You are on page 1of 52

Anton ehov

KYLLER
( MUJKLER )
Rusadan eviren ZEKi BATIMAR
ISBN 975 - 386 - 031 - 5
Basma hazrlayan : A. Doan
1. Basm, Haziran 1996
Kapak dzeni : D. Piranl
Kapak, deseni : Roy Lichtenstein
Kapak basm : Zirve Ofset
Dizgi, basm, cilt : San Matbaas, 311 98 19
(bu kitap entertip dizgi, tipo basn tekniiyle hazrlanntrYABA YAYINLARI : P. K. 404, 06043 Ulus/ANKARA
Tel : O - 312) 435 08 50, Tel/Fax : 316 64 00
Datm : YABA, Tuna Cad. 11/31 Yeniehir/ANKARA
YABA YAYINLARI
iNDEKiLER
KYLLER ... .
EVDE..........
SRGNDE ... FRENKUZUMU ON .........
7
48 60
72 85
NANLI KIZ ........................
109
BUKALEMUN ......... ...............
132
ANTON EHOV, 17 Ocak 1860 ylnda Azak Denizi kylarndaki Taganrog kentinde dodu.
Kyl bir soydan gelen ehov, Rusya'nn yetitirdii, en byk ykclerden biridir. ilk
ykleri 1880 ylnda yaymland. 1887 - 88 Yllar arasnda yazd Bozkr adl uzun yk
yaptyla Rusya'nn byk yazarlar arasna ykseldi. Bunu izleyen Pukin Edebiyat dl ise
onu artk sarslmaz bir yere oturtmutu. Moskova Tp Fakltesi'ni okuyarak doktor oldu. ehov,
hem ksa yknn byk deeri, hem tiyatro dnyasna brakt lmsz oyunlarn (Vine
Bahesi, Vanya Day, Mart, Kzkarde, vd) yazardr Gorki ile hi bozulmayan bir arkadak
olmutur; 1904 yaznda siyle birlikte Kara Orman'daki kaplcaya gidii, onun hayata son kez
alayc bak olmu, orada lmtr. Mujikler (kyller)' ise 1897'de yazmtr.
KYLLER
(MUJKLER)
I
Moskova'da slv Pazar otelinde uak olarak a lisan Nikolay ikildeyev hastalanmt.
Ayaklar uyuuyordu, yry deimiti. yle ki, bir gn koridordan geerken aya
srm, zerinde bezelyeli jambon bulunan tepsiyle birlikte yere yuvarlanmt, iini
brakmas gerekmiti. Karsnn, kendisinin ne kadar paras varsa hepsini doktorlara harcad;
yiyecek iin elinde bir ey kalmad, isizlikten can sklmaya balad, kye, evine gitmesi
gerektiine karar verdi. Evde hastalk daha kolay atlatlabilirdi, evde yaamak daha ucuz.
Bouna dememiler: Evde duvarlarn bile yardm olur, diye.
Akama doru ky Jukovo'ya vard. ocukluk anlarnda yaatt baba oca aydnlk, rahat,
sakin bir yer olarak canland. imdi izbaya1 girince baya rkmt: yle karanlk, bask ve
pisti ki. Kendisiyle birlikte gelen kars Olga, kz aa, neredeyse izbann yarsn kaplayan
l zba : Ky evi, izbe.
isten, sinekten kararm kirli, byk ocaa akn akn bakyorlard. Ne kadar da ok sinek
vard! Ocak i-rilmi, duvarlardaki kiriler yana yatmt1, izba neredeyse kecek gibiydi.
ndeki kede kutsal resmin yanma ie etiketleri, gazete kesikleri yaptrlmt: Bunlar
resim yerini tutuyordu. Yoksulluk, yoksulluk! Byklerden evde kimse yoktu; hepsi ekin
bimeye gitmi ti. Ocan banda sekiz yalarnda, ak kumral bal, kirli, ilgisiz bir kz ocuu
oturuyordu. eri girenlere bam evirip bakmad bile. Aada beyaz bir kedi bir bcekle
oynuyordu.
Gel, pisi, pisi! diye aa kediyi ard. Gel, pisi, pisi!.

O iitmez ki, dedi kz ocuu, Sar oldu.


Neden?
. yle ite. Dvdler de.
Nikolay'la Olga orada nasl bir hayat yaandm ilk bakta anladlar, ama birbirlerine birey
sylemedi ler; knlarn sessizce yere koydular, sessizce de da r ktlar. Orilarn
izbas sonradan nc izbayd. G rnte o en fakir, en eski olanyd, ikincisi da,ha iyi
deildi, ama en sonundakinin ats satand, pencereler' perdeliydi. Etraf itle evrili olmayan
bu izba brle rinden ayryd, iinde meyhane vard, zbalar hep bir sradayd. Sessiz,
dnceli hali, avlularda grlen st mrvet, vez aalariyle, btn bu kyn ho bir
grn vard.
Ky iftliklerinin tesinden nehire doru dik, sarp bir ini balyordu, yle ki, kilin iinde urada
burada kocaman kayalar beliriyordu. Yamata bu kayalarn ve mlekilerin at ukurlarn
yannda kei yollar kvKuzeyde, daha ok, Rus kylerinde ocak, ev halknn yatt scak bir yer, bir eit tandrdr;
bizim kylerimizdeki tandrlardan fark, yerin altnda deil de yerden yksekte, tavana yakn
bulunmasdr. ev.
rla, kvrla uzanyor, ynlar halinde, kimi krmz, kimi yank kahverengi kapkacak krklar
ykseliyordu: aada uzanan biilmi yemyeil ayrlkta imdi "kyn srleri dolayordu.
Nehir kyden bir verst! uzaktayd; girintili kntl, ok gzel kvrntl kylar vard; tesinde de
gene geni bir ayr, bir sr, dizi kolunda uzun kaz srleri, tpk nehirin bu yannda olduu
gibi, daa doru dik bir yoku, yukarda, tepede ise be kubbeli kilisesiyle byk ky, biraz
uzakta da bey kona vard.
Olga kiliseye doru ha kararak;
Sizin buras iyi! dedi. Ne genilik yarabbi!
Tam bu srada akam an .(ertesi gn pazard) al-maya balad. Aada kovayla su tayan
iki kk kz an seslerini dinlemek iin kiliseye doru dndler.
Nikolay dalgn, dalgn:
u anda slv Pazar nda yemek yeniyor, dedi.
Nikolay'la Olga toprak kntsnn yanna oturup gnein batn, altn renkli, kpkzl gk
yznr, nehire, tapnan pencerelerine, yumuak, durgun, Moskova da grlmeyen, o
anlatlamayacak kadar temiz havaya yansmasn gne batncaya kadar izlediler, G-ne
batnca srler, melemeler, brmelerle gelip getiler. br kydan kazlar uup geldi, herey
durgunla ti, sakin aydnlk havada snd. Akamn alaca karanl hzla kmeye balad.
Bu arada ihtiyarlar, Nikolay'n zayf, kambur, disiz, ikisi de ayn boyda olan babasyla annesi
dndler. Nehrin br kysnda toprakbeyinin yannda alan Mariya ile Pekla da gelmiti.
Kardeinin kars olan Ma-riya'nm alt, asker olan br kardei Denis'in kars Fek-la'nnsa iki
ocuu vard. Nikolay izbaya girip de btn ev halkn sedirlerde, beiklerde, her kede,
kmldanan,
l Verst : 1.067 kilometrebtn bu byk, kk vcutlar, ihtiyarn, kadnlarn kara ekmei suya batrp ne byk bir
hrsla yediklerini grnce bouna geldiini, byle be parasz, hem de ailesiyle geldiini
dnd. Evet, bouna gelmiti!
Hobeten sonra:
Kardeim Kiryak nerede? diye sordu.
Tacirin yannda, ormannda bekilik ediyor. Diye yantlad babas. Fena bir mujik deil, ama
ok iiyor.
ihtiyar kadn alamakla alamakl:
Eve bir ey getirdii yok! dedi. Bizim mujikler i yaras. Eve birey getirmezler, evden
gtrrler. Kiryak da iiyor, ihtiyar da. Gnah niye gizlemeli. Meyhanenin yolunu iyi
biliyorlar, gklerin melikesi1 fkelendi.
Yeni gelenlerin erefine semaver kuruldu. ay balk kokuyordu. eker kemirilmi,
esmerlemiti, ekmin stnde, anakta hamam bcekleri dolayordu. ay tiksinti veriyordu,
konuma da tatszd: Hep yoksulluktan, hastalktan. Ama daha birer fincan imemilerdi ki,
dardan grltl, uzun bir sarho naras duyuldu.
Ma-aryaa!
Kiryak geliyor galiba, dedi ihtiyar. Kpei an, yaln hazr et.
Herkes sustu, biraz sonra gene ayn, yerin altndan gelir gibi, kaba ve uzun haykr duyuldu:

Ma-aryaa!
Byk gelin Mariya sarard, oeaa sokuldu. Bu ge ni omuzlu, gl kuvvetli, irkin kadnn
yznde korku grmek insana tuhaf geliyordu. Onun kz, ocan banda oturan, ilgisiz
grnen o kz ocuu birden yksek sesle alamaya balad.
l Gklerin melikesi : Meryem. 10
Fekla:
Sana ne oluyor, Allahn bels! diye ona bar di. Fekla gzel bir kadnd, o da gl
kuvvetliydi, omuzlar geniti. Korkma, ldrmez!
Mariya'nn ormanda Kiryak'la birlikte oturmaktan korktuunu, sarho olunca her zaman onu
aradn, bu aada grlt kardn, onu merhametsizce dvdn Nikolay ihtiyardan
rendi.
' Ma-aryaa! diye kapnn arkasndan bir haykrma daha ykseldi.
Mariya, tpk buz gibi bir suya daldrlmcasn? soluyarak:
Koruyun, Allah akna, anam babam, kardele rim, diye -kekelemeye balad. Koruyun
beni, canm kardelerim...
Kulbede ne kadar ocuk varsa hepsi birden alamaya balad, onlara bakarak aa da
alyordu.Bir sarho ksr duyuldu; izbaya uzun boylu, kara sa-kall bir kyl girdi,
banda klk bir kalpak vard, bu yzden idare lmbasnn donuk nda yz grnmyordu,
korkuntu. Kiryak't bu. Karsna yaklaarak eli1 ni kaldrd, yumruunu suratna indirdi; Mariya
sesini karmad, yumruk onu sersemletmiti. Yere meldi, o anda burnundan kan boalmaya
balad.
ihtiyar adam ocaa sokularak:
Ayp be, ayp, diye mrldand, hem de misafirlerin yannda! Ne kadar gnah!
htiyar kadn sesini karmadan iki bklm oturuyor, bir eyler dnyordu. Fekla beii
sallyordu... Kiryak kendini korkun buluyor, bundan memnun grnyordu. Mariya'y
kolundan yakalad, kapya doru srkledi. Daha korkun grnmek iin bir hayvan gibi
brd, o anda birden misafirleri grd, durdu.
11
Karsn brakarak:
A, gelmi... diye mrldand. z kardeim, ailesiyle birlikte...
Kutsal resme bakp sallanarak, sarho, kzarm gzlerini aarak ha kard, srdrd:
Kardeim ailesiyle birlikte baba ocana gelmi... Moskova'dan, demek. lk bakent yani,
Moskova kenti, kentlerin anas... Kusura bakmayn...
Semaverin yanndaki iskemleye kt, fincann tabandan hprdeterek, genel bir sessizlik
iinde ay i meye koyuldu... On fincan kadar iti, sonra iskemleye doru kaykld, horlamaya
balad.
Yataklarna ekildiler. Nikola'y, hasta olduu iin. ihtiyarla birlikte ocan yannda yatrdlar.
aa yerde yatt,, Olga da kadnlarla birlikte samanla gitti.
Kuru ot stnde Mariya'nn yan sra uzanarak:
Ah, glm, dedi iim yanyor, ama yardm edemezsin ki! Sabret, iin ba bu. Kitapta yazl:
Eer biri sa yanana vurursa ona sol yanan uzat... Ah, glm!
Sonra o, alak sesle, kelimeleri uzata uzata Moskova'y, kendi yaayn, dayal deli
odalarda nasl oda hizmetilii ettiini anlatt.
Moskova'da evler byk, tatan, diyordu. Kiliseler sayamayacan kadar ok, krk kere krk
tane, glm; evlerde de btn baylar, bayanlar yle gzel, yle terbiyeli ki!
Mariya yalnz Moskova'y deil, kendi kaza merkezleri olan kasabay bile grmediini syledi;
okuma yazmas yoktu, hibir dua bilmezdi, Babamz duasn bile bilmezdi. O da, imdi
uzakta oturup dinleyen br gelin Fekla da kara cahildiler. Hi birey anlamazlard
12
kisi de kocalarn sevmezlerdi. Mariya Kiryak'tan korkar, kendisiyle kald zaman korkudan tir
tir titrer, onun yannda fenalk geirirdi; nk kan keskin votka ve ttn kokusu onu tutard.
Kocasz sklp sklma-d sorusuna Fekla da can skntsyla karlk verdi:
Aman, brak unu! Konutular, sustular...
Hava soukayd. Samanln yan banda bir ho roz avaz avaz tyor, uyku uyutmuyordu.
Mavimsi sabah aydnl btn deliklerden ieri szlnce Fekla yavaa kalkp dar kt.
Sonra, onun plak ayaklaryla bir yere doru kotuu duyuldu.
n

Olga kiliseye gidiyordu. Mariya'y da yanma ald Kei yolundan ayra indikleri zaman ikisi de
neeliydi. Ak hava Olga'nn houna gidiyor, Mariya eltisini kendine yakn, candan bir insan
olarak gryordu. Gne domutu. ayrn zerinde uykulu bir aladoan alaktan
szlyordu. Irmak bulankt, urada burada bulutlar dolayordu, ama tepenin ardnda
aydnlk alan artk kaplamt. Kilise parlyor, beylerin bahesinde ekin kargalar ac ac
baryorlard.
htiyarn zarar yok, diye Mariya anlatyordu-Ama kocakar sert, hereye taklyor. Kendi
tahlmz perhize kadar yetti, dkkndan un satn alyoruz; o kzyor, ok yiyorsunuz diyor.
Ah, glm! Sabret, iin ba bu. Btn eziyet ekenler, zahmet ekenler gelin, diye
buyurulmutur.
Olga ar ar, kelimeleri uzatarak konuuyordu; yry, dindar kadnlarnki gibi, abuk ve
tellyd. Hergn incili okurdu, yksek sesle, diyakos yama gibi okurdu, okuduklarnn pek
ounu anlamaz, ama kutsal
13
szckler alatacak kadar ona dokunurdu; ve anlar ki, dein gibi kelimeleri o, tatl bir
yrek arpntsyla sylerdi; tanrya, Meryem anaya, evliyalara inanrd; yer yznde hi
kimseyi, basit insanlar da, Almanlar da ingeneleri de, Yahudileri de incitmenin doru
olmadna inanrd; hayvanlara amayanlarn bile vay hali-neydi. Kutsal kitaplarn byle
yazdna inanr, onun iin kitaptan szckler, hatt anlamn bilmedii szleri bile syledii
zaman yz ackl, duygulu ve nurlu bir' biim alrd.
Doduunuz yer neresi? diye Mariya sordu.
Vladimirskaya'lym. Ama Moskova'ya gideli ok oldu, daha o zaman sekiz yandaydm.
Nehire yalatlar. Kar kyda, nehirin tam yannda bir kadn ayakta duruyor, soyunuyordu.
Mariya onu tand:
Bizim Fekla bu, dedi. Nehrin te yanna beylerin konana gitmiti. Kahyalara. yle hoppa,
yle kfrc ki, sorma!
Daha gen, bir kz kadar dipdiri olan, kara bal, dank sal Fekla kydan kendini nehire att,
ayaklaryla suya vurmaya balad. kard dalgalar her yana yaylyordu.
yle hoppa ki, sorma! diye Mariya tekrarlad
Nehirin zerine ktkten, sallantl kprckler kurulmutu. Tam onlarn altnda temiz, duru
suda, iri kafal kefal srleri dolayordu. Suya bakan yeil allarda iler prldyordu. Scak
bir esinti vard, ortalk sevin iindeydi. Ne gzel bir sabah! Belki de u yok sulluk, u korkun,
kanlmaz, iinden klmaz yoksulluk olmasa bu dnya ne gzel bir hayat olurdu! imdi kye
bir dnp bakmak, her yanda kendini belirten mut14
luluk bysnn bir anda yok olmasna yeterdi; dnk btn olup bitenleri insan ylesine canl
hatrlyordu.
Kiliseye geldiler. Mariya giri kapsnda durdu, ileri gitmeye cesaret edemiyordu. yin an
ancak saat dokuzda alnmaya balad, ama oturmaya cesareti yoktu Hep yle ayakta durdu.
ncil okununca halk birdenbire kmldanmaya balad, toprakbeyi ailesine yol alyordu. Beyaz
elbiseli, genikenar apkal iki gen kz ieri girdi. Yanlarnda bahriye elbisesi giymi, tombul,
pembe beyaz bir erkek ocuu vard. Onlarn gelii Olga'y heyecanlandrd. lk bakta bunlarn
namuslu, okumu, gzel insanlar olduklar kansna vard. Mariya ise, bu girenler sanki insan
deil de, yana ekilmese kendisini ineyip ezebilecek ca-navarlarm gibi, onlara kalarnn
altndan, ask bir yzle, somurtarak bakyordu.
Diyakos bas bir sesle yksek perdeden bireyler okuduka onun kulana Maaryaa sesi geliyor, rperi yordu.
III
Konuklarn gelii kyde duyulmutu. yinden sonra izbada byk bir kalabalk topland.
Leoniev'ler Matveyiev'ler, lyuovlar da Moskova'da alan akrabalarndan haber almaya
gelmilerdi. Okuyup yazmas olan btn Jkovo ocuklar Moskova'ya gtrlm, orada
garsonlua, otel hizmetiliine verilmiti (nehirin br yanndaki byk kyden yalnz frnc
yanna adam verilirdi); eskiden beri byle olagelmiti. Daha klelik dzeni anda, imdi ad
dillere destan, Moskova kulp lerinin birinde bfeci olarak alm Luki vani adndaki
Jukovo'lu bir kyl, yannda yalnz kendi kyllerine i verirdi. Bunlar da kendilerini tantnca
akrabala rn getirtirler, onlar meyhanelere, restorantlara yerle15

tirirlerdi. O zamandan beri o dolay halk Jukova kyne Aalk ky derdi. Nikolay da 11
yandayken Moskova'ya gtrlm, Matveyev ailesinden o zaman Er-mitaj bahesinde yer
gsterici olarak alan van Ma-kari'in yerine yerletirilmiti. imdi de Nikolay Matve-yevi'e
t verircesine konuuyordu:
van Makari benim veli nimetimdir. Gece gndz onun iin tanrya dua etmek boynumun
borcudur, nk ben onun sayesinde adam oldum.
Uzun boylu bir ihtiyar kadn, van Makar'n kzkardei alamakl alamakl:
Anam babam, dedi. Ondan, kardeimden hi bi-haber almadk.
Kn Omon'da alt. Bu mevsim ehir dnda bir yerde, bir bahede olduu sylendi...
ihtiyarlad! Eskiden, yazn eve gnde on ruble getirdii olurdu. imdi her yerde iler kesat,
harap oluyor ihtiyarcaz.
Yal ve gen kadnlar Nikola'yn kee izmeli ayana, soluk yzne bakyor, ackl ackl
mrldanyorlard.
Kazancn yok senin, Nikolay Osipi, kazancn yok! Nerde o eski gnler, gemi artk!
Hep Saa'y okuyorlard. On yan artk bitirmiti ama gsterisizdi, ok sskayd, yedi
yandan byk gstermiyordu. Gneten yanm, salar fena kesilmi, uzun, renkleri solmu
entariler giyen dier kz ocuklar arasnda o, beyaz teni, byk, kara gzleri, sala-rndaki
krmz kurdelesiyle acayip grnyordu. Krda yakalanp, izbaya getirilmi bir hayvan
yavrusunu andryordu.
Olga okayan baklarla kzn szerek:
16
Benim kzm okumak da bilir! diye vnd; keden incili alarak, Oku kzm! dedi. Sen oku
da Ortodokslar dinlesin.
Eski, ar, kenarlar kirli olan ncilden yle bir koku kyordu ki, izbaya papazlar girmiti sanki
aa kalarn kaldrd, yksek sesle, ahenkle okumaya balad.
Ve anlarn azimetinden sonra ite Rabbin melei... ryada Yusuf a grnp, kalk, dedi,
Masum ile Annesini alp...
Masum ile Annesini alp, diye Olga tekrarlad, heyecandan kpkrmz oldu.
Msra firar eyle... ve ben sana syleyinceye dein orada kal...
Dein kelimesini duyunca kendini tutamad, alamaya balad. Ona bakarak Mariya, sonra
da van Ma-kar'in kz kardei hkrklarla boaldlar. htiyar ksrd, torununa birey vermek
iin telland, ama birey bulamad, yok ki der gibi elini sallamakla yetindi. Okuma bitince
komular duygulanm, O'lga ile Saa'daa memnun kalm bir ekilde evlerine daldlar.
Bayramdan tr aile btn gn evde kalmt. Kocasnn" da gelinlerinin de, torunlarnn la
herkesin nine diye ard ihtiyar kaynana her ii kendi yapmaya urard. Oca kendi
yakar, semaveri kendi hazrlar, le samna bile kendi gider, sonra da iten cann kardlar
diye szlanrd. Kimse fazla bir dilim ekmek yemesin, ihtiyar ve gelinler bo oturmasnlar diye
kayg lanrd. Kimi zaman kulana, meyhanecinin kazlar arka yandan kendi sebze bahesine
giriyorlarm gibi sesler gelirdi, kulbeden elinde uzun bir sopa ile koar, sonra kendisi gibi
porsumu, clz lahanalarnn yannda yarm saat ac ac barrd; kimi zaman ona, karga, civ17
civlere yaklayor gibi gelir, soup sayarak kargaya saldrrd. Sabahtan akama kadar kzar,
homurdanrd, sk sk da yle bir lk koparrd ki, yoldan geenler du rurdu.
Kendi ihtiyar kocasna kar davran sertti, kimi zaman ona tembel, kimi zaman da Allahn
bels derdi htiyar dncesiz, gvenilmez bir kylyd. Kars onu durmadan sktrmasa
belki de hi bir i yapmaz, sadece ocan banda oturur, konuurdu. Oluna bir takm
dmanlarndan uzun uzun sz etti. Gya hergn katland komu hakaretlerinden dert yand.
Can skcy. -di.
Evet, diye brn tutarak anlatyordu. Evet... Paskalyadan bir hafta sonra otun pudunu1
20 kapikten sattm,, isteye, dileye... Evet... yi... Gelgelelim, sabahleyin gnl rzasiyle
tayorum otu ben, kimseye ilitiim yok. Ama uursuz bir saatte bakyorum muhtar Antip
Sedelnikov meyhaneden kp: Nereye tayorsun ulan diyor ve kulak tozuma bir tane
indiriyor.
Kiryak'n mahmurluktan ba fena halde aryordu; kardeinin karsnda da utanyordu.
Votka bak neler yapyor. Ah, sen, hey, yarabbi! diye aryan ban sarsarak mrldanyordu:
Artk, kardelerim kusura bakmayn Allahakna, bundan ben de memnun deilim.

Bayram olduu iin dkkndan ringa bal aldlar, ringann bandan orba yaptlar. leyin
hepsi ay imeye oturdu.. Uzun zaman, terleyinceye kadar itiler. aydan imi gibiydiler,
bundan sonra hepsi ayn toprak anaktan orba imeye balad. Ringa baln nine saklamt.
l Pud : 16 ikiloyu karlayan bir arlk ls-18
Gece mleki toprak kntsnde mlekleri pi-iriyordu. Aada ayrda kzlar hora
tepiyor, trk sylyorlard. Armonika alnyordu. Nehirin te yannda da bir ocak yanyor,
kzlar trk sylyorlard; uzaktan bu trk ahenkli ve ho geliyordu. Meyhanede, meyhanenin
yannda mujikler grlt ediyorlard. Sarhoa seslerle herkes kendi havasnda bir ark
tutturmutu. yle souuyorlar ki, Olga irkiliyor:
Aman Yarabbi!... diye mrldanyordu.
Onu artan ey bu smenin ard aras kesilmemesi, artk bir ayaklar ukurda olan
ihtiyarlarn herkesten daha yksek sesle,, daha ok svmeleriydi. ocuklar, kzlar bu kfrleri
duyuyor, hi amyorlard: belliydi ki, onlar buna beikten alktlar.
Vakit gece yarsn gemiti; burada da, nehirin br yakasnda da oturanlar vard. htiyarla
Kiryak sarho bir halde el ele vermilerdi, omuzlaryla birbirini iterek, Olga ile Mariya'nn yatt
samanla yaklatlar.
Brak, diye ihtiyar caydrmaya alt, brak... iyi bir kadn o...; Gnah...
Kiryak haykrd:
Ma-aryaa!
Brak... Gnah... yi bir kadn o.
Her ikisi samanln yannda bir an durdular, sonra yrdler.
Se-everim kr iekle-rini! diye ihtiyar birden yksek, ac tenor bir sesle ark sylemeye
balad: 9e-verim hoplamay ayrlard!
Sofara, rd, kt kt kfrederek izbaya girdi.
iv
Nine Saa'y kendi sebze bahesinin yanna brakt, kazlarn ieri girmemesi iin beklemesini
tembih etti. Scak bir austos gnyd. Meyhanecinin kazlar sebze bahesine arkalardan
girebilirdi. Ama imdi baka ile urayorlard. Uslu uslu konuarak meyhanenin yannda yulaf
yiyorlard. Yalnz erkek kaz, ihtiyar kadnn elinde sopa ile gelip gelmediini grmek ister gibi
ban yksee kaldryordu. br kazlar aadan gelebilirlerdi, ama imdi nehirin gk
uzanda uzun beyaz bir iek eridi gibi ayra yaylm yemleniyorlard. aa biraz ayakta
durdu, can skld, kazlarn gelmediini grnce toprak kntsne doru uzaklat.
aa orada Mariya'nn byk kz Motka'y grmt, kocaman bir kayann -stnde hareketsiz
duruyor, kiliseye bakyordu. Mariya on defa dourmu ama ancak alt ocuu kalmt, hepsi
de kzd, tek bir erkek ocuu yoktu. En byk ocuu da sekiz yandayd. plak ayakl, uzun
entarili Motka kzgn gnein altnda duruyordu. Gne tam tepesine vuruyordu, ama o bunu
farketmiyordu, sanki ta kesilmiti. aa onun yannda durdu, kiliseye bakarak:
Kilisede tanr oturur dedi. insanlarn lmbalar mumlar yanar, tanrnn
kandilleri ufack gzler gibi krmzms, yeilimsi, mavimsidir. Gece, tanr kiliseleri dolar,
kutsal Meryem aramz da aziz Nikolay da onunla birlikte tin, tin, tin... dolarlar. Bekinin d
kopuyor! d! Ah, glm diye annesinin taklidini yaparak ilve etti: Kyamet kopunca btn
kiliseler gkyzne kalkacak.
Motka her heceyi uzatarak bas bir sesle:
anlarla birlikte mi? diye sordu.
Yanacak, glm.
20
Kayadan ta aaya kadar insann eliyle dokunmak veya stne yatp uzanmak istedii
yumuak, yeil otlarla rtl dz meyilli bir yama uzanyordu. aa yere yatt aaya doru
yuvarland. Sert bir yzle, soluyarak Motka da yatt, yuvarland; bu srada entarisi omuzlarna
kadar syrlmt. aa heyecanla:
Ne gln oldu! dedi.
ikisi de yeniden yuvarlanmak iin yukar ktlar, ama bu srada yabanc olmayan ac bir ses
duyuldu. Ah ne korkun ey! Disiz, kemikleri km, kambur nine ksa ak salar havada
dalgalanarak uzun bir sopa ile sebze bahesinden kazlar kovalyor, baryordu:
Btn lahanalar didik didik ettiler, mel'unlar. Geberesiceler, lanet olsun, pis murdarlar,
Allah kahretsin sizi!

Kzlar grd sopay att, bir denek ald, yaba gibi kuru ve sert parmaklaryla Saa'y
boynundan yakalad, dvmeye balad. aa acdan, korkudan alyordu. Bu srada erkek kaz
badi badi yryp boynunu uzatarak kocakarya yaklat, birey tslad, srye dnnce btn
kazlar onu alklar yollu selmladlar:
< Go - go -go!
Nine Saa'dan sonra Motka'y yakalad. Motka'nn entarisi gene yukar syrld. aa aresizlik
iinde bara bara alayarak yaknmak iin izbaya doru yrd. Motka da arkasndan gitti, o
da alyordu, ama bas bir sesle ve gz yalarn silmeden alyordu; yz, sanki suya
sokulmu gibi pslakt.
Vah, yavrucuklarm vah! ikisi birden bu halde izbaya girince Olga
armt. Ey, kurban olduum
Allah!
21
aa olup bitenleri anlatmaya balad. O anda ac bir lkla, soup sayarak nine ieri girdi.
Fekla fkelendi, izbada bir grltdr balad.
Sararm, zgn Olga Saa'nn bana bakarak: Birey deil, birey deil! Byk anne o.
Ona darlmak gnah. Birey deil, yavrucuum.
Bu sonu gelmeyen hayknmadan, drltdan, alktan, yank kokusundan, pis kokudan bitkin
bir hale gelen, yoksulluktan artk tiksinen, onu hor gren, karsna, kzna kar anasndan,
babasndan utan duyan Nikolay ayaklarn ocaktan indirdi; annesine dnerek si-. nirli,
alamakl bir sesle;
Onu dvemezsiniz! Onu dvmeye hakknz yok! dedi.
Ay, orada ocak banda gebereceksin, sska herif! diye Fekla fkeyle haykrd. Bamza bel
geldiniz, sntlar!
aa da Motka da, ne kadar kz ocuu varsa hepsi ocan kesine Nikolay'n arkasna
bzlm, olup bitenleri oradan sessizce, korkuyla dinliyorlard; minicik yreklerinin at
duyuluyordu. Bir ailede umutsuz ve uzun sren bir hastala yakalanm biri bulunursa ba-zan
yle skntl anlar olur ki, btn yaknlar korkuyla ilerinden onun lmn isterler; ama
yalnz ocuklar, z yaknlarnn lmnden korkar, dndke de rperti duyarlar. imdi de
kz ocuklar soluklarn tutmular, yzlerinin acl ifadesiyle Nikolay'a bakyor, onun yaknda
leceini dnyorlard; alamak, ona efkatli, ackl bireyler sylemek istiyorlard.
Nikolay, kendisini korumasn ister gibi, Olga'ya sokuldu, yavaa, titrek bir sesle dedi ki:
Olgacm, canm, burada yapamam, dayanamayacam artk. Allahakna, gkteki sa
akna, kzkar22
dein Klavdiya Abramovna'ya yaz, nesi var nesi yoksa, hepsini satsn, rehine koysun, para
gndersin, buradan gidelim. Ah Yarabbi, diye kederle devam ediyordu. Dnya gzyle
Moskova'y grebilsem! Ryamda olsun g-rebilsem, yarabbi!
Akam olup ta izbann iini karanlk kaplaynca ortala yle skntl bir hava kt ki, kimsenin
iinden konumak gelmiyordu. fkeli ihtiyar nine avdar ekmei kabuklarn anan iinde
slatyor, sonra bunlar uzun uzun emiyordu. Mariya inei sap bir kova st getirdi, pekenin
stne koydu. Sonra nine st uzun uzun, acele etmeden kovadan testiye boaltt; Meryem
mirac perhizlerinde st kimse imeyecek, hepsi olduu gibi kalacak diye besbelli memnundu.
Ancak Fekla'-mn ocuu iin kk bir tabaa birazck, bir damlack koydu. Sonra Mariya'yla
birlikte testiyi bodruma gtrnce, Motka birden silkindi, ocaktan aa szld, iinde ekmek
kabuklar olan tahta anan bulunduu peykeye yaklaarak iine kk tabaktan st damlatt.
zbaya dnen nine gene ekmek kabuklarna yanat, aa ile Motka ocan banda oturmu
ona bakyorlard, perhizi bozulduu, imdi artk cehenneme gidecei iin keyiflerine diyecek
yoktu. leri rahatlamt. Yattlar. aa uykuya dalarken (ahirette) yce mahkemeyi gznn
nne getirdi: mlekilerinki gibi byk bir ocak yanyordu, inekler gibi boynuzlu kapkara
cehennem zebanisi nineyi, biraz nce onun kazlar kovalad gibi, uzun sopayla cehenneme
kovalyordu.
23
V

Meryem mirac yortusunda akam saat 11 de aada ayrda gezen gen kzlarla delikanllar
birdenbire bir feryat bir lk kopardlar, kye doru komaya baladlar. Yukarda toprak
kntsnn yannda oturanlar ilk .anda bunun ne olduunu anlayamamlard.
Yangn var! Yangn var! diye aadan rpertici bir haykr ykseldi: Yanyoruz!
Yukarda oturanlar dnp bakndlar,. korkun, grlmedik bir manzarayla karlatlar.
Sondaki izbalar-dan birinin saman damnda bir sajen 1 yksekliinde kvrlarak ykselen, tpk
fkran bir fskiye gibi her yana kvlcm saan ateten bir stun vard. Birden btn at parlak
bir alevle yanmaya balad; atein trts duyuluyordu.
Ayn silinmi, artk btn ky titreten kzl bir k kaplamt. Yerde kara glgeler
dolayor, yank kokusu evreye yaylyordu. Aadan koanlarn soluklar kesilmi,
titremekten konuamyorlard. Korkun bir eydi bu. Hele atein zerinde dumanlar iinde
gvercinlerin uuu, yangndan daha haberleri olmayan mey-hanedekilerin hi birey yokmu
gibi hl trk syleyip armonika almalar ok korkun bir eydi.
Birisi yksek, kaba bir sesle:
Semyon day yanyor! diye bard.
Yangn geri uzakta, kyn br uundayd, ama Mariya izbasnn yannda, alayp rpnarak,
dilerini takrdatyor, kendini yerden yere vuruyordu. Nikolay kee izmeleriyle evden kt,
ocuklar entarileriyle koutular. Muhtar yardmcsnn izbas yanndaki dkme kampana
alnyordu. Dant dan, dan... Sesler havada
l Sajen : 2,134 metre. 24
uuyordu, bu sk, bu ard arkas kesilmez nlama insann yreini oynatyor, iine rperti
veriyordu. htiyar kadnlar kutsal resimlerle ayakta duruyorlard. Koyunlar, danalar, inekleri
allardan, ahrlardan dar kovalyorlar, sandklar, koyun postlarn, tekneleri dar
tayorlard. ifte atp atlar yaralad iin nceden srye katlmayan yaz bir aygr serbest
braklmt; ayaklarn takrdatp kiniyerek kyn iinde bir kou yapt, bir kou daha yapt,
anszn bir danann yannda durdu, arka ayaklaryla onu tepmeye balad.
Nehirin br yakasndaki kilisenin anlar da almaya balad.
Yanan izbann yan scak ve yle aydnlkt ki, yerdeki btn otlar iyiden iyiye seiliyordu. Dar
tanabilen sandklardan birinin stnde, kulaklarna kadar geirilmi kasketi, srtnda ceketiyle
koca burunlu kzl sal mujik Semyon oturuyordu. Kars yz koyun baygn yatyor, inliyordu.
Ksa boylu, koca sakall Grome'' andran, yabanc, ama, belli ki, yangnla ilgili, bir ihtiyar
elinde kk beyaz bir knla apkasz olarak oralarda dolayordu; ate, dazlak banda
yansmalar yapyordu.- Bir ingene gibi esmer, kara sakall muhtar Antip Sedelnikov elinde
balta ile izbaya yaklat, pencereleri (neden -belli deildi) birbiri ard sra krd, sonra n
merdiveni ykmaya koyuldu.
Kadnlar, su diye bard. Makinay getirin bu-raya-a! abuk!
Az nce meyhanede elenen mujikler yangn tulumbasn srklyorlard. Hepsi sarhotu,
ayaklar dolayor, dyorlard; hepsinde zavall bir ifade vard_ gzleri yalyd.
l Gnome : Mitolojik yeralt ccesi.
25
Kzlar, su! diye muhtar bard, o da sarhotu. Kmldann, kzlar!
Kadnlarla kzlar aaya pnarn bulunduu yere kouyorlar, dolu kovalarla, gerdellerle su
tayorlar, ma-kinaya boaltyor, gene kouyorlard. O'lga da Mariya da, aa da, Motka da su
tayordu. Kadnlarla, erkek ocuklar tulumba ile su basyorlard. Hortum czrdyor, muhtar
onu bir kapya bir pencerelere dorultuyor, fkran suyu parmaiyla durduruyor, hortum ,daha
sert czrdyordu.
Bravo, Antip! diye vgl sesler doyuldu. Ha gayret!
Antip sofaya, atein iine sokuldu, oradan baryordu :
Basn! Gayret Ortodokslar, bu felketli olay nleyelim, gayret!
Mujikler toplu halde, hi birey yapmadan orada duruyor, atee bakyorlard. Hi kimse ne
yapacan bilmiyor, kimsenin elinden birey gelmiyordu. Oysa ki, drt bir yanda ekin ynlar,
tnazlar, samarlklar, kuru al rp kmeleri vard. Kiryak da, ihtiyar Osip de oradayd, ikisi de
akr keyifti.
htiyaj, bo durmasn hakl gstermek ister gibi,, yerde yatan kadna dnerek:
' Ne dvnyorsu analk! dedi. zba sigortal, ne oluyor sana!
Semyon kh birine kh brne dnerek yangnn neden ktn anlatyordu:

u knl ihtiyar yok mu, general Jukov'un kap kuludur... Allah rahmet eylesin, bizim
generalin yannda ayd. Akam geldi! Byrak, dedi, burada gece26
yeyim... Eh, birer bardak itik, malm... htiyara ay iirmek iin kar semaverin evresinde
dnp duruyordu, semaveri uursuz bir saatte sofaya koyuverdi. Demek borudan ate doru
atya, samanlara km, al sana yangn. Az kalsn kendimiz de yanacaktk. htiyarn kalpa
yand. ekilecek gnah varm.
Kampanaya durmadan vuruluyor, nehirin br yanndaki kilisede sk sk an alnyordu. Olga
aydnln iinde soluyarak, dehetle kzl koyunlara, dumanlar iinde uuan pembe
gvercinlere bakarak bir aa bir yukar kouyordu. Bu ses sivri bir diken gibi ruhuna
batyordu sanki; ona yle geliyordu ki, yangn hibir zaman sona ermeyecekti ve aa
kaybolmutu. z-bann tavan grltyle kt zaman btn kyn yanaca dncesi onun
elini ayan kesmi, artk su tayamaz olmutu. Kovay yanna koyup toprak kntsne
oturdu; yannda ve aada kadnlar oturmular, lye alar gibi bararak alyorlard.
Ama nehirin br yakasndan beylerin maliknesinden 'iki arabayla khyalar, iiler geldi. Bir
yangn tulumbas getirmilerdi. Beyaz_ n ak bir ceket giymi ok gen bir niversite
rencisi atla gelmiti. Baltalan takrdatmaya baladlar, yanan atya merdiven dayadlar, be
kii birden zerine trmand, hepsinin nnde niversite rencisi vard; kzarmt, sert, ksk
bir sesle, sanki yangn sndrmek onun iin olaan ilerden-mi gibi bir tonla baryordu.
Izbann ktklerini skp kardlar, al, iti ve yakndaki tnaz skp gtrdler.
Yktrma! diye kalabalktan sert sesler ykseldi: Yktrma!
Kiryak, gelenlerin evi ykmalarna engel olmak ister gibi azimli bir tavrla izbaya doru yrd,
ama iilerden biri onu geri evirdi, ensesine vurdu. Bir gl27
me duyuldu, ii bir daha vurdu, Kiryak dt, geriye kalabaln iine srklendi. Nehirin br
yanndan apkal iki gzel kz gelmiti, belki niversite rencisinin kz kardeleriydiler. Biraz
uzakta duruyor, yangn izliyorlard. Sklp gtrlen ktkler artk yanmyor, ama ok
ttyordu. niversite rencisi hortumu bir ktklere, bir mujiklere, bir su tayan kadnlara
eviriyordu. Kzlar sitemli bir eda ile, tella:
Jorj! diye bardlar. Jorj!
Yangn snmt; ancak herkes dalmaya balaynca afan sktn grdler, son
yldzlarn gkte snd saatlerde her zaman sanld gibi, yzlerinin solgun ve biraz esmer
olduunu farkettiler. Dalrlarken mujikler general Jukov'un agsn, yanan kalpan alaya
aldlar; onlar yangn elence yapmak istiyor, bu kadar abuk snmesine bile baya
hayflanyorlard.
Olga niversite rencisine:
Baym, dorusu yangn sndrmede pek ustasnz, dedi. Bize, Moskova'ya gelseniz: orada
hemen her gn yangn olur.
Gen bayanlardan biri sordu:
Siz Moskoval msnz?
yle. Kocam slav Pazarnda alyordu. Bu da benim kzm, yp ona sokulan
Saa'y gsterdi. O da Moskoval.
iki gen bayan niversite rencisine Franszca bir eyler sylediler. Delikanl, Saa'ya iki
metelik verdi, htiyar Osip bunu grmt, yznde birdenbire umut klar belirdi.
niversite rencisine dnerek:
Bereket versin ki, esaletlim, rzgr yoktu, dedi. Yoksa bir saat iinde yanp kl olurduk. Siz_
yksek esaletlim, iyi baylarsnz. Hava ok souk, snabilsem...
28
Yarm iecik iin birey ltfetseniz... diye szlerini bitirdi.
htiyara birey vermediler, boazn temizleyerek ar admlarla evin yolunu tuttu. Olga kyn
kysnda durmu, iki arabann nehiri geitten geiini, baylarn ayrdan gidiini izlemiti.
Nehirin br kysnda onlar bir araba bekliyordu. Olga izbaya gelince hayranlkla kocasna
anlatmaya balad:
Aman ne iyi insanlar! Aman ne gzel insanlar! Gen bayanlar melek sanki.
Uykulu Fekla fkeyle,
Yerin dibine gesinler, dedi.
VI

Mariya kendini ansz sayyor, lmek istediini sylyordu. Fekla'nnsa, tersine, bu hayatn
hereyi zevkine uygundu: Yoksulluk da, pislik te, sonu gelmez kfrler de. Yemek semez, ne
verirlerse yerdi; neresi, neyin st. rasgelirse orada yatard; pis sular kapnn dibine dkerdi:
Sular 'eikten ieri srarm, plak ayaklarla imenden geilirmi, umurunda deildi. Daha ilk
gnden beri Olga ile Nikolay'dan en ok, bu hayat holarna gitmedii iin, nefret etmeye
balamt.
Haince bir sevinle:
Bakalm burada ne yiyeceksiniz, Moskova asilzadeleri! demiti. Grelim bakalm!
Bir sabah, Eyll balarnda bir sabaht,, Fekla aadan i'ki kova su getirmi, souktan
kzarmt; salkl ve gzeldi. Bu srada Mariya ile Olga masaya oturmu, ay iiyorlard.
Fekla alayl, alayl:
29
ay, hem de eker! diye sylendi. Hanmefendilere bak. Kovalar yere koydu, ilve etti.
Hergn ay imeyi moda haline getirdiniz. Sakn ay iirmesin sizi! Hnla Olga'ya bakarak
devam ediyordu. iko suratn Moskovalarda semirttin, etle kar!
Kova sngn kaldrp Olga'nn omuzuna indirdi, iki gelin ellerini rparak:
Ah, anacm! demekle yetindiler.
Sonra Fekla amar ykamak iin nehire gitti, yolda yle bararak svp sayyordu ki, sesi
izbadan duyuluyordu.
Bir gn geti. Uzun bir gz akam balad. zba-da ipek ilesi saryorlard. Fekla'dan baka
herkes al-gyordu. Nehirin te yanna gitmiti. pek yakn bir fabrikadan alnmt, btn aile
bundan az birey (haftada 20 kapik) kazanyordu.
ihtiyar ipek sararak:
Efendilerin zamannda daha iyiydil, dedi. alrsn da, yersin de, uyursun da. Hepsinin bir
sras var. le yemeinde sana i ile kaa2, akam yemeinde de si ile kaa. Hyarla lahana
ortada: ye yiyebildiin kadar. Ama daha ok sklk vard. Herkes de kendini bilirdi.
Donuk bir k veren, tten kk bir lamba yanyordu. Birisi lambann nne geip de
pencereye byk bir glge dnce parlak ay meydana kyordu. htiyar Osip, ar ar,
azatlktan nce nasl yaadklarn, imdi -byle skntl ve yoksulca yaanan bu yerlerde av
kpekleri, tazlar, zaarlarla nasl avlandklarn, srgn av zaman mujiklere votka verildiini,
beyzadeler iin
1 1861 reformundan nceki klelik devri sz konusudur. EV.
2 i: Bir eit sebze orbas. Kaa: Bulgur pilavna benzer bir yeme}-- ev.
30
av kularyla ykl araba katarlaryla Moskova'ya gittiklerini, ktlerin deneklerle nasl
cezalandrldn veya Tverskaya maliknesine srldklerini, iyilerin dllendirildiini anlatt.
Nine de bireyler anlatt. O, btn hereyi anmsyordur. yi yrekli iinde Allah korkusu olan
hanmn anlatt: Kocas zevk dkn, ah-lhsz biriymi. Allah bilir ya kzlarn nasl adamlarla
evlendirmiti: Birini bir sarhoa, brn bir esnafa verdi, ncsn gizlice karmlard (o
zaman bir gen kz olan nine karlmasna yardm etmiti); hepsi de ok gemeden anneleri
gibi kederlerinden lmlerdi. Bunu anmsaynca ninenin bile gzleri yaard.
Anszn kapya birisi vurdu, hepsi irkildi.
Osip day, brak da geceyi burada geireyim!
Ufak tefek, dazlak bir ihtiyarcaz, general Jukov'un as, kalpa yanan adamn ta kendisi,
ieri girdi. Oflaya puflaya oturdu, sonra o da trl hikayeler anlatmaya balad. Nikolay ocakta
oturuyordu, ayaklarn sarktmt, boyuna da beylerde ne eit yemekler pitiini soruyordu.
Kftelerden, etlerden, eitli orbalardan,'salalardan sz ediliyordu; a da hereyi iyi
anmsyordu. imdi yaplmayan yemeklerin adlarn syledi; rnein yle yemekler vard ki_
kz gznden yaplr, erken uyanan adn tard. Nikolay sordu.
Hayr.
Nikolay ban sitemli sitemli sallad
Vah, a taslaklar! dedi.
Kk kzlar ocan stnde kh oturup., kh yatarak gzlerini krpmadan aaya
bakyorlard, pek ok-larm gibi grnyorlard, tpk bulutlardaki melekler gibi. Hikyeler
holarna gidiyordu. Heyecandan, korkudan i ekiyor, rperiyor, sararyorlard; herkesten da31
ha merakl eyler anlatan nineyi ise nefes almadan, k-prdamaktan korkarak dinliyorlard.

Sessizce yattlar. Hikyelerden huzuru kaan, heyecanlanan ihtiyarlar yle dnyorlard:


Genlik ne iyi ey, nasl geerse gesin, sonra anlarda ondan yalnz canl, sevinli, dokunakl
eyler kalyor. Artk yaklaan u lm ne korkun ne souk ey! En iyisi bunu hi
dnmemek. dare lambas snd. Karanlkta ay yla pnl prl yanan iki kk pencere de,
sessizlik de, beiin gcrts da, nedense, sadece, mrn artk geip gittiini bir daha hi geri
getirilemiyeceini anmsatyordu... Biraz dalyor, uyanyorsun; anszn biri omuzuna
dokunuyor, yanana flyor, uyku tutmuyor, vcudun sanki uyumu, kafana lm
dnceleri sokuluyor; br yanna dnyor, lm artk unutuyorsun, ama imdi de
kafanda yoksullukla, yiyecekle, un fiyatlarnn artmasiyle ilgili o eski, can
skc, bktrc dnceler dolayor. Biraz sonra aklna gene o dnce takmyor: mr geti
gitti, bir daha onu geri getiremezsin...
Hey Allahm, diye a iini ekti.
Birisi yavaa pencereye vurdu. Belki Fekla dnmt. Olga kalkt, esneyerek, dua
mrldanarak.oda kapsn at, sonra sofada kapnn srgsn ekti. Ama ieri kimse girmedi,
dardan yalnz souk geliyordu. Birden ay ierisini aydnlatmt. Ak kapdan ses-siz,
ssz sokak da, gk te yzen ayn avkyan yz de grnyordu.
Kim o? diye Olsa seslendi.
Benim, ben, diye ses verdi biri.
Kapnn yannda Fekla duvara sokulmu, ayakta duruyordu, rl plakt. Souktan titriyor,
dileri takrd-yor, ayn parlak nda ok solgun, gzel ve garip g32
nnyordu. stne den glgeler, teninde ayn panlts gzleri baya kamatryordu; kara
kalar dipdiri gs ok ak olarak beliriyordu.
Nehirin br yannda serseriler soyup byle braktlar... dedi. Eve elbisesiz geldim...
Anamdan doduum gibi... Giyecek bireyler getir.
Olga yavaa,
Sen eve gir, dedi. O da titremeye balamt.
htiyarlar grmeseler bari.
Gerekten de nine artk kayglanyor, homurdamyordu. htiyar da Kim var orada diye
sordu. Olga kendi entarisini, etekliini getirdi, Fekla'ya giydirdi, sonra ikisi de yavaa kaplar
tkrdatmamaya alarak izbaya girdiler.
Nine gelenin kim olduunu kestirerek fkeyle:
Sen misin, kan?, diye homurdand. Ah, srtk... Cann kmasn senin!
Olga Fekla'y giydirip kuatarak: Birey yok, birey yok, diye fsldad., birey yok, glm'
Yeniden sessizlik balad. zbadakiler hibir zaman yle rahat bir uyku uyumamlard,
bunaltc, bktrc bireyler herkesin uyumasna engel olurdu: htiyara srtnn ars, nineye
kayglar, fke, Mariya'ya korku, ocuklara kant, alk. imdi gene ayn rahatsz uykuydu: Bir
yandan br yana dnyorlar, sayklyor, su imeye kalkyorlard.
Fekla birdenbire yksek, kaba bir sesle alamaya balad, ama hemen kendini tuttu, arada bir
de titriyor, hkryordu. Gittike daha yava, daha bouk kan sesi nihayet dindi. Zaman
zaman kar yakadan, nehirin br kysndan alan bir saatin sesi duyuluyordu; ama acayip
bir saatti bu; nce bei, sonra vuruyordu.
33
Hey, Allahm! diye a iini ekti.
Pencerelere bakarak anlamak zordu; dardaki aydnlk ay myd, yoksa sabah m
olmutu. Mariya kalkt, 'dar kt. Avluda inei sad, Dur-dur! diye bard
duyuluyordu. Nine de kt. Evin ii ka~ ranlkt ama herey grnmeye balamt.
Btn gece uyumayan Nikolay ocaktan indi. Kk, yeil sandktan frakn kard, giydi,
pencereye yaklaarak kollarn svazlad, frakn eteini bir sre tuttu, glmsedi. Sonra frak
dikkatle srtndan kard, sanda saklad, gene yatt.
Mariya dnd, oca yakmaya koyuldu. Besbelli uykudan daha iyiye ayrlmamt., yrrken
uyuyordu. Buruya grm veya dnk hikayeler aklna gelmi olmalyd.
Yok, dedi, azatlk daha iyi!
VII
Bay gelmiti, (kyde gvenlik komiserine bay diyorlard). Niin ve ne zaman gelecei bir
hafta'nceden bilinirdi. Jukovo'da yalnz krk ev vard, ama ikibin rubleden ok devlet ve yerli
idare1 vergisi borcu birikmiti.

Komiser hana indi. Orada iki bardak ay iti, sonra yaya olarak muhtarn izbasna gitti.
Izbann yannda vergi borcu olan bir kalabalk birikmiti. Muhtar
l Dilimize yerli (mahalli) idare diye evirdiimiz zemstvo sistem Rusya da 1861 toprak
reformundan sonra, 1864 ylmda kuruldu. Bu tekilt kyle ilgili (yol okul, hastane yaptrmak
gibi) ilerle grevliydi Yerli idare yeleri aslzadeler> mlk ve lantlarnda seilen delegeler
araclyla katlrlard. Gnlk ilerle uragan yerli idare ynetmenliklerinin (zemskiye upravi)
servet sahiplerince seilir, kyller bu seme ancak blge top-btn masraflar kyllerden
toplanan vergiler denirdi ev.
34
Antip Sedelnikov, gen olmasna ramen 30 yanda ya var ya yoktu, sertti, kendisi de fakir
olduu, vergisini demedii halde her zaman hkmetten yana olurdu. Anlalan muhtar olmak
ona zevk veriyordu, ancak sertlikle gsterebildii iktidar duygusu houna gidiyordu. Toplantda
ondan korkar, szn dinlerlerdi, sokakta veya meyhanenin yannda anszn bir sarhoun
stne atld, ellerini arkasna balayp tutuklu evine tkad olurdu. Hatt bir defasnda
ihtiyar kadn, Osip'in yerine toplantya gelerek soup saymaya balad iin, tutuklu evine
tkm, 24 saat orada tutmutu. Kentde uzun zaman yaamam, kitap hi okumamt, ama
nereden kapmsa kapm, trl lgatlar bellemiti, konuurken bunlar kullanmay severdi.
Bundan tr de, geri onu pek anlamazlard ama ona sayg gsterirlerdi.
Osip kendi vergi czdanyla muhtarn izbasna girdii zaman uzun, ak ve atal sakall, gri
ceketli zayfa bir ihtiyar olan komiser sofann kesinde masaya oturmu bireyler yazyordu,
tabann ii tertemizdi, btn duvarlar dergilerden kesilmi resimlerle alaca bulacay-d. Kutsal
resmin yannda en gze arpan yerde eski Bulgar prensi Battenberg'in resmi aslyd. Masann
yannda Antip Sedelnikov kollarn kavuturmu ayakta duruyordu.
Sra Osip'e gelince:
Borcu, 119 ruble bay komiser, dedi Antip, Paskalyadan nce bir ruble vermiti, o zamandan
beri bir metelik vermedi.
Komiser ban kaldrp sordu: Neden byle, ahbap?
Allah rzas iin olsun, bay komiser, diye Osip heyecanlanarak sze balad. Bldr Lutoretski
beyi bana Osip, dedi, u otu sat... Sen sat, dedi. Eh, ne
35
olacak sanki ? Sat'lk 100 pud' vard bende. Hepsini ka -dnlar bitilerdi... Eh, kesitik...
Herey iyi oldu, gnl rzasyla.
Muhtardan dert yand_ ikide bir de, onu dorulamalarn ister gibi, dnp kyllere bakyordu;
yz kzarm, terlemiti, baklar sert, kinli bir hal almt.
Anlamyorum ben, btn bunlar niin sylyorsunuz, dedi komiser. Ben sana soruyorum...
Vergi borcunu neden demediini soruyorum sana. Hi dediiniz yok. Sizin iin ben mi
sorumlu olaym?
deyemiyorum yok!
Bu szlerin sonu gelmez, bay komiser, dedi muhtar, ikildeyevler gerekten de varlksz
snfndan, doru, ama ltfen bakalarndan sorunuz, sebep hep votka. ok da grltcdrler.
Her trl anlaytan yoksun insanlar.
Komiser bireyler yazd, su ister gibi, sakin bir sesle Osip'e:
k dar, dedi.
Komiser biraz sonra gitti; kendi di tarantas'na 2 binip ksrd zaman uzun, sska srtnn
ifadesinden de belliydi ki_ o artk ne Osip'i, ne muhtar, ne de Ju-kov'u o kynn vergi
borcunu dnyordu, kendi zel ileriyle ilgili olduu besbelliydi. Daha o bir vers bile
gitmeden Antip Sedelnikov ikildelevlerin izbasndan semaveri karmt. Arkasndan ihtiyar
kadn gidiyor, gsn zorlayarak ac bir sesle baryordu:
Vermem! Vermem sana onu, mel'un! Antip admlarm genileterek hzla gidiyordu, ihtiyar
kadn soluyarak, dmemek iin kendini zor tuta1 Pud : 16 kilo.
2 Tarantas : Bir eit .binek arabas.
36
rak kambur, ileden km haliyle peinden kouyordu; ba rts omuzlarna kaym, akl
salar rzgarda dalgalanyordu. Birden durdu, tam isyanc bir kadn gibi, gsn
yumruklaryla dvmeye, daha yksek, ahenkli, alar gibi bir sesle barmaya balad:

Ortodokslar, tanrya inananlar! Amann dostlar, beni mahvettiler! Ocam yktlar,


yavrularm! Vay bama gelenler vay! Kardeler, koruyun beni, yetiin!
Muhtar sert sert:
Nine, nine dedi: Akln bana topla!
ikildeyevlerin evi semaversiz bsbtn skc olmutu. Bu yoksunlukta alaltc, hakaretti
birey vard; sanki evin namusunu birden alp gitmilerdi. Muhtar masay, btn iskemleleri,
btn anak mlei alp gtrse daha iyiydi, ev bu kadar bo grnmezdi. Nine baryor,
Mariya alyor, ona bakarak kz ocuklar da alyorlard, ihtiyar, kendini sulu hissederek
kede ba nnde oturuyor, sesini karmyordu. Nikolay da susuyordu. Nine onu sever, ona
acrd, ama imdi acmay unutmutu. Birdenbire yumruunu suratna dayayp kfrler,
tehditler savurmaya balad. Btn suun onda olduunu bararak sylyordu. Gerekten de
ls-lav Pazar nda ayda 50 ruble kazandn kendisi mektuplarnda yazp vnd halde ne
kadar az para yollamt? Neden buraya gelmiti, hem de ailesiyle birlikte! lse onu hangi para
ile gmeceklerdi?.. Nikolay'a, Olga'ya, Saa'ya baktka ii szlyordu.
ihtiyar boazn temizledi kalpan ald, muhtara yolland. Karanlk basmt. Antip Sedelnikov
ocan ya' nnda yanaklarn iirerek bireyler lehimliyordu, ierde kmr kokusu vard. Clz,
kirli, ikildilev'inki'lerden daha temiz olmayan ocuklar yerde oynuyor, irkin, yz illi kars
karn burnunda iplik saryordu. Sefil, yoksul bir aileydi bu. Burada yalnz Antip gen ve gzel
. 37
grnyordu. Pekenin stnde be semaver bir sraya dizilmiti. htiyar, Battenberg'e dua
etti, dedi ki:
Antip, Allah rzas iin, semaveri ver! Allah rzas iin!
ruble getir, o zaman alrsn. Yok ki, veremem!
Antip yanaklarn iirdi, ate semaverleri aydnlatarak uulduyor, czrdyordu. ihtiyar
kalpan avucu-nun iinde buruturdu, biraz dnerek:
Hadi ver! dedi.
Esmer muhtar bsbtn kara grnyor, bir bycy andryordu; Osip'e dnd, sert sert ve
hzla:
Herey yerli idare mirine bal dedi. Ayn 26 sndaki dare Kurulu
toplantsna memnuniyetsizliinin nedenini szl veya yazl olarak arzedebilirsin.
Osip birey anlamad ama gnl buna kanmt, eve dnd.
On gn sonra komiser gene geldi, bir saat kalp gitti. O gnlerde hava rzgarlyd, souktu.
Nehir oktan buz tutmutu, ama. daha kar yamyordu. Kyller yolsuzluk yznden harap
oluyorlard. Bir bayram gn ikindi vakti komular biraz oturup ene almak iin Osip'e
gelmilerdi. Karanlkta konuuyorlard, nk almak gnaht, k yakmyorlard. Olduka
tatsz bir takm haberler vard, iki evden vergi borcuna karlk tavuklarn almlar, bucak
idare kuruluna gndermiler, kimse yem vermedii iin tavuklar orada olmular. Koyunlar
almlar, her kyde baka bir arabaya aktararak gtrrken biri lmt. imdi sulunun kim
olduunu aryorlard.
Yerli idare! dedi Osip, kim olacak?!
Elbette yerli idare.
38
Hereyden, vergi borcundan da, baskdan da, bereketsizlikten de yerli idareyi sulu
buluyorlard. Ama hi biri yerli idarenin ne olduunu bilmiyordu. Fabrikalar, dkkanlar, hanlar
olan zengin mujikler ye olarak yerli idarelere katlal, memnun olmaynca da fabrikalarnda,
meyhanelerinde yerli idareye svp saymaya balyal beri bu byle gidiyordu.
Allahn o yl kar yadrmamasndan sz ald:
Odun tamak gerek, oysa tmseklerden ne arabayla gidilebilir ne yaya.
Eskiden, 15-20 yl nce, daha da nceleri Jukovoda ' konumalar daha ilgi ekiciydi. O
zamanlar her ihtiyarda yle bir tavr vard ki, sanki bir sr saklyor, bireyler biliyor, birey
bekliyordu. Yaldz damgal bir tezkereden, toprak blmelerinden, yeni topraklardan,
definelerden sz aarlar, bireyler tlatrlard; imdiyse Jukovolularn hibir srr yoktu. Btn
hayatlar, meydanda, herkesin gz nndeydi; yalnz geim skntsndan, yiyecekten, kar
yamadndan sz ediliyordu...
Sustular. 'Gene tavuklar, koyunlar hatrladlar sulunun kim olduunu aratrmaya koyuldular.
Osip umutsuzca:
Yerli idare dedi. Kim olacak?!

VIII
Prihodskaya kilisesi alt verst uzakta, Kosagorovo'-dayd. Oraya ancak vaftiz treni iin veya
nikh kymak, llere dua okumak gerektii zaman gidilirdi, ba-det etmek iin nehirin br
yanna geilirdi. Bayramlarda, iyi havalarda gen kzlar sslenir, alay halinde yine giderlerdi.
Krmz, sar, yeil elbiselerle onlarn ayrdan geilerini izlemek hotu. Kt havalarda da hep
evde otururlard. Kk kilisede ibadet ederlerdi. Byk perhizde papaz istavrozla evleri
dolar, perhizi so39
ihtiyar Osip Allaha inanmazd, nk hemen hi bir zaman onu dnmezdi. Doast birey
kabul ediyordu, ama bunun ianeak kadnlarla iliii olabilirdi. Yannda dinden veya mucizeden
sz alp ta ona bir soru sorulunca istemeyerek ve ensesini kayarak yle yant ve-nuna
kadar tutamayanlardan -on beer kapik .alrd
rirdi:
Kim bilir ki, onu!
Nine tanrya inanrd, ama yle donuk bir ekilde. Onun hayalinde herey birbirine karr,
gnah, lm, ruhun kurtuluunu dnmeye balar balamaz geim sknts, kayglar
dncesini kavrar, hemen o anda ne dndn unutuverirdi. Dualar hatrlamaz, ok
defalar geceleri, yatma zaman kutsal resimlerin karsna geer, unlar mrldanrd:
Kazan Ana Tanrs, Smolensk Ana Tanrs, Tro-yeruitsa Ana Tanrs'...
Mariya ile Fekla her yl vaftiz olur, perhiz tutarlard, ama birey anlamazlard. ocuklara hi bir
dua retilmemi, tanr hakknda birey sylenmemi, hi bir kural telkin edilmemiti. Sadece
perhizde yal yemeleri yasak edilmiti. Baka ailelerde de hemen hemen byleydi: nananlar
az, anlayanlar azd. Ayn zamanda herkes kutsal kitaplar severdi; efkatle, derin bir saygyla
severdi, ama kitap yoktu, okuyacak, anlatacak kimse yoktu. Bazan Olga ncil okuduu iin ona
sayg gsterirler, ona da Saa'ya da Siz diye hitap ederlerdi.
Olga sk sk yakn kylere, iki manastr, yirmi yedi kilisesi bulunan kaza merkezine mabet
bayramlarna3
1 Kazan, Smolensk, Troyeruitsa kiliselerindeki Meryem ana resimleri. ev.
2 Belli kutsal kiilerin veya olaylarn adn tayan tapnaklarda 'bu kii veya oolaylar iin
yaplan zel bayramlar. ev.
40
ve ibadetlere giderdi. Dalgnd, dini ziyaretlerde bulunurken ailesini bsbtn unutur, bir
kocas, bir kz bulunduunu ancak eve dnd zaman birdenbire sevinle kefeder ve o
zaman glmseyerek, neelenerek:
Tanrnn ltf bu! derdi.
Kyde olup bitenler ona iren gelir, azap verirdi. lya bayramnda ierler, Meryem miracnda
ierler, Voz-divijeniye bayramnda ierlerdi, l Ekimde Jukovo'da Prihod bayram vard; bu
nedenle mujikler gn itiler, ikiye cemaatin parasndan 50 ruble harcand, sonra da btn
evlerden votka iin daha da para topland. lk gn ikildelev'lerde bir koyun kesip vnde
de yediler, bol bol yediler, sonra ocuklar yemek iin gece de kalktlar. Kiryak gn krktk
sarhotu; nesi var nesi yoksa hepsini kalpam, izmelerini bile ikiye vermiti, Mariya'y yle
dvd ki, kadncaz, bana su dkerek aylttlar. Sonra herkese bir utan, bir i bulants
geldi.
Bununla beraber Jukovo'da, bu yoksul kyde de bir defack gerek bir din tren yaplmt.
Meryem tasvirinin btn kazada, kyden kye tand bir Austos gnyd. Kutsal tasvirin
Jukovo'da beklendii gn hava sakin ve kapalyd. Gen kzlar daha erkenden parlak, ssl
elbiseleriyle kutsal resmi karlamaya ktlar, onu ellerinde halar olduu halde, ilhiler
syleyerek getirdiler. Bu srada nehirin te yannda anlar alnmaya balad, yerli ve yabanc
.koca bir kalabalk soka tutmutu. Grlt, toz, yma... htiyar Osip te, nine de, Kiryak ta
kollarn kutsal resme uzatmlar, ihtirasla ona bakyor, alayarak mrldanyorlard:
efaati kutsal ana! efaati!
Yerle gk arasnn bo olmadn, zenginlerle gllerin daha hereyi ele geirmediklerini,
hakaretin, k-lelik zincirinin yoksulluun dayanlmaz arlnn, kor41
kun votkann karsnda gene de bir koruyucu bulunduunu hepsi sanki birden anlamlard.
efaati, kutsal ana! diye Mariya hngr hngr alyordu, Kutsal ana!

Ama ayin sona erip de, kutsal resim 'gtrldkten sonra, herey eski durumunu ald;
meyhaneden gene kaba sarho sesleri duyulmaya balad.
lmden ancak, zenginlikleri arttka tanrya ve ruhun huzuruna o kadar az inanan, sadece
mrn sonunu dnerek, ne olur ne olmaz diye mum yakp ibadet eden zengin mujikler
korkarlard. Daha yoksul mujik-lerse lmden korkmazlard. htiyarla ninenin ok yaadklar,
artk lmek zamanlarnn geldiini yzlerine kar sylerlerdi de, onlar hi aldr etmezlerdi.
Fekla'-ya, Nikolay lnce kocas Deni'e askerden dnmek hakk tannacana sylemekten
ekinmezlerdi. Mariya'nn lmden korkmas yle dursun, onun bu kadar ge kalndan bile
szlanr ocuklar ld zaman da baya sevinirdi.
lmden korkmazlard, ama btn hastalklara kar ar bir korku gsterirlerdi. nemsiz bir
mide bozukluu, hafif bir tme ninenin ocan yanma uzanp rtlere brnmesine, yksek
sesle aralksz olarak l-yo-rum! diye inlemeye balamasna yeterdi. htiyar, papaz
armaya koar, ninenin komnyonu, lme hazrlama yini yaplrd. Souk algnlndan,
karnda dolaan ve kalbe doru kayp giden solucanlardan, ilerden ok bahsedilirdi. En ok
souk algnlndan korkarlar, bunun iin, yazn bile scak tutan eyler giyer, ocakta snrlard.
Nine tedavi edilmeyi ok sever, 70 deil, 58 yanda olduunu syledii hastaneye sk sk
giderdi. yle sanrd ki, doktor gerek yan anlarsa tedaviye yanamayacak, tedavi edilmek
deil lmek zamannn geldiini syleyecekti. Hastane42
'
ye her zaman sabah erkenden gider yannda iki kz gtrr, akama a, fkeli, kendisi iin
damla, kzlar iin de merhemlerle dnerdi. Bir defasnda Nikolay' da gtrmt, sonra iki
hafta damla alan Nikolay kendisini daha iyi hissettiini sylemiti.
Nine otuz verst uzaklardaki btn doktorlar, salk memurlarn, hekim taslaklarm tanrd, hi
biri de houna gitmemiti, l Ekim bayramnda papaz istavrozla evi dolarken diyakos yama
ona, kentte hapisane yaknnda ihtiyar bir emekli asker salk memuru bulunduunu ok iyi
tedavi ettiini syledi, ona ba vurmasn tledi. Nine adamn szn tuttu. lk kar yanca
kente indi, btn yz mavi damarcklarla kapl, sakall, uzun etekli,
dnme hristiyan ihtiyarcaz kye getirdi. Tam o srada izbada gndelikiler alyordu:
Korkun gzlkl bir ihtiyar terzi paavralardan yelek biiyor, iki gen delikanl da ynden kee
izmeler yapyorlard. Sarholuu yznden iinden kovalan imdi evde duran Kiryak
terzinin yanna oturmu, bir hamutu onryordu. zbann ii skk, havas boucuydu, pis
kokuyordu. 'Dnme hristiyan Nikolay' muayene ettikten sonra hacamat (kan alma) yapmak
gerektiini syledi.
htiyar, Nikolay'a hacamat yapyordu, terzi, Kiryak ve kk kzlar da ayakta onu izliyorlard.
Niko-lay'dan hastaln nasl ktn greceklerini sanyorlard. Nikolay da gsne yapan
ielerin koyu bir kanla yava yava nasl dolduunu gryordu, gerekten de iinden bireyin
kar gibi olduunu duyuyor, memnun memnun glmsyordu.
yi bir ey, dedi terzi. Allah vere de yarasa.
Dnme Hristiyan nce on iki ie koydu; yirmi ie daha koyduktan sonra, ayn iip gitti.
Nikolay'da bir titreme balad. Yz zayflam, kadnlarn dedii
gibi skp yumruk kadar olmutu; parmaklar morarmt, bir yorganla bir gocua sarlmt,
ama gittike daha ok yordu. Akama doru ii daralmaya balad, yere yatrlmasn
syledi, terzinin ttn imemesini istedi sonra gocuun altnda Sakinleti, sabaha kar ld.
IX
Ah, ne sert, ne uzun kt o!
Ta Noelden beri kendi tahllar kalmamt, un satn alyorlard. imdi evde kalan Kiryak
herkese korku veriyor, akamlar grlt patrt ediyor, sabahlar da ba arsnn, utancn
azabm ekiyordu. Acnacak bir haldeydi. Ahrdan gece gndz a ineklerin nine ile Ma-riya'nn
iini szlatan brtleri ykseliyordu. nadna ac souk sertliini hi yitirmiyor, biriken kar
ynlar halinde ykseliyordu; ks da uzayp gidiyordu. 25 Mays bayramnda tam bir k tipisi
yapt, paskalyada da kar yad.
Ama, ne olursa olsun kn sonu gelmiti. Nisan balarnda scak gnler, souk geceler oldu, k
boyun emiyordu, ama scak bir gn stn kt, sonunda derecikler akmaya, kular tmeye
balad. Btn ayr ve allklar bahar sularna gmld, Jukovo ile nehirin br yan
arasndaki btn alan batan baa kaplayan, urasnda, burasnda yabani rdek srlerinin
uutuu kocaman bir gl halini ald. Baharn gn bat alevli, ihtiaml bulutlaryla her akam

olaanst, yeni, grlmemi bir ey, (bu renkleri, bu bulutlaryla sonra bir tabloda grld
zaman inanlmayan bir ey) meydana getiriyordu.
Turnalar hzla uuyor, hznl hznl baryor, sanki birlikte umaya, aryorlard. Olga,
toprak kntsnn yanna oturmu uzun zamandr, taan nehi44
Gzlerinden yalar akyor, nefesi tkanyordu: Bir yerlere gitmek ayaklarnn onu gtrebildii
bir yere, dnyann br ucuna bile olsa bir yere gitmek istiyor, hem de ihtirasla
istiyordu. Kararn vermiti zaten; gene re, gnee, kl, yenilemi grnen kiliseye
bakyordu. Moskova'ya oda hizmetiliine gidecekti. Bir kapclk veya herhangi bir yerde bir i
bulmak iin Kiryak da onunla birlikte gidiyordu. Ah, bir an nce gidebilseydi! Ortalk biraz
kuruyup ta snnca yola kmaya hazrlandlar. Olga ile aa torbalar srtlarnda, ikisi de
ayaklar laptili1 afakla birlikte evden ktlar. Onlar geirmek iin Mariya da kt. Kiryak
rahatszd, bir hafta daha evde kalacakt. Olga kocasn dnerek son kez kiliseye bakt, dua
etti, alamad, sadece yz burutu, kocakarlarn yz gibi irkinleti. Kn zayflam,
bozulmu, salar biraz aarmt; eski sevimlilii, tatl glmsemesi yerine imdi yznde
ektii acnn uysal, kederli ifadesi vard. Baklarna bo, durgun bir ey sinmiti, sanki
duymuyordu. Kyden, mujiklerden ayrlmak ona ac geliyordu. Nikolay' nasl gtrdklerini
her evin. yannda nasl cenazenin yolunu kestiklerini, onun acsn 'duyarak herkesin nasl
aladn anmsad Yaz ve k aylar iinde yle saatler olurdu ki, bu insanlar hayvanlardan
daha kt yayorlar gibi grnr, onlarla yaamak korkun bir eymi sanlrd. Kaba, sefil,
pis, sarhoturlar; geimsizdirler, durmadan kavga ederler, nk birbirini saymazlar,
birbirlerinden korkarlar, phe ederler. Meyhaneyi tutan, halk iirip sarho eden kim? Mujik.
Cemaat, okul, kilise paralarn i edip ikiye veren kim?. Mujik. Komusunun maln alan, evini
kundaklayan, bir ie votka iin mahkemede yalanc ahitlik eden kim? Yerli idare kurulu
toplantlarnda olsun, baka toplantlarda olsun mujiklere kar sava ilk aan kim? Mujik.
Evet, onlarla yasamak korkuntu, ama
l Lapti : Aa lifinden yaplan bir eit ark.
45
onlar gene de insan, insanlar gibi strap ekiyor, alyorlar; onlarn hayatnda ho
grlmeyecek hibir ey yok. Geceleri her yerlerinin szlamasna neden olan ar iler, iddetli
klar, bereketsizlik, darlk. Yardm yok, onu bekleyecekleri yer de yok. Onlardan daha zengin,
daha gl olanlar yardm edemezler, nk kendileri de kaba, erefsiz, sarhoturlar, kendileri
de yle irkin irkin kfrederler. En kk bir memur veya iftlik ktibi mujiklere, serserilere
kar davrand gibi davranr; byklere, kilise khyalarna, bile sen diye hitap eder, buna
hakk olduunu sanr. Kye sadece hakaret etmek, soymak, korkutmak iin gelen karc, a
gzl, ahlk dkn insanlardan bir yardm, bir rnek beklenebilir mi? Olga, kn Kiryak'
cezalandrmak iin sopaya yatrmaya gtrdkleri zaman, ihtiyarlarn ne acnacak, alalm bir
halde olduunu anmsad... imdi btn bu insanlara acyor, ii szlyordu, yrrken dnp
dnp evlere bakyordu.
Geirmek iin onlarla versi kadar giden Mariya vedalat, sonra diz kt, yzn yerlere
srerek yksek sesle alamaya balad.
Ben gene yalnz kaldm, zavall ben, zavall talihsiz bam...
Uzun zaman byle barp alad. Olga ile aa, onun bam elleriyle kavrayp, diz km
durumda yanndaki birine srekli eilip selam veriini daha uzun zaman grdler; zerinde
ekin kargalar uuyordu.
Gne ykselmi, scak bastrmt. Jukovo arkada, uzakta kalmt. Keyifli keyifli yryorlard.
Olga ile aa ok gemeden ky, Mariya'y unuttular; neeliydiler; herey onlar
elendiriyordu, bazen bir tepecik, birbiri ardndan ufukta yiterek bilinmez bir yere doru giden
telgraf direkleri, esrarl esrarl uuldayan telgraf telleri; bazen uzakta yeillikler iinde grnen
kk bir
46
iftlik, oradan gelen rutubet ve kendir kokusu; nedense onlara orada bahtiyar insanlar
yayormu gibi geliyordu. Bazen de krda ak ak beliren bir tek at iskeleti. ayr kular
dinmeden tyor, bldrcnlar ryor, su yelvesi yle baryor ki, gerekten de sanki birisi
eski bir demir kenete yapm ekiyordu'.
le st Olga ile aa byk bir kye geldiler, orada geni bir yol zerinde general Jukov'un
ihtiyar asyla karlatlar, ihtiyar scaktan yanyor, terli, kzarm dazlak kafas gneten

parldyordu. Birbirlerini tanmadlar, sonra ikisi de bir anda dnp baktlar; tanmlard, tek
kelime sylemeden her biri kendi yoluna devam etti. brlerinden daha varlkl daha yeni
grnen bir izbann yannda, ak pencerelerin nnde duran Olga yerlere kadar eilip selm
verdi, yksek, ince, ahenkli bir sesle:
Ortodoks hristiyanlar, dedi: Allah rzas iin bir sadaka verin, gnlnzden ne koparsa,
lmlerinizin ruhu iin...
'aa:
.Ortodoks hristiyanlar, diye ahenkle okumaya balad: Allah rzas iin verin, gnlnzden ne
koparsa, lmleriniz iin...
l Burada evrilmesi ve ifadesi g bir kelime oyunu var. ev.
47
EVDE
Grigoriyef'lerden bir kitap iin geldiler; ama evde olmadnz syledim. Postac gazete ile
iki mektup getirdi. Sras gelmiken syleyeyim, Yevgeniy Petrovi: Sereja'ya dikkat etmenizi
rica edecektim. Bugn de, nceki gn de sigara itiini grdm. Ona t vermek isteyince,
her zaman olduu gibi, kulaklarn tkad, sesimi grltye bomak iin ark sylemeye
balad.
Mahkemeden daha yeni dnen alma odasnda eldivenlerini karan l Mahkemesi savcs
Yegveniy Petrovi Bikovski kendisine tekmil haberi veren mrebbi-yeye bakt, glmeye
balad:
. Vay, Sereja sigara iiyormu... diyerek omuzlarn silkti. Yumurca sigara ile gzmn
nne getiriyorum. Peki ama, ka yanda ki?
*
Yedi yanda. Size bu nemsiz geliyor, ama bu yata sigara imek zararl, kt bir alkanlk.
Kt alkanlklarn, daha balangta, nn almak gerek.
ok doru. Peki, ttn nereden alyor?
Masanzn gznden.
yle mi? O halde onu gnderiniz bana.
48
Mrebbiye karken Bikovski yaz masasnn nndeki koltua oturdu; gzlerini kapayarak
dnmeye balad. Sereja'sn, nedense, kocaman, arnlk bir sigarayla, sigara duman
bulutlar iinde gznn nne getiriyor, bu karikatr onu gldryordu. Mrebbiye-nin ciddi,
kaygl yz onda, okulda, ocuk" odasnda ttn imenin retmenlere, ana-babaya garip,
anlalmaz bir korku verdii oktan gemi, 3'an unutulmu bir zamann hatrasn da
canlandrmt. Korkun eydi bu. ocuklar merhametsizce dverler, liseden kovarlar,
hayatlarn berbat ederlerdi; ama hibir retmen, hibir baba ttn imenin zararn, bunun
neden su olduunu bilmezdi. ok akll insanlar bile ne olduunu bilmedikleri bir kusurla
savamakta glk ekmezlerdi. Yengeniy Petrovi kendi liselerinin ok bilgili, erdemli ihtiyar
mdrn anmsad: Sigara ien bir renciyi yakalaynca yle rkerdi ki, sapsar kesilir,
disiplin kurulunu acele toplar, sulunun kovulmasna karar verdirirdi. Toplum yaaynn
kanunu bu, her halde: Fenalk ne kadar anlalmazsa onunla o kadar sert ve amansz savalr.
Savc, okuldan kovulan iki - kiiyi, onlarn sonraki hayatlarn anmsad. Cezann, ok
defalar, sutan daha byk fenalk getirdiini dnmekten kendini alamad. Canl organizma,
her atmosfere hemen uymak, almak yeteneini tar. Yoksa, kendi akllca davranlarnn
altnda, ok defalar, ne aklszlklarn sakland- -n, pedagoji, hukuk, edebiyat gibi sonulan
bakmndan sorumlu, korkun almalarda bile uura ykselmi gerein, gvenin daha ne
kadar az olduunu insann her an duymas gerekirdi...
Ancak yorgun, dinlenme halindeki dimaa gelen bu gibi hafif, bulank dnceler Yevgeniy
Petrovi'in kafasnda dolap durmaya balad. Nerden, niin geldikleri belli deildi. Bu fikirler,
kafasnda biraz kalyor,
49
sanki beyninin stnde yzyor, derine girmiyordu. Saatlerce, hatta gnlerce resm ilerde
zihin yormak, hep bir ynde dnmek zorunda olan kimseler iin byle babo, ev hayatyla
ilgili dnceler bir eit konfor, bir rahatlktr.
o
Akamn saat dokuzuydu. Tavann stnde, ikinci katta birisi keden 'keye gidip geliyor,
daha stte, nc katta da iki kii piyanoda gam yapyordu. Sinirli admlarna baklrsa

kendini zorlayarak bir eyler dnen, yahut di ars eken ikinci kattaki kiracnn ayak
sesleri ve monoton gamlar gecenin sessizliine, tembel dncelere uygun bir uyku havas
katyordu. erde ocuk odasnda mrebbiye ile Sereja konuuyorlard. ocuk sesini bir havaya
uydurmutu:
Ba-bam geldi! Babam gel-di! Ba! Ba! Mrebbiye:
Votre pere vous .ovppelle, allez vitel, sana diyorlar! diye bard.
Yevgeniy Petrovi iinden:
Peki ama, dedi, ne syleyeceim ona?
Daha birey dnp bulmaya vakit kalmadan; olu yedi yandaki Sereja alma odasna
girdi. Erkek mi, kz m olduu ancak elbisesinden kestirilebilirdi: Siska, solgun, ince yapl bir
ocuktu bu. Vcuta Sera bitkileri gibi clzd. Hareketleri, kvrck salar, baklar, kadife
ceketi her eyi olaanst tatl ve yumuakt.
Babasnn dizlerine kt, hzla boynundan pt, yumuak bir sesle:
Gnaydn baba! dedi. Beni mi ardn? Savc onu kendinden uzak tutarak:
l Babanz sizi aryor, abuk gidin.
50
Dur bakalm, dedi, dur bakalm, Sergey Yevgeniy! pmeden nce seninle konumamz,
ciddi konumamz gerek. Ben sana darldm. Artk sevmiyeceim seni. Bilmi ol, ahbap: Seni
sevmiyorum, sen benim olum deilsin... Evet.
Sereja gzlerini babasna dikti; sonra baklarn masaya evirip omuzlarn silkti.
Gzlerini krptrarak hayretle sordu:
Ben sana ne yaptm? Bugn senin odana bir defa bile gelmedim, hi bir eye de
dokunmadm.
Natalya Semyonovna imdi bana senin sigara itiinden yaknd... Doru mu? Sen sigara m
iiyorsun?
Evet, bir kere itim... Doru!...
Savc kalarn att., yzndeki glmsemeyi bununla gizlemeye alarak,
Bak, dedi, stelik bir de yalan sylyorsun. Natalya Semyonovna seni iki defa grm. u
halde senin fena hareketin aa kyor: Sigara iiyorsun, masadan bakasnn ttnn
alyorsun, yalan sylyorsun. su!
Sereja anmsamt. Gzlerinin ii glmsedi: Ay, evet! Doru, doru. ki defa itim: Bir
bugn, bir de daha nce.
Bak gryor musun, demek bir defa deil, iki defa... Ben sana ok, ok ksknm! Sen
nceleri iyi ocuktun, ama imdi, gryorum ki, bozulmusun, fena olmusun.
Bikovski Sereja'nn yakasn dzelterek iinden: Baka ne demeli ona? dedi.
Evet, fena. Ben senden buna beklemezdim. Birincisi, senin olmayan bir
ttn almaya hakkn yok. Herkes ancak kendi z malndan yararlanabilir. Bakasnnkini a'lrsa... demek ki, fena adamdr! (Yevgeniy Petrovi iinden: Sylenecek ey bu
deildi diye dnd). rnein, Natalya Semyonovna'nn elbise sand var. Bu sandk
onundur; yani ne sen, ne ben ona dokunanlayz, nk bizim deil. yle deil mi? Senin
oyuncak atn, resimlerin var... Ben onlar alyor muyum? Belki almak isterim, ama... benim
deil ki, senin onlar!
Sereja kalarn kaldrd:
istiyorsan al! Rica ederim, ekinme, babacn, al! Senin masann stndeki u kk sar
kpek benimdir, ama ben bir ey demiyorum... Varsn sende dursun!
Bikovski:
Sen beni anlamyorsun, dedi, kpei sen bana baladn, o imdi benimdir, ben onu ne
istersem yaparm. Ama ttn ben sana balamadm! Ttn benim! (Doru aklamyorum
ona! diye dnd, Hayr, sylenmesi gereken bu deil! Hi de bu deil!) Eer ben bakasnn
ttnnden imek istersem nce ondan izin almalym...
Bikovski isteksizce cmleleri birbirine balayp, ocuk ivesiyle, oluna zel mlkiyetin ne
demek olduunu aklamaya koyuldu. Sereja onun gsne bakyor, dinliyordu (akamlar
babasiyle konumay severdi), sonra dirseini masann yanna dayad, miyop gzlerini
ktlarn, mrekkep hokkasnn zerinde krptrmaya balad. Baklar masada bir zaman
ba bo dolatktan sonra zamk iesinde durdu.
ieyi gzlerine yaklatrarak birdenbire tordu:
Baba, zamk neden yaparlar?

Bikovski ieyi elinden alp yerine koyarak devam


etti:
52
ikincisi, sen sigara iiyorsun... Bu ok fena! Ben iiyorsam sigara iilebilir demek deil bu.
Ben iiyorum, ama bunun aklszca bir i olduunu da biliyorum; bunun iin kendi kendime
kzarm, kendimi hi sevmem (ne de kurnaz pedagokmuum! dedi iinden). Ttn sala
ok zarar verir. Sigara ien vaktinden nce lr. Hele senin gibi kkler iin sigara ok zararl.
Gsn zayf senin. Daha kuvvetlenmedin. Oysa, sigara duman zayf insanlarda verem ve
baka hastalklar yapar. Bak Ignatiy day veremden ld. Ttn imeseydi belki daha
yaayacakt.
Sereja dalgn dalgn lmbaya bakyordu. Parmayla abajura dokunarak gs geirdi:
Ignatiy day ne gzel keman alard! Onun keman imdi Grigoriyev'lerde! dedi.
Dirseini gene masann kenarna dayad, dnceye dald. Solgun yznde yle bir ifade
belirmiti ki, sanki bir eye kulak kabartyor, yahut kendi dncelerinin geliimini kovalyordu.
Byyen, krpan gzlerinde bir hzn, 'korkuya benzer bir ey belirmiti. Belki imdi o,
geenlerde annesini ve Ignatiy daysn alp gtren lm dnyordu. lm anneleri
daylar alp br dnyaya gtrr, ama ocuklariyle kemanlar dnyada kalr. ller gkte
yldzlara yakn bir yerde yaarlar, oradan dnyaya bakarlar. Acaba hasret ekerler mi?
Bikovski iinden:
Ona ne syliyeyim dedi, beni dinledii yok. Belli ki, kendi sularn da, benim delillerimi de
nemsemiyor. Nasl anlatmal ona?
Savc ayaa kalkt, odada gezinmeye balad.
Eskiden, benim zamanmda bu gibi meseleler ok basit zlrd diye dnyordu. Sigara
.itii meydana kan her yaramaz pataklanrd. Tabans, korkak
53
olanlar sigaray gerekten brakrlar, daha cesur ve zeki olanlarsa bu pataklantan sonra
ttn ayakkabsnn honcunda tamaya, sigaray odunlukta imeye balard". Odunlukta
yakalanp da gene pataklannca nehir boyuna gider, orada ierdi. ocuk byynceye kadar bu
byle devam ederdi. Annem bana sigara imeyeyim diye paralar, bonbonlar verirdi. Bugn bu
usuller deersiz, eitime aykr saylyor. Bugnn pedagoku hayr prensiplerini ocuun,
korkudan yahut sivrilmek, taktir almak isteiyle deil uurlu olarak kabul etmesine
urayor.
O gezinip dnrken Sereja sandalyeden masann kenarna trmanarak resim yapmaya
koyulmutu. Gerekli ktlar kirletmesin, mrekkebe dokunmasn diye, masann zerinde,
ayrca onun iin kesilip konmu bir deste "kt, bir mavi kalem vard.
Bir ev resmi yapyordu. Kalarn oynatarak:
Bugn a kadn lahana dorarken parman kesti, dedi. yle bard ki, dmz koptu.
Hepimiz mutfaa kotuk. yle aptal ey ki! Natalya Semyonovna parman souk suyla
ykamasn syledi, o gene durmu onu emiyor... O pis parma nasl da azna alyor! Ne fena
ey, deil mi baba?
Sonra le vakti avluya bir kzla bir ingene algcnn geldiini, kzn algyla ark syleyip
oynadn anlatt.
Savc iinden:
O kendi havasnda, kendi dnyasnda, dedi. nemli ile nemsizi kendi bildii gibi, kendine
gre anlyor. Dikkatine, uuruna hakim olmak iin onun ivesini taklit etmek yetmez, onun gibi
dnebilmek gerek. Eer ttne gerekten acm olsam, gcensem, alasam beni ok iyi
anlard. Eitim iinden annelerin yerini kimsenin tutamay ocuklarla birlikte duymasn,
alamasn,
54
glmesini bilmeler indendir... Mantkla, ahlakla bir ey olmaz. Peki ama, ona baka ne
syleyeceim? Ne?
Hayatnn yarsn eitli biimlerle, ihtar, cezalandrma durumalaryla geiren onun gibi
deneyli bir adliyecinin byle btn btne armas, ocuuna ne syleyeceini bilmemesi
Yevgeniy Petrovi'e gln geliyordu.
Dinle, dedi, bir daha sigara imeyeceine namusun zerine bana sz ver bakaym!
Sereja kalemini glce bastrd; resme doru iil-di, sesini bir havaya uydurarak,
Na-musum! ze-rine! Sz-veri-yorum! rum! rum! diye tutturdu.

Bikovski kendi kendine soruyordu:


Peki ama, namus zerine sz vermenin ne demek
olduunu bilir mi? Hayr, ben fena bir eitmenim! Eer imdi bir pedagok yahut bizim
adliyecilerden biri kafamn iine bir gz atsa bana salak der, aklmdan phe eder..-, okulda,
mahkemede byle baya sorunlar evden ok daha kolay halledilir. Burada karndakiler
lgnca sevdiin insanlar. Sevgi titizdir, sorunu gletiriyor. Bu ocuk olum deil, rencim,
yahut bir sank olsa byle korkaklk gstermezdim, fikirlerim byle dalmazd!
Savc masaya geti; Sereja'nn yapt resimlerden birini kendine doru ekti. Bu resimde,
bacasnn duman bir imek zikzakyla karak ta kdn kenarna kadar gelen bir ev izilmiti.
Evin yannda nokta gzl sngs 4 saysn andran bir asker duruyordu.
insan evden yksek olamaz, dedi savc. Baksana: Evin adam askerin omuzuyla bir hizada.
Sereja babasnn dizlerine kt. Rahata yerlemek iin bir zaman kmldand.
55
Yapt resme bakarak:
Yok baba, dedi, askeri kk yaparsan o zaman gzleri grnmez.
Ona itiraz etmek gerekli miydi? Kendi ocuu zerindeki her gnk karlatrmas savcya u
inanc vermiti ki, ocuklarn estetik grleri, istekleri vahilerde olduu gibi kendilerine
hastr. Yallar bunu anlayamazlar. Dikkatli bir incelemede Sereja yal birisine anormal
grnebilirdi. O, insanlarn resimlerini evlerden daha yksek yapmay, eyadan baka, kendi
duygularn da kurun kalemle izmeyi mmkn, akla uygun buluyordu. Orkestra seslerini
yuvarlak, donuk lekeler eklinde, sl helezon bir iplik eklinde izerdi... Onun anlayna gre
ses renkle skca ilgiliydi. yle ki, harfleri renklerken her zaman L harfini sarya, M harfini
krmzya, A harfini karaya v.s. boyard.
Sereja resmi brakarak gene kmldand. Uygun bir poz aldktan sonra babasnn sakalyla
uramaya koyuldu. nce onu dikkatle svazlad; sonra ikiye ayrp bir atal sakal biiminde
taramaya balad.
imdi sen van Petrovi'e benziyorsun. Dur, imdi de bizim kapcya benziyeceksin. Baba, bu
kapclar neden kapnn nnde dururlar?
Savc onun soluunu yznde duyuyordu, salar yanana dokunuyordu. Ruhunda bir scaklk,
bir yumuaklk belirmiti, yle bir yumuaklk ki, yalnz eli deil, sanki btn ruhu Sereja'nn
ceketindeki kadifenin stndeydi. Onun byk kara gzlerine bakt; anasnn, kanamn, bir
zamanlar sevdii kimler varsa hepsinin onun iri gz bebeklerinden kendisine baktklarn sand.
iinden:
imdi gel de onu azarla bakalm, dedi, gel de ona ceza dn! Hayr, eitim ii bize ne kadar
uzak. Es56
kiden insanlar basittiler, az dnrler, bunun iin de sorunu cesaretle zerlerdi. Oysa, biz
pek ok dnyoruz; mantk bizi yedi, bitirdi. nsan ne kadar gelimi olursa, ne kadar ok
dnr ince eleyip sk dokursa o kadar kararsz, o kadar vesveseli olur, o kadar korkak
balar. Gerekten de, derin dnlse, ders okutmak, hkm vermek, kaln kitaplar yazmak
iin ne kadar cesaret ve kendine gven gerektiriyor, ne kadar...
Saat on'u ald.
Haydi delikanl, dedi savc, yatmak zaman geldi. yi geceler de de git.
Sereja alnn buruturdu,
Yok babacam, biraz daha oturacam. Bana bir
ey anlat! Masal syle!
Peki, ama masaldan sonra hemen yatacaksn.
Bo akamlarnda Sereja'ya masal anlatmak alkanl vard, i adamlarnn ou gibi, o da
ezbere bir tek iir bilmez, hi bir masal anmsamazd. Bunun iin, her defasnda bir ey
uydurup sylemesi gerekirdi. Her zaman u basma kalp szle balard: Bir varm, bir
yokmu. Sonra bir sr sama sapan eyi birbiri zerine yar, masaln ban anlatrken
ortasnn, sonunun nasl geleceini hibir zaman bilmezdi. Tablolar, kiiler, durumlar
geliigzel ve anszn doar, olay, ahlak sonu kendiliinden, hikayecinin iradesine bal
olmakszn c-kverirdi. Sereja byle doalamalar ok severdi. Masal ne kadar sade, doal
olursa ocuktaki etkinin o kadar gl olduuna savc dikkat etmiti. Gzlerini tavana dikerek:

Dinle, dedi: Bir varm bir yokmu, ihtiyar, ok ihtiyar, sakallar, byklar uzun ve bembeyaz
bir hkmdar varm. Bu hkmdar, kocaman ve berrak bir buz paras gibi, gnete prl prl
yanan, ldayan billur bir sarayda yaarm. Bu saray, portakallarn, bergamut57
larn, kirazlarn yetitii, lalelerin, gllerin, inci ieklerinin at, renk renk kumlarn tt
byk bir bahedeymi... Aalarda ki kck billur anlar asly-m, rzgar estike yle tatl
sesler karrlarm ki, insan dinlerken kendinden geebilirmi. Billur madenden daha yumuak,
daha tatl ses karr... Sonra efendim, baka ne vard? Ha, bahede fskiyeler varm; hani
Sonya halann yazlk evinde grmtn ya? te hkmdarn bahesindeki fskiyeler tpk onun
gibi, ama ondan byk, fkrtlan en yksek kavak aalarnn ta tepelerine kadar erien
fskyelermi.
Yevgeniy Petrovi biraz dndkten sonra devam etti:
htiyar hkmdarm tek bir olu ve saltanat mirass varm. Senin gibi kk bir
olanm, iyi ocukmu... Hi arszlk etme2, erken yatar, masann stndeki eylere hi
dokunmazm ve... Derken uslu, akll bir ocukmu... Yalnz bir tek kusuru varm: Sigara
iermi...
Sereja btn dikkatiyle dinliyor, gzlerini krpmadan babasnn gzlerinin iin bakyordu. Savc
devam ediyor, iinden: Ya sonra?>: diye dnyordu... Uzun uzun yutkunup geveledi ve
masaln yle bitirdi:
ehzade sigaradan verem oldu, yirmi yanda ld. km, hastalkl ihtiyar, bsbtn
kimsesiz, yardmsz kald. Devleti idare edecek, saray savunacak kimse yoktu. Dmanlar
gelip ihtiyar ldrdler, saray yktlar. imdi artk bahede ne kiraz var, ne kular, ne de billur
anlar... Ya!...
Byle bir sonu Yengeniy Petrovi'e gln ve sama gelmi, ama btn masal Sereja'da
gl bir etki yapmt. Gzlerine gene bir hzn, korkuya benzer bir ey sindi. Bir dakika
dalgn dalgn karanlk pencereye bakt; rperdi, alak bir seste:
58
Bir daha sigara imeyeceim... dedi. yi. geceler dileyip yatmaya giderken babas sessiz
admlarla keden keye gidip geliyor, glmsyordu.
inden:
Burada gzellik, estetik, ekil rol oynad diyecekler, dedi, yle olsun, ama bu az. Ne de olsa
bu asl ila deil. Niin ahlak ve gerek rlplak deil de, bir hap gibi st kaplanm, mutlaka
ekerlenmi ve yaldzlanm olarak ne srlmeli? Doaya aykr bu... Sahtekrlk, aldatma...
Hokkabazlk...
Tarihi yaldz destanlardan, tarih romanlardan renen, gnlk yaayla ilgili dncelerini
tlerden, kanunlardan deil, masallardan, romanlardan, iirlerden alan halkn nnde
mutlaka sz sylemesini isteyen hakimleri anmsad.
la tatl, gerek gzel olmaldr... Bu samay insan olu ta Adem zamanndan beri byle
kabul etmitir. Ama... Belki de btn bunlar doaldr, byle olmak gerekiyor. Yararl
aldanmalar, hayaller doa da az m?...
Savc almaya balad. Tembel ev dnceleri daha uzun zaman zihninde dolap durdu.
Tavann stnden gam'lar artk duyulmuyor, ama ikinci katn kiracs halen keden keye
gidip geliyordu.
1887
59
SRGNDE
Tolkoviy', takma adyla anlan ihtiyar Semyon'la adn kimsenin bilmedii gen bir Tatar,
kyda, oban ateinin yannda oturuyorlard. br salc izbada kalmlard. Altm
yalarnda, zayf, disiz, geni omuzlu, grnte din bir ihtiyar olan Semyon sarhotu;
oktan yatmaya gidecekti, ama cebinde yarm okkalk bir ie vard, izbada genler votka
isterler diye korkuyordu. Tatar hastayd, bitkin haldeydi; artk paavralara sa-rl-m,
Simbirsk'n ne gzel bir yer olduunu, evinde brakt karsnn gzelliini, akllln
.anlatyordu. Ya yirmi beten yukar deildi. Ama imdi, atein nda, soluk benzi, kederli,
hastalkl yzyle bir ocuu andryordu.

Buras cennet deil elbet, dedi Tolkoviy. Gryorsun ya, her yer su, orak kylar, drt bir
yan kil, balk, baka birey yok... Byk paskalya oktan geti, ama nehirde daha buz
paralar akyor, bu sabah da kar yad.
Kt, kt, dedi Tatar, korkuyla baknd.
l Tolkoviy : Anlayl, zeki anlamna gelir.
60
On adm teden kara, souk nehir akyordu; homurdanyor, killi kyya arpyor, uzak bir
denize doru hzla kayp gidiyordu. Salclarn karbas ' dedii byk, mavnann karalts
belirdi. Kar gyda, uzaklarda geen yln yaklan otlarndan ykselen alevler snerek,
parlayarak ylanlar gibi kayyorlard. Ylanlarn tesi gene karanlkt. Kk buz paralarnn
mavnaya arpt duyuluyordu. Hava rutubetli ve souktu...
Tatar gkyzne bakt. Yldzlar onun memleketindeki gibi oktu, karanlk her yerde birdi, ama
burada eksik olan bir ey vard sanki, onun memleketinde, Sim-birsk'te yldzlar da, gkyz
de baka trlyd.
Kt, kt! dedi.
Alrsn, dedi Tolkoviy ve gld. imdi daha gensin, toysun, azn st kokuyor; senden
daha bahtsz insan yokmu gibi geliyor sana, toysun da ondan; ama zaman gelecek, herkese
byle bir mr versin diye Tanrya dua edeceksin. Sen bana bak. Bir hafta iinde su. gelir, sal
uraya koruz, siz hepiniz Sibirya'ya gezmeye . karsnz, ben kalrm, kydan kyya gidip
gelmeye balarm. Yirmi iki yldr gider gelirim. Gece, gndz. Turna bal, somun bal suyun
altndan, ben suyun stnde. Tanrya kr. Hibir ey istemem. Tanr herkese byle bir mr
versin.
Tatar atee al rp att, atee yakn bir yere uzand:
Ana ile kar senin nene gerek? diye Tolkoviy sordu. Budalalk, baka birey deil, arkada.
eytan seni artyor. Bacam kr onun, o lanetliyi dinleme. Aman
Babam hastalkl bir adamdr, dedi. O lnce anamla karm buraya gelecekler. Sz verdiler.
l Karbas : Bir eit
61
verme ona. Sana kadndan dem vurdu mu, sen inadna: istemem! de. Sana zgrlkten dem
vurdu mu, kafa tut: istemem! de. Birey" lazm deil! Ne ana, ne baba, ne kar, ne zgrlk,
ne ev bark, ne dikili bir aa! Birey istemem, yerin dibine batsnlar!
Tolkoviy ieden bir yudum ald, devam etti: Ben, ahbap, basit bir mujik deilim, ayak
takmndan deilim, diyakos oluyum ben. Kursk'ta zgr yaadm
zamanlar redingotla dolardm. Ama imdi kendimi yle bir duruma getirdim ki, toprak
zerinde plak yatp uyuyabilir, ot yiyebilirim. Tanr herkese byle bir hayat nasip etsin. Hibir
eye ihtiyacm yok, kimseden korkum yok, kendimi dnyann en zengin en zgr insan
sayyorum. Beni Rusya'dan buraya yolladklar zaman daha ilk gn birey istemem! diye
dayattm. eytan bana kardan, akrabadan, zgrlkten dem vurdu, ben ona: Hibir ey
istemem! dedim. Ayak diredim, ite grdn gibi iyi yayorum, szlanmyorum. Bir kimse
eytana yz verdi mi, bir defa bile olsa onu dinledi mi yand, ona kurtulu yok: Batan ta
gzne saplanr, bir daha da kamaz. Yalnz sizin dangalak kyller deil,
soylu, okumu kimseler de mahvolur gider. Onbe yl nce buraya Rusya'dan bir bay
yollamlard. Orada miras kalan bir eyi paylaamam, vasiyetnamede sahtekrlk yapm.
Prenslerden veya baronlardan olduunu sylyorlard, ama belki de sadece bir memurdu, kim
bilir!
Eh, bay buraya gelince ilk i olarak kendine Mu-hortin'de bir ev ve toprak satn ald.
Emeimle, alnmn teriyle yaamak istiyorum, nk, imdi bay deilim, srgnm diyordu.
Eh, Tanr yardmc olsun, dedim, iyi i. O zaman gen, atlgan bir adamd; kendisinin ekin
bitii olurdu, balk avlar, atla altm verslk yol giderdi, in kts daha ilk yldan Girino'ya
postaha-neye gitmeye balad. Bir gn benim salda ayakta yle
62
diyordu: Ay, Semyon, oktandr, nedense, evden para gndermiyorlar! istemez, paraya
gerek yok, Valisi Ser-gei, dedim. Neye yarar para? Gemii hi olmami gibi, rya imi gibi
kafanzdan silin, unutun, yeniden yaamaya balayn. eytan dinlemeyin, dedim, o iyiye
gtrmez, daraacna srkler. Siz imdi para istiyorsunuz, dedim, aradan biraz zaman
gesin, baka birey isteyeceksiniz, sonra daha baka, daha baka eyler. Eer, dedim,

kendiniz iin mutluluk istiyorsanz, hereyden nce hibir ey istemeyin. Evet... Eer,
dedim, biz sizinle kaderin ac sillesini yedikse artk ondan aman dilemekte, ayaklarna
kapanmakta anlam yok, ona aldr yok, ona aldr etmemek, onunla alay etmek gerek,
yoksa o sizinle alay eder. Ona byle dedim... ki yl sonra onu nehirin bu yakasna
geiriyordum, ellerini uu-turarak glyor: Girino'ya karm karlamaya gidiyorum, beni
merak edip gelmi, karm ne gzel kadn, ne iyi kadn diyordu. Sevincinden ii iine.
smyordu. ki gn sonra karsyla birlikte geldi. apkal, gen, gzel bir bayan; kucanda
minicik bir kz ocuu. Bir sr eitli eya. Benim Vasili Sergei karsnn evresinde drt
dnyor, ona bakmakla doyamyor, vnmesinin sonu gelmiyordu. Evet Semyon
karde, Sibirya'da da insanlar yaar. Eh, diyordum iimden, peki, grrz. O zamandan
sonra Rusya'dan para gelip gelmediini renmek iin, hemen her hafta, Girino'ya gidiyordu.
Paraya pek ok ihtiyac vard. Karm, diyordu, benim iin burada Sibirya'da genliini,
gzelliini mahvediyor, ac talihimi benimle paylayor, bundan tr, onu memnun edecek her
eyi yapmalym diyordu. Bayann can sklmasn diye memurlar ve br takm kopuklarla
ahbaplk kurdu. Btn bu gruhu, malm, yedirecek, iirecek-sin, sonra bir piyano bulunacak,
kanepenin stnde tyl bir kpek olacak... Gsteri, szn ksas, marklk. Bayan onunla
ok oturmada. Nerde? Balk, su, souk. Ne sebze, ne meyve. Her yan kaba saba insanlarla,
sar63
holarla dolu. Oturup kalkmasn bilen yok. Oysa ki o mark bir bakent bayan... Olacak
belliydi zaten, buras onu skyordu. Sonra kocas da, ne dersen de, artk bir bay deil,
srgnd. Merde o itibar? yl sonra, anmsyorum, tam Meryem mirac yortusunun
yaklat sralarda bir gece kar kydan seslendiler. Salla gittim; bakyorum: Bir bayan,
batan .aa sarnm, yannda memurlardan biri, gen bir bay. Troyka1... Onlar beri yana
geirdim, arabaya bindiler, artk ara da bul, bulabilirsen onlar! Bir daha grnmediler. Sabaha
kar Vasiliy Sergei ift atl bir araba ile drtnala geldi. Karm gzlkl bir bayla buradan
geti mi, Semyon? Getiler, gittiler, bouna arama, hava bulursun, dedim. Pelerine dt,
be gn be gece kovalad. Sonra onu kar yana geirdiim zaman, saln stne ykld, ban
tahtaya vurup dvnmeye, ulur gibi barmaya balad. Grdn m, diyerek gldm, ona
vaktiyle Sibirya'da da insanlar yaar! dediini anmsattm. O daha ok dvnyordu... Sonra
zgrlk sevdasna tutuldu. Kars Rusya'ya gitmiti, onu grmek, akndan kurtarmak iin
oras onu ekiyordu, demek. Hemen hergn, kardeim, drtnala, bir postahaneye, bir kente,
hkmet ileri gelenlerinin yanna gidiyordu. Balanmas, memleketine evine gnderilmesi iin
dileke stne dileke veriyor, gndriyordu. Yalnz telgraflara ikiyz ruble harcadm syledi.
Topra satt, evi yahudilere ipotek etti. Salar aard, kamburlat, yz sarard, bir veremliye
dnd. Konuurken: Koh-koh-koh... diye ksryordu, gzlerinde de yalar... Sekiz yl
dilekeler onu byle yedi, bitirdi. imdi gene dirildi, neelendi: Yeni bir marklk dnd.
Kz, gryorsun, byd. Babas ona bakmaya kyamyor. Kz da dorusunu sylemeli, hi te
fena deil: Kara kal, kvrak, gzelce birey. Babas her pazar onunla Girino'ya kiliseye gider.
Salda ikisi yanyana
l Troyka : atl binek arabas. 64
dururlar, kz gler, babas gzlerini ondan hi ayrmaz. Evet, Semyon, der, Sibirya'da da
mutluluk olur. Bir baksana, der, ne kzm var benim! Bylesini bin verst uzaklarda araan
bulamazsn Ona: Kzn gzel, sahi ok gzel derken... imden de diyordum: Hele dur
bakalm... Kz gen, kan kaynyor, o da yaamak ister, burada hayat nerde? Kz sklmaya
balad, kardeim... Gitgide szld, bsbtn eridi, hastaland. imdi bitkin bir halde. nce
hastalk. te sana Sibirya mutluluu! Yerin dibine batsn! te Sibirya'da da insanlar byle
yaar... Babas doktorlarn peinde komaya, onlar alp evine getirmeye balad. kiyz,
yz verst tede bir doktor veya ky hekimi olduunu duymasn, hemen koar. Doktorlara
giden parann haddi hesab yok. Ama bence artk bu paralar ikiye harcamak daha iyi... Kz
nasl olsa lecek, aresiz lecek. te baba iin asl felaket o zaman. Kederinden kendini ya
asar, ya da Rusya'ya kaar, besbelli birey. Kaar ama yakalarlar onu. Sonra mahkeme, krek
cezas; krbalarn tadna bakar...
Tatar souktan bzlerek,
yi, iyi, diye mrldand. Tlkoviy sordu:
Nedir iyi olan?

Kars, kz... Varsn krek cezasna arplsn, varsn eziyet eksin, karsn, kzn grd
ya... Sen hibir ey istemez diyorsun, ama hi kt! Karsyla yl yaad: Tanr balad
bunu. Hi kt, ama yl: iyi. Sen nasl anlamaz?
Tatar titreyerek, az bildii Rusa kelimeleri glkle seerek, kekeleyerek, Tanrnn kimseyi
gurbet elde hasta drmemesini, ldrmemesini, souk puslu top- rak'lara
gmdrmemesini, bir gn, hatta bir saat olsun kars ona gelse byle bir mutluluk iin her trl
eziyeti ekmeye raz olacan, Tanrya da kredeceini syledi. Bir gnn mutluluu hiten
iyidir, diyordu.
65
Sonra gene, evde brakt karsn, ne kadar gzel, ne kadar akll olduunu anlatt;
arkasndan ban avularnn iine alp alad, hibir suu olmadn, btn bunlar bir iftira
yznden ektiini Semyon'a syledi. ki kardeiyle amcalar bir mujikin atlarn srp
gtrmler, ihtiyar kyly ldresiye dvmler, ama ky heyeti insafl bir hkm
vermemi, yazlan karar gereince karde Sibirya'ya srlm, zengin bir adam olan
amcalar ise evinde kalm.
Alr-sn! dedi Semyon.
Tatar sustu, yal gzlerini atee dikti; yznde a-knlk ve korku ifadesi vard; neden
Simbirsk kentinde deil de burada, karanlkta, rutubet iinde, yabanc insanlarn yannda
olduunu daha anlamam gibiydi. Tol-koviy atein yannda uzand, bireylere glmsedi,
yavatan bir trk tutturdu. Biraz durarak,
Kz babasyla nasl neelensin? dedi. Babas onu seviyor, onunla avunuyor, oras yle. Ama,
karde, gene de onun ipiyle kuyuya inilmez: Sert bir ihtiyar, aksi bir ihtiyar. Gen kzlara
gereken sertlik deil... Onlar okay ister, ha-ha-ha, h-h-hu ister', gzel kokular, kremler
ister. Evet... Ah, ne iler bunlar! Semyon iini ekti, glkle kalkt., Votka suyunu ekti, artk
yatmak zaman. Ha? Gidiyorum karde...
Yalnz kalan Tatar atee gene al rp att, aband, atee bakarak kyn, karsn dnmeye
balad. Bir ay iin, bir gn iin olsun kars bir gelseydi, sonra isterse dnseydi! Bir ay, hatta
bir gn hiten iyidir. Ama kars szn tutup da gelirse onu ne ile besleyecek? Burada nerde
kalacak?
Tatar yksek sesle:
Yiyecek bir ey yoksa nasl yaanr? diye kendi kendine sordu.
66
Gece gndz krek ekmesine karlk ona. ancak yirmi drt saatte on kapik veriliyordu. Geri
yolcular ona ay iin, votka iin bahi de verirlerdi, ama arka-Jalar btn geliri aralarnda
blyor, Tatar'a bir ey vermiyorlar, onunla ancak alay ediyorlard. Alk, souk, korku hep
yoksulluktan... imdi, btn vcudu szlarken, titrerken izbaya gidip bir uyua. Ama rtnecek
bir ey de yok; kydan daha souk oras. Burada da rtnecek bir ey yok, ama hi olmazsa
ate yakabilirsin...
Bir hafta sonra sular bsbtn inip de oraya sal konunca Semyon'dan baka hibir salcya artk
gerek kalmayacak, tatar kyden kye dolamaya, sadaka ve i istemeye balayacakt. Kars
da onyedi yandayd; gzel, nazl, utangat. O da m yz yrtk, ky ky dolap sadaka
isteyecekti? Yoksa, bunu dnmek bile korkuntu...
Gn aarmt. Suda mavna, st allar ve dalgacklar aka belli oluyordu. Arkaya
baklanca toprak knts, aada st boz samanla rtl bir izba, yukarda ise bayra
yapk gibi duran ky evleri grnyordu. Kyde horozlar tmeye balamt.
Kzl kil knts, mavna, nehir, yabanc, kt insanlar, alk, souk, hastalk: Belki gerekte
bunlarn hibiri yok. Belki btn bunlar Tatar, ryasnda gryor, uyduruyordu. Uyuduunu
hissetti, horultusunu duydu... Elbet ki, evinde, Simbirsk kentindeydi. Karsnn karlk vermesi
iin onu ad ile bir armas yeterdi. Anas bitiik odadayd... Ama ne korkun ryalar da
oluyor! Neye yarar bunlar sanki? Tatar glmsedi, gzlerini at. Hangi nehir bu? Volga m?
Kar yayordu.
Mavna burayaaa!... Nehirin br yakasndan birisi haykryordu: Kar-baas!
67
Tatar ayld, br yana gemek iin arkadalarn uyandrmaya gitti. Salclar, hem yryor,
hem yrtk prtk gocuklarn giyerek, hrltl, uykulu seslerle kfrederek, souktan bzlerek
kyya gidiyorlard. Ac bir souun estii nehir, uykudan sonra, besbelli, onlara tiksinti verici,
rpertici geliyordu. Acele etmeden kaya atladlar... Tatarla salc, karanlkta yenge

kskalarn andran uzun, geni ulu kreklere yaptlar. Sem-yon karnn uzun dmene
dayad. Nehrin br yanndan halan baryorlard. Belki salclarn uyuduunu veya meyhaneye
gittiklerini dndklerinden iki el de tabanca attlar.
Tolkoviy, bu dnyada acele etmeye gerek olmadna inanm bir adam edasyla:
Peki, anladk, yetiir! dedi. Hepsi bir, i oluruna
varr.
Ar, hantal mavna kydan ayrld, st allarnn arasndan geti. Mavnann yerinde
durmad, ilerledii, ancak stlerin ar ar geri gidiinden belli oluyordu. Salclar lyle,
hep birden krek ekiyorlard. Tolkoviy karnyla dmene abanm, havada kavis izerek bir
bordadan br bordaya yalpalanyordu. Karanlkta yle bir grnleri vard ki, sanki insanlar
tufandan nce yaam uzun peneli bir hayvana binmiler de onunla kbusta insann ryasna
giren o souk, kasvetli lkeye gidiyorlard.
St allarn geip, engine aldlar, br kydan takrty, ll krek aprtsn duymular,
ba-rryorlard: abuk! abuk! On dakika daha geti, mavna btn arlyla iskeleye
bindirdi.
Semyon yznden karlar silerek,
Ha bire serpiyor, ha bire serpiyor! diye mrldand. Nerden geliyor, Allah bilir!
68
Kyda zayf, ksa boylu, srtnda krknn kllar dklm ksa bir gocuk, banda kuzu
derisinden apka bulunan bir ihtiyar bekliyordu. Arabadan uzakta duruyor kprdamyordu.
Tasal, dalgn bir durumu vard, bir ey anmsamaya alyor, ama anmsayamadndan
hafzasna kzyor gibiydi. Semyon yanna yaklap ta glmseyerek kalpan karrken adam:
Anastasyevka'ya gitmek iin acele ediyorum. Kzm gene fena. Anastasyevka'ya yeni
bir doktor tayin edilmi, diyorlar dedi.
Tarantasl mavnaya soktular, beri kyya yneldiler. Semyon'un Vasili Sergey diye adlandrd
adam yolda kprdamadan hep ayakta durdu, kaln dudaklarn skca ksarak gzlerini bir
noktaya dikti. Yannda sigara imek iin arabac ondan izin isteyince iitmemi gibi hi yant
vermedi. Semyon karnn dmene dayayp alayl alayl ona bakt.
Sibirya'da da insanlar yaar, dedi. Yaa'ar!
Tolkovi'nin yznde bir ey kantlayan, nceden syledii szlerin tpatp ktn grp
sevinen bir insann muzafferce ifadesi vard. Ksa gocuunun krk dklm adamn ackl,
zavall durumu, belli ki, ona byk bir zevk veriyordu. Kyda atlar koulurken,
Yollar amurlu imdi, Vasiliy Sergey, dedi. Yola kmak iin iki haftack daha
bekleseydiniz, ortalk kurua; hatt hi gitmeseniz... Gitmekte bir yarar olsa bari. Siz de
bilirsiniz, insanlar ezelden beri giderler, gece-gndz giderler de gene bir yarar olmaz!
Vasili Segey bir ey sylemedi. Bahii verdi, ta-rantasa binip yola koyuldu.
Semyon souktan bzlerek,
l sarantas : Bir eit binek arabas.
69
ite doktor peine gidiyor! dedi. Evet, gerekten iyi bir doktoru ara da bul, krda rzgra
yeti eytan kuyruundan yakala, kendi ruhunu azaba sok! Ne tuhaf adamlar! Ben gnahly
bala, yarabbi!
Tatar, Tolkovi'ye yaklat, kinle hnla ona bakp titreyerek, atra atra Ruasna Tatarca
kelimeler kartrarak konumaya balad.
O iyi... iyi, ama sen kt! Sen kt! Bay iyi yrekli, ama sen canavar, sen kt! Bay canl,
sen geberik... Allah insan canl olsun diye, sevin de olsun diye, keder de olsun diye, ac da
olsun diye yaratt, ama sen hi istiyorsun demek sen canl deilsin, tasn sen balksn! Taa
hi gerek, sana da hi... Sen tasn, Allah sevmez, ama bay sever!
Hep gltler; Tatar tiksintiyle yzn buruturdu, elini sallad, paavralarna sarnarak atee
doru yrd. Salclarla Semyon ar ar izbaya doru gittiler.
Bir salc toprak yeri rten samanlarn stne uzanarak, bouk bir sesle:
Souk, diye sylendi.
br:
Evet, scak deil! diye onu dorulad. Krek mahkmu hayat!..
Hepsi yatt. Kap rzgrdan ald; izbann. iine kar doldu, hi kimse kalkp kapy kapamak
istemiyordu: Soukta kalkmaya 'eniyorlard.
Semyon uykuya varrken,

Benim iin iyi, dedi. Allah herkese byle bir mr versin.


Sen malm, kaerlenmi krek mahkmu. Seni eytanlar da almaz.
70
Dardan kpek ulumasn andran sesler duyuldu.
Bu ne? Kim var orda?
Tatar olu alyor.
Bak hele una... Sersem!
Al-r! dedi. Semyon ve hemen uykuya dald.
brleri de az sonra uyudular. Kap gene de ylece kapanmam olarak kald.
1892
71
FRENKZM
Daha sabah erkenden yamur bulutlar btn gkyzn kaplamt. Hava durgun, lk ve
skcyd. Tpk puslu, kapal havalarda tarlalarn zerinde bulutlarn asl durduu, yamur
beklendii, ama bir trl yamad zamanlarda olduu gibi. Veteriner van vani'le lise
retmeni Burkin artk yorulmulard; krlar, onlara sonsuz gibi geliyordu, ileride uzaklarda
Mironosisko kynn yeldeirmeni belli belirsiz grnyordu; sada sra sra uzanan tepecikler
kyn tesinde, uzakta, yiti-yordu. Orann nehir kys olduunu ikisi de biliyordu; orada
ayrlar, yeil stler, iftli'kler vard; tepeciklerden birine ksalar gene byle kocaman bir
alam, telgraf direklerini, uzaktan yerde srnen bir trtla benzeyen treni grebilirlerdi. Berrak
havalarda oradan kentin bile grnd olurdu. imdi bu durgun havada, btn doann
yumuak, dalgn grnd bu anda van vani'le Burkin'in ii bu alana kar sevgiyle
doluydu; ikisi de bu memleketin ne kadar byk, ne kadar gzel olduunu dnyordu.
Geenlerde, muhtar Prokofiy'in ambarnda bulunduumuz zaman, dedi Burkin, bir olay
anlatacaktnz.
72
Evet, kardeimden anlatmak istiyordum.
van vani derin derin nefes ald, sze balamak iin piposundan bir nefes ekti; ama tam bu
srada yamur balad. Be dakika sonra da iddetli bir saanak halini ald, ne zaman
direneceini kestirmek zordu. van vani'le Burkin draksadlar. Kpekler slanmt,
'kuyruklarn ksm duruyor, hznle onlara bakyorlard.
Bir yere snmamz gerek, dedi-Burkin. Alhin'e gidelim. Buraya yakndr.
Gidelim.
Yana saptlar, yola kncaya kadar bir doru giderek, bir sa tutarak biilmi bir tarladan
yrdler. ok gemeden kavaklar, bahe, sonra ambarlarn krmz atlar grnd, nehir
parlamaya balad, gzlerinin nne deirmeniyle, beyaz nehir hamamyla geni bir koy
tablosu serildi. Buras Alhin'in yaad Sofino ky idi.
Deirmen, yamurun sesini boarak iliyordu; su bendi sarslyordu. Bir talikann yannda slak
atlar balarn ' yere' imi duruyor, uvallar rtnm adamlar dolayorlard. Hava
rutubetliydi, yerler amar iindeydi, ortalkta skc bir durum vard; kyn grn souk,
somurtkand, van vani'le Burkin slakl, pislii, rahatszl imdiden btn vcutlarnda
duyuyorlard; ayaklar amurdan arlamt, bendi geip ambarlara karlarken birbirlerine
ksm gibi susuyorlard.
Ambarlarn birinde bir kalbur makinesi uulduyor-du, kap akt, ierden buram buram toz
savruluyordu. Kapnn eiinde Alhin duruyordu. Krk yalarnda, uzun boylu, imanca, uzun
sal, toprakbeyinden ok profesr'e, sanatya benzeyen bir adamd bu. zerinde beyaz,
oktandr ykanmam ip kemerli bir gmlek, ayanda pantolon yerine bir uzun don vard;
izmelerine de amurla saman yapmt. Burnu ve gzleri tozdan
73
kararmt. Ivan Ivanile Burkin'i tamd, onlarn geliine ok memnun grnyordu.
Glmseyerek:
Eve buyurun baylar, dedi. Ben hemen imdi geliyorum.
Ev bykt, iki katlyd. Alhin aada, bir zamanlar iftlik katiplerinin kald kk pencereli,
kubbeli iki odada kalyordu; burann mobilyas basitti. avdar ekmei, ucuz votka, koum
takm kokuyordu ierisi. Yukardaki dayal deli odalara seyrek, ancak misafir geldii zaman

kard. van vani'le Burkinl evde oda hizmetisi olan gen bir kadn karlad. O kadar gzeldi
ki, ikisi bir anda durup birbirlerine baktlar.
Alhin de arkalarndan sofaya girdi.
Sizi grdme ne kadar memnun oldum tahmin edemezsiniz, baylar, dedi. Hi
beklemiyordum dorusu! Pelageyya, diye oda hizmetisine dnd: Misafirlere giyecek bir
eyler ver. Evet, ben de, vakti gelmiken deieyim. Yalnz nce ykanmaya gitmeli; hani ben
bahardan beri ykanmadm gibi. Nehir hamamna gitmek, ister misiniz baylar, burada hazrlk
yapa dursunlar.
ok nazik, ok yumuak huylu bir kadna benzeyen gzel Pelageya, havlu ve sabun getirdi.
Alhin misafirlerle nehir hamamna yolland.
Soyunurken:
Evet, oktandr ki, ykanmadm diyordu. Benim nehir hamam, grdnz gibi, iyidir,
babam yaptrmt, ama ykanmaya vakit yok ki.
Basamaa oturdu, uzun salarn, boynunu sabun-iad, yanlarndaki sular kahve rengini almt.
van vani anlaml anlaml onun bana bakarak:
Evet, yle grnyor... dedi.
74
Alhin sklganca:
oktandr ykanmamtm... diye tekrarlad, bir daha sabunland; yanlarndaki sular
mrekkep gibi koyu mavi bir renk ald.
van vani dar kt, grltyle suya atld; yamur altnda geni geni kula atarak
yzyordu; kard dalgalardan zambaklar sallanyordu. Nehirin ta ortasna kadar yzd,
suya dald, bir dakika sonra baka yerden kt, yzmesine devam etti, durmadan suya dalyor,
dibe ulamaya alyordu! Aman, yarabbi... diye sudan holanarak tekrarlyordu: Aman
yarabbi... Deirmene kadar yzd, orada kyllerle bir eyler konutu, geri dnd; nehirin
ortasnda yzn yamura vererek uzand. Burkin'le Alhin giyinmiler, gitmeye
hazrlanyorlard, o daha yzyor, suya dalp kyordu.
Ah, yarabbi... diyordu. Yarabbi bala.
Yeter artk! diye Burkin bard.
Eve dndler. Yukarda lamba yanm, Burkin'le van vani srtlarnda ipek oda elbiseleri,
ayaklarnda scak pantuflalarla koltuklara yerlemilerdi, ykanp taranarak, yeni bir redingot
giymi olan Alhin de 'besbelli, scan, temizliin, giydii kuru elbisenin, hafif
ayakkablarnn keyfiyle misafir salonunda dolayor, .gzel Pelageya halnn zerinde
sessizce yryp tatl tatl glmseyerek tepsiyle ay ve reel sunuyordu ki van vani
hikyesine balad. Sanki yalnz Burkin'le Alhin deil, yaldzl erevelerden sakin sakin
bakan fttiyar ve gen bayanlarla sert bakl askerler de dinliyordu onu.
. Biz iki kardeiz, diye balad; ben van vani, br kardeim Nikolay vani. O benden iki
ya kktr. Ben bilim yolunda yrdm, veteriner oldum. Nikolay ondokuz yl maliyede
alt. Babamz ima Gima\
75
layski1 kantonistlerdendi2, ama subaylk rtbesi kazanarak bize atadan bir asilzadelik, bir
malikhanecik brakt. lmnden sonra malikhane borlara gitti, ama biz naslsa
ocukluumuzu kyde zgr olarak geirdik. Btn br kyl ocuklar gibi, geceyi gndz
krda, ormanda geiriyor, atlar bekliyor, lif soyuyor, balk avlyor ve buna benzer iler
yapyorduk... Bilirsin!?;, mrnde bir defack bile hani bal yakalam veya gzn g-c
ard kularn, onlarn berrak serin havalarda ky-ferin zerinde srler halinde uuunu
grm bir kimse artk kentli olamaz. lnceye kadar onu temiz kr havas eker. Maliye
kardeimi skyordu. Yllar geti, hep ayni yerde oturup ayni ktlar dolduruyor ve hep ayni
eyi dnyordu: Kye gitmek. Bu zlem onda yava yava belli bir istee, bir nehir veya gl
kysnda kk bir iftlik satn almak hayaline dnd.
yi yrekli, yumuak huylu bir adamd; onu severdim, ama bu isteine, btn mr boyunca
kendini zel iftliine kapamak arzusuna hi bir zaman sempati duymadm. nsana yalnz
arn toprak gerek, deniyor. Ama arn lye gerek, insana deil. imdi bir de,
aydnlarmzda topraa kar bir meyil varsa, iftlik edinmeye gayret ediyorlarsa bu iyi bir ey,
diyorlar. Ama bu iftlik ayni arn topraktr. Kentten, mcadeleden, gnlk hayatn
grltlerinden uzaklamak, uzaklamak ve kendi iftliinde saklanmak: Bu hayat deil,
egoistlik, tembellik; bir eit keilik bu; ama zverisi olmayan bir keilik. nsana arn

toprak, bir iftlik deil, kendi zgr ruhunun btn niteliklerini, zelliklerini meydana
koyabilecei bir genilik, btn bir yeryuvar-la, btn bir doa gerek.
1 Gimalayski : Himalaya dan atam 'bir soyad. ev.
2 Kantonist : ocuklukta askere verilerek er yetitirilen er olu. ev.
76
o
Kardeim Nikolay brosunda oturup nefis kokusu evi saran kendi zel orbasn imeyi, yeil
imenlikte yemek yemeyi, gnete uyumay, avlu kaprm tesindeki srada saatlerce oturup
kra, ormana bakmay hayal ediyordu. Tarm kitaplar, takvimlerdeki btn bu eit tler
onun zevki, sevdii mnevi yiyecekleriydi. Gazete okumay da severdi, ama onlarn yalnz,
bilmem ka desyatinlik1 ekin tarlalar, ayrlklar, nehiri, bahesi, deirmeni, akarsu havuzlar
olan bir iftlik satld hakkndaki ilanlarn okurdu. Bahedeki yollar, iekler, meyvalar,
srck yuvalar, havuzlarda opur balklar, sonra efendime syleyeyim, byle bir sr ey
kafasnda canlanrd. Bu hayali tablolar rastlad ilanlara gre baka bakayd, ama nedense
hepsinde de muhakkak f renk zm vard. Frenk zmnn bulunmad hi bir iftlik, hi bir
airce ke dnemezdi.
Ky hayatnn ho yanlar var, derdi. Balkonda oturur ay iersin, havuzda rdeklerin yzer,
ortalk yle gzel kokar ki, ve... frenkzm de yetiir.
Malikhanesinin planlarn izerdi; her plannda da ayn eyler vard: a) Bey kona, b) Hizmeti
dairesi, c) Sebze bahesi, d) Frenkzm. Pintice bir hayat yaard: Doyasya yemez, doyasya
imezdi, giyiini sormayn, dilenci gibiydi; parasn bankada biriktirir, hep biriktirirdi. Korkun
derecede cimriydi. Ona baknca iim szlard; ara sra bir eyler verir, bayramlarda da teberi
yollardm, ama bunlar da saklard. nsan bir kere aklna bir ey koymasn, ne yapsan bo.
Yllar geti, onu baka bir kente naklettiler. Krkn amt, ama daha gazetelerdeki ilanlar
okuyor, para biriktiriyordu. Sonra duydum ki, evlenmi. Hep o amala, iinde frenkzm
bulunan bir iftlik satnalDesyatn : 1,092 hektara eit bir l.
77
mak amacyla ihtiyar, irkin bir dulla evlendi: Arada hi bir his., bir sevgi olmadan, sadece
kadnn parack-lar iin: Bu kadnla da pintice mr sryor, onu yar a yaatyordu,
paralarm da kendi adna bankaya yat-ryordu. Kadn nce bir posta mdryle evliydi, onun
yannda iyi yemeklere, ikilere almt, ikinci kocasnda ise kara ekmei bile doyasya
yiyemiyordu. Bu hayat onu gittike eritti, yl sonra da ruhunu hakka teslim etti. Tabi,
kardeim onun lmnden sulu olduunu biran bile aklna getirmedi. Para insan votka gibi
sersem eder. Bizim kentde bir tacir lmt. lmeden nce kendisine bir tabak bal verilmesini
emretti, btn paralarn, piyango biletlerini, "kimseye kalmasnlar diye balla yedi. Bir gn
garda hayvan srlerini muayene ediyordum, bu srada bir at cambaz lokomatifin altna
dt, baca kesildi. Onu ilk yardm hastahanesine gtryoruz, kan yle boalyor ki,
korkun ey; o ise bacann aranp bulunmasn istiyor: Kesilen bacan iz-mesindeki yirmi
ruble kaybolacak diye kayglanyordu.
Siz imdi baka telden alyorsunuz, dedi Burkin. van vani bir an dnerek:
Karsnn lmnden sonra, diye devam etti: -Kardeim kendine bir mlk kollamaya balad.
Ama, insan be yl da kollasa sonunda gene de aklanabilir; ald ey hi de hayalinde kurduu
olmaz. Kardeim Nikolay komisyoncu araclyla yz oniki desyatink bir yer satn ald.
Burann kona, hizmeti dairesi, park vard, ama meyva bahesi, frenkzm, rdekli
havuzlar filan yoktu. Nehir vard, ama suyu kahve suyu gibiydi; nk malikhanenin bir
yannda tula oca, br yannda kemik frn bulunuyordu. Ama benim Nikolay vani buna
ok zlmedi, yirmi kk frenkzm fidan getirtti, dikti, bir toprakbeyi gibi yaamaya balad.
78
Geen yl onu grmeye gittim. Giderken, bir bakaym nasl bir yer, neler var orda diye
dnyordum. Kardeim mektuplarnda malikhanesini yle adlandryordu: umbaroklova
bo toprak, Gimalayski de yle. Gimalayski ye leden sonra geldim. Scak vard. Her
yerde hendekler, bahe duvarlar, iftlik, sra sra dikilmi kknarlar... Avluya nasl gireceksin,
at nereye koyacaksn bilmezsin. Eve doru yrdm, karma iri, domuza benzeyen sar bir
kpek kt. Haklamak istiyordu, ama miskinlikten azn aacak durumu yoktu. Mutfaktan
plak ayakl, iman a kadn kt, o da domuza benziyordu; efendisinin le yemeinden
sonra dinlendiini syledi. Kardeimin yanna ktm, yatakta' oturuyordu, dizleri battaniye ile

rtlyd; ihtiyarlam, imanlamt; etleri porsumu, yanaklar, burnu, dudaklar ne


doru uzamt, nerdeyse batt-aniyeye h-rldayacakt.
Kucaklatk, sevinle ve bir zamanlar gen olduumuz, imdi ikimizin de salar aarm,
lme yaklam bulunduumuz dncesinin verdii hznle alatk. O giyindi, bana,
malikhanesini gezdirmeye balad.
E, nasl yayorsun burada bakalm, diye sordum.
Fena deil, tanrya kr, iyi yayorum.
O artk eski rkek, yoksul memur deildi, tam bir toprakbeyi, bir aa olmutu. Buraya alm,
snm, burann havasna girmiti. ok yiyor, hamamda ykanyordu, imanlamt, ky
cemaatiyle de, iki fabrika ile de daval olmutu; kyllerin ona asaletli efendimiz
dememesine ok ierliyordu. Adamlarna ar balca bir ilgi, bir efendi ilgisi gsteriyordu.
Meydana getirdii hayrl iler yle basit deildi, nemli ilerdi. Ne biim ilerdi bunlar?
Mujiklerin btn hastalklarn karbonat d sud ve hint yayla tedavi eder, kendi isim gnlerin79
de kyn ortasnda yarglama duas okutur, sonra yarm vedro1 votka datr, byle gerek diye
dnrd. Ah, ne korkun eydir bu yarm vedrolar! Bugn, iman bir toprak beyi, ekinlere
zarar verildi diye kylleri yerli idare amirinin yanna srkler, yarn bir enlik gnnde onlara
yarm vedro datr, ierler, hurra!2 diye barrlar, sarholar onun ayana 'kapanr. Hayatn
iyiye doru deimesi, tokluk, tembellik Rus'ta kendini beenmiliin en kstahasn
gelitiriyor. Bir zamanlar maliyede zel bir gr sahibi olmaktan bile korkan Ni-kolay vani'in
azndan imdi geekten baka sz kmyordu, tpk bir bakan edasiyle 'konuuyordu: Eitim
gereklidir, ama halk iin henz zamanszdr, cismani cezalar genel olarak zararldr, ama
baz durumlarda yararldr, yerlerini hibir ey tutmaz diye szler ediyordu.
Ben halk bilirim, ona kar nasl davranlaca-n da bilirim, diyordu. Halk beni sever.
Parmam yle bir oynatayam, istediim her eyi benim iin yapar.
Btn bunlar da, bakarsnz, zekice, iyi yreklice bir glmseme ile sylenir. Konuurken bel'ki
yirmi defa tekrar etti: Biz asilzadeler, ben bir asilzade olarak. Besbelli, dedemizin bir
mujik, babamzn er olduu aklna gelmiyordu. Aslnda anlamsz bir ey olan soyadmz ima
Gimalayski bile imdi ona ahenkli, aristokrata ve ok ho geliyordu.
Ama i onda deil, bende. Ben size onun iftliinde geirdiim birka saat iinde bende nasl
bir deiiklik olduunu anlatmak istiyorum. Akam ay ierken a sofraya bir tabak dolusu
frenkzm getirdi. Bunlar sa-tnalma deildi, fidanlar dikileliberi ilk defa toplanan
1 Vedro : 12 litreyi karlayan eski bir l.
2 Yaa!
80
kendi bahesinin frenk zmyd. Nikolay vani glmeye balad, bir an sessizce, gzleri yal
frenkzm-ne bakt, (heyecandan konuamyordu), sonra yemiten azna bir tane koydu,
sevdii oyuncaa sonunda kavumu bir ocuk kurumluluuyla bana bakt:
Nefis ey! dedi.
Hrsla yiyor ve hep tekrarlyordu.
Ah, ne nefis ey! Bir tadna bak hele!
Sert ve ekiydi, ama Pukin'in dedii gibi, Bizi ykselten bir aldan, bizim iin binlerce
gerekten deerlidir. Tatl hlyas, byle aka gereklemi, hayatta amacna ermi,
isteine 'kavumu, talihinden, kendinden memnun, mutlu bir insan vard karsnda.
Benim insan mutluluu hakkndaki dncelerime, nedense, her zaman hznl bir eyler
karrd, imdi ise mutlu insan grnce beni umutsuzlua yakn ar bir his kavrad. Gece
epeyce skntl geti. Bana kardeimin yatak odasnn yanndaki odada yatak yapmlard. Onun uyumadn, kalktn, frenkzm tabana yaklap birka tane aldn duyuyordum.
Dnyordum: Gerekte halinden memnun, mutlu insan ne kadar ok! Ne ezici bir g bu! u
hayata bir baknz: Gllerin kstahl, avarelii, zayflarn cahillii, yabanilii, her yerde
akln almayaca bir yoksulluk, darlk, soysuzlama, sarholuk, ikiyzllk, yalan... Bununla
birlikte btn evlerde .sokaklarda sessizlik, gvenlik; kentde yaayan ellibin kiinin iinde
baracak, fkesini yksek sesle haykracak bir kii yok. Yiyecek almak iin pazarda gezenleri,
gndz yiyen, gece uyuyanlar, sama konuanlar, evlenen, ihtiyarlayan, llerini sessiz
sedasz mezarla tayanlar gryoruz, ama ac ekenleri grmyoruz, duymuyoruz; hayatta

korkun olan eyler de kulis arkasnda bir yerlerde geiyor. Herkes sessiz, rahat. Protesto eden
yalnz dilsiz istatistik: u kadar insan ldrd, u kadar iildi, u kadar ocuk gdaszlktan
81
ld... Anlalan byle bir dzen de gerek. Anlalan, mutlu, ancak bahtszlar yk ses
karmadan tadklar iin kendini iyi hissediyor. Bu susma olmasa mutluluk imkansz olurdu.
Bu genel bir hipnoz. Her halinden memnun, mutlu insann kapsnn arkasnda elinde ekile
birinin durmas, ekici vurarak bahtszlarn varln, o ne kadar mutlu olursa olsun, hayatn
erge trnaklarn ona gstereceini, bir gn felaketin, hastaln, yoksulluun, lmn gelip
atacan, nasl imdi o kimseyi grmyor, duymuyorsa, kimsenin de onu grmeyeceini,
sesini iitmeyeceini durmadan hatrlatmas gerek. Ama eki'li adam yok, mutlu bildii gibi
yayor, kk, gnlk kayglar onu hafiften kmldatyor, rzgrn akakava kmldatt gibi;
her ey de yolunda gidiyor.
van vani ayaa kalkt:
O gece kendimin de ne kadar halimden memnun, mutlu olduumu anladm, diye devam
etti: Ben de yemekte, avda nasl yaamak, nasl inanmak, halk nasl idare etmek gerektii
zerine ders veriyordum. Ben de bilimin bir k, renimin gerekli olduunu, ama basit
insanlar iin imdilik yalnz okuyup yazmann yeteceini sylyordum. zgrlk bir nimettir,
diyordum. Onsuz olmaz, havasz olmad gibi; ama beklemek gerek. Evet, byle diyordum,
ama imdi de soruyorum: Niye beklemeli? (Ivan vani Burkin'e sert sert bakarak sordu.) Niye
beklemeli, soruyorum size? Hangi dnceler adna? Her ey birden olmaz, her fikir yava
yava, zamannda hayata geebilir, diyorlar bana, Ama kim sylyor bunu? Bunun doru
olduunun kant nerde? Siz eyann tabi dzenine, olaylarn kanunluluuna dayanyorsunuz,
ama benim gibi canl, dnen bir adam iin bir hendein kenarnda durup, belki de stnden
atlayarak geilebilecekken veya zerine bir kpr kurabilecekken, kendiliinden bitecek otlarla
veya sel amuruyla
82
ken beklemek. Oysa yaamak gerek ve insan yaamak istiyor!
O gn sabah erkenden kardeimden ayrlmtm. O zamandan beri de kentde durmak 'benim
iin dayanlmaz bir durum ald. Sessizlik, skn beni eziyor, pencerelere bakmaya
korkuyorum. nk benim iin imdi bir masa evresinde oturup ay ien mutlu aileden daha
sknt verici bir manzara yok. Ben artk ihtiyarm, savamaya yaramam, nefret etmeye bile
gcm yok. Ancak iten ac duyuyorum, kzyorum, canm sklyor: Geceleri beynime hcum
eden dncelerden bam yanyor, uyuyamyorum... Ah, eer gen olsaydm!
van vani heyecanla keden keye gidip geliyor, tekrarl yordu:
Gen olsaydm eer!
Birden Alhin'e yaklat, iki elini ayr ayr skmaya balad.
Yalvarr gibi bir sesle:
Pavel Konstantini! dedi. Kendinizi gevemeye brakmaynz,
uykuya kaptrmaynz! Genken, glyken, dinken iyilik etmekten yorulmaynz. Mutluluk
yok, olmamaldr da. Hayatn bir anlam, bir amac varsa, bu anlam ve ama hi de bizim
mutluluumuz deildir, akla daha uygun, daha byk bir eydir. yilik ediniz!
van vani, btn bunlar kendi ahs iin istiyormu gibi, yalvaran bir glmsemeyle
sylyordu.
Sonra her de misafir salonunun ayr ayr kelerindeki koltuklara oturdular, susuyorlard.
van va-ni'in hikyesi Burkin'i de, Alhin'i de sarmamt. Yaldzl erevelerden, alaca
karanlkta canl gibi grnen, generaller, bayanlar bakarken frenkzm yiyen zavall
memurun hikyesini dinlemek skcyd. nsan, nedense, kibar kimselerden, kadnlardan sz
etmek, onlarn hikyesini dinlemek istiyordu. Bir zamanlar burada imdi erevelerden bakan
bu insanlarn dolatklarn, otur83
dolup kapanmasn beklemekte bir dzen, bir mantk var m? Gene de, niye beklemeli?
Yaamaya g yok-duklarm, ay itiklerini, her eyi ile (klfl avizesiyle de, koltuklariyle de,
yerdeki hallariyle de) anlatan bu misafir salonunda oturmalar, imdi burada gzel Pelageya'nn sessizce dolamas her trl hikyeden iyiydi.
Alhin'in adamakll uykusu gelmiti: iftlik ileri iin ok erken, sabahn nde kalkard.
Gzleri kapanyordu, ama kendisi yokken misafirler merakl bir ey anlatrlar diye korkuyor,
gitmiyordu. van vani'in biraz nce syledikleri akllca eyler miydi, doru muydu, bunu

kavram deildi; misafirler ne bulgurdan, ne samandan, ne de katrandan sz ayorlard, onun


hayatyla dorudan doruya ilgisi olmayan -bir eyler anlatyorlard. Buna memnundu, devam
etmelerini istiyordu...
Burkin ayaa kalkarak:
E, yatmak vakti geldi, dedi. zminizle sizlere iyi geceler dileyeyim.
Alhin iyi gece dileyip aaya odasna indi, misafirler yukarda kalmlard. Onlar yatacaklar
byk bir odaya gtrdler; burada oymal iki eski ceviz karyola vard. Gzel Pelageya'nn
serdii geni, serin yataklardan ho bir temiz amar kokusu geliyordu.
Ivan Ivani sessizce soyunup yatt.
Yarabbi, biz gnahllar bala! dedi, yorgan bana ekti.
Masann stndeki piposundan 'keskin bir yank ttn kokusu kyordu. Burkin uzun zaman
uyuyamad, bu ar ttn kokusunun nerden geldiini bir trl an-layamyordu.
Yamur btn gece pencerelere vurdu.
1898
ON
S. Vilyet merkezinde kente gelen yabanclar can skntsndan, srekli hayatta ikayet ettikleri
zaman yerliler, kendilerini savunur gibi, tersine olarak, S. de ok iyi yaandn, kentin
ktphanesi, tiyatrosu, kulb olduunu, balolar dzenlendiini, sonra kendileriyle ahbaplk
kurulabilecek kltrl, iyi aileler bulunduunu sylerlerdi.
Bu aile ana caddede, vali kona yaknnda kendi zel evinde oturuyordu. imanca, favorili,
yakkl esmer bir adam olan Ivan Petrovi Turkin hayr ileri yararna amatr oyunlar
dzenler, eski general rollerini kendisi oynar, oynarken de 'gln ekilde ksrrd. ok
fkra, bilmece, ata sz bilir, aka etmeyi, nkteli konumay severdi. Her zaman yle bir
anlat vard ki, aka m, ciddi mi sylyor anlalamazd. Kars Vera osifovna pince-nez1
takan zayfa, sevimli bir bayand. Hikyeler, romanlar yazar, bunlar seve seve misafirlerine
yksek sesle okurdu. Kz Yekaterina vanovna pi1 Pince-nez : Kelebek gzlk.
85
yano alard. Szn ksas ailenin her yesinin kendine gre bir becerisi vard. Turkinler
misafirleri gler yzle karlar, kabiliyetlerini onlara neeli, iten bir ak yreklilikle
gsterirlerdi. Byk, tatan yaplma evleri geniti, yazn serindi, pencerelerin yars, baharda
blbllerin tt eski tenis bahesine alrd. Evde misafir olduu zaman mutfakta baklarn
takrts duyulur, avluya kzarm soan kokusu yaylrd. Bu da her zaman bol ve nefis akam
yemeini haber verirdi.
Doktor (Dimitri oni) Startsev yerli idare doktoru tayin edilip te S. den on verst uzaktaki
Diyalij'e gnderildii zaman aydn bir insan olarak Turkinlerle tanmas gerektii kendisine
sylenmiti. Bir k gn onu yolda van Petrovi'le tantrdlar. Havadan, sudan, tiyatrodan,
koleradan konutular, arkasndan ar geldi. Baharda, bayram gn (mira bayramyd o gn)
hastalar kabul ettikten sonra Startsev biraz oyalanmak, ve sras gelmiken kendine bir eyler
satn almak iin kente yolland. Yaya olarak, acele etmeden gidiyor (daha kendi arabas yoktu),
durmadan da bir ark mrldanyordu :
Daha 'ben imemiken
Gz yalarm hayat kadehinden...
Kentde yemek yedi, parkta gezdi, sonra bir aralk van Petrovi'in arsn anmsayverdi,
Turkinlere uramaya, ne biim insan olduklarn grmeye karar verdi.
van Petrovi onu ta merdivende karlayarak:
Ltfen ho geldiniz, dedi. Byle sevimli bir misafiri grmekten ok, ok memnunum. Gidelim
sizi vefalmla tantraym. Ona diyorum ki, Veroka, (doktoru karsyla tantrarak devam
ediyordu) diyorum ki, hastanesinde oturmaya hi bir kanun hakk yoktur, bo vaktini
sosyeteye ayrmaldr. Doru deil mi, ruhum?
86
Vera osifovna misafiri yannda oturtarak:
Byle oturun, dedi. Bana kur yapabilirsiniz. Kocam kskantr, bir Otello. Ama biz ii yle
idare ederiz ki, o bir ey sezmez.
van Petrovi efkatle:

Ah seni dii ku, seni yaramaz seni... diyerek karsn alnndan pt. Tam
zamannda terif ettiniz, diye sz gene misafire yneltti: Vefalm byk bir roman yazd,
bugn bize okuyacak.
Vera osifovna kocasna:
Jancm, dedi, dites que l'on nous donne du the1.
Annesine ok benzeyen, onun gibi zayfa ve sevimli on sekiz yalarndaki Yekaterina
vanovna, Startsev'le tantrld. Yznn ifadesi henz ocuksu, ince yapl, narin bir kzd.
Dokunulmam, gelimi, gzel ve diri gs bahar, gerek bahar sylyordu. Sonra reelle,
balla, ekerleme ile, azda eriyen ok nefis bir biskvi ile ay itiler. Akamn yaklamasiyle
birlikte misafirler yava" yava toplanyor, van Petrovi ii glen gzlerini birinden brne
evirerek:
Ltfen ho geldiniz, diyordu. Sonra hep birden, yzlerine ok cidd bir ifade vererek misafir
salonuna getiler. Pera osifovna romann okuyordu. yle balad Ac souk sertlemiti...
Pencereler ardna kadar akt, mutfaktan baklarn takrts duyuluyor, kzarm soan kokusu
geliyordu... Yumuak, derin koltuklar rahatt, klar misafir salonunun loluu iinde tatl tatl
prldyordu. imdi byle bir yaz akam sokaktan sesler, kahkahalar, avludan leylak
kokular gelirken ac souun nasl sertletii, batan gnein souk snlar ile karl ovay, yolda
tek bana giSyleyiniz, 'bize ay versinler.
87
den yolcuyu nasl aydnlattn anlamak zordu. Vera osifovna romannda gen, gzel bir
kontesin kynde nasl okullar, hastaneler, eczaneler atn, gezici bir ressam nasl sevdiini
anlatyor, hayatta hi bir zaman olmam eyleri okuyordu. Ama gene de dinlemesi hotu,
yakk alan da buydu. Zihne hep iyi, sakin fikirler geliyor, insan kalkmak istemiyordu.
van Petrovi yavaa:
Hi de fenamtrak deil... dedi.
Misafirlerden biri dinlerken hayalinde uzaklara, ok uzaklara giderek g iitilir bir sesle
mrldand:
Ya, evet... Sahiden de...
Bir saat, bir saat daha geti. Yakndaki kent bahesinde orkestra alyor, 'koro halinde ark
syleniyordu. Vera osifovna defterini kapaynca be dakika sustular, koronun syledii
Luinuka yi dinlediler. Bu arknn ifade ettii yle bir ey vard ki, romanda yoktu bu, ama
hayatta vard.
Eserlerinizi dergilerde bastryor musunuz! diye Startsev Vera osifovna'ya. sordu.
Hayr, diye karlk verdi Vera osifovna, hi bir yerde bastrmyorum. Yazp dolabmda
saklyorum. Ne diye bastraym? diye aklad: Gelirimiz var.
Hepsi de, nedense, ilerini ektiler. van Petrovi kzna:
imdi sen, Kotik, bir ey alver bize, dedi.
Piyanocun kapan kaldrdlar, zaten ha.zr duran notay atlar. Yekaterina Ivanovna oturdu,
iki eliyle tulara vurdu, sonra hemen, var gcyle bir daha vurdu bir daha, bir daha vurdu.
Omuzlaryla gs titriyordu, inatla hep ayn yere vuruyor ve yle grnyordu ki, tular
piyanonun iine gmnceye kadar vuracakt. Mi88
safir salonu grltyle dolmutu, her yer gmbrdyor-du: Deme de, tavan da, mobilya
da... Yekaterina Ivanovna g bir pasaj, ilgi ekicilii daha ok gllnde olan uzun,
tekdzen bir pasaj alyordu. Startsev dinler-kep. gznn nne yksek bir dadan kayalar
yuvarlanyor, durmadan yuvarlanyormu gibi geliyor, bu yuvarlanmann biran nce sonu
gelmesini istiyordu. Kendini skmaktan pembelemi, gl, enerjik Yekaterina Ivanovna
alnna den buklesiyle onun ok da houna gitmiti. Diyalij'de hastalar, mujikler 'arasnda
geirdii bir ktan sonra bir salonda oturup bu gen, zarif, belki temiz mahlka bakmak, bu
.grltl, bktrc, ama gene de kltrl sesleri dinlemek yle ho, yle yeni bir eydi ki...
Kz bitirip ayaa kalknca van Petrovi gzleri ya iinde:
Eh, Kotik, bugn Sen yle bir aldn ki, hi byle almamtn, dedi. Bundan iyisi can
sal.
Hepsi kzn evresini sard. Onu kutladlar, hayranlklarn belirttiler, oktan byle bir mzik
dinlemediklerini sylediler. O bir ey sylemiyor, hafife glmseyerek dinliyordu, btn
halinde bir zafer okunuyordu.

ok gzel! ok gzel!
Startsev de kendini genel heyecana kaptrarak:
ok gzel! dedi. Mzii nerde rendiniz? diye Yekaterina Ivanovna'ya sordu:
Konservatuvai'da m?
Hayr, konservatuvara daha yeni hazrlanyorum. Bildiimi de burada rendim, madam
Zavlovskaya'dan
' ders aldm.
Burann lisesini bitirdiniz mi?
A, hayr! diye annesi Vera osifovna onun yerine yant verdi: retmenleri eve getirttik.
Lisede veya
89
l
enstitde, kabul edersiniz ki, kt etkiler olabilirdi. Bir kz, gelime andayken yalnz
annesinin etkisi altnda bulunmal.
Ama ne de olsa konservatuvara gideceim dedi. Yekaterine vanovna.
Yok, Kotik annesini sever. Kotik babasn, anne-sini zmek istemez.
Yekaterina vanovna akaya getirip hrnlaarak: Hayr, gideceim! Gideceim! dedi,
ayan yere vurdu.
Sofrada yeteneklerini gstermek sras van Petro-vi'e gelmiti. Yalnz gzleriyle glerek
fkralar anlatyor, /nkte yapyor, gln rnekler veriyor, onlar gene kendisi zyordu, espri
diye uzun altrmalarla hazrlanm, besbelli onda alkanlk haline gelen kendi uydurma diliyle
konuuyordu: Byklemesine, fenamtrak, byk teekkrler sunarm... gibilerden.
Ama hepsi bu kadar deil. Karnlan doymu, memnun misafirler sofaya birikerek paltolarm,
bastonlarn ararlarken on drt yalarndaki ba tral, tombul yanakl uak Pavlo'a, buradaki
ad ile Pava yanlarnda telala dnp duruyordu, van Petrovi ona:
Hadi bakalm, Pava, gster bakalm kendini, dedi.
Pava poz ald, kolunu yukar kaldrd, trajik bir sesle:
l, sefil kadn! dedi.
Hep gltler.
Startsev sokaa karken iinden:
Elenceli, diye dnd.
Bir de ikili lokantaya girdi, arap iti, sonra yaya olarak Diyalij'e, evine yolland. Yrd ve
btn yol boyunca hep ayn arky mrldand:
Hem tatl benim iin "hem ac senin sesin...
90
On vers yryp de yatana uzand zaman en k k bir yorgunluk bile duymuyordu,
tersine; ona yle geliyordu ki, seve seve daha yirmi verst yryebilirdi.
Fenamtrak... diye anmsad, glmsedi.
n
Startsev hep Turkinlere gitmeye hazrlanyordu, ama hastane pek ok i vard. Bir trl bo bir
vakit bulamyordu. Bylece i ve yalnzlk iersinde bir yldan ok bir zaman geti. Nihayet ite
kentden mavi zarfl bir mektup getirdiler...
Vera osifovna oktandr yarm ba ars ekiyordu, son zamanlarda da Kotik her gn
konservatuvara gideceini syleyerek onu korkuttuu iin nbetler gittike sklamaya
balamt. Btn kent doktorlar Turkinlere tanmlard, sonunda sra yerli idare doktoruna
gelmiti: Vera osifovna ona dokunakl bir mektup yazyordu, gelmesini, acsn hafifletmesini
rica ediyordu. Startsev gitti, ondan sonra da Turkinlere sk sk uramaya balad.,. Vera
osifovna'ya gerekten de onun azck yardm olmutu. Kadncaz artk gelen btn
misafirlerine onun olaanst, alacak bir doktor olduunu sylyordu. Ama Startsev
Turkinlere artk Vera osifovna'nn yarm ba ars iin gitmiyordu...
Bir tatil gnyd. Yekaterine vanovna piyanoda uzun, skc "egzersizlerini bitirdi. Sonra uzun
zaman yemek odasnda oturup ay itiler, van Petrovi gln bir eyler anlatyordu. Ama ite
zil ald, sofaya, gelen bir misafiri karlamaya gitmek gerekti. Startsev a-knlk anndan
yararland, Yekaterina vanovna'ya yavaa, ok heyecanlanarak:
Allah akna, yalvarrm size, beni zmeyin baheye gidelim! dedi.
91

Yekaterina vanovna onun kendisinden ne istediini kavrayamam, anlyamam gibi,


omuzlarn silkti, ama kalkt ve yrd.
Startsev arkasndan giderek:
saat, drt saat piyano alyorsunuz, dedi: Sonra annenizle oturuyorsunuz, sizinle
konumak imknsz oluyor. Bir eyrek saatinizi olsun bana verin, yalvarrm size.
Sonbahar yaklayordu, eski bahe sessizdi, hznlyd, aal yollarda koyu renk yapraklar
vard. Ortalk artk erken kararyordu.
Btn bir haftadr sizi grmedim, (Startsev devam ediyordu), bunun ne azap olduunu
bilseniz! Oturalm. Dinleyiniz beni.
ikisinin de bahede sevdikleri bir yer vard: htiyar, kaln akakavan altndaki sra. Gene bu
sraya oturdular.
Yekaterine vanovna souka, ile ilgili bir kimse edasyla:
Ne istiyorsunuz? diye sordu.
Sizi btn bir hafta grmedim, bu kadar uzun bir zamandr sizi dinlemedim. Sesinizi
duymay ihtirasla istiyorum, ona susam bir haldeyim. Konuun.
Kotik krpelii, gzlerinin, yanaklarnn saf ifadesiyle onu hayran ediyordu. Elbisesinin
bedenine oturuunda bile olaanst sevimli sadeliinin, safa zerafe-tinin verdii
heyecanlandrc bir eyler gryordu. Ayn zamanda da bu safla ramen Kotik ona, yana
gre ok akll, ok gelimi grnyordu. Onunla edebiyattan, sanattan, her eyden
konuabilir, ona hayattan, insanlardan ikyet edebilirdi. Geri ciddi bir konuma srasnda
birdenbire, hi yeri deilken, glmeye basla92
d veya eve kat da olurdu. O, hemen btn S. kzlar gibi, ok okurdu (Genel olarak S. de
ok az okurlar, burann ktphanesinde konuulurken de kzlarla Yahudiler de olmasa
ktphane kapansa da olur, derlerdi.) , Startsev'in bu pek houna gider, son gnlerde ne
okuduunu her zaman heyecanla ona sorar, o anlatrken hayran hayran dinlerdi.
Bu hafta, grmeyeli ne okudunuz? diye sordu. Syleyiniz, rica ederim.
Pisemski'yi okudum.
rnein, nesini?
' Bin Can okudum, diye Kotik karglk verdi: Pisemski'yi Aleksey Feofilakt adyla
armalar da ne gln!
Nereye gidiyorsunuz? (Kotik birdenbire kalkp eve dorulunca Startsev korkuyla
sormutu.) Sizinle konumam gerek, aklamam gerek... Be dakika olsun benimle kaln!
Yalvarrm size!
Kotik, bir ey sylemek ister gibi durdu, sonra beceriksizce onun eline bir pusula sktrd, eve
kat, orada gene piyanonun bana geti.
Bugn akam saat onbirde, (diye Startsev okudu,) mezarlkta, Demetti heykeli yannda
bulununuz. Startsev evine dnnce:
E, hi de akllca bir ey deil, diye dnd. Mezarlk da ne oluyor? Neden?
Herey akt: Kotik eleniyordu. Gerekten de, sokakta, kent bahesinde kolayca bulumak
mmknken kentin uzanda, mezarlkta randevu vermek cidd olarak kimin aklna gelirdi?
Ona, bir kaza doktoruna, akll, ar bal bir adama ah ekmek, ak mektubu almak,
mezarlklara tanmak, imdi lise rencilerinin bile gld budalalklar yapmak yakr
myd? Bu roman na93
sl bitecekti? Arkadalar renince ne derlerdi? Start-sev kulpte, masalarn arasnda
gezinerek byle dnyordu, ama on buukta birden dorulup mezarln yolunu tuttu.
Onun artk ift atl bir arabas, kadife yelekli arabacs Pantaleymon vard. Ay parlyordu.
Ortalk sakin, scak, ama sonbahara gre scakt. Kentin yan mahallelerinde, mezbahalarn
yaknnda kpekler uluyordu. Startsev kentin yannda ara sokaklarn birinde arabay durdurdu.
Kendisi mezarla yaya gitti. Herkesin kendine gre tuhaflklar var, diye dnd: Kotik de
tuhaf bir kz, kim bilir? Belki aka etmiyordur, bakarsnz gelir, olabilir, kendini bu zayf bo
umutlara kaptrd, bu umut onu sarho ediyordu.
* Yarm verstlik ak bir alandan geti, mezarlk uzakta, bir orman veya byk bir bahe gibi
karanlk bir alan eklinde beliriyordu. Beyaz tatan duvar, kap gzkt... Ay nda kapnn
stnde u yazlar okunabiliyordu: (ite saat yaklat ve...) Startsev kk kapdan ieri girdi,
ilk grd ey geni aal yolun iki yanndaki beyaz halar, heykeller, onlarn, kavak

aalarnn kara glgeleriydi. Her yanda, ta uzaklara kadar beyazdan, karadan baka bir ey
grnmyordu, uykulu aalar dallarn beyazlar zerine emilerdi. Buras- ak alandan daha
aydnlk grnyordu. Peneleri andran akaaa yapraklar aal yolun sar kumlan ve malta
talar zerinde aka ayrt ediliyordu. Heykellerdeki kitabeler ak seik okunuyordu. lk
anlarda Startsev'i hayrete dren, mrnde ilk defa grd, ihtimal ki, artk bir daha da
grmeyecei eydi: Baka hibir eye benzemeyen bir dnya, ay nn bu kadar iyi, bu kadar
yumuak olduu dnya. Buras onun beiiydi sanki, hayat yoktu burada, yoktu; ama her
kavak karaltsnda, her mezarda sakin, gzel ve sonsuz bir hayat vaa-deden srrn varl
seziliyordu. Mezar talarndan, sol94
mu ieklerden sonbahar yapraklarnn kokusuyla birlikte acma, keder ve skun yaylyordu.
Her yer sessizlik iindeydi. Gkten yldzlar derin bir sayg ile bakyorlard. Startsev'in ayak
sesleri sertti, yersizdi. Ancak kilisenin saati almaya balad, o kendini l, ebedi olarak
buraya gml hayal ettii zaman birinin-kendisine baktn sand, bir an bunun bir
durgunluk, bir sessizlik deil, yokluun derin hzn, yenilmi bir umutsuzluk
olduunu dnd... Demetti'nin ant bir apel biimindeydi, stnde de melek vard,
zamannda S. den bir talyan operas geiyormu., arkclardan biri lm, onu gmmler ve
bu ant dikmiler. Kentde artk onu kimse anmsamyordu. Giri kapsndaki kandil ay n
aksettiriyor, yanyor gibi grnyordu.
Kimsecikler yoktu. Gece yars buraya kim gelirdi 'ki? Ama Startsev bekliyordu; ay , iinde
sanki bir ihtiras atei tututurmutu, ihtirasla bekliyordu; hayalinden pmeler,
kucaklamalar geiriyordu. Antn yannda yarm saat oturdu, sonra apkas elinde yanlardaki
aal yollarda dolat; gezerek, bekleyerek dnyordu: Burada, bu mezarlarda ne
kadar kadn, kz gmlyd ki, vaktiyle gzeldiler, ekiciydiler,
sevmiler, geceleri kendilerini okamalara brakarak ihtiras ateleriyle yanmlard.
Doa ana ksanla gerekten de ne kt aka ediyor, bunu bilmek ne onur krc ey! Startsev
byle dnyor, ayn zamanda da bu anda ne istediini, ne pahasna olursa olsun ak
beklediini hay krmak istiyordu. imdi nnde mermer paralar deil, gzel vcutlar parlyor,
utanga utanga aalarn glgesinde saklanan ekiller gryor, bir scaklk hissediyordu; bu
azap arlayordu...
Bir perde inmi gibi ay bulutun ardna girdi, birden her yer tamamyla karard. Startsev, ana
kapy zor
95
buldu, ortalk bir sonbahar gecesi gibi karanlkt, sonra arabasn brakt ara soka bir buuk
saat dolap arad.
Panteleymona:
Yoruldum, ayakta duracak halim yok, dedi.
Ah, imanlamamak gerekiyormu!
III
Ertesi gn akam Startsev teklif yapmak iin Tur-kinlere gitti. Ama bunun uygunsuz olduu
anlald, nk Yekaterina vanovna'nn, odasnda, berber san dzeltiyordu. Kulbe;- dansl
gece toplantsna gitmeye hazrlanyordu.
Gene uzun zaman yemek odasnda oturup ay imek gerekmiti. van Petrovi misafirin
dnceli olduunu, skldn grnce yeleinin cebinden bir kat kard. Alman idare
mdrnn malikanede btn kapalln bozulduu, utanma kalmad yolundaki gln
mektubunu okudu.
Startsev dalgn dalgn dinleyerek iinden: Az drahoma da vermezler herhalde diyordu.
Uykusuz geen geceden sonra sersemlemi gibiydi, sanki ona tatl, uyuturucu bir ey
iirmilerdi. i dumanl, ama sevinliydi, scakt; kafasnn iindeki souk, ar bir para da
yle dnyordu:
Vakit gemeden dur! dengin mi o senin? marn, nazlnn biri; saat ikiye kadar uyur, sense
bir diya-kosun olu, 'bir yerli idare doktorusun...
E, ne olacakm sanki, diye dnd: Olsun.
stelik sen evlenirsen, (diye para devam ediyordu,) Ailesi yerli idare doktorluunu braktrp
kentde yaamaya zorlar.
96

E, ne olacakm sanki, diye dnd. Kentde ya-anz biz de. Drahoma verirler, mobilyay
dzeriz...
Nihayet Yekaterina vanovna balo elbisesiyle dekolte, gzel, k biimde ieri girdi. Startsev
hayran hayran ona bakyordu. yle heyecanlanmt ki, bir tek sz syleyemiyor, yalnz ona
bakyor, glyordu.
Yekaterina vanovna Allahasmarladk dedi. Startsev de, (orada kalmasnn artk anlam yoktu,)
eve gitmek zamannn geldiini, hastalarn beklediini syleyerek kalkt.
Yapacak bir ey yok, dedi van Petrovi, gidiniz, tam da sras, Kotik'i de arabanzla kulbe
kadar gtrrsnz.
Darda tek tk yamur damlalar dyordu, ok karanlk vard, arabann nerede olduu
ancak Panteley-mon'un hrltl ksrnden kestirilebiliyordu.
Faytonun krn kaldrdlar. van Petrovi kzn faytona bindirerek:
-Ben hal zerinden gidiyorum, sen yalan syleyerek gidiyorsun, dedi. O da yalan
syleyerek gidiyor. ek! Ltfen gle gle!
Yollandlar.
Dn mezarla gittim, diye Startsev sze balad. Sizin bu yaptnz centilmenlie, insafa
sar bir ey deil!...
Gittiniz mi mezarla?
Evet, gittim, sizi hemen hemen saat ikiye kadar da bekledim. Isdrap ektim...
akadan anlamazsanz byle sdrap ekersiniz
ite.
Yekaterina vanovna, (bir akla byle kurnazca alay ettiinden, bu kadar ok sevildiinden
tr mem97
nn) kahkahalarla gld. Birden korkuyla haykrd, nk tam bu anda atlar kulbn giri
kapsna doru ani bir dn yapmlar, araba yan yatmt. Startsev Yekaterina vanovna'y
belinden kucaklad, gen kz korkuyla ona sokuldu. Startsev kendini tutamad, ihtirasla
dudaklarndan, enesinden pt, onu daha sk sard.
Yekaterina vanovna souk souk:
Yeter, dedi.
Bir an gemedi, Kotik artk arabada deildi. Kulbn kl giri kapsnn yannda bir polis irkin
bir sesle Panteleyman'a baryordu:
Niye durdun, akn? ek ileri!
Startsev evine gitti, ama ok gemeden dnd, birinin firakn giymi, hep kabarr gibi,
yakalktan kaymak ister gibi duran beyaz, sert bir boyunba takmt; gece yars kulbn
salonunda oturuyor, heyecanla Yekaterina vanovna'ya anlatyordu.
Ah, hi bir zaman sevmemi olanlar ne kadar az ey bilirler! Bana yle "geliyor ki, gerek
ak daha hi kimse anlatm deildir. Bu, ince, sevinli, ac duyguyu anlatmak zordur. Bu ak
bir defa olsun duyan onu szlerle ifade etmeye kalkmaz. Giriler yapmann, tasvirlerin ne
yarar var? Gereksiz parlak syler neye yarar? Akm snrszdr... Rica ederim, -yalvarrm size,
(nihayet Startsev syleyivermiti,) benim karm olunuz!.
Yekaterina vanovna biraz dnerek ok ciddi ,bir yzle:
Dimitri oni, dedi. Dimitri loni, bana eref verdiinizden size ok minnettarm, size
sayg duyarm, ama... (ayaa kalkt,, szne ayakta devam etti,) Ama, kusura
bakmaynz, karnz olamam. Ciddi konualm. Dimitri oni, biliyorsunuz, hayatta her eyden
ok sevdiim sanattr, mzii ldrasya severim, ona taparm,
98
btn mrm ona verdim. Artist olmak istiyorum. hret, baar zgrlk istiyorum, oysa siz
bu kentde yaamaya devam etmemi, benim iin ekilmez bir durum alan bu bo, yararsz
hayat devam ettirmemi istiyorsunuz. Evlenmek; ah, hayr, balayn! nsan yksek, parlak
bir amaca ulamaya almal,, aile hayat ise beni ebedi olarak balar. Dimitri oni (hafife
glmsedi, Dimitri oni adn sylerken Aleksey Feofilakti! anmsamt), Dimitri oni, siz
iyi yrekli, asil, zeki bir insansnz, herkesten iyisiniz... (Gzleri dolmutu.) Btn ruhumla size
duyguadm, ama... Ama anlayn beni...
Alamamak iin teye dnd, salondan kt.
Startsev'in kalbinin hzla at durdu. Kulpten sokaa knca ilk ii sert boyunban
boynundan ekip karmak oldu, gs dolusu bir nefes ald. Biraz utan duyuyordu, onuruna

dokunmutu, (olumsuzluk beklemiyordu o,) btn hlyalarnn, zntlerinin onu, tpk amatr
temsilinde, kk bir oyunda olduu gibi, byle budalaca bir sonuca gtrdne
inanamyordu. Duygularna, bu akna acyordu; yle acyordu ki, durup hngr hngr
alayas veya emsiyeyi tutup var gcyle Panteleymon'un geni srtna indiresi geliyordu
iinden.
gn eli bir-ie demedi, yemedi, uyumad, ama Yekaterina vanovna'nn konservatuvara
girmek zere Moskova'ya gittii sylentisi ona ulanca ii rahatlad, eski hayatn yaamaya
balad.
Sonralar, mezarlkta nasl dolatn, veya firak bulmak iin btn kenti nasl alt st ettiini
anmsayarak tembel tembel gerinir, mrldanrd:
Ne zntler, olur ey deil!
99
IV
Aradan drt yl geti. Startsev'in kentde artk byk bir mteri kitlesi vard. Her sabah
Diyalij'de'ki evinde hastalarn aceleyle kabul eder, sonra kentdeki hastalarna giderdi. Ama
artk ift atl faytonuyla deil, ngrakl troykasiyle ' gider, eve gece ge vakit dnerdi.
Toplam, imanlamt, istemeyerek yaya yrrd, nk nefes darl ekiyordu.
Panteleymon da i manlamt, enine verdike i ekmesi o kadar ackl oluyor, kendi kara
talihinden ikayet ediyordu. Arabayla dolama fikrini yrtmekteydi!
Startsev bir ok evlere gider, bir ok insanlarla karlar, ama hi biriyle yakn dostluk
kurmazd. Kentliler konumalar, hayata baklar, hatta grnleriyle onu sinirlendiriyorlard.
Tecrbe ona yava yava retmiti ki, dar kafal kentliye kat oynarken veya hafif tertip bir
yemek yerken, sakin bir yrekli, hatta budala olmayan bir insandr, ama onunla yenmez bir
eyden, rnein politikadan veya bilimden sz almaya grsn, kmaza saplanr, yle kr ve
kt bir felsefe yrtr ki, insann brak diye elini sallayp oradan uzaklamaktan baka
yapaca ey kalmaz. Startsev liberal bir kentliyle bile, rnein, insanln, . ok kr,
ilerledii zamanla pasaportsuz, lm cezas olmadan da yaanaca zerinde konumay
deneyince dar kafal kentli ona gvensizlikle yan yan bakp sorard: Demek o zaman herkes
istediini yol stnde boazlayabilecek? Startsev toplantlarda, akam yemei srasnda veya
ayda, almak gerektiini, emeksiz yaanmayacan syledii zaman herkes bunu bir sitem
olarak kendi zerine alr, kzmaya, ylka tartmaya balard. Byle olmakla birlikte kentli
kk burjuvalar, hi bir i yapmazlar hi bir eyle ilgilenmezlerdi. Onlarla ne zerine konu1 Troyka : atl araba. 100
mak gerektiini kestirmek olanakszd. Startsev konumalardan kaar, yalnz hafif bir yemek
yer, vint oynard. Herhangi bir evde bir aile toplantsna rastlad, onu da yemee ardklar
zaman oturur, tabana bakarak sessizce yerdi. O srada btn sylenenler tatsz, yersiz,
budalaca eylerdi, fkelenir, sinirlenirdi, ama sesini karmazd. Her zaman ks ks susup
tabana bakt iin de, polonyallkla hi bir ilgisi olmad halde, kentde ona somurtkan
Polonyal adn takmlard.
Tiyatro, konser gibi elencelere yanamaz, ama her akam, saat zevkle vint oynard.
Farknda olmadan yava yava alt bir elencesi daha vard: Bu da hasta muayenelerinden
kazand kat paralar akamlar ceplerinden boaltmakt. Lavanta, sirke, gnlk ve balk ya
kokan sarl, yeilli yetmi ruble kadar kat parann btn ceplerini tka basa doldurduu
olurdu. Bir ka yz ruble birikti mi Karlkl Kredi irketi ne gtrp cari hesabna yatrrd,
Yekaterine vanovna gittikten sonra geen drt yl iinde Startsev Turkinlere, daha yarm ba
ars tedavisi gren Vera osifovna'nn daveti zerine hepsi drt defa gitmiti. Yekaterina
vanovna her yaz evine tatile gelirdi, ama Startsev onu hi grmemiti, nedense ona
rastlamamt.
Ama ite drt yl geti. Sakin, scak bir sabah hastaneye bir mektup getirdiler. Vera osifovna
kendisini ok zlediini yazyor, mutlaka onlara buyurmasn, acsn hafifletmesini Dimitri
loni'ten rica ediyordu. Tam o gn zaten kendisinin doum gnyd de. Mektubun altnda
yle bir zet vard: (Annemin ricasna ben de katlyorum. K.)
Startsev biraz dnd, akam da Turkinlere gitti.
A, ltfen ho geldiniz! diye van Petrovi yalnz
gzleriyle glmseyerek onu karlad: Bonjurlar olsun.
101

Bir hayli ihtiyarlam olan Vera osifovna ak salaryla Startsev'in elini skt, edal edal iini
ekti, dedi ki:
Siz doktor, bana kur yapmak istemiyorsunuz, hi gelmiyorsunuz bize. Ben artk size gre
ihtiyarm. Ama ite bir gen bayan geldi, belki o daha ansl kar.
Ya Kotik O biraz zayflam, biraz sararm, daha gzel, daha endaml olmutu; ama o artk
Kotik deil, Yekaterina Ivanovna idi, eski krpelii, ocuksu safl artk yoktu. Baklarnda da,
edalarnda da yeni bir eyler vard: rkek, sulu gibiydi, sanki burada, Turkinle-de kendini
artk evinde hissetmiyordu.
Elini Startsev'e uzatarak:
Ka yl, ka k geti! dedi, kalbinin hzla arpt belliydi. Dikkatle, merakla Startsev'in
yzne bakarak devam ediyordu: Ne kadar toplamsnz! Esmerle-misiniz, erkeklegmisiniz,
ama genel olarak az deimisiniz.
Startsev'in o imdi de houna gidiyordu, ok houna gidiyordu, ama bir ey eksikti onda, yahut
bir ey fazlayd: Bunun ne olduunu Startsev kendisi de syleyemezdi. Ama eskisi gibi
duymasna engel olan bir ey vard. Solgunluu, yeni ifadesi, zayf glmsemesi, sesi, biraz
geince de elbisesi, oturduu koltuk houna gitmiyordu, gemiteki, onunla nerdeyse
evlenecei zamanki bir eyler houna gitmiyordu. Drt yl nce ora heyecan veren akn,
hlyalarn, umutlarn anmsad, kendini zor bir dununda hissetti.
Pasta ile ay itiler. Sonra Vera osifovna yksek sesle roman okudu, hayatta hi bir zaman
olmayan bir eyler okudu, Startsev dinliyor, onun aarm, gzel bana bakyor, ne zaman
bitirecek diye bekliyordu.
102
Yeteneksiz, (diyordu iinden,) hikye yazmasn beceremeyen deil, yazp da onu gizlemesini
beceremeyendir.
Fenamtrak deil, dedi Ivan Petrovi. Sonra Yekaterina Ivanovna grltyle uzun zaman
piyano ald, bitirince de ona uzun uzun teekkr, ettiler, hayranlklarn belirttiler.
Startsev iinden:
yi ki, onunla evlenmedim diye dnd.
Yekaterina vanovna ona bakyor,, besbelli, baheye gitmeyi teklif etmesini bekliyordu, .ama
Startsev susuyordu.
Geliniz konualm, dedi. Naslsnz? Ne var ne yok? Nasl Ben btn bu gnler hep sizi
dndm, i-nirli sinirli (srdryordu,) Size mektup yazmak istedim, kendim Diyalij'e
gelmek istedim, gelmeye karar da verdim, ama sonra vazgetim, kim bilir imdi bana ne
gzle bakyorsunuz. Sizi bugn yle heyecanla bekledim ki, Allhakna, baheye gidelim.
Baheye gittiler, orada drt yl nce olduu gibi, gene ihtiyar kavak aacnn altndaki
kanepeye oturdular. Ortalk karanlkt.
Naslsnz? diye Yekaterina vanovna sordu.
Zararsz, yle byle yayoruz, diye Startsev karlk verdi.
Baka bir ey bulamad. Bi ran sustular. Yekaterine vanovna:
Heyecanlanyorum, dedi, elleriyle yzn kapad: Ama siz aldr etmiyorsunuz. Evde o
kadar iyiyim, herkesi grdme o kadar memnunum ki. Gene de alamyorum. Ne hatralar!
Bana yle geliyordu ki, sizinle durmadan, sabaha kadar konuacaz.
Startsev imdi onun yzn, parlayan gzlerini yakndan gryordu. Burada, karanlkta odada
olduundan daha gen grnyordu, hatta eski ocuksu ifadesi yeniden geri gelmiti sanki.
Gerekten de safa bir merakla Startsev'e bakyordu; sanki bir zamanlar kendisini o kadar
ateli, yle iten ve umutsuzca seven adam daha yakndan grmek ve anlamak istiyordu.
Gzleri bu ak'iin ona teekkr ediyordu. Startsev de btn olup bitenleri, en kk
ayrntlar, mezarlkta nasl do-> lastiini, nasl sonra sabaha kar evine dndn anmsad,
birden iine bir hzn kt, gemie acd. inde bir ate paras tutumaya balamt.
Sizi kulbe, gece toplantsna gtrmtm, anmsyor musunuz? dedi. O zaman yamur
yayordu, karanlkt ...
Ate paras iinde durmadan alevleniyordu, artk konumak, hayatndan dert yanmak
istiyordu...
iini ekerek:
Ah! dedi. Bana nasl yayorum diye soruyorsunuz. Ne yaamas? Yaamyoruz ki
biz. htiyarlyoruz, imanlyoruz, kyoruz. Gece ile gndz, yirmi drt saat dmdz1.

Hayat snk, izleniiz, .anlamsz geiyor... Gndz kazan, akam kulp, tahamml
edemediim kumarclar, alkolikler, bouk sesliler evresi. yi ne var ki?
Ama sizin iiniz hayatn asil bir amacdr. Hastalarnzdan sz amay ne kadar severdiniz.
Ben o zamanlar acayip bir eydim, kendimi byk bir piyanist sayardm. imdi btn gen
kzlar piyano alyor, ben de herkes gibi alardm, olaanst bir yanm yoktu. Annem ne
kadar edipse ben de o kadar piyanisttim. O zaman sizi, phesiz, anlamyordum. Ama sonra,
Mos1 Gnler bouna geiyor anlamnda 'bir Rus atasz. 104
kovo'da sk sk sizi dnrdm. Yalnz sizi dnrdm. Bir yerli idare hekimi olmak, strap
ekenlerin yardmna komak, halka hizmet etmek ne mutluluktur! diye Yekaterina vanovna
heyecanla tekrarlad: Moskova'da sizi dndm zaman bana yle ideal, yle yce
grnrdnz ki...
Startsev akamlar ceplerinden o kadar memnunlukla boaltt kat paralan anmsad,
iindeki ate paras snd.
Evine gitmek iin kalkt. Yekaterina vanovna onun koluna girdi.
Siz hayatmda tandm insanlarn en iyisisiniz, diye devam etti: Greceiz, konuacaz,
deil mi? Sz veriniz bana. Ben piyanist deilim, kendi hesabma artk aklanmyorum,
yannzda bir daha ne piyano alacam, ne de mziin szn edeceim.
Eve girdikleri zaman, Startsev lamba nda onun yzn, kendisine dikilmi hznl,
minnetti, inceleyici baklarn grnce rahatszlk duydu, iinden gene: yi ki, o zaman
evlenmedim diye dnd. Kalkp Allahasmarladk dedi. Ivan Petrovi onu geirerek:
Akam yemei yemeden gitmeye hi bir kanuni hakknz yok. Sizin tarafnzdan ok
diklemesine bir hareket bu. Hadi bakalm, (sz sofada Pava'ya yneltmiti,) gster kendini!
Pava artk ocuk deildi, bykl bir delikanlyd. Poz ald, kolunu yukar kaldrd, trajik bir sesle:
l, sefil kadn! dedi.
Btn bunlar Startsev'i sinirlendiriyordu. Faytona binip te bir zamanlar onun iin o kadar aziz
olan evin karaltsna ve baheye bakarken her eyi bir anda anm105
ad: Vera vanovna'nn romanlarn da, Kotik'in grltl piyano aln da, van Petrovi'in
nktelerini de, Pava'nn trajik pozunu da. Btn kentin en yetenekli insanlar byle beceriksiz
olursa ya kent nasl olmalyd ?
gn sonra Pava Yekaterina vanovna'dan bir mektup getirdi.
Bize gelmiyorsunuz niin? diye yazyordu. Bize kar deitiniz diye korkuyorum; korkuyorum
ve yalnz bu dnce beni rpertiyor. Beni avutunuz, geliniz, her eyin iyi olduunu syleyiniz.
Sizinle konumam gerek. Sizin E. T. niz. Mektubu okudu, biraz dnd, Pava'ya dedi ki:
- Bugn gelemeyeceimi syle, kuzum, ok glm. gn sonra fa'lan gelirim, yle syle.
meAma gn geti, bir hafta geti gene gitmedi. Bir aralk Turkinlerin evinin yaknndan
geerken bir dakika olsun uramas gerektii aklna geldi, ama biraz dnd ve... uramad.
Artk Turkinlere bir daha hi ayak basmad.
V
Birka yl daha geti. Startsev daha ok toplad, imanlad; glkle nefes alyor, artk ban
arkaya ykarak yryordu. Tombul, krmz bir yzle troykada giderken, onun gibi tombul,
krmz yzl olan kaln en-seli Panteleymon da, arabac yerine oturup, tpk tahta*-danm
gibi, dosdoru duran kollarm ileri uzatarak kardan gelenlere Varda! diye haykrd
zaman, heybeltli bir tablo oluur, bu giden insan deil, bir putperest tanrsdr sanlrd. Kentde
onun byk bir mteri kitlesi vard, nefes almaya vakti 'yoktu. Artk bir malikne, iki ev
sahibiydi. Daha elverili nc bir ev
106
de almay aklna koymutu. Karlkl Kredi irketi nde satlk bir evden ona bahsedildi mi
teklifsizce bu eve gider, btn odalar dolaarak hayretle, korkuyla kendisine bakan stn
ban giymemi kadnlara, ocuklara aldr etmeksizin btn kaplan bastonuyla gsterip
sorard :
Bu alma odas m? Bu yatak odas m? Ya o ne?
Bu arada glkle nefes alr, alnnn terini silerdi. Bir sr ii vard, ama gene de yerli
idaredeki yerini brakmyordu, agzllk ar basyordu, her yere yetimek istiyordu.

Diyalij'de de, kentde de onu artk sadece loni diye aryorlar!: oni nereye gidiyor veya
non' konsltasyona carsak m?
ihtimal boaz ya balad iin sesi deimi, incelmi, tizlemiti. Karakteri de deimiti:
Titiz, sinirli olmutu. Hastalar kabul ederken her zaman kzar, bastonunu sabrszca yere
vurur, ho olmayan bir sesle ba- . rrd:
Ltfen yalnz sorularma karlk verin! Laf istemez!
Tek banayd. Can sknts iinde yayor, bir eyle ilgilenmiyordu. Diyalij'e geleli beri Kotik'e
ak onun biricik ve ihtimal ki, sonuncu mutluluuydu. Akamlar kulpte vint oynar, sonra
yalnz bana byk bir masaya oturur akam yemei yerdi.
Ona en yal, saygdeer uak van hizmet eder, la-fit No. 171 getirilir ve artk herkes (kulbn
ileri gelenleri de, a da, uak da) onun ne sevdiini, ne sevmediini bilir, btn gleriyle
ona yaranmaya alrlard, yoksa, Allah gstermesin, kzar, birden bastonunu
l Bir cins krmz arap107
yere vurmaya balard. Akam yemei yerken arada bir dner, her hangi bir konumaya
karrd:
Neden sz ediyorsunuz? Ha? Kimi?
Bazan yandaki bir, masada Turkinlerden sz ald m o sorard:
Siz hangi Turkinlerden sz ediyorsunuz? Hani u kzlar piyano alan Turkinlerden mi?
Onun iin sylenebileceklerin hepsi ite bu kadar.
Ya Turkinler? van Petrovi ihtiyarlamad, hi de-' imedi, gene eskisi gibi nkteli konuuyor,
fkralar anlatyor. Vera yosifovna romanlarn misafirlere eskisi gibi severek, ak yreklilikle
okuyor. Kotik de her gn drt saat piyano alyor. Gze batacak kadar ihtiyarlad, sk sk
hastalanyor, her gz annesiyle Krma gidiyorlar. van Petrovi istasyonda onlar uurlarken,
tren kalkaca srada, gzyalarn silerek baryor:
- Ltfen gle gle! Mendil sallyor.
1898
108
NANLI KIZ
Akamn saat onu olmutu, bahenin zerindeki dolunay ortal aydnlatyordu. uminlerin
evinde byk anne Marfa Mihailovna'nn okuttuu akam duas bitmiti. imdi Nadya (bir
dakika dar kmt) salonda erez iin masann hazrlandn, byk annenin parlak ipe"k
elbiseleriyle telal telal dolandn gryordu. Katedral ba papaz peder Andrey,
Nadya'nn annesi Ni-na vanova ile bir eyler konuuyorlard. Annesi lamba nda imdi
nedense ok gen grnyordu, yannda peder Andrey'in olu Andrey Andrei ayakta
duruyor, dikkatle dinliyordu.
Bahe sessizdi, serindi. Yerde hareketsiz, koyu glgeler yatyordu. Uzaktan, ok uzaktan,
ihtimal kentin tesinden kurbaa sesleri geliyordu. Mays kendini duyuruyordu, sevgili mays!
Hava cierleri dolduruyor, insan burada deil, gn altnda bir yerde, aalarn zerinde,
kentden uzakta, krlarda, ormanlarda, zayf ve gnahkar bir insann kavrayamayaca esrarl,
gzel, zengin, kutsal bir hayatn, bahar hayatnn baladn dnmek istiyordu ve nedense
insan alamak istiyordu.
109
Nadya 23 yandayd; 16 yandan beri kocaya varmay iddetle hayal etmiti. imdi artk
Andrey Andre-i'in (u pencerenin yannda duran Anclrey'in) nianl-syd. Ondan holanmt.
Dn temmuzun yedisine braklmt. Bununla birlikte Nadya da bir sevin yoktu, geceleri iyi
uyumuyordu, neesi kalmamt. . Mutfan bulunduu bodrum katn ak penceresinden ierde
nasl acele edildii, baklarn tkrdatld, kapnn blok zerine arpld duyuluyordu.
Kzarm hindi, vine turusu kokular geliyordu, nsan, nedense, imdi btn hayat
deimeden, sonsuz olarak byle srp gidecek sanyordu.
te evden biri kt, ta merdivende durdu. Alek-sandr Tnofei, ksaca, Saa'yd bu. Misafirdi,
Moskova'dan on gn nce gelmiti. Eskiden byk anneye uzak akrabalarndan, yoksul
dm dul bir asilzade olan Ma-riya Petrovna yardm karlnda bakard, ufak tefek, zayf,
hsta bir kadnd. aa onun oluydu. aa iin, nedense, ok iyi bir ressam derlerdi. Annesi
lnce byk anne sevap kazanmak iin, onu Moskava'ya Komisa rov okuluna yollad, iki yl
sonra oradan resim okuluna geti, burada hemen hemen onbe yl kald, mimar ubesini
gbela bitirdi, ama mimarlkla da uramad, Moskova litografyalarndan birinde alyordu.

Hemen her yaz dinlenmek, toplanmak iin, her zaman hasta olarak, byk annenin yanna
gelirdi.
imdi zerinde ilikli bir redingot, yelken bezinden paalar anm bir pantalon vard. Gmlei
tszd, aa btnyle karta grnyordu. ok zayft, byk gzleri, uzun zayf
parmaklar vard, sakallyd, esmerdi ve gene de gzeldi. uminlere z akrabalar gibi almt,
onlarda kendini evinde hissederdi. Burada kald odaya artk Saa'nn odas deniyordu.
Ta merdivende ayakta dururken Nadya'y grd, ona doru yrd.
110
Sizin buras iyi, dedi.
Elbette iyi. Gze kadar burada kalmalsnz.
Evet, kalmalym, yle gerekiyor. Her halde eylle kadar burada sizdeyim.
Nedensiz yere gld, Nadya'nn yanna oturdu.
Burada oturup anneme bakyorum, dedi Nadya. yle gen grnyor ki
buradan! Annemin zayf yanlar var, tabi, diye biraz sustuktan sonra ekledi: ama gene de
olaanst bir kadn.
Evet, iyi kadn... dedi aa.. Anneniz, kendine gre phesiz hem ok iyi, hem sevimli bir
kadn, ama... nasl anlatmal size? Bu sabah erkenden mutfaa girdim, ne greyim, drt
hizmeti dpedz yere yatm uyuyorlar, karyola falan yok, dek yerine ul aput. Koku,
tahta kurular, hamam bcekleri... Yirmi yl nce naslsa yle,, hi bir deiiklik yok. Eh, byk
anne bu, Allah iyiliini versin, byk anne demiler ona, ama anneniz, galiba, franszca da
bilir, temsillere katlyor. Anlamas gerek, sanrm.
aa konuurken uzun, ince iki parman dinleyicisine doru uzatrd.
Almadmdan buras daha bana yabanc geliyor, diye devam etti: Anlamyorum, kimse bir
i grmyor, annenizin btn gn bir des gibi gezmekten baka bir ey yapt yok, sizin de.
Nianlnz Andrey de bir ey yapmyor.
Nadya bunlar geen yl da, ya da, bir nceki yl da dinlemiti, aa'nn baka trl
dnemeyeceini biliyordu. nceleri ona gln gelen bu duruma imdi nedense, can skc
gelmeye balad.
Btn bunlar eski eyler, oktan bkknlk verdi, (diyerek ayaa kalkt.) Yeni bir ey
bulsanz.
111
Andrey gld, o da kalkt, ikisi de eve doru yrdler. Uzun boylu, dzgn yapl, gzel
Nadya imdi onun yannda ok salkl, ssl grnyordu. Nadya bunu hissetti, ona acd,
nedense can skld.
ok gereksiz eyler sylyorsunuz, dedi. te daha imdi benim Andrey'in szn ettiniz,
ama siz onu tanmazsnz.
Benim Andrey'im... Allah iyiliini versin sizin Andreyinizin! Genliinize acyorum sizin.
Salona girdikleri zaman herkes yemee oturmutu. Gr kalar, ufack byklar olan ok
iman, irkin byk anne yada evdeki adyla Kabulya yksek sesle konuuyor, sesinden,
'konuma tarzndan burada evin by olduu anlalyordu. Panayrdaki sra dkkanlar,
stunlu, baheli acayip ev onundu; ama yoksul dmekten onu korumas iin her sabah
Tanrya dua eder, dua ederken de alard. Gelini, Nadya'nn annesi Nina va-novna sarn, ok
sk bir kadnd, pince-nez * takyordu, parmaklar prlantalarla doluydu. Peder Andrey zayf,
disiz bir ihtiyard, ok 'gln bir ey anlatmaya hazrlanyormu gibi bir durumu vard; olu,
Nadya'nn nianls Andrey Andrei imanca, yakkl, kvrck sal bir genti, artiste veya
ressama benziyordu. de hipnotizma zerine konuuyorlard.
Babulya Saa'ya dnerek:
Bende bir hafta iinde kendini toplarsn, dedi. Ama ok yiyeceksin.
Neye benzemisin!. (iini ekti) Korkun bir ey oldun! Asi evlat, ne olacak.
Peder Andrey ii glen gzlerle ve ar ar:
Baba mirasn yok yere harcayp gnlerini bouna geirdi, melun... dedi.
Andrey Andrei pederin omuzuna dokunarak:
l Pince-nez : Kelebek gzlk. 112
Babacm severim, dedi. Sevimli ihtiyar, iyi ihtiyor.
Hep susmulard. Saa birden glmeye balad. Peeteyi azna tuttu.
Peder Andrey:

Demek siz hipnotizmaya inanyorsunuz, yle mi?


diye Nina Ivanovna'ya sordu.
Nina vanovna yzne ok ciddi, hatta sert bir ifade vererek:
inanyorum diyemem, tabi, diye karglk verdi. Ama kabul etmeliyim ki, doada esrarl,
anlalmayan
ok eyler var.
Sizinle tamamiyle ayn dncedeyim, unu da kendimden eklemeliyim ki, iman esrar
alanmz bsbtn daraltyor.
Sofraya byk, yal bir hindi sunuldu. Peder An-dreyle Nina vanovna konumalarna devam
ettiler. Nina vanovna'nn parmaklarndaki prlantalar prldyordu, sonra da gzlerinde yalar
prldamaya balad, heyecanlanmt.
Sizinle tartmak haddim deil, geri, dedi, ama kabul ediniz, hayatta zlmemi o
kadar ok bilinmez
. var ki.
Hibir tane yok, haddim olmayarak sizi temin
ederim.
Yemekten sonra Andrey keman ald, Nina vanov-na ona piyano ile elik etti. Andrey Andrei
on yl nce niversitenin filoloji fakltesini bitirmiti, ama hi bir yerde grev almamt. Belli
bir ii yoktu, ancak arasra hayr ileri yararna verilen konserlere katlr, kentde
artist diye anlrd.
Andrey Andrei alyordu, hep susmular, dinliyorlard. Masann stnde semaver sessizce
kaynyor, yalnz aa ay iiyordu. Sonra, tam saat onikiyi alarken bir113
kemann teli koptu. Hep gltler, tela etmeye, vedalamaya baladlar.
Nadya nianlsn geirdikten sonra annesiyle birlikte kald yukar kata odasna kt (alt kat
byk anne tutuyordu). Aada salonda klar sndrlmeye balad. aa daha oturuyor,
ay iiyordu. ay imesi her vakit, Moskova usul uzun srer, bir oturuta yedi bardak ierdi.
Nadya soyunup yataa girdikten sonra aada hizmeti kzn ortal topladn, Babulyann
birilerine ktn daha uzun zaman duydu. Sonunda, her yer sessizleti; yalnz Saa'nn
aada, odasnda kaba kaba ksrd duyuluyordu.
II
Nadya uyand zaman saat, her halde, iki sularyd, afak skmeye balamt. Uzaktan bir
yerden beki sopas duyuluyordu. Nadya'nn uykusu yoktu, yatak ok yumuakt, rahatsz
ediciydi. Nadya, btn gemi mays gecelerinde olduu gibi, yatan stne oturdu,
dnmeye balad. Dnceleri hep o geen geceki tek dzen, gereksiz, ylk dncelerdi:
Andrey Andrei'in ona kur yapmaya balamas, evlenme teklif etmesi, onun raz oluu, sonra
yava yava bu iyi yrekli, zeki adam deerlendirmiiydi. Ama, nedense, imdi dne ancak
bir ay kalmken, onu ar, belirsiz bir ey bekli-yormu gibi, bir korku, bir kayg duymaya
balamt.
Tik-tok, tik-tok, beki gevek gevek yere vuruyordu. Tk-tok...
Byk pencereden bahe, daha ilerde alabildiine iek am uykulu, souktan uyumu
leylak kmeleri grnyordu. Beyaz, koyu bir sis leylaklara doru akyor, onlar rtmek
istiyordu. Uzaktaki aalarda uykulu kara kargalar baryordu.
Allahm, neden byle skntlym!
114
Dnden nce her nianl kz belki ayni eyi du-yar. Kim bilir! Yoksa burada Saa'nn etkisi mi
var? Ama aa bir yldr ezberlemi gibi st ste hep ayn eyleri sylyordu, sylerken de saf
ve garip grnyordu. Ama neden gene de ileden kmyordu o? Neden?
Beki sopas oktandr artk duyulmuyordu. Pencerenin altnda ve bahede kular hrt
etmeye balam, sis baheden kp gitmi, her yan bahar aydnlyla glmsyor gibiydi.
ok gemeden btn bahe gnele snarak, okanarak canland, iy damlalar yapraklar
zerinde elmaslar gibi prldamaya balad; oktandr kendi halinde braklm olan eski bahe
yle yeni, yle ssl grnyordu ki.
Babulya uyanmt. aa kaba barosiyle ksryordu. Aada semaverin masaya getirildii,
sandalyelerin grlts duyuluyordu.
Saat yava ilerliyordu. Nadya oktan kalkmt, oktandr da bahede geziyordu, ama sabah
daha uzamaktayd.

te Nina Ivanovna. Gzleri alamaktan kzarmt; elinde-bir' maden suyu barda vard.
Spiritizma ile, ho-meopati ile urar, ok okur, phe ettii eyler zerine konumay severdi;
btn bunlar da Nadya'ya derin, esrarl bir anlam tayorlar gibi gelirdi. Nadya annesini pt,
yanna geti.
Neden aladn, anneciim? diye sordu. Dn gece bir ihtiyarla kzm anlatan bir hikye
okumaya baladm. htiyar bir yerde alyor,, amiri kzna ak oluyor. Hepsini okumadm,
ama yle bir yeri Var ki, orada gz yalarn tutmak zordu, dedi Nina va-novna ve bardaktan
bir yudum ald: Bu sabah anmsadm, gece kendimi tutamadm. Nadya biraz sustuktan sonra:
Ben de bugnlerde yle neesizim ki, dedi. Neden geceleri uyuyamyorum ben?
115
Bilmiyorum, canm. Ben geceleri uyuyamazsain gzlerimi skca kaparm, bylece, Anna
Karenina'y, nasl yrdn, nasl konutuunu gzmn nne getiririm yada tarihten, ilk
adan bir ey dnrm...
Nadya annesinin kendisini anlamadn, anlayamayacan sezdi. Bunu mrnde ilk defa
seziyordu, iine bir korku dt; saklanmak istiyordu, odasna ekildi.
Saat ikide le yemeine oturdular. Gnlerden arambayd, perhiz gnyd, onun iin byk
anneye perhiz orbasiyle kaal ' apak bal vermilerdi.
aa byk anneyi kzdrmak iin hem kendi baya orbasndan hem byk annenin perhiz
orbasndan yiyordu.. Yemek yerken her zaman aka ederdi, ama akalar ar olurdu, mutlaka
ahlaki bir sonu karma amac gder, hi te gln olmazd; espri yapaca zaman ok uzun,
zayf, tpk cansz gibi olan parmaklarn yukar kaldrrd. ok hasta olduu, bu dnyada, belki
de, daha uzun zaman kalmayaca akla geldike insan alayacak derecede ona acyordu.
Yemekten sonra byk anne odasna dinlenmeye ekildi. Nina vanovna biraz piyano ald,
sonra o da gitti.
Ah, sevgili Nadya, diye aa le yemeklerinden sonra yapt her
zamanki konumasna balad: Eer beni dinleseniz! Dinleseniz!
Nadya eski bir koltua gmlm, gzlerini kapamt, aa sessizce odada keden keye
gidip geliyordu.
Ah bir okumaya gitseniz! dedi. lgi ekici yalnz renim ve kutsal insanlardr; gerekli
olanlar da onlar. Bu gibi insanlar ne kadar ok olursa yeryznde Tanrnn saltanat o kadar
abuk kurulur. O zaman kentimizde git gide ta stnde ta kalmaz. Her eyin alt stne
gelir, her ey deiir, tlsml bir el demi gibi.
Kaa : Bir cins bulgur.
116
O zaman burada kocaman, muhteem binalar, alacak baheler, grlmemi fskiyeler,
mkemmel insanlar olacak... Ama asl sorun bu deil. Asl sorun, bizim imdi anladmz
anlamda, bu ktlk yn o zaman olmayacak, nk insan inanacak, herkes niin yaadn
bilecek, hi kimse ynda bir destek aramayacak. Canm, kuzum, gidin! Bu durgun, anlamsz,
gnahl hayatn size bkknlk verdiini herkese gsterin. Hi olmazsa kendinize gsterin bunu!
Olmaz, aa. Evleneceim.
E, yeter! Evleneceksin de ne olacak? Baheye ktlar, biraz dolatlar.
,
Orada ne olursa olsun, canm, iyi dnmek gerek, bu avare hayatnzn ne kadar kirli, ne
kadar ahlaka aykr olduunu anlamak gerek, diye aa devam ediyordu: Anlaynz artk,
eer, rnein, siz, anneniz, Babulyanz bir ey yapmyorsanz sizin iin baka birisi alyor,
siz baka birinin hayatm kemiriyorsunuz demek; bu temiz bir ey mi sanki, kirli deil mi bu?
Nadya evet, bu doru demek istedi; onu anladn anlatmak istedi, ama gzlerinden yalar
boald, sonra birden sakinleti, btn vcudu kasld, odasna .gitti.
Akama doru Andrey Andrei geldi, her zaman olduu gibi keman ald. O daima az
konuurdu, keman, ihtimal alarken konuulamayaca iin severdi. Saat on birde eve
giderken paltosu srtnda Nadya'y kucaklad, yzn, omuzlarn, ellerini hrsla pmeye
balad.
Canm, cierim, gzelim.! diye mrldand. Ah, ne kadar mutluyum! Sevincimden
ldryonm!
Nadyaya bunlar oktan, ta eskiden dinlemi veya bir yerde eski, yrtk, oktan yana atlm bir
romanda okumutu gibi geliyordu.
Salonda aa masada oturuyor, fincan taban uzun be parmann stne koymu ay
iiyordu. Babulya

117
iskambil fal ayordu. Nina vanovna okuyordu. Kandilin alevi trdyordu, her ey sessiz, yerli
yerinde grnyordu. Nadya iyi geceler dileyerek yukarya odasna gitti, yatt, hemen uyudu.
Ama, gene dn gece olduu gibi gn aarmaya balar balamaz uyand. Uykusu kamt,
iinde bir kayg, bir sknt vard; bam dizisine dayam oturuyor, nianlsn, dn
dnyordu... Nedense annesinin lm kocasn sevmedii, imdi hi bir eyi olmad,
tamamyla kaynanasna, Babul-ya'ya bal bulunduu aklna geldi. Nadya neden annesini
imdiye kadar bambaka, olaanst bir insan olarak grdn, basbaya, olaan talihsiz
bir kadn olduunu neden farketmediini ne kadar dnse anlaya-myordu.
aa da aada uyumuyordu, ksrd duyuluyordu. Garip, saf bir adam bu, diyordu Nadya
iinden; onun hlyalarnda, btn o gzel bahelerde, grlmemi fs kyelerde anlamsz bir
eyler seziliyordu, ama nedense onun saflnda, hatta bu anlamszlkta o kadar iyi eyler vard
ki, okumaya gidip gitmemeyi dnr dnmez btn kalbini, btn gsn ho bir serinlik
kaplam, bir sevin duygusuyla, heyecanla doldurmutu.
Ama dnmemek daha iyi, dnmemek daha iyi, diye mrldand. Bunu dnmemek
gerek.
Tik-tok... (uzak bir yerden beki sopasnn sesi geliyordu) Tik-tok... Tik-tok...
m
Haziran ortalarnda aa birden sklmaya, Moskova'ya gitmek iin hazrlanmaya balad. Tasal
bir davranla :
Bu kentde ben yaayamam, dedi. Ne su tesisleri, ne kanalizasyon var. Sofrada yemek
yemeye ireniyorum: Mutfan pislii olur ey deil....
118
Hele bekle biraz, asi evlat! diye byk anne nedense yava sesle onu kandrmaya alt:
Ayn yedisinde dn var!
istemem.
Eylle kadar kalacaktn, hani!
imdi de istemiyorum ite. almam gerek! Yaz rutubetli, souk geiyordu, aalar slakt,
bahede her ey neesiz, hznl grnyor,, gerekten de insan almak istiyordu.
Odalardan, aadan ve yukardan yabanc kadn sesleri geliyor, byk annenin odasnda bir
diki makinas tkrdyordu: eyizin hazrlanmas iin acele ediliyordu. Nadya'ya verilen sadece
krklerin says alty buluyordu. ' Bunlarn en ucuzu, byk annenin sylediine gre, yz
ruble deerindeydi! Tela Saa'y sinirlendiriyordu; odasnda oturuyor kzyordu, ama gene de
kalmas iin onu kandrdlar, bir temmuzdan nce gitmeyeceine sz verdi.
Zaman abuk geti. Piotr gnnde' le yemeinden sonra Andrey Andrei Nadya ile birlikte,
kendileri iin kiralanp oktandr hazrlanan evi bir daha grmek zere Moskova
caddesine gitmilerdi. Ev iki "katlyd, ama imdilik ancak st.kat donatlmt. Salonda
parke taklidi parlak bir deme, Viyana sandalyeleri, piyano, bir keman sehpas vard, ierisi
boya kokuyordu. Duvarda yaldzl bir ereve iinde byk bir yal boya tablo aslyd: plak
bir bayan, yannda sap kopmu mor bir vazo.
Harika bir tablo, dedi Andrey Andrei ve saygyla iini ekti: Ressam imaevski'nin bu.
. Daha ileride misafir salonu, iinde yuvarlak bir masa, ak mavi kumala kapl bir kanape,
koltuklar vard. Kanapenin zerinde Andrey'in babasnn takkeli, gs
Piotr : 29 Hazirana rastlayan din bir '.bayram119
nianlarla dolu byk bir fotoraf aslyd. Sonra b-feli yemek odasna, sonra yatak odasna
gittiler. Burada, odann loluu iinde yan yana iki karyola duruyordu ve yle grnyordu ki,
yatak odas dzenlenirken gz nnde tutulan ey burada her zaman her eyin iyi gidecei,
baka trl de olamayaca idi. Andrey Andrei Nadya'ya odalar gezdiriyor, hep de belinden
tutuyordu. Nadya kendini zayf, sulu hissediyordu; bu odalardan, karyolalardan, koltuklardan
ireniyordu, plak .bayan iini bulandrmt. Andrey Andrei't'an souduu yahut belki de onu
hi bir zaman sevmedii onun iin artk akt. Ama bunu nasl syleyecek, kime syleyecek,
niin syleyecekti; btn gnler, btn geceler dnd halde bunu anlamyor,
anlayamyordu... Andrey onu belinden tutuyor, evi dolarlarken yle okayc bir eda ile., yle
alaktan konuuyordu, yle mutluydu ki. Nadya ise her eyde ancak bir bayalk, budalaca,
safa, dayanlmaz bir bayalk gryordu; belini kavrayan kolu ona bir ember gibi sert ve
souk geliyordu. Her an kamaya, hngr hngr alamaya, kendini pencereden atmaya

hazrd. Andrey Andrei onu banyo odasna gtrd, orada duvardaki muslua dokununca
birden su akmaya balad.
Nasl? dedi, glmeye balad. Tavan arasnda yz kovalk bir depo yaptrdm, ite
imdi suyumuz da olacak.
Avluyu dolatlar, sonra sokaa ktlar, bir arabaya bindiler. Toz koyu bulutlar halinde
ykseliyordu, sanki nerdeyse yamur yaacakt.
Andrey Andrei tozdan gzlerini krptrarak:
yor musun? diye sordu. Nadya karlk vermedi.
Andrey Andrei biraz sustuktan sonra:
Dn akam, anmsyor musun, aa beni hi bir i yapmyorum diye knadyd, dedi. E,
hakl! Yerden
120
ge kadar hakl! Bir i yapmyorum. Yapamam da. Canmn ii, neden bu? Neden, bir gn
alnma bir kokart takp askerlik hizmetine gideceimi dnmek bile bana tiksinti veriyor Bir
avukat, latin dili retmeni yada bir kent idare kurulu yesi grdm m neden bir fena
oluyorum? Hey, Rusya ana! Hey, Rusya ana, stnde daha nice avareler, hayrszlar
tayorsun! stnde benim gibi nice strap ekenler var!
Hi bir i yapmamasn genelletiriyor, bunu zamann bir belirtisi olarak gryordu.
Evlenince, diye devam etti; birlikte kye gidelim, sevgilim, orada alalm! Bahesi, rma
olan kk bir toprak paras satn alalm, alalm, hayat grelim... Ah, ne kadar iyi olur!
apkasn kard, salar rzgarla dalgaland. Nadya onu dinliyor, dnyordu: Allahm, bir
eve gitsem, yarabbi!...
Evin hemen yannda peder Andrey'e yetiip getiler. Andrey Andrei sevinle:
te babam da gidiyor! dedi. apkasn sallad. Babacm severim, dorusu, arabacnn
parasn vererek ekledi: Sevimli ihtiyar, iyi ihtiyar.
Nadya, btn gece misafirler geleceini, onlar oyalayp elendirmek, glmsemek, keman
dinlemek, trl trl samalar dinlemek ve yalnz dnden konumak gerektiini dnerek,
eve fkeli, rahatsz girdi. Byk anne ipek elbiseleri iinde arbal, hametli, misafirlerin
yannda her zaman olduu gibi, kurumluydu, semaverin yannda oturuyordu. Peder Andrey
kurnazca g-lmsemesiyle ieri girdi. Byk anneye:
Sizi iyi, salkl durumda grmekten memnunluk ve byk bir zevk duyuyorum, dedi. aka
m ediyor, ciddi mi sylyordu, bunu anlamak zordu.
121
IV
Rzgar pencereleri, aty zangrdatyordu. Bir slk duyuluyor, arksn minede bznle ackl
ackl sylyordu. Gecenin saat biriydi. Evde herkes yatmt, ama kimse uyumamt.
Nadya'nn kulana hep aada keman almyormu gibi sesler geliyordu. Anszn iddetli bir
grlt duyuldu, her halde pancur kopmutu. Bir dakika sonra Nina vanovna srtnda bir tek
gmlek, elinde mumla ieri girdi.
- Neydi o grlt, Nadya? diye sordu. Annesi, tek rg haline getirilmi salar, rkek
glmsemesiyle bu frtnal gece ona yal, irkin ksa boylu grnyordu. Nadya, daha
geende annesini olaanst bir kadn saydn, syledii szleri gururla dinlediini anmsad.
imdi bu szleri bir trl anmsayamyordu, anmsadklar yle zayf, gereksiz eylerdi ki.
mineden eitli basolarda arklar kyordu, hatta yle bir ses duyuluyordu: A-maa-n, alla-hm! Nadya yatan stne oturdu, birden salarn gl kavrad, alamaya balad.
Anne, anne, dedi, canm anneciim, ne durumda olduumu bilsen! Rica ederim, yalvarrm
sana, izin ver gideyim, yalvarrm!
Nina vanovna bir ey anlamayarak: Nereye? diye sordu, karyolaya oturdu. Nereye
gideceksin?
Nadya uzun uzun alad, bir tek sz sylemedi.
Kentten kp gitmeme izin ver! dedi sonunda. Dn olmamaldr, olmayacak da! beni
anla! Bu adam sevmiyorum... Onun szn bile edemiyorum.
Fena halde rkm olan Nina vanovna:
Hayr, yavrum, hayr, diye abuk abuk sylemeye balad. Sakin ol. Keyfin yerinde deil
de ondan.
122

Geer o. Bunlar olur. ihtimal Andre'yle biraz attnz, ama sevienlerin ekimesi de
sevimektir1.
Hadi, git, anne, git, diyerek Nadya hngr hngr alamaya balad.
Nina vanovna biraz sustuktan sonra: Evet, dedi. Daha dn sen bir ocuktun, kk bir
kzdn, imdi de nianlsn; doada daim bir metabolizma var. Kendin de farkna varmadan
ana olursun, ihtiyarlarsn, senin de benimki gibi hrn bir kzn olur. Canmn ii, iyi yrekli
anneciim, sen akll bir kadndn, ama talihsizsin, dedi Nadya, ok talihsizsin, neden byle
yavan eyler sylyorsun? Allah akna, neden?
Nina vanovna bir ey sylemek istedi, ama bir tek kelime syleyemedi, hkrarak odasna
gitti. minede basolar gene uuldamaya balad, birden korkunlat. Nadya yataktan frlad,
hzla annesinin yanna kotu. Nina vanovna, gzleri yal, gk mavisi bir yorganla rtl
yataa uzanmt, elinde bir kitap vard.
- Anne, dinle beni! dedi Nadya. Yalvarrm sana, biraz dn, hayatmzn ne derece baya,
ne aalk olduunu anla! Gzlerim ald, artk her eyi gryorum. Senin Andrey Andrei'in
ne sanki? O aklszn biri anne! Aman yarabbi! Anla anneciim, aptal o! Nina vanovna hzla
doruldu.
Sen, byk annen beni bitirdiniz! diyerek hkrklarla boald. Ben yaamak istiyorum!
Yaamak! diye tekrarlad, yumruuyla gsne iki defa vurdu. Beni zgr brakn artk! Daha
gencim, yaamak istiyorum, siz beni ihtiyarlattnz!...
Ac gz yalar dkerek alamaya balad, yatt, yorgana sarlp altnda tostop oldu; kck,
zavall gr1 Bir Rus atasz.
- 123
nyordu. Nadya odasna gitti, giyindi, pencerenin nne oturup sabah beklemeye balad.
Btn gece oturdu, dnd. Darda birisi durmadan pancura vuruyor, slk alyordu.
Sabahleyin byk anne gece rzgarn bahede btn elmalar yere dktn, eski bir erik
aacn devirdiini yaknarak haber verdi. Hava kapal, donuk, tatszd, ate yaklsa yeriydi;
herkes souktan yaknyor, yamur pencerelere vuruyordu. aydan sonra Nadya Saa'nn
odasna girdi, bir sz sylemeden 'koltuun yanndaki keye diz kt, elleriyle yzn
kapad.
Ne o? diye aa sordu.
Artk yapamam... dedi Nadya, nceleri burada nasl yaadm anlamyorum, akl
erdiremiyorum! Nianlm hor gryorum, kendimi hor gryorum, btn bu avare, anlamsz
hayat hor gryorum.
aa ne oluyor anlamamt daha:
E, peki... dedi. Zarar yok, iyi bu.
Bu hayat canma takdedi, diye Nadya devam ediyordu: Burada bir gn daha
dayanamam. Yarn buradan gideceim. Beni de gtrn, Allahakna!
aa bir an hayretle ona bakt, sonra ii anlad, ocuk gibi sevindi. Ellerini sallad, sevincinden
dans eder gibi pabularn yere vurmaya balad. Ellerini ovuturarak :
Mkemmel! dedi. Hey, Allahm, ne "kadar iyi!
Nadya ona gz krpmadan iri; sevdal gzlerle, bylenmi gibi bakyor, hemen o anda
kendisine byk, nemi bakmndan snrsz bir ey syleyecek diye bekliyordu. aa ona daha
bir ey sylememiti. Ama Nad-ya'ya, daha imdiden, nnde eskiden bilmedii yeni, engin bir
ey alyor gibi geliyordu; ona sabrszlkla, her eye, lme bile hazr gibi bakyordu.
124
aa biraz dnerek:
Yarn ben gidiyorum, dedi. Siz de istasyona beni geirmeye gelirsiniz... Eyanz kendi
bavuluma alrm, bilet te alrm size. nc kampana alarken vagona girersiniz, basar
gideriz. Beni Moskova'ya kadar geirirsiniz, oradan da yalnzca Petersburg'a 'gidersiniz. Nfus
kadnz var m?
Var.
aa heyecanla:
Size yemin ederim, yerinmeyeceksiniz, piman olmayacaksnz, dedi. Gider okursunuz,
orada varsn kader neyse o olsun. Hayatnza yeni bir yn verince her ey deiir. Asl i
hayata yeni bir yn vermekte, gerisi bo. E, demek yarn gidiyoruz! Ah, evet! Alahakma!

Nadya'ya yle geliyordu ki, ok heyecanlyd, iinde her zamankinden daha byk bir sknt
vard, yola kncaya kadar azap ekmek, ac ac dnmek gerekiyordu. Ama yukarya odasna
kp yataa yatar yatmaz hemen uykuya dald, yal yzyle ve yznde bir glmsemeyle
akama kadar derin bir uyku uyudu.
V
Araba getirmek iin adam gnderildi. apkasn, paltosunu giyen Nadya annesini, her eyini bir
daha grmek iin yukar kt. Odasnda daha scak olan yatann yannda biraz durdu,
baknd, sonra yavaa annesinin odasna gitti. Nina Ivanovna uyuyordu, oda sessizdi. Nadya
annesini pt, salarn dzeltti, iki dakika ayakta durdu... Sonra ar ar aaya indi.
Darda iddetli bir yamur yayordu. st kapal araba srsklam avlu kapsnda duruyordu.
Hizmeti kz bavullar yerletiriyordu. Byk anne: kinizi almaz, Nadya, dedi. Bu havada
yolcu geirmek hevesini anlamam! Sen kalsan. Aman ne yamur!
125
Nadya bir ey sylemek istedi, syleyemedi. te aa Nadya'y .arabaya bindirdi, ayaklarm
battaniye ile rtt. Kendisi de yanna oturdu.
Uurlar olsun! Allah yolunuzu ak etsin! diye byk anne ta merdivenden bard.
Moskova'dan mektup yaz bize,, aa!
Olur. Allahasmarladk, Babulya! .
Tanr seni korusun!
u havaya bak! dedi aa.
Nadya imdi alyordu. Onun iin imdi artk akt, muhakkak gidiyordu, byk anneyle
vedalarken, .annesine bakarken buna gene de inanmyordu. Elveda kent! Birdenbire her eyi
anmsad: Andreyi de, babasn da, yeni evi de, vazolu plak kadm da. Btn bunlar artk
korku, sknt vermiyordu; nemsiz, kk eylerdi, gittike geriye doru uzaklayorlard.
Onlar vagona binip de tren yollannca, o kadar byk ve ciddi olan o gemi bir yere skp
tostop olmu, imdiye dein o kadar ok az fark edilen kocaman bir gelecek alvermiti.
Yamur vagonun pencerelerine vuruyordu, yalnz yeil kr grnyor, telgraf direkleri, telgraf
tellerindeki kular hzla gelip geiyordu. Bir sevin Nadya'nn soluunu birden "kesti:
zgrle kavutuunu, okumaya gittiini anmsad. Bir zamanlar, ok eskiden kazak olmaya
kmak dedikleri ite buydu. Nadya hem glyor, hem alyor, hem dua ediyordu.
aa glerek:
Al-drmaa! dedi. Bir-ey deil, aldrma!
VI
Gz geti, arkasndan k da geti. Nadya ok zlemiti, her gn annesini, byk annesini
dnyordu, Saa'y dnyordu. Evden lml, iyi mektuplar geliyordu, her ey balanm,
unutulmu grnyordu.
126
Maysta snavlardan sonra Nadya salkl, neeli olarak eve, ailesinin yanna yolland, yolda
aa ile grmek iin Moskova'ya urad. aa hep eskisi gibiydi, geen yaz naslsa yleydi:
Sa sakalna karmt. Ayn redingotu, ayn yelken bezinden pantalonu giyiyordu, gzleri ayn
iri ve gzel gzlerdi, ama hasta, bitkin bir durumu vard; ihtiyarlam, zayflamt, halen
ksryordu; nedense Nadya'ya basit bir taral gibi grnd.
Allahm, Nadya geldi! dedi, neeli neeli gld, iki gzm, yavrum!
Sigara dumanyla dolu, ac, boucu bir ini mrekkebi ve boya kokan litografya atelyesinde
oturdular, sonra Saa'nn sigara dumaniyle dolu, tkrk iindeki odasna gittiler. Soumu
semaverin yanndaki masada krk bir tabak duruyordu., iinde koyu renk bir kat paras
vard. Masann stnde, yerlerde bir sr lm sinek yatyordu. Saa'nn kendi zel hayatnda
kirli pasakl olduu, geliigzel yaad, konforu tamamiyle hor grd burada her eyden
belli oluyordu. Eer biri onun mutluluundan, hayatndan, ona olan akndan sz asa' bir ey
anlamayacak, glecekti.
Eh, bir ey olmad, iler yolunda gitti, diye Nadya abuk abuk anlatyordu. Gzn annem
Petersburg'a yanma geldi, byk annenin kzmadn, ama hep benim odama gidip duvarlara
ha kardn syledi.
aa neeyle bakyor, ama ksryor, titrek sesle konuuyordu. Nadya gzlerini dikmi ona
bakyordu, gerekten de ciddi bir hasta m olduunu, yoksa ona m yle geldiini
anlayamyordu.
aa, kuzum, dedi, siz hastasnz!

Hayr, bir ey deil. Hastaym, ama ok deil...


Ah, yarabbi, diye Nadya telaland. Neden kendinizi tedavi ettirmiyorsunuz, neden salnz
korumuyorsunuz? Kuzum, canm, aa, dedi, gzlerinden yalar
127
fkrd; nedense Andrey Andrei, vazolu plak kadn, imdi ona ocukluu kadar uzak grnen
btn gemii gzlerinin nne geldi. Artk aa ona, geen yl olduu gibi, yeni, aydn, ilgi
ekici grnmedii iin alyordu. Canm aa, siz ok hastasnz. Sizin byle solgun, zayf
olmamanz iin ne yapmazdm, bilmiyorum. Size o kadar borluyum ki! Benim iin ne kadar
ok eyler yaptnz tahmin edemezsiniz, benim iyi yrekli Saam! Gerekte benim iin siz
imdi en yakn, en candan bir insansnz.
Biraz oturup konutular. imdi, Nadya, Petersburg'-da bir k geirdikten sonra, Saa'dan,
onun szlerinden, glmsemesinden, btn, grnmnde, zaman, modas gemi, ii oktan
bitmi, belki de mezara girmi bir eyin havas esiyordu.
brgn Volga'ya gidiyorum, dedi aa. Eh, sonra da kmza. Biraz kmz imek istiyorum.
Bir dostum da karsyla birlikte benimle geliyor. Kars hayret edilecek bir insan. Onu hep
yolundan evirmeye, okumaya gitmesi iin kandrmaya alyorum. Hayatna yeni bir yn
vermesini istiyorum.
Biraz konutuktan sonra gara gittiler. aa ay, elma ikram etti. Tren hareket ettii, aa
glmseyerek mendil sallad srada onun ok hasta olduu uzun zaman zor yaayaca
bacaklarndan bile belli oluyordu.
Nadya memleketine le vakti geldi. Gardan eve giderken sokaklar ona ok geni, evler kk
bask grnd. Kimsecikler yoktu; yalnz koyu sar paltolu akort-u Almana rastlad. Btn
evler sanki tozla rtlyd. Artk bsbtn ihtiyarlayan, eskisi gibi iman, irkin olan byk
anne Nadya'y kollaryla kavrad, yzn onun omuzuna bastrp uzun zaman alad; ondan
ayr-lamyordu. Nina vanovna da ok ihtiyarlam, bozulmu, avurtlar kmt, ama daha
eskisi gibi sslyd, parmaklarnda prlantalar prldyordu.
128
Canm! dedi, btn vcudu titriyordu. Canm!
Sonra oturdular, sessizce aladlar. Gemiin sonsuz olarak, bir daha geri gelmemek zere
elden gittiini byk annenin de., annenin de hissettikleri belliydi: Artk ne sosyetede bir
mevki, ne eski itibar, ne misafir davet etmek hakk vard. Gamsz, kaygsz bir hayat srerken
geceleyin polis birden baskn verip aratrma yapnca ve ev sahibinin para yedii, sahtekrlk
ettii meydana knca tpk byle olur: Gamsz, kaygsz hayata o zaman artk elveda!
Nadya yukar kt, ayn yata, ayn beyaz, sade perdeli pencereleri, pencerelerden, gnele
ykanan ayn neeli, grltl baheyi grd. Masasna dokundu, oturdu, dnd. le
yemeini iyi yedi, nefis, yal bir kaymakla ay iti. Ama eksik bir ey vard, odalarda bir
boluk hissediliyordu, tavanlar alakt. Akam yatt, rtnd, bu scak, ok yumuak yatakta
yatmak, nedense, ona gln geliyordu.
Nina vanova bir dakika iin geldi, sulular gibi, r-.keke, ekinerek oturdu.
E. nasl, Nadya? diye biraz sustuktan sonra sordu. Memnun musun? ok mu memnunsun?
Memnunum, anne.
Nina vanovna kalkt, Nadya'ya, .pencerelere ha
kard.
Ben de, gryorsun, dindar oldum, dedi. Biliyor musun, imdi ben felsefeyle urayorum,
hep dnyor, dnyorum... ok eyler imdi benim, iin ak. Bana kalrsa, her eyden
nce btn hayatn bir bimeden geer gibi gemesi gerek.
Fena deil gibi. aa ile gittiin zaman byk anne senden gelen telgraf okur okumaz
dp bayld, gn hareketsiz yatt. Sonra hep tanrya dua etti, alad. imdi fena deil.
129
Kalkt, odada birka adm att.
Tik-tok... beki vuruyordu. Tik-tok, tik-tok...
Her eyden nce btn hayatn bir bimeden geer gibi gemesi gerek, dedi. Yani baka bir
deyile, hayatn'uurda, yedi ana renge ayrlr gibi, en basit elemanlara ayrlmas, her
elemann ayr ayr incelenmesi gerek.
Nina vanovna'nn daha ne sylediini ve ne zaman gittiini Nadya duymad, nk ok
gemeden uyumutu.

Mays geti, haziran geldi. Nadya artk eve almt. Byk anne semaverle urayor, derin
derin iini ekiyordu. Nina vanovna akamlar kendi felsefesini anlatrd. Eskisi gibi, o gene
evde bir snt gibi yayordu, her kuru iin byk anneye ba vurmak zorundayd. Evde ok
sinek vard, odalarn tavanlar gittike alalm gibiydiler. Babulya ile Nina vanovna peder
Andrey ve Andrey Andrei'le karlamak korkusuyla sokaa kamyorlard. Nadya bahede,
sokakta geziyor, evlere, kl rengi tahta perdelere bakyordu. Ona yle geliyordu ki, kentde her
ey oktan eskimi, mrn bitirmiti, herkes sadece ya bir eyin sonunu ya yeni bir eyin
balamasn bekliyordu. Ah, insann kendi kaderine dorudan doruya, cesaretle
hkmedebilecei, kendini hakl bilecei, neeli, hr olabilecei bu yeni kl hayat abuk gelse!
Byle bir hayat erge gelecek! Byk annenin evinden (her eyi drt hizmetisini bodrum katta
tek bir odada pislik iinde yaamaya mahkm edecek ekilde kurulmu olan bu evden) bir iz
kalmayaca, unutulaca, onu kimsenin anmsamayaca zaman elbet gelecekti. Nadya'y
ancak bitiik avludaki erkek ocuklar oyalyordu; o bahede gezerken tahta perdeye vurarak
glr, ona taklrlard:
- Nianl kz! Nianl kz!
Saratof'tan Saa'nn mektubu geldi. Kvrak, dans eden elyazsyla Volga gezisinin baarl
getiini, Sara130
tofta biraz rahatszlandn, sesi ksldn, iki haftadr hastahanede yattn
yazyordu. Nadya bunun ne demek olduunu anlamt, onu inanca benzer bir nsezi
kavrad. aa hakkndaki bu nsezinin ve dncelerin onu eskisi gibi tellandrmamasna
can skld. Yaamay ihtirasla istiyordu, Petersb|trg'u istiyordu. aa ile ahbapl ona aziz,
ama artk uzak, ok uzak bir gemi gibi grnyordu! Btn gece uyumad, sabahleyin
pencerenin nne oturdu, kulak kabartmaya balad. Gerekten de aadan sesler geliyordu.
Byk anne heyecan ve tela iinde abuk abuk bir eyler soruyordu. Sonra biri alamaya
balad... Nadya aaya indii zaman byk anne kede dua ediyordu, gzleri yalyd,
masann stnde bir telgraf vard. Nadya uzun zaman odada dolaarak byk annenin
alamasn dinledi, sonra telgraf ald, okudu. Dn sabah Saratofta Aleksandr Timofei'in,
ksaca, Saa'nn veremden ld bildiriliyordu.
Byk anne ile Nina vanovna l duas okutmak iin kiliseye gittiler, Nadya daha uzun zaman
odada dolap dnd. Saa'nn istedii gibi hayatnn tamamyla deitiini, burada yalnz,
yabanc ve gereksiz olduunu, buradaki hibir eyin ona ihtiyac olmadn, bu-, tn gemiin
ondan kopup gittiini, yok olduunu, sanki yanp kllerinin havaya utuunu aka anlad.
Saa'nn odasna gitti, orada bir zaman durdu.
iinden :
Elvada, aziz aa dedi; yeni, geni, alabildiine bir hayat gzlerinin nne geldi; bu belirsiz,
esrar dolu hayat onu kendine doru ekiyordu.
Yukarya odasna eyalarn yerletirmeye, yatmaya kt, ertesi sabah evdekilerle vedalat,
canl, neeli olarak kentten ayrld. Dnd gibi, bir daha dnmemek zere ayrld.
131
BUKALEMUN
Polis komiseri Oumelov srtnda yeni bir kaput, elinde -bir knla pazar meydanndan geiyor.
Elkonmu frenkzm ile azna kadar dolu bir elek tayan kzl sal bir polis arkasndan
gidiyor. Her yanda sessizlik... Meydanda in cin top oynuyor... Dkkanlarn, meyhanelerin ak
duran kaplar, a hayvanlarn azlar gibi, dnyaya hznl hznl bakyordu. Yanlarnda
dilenci bile yok.
Oumelov birdenbire bir ses duyuyor:
Demek, sryorsun ha, melun! ocuklar, onu brakmayn! Kanunda srmak var m! Tut!
A...a!
Bir kpek l duyuluyor. Oumelov yana bakyor, bir kpein tccar Piugin'in odun
deposundan kp ayak stnde zplayarak, geriye dnp bakarak katn gryor. Kolal
basma bir gmlek giyen, yeleinin dmeleri zk bir adam kpei kovalyor. Peinden
kouyor, gvdesini ileri vererek yere dyor, kpei arka ayaklarndan yakalyor, ikinci defa
kpek l ve bir haykr duyuluyor: Brakma! Dkkandan uykulu yzler uzanyor, odun
deposunun yannda hemen, yerden bitmi gibi, bir kalabalk toplanyor.
132

Bir olay var galiba, bay komiser! diyor polis. Oumelov yarm sola ark ederek kalabala
doru yryor. Deponun kapsnda, yukarda tarif edilen yeleinin dmeleri zk
adamn ayakta durduunu, sa elini yukar kaldrp kanl parman kalabala gsterdiini
gryor. Yar sarho yznde u ifade var: Dur hele, sana gsteririm, alak! Parmanda bir
zafer bayra grnm var. Oumelov bu adamn kuyumcu Hr-kin olduunu gryor.
Kalabaln ortasnda skandalin sulusu sivri yzl, sar benekli beyaz bir taz yavrusu n
ayaklarn aarak, titreyerek yerde oturuyor. Yaaran gzlerinde hzn ve korku' ifadesi var.
Oumelov kalabal yararak:
Ne diye toplandnz buraya diye soruyor. Niin toplandnz? Senin parmana ne oldu?
Baran kimdi?
Hrkin avucunun iine ksrerek:
Gidiyordum, bay komiser, kimseye dokunmuyordum... diye sze balyor: Mitriy Mitrovi'le
odun iini konuacaktk, bir de u alak, durup dururken parmam kapmaz
m... Balayn, ben ii bir adamm... im ince i. Bana tazminat versinler, nk ben bu
parma belki de bir hafta kmldatamam... Hayvanlar yznden ac ekilmesi gerektii
kanunda da yok, bay komiser... Her nne gelen sracaksa bu dnyada yaamamal daha iyi...
Oumelov ksrp kalarn oynatarak sert sert: Hm!... Peki... diyor. Peki... Kimin bu
kpek? Ben bu ii byle brakmam! Kpei ba bo salvermenin ne demek olduunu size
gstereceim! Emirlere boyun emek istemeyen bu gibi baylara dikkat etmenin zaman
gelmitir! Bu keratay bir cezaya arptrrsam kpein ve baka serseri hayvanlarn ne demek
olduunu renir! Ben ona hanya ile konyay gsteririm!
133
Komiser polise dnerek:
Yeldrin, diyor, bu kpein kimin olduunu ren de bir zabt tut! Kpei yok etmek gerek,
Hemen! Belki de kuduzdur... Kimindir bu kpek, soruyorum?
Kalabaln iinden biri:
Galiba general Jugalov'un! diyor.
General Jigalov'un mu? Hm!... Yeldrm, u paltomu srtmdan karsana... Korkun ey, ne
scak var! Sonu yamur, herhalde... Yalnz bir eyi anlayamyorum: (Hrkin'e dnerek
soruyor.) Seni nasl srabilir-di o? Senin parmana yetiebilir mi? O ufack bir ey, sen nah,
dev gibi adamsn! Besbelli bir iviyi kurcalayp parmana batrdn, sonra da aklna bir yalan
uydurmak geldi. Ah sen... Ne milletsiniz bilirim sizi! Ne maln gzsnz!
Bay komiser, o glmek iin sigarasn hayvann suratna dokundurdu, o da aptal deil,
srd... ters bir adam, bay komiser!
Yalan sylyorsun, tekgz! Gznle grmedin de ne diye yalan sylyorsun? Bay
komiser akll bir zattr, yalan syleyeni de, Tanr huzurundaym gibi doru konuan da
anlar... Yalan sylyorsam varsn ii sulh hkimi temizlesin. Onun kitabnda yazar... imdi
herkes eittir. Benim kardeim de jandarmadr... bilmi olun...
Lf istemez!
Polis byk bir anlayla:
Hayr, bu kpek generalin kpei deil... diye fikir yrtyor. Generalde byle kpekler yok.
Onunkiler daha ok av kpei...
iyi biliyor musun?
yi biliyorum, bay komiser...
Ben de biliyorum ya. Generalin kpekleri deerli, cins kpekler, una bak bir de, kpek mi
bu da, sanki!
134
Ne ty ty, ne biimi biim... Bayalndan, baka buseyi yok... Byle bir kpei ne diye
tutarlar? Ne akl var sizde? Byle bir kpek Petersburg'a veya Moskova'ya dse ne olurdu bilir
misiniz? Kanuna manuna bakmazlar, hemen gebertirlerdi. Hrkin, sen zarar grdn, bu ii
byle brakma... Azlarnn paym vermeli! Zaman geldi...
Polis memuru yksek sesle dnyor:
Ama belki de generalindir... Suratnda yazl deil ki... Avlusunda demin byle bir kpek
grmtm.
Kalabalktan bir ses:
Elbette ,generalin kpei! diyor.

Hm!... Yeldirin, kuzum u paltomu giydirsene... Rzgar esti gibi... tyor... Onu generale
gtrr sorarsn, benim bulup gnderdiimi sylersin... Sokaa da brakmasnlar, dersin...
Belki deerli bir kpektir, eer her nne gelen ay sigarasn burnuna tkarsa ok gemez
bozulur. Kpek nazik mahlktur... Sen de, odun herif, indir elini! O anlamsz parman ne
gsterip duruyorsun!' Su kendinde!...
Generalin as geliyor, ona soralm... Hey, Pro-hor! Biraz gelsene kuzum buraya! Bak u
kpee... Sizin mi?
Amma da yaptn ha! Bizde byle kpek olur mu
hi?
Canm, uzun uzun sormaya ne gerek var, diyor Oumelov: Serseri bir kpek bu! Lf
uzatmann anlam yok... Ben serseridir diyorsam, demek, serseridir... Yoketmeli, ite o kadar.
Prohor devamla:
Bu bizim deil, diyor. Generalin geen gn gelen kardeinin kpei bu. Bizimki
taz merakls deil. Kardei ok merakl...
135
Oumelov:
Ya, generalin kardei terif buyurdular, yle mi? Vladimir vani, ha? diye soruyor, yzn
yumuak bir glmseme kaplyor: Bak hele! Hi haberim yoktu! Misafir olarak m geldiler?
Misafir olarak.
Bak hele... Kardeini zlemi, demek... Hi haberim yoktu. Demek bu onlarn kpei, ha?
ok memnun oldum... Al onu, al. Fena kpekcik deil... Ne de evik ey... Herifin parman
hart diye srvermi! Ha-ha - ha... E, ne titriyorsun? Hrr... hr... Kzyor, apkn... Seni gidi
yaramaz seni...
Prohor kpei aryor, hayvanla birlikte odun deposundan kp gidiyor... Kalabalk Hrkin'e
kahkahalarla glyor.
Oumelov ona:
- Seninle gene greceim! diyerek gzda veriyor, kaputuna brnerek pazar
meydannda yoluna devam ediyor.
1884
136
31 AUSTOS 1996
Anton Cehov _ Kyller
www.kitapsevenler.com
Merhabalar
Buraya Yklediimiz e-kitaplar
Grme engellilerin okuyabilecei formatlarda hazrlanmtr.
Buradaki E-Kitaplar ve daha pek ok konudaki Kitaplar bilhassa grme engelli
arkadalarn istifadesine sunuyoruz.
Ben de bir grme engelli olarak kitap okumay seviyorum.
Ekran okuyucu program konuan Braille Not Speak cihaz kabartma ekran ve benzeri yardmc
aralar
sayesinde bu kitaplar okuyabiliyoruz. Bilginin paylaldka pekieceine inanyorum.
Siteye yklenen e-kitaplar aada ad geen kanuna istinaden tm
kitap sever arkadalar iin hazrlanmtr.
Amacmz yayn evlerine zarar vermek ya da eserlerden menfaat temin etmek deildir elbette.
Bu e-kitaplar normal kitaplarn yerini tutmayacandan kitaplar beenipte engelli olmayan
okurlar,
kitap hakknda fikir sahibi olduklarnda indirdikleri kitapta ad geen
yaynevi, sahaflar, ktphane ve kitaplardan ilgili kitab temin edebilirler.
Bu site tamamen cretsizdir ve sitenin ieriinde sunulmu olan kitaplar
hibir maddi kar gzetilmeksizin tm kitap dostlarnn istifadesine sunulmutur.
Bu e-kitaplar kanunen hi bir ekilde ticari amala kullanlamaz ve kullandrlamaz.
Bilgi Paylamakla oalr.
Yaar MUTLU
lgili Kanun: 5846 Sayl Kanunun "altnc Blm-eitli Hkmler " blmnde yeralan "EK
MADDE 11. - Ders kitaplar dahil, alenilemi veya yaymlanm yazl ilim

ve edebiyat eserlerinin engelliler iin retilmi bir nshas yoksa hibir ticar ama
gdlmeksizin bir engellinin kullanm iin kendisi veya nc
bir kii tek nsha olarak ya da engellilere ynelik hizmet veren eitim kurumu, vakf veya
dernek gibi kurulular tarafndan ihtiya kadar kaset, CD, braill
alfabesi ve benzeri formatlarda oaltlmas veya dn verilmesi bu Kanunda ngrlen
izinler alnmadan gerekletirilebilir."Bu nshalar hibir ekilde
satlamaz, ticarete konu edilemez ve amac dnda kullanlamaz ve kullandrlamaz. Ayrca bu
nshalar zerinde hak sahipleri ile ilgili bilgilerin bulundurulmas
ve oaltm amacnn belirtilmesi zorunludur." maddesine istinaden web sitesinde deneme
yaynna geilmitir.
T.C.Kltr ve Turizm Bakanl Bilgi lem ve Otomasyon Dairesi Bakanl
ANKARA
bu kitap Grme engelliler iin dzenlenmitir.
kimler taradysa ve dzenleme yaptysa ok teekkrler.
verilen emee sayg duyarak ltfen bu aklamala silmeyin.
Anton Cehov _ Kyller

You might also like