You are on page 1of 78

Charles Bukowski

Pis Moruun Notlar


NSZ
Bir yl akn bir sre nce John Bryan kirada oturduu iki katl kk evinin n odasnda yeralt
gazetesi AIK KENT'i balatt. Sonra gazete o evin nndeki binaya, oradan da Melrose Bulva-r'nn i semtlerinden birine tand. Ama bir glge
dyordu yine de. Hem de iri ve kasvetli bir glge. Tiraj ykseliyor ama yeterince reklam gelmiyor. Kentin br yakasnda kurumsallam L.A.
Free Press var. Reklamlar onlara gidiyor. Bryan daha nce L.A. Ti-mes'da alp tirajlarn 16.000'den katna ykselterek kendi dmanlarn
yaratm zaten. Ulusal Ordu'nun gelimesine katkda bulunduktan sonra devrimcilere katlmak gibi bir ey. Bu sava sadece AIK KENT ile FREE
PRESS arasnda yaanmyor elbette. AIK KENT'i okumusanz savasn ok daha geni kapsaml olduunu biliyorsunuzdur. AIK KENT
kodamanlar hedef alr, en kodamanlar ve U ANDA sokan ortasnda yryen birka tane harbi kodaman var, stelik yle irkinler ki bok herifler.
Amerika'nn belki de en canl gazetesi AIK KENT iin almak ok daha elenceli ve tehlikeli. Ama elence ve tehlike ekmek parasn
karmaya ve kedileri beslemeye yetmiyor.Bryan bir tr deli idealist ve romantik. Herald-Examiner'de alrken istifa etti, ya da kovuldu, ya da
istifa etti ve kovuldu -ortalk iyice karmt- nk Bebek sa'nn kn ve hayalarn kamufle etmelerine kar kmt.
kardklar derginin Noel saysnn kapa sz konusuydu. "stelik benim Tanrm deil, onlarn Tanrs," demiti bana Joe Bryan.
te bu tuhaf idealist ve romantik AIK KENT'i yaratt. "Bizim iin haftalk bir stun yazmaya ne dersin?" dedi bir gn, kzl sakaln kayarak. Dier
stun yazarlarn dnnce son derece kasvetli bir i gibi gelmiti bana. Ama baladm, stun olarak deil de A.E. Hotchner'n Hemingway Baba
zerine yazd bir yaz ile. Sonra bir gn hipodrom dnnde daktilonun bana oturup PS
MORUUN NOTLARI baln attm, bir bira atm ve yaz kendi bann aresine bakt. The Atlantic Monthly dergisi iin bir ey yazdnzda
hissettiiniz gerilim, o kr jiletle yaplan zenli trala-ma yoktu. Dz ve zensiz bir gazetecilik yazs yazma gereksinimi de yoktu. Hibir bask yoktu
uzun lafn ksas. Pencerenin nne otur, biran i ve brak gelsin. Akmak isteyen her ey akyordu. Ve Bryan hibir zaman sorun karmad. lk
zamanlarda ona yazm veriyordum, yle bir gz gezdirip,
"Tamam, bastk," diyordu. Bir sre sonra yazm verdiimde artk gz bile gezdirmez olmutu; yazy
ekmecesine koyup, "Bastk, ne var ne yok?" diyordu. imdi "Bastk," bile demiyor. Yazy veriyorum ve hi konumuyoruz. Btn bunlarn yazya
etkisi son derece olumlu oldu. Dnn: aklnzdan geen her eyi yazma zgrl. ok iyi vakit geirdim o yazlar yazarken ve ok da ciddi,
bazen; ama haftalar ilerledike yazlarn giderek gzelletikleri duygusu hakimdi. Bunlar on drt ay boyunca yazlm stunlardan bir derleme.
Eylem asndan bakarsak iire be eker bir kere. iirlerinizden biri kabul edilmise ya baslmas iki ile be yl arasnda bir sre alr, ya hibir
zaman baslmaz, ya da baz dizeleri hi deitirilmeden daha sonra nl bir airin iirlerinden birinde beliriverir ve o zaman ne kadar boktan bir
dnyada yaadmz bilirsin. iirin suu deil bu elbette; boktan insanlarn iir basmaya ve yazmaya yeltenmele-rinin bir sonucu sadece. Ama PS
MORUUN NOTLARI ile cuma veya cumartesi veya pazar gn
biran alp daktilonun bana geiyorsun, yazn yazyorsun ve aramba gn yaz kente datlm.
Hayatnda ne benim ne de bakalarnn iirini okumam insanlardan mektup alyorum. Kapma geliyorlar -fazla olmaya baladlar akas- kapm
alp bana PS MORUUN NOTLARI'n ok sevdiklerini sylyorlar. Berduun teki yannda bir ingene ve kars ile geliyor, oturup sabaha kadar
iiyoruz. Newburgh ehirleraras santralnda alan bir kadn para yolluyor. kiyi brakmam, salkl
beslenmemi istiyor. Kendine "Kral Arthur" diyen ve Holly-wood'un Vine sokanda oturan bir kak arayp stunlarm yazmamda bana yardmc
olmak istediini sylyor. Bir doktor alyor kapm:
"Ben psikiyatrm. Sana yardm edebileceimi sanyorum." Yolluyorum.
Bu derleme size iyi gelir umarm. Para yollamak istiyorsanz, eyvallah. Benden nefret etmek istiyorsanz, ona da eyvallah. Kasabann demircisi
olsaydm buna bulamaya cesaret edemezdiniz.
Ama anlatacak pis ykleri olan bir ihtiyardan baka bir ey deilim. Benim gibi, yarn lmesi muhtemel bir gazete iin pis ykler yazyorum ite.
Her ey o kadar tuhaf ki...Dnn, Bebek sa'nn kn ve hayalarn kamufle etmeye kalkmasalard imdi bu kitab okuyor olmayacaktnz.
yleyse, mutlu olun.
Charles Bukowski.

PS MORUUN NOTLARI
Orospu ocuun teki parann stne yatm, herkes btn parasn yutulduunu iddia etmi ve bu da pokerin sonu olmutu; dostum Elf ile
oturuyordum, ocukken kt bir hastalk geirmiti Elf. kuruyup bzlm, yllarca yatakta yatp lastik bir topu skm, envai eit manyaka
egzersizler yapmt ve bir gn yataktan kalktnda eniyle boyu bir olmutu, yazar olmay dleyen glen bir dev. ne var ki ok fazla Thomas Wolfe
gibi yazyordu ve Dreieser'i saymazsak Amerikan Edebiyat'nn en kt
yazaryd T.Wolfe, ve Elf'in kulana bir tane patlattm (houma gitmeyen bir ey sylemiti) sehpann stndeki ie devrildi, Elf ayaa kalkp
stme geldiinde ie elimdeydi, kalite sko ve enesi ile boynunun arasnda bir yere isabet etti ve Elf yere yld yine, ikiden bir yudum aldm,
ieyi sehpann stne koydum; Dostoyevski'nin rencisiydim, karanlkta Mahler dinlerdim ve tekrar stme geldiinde sa gsterip solumu
hayalarna yerletirdim, dengesiz bir ekilde elbise dolabnn stne dt, ayna krld, ayn filmlerdeki gibi byk bir grlt kararak tuzla buz oldu
ve Elf'in yumruu alnmn ortasnda patlad, arkamda duran iskemleye yldm, hasr gibi dmdzoldu lanet ey, ucuz mobilya, ve bam gerekten
beladayd nk ellerim kktr ve dvmekten hi haz etmem, ama iini bitire-memitim -akln yitirmi nefret dolu biri gibi vuruyordu, yiyi-yor
bir vuruyordum, kt stelik, ama vazgemiyordu ve eya krlyordu her yerde, korkun bir grlt ve birilerinin gelip bizi ayrmasn ummaktan
baka yapabileceim bir ey yoktu, ev sahibesi, polis, Tanr, biri ite, ama kimse gelmedi ve gerisini hatrlamyorum.
uyandmda gne domutu, yatan altndaydm, yatan altndan ktm ve ayaa kalkabildiimi kefettim, enemin altnda derin bir kesik,
ellerim morarm, ok daha kt akamdan kalma-lklar yaamlm var. ve insan ok daha kt yerlerde de uyanabilirdi, cezaevinde? belki,

etrafma baktm, gerekti, her yer krlm, dklm, paralanmt -abajurlar, iskemleler, etajer, yatak, kllkler- kan revan, kendi halinde tek bir
eya bile kalmamt, her ey irkin ve bitikti, bir bardak su iip etajere gittim, oradayd: onluklar, yirmilikler, belikler, poker oynarken her ie
gittiimde aktrmadan etajerin ekmecesine frlattm btn paralar, ve PARA ile ilgili kavgay benim balattm
hatrladm, yeillen topladm, czdanma yerletirdim, mukavva bavulumu kardm, kk yatan stne yerletirdim ve pilimi prtm toplamaya
baladm: ii gmlekleri, tabanlar delik sertlemi
ayakkablar, sert ve kirli oraplar, glmek isteyen uvalvari pantolonlar, San Francisco Opera Salonunda .m biti kapmaya dair bir yk, yrtk bir
Thrifty Drugstore szl -"palingenesis: yaam-tarihinde cedlerin evriminin zeti."
saat alyordu, emektar alar saat, allah uzun mrler versin, ka kez sabahn yedi buuunda akamdan kalma uyanp s.kmiim ii demek
zorunda kalmtm? S.KMM ! neyse, leden sonra drd gsteriyordu, tam saati bavula koymak zereydim ki, evet, elbette, kapm alnd.
"NE VAR?"
"BAY BUKOWSKI?" "EVET? EVET?"
"ER GRP ARAFLARI DETRMEK STYORUM."
"HAYIR, BUGN OLMAZ. HASTAYIM."
"GEM OLSUN. AMA ZN VERN U ARAFLARI DETREYM, K DAKKA SRMEZ."
"HAYIR, HAYIR, OK HASTAYIM. BEN BU HALDE GRMENZ STEMYORUM."
bu ekilde srp gitti, araflar deitirmek istiyorum, olmaz, araflar deitirmek iitiyorum, biteviye, ev sahibesi, ne vcut kadnda.
HAYKIRIYORDU her yeri. ben oraya tanal sadece iki hafta olmutu, aada bir bar vard, ziyaretim geldiinde evde deilsem onlara, "aada,
barda, srekli barda," derdi ve ziyaretilerim, "aman allahm, moruk, ev sahibene hastaym," derlerdi.
ama iri, beyaz tenli bir kadnd ve o da Filipinliler'e hastayd, vard bir bildikleri bu Filipinliler'in; hibir beyazn hayal edemeyecei numaralar biliyor
olmalydlar, benim bile; ama geni kenarl
George Raft apkalar ve vatkal ceketleri ile neredeler imdi o Filipinliler; hanerli ocuklar, modann ncleriydiler bir zamanlar; deri topuklar,
yal ve tehlikeli suratlar -nereye kayboldunuz?
neyse, evde iecek hibir ey yoktu ve oturup saatlerce bekledim, aklm karmak zereydim, diken stnde, trnaklarm kemi-rerek oturdum
orada, 450 dolar kolay para vard czdanmda ve aa inip bir bira bile alamyordum, karanl bekliyordum, lm deil, dar kmak istiyordum,
son bir frsat, sonunda kapy aacak cesareti buldum kendimde, zincir hl srlyd ve biri bekliyordu darda, elinde eki bir Filipin maymunu,
kapy atmda azndaki raptiyeleri karp ekicini havaya kaldrd ve darya alan tek kapnn bulunduu birinci kata inen merdivenin halsn
raptiyeliyormu ayana yatt, ne kadar srd bilmiyorum, ayn sahne yaanp duruyordu, her kapy
atmda ekicini kaldrp srtyordu, bok maymunu, en st basamaktan ayrlmyordu, aklm karmak zereydim, terliyordum, kokuyordum: sonra kk daireler dnmeye balad beynimin iinde, bam zonkluyordu. gerekten delirmek zere
olduumu dnyordum, gidip bavulumu aldm.hafitti, paavradan baka bir ey yoktu iinde, sonra daktiloyu aldm, elikten, portatif, bir zamanlar
arkadam olan bir adamn karsndan dn alnm ve iade edilmemi, insana gven veriyordu: gri, dz, ar, kukulu, sradan, gzlerim bamn
arkasna kayd ve zinciri srgden kardm; bir elimde bavul bir elimde alnt daktilo yaylm atein stne yrdm; elveda sabah gnei, elveda
yulaf kurabiyesi, buraya kadarm.
"HEY! SEN NEREYE?"
kk maymun tek dizinin stnde doruldu ve ekici havaya kaldrd, o kadar bana yeterdi -elektrik nn altnda parlayan eki -bavulum sol
elimde, portatif elik daktilo sa elimdeydi, duruu mkemmeldi, dizimin hizasnda, byk dikkat ve fke ile salladm daktiloyu, dz ve sert yan
taraf
isabet etti, akana, kafatas-na, varlna.
herey alyormu gibi bir sessizlik oku yaand, sonra kesildi, darda buldum kendimi, kaldrmda, btn o basamaklar farknda olmadan
inmitim, sar bir taksi, ansl olmak diye buna derim.
"TAKS!"
atladm. GAR.
sabah havasnda tekerleklerin vzlts iyi gelmiti. HAYIR, BR DAKKA, diye bardm. OTOBS
TERMNAL.
"NEYN VAR, BE ADAM?" diye sordu taksici.
"BRAZ NCE BABAMI LDRDM!"
"BABANI MI LDRDN?"
"SA'YI BLR MSN?"
"TAB."
"GAZLA YLEYSE: TERMNAL!"

terminalde bir saat kadar oturup New Orleans otobsn bekledim, adam ldrm muydum acaba?
nihayet bavulum ve daktilomla otobse bindim, daktiloyu kafama dmemesi iin st rafn dibine yerletirdim, bol ikili ve Fort Worth'l bir kzlla
hafif flrt ieren bir yolculuk oldu. ben de Fort Worth'de indim, ama kzl annesi ile yayordu, bir oda tutmak zorunda kaldm ve bir genelevde tuttum
yanllkla, sabaha kadar barp aryorlard: "HEY! ka para verirsen ver ONU bana sokamazsn!" srekli sifon sesi. alp arplan kaplar.
kzl hatun masum grnml ho bir eydi, daha iyi birini ha-kediyordu. neyse, donuna giremeden kasabadan ayrldm, sonunda New Orleans'e
vardm.
ama Elf. Elf'i hatrladnz m: odamda dvtm adam. savata makineli tfek ateine yakalanp ld. son nefesini vermeden nce uzun zaman
yatakta can ekimi, 3-4 hafta, ve gariptir, bana
"orospu ocuunun tekinin parman makineli tfein tetiine koyup beni ikiye bldn farzet?"
diye sormutu.
"o zaman senin hatan."
"senin lanet bir makineli tfek tarafndan ikiye blnmeyeceini biliyorum."
"son derece yerinde bir tespit, Sam Amca'nn makineli tfeklerinden biri ancak."
"yeme beni! lkeni sevdiini biliyorum, gzlerinde grebiliyorum! sevgi, gerek sevgi! vatan sevgisi!"
ite bu yzden akmtm ilk yumruu.
hikayenin gerisini biliyorsunuz.
New Orleans'e vardmda genelev olmadndan emin olduum bir yerde bir oda tuttum, her ne kadar btn kent genelevinden farkszdysa da.
--7-1 kaybetmi, matan sonra broda oturuyorduk; beysbol mevsiminin ortasndaydk ve lig sonuncusuyduk. Mavi'lerin menajeri olarak son
mevsimimi yaadm biliyordum, ihtiyar Henderson masann ekmecesinden cep viskisini kard, bir yudum ald ve ieyi bana uzatt.
"btn bunlar yetmiyormu gibi," dedi Henderson, "iki hafta nce .m biti bile kaptm, iyi mi?""hay allah, zldm patron."
"yaknda bana patron diyemiyeceksin."
"biliyorum, ama hibir menajer bu takm sonunculuktan kurtaramaz," dedim viskinin te birini dikerek.
"daha da kts," dedi Henderson, "bana .m bitini bulatran karm sanyorum."
ne diyeceimi bilemediim iin hibir ey demedim.
bronun kaps hafife vuruldu, sonra ald, srtna kattan kanatlar yaptrm bir kak belirdi.
on sekiz yalarndayd. "takma yardm etmek iin burdaym," dedi.
kattan kocaman kanatlar vard, tam bir kak, ceketine delikler ap kanatlan srtna yaptrm ya da balamt, yapmt bir ekilde.
"bana bak," dedi Henderson, "s.ktir olup gider misin burdan ltfen? saha iinde yaadmz komedi bize yeter, yeterince gln duruma dtk,
imdi dar k!"
olan uzanp ieyi ald, bir frt ekti, ieyi tekrar masann stne koydu ve "Bay Henderson, ben dualarnzn karlym," dedi.
"evlat," dedi Henderson, "iki iecek yaa gelmedin henz."
"grndmden daha yalym," dedi ocuk, "bende seni biraz daha yalandracak bir ey var!" dedi Henderson ve masann altndaki dmeye
bast. Boa Kronkite demekti bu. Boa'nn bugne kadar birini ldrdn syleyemem ama seninle ii bittiinde lm olmay dilerdin, ieri
girdiinde kapnn menteelerinden birini skyordu az kalsn.
o aptal ve uzun parmaklan kaslrken etrafna bakp, "HANGS PATRON?" diye sordu.
"kattan kanatlar olan serseri," dedi Henderson.
Boa ocuun stne gitti.
"dokunma bana," dedi kat kanatl olan.
Boa ocua saldrd ve size YEMN EDYORUM, olan odann iinde UMAYA balad! Odann iinde kanat rpyordu, tavana yakn. Henderson
ve ben ayn anda ieye uzandk ama Henderson benden hzl davrand. Boa dizlerinin stne kt.
"CENNETTEK EFENDMZ, ACI BANA! BR MELEK! BR MELEK!"
"salakln alemi yok," dedi melek kanat rparak, "melek filan deilim ben. Mavi'lere yardm etmek istiyorum, hepsi bu. kendimi bildim bileli koyu
bir Mavi taraftarym."
melek ya da her ne idiyse iskemlenin stne kondu. Boa ocuun ya da melein ayakkablarn ve oraplarn karp ayaklarn pmeye balad.
Henderson yznde tiksinti ifadesi ile ne eilip Boa'nn yzne tkrd: "s.ktir git, pis sapk!

hayatta tahamml edemediim bir ey varsa o da yap yap duygusallktr!"


Boa yzn silip sessizce dar kt.
Henderson masasnn ekmecelerini kartrd.
"allah kahretsin, burda bir yerde bo bir szleme olduunu sanyordum!"
szlemeyi ararken bir ie viski daha buldu, karp masann stne koydu, ieyi aarken olana bakt:
"falsolu toplara vurabilir misin? vurularn nasl?"
"bu sorunun cevabn biliyorsam allah belam versin," dedi kanatl olan, "bildiklerim gazetede okuduklarmdan ve televizyonda grdklerimden
ibaret, ama koyu bir Mavi taraftarym ve bu mevsim size ok acdm."
"saklanyor muydun? nerde? kanatlar olan biri Bronx'da bir asansrde bile saklanamaz! nedir senin srrn? geimini nasl saladn?"
"sizi ayrntlarla yormak istemem, Bay Henderson."
"adn ne senin evlat?"
"Jimmy. Jimmy Crispin. Ksaca J.C"
"hey, benimle kafa m buluyorsun?"
"yo, hayr, Bay Henderson."
"el skalm yleyse."
el sktlar."Tanrm, ellerin BUZ gibi! yemek yedin mi son zamanlarda?"
"saat drt sularnda kzarm patates ile tavuk yedim, bir de bira itim."
"ieden bir yudum al, evlat."
Henderson bana dnd. "Hailey?"
"evet?"
"yarn sabah onda takm tam kadro sahada istiyorum, istisna yok. atom bombas bir, bu ocuk iki.
imdi hepimiz bu odadan kp uyumaya gidelim, yatacak yerin var m, evlat?"
"elbette," dedi J.C ve merdivenden aa uup bizi orada brakt.
sahada sk gvenlik nlemleri alp ieri ku uurtmadk, sadece takm, oyuncular akamdan kalmalklar ile kanatl ocuu grdklerinde halkla
ilikiler numaras sandlar, takm sahaya yayld
ve olan vuru yerine geti, ama olan topu nc kalenin izgisine doru hafife yuvarlayp birinci kaleye UTUUNDA grmeliydiniz o kan
ana gzleri, nc kalenin kalecisi topu yollaya-madan ikinci kaleye umutu bile.
sabahn onunda gzlerini krptrp duruyordu herkes, gne. Maviler gibi bir takm tutmak iin zaten deli olmak gerekirdi, ama bu kadar da
fazlayd.
sonra atc vuru yerine gelen oyuncuya topu atmak zereyken J.C. nc kaleye utu! jetten farkszd! kanatlarn gremiyordu-nuz, o sabah iki
alka seltzer alm olsanz bile. top atcya geldiinde olan sayy tamamlamt bile.
olann sahann tamamn savunabildiim kefettik, uu hz muazzamd! iki d saha oyuncusunu i
sahaya kaydrdk, bylece birinci ve ikinci kalede ikier oyuncumuz oldu. btn paspallm-za ramen mthi bir takm olmutuk.
o gece Jimmy Crispin ile ilk mamza kacaktk.
eve varr varmaz ilk iim Bugsy Malone'u aramak oldu. "Bugsy, Maviler'in ampiyon olma olasl
ne?"
"yok yle bir olaslk, bire on bin bile versek Maviler'e oynayacak bir salak bulamayz."
"bana ka verirsin?"
"ciddi misin?"
"evet."
"bire iki yz elli. bir dolar oynamak istiyorsun, bu mu derdin?"
"bin!"
"bin mi! bir dakika! iki saat sonra arayacam seni."

bir saat krk be dakika sonra telefon ald, "pekala, bahis geerli, bin dolar her zaman iime yarar."
"saol, Bugsy."
"bir ey deil."
o ilk ma asla unutamam, taraftar sahaya ekmek iin irinlik yaptmz sanmlard, ama Jimmy Crispin'in havalanp yerden be metre
ykseklikteki say vuruunu tutuunu grdklerinde iin rengi deiti. Bugsy her ihtimale kar ma izlemeye gelmiti, ben de onu izliyordum.
Jimmy Crispin havalanp topu tuttuunda be dolarlk purosu azndan dt, ama kanatl birinin beysbol oynamasn
engelleyecek bir madde yoktu, hayalarndan yakalamtk onlar, hem de nasl, o ma kolay kazandk.
Crispin drt say kaydetti, onlar tek say bile kaydedemediler.
ve sonraki malar, tribnlere ine atsan yere dmezdi, uan bir adam grmek gelmeleri iin yeterli nedendi, ama lig sonuncusu olmamz ve
mevsimin kapanmasna az bir sre kalm olmas da onlar
stada ekiyordu, ahali geriden kopup gelen atlar sever. Maviler tam gaz geliyordu, bir mucize yaanyordu.
LIFE dergisinden syleiye geldiler. TIME. LIFE. LOOK, olan hi bir ey sylemedi onlara, "tek isteim Maviler'in kupay aldklarn grmek," dedi.
o kadar.
yine de zordu ama, matematiksel olarak ve bir masal kitabnn sonu gibi her ey ligin son mana kilitlendi; Kaplanlar'la puanlarmz eit, liderlii
paylayoruz, ma alan kupay da alyor. Jimmy takma katldktan sonra tek ma kaybetmemitik ve 250.000 dola-ra iyice yaklamtm, ne
menajerdim ama!
O son man oynanaca gece broda oturuyorduk, ihtiyar Henderson ve ben. ve merdivende bir grlt koptu, sonra biri yld odann iine, zom.
J.C. kanatlar gitmiti, kkleri duruyordu sadece.
"kanatlarm testere ile kestiler, orospu ocuklar! otel odasnda yanma bir kadn soktular, ne kadn!
ne yavru! acayip iirdiler, duble duble! kaltan stne ktm ve KANATLARIMI KESMEYE
BALADILAR! dondum kaldm! boalamadm bile! ne maskaralk! ve herif durmadan puro iiyor, arka tarafta kkrdayp duruyordu... -tanrm, ne
kadn, ve ii bitiremedim... lanet olsun..."
"bir kadnn yakt ilk adam sen deilsin yavrum, kanama var m?" diye sordu Henderson.
"hayr, srf kkrdakt zaten, ama ok zgnm, Maviler'i hayal krklna urattm, ok kt
hissediyorum kendimi, ok kt."
o kendini kt hissediyordu! ben 250.000 dolardan olmutum.
masann stndeki ieyi bitirdim. J.C. oynayamayacak kadar sarhotu, kanatl ya da kanatsz.
Henderson ban masann stne koyup alamaya balad, alt ekmecede silahn buldum, ceketimin cebine koyup aa indim, stada girdim,
eref tribnne doru yrdm. Bugsy Malone ve yanndaki harikulade kadnn oturduu locann tam arkasndaki locaya oturdum. Henderson'n
locasyd ve Henderson l bir melekle lmne iiyordu, o locaya ihtiyac yoktu artk, takmn da bana. kulbeye telefon edip balarnn aresine
bakmalarn sylemitim.
"selam, Bugsy," dedim.
ma bizim sahamzda oynand iin ilk onlar hcum ediyorlard.
"orta sahada oynayan adamn nerde? gremiyorum." dedi Bugsy be dolarlk purolarndan birini yakarak.
"orta sahada oynayan adamm senin dolar elli sentlik Sears-Roebuck testeren sayesinde cennete dnd."
gld Bugsy. "eytana pabucunu ters giydiririm ben. bu yzden bugn bulunduum yerdeyim."
"bu ahane kadn kim?" diye sordum.
"ha, bu Helena. Helena, bu Tim Bailey, beysbol tarihinin en kt menajeri."
Helena bacak denen o naylon eyleri birbirinin stne att ve Crispin'i her ey iin baladm.
"memnun oldum, Bay Bailey."
"ben de."
ma balad, eski gnler geri gelmiti. 7. blme gelindiinde 10-0 gerideydik. Bugsy'nin keyfine diyecek yoktu, hatunun bacaklarn okuyor, sk
sk sokulup bir eyler mrldanyordu, dnya ce-bindeydi, bana dnp be dolarlk bir puro uzatt, yaktm.
"senin olan melek miydi gerekten?" diye sordu pis pis srtarak.
"ona ksaca J.C diye hitap etmemizi istemiti, ama biliyorsam al-lah belam versin."
"insan ne zaman yolu kesise Tanr'yi altediyor galiba," dedi.
"bilmiyorum," dedim, "ama bildiim bir ey varsa o da bir adamn kanatlarn kesmenin hayalarn

kesmekten farksz olduu."


"olabilir, ama bana sorarsan dnyay gller dndrr."
"ya da dnyay lm durdurur, hangisi sence?"
cebimden silah karp ensesine dayadm.
"tanr akna, Bailey! kendine gel! varmn youmun yars senin! hayr, tamam senin-kadn da. yeter ki o silah ensemden ek!"
"ldrmeyi gl olmak sanyorsan bir de u gcn tadna bak!"
tetii ektim, korkuntu, bir luger. beyin paralar ve kan sald her yere: stme, kadnn naylon bacaklarna, elbisesine...
bizi oradan karncaya kadar oyuna ara verdiler -Bugsy'nin cesedi, kadn ve ben. sonra ma
tamamladlar.
Tanr'nn nsan'a stnl; nsan'n Tanr'ya stnl, her ey bu kadar hasta iken annenin ilek kompostosu.
man sonucunu ertesi gn hcremde, gardiyan bana gazeteyi verdiinde rendim;
"MAVLER 14. BLMDE AHLANDI, 12-11. MA VE KUPA MAVLER'N."
hcrenin penceresine gittim, yerden sekiz kat yksekteydim, ga-zeteyi top yaptm, parmaklklarn arasndan sokup frlattm ve yere doru inerken
seyrettim, ald, kanatlar vard sanki, s.kmiim kanatlan, ak bir kat paras nasl szlrse yle szld, o dokunamadm beyaz mavi
dalgalara doru. Tanr nsan' her seterinde altediyordu, her ne idiyse Tanr -lanet bir makineli ya da Klee'nin bir tablosu, neyse, o naylon bacaklar
baka bir budalann beline dolanyorlard imdi. Malone bana iki yz elli bin dolar borluydu ve deme yapamyordu, kanatl J.C. kanatsz J.C. J.C
armhta, ben ise hl
hayattaydm ve hcrenin arkasndaki kapaksz oturaa oturup smaya baladm, eski beysbol menajeri, ve hafit" bir rzgr esti parmaklklarn
arasndan.
--scakt ierisi, piyanonun basma oturup piyano almaya baladm, bilmiyordum piyano almay, tulara vuruyordum sadece, birka kii kanepenin
stnde dans etmeye balad, sonra piyanonun altna baktm ve yere uzanm bir kz grdm, etei kalalarna kadar syrlmt, bir elimle alarken
uzanp br elimle kz elledim, ya kt mzik ya da ellenmi olmak kz uyandrd, piyanonun altndan kt, kanepenin stnde dans edenler dans
etmeyi kestiler, kanepeye uzanp on be dakika kestirdim, iki gn iki gecedir uyu-mamtm. scakt ierisi, scak, uyandmda kahve
fincanlarndan birine kustum, fincan dolduunda bir ksmn kanepeye saldm, biri koup byk bir tencere getirdi, tam zamannda, boalttm, eki.
her ey ekiydi.
kalkp banyoya girdim, iki plak adam vard ierde, birinin elinde tra kremi ile tra fras vard, dierinin kamn ve hayalarn fralyordu.
"smam gerek," dedim onlara.
"s yleyse," dedi fralanan, "bizimle ne ilgisi var?"
oturdum.
fralayan adam fralanana, "Simpson'un Klp 86'dan kovulduunu duydum," dedi.
"KPFK," dedi fralanan, "Douglas Aircraft, Sears Roebuck ve Thrifty Drugs'dan daha ok adan
atyorlar, bir yanl szck, kstaha bir cmle ve kapdasn. KPFK'da yeri salam tek kii Elliot Mintz'dir -o da ocuk akordeonu gibidir:
neresinden skarsan sk ayn sesi verir."
"imdi dene," dedi elinde fra olan.
"neyi deneyim?"
"sertleinceye kadar kamn svazla."
iri bir tane braktm.
"tanrm!" dedi elinde fra olan, ama fra elinde deildi artk, lavaboya frlatmt.
"ne oldu?" diye sordu teki.
"seninkinin ba eki gibiymi!"
"bir kaza geirdim de. o yzden."
"keke ben de yle bir kaza geirseydim."
bir tane daha braktm.
"hadi."
"ne hadi?"

"iyice arkaya yaslanp bacaklarnn arasna yerletir."


"byle mi?"
"evet."
"imdi ne yapacam?"
"gbeini aa indir, ileri eri srt. bacaklarn iyice bititir, evet, byle! kadna ihtiya
duymayacaksn artk!"
"Harry, yerini tutmaz! kafa m buluyorsun benimle?"
"zamanla kaparsn! greceksin!"
km sildim, sifonu ektim ve dar ktm.
buzdolabna gidip bir kutu bira aldm, iki kutu bira aldm, ikisini de ap birincisine baladm. Kuzey Hollywood civarnda bir yerde olduumu tahmin
ediyordum, bana krmz bir kask geirmi sakal
iki metre uzunluunda birinin karsna oturdum, iki gndr son derece parlak ve enerjikti ama ald
haplarn etkisi gemi, mazotu bitmiti, uyku safhasna gelmemiti henz ama, hznl ve bo
safhadayd, birilerinin bir cigaralk sarmasn mit ediyordu belki de, kimseden bir ey kmyordu ama.
"Koca Jack," dedim.
"Bukowski, bana krk dolar borlusun," dedi Koca Jack.
"bak, Jack, gecen gece sana yirmi dolar verdiime dair bir his var iimde, sana bir yirmilik verdiimi hatrlyorum."
"ama hatrlamyorsun, deil mi Bukowski? nk sarhotun, Bukowski, bu yzden de hatrlamyorsun."
ayyalardan holanmazd Koca Jack.
sevgilisi Maggy yanndayd, "ona yirmi dolar verdiin doru," dedi, "ama iki almasn istediin iin.
gidip sana iki aldk, parann stn de verdik."
"pekala, ama nerdeyiz? Kuzey Hollywood'da m?"
"hayr, Pasadena'da."
"Pasadena m? inanmyorum."
insanlarn koca bir perdenin arkasna geip kaybolduklarnn farkndaydm. kimi on ya da yirmi dakika sonra dnyor, kimi hi dnmyordu. 48
saattir sryordu bu i. ikinci biray itim, kalktm, perdeyi ekip ieri girdim, ok karanlkt ierisi ama ot kokusu aldm, ve g.t. orada durup
gzlerimin karanla almasn bekledim, erkekti ou. birbirlerinin kn yalyorlard, kklyorlard. bana gre deildi, jimnastik takm paralel barda
sk bir alma yaptktan sonra salon nasl kokarsa yle kokuyordu ierisi, bir de eki sperm kokusu, rdm, ak tenli bir zenci geldi yanma.
"hey, Charles Bukowski deil misin sen?"
"evet," dedim.
"hey! bu byk bir eref benim iin! L ELDEK ARMIH' okudum. Verlain'den sonra gelmi
gemi en byk air olduunu dnyorum!"
"Verlaine mi?"
"evet, Verlaine!"
uzanp hayalarm kavrad, elini ittim.
"sorun ne?"diye sordu.
"imdi deil yavrum, bir arkadam aryorum." "oo, zr dilerim..."
uzaklat, bir sre etrafma bakndm, kmak zereydim ki uzak bir kede duvara yaslanm oturan bir kadn grdm, bacaklar akt ama dte
gibiydi, pantolonumu ve ortumu indirdim, iyi grnyordu kadn, soktum.
"ah," dedi, "ok gzel! yle eiksin ki! zpkn gibi!"
"ocukken bir kaza geirdim, tekerlekli bisikletten dtm."
"aaahhhh..."
iyice kaptrmtm ki biri arkadan bana dedirdi. flalar patlad gzmde.

"hey, ne S.KM i bu!" uzanp kardm lanet eyi. herifin kam elimde orada durmutum, "ne yaptn sanyorsun arkadam?" diye sordum.
"bak, dostum," dedi, "bu oyun bir deste katla oynanr, oyunu oynamak istiyorsan eline katlanacaksn."
ortumu ve pantolonumu ekip dar ktm.
Koca Jack ile Maggy gitmilerdi, birka kii yerde szmt, gidip bir bira daha aldm, biray itim ve evden ktm, tepe ak bir ekip otosu gibi
arpt gne, klstr bakasnn park giriine park edilmi buldum, sileceinin altnda da park cezas, kabilecek kadar mesafe vard yine de.
herkes ne kadar ileri gidebileceini biliyordu, iyiydi.
benzinlikte durdum, pompac Pasadena otoyoluna nasl kacam tarif etti. eve vardm, ter iinde, dudaklarm srdm uyank kalabilmek iin.
Arizona'daki eski karmdan mektup vard posta kutumda.
"...zaman zaman kendini yalnz hissedip bunalma girdiini biliyorum, kendini yalnz hissettiinde Bridge Kulbe git. ordaki insanlar seveceini
sanyorum, bazlarn en azndan. Unitarian Kilisesi'ndeki iir dinletilerine de gitmelisin..."
atm scak suyu, doldurdum kveti, soyundum, bir bira buldum, yarsn itim, kutuyu kvetin kenarna yerletirdim ve kendimi suya braktm, tra
sabunu ile tra frasn aldm ve aleti sabunlama-ya baladm.Kerouac'n adam Neal C'yi, Meksika raylarna lmeye yatmaya gitmeden birka gn
nce tandm, gzleri yznden frlamak istiyorlard sanki, bam mzik kolonuna dayam sryor, yerinde kouyor, gz szyordu ve beyaz bir
tirt vard stnde, guguk kuu gibi tp mzie elik ediyordu, gsterinin lideriymi gibi ok hafif gerisinde nabzn, biramla oturup onu seyrettim,
iki altlk getirmitim. Bryan srekli baslp kapatlan o gsteri ile ilgili bir haber yapmalar iin iki kiiyi grevlendirmiti, onlara fotoraf makinesi
iin film veriyordu, o Frisco airinin yazd gsteri ne oldu gerekten, airin adn unuttum, neyse, kimse Neal C.'nin farknda deildi ve Neal C.
umursamyordu, ya da umursamyormu gibi yapyordu, ark bittiinde gazete iin alan ocuklar gittiler ve Bryan beni efsane Neal C. ile
tantrd.
"bir bira almaz msn?" diye sordum.
Neal paketten bir ie kard, havaya frlatt, yakalad, kapan at ve ieyi iki dikite bitirdi.
"bir tane daha al."
"eyvallah."
"ben de kendimi sk birac sanrdm."
"ben o gen ve bkn kodes ocuuyum, yazlarn okudum."
"ben de seninkileri okudum, su banyonun penceresinden dar trmanp rlplak allklara saklanma ile ilgili olan. iyiydi."
"evet." biray dikti, asla oturmuyordu. geziniyordu srekli, biraz hesaplyd hareketlilii, lmsz k, ama nefret yoktu iinde, keriz gibi Koreuac'n
oltasna tekrar tekrar gelip srarla zokay yuttuu iin sevmek istememene ramen seviyordun onu. Neal'in iyi biri olduunu biliyordun, hem baka
bir adan baktnda Jack bir kitap yazmt alt taraf, Neal'in annesi deildi, celladyd sadece, isteyerek ya da istemeyerek.
odann iinde dans ediyor, uuyordu, yal grnyordu yz, buruk, ama bedenen on sekizinde bir delikanlyd.
"ansn denemek ister misin. Bukowski?" diye sordu Bryan.
"evet, var msn, koum?" diye sordu bana Neal.
yine. nefretin zerresi yok. oyunun ak iinde.
"hayr, saol. gelecek Austos'da krk sekizime basacam, son dayam yedim."
onunla ba edemezdim.
"son ne zaman grdn Kerouac'?" diye sordum.
1962 ya da 1963 dedi yanlmyorsam, her neyse, uzun zaman olmutu.
Neal ile birada kafa kafaya gittik, kp bir altlk daha aldm, broda i bitmek zereydi, Neal Bryan'da kalyordu. Bryan beni yemee davet etti,
"olur," dedim, akr keyif olduum iin bama gelecekleri dnemedim.
dar ktmzda yamur iseliyordu, yollan iyice kayganla-tran cinsten bir yamur, hl
olacaklarn farknda deildim, arabay Bryan srecek zannediyordum, ama Neal geti direksiyona, arka koltuktaydm en azndan. Bryan oturdu ne.
ve yolculuk balad, o kaygan caddelerde fiek gibi gidiyordu ve tam keyi getik derken Neal saa ya da sola dnmeye karar veriyordu, park
etmi
arabalar yalayarak, mesafe sa teli kadar ince, ancak o ekilde tarif edilir, milimetrik bir hata sonumuz demekti.
arabalar yaladktan sonra her seferinde, "yok ebenin .m," gibi sama sapan bir ey sylyordum ve Bryan bir kahkaha atyordu ve Neil sryordu,
ciddi deil, neeli deil, mstehzi deil, orada sadece doru zamanda doru hareket, anladm, gerekliydi, onun are-nasyd, hipodromuydu, kutsal ve gerekliydi.
asl numarasn Sunset Bulvar'nda Carlton'a giderken ekti, kuzey istikametinde, yamur iddetini artrm, gr mesafesi azalmt. Sunset'ten
saptnda bir sonraki hamlesini tasarlad Neal, tam gaz satran. Bir bakta verilmi bir karar, baka trl olamazd. Carlton'da sola sapar sapmaz
Bryan'n evine varacaktk, nmzde bir araba vard, kar ynden ise iki araba geliyordu, yavalayp trafii izleyebilirdi ama devinimini yitirecekti.
Neal'den sz ediyoruz burada, nmzdeki arabay sollad ve.

tamam, buraya kadarm, neyse, ok da nemi yok zaten, hi nemi yok, diye geir-dim iimden, yle geiyor insann iinden, benimkinden yle
geti, iki araba birbirlerine doru atldlar, kafa kafaya, kardan gelen ylesine yaklamt ki farlarnn arka koltuu aydnlatt, kardan gelenin
son anda frene bastn sanyorum, bu da bize gerekli sa teli yaknln vermiti. Neal her eyi hesaplam olmalyd, bitmemiti ama. imdi tam
gaz gidiyorduk ve kardan yava gelen ikinci araba Carlton'da sola dn engelliyordu, o arabann rengini asla unutmayacam, o kadar
yaknlatk, gri-mavi, eski bir kpe, kambur ve drt tekerlek stnde bir sa yn. Neal sola krd. Arabay
ortalayacamzdan hi phem yoktu, aikard, ama naslsa, stmze gelen arabann hareketi ile bizim hareketimiz mkemmel bir ekilde
bulutu, sa teli. bir kez daha. Neal park etti ve Bryan'n evine girdik. Joan yemei getirdi.
Neal kendi taban ve benimkini sildi sprd, biraz arap itik. John'un hayli entelektel ve ecinsel gen bir ocuk bakcs vard, ki
yanlmyorsam imdi ya bir rock grubuna katld ya da intihar etti, ya da yle bir ey. neyse, yanmdan geerken kalasn imdikle-dim. bayld.
kalmay dndmden ok daha uzun kaldm yanlmyorsam, Neal ile iip muhabbet ettik, ocuk bakcs Hemingway'den bahsedip duruyor, beni
Hemingway'e benzetiyordu, sonunda sesini kesmesini syledim, kalkp Jason'a bakmaya gitti, iki gn sonra Bryan arad beni:
"Neal ld, Neil ld."
"allah kahretsin, olamaz."
sonra Neal'in lm hakknda bilgi verdi Bryan, telefonu kapattm.
buraya kadard.
btn o araba yolculuklar, Kerouac'n btn sayfalar, kodesler, bir Meksika aynn altnda lmek bir bana, bir bana, anlyor musunuz? sefil ve
clz kaktsleri gremiyor musunuz? Meksika sadece bask altnda olduu iin kt bir yer deil, Meksika zaten kt bir yer. erketeye yatm l
hayvanlarn gremiyor musunuz? kurbaalar, boynuzlu ve basit, insana beyninin yarklarn andran ylanlar, durarak, bekleyerek, aptal bir Meksika aynn altnda aptal, timsahlar, bcekler, kumun stnde yatan beyaz tirtl adam gzleyerek.
devinimini buldu Neal, kimseye zarar dokunmad, gen ve bkn kodes ocuu lme yatt Meksika raylarnda.
onu tandm o gece, "Kerouac btn br blmlerini yazd, ben senin son blmn yazdm bile."
demitim.
"gzel," demiti, "yaz."
ite.
--intiharlarn havada asl kald ve sineklerin amurla beslendikleri yerlerde daha uzun srer yazlar.
50'li yllarn nl sokak airlerinden ve hl hayatta, iemi kanala frlatyorum, Yenice'deyiz, Jack burada bir haftalna bir oda tuttu, birka gn
sonra bir yerde bir iir dinletisi vermesi gerekiyor, tuhaf grnyor kanalt ok tuhaf.
"intihar edilemeyecek kadar s." "evet," diyor Bronx'n o aktr az ile, "haklsn." 37 yanda, salar
kr. kanca burun, omuzlar kk, enerjik, kafas bozuk, kk bir Yahudi glmsemesi. Yahudilikle ilgisi bile yoktur belki, sormuyorum.
hepsini tanm, bir partide syledii bir ey houna gitmedii iin Barney Rosset'in ayakkabsna iemi. Ginsberg'i, Creeley'i, Lamantia'y,
hepsini tanyordu Jack, imdi de Bukowski.
"evet, Bukowski Venice'e beni grmeye geldi, yz yara izlerinden harita gibi olmu, omuzlar kk, ok yorgun grnml bir adam. pek
konumuyor, konutuunda da syledikleri hayli skc, sradan eyler, btn o iir kitaplarn onun yazdna inanmak g. postanede ok fazla
kalm ama. syrm
biraz, ruhunu kemir-miler. ama hl sk herif, biliyor musun?"
Jack iinde bu emberin, ve insanlarn bytlecek yanlar olmadn bilmek gln ama gerek, bir oyun her ey, sen bunu za- ten bilirsin, ama
Venice Kanal'na oturmu byk boy bir akamdan kalmal stnden atmaya alrken bakasnn azndan duymak gln.
elindeki kitabn sayfalarn kartryor, air fotoraflarndan olumu, ben yokum, ge baladm, kk odalarda tek bama arap ime fasln uzun
tuttum, mnzevinin aslnda deli olduu sylenir, hakl olabilirler.
kitab kartryor, tanrm, akamdan kalmalm ve aadaki btn o suyla orada oturmak yeterince zor zaten, ve Jack kitabn sayfalarn kartryor,
k lekeleri gryorum, burunlar, kulaklar, fotoraf sayfalarnn parlakl, umurumda deil, ama bir eyler hakknda konumak zorundayz ve ben
pek ho sohbet deilimdir, ii o yapyor, hadi yleyse, Venice Kanal, yaamann o yrek pa-ralayc dlek hzn...
"bu tip iki yl nce akln yitirdi."
"bu kn emersem kitabm basmay vaad etti bana."
"emdin mi?"
"emdim mi? azna bir tane yerletirdim! bununla!"
Bronx yumruunu gsteriyor bana.
glyorum, rahat ve insani, her erkek i.ne olmaktan korkar, ben usandm bu iten hatta, hepimiz i.neleip rahatlamalyz belki de. yumruklarm

konuturan Jack hari, bu konuda farkl biri nihayet, ok fazla insan i.neler hakknda fikirlerini sylemekten ekiniyor -entelektel olarak, sol kanat
iin fikirlerini sylemekten ekinen ok insan olduu gibi -entelektel olarak, bu ilerin ne tarafa gidecei beni ilgilendirmez -tek ey biliyorum;
ekinen ok insan var..
bu anlamda iyi geliyor bana Jack, ok fazla entelektel grdm son zamanlarda, her azlarn
atklarnda mutlaka elmaslar saan deerli entelektellerden ok skldm, beynime bir soluk hava e-kebilmek iin savamaktan bktm, yllarca
insanlardan kamamn nedeni bu, ve onlarla grmeye baladmdan beri inime dnme zamannn geldiini hissediyorum, zihinden baka eyler
de var hayatta: bcekler ve palmiye aalar ve biberlikler, ve bir biberliim olacak inimde, gln siz.
insan her zaman ihanet eder sonunda.
kimseye gvenme.
"btn iir oyunu i.neler ve solcular tarafndan ynetiliyor," diyor kanala bakarak.
hayli ac ve tartlamaz bir gerek gizli bunun altnda ve onunla ne yapacam bilemiyorum, iir oyununun adil bir oyun olmadn ben de biliyorum nllerin kitaplar o kadar skc ki, Shakespeare dahil, o zaman da yle miydi acaba?
Jack'e biraz malzeme vermeye karar veriyorum.
"eski poetry dergisini hatrlyor musun? Monroe muydu yoksa Shapiro'mu hatrlamyorum, imdi dergi o kadar kt ki artk okumuyorum, ama
Whitman'n bir szn hatrlyorum:
"'byk air yaratmak iin byk dinleyici gerek.' ben Whitman' her zaman kendimden iyi bir air olarak grmmdr, nemi varsa, ama bu kez
fena yanlm, yle olmalyd:
'"byk dinleyici yaratmak iin byk airler gerek.'"
"eyvallah, yle olsun," dedi Jack, "bu geliimde gittiim bir partide Creeley'ye rastladm ve hi
Bukowski okuyup okumadn sordum, dondu kald, cevap bile vermedi yahu, anlyor musun?"
"topuklayalm burdan," diyorum.
arabama doru yryoruz, var bir arabam bir ekilde, klstr, elbette, kitap Jack'in elinde hl, sayfalarn kartrmaya devam ediyor.
"bu k emer."
"yok ya?"
"bu krbala kn kamlayan bir retmenle evli. korkun bir kadn, evlendiinden beri tek kelime yazmad, ruhunu yarna hapsetmi."
"Gregory'den mi sz ediyorsun yoksa Kero'dan m?
"yok, bu baka biri!"
"tanrm!"
arabama doru yrmeye devam ediyoruz, kendimi hayli donuk hissediyorum ama bu adamn enerjisini de HSSEDEBLYORUM. ENERJ, ve o
anda birka lmsz ve alayl sokak airimizden bi-rinin yannda yryor olabileceimi idrak ediyorum, ama biraz dndkten sonra, yle olsa ne
yazar, diye geiriyorum iimden.
arabaya biniyorum, klstr alyor ama vites sorunu var yine. btn yolu ikinci viteste gitmek zorundaym, her kta stop ediyor kanck, ak zayf,
dua ediyorum, bir deneme daha, alyor, polis olmasn artk, alkoll araba srmekten bir kez daha tutuklanmak istemiyorum, kimsenin armhnda
sa olmasn artk, Nixon, Humphrey ve sa arasnda bir seim yapmak zorunda braklrsak ne yne dnersen dn s.kilebilirsin, ve ben sola dnp
evin nnde duruyorum.
hl sayfalan kartryor Jack.
"bu tip iyidir, babasn, annesini, karsn, sonra da kendini ldrd, ama ocuunu ve kpeini ldrmedi. Baudelaire'den sonra gelmi gemi
en iyi air."
"yok ya?"
"kesinlikle."
klstrden iniyoruz, bir dahaki sefere de almas iin istavroz karyorum.
yukar kyoruz, Jack kapy alyor.
"KU! KU! Jack ben!"
kap alyor ve Ku beliriyor, iki kere bakyorum, kadn m erkek mi anlayamyorum, yz
dokunulmam gzellik damtlm afyon z. erkek, hareketleri erkek, anlyorum, ama her sokaa ktnda korkun bir iddete maruz
kalabileceini de biliyorum, sokaa deil cehenneme kyor olmal, hi lmedii iin ldrrlerdi onu. benim onda dokuzum l, ama yaayan
onda birimi silah gibi kullanrm, sokakta yrdmde gazete satcs sanabilirler beni, ki baz gazetecilerin yz
bugne kadar gelmi gemi btn Amerikan Bakanlar'nn yzlerinden daha gzeldir, ama bu da ma-rifet deil.

"Ku, 20 dolara ihtiyacm var," diyor Jack.


lanet bir yirmilik syryor Ku. hareketleri kararl, endienin krnts yok.
"saol, yavrum."
"bir ey deil, neden girmiyorsunuz?" "pekala."
ieri girip oturuyoruz, kitaplk, yle bir gz atyorum, skc tek bir kitaba bile rastlamyorum, hayran olduum btn kitaplar gryorum orada, ne
s.kim i? dte miyim? olann yz o kadar gzel ki her baktmda iyi hissediyorum kendimi, haftalarca sren sarholuktan ayklktan sonra
pastrmal
kuruya yumulmak gibi, haftalardr adam gibi bir n yememisin, adam sen de, benim gardm hep yukardadr.
Ku. ve okyanus, ve zayf ak. klstr, polisler aptal ve kuru sokaklarn denetliyorlar, ne kt bir sava, ve ne sama sapan bir kabus, sadece u
serin an aramzda, hepimizi bir gn abucak ezip bozuk ocuk oyuncaklarna evirecekler, merdivenden nee iinde inerken sonsuza dek
kurtulua s.kilmeyi bekleyen yksek keli ayakkablara, sonsuza dek, sonsuza dek, ahmaklar ve budalalar, budalalar ve aletler, clz cesaretimize
lanet olsun.
oturuyoruz, bir kk ie sko geliyor, drtte birini dikiyorum, ah, ryorum, gzlerimi krpyorum, geri zekal, elliye merdiven dayamsn, hl
kahramanlk taslamaya alyorsun, kusmuk bombardmanna tutulmu salak bir kahraman.
Ku'un kars giriyor ieri, tanma fasl, kahverengi elbisesi ile rmak gibi akyor kadn, gzlerindeki glmseme ile akyor, akyor, akyor diyorum
size.
"HEY HEY HEY!" diyorum.
o kadar gzel ki tutup havaya kaldryorum, kucaklyorum, sol kalamda tayorum, dndryorum, glyorum, kimse deli olduumu dnmyor,
hepimiz glyoruz, hepimiz anlyoruz, hatunu indiriyorum, oturuyoruz.
Jack'in houna gidiyor biraz heyecanlanmam, bir sredir ruhumu tayor, yorgun, o Bronx glmsemesi yine. iyi biri Jack, hi onlara baktnzda,
dinlediinizde size sadece yardm etmek istediklerini hissettiiniz insanlarla bir odada bulundunuz mu? enderdir, bu o sihirli zamanlardan biri.
biliyordum, prl prl parladm hissediyordum, nemi yoktu, eyvallah.utancmdan ienin bir drtte birini daha diktim, odadaki drt kiinin iinde
en zayf olduumu biliyordum ve kimseye ktlk yapmak istemiyordum, o kolay kutsallklarnn farknda olmalarm istiyordum sadece, azgn
diilerin arasna atlm gz dnm otuzbirci bir kpek gibi seviyordum onlar, yalnz onlar sperm tesinde bir mucize sunuyorlard bana.
Ku bana bakt.
"kolajm grdn m?"
stnden bir kadn kpesi ve birka samalk daha sarkan bok renginde bir ey gsteriyor bana.
(bu arada... gemi zamandan imdiki zamana geip durduumun farkndaym, ve beenmiyorsanz...
meme ucu sokun knza -yaync: bu kalsn.)
enem dyor ve bir sr eyi neden sevmediimi, Resim Der-si'nde ektiim aclar anlatyorum uzun uzun...
Ku basyor dur dmeme.
bir ine koluna soktuu alt taraf, ve glmsyor bana, ama ben de biliyorum bu iin derinini: belki, rivayete gre hayatn srdrmeyi baarabilen
tek eroinman Burroughs irketi'nin sahibi saylan William Burroughs'mu ve aslnda iinde dlek iman kemen bir i.ne iken ortalkta kabaday
gibi dolayo mu. duyduum bu, sr gibi saklanyor, doru mu? doru ya da yanl, son derece skc bir yazar Burroughs, kitaplarnda srarla
kulland pop kltrn karrsak geriye bir ey kalmaz, Faulkner'in bugn Bay Corrington gibi Gney srarclar dnda hi kimseye bir ey ifade
etmedii gibi.
"gzelim," diyorlar bana, "sarhosun."
ve yleyim, sarhoum, sarhoum.
ya polise yem olacam ya da orada uyuyacam.
bir yatak hazrlyorlar benim iin.
ok hzl iiyorum, seslerini duyuyorum, uzaktan.
uyuyorum, dayanma duygusu ile. deniz beni bomayacak, onlar da. seviyorlar uyuyan bedenimi, g.tn tekiyim, uyuyan bedenimi seviyorlar. Tanrf
nn btn ocuklarnn sonu byle olsun.
tanrm tanrm tanrm
kimin umurunda l bir ak?
--aman allahm, korkuntu -yeraltndaki devasa yarklardan kp dalga dalga stme geliyor, Times Meydan yaknlarnda elimdeki mukavva
bavulumla frldak gibi dndryorlard beni.
sonunda ilerinden birine Village'n nerede olduunu sormay baardm. Village'a vardmda bir oda tuttum ve arabm ap ayakkablarm

kardktan sonra odada bir vale olduunu fark ettim, ressam deildim ama, talihini deneyen bir delikanlydm sadece, valenin arkasna oturup
kirli pencereden dary seyrettim.
bir ie arap daha almak iin odadan ktmda stnde ipek robu ile bir adam grdm, banda bere, ayanda sandalet ve hastalkl bir sakal
vard, telefonda konuuyordu.
"evet sevgilim, ltfen, seni grmem gerek akm! yoksa bileklerimi keserim...! evet!"
bir an nce kendimi sokaa atsam iyi olacak, diye geirdim iimden, backlarn bile kesmez bu. ne iren bir tip. ve darda kafelerde
oturuyorlard, son derece rahat, balarnda bere, ne gerekiyorsa, yeter ki sanat gibi grnsnler.
bir hafta kalp itim, kirann bitmesini bekleyerek, sonra da Village'n dnda bir oda tuttum, dedi toplu byke bir odayd ve ok ucuzdu, nedenini
anlayamamtm, kede bir bar buldum, btn gn oturup bira itim, param hzla tkeniyordu, ama her zamanki gibi nefret ediyordum i
aramaktan, sarho ve a geirdiim her dakikann benim iin zel bir anlam vard, o gece iki ie porto arab alp odama ktm, soyundum, bir
bardak bulup ilk arab koydum ve karanlkta yataa uzandm, ite o zaman anladm odann neden bu kadar ucuz olduunu. "L" treni pencerenin
nnden geiyordu, durak pencerenin nndeydi, tam nmde, odann tamam trenin ile aydnlanyordu, ve bir tren dolusu yz geiyordu
nmden, korkun yzler: fahieler, orangutanlar, deyyuslar, kaklar,katiller efendilerim, sonra tren yavaa hareket ediyordu ve oda bir kez daha karanla gmlyordu -bir sonraki tren dolusu yzlere kadar, ki her
seferinde beklediimden abuk geliyordu, iki ie arap almakla ne iyi etmitim.
otelin sahibi Yahudi bir kar kocayd, otelin tam karsnda terzi ve kuru temizleme dkkanlar vard, yanmdaki birka paavrann kuru temizlemeye
ihtiyac olduuna karar verdim, i avna kma zorunluluu geirip osuruyordu ufkumda, elimdeki paavralarla sarho girdim ieri.
"...bunlar kuru temizleyin ya da ykayn filan..."
"ah yavrum! dilenci gibi dolanyorsun! pencereleri bile silmem ben bunlarla, bak sana ne diyeceim...
Sam, bakar msn?"
"evet?"
"bu temiz gence u adamn brakt takm elbiseyi gstersene!"
"evet, evet, ok gzel takm, anne! adamn o takm nasl braktn anlamyorum!"
diyaloglarn tamamn aktarmayacam. sadece takmn fazlas ile dar olduunda srar ettiimi syleyeyim, yedi dolar dediler, fazla dar olmasa bile
fazla pahal olduunu syledim, yedi, dediler, param yok, dedim. alt. param yok. drde indiklerinde beni takm elbisenin iine sokmalarn art
kotum, soktular, verdim drt dolar, odama dndm, takm stmden karp yattm, uyandmda karanlkt ("L" treninin gelilerini hesaba
katmadan) yeni takm elbisemi giyip kendime bir kadn bulmaya karar verdim, harikulade bir kadn elbette, kefedilmeyi bekleyen yeteneimi
destekleyecek bir kadn.
pantolonu stme geirmemle ann arkadan sklmesi bir oldu, yine de idare ederdi, biraz serindi geri ama ceketin rteceini dndm,
ceketi stme geirdim, sol kolu omuzdan olduu gibi skld, vatka kt ortaya, iren bir grnm.
yine kazklanmtm.
takmn kalann stmden karp oradan da tanmam gerektiine karar verdim.
baka bir yer buldum, bodrum tipi, basamaklardan inip kiraclarn p bidonlarnn yanndan geiyordun, seviyemi buluyordum.
ilk gece barlar kapandktan sonra eve dndm ve anahtarm kaybettiimi kefettim, ince bir Kaliforniya tirt vard stmde sadece, souktan
donmamak iin bir otobse binip yle takldm, sonunda ofr son duraa geldiimizi syledi galiba, hatrlayama-yacak kadar sarhotum.
otobsten indiimde dars hl buz gibiydi ve Yankee Stad-yum'unun nndeydim.
aman allahm, diye geirdim iimden, ocukluumun kahramanlarndan Lou Gehrig bu stadyumda beysbol oynard ve imdi ben nnde leceim:
gayet uygun.
yrdm biraz, sonra bir kafe buldum, girdim, garsonlarn hepsi orta yal zenci kadnlard, ama kahve fincanlar kocamand, kahve ve rek de
bedava saylrd.
kahvemi ve reimi alp masalardan birine oturdum, rei sratle mideme indirip kahveden bir yudum aldm, sonra da cebimden bir sigara
karp yaktm.
sesler duymaya baladm.
"EFENDMZE KRLER OLSUN, KARDELER!"
"OOO, EFENDMZE KRLER OLSUN, KARDELER!"
etrafma bakndm, btn garsonlar bana ve birka kiiye daha methiyeler dzyorlard, ok gzeldi, kabul grmtm sonunda. Atlantic ile
Harper's'n can cehenneme, deha mutlaka kefedilir, onlara glmseyip sigaramdan bir duman aldm.
"EFENDMZN EVNDE SGARA LMEZ, KARDEM!"
sndrdm sigaray, kahvemi bitirdim, sonra dar kp kapnn stndeki tabelay okudum: LAH MSYON.
bir sigara daha yakp odama doru yrdm, binaya vardmda kimse kapya cevap vermedi, sonunda p bidonlarnn stne uzanp uyudum,
kaldrmda farelerin beni haklayacaklarn biliyordum, ok zeki bir gentim.

o kadar zekiydim ki ertesi gn i bile buldum, ve ertesi gece iteydim, akamdan kalma, titrek ve ok zgn.iki moruk beni yanlarna aldlar, ii
reteceklerdi, metro kefedildiinden beri oradaydlar, sa
kolumuzun altnda ar mukavva panolar, sol elimizde de bira aacan andran kk aletlerle yryorduk.
"New York'da herkesin stnde u yeil bceklerden var," dedi moruklardan biri.
"yle mi?" dedim, iimden s.kmiim bceklerin rengini diye geirerek.
"koltuklarn stnde grrsn, her gece koltuklarn stnde onlardan buluyoruz."
"evet," dedi br moruk.
yrdk.
byk allahm, Cervantes'in bana byle eyler gelir miydi?
"bak imdi," dedi moruklardan biri. "her panonun bir numaras var. panolar ayn numaral panolarla deitiririz."
trk, trk. konserve aar gibi panolardan birinin metal erevesini skt, panoyu deitirdi, eskisini sol kolunun altndaki panolarn altna koydu.
"imdi sen dene."
denedim, metal ereve direniyordu yer yer. bira aacam dandikti, ve hastaydm ve titrektim.
"kaparsn," dedi moruklardan biri.
kaptm bile, g.t, diye geirdim iimden.
ilerledik.
sonra vagonun arkasndan aa inip raylarn arasna denmi kalaslarn stnde yrmeye baladlar, bir buuk metre mesafe vard o kalaslarn
arasnda, hi niyeti olmayan biri rahatlkla aa debilirdi, yerden otuz metre yksekteydik, yeni vagon da otuz metre uzakta olmalyd, moruklar
ellerindeki ykle kalaslarn zerinde yryerek bir sonraki vagona vardlar, beni beklemeye baladlar, kar
istikametten gelen tren duraktan yolcu alyordu, aydnlkt oras, ama o kadar, trenin kalaslarn arasndaki bir buuk metrelik boluu
gsteriyordu bana.
"HAD! HAD! ACELEMZ VAR!"
"allah sizin de acelenizin de belasn versin!" diye bardm iki morua, panolar sol kolumun altnda, bira aaca sa elimde yrmeye baladm,
bir adm, iki adm, adm... akamdan kalma, hasta.
sonra yolcu alan tren duraktan ayrld, karanlk bir dolabn iinde kalmtm sanki, dolabn iinden bile karanlkt, hibir ey gre-miyordum. bir adm
daha atmadm, arkama da dnemiyordum, kaldm yle.
"hadi! hadi! daha sadece bir vagon yaptk."
sonunda gzlerim karanla biraz alt, titrek admlarla ilerlemeye devam ettim, kalaslarn bazlar
yumuak, anm, atlakt, barlarn duymaz oldum, btn dikkatimi admlarma vermitim, attm her admn beni aaya yollayan son adm
olaca korkusu iindeydim, vagona vardm, panolar ve bira aacan yere frlattm.
"ne oldu, ne var?"
"bir yanl adm insann sonu demek burada, siz geri zekallar bunun farknda deil misiniz?"
"bugne kadar len olmad."
"benim gibi ien de olmamtr, hadi, bana burdan nasl s.ktir olup gideceimi syleyin."
"sa tarafta bir merdiven var ama o zaman raylarn stnden karya gemen gerekecek, bu da birka
nc rayn stnden gemek demektir."
"has.ktir. nc ray da ne?"
"elektrik, temas ettin mi gle gle."
"ne tarafta bu merdiven?"
aa inen merdiveni gsterdiler moruklar, pek uzak saylmazd.
"beyler, saolun."
"nc raya dikkat et. altn rengindedir, temas etme kl olursun."
merdivene doru yrdm, beni izlediklerini hissedebiliyordum, her nc raya geldiimde nasl sradm grmeliydiniz, ay-nn altnda
yumuak ve sakin bir grnmleri vard.merdivene vardm ve hayata dnm gibi hissettim kendimi, merdivenin indii yerin hemen yannda bir bar
vard, kahkaha sesleri geldi ierden, bara girip oturdum, adamn teki annesinin ona ne kadar dkn olduunu, nasl piyano dersi aldrdn ve her
seferinde sarho olmak iin ondan paray nasl szdrdn anlatyordu, btn bar krlyordu glmekten, ben de baladm glmeye, dahiydi adam,

dehasn karlk beklemeksizin sayordu, bar kapanana kadar gldm, sonra daldk, herkes yoluna gitti.
ksa bir sre sonra ayrldm New York'dan, bir daha da gitmedim, gitmeyeceim de. kentler insanlar
ldrmek iin ina edilirler, ve baz kentler insana ksmetli gelir bazlar gelmez, ou gelmez. New York'da ok ksmetli olmak gerekir, o kadar
ksmetli olmadm biliyordum, derken Kansas City'de gzel bir otel odasnda buldum kendimi, yan odada idarecinin bana kn satamad iin
hizmetiyi marizleyiini dinledim, gerek, huzurlu ve olaand her ey bir kez daha. yatamda oturup lklar
dinledim, bardama uzandm, yarsn diktim, sonra da temiz araflarn stne yayldm, fena vuruyordu adam. kzn bann duvara arpp geri
geldiini duyabiliyordum.
belki ertesi gn, yolculuun yorgunluunu attktan sonra denerdim hatunu, k ok hotu, pezevengi kna vurmuyordu EN AZINDAN. New York'dan
kmtm, hayattaydm, hemen hemen..
--askeri niforma giymi tipin teki yanma gelip, "Kennedy'yi de hakladklarna gre oturup bu konuda yazarsn herhalde," dedi. yazar olduunu iddia
ediyor, kendi oturup yazsa ya? kirli hayalarn toplayp kk edebi torbalarna koyma ii hep bana kalyor nedense? u anda dava stnde yeterli
sayda uzman alyor kanmca -Uzmanlarn ve Suikastlarn On yl. byle geecek tarihe bu on yl.
ilerinde birinin bile kuru kpek boku kadar deeri yok. suikast gibi bir durumda deerli saylabilecek birini kaybetmenin tesinde
siyasi, ruhani ve toplumsal kazanlarmz da yitirmemiz sz konusu, ve var bunlar, her ne kadar yksekten attm dnseniz de. demek
istediim, bir suikast krizinde insanlk kart, gerici gler, nyarglarn glendirip barn son lanet taburesinden zgrl devirmek iin her tr
krlmay
bahane sayarlar, insanlkla ilgilenip faal olmak gerektiini syleyerek kutsallamak istemiyorum Camus'nn yapt gibi (denemelerini okuyun)
nk insanln byk bir blm midemi bulandrr, bir eyleri kurtaracaksak bu ancak mutluluk, gerek ve ak kavramlarna yepyeni bir
yaklamla mmkn olabilir; titreimsel alglama ile. henz katledilmemi ocuklar iin geerli bu, ama onlar da katledilecek, bire yirmi be bahse
girerim, nk hi bir yeni kavrama msade edilmeyecek -g etesi iin fazlas ile ykc olabilir, hayr, Camus deilim ben, ama, canlarm, teneke
kafallarn trajediyi bu kadar kmsemeleri beni rahatsz ediyor.
Vali Reagan'n aklamas, ksmen: "sradan, ahlakl, yasalara saygl, iinde Allah korkusu tayan vatanda da olanlardan benim ve sizin kadar
endie duyuyor.
"o ve hepimiz lkemizde son on ylda giderek yaygnlk kazanan bir grn kurbanlaryz -kiinin riayet edecei yasalar seme zgrl
olduunu, baz amalar iin yasalarn inenebilecei, suun cezasz da kalabilecei gr.
"bu gr szde liderlerimizin resmi ve gayriresmi olarak sorumsuzca sarfettikleri demagojik szlerin bir sonucudur."
fakat, Tanrm, srdremeyeceim, korkun, eline kemerini alm kn krbalamaya hazrlanan Baba tavr, muhterem valimiz oyuncaklarmz
elimizden alp bizi yataa a gnderecek anlalan.
tanrm tanrm, ben ldrmedim Kennedy'yi, Kennedy'leri. King'i de ben ldrmedim. Malcolm X ya da dierlerini de. ama Sol Kanat Liberal
glerin teker teker katledildikleri aikar -her neyse nedeni (bir zamanlar salkl besin satan bir dkkanda alan ve yahudilerden nefret eden bir
sank)- her neyse nedeni, solcular teker teker ldrlrken saclarn pantolonlar bile burumuyor. Roosevelt ile Truman'a da ate edilmemi
miydi? onlar Demok-rat'tlar. ne tuhaf.
katillerin hasta olduklarn kabul ediyorum, ama Baba imajnn da hastalkl olduunu kabul edelim, iinde Allah korkusu tayanlar insan olarak
dnyaya geldiim ve sa bir zamanlar armha ge-rildii iin "gnah" ilediimi sylyorlar. sa'y ya da Kennedy'yi ben ldrmedim, Vali Reagan
da ldrmedi, bu bizi eit klar, onu stn deil, hukuki ya da ruhani zgrlklerin kstlanmas iin hibir neden gremiyorum ben, zaten fazla geni
deiller, hem kim kimi kandryor? adamn biri yatakta dzrken lse hepimiz dz-mekten vaz m geeceiz? yurttalkla ilgisi olmayan delinin
biri yznden btn yurttalara deli muamelesi mi yaplmal? biri Tan-r'y ldrdyse bu benim de Tanr'y ldrmek istediim anlamna m gelir? biri
Kennedy'yi ldrdyse ben de mi istedim Kennedy'yi ldrmeyi? Vali'yi bu kadar hakl ve biz kalanlar bu kadar haksz klan nedir? deme
yazarlar, ilerini iyi yapamayan deme yazarlar stelik.
haziran'n altsnda ve yedisinde kentte araba srmek iin zel bir nedenim yoktu ama Zenci mahallelerinde Kennedy'ye hrmeten on arabann
dokuzunun farlar gpegndz yanyordu; kuzeye doru ktka oran dt. Hollywood Bulvar ile Sunset civarnda on arabadan birinin farlar
yanyordu. Kennedy beyazd, dostlarm, ben de beyazm, benim arabamn farlar yanmyordu, olsun, Exposition ile Century arasnda kendimi daha
iyi hissetmemi salayan serin ve harikulade rpertiler geirdim.
ama dediim gibi, vali dahil herkesin az var ve herkes azn ap nyarglarndan yola karak bir eyler sylyor, trajediyi kendi kar
dorultusunda kullanyor, gc elinde bulunduranlar glerini korumak istiyor, altn ekmecelerini kaybetmelerine neden olabilecek her eyin ne
kadar yanl
olduunu haykryorlar. ben apolitik biriyim, ama bu gericilerin frlatt falsolu toplar karsnda kafam bozulup oyuna girersem amayn.
spor yazarlar bile girdi oyuna, ve herkesin bildii gibi i yazmaya gelince ktnn de ktleridir spor yazarlar, zellikle de dnmeye gelince,
hangisinin daha kt olduunu bilmiyorum, kt dnmek mi kt yazmak m, ama hangisi stte olursa olsun gayri-meru canavarlar reten bir birlik olduu kesin, bildiiniz gibi mizahn en kts
abartya dayal olandr, duygusal babalk taslamann da yle.
byk gazetelerimizden birinin spor yazar ksmen yle demi (R.Kennedy ameliyatta iken):
"...Amerika kasklarna bir mermi daha ald. lke ameliyatta. Bir mermi bir milyon oydan daha gl...

"Demokrasi deil bu, Delilik. Sulular cezalandrmaktan, ocuklarn disipline etmekten, delilerini kapatmaktan imtina eden bir lkede...
"zgrlk kurunlanyor. 'ldrme' hakk en nde gelen hak bu lkede. Tembellik erdem olmu.
Milliyetilik su. Muhafazakarlk bir tarih hatas. Tanr otuz yan stnde. Gen olmak tek din. 'Ah-lak' kirli ayaklardan farksz, ie burun kvrma
moda. 'Ak' penisilin almay gerektiren bir hastalk.
Evde annenin yrei kan alarkan bitli ve plak bir olana iek uzatmak 'Ak'. Sevgi yabanclar iin, aile iin deil.
"Pencerelerinde perde olan insanlar severim ben, mesken tutanlar deil. Paraya 'ekmek' diyen ilk kiiye maa un olarak densin. Bana 'ktl'
anlamaya almamn sylenmesinden usandm.
Kanarya kediyi anlamak zorunda m?
"Anayasa yozlamaya kalkan olarak tasarlanmad. Bugn bayra yakan yarn Detroit'i yakar. dam cezasn Bakan adaylar ve Bakan'lar dnda
herkes iin kaldrrsan olaca budur...
"Tanr'nn insanlar katillere dnr. Ulusal Mar bir lk gecenin ortasnda. Amerikallar kendi parklarnda gezinemiyorlar, kendi otobslerine
binemiyorlar.
'"Kalk dizlerinin zerinden Amerika' diye baryor halk, ama kulak asan yok. Di gsterin, diyorlar.
Aslan di gsterince akal topuklar. rkek hayvan saldry davet eder. Ama Amerika dinlemiyor.
"...nevrozlu renciler bacaklarn yapmay bilmedikleri masalarn stne uzatm, tekrar ina edemeyecekleri niversite binala-rn ykmaya
alyorlar.
"...her ey serserilerin, haytalarn, namertlerin ilahlatrlmas ile balar -demokrasi masasndaki kstah davetliler dehet iindeki ev sahibinin gz
nnde masay deviriyor...
"...ifaclarmzn Bobby Kennedy'yi kurtarmas iin Tanr'ya dua edelim. Ama Amerika'y kim kurtaracak?"
ister misiniz bu adam? ben de yle tahmin etmitim, fazla kolay, iinde bulunduumuz durumun hayatta kalma bak as ile renklendirilmi
mezuniyet ncesi mor dzyaz, p kamyonu mu sryorsun? zlme, daha iyi iler var, daha ktsn de yaptm.
delileri kapatalm, ama kim deli? hepimiz piyonlarn, fillerin, kalelerin ve ahlarn konumuna gre kk oyunumuzu oynuyoruz, ama lanet olsun, ben
de onun gibi konumaya baladm.
imdi de psikiyatrlar, dnrler bir araya gelip sorunumuzun ne olduuna karar verecek, kimin deli, kimin zgn, kimin mutlu, kimin hakl, kimin
haksz olduuna, delileri kapatmak m, sokakta karlatn altm insann elli dokuzu sanayi nevrozu, karlan ve kendilerini ulamak zorunda
hissettikleri hedefler yznden geveyip neden ve nerde olduklarn anlayacak zaman
bulamamadklar iin kafay yemiken mi? ve o kadar uzun sreden beri onlar gaza getirip krelten para artk i grmedii zaman ne yapacaz?
katiller ok uzun zamandan beri aramzdalar, dostlarm, ne var ki bu iin arkasndan ka ka gzleri bok lekesini andran tala tozu suratl bir herif
kt, milyonlarca adam var yle, kadn da. milyonlarca.
ve yaknda psikiyatr kurullarnn raporlar gelir, bize merdivenin alt basamaklarndaki insanlarn alktan lmek zere olduunu syleyen yoksullukla
mcadele kurullarnn raporlar gibi onlar da bize merdivenin st basamaklarnda da insanlarn alktan lmek zere olduklarn syleyecek; ve bir
sonraki duygusal cinayet ya da kent yamalanmasna dek her ey unutulacak, yine toplanp ayn skc
szckleri tekraralayacaklar ve sifonu ektiinizde kaybolan bok baralar gibi kaybolacaklar, ve bize homoseksel ya da presi olmamzn
nedeninin annemizin topal olmas ya da yandayken babamzn sarho olup azmza smasdr diyen btn o kkrk psikiyatrlar, gerek
dnda her eyi syleyebilirler: baz insanlarn yaadklar hayat onlara iyi gelmedii iin kendilerini kt hissettikleri, bunun kolaylkla
dzeltilebileceini asla. ama hayr, psikiyatrlar tamamen yanl olduklar bir gn kantlanacak mekanik klieleri ile hepimizin hasta olduunu
sylemeye, bunun iin de iyi para almaya devam edecekler, kulaklarmz amay renmeliyiz, baz
ark szlerini hatrlyor musunuz?:
yaasn yaasn lks iinde yaayabilirim nk d dolu ceplerim..."
"evren benim bo bile olsa czdanm nk d dolu ceplerim..."
ya da:
"ne paramz kald bankada ne de teekkr edebileceimiz bir dost ne yapmal ah, ne yapmal: klar
sndrp uyumal."
bize sylemedikleri kaklarmzn ve katillerimizin yaam tarzmzdan kaynakland, mevcut Amerikan yaam ve lm tarzndan. Tanrm, asl
herkesin sokaklara dklmediine amak lazm, asl mucize bu! ve burda bu kadar ciddi konutuumuza gre sz delilie balayp bitirelim, bir
keresinde Santa Fe'de bir dostumla konuuyor, hayr, iiyordum, ve hayli tannm bir psikiyatr olan dostumun kulana eilip sordum:
"Jean, gerei syle bana, ben deli miyim? hadi gzelim, gerei, katlanabilirim."
ikisini bitirdi, bo barda sehpann stne koydu ve, "nce - relimi demen gerekir," dedi.
ite o zaman en azndan birimizin deli olduunu anladm. Vali Reagan ve Los Angeles spor yazarlar
orada deillerdi, ve ikinci Kennedy henz ldrlmemiti. o odada onunla otururken ilerin yolunda gitmedii, en azndan bir iki bin yl daha iyi
gitmeyecei hissine kapldm.

ite, askeri niformal dostum, sen kendininkini yaz...


--"bitti," dedi, "ller kazand."
"ller kazand, ller kazand, ller," dedi Moss.
"ma kim kazand?" diye sordu Anderson.
"bilmiyorum."
Moss ak pencereye gitti, oradan geen Amerikal bir erkek grd, pencereden bard.
"hey, ma kim kazand?"
"Korsanlar, 3-2," diye cevap verdi Amerikal erkek.
"duydun, deil mi?"
"evet. Korsanlar, 3-2."
"dokuzuncu kouda hangi at geldi acaba?"
"bunu biliyorum," dedi Moss. "Astronot H. 1/7."
"cokey?"
"Garza."
bir sre konumadlar, biralarn itiler, tam sarho olmamlard henz.
"ller kazand," dedi Anderson.
"yeni bir ey syle bana," dedi Moss.
"yaknda kendime bir .mck bulmazsam delireceim."
"bedeli ok yksek, unut gitsin."
"biliyorum, ama aklmdan kmyor, garip ryalar grmeye baladm, tavuklar g.tlerinden dzyorum."
"tavuk mu? oluyor mu?"
"ryada oluyor."
biralarn yudumladlar. skc ilerde alan otuzlu yalarda iki arkadatlar. Anderson bir kez evlenmi, bir kez boanmt. Moss iki kez evlenmi,
iki kez boanmt, bir yerlerde bir ocuu vard, cumartesi akamyd, Moss'un evindeydiler.
Anderson bo bir bira iesini uzun bir yay izecek ekilde frlatt, byk p kutusundaki dier bo
ielerin stne dt, "biliyor musun," dedi Anderson, "baz erkekler kadnlarla iliki yrtmekte baarldrlar, ben hi beceremedim, ok skc bir
ey iliki, bittiinde gerekten dzlm hissedersin kendini."
"dalga m geiyorsun?"
"biliyorsun ne demek istediimi: aldatlm, kazklanm, hafif bok lekeli ortun yerdedir ve o ayaklarn sryerek banyoya gider, muzaffer, sen de
orda sarkk etinle oturup tavana bakar, gecenin kalannda onun bo gevezeliini dinleyeceini bilerek ne anlama geldiini dnrsn... benim de
bir kzm var. hmm, baksana, Vik-toryen ya da i.ne filan mym, ne dersin?"
"yok, moruk, ne demek istediini biliyorum, aklma geldi, bir keresinde bir hatunun evindeydim, fazla tanmadm biriydi, arkadalarmdan biri beni
oraya yollamt, bir ie viski ile gidip eline bir onluk tututurdum, fena deildi, ruhani ba yok hi olmazsa diye dnmtm, ar deil, kendimi
hayli zgr hissederek stnden indim, tavana baktm, gerindim ve banyo fasln bekledim, ama elini iltenin altna sokup silinmem iin bir bez
paras uzatt bana. yreim paraland, lanet bez kaskatyd, ama profesyoneli oynadm, yumuak bir yerini buldum ve ilindim, sonra da o kulland
bezi. toparlandm gibi ktm, sen buna Viktoryen demek istiyorsan, de."
ikisi de sustu bir sre, bira ierek, "iyi de, adil olmak lazm," dedi Moss.
"ne?"
"iyi kadnlar da var."
"ne?"
"evet, her ey yolunda gittiinde demek istiyorum, bir sevgilim vard, tanrm, cennetteydim, yle ruh muh takntlar yoktu."
"n'oldu?""gen ld."
"zor."
"zor, evet. lmne itim bir sre."

biralarn yudumladlar.
"nasl oluyor?" diye sordu Anderson.
"ne nasl oluyor?"
"her konuda hemfikiriz, nasl oluyor?"
"bu yzden arkadaz, sanrm, arkadalk bu demektir: deneyimin nyarglarn paylamak."
"Moss ve Anderson, bir ekip. Broadway'e kmalyz."
"tek allann kulu gelmezdi."
"evet."
(sessizlik, sessizlik, sessizlik) sonra:
"bira giderek yavanlayor. adam gibi bira retmiyorlar artk."
"evet. Garza. bir trl kanm snmad o hergeleye."
"yzdesi dk aslnda."
"Gonzales sakatlandna gre imdi daha iyi atlarla yarma frsat dodu ona."
"Gonzales. yeterince iri ve gl deil, onun bindii atlar dnemelerde geri kalyorlar."
"bizden fazla para kazanyor."
"alacak bir ey yok bunda."
"evet, yok."
Moss bira iesini p kutusuna att, skalad.
"sporda hibir zaman baarl olamadm," dedi. "tanrm, takm seerken hep sondan bir nce seerlerdi beni. gerizekaldan nce. Winchell'di ad."
"n'oldu Winchell'e?"
"bir elik fabrikasnda mdr imdi."
"tanrm."
"gerisini duymak istiyor musun?"
"neden olmasn?"
"okul takmn yldz oyuncusu. Harry Jenkins. imdi San Quen-tin cezaevinde."
"tanrm, doru adamlar m hapiste, yoksa yanl adamlar m?"
"doru adamlar da var, yanl da."
"sen ieri girdin, nasl bir duygu ierde olmak?"
"ayn."
"nasl yani?"
"baka dzlemde bir dnya toplumu, birbirlerini mesleklerine gre deerlendirirler, yankesiciler araba hrszlar ile samimiyet kurmaz, araba
hrszlar tecavzclerle, tecavzcler sbyanclarla, her mahkm iledii sua gre deerlendirilir, porno film yapmcs itibar grrken bir ocua
sarkntlk etmi biri aalanr."
"sen onlar nasl deerlendirirsin?"
"ayn: yakalanm."
"pekala, kodese dm biri ile sokakta yanndan geen sradan adam arasndaki fark nedir?"
"kodesteki adam denemi bir Kaybeden"dir."
"sen kazandn, ama hl bir a.ca ihtiyacm var."
Moss buzdolabna gidip iki ie bira ald, oturup ieleri at.
"evet, .m," dedi. "on be yanda iki yeni yetmeden farkmz yok. ben oyunu oynayamyorum artk, o can skc engellerden atlayamyor, yaplmas
beklenen kk holuklar yapamyorum, baz adamlar doutan yetenekli. Jimmy Davenport geldi aklma, tanrm ne iren, bencil kendini
beenmi bok parasnn tekiydi o pi. kadnlar baylyorlard ona ama. korkun bir herifti, onlar dzdkten sonra buzdolaplarna gidip ak salata
tabaklarna ve st ielerine ierdi, nereye ieyebilirse. ok komik bulurdu bunu. sonra kz yatak odasndan kp oturur, orospu ocuuna baygn
baygn bakard, bir keresinde nasl yaptn gstermek iin beni kz arkadann evine gtrmt, ordan biliyorum, ama en gzel kadnlar hep en

iren boklara tutulurlar zaten, en sahtelerine, ya da kskan mym neyim?"


"haklsn, moruk, kadnlar sahtekarlara bu kadar gzel yalan syledikleri iin vurulurlar."
"pekala, yle olduunu varsayalm -kadnlarn sahte erkekleri setiklerini- bu Doa'nn kanununa ters dmez mi? -gl olannseilmesi
meselesine? nasl bir toplum bu?"
"toplum kanunlar ile doa kanunlar farkldr, biz doal olmayan bir toplumda yayoruz, her an havaya uma tehlikesi iinde yaamamzn nedeni
bu. kadn sahte erkein bu toplumda ayakta kalmay
baardn sezgi yolu ile bilir ve onu yeler, kadnn tek amac ocuunu dourup onu gvenli bir ekilde bytmektir."
"yleyse bugn cehennemin kysnda bulunuyorsak sebebi kadnlardr diyorsun, yle mi?"
"buna 'kadn dmanl' denir."
"kral da Jimmy Davenport'tur."
"Sidik Kral, .m bize ihanet etti ve atomic yumurtalar etrafmza ylm..."
'"kadn dmanl' demekle yetinelim."
Moss bira iesini havaya kaldrd:
"Jimmy Davenport'a!"
Anderson da iesini kaldrd.
"Jimmy Davenport'a!"
ielerini diktiler.
Moss iki bira daha at. "btn suu kadnlara ykleyen iki yalnz ihtiyar..."
"ok boktan herifleriz aslnda..."
"evet."
"baksana, arayabilecein iki .mck tanmadndan emin misin?"
"deilim."
"dene yleyse."
"salaksn olum sen," dedi Moss, kalkt ve telefona gitti, bir numara evirdi.
bekledi.
"Shareen?" diye sordu, "merhaba... Lou ben. Lou Moss... hatrladn m? Katella Bulvar'ndaki partide tanmtk. Lou Brinson'n partisinde... ne
geceydi, doru, biliyorum, kabalk ettim ama sonu iyi bitmiti, hatrlyor musun? senden hep holandm, yznle ilgili, yzn yle...klasik ki... hayr, iki
bira sadece. Mary Lou nasl? ok tatl kzdr Mary Lou. bir arkadam var yanmda... ne? Harvard'da felsefe hocas, dalga gemiyorum, ok doal
biridir ama. Harvard'n hukuk okulu olduunu tabii ki biliyorum! ama yine de birka Immanuel Kant bulunduruyorlar! ne? 65 Chevy, son taksitini yeni
yatrdm, ne zaman? o kemeri kndan aa sarkan yeil elbisen duruyor mu hl? kafa filan bulmuyorum, ok seksi elbise, ok da gzel ayrca,
seni ve tavuklar grp duruyorum ryamda, ne?
aka ediyorum canm. Mary Lou iin ne diyorsun? tamam, gzel, ama ok farkl biri olduunu syle ona. saygl, zeki. utanga...uzaktan akrabam
olur. Maryland, ne? slalem genitir! neyse, imdi yanmda ve msait, hayr, evli deil tabii ki! neden yalan sy-leyim? hayr, senden baka bir ey
dnemiyorum -o yeil elbisen- klas, gerekten klas hatunsun. Strip Bar m? oluk ocuk gidiyor oraya, neden bir ie alp sana gelmiyoruz?.,
tamam tamam, zr dilerim, hayr, yal olduunu ima etmek istememitim.tanrm, beni bilirsin ite, gaf yapmakta stme yoktur... hayr,
arayacaktm ama kent dna tayin ettiler, ka yanda m? otuz iki ama daha gen gsteriyor, bir burs ald
yanlmyorsam, yaknda Avrupa'ya gidecek. Heidelberg niversitesi'ne. hayr, palavra skmyorum, kata? pekala, Shareen. grrz, hayatm."
Moss telefonu kapatt, oturdu, birasn ald.
"bir saat daha zgrz, profesr."
"bir saat m?" diye sordu Anderson.
"bir saat. .mcklarn pudralayacaklar filan, bilmez misin bu ileri?"
"Jimmy Davenport'a!" dedi Harvard'l profesr.
"Jimmy Davenport'a!" dedi sevkiyat memuru.
diktiler ieleri.
--telefon ald.

halnn stnde oturuyordu, kablosundan tuttuu gibi halnn stne ekti telefonu, sonra ahizeyi kaldrd, ses yok. "alo?" dedi."McCuller!"
"evet ?"
" gn oldu." "ne gn oldu?" " gndr ie gelmiyorsunuz." "bir Leyden Kavanozu yapmaya alyorum." "ne o?"
"statik elektrik depolayan bir aygt, 1746 ylnda Leyden'li Cu-neus tarafndan icat edilmi."
ahizeyi beie yerletirdi ve telefonu odann karsna frlatt, ahize beikten frlad, birasn bitirdi, smak iin helaya girdi, st, silindi, pantolonunu
kaldrd ve br odaya girdi.
"DUDU! "diye ark syledi,
DUDU
DUDU
DU DU DU DU!"
seviyordu Herb Alice'n Tijuana Brass'ini. tanrm, ne eki melankoli.
"DA DU
DA DU
DA DU DU DU!"
yine halnn ortasna oturduunda buuk yandaki kz da oradayd, osurdu.
"hey! sen OSURDUN!" dedi kz.
"RDM! "dedi.
ikisi de gld.
"Fred," dedi kz.
"ne?"
"sana bii sylemek istiyorum."
"syle."
"annenin kndan bok ektiler."
"yle mi?"
"evet, adamlar parmaklarn annenin kna sokup bokunu ektiler."
"nerden uyduruyorsun bunlar? byle bir ey olmadn biliyorsun.
"evet, oldu, oldu! gzlerimle grdm!" "git bana bir bira getir." "olur."
kz br odaya kotu. "DA DU," diye ark syledi, DA DU DA DU
DA DU DUDU!"
kz bira ile dnd.
"canmn ii," dedi kzna, "ben sana bii sylemek istiyorum."
"syle."
"ac imdi nerdeyse total, tamamlandnda daha fazla dayanamayacam."
"neden benim gibi lacivert olmuyorsun?" diye sordu kz.
"ben lacivertim zaten."
"neden ben ve iekler gibi lacivert olmuyorsun?
"denerim," dedi.
"La Mancha'l Adam'n dansn yapalm," dedi kz.
La Mancha'l Adam' koydu pikaba, dans ettiler, o bir seksen boyunda, kz onun drtte biri. ayr ayr ve farkl dans ediyorlard ve ok ciddiydiler, yine
glyorlard arada srada.
plak bitti.
"Marty bana tokat att," dedi kz.

"ne?"
"evet, Marty ile anne mutfakta sarlm pyorlard, ben susamtm, mutfaa girdim ve Marty'den bir bardak su istedim, Marty bana su
vermeyince alamaya baladm ve Marty bana tokat att."
"git bana bir bira getir!"
"bir bira! bira!"
kalkt ve telefonu yerden kaldrd, kaldrmas ile almas bir oldu."Bay McCuller?"
"evet?"
"otomobilinizin kaskosu bitmi, yeni yllk cretiniz 248 dolar ve pein denmesi gerekiyor, trafik cezas yemisiniz, her ceza bizim iin trafik
kazas ile edeerdir..."
"s.ktir!"
"ne?"
"trafik kazas sizin cebinizden para kmas demektir, trafik cezas ise benim, stelik bizi kendimizden korumakla grevli motosikletli ocuklar
kendilerine yeni ev, araba ve orta snf alt karlarna giysi ve biblo alabilmek iin her ay belli bir kota doldurmak zorundalar, brakn bu aptal
hikayeleri, araba kullanmyorum artk, dn gece arabam iskeleden aa ittim, tek bir eye pimanm."
"neye?"
"lanet ey aa yuvarlanrken iinde olmadma."
McCuller telefonu kapatt, kznn getirdii biray ald.
"kk kz," dedi, "umarm benimkinden daha kolay bir hayatn olur."
"seni seviyorum, Freddie," dedi kz.
uzanp kollarn beline dolad, ama onu tamamen sarmaya yetmiyordu kollar.
"seni mncklyorum! seni seviyorum! seni seviyorum!"
"ben de seni seviyorum, kk kz!"
bu kez o uzanp kzn mncklad, prl prl parlyordu kz, kedi olsayd mrlard.
"tanrm, tanrm, ok tuhaf bir dnyada yayoruz," dedi. "her eyimiz var ama hibir eyimiz yok."
halya oturup "BR KENT NA EDELM" oyunu oynadlar, tren raylarnn nereden geecei ve denetimin kimin elinde olaca konusunda tarttlar
biraz.
sonra kapnn zili ald, kalkp kapy at. kz onlar grd.
"Anne! Marty!"
"eyalarn topla tatlm, gidiyoruz!"
"ben Freddie ile kalmak istiyorum!"
"sana 'eyalarn topla' dedim!"
"ama Freddie ile kalmak istiyorum!"
"son kez sylyorum! eyalarn topla yoksa daya yiyeceksin!"
"Freddie, seninle kalmak istiyorum, syle onlara!"
"kalmak istiyor."
"yine sarhosun, Freddie, ocuun yannda imemeni ka kere syledim sana!"
"sen de sarhosun!"
"ona sarho diyemezsin, Freddie," dedi Marty, sigarasn yakarak, "zaten holanmyorum senden, sen de biraz i.nelik olduunu dnmmdr
hep."
"hakkmdaki dncelerini bana sylediin iin teekkr ederim."
"ona sarho deme, Freddie, yoksa sopay yersin..."
"bir dakika, sana bir ey gstermek istiyorum."
Freddie mutfaa girdi, ktnda ark sylyordu yine.
"DA DU

DA DU
DA DU DU DU!"
Marty kasap ban grd, "onunla ne yapmay dnyorsun? kna sokarm lan o ba!"
"phesiz, ama bilmeni istiyorum, telefon irketinden bir memu-re arad, eski borcumu demediim iin telefonumu kesiyorlarm."
"bana ne bundan?"
"demek istediim, ben de arada srada kesintiye urayabilirim."
ok abuk hareket etti Freddie, abukluu sihir gibiydi, kasap ba Marty'nin grtlan drt be kez kesti. Marty yere ylp basamaklardan aa
yuvarland...
"tanrm... beni ldrme, ltfen, beni ldrme."
Freddie oturma odasna dnd, ba mineye frlatt ve halnn stne oturdu, kz yanndayd yine:
"imdi oyunumuzu bitirebiliriz.""tabii."
"tren raylarndan araba gemeyecek."
"mmkn deil, polis bizi tutuklar sonra."
"polisin bizi tutuklamasn istemeyiz, deil mi?"
"h hm."
"Marty kan iinde, deil mi?"
"hem de nasl."
"bizi yapan kan mdr?"
"birka ey daha."
"ne?"
"kan, kemik ve ac."
halnn stnde oturup "Kent na Et" oynadlar, sirenin sesini duyabiliyordunuz, bir ambulans, ok ge. ekip arabas, beyaz bir kedi girdi odaya,
Marty'ye bakt, burnunu kaldrd ve koarak dar
kat, sol ayakkabsnn tabannda bir karnca yryordu.
"Freddie?"
"ne?"
"adamlar ellerini annenin kna sokup parmaklar ile bokunu kardlar..."
"peki, sana inanyorum."
"anne nerde imdi?"
"bilmiyorum."
anne sokaklarda koup btn gazete satclarna ve bakkal raklarna ve barmenlere ve geri zekallara ve sadistlere ve motosiklet binicilerine ve
eski denizcilere ve torbaclara ve Matt Weinstock okurlarna olup bitenleri anlatyordu ve gk maviydi ve jelatine sarlyd ekmek ve yllardan beri ilk
kez canl ve harikuladeydi gzleri, ama can skntsyd aslnda lm, can skntsyd aslnda, kaplanlar ve karncalar bile asla bilemeyecek, eftali bir
gn feryat edecekti.
--btn rmaklar ykselecek, ama her ey yerli yerinde yine de.
okullarda ellerinize cetvelle vuruyorlar ve kurtlar msr kemiriyor; mitralyzleri ayaklara yerletirmiler ve karnlar beyaz ve karnlar siyah ve
karnlar karn, srf dvlmek adna dvlyor insanlar; mahkeme salonlar sonun nceden yazld yerler, gerisi vodvil, insanlar sorgulanmak zere
odalara alnyor ve ya yar-insan kyorlar dar ya da insanlktan tamamen km, devrim isteyenler var, biliyorum, ama isyan sonrasnda yeni
hkmetinizi kurduunuzda bir bakarsnz ki yeni hkmetiniz eski Baba'nzdr yine, yzne yeni bir maske geirmitir sadece. ikago'da saygn
basnn kafasn yararak byk bir hata ilediler bence, yarlan kafalar dnmeye balar bakarsnz ve gl
basn (New York Tines'n ilk saylar ve Christian Science Monitr hari) Birinci Dnya Sava-'ndan sonra dnmeyi unuttu. AIK KENTgibi bir
yeralt gazetesini insan vcudunun bir organn bast
iin kapatabilirsin, ama bir milyon tirajl bir gazetenin editrnn kafasn copla patlatrsan kn
kolla, ikago ve civarndan gelecek reklamlarn can cehenneme deyip gerekleri yazmaya balarlar nihayet- sonras da kestirilemez, ama kilitler salam: Nixon tie Humphrey arasnda seim yapmak scak bok ile souk bok arasnda seim yapmak

zorunda braklmaktr.
hibir yerde gerek anlamda deiim yok. Prag olaylar Macaristan' unutan ocuklarn hevesini krd
biraz, kafalarnda Che, boyunlarnda Castro muskalar ile William Burroughs, Jean Genet ve Allen Ginsberg'in dolduruuna gelip parklarda
OOOOOMMM ekerek geziniyorlar, bu yazarlar yumuam, fttrm, kadnlamlar -ibnelememiler, kadmlamlar- ve ben polis olsam
beyinlerini kendi ellerimle datmak isteyebilirim, asn beni. sokaktaki yazar ruhunun kn bir takm geri zekallara emdiriyor, yazacak tek yer
daktilonun badr, bir banza, sokaa karma ihtiyac duyan yazar soka
tanmayan yazardr, yz kiiye yz hayat yetecek kadar fabrika, genelev, cezaevi, bar ve park hatibi grdm. SM sahibi olduktan sonra sokaa
kmak iin kolay yoludur -Thomas ile Be-han'
HAYRANLIK'lar, viskileri, tapnmalar ve .mcklar ile ldrdler, bu yolla elli kadar kiinin daha hayatlarn sndrdler.DAKTLOYU TERKETMEK
SLAHINI TERKETMEKTR, FARELER
ETRAFINI SARIVERR. Camus'nn kalemi akademilerde konferans vermeye baladktan sonra sustu, vaaz vererek balamamt Camus, yazarak
balamt; trafik kazasndan ok nce lmt
zaten.
arkadalarm bana "iir dinletisi versene, Bukowski?" diye sorduklarnda neden "hayr" dediimi anlamyorlar.
ve ite ikago, ve ite Prag, deien hibir ey yok. kk ocuklar yine dvlecek, onlar da bydklerinde (byyebilirlerse) bakalarn
dvecek. Cleaver' Nixon'a yelerim, ama bu da bir ey ifade etmez, evime gelip biram ien, yemeimi yiyen ve yanlarndaki kadn yznden
havalarndan geilmeyen u allahn cezas devrimcilerin renmeleri gereken ey u: deiim ierden darya doru gereklemeli, sokaktaki
adama yeni bir apka verir gibi yeni bir rejim veremezsiniz, karnn
doyursanz, Dizzy Gillespie'nin tm plaklarn hediye etseniz bile iki paralk alkanlklarndan kolay vazgemeyecektir, ortalkta devrimin artk
kanlmaz olduunu haykran bir sr insan dolanyor, ama bu kadar insann bir hi uruna ldklerini grmek istemem, ou insan
ldrdnzde hibir ey ldrmyorsunuzdur geri, ama birka iyi insan da gmbrtye gidecektir, ne geecek elinize?
halkn stnde olan yeni bir HKMET, kuzu postuna brnm eski diktatr, ideoloji silah sat
stne kurulmu.
geen akam gen bir adam bana yle dedi (pek ho ve ruhani bir tavrla halnn ortasnda oturuyordu.);
"kanalizasyonlar tkayacam, bu kent bokun iinde yzecek!"
tanr akna, fikir niyetine bana sunduu boklar Los Angeles' ve Pasadena'nn yarsn boka gmmeye yeterdi.
sonra: "bir bira versene, Bukowski."
yanndaki kaltak bacak bacak stne atmt, pembe klotu grnyordu, kalktm verdim bir bira.
devrim szc kulanza ho geliyor, deil mi? ama hi de yle deildir, inann bana. devrimin ne olduunu bilmek ister misiniz? kan, barsak
ve delilik, yolunuza kt iin len ocuklar, dnya-dan habersiz yavrular, yannzdaki kaltan, hatta karnzn gznzn nnde kasaturalanp rzna
geilmesidir, bir zamanlar miki fare filmlerine glen erkeklerin birbirlerine ikence etmeleridir, byle bir eyleme gemeden nce eylemin ruhunun
nerede olduunu ve eylem bittiinde nerede olacan ok iyi dnmek gerek. Dosto-yevski'nin SU ve CEZA'sna katlmyorum, koullar ne
olursa olsun kimseyi ldrme meselesi, ama iyi dnmek gerek, iin delirtici yan tek bir mermi bile skmadan canlarmz alyor olmalar, para
babalarnn iko oullar Beverly Hills'de on drt yanda kzlarn rzlarna geerken ben bir yerlerde asgari cretle belimi kryordum, helada be
dakika fazla kald
iin iten kovulan adamlar biliyorum, anlatmak istemediim ok ey grdm, ama bir eyi ldrmeden nce yerine daha iyisini koyabileceinden
emin olmalsn, parklarda nefret palavralar skan siyasi frsatlardan daha iyi bir eyler olmal elinizde, bir eyin bedelini demek cannza okuyacaksa otuz alt aylk garantiden fazlasn arayn, devrime duyulan romantik zlemin dnda bir ey gremedim henz, ne gerek bir lider ne de
imdiye kadar her devrim sonras gelen ihanetin nne geebilecek bir platform, ayet birini yok edeceksem o adamn yerine karbon kopyasnn
gelmesini istemem, tarihi bar helasnda barbut oynayan ayyalar gibi harcadk, insan rkndan utan duyuyorum, ama bu utanca katkda bulunmann
da bir anlam yok. elimden gelirse utanc azaltmak isterim.
yannda evden kam on alt yanda bir kz, midende de bakasnn biras varken devrimden sz etmek kolay, uluslararas n sahibi k krk
yazarn OOOOOMMMM tezgahna kaplp parklarda dans ederek DEVRM diye barmak kolay, ama devrimi balatmak, devrimi gerekletirmek
baka eydir dostlar. Paris 1870-71, sokaklarda yirmi bin l. sokaklar kan seli, sanlar cesetleri kemiriyor ve insanlar a ve a insanlar fareleri
cesetlerin stnden alp yiyorlar, ve nerededir Paris bu akam?
nedir Paris bu akam? karmda oturan gen ortal boka bulamak istiyor ve glmsyor, henz yirmisinde, genellikle iir okur. lavabonuzdaki
bulak bezinden baka nedir ki iir?ve esrar, devrimle esrar hep yanyana nedense? bir kere esrar sanld kadar harikulade bir ey deil, tanr
akna, esrar iimi serbest braklsa ienlerin yars brakr mereti, iki yasa yznden alkolik olanlarn says
anneannemin siillerinden fazladr, sadece yasak eyleri yapmak ister insan, kim her akam kars ile yatmak ister ki? ya da haftada bir?
yapmay arzuladm ok ey var, ncelikle bakan adaylarnn bu kadar irkin olmalarn
yasaklardm, sonra mzeleri deitirirdim, mzelerden daha boucu, daha kokumu yerler dnemiyorum, mzelerde yanda kz ocuklarna
sarkntlk edenlerin saysnn daha fazla olmamasna ayorum, her eyden nce her kata bir bar yapardm, bu deiiklik tm personelin giderini
karlayaca gibi tablolarn bakm ve onarm masraflarn da karlayacaktr, sonra her kata bir caz bir de senfoni orkestras, ayrca ileri ortalkta
gezinip gzel grnmek olan birka kadn, titreiminiz dkse bir ey renemezsiniz, bir ey gremezsiniz, insanlarn ou kafesteki
doldurulmu kaplana yle bir bakp ilerler, biraz sklarak, skldklar iin de utanarak.

gznzde canlandrmaya aln, doldurulmu kaplana bakan bir ift. biralar ellerinde elbette, adam:
"aman allahm, u dilere bak! fil diinden farksz!"
kadn: "hayatm, eve gidip sevimeye ne dersin?"
adam: "delirdin mi? daha bodruma inip 1917 model Spad ua grmedim. Eddie Rickenbaker 17
uak drm onunla, hem bu gece alt katta Pink Floyd alacakm."
ama devrimciler mzeleri de yakmak istiyorlar, atee vermek her eyi zer sanyorlar, yeterince hzl
koamazlarsa anneannelerini de yakar onlar, sonra da su arayacaklar, ya da apandisit ameliyat
yapabilecek bir doktor, ya da onlar uykudayken grtlaklarn kesecek gerek delilerden koruyabilecek birilerini, sonra kentte yaayan sanlarn
farkna varacaklar, insan-san deil, san-san. alktan en son len, en son boulan, en son yanan canllardr sanlar; suya ve besine ilk onlar
ularlar, kimsenin yardm olmakszn asrlardan beridir yapyorlar bunu. sanlar gerek devrimcilerdir; yeraltnn gerek hakimleridirler ve bir tek
ey iin isterler knz: kemirmek iin. sizin OOOOMMMMM'larnzla da hi ilgilenmezler.
vazgein demiyorum, insanlk ruhundan yanaym ben, ne demekse! ama polis ortaya ktnda sizi dualarnzla babaa brakp tabanlar
yalayacak palavraclardan uzak durun, parklarda avazlar
kt kadar bararak sizi kahramanla aranlar mermiler vzldamaya baladnda en nde kaarlar, hayatta kalp anlarn yazmak isterler.
din sahtekarlar vard eskiden, yle byk, grkemli kiliselerde almazlard, o kiliselerde herkesin can skntdan patlar, vaiz dahil, u ufak, beyaza
boyanm, derme atma kiliselerden sz ediyorum, tanrm, kendilerinden geerlerdi! kafay ekip giderdim genellikle, zellikle barlarda zom
olduktan sonra, eve gidip tek krek gitmeye be ekerdi, en yeteneklileri Los Angeles, New York ve Philadelphia'da bulunurlard, sanatkar
insanlard bu vaizler, benim bile birka kez kendimi kaybedip yerlerde yuvarlanmlm var. genellikle akamdan kalma olurlard, gzler kan
ana, bir ie daha almak, belki de bir ine daha akmak iin alrlard, kimbilir?
dediim gibi, beni bile yere yatranlar olmutu, ki ben hayli sakin ve yorgun bir insanm, kenarda durup seyretmek bile bir kadnla sevimeye
yelenebilirdi. o vaizlere burada teekkr bir bor bilirim, ou zenci (affedersiniz, siyahi) olan bu adamlara o lgn akamlar iin teekkr
ederim, biraz olsun iir yazabildiysem bunu ksmen onlardan aldklarma borluyum.
ama o tezgah kurudu artk, temiz tutmaya altklar takm elbiseleri ile kendilerini yerlere attlar, bardlar, ardlar ama tanr kira ve arap
parasn karmaya yetmedi, tanr BEKLE dedi. gtr hasta bir ruh ve a bir karnla BEKLEMEK, hem elli be yana kadar yaayacan kim
garanti edebilir? tanr 2.000 yl nce yle bir grnd ve birka ucuz panayr numaras ile yetindi.
Yahudi'nin tekinin onu kandrmasna gz yumdu, sonra da tyd, insan bkar ac ekmekten, azndaki diler bile insan ldrmeye yeter, ya da ayn
kk odada ayn kadn.din sahtekarlar devrimcilerin arasna szmaya balad, kimin ne olduu belli deil yoldalar, bunu idrak ederseniz bir
balangcnz olabilir, dikkatli dinle, bir balangcn olur, olduu gibi yut, hap da yuttun, ve tanr aatan indi ve ylan ve Havva'nn darack .mc-n
uzaklatrd ve aln size aacn tepesine km altn elmalar datan bir Karl Marks, bilhassa karaderililere.
bir sava varsa, ki ben olduuna inanyorum (Van Gogh'lar, Mahler'ler, Dizzy Gillespie'ler, Charley Parker'lar bu yzden varlar) ltfen liderlerinizi
dikkatli sein, saflarnzda kedeki benzin istasyonunu atee vermektense General Motor'a mdr olmay yeleyecekler var nk, biri
olamaynca teki oluyorlar, asrlardan beri ilerlemenin nne geen insan-san'lardr bunlar. Dubek'in Rusya'dan yarm adam dnmesidir bu.
fiziksel lm korkusuna yenilmi bir yarm adam. erefsizce yaamaktansa gerekirse ikence altnda yava yava lebilmeli insan, aptalca m? en
byk mucizeden daha aptalca deil, tuzaa derseniz neyi feda ettiinizi iyi bilin, iyi bilin, yoksa ruhunuz sizi terkeder. sarayda insanlar ufak ufak
paralanrken Casanova parmaklarn kadnlarn bacaklarnda gezdirirdi; ama Casanova'da ld. uzun dilli, iri kaml ve yreksiz bir moruk olarak,
saltanat srd doru, ama pimanlk duymadan mezarna tkreceim de. kadnlar genellikle en ahmak erkei seer; insanln iinde
bulunduu durumun birinci nedenidir bu: zeki ve dayankl Casanova'lar yetitirdik, hepsinin ii kof. Paskalyada saklayp ocuklarmza arattrdmz
ikolata tavanlar gibi.
sanat a da da tpk devrim a gibi akla hayale gelmez trden bitli manyak kaynyor, bulak olarak i bulamadklar ve Cezanne gibi resim
yapamadklar iin teselliyi coca-cola'da aryorlar, iinde bulunduun kalp seni reddederse yapabilecein tek ey yeni bir kalp bulmaya almak
ya da almaya balamaktr, sonra yeni kalbn da seni istemediini farkedersen neden bir yenisi olmasn?
herkesin mutlu olma biimi farkldr.
yine de u kocarm halime ramen bu zamanda yaamaktan memnunum. SOKAKTAK ADAM BOK
YEMEKTEN USANDI ARTIK, bu her yerde hissediliyor. Prag, Watts, Macaristan, Vietnam. hkmet deil, hkmete kar insan artk nemli olan.
beyaz Noel, Bing Crosby ve paskalya yumurtas palavralarn yutmayan insanlar, televizyondaki grntleri sizi her an kusturabilecek Amerikan
Bakanlar'n ilerine sindiremeyen insanlar.
seviyorum bu zaman, bu duyguyu, genler nihayet dnmeye balad, ama heyecanlarn besleyen bir lider bulduklar an birileri liderlerini ortadan
kaldryor, yallar ve kalantorlar korkuyorlar, devrimin demokratik yntemle gerekleebileceini sanyorlar, biz de onlar bir tek mermi bile
skmadan ldrebiliriz, daha insan olup bu boklara oy vermeyi reddederek, ne sunuyorlar bize?
Humphrey ya da Nixon, souk bok, scak bok.
bir suikaste kurban gitmememin tek nedeni yeterince nemli olmamam, belli bir siyasi grm yok.
gzlemciyim, insanlk ruhundan baka hibir akmn yanls olmam, kulaa yzeysel geliyor biliyorum, ama bu aslnda benim ruhum demek, yani
sizin ruhunuz ayn zamanda, nk gerek anlamda canl deilsem sizi nasl grebilirim ki?
sokaktaki her adamn ayanda salam bir ift kundura olsun, karn doysun, arada srada da iyi bir para ile yataa girsin isterim, tanrm, 1966'dan

beri bir kadna dokunmadm, elime patlatp duruyorum, hangi yntemi denerseniz deneyin sihirli kutunun yerini tutmaz.
zor bir zamanda yayoruz dostlar ve size ne diyeceimi bilmiyorum, ben beyaz deriliyim ama katlyorum, boyaya gvenme, yumuak ve ben
yumuak boklardan pek holanmam, ancak siz kara derililerden de ylelerini tandm ki insan Miami Beach'ten bat Venice'e kadar kusturur, insan
ruhunun derisi yoktur, ark sylemek isteyen i kvrmlar vardr, duymuyor musunuz? mrldanyor, duymuyor musunuz, yoldalar? sk bir hatun ve
yeni bir Cadillac hibir eyi deitirmeyecek... Temel Reis yine tek gzl kalacak ve Nixon yeni bakanmz olacak. sa armhtan indi, imdi bizi
ivilediler lanet eye.
seimimiz seim deil, ok hzl hareket edersek, lrz, yeterince hzl hareket etmezsek, lrz, onlarn destesi ile oynuyoruz.knda 2.000 yllk
Hristiyan tpas varken nasl sacaksn?
renmek iin Karl Marks okumayn ltfen, ok kuru bok. insanlk ruhunu tanmaya aln. Marks, Prag'a giren tanklardr, bu yola girmeyin,
ncelikle Celine okuyun. 2.000 ylda yetimi en byk yazar. Camus'nn Yabanc's, mutlaka. SU VE CEZA, KA-RAMAZOV KARDELER, tm
Kafka, kefedilmemi yazar John Fante'nin btn kitaplar, Turgenyev'in ykleri. Faulkner'dan, Sheakspear'den ve zellikle George Bernard
Shaw'dan uzak durun, inanlmaz siyasi balantlar
sayesinde iirilmi bir balondan baka bir ey deildir Shaw, nndeki yol asfaltlanm ve gerektiinde k yalamasn bilen bir dier yazar da
Hemingway'di sanrm, ancak aralarnda nemli bir fark Hemingway'in ilk yazlarnn iyi olmasdr, oysa Shaw batan sona bok yazd.
ite, devrimle baladk, edebiyata vardk, aralarnda bir ba var. her eyde balanabilirlik var zaten, ama yoruluyorum ve yarn bekliyorum.
adamlar gelip kapm krarlar m?
adam sen de!
umarm bu deneme aynz stnze dkmenize neden olmutur.
--bir gece iki kitabm yaymlam bir arkadam bana, "gidip L.'yi grelim mi?" diye sorduunda hafif sarhotum.
ok nl bir yazard L. yeni nlenmi de deildi, kitaplar her eye evrilmiti, kpek bokuna bile.
burslar, metresler, eler, dller, romanlar, iirler, ykler, resimler... uzun sreler Avrupa'da yaar, btn bykleri tanr.
"hayr, aman," dedim Jensen'a, "o herifin kitaplar beni fena halde skyor."
"canm sen bunu herkes iin sylersin."
"ama doru."
Jensen oturup bana bakt. Jensen oturup bana bakmay severdi.
bu kadar aptal olmam bir trl anlayamyordu. aptaldm, ama ay da yle.
"seni tanmak istiyor, adn duymu."
"duymu mu? ben de onun adn duydum."
"senin adn duyan o kadar ok insan var ki aarsn, geen gece N.A'nn evindeydim, seni yemee davet etmek istediini syledi. L. ile Avrupa'da
tanmlar, biliyorsun."
"yle mi?"
"ve ikisi de Artaud'yu tanyorlarm."
"evet, ve Artaud'ya vermemi."
"doru."
"onu sulayamam. ben de vermezdim."
"bana bir iyilik yap. gidip onu grelim?"
"Artaud'yu mu?"
"hayr, L'yi."
ikimi bitirdim.
"gidelim."
yoksul mahellemden L'nin evine giden yol uzundu, evi de evdi L.'nin. Jensen arabay garaja park etti, uak pisti uzunluundayd garaj.
"YOKSULLUK diye barp duran adam bu mu?" diye sordum.
"maliyeye seksen be bin dolar vergi borcu olduunu duydum."
"vah vah."
arabadan indik, ev katlyd, balkonda bir salncak vard, salncan stnde de iki yz dolarlk bir gitar, koca g.tl bir alman oban kpei

hrlayarak bize doru kotu, gitar kaptm, almak iin deil tabii ki, Jensen kapy alarken sallamak iin.
kapnn minik penceresi ald ve buruuk sar bir yz grnd.
"kim o?"
"Bukowski ve Jensen."
"kim?"
"Bukowski ve Jensen."
"sizi tanmyorum."
Alman oban kpei havaya srad, enesi ah damarm kl pa-yi skalad, yere indiinde gitar
kafasna geirdim ama silkelenip tekrar sramaya hazrland; tylerini dikip kirli sar dilerini gsterdi.
"Bukowski, PS MORUUN NOTLARl'nn yazar. Ben de Hil-liard Jensen, NEW MOUNTAIN
PRESS."
kpek sramadan nce son bir kez hrlad ve L. "Poopoo, kendine gel!" diye bard.
Poopoo gevedi biraz.
"aferin gzel kpek," dedim, "aferin Poopoo!"
Poopoo yalan sylediimi bilerek bakt bana. sonunda ihtiyar L. kapy at. "pekala, ieri girin," dedi.
krk gitar salncaa frlattm, ieri girdik, yeralt otoparkndan farkszd evin salonu.
"oturun," dedi L. -drt koltuk arasnda tercih yapma durumunda kaldm, en yaknn setim.
"sisteme bir yl daha tanyorum," dedi L. "halk uyand artk, yerle bir edeceiz sistemi."
parmaklarn aklatt -"tarihe karacak"
(ak) "byle! herkes iin yeni, daha iyi bir hayat!"
"iecek bir ey var m?" diye sordum.
L. koltuunun yanndaki kk an ald. "MARLOWE!" diye bard.
sonra bana bakt: "son kitabnz okudum, Bay Meade," dedi.
"hayr, ben Bukowski'yim," dedim.
Jensen'e dnd, "Taylor Meade sensin o zaman! zr dilerim!"
"hayr, hayr, ben Jensen'im. Hillard Jensen. NEW MOUNTAIN."
O anda bir Japon girdi odaya, siyah parlak bir pantolon, beyaz ceket, krtarak yanmza geldi ve bizi hafife eilerekselamlad, yznde bir gn
hepimizi ldrecekmi gibi bir glmseme ile.
"Marlowe, gen zekal, beyler iki imek istiyor, siparilerini al, hazrla ve hemen getir, yoksa stm azna!"
tuhaftr, L.'nin yz btn aclar silinmi gibi duruyordu, krklklar vard yznde ama daha ok dereleri andryorlard, yzne dikilmiler ya da
izilmiler ya da frlatlmlar gibi. tuhaf bir yz. sar. kel. kck gzler, ilk bakta mitsiz ve anlamsz bir yzd, ama onca kitab nasl yazm
olabilirdi? "oo, ne kamt
Mack'inki! Mack'in kam devasayd! Mack'in kam kasabann en byk kamyd! Mississippi'nin batsnda yoktu Mack'inki kadar byk kam!
herkes Mack'in kamn konuuyordu, oo, Mack'in kam..." filan, her ne kadar beni sksa da tarz sz konusu olduunda L.'nin stne yoktu.
Marlowe ikilerle dnd ve Marlowe iin unu syleyeceim: ikileri duble ve sert koyuyordu, ikileri masann stne koyup kt, ait olduu
mutfaa doru giderken dar pantolonunun iinde hop-layan kn seyrettim.
L. geldiimizde akr keyifti zaten, bardann yarsn dikti, sulu sko. "Paris'teki o oteli hi
unutmayacam, hepimiz ordaydk. Kaja, Hal Norse, Burroughs... bu kuan en byk edebiyat deha-lar."
"yazmanza katks olmu mudur sizce, Bay L.?" diye sordum.
aptalca bir soruydu, bana sert bir bak atp glmsemesini seyretmeme izin verdikten sonra, "her eyin yazmama katks olur," dedi.
oturduk ylece, ierek ve birbirimize bakarak. L. an ald ve Marlowe ikileri tazelemek zere krtarak ieri girdi yine.
"Marlowe, Edna St. Vincent Millay'i Japonca'ya eviriyor," dedi L.
"harikulade," dedi NEW MOUNTAIN'dan Jensen.
Edna St. Vincent Millay'i Japonca'ya evirmekte harikulade hibir ey gremiyorum, diye geirdim iimden.

Edna St. Vincent Millay'i Japonca'ya evirmekte harikulade hibir ey gremiyorum, diye geirdim iimden.
"Edna St. Vincent Millay'i Japonca'ya evirmekte harikulade hibir ey gremiyorum," dedi L.
"evet, Millay hayli demodedir, peki ama modern iirin sorunu nedir sizce?" diye sordu NEW
MOUNTAIN.
fazla genler, fazla aceleciler ve abuk pes ediyorlar, diye geirdim iimden.
"kalc nitelii yok," dedi ihtiyar.bilmiyorum, hepimiz sustuk, birbirimizden holanmyorduk aslnda.
Marlow ikilerimizle bir ieri bir dar krtyordu, korkun bir yeralt maarasnda ya da anlamsz bir filmdeymiim duygusuna kapldm, kopuk
sahneler, sonuna doru L. ayaa kalkp Marlo-we'un yzne sert bir tokat akt, ne anlama geldiini bilmiyordum, seks? sknt? Marlowe srtt ve
Millay'in .mcna dnd krtarak.
"glgeden ve ktan korkan adam kapmdan ieri girmesin," dedi L.
"bak, moruk," dedim ona, "bana kalrsa palavracnn tekisin, kitaplarn da hibir zaman sevmedim."
"ben de seninkileri sevmedim, Meade," dedi ihtiyar, "srekli d-zen Hollywood yldzlar, bir Hollywood yldzn dzmek abartlacak bir ey
deildir."
"olmayabilir," dedim, "ve ben Meade deilim!"
ihtiyar kalkp koltuuma doru sendeledi, on sekiz dile evrilmiti.
"dvmek mi istersin, dzmek mi?" diye sordu.
"dzmek," dedim.
"MARLOWE!" diye bard L.
Marlowe ieri girdi ve L. "K!" diye bard.
L.'nin isteimi yerine getirmesi iin M.'ye pantolonunu indirmesini syleyeceini sanmtm, ama olmad. M.nin krtarak mutfaa gidiini seyrettim.
yeni bir tura baladk, "byle!" (ak!) dedi L. "sistemi bir anda kerteceiz! yok baka yolu."
sonra ihtiyarn ba nne dt ve horlamaya balad, o kmt.
"gidelim," dedi Jensen.
"bir dakika," dedim, ihtiyarn yanna gidip elimi arka cebine soktum.
"n'apyorsun?" diye sordu Jensen.
"her eyin yazmama katks olur," dedim, "stelik bu orospu ocuu parann iinde yzyor."
czdann ektim ve "gidelim," dedim.
Jensen, "yapmamalsn," dedi ve n kapya doru yrdk.
bir ey sa kolumu yakalayp arkama bkt.
"BAY L.'NN ONURUNA BTN PARALARI IKMADAN NCE EVDE BIRAKIRIZ!" dedi.
"lanet olas kolumu kryorsun, .mna koduumun ekik gz!"
"BTN PARALARI EVDE BIRAKIRIZ! BAY L.NN ONURUNA!" diye bard.
"KAFASINA BR EY NDR UNUN JENSEN! KURTAR BEN!"
"arkadan bana dokunursa kolunu KIRILMI bil!" "pekala, al czdan, can cehenneme! GROVE
PRESS'den bir ek bekliyorum."
L.nin czdann ald, yere att. Sonra benim czdanm ald ve yere att.
"HEY, BR DAKKA! nesin sen? soyguncu mu?"
"BTN PARALARI EVDE BIRAKIRIZ. BAY L.'NN ONURUNA!"
"inanmyorum, genelevden beter buras."
"imdi de arkadana czdann yere atmasn syle yoksa kolunu krarm!"
Marlowe aka etmediini kantlamak iin biraz daha bkt kolumu.
"Jensen! czdann! YERE AT!"
Jensen czdann yere att. Marlowe kolumu brakt, stne yrdm, sadece sol kolumu kullanabilirdim.

"Jensen?" diye sordum.


Marlowe'a bakt.
"hayr," dedi.
uyuklayan ihtiyara baktm, mfik bir glmseme vard dudaklarnda sanki.
kapy ap dar ktk.
"aferin Poopoo," dedim.
"aferin Poopoo," dedi Jensen.
arabaya bindik. "bu gece grmemi istediin baka biri var m?" diye sordum.
"Anais Nin'i dnyordum aslna bakarsan."
"dnme, katlanabileceim! sanmyorum."
Jensen garajdan kt, o scak Gney Kaliforniya gecelerinden biriydi, ok gemeden Pico Bulvar'n
bulduk ve Jensen batya sapt, devrim'in fazla hzl gereklemesi mmkn deildi benim iin.
--"Red," dedim olana, "kadnlar iin yokum ben artk, su bende aslnda; danslara, kilise kermeslerine, iir dinletilerine, sevgi ayinlerine filan
gitmiyorum, bu tr bokluklardan uzak duruyorum, oysa fahieler oralarda, eskiden barlarda ya da Del Mar dn treninde bitirirdim ii, iki iilen
herhangi bir yerde, ama barlara tahamml edemiyorum artk, ylece oturup frengili bir kancn ieri girmesini mit ederek saatlerin gemesini
bekleyen yalnzlar ordusu, insan rk iin utan verici bir durum."
Red bira iesine havada bir perende attrp tuttuktan sonra sehpamn kenarn kullanarak kapan at.
"her ey beyninde Bukowski, ihtiyacn yok aslnda."
"her ey kammn ucunda Red, ihtiyacm var."
"bir keresinde yalca bir kadn eve hapsetmitik, arapyd kadn, yataa baladk ve elli sentten btn mahallenin erkekleri stnden geti,
sakatlar, sapklar, kaklar, gn gece, be yz kii yararland."
"tanrm, Red, midem buland."
"senin lakabn Pis Moruk deil miydi?"
"her gn orap deitirmem de ondan, kk ve byk aptes iin de mi zmediniz?"
"aptes ne?"
"bo ver, yemek verdiniz mi?"
"araplar yemek yemez, arap verdik."
"imdi kusacam."
"neden?"
"canavarca insanlkd da ondan, canavarca acmasz, bir canavar bile byle bir ey yapmaz."
"iki yz elli dolar para topladk."
"ona ne verdiniz?"
"n birini, orda braktk onu. kirann dolmasna iki gn kalmt."
"peki, zdnz m?"
"tabii, cinayetle sulanmann alemi yoktu."
"nezaket gstermisiniz."
"bir rahip gibi konuuyorsun."
"bir bira daha i."
"sana bir kanck bulabilirim."
"u elli sentliklerden mi?"
"hayr, biraz daha yksek."
"kalsn, saol."

"grdn m, istemiyorsun aslnda."


"haklsn galiba."
ikimiz de birer bira aldk, ikiyi kaldryordu, sonra ayaa kalkt, "her zaman yanmda kk bir jilet tarm, tam surda, kemerimin altnda,
berdularn ounun sakal tra sorunu vardr, benim asla olmaz, hazrlklymdr. yola dtm zaman st ste iki pantolon giyerim -bak- kente
indiimde dtakini karr, tram olur, denizci mavisi gmleimin iine giydiim t istemez beyaz gmleimi lavaboda ykar, izgili kravatm
balar, ayakkablarmn tozunu siler, bir eskici dkkanndan pantolonuma uygun bir ceket satn alr, iki gn sonra da kendime bir i bulup boklarn
arasna karrm, ama o ilere tahammlm yok. bir sre sonra kendimi yk treninde bulurum yine."
ne diyeceimi bilemediim iin sessiz kalp biram imeyi yeledim.
"ve srekli bir i tarm yanmda, kolumun st ksmna bir lastikle tuttururum onu, bak."
"evet, gryorum, bir arkadam bira aacann mthi bir silah olduunu syler.""arkadan hakl, polisler beni evirdiinde ii hemen yere
frlatrm, kollarm havaya kaldrp, "ATE ETMEYN!"
diye barrm. (Red durumu halnn stnde canlandrd.)
"...ii asla stmde bulamazlar, imdiye kadar ka i frlatp attm bilmiyorum, saysz."
"hi kullandn oldu mu ii?"
tuhaf bir bak att bana.
"peki," dedim, "bu soruyu unut."
biralarmz yudumlayp sustuk bir sre.
"bir keresinde bir pansiyon odasnda yazdn stunu okudum, byk yazarsn bence."
"saol," dedim.
"yazmay denedim ama iimdekileri kada dkemedim, oturuyorum ve kmyor."
"ka yandasn?"
"yirmi bir."
"zaman tan."
karmda oturmu yazar olmak stne dnyordu, sonra elini arka cebine soktu.
"bunu bana enemi tutmam iin verdiler."
lime lime olmu deri bir czdan gsterdi.
"kim verdi?"
"iki kiinin birini ldrdne tank oldum, susmam iin bunu verdiler."
"neden ldrdler onu.?"
"czdann iindeki yedi dolar iin."
"nasl ldrdler?"
"tala, arap iiyordu, iyice sarho olunca bana tala vurup czdann aldlar, ben seyrediyordum."
"cesedi ne yaptlar?"
"tren sabahn erken saatlerinde su ikmali iin durunca otlaa frlattlar, imlerin stne, sonra trene dndler ve tren hareket etti."
"hmm," dedim.
"polisler byle bir ceset bulduklarnda elbiselerine, arap yzne bakarlar, kimlik yok, unutup giderler, bir ayya daha. fark etmez onlar iin."
birka saat daha itik, birka tane de ben anlattm, onunkiler kadar iyi olmasa da. sonra sustuk, dncelere daldk.
Red ayaa kalkt.
"moruk, benim gitmem gerek, iyi bir gece oldu."
ayaa kalktm.
"hem de nasl, Red."
"eyvallah, grrz."
"tamam, Red. grrz."

tereddt vard gidiinde, iyi bir gece olmutu bir ekilde.


"kendine dikkat et, evlat."
"saol, Bukowski."
allarn arasndan sola doru gidiini seyrettim, Normandie'ye doru, iki- gnlk kiras denmi
pansiyon odasnn bulunduu Vermont'a. ve gzden kayboldu, ay son ile ierisini aydnlatt, evet yle yapt, ve kapy kapattm, son bir bira
itim, klar sndrdm, yataa gittim, onlar raylarn arasnda yeni yerlerin, yeni istikametlerin -daha iyi kentlerin, daha iyi aklarn, daha iyi bir
talihin, daha iyi bir eylerin- beklentisi iinde vagon seerken ben soyunup yataa girdim, daha iyisini asla bulamayacaklar, aramaktan asla
vazgemeyeceklerdi.
uyudum.
--ad Henry Beckett'di ve pazar sabahyd, yeni kalkmt, pencereden sper mini bir etek giymi bir kadn seyretti, iinden, nerdey-se altm, yazk,
diye geirerek, yine de kadnn stnde bir eyler olmalyd yoksa soyacak bir ey kalmyordu, plak ten plak tendi sonuta.
stnde ortu vard, sakal tran olmak iin banyoya girdi, aynaya baktnda yznn yeil benekli altn-sars renginde olduunu grd, bir kez
daha bakt, tra fras elindeydi hl. sonra frayere dt, aynadaki yz deimedi: yeil benekli altn-sars. duvarlar gidip gelmeye balad,
lavaboya tutundu, sonra, bir ekilde, yatak odasna gitti ve yz koyun yataa brakt kendini, be dakika yatt
yle, beyni kanat rparken, sondaj yaparken, kusarken, sonra kalkp banyoya gitti, bir kez daha aynaya bakt: yeil benekli altn-sars. parlak yeil
benekler, parlak sar bir yz.
telefona gitti, "alo, Henry Beckett ben. bugn ie gelemeyeceim, ok hastaym, ne? midem, kvranyorum, midem ok kt."
kapatt.
banyoya girdi yine. faydaszd, yz deimiyordu, kvete su doldurduktan sonra telefona gitti, hemire bir sonraki aramba gnne randevu
vermeye kalkt.
"bakn, bu acil durum! doktoru bugn grmem art! hayatm sz konusu! size syleyemem, hayr, size syleyemem, ama ltfen bugn beni araya
sokuturun! ltfen!"
hemire buukta gelmesini syledi.
ortunu karp kvete girdi, vcudunun da yeil beneklerle kapl olduunu grd, her yeri, karn, srt, hayalar, penisi, sabunla kmyordu, kvetten
kt, kuruland ve gmleini giydi.
telefon ald. Gloria, kz arkada, ayn yerde alyorlard.
"Gloria, ne olduunu sana syleyemem, korkun, hayr, frengi deil, daha da kt. syleyemem, inanmazsn."
Gloria le tatilinde geleceini syledi.
"ltfen gelme bebeim, kendimi ldrrm."
"hemen geliyorum!" dedi Gloria.
"gelme, LTFEN gelme..."
kapatmt Gloria, ahizeye bakt, sonra yerine koydu ve banyoya girdi, deiiklik yoktu, yatak odasna dnd, yataa uzanp tavandaki atlaklara
bakt, ilk kez farkna varyordu tavandaki atlaklarn, ok mfik, ok canayakn grnyordu atlaklar, dardan gelen trafik grltsn duyuyordu,
arada srada bir ku sesi, sokaktan gelen insan sesleri -kadnn biri ocuuna, "ltfen, biraz daha hzl yr,"
dedi. arada srada da uak sesleri.
kap zili ald, salona gidip pencereden dar bakt. Gloria'yd
gelen, mavi bir etekle beyaz bir bluz vard stnde, ok iyi grnyordu, son derece ekici buldu onu.
hayat dolu bir sarn; burnu biraz irkindi, biraz tombul, ama altktan sonra onu da seviyordunuz, yreinin bo bir dolapta bir saatli bomba gibi
attn duyum-sayabiliyordu. barsaklar boaltlm, iinde sadece yrei kalmt sanki.
"seni ieri alamam, Gloria!"
"a u allann cezas kapy, aptal!"
perdedeki aralktan onu grmeye alyordu.
"Gloria, anlamyorsun..."
"KAPIYI A!"
bandan kulaklarnn arkasna, oradan da ensesine boanyordu ter.
at kapy.

"TANRIM!" diye bard Gloria eliyle azn rterek.


"sana syledim, anlatmaya altm, syledim sana!"
Henry bir adm geri ekildi. Gloria kapy kapatp yanna gitti.
"nedir bu?"
"bilmiyorum, tanrm, bilmiyorum, dokunma bana, bulac olabilir."
"zavall Henry, zavall Henry'ciim..."
stne gelmeye devam etti Gloria, Henry ondan kaarken p sepetine taklp dyordu az kalsn.
"allah kahretsin, benden uzak durman syledim sana!"
"neden, ho olmu aslnda!"
"NE!" diye bard Henry. "BU HALDE SGORTA PAZARLAYAMAM, DEL M!"
o anda ikisi de glmeye balad, sonra Henry kanepeye oturup alad, altn-sars yeil benekli yzn
ellerinin arasna alm alyordu.
"tanrm, kanser gibi, kalp krizi gibi gzel ve temiz bir ey olamaz myd? Tanr stme st, hepsi bu.
Tanr stme st!"
Gloria boynunu ve yzn rten ellerini pyordu. Henry itti
onu, yapma, yapma!"seni seviyorum, Henry, ne olduu umurumda bile deil." "siz lanet kadnlar delisiniz." "elbette, pekala, doktoru ne zaman
greceksin?" " buukta."
"benim broya dnmem gerek, bir ey renir renmez beni ara. bu akam geleceim." "tamam, tamam." ve gitmiti.
saat on gee banda gzlerine kadar inen bir apka, boynunda da bir atk vard, koyu renk gne
gzl takmt, doktora giderken grnmez olmaya alarak dosdoru nne bakmt, kimse fark etmemiti onu.
doktorun bekleme salonunda LIFE; LOOK; NEWSWEEK filan okuyordu herkes, koltuk ve iskemle says yetersizdi ve ar scakt, sayfalar
evriliyordu, grnmez olmaya alarak dergisine bakt, on-on be dakika kadar her ey yolunda gitti, ama elindeki balonu havaya atarak ortalkta
kouturan kk kzn balonu yanna dt, balon Henry'nin sol ayakabsna arpp havalannca kz balonu tutup ona bakt, sonra kulaklar kk
gzlemeleri, gzleri de rmcek ruhunun iini artran ok irkin bir kadnn yanna gitti ve, "Anne, u adamn YZ neden yle?" diye sordu.
ve anne, "," dedi.
"AMA YZ SARI. YEL BENEKLER VAR!"
"Mary Ann, sessiz olman syledim sana! imdi yanma otur ve bu kouturmay kes! YANIMA OTUR DEDM!"
"off, anne!"
kk kz oturdu, burnunu ekti ve gzlerini Henry'nin yzne dikti.
kk kz ve annesi ieri arldlar, bakalar arldlar, bakalar ieri girdiler, sonra ktlar, doktor onu ard nihayet.
"Bay Beckett."
doktorun peinden muayene odasna girdi, "naslsnz, Bay Beckett?"
"bana bakarsanz nasl olduumu anlarsnz."
doktor dnd. "Aman Allahm!"
"evet," dedi Bay Beckett.
"mrmde byle bir ey grmedim! ltfen soyunun ve yataa oturun, ilk kez ne zaman oldu bu?"
"bu sabah uyandmda."
"kendinizi nasl hissediyorsunuz?"
"stme bok bulam da kmyor gibi."
"bedenen demek istedim."
"aynaya bakncaya kadar gayet iyiydim."
doktor lastii koluna balad.
"tansiyonunuz normal."

"kesin bu palavralar, doktor, birazdan tartya kmam isteyeceksiniz, ne olduunu bilmiyorsunuz, deil mi?"
"hayr, ilk kez byle ey rastlyorum."
"grameriniz zayf, doktor, nerelisiniz?"
"Avusturya."
"Avusturya, beni ne yapmay dnyorsunuz?"
"bilmiyorum, bir dermatolog belki, hastaneye yatrmak, testler filan."
"beni ok ilgin bulacaklarndan eminim, ama geecek mi?"
"ne geecek mi?"
"bu. hissediyorum, asla gemeyecek."
doktor kalbini dinlemeye yeltendi. Beckett stetoskobu itip giyinmeye balad.
"bu kadar aceleci davranmayn bay Beckett, ltfen!"
Henry giyindi ve kt, apkay, atky, gne gzln brakmt, evine vard, yanna av tfeini ve bir tabur asker ldrmeye yetecek kadar
cephane ald. otobann tepeye kan sapandan kt, arabalarn yavalamasna neden olan keskin viraja bakyordu tepe, arabadan inip tepenin
zirvesine trmand, drbnn tozunu ald, tfei doldurdu, emniyeti at ve yere uzand.
almas biraz srd, her ate ettiinde mermi arabann gerisine dyordu sanki, sonra arabalar
mermiye ynlendirmeye alt, btn arabalar viraj aa yukar ayn hzla dnyorlard, ama birsre sonra o farkll da alglamaya balad, ilk
isabeti ok tuhaf oldu, adamn alnndan girdi mermi, adam dosdoru ona bakt sanki, sonra araba kontrolden kt, parmakla arpp yana devrildi,
sonra bir sonraki arabaya ate etti, bir kadn, skalad, mermi arabann motoruna isabet etti, motor alev ald, kadn alevlerin iinde oturup lk att.
yanmasn istemiyordu kadnn, vurdu onu. trafik tkand, insanlar arabalarndan indiler, kadnlar vurmamaya karar verdi, ve ocuklar, yakk
almazd.
Avusturyal bir doktor, neden kalmazlard Avusturya'da? Avusturya'da hasta m yoktu? birinin ate
ettii idrak edilinceye kadar drt-be adam vurdu, sonra polis otolar ile ambulanslar geldi, trafii kestiler, lleri ve yarallar ambulansa
yklemelerine izin verdi, grevlilere ate etmedi, polislere sadece, polislerden birini vurdu, iri ve hantald adam. zaman mevhumunu yitirdi, hava
karard, ayn
konumda kalmad, onlara doru ilerledi, iki tanesini sol kanattan bastrp ldrd, sonra sa taraftan ate almaya balaynca tepeye kt yine.
skyordu, ayn noktada kalmak iyi deildi, bir giriimde daha bulundu ama ar ate altnda kalnca geri dnd, yavaa zirveye trmand, aada
konutuklarn, kfrettiklerini duyabiliyordu, kalabalktlar, atei kesip bekledi, birini daha haklad, allarn arasnda bir pantolon baca grnce
gvdesinin yerini tahmin edip ate etti, bir feryat duydu, trmand, ortalk iyice kararmt. Gloria onu terkederdi zaten, ayn ey Gloria'nn bana
gelse o da Gloria'y terkederdi. yeil benekli san bir kz Brahms konserine gtrdnz dnebiliyor musunuz?
sonra tepenin zirvesinde kstrdlar onu, ama gizlenebilecekleri kadar allk deildi oras, kk kayalar vard sadece, ve hepsi evlerine hayatta
dnmek istiyorlard, epey bir sre dayanabileceini dnd Henry, iaret fiei atmaya baladlar, birkan vurdu ama ok gemeden
baedemeyecei kadar oaldlar, srekli ate ediyor, yaklayorlard...
iaret fieklerinden biri tam yanna dt, tfek tutan ellerini grd kta, bir daha bakt. BEYAZDI elleri.
BEYAZ!
gemiti!
BEYAZ, BEYAZ, BEYAZ!
"HEY!" diye bard, "TESLM OLUYORUM! VAZGETM! TESLM OLUYORUM!
Henry gmleini yrtp gsne bakt: BEYAZ:
gmleini karp tfein namlusuna ast, sallad, atei kestiler, sama sapan kak d sona ermiti; yeil benekli adam bitmi, palyao gitmiti,
ne aka, ne boktan bir aka, olmu muydu gerekten?
olmu olamazd, kafasndayd her ey. yoksa olmu muydu? Hiroima olmu muydu? herhangi bir ey hi oluyor muydu?
tfei onlara doru frlatt, serte, sonra ellerini bann stne koyarak, "TESLM OLUYORUM!
TESLM OLUYORUM!" diye barp yavaa onlara doru yrmeye balad.
konutuklarn duyabiliyordu yrrken.
"imdi ne yapacaz?"
"bilmiyorum, numara olabilir, gzn drt a."
"Eddie ile Weaver'i ldrd pislik, ondan nefret ediyorum."
"yaklayor."

"TESLM OLUYORUM! TESLM OLUYORUM!"


polislerden biri be el ate etti. karn blgesine, ikisi gs.
bir dakika kadar braktlar onu orada, kimse kmldamad, sonra ate eden polis yerinden frlayp yanna gitti, ayakkabs ile ceseti ters evirdi,
nden arkaya, zenci bir polisti, 110 kilo arlnda, bat
yakasnda borcunun neredeyse tamam denmi bir evi vard, srtt aynda.
otoyolda trafik hibir ey olmamasna akyordu her zamanki gibi.
--her yerde dnyann duvarlarna trmanmaya alrz ve akamdan kalmalmn en kt saatlerinde bana deiik intihar yntemleri neren iki
dostum geliyor aklma, sevgi dolu bir dostluun bundan iyi kant olur mu? dostlarmdan birinin sol kolu batan aa ji-let izleri ile kapl, dieri koca
bir sakalla evrelenmi azna kovalar dolusu hap attryor, ikisi de iir yazyor, iir yazmann insan uurumun kenarna srkleyen bir yan var.
mz de doksanmz grrz yine de muhtemelen. M.S 2010
ylnda dnebiliyor musunuz dnyay? bomba ile ne yapacaklarna bal her ey tabii ki. insanlar muhtemelen sabah kahvaltsnda yumurta yemeyi
srdrecekler, cinsel sorunlar yine olacak, iir yazacaklar, intihar edecekler.
son intihar giriimim 1954 senesindeydi yanlmyorsam. Kuzey Mariposa Bulvan'nda bir apartmann nc katnda yayordum, btn pencereleri
kapattm, oca ve frn atm, yakmadan tabii ki. sonra yataa uzandm, szan gaz sesi insan teskin eder. uyumuum, yntem baarl olacakt
ancak iime ektiim gaz bam ylesine artt ki, uyandm, yataktan kalkp glmeye, kendi kendime konumaya baladm, "sersem, kendini
ldrmek filan istediin yok senin." gaz kapatp btn pencereleri atm, glp duruyordum, olup bitenler ok gln gelmeye balamt bana.
allahtan ocan otomatik akma bozuktu, o kk alev beni cehennemde geirdiim o deerli mevsimin dna uurabilirdi.
birka yl nce, haftalarca sren bir sarholuktan aylm ve kendimi ldrmeye iyice niyetlenmitim, o sralar ok tatl bir hatunla birlikte yayor ve
almyordum, para bitmi, kira gelip atmt, bir yerde nc snf bir i bulabilirdim ama bu da lmenin bir baka biimiydi, hatun odadan kar
kmaz kendimi ldrecektim, kararlydm, bu arada gnlerden ne olduunu biraz merak ederek -sa-dece biraz- sokaa kp dolamaya baladm,
itiimiz zaman gnler geceler karyordu, srekli iip seviiyorduk, le sularyd, gnlerden ne olduunu gazeteden renme dncesi ile
yokuu inip kedeki gazete bayiine gittim. Cuma, yazyordu gazetede. Cuma en az br gnler kadar iyiydi, sonra manet gzme arpt.
MILTON BERLE'IN KUZENNN BAINA TA DT. Manetler byleyken nasl intihar eder insan? gazeteyi satn alp otele dndm, "bil bakalm
ne olmu?" diye sordum hatuna, "ne?" dedi. "Miton Berle'n kuzeninin bana ta dm." "yok ya?" "evet."
"nasl bir ta acaba?" "dzgn, yuvarlak, sar bir ta herhalde." "evet, bence de." "Milton Berle'n kuzeninin gzleri ne renktir sence?" "kahverengi,
ok ak kahverengi." "ak kahverengi gzler, sar
bir ta."
"KT!" "evet, KT!" dar ktm, ceketimin kollarna birer bira iesi zulalayp dndm ve gnn gerisi keyifli geti her eye ramen, o maneti
atan gazete ya "The Express" ya da "The Evening Herald" idi. Hangisiyse o gazeteye, Milton Berle'n kuzenine ve o yuvarlak sar taa minnet
borcum var.
sz intihardan almken, bir keresinde rhtmda alyordum, le yemeklerimizi iskelenin kenarna oturup bacaklarmz aa sarktarak yerdik,
neyse, bir len iskelede oturuyordum, yanmdaki adam birden kalkt, ayakkablarn ve oraplarm karp muntazam bir ekilde yanna yerletirdi,
hemen yanmdayd adam. sonra fos diye bir ses duydum ve adam sudayd, tuhaft ok, kafas suya girmeden nce "MDAT" diye barmt, sonra
kk bir girdap olutu suda. hava baloncuklarna bakp pek de bir ey hissetmediimi hatrlyorum, adamn teki yanma gelip, "BR EYLER YAPSANA!
NTHAR ETMEYE ALIIYOR!" diye bard, "allah kahretsin, ne yapabilirim?" dedim, "ip bul, ip atalm ona!" dedi. ayaa frlayp yal bir adamn
paket ve koli balad barakaya kotum. "BR P
VER BANA!" diye bardm ihtiyara, ylece bakt bana. "ALLAH KAHRETSN! P VER BANA, ADAM BOULUYOR! ONA P ATMALIYIM!" ihtiyar
arkasna dnp bir ey ald ve bana uzatt, iki parmann arasnda bzlm kk bir para beyaz ibriim tutuyordu. "SEN ALLAHIN
CEZASI OROSPU OCUU, ADAM BOULUYOR!" diye bardm ona.
neyse ki genlerden biri soyunup denize atlad gibi intihar giriimcimizi kurtard, gen kahramana yevmiyesini verip tatil yapmas iin evine
yolladlar, adam suya kaza eseri dtn syledi ama ayakkablarn ve oraplarn neden kardn izah edemedi, bir daha grmedim onu. o
gece kafasna koyduu ii gerekletirmeyi baard belki, bir insan neyin yiyip bitirdiini asla bilemezsiniz, belli bir ruh durumuna gelmiseniz en
basit eyler bile korkunsorunlar haline gelebilir, ve en kt
endie/korku/ac yorgunluu, aklayamadn, anlayamadn, nedeni aklna bile gelmeyendir, metal bir levha gibi ylr stnze, ondan kurtulu
yoktur, saatine yirmibe dolar vermeye raz olsanz bile.
intihar m? intihar etmeyi dnen siz deilseniz anlalabilir bir ey deildir intihar, kulbe katlmak iin airler Dernei'nin bir yesi olmanz da
gerekmez, henz gen bir adamken ucuz bir otel odasnda kalyordum, benden yal bir arkadam vard, eski bir dolandrc, o sralar eker imal
eden bir fabrikada kazan temizliyordu, yaamaya deecek bir ura gibi grnmyor, deil mi? neyse, akamlan birlikte kafa ekiyorduk ve iyi
birine benziyordu, krkbe yanda bir ocuk, rahat ve kaygsz, saldrgan deil. Lou'ydu ad, eski maden iisi; kartal bir burun, eller krek gibi,
ayakkablar buruuk, salar dank, kadnlarla benden daha baarsz -o sralar, neyse, bir gn iki yznden iine gidemedi ve ekerci patronlar
tekmeyi bastlar kna, odama gelip bana syledi, "unut gitsin," dedim, i insann deerli saatlerini yiyip bitiriyordu zaten, kendi tezgahmda
dokunmu felsefem onu pek rahatlatmad, gitti, birka saat sonra sigara otlanmak iin odasna gidip kapsn vurdum, cevap alamadm, sarho
olup szmtr, diye geirdim iimden, kapy amay denedim, ald, hava-gazn
ap yataa uzanmt. Gney Kaliforniye Havagaz irketi ne ok insana hizmet ettiinin farknda deildir herhalde, neyse, pencereleri ap sobay
ve ofbeni kapattm, oca yoktu, eker kazan

temizleme iinden bir gn ie gitmedii iin kovulan eski bir dolandrc, "patronum en iyi iisi olduumu sylyor, ama ok kaytaryorum -geen
ay iki gn. bir gn daha kaytarrsam beni ko-vacan syledi."
yataa gidip sarstm onu. "hey, k kafa!"
"ne...?"
"bana bak sersem, bir daha byle bir ie kalkrsan tekmeleye tekmeleye srerim seni bu ehirden!"
"hey, Ski, HAYATIMI KURTARDIN! SANA HAYATIMI BORLUYUM! HAYATIMI KURTARDIN!"
bu "hayatm kurtardn" teranesi birka haftalk sarholuumuz boyunca srd, o kancams burnunu kz arkadamn yzne iyice yaklatrr, daha da
kts elini elinin stne koyar, "hey, bu orospunun evlad HAYATIMI KURTARDI! biliyor muydun?" derdi.
"bunu bana defelarca syledin, Lou."
"EVET; HAYATIMI KURTARDI!"
iki gn sonra da gitti, iki haftalk kira borcunu takarak, bir daha da grmedim onu.
bu garip bir akamdan kalmalk olmaya balad, ama intihar etmekten sz etmek intihara kalkmaktan ok daha iyidir, ya da yle midir? son
biray iiyorum, yerde duran radyo Japon mzii alyor, imdi de telefon ald, ehirleraras, ayyan teki, New York'tan aryor, "dinle, moruk," diyor,
"elli senede bir, bir Bukows-ki karsa ben bu ii kvrrm." bunun tadna varma izni veriyorum kendime, ie yarasn, nk gkyzm kapkara,
ustura-ucu hava-sndaym. "itiimiz o geceleri hatrlyor musun, moruk?" diye soruyor, "evet, hatrlyorum," diyorum, "ne yapyorsun bu aralar,
yazyor musun hl?"
"evet, imdi intihar zerine yazyordum." "intihar m?" "evet, yeni bir gazeteye ke yazs gibi bir ey yazyorum, yeni bir yeralt gazetesi. AIK
YARIK." "basacaklar m bu intihar yazsn?"
"bilmiyorum." biraz daha konuup kapatyor, ne akamdan kalmalk, ne ke yazs! hatrlyorum, ocukluumda BLUE MONDAY adnda bir ark
vard, Macaristan'da popler olmutu yanlmyorsam, her aldklarnda birileri intihar sokana sapard, o arknn alnmasn yasakladlar sonunda,
ama benim radyomda alan da bir o kadar kasvetli, nmzdeki hafta gazetede bu yazy
bulamazsnz bu ierikten dolay olmayabilir, bu arada cenaze leva-zmatlarnn ilerine sekte vurduum da sylenemez.
--geen pazar geceyarsna kadar altktan sonra bir altlk alp klar yanan bir eve srdm, biralar
grnce canlandlar, birileri gidip biraz daha bira ald.
"geen hafta grmeliydiniz Bukowski'yi," dedi ilerinden biri."t masas ile dans ediyordu, sonra t
masasn dzeceini syledi."
"yok ya?"
"evet. sonra iirlerini okumaya balad, kitab elinden ekip al-masaydk sabaha kadar okurdu."
bakire gzl bir kadnn -ne kadn, kzd, kz- bana bakp durduunu, bu yzden kesemediimi syledim onlara.
"durun bakiyim," dedim, "temmuzun ortasndayz ve bu yl siftahm yok henz."
gldler, gln olduunu sanyorlard, bol bol dzen insanlar bakalar dzemediinde bunu gln bulurlar.
sonra pilile birlikte yaayan sarn gen ilahtan szettiler. onlara o ilahn 33 yana geldiinde i
bulmak zorunda kalacan syledim, hayli dz ve intikam kokan bir laf etmiim gibi oldu. biralar
iip bombay atmalarn beklemekten baka yapabileceim bir ey yoktu.
bir kat paras alp aktrmadan yle yazdm:
ak biraz anlam ieren bir yoldur; seks yeterince anlamldr.
ok gemeden genler yorulup yatmaya gittiler, grm geirmi biri kald bana, ben yalarda, sabaha kadar devam etmek zere yetitirilmi bir
kuan mensuplarydk -imekten sz ediyorum, biralar bitti, bir ie viski bulduk, bat yakasnda bir derginin editrln yapan eski bir
gazeteciydi elikim, muhabbet iyiydi -her konuda anlaan iki yal kpek, sabah abuk geldi, saat altya doru gitmem gerektiini syledim,
arabam srmemeye karar verdim, evim sekiz blok uzaktayd, eski tfek Hollywood Bulvar'na kadar elik etti bana. sonra el skp ayrldk.
eve varmama iki blok kala arabasn altrmaya alan bir kadn dikkatimi ekti, araba birka metre ne frlayp stop ediyordu, araba stop eder
etmez hayli dengesiz ve panik bir biimde tekrar altrmay deniyordu, yeni bir arabayd, kede durup onu seyrettim, ok gemeden araba tam
nmde stop etti. arabann iine baktm, kadnn stnde topuklu ayakkablar, koyu renk uzun orap, bluz, kpe, evlilik yz ve klot vard, etek
giymemiti, sadece ak pembe bir klot, sabah havasn cierlerime ektim, yz yal ama bacaklar ve kalalar genti.
araba bir kez daha ne srad ve stop etti. kaldrmdan inip bam pencereden ieri soktum.
"hanfendi, arabanz park etseniz iyi edersiniz, sabahn bu saatlerinde ok polis olur. banz belaya girebilir."
"haklsn."

arabay kaldrma yanatrdktan sonra indi. bluzun altndaki gsleri de genti. Los Angeles sabahnn alt buuunda pembe klotu ve uzun
oraplar ile ylece durdu. 18'inde bir vcut, 55'inde bir yz.
"iyi olduunuzdan emin misiniz?" diye sordum.
"tabii ki eminim," dedi.
"gerekten emin misiniz?"
"gerekten eminim," dedi. sonra dnd ve yrmeye balad, o pembe parlakln altnda alkalanan kna baktm, benden uzakla-yordu ve bir
allahn kulu yoktu etrafta, ne polis, ne insan, ne de bir ku. benden uzaklaan pembe ve gen kalalar sadece, inleyemeye-cek kadar sarhotum:
yitirilen bir baka gzelliin hzn kemirdi iimi, doru szckleri syleyememitim, doru szckleri yanya-na getirememitim, denememitim
bile. t masasna mstahaktm. adam sen de, sabahn altsnda pembe klotu ile dolaan bir kak ite.
orada durup arkasndan baktm, ocuklar asla inanmayacaklard -kaan balk, sonra birden dnd ve bana doru yrmeye balad, nden de hi
fena grnmyordu, yaknlatka daha iyi grnyordu hatta -yzn hesaba katmamak art ile. ama benim yzm de hesaba katmamak
gerekirdi, insann talihi bozulunca ilk giden yz olur. dier rmeler daha yava gerekleir.
yanma geldi, hl kimsecikler yoktu etrafta, bazen delilik o denli gerektir ki delilik olmaktan kar.
"gzel, dndn," dedim.
"arabann arkas evin park kn engelliyor mu diye bakmaya geldim."sonra eildi, dayanamadm, kolundan kavradm.
"yr, bana gidiyoruz, evim hemen kede, iecek bir eyler alp sokaktan kalm."
o darmadan yz ile bakt bana. yzn vcudunun stne oturtmakta zorlanyordum hl. tek bir ey vard aklmda, canavardan farkm yoktu,
sonra, "pekala, gidelim," dedi.
keye yrdk, dokunmadm ona. gmleimin cebinde bulduum sigaray ikram ettim, kilisenin nnde durduk, sigarasn yaktm, her an
evredeki evlerden birinin penceresinden, "HEY, KADIN, LANET KLOTUNLA BURALARDA DOLAMA YOKSA POLS AIRIRIM!" diyen bir
ses duymay bekliyordum. Holly wood'un kenar mahallelerinden birinde yaamak ie yaryordu belki de.
karlar kahvalty hazrlarken perdenin arkasndan dikize gemi otuzbir eken -drt erkek vard
muhtemelen.
ieri girdik, onu oturtum, hipinin tekinin brakt yarm testi krmz arab kardm, konumadan arab itik, ou kadndan daha akl banda
grnyordu, antasndan aile fotoraflarn -karmamt -ocuklar kastediyorum, kocann fotoraf mutlaka kar.
"Frank midemi bulandryor. Frank iyi vakit geirmemi istemiyor."
"yle mi?"
"beni eve kilitleyip hapsediyor, nefret ediyorum hapsedilmekten, btn eteklerimi ve elbiselerimi saklad, ne zaman iki isem bunu yapyor, iki
iiyorduk."
"yle mi?"
"kle muamelesi yapyor bana. sen de kadnn erkein klesi olmas gerektii kansnda msn?"
"hayr, olur mu yle ey!"
"stmde oraplarm, klotum, topuklu ayakkablarm ve bluzum vard. Frank sznca katm!"
"Frank de znde iyidir ama," dedim, "onu fazla ktleme, ne demek istediimi anlyor musun?"
profesyonelce bir yaklamdr bu. her zaman anlayl grnmeye al, olmadn zaman bile. kadnlarn istedii asla duyarllk deildir, tek istedikleri nemsedikleri birinden duygusal intikam almaktr, kadnlar
aptal hayvanlardr aslnda, ama erkein stnde ylesine younlarlar ki erkek baka eyler dnrken onu bozguna uratrlar.
"Frank orospu ocuunun teki. ama burda olduum iin mutlu deil misin?"
t masas dzmeye be ekerdi, ikimi bitirip uzandm, yal yzn kavradm ve vcudunu dnerek ptm onu, dilimi azna soktum, dili
sonunda dilimi kavrad ve emmeye balad, ben o gen naylon bacaklar ve sihirli gsleri ellerken dilimi emdi. iyi biriydi Frank, hele horlarken.
biraz soluklanp birer iki daha itik, "n'aparsn?" diye sordu.
"i dekorasyon," dedim.
"terbiyesizleme," dedi.
"hey, ok zekisin."
"niversiteye gittim."
hangi niversiteye gittiini sormadm, erbab bu ileri bilir.
"sen niversiteye gittin mi?"

"gittim saylmaz."
"ellerin ok gzel, kadn eli gibi."
"ok fazla duydum bunu. bir kere daha sylersen dilerini dkebilirim."
"nesin sen, ressam filan m? kafan biraz kark gibi. insann gzlerine bakmadm fark ettim.
GZLERME BAKAMA YAN insanlardan holanmam, korkak msn yoksa?"
"evet. gzler farkldr ama. insanlarn gzlerinden holanmam."
"ben senden holandm ama."
uzanp elini bacaklarmn arasna yerletirdi, beklemiyordum; onu arabasna gtrmeye hazrdm, ya da tek bana yollamaya.
iyiydi, elini bacaklarmn arasna koymasndan sz ediyorum.
birer iki daha itikten sonra onu yatak odasna gtrdm, ya da o beni yatak odasna gtrd, nemi yoktu, ilk posta gibisi yoktur, kim ne derse
desin, oraplarn ve topuklu ayakkablarn karma-masn syledim, sapn tekiyim, insana olduu gibi katlanamam, aldatlmalym. psikiyatrlarn
bu konuda syleyecekleri vardr mutlaka, benim de onlarn hakknda syleyeceklerim var.
dzmek bisiklete binmek gibidir: seleye oturduun anda denge ve sihir oradadr yine.
iyiydi, banyo faslndan sonra n odaya gidip testiyi bitirdik, yataa dndmz hatrlamyorum, ama uyandmda 55 yanda bir yz gzlerini
yzme dikmiti, gerekten delice bir bak, ldrmt
gzleri, glmeden edemedim, ben uyurken kamm kaldrmt, bir keresinde Irolo sokanda gen ve tombul bir zenci ile bama gelmiti ayn
ey.
"hadi, gzelim! hadi!" dedim ona.
uzanp yarn araladm, stme alp soktum. O 55 yandaki yz beni pt. korkuntu, ama 18
yandaki vcudu da ta gibiydi, canlanm duvar kad kadar deli ylanvari bir ey. boaldk.
sonra gerekten uyudum, bir ey beni uyandrd, bam kaldrdm, pembe klot pembe klotunu giymi, benim eski pantolonlarmdan birini
giymekle meguld, amurlu pantolonumun knn stnden sarktn grmek hzn vericiydi, hzn vericiydi, samayd, aalkt, insanda alama
duygusu uyandryordu, ama eski profesyonel gzlerini ksp uyuyormu gibi yapt.
Frankie, AKIN geliyor!
bo bir sigara paketinin iine bakn seyrettim, bana bakn seyrettim -size ego gibi gelebilir, ama bana hayranlkla baktn hissettim, yeterince
sorunum vard, ama yine de bana bir eyler veren birinin eski ve yrtk ii pantolonumla yatak odamn kapsndan kn grmek koydu bana. ama
profesyoneller olaslk zerine kurulmu ve nceden varsaylm mekanik bir gelecee uyanktrlar, falan filan, asla gelmeyen gerek eye -t
masas eklinde ancak, kt yatak odasndan, brakrdm gitsinler; brakrlard gideyim, her ey korkuntur gerekten, ve ben daha da katyorum,
asla izin vermezler uyumamza, lnce ancak, o zaman da baka numaralar bulacaklardr, evet, alamak zereydim, ama yzyllarn alkanl,
sa'nn uvallamalar ve hzn verici ve paralanm her eyin etkisi ile yatamdan frlayp sarho kapaklanmas ile dizleri yrtlmam tek
pantolonumun ceplerine baktm, czdanma, dolarlara, ama 7 dolar bulunca soyulmadm anladm, ve aynaya biraz sulu glmsedikten sonra
eski ak yatana girdim ve... uyudum.
--"sicaplar evime geldiler."
"yle mi?"
"evet."
"sincaplar?"
"sicaplar!"
"ok muydular?"
"oktular."
"peki, ne oldu?"
"konutular benimle."
"yle mi?"
"evet, konutular."
"ne dediler?"
"isteyip istemediimi sordular..."
"neyi isteyip istemediimi?"

"eroin akmak isteyip istemediimi."


"ne? ne dedin sen?"
"eroin akmak isteyip istemediimi sordular dedim."
"peki, sen onlara ne dedin?"
"hayr," dedim.
"sincaplar ne dediler?"
"'KEYFN BLR!'dediler."
* **
"anne Bill'i grd, anne Gene'i grd, anne Danny'yi grd." "yle mi?"
"evet."* **
"eyine dokunabilir miyim?"
"hayr."
"benim memelerim var. senin de memelerin var."
"doru."
"bak! gbek deliini yok edebiliyorum, gbek deliini yok ettiimde cann acyor mu?"
"hayr, gbeim srf ya zaten."
"ya nedir."
"olmamas gereken yerde benden ok fazla."
"ooo."
** *
"saat ka?"
"bei yirmi be geiyor."
"peki, imdi saat ka?"
"hl bei yirmi be geiyor."
"peki, imdi saat ka?"
"bak, zaman o kadar abuk deimez, hl bei yirmi be geiyor
"MD saat ka?"
"bei yirmi be dakika ve yirmi saniye geiyor.'
"sana topumu atacam."
"at."
** *
"n'apyosun?" "trmanyorum!"
"dme! dersen hap yuttun!" "dmeyeceim!"
"dme!"
"dmem! dmem! imdi bak bana!"
"aman allahm!"
"aa iniyorum! aa iniyorum!"
"pekala, aada kal!"
"of, SLKTR!"
"ne dedin sen?"
" 'SLKTR!' dedim."

"ben de yle duydum."


"anne Nick'i grd, anne Andy'yi grd, anne Rueben'i grd."
"yle mi?"
"evet!"
"ie mi gideceksin?"
"evet."
"ama ben holanmyorum senin ie gitmenden!"
"ben de holanmyorum."
"yleyse gitme."
"para kazanmak zorundaym."
"ooo."
"haklsn."
"kalemini aldn m?"
"evet."
"anahtarlarn aldn m?"
"evet."
"kimliini aldn m?"
"evet."
"ie git, ie git, ie git, ie git, ie git..."
***
"atlyeye gittik dn akam."
"yle mi?"
"evet."
"ne yapyorlard ordaki insanlar?""konuuyorlard, herkes durmadan konuuyordu." "sen ne yaptn?"
"ben uyudum."
***
"o kocaman harikulade mavi gzleri nerden aldn?" "kendim yaptm!" "kendin mi yaptn?" "evet!"
"anlyorum." "senin gzlerin de mavi." "hayr, yeil." "hayr, mavi!"
"ktandr belki, k yetersiz burda." "sen de gzlerini kendin mi yaptn?" "biraz yardm aldm sanrm."
"ben gzlerimi, ellerimi, burnumu, ayaklarm ve dirseklerimi kendim yaptm."
"bazen hakl olduunu dnyorum." "ve senin gzlerin mavi!" "kabul, benim gzlerim mavi."
***
"rdm! ha, ha, ha! rdm!"
"yle mi?"
"evet!"
"kakan m var?"
"HAYIR!"
"oktandr iemiyorsun, bir sorunun mu var?"
"hayr, senin bir sorunun var m?"
"bilmiyorum."
"neden?"

"bilmiyorum nedenini."
"saat ka?"
"alty otuz be geiyor."

"imdi ka?"
"hl alty otuz be geiyor.."
"imdi ka."
"alt otuz be."
"of, SLKTR!"
"ne?"
"SLKTR! dedim. SLKTR! SLKTR! SLKTR!"
"bana bir bira getir."
"peki..."
"anne Danny'yi grd, anne Bill'i grd, anne Gene'i grd."
"pekala, bana bir bira getir."
bir kou biram getiriyor ve antasna lego paralar, ata, lastik, uzatma kablosu, zarf, reklam brorleri ve Boris Karloffun kk bir heykelciini
dolduruyor, ben biram iiyorum.
Philly'de barn son taburesi benimdi, arada srada ayak ileri de gryordum, gndz barmeni, Jim, elinde paspas sabahn be buuunda alrd
beni ieri, mdavimler yedi gibi derlerdi, beten yediye kadar itiklerim iin para vermezdim, ertesi sabah iki sularnda bar ben kapardm,
uykuya fazla zaman ayramyordum anlayacanz, yemee de. bar ylesine eski, ylesine dknt ve sidik kokan bir yerdi ki ie km bir fahieyi
arlamaktan eref duyardk, kiram nasl dyordum, ne dnyordum, imdi bilmiyorum, o sralar Henry Miller, Lorca, Sartre ve bakalar ile
birlikte bir ykm PORTFOLIO III dergisinde yaymlanmt. Portfolio birinci snf renkli kada baslm, her sayfas farkl yaz karakterinde kocaman
bir dergiydi, on dolara satlyordu, derginin kadn editr
Caresse Crosby bana yle yazmt: "ok farkl, harikulade bir yk. KMSN sen?" cevabm:
"sevgili Bayan Crosby: kim olduumu bilmi-yorum, itenlikle. Charles Bukowski." bu kk nottan sonra on yl tek szck yazmadm, ama nce
Portfolio ile ilgili olarak yamurlu bir geceden sz etmeliyim, mthi bir rzgr, derginin sayfalan sokakta uuuyor ve birileri sayfalarn peinden
kouyor ve ben sarholuumla onlar seyrediyorum, kahvaltda on yumurta yemek gibi bir alkanl
olan dev bir cam silicisi koca ayan sayfalardan birinin stne basyor, "birini yakaladm," diyor,
"bo ver," diyorum, "brak usunlar." sonra ieri giriyoruz, bir eyi kantlamtm, bu benim iin yeterliydi.
her sabah on bir sularnda Jim yeterince itiimi, yrye kmam sylerdi, yryemeyecek halde olduum iin barn arka sokanda bir kenara
bzlp yatardm, bunun benim iin zel bir anlam
vard, sokaktan geen kamyonlar her an iimi bitirebilirlerdi, ama bir kez olsun ansm yaver gitmedi, zenci veletler ellerindeki sopalarla
drtklerlerlerdi beni. sonra da annelerinin sesi gelirdi, "rahat brakn o adam! satamayn!" bir sre sonra bara girip imeye devam ederdim,
sokakta stme bulaan pislik bama i ayordu, birileri mutlaka olay bytp stm sprmeye kalkard.
bir gn barda otururken yanmdakine, "neden kimse kedeki bara gitmiyor?" diye sordum, "oras
mafya bar, oraya gidersen sa kamazsn," dedi. ikimi dipleyip doru o bara gittim.
ok daha temizdi bir kere. iri yar ve suskun genler vard ierde, ben ieri girince iyice sessizlik kt, "barmen, bir sulu viski," dedim.
duymazdan geldi.
sesimi ykselttim: "barmen, sulu bir viski dedim!"
uzun uzun bakt bana, sonra ieyi ald, viskimi hazrlayp nme koydu, bir dikite itim.
"barmen, bir tane daha."
tek bana oturan gen bir kadn dikkatimi ekti, gzeldi, gzel ve yalnz, yanmda biraz para vard
naslsa, nerden bulmutum bilmiyorum, ikimi alp kadnn yanna oturdum.
"mzik dolabndan dinlemek istediin bir ey var m?
"fark etmez, ne istersen al.."
bozuk paralar alete attm, kim olduumu bilmiyordum ama mzik dolabna para atmakta stme yoktu, kadn gzeldi, neden kimse ona
aslmamt? barmene seslendim.
"hey, barmen! iki viski! biri bana, dieri bayana."
havada nihayet lm kokusu vard ve ben o kokuyu sevip sevmediimden o kadar da emin deildim.
"ne iersin, hayatm?"
yarm saat kadar imitik ki barda oturan iki gen yarmadan biri ar admlarla bana doru gelip arkamda durdu, kulama eildi, kadn helaya

gitmiti.
"sana bir ey sylemek istiyorum."
"tabii, memnun olurum."
"bu kz patronun sevgilisi, akln bana toplamazsan sonun olur."
aynen yle demiti, "sonun olur." filmlerdeki gibi. sonra gidip yerine oturmutu, kz heladan dnp yanma oturdu.
"barmen!" diye bardm, "iki viski daha."
durmakszn konuuyor, arada mzik dolabna gidip para atyordum, sonra benim de iim geldi. BAY
yazsna doru yrdm, hela bodrumdayd, merdivenden iniliyordu, birka basamak inmitim ki barn sonunda oturan iki yarmann taburelerinden
kalkp peimden geldiklerini fark ettim, durumun tuhafl korkumu bastrmt, inmeye devam etmekten baka arem yoktu, pisuara gidip iemeye
baladm, sarhotum, gzmn ucundan bama inmek zere olan copu grdm, bam biraz yana ektim, kulama ineceine tam tepeme indi.
klar yand snd, sonra daire izmeye baladlar, o kadar da fena saylmazd ama. iemeyi bitirip fermuarm ektim, arkama dndm, ylece
durmu yere ylmam bekliyorlard, "msadenizle," dedim, yanlarndan geip yukar ktm ve kadnn yanna oturdum, ellerimi ykamay ihmal
etmitim.
"barmen!" diye bardm, "iki viski!"
kan enseme iniyordu, mendilimi kartp bama bastrdm, yarmalar yukar kp yerlerine oturmulard.
"barmen! beylere de iki ver, benden."mzik kutusuna para atmay ve kadnla muhabbeti srdrdm, kadn benden uzaklamaya almamt,
sylediklerini pek takip edemiyordum, sonra yine iim geldi, kalkp BAY yazsna doru gittim, yanlarndan geerken bam yaran yarmalardan
birinin dierine, "bu orospu ocuunu ldrmek imkansz, kan teki," dediini duydum.
peimden gelmediler, ama yukar ktmda kadnn yanna oturmadm bu kez. yapmak istediimi yapmtm, gerisi nemsizdi, imeye devam
ettik, bar kapandnda hep birlikte dar ktk, bardk, ardk, arklar syledik, son birka saati esmer bir olanla ierek geirdim, yanma
gelip, "bizimle al, senin gibi birine her zaman ihtiya duyarz, cesursun." dedi.
"saol dostum," dedim, "mteekkirim ama yapamam, yine de saol."
sonra yryp uzaklatm, o aina dram duygusu ile.
birka blok tede bir ekip otosunu durdurup iki gencin beni yaralayp soyduunu syledim, acil servise gtrdler, bir doktor ile bir hemire parlak
bir n altna oturttu beni. "bak, bu cann ya-kacak," dedi doktor, ine ile bam dikmeye balad, hibir ey hissetmedim, her eyi kontrol
edebilirmiim gibi bir duyguya kapldm, elimi uzatp hemirenin bacan okadmda bam
bandaj-lyorlard. dizini okadm hemirenin, iyi gelmiti.
"hey! kendine gel!"
"yok bir ey. aka yaptm," dedim doktora.
"ieri atalm m?" diye sordu polislerden biri.
"hayr, evine gtrn, zor bir gece geirmi zaten."
polisler beni evime braktlar, mkemmel servis. Los Ange-les'da olsaydm kesin kodese tkmlard
beni. odama girince bir ie arap itim, sonra da yattm.
ertesi sabah be buukta barda olamadm, arada srada al kardm olurdu, bazen btn gn yataktan kmazdm, saat iki sularnda darda,
pencerenin altnda iki yal kadnn konutuklarn
duydum, "bu yeni kiracy anlamyorum, baz gnler yataktan hi kmyor, btn gn yatakta radyo dinliyor."
"biliyorum, birka kere grdm onu. her seferinde sarhotu, korkun bir adam."
"tanmasn syleyeceim."
bok ye, diye geirdim iimden, bok ye, bok ye, bok ye...
Stravinski'yi kapatp giyindim ve bara gittim, ieri girer girmez barp armaya baladlar.
"hey! bakn kim gelmi!"
"ldn sandk!"
"mafya barna gittin mi?"
"evet."
"neler oldu? anlatsana, ne dikilip duruyorsun?"
"azm kuru. ikiye ihtiyacm var."

"hemen, ikiler bizden."


sulu viski geldi, barn sonuna oturdum, kirli bir gn szyordu ieri, gnm balamt.
"o barn son derece tehlikeli bir yer olduuna dair rivayet kesinlikle doru..." sonra size anlattklarm
anlattm onlara.
hikayenin gerisi: iki ay kadar sam tarayamadm, mafyann barna bir-iki kez daha gittim, beni mkemmel arladlar, sonra belam ya da aradm
her neyse onu baka yerde bulmay mit ederek Philadelphia'dan ayrldm, belay buldum ama dier aradklarm henz bulamadm, lnce buluruz
belki, belki de bulmayz, felsefe kitaplarnz var, bilim adamlarnz var, retmenleriniz var, rahip-leriniz var. bana sormayn, bir de erkekler tuvaleti
bodrumda olan barlardan uzak durun.
--Henry'nin annesinin cenazesi o kadar da kt gememiti, gzel bir Katolik tren, rahip birka tts
sallam, tren bitmiti, tabut almamt. Henry cenaze treninden doru hipodroma gitmiti, kazanmt o gn. orada melez bir kz kaldrm,
birlikte kzn dairesine gitmilerdi, kz biftek piirmi, sonra sevimilerdi, babasnn lm ok daha karmakt, tabutu ak brakmlard, en
sonHenry bakmt ihtiyarn lsne. Henry'den nce ihtiyarn sevgilisi, daha nce hi grmedii bir Shirley, tabutun iine eilip hkrklara
boulmu ve o l ba tutup pmt, zor ekmilerdi kadn
tabuttan, sonra Henry basamaklardan inerken bu Shirley onu tutup pmeye balamt, "ah, ne kadar benziyorsun babana!" Henry'nin kam
sertlemiti kadnla prken, onu uzaklatrdnda n
kabarmt, kimsenin farketmemi olmasn ummutu, bir ara Shirley'i denemeyi kafasna not etti.
Henry'den fazla yal deildi, cenazeden hipodroma gitti, ama kendine melez bir kz bulamad bu kez.
bir miktar da zarar etti. ihtiyarn laneti.
avukat braklm bir vasiyet olmadn syledi, nakit kalmamt ama ev ve araba vard. Henry isizdi o sralar, hemen eve tand, ve iti. eski
sevgilisi Maggy ile. leye doru kalkp lanet baheyi suluyordu, ve iekleri, iek meraklsyd ihtiyar, akamdan kalma, almay sevmedii iin
ihtiyarn ondan ne kadar nefret ettiini dnerek orada durup iekleri suluyordu, iki imeyi ve kadnlar
seviyordu sadece, imdi ihtiyar topran altndayd ve lanet ev ile araba ona kalmt, komularla samimi oldu, zellikle kuzey tarafnda oturan
adamla, amarhane iletiyordu. Harry, bir bahe dolusu kuu vard bu Harry'nin. be bin dolarlk bir yatrm, her tr. her yreden, tuhaf renklerde ve
biimlerde, ilerinden biri konuuyor, mtemadiyen, "cehennemin dibine kadar yolun var, cehennemin dibine kadar yolun var" diyordu. Henry
stne su fkrtmt lanet eyin ama yarar olmamt, ku,
"atein var m?" diye sormu, hemen ardndan da be-alt kez st ste "cehennemin dibine kadar yolun var" demiti, ok hzl, ku kafeslerinden
geilmiyordu bahe, kular iin yayordu Harry. Henry iki iin yayordu, ve yark iin. o kulardan birini denerdi belki, bir ku nasl s.ki-lir?
Maggy yatakta ok iyiydi ama yar kzlderiliydi ve sarholuu ok pisti, arada srada ona vurmak zorunda kalyordu, bir gn Shir-ley'nin numarasn
buldu, onu arayp gelmesini syledi. Shirley babasna ok benzediini syleyerek onu pmeye balad yine. izin verdi, sonra da karlk, o gece
Shirley'yi dzmedi, bekleyip emin
olmak istiyordu, korkutmak istemiyordu onu.
Harry hemen hemen her gece kars ile geliyor, birlikte iiyorlard. Harry amarhaneden ve kulardan konuuyordu, kular Harry'nin karsndan
nefret ediyorlard. Harry'nin kars bacak bacak stne atp kulardan ne kadar nefret ettiini anlatyor, Henry'nin n kabaryordu. lanet kadn
ikence ediyordu Henry'ye. Sonra Shirley yalnz gelmeye balad, birlikte imeye baladlar. Maggy honut deildi Shirley'nin gelmesinden. Henry
bir Shir-ley'ye bir Maggy'ye bakp hangisinin daha iyi olduuna karar vermeye alyordu, her ey ayn gecede gerekleti. Harry'nin kars sarho
olup kular serbest brakt. 5.000 dolar utu. Harry sersem gibi kalakalmt, sarhotu, karsn dvmeye balad, tokal her patlattnda kars yere
ylyor, Henry elbisesinin iine bakyordu, birka kez klotunu grd, can fena halde istedi. Maggy sokaa km kular yakalayp kafeslerine
koymaya alyor, ama yakalayamyordu, kular sokakta bir aa bir yukar uuyor, aa dallarna tnyor, atlara konuyorlard. 5.000 dolar
deerinde bir ku srs; renkleri ve biimleri farkl farkl, zgrln aknl iinde. Henry daha fazla dayanamad, Shirley'yi kolundan tutup
yatak odasna gtrd, kadn soyup stne kt, kaldramayacak kadar sarhotu nerdeyse. Harry karsna vurmaya devam ediyor, kadn her yere
yldnda bir lk atyor, Henry'de daha bir destekli vuruyordu, sonra Maggy elinde bir kula ieri girdi, banda, gsnde ve ayaklarnn st
ksmnda portakal renginde psklleri vard kuun, ama gerisi gri ve aptald. Harry'ye 300 dolara patlamt. Maggy "bir ku yakaladm!" diye
bard ve Henry'yi gremeyince yatak odasna gitti, orada neler olduunu grnce kucanda kula koltua oturdu ve lk atmaya balad ve
Harry karsn habire yere seriyordu ve kars her seferinde lk atyordu ve polisler byle buldu onlar, iki gen polis memuru, nce Henry'yi
Shirley'nin stnden ektiler, sonra herkese giyinmelerini sylediler, bir ekip otosu daha geldi, iki baka gen polis memuru. Maggy saldrganlap memurlardan birine vurdu, memurlar onu arabaya atp tepelere srdler ve srayla Maggy'yi arka koltukta dzdler, kelepelemekzorunda
kalmlard, br memur Henry, Harry, Shirley ve Harry'nin karsn karakola gtrp tutuklad, hcreye tkt ve kular bir aa bir yukar uup
durdular.
o pazar ayininde rahip, cemaate gnah ve utan getiren ehvet dkn alkoliklerden sz etti. Bir tek Maggy kodese girmemiti, ok dindard, n
sraya oturup bacak bacak stne atmt, rahip krsden klotunu gryordu nerdeyse. n kabarmaya balad, krs durumu gizliyordu allahtan.
bir sre pencereden dar bakarak konumak zorunda kald, nndeki ininceye kadar.
Harry iinden oldu. Henry evi satt, rahip Maggy ile yatt. Shirley bir televizyon tamircisi ile evlendi.
Harry ylece oturup bo kafeslere bakt ve kular sokaklarn ortasnda alktan ldler. Harry sokakta l bir kua her rastladnda karsn dvd.
Henry paray kumara ve ikiye yatrd, alt ay sonra meteliksiz kald.
benim adm Henry. Charley gbek admdr, annemin cenazesi o kadarda kt saylmazd, gzel bir Katolik cenaze treni, ttsler, kapal tabut,
babam ldnde iler biraz kart, tabutu ak braktlar ve ihtiyarn sevgilisi tabutun iine eilip o... l ba pt ve her ey byle balad.

Hami -bir kuu s.kmek iin nce yakalamak gerekir.


--modern kuru temizleme makinesinin en iyi yan kumaa zarar vermemesidir elbette, ve Kral km be
kez tekmeledi, bir iki drt be, ve Atlanta'da buldum kendimi, New York'da olduumdan bile daha kt durumda, daha parasz, daha deli ve
daha zayf; 53 yanda bir fahie ya da orman yangnna yakalanm bir rmcek kadar ansm vard anlayacanz, neyse, sokaklarda yryordum,
geceydi ve souktu, ve Tanr'nn umurunda deildi, kadnlarn umurunda deildi, uuk editrn umurunda deildi, rmceklerin umurunda deildi,
ark syleyemiyordum, ben adm bilmiyordum ama souk biliyordu ve sokan souk dili serin ve bo midemi yalyordu, haha, ok ey biliyordu
sokaklar, ve beyaz bir Kaliforniya
gmlei vard stmde (eski) ve bir kapy aldm, saat dokuz sularyd, sa'nn pes etmesinden iki bin yl sonra, kap ald ve yzsz bir adam
belirdi, bir odaya ihtiyacm var, Kiralk Oda tabelasn
grdm, senden holanmadm, dedi bana. u anda msait deilim zaten.
tek istediim bir oda, dedim, ok souk, cretini derim, bir haftalk deyemem ama u anda souktan korunmak istiyorum, lyor olmak deil
sorun, kaybolmak.
s.ktir git, dedi. kap kapand.
adn bilmediim sokaklarda yrmeye baladm, ne tarafa gideceimi bilmeden, bir sorun vard ve ben adn koyamyordum, bu yzdendi bu kadar
hzn, incil gibi taklp kalmt kafama, ne sama sapan i. byk tufa, haritasz, insansz, yabanarlar sadece, talar, duvarlar, rzgr, kamm ve
hayalarm uyumu, canmn her istediini barabilirdim sokaklarda, kimse duymazd, kimse umur-samazd, umursamalar da gerekmezdi zaten,
sevgi deildi aradm, ama ok tuhaf bir ey vard, kitaplarda asla sz edilmeyen bir ey. anneler babalar da szn etmiyordu, rmcekler
biliyorlard
ama. s.ktir git.
ilk kez olarak her eyin BR SAHB OLDUU ve BR KLD bulunduunu fark ettim, her ey kilit altndayd, hrszlar, berdular ve kaklar iin bir
ders, dler lkesi Amerika.
sonra bir kilise grdm, pek sevmem kiliseleri, hele kalabalksa. ama sabahn dokuzunda kalabalk olmayacan dndm, basamaklar ktm.
hey hey, kadn, gel gr adamnn halini.
bir sre oturup o iren kokuyu soludum, Tanr'ya bir anlam verebilirdim belki, ona bir frsat tanyabilirdim, kapy amaya altm.
kilitliydi orospu ocuu
basamaklardan indim bu kez.
yrmeye baladm yine, aklma estike ke dnyor, yleceyryordum, inmiti ite. DUVAR, insann korkulu ryas, sonsuza dek dlanmaktan
sz etmiyorum, tek bir dostunun bile olmamasndan sz ediyorum, tevekkeli deil, diye geirdim iimden, insann d bokuna karyor, bu insan
LDRR, ucuz numaralar bir ekilde dahil olup tutunmaktr, czdannda eit eit kredi kart bulundur, para, sigorta, araba, yatak, tuvalet, kedi.
kpek, bitki, mzik aletleri, doum sertifikalan, fke duyulacak eyler, dmanlar, yardaklar, un uvallar, krdanlar, hastalksz k. kvet, fotoraf
makinesi, gargara, aman tanrm, oooo. kilitler (sahip olduunuz her eyi aln ve iki yzge gibi, lastik kanatlar gibi, ecza dolabnzdaki yedek y.rak
gibi knza sokun.) kk bir kprden getim, bir baka KRALIK ODA ilan grdm, binann kapsna gittim, kapy
aldm, aldm tabii ki, baka ne yapabilirdim, stmdeki Kaliforniya gmlei ve buz tutmu kmla dans edecek halim yoktu herhalde?
evet, kap ald, yal bir kadn, o kadar souktu ki yz olup olmadna dikkat etmedim, yoktu galiba, yzde hesab ile alrm, k buz tutmu bir
matematiki, bir sre dudaklarm ovuturduktan sonra konutum.
kiralk odanz var galiba.
evet. n'olmu?
bir odaya ihtiyacm olduu kanaatindeyim.
bir dolar yirmi be sente ihtiyacn var yleyse.
gecelik mi?
haftalk.
haftalk m?
evet.
tanrm.
bir dolar yirmi be senti verdim, iki- dolar param kalmt, evin iine baktm, tanrm, devasa bir ate
yanyordu ierde, iki metre geniliinde, bir metre yksekliinde, evin yandn sylemek istemiyorum, olmas gerektii yerde yanyordu ate.
sihirli bir mine, o atee bakarak hayata dnebilirdiniz, o atee bakarak iki kilo alabilirdiniz, yemek yemeye gerek yok. yal bir adam oturuyordu
atein nnde, alevlerin glgeli ile ykanyordu sanki, tanrm, az akt, enesi sarkmt, nerede olduunu bilmez bir hali vard, zangr zangr
titriyordu, hi kesilmiyordu titremesi, zavall yal

eytan, bir adm attm ieri.


s.ktir, dedi yal kadn.
ne demek istiyorsun? odann cretini verdim, hem de bir haftalk.
doru, odan darda. beni izle.
yal kadn kapy ierdeki yal eytann stne kapatt ve n tarafa doru giden patikada onu izledim, patikaym, plkten fark yoktu n
bahenin, daha nce dikkatimi ekmemiti ama kontrplaktan yaplma bir baraka vard n tarafta, gzlem gcm hibir zaman iyi olmamtr,
barakann kapsn
at, tek mentee zerinde duruyordu kap.
kapnn kilidi yok. ama kimse rahatsz etmez seni burda, merak etme.
sanrm haklsn.
gitti, haklymm. grmtm yzn, yoktu, tavuun gerisinin krm derisi.
k yoktu ierde, tavandan bir kablo sarkyordu sadece, yer toprakt, yere gazete serilmiti, hal misali, bir yatak, arafsz, ve ince bir battaniye,
sonra bir gaz lambas buldum! inayet! ksmet! by!!
yanmda kibrit vard, yaktm. BR ALEV BELRD!
bir gzellik aleviydi, ruhu vard, gnele ykanm dalarn yamalar, dalga dalga akan glmseyen bir balk srs, kzarm ekmek gibi kokan
scak oraplar, elimi stne tuttum kk alevin, harikulade ellerim vard, sadece ellerim harikuladeydiler.
sonra snd kk alev.
kurcaladm lambay biraz, ama yirminci yzylda doduum iin hibir ey bilmiyordum gaz lambalar hakknda, yine de biraz daha gazya
gerektiini anlamak ok zamanm almad.
kontrplak kapm ap Tanr 'nn ay ile aydnlatt geceye ktm, harikulade ellerimle evin kapsn aldm, evet. kap ald, yal kadn belirdi,
baka kim? Mickey Rooney mi? o muhteem n altnda titreyip duran ihtiyar eytana bir gz daha attm, lanet geri zekal.
ne? diye sordu yal kadn tavuk gerisi yz ile.
sizi rahatsz etmek istemezdim, ama u kk gaz lambas var ya?
evet?
ey, snd.
yle mi?
evet. biraz gazya dn alabilir miyim?
manyak msn nesin? gazya PARA ile, olum.
arpmad kapy, antik bir serinkanll vard, o hristiyanlara has hdk kaytszl ile kapatt kapy, yzyllarn eitimi, ne gzel atalarm vard, tavuk
gerisi yzl, tavuk gerisi yzller ve alak-gnlllerdir bu dnyann varisleri.
odama dndm (?), yataa oturdum, sonra ok utan verici bir ey oldu: uzun zamandan beri kursamdan bir ey gemedii halde birden
smam geldi, kalkp Tanr'nn gecesine kmak ve o kapy bir kez daha almak zorunda kaldm, bu kez de Mickey Rooney deildi kapy aan.
evet?
tekrar rahatsz ettiim iin zr dilerim, ama odann tuvaleti yok. kullanabileceim bir tuvalet var m?
orda! iaret etti.
orda m?
ORDA! ve bana bak...
efendim?
s.ktir git, olum, aptal fikirlerinle buraya gelip kapy alyorsun, dardak SOUK hava ER
giriyor!
affedersiniz.
bu kez arpt kapy, scak havay kulaklarmn arasnda hissettim, hayalarmda bir an. nefisti, sonra tuvalet yerine geen yapya doru yrdm.
tuvaletin kapa yoktu.
eilip delikten ieri baktm, kilometrelerce derine gidiyordu sanki, hibir tuvaletin asla kokmad kadar kt kokuyordu, ve hafife alnacak bir

cmle deil bu.


aynda ann ortasna oturmu bir rmcek grdm, siyah, iri bir rmcek, bilge, rmcek tuvaletin azna rmt an, sma isteim
kayboldu birden.
odama dndm, yataa oturup harikulade ellerimi havaya, mmkn olduunca tavandan sarkan kabloya doru uzattm, biraz daha yaklaabilirdim,
yar deli ve kuru bok dolu oturmu ellerimi kabloya doru sallyordum, sonra kalkp dar ktm, bir blok yryp buz tutmu bir aacn altnda
durdum, buz tutmu muhteem bir aa. iimdeki btn o kuru bokla, bir marketin nnde durdum, iman bir kadn marketin sahibi ile
konuuyordu, sar n altnda durmu konuuyorlard, ve YEMEK doluydu ierisi, ne sanat umurlarndayd, ne yk, ne de Plato. Mickey Rooney'yi
seviyor-lard, lydler ama bir ekilde benden daha saduyuluydular, bceklerin ve vahi kpeklerin duyarsz duyarll, bir bok deildim, ben
yapamyordum.
odama dndm, ertesi sabah gazete kenarlarn kullanarak babama bir mektup yazdm, zarf ve pul satn alp postaladm, alktan lmek zere
olduumu yazm, Los Angeles'a dnebilmem iin para gndermesini istemitim, yknn can cehenneme, demitim, De-mass'a bak, frengi
kapt, krek ekerken fttrd. para gnder.
beklerken sp smadm hatrlamyorum, cevap geldi ama. zarf atm, sayfalar salladm, on-on iki sayfalk bir mektuptu, arkal nl. ama para
kmad iinden, ilk szckler: BENDEN BU
KADAR!
...bana hl ON DOLAR borlusun! benim canm burnumdan kyor para kazanmak iin. sen sama sapan yklerini yazarken senin geimini
temin edecek deilim, mrnde bir kez olsun bir yk
SATMI olsaydn, ya da ETM grm olsaydn farkl olabilirdi, ama yazdn ykleri okudum, RKNLER, insanlar senin RKNLKLERN
okumak istemiyorlar. Mark Twain gibi yazmalsn, byk adamd, insanlar gldrrd, senin yklerinde kahramanlar ya kendilerini ldryorlar ya
deliriyorlar ya da bakalarm ldryorlar, hayatn byk ksm sandn gibi deil, kendi-ne iyi bir i
bul, ADAM ol.
bu minvalde srp gidiyordu mektup, bitiremedim. benim istediim parayd, bir daha salladm sayfalan, souu hissedemeyecek kadar
hastaydm, o gn daha ge bir saatte yrrken bir ilan grdm
-eleman aranyor. Sacramento'nun batsnda bir yerde demiryolu inaatnda alacak eleman aryorlard, formu imzaladm, dier iiler biraz
canm sktlar, benden holanmamlard. tren yz yanda ve toz iindeydi, uyumaya alrken iilerden biri koltuumun altna girdi, dierleri
kkrdarken yzme toz fledi. BOK HERFLER! Atlanta'da olmaktan iyiydi yine de. sonunda tepem att, doruldum, herif arkadalarnn yanna gitti.
bu adam normal deil, dedi. yanma gelirse bana yardm etmenizi istiyorum.
yanna gitmedim. Mark Twain mthi kahkahalar karrd herhalde byle bir ykden, o bok heriflerle ieyi paylap arklar sylerdi, gerek
erkek. Sam Clem. ben bir bok deildim, ama Atlanta'dan kmtm, hl hayattaydm, harikulade ellerim ve gidecek uzun bir yolum vard.
tren ilerliyordu.
--bilemiyorum, k delikleri minicik in salyangozlaryd belki nedeni, belki de mor kravat ineli Trk ya da onunla haftada yedi-sekiz veya on bir kez
sevimek zorunda kalmam ya da baka bir ey ya da baka bir ey, ama bir zamanlar bir milyon dolarn varisi olan bir kadnla, bir kzla evliydim,
birilerinin lmesi gerekiyordu sadece, ama Teksas'n o yresinde hava kirlilii yok, iyi beslenir, kali-teli iki ierler ve bir yerleri izilse ya da
aksrsalar doktora giderler, hatun nemfomand, boynuyla ilgili bir sorunu vard, zetlemek gerekirse iirlerime arplmt, iirlerimin Black, hayr
Blake, Blake'den bu yana yazlm en iyi iirler olduunu dnyordu, bazlar yledir de. ya da baka bir ey.
srekli mektup yazyordu, bilmiyordum bir milyon dolar olduunu. Kuzey Kingsley Drive'da bir odada oturuyordum, mide ve barsak kanamas ile
yattm hastaneden yeni kmtm, hastanenin her yerine aktmtm kanm, dokuz ie kan ve glikoz verdikten sonra, "bir kadeh daha i, ldn,"
demilerdi, intiharc! birine byle ey sylenmez, her gece bo ve dolu bira kutularnn arasnda iir yazyor, ucuz puro iiyordum, solgun ve gsz,
son duvarn kmesini bekleyerek.
bu arada yazyordu, yantlyordum, iirlerimi ne kadar gl bulduunu belirttikten sonra kendi iirlerinden birkan yolluyordu (pek de kt
deillerdi) ve hep ayn ey: "kimse benimle evlenmez, boynum, boynumu eviremiyorum." srekli ayn ey. "kimse evlenmez benimle, kimse
evlenmez, kimse evlenmez." sarho bir gecemde bir halt yedim: "tanr akna, ferahla, ben evlenirim seninle!" diye yazdm ve mektubu postalayp
unuttum, ama o unutmad, daha nce de fotoraflarn yollamt, hi de fena grnmyordu, ama evlilik teklifimden sonra korkun fotoraflar
gelmeye balad, o fotoraflara bakp GEREKTEN sarho oluyordum, dehet iinde halnn ortasna diz kp konumaya balyordum, "bundan
byle kendimi feda ediyorum, bir insan mutlu etmek bile yaamn hakkn
vermeye yeter." bir ekilde kendimi teselli etmek zorundaydm, fotoraflara baktka ruhum haykrp titremeye balyor, bir kutu biray daha mideme
indiriyordum.
minik, yuvarlak k delikli in salyangozlar deil de resim kursuydu belki de nedeni, nerdeyim ben?
otobse bindi, annenin haberi yok, babann haberi yok, dedenin haberi yok, bir yerlere tatile gitmiler, yannda biraz bozuk para sadece,
karlamak iin terminale gittim, sarho bir vaziyette oturmu hi
grmediim bir kadnn otobsten inmesini bekliyordum, evlenmek iin. sokaklara ait deildim, anons yapld, otobs yanat, kapdan inen
yolculara bakmaya balarm, sarn, eker, ekici bir hatun, yksek keler, nefis bir k, alkalyor ve gen, gen, yirmi , bana doru geliyor,
boynunda ok da tuhaf bir durum yok. olabilir mi? otobs m kard? yanna gittim.
"Barbara sen misin?"

"evet," dedi. "sen de Bukowski olmalsn.""olmalym, gidelim mi?"


benim klstre binip evin yolunu tuttuk.
"otobsten inip geriye dnmeyi bile dndm."
"seni sulayamam."
eve gittik, ben biraz daha itim, evlenmeden benimle yatmayacan syledi, biraz uyuduktan sonra arabaya atlayp Vegas'a gittik ve dndk.
Evliydik, durmakszn gidi dn araba srmtm, yataa girdiimize dedi... LK sefer, bana nemfoman olduunu sylemiti, inanmamtm,
drdnc
postadan sonra inanmaya baladm, bam beladayd, her erkek doyumsuz kadn yola getirebileceine inanr ama bu inan insan mezara gtrr
-erkei tabii ki.
sevkiyat memurluundan istifa ettim ve Teksas otobsne bindik, o zaman rendim milyoner olduunu; havalara sradm syleyemem, biraz
tuhafmdr. ok kk bir kasabayd, uzmanlar tarafndan birilerinin atom bombas atmak zahmetine giriecei son Amerikan kasabas olarak
gsteriliyordu, haklydlar, frsat bulup da yatak odasndan kabildiim zaman kk yryler yapyordum, takatsiz, solgun, bezgin; herkesin gz
stmdeydi tabii ki. kasabann zengin kzn
oltasna drm uyank kentliydim. MUTLAKA bir eyler vard bende, ki vard: derisi syrlm
yorgun bir kam ve bir bavul dolusu iir. karmn belediyede mis gibi bir ii vard, bir masa ve sfr sorumluluk, ben de pencerenin nne oturup
gneleniyor, sinek kovuyordum, babas benden nefret ediyordu ama dedeyle aramz fena deildi, parann ou babadayd ama. bir gn oturmu
sinek kovuyordum ki iri bir kovboy dald ieri, izme, kovboy apkas filan, "lanet olsun, Barbara," dedi ve bana bakt...
"syle, ne yaparsn sen?" diye sordu. "YAPMAK m?" "evet, ne YAPARSIN?"
uzunca bir sre bekledim, pencereden dar bktm, bir sinek kovdum, sonra ona dndm, tezgaha yaslanmt, 1.90 boyunda, krmz suratl
Teksasl Amerikan kahraman, mao... "ben mi? ben...
rzgra kaplm bir yaprak gibiyim."
gerilip tezgaha sk bir kafa att, sonra da dar kt.
"onun kim olduunu biliyor musun?" diye sordu Barbara.
"hayr."
"kasabann belasdr, dvmedii adam yoktur, benim kuzenim olur."
"bana bir ey YAPMADI ama. YAPTI MI?" dedim, tane tane.
ilk kez biraz tuhaf bakt bana. iimdeki besili canavar grd, hassas air kimlii Noel'de azma aldm bir gld sadece, kot pantolon gnnde
tek takm elbisemi giyip kasabada bir aa bir yukar
gezindim. Hollywood filmi gibiydi, kot giymeyen herkesi gle atyorlard, kulaa geldii kadar kolay deildi, yrrken midemde birka kadeh vard
ve gl filan grmedim, kasaba benimdi. kasabann doktoru benimle ava ve bala kmak istiyordu, karmn akrabalar bo bira kutularn p
tenekesine nianlarken anlattm fkralar dinliyorlard, intiharcl umursamazlm cesaret olarak alglyorlard, gn benim gnmd.
ama karm Los Angeles'a dnelim diye tutturdu, daha nce byk kentte yaamamt, caydrmaya altm, kasabada aylaklk etmekten
honuttum, ama hayr, gitmemiz gerekiyordu, dede bize yklce bir ek yazd, otobse binip Los Angeles'a dndk, otobslerde srnen
potansiyel milyonerler, daha da kts, geimimizi kendimiz salamalyz diye tutturdu, ben bir sevkiyat memurluu buldum yine: o da evde oturup
bir i bulma midiyle vakit geiriyordu, her gece i sonras kafay ekiyordum,
"tanrm," diyordum "bakar msn yaptma? gerek bir kylyle evlendim." bu deli ederdi onu. bir milyon dolar iin bile k yalayamazdm. iimde
yoktu, bir tepenin zirvesinde bir evde yayorduk, kk bir evdi, kiralk, arka bahesinde uzun imler; sinekler uzun imlerin arasna saklanr, sonra
hep birlikte kp arka baheyi istila ederlerdi. 400.000 sinek, delirtirlerdi beni. byk bir kutu spreyle kp her gn binlercesini ldryordum ama
ok fazla dzyorlard; biz de yle. bizden nce evde yaam olan kaklar yatan st duvarna epeevre raf akmlard, sardunya sakslaryla
doluydu raflar, kk sakslar, byk sakslar, hepsinde de sardunya, dzt-mzde yatak duvarlar titretir, sonra raflar titrer, sakslarn takrtlar
duyulurdu: dayanamayp yklmak zere olan raflarn grlts, ve dururdum, "hayr! HAYIR! DURMA! OH, TANRIM, DURMA!" devam ederdim ve
raflar inmeye balard, srtma, kma, kafama, bacaklarma, kollarma, ve o gler, barr ve BOALIRDI, ok seviyordu o sakslar, "u raflar
duvarlardan skp atacam," derdim, "hayr, yapma," diye yalvarrd,
"LTFEN YAPMA!" yle tatl yalvarrd ki yapamazdm, raflar yine yerlerine akar, sakslar
yerletirir, bir dahaki seferi beklerdim.
kk, siyah, geri zekal bir kpek satn alp adn Bruegel koydu. Peter Bruegel ressamd, ya da bir zamanlar ressamm. birka gn sonra kpee
duyduu ilgiyi yitirdi ama. yoluna ktnda tek-melerdi, sert, ayakkabsnn sivri ucuyla, "ekil yolumdan pi!" diye tslayarak, biram itikten sonra
Bruegel'le yerlerde yuvarlanr, bouurdum, yapabildii tek ey buydu -harala grele boumak, dileri benim dilerimden daha salamd stelik,
bir milyonun bir ekilde benden uzaklatn
hissediyor, ama umursamyordum.
yeni bir araba ald bize. 57 model bir Plymouth, ki halen kullanyorum, ona ansn belediyede denemesini syledim, snava girdi ve erif
Departman'nda almaya balad, ona sevkyat memurluundan kovulduumu syledim, her gn arabay ykadktan sonra gidip onu iten alyordum, bir gn arabaya bindi ve tam gazlamak zereyken
iekli gmlek giymi, uuk benizli, dk omuzlu, aptal gll bir sr gen, liseli yryleri ile binadan ktlar.

"kim bu serseriler?" diye sordum


"polis memuru onlar," dedi o kibirli, kk kanck tonuyla.
"hadi canm, boversene! geri zekal bunlar! polis filan olamazlar. BUNLAR, polis?"
"onlar polis ve son derece HO ocuklar."
"S.KTR!" dedim.
ok kzd, o gece sadece bir kere dztk. ertesi gn yeni bir ey.
"Jose geiyor," dedi. "o spanyol."
"spanyol mu?"
"evet, spanya'da domu."
"fabrikalarda birlikte altm Meksikallarn yars spanya'da doduklarm sylerlerdi, numara bu.
spanya babadr, sk matador, o eskinin Byk D."
"Jose spanya'da domu, biliyorum."
"nereden biliyorsun?"
"kendi syledi."
"S.KTR!" ektim yine.
sonra akamlar resim kursuna gitmeye balad, srekli resim yapyordu, kasabasnn dahi ocuuydu, lkesinin belki de. belki de deil.
"seninle snfa gireceim," dedim bir gn.
"SEN M? NN?"
"kahve molalarnda sana elik ederim, hem seni gtrp getirmi olurum."
"iyi, peki..."
snfa birlikte girmeye baladk, ikinci ya da nc gn fkelenmeye balad, kat yrtp yere atmalar filan, ben ylece oturup onu grmemeye
altm, herkes ok meguld, kendilerini tamamen yaptklar ie kaptrmlard, ama kkr kkrdlar bir yandan da, aslnda bir oyun oynuyorlarm,
resim yapyor olmaktan utanyor-larm gibi.
resim retmeni arka sralara geldi. "Bay Bukowski, resim yapmanz gerekiyor, neden nnzdeki kada bakp duruyorsunuz?"
"fra getirmeyi unuttum."
"pekala, size dn bir fra vereceim ama dersten sonra iade etmeyi unutmayn."
"olur."
"iinden iekler kan u vazonun resmini yapn."
bir an nce bitirmeye karar verdim, hzl alp bitirdim, ama herkes harl harl alyordu, ba
parmaklarn havada tutup mesafe ya da renk filan lyorlard, dar kp bir sigara yaktm, kahve itim, odaya dndmde herkes resmimin
etrafna toplanmt, srf gs sarn bir hatun (evet, onlardan) bana dnd ve gsle-rini dayayarak, "daha nce resim yapmtnz, deil mi?"
diye sordu,
"hayr, bu ilk resmim." gslerini yle bir sallayp barma gmd ve "CDD olamazsnz!" dedi.
"hmmmmmm," diyebildim sadece.
retmen resmi alp n duvara ast. "TE! STEDM BU!" dedi. "DUYGUYA bakn, AKICILIA, DOALLIA!"
aman tanrm, diye geirdim iimden.
karm hmla yerinden kalkt ve yan taraftaki kat kesme odas olarak kullanlan kk odaya girip kat yrtmaya, etrafa boya samaya balad,
zavall bir moronun kolajn bile yrtt hatta.
"Bay Bukowski," diye yaklat retmen bana, "o kadn sizin... karnz m?"
"evet."
"primadonnalara tahammlmz yoktur burada, bunu kendisine sylerseniz iyi olur. ey... eee...
resminizi sergide kullanabilir miyiz?"
"elbette."

"teekkr ederim, ok teekkr ederim!"


normal deildi retmen, yaptm her resmi sergilemek istiyordu, boya kartrmay bile bilmiyordum, renk tekerleini yapmay bile
becerememitim. mor ile turuncuyu, kahverengi ile siyah, beyaz ile siyah kartrmtm, fra nereye dmse, yaptklarmn ou stne baslm
kpek bokunu andryordu, ama retmene gre ben... tanrnn hayalarydm, pekala, karm kursu brakt, ben de kursu ve resim yapmay.
sonra iten eve gelip Trk'n ne kadar kibar bir erkek olduunu anlatmaya balad, "mor bir kravat inesi var, mor bir kravat inesi takyor, bugn
beni alnmdan pt, yle yumuak bir insan ki, bana HARKULADE olduumu syledi"
"dinle ekerim, reneceksin, bu numaralar Amerika'nn btn brolarnda olur. bazen bir yere varr, ama ounlukla varmaz, bu heriflerin ou
dolabn iinde otuzbir ekerler, Charles Boyer filmlerine giderler, gerekten iyi i tutanlar bu konuda fazla konumazlar, belli etmezler, seninle bire
yz bahse girerim ki senin Trk ok
film seyretmi, hayalarn sk, kaacaktr."
"H OLMAZSA KBAR! ve yle yorgun ki! zlyorum onun iin."
"neden bu kadar yorgun? Los Angeles Belediyesi iin almaktan m?"
"hayr, bir drive-in sinema iletiyor, gece ge saatlere kadar alyor, bu yzden uykusunu alamyor."
"ben de domuzun g.tym!" dedim.
"kesin ylesin," dedi tatllkla, ama o gece sakslar iki kez indirdik.
sonra in salyangozlarnn gecesi, belki de Japon salyangozlaryd, her neyse, spermarkete gitmitim, zel bir tepsi ile karlatm, olduu gibi
satn aldm, minik bir ahtapot, salyangozlar, ylanlar, kertenkeleler, bcekler, ekirgeler... nce salyangozlar piirdim, masaya koydum.
"tereyanda kzarttm," dedim, "indir midene, sras gelmiken, fakir boklar yer bunu." azma birka
salyangoz atp, "bizim Mor Kravat nesi nasld bugn?" diye sordum.
"lastik gibi bunlar..."
"lastik matk... YE!"
"k delikleri minicik... minik k deliklerini grebiliyorum... hh..."
"yediin her eyin k delii var. senin var, benim var, herkesin k delii var. Mor Kravat nesinin de k delii var.
"..."
masadan kalkp lavaboya kotu, kusmaya balad.
"minik k delikleri... ..."
bir kahkaha atp minik k deliklerini azma doldurdum, bira ile mideme indirdim.
birka gn sonra biri kapm, onun kapsn alp elime boanma katlarn tututurunca ok armadm.
"yavrucuum, bu ne?" katlar gsterdim, "beni sevmiyor musun artk?"
alamaya balad, susmak bilmiyordu."tamam, tamam, zlme, belki de Mor Kravat nesi'dir aradn, onun dolapta otuzbir ektiini sanmyorum, aradn odur belki."
"ooooh, ooooh, oooooh..."
"o kvette aslyordur bence."
"iren bir adamsn sen!"
kesti alamay, sonra son bir kez btn sakslar indirdik, banyoya girdi, bir ark mrldanarak ie gitmeye hazrlanyordu, o gece tanmasna
yardm ettim, o evde kalmak istemiyordu, hznleni-yordu. kanck, dnte bir gazete satn alp kk ilanlarda bana uygun ilere baktm: sevkiyat
memuru, depocu, kapc, zrlye yardmc, telefon rehberi datcs, gazeteyi frlatp dar ktm, bir ie viski satn alp bir milyon dolara veda
ettim, birka kez grdm onu -tesadfen, saks maksi yok. Mor Kravat nesi ile sadece bir kez yattn ve iinden ayrldn syledi, resim
yapmak ve yazmak istiyordu, "ciddi olarak."
daha sonra Alaska'ya gittiini ve bir Eskimo ile evlendiini rendim, bir Japon balks ile. sarho
olduumda akasn yapardm bazen: "bir keresinde Japon bir balkya bir milyon dolar kaybettim."
"atma, senin hibir zaman bir milyon dolarn olmad!"
haklydlar, hi olmamt.
senede bir-iki kez mektup yazar, uzun mektuplar, genellikle Noel'den nce. benden cevap vermemi ister. Eskimo adlar olan iki ya da ocuu
vard, bir kitap yazmt, raflarn birinde duruyordu, bir ocuk kitab, ama o kitab yazm olmaktan "gurur" duyuyordu, imdi de "kiilik paralanmas"
stne
"ciddi" bir roman yazacakt, hayr, KLK PARALANMASI STNE K ROMAN yazacakt, biri benim hakkmda herhalde, dieri de Eskimo'nun,

ya da Mor Kravat nesi'nin.


resim kurundaki iri memeli hatuna taklmalydm belki de. ama zordur bir kadn memnun etmek, hem belki onun da minik k deliklerinden midesi
bulanrd. ama o ahtapotu denemenizi isterdim, tereyanda erimi bebek parmaklar, deniz rmcekleri, pis sanlar, ve sen o parmaklar
emerken intikam alr, bir milyona veda eder, bir bira ierdin ve elektrik irketinin, kaset alarlarn, pantolonlarn klarnn stnde giyen Teksas
kovboylarnn ve nce alayp szlayan, sonra seni dzen, sonra da terkedip Noel'den nce mektup yazarak artk bir yabanc
olduun halde Bruegel'i, sinekleri, pencerenin nnde duran 57 Plymouth'u, ziyan ve deheti, hzn
ve baarszl, sahnelen oyunlar, yaamlarmz unutmana izin vermeyen boyundan sakat kak kadnlarnn can cehenneme; derek, kalkarak,
her ey yolundaym gibi srtarak, hkrarak, minik k deliklerimizi ve dierlerini silerek.
--kamu bir yazardan ya da yazlarndan ihtiyac olan alr, gerisini bo verir, ama genellikle ald en az ihtiya duyduudur, bo verdii ise en ok. bu
da benim iime gelir akas, kimseye belli etmeden kendime gre kutsal kk virajlarm alrm, bunu anlaya-bilselerdi yaratclar tkenirdi
sadece, hepimiz ayn bok ukurunda olurduk, oysa imdi ben kendi ukurumdaym, onlar kendi ukurlarnda ve bence benimki daha harikulade
iren kokuyor.
cinsellik ilgin, ama o kadar da nemli deil, dklamaktan daha nemsiz mesela, bir erkek hi
dzmeden yetmiine kadar yaayabilir, ama bir hafta smazsa hayati tehlike sz konusudur.
zellikle Amerika'da cinsellie verilen nem cinselliin anlamn oktan amtr, biimli bir vcuda sahip dii bunu hemen PARAYA evirmeyi
dnr, ve genelevde alan fahieyi kastetmiyorum, annenizi, kzkardeinizi, karnz, kznz kastediyorum, bu oyunun kerizi de (evet, ho bir
szck deil) bu sahtekarln srmesine izin veren Amerikan erkeidir, ama ne yapsn Amerikan erkei?
Amerikan eitimi, Amerikan ailesi ve reklam denen Amerikan canavar daha on ikisine gelmeden beynini yiyip bitirmitir zaten, o diiye dolarlarn
yedirmeye, dii de dolarlarn yalvarta yal-varta yemeye hazrdr, yatann altnda havlu bulunduran profesyonel fahienin (kadnln gerek
temsililcisi nerdeyse; neyse kibirka gerek kadn var) gizli profesyoneller ve yasa tarafndan bu denli horlanmasnn nedeni budur, profesyonel
fahie, mezara dek al ve Didin felsefesi zerine kurulu Amerikan tarz yaama ak bir tehdittir, fahie .mcn deerini drr.
evet, cinsellik gerek deerinin ok stne frlamtr, hani arada srada gazetede gzellik yarmas
iin poz vermi bikinili kzlarn fotoraflarna rastlarsnz (u anda okuduunuz Ak Kent'de bulamazsnz, grgr niyetiyle belki); uzun bacaklar,
harikulade gsler, ilk bakta bu kzlarda gerekten bir sihir var, diye geirirsiniz iinizden, kzlar da bunun farkndadrlar, etiket fiyatlarn
kafalarnn iine asmlardr zaten, gidiata gre fiyat ykseltilebilir ya da indirilebilir elbette, sonra o sekiz-on kzn yzlerine bakarsnz, yzlerindeki
glmsemelere, glmsemeler glmseme deildir aslnda, kartondan kesilmilerdir sanki, lmn karbon kopyas, azlan, burunlar, kulaklar,
eneleri allagelmi gzellik kavrammzla rtrler ama btn olarak alglandnda acmaszca irkin bir ey vardr o yzlerde, ne dnce vardr,
ne g, ne de anlam, bo yzler, bombo... gergin l ciltler, gzler yok. ama Amerikan erkei bu yzlere bakar ve yle geirir iinden: "evet,
gerekten KLAS
kzlar bunlar, paha biilmez."
bu yarmalara katlan kzlar yllar sonra spermarketlerde grrsnz, yalanm, fkeli, hafif kak, hibir eyi beenmezler, binbir zorluk
kartrlar, sermayeyi kalc olmayan bir ie yatrmlardr, yanl yatrm; el arabalarnda bulundurabilecekleri baktan saknn; evrenin kak
kadnlardr onlar.
kstahl ile nl Bukowski dahil, baz yazarlar iin cinsellik bariz bir biimde trajikomiktir, saplantl olduum iin yazmyorum cinsellik hakknda,
cinsellik bir piyeste seyircileri gldren, ama iki perde arasnda da biraz alatan bir gldr unsurudur benim iin. Giovanni Boccaccio ok daha
iyi yazm, mesafeli ve biemli. ben konuya hak ettii zarafeti veremeyecek kadar yaknm, insanlar beni dpedz ahlaksz buluyorlar. Boccaccio
okumadmzsa, okuyun. "Dekameron" iyi bir balang olur.
yine de, ou paoz 2000 kadar kadnla yattktan sonra biraz
mesafe edindiim sylenebilir, kendime ve yakalandm tuzaa hl glebiliyorum.
bir zamanlar kadn elbisesi satan bir dkkann bodrumunda almtm, depo ilerine bakan vazfsz iiydim, efim hayli gen ama kellemekte
olan dangalan tekiydi. II. Dnya Sava'nda savamak zere askere arlmt hyar, kafasna takt ey ldrlme korkusu muydu? savan
anlam m?
savan anlamszl m? yan bana decek bir top mermisinin onu bin paraya ayraca m?
bana alrd, benim iyi biri olduumu dnyordu, tozlu ve rutubetli devasa bodrumda birlikte alyorduk -paketleyiciler bir kat yukarda ter
dkyorlard, iki metre yksekliindeki kolilerin stne kp belli bir numara arardk; gnderilmesi gereken para kuma ya da elbise, koca
bodrumdaki k tavandan sarkan kk ampulden ibaretti ve biz bir numaray, kadn elbisesine dnecek bir kuma parasn bulmak iin
maymunlar gibi bir koliden dierine srardk.
merhamet et tanrm, diye geirirdim iimden, kuru iin yaplacak i mi, byle yaayp lnr m?
intihar ok daha insancl bir yoldu phesiz.
efim olacak dangalak arada srada, "NUMARAYI BULDUN MU?" diye barrd.
azmn kenarndan, "hayr," diye cevap verirdim.
aradum filan da yoktu zaten, benim iin hibir anlam tamayan bir numaray neden arayaym? ef arada srada bana baktnda bir koliden
dierine srardm, bir keresinde ef koliden koliye srayarak yanma geldi, oturup bir sigara yakt.

"Bukowski, sen iyi birisin."


bir ey sylemedim.
"yaknda askere gidiyorum, bu son haftam.."
ok da uzun olmayan iiliim boyunca yznn ortasna bir yumruk atmamak iin kendimi zor tutmutum ve o imdi karma gemi iini
dkmeye hazrlanyordu.
"askerlikle ilgili olarak beni en ok korkutan ne biliyor musun?""hayr."
"karmla seviememek, insanlar yeterince seviemiyor, ama sen yle deilsin, tavrndan belli..."
(abazanlk canma tak etmiti)
"...sylyorum karma, ne yapacam tatlm diyorum, artk seninle seviemeyeceim diyorum, bana ne diyor biliyor musun?
'tanr akna askere git ve bir erkek gibi dv, dndnde burada olacam,' diyor, ama lanet olsun o ii ok zleyeceim; erkeklerin ou nasl
bir ey olduunu bilmez bile. ama sen ve ben biliyoruz.
(o askerdeyken bakalarnn karsn becereceini, dnmedii takdirde de karsnn satlk bedenler pazarnda elde kalan pazarlayacan
sylemedim.)
zavall, ya mrn iki paralk bir ite yiyecek ya da BAN-ZA'nin intihar saldrlarna hedef olacakt.
Japon ya da daha da kts yenilmiin kararl ilerleyii ile karlaacakt, Kar-Hunu beyazln iinden kacak ve onun numarasn arayacakt. KarHunu, buruk, eitilmi, gz pek, son bir deli fiek, karn iinden kp arayacakt onun numarasn, srf toplumun doru tarafnda kalabilmek iin
kantya, esnemeye ya da souk algnlna katlanr gibi btn bunlara KATLANACAK, ans yaver giderse evine dnp karsn becermeye
devam edebilecekti.
ite cinsellik size; dangalaklar ve askeri manevralar bile var iinde, beyin yerine .mck tayan erkekler eref madalyas ile onurlandrlr,
kahramanlk m? geri zekalnn cesareti deil, dnebilen kiinin cesareti nemlidir -biraz aba ve ansl bir mide gerektirir.
cinsellie herkesi kattn zaman iyice karmaklar, ne kadar derinine inersen o kadar az bildiini anlarsn, bir teori dierinin yerini alr ve her
seferinde insan haysiyeti zedelenir, yle olmas gerek belki de. btn potansiyelimize ramen korkun byme aa doru.
cinsellik denen ey muhteem Bukowski'nin bile kafasn kartrr, hi unutmam, bir gece u kente inen tnellerden birinin bat tarafndaki barlarn
birindeydim, o sralar bara yakn bir tepenin ortasna ina edilmi bir pansiyonda kalyordum, neyse, mthi iiyordum o akam. gencim, glym,
nme her kan devirebilece-imi dnyorum, hatta belasn arayan biri var m diye etrafma bakmyorum, hayat hl yeni benim iin, toyum,
yirmi iki yanda, romantik bir budala; hayat
korkun deil de hafif ilgin buluyorum.
neyse, gecenin ilerleyen saatlerinde bam eviriyorum ve gen, gzel, hznl bir ocuk-kadn var yanmda, on yedi yanda filan, uzun sar salar
var (uzun saa hi dayanamam, bele kadar, elini attnda iin monotonluu bozulur, senfoniye dnr) ve bu kz sessiz, hi konumuyor, kutsal
nerdeyse, ama o bir FAHE, yannda da pezevengi lezbiyen-mama, ve aslnda kz altrmamay
yeler ama malum, parasz yaanmyor, beynimin sol tarafndan muhabbete saryorum onlar, tek kelime bile anlamadklar kesin, ama nemi yok,
dolar peindeler nasl olsa. ikileri ben smarlyorum.
barmen on yedi yandaki kzn nne otuz beindeymiesine koyuyor, yasa nerde? orda deildi allahtan.
onlarn itii her ikiye karlk ben tane gtryorum, bu onlar cesaretlendiriyor, o gecenin kurban benim, srtma tebeirle "X" yazlm, kentin
en sk iicilerinin katld bir ok yarma kazandm bilmiyorlar, neden bu kadar zor devrildiimi ben de bilmiyordum, iimdeki hzn ya da
fkeydi nedeni herhalde, belki de ruhumda bir eksiklik vard, ikisi de doruydu muhtemelen.
bu ara aklamalarla sizi yoruyorum, balayn; sonunda tepeyi trmanp odama gidiyoruz, mz.
bu lezbiyen-mama'nn gzleri mukavvadan kesilmi izlenimi uyandran bir bok uval olduunu sylemedim henz size, ayrca ellerinden biri yok, el
yerine PARLAK kaln elikten bir PENE'si var.
evet, tepeyi trmanp odama gittik.
odama girdik ve ikisine de baktm, k deliine inen salar ile benim saf, ince, harikulade kk kzm ve yannda asrlarn trajedisi: smk ve
dehet, bozuk makine, ocuklarn ikencesine maruz kalm
kurbaalar, kafa kafaya tokumu arabalar, vzldayan haya-sz sinei yakalam rmcek, kendinden emin playboy Maxie Ba-er'in silahlarnn
karsnda yere ylan Primo Carnera'nn beyin manzaras, peki, ben ne bok yedim? asrlarn trajedisinin stne atladm -o bok uvalnn.
pis yatama yatrmaya altm onu, ama fazla gl ve aykt benim iin. tek kolu ile att beni stnden, iinde birikmi btn o lezbiyen nefreti ile
beni frlatt ve UCUNDA O OK LGN VE
OK PARLAK ELK PENE BULUNAN KOLUNU SAVURMAYA BALADI.
tek bama cinsellik tarihini deitiremeyecektim, yeterince gl deildim, harikulade kavisler izerek savuruyordu PENE'yi, bam eip
PENE nerde diye her kaldrdmda bana doru gel-mekteydi lanet ey, ama her eye ramen slah olmaz bir gzlemci olarak abuk ve
zamanlanm
baklarla gen ve kutsal fahieyi incelemekten geri kalmamtm, iimizde en ok o ac ekiyordu, yzndeydi. tm sfrlarn toplam olan o iren
yarat neden arzu-layabileceimi anlayamyordu. bana sunabilecei eyleri dndke arp kalyordu, ama o lezbiyen-mama kolunu her

savurup, "bu herif kan teki!" dediinde biliyordu nedenini, frsat bulup odann br tarafna, kapnn yanna mevzilendim. dolab iaret edip,
"PARA ST EKMECEDE!" diye bardm ve lezbiyen-mama gerek bir bok olarak zokay yutup arkasna dnd, tekrar nne dndnde ben
tepenin zirvesine trmanm soluk solua tm uzuvlarmn yerinde olup olmadn kontrol ediyordum, sonra en yakn iki dkkannn nerede olduunu
dndm.
elimde ie odama dndmde kap akt ama gitmilerdi, kapy kilitleyip oturdum, sessizce itim, cinsellie ve delilie, bir sre daha itikten
sonra yataa girdim ve dnyaya bo verdim
--her ey posta kutusu ile balar, posta kutusu ile biter, ve bir gn posta kutularndan kurtulmann yolu bulunursa ektiimiz aclar byk lde
azalacak, u anda tek midimiz hidrojen bombas, ve btn kasvetime ramen bunun uygun bir zm olacan sanmyorum.
evet, posta kutusu: uykusuz bir geceden sonra kiralk balkonuma km dibinde bir rmcein bir kelebein son ak ansn emdii o gri, korkun
ve beyinsiz eye bakyorum, orda durmu iimden, Pulitser dl, belki diye geiriyorum ve elimi sokuyorum ve orda, sadece bir mektup var,
zarfn stndeki yazy tanyorum, adresi de, havay da, el yazs ile yazlm her mektubun biimi, iki paralk kadn ruhunun meyilli makineli tfek
atei:
sevgili bongo
bitkileri suladm bugn, bitkilerim lyor, sen naslsn? noel yaklayor, arkadam Lana akl hastanesinde iir dersi veriyor, bir dergi karyorlar,
onlara bir iir verebilir misin? gitmem gerek, senin bir iirini basmak onlar ok mutlu edecektir eminim, ocuklar birazdan evde olurlar. MAV
ELDEK PATLAMA dergisinin Ekim saysnda kan iirini okudum, bayldm, dnyann en byk yaayan airisin, ocuklar birazdan evde olurlar,
gitmeliyim.
Sevgi ile
meggy
meggy bana bu mektuplardan yolluyor, size daha nce de sylediim gibi meggy'yi tanmyorum, ama fotoraf gnderiyor, ve ktr ktr dzlecek
bir hatuna benziyor, ve iir de yolluyor, kendi iirleri, straptan ve lmden ve sonsuzluktan ve denizlerden sz etse de bir rahatlk var, bir gzel
esnetiyorlar adam -biri lk atabilmek iin kendine ineyi batrm ama l atamam gibi, yalanma srecinde bir kadnn eksilmekte olan
kocas ile yaad dii hayal krkl; daha bandan kendini ucuza satt duygusu ile donuklam ve imdi elektrikli sprge gnlerinde sfr kere
hi olma yolunda hzla ilerleyen oluyla sorunlar yaayan bir kadn daha ite.
kadn erkein iine kendi beynini sindirir -ya isteyerek yanl anlayarak ya da kanl armhta yorgun av kokusu alarak, iki ekilde de iine ederler
her eyin, isteyerek ya da istemeyerek, kurban iinfarketmez. ki erkektir elbette.
meggy yeterince yaknda yayor olsayd bu ikenceye kolaylkla son verebilirdim; evime gelmi air gzlerimin oynak ateini soluyor, bir panter
gibi dolanyorum odann iinde sabahn iki buuu sarholuklarnda kapaklanp dizini yrttm pantolonumla, kendimi mesela Stephen Spender ile
kyaslyor ve aniden dnp anlamas hayli g bir ngilizce ile konumaya balyorum:
"gzelim, iki dakika sonra klotunu paralayp mezara kadar unutamayacan bir kalafat gstereceim sana. devasa ve kvrmldr penisim, orak
gibi bir ey, u halnn dili olsa da konusa."
sonru uzun bir su bardana sek viski doldurur, diker, barda duvara frlatp, "Villon meme kzartmas
yerdi kahvaltda," diye mrldanrsn ve arkana dndnde sorunlarn zlmtr, n kapdan kp gitmitir, kalrsa da bana gelecekleri
hakediyordur. siz de yle.
ama meggy burdan ok kuzeyde bir eyalette yaad iin bu zm uygulayamyordum. ama bir gn dzlebilecek ya da korku-tulabilecek kadar
yakna gelme olasln dnerek birka yl boyunca mektuplarna cevap yazmtm.
sonunda km indi. mektuplar gelmeye devam ediyor ama ben cevap yazmyordum, mektuplar her zamanki gibi fevkalade skc ve kasvet
vericiydi, ama artk onlara cevap vermemeye karar vermi
olmam zehiri azaltmt bir ekilde, harikulade bir pland, benim gibi basit beyinli birinin byle bir plan dnebilmesi iin bir mr dnmesi
gerekir -mektuplara cevap vermezsen ondan kurtulursun.
bir sre kesildi mektuplar, bittiini hissediyordum; uygulanabilecek en son zm uygulamtm; merhametsize merhametsiz ol, aptala aptal;
merhametsiz ile aptal birdi zaten: sen onlara hi bir ey yapamazdn; onlar sana ok ey yapabilirlerdi, yapacaklard da. yzyllarn sorununu
altetmitim; istenmeyenin defedilmesi. herhangi birinin yaamn dmdz edip sakatlamak iin birka erkee ya da kadna ihtiya yoktur, biri yeter,
birdir genellikle, ordular ordularla, karncalar karncalarla kar
karya geldiinde bile.
etraf KEND gzlerimle grmeye baladm yine. bir kuru te-mizlemeci dkkannn stne akacnn biri bir tabela asmt: ZAMAN BTN
YLETRMELER YARALAR, daha nce hayatta farkedemezdim o levhay, zgrlemeye baladm hissediyordum, hereyi farkediyordum,
eskiden farkettiim lgn ve tuhaf eyleri farketmeye baladm yine; sfr ansa ans tanyan tepe aa, romantik ve patlayc eyler, nceden hibir
ey yokken imdi sihirli gler ortaya kmt.
MAKNE MUCDN LDRD Monterey, 18 Kasm (UPI) Carmel vadisinde yaayan bir ahs eriklerin krklklarn gidermek iin icade ettii
makine tarafndan ldrld.
bu kadard haber, hayattaydm bir kez daha. sonra bir sabah balkona kp posta kutusuna baktm, bir mektup, gaz faturalarnn ve diinin tehditleri
arasnda, hatrlamakta zorlandm eski karmdan bir mektup ve yeteneksiz airlerin iir dinletisini duyuran bir ilan bir de.
sevgili bongo:

bu benden alacan SON mektup, cehennemin dibine kadar yolun var. beni terkeden ilk insan sen deilsin, siz beni terkedenler -MEZARDA
GRRM SZ ANCAK!
meggy
anneannem de benimle bu ekilde konuurdu, o da bana yarn koklatmad.
neyse, iki gn sonra mutluluun akamdan kalmal ile yine balkona kp posta kutuma baktm, birka mektup, atm. ilki.
sevgili bay b:
Sanat ve Sanatlar Destekleme Vakf'na yaptnz burs bavurusu deerlendirmeye alnmtr, edebiyat uzmanlarndan olumu zerk kurulun
gr dorultusunda bavurunuzun reddedildi-ini size bildirmekten znt...
ikinci mektup:
merhaba buk.:
bu iren kokan otel odasnn bir kesine sinmiim ve sessizlii bozan tek ey ie azlarnn dilerdeki takrts... romatizma, bacaklarm i. 51
kozu boa harcadm, 52'incisi postada... btn keleri tuttum anlyor musun? ve ne lanet kahrolas boktan bir embermi... helada fazla kaldm
ve yeterince hzl toplayamadm iin limon tarlalarndan kovuldum, san fransisco'ya dndm ve bir gnle postanede kolay bir ii kardm...
oturmu bu karanlk odann kesine huzur ve mutluluk bekliyorum, babtist kilisesinin krmz neon yanar yanmaz alamaya balayacam...
bugn sokakta kpek otobsn altnda kald... o kpein yerinde ben olsaydm keke, kendim yapamyorum nk... o bile baz kararlar almay
gerektiriyor... nerde u lanet sigaralar... bu sabah misyon evinden ayrldm, orda yediim berbat yemekler barsaklarm mahvetti, bugn arya
gittim, btn o gzel kzlar, frisco'nun berrak ve temiz k gnei gibi salar... adam sen de. bover.
M.
ve nc:
sevgili bongo
beni bala, bazen byle oluyorum, beni biraz olsun sevmeye al, bugn baheye yeni bir su serpme makinesi aldm, eskisi pas-lanmt.
"Poetry Chicago"dan bir iir yolluyorum, kendimi dndm okurken, gitmem gerek, ocuklar birazdan evde olurlar.
sev beni, meggy
iir zenle daktilo edilmi, tek hata yok. iir aktan sz ediyor, ok kt. rzgrdan ve bir tr rahat trajediden sz ediyor, on sekizinci yzyl, kt
onsekizinci yzyl.
ama yine cevap yazmyorum, lanet iime dnyorum, beni iyi tanrlar orada, benim amirlerim onlar, akmama frsat tanyorlar, ha T.S. Eliot, ha
Arabistanl Lawrence onlar iin. iki- gn sarho ge-ziyorum, ii aksatmadan.
telefona cevap vermeden nce gereklemesi gereken zel bir ifrem var. zppe deilim ben; insanlarn hikayeleri ile ya da yapacaklar eylerle
ok ilgili deilim, hepsi bu. stelik benim zamanm-la, bir gece boktan iime gitmek zere evden kmaya hazrlanrken telefon ald, iki dakika
iinde kacam nasl olsa, diye geirdim iimden, fazla zarar veremezler, ifre gereklememiti ama atm telefonu.
"bongo?"
"ee... evet?"
"ben... meggy."
"merhaba, meggy."
"bak, niyetim seni rahatsz etmek deil, bazen ksa devre yapyorum."
"zaman zaman hepimiz yaparz."
"mektuplarmdan NEFRET ETME yeter ki."
"bak Meggy, durum bu. mektuplarndan nefret etmiyorum, o kadar rahatlar ki..."
"bunu duymaktan ne kadar mutlu olduumu anlatamam!"
szm bitirmeme frsat vermemiti, mektuplarnn rahatlnn ve elektrik sprgesi esnemelerinin beni dehete drdn sylemek zereydim.
"gerekten ok mutlu oldum."
"iyi," dedim.
"ama akl hastanesindeki iir dersi iin bir iir gndermedin bize."
"uygun decek bir tane bulmaya alyorum."
"herhangi bir iirin uygun der bence."
"ikenceci kinayede mahirdir genellikle."
"ne demek istedin?"

"bo ver."
"artk yazmyor musun, bongo? baz dergilerin her saysnda birka iirin olurdu eskiden. Lilly yllardan beri ona bir ey gndermediini yazd, kk
dergileri unuttun mu yoksa?""asla unutamam o orospu ocuklarn."
"komiksin, demek istediim, kimseye iir gndermiyor musun artk?"
"Evergreen'e gnderdim." "seni basmay KABUL ETTLER, yle mi?" "bir-iki kez. ama Evergreen kk dergi deil, bunu unutma, yaz Lilly'ye.
barikatlardan ayrldm syle."
"ah, bongo, dizelerini ilk kez okuduumda hemen hissetmitim farkl olduunu, ilk kitabn hl
duruyor. 'sa Geri Geri Srnr.' Ah, bongo, bongo."
alverie kmam gerektiini syleyerek savdm bamdan, bu arada, yahu kim eriin buruukluunu yok etmek ister ki? diye geiriyordum
iimden, ok gzel bir meyve deildir zaten: btn lezzeti BURUUKLUUNDA, o souk krklklarda, bir de insann dilinden canlymasna
kayp tabaa frlayan souk ekirdeinde, gidip bir bira atm, o gn ie gidemeyeceime karar verdim, koltukta oturmak iyiydi, ieyi dik ve
hereyin can cehenneme. Pound ve St. Liz Hastanesi'nde yattn iddia eden biri ile de yaz-mtm. uzun sre yaztktan sonra yazmay bildiim
ve Ezra'y "skc"
bulduum gibi salaka bir iddiay srdrerek kurtuldum ondan.
her yerdeydi meggy'nin mektuplar, yerde, daktilonun yannda duruyordu bir tanesi, gidip yerden aldm: sevgili bongo.
btn iirlerim geri geliyor, iyi iirden anlamyorlarsa bu onlarn kayb, hl ilk kitabn SA GER
GER SRNR' okuyorum, ve br kitaplarn, bu kadar aptalla baka trl tahamml edemem, teekkr ederim, ocuklar yaknda evde olur.
sev beni meggy
hami -kocam benimle dalga geiyor- "bongo yazmyor oktandr, ne oldu bongo'ya?"
dikiyorum bira iesini, frlatyorum p kutusuna.
imdi daha iyi grebiliyorum durumu, kocas haftada kez stne kyor, salar yelpaze gibi alm yastn stnde, seks yazarlarnn diyecei
gibi. kocasnn bongo olduunu hayal ediyor, kocas da bongo olduunu hayal ediyor.
"ah, bongo, bongo!" diye inliyor.
"geliyorum, akm." diyor kocas da.
bir bira daha ap pencereye gidiyorum, kanksanm karanlk steril sama Los Angeles gnlerinden biri. hl yayorum, bir anlamda, ilk iir
kitabmn kt gnler ne kadar geride kald. Watts ayaklanmalar da yle. harcadk kendimizi. John Bryan stununu istiyor, meggy'den
bahsedebilirim ona. ama henz bitmemi bir hikaye meggy'ninki. yarn sabah posta kutumda olacak meggy. bu bir film olsayd sorunu
halledebilirdim:
"bak, kk John, imdi bir hatun var, anlyor musun? fena halde canm skyor, anlyor musun? sen iini bilirsin, fazla hrpalama, yirmi santimlik
kamn tadna baktr ve bamdan al u hatunu, kolay bulursun, bir odann iinde elektrik sprgesi ile temizlik yapyor, gzleri hzn dolu, anlyor
musun?
oda iir dergileri ile dolu, ok mutsuz, hayatn onu armha gerdiini dnyor, ama hayat hi
bilmiyor, anlyor musun? dzelt u hatunu, yirmi santimi de."
"pekala."
"ve kk John..."
"ne?"
"yolda bir yerlere urama, olur mu?"
"pekala."
gidip koltuuma kyor, biraya yumuluyorum, sarho olmalym, sarho olup ona umalym, kapsn almalym u pejmrde halimle, sarho, yrtk
gmleimin her yerinde u dmelerden:
"JOHNSON'U AZLET", "SAVAA SON VER", "TOM MX' MEZARINDAN IKAR" ne olursa.
hibir eyin yarar yok ama. oturup beklemek zorundaym. "H-maniter Bilimler" kesildi.
Everygreen'e iir de yollamyorum artk, yarn sabah sadece bir mektup kacak posta kutumdan: sevgili Bongovr vr vr vr vr vr. ieklere su
verdim, ocuklar birazdan evde olurlar, vr vr vr vr vr.
sev beni meggy
Balzac'n, Shakespeare'in ya da Cervantes'in bana byle eyler gelmi miydi? gelmemitir umarm, insanln en kt icat baldr: posta
kutusu, postac ve mektup yazar, rafmda mavi bir kahve kutusu var, ii yantlanmam mektup dolu. dolapta bir o kadar, nasl buluyor bu insanlar
sarho
olacak, dzecek, para kazanacak, uyuyacak, ykanacak, sacak, yiyecek, ayak trnaklarn kesecek zaman? ve meggy etenin ban ekiyor:

sev beni, sev beni, sev beni.


yirmi santimlik bir kam beni bu dertten kurtarabilir, ya da bam iyice belaya sokabilirdi, mevcut sermaye ile bile yeterince derde giriyor zaten
bam.
--o gnlerde ben olsam da olmasam da mutlaka birileri olurdu odamda, genellikle kimin orada olacan
ya da olmayacan bilemezdin, herhangi biri. iri ve ok kutsal olmayan, parti srekli, partiden kast: talihin ve yollarn uzatlmas: iki dolar ve biraz
bozukluk bir oda dolusu muhabbet ve elektrik
demekti alt-yedi kii iin.
pekala, bir gece yatamda sarho uyandm, btn klar sndrlm, ama her ey berrak, o kirli duvarlar birden berraklam, anlamszlk, hzn
ve her ey. dirseimin stnde dorulup etrafma bakndm, herkes gitmi, aynn aydnlatt yanlarna dnm bo ieler sadece, acmasz ve
iren bir sabah bekliyordu beni, sama baktm, yanmda birinin yattn grdm, kancn teki benimle kalmaya karar vermi olmalyd -ak diye,
cesaret diye buna derim, lanet olsun, kim bana gerekten tahamml edebilir? balayc bir ruh tayan biri ancak, bu tatl ve minik geyii benimle
kalma cesaretinden ve sezgilerinden tr DLLENDRMELY-DM.
onu kndan dzmekten daha iyi bir dl olabilir miydi?
garip bir kadn trne bulamtm o gne kadar, hibiri kuyruktan almak istemedii iin hi geri deneyimim yoktu ve kafama taklp duruyordu,
sarho olduumda hep bundan sz ediyor, yanmdaki kadna, "arkadan dzcem seni, anneni de arkadan dzcem, kzn da," diyordum, "ryanda
ancak!!"
diyordu kadn, her eyi yaparlard ama onu asla. zaman ya da iklimle ilgiliydi belki, ya da ma-tematikseldi, nk bir sre sonra etrafm, "Bukowski,
neden hi geri vitesime takmyorsun? iri, yumuak ve yuvarlak bir km var," diyen kadnlardan geilmiyordu ve ben "gerekten yle hayatm, ama
iimden gelmiyor," diyordum.
ama o gne kadar hi arkadan kaytlamtm ve kendimi her zamanki gibi biraz lgn hissediyor, klarna girebilirsem baz ruhsal ve zihinsel
sorunlarmdan kurtulabileceimi dnyordum.
iine kl ve hzn karm son arap bardan bulup diktim, yataa girdim, aya gz krptm ve mtevaz kamm o horlayan, dolgun, bal dk yala
ka sokuverdim. sinsi hrsz asl heyecanlandran ald nesnenin deerinden ok alma eyleminin kendisidir, ben ikisinden de ok zevk aldm,
kk kamm kendi deliliinin zirvesine trmanmt, tanrm, irkin ve mkemmel, intikam duygusu, bir ekilde, her eyden alnan intikamn tatmini,
lgn gvercin gzl yal dondurmaclardan, tarafsz ve tatsz demir yzne krem sren hayatta ve l annemden.
hl uyuyor, diye geirdim iimden, bylesi daha da iyi. Mit-zi'dir herhalde, belki de Betty, ne fark eder? benim zaferim -hznl, isiz ve a kam
sonsuza dek yasaklanm kaplardan ieri giri- yor!
HARKULADE! son derece dramatik duygular iindeydim gerekten -dramn st taraf, Jesse James'in kurunlanmas ya da sa'nn armha gerilii
gibi. alyordum.
AAARG, HO AH, HA... diye inlemeye balad, ite o zaman anladm uyuyor numarasna yattn, arapl kafasndaki erefini kurtarmaya alyordu,
ki arapsz kafalardaki eref kadar korkunve gerektir, arpk ve yapay bir zafer duygusu ile barsaklarn deiyordum.
uyuyormu gibi yapyor, ben bir erkeim, hibir ey beni alt edemez!
ilk kez bu kadar gl hissediyordum kamm, sihirli at iddeti ile bylenmi, vuruyor, vuruyordum, ve saft her ey.
sonra heyecanmla battaniyeyi yere drdm, ban daha net grebildim, ensesini ve omuzlarn -kel ve ERKEK bir Amerikal! herey snd,
dehet iinde tavana baktm ve tek bir iki bile yoktu evde.
kel erkek ne kmldad ne de konutu, uyuyup sabah beklemeye karar verdim.
sabah uyandmzda ikimiz de tek kelime etmedik, biri geldi, bir ie arap paras ktrdk.
gnler bu ekilde geiyor ama arkada bir trl gitmiyordu, kzlar tuhaf bakmaya balamlard bana.
iki hafta kald arkada, belki de .
tertipli olduu da sylenemezdi, bir gece., yk treninden dondurulmu balk dolu kasalar indirdikten sonra kesik ve kanayan elim ve stne bir
kasa dt iin anas alayan bacamla topallayarak odamda verilen bir partiye girdim, parti sorun deildi, arap ii-liyorsa drdr etmem, ama
ierdeki koku sorun haline gelmiti, btn konservelerimi tketmi, btn tabaklar bardaklar atallar kaklar kullanmlard ve hepsi lavabodaki iren suyun iindeydi ve lavabo tkalyd ama onun da nemi yoktu, genellikle tkalyd zaten, o normaldi
nerdeyse, ama suya bakp kat tabaklarm da bulduklarn, kullandktan sonra onlar da lavaboya attklarm ve birinin lavaboya KUSTUUNU
kefettiimde kendime bir bardak viski koydum, dipledim, barda duvara frlattm ve "BURAYA KADAR! HERKES DIARI! HEMEN!" diye
bardm.
sraya girip ktlar odadan, fahieler ve erkekler, temizliki Helen de -onu da dzmtm bir keresinde, pamuk sal filan- vakurla ktlar odadan,
zgn. Bay Kel Erkek hari herkes kt.
yatan kenarna oturup, "Hank, Hank, neyin var? n'oldu Hank?" diye sylenmeye balad.
"sesini kesmezsen tanr ahidim olsun seni ldrrm!" holdeki telefona gittim, annesinin numarasn
buldum, sonsuza dek annesi ile yaayan u saf, parlak, zeka seviyesi son derece yksek salaklardan biriydi.

"bakn, Bayan M., ltfen gelip olunuzu alr msnz? Hank ben."
"hmm, demek orda! tahmin ettim ama senin nerede oturduunu bilmiyordum, karakola kayp olduunu bildirdik, sen onun iin iyi deilsin Hank,
bana bak Henry, neden olumu rahat brakmyor-sun?" (32 yandayd "olu")
"elimden geleni yapacam Bayan M. ama siz ltfen gelip onu alr msnz?"
"bu kadar uzun sre kalmasn anlayamyorum, genellikle iki- gnden sonra eve dnmeyi sever."
"ltfen gelip onu aln."
ona adresimi verip odaya dndm.
"annen seni almaya geliyor," dedim.
"hayr, gitmek istemiyorum, hayr! arap kald m, Hank? fena halde ikiye ihtiyacm var, Hank."
iki bardaa arap koyup birini verdim.
arab yudumlad. "gitmek istemiyorum," dedi.
"bak, defalarca gitmeni istedim senden, gitmedin, iki seenek braktn bana. seni bir gzel marizleyip sokaa frlatmak ya da anneni aramak,
anneni aradm."
"AMA BR ERKEM BEN! ERKEK, ANLAMIYOR MUSUN? N TYATROSU'NDAYDIM!
N TABURLARINI TARLALARDAN GERDM! TEHLKEL BR ZAMANDA AMERKAN
ORDUSUNDA TEMEN OLARAK GREV YAPTIM!"
doruydu, yapmt, bardaklara arap koydum.
"in Tiyatrosu'na," dedim bardam havaya kaldrarak.
"in Tiyatrosu'na," dedi.
dipledik.
sonra yine balad: "ERKEM BEN! LANET OLSUN! FAR-KINDA DEL MSN? ERKEK
OLDUUMU DRAK EDEMYOR MUSUN?"
on be dakika sonra annesi geldi ve tek kelime etti: "WILLIAM!" sonra eilip kulandan tuttu, altmna yakn kamburu km bir kadn, olunu
kulandan tuttuu gibi yataktan kaldrd, hole kard, asansrn nnde durup ar dmesine bast. William iki bklm olmu alyordu, gerek
ve iri damlalar szlyordu yanaklarndan, kulan hi brakmadan olunu asansre soktu, aa
inerlerken William'n, "ERKEM BEN! ERKEK! ERKEK!" diye aladn duydum, sonra pencereye gidip kaldrm boyunca yrylerini seyrettim,
altm yandaki kadn hl brakmamt
olunun kulan, onu arabaya soktuktan sonra dolanp ofr koltuuna oturdu ve o gne kadar girmeyi baardm tek k deliinin sahibi
"ERKEM BEN! ERKEM! ERKEK!" diye alarken gaza basp uzaklat.
bir daha onu ne grdm ne de grmek iin bir aba sarfettim.
--iki yz kiloluk fahienin geldii gece ben hazrdm, kimse hazr deildi ama ben hazrdm, korkun
imand, temiz olduu da sylenemezdi, hangi cehennemden geldii, ne istedii, hayatta kalmay
nasl baard herkes iin sorutabilecek sorulard, biz de itik, itik ve gldk ve yanna oturup ona srtndm, kokladm, gldm, kkrttm.
"gzelim, gzelim, sana yle bir sokarm ki glmeyi kesip alarsn!"
"ha hahahahaha," diye gld.
"soktuumda bam bana ulaacak, midenden, yemek borusundan doru bana, evet!"
"ha hahahahaha!"
"bahse girerim ki smaya oturduunda knn yanaklar yere deiyordur, ha? ve stnda borular
yle bir tkyorsundur ki bir aydan nce aamyorlardr, ha?"
"ha hahahaha!"
bar kapandnda birlikte ktk -ben bir seksen boyunda ve doksan kilo, o bir elli boyunda iki yz kilo. yalnz ve sama dnya kaldrmda bize elik
ediyordu, kendime bir yark bulmutum nihayet.
pansiyonun d kapsna vardk, anahtarm kardm.

"tanrm, bu da ne?" dedi.


arkama baktm, arkamzda son derece basit bir tabelas olan son derece basit ve kk bir bina vard: MDE HASTANES.
"ha, o mu? imdi gl gzelim, kahkahalarna baylyorum!"
"bir ceset bu, ceset tayorlar!"
"arkadam, eski bir futbolcu, Ded Grange iin sa bek oynard, daha bu akamst grdm onu. gayet iyi grnyordu, bir paket sigara verdim,
cesetleri gece karrlar, her gece birka tane kardklarna ahit olurum, gndz vakti karmak iler iin iyi deil."
"arkadan olduunu nerden anladn?"
"kemik yapsndan, arafn altndaki kafatasnn eklinden, bir gece kafam iyiyken ieri girdiklerinde cesetlerden birini almay dnmtm, lanet
eyle ne yapardm bilmiyorum, dolabn iine koyardm herhalde."
"imdi nereye gidiyorlar?"
"bir ceset daha almaya, senin miden nasl?"
"iyi, iyi!"
yukar kabildik bir ekilde, ama bir ara sendeledi, bat duvarn olduu gibi ykacak sandm.
soyunduk, stne ktm.
"tanrm," dedim, "KIMILDA biraz!"
"macun yn gibi yatma byle! u devasa bacaklar kaldr biraz...seni BULAMIYORUM ya!"
kkrdamaya balad, "hehehehe, he hehehehe."
"hadi ya!" diye hrladm, "KIMILDA! SALLAN!"
ite o zaman gerekten kvrtp alkalamaya balad, skca tutunup ritmi bulmaya altm: iyi alkalyordu geri, ama alkala ve aa ve yukar ve
tekrar alkaladan ibarettik, alkantnn ritmini yakaladm, ama aa ve yukar harekette birka kez eyerden d-tm. yani tam ben vururken gverte
bana doru geliyordu, ki sradan koullarda sakncal deildir, ama onunla yle bir sarslyordum ki yataktan yere yuvarlanmam iten bile deildi, bir
keresinde me-melikten km devasa bir et parasna tutunduumu hatrlyorum, ama ylesine korkun ve bayayd ki a bir tahta kurusu gibi
iltenin kenarna tutunmay yeledim, kendimi tekrar ne frlatp bir kpek gibi saldrdm iki yz kilonun ortasna ve o hl, "he hehehehe, he
hehehehe," diye kkrdyordu ve ben inatla tutunup alrken dzyor muydum yoksa dzlyor mu bilmiyordum, ama insan genellikle bilmez.
"yce efendimiz yardmn bizden esirgemesin," diye fsldadm o iman, scak ve kirli kulana.
ikimiz de ok sarho olduumuz iin hayli zorlanyorduk, arada srada eyerden dyor ama savamaya devam ediyordum, ikimizin de pes etmek
istediinden emindim, ama dn yoktu, cinsellik ok yorucu bir greve dnebiliyor bazen, bir keresinde, aresizliimle, o devasa
memelerinden birini tutup ucunu azma soktum, hzn tad geldi azma, lastik, strap ve eki yourt tad. lanet eyi tiksinti ile azmdan karp
frlattm.
ama hakladm onu sonunda, hl alkalyordu, l gibi yatmyordu, hakkn yiyemem, ama sonunda o ritmin iine girdim, buldum ritmi; ve ykma
direnen, yklmak istemeyen bir bina gibi pes edip kt, kancalamtm onu. inledi ve kk bir ocuk gibi alamaya balad ve boaldm.
harikuladeydi, sonra uyuduk.
sabah uyandmzda yata dmdz ettiimizi kefettim, o lgn s.ki esnasnda drt bacan da krmtk.
"aman allahm!" dedim, "aman allahm!"
"n'oldu Hank?"
"yata krmz."
"krabileceimiz aklmdan gemiti."
"evet, ama hi param yok. yeni bir yatak iin para veremem."
"benim de hi param yok."
"sana da biraz para vermem gerekiyor, Ann."
"hayr, ltfen, yllardan beri ilk kez bana bir eyler hissettirdin."
"teekkr ederim, ama u yatak meselesi kafama takld.".
"gitmemi ister misin?"
"ltfen alnma, ama gitmeni istiyorum, yatak yznden, kayglym."
"tabii Hank, gitmeden nce banyoyu kullanabilir miyim?"
"elbette."
giyinip holn sonundaki helaya gitti, dndnde kapnn eiinde durdu.

"hoakal, Hank."
"hoakal, Ann."
onu o ekilde yollamaktan sululuk duydum, ama yatak fena halde kafama taklmt, kendimi asmak iin satn aldm sicim geldi aklma, kaln,
salam bir sicimdi, yatan drt aya da ayn damardan krlmt, krk insan bacan balar gibi balayabilirdim, ayaklar baladm, sonra giyinip
aa
indim.
ev sahibesi aadayd, "biraz nce kan kadn grdm, o bir sokak kadnyd, Bay Bukowski. sizin odanzdan ktn dnyorum, ben
kiraclarm gayet iyi tanrm."
"annemdi," dedim, "herkes arada srada annesine ihtiya duyar."
ve sokaa frladm, doru bara. iki ok iyi geldi, ama hl yatak vard kafamda, anlalr gibi deildi, kendini ldrmeyi dnen bir insan yata
nasl kafasna takard, ama takmtm, birka iki daha iip pansiyona dndm, ev sahibesi bekliyordu.
"Bay Bukowski, beni kandrabileceinizi sanyorsanz aldanyorsunuz, yata krmsnz! DRT
aya birden krdnza baklrsa dn gece o yatakta korkun eyler yaanm olmal!"
"zgnm," dedim, "yatan parasn deyemem. sevkiyat memurluundan kovuldum, yklerimin hepsi Harpers ve Atlantic Monthly'den geri
geliyor."
"odanza yeni bir yatak koyuyoruz, Bay Bukowski."
"yeni bir yatak m?"
"evet, Lila u anda yukarda yata monte ediyor."
Lila harikulade, ufak tefek zenci hizmetiydi, gndzleri alt iin o gne kadar sadece bir ya da iki kez grmtm, gndzle-ri genellikle barda
oluyordum.
"ey," dedim, "biraz yorgunum, odama gidip biraz dinlensem iyi olacak."
"yorgun olmanz ok doal."
birlikte ktk yukar, duvara asl kumatan levhann yanndan getik: TANRI BU EV KUTSASIN.
"Lila!" dedi ev sahibesi merdivenin tepesine vardmzda.
"evet?"
"yatak nasl gidiyor?"
"anam alad, u son paray bir trl yerletiremedim! her trl denedim, olmuyor!"
ikimiz de kapmn nnde duruyorduk.
"bakn, hanmlar," dedim, "beni balayn ama tuvalete gitmem gerek..."
holn sonundaki helaya gidip sk bir bira-votka-arap-viski s-mna giritim, ne koku! sifonu ekip odama doru yrdm, kapya yaklatmda
ev sahibem glmeye balad, sonra ikisi de glyordu, ieri girdim, kahkahalar kesildi, ok ciddi bir ifade takndlar, fkeli hatta, benim harikulade
zenci hizmetim dar koup merdivenden indi ve kahkahalarn duydum yine. sonra ev sahibem kapya gelip bana bakt.
"ltfen davranlarnza dikkat edin, Bay Bukowski. kiraclarmzn hepsi yksek ahlakl kiilerdir."
sonra kapy yavaa ekip kapatt, yataa baktm, eliktendi.
sonra soyundum ve anadan doma yeni yatamn yeni araflarnn arasna girdim, Philadelphia, lenin biri, darda gk alabildiine uzanm,
beyaz araf ve battaniyeyi eneme kadar ektim ve uyudum, yalnz, rahat, minnet dolu ve mucizeden nasibini alm, iyiydi.
--"Sevgili Bay Bukowski:
Yazmaya otuz be yanzda baladnz sylyorsunuz. Ondan nce ne yapyordunuz?
E.R."
"Sevgili E.R. Yazmyordum."
Mary bildii btn numaralar ekiyordu, gitmek istemiyordu aslnda o gece. san yana toplam
olarak kt banyodan, "bak!" bir arap daha koymutum kendime "fahie, allann cezas fahie..."
sonra krmz dudak boyas srlm kocaman dudaklarla kt. "Bayan Johnson'u grm muydun daha nce?"
"fahie, allann cezas fahie..."

gidip yataa uzandm, bir elimde sigara, arap barda yatak balnn stnde, yalnayak, stmde ortum ve bir haftadan beri deitirmediim
kirli fanilam, gelip tepeme dikildi.
"BTN ZAMANLARIN BR NUMARALI SIANISIN SEN!"
"ha, hahahahha!" diye kkrdadm.
"pekala, ben gidiyorum!"
"bu beni hi ilgilendirmiyor, ancak seni bir konuda uyarmalym."
"neymi o?"
"kapy arpma, kaplarn arplmasndan usandm, karken kapy arparsan sopay yersin."
"YREK STER!"
korkun arpt kapy ktnda, yle arpt ki oka girdim, duvarlarn titremesi kesilince ayaa frladm, ikimi dipledim ve kapy atm, giyinmeye
vakit yoktu, kapy atm duyunca komaya balad, ayanda topuklular vard ama. ortumla holde peinden koup merdivenin banda
yakaladm, evirdim ve elimin ii ile sk bir tokat yerletirdim yanana, bir lk atp devrildi, en son bacaklar
devrilmiti, eteinin iini, o naylona sarl canm bacaklargrnce, aklm karm olmalym, diye geirdim iimden, olan olmutu ama. ar
admlarla kapya yrdm, atm, usulca kapattm ve oturup kendime bir arap koydum, dardan hkrklar duyuluyordu, sonra bir kapnn aldn
duydum.
"neyin var, gzelim?" bir kadn.
"DVD beni! kocam beni DVD!"
(KOCAM?)
"vah canm, kalkmana yardm edeyim."
"teekkr ederim."
"ne yapacaksn imdi?"
"bilmiyorum, gidebileceim hibir yer yok."
(yalanc kaltak)
"dinle, kendine bir gecelik bir oda tut, o ie gittikten sonra eve dnersin."
"i mi?" diye bard. "! MRNDE BR GN OLSUN ALIMADI O OROSPU OCUU!"
bu matrakt, yle matrakt ki kendimi tutamayp glmeye baladm. Mary'nin duymamas iin yzm
yasta gmdm, glmem kesildiinde yzm yastktan kaldrp yerimden kalktm ve hole ktm, yoktu kimse.
birka gn sonra dnd, ayn hikaye; ben ortum stmde giderek bozuluyor, Mary sslenip kmaya hazrlanrken bana ne kaybettiimi
gsteriyordu.
"bu sefer dnmeyeceim! yetti bana! yetti! zgnm, sana tahamml edemiyorum artk, sapna kadar rmsn, hepsi bu."
"fahienin tekisin, lanet bir fahieden baka bir ey deilsin..."
"fahieyim tabii, seninle yaadma gre."
"hmmm, hi bu adan bakmamtm."
"bak yleyse."
barda dipledim. "bu kez seninle kapya geleceim, kapy aacam ve KENDM kapatacam, sana da en iyi dileklerimi sunuyorum, hazr msn,
canm?"
kapya gidip onu bekledim, elimde tazelenmi arap barda, stmde ort, bekleyerek, "hadi, btn gece dikilecek deilim burda.
bitirelim artk u ii, olur mu?"
houna gitmedi, kapdan kt, dnd ve bana bakt.
"hadi yavrucuum, sendeleyiver geceye doru, frengili yarn bir buuk dolara yz plastikten bir maskeyi andran baparma eksik gazeteci
ocua pazarlarsn belki, hadi gzelim, yollan."
kapy kapatmaya davranmtm ki antasn havaya kaldrd, "seni REN orospu ocuu!" antann geldiini grdm ve yzmde sakin bir
glmseme ile durup bekledim, korkun adamlarla dvmlm vardr, kadn antas beni endielendirecek son eydi herhalde, anta kafama
indi.
hissettim, hem de nasl, anta doluydu, n kesinde, kafama inen yerde beyaz bir krem iesi vard, tatan farkszd.
"yavrucuum," dedim hl srtarak, kapnn tokman tutmutum ama hareket edemiyordum, donmutum.

antay kaldrd gibi bir kez daha indirdi kafama.


"bak, gzelim."
bir daha.
bacaklarm kesildi, yavaa yere ylrken yukardan daha da iyi vurabiliyordu, iyice kaptrmt
kendini, giderek hzlanyordu, beynimi datmak istercesine, parlak olmaktan hayli uzak kariyerimde nc kez nakavt olmak zereydim, ama bir
kadna ilk kez.
kendime geldiimde kap kapalyd, yalnzdm, kk bir kan gl vard yerde, benim kanm, yerler muambayd allahtan. kanmn stne basp
mutfaa gittim, zel durumlar iin bir ie viski zulalamtm. zel bir durumdu, ieyi atm, birazn bama dktkten sonra bir bardak koyup bir
dikite itim, lanet fahie, beni LDRMEYE yeltenmiti! inanlr gibi deildi, polise ihbar etmeyi bile dndm, ie yaramazd ama. frsat
deerlendirip beni de ieri atabilirlerdi.
drdnc katta oturuyorduk, biraz daha viski itikten sonra gardrobuna gittim, elbiselerini, ayakkablarn, pantolonlarn, klotlarn, sutyenlerini,
jartiyerlerini, elime ne getiyse hepsini pencerenin nne ydm, viskimi yudumlarken tek tek braktm onlar aa, "lanet fahie, beni ldrmeye
yeltendi..." pencereden aa- uurdum hereyi. aada, kk bir mtamelatn yannda bo bir arsa vard, bina derin bir ukurun duvarna ina
edilmiti, sekizinci katta saylrdk aslnda, klotlarn elektrik kablolarna takmaya altm, ama olmad, sonra iyice fkelenip ylesine frlattm elime
geleni, hedef saptamadan, ayakkab, klot ve elbiseden geilmiyordu aas... allar, aalar, tel rgnn br yan. kendimi biraz daha iyi
hissettim, viskiye devam ettim, bir bez alp yerleri sildim.
sabah uyandmda bam atlyordu, sam tarayamadm iin ellerimle arkaya doru slattm, on santim uzunluunda bir yark olumutu
bamda, saat on bire geliyordu, merdivenden birinci kata inip arka tarafa ktm, frlattm eyalar aramaya baladm, gitmilerdi,
anlayamyordum. mtamelatn arka bahesinde elindeki krekle bir eyler yapan yal bir osuruk vard.
"baksana," dedim yal osurua, "giysi filan grdn m buralarda?"
"ne tr giysiler?"
"kadn giysileri."
"her yere salmlard, dknler evine vermek iin topladm onlar, telefon ettim, gelip alacaklar."
"karmn giysileri onlar."
"birileri frlatp atm gibi geldi bana."
"bir hata."
"kolinin iindeler."
"yle mi? geri alabilir miyim?"
"tabii, ama birileri onlar frlatp atm gibi geldi bana."
yal osuruk eve girdi, bir koli ile dnd, koliyi tel rgnn stnden bana uzatt.
"teekkr ederim."
"bir ey deil." arkasn dnp yere meldi, kreim topraa daldrd.
dnd o gece, yannda da Eddie ile Des, arap getirmilerdi, bardaklara arap koydum, "ev ne kadar temiz," dedi Eddie.
"artk kavga etmeyelim, Hank," dedi Mary, "usandm bu kavga-lardan! seni sevdiimi biliyorsun, gerekten seviyorum seni."
"tabii."
Des'in salar yzne dklmt, ylece oturuyordu, oraplar delik deikti, aznn kenarnda tkrk birikmiti, onu haklamay not ettim
beynime, o hastalkl-seksi grnm vard onda. Mary ile Eddie'yi arap almaya yolladm, kap kapanr kapanmaz Des'i kucakladm gibi yataa
frlattm, srf kemikti, amas, haftalardr bir ey yememiti belki de zavall, soktum, fena saylmazd, ksa kestim, dndklerinde koltuklarmzda
oturuyorduk.
bir saat kadar itik, sonra Des salarnn arasndan bana bakt ve o kuru ve l parman bana dorulttu, kimsenin konumad bir and.
parma ile beni gsterip duruyordu, sonra, "bana tecavz etti, siz arap almaya gittiinizde bana tecavz etti," dedi.
"bak Eddie, byle bir eye inanmayacaksn herhalde?"
"tabii ki inanacam."
"dostuna gvenmiyorsan ne iin var burda?"
"Des asla yalan sylemez. Des ona tecavz ettiini sylyorsa..."
"S.KTRN GDN LAN! OROSPU OCUKLARI!"
yerimden kalkp bardam kuzeye bakan duvara frlattm.
"ben de mi?" diye sordu Mary.

"SEN DE!" dedim parmam ona dorultarak.


"Hank, Hank, bu kavgalara bir son vereceimizi sanmtm, bktm bu ayrlklardan.
sraya girip kapya doru yrdler. Eddie nde, sonra Des, sonr.a Mary. Des susmak bilmiyordu,
"bana tecavz etti, tecavz etti bana. bana tecavz etti..." kakt.
Mary'yi bileinden kavradmda kapnn nndeydiler.
"sen kalyorsun kanck!"
onu ieri sokup kapnn zincirini srdm, sonra uzun uzun ptm onu, bir yandan da kn
svazlyordum.
"oh, Hank..."
houna gitmiti.
"o kemik torbasn dzmedin, deil mi Hank?"cevap vermedim, dudaklarn inemeye devam ettim, antasn yere braktrdm, hayalarm svazlad,
bam beladayd, dinlenmeye ihtiyacm vard, bir saat yeterdi.
"btn elbiselerini pencereden aa frlattm."
"NE?" elini hayalarmdan ekti, gzleri bymt.
"ama sonra gidip topladm, izin ver de anlataym."
gidip iki bardak arap koydum.
"az kalsn beni ldryordun, biliyor musun?"
"ne?"
"hatrlamyor musun?"
ikimi alp koltua oturdum, yanma gelip bama bakt.
"ah, zavall bebeim, tanrm, affedersin."
eilip kanl yaray efkatle pt. elimi eteinden ieri daldrdm ve yine kenetlendik, krk be dakikaya ihtiyacm vard, odann ortasnda, sefaletin ve
krk cam paralarnn arasnda durmu birbirimize srtnyorduk. kavga etmeyecektik o gece. fahie ve berdu szckleri aza alnmayacakt, ak
kazanm, yerdeki muamba glgelerimizle canlanmt.
New Orleans, Fransz Mahallesi, bir kaldrmdaym ve duvara yaslanm bir sarhou seyrediyorum, sarho alyor ve talyan ona "Fransz msn?"
diye soruyor ve sarho, "evet, Franszm," diyor ve talyan yznn ortasna yle bir yumruk akyor ki Fransz ban duvara arpyor, sonra yine
soruyor talyan: "Fransz msn?" kurbaa yine evet diyor ve bir yumruk daha yiyor, arada talyan, "ben dostunum, dostunum ben, sana yardm
etmeye alyorum, anlyorsun deil mi?" diyor ve Fransz
"evet," deyince bir tane daha akyor, arabasnn tavanna ast el fenerinin nda sakal tra olan bir talyan daha. gecenin ortasnda kpkl
surat ve elindeki ustura ile abuk bir grnm var. duvar dibinde olup bitenlere tamamen kaytsz. Fransz, talyan'dan kurtulup arabann kulpuna
yapyor ve
"imdat!" diye baryor. talyan arkadan yetiip Fransz'a bir yumruk daha akyor, "ben dostunum. DOSTUNUM!" ve Fransz arabann stne
kapaklanp arabann sarslmasna ve anladm kadar ile ierde sakal tra olan br talyan'n yzn kesmesine neden oluyor. talyan sabunlu yz
ile arabadan dar frlyor, yzndeki kan izgisi sabunlarn arasndan uzuyor, "seni orospu ocuu," diye kfrederek elindeki usturayla Fransz'n
yzn doramaya balyor. Fransz korunmak iin ellerini yzne kaldrnca usturay ellerine de sallyor, "orospu ocuu! orospu ocuu!"
kentte ikinci gecem ve dayanlacak gibi deil, kendimi bir bara atp oturuyorum, yanmdaki bana dnp, "Fransz msn yoksa talyan m?" diye
soruyor, "aslna bakarsan in'de dodum, babam misyonerdi, ben ok kkken bir kaplana yem oldu," diyorum.
tam o srada arkamda biri keman almaya balaynca baka soru sormuyor, biram yudumluyorum.
keman bir sre iin susuyor, br yanma bir bakas oturuyor, "adm Sunderson. senin bir ie ihtiyacn var galiba," diyor.
"paraya ihtiyacm var. i delisi deilim," diyorum.
"u oturduun taburede birka saat daha oturduunu farzet, i o kadar kolay."
"elime ne geecek?"
"haftada on sekiz dolar, ama ellerini kasadan uzak tutacaksn."
"bana nasl engel olabilirsin?"
"haftada on sekiz dolar alan baka birinin gzleri stnde olacak."
"Fransz msn?"
"Sunderson. sko-ngliz. Winston Churchill ile uzaktan akraba oluruz."

"sende bir tuhaflk sezmitim."


--ayn taksi irketi iin alan taksicilerin depolarn doldurmaya geldikleri bir benzinlikti, benzini doldurur, paray alp kasaya koyardm, gecenin
byk bir blmn iskemleye oturarak geiriyordum. patlak lastiklerini deitirmemi isteyen birka ofrle tartmam saymazsak ilk iki- gece
iyi gemiti. talyan bir olan patronu arayp orada hibir ey yaplmadn sylemi, barp armt, ama ben neden orada olduumu biliyordum
-paraya gz kulak olmak iin. ihtiyar bana silahn yerini ve nasl kullanlacan gstermiti, ofrlerin benzin ve ya cretlerini dediklerinden de
emin ol, demiti, ama haftada 18 dolara parasnn bekiliini yapmak gibi bir niyetim yoktu, Sunderson'n yanld nokta buydu, paray kendim de
yrtebilirdim ama birileri kafama almann yanl olduu gibi aptalca bir fikir sokmutu ve ben bu arada nyarglarm amaya, deitirmeye, kar
gelmeye ya da kabullenmeye alyordum, bilirsiniz ite.
drdnc gece ufak tefek zenci bir kz belirdi kapda, ylece durup glmsedi bana. dakika kadar bakm olmalydk, sonra, "n'aber?" diye
sordu, "benim adm Elsie."
"haberler pek iyi saylmaz, benimki de Hank." ieri girip eski bir masaya yasland, kk kz elbisesi vard stnde, edas ve gzlerindeki oyun
istei de kk bir kz andryordu, ama kadnd, kahverengi, temiz bir kk kz elbisesinin iinde nabz gibi atan mucizevi, elektrik bir kadn, "bir
merubat alabilir miyim?" "tabii."
paray verdi, dolabn kapan an seyrettim, uzun bir kararszlktan sonra bir ie seti, kk bir tabureye oturdu ve onun merubat iiini,
elektrik nn altnda ienin iinden geen hava kabarcklarn seyrettim, vcuduna, bacaklarna baktm ve kahverengi efkati iimi kaplad,
haftada 18
dolar iin her gece o iskemlede oturmak insann yalnzlk hissini krklyordu, bo ieyi verdi,
"teekkr ederim." "bir ey deil."
"yarn gece kz arkadalarm da getirebilir miyim?" "birazck sana benziyorlarsa hepsini getirebilirsin tatlm." "hepsi bana benzer."
"hepsini getir yleyse."
ertesi gece -drt kz arkadayla geldi, konuuyor, glyor, merubat iiyorlard, tanrm, ne kadar hotular; gen, hayat dolu zenci kzlar, her ey
glnt, her ey gzeldi, gerekten yleydi, yle hissediyordum, ertesi gece sekiz-on kz, bir sonraki gece de on -on drt. cin ve viski getiriyor,
itikleri merubatlara katyorlard, ben kendi ikimi getiriyordum. ilk gelen kz en gzelleriydi, Elsie, kucama oturup bir lk atard: "hey, tanr
akna, bu olta ka-myla BAIRSAKLARIMI deleceksin!" fkelenmi gibi yapard sonra, gerekten kzm gibi. br kzlar glerdi, ve ben akn,
srtkan, mutlu, ylece dururdum, benim iin fazlaydlar, ama iyi bir gsteriydi, ofrlerden biri korna aldnda fkeli bir ekilde ayaa kalkar,
ikimi bitirdikten sonra silah Elsie'ye verir, "Elsie, hayatm, sen u lanet kasay gzet, kzlardan biri davranmaya kalkarsa benim iin bacaklarnn
arasna bir delik a, olur mu?" derdim.
ve Elsie'yi elinde kocaman silahla brakp dar kardm, tuhaf bir ikiliydiler, Elsie ve silah, olaylarn gidiatna gre bir adam ldrebilir ya da
hayatn kurtarabilirlerdi, erkek, kadn ve tarih, ve ben dar
kp benzini koyardm.
sonra bir gece talyan taksicilerden biri, Pinelli, merubat imek iin ieri girdi, adn severdim ama ondan hi hazetmezdim. patlak lastikleri
deitirmediim iin en fazla tantanay o yapmt. talyanlar'la bir meselem yoktur, ama kente geldiimden beri bama gelen talihsizliklerin
altndan srekli talyanlar'in kmas da dikkat ekiciydi dorusu, rklkla ilgisi olmadn biliyordum, matema-tikseldi daha ok. Frisco'da yal bir
talyan kadnn hayatm kurtardm sylemek ok yanl olmaz mesela, ama o baka bir yk. sinsi sinsi girdi ieri Pinelli. bir SANSAR gibi. kzlar
her yere dalm
konuuyor, iiyor, glyorlard. Pinelli merubat dolabna gidip dolabn kapan at.
"ALLAH KAHRETSN, MERUBAT KALMAMI VE BEN SUSADIM! KM BTRD
MERUBATLARI?"
"ben," dedim.t kmyordu, kzlarn hepsi bizi izliyorlard. Elsie yan bamda durmu, gzlerini Pinelli'den ayrmyordu, fazla uzun ve derin
bakmazsan yakkl saylrd Pinelli; kartal burun, siyah parlak salar, Prusya subay havas, darack bir pantolon, olan ocuu fkesi.
"MERUBATI BU KIZLAR BTRYOR VE BU KIZLAR BURDA OLMAMALI. MERUBAT
OFRLERE ATTR!"
sonra bana iyice yaklap ylece durdu, bacaklarn smak zere olan bir tavuk gibi amt.
"BU KIZLARIN KM OLDUKLARINI BLYOR MUSUN, HIYAR?"
"evet, benim arkadalarm."
"BLEMEDN DOSTUM! FAHE BUNLAR! CADDENN BR YANINDAK GENELEVDE
ALIIYORLAR. ANLADIN MI? FAHE BUNLAR!"
kimse tek kelime etmedi, hepimiz talyan'a bakyorduk oturduumuz yerden, uzun sre kesitik, sonra dnp dar kt, gecenin gerisi tatsz geti.
Elsie kayglandryordu beni. silah ondayd, silah ondan aldm.
"o orospu ocuuna yeni bir gbek delii amama ramak kald," dedi. "onun anas fahie!"
sonra, birden ortalk boald, oturup itim, sonra kalkp kasay atm, para tamamd.

sabah be sularnda ihtiyar geldi.


"Bukowski?"
"efendim, Bay Sunderson."
"sana yol vermek zorundaym." (aina szler)
"neden?"
"ocuklar buray iletemediinden ikayet ediyorlar, burada fahieler fink atyor, sen de onlarla oynayormusun. gsleri meydanda, aplar
ak dolayorlarm ve sen onlar yalyormusun.
sabahn erken saatlerinde byle eyler mi oluyor burada?"
"ey, pek de yle deil."
"neyse, gvenilir birini buluncaya kadar senin yerine ben baka-cam, burada neler dndn bilmek istiyorum." "pekala, Sunderson. sirk senin.
iki gece sonrayd sanrm, bardan kmtm, benzinliin nnden gemeye karar verdim, iki- ekip otosu vard ortalkta.
Marty'yi grdm, anlaabildiim ender ofrlerden biriydi, yanna gittim.
"neler oluyor, Marty?"
"Sunderson' bakladlar, sonra da silahn alp ofrlerden birini vurdular."
"tanrm, film gibi. vurulan ofr, Pinelli mi?"
"evet. nasl bildin?"
"gbeinden mi ?"
"evet, evet. nasl bildin?"
sarhotum, odama doru yrdm, dolunay vard New Orle-ans'da. bir sre yrdm ve yalar akmaya balad, ay nda bir gzya seli. sonra
kesildi, yalarn yzmde kuruduklarn hissedebiliyordum, cildim geriliyordu, odama girdiimde yakmadm; ayakkablarm ve oraplarm
karp yataa braktm kendimi. Elsie, harikulade zenci fahiem benim, ve uyudum, her eye sinmi
hznn iinden uyudum, uyandmda imdi srada hangi kent var, diye geirdim iimden, hangi i?
kalktm, oraplarm ve ayakkablarm giyip bir ie arap almaya ktm, iyi grnmyordu sokaklar, genellikle grnmezler, insanlar ve fareler
tarafndan planlanmlard sanki ve siz onlarda yaamak ya da lmek zorundaydnz. ama bir dostumun bir keresinde bana dedii gibi, "sana hibir
ey vadedilmedi, szlemen yok." arabm almak iin dkkana girdim.
kirli bozukluklarn beklentisi ile ne doru eildi orospu ocuu.
---iki gn sren sarholuk boyunca gmlek kartonlarna karalamalar: Ak bir emre dntnde Nefret hazza dnebilir.
***
kumar oynamazsan asla kazanamazsn.
***
Harikulade dnceler ve harikulade kadnlar kalc deildirler.
***
bir kaplan yakalayp kafese koyabilirsiniz ama onu krdnzdan asla emin olamazsnz, insanlar daha kolaydr.
***
Tanr'nn nerede olduunu bilmek istiyorsan ayyaa sor.
*** >
snak ukurlarnda melek bulunmaz.
***
ac hissetmemek duygularn kesintisi demektir; her coku eytanla pazarlktr.
***
Hayat ile Sanat arasndaki fark Sanatn daha katlanlr olmasdr.
***
hayatta bir Amerikan ayya l bir Yunan Tanr'sndan daha ok ilgilendirir beni.

hibir ey gerek kadar skc olamaz.


***
Dengeli insan delidir
***
hemen herkes dahi doar geri zekal gmlr.
***
cesur insann hayalgc kstldr, korkaklk kt beslenmenin bir sonucudur.
***
cinsel iliki ark sylerken lmn kna tekmeyi basmaktr.
***
egemenlik gerekten milletin olduunda hkmetlere gerek kalmayacak; o zamana kadar hap
yutmuuz.
***
entelektel basit bir eyi karmak syleyebilen kiidir; sanat
ise zor bir eyi kolay.
***
damlayan musluklar, tutku osuruklar ve patlak lastikler -hepsi lmden daha hzn vericidir.
***
dostlarnn nerede olduklarn bilmek istersen kodese gir.
***
hastaneler sizi neden sunmakszn ldrmeye altklar yerlerdir. Amerikan hastanelerindeki souk ve ll acmaszln nedeni doktorlarn fazla
mesai yapmalar ya da lm kanksam, sklm
olmalar deildir, asl neden ou zaman balar ile klarn ayrdetmeyi beceremeyen, cahillerin hayranla boulup merhemi elinde bulunduran
byc olarak grdkleri ve OK AZ YAPIP OK
FAZLA PARA KAZANAN doktorlarn kendileridir.
* **
bir metropol gazetesi kt haber yazmadan nce kendi nabzn
ler.

* **
gmlek kartonlarnn sonu.
zengin deyyusun tekiydi, saunada, alyordu. J.S. Bach'n btn plaklarna sahipti ve derdine deva olmuyordu, evinin pencere camlar vitrayd,
duvarnda ieyen bir rahibe fotoraf aslyd, yarar olmuyordu yine de. bir keresinde Nevada l'nde dolunayda bir taksi ofrn ldrtp
seyretmiti, ama o bile yarm saat sonra etkisini yitirmiti, kpekleri armha balayp bir dolarlk purolarla gzlerini yakmt, bayat numara, o
kadar ok altn bacakl kz dz-mutu ki onun da yarar olmuyordu artk.
hibir eyin yarar olmuyordu.
ykanrken egzotik ttsler yaktryor, uann suratna iki frlatyordu.
sinsice atlan bir yumruktan fark yoktu, gerek bir yal pislik, gln iine tkrenlerden.
ben onun bir dolarlk purolarndan birini ierken o masaya ylece uzanm bekliyordu.
"yardm et bana, Tanr akna yardm et!" diye bard.
zaman gelmiti, "bir dakika," dedim ona.
dolaba gidip kemeri kardm, masann stnde domald, bembeyaz ve kll bir g.t. kemeri sallayp tokal ucunu tekrar tekrar indirdim:
ZAP! ZAP!
ZAP! ZAP! ZAP!

denizi arayan bir yenge gibi yld yere. srnd yerde, peinden gittim kemeri indirerek.
ZAP! ZAP! ZAP!
o yerde lk atarken eilip puronun yank ucunu srtna bastrdm.
dmdz yatt sonra, glmseyerek.
mutfaa girdim, avukat oturmu kahve iiyordu.
"bitti mi?"
"evet."
be tane onluk syrp masann stne frlatt, kendime kahve koyup masaya oturdum, puro parmaklarmn arasndayd hl. lavaboya frlattm.
"tanrm," dedim, "TANRIM!"
"evet," dedi avukat, "senden nceki ancak bir ay dayanabildi."
oturup kahvelerimizi yudumladk, ok gzel bir mutfakt.
"haftaya aramba yine gel," dedi.
"neden sen yapmyorsun bu ii benim yerime?" diye sordum. "BEN M? ar hassas bir yapm var benim!" ikimiz de gldk, iki kesme eker attm
fincana.
--amar tnelinden aa kayarak geldi, Maxfield tnelin azndan ktnda el baltasn kafasna geirdii gibi adamn boynunu krd, ceplerini
arad, yanl adam haklamt, "lanet olsun! dedi Maxfield. "lanet olsun!" dedim.
yukar kp telefon ettim.
"tavan akt keriz, sert," dedim.
"topal skn lanet keriz " dedi Steinfelt.
"kanca," dedim, "aadan yumuak."
"s.ktir git," dedi Steinfield. kapatt.
aa indiimde Maxfield lnnkini emiyordu.
"senden hep phe etmitim zaten," dedim ona.
"kn kn kkle," dedi konumak iin azn boaltarak.
"NE ilgisi var imdi?" dedim.
"lop," dedi.
alr vaziyetteki amar makinesinin stne oturdum, "dinle," dedim ona, "daha iyi bir dnya istiyorsak sokaklarda savamakla kalmayp
iimizde ve aklmzda da savamalyz. ayrca kadnlar-mzn trnaklar kirli ise yarklarnn da kirli olacan varsayabiliriz, bir kadnn kn
cimciklemeden nce izmelerini kartmasn iste."
"lop," dedi. tatmin olmu bir ekilde ayaa kalkt, lnn gzlerini oydu. aksyla. svastika iaretli, ok formda bir Celine gibi grnyordu, yuttu
gzleri.
ikimiz de oturup bekledik.
"Direni, syan ve lm' okudun mu?"
"korkarm ki evet."
"ne kadar tehlike o kadar mit."
sigaran var m?"tabii."
sigaray yakar yakmaz krmz kln kll bileine bastrdm.
"has.ktir," dedi, "EK UNU!"
"lanet eyi kll knn deliine sokmadma kret," dedim.
"nerde bende o ksmet?"
"soyun."
duymutu beni.
"yanaklarn a."

"yanaklarn a."
"u sayacaklarma ballm ilan ederim," dedi, "ncelikle..."
Rimsky Korsakov'un ehrazat' almaya balad yukardaki hoparlrden, soktum, hayr, sigarann scak ucunu.
"tanrm," dedi.
tuttum ierde, "yaygaray neden yamaladlar?" diye sordum.
"tanrm," dedi.
"bir soru sordum sana. neden yamaladlar?"
"yamaladlar," dedi, "nk yamaladlar, cehaletim karsnda boynum kldan ince."
"kkne inelim bu iin," dedim sonuna kadar sokarak, hayr, sigarann yank ucunu.
"tanrm," dedi. "tanrm."
"hemen hemen her insan aptallnn derecesini bilir ama an ve hretin ksa mrl dnde ancak kim yaar?"
"sadece SEN, Charles Bukowski!"
"son derece zeki bir adamsn, Maxfield." sigaray kardm, kokladm, hayr, sigaray, sonra da frlattm.
"kedi g.t yarmas yaplsa dereceye girersin yavrum," dedim ona. "otur."
"gerekten," dedi.
oturdum.
"imdi, syleyeceklerimi takip edersen Camus'y anlamak hi de zor deildir, banko yazar, havada, son derece parlak, ama k yalad."
"sen neden sz ediyorsun allah akna?" diye sordu.
"SAVA mektuplarndan sz ediyorum. L'Amitie Francaise'e verilmi sylevlerden. 1948 ylnda Latour-Maubourg Dominikan Manastr'nda
verdii demeten. 10
Mays 1958'de diktatrlk tarafndan srlm II. Tiempo'nun editr Bakan Eduardo antz erefine verilen resmi ziyafette verdii sylevden. M.
Aziz Kesso-us'a yazd mektuptan."
"k yaladn anlatmaya alyorum, konumunu kaybetti; yani eline patlatt, kandrld, artk direksiyonunda olmad bir arabada ld. iyi ve
yetenekli biri olup dnya meselelerine bulamak bir eydir; senin gibi boktan heriflerin insanlar dnya meelerinden ebediyen ekip karmasn
seyretmek baka bir ey. byk olanlar kk insanlar iin byk hedef olutururlar -tfekli ve daktilolu kk adamlar, kaplarn altnda imzasz
notlar, polis yldzlar, coplar, kpekler, bunlar da kk insanlarn ileridir."
"neden s.ktirip gitmiyorsun?" diye sordum ona.
"basit fkeler basit yarklar gibi Ekim gneinde yok olurlar," dedi bana.
"kulaa ho geliyor," dedim, "ya BR trden olanlar?"
"ayn ey."
"tanrm," dedim, "tanrm."
"btn samimiyetimle," dedi ban, hayr elini, dizimin stne koyarak, "yaygaray neden yamaladklarn sana syleyemem."
"Cams olabilir mi?"
"ne?"
"yaygaray yamalayan."
"mmkn deil!"
"bu konuda bir fikri olabilir miydi?"
"hi phen olmasn!"
ikimiz de sustuk uzun sre.
"bu cesedi ne yapacaz?" diye sordum.
"ben yaptm yapacam," dedi Maxfield.
"yani, MD."
"sra sende."
"unut gitsin."

ikimiz de konumadan oturup cesede baktk."nen aradn Steinfielt'?"


"'nen' m?"
"evet. nen?"
"gerekten asabm bozuyorsun."
yukar kp telefonu engelden ektim. Amerika'nn btn dier telefonlar beiklidir, hepsi deitirilmitir, engel devri kapand -ama bu telefonun
istirahatte devasa bir zenci kamn andran bir engeli vard, ahizeyi kaldrp elime aldm, terliydi, elbette, ve kurumu makarna kapl, kuru
solucanlar kazanmt son kouyu.
"Steinfield," dedim ahizeye.
"9. kouyu kim kazand?" diye sordu.
"koumluda m, Del mar m?"
"koumlu."
"Jonboy Star. zorlanmadan."
"sen kime oynadn?"
"Taklberi."
"pekala, neler oluyor orda?" diye sordu.
"tavan akt keriz, sert."
"topal skn lanet keriz," dedi Steinfelt.
"kanca," dedim, "aadan yumuak, pamuk gibi."
"iki kere s.ktir git," dedi Steinfield.
kapatt.
ve ben, ben aa indim, ben, ben, ben. Copeland'n Sradan nsan iin Fanfar' balad hoparlrden.
Maxie l cesetle ar samimi olmutu yine. bir sre oturup seyrettim.
"dostum," dedim ona, "iimiz kolay deil, kaderlerimiz yarm. Afrika'y dn, Vietnam' dn, Wats' dn, Detroit'; Boston Red Sow ve Los
Angeles Belediye Mzesi'ni. ne istersen onu dn, hayatn aynasnda ne kadar kt grndn dn."
"lop," dedi Maxfield.
Bat'nn Geriliyii ve k benden nceydi, on yl daha tanyn bana, on yl daha. sevgili Spengler.
Oswald? OSWALD???? Oswald Spengler. gidip amar makinesinin stne oturdum ve bekledim.
--otur Stirkoff.
saolun, efendim.
ayaklarn uzatabilirsin.
ok ltufkarsnz, efendim.
Stirkoff, anladm kadar ile adalet ve eitlik gibi konulan irdeleyen yazlar yazyorsun; coku ve kurtulu hakk zerine de. doru mu bu, Stirkoff?
evet, efendim.
dnyada geni anlamda adalet salanabilir mi sence?
hi sanmam, efendim.
yleyse bu boktan yazlar neden yazyorsun? kendini kt m hissediyorsun?
son zamanlarda pek iyi deilim, efendim, delirdiimi dnyorum.
fazlaca m iiyorsun, Stirkoff?
elbette, efendim.
knle oynar msn?
srekli, efendim.

nasl?
anlayamadm, efendim?
yani nasl bir yntem uygularsn?
drt-be i yumurta ile yarm kilo kymay dar azl bir vazoya dkyorum, mzik olarak da Vaughn Williams ya da Darius Milhaud yelerim.
cam m?
hayr .m.
yahu vazoyu soruyorum, cam m?
deil, efendim.
hi evlendin mi?
birka kez.
evliliklerinde ters giden neydi, Stirkoff?her ey, efendim.
hayatnn en iyi sevimesini anlat.
drt-be i yumurta ile yarm kilo kymay...
tamam, tamam!
yledir, efendim.
daha iyi ve adil bir dzen zleminin aslnda rmeden ve baarszlk duygusundan kaynaklandnn farknda msn?
evet, efendim.
baban kt bir insan myd?
bilmiyorum, efendim.
ne demek bilmiyorum?
yani kyaslamak g, efendim, sadece bir babam oldu.
benimle kafa m buluyorsun, Stirkoff.
hayr, efendim: dediiniz gibi, adalet yoktur.
baban seni dver miydi?
sra ile dverlerdi, efendim.
hani bir baban vard?
herkesin bir babas vardr, efendim, ben annemi kastetmitim, o da kendi payna dverdi.
seni sever miydi?
kendinin bir uzants olarak, evet.
sevgi baka nedir ki?
iyi bir eye deer verecek kadar saduyulu olmaktr, kan ba gerekmez, krmz bir deniz topu ya da zerine tereya srlm kzarm ekmek de
sevilebilir.
tereyal kzarm ekmee AIK olabileceini mi sylyorsun, Stirkoff?
her zaman deil, efendim, baz sabahlarda, gne nlar belli bir adan gelirken belki, ak habersiz gelir gider. bir insan sevmek mmkn m
sence?
iyi tanmadnz biri ise belki, ben insanlar pencereden seyretmeyi severim.
sen bir korkaksn, Stirkoff. kesinlikle, efendim.
nedir senin korkak tanmn?
bir aslanla silahsz dvmeden nce tereddt eden kimse.
peki cesur kime denir?
aslann ne olduunu bilmeyene.
herkes bilir aslann ne olduunu.

herkes aslann ne olduunu bildiini sanr, efendim.


budala tanmn nedir?
zaman ve kan ziyan edildiinin farknda olmayan kimse.
bilge diye kime denir o zaman?
bilge insan yoktur, efendim.
yleyse budala da yoktur, gece olmazsa gndz olmaz, siyah olmazsa beyaz olmaz.
zr dilerim, efendim, ben her eyin neyse o olduu kansndaym, baka eylere baml olmakszn.
o dar azl vazolara fazla girip kmsn sen, Stirkoff. her eyin zaten olmas gerektii gibi olduunu anlamyor musun? yanl diye bir ey yoktur.
anlyorum, efendim, olan olmutur.
kelleni vurdursam ne dersin?
bir ey diyemem, efendim.
demek istediim u: kelleni vurdursam ben RADE sense H olursun.
baka bir ey olurdum, efendim.
benim SEMM dorultusunda.
ikimizin de, efendim.
rahat et! rahat et! uzat ayaklarn.
ok ltufkarsnz, efendim.
hayr, ikimiz de ltufkarz.
elbette, efendim.
demek delirdiini hissediyorsun, Stirkoff? peki delirdiini hissettiin zaman ne yaparsn?
iir yazarm.
iir delilik midir?
iir olmayan her ey deliliktir.yani.
irkinlik deliliktir.
irkin nedir?
kiiye gre deiir.
delilik gerekli midir?
vardr.
gerekli midir?
bilmiyorum, efendim.
ok ey biliyormu havalarndasn, Stirkoff. bilgi nedir?
mmkn olduunca az ey bilmektir
ne demek o?
bilmiyorum, efendim?
bir kpr ina edebilir misin?
hayr.
silah retebilir misin?
hayr.
ikisi de bilgi rndr.
kpr kprdr, silah da silah.
kelleni vurduracam, Stirkoff.

saolun, efendim.
niye?
beni motive ettiiniz iin. motivasyon sknts ekiyorum, efendim.
ben ADALET'im. belki.
ben STN'm. ikenceye yatracam seni. lklar atacaksn, lmn dileneceksin.
phesiz efendim.
ben senin efendinim, anlamyor musun?
beni ynetebilirsiniz, ama yapacanz eyler yaplabilir eyler olmaktan teye gitmeyecektir.
zekice konuuyorsun ama ikence altnda bu kadar zeki olamayacaksn.
sanmyorum, efendim.
bana bak. Darius Milhaud, Vaughn Williams dinlemek de ne oluyor? Beatles' duymadn m?
onlar herkes bilir, efendim.
onlar sevmez misin?
onlardan nefret etmem.
nefret ettiin bir arkc var m?
arkclardan nefret edilmez.
ark sylemeye alan birinden?
Frank Sinatra.
neden?
hasta bir toplumun hastalnn depremesine neden olduu iin.
gazete okur musun?
sadece bir gazete.
hangisi?
AIK KENT.
GARDYAN! BU ADAMI KENCE ODASINA GTRN. HEMEN KENCEYE BALAYIN!
efendim, son bir istekte bulunabilir miyim?
evet.
vazomu yanma alabilir miyim?
hayr, bana lazm.
efendim?
el koyuyorum, zapta gesin, gardiyan bu sersemi derhal gtr! ve bana biraz ey getir...
ne, efendim?
alt yumurta ile yarm kilo kyma.
gardiyan mahkmu dar karr, kral ne eilip dmeye basar. Vaughn Williams almaya balar teypte, bitli bir kpek gnein altnda titreen
harikulade bir limon aacna ierken dnya dnmeye devam eder.
---Miriam ile ortadaki evi tutmutuk, gzel evdi. n baheye bir sra meneke, etrafna da lale dikmitim, kiras ucuzdu, kafa ekmene karan da
yoktu, kiray demek iin ev sahibini arayp bulman gerekirdi, paraya ihtiyac yoktu adamn, araba alm satm ile urayordu, kiray bir-iki hafta
geciktirmisen "hi nemi yok," derdi, "aman paray kanma vermeyin, alkolle sorunu var, hzn
kesmeye alyorum."
kolay bir hayat yayordum. Miriam alyordu, byk bir mobilya irketinde daktilograft, sabahlar
akamdan kalma olduum iin onu otobse gtremiyordum, ama her akam kpei de yanma alp otobsn karlamaya giderdim, arabamz
vard ancak Miriam arabay bir trl altramyordu. bu da benim iime geliyordu, sabah on buuk sularnda gayet keyifli kalkar, ieklere bir gz
atar, nce bir kahve ardndan da bir bira ierdim, baheye kar, gnein altnda gbeimi svazlar, kpekle oynardm, iri bir canavard, benden iri.
yorulunca ieri gjrer, etrafa eki dzen verir, yata yapar, bo

ieleri toplar, bula ykardm, buzdolabn ap Miriam'n akam yemeinden emin olduktan sonra arabaya atladm gibi doru hipodroma
srerdim, akam onu karlamak iin tam saatinde otobs duranda olur, Miriam' alrdm, ksmetim almt, byle martlmaya alk deildim.
Monte Carlo hayat da saylmazd geri, ev ileri bana aitti, ama olsun.
bu byle srmez, diyordum kendi kendime, ama kendimi giderek daha iyi hissediyor, daha iyi konuuyor, daha iyi yryor, daha iyi uyuyor ve ok
daha iyi seviiyordum, her ey gerekten drt drtlkt..
derken n tarafta oturan kadnla samimi oldum, tam karmzdaki byk evde oturan kadnla, ben merdivenin basamaklarna oturmu bira iip
kpee top atarken o evinden kp n bahesine serdii battaniyenin stnde gnelenirdi, stnde iki para ipten olumu bir bikini, "merhaba,"
derdim,
"merhaba," diye karlk verirdi, birka gn byle srd, muhabbet yok. ok dikkatli olmak zorundaydm, etraf komu doluydu ve Miriam hepsini
tanyordu, ama bu kadnn vcudu inanlmazd, arada bir doa, tanr, birileri deiiklik olsun diye byle mkemmel bir vcut yaratr, ou kadna
baktnzda bir kusur grrsnz, bacaklar ok ksa ya da ok uzundur, ya da kollan, boynu kaln ya da ince. kalalar dk ya da yksek, ve en
nemlisi -k. knda mutlaka bir tuhaflk vardr, fazla iri, fazla dz, fazla yuvarlak, yeterince yuvarlak deil, ya da ayr bir para gibi durur, son anda
eklenmi gibi.
k, cinselliin ruhunun aynasdr.
bu kadnn btn uzuvlar ile uyumlu ahane bir k vard, zamanla adnn Renie olduunu ve Western Bulvar'nda kk bir gece kulbnde striptiz
yaptn rendim. Los Angeles'n katl yerlemiti yzne ama. birka kez aldatld, biraz daha genken zengin pilerinin elinde oyuncak
olduu hissine kaplyordunuz, artk dersini almt, gardm yksek tutuyordu, erkeklerin can cehenneme, ben karma bakarm tavr.
bir sabah bana, "ben artk arka tarafta gneleneceim," dedi. "yanda oturan moruk geen gn yanma gelip beni cimcikledi, elledi beni."
"yok ya?"
"evet. pis moruk, en az yetmiinde var. paras varm, paras onun olsun, bir adam var her gn karsn
getiriyor ona. btn gn yatakta yatp iki iiyorlar, dzyorlar, sonra akam adam gelip karsn
alyor, moruk lnce parasn onlara brakacak sanyorlar, ireniyorum insanlardan, benim patronum mesela, iko bir talyan, ad Gregario, bana
"benim iin alyorsan sonuna kadar gideceksin yavrum, hem sahnede alacaksn hem de arka odada," dedi. "bak, George," dedim ona, "ben
bir sanatym, gsterimden memnun deilsen ayrlyorum." bir arkadam ardm, pilimi prtm topladm, eve girdiimde telefon alyordu.
Gregario. "dinle, balm, hemen dn. hemen! buras sensiz l. herkes seni soruyor, ltfen, bebeim, sanatna byk saygm var. sen bir
hanmefendisin, gerek bir hanmefendi!"
"bir bira ier misin?" diye sordum
"tabii..'
ieri gidip iki bira aldm. Renie verandann basamaklarna geldi,oturup biralarmz yudumladk.
"ne i yaparsn?" diye sordu.
"bu aralar bir ey yapmyorum."
"kz arkadan ok ho."
"iyidir."
"bir ey yapmadan nce ne yapyordun?"
"boktan iler, anlatmaya demez."
"Miriam ile konutum, resim yapyor, yaz yazyormusun. bir sanatsn sen."
"bazen, ounlukla bir bok deilim."
"gsterimi seyretmeni isterdim."
"gece kulplerinden haz etmem."
"yatak odamda sahne var."
"ne!"
"gel, gzlerinle gr."
arka kapdan evine girdik, beni yatak odasna soktu, gerekten de yuvarlak ve yksek bir sahne vard
odada, odann tamamn kaplyordu nerdeyse. sahnenin arkasnda perdeli bir blme, bana sulu bir viski hazrladktan sonra perdenin arkasna girdi,
viskimden bir yudum aldm, mzik balad birden,
"onuncu caddede cinayet" perde araland, szlerek kt dar, szlerek, szlerek.
bardam dipleyip at yarlarna gitmemeye karar verdim.
stndekileri karmaya balad, kvryor, alkalyordu, viski iesini yanmda brakmt, bardam

doldurdum, ok gemeden boncuklu ip paras kalmt zerinde sadece, alkalayp boncuklar


havalandrdnda sihirli kutusu kyordu aa, mthi alkalyordu, ii biliyordu gerekten.
"bravo! bravo!" diye cokuyla alkladm.
sahneden inip bir sigara yakt.
"beendin mi sahiden?"
"hem de nasl. Gregario hakl, gerekten klas bir danssn."
"iyi de, ne demek istiyor?"
"dur. bir iki daha koyaym kendime."
"ben de ierim seninle."
"bak, klas grlebilen bir eydir, hissedilir, tanmlanamaz, kimi insanda grrsn, hayvanlarda ve sirk trapezcilerinde vardr, yryte, tavrlarda
kendini belli eder. genellikle iten gelen bir eydir, da yansr, seninki de dans ederken ortaya kyor; iinden gelen bir ey dn gzelletiriyor."
"evet. ben de yle hissediyorum, cinsellikle filan ilgili deil, farkl bir duygu, dans ederken ark da sylerim, konuurum.."
"evet. farkndaym."
"pekala, beni eletirmeni istiyorum, bana nerilerde bulunarak gsterimi gelitirmeme yardmc
olabilirsin, bu sahneyi de bu yzden yaptrdm, kendimi gelitirmek iin. ben dans ederken benimle konuabilirsin, ekinme."
"biraz daha ieyim, geverim."
"ie burada."
yine sahneye kp perdenin arkasna geti, ktnda deiik bir kyafet vard stnde.
"New York'lu bir bebek iyi geceler dilediinde
sabah olmutur
iyi geceler ekerim."
mzik o kadar yksekti ki sesimi duyarabilmek iin barmak zorunda kaldm, anormal beyinli, kelli felli bir Hollywood ynetmeni gibi
hissediyordum kendimi.
"SAHNEYE GRDNDE GLMSEME, BAYAI OLUYOR. BR HANIMEFENDSN SEN.
DANS EDEREK ONLARA LTUFTA BULUNUYORSUN. TANRI D SE SEN TANRISIN.
BRAZ DAHA CMERT TAB K. KUTSALSIN! KLASIN VAR, BUNU BELL ET!"
viskiye devam ediyordum, yatan stnde bir paket sigara bulmutum, birini sndrp birini yakyordum.
"EVET. EVET. BR ODADA YALNIZSIN. SEYRC YOK. AKI SEKSTE BULMAK
STYORSUN! ACIDA!"
stndekiler kmaya balad.
"MD! MD! BRDEN BR EY SYLE. SAHNENN NNDEN UZAKLAIRKEN
OMUZUNUN STNDEN. TIS-LAYARAK. BR YILANSIN! AKLINA NE GELRSE. PATATESLER GECEYAR1SI SOANLARI FIRLATIR,
MESELA. AKLINA NE GELRSE, BEBEM!"
"patatesler geceyars soanlar frlatr!" diye tslad.
"HAYIR! HAYIR! SEN BR EY BUL, SANA AT OLMALI!"
"msr, msr, gel beni sr!" diye tslad.
stme boalyordum az kalsn.
"MD STNDEK O ALLAHIN CEZASI P PARASINI KOPAR, SONSUZLUUN
YZN GSTER BANA!"
gsterdi, oda alev almt.
"ALKALA! HIZLI, HIZLI! AKLINI YTRMESNE. HER EY TERK ETM, HER
EYDEN KOPMUASINA!"
alkalad, bir sre nutkum tutuldu, sigara parmaklarm yakt.

"UTAN! YZN KIZARSIN!" diye bardm.


yz kzard.
"MD YAVAA BANA DORU GEL. YAVAA. YAVAA. BTN BR
TRK ORDUSUNU TA GB YAPTIN! BANA DORU. YAVAA. TANRIM!"
sahneye frlamak zereydim ki bir kez daha, "msr, msr, gel beni sr," diye tslad.
ve artk ok geti.
bir viski daha itikten sonra ona veda ettim, eve gidip du yaptm, sakal tra oldum, bulaktan ykadm, kpei alp Miriam' karlamaya gittim.
Miriam ok yorgundu.
"ne gn," dedi, "salak kzn biri btn daktilolar yalam, hepsi bozuldu, tamirci ardlar, tamirci bize, 'hangi geri zekal yalad bunlar?' diye
bard, sonra Conners kaybedilen zaman telafi etmek iin anamz alatt, parmaklarm iti aptal tulara vurmaktan."
"yine de fstk gibi grnyorsun bebeim, banyonu yapp bir bardak arap itin mi bir eyciin kalmaz, frnda patatesim var, yannda da biftek,
salata ve sarmsakl ekmek."
"dehet yorgunum!"
koltua oturup ayakkablarm frlatt, arabn koyup eline tututurdum, bir yudum alp i geirdi, pencereden dar bakarak, "gne batarken
bezelye tarlalar ne kadar gzel grnyor, deil mi?"
diye sordu.
New Meksiko'lu iyi bir kzd ite...
Renie'yi birka kez daha grdm ama ilki gibi olmad, hi i tutmadk, nceleri Miriam korkusu ile ben fazla temkinliydim, sonralar Renie'nin
sanat hanmefendi kiiliini yle abarttk ki biz bile inandk, cinsel yaklam aramzdaki sanat-eletirmen ilikisini zedeleyecek, sahiplenme
balayacakt, hem bylesi ok daha elenceli ve anormaldi. Renie flemedi ama mumumu, arka tarafta oturan kaportacnn ufak tefek, tombul
kars fledi, bir sabah saat on sularnda kahve ya da eker ya da baka bir ey dn istemek iin geldi, bol bir sabahlk vard stnde, almak iin
geldii ne boksa alttaki dolaplardan birindeydi. almak iin eildiinde gslerinden biri dar
frlad.
baya bir durumdu, kpkrmz oldu, ayaa kalkt, inanlmaz bir scaklk dalgas yayld mutfaa, sana hkmeden tonlarca enerji ile bir odaya tklmak
gibiydi, kocas bir arabann altnda kfrederek yal ingiliz anahtar evirirken birbirimize sarldk, tereyandan tombul bir bebekti, yatak odasna
girdik ve iyiydi, her zaman Miri-am'n girdii banyoya giriini grmek tuhaft, sonra evine dnd, bir ey dn almak iin sarfettii al cmlesi
dnda ikimiz de tek kelime etmemitik, bendim herhalde dn almak istedii.
gece sonra ikilerimizi yudumlarken Miriam, "arka tarafta oturan ikoyu becerdiini duydum," dedi.
"iman denmez aslnda."
"yle olsun, ama bitti, kabullenemem. hele ben alp sen evde otururken asla."
"bu gece kalabilir miyim?"
"hayr."
"iyi de bu saatte nereye giderim?"
"cehenneme!""uzun bir birliktelie ramen mi?" "uzun bir birliktelie ramen."
epey aba sarfettim yumuatmak iin, ama olmad, giderek fkeleniyordu.
toplanmam uzun srmedi, neyim vard ki? yarm bavul paavra, biraz param vard allahtan. Kingsley Drive'da ucuz ama temiz bir daire tuttum.
Miriam'n Renie'den kukulanmad halde ikoyu nasl rendiini zemiyordum. sonra cevab buldum, btn kadnlar arkadatlar, iletiim
kuruyorlard, dorudan ya da ruhsal ya da erkeklerin anlayamayaca, sadece kadnlara zg bir biimde, buna biraz da d bilgi ekledin mi hi
ans yoktu zavall erkein.
bazen Western Bulvar'ndan geerken kulbn kl tabelasna bakardm. Renie Fox. yldz deildi ama. yldz striptizcinin ad parlak neonla en
stteydi, altnda da Renie ve iki stiptizcinin daha ad
vard, hi girip gsterisini seyretmedim.
Miriam' bir kez daha grdm sadece. Thrifty maazasnn nnde karlatk, kpek de yanndayd, stme srad, yzm yalad, okayp
azdrdm.
"en azndan kpek beni zlemi," dedim, "farkndaym, bir gece seni grmesi iin evine getirdim ama zili almak zereyken ierden kadn
kahkahalar geldi, geri dndm, i ortasnda seni rahatsz etmek istemedim."
"hayal grmsn, kimsenin gelip gittii yok." "hayal filan grmedim." "baksana, arada srada sana uramak isterim." "olmaz, dzgn biri ile
birlikteyim, iyi bir ii var. alyor. ALIMAKTAN
korkmuyor!"

sonra dndler, kadn ve kpek klarn sallayarak benden, hayatmdan ve korkularmdan uzaklatlar, gelip geene baktm, yoktu kimse,
kavaktaydm, krmz yanyordu, bekledim, yeil yann-ca karya getim..
--en iyi dostlarmdan biri -en azndan ben onu dost sayarm- zamanmzn en iyi airlerinden, u aralar Londra'da bu hastalktan mustarip. Yunanllar
bilirlerdi bu hastal, insan bu hastala herhangi bir yata yakalanabilir, ama en tehlikeli ya krk sonlar, elli gibidir. HAREKETSZLK olarak
tanmlayabilirim bu hastal -eylem eksiklii, umursamazlk ve merakszlk; Donuk Adam Duruu olarak adlandryorum ben bu haslal, DURU
saylmaz aslnda ama byle adlandrrsak elimizdeki cesede biraz daha mizahla yaklaabiliriz, yoksa afakanlar basacak, herkes bir dnem Donuk
Adam Duruu'na yakalanabilir, belirtileri de u trden dz ifadelerdir: "canma tak etti." veya: "her eyin can
cehenneme." veya: "Broadway'e selamlarm iletin." ama abucak toparlanp i ba yapar, karlarn
dvmeyi srdrrler.
ancak dostum iin Donuk Adam Duruu yle ocuk oyunca gibi kanepenin altna atlp kurtulunacak bir ey deildir, olsayd keke! ne doktorlar
grd. svire, Almanya, talya, Yunanistan, spanya, ngiltere, hibiri derdine deva olamad, biri barsak kurdu tehisi koyup tedavi uygulad, bir
bakas
ellerine, boynuna ve srtna minicik ineler saplad ve "bu kez tamam galiba," diye yazd bana,
"ineler bu ii zecek." bir sonraki mektubunda midini bir VOODOO kana balamt, ondan sonraki mektupta artk bir ey denemediini
yazd. Nihai Donuk Adam. zamanmzn nde gelen airlerinden, kk ve kirli bir Londra otel odasnn yatanda heykel gibi yatyor, alktan lmek
zere, bakalarnn merhametine snm; gzleri tavanda, tek kelime yazamyor, tek kelime konuamyor, ve umursamyor, n dnyay sarm.
bu byk airin koca bir bok fsnn iine dmesini gayet iyi anlayabiliyorum, nk, tuhaftr, ben Donuk Adam Duruu ile DOMUUM,
anmsadm eylerden biri korkaka acmasz ve zorba biri olan babamn beni banyoda uzun, deri bir kayla dvme-sidir. sk sk dverdi beni;
evlilik ncesi dnyaya gelmi bir bebektim, btn sorunlarndan beni sorumlu tuttuunu dnyorum, ortalkta,
"ah, ben evlenmeden nce, ne gzel ngrdard paralar cebimde!" arksn syleyerek dolanrd
bazen; pek sk ark syle-mezdi ama. beni dvmek ok zamann alyordu, bir sre, yedi-se-kiz yama kadar sululuk duygusu tadm iimde,
beni neden dvdn anlayamyordum nk, inanlmaz bahaneler yaratyordu, haftada bir gn imlen bierdim, bir kez enine, bir kez boyuna,
sonra da makasla kenarlar dzeltirdim, n ya da arka bahede bir tek im tanesi atlamsam ldresiye dverdi beni. daya yedikten sonra gidip
baheyi sulardm, dier ocuklar beysbol ya da futbol oynayarak normal insanlar olma yolundayken.
byk an ihtiyarn bahede yere yatp gzleri im hizasnda bakt and. uzun bir im tanesi bulurdu mutlaka, "ite, GRDM! ATLADIN BR
TANE! ATLADIN BR TANE!" sonra banyonun penceresinden bizi izleyen anneme, "ATLAMI BR TANE! GRDM! GRDM!" diye barrd,
sonra da mkemmel bir Alman hanmefendisi olan annem balard: "ah, ah, bir tane ATLAMI, yle mi! rezil! REZL!" annem de btn
sorunlarndan beni sorumlu tutuyordu sannn. "BANYOYA!"
diye barrd babam. "BANYOYA!" banyoya girerdim ve kay karp vurmaya balard, ama duyduum o korkun acya ramen son derece
ilgisizdim, aklm baka eylere giderdi, gerekten ilgilenmiyordum; anlamszd benim iin. aileme bal olmadm iin sevgi, scaklk ya da gven
ihanetine uramm hissine kaplmyordum, iin en zor yan alamakt, alamak gelmezdi iimden, bahenin imlerini bimek kadar zahmetliydi,
dayaktan ve bahenin sulanmasndan sonra bana stne oturmam iin yastk verdiklerinde de istemezdim yast, iimden alamak gelmedii iin
bir gn alamamaya karar verdim, banyodaki tek ses kaba etimde patlayan kayn sesiydi, sessizliin iinde ok tuhaf, etli ve iren bir sesti ve
ben yerdeki talara baktm, gzmden yalar iniyordu ama gkm kmad, babam vurmay kesti, genellikle on be-yirmi kez vururdu, durduunda
yedideydi henz, koarak kt banyodan: "anne, anne, olumuz DELRD galiba, onu krbaladmda alamyor!"
"gerekten delirdi mi dersin, Henry?" "evet, Anne." "ah, ok yazk!"
bu Donuk ocuun ilk belirtisiydi sadece, tuhaf bir yanm olduunun farkndaydm ama delirdiimi de dnmyordum, insanlarn nasl bu kadar
kolay fkelendiklerini, sonra da fkelerini ayn kolaylkla unutup nasl neelenebildiklerini anlayamyordum. ve nasl HER EYE ilgi duyabildiklerini,
stelik her ey bu kadar skcyken.
sporda ve arkadalarmla oynadm dier oyunlarda pek baarl olamyordum nk gerektii kadar deneyimli deildim, muhallebi ocuu
saylmazdm -fiziksel bir zayflm ya da korkum yoktu, zaman zaman baz eyleri hepsinden daha iyi yapabiliyordum, ama ksa srelerle, yeterince
nemsemiyordum her nedense, arkadalarmdan biriyle yumruklatm zaman gerekten fkelenemi-yordum. mecburiyetten dvyordum, yoktu
baka yolu. Do-nuk'tum. rakiplerimin fkesini ve kzgnln anlayamyordum. dvtm ocuun yz mimiklerine ve hareketlerine taklr, onu
marizleyeceime akn akn seyretmeye balardm, arada srada srf yapp yapamayacam
anlamak iin sk bir yumruk karr, sonra tekrar o uyuuk halime dnerdim, sonra babam evden frlayp, "tamam! dv bitti! kaput! son!" diye
barrd.
ocuklar korkarlard babamdan, kaarlard.
"ne biim erkeksin, Henry? yine dayak yedin!"
cevap vermezdim.
"Anne, olumuz Chuck Sloan'dan dayak yedi!"
"olumuz?" "evet, olumuz." "rezil!"
bence babam iimdeki Donuk Adam'n farkndayd ve bunu lehine kullanyordu, "ocuklar grlmeli ama sesleri duyulmamal," derdi, bana gre
hava hotu nk syleyecek tek szm yoktu. Donuk'tum. ocuklukta, ergenlikte ve sonsuza dek.
on yedi yanda benden daha byk sokak serserileri ile imeye baladm, benzin istasyonu ve market soyuyorlard, her eyden bk-mlm

korkusuzluk sanyorlard, hibir eyden ikayet etmemem ruhsal cesaretimi gsteriyordu, poplerdim ve popler olmak ya da olmamak umurumda
deildi.
Donuk'tum. nme byk miktarlarda viski, bira ve arap koyuyorlard, hepsini iiyordum, hi bir eysarho edemiyordu beni; gerekten ve kesin
sarho, dierleri yerlerde srnr, dvr, arklar sylerlerdi, bense sessizce masada oturur, bir bardak daha diker, giderek onlardan kopar,
kaybolur-dum; ac ekmeksizin ama. sadece elektrik , sesler ve bedenler, baka hibir ey.
ama hl ailemle yayordum ve Byk Bunalm yllaryd, 1937. on yedi yanda biri iin i bulmann olanaksz olduu bir dnem, eve gerektii iin
deil de alkanlktan gider, kapy alardm, bir gece annem kapnn kk penceresini ap bana bakt ve bat rmaya balad: "sarho! yine
sarho!"
ve odann iinden babamn sesi geldi: "YNE M?"
babam kk pencereye geldi: "ieri almayacam seni. Annenin ve lkenin erefini lekeliyorsun."
"hava souk, a kapy, yoksa krarm, bouna yrmedim buraya kadar, baka yolu yok."
"hayr, olum, sen benim evimi hak etmiyorsun, annenin ve lkenin..."
birka adm gerilip kapya bir omuz attm, fke yoktu davranmda, basit matematik sadece -yaptn hesaplarn sonucunda bir sayya varmak gibi.
kap almad ama tam ortasnda bir atlak olutu, kilidi de krlm gibiydi, geriledim yine. omuzumu edim.
"tamam, gir ieri."
girdim, ama yzlerindeki o ifade, bo, korkun kabuslardan kma karton yzler alkol dolu midemi kaldrd, midem buland, hayat aac ile dekore
edilmi o deerli hallarnn stne kustum, bol miktarda.
"halya san kpee ne yaparlar bilir misin?" diye sordu babam.
"hayr," dedim.
"BURNUNU BOKA SRTERLER! bir daha yapmasn diye!"
cevap vermedim, babam yanma gelip elini enseme koydu, "sen bir kpeksin!" dedi.
cevap vermedim.
"kpeklere ne yaparlar biliyorsun, deil mi?"
bam aa doru bastryordu, Hayat Aac'nn stndeki kusmuk glne doru.
"burunlarn boka srterler ki bir daha halnn stne smasnlar, asla."
annem, rnek Alman hanmefendisi, sabahl ile durmu sessizce seyrediyordu, hep benden yana olmak istedii duygusuna kaplrdm, ama bir
zamanlar memelerini emmi olmamdan kaynaklanan aslsz bir duyguydu.
"dinle, baba," dedim. "DUR!"
"hayr, hayr, kpeklere ne yaparlar BLYORSUN!"
"dur diyorum sana."
bam aa doru bastrp duruyordu, aa, aa, aa, aa, burnumun kusmuun iine girmesine az kalmt. Donuk Adam'dm geri, ama
Donuk erimemi de demektir, burnumun kusmua srtlmesi iin bir neden yoktu ite. olsayd kendim sr-terdim burnumu kusmua, bu bir
UMURSAMA ya da ONUR ya da FKE meselesi deildi, kendime zg MATEMATN dna iti-liyordum, en sevdiim deyimi kullanacam;
irenmitim.
"dur," dedim, "sana son kez sylyorum, DUR!"
burnumu kusmua daldrmas an meselesiydi. doruldum, ak-h ve sihirli bir aparktle yakaladm onu; sert ve dolu, tam enesinin stne, ar ve
becereksiz bir ekilde srtst yld, zorba bir im-paratorluk kmt sonunda; divana ylp kald, kollar ak, gzleri uyuturulmu bir hayvann
gzleri, hayvan m? kpek geri gelmiti, divann yanna gidip kalkmasn bekledim, kalkmad, bo bo
bana bakyordu, kalkmayacakt, tm fkesine ramen dlek kmt babam, armamtm. babam dlek olduuna gre ben de dlein tekiyim
herhalde, diye geirdim iimden, ama Donuk Adam iin bu dncede yaralayc hibir ey yoktu, nemsizdi, annem yzm trmalayp tekrar
tekrar
"BABANA VURDUN! BABANA VURDUN! BABANA VURDUN!" diye barrken bile.
nemi yoktu, sonra yzm ona dnp trmalamasna, barmasna, trnaklar ile yzm kazmasna izin verdim, yzmn derisi soyuluyor, kan
boynumdan gmleime damlyordu, koduum Hayat Aac'na et paralan dyordu, bekledim, ilgisizce. "BABA-NA VURDUN!" sonra boynumu
trnaklad, bekledim, sonra kesildi, yine balad, bir ya da iki kez, "sen... babana... vurdun... babana..."
"bitirdin mi?" diye sordum, sanrm on yldan beri "evet" ve "hayr" dnda ona sylediim ilk szlerdi.
"evet," dedi.
"odana git," dedi babam divandan, "seninle yarn sabah greceiz, sabaha konuacam seninle!"
ama ertesi sabah Donuk Adam ben deil, BABAMDI, ancak onun kendi tercihi deildi sanrm.

--bir kitapevinde grmtm onu ilk kez. ok ksa, darack bir etek vard stnde, ayanda yksek topuklular, hayli bol mavi kazaa ramen
gsleri belirgindi, sivri bir yz vard, makyajsz, alt duda biraz tuhaf, ama byle bir vcut iin ok ey gzard edilebilir, etrafnda onu
sahiplenen bir boa olmamas tuhaft, sonra gzlerini grdm -tanrm, gzbebekleri yoktu sanki- sadece parlak ve derin bir karanlk, orada ylece
durup onu seyrettim, zaman zaman alt raflardan bir kitap almak iin meliyor, mini etei yukar kalktka ortaya kan dolgun ve sihirli bacaklar
beni delirtiyordu. Elimdeki At Yarlarnda Kazanmann Srr adl kitab yerine koyup yanna gittim, "affedersiniz, beni mknats gibi ekiyorsunuz,
gzleriniz sanrm," diye yalan attm.
"inan Tanr'dr," dedi.
"tanr sensin, sensin benim nancm," dedim, "sana bir iki smarlayabilir miyim?"
"tabii."
yandaki bara geip kapana kadar kaldk, onun konutuu gibi konuuyordum, baka aresi yok diye dnmtm, yoktu, evime gtrdm,
yatakta harikuladeydi, hafta beraber olduktan sonra evlenme teklif ettiimde uzun uzun bakt bana. yle uzun bakt ki ne sorduumu unuttu
sandm.
sonunda cevap verdi: "peki, olur. ama seni sevmiyorum... evlenmemizin kanlmaz olduunu dndm iin. sadece ak olsayd,
reddedebilirdim ak. ancak bil ki... ok iyi olmayacak, ama olmas gereken zaten olur." "anlatk hayatm," dedim.
evlendikten sonra mini etekler ve topuklular ortadan kayboldu, ayaklarna kadar inen krmz
kadifeden bir sabahlkla dolanyordu evin iinde, pek temiz saylmazd sabahl, ayanda da yrtk, mavi bir ift terlik, sokaa da byle kyordu,
sinemaya, her yere byle gidiyordu, zellikle sabah kahvaltsnda sabahlnn kollarn tereyal ekmeinin stnde gezdirmeye baylyordu.
"hey, dikkat et!" derdim, "her yerine tereya bulatryorsun!" cevap vermezdi, pencereden dar
bakp, "AAAAA! ku!" derdi, "orada, aata! GRDN M kuu?" "evet."
ya da," RMCEK! yce tanr'nn u yaratna bak! ok seviyorum rmcekleri! rmcekten nefret edenleri anlayamyorum! sen rmcekten
nefret eder misin, Hank?" "pek kafa yormam rmceklere."
rmcekten geilmiyordu ev. bcek, sinek, karafatma, tanr'nn yaratklar, berbat bir ev kadnyd, ev temizliinin nemli olmadna dair bir sav
vard, tembelin tekiydi bana kalrsa, ve biraz da kak, diye dnmeye balamtm, yatl bir hizmeti tutmak zorunda kaldm, Felicia'yd ad.
karmn ad
ise Yevonna.
bir gece eve geldiimde ikisini ellerindeki aynalarn arkasna ya andran bir sv srerken yakaladm, ellerini aynalarn stnde gezdiriyor, garip
szler sylyorlard, beni grnce yerlerinden frlayp aynalar saklamak iin bir yerlere kotular, "aman tanrm," dedim, "neler dnyor burada?"
"sihirli aynaya insann kendi nazarndan baka nazar dmemeli," dedi karm Yevonna.
"doru," dedi hizmeti Felicia, ev temizlii ile filan ilgilendii yoktu ama. ev temizliinin nemli olmadn sylyordu, ama vaz-geemiyordum
ondan, yatakta Yevonna kadar iyiydi nerdeyse, veok da iyi bir a. bana ne yedirdiinden pek emin olamyordum geri.
Yevonna hamile kald ve her zamankinden daha tuhaf davranmaya balad, acayip ryalar gryor, bana eytann iine yerlemeye altn
sylyordu, tarif bile etmiti bana orospu ocuunu, iki ayr
biimde grnyordu deyyus, birinde bana ok benzeyen bir adam olarak, dierinde ise yz insan, vcudu kedi, kartal bacakl, kartal peneli,
yarasa kanatl bir yaratk olarak, bu yaratk asla konumuyordu ama karm ona bakarken beyninde tuhaf dnceler oluuyordu, bu tuhaf
dnceler ektii btn aclardan benim sorumlu olduum ve onda kar koyulmaz bir yok etme istei uyandrdm eklindeydi, karafatmalar,
sinekleri, karncalar, kelerde birikmi kir topaklarn deil de benim para ile satn aldm eyleri yok etme istei uyanyordu iinde -mobilyalarn
kuman yrtt, perdeleri paralad, kanepeyi yakt, odann her yerine tuvalet kad frlatt, kveti su ile doldurup tard, hi tanmad insanlarla
ehirleraras saatlerce konuarak inanlmaz faturalar detti bana.
byle olduunda Felicia ile yataa girip her eyi unutmaya almaktan baka bir ey gelmiyordu elimden, -drt posta gidiyordum, kitaptaki
btn numaralan uygulayarak.
sonunda bir psikiyatra grnmesini istediimi syledim Yevon-na'ya. "tabii," dedi, "ok iyi olur, ama hepsi samalk, her ey senin kafanda; iki
eytan da sensin, deli olan da!"
"tamam yavrucuum, ama u adam gidip bir grelim yine de." "arabada bekle, hemen geliyorum."
bekledim, evden ktnda stnde minicik bir etek, yksek topuklu ayakkablar ve bir ift yeni naylon orap vard, makyaj bile yapmt, san
evliliimizden bu yana ilk kez taryordu, "bir pck ver bebeim," dedim, "ta gibi oldum." "olmaz, gidip doktoru grelim."
doktorun karsnda daha akl banda davranamazd, eytann adn bile anmad, aptalca akalara gld, hi gevezelik etmedi, konumay adamn
ynlendirmesine izin verdi, doktor onu ruhen ve bedenen son derece salkl ilan etti. bedenen salkl olduunu biliyordum zaten, eve dndk,
hemen ieri koup eteini, ayakkablarn ve oraplarn kard, iren
sabahln giydi. Felicia ile yataa girdim.
ilk ocuumuz doduktan sonra bile (Yevonna ile benim) Yevonna eytana inanmay srdrd, eytan da ona grnmeyi, izofreni balamt,
gayet sessiz ve mfikken aniden apal, geveze, can skc, dncesiz, hatta kt biri oluyordu.
soluk almadan abuk sabuk konumaya balard birden.

bazen o mutfakta iken acayip bir brt sesi gelirdi kulama, ok yksek, erkek sesi, derinden ama yksek.
mutfaa gidip, "neyin var, hayatm?" diye sorardm.
sonra, "allah benim canm alsn," deyip kendime bir iki koyar, salona dnp koltuuma otururdum.
kendini kt hissettii bir gn eve gizlice bir psikiyatr sokmay baardm, psikiyatr ruh hastas
olduunu kabul etti, onu akl hastanesine kapatmam nerdi, gerekli evra imzaladm ve duruma iin gn aldm, mini etek ve topuklular bir kez
daha kverdi ortaya, ancak bu kez sradan ve sade hatunu oynamad, entelektel kadn oynad, dahice savundu kendini, karsn bandan def
etmek isteyen koca konumuna drd beni. tanklarn ifadelerini rtt, doktorlarn kafasn iyice kartrd, yarg
doktorlarla grtkten sonra, "mahkeme Bayan Radowski'nin akl hastanesine yatrlmas gerektiine dair yeterli delil bulmamtr, dava dt."
demiti.
onu eve gtrp iren sabahln giymesini bekledim, odadan ktnda, "sen de beni DELRTMEZSEN allah belam versin!" dedim.
"sen ZATEN delisin," dedi. "neden Felicia ile yataa girip biraz rahatlamyorsun?"
aynen yle yaptm, ama Yevonna seyrediyordu bu kez. yatan yannda durmu fildii bir azlkla uzun bir sigara iiyordu, nihai kaytszlna
ulamt belki de. aslnda houma gitmiti.
ama ertesi gn iten dndmde ev sahibi beni kapda karlad: "Bay Radowski! Bay Radowski, karnz, KARINIZ, komularla srekli kavga
ediyor, dairenizin btn camlarn krd, sizden tan-manz istemek zorundaym!"
eyalarmz toplayp mz -ben, Yevonna ve Felicia- Glanda-le'e, Yevonna'nn annesine gittik, annesinin hali vakti yerindeydi, ancak byl
aynalar, arklar ve ttsler kadnn sinirlerini bozunca bize Frisco yaknlarndaki iftliine gitmemizi nerdi, bebei annesine brakp yola ktk,
ancak oraya vardmzda iftlik topra ileyen biri tarafndan igal edilmiti; kara sakall, yapl biri, Final Benson, adnn bu olduunu sylemiti
kapnn nnde dururken, "hayatm bu topraklarn stnde geirdim, kimse karamaz beni buradan, KMSE!" bir doksan boyundayd, yz altm
kilo kadar, yal filan da deildi, biz de topran snrna yakn bir ev kiralayp hukuki manevralara giritik.
daha ilk gece oldu olan. Felicia'nn stne km yeni yata deniyordum, yan odadan korkun
iniltiler ve hkrklar duydum, salondaki kanepe her an gebilirmi gibi gcrdyordu. "Yevonna rahatszland galiba," dedim, aleti kardm, "hemen
dnerim."
rahatszlanmt gerekten, hem de nasl. Final Benson'n altndayd ve Final drt erkee bedeldi, korkuntu, yatak odasna dnp ufak ufak iimi
srdrdm.
sabah kalktmda Yevonna'y bulamadm, "nereye gitti acaba bu apal hatun?"
Felicia ile kahvalt ederken ilk kez olarak pencereden dar baktm ve Yevonna'y grdm, stnde kot pantolon ile soluk, yeil bir gmlek vard,
dizlerinin stne km yerde bir eyler yapyordu.
Final yanndayd, yerden bir eyler toplayp sepete dolduruyorlard. algamd sanyorum. Final bir kadn bulmutu kendine, "aman alla-hm!" dedim,
"gidelim buradan, hemen!"
Felicia ile toparlandk. Los Angeles'a vardmzda bir motele yerleip ev aramaya karar verdik,
"krler olsun, tatlm," dedim, "dertlerim sona erdi! ne ektiimi bilemezsin!"
kutlamak iin bir ie viski aldk, sonra seviip huzurlu bir uykuya daldk.
Felicia'nn sesi ile uyandm: "defol ikenceci ifrit! lme dek kurtulu yok mu senden? Yevonna'm
benden aldn, beni de burada
buldun! yok ol iblis! dar k! sonsuza dek terk et bizi!"
doruldum. Felicia'nn gzlerini diktii yere baktm ve galiba grdm onu: kocaman bir yz, alt ksmlar portakal rengine kaan parlak bir krmz,
korlam kmr gibi, yeil dudaklar, iki uzun sar
di, karmakark ve parldayan salar, srtyordu bize. gzleri kt bir akaym gibi bakyordu.
"allah benim cezam versin!" dedim.
"git!" dedi Felicia, "yce Ja adna git. Buda ve binlerce tanr adna seni lanetliyor, ruhumuzdan sonsuza dek kovuyorum!"
elektrik dmesini evirip yaktm.
"viskiden olmal, hayatm, kt viski yapar byle, uzun yolculuun yorgunluu da var."
saate baktm, lenin bir buuuydu ve fena halde bir ikiye ihtiyacm vard, giyinmeye baladm.
"nereye gidiyorsun, Hank?"
"iki almaya, tam zaman, o korkun yz unutmalym. acayipti." giyinmitim.
"Hank?"
"syle canm?"

"sana sylemek zorunda olduum bir ey var,"


"tabii, gzelim, ama abuk ol. fena halde bir ikiye ihtiyacm var."
"ben Yevonna'nn kz kardeiyim."
"yle mi?"
"evet."
uzanp ptm onu. sonra aa indim, arabama bindim ve srdm, uzaklara. Hollywood ile Normandie kavanda iemi aldm ve hi durmadan
batya srdm, motel doudayd, Vermont yaknlarnda, her zaman bir Final Benson bulamaz insan, yle bir alete pek sk rastlanmaz, bazen bu deli
hatunlar bir balarna brakp toparlanmak gerekir, hibir erkein bedeline katlanamayaca kadnlar vardr, ama birinin brakt yerden devam
edecek bir keriz vardr mutlaka, o yzden onu o motel odasnda terk ettiim iin vicdan azab duymadm.Vine Caddesi yaknlarnda otelimsi bir yer
buldum, bir oda istedim, anahtarm alrken lobide oturan bir kadn dikkatimi ekti, etei kndayd. mthi, kesekadndaki ieye bakp
duruyordu, ben de kna, inanlmazd, asansre bindiimde yanmdayd,
"o ieyi tek bana m ieceksin?" "yle olmaz umarm." "olmayacak." "gzel."
asansr en st kata vard, dar karken hareketlerini izledim, kvrtyor, alkalyor, salnyordu: sarslmtm, titriyordum.
"anahtarn stnde 41 yazyor," dedim.
"tamam."
"ey... mistisizm, uan daireler, cadlar, iblisler, oklt retiler, byl aynalar filan ilgini ekmez, deil mi?"
"neler?"
"unut gitsin, gzelim!"
holn lo nn altnda alkalayp topuklarm takrdatarak yryordu nmde, sabrm tkenmiti. 41
numaray bulduk, kapy atm, yaktm, iki bardak bulup ykadktan sonra viskileri koydum, birini ona verdim.
kanepeye oturup bacak bacak stne att, glmsyordu.
iyi olacakt.
nihayet.
bir sre iin.

You might also like