Professional Documents
Culture Documents
GÜLFEM UYSAL
Yayın Koordinatörü • Yaşar HIZ
Genel Yayın Yönetmeni• Aydın ŞİMŞEK
Editör• Mehmet Ali KAHRAMAN
Kapak Resmi • Meral ANIL
İç Tasarım• Cansın Selin TEMANA
Sosyal Medya • Betül AKYAR
© copyright
Bu kitabın yayın hakkı Gece Kitaplığı’na
aittir. Kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz,
izin almadan hiçbir yolla çoğaltılamaz.
Gece Kitaplığı
Adres: Kızılay Mh. Fevzi Çakmak 1 sok.
Ümit Apt. 22/ A Çankaya/ ANKARA
Tel: 0312 384 80 40
web: www.gecekitapligi.com
e-posta: gecekitapligi@gmail.com
Gülfem Uysal
05 Aralık 2017
Ankara
Önsöz
İnsanlara adreslerini sorduğumuzda kuşkusuz herkes
ikamet ettikleri yerleri tarif edeceklerdir. Oysa bilinenin
aksine insanın biyolojik ve kültürel olmak üzere iki
adresi vardır. Kültürel adresimiz, hepimizin bildiği gibi
yaşadığımız yerleri gösterir ve çok kısadır. Doğadaki
canlılar arasındaki yerimizi tarif eden biyolojik adresimizi
yazmak istersek; hayvanlar âlemi, çok hücreliler alt âlemi,
kordata şubesi, omurgalılar alt şubesi, memeliler sınıfı,
plesantalı memeliler alt sınıfı, primat takımı, antropoidea
alt takımı, hominidea üst ailesi, hominidae ailesi, homo
cinsi ve sapiens türü olarak sıralamamız gerekecektir.
Günlük yaşantımızda doğanın bir parçası olduğumuzu,
doğada yaşayan canlılarla birtakım bağlarımız olduğunu
unutup doğayı bizim dışımızda bir varlık gibi algılarız.
Taa ki doğa deprem, sel ya da yanardağ patlaması vb.
gibi felaketlerle kendini hissettirene kadar. Doğadaki
adresimizde biyolojik olarak aynı takımda yer aldığımız,
bize hem genetik olarak hem de davranışsal olarak en yakın
akrabalarımız olan primatlar üzerine yapılan çalışmalar
primatoloji biliminin konusunu oluşturmaktadır.
Antropolojinin anabilim dallarından Biyolojik
Antropoloji’nin alt alanlarından biri olan Primatoloji,
yaklaşık 65 milyon yıl öncesinde primatların dünya
sahnesinde yer almalarından itibaren geçirmiş oldukları
değişimleri fosil ve yaşayan türleri temel alarak
incelemektedir. Günümüzde 200-235 türle temsil edilen
ve memeliler sınıfının en çeşitli gruplarından biri olan
primatlar, 24-38 gramlık fare lemurlardan, yaklaşık
200 kg ağırlığındaki büyük erişkin erkek gorile geniş
bir dağılım göstermektedirler. Dolayısıyla primatolojik
araştırmalarla yaşayan primat türlerinin doğal yaşam
alanları ve sosyal ortamlarını incelenerek fiziksel ve
davranışsal özellikleri belirlenmeye çalışılmaktadır. Başta
biomekanik analizler olmak üzere primatlar üzerinde
yapılan karşılaştırmalı morfolojik çalışmalar, insanın
iskelet ve kas sisteminin fonksiyonel önemini ve evriminin
anlaşılmasında önemli ipuçları sağlar. Ayrıca primatoloji,
insan dışındaki primatların biyolojik ve psikolojik
yönlerini inceleyerek, insanlar ve primatlar arasındaki
ortak bağlara odaklanmaktadır. Primatoloji sayesinde
biyolojik olarak aynı takımda yer aldığımız akrabalarımıza
bakarak, atalarımızla paylaşılan doğa hakkında bir takım
çıkarımlar yapabilmemiz, insanı insan yapan özellikleri
belirleyebilmemiz kolaylaşmaktadır.
Fosil primatlara yönelik iki kazı ve son dönemlerde
yaygınlaşan yüzey araştırmalarının dışında, Türkiye’de
batıdaki anlamıyla primatoloji alanında çalışma
yürütülmemektedir. Bununla birlikte bu alanla ilgili Türkçe
kaynak olmadığı gibi internette Türkçe primat kelimesi ile
arama yapıldığında ulaşılan bilgi ne yazık ki yok denecek
kadar azdır. Dolayısıyla bu kitap yaşayan primatlarla ilgili
ilk Türkçe kitap olma özelliği taşımaktadır. Bu kitabı
okuduktan, ortak bir atayı paylaştığımız primatlarla
benzerlik ve farklılıklarımızı gördükten sonra ‘Biz
maymunlardan mı geldik?’ sorusunun anlamsızlığı daha
iyi anlaşılacaktır.
Primatlarda Anatomik ve Davranışsal özellikler,
Primat Taksonomisi, Yeni Dünya Maymunları, Eski Dünya
Maymunları, İnsan-Maymun İlişkisi bölümlerinden
oluşan mevcut kitapta insan ailesinin en yakın akrabası
olan şempanzelere ayrı bir bölüm ayrılmıştır. Oldukça
sade ve akıcı bir dille kaleme alınan ve renkli görsellerle
zenginleştirilen kitap, her yaştan okuyucuya hitap etmekte
ve ülkemizde pek bilinmeyen bir alan olan primatlar
hakkında doyurucu bir bilgi kaynağı olma niteliğine
sahiptir.
Tablo Dizini
Tablo 1-1: İnsanın ve Kuyruksuz Büyük Maymunların Dişi ve
Erkek Ortalama Beyin Kapasiteleri
Tablo 1-2: Beslenme ve Türlere Göre Bazı Diş Modelleri
Tablo 1-3: Bazı Prosimiyen ve Antropoidlerde Omur Sayıları
Tablo 1-4: Primatların Gebelik Süreleri ve Yaşlanma Süreçleri
Tablo 2-1: Primat Takımı Sınıflaması
Tablo 2-2: Jeolojik Dönemler
Tablo 2-3: Prosimiyen Alttakımı Sınıflaması
Tablo 2-4: Yeni Dünya Maymunları Aratakımı Sınıflaması
Tablo 2-5: Eski Dünya Maymunları Aratakımı Sınıflaması
Tablo 6-1: IUCN Kırmızı Liste’de Yer Alan Türler, Yayılım
Alanları ve Korunma Durumları
Resim Dizini
Resim 2-1: Plesiadapiform Olarak Tanımlanan İlkel Primatlar
Resim 3-1: Daubentoni Ailesinden Aye-Aye
Resim 3-2: Aye- Aye’nin Özelleşmiş Üçüncü Parmağı
Resim 3-3: Lemur Ailesinden Sifaka
Resim 3-4: Lemur Ailesinden Avahi laniger
Resim 3-5: Lemur Ailesinden Propithecus verreauxi
Resim 3-6: Lepilemur, Lemur sportive
Resim 3-7: Lepilemur, Maki Lemuru
Resim 3-8: Cheirogaleidler, Microcebus murinus
Resim 3-9: Cheirogaleidler, Microcebus rufus
Resim 3-10: Cüce Lemurlar, Cheirogaleid major
Resim 3-11: Cüce Lemurlar, Phaner furficer
Resim 3-12: Lemurlar, Lemur catta
Resim 3-13: Lemurlar, Lemur fulvus
Resim 3-14: Galagolar, Otolemur crassicaudatus
Resim 3-15: Galagolar, Galagoides demidovii
Resim 3-16: Lorisiler, Perodicticus potto
Resim 3-17: Lorisiler, Loris tardigradus
Resim 3-18: Lorisiler, Nycticebus pygmaeus
Resim 3-19: Tarsiler, Tarsii pumilus
Resim 3-20: Tarsiler, Tarsii surichta
Resim 4-1: Marmosetler, Callithrix jacchus
Resim 4-2: Marmosetler, Callithrix (Cebuella) pygmaea
Resim 4-3: Aslan Maymunları, Leontopithecus rosalia
Resim 4-4: Aslan Maymunları, Leontopithecus chrysomelas
Resim 4-5: Tamarinler, Saguinus imperator
Resim 4-6: Tamarinler, Saguinus geoffroyi
Resim 4-7: Kapuçinler, Cebus olivacenus
Resim 4-8: Kapuçinler, Cebus capucinus imitator
Resim 4-9: Sincap Maymunları, Saimiri sciureus
Resim 4-10: Sincap Maymunları, Saimiri oerstedii
Resim 4-11: Baykuş Maymunu, Aotus lemurinus
Resim 4-12: Titi Maymunu, Callicebus cinerascens
Resim 4-13: Saki Maymunları, Pithecia pithecia
Resim 4-14: Saki Maymunları, Pithecia monachus
Resim 4-15: Kırmızı Suratlı Uakari, Cacajao calvus calvus
Resim 4-16: Uluyan Maymunlar, Alouatta caraya
Resim 4-17: Örümcek Maymunları, Ateles geoffroyi vellerosus
Resim 4-18: Örümcek Maymunları, Ateles geoffroyi vellerosus
Resim 4-19: Yünlü Örümcek Maymun, Brachyteles arachnoides
Resim 4-20: Yünlü Maymun, Lagothrix lagotricha
Resim 5-1: Presbytis obscura, Yaprak Maymunu El ve Ayak
Yapısı
Resim 5-2: Kolobinler, Colobus quereza
Resim 5-3: Kolobinler, Prosbytis larvatus
Resim 5-4: Kolobinler, Pygathrix cinerea
Resim 5-5: Kolobinler, Prosbytis geei
Resim 5-6: Köpeksi Maymunlar, Patas (Erythrocebus patas)
Resim 5-7: Köpeksi Maymunlar, Vervet (Cercopithecus aethi-
ops)
Resim 5-8: Guenon Maymunu, Cercopithecus diana
Resim 5-9: Barbari Makağı, Macaca sylvanus
Resim 5-10: Rhesus Maymunları, Macaca mulatta
Resim 5-11: Rhesus Maymunları, Macaca mulatta
Resim 5-12: Japon Makakları, Macaca fuscata
Resim 5-13: Japon Makakları, Macaca fuscata
Resim 5-14: Gelada Maymunları, Theropithecus gelada gelada
Resim 5-15: Gelada Maymunları, Theropithecus gelada gelada
Resim 5-16: Avını Yakalayan Bir Papio ursinus, Chacma Ba-
bunu
Resim 5-17: Hamadyras Babunu, Papio hamadyras
Resim 5-18: Hamadyras Babunu, Papio hamadyras
Resim 5-19: Olive/Zeytin Babunu, Papio anubis
Resim 5-20: Olive/Zeytin Babunu, Papio anubis
Resim 5-21: Drill (Mandrillus leucophaeus) Maymunları
Resim 5-22: Mandrill (Mandrillus sphinx) Maymunları
Resim 5-23: Gibonlar, Nomascus gabriellae
Resim 5-24: Gibonlar, Hylobates moloch
Resim 5-25: Beyaz Elli Gibon, Hylobates lar
Resim 5-26: Siamang Maymunu, Siamang syndactylus
Resim 5-27: Siamang Maymunu, Siamang syndactylus
Resim 5-28: Dişi Orangutan
Resim 5-29: Yanak Pedlerine Sahip Erkek Orangutan
Resim 5-30: Gümüşsırt Erkek Goril
Resim 5-31: Dişi Goril ve Yavrusu
Resim 5-32: Bonobolar, Pan paniscus
Resim 5-33: Bonobolar, Pan paniscus
Resim 5-34: Şempanzeler, Pan troglodytes
Resim 5-35: Şempanzeler, Pan troglodytes
Resim 5-36: Başka Tür Maymunları ve Kendi Türlerini Avla-
yan Yamayam Şempanzeler
Resim 5-37: Başka Tür Maymunları ve Kendi Türlerini Avla-
yan Yamayam Şempanzeler
Resim 5-38: Taş Alet Kullanan Şempanzeler
Resim 5-39: Çubuk Kullanan Şempanzeler
Resim 6-1: Sirklerde Çalıştırılan Maymunlara Örnekler
Resim 6-2: Sirklerde Çalıştırılan Maymunlara Örnekler
Resim 6-3: Şempanze Charlie
Resim 6-4: Esaret Altındaki Makak Maymunu
Resim 6-5: Esaret Altındaki Erkek Orangutan
Resim 6-6: Yalnızlığa Mahkûm Edilmiş Yaprak Maymunu
1. BÖLÜM
PRİMAT NEDİR ?
Carl Linnaeus
P
rimat en basit tanımlamayla, hayvanlar
âleminin, memeli sınıfında yer alan maymun
benzeri canlıları içeren takımın adıdır. Primat
terimi ilk olarak İsveç’li doğa bilimcisi Carolus Linnaeus
tarafından kullanılmıştır. Linnaeus, canlıların bedensel
yapı (homoloji) ve işlev (analoji) benzerliklerinden yola
çıkarak taksonomi adı verilen bir sınıflama denemesi
yapan ilk kişidir. 1758 yılında taksonomi ile ilgili Systema
Natura adlı kitabında primatlardan; maymunların,
kuyruksuz büyük maymunların (ape) ve insanların
dahil olduğu memeli takımı olarak söz etmiştir. Bugün
artık primat sayılmayan ve başka gruplarda tanımlanan
yarasalar ve hatta bazı mitolojik insanlar bile Linnaeus
tarafından primatlar takımına dahil edilmişlerdir. Primat
kelimesi Latince primastan gelir ve “birinci sıra” anlamına
gelmektedir. Linnaeus, insanoğlunun yerini belirlerken,
insan-merkezci (homosantrik) de olsa primatları, hayvanlar
dünyasından ayırarak en üst mertebeye yerleştirmiştir.
Taksonomi yardımıyla tüm canlıları, en “ilkelinden”
en “gelişmiş” olanına kadar sınıflamak mümkündür.
İlkel ve gelişmiş kelimelerinin, tırnak işareti içerisinde
kullanılma nedenleri, bir nicelik ifadesinden çok,
karmaşık ya da karmaşık olmayan yaşam biçimlerini ifade
etmesindendir. Bu karmaşık yapının temel taşlarını şöyle
sıralayabiliriz: Yavrularını yumurta değil, plasenta içinde
büyütme ve doğum ile dünyaya getirme, vücut ısısını
ayarlayabilen sıcakkanlı canlılar olma, notokord sinir
sistemine sahip olma, daha gelişmiş beyin yapısı, yavruyla
kurulan bağın derinliği, emzirme süresinin uzun olması,
geniş bir beslenme yelpazesi ve sosyal yaşantı sayesinde
değişik çevrelere son derece başarılı uyum gösterme.
Folivor Langur
Örümcek
Frugivor
Maymunu
Goeldi’s
İnsectivor
Maymunu
2.2.1. Prosimiyenler
Paleosen sonları, büyük yağış miktarı ve yeryüzünde
ısının fazlaca artmasına neden olan küresel ısınmaya
damgasını vurmuş bir dönemdir. Bu dönemde Afrika’nın
büyük bir kısmı, Kuzey Amerika ve Avrasya’da yaprağını
dökmeyen tropikal ormanlar bulunmaktaydı (Stanley
1990). Tropikal ormanların çoğalması ve ısının artması,
primatların yeni alanlara dağılmasını ve yayılımını
kolaylaştırmıştır. Kuzey Amerika ve Avrasya arasındaki
bitkisel yer değiştirme, bugünkü Bering Boğazı olarak
bilinen karasal bağlantı nedeniyle, olası görünmektedir.
Ancak, kıtasal sürüklenme yoluyla Güney Amerika
henüz Kuzey Amerika’ya bağlamadığı için, bu bölgede
prosimiyen fosil kayıtları mevcut değildir. Eosen dönem,
ilk primatların dünyaya yayılması ile karakterize olmuştur
ve bu primatlar, prosimisiyenlerdir. Prosimiyenler, gözün
dış kenarındaki kemik bölmenin tamamlanması ya da göz
çukurunun dairesel olarak çevrelenmesi, diğer parmaklarla
karşılaşabilen ve diğerlerinden ayrılmış bir başparmak,
pençe yerine çoğu parmakta yassı tırnaklar gibi bazı ayırt
edici karakterlere sahiptirler. Kuzey Afrika bulunan ıslak
burunlu (strepsirrhini) modern lemur ve lorisileri diğer
yandan tarsi ve antropoidleri içine alan kuru burunlu
(haplorrhini) primat toplulukları ile prosimiyenler
arasında, aynı evrimsel kökenden ayrıldıklarına dair birçok
delil mevcuttur. Fosil kayıtlardan elde edilen delillerle, bu
türler adapid (lemur benzeri=strepsirrhini) ve omomyid
(erken tarsi benzeri prosimiyen=haplorrhini) olarak iki alt
gruba ayrılmışlardır (Tablo 2-3).
104 MAYMUNSAN
ler. Her iki türde de, üç küçük azı dişi vardır. Bu temel
benzerlik, onları iki küçük azı dişi olan dar burunlu may-
munların tümünden ayırır. Bu verilere dayanarak, geniş
burunlu maymunların kuvvetle Afrika kökenli olduğu ve
Güney Amerika’ya, yüzen bitki kümelerini sal gibi kulla-
narak geçtikleri ileri sürülmektedir (Fleagle ve Kay 1987).
Günümüzde tropikal nehirlerin, kıyılardan kopup denize
sürüklenmiş ve orta büyüklükteki ağaçları bile taşıyabilen,
geniş bitkisel sallar oluşturduğu bilinmektedir. Belki de
Batı Afrika’daki Zaire ya da Nijerya nehirlerinden taşınan
benzeri bir sal, primatları Güney Amerika’daki evrimsel
kariyerlerine başlatmış olabilir. Bu teorilerden yola çıkan
bilim insanları, diğer memeli türlerle karşılaştırıldığında,
Güney Amerika maymunlarının Afrika kökenli olma fik-
rini destekler durumdadırlar. Örneğin, Afrikalı oklu kirpi
fosilleri ve Güney Amerika Gine domuzları (Hoffstetter
1972) arasındaki yakın akrabalık ilişkileri, bu hayvanların
Afrika’dan Güney Amerika’ya okyanusu geçerek ulaştıkla-
rını gösterir delillerdir.
2.2.2.1. Yeni Dünya Maymunları
Yeni Dünya maymunları (YDM) ile Eski Dünya may-
munlarından; kuyruksuz büyük maymunlar arasındaki
farkları ilk ortaya koyan bilim adamı Fransız doğa bilimci
Georges Buffon (1767)’dur. Buffon, önceleri basit bir sınıf-
lama yaparak sadece yanak keseleri, ischial bölgedeki otur-
ma nasırları ve birbirinden oldukça ayrık burun delikleri
gibi üç belirgin biçimsel özelliğin varlığını dikkate almıştır.
Elbette ki bu özelliklere sonradan, oldukça fazla çeşitlilik
gösteren Yeni Dünya maymunlarının ortak karakterleri
olarak tanımlanan; kavrayıcı kuyruk ve pençeler, 2-1-3-3
diş dizilimi ve şüphesiz ki yassı bir buruna sahip olmak
gibi yenileri de eklenmiştir. On dokuzuncu yüzyılın sonla-
rında callitrichid ailesinden ipek maymunları ve tamarinler
üzerine yapılan çalışmalar sonucunda, onları Yeni Dünya
maymunlarından ayıran bazı karakterler belirlenmiştir
(Tablo 2-4). Yeni Dünya maymunlarında görülen kavrayıcı
GÜLFEM UYSAL 109
Charles Darwin
GÜLFEM UYSAL 119
3.1. LEMUROİDLER
L
emur, Latince Lemures kelimesinden türemiştir
ve “hayalet” demektir, Madagaskar yerlileri, le-
murların ölmüş insanların görünen hayaletleri
olduğuna inanırlar. Lemurların ortak özellikleri, gövde-
lerinin maymuna, suratlarının ise köpeğe benzemesidir.
Madagaskar adasında yaşayan lemur ailesindeki çeşitlilik
oldukça fazladır (Harita 3-1). Çevreye uyarlanma biçimle-
rine göre, 13 cins ve 20’nin üzerinde tür belirlenebilmiştir.
Yer hayatına uyum sağlamış, ancak soyu tükenmiş 45,5 kg
ağırlığında iri boyutlu lemurlar olabileceği gibi 1 kg civa-
rında microsebuslar da görülebilmektedir. Görme duyula-
rı koku alma ile desteklenmektedir. Özellikle gözleri yüzün
yanlarında yer alan gündüzcü türlerde koku daha önem-
lidir. Genellikle yalnız yaşamalarına karşılık, son yıllarda
aile grupları ve sosyal gruplar olarak yaşayanlar da kay-
dedilmiştir. Aile gruplarında bir erkek, bir dişi ve bir-iki
yavru bulunur, grup halinde yaşayanlarda, bireyler dişinin
etrafında toplanmıştır. Şimdi bazı türleri tanıtmak yerinde
olacaktır.
120 MAYMUNSAN
3.1.1. Daubentoniler
Lemur üst ailesindeki anatomik olarak en fazla özel-
leşmiş aileyi oluşturan daubentoniilerden aye-aye cinsidir.
İnsanoğlu ile aye-ayelerin 70 milyon önce son ortak atadan
ayrılmış, yaklaşık 40 milyon yıl öncesinde mutasyonlar ge-
çirmiş ve genlerini sonraki kuşaklara aktarılmışlardır. Bu
mutasyonlar onlara büyük avantajlar sağlamıştır. Aye-aye-
ler, belki de görüntülerinden ötürü, bölge insanları tara-
fından kötü şans getirdiğine inanılan canlılardır. Kemir-
gen kafalı, cadı elli, tavşan kulaklı ve tilki kuyruklu olarak
tasvir edilen, gececi en büyük maymunlardır. Flemenk ve
İsveç dilinde “parmak hayvan”, Almanca “uzun parmak-
lı hayvan”, Türkçe “Yaldızlı Bambu Maymunu” olarak da
isimlendirilen aye-ayeler ilk defa 1780’lerde görülmelerine
karşılık, kalın ve gelişmiş ön kesici dişlerinden dolayı ke-
mirgenlere, ellerinin yapısı nedeniyle örümceğe, anatomik
ve yapısal benzerliklerinden ötürü sincapların bir türü ola-
rak kabul edilmiş, ancak 100 yıl sonra, 1788 yılında Gme-
lin tarafından Daubentonia cinsine ve primat takımına
dahil edilmişlerdir (Gron 2007, Petter 1977). Lorisiler ve
lemurlarla aynı kardiyovasküler morfolojiye sahip olmala-
rı nedeniyle, strepsirrhini olarak adlandırılan ortak ataya
bağlı oldukları savunulmuştur (Kawashima ve ark. 2013).
GÜLFEM UYSAL 121
3.1.2. İndriiler
Primat takımının Lemur ailesinde yer alırlar. Dünya’da
sadece Madagaskar adasında yaşarlar. Bazı türleri babakoto
olarak da adlandırılır. Dış görünüş açısından, yaklaşık kedi
büyüklüğünde, uzun ve ıslak burunlu, uzun arka bacaklara
sahip primatlardır. Ağaç yaşamına uyum sağlamış hareketli
omuz eklemi ve dikey sıçrama/atlama hareketine uyum
sağlamış kaslı arka bacaklara sahiptirler. Maymun türleri
arasındaki en iyi sıçrayıcılar indrii familyasındandır. Bu
ailede, kollardan neredeyse bellerine kadar uzanan deri
parçaları sayesinde kanatlanmış gibi havada süzülebilir,
yön değiştirebilirler. Bazı sifaka türlerinin parmaklarının
arasında bulunan perdeler onların süzülme hareketine de
ek katkı sağlar. Hepsi iyi birer sıçrayıcı ustası olup, daldan
dala atlarken uzun kuyruklarıyla kolaylıkla denge sağlarlar
(Resim 3-3). Sadece indrii indri türünde kuyruk bulunmaz.
İndriler bu ailenin en iri türleridir. Adada büyük primat
olmadığı için kolaylıkla üreyip, çoğalmışlardır. Doksan
tür ve alt türlerle temsil edilirler. Madagaskar’ın doğu
kıyılarında yaşarlar. Yüzleri kısa, ekstremiteleri uzundur.
Mevsimlik meyve ve yapraklarla beslenirler. Gececi ve
gündüzcü olarak yaşamlarını dört bireylik aile grupları
halinde sürdürürler. Avahi laniger türü, kahverengi ve koyu
renk kürke sahip tek gececi türdür. Madagaskar’ın doğu
ve kuzeybatısındaki nemli ve yağışlı ormanlarda yaşarlar.
İndrii ailesinin en küçük üyeleridir. Kangurulara benzer
biçimde sıçrayan, yaprak yiyen, yuva yapmayan tekeşli
gruplardır (Resim 3-4). Propithecus verrauxi sifakaları ve
propithecus diadema boyut olarak daha büyüktürler; ayağa
kalktıklarında boyları 60 cm’ye ulaşır. Madagaskar’ın kurak
ormanlarında yaşarlar. Her ikisinde de uzun bacaklar ve
kuyruk bulunur. Dikey sıçrama/atlama hareketi yaparlar,
atladıktan sonra arka ayaklarının üzerine iniş yaparlar
ve iki ayakları üzerinde zıplayabilir, koşabilirler (Resim
3-5). Neredeyse ağaçtan ağaca uçarcasına hareket eden
bu canlıları, hiçbir yırtıcı hayvanın yakalayamayacağı
düşünülür. Meyve ve yaprak tüketen bu türler tekeşlidir ve
126 MAYMUNSAN
3.1.3. Lepilemurlar
Lepilemurlar, lemur sportive türü ile temsil edilirler.
Koyu gri kürk rengine sahip bu lemurlar üst çenelerinde dai-
mi dişlerin olmamasıyla anılırlar. Oldukça geniş bir çeşitlilikle
Madagaskar adası ormanlarının her yerinde rastlanabilirler.
El ve ayaklarında parmak yastıkcıkları gözle görülebilir dere-
cede büyüktür. Dikey sıçrama atlama hareket sistemine uyum
sağlamışlardır. Beslenme biçimleri çoğu kez sadece yaprakla
sınırlıdır, ancak sindirim sistemler selülozu eritme becerisine
sahiptir. Çoğunlukla gececi olan bu prosimiyenlerin birçok
türü olduğu tespit edilmiştir. Lemur sportive ve Maki Lemur
bu türlerden bazılarıdır (Resim 3-6 ve Resim 3-7).
3.1.4. Cheirogaleidler
Fare Lemur ya da mikrosebus olarak bilinen bu grup,
Microcebus murinus ve Microcebus rufus olarak iki alt türe
ayrılırlar. M.murinuslar, daha büyük ve gri kürklüdür
(Resim 3-8). Madagaskar’ın kuzey ve batı bölgelerindeki
kurak ormanlarda yaşar, meyve, çiçek, yaprak, böcek,
kuş ve örümcek yumurtalarıyla beslenirler. M.rufuslar
ise, kahverengi kürklü olup, Madagaskar’ın kuzeyinde,
ortasında ve doğusunda bulunan daha nemli plato ve
ormanlık alanlarda yaşarlar (Resim 3-9). Fare lemurları
gececidir, hava karardıktan sonra şafak vaktine kadar
aktiftirler. Yaşayan primatlar arasında boyut itibarıyla en
küçük grubu oluştururlar. Küçük olmaları güzdüzcü diğer
memelilerden ve avcılarından korunmayı etkin kılar. Çoğu,
1 kilogramı geçmeyen küçük bireylerdir. Oldukça kısa ve
sivri olan dişlerinde daha ilkel formlarda gözlemlendiği
gibi standart sayılabilecek 2.1.3.3. diş formülüne sahiptirler.
Yüzleri narin, burun kısa ama çıkıntılıdır. Kulakları geniş
ve hareketlidir. Beden oranlarına baktığımızda, ön kolların
arkalardan daha kısa olduğunu görürüz. Kuyruk uzunluğu
neredeyse benden uzunluğuna eş değerdir. Genellikle
dört ayak üzerinde, dikey sıçrama/atlama hareketi yapar,
GÜLFEM UYSAL 129
3.1.5. Lemuridler
Lemur catta (halka kuyruklu lemur), Lemur fulvus (kah-
verengi lemur), Lemur mangoz, Lemur varecia variegata gibi
türleri ve alt türleri vardır. Bambu lemurları, mavi gözlü siyah
lemurlar, siyah kürklü lemurlar bu alt türlerden bazılarıdır.
Tüm Madagaskar lemurları gibi bu türler de 2.1.3.3. diş di-
zilimine sahiptirler. Cheirogaleidlerden daha iridirler, orta-
lama ağırlıkları 1-4 kg arasında değişir. Lemurlar arasındaki
en büyük topluluk L.catta olarak adlandırılan Halka kuyruk-
lu lemurlardır. Uzun burunlu, çok iyi koku alan bir gruptur.
132 MAYMUNSAN
3.2. LORİSOİDLER
Lorisoidler, iki aile ile temsil edilirler, Afrika’da yaşayan
Galagolar ve hem Afrika hem Asya’da yaşayan Lorisiler. Her
iki aile mensupları da gece aktiftir ve ağaç yaşamına uyum
sağlamışlardır. Onları Madagaskar’daki akrabalarından
ayıran bazı özellikler mevcuttur. Ellerindeki ikinci tırnak
tımarlama ve sıradışı işler için ince bir pençe biçimindedir.
En önemlisi, kulak bölgesinde yer alan timpanik halka
kulak duvarına kaynamış durumdadır. Lorisoidler genel
olarak, böcek, kuş yumurtası, kertenkele, küçük memeliler,
çiçek, bitki ve meyvelerle beslenirler. Galagolar iyi sıçrayıcı,
buna karşın lorisiler iyi birer tırmanıcıdırlar.
3.2.1. Galagolar
Galagolar, ağaçlarda yaşayan, gececi, ıslak burunlu bir
ailedir. Çalıbebeği (bushbaby) ve küçük gece maymunu
(nagapie) olarak bilinirler. Otolemur crassicaudatus, Galago
senegalensis, Galago alleni, Galago demidovii, Eoticus
elegantulus, adları altında 5 türe ayrılırlar. Bushbaby olarak
da adlandırılan Otolemurlar, Doğu ve Güney Afrika’da
yayılmış en büyük galago topluluğudur. Geniş kulaklı,
uzun ve kalın kuyruklu bir morfolojik yapı gösterirler
(Resim 3-14). Uzamış el ve ayak bilek kemikleri sayesinde
kısa bitki örtüsü içinde dört ayak üzerinde yürür, hareket
ederler. Sıçrama ve koşma hareketini nadir yapan gececi
canlılardır. Diyetler, meyve ve sakızlardan oluşur. Çekirdek
gruplar halinde yaşarlar, dişiler yapraklardan yuva yapma
becerisine sahiptir. Galagolar, gündüzleri nadiren ortalığa
çıkarlar, geceleri ise canlanır ve belirli aralıklarla, gece
boyu sürecek olan sesler çıkarırlar. Bu ağlamayı andıran
dokunaklı ses nedeniyle halk arasında “orman bebeği”
olarak anılırlar.
GÜLFEM UYSAL 135
3.3. TARSİİLER
Adlarını, ayaklarında bulunan uzamış tarsal kemik-
ten alırlar. Tarsius olarak adlandırılan bu canlıların tümü
Güneydoğu Asya’da lokalize olmuş durumdadır. Tropikal
yağmur ormanları, bambu ormanları, küçük ağaçlık alan-
lar, sahil yakınlarındaki alçak çalılık alanlar hatta ekilmiş
tarım arazilerinde bile yaşayabilirler. Yaşam alanlarını aynı
ekolojik nişteki başka birçok maymun cinsi ile paylaşma-
ları ve hayatta kalabilmeleri ancak, diğerlerinden farklı
olarak gececi yaşam tarzına uyum sağlamaları ile mümkün
olabilmiştir. Yaklaşık 15-18 cm uzunluğunda ve ortalama
140 MAYMUNSAN
Y
eni Dünya maymunları, Şili’nin sarp dağlarla
kaplı kıyı şeridi haricinde neredeyse tüm
Güney Amerika kıtasında, Meksika’nın
güneyinden, Panama’ya kadar geniş bir coğrafyada yayılım
gösterirler (Harita 4-1).
Friedrich Nietzsche
GÜLFEM UYSAL 197
E
ski Dünya maymunları (EDM)’nın tümü dar
burunludur. Catarrihini alt takımı içerisinde
değerlendirilirler. Cercopithecoidea yani kese
yanaklı köpeksi maymunlar ve Hominoidea, insansı
maymunlar olarak 2 üst aileye ayrılırlar. Cercopithecidea
ailesi ise daha sonra Colobinae, Cercopithecinae, Hylobatidae
alt ailesine, Hominoidea ailesi ise, Pongidae ve Hominidae
olarak 2 alt aileye ayrılır. Zayıf maymunlar (kolobinler),
Afrika kökenli kolobus (colobus) maymunu haricinde
genellikle Asya kökenli türlerdir ve yaprak maymunu
(Presbytis obscura) (Çizim 5-1, Resim 5-1), langur, proboscis
gibi maymunları kapsarlar. İkinci aile, kese yanaklı köpeksi
maymunlar (Cercopithecinler) Afrika kökenli maymunları
temsil etmekle beraber, Asya kökenli makakları, vervet,
patas, madrill, gelada, babun, guenon (Cercopithecus diana)
gibi maymunları kapsar. Fosil kayıtlardan Avrupa’da da
bir zamanlar yaşadığı bilinen Eski Dünya maymunlarının,
tropikal ormanlardan savanlık alanlara, çalılıklardan
dağlık arazilere kadar birçok farklı coğrafik ortama uyum
sağladıkları bilinmektedir. Bugün hâlâ Avrupa Cebeli Tarık
dağlarında (Gibraltar) hayatta kalmayı başarmış serbest
dolaşan maymun grupları bulunmaktadır (Harita 5-1).
198 MAYMUNSAN
5.2. CERCOPİHECİNAE
(Köpeksi Maymunlar)
Ağaç hayatına uyumu devam eden kolobus maymun-
larından, tamamen yer hayatına uyum sağlamış babunlara,
ortalama 1 kg ağırlağındaki küçük boyutlu talapoinlerden,
50 kg ağırlığında mandrilere kadar oldukça fazla çeşitlilik
gösteren bir ailedir. Ailenin en bilinenleri arasında Afrika
kökenli, patas (Resim 5-6), vervet (Resim 5-7) ve guenon
maymunları da yer alır (Çizim 5-2 ve Resim 5-8). Beslenme
pozisyonunda ve hareket esnasında sık sık yerde oturarak
dinlenen Eski Dünya maymunlarının popo bölgesi tüyler-
den arınmış, nasırlaşmış bir bölge bulunur. Doğal bir otur-
ma yastığı görevi gören bu bölge, rahim-içi (intra-uterin)
hayatta oluşmaya başlar (McGraw 2017). Genel olarak ifade
edecek olursak, kuyrukları hiçbir şekilde tutucu-kavrayıcı
olmayan, dar burunlu, farklı boyutlarda olsa da, 2 kesici, 1
köpek, 2 küçük azı ve 3 büyük azı dişinden oluşan, toplam
32 diş sayısına ve 2.1.2.3. diş dizilimine, kulaklarında tüp bi-
çiminde işitme kemiğine (ectotympanic), aynı yöne ve aşağı
bakan burun deliklerine ve yüze sahip maymunlardır.
5.4. HOMİNİDAE
5.4.1. Ponginae
5.4.1.1. Orangutanlar (Pongo)
Orangutan (pongo) cinsi, büyük insansı maymunlar
(Hominidae) ailesinin, Homininae, Hylobatinae ve Ponginae
ile birlikte üç alt familyasından biridir. Orangutanlar,
ponginae alt ailesinin temsileridir. Ayrıca, bu aileyi soyu
tükenmiş olan Sivapithecus ve Gigantopithecuslar ile
paylaşırlar. Orangutan kelimesi Malezya ve Endonezya
248 MAYMUNSAN
5.4.2. Homininae
5.4.2.1. Goriller (Gorilla)
Taksonomik olarak baktığımızda, Hominidae
ailesinin, Homininae alt ailesine dahil edilen goril,
şempanze ve insandan oluşan üç cinsten biri gorillerdir.
Primat takımının en iri üyeleridir. Goril kelimesi Latince
Gorilla, köken olarak yunanca Gorillai’den gelir. İlk
olarak M.Ö. 480 yılında Kartacalı kâşif Hanno tarafından
kullanılmıştır. Hanno, Sierra Leone bölgesindeki keşifleri
sırasında karşılaştığı vahşi ve tüylü kadın topluluğuna bu
ismi vermiştir. Yunanca’da gorillai, “tüylü kadın” anlamına
gelir, ancak gerçekte Hanno’nun geleneksel bir insan
GÜLFEM UYSAL 257
İ
nsan olmayan bazı primatların nesli tehlike altın-
dadır, ne büyük bir ironidir ki, bu tehlikeyi yaratan
yine insandır. İnsanoğlunun yeryüzünde görülme-
sinden bu yana süregelen insan merkezci (homosantrik/
antroposantrik) bakış açısı, insanın hırsını dünyadan ve
maalesef doğadan çıkarmasına neden olmuştur. Bu bakış
açısına en büyük darbeyi Charles Darwin vurmuştur, in-
sanın ne kadar eşsiz bir varlık olduğu yargısını besleyen
egosantrik düşünce, böylelikle yerle bir olmuştur. Darwin
özetle, iki ayak üzerinde durabilmenin ve uygarlıklar ku-
rabilme yeteneğinin tesadüflere ve olasılıklara bağlı ol-
duğunu açıklamıştır. Oysa akıllarda kalan, maymunlarla
olan benzerlik ve korkutucu akrabalık ilişkimiz olmuştur.
Hayvanların yaşamlarını inceleyen bilim dalları arasında
hiçbiri, maymun türlerini inceleyenler kadar kendi türünü
inceliyor hissine kapılmamıştır. Hayvanların deneylerde
kullanımı ve incelenmesinin tarihi M.Ö. 2-4. yüzyıllara
kadar gitmektedir. İnsana benzerliğinden dolayı en büyük
acıyı insan olmayan primatlar çekmiştir.
288 MAYMUNSAN
SONUÇ
Primatlar, biz insanların da içinde bulunduğu çok bü-
yük bir aile. Parmak boyunda gececi maymunlardan, ordu-
lar ve topluluklar kuranlara, son derece iri gorillere kadar
dağılım gösteren geniş bir aile. Şimdilik keşfedilebilen in-
sanlar hariç 72 cinsi bulunmaktadır. Bu hesaba tür ve alt tür-
leri de katarsak, maymunları aynı payda altında toplamak ve
bir sonuç yazmak neredeyse olanaksız hale geliyor. Düşü-
nün ki, insanın içinde bulunduğu tek bir cins var, o da Homo
cinsi. Bu nedenle burada bir sonuç yazmayacağım, yazama-
yacağım. Temelde akılda kalması gereken birkaç başlıktan
bahsedeceğim sadece.
Bizler maymunlarla akrabayız. Bu akrabalığın teme-
linde fiziksel ve davranışsal benzerlikler yanı sıra artık, ge-
netik benzerliklerin de söz konusu olduğu bilinmektedir.
DNA analizleriyle özellikle kuyruksuz büyük maymun-
larla ortak gen yapısına sahip olduğumuz ve milyonlarca
yıl önce ayrı ayrı yollarda evrimleşmek için birbirimizden
koptuğumuz ispatlanmıştır. Kitabın sonuç bölümünde size
bir test ile veda etmek isterim.
314 MAYMUNSAN
d.Ateş yakmak
e.Yağmur dansı
Fleagle J.G. ve R.F. Kay (1987). The Phyletic Position of The
Parapithecidae, Journal of Human Evolution, 16:483-532.
Gordon N., (2007). The Spider Monkey and the Rainforest, BBC
Wildlife Magazine-Monkey Business, Orjinal Arşiv (12-07-2007).
GÜLFEM UYSAL 323
Hosey J., (2004). How does the Zoo Enviroment Affect the
Behavior of Captive Primates?, Applied Animal Behavior Science,
90:107-129.
http:// www.theprimata.com
http://arkeofili.com/sempanzeler-ve-maymunlar-tas-cagina-
girdi/ A. Bursalı (22.08.2015 ).
http://ec.europa.eu/health/scientific_commitees/opinions_
layman/en/non-human-primates/1-2/2-research-safety-testing.
hmt#0 (08.08.2015).
http://en.wikipedia.org/wiki/Carl_Akeley
http://en.wikipedia.org/wiki/tarsier
GÜLFEM UYSAL 325
http://nationalzoo.si.edu/animals/smallmammals/exhibits/how-
lermonkeys/loudestanimal/default.cfm
http://tr.wikipedia.org/wiki/Sincap_maymunu
http://www.edebiyol.com/jest-ve-mimikler.html (23.07.2013).
http://www.geocities.com/RainForest/4881/tamarin.htm
http://www.iucn.org/webfiles/doc/SSC/RedList/RedListGuideli-
nes.pdf (01.04.2017).
http://www.msnbc.msn.com/id/23148063/
http://www.npr.org/2015/06/27/417790081/puerto-ricos-mon-
key-island-lures-scientists-for-generations
https://en.wikipedia.org/wiki/Severe_acute_respiratory_synd-
rome (30.01.2017).
http://anthropologicalconcepts.weebly.com/blog/-diet-and-te-
eth (15.11.2015).
http://www.Humanecology.ch/sripten/soziales_seiten/sozia-
les_3.php.
Kano T., (1992). The Last Ape: Pigmy Chimpanzee Behavior and
Ecology, Stanford University Press, Stanford.
Kelto A., (2015). Puerto Rico’s Monkey Island Lures Scientists For
Generations, National Public Radio,
Reynolds V., (1967). The Apes, E.P. Dutton and Co. Inc., New
York.
Setchell J. M., P.C. Lee, E.J. Wickings ve A.F. Dixson (2002). Repro-
ductive Parameters and Maternal Investment in Mandrills (Mand-
rillus sphinx), International Journal of Primatology, 23:51-68.
The Mail Online, (2008). “I’m the Chimpion! Ape trounces the
Best of the Human World in Memory Competition,” (26.01.2008).
Tutin C.E., R.M Ham, L.J White ve M.J Harrison (1997). The
Primate Community of the Lopé Reserve, Gabon: Diets,
Responses to Fruit Scarcity, and Effects on Biomass, American
Journal of Primatology, 42(1):1-24.
www.allempires.com/article/index.php?q=killer_ape_cuddly_ape
www.philadelphia.org
Çizim Referansları