum. Onlar, defalarca
mrldadm. Bu yaptmn kaplar kapal tuttuunu hissetim; en azndan
geici bir sre de olsa, o zehirli dncelerin iimden akn nledi.
Savunmalarmn her bir devriliini hissettiim en zor anlarda, Dreamer'n
retisine sk sk tutunuyordum: Varlmn krk dkk paralarn tekrar
bir araya getirmek iin bana seneler nce retmi olduu odaklanma
tekniini hatrlayp; bir sre gzm bir noktaya dikerek duruyordum.
Grnd kadaryla ACO'da hi kimse henz benim kama giriimlerimi
ya da konsantrasyon durumumu ve tarafsz halimi korumaya almak iin
mantk d da olsa srekli icat ettiim taktikleri fark etmemiti. O an'a dek,
direnmeyi becermitim, bana den grevi umduumdan bile daha iyi
oynamtm ama hayallerim yoktu. Dier tm bamllarn dnda kalma
giriimimde alarm almadan nce ok az zamanm kaldn biliyordum;
belki de sadece birka gnm vard. Benim 'yasad' durumum ortaya
kacak ve ben de, kralienin etkisinden uzakta, ok fazla zaman geiren o
termitin kaderine mahkm olacaktm.
Dreamer'n yardm olmadan bu iin stesinden gelme ansm yoktu.

7 Kaza
O sabah yoldan gelen ac fren sesini iittiimde, Chia'daki evin onarmn
denetlemekle meguldm. Kapmda bekleyen kapkara bir felaketin nsezisi,
phtlaan bir olay gibi havay dondurdu. Sesin geldii yne doru baheyi
boydan boya kotum, kapdan karak yola frladm. Bu ksack zaman
diliminde bile endiem inanlmaz derecede byd; nce korkuya, ardndan
snrsz bir dehete dnt.
Luca, Kuveyt'teyken bisiklete binmeyi ok zlemiti. talya'ya dner
dnmez, hediye olarak benden bir bisiklet istemiti, ondan hi ayrlamyor,
kyn darack sokaklarn kk bir roket gibi andryordu. imdi onu
gryordum. Yolun te yannda, atlm bir beden.. O idi ! Geceyi bir
hastane odasnda, olumun banda geirdim.
298

Tanrlar Okulu
Endie, korku, strap, fiziksel olarak dayanlmaz bir hal ald, ta ki her ey
nce son noktasna kp, sonra yok olana dek. Dreamer' dndm ve
iimde bir eyler zld.
'O'nunla aylardr karlamadm gibi, O'na tekrar nasl ulaacam da
bilemiyordum. Yine de son bir giriimde daha bulunmaya karar verdim.
Yllar nce yaptm gibi,_ 0 ' n a bir mektup yazdm; bendeki yanln yazl
kant olacak bir mektup. Yaamn o ana dek ynetmi ikiyzllkten,
sulanmaktan ve her eyden ebediyen vazgeen bir adamn son hamlesi
olacak bir mektup.
Sulanacak baka kimse yoktu. Bama gelen tm felaketlerin tek
sebebinin yalnzca ben olduumu nihayet anladm.
Dnya, bizim onaymz olmadan san bir telini bile oynatamaz.
Dnya, senin onu dlediin gibidir.
O akam, Heleonore hastanede benim yerime kalmaya geldiinde, ben
dncelerimle bu dakikalardaki duygularm bir dzene koymaya balam,
onlar Dreamer'a ithaf edilmi bir mektup haline getirmitim. Nasl
sonulanaca hakknda herhangi bir ngrde bulunamadm bu abam,
gnler boyunca beni megul etti. Bitirmek zere olduumu dndm her
seferinde, mektubu batan sona tekrar okuduumda, ne kadar yetersiz
olduunu ve istediim sonuca henz yaklaamadn gryordum.
Dardan baknca mektubu ben yazyormuum gibi grnse de, aslnda
mektup bana ilham veriyordu. inde, suretimin yansmasn grebiliyordum
biraz samimiyetle baktmda ise, oraya buraya dalm bir cmleden aa
kan sahte egonun utan verici ifadeleri olan kibir, yalan ve minnet
duymazl 'grdm'. yle olunca, yazdklarmdan vazgetim ve en batan
tekrar yazmaya koyuldum. Daha biraz ncesine dek doru gelen cmleler,
mektubu okumaya balaynca, bu kez yetersiz, kstah ya da anlamsz
ifadelere dnyordu. Hatta yazdklarm birka dakika sonra yeniden yle
bir gzden geirdiimde bile sk sk bir bakasnn, bir yabancnn szlerini
okuduum izlenimine kaplyordum, stesinden bir trl gelemediim
anlay eksikliimle ya baz szckleri deitiriyor, ya da baz cmlelerle
kavramlar tmyle karyordum ama her seferinde direncime meydan
okuyarak batan yazyordum.
imde hi susmayan bir ses, bana srekli olarak bu abay durdurmam
sylyor, beni eletiriyor ve hatta benimle eleniyordu. En sonunda da bana,
299

S t e f a n o E. D'Anra
'Bu mektubu nereye gndereceini bile bilmiyorsun!' dedi. Bu baltalamalar
iyi ve yararl bir ey yaptm gsteren bir sinyal olarak saydm.
Kendime, yani o an'a dek ben olduuma inandm eye gvenmemeyi
renmitim. te o zaman, Varlmn karanlk ve tembel bir ksmnn tm
yaamm ynlendirdiini anlamaya baladm. Sonunda su yzne
kyordu.
Gece gndz sarf ettiim hsran dolu abalardan sonra yazdm, belki
bininci versiyonunu okudum ve ne taraftan bakarsam bakym mektubun
beni olduumdan farkl bir ekilde yanstamayacan anlayarak hayal
krklna uradm. Eskimi olan, yeniyi yazamyordu! Eski samalklarla
gemiin bir ok irkinliklerini bu mektubun dnda tutabilmemin yolu
yoktu. Bu korkun biimsizliimi arkasna gizleyebileceim bir dnce,
bir yaz tr, bir kurgu, ya da uygun bir szck seimi de yoktu. Srekli
Luca ile dolu olan dncelerim, kazann derdi ve yorgunluk beni
mahvetmiti.
Yllar sonra, ikimizin ayn bedende olduu o tylerimi rperten duyguyu
tekrar hissettim. k olmayan bir belirsizlikte sonsuza dek hapsedildiim
dncesiyle dehete kapldm. Bundan byle bu yabancyla birlikte
yaamamak ve beni tutsak eden o phtlam pheleri, korkular, dnlerle
ikiyzll arkamda brakmak iin her eyimi verirdim.
O'nunla balantya geebilmek amacyla bu son aresiz giriimimin de
baarszlkla sonulanmas ile Dreamer'n beni kurtarmaya gelmeyecei ve
kendimi daha fazla kontrol edemediim derin bir depresyona att bir
gerekti. Mektubun masann stnde dank durumda yaylm son halinin
sayfalarn abucak topladm ve sayfalar avucumda buruturarak top haline
getirip hrsla frlattm. Aczine yenik dm bir zavallnn umutsuzluuyla
kendimi duvara arptm ve ellerim kan revan iinde kalana dek duvar
yumrukladm. Sonra gcm tkendiinde, alayarak yavaa dizlerimin
stne ktm.
te o anda, yani artk geriye hibir savunmann, ya da korumann
kalmad, aresizliimin o doruk noktasnda, en kymetli varlmn
urad bu kazann kesinlikle benim itaatsizliimin bir bedeli olduunu
anlamtm. Luca'nn kurtulmas iin haykrarak yakardm. Onun yerine
kendimi sundum. Kederim o kadar derindi ki, hibir ey hissedemiyordum.
Tekrar kd ve kalemimi elime aldm ve bu defa tereddtszce yazdm.

300

Tanrlar Okulu
8 Mektup. Tepetaklak olmu bir Kral Midas
Dreamer'a,
Bu mektup 'ben'im.
Bu bo sayfa, bendeki boluun yansmasdr.
Uzun zamandan beri,.
kendimde grdklerim,
gteki alalmay ve gemie dn gsteren tm iaretler
artk midemi bulandryor.
imde derin kazlar yapyorum, ama deerli olacak
hibir ey bulamyorum, bir deere sahip olmamann
farkndal bile yok.
Bir mutsuzluk, bir gvensizlik, bir korku hali,
beni Siz'e ve kendi yaamma yabanclatryor.
Bu durumdan kurtulmak iin uygulamaya altm her taktiin
etkisi sadece bir an sryor.
radem hl ok derinlerde gml!
Kendimi gzlemleme almalarm ise
beni daha da byk hayal krklklarna uratyor.
Baklarm evirdiim her yerde
ayn yapmacklktaki naho yzleri gryorum.
Dnyann ve dier insanlarn aynas,
hi bu kadar net ve berrak olmamt.
Baz ksmlar bir 'byte' gibi,
bana acmaszln her ayrntsn gsteriyor.
Daha karanlkta, daha youn ve daha uzakta olan dierlerinin ise
grntlerim bana gndermeleri daha uzun zaman alyordu.
Ama btn dnya biliyor.
Kendimi savunuyorum, korumaya alyorum...
Cesur olmaya alyorum, fakat artk tkendim.
Srtm duvara dayand.
Varlmn snrlar beni bouyor.
Bana ne ok frsatlar verdiinizi biliyorum
oysa ben krntlarla uratm.
Neler olabilirdi, neler yaplabilirdi dncesi., beni kahrediyor..
"Dnyay dzeltmek demek kendini iyiletirmek demektir,"
Bu szleriniz hl iime iliyor.
Kendi baarszlmdan ok,
301

S t e f a n o E. D ' A n n a
Sizin plannza engel olduum iin utan duyuyorum.
Haddimi bilmemem, kstahlm, bilgili olduumu zannetmem
hedeften sapmama sebep oldu.
Sizin dnzdeki pek ok insann ve
geidi amay bekleyen binlerce kadnlarn ve erkeklerin geliimini
riske attm.
Btnle giden 'yolculuklarn' tehlikeye soktum.
Bu artlar altnda, imdi bile, bu frsatn
hl byk olduunu biliyorum.
Ve biliyorum ki, her eye yeniden balanabilir ve daha ok yol alnabilir,
beni korkutan, bunun bedeli...
Gerek u ki, bana yllarca Siz'e yakn olma frsat, fikirlerinize ve
szlerinize dorudan ulama imkan verdiiniz halde,
onlar gerekten benim bir param olmadlar..
Onlar katlara yazyorum, defalarca aklmdan geiriyorum,
ama yaammda uygulamyorum.
Bugn de kim olduumu, stelik hi olmad kadar, bilmiyorum.
Sizin de sylediiniz gibi: hibir zaman bilmedim!
Gemite uzun bir dnem,
birok defalar kendimi aldatmay ve kendimi koruma endiesi ile
bencilliimi ve korkumu birbirine kartrmay baarmtm.
Yeteneim olduuna inanyordum.
imdi ise, evremdeki her eyin bir yalan olduunu biliyorum;
Yaamma hala hkmeden bir yalan.
Kral Midas'n tepetaklak olmu haliyim ben.
Baktm, dokunduum her ey deersizleiyor.
Benim iin yaptnz her ey iin,
Yaamm yol ald o korkun raylarndan karttnz iin,
bana yeni bir kader sunduunuz iin;
bana haysiyete giden yolu gsterdiiniz iin,
kendi snrlarm yznden sadece birka yudum iebilmi olsam bile
bana zgrlk okyanusunu sunduunuz iin,
Siz'e minnet duyduumu belirtmek istiyorum.
Korkudan, pheden ve kederden arnml yaamam...
Ve lmn bilinen yklmazlnn tesinde, sonsuzluun bir
parltsn, onun tarifi imkansz ltsn grmemi saladnz iin Siz'e
kranlarm sunuyorum.

302

Tanrlar Okulu
9 "Dans et, Tanr akna, d a a a n s ! "
Odaya, parmaklarmn ucuna basarak girdim. O'nu, yatakta, gsterili
karyola bana huzurla yaslanm, kitap okurken buldum. Uzun salarnn
kl rengi, kusursuz biimde tlenip kolalanm yastk yzlerinin beyazl
stnde hemen gze arpyordu. Bir Rnesans dnemi prensine benziyordu.
Tuhaf biimde, durumumun farkna varmamasn umut ederek nefesimi
tuttum. Skntlydm, ama yine de dnyada buradan baka hibir yerde
olmay istemezdim.
Srad bir eyler olmutu ve bir deiiklik beni ona getirmiti bir kez
daha. Minnet duymak ona alan kapnn anahtaryd. Bamn iinde bu
dnceler dnp dururken, beni ona balayan kordonun ne kadar ince
olduunu fark ettim. Sz uzatmadan, kesin bir ifadeyle, "Sana kestirme bir
yolu sunmaya geldim," diyerek konumaya balad. "Korkularn, phelerin
ve aksi dncelerin seni ynettii srece, senin dnda bir bakasna ya da
herhangi bir eye baml olman gerekecek.
Kendini bundan
kurtaramadka, bir eye olan bamll baka bir eye olan bamllkla
deitirip duracaksn.. Ama buna ne zgrlk denir, ne de gelime."
Dikkatle beni inceledi ve karanlk bir glge yzn kaplad.
"Her ey senin yalann ortaya koyuyor. Sen sahte bir kiisin. kiyzllk
ynetiyor senin yaamn. Ve imdi, olunun ba ucunda, yaamn neden
sana 'eziyet ettiini' bilmek istiyorsun."
Szlerinin burasnda sustu ve ayaa kalkt. Hi beklemediim bir anda ve
bir biimde sz olum Luca'ya getirmesi beni sarsmt. Birden
hayatmdaki bu zor dnemin btn acsn hissettim.
Bu arada, gittike artan bir endieyle O'nu izliyordum. Dreamer tehditkar
baklar ile bir yere sapmadan, bana doru geliyordu. Sonra ne doru
uzanp aramzdaki psikolojik mesafeyi ksaltmak adna, yzn belli belirsiz
yzme yaklatrd. Havadaki her molekl sanki, hayati bir konumay
sezmi gibi titreiyordu. Rakibinin savunmasnda ak arayan bir boksr
gibi, ban hzla bir yandan dier yana birka kez hareket ettirdiini
grdm. Yz, birazdan yumruk atacak birinin kararl ifadesine brnd.
Korkudan nefesim kesildi, hava almam gerekiyordu. Sessizlik daha da
derinleirken bir sonsuzluk geti. Sonra, acmasz bir dmann tehdidi
kadar vahi bir sesle, "Dnya, onu dlediin gibidir," dedi. !
Zorlukla yutkundum. Kap gitmek isterdim, ne var ki hibir kasm
oynatamyordum. "Dn deitir, o zaman dnya da deiecektir."
303

Stefano E. D ' A n n a
Beni O'nun mecbur etmi olduu, evrenin bu ar ve youn kesinden
ekip karabileceini umarak, O'na anladm gstermek zere bam
hafife salladm.
te tam o anda, O'ndan insann aklna gelebilecek en inanlmaz buyruu
aldm. yle beklenmedik ve zamansz grnyordu ki, nce ciddi olduuna
inanamadm. Sonunda gl bir haykr haline gelene dek her seferinde sesini
daha da ykselterek bana defalarca, "Dans et! Dans et!... Dans et!!!" buyurdu.
aknlktan kaslp kaldm ve kmldayamadm grnce bard: "Dans
et! Dans et! Tanr akna... DANS ET!!!" pheye yer vermeyen korkun bir
netlikle ve kelimenin tam anlamyla, hemen o anda dansa balamam syledii
aka anlalr hale gelinceye kadar, barmay srdrd. Yllarn utancndan
ve sonsuz bir nefretten domu olan korku ve aknlk aniden bastnlamaz bir
isyana dnt. Dreamer'n bu bariz anlamsz istei ile her zamanki
ikiyzllm, imdi babalk hissiyle, olum iin duyduum acy O'na
gsterebilmem iin kolay bir frsat yakalamt. imde beni ikiye ayran bu
mcadelede eski kazand, bylece phtlam haldeki sahte beni aa vurdum.
"Dans etmek mi? diye sorarken, tam olarak anladmdan emin olmak
istermi gibi davranyor, fakat ayn zamanda bu soruya, bir kez olsun
tamamen hakl olduuna inanan ve tm dnyay arkasna alm bir insann
hiddetini yklyordum."
Meydan okurcasna, "Olum yaam mcadelesi verirken, ben dans m
etmeliyim?" diye sordum. Bir kaplan hzyla ne doru atldn grecek
kadar, ancak zamanm olmutu. Yz bir zalimin ifadesini tayan bir
maskeyle rtld. "Yaamn kaybetme tehlikesi iinde olan olun deil,
sensin!" dedi. "stelik sadece imdi deil, ebediyen.."

10 "Yalnzca tehdit edildiin zaman canl ve iten oluyorsun!"


Gzleri yerinden frlam ve alnnda fkeden imi, azgn sel sular gibi
seiren damarlar ve havada titreyen yumruuyla zerime atlarak beni
sarst. Kollarm kaldrarak kendimi korumaya altm, ama hareketi
tamamlayamadm, yzm korunmasz kalmt. Korkudan donup kalmtm
ve tm bu zaman iinde, benden sadece birka santim tede, hi krpmadan
benimkilere dikilmi o korkutucu gzlerden baklarm alamyordum.
O'nun kor gibi parldayan gzlerim grdmde hareketsiz ve aresizdim.

304

Tanrlar Okulu
Ancak o zaman, korkuyla rpererek sakl bir zulmn parltsnn
gzlerinden getiini fark ettim ve nihayet bunu bir gaddarlk olarak
yorumlayabildiimde, dehete kaplacak zamanm bile kalmamt.
Sanki bir kum torbasn dvercesine, yumruklarn saa sola savurarak
yzme vuracakm gibi iki kez hamlede bulundu. Sonra tepkimi anlamak
iin gzlerimi yoklad. Dehete kaplmtm.
inde yabanc ve belki de tehlikeli bir cismi arar gibi, gzbebeklerime
bakarak, "Kprdatma o gzleri!" diye, kkrercesine bard. Bu, insanlar
arasnda daha nce hi grmediim bir hareketti.
"Onlar kprdatmaaa!" Verdii komuta riayet etmekte zorlandm
grdke, son kelimeyi korkun biimde uzatarak, birka defa daha tehdit
etti. Orada, ylece, bana sonsuzluk kadar uzun gelen bir sre boyunca, gz
gze, tpk yrtc bir hayvan ve av gibi kar karya kalakaldk.
Barmalarndan daha beter bir hrlamayla, "Bu ucubelii sonsuza dek
brakmalsn!" dedi. Kimle ve iimdeki neyle konutuunu bilemedim.
Baylmama ramak kala, yzn, yerinde bir yavalkla yzmden geri ekti,
ama tehditkr gzlerini gzlerimden ayrmad. Yeniden konumaya
baladnda sesi normale dnmt ve bu nedenle etkisi hafiflemek yerine
hatta daha ykc bir hal almt.
Duygusuz bir ifadeyle, "Ben snr tanmam!" dedi. " Seni ya sonsuza dek
iyiletirmek, ya da kaybetmek iin buradaym!"
Beklenmedik bir ekilde yznde k saan bir glmsemeyle, zor bir
snavdan baaryla gemi ya da imkansz bir bahsi kazanm bir gibiydi.
O'nda insani, daha dorusu o ana kadar insani olabileceini dndm
hibir ey yoktu. Tartacak bir g bulamadan, perian bir halde geriye
doru sendeledim. Soluunu ensemde hissettiim korku ve huzursuzluk ile
tm bedenim rperdi. fkeyle haykrn, bu, adeta insan d yersiz
tebessmne, bin kez yelerdim.
Normal zamanlardaki ses tonuyla, "Milyonlarca insan gibi sen de,
yalnzca tehdit edildiinde canlanyor ve iten oluyorsun. Senden daha
acmasz biriyle veya bir eyle karlatnda sadece, insan grntsne
brnyorsun...
Bir an iin sana ayna oldum ve sen yansyan grntn karsnda
irkildin, tpk hayatn boyunca yaptn gibi.. Kendi zorbalndan korktun ve
dehete kapldn, nk kendini tanmadn." dedi. Yz tekrar durulmu ve
birden sakinlemiti.
305

S t e f a n o E. D ' A n n a
"Senin gibi insanlar, lnceye kadar bar gnlllerinin saflarna
katlr, yeryzndeki tm Kurtulu Ordularnn her kademesindeki rtbeleri
doldururlar ve gerekte kendilerinin zorba ve atmalarla, dmanlklarn
bilinsiz propagandaclar olduklarndan habersiz, insani hareketlerin
liderleri, iddet kartlnn savunucular haline gelirler.
nsanolu, kendi bozulmuluu ile yalannn en somut yansmas olarak
hayrsever kurulular, insaniyetlilik kurumlar ve gnll yardm
hareketleri olutururlar.... Fedakarlk ve yardmseverlik, insanlarn kendi
zorbalklarn gizlemeleri adna bavurduklar yollar olup, ounlukla da
kendi ayrmclklarnn ve tekiler ile aralarnda oluturduklar mesafenin
eklini alrlar.
Yardmseverlik, cmertlik ve sevgi, 'sana nasl
davranlmasn istiyorsan bakalarna da o ekilde davran' anlaynn
tamamen yanl yorumlanmasnda, hayrseverliin nihai ve en ar
yozlamasnda, dilenen bir varln iinde somutlaarak klr ve
bayalar."
Dreamer'n szleri artk sadece bana ynelik deildi. Dierleriyle balan
kopmu ve hatta insan olmann ne demek olduunu bilen bir akldan dahi
yoksun, rm bir insanlk da - her zaman olduu gibi- O'nun bu ar
svglerinin hedefi olmutu. Dinleyici kitlesinin genilemi olmas,
zerimde hissetmi olduum basky hafifletmi ve nefes almam salamt.
lmcl bir kazadan en ufak bir yara bile almadan mucizevi olarak
kurtulmu birinin mutluluu ile kark bir aknlk ve rahatlk
hissediyordum. Hi bilmediim bir zgrlk hissi sezilemez bir ekilde,
gittike daha da glenerek tm ruhumu kaplad. Bu bir doumdu; ve benim
ilk soluk almd. Parlayan bir alev, daha henz yenilenmi olan,
cierlerime girdi ve her bir kesine yayld.
Ne var ki , bu soluklanma o kadar uzun srmedi. Dreamer acmaszca
bana dilerini geirdi ve heyecandan titreyen avn aznda tutan bir canavar
gibi durup bir an bekledi.
"Ktlk, zorba olmak deil, zorba olduunu bilmemektir. iddet
gstermek, atmac bir zihniyetin yansmas ve kiinin kendi iindeki
intiharn sonucudur."
Yeniden konumaya baladnda, sylevi, bir vaazn ciddiyetini
tayordu. Modern insann, insafsz bir samimiyetle, katlanlamayacak kadar
ak ve kabaca sarf edilen szlerle derinden etkilemesinin ne kadar nadir
olduunu dndm. Bunlar kim dile getirebilirdi ki?

306

Tanrlar Okulu
"ilk i, kendini salam temeller stne ina etmendir! nsanlarn
yaamnda gzlemleyebildiin tm felaketleri ve zorluklar, kiinin kendini
bilmezlii davet eder...kurbandr, saldrgann kendisine ekecek koullar
bilinsizce hazrlayan... Uzun zamandr, Varlnn karanlklarndaki
cellatm yakalayacak korkun alarn, byk bir titizlikle rmektedir."

11 yileme iten gelir


Konuma tutarl bir ereveye girerek Luca'nn kazas stne hzla
odaklanmaya balad. Dreamer'n yannda, yaamn neden bana bylesine
derin bir nefret gsterdiini anlamak iin, rastlantsallk olgusunun
kkenlerini kefediyordum. Zihnimde kendimi Dreamer'la birlikte gizemli
bir nehirin yata boyunca onun ta uzaklardaki kaynana doru ktm
hayal ettim. Bu aratrmann, dnp dolap yine bende biteceini
biliyordum. O daha sze balamadan, ben acy hissettim bile..
"Bu kaza, ocuu deil, senin dnyan ilgilendiriyor... senin ilediin
gnahlarnn bir sonucu," dedikten sonra, Olu birlii ve btnle gittii yolda
iten sz veren bir insann, yolundan klarnn, kusurlarnn ve 'gnahlarnn'
bedelini tek tek deyeceini iddia etti.
Burada konumasna ara verdi ve uzun bir sre dikkatle beni inceledi.
"yi bir gemi, iyi bir sermayeye sahip olmak gibidir. Senin gemiin ise
ncil'in bir felaketidir," dedi, buruk bir ifadeyle, "bir gemi dolusu bortan
farksz. Hepsini deyene kadar, saysz strablara ve karlaacan en
zalim antagonistlere katlanmak zorundasn.."
"Bunun bilincinde olduun zaman, ektiin tm straplar iin minnet
hissedeceksin, her acy ve grnrdeki her hakszl kutsayacaksn.. .Bir
gn bunlarn seni yceltmek ve gelitirmek iin geldiklerini; geliimin iin
ne denli gerekli olduklarn bileceksin."
Diffculties and sufferings are tests on your path to integrity. When a man
realizes this, life itself becomes his teacher. Every crisis, fail and difficulty
is perfect, irreplaceable.
Zorluklar ve aclar, senin btn olma yolunda geirecein snavlardr.
Bunun farkna vardnda, yaamn kendisi insann retmeni olacaktr. Her
kriz, her d ve her zorluk hem kusursuz, hem de esizdir.
307

S t e f a n o E. D ' A n n a
Yaammdaki btn olaylarn tm sorumluluunu stlenmem gerektii
aklamasn kabullenmekte zorlandm grdnde, sert bir uyanda
bulundu. "Eer szlerim seni deitirmezse, bil ki yaam deitirecektir.
Benim
szlerimle
anlamadklarm,
hayatta
yaptn
hatalarla
anlayacaksn." Bana bu iki 'seenek' arasndaki tek farkn, 'insann kendi
hatalaryla renmesinin' ok daha yava ve ok daha ac dolu geecek zor
bir yol olduunu syledi. "Benim szlerimden sonra, yaam kendi kurallar
ve iyiletirme aralaryla gelecektir" diye noktalad.
Dreamer bana u anda ki insanl; hipnotik bir rya iinde mhrlenmi
ve sadece insafsz antagonistlerin tehditleri altnda daimi olarak yaayabilen
bir insanlk olarak aklad.
Dreamer' dinlerken, daha nce de O'nunla bulunduum bir ok ortamda
olduu gibi, gzlerimin nnde bir hayal belirdi: Yerkre, anlamamakta
srar edenleri ve itaat etmeyenleri, tatan dev arklanyla durmakszn
presleyen bir ya fabrikas gibiydi. Dnyann bana bela olmu, bitmek
bilmeyen dizi halindeki uursuzluklar grdm ve onlarn pres altndaki
paralara ayrlm ve ezilmi kemiklerini hissettim; soykrmn gerekliliini,
sonu gelmeyen deheti, savalar, dnyaya ezelden beri eziyet etmi olan
felaketleri ve insan d trajedileri 'grdm' ve bin yllk hikayemizin bu
dolambal seyrini, kr bir betimlemenin zerindeki tabakann tesinde,
tpk tuval zerindeki bir yarktan izler gibi, o kara talihin; alalm bir
insanln, iyilemek iin baka aresi olmayan bireylerin, uluslarn ve tm
medeniyetlerin ac ilac olduunu grene kadar takip ettim.
Dreamer araya girdi ve beni dzelterek, "Yaam, senin sandn gibi bir
dnm makinesi deil, bir gereklik makinesidir." dedi. "Olaylarla
koullar bizi iyiletirmek iin gelmezler; onlar kim olduumuzu bize
gstermeye yarayan semptomplardr."
True healing can only happen from inside.
Gerek iyileme ancak ierden gelir.
"Hibir politika, din ya da ideoloji, toplumu dardan dntremez.
Sadece bireysel bir devrim, ruhsal bir yeni dou, her bir insanda, her bir
hcredeki Olu'un iyilemesi; bizi daha refah iinde, daha akllca, daha
gerek ve daha mutlu bir uygarla doru ynlendirebilir."

308

Tanrlar Okulu
12 Adaletsizlie vg
'Adaletsizlie vg' bal altndaki notlarm kaydettiim srada, daha
Dreamer'n tezini dinlerken yaadm durumlarn aynsn yayordum. Bir
yandan O'ndan geri kalmamak iin kdn zerinde elimi kaldrmadan not
tutuyor, dier yandan da. szlerinin kobal tokmak darbeleri altnda
gizlenen kavramlarmn ve zihinsel kalplarmn paralandklarn
hissediyordum. Bir elim yazarken, dier elimle de bir uurumun kenarndan
dar uzayan kkler gibi eski dncelerime ve iyi bildiim inanlarma sk
skya tutunuyordum. zerinde sallandm bu uurumun varln hl
srdrebiliyor olmasn ise son mazeretlerimin bugne dek uzamasna
balyordum.
Dreamer, "insanlar iin bylesine basit bir gerein kantn kabul etmek
ve yenilir yutulur olmayan bu durumu sindirmek daha uzun yllar mmkn
olmayacak," dedi ve sustu. Sze bu ekilde girii ve akabindeki sessizliini,
birazdan syleyeceklerine kendimi hazrlamam iin bana tand zaman
anlamna geldiini artk biliyordum. Oysa bu durum, sadece endiemin
artmasna neden oluyordu. Kendi iimde bir para sakinlik salamaya
altm. Birka saniye iinde umutsuzca kendimi toparlamaya,
darmadank olan bir dizi dncelerimi bir araya getirmeye uratm;
ancak bu batan sama kurduum kavram desteklenmiyor ve bu birleme
her giriimimde kyordu. Sonunda hazrlksz olduum gereini
kabullenerek, tm dikkatimi O'na ynelttim.
"Kurban daima suludur!" dedi.
Dreamer'n bu manta aykr iddiasn daha nce Veronica's'taki akam
yemeinde de duymutum, ama onu daha nceden duymak, bu tanmn
katlanlamaz anlamszlnn okunu ve insanda yaratt bomba etkisini
haftletmeye bir yarar olmad.
Yeniden, "Adaletsizlikten daha adil bir adalet olamaz!" "Adaletsizlik
adaletin en yksek modelidir, en objektif!" dedi. "Sradan insann hakszlk
olarak niteledii durum, onun eksiksizlik halini ve kavrama seviyesini daha
yksek bir dzeye erimesini salayan bir yaam kaynadr. Hakszlk,
'merhametin' da vurumudur." Bunun byle olduuna inanamyordum.
Zihnimde, art arda, hzla geen bir dizi grnt patlad: Luca duvarn dibinde iki
bklm yatyordu, ambulansn gelii, hastaneye gidiimiz, doktorlarn ocuum
hakkndaki endieleri.. .ve iimdeki bastramadm isyan duygusunu hissettim.
Dreamer dncelerimi okudu.
309

S t e f a n o E. D ' A n n a
"Olunun kazas bir rastlant deil... 'Tesadf diye bir ey yoktur ...Bu
kaza tam ve gerek bir irade olaydr... Bilinsiz bir iradenin tutumudur....
Ho olmayan olaylar ve felaketler bizi iyiletirmek ve tamamlamak iin
bamza gelirler... Hakszlk insanlara, kendi yaamlarn gelitirmeleri ve
bir gn zgr olma 'dn' her birinin iinde uyandrmak iin bir frsat
formunda gelir. Hakszlk, kiinin kendini tanmasna ve kendisini gerek
btnle gtren yoldur. Hibir adalet, adaletsizliin kendisinden daha
adil olamaz." Dreamer konuuyordu. Ben ise yanaklarmdan szlen
gzyalarna ramen bir yandan yazyor, dier yandan bam sallamay
srdryordum. Sesi yumuakt.
Sabrl bir anlayla, "Bunu sana bilimsel olarak aklamaya hazrm,"
dedi. "Herkeste, en bozulmu insanda bile, iyiletiinde lklar atan; irade
d bir irade...bilinsiz bir bilin, merhametsiz bir gzellik... yzeysel bir
birlik vardr.
Ktlk daima iyiliin hizmetindedir. Kt diye bir ey yoktur!
Grnrde olumsuz olan her trl aksilik veya yatay dzlemdeki insann
hakszlk dedii, aslnda gerekte, bir ltuftur... en haksz olaylar hareketler
ve koullar Oluu daha yksek btnle, birlik ve zgrlk seviyelerine
ykseltmek iin ortaya karlar."
Ayrca, bir hastaln semptomlar bile, vcudun Olutaki bozulmay
kavray kaybn ele veren vcudun paha biilmez iaretleri olduunu
aklad. Ne var ki insanlar bunlar daha fazla, nasl yorumlamalar
gerektiini bilmiyorlar ve sebeple sonucu kartryorlar. te bylece, tm
tbbi kurumlarda yapld gibi, belirtileri bastrmak zere dorudan
uygulanan her trl mdahale, gerek hastal gz ard ederek durumu daha
da ktletiriyor. Bylece semptomla birlikte gerek ve tam bir iyilemenin
gerekletirilmesi imkann da ortadan kaldrm oluyor...
"Bizim dmzda herhangi bir ktlk yoktur, sadece iyilemenin
grnr iaretleri ile iimizde bulunan gerek kurtuluun aydnlk
gstergeleri vardr."
"En ar hastalklar da dahil mi?"
"Grnrde tedavisi olmayan hastalklar bile yalnzca iyilemeye giden
yolu gsteren semptomlar veya iaretlerden ibarettir. Her kn
arkasnda yatan hatay gsterir, kendini sabote etmeleri ve fiziksel lmn
asl nedeni olan insann iinde binlerce kere tekrarlanan i lmleri ortaya
karrlar. Ve onlar tehis etmek iin, gerek nedene doru btn yolu geri
gitmek gerekir!..."
310

Tanrlar Okulu
"Bilim bir gn aslnda bu kadar ok sayda hastaln olmadm
kefedecektir. Grnrdeki okluklarnn ve semptomlarnn karmaklnn
tesinde, sadece tek bir hastalk vardr: Dnce."
Dnce ldrc bir tohumdur.
"O halde tm hastalklarn sebebi... bizim psikolojik durumumuz
mudur?"
"Hayr! Bizim psikolojimiz bile gerek nedene, btn nedenlerin asl
nedenine, ktln arkasndaki en ktye, insan lmn kanlmaz
olduu fikrine gtren bir semptomdur. Bu bo inann ortadan
kaldrlmas ve bu kendi bana meydana gelen, 'kendini gerekletiren
kehanetin' irdelenmesi, psikolojiyi dzeltecek, psikoloji de btn hastalklar
iyi edecektir.
"insan, lmn snr yapt ama asl gerekte, bu bile sadece bir iaret,
bir iyileme belirtisidir... ve, manta aykr biimde, lmszlmzn en
ak kantdr. lm, her eyin stnde olan mutlak gcmzn, insann
bedenini yok etmek gibi bir imknsz gerekletiren kapasitesinin en
belirgin ve en somut iaretidir. nsanlar arasndaki her eitsizliin, her
adaletsizliin ve varolmayan zgrln kkeninde, her birinin kaynan
oluturan gerek farkllk vardr: i sorumluluk dzeyi. Olu, kavray,
sorumluluk ve kader bir ve ayn eydir."
Dreamer, yeniden vurgulayarak, "nsan, anlad kadardr." dedi.
"nsanlar farkl anlama dzeylerine sahiptirler. Aralarndaki gerek
eitsizlik de budur!"
nsanlar birbirlerine benzer grnmekle birlikte, btn olma yolunda
aralarndaki mesafe sonsuzluk gibidir. Evrimin farkl evrelerindeki zoolojik
trlerde olduu gibi, onlarn da olular aralarnda genellikle llemeyecek
boyutta uzaklk bulunan farkl geliim dnemlerine aittirler.
"O halde," dedim, kararszlk iindeki bir duraksamayla, "insann yapt
o en kutsal bildirileri, zgrlk ve adalet adna gerekletirdii tm
devrimleri, savalar ve mcadeleleri iin ne demeli?"
Dreamer, dncelerimdeki karkl bir dzene koyarak, szcklerinin
stne bastrarak, "Hepsi bounayd ve her eyi olduklar gibi braktlar!"
dedi. "Savalar, devrimleri ve insanlara eitlik, adalet ve bar getirme
konusundaki tm giriimleri baarszla urad, nk onlarn mcadelesi
darda savalacak bir ktlk, yok edilecek d engeller olduu inancna
dayanyorlard.
311

Stefano E. D ' A n n a
Refah, ayrcalk, sosyal farkllklar sadece sonutur ve ok daha derin bir
farklln yansmasdr. Her ey Oluta, nefes almzda ve hislerimizde
meydana gelir.
Olu dzeyimiz yaammz yaratr..
nsanlk bir gereksinim gibi ktlk olmadan yapamaz!
nsanolu kendini aclarnn penceresinden duyumsar. Kendisini yaayan
bir varlk olarak hissedebilmesi iin straba, antagoniste, zamana ihtiya
duyar.
Bu koullar devam ettii srece insann straplar ve hakszlk sayd
her ey dnyann tek enerji destei olmay srdrecek ve insanlarn Olu
durumlarn daha yksek seviyelere tayacak tek g kayna olarak
kalacaktr."

13 Dnya dncelerimizle yaratlr


"Olun lmedi, nk hala onu Bana balayan bir ip bulunmakta."
Giderek byyen kk bir alevin, karanl yararak kendisine yer amas
gibi, Dreamer'n sonu niteliindeki bu aklamas da, ocuumun sal
ile ilgili dncelerimi kaplayan sisin iine ileyerek, onu bir anda datt.
Gzlerimin nne serilen bu eye katlanmak mmkn deildi. Dreamer'n
alayc bir tonlamayla yzme bir tokat gibi inen sert sesi beni kendime
getirmeseydi, orackta dp baylabilirdim. "imdi, olunun ba ucunda
kendi kendine soruyorsun, neden... Neden bu kaza onun bana geldi diye
soruyorsun... Hayatnn neden bu kadar felaketlerle dolu olduunu bilmek
istiyorsun..."
Baklarndan kamak iin gzlerimi baka yne evirdim; minedeki
yanan ktklere baktm ve yeleinin altn renkli dokumasnda alevlerin
yansmalarn seyre daldm.
"Yaantnn kk bir kesitini, varlnn bir milimini ele al. Orada ykc
dncelerinin, kirlenmi duygularnn bir haritasn bulacaksn. Bugne
kadar yaantndaki tm olaylar phe ve korku ile belirlendi.
Cehennemi yaayanlar, kendilerine cehennemden baka bir ey yaratamazlar! indeki pheler korkuya dnyor ve korkularn da
bbreklerindeki talarn formunu alyor... ya da olaylar dnyasndaki
felaketleri ve kazalarn komplosunu dzenliyor.

312

Tanrlar Okulu
The world is such because you are such.
Dnya byle, nk sen bylesin.
Dnya, senin bulularndan biridir. Bu kaza, senin dikkat ve sevgi
eksikliini grmeni salamak ve sana doru yolu gstermek zere dnyann
bir giriimidir. Oysa sen kendini dinlememekte kararlsn!"
Demek ki dnce yaratyor... en ykc, en hastalkl dnce bile yaratma gcne sahip.
"Korku, Tanry dmza tamtr!" dedi ve insan saygnln, iradesini, yaratma hakkn yeniden benimseyecek olduunda, tm dinlerin ortadan
kalkacan bildirdi.
"Bir zamanlar insanolu dinler olmadan yayordu - diye bildirdi insanlar inanlarnn zayflamas sonucu bozularak zlerindeki tanrsall
darya aktardklarnda dinler ortaya kt." Bu sorumluluun dayanlmaz
arln hissettim. Tm allm yorumlardan ok farkl olan bir vizyonun,
insani koullarn ve onu ebediletiren dzenin bu acmasz tasviri karsnda
aklm durmutu. Benimle birlikte tm insanlk, orada, o sulu kafesine
balanm, kamza hibir surette olanak tanmayan, nedenselliin genel,
demirden kuraln ifa eden o hkmle yarglanyordu.
Artk ikyet etmek, sulamak, hakl karmak ve yalan sylemek,
geliimin henz balangcnda olan ve bilinlerinin karanlnda el
yordamyla ilerlemeye alan zoolojik varlklarn gemiten gelen
lklarn andryordu.
Dreamer'n vizyonunun tam merkezinde, olaylarla durumlarn arasnda
var olduuna inandmz ilikinin altst edilmesi durumuydu. Dreamer'n
sesi ve Lupelius'un 'Tanrlar Okulu' retisi, dnyann en genel tarifini ba
aa ederek ykan tek bir kavramda birleiyorlard. nsanolunun en kkl
inanlarndan biri, d dnyay sebep olarak grmeleri. Bu, onun hayali
evreninin destek ald; durumlarn olaylarn bir sonucu olduuna dair bo
bir inantr. Gerein retina zerine den ters evrilmi ve yatay grnts
gibi, insan kendi ruh halleri, duygulan ve d olaylar arasndaki ilikiyi de
bu ekilde tersten alglar.
En erken yalarmzda aldmz ilk reti bizi; korkunun korkun bir
eyle karlamamzn sonucu, ve acnn da ac veren bir eye verdiimiz
tepki sonucunda olutuuna inandrd.

313

S t e f a n o E. D ' A n n a
Dreamer, verdii rnekler araclyla bana
'ikinci bir eitimin'
gerekliliini,
insanlk tarihinde,
Tartaros'tan*, zoolojinin dipsiz
uurumlarndan kurtulmay salayacak bir kan devasa boyutlarn
stlenen ruhsal bir devrimi aklad. nsan son derece krdr. Derinlii
alglayamaz. Bizim doal grme sistemimiz, iki boyutun tesini grme
kapasitesinden yoksundur. Retinann zerine yatay ve ba aa grntler
der, ancak ar ilerleyen bir geliim sreci geiren insan; grntnn altn
stne evirmeyi, ona derinlik vermeyi, grnty nc bir boyuta
tayarak, grsel bilgiyi zenle ilemeyi ve btnletirmeyi rendi. nsan,
yine ayn ekilde, ruh haline dikey bir doru izip, nc bir boyut
ekleyerek dnyann kavramn 180 ters evirmeyi de renmelidir. Bu ona,
yaamndaki tm koullarn ve olaylarn doasn ve kalitesini belirleyenin
ve onlara nclk edenin Olu durumlar olduunu 'grmesini'
salayacaktr.
Dreamer szlerini noktalamadan nce, "Durumlar ve Olaylar bir ve
zdetir," diyerek, kendi vizyonunun en nemli unsurunu bu formlde
toplad. "Durumlar ve olaylar kesinlikle birdir!...Aralarnda geen zaman,
insanda kendi Olu durumlar ile yaamnda bana gelenler arasnda bir
balantnn olmad yanlsamasn yaratr."
Dreamer bu noktada sustu ve bekledi. Szlerine devam etmeden nce bir
onayn her an havada belirmesini bekler gibi durdu. Ardndan, "nsan
zaman perdesini bir kaldrabilse ya da zaman sktrabilse, durumlarn
oktan olaylar olduklarn fark edecektir. nsann duygusal durumlar,
aslnda gerekleme frsat bekleyen olaylardr." Ayaklarmn altnda ne
zamandr sallanan yerkre O'nun bu szleriyle, bir deprem oluyormuasna
aniden yarlarak ald ve dipsiz bir uurum, 'eski' yi 'yeni' den sonsuza
kadar; yani o an kadar inanm olduum her eyi, Dreamer'n bana yava
yava rettii tm yeni fikirlerden ve ilkelerden ayrarak, kiisel evrenimi
batan aa ikiye blm oldu, ve ben imdi o uurumun kysnda
yalnzdm.
Eski sistem ve onun bin yldr sregelen tkenmi fikirleri, paralanarak
un ufak olmaktayd. nsann stne yaamn kurduu dorular ve onun
bandan beri mutsuz olmasna yol aan nedenler, onu dnyadan yaknmaya
ve sulamaya ynelten her eyin btnyle gerek d olduunu
* Tartaros: Homeros'la Hesiodos'a gre dnyann en derin yeri Tartaros'tur. Yer, gkten
ne kadar aadaysa, Tartaros da, yerin altndaki ller lkesi Hades'ten o kadar
aadadr, (.n.)

314

Tanrlar Okulu
gsteriyordu. nsan, kontrol edilemeyen olaylarn insafna kalm
korunmasz biri olduuna inanmaya iten kadercilik ile bana gelen her
felaketin sebeplerini her defasnda kendisinin dnda aramasn isteyen
kendi kendine acma ve kurban olma olgular, zamann tozlandrd putlar
gibi bir bir yklmaktaydlar. nsann kendi Olu durumlar ile yaamnda
bana gelen olaylar arasnda var olan sebep-sonu ilikisini alglamasn
engelleyen trajik bir zorluk vardr.

14 Gemi tozdur
Dreamer, temyiz edilemez bir hkm ilan edercesine," Dnmek kaderdir... nsanlk olumsuzca dnr ve hisseder!" dedi. "Bu olgu, insann
Tarih diye niteledii ve nesilden nesle srarla aktard bitmez tkenmez
felaketler dizisini aklamak iin yeterlidir. Ayrca yine bu dnce,
uygarlmzn bin yldr, hi kesintisiz, neden bylesine korkun bir kaderi
yaamaya mahkm edildiini de izah etmektedir."
Eskiye ait grlerin baz krk dkk paralarm kurtarmaya alarak,
"Peki, ya tarihimizi hatrlamyorsak, o zaman nasl renebiliriz ?" diye itiraz ettim. Gzyalarn akmak zereydi, titreyen sesim, btn inanlarmn
yenildiini ak ve seik olarak ilan ediyordu. Dreamer konumuyordu.
imde kontrolszce bydn hissettiim panik duygusunu mantkl bir
yaklamla gizleyebilmek iin, "Gemiteki hatalarmz gelecekte
tekrarlamaktan nasl kanacaz?" dedim.
Dreamer benim aptallklarm tek bir hareketiyle sprerek, , "Past is
dust, Gemi tozdur!" dedi ve zarif bir ifadeyle ekledi, "nsanlk tarihi,
sulu bir bak asnn anlatm, ona dair en aalk ksmlarnn geree
dnmesidir. Dnyann btn okullarnda olduu gibi, bu bitmek tkenmek
bilmeyen sular dizisini hatrlamak da bizi kirletmekten baka bir ie
yaramayacaktr..."
Dreamer, gemii bu ekilde hatrlamann, insann en alak yanlarnn
hayatta kalmak ve gemii tekrarlayarak nmze sahte bir gelecek
koyabilmek iin bin yldr sregelen bir giriim olduunu belirtti. nsanln
yazgsn ve tarihini batan sona deitirecek ve dntrebilecek olan ey
ne onun deneyimi ne'de onun gemi hatalarnn anmsanmasdr. Bunu,
kendi dnm aracl ile, sadece kiinin kendisi yapabilir.
315

S t e f a n o E. D ' A n n a
ocuklara, ders karmalar iin, istek yerine, tesadf ve su dolu korku
hikayeleri anlatmann ne denli sama olduunu anladm. Savalar ve
devrimler, istilalar ve ikenceler, imparatorluklarn ykselileri ve
kleri... hepsi, tpk kozmik bir sprgenin gcnden kurtulmu pislikler
gibi duruyordu. Bu sululuk gemiini silmemiz gerekiyor ve onunla birlikte
eski alardaki insanlar efsaneletirerek, tarihin kk-byk btn
adamlarn, bizlere iyilik etmi kahramanlar olarak aktarlan btn
'sulular' tamamen zihnimizden karmamz gerekiyor.
Dreamer'n mesajnn sadece dardan sert grn, aksi bir kaderin
kanlmazln ngrrm gibi geliyordu. Aslnda yaralarmza sokulan
bu bak, ktan bir neterdi. Dreamer'n, cehennem misali korkun bir
dnyann karanlklarna, mezar altna, gnderen acmasz zmlemelerinin
arkasnda, kiinin kendisini sululuktan, straptan, cehaletten, lmden nasl
kurtaraca aa kyordu. Szleri, bizi yeniden masum, gnahsz, gl
halimize ve btnlmze geri getirmek iin rehberlik eden ltl bir yol
haritas iziyordu. te nihayet kestirme bir yol... bir geit...
Bundan sonraki szleri beni yattrd. Onlarn iinde bir zm nerisi
saklyd.
We should not remember the past, we should remember the above.
Gemite olanlar deil, ileride olanlar anmsamalyz!
Dikey hafza 'nn gelitirilmesi gerekiyor, tarihin dzlemine dikey inen bir
zihin. nsann varln ykseltmek gerekiyor...
Dnya yaratlmamtr... dnya dnlmtr...
Bu otoritenin gcnn bedenimin tm dokusuna yayldn hissettim;
ayn g, bin yldr tarihin en karanlk evrelerinde, cankurtaran botlar ya da
can yelekleri gnderir gibi insanlarn nne yasalar, masallar, meseller ve
paraboller koymutu. yilemesi olanaksz iitme zorluumuzun trajedisini,
bizi uyuturan uykumuzun derinliini anladm. Demek meleklerin, grltc
bir bando takm gibi, daima ellerinde borazanlar ve davullarla resmedilmesi
de bu yzdendi.
"Sana bir zamanlar demitim: 'Oluunda rettiklerine dikkat etseydin,
farknda olsaydn ve tetikte dursaydn, karnn lmesi gerekmeyecekti.' Bum
sana bylesine zalimce gstermesi iin dnyay zorlamayacaktn. yilemek
iin zaman setin, oysa zaman strabn ta kendisidir... Sen orada deilsin
ve orada olmaman senin dikkat eksikliin sayesinde programlanan tm
felaketlere yer ayor."
316

Tanrlar Okulu
Bu vizyonun bykl ve evrensellii, yaamnda bana gelen her
olayn sorumluluunu insana vererek, onu bir sahtekrn kaderine balayan
iplerle hareket ettirilen bir biyokimyasal kukla veya robot durumundan
kurtarmaktadr. Dreamer'n bana verdii bu annaan iin minnet duydum.
Gz kamatran yeni bir gerek, eski dncelerimin yerini alyordu:
"Nothing is external, Dta olan hibir ey yoktur."
Her ey sana baldr. Bir insann dardan alabilecei hibir ey yoktur; ne
baar, ne para, ne de salk. Tedavi edilen insanln daima
biimlendirildii yer, kahramanlarla yar tanrlarn yetitikleri eski
sorumluluk okullarnda olduu gibi bu bin yllk ayn sesti. "Dnyamz tm
olaylaryla birlikte, bizim dncelerimizle yaratlr." En ykc dnceler
bile yaratma gcn tarlar; bizler olumsuzluun da yaratclaryz. Kendi
yarattmz dnyaya tepki vermek yerine, olaylarn hl scak izlerini
srmeyi, bunlar reten durumlarmza geri dnmeyi ve sonra da onlar
etkisizletirerek ortadan kaldrmay bilmeliyiz.

15 rade ve olaslk
Dreamer, "Farkndalk ktr," diye konumaya devam etti. "imizde
olup biteni bilmek bize annda mdahale etme olana salar ki, bu bizim
rastlantdan arnm yeni bir dnyay yanstabilmemiz iin tek gerek
zamandr." Bu farkndalm olduu, bu n girdii yerde tesadfn var
olmas iin hibir neden kalmaz. Kazalarn ve hastalklarn yaammza
girerek gerekleebilmelei iin bizim onaymz almalar gerekmektedir;
gerekleebilmelei iin bu k azalmaldr.
Dreamer, son derece inandrc ve kesin bir biimde rastlantsalln
aslnda var olmadnn kantlarn bir kez daha nme koyuyordu.
Dnlmeyen, beklenmeyen, daima uzun bir hazrlk dnemine gereksinim
duyar.
A man cannot hide, nsan saklanamaz.
Onun yaamndaki her ey Yasa ve Dzen gereince ayarlanr," dedi.
"Ya kazalar iin ne denebilir?"
"Onlar insann, bugn iinde bulunduu durum iin vardr!"
317

S t e f a n o E. D ' A n n a
"nsann dnt bu rm yaratk hali iin. Niyetini gmerek, kendi
karikatr haline dnen bu varlk iin..." diye yantlad ve ardndan
szlerine devam ederek, ama sahibi olmayan bir insanlk iin yaamdaki
olaylarn ve koullarn dardan, dnyann kendisine dayatlan banal tarifine
gre ayarlandn syledi.
Dreamer'n szleri sayesinde, zorluklarn ve problemlerin altnda ezilen
felaketlerle dolu bir hayatn tesadfen deil, iimizde olup biten her eyin
dikkat ve farkndalk eksikliinden ortaya ktn anladm. Bu durum, tpk
gzleri bal araba kullanmaya benziyordu. nsan iinde bulunduu bu
haliyle, cadde ve kavaklar derin uykuda geen bir uyurgezerden farkszd.
Sradan insanlk iin hayatta kalmann, her gn iin bir mucize olduunu
grdm. Bedenim tepeden trnaa korkuyla rperdi. Bizimkiler gibi rehberiradeden tmyle yoksun, varlklarnn en karanlk kelerini el yordamyla
gemeye alan yaamlarn, ne denli risk altnda olduunu ve bu gerek
karsnda yreimin szlamasn ve algladm deheti u anda nasl ifade
edebileceimi bilmiyorum.
Sonra evrensel bir yaztn arbal szleri havada dalgaland ve onlar
zenle topladm.
You are completely in charge of your life. You are completely responsible
of your destiny. You must recognize that pain, sickness and poverty are not
accidents but the products of your inner conflicts. t is you, and you only,
who makes them up.
Yaamn btnyle senin ykmllndedir. Kaderinden btnyle sen
sorumlusun. Bu strabn, hastaln ve yoksulluun, tesadf deil, senin i
atmalarnn rn olduunu anlamalsn. Onlar tek bana oluturan da,
hayatna tayan da yine sensin."
Dreamer'e gre, rasgele bir kabul, daima bir iyileme belirtisidir ve her
zaman gnlszce denen bir karlktr. Amacn olmad durumda, dnya
stn gelir ve ite o zaman rastlantlara ve tesadflere yem oluruz.
radenin ynettii Olu durumlar, karlalacamz olaylar belirlerler.
Bedelin peinen denmesi, iyilemi bir insanln seimidir. Ertelenmi,
gnlszce denen bedel ise, sahip olduu tek para birimi olan rastlant,
keder ve zaman kullanan dkn bir insanln seimidir. Bu zihinsel
kavrayn bozulmas srekli olarak ve her koulda, bir dizi n deme yapma
giriimlerini ve yntemlerini meydana getirdi. Buradaki ortak payda aslnda
kiinin kendisini cezalandrmasdr.
318

T a n r l a r Okulu
Bugnden gelecekteki afetleri kendisinden uzaklatrma abas, kiinin
onlar kaderinden silme arzusu, tarih boyunca tm uygarlklarda kurban
kesme ve kendi kendine bilerek eziyetler ektirmesi araclyla, kefaretini
nceden deyip gnahtan kurtulma eylemlerine elik etti.
Yaplan fedakarlklar dnmeye baladm; pimanlk duyanlarn
tvbeleri, ehitlere adanan kutsal yaplar ve kiliseleri... kendilerini
krbalayanlar ve ula sarmanlar dndm. Yine bu yeni bilgeliin
nda, kabile ayinlerine ve eskiden binlerce yl boyunca, grnen ya da
grnmeyen tanrlara sunulmak zere insanlarn ve hayvanlarn kurban
edilmelerini yeniden dndm. Trensel ayinler ile uygulanan yntem
seimlerinin arasndaki apak grlen farkllklarn arkasnda unutulmu bir
bilgelii ne denli azmsadm fark ettim. Ve yine ortada grnen bu
olgularn arkasnda, zgn bilgeliin uzaktan yanklann, bamza gelen
her eyin asl nedeninin iimizde olduu bilincinin krntlarn alglamak
hl mmknd. Dreamer'n anlattna gre, bunlar kendisini, iinde
balamann baka bir yolunu bilmeyen bir insanln, alglad biimiyle
belli belirsiz hatrladklaryd.
Dreamer'a gre n deme, kiinin kendi deiimidir. Dolaysyla bu, bir
insandaki dikkat etme, kendini bilme, olumsuz duygular dntrme,
ierdeki fazlalklardan kurtulma gibi en stn ilevlerin senteziydi.
Bu bilgi, insanln dk seviyelerinde rmektedir ve nceden deme,
kiinin iindeki almadan, kendini cezalandrmaya dnyordu.
ocukken izlediim dini geitleri, Meryem'in veya bir baka azizin
heykelini tayanlarn, onun arl altnda kan ter iinde kalmalarn
anmsadm. Onlar fal ta gibi alm ocuk gzlerimle izlerdim. Yeni bir
ehir merkezine girerlerken, tayc kalaslarn ezici arlndan kendilerini
bir para da olsa koruyabilmek iin yaral omuzlarndaki kuma paralarn
dzeltirlerdi. Dar sokaklarda ve evre semtlerde, yollarn iki tarafndan
sktran, diz kerek ha kartan insan kalabaln iterek kendilerine yol
aar ve yle ilerlerlerdi. Tayclarn harcadklar abadan morarm
suratlarm, azizlerin ge evrilmi yzlerini ve yaldzla parlatlp enselerine
tutturulmu pirinten sallanan haleleriyle azizlerin gzlerini yeniden
gryorum. Heyecanl kalabalktan beni korumak iin Giuseppona,
zerimde heybetle dikilirdi. Bir keresinde bana, "Onlar cennete gidiyorlar"
demiti. Bu korkun suratl iyilik timsali kiilerin yaadklar yere hibir
zaman gitmek istemeyeceime dair kendi kendime ant imitim.
319

S t e f a n o E. D ' A n n a
Meer bilmeden izlemekte olduum ey, nceden deme yapmann canl
bir alegorisiymi. leride bir gn, Dreamer bana, kiinin kendi dikkat
eksiklii yznden planlanm; olaylar dnyasnda bizimle karlamak iin
oktan yola koyulmu felaketler ve musibetleri defetmek iin strap ekerek
bu acy gelecekteki eziyetleri nlemek adna yaplan bir n deme giriimi
olduunu aklayacakt. Bo inanlarn arl altnda beli bklen zavall
insanlk, demesini sadece strap ve rastlant ile fiilen yapabilir..
Dreamer, szlerini yineleyerek, "Kaytszlk ve ilgisizlik her zaman bir
deme ve bir iyileme iaretidir, ama gnlszce olan bir iyileme..," dedi.
Hemen ardndan, birok kez, bunun bir deme olmakla birlikte, iyinin
hizmetindeki bir ktlk olduunu, ama asla bir cezalandrma olmadn
vurgulad. Kendi vizyonunun hibir ekilde, 'ksasa ksas'tan karmaya,hatta
urad felaketler iin kendisine bir neden bulmak isteyen insann buluu
saylan Dante'ye zg ksas yasasna varana dek sonsuz saydaki kurallar
listesine dahil olmasn istemedi. Tam bu srada grlerini doru
yazdmdan emin olmak iin notlarm inceledi.
Dreamer'a gre, iradenin ite ilemedii zaman dtaki dnyann
sorumluluk almasna izin verilir. Niyeti her seimimizde uygulamak,
gnlsz demeyi ve tesadfi olular ortadan kaldracaktr. Niyet sayesinde
kadere yn verebiliriz.
Dreamer szlerini, "Rastlantsallk bir tr rm, unutulmu,
gmlm niyettir," diye srdrd. "Aykr bir dnce olarak rastlant,
gerek niyetin yerini alan 'gnlsz bir niyettir. "
Kutsal kitaplarn 'salam iradeli' insanlardan bahsettiini anmsadm ve
Dreamer bana bu ifadeyi tayan insanlarn unutulmu, gmlm iradeyi
geri kazanmak iin tal yollarda yryerek kaynaa geri dnm kiiler
olduunu onaylad. Bu 'salam' irade demekti.
"nsanolu niyetin yerine rastlanty koydu. Bunun farkna varanlar,
yitirilen btnl geri kazanabilmek iin bir Okul arayna girdiler," dedi
ve bu dncenin, her gerek okulun varoluu iin asl neden olduunu;
Oluun birliine, insann btnlne dn olmas gerektiini belirtti.
"Yalnzca ok az kii zel bir Okulun gerekliliini fark eder ve bunlarn
iinden de ok az onunla karlaabilecek niteliklere sahip olur."
Bir an, benim de bu birka kiiden biri olduumu, bu mutlu aznla dahil
olduum dncesi geti aklmdan, fakat en ufak bir para bile tadna
varamadan Dreamer'n sesi, iimi didik didik ederek, dncelerime
szmasna izin verdiim hrsz bulmaya alyordu.
320

T a n r l a r Okulu
"Hayr. Sen o birka kiiden deilsin!" dedi. Hayal krkl ile
kmseme dolu azarlama arasndaki sesinin tonu olduka ciddiydi.
"Seni seen benim!" Dreamer bir yandan bunlar sylyor, dier yandan
da, miferinin siperliini indirerek arpmaya hazrlanan bir sava gibi, en
sert ifadelerinden birine brnyordu. Donup kalmtm. Bu dncemden
dolay binlerce kez piman olmutum. Sylemek zere olduu szleri
kesmek isterdim, ama artk ok geti. Hi affetmeden, "Seni setim, nk
bunu herkesin yapabileceini gsterecek bir rnek olman istedim!" dedi.
"insanlk, kendini yenileyebilir, yeniden oluabilir ve doabilir,
gmlm iradeyi geri kazanabilir. Kitlesel bir devrime gerek yoktur.
nsanln gerek dnm, kendi btnlne ve kendi birliine ulaan
tek bir bireyin dnmyle gerekleir.
Bir insan, hl ancak mecbur kaldnda, tesadfen nceden deme
yapan insanlar grubunun iinde olduunu anlamas adna, olunun bana
gelen kazaya benzer talihsizliklerle kuatlmtr.
ektiin acy nasl ynlendireceini bilmiyorsan, ocukken ska
grdn o batl inanl kalabaln, sadece hayallerinde kurduu bir
yaam kontrol eden dardaki bir tanry memnun ederek, olaylarn ynn
deitirmeye alan insanln paras olarak kalacaksn. Bir insan
konvoyunda olmasan bile, spor fanatizmiyle bir stadyumda avaz kt
kadar baran bir kalabaln paras olacaksn."
Ska rastlanan dier bir deme ynteminin roller araclyla
gerekletiine deindi. Hi hatasz bir yasa, mucizevi bir ekilde herkesi
doru yere yerletirmektedir. Hastaneler, mahkemeler, hapishaneler gibi
nankr ilerde alarak dier insanlara yardm ettiklerini, yaptklar o iin
kendi seimleri olduunu, bu rol ele geilmek iin bir yar kazandklarn
dnen insanlar vardr; ve bu insanlar bir ekilde seilmi kiiler
olduklarna ve bundan dolay da bedelini dediklerine inanrlar, oysa onlar o
bedeli hl demektedirler.
Dreamer, bir yandan espri yaparak, te yandan da ironi biimindeki
ciddiyetini koruyarak, "Bu roller, taksitli demeyi gerektirir," dedi. "Bir
kiinin rol, onun kefaretidir ve bir gn de tabutu olacaktr.
Yeni bir insanlk, gnlsz demenin, gnlsz arnmann yerine n
demeyi koyacaktr. Hastalktan nce iyileme, sorundan nce zm
gelecektir.

321

Stefano E. D'Anna
Kendini her koul ve her durumda var gcnle sev. Olaylar bamza
gidiata gre, gereken sonulara uygun biimde gelierek ve irademiz
tarafndan dzenlenerek gelir."
Defterimde sayfalar dolusu tuttuum notlarm tamamlayabilmem iin
bana birka saniyelik bir zaman verdi, sonra, kendisini dinleyen tm
Kahramanlara bir ar yaparcasna, "Sonsuzluktan bir paray, sizler gibi,
kurulularn pespaye ofislerinde alan kiilere gtrmemiz gerekir," dedi.
Bu zel grevin bana verilmesini bekledim, ama bununla ilgili bir ey
sylemedi.
Birdenbire benim imdiki durumuma, yine ACO'daki iimde alyor
olmama deinerek, "Braktn yerden bir kez daha balamalsn. Sana
syleyebileceim baka bir ey yok!" dedi. "Daha nce ap geemediin
eyin, stnden gemelisin, bunu denemelisin!"
Dreamer'n beni yine gemiye kabul ettii ve 'yolculuun' devam edecei
haberi bende bir enerji patlamas yaratt. Uzun sre soluksuz kalan birinin
taze havay derin bir nefesle cierlerine ektiinde yaad sarholuu
yaadm.
Dreamer'la bu karlamamzn ardndan olum Luca iyiye doru
gitmeye balad ve ksa sren bir yatak istirahatndan sonra tamamen iyileti.
Chia'nn stn rten gkyz kara bulutlarn datt, g saran hava
aydnland ve ald. Sonraki gnlerde gelecek adm bana gsterecek
iaretleri dikkatle izlemeye koyuldum. Her ne deiiklik olursa olsun bir
daha asla Dreamer'n bana gsterdii yoldan kmayacama ve bu kararm
asla unutmayacama dair kendi kendime sz verdim. Yeni iin, btn
ailemle birlikte uzak bir lkeye tanmamz gerektireceini dnmtm.
Oysa talya'daki iin merkezi sadece birka kilometre teye tanmasna
karn, iin faaliyet alan dnyann br ucunda bulunacakt. Larga
Caddesinde bulunan bir insan kaynaklan irketinden adma gelen
'beklenmedik' bir mektup beni yeni bir pozisyon iin yaplacak elemeye
davet ediyordu. Dreamer'la karlamamdan yalnzca hafta sonra,
kendimi uluslararas dev bir kuruluun d ticaret blmndeki uzak dou
pazarlar departmannn banda buldum. Bu kez tm kprlerimi yktm,
beni gemiime balayacak her yolu ve her geidi yaktm.

322

Tanrlar Okulu

Blm VIII

Dreamer'la anghay'da
1 Mkemmellik kendisini asla tekrarlamaz
Dreamer'la birlikte Bund zerindeki Plaza Concert'tan, Huangpu'yu bir
aa bir yukar yarp geen teknelerin youn trafiini seyrediyorduk. Bu
usuz bucaksz nehir, tam bu noktada, anghay'n iki ruhunun arasndan
akar: biri; antsal mimarisiyle Avrupa smrgeci dnemini, dieri ise
Pudong'un yeni mahallelerindeki ftrist gkdelenlerle canlanm yzn
yanstr. Buradan bakldnda, mimari grntsyle gelecein byk bir
metropol olarak dlenen gkdelenlerin ykseldii bu ehir, gz
alabildiine uzanan dev bir antiye grnmndeydi.
Kuveyt'ten dnmden Uzakdou'daki yeni grevime baladm
dneme kadar geen sre iinde Dreamer ile hi karlamamtm. Bu
aylarda, uzun raklk dnemim boyunca tutmu olduum tm notlar
defalarca okumu ve yaamn farkl koullarnda ondan rendiim ilkelere
sarslmaz bir kararllkla tutunmaya almtm. O'nunla bulumaktan ok
korkuyor olmama ramen, bu an delicesine arzulamtm. Birbirleriyle ok
yakndan balantl, henz zmlenmemi iki mesele, henz kapanmam
yaralar gibi ak duruyorlard: Kuveyt'i terk etme eklim ve Heleonore ile
olan ilikim. Bunlar daha fazla bertaraf edemeyeceim etrefilli konulard.
leden sonramz ok youn geti ve Dreamer, bana, o ana kadar olan
belki de en olaanst retilerini aktard. Yannda O'nu dinlerken, asrlk
Yu Yuan bahelerinden getim. Sonra eski ar blgesindeki Budist
tapnann evresinde, dar sokaklarn rmcek ana benzeyen labirentinde
O'nunla beraber yrdm. O'nun yanmdaki varl ile, bu muazzam ehrin
youn kalabalnn ortasnda, tpk yllar nce Giuseppona'nn eline
yaparak, Napoli'nin dokusunu, iltihapl yaralarn brakt izler gibi izen,
yollar artacak derecede kark sokaklarndan geerken duyduum ayn
aknlk ve korunma hissine kapldm.
323

S t e f a n o E. D ' A n n a
Dreamer, anghay' ve in'i sanki uzun sre orada yaam gibi iyi
biliyor grnyordu. Bana, burann tarihini ve dnce yapsn, gnlk
yaamn tm ayrntlarn inceleyerek ve en sradan olaylar, zerinde
yorumlarda bulunarak anlatyordu. inin bandaki bir zanaatkr, yoldan
geen birinin giyimi ya da darack dkknlarn iini kaplayan pazarlklar,
Konfys bilgeliinin beii olan bu uygarln kkenine inmemi salayan
derin tnelleri oluturmaktayd. Dreamer bu bilgelii yaratm olan zeknn
otoritesiyle bana bir milyardan fazla insan tutkal gibi bir arada tutan bu
toplumsal btnln srrn ve onun kapsamndaki alt erdemin oluturduu
bilgelii anlatt.
Sanat olan gen bir kz, kendini iine kaptrm, mikroskobik cam
vazolar dekore etmekle meguld. Vazolar i taraflarndan byk bir sabr
ve akllara durgunluk veren bir yetenekle boyuyordu. Tezghnn banda
durduk ve Dreamer, bir sre hi yorum yapmadan onu izledi. Sonra kzn
ellerinden ektii baklarn yavaa bana evirdi. Zaman genleti, an
sonsuzluk oldu ve ben kendimi daha nce kimsenin yapmad ekilde iime
ileyen o gzlerin iinde kaybettim. Ruhumu kaplayan bu esiz bakta,
Carmela'nn efkati, Giuseppe'nin sertlii, bir dostun sevgisi ve bir ustann
saygnl bir araya toplanmt. Cam boyayan sanat kz O'ydu. Bu
'uygulamal almay' gstererek, herkesin zde gerekletirmesi gereken
dnm srecini ve dnyada kendisi adna baka hi kimsenin asla
yapamayaca, kendi yaamnn sanats olmay aklyordu. Aramzda
herhangi bir perde, bir maske olmadan ya da rol yapmadan, gz ap
kapayncaya kadar geen ksack bir zaman diliminde yaratcsyla gz gze
gelen bir varlktm ben. O anda, bu varln onulmaz yceliini tattm,
Zaman gibi snrlarn, engellerin, kstlamalarn olmad bir yerde O'nun
nefes aln dinledim ve zgrlnden bir damla itim. Dncelerimin
yerini bir ba dnmesi ald.
Bu dakikadan sonra kendime gelir gelmez grdm filmin ilk karesinde,
halka ak bir alann kesine kurulmu bir masada oturuyordum. Buras
eski tarz bir ayhaneyi andryordu. Bu ahap yap, pencereden grebildiim
kadaryla, kk bir gln ortasnda ykselen kazklarn zerinde
duruyordu. Dncelerim Dreamer'a kayd. O'nu grebilmek iin
baklarm etrafmda gezdirdim. Hemen yan bamda otururken buldum
O'nu. Rahat bir nefes aldktan sonra, evreye gz attm ve bu mekna
sadece inlilerin geldiini fark ettim.
324

Tanrlar Okulu
Mterilerinin grnleri, giysileri, i meknn dekorasyonu ile buras,
sanki dnyann en byk limanlarndan biri olmaya doru henz
ykselmeye balam anghay'n kk balk ky olduu koloni
dnemine ait bir kartpostal gibiydi. Dreamer'n zayf sesi, bana nce ok
uzaktaym gibi gelirken, mterilerin uultuya dnen gevezeliklerinin
arasndan bulduu bir yol sayesinde, giderek bana daha anlalr gelmeye
balad.
ilk szcklerinden alglayabildiim kadaryla, O hl balangtaki bir
konumasn srdryordu. "...Bu nedenle, insanolunun sorunlarnn her
biri...refah iindeki toplumlarn su oranlarndan, yeryznn btn
blgelerine yaylm yoksullua kadar, sadece zihinsel bir hastaln
belirtisidir." Dreamer'n bu kesin gr beni iine dtm karmaann
dna ekti. Bu szleri, ileride bir gn O'nun dnce sisteminin ke
talarndan biri sayacam bir bildirisinin yalnzca giri szleriydi. Srtm
neredeyse kimsenin fark edemeyecei kadar belli belirsiz bir biimde
dorulttum ve O'nu ok daha byk bir dikkatle dinlemeye koyuldum.
Sonraki aklamalarndan, zamann en bandan beri insann bana gelen
tm felaketlerin aslnda onun eksikliklerinin hayatna bir dizi olay olarak
gelmesinden ve paralanm ruhunun yansyan grntlerinden baka bir ey
olmadn anladm. Psikolojisindeki bu krlma, insanln ok uzak
gemiindeki ocukluk dnemine dek uzanmaktayd. Zihnim ac duyacak
kadar ak vc bilincim yerindeyken bana:
"The world is such because you are such. - Dnya, sen byle olduun iin
byledir, "dedi.
"Kendi dmzda olduuna inandmz gereklik, dnya; psikolojimizin
ve Oluumuzun fiziksel bir yanksdr."
leri srd bu katksz iddia akllara durgunluk veriyordu. Bu arada,
geleneksel giysileri iindeki iki gen garson kz, ay servisi iin soframz
kurmak zere takmlar ellerinde yanmza geldiler. Bir ayin havasnda
yaplan bu treni izlemek zere susmas, Dreamer'n ok nem verdii
kansna kaplmama neden oldu. yle ki, gemek bilmeyen dakikalar
boyunca bu titiz riteli ynetmeye ve onun her admyla zenle ilgilenmeye
koyuldu. Gerilmitim. Bir an nce konumasn kald yerden srdrmesi
iin sabrszlanyordum. Tam da insanln binlerce yllk sorunlarnn hatta
belki de benim mutsuzluumun temel nedeni olan sr hakknda bir aklama
yapmak zereydi.
325

S t e f a n o E. D ' A n n a
Bylesine gereksiz bir ay servisi iin bu kadar nemli bir konumay
kesebilmesi beni serseme evirmi, bana hayal krkl yaatmt. Bu
dncelerimi elbette dillendirmedim, ama iimden beslemeyi srdrdm.
Ben o zamanlar hl dncelerin grlemez olduklarn ve insann onlar
gizleyebileceini sanyordum.
"ok kk ya da ok deersiz olan hibir ey yoktur!" dedi. Bu kararl
ifadesi adeta bir azarlama havasndayd. Ayrca benimle konutuu halde
hl srmekte olan merasimin ayrntlaryla ilgilendiinden, yzme
bakmyordu. antasn kartrrken sust yakalanmm gibi kulaklarma
kadar kzardm.
"Her hareketinin kusursuz olduundan emin ol!" dedi. "Kusursuzluk, tek
bir gereksiz eylemde bile bulunmamak demektir."
Sonra, bir yandan liste halinde uzayan ay mnsnden tadna
bakacamz deiik aylar seerken, "Bir ey iyi yapldnda, sonsuza dek
yaplmtr! Tm evren bundan haberdardr ve yaptn eyi tekrar etmene
gerek yoktur. Sadece kusurlu olan tekrarlanr. Kusursuzluk asla kendini
tekrarlamaz nk srekli olarak kendini aar. Olgunlam bir koza, bir
kelebee, daha stn bir dzenin varlna dnmek iin grnrde lerek,
olgun halini sona erdirmelidir." dedi.
Ardndan, farkndalklar, kendi i dzenekleri ve makinesindeki en
kk dilileri dzenlemesi sayesinde, bir insann tm dnyay
dzeltebileceini ve onun tarihesini deitirebileceini anlatarak devam
etti.
"Evrenin geliimi bireyin geliimine, onun dnmne baldr.
'Bireysel' ve 'evrensel' olan tek ve zdetir," dedi. "Bu bilgi, uygarln
ve sanatn her dalnn kaynanda bulunur... Herkesin eitiminin temel esi
olmak zere geri dnmesi gerekir." Szlerine ayrca, insanln yaratt
tiyatronun, dinsel danslarn ve tm ayinlerin bir kavramdan kaynaklandn
belirtti. Her ey birbirine baldr. Dikeydeki, baka bir deyile irade
dnyasndaki en kk bir hareket, olaylar dnyasndaki en etkili
deiimleri yaratr.
Ezberden okurcasna, "Evren beynimizin iindedir... insann arzulad
biimde gelien, zdeki bir tohumdur," dedi. "ite bu yzden, eer bir kii,
bilerek en kk ilere bile zen gsterirse ya da yapt en basit eyleri bile
kusursuz olarak yerine getirirse..."
"...ay hazrlamak gibi mi?" diye sordum. Bu sorumu dile getirirken, az
nceki dile getirmediim sevimsiz dncelerimi affettirebilmek arzusuyla,
326

T a n r l a r Okulu
olabildiince kibar olmaya altm.
Dreamer, "...ya da sadece kusursuz olarak nasl sunulacan renmek
gibi," diyerek yar aka yar ciddi olarak ayn oyunu kendi asndan ele
alarak benim dncelerimi tamamlad. O bunlar sylerken, iki garson kzn
birbirlerine bakarak glmsedikleri gzmden kamad. Ortada benim
dmda herkesin bildii bir oyunun, Dreamer'a sayg dolu bir boyun eiin
olduu kansna kapldm. Onlarn da 'Okul bnyesindeki kiiler' olduklar
dncesi, beynimde bir imek gibi akarak beni soluksuz brakt. "nsan
bu davrannn kusursuzluuyla, ebediyen kendi kiisel evrenini
dzenleyebilir, doumdan lme dek her eyin bir program iinde yrd
rastlantsal bir yaamn izgisinden kabilir ve kaderini deitirebilir.
Dnya, oluun bir rezonans ve yanstt grntdr..."
Defterime, sihirli altn tozlar! gibi bu retinin her szcn titizlikle
not ettim ve konuya aklk getiren zel durumlar tanmladm.

2 nsan akl silahla kuanmtr


Bu arada masamz gsterili bir biimde donatlmt. zenle ilenmi
kar beyaz keten rtler incecik in porselenlerine kusursuz bir fon
olutururken, zeri deiik tatllar ve reklerle dolu tepsiler de geldi.
Ritelin bu aamas da tamamlanp, verdii siparilerin kusursuz bir biimde
masada yerini aldn grnce, Dreamer yarda brakt konumasna
yeniden dnd.
enesiyle etrafmzda bulunanlara dikkatimi ektikten sonra bana,
"nsann gerek dedii ve senin burada grdn, dokunduun her ey,
psikolojisinin maddeye dnm halidir. nsann dnceleri maddeleerek
'dnyay' oluturur. Gerekler dncelerdir." dedi.
Sesi derinleti. Ksk tonu, birazdan yapaca ac dolu aklamalarn
nceden aa vurur gibiydi.
"nsanolunu penesine alan en ar hastalk, onun kiisel ve toplumsal
tm sorunlarnn nedeni, iinde yaad blnmlk ve atmac
psikolojisidir.
Bu szlerle birlikte, insanolunun oluturduu ve sonrasnda bin yllar
boyunca kendisine aktard efsanelerin ifadesini takman bir kaleydoskop
dolusu grnt iime ald. Bu kurgusal zemin karsnda, akl tanrasnn
o muhteem doum sahnesi dier hepsinden daha fazla gze arpyordu:
327

Stefano E. D ' A n n a
Jpiter'in duvarlar yklm kafatasndan silahlar iinde parldayarak ileri
atlan, bir Tanr ba arsnn ya da kabusunun kz olan Athena.
Benimle birlikte dncelerimin girdabna girerek, bu grnty
kavrayan Dreamer, "Bu bir uyar efsanesidir, insan akl silahlanmtr!"
dedi
Bundan sonra gelen suskunluk soluumu kesti.
"Bu, bir uygarln imdiye dek kendi hastalna koyamad belki de en
kesin tehisti."
Onun bu kefinden heyecana kaplp, "yleyse Antik Yunan... sonunun
ne olacan biliyordu!" diye haykrdm.
Dreamer'n yant gelmekte gecikti. Onun bu szleriyle yaadm
huzursuz sevin dalgas en tepe noktasna ulat ayn hzla aa endie
olarak indi. Bu aklamasndaki derinliin gitgide daha ok ayrmna
vardka, zerimdeki arlnn da ayn oranda arttn hissediyordum.
Sonunda gelip snra dayanmak ve bu gzellie, bu keifteki aydnlanmaya
sahip kamayp, onu iimde tutmakta zorlandm fark etmek bana ac
veriyordu.
"Hayr! Yunanllar, bilge adamlarn ya da kahinlerini dinlemeyi
bilmiyorlard. nsann, iindeki kendi ktlnn, kendi kabahatinin
farkna varmas, oktan bir iyilemedir."
Dreamer'n verdii yant not ettiim srada, Jpiter'in zihinsel doum
sahnesini gzlerimin nne getirmeye alrken, aknlkla, Athena
efsanesinin, herhangi bir tasvirinin bulunmadnn farkna vardm; sanat
tarihinin hibir alannda, o son derece sembolik doumun tek bir izine
rastlamamtm.
Dreamer,
"nsan kendi aptalln grmeyi istemez ve kendi
dncelerinin ne denli ykc olduunu kabul etmez," diye aklad.
"insanlk bu konuda yzyllardan beri uyarlmaktadr ve alnyazsnn
zerine bir glge gibi den bu kehaneti hisseder. Onu kabul edemedii,
onunla ne yapacan hatta ondan kendisini nasl saknacan
bilmediinden, onu nnden kaldrarak yok saymaya alt.
Bir insann karanlkta kalan yznn anlalmas demek, durumun
zmlenmesi, iyiletirilmesi ve gerek kurtuluu demektir."
Dreamer, daha iyi anlamam iin bana, eer insan topluluu yaad
felaketlerin nedenini bilebilseydi, iine dt klelik durumundan da
kabilirdi diye aklad. Oysa byle bir ey mmkn deildir. nk bu tr
farkndala kitlesel olarak deil, ancak birey olarak eriilebilir.
328

T a n r l a r Okulu
Kitle, ne kendini bilmeyi ne de byle bir aba iine girmeyi ister. Yeni ve
bilinmedik her eyden ekinir. nsanln yaad bu klelik durumu ve
beraberindeki binlerce felaket, insan huzursuz ve kr eden o bilinmeyenin
korkusundan kaynaklanr. Politik nderler, yeni olana duyulan fobiyi
insanln her dneminde beslediler ve glendirdiler. Kalabalklar
dleyemez. Bir uygarlk, ancak kendisini yaratan 'd' ve aydnlanm
insanlarn dinlemeyi unuttuunda, ke geer. 'D'n ve bilgelerin
mesajlarnn dinlenmedii bu dnemler, kltrn ve uygarln knn
habercisidir; zaten, yzyllar boyunca dleyen bireylerin, dnceleriyle
yn veren airlerin eserlerini yok edebilecek kolektif bir delilik dnemiyle
burun buruna gelinmitir.
Dreamer, "Kitle bir hayalettir; her eyden etkilenen bir mekanizmadr,
inanc yoktur, tam bir iradeye sahip olduu sylenemez... yaratma gc de
yoktur.. Tek bildii, her eyi yerle bir etmektir. Bu, kalabalklarn asl
roldr. Yalnzca btnlk ve irade sahibi olan kiiler dleyebilir ve
imknsz gerek haline getirebilirler," dedi.
Dreamer'n btn bu syledikleri, irketlere ve modem kurululara da
uygulanabilirdi. Oysa bu tr organizasyonlarn hi de uzun mrl
olmadklarn gzlemledim; onlarn sorunu mali, teknoloji ya da pazar pay
gibi nedenlerden deil, tamamen sorumluluk ve btnlk duygularndan
yoksun, sevmeyi bilmeyen insanlar olmalar yzndendi.
Dreamer'n bir iaretiyle, tarihi gemii neredeyse in kadar eski olan
koku ve tat alma yasalar uyarnca, sipari ettii saysz eitte hazrlanm
aylar bir bir gelmeye balad. Porselen demliklerden ykselen deiik
aramalarn buusunu keyifle iine ektikten soma kk fincanlarmz
ayla doldurdu.
Yaptmz uzun yryn ve heyecanna vardm- yeniliki
dncelerin ardndan ben de bu k sofray onurlandrmak zere; pastaclk
sanatnn sergilendii sekin rneklerinin tadna baktm. Dreamer, her
tatlnn k efsanesini anlatarak beni byledi ve ayn zamanda da Ming
medeniyetine uzanan geleneksel tariflerin hazrlan yntemlerinden sz etti.
O her zaman olduu gibi ok nazik bir ev sahibiydi ve yine her zaman
olduu gibi yiyeceklere hi dokunmad.
"nsan, okyanuslar gemeyi, nice yksek tepelerin zirvesine trmanmay
ya da tehlikeli iler yaparak yaamn riske atmay gze alabilecei gibi,
tapnaklara, aramlara, derghlara kapanmay da kendisine yol olarak
seebilir..."
329

S t e f a n o E. D ' A n n a
"Kendini ibadetle rahatlatabilecei gibi, ayn huzuru sekste de bulabilir...
ya tvbe eder, ya zamparalk yapar. Baka bir deyile, bir keiin kulbesine
karlk i hayatnn zorluklarn seebilir. Tm giriimleri kendisini iinde
birletirmek, kendi btnlnn sonsuz aray iindir."
Hatta psikanalizden komnizme kadar tm laik dinler de, aslnda ayn
arayn yirminci yzyl uyarlamalardr.
Tm bunlar insanolunun yapt saysz giriimlerinden kaynaklanan
denemeler olarak saylabilir. yle ki, tm uygarlklarda tank olunan gnah
kartma benzeri riteller de insann btnln, doduu andan itibaren
hakk olan ve genlerine aktarld biimiyle 'yitirilmi cennet' olarak
anmsad gerekliini, yani bu ayrcalkl gven durumunu yeniden
kazanmak iin gsterdii abalardr.
Dreamer, "nsanlk tarihi bir dn yolculuudur... Kayp Oul meseli
bunun ei bulunmaz bir mecazi anlatmdr." dedi. "Ne var ki, btn dinler
varolu sebeplerini unuttular. ryerek, olmalar gereken durumun tam
tersi hale dnm, lm ve onun kanlmaz olduu fikrini yayma ve
pekitirme aralar olmulardr. Onlar ayrlklar ve atmalar iyiletirmek
yerine, prensip savalar gibi her trl, bo inan, hogrszl ektiler,
beslediler, byttler ve karlnda da ayrmcl ve savalar bitiler..."
Dreamer, psikolojisi blnm insanlarn ellerinde kalan Hristiyanln,
her defasnda biraz biraz olmak zere, hatta adn bile deitirmeden,
kendisini engizisyona dntrdn anmsatt. Ve bugn hl, ncil'deki
aykr dncelerin, insanln eskimi zihinsel kafeslerini un ufak
edebilecek gteki kobal tokmak darbeleri ne yazk ki boa gitmi ve
yklerindeki nazik g, ekonomik yasalarndaki bilgelik, ocuklar iin
birer din dersi malzemesine indirgendi. Kutsal kitaplarn retilmesi,
kendilerini eiten bilinsiz eitmenlere braklmtr ve ne yazk ki, ncil'in
insanl uyandrmak zere geldii hipnotik uykuyu srekli ve kalc klanlar
da yine bu hocalar olmulardr. imdiye dek tuttuum notlar defterimde
birok sayfay doldurmutu, ancak Dreamer'n bana "ocuklarda
lmszlk dncesinin, fiziksel lmszln yeertilmesi arttr," demesi
zerine, O'nun grnndeki sakin olan duruunun ve ses tonunun
arkasnda, dnyay yerinden oynatacak bir bakaldrya davet eden ln,
kahramanca grleyiini ve gcn hissettim. Bir meale yzyllarn
karanln yrtarken, bir sancan, bo inanlara, hayaletlere ve
putperestlie kar srdrlen binlerce meydan savann kzlca kyametinin
zerinde dalgalandn grdm.
330

Tanrlar Okulu
Dreamer, bireyin nceden haberini veren tavryla "Bu gr, lm
konusunu irdeleyerek her tr ideoloji ve dini akmla mcadeleye gireceini
bilenlerin ngrs erevesinde, her kategori ve seviyeden btn okullara
ve niversitelere ulatrlmaldr." szleriyle konumasn tamamlad.

3 Yalan syleyen hayvan


O anda gzmn nndeki perde kalkm, her ey gn gibi ortaya
kmt. retisinin her paras, bir yapbozun yerine yerleen paralar gibi,
kendi kesini buluyor ve gzlerime nefes kesen bir dncenin mantkl bir
grsel esi olarak yansyordu.
Binlerce yllk felaketin, acmaszln ve uursuzluun yks nihayet
bir aklama buluyordu. Binlerce atmann samal, snrsz
zenginliklerle dolup taan bir evrende bu denli yoksul kalabaln elikili
ve trajik kaderi, kk parman oynatacak kadar basit bir abayla
kurtarlabilecek milyonlarca ocuun lme terk ediliinin vahameti,
zamann, her corafyann, her inancn ve ahlaki deerin tesinde nihayet
gerek bir nedene baland. Bu konumdaki insan bir akl hastasdr!
Dolaysyla, bu hasta insann ait olduu toplumlar ve kurumlar da,
paralanm ruhlarn, atmac mantn gzle grlr hale gelen lme
inannn aynadaki yansmasdr.
Kendime bu zihinsel hasarn nasl ve ne zaman olutuunu sordum. Bunu
renebilmek iin neler vermezdim! Sanrm bu, tarihin belki de en arpc
ve kesinlikle en yararl buluu olurdu. Hayal gcm kanatland. Binlerce
yln izini srmeye dnerek, insan iinde bulunduu koullara indirgeyen
olayn ne olduunu anlamak iin, tpk Orlando'nun kayp saduyusunu
aramak zere ay yzeyinde yaplan bir tr yolculuk gibi, bilimsel bir
aratrma yaptm hayal ettim.
Dreamer, sesindeki ince alayclnn tnsyla araya girerek, "MuseviHristiyan gelenei, bu ba aa lmcl d 'Cennetten Kovulma' diye
nitelendirerek, bunu en byk gnah saylan 'ilk gnah' olarak vurgular ve
adna balanmaz gnah der," dedi.
Dreamer'a sorulacak yzlerce sorum vard. O'nun engin bilgisinden
yararlanmak, yorumlayana ya da taliminde bulunana deil, bilene ait olan
O'nun bambaka otoritesinden yudum yudum imek harikayd.
331

Stefano E. D ' A n n a
Elmann srl, ylann, incir yaprann simgeleri her zaman ilgimi
ekmiti.
Tm bu simgelerin zerinde, drt bin yldr ayakta duran, ama bu denli
anlamsz bir olaydan bu kadar byk bir trajedi yaratm, otoriter bir
gelenein nnde bir tr aydn olarak huzursuzluk hissetmiimdir. Peki
sonra bu neden lmcl bir gnah olarak nitelendirildi?
Dreamer bana, "Elmann srl anlamsz bir olay deildir," diye
aklad.
"Kendisini 'yaratc' olandan 'yaratlan' olmaya indirgeyen ve z
doasn terk eden insann Oluandaki dn kararl bir metaforudur. Elmay dilemek demek, dmzda var olan, bizi iine alan ve bizi yneten bir
dnya olduuna inanmak, bir bakasnn hayaletini kalc klmak demektir.
nsann bamllk halinin ve tm trajik tarihinin balangcdr," diye
aklad.
Dreamer, Adem'in ilk szlerini, alalm bir varln utan lekesi ve
kendi kendini ele verii olarak sonsuza dek yanklanacak olan o kelimeleri
hatrlatt. "Saklandm...korkmutum...ben deil... bana verdiin kadn
yapt..." Kendimi evrensel bir felaketin, aresi olmayan bir trajedinin tek
tan olarak hissediyordum. Bozuluumuzun dram, o anda, orada
sahneleniyordu. Dreamer'n mkemmel bir ekilde 'yalan syleyen hayvan'
olarak tanmlad varln dnya sahnesindeki gsterisini seyreden ilk
kiiydim.
Dreamer, "Adem 'in bu szleri bamlln douunu iaretliyor ve bu,
sradan, yalanc ve sorumsuz insanln ilk bildirgesi, 'senin' izini
srebilecein en eski bildirgeydi," dedi.
Dreamer'n, yeri gelmiken ustaca kulland 'sen', nmde,
Yaradl'tan daha ba dndrc olan eski zaman geleneklerinin
grntlerini ortaya seriyordu.
Hakknda asla hibir ey bilemeyeceim ve bundan byle sadece
Dreamer'n lmsz muhafz olduu eriilemeyecek veya kayp bilgi
hazinelerini hayal ettim. Bir kez daha, zamann ve uygarlklarn tesine
geebilen, kayp okullarn srrn bilen, gml mcevherler gibi bo yere
parlayan bu varln gizemiyle kar karyaydm. Srekli yeni keiflerin
basks altnda, bir yandan Dreamer'n szleri iimde patlayarak ruhumda
depremler yaratrken, dier yandan titreyen ellerimle lgnca not almay
srdryordum. Benzimin fazlasyla solduunu grnce, Dreamer biraz
soluklanmam iin araya girdi, yar aka yar ciddi, i durumlarma atfta
332

T a n r l a r Okulu
bulunarak bana ho bir ekilde takld. "dem 'in ilk szlerinde, cennetten
kovulmu perian haldeki bir adamn, d dnya ile zdelemeye ve
bamlla rnek tekil eden, alan zihniyetinin kkeni sakldr."
Dreamer'a gre, insann dncesiyle nefesinin bir sentezi olan konuma
dili, Adem'in szlerinde bir ruhsal paralanmann, Olutaki bir atrtnn
varln ortaya koyuyordu. Eer 'Tanr'yla bir olma' halindeyse, nasl olur
da kendisinin O'ndan daha stn olabileceine inanabildi ve bunu arzu
edebildi? Ylann ayartmasndan nce, hatta Havva'dan da nce, dem'in
oktan blnm olduu apak ortadadr.
"Yalan sylemek, saklanmak, bakasn sulamak, kendini hakl
karmak, kendine acmak o zamandan beri her zaman, cennetten kovulan
bir adam, z btnln yitirip kendisini inkr eden bir varl gsteren
belirtilerin szl, hatta ondan da nce psikolojik bir ifadesi olmutur ve
bundan byle de olmaya devam edecektir."
dem elmay srmakla, yaam lmle, zgrl bamllkla ve
btnl blnmeyle dei toku etti. Kiinin doduu andan itibaren en
doal hakk olan lmszlk, paralanm, bilinsiz ve lml bir
sonsuzlukla yer deitirir. lmszlk, cinsel birleme ve dourarak
remeye dayal bir zoolojik devamlla indirgendi.
Dreamer konuurken, ender yaanan bir duygu hissettim; bu, tenimde, bir
anlayn kefine elik eden bir titreme oldu.
Dreamer, "Adem'in iledii gnah lmcldr, nk bu bir 'zaman
iine dtr', hipnotik hale gelen insann, lebilecei 'inanna'
d..." dedi. Katlanlamayacak bir srr aa vuran birisinin gsterecei
zen ve ihtiyatl tavryla "Ama insan lemez, ancak kendisini ldrebilir!"
dedi. Eski tarz mizahi bir yaklamla zaten youn biimde dramatik olan bu
bildirinin arkasna bir de "lm daima bir intihardr!" diye ekledi.
"Artk insann eve dnmesinin, uykusundan uyanmasnn ve zbez hakk
olan... yitirdii lmszln geri almasnn zamandr."
Bu vizyondaki bilginin beni dntrdn, kimyasnn organlarmdan
geerek hcrelerime, molekllerime, atomlarma ilediini hissettim.
Dreamer, ktlerin en ktsn, insann blnmesinin ve 'gnah'nn
soyundaki balangcn anlatrken beni iyiletiriyordu. Ei benzeri
grlmemi bir minnet duygusu tm ruhumu kaplad.

333

S t e f a n o E. D.'Anna
4 "zgr bir insan ol!"
Dncelerim, o akam Dreamer'dan iittiim tm bu olaand eyleri
iine katarak dev bir hortum gibi, bamn stnde dnp durdu. Bo bir
abayla onlara bir dzen vermeye, gem vurmaya hatta onlardan birinin
zerine binmeye altm. Kesintisiz bir ak halinde, birbiri ardnca ortaya
kyorlard. Benden koparak, artk bana ait olmadan, sanki bir aatan
dklen yapraklar gibi dyorlar, Dreamer'n nefesinin yaratt hortumun
iine pe pee giriyor, hep birlikte dnyorlard.
Bulunduumuz ayhane sonradan kalabalklam, yz farkl sohbetin
kanat rplar havada ho bir titreim yaratmaya balamt. Kulama
fsldayan sesini iittiimde aniden irkildim. "Yeryznn dini, blnmedir!
nsanolunun her eyin zerinde hrmet ettii ilahi varlk her zaman ayn
olmutr: korku!"
Bu szlerin gc, ortamdaki seslerin kalabalk uultusundan kendisine
bir yol aarak bana ulat. Bu sessizlikte, bu bolukta, dncelerimin her
biri susuverdi ve bir bisturi keskinliindeki szleri, bedenimi yararak ok
derinlere indi.
"Bamllk korkudur! Sen bile korkunu kendine put yaptn. te bu
yzden bamlsn ve hayatn arkasna gizlendiin memuriyetinle
kazanyorsun." Er ya da ge szn buraya geleceini biliyordum ve bunun
hi de keyifli bir sohbet olmayaca dncesine kendimi oktan
hazrlamtm. Ne var ki, Dreamer'n konumasnn banda kulland ses
tonu ile setii szckleri, bana bu sohbetin beklediimden daha da frtnal
geeceine dair bir gizli uyanda bulunmutu. Defterimi karttm ve
Dreamer'n sertlii dayanma snrm zorlad zamanlarda yaptm gibi,
bam sayfalarn arasna gmerek, kendimi yazma iine kaptrm gibi
yaptm.
stne basa basa, "Ben seni zgrletirmek iin geldim!" dedi.
"Yaamna girdim, nk gemite bir gn zgr olmay dledin..."
Dreamer'n sesi, varlmn her kvrmnda korkularmn saklanabilecei
her kesini didik didik ederek korku avna kan bir titreime dnt.
Sonra, "Ama sen," dedi, "yllar sonra yine ayn klelik koullarna
dnyorsun!" Bunu byle dorudan doruya sylemesi ile iimdeki bir
yarann yeniden aldn hissettim. Ayrca, szlerindeki hayal krkl
ykl ifadesi de hi hak etmediim bir hakszla, insafszla uramasna
canm skt ve beni gcendirdi.
334

T a n r l a r Okulu
Sandalyesini hafife geriye kaydrarak, "inde bulunduun koulu terk
etmek, bu roller hapishanesinden kmak iin vizyonunu altst etmelisin,"
dedi. areti anladm. Ayrlma zamanmz yaknd. Yzm ister istemez
allak bullak bir ifadeye brnm olmalyd. Dreamer, daha iyi kavramam
salayacak szleri semek istercesine birka saniye durakladktan sonra,
"zgr demek, dnyadan zgiirlemi demektir. " dedi.
Kararl bir ekilde, "Bu durumda nereden balamak gerekir?" diye
sordum.
"Bu, ok uzun yllar alacak zorlu bir uratr... hemen imdi balasan
bile buna mrn yetmeyebilir."
Bu szlerle nmde dayana olmayan duvarlar grdm, zihnimde
yldzlar kadar uzak mesafeleri, alarn gerisinde kalm hedefleri hayal
ettim. Cesaretsizliimin bir girdap gibi beni iine alarak yuttuunu hissettim.
Dreamer, ruh halime aldrmaz grnerek konumasn srdrd. "zgr
demek, korkulardan, phelerden, endielerden ve olumsuz duygulardan
zgr olmak anlamna gelir... nyarglardan, sabit fikirlerden, dnyann
sefil bir yznn anlatld tasvirinden zgrlemektir... Btn snrlar
kaldrmaktr... Senin gibi insanlara, kutsal bir lanetin sonucunda yeniden
verilen bir ceza gibi, bir ite almaktan ve yalandan kurtulmaktr.
Dnyay senin dndaki en byk gereklik sayan anlayn gerei, onun
klesi oldun, o da senin efendin. Aynadaki yansmann hipnotize ettii sen,
imdi de gveni bakalarnn gzlerinde aryorsun. "
Bu szler, Dreamer'n alkantl sularnda, ilkel, tamamlanmam bir
varln solungalanyla yzme giriimimin samaln gzler nne
seriyordu. Her cmlesi benim gemiime ve yalanclma kar lmne bir
saldryd. Dreamer'n imdi olduu gibi var gcyle zerime geldii her
defasnda, ben de gayet iyi biliyordum ki, yaantm geliiyor, iinden bir
sr pislik temizlenerek doruluk, aklk ve kararllk gibi durumlara yer
alyordu. Yine de her darbesine son olmasn dileyerek dayanyordum.
Bitsin artk!... Hi olmazsa biraz soluklanmama izin verse... Tanrm ltfen!
Bu szler, yalnzca dinlerken bile, her zaman sahip olmadm bir
dayankll gerektiriyordu. Sorumluluk dzeyimin kontrol suyun zerinde
dalgalanr gibi bir ykselip bir alalan seyrindeyken, ben onu idare etme
becerisini bile gsterecek durumda deildim.. O szler canlyd, nefes
alyordu! Ve dayandklar snrlarma kar konulmaz bir biimde
yklendiklerini hissediyordum; ve nihayet nyarglarm, yersiz inanlarm
ve modas gemi fikirlerimle birlikte her eyi yerle bir edip getiler.
335

S t e f a n o E. D.'Anna
Varlmn her lifi titreim halindeydi.
"Rollerden, korkudan kurtulmak... Dnya ile zde olmaktan
kurtulmak..." Bu szler, sanki yaammn eik eksenindeki metal kreler
gibi gsmn zerinde zplyordu. Birdenbire, iimde frl frl dnmekte
olan k, ses, grnt cmb halinde infilak ettiler. Bam alevler
iindeydi.
Dreamer'dan, gelecee ait insann kaderiyle ilgili dayanamayacam ve
dahil olamayacam kadar gl ve olaanst bir mesaj almak zereydim.
Her trl gereksiniminden kurtulmu, doasnn (ya da benim o gne dek
doas olduuna inandm, ama aslnda cehennemi olan eyin) dna
karlm bir insanlk fikri, bana delilik gibi geliyordu. Bunu sakince bir
kenara brakabilir, hatta tamamen hayatmdan karabilirdim, ama artk ok
geti. Dreamer'n vizyonu, iimde kk salm dnceleri ve l dokuyu
oktan kazmaya balamt bile. Onu ne zmseyebiliyor, ne de iimden
skp atabiliyordum. nsanln bir hcresi, lmsz bedendeki bir atomu
gibi, ben de Dreamer'n, 'nden, kahramanlarla yan tanrlarn, arkalarndan
dierlerinin', yrmesi gereken ve herkesin, binlerce yl srecek olsa bile,
tamamlamas gereken yolu gstermekte olduunu biliyordum. O bana
bunlardan sz ederken, ben de insanln bu inanlmaz knn oktan
baladn biliyordum. Baz bireylerin ilk adm hatta lmn alt
edilmezliini tartma konusu yapmakla, lmn bir kader olduunu kabul
etmemekle, en cesur adm oktan atm olduunu biliyordum. Bireysel
Devrim kapy alyordu...
Hi durmadan, ellerime kramp girinceye kadar, sayfalar dolusu not
tuttum. Defterimin son sayfasnn sonuna geldim ve telal bir ekilde
ayevinin ikram listesinin arka yzne yazmay srdrdm. Sylediklerinin
mantkl ya da kabul edilebilir eyler olmasna hatta anlayp anlamadma
bile artk aldrmyordum. nemli olan yazmakt, her eyi kaydetmekti.
Bildiim tek ey, bir szc, bir vurguyu bile deitirmemem
gerektiiydi... Bir gn yeni batan okuyacak ve anlayacaktm; ya da belki,
Dreamer'n smszca vermekte olduu ancak benim hazrlksz yakalanmam
nedeniyle almaya hazr olmadm bu bilgileri ben de yeni nesil
aratrmaclara aktarabilirdim.
Dreamer sandalyesini nazike geriye ekerek ayaa kalkt ve ka doru
yneldi. ayevinden bir para zlerek ayrldm. Bu ksack zamanda
etrafmdaki her eye balandm hissediyordum. yle ki, iimden yeni bir
adm atmamakla birlikte burada kalabilir, hatta kklerimi satabilirdim.
336

T a n r l a r Okulu
Bu saptamay zerime bir glge gibi ken garip melankoliyi gzlerken,
oktan ahap kprye varm olan Dreamer'a yetimek iin, admlarm
hzlandrdm srada yapmtm. Hemen yaknmda bekleyen birok taksi
vard. Baka bir eyi istememe frsat kalmadan, kendimi beni otele gtrmek
zere gelen eski bir limuzinin iinde oturmu buldum. Arabann kapsn
kapatp penceresinden dar baktmda, O'nu grdm ve bunun O'nu son
grm olmasndan korktum. Fakat Dreamer beni yattrd; ertesi gn yine
orada ve ayn saatte buluacamz syledi.
Taksi anghay sokaklarn kat ederek bu muazzam ehrin st geitlerini
aarken, O'nun szleri hl zihnimi megul ediyordu. Otele vardmda
karmak dncelerimi bir dzene koymaya alyordum. nan saydm
her ey o gn altst olmutu. Dreamer'la olan karlamann ertesinde
ulatm o mthi sonula, yenik dm bir ehrin surlar gibi, benim eski
zihinsel yapmdan geriye ta stnde ta kalmyordu.

5 Bda'nn babas
Randevuya saatler ncesinden geldim. Beyaz yeim tandan Buda'nm
muhafaza edildii Yufo Si Tapa'na, birka Batl turist ile din
adamndan baka giren kan olmamt. Dreamer'n bugnk buluma iin
belirledii yer burasyd. Ben de eski arnn sokaklarnda gezinerek zaman
ldrdm. Geni kapnn nnden geerken, her an ortaya kaca
umuduyla kalabalk iinde O'nun yzn aradm. O'nu fark ettiimde henz
benden olduka uzaktayd. Yannda ortalamadan daha uzun boylu ve ciddi
grnml ii yal kiiyle birlikte bana doru yryordu. lerinden biri,
ince altn ereveli gzlkl ve seyrek sal olan, ban eerek iki eliyle
Dreamer'a bir paket sundu. Sonra her birinin nnde eildiini ve O'nu
saygyla selamlayarak yanndan ayrldklarn grdm. Yalnz kaldnda
yanna gittim. Aramzdaki tek biim olan hzl bir bakmayla selamlatk.
Sur duvarlarna paralel uzanan sokak boyunca yrdk. Admlarn
tapman giriine doru evirdiinde ve merdivenleri kmaya baladnda,
O'nun dinler hakkndaki tm szlerinden sonra ok ardm; ama pei sra
yryerek, O'nunla birlikte ieri girdim. Bir grup kei, kedeki bir masada
yemek yiyordu. Allm olduu zere, i avlunun ortasndaki dev
mangalda tts ubuklarn yakarak, tanrnn heybetli heykelinin nnde
337

S t e f a n o E. D.'Anna
toplandk. ok az ziyareti vard ve ksa bir sre sonra da yalnz kaldk.
Tapnan giri kapsnda yaam olduum tereddde karlk,
"Long but never belong!
iste, ama asla isteklerinin bamls olma!"
diye buyurdu ve bu unutulmaz zdeyile, bana en eksiksiz ve en derin
yant vermi oldu. "Btn insanlarn mezheplerine ve dinlerine hrmet et,
fakat hi birine ait olma!" Henz bu szleri zerinde dndm srada,
alak sesle bana "Benim yanmda vizyonunu deitirebileceksin... ve
bununla birlikte kaderini de deitireceksin," dediini iittim. Tanrnn
sslemelerinin iinde derinleen binlerce mum alevi hep birlikte klarn
titretirerek bu sz onayladlar. Dreamer'm yannda, Okul her an mevcuttu.
antamdan defterimi kalemimi karp not tutmaya koyuldum.
Kulama fsltyla, "Yalanmak, hastalanmak ve lmek, dnyann
betimlenmi halinin blmleridir." dedi. "Bunlar imdiye dek hi kimsenin
bakaldramad, doal ve kanlmaz olaylar olarak kabul edildi. Bu,
inan ve beklentiler sisteminin evrensel hale gelen sonucudur."
Kararl bir ifadeyle,
"Gereklemesini beklediimiz ne varsa gerekleir!" dedi. "Yalanmak,
hastalanmak ve lmek, zihinsel olan kt alkanlklardr." Bu szler, kt
hamurundan yaplm ilahlarla evrili, insann btn bo inanlaryla
nyarglarn simgeleyen bu putun nnde sylendi ve kesin bir yarg
iermeyen karlklaryla varlmn duvarlarn zorladlar. Lupelius gibi,
Dreamer iin de hastalanmak, yalanmak ve lmek, insann kendisini
kurtarmas gereken, yalnzca 'kt alkanlklar' idi. Yazmaya koyuldum ve
bir (sre hi ara vermeden yazdm. Yazma iini bitirmemi bekledi ve
szlerini, insana bu kara byy krmak, yzyllardr iine dald hipotik
uykudan kmak iin yegne frsat, ancak bir 'Okul almasnn'
salayacan belirterek srdrd. Yeni bir eitimin (O'nun deyiiyle 'ikinci
eitimin') gelii, insann srekli tekrarlanmann lml dolambacn terk
edebilmeye olanak salayacaktr.
lmenin artk gzden decei zamann yaklamakta olduunu syledi;
insanolu, yaknda inanlarn deitirmeye, lm ve onun kanlmaz
olduu fikrine kar bakaldrmaya balayacaktr. Bu savlarn zihnimde
rahata evirip evirebilmem iin bana yine biraz zaman tandktan sonra,
bann bir iaretiyle buradan ayrlma zamannn geldiini bildirdi.
338

T a n r l a r Okulu
Buda'ya arkamz dnerek ka yneldik. Tam kapya gelmek
zereyken, sanki bir sr verecekmi gibi kulama doru hafife eildi.
Fsltyla konumas ve O'nun bu hareketi yine beni ocukluuma ait bir
sahneye tad, bir pazar gnnn kokusunu ve tadn hissettim; su
ortaklarmz Elio ve Rosaria ile mum ve tts kokan S. Antonio Abate
Kilisesi'ni,
oradaki
ocuka
zevzekliklerimizi,
kkrdamalarmz
durmakszn besleyen o -saygsz ve bastrlamayar neemizi hatrlatt.
Deame ruhumu aan tm anahtarlar elinde tutuyordu. Gizlilie byk bir
duyarllk gsteren tutumuyla, "Buda 'nn yksnde, gerekten aydnlanan
tek kii O 'nun babasdr," dedi.
Tapman dna ktmzda bana o kraln yksn anlatmasn
istedim. Bylece babasnn, olu Buda'y, onu alaltacak her trl mesajdan
ve snrlandracak kavramdan korumak istediini rendim. Kiisel bir aba
olarak, gen prensin daimi olarak nee, gzellik ve zenginlikle kuatlmasn
salamt. Saraynda olunun hizmetinde alanlar ile hizmetilerini
srekli olarak deitiriyordu. Gen Buda'mn vizyonuna hastalk, yallk ve
lmn girmesini engellemek iin kendisi de sayla sakalm boyuyor,
yzne makyaj yapyordu.
Dreamer'n aklamas yleydi. "Bu, bugn bile hl en eitici, ama
asla bilinmeyen yklerden biridir.
Buda'nn babas,
dnyann
betimlenmesinin ne denli nemli olduunu biliyor ve inancn gcn
tanyordu."
lmszler iin bir Oku! ve lmszlk iin bir eitim hayal edebiliyordu.
Gen Buda, orada ebediyen yaamak zere eitildi. Dreamer, hastaln ve
yalln yasakland bir dnya dleyen ve kendisini olunu korumaya
adayan bu kraln, aslnda insanln bilgelerinden ve tm insanlk tarihindeki
en cesur aratrmaclardan biri olarak tannmas gerektiini syleyerek yky
bilirdi.
"Gelenein onu bir kral, bir soylu, gerek bir insan yapmas rastlant
deildir. Onun efsanesi Olimpos'un en byk kahramanlar arasnda,
Prometheus 'un yannda yer almay hak eder."

339

Stefano E. D.'Anna
6 Baml olduun ey gerek deildir
Gnbatmyd. Bund'un nehir kysndan, anghay'n bir k okyanusuna
dnmesini seyrediyorduk. Dreamer, tapnakta yle bir deinip brakt
en ac veren konulardan birini ayordu... Bu kez tamamlayacan
biliyordum. Derin bir nefes alarak yapaca mdahalenin acsna kendimi
hazrladm.
nsann znde tad tamamlanmam psikoloji, blnme, atma ve
btnln eksiklii, O'nun, anghay'da dinlediim retilerinin temel
paralarn oluturuyordu.
nsan zihinsel olarak hastadr ve dnya onun bu rahatszlnn en canl
yansmasdr. lk gnah yks, onun ocukluunda oluan bir psikolojik
blnmeyi anlatr. Dreamer, beni imdi de bamlln kklerini bulmaya
gtryordu.
nceki szlerine nokta koymak istercesine,
"Yalnzca btn olmay baaran kii zgr olabilir," dedi.
O'nu dinliyordum, ama yzne bakmaya cesaret edemiyordum.
Gzlerimle, nehrin geniliini ortaya seren, onu grnr klan klarn
titreen yansmalarna dalmm gibi yapyordum. "inde blnm insann
baml olmaktan baka bir aresi yoktur!" Bu szleri, yllarca nceki ilk
bulumamz srasnda O'ndan duyduum harikulade szleriyle kaynayarak
tnleti. "Baml olmann en kesin davurumu bir ite alyor
Imaktr. Bu durum bir i akdinden kaynaklanan sonu olmad gibi bir
osyal snfa ait olmakla da olumaz. Baml olmak, irade eksikliidir,
insann kork halini ve Oluun cehennem misali dnglerine olan aidiyeti
gzler nne serer." Dreamer'a gre, her ey zamann bir eya gibi
deerlendirilmesiyle, yani insanlarn rettii fikirlerin, eyalarn ya da
hizmetlerin deil, onlarn zamanlarnn satn alnmasyla balad. Kendi
zamanlarn sabit bir cret karlnda, 'saatte veya ayda u kadara' satmaya
hazr milyonlarca 'baml' alan, ii veya memurdan oluan bylesine
dev gibi bir orduyu oluturmann, tm uygarlk tarihinde imdiye dek ei
benzeri grlmemi bir olay olduunu vurgulad.
Dreamer'n bu sylemini, Klasik Yunan ve Roma'daki fiziksel ya da zihinsel
her trl alma biimine kar beslenen honutsuzluk, hatta nefret ile
badatrdm. Homeros anda, ifti Thetes'in kendi elleriyle yapt ileri
satarak geimini salamas, insani artlarn en kts olarak kabul gryordu.
Kiisel zgrlklerine ar derecede bal olan Yunanllara gre, gnlk
340

Tanrlar Okulu
yaam srdrmek iin biline baml olmak, katlanlmaz bir klelikten baka
bir ey deildi. Aristoteles, yaamak iin cret karl almak zorunda
olanlara vatandalk hakk bile verilmemesi gerektiini savunurdu. Ruhun
ykselmesini ve rahat etmesini engelleyen gndelik cret karl alanlarn
ya da zanaatkrlann, yani yaamlarn maal bir ite alarak srdrenlerin
erdem saylan politika yapmalar mmkn olmad gibi, uygun da deildi.
imde, hatta nce zihnimde beliren psikolojik engelle, kar konulmaz bir
hncn ykseldiini hissettim. Bu vizyonun, belki bir dereceye kadar drdnc
yzyln Yunan toplumu iin tutarl olabileceini, ancak nc bin yln
herhangi bir toplumunda bunun mmkn olamayacam dndm. Bu
mantn krnts, duyduum hnc kkrtarak, yaknda gelmesini beklediim
ve Dreamer'm szlerinden de onay aldm bir saldrya kar bilenmeme
yardmc oldu. Kendimi daha fazla tutamadm, adeta patlarcasna, "Herkes
pekl almadan da yaard, eer bir aristokratn keyifli ayrcalklarna sahip
olabilseydi," dedim.
Dreamer, vizyonumu bir eldiven gibi tersyz etti.
Sert bir ifadeyle, "Bu, insann iinde ulat bir zgrlk dzeyidir,"
dedi. "Bu, korkuyu yenerek insann tanrlar snfna girmesini salayan,
yaamn srdrmek iin almak zorunda olanlarn yapmadn yapan,
seven, dleyen insann zaferidir.
"nsan kendisini sadece yksek bir Olu seviyesini, bir skunet halini
elde etmeye adamaldr ve dlemekten asla vazgememelidir; sonrasnda
herey kendisine verilecektir." dedi.
"Sadece gzellik, gerek ve salkl olma zerine eitilmi bir insanlk,
sadece dleyen, sezgilerini kullanan ve derin dnen bir insanlk, bir i
yapmamann gcne,
altn deerindeki tembelliin sorumluluuna
katlanabilir."
Dreamer, kozmik bir yenilginin kesin ve zc etkilerini gzlercesine,
ifadesindeki burukluu ses tonuna yanstarak,
"Eski zihinli insanlk almaya devam etmek ister... almay brakrsa,
ne yapacan bilemez. Baml olmay ister, korkunun himayesinde
yaamaya oktan karar vermitir. pheyi doal miras ve efendisi olarak
semitir," diye aklad.
"Srekli alarak, endielenerek, derdine dert ekleyerek, intihar
etmekte... zamann bir klesi haline gelmektedir..."

341

S t e f a n o E. D.'Anna
7 Vizyon ve gereklik birdir
"Vision and reality ar e one. Vizyon ve gereklik birdir.
Dnya senin vizyonundur. Kendini deitir, o zaman dnya da sonsuza
dek deiecektir! Senin dnyaya yapabilecein en byk yardm budur."
Teslimiyet iinde, "Ben deisem bile, dnyann yaad btn bu
korku, mutsuzluk ve strap ne olacak? Savalar kim durduracak?" diye
sordum.
Dreamer, sabr tam bir halde, "Dnya sensin!" diye bard. "Dnya
savayor, nk sen sava halindesin."
"Bir dleyen, ancak kendisine, kendi kusursuzluuna inanr ve
arzulad dnyay yanstr. inde yaad gereklik, kendi seyyar
cennetinin eksiksiz bir temsilidir. "
"Fakat gereklik..."
"Gereklik sakz gibidir: dilerinin biimini alr..."
"Peki, tm bu grdklerim ve dokunduklarm..."
"Grdn ve dokuduun dnya nesnel deildir ve hibir zaman da
olmayacak. O seni yanstyor. Baarl olmay, zarif, muhteem ve byk
olmay ren. Hakszlk ve fkeyi nasl doru biimde kullanacan ren.
Koullarn gerektirdii komik, alayc, gcendiren, dleyen ve elenceli,
arbal ve samimi, sakin ve mesafeli rolleri nasl oynayacan ren.
Bir zgrlk ampiyonu ol. Tm ilerini siyasi, dini, toplumsal, ideolojik
ve duygusal her tr baskdan ve zorbalktan kurtararak, abalarn insanl
iyiletirmek ynnde kullan... bir yeryz cennetinin gzlerinin nnde
senin iin kurulduunu greceksin."
Bu konumamz ne zaman aklma gelse ya da onu tekrardan okusam,
Abbott'un Flatland (Dz lke) romannda , dz geometrik bir ekil ile bir
kre, yass bir yaratk ile boyutlu bir varlk arasnda geen karlamann
geometrik hikayesini hatrlarm.
Dreamer'n, katlan ve seviyeleri ieren, mevcut insan says kadar
oklukta evrenlerin ve kiisel gerekliklerin varln ne sren sylevi, iki
boyutlu algya sahip bir Dz lke sakininin yass vizyonu iine
sdrlamazd.

342

T a n r l a r Okulu
8 cretli alanlar
Dreamer'a gre, rollerden syrlml ancak oluun en st sorumluluk
dzeylerine ulaan kiiler tayabilirlerdi.
"Bir gn bunlar atnda, o rolleri nasl kusursuz oynayacan
rendiinde, zgr olacaksn. Bunu ele geirmek birka dakikan
alabilecei gibi, btn bir mr de srebilir. Bu tamamen sana bal!"
Ayrca sradan bir insann byle bir zgrln sorumluluunu
tayamayacan da ekledi.
"Ancak, sonsuzluun ufak bir prltsnn bir an iin gzne ilitii insan
bunu baarabilir - szleriyle bitirdi - Btnlemi bir insan seviyesinin
altndaki yaam, seni deimez bir roln iine hapseder."
Dreamer'a gre, yaammzda oynadmz roller, sahip olduumuz
sorumluluk dzeyinin ls ve gstergesidir.
Sanayi devriminin gn doumunda, 'sapiens' -akll insan- tr kendini
evrimin kavanda buldu. Dnya zerindeki ofislerde ve fabrikalarda,
fiziksel, psikolojik ve davransal deiimler yle bir seviyeye ulamt ki,
yeni bir tr ortaya kt.
Dreamer bu yeni tr, "cretli alan tr" olarak tanmlad. Yar aka
yar ciddi bir ifadeyle, "Bu trn en belirgin zellii, baml olmann
dayanlmaz acsn soukkanl bir ekilde kabullenebilme kapasitesidir,"
dedi. Ayrca, bu trn zamanla oalarak insanln en baskn grubu,
yeryznn en yaygn tr haline geldiim anlatt. Benzer deiimlerin,
evcilletirilen hayvanlarda da grldn belirtti. Dncelere dalm
olmann verdii yavalkla sralamaya balad: Kaslarn gevemesi,
yalanma, mide blgesinin sarkmas, ba, kol ve bacak eperlerinin
daralmas, cildin solmas, erken yalanma, prsme... Bir yandan zellikler
listesini sralyor, dier yandan da benim bedenimdeki belirtileri, 'cretliler
tr'nde grlenlerle karlatrarak onaylyormu gibi, giderek artan bir
hayret ifadesiyle beni batan aaya dikkatle szyordu. Byk bir
ciddiyetle, beni teorisinin canl bir gstergesi olarak kullanp
kullanamayacan sorana kadar bu pandomime devam etti.
Yzmdeki gcenmi ve utanm ifadeye bakarken, Dreamer daha fazla
kendisini tutamayp kahkahalarla glmeye balad. Bana takldn ancak o
zaman anladm.
343

S t e f a n o E. D ' A n n a
Kalba dklm kazk gibi duruyordum. Yz kaslarm bir cesedinki
kadar gergin ve kaskat olduundan, O'nun ok ender tank olduum
kahkaha nbetlerinden birinde O'na elik edemedim.
Dreamer, yaantmdaki bu kesit ile ilgili olarak, ileride bir gn,
"Kendisini gzlemleyen, kendisiyle dalga geen kii zgrdr" diyecekti.
"Eer akln karksa, iindeki karmaay gzlemle, bylece ondan
kurtulursun! Kendini gzlemleme, kendini dzeltmedir." O gn bana ayrca,
sradan bir insann asl inancnn, kendi kendisini d dnyayla
zdeletirmek olduunu syledi. nsanolu kendini gzlemleme
kapasitesine sahip olmadndan, u anda iinde bulunduu koullarda
yaamay hak ediyordu.
"Cehennemini gzlemleyebilseydin, cehennem yok olurdu, annda
iyileirdin ve iyiletiinin haberi btn evrene duyurulurdu."
imdi geriye dnp o tepkime baktmda, o zamanlar olduum adamn
krlganln ve btn olma yolunda adm atmaya henz balam kiilerin
dzeyine erimek iin bile, nmde ok uzun bir yolum olduunu imdi
grebiliyorum. Yeni Ahit'teki hastalar, kr, topal, sar ve czaml kiiler,
psikolojik zrl bir insanln canl rnekleriydi, ama onlar en azndan
eksikliklerinin farkna vararak kendilerini snrn tesine, iyiletirme
blgesine girmeye hazrlard. Onlar ruhlarnda btn olmay isteyen bir avu
insand.
Bu duruma henz ulaamadm, hl Nikodim'in trnden biri
olduumu kabullenmek, grntler dnyasna skp kalm, kurululara,
tozlu tapnaklara ve yararsz ritellere bal, byk kiisel serveni uruna
modas gemi dorularndan vazgeemeyen bir insanln yesi olmak bana
ac veriyordu.
Kesin olan u ki, ben iman ile donatlm, Dreamer'n ifadesiyle
'dleme' ve irade ile donanm insanoullarndan deildim. Dreamer, uzun
yllar boyunca benim dnya vizyonuma, inanlarma ve yaammda olmasn
istediim her eye kar bir tehdit oluturdu.
yilemenin bu gnahkrln kkenine inmek anlamna geldiini ancak
imdi anlyorum. Bu engelin, insann tm sefilliklerinin ve bamza gelen
tm felaketlerin asl nedeni Olu'ta sakldr. "Her olayn ba ve sonu
sensin. Onu kaynanda ara. Aksilikler ve aclar iindeki dnyay sen
yarattn, bunu ancak sen deitirebilirsin.
yileme ierden dar bir sretir, senin iinde balar, darya doru
ilerler. yileme ancak sen onu istersen gerekleir."
1Ad

T a n r l a r Okulu
Dreamer, szlerinin sonunda, Yeni Ahit mucizelerinin aslnda birer
'belgeleme' niteliinde olduklarna iaret etti. yileme iimizde nceden
meydana gelmi olmasayd, O bile iimizde olmayan bir iyiletirmeyi
gerekletiremezdi. 'Seni iyiletiren de senin 'irade'nd'

9 "Sadece sevdiin eyi yap!"


"Bir ite almak, eksik bir psikolojinin yansmasdr. Bir insann bu
dnyada ald rol, ondaki eksikliin en ak belirtisi ve her derdinin
nedenine onu gtrecek en basit yntemdir. Sen ne isen, ancak onu
yapabilirsin. Bunu iyice anladnda ve o tm varlna ilediinde, nasl
mdahale edeceini de bileceksin."
Kiinin kendisini deitirmesi demek, kendi dnme ve hissetme
biimine her an mdahale etmesi, yaamna k tutmas anlamna gelir. Sen
kendini bildike, rollerinin derecesi de ykselir, nem kazanr. teki
sorumluluun ne denli ykselirse, darda o denli az baml olursun. Bu,
kiinin doasnda bulunan strab skp atmasn ve yorucu abalarn
d'e dntrmesini salar.
Bir ite almak, binlerce yldr bir lanetin yansmas, bir dn
souucu oldu. Kii kendi zerinde alma ve z gzlemleme yaparak,
yanstt dnya ile arasndaki mesafeleri ksaltr, bylece kendi Olu
durumlardaki eksikliklerini ve dolaysyla kiisel gerekliini iyiletirir.
Dreamer, btn zamanlar boyunca tm kltrlerde almann, bask ve
kstlama ile eanlaml olarak kullanlmasnn ncesinde, sarf edilen abay
ifade etmi olduuna dikkatimi ekti. Eski medeniyetlerin kulland
dillerde, erkein almas ve kadnn dourganlnda vcut bulmu olan
Kutsal Kitabn ac ile ilgili tabirleri birbirlerine kararak ortak kkenlerini
aa vururlar. Franszca travail ( doum sancs ekmek, almak) ve
Anglosakson labour (doum sancs, igc) kelimelerinin tretilmesinde
bu anlay sonsuza dek ilerine kaznm ve mhrlenmitir. Bu durum
spanyolca ve Yunan vizyonunun dorudan miraslar ve grnmez
destekileri olan ok eski diller iin de geerlidir.
Dreamer zorlayc bir ses tonuyla, "almay 'd'e dntrmek
gerek!" diye seslendi. Szleri, muzaffer ordular ayn sancak altnda
toplanmaya aran ve ruhlar coturmaya yetecek bir sava l gibi
nlad.
345

S t e f a n o E. D.'Anna
"ten istediin eyi gerekletirmek iin, btn gcn, zamann,
enerjini ve sahip olduun her eyi harca!"
Dreamer'n bu d, yeryz boyutunda bir dinleyici kitlesine, benim
gibi sihirli uuu, 'd' unutmu milyonlarca insana ynelikti.
"Dleme Sanat, kiinin kendisini znde sevmesidir. Yitirdii
btnlne yeniden kavumak, iradesini yeniden kefetmek yllar srecek
z gzlemleme ve farkndahk gerektirir." Genlerin, gerekten ne
istediklerini bulmalarnn ok daha kolay olduunu belirtti. Genlerde irade,
yani 'd' henz tam olarak gmlm deildir.
"Gerek bir okul, dlemeyi engelleyen her eyi ortadan kaldrr. Gerek
bir okul, genlere yanl ve yararsz kavramlar dayatmak yerine, onlar
baml insanlarn gettosuna kapatan korkularndan, bo inanlarndan ve
hipnotik uykulardan kurtarr."
Babam da kendince, benim eitimimi, varlm besleyebilecek bir okula
emanet etmek istemiti, ancak aratrd dini kurumlar arasndan
Barnabitler o zamanlar oktan dnyann betimlemesinin tuzana dmler,
sorumluluk sahibi, karar verebilen soylu insanlar yetitirmeyi brakmlard.
Onlar dahi unutmutu.
"Yapt ii seven insanlar, baml deildirler. ini seven kiinin
satacak zaman yoktur. Yalnzca yapt ii sevmeyen kiiler cret
karlnda bir ite alabilirler. Severek alan kiiye paha biilemez.
cretle alanlarn en byk yanlglarndan biri, verdiklerinin
karlnda bir bedel alacaklarn sanmalardr. Oysa bir gelir saylan bu
maa, cret ya da denek, aslnda bamllk durumunun oluturduu
hasarlarn ancak ksmi ve ok mtevaz bir tazminatdr."
Bizi inanmaya ve dnmeye altmz hereyden birok k yl
uzakla frlattklarnn bilinciyle, defterimde bu kelimelerin altn defalarca
izdim. Bir yara iyileirken hissedilen 'faydal' sznn yannda, insanlarn
yaratclk ve sevgi olmadan uradklar, daha dorusu psikolojik olarak
kirletilmi ortamlarda alarak kendilerine bulatrdklar bu fiziksel ve
ahlaki rmenin farkna vardm.
Dreamer'n vizyonunun etrafl tasarm, bamllklarndan kurtarlm,
kendisini yalnzca sevdii eylere adam daha yksek sorumluluk sahibi,
daha zgr ve ;ok daha mutlu bir insanln geliini ngryordu. Bu
durumun kanlmaz olarak daha gelimi bir ekonomiyle, harcanan
abalarn srekli ve kalc olarak azalmasyla, geleneksel eitimin dyle
gerekleeceini nceden bildirdi.
346

T a n r l a r Okulu
Ekonomi alma zerine deil, mutluluk zerine kuruludur. Mutluluk
ekonomidir. Oysa eski zihniyetteki insanln okullar bunun tam tersi bir
gr zerine kuruludur. Onlar, almay ac ekmek, mahkm olmak
olarak alglayan tm uygarln zihinsel tutumunu, bir zamanlar kle
kullanmakla
imdi
de
baml
olmann
dayanlmaz strabn
kabullenebilecek ezik insanlardan oluan bir orduyu eitme gereksinimi
duyan bir toplumun kollardr.
"Spartallar yedi yana geldiklerinde baml olmaya son vererek bir
cesaret okuluna yerletirilir ve orada birer kahraman, gz kamatran
yenilmez savalar olarak yetitirilirlerdi. Oysa bugn ayn yataki
ocuklar kederli yetikinler ordusunun saflarna katlyorlar.
ocuklardaki bu deiim gzle grlebilir. Oyun oynamann keyfi, yeni
yeni duyumsanan heyecanlar, uyum salayabilme ve cesaret gsterme,
gnden gne kskanlk, haset, kin, nefret, endie gibi insanln yakndan
tand duygularla; ikyet etmek, ene almak, saklanmak, yalan sylemek
gibi anlamsz alkanlklarn edinilmesiyle ve bunlarn yannda, kendi isel
klerinin birer maskesi olan buruturduklar suratlarla yer deitirirler.
Bir ocuun zgrlne zarar vermek, onun dlerine rpt
kanatlarn krmak, bugn iine dt durumu gremeyecek kadar kr ve
bedelini toplumsal binlerce sorunla ve sonunu felaketler ekonomisiyle
deyen gnmz insannn ahlaksz tutumundan baka bir ey deildir... "
Uzun bir suskunluk oldu. Dev Huangpu akam karanlna gmlmt
ve sadece, o saatte hala yon olan nehir trafiinin ileri geri uuan klar
nehrin varln fark etmemize olanak salyordu. Bund'un nehir kysndaki
bir sokak lambasnn altnda, bu unutulmaz dersin notlarn, onu sonlandran
kelimeleri de ekleyerek tamamladm.
"Trenin hareket ederken kard sesi zamanla farketmeyiimiz gibi
bamllmzn acs da bizim iin, varlmzn bir paras, hayatmzn
doal bir deimeyeni ve anlamszca rahatlatc bir mevcudiyeti haline
gelir. Bundan vazgemeye almak, bir yetikin iin olanaksz bir
giriimdir."

347

Stefano E. D.'Anna
10 Korkun ve harikulade yn
Bu srada, Bund'un bu ksm, uzun sokak lambalar, ahap ve ferforjeden
banklar ve rengrenk kozmopolit bir kalabaln telal grnyle, bir
anda baka bir zamana, k bir bulvarn tatl aylak havasna brnverdi.
Peace Otel'e kadar yryerek gittik. Otelin restoran gzmzn nne,
boylu boyunca uzanan nehri ve Oriental Pearl TV kulesinin muhteem
manzarasn seriyordu. Yirminci yzyln ilk yllarna zg mimarisi ve
ortam ile zemin kattaki caz orkestrasndan ykselen notalar, bir zaman
makinesi gibi bizi yz yl geriye gtrd. Her ey kusursuz olmasna ramen
suskun ve dnceliydim. Dreamer'n o akamki sert szleri sadece bir
balangt. Karlamamzn en zorlu ksmnn henz yaklamakta olduunu
biliyordum.
Bizi onur konuu olarak karlayan otelin iletmecisi, kusursuz iki
garsonun banda hazr bekledii masamza kadar bize elik etti.
Bagarson'un Dreamer' iyi tand hissine kapldm.
Davranlar, gecenin ak, otel ve restorann gidiat hakknda verdii
bilgiler ve otelin giriinde yakaladm baz iaretler, bana Dreamer'n
burada sayg duyulan bir konuktan ok daha ileri olduunu dndrd.
Gergindim. yle ki, konumalarnn srp, bagarsonun yanmzda
kalmasn, O'nunla tek bama kalacam ann olabildiince ertelenmesini
istiyordum. Konuyu atnda, Dreamer'n syledikleri de, ifadesi de son
derece ciddiydi.
"nsan yaamnn her yn, ald her karar ve yapt her seim,
iindeki sorumluluk dzeyine karlk gelir. Bulunduu dzey, dnyadaki
roln ve hak ettii kaderi ona verendir.
Kuveyt'te, senin daha yksek bir varolu dzeyine kabilmen iin
gereken koullar yaratlmt, ancak bu frsat, hl phelerinin ve
korkularnn esiri olan senin gibi bir adama lmcl bir tehlike olarak
grnd.
Grnrde bunu geri evirdin. Daha basit bir yolu, daha huzurlu bir
yaam setiim inanyorsun, oysa gerek olan, sana sunduum frsat
almaya henz hazr olmamand!" dedi. Baklar daha da ciddileti. "Senin
sorumluluk dzeyin o zenginlii kapsayamaz. zgrlk senin gibi insanlarn
gzn korkutur. Bamlln dnyas, seni milyonuncu kez yutup
gemiinin felaketlerini yine tekrarlaman iin, yaamn karanlk katlarna
frlatt."
348

T a n r l a r Okulu
"Madem vazgeeceimi biliyordunuz, neden..." diyebildim. Sorumu
tamamlayamarmtm.jBir.gzya dm boazma oturdu.
"Sana hibir eyin 'bahedilmeyeceini' anlatmann tek yolu bu idi! Bir
insan aldklarnn bedelini demelidir. deme insann Oluunda gerekleir.
Bir insan ancak vizyonu dahilinde olanlara, sorumlu olduu kadarna sahip
olabilir.
Bunlarn arkasndan gelen ders, raklk dnemimin en nemli kilometre
talarndan biri oldu. Bir kez daha,
"Nothing is extemal. Darda olan hibir ey yoktur," dedi.
Sesi kat ve ciddi geliyordu. "Hazr olmayan bir kiinin sahip olduklar
onun varolu dzeyinin stndeyse, bir olay ya da dndaki koul o gn iin
lehine gelise bile, bir gn mutlaka eski yoksulluuna geri dner."
Bir lke veya tm bir uygarlk iin olduu kadar, bir insann zenginlii,
refah ve yaam kalitesi de, doal kaynaklarn, retim aralarnn
bulunabilirliine ya da bolluuna deil, Varlnn enginliine baldr. Bir
kiinin dnme, hissetme ve davranma ekli, beklentilerinin ykseklii ve
dncelerinin derinlii, neye inand ve neyi dledii kaderini belirler.
"Bc a kingjirst then kingdom will come!
"nce kral ol, krallk ardndan gelecektir!" dedi ve ben bu yasay her bir
hcreme kaydettim. "Olu'un soyluluu, bir kralln douundan nce
gelir."
"Kuveyt, sorumluluk dzeyini lmek, insann iinde tad korkunun
olaylar dnyasnda nasl bir cehennem yarattn ilk elden tecrbe etmeni
salamak iin bir snavd. Seni bir ie, bir kadna ya da bir uyuturucuya
baml klan korkudur. Bir maan seni koruyabileceine, sana gven
saladna inandran da ayn korkudur.
Kendini tanmayanlar, durumlarna hkim olamayanlar, ne kendileri ne
de bakalar iin bir ey yapabilirler.
nsan ancak kendisini seebilir! Ak olman, yine sorumluluktan
kamann bir yoludur. Sevdiine inandn kadn bile, sadece bamlla
olan eiliminin bir yansmasdr."
imdiye dek Dreamer'n fikirlerine kar duyduum dolaysz ve
kesintisiz tiksintinin, onlarn bendeki zihinsel yaplar altst etmekteki ve
modas gemi dncelerle ykc programlar skp atmaktaki etkilerinin
en kesin gstergesi olduunu renmem gerekirdi. Buna ramen ben, her
seferinde kar kyor, O'un yannda hissettiim bu dayanlmaz baskya ve
Varlmn her santimetrekaresini ezen gce isyan ediyordum.
349

Stefano E. D.'Anna
Dreamer daima haklyd. O'nun peinden giderken ya da szlerini her
anmsadmda baarmamak, yanlmak, kendime zarar vermek, yoldan
kmak olanakszd. Konuan Austos Bceinin bilgeliinin, tahta paras
olarak kalmaya karar vermi Pinokyo iin ne kadar katlanlmaz olduunu
hayal etmek bile imknszdr.
O akam szleri daha ykc bir hal ald, arlklarn ve youn enerjilerini
kaldrabilmem iin fazla devrimsel nitelikteydiler, daha da ykcyd,
arlklar ve muazzam enerjileri dayanlamayacak kadar yenilikiydi. st
dzey grleri kabul etmek ve anlayabilmek, hazr olmayan ve anlamak
istemeyenler iin daima ac vericidir. Hatta onlar sadece dinlemek iin bile,
psikolojinin gelimesi, dncelerde hzlanma, kkl inanlar ve
alkanlklarda deiim gerekir. Onlan kabul etmek ve benimsemek iin
kendimi her defasnda tamamen hazrlksz buluyordum ve her seferinde
nme serilen Dreamer'n felsefesi, sadece her zaman inanm olduum
eylere ters dmekle kalmayp, onlarla her karlamamda tarihin ve dinin
kutsad gerek doal yasalar tmden ve aka ineyen bir kfr gibi
geliyordu. Dreamer'n fikirleri, nmde dnyann vizyonunu altst edecek
bir girdap yaratarak, bundan byle eski zihinli insanlkla hibir ortak yn
olmayan yeni bir tre giden maceral geidi gsterdi. drak etmenin nihayet
Oluumda bir delik amay baard kran duyduum anlarda Dreamer'n
iaret ettii yolun, tpk akntya kar yzen somon balnn nehirde
izledii yol gibi korkutucu ve hayret verici, yorucu ve keyifli, tuhaf ve
gerekli bir yol olduunu kavradm. Dreamer'n elikili lisannn arkasnda,
bir Esodo* gibi gz kamatran, Spatakus'un yiit giriimleri kadar dsel
ve destans psikolojik bir devrim, bireyin devrimi olarak ykseliyordu.

11 Ak olmak
Dreamer yeniden konumaya baladnda Heleonore ile olan ilikime ve
bir aile kurmak iin gerekletirdiim saysz giriime deindi. Setii ilk
szckler ve tonlamas, sylemek zere olduu eyleri dinlemenin pek de
ho olmayacann yan sra, onlar kabullenemeyeceim konusundaki
endielerimi hakl karacaa benziyordu.

* Esodo: Hz. Musa'nn ynetimindeki Yahudi halknn vaat edilen topraklara doru
Msr'dan k, (.n.)

350

T a n r l a r Okulu
Dreamer'n felsefesini kabullenmek, onun dncelerine yer amak
hibir zaman kolay olmamt, ama imdi en skntl konuya deinmiken
inatlk kalelerimin glendiini, en eski kalkanlarmn daha da affetmez
bir biimde ykseldiini hissediyordum. Benden Heleonore'dan ayrlmam
istemesinden korkuyordum. raklm ok kritik bir noktaya gelmiti.
Sonraki szleri, endielerimin karanlk ormannda, av borusunun, bir
yaban hayvannn ininin derinliklerinde yanklanan sesi gibi, olduklarndan
daha da vahi ve saldrgan geldi. "Korku ve senin baml olma eilimin, bu
kadnla yaadklarn gibi, her ne ile karlarsan ona penelerini geirmene
neden oluyor. Ayrca ona k olduunu sanarak kendine de yalan
sylyorsun."
Dreamer uzun uzadya konutu. Bir eyler elik bir zrh delmi, tavrm
deitirmiti. Bu deiimle birlikte, balangtaki sert ifadesini korumasna
ramen, O'nun konumasnn tonlamas da belli belirsiz bir biimde
yumuad.
nsanlarn ak olmak olarak adlandrdklar Olu'taki bozulmann gerek
anlamna iaret ederken ve onu saklayan lmcl tuzan rtsn
kaldrrken, iime ileyen bir ekilde:
'Aslnda her ak olduunda...dyorsun.' dedi.
Hzla gzn krpt ve uyarrcasna "Ve her dn ardnda da bir
eksiklik bulunur," dedi.
Dreamer'da, her trden hayranln arkasnda yatan bu tehlike iaretinin
ve d sinyalinin, en farkl kltrlerde bile izlenebilir olduunu rendim.
Aka dmek, 'to fail in love' ya da 'tomber amoureux' gibi her dilin
zelliklerini tayan bu ifadeler milyonlarca kadn ve erkek tarafndan,
kardklar alam l duyulmadan kullanlmaktadr. Bu deyimler
burnumuzun dibinde, artk kimsenin dikkatini ekmeyen bir tehlike
bayran sallamaktadr. Dreamer, bu irdelemesini daha da derinletirerek,
birine ya da bir eye k olmann bir uyar deil, sevme haline dair oktan
gereklemi bir d ya da alal olduunu belirtti.
Yine, "Darda olan hibir ey yoktur," dedi. "Dnya ve dierleri, senin
zaman iinde datlm hallerindir." Birini sevmek, kendinden bir paray
sevmektir... klmek... paralanmak demektir."
Dreamer'a gre, insann kendisi dnda birini sevmesi, koskoca bir
okyanusu bir bardaa sdrmaya benzer ya da denizdeki btn suyun bir
avu kumla rtlmeye allmas gibidir.

351

S t e f a n o E. D.'Anna
"Amore* (a-mors), lmn yokluu demektir. Skvmek, kiinin kendisini
znde sevmesi,.kendisine. verebilecei her trl zarar ortadan kaldrmas
anlamna gelir." Ardndan, bunun ancak kiinin isteyerek, yapmasyla
olabileceini syledi. Dreamer'a gre, 'kiinin kendisini znde sevmesi'
ancak tam ve gerek bir iradenin eylemi olabilir.
"Sadece btnlk sevebilir," dedi kesin bir ekilde. " Ve ancak tm
grkemiyle varoluun btn olan hali, sevgiyi iine alabilir."
Tamamen hazrlksz olduumu hissettiim bir beklenti kaygsyla, "Btnle erien bir kiinin bir ei, ocuklar, bir meslei, bir sosyal hayat,
ilikileri ve dostlar olamaz m?" diye sordum.
"Elbette olabilir," diye yantlad. "Ancak unutma ki, senin dnda olan
her ey, sadece senin iinde yaadn ve varlnn yceliini anlatan bir
sahne gsterisi, ruhundan grsel bir kesittir.
Bir bakas, bakalar ve dnya... yalnzca senin yansttn grntlerdir... bir bardak su... bir av kum."
Dreamer'a gre, mmkn olan tek sevgi, kiinin kendisini sevmesiydi.
Kendini sevmek, en yce sanattr. nsann kendisi dnda bir bakasn
sevmesi, ifadesinin doruunu cinsellikte bulan bir putperestliktir.
Dreamer, "Bir erkek, yaamna bir yn vermesi gereken yzlerce anda
olduu gibi, kendine bir e seerken de srekli cinselliinin etkisi
altndadr," diye dncesini aklad. Yapt bu giriteki ses tonunun
yumuakl, konumasndaki bu scakla younluk katt ve dikkatimi
strap duyacak kadar keskinletirdi.
"nsanolu, cinsellii yaamnn merkezine yerletirerek, onun sadece,
unutulmu bir cokunun, Olu'un birliinin ok uzaktan anlk grnm
olduunu kefedemedi."
Dreamer konumasn srdrerek, yiyecek ve uyku gibi seksin de dikkatli
bir ynetimi, insanlarn unuttuu bir ynetme yeteneini gerektirdiini
syledi.
Bir reti dal, Varln olgunlua ulamas iin insanolunun emrindeki bir
teknik olarak hizmet etmesi gereken cinsellik anlay arptld. Oluun
dier alanlarna eriebilenler, cinsellii, btn olmann hizmetindeki bir itici
g olarak kullanrlar.

* Amore: Sevgi, ak (.n.)

352

T a n r l a r Okulu
Dreamer, bu zihniyetin unutulduunu belirterek szlerine devam etti.
Cinsellik ilevi, bizi daha da doyumsuz, daha da eksik, herkesin doutan
hakk olan ve feragat ettii oluun btnlk durumundan daha da
uzaklatran gelip geici bir aktiviteye dnerek sonunda deerini yitirdi.
imdiye kadar seks konusuna, bir an bile, Dreamer'n nme serdii ve beni
soluksuz brakan bu bak asyla asla bakmamtm. Grntler zihnimde
birbiriyle, sanki film eridinin hzl gsterimle oynatlmas gibi abucak yer
deitirmeye balad. nsanlar yatak odalarnda hi ara vermeden, kan ter
iinde iftleirken grdm. Bir zoolojik trn seksel davranlarn
inceleyen bir hayvan davranlar uzmannn tarafsz bakyla insann bu
evrensel takntsn, kur yapma ritellerini ve reme tekniklerini gzledim.
Bir anda, olutaki birliin ltl mesajlarn almak iin organlarmz
yaratan ve onlara iimizde ilevsellie zorlayan bozulmay ve iine
dtmz bu alalmay bu kez kesin olarak kavradm.
Dreamer'n vizyonuna gre seks, yitirdiimiz btnln araynda
izlerini bulmamza ve bize bu zorlu yolda adm atmamza izin veren nemli
bir badr.
Paralanm bir insanlk partneriyle olan ilikisini bamlla, cinsellii
ise kaytszl ve daha ileri bamllklar iin bahaneye dntrerek onun
esas ilevini arptt. Kendimi baka dnyadan gelen bir varlk gibi yalnz
hissediyordum, nk irade ve akl tarafndan ynlendirilmedii iin
baarszla mahkm olan bu nefes kesici btnlk ve birlik araynn
vizyonuna katlanmas kabul gren tek tank bendim. Bu aray, iinde
kendisini sevmeden nce, darda bakasn sevmeye alan bir varln
imknsz giriimi yznden, sonsuza dek her denemesinde sonusuz
kalacakt.
Her seferinde haprklar kadar anlamsz ve her seferinde bir baka kk
lmle birlikte yeni hayal krklklaryla sonulanan bu cinsel birlemelerin,
gz ap kapayncaya kadar hzla tututuklarn ve bir anda sona erdiklerini
grdm. Kaderi her seferinde ihanete ve baarszla uramak olan insann
mutluluk beklentisi, btn olma abas srekli tekrarlanan bir dngyd.
Zihnimin ekrannda buzulla kapl lkelerin grnts belirdi. Ren
geyiklerinin, onlar lgna eviren, darda bou bouna arandklar misk
kokusunun ardnda lme kotuklarn grdm.
Kaderin kt bir oyunu yznden, onlar sarho eden bu kokuyu aslnda kendi
ter bezlerinin rettiini, onun kendi bedenlerinin kokusu olduunu asla
bilmeyeceklerdi. Dreamer, bu noktada dncelerime girdi ve grntlerin
353

S t e f a n o E. D.'Anna
akn durdururken,
"nsan zgrl, mutluluu ve sevgiyi dnda arar," dedi. "Ama kayp
oulun yolculuu darda deil, ierideki bir servendir, varoluun birliine
doru kt dn yolculuudur."
"Bir erkek, btnln yeniden ele geirmek iin srekli bu giriimde
bulunur: yitirdii cenneti, olu btnln yeniden kazanmak iin,
kendisinin bir paras olan ve bir kaburgasndan yaratlan kadnla birleir."
Ardndan deitirilemez, kesin bir hkm okuyan birinin ses tonuyla,
"Oluun aritmetiinde iki yarm bir btn etmez! Bu, noksanln karesi
olur!" dedi. "Gerek bir dleyen, kendisini btnlkte ifade eder. Eksik bir
dnyada yeri yoktur."

12 "Ben senim!"
"Fakat tm olan biten benim yarattm, yansttm bir durum ise, o
zaman, Sen... Sen kimsin?"
Beklenmedik bir biimde, duyduum anda, zihnime damgalanacak
szleri syleyiverdi. "Ben, senim! Ben senin iinde var oluyorum, "dedi.
Dnya ayaklarmn altndan kayverdi. Artk hibir ey eskisi gibi deildi ve
bir daha da asla eskisi gibi olmayacakt.
Dreamer bocaladmn farkna varnca bana yaklat,
"Beni dnda gryorsun, nk senin iindeyim. Bceklerden
galaksilere dek, grdn ve dokunduun her ey senin iindedir, yoksa ne
onlar grebilir, ne de onlara dokunabilirdin," dedi.
Bam dnd. Yreimin her atyla akaklarmn zonkladn
hissediyordum.
Tuhaf bir eyler oluyordu... imde bir ey byyor, benden yolunu
buluyor ve sanki gebelik dnemi sratle hzlandrlm bir canl gibi kendini
ierden darya karmaya zorluyordu.
"Her ey birbirine baldr. Hibir ey ayr deildir. Eer kendinde
yalnzca bir tek atomu, en ufak bir dnceyi, alkanl, tutumu, hatta
sesinin perdesini dntrebilseydin, bu dnm tm varlnda infilak
edecek ve evrenin sonsuza dek deiecekti.
Fakat varln bu atomunu dntrmek, olaylar dnyasnda dalar
yerinden oynatmaya ya da okyanuslar yutmaya benzer."
354

Tanrlar Okulu
Sesinde, insann mutsuzluunun nedenine ve iinde bulunduu koullarn
asl kkenine dokunan bu konumanm verdii straptan kaynaklanan bir
hzn vard.
Kendimizde bir atomu deitirmek bile bir da yerinden oynatacak gc
gerektiriyorsa, insanln kendisini dntrmesi iin gerekecek yllarn
dipsiz uurumu nnde aklm durdu. Bu mesafeyi biraz da insan aklnn
erebilecei bir boyuta ekebilmek iin, en azndan kendi gemiimde sert
virajlarn ve alkantlarn eksik olmad eklinde bir itirazda bulundum.
O'nunla karlatmdan beri mutlaka birden fazla atomum deimiti.
Nitekim son birka ylda, birok kez iimi, eimi ve yaadm lkeyi
deitirmitim, gerek Kuveyt'e gitmeden nce, gerekse kendimi anghay'da
bulana kadar, birok kez iimi ve ailemi bir ktadan dierine tamtm.
Dreamer, "Bunlar yalnzca grnteki deiikliklerdir," diye yantlad.
"Sradan bir insann yaamnda gerekte deien hibir ey yoktur. Onun
gemii, gelecei olur. Yaamndaki her ey kendisindeki eksiklikleri ortaya
serer." Sesi yine kararl ve sert bir ifadeye dnd. "Tekrarlamann rahat ve
lmcl kulvarn terk etmeye kendisini zorlayacak her deiiklikten korkar.
Bu deiim yanlsamasnn tesinde, senin yaamnda da her ey
tekrarlanr; her ey her zaman birbirinin aynsdr.
Aldn roller, oturduun evler ve edindiin arkadalar gibi, bir aile
kurma giriimin ve setiin kadnlar da hep deimezliinin birer yansmas
ve dolaysyla her eyden te, yaamn iine kapattn varlnn kstl
gstergesidirler.
Seninkine paralel ve sadece dn ulaabilecei dnyalar vardr.
Eer u an seni memnun eden hibir ey yoksa, bunun sebebi varlnn
durumudur. Varln olduu gibi kald srece istediin hibir eye sahip
olamayacaksn. Yeni bir anlaya, yeni bir anlama, yeni bir hayata sahip
olmak ve bylelikle daha stn bir dzenin olaylarn kendine ekmek
istiyorsan kendini deitirmelisin.. Kendini deitirmek ilk nce 'kendinden
kurtulmaktr.' 'Daha stn bir seviyede' doabilmen iin, 'daha aa bir
seviyede' lmen gerek."
Bocalyordum. Dreamer zorda olduumu grd ve bekledi. Szleri,
dayanlmaz bir acyla bedenimi delip geen oklar gibi oluumun bilinmeyen
blgelerine szan k demetleriydi.
htiyatszca hatrladm gemiim imdi beni bouyordu. Luisa'nn
lm ve btn ilikilerimin mutsuzluu, tm bir yaam boyunca sren
kavgalar, anlayszlklar ve ihanetler, kendi burukluklaryla ykl olarak
yine birer birer su yzne kyorlard.
355

S t e f a n o E. D.'Anna
Her iki ucundan yaklm bir mum gibi hzla yanan, yirmi yan en fevri
ve en bilinsiz haliydi Luisa. Jennifer'n ise kibirliliimin, sahiplenme
arzumun ve yaam korkumun bir kimlie brnmesi olduunu imdi
anlyordum. Gretchen, benim saldrganlmn, her szmn, her
davranmn ve bakmn arkasnda duran, gizli ihanetimi yanstan bir
grntyd ve bu ok doruydu. Bu kadnlarn hepsi benim iimde
bulunduum durumlarn birer yansmasyd. Dreamer bir sre sonra beni bu
dnceden de ekip ald. Ses tonu olaand efkatliydi. "Bu kadnlar,
znde asla kefetmek istemediin eyleri sana gstermeye geldiler." Son
akmn, benim aka son dmn arkasnda, neyin gizlendiini
kefedeceimi dnnce iim acd.

13 Evren Bir' e doru demektir


Birka dakika konumadk. Masamzdan grlen nehrin srad
manzarasnn keyfini kardk. Oriental Pearl TV Kulesinin elik silueti,
karanlk gecenin ve uzaktaki Pudong'un puslu klarnn fonunda bir
kuyruklu yldz gibi panldyordu.
Bu arada Peace Hotel'in restoran kalabalklamt. Restorann demode
atmosferi, mterilerinin giyimlerinde de gze arpyordu, stelik ou,
yzyln bandaki ekilmi bir fotoraftan frlam iftler gibiydi.
Dreamer, imdi bu karlamamzn en nemli konularndan biri olan, son
konuyu ayordu. Garsonlarn tabaklar toplamas iin bir sre sessizce
bekledi. Dreamer'n taba sofraya getirildii haliyle duruyordu. Nefesimi
kesen szlerini not almakla megul olduumdan, ben de yiyeceklere pek
dokunamamtm.
Dreamer szlerine balarken, "Bu proje, 'universe' kelimesinin iine
ebedi harflerle kaznmtr" diyerek szlerine balad ve alar boyunca
saysz insan neslinin 'universe' kelimesini; kendi etimolojisinde, knnda
duran grnmez bir kl gibi gizlendiini ve adn ald anlayn
olaanst gcnn farkna varmadan nasl kullandn aklad.
Universe: uni-verso, yani 'versus unum' Latince 'Bir'e doru'
anlamndayd. Geen zamanlar boyunca, varoluun anlam, dnyann
seyrettii yn, olaylar ve insanlar bizlere gsterilmi, anlatlm, herey
gzlerimizin nnde meydana gelmiti.
356

T a n r l a r Okulu
Yldzlar kadar eski, milyonlarca gnein sktrlm enerjisi kadar
gl ve gerek kadar basit olan bu kozmik mesaj ok uzun zamanlan
am, ancak yine de ok az insan onu anlayabilmiti. Btnln bu tek
gl mesaj, her dnemden medeniyetin dini ve fikri geleneklerini znden
etkilemiti, yle ki onlar, Olu'un birliine ynelmi bu bastrlamaz itici
gle domu ve hala onunla titreiyorlard.
Dreamer'n yorumunda, kltrel, rksal ve corafi her tr farkllklarn
tesinde, yer ve zamana aldrmakszn fikir, felsefe ve vizyonlarn altndan
bir iple ilmek ilmek ilendii uluslar ve insanlar balayan dokuyu grdm.
"'Monos' szcnden gelen 'monk' (kei), 'Bir olana' doru tek
bana ilerleyen, kendi btnln arayan kiidir," dedi. Yznde ou
zaman pei sra gelecek hicvin belirtisi olan bir tebessmn glgesi
belirirken szlerine devam etti. "O ina edilmekte olan bir varlktr. Hatta
hcresinin dna, 'almalar Srmektedir' levhas bile aslabilir."
"Setii cppesi ile retisi, onun bir 'birey' olma niyetine hizmet eder..."
Birey HndividuaV szcnn de, indivisibile yani blnmeyenden
trediini ve insann bir olmaya doru giden ynn gsterdiini aklad.
Bu ok ender bir durumdur. Ancak ok az saydaki kii, kendi zerinde
almalar yaparak bu duruma eriir ve gerek bir birey olur. Benim iin
szndeki yergi, anlamamak ve aleyhimde yapt bu karlatrmaya
zlmemek iin fazla aikard. Kendilerini btn olma yoluna adam,
yorulmak bilmeden alan aratnnaclar vard ve her zaman da olmutu.
Peki ben neredeydim? Zamann her dneminde, sradan koullarn dna
kabilmek iin insanst aba harcayan, bu yolda aratrma yapan bir avu
aydn lgnn oluturduu cesurlar ordusunda kendi yzm grmek iin
bo yere arandm durdum. Yaammn tekdzeliini terk etmek, bireysel bir
kaderi, o muhteem kiisel serveni hak etmek iin ben ne yapmtm?
Kendimi abucak bir vicdan snavndan geirdim ve derhal hayatmn
zerine bir matem rts serdim. O vakit, neredeyse iki bin yl boyunca
farkedilmeden aktarlm olan, iki yaln masaln ardna gizlenmi mthi sr
tm parlaklyla zihnimde bir imek gibi akt, basit ykler klna
ginni olan bu lmsz mecazi anlatmlar, bu olaanst gl iki hikaye;
kayp bir koyunun peinden giderken dier doksan dokuz koyununu feda
eden obann yks ile kaybettii bir gm lira iin kalan dokuz
lirasndan olan, buluncaya kadar bkmadan usanmadan onu ke bucak
arayan kadnn yksdr. Bu ilk renilen hikayeler kendilerini, btnlk
mesajnn binyllk koruyucular olarak gsteriyorlard.
357

S t e f a n o E. D.'Anna
lerinde hala, 'projenin' bellei ile insann, evrensel ulalmaz halindeki
Olu'un birliine doru hi bitmeyen ekimi bulunur. Byk var noktas,
vurulmas gereken hedef ve bu gezegendeki varlmz bunun asl sebebidir.
Dreamer, otoriter bir havada konuyu zetleyerek, "Cehennemin en ufak
bir tohumu bile cennete giremez," dedi. "Dikey bir insan iin,
btnlnden tek bir zerreyi yitirmek bile, her eyi yitirmek demektir.
Yeniden tam olaca zamana kadar huzur bulamaz."
Hemen ardndan, "'aziz' szc Hristiyanln dogmatik felsefesinin
tesindeki, derin anlamyla 'salkl, iyilemi kii' demektir," dedi.
"Aslnda aziz, varoluun birliini, tam olmay kendisine ama olarak
belirlemi, btn olmu, tam kiidir; btnlnden en kk bir sapmann
kendisini sradanln cehennemine savuracan bildii iin, kendi olu
durumlarnn ve duygularnn farknda olandr... "
Anmsayabildiim tm kutsal ikonografi eserleri zihnimden geti ve
ocukken azizlerin ktan birer haleyle talandrlan balarn seyrettiimde
yaadm aknl yeniden hissettim. Onlar mum kokulu odalarn lgn
nda, yaam belirtisi olmayan kiliselerde, mzelerin ve sanat galerilerinin
steril ortamlarnda ve dahas, gemiin hzn verici, eskimi insanlar olarak
anlarma kazmtm. Ancak imdi, ektii straplar ve yenilgilerini
azizlere yanstan toplumsal dncenin ve anlamszca 'kendi dnda' oluan
ir cizelere inanan bir kalabaln tm cehaletini ve samaln
g rebiliyordum.
'Kendi dndalk' gerek bir deliliktir, insanln iyilemesi gereken
1 stalklarn en ktsdr.
Aslnda, azizler, sadece 'kendilerine inanmaya' cret eden kadnlar ve
erkeklerdi; onlar, kendi eksikliklerinin farkna varm, yitirilen bir btnle
doru geri dn yolculuklarn tamamlam sradan insanlardr.

14 Kral lke, lke kraldr


Dreamer, anlarla dolu dncelerimin melankolik olmasna frsat
vermeden, beklenmedik bir ekilde araya girerek "Ekonomi budur!" dedi.
Balarnda haleler ve hurma dallan olmayan muzaffer kadn ve erkeklerden
oluan bir ordunun grnts, zaman olmayan bir destann gerisinde bir
sreliine havada asl kald. Son grnt de yeni gelen szcklerin meltem
esintisinde kaybolup gitti.
1

(O

T a n r l a r Okulu
"Bireyler ve onlarn eylem halindeki iradeleri olmadan, bir kazan ya da
ilerlemeden, i ya da refahtan sz edilemez. Onlar toplumun yksek ilkeleri
olan en deerli insanlardr. Onlar olmadan, byk siyasi imparatorluklar
ve iktisadi servetler dalr, yok olurlar."
Dreamer'n szlerinde birdenbire, ekonomi rencilerine ylardr azap
ektiren, tm dnyadaki niversitelerin, iletme okullarnn aratrma
merkezlerinin aresizce zmeye altklar bir bilmecenin zmn
bulmutum. Dnyadaki ticari kurulular erken lyorlard. Varlklar giderek
daha sallantl bir hal alyor ve ortalama mrleri bir gne dene dek
azalyordu. Ekonomi ve fmans devleri bile uzun mrl olmuyorlard. Bunu
grmek iin sadece yirmi yl nce dnyann en byk 500 irketi listesinde
yer ald halde artk ad okunmayan irketlerin yarsn anmsamak
yeterliydi.
Oysa imdi bu irketlerin, tamamlanmam liderlerin birer yansmas
olduklarn biliyordum. Onlarn erken yok olularnn tek ve gerek nedeni,
bnyelerindeki btnle ermi kadn ve erkeklerin eksikliiydi. Bu
insanlarn tek bir tanesi bile, bilgi, insan ve malvarlklarndan oluan ok
byk kaltsal servetlerin kaybedilmesini ya da medeniyetlerin tmyle
dalmasn engellemek iin yeterliydi. Scipione ya da sonra gelen Sezar
olmasayd, Roma bugn nerede olurdu diye dndm; ya da Assisi'li
Francesco apnda bir ynetici olmadan, dnyann en byk okuluslu
kuruluunun, Katolik Kilisesi'nin bana neler gelirdi? Akl banda,
btnlemi insanlar...onlar kim yetitiriyordu? Neredeydiler?
Beni bu dncelerimin esaretinden kurtaran Dreamer'n sesini yeniden
duydum. "Kral lkedir ve lke de kral," szn zel bir tonlamayla
sylerken, aklm yeniden 'd' ile birletirmiti. "Bir organizasyon piramidi,
liderinin nefesine baldr. Altndan bir kordon, onun grntsn ve kendi
yazgsn, organizasyonun ve adamlarnn kaderine balar. Eski
hkmdarlarda olduu gibi onun bedensel durumu, kendi ekonomisiyle
uyum iindedir."
Bu durumu klasik in gelenekleriyle ilikilendiren Dreamer bana,
fevkalade zor zamanlar olan, mparatorluun bir ktlk veya dman igali
ile kar karya kald durumlarda, Cennetin Olu sfatn tayan in
mparatorunun, k kaplarn amak iin Sarayn i odalarna ekildiini
anlatrken, ben onun her bir kelimesine sk skya tutunuyordum.
359

S t e f a n o E. D.'Anna
Yzn gneye evirmi, dingin ve insanst erdemleriyle Cennetin
Talimatna gre tm mparatorlukla uyum iinde olduundan emin olan
mparator, karlat skntlarn kendi btnlndeki bir d aa
vurduunu ve mcadelenin ilk nce ierde kazanlacan biliyordu.

Setler yklp, sel sular yaklatnda,


barbar kavimler ve saldrlar dnyann her bir kesinden yamaya
baladnda,
lider'e bahedilen 'seyyar cennet' kaybedilmi demektir
ve sadece onun btnlnn geri kazanlmas bu felaketi tersine
evirebilir

Byle bir sorumluluk seviyesine sahip bir insan iin, kendi btnl ve
imparatorluun btnl arasnda bir ayrm yoktur. Onun iin asl zafer,
kendini yenmek ve Olu'un birliini yeniden tamamlamakt. Ancak o zaman
kendi kusursuzluk seviyesinin lsn ve etkisini simgeleyen zm; i
anlamazlklar, kt iklim koullar veya ktlk yznden dman ordusunun
kmesi ya da mttefik bir ordunun gelii gibi ekillerde kendini aka
ortaya koyacakt.
Dreamer'n yannda, i yaamnn en eski geleneklerinden modern tarihe
kadar, tm uygarlklar tarihi boyunca her daim uygulanm olan kavrayn
canlln ve kalp atlarn hissettim. Yzyllardr in mparatorluu'ndan
Robert Maxwell'e, Walt Disney'den Kral Arthur'un lkesine dek ayn ve
deimez bir yasa yanklanmaktadr:
"Kral hastalandnda lke de hastalanr.
nk kral lkedir ve lke de kral."
XIV. Louis'in nkte dolu sz bile imdi bana, yeni bir anlayn n
iinden beliriyordu. "L'Etat c'est moi - Devlet Ben'im", yzyllar boyu
inandmz ekliyle bir zorbann nidas veya snrlar olmayan bir
hkmdarn bild'risi gibi deil, kendi kiisel yazgsyla, milyonlarca insann,
btn bir imparatorluun yazgsnn kusursuzca birbirine bal olduuna
inanan bir insann farkndaldr.

360

T a n r l a r Okulu
"Bir lider, bir iadam, sorumluluk sahibi bir insan finansal kaderinin,
giriimlerinin baarsnn ve uzun mrllnn, ve hatta beden salnn,
sahip olduu btnlk seviyesi ile doru orantl olduunu bilir. Blnm
bir dnyadan, birleik bir dnyaya gemenin sadece tek bir yolu vardr!
Vazgememiz gereken yalnzca tek birey var...
Birden sustu ve bu ksack duraksama bana sonsuzluk kadar uzun geldi.
"Ac ekmek."
Hemen atldm, "Bu ok zor olmasa gerek, bunu kim kabul etmez ki?"
dedim.
Dreamer,
"Buna ramen, sradan bir insan iin bu ciddi ekilde olanakszdr,"
dedi. "Senin durumunu ele alalm. Elbette strap ekmekten vazgemek
isterdin, ama bu olgu, beraberinde mcadelelerden, atmalardan ve
blnmelerden oluan bir dnyadan da vazgemeyi getirecektir; bu senin
olan dnyadr, bildiin tek dnya.
Ancak kendini bilen kii, kendi dnda bir eyin olmadn, evrende tek
bana olduunu, iinde bulunduu durumlarn ve bana gelen her eyin tek
sorumlusunun kendisi olduunu bilir."
Dreamer, ge birka milim daha yaklamak istercesine srtn dorulttu
ve yavaa boynunu yukar dou uzatt. Sonra, "Mucizevi bir eyi ekip
alabilmek, herhangi bir eyi elle tutulur hale getirebilmek iin kii, kendisini
Olu 'ta ykseltmeli, doutan hakk olan bu birlik, btnlk durumunu, her
birimizin en gerek, en somut yanmz olan 'd ' hayata geirmelidir..."
Dreamer gzlerini kapatt, defterime titizlikle yazdm u szleri
ezberinden okudu.
"Dii, var olan en gerek eydir... Atomlardan en uzak galaksilere kadar,
grdklerimiz, grmediklerimiz, dokunduklarmz, dokunamadklarmz her
biri dlerimizin yansmasndan baka birey deildir."
15 Gereklik, d + zamandr
"Gelecek iin amacmz 'bir olmaktr'. Hedef, Olu'un birliidir. Bu
birleme iimizde gerekletiinde, biz btnlk durumuna ulatmzda,
ancak o zaman 'd un bize ulamas' iin gereken artlar oluur.
Gereklik = 'D'+ Zaman
Dream + Time = Reality
361

S t e f a n o E. D.'Anna
Bu zdeyii notlanma, D + T = R harfleriyle bir denklem biiminde
kaydettim. leride bir gn ESE'deki rencilerime, vizyonun ufkunu ve bu
formln iine sktrlm olaanst eneinin srrn aktararak
aklayacaktm.
Her ey dten kaynaklanr. Grdmz, dokunduumuz her ey,
grnmeyenden doar. Zaman, onlar grnr klar. Bu fikir, Dreamer'n
retisinin z, doruk noktas ve gelecekteki niversitemin kklerini
besleyecek, onun elik gibi salam, tutarl, evrensel felsefesinin dayand
temeli olacak zdeyiini niversitenin giriine kazyacaktr:
Visibilia ex visibilibus
Dream... dream... never stop dreaming... Dream!...fly !.. neverstop...
Reality will follow.
Dle., dle... asla dlemeyi brakma... Dle!.. U!... Sakn brakma..
Gerek ardndan gelecektir."
Dreamer bu dyle, anghay'da benimle birlikte geirdii ikinci gn
noktalyordu.
Restoranda yalnz kalmtk, sadece Dreamer ve ben. Fuayedeki caz
orkestras bile mzik yapmay kesmiti. Penceremizden, Oriental Pearl TV
Kulesi, uzay yutmaya hazr, kalk rampasmdaki l l bir roket gibi
grnyordu.
Dle... Hi ara vermeden dle... Gerek ardndan gelecektir! "Neden
d olan insanlarn says dnya tarihinde bu kadar az?"
Dreamer sorumu, "Kiinin 'd'e ulamas' iin, Oluun btnlne
ulam olmas gerekir," diye yantlad. Bu ifadenin tm vcudumun iine
ilediini anmsyorum. "Yalnzca btn, blnmez bir birey bilinli olarak
dleyebilir ve 'd 'n var olan en gerek ey olduunun farkna varabilir. "
Dleyenlerin sekin kulbne hibir ekilde kabul edilmeyecek
olanlarn farkna vardmda "Peki ya dlemeyenler ne olacak?" diye
sordum.
"Btn insanlar dlerler, hepsi kendi dnyalarn yaratacak gce
sahiptir, ancak ok az insan bunun bilincindedir ...ve d'n ne denli gl
olduunu, etraflarndaki hereye deer kattn ya da dnyann kabusunu
beslediini bilir.
Yalnzca ok az insan, iradeleri ve kendi kusursuzluklar sayesinde
mkemmel bir dnya dleyebilir ve onu somut klabilirler. Bu, savalarn,
kahramanlarn ve seven kiilerin asl durumudur. "
362

T a n r l a r Okulu
Dreamer'n vizyonundaki 'd', hem var olan en gerek ey, hem de
somutluun temel koulu olarak, gereklik merdiveninin en tepesinde
bulunur.
Zihnimin her taraftan sk bir kuatma altma alndn hissediyordum.
Yzlerce soru birbirleri ardna ylm ve yant alabilmek iin bask
yapyorlard. Henz azm bile aamadan, Dreamer eliyle bir iaret yaparak
beni durdurdu.
"radeyi dnyada bulamazsn," dedi kararl bir ifadeyle ve ekledi, "rade
sadece senin iindedir... ama gmldr. Om gmld yerden karman
gerekir!"
Baka bir ey sylemeden notlarm tamamlamam ve son syledikleri
zerinde dnebilmem iin birka dakika ara verdi. Sonrasnda,
kusursuzluu, kiinin hi dn vermeden, yumuamadan ve 'gnah
ilemeden' d' dorultusunda ilerleme kabiliyeti olarak tanmlad.
"D'nii srekli mevcut klan bir insan yolundan saptrlamaz.
Yaamndaki her ey kusursuz bir biimde onun byk serveni zerine
odaklanr."
Bu dutumun olduka yaygn olduunu gzledim. O'nu stratejik olarak
kkrtarak, bylesine heyecanl bir konuda daha fazla konumasn
istiyordum. "Herkesin bunun iin abalad kesin," diye kar ktm.
"Herkes olmasa bile en azndan byk ounluk, yaamlarn gelitirmek
zere planlar yapar, programlar hazrlar ve bu kiilerin ou da belirli bir
hedefe ulamay kendine i edinir."
Dreamer, planlamakla dlemek arasndaki fark aka anlatt. Bir
'd' besleyen kiilerin pheleri yoktur, onlar kararszlk hissetmez, korku
duymazlar. Zihinlerini 'd'e her evirilerinde, cokularnn tazelendiini
hisseder ve zgrlk haline geerler.
'D' iradeyle balantl olduu iin, bu da 'gerek' iradedir. te yandan,
plan yapanlar, bir hedefe ulamaya karar verenler, onu her dndklerinde
endielenip, korkulanna ve phelerine yem olurlar.
Gl ve acmasz ksa deyilerinden birini daha kurgulayarak, "Korku
ve phe, dn kanseridir," dedi. Ara verdiinde, bu zamandan
faydalanarak, defterimde imdiden sayfalarca yer tutan notlarm
dzenledim. Bir sre bunlarla urarken dalm olmalym ki, yeniden
konumaya balayan Dreamer'n sesiyle irkildim.

363

S t e f a n o E. D ' A n n a
/

"nsanlar, azim diye niteleyebileceiniz bir ekilde, dayankllkla ve


enerjiyle alr, planlar ve biriktirirler. Ne var ki, bu korkudan baka bir
ey deildir. Adrenalin ak, elektrik ykl frtnalar gibi, hcrelerinin
karanlk evreninde oradan oraya ok gibi frlar. Bu insanlar, ok megul
grnmelerine, herkes tarafndan birer idealist, kararl iadamlar
saylmalarna karn, sadece lme sadktrlar, isimleri de lmn
kadrosunda kaytldr."
Yazdklarm bo sayfalar yutuyordu ve ben, O'nun szlerinin,
mevcudiyetinin meydana getirdii hakikatin kymetini hissediyordum.
Havay zenginletirdiini hi ylmadan gezegenin en cra kelerine, her
insann Olu'undaki en sakl kvrmlara ulayor, onun yaralarn hafifletiyor,
glgelerini uzaklatryorlard. Altst olmutum.
Manasz bir duygu, bir tr alama hissi, varlmn duvarlarna yavaa
yklenip tm liflerimin titremesine neden oldu. Bam notlarmdan
kaldrdmda, yznn bana hafife yaklatn grdm.
Dreamer, "Bir ama uruna al. Kendini; dleyen, arzulayan ve
isteyen insanln hizmetine ada!" dedi. Takip eden szlerini unutmam ya da
onlardan kanmam asla mmkn olmayacakt.
"Strive constantly t o perfect yourself. Try always to increase your understanding. Pay in advance for your existence. Help others in their efforts if
there is a sincere request.
Hi ara vermeden kendini mkemmelletirmek iin abala. Srekli
ufkunu geniletmeye al. Varlnn bedeli iin n deme yap. Eer
isteklerinde samimilerse, abalarnda bakalarna yardmc ol.
Bu uygulamay iinde yapmas gereken kii sensin. Bundan byle, bunu
senin yerine ben yapamam. Ben imknsz denedim. Sana bir ans vermek,
iinde bulunduun koullardan kabilmeni salamak iin seni oktan
kendisine mahkm etmi kaderinin aksi ynnde yrdm. Yalnzca seven
kii zgr olabilir ve yalnzca zgiir kii sevebilir. zgrlk ve sevgi ayn
gerekliin iki yzdr."
Baml olmak, ak olmak ve son olarak da varln birlii zerine Peace
Hotel'de balayan unutulmaz dersler, burada Bund'un nehir kysnda,
byk bir devrim l gibi iimde yanklanan bu szler beni kendi
sonlarna kavuuyorlard.

364

T a n r l a r Okulu
Kararl bir tatllkla bana, "Sen de bir gn Dreamer olmay iste," diye
nerdi. "O ulalabilecek tm hedeflerin en bydr. Kendi evreninin
kifi, yaratcs olmay iste. Sonrasnda dnya, yapmasn buyuracan her
eye boyun eecek ve arzuladklarnn tmn sana verecektir."
Bu szlerde gzlerimi kapadm. Bana sanki anghay'n zerindeki
gkyznden kuyruklu yldzlarn en sevileni ve en parla gemi gibi
geldi. Bu dilein yerine geleceinden emindim; onu kalpten istemek
yeterliydi! Ya imdi ya da hibir zaman diye dndm. kinci bir ansm
asla olmayacakt. Fakat kendimi felce uram gibi hissediyordum.
Dreamer, ve O'nunla birlikte tm dnya, sanki niyetimin zayf zinciriyle
askya alnm, bekler grnyordu. Bundan nce her eyin bana bal
olduuna ve hatta Dreamer'n da benim iin var olduuna bu denli emin
olmamtm. Yllar sren uygulamal almalar, uzun raklk dnemim ve
kendi bama gsterdiim tm zel abalarm, beni buraya, bu kritik
kavaa getirmiti.
Artk nihayet, bunca zamandr beni hazrlad byk giriim ya
balayacak ya da olas dnyalarn alacakaranlk kuanda yok olup
gidecekti. Uua geme zamanyd. Artk kesinlikle dn olmayan bu
tepenin zerinden ayaklarmn altnda uzanan uuruma bakyordum.
Dreamer'n baklarn ve gizli kaygsn zerimde hissediyordum. Sonra
kesinlikle, onun imdiye dek beni bu dnyada gerekten seven tek varlk
olduunu anladm. Gzyalarn nlenemez biimde ykseldi ve onlar
yuvalarnda tutmaya alrken gzlerim iti. Ardndan dnya pusland ve
yazmay brakmam gerekti.

16 'D' tarafndan dokunulmak


Tantmdan beri Dreamer, vizyonumu geniletmem, tutumlarm ve
bunlarla birlikte kaderimi deitirmem iin beni srekli olarak zorlamt.
Davranlarla olaylar birbirinden ayrlamaz. Davran olaydr.
Dreamer, her frsat stratejik biimde kullanarak, varoluumun en yksek
noktasma geiimi hzlandrmak iin, olaylar, karlamalar ve uygun koullar
yaratmt. Uluslararas bir giriimci ve Kuveyt'teki bir irketin lideri rolne
kendimi kaptrmken Dreamer, gcn ve balangcn O'na vermi olduum
szden alan evrimsel bir tasary devam ettiriyordu.
365

S t e f a n o E. D.'Anna
imdi bu uurumun kenarnda, umaktan vazgeip geri ekilmem iin, her ey
bir bahaneye dnmt; Heleonore, ocuklar, bir hastalk, ev.
Ama artk ne bunu gizleyebilir, ne de kendimi kandrabilirdim. Kuveyt'te
anlamann ve sorumluluun st dzeylerine gemekten birok kez
kanmtm! Kendime ihanet etmitim. Heleonore yalnzca bir bahaneydi.
Dreamer yine dncelerimin iine szarak, beni anlayan biri olarak,
"Next step is always unknowr and invisible.
Bir sonraki adm her zaman bilinmeyen ve grnmeyendir..
st seviyelere gei, her zaman iin bilinmeyene doru bir sramadr.
Bunu yapmak iin, bugne kadar olduun her eyde 'lmek' gerekir.
Oluta yolun sadece bir milimetresini kat etmek bile sadece ok az kiinin
icra edebilecei lmcl bir sray, kozmik bir takladr, iki insan
arasndaki gerek ayrm 'd 'terinin geniliidir.
Sadece kendini dnen, daha da kts fark etmedii sahte bir kiilii
dnen, kendini tanmad iin her daim kendi kurtuluu adna
endielenen bir kii d'n etkisi alanna giremez." dedi.
Yalnzca bir yl sonra, Makedonya'ya Olympos Da'na yapacam bir
yolculuk srasnda, Eski Yunanlarn bu durumdaki, bencil kiiler iin
'idiotes' terimini trettiklerini kefedecektim. Yunanlar iin aptaln anlam,
yaratcnn, liderin, bakalar iin abalayann kart demekti.
"Aka grlen bir menfaat araynn, kr salama amacnn
arkasnda, bir giriimci kendisinin bile anlayamayaca kadar ok daha
derinlerde, bir projenin hizmetindedir; o zaten bakalar iin urar ve
onlarn geliimlerinin kendi baars olacan bilir. Onunki adanm bir
yaamdr. Seenei yoktur. Bir yelkenlinin yal kaptan gibi, gemisiyle ya
geri dneceini, ya da onunla birlikte batacan bilir."
Dreamer'n yannda, bizi yalnzca 'd'n zgr klabileceini,
iimizdeki her bir snr ykabileceini kefediyordum.
Yalnzca 'd', yoksulluu zenginlie, zorluklan bilgelie ve korkuyu
sevgiye dntrebilir. Ve biz sadece 'd' sayesinde yitirdiimiz cennetin
eiinden geebiliriz.
"Cennet, teki ya da baka bir dnya deildir. Cennet, snrszca bu
dnyadadr. D'n dokunuuna erimek demek, o muhteem kiisel
servenin bahzdilmesi, kiinin kendi esizlii ile yz yze gelmesi
demektir."

366

Tanrlar Okulu
"Ktlk ve korku zerine kurulmu bir dnyann betimlemesine sadk olan
o insanlar 'd'n dokunuuna eriemezler...nk d zgrlktr ve onlar
ocukluklarndan beri, felaket tellallar, bamllk rahipleri ve dindarlar
tarafndan bytldler. Her biri, mahkumiyet iinde eitildi. Milyonlarca
insann, yaamak iin bakalarna baml olmasnn nedeni budur. . Onlar
her zaman ayrt edebilirsiniz, nk minnettarlktan yoksun, sevmekten aciz
insanlar olarak hemen gze arparlar.
Vermek, iten vermektir. Vermek iin, sahip olmak ve sahip olmak iin,
olmak gerekir."
Beni daa iyi incelemek iin durduunda, konumasna devam
etmekteydi ve dudaklar belki de projeden biraz daha sz etmek zere
aralanmaktayd. Baklarnn ruhumun derinliklerine kadar ilediini
hissettim. Yznn beni bekleyen grev iin yetersiz olduumu anlatan bir
ifadeye brnmesi, kendimi bir aristokrat kulbnn kabul kapsnda
bekleyen bir serseri gibi hissetmeme yol amt.
Souk ve sert bir ifadeyle, "Aramzdaki farkn ne olduunu biliyor
nusun? " diye sordu.
Yllardr O'na duyduum ekingenlikten sonra, bylesine samimi bir
sorunun aknlyla nutkum tutuldu. imdi de itenlikle kendi gizemli
doasna deinecekti. Gerekten de kimdi bu Dreamer? Benden hibir yamt
gelmeyeceinden iyice emin olana kadar bekledi.
"Aramzdaki fark, benim atomlarm lmszln sarholuuyla dans
ederken, sen lml olan her eye ekiliyor, onlar tarafndan ynetiliyorsun.
Ben lm yendim, sen ise hereyini lmn kanlmaz olduuna yatrdn."
Bocalyordum. Dreamer yardmma gelmeseydi ben kendi bama bunun
iinden kamazdm. te o zaman, tm szlerinin iinden en unutulmaz o iki
szc tekrarladn iittim.
"Ben senim!" dedi.
Bu ifadenin ekicilii yle glyd ki, varlklarmz arasndaki o
yldzlara zg mesafeleri yutuvermiti. te yine kendimi O'na hi
olmadm kadar yakn hissediyordum. En azndan szlerinin ilk etkisini
atlatm gibi grndmde bana,
"Ben 'sen'dim, sen de Ben olacaksn," dedi. "Bizi birbirimizden
yzyllar kadar uzun bir zaman ve bilinlerimizin arasndaki uurumlar
ayrmaktadr. Hzlan! Seni Kuveyt'e gndererek sana bir damla verdim ve
sen onu bir okyanus sandn. imdi, sana bir okyanus vermek istiyorum, ama
sen geri ekiliyorsun."
367

S t e f a n o E. D.'Anna
Gzlerimi kapattmda, dayanlmaz bir hzn beni ittiini hissettim ve
bunu baaramamaktan korktum. O konumasna devam ederken, Varlmn
bir kesine saklanm, frtnann dinmesini bekliyordum. Acmaszca beni
oraya kadar takip edip saklandm yerden ekip kard. Sesinin tonu
aniden deiti ve iimde ylesine byk bir kuvvetle patlad ki, tarifsiz bir
dehete dtm.
"Son kez kararn ver!!!" diye grledi. Sesinde bu kez, dn vermeyen
bir kararllk ve lmcl bir savan ortasnda bararak emirler savuran bir
komutann yrtc kahramanl vard. "Geliimin iin gece gndz al ve
asla verdiin sz unutma."
"Unuttuum sz nedir?"
"Deime sz!" dedi. "Yalnzca kendine deil, bu yolda seninle birlikte
yrmek isteyen btn, dier gz kamatran dsel varlklara verdiin
sz." "Nasl deiebilirim?".
"Yeni bir 'dii' kur. Yeni bir dnya dle!
The world is as you dream it.
Dnya, senin onu dlediin gibidir.
Dnya senin istediin gibidir! Sen onun zorba, sahte ve lml olmasn
istedin. Dlerin deitiinde, dnya farkl olacaktr!
Srekli olarak gemie duyduun pimanlk seni eskiye geri
gtryor.Bundan vazge! Artk kendini 'tam zamanl' bir almayla
Projeye adama vakti geldi."
Tm samimiyetimle ve ciddiyetimle asla vazgemeyeceime ve hibir
eyin geliimimin nne gemesine izin vermeyeceime sz verdim.
Dreamer gzlerimin iine bakarak beni uzun sre inceledi ve ben de bu
snava boyun edim.
Sert baklarnda grdm efkat prltsyla rahat bir nefes alncaya
kadar sonu endiesinin iimde bydn hissettim. "Bu 'almay'
yapmak iin 'sz vermenin' bir anlam yok," dedi. "Sradan bir kiinin
verdii sz zaten yalandr.
Davranm deitir, hemen, imdi! Doru hareket budur. Yaamndaki
olgular, koullar ve olaylar zamanla deiirler.
iinden ayrl ve Londra 'ya tar. Orada seninle almaya hazr kadn ve
erkeklerle karlaacaksn, yle ki bu insanlar, muazzam bir devrimin,
kendisini bekleyen mcadelelere gs germe kapasitesine sahip olmayan
bir insanln, dn ve hissedi biimlerini temelinden deitirecek olan
bireysel, psikolojik ve evrensel bir devrimin stunlar olacaklar. "
368

Tanrlar Okulu

Blm IX

Oyun
1 n a n m a k grmektir
Dreamer'n zerimdeki etkisi, hayatmda srpriz sonularn dourmaya
balamt. Hi tereddt etmeden, birka gn iinde Chia'daki evi sattm,
ACO Corporation'daki iimden istifa ettim ve ailemi Londra'da,
Hampstead'in yeillikleri iindeki Georgian stili harikulade bir villaya
tadm.
Seven Oaks daha nce tannm bir iadamnn malikanesiymi.
Mimarisi, eyalar, mobilyalar, tablolar ve antika heykelleri, giriimci
aristokrasinin zl ve gl sembolleriydi. stelik Seven Oaks esiz bir
simya laboratuvar idi. Byle bir ev, iimde bir tr netlik, cesur bir duru,
byk iler 'yapmak' ve baarmak iin bir kuvvet uyandrarak, beni sadece
gelitirip deitirebilirdi.
O maliknede Dreamer'n rehberliinde, yalan bir daha tekrarlamamak
zere hayatmdan son kez karp atmak iin tm gcm ortaya
koyacaktm. Orada, endielerin ve phelerin oluturduu strap ezgisine
son vermeyi renecek ve kendimde Dreamer'n 'Dleme Sanat' diye
niteledii salam retiyi pekitirecektim; bu, kiinin kendine inanma
sanatdr; terslikleri dengeleme, tersliklerle kart fikirleri ve durumlar daha
stn bir dzenin olaylarna dntrme sanatdr.
Dreamer'la birlikteyken kendimi gvende ve gl hissediyordum. O
benim yanmadayken en kkl deiiklikler, o gnlerde bama gelenler gibi,
grnrde en riskli olanlar bile hayatma kolayca girip, yumuak bir biimde
yaammn dzenini deitirdiler. Bilinmeze yaptm bu sray, sanld
gibi yaamm altst etmek yerine, kuvvetli bir el onun dalm paralarn
bir araya getirerek skca birbirine balad.
Heleonoe ve ocuklar, btn bu deiimleri sorunsuzca gslediler.
369

Stefano E. D.'Anna
Kendilerini korunmu hissediyorlard. Kararllm onlara gven veriyordu.
Yine de, o kararlar bana aldran kuvvet ve inanca hala tam anlamyla
sahip deildim zgvenim, Dreamer'n yanndayken duraksama ve phe
nedir bilmezken, O'nun retilerinden bir milim sapacak olsam annda
sarslyordu. Dreamer'n dnyas iinde gerekleen herey, olaylar,
hakikati ve koullar yneten, ve dnyay toprak amuru gibi itaatkar, uysal
ve ekillenebilir klan Varln oluma dnemi, benim iin hala
anlalmazd.
Aylar geti. Dreamer'dan uzak kalnca, d paralanmaya, gemi ise bir
kez daha gc eline geirmeye balad. Dreamer'n ilkeleri iimde soumaya
balaynca, dardaki hava da youn bir sise brnd ve buz kesti. Giderek
arlaan ve yavalayan evrenimde, en kk bir hareket bile son derece zor
ve strapl bir hal ald. Yaammn her safhas, gsterdii belirtilerle, daimi
geri dm, gemie ynelmi phe ve pimanlklarm gzler nne
seriyordu. Daha nce Kuveyt'ten dnmde olduu gibi, ben geri
ekildike, iimde daha ok plan ve program yapma istei douyordu. Bu
standard koruyarak yaamay srdrecek olduumuzda, yaptm hesaplar
beni sahip olduumuz tm birikimin ksa srede suyunu ekecei sonucuna
gtrdler. Onun yanmdaki yaamn hz srdrlemez durumdayd.Onu
izlemekte zorlanyordum. Dreamer'a gre hi snrmz yoktu ve hibir ey
ok pahal deildi.
Her ey elimizin altnda durmaktadr.
Snrlar sadece iimizdedir.
Bu yaam bana ok riskli grnd. Parasz kalma korkusu, bir Londra
bankasnda yeni bir hesap amama neden oldu. Chia'daki evin satndan
elime geen parann byk bir ksmn bu hesaba yatrarak, 'zorunluluk hali'
dnda bu paraya dokunmayacama kendime sz verdim. Dreamer'a
bundan hi sz etmedim. lerin ktye gitmesi halinde hesaptaki bu paraya
gvenebileceimden emin olmak bile, endielerimin ykselip yaamm ele
geiren skntl zamanlarda beni rahatlatyordu. Bu banka hesab, z inancn
ve cesaretin yerine geerek psikolojik bir protez halini alrken, bu kararm
da tpk yllar nce ACO Corporation ile olan kontratma geri dn
maddesini ekletmem gibi, benim iin sorumluluk sahibiymi gibi
grnmenin bir yoluydu.
Bu yineleni, gemii tekrarlamann ldrc sapana dmemin amaz
belirtisiydi.
370

T a n r l a r Okulu
Yaklaan dmn belirtilerini aka hissetmeye baladmda, gemiin
geri dn imkan olmadan beni tekrar yutmasna izin vermeden, Dreamer'a
her eyi itiraf ettim ve bu hesab kapattm.
"Herkes bireye inanr...inanmak zor deildir...ancak iradeyi yeniden
uyandrmak, niyetini belirlemek ve onu yolundan sapmadan izlemek sadece
ok az kiiye nasip olur... Dorusu, kendini inanmaya zorlamak, ylesine
inanmaktan daha stndr.:."
Konumasnn sonunda Dreamer, en hayranlk duyulan, ayn zamanda da
en sakl yanltmacalarndan birini ortaya att.
"Bu, 'inanmadan inanmaktr', sadece 'Rol Yapma Sanat'n bilen, Olu'un
birliine ulam bir insann eriebilecei bir Olu hali ve yaratma
eylemidir."
"Her ada, dikkate deer niteliklere sahip insanlar, imkansz gibi
grnen giriimlerini gerekletirmek iin gerekli olan sermayeye olularn
her trl pheden arndrdktan sonra sahip oldular. Gerek sermaye
ziimzdedir ve elde ettiimiz kaynaklar, artlar ne olursa olsun canl
klmasn bildiimiz i refahmzn maddesel yansmalardr."
"Sakn kendini 'd'n ilkelerinden ayrma. Onlar daima canl tut.
inde, canllklarn kaybetmelerine izin verme, bylece hereyin senin
menfaatin dorultusunda gelitiini greceksin; varoluun en s ve baya
paras olan tarih bile senin haklln ispat edecektir. "
Fikirleri bana derinden ilham veriyordu, ama onlar uygulamak o kadar
da kolay deildi! uygulamaya gelince Dreamer'n felsefesi, ok az
saydaki kiiye ayrlm bir yolun tm geilmezliini nme seriyordu. Ayn
ekilde, O'nun vizyonunun tanmlad da sralar boyunca btn bir insan
yn, ok byk bir jeolojik blnme gibi iki paraya ayrlyordu; birincisi;
herkesten ve hereyden etkilenen, lider olduklarna inandklarnda dahi
bakalarn takip edip onlara baml olan, zayf ve tamamlanmam
insanlardan, ikincisi ise; sarslmaz bir inan ve kararllkla kutsanm, o ok
az saydaki btnlne erimi varlktan, bir avu dikey insandan
olumaktayd. Dreamer'a gre, bir lkenin ya da tm bir ulusun mr, onu
ynetenler tarafndan srdrlyor grnse de, aslnda kaderleri, btn
olmay baarm birka kii tarafndan belirleniyordu. Byle kiiler
olmasayd, yeryznn ok byk bir ksmnn, hatta var olan tm
uygarlklarn yazglar oktan kesinlemi olurdu.

371

S t e f a n o E. D ' A n n a
Dnyann byk kurulularnn, insani ve siyasi organizasyonlarnn,
byk i ve fnans imparatorluklarnn saygn yneticilerinin, byk
sanayicilerin, zengin i adamlarnn ve liderlerin, dardan her eyi yapar
grnen tm bu insanlarn arka plannda, grnmeden yneten, 'hibir ey
yapmama' yoluyla, her eyi hareketsiz, sade, samimi bir ekilde idare eden
alak gnll kiiler bulunmaktadr.
"Kendine inanan bir kii, grnrde, bilinmeyene doru bir adm att
anda, sadece o anda, hi hata pay olmakszn, sanki kendi gz kamatran
lgnlnn hakll ispat ediliyormcasna ayaklar altnda beliren
zemini grr. Grmek iin nce inanmalsn, tersi hibir zaman mmkn
deildir."
Ancak bu zel insanlarn grubuna dahil olabilmek iin gereken nitelikler,
o dnemde benim iin hl eriilmez bir ykseklikteydi. Artan bir
karamsarlk ve pheyle srekli sil batan hesaplar yapyordum ve her
defasnda Chia'daki evin satndan elime geen parann bizi ancak birka
ay daha idare edebilecei sonucuna ulayordum. Gelecekte ne yapacam
konusunda hibir fikrim yoktu. Ne bir planm, ne de bir iim vard. Eski
yaantm beni terk etmiti, yenisi ise yzn daha yeni gstermeye
balamt.

2 Deitir u hayatn!!!
Bu yeni servenin ilk zamanlarnda yaanan bir olay, zellikle ok
nemli ve belirleyiciydi. Henz tanmak zere Londra'da bir ev aradm
gnlerde, eitli ev seeneklerini O'na danmak iin frsat yakalamtm.
Endieli bir haldeyken, maddi olanaklarmn yetersiz kalaca ve gelecekte
beni nelerin beklediini bilememekten kaynaklanan korkuyla, olduka
mtevaz olan evler bile bana ok pahal geliyordu. O grmemizde,
Marylebone Caddesi'yle Regent's Park'n arasndaki kk bir sokakta, iyi
deli, byk olmamasna ramen bana uygun grnen bir apartman
dairesini seme fikrimi hararetle savunmutum. Hi unutmayacam o
tepkisi, en deerli retileri arasnda yerini almtr. Szleri bana, hzla
pskrtlen souk su gibi isabet etmiti.
"Sadece kendini, snrlarn ve sradanln seebilirsin" diyerek,
nerime tepki vermiti. Aalayc ses tonuyla devam etti: "Yllar geiyor,
fakat yaam biimin deimiyor."
372

Tanrlar Okulu

The world is such because you are such.


Dnya, sen byle olduun iin byle.
Dreamer'n vizyonuna eri ve zavall bir varlk olduuna inanmaktan
vazge. Bir kiinin yaamn yneten artlar ne olursa olsun, beklentilerine
kusursuz bir biimde karlk verirler."
Savunmaya getiimi anmsyorum. Seimlerimin, O'nun beni iine
soktuu artlar destekleyecek trden olduunu savundum. Sz konusu bu
zel durum iin, karar alrken ve taahht altna girerken gelecekteki olas
zorluklar da gz nnde bulundurmann akllca olaca kansndaydm.
Eer uygun kaynaklar dikkate almay becerebilseydim, seimlerim ok
daha farkl olurdu...
"Her eyin kazanlmas gerekir. Senin yoluna kardm zorluklar gizli
ltuflardr. Aslnda onlar, btnlk ve anlaya doru gtren aama
noktalardr."
Benimle alay ettiini sanyordum. Dreamer'la birlikte altm bunca
yldan sonra, beni oke edecek her dnceye katlanm olduuma, herhangi
bir fikrin ya da sradan bir inancn yklmasn kabullenmeye hazr
olduuma, engeller ve hayal krklklarna ramen direnmeyi bildiime
inanyordum. Belli ki yanlmm. "Artk vurdumduymazln ile kaybedecek
daha fazla zamann kalmad. A bunlar, grnrdeki her baary, her
zaferi a. Eski tekdze yaantn, eski inanlarn bir an bile dnmeden
terk et. Kendini a. Ktlk, henz almam dnk iyiliktir."
Yz kaslarm gerilmiti ve artk ne tarz bir ifade taknmam gerektiini
kestiremiyordum.
Mazeretlere, sulamalara veya pimanlklara yer vermeyen bu vizyona
kar tm nefretimle haykrmak ve isyan etmek istiyordum... fke ve acizlik
boazm skan bir yumruya dnt.
Elimden gelen tek ey, anlalmaz bir ses karmak oldu. Kendimi
toparlamaya altm, anlaml bir eyler sylemek iin dncelerimi dzene
koymak istedim, ama...
"Deitir u hayatn!!!" diye var gcyle bana bard. Dreamer'n
akaklarndaki ve boynundaki damarlarn deveran eden kanla itiklerini
grdm ve korktum. Havada nlayan haykr, sar edici bir sonsuzluk
boyunca aramzda asl kald. Bir an iin, sava borusunu fleyen bir
savann grnts nmde belirdi ve geti.
373

S t e f a n o E. D ' A n n a
Bu grnty kaydetmeye zamanm olmad, nk o srada Dreamer oktan
grleyerek beni azarlamaya balamt.
"Hl gemiini yanstyorsun. inde tadn ktlk ve kederden
vazgemediin srece Chi'daki evi satm olman hi birey ifade etmez.
Gemi yaantn ve onun her zamanki sefilliklerini yannda tamamak iin
dikkatli ol, unutma... Past is dust. Gemi tozdur.
Sakn kendini dnyaya sunmaya kalkma. Her yerde yeterince ktlk var.
Daha imdiden ok fazla yoksulluk belirtileri gsteriyorsun...Benim
varlm srdr, Benim szlerimi hayata geir...Bana eri...Banaaa."
Daha da dayanlmaz olan bu yeni haykryla birlikte iimdeki korku
yanarda patlad. Lavlarnn varlm ke bucak sardn ve iimdeki
sonsuz mesafeleri yutarcasna yok ettiini hissettim. Hl anlamszca srar
eden bu ln altnda btn i bariyerlerim, Joshua'nm borusundan kan
ilahi sesin basnc altndaki Jericho kentinin duvarlar gibi yklmaya balad.
Kendimi, hi olmadm kadar salkl ve 'birlemi' hissettim.
Bu kyamet balad gibi aniden dinmi ve Dreamer hibir ey olmam
gibi normal haline dnmt. Bir suskunluk oldu ve bir an iin, tm bunlarn
sona erdii hayaline kapldm. ki iaret parman sakince aznn
kenarlarna dik ekilde yerletiriini izlerken, kendimi glkle, yeniden
toparlamaya alyordum. Yapt bu hareketi tamamlamas, sanki bir
filmin ar ekimde gsterimi gibi sonsuz bir zaman ald. Mehul bir
savann ritelinden bir kesiti andran bu hareketini, bata tedirginlik ve
kaygyla, sonra artan bir endieyle ve nihayetinde giderek byyen bir
korkuyla izledim. Halindeki tuhaflk ve hareketi tamamlayndaki ar
yavalk aklamas imkansz bir gzdan bu el hareketine yklemiti. Zor
nefes alyordum ve duygularm tamamen karmt.
En sonunda, aslnda bir megafonu canlandrmaya altn anladmda,
retilerinin zn, insann etine ileyen o kkremelerine kar kendimi
hazrladm. Fakat bu kez barmad. Yzn bana birka milim daha
yaklatrd ve fsltyla;
"Londra 'da aradn o ev senin iin deil, Dreamer iin! Bunu unutma!
Eer oraya kendini gtrrsen, karna kacak olan da senin dnyan kadar
kt ve aciz olacaktr. Endielerini bir kenara brak ve bana yakla.
Engellerin olmadn, tek engelinin snrlamalara olan sarslmaz inancnla
sen olduunu kefedeceksin."

374

Tanrlar Okulu
O gnden soma emlak komisyoncular bana tamamen farkl bir dzeyde
zmler nermeye baladlar. Dreamer, her zaman olduu gibi, hakl
kmt. Ben tutumumu dzeltince, dnya da bir glge gibi peimden
geliyordu. Artk kendime deil, Dreamer'a ev bakyordum. Seven Oaks'
bulduum zaman, hemen tanmtm. te, bundan byle 'almalarm'
srdreceim ev burasyd. Heleonore birka gn iinde eyalarmzn
talya'dan tanmasn ayarlad ve ocuklarla beraber buraya yerletik.
O gnlerde, akim alabilecei her eyin tesinde, bu maliknenin beni
uurumdan aa yuvarlamak iin tezghlandn bilmiyordum; fakat bunun
zamanm hzlandrmak iin Dreamer'n bir stratejisi olduu kesindi, yine de
bu mizansenin nasl gerekletiine aklm ermiyordu. O'nun yardm
olmasayd, byle bir gei yapmay aklmn ucundan bile geirmezdim.
Seven Oaks, bir bariyerin yklmasn, yoksulluun ve cehaletin yllar
boyunca katmanlaarak oluturduu isel bir jeolojiyi yok eden bir arac
temsil ediyordu. Fakir, snrl ve mutsuz bir hayatla zdelemi olduum
kabusunu savunan kaleleri ykmak iin kurulmu bir dinamit saldryd.

3 deme
"Para gerek deildir. Gerek olan, kiinin vizyonu, dnceleridir.
Kaynaklar ve para, yalnzca bunlarn doal birer sonucudur. D'n izinden
gider ve kiinin d nispetinde grev stlenirler."
Sevimli bir alayclkla, "Probleminin paraszlktan kaynaklandna
gerekten inanyorsan, bankaya git ve kredi iste!" dedi.
Ani bir fkeyle, "Keke!" diye yalandan sylendim. Yeralt dnyasnn
bal muhafz Cerberus'a benzeyen zebani bir bankacyla, geri demesi
olanaksz bir krediyi alma konusunda grme dncesi bile midemi
smsk dmlemeye yetmiti. Beni tm bu zorluklara soktuu iin, iten
ie Dreamer' suluyordum. Endielerim saldrganla dnt ve kendimi
tutamayp patladm: "Ya sonra?", "Neye dayanarak verecekler bana bu
krediyi?"
"Dnya bilir! Banka bilir!" dedi. "Banka da dnya gibi, senin dnda
deil. Sana sadece hali hazrda 'sahip olduklarn' verebilir."
Teatral bir tavrla ban hzla saa sola evirdi ve yalnz olduumuzdan ve
birazdan benimle paylaaca srr kimsenin iitmeyeceinden emin
olduktan sonra, alak sesle,
375

S t e f a n o E. D ' A n n a
"Evrende sana bahedilebilecek hibir ey yoktur. Kii ancak bedelini
dedii kadarn alr," dedi. Bu pantomimi beni artmt; yz kaslarma
uygun formu vermeye zaman bulamadan, Dreamer her zamanki ciddi
tavrna dnverdi.
"'deme', zamann iinde olabilecei gibi, zamandan bamsz da
gerekleebilir!" dedi. Ardndan gelen uzun suskunluk szlerinin iindeki
anlam byterek, birazdan syleyeceklerinin iddetine kar hazrlkl
olmam iin beni uyard.
"Eer insanlar arasnda bir farkllk varsa bu, demeyi yapma
ekillerinden kaynaklanr. Kendine inanan insan, tm sahip olduklarnn
bedelini oktan demitir. Onun asl ii, yegne meguliyeti, kendi
btnln korumak, ona zarar verecek hibir eye ve hi kimseye izin
vermemektir. O, refah yaratann kendi blnmezlii olduunu bilir. Maddi
durumuna ilikin kaderinin kendi btnlk dzeyine bal olduunu bilir.
iinde tadn strap ezgisini yenmek iin gsterecein her aba, sana
maddi g olarak dnecektir. Kalabalklarn aksi ynnde her adm
atnda, olaylar dnyasnda zenginlikler yaratacaksn.
Hibir eyin kayna senin dnda deildir. Kendini gzlemlemen, bir
pheyi, bir acy, olumsuz bir duyguyu kendi snrlar iinde etkisiz klman,
karlnda sana gelecek para demektir.
Olaylar dnyas, grnmeyende, kimin n deme yaptn, kimin
nceden hesaplarn kapattn annda tespit edemeyecek kadar yavatr.
Alacaklarn kayda geirmesi zaman alr, ama muhasebesinde yanlma pay
yoktur."
Burada sustu ve bana dikkatle bakt. Gzlerinde birazdan yapaca
aklamann ciddiyetini okudum ve verecei strab hissettim. Buruk bir
biimde, "Baml olmay seven milyonlarca insan gibi sen de, zamann
para birimiyle, acyla, geri demeyi setin!" dedi.
"Alacaklar \e borlar, bir ve ayndr, yalnzca zaman faktryle
birbirinden ayrlrlar. Bunu gelecek bilir! Kredi alarak borlanmak,
demenin zaten gerekletiini gsteren parlak bir iarettir. Kredi tutarnn
onaylanmas, onu demi olduun anlamna gelir."

376

Tanrlar Okulu
aknlktan dilim tutulmutu. Dreamer, imdiye kadar hibir
ekonomistin gremedii bir srr aklyordu, bunu grmek bir yana, devlet
adamlarnn, ileri grl i adamlarnn sahip olduu cesareti, yaratcl ve
kararllk duygusunu ieren nemli bir kural; sk sk bir ok insann
gelecei iin hayati nem tayan, sradan insanlarn gznde ise umursamaz
ya da aptalca grnen seim ve kararlarn sahibi olan giriimcilerin, endstri
ve politika liderlerinin parlak lgnlklarn kapsayan bir teoriyi formle
edememilerdi.
tiraz ederek, "O halde, neden balarnda cesur insanlar bulunan byk
sanayi ve fnans devleri bir bir kyorlar?" diye sordum. Dreamer
hzlanmaya balamt ve ben onu takip etmekte zorlanyordum.
" dnyasnda olduu gibi, yaamda da kaybetmenin yalnzca tek bir
yolu vardr: Kendine inanmay brakmak!"
D'n alanna, insan canlandran, ona ilham veren, ekonomide ve
toplumda gl birlikler oluturan evrensel fikirlerin blgesine ilk
admlarm, Napoli'deki Ekonomi Enstitsnde ok deerli retmenim
Palomba ve Profesr Amoroso'nun izdii yol dorultusunda atmtm. Ama
imdi, Dreamer'dan rendiklerimin altnda o retiler solgunlayordu.
"Piyasalarn gidiatn, borsada ilem gren irketleri, siyasi iklimi, yasal
ereveyi ve uluslararas ilikileri, dnya apndaki olgular ve olaylar insan
nasl kontrol edebilir?"
"Olu 'u yksek sorumluluk seviyelerine kartarak, yapmann ve sahip
olmann dourduu yeni fikirleri ve daha byk imkanlar kendine
ekebilmek iin, inanma ve yaratma sanat anlamna gelen bir 'Dleme
Sanat' mevcuttur.
Ekonomi, siyaset, hatta tarih bile Olu yasalarna itaat ederler.
Snrlama ve sonlama iinde eitilmi bir akl bunu anlayamaz. Sen sadece
Olula kyaslandnda etrafndaki evrenin bir kum tanesi kadar kk
olduunu bilmelisin.
Ne kadar oksan, o kadar fazlasna sahip olursun. Kendisine inanan bir
insan, imkansz grnenler de dahil, her trl giriimini karlayacak
kaynaklar kazanmtr. Bir kiinin ekonomik durumu kendi btnlk
dzeyiyle kusursuz bir biimde tutarllk gsterir. Ne denli oksan, o denli
fazlasna sahip olursun, sahip olmann baka yolu yoktur."
Verdii cevap zerine dnmem iin bir an iin duraksad. Ne kadar
oksan, o kadar fazlasna sahip olursun. Ne kadar oksan, o kadar
fazlasna...
377

Stefano E. D ' A n n a
Kendi kendime defalarca tekrarlamama ramen, bu basit, ayn zamanda da
gl kavram zihnim almyordu. Onu iime sindirip, param haline
getiremiyordum.
Sonunda, aklma gelen bir dnce bunlarn iinden kendine bir yol at.
Nitelik nicelii yaratr. te byk sr! Yksek nitelikli bir ekonomi,
gelecein insanlna yn verecek, onun btn sorunlarna zm getirip
evrensel iyilemeyi gerekletirecekti.
nsann dncelerinin nitelii, onun ekonomisini, grnrdeki refah ve
baarsn oluturur. Sadece yksek nitelikli bir ekonomi kalc, gerek ve
sahibinin elinden kmayacak bir zenginlik retebilir. Bu muhteem bir
eydi. Dreamer'm felsefesi, ekonomide yepyeni bir modelin mjdesini
veriyordu. Bylece, Dreamer bana i dnyasnda ve ekonomi okullarnda
kesinlikle bilinmeyen gizemli bir retinin formln sunmaktayd.
Karmakark dncelerimin iine szarak, "Ekonomi asla ekonomistler
tarafndan ynetilmeyecek," dedi. "Yakn bir gelecekte, ticari en kk
teebbsten, ok uluslu devlere kadar her kurulu, bir ideolojik irket, bir
Olu Okulu olacaktr.
irketlerin baars, mr ve kaderi, kendi felsefelerine bal olacaktr.
Her organizasyonun zirvesinde, Olu'a szarak, onu kknden besleyecek
eylem filozoflar, yaratc hayalperestler, airler ve vizyon sahibi kiiler
bulunacaktr. Vizyondaki milimetrik bir genileme, kavraytaki en kk bir
ykselme, ekonomi ve fnans dnyasnda dalar yerinden oynatacaktr."

4 Yay da, ok da, hedef tahtas da biziz


Seven Oaks'ta oturmaya baladmdan beri, yeniden sabah koularna
balamtm. Parliament Hill'in dar yollarnda, imenlik bayrlarnda ve
gllerin evresinde koabilmek iin sadece evimin nnden caddenin
karsna gemem ve Hampstead Heath'e ulamam yeterliydi. O sabah,
byyerek zeri ne gelen ve kkleriyle Varlm ele geirmeye yeltenen
phelerden ve endielerden kurtulma arzusuyla, var gcmle, deli gibi
komutum. Dreamer' aylardan beri grmyordum. imden ayrlm,
Chia'daki evimi satm ve Londra'ya tanmtm, ama geen btn bu sre
boyunca ondan herhangi bir mesaj almamtm. Bir rolm ve i
balantlarm olmadan, toplantlar ve planlamalar yapmadan, yaamma
nasl bir anlam katacam bilmiyordum.
378

Tanrlar Okulu

O zamana kadar, srekli deien grnmleri iinde bakalaryla olan


ilikilerimin ve d dnyann, benim iin ne denli nemli olduklarnn hi bir
zaman bu kadar net farkna varmamtm. stelik o sralarda, sorumlu olma
dncesiyle zdeletirdiim endieler ve pheler, bakalaryla olan
ilikilerin doal, kanlmaz sonucu olarak grdm ztlk ve srtmelerin
yokluu gerek bir vazgemenin etkilerini gsteren bir uyuturucuya
dnmt.
nsanlarn biitiin bildii ac ekmektir. Varolularna bir anlam katar.
O zaman yaadklarna inanrlar.
Bu szler zerinde ok dnmtm. Aylarca, dorudan kendimde
insann iinde bulunduu koullarn manta ne denli aykr olduunu
gzlemitim. nsan huzur, nee durumlarnda ve her trl straptan
arnmken, kendisini bir hi olarak hissediyordu. Bir keresinde, Dreamer, u
haliyle insanln sevin durumunu hi yaayamayacandan sz ederken,
onlar iin 'tek bir mutluluk an bile katlanlmaz olur' demiti. "Nee,
sakinlik, huzur, minnet, sevgi bugnk haliyle insanln hissedemeyecei
Olu durumlardr. Bunlar sradan bir insann yaantsna bir ekilde
girebilselerdi, onun kendi cehenneminde yeni bir cehennem gibi
grneceklerdi. Mutluluk, yalnzca Dleme Sanatn bilenlere aittir. Istrap
yokluunun retecei mutluluk enerjisine, sadece seven, dleyen kii
katlanabilir."
Koumun son ksmnda, olanca hzmla Courtney Bulvar'na girdim. Her zaman yaptm gibi, son metrelerde tempomu artrdm. Birazdan alacam scak
duun hayali, beni gayrete getiriyor, bacaklarma taze bir g katyordu.
Birden O'nun varln hissettim ki bu kolay anlalr bir histi. O
buradayd. Dreamer gelmiti! Terden srlsklam olmu eofmanma ve
amur iindeki ayakkablarma yle bir gz attm. Evin arkasna doru bir
dn yaparak, baheye alan arka kapdan girmeye karar verdim. Oradan
yatak odasna geer, ykanr, stm bam deitirir ve O'nun karsna
elim yzm dzgn bir ekilde kardm. En azndan kendi kendime
sylediklerim bunlard. Oysa gerek bundan farklyd, zellikle bunca
zamandr grmemi olduumdan, Dreamer'la karlama fikri bende ok
elikili duygulan uyandryordu. O'nu grmek, sesini duymak, hatta
szlerini anmsamak bile, Olu'um iin bal bana bir ivmeydi ve hevesle
'almaya' koyulmam salayan bir zaman sktrcsyd.
379

S t e f a n o E. D ' A n n a
Dreamer'n yokluunda paralanm olan bedenimin etrafa salm
paralarn yeniden yaplandrmak iin sarf ettiim umulmadk abay hem
seviyor hem de nefret ediyordum. Kaytszlk sonucu kimliimizi
kaybederek kalabalk bir kitle ve topluluk oluumuzu farketmem iin beni
zorlayan, her zaman ac bir hayat deneyimi olmutu.
Beni olduum yere ivileyen o aikar sesi iittiimde, henz odama kan
merdivenlerin ilk basamana admm bile atacak zamanm olmamt.
Bu karlamamza, yksek sesle ve ani bir girile balayarak, "Hl
gemiini zlyorsun!" dedi. Dreamer, bu birka szckle hem gerek ruh
halimi, hem de son aylardaki btn kayglarm zetliyordu. Kendimi
sust yakalanm gibi hissettim. Evet! Aylardr gemiimi zlyordum!
G halindeki Musevilerin zgrlklerini takas etmeye hazr olmalar gibi,
ben de yine o anlamsz yaantnn, o yalnzln eski kafesindeki gvenlii
aryordum. Dnyann sahte putuna tapnmaya gereksinim duyuyordum.
Alkn olduum amazlarma geri dnmeye gereksinim duyuyordum.
Keke, baml ve sorumsuz olmann iyi bildiim kucana yeniden
snabilmemin bir imkn olsayd, o an hi durmazdm. Kendimi kck
ve gerekd hissettiren, sahip olmaya hazr olmadm bu atafatl Londra
maliknesine, Chia'daki o kk villay binlerce kez yelerdim.
Zihnimin berrak anlarnda Dreamer'n beni, asla aamayacam snrlar
amaya zorladn, asla denemeyeceim koullarn iine srklediini
anlyordum. O'nun yanndayken tpk altnda gvenlik a olmadan ipte
yryen bir cambaz gibi srekli uurumun kenarnda yryordum. Aada
ise yaamm akyordu ayn Styks rma gibi; rahatszlk ve bayalkla
kapl, suyu le kokan bir bataklk.
lk karlamamzdan beri Dreamer, bu l geerken karma kacak
tehlikelere, buradaki grnmez yrtc hayvanlarn kuracaklar pusulara kar
beni hep uyarmt. Londra'ya hareket ediimden nceki son gecede bana
sylediklerini anmsyorum:
"AIM... I AM, AMA... BENM... Bizim amacmz yine kendimizdir. Yay
da, ok da, hedef tahtas da biziz. Daima kendi dmzda grnen ama
(AIM), aslnda bir anagram, yani ben (I AM) szcnn dier profilidir.
Bu bizi, zamann skt, aramzdaki her trl mesafenin eridii ana geri
gtrr. En yce sanat, sadece anda gerekleebilecek olan kendi
deiimimizdir. "

380

Tanrlar Okulu
"Ne kadar hummal bir alma iinde megul grnrse grnsn,
sradan bir kiinin yaam, onun yalnzca anlamsz ve srekli bir
tekrarlanmaya olan dknldr. Yaammzn amac, bizden birer
aheser yaratmaktr. Bu kanlmaz olarak herkesin, imdi ya da sonra, ister
bir mrde, ister yznc mrnde, eninde sonunda yapmak zorunda
kalaca bir yolculuktur. Dnyada bundan baka ne bir ama, ne de daha
heyecan verici bir ey vardr. "
Yavaa ayakkablarm karttm, olduum yere braktm. Yaln ayak,
Deamer'n sesinin geldii yne doru yrdm ve oturma odasnn
kapsndan sessizce ieriyi gzetledim.

5 "Seni zgrletirmeye geldim!''


Kou sonras kap pervazna yaslarma ihtiyacyla sergilediim
yorgunluum ve zorlukla nefes alm Dreamer' rahatsz etti.
"Dik dur ve hibir yere yaslanma!" diye seslendi. "Kesinlikle kimsenin
seni yorgun, ya da bitkin grmesine izin verme!"
Aklama yapmak iin azm amaya frsat vermeyen, buyurgan tavryla
yapt el hareketi beni susturdu.
"Kouya kabahat bulma. Eer btn bir maratonu komu olsaydn bile
yorgun ve ac iinde grnmeye hi hakkn olmazd. Kendine her zaman,
daha da fazla koabileceini syle..."
Bu szler, yorgunlukla ilgili yalanmla dncelerimi tek vuruta yok
eden bir krba darbesi gibi stme savruldu. Kap pervazndan uzaklap
dik durduumu grnce konumaya balad. "Hl gemiine zlem
duyuyorsun," diye tekrarlad ve sesindeki hor gren o ima beni acmaszca
yaralad. "zlemek, seni gemiinin yasalarna geri gtrecei gibi, bunca
yldr yaptn btn 'almalarn' da boa karacaktr. Btnle giden
yolda gemii zlemenin hibir trlsne yer yoktur. 'Yolculua' bir kez
baladn m, artk geri dn yoktur!" Sesinin tonu birden deiiverdi.
Ebeveynlerin bir ocukla konuurken taknd abartl sabr gsterisine
benzeyen ifadesiyle, "Sen etiket arayndasn," dedi. "Trabzanlar
olmadan neye tutunacan bilmiyorsun. Bu sallantl durum, senin bandan
beri yaadn korkudan daha fazla korkutuyor seni."

381

S t e f a n o E. D ' A n n a
Dreamer, oturma odasnda yanan minenin bandaki koltuklarn
birinden konuuyordu. Ceketindeki yaka inesinin gm tokas minenin
ateiyle parlyordu. Varlmn katmanlar arasna szlerek yaylan k,
gzlerimi yepyeni bir anlaya aarak beni akna evirdi. Tm sradan
insanlar gibi, ben de strab yaammdan daha ok seviyordum. Dreamer bu
durumu bana, insann gerek korkusunun, bilmedii bir kapdan geecek
olmasndan deil, aslnda kendisine tandk gelen ac ve strap ekmeyi
kaybedecek olmasndan kaynaklandn syleyerek aklayacakt. Bu fobi,
iradenin, gerekten sahip olduklarmzn aa kmasn engelleyen, ayn
zamanda da bizi hiliin karanlk sularna brakan almas olanaksz bir
engel oluturur.
Fiziksel doum sonrasnda gbek kordonunun kesilmesiyle birlikte
bebek, iki yeni ebeveyne teslim edilir: phe ve strap. Sadece Okulla
buluma yepyeni bir doumu ve bu korkun ban kknden kesilmesini
salayacaktr. Bu da gerek ebeveynlerimize geri dntr: d ve irade.
pheyle korkunun yokluu, ancak btn olmu bir insann katlanabilecei
bir cokunluk, bir zgrlk durumudur. "te sana bunu sunuyorum.
zgrln bedeli ok yksektir, ama bu ykseklik onu elde edilemez
klmaz.
Hl gemiin glgelerinde kendine takacak bir maske aranyorsun,"
dedi. Sesinde zayf ve savunmasz bir varla duyulan trde bir efkat vard.
Ayn ses tonuyla, "Rollerinin zlemini ekiyorsun..." dedi.
"Bir insana, gemii ya da hayatndaki deneyimleri yn veremez. Past is
dust. Gemi tozdur. nsann btnle giden yolda yeni duyulara; sezgiye
ve yedinci duyuya, 'd 'e kendisini teslim etmesi gerekir.
Roller zindanlardr... Parmaklklar grnmezdir ama elikten daha
serttir."
Bekleyile geen btn bu aylarn fkesini patlarcasna da vurarak,
"Szlerine kulak verdim. imi braktm, evimi sattm, daha ne yapmam gerekiyor?" dedim. Bunca zamandr nereden bakarsam bakaym bir anlam veremediim bu yeni macerann iinde elim kolum bal kaldm iin, iimdeki
sulama, yaknma ve kzgnlklarn su yzne ktn hissediyordum.
Bir an iin duygularm gz ard ederek tuhaf bir yumuaklkla,
"Anlamadan yapldktan sonra, iini brakmann ya da lkeni terk
etmenin sana bir yarar olamaz, her ikisi de seni zgr klmayacaktr..."
diye yantlad.
382

Tanrlar Okulu
Dreamer'n bir kez daha tam zamannda beni kurtarmaya gelmi
olduunu ancak yllar soma anlayacaktm. "Rollerinin hapsinden
kurtulabilmesi iin, bir insann, hayatndaki olay ve koullarnn verimsiz
tekrarndan dolay hayal krklna uram olmas gerekir."
Uzun bir sessizlik oldu. Ayakta duruyordum. Oturma odasnn giriinde
O'nu dinliyordum. Duyduum, rahatszlktan baka bir ey deildi. Uzun
koudan sonra hl terli ve kirliydim. Ykanmak ve temiz bir eyler giymek
istiyordum. Tam zamanyd, ayrlmak iin kendisinden izin istedim.
Deamer dncelere dalmt. Bann belli belirsiz bir hareketiyle,
nerimin onaylandn varsayarak yanndan ayrldm. Bir du ve temiz bir
gmlek tavrm deitirdi.
Dndmde kedi admlaryla yaklap, Dreamer'a kar hrmetkar bir
uzaklkta kalarak minenin bandaki dier koltua oturdum. Gelirken
yanma defterimi de almtm. Derin bir soluk aldm ve artk balamaya
hazrdm. Bunun youn bir ders olacan seziyordum. Konumay
srdrmek iin Dreamer'n setii ses tonu bu kez farklyd.
"Kimse kpr zerine ev ina etmez. Kpr, bir yerleim yeri
deildir, "dedi. "Roller de, tpk kprler gibi zerinden geerek seni daha
teye tamak, almak iin vardr, insanlar kprler zerinde ok fazla
zaman harcyor, onlar geip teye gitmek yerine, kapana kslm bir
vaziyette zerlerinde kalyorlar.
Btn olmaya giden yolda, her dakikann yeni olmas ve her ann bir
ncekini amak iin kpr grevi grmesi, yani insann kendisini amasna
hizmet etmesi gerekir. Alnan her nefes, Olu 'u zgrln kefedilmemi
alanlarna ykseltmeye adanm bir minnettarlk hareketi olmaldr."
"nsan rollerden arnm bir dnyada nasl yaayabilir?" diye sordum.
"Roller, oyun srasnda kastl olarak taklmas gereken maskelerdir. Bir
rol 'oynamak', ona inanmamak demektir."
Gsterdii ynde atlacak ilk admlarn, bunlarn ileyi biimlerini
derinlemesine anlamak olduunu bana aklad. Dreamer'n vizyonuna gre
roller, gerektirdikleri sorumluluk dzeylerine ve glk derecelerine gre
hiyerarik bir dzende sralanyorlard. Bir konuda ok kesin konutu: Bir
kii Oluunda, hiyerarik piramitte kendi altnda kalanlarn tamamn
iermiyorsa, rolnde bir st seviyeye kmas imknszdr. Roller stne
yapt aklamalardan sonra, gzmn nne, in kutular gibi, birbiri iine
yerletirilen deiik boyutlardaki kaplarn grnts geldi.
383

S t e f a n o E. D ' A n n a
Dreamer, "Bir rolden zgrlemek, ancak onu mkemmel biimde
oynamay rendiin zaman mmkn olur," dedi ve szlerine aklk
getirmek iin, bir orkestra efinin ayr ayr her mzik enstrmannn
karaca sesleri bilmesi gerektii rneini verdi.
"Bir rol itenlikle ve kusursuzca oynadmzda,
sadece bizi
zgrletirmekle kalmaz, ayrca dnyay da bayalk ve iddetten zgr
klar," dedi. "Rolnle kendini zdeletirdiinde, ona inandnda, yalnzca
dnyann bir klesi olmakla kalmaz, sanki hayatndaki tek gerek, yegane
kesinlik oymu gibi ona smsk balanrsn.
Roln ne olursa olsun, ona inanmak, kendine yalan sylemektir. "
Ayrntl bir hesap yapmaya gerek duymadan, byle bir dzeye ulamak
iin, deil bir zamana, on mre sacak deneyimlerin bile yetmeyeceinden
kesinlikle emindim.
Dreamer, "ok haklsn, " diyerek beni dorulad. "te, herkesin kabul
ettii yolda ilerleyen bir insann rollerinden asla kurtulamamasnn ve
bunun iin istek duymamasnn nedeni de budur!"
"Neden hi kimse kendisini rollerinden zgrletirmek istemiyor?" diye
sordum. "Bir ynetici, bir koca, bir baba olarak davranmann getirdii grev
ve sorumluluklarndan kurtulmak kimin houna gitmez ki?" Sonunda da, bu
rolleri terk etmekten, sadece bir sorumluluk hissinin bizi alkoyduu
inancn dile getirdim.
Dreamer, sert bir ifadeyle, "Tam tersi," diyerek tezimi rtt,
"Sradan bir insan iin rolleri terk etmek, sanki usuz bucaksz bir denizde
can yeleini karmasn istemek gibi, yaamaktan vazgemesini istemeye
benzer, insanlar, rollerine, daha dorusu, kendileriyle btnlemi olan
zdraplarna kendi nefeslerine olduundan ok daha fazla baldrlar"
Uzun bir suskunluk oldu ve ben sessizce bekledim.
"Roller, kalkanlardr. nsanlar, megul olduklar gerekesiyle onlarn
ardna
saklanrlar
ancak
gerekte,
kendi
sorumsuzluklarn
savunmaktadrlar."
Kesin bir kantla hakl kmak zere olan biri gibi, "Kendi durumunu ele
al!" dedi. Dorudan onun hedef alanna giriyordum. Bu sz, beni hi
artmamakla birlikte acm da hafifletmedi. Dreamer'n yannda geen
onca yldan sonra imdi bir iaret gibi mideme saplanan sancnn beni iten
ie uyarmasyla biliyordum ki, konumas imdi genel kapsamndan kacak
ve benim stmde younlaacakt.

384

Tanrlar Okulu
6 Rolleri oynamak
Istrapla burumu yz ifademi yakaladnda, "te deitirmen gereken
bu... u anki duygularn!" dedi. "Kendine bir bak! Bunun hl benim ve
benim sylediim szler yznden olduuna inanmay srdryorsun. Oysa
bu strap senin iinde, sular l bir bataklk gibi duraan olarak hep
vard! Bu, hala iyilememi bir yarann belirtisi ve tm dertlerinin sebebidir.
Acn iine al... onu anla... Sev onu... Ondan kama!"
Hl anlamaya ve son aklamalar karsnda kendimi toparlamaya
alyordum. Dreamer ise onu oktan balangtaki konumasna balam,
brakt yerden devam ediyordu. "Rolnle zdeletiinden, Oyunu
mutlun," dedi. "Ne bir rol var, ne de bir gsteri. Bir fare kapannn kurulu
yay gibi bir olay, bir koul ya da bir karlama mekanik tepkilerini aniden
harekete geirmene sebep oluyor.
Zihinsel grntleriniz, dnceleriniz, heyecanlarnz ve duygularnz,
mekanik olarak nceden saptanan modellere uyarlanyor, duruma gre
yznz ayn ifadeye uygun kaslarla kaslyor, ayn szler dudaklarnzdan
dklveriyor, ta ki yeni koullar ve yeni karlamalar sizi bir baka kafese
frlatana kadar bu tutsaklk haliniz srp gidiyor..."
Rol bize ancak dardan, dnya tarafndan yklendiinde bu durumun
gerekletiini aklad. Bununla beraber, bir rol rol olduunun bilincine
vararak oynadmzda, onun klesi olmayz, tam tersine ondan zgrleir,
bu yolla dnyay da zgrletiririz.
"Bir rol, ona inanmadan oynanmaldr. Bunu ancak, kendilerinin
efendisi olan ve belli bir bilince ulam kiiler yapabilirler: Bu dzen,
disiplin ve ok fazla z gzlemleme gerektiren bir sonutur." Bunu
yaammzn bir paras haline getirebilmemiz iin; jestler, davranlar,
tutumlar ve yz hareketleriyle, szl ifadelerin tm yelpazesinden oluan
her role zg dilleri renmemiz gerektiinin altn izdi. Bir role sahip
olmak, tm bir dnce blounun, bir kiinin dnmek ve hissetmek iin
kulland inanlar paketinin tamamnn kabul edildiini varsayar. Bir rol
oynamay renmek ok karmak bir itir. nsan, genellikle tm yaamn,
sadece tek bir rol oynamay renerek, onu ap tesine gemesini
salayacak irade ve sorumluluun yeterli derecede olgunlamasna frsat
kalmadan geirir.
Herkesin, sradan yaamnn gerektirdii lde snrl saydaki, be,
bilemedin en fazla alt rol renerek oynadn syledi.
385

S t e f a n o E. D ' A n n a
nsan kendini ortama uydurmak ve d koullardaki deiikliklere ayak
uydurmak iin amasz bir robot gibi, bir rolden dierine geer durur.
nandnn aksine, bunda bir karar verme zgrl yoktur.
"zgrlk, rol nasl olursa olsun, asla tutsa olmadan, onu 'kastl'
oynamaktr," dedi. "Sradan bir insanda neredeyse hi olmayan bu yetenek,
ya ilerledike giderek azalr ve sonunda tamamen yok olur. Bunun
sonucunda, alk olduklar durumdan sadece ok az farkl bir durumla
karlatklarnda, zaten birka rolden fazlasn tanmayan insan artk
yzne takaca doru maskeyi seemez olur."
te kendimizi srekli yabanclam, huzursuz ve tehlikede
hissetmemizin nedeni buydu, imdi daha iyi anlyordum. Repertuarmzda
bulunmadndan hangi maskeyi takacamz bilemediimizde, Pavlov'un
bir emberle bir elips arasnda amazda kalp ldran kpei gibi, biz de
snrlarmz aa vururuz. Bu durumda, zihinsel, fiziksel ve duygusal tm
yeteneklerimiz kendi adna i yapmaya balarlar; dncelerimiz,
duygularmz ve eylemlerimiz bir dizi istem d hareketle bir araya gelerek
bizi biyolojik bir kuklaya dntrrler. Kendimizi rlplak hissederiz ve
bundan feci bir utan duyarz. Kap gitmeyi isteriz. te bunlar, tenimizle
maskemiz arasndaki incecik aklktan z gzlemleme yapmamza olanak
salayan zmz, en gerek yanmz tandmz ksack anlardr.
"Kstl rol repertuarna sahip olduunu anlayan ve bu ilikilerin kendi
etkinlikleri zerine koyabilecei tahakkmn farknda olan kii, bylece
btn olmaya doru ilk admlarn oktan atm olur."
Fakat beiinde olumsuzluk ezgisinin ninnisiyle hipnotik uykuya
zorlanan sradan insan, ne denli korkun olsa da kendine yalan sylemeyi
srdrerek ona baml kalacak, kamak iin gereken enerjiyi asla kendinde
bulamayacaktr.
"Roller, tam bir farkndalk ile sergilendiinde, bu keyifli bir oyun olur.
Onunla zdelemek, oyun olduunu unutmak ise lmcldr."
Dreamer ayaa kalkt, pencereye gitti. Seven Oaks'n bahesine,
kusursuz imine, gnn son klar altndaki muhteem bitkilere bakarak
birka dakika suskun kald. Yeniden konumaya baladnda, bu kez sesi
allmam derecede yumuakt.
"Roller, bir merdivenin basamaklardr. Hibirinde oyalanma. Hepsini
kullan. Onlar zerine basmak iin ve tesine gemek iin kullan!"

386

Tanrlar Okulu
Dreamer'a gre her rol, belirli bir dnme biiminin elle tutulur hale
gemesidir. Bir rol terk edip bir sonrakine gei, kiinin Oluunda kendi
ykseliinin oktan gerekletiini, arkasnda brakt her basamak da
kiinin iyilemeye bir adm daha yaklatn gsterir.
"Varlnn deerlerini ykseltmeyi ren, o zaman her rol, stnden
karp attn eski elbiselerin gibi abucak ve kolayca terk edebileceksin.
Buna, bir rol 'kullanmak' ve kesin bir biimde kendini ondan
zgrletirmek denir."
Bu son ifadesi beni olduka etkilemiti. Dreamer aknlm grd ve
bir rol 'kullanmak', onun ardnda yatan Olu'a ve sorumlulua sahip
kmak ve artk ihtiya kalmadnda, ondan ebediyen kurtulmak demektir."
diye biraz daha aklad.
"Bylece sen de dnyay, sana iinde tadn cehennemleri gstermek
gibi nankr bir grevden, sendeki tm eksiklikleri, her strab ve her lm
sana yanstmak gibi ekilmez bir uratan kurtarm olacaksn."

7 Dn yolu
"Dmzda olan her ey grdmz ve dokunduumuz dnya, insanlar,
karlatmz olaylar ve koullar, Olu'un aa kmas, dnce
biimimizin dorulanmasdr. inde skp kaldmz roller, bize henz
iyiletiremediimiz yaralar gsterir."
Konumasna uzun bir ara verdi. Bu an anlamak ve enejisine sahip
kmak yerine, notlarm yeniden okuyor ve dzeltiyor gibi yaparak
defterimin sayfalan arasna sndm. Dreamer'n beni sktrd bu keler
ok ac vericiydi. Yeniden kamaya altm. Biraz daha zaman vermesi iin
sessizce bir dilekte bulundum.. .biraz daha zaman..
Dreamer'n dikkati biraz dalm grnyordu ve O'nun yannda birka
dakika gerek yaamdan yudumlam olan ben, dnyadaki glgelerin
arasndaki bir glge gibi, nihayet rahatlam olarak odadaki cansz eyalarn
arasndaki yerimi almak zere geri dndm.
"Olaylar, kaynaklandklar durumlar gstermeye yararlar. Onlarn
simgesel dilini yalnzca bir Varolu Okulu bilebilir ve labirentler, ller, i
cehennemlerin iinden geerek, en iteki durumlara, her olayn gerek
kaynana uzanan yolun izini srebilir."

387

Stefano E. D ' A n n a
Henz inen akamn glgesi, Seven Oaks' kuatyor ve evin byk
pencerelerinden szlerek bulunduumuz oturma odasn ele geirmeye
alyordu. Korlarnn zerine titizlikle yeni odunlar yerletirdii minenin
atei Dreamer'n yznde parlyordu. Mkemmel bir and. Bu
alacakaranlkta not tutmak artk ok zordu. Bam koltuun arkasna
yasladm ve daha iyi konsantre olabilmek iin gzlerimi yumdum.
Dreamer sert bir edayla, "Bu pozisyondan k! Dorul! " dedi.
"Neredeyse gzmn nnde uyuyakalacaksn... "
Beklemediim bir anda bama sopayla vurulduunu hissettim.
Acndrma, sulama, gcenme gibi bir dnce ve duygu yuma, tek bir
duyguyu, her eyden ok, en yakc ve katlanlmaz olann oluturana dek
iddetle pskrd ve varlma kart; bu duygu, hakszlk idi. te o anda,
bir bcek gibi ani bir sramayla, kendimi Dreamer'n yerinde buldum.
Kendimi izledim. lmn ln gzleyen yaam grdm. Bu korkutucu
parlaklk sonsuzluk kadar uzun birka saniyede oldu ve ardndan kendimi
yine bir tetikte bekleme halinde buldum, srtm dimdik ve gzlerim fal ta
gibi almt. Hafif titreimlerle bedenimde yanklanan bir duygu etkisini
birka dakika daha srdrdkten sonra kayboldu. Savunma kalkanm bir
daha asla drmeyeceime sz verdim. Bu yaadm olaylar sizlere O'nun
retisinin ve enerjisinin zme dnt Olu blgelerine beni gtrmek
iin Dreamer'n bavurduu stratejiler hakknda fikir sahibi olmanz iin
anlatyorum. Oluumun bu blgelerine ulatm zaman, taze ve kuvvetli bir
arabn basnc altnda zorlanan ve dayanmayacakm gibi grnen mee
aacndan fmn tahtalarn deitirmek ve salamlatrmak iin sadece
birka dakikam kaldn biliyordum.

8 "Hazr deilsin!"
Szlerinin basksyla iimdeki direncin ahlandn ve damarlarmdaki
kann aktn hissediyordum. "ok uzun zamandr iradenden vazgetin,
yaamn kendi ellerinle dnyaya teslim ettin. D dnya senin tek
gerekliin oldu ve varlnn btnlne zalimce egemen olan tatan bir
put gibi... onu ilahlatrdn."
"Aslnda, dnya yalnzca bir yansmadr. Duygularn, dncelerin ve
tutumlarn senin dndaki olaylar dnyasnda biimlenirler ve senin her
dileine yant verirler."

388

Tanrlar Okulu
"Pek ok yldr, dnyann gerek olduuna ve iradesinin bulunduuna
inandn. Onu yaamnn sahibi ve efendisi setin. Bunca yldr, kendi
yansttn bir glgeye g verdin."
te en korktuum an gelmiti. Yaamn bugne dek yol ald eski
raylar terk etmenin, eskileri lme brakmann zaman idi. Tersyz olmu
bir evrenin ayaklarmn altnda dnt sonsuz uurumu hissediyordum.
"Things do not change and cannot change... Only you can change.
Hi birey deimez, deiemez... Sadece sen deiebilirsin. "
Burada kesildi. Verdii ara, iimde uzadka uzad. Bir endienin, sonra
bir korku hissinin genileyen halkalar Varlmn eperine deene dek
yayld. O'nun szlerinin, zellikle de bu suskunluunun ardnda ortada
korkmam gerektirecek hibir neden yokmu gibi gzkse de, sezgilerim
bana grnmeyen bir eylerin hazrlandn sylyordu. Sakin olmaya
altmsa da baaramadm. Nihayet, zor bir karara varmasna Dreamer
bir adm daha ilerlememe izin verecek 'almann' bundan somaki
aamasn bildirdi. te o dakikadan itibaren benim iin yepyeni bir serven
balyordu... Bu, yaammdaki her ann bir i sorumluluu gibi yaanaca
bir servendi. zerinde titizlikle dnlm bir karar aklayan bir ifade
ve ses tonuyla Dreamer,
" Varlnn paralanm olduunu fark edebilmen iin yllar sren uzun
bir hazrlk dnemi gerekti...her insann yaamn zorbaca yneten hipnotik
uykunun ayrmna varman salamak yllar ald.
Yaamna bir dzen getirdim... kendini, sradanln cehenneminden
kurtulmak iin yol gsterecek bir eitim sisteminin ilkelerini biraraya
getirmeye adaman iin seni ykmllklerden ve programlardan
kurtardm."
Dreamer, uzun sre dncelere dalp kald. Sonra kararl bir sesle
konutu. "Tanman gereken birok insan var..."
"Kim onlar? Neredeler? Neden onlarla tanmam gerekiyor?" diye
sordum, endie iindeydim.
Dreamer, ummadm bir nezaketle, "Belirli bir nedeni yok," diye
yantlad. "Karlama oyununu ilgin, esiz ve etkili klan da budur. O
insanlarn her birinde, kendinden bir para bulmann dnda baka hibir
amacn olmadan yzlerce karlama ve tanma yaayacaksn. Eer beni ve
verdiin sz anmsayacak olursan, her karlama bilinmeyen, henz
zlmemi bir paranla kendini kyaslayabilecein bir frsat haline
dnecek."
389

S t e f a n o E. D ' A n n a
"Yzlerce karlama m? yi de bu yllar alr!" diye haykrdm.
"Bunun ne kadar zaman alaca tamamen sana bal... 'Karlama
oyunu' sen anlayncaya kadar devam edecek ve direndiin lde zor
geecektir. 'Karlamalar oyununu' oynayarak, dnyann senin yarattn
eylerden biri ve dier kiilerin de sen olduunu, senin yansmalarn
olduunu anlayacaksn. Bu sonuca ulamak yllarn alacak olsa da, en
azndan dnyann seni ykseltecek veya yere serecek gc olduuna,
bakalarnn seni seveceine ya da tam tersine seninle savaacana...
kendin dnda yaamn kontrol eden ve yneten dmanca bir iradenin
varlna olan eski inanlarn zayflatacaksn...
The world is exist because you are exist,
The world is alive because you are alive.
Dnya var, nk sen varsn,
Dnya yayor, nk sen yayorsun.
diyerek yksek sesle konumasn srdrd, "Dnya senin glgendir. nsan,
kendi iinde hissettii bilgiyi dnyada bulmak ister... ve bylece hayatn,
hayaletler arasnda, yaam aramakla harcar... Kendi dndaki bir
gereklie inanr... Zamann glgeleri kazmakla harcar!...Ancak bu boa
harcanan kaz almalar ve kendini onlarla zdeletirme hevesin
yznden, onlar sana daha da gerek grnmeye balar ve d dnya bir
saplant halini alr... taptn, tvbe ettiin ve varlndan korktuun bir put
olur...
nk sen gerek amacn unuttun ve kendi yaratclnn dorularndan
vazgetin..."
Sonra stne basa basa, "Unutma, dierleri de sensin... 'senin dndaki
dier senler'... Onlar, senin kendi iinde grmeyi, hissetmeyi ve dokunmay
istemediin yansmalarndan baka bir ey deildir," dedi.
"yleyse... ben ve Siz'e en yakn olanlar, Siz'e ne ifade ediyoruz?" diye
sordum.
Bu szleri telaffuz ettiim andan itibaren kalbim daha hzl arpmaya
balad ve duyup kabul edebileceimin de tesine gemeye kalktm
anladm. Syleyeceklerine dayanp dayanmayacam deerlendirmek
istercesine, baklarn zerime dikti ve gemek bilmeyen saniyeler boyunca
beni tepeden trnaa szd.
390

Tanrlar Okulu
Sonra u szlerini anmsadm: Darda olan hibir ey yoktur...
Birdenbire ve bu szlerin gcyle, tek yaayan, tek yaratcs, tek efendisi
ve mutlak tek hkiminin ben olduum bir evrenin sszlna yuvarlandm.
Buz kestim. Mmkn olsa geriye dnp sorumu hi sormam olmak iin
her eyimi verirdim. Bu kritik ann basks altnda varlmn duvarlar
sarsld.
Dreamer, "Hepiniz Bensiniz, -dedi-...Benim paralarmsnz..,grnrde
srgnde olanlar..."

9 Kestirme yol
Umutsuz bir durumdaydm. Dreamer bana imkansz bir grev
hazrlamt, yle ki henz balamadan tm enerjimin boaldn hissettim.
t verircesine, "... 'Tanma oyunu', zaman sktrmana izin verecektir...
ve sen, bu oyunda, sradan bir insann on mr boyunca reneceinden
daha fazlasn reneceksin kendin hakknda," demesine ramen, pek ok
bilinmeyenle karlama olasl ve bu amala aylar, yllar boyu uraacak
olmak bana yine de anlamsz gelmeye devam ediyordu. Bunun baka bir
yolunun olmamas mmkn myd?
"Dnya, senin iin fazlasyla gerek. Yalnzca 'oyun' seni bu talam,
kat dayatmadan kurtaracaktr ve dnyann daha esnek, daha akkan bir
vizyonuna eriebilmene izin verecektir. Dnya bir 'duygu'dur," dedikten
soma, bu szndeki deerli gerein hcrelerime yaylmas iin bekledi.
"Karlamalar, sorumluluk dzeyini lmene yardmc olacaklar ve
sana kendini tmyle tanmay retecekler. Karlaacan herkes senin
kendinde bilmediin bir yann, sende olan ama senin bilmediin bir yaray
ya da gizli bir hastal fark etmeni salayacak ve onu iyiletirebilmek iin
sana bir frsat sunacaktr."
Endielerimi saklamaya gerek grmeden, sorularmla O'na yklendim.
"Onlar nasl seeceim? Ne konuacam onlarla?"
Tm kalbimle bu grevden synlabilmeyi diliyordum.
Dreamer, "Onlarla konuacan eyin hibir nemi yok," diyerek ksa
kesti. "Bu soruyu soruyorsun nk hala onlarn senin dnda
varolduklarna inanyorsun. Aslnda, dierleri olaylar dnyasnda
somutlaan Olu durumlarndan paralardr... Dierleri sadece zamandr."
391

S t e f a n o E. D ' A n n a
"Peki ama, bakalar iin kendi yaamndan vazgeen kiiler?
Dierlerine yardm edenler, onlar iyiletirmeye alanlar kimler? Ve
kimdir bu misyonerler?"
"Misyoner bile kendisiyle, kendi pheleri, korkular ve blnmlyle
tanr.. Kendi batl inanlarn alt edebilmek iin, dier batl inanllar
arasna karr. Kendi yaralarn iyiletirmek ve kaynaa ulamak, asl
sebebe dnmek iin strap ekenlerin dnyasna girer. Kendisi bilincinde
olmadan bunu tamamen bakalar iin yaptna inanyor olsa da, gerekte
bakalar bunu onun iin yapar ve yardm ettiine inand kiiler aslnda
ona yardm ederler. Grevini yerine getirmesini iinde gerekli klan kendi
durumunu anlad zaman iyilemi olacak ve misyoner olmasna artk gerek
kalmayacaktr. Yerine bir bakasn getirecek ve kendisi teye geecektir."
Altst oldum. Dreamer'n yant iimi dma karmt. Dreamer'n bu
konuyu brakp, bataki soruma yant vermekte olduunu fark ettiimde,
hl kendimi toparlamaya alyordum.
"Kiminle tanacan konusuna gelince... imdilik btn bilmen gereken,
o kiileri benim belirleyip sana gstereceimdir. Senin iin nemli olan
'grmeyi' renmektir.
Eer 'grrsen', o kadnn ya da adamn gemiine sahip olacaksn ve
bir anda yllarn deneyimleri, abalar, fedakarlklar, baarlar ve
dleri ile birlikte bu senelerin faydasn kendine katm olacaksn.
Onlar 'grmek' demek, kendi iindeki yaralarn kapanmas veya
organlarnn iyilemesi olarak kendinin farkna varmak demek. 'Grmek'
kendini znde balamak demektir. O zaman her karlaman, zerine
admn atp seni ileriye tayacak bir basamak olur."
Sylediklerine kar giderek byyen ilgim Dreamer'n gznden
kamamt. Bu karlama hikyesi, bilinmeyen ve gizemli bir sava
sanatnn grntsn almaya balyordu. Dnya; ktalar ve ehirleri ile
sonsuz ve deiken insan hareketlerini yumuak bir kil hamurundan
defalarca ekil alan grntler gibi; sanki iinde srekli ve grnmez
milyonlarca dellonun yapld ok byk bir sava alan gibi grnyordu.
Bunlarn neticeleri ise kimin ba ekip ynlendirecei kimin onlar
izleyeceini belirliyordu.
"ster birka dakikalna, ister yllar boyu srecek bir devamllkta, ister
bir lde, ister bir i yerinde, ksacas her nerede ve ne ekilde
karlarlarsa karlasnlar, bu iki kii kanlmaz bir biimde bir piramit
392

Tanrlar Okulu
olutururlarken, grnmez bir merdivenin farkl basamaklarna yerleerek
parlaklklar, yrngeleri, ktleleri ve gneten uzaklklarna gre
belirlenen gezegen hiyerarisine, matematiksel ve isel bir dzene riayet
ederler."
Krlan direncimle yeni bir tavr iine girdim ve hi durmadan satrlar
dolusu not tuttum. Konumann devamnda yaam, rollerin zorluk
derecelerine gre gelien ve doruk noktasna gelindiinde her roln ald
bir roller sistemini boydan boya geen bir iz olarak karma kt.
"nsanlk, bugnk durumunda kendini iyiletirmeye almyor. Bunu
istemiyor. Bilinmeyen glerin etkisi altnda mekanik olarak gelimeye
zorlanyor. Onun geliiminin destekileri ac ve strap ekmektir.
ou insan geliimini, bir kariyerin grntden teye gitmeyen gvenlii
ile, bir zenginliin ya da bir sanatsal baarnn bo umuduyla dei toku
etmi gibi grnse de, aslnda en sradan insan bile istem d, fark edilmez,
mekanik bir iyiletirme srecinden kaamaz. Yaamn hi eksiksiz olarak
karsna kard kurulularn bnyesinde yaplan iler, rollerin getirdii
skntlar, dmanlk, ekilen straplar ve sorunlar bir btn olarak, insan
yola getirmek ve daha yksek zgrlk seviyelerine doru tamak iin
gerekli disiplini olutururlar..."
Dreamer, bu szlerinin sonunda, "Bu ar ileyen bir sistemdir, yle ki,
Oluun dikey btnlnde sadece bir milim yol almak iin bir mr
yetmeyebilir," dedi.
te yandan, Dreamer'n son olarak szn ettii 'oyun', insan rolleri
piramidini trmanmak ve onlar k hzyla amak iin en ksa yoldu.
Sonunda, benim iin yararl olabilecek en nemli bilgileri zetleyerek
konumasn noktalad. "Hl kendin olduuna inandn eyin iine skp
kalm durumdasn. Bu karlamalarda, aslnda gerek seni deil,
olmadn seni yani, kendin olduuna inandn adam greceksin. Kendi
zerinde almann ve z gzlemleme yapmann bir k olduunu
syleyebilirim sana. Ik geldiinde glgeler kaybolur, sende gerek ve
doru olan ne varsa geriye o kalr; olmadn veya kendin olduuna
inandn her ey ise ortadan yok olur."
Bu karlamamzn da sonuna yaklamtk. Peder Nuzzo'nun beni
tahtaya kaldrd ve sramdan kalkarken, snfn ortak sorumsuzluu ile
samimi ibirlikiinin yan sra, kendimden baka kimseye gvenemediim
o zamanlardaki gibi kalbimin sktn hissettim.

393

S t e f a n o E. D ' A n n a
Yeni servenim balamak zereydi. Karlaacam insanlar, ele alnacak
grler hakknda daha fazlasn bilmek istiyordum, ama...
" 'Oyun' iinde planlanacak bir ey yoktur. imdiye dek hi yaamadn
hayatlarn dillerini ve bilerek oynacan rollerini annda kefedeceksin.
Karlamay 'tatminkr klmak' iin kullanacan stratejiyi, szckleri ve
bilmen gereken her eyi 'an' sana syleyecektir."
Dreamer bana, kendi ortamlarnda tam anlamyla gerek birer usta olan
zel kadnlar ve erkekleri anlatt. Bu kiiler, son derece uzmanlam,
mkemmel ileyen makineler gibi dnyadaki rollerinde mutlak kusursuzlua
ulam kiilerdi... Bam defterden hi kaldrmadan, sayfalarca not
almtm. Bunlar soma yeniden okumak, imdi O'nun yannda hissettiim
tm kararll ve gc yeniden bulmam salayacakt.
Her karlamann ardnda, bir ilikinin grnteki yzeyselliinin
tesinde, ok zel bir eyin olduu gerei giderek netlik kazanyordu: farkl
insan tiplerinden oluan bir kalabalkla yaadm her karlama,
Dreamer'n 'btnlk' diye nitelendirdii bir iyilemeye giden patikann
yolunu belirliyordu.
The others reveal you, measure you and perfectly reflect
your level of responsibility.
Dier kiiler seni ele verir, ler ve senin sorumluluk dzeyini
kusursuz biimde yanstrlar.
Dtan grne gre, insanlar kararlar almak ve i balantlarn
yrtmek zere karlarlar, ama onlar grnenin tesinde, ilikilerin
temelinde yatan gerein bilincinde deillerdir. Karlamalar birer
bahanedir. Asl iliki bir baka dzeyde gerekleir. ki kii karlatnda,
yzeyde grnenin tesinde risk ok daha byktr.
Dreamer, tehlikeli bir giriimin arifesindeki birine, ok dikkatli olmasn
tleyen ses tonuyla, "Karlatn her kii bir kapdr. Bu kiiler senin
geiini engelleyebilecekleri gibi, ilerlemen iin bir basamaa da
dnebilirler. Her karlama seni lerek, insanln sorumluluk
merdiveninde senin yerini belirler," dedi.
Remember! The others are you!...
In the 'game' you will meet no one but yourself ..
Unutma! Dierleri sensin!...
'Oyun 'da karna kacak kii senden bakas olmayacaktr.
1C\A

Tanrlar Okulu
"O anda senin hangi yznn karnda durduunu ve karlamann
amacn anlaman gerekecek, ayrca, hangi maskeyi takacan, ister erkek
ister kadn olsun senden neyi yorumlaman istediini, hangi roln
gerektiini birka saniye iinde bileceksin.
Bu oyun'da ikiniz arasndaki fark, sen nasl oynayacan bilirken, onun
bilmeden oynamasdr. Aranzda sonsuzluk kadar bir mesafe, lmszlk
kadar bir fark vardr. yle ki, yatay dnyada eriebilmenin yllar, hatta tm
nesiller boyu alaca pozisyonlar fethederek, insanlk rollerinin sraland
piramidi senin, ba dndrc bir hzda dikey olarak kman salayacak
bir farkllktan sz ediyoruz."
Bu noktada Dreamer, iimizdeki en gerek olana bizi abucak yaklatran
ve zaman sktran bir dikey yoldan, bir 'kestirme yol' olan, 'd'ten sz
etti.

10 Zaman sktrmak
Dreamer'n retisinden anladm kadaryla, srekli meydan okumann
hkim olduu ve hibir duraksamaya izin vermeyen bir dnya sz
konusuydu. ki kii herhangi bir iaret ya da cihaz olmadan, birbirleriyle
lde rlplak karlayorlar. Kanlmaz olarak ilerinden biri ba
ekerek gidilecek yn belirliyor, dieri de onu takip ediyordu. Bunu,
yabani bir blgede karlaan iki hayvann, birbirlerine kendi rklarn,
glerini, blgelerini ve stnlk derecelerini zoolojik bir dil kullanarak
zel sinyallerle anlatmasna benzetebiliriz. Her bir tepki, her bir davran, en
basitinden bir tik, duygusal bir davurum, bir bak, bir sz, yz
ifadesindeki en kk bir deiim, kiinin geliim merdiveninde bulunduu
konumu aklamaya yeter. Bu alg dzeyi evrende kaydedilerek, yaamda
bamza gelecek olaylar, neyi bileceimizi, neyi yapacamz, neye sahip
olacamz ve nihayet finansal kaderimizi belirler.
Dreamer, imdi biraz daha tandk bir ses tonuyla, "ki kii
karlatnda, kanlmaz olarak biri kapsayan, dieri kapsanandr," dedi.
"Bir kiiyi 'kapsamak' ne demek?" diye sordum.
"Bu, onun tm dnyasndan, rollerinden, hayatndan ve ona bal olan
tm hayatlardan sorumlu olmas demektir. Onun her zorluunun zmn,
her talebinin yantn bilmesi demektir.
395

S t e f a n o E. D ' A n n a
Eer baaramazsan, yine sradan yollardan, zaman ve deneyimden
gemen gerekecektir. 0 karlamada, anlama ve btn olma ynnde
Oluunu daha yksek blgelerine ulatracak frsattan nasl yararlanacan
bilemediin iin, ayn frsatn yeniden karna kmas ok uzun yllar
alacaktr. Her koulda bu snav mutlaka yeniden tekrarlaman gerekecektir,
tabii yeni bir frsat yakalayacak kadar ansn varsa..."
Vizyonumun fiziksel olarak genilediini hissettim. Dreamer yaamm
deitiren bu retiye dair bir baka balant noktasn gsterirken, O'nu
daha dikkatle dinlemeye hazrlandm.
Beni uyard, "Bu zor ve tehlikeli bir oyundur," dedi. "Bir bak, bir sz,
en kk bir hareket ya da dnce sana ihanet edebilir ve seni lmcl bir
tuzaa drebilir! Okul bnyesinde olmayan kiinin eli kolu tamamen
baldr. Bu kii, 'karlama oyunu'na katlabilir, ancak bu oyunun
kurallarn bilemez, ald riskin hibir ekilde bilincinde olmad gibi,
bunun bir oyun olduunu bile bilmez. Bu oyunu 'grenler' oyunu
ynlendirirler, grmeyenlerse onun kurban olurlar."
"Bu snavdan getiimi nasl bilebileceim? Ayrca, byle bir
karlamann sonucu ne olacaktr?" diye, sanki imdiden ufuk izgisinde
O'nun ortadan kayboluunu gryormuum gibi yksek sesle sordum.
"Bir insann yaamndaki olaylar en esiz biimde bir araya gelirler ve
onun anlama ve kusursuzluk dzeyini yanstrlar.
Eer bir bakasn 'kapsyorsan' yanl yapmazsn, sadece varlnn
baka bir kesine ifa ve k gtrdn iin olaanst bir sevin
yaarsn. Bir insanda bu gerekletiinde, bunu tm evren bilir. "
"zel olarak ya da tan olmadan gerekleen bir karlamay dierleri
nasl bilecekler?" diye sordum.
"nsanlarla nesneler tek bir ba dokusunun paralardr. Dnya
boyutundaki bir sinir sistemi, insanln tm hcrelerini birbirlerine balar.
Bir odann iinde tek bana duran bir insan, tm evrene kendi durumunu,
sorumluluk dzeyini ve niyetini duyurabilir. Ne hile yapmaya ne de yorumda
bulunmaya imkn vardr."

396

Tanrlar Okulu
11 Dierleri seni ele verir
Dreamer, ertesi hafta Hamstead'deki eski bir pub olan Spaniards Inn'de
yeniden grme sz vererek ayrld. Bu arada geen gnleri ve saatleri,
'oyun' haliknda anlattklarn dnerek geirdim. Bana en ok saldran
dnce, ne kadar zaman sreceini bilemediim ve var olmadklar
sonucunu kefedeceim yzlerce kiiyle karlamak gibi olduka tuhaf bir
greve atanm olmamd.
Karlatmzda, yznde beni bir bak gibi yaralayan acma ifadesiyle
Dreamer yanlm serte dzeltecek ve bana,
"Dierlerinin var olmadklarn sylemedim!" diyecekti. Soma, stne
basa basa, "Dierleri senin dnda var olmazlar dedim! Bunu net olarak
kavradn zaman, onlarn ne ie yaradklarn da anlayacaksn " eklinde
aklama yapacakt.
'Baz benzerlikleri' yznden, Dreamer'n bana esiz bir frsat
sunduunu ve 'karlama oyununun' yeri doldurulamayacak bir geliim
arac olarak kendini gstereceini biliyordum. Buna ramen, kendimi bir
trl kurtaramadm bir phe ve endie ordusu tarafndan kuatlmtm.
Bunca karlamay organize etmenin zorluunun ve gerektirdii abann
tesinde, beni ok rahatsz eden bir durum vard: 'Karlamalar oyunu' tm
zamanm alacaksa, ngiltere'ye ya da dnyann herhangi bir yerine
yapacam yolculuklar ve eer gerekirse uzun sreli konaklamalarn
masraflarn nasl karlayacaktm?
Buna ilave olarak, dorusu ok endie verici bulduum bir baka husus
da, bu karlamalarn, aslnda gerek birer dello olduklar fikri idi. Bir
seferinde bana, "Yaamnn tehlikede olmad hibir an yoktur," demiti.
Bu szlerini her hatrlaymda bu inan kuvvetleniyordu ve tanmadm
kiilerle stelik nedensizce, kar karya gelmek fikrinin basksyla iimdeki
rekabet kaygs da giderek byyordu. Bu 'oyun'da, sanki bir filigrandan
bakarcasna onu bulanklatrp rengini koyultan bir acmaszlk grnts
yakalamtm. Sonu olarak, bu oyundan kabilecek sonlar hayal ettim: ya
esaret, dayankllk ve saygnlk mesaj gndererek bir somaki aamaya terfi
edecektim, ya da rakibim beni varlmn ykntlarna mahkum edecek ve
ben, yenilmi bir savadan arta kalanlar geride, yaamn sava alannda
brakacaktm.
397

S t e f a n o E. D ' A n n a
Balangta, Dreamer'a bununla ilgili bir ey sylemeye cesaret
edemedim. Bu duygunun, verilen grev iin yetersiz olma korkusundan m
yoksa, insani bir bak asyla, karlamada kimin yenileceini
bilememekten mi kaynaklandn hala kestiremiyordum.
Bunlar, eski bir hana doru yrrken bana elik eden dncelerdi.
erinin atmosferi, burann Shelley, Keats ve Byron gibi nl sanatlarn ve
airlerin urak yeri olduu dnemden beri fazla deimemi olmalyd.
Erken gelmitim. Dreamer henz ortalarda grnmyordu. Etrafa bir gz
gezdirerek, O'nun stratejik olarak hangi yeri seeceini bulmaya altm.
Nihayet, en sakin kedeki bir masada karar kldm. Duvarda, efsanevi bir
haydutun yakalannda gsterilen kahramanln ansna nian olarak
verilmi ok eski ayakl bir silah aslyd.
Hala, rekabet ve yenilgi kuruntularmn iine saplanp kalmtm.
Dreamer beni hazrlksz yakalad ve daha bir ey bile yapmaya frsatm
olmadan, tpk farknda olmadklar bir anda amirleri tarafndan yakalanan
alanlar gibi utan iine hapsolduumu hissettim. Dreamer'n grnmesi
bile, doru tutumu 'anmsamama' yetiyordu. O masaya yaklamadan, ben
daha saygn bir havaya brnmeye ve Varlmn dank paralarn
toparlamaya altm. Ancak henz kapnn giriinde, bana bayla yapt
nazik bir iaretle kendisini izlememi syledi. Bizim iin semi olduum
masadan kalktm ve O'nun peinden birinci kata ktm. Buradaki kalabalk
salon, mterilerin grlts, bira kokusu ve havasnn arlyla beni
rahatsz etmiti. Bana gre zemin kattaki masa, aklmdaki zel grme iin
ok daha uygundu, ama Dreamer, salonun tam ortasnda, sohbetlerin en
youn uultuya dnt masaya ynelerek otarmam iin beni davet etti.
Beni grd andaki durumumun gznden kamadn, sras
gelmiken vurgulayarak, kibar ancak neredeyse alayc bir tonla beni uyard.
Bu lml yaklamndan, tedbiri elden brakmayarak yararlanmay
dndm. Dreamer'n ruh halinin ok abuk deitiini biliyordum,
zellikle fkesinin ne korkun boyutlara ulaabileceini imdiye dek birok
kez yaayarak renmitim. Bir szck, bir vurgu ya da olaand en kk
bir hareket, onun fke samasna yetiyordu. O'na, 'oyunla' ilgili zihnimi
megul eden ve kendi ruhsal durumumu zetleyen bir soru sormak
istiyordum. Oyunda kaybedenlere ne oluyor? Dreamer'a fiziksel olarak
yakn duruum sayesinde her ey kendiliinden netlik kazand. Aslnda
sormak istediim eyin, kaybedenlere ne olduu deil, ilk karlamalarda
yenilirsem bama nelerin gelecei olduunu fark ettim.
398

Tanrlar Okulu
O benden nce davrand, "Yanl bir dnceye kaplma," dedi. "Bunu
sana daha nce syledim... Bu 'oyunda' ne yenen, ne de yenilen vardr." Bu
szler, sanki grltler birdenbire kesilmi ve birahanede ikimizden baka
kimse kalmam gibi, bana ok anlalr ve net biimde ulamt. Sesi bana,
bu kalabaln arasndan ya da uultu bulutunun stnden deil, iimden
ulamt. Bu dncelerin kkenlerine, kaynaklandklar inanlara ve
nyarglara doru gerisingeri bir yol aarcasna, "Senin vizyonun, hl bir i
blnmenin, yalnzca ztlklar ve dmanlklar araclyla yneten bir
dnya retisinin sonucudur. Aslnda, dello her zaman ve sadece senin
iinde gerekleir. Birinin dieri ile olan ilikisi, yalnzca bir karlamada
gerekten olanlarn en yzeysel ve grnr olan yzdr. Her ne kadar
dierinin senin yllarn alan hazrlk dnemin boyunca biriktirdiklerini
elinden alacandan korkuyor olsan da bil ki, o kii aslnda senin iindedir
ve olacaklarn tmne karar verecek olan sensindir," dedi.
Temel kavramlardan birini ele alarak konumasn srdrd. Bir kiiyi 'kapsamak', sadece onu kendi sorumluluklarnn iine katmak demek deildir, onu
grevlendirmektir.
"Daha yksek, sorumluluk dzeyindeki birisiyle karlamak, farknda
olmasak da bizim iin her zaman bir hzlanmadr," dedi.
. "Seni 'kapsayan' bir kiiyle karlamak bana gelecek en gzel eydir.
Bir adm atp tesine geenler, dierini kendi kaderine terk etmezler., Aksine,
o kiiden sorumlu olurlar. Onlar kendi geliimlerinin ayn zamanda
dierinin de geliimi olduunu bilirler. Bir insann ykselmesi, sadece bir
hcrenin iyilemesi bile, tm insanln ilerlemesini hzlandrr.
Baarnn snr yoktur ve senin bunu fark etmen iin dierlerinin sana ne
kadar ok frsat ve alma konusu sunabileceini bir dn. nk gerek
zafer, tam u anda yreimizdeki uyumsuzluklar uyumlu hale getirerek,
kendimizi yenmektir. nsanlar byle bir anlaya ve farkndala sahip
olmadan, birbirleriyle bir uyku halindeyken yani endieler iinde boulmu,
korkular ve pheleriyle karanla gmlm, gnlk kouturmalar
arasnda kendini yitirmi bir halde karlarlar ve bu karlamalarnda
anlamsz, dnyevi bo hedefleri ve karlar peinde koarlar."
Mizahi bir yaklamla, her ne kadar kendilerini i yapmaya, ileri
tartmaya ya da grnrde nemli olan kararlar almaya adam olsalar da,
gelimi bir insann bak asndan onlarn, incik-boncuk zerine takasla ve
pazarlk etmekle megul, uygarlarnam bireylerden biraz daha iyi durumda
oian vatlklar olduunu vurgulad.
399

Stefano E. D ' A n n a
Yine sert ve ciddi bir ifadeye brnerek, "Onlar asl hedefi unuttular,"
dedi. Onlar 'oyunun' farknda deiller. Artk rollerini oynamak yerine,
roln ta kendisi olmulardr!"
Bir bakyla sylediklerini anlayacamdan emin olduktan soma,
"Mkemmellik yolunda ilerleyen sorumlu bir insann dnyasnda sadece
kendini; dnyayla olan vasatln, yalann ve zdeliini yenmek iin yer
vardr," yorumunda bulundu.

12 Kastl yaplan rol oyunu. Rol yapma sanat


"Her ortam iin taklacak doru bir maske vardr," dedi Dreamer. "Bu
'karlamalar oyunu' iinde gelitirmen gereken temel yetenek, klk
deitirme sanatdr." Kulland ses tonu ve yz ifadesi, retisinin nemli
bir blmn ele almak zere olduunu gsteriyordu.
Hem 'Tanrlar Okulu'nun eski elyazmasndan, hem de dncesi ve
yaam stne yaptm aratrmalardan Lupelius'un efsanevi klk
deitirme ustaln renmitim. O'nun Okulunda klk deitirme sanat
bir sava iin hazrlanmann ayrlmaz bir parasyd. Lupelius'a gre roller
psikolojik kostmlerdi. Bu giysileri hem kendisi giyiyor hem de
rencilerine giydirerek onlara, bunun bir oyun olduunu asla unutmadan
veya oyun tarafndan tuzaa drlmeden, rollere nasl brneceklerini, o
rolleri en ince ayrntlarna ve srlarna kadar nasl inceleyip reneceklerini
anlatyordu.. Dreamer'n kat yaklam, bu unsurun, 'oyun'a hazrlanma
srecimdeki nemini abucak alglamam salad.
'"The Art of Acting', 'Rol Yapma Sanat' bir savann stratejik olarak
yaama becerisidir, " dedi. "Bu beceri, onlarn gereken yerde daima 'her an
hazrda' olmasna ve her koulda en doru tutumu taknmalarna izin veren
bir yetenektir." Dreamer'n szlerinde Lupelius'un retisini farketmitim.
Sesleri birbiriyle harmanlanrken, grntleri zihnimde birbiri zerine
yerleerek bir btn oluyordu.
"Stratejik olarak yaamay ve amacn dorultusunda rol yapmay ren,
bylece her durumda hangi grnty sergileyeceini daima bileceksin.
Sadece rol yapanlar, tm dnya tarihinde daha nce olmu ve henz olacak
her karlamay esiz ve farkl klan binlerce zellikleri harekete geirebilir"
Bir ara verdikten soma tekrar baladnda, sesi daha otoriter ve kuvvetli
yanklanyordu:
400

Tanrlar Okulu
"Rol yapmay ren," dedi. Yalnzca rol yapanlar, kendilerinin ve
dierlerinin yaamlarn ynetebilir, baarl ve zgr olurlar."
Bu kurallara kar iimden igdsel bir muhalefet ykseldi. u ana
kadar bana retilmi olan her ey, olaylara bambaka bir adan bakmam
zorluyordu. Kii, 'kendisi olabilirse', bakas gibi grnmek ve rol yapmak
zorunda kalmazsa zgr olabilirdi ki bunu O'na da syledim. Bu
dncelerimin sonunda iimde hala, rol yaparak ve maskelere brnerek
dierleriyle grmenin, ilikileri yrtmek iin samimiyetsiz ve yanl bir
yntem olduu inancn barndryordum.
Birok insan itirazlarm yerinde bulurdu. Sradan insanlar bunlar,
hayatnda inenmez ahlaki ilkelere ve drstlk kurallarna sahip ve
bunlar daha st seviyedeki bir kiinin nnde bile cesurca savunmasn
bilen birinin tavr olarak grp uygun bulabilirdi. Ne var ki, szlerim
Dreame'n dnyasnda sanki ieriye hrsz girmi gibi tm alarm
sistemlerini harekete geirdi.
Ancak, Dreaner'n dnyasnda bu szlerim, eve giren hrsz gibi tm
alarm sistemlerini harekete geirdi.
Dreamer, szlerimi tamamlamama frsat vermeden, ani bir fke
patlamasyla beni azarlayarak, "Sessiz ol!" diye bard. Bilgi tavrm taklit
ederek, "Kendisi olmak... kendisi olmak..." diye tekrarlad. "Senin gibi
hayat yalanla, rollerin tutsaklnda gemi biri, kendisi olmann nerede
baladn bile bilemez." Sesindeki tiksintiyi ve belirgin bir kmsemeyi
alglamtm. Dreamer szlerimi yantlamyordu, kibrimi, iimdeki
blnmeyi yanstyordu. Bu tartmalarn ardnda ve grebileceimden ok
daha derinlerde direncim deimeye balamt.
Dreamer, hibir ey olmam gibi normal ses tonunda konumasna devam
etseydi, sanrm hemen ve tamamen piman olurdum. O'nun bir ruh halinden
dierine abucak girip kmasn, sesini, slubunu, el kol hareketlerini,
mimiklerini ve tepkilerini deitirme becerisini bir kez daha fark ettim. Bu
geileri, ardnda bir kalnt ya da iz brakmadan yapabiliyordu. "Stratejik
olarak yaamak, frsatlk demek deildir ve yalan sylemek anlamna da
gelmez. Bu bir savann kendi grnn, dnyann almaya hazr olduu ve
koullarn gerektirdii ekilde uyarlayarak davranlarna aktarma becerisidir.
Yalnzca stratejik olarak yaayanlar ayakta kalabilirler. Rol yapmak
zgrlktr."
Bir rol 'mkemmel' oynamak, yaamda o roln stesinden gelmek,
'kavramak', sorumluluun daha yksek seviyelerine ulamak demektir.
401

S t e f a n o E. D ' A n n a
lk zamanlardaki tiyatro, oyunculann-rencilerin rol yapmay ve rollerinin
tesine gemeyi rendikleri, bu rollerin esiri olmadan bir karakterden
dierine geme becerisini kazandklar bir Olu, bir zgrlk okuluydu. Bu
sebeple, rol yapmak; kiinin Oluunu kendi ykc dncelerinden ve
olumsuz duygularndan kurtarmay renmesi demektir. Bylece tiyatronun
esas olarak oyuncular etkisi altna alan temizleyici, anndrc etkinlii,
koroya, halka, ehre ve tm ulusa yaylarak, onlar birbirlerine balayp,
zgrlk ve refah ortamn yaratmann koulu olan birliktelii salyordu.
Bu ilevi tiyatroya, tm kltrlerde her zaman sahip olduu barol vermi,
bugn hala insan bylemesine ve sihrine anlam katmasna sebep olmutur.
Klasik a, Yunanistan'da Olu'un merkeziyetini kefetti; ekonomik
zenginliin, toplumsal uyumun, kurulularn olgunlamasnn ve uzun
mrl olmasnn srrnn, herkesin Oluunda gelimesinde, ehirdeki her
hcrenin zenginlemesinde bulunduunu biliyordu. Bu vizyon, zamandan
bamsz, manevi bir medeniyeti, Olu medeniyetini ortaya kard. Sanat,
gzellik, mzik, spor ve gerei aray, ehrin zerinde ykseldii stunlar
ve onun yaamnn yce dzenleyicileri oldular.
Hibir corafyaya ve zamana bal olmayan gizemli bir varlk olarak
Dreamer, kendi dorudan tanklnn yetkisiyle, en eski uygarlklarda,
rnein Roma veya Yunan'da, yeni bir ehir kurulaca zaman, daha
surlarn geecei yerler bile belirlenmeden nce iki kamu binasnn
kurulaca yerlerin seildiini belirtti: duygular arndracak tiyatro binas ve
bedenleri arndracak hamamlar. Bunlar arnmann iki hayati organ,
toplumun bbrekleriydiler. Canl bir varlkta olduu gibi, bu iki sosyal
yapya da en zorunlu temel ilevlerden biri olan, ehrin lenflerini szp
arndrmak, onun her hcresini temizleyip zenginletirmek grevi verilmiti.
"Tiyatro, yalnzca fiziksel bir mekn deil, bir Olu hali, insann en yce
becerilerinin uyum iinde sergilendii, dnce ve nefesin bir birleimi olan
szn, hareketle birletii psikolojik bir alandr."
Bir zaman makinasnda gibiydim, yok olmu dnyalarn, gml
medeniyetlerin aray iinde seyahat ediyordum ve O'nun huzurundayken,
onlarn kalp atlarn, nefeslerini hala hissedebiliyordum.

402

Tanrlar Okulu
13 'Karlamalar oyunu'
Bylece Dreamer ile birlikte raklk dnemimin en zorlu dnemlerine
girmitim. Sava bir baba gibi, bana bir zrh, bir kalkan ve yanmda
tayacam silahlan verdi ve bunlar emanet ederken u nasihatte bulundu:
"Her dtnde ve her an, farknda ol, tetikte ol!"
"Uyank ol, her saniyeyi ve her dn dikkatle izle. Kendini gzlemle.
Her bir hcreni, verdiin szn bilinciyle doldur. D' unutmu olanlar iin
dnyay yneten gerek, gizemli ve grnmeyen g, evrende kaybolmu
kck bir paradan ibarettir."
Bu 'oyun' iki yl boyunca tm zamanm ald. Bu srede, Dreamer'n,
sadece kendisinin bildii stratejik seimlere gre belirledii ya da yoluma
kard insanlarla karlamaktan baka bir ey yapmadm. Bugn artk, bu
karlamalarn her birinin ok hassas bir seimin rn ve ileri grl,
bilinli ve aydnlk bir tasarnn paras olduklarn biliyorum. Her
karlamay, hayran kaldm eitimsel bir ilerleme takip ediyordu. Bu
karlamalar, Varlmn en gizli yaralarn kefedip, onlar iyiletirmeme
yardm etmelerinin yan sra, olaylar dnyasnda, zerine yeni niversitenin
kurulup geliecei vazgeilmez nkoullar oluturdular.
Seven Oaks, unutulmaz karlamalarn odak noktas, dnya aydnlarnn;
kltr, sanat, i ve politika yaamnn doruklarndaki kadn ve erkeklerin
biraraya geldii buluma yeri haline geldi. Seven Oaks, bu muhteem
giriimi gerekletirmede nemli rol oynayacak herkesi aran bir zafer
arksyd. Aylar boyunca gzme yksek miktardaki pahal fazlalklar ve
gereksiz detaylar olarak grnen evin sahip olduu bu gzellik ve stil, yeri
doldurulamaz kiilikleri btn gemiine ekleyip mhrleyen bu esiz
sahne, tm bir tasarmn ilkeleri halini alyordu.
Seven Oaks, niversitenin yeni kampsnn douunun ve geliiminin
deimez bileenleri olarak, ona elik eden ve onun retilerinin peinden
giden giriimci zindelii, yaam tarz, sorumluluk ve liderlik gibi bileenler
iin bir pusula grevi stlenmiti. Seven Oaks, bir ev, bir dost, aina
olduum tm mutluluklarn ss, hazine sand ve ok kymetli bekisi
oldu. Heleonore'a olan tutkunluumla birlikte ocuklarmn da byd yer
oldu. 'Karlamalar oyunu' raklk eitimimin genel gidiat asndan
nemli bir yer kaplyordu ve bu iki yl boyunca, O'nun disiplin ve katlk
anlaynn tahamml edebileceimden ok daha iddetli olduu zamanlarda
hissettiim huzursuzluk hi de allmadk deildi.
403

S t e f a n o E. D ' A n n a
Dreamer bir sulama ustasyd. Oluumun labirentinden strap ezgisini
skp karmak iin sulama ve knama yntemlerini kullanyordu. O at
yakan keder beni srekli sarsyor, iten yok ediyordu. Gznden hibir ey
kamyordu ve en kk bir dalgnlk, ihmalkrlk, Projeden bir milimlik bir
sapma, korkun fkesinin patlamasna yetiyordu. Varlmn en gizli
kvrmlarndan yaralarna nasl ulaacan biliyor ve onlar kzgn
demirlerle dalyordu. Kaderinin eski kulvarlarndan kmak isteyen
herkesin, Dreamer'la karlamasn ve bylesine dikkatli ve acmasz bir
rehbere sahip olmalarn dilerim. O'nun yannda atlan her adm,
lmszln nefesini tayordu. imdi O'nun hakknda yazdka, her
hareketinin zellikle ve olaanst bir biimde benim iin tasarlandn,
benim araclmla da kleliinin farkna varm her insana ithaf edildiini
fark ediyorum. Onun yannda, btn varolu, deimek ve hayatlarn kendi
aheserlerine dntrmek isteyenlere alan bir 'Olu Okulu', bir 'Tanrlar
Okulu' olarak gzler nne seriyordu. stelik ilk aylarda bu 'karlamalar
oyununu', kararllm snamak iin ortaya konmu bir samalk olarak
grmtm. Dreamer'n aklamalarndan nce, 'pratik' bir ama olmadan
asla 'bakalaryla' karlalabileceini ve bir araya gelinebileceini hayal
bile edemezdim. "Bir seferinde bana karlaacan insanlar nasl
seeceimi sormutun," dedi. nceden bir yant vermeyi hi dnmedii
soflarmdan birine dnyordu.
"Onlarn en temel zellikleri kusursuz ve acmasz olmalardr. Bir gn,
hi bir karlamann senin dnda gerekleemeyeceini bileceksin.
Karlaacan kadn ve erkekler, mozaik talar gibi senin paralarn
ortaya koyacaklar, sen de onlarla bir araya gelmek zorundasn. Her biri
senin olas yaamlarn temsil ediyor."
"insanl engin bir okyanus olarak dnrsen, her bir kii senin
psikolojik durumunu yanstan damlalardr. Unutma: Dierleri sadece
aynadr. Sulayacak veya knayacak hi kimse yoktur. nsan daima ve
sadece kendisiyle karlar!"
O'nun tavsiyelerine uyarak ve Seven Oaks' bir s olarak kullanarak
durmakszn seyahat ettim. eitli vesilelerle ngiltere'den ve sk sk da
Avrupa'dan ayrlmam gerekmi, kendimi gzlemleme, kendimi okuma ve
tanma gibi zel, tuhaf ve muhteem bir ama uruna en muhtelif
durumlarn iinde her sosyal konumdan, yatan, zeka seviyesinden,
soyaacndan Ve i kapasitesinden oluan
farkl insanlarn arasnda
bulmutum kendimi.
404

Tanrlar Okulu
Bylelikle, ok geni bir insan yelpazesinden nnden getim; aktrler,
ynetmenler, sanayiciler, danmanlar, insanl iyiletirenler, Kilise'nin
Papazlar; politikaclar, giriimciler, filozoflar, profesrler, doktorlar, nemli
avukatlar, bankaclar, Nobel dl sahipleri, berdular; baarlarnn
zirvesinde olanlar, itibarn kaybetmi insanlar; fnans gurular, yoksullam
giriimciler; evlerinde ya da ofislerinde, sokak ortasnda veya yatlarnda,
lks otellerde veya mtevaz konuk evlerinde, alrken ya da tatilde... Her
biriyle ayr bir tutum, ifade, davran, giyim ve 'titizlik' gerektiren yzlerce
buluma yaadm; her biri mmkn olan her eit aynann nnde,
birbirinden ok farkl koullarda bana kendimi gzlemleme frsat verdi;
vizyonumun geit vermeyen snrlarna, katlktan krlganla dnen
zihinsel kafeslerime meydan okudu; her biri gizli bir hastal, iimdeki en
zayf noktay bulmakla kalmad, ya bozuk olan dzeltip tedavi etti ya da
ruhumdaki en kk yaray dalad.
Dreamer'n zellikle ok nemli bir bulumann ncesinde en kk
ayrntlara verdii nemi anmsyorum. O'nun uyar ve istekleri, bir film
ekimi ncesinde setteki ynetmenin ya da bir kader mann ncesinde saha
kenarndaki antrenrn syleyeceklerinden hi de farkl deildi. Giyimim,
deineceim konular ve hatta kullanacam anahtar szcklerin syleni
biimleri gibi her ey onun dikkatinin szgecinden geiyordu.
"Kendine dikkat et; hereyin tamamen farknda ol! Yaamnn her bir
kesini didik didik et - dedi Dreamer - ine gz at! Benliinin iine giren
ve ondan ayrlan hereyin farknda olan. Oluumuz Yaammz
yaratr...Olu, dnyay yaratr....Gerek dikkate sahip bir insan, en ufak bir
hareketiyle evreni dzelteceini bilir."

14 Yeni paradigma
Bir zamanlar, uzun ve sabrla geen uralar sonucunda, moda ve lks
rnler endstrisi alannda lider konumda olan okuluslu bir irketin
kurucusu ile grme ayarlamtm. Bu toplant iin yaratmak zorunda
kaldm bahane, onun mal varlklar arasndan bir gayrimenkulun satn
alnmasyd. Haftalar nce Londra'da balayan pazarlk, artk son aamasna
gelmi ve yz yze grmemiz kanlmaz olmutu. Bu Fransz
giriimcinin ismi, Dreamer'n benden irtibat kurmam ve grmemi istedii
i dnyasnn 'usta'larnn yer ald uzun listenin iinde yer almaktayd.
405

S t e f a n o E. D ' A n n a
0 sralar, parayla olan kt ilikime cesurca meydan okuduum bir
dnemdi. Dreamer'a gre pazarlk etmeyi, korkmadan ve boyun emeden bu
'en sk' iadamndan renmem gerekliydi. Giyim sanayinde dnyann en
mehur markalarndan biri olan bu kiinin Paris'teki sancta sanctorum'da
gerekleecek bulumamz iin yola kacam gnn ncesinde syleyeceklerim hakknda en kk bir dncemin bile olmamas yznden canm
hayli skknd. Kayglarmla beraber, beni byle stresli durumlara soktuu
iin 'sulu' saydm Dreamer'a kar hissettiim bir eit kzgnlk da
artyordu.
Gizliden gizliye beni bu yolculuktan mazur greceini ve oktan Rue de
la Paix'de ayarlanm olan bu grmeyi iptal edebileceimi mit ederek
O'ndan bir buluma talep ettim. Kontrol edemediim, saldrgan bir soruyla
patlamamdan henz birka dakika nce biraraya gelmitik.
Bir bina ya da bir irket zerine pazarlk etmekteki ama ne olabilir ki? huzursuzluumu kusur bulunamayacak bir saduyu ardna gizlemeye
alarak aniden konumaya balamtm - Eer satn alacak paran yoksa,
lks bir otomobili veya zel bir ua elde etme konusunda detaylar
konumann ne anlam olabilir? diye sorduumda, belirli bir noktada artk
boalm, skntm eletirilemez bir saduyunun ardna gizlemeye
almtm.
Dreamer takndm tavr grmezden gelerek, grlerimi alkn
olmadm bir nezaketle beni yantlad. "Eer nasl kusursuz oynayacan
bilirsen.." Dreamer, umulmadk bir nezaketle az nce sergilediim saldrgan
tavr grmezden gelerek cevap verdi - "sorularn ynelttiinde seni
inandrc bulursa, o zaman para zaten cebinde demektir."
Anlamamtm. Bana gre 'ciddi biimde rol yapmak' tamamen farkl bir
anlama geliyordu. Paris'teki o mlk satn alacak param gerekten olsayd,
kesinlikle endielenmez, ne syleyip nasl davranacam ok iyi bilirdim.
Dreamer, szlerimi keserek beni azarlad, "ok yanl dnyorsun," dedi.
"Aldn ilk eitim, seni yeterli paran ve gerekli aralarn olursa, dilediin her
eyi yapabileceine ve bylece kendini gvenli, zengin, mutlu ve saygn
hissedeceine inanmaya altrm."
Sancta Sanctorum (Lat.), Holy of the Holies (ng.): En kutsal yer. Yahudi dininde,
ancak Ba khinin ve onun da ylda yalnzca bir kez girebildii, tapnakta Tanr'nn
oturduu yer. Dinsel anlamnn dnda, genellikle nemli kiilerin, gzlerden rak,
rahatsz edilmeden altklar zel ofislerini belirtmek iin kullanlyor, (.n.)

406

Tanrlar Okulu
"Sahip olmak - Yapmak - Olmak sana hkim olan bir deerler dizilimi;
rm bir insanln efsanevi deerlerinin tam bir zeti ve bana gelen tm
felaketlerin ve dertlerin kaynadr."
Bunlar syledikten sonra, ban kaldrd ve bana dik dik bakt. Sonra
baklarn ayrmadan sa iaret ve orta parmaklarn birletirip sa kulana
birka kez hafife vurdu. Dreamer, anlamaktaki zorluum konusunda beni
uyararak, dikkatimi tam olarak kendisine yneltmemi istiyordu, szlerime
kulak ver diyordu. Beni rahatsz eden bu tuhaf hareketin normal
grntsnn altnda kalp atlarm hzlandran ve galeyana dmemek iin
bana derin nefes aldran trajik bir jestin emir ve otoritesini, teatral bir sihrin
ipucunu hissettim.
"Bu, milyonlarca insann ortak zihniyetidir" dedi "Bunu tersine
evirmen gerekiyor! Yeni insanln deerler dizilimi; Olmak-Yapmak-Sahip
olmaktr. Ne denli oksan, o denli ok yaparsn ve o denli ok eye sahip
olursun. Sahip olmak ve olmak, varoluun farkl dzlemlerinde bulunan ayn
eylerdir."
Olmann zaten sahip olmak olduunu, olmann sahip olmay ynettiini
ve onun gerek nedeni olduunu kefetmek, yaantmda o ana dek
inandm tm dnceleri ebediyen havaya frlatan bir patlamaya yol at.
Bu olay, dnce biimimin urad, kaderimi deitirmeye yetecek
gteki byk oklardan biriydi. Dreamer'n szlerinin ierii giderek
youn ve derinlemesine irdeleyen bir hal ald. Defterimi karttm ve orada,
caddenin ortasnda not tutmaya baladm. Bir yandan dkt szleri bir
araya getirerek elimi satrlarn zerinde hzla kaydryor, dier yandan da
yazmaya zaman bulamadklarm zihnimde tekrarlayarak ezberlemeye
alyordum.
Bu deerli retiyi bir daha bulamayacam iin tek bir atomunu bile
karmaktan korkuyordum.
Bataki konumasna geri dnerek, Paris'te yapacam toplantnn, nl
bir mcevher dkknn ya da k bir giyim maazasn ziyaret etmekle ayn
ey olacan syledi. nemli olan stmzde denediimiz giysileri veya
bize gsterilen en pahal mcevherleri satn almamz deil, o maazann
'olu' u yani gzle grnmeyen z tarafndan, 'tannmaktr'. nemli olan
yaammz saran dnyann bize 'evet' diyor olmasyd.
"Elbette bileinde o pahal saatle dar kmayacaksn ve o apka
gardrobundaki dier giysilerinin arasna girmeyecektir, ama onlara sahip
olmak zere kendi yeteneklerine altrma yaptrm olacaksn.
407

S t e f a n o E. D ' A n n a
"Yaam stili bir bilintir. Varln altr. Yaamn daha zengin
blgelerine girmek iin gsterecein her aba, sendeki yokluk bilincini
ykmana yardm edecektir. Kendini bollua altr, vizyonunu ykselt ve
imknsz dle, tm zenginliklerin gerek kayna ve onlar korumann n
koulu olan bir 'refah bilinci'yarat."
Dreamer bu vesileyle "Para isel bir konudur." dedi "zde yaratlr.
Dle, srekli olarak uyum ve baary hayalinde canlandr, bylelikle onu
elde edeceksin. Para bunun yalnzca doal sonucu olacaktr.
0 zaman zahmetsizce gelir. 0 zaman asla onu yitirmekten
korkmayacaksn. Para kendiliinden, doal olarak, senin i zenginliinden
gelmelidir. te o zaman onun oaldn, msr patla gibi cebinde
trdadn hissedeceksin."
Bu kez karlamam gereken kii, bir iadam olmasnn tesinde bir stil
ustas olduundan Dreamer, zellikle giyimimin bu duruma ve ortama
uygun olmas gerektiini vurgulad.
Via del Condotti boyunca yrdmz srada Dreamer; "zevk,
bilintir," dedi. Son derece nemli sayd bu karlama iin uyarlarn ve
nerilerini can kulayla dinledim. Bir takm elbise semem gerekiyordu ve
dnyann en prestijli modaclarnn vitrinlerinin nnden geerken Dreamer,
bu maazalar, kurulular ve onlarn kurucularn, yaama sanatnn bu
gezegen zerindeki somut rnekleri haline getiren gzellii, zerafeti, tarz ve
ince detay gzlemlememi istedi.
Dreamer, "Bir maazaya girmenin amac, bir ey satn almak gibi
grnse de bu yalnzca bir bahanedir," dedi. "Oysa asl satn aldn ey
bilintir."
En k butiklere girdik, birlikte ok saygn emlak komisyoncularn, en
sekin mcevhercileri ziyaret ettik. Bize evleri, giysi koleksiyonlarn,
mcevherlerin en pahal paralarn gsterdiler ve Dreamer her defasnda
benden onlan dnyann en iyisi yapan abalarn tespit etmemi istedi.
Hepsinde ortak zellik, dikkatti. En kk ayrntya, demelerinden,
alanlarnn kalitesine, gler yzne, ltl grnlerine, ilerine olan
sevgilerine dek, her eye dikkat ediyor olmalaryd.
"Bu sokakta younlatn grdn ey, belli seviyedeki bir insan
farkndalnn maddelemi halidir - dedi ve szlerini bir para nasihat ile
bitirdi - ok kk de olsa, ne zaman bir ey alrsan, bu seviyedeki ilgi,
dikkat ve sevginin aasnda sunulan bireyi kabul etmemelisin."
408

Tanrlar Okulu
Daha fazla bir ey beklemediime dair O'nu temin ettim ve yle bir gzellik
ve zenginlikle evrelenmi maazalarda hizmet edilmenin herkesin houna
gideceini ekledim. te o zaman O'nun en unutulmaz tlerinden birini
daha aldm. Dreamer, kesin bir ifadeyle,
"Like attracts like... Her ey kendine benzeyeni eker. nsan daima
kendisiyle karlar ve kendisini eker. Her ey kusursuz .bir biimde kiinin
bilin dzeyine karlk gelir," dedi.
"Ya para?" diye sordum. "Kiinin sahip olabileceine ve sahip
olamayacana karar veren para deil mi?
Dreamer, "Farkndalk paradr!" dedi. "Sahip olacaklarna karar veren
sadece, 'Olu 'tur'. Bir insan sadece dledii kadar, zihninde canlandrd
ve tasavvur ettii kadar paraya sahip olabilir. Olu zerinde altnda,
onun her kesini sadeletirdiin, zenginletirdiin ve ycelttiin zaman,
karlnda sana bolluk, zenginlik ve gzellik gelecektir. Buna 'refah
bilinci' denir. Para, tm bunlar alabilmeni salamak zere, senin
ykseliinin basit bir sonucu olarak, ans gibi, kendiliinden gelecektir."
Dreamer, "Nesnelerin bir ruhu vardr," diye konumasn srdrd.
"Szde onlar seen bizmiiz gibi grnse de, gerekte nesneler kendilerine
kimin sahip olacan seerler. Onlar kime gideceklerine ve kimi terk
edeceklerini bilirler. Ancak sorumlu olduun kadarna sahip olabilirsin.
Ktln akln kartrmasna izin verme. Btn dikkatini 'd 'e ver, her
insann doutan hakk olan,btnlk, gzellik, mutluluk, bilgi, sevgi ve
gerek gibi elinden alnamayacak deerlere ver. Gzellii, kl ve zevki
kendi znde tasarla!"
Bu arada alveri turumuz devam ediyordu ve ben olduka gevemitim.
Paris'teki toplant beni artk endielendirmiyordu. Byk lunaparktaki
kk bir ocuktum. O her nereye girerse girsin, nnde dnyann saygyla
eildiine dikkat etmitim. Bir memnuniyet havas her tarafa yaylyordu.
Dreamer'n ortam bolluk ve bereketle zenginletiren havas herkese
hissediliyordu. O'nun yannda dnya enlik iindeydi ve sahip olduunun en
iyisini sunuyordu.
"Kendisinin efendisi olanlar dnyay ynetirler. Dnya onlar tanr ve
onlara hizmet etmekten mutlu olur."
Bir grup sat asistan onun isteklerini yerine getirmek iin etrafa
dalrken Dreamer kulama eildi,
"Aslnda dkkn sahipleri
grnmeyene bekilik ederler," dedi.
409

Stefano E. D ' A n n a
"When you have overcome your limits inner obstacles...when you've
eliminated doubt and fear, the entire world will learn of your passage
towards that zone of existence. The world knows everything abaut you!"
"Kendi snrlarn ve iindeki engelleri atn zaman, seni ondan ayran
phe ve korkuyu ortadan kaldrdn zaman, tm dnya senin varoluun o
alanna geiini renecektir. Dnya senin hakkndaki her eyi bilir!"
nsanlar, yanmzdan rmak gibi akyordu; Gkyznn uzun, ince bir
parasndan, asilzadelere ait binalarn saaklaryla teraslarn yeillikleri
arama skm, lazer n kadar dar gn tm dierleri arasndan bizi
semiti. Dreamer, onu karlamak zere kafasn kaldrrken, ben de onu
takip ettim. Birka sonsuz saniye boyunca, kanatlan kvrlm, zeri altn
ineyle ilenmi bir kelebek gibi O'nunla birlikte, gzlerim yan kapal,
orada ylece bekledim.

15 Tekrar gsterim
Ksa sre iinde, 'karlamalar oyununun' en ilgin blmnn daha
yeni baladn kefettim.
Aklayaym:
Kii, gerekleen bir karlama sonucunda ortaya kan sonsuz saydaki
malzeme zerinde almak durumundayd. Dreamer, bunlarn arasndan
grnt beklerini, konuma kesitlerini titizlikle seiyordu, sonra da,
acmasz bir samimiyetin altnda, bana sanki yaantmdan klipler gibi
her bir filmin karesini tek tek gsteriyordu. O olayla ilgili tm duygu,
dnce ve tutumlar, en ince ayrntsna kadar her bir kare sonunda,
Dreamer'n byteci altna yatrlyordu. Yzmdeki farkl bir ifade,
sesimdeki krklk, kalp atlarmdaki hzlanma, ruhumdaki bir irkilme,
bedenimdeki bir hareket, mekanik bir tepki, tekrarlanan bir ifade,
szlerimde, tavrlarmda ve duygularmdaki gizli bir yorgunluk; kendi
dnyam sergileyiim, nasl oturduum, kyafetimdeki bir detay... Hibir ey
gznden kamyordu. Aradan aylar, yllar gemi olsa bile, eer O'nun
kusursuz eitim felsefesi gerekli gryorsa, en eski karlamalardan bir
kesiti bulup ortaya karabilirdi. Daha sonra onu bir mikroskop altnda
byterek en nemsiz grnen bir detayn ardna gizlenmi tehlikeyi, bazen
de bir felaketi grmemi salard. O'nun yannda, bir hareketin ya da bir
szn grnrdeki normallii ve sknetinin ardnda asl duran lm
410

Tanrlar Okulu
kapann ve bunlarn beni yakalayp tutsak etmeye hazr, zalim dzeneklerini
kefediyordum. Bu srad alma sancsz gemedi; iin asl, ou zaman
dayanlmayacak derecede ac veriyordu fakat ayn zamanda da kaderimi,
tekrarlanmalarn ve dikkatsizliklerin dngsnden ekip kartarak onu
ebediyen deitirme gcne sahipti. Bu almalar srasnda, direnilerimin
ve iimde kk salan nyarglarmn yllardr birikmi ruhsal atklarla birlikte
su yzne ktn sylemeliyim. Gemiimden herhangi bir krpnty, bir
hayaleti her yakaladmda, yok olmalarndan korkarak korumaya
alyordum. imdeki baz eyler ise aa kmak istemiyor, saklanyordu.
Ayrca grmeyi tercih etmediim daha birok rezillik vard. Dreamer her
seferinde, Olu'umdaki bir glgeyi dar karp ebediyen ortadan
kaldrncaya kadar aylarca takip edebilen amansz bir avcya dnyordu
Bir seferinde, kendimi Rue de Rivoli'deki Otel Maurice'de bulmutum.
Beni bekleyen iadam ile bulumak zere ana salonu getiim srada,
aramza giren gen, ekici bir bayan bir an iin dikkatimi ekti. Yalnzca bir
an iin. Bamn hareketi, sadece bir saniyeliine kadnn vcudunu okayan
baklarm, sonradan bu sahneyi midem bulanana dek pek ok adan
yzlerce kez bana izlettiren Dreamer'n gzlerinden kamamt.
Dreamer, o grntleri yznc kez karma kard srada beni
kastederek, "Bu adam bu ii baaramaz. Daha balamadan kaybetti...o
hareketiyle kendini oktan riske att..." dedi.
"Mesele gzel bir kadna beeni gstermenin doru veya yanl olmas
deil," diyerek gzlemlerini hibir zaman ahlaki yargya, etik deerlere
dayandrmayan veya gemiteki belirli bir zamana, mekna tekrar tekrar
tamayan Dreamer szlerini srdrd, "bann o hareketi, baklarn o
takl, kararllktan yoksun olduunun gstergeleridir." "Bunlar bir
rmenin belirtileridir. Bu hareket, tm yaantnn bir zetidir ve yzyllar
boyunca biriken duygusal karmaalarn ve bilinsizliin katmanlar
arasndan geerek kendi kkenine kadar iner."
Dreamer, gururumu incitmekten, beni utandrmaktan ya da hayal
krklna uratmaktan hi ekinmiyordu. Bir trtln zarafetiyle egomun
zerinden geti, ama zamanla onun bu acmaszlnn deerini bilmeyi
rendim.
Dreamer'n yalnzca bir akl hocas, paha biilmez bir rehber deil, ayn
zamanda sradanln kat cellad olduunu da kefettim.
O, btn olmay temsil ediyordu.
411

S t e f a n o E. D ' A n n a
"Dikkatini vuracan hedeften ayrmamay ren... Farknda ve kusursuz
ol, yolundan sapma... Bir noktann zerine asla sapmayan baklaryla veya
zihinleriyle kenetlenebilen kiiler, her eyin stesinden gelebilirler!
Onlarn her zaman vuracaklar bir hedefleri vardr.
Hedefini karma. Sapmak, tek ve gerek kusurdur."
O olayda, Dreamer'n allmam heyecan beni artmt. Tpk uzun
aratrmalardan ve saysz deneylerden sonra, nihayet olumlu sonucu elde
eden bir bilim adamna benziyordu. Bana ellerinin arasnda grnr ve
gzlemlenebilir halde srnerek ilerleyen bir virsn olduunu syledi...
her yenilgimizin gerek nedeni olan iimizdeki atlaklardan biri idi.
'Dmanlarmdan' birini, iimde tadm sabotajclardan, katillerden birini
dorudan grebiliyordum.
Fsltyla sylediklerini duydum:
"Bunun bir abart olduuna inanabilirsin, ama bir kii yalnzca tek bir
hareketiyle kendi yaamn ve kendi yazgsn ortaya koyar.
Bu adam kendisine gvenilemeyeceini ifade ediyor!"
Sanki bir bakas hakknda, dnmm srasnda zerimden karp
atarak geride braktm deri hakknda konuuyormu gibiydi. "Varolu, bu
trdeki insanlara gvenmez... bu kiiler, hibir zaman daha fazlasna sahip
olamayacaklar gibi, sahip olduklarna inandklarn da kaybedecek olan
insanlardr.."
Szleri bu noktada havada asl kald ve ben, O'nun grntsnn artk
dmda deil, iimde olduu hissine kapldm. O'nun gzlerinden, kendime
bakan bendim. Ben ayn anda, hem gzleyen, hem de gzlenendim, hem
bilim adam, hem de kobaydm. Dncelerim karmakarkt. Nasl
olduunu bilmiyorum, ama kesinlikle emin olduum bir ey vard;
buluacam kii ile aramda aniden beliriveren o kadn, oradan tesadfen
gememiti, Dreamer'n tasarlad bir sahnenin paras olmutu. Dreamer'n
ynetmenliini yapt bir tr filmin sanal gerekliinde etrafmda dnp
dolaan bu dnce, dehet iinde bacaklarm titretti. Yaam olarak
adlandrdm ey, gerekte tam bir renme ortamyd:
360 derecelik gr alanna hakim bir Okul.

412

Tanrlar Okulu
16 Dnyadan beklemek
Dreamer tarafndan, aylar boyunca byk maa hazrlanan bir boksr
gibi, bana en sinsi yumruklan indirenlerin, zayf ynlerimin farkna
varmama yardm edenlerin ve o zamana dek yaantm nelerin ynettiini
kefetmemi salayan yansmalarmn arayna gnderildim. Her
karlamam, her cmlesini, her ayrntsn irdeleyerek dikkatimi
toplamama, z gzlemleme yapmay gelitirmeme ve kendimi tanmama
yardm etti. 'Oyun'un kurallarn benimsedike, dierlerini kendimden ayr
bir gereklik olarak grmeyi braktm; onlar Olu'un birliine ykselen
dikey bir yolun, gzle grnmeyen bir merdivenin zerindeki, esiz ve
aydnlk basamaklar olarak alglamaya baladm..
Bir karlamadan dierine getike, Dreamer'n bana daha nceden
aklad, ama o gnlerde hl sradan vizyonumla kabul edebileceimin
ok tesinde bulunan inanlmaz bir olgunun doruluunu kavradm.
"Aratr, bildiini, syleyen bir kiiyi aratr" dedi, "kimsenin bir ey
bilmediini kefedeceksin!"
Sayg duyulan insanlarn, alklanan liderlerin, itibarl makamlar ve
unvanlar olan zeki, ciddi grnl beyefendilerin, nereye gittikleri
konusunda hibir fikirleri olmadn kefetmek beni ok artmt. Bu
kiiler, Brueghel'in tablosunda lmszletirdii kr adam gibi, bir de
dierlerine rehberlik ediyorlard.
Baz durumlarda, onlarn mutlu, bilinli veya zgr olduklarna inanp
yanlgya dtm ve ego hastas, rollerinin mahkmu bu kiilerden
bazlarnn imrenilecek bir yaamlar olduuna inanarak aldandm. Gerei
unuttuumda, grntler dnyas beni yoldan karyor, ele geiriyordu.
Bylece, bu kiilerin gleri, servetleri ve kapasitelerinin bysne
kaplyordum. te o zaman, dnyann ezbere bildiim betimlenmesi ste
kyor ve ben tm varlmla ona tutulup kalyordum.
Bir keresinde, cesaretim krlm, tm enerjim tkenmi ve yenilmilik
duygusuyla yklm bir durumda, uzun bir yolculuktan dndm. O
karlamann snrlarm zorladn anmsyorum; dikkatsizliimi ve kolayca
yoldan kabilir olduumu gsterdii gibi, kendimi aalanm, incinmi,
krlm hissetmem iin de ne kadar az eyin yeterli olduunu kantlamt.

413

S t e f a n o E. D ' A n n a
Dreamer, kendimi byle hissetmi olmamn, dierleriyle hl bir beklenti
iinde karlamam yznden olduunu aklad; zihnimin bir kesinde
hl birisinin bana yardm edebilecei, beni seebilecei yanlsamasn
besliyordum. Sk sk hl, zellikle bu 'alma'nn balarnda, birisine
tutunmaya alyor ve kendimde yokluunu ektiim gveni karlatm
dier kiilerde aryordum. Dreamer 'a gre, bu, benim incinebilirliimin ve
O'nun bana hala gvenemiyor olmasnn en ak gstergesiydi.
Zaman zaman "Bunlar yenilgi deil," diyerek beni yreklendiriyordu.
"Bunlar yalnzca hl yaplacak ne ok ey olduunun gstergeleridir.
Oyun; senin, nefret edilecek ve yardm istenilecek hi kimse olmadnn,
dnyaya baml olann sen deil, ancak senden aklk ve talimat
bekleyenin dnya olduunun farkna varabilmene ynelik karlamalardr.
Gereklik dn yaratt bir eserdir...
Dreamer'n beklenti hakkndaki uyarlarn dikkatlice kaydettim ve aylarca
onlarn zerinde altm. Bunun ortaya kt anlar, ald biimleri ve benim
gzlemimden kamak iin dzenledii binlerce hileyi gzledim ve inceledim.
Dreamer bana hi bkmadan usanmadan,
"Kendini iinde zgr tut ve koru, i zgrln muhafaza et. "diye
tledi. "Tepkisel olmaktan vazge! Dnyaya tepki vermek, onun kurban
olmak demektir. Dnyadan 'beklentisi' olanlar oktan kaybettiler. En byk
sr, dnyann seni gelitirmek zere hizmetinde olduunu bilmektir ve ister
olaylar ister koullar olsun, her eyin senin yolculuun iin yiyecek, besin ve
... olduunun farkna varmaktr.
"Olaylar ve insanlar sana engel oluyor, seni ileri gitmekten
alkoyuyormu gibi grnebilirler. Oysa gren' kiiler bilirler ki dnya;
kendi varlklarnn icraatn kusursuz bir biimde sergileyene kadar,
sorumluluk kaslarnn onlar daha btn ve zgr klana dek, srekli olarak
antrenman yapt, deneyim sahibi olduu bir jimnastik salonudur. Er veya
ge herkes, kendini dengelemesi ve tamamlamas iin gerekli olan hereyle
yzlemek zorunda kalacaktr. Herkes, er veya ge, bir gn mutlaka kendini
dengelemesine ve tamamlamasna hizmet edecek her eyle karlamak
zorundadr.
Daha hzl ol! - Dreamer srarla beni kkrtyordu - baka bulumalarn
peinden ko, sznt yapan yerleri doldurmak, yanl anlamalar ortadan
kaldrmak ve gemile hesaplarn kapatmak iin her frsat yarat."
414

Tanrlar Okulu
17 "Bu kitap ebedidir!"
Dreamer, sert tavryla "Yaz!" diye emretti. "Eer yazarsan, btn bir
mrn boa gememi olacak"
"Dinle!... Ve yaz!..." - dncelerimin arasna dalp yzeye km olan
duygusal kirlilii bir rpda silip atarak buyruunu tekrarlad - Tm zamanlara
hitap edecek bir kitap yaz... Yalnzca hazr olanlarn, iyileme haline doru zaten
yola km olanlarn ve atma iindeki lmcl bir dnyann eski tanmn
oktan sorgulam olanlarn okuyabilecei bir kitap.
Benimle birlikteyken yaadn hereyi gereine sadk kalarak anlatacan
cesur bir kitap yaz. D'n var olan en gerek ey olduunu tm dnyann
anlamasn salayacak bir kitap. nsanolunun en derinlerine kk salm
inanlarn temellerinden sarsacak, tm yzeysellikleri ve sahtelikleri ortadan
kaldracak bir kitap olsun.
Her insann varlnda gml bulunan evrensel yasalara k tutacak bir
kitap yaz!"
Not defterimi yeniden kardm ve grmeme zar zor yeten n altnda,
Seven Oaks'a yapt ziyareti noktalayan szlerini kendimden gemi bir halde
yazmaya koyuldum.
Bu kitap, kurulularn ve halk ynlarnn iindeki en ateli
antagonistlerle karlaacaktr. Buna ramen, ayn zamanda inanmalsn ki,
insanln, bayalk ve allagelmi cehenneminden kamaya hazr olan
kesimine de ulaacaktr.

415

Tanrlar Okulu

Blm X

Okul
1 Dikey vizyon
Dreamer, "Btnyle, dnm bir insan tr sahneye kmak
zeredir," dedi... gzlerindeki parlaklk yaam tm doluluu ile
yanstyordu. Alkn olmadm bir coku hissettim. O'na ulaabilmek iin,
nce Buenos Aires'te, soma Bogota'da mola verdiim ok uzun bir yolculuk
yapmtm. Beni oradan alan kk bir uak, 2300 metre ykseklikteki bir
platonun ortasnda bulunan kk bir kasabaya gtrmt.
Bulutuumuz Casa del Pensamiento, alabildiine koyu yeilliklerle kapl
yksek tepelerle evrili, gzlerden uzak, bambudan yaplm mstakil bir
yapyd. Baka hibir yer, younluk belirten szckleri bylesine hakkyla
bnyesinde
tayamazd.
Kayp uygarlklarn gizemli varlklar
dinlemedeydiler ve havas hala efsaneleri ile titremekteydi: Eldorado
destan; gerillalarn, kokain, zmrtlerin hikyeleri ve Kayp ehrin esrar.
Dreamer'n sesi, beni bu etnografya fantezilerimden ekip kard.
"Yeni insan kendisini sarp sarmalayan kundak kyafetlerini karp att
ve eski insanl binlerce yldr hapseden zihinsel kozasna nfus etti." Bu
szleri, zerinde yllardr alt ve yalnzca kendisinin inand bir
varsaymn dorulanna tank olan bir bilim adamnn kans ile sylemiti.
nsanda, korkudan ve atmadan arnm psikolojik bir sisteminin douu;
yeni gelimekte olan bu trn ayrt edici unsuru ve geliim zellii kozmik
dzeyde ve gezegende grlen nadir bir durumdu.
Bu grlmemi nitelik, bu dnm noktas hali, Homo Sapiens 'ler iinde
gerek bir tr retiyordu. nsan tr, geliim yolunun yn deitirecei bir
noktaya yaklamt. ok farkl iki insan tr aka beliriyor ve
birbirlerinden tamamen ayr gelimeye balyordu. nsanlar, kim bilir ne
kadar sre daha birbirlerini 'insan' olarak adlandrmaya devam edeceklerdi,
ama bu keiften sonra artk birlikte yaayan, fakat kaderleri ayr izilmi,
farkl trler olacaklard.

417

S t e f a n o E. D ' A n n a
Dreamer, ufuk izgisindeki bir noktaya dnerek, ezberinden okurcasna:
"Yatay bir gereklik vizyonuna skm kalm eski insanlk, sadece ztlklar
oyunu araclyla grebilir...kutuplamalar, hasmlklar ve ekimeler
araclyla alglar ve hisseder" dedi. Sanki benimle konumaktan ok,
sadece kendisinin farknda olduu bir riteli yerine getirdii izlenimine
kaplmtm. Baklarn takip ettim; gzleri bana gre, dierlerinden daha
belirgin bir vadiye, uzaktaki dalarn keskin biimde ykseldii bir noktaya
dikilmi gibi geldi. Oralarda domu, Maya'lardan ve Aztek'lerden daha
eski baz uygarlklardan gelen gz kamatrc bir bilgelik hl Dreamer'n
siyah gzlerini parlatyordu.
En simgesel, belki de kendi felsefesinin en zl ifadesi olan deyilerinden
birini tekrarlad:
"Vision and reality are one and the same thing.
Vizyon ve gereklik bir ve zdetir."
"Yatay insann atmac bir dnya vizyonu vardr ve bu onun tm
felaketlerinin nedenidir. Onun uygarlk tarihi, paralanm bir psikolojinin
bire bir yansmasdr... bir savalar ve ykmlar tarihidir. En vnd
etkinlii olan bilimi bile, sanki ilkel insann ellerinde birbirine srtlen iki
akmak tandan kan kvlcm gibi, yalnzca atan, iyi ve kt, doru ve
yanl, gzel ve irkin gibi iki kavram arasndaki srtmenin rnnden
baka bir ey deildir..."
Dreamer, sradan insann hl grsel eskiye ait bir aparat kullandn
aklad. Eski trn insanlar, dnyay sadece hayal meyal alglayan
kurbaalar gibi, ancak ztlklar araclyla, yani zt unsurlar birbirleriyle
karlatrarak anlayabilir. Onlarn mant atmacdr, dnya vizyonlar
hl bir ztlklar oyununun temel sonucudur.
Dreamer, "Yeni insan belirleyen zellii, ztlklarn yanltc doasn
fark etmi olmasdr," dedi. "Eski insann kartlk saydklar, aslnda bir
sopann iki ucu gibi ayn gerekliin iki yzdr. yi ve kt, doru ve
yanl, gzel ve irkin, varoluun birbirlerine kart biimleri deil,
gerekliin basamaklar ve deiik dzeyleridir. Grnr dmanlklarn
arkasnda onlar birletirebilecek ve daha yksek bir dzene tayabilecek
uyumlatrc bir kuvvet bulunur."

418

T a n r l a r Okulu
Dreamer'n bana aklad insan merkezli bu olgu, bu devrimci nitelik,
baz kiilerde 'dnyann dikey vizyonu' olarak adlandrlan yeni ve altst
edici bir bilincin grnyd. Bu ba dndrc bir fikirdi. Muiscas'n
rzgrlarnn cilalad bambu trabzana tutundum ve Dreamer'n bu
inanlmaz anlatmn yreime kazdm.
"Gereklik, bu ilk rneklere -bu yeni insanln ampiyonlarna- artk tek
ynl deil, artc bir biimde kutuplarla-kartlklarla tanmlanm ve
eitli dzeylerden olumu biimde grnr. Evren, onlarn yeni
bilinlerine kendisini artk kartlklarla dilimlenmilik yerine, eitli
gereklik katmanlar halinde gsterir. Bir ey sadece 'yanl' veya 'doru'
deil, ayn zamanda ' yanl ve doru; 'ne yanl, ne doru'; 'ne yanl
deil, ne de doru deil 'dir."
Ne demek istediini anlamam iin ok uzun bir sre gerekmi olsa da,
ben eksiksiz bir ekilde yazmaya altm. Szlerini anlamama yardmc
olmak iin, en klasik kartlklardan biri olan iyi ile ktnn rneini verdi.
Allmn, yatay dnya grnn aksine, bizim dmzda olan, ne nesnel
ve srekli ne de 'iyi' ya da 'kt' hibir ey yoktur
"Bugnn kts, dnn almam olan iyisidir," dedi. Bu arada, ben
sylediklerini yazarken, hepsini doru ve eksiksiz kaydettiimden emin
olmak istedii zamanlarda yapt gibi yine beni denetledi. Biraz daha
bekledikten soma devam etti, "Bir insann, yaamnda kt diye gsterdii
ey, onun dnn iyisine olan dknldr. Dnn kusursuzluu yeni bir
kusursuzlua doru olan bir atlama tahtasndan baka bir ey deildir."
Baz yaam boyu inanlarmn krntlarna sarlarak : "Fakat en azndan
bir antitezin kesin olduunu...iki gerek ztlk olan yaam ve lmn
birbirlerine kart gereklikler olduunu kabul etmek gerekir " diye srar
ettim.
Dreamer, "Bu yatay insann grdr," diye dorulad. Ardndan, sanki
bir srr paylarcasna bana yaklap, sesini alaltarak;
"Gerekte, lm yoktur. Bizler ebediyen yaamak iin yaratldk1." dedi.
"Bir insann mutlak gcnn en kesin kant, olanaksz olan gerekletirme
gcdr: lmn... Beden yok edilemez. Yalnzca iradenin yokluu,
isteksiz bir niyet, bilinsiz bir kudret onu yok edebilir.
lm, lmszln arkadan grndr!"
Dinledim ve rktm. Dipsiz bir uurumun kenarnda asl kalm olarak,
kendimi lmne ve yeniden douuna atlamak zere olan korkak bir
yaratk gibi hissettim.
419

Stefano E. D ' A n n a
Bundan byle yaammn her ann ynlendirecek ve igal edecek olan
szlerini sylemeye hazrlanyordu.
"Yeni insanln hcrelerini, tek tek eitmemiz gerekiyor. Uyum her
insanda vuku bulmaldr. Politikada olduu gibi ekonomide de yeni bir
liderler nesli...karar verici bir asiller birlii... 'dleme sanatn', inanma ve
yaratma sanatnda eitim alm kadnlar ver erkekler hazrlamak
gerekiyor."

2 Pragmatik dleyenler iin bir okul


Dreamer kesin bir ifadeyle, "Dleyebilen insan madenlerine ihtiyacmz
var," dedi. Midemdeki kaslmadan, bu szlerin karlamamza daha fazla
ivme kazandracan anladm. Ses tonu, bana deil de tek bir emriyle
harekete hazr, grnmez bir orduya yneltilen kar gelinmez bir komutu
andryordu.
Dreamer, zaman gelen byk olaylara elik eden coku halinde olan
heyecann bana geirirken,
"Yeni okullara ihtiyacmz var," dedi. "zm retebilme becerisine
sahip bireylerin, vizyon sahibi aydnlk insanlarn ve pragmatik
dleyenlerin yetitirilmesi iin okullara ihtiyacmz var.
Onun bu szleri incilin eliki yaratan gcyle beni etkisi altna ald.
Yeni niversitenin ina edildii yllardan itibaren gelecekte, bu misyonu
herkese duyurmak iin konferanslarda ve tm resmi dokmanlarda bu
szleri daima hatrlayacak ve hatrlatacaktm. Daha ilk iittiim anda, onun
gizemli gcnden kesinlikle emindim..."Pragmatik dleyenler"...bu ifade,
Dreamer'n bir araya toplamam istedii bu binlerce genten, kendi snrsz
dlerine k zel rencilerden oluan gz kamatrc ordunun en zl ve
en gl tanmyd. "Pragmatik Dleyenler."
Uzun bir zaman boyunca bu iki szce takldm, zihnimde birbirleriyle
karlatrdm ve onlarn grnrdeki ztlklarnn ardnda yatan su
ortaklklarnn kaamak grnmn izlemenin keyfini yaadm. O vakit,
onlarn paradoksal aklclklarnn verdii o belli belirsiz rahatszlk sona
erdi ve zamansz bir btnlkte kaynam oldular. Dreamer, "...Onlar yeni
bir kaa nderlik edecekler, " diye konumasn srdrd.
420

Tanrlar Okulu
"Bu, tm dnya apnda bir 'psikolojik ka' olacak ve binlerce kiinin
i dmanlklar uyumlu klma becerisinin stnde, dnyann dikey
vizyonunu ykseltmek iin kendi atmac zihinlerinin klesi olmay terk
edecekler..."
Bambu trabzana dayayarak tuttuum defterime O'nun tm szlerini
yazyordum Casa del Pensamiento, grkemli And kayalklarnn eteklerinde,
uzaklara, sonsuzlua doru "uzanan bitki okyanusunda kaybolmu bir tekne
gibi duruyordu.
"Sadece dleyebilen liderler, her trl ideolojiden ve batl inanlardan
arnm kiiler, insanl banaz, zayf, abuk fkelenen sradan insan
psikolojisinin kysndan alarak, onu yeni insan trne, ilkelerinin esin
kayna hogr olan yeni bir olu btnlne gtrebilirler."
Burada konumasn noktalad ve ben de bu sayede tuttuum notlar
yeniden dzene koydum. Sayfann zerine eildiim srada, tpk ocukken
Ischia Adasnda denize atladktan sonra Castello Aragonese'nin yeil bir
kola dnerek beni kucaklayan sularn ve onun tehlikeli okaylarn
anmsatan ayn basnc imdi de bedenimin her santimetre karesinde artarak
hissediyordum. Yavaa bam kaldrdm. Dreamer bana ok yaklamt,
aramzda sadece birka santim vard. ki siyah ayn yrngesine giren bir
meteor gibi, ben de gzlerine esir dmtm. Aramzdaki sessizlik iyice
derinleti... Dreamer bana doru giderek... biraz daha... yaklayordu.
Btn dncelerim dondu. Yzyllk bir orgdan yaylan mzik
yanklanrken, pek ok gotik mekann arka arkaya gzmn nnden
geiini izledim. Dreamer'n yaamma anlam katacak szleri havada
nlarken, engelleyemediini bir duygu seliyle boazm dm dm oldu.
"Bir Olu Okulu kuracaksn - diye bildirdi - gerekletirecek d
olanlar iin bir niversite...Orada bireyler, D'n var olan en gerek ey
olduunu, insann, gereklik olarak adlandrd eyin kendi dnn
yansmasndan baka bir ey olmadn renebilecekler."
Sanki, daraacnn altndaki kapak ayaklarmn altnda aniden alm ve
Varlmn snrlarn kefetmem iin bir denemeye ihtiyacm varm gibi
hissettim, yle ki bu deneme, Dreamer'n szlerinde geen o grevin
byklyd. Daha ie koyulmadan, bu grevin byklnn altnda
eziliyordum. Henz dnce aamasnda bu kadar bile gzlerimin
karamasna yetti.

421

S t e f a n o E. D ' A n n a
"Bir sorumluluk Okulu oluturacaksn - diyerek devam etti - uygulamac
dleyenler, eylem filozoflar iin bir Okul ki, orada mutluluun ekonomi
olduunu... refahn, uyumun ve gzelliin her insann doutan hakk
olduunu renecekler. Sonu olmayan bir Okl oluturacaksn...Bir
Tanrlar Okulu...Bu Okul, Benim admlarma, Benim nefesime sahip olacak.
D dnyadan gelen her saldr, gerekten anlamak ve deimek isteyenler
iin ok deerli bir armaandr. En acmasz olan dahil, her zarar veren
saldr, sadece, kendi kendine diileyip eyleme geirdiin bir iyileme sreci
olarak meydana gelebilir."
Dreamer sustu ve bekledi. yi bir mzisyen gibi, kendimi ifade
edebilmem iin bana zaman tanyordu. Bu yalnz detimizde, performans
gsterme sras artk benimdi. Zaman geiyordu ve ben hl bu davetine
yant vermekten kaabileceimi umut ederek anlamszca ardan alyordum.
Dreamer'n uzayan sessizlii daha da boucu bir hal ald. Tasarsnn akl
almaz boyutlar karsnda hissettiim yetersizlik ve onunla aramdaki kalan
uzaklk nedeniyle haykrmak istedim. Cesaretimi bir para toplamtm
toplamasna da, sesim hl bir fsltdan teye kamyordu. "Bu bana bir
felsefe okulu gibi grnyor," dedim. Bu szlerle bunu gerekletirmenin
benim kapasitemin dnda olduunu ima etmeye almtm.
Alkn olduum kmseyici tarzyla, "Yani?" dedi. efkat dolu bir
alay tayan, elenceli havadayd. "Bir ekonomi okulu, bir felsefe okuludur!
Bunu bilmen gerekir!"O'nun szlerinde, glmsemesinde ve sesinin
tonunda, gnl birliinin bir kprts, masum bir muziplik vard. Aklmn
snrlarna taklp kalm ylece bekleyen nemli bir ey vard, ama onu bir
trl yakalayamyordum. Bu arada Dreamer, bana gzlerini krpmadan
bakarak biraz daha yaklat. Gemi, bir zarn yrtlnda aniden anlarndan
kurtuldu. Zamann ba zld; zihnimin sahnesinde gemiin sararm
resimleri bir bir gemeye balad...
niversite yllarma geri dndm, Napoli niversitesi'nde bana ahlaki
deerlerin ve kavramlarn ekonominin en byk g kaynaklar olduunu
kefetmemde ve bunlarn sona ermesiyle dnyann geni blgelerinde ortaya
kan az gelimilik ve ktlk sorunlarnn esas kayna olduklarn
aratrrken bana yardmc olan sevgili hocam Giuseppe Palomba'y ve
onunla altm yllar grdm. Ayrca Milano'daki Cattolica'da ve
London Business School'da (LBS) geen yllarm grdm, bunlar belirli bir
zaman srasna gre deil, farkl yzler, duygular, kokular ve ruhsal
durumlar gibi bir tr grntler patlamas olarak zihnimden geti.
422

T a n r l a r Okulu
Ekonomi Fakltesi binas, Santa Lucia kylarndan denizde grnen kp
eklindeki traverten kayadan, Regent's Park'taki LBS'nin imlerinin zerine
tad beni. O yllardaki ar almalarm, gemiin btn okullarn,
retmenlerini, arkadalarn, byk salonu, takdir belgesini tek bir noktada
birletirdi. Giuseppe ve Carmela'nn duygulanmalarn, altn kaplama Tissot
saati ve bana Columbia niversitesi'nin kaplarn aan Giordani Vakf
bursunun sevincini grdm. Sonra bu grntler iek drbnnde, anlk
belirdii hzla kayboldu; sahne deiti. Kendimi LBS'de bir ders arasndaki
teneffste grdm; gencecik bir delikanlydm. Kampusun imlerine
uzanm, gkyznde bulutlarn izdii fantastik grnty izlerken
hayallere dalmtm. Unutulmu bir d yava yava yeniden almaya
balad. u snrlar olmayan Okul, Dreamer'n szn ettii kampsleri
anghay'dan Roma'ya, New York'tan Paris'e kadar tm dnyada olacak
niversite... Ve orada okuyan binlerce rencinin yz... Ben bunu ok
nceden dlemitim. Dreamer'n sesi beni bld. "Gzlerin akken
kurduun o 'd u anmsayabiliyor musun? imdi onu gerekletirme
zaman geldi! Ders vermeyi seven Ekonominin dev isimleriyle, Dleyenler
Okulu yaratmann zamandr."
Sonraki yllarda binlerce kez okuyacam bu szler, iime iliyor, beni
ele geiriyor, scack bir sevgiyle saryordu. te beni destekleyen ve bu
serven boyunca karlaacam ok zor dnemlerde bana g veren de yine
bu szler olacakt.
Dreamer kesin bir ifadeyle, "Bir insanda deerli ve gerek olan hibir
ey gzle grlmez," dedi. "Bu ekonomide de byledir. Ekonominin
eksenine dikey olan bir eksen, daha stn bir dzenin dzlemi vardr; bu,
ekonomik olgularn bal olduu fikirler ve etik deerler dnyasdr."
Gnmzde, ekonomik durgunluk dnemlerinde geleneksel bir biimde
aa kan az gelimilik koullarnn, hl eski etik deerler sistemine
gml olan bir ekonomiyle nasl balantl olduunu grmemi salad.
Bunlar, gelimi ekonomilerde patolojik ve toplumsal hastalklar biiminde
ortaya kan bir problemin dier yzyd.
"Bundan dolay, ekonomi ve i dnyasnda grnr biimde yanstlan
olgularn g kaynan fikirlerin, ideolojik ve etik deerlerin, felsefe ve
dilin grnmez dnyasnda buluruz."
"Sanayi piramitlerinin tesinde, fnans gkdelenlerinin dnda, btn
grdklerinin ve dokunduklarnn tesinde, insanln fethettii yararl,
gzel ve doru olan her eyin tesinde, her kuruluun ve her bilimsel
baarnn kkeninde bir insann, tek bir kiinin d vardr."
423

S t e f a n o E. D ' A n n a
"Nefesini bireye ve onun yetitirilmesine ynelt! Dikkatini verdiin her
eyin merkezine onu koy! Kitle bir hayalettir. Her eyden ve her olaydan
etkilenen bir dzenektir. Ne inanc, ne iradesi vardr. Bir ey yaratmay
bilmez. Zaten bugne kadar yaratt bir ey de yoktur. Onun ilevi, varolu
nedeni, ykmaktr. Birey ve kitle ayn gerein iki farkl yzdr, ayn
motorun iki pistonu gibidir. Birey yaratr, kitle ykar. Bunlardan hangisine
ait olacan sen seeceksin. Birey tek gerektir, dnyann tad tuzudur."
Dreamer'a gre, tm snrlamalar yalnzca Olutadr. Yoksulluk ve sava,
atmac bilincin, ktlk zihniyetinin yansmalardr. Bunlar ancak bireyden
sklp atldklar zaman, yeryznden tamamen silineceklerdir.
"Bireyler iin bir Okul kur, snrlar olmayan bir Okul... Btn dnyann
dleyenlerini topla. Hibir ekilde rk, renk, inan ve varlk fark
gzetmeksizin onlar bir araya getir. En nemli dersin kiinin kendini
irdelemesi olduu ve gerekletirme ve rol yapma becerilerinin bireyin
kendini znde seviyor olmasnn en somut neticesi sayld bir Okul. En
nemli alma konusu olarak kiinin kendi zerinde almas ile etkin
olmay ve rol yapma sanatn bilmenin en somut sonucunda kendisini iinde
sevme becerisinin ilenecei bir Okul."
Szleri ylesine hzla akt ki, onlar yazmakta zorlandm. Dreamer
konumuyor, dikte ettiriyordu. Bunun farkna vardmda, iimde bir yara
aldn hissettim. Kendimi kk dm hissediyordum. Bana bir yazman
gibi davranyordu. Biraz krlmlk ve bir para aptallk, sessiz bir ikyetin
mrlts olarak ben daha bir ey yapamadan, ruhumun atklan arasndan yzeye
ktlar. Her eyden ok da O'na yetimek iin gstermek zorunda kaldm
an abam grmezden gelmesine ierliyordum. Sannm bilerek byle
davranyordu.
Dreamer, korkun bir sesle, "Kes bu samalklar da yaz hadi!!!" diye
bard. Dncelerimin akn ve iine yuvarlandm inili kl
dncelerin arasndan bir anda syrlverdim. Neyse ki, Dreamer'n bu
haykr, beni uurumun tam kenarnda yakalam... az daha Styks
rmann ikyet, sulanma, kendine acma bataklna yuvarlanmak
zereydim. O, "Yaz!!!" diye tekrarlad. En dehet verici barlarndan daha
ok tiz bir slk gibi ykselmiti.
"Bu kitap ebedidir! Bir gn, yaamnn yalnzca Benimle karlatn
iin bir anlam olduunu bileceksin. Senin bu dnyaya gelmenin tek nedeni,
Benim szlerimi yazmaktr."

424

Tanrlar Okulu
Dreamer'n bu mdahalesi beni kurtaracak gce sahipti. Bir ada kendimi,
karayelin sprd bir yaz gnndeki gkyz gibi prl prl ve kaygsz
hissettim. Hep olduu gibi, Dreamer'n azarlar ifa vericiydi; onlarn iimdeki
safray sktrecek, olutan her trl kirlilii silip atacak gleri vard.
Bu arada yeniden normal bir sesle konumasna dnmt.
"ilk eitim okullar ve niversiteleri de dlemeyi retir," dedi ve ksa
bir ara verdi, sonra buruk bir ironiyle devam etti. "Ancak onlarnki ktlk
yanstan bir d 'tr. rettikleri ise, bamllk, phe, korku ve snrlardr.
Bilgelik sandklar maskelerinin altnda, srekli bir yenilginin strap ykl
ezgisi gizlidir."

3 Dlenen d
Konumas srd; ben ise bu sre boyunca yalnzca birka ksa aklama
yapmasn isteyerek szlerini kesmitim. Olaanst bir yapnn ke talar
olan paha biilmez fikirler, gzlerimin nnde sanki ilenmi mozaik
paralar gibi, dnya boyutunda bir vizyonu oluturmaktaydlar.
Olu okullarnn ezelden beri var olduklarn, ama daima gizli kaldklarn
anlatt. Politik ortamlar ve tarihsel dnemler onlarn kendilerini
gstermelerine hemen hemen hi izin vermedi. Anlattklar iinde zellikle,
Ntre Dame'n yaplnn ve bu dnya harikasnn meydana getirili
'bahane'sinin ardnda yatan gerek misyonunun yks beni bylemiti.
Mimarlar, sanatlar, heykeltralar, ustalar ve hatta inaatta alan iiler
hepsi ayn olaanst Okulun rencileri idi ve onlardan sz ederken
azndan kan her szc byk bir dikkatle dinliyordum. Btn olma
yolundaki yolcular, kendi blnmezliklerinin aratrmacs, rencisi olan
insanlarn yaptklar bu giriimi gzlerimin nnde canlandrmaya altm.
Dreamer ksaca, "O inaattaki her ayrnt, her ta, Okulu anlatr ve onun
yasalarm sergiler," diye aklad. Ntre Dame'n ve tm alarn
aheserlerinin, sonsuzluun somutlamas olduunun farkna vardm. Onlar,
lmsz Okullarn yapt 'gerek' ilerdi ve buzdann yalnzca grnen
ksmyd.
Bu grnt, yaknlatran bir objektifin ard arda gelen klikleri gibi
ilerleyerek geniledi ve Dreamer'n bana emanet ettii bu grevin,
muhteem bir projenin sadece daha balangc olduunu anladm.
425

Stefano E. D ' A n n a
Dnyann geleneksel eitim sistemini temellerinden skp ykacak bir
niversitenin yaratlmas, inanlmaz byklkteki olaanst bir tasarmn
sadece bir krntsysa, o halde Dreamer'n 'd' ne olabilirdi, bunu hayal
bile edemiyordum. Acaba ne olabilirdi? Hayal gcm snrlarna dayanp
Keruv'un dnen klcna gelemeden kald. Dlyorum, yleyse varm...
Eer 'O'nun retmi olduu gibiyse, d bizi lyor; eer hi kimse
kendisinden daha byk bir d besleyemiyorsa, o zaman Dreamer de
kimdi? Eer dnyay bir utan bir uca yakarak, onun vizyonunu altst
ederek bir devrimi getirmek ve 'dikey' insann haberini duyurmak' O'nun
yolculuunda sadece bir admsa, bu varlk kimdir? O'nun 'd' hangisiydi?
Sorumu zetleyerek, "Nedir?" diye sordum.
Dreamer, sonu gelmeyen bir sre boyunca bekledi. Kulamn dibinde
fsltyla konumaya baladnda hl soluumu tutuyordum. '"Du un
d' lmn yenilgiye uratlmasdr ve hatta ondan da nce onu geerli
klan fikrin, lmn yenilmez olduu fikrinin fethedilmesidir.
Bu szlerle, tenimde bir rperti, bir sarholuk hissettim. Bu d, binlerce
yllk snrlarmn salam surlarn alaa ederek insann hayalinde bile
gitmeye cesaret edemeyecei yerlere srd beni. Sadece sylenenlere bile
dayanabilmek iin, Dreamer'n Okulunda geirdiim hazrlk yllarna
dnmem ve tm becerilerimi sonuna dek kullanmam gerekmiti.

4 Tanabilir cennet
Bu srada Dreamer duruunu korudu. Bana ylesine yaknd ki, nefes
aln bile duyuyordum. Birdenbire etrafmdaki havay kokladn grdm.
Bata bunu ll biimde yapyordu, ama soma giderek daha hoyrata yapmaya balad. Aka grlen bu davrann, duyarsz kalamayacam son
an'a kadar srdrd: Dreamer, beni kokluyordu. Yznde, sanki bende mide
bulandrc bir kokunun kaynan kefetmi gibi tiksinti ifadesini grnce,
utantan kulaklarma dek kzardm. Utantan lyordum.
Bu ifadesinin yerini yznde nihayet hnzrca bir glmseme aldnda,
benimle dalga getiini anlayabilmitim. Bu, O'nun eitici bulularndan
biriydi. Bu ruhtaki kt koku pantomimi, benim hl olumsuz duygu ve
dncelerin tuzana kabul edilemeyecek bir kolaylkla nasl debildiimi
gstermiti.
426

Tanrlar Okulu
Cennet hakknda yaptmz konumalarn arasnda ustaca verdii bu
dersinde, benim tanabilir bir cennet yerine, cehennem yaratmaktaki ve onu
beslemekteki eilimimi vurgulad. Kim bilir insan daha ne kadar sre
alngan, fkeli ve kavgac olarak kalacakt ve daha ne kadar sre gelecek
nesillere bu krlganlyla incinebilirliinin tohumlarn ekerek onu
aktaracakt. Bu dnceler beni rahatsz etmiti. Dreamer ok daha
ilerlemiti. Ben nce byk bir gayretle iimdeki bu pislii kustum, onu
dar attm, sonra bu k denizinde bizi ayran mesafeyi devasa krek
darbeleriyle kapatarak ona yetimeyi baarabildim.
"Life is as you dream it. We always meet what we dream of.
Yaam dlediin gibidir. Her zaman dlediklerimizle karlarz...
Dlediimiz bireyle karlamak kanlmazdr, yaam; kendilerinde
tanabilir bir cennet kuran ve onu srekli besleyen kiiler iin zaten bir
yeryz cennetidir." Uzun bir ara verdi, soma kararl bir tutumla bu
karlamamzn en aydnlatc noktasn ele ald.
"Yoksulluktan, sululuktan ve bilmez tkenmez atmalardan ac eken
insanln iyilemesi, ancak hcre hcre olacaktr. Bu, her insandaki eski
moda inanlarn tamamen alt st edilmesiyle ve iradenin, n insana
aktarlmasyla gerekleecek simyasal bir dnmdr. Sadece kiisel bir
eitim bunu baarabilir." Bylesine bir giriimin uygarlmzn, modern
an en nemli fetihlerinden biri sayd kitlelerin eitimiyle
gerekletirilmesinin mmkn olmadn srarla vurgulad.
"Kendini her bireyin esizliini kefetmeye adam zgr insanlar Okulu,
bir sorumluluk Okulu asla kitleler iin olamaz. Kitle eitimi akas bir
elikidir; eer kitleler iin ise o zaman eitim deildir, eer eitim ise o
zaman kitleler iin deildir."
"Okulu; gerek ve samimi bir 'd ' olan herkes iin ulalabilir kl.
Okula giri pasaportu kiinin btn gcyle kendi 'd 'ne inanmasdr."

5 En byk ekonomik gerek


Quimbaya ve Muisca'nn altn renkli gnei, tedeki Cordilleras'n yeil
ve yuvarlak tepelerinde, bir ocuun izdii bir resim gibi ykseliyordu.
Dreamer'n sesi, tanrlarn bu kutlu meknnda, sakin ve arballkla
akyordu.
427

S t e f a n o E. D ' A n n a
Bir cenaze evindeki konumalarn ciddiyetiyle bana, "Sonsuz ilkelerin
stnde ykselen bir Okul yarat," diye buyurdu. "Kitap olmayan gerek ve
canl bir Okul yarat. retisinin merkezinde dleme sanat olsun ".
Artk ayrlmak zereydi. Bir eyleri yitiriyormuum hissiyle
hznlendim. Bu giriim bana hl ok byk, boyumu aacak kadar byk
grnmeye devam ediyordu. Avutulmas imknsz, aresiz ve sessiz bir
alayn ykselerek boazmda dmlendiini hissettim. Bana bu grevi
vererek, en ok sevdiim eyin ne olduunu sylyordu. Bencillikle geen
bir yaantdan soma gerekten ok zel bir eyi baarabileceimi
gsteriyordu... Bir dleyenler Okulu...
Dreamer, Odysseus'un serveninin, Dante'nin yolculuunun, Jason'un
keif seferinin ve her adaki kahramanlarn zorlu giriimlerinin bir dnm okulunun at yollar olduklarn aklad. Odysseus, ilkelerini
skca korumak uruna, kendisini Okulun halatyla geminin direine balad.
Dante, Cehennemden Vergilius'u izleyip 'kendisini alt st ederek' kt. Bu
bile, Okulun bir eylemiydi. "Kendi btnlklerini fethetmek, her insann
iinde tad straptan, korkudan ve endieden kendilerini kurtarmak
isteyen kararl kiileri yetitirmemiz gerek. nsanolunun tek umudu budur."
Dreamer, yakn bir gelecekte, en byk irketlerden en kk iyerlerine
dek btn kurulularn birer varolu, bir btnlk okuluna dneceklerini
bildirdi. Oralarda insanlar, olutaki her bozulmay, her glgeyi ve her
blnmeyi yok edip kendilerini srekli olarak amay renecekler. Bu
irketlerin organlarnda, btn hcrelerini ayn perdede titretirerek
birletiren bir akorttan zlen sesler gibi yeniden nlayacak.
Dreamer, bir khin gibi, "Binlerce renci gryorum," dedi. Bu srada,
yava yava yapt, geni bir kol hareketiyle bana Casa del Pensamiento
evresini batan sona kaplayan yemyeil alan, usuz bucaksz ayiei
tarlasn ve ortasndaki kk gl gsterdi.
"Onlar, gelecein ekonomideki dev isimleri, dnya apndaki
iletiimcileri olacaklar. Onlarn zenginlik yaratma gleri, sadece isel
zgrlk durumunun sonucu olacaktr."
Baskc pheler ordusu tarafndan oktan kuatma altna alnan tm iyi
niyetlerimi ve endielerimi nasl da vurabileceimi bilemediimden, "Fakat
byle bir giriim ok uzun zaman alacaktr," diye itiraz ettim. Dreamer beni
umaya aryordu ve her zaman olduu gibi itirazlarmla karlayordu.
"nsan artk hazr imdi!" dedi. Bu szleri, 'd'n kanat motorlarn kkretti
ve deersiz itirazlarm tek hamlede alp gtrd.
428

T a n r l a r Okulu
"Anlay ve sevgi insann iinde oktan yeerdi." Bundan byle, bu szleri
unutmamn imkn yoktu.
Bugn, bunlarn her rencimde varolduunu gryorum. Genlerin
gerek bilgilerini, uan varlklar gibi gerek yaradllarn, kendi
esizliklerinin gcnde ortaya koymalar iin d yzeylerini nasl
kazyacaklarn gstermekten baka retilecek hibir ey olmadn
biliyorum.
Dardan verilen retiler sadece bir bahane, bir klftr. Bir Okulun esas
grevi, eski eitim sisteminin rnleri olan ve kiide ocukluktan beri st
ste ylp biriken her tr phe, korku, ikiyzllk, nyarg, kstlama ve
dnleri yok etmektir. Grnd kadaryla, bu eski eitimin tek niyeti,
yalnzca var olan en gerek eyi, yani 'd' bastrmaktr. Gerek bir okul,
rencilerine hibir ey vermeye almaz. Olu'ta zaten sahip olduklarna
yeni bir ey ekleyemeyeceini bilir. Tek yapabilecei onu aydnla tamas
gerektiidir... Bu, akla engel olan her eyi ortadan kaldrma almasdr.
Gerek eitim, kendi esizliini, kendi zgnln ve 'd'
'anmsamaktr'.
Economy is a way of thinking.
Ekonomi bir dnme biimidir.
Dreamer sadece, gerekten yaayan kiilerin zenginlik yaratabileceklerini belirtti.
"Maddi zenginlik, yalnzca gerek zenginliin ereti halidir, btnlk
yksek anlama dzeyi ve i huzur durumunun kesin olarak salanmasdr."
Ancak bu ilkeler zerine oturan bir Okul, dnyann usuz bucaksz
blgelerindeki yoksulluu ortadan kaldracak ve bir zamanlar, btn bir
ulusu ve muhteem medeniyetleri ktlk ve az gelimilik iine srkleyen
cehalet katmanlarn Olu'tan arndrabilecek becerisine sahip ekonomistler
yetitirebilir.
Bana Kolombiya'nn fevkalade doal kaynaklarn anlatt, muhteem
gm madenlerini ve zmrt yataklarndan, usuz bucaksz ormanlarndan
ve snrsz yaylalarndan, devasa kahve ve ttn ekim alanlarndan sz etti.
"Fakat btn bunlara ramen, Kolombiya dnyadaki en yoksul
lkelerden biridir," dedi. "Bu lkede Olu, sahip olduklarn elinde
tutamayaca dzeylere indirgenmitir. Bu durum, birden bire kendisini
bulunduu sorumluluk dzeyinin ok daha stnde byk bir servete konmu
buluveren bir insann durumuna benzemektedir."
429

Stefano E. D ' A n n a
Ayrca Dreamer, ekonomik bakmdan gelimi lkelerin genellikle doal
kaynaklara sahip olmamasna ramen, bir dnce, gr, kltr, tarih ve
sanat sermayesine sahip olduklarnn farkna varmam salad.
Economy is a state of being,
Ekonomi bir Olu durumudur,
dedikten soma bu yasann nemini hissettirmek iin bir sre suskun kald.
"Bir lkenin ekonomisi, ve sahip olduu maddi gelimilik seviyesi, o
toplumun dnce ve hissetme biiminin yansmasdr. Deerler sistemi ve
dncelerin nitelii her zaman sebeptir, hibir zaman tersi olamaz.
Dreamer, "D eksilip deerler tketildii zaman, zenginlikte de azalma
olur," diye ileri srd ve soma, lkelerini de balayabilecek, onun
kklerini besleyebilecek sorumluluk sahibi, kapasiteli insanlar eitmenin
gerekliliini belirtti. Bir uygarln tm yaam, dorudan bu insanlarn
varlna baldr. Bu kiilerin vizyonlarnn genilii, hibir kstlamaya yer
vermeksizin ekonomik evrende yanstlr ve snrlarnn genilemesini
salar. Byle kiilerin yokluu, ilerlemenin asla mmkn olamayaca
anlamna gelir. Tutkuyla yrtlen projelerin karsna kp onlar datan
balca engel, doal ya da fnansal kaynaklarn yokluu deil, bu parlak fikri
benimseyebilecek, tm gleriyle ona inanabilecek ve i sorumluluklarn
tayabilecek insanlarn bulunmamasdr.
"Okul kendi kklerinde, imdiye dek ekonomi dnyasnda asla ifade
edilmemi bir geree dayanacaktr: Visibilia ex Invisibilibus. Ekonomik
zenginlik, bir kuruluun ve bir lkenin grnmeyeninin yansmasndan
baka bir ey deildir. Refah ve huzur ierden gelir. Her iyilemede olduu
gibi, bu sre de ierden darya doru ilerler."

6 Sahip olmak, 'olmak'tr


"Sahip olmak ve Olmak tek gerektir, ne var ki varoluun farkl
dzlemlerinde yer alrlar. Sahip olmak, olmaktr." Dreamer'n dncesine
gre, sahip olunanlar snrsz zaman boluunda kendisini gsteren bir olu
dzeyidir. Bu keif dnyann sradan alglannda snrsz bir devrime
kaplarn aan ve tm uygarln yolunu deitirecek gteki dnce
kalplarna uratlan oklardan biridir.
430

T a n r l a r Okulu
Dreamer, olaanst bir olguya dikkatimi ekerek, insanlk tarihindeki
her dnemsel geiin ncesinde daima bir kiiden balayarak kitlelere ulaan
ideolojilerin bir dncenin devrimiyle altst edildiini syledi.
Gnei evrenin merkezine koyan dnce anlay, evrenin merkezinden
ald insan snrlarna yerletirerek, Modern an kaplarn aralayarak,
Ortaa dnce sisteminin tm ke talarn yerinden oynatt. Protestanlk
ise i yerinde alma anlayn kknden deitirdi, onu bir cezalandrma
yntemi olmaktan kararak, insan geliiminin arac kabul eden Sanayi
Devrimi'nin ve aklc kapitalizmin psikolojik koullarn oluturdu.
Dreamer, "Bugn yeni bir devrimle kar karyayz: Sahip olmann ve
Olmann, ayn gerekliin iki yz olduklar gr zerinde ykselen bir
psikolojik devrim," dedi. "Grdmz ve dokunduumuz her ey, tm
algladklarmz, 'gerek' diye nitelediimiz her ey, aslnda duyularmzn
grmedii bir dnyann, yaam dzlemimizi dikey kesen fikirler ve deerler
dnyasnn yansmalarndan baka bir ey deildir: varolu dnyasdr."
Olmak, sahip olmann karsnda olmayp onunla st ste gelerek akr
ve sebeptir. Bu olgu, doal kaynaklar asndan zengin olan lkelerin neden
ayn zamanda genellikle en yoksul lkeler olduklarn ve bir insann
zenginlemesi, onun oluta ykselmesine karlk gelmiyorsa, byle bir
kaderi deitirmesi iin yeterli koullarn neden olmadn aklamaktadr.
Aslnda, bir devre dzenleyicinin varln belirlemek mmkndr; sahip
olunanlar kanlmaz olarak olma dzeyine geri gtren bir tr homeostasis,
yani i denge dzenei sz konusudur. Bir olay veya bir d koul, hazr
olmayan bir kiinin geici olarak lehine gelise bile, eer zenginlik kiinin
varolu dzeyini ayorsa, o kii eski yoksulluuna geri gnderilir. Bu,
uluslar iin de geerlidir.
nc Dnya lkelerine ynelik uluslararas yardm programlarnn
baarszla dmelerinden yarm yzyl akn bir sre sonra, kalknmay
amalayan ekonomistlerin de anlam olmalar gereken bir gerek sz
konusudur: ruhunda hazr olmayan, kendi grnmeyeninde, kendi
dncelerinin (etik, estetik, dini, felsefi, bilimsel) zenginliinde ve kendi
deerler sisteminde yeterli refah dzeyine eriemeyen bir lkeye dardan
yardm ederek, onu kalkndrmak olanakszdr. Bu lkelerin birounda
yaam koullarn ykseltmek iin, eski bilgeliklerine, kendi kkenlerinin
zne dnmeleri ve sahip olduklar en eski deerler sistemini yeniden
yeertmeye almalar yeterli olacaktr.
431

S t e f a n o E. D ' A n n a
'Sahip olmak, olmaktr' kavray, insann en eski n yarglarn
kknden yok eder ve kavramsal modellerini tmyle deitirir. 'Yapma'ya
ve Olma'ya izin veren 'sahip olma' deildir, yapmaya ve ardndan da sahip
olmaya izin veren varolmaktr. Bu toplu hipnoz biimini amak, dnyann
yatay bir vizyonunu geride brakarak dikey bir dnceye varmak demektir:
Gerein iinde katmanlar ve Olu'ta sonsuz dzeyler vardr. Hangi
dzende ya da dzensizlikte olursa olsun, insan yaamna ve onu dzenleyen
sistemlere ilikin en karmak ve en yaamsal sorunlara kap aralayacak
anahtar 'Sahip olmak, olmaktr' ve bu gr ayn zamanda insanlarn
yazglarnn farkl olmasnn nedenini de aklar.
nsanlk tarihi, hi ara vermeksizin hep daha fazlasn yapmak ve daha
fazlasna sahip olmak iin srdrlen bir arayla doludur. Hayvansal bir
nostaljinin yanks olan, asla durulmayan yamac igdlerle ynlendirilen,
sahip olma tutkusuyla uyutulmu toplumlarda uygarln ykselmesi, daima
retim, iletiim, yolculuk ve hatta yok etme becerilerinin gelitii dnemlere
rastlamaktadr. Dncelerin grnmeyen boyutlar, sebepler dnyas tarihin
bu yatay dzlemine dikey olarak koar.
Grnrdeki her fetih, insanln yapma ve sahip olma yeteneklerindeki
her ykseli, daima z varlnda gerekleen bir fethin ard sra gelmitir.
Bilimsel almlar ve teknolojik ilerlemeler zaman iinde, insann sahip
olduu bilinci ve ulat bilgi dzeyini izlemektedir. Bilim ve bilin
birlikte, uygun admla yrrler.
"Bir bireyin, bir kuruluun, bir lkenin ya da bir uygarln ele alnan
bilme, yapma ve sahip olma yetisi o kii, kurulu, lke ya da uygarln
ulat varolu dzeyine baldr." Dreamer szlerini sade ve gl bir
zl szle balad.
"Ne denli fazlaysan, o denli bilir, yapar ve sahip olursun."
Bir glgenin kendisini yanstan nesnenin boyutlar ile ekline bal
olmas gibi, yapmak ve sahip olmak da dorudan varln apma baldr.
Dreamer, bir insan veya kuruluu gzlemleyen herkesin, onun sahip
olduklarnn boyutunu alglayabileceini, ancak Olu boyum iinde olan
fikirlerin, deerlerin ve 'd'n derinlik ve hacminin grnmez kalacan
anlamam salad.
Olmakla sahip olmak arasndaki mkemmel dengeyi insann grmesini
engelleyen ey, bir sis perdesi gibi araya giren ve insan yanlgya drerek
ayr eylermi gibi gsteren, zaman etkenidir. Bir insan mrn veya bir
uygarln yzyllarn kapsayan zaman mucizevi
bir ekilde
432

Tanrlar Okulu
sktrabilmemiz mmkn olsayd, varolmakla sahip olmann mkemmel
rtmesini grebilecektik. Onlar, varoluun farkl dzeylerindeki zde ve
tek gerekliktir. Varolmak, maddeleerek sahip olmaya, sahip olmak da
buharlaarak varolmaya geer.
Olmak ile 'sahip olmak' arasndaki kimliin kefedilmesi, ayn zamanda
ekonomik dnceye de derin bir biimde damgasn vurur. Eer sahip
olmak, dolaysyla zenginlemek, varolua itaat ediyorsa, Olu durumlarnn
temel kavramlar ve insann kendini kefetme ve kendini gzlemleme
almalar, ahlaki ve inan sistemleri, ahlaki deerlerin tm ve hepsinden
inemlisi 'd' ve sezgi, kabul edilir bilimsel aratrma konularna dahil olma
nakkma sahip olacaklardr. "Bir insann vizyonu geniledike, ekonomisi de
zenginleir. Bu olgu, bir kurulu, bir lke ve bir uygarlk iin de aynen
geerlidir."

7 niversite, 'birlie doru' demektir


Dreamer, niversite szcnn 'birlie doru' anlamna geldiini
syledi. Bu szcn etimolojisinde, kurumlarn doasna ilikin, imdiye
dek ne bir i toplantsnda, ne de bir ekonomi kitabnda rastlamadm paha
biilmez bu bilgileri kefettim: "niversitenin misyonu adnda sakldr:
nsann, 'btn olma' almasn ilerletmek, ruhun birliine doru
yolculuunda ona yol gstermek. "
Dreamer'n vizyonunda gelecein niversiteleri, yaamdan korkan ve bu
sebeple bir trl grevini tamamlayamayan sorumsuz insann snaklar
haline gelen sinagoglarn, manastrlarn ve derghlarn yzyllardr
stlendikleri laik bir yaklam srdrmeyi stleneceklerdir.
Birok niversite ortadan kalkacaktr. Geriye kalacak birka niversite,
uygarlnzn karlat zorluklar yeni duyularla yani sezgi, irade ve
'd'le zebilecek kapasitedeki yeni liderleri, birer dleyen, bir laik kei,
mkemmel ve yklmaz savalar olarak yetitirmekle grevli olacaklardr.
Grnte aykr dncelerle 'dengelenmi' olan bir insan, yani kendisinde
kurnazlkla masumiyeti, mantkla sezgiyi, maddi gle sevgiyi uyum iine
sokabilen bir insan eitine projesi binlerce yl eskiye dayanr.
niversite dnyay yorumlamaya, insann gerek durumunu ortaya
serme)'e, mmkn olan geliiminin yolunu ona iaret etmeye yeterli olacak
bir eit temel fikirler sistemini nermek zorundadr.
433

Stefano . D'Anna
niversite insanln yeni trnn hcrelerini, gcn 'd' ilkelerinden
alan bireyleri, dnyada evrensel politikann ve ekonominin sorumlusu olma
diinii besleyip bytebilecek dleyenleri, pragmatik topyaclar ve
aydnlk insanlar yetitirmelidir.
Ayrm gzetmeksizin herkese dardan empoze edilen kitap vari bir bilgi
zn boulmasdr, sahtedir ve yanltcdr. 'Gerek' bilgi, zaten her bireyin
zndedir. Bilmek, anmsamaktr. Bilmek, 'dikey hafza'ya giden dn
yolculuudur. Dreamer'a gre, bu ikinci eitim denilen yeni eitim,
geleneksel olancan binlerce k yl uzaktadr. Onun grevi rencilerin
bilgisine bilgi eklemek deil, onlara doutan sahip olduklar esizliklerini,
zgnlklerini ve masumluklarn 'hatrlatmaktr'.
Dreamer, sanki bir yemin vermemi istercesine ciddi bir ses tonuyla,
"Hibir kuruma balanma," diye tte bulundu. "Hibir irketten, kamu
kuruluundan ya da sosyal yardm vakfndan para alma ve ne ekilde olursa
olsun sana ayrcalk gstermelerini isteme. Geleneksel niversite sistemi
sadece eskimi deil, baml olduu iin son derece krlgan, hassas ve etki
altnda kalmaya elverilidir.
te bundan dolay, sen bir isyancnn, bir devrimcinin ruhuyla yepyeni
bir yol amalsn. Mevcut egemen gler, gerek eitimi ykc bir faaliyet
olarak greceklerdir. Bu nedenle, geleneki otoriteyi kabul etmemeli ve
herhangi bir mevcut eitim kavranma sanlmamalsn. Kuracan niversite
eitim dnyasnda yle bir devrim yaratacak ki, eski inanlar ve zihinsel
kalplar ve bunlarla birlikte de eskimi okullar ve kurumlar sonsuza dek yok
olacaktr. Yalnzca top yekn bir deiime hazr olanlar, bu devrimi kabul
edecek olanlar ayakta kalabilecektir.
Olu btnlne dikkat et! Hi kimsenin veya hibir eyin ona zarar
vermesine izin verme. Onu bakir tut ve yle kal!"
"Baar, btnln doal sonucudur."
Tam bu srada, 'yaygn niversite' terimiyle ifade edilebilecek srad bir
fikri, Okulun baarsnda ve eitim modelinin dnyann akademik ortam
tarafndan kabul edilmesinde ok nemli bir paya sahip olacak dzenleyici
yapy rneklerle anlatt.
Gelecein savalar, dev sava gemileri kullanlarak deil, hareket
kabiliyeti yksek, kk teknelerden oluan filolarla kazanlacakt. Bu
kavram, rencileri kk apl niversite birimlerine kabul ederek her
birine tek tek dikkat gstermeye izin vermekle kalmayp, ayn zamanda hem
byk hem de kk olan bir kurumun bnyesinde ideal ve paradoksal
434

Tanrlar Okulu
koullan da yaratacakt. Kendisine gvenen, kendi 'dlerine' inanan ve
bunu ancak bir 'varolu okulu'nun bnyesinde gerekletirebileceini bilen
az saydaki renciyi kabul edip yetitirecek olan yeni niversite, tm
dnyann bakentlerindeki eitli binalara ya da kampslere dalm olarak
organize edilecekti. Dreamer'n ilkelerinden esinlenen ve artk Aristotelesi
olmayan, ayrca kklerini belirli bir blgeye salmayaca gibi, sabit bir ders
programna, tek bir milliyete, bir dile veya bir ehre de balanmayacak,
aksine her ktada birbirleriyle ayn felsefede skca btnlemi birok
yksek okuldan oluacak olan bu yeni Okul, gelecein niversite modeline
k tuttu ve snrlar olmayan bir yepyeni niversitenin doumunu
mjdeledi.
Dreamer, "Yunan ehirlerinde duvarlar, bir hatibin sesinin ulaabilecei
ykseklikte ina ediliyordu ve yer verilen alan da karlkl konumay
izleyecek halk iine alabilecek genilikte yaplyordu, ite ayn ekilde sen
de kuracan niversite birimlerini,
bnyesinde olmak isteyenlerin
emellerine, 'd ' diileyebilmeye izin verecek boyutta yapmalsn, " dedi.

8 Okul'un douu
Casa del Pensamiento'da Dreamer'la karlatm ve grevi stlendiim
gnn zerinden bir yldan biraz fazla geti. O zamandan beri kendimi
btnyle projeye verdim. niversite dodu ve ilk birimi Londra'nn
merkezinde, Belgravia'da ald. Kaydolan ilk rencileri, ilk akademik yl
keyifle tamamladlar.
Okul, bir yandan kuruluunu srdrrken, bir yandan da her gn
alacak bir biimde byyordu. Geliim sreci boyunca, zaman ve
mekann sradan balarndan ve snrlamalarndan kurtulmu, onlar hie
sayyor grnyordu. Akademik forml, gelecein yap talarna sahipti.
Bnyesinde olaanst bir biimde, ngilizlerin enternasyonalizmi ile
Amerikallarn kat pragmatizmini, talyanlarn biim ve kltr anlay ile
klasik uygarln binlerce yllk kusursuzluk ve gzellik araylarn
buluturdu. rencilerin daha ilk yldan itibaren girdikleri youn ve
uygulamal staj yada pratik kazandrma program, onlarn dnyann en
byk kurulularnda ok gen yalarda almalarna olanak salyordu.
435

S t e f a n o . D ' A n n a
Okul'un felsefesiyle g kazanan renciler, Lupelius'un sava keileri
gibi, bin yl nce Tanrlar Okulu'ndan geen rencilerin izinden, yklmaz
ve yenilmez olduklarn kendi kendilerini hakkyla snayarak gryorlard.
Okul'un Dreamer'n felsefesiyle yorulan nitelikleri, onlara uuta olan bir
uzay gemisinin bedenini ve Antik alarn en saygn okullarnn eski
yreini veriyordu. Bunlar, Klasik Yunan'n kahramanlaryla savalarn
tavnda ekillendiren demirci ocandakiyle ayn nitelikteydi.
Dreamer beni ierdii ad kavramlarla yanl bilgilerin boluunu
gizlemesi her geen gn daha da zorlaan lzumsuz eylere paha biilmez
bir krk gibi sarnan, eskimi, tozlanm niversite dnyasnn iinden geen
bir uzay aracnn idaresine atamt. Okulun, hem ngiliz, hem uluslararas
ve ondan da nce talyan akademik sahnesinde grnmesi Roma'da ilk
kampusunu atktan sonra Plutakhos'un eitim stne grlerini kapsayan
kitapnn kefiyle karlatrlabilir. Yok olup gitmi saylan bu eserin
Latince'ye tercmesi, bir uygarln yansmas olan Yunan eitim modeliyle
Ortaan dini okullarnn dogmatik gericiliini ayn mercek altnda kar
karya getirmiti. Sonra, birbirlerinden yalnzca yzyllarca deil, bilin
dzeyi bakmndan k yllarnca uzaklkta olan iki dnya, aynen imdi
olduu gibi birbirleriyle iliki kurmutu.
Kuruluundan ok ksa bir sre sonra anld adyla 'D niversitesi',
Klasik Yunanistan'daki eitim ideallerinin tek mirassyd. nsann
sorumluluunu yklendii ii ve ruhunu birlie gtren ve giderek artan
gerilimiyle geliecei gr, Okulun kesin inancn ve eitim felsefesinin
dayanan oluturuyordu. Okulun dncesi ile yeni ve eski mesajlaryla
kendine ektii renciler dnyann drt bir yanndan akn ettiler.
Dreamer'n tantm malzemesinde yer verilen szleri, sanki sihirli bir fltn
sesinden uzak diyarlara ulayordu. Dnyann her yerinden dleyenler bu
szleri dinleyip yrye getiler.
Bir devrim dledim.
yle bir Okul dledim ki,
'D n var olan en somut ey olduunu 'hatrlasn'.
Yeni nesil liderler dledim,
Etik ve Ekonominin,Eylem ve Derin dncenin,
Sevgi ve fnasal gcn, altmz kartlklarna
Uyum getirecek liderler dledim.

436

T a n r l a r Okulu
Yeni niversite'nin o ncler dneminden beri insanlar, olaylar ve
koullar alacak bir biimde birbirine balandlar. Gerekli kaynaklarn,
sanki bir doumdaki en karmak organlardan en u nronlara kadar her
eyin en doru ekilde ve kusursuz bir zamanlamayla ayn yaam projesine
mucizevi uyumu gibi bir araya geli biimleri beni srekli hayrete drd.

9 Okul'un Misyonu
O sabah, yaklamakta olan gnn ar ykmllklerinin bilinciyle gn
domadan uyandm. Beni bekleyen etin grevlerin arasnda Okul'un tm
eitmenleri ile yapacam genel toplant ve hepsinden te, zellikle zorlu
geeceini bildiim, banka mdrleri ile olan randevularm bulunuyordu.
Dreamer'n szlerinden ilham almak iin gl bir istek duyuyordum.
Gney Amerika'da, o effaf, dipsiz yeil derinliklerin zerinde hayal
meyal beliren dalarn, grkemli zirvelerinin huzurunda bana Okul'u kurma
yetkisini verdii son karlamamzdan bu yana Dreamer' tekrar
grmemitim. Rasgele bir defter setim ve kendimi raklk yllarm
boyunca toparladm notlarla dolu olan bu sayfalarn iine gmdm.
Okurken, O'nun yannda bulunduum zamanlarda, tenimde oluan o aikar
rpertiyi hissediyordum ki aniden, hayati olan bir eyi unutmu olduumun
farkna vardm ancak, engellemek iin her eyi yapabilecek olmama ramen,
kendimi ok bitkin ve tkenmi hissettim.. .Onun zl szlerinden
beslenmeyeli ok uzun zaman olmutu, yle ki, varolan dnya grn ters
yz eden, samalklar anlaml klan o zekasndan szlen n
dorultusundan sapm, dnyay alaa edip bir atom boyutuna
indirgeyebilecek vizyonunun engin gcne yaklamaz olmutum.
Dnya zerinde, O'nun bu tek bana mcadelesini, lm yalan adn
verdii lmn yenilmez olduu n yargsna kar srdrd bu muazzam
meydan okuyuu, rzgarla dalgalanan sancaklarda izleyebileceim ya da
borazanlarn alarak bu sava ilan ettii herhangi baka bir yer bulamazdm.
Dreamer hayatm aydnlatmt, buna ramen belki de O'nunla karlam
olmann olaanst talihinin ne anlama geldiini hibir zaman tam olarak
kavrayamayacaktm.

437

S t e f a n o . D ' A n n a
imdi, European School of Economics'in ( ESE ) retim kadrosu ile
yapacam toplantya giderken, bu ilk karlama iin Dreamer'n bir ka
szn iaretlemi, yanmda gtryordum.
Beni bekleyen tm bu kadn ve erkekleri ahsen tanyordum. Hepsi, en iyi
akademik zgemilere sahip, saygn ngiliz ve uluslararas niversitelerde
bir ok deneyim sahibi olmu mkemmel profesrlerdi. Her birini bizzat
kendim semitim, ancak gstermi olduum tm abalara ramen
biliyordum ki, bu toplant, onlar Okul'un zerine ina edildii ana felsefe ve
ilkelere yaklatrmann ne kadar zor olduunu bir kez daha kantlayacakt.
Btn bu eitmenler, ounlukla devlet bursu alarak, bildiimiz geleneksel
niversitelerde okumulard. Onlar, bu gen niversite'nin vizyon odakl
eitim sistemini Kabul edebilmeleri iin kalplam fikirlerini deitirmeye
ynlendireceim dncesi, ya hayatlarnn temeline oturmu dini
inanlarndan tamamen dnmelerini, ya da biyolojik bir eikten atlayarak
baka bir trn varlklar haline gelmelerini istemekle ayn anlama
geliyordu.
"ESE'nin kurulu d', misyonu; gen liderler ve yeni bir insanln
hcrelerinden oluan nesiller yaratmaktr. Bu misyon, iyi programlar ve iyi
eitmenlerden ok daha fazlasnn varln gerektirir. Binlerce eitim
kurumu zaten tm bunlar salyor" diyerek bu zorlu toplantya baladm.
Toplant odasnn geni pencerelerinin tesinde uzanan Buckingham
Saray'nn kraliyet bahelerinin grnts bana, ngiliz mparatorluu gibi
iktidar sahibi bir oluumun bile, onu var eden prensipler unutulduunda ve
ynetenleri dlemeyi braktklarnda nasl zlp dalabileceini
anmsatyordu. Dreamer'n angay'daki antik ay evinde dile getirdii
kelimeler imdi aka ve kuvvetle dudaklarmdan dklyordu:
"ESE bir 'Olu' Okuludur. lmn yenilmez olduu hkmn ykarak
rencilerimizi lmszlk inancyla beslemeliyiz.
Until now all economic systems have dealt with survival,
with peoples' basic needs food, shelter, clothing and reproduction.
The economics of the coming decades deals not anymore with survival,
but with immortality.

438

T a n r l a r Okulu
u ana kadar btn ekonomik sistemler, insanlarn temel ihtiyalar
dorultusunda hayatta kalabilmek adna yiyecek, barnak, giyecek ve
varln srdrebilme ile ilgilendiler. Gelecek onyllarn ekonomisi, hayatta
kalmay deil, lmszl ama edinecektir.
"lmszlk fikrinin bir Ekonomi Okulu, zellikle de Ekonomi letme ana dallar iin neden bu kadar nemli olduunu bana aklar
msnz ltfen?" Soru, gen, parlak zekal ve Uluslararas Strateji Ynetimi
(International Stategic Management) konusunda ders veren bir retim
yesinden gelmiti. kna edici bir cevap alabileceine dair pheli yaklam,
ses tonuna apak yansyordu. Kibar, ince bir alayclkla ekledi:
"Belki de Okul kapsamnda yeni Felsefe Departman'nn aln
duyurmay planlyorsunuz?"
"Vizyon ve gereklik bir ve ayn eydir" diye cevapladm. Dreamer'n
deyileri iinde en gzde sylemim buydu ve o sabah okuduum notlar
arasnda da ayn netlikte belirivermiti. Bu bayan ikna etmem gerektiine
dair en ufak bir endie duymuyordum. Biliyordum ki, Okul devasa bir
kulakt ve her bir hcresi, en uzakta olan dahil...hatta Grosvenor Place'n
tm bu duvarlar bizi dinliyordu. Kelimelerim, okulun kklerini,
misyonumuzun tam kalbini hedeflemiti:
"Ekonomi, Olu 'un bir yansmasdr. Sonsuzluun en ufak bir krnts bile,
muazzam, cesur fikirlerin, tasavvur edilemez zmlerin bir araya
getirilmesi iin yeterlidir. Bizi snrlayan, yaratclmza zincir vuran ve her
trl kstlamann kkeninde yatan gerek sebep, lmn kanlmaz
olduuna olan inancmzdr. htiyacmz olan tek ey lmszlk fikrini bir
yaam prensibi olarak korumak ve bu ekilde kendimizi zamann esaretinden
bamsz klmaktr. Onun kurban olmaya son verebiliriz; onun daimi
tehditlerine ya da varlnn doal sonular olan kayg, kuku ve yenilme
korkusu ile yaamaya katlanmak zorunda deiliz.
lmszlk Sevgi demektir, Sevgi: Amore, A-mors, yani lmn
yokluu demektir. lmszlk, sunduu sonsuz imkanlarla snrsz bir
yaam demektir. rencilerimizi besleyeceimiz en temel fikir bu olmaldr;
kurulularn bnyelerinde deveran etmesi gereken en kymetli kaynak budur.
yi bir ekonomist, byk bir iadam, i hayatnn hkmdarlar, bu insanlar
btnyle an iinde, gemiin ve gelecein hipnotik kavramlarndan
bamsz yaarlar. Medeniyetimizin,
insann kendi yaratt zaman
hapsinden kap kurtulmu 'zamandan bamsz liderlere'; btnlk sahibi,
azimle vizyonlann genileten ve bylece varolan gereklii deitirebilecek
439

S t e f a n o . D ' A n n a
insanlara; bireylerin, kurulularn, btn bir ulusun finansal kaderini
deitirip, ilerletme becerisine sahip 'salkl liderlere' ihtiyac vardr.
Konumam boyunca Chris H., aknln ve gittike artan gr
ayrln belirtircesine kafasn sallarken, dkml salarnn beyaz
bukleleri de hafife dalgalanyordu. Chris H. en itibarl eitmenlerimizden
biriydi. Bu sessiz, ve phesiz tek bana kalmayacak yorumu fark etmemi
gibi yaparak szlerime devam ettim:
Gereklik olarak adlandrdmz ey sadece, Olu durumumuzun aynas,
dlerimizin bir yansmasdr. nsan akl atmacdr, mant kart
kavramlar araclyla alr, gerekeleri her an atmaya hazr bir ekilde
silahlanmtr. Bu sebeple biliyoruz ki, sadece hayatta kalma odakl bir
ekonomi snrlara inanr ve lmn; gezegenin nde gelen endstrisi,
uluslarn servetlerini ayakta tutan, destekleyen mihenk ta haline gelmesine
izin verebilir. Silah imalatndan evre kirliliine, tbbi malzeme retiminden
organize sulara kadar, insanlar ve uluslar felaket, ykm ve atma
ekonomisine hizmet etmektedir. nsanln tm, lmn maa bordrosunda
yer almaktadr.
Gerek eitim her trl hipnotizmadan, bamllktan ve batl inantan
bamsz olmaldr. Gerek eitim, kiinin i atmalarndan kurtulmas
anlamna gelir. Bu gr, dnyay dmanlklardan, atmalardan, iddet
ve savalardan kurtararak zgrletirecektir.
Kendisine iaret ettiimde, Chris H., birdenbire patlayverdi: "Siz bu
dnyada yaadnza emin misiniz? Her gn gazeteleri ve medya kanallarn
dolduran rk zulmler ve soykrmlar, terr saldrlar, yzlerce farkl
gerilla atma blgeleri, Irak ve Afganistan'daki savalar....peki o zaman,
bunlar ne demek oluyor? ESE'de btn bunlara son verecek herhangi bir ey
veya bir d olmayacak bizim reneceimiz, bu samalk global ekonomiyi
de deitirmeyecek..
Dreamer'a ayn sorular sorduumu, ineleyici bir mizala pheciliimi
sergilediimi hatrlyordum. Chris H. kukularmn vcut bulmu haliydi;
sarfettiim dnceleri kendi yaammda gerekletirmeye, onlar bir beden
haline dntrmeye ve Dreamer'n grlerini gvenilir biimde aktarmaya
ne kadar kifayetsiz olduumu aka ele veren dnyann aynadaki
grntsyd.
Dreamer, "Sen hangi savatan sz ediyorsun?" diye sormutu. "uanda
kendi yansttn atmalar dnda dnyada gerekleen herhangi bir sava
yok! Dnyann iinde bulunduu koullar, tam olarak senin isel
durumlarna karlk geliyor. O yzden diinya iin endielenmeyi brak,
kendin iin endielen. Dnyaya ancak b ekilde yardm edebilirsin."
440

T a n r l a r Okulu
"Ama u anda, tm dnya genelinde, gezegeni yerle bir edip zerindeki
her trl yaam formunu ortadan kaldrabilecek gce sahip silahlan
retmekte olan endstriler var" diyerek cevap vermitim. Tm insanlk
adna,
kendimizi bylesine
korkun, ykc
bir gten
nasl
koruyabileceimizi sormak iin can atyordum ki, Dreamer haince araya
girerek bu vahim grm telaffuz etmeme engel olmutu;
'"Senin dndaki' hibir g seni yok edemez', derken akllardan
silinmeyecek kelimeler iinde konuuyordu. 'Kendi rzan olmadan, 'senin
dnda'
herhangi
birey gerekleemez.
Tetikte
ve
uyank
ol!
hmalkarlndan ve tm belirsizliklerden kurtul. Dzeltilmesi gereken
insanlk deil, senin grn. Dnyann iinde bulunduu koullar, tam
olarak senin isel durumlarna karlk geliyor. Btnlne kavuur, bir
birlik haline gelebilirsen, ite o zaman dnya gvende olacaktr."
Kulland her kelimenin, katlanlmaz bir sorumluluun arl ile
srtma yklendiini hissediyordum. Onu dinledikten sonra, tm o
yaknmalarma devam etmek, bilinmeyen gleri, kontrol edilemeyen
kuvvetleri sulamak ve korkudan titrer bir halde, kaderine boyun emi bir
aresizliin affna snmak gittike imkanszlayordu. Unutma ! Hi kimse
ya da hi bir ey senin tarafndan emredilmeyen ve ynetilmeyen bir eyi
gerekletiremez. atmalar, yoksulluk, baarszlk, hastalk, lm veya
dier felaketler nesnel gereklikler deillerdir. Senin dnda varolmazlar.
Sadece sen onlar dlediinde gerekleirler. Senin iinde sava yoksa
dnda da olmaz. Bu bir kuraldr.
Kafam evirip, onu ararcasna arkamda gz gezdirdim. Yznden eksik
olmayan o hayranlk dolu baklar, bana, Okul'a ve 'D'e olan
sndrlemez inancyla asistanm Lucia'nn orada olacan biliyordum.
Dnya bugn yklsa, yarn sabah o, bitmek tkenmek bilmeyen iinin
bana gemek iin, herkesten nce burada olur, ou zaman gzle
gremeyeceiniz ekingen ilgisini cmerte sunar ve sanki ben onun en
deerli varlymm gibi, o tatl sert mizacyla zerime kol kanat gererdi.
Dreamer hakknda konutuum tek insan Lucia'yd. Srekli O'nun
hakknda sorular sorar, O'nun her bir. kelimesini sevgi ve efkatle ele alrd.
Msveddelerimi kontrol eden, onlar Kitabn ilk tasla haline getirmek iin
geceler boyu alan da yine Lucia'yd.
Yznde beliren o belli belirsiz, yreklendirici glmsemeyi
yakalamtm ve hazine niteliindeki o bir ka saniye sren su ortakl,
beni toplantnn bu souk atmosferinden korumaya yetmiti.
"Kaderlerimizi deitirmek olanakldr." Cevabm dorudan Chris H.'ye
yneltmeden, hissettiim tm salam inancm ses tonuma ykleyerek
441

S t e f a n o . D ' A n n a
devam ettim. "Varolan insan psikolojisini, onun tm inan sistemi iine kk
salm, hipnotize eden dnya hikayesini deitirmek mecburiyetindeyiz.
D' deitirmemiz gerekiyor. Bunu sadece birey baarabilir. Bu sebeple
bir Okul'a ihtiya var. Bir Olu Okulu...varolan retim programlarn ve
metotlarn altst ederek, vizyonu ycelten eitim sisteminde evrensel apta
bir devrim gerekletirmeye muktedir bir Okul. Bizim inandmz ve ileri
srdmz bilimsel rota budur.
Deimesi gereken ilk kiilerin, eitmenlerimiz olduunu syledim.
"Eski insanlk, gen nesillere, kendilerini atmac dncelerden,
nyarglardan ve geerlilii kalmam fikirlerden zgr klmay
retemeyecei gibi, onlar engelleyen ve kstlayan oluumlar nasl
bozguna uratacaklarn ve hi bir zaman boyun emeyecek en iyi olma
tutkusunu, kendilerinde nasl gelitireceklerini de retemez."
Bu uzun toplanty u kelimelerle bitirdim:
"Bir ulusun zenginlii, ekonomisinin gc ve ulaabilecei maddi refah
seviyesi, sahip olduu deerler sisteminin stnl ve ok daha nemlisi,
salam duyarllktaki bireyler, vizyon sahipleri ve uygulamac dleyenler
yetitirebilirle kapasitesi ile doru orantldr. Bir ulusun mr, btn bir
medeniyetin gelecei bu nitelikteki kadn ve erkeklerin varlna dayanr.
Gelecein kurulularn eylem filozoflar ynetecektir. Bu insanlar dnya
zerindeki giriimlere baar ve dayankllk getirecekler."
Dreamer tarafndan bana bahedilmi olan bu ilhamn ihtiamyla sesimin
titrediini hissediyordum.
"Bizim misyonumuz bu insanlar yetitirmektir."
Onlara baktm, kafalarnn karm olmasndan ok, hayret iindeydiler.
Merkezinde bireyin bulunduu dnyann, ieriden darya doru olan
ileyiinin kefi, Copernicus'un bundan yarm binyl ncesindeki devrim
niteliindeki bildirisinin yaratm olduu oka kyasla ok daha iyi
karlanmt. Dreamer'n aklamalar, sadece ekonominin kurallarn deil,
bu insanlarn o ana kadar inanm olduklar hereyi yerle bir etmiti.
Onlar, lmlerine kadar srekli tekrarlanacak olan hazin, Sisyphean*
yazglarndan, genleri korku ve sknt iinde eitme grevlerinden ve
nihayetinde hayata kar kendi inkarlarndan saptrmaya muktedir olan bu
fikirlerin tehditkar dirayetini hissetmilerdi.
Hepsiyle teker teker vedalarken, bazlarnn yzlerinde, bu aydnlk
servene kar gittike derinleen bir balln vaadini okuyor, dierlerinde
ve belki de ounluunda- ise kararszlk ve aknlk gryordum.
Ancak, aklamalarm karsnda blnm retim grevlilerimin yan sra
baka endielerim de vard.
442

T a n r l a r Okulu
O leden sonra, Grosvenor Place'de, Lucia'nn da desteini alarak,
almakta olduumuz tm bankalarn mdrleri ile grtm.
dnyasnn, dnya zerindeki tm byk bakentlerinde
merkezleri bulunan, snrlar olmayan akademik bir alan yaratma fikri
baarl olmutu. Dreamer'n dledii Okul, en iyi ve en itibarl ekonomi
okullar ile rekabet ederek bir ka yl ierisinde onlardan stn konuma
gelmek ve tm milletlerden rencileri, bnyesinde toplamak gibi salam
temelli amalara sahipti. Bankalar, projeyi beenmi, geliimine ahit olmu
ve mmkn olduu mddete kredi salayarak desteklemeye devam
etmilerdi, fakat Okul'un uluslararas alanda genilemesinin gerektirdii
artan miktardaki yatrmlar, sadece Avrupa'da deil okyanus ar lkelerde
de desteklemeye hazr deildiler. imdiye kadar en byk ngiliz
niversiteleri bile bu lekte bir giriimi gsleyememiti. Sonunda,
kredimizin drlmesi iin yaplan basklar stn geldi ve ilerinde bize en
derin ball bulunan M Bank nceden salam olduu krediyi devam
ettirmeyeceini aklad.

10 nanmadan inanmak
Kapdan karken, Lucia bir yandan yamurluumu zerime
geirmeme yardmc oluyor, bir yandan da elime birka dokman
tututuruyordu. Okulun ana giriinin bulunduu merdivenlerin banda,
Grosvenor Place'in youn trafiine akn eden taksilerden birini
yakalayabilmek umuduyla sokak boyunca gz gezdirdim. Avukatlarmla
olan randevuma ge kalyordum. Grdm ilk msait taksiyi yakalamak
iin aceleyle merdivenlerden aa inerken, ehir otobslerinden biri tam
nmde saa yanaarak taksiye ulamama engel oldu. Birka yolcunun inip
dierlerinin binmesini bekledim, ancak otobs insan ileden kartacak
derecede uzunca bir sre orada oyalanmaya devam ediyordu. Olanca
sabrszlmla Knightsbridge istikametine doru yrmeye balamtm ki
otobsn yan tarafn boylu boyunca kaplam olan ilan bir anda gzme
iliti, daha nce fark edebilmi olmam iin hem ok byk hem de ok
yakn mesafedeydi.
Kocaman harflerle Tanr'nn olmad beyannda bulunuyordu. 'Byk bir
olaslkla Tanr yok'. lan, titiz bir tefti kurulunun denetiminden gemi
olsa, uzmanlar 'Peki hereye ramen ya Tanr varsa?' diye sormu
olabilirlerdi.
443

S t e f a n o . D ' A n n a
'Olaslk' kelimesini karsanz, o zaman da kellie kar %100 zm
neren bir sa losyonunun reklamna benzer bir ekilde rahatlkla abartl
bulunabilir, daha kts, henz belirsiz sayda insanlar iin bu cmle basite
bir lanetlenme ve cehenneme karttnz davetiye anlamna gelebilirdi.
imden, eer durum byleyse, eytann kendisi bile daha iyisini
baaramazd diye geirdim. Bu ani nktedanlk, kendimle olan itenliim,
anlk bir hafiflemeyi, sknt ve kayglarla megul zihnimi rahatlatan ufak bir
titreimi salvermiti.
O 'ey', bir an iinde gerekleti. Dipsiz bir tnel, zaman ve mekan
yutarcasna karanlnn iine ekerek, beni ileriye doru Tanrlar
Okulu'nun kutsal duvarlar arasna frlatt. Lupelius ve rencisi Amanzio
arasnda geen o'aanst syleiye ahit olacam zamana ulamtm:
Amanzio: yleyse, insan Tanr mdr ?
Lupelius: Hayr! O 'ndan ok daha fazlas! Kendisine hizmet eden bir
Tanr 's var.
Amanzio: Bu ne demek?
Lupelius: Bu demektir ki, arzu ettiin hereyi O 'ndan talep
edebilirsin...snrszca sana itaat edecek, her isteini yerine getirecektir.
Tanr iyi bir hizmetkardr ancak iyi bir efendi deildir.
O, hizmet etmeyi sever...O, sevmeyi sever...
Lupelius, bu ksa ve z ifadeleriyle, Tanr'nn varlna ynelik
zmsz sorgulamann stesinden gelmi, adalarnn fkesini zerine
eken sapkn bir aydnl biimlendirerek, grlerinin, takip eden binlerce
yl ve ok daha sonrasnda yaayacak alim ve mnzevi nesillere
yanstlmasna olanak salamt. Tanr'nn tesinde bir varln
mevcudiyetini aka dile getirebilme cesaretini gsteriyordu:
Tanr'nn efendisi: Sensin! Bu sersemletici gr, daraacndaki bir
adamn ayaklarnn altndaki zemin srldnde bolukta asl kalm,
rpnan ve tekmeleyen bedeni gibi dncenin kendi lmnn iine
ekildii bir girdapt.
Kendimi, glkle bu akl almaz, olaanst hatralardan , ho kokulu
manastrlardan ve Okul'un derin tesirli ilham pnarndan koparabildim ve
geriye, ayaklarmn yere smsk tutunduu durumuma geri dndm.
Dnmem gereken bir dolu baka nemli konu vard:
New York'ta kurduum ESE Vakf'nn kaynaklarnn arttrlmas, Okul'un
uluslararas geliimi iin ihtiyacmz olan yeni sermaye olanaklarnn
aratrlmas, kullandmz teknolojik alt: yapnn iyiletirilmesi, yeni eitim
444

T a n r l a r Okulu
grevlilerinin ie alnma ve yetitirilme srelerinin denetlenmesi,
bankalarn uygulad basklara gs gerilmesi ve son olarak ta ayn
derecede nemli olan kendi kiisel zorluklarmn zmlenmesi.
Aslnda o leden sonra, evliliimin cenaze treni kutlamasn
gerekletirmek zere avukatlarm beni bekliyorlard. Bir sredir neeonore
ile aramz bozulmu, gittike daha uzayan dnemler boyunca birbirimizde"
uzak yaamaya balamtk. Annesinin evinde kald gnlerden birindt
yaptmz telefon konumasnda, artk mmkn olabilecek tek sonu olan
kesin ayrlk kararma vardk. Ne var ki, hepsinden daha kts, her koul
altnda taraflarn karlkl rzasyla gereklemesi beklenen bir ayrln,
tamamen basit ve kolay yrtlecek bir boanmann, gittike daha saldrgan
ve doyumsuz bir tavr sergileyen Heleonoe'un nceden hi farkna
varmadm trden bir agzllk sergilemesiyle ok daha karmak bir hal
almas oldu. yle ki, stlenmi olduu e roln oynamaktan vazgemesiyle
beraber, ilikimiz zerine srlm renklerden oluan bu ince rt syrlp
kalkm ve ncesinde hi phelenmeden beraber yaadm bir hilkat
garibesi gn yzne kmt.
Dreamer, Heleonore'a hala ak olduuma inandm zamanlarda "Ona
ak olduunu iddia ederek kendine yalan syledin; ve onu Kuveyt'ten
ayrlp tekrar kendi cehennemlerine geri dnmeni salayacak mazeretin
olarak kullandn." demiti. Bu dnce beni yaralyordu, en azndan kendi
hislerime ynelik Dreamer' n yanldn dnyordum. O zamanlar
Heleonore ve ben yorulmak nedir bilmeden Okul projesi stnde beraber
alyorduk ve evliliimizin salamlna dair hereyimle bahse
girebilirdim. "Sizin beraberliiniz bakaldr ve yalan iinde, en bandan
l olarak dodu. Bu artlar altnda sana hibir ey bahedilemez, hatta
sahip olduunu dndn ne varsa kaybedeceksin. "
Otobs hareket ettiinde nihayet yolu tekrar grebildim. Herhangi birine
iaret etmeme gerek kalmadan taksilerden bir tanesi aniden nmde durmu,
oktan kapsn aralamt. ine atlayp, srcye avukatmn adresini
uzattm. Taksinin ierisinde tekrar keder bulutlarmn iine gmldm.
Ancak bu sefer, zel hayatmn cehennemi andran blgelerinin, aclar,
dertler ve zorluklardan oluan kafilem eliindeki geit treni, zamansal bir
tutarllk sergilemeksizin, ncesi ya da sonras olmadan, bir damla zamana
ilitirmi gibiydi. Aklma gelen bu dnceler, ayr durumlar ya da olaylar
olarak deil, kmelemi bir btn halinde, telafisi olmayan sabit ve tek bir
yenilgi halinde belirmiti. Baskn bir acizlik hissi kt zerime..

445

S t e f a n o . D ' A n n a
Varlmn adeta bastrlm bir formu ve iine hapsedildii fiziksel bir
tuzak olan bu taksi ile kendi yaamm arasndaki tek fark, benimkinin iinde
kap kurtulabileceim bir kapnn bulunmamasyd. Kayg, yenilme
korkusu ve kar konulamaz vazgeme ihtiyac...hepsini ok iyi tanyordum;
tm bunlar, etraflarnda sadece felaketin mayalanm olduu eski
arkadalarm gibiydiler. Geirdiim yllarn ayrlmaz yoldalar olmulard
ve sadece Dreamer'n huzurunda onlar tehis edebiliyor, dntrebiliyor
ve zerlerinde hakimiyet elde edebiliyordum.
Yolumuzun zerindeki trafik lambalarndan bir tanesinde takldmz
krmz k, sonsuzluk kadar uzunca bir sre sanki hi yeile
dnmeyecekmi gibi yanmaya devam ederken pencereden darya gz
gezdirdim. Bir otobsn yan tarafnda, tam gz hizasna denk gelen baka
bir ateist kampanyann slogan bulunuyordu: "Kt haber Tanr'nn lm
olmas, iyi haber ise ona ihtiyacnzn olmamasdr." Konu ile ilgili
dncelerimi tekrar ele aldm o anda, Dreamer'n bir zamanlar sylemi
olduu birey aklma geldi:
"Kendilerini ateist olarak adlandran bu insanlarn Tanry ortadan
kaldrma giriimleri, aslnda kendilerinin bile bilmedii, ilerindeki lm
korkusunu koparp atma giriimidir. yle bir korku ki, onlara dierlerinden
ok daha fazla hakim olup, ac ektiriyor. "
Bylelikle Dreamer, ateistleri gl, insanln geri kalannn yapt gibi
Tanr'nn yanltc dayanaklarna yaslanmay reddeden insanlar olarak gren
allm nyargy tersine evirmiti, zayfl ise bu retinin ortak bir
paydas ve aklamas olduunu ileri sryordu.
"isel birlie eriememi sradan insanlar iin inanmak ve inanmamak ayn
yalandr.. Ateist, ilk nce ilahi gc kendi dna tam, daha sonra da
onun varln reddetmitir. Bu sebeple, ateizmin lmcl gnah Tanr 'ya
olan inanszl, O 'nun varln reddetmesi deil, kendine olan inanszl
olmutur. Bu szler Dreamer'n daha nce sylemi olduu baka bir eyi
anmsatt bana, byle bir enginlii bu kadar uzun bir sre boyunca unutmu
olduuma inanamyordum. Onlar nerede ya da hangi karlamamzda
iitmi olduumu tam olarak gzmde canlandramasam da, iime ok
derinden ilemilerdi ve imdi hafzamn yzeyinde tekrar beliriyorlard.
"nanmak zor deil...herkes bireylere inanr...Ancak, kendini inanmaya
zorlamak ok az sayda kiinin yapabilecei bir itir" szleriyle Dreamer,
dnceyi mantk tesi doruklara hcum ettirebilecek nitelikteki kavramlar
dile getiriyordu.
'nanmadan inanmak'...icat ettii bu elikili sylem, kocaman bir
katedralin gl gvdesini, bir kelebein kanatlar ardna gizliyordu.
446

T a n r l a r Okulu
O zaman bu mesajn yceliini zmseyebilecek durumda deildim, ama
imdi onun amansz altnda, inancn, vg dolu hitabet sanat ile ne
kadar bal olduunu ve her eit fanatizmin kkenine nasl tehlikeli bir
biimde ilitiini grebiliyordum.
"Kayna senin dnda olan her eit ilke ve inan seni yalanclar
ordusuna kaydederek yalanclk retisinin bir takipisi yapacaktr."
Dreamer' in vizyonunda, inanmak; inanlarn icra eden kitlelerin
hayatlarn kimlik ve aidiyet peinde geirmeye alrken adeta zaman
sinekliine yapm insan ynlarna ye olmaya tevik edicidir. Ateistlerin
de iddia ettikleri gibi, Tanr'ya olan inanszlk bile, onlar, ar
tutuculardan, hogrsz, dogmatik insanlardan, her tr mezhebe ve
ideolojiye bal kiilerden oluan byk denizin dibine -mare magnum- eit
olarak eken bir inan eklidir.
Dreamer, kendilerini 'gerein araynda' ya da ruhani kiiler olarak
tanmlayan insanlarla hibir zaman ne tanmak ne de en ufak bir iletiim
iinde olmak istedi. Bir keresinde bana "gerei darda aramay brakp,
esas yalan kendi ilerinde bulabilseler daha iyi durumda olabilir, daha fazla
fayda salayabilirlerdi."demiti. Herhangi bir kartlk yaratmadan, inancn
yatay ve miskin tekdzeliine dikey yaklaan bir boyutta 'inanmadan
inanmak', yani Dreamer'n, bireyi serbest klan, hurafe ve kolay
inanmlklarn esaretinden kurtaran zgrlk vizyonu bulunuyordu.
There is no fault, no sin, no karma or punishment.
There is no life beyond and no universal judgment, no heaven and no hell.
There is only this instant, sacred, infinite, and omnipotent.
Use it well! For this is your only chance.
Herhangi bir su, giinah, kader ya da ceza yok.
Yaadnn tesinde bir hayat, evrensel yarg, cennet ya da cehennem yok.
Sadece bu an var, kutsal, sonsuz ve hereye kadir olan.
Onu iyi kullan! nk o senin tek ansn.
'nanmadan inanmak', kiinin kendi niyetini belirleyip, sarslmadan sonuna
kadar onun peinden gitmesidir. Bu, yalann ortadan kaldrlmasn talep
eden, Olu'un yksek seviyeye ulam bir durumudur ve sadece btnlk
sahibi, Art of Acting -rol yapma sanatn-bilen ve uygulayan bireylerin
eriebilecei bir Olu halidir.
imdi kendime soruyorum, hi byle bir zgrlk durumuna
dokunabilmi miydim?
447

S t e f a n o . D ' A n n a
Hi kendimi tamamen zdeletirme ihtiyac duymadan, bir kle gibi
boyun eip teslim olmadan, bir retiye, fikre ya da ilkeye inanabilme, ya da
bir rol icra edebilme yetisine sahip olabilmi miydim? Gerekte, ateistlerin
sloganlar kendilerine olan inanlarndan ok kusursuz bir biimde dnyann
anlatt hipnotik masaln iindeki inanc ilan ediyordu. Ateist olan bendim,
sradanlktan ve her trl bamllktan kurtularak Dreamer'n yannda
olmak isteyen, ama onun yerine snrlara inanmaya devam eden, yllardr
unutmu olduu 'de' sadk kalacana sz veren o adam bendim. Bu
durum, yutmak zorunda olduum ac bir yumru gibiydi.
Farkl durum ve karlamalarda, bu konu zerine byk bir ilgiyle
toparladm bol miktarda notlarm derleyip bir kitapk haline getirmeyi
dnmtm. Ancak sonunda, okuyucunun kabullenme kapasitesini aacak
aklamalarda bulunmak yerine onlar kendime saklamaya karar verdim.
Ayrca, bu Kitabn ieriine ynelik olarak belirtmek isterim ki, bazen belli
blmleri, gerekleri ve koullar; Dreamer'n biraz fazla ileri gittiini,
byk olaslkla politik, akademik ve dini kurumlarn ya da ar tutuculuun
her kesiminden ykselecek antagonizmi uyandrabileceini dndm
trden aklamalarn, anlatmak konusunda tereddt ettim. Bu yzden,
aslnda her koul iin devrimsel nitelikte olmalarna ramen, gnmz
insanlnn anlayna szabilecek olanlar semeye altm.
"Bir gn, kimsenin daha nce kalemine dememi liimsiiz sayfalar
yazacaksn. Szlerimin en kabul edilmez olanlcr, cokun bir nehir gibi
nne kan her engeli sprp ortadan kaldrarak kaleminden fkryor
olacak. Ta ki bu szler, arayta olanlara ve nceden bilenlere ulaana
dek..."

11 Yapmann srr
Bu derin dnceler arasnda, benimle konuana kadar taksi ofrne bir
kez olsun gz atmamtm.
'Sen talyansn deil mi?' diyerek, Cockney aksan ve yznde az nce
kendisiyle girmi olduu iddiay kazanm olmann verdii tatminkar
glmsemeyle balad szlerini vereceim cevab beklemeden srdrd:
'Babam talyan'd. Bana Fiorello adn veren odur.'

448

T a n r l a r Okulu
Taksi ehrin trafii iinde yavaa ilerlerken, Fiorello oktan aile
hikayesini anlatmaya balamt bile: okuma yazmas olmayan bykbabas
nce Avusralya'ya daha sonra da ngiltere'ye g etmi, kurduu ayakkab
fabrikas sayesinde ok zengin olmutu. Babas ise, beraber squash oynad
arkadann, sahip olduu hereyi borsaya yatrmasna izin vermesinden
birka hafta sonra be parasz kalmt. Fiorello, bu olanlardan dolay
babasna iten ie besledii kinden, ok gen yata geimini salayabilmek
iin ark sylemeyi brakmak zorunda kalnn yaratt ve hibir zaman
silinmeyecek o hayal krklndan bahsederek benimle srrn paylayordu.
Babasndan kalan tek miras olan taksi ruhsatn, bir zamanlar vazgemeye
zorland d, imdi kendi olunun gerekletirebileceine dair olan
umudunu, hem okulda hem de evde olaanst zeki tavrlar sergileyen ve
gelecekte muhakkak ok byk iler baaracak olan birbirinin tpatp ayns
ikiz torunlarn anlatyordu. Bu ocuklar, hi kukusuz, fabrikatr atalarnn
bir zamanlar kurmu olduu imparatorluu yeniden hayata geireceklerdi.
Fiorello hikayesine devam ederken, sesi gittike endielerimin arka
plannda alalmaya balam ve kendimi ocuk halimle berber Saverio'nun
pudra kokulu dkkannda, yaldz ereveli tozlu aynann yannda
buluvermitim.. Kk bir ocukken, Saverio'yu iinin banda, annemin
kesin talimatlar dorultusunda tra edilen ensemin sonsuz tekrarnn
grnmleri arasnda izlerdim. Arkamdaki o hafif eik aynann iinde
sadece kendi grnmlerimden oluan defalarca yinelenen ben, taksi
ofrnn hikayesindeki nesillerin tekrar gibi, sanki zaman iindeki bir
yaradan ileriye frlatlyordum.
Bu ardk, babadan oula aktarlan duyarsz yaamlar ve paralara
blnm lmszln aresiz sefaleti midemi bulandryordu. Bu koullar
altnda var olmak istemiyordum. O anda, aralksz tekrar eden, her zaman
ayn olan grnmlerin ve olaylarn, korku ve endie altnda ezilen,
programlar ve hesaplamalar arasnda hrpalanan sradan insanlarn
yaamlarnn olumsuz duygulara nasl yem olduunu rktc bir
inandrclkta fark ediyordum.
nsanlar birbiri ardna, babadan oula aktarlarak, yalanmaya, hastalanmaya
ve lmeye amanszca mahkum olmulard.
Hayatmn labirentini, kendi eserim olan o sinsi hapishaneyi, manta
aykr olarak, hem gardiyan hem de tutuklusu olduum ve doas gerei
iinden k olmayan bu zindanlar tanyordum. zmleyip sonsuza dek
geride braktm sandm zorluklar ve problemler hala olduklar yerde
duruyor, grnrde hibir zme ulamadan ve giderek daha ac verici bir
halde yineleniyorlard.
449

S t e f a n o . D ' A n n a
Ne zaman beni zorlayacak durumlarn ac veren duyumuna kaplsam ya
da, beni ezmeye hazr ve benden daha byk mcadelelere ve problemlere
gs germek zorunda kalsam, kendimde, kap kurtulmak iin duyduum o
utan verici gl istein srekli tekrarlanna ahit oluyordum. Dreamer'n
sylemi olduu bir ey, bu derin korku halime aniden parlayan bir k gibi
arpt:
Only those who are forced to face their own horror
and can bear to contmplate their impotence and incompleteness,
can succeed.
Sadece kendi korkular ile yzlemeye zorlananlarla ve
kendi acizlik ve eksiklikleri zerine dnmeye katlanabilecek olanlar
baarl olabilir.
Daha fazla devam edemedim, incelemeye ara vermek zorundaydm. Bu
isel aratrmay srdrdke, esas gzlemlediim eyin, damarlarmda akan
kanla bana balanm, hibir zaman grmek ya da bilmek istemeyeceim
trden bir denek hayvan, garip, bir tr hayvansal yaam formu olduunu
grebiliyordum. Henz bilmediim bir ynmn hayat verdii Fiorello'nun
hikayesinin tetiklemesiyle o sabah setiim notlardan birini tekrar okumak
iin ani bir istek duydum:
"Zihin kaderi oluturur, kader de zihni. Hatralarna inandn ve iten
ie kendine hayatnn gerek olmayan hikayesini anlatmaya devam ettiin
mddete, onu gzlerinin nnde yanstmaya devam edecek ve bir gelecein
olduuna ikna olacaksn, halbuki grdklerin sadece tekrarlanmakta olan
gemiin! Zihin ve kader, gemi ve gelecek...bunlar aldatmacadr. Onlar
sadece bu ann e zamanl grntlenmesi, imdinin yansmas olarak
kabul et, ve bylece serbest olacaksn.
In the Now there is no defeat, only victory.
Ann iinde yenilgi yoktur, bir tek zafer vardr.
Tam bu noktada Fiorello o harika tenor sesiyle Puccini'nin Turandot adl
operasnn son perdesinden, gzel fakat zalim Turandot'ya ak olan mehul
prens'in kendi zaferini ilan ettii blmden "Tramntate, stelle! All'alba
vincero...vincerooooo..." bir arya seslendirmeye balad. Arada srada,
arkaya gz atyor, bir yandan aknlmn keyfini karrken, bir yandan da
onu takdir etmemi bekliyordu. Ancak, zafer arksnn seslendirilmesi ve
Dreamer'n szlerinin ayn anda ortaya kmas arasndaki bu esiz rastlant,
yenilgiye boyun emi dncelerim ile kurduu zt fakat ahenkli birliin
parlak ifadesi, beni aniden son derece alkantl bir duruma sokmutu.
450

Tanrlar Okulu
Fark ettim ki, bu gzel isimli, iri yar adam, oturduu koltuk ve direksiyon
arasn, peltelemi vcudunun hacmi ile smsk kaplayarak, sanki taksinin
btnleyici bir parasym ve ondan hibir zaman aynlmayacakmcasna
doldurmutu. Dikiz aynasndan daha dikkatlice baktmda, onun da bana
baktn grdm ve o anda damarlarmdaki kann donduunu hissettim. O
gzlerin, bu iman surat ile hibir ortak yan olamazd. Sanki bir uzayl, bu
sevimli adamn vcudunu ele geirmi, imdi de beni gzlemliyordu. Alnm
terden srlsklam olmutu, yutkunmaya altm ama tkrm yapkanl,
lastiimsi bireye dnm, beni bouyordu. O gzlerin iinde belli belirsiz
bir gzdan, kurnazlk ve sakin bir yrtcln d a v u r u m u n u
grebiliyordum. O kaamadm gzler...o iime ileyen gzler...Dreamer'n
gzleri. Sanki birden uyandrlm, atalarmdan kalma uykum yarda
kesilmiti. Ani bir karar verdim:
"Unut o adresi..!" dedim, arya sylemeyi ve rahatlamamn ardndan beni
izlemeyi brakan Fiorello'ya. Kimseyle, hi yoktan, boanmam tartmak
zere avukatla bulumayacaktm. Taksi, herhangi bir istikameti olmadan
ilerlerken, ben de dncelerimin girdab iinde hararetle, o gn olan
olaylar, sanki mozaik talarn yerletirir gibi toparlayp, biraraya
getiriyordum.
Bunlar, afak vakti yaylan ilk n eliinde, Dreamer'n szlerini
okurken tenimin altnda hissettiim o uyarc rpertiyle beraber anlam ve
bu ana kadar, ard arda attm her adm, her olay, karlama ve dnce, her
ince ayrnt gzle grlemeyecek bir merdivenin, beni O'na karan
basamaklar haline gelmiti. Hi bu kadar iddetle O'nu grmeyi
arzulamamtm. O'na dnyann her yerinde ulaabilirdim, yeter ki nerede
bulacam bileyim. Bir anlk bir gz kamamas, beklenmedik bir k
huzmesi iinde, Dreamer'la bulutuum yzlerce mekann i ie getii bir
kaleydoskopun renk cmb yuvasndan frlayan bir grnt, adeta iimde
infilak etti. O gne damgasn vuran szlerini iittiim yeri artk biliyordum.
Sesimdeki cokuyu kontrol etmeksizin ofre seslendim "Beni Spaniards
Road'a gtr". Anszn parlayan o fikrin, O'nu, Londra'da en son
bulutuumuz yerde arama dncesinin peinden kouyordum. Taksi bu tek
ve narin ipucunu takip ederek beni hedefime tarken, o akam O'nu tam
orada, Hampstead'deki Spaniards Inn'de bulacama dair garip kesinlik de,
gittike iimde byyordu.
Dreamer'dan dlemenin herkesin doutan elde ettii hakk olduunu
renmitim. Ve imdi, tenimde, eklemlerimde ve nefesimde hissettiim o
kesinlik duygusu, uzak bir ihtimal olarak grdm bir grmeyi en kati
randevuya dntryor, beni O'na balayan zayf ba, elikten bir- halata
451

S t e f a n o . D ' A n n a
dnyordu. Bu, Dreamer'n bana aktarmaya alt 'eyleme gemi
btnlk' demekti; yllar boyunca beni verimsiz bir toprak gibi gren,
Dleme Sanat'nn canl tohumuydu. Eer bu, tamamlanmlk, canl olmak
anlamna geliyorsa, ben aylar ve yllar boyunca bir lydm yani, O'nu
hibir zaman bulamayacam bir haldeydim. Geirdiim gnn, bir eit
oksijen adr ilevi grdnn farkna varyordum; muhtelif anlarda
zerimdeki basky hafifleten aamalar, ta ki sonunda O'na, btnle,
hayata ulaana dek, gndelik lmlerin uurumundan kademe kademe
yukar ykselmemi salamt. Bu muazzam bulua tutunabilmek iin
nefesimi tuttum. Kiinin kendini o seviyede tutmas, lmn tek bir
atomunun bile, varlna nfuz etmesine izin vermeden, uyank ve canl
olmas Yapmann Srryd, Secret of Doing.
Taksi beni Spaniards Inn'in giriinde braktnda, Dreamer'n
geleceinden emindim, ya da, yksek dalgalar hayatma arpmak zere
tehditlerini savurmuken, gl niyetime ve byk bir cokunlukla O'nun
yanmda olmasn talep ediime tam zamannda karlk vermek zere
oktan ieride bekliyordu.

12 Gemi yalandr
eriye girmeden nce kalp atlarm sakinletirmek iin bir sre kap
eiinde bekledim. Buras, bira lekeli duvarlarla kapl, le gibi bayat jambon
kokusu ve birahane mterilerinin grltl, ie yaramaz konumalaryla
sarmalanm, Dreamer'dan edindiim unutulmaz retiler eliinde
'karlamalar oyununun' balad mekand. Yemek servisinin yapld
alan beni, yar karanlk scak bir ortamn iine ald. Hatrladmdan daha
kk grnyordu.
Yemek salonunda sadece birka mteri grdm; bazlar masalarda
oturmu, ounluk ise barn kenarnda ayakta durarak kendilerini sessizce,
tuhaf biimdeki byk kupalardan ikilerini imeye kaptrmlard. oktan
orada olaca umuduyla hzlca etrafma bakndm, odann her bir kesine
gz gezdirdim, sonra dosdoru merdivenlerden yukar ktm. Konumalarn
ve ortamdaki genel grltnn sesinin gittike ykseldiini duyabiliyordum.
Bir nceki bulumamz ve Dreamer'n tercihini hatrlayarak bu sefer o
kattaki sarho insanlarn
en grltl olduu, en kalabalk odann
ortasndaki bir masay setim. Oradaki yetkiliye ya da garsonlardan birine,
O geldii zaman bana haber vermelerini rica etmem gerektii aklma
452

T a n r l a r Okulu
geldiinde Dreaner' ne ekilde tasvir edeceime dair hibir fikrim
olmadn fark ettim. Ne grnmn ne de yan tahmin edebilijdim. Bu
dnceyi bir an nce kafamdan attm.
Lupelius, kendisini kle, serseri, politikac, banker ya da zengin bir
tccar gibi eitli klklara sokarak, bu rolleri stratejik olarak kullanmay
amalard. ster bir kraln tac, isterse bir rahip elbisesi olsun, Lupelius
bunlar rencileri ile birlikte zerine geirir, onlara nasl belli bit kimlie
brneceklerini retirdi. Bu ekilde, o ahsiyeti kefedip, gizli ki lmi her
kesini, her srrn renir fakat hibir zaman 'oyun'u unutmaz, roln
mahkumiyetine teslim olmazlard.
Pencereden, soka ve Hampstead Heath'in yeilini grebileceim bir
yere oturdum. Ne kadar bekleyeceime dair hibir fikrim yoktu. Bir an iin
gnn youn duygusalln sakinletirmek iin gzlerimi kapattm ve
kendimi Okul'un Byk Salonunda buldum. Dreamer, sava rahiplerin
eliinde salona giriyordu. Kei elbisesi ve valye gmlei arasnda
bireye benzeyen bir kaftan giymi, uzun salar geni bir apkann iine
saklanmt. Lupelius'un suretinin ortaya karak O'nun iinde zldn
grdm. Tanrlar Okulu, bin yllk bir uzakln tesinden, zamandan
bamsz araynn kant olan, lmsz ilkelerinin asasn uzatmt.,.
Sanki sadece birka dakika gemi gibiydi ancak pencereden darya
baktmda havann kararm olduunu grdm. nce uzun, kzl sal bir
garson, ayaklarn engebeli deme tahtas zerinde ar ar sryerek
odann br ucundan yaklat: bir beyefendi gelmiti ve aada beni
bekliyordu.
O'nu odann en uzak kesinde otururken grdm; ksa ceketi hafif ve
yumuak bir malzemeden yaplm kusursuz kesimiyle hala zerindeydi.
Tereddtl duygular iinde, ksa admlarla O'na doru yrdm. Semi
olduu masa, bara en uzak mesafedeydi, zerinde bir zafer hatras olan,
18.yy Kenwood ayaklanmasndan kalma harquebuses silahlarnn
aprazlamasna yerletirildii bir vitrin bulunuyordu. Onu grmeyi o kadar
ok istememe ramen imdi, eskiden de birok kez yaadm gibi, O'nu
gryor olmann sevinci ile ihmalkarlm ve tm snrlarm olduu gibi
ifa eden o acmasz ayna ile yzleecek olmann korkusu arasnda
blnmtm. Grmemiz, herhangi bir kelime veya giri cmlesine gerek
kalmadan balad; sessizlik devam ettike, btn mesafenin azaldn,
zamann ortadan kaybolana dek uzaklatn hissediyordum.
imdi, O'nun yannda otururken, Gney Amerika'da, Casa del
Pensamiento'daki bulumamz, tek bir gz krpmas kadar ksa bir sre nce
gereklemi gibi geliyordu.
453

S t e f a n o . D ' A n n a
O'na anlatacak ok eyim vard ancak Dreamer daha azm bile aamadan
sessiz olmam iin bana iaret verdi.
"Kuveyt'te olanlar, grevinden vazgeip, bir krall, sradan bir iin
aldatc gvenlii ile takas ediin, imdi kendini tekrarlyor. Bugiin, bir kez
daha, kendi kurtuluun iin sana emanet edilen hereyi brakmaya
hazrsn". Ses tonu sertti ama aksi deildi, kelimelerinin ta bloklar kadar
arln hissediyordum.
"Hayatndaki durumlar ve olaylar kendilerini tekrar retiyorlar, sapkn
bir mkemmellikle, en kk detayna kadar ayn, hayali bir yineleniin
motiflerini, gerfkte varolmayan fakat senin inandn ve kendini ondan
bamsz klamadn dngiisel bir kaderi takip ediyorlar."
O'na, varlm iindeki skntlarn kayna olan yzlerce problemden
bahsetme gerei duymadm. Dreamer biliyordu. Hayatm hala aynyd nk
iimde gerek anlamda deien hibirey olmamt. Buraya, O'ndan bunlar
duyacam dncesiyle geldiimi sanyordum fakat onun yerine
Dreamer'n szleri beni serbest klyor, hereyin yinelenmesi Karma
hurafesine ok benzeyen dncesinin arlyla beraber Oluumu oktan
karartm, pimanlk ve kendine acma duygularn silip spryordu.
"Gemi sadece grnrde kendini tekrarlar. Gerekte, ne burada, ne bir
insann hayatnda, ne de medeniyetler tarihinde bir 'gemi' vardr. Gemi
yalandr. Ne bir karma, ne nceki yaam, ne de su, gnah ya da
cezalandrlma var. teki dnya, evrensel hkm, cennet ya da cehennem
yok.. Sadece bu an var - kutsal, sonsuz ve hereye kadir olan.. Onu iyi kulan.
Onun dnda baka hibir ansn olmayacak. Bu ann dnda aciz, zamana
baml, snrl, krlgan ve lmlyz."
"Gemi bir yalandr. Ve hafzaya ait olan her ey de bir kurgu.
Gemite yaadna inandn ne varsa gerekte hi yaanmad. Gemite
meydana geldiine inandn herey imdi, tam bu anda olumakta. Sonra
ya da nce olan bir an yok. Her ey 'imdi' gerekleiyor iinkii imdi 'nin
dnda hi bir ey yok. imdi; her bir elektrondan Tanr 'ya kadar, zaman
olmayan balang ve her dngnn sonu gelmeyen sonudur."

13 Bulunduun yer, iinde olduun durumdur


Spaniards Inn'deki grmemiz boyunca, bo bulduum her yere,
mnnn arkasna, peetelere, zamansz szler karaladm. Onlar hala, ok
deerli kutsal emanetler gibi byk bir sevgi ve zenle saklarm.
454

T a n r l a r Okulu
Ara verdiimiz ve ortamn artk daha rahatlam olduu bir anda
Dreamer'a, bu tuhaf ve allmn dnda mekan semi olmasndan dolay
ne kadar ardm syleyebileceimi dndm. Dreamer stratejik
yayordu. Yapt her seim, en nemsiz grnenleri bile, amacna hizmet
etmekteydi. Sessiz bir kahkaha cevabndan nce geldi. Benimle alay
edercesine, esas nedenin birann kalitesi olduunu sylyordu; buras en iyi
siyah biraya sahip olmann hakl vncyle, son drt yzyldan beri hala
kendi iletmesi dahilindeki zanaatkarlarn elinden, bira retimini srdren az
saydaki Londra kurulularndan bir tanesiydi. Devam etmeden nce birka
saniyeliine bira bardan dudaklarna gtrd. Ancak yiyecekte de yapt
gibi bir yudum bile saylmayacak miktarda, hafife tadna bakt. Sonra bana,
Spaniards Inn'in bir zamanlar hrszlarn, ekiyalarn ve soyguncularn
buluup u anda oturduumuz bu masalarda yemek yedikleri nl bir
snak yeri olduundan bahsetti. Bu insanlardan bazlar, hukuki
saylamayacak yntemlerle yarglanm, hkm giymi ve mekann dnda,
birka adm ileride bulunan bir aata aslmlard.
Sorduum soruyla anlatm olduu bu hikaye arasndaki ilikiyi
'hrszlar' kelimesini aka vurgulayana kadar tam olarak zememitim.
Dreamer, bilerek szlerine ara verdi, sessizlikte bana bakyordu.
Glmsemesi kaybolmutu ve baklarnn sertliinden zor anlar
geireceimi anlyordum. Gzlerinin delicilii altnda, ksa ve sk nefes
almaya baladm hissettim. Tekrar konumaya baladnda yle devam
etti;
"Sen kendi kendinin hrszsn. ten ie soyuyorsun kendini. ya da zel
hayatnda sahip olduun elerin ve ortaklarn, her zaman iinde bulunduun
koullarn, Olu durumlarnn mkemmel bir yansmas olacaklar. nsan
sadece ne ise ona sahip olabilir ve sadece hak ettii lde seer ya da
seilir."
Hayatmn gidiatna yaplan bu gnderme daha ak ve daha net ifade
edilemezdi. Dreamer daha sert darbelerle tekrar saldrya getiinde,
duyduklarmn acs artk dayanlmaz bir haldeydi.
"Dnyadaki en berbat e bile senin kendi kendini aldatmandan ya da
kendinden almandan daha kusursuz biimde seni aldatamaz ya da senden
birey alamaz."
Bu eki darbelerinin her biri tam yuvasna isabet etse de, Dreamer'n
azndan kan her kelimeyi olduu gibi yazyordum. Ara verdiinde,
notlarm tamamlamak ve bu etin dersi iyice sindirmek iin zamanm oldu.
Sonra, o ann zndeki stn kavray ayrtrd:

455

Stefano E. D ' A n n a
"Bulunduun yer iinde olduun durumdur. nsan, Olu durumuna
karlk gelen fiziksel bir alan kaplar. Bulunduu yer, evresi, karlat
insanlar - tm bunlar, onun Olu durumlar, duygularnn ve dncelerinin
kalitesi ile fevkalade bir uygunluk iinde olduklarnn gstergesidir."
0 ana kadar etrafmz saran, grmemizi ortamdan ayr bir baloncuun
iine mhrleyen sessizlik, yarldnda, birahane yaam, skm bir
projektrden yansyan eski bir filmin grntleri gibi umarsz bir grlt
iinde, aceleyle zerimizden geti. Etrafmzdaki insanlara ve eyalara
baktm, sanki kendi kiisel evrenimde daha henz belirmiler ve Dreamer,
oilar o anda benim iin yaratm gibi inceleyerek szyordum. Oda,
Toulouse-Lautrec'in kendi gibi biimsiz evrenine benzeyen insanln
olanaksz karm ile doluydu. rktc derecede zayf ya da abartl
biimde iman yaratklar, kargannkine benzer sesler kartarak gevezelik
ediyorlar, ya da umutsuzca bolua bakyor, sessizlik ve hilik iinde
kayboluyorlard. Lime lime olmu gmlekler, asklk grevi grebilecek
clz omuzlardan geveke sarkarken, bazlar da ar iman vcutlarn
zerinde patlama noktasna varncaya dek gerilmilerdi. Yara gibi alm
parlak krmz dudaklar glmseme taklidi yapyorlard. Tm bunlar,
nefesten yoksun gen yaamlar, kadn ve erkeklerin oktan bozulmu sahte
grnmleriydi. Onlar, gemi ve gelecek denilen iki keder arasnda mekik
dokuyarak, kendi cehennemlerinden bir anlk bir ertelenme bekledikleri iin
buradaydlar.
Tknaz bir adam, sanki uyuturucu bir maddenin etkisi altndaym gibi
gzleri yar kapal, sersemlemi bir ifadeyle ar bira bardan azna
gtrp, kpkl ikisini mideye indirdi. ikin karn bar tezgah ile
arasnda belli bir mesafe oluturmutu. Hayatlarnn akkanl iinde,
dalgalanmalarn ve boa harcanp dalmalarn bir cam paras ardndan
izleyerek kendimden ayr tuttuum bu karakterlerin, uzaktan ksa sreliine
gzme ilimi, her an unutup geride brakabileceime inandm bu
varlklarn, aslnda sadece bana ait olduklarm u an fark ediyordum. Cansz
dokularn, vcudumdan balayarak etrafmdaki her varla, bu sahne
iindeki her bir ayrntya ve birbirlerine balanlarm, sanki tek bir
organizmaymz gibi bizi besleyen, ayrmaz ve korkun bir ortak yaama
kenetleyen bu karmak, youn atardamar dzenini oluturmalarn izledim.
Dreamer'n yanmda olmad hissine kapldm. Tek bir kasm bile
hareket ettiremiyor olmama ramen, O'nun artk gr alanm iinde
olmadn syleyebilirdim. Ensemin zerinde hissettiim basn, be
duyumu birbirine kartrmt; artk o dnyay alglamyorlard ama onu
oluturuyorlard...sanki insanlar, eyalar ve evrenin tm atomlar bir araya
456

Tanrlar Okulu
geliyor ve benim her bir bakmn iinde zlyorlard. Burada,
Dreamer'n yokluu, nefes, ses ve ifade olmutu.
"Burada, iinde tadn o kalabal, orduyu gryorsun. Onlar senin
'Olu' halinin bir grnm, iinde bulunduun durumlarnn fziksel birer
temsilidir."
Bu mehul kalabalkta, zamann tesindeki yz buruturan o acnn
iinde, tm sosyal ayrmclklarn, bin yldr sren savalarn ve katliamlarn
mazereti saylan insanlar arasndaki tm blnmelerin, rksal ve dini
farkllklarla beraber, bir ok rollerin eriyen maskeler gibi gzmn nnde
zldn grdm. Geriye, ak ve samimi bir ekilde, tek amalan
benim kendi bilinsizliimi tasvir etmek olan erkekler ve kadnlar kalyordu.
Bu alacal, grltl sirk, bu dehet veren gsteri, tm bu zaman boyunca
kendimde grmek ya da dokunmak istemediim bireyi gzlemleyebilmemi
salamak amacyla dzenlenmiti. 'Bulunduun yer, iinde olduun
durumdur' diyerek yineledim, benden ayrlm, dsal ve yabanc bir dnya
yanlsamasn yerle bir eden bu slogann derin kavraynn iine iliyordum.
Kaybolmutum.
Yeni bir zihin akl dorultusunda birahanenin teatral sahneleniini bu
umutsuzluk deposunu,
okullardaki ve niversitelerdeki
snflarda
gzlemleyebildiim ortamlarla badatrabiliyordum. Kendi klerini iki
iinde bomak zere buraya gelen bitap dm bu insanlar, bilgilik
taslayan vehamet ustalar, modas gemi otomatik ezberciler, alm
olduklar kadim eitimi devam ettirme konusunda devre d kalm olan
dier kategoridekilerle, eksiksiz bir benzerlik iindeydiler. Gen insanlara
rettiklerini zannettikleri, gerekte kendi bilmedikleri, akladklarn iddia
ettikleri, esas kendilerinin anlamad ve hibir surette hayatlarna
uygulayamadklar eylerdi. Tm bunlar, sa karmay garanti eden sa
losyonu satcs kel iportac ile servet yaratma sanatnn yol gstericileri,
ktlk mmini ekonomistlerin biimsizce yamanm Olular iinde boy
gsterdii bir samalklar tiyatrosundan baka birey deildi.
Dreamer, "Sana emanet etliim Okul, bu baboluk ve sknt
yuvasndan farkl bir yere dnmyor." dedi. "Dei, yoksa gittiin her
yerde insanlar onu taklit edecekler, nk o senin dnda deil."
"Bu manevi rmlkten kurtul, bylece, zerine flediinde, dnyann
kller gibi uuup yok olduunu greceksin. Grdn ve dokunduun
dnya senin dnn bir rn. Duygu ve dncelerin, inan ve eylemlerin,
tarih ve kader, seni saran olaylar ve insanlar, hepsi senin isel oluun
tarafndan yaratlr ve ekillendirilirler.
457

Stefano E. D'Anna
Kendini olumsuz ruh hallerine kaptrrsan, kendi dlediin ve
yansttn bu dnya tarafndan yenilgiye uratlrsn. "
"Gereksiz hereyi temizle. Bu de imdi engel olabilirsin, tam bu
anda... bunu sadece imdi yapabilirsin.' Dreamer kkrtyordu; imdi, var
olan tek zaman, iinde eylemde bulunacan tek dnyadr. Bir saniye nce,
eer baka herhangi bir 'imdi' olsayd bundan tamamen farkl bir dnya
olurdu ve bir saniye sonra tamamen unutulurdu.
Dreamer'a olan szm yeniledim. Yeni niversite hibir zaman derin
uurumlara yuvarlanmayacak, ahit olduumuz o canl, yaayan bir damla
tarafndan nefessiz braklmayacakt. O, bir Olu Okulu; atma, korku ve
kederden arnm bir insanlk iin yeni hcreler retebilme gcne sahip,
Dreamer'n dledii, medeniyetimizin ihtiyac olan eylem filozoflarn,
uygulamac dleyenleri ve vizyon sahibi liderleri vcuda getirecek
evrensel bir organ olacakt.
"Varolan tm sa ve sol ynelimli ideolojiler ad ve ie
yaramyorlar. Kitlelerden deil fakat bireyden kaynaklanan iktidar ve g,
hi durmadan yaamn temel ilkelerini yeniden yazyor. Sen de, bir birey
olarak, btnln vastasyla yeni bir insanlk yaratmak, kendi iinde yeni
bir ekonominin yeniden tasarmn yapmak, yepyeni bir a yanstmak ve
yeni bir yazgy hatrlamak zere grevlendirildin."

14 nce Kral ol, Krallk arkasndan gelecektir


Okul konusunu ortaya atan Dreamer oldu. Okulun ynetimi, geliimi ve
ihtiyalarn farkl alardan derinlemesine konuma imkan yakalamtm.
Anlatrken, olabildiince somut olaylara bal kalmaya, tarafsz, objektif
aklamalarda bulunmaya altysam da ister istemez kullandm kelimeler
ve ses tonum giderek bir yaknmaya dnyordu. O'na zellikle projenin
fnansal durumu ve acil olarak yeni sermaye bulma ihtiyacmzdan sz
ederken, bankalarla olan ilikilerimizdeki, zorluklara deindim.
Bu noktada Dreamer mdahale ederek, ileri srdm bu cahier de
doleances', problemler ve engeller hakkndaki nefsime dkn
yaknmalarm yarda kesti.
"Okul oktan kuruldu. 'D'n' dikte ettirdii tasarma itaat etmenin
dnda yapabilecein ya da ekleyebilecein birey yok!" yle yksek ve
fkeli bir sesle barmt ki dier tm mterilerin dnp bize
bakacandan korktum. Ne var ki, kimse bu haykr duymua
benzemiyordu.
458

Tanrlar Okulu
"niversite 'diin' saclece bir paras. Onun hayata geirilmesi, senin
ve itirak eden dier herkes iin, asl hedef deil ancak deimeniz iin bir
ara ve rehber, sizi daha yksek bir varolu vizyonuna kartacak bir
yoldur."
Sonra, usanm bir ifadeyle bana bakarak, skc bir deneyi gzlemleyen
bilim adam edasyla szlerine devam etti;
"Seni Okul'un dmenine, d hznda hareket eden bir uzay gemisinin
komutasna yerletirdim ve sen onu zorba rollerin uyguland, allm
korku ve endieleri tekrardan yarattn bir hapishaneye evirdin."
Sylediklerinden hibir ey anlamadm ve bahsettiim problemlerime
ynelik, hala inatla O'ndan somut zmler beklediimi fark ettiinde
unlar syledi:
"Olu halimiz bamza gelen her eyin gerek Yaratcsdr. Sorumluluk
seviyeni ykselt, verdiin sz yenile, greceksin ki, ekonomi ve i dnyas
Olu 'un kanunlarna boyun eecek. Esas zm bu! Kabahati kendi dnda
arayarak dnyay, koullar, dier insanlar sulama. imdi, kaybolan
temeli geri kazanmak, kaybettiin btnlnn paralarn tekrar biraraya
getirmek zorundasn. zm budur. Btnlk, bir Olu hali; kararlln,
eksiksizliin,
canlln duyumu; korkunun yokluu durumudur.
Onu
teninde, bedeninde, kalbinde, nefesinde hissedersin. Btnlk rehberliinde
ynetilen hkmetler ve milletler, kurulular ve iletmeler refah iinde,
mutlu ve uzn yaamlar srerler."
"nce Kral ol, Krallk sonrasnda gelecektir," diyerek hem benim, hem
de rencilerimin hayatnn simgesi haline gelecek kelimeleri dile
getiriyordu.
Royalty of the Being always precedes the birth of a reign.
'To be' comes before 'to have,' never vice versa. Don't ever wish for the
kingdom to appear before kingliness - it would crush you into dust.
Olu halindeki Krallk her zaman bir hkmdarln douundan nce gelir.
'Olmak', 'sahip olmaktan' ncedir, tersi mmkn deildir.
Hibir zaman bir kral niteliklerine sahip olmadan balln olumasn
arzulama - bu seni paralayp toz haline getirir.
Kelimeler, meyhanenin belirsiz lo ortamnda, kocaman bir ann sesi
gibi ak seik duyuluyordu ve bana yle geliyordu ki, her biri, pek yaknda
gereklemesi muhtemel bir tehlikeye kar ykselttikleri kalkanlarla beni
koruyorlard.

459

Stefano E. D ' A n n a
"Ne
zaman,
stesinden
gelemeyeceini,
kar
koyamayacan
dndn bir durumla karlarsan...Beni hatrla!...szlerimi,
'D'iin'
ilkelerini hatrla. Tm snrlamalar kendi isel durumlarn zerinde
saptayabilirsin.
Bunun
farkna
vardnda,
onlar
da
ortadan
kaybolacaklardr. Paraszlktan dolay endielenme. Para eksik nk sen o
konuda endieleniyorsun. Kendini gzlemle ve an'da durumunu koru.
Herey zaten yapld. Tek bir engel var: o da sensin."

15 Banka
"Adanmln, iten verdiin sz, ihtiyacn olan tm kaynaklar sana
salayacaktr," sorduum sorularn en srarl olanna Dreamer'n verdii
cevap bu olmutu. "Adanmlk yatrmdr ...Adanmlk anstr... her eyini
ortaya koy... tek bir atomun bile sorumluluklarnn yrngesi dnda
kalmasna izin verme...sahip olduun ve daha heniiz sahip olmadn herey
zerine bahse gir, kendi zerine, fikirlerin zerine...bylece tm dnya da
senin zerine bahse girecek."
Casa del Pensamiento'da sylediklerini hatrladm: en ihtirasl projeleri
glgeleyen balca engel finansal destein eksiklii deil, aydnlk fikirleri
barndracak, byk bir d'n sorumluluklarn gsleyebilecek
kapasiteye sahip, imkansz olana inanp tm enerjisini onu gerekletirmeye
adayacak ve tm bu sre boyunca, bedeli nceden demesi gerektiinin -ki
bu olduka byk ve erken denecek bir bedel demektir- bilincinde olacak
insanlarn eksikliidir.
"Finansal bir problemle karlatnda cesaretsizlie kaplma...sakin ve
dingin ol...derin nefes al...tm dikkatini kendi oluuna odakla, tm
talihsizliklerinin gerek sebebi olan iindeki lmlerin farkna var... ve
kazan! Yardmn ve olaanst imkanlarn, her talep ettiinde bol miktarda
ve tam zamannda geldiini greceksin."
Birbirimize veda etmeden nce ksa bir ara vermek zere O'nu baheye
doru takip ederken, Austos sonu akamlarnn o serin havas etrafmz
sarmt. Gece ge saatti. Ay, meyveleri oktan toplanm kiraz aacnn
dallar zerinde ve Dreamer'n koyu renk ceketinin altndan grnen uuk
renkli gmlei zerinde parlyordu.
Bu an, adeta askya alnm, durdurulmu bu zaman, O'nun varl
sayesinde hissettiim, bu zgrlk hali ve benim iin ok nadir olan tm bu
duygular hi bitmesin istedim. Sesi, ieriden gelen youn grltnn
zerinden rahata szld.
460

Tanrlar Okulu
Yumuak ceketinin nn kapatrken, "Hadi gidelim, bu bahe kusmuk
kokuyor" dedi. Yapt yorum, sa diplerime kadar kzarmama sebep oldu.
Bu hain szler, iinde bulunduumuz baheden ok, varlm zerindeki
ac hkm ile ilgiliydi.
Grmemizin bitiminden nce yannda birka metre yrrken, akamki
konumasn, dorudan anlattklarnn zne inerek tamamlad.
"Para gerek deildir. nsann, adanml ve sorumluluk bilinci
vastasyla kendi Oluunda galip geldiklerinin, kendisine kar kazand
zaferlerin, zaman iinde grnr olmasn salar. Ayn ekilde, dteki en
ufak bir atlak, finansal bir imparatorluun, temelinden sarslmasna neden
olur."
Sonra ekledi: "Bankaya git ve neye ihtiyacn varsa iste." "Masann
dier tarafnda Beni bulacaksn!." Bunlar, bana syledii son szlerdi.
M Bank'n merdivenlerini trmanrken bu kelimelerin, ekranlardaki
elektronik harfler gibi, aklmda hzla kaydklarn grebiliyordum. Bir
noktadan sonra fark ettim ki, aslnda onlar bir mantra gibi, bama p
'd'n iine ilemeye ve bu mucizevi eyin gl fakat hassas motorunu
ezmeye her daim hazr olan endie srsn savuturmak iin ezberden
okuyordum. Dreamer banka'dan istemem gereken miktar nermiti;
muazzam ve ar oransz bir rakamd. Balangta verdikleri krediyi bile
zorla devam ettiren bu bankann, Okul'un bytlmesi adna gerekli olan
yeni yatrmlar yapabilmemiz iin birdenbire on kat fazlasn vermeye ikna
olabileceklerini aklm almyordu. Mantm, bir kez daha hi aksatmadan
gn be gn projenin geliimine elik ederek tm bu yllar boyunca hayatm
dntren mucizelere kar yine mcadele veriyordu.
O'nun yanndayken, sadece bir ccenin arkasnda brakt, havada
uuan toz ile koca devlerin yere indirildiini, dalarn yer ya da ekil
deitirerek bir ocuun trmanabilecei tepeciklere dntn
grmtm. Ne ok iinden klmas zorluu, umutsuzca kaybedilmi
durumu, Dreamer'n, bir dmencinin hnerli parmaklaryla zd
dmler gibi zdne tank olmutum. Ve ne ok imkansz delloyu O
yanmdayken kazanmtm.
Ve tm bunlara ramen hala kukuluydum!
Darda karlatn engeller senin iindeki snrlardr.
Tam ol, bir btn!
Sahip olduun hereyi 'd' zerine yatr,
tm bahisleri 'd' zerine oyna.
O zaman banka 'nn proje 'ye taahutnde snrlarn olmadn greceksin.
461

Stefano E. D'Anna
M Bank ile olan zorlu grme gitgide yaklarken, bu szlerden aldm
ilhamn etkisiyle, iimde gl bir kabulleniin gelitiini hissediyordum.
Dreamer bunu 'evet tavr' olarak adlandrmt.
D 'n ilkelerini unuttuun zaman, sadece Benim vizyonumdan vaz
geebilir ve kaybolursun. Btnlk haline getir kendini!
Dreamer'n bana olan inancna ihanet ederek, fiilen baarsz
olabileceim dncesi dayanlmazd. Tm cesaretimi topladm ve O'nun u
szlerini hatrlayarak niyetimi kuvvetlendirdim:
Grmek zere olduun bankac benim.
Seni Ben gnderiyorum, Ben karlayacam, ben dinleyeceim seni.
Eer Ben beenirsem seni, banka da beenecek.
Eer benim varlm ve szlerimi hatrlarsan, sana 'evet' diyecekler.
Gndelik varoluun ince kabuu blnerek ald ve birdenbire kayna;
yaamlarmzn glgelerini, insanlarn gereklik olarak adlandrd durum
ve olaylar yanstan sihirli feneri gizlice gzetlemeye baladm.
Eikte hazr bekliyordum, ancak bankann deil, sadece dnyann
betimlenmesinden ve onun aldatmacalarndan kurtarlm bir insanlk
tarafndan geilebilen, bir devenin bile cehalet, batl inan, keder ve korku
dolu olan bir adama kyasla iinden ok daha kolay geebilecei, ncil'deki
ine deliinin, grnmezlie alan o dar geidin eiinde bekliyordum...

16 Para gerek deildir


Bu sefer Dreamer, benden ne beklediini dile getirirken fazlasyla hzl
ve sert davranmt.
"Okulu talya'ya gtrmenin zaman" dedi keskin bir ses tonuyla.
"Orada, olmasn mit edebilecein en acmasz ve sinsi Antagonist ile
karlaacaksn. Onun bu, yeri doldurulmaz yardm sayesinde, snrlarnla
yzlemek ve kendini fethetmek iin en byk ans elde etmi olacaksn."
Dreamer, en bandan beri bana Okul'un; snrlar olmayan, i dnyasnn
byk bakentlerinde blmleri bulunan, akademik bir evren olmas
gerektiini sylemiti. Ama, Londra'nn kalbindeki bu iki Georgian tarz
malikaneye ek olarak, Okul'un bir sonraki merkezinin ku umaz kervan
gemez bir yerdeki ato olabilecei aklmn ucundan bile gemezdi.
462

Tanrlar Okulu
Dreamer'n nerdii mlk muhteemdi, ancak olduka ssz bir yerdeydi.
Villa del Ferlaro, aristokratlara ait bir sayfiye konutundan ok bir kraliyet
sarayyd. I.Napoleon bu mlk, imparatorluun kadn varisi olan kars
Avusturyal Marie-Louise'e vermiti. Finansal kle parampara olmu
bir snai servetten geriye kalan tek para olan bu mlk, yllar boyunca,
kimsenin katlmad hukuki mzayedelere maruz kalmt. Gzellii ve
srekli indirilen sat fiyatna ramen kimse ona sahip olma cesaretini
gsterememiti ki, bunun sebebi ksmen, Villa'nn birbiri ardna gelen
sahiplerinin talihsiz kaderinden saknan yerel batl inanlar, fakat daha ok
ehri yneten gl elit tabakaya ters dmekten kanmak olmutu.
talya'daki mzayedeye katlmak zere hazrlanrken, Villa'nn
olabilecek her trl grntsn biraraya getirerek zerinde altm.
Bylece, enfes duvar resimleri ile i mekann tm detaylar, byk teraslar,
Barvitius'un iki yzyl nce tasarlad ngiliz bahesi ve etrafn saran
muazzam park hakknda olduka bilgi sahibi oldum.
Villa, bir yandan beni bylyor, dier yandan dncelerim, onun ar
yk altnda eziliyordu. Yeni niversitenin akademik alm, ngiliz kat
disiplini ve enternasyonalliinin tesinde, talyan kltr ve gzellik
anlayn iine dahil ediyorsa, kimse bundan daha uygun, ayn zamanda da
sahip olmas o denli zor bir yer hayal edemezdi. O gzelliin tasavvuru,
harika odalar, tablolar, al kaplama d cephe dekorasyonlar...tm bunlar,
birok kadn ve erkein yaamlarnn, tm o ksa mrl hikayelerin,
krlgan hayatlarn, iki yzyl boyunca Villa del Ferlaro ile sarma dola
olmu bu umutsuz kazazedelerin varisi olabileceim dncesiyle iine
srklendiim korku ve endielerin sis perdesi ardnda glgeleniyordu.
Napoleon'un dnden soma Marie-Louise'in burada yaadn ve
Colonel Neipperg ile gerekletirdii ikinci evliliinden olan ocuklarn bu
villada yetitirdiini rendiimde, mzayedeyi kazanmann sadece bu bina
ve etrafndaki araziye sahip olmak deil, fakat ayn zamanda, gerekli
sorumluluk dzeyinde olmayan, dikkatsiz birinin mlkiyetinde, onu ezip
yok edebilecek bir asalet ve kendine zg bir tarzn tarihi iinde rol almak
anlamna da geleceini ok daha derinden kavryordum.
Villa del Ferlaro, kraliyet konutu kimliinin tesinde, ehrin btn
tarihini zetleyen bir sembol gibiydi. Londra'dan gelip buray ele geirmek,
Dreamer'n bana verebilecei en etin grevlerden biri olmutu; yle ki
daha ilk andan beri kendimi bu ii baarmann olanakszlna kaptrmtm.

463

Stefano E. D'Anna
Bunun sebebi, altndan kalkmas bal bana byk gayret gerektirecek
fnansal ykmllklerin yan sra blgede hala etkili olan, halkn sevmi
ve karlnda onlar tarafndan sevilmi bu kraliyet prensesinden yadigar
her bir kalntya duyulan muazzam hrmeti de dikkate almamd. Dneminin
en byk bilimsel ve sanatsal almlarn blgeye ekerek, buradaki
ekonomik ve kltrel aktivitelerin temelini atan Marie-Louise olmutu.
Dreamer, "Olanaksz olan, olanakl olann alaktan grndr,"
diyerek beni yreklendirmiti. "Daha yksei hedef al, Olu seviyeni
ykselt. Dleme sanatnn, inanma ve yaratma sanatnn tamamyla,
olanaksz olanakl hale ve sonunda da kanlmaz olana dntrebilme
kapasitesi olduunu anlayacaksn. Bu, btnln salaman iin birinci
koul."
Dreamer, anlymn sert duvarlarn zorlayarak, iyice derinlere nfuz
etmelerini salamak amacyla bir sonraki kelimelerini yavaa ve zenle dile
getirdi;
"O mlk satn almak iin paraya ihtiyacn yok. Kendini adamaya ve
oluunun derinlerinde verecein sze ihtiyacn var. Adanmln tam
olmal! sel sorumluluun ve btnln sahip olacan fnansal varln
boyutunu belirler, ve bunun iin ihtiyacn olan tm kaynaklar oluturur.
Para gerek deildir. Gerek olan, bir insann adanml ve inancnn
kuvvetidir. Para ve kaynaklar sadece bu meziyetlerin doal sonucu olarak
ortaya karlar...kendilerini dzene sokarlar ve dn kendi paylarna den
sorumluunu
stlenirler."
Dreamer'n bu szleri benim iin, ders kitaplarnda bulunmayan,
ekonomi okullarnda retilmeyen olaanst bir anlay gzler nne
seriyordu. lk defa sosyal, bilimsel ya da ekonomik kazanmlarn ki
insanolunun bu alanlardaki herhangi bir giriimi bile baarnn sembol
olarak kabul grr, para ile elde edilmediinin farkna varyordum. Para,
sadece doal bir sonu olarak ortaya kyordu.
Grnrde olanaksz olan tm zaferlerin ardnda her zaman, bir insann,
bir bireyin d'ii, onun kusursuz kararll, btnyle inanma kapasitesi
vard. Dncelerim bir sre gezindikten sonra, tm byk giriimlerin ve
servenlerin, kaynaklarn varlyla deil, bir adamn gl vizyonu ve
sarslmaz inanc sayesinde baarya ulat gereine tutunarak solukland.
Bu derin dnceler, artk geerlilii kalmam grlerin yld
bilincimin tavan arasnda, ekonomik hesaplamalar ve yatrm getirii zerine
ina edilmi karar kuramlar ve rasyonel kapitalizmin prensipleri iin yer
ayordu.
464

T a n r l a r Okulu
Dreamer, "Btn olmu biri iin herey olanakldr. Kendin ve fikirlerin
zerine bahse girersen, tm dnya da senin zerine oynayacaktr" diyerek
dncelerimin frtnasnda bana ulat. "Fikirlerine olan adanmln tam
olmal. Yaamnn nitelii ve baars bu adanmln derecesine baldr."
"Dleme sanat, inanma ve yaratma sanat, bir zgrlk ve kesinlik
hali, kukunun tamamyla yok olma halidir." diye devam etti Dreamer.
"ten adanmlk yatrmdr ve
tek gerek paradr. Olaylar
gerekletiren, tm frsatlar ve gerekli kaynaklar ayana getiren senin
adanmlndr. D dnyada yaptklarnn baars, sadece adanmlnn
bir yansmasdr."

17 nan, sonra gr
Grevimi dnrken mideme dayanlmaz kramplar giriyordu.
Dreamer'n szlerinden fkran berrak ve kaytsz kararlnn etkisiyle
kaslmalar diniyor fakat birka saniye sonra daha iddetli olarak tekrar geri
geliyorlard. Mzayededen nceki gece uyuyamadm. Tanrlar Okulu'nun
ilkeleri dorultusunda herhangi birey yemekten kendimi alkoydum.
Lupelius'un szleri ezberimdeydi: "Sava ncesi oru tutmalsn!"
Olu 'un gdas niyet.
Akln gdas skunet.
Bedenin gdas orutur.
Kendimi tm kalbimle adam olsam bile, bu trensel uygulamalar etkili
olmuyor, mzayedenin sonucunun ne anlama geleceine dair kayglarmla
beraber, iimdeki endienin de giderek bydn hissediyordum.
Mzayedede teklif verebilmek iin garanti olarak temin etmem gereken
miktar M Bank'tan aldm kredinin byk bir ksmn silip sprmt.
Bundan daha eziyet verici olan, mzayedeyi kazansam ve mlk benim olsa
dahi, geriye kalan miktar bir ka ay ierisinde nakit olarak demek zorunda
olmamd.

"nan, sonra Gr' krallarn kanlmaz kanunudur,


ve kendi kendini ynetenlerin kanunudur.
nanl ol, Dleme Sanat 'na itirak et... bunlar Dreamer 'n en temel
vasflardr.
465

Stefano E. D'Anna
Bolua, bilinmezlie adm atan bir kii tek bir saniye bile kuku duymadan
inanmaldr ki, ayaklarnn altndaki zemin, cesur hareketinin, parlak
lgnlnn doru olduunu kantlarcasna ekil alacaktr.
Bunlar, Londra'dan ayrlmadan nce Dreamer'dan duyduum olaanst
szlerdi. Ve hala, iki ba dndrc dnce arasndaki dar yamata
ilerlediim hissinden kurtulamyordum. Kazanrsam, ok ksa bir sre iinde
paray bulmak zorundaydm, dier taraftan hi denemezsem bir daha
karma kmayacak bir frsat, Dreamer'n benim iin yaratm olduu en
nemli frsatlardan birini karm olacaktm. O'nun yannda geirdiim tm
bu yllar boyunca, zlmeyeceine inandm her problemin her zaman
sratle
ve
kolayca
zlm
olduunu
dndke
tekrar
cesaretleniyordum.
Lupelius'un ve sava keilerinin manevi gcn en tehlikeli ve
lmcl eylemlerden hi zarar grmeden kmalarn garanti eden
korkusuzluklarn
kskanyordum. Yllardan beri Tanrlar Okulu ve
Lupelius'un elyazmas zerine alm, onun kurallarn, iimizdeki krlgan
ve gvensiz kiiyi bir kahramana, dnyay kendi eseri olarak gren bir yar
tanrya dntrecek srr almtm. Ykseklerde uuan zirveler ve dipsiz
derinlikler arasndaki gergin bir ip zerinde yryerek yayordum. Bir
tarafm, Dreamer'n sesinin, bir sava lnn kudretiyle yankland
cesaret ve zgrlk dnyasna ekilmi, dier tarafm ise korku ve phe ile
hapsolduum bir acizlik hali iine srklenmi, strap dolu bir belirsizlik
iinde ryordu.
"Aradn kararll sadece kendi iinde bulabilirsin" dedi Dreamer.
"Gvenlik duygusu, kendi iinde kazandn bir zaferdir ve dardaki
herhangi bir durumdan ya da kimseden deil, sadece senden gelir." Sonra
ksa bir sre iin zgrce uabileceimi hissettim ve ani bir lt iinde
labirentten k yolunu grdm.
Fakat tm kararllm, avularmda topladm tm cesaretim, duruma
salonuna girdiim o ilk anda karlatm kalabalk karsnda suya
gmld, dahas, tek olduumu dnrken, bu kalabalk salonda Villa'ya
teklif vermeye hazrlanan olduka byk bir insan topluluu ile
karlamtm. Hakimin arsyla teker teker adlarmz anons edilirken
boazmda mthi bir tkanma hissettim.
O ok iyi bildiim yenilme duygusuna kar savamalydm. Varlm tpk
bir zehir gibi ele geirdiini, her bir dokuyu hissizletirip, her bir hcreyi
hasta ettiini ve tm enerjimi boalttn hissediyordum.

466

Tanrlar Okulu
Resmi olarak gizli tutulmas gerekirken, davetsiz bir misafirin,
Londra'dan gelmi bir yabancnn, teklif vermek iin gerekli olan paray
yatrm olduunu renmek, ehrin hi zamann almamt. Ve yllardan
beri ilk defa, bu mzayede odasnn sszl, garanti iin gerekli olan
depozitoyu demi
ilgili teklif sahibi tarafndan bozuluyordu. Doal
olarak gerek ilgililer bu kukla adamlarn ardna gizlenmilerdi. Sanayiciler
Birlii, devlet niversitesi, iki lider banka ve tm dier gl oyuncular
buradayd; mevcut durumu gzetleyen ve ehrin her nefesini kontrol eden
tek bir hayvana ait gzleri ve zehirli dileriyle bu adamlarn her biri
Hydra'nn kafalarndan birini oluturmaktayd ve ben ok yaknda dokuz
kafal korkun bir yaratk ile yzleecektim. Kafamda, tm bu rakiplerimi
yenme olaslm hesaplamaya altm. Onlarn snrsz fnansal olanaklara
sahip olduklarn ve her kar teklifte fiyat gittike ykselterek beni oyunun
dna kmaya zorlayacaklarn dndke g kaybediyordum. Oyundan
ekilme dncesi bal bana kendimi aresiz hissetmeme neden
oldu...Gvensizlik ve byle bir baary elde edememe korkusu beni bir cce
boyutuna indirgemi, ve bylece d dnya gittike byyerek daha
tehditkar bir hal almt.

18 Mzayede
Son teklifimi sundum. Bu cretkar miktar kalabalk salonda yanklanm,
fkeli mrldanmalara ve gittike hararetlenen yorumlara sebep olmutu.
Yava yava mrltlar dindi ve sonunda tamamen kesildi. Zaman askya
alnmt.
Zaman tesindeki evrenin tek bir atomunda, hakimin trensel hareketleri
ar bir resmiyet iinde ilerliyordu; nce ilk mumu soma ikincisini
sndrn izledim. Mzayede sonunda bu tarihi mlkn devrini ilan
edecek tokman indirmeden nceki o biricik an, sonsuzluktan den bir
damla gibiydi. Tm hayatm gzlerimin nnde belirdi. Kendi kendimi yok
ediimin sarholuu, btn aalanmalarm ardnda yatan bilinsiz
baltalamalar, her d ve kap kurtulabileceim bir k kefederek, tm
insanlara kaderlerimizi deitirmenin mmkn olduunu kantlayacak
frtnal seferleri yldzlar geidine dntren o imkansz zaferler...Yalanp
hastalanmaya ve lmeye mahkum edilmilii kabul etmek zorunda deildik.
Dreamer'a, beni elimden tutup, zamann ve lmn olmad, zenginliin ne
hrsz ne de ykm tand cesaret ve kusursuzluk dnyasna srkledii iin
sonsuz minnet duyuyordum;
467

Stefano E. D'Anna
Teklifimin ardndan gelen sessizlikte, rakiplerimin geri ekildiinin
anlalmaya balamasyla beraber, gittike belirginleen zafer ihtimalinin,
iimde hzla ilerleyen bir sevin aknna dnmesini hissediyordum. O an
iin, kazanmam kesin grnyordu; fakat daha bir ka mutluluk atomunu
oluturmaya frsat bile bulamadan, stlendiim ykmllklere dair
dnceler iimdeki korku girdabn yanstyormuasna fkrarak byyen
sevincimi yarda kesti. Oluumdaki bir tutulma, o ana kadar devam etmemi
salayan snrsz bir gce sahip olduum hissini yok ederek tm
kukusuzluumu karartt. O ann karanlnda, dnya solgunlam, etraf
kuruni bir renge brnmken, sergilediim davran, kararllk ve cesaret
dolu hareketlerim, imdi tamamen dncesizce ve sorumsuzca grnmeye
balamt. Gittike kontrolden kan tasavvurumda, nerdiim miktar
muazzam, devasa, akla hayale smayacak bireye dnyordu. Ve imdi,
olduka iddetli bir ekimeye sebep olan Villa del Ferlaro'nun mlkiyetini
kazanmaya sadece bir nefes uzaklndayken dizlerimin zldn
hissediyordum. imden ykselen bulant dalgasn bastrmak zorundaydm.
Dreamer ile olan grmeye ve bu dncesiz yatrma dahil olma
kararma bile svmeye balamtm.
Yapkanms bir ey azm kaplyor, her zaman hayatm ynetmi olan
o aikar acy hissediyordum. Hala ayn tiksindirici sevimlilie ve kedere
bulanm olan kaybetme korkum, kazanma korkusuna dnmt. Panik,
dehet ve yalnzlk dnyam tehdit ediyor, uzuvlarmdaki btn kann,
lmcl bir hastalk tarafndan emilerek ekildiini hissediyordum,
vcudumu terk etmeyi, syrlp atlm bir deri paras gibi orada gitmeyi
isterdim.
"Korkunun, seni dardan rkten ya da tehdit eden bir eye kar
gelitirdiin doal bir tepki olduunu dnebilirsin." demiti Dreamer
baka koullar iindeyken, "Gerekte, seni korkutacak bireyin kayna ve
asl sebebi en bandan beri senin korkundur."
Bir kez daha baa klmas imkansz bir grev, alacak baka bir
okyanus ve trmanlacak baka bir zirve verdii iin Dreamer'
suluyordum. Buraya neden gelmitim? Neden sahip olmadm bir
zgveni gsteri yaparcasna sergilemitim?
Beni buraya srkleyen 'd' dalyordu. O sonsuz ann sresinin
dolduunu, o ebediliin parmak ularmn arasndan kayp gittiini
hissettim; eriyerek, zaman iindeki Styx rma'na den bir zerreye
dnmt.
468

Tanrlar Okulu
Duruma salonuna, ilemlerin devam ettii bir somaki sahneye geri
ekildim, salonu dolduran glgelerin arasnda adeta bir karart, kendi
dramnda farknda olmadan oynayan bir aktrdm. Kapya doru kaamak
bir bak attmda aralk olduunu grmek ksa bir anlna da olsa beni
umutlandrd.
Bir an iin, frtnal bir denizin kkremesiyle henz patlamam kocaman
kristal bir piramidin zerine yanstlan, korkudan biimsizlemi ve elaleme
rezil olmu yzm grdm. Patlamann stne Dreamer'n bana kendi
nefesimden daha yakn olan sesini duyduumda, havadan hala kristal
paracklar yamaya devam ediyordu.
'"Burada' ne zaman, ne de lm var" dedi 'Benim dnyamda geri adm
atabilecein, sulayabilecein ya da pimanlk duyabilecein bir alan yok.
'Burada', Dreamer'n yaknnda, zayflk,
phe ve korkuya teslim
olabilecein bir yer bulamazsn.'
Geriye kalan rakiplerimden birinin kendinden emin ve yksek ses
tonuyla benimkinin ok daha stnde bir teklifi sunduunu duyduumda,
Dreamer'n bu szleri hala kulaklarmda yanklanyordu. Gittike byyen
bir umutsuzlua kapldm: zafer, gzlerimin nnde kaybolup gidiyordu.
ve d dnyalar, gerekte bir ve ayn olduklarn gzler nne sererek,
birbirlerinden ayr olduklar yanlsamasna neden olan engelleri ortadan
kaldryorlard. Srekli yanmda tadm malubiyet hissi tekrar
somutlayordu. Saniyeden de ksa bir sre iinde hi kukusuz mzayedeyi
kaybetmi olacaktm.
Hakimin tokman kaldrmas sonsuzluk kadar uzun srd. Onun havada
asl, yere inmeye hazr duruunu izledim. Sona eren mzayede deil, ebedi
esarete mahkum edildiim bu amansz yarglama sreciydi.
Ani ve tarif edilemez bir ac, elik penelerle boynumun sol tarafn
kavrad. Hi bylesine zalim ve tam bir ac hissetmemitim. Baylmak
zereyken tslarcasna syledii kelimeleri glkle iitebildim.
"Ben, iinde lmeye karar vermi ve lmden beslenen hereye kar
lmcl bir tehdidim. Tanrlar Okulunun en yce hedefi lme kar
kazanlan Zaferdir."
Hava giderek karard. Dier teklif verenlerin yzlerindeki vahi ve alay
edercesine kmseyen ifadelerini grebiliyordum; beni ezip gemeye hazr
dman ordusu ilk dalgasn oluturuyordu. Salonun duvarlar ykld ve
kendimi, silahlarn ve sava ars yapan borazanlarn sesleriyle kuatlm
ak bir alanda buldum. Ordularn ve binlerce azgn beygir toynann gl
ayak vurular altnda yerkre sallanyordu. Baltayla kesilmi,' etrafa
savrulan kollar ve bacaklar arasndaki bu mezbahann deheti iinde,
469

Stefano E. D'Anna
kendimi Lupelius'un sava keilerinin yannda buldum. Kllarn
kuanmlard ancak Okul'un istei dorultusunda zrh ve kalkan
tamyorlard. Kendi zarar grmezliklerine olan yklmaz inanlarnn
korumas altnda mevkilenmi, grnmez milislerin arasndan geiyorlard.
Muhalif dman ordusu, frtnal bir denizin gz alc renklere brnm
dalgalaryd. Yarallarn lklar ve pis kan kokusu ile arlaan havada
nefes almak olanakszd. Muazzam byklkte bir ok bulutu, korkun tiz
sesler iinde gkyzn karartarak yukarya frlad.
O en kritik esnada Dreamer yanmda belirdi.
"Geri ekilmek yok" sava grltsnden daha yksek bir sesle
barmt. Sesinde, hi durmakszn arad, ok uzun zamandr kendini
hazrlad hayatnn kklerini tanyabilmi birinin cokusunu ve ba
dndrc sevincini duyabiliyordum.
"Hamleni yap! inde bulunduun bu lmcl durumdan kurtul yoksa saf
d edileceksin. Oluunun btnlne geri dn, birliini geri kazan,
sadece bu ekilde incitilmez olabilirsin. Bir an bile tereddt etme nk bu
savan sonucu, zafer ya da yenilgi tamamyla sana bal.
'Tanrlar Okulu' elyazmasnda, dayankllk eitimi ile ilgili okuduklarm
hatrladm: "Lupelyanlar, dierleri zerinde stnlk, kontrol ve g sahibi
olmak amacyla savamazlard. Lupelius sava keilerini, fakir, mazlum
ya da dknler uruna savamak iin deil, lm fethedenler olarak, i
dnyalarnda elde etmi olduklar baarlar sava alannda tatbik
etmelerini salayacak basit bir snav iin biraraya toplard. Lupelius'un
eitimi, insanlar kendi hayatlarndan vazgeip herhangi bir ideoloji ya da
inan uruna ehit ya da kahraman olmalar iin hazrlamyor, yegane bir
ama dorultusunda, nce kalplerinde ve sonra doal olarak bedenlerinde,
lmszle alacak bir geit oluturabilmelerini hedefliyordu."
Dreamer, "Bir sava iin, kendisinin tevik etmedii, ona sonsuzluun
kaplarn aralayacak bir savatan daha fevkalade birey olamaz." diyerek
szlerini tamamlad.
Etrafmza, lmcl dalgalar halinde ynla ok yayor, yzlerce asker
ve atl valye yere ylyordu ve ben, mucizevi bir gvenlik iindeki
halimizi seyrediyordum. Sava en kritik noktasna ulamt. Ordunun
merkezinde, uuan zafer bayraklar eliinde, bozguna uram dman
takip ederken Asya kaplarnda, Granicus nehrinin telala akan sularn
getim. imdeki her dokuda, dnya kurulduundan beri kahramanlarn
damarlarnda atan cesaret, kararllk ve zafer hissini duyumsuyordum ve
saniyeden ok daha ksa bir sre iin, bir lmszn kelimelerle ifade
edilmeyecek sevincini tattm.
470

Tanrlar Okulu
Tam o anda rzgardan daha sratli, jilet gibi keskin bir ok ile vuruldum.
Kulak mememi yrtp geerek, ardnda iddetli bir ac brakan bu saldry;
savunmaszlmn hatrlatlmas, lmn bir bildirisi olarak duyumsadm.
Birden hava deiti. Dier tm seslerin arasnda belirmekte olan kocaman
bir atlnn grntsnden nce, drt nala koan bir sava atnn grleyen
sesini duyabiliyordum. Zrh, alevlerin nda parlad. Yaklarken atn
aha kaldrm, atm toynaklarndan birinin yzm syrp gemesine ramak
kalmt. Kendimi korumak iin tam zamannda hafife geriye ekilmitim.
Yenilginin kanlmazln ve teslimiyetimi, iimde ykselen dehetin
sessiz lndan bile nce hissetmitim. Ani bir hareketle kartp att
miferi mekanik bir ku gibi havada uarken, klcn ekti. Kl rengi salar
serbest kalm, rzgarda dalgalanyordu, O'nu tandm. lmcl dman
O'ydu: Dreamer. Vuruu iin klcn ykselttiinde, gzlerindeki prlt
haricinde yz ifadesizdi. Ban etimin derinlerine ilediini hissettim. O
ana kadar hayatm oluturan ok sayda para birbiriyle kaynarken, hurda
olmu dkntler de, malum yok olularndan nce uyum iinde
haykryorlard. Dehet feryatlar atarak ellerimi boynumun etrafna skca
doladm, bu umutsuz teebbsle lmcl yaramn ularn biraraya getirerek
fkran kan durdurmaya alyordum. Destanlar, lmler, kahramanlk ve
trajedilerle yaanan bir dnyadan, duruma salonunun hakikatsizliine geri
yuvarlandm. Herkes beni seyrediyor, bir sonraki hareketimi bekliyordu.
D dnyada bu mzayedenin sembolize ettii bir oyunun alan perdesi
gibi, ben de dnyann pinekleyen rtsnn zerimden ekildiini
hissediyordum, zira gerekte bu dram, btnyle isel bir hikayeydi. Esas
bahisin ne zerine olduunu imdi anlyordum. Nihai, kesinlikle yenilmez,
tm korku ve phelerimle beraber kalan rakibimi de geride brakacak
teklifimi son anda yetitirebildim. Villa del Ferlaro ve etrafn saran
muazzam parkn yeni sahibi bundan sonra European School of Economics
idi.
Bu zafer ayn zamanda, kraliyet konutunun uzun yllar maruz kald
ihmalkarln sonu ve yeni kaderinin balangc anlamna geliyordu. Uzun
ve iddetli alk sesleri, olduka ekimeli geen mcadelenin sonunda mlk
zerinde varlan hkme elik etti.
Yzyllar boyunca, her nesilden dnr, mnzevi, ezoterik bir dnce
okulu, manastr ve ashram, Dlerini buraya, Okulu talya'ya geri getirmek
iin abalamlard. u anda tek nemli olan ey buydu.
Kalabaln arasndan yollarn bulup ok gibi frlayarak haberi tm ehre ve
lkeye duyurmak iin ilk harekete geen gazeteciler olmutu.

471

Stefano E. D ' A n n a
Bu olay, mlkn deiken kaderini ve sahiplerinin bana gelen
talihsizlikleri yakndan takip eden tm medya kanallar ve gazeteler iin ba
haber olacak nitelikteydi.
Ve sarka, tepe noktasna doru yn deitirerek salnmaya baladnda,
muhalif gler oktan silahlarn doldurmulard. Antagonist sadece
grnrde kart olan rotasna doru oktan yola koyulmutu. Eylemleri,
Dreamer'n ngrd gibi zalim fakat gerekli olacakt.
"Herey senin nihai zaferine hizmet ediyor" demiti Dreamer,
mzayedeyi takip eden aylarda O'na karlatm gl muhalifleri, dokuz
bal Hydra ile olan mcadelemi, yolum zerinde reyen engelleri, Okul'un
talya'daki baarsna kar ekilmi siper ve barikatlar anlatrken.
"Sana karym gibi grnenler bile D 'n hayata gemesi iin kastl
rollerini oynayarak, geliimin ve kavrayn iin anlaml bir frsat sunarlar.
Senin dnda var olan ne bir antagonist, ne bir dman, ne de bir eytan
var. Oluunun en derin, en sakl kalm girintilerine yerlemi dman
ortaya kar... ona hakim ol. Binlerce dmann yok, sadece bir dman,
kazanacan tek bir zafer var, o da lme kar olacak! Kendine zarar
vermeyi brakp, atan dnceler, olumsuz duygular ve ykc tavrlarnla
Oluunu
kirletmekten
vazgeersen,
tm
antagonistler de
ortadan
kaybolacaklar.
Bir zaman sonra Dreamer, mzayedenin dier teklif verenleri hakknda
u yorumda bulundu: "O adamlar oraya sadece grnen bireyi almak iin
geldiler, ya da gnderildiler. Para, mlkn deeri ve ona sahip olma hrs
ile bylenmilerdi. Tutku zamandr, ve zamana ait olan herey hatal.
Zaman iinde ne birey elde edilebilir, ne de bir zm, bir kar yol
bulunabilir. Bunu sadece kendi iinde 'imdi', yani tek gerek zaman hkm
srdnde
anlayabilirsin."
"Kibir ve tutkuyu D'n yerine geirdiinde -Villa iin rekabet
ettiimiz en can alc anda beni zayflatan ve tm gcmden syran,
Oluumun tutulma ann hayalimde canlandrmaya zorlayarak- sen de
onlardan biri oldun, ve sen de sorumsuzca ona sahip olmak isteyen tm
dierleri gibi ayn kaderin acsn ekecektin."
Un crack economico sempre precedido da n crack nell Essere...
Ekonomik bir atlan ncesinde her zaman Olu'ta meydana gelmi bir
atlak bulunur.

ah^

Tanrlar Okulu
Bir gn, Villa del Ferlaro'nun son sahibi R.Salvi'nin ve sahip olduu
snai imparatorluun k hikayesini anlatacam.
"D ile birle! diye devam etti...D, zamann ve lmn yokluudur.
Burada olmann sebebi bir takm arzularn ya da sahip olma ihtiyacn
tatmin etmek, ya da Okul iin yeni bir yer bulmak deil, insann en korkun
batl inanlarnn, kkleri en derin yalanlarnn stesinden gelmek."
Dreamer burada durarak, set baklarn zerime dikti, sanki ok gl
bir mesaj iletmeden nce devam etmek iin gerekli bir iaret gzlyordu.
raklmn son aamasn aa karmak zereydi, O'nun ve vizyonunun
zne yakn olabilmek iin sonsuz aba sarf edilmesi gerekiyordu. Kalbimin
olduu blgede bir ac dalgas kabard. Mesajn, sonsuzluk ve lmszlk
nefesini arayan ve onu dinlemeye hazr olanlara aktarabilmek iin dikkatlice
kaydettim. Tekrar konumaya baladnda tonlamas derin ve ar fakat sesi
canlyd.
"Kalplam
kaderinin
ynn
deitirmek,
imkansz
olan,
deitirilemez seni deitirmek iin hurdasn. te sana zaman fethetmek,
fiziksel lmn balangc ve yegane sebebi olan i dnyandaki lmlere
kar zafer ilan etmen iin bir frsat. Tek bir sebep iin buradasn;
sonsuzlua, lmsz yaama uzanan geidi amak.
inde lmeye son verdiinde, artk senin dnda bir
'zaman'
olmayacak...yle ki bu dsal zaman hayatn zerine bir tempo oluturuyor,
yalanp hastalanmana ve
lmene sebep
oluyor.
inde lmekten
vazgetiinde, gerek hayat seni aarak varlnn tm atomlarn igal
edecek.
Yzlerce problemin zlmesi deil, sadece senin zlmen gerekiyor.
Gerek zafer, zm bir tane: kendine geri dnmek! Btn, tam ve esiz
olmaya geri dn. Bir sava, btnlnn tek bir atomunu bile
kaybetmeyi gze alamaz, o sadece btiin olabilir. Kendini tm kuvvetinle i
dnyanda sev, bylece dnyadaki herey kusursuz olacak.
Herey derken, gemii de iine alan herey, senin bak an stlenerek
kusursuzca senin tasvirinde yaratlacak.
ok dikkatli ol! Dreamer 'a daha yakn olmay istedin. Bu durum, alkn
olduun ekile hareket etmene ve hatta ayn ekilde dnmene ve
hissetmene artk izin vermeyecektir... Dreamer 'a yakn yaamak sadece ok
az kii iin mmkn olabilir. Bu risktir,
O'na yakn yaamak,
stlenebilecein en zor grevdir. Burada kendini unutursan, annda kendi
tehlikeli gemiine atlr ve orada kaybolursun. "

473

Stefano E. D ' A n n a
"Burada, Dreamer'n yaknnda en ufak bir zayfla, pimanlk, phe
ve korkuya dknln yeri yoktur. Burada gl olmalsn. Burada,
Dreamer'n yaknnda sadece saf ve btn olabilirsin.
D, var olan en gerek eydir. Dlemek, var olan en gerek eydir. Onun
zamandan bamsz eylemi, yllarca arzuladn fakat sahip olamadn
hereyi yaratacaktr."
Bir daha kesinlikle unutmayacama dair kendime sz verdim.

Dle, dle, dle...


asla dlemekten vazgeme.
Gereklik arkasndan gelecektir.

474

Tanrlar
Okulu
zgn Ad
La Scuola degli Dei

Bilgi

: Nehir@Smedie.info

Dzelti: Nehir tgr


Aylin Gencel

Bu kitap Elma Basm Yayn ve letiim Hizmetleri San. Tic. Ltd. ti.
tarafndan baskya sunulmutur.

European School of Economics


www.eselondon.ac.uk
www.theschoolforgods.com

European School of Economics


ESE London
8/9 Grosvenor Place,
London, SW1X7SH ( U K )
Tel: +44 207 245 6148
Fax:+44 207 245 61 64

You might also like