You are on page 1of 108

Dounun Limanlar

ROMAN
Amin Maalouf, 1949'da Lbnan'da dodu. Ekonomi ve toplumbilim okuduktan sonra
gazetecilie balad; 1976'dan beri Paris'te yayor. eitli yayn organlarnda yneticilik
ve ke yazarl yapm olan Maalouf, bugn vaktinin ounu kitaplarm yazmaya
ayrmaktadr. Yaptlarnda ok iyi bildii Asya ve Akdeniz evresi kltrlerinin
sylencelerini baanyla ileyen Maalouf, ilk kitabi Les Croisades vues par les rabes
(1983, Araplarn Gzyle Ha-hlar) ile tannd ve bu kitabn evrildii dillerde de byk
bir baar kazand. 1986'da yaymlanan ve ayn yl Fransz-Arap Dostluk dl'n
kazanan ikinci kitab (ilk roman) Leon l'Africain (Afrikal Leo) ise bugn bir "klasik"
kabul edilmektedir.
Maalouf un 1988'de yaymlanan ikinci roman Samarcane (Semerkant) da cokuyla
karland ve pek ok dile evrildi. Maalouf un sonraki kitaplar yine romand: Les
Jardins de lu-miere (1991, Itk Baheleri) ve Le Premier Slide apres. Biatrice (1992,
Beatrice'de Sonra Birinci Yzyl). Amin Maalouf, 1993'te yaymlanan roman Le
Rocher de Tanios (Tanios Kayas) ile Goncourt dl'n kazand. Son roman Echelles
du Levant (Dounun Limanlar) ise 1996'da yaymland.
Amin Maalouf un drt roman yaynevimizce Trkeye kazandrlmtr: Afrikal Leo
(1993), Semerkant (1993), Tanios Kayas (1995) ve Dounun Limanlar (1996).

Bu yk bana ait deil, bir bakasnn yaamm anlatyor. Kendine zg szckleriyle,


onlar sadece belirsiz veya tutarsz bulduumda dzelttim. Kendine zg gerekleriyle,
btn gerekler birbirine edeerde.

Ara sra bana yalan sylemi midir? Bilemem. Ama herhalde kendisi hakknda, sevdii
kadn hakknda, bulumalar, aknlklar, inanlar, d krklklar hakknda
sylememitir. Bunun kant elimde. Ama yaamnn her aamasnda kendi davranlar,
hi de alelade olmayan ailesi, mantnn deiik dalgalar -demek istiyorum ki delilikten
bilgelie, bilgelikten delilie gidip gelen o bitmez tkenmez gelgitler- hakknda her eyi
sylememi olmas mmkndr. Yine de iyi niyetli olduunu dnyorum. Belleine
olduu kadar yarglamasna da gvenemediini kabul edebilirim ama, hep iyi niyetli
olmutur.

Ona 1976 Haziran'nda metroda rastladm. Kendi kendime "Bu, O!" diye mrldandm
anmsyorum. Onu tanmak birka saniyemi almt. O gne kadar ona ne rastlamtm ne
de adn duymutum. Sadece birka yl nce, bir kitapta resmini grmtm. Tannm
biri deildi. Geri, resmi bir tarih dersi kitabnda olduuna gre, bir bakma tannm
biriydi. Ama bu, resmin altnda ad yazlan bir byk adamn portresi deildi. Resim, bir
rhtmda toplanm bir kalabal gsteriyordu; arka planda, sadece kk bir paras
dnda, btn bir ufku kaplayan bir gemi vard; resmin altnda, Eski Dnya'dan
insanlarn 2. Dnya Sava'nda Avrupa'ya gelerek Direni saflarna katldklarn ve
dnlerinde birer kahraman olarak karlandklar yazlyd.

Gerekten de kalabaln ortasnda, gzleri kamam gen bir adam vard. Ak renk
sal, biraz ocuksu izgilere sahip, iekten girland o an taklm gibi, boynu azck
yana uzam.
.N.:"Les fichelles du Levant": Kelime anlam olarak "Dounun Merdivenleri" olup,
bazj Akdeniz Umanlarna Franszlarn takt ad.

Ne kadar zaman bu resmi seyre dalmtm! Okulda st ste drt sene ayn tarih
kitabndan ders grdk: her yl bir a renmek durumundaydk. nce anl Antik a;
skender'in fethettii Fenike kentleri; sonra Romallar, Bizansllar, Araplar, Hallar,
Memluklar; daha sonra drt yz yllk Osmanl egemenlii; nihayet iki dnya sava,
Fransz mandas: bamszlk... Bana gelince ben, programn nasl ilerlediini
bekleyemeyecek kadar sabrszdm. Tarih tutkumdu. Daha ilk gnlerde btn kitab
gzden geirmitim, tekrar tekrar okumaktan bkmamtm. Sayfalarn her biri kvrk,
buruuk, keleri yenik, satrlarn altlan izik, kargack burgack yazl, yorum yerine
nlemlerle dolu idi.

Btn bunlar, o resmi iyice incelemi olduumu gstermek iin sylyorum. Beni ne
bylemiti? Kukusuz bir avcun ii byklndeki resimde, o yata ne hayal
ediyorsam hepsi vard: deniz yolculuu, serven, yce bir zveri, zafer ve belki de
hepsinden ok, o muzaffer-tannya bakan gen kzlar...

imdi ise, tanr burada. Karmda, Paris'te, metroda ayakta, bir stuna dayanm, kim
olduklar bilinmeyen bir sr adamn ortasnda tannmam bir adam. Ama hep o hayran
bak, hep o ocuksu izgiler, bugn artk krlam hep o ak renk salar. Ve hep o yana
eik ba. Nasl tanmazsn?

Volontaires istasyonunda indiinde, arkasndan gittim. O gn biriyle buluacaktm ama


tercihimi yapmtm: greceim kiiyi akama doru veya ertesi gn arayabilirdim, ama
onu bir kere kaybedersem bir daha gremeyeceimden emindim. Asla.

Metro istasyonundan kmadan nce semt haritasnn nnde durdu. Burnunu


yaptracak kadar yaklat, sonra, mesafeyi ayarlayacak biimde geriledi. Gzleri onu ele
veriyordu. ansm denemeliydim, ona doru yrdm.

Size belki yardm edebilirim...

Dou ivesiyle konumutum, ho bir glmseme ve bir iki gzel szckle anladm
belli etti. Ama yine de hayret etmekten geri kalmad. O zaman bir ekinme belirtisi
farkettim, sanrm yanlmamtm. Evet ekingenlik ve hatt bir eit utan dolu korku.
zinin srldn ama bundan pek de emin olmayan yine de bo yere sert veya kaba
olmak istemeyen bir insann utan dolu korkusu.

Yaknlarda olan bir soka aryorum, dedi. Sokan ad Hubert Hughes.

Onu bulmakta zorluk ekmedim.

8
te, dedim. Sadece H. Hughes yazmlar, okunmaz bir yaz ile...

Yardmnza teekkrler! Yalanan gzlerimi deil de haritay yapanlan suladnz


iin de teekkrler...

Tatl bir yavalkla konuuyordu, sanki sylemeden nce her szc silkmesi
gerekiyormu gibi. Ancak cmleleri doru, szckleri seilmi, eksii, elikisi olmayan
cmlelerdi. Laubali olmayan bir dil! Hatt insanlarla deil de kitaplarla konuurmu gibi,
modas gemi, ok eskimi szckler!

Eskiden olsayd haritaya, plana gerek kalmakszn, igdmle yolumu bulurdum...

Uzak deil. Sizi gtrebilirim; buralar bilirim.

Rahatsz olmamam syledi ama nezaketen. Israr ettim; dakika sonra oradaydk.
Sokan banda durdu, gzleriyle soka tarad ve biraz kmseyici bir biimde:

Kk bir sokak, dedi. Pek kk bir sokak. Ama alt taraf sokak ite.

Szlerindeki aleladelik ona benim gzmde bir zgnlk kazandrmt.

Hangi numaray aryorsunuz?

Ona saduyu dal uzatmaktaydm. Dala rutunmad.

zel bir numara deil. Sadece soka grmeye geldim. nce kacam sonra da kar
kaldrmdan ineceim. Ama sizi alkoymak istemem, iiniz vardr. Buraya kadar elik
ettiiniz iin teekkrler!

Bu noktaya geldikten sonra byle aynlmak istemiyordum, bilmeliydim. Tuhaf grnts


merakm bsbtn artrmt. Fazladan nezaket gsterisiymi gibi son szlerini
duymazlktan geldim.

Bu sokakta anlarnz olmal!

Hayr. Daha nce hi gelmedim.

Yeniden yan yana yrmee balamtk. Ben sk sk ona bakarak, onu inceliyordum; o
da, burnu havada, binalara hayranlkla bakyordu.

Antsal stunlar. Salam ve gven verici bir sanat. Gzel bir burjuva soka. Biraz
dar... Alt katlar lo olmal. Belki oras, cadde taraf yle deildir.

Mimarsnz.

Szm, bir bulmacann cevab gibi kmt! Fazla samimi bir grnt vermemek iin,
soru sorar gibi de kmt.

Hi de deil.

Sokan ucuna varmtk, aniden durdu. Mavi beyaz plakay okumak iin gzlerini
kaldrd, sonra sayg ifadesi olarak indirdi, iki yanma sarkm olan elleri nnde birleti,
parmaklan hayali bir apkay tutmak istercesine, tuhaf biimde kenetlendi.

Arkasna getim.

Hubert Hughes Soka Direnii 1919-1944

Gevemesini ve bana doru dnmesini bekledim. Bir cenaze-deymi gibi fsldayarak:

Onu tanr mydnz? diye sordum. Ayn tonda yantlad:

Ad bir ey ifade etmiyor.

aknlma aldrmayarak cebinden bir kk defter kard ve notlar almaa balad.


Sonra da:

Bana, Paris'te direniilerin adn tayan otuz dokuz sokak, cadde veya alan olduunu
sylediler, dedi. Bundan nce yirmi birini ziyaret ettim. Geriye on yedi kald. Ad
"Etoile" ikert* gittiim Charles-de Gaulle meydann saymazsak, on alt.

Hepsini ziyaret edecek misiniz?

Drt gnde, bol bol vaktim var.

Neden drt gn? Tek bir aklamas vard bana gre:

Sonra da memlekete dnyorsunuz?

Sanmyorum...

Birden, sz konusu Hubert-Hughes Soka'nda benden bir hayli uzakta dncelere


dalm grnd. Memleketten, dnten sz etmekle hata m ermitim?

Belki de bu "drt gn"den sz etmekle byle dnceye dalmt.

Ruhuna henz nfuz edemiyordum. Bunun iin sz deitirmeyi yeledim.

Hubert Hughes' tanmadnz ama Direni ile ilgilenmeniz bir rastlant olmasa gerek...

Cevap vermesi gecikti. Yeryzne inmesi vakit ald.


Ne demitiniz?

Szlerimi tekrar etmek zorunda kaldm.

Doru, okumak iin savata Fransa'ya gelmitim. Direniiler tandm.

Az daha resimden, tarih kitabndan sz edecektim. abucak vazgetim. Onu bilerek


izlemi olduumu anlam olurdu. Onu gzetlediimi anlam olurdu, belki gnlerden
beri kt bir niyet beslediimi... En iyisi bilmezlikten gelmekti.

O yllar belki de baz arkadalarnz yitirdiniz.

Bazlarn, doru.

: Siz de silah altnda deil miydiniz? ; i' Hayr

Belki de derslerinize devam etmeyi tercih ettiniz...

'; Tam olarak deil... Ben de gizlilik iinde yaadm. Herkes gibi.

Herkes direnme rgtnde deildi o devirde. ok alakgnllsnz.

Kar koyacak sandm. Bir ey sylemedi. Bunun zerine steledim: "Bence ok


alakgnllsnz". Bu bir soru olmaktan ok, varlm bir sonumu gibi sevimli bir
tonda sylenmiti. Her zaman iyi sonu veren eski gazeteci kurnazl; nitekim enesi
ald. Cmleleri yava olmakla birlikte, heyecandan yoksun deildi;

Size sadece gerei sylyorum! Binlerce insan gibi gizlilie gmlmtm. Ne daha
gen, ne daha yal, ne daha korkak ne daha kahramandm. Aklda kalacak hibir ey
yapmadm...

Szlerindeki ve davranlanndaki kibarlkla, hibir dmanlk gstermeden, benim gibi


srarl muhatabna gcendiini gstermeyi baarmt.

Ne okuyordunuz? -Tp.

Sanrm savatan sonra devam ettiniz.

Hayr.

Fazlasyla kuru bir "hayr". Bu adamda bir eyi incitmitim.


Yapacak ok iiniz vardr. Size engel olmak istemem, dedi ve yeniden dncelerine
dald. Bana kibarca yol veriyordu. Hi kukusuz yaral bir yanna dokunmutum. Ama
asknt olmay srdrdm:

yldan beri o dneme, Savaa, Direnie byk ilgi duyuyorum... Bu konuda


onlarca kitap yuttum. Bunlar yaam olan biriyle konumann, benim iin ne demek
olduunu bilemezsiniz!

Yalan sylemiyordum. Bakndan onu yumuatm olduumu anladm.

10

11

Biliyor musunuz? dedi, uzun zamandr koyuverilmeyen bir rmak gibiyim. Bir yark
almayagrsn. Susana akolsun! stelik nmzdeki gnlerde yaplacak iim yokken...

Geriye kalan on alt ya da on yedi sokan ziyaretlerinden baka...

Gld.

Onu gnlerimi doldurmak iin yapyorum, bu arada...

Ne beklediini yeniden sormak istei duydum. Dncelerine yeniden dalmasndan ve


hi kmamasndan korktum. Komu caddedeki kahvelerden birine gidip oturmay
nermek, bana daha akla geldi.

Kpkl iki bira ile, terasta yerlerimize oturduumuzda konuya dndm. Yanm kalan
eitimine...

Kurtulu'un ertesi gn sarho gibiydim. Kendime gelmem vakit ald. ok vakit.


Ayrca, artk kafam eitime verebilecek durumda deildim.

Ya aileniz? Israr etmediler mi?

Doktor olmak isteyen bendim. Babamn her zaman benim hakkmda baka tasardan
vard, o isterdi ki...

Durdu. Belki de son tereddtyd. Konumadan nce, beni gn na kartmak


istercesine bana uzun uzun bakt.

Babam byk bir ihtilalci olmamAsterdi. Glmsemekten kendimi


alamadm. '

Evet, biliyorum, normal ailelerde baba ocuunun tp okumasn ister, ocuk da


devrim hayalleri grr. Ama benim ailem "normal" diye tanmlanabilecek bir aile
deildi...

Anladm kadar ile babanz ilk ihtilalcilerden olmal.

Herhalde o da kendini byle tanmlard. Daha dorusu devrimci bir ruha sahipti
diyebiliriz. Asla hrn deildi. Hatt neeli, yaamay seven biriydi. Ama tam bir isyanc.

Neye kar?

Her eye kar! Yasalara, dine, geleneklere, paraya, siyasete, okula... saymak uzun
srer. Deien ne varsa ve deimeyen ne varsa karyd. Kendisinin dedii gibi
"Aptalla ve zevksizlie ve kirelenmi beyinlere" kar! Muazzam karklklar hayal
ederdi...

Byle davranmasna ne yol at?

12

Sylemesi zor. Ama ok genken, kinlenecei durumlarla karlat bir gerek.

Herhalde elveriiz bir ortamda yetimiti...

Yoksul mu demek istiyorsunuz? te burada yanldnz dostum. Bu szleri syleyince,


utanrm gibi gzlerini indirdi. Ama sanrm daha ok gururlanmasn gizlemek
istiyordu:

Evet, bugn tekrar dndmde, gururlanmasndan utanyordu, dedi ki:

Ben, uzun sre Dou'ya hkmetmi bir aileden geliyorum.

O gn, gecenin ge vaktine kadar konutuk, konutuk. nce kahvede; sonra aydnlanm
kentteki gezinti srasnda; nihayet gece Bastille alannda bir birahanede.

Hayatn, batan sona anlattrmak dncesi aklma tam olarak ne zaman geldi? Sanrm
daha ilk szlerinde, blmleri mahcup bir biimde sergilemeye balad vakit. Bu hi de
yapmackl olmayan alakgnlll ok sevimliydi, glmseyiindeki o krlganlk da
yle; onaym bekleyen ve ender bkknlk gsterdiimde kayglanan baklar da; ve yine
hi i grmedikleri anlalan, durmadan kprdayan, dnp duran ve neye yarayacaklarm
kestiremedii elleri de yleydi.

Onu nasl raz ettiimi anlatmam usan verir. Usan verir ve yanltc olur nk artk
bugn, bu oyuna katlmak isteyiinde benim szlerimin veya becerikliliimin bir etkisi
olmadn biliyorum.

Aklayaym: drt gn beklemesi gereken ve ne olduunu sormaya cesaret edemediim o


malm ey onu devaml rahatsz etmekteydi; dnmek istemiyor ama ayn zamanda
baka bir ey de dnemiyordu. Kendisiyle babaa kalma korkusu yznden Direni
kahramanlarnn adlarn tayan sokaklar dolayordu, yoksa zlemden deil. Benimle
karlamas, oyalanmas iin en gl etken olmutu. Onu bu uzun bekleme gnlerinde
sarsm, gdklam, tedirgin etmi ve gelecei geveleyip duraca yerde, gemii saat
saat yaatm olacaktm.

13

Perembe Sabah

Notlarma gre ona bir aramba rastlajntm. Ertesi sabah, saat dokuzdan itibaren dar
ama yksek, duvarlar zerinde papatyalar serpitirilmi yemyeil bir kumala kapl
vejuhafbir imenlik gibi grnen otel odasn-daydk;

Odadaki tek koltua beni oturttu, kendisi oday arnlamay tercih etti.

nce neden konualm? diye sordu.

Sanrm en kolay ta bandan balamak olacak, dedim. Doumunuz...

ki dakika sessiz durdu sonra bir soru ile yantlad.

Bir insan hayatnn doumu ile baladndan emin misiniz? Yant beklemiyordu.
yksne balama biimiydi sadece. Sz ona

braktm ve mmkn olduunca az araya girmeye karar verdim.

Hayatm, doumumdan yarm yzyl nce balad. Asla ziyaret etmediim bir odada,
Boazii kysnda. Bir felket oldu, bir lk atld, bir delilik dalgas yayld ve hi
durmad. yle ki dnyaya geldiimde, yaamaya ok eskiden balamtm.

stanbvil'da baz olaylar olmutu. O gn yaayanlar iin vahim, bizler iin sradan bir
olay. Bir padiah hal edilmi, yerine yeeni tahta oturmutu. Babam bundan en az yirmi
kez sz etti; isimler, tarihler verdi. Hepsini unuttum ya da hemen hemen unuttum. Zaten
pek nemi yok. Benim z ykm iin nemli olan, o gn gen bir kadnn att lk,
haykrtr.

Tahttan indirilen sultan, bakent evresinde bir yerde ikmete zorlanmt. Drt ua
dnda, yaknlarndan ayrmlard. Adam, ne yapacan armt. Melankolik,
afallam, bunalmt. imdiden yok olmutu. mparatorluk iin byk hayaller kurmu,
yeniden ilerleme, eski azametine kavuma dleri grmt; herkes tarafndan sevildiini
sanyordu, evresindeki suskunluu an-

17

layamyordu. Nelere zlmse, kafasndan geirip duruyordu: adamlarn seememiti,


hepsi kt tavsiyelerde bulunmulard, eliakln istismar etmilerdi. Evet, hepsi
kendisine ihanet etmiti;

Odasna kapanmt. "Artk kimsenin bana itaat etmek istemediini biliyorum ama
buraya bir giren olursa ellerimle boarm," diyordu. Onu btn gece, sonra btn sabah
tek bana brakm- *' lard. Yemek saatine kadar. O zaman kapsn almlard. Cevap
bile vermemiti. Kayglanmlard, ama kim emirlerine kar gelebilirdi? Hizmetkrlar
birbirlerine danmlard. Bir tek kii, onu krmadan, emirlerine kar gelebilirdi. Kz,
sevgili yavrusu ffet. kisi birbirlerine derinden bal idi, hibir isteini reddetmezdi.
Piyano retmenleri, saz, Franszca, Almanca hocalar vard. Onun huzurunda
Avrupallar gibi giyinmeye bile cesaret etmiti. Giysileri Viyana'dan veya Paris'ten
geliyordu. Tahttan indirilen Sultann kapsn korkmadan aabilecek tek kii oydu.

Yeni ynetimden izin istenmi ve kz getirtilmiti. nce usulca kap tokman


evirmeye alt ama kap almad. Yamndaki-lerden uzaklamalarn istedi ve seslendi:
"Baba, benim, ffet. Yalnzm." Cevap yok. Titreyerek, muhafzlardan kapy
zorlamalarn istedi ve btn sorumluluu zerine almaya yemin etti. ki g-.. l omuz
darbesi. Kap ald. ki muhafz, ieri bakmadan, kat.

Kz ieriye girdi. Seslenmeye devam etti: "Baba!" ki adm att. te o zaman odaya,
koridora, hole, istanbul sokaklarna, btn mparatorlua ve oradan byk devletlerin
bakanlklarna yaylan o l att.

Tahttan indirilen Padiah damarlarn am boaz, morarmt. Giysileri kann oktan


emmiti.

ntihar m? Belki. Belki de bir cinayet. Katiller pekl baheden gemi olabilirlerdi.
Gerek asla bilinmedi. Zaten, birka tarihi dnda, olayn kimse iin nemi kalmad...

ffet orada kalakalmt. Korku iinde... Haykrn, soluk solua kal izlemiti. Yllar
sonra bile, gzlerinde o korkuyu oku- mak kabildi.

Matem gnleri getikten sonra bile, koridorlarda ayn bak, ayn soluklanmayla dolap
durdu. O zaman bir eyi kabul etmek zorunda kaldlar. Artk en sevilen, martlan, onca
neeli, onca ho

kz, sevdii birinin kaybna alamyordu, dpedz akln yitirmiti. Belki de ilelebet.

Annesinin, yal hekim Kitabdar'a bavurmaktan baka aresi kalmamt. Okumu bir
Acem ailesine mensuptu ve stanbul konaklarnda, delilik belirtileri gsterenleri tedavi
ederdi; ona bavurmak, umutsuzluun itiraf edilmesi anlamna gelirdi zaten.

Hekim, hastay tanyordu, onu alt ay nce bir baka ortamda tanmt. Histerik bir
hizmetiyi tedaviye gelmi ve sultann piyano aln dinlemiti. Viyana havalar
almaktayd; kapnn nnde, ayakta durup dinlemiti. Durduunda onu Franszca
konuarak tevik etmiti. Glmseyerek cevap vermiti. Biraz konumular ve yal adam
memnun ayrlmt. O karlamay, o mzii, o kaygan elleri, o yz, o sesi hi
unutmamt.

O gn piyanonun bulunduu odaya tekrar girdiinde, ayn gen kz byk bir sknt ile
dolarken grdnde, gzleri dalgn, parmaklar sklm olarak delice sylendiini
duyduunda gzyalarn tutamamt. ffet'in annesi bunu grm ve hkrmaya
balamt. Kendi yznden olduunu dnen yal adam, zr dilemiti. Hastalarnn
ailelerini yattrmas sz konusu idi yoksa daha fazla telalandrmas deil.

Annesi "Onu stanbul'dan uzaklara grrsem?" diye sormutu. rnein Montreux'ye...


Yal adam: "Ne yazk ki hayr. Yolculuk bir ie yaramaz," demiti. ayet kafasmdakileri
deitirmek, felaketi hatrlatacak eylerden uzaklatrmak sz konusu ise, bu yeterli
deildi. Bulunduu durumda, ehil eller ona bakmalyd. Annesi yumruklarn gsnde
skmt. "Kzm asla bir tmarhaneye sokmam, lrm daha iyi!" Hekim, daha iyi bir
are dneceini sylemiti.

O akam, Galata'nn grltl yollarndan faytonu ile evine dnerken doktor Kitabdar
sama bir hayal kurdu. Ancak ertesi gn bunu ffet'in annesine syledi: madem ki kz
uzun yllar srecek bir bakma muhtat ve onu bir yere kapatmak sz konusu deildi,
onu Anadolu'nun gneyindeki Adana'ya, oradaki evine gtrmeyi neriyordu; ona gece
gndz, aylar, yllar sresince bakard, tek hastas olurdu ve yava yava, Allah'n izniyle,
kendine gelirdi.

Onunla gece gndz, yllar boyu megul olmak m? Hem de kendi evinde! Baka
koullarda olsayd anne, hekimin bu nerisinin uygunsuz ve kstaha olduunu
dnrd. nk kimse,

18

19

gzlerden rak, gece gndz ayn damn altnda oturan bir kadn ile bir erkein
arasndaki evliliin grn kurtarmak iin olduundan phe etmezdi. Aslnda zverili
bir davran. Evet, hekim asndan merhametli bir davrant bu.

Ne var ki gnn birinde ffet gebe kald.

Bu, bir kaamak myd? Yoksa cesur bir tedavi yntemi mi? Sorulacak soru!

Bu iftin ocuuna inanmak gerekirse, ki babamdan bakas deildi, ikinci aklama


geerlidir. Doktor Kitabdafn kendine gre kuramlar vard; bir okun etkisiyle akln
yitirmi olan kendi-ninki gibi bir kadnn, bir baka okun etkisiyle iyileebileceini
dnyordu. Gebelik, analk, ama esas doum. Ani hayat oku, ani lm okunu
giderebilecekti. Kan kan yokeder. Kuramlar... Kuramlar...

Tersini dnmek de pekl mmkn: doktor koca durmadan karsnn yannda, onu
giydiren, soyan, ykayan, mrnn her saniyesini vakfettii, derinden sevdii gzel bir
kadm; heyecan duymadan onu nasl seyredebilirdi? Elleriyle, gzleriyle, kaygan
vcuduna dokunduunda nasl istek duymayabilirdi?

Kald ki kadn her zaman da hasta deildi. stelik ara sra berrak bir kafaya sahip
olduunu gsteren iaretler vard. Tam olarak berrak bir kafa deil! Onu mrnn sonuna
doru tanm, incelemitim. Bylesi daha iyi idi yoksa ok ac ekerdi. Ama hay-
krmad, i ekmedii uzun, rahat zamanlan olurdu ve o zaman evresindekilere byk
sevgi gsterirdi.

Bazen, etrefilli ama uyumlu bir sesle ark sylerdi. Kulamda hl skdar
kylarnda stanbullu kzlarn gezisini anlatan bir Trk arksnn ezgileri var. Bir bakas
da Trabzon'dan, ve lmden sz eden i karartan bir arkyd. Bykannem ark
sylediinde btn ev susar, onu dinlerdi. ylesine sevecen olurdu ki. mrnn sonuna
kadar sakin bir yz ve zarif bir endam oldu. Kocasnn, onu kollarnn arasna almak
arzusunu gzlerimin nne getirebiliyorum. Onun da kk, uslu bir kz glc ile
kucana snmasn. Btn bunlardan sonra, ii kendi gzlerinde hakl klmak iin,
doktor Kitabdar uygun kuramlar gelitirmi olabilir. yi niyetle...

Ne var ki bu kuramlar pek sonu vermedi, nk bykannem mrnn sonuna dek


iyilemi deildi! Bu o kadar basit deil! yilemedii doru, iyiletirici ok olmad. Ama
oluna seve-

20

cen bir anne olmasn bildi. Daha sonra bizlerle ayn evde yaadnda, arln hi
hissetmedik. Krizleri daha ender oluyor ve kalc sonular vermiyordu. Anne olmak onu
iyiletirmemi olsa da, durumunu arlatrm deildi ve sanrm ona iyi gelmiti. Ama
durumu bu adan gren pek az insan vard.

Yal doktor eletirildi, eletirilmek ne sz, amura bulandrl-d. Tam bir kprme!
Mrldanmalar, beddualar, hakaretler, karalamalar. Tabii ki nikhlyd, kimse de ocuun
meru olmadn syleyemezdi. Ama koullar gerei, bir eit ahlaki akit vard ortada ve
bu akln yitirmi kadn gebe brakmakla doktor Kitabdar bir bakma onu kullanm,
sorumsuz ve uygunsuz davranmt. Meslek ahlakna aykr davranm, kendi aalk
arzularna gre hareket etmiti.

Kendisini savunmak iin garip kuramlarn ortaya attnda, bsbtn gzden dmt.
Ne? Karsn bir laboratuvar kobay m sanyordu bu adam?

Her taraftan gelen sulamalarn altnda ezilmi olarak, yal doktor kendini kabahatli
bulmaya balam, mesleine ihanet ettiine ve alaldna inanmt.

Hibir meslekda, "hametli ailenin" hibir ferdi, Adana'nm eraftan hibir ailesi
kapsndan adm atmaz olmutu. Babam demiti ki: "Bize vebal muamelesi
yapyorlard!"
Sonra da kahkahay basyordu!

21

Adana'daki evimizi tanmadm, hayr, hi grmedim. Ama yaam yoluma, yukarlarda bir
yerde hep kt karma ve sanrm benim iin oturduum evler kadar deeri oldu.

Kentin merkezinde olduu halde kuytu bir yerdeydi. Yksek duvarlar ve glge veren
byk aalar olan bir bahesi vard. Kerpiten yaplmt; yamurda kzarr, kuru
havada ar bir toz kaplard. nsanlar nnden geerken grmezlikten gelirlerdi. Onlar iin
anlalmaz korkular beldesi olmalyd; hkmdar ailesine ait evlere duyulan korkuydu,
delilikten duyulan korkuydu; byclk yapt sylenen doktor KitapdarMan duyulan
korkuydu.

Byle bir evde, byle bir iftin kollarnda ocuk, durumun gerekdlma ek olarak,
tuhaf kaan bir varlkt. Bir bakma doa kart bir varlkt ve onu Tanr'nm bir ihsan
olarak deil, ey-tan'la yaplan ticaretin bir rn olarak gryorlard.

O ocuk, yani babam, dar az kard. Okula hi gitmemiti. Osmanl soyundan gelen
dier ocuklarla ortak yan, okulun ona gelmesiydi. lk yllar daimi bir hocas olmutu;
sonra, bydke, her konu iin ayr bir retmeni oldu. Kendi yandaki ocuklar hi
gelmezdi, o da hibirine gitmezdi. Arkada yoktu, retmenlerinin dnda kimseyle
grmezdi.

retmenleri bakalarna benzemezdi. Her gn "lanetlenmi" bir eve gelmeyi kabul eden
insanlarn kendileri de zamann detlerine pek uymayan kimselerdi. Trke hocas papaz
eskisi bir imam, Arapa hocas evinden kovulmu Halepli bir Yahudi, Franszca hocas,
Anadolu'nun bir yresine nereden dt belli olmayan bir Polonyal idi ve hi
kukusuz misli daha uzun bir adn ksaltlm olarak Wassa diye arlyordu...

Doktor Kitabdar hayatta olduu srece, hocalar retmekle

22

yetindiler. Hep ayn saatte. Hibir gecikme hogrlmezdi. Hibir taknlk kabul
grmezdi. Talimatlar dinlerler, ocuun kaydettii ilerlemeler hakknda bilgi verirler, ve
her cuma nezaket ziyaretinde bulunarak, cretlerini alrlard.

Yal hekim lnce, bu disiplin gevedi. Babam on alt yalarnda olmalyd. Onu
gemleyen kalmamt artk. Ders saatleri bitmeyen tartmalarla uzuyor, hocalar
genellikle le ya da akam yemeklerine alkoyuluyorlard, hepsi birden. Gen adamn
evresinde kk bir saray erkn olumutu. Her konudan konuuluyordu, sradan
dnceler ne srmek, Padiah slalesini vmek ya da dinin yksek deerlerini
yceltmek ho karlanmyordu, o yllar.
mparatorluun btn kentlerinde olduu gibi oras da, serbest dnce oda idi. Ancak
Adana'daki evimizde komplolar dzenlendii sanlmamal. Siyasetin dikkatle dnda
kalmyordu; Grupta ok fazla yabanc, ok fazla aznlk -Ermeni, Rum..- vard ve
Osmanl yneticilerinin eletirilmeleri onlar rahatsz ederdi. Konuulsa konuulsa ancak
ilerici kadnlardan, zorunlu eitimden, Rus-Japon savandan ya da uzaklardaki Meksika,
ran, spanya veya in'deki isyanlardan sz edilirdi. Bambaka eylere ilgi duyulurdu:
keifler, yeni teknikler. Fotoraf eref kesindeydi, ve bir gn bir tartma srasnda bu
toplulua bir isim takmak akllarna geldi ve tereddtsz "Fotoraflk Dernei" adn
ald.

Mali olanaklara sahip tek adam babam olduu iin -sanrm Leipzig'den- en yeni
gereleri ve fotoraflk kitaplarn getirten o olmutu.

Dernein pek ok yesi bu sanat denemek durumundayd ve aralarnda en yeteneklisi,


bir Ermeni olan Fen retmeni Nubar'd. retmenlerin en genci de oydu, rencisinden
sadece alt-yedi ya bykt. Aralarnda devaml bir dostluk kurulacakt.

Bir Trk ile bir Ermeni arasnda byle balarn kurulmas o tarihte bile allagelmiliin
dmdayd. Neredeyse "ad" diyecektim. stelik phe nedeniydi. ilikisi, nazik
toplumsal ilikiler, karlkl sayg, evet, baz evrelerde geiyordu da_, gerek bir
arkadalk, derin bir ibirlii, hayr. ki topluluk arasndaki ilikiler, gzle grlr
biimde bozuluyordu, Adana'da da her yerden fazla.

Ancak evin dnda cereyan edenler, ierde olanlar hi etkilemiyordu. Hatt belki de ters
etki yapyordu: nk bir Trk ile bir

23

Ermeni arasndaki dostluk, ok ender bir ey olmutu ve bu yzden iki gen iin daha
byk deer tayordu; pek ok kii yksek sesle farkl olduklarn sylerken, onlar tek
farkn arkadalklar olduunu sylyordu. Biraz ocuksu bir ciddiyetle, hibir ekilde
ayrlmamaya ant iiyorlard. stelik hibir iin onlar, ortak tutkular olan
fotoraflktan ayrmayacan sylyorlard.

Bazen, Dernek toplantsnda, bykannem odasndan kp aralarna katlrd. Onlar


tartmaya devam ederler, bazen konuurken ona bakarlard; o da onlara bakar, ilgiyle
dinler grnrd; dudaklar kprdard; sonra, grnrde hibir neden olmakszn, bir
konumann ortasnda ayaa kalkar ve gidip odasna kapanrd.

Baka zamanlar sinirli olur, odasndan lk sesleri gelirdi. O zaman olu kalkp onu
bulur ve babasnn rettii gibi tedavi ederdi. Annesi durulur durulmaz arkadalarnn
yanma dner ve konumalarna braktklar yerden devam ederlerdi.

Bu talihsizlie ramen, uzun mutlu yllar yaanmt. O tarihteki fotoraflardan bu


anlalyor. Babam yzlercesini saklamt. Bir bavul dolusu. zerlerine, solmu
mrekkeple, iftiharla yle yazmt; "Fotoraflk Dernei -Adana".
Onlar bazen, deer verdii kimselere gsterirdi. Her fotorafn hangi koullarda
ekildiini, hangi tekniklerin kullanldn, grnt erevelemesinin, klandrmann
inceliklerini ayrnts ile anlatrd. Bu konulardan hi bkmazd, bir fuar rtkan gibi...
yle ki, bir gn bir konuk niyetlerini ters anlam, ev sahibinin bu resimleri satmak
istediini sanm ve bir fiyat sylemiti. Babamn onu kapya koymasna ramak kalmt,
adamcaz utancndan alamt.

Sonunda btn fotoraflar o bavulda kald, o lene dek. ereveledii bir ikisinin
dnda. Biri de annesinin dikkat eken bir resmiydi. Bir koltua oturmu azck dik,
yaramaz bir renci gibi baklar pencereye kaym...

Onu kendisi ekmiti, tabii, iinde bulunduu durum yznden, arkadalarndan hibiri
resmi ekmeye cesaret edemezdi. ok tehlikeli ve fazla samimi bir davran!

Bu bir yana, bavuldaki klielerin ou ona ait deildi. Nu-bar'mkiler vard, ve Dernein
be-alt yesininkiler.

En eskileri 1901 ylna aitti. En yenisi 1909'a. 1909 Nisan'na. ok kesin, yle deil mi?
Daha da kesin olabilirim. 6 Nisan. Ba-

24

bam, unutmamam iin yeterince szn etmiti. Bu tarihten sonra eline bir daha fotoraf
makinesi almak istemedi.

O gn ne olmutu? Bir eit kyamet! Sayesinde doduum kyamet.

25

Adana'da ayaklanmalar olmutu. Kalabalk, Ermeni mahallesini yamalamt. Alt yl


sonra ok daha byk apta olacaklarn provas gibi bir eydi. Ama bu bile dehetti.
Yzlerce l. Belki de binlerce. Pek ok yer yaklmt, aralarnda Nubar'n da evi vard.
Ama kars, on yandaki kz ve drt yandaki olu ile kaacak vakit bulmutu.
Karsnn az bulunur bir ad vard: Arsinoye.

Yegne Trk dostundan baka kimin evine snabilirlerdi? Ertesi gn, Kitapda/m geni
evinde, hep birlikte gizlenmilerdi. Ama daha ertesi gn, yani 6 Nisan'da etraf sakinleti
dendii iin Nubar birka kitabn, birka fotoraf kurtarabilir miyim diye evine 'bakmak
istedi. Portatif bir fotoraf makinesi almt ve babam da ona benzer bir makine ile ona
elik etmiti.

Sokaklar gerekten de sakin grnyordu. Birka yz metrelik yollan kalmt ve iki


arkada, yol Boyunca birka resim ekmilerdi.

Nubar'n evine, daha dorusu tten kllerine ulaacaklar srada bir uultu koptu. Birka
sokak tede, sa tarafta, bir kalabalk yryor ve gpegndz mealeler ve sopalar
tayordu. Bizim fotoraflar gerisin geriye dnmler, Nubar var hzyla komaya
balam, babam ise sultani bir arla brnmt. Niye koacakt? Kalabalk henz
uzaktayd. Tam tersine, durup resim ekmi, hatt nde giden baz isyanclarn resmini
ekmiti.

Nubar deliye dnm, avaz avaz barmt. Bunun zerine babam da fotoraf
makinesini bir ocuk gibi barna basarak, komaya balamt. Her ikisi bahe
kapsndan sa salim geebilmilerdi.

Ama kalabalk pelerindeydi. Binlerce gz dnm kuduruk, toz toprakta tepiniyor,


parmaklklar sarsyordu. Birka saniye sonra ldrmek, yamalamak, yakmak iin
ieriye girmi olacak-

26

lard. Ama belki hl tereddt ediyorlard. Parmaklklarn arkasnda, bu heybetli ev,


zengin bir Ermeninin deil, hanedan ailesinden birinin eviydi.

Tereddt srecek miydi? Gittike kuvvetli salladklar parmaklklar isyanclara ve


tereddtlerine yol vermeyecek miydi? Kalabalk artyor, lm lklar daha kuvvetle
kyordu.

te o srada bir askeri mfreze kagelmiti. Tek bir subay, bir avu adamla^ortaya
km ama etkisi olmam deildi. Atnn stnde, klc elinde, yn kalpa banda,
kumandan, elebalarndan biriyle konumu sonra bahvana, girmesi iin kapy
amasn iaret etmiti.

Babam onu bir kurtarc olarak karlamt ama askerin nezaket gsterilerine vakti
yoktu. Kuruca, tm bu kargaala yol aan fotoraf gerelerinin teslim edilmesini
istemiti. Babam reddedince, dieri daha da tehdit edici olmutu; itaat edilmeyecek
olunursa adamlar ile uzaklaacak, hibir eyden sorumlu olmayacakt. Babam:

Kim olduumu biliyor musunuz, kimin torunu olduumu biliyor musunuz? diye
sormutu.

Evet, diye yantlamt subay. Bykbabanz soylu bir hakan idi, lm korkun oldu.
Allah rahmet eylesin!

Byle konuurken, baklarnda acmadan ok kin okunmaktayd.

Babam, kabul etmek zorunda kalmt. Fotoraflk Dernei iin byk masraflarla ithal
edilmi ne varsa teslim edildi. Bir dzineden az olmayan en yeni makineler... Babam, o
srada kulland makineyi saklayacak vakti bulmu, aya ile koltuun altna itmiti;
makinenin iinde hayatna mal olabilecek olaylarn resmi vard.
Askerler geriye kalanlar gtrmlerdi. Birinci katn penceresinden, Nubar ve babam,
bu mcevherleri yere frlattklarn, isyanclarn nnde ezdiklerini, bir tekmeyle
paraladklarn, artklar elleriyle parmakln tesine frlattklarn grebilmilerdi.

te ancak o zaman kalabalk sakinlemi ve dalmay kabul etmiti.

ki arkada birbirlerine akn akn bakmlard. lmden kurtulduklar iin


rahatladklar halde zntleri bykt.

27

Gzel yllar bitmiti. Dernekli yllar bitmiti. Onun iin birlikte hayatlarn tehlikeye
attklar, ortak gnldalan, Avrupal saf sevgilileri, fotorafl artk eskisi gibi
kucaklayamayacaklard. Babam sadece koleksiyoncu olmu, artk en ufak bir resim
ekmemiti. syanclarn fotoraf, son ektii resim olmutu. Tersine, Nubar ise
profesyonel fotoraf oldu, ama Adana'da deil. Onun iin evini onarmak sz konusu
deildi. Ermeni mahallesinin korkulu sokaklarna kmak dncesine bile tahamml
edemiyordu. Bu kentte domutu ama gelecek, gemiin duvarlar iinde deildi.

Geriye, gecei yeri semek kalyordu.

Ermenilerin ou Adana'dan ve dier tara kentlerinden kayor, bakent stanbul'da


toplanyordu. Nubar "Kaplann penesinden kap, azna snmak! Benden yok!"
demiti.

O, kafasna Amerika'y koymutu. Ama byle bir ie girimek iin ok para bulmak,
ilikiler kurmak, baz ileri nceden zmlemek, birtakm evrak salamak gerekiyordu.
Yani ksacas zaman gerekiyordu, oysa Nuba/n acelesi vard. Arkadann evinde birka
gnden fazla kalmak istemiyordu; Kitabda/n evinden de, ancak lkeyi terk etmek iin
kmaya kararlyd.

zm fsldayan kars -evet Arsinoye- oldu. O sz konusu olunca, fsldamak yerinde


bir deyim! Yeryzne gelmi en ekingen, en silik insand, ayaklar birbirine bitiik, elleri
bal, gzleri yerde, onu ilgilendirmeyen konuda, yani hayat ile ilgili olarak bir ey
sylemeye cesaret etmeden nce binbir zr dilemi ve yerin dibine gemiti. Yllardr
Lbnan Da'nda yaayan bir kuzeni vard. Ara sra, cesaret verici mektuplar yollard.
Belki de Amerika olana kadar, bir sre orada beklemek doru olabilirdi?

Geri oras da Osmanl toprayd. Ama yarm yzyldan beri Da'a bir eit zerklik
verilmiti. zerklik stats, Byk devletlerin teminat altndayd ve onlarca yakndan
gzleniyordu. Ermeniler iin ideal smak olmasa bile, yine de en az tehlikeli yerdi.
Herhalde en az girilecek yer!

Nubar bu dnceyi iki gn sreyle kafasnda evirdi evirdi. Bir kez karar verince,
arkadana haber verdi. Babam:
Yani beni terk etmeye karar verdin. Evim senin iin yeterince geni deil herhalde,
demi olmal.

Evin geni, lke dar.

lke, en iyi arkadama dar geliyorsa, bana neden gelme-

sin i

28

Nubar, bir Ermeni retmenle bir Trk prensi iin koullarn ayn olmayacan
anlatacak havada olmamal... Zaten babam cevabn beklememi bile. Baheye, ceviz
aalarnn altna gezinmeye km, koca dumanlar kartacak biimde sigarasn
tttrerek... Nubar onu ara sra pencereden gzlyormu. Sonra yanma gitmeye karar
vermi. Ne yapacan bilmediini hissetmi.

En sevgili dostsun, en cmert evsahibisin, senden vicdan azab duyulmadan


ayrlnamaz. unu bil, bamza gelenleri ne sen istedin, ne de ben! Ama ne sen, ne de ben
nleyebiliriz. Bunu yapmalydm...

Arkada ve evsahibi onu dinlemiyordu. Bir saatten beri kafasndaki dnceyi


olgunlatrmaktayd.

Ben de seninle gelsem?

Lbnan'a m?

Belki...

Gelirsen... Benimle gelecek olursan... Verebileceim...

Ne verirdin?

ki arkada neesini, genliini bulmutu. Zek oyunlarna dknlklerini de... Ama bu


seferki oyun onlar uzaklara gtrecekti...

Nubar yksek sesle:

Sana ne verebilirim? diye sordu. Topran var, ka tane kyn var, bir saray yavrusu
evin var; oysa benim mtevaz evimden geriye, ta stnde ta kalmad!

Sana en deerli kitaplarm verebilirdim; her eye sahip birine bile eski bir kitap hediye
edilebilir.

En gzel, en baarl, en vndm fotoraflar verebilirdim.


Ama hibirini veremem, hepsi yand; kitaplar, klieler, eyalar, giysiler, her eyi
kaybettim.

Sana ancak kzm verebilirim.

Babam:

Kabul! demi. Seninle geliyorum.

ki arkada bu konuda ciddi miydi? Sanrm ilk bata her ikisi iin de akayd. Ama
sanrm daha sonra hibiri, dieri krlr korkusu ile, sznden dnmek istememi.

Nuba/n kz on yandayd. Yana gre uzun boylu, ama kara kuru, berbat giysiler
iinde, bir kadn msveddesi olmaktan ok, sulak yerde bitmi bir ocuktu. Ad Cecile
idi. Be yl sonra, babasnn arkada ile evlendi. 1914'te. Savatan az nce. Grkemli

29

bir dn yapld. Trkler ile Ermenilerin belki de son kez birara-da ark syleyip, dans
ettikleri bir len oldu. Binlerce kii arasnda, o zaman Ermeni olan Da Valisi Ohannes
Paa da dne gelmiti. Eski Osmanl memurlarndan olan Ohannes Paa, o vesileyle
mparatorluk topluluklarndan Sultann yce elinin be parma olan Trkler, Ermeniler,
Araplar, Rumlar ve Yahudiler arasnda yeniden kurulmu olan kardelik hakknda bir
nutuk sylemi ve uzun uzun alklanmt.

Nubar, elence arasnda bile kayglarndan kurtulamyordu, ama damat bir mahalle
kopili kadar neeliydi: "Haydi kaynpeder, kafandakilerden kurtul da aramza katl!
evrende glp elenenlere bak. Burada, Adana'da eksikliini duyduumuz eyleri
bulmadk m? Artk Amerika'ya g etmenize ne gerek var?"

Gerekten de her ey iyiye gider gibiydi. Babam, evlenmeden hemen nce, Beyrut
yaknlarndaki amlk Tepe'de, terk etmi olduunun benzeri kagir bir kane yaptrmt.
Adana'da'n, aileden kalma eyalar, annesinin mcevherlerini, babasnn eski letlerini,
hallar, kasalar dolusu tapu ile ferman ve tabiatyla fotoraflarn getirtmiti.

Yeni Kitapdar maliknesinin salondaki byk duvarna, resimlerden en beklenmedik


olan aslmt: mealelerin kindar alevleri arasndan grlen balan sarkl, suratlar terli
isyanclarn resmi; bu tuhaf av tablosu, babamn mr boyu gzleri nnden
silinmeyecekti. Yllar boyu, ziyaretiler dalga dalga gelip bu yzlere bakacak, tandk bir
yz arayacakt. Bardam da bocalayp durmalarn uzun sre seyredecek, sonra da "Hi
aramayn, tandk bir yz kmaz; bu halktr, bu yazgdr" diyecekti.

Onlara srtn dnen ve odaya her girdiinde onlar grmemek iin gzlklerini indiren
Nubar'n aksine, babam her zaman o adamlarn karsna otururdu.
Babam, arkadann kendisiyle birlikte oturmasn istemiti ama Nubar, ayn zamanda
atlye olarak da kulland ok daha mtevaz bir ev kiralamt yanbanda. Valinin
resm fotorafs olmu ve birka ay iinde ileri byk gelime gstermiti. Tpk u
dalardaki baharn ksa olacan bildii iin, bymekte acele eden buday baa gibi.

30

1914 Sava o yaz balad. Onu bilenler, her zaman Byk Sava diye anarlar. Bizim
oralarda, ne siper, ne insan kayb, ne zehirli gaz vard. atmalardan, alk ve salgn
hastalklara oranla, daha az etkilenilecekti. Sonra, kyleri boaltan gler oldu. Artk
Da'da uzun sre, oca ttmeyen pek ok ev olacakt.

Bu arada Adana'da ve btn Anadolu'da kym balamt. Dou topra en kt


gnlerini yaamaktayd. mparatorluumuz, utan iinde can ekiiyordu; herkes kendi
tanrsna, dierlerinin dualarn susturmas iin yakanyordu. Sa kalanlarn kuyruklar,
yollarda uzayp gidiyordu.

Vakit lm vaktiydi. Annem hamileydi. Ablama hamileydi. Ben savatan sonra


domuum. On dokuzda.

Annemden sk sz etmem. nk onu pek az tandm. Erkek kardeimi doururken ld.


Drt yanda bile deildim.

Ondan tek bir anm var. Odasna gitmitim, yalnayak. Aynann karsnda, gecelikleydi.
Elimi tutmu, i karnna gtrmt. Belki de ocuun kprdadn hissetmemi
istiyordu. Anlamadan yzne bakmtm, yanaklarnda gzya vard. Bir yerinin aryp
armadn sormutum. Elinde buruturduu mendiliyle gzlerini silmi sonra beni
yerden kaldrarak kollarna alm, barna basmt. Gzlerimi kapayarak scack
kokusunu iime ekmitim. Beni yere indirmesini hi istememitim.

Neden alyordu? Bir sanc m? Kadnca bir znt m? Geici bir hzn m? Bugn
bile bunu renmeyi o kadar ok isterdim ki!

Onu bir baka trl de hatrlar gibiyim ama pek emin deilim. Annemi, kapnn yannda
durmu, bileklerine doru genileyen, beline tam oturmu beyaz giysisi ve tll apkas
ile grr gibiyim. Bir hayr kuruluunun toplantsna gidiyormu gibi... ama

31

ite, dediim gibi, pek emin deilim. Belki de, daha sonra fotorafn grdm de,
kendisini grdm sandm. Hareket etmiyor gibiydi. Durmas donuk, glmsemesi
yavan ve tek sz yok! Bakt ben deildim!

te bu kadar. Baka an yok. ektii aclardan ya da lmnden hibir iz yok. Btn


bunlar benden gizlemilerdi.
Sonralan, bazen bylesine sz kesilmesini, gelecein akadan edilen bir sze balanm
olmasn, ruhunda frtnalar esmeden kabul etmi miydi diye dnrm. Belki de her
eye karn kabullenmitir. O tarihte byle eyler olaand. Babalar sz verir, kzlar
uyard. Baz hallerde, kendileri iin seilen kocay ok irkin bulurlarsa ya da bir
bakasna gnl vermilerse, direnebilirlerdi... Bazen de byle bir ey hayatlarna mal
olurdu. Anneme gelince, kendisi iin yaplan seimden znt duyduunu sanmyorum.
Kocas eliak bir adamd. Birlikte yaamak pek kolay i deildi nk tek ocuk, sultan
ocuu olmann verdii marklk vard. Ama hi de drdrc, fkeli; sinsi bir adam
deildi. Birinden nefret etmesi gerekse, zlrd; stelik yakkl adamd. Her zaman iyi
giyinir, biraz hatta birazdan da te zppe, hele de apkalar, kolal yakalan, ceketinin
pilileri, san bynn uzunluu sz konusu olduunda manyaklard.

Annemin ona olan duygularn tahmin etmek iin, yanltc olmayan bir gstergem var:
kendi aile*si. Nubar ve anneannem, mr boyu babama byk sayg gsterdiler, ona
baklarn grmek yeterliydi, o neelenince neeli olurlar, endieliyse kayglanrlar, en
kt kusurlann ho grrler, bu da onun, kzlarna kt kocalk ermediini anlamak iin
yeterliydi.

Yine de annem, ksa mrnde fazla neeli gnler yaamad. Her biri zor gebelik
geirdi. Birincisi 1915'te idi. Bugn, bir Er-meninin bir Osmanl Trknn ocuunu
tamasnn ne demek olduu anlalabilir mi, bilmiyorum. Elbette ki kocas herhangi bir
Osmanl Trk deildi. Ve davranlar her zaman rnek davranlar olmutu. Nuba/a
kar sarslmaz dostluu da yle. Ama o tarihte, her bireyin davranlarn kim
inceleyecekti ki? Kim, gerek dnceleri renmeye alrd? yle zamanlarda,
soyunuzun dnceleri, topyekn size mal edilir. Yal Ermeni Vali, hanedanmza ok
bal olduu halde, bir gn iinde azlediliverdi. Da'n

32

zerklik stats bir kalemde yok edildi. Osmanl makamlarndan kamak iin oraya
sman Ermeniler, btn o insanlar, bir anda kendilerini kapana kslm hissettiler.
Nubar, yeni batan Amerika dleri kurmaya balad ama artk kz evli ve ocuklu bir
kadnd ve onsuz ve kk ailesi olmadan gitmek sz konusu deildi. Oysa babam,
gitmek szn duymak bile istemiyordu.

lk balarda, vakit kazanmak iin, karsnn dourmasn ve iyilemesini beklemek


gerektiini sylyordu. Daha sonra, kendi annesinin bu durumda Amerika'ya girmesine
izin verilmeyeceini, onu brakmann sz konusu olamayacan bahane etti...

Esas neden bu deildi. Daha dorusu tek neden bu deildi. Atlantik'i geen ilk ruh
hastas, bykannem olmayacakt. Sanrm babam, soylu ailesi ile mesafeli ilikilerine
karn, ara sra aa vurduu kmsemelerine karn, soyuna ilgisiz deildi. Dou
topraklan zerinde olduu srece Prens idi, hkmdar torunu idi, yce fatihlerin
slalesindendi. Bunlan sergilemesine de gerek yoktu. Oysa Amerika'da, sadece sokaktaki
adam olacakt. Bunu asla kaldramazd.
Dn ondan sz ederken, soyluluk nvanlanna, slaleye, ya da mevkilere gsterilen
itibara isyan ettiini belirttiimi sanyorum. Bir bakma, tam olmasa da, isyancyd.
Tutarsz olduunu sylemek istemiyorum. Kendi kendisiyle tutarlyd da... Osmanl
slalesine, kendi slalesine svse de, asl kz nedeni kmesi, ykma doru gitmesiydi.

Gelecekten ok, gemie mi bakyordu? Bunu sylemek kolay deil. Alt taraf gelecek,
zlemlerimizden kuruludur, baka neden olacak?

Her kkten insann yaad Dou limanlarnda, yan yana yaanan ve dillerin birbirine
kart o dnem, gemiin anmsanmas m? Gelecein habercisi mi? Bu d grenler,
gemie bal olanlar m yoksa gelecei hayal edenler mi? Buna cevap veremeyeceim.
Ama babam buna inanrd. Soluk renkli bir dnyada bir Trk ile bir Ermeni'nin karde
olmas...

Kendi dnyasn ona iade ettikleri takdirde, Tann'ya, o dnyann deimemesi iin dua
etmi olurdu; bunun olmayacan bildii iin, mr boyu, bitmez tkenmez bir soylu
ayaklanmasndan yana oldu. Prens olmasayd, ihtilalci olmazd. Raylan zerinde ilerleyen
deimez bir dnya istemiyordu, mdan km ne varsa onu honut ediyordu:
bozguncu sanat, ypratc bakaldn-

33

lar, abartl bulular, delice hevesler, gariplikler, delilie varana dek...

Yalnz ara sra, en ihtilalci fikirler onda aristokratik duygular harekete geiriyordu.
Gerekten de -ki bu bir sr rnekten sadece biridir- ocuklarnn okula gitmelerini hi
istememitir. Kendisinin getii yoldan gememizi istiyordu: bir eitmen, eve gelen
hocalar! Biri kp da bunun, ilerici dnceleriyle badamadn syleyecek olsa,
hararetle kar koyuyordu. nsanlarn asi doduklarn, okullarn onlar uysal, yumuak
bal, kapkulu kimseler olarak yetitirdiklerini sylyordu. Gelecein ihtilalcileri byle
bir yoldan geemezdi. Srnn iinde boulup gidemezlerdi!

ocuklar iin, hi^jr5kj^u.kahulje.ne^ii retmenleri tut-^k-Siy-eidu..


Gerek_retanenler diyordu, size deiik gerekler retenlerdir Sanrm babam
bylece, kendi genliinde en iyi olan ne varsa, onu tekrar etmek istiyordu. Nubar ve
Fotoraflk Dernei'nin dier yeleriyle olan gnldal ve fikirdal! Bunlar tekrar
bulup bizlere aktarmak istiyordu. Bunu ksmen baard, sabahlan retmenlerin geli
saati, benim iin korkulacak bir saat deildi, baz tartmalarmz ve baz srlan
paylamamz anmsyorum... Belki biriyle, ya da dieri ile bir su ortakl da kurmu-
uzdur... Ancak iki Kitapdar evi arasndaki, Adana'daki ile Beyrut'taki evler arasndaki
benzerlik bundan ibaretti. Adana'daki ev, dnyann dnda, kilitli kafesler ardnda, bir
avu yenilmez adamn gidip geldii bir evdi, aksine ikincisi, gnee bakan bir an kovan
idi. Ak salon, ak sofra, ak kucak... Daimi dostlara olduu kadar gnlk arkadalara
da ak... Anlalmam ressamlar, kadm airler,, gelip gemekte olan Msrl yazarlar,
arkiyatlar, bitmez tkertmez bir uultu...
Benim gibi bir ocuk iin bu, devaml bir len olabilirdi. Oysa bir ikence oldu,
sregelen bir musibet! Sabahn erken saatlerinden geceyansma kadar evremiz srekli
kaynyordu. Bazen artc, tuhaf ya da bilge adamlard ama ounlukla babamn
servetinin, an yenilik araynn ve fark gzetmemek tutkusunun ektii nemsiz
asalaklar, dzenbazlard... ocukluumun neesini baka yerlerde buluyordum. ok ok
ender olarak, ailemin evinden uzaklara katm zamanlar.

O gnlerden kalan en gzel anlarm m? yl st ste, yaz tatillerinde, anneannem ve


dedemle, Baks'n Kanal denilen Kanat Bak kyne giderdik. Her sabah, uyanr
uyanmaz, dedemle

34

birlikte tepelere trmanrdk. Sadece yrmek iin aldmz sopalar ve almz


gidermek iin aldmz meyvalar ve reklerle... ki saatlik trmantan sonra, Romallar
zamannda yapld sylenen, ama eski an gzelliinden hibir eye sahip olmayan
kaba tatan yaplma bir oban evine varrdk; kaps o kadar alakt ki, ben bile o yata,
eilerek girerdim. erde, hasrlan patlam, sallanan bir iskemle ve bir de kei kokusu ile
karlardk. Ama oras benim iin bir saray, bir cennetti. eriye girer girmez kendime
bir yer bulurdum, bykbabam darda, ykseke bir tan zerine oturur, iki eliyle
bastonuna dayanrd. Beni, hayal kurmam iin, rahat brakrd. Tannm, yle bir
kendimden geer, yle bir dnyann hkimi olurdum ki... Evrenin ik sevinleri karnm
gdklard.

Yaz bitip de yeryzne indiimde, mutluluum yukarda, o kulbede kalrd. Geni


evimizde, evremde duvar haklan, oymal kllar, Osmanl ibrikleri ile ilemeli rtler
altnda yatarken hep o kulbeyi dlerdim. Zaten bugne kadar, mrmn btn
aamalarnda, ocukluumun getii topraklan ryamda grdmde, hep o kulbe
karma kar. Oraya st ste yaz gittim. On, on bir, on iki yalarmda... Sonra by
bozuldu. Bykbabamn baz salk sorunlan kt, bu ykseklere trmanlan yapmamas
sylendi. Oysa bana, tek bir gm tel olmayan simsiyah salan, kapkara byklar ile ne
de gl gelirdi. Ama o bir bykbaba idi, haylazlklanmz ona yaramaz olmutu.
Yazlmz deitirmek zorunda kaldk. Gzel, yzme havuzlu, gazinolu, balolu otellere
gider olmutuk ama, ocukluumun cenneti uup gitmiti.

Hayr, babam hibir zaman bizimle gelmezdi. Tatil demek, zaten onunla olmamak
demekti... Evden uzaklatka, giderek ty gibi hafiflerdik. O, evde kalrd. Bu
"yaylacl", bu belirli dnemlerde ky yrelerinin scandan kaan kentliler
kalabaln kmserdi. Aslnda, belki de haklyd. Yam ilerledike, her konuda
babama hak verir olacam. Sanrm dier erkekler iin de bu byledir. Benim delice
heveslerim, zamanla onunkilerle ayn olacakt. Soyaekimden ya da pimanlktan... Ama
bir konuda ona hep kzgnlk duyacam, belki de ondan srekli ka nedenim de budur:
o da beni byk bir devrimci yapma istei! Bu, dier ailelerin oullar iin isteyebilecei
aptalca bir tutku deildi. Bu bir saplant idi. Belki bugn, glmsememe neden oluyor
ama ocuklu-
35

umda, yetime aamda beni hi de glmsetmedi. Daha sonralar da, beni bir
uursuzluk gibi izledi.

Anlyor musunuz, babam, aydn despot diye tanmlanacak biriydi. Aydn, nk bizleri
zgr insanlar olarak yetitirmek isterdi. Aydn, nk kzn da oullan gibi yetitirmek
istemiti. Aydn, nk ada bilimlere ve sanata tutkuyla balyd. Ama despot!
Dncelerini yksek sesle, kesin, geriye dnmeden syleyi biimi ile despot! Bizden
istedikleri ile, geleceimizden bekledikleri ile despot! Amacnn soylu bir ama
olduunun inanc iinde, ocuklarnn buna uymak isteyip istemeyeceklerine ya da
yapabilip yapamayacaklarna aldr bile etmezdi.

Balangta, karde zerindeki basks aynyd. Ama yava yava ablam ve kardeim,
bu baskdan synlmasm bildiler ve beni mr boyu, babamm bu saplantsmm arhm
ekmek zere tek bama braktlar.

36

Annem 1922 Eyll'nde, nc ocuunu doururken ldnde, ablam sadece yedi


yandayd. Ama o saat evin hanm olmutu. Annemin uzun bir yolculua ktn ve o
uzak beldede onu zmemek iin uslu durmam gerektiini, kupkuru gzlerle syleyen o
oldu. Sannm bunu syledikten sonra, yatana kapanp vargcyle alamtr.

mz arasnda, ocukluundan itibaren, sadece ablam yerini doldurmasn bilmitir.


Derlermi ki, babam ablam iin evinin ats olmutur, benim iin sadece bir tavan!
Babamn sesindeki ayn vurgular, ayn ifadeler ablama gven verirken beni bouyor ve
dengemi bozuyordu.

Gzlerimin nnde hl, binlerce kez tekrar etmi olmas muhtemel bir sahne
durmaktadr.

Babam sabah kalktnda, tra olmadan, taranp giyinmeden, kokusunu srnmeden, yani
kmaya hazr olmadan bana bile grnmezdi. nce berberi gelirdi, sonra hazr
olduunda, kapsn aralar ve ablam aynalk etmesi iin anrd. Yani, bir aynann
karsmdaym gibi dimdik, sessiz dururdu. Ablam da onu incelerdi. Bir dm dzeltir,
bir tozu silkeler, bir lekenin koyuluuna yakndan bakard. Bunlan yaparken, kukulu bir
hal taknr, so- " nunda bir ba hareketi ile onayn verirken de hi acele etmezdi. Babam
da kararn kendinden emin olmayan biimde bekler grnrd.

Bu merasim tamamlandktan sonra odasndan kard, ilk admlarn duraksayarak atar


sonra kendinden emin yry biimine kavuurdu. Salona kadar. Orada, kahvesi onu
beklerdi. Demin, "kmaya hazr olmadan" dedim, aslnda "oturmaya hazr olmadan"
demeliydim. Babam az kard. Sabahlan kalktnda, ak pencereden bakar, sabah
havasn iine eker, denize, kente, amla-
37

ra, orada duruyorlar m dercesine bir gz atard. Sonra, merdivenlerden inip, salona
geerdi. lk ziyaretiler gecikmezdi. Hatt bazen, onu bekliyor olurlard.

Sanrm annem hayatta iken, her sabah "ayna olmak" grevini o yklenirdi. Onun yerini
almakla ablam, babamn stnde yle bir nfuz sahibi oldu ki, bu kadarn dlemem bile
olanakszd. yle ki, babam,, ablama bir ey kabul ettirmeye bile girimedi.

Erkek kardeim de, tpk ablam gibi, onun boyunduruundan syrlmasn bildi. Ama
baka yoldan, sinsice. Babamz, kendisini ykseklere oturtmaya kalkmasndan
vazgeirmek iin her eyi denedi. Babasnn, annemizin lmne neden olduu iin
kendisinden nefret ettiinden emindi. Babam, bile bile byle aalk bir duyguya asla
sahip olamazd. Ama bir ocuk, doumundan itibaren sevilmedii duygusuna kaprsa,
asla tam olarak yanlmaz.

Daha balangcndan itibaren, kardeimle bizim aramzda -biz derken btn aileyi
kastediyorum- bir farkllk gze arpard. Herkes ince, boylu, endaml, sanki doutan
gsterili ve zarifti. Herkes! Olgun yataki erkeklerde ister istemez kan gbei dnda
incecik olan babam, bir vakitler annem, Nubar, her iki bykannem, ablam ve ben,
hepimiz hemen hemen ayn biimdeydik. Bir ortak aile havamz vard ite! Erkek
kardeim dnda. Daha kklnden itibaren ikoydu ve Ijep yle kald. Bir domuz
gibi durmadan tikindi.

Sanrm u ana kadar admt sylemedim: Salem! Zaten onun ilk kzma nedeni buydu,
dierleri gibi bir isim! isim arasnda yadrganmayan tek add! Benimkini yeryznde
baka hi kimse tamaz. Elli yedi yl sonra bile, adma alamadm. Kendimi
tanttmda, adm gizlemeye alyorum.

Dn karlatmzda, hatrlarsanz sadece "Kitabdar" dedim, yle deil mi? Babamn


bana... ykledii ismi, asla tahmin edemezsiniz: syan! Evet ya syan! "Boyun emezlik",
"Bakaldr", "taatsizlik"! Hi olunu syan diye aran grlm mdr? Fransa'da
bulunduum sralar, adm arabuk sylerdim. nsanlar beni bir skoyah ozan sanrlard.
Babamn kaprislerini aklayacama, kafam sallamay yelerdim.

Geelim. Sadece, admn tanamayacak kadar ar olduunu belirtmek istedim. Ablamn


ismi -babaanneminki gibi- ffet idi.

38

Beyrut'ta az grnr isimlerdendi. ou insan "Yvette" sanyordu. ki sava arasnda


lke, Fransz mandas altndayd... Aslnda drt yz yllk Osmanl egemenliinden sonra
Fransz mandasna geilmiti. Ama aniden, kimse Trkeyi duymak istemez olmutu.
Sonunda, her eye ramen, Osmanl ailesinden olan bizler iin, Lbnan'a yerlemenin hi
sras deildi ama ne yaparsnz ki, seimi bizler iin biz deil, Tarih yapt. Yine de
nankr ya da insafsz olmak istemem. Beyrutlular Trkeyi unutup Franszca konumay
yeleseler de, bizlere tek bir gn istenmeyebileceimizi hissettirmediler. Tam aksine,
dnn "igalcisinin" aralarna konuk olarak gelmesinden gururlanyor ve eleniyorlard.
Bana her zaman, yaknlarmz ve yabanclar, bir eit kk prens gibi davrandlar.
Kkenimi asla saklamak gereini duymadm.

Ama baka eyden konuuyorduk... Ha evet, kardeim Sa-lem'in adndan! Benimkisi


kadar yadrganr olmadn sylemitim. Hatt yaygn, kulaa ho gelen bir isimdi.
Bildiiniz gibi "salam" anlamna gelir ki, bu da, kendisini doururken annesi len bir
ocuk iin ac veren bir armdr.

Kardeime gre, ona bu ismi, annesinin ardndan yaad mr boyu hatrlansn diye ve
belki de onu ldrd iin cezalandrlsn diye takmlard. Oysa babamn byle bir
niyeti olmamt. Kesinlikle olmamt! Ona gre bu isimle, trajik bir doumun tek mutlu
olayn, ocuun sa salim kaln kutlamak sz konusuydu. yle olmasna yleydi de,
ailelerin ocuklara dncelerini, o anlk sevinlerini ya da kayglarn belirten isimler
vermeleri ok kt bir alkanlk. Herhalde siz de kabul edersiniz ki bir isim, insann
mr boyunca yazacan yazabilmesi iin bembeyaz bir sayfa olmal. Kardeime bu ismi
vermek, bence talihsiz bir dnceydi. Ancak maksat cezalandrmak ya da yermek
deildi. Kald ki balangta babam, benim iin tad garip niyetlerin aynn kardeim
iin de tamt.

Kardeim bundan kurtulmak iin elinden geleni yapt. Derslerini bolad, her biri deilse
de ou mkemmel olan retmenlerine serserice davrand. Tknarak ald, bunu
sylemitim. Ama daha da ktsn yapt. rnein on iki yandayken, 17. yzyla ait
minyatrl, nefis bir kitap alp sahaflara satt, suu da bahvann oluna att. Gerei
rendiinde, babamn onuru krld; hayatnda ilk kez ocuunu dvd, hem de vahice,
kemerinin to-kasyla kanatana dek...

39

Onu evden kovacana, odasn da, ocuun gnln almak iin bahvann oluna
vereceine yemin etti. Ancak ocuk da, ailesi de bunu, ihtiyatl davranarak, reddetti.
Olunu evden kovaca yerde, dlerinden kovdu. Belki de onu bu ekilde
cezalandrdn sanyordu, oysa aksine, onu kurtarmt.

Ne yazk ki benimle yle olmad. Babamn btn dleri benim omuzlarma bindi.

Hem de ne dler! En benzer biimde karikatrlerini izecek olsam diyebilirim ki


dledii dnya, sadece kibar ve cmert, son derece gzel giyinmi, hanmlar nezaketle
selamlayan, rk, dil ve din farkllklarn ellerinin tersiyle iten, fotorafla, uaklara,
sinematografiye ocuklar gibi merak saran insanlarn yaad bir dnya idi.

Szlerimi, bir eit asabi gl olarak kabul edin. Ya da utan dolu bir srt olarak.
nk dn grd, en soylu ynleriyle 19. yzyln uzants olabilecek yirminci
yzyln dn ben de grdm. Bugn, d kurma cesaretine sahip olsam, bu ii
srdrrm. in bu ynyle, baba-oul benzeiyoruz. Dnyann, kendisini uyandrp
yolunu izmesi iin baz olaanst insanlara, ayaklan Dou'da, baklar Bat'da
devrimcilere ihtiyac olduunu sylemeye baladnda, ona benzemez oluyorum.

O ise, baklarn bana evirmiti. Anladm kadaryla, Tan-n'nm yollad, kendisinden


mucizeler beklenen adam, bendim.

Bazen ikisi birleirdi, Nubar ve bab. am. ki saf, iyi niyetli, iki onanmaz saf! Sen, byk
bir devrimci olacaksn olum! Bu baklar altnda tek arzum: kamakt. sim deitirmek,
yer deitirmek istiyordum. Bana olan sevgilerinin, an gvenlerinin, vakitsiz
hayranlklannn beni korkuttuunu ve soluksuz braktn onlara nasl anlatmalydm?
Gelecek iin baka tasarlanm olabileceini nasl sylemeliydim? Bu taanlarm daha az
iddial deillerdi stelik! Ben de, kendime gre, dnyann deimesini istiyordum.
Babam, skender ve Seza/dan Napolyon'a kadar, Sun Yat Sen'den Lenin'e kadar fatihlerin
ve devrimcilerin ve kendi atamz Muhteem Sleyman'n yaam yklerini okumam iin
srar ederken, benim kahramanlanm Pasteur, Freud, Pavlov ve zellikle Charcot idi.

Bu ynmle, Charcot gibi nrolog olan ve onu svire'de grdn syleyen babamn
babasna benziyordum. ocukluum boyunca evde, akln yitirmi bir bykannenin
varl, dikkatimi ve merakm psikolojiye ve nrolojiye ynlendirmi olmal.

40

Hemen hemen on iki yamdayken kararm vermitim. Kendi kendime sz vermitim ve


her gece odama kapandnda bu yeminimi tekrarlyordum: doktor olacaktm! Ne bir
fatih ne de bir devrimci, doktor olacaktm! Tek duraksamam, bilimin son aamasnda
nasl bir yol izleyeceimdi. Bazen hayalimde bir pratisyen oluyor ve Dr. Schweitzer gibi
ku umaz, kervan gemez yerlere gidiyordum, bazen de aksine, bir aratrmac, bir
deneyci olarak bir laboratuvarda, bir mikroskobun zerine eilmi, alyordum.

lk nceleri kimseye bundan sz etmedim. Bu sun ne kadar sakladm bilemiyorum.


Sanrm iki- yl, sonra ablama bir para aldm. Ona gvenebilirdim. Bana ihanet
ermeyeceine ve yardm edeceine gvenebilirdim. "undan emin ol", demiti. "Gn
geldiinde neye karar verdinse, yalnz onu yapacaksn. Babana nasl kabul ettireceini
deil, ne istediini dn ve istediinden emin ol. Gerekirse babam bana brak."

Gerekten de babam zerine alan o oldu. Bir kere, okulun son iki ylnda, kabul edilir
bir diploma alabilmem iin okula gitmem iin onu ikna etti. Bunu hemen baarabilmi
deildi ama Nubar, giriimini desteklemi ve sonunda babam kabul etmiti. Bundan bir
byk iftihar pay kartacakt. Evdeki retmenlerimden rendiklerimle, daha okula
girer girmez, snfmdaki ocuklardan o kadar stn oldum ki, dersler bir oyun gibi geldi;
dil bilgisi, edebiyat, retorik, fen, tarih... Btn konulara ylesine hkimdim ki, babamn
garip dncelerinin doruluu ortaya kyordu. Onun sayesinde olaanst bir eitim
grmtm; o eitimi bunca kt kullanmam bir talihsizliktir!

Bakaloryann birinci ve ikinci snavlannda, bakasndan daha fazla alma gerei


duymadan, lkenin en iyi notunu aldm. 1936-37 yllanyd. Adm gazetelerin ilk
sayfasnda yer almt. Bu, babamn zaferiydi! Olu, imdiden dierlerinin nnde "at
sryordu". Bana gelince, aldm bu sonular, iimde ii sonuna kadar gtrme istei
dourmutu. Evden ve babamn byk taleplerinden uzakta bu ii tamamlamaya
kararlydm. Gn getike en nl tp fakltesine sahip Montpellier'yi dnr olmutum.

Bu kez de "babam zerine alan" ablam oldu. Bunu byk bir beceriyle gerekletirdi.
Tbbn, insan deitirmek isteyenler iin ideal bir dal olduunu savundu. Ksa zamanda
bilgin, bilge, veli-

41

nimet hatt kurtarc grnm kazandn ve zaman gelince insanlar yneten kii
olabileceimi ileri srd. Benim iin dledii gelecee ulamann en uygun yolu tp
okumak myd? Babam bu dnceyi ters bulmad. Temmuz sonunda, Champollion
gemisine, babamn hayr dualar ile bindim. Hedef: Marsilya idi.

Beyrut limannn binalar ufukta kaybolur kaybolmaz, aaya inip bir ezlonga yorgun,
bitkin, zgr uzanverdim. Babam, gizlice devrim liderliine hazrlandm sanabilirdi.
Benim tek bir arzum vard: Okumak, okumak, okumak! Tabii ara sra da dinlenmek. Ama
artk hi kimse devrimden, Dou'nun diriliinden, nurlu gelecekten sz etmesindi!

Hatt, kendi kendime gazete bile okumamaya sz vermitim!

Perembe Akam

42

Kendi anlarm canlandrmak iin, syan'n anlattklarn kesmek istemedim. amlk


Tepe'deki kagir evi grmtm. ine hi girmemitim ama, her gn nnden gemitim
nk okulun yolu zerindeydi. Gzlerimin nne geliyor. Hibir eve benzemezdi: ne
tam anlamyla ada, ne da evi, ne Osmanl idi, btn sluplarn bir karm idi. Yine
de, hatrlayabildiim kadaryla, btnyle ho... Demir parmaklklar gzmn nnde,
her zaman kapal, ara sra siyah-beyaz bir DeSoto'nun gemesi iin alrd. Bir de, hibir
ocuun oynamad imli bahesi...

Anlarm, ellili yllarn ortalarna kadar gidiyor; syan'n gelip benimle konutuu gnler
bile geride kald. Ancak eski dergilerde, eski sanat kataloglarnda, evremdeki
konumalarda; Kitabdar maliknesinden sz edildiini duydum. Bu malikne, iki dnya
sava aras dnemde, Dou'nun yksek sanat oca olarak hatrlarda kald. O evde,
konserler, iir geceleri, fotoraf sergileri ve her trl al yaplrd.

Karmdaki szn fazla etmemiti. Onun anlarnda tm bu zenginlik pek az yer tutuyor
olmalyd. O sesler onu sar, o klar kr ediyordu. ine kapanyor ve yolculuk
dlyordu.

lk konumamz be saat srmt. Bazen sohbet biimimizi bile tarttmz oldu. Pek
az soru sorduum halde, fikir alverii yaptmz da oldu. Ama daha ok, kafasnda
tasarladn yazdryordu. Otelinin barnda hafif bir le yemei yemitik ve o
dinlenmeye kmt. Yorgun dtnden ertesi gne randevu vereceini sanmyordum.
yle olmad, aksine akam saat altdan sonra bulumamz nerdi.

Bah'da, leden sonralar uyumak alkanln yitirmi olduumdan bir kahveye giderek
notlarm dzene soktum. Sonra, syledii saatte oda kapsn aldm.

Giyinmiti, beni beklerken oday arnlyordu. lk cmleleri hazrd.

45

Fransa'da kendi dlerimi gerekletirebilirdim. Kendi soframda yiyebilirdim. Bu sadece


bir grnt deildi. lk kez, bir birahanenin terasnda oturduum gn hatrlyorum.
Gemi Marsilya'ya vardktan sonra idi, Montpellier trenine binmeden az nce... masa
kk, tahta bir masayd, zerine ak ile bireyler izilmiti. Kendi kendime ite
mutluluk! demitim. Baka bir yerde olma mutluluu! Aile sofrasna oturmama
mutluluu! Az kalabal ya da bilgileri ile parlamaya alan davetliler yok! Baba
glgesi yok. Baklarma, tabama, dncelerime dikilmi baklar yok! Mutsuz bir
ocukluum olmad, yo hayr! martlm, yoksulluk ekmemi! Ama bir bakn
arln srekli zerimde hissetmek. Muazzam bir sevgi, umut dolu bir bak, ama ayn
zamanda beklenti dolu bir bak. Ar. Tkendirid.

O gn, Fransa toprana ayak bastm ilk gn, kendimi hafiflemi hissediyordum.
nmden gen kz gemiti. Uuan giysileri ve tuhaf hasr apkalan vard. Bir
enlikten kam, bir tablonun iinden km gibiydiler. Glyorlard. Hibiri bana
bakmamt ama sanki benim iin klk deitirmiler, sanki benim iin geit resmi
yapmaktaydlar.

Yaknda, bir kadnla tanacamdan emindim. Bu gen kzdan daha gzel, herkesten
daha gzel biriyle. Birbirimizi sevecek, birbirimize sarlm halde saatlerce kalacaktk.
Sonra el ele plaja gezmee gidecektik. Daha sonra da, okumam tamamlandnda gemiye
tekrar bindiimde kolunda girmi olacakt ve ben onu usulca koklamak iin bam
eecektim.

Sekiz yl sonra Fransa'dan ayn gemiyle, Tp diplomas alma-' dan ama direni madalyas
ile dneceimi syleselerdi... Bu babamn ryas idi, benimki deil!

Montpellier'de, tp rencileri arasnda, adm ksa srede "i-nek"e kt. [Dierlerinden


ok almyordum ama daha iyi alyordum. Hocalarm, ince eleyip sk dokumay
retmilerdi. Asla yarm anlamakla yetinmemeyi. Gerekli zaman ayrmay ve bu zaman
iinde anlamay, zmlemeyi retmilerdi. te yandan mkemmel bir belleim vard.
Bunu da, en azndan bir ksmn hocalarma borluydum. Bir kere rendiimi, bir daha
unutmuyordum.

Bunlar vnmek iin sylemiyorum. Alt taraf parlak bir -


46

renci olmam, asla doktor olamadma gre, ne iime yarad? Bunu sylyorsam, orada
belirli bir sayg grdm belirtmek iin. Ben yabana mucize idim, renciler arasnda
en genci, her zaman en iyi not alan! te yandan, gler yzl, sevimli, ekingen...
Aslnda, hibir eyin gzm kamatrmad ama bir sr eye atm bu yeni dnyada
mutluydum.

Nelerden konuuyorduk? Derslerimizden, retmenlerimizden, rencilerden, tatil


projelerinden! Tabii ki, erkekler arasnda olduumuzdan, kzlardan da sz ediyorduk. O
zaman hemen susuyor, afallyordum. Ne syleyebilirdim ki? Dierleri, gerek ya da
hayali servenlerini anlatyorlard. Benimse sadece dlerim ve yamn basit istekleri
vard. Onlar dinliyor, onlarla glyor, kadnlarn vcutlarn anlattklarnda bazen
kzaryordum.

Arkadalar "durum"dan konutuklarnda da sze karmyordum. ou tandk isimler


tekrar edilip duruyordu. Daladier, Chautemps, Blum, Maginot; Siegfried, Franco, Azana,
Stalin, Chamberlaine, Schuschnigg, Hitler, Horty, Bene, Zogu, Mussolini... Btn bu
insanlar azck tanyordum ama haklarnda dierlerinden daha az bilgi sahibi olduuma
inanyordum. Hepsi, syledikleri eylerden ok emindi. Yabanc olan, yeni gelen ben,
dinlemekle yetiniyordum. Bazen dikkatli, bazen dalgn! Uluslararas konferanslara, ateli
beyanlara, zellikle birliklerin durumlarna gre gerginlik artyor ya da azalyordu.

Tabii ki kaytsz deildim, nasl olabilirdim ki? Arkadalarmn sandndan ok daha


fazlasn biliyordum. Ama kendilerine zg bir tartma biimleri vard, stelik kendi
vatanlanndayd-lar... Sessizce dinleme alkanlna sahiptim. Aile sofrasnda her zaman
benden yal, benden bilgili, kendilerine benden daha ok gvenen insanlar olurdu.
Syledikleri hakknda bir dncem varsa, kafamn iinde evirip evirirdim, hele
babamn "Ya sen ne diyorsun syan?" demesinden nefret ederdim. nk o an hibir ey
dnemez olurdum. Kafamda bir boluk, tutarsz szckler oluur, aptalca eyler
sylerdim. Konuklar da kendi aralarnda konumaya devam ederlerdi.

Bu bir yana, Montpellier'de, arkadalarmn beni dinledikleri, belirli bir saygnlk


kazandm kendi dnyam vard. Derslerimizden konutuumuzda, -ki kayglarmzn
banda yer alyorlard-en ok arl olan benim grlerim olurdu. Dierleri, benden
byk de olsalar, sayg gsterirlerdi. Biyolojiden ya da kimyadan

47

konuuldu mu, bir vatanda ile bir yabanc arasnda fark kalmaz...

Yabanc olduum iin sknt ektim mi? Aslnda hayr. Size byle bir izlenim verdimse,
iyi anlatamam olmamdandr. Yabanclk, dikkate almam gereken, hayatmn bir gerei
idi. Yani kadn yerine erkek olmak, on yanda veya altm yanda olmak yerine yirmi
yanda olmak gibi. Aslnda bu pek kt bir ey deildi. Bu, birtakm eyler yerine, baka
birtakm eyler sylemem ve yap-mamd. Benim kklerim, tarihim, dillerim, srlarm,
iftihar edebileceim nice konular, belki kendime zg sevimliliim vard... Hayr, yabana
olmak beni rahatsz etmiyordu ve evde olmamaktan memnundum.

Bazen lkemi zlyordum, oras kesin. Ama aile ocan deil. Oraya dnmeye hi
acelem yoktu. lk yaz dnp bir^iki ay geirmeye sz vermitim. Ancak yaz tatili
yaklarken, babama, Fas ile Cezayir'i grmek istediimi yazmtm. Kendime ok yakm
hissettiim ama ancak kitaplardan ve resimlerden tandm bu lkeleri grmeye can
atyordum... Sonunda, oraya da gidemedim. Salk sorunlar yznden btn yaz
odamdan kamadm.

Aslnda, tuhaf sorunlar. ksrk krizleri tutard ve baz geceler, nefes almakta zorluk
ekerdim. Doktorlar anlamamlard. Kh astmdan, kh veremden sz ediyorlard.
Fransa'ya gelmeden nce, bu hastalklardan hibirinin olmamasn anlayamyorlard. Bir
ara btn bunlarn, numara olup olmadn dndler. Numara deildi. Hayr, hi
deildi. Anlayacaksnz... Ama nce kafamn iini, o dneme gre, kronolojik bir sraya
sokaym... Acele edeceim. 1938 Eyll'nde, Mnih'te sava uzaklatrlmt. 1939 Mart
aynda Prag'da sava yaklayordu. Artk kimsenin kukusu kalmamt ve evremdeki
genlerden ou, ordunun gcn ve dmann gszln kyaslamada yanyorlard,
patlayacak bir balon! Ancak baka trl konumak, yakk almazd!

Ben baka trl m konumak istiyordum? Drst olmak gerekirse, hayr. O srada deil.
Onlar zevkle dinlediimi ve grlerini paylatm sylemeliyim. Onlar gibi
gveniyordum. 1940 Haziran'mda, Alman igali srasnda, onlar gibi aladm.
Yklmtm. Birdenbire, yabanc olmaktan kmtm, artk hi deildim. Bu bir defin
treniydi ve ben lenin ailesinden biriydim. Alyordum, bakalarn teselli etmeye
alyordum, onlar da beni teselli ediyorlard.

Petain konutuu vakit, onu dinledik. zetle yle demiti: -

48

er kotu gitti. Hepimiz kt gnlerden geiyoruz ama sizlere en korusunu yaatmamaya


alacam. Bizim anladmz bu oldu

De Gaulle'e gelince, o nl Haziran gn yapt ary duymamtm, arkadalarmdan


hibiri de duymamt. Ama sannn hemen ertesi gn, ieriini rendik. O tarihte, bir
tercih yapma durumunda kalacamz sanmyorduk. Bir yandan, kurtanlabile-cek ne
varsa kurtarmak gerekiyordu; bunun iin de en iyisi bir sre igalci ile iyi geinmekti.
Petain'in yapt buydu. te yandan Mttefiklerin destei ile, hibir uzlamaya, dne
gitmeksizin almaya hazrlanmak gerekiyordu. De Gaulle'n Londra'da yaptfo buydu.
Bu grnt, bizim gibi yasta olanlara azck gven veriyordu. Bu durum ne kadar srd?
Kimileri iin drt yl. Kimileri iin de birka gn.

49
Masann evresinde alt yedi kiiydik. Vichy'de, Yahudilerle ilgili yasa ilan edilmiti.
Yahudilerin durumunu ve bundan byle giremeyecekleri yerleri -eitim kurumlan-
saptyordu. Bir renci, yasann ok kurnaz olduunu savunuyordu. Onu hl
anmsyorum, bizden bykt, enesinde sakal vard ve hep baston ile dolard. Her
zaman birlikte olduumuz biri deildi ama ara sra bize katlrd. Ona gre Almanlar
Petain'den, "Serbest blgeye girmeleri ve Yahudilerle megul olmalar iin izin
vermesini" istemiti. Manevray anlayan mareal de; yasay kendisi kartarak yollarn
kesmiti.

Bu yorumda bulunmaktan memnun, bira bardan boaltm, bir parmak iareti ile bir
yenisini smarlam, sonra bana dnerek yzm incelemeye balamt. Neden ben?
Karsnda oturuyordum ama, baklarmda houna gitmeyen bir ey olmalyd. "Sen ne
dnyorsun Kitabdar? Hi sesift kmyor. Bir kere olsun konu, bu nlemin kurnazca
olduunu itiraf et!"

Dierleri de srarla bana bakar olmulard. En yakn arkadalarm bile, suskunluumun


gizledii gr renmek istiyorlard. Bunun zerine, gln olmamak iin, "bir kereye
mahsus" konutum. ok uysal biimde, aa yukar unlar syledim: "Seni iyi
anladmsa, durum una benziyor: Bu birahaneye seni gebertmek iin bir herif gelmi,
yaklatn gryorum, ieyi kaptm gibi senin beynini datyorum. Burada yaplacak
ii kalmadn gren adam omuzlarn silkip gidiyor. Numara iyi skyor?"

En ufak biimde glmsemeden, alak sesle, retmeninin karsnda duraksayan


renci gibi konutuum iin, karmdaki alay ettiimi hemen anlamad. Hatta: "Evet,
aferin, bunun gibi..." diye laflar etti. Ancak dierleri, kahkahay bast. Ancak o zaman
kzard, yumruklarn skt. Kavga olmad, hayr. ki biimsiz sz

50

syledi sonra grltyle iskemlesini oynatp, srtn bana dnd. Bense hemen
kalkmtm.

Sadece ocuka bir kavga, yle deil mi? Ama ok sarslmtm. Bir hoparlre konumu
ve btn kent beni duymu gibiydi. Bir bakas olsayd, daarcn boaltmaktan ferahlk
duyard... Ben duymadm! fkeliydim, kendime kar fkeli. Hep byle olurum. Aylarca
sessiz kalrm, neredeyse konumay unutacak kadar, sonra birden baraj yklr ve ne
varsa; neyi tutmusam her eyi koyuveririm, bitmez tkenmez bir gevezelik balar ve
daha susmadan piman olurum.

51

O gn, Montpellier sokaklarnda kendime nasihat edip durdum. Kendimi kontrol etmem
gerekirdi! Duygularma hkim olmay renmeliydim! zellikle insanlarn akn
olduklar sava dnemlerinde. Kentte yrmekteydim ve pimanlm bastrmakla o
denli meguldm ki gzm bir ey grmyordu.
Geni ama yanm denmi bir at kat kiralamtm. Madam Berroy adnda bir
kadndan. Bitmez tkenmez merdivenlerden karken de, kocaman anahtar kilidinde
dndrrken de kendime tler vermeyi srdryordum. O birahaneye bir daha asla
gitmeyecektim! Bir daha asla byle tartmalara karmayacaktm! Kendi kendime, btn
vaktimi derslerime vereceime sz vermemi miydim? Yabanc bir lkede olduumu
unutmakla, hata etmitim. stne stlk yenik dm, yans igal edilmi bir lke.
Alalm, pusulasn arm bir lke.

Kzgnlkla hcrebilim kitaplarm am, iine dalmaya karar vermiken, kapm alnd.
O gn, Ballon d'Alsace birahanesinde grdm biriydi; yanmzdaki masaya, patronun
olu ile oturmutu. "Sizi birahaneden beri izliyorum" dedi. Ak konuan biriydi.
"Tartmanz dinledim. zr dilerim; ok yakmnzdaydm ve yksek sesle
konuuyordunuz. Beni ilgilendiren bir konuydu. Sanrm hepimizi ilgilendiren bir konu."

Bir ey sylemiyordum. Tetikteydim. Onu gzlyordum. Szlm bir yz, kapkara,


taranmam salar, salarnn ortasnda havaya kalkm bir tutam, yakmad ama
parmaklarnn arasnda oynayp durduu bir sigaras vard. O tarihte yirmi bir yamday-
dm, o otuzuna merdiven dayamt.

Ben konusaydm, demin sylediklerinizin aynn sylerdim. Kelimesi kelimesine,


dedi.

Yz bir glmsemeyle aydnland ama glmseyii geici oldu.

52

Ne var ki susmay yeliyorum. En azndan kalabalk yerlerde. ok yksek sesle


konuanlar, hareket yeteneklerini yitirirler. Bu zor gnlerde, szlerini lmek, kiminle
konutuunu bilmek, her an ne istediini ve nereye gittiini bilmek gerekir. Daha henz
her ey yklm deil. Dayanma iinde bulunmak kouluyla ve de ihtiyatl olmak...

Elini uzatt, kendimi tanttm:

Adm Kitabdar.

Bana Bertrand deyin.

Elimi uzun uzun tuttu, st kapal bir anlamay mhrlemek ister gibiydi. Sonra gitmek
zere kapy at:

Tekrar geleceim...

Pek bir ey sylememiti, ancak bu ksa ziyareti Direni rgtne giri tarihimin
balangc oldu. Hatrmda kalan en deerli sz neydi, biliyor musunuz? "Bana Bertrand
deyin" demi olmas. Ben ona gerek adm sylemitim, o ise takma adn! Grne
baklrsa gizleniyordu. Oysa aslnda tam tersiydi/Kendini aa kartyordu. "Bana yle
deyin" demekle, bu sadece savataki adm, bakalarna kar gerek admm gibi davran,
ama artk bizlerden biri olan sana, yalan gerek diye yutturacak deilim demek istiyordu.

Henz bir ey yapmamtm ama, deitiimi hissediyordum. Sokaklarda, deiik


biimde yrdm, deiik biimde baktm ve bakldm, deiik biimde
konutuumu hissediyordum. Dersten sonra, Bertrand' beklemek zere at katma
dnmek iin acele ediyordum. Her merdiven gcrtsnda, kapya se-irtirdim.

Onu fazla beklememitim. Ertesi gn urad. Tek sandalyeye oturdu, ben de yatama.
"Haberler o kadar kt deil!" demiti. "ngiliz pilotlar mucizeler yaratyor!" Drlen
birka uan saysn sylemi, ikimizin de keyfi yerine gelmiti. Ayrca, ngilizlerin
Cherbourg'u bombaladklarn sylemiti, bu ie de yan yarya sevinmiti: "Askeri adan
herhalde gerekliydi, ancak halkmz dman konusunda yanlmamah..."

Sonra gemiim, dncelerim hakknda sorular sormutu. Kibarca. Bir eit giri
snavndan getiimin farkndaydm ama bunu birbirini daha fazla tanmak isteyen
arkadalann sohbeti gibi yrtmt.

Cevaplarmdan birine sramt, belki de iyi anlatamamtm.

53

Almanlar ile Franszlar arasndaki ezeli kavgaya pek aldrmadm ya da bunun, kanm
kaynatmaya yeterli olmadn sylemitim. Benim ailemde gelenesel olarak, atalarmdan
biri Bavyerah bir servenci ile evleneli beri, hem Franszca hem Almanca konuulmutur.
Her iki kltre ayn deeri vermiizdir. Hatt belki maksadm ve dncemi aarak, igal
ve igalci szcklerinin benim zerimde, bir Fransz'n zerinde yapt etkiyi
yapmadn syledim. Ben, yzyllar boyu igallerin yapld bir yreden geliyordum
ama igali yapanlar atalarmd, yzyllardr Akdeniz havzasn igal etmilerdi. Buna
karlk rk dmanl nedir bilmezlerdi. Babam Trk, annem Ermeni. Kyamn tam
ortalk yerinde,' el ele tutuabildilerse, nefreti reddetmede birletikleri iindi. Bu husus,
bana da miras kald. Benim vatanm ite bu. Nazizmden, Fransa'y igal ettii gn deil,
Almanya'y igal ettii gn nefret ettim. Fransa'da ya da Rusya'da ya da kendi lkemde
domu olsayd, ayn derecede nefret ederdim.

Bunun zerine Bertrand ayaa kalkm, ikinci kez elimi skmt. Grnmez bir makama
rapor sunar gibi ksk bir sesle ve yzme bakmadan "Anlyorum" demiti. Ne yaptn,
varsa rgtnn ne olduunu, benden ne beklediini sylemedi. Grdnz gibi Direni
rgt ile ilk ilikilerim gevek oldu.

Bir ay sonra tekrar geldi. Ona, beni habersiz brakt iin tatl tatl sitem ettiimde
glmsedi ve cebinden morumtrak ktk-lann bulunduu kk bir paket kartt.
Onlara kelebek dendiini henz bilmiyordum. Okumam iin birini bana verdi. zerinde
sadece unlar yazlyd: "1 Kasm gn, hr Fransa pilotlarndan biri, bir Alman deniz
ua drd. Siz hangi yandasnz?" Altnda, sa yanda kede: "zgrlk!" szc
vard, trnak iinde bir nlem iareti ile birlikte. Bunun sadece bir lk deil bir imza
olduu anlalsn diye.

Ne dersin?

Ben ne diyeceimi dnrken, hemen eklemiti:

Bu sadece bir balang.

Sonra, ne yapmam gerektiini aklamaya balad. Kk ktlar usulca posta


kutularna, kap altlarna, hemen her yere koymak. Ama Faklteye deil, henz deil,
dikkati ekmemesi iin kendi mahalleme de deil, lk grev, bir eit antrenman olacakt

54

benim iin. nemli olan dikkati zerime ekmemekti. "Yz adet kelebek var, cebine koy
ve sonuncusuna kadar dat. zellikle evine gtrme. Tabii bir tekini, sokakta
toplamsn gibi, kirleterek alkoyabilirsin. Ama asla eve paketle dnme.
Datamadklarn frlat at."

Dediklerini harfi harfine yerine getirdim ve iler pek fena yrmedi. Bertrand birka
defa bana kelebekler, ya da el ilanlar getirdi, metinleri daha dolgundu. Onlar ya
datmak ya da duvara yaptrmak gerekiyordu. Bu da pek houma gitmiyordu nk bu
ii yaparken her yanma, ellerime, giysilerime tutkal yapyordu, yakalanacak olsam su
kantlan zerimdeydi. Propaganda alannda hemen her ii yaptm, kent duvarlarna
tebeirle yaz yazmak da dahil... Bunun da ellerde ve ceplerde izi kalyordu.

Fransa'ya geldiimde kendi kendime gazete bile okumayacama dair sz verdiim


dnlrse, sz vermekte pek acele etmiim; doumum, eitimim itibaryla olan bitene
ilgisiz kalamazdm. Ama birtakm koullar da gerekiyordu. Birahanedeki kavgadan sonra,
sylediim gibi, bir daha asla bu gibi tartmalara katlmamaya karar vermitim. Bertrand
geldii vakit, ciddi kararlar almaya hazrlanyordum. Rastlant, yle deil mi? Ya da
isterseniz ksmet deyin. Gelmeyebilirdi. Ertesi aylar derslerime kapanrdm. O
birahanede, yandaki masada oturmas, sylediklerimizi duymas, beni izlemesi ve beni
rgte sokmas gerekiyormu! Usulca. Eer bana, bu ie girmek isteyip istemediimi
sorsayd, dnmek iin sre ister, belki de hayr derdim. Ama o kadar ustaca davrand
ki, direni ebekesine girecek miyim diye kendime soracak vakti bulamadm.

Onunla her ey, fark edilmez biimde olup bittiye geliyordu. Bir gn, bir sr grev
stlendiim bir srada bana urad, bir sr eyden konutuk, ayrlaca srada "dier
arkadalarla grtm" dedi. "Gerek adn kullanmaman yerinde olacak. Seni nasl
aralm." Kafasnda bir isim aryormu gibi yapt. Ben "Baku" dedim. Artk benim de
bir sava adm vard.

Evet Baku, kentin ad gibi. Ama kentle hi ilgisi yok. Aslnda bu, dedem Nubar'n
sevecenlikle bana takt bir isimdi. Yalnz o byle derdi, bakas deil. lk nceleri bana
"Abaka" derdi. Ermenice "gelecek" demek. Bana balad tm mitleri toplad sz-
55

dik. O da babam gibiydi ite! Sonra, bir okaytan dierine geerken, bu isim "Bak"ye
dnverdi.

Bertrand'n ynettii ebekede herkesin bir sava ad ve belirli grevleri vard.


Kelebekler, ilanlar, geirdiim acemilik gnleri geride kalmt, daha st aamaya
gemitim. Yaknda kendi gazetemiz olacakt, her ay kartacamz, belki olaylar
gerektirdiinde daha sk yaynlayacamz gerek bir gazete.

Ad: zgrlk! rgtn ad da yleydi. O karanlk ve kt gnlerde, bize kl bir isim


gerekliydi. lk saysn teslim almak zere Lyon'a, kent merkezinde varlkl bir eve
gitmem gerekti. Yanmda bir arkada vard. Birahane patronunun olu Bruno! Yandan
nce gelimi, bir boksrnki gibi krk burunlu bir o.cukru, yannda yrmek bana
tuhaf bir gven hissi veriyordu.

kinci saysndan sonra, bir baka datm yntemi bulduk. Bira datan bir kamyon,
gazeteleri Ballon d'Alsace birahanesine getiriyordu, bizler birahaneye gidiyorduk. Biz
diyorum nk Bert-rand, benden baka renciler de bulmutu. Etkili ama bir sre sonra
dalacak bir gruptu. Birahaneye geliyorduk. Bruno bize iaret ediyordu, mahzene
iniyorduk, her birimiz elli kadar gazete alyorduk, hibir ey olmam gibi kyorduk.

Bu sistem, bir yl boyunca tkr tkr iledi. niversitede, kentin hemen her yerinde
insanlarn zgrlk'ten sz ettiklerini, yazlarn yorumladklarn, birbirlerine posta
kutularnda son sayy bulup bulmadklarn sorduklarn gayordum. Kamuoyu
hareketleniyordu. Bu hissediliyordu. Petain'e sayg duymaya devam edenler vard ama
rejimine ve bakanlarna deil! Petain'i savunmaya devam edenler, hareketlerinde zgr
olmadn sylyorlard. ok yal oluu ve gemi hizmetleri, baz hareketlerini mazur
gsteriyordu.

Grubun dnda kimsenin, eylemlerimden kukulanmadndan emindim. Ancak bir gn,


son sayy almak iin Ballon d'Alsace birahanesine gittiimde, jandarmann bira
kamyonunu sardn grdm. Askerler gidip geliyor, gazete tomarlarn tayorlard,
birahane, nar aalan ile evrili bir meydana bakyordu ve patron, gzel havalarda
darya masalar koyard. Meydana alt kk sokaktan klrd. Gerekli bir nlem
olarak, her zaman ayn sokaktan gelmezdim. O gn, birahaneye bir hayli uzak bir sokak-

56

tan gitmi ve neler olup bittiini zamannda grebilmitim. Dmdz yrmeye devam
etmi, nce yava, sonra hzl daha sonra da koarak yoluma devam etmitim.

imde korkudan baka, baarsz olmann verdii zntden baka, bir de sululuk
duygusu vard. Byle durumlarda bu her zaman hissedilir ama bende hafif bir duygudan
te bir eydi. Jandarmalarn dikkatini eken ve peine dtkleri ben miyim, birahanedeki
gizli yerin ortaya kmas benim yzmden mi diye durmadan dnp duruyordum.

Neden ben? nk birka hafta nce beni endielendiren ama daha sonra zerinde
durmadm bir olay olmutu. Bir leden sonra, evden ktmda, nbet tuttuu aka
belli olan bir jandarma ile burun buruna geldim; beni grnce allak bullak olmu,
merdivenin altna saklanmaya kalkmt. nce merak etmi, dikkatli olmam gerektiini
dnm ama sonra omuzlarm silkmi, bu olaydan ne Bruno'ya ne Bertrand'a sz
etmitim. Oysa imdi vicdan azab ekiyordum. Bu gerek bir ikenceydi.

O gn, birahaneden uzaklanca, oturduum semte yneldim, Montpellier'de adna


"Yumurta" denilen Komedi Alan'nm yan-bana... Ama dorusu bu muydu? Aslnda,
trl hareket edebilirdim: hemen yok olabilir, gara gidip ilk trene atlar, yakalanmak-tansa
bilinmeyen bir yere gidebilirdim. Soukkanllkla odama gider, tehlikeli olabilecek her
kd yok eder, kimse beni ihbar etmeyecek midiyle normal yaamma dnebilirdim.
Bir de orta yol vard: odama gider, dzene sokar, ihtiyacm olabilecek birka paray
yanma alr, ev sahibi Madam Berroy'a arkadalarmn beni sayfiyeye davet ettiklerini
syler, bu da aniden yok oluumla ilgili kukulan datm olurdu.

Bu sonuncusunu setim. Panik ile gven aras bir duyguyla. Yolda saa sola sapm, beni
izlemi olanlann ilerini zorlatrmak istemitim...

Evimden birka metre tede, niformal bir jandarmann oturduum binaya girdiini
grdm. Onu, gznden enesine uzanan ustura yarasndan ancak tanyabildim. Bu,
geen seferki jandarmayd. Geri dndm, dosdoru gara gittim.

Nereye gitmeli? Kafamda tek bir adres vard: birka ay nce, Bruno ile birlikte gazeteleri
almaya gittiim Lyon'daki varlkl ev! Evde gen bir ift oturuyordu: Daniele ve Edouard.
Biraz ansm varsa evde olurlar ve beni Bertrand ve rgtn dier yeleri ile
bulurururlard.

57

O akam, kaplarn aldmda saat dokuz dolaylarnda olmalyd. Adam, skntl bir
ifadeyle ieri girmemi syledi. nceki karlamamz hatrlatp, olup biteni anlattm.
Ban sallad, nazik ama gergindi; zellikle, izlenip izlenmediimi bilmek istiyordu.
"yle bir izlenim almadm" dediimde, "izlenim yetmez!" anlamna gelecek biimde
yzn ekitti. Kans Daniele, daha nazike araya girdi: "Hemen telaa kaplmamal. Her
ey yoluna girer. Herhalde yemek yemediniz..." Sofrada kiiydiler. Ev sahiplerim ve
bir gen kz.

Kz kendini tantt. Bileik bir isimdi ve stnkr sylenmiti. Kukusuz onun da kod
adyd. Ben de kendimi tanttm: "Baku". Ev sahibesi: "Gzel isim" dedi. "Bykbabam
takmt. Gelecek demek olan bir szcn ksaltlm. Bu ad tekrar ede ede, gzel bir
gelecek iin ksmet kaparmy alacana inanyordu." Konuk kz ard:

Yani bu, sizin gerek adnz m?


Hayr, adm yanl ama yk doru.

Hepsi birka saniye bana bakakald, sonra hep birlikte gldk. Konuk kz:

Aylardr glmemitim, dedi.

Bunu sylerken, glmeye devam ediyordu ama dier ikisi aniden susmutu.

Yemein sonuna kadar konumalar gnn nemli olay evresinde dnd: Sivastopol
sava ve Berlin'in kentte Rus direncinin krldn aklamas! Ev sahipleri, Almanlarn
ilerlemelerine karn Dou cephesinin almasnn etkilerinin, Amerika'nn da savaa
girmesiyle, yaknda hissedileceini sylyordu. Konumalarndan, komnist eilimli
olduklarn anlamtm. Buna biraz amtm nk arkadam Bertrand, De Gaulle'c ve
Katolikti, komnistlerden kukuyla sz ederdi.

58

Yemek biter bitmez, Edouard odasna ekildi. Daniele, yatacam oday gsterdi;
yatamn zerine kocasna ait bir pijama ile temiz bir havlu koymutu. Sonra, konuk
kzla bana, salona geip konyak imemizi nerdi.

Gen kz ilgimi ekmiti. Ufak tefek, ksa kesilmi simsiyah sal, her glmseyiinde
kapanan ekik yeil gzlyd. Yz prl pnld ama gzlerinin evresinde, kapandklar
vakit gne nlan gibi izgiler vard. Ona devaml bakmamak iin kendimi zor-
luyordum ama baka yere bakmam da kolay olmuyordu. Baklarm, gzlerinden
salanna, salanndan gzlerine inip kyordu. yle tatl ve gven verici bir havas vard
ki... =

Franszcay dzgn konuuyordu ama benimkinden daha belirgin ve nereli olduunu


tahmin edemediim bir ivesi vard. Kim olduunu, nereden geldiini, Lyon'daki bu evde
ne aradn sormak istiyordum... Ama iinde bulunduumuz durumda, byle sorular
sorulmazd. Savan gidiatndan, kamuoyunun durumundan, direnme ruhundan, birtakm
parlak eylemlerden konuuldu ama kendimizle ilgili olarak sadece sava adlarmzn
belirtilme-siyle yetinildi. iveye gre nereli olunduu tahmine alld. lkesi, blgesi,
evresi, topluluu...

Konumalarmzda sra Kuzey Afrika savalanna ve Mussoli-ni'nin Msr'a gireceine


dair son haberlere geldi. Bir sredir esnemekte olan ev sahibemiz de odasna ekilmiti.
"Hemen yatmanz gerekmez, rahata ikinizi bitirin" demiti.

Dan kt. Sessiz kaldk. Nereden sz aacamz bilmiyorduk. Kitaptan bir ey


okurcasna:

Daniele giderken sohbetimizi de birlikte gtrd, dedim. Sofradaki gibi glmeye


balad. Hem neeli, hem zntl,
hem tutuk, hem cokun... Evrenin en tatl mzii! Ve o dalgn gzler! Aniden:

Ne dnyorsunuz? diye sordu.

"Sizi" demek iin ok pikin olmam gerekirdi, dolambal yoldan gitmeyi yeledim:

"u savaa lanet ediyordum. urada oturmu, konyamz yudumlarken, u karabasan,


u korku, u izlenmek korkusu olmadan sohbet edebilseydik..."

59

Biliyor musunuz? dedi. zlenmemi olsaydk, burada, bu dairede, bu konya birlikte


ier olmazdk...

Sessizlik. Gzlerimi indirdim nk inceleme sras ona gelmiti. Kadehimin dibindeki


kahverengi damlaca gzlerimi diktim.

Birden:

Gerek adm Clara. Clara Emden, dedi.

Bu koullarda, bu cmlenin benim iin ne anlama geldiini nasl sylemeli. Tedbirli


olma kurallarn bu biimde bozmakla, ok daha byk bir kapalla, mahremiyete
brnyorduk.

Ben de adm akladm. Olduu gibi. Sonra ailem, kkenim, okumam, emellerim
hakknda bir sr ey anlattm, bunlar daha nce, anlattm biimiyle, kendime bile
aklamamtm. Evet, iimde gizli kalm baz eyleri, o gece, onunla konuurken
kefettim.

Sonra o konutu. Kendisinden, ocukluundan. Doduu kent olan Avusturya'daki


Graz'dan. Ailesinden. Balangta birlikte gldk, sonra hayallerimizde gezindik; tm o
garip huylu, acaip mes-lekli bykbabalar, uzaktan insana hayal kurduran tm o isimler,
Lublin, Odessa, Vitez, Pilsen, Memel. Sonra birden baka eylerden sz etmeye balad.
Baka yerlerden. Oturulan ya da glen yerlerden deil ama cehenneme giden
yollardan. Geziler yarm kalyordu. Yollar, bir kentten dierine gitmiyordu. Trenler, bir
gardan dierine seyretmiyordu. Corafya bulartklayordu, yerleri bilemiyor, yzleri
tanyamyordum, dncemde sadece dikenli teller ardnda, kodeste niformal ya da
mahpus klkl adamlar vard.

Clara btn yaknlarnn izlerini yitirmiti.

O tarihte, kamplar bilmediimiz sanlmasn. Gazetemiz zgrlk olan biteni, yaplan


kyam srekli aklyordu. Pek ok ey biliyorduk. Pek ok ey ama asl bilinmesi
gerekeni deil. Her eyi biliyorduk ama, Naziler tarafndan bile korkun addedilen, o elle
tutulamaz eyi bilmiyorduk: topyekn soykrm! Onca ey grm olan Clara bile, bunu
konumuyordu. Tarihin en vahi kyclndan sz ediyor ama, "nihai zm"den
bahsetmiyordu. Byle bir eyi hayal bile etmek, canavarca duygular gerektiriyordu.

60

Btn ailesini yitirmiti. Kelimenin tam anlam ile yitirmiti. Kimileri lm, kimileri
vahet beldelerine yollanmt. Belki bazlar kurtulabilirdi. Clara, hl mit ediyordu.

Ailesi yakalandnda, onu gizleyip svire'ye geirmi olan katolik bir arkadandaym
o sra. Evet, svire'ye. Tam bir gvenlik iinde iken yine de Lyon'a gelmeyi semiti.
nsanlarn, ailesinin savat, ld bir srada bir yere snm olmay kendine
yediremiyordu. rgtmzden biriyle iliki kurmu, buraya geiini salamt.

Karlatmz gece, kimlik belgelerini bekliyordu. Nereye gitmek iin? Ne yapmak


iin? Aklamalar bu noktaya taklp, kesildi. Gemii hakknda her ey, gelecei
hakknda hibir ey! uras akt ki, zgr svire'den yenik Fransa'ya, vurumak iin
geliyordu.

"Yarn biri gelip ktlarm getirecek. Sanrm sizinkileri hazrlamadan nce size birka
soru sormak isteyecektir. Takma ad Kalpazan Jacques imi!"

Sabahn yedisinde kapmz aldnda, Clara ile konumaya dalmtk. Hibirimiz


koltuumuzdan kprdamamtk.

Adam her birimizle ayn grmek istedi. Birbirimizi yanaktan pp belli belirsiz bir
"grrz" diyerek, ayrldk.

Kalpazan Jacques, bana yeni bir kimlik vermek iin, bir fotorafm ve baz ayrntlar
bilmek istiyordu. Yam ve grnm bir yana, rnein ivem ve tahsilim vard. Dikkate
alnmas gerekiyordu. Ayrca, snnetli olup olmadm sordu.

Bir deftere not ald. Usulca yok oldu. gn sonra, belgelerimle geri geldi. Yeni
yaamm konusundaki kesin bilgilerle de... 1919'da Beyrut'ta domu oluyordum. Babam
bir Fransz subay, annem Mslmand. (eitli zelliklerimi aklayan bir kimlikti bu!
Soyadm: Picard, adm: Pierre Emile idi. in dahiyane yn, bana uygun grd
meslekti: elektriki, daha dorusu tp aletleri tamircisi! nk bana bir iveren bulmutu.
Toulouse dolaylarnda, hastanelere ve muayenehanelere tp aletleri yapan Direni rg-
t'nden biriydi. Orada altm, evinde kaldm sylemeye hazrd. Aletleri onarmak,
kontrol etmek, bakmlarn yapmak iin btn Fransa'da dolatm syleyecekti. nanlr
klnmas gere-

61

ken zekice bir bulu! Gidip patronumu grdm, bana aletlerin alma biimini retti ve
kullanma tariflerini ezbere renmemi istedi.
Bu gizleni biimini bulan Bertrand olmu. Montpellier'de yaptklarmdan etkilenmi,
tehlike karsnda davran biimimi beenmi, balant ajan ya da daha basit bir
deyimle kurye olarak, biilmi kaftan olacam dnm.

Tam olarak ne mi yapyordum? rgtmzn ulusal dzeydeki yneticileri, blge


sorumlular, birbirlerinden uzak direni gruplar arasnda haberleme, emir yollama,
isteklerde bulunma, bilgi, belge, sahte evrak ara sra da silah gnderme gerekiyordu. Bu
nitelikleri tayan benim gibi biri iin, Bertrand ite bu ideal kimlii uygun grmt. Yl
boyu, bir sr prospekts ve kullanma rehberi ile dolaabilecektim. i daha da
gvenceye almak iin, her gittiim yerde onarmda bulunuyor ya da aletleri kontrol
etmek zere bir muayenehaneye uruyordum. Sk sk, gerekten de onarm yaphm
oluyordu. Sistem iyi ayarlanmta. nemli bir belge ulatrmak gerektiinde onu bana,
Baku'ye veriyorlard. Hayr, Picard deil, Bak'ye. Dieri benim resmi admd. Herkesin
nnde beni o ekilde armaya dikkat ediyorlard. Ama rgtte, benden sz
ettiklerinde, bir belgede adm getiinde, zellikle Picard denmemeli idi. Picard'
kimsenin bilmesi art deildi, nemli olan Baku idi. Efsanevi Baku!

Bunu aka diye sylyorum. Ama bizim kk evremizde bir efsane olduum
doruydu. Baku, fier mektubu yerine ulatrr, her dman barajn, aznda bir iek,
rahatlkla aabilir. Bir eit frlama...

Bunu belirttikten sonra, iddia edilen basanlarm gerek boyutuna indirgeyelim. Bir kere,
zerimde hi silah tamazdm, bu da yolculuklarmda tehlikeli olurdu. Bu nedenle dn,
"Silah altnda mydnz?" ya da "Daa ktnz m?" diye sorduunuzda size evet
diyemedim. Szckler uygun deildi. Bazen, sava trenlerde geirmiim gibi geliyor...
bir postacydm, bir datc, glgede kalm bir kurye...

Katkm pek yle nemli deildi ama, sanrm yararlyd. Bana uyuyordu. Babamn ruhu
incinmesin ama, ben hibir zaman lider ya da kahraman olacak adam deildim. alkan,
sorumlu bir o-

62

cuk olmaktan ileri gitmedim. Direni rgtnn bir taeronu... Biliyor musunuz, ona da
gerek var.

D krklna uradnzsa, bunu anlarm. Mthi eyler anlatacak nice insan var. Ben,
gerekten grkemli, o dnemin en kahramanca sylemlerinden birine kartm ama ondan
sadece pay karttm, en ufak bir rolm olmad. Onun iin de o olay, benim aktif haneme
yazmayn. 1943 Ekim ayndaydk. On be aydan beri, hibir engele taklmadan, kuryelik
yapmaktaydm. Marsilya'da karlatm Bertrand bana bir mektup vermiti, Lyon'da
Dire-ni'e katlan bir kurmay subaya acele iletmem gerekiyordu. Sanrm mektup,
Cezayir'den General De Gaulle'den geliyordu.

Sz konusu adrese vardmda, endie verici bir eye rastlamadm. Merdivenlere


yneldim. Merdivenlere krmz hah serilmiti ve zerlerinde amur izleri vard. O gn
yamur yadndan, bana anormal gelmedi. Yine de, ara sra yaphm gibi, basit bir
nlem aldm. Subay nc katta oturuyordu. Ben, ikinci katta durdum, antamdan
mektubu kardm, paspasn altna soktum, tehlikeli bir durum olmadn "yolun ak
olduunu" anladktan sonra, on saniye iinde onu geri alabilirdim.

"Yol ak" deildi. Kapy milis niformal biri at. Elinde bir tabanca vard.

Doktor burada m?

Hangi doktor?

Doktor Lefevre. Kardiyograf onarmaya geldim. Beni bekliyor.

Burada doktor Lefevre diye biri yok.

yle mi? Bana nc kat, on numara demilerdi...

Buras sekiz numara.

zr dilerim, yanlm olacam.

in iinden syrldm sandm. Adam, antam amam sylediinde bile... iinde


tehlikeli bir ey yoktu. Prospektslere uykulu gzlerle bakarken, ierden biri seslendi:

Getir onu!

Kaabilirdim. Ama sonuna kadar masum rol oynamak daha mantklyd. eriye girdim.
Grmeye geldiim subay, bir koltua oturtulmu, elleri bal, ensesine bir tabanca
dayanm durumdayd.

Onu tanyor musunuz?

Hayr, hi grmedim.

63

Doru sylyordu. Belki de beni beklemiyordu bile ve kim olabileceimi belli belirsiz
tahmin ediyordu. Ama kapsn almtm bir kez ve milisler hata yapmaya hi niyetli
deillerdi.

Subayla beni, otuz kadar adamn topland bir hapishaneye gtrdler. Bazlarn
tanyordum ama tam anlamyla masum bir insan olarak hibirini tanmadm. Gestapo'nun
dindeydik.

Usullerine uygun bir soruturma bekliyordum ve gizli rgte katldmdan beri, kendi
kendime bin kez sorduum soruyu bir kere daha sordum: ikence altnda
konumayabilecek miydim? rgt ortaya karacak ve yzlerce arkadan
tutuklanmasna yol aacak bildiim onca adresi vermeyebilecek miydim? Hayatta her
zaman en iyi dostum olan belleim, aniden dmanm kesilmiti: onu bir yok
edebilseydim, bombo klabilseydim!

Tek bir savunma yolum vard: her eyi yadsmak! Ben bir tbbi gere tamircisiyim, ite o
kadar! Elektrik kesintileri yznden aletler sk sk bozuluyordu, iim bamdan aknd.
Tabii, Toulouse' daki patronuma kadar giderek, onu konuturmaya kalkabilirlerdi.
Ancak, o kadar nemli biri deildim; benden hareketle uzaklara ulamay denemezlerdi.
Bir gece hapiste yattm, ertesi gn leden sonra, aramzdan on be kiiyi alp bir yk
vagonuna bindirdiler. Sanrm bizleri, sorgulayacaklar yere gtreceklerdi. Oraya hi
varmadk.

Hareket edeli birka dakika olmutu ki, yaylm ate balad. Vagona, Lyon'un ortalk
yerinde, direniiler saldrmt. Dier ayrntlar sonradan rendim. O an sadece kapnn
aldn ve birinin: "zgrsnz! Haydi koun! Daln!" diye bardn
anmsyorum. km komutum, arkamdan bir salvo atei bekleye bekleye... Salvo atei
olmad. Birka saniye iin bir kiliseye gizlendim, sonra bir ara sokaa daldm. Paay
kurtarmtm. imdilik. nk btn ktlarm almlard ve gittiim yerlerdekileri
tehlikeye armadan nereye gidebileceimi bilmiyordum. orabmn iinde sakladm
biraz param vard, doru drst bir yemek yemek iin kk bir lokantann kapsndan
girdim. Karnm doyunca, gelecei daha aydnlk grrm diye dnyordum.

Tek mteri bendim. Yemek saati deildi. le yemei iin ok ge, akam yemei iin
biraz erken. Yine de masann zerindeki listeyi alp iine gmldm. Patron gelince,
kulaa ho gelen yemek ismi semitim.

Yemek yemek istiyordum. ok mu erken geldim?

64

ji! Az.

Gzel. stediklerim...

Azm sulandran yemekleri sraladm. Patron, szm kesmeden dinliyordu, not da


almyordu. Tatmin olmu bir adamn glmsemesi vard yznde, bu yemeklerin
isimlerinin sylenmesi bile onu gururlandryor gibiydi. Sipariim bittiinde,
kmldamad, ayn glmsemeyle durdu. leri abuklatrmak iin, boazm
temizleyerek:

Hepsi bu kadar dedim.

Adam doruldu, hazrola geer gibi bir tavr taknd:


Drt gndr erzak gelmiyor. Sadece mercimek orbas ve bayat ekmek var, dedi.

O kadar zgn grnyordu ki, onu teselli etmek istedim:

ok iyi, orba tam istediim eydi. Kalkp gidecek deildim ya!

Dumanlan tte tte orba geldi. meye baladm. lk kak, gerekten mercimek, ama
yle herkesin bildii deil! Kimyonlu mercimek! Bizim oralarda yapld gibi, bol
kimyonlu mercimek. . Tuhaf diye dndm. Yoksa bu Lyon yemei mi? Hayr, bu tat
adam yanltmaz, nereye ait olduunu pekl biliyordum. Patrona sormak istedim.
Neredeyse onu aracaktm, kendimi tuttum. Ona ne diyebilirdim? orbasnda, lkemin
tadn bulduumu mu? Hangi lke? Oradan ne zaman ayrldm? Ne zamandr
Lyon'daym? Aman, sakn! Benim durumumda, kimliksiz bir kaak durumunda,
yaplmamas gereken, tanmadk biriyle gevezelik etmektir. Hele de kimliimi aa
vuracak bir konuda! Sorularm yuttum, bayat ekmek paralarn iine banarak orbam
imekle yetindim.

Patron gitti, az sonra kars tabam almaya geldi. ylesine silip sprmtm ki,
taban dibi parlyordu. Tabam ald, bana hibir ey sormadan dolusunu getirdi.

Teekkr ederim, nefis olmu.

Kymde yapld gibi, dedi.

Yce Tanrm! Benim ivemle konuuyordu! Eski Kta'nn ivesi! Hangi ky olduunu o
kadar sormak isterdim ki... hayr, buna hakkm yoktu, kendimi tutmam gerekiyordu.
Heyecansz bir biimde:

Teekkrler! Nefis olmu, diye tekrarladm.

65

Hemen yemeye baladm, gzlerim tabaa dikili, mutfaa dnmesini bekleyerek. Ama
dnmedi. Orada durup, yzm incelemeye balad. Her eyi anlam olduundan
emindim. Nereden geldiimi, neden bir ey sylemediimi... bir ara gzlerimi kaldrdm.
Byk bir sevecenlikle bana bakyordu. Hi kimse bana bylesine uzun, bir ana
sevgisiyle bakmamt. Omzuna dayanp alamak istedim.

Sonra, sessiz sorularm anlam gibi, konumaya balad. Kocas eskiden, General
Gouraud ile birlikte Dou Ordusu'nda as-kermi. Kararghlar, yaad kyden uzakta
deilmi. Bazen, ailesinin iftliine gelip, yumurta satn alrm. Ara sra, birbirleriyle
iaretle konuurlarm. Savatan hemen sonra evlenmiler, 1928'de Fransa'ya gelip bu
lokantay amadan nce, on yl Beyrut'ta yaamlar.

O konuurken, ben durmadan kendi kendime tekrar etmekteydim: belki de bu kadnla


kocas, "Picard" ailesi idi. Yani benim szde ailem! Bylenmi bir ocuk gibi, boazm
kupkuruydu. Yine de bir ey sylemiyor, bir ey aklamyordum, ama artk kaamak
baklar atmyordum. Bu bir gnlk annenin gzlerinde kaybolmu gibiydim. Sormu
olsayd, her eyi anlatrdm. Hibir ey sormad, sadece o geleneksel ."Allah'a emanet
ol!" szlerini syledi, sonra da yok oldu.

Bir daha ortaya kmad.'Yemein sonuna kadar kocas servis yapt. O da tek sz etmedi,
su ortaklarnn yz ifadesiyle yetindi. Ama o kadn, o ksa karlama beni altst etmiti.
Artk bir sulu deildim, artk izlenmiyordum, o anlk korkularmn kat kat stne
kmtm, benliimin ok stne; dakika dakika ufkum geniliyordu.

Hatt olaylarn hi de kt gitmediine kendi kendimi inandrmaya balamtm. Hi


kukusuz izim srlyordu ama zgr olduum iin! Daha o sabah en kts, ikenceyi,
aalanmay, lm beklerken akam bir lokantada zgrce sipari veriyor, iiyor, yiyor,
keyfini kartyordum. stelik hepsinden daha nemlisi, ok daha nemlisi, yle
denebilirse, sava kazanmak zereyken! Birka gn nce Korsika'nn kurtulduunu
haber almtk, italya'da Mussolini devrilmi, hatta lke Mttefiklerden yana geip Nazi
Almanya'sna sava ilan etmiti. Dou'da Ruslar taarruza

66

gemi, Kafkasya'y geri alm, Krm'a doru ilerliyorlard. te yandan btn


Amerikallar o mthi askeri gleriyle btn cephelere yaylmaktaydlar. ngiltere
sahillerinde kartma hazrlklar yaplyordu. Fransa'da, kamuoyu hemen tamamen
bizden yanayd. Baz insanlarn yal Mareal'e gsterdikleri hogr, var ile yok
arasndayd; onu hl mazur grenler vard ama peinden giden kalmamt. Direni, gn
getike daha gleniyor, cesareti artyordu; kant; kurtulmam salayan eylemdi.

Yemek bittiinde, kahve geldiinde, artk baka bir adamdm Atalarma layk bir
fatihtim, kapal dudaklarmn ardnda trkler sylyordum. Korkum gemiti, endiem
hafiflemiti. Geriye zgr olma keyfi kalmt... '

61

O kk lokantada mr boyu kalmak isterdim. Kendimi gvenlikte hissediyordum.


Kald ki, rgt tehlikeye atmadan nereye gideceimi, hangi kapy alacam
bilemiyordum. Belgelerim olmadan trene bile binemezdim; ilk kontrolde yakalanrdm.

ansa inanr msnz? Ya da ksmete? Bizim oralarda, insan ancak lambasmm fitili
bittiinde lr diye bir deyim vardr. Galiba benim fitilim henz bitmemiti. Lokantadan
ktmda kimi grdm dersiniz? Jacques'i! Kalpazan Jacques'i! Gz gze geldik ve
hemen baka yere baktk. Onunkilerde bir aknlk, benimkilerde mutluluk ifadesi! Onu
izledim. Uzaa gitmedi. Lokantaya bitiik binanm ikinci katnda "atlyesi" vard.
Devaml sekiz kii alyordu. Ona iinde bulunduum durumu anlatmam gerekmedi.
Zaten her eyi biliyordu. Vagondan ktmda beni tanmlar ama benimle uraacak
vakit bulamamlard. Jacques, uzaa gitmemi olmamdan kukulanyormu zaten.
Tabii yola koyulmak iin yeni belgelere, yeni bir kimlie ihtiyacm vard. Ama
kurtarcmn aklna aniden daha iyi bir fikir geldi: beni ie almak! Ona, yapabileceinden
ok i yklyorlard. Tek bana i grrken, imdi her yatan yedi yama vard. Bir
yenisi ho karlanacakt. "Yeter ki yazn, doktorlarn yazsna benzemesin!" Beni denedi.
zen gsterdim. Kalpazanla mthi yat-knmm. Ancak ban dneminde ne yazk ki
bu yeteneimden yararlanmayacak kadar ilke sahibiymiim. "Kimse mkemmel
deildir." Bunlar syleyen Jacques idi. Bana ok ey retti ama, kara mizah anlayna
varana kadar, ondan ok ey renmek isterdim.

Sahte belge atlyesini her zaman heyecanla anacam. Yeri doldurulamayacak bir
karnca yuvas gibiydi. Sadece sahte belge dzenlenmiyordu, gl bir dmann
karsnda duracak bir ev-

68

reni yaratmak, ynetmek sz konusuydu. Jacques ve arkadalarnn, kl krk yaran


almalar olmasayd, hibir direni eylemi yaplamazd, gizli bir rgt kurulmas bile
dnlemezdi. Oysa adlan hep glgede kald. Her an lmle burun buruna olan
insanlarn maddi-manevi karlk beklemeden bylesi nankr bir ite almalarn neyle
aklarsnz? Bu insanlarn bir ksm Tann'ya inanmyorlard ki ahrette dllendirmeyi
beklesinler!

Onlann kaderini paylamaktan iftihar ediyor muydum? Evet, ediyordum, sylemekte


saknca yok. Bazen, savatan sonra, Dire-ni'in bu gizli kalm ynne ilgi gsteren birine
rastladmda saatlerce ne yaptmz ayrntsyla anlatyordum. Buna karlk,
"muhteem" kam yz yirmi altnc kez anlatmam istediklerinde canm sklyordu.
Alt taraf ne yapmtm ki? Altm metrelik bir kou, iyi bir yemek, ans eseri bir
karlama! Bunun iin kahraman olmutum! Geri, bir kez, elimde kopya kalemi bir ey
yazmak ya da bir haber iletmek iin hayatm tehlikeye atmtm...

Dikkat ettiyseniz, feylesofluum zerimde. Pek aza indirgenen binlerce eylem; bin kez
iirilen tek bir eylem, toplarsanz krl kyorum!

Kimyonlu orba yaplan lokantanm sahiplerini ne yazk ki bir daha grmedim. lk


zamanlar, atlyeden dan kmyordum, yemeimi getiriyorlard, orada yatyordum;
birka ay sonra dar kmaya baladm, sokaklarda biraz biraz dolamaya baladm ama
lokantanm nnden gemeye hep kandm. O tarihte, iinde bulunduum durumda,
birine yaknlk duymusam, en iyisi bana dert amamak iin ondan uzak durmakt.
Ancak Kurtulu'tan sonra oraya gittim. Lokanta kapalyd. Grne gre, aylardan beri
kapalyd. Bir komusu, "temenin" Grenoble yaknlarndaki evine dndn syledi.

Bana gelince, sahte belge atlyesinde gizlenmeye devam ettim. Hi kmldamadan,


Kurtulu'a kadar. Kurtuluu, birka ie ampanya patlatarak kutladk; Jacques, ieleri
haftalarca nceden soutmaya balamt zaten. Hepimiz mutlu, biraz da hznlydk.
Gizliliin kalkmas ile, biraz da servenimiz son buluyordu. nsann her zaman bana, iyi
bir dava uruna kt adam olmak gibi bir durum gelmez.
69

Daha sonra, Montpellier'ye gittim. Ama hemen deil. Bert-rand, eitli grevler iin
daha ay beni Lyon'da alkoydu. Montpellier'ye gidince, sanki evime ilk kez girmi
gibiydim. Savatan nce, henz Baku olmadan yaadm yere dnyordum. Tabii arada,
haberlerini almtm. Bira kamyonu olaynda tutuklanm olan Bruno ile babasnn sadece
iki ay hapis yattklarn biliyordum. Ancak bir yl sonra, ok daha ciddi nedenlerden
yakalanp, toplama kampna gnderilmilerdi. Baba dnmt ama Bruno yoktu.
Birahanenin yanndaki alan; bugn adn tayor.

lk nce oraya gittim. Patron beni grnce, olunu bulmua-sna bana uzun uzun sarld,
barna bast. O gne kadar belki de sadece iki kez el skmtk, bira smarlamann
ya da hesap istemenin dnda onunla konutuumu bile hatrlamyorum. Kars da sava
srasnda lmt. Belki de olunun hi dnmeyeceini hissetmiti.

Birahaneden knca, ev sahibem Madam Berroy'a gittim. O da beni kucaklad. Kentte,


hakkmda hikyeler anlatldn haber verdi; Tp Fakltesi'ne gidince, bunun doru
olduunu anladm. Aniden ortadan kayboluum, kkenim, ya da sylentilerle olaylarn
birlemesi yznden mi bilmiyorum ama Kitapdar adl insan, bir Direni kahraman
olmutu. Pek ok olayn erefini bana yklyorlard, bunlarn bir ksm uydurmayd,
dierleri gerek de olsa, oynadm rol inanlmaz derecede abartlmt.

Madam Berroy'a gelince, karlaraamzdaki heyecan dindikten sonra, kentte benim


hakkmda anlatlanlar zerine nasl olup da soruturmaya gelmediklerine akl
erdiremiyordu.

Yani ben gittikten sonra, buraya gelip eyalarm kartran olmad m?

Hi kimse gelmedi.

Ne milis, ne jandarma, ne de Almanlar, yle mi?

Hi kimse diyorum. Btn eyanz mahzende sakl, kimse dokunmad. Onlar


kaldrmak zorundaydm, oday kiraya verebilmek iin, anlarsnz ya...

Bu, resm makamlarn bana pek nem vermediklerini gstermekteydi. Ama ev sahibem
iin, imalarndan anladm kadaryla, bu bana atfedilen efsanevi becerikliliimin bir
kantyd: Baku asla kapana kstrlamaz!

Ya o katm gn, bizim binaya giren jandarma neyin nesiydi diye soracaksnz. Zaten o
konuya geliyorum. Size, madam Ber-

70

roy'un, pek de parlak bir n olmayan t pt bir kz olduunu, bilmem sylemi


miydim. Hayr, ondan sz etmedim hi. Bu benim Doulu ynm, aile terbiyem...
arkadalarm sk sk ondan sz eder, bana taklr, onunla bir ey olup olmadn...
sorarlard. Aslnda ben her zaman, kadnlarla ok utanga olmuumdur, hibir maceraya
giriemezdim. Ara sra Germaine ile karlatmzda, ona nazike glmserdim, o da
aynn yapard. Yanaklarm hafife kzarr, merdivenleri kmaya devam ederdim.

O gn Madam Berroy: "Biliyor musunuz, siz yokken kzm evlendi" dedi. "Size
damadm tantacam, sizin gibi birinin elini skmaktan onur duyacaktr."

Salona girdim, gerisini tahmin edin... Germaine'nin kocas, jandarma niformas


giymiti. Yznde, gznden enesine kadar inen bir bak yaras vard. Ayaa kalkt,
glmseyerek elini uzatt: Sanrm bir iki kere merdivenlerde karlatk, dedi.
Germaine ile flrt ttiim gnler. Beni o kadar korkutmutunuz ki...

Demek bo yere kamm! O gn, jandarmay binadan ieri girerken grmeseydim,


hayatm bambaka olacakt. Bundan daha m iyi, daha m kt? Bu soruyu soracak kadar
yaama ans olmusa, buna pek de kt denilemez.

. - -. Ama beni bekleyen bir baka srpriz vard. Ev sahibemle, eski odama nostaljik bir
bak frlatmak zere merdivenlerden karken, burnuma aniden bir kf kokusu arpt.
Nefes almakta zorluk ektim. Bu evden ktktan sonra, en ufak bir nefes alma zorluu
ekmediimi anmsadm. Bu kf kokusunu buraya geldiimde hissetmi ama daha sonra
duymaz olmutum. imdi yeniden beni bouyordu. Son nefesimi verircesine:

niyorum, dedim.

Kapy kapatt, endieyle bana bakt:

Grdm kadaryla astm krizleriniz devam ediyor.

Ara sra.

Yalnz siz deilsiniz! Sizden sonra oday kiralayan delikanlnn da astm vard. ki
gece, doktor armak zorunda kaldm.

Sonra devam etti:

imdi oda boken, isterseniz bu gece yatabilirsiniz, kirac olarak deil, bu kez
davetlim olarak.

ok naziksiniz, ancak bu gece Marsilya trenine binmeli-

yim.

71
Tabii ki yalan sylyordum. Ancak ertesi gn gidecektim. Ama o lanet olas at
aralna gereinden ok para vermiim...

Geceyi, tbbiyeli bir arkadan odasnda, uykusuz geirdim, benim iin tm anlatlanlar
yapmadma onu inandrmak iin. Bo aba! Bana yaramayan ya da yerine gre yarayan
bir olay, bir yanl.anlama, btn sylenenleri doru karr oldu.

Kurtulu'un ertesi gn eitli direni hareketleri arasnda, eitli sorunlar zmlemek


zere toplantlar yapld. Temizlik hareketi, srgne yollananlarn ne olacaklar,
direniilerin silahszlanmalar, yiyecek iecek salanmas gibi sorunlar. Bu
toplantlardan birine, zgrlk rgtnden hibir eleman katlamad iin, Bertrand
benim gitmemi ve sylenenleri not etmemi istemiti. Onun tahmininin aksine, dier
rgtler birinci derece sorumlularn gndermiti, stelik Lyon basnnn foto muhabirleri
de oradayd. nk bir gece nce nemli bir ibirliki tutuklanm ve toplant aniden
nem kazanmt. Bylece benim resmim de, Direni rgtnn gizli yneticilerinden biri
olarak, Progres gazetesinin ilk sayfasnda kmt.

Motpellier'de hi kimse yanllk olduuna inanmak istemedi. Kahraman olduunuzu


yadsmaya kalktka nnz byr, stelik alakgnllsnz diye saygnlnz artar.
Sylendiine gre, alakgnlllk, kahramanlarn yc erdemidir.

Cuma Sabah

72

Eylemlerini kmsemeye alrken, tsyan'n samimi olduundan eminim. Onu bir


"lider" sanmak, ocukluundan beri katlanamad bir dnceydi. Byle bir ey
sylendiinde tam tersini iddia eder, yadsmalarnda o denli srarc olurdu ki,
karsndakiler aknlk ve phe iinde kalrlard.

En azndan, benim tepkim yle oldu. Birbirimizden ayrldktan ok sonra notlarm


okurken, olaylara daha yakndan bakmak istedim. Fransa'nn gneyine giderek o dnemi,
gizli rgte giri biimi, basknlar, f-sldamalar, gizli rgt ebekeleri hakknda bilgi
topladm. Bir ay sren olaanst almalardan, karlamalardan, zararsz sorulardan,
birbirini dorulayan ifadelerden sonra, baz evrelerde bir "Baku" efsanesi olduunu ve
onun, Direni rgtndeki rolnn basit bir "kurye"likten ibaret olmadn rendim.

Ama acaba bunun nemi var myd? Roln nemi, alt taraf bir deerlendirme iidir. O
insan bana, kendi gereini anlatmt. Yani olaylar ve bunlarn yan sra hissedilenleri,
insan kendini anlatmaya baladnda, nesnellik, yalann sslenmii olmuyor mu ?

Kendi kendime, daha fazla aratrmamaya sz verdim. Onun szleri ve kendi


yazarlmla yetinecektim. Gereklerin yaratcs, efsanelerin yaratcs, ne fark amal

lkenize dnmek zere, Fransa'dan ayrlmanzda kalmtk. Sanrm Beyrut'ta sizi


bekliyorlard...'
Hangi gemiyle dneceimi kimseye sylememitim ama babam, bunu nasl rendiini
Tann bilir, btn kente haber vermiti. Direni rgtndeki eylemim konusunda binlerce
yk retilmiti. Kod adm Baku, azdan aza dolayordu.

Baku, Jacques, Bertrand, kalpazanlk, sava, Direni. Henz

75

yirmi yedi yanda deildim ama sanki hayatm tamamlanmt. Belki. '

Limana var. Rhtmda bekleyen kalabalk. Merdivenlerden inecekken yalanan


gzlerim. Boynuma iek gerdanlk takmak zere yaklaan, salar kpr kpr gen kz.
Bam eiyorum, plak kollan yanaklarma deiyor. Doruluyorum. Arkamda
tanmadm sesler birbirine karyor. Bir fotoraf kmldamamam, ayn biimde
glmsemeye devam etmemi, objektife bakmam iaret ediyor. Herkes hareketsiz kalyor,
nefesini tutuyor, uzun saniyeler. Sessizlik. Sonra yava yava, sahne ayn hareketlerle
tekrarlanyor, lklar ykseliyor. Alklar, yaasn sesleri! te, babam ilerliyor. Banda
krmz ftr bir apka. Bir bayram apkas. Kalabalk, gemesi iin yol veriyor.
Baklarmz karlayor. Eskiden, omuzlanma yk gibi binen bu baklar, o gn bana
hafif geliyor. Babam apkasn karp beni kucaklyor. Sk sk barna basyor. Yeniden
alklar. Beni kendinden uzaklatrp yzme bakyor. Ben onun gzlerinde, beklediim
sevinten, beklediim gururdan baka bir ey okuyorum birden. Beni tekrar kendine
ektiinde, bir soru geveliyorum. Cevap veriyor: "Daha sonra, evde her eyi anla-tnm."

Birdenbire, youn ama pek hak edilmemi bir cokunun ortalk yerinde duyulan kaygy
duyuyorum. Ke banda, kskan bir rakip gibi felaketin pusu kurduu kaygsn
duymak! Ama nsezilerime de gerek kalmadan, bu kalabaln iinde pek ok kiinin
olmadn gryorum.

Ailemden bir tek babam gelmiti. Ya dierleri, onlar nerdey-di? Bir kere, lkenin en iyi
fotorafs, bizleri sraya dizmek, azarlamak, flana hayran brakmak iin hibir frsat
karmayan bykbabam yoktu. Byle bir klieyi dnyada karmazd!

Evet, neemi nce bu bozdu, bu fotorafta fotoraf eksikti. Beni bekleyen arabaya
binerken, gzlerim onu arad.

Bykbabam nerede? Onu gremiyorum.

Nubar gitti.

Yetmi yanda birinden sz ederken, insann iini karartan szler! Korktuumu


duyacam diye bir ey sormaya cesaret edemedim. Babam devam etti:

Bykannen ve dayn Aram ile birlikte Amerika'ya gitti.


76

Bykbabam bana yeniden iade edilmi gibi rahatladm, neem yerine geldi. Sevilen
birinin lmnden sonra, yaanan olaylann bir karabasandan ibaret olduu d
kurulmaz m? Bir saniyelik bir zaman iinde, bir mucize yaam gibiydim.

Yine de merak ettim. Bykbabamn g etme tasansn oktan terk ettiini sanyordum.
Birden, bir baka korkuya kapldm:

Ya ffet? O nerede? Onu da gremedim?

Ablan Msr'da. Savan banda evlendi. Sana haber veremedik.

Kocas kim?

Tanmyorsun. Mahmut; Hayfa'da eski bir ailenin, Karmal-lefin olu. Burada bir
ngiliz bankasnda alyordu, Kahire'ye atand. Babas da, stanbul'da Osmanl
Bankas'nda alyordu. Damadmz iyi bir ocuk, drst, sevimli ama biraz...

Bu son szleri sylerken, ara sra yapt bir hareketi yaptn grdm. Avularn ve
yzn gkyzne sonra da yere, sonra yine gkyzne, kere st ste ve byk bir
hzla secdeye varr gibi evirdi. Kendine gre "Yobaz" ya da "Softa" demenin bir
yoluydu. Onu pek ciddiye almamak gerekirdi, sokakta, elinde tespihi, dudaklan
kprdayan her adam, ona gre bu sfata laykt.

Ablam mutsuz deil ya?

Hayr, zaten kocasn kendi seti. Sanrm iyi anlayorlar. ffet iin kayglanma,
kendini saydrmasn biliyor. Beni zen o deil... znt m dedim? Bu son yllar
ektiklerim, zntden de te! Dn sevincini bozmak istemem ama bihnen gerek:
zerimize byk bir felaket kt. u an, drt yldan beri ilk kez mutluyum. Greceksin,
evimiz yine dolup taacak.

Onu tandm gibiydi. Kendi kendime fkeyle ama iin iin elenerek bunu dndm.
O dolup tamalar, o kaynama, o bitmeyen gidip gelmeler bende iyi bir an brakm
deildi ki!

Babam iin durum ok bakayd. Gzleri aniden doluvermiti, elleri fkeyle birbirine
kenetlenmiti.

Drt yldr, kapmzdan ieri kimse girmiyor. ocukluumda, Adana'da olduu gibi.
Vebalymz gibi!

Elimi ellerinin zerine koydum, bizi nasl bir felaketin vurduunu daha renmeden
nce, dertlenmitim.
77

Kardein Salem... doduu gne lanet olsun!

Byle syleme!

Neden sylemeyecek misim? Benim etimden ve kanmdan olduu iin mi? iimde,
beni kemiren bir tmr olsa, etimden ve kanundandr diye onu sevecek miyim?

Szn kesmekten vazgetim. Kar koymalarm da det yerini bulsun diye idi. Yoksa
benim de kardeime dknlm ve sevgim yoktu.

Savatan nce, gittiim sralarda, Salem, lenfatik ve iko bir ocuktu; derslerinde geri,
ie yaramazn tekiydi. Herkes, onun adam olmayacandan emindi. Nasl bir gelecei
olacakt? Kendisine den serveti har vurup harman savuracak, ondan sonra da
aabeyinin ya da ablasnn srandan geinecekti...

Onu hibirimiz nemsememitik. Yani, ktlk yapma yetisini nemsememitik demek


istiyorum. Bilindii gibi sava, baz insanlarn zeksn ve enerjisini uyandrr. Bazen iyi
yolda ama genellikle kt yolda!

. Sava yllarnda, her yerde olduu gibi lkemizde de yokluklar ekildi, karneye
balanmalar oldu. Karaborsann yan sra, her trl kaaklk ban alp yrd.
Kimileri yaamak, kimileri zenginlemek iin bu ii yapt. Kardeim de bu ie giriti ama
ne yaamak ne zenginlemek iin.

Sk sk yok oluyordu. Gnn ve gecenin her saatinde! Odas evin bir ucunda olduundan
gizli bir kapdan girip kabiliyordu. Babam hibir eyin farknda deildi. Ablam onlarla
oturmu olsayd, bireylerin dndn fark ederdi. Belki Salem de bu kadar ileri
gidemezdi. Ablam gidince, baaa yuvarlanmasn hibir ey durduramad. Gnn
birinde, olanlar oldu: Fransz askerleri gelip evimizi sard ve bir hoparlrle, ierdekilerin
elleri havada, dar kmalarn istedi.

78

Bu, dman hatlarn ykarcasna yaplan usulne uygun bir saldryd. Babam hibir ey
anlamamt. Penceresinden, avaz avaz bir yanllk yapldn haykryordu. Sonra
hayretle, askerlerin tavanarasndan uvallar, kasalar, metal bidonlar, karton kurular
karttklarn grd. Bunlardan, kullanlmayan garajda, merdiven altnda hatta
kardeimin odasndaki dolapta ve yatann altnda da vard. Herif, evimizi
karaborsaclarn deposu haline getirmi ve babam hibir eyden kukulanmamt. Salem
ayn zamanda, ayn yoldan satlacak bir sr eyay bykbabamn fotoraf atlyesine
sokmutu.

Konuyu daha da vahim klan, bir gece nce kentin gneyinde, karaborsaclarn sk sk
kullandklar koyun yanbamda bir arpma olmasyd. Bir gmrk lm, iki kaak
yaralanm ve yakalanm ve gece boyunca sorguya ekildiklerinde, kardeimin ad
ortaya kmt. Kardeim -soylu Kitapdar ailesi iin ne byk onur!- etenin
beyinlerinden biriydi; atma srasnda, mal teslim almak zere sahilde bekleyenler
arasndaym. Kamadan nce, gmrkye ate edenler arasnda. Ate eden o muydu?
Bunu yadsd ve kimse kamtlayamad. Geri evde pek ok silah vard ama hibiri
kasalarndan kartlm deildi. Cinayet aleti asla bulunmad.

Herkes hapise atlmt. Kardeim, babam, bykbabam ve formllerin arasnda


kaybolmu ne olup bittiini babamdan da az anlayan, Amerikan niversitesi'nde kimya
profesr olan daym Aram. Bahvan ile olu da hapisteydi.

"Kardeinin hibir eksii olmamt. Bunu bize neden yapt?" deyip duruyordu babam.

Kardeimin neyinin eksik olduunu babama nasl anlatmal? Ben de, ocukluumda o
evde, kendimi ka midi olmayan bir mahkm gibi hissetmemi miydim? Her eyi,
eyalar, ziyaretileri, duvarlar yok etmek istememi miydim? Beni tutan ne olmutu?
Sevildiimi biliyordum. Ar bir sevgiyle kar karya idim ve beni, onca uzaa gitmeye
iten de bu olmutu; ancak olgunlatktan sonra geri gelmitim. Sevildiimden emin
olmasaydm, iimdeki aclk byyp dururdu ve savan da yardm ile yanl bir adm
atardm. Bir cinayet ilemek ya da intihar etmek gibi - nk Sa-lem'in yaptklar her
ikisine de uyuyordu.

Cinayet ve intihar neredeyse baarl oldu. O sava yllarnda, kaaklk hi de hafife


alnan bir ey deildi, hele de silah ve cep-

79

hane kaakl! Neyse ki konuyla grevlendirilen Fransz subay Albay Heloire,


babam iyi tanyordu. Savatan nce ka kez evimize gelmiti. Dou dillerinin eski bir
rencisi idi ve kltrl bir adamd. Fotoraf koleksiyncsyd. Babam ile Nubafn ne
ho insanlar olduklarn ve kardeimin doumundan itibaren balarna nasl bela
olduunu yakndan biliyordu. Babamla bykbabam, sratle hapisten kartmaya alt.
Yine de otuz be gn hapiste kalmlard. Dierleri -ki daym Aram da aralanndayd-
birka ay sonra serbest kalabildi. Tabii kardeim dnda; ama Albay, yan dikkate alarak
-olaylar srasnda yirmi yanda bile deildi- kardeimin kellesini kurtarmay baard.
Kaaklarn idam edildi; Salem on be yl hapse mahkm oldu, eitli aflar cezasn
te iki indirdi.

Btn ailem iin, bu olay ok kltc oldu. Evimize gelip giden pek ok kii, uzun
sre, yakalanrz korkusuyla yaam. Ki-tabdar'n evi, kaaklarn sna ve mallarnn
deposu olmusa, oraya her girenden kukulanlmaz myd? Babam hapisten knca, pek
az kii, ama gerekten pek az kii, gemi olsun demeye gelmiti. Saylar, bir elin
parma kadar olan bu insanlara kar byk bir minnet duyuyordu. Sofrasndan
kalkmam olan btn o dierleri ile grmemeye yemin etmiti.

te anne tarafm bu hava iinde Amerika'ya gitmeye karar verdi. Yz kzartc bir sula
hapise atlm olan oullarnn, rencilerinin karsna kacak yz kalmamt.
niversite rektr, kendisini o kadar methedici bir tavsiye mektubu yazmt ki, birka
gn iinde ailesiyle g etme izni gelmiti. O sava gnlerinde, olaanst bir kimyac
olmasnn, hi kukusuz byk etkisi olmutu. Amerika'ya gider gitmez, Delaware'de
patlayc maddeler imal eden bir fabrika tarafndan hemen ie alnmt.

Babam yalnz kalmt. Ablamsz, Nubafsz, bensiz, evresinde alageldii erknsz!


Yal, kak annesiyle babaa... yannda srekli nedime grevi gren bir hemire olduu
halde, ara sra annesine kendisi de bakyordu.

Hapisten ktktan birka gn sonra, Albay Heloire kendisine, byk olu syan'n
Direni hareketinin kahramanlarndan olduu haberini getirmeseydi, o onursuzluk iinde
yaayabileceini sanmyorum. Albay bunu nasl renmiti? Tamamyla rastlant sonucu.
Heloire, 1941'de ngilizlerin yardm ile Dou'yu Petainci-lerden alm zgr Fransa
kuvvetlerindendi. Kaaklk iini bitir-

80

dikten ksa bir sre sonra Fransa'da Provence'e gizlice gitmi ve Bertrand'a rastlamt.
Eski Kta'y, gemiini, Osmanl hanedann konumular ve adm bylece ortaya
atlmt...

Babama dnelim. Onun iin, Direni'e katlmam, o gn limana vardmda tahmin


edemeyeceim bir anlam tayordu. Her zaman, inanlar ve beni bir "devrim lideri"
yapma d nedeniyle, davranlarmdan holanacan biliyordum. O d lm deildi,
iinde yayordu ama ncelikli kayglan vard: beni, saygnln yeniden kazanmann bir
arac olarak gryordu. Kardeim, admz, evimizi lekelememi miydi? Benim
Direniiliim ite bu pislii temizliyordu. Yzkaras, insanlar kapmzdan
uzaklatrmam myd? Basmdaki hale ile geri dnmem, onlar geri getirecekti. Onlar,
hi kin duymadan tekrar kabule hazrd, sadece yazgdan almak istiyordu.

Geliimin ertesi gn byk bir ziyafet dzenlendi. Evimiz ziyaretilerle dolup tat,
kimileri davetli, kimileri davetsiz. Salona, hole, merdivenlere dalm durumdaydlar.
Kimileri de bahede gizli grmeler yapmak iin dolayordu.

Babam kaslp duruyordu. Ben de bu koullarda, sanlan kahraman olmadm


syleyemiyordum. O gn alakgnllle veya kibarla yer yoktu, gn babama ve
evimize saygnln geri verme gnyd. Elbette ki bir eyi yanl, ya da ssleyerek
anlatmyordum, eitli kusurlarm arasnda vnmemin yeri yoktu. Hayr, yalan
sylemiyordum ama gerei de sylemiyordum. Brakyordum konusunlar, inansnlar!
Babamn tekrar gldn grmekle mutluydum.

On gn sonra, babam annesini kaybetti. Talihsiz ffet, seksen yedi yandayd ve bir
aydan beri yatandan kmaz olmutu. Babamn ilk tepkisi:

Geen yl lseydi, tek bama defnedecektim, oldu.


nce rahatlad ama anne sevgisine hi de ters dmeden! Sonra alad.

Her zaman akl hastas olarak tand annesiyle, sadece onun bildii gizli bir anlamalar
vard. Bazen artc sahnelere tank olmutum. Ama asla soru sormazdm. rnein,
Fransa'ya gidip gitmemem konusunda ona da danmt. Bu ilk kez oluyordu. Bu kadar
ak hatrlamamn nedeni, benim nmde cereyan etmesin-

81

dendi. Kulana bireyler fsldamt. Bykannemin byk bir dikkatle dinler gibi bir
hali vard. Sonra azn amt. Konuacak gibi. Ama az ylece kalakalmt, yuvarlak
ve kara glgeli, hi bir sz kmadan! Babam bekliyordu. Sabrla. Bunun zerine, baz
belirsiz sesler kartt, bana kalrsa zrvadan baka bir ey deildi. Babam dinlemiti.
Ban ciddi ciddi sallayarak. Sonra yanma gelip, babaannemin saknca grmediini
sylemiti. Bu, aralarnda bir oyun muydu? yleye benziyordu ama yle deildi. Bunu
do-rulayabilirim. Babam, yal ffet'i asla gln duruma drmek istemezdi. Evet,
dncesini bu biimde alyordu, bu annesiyle arasnda tek kpryd ve kabul etmek
gerekir ki ayr bir dilleri vard ve birbirlerini anlyorlard.

Ona alayan tek insan babam deildi. Ben de birden onu zler olmutum. Yetmi yldan
beri bu soylu ama deli hanmefendi, evde kutsanm bir varlkt. Saf, bir hayalet gibi,
mrldanarak konuan, ocuksu bir varlk. Onun sayesinde hayata, zamana, manta,
ussalla kar kukucu ve alayc bir felsefeye sahip olmutuk.

Her zaman sakl yaad; babam onu utanca bomak istemedi. Cenazesi, lkenin yksek
grevlilerine yapld gibi, btn dini cemaatlerin temsilcilerinin hazr bulunduklar
biimde kaldrld. Benim szde baarlarm, grkemli dnm, bunu salam oldu. te
bu yzden, biraz nce "rahatlamaktan" sz ettim. Defin treninde, bir padiah kz ve bir
kahramann bykannesi olduu unutulmad.

Babam, annesini kaybetmenin znts ve mevkiine layk bir cenaze treninin tatmini
arasnda, kark duygular iindeydi. Onu gzlyordum. Bazen dncelere dalyor,
omuzlar km, alamamak iin kendini tutar haldeydi, bazen de baklarn kalabala,
nemli kiilere eviriyor ve yas tutan birinin vakan iinde doruluyordu. Normal
zamanda byle davranmazd. Yaralyd...

Definin ertesi gn, taziyeleri kabul etmek zere babamn sanda oturuyordum. Biri
gelip bir "yabanc"nn beni grmek istediini, durumdan dolay ieriye girmeye cesaret
edemediini syledi. "Yabanc": Clara idi! '

82

Onu kollanma alp, sarlmak, sarlmak istedim. Hibir ey byle bir davrana izin
vermiyordu. Ne gemiteki ilikilerimiz, -her birimiz kendi yolumuza girmeden nce
koltuklarmzda karlkl oturup sadece bir gece konumutuk- ne de bugnk
durumumuz- yas iinde oluumuz, karalar giymi taziyeye gelenler buna elvermiyordu.
Buluma sevincini fazlasyla aa vuramazdk bile. nce, byle acl bir gnde geldii
iin zr dilemekle sze balad; baheye kmay nerdim.

Sadece oradan geiyormu. Vapuru bir gece nce Beyrut limanna demir atm, akam
ayn yoldan Hayfa'ya gidecekti. Filistin'de kalmak istediinden emin deildi, yal
daysna elik etmek zere gelmiti. Kendimizden sz ermekten sanki korkuyormu gibi,
konumalarmz daynn evresinde dolanp durdu." Ailem, daymn daha genken bile
krk yllk bekr alkanlklarna sahip olduunu sylerdi. Alt kzdan sonra domu,
mr boyu almasna gerek kalmayan bir miras edinmi tek erkek ocuktu."

Tpk babam gibi, dedim, eve bir bak frlatarak.

Ne var ki daym Stefan, bir aileye hi sahip olmak istemedi. Graz'daki evinde
hayatn, fevkalade yetimi bir uak dzenliyordu. Hangi saatte kahvesini getireceini,
akamlan viskisini nasl hazrlayacan biliyordu. mr boyu iflah kesilmi olan
babam, daymdan onu ldrecekmi gibi sz eder, annemse, ocuklara bu denli kr
rnek olan z kardeini savunmaya bile kalkmazd. Zaten Graz'daki btn Yahudilerin,
Stefan Temerles hakknda pek olumlu dnceleri yoktu. Onun da buna cevab, hibir
Yahudi dostu olmay idi. Bununla iftihar ederdi.

Kampa atldn rendiimde buna nasl dayanacan dnp durdum. Mantken, ilk
lenler arasnda olmalyd. Hepsi ld; ailemde kim varsa... Stefan daynn dnda...

83

Nasl hayatta kalabildiini bilmiyorum. Ben de bu kbusu hatrlatmak istemiyorum.


Sadece mutlu yllardan sz ediyorum, asla gemiten deil. Onun yannda, durmadan
hayali bir albmn yapraklarn evirir gibiyim. O da en ufak bir sz sylemeden, en
kk bir heyecan gstermeden "bakyor". Ne sevin, ne aknlk, ne gemiin zlemi,
hi! Bazen, belki de uyuukluu sayesinde hayatta kald diye dnyorum. Evet,
uyuukluk. Dierlerinin istekleri, emelleri, tutkular, mitleri vard ve kendilerine
uygulandnda onlar parampara etmilerdi. Daymn byle eyleri yoktu. Hibir
bekledii yoktu, kendisine sunulann dnda. ans varm ki, kimse ona lm sunmad.
Bugn, ailemden kalan tek varlk o. Benim iin, yal bir akraba m yoksa ihtiyar bir evlat
m, bilemiyorum. Galiba her ikisinden birer para.

Kampa atlanlarla megul olan bir dernek aracl ile onu bulduumda, bundan sonra ne
yapmak istediini sordum. Artk Graz'a dnmesi sz konusu deildi. Filistin'e gitmek
istedi, onu gtryorum. Onu u anda, otelin terasnda bir duble viski ile babaa
braktm. Barmenle dostluk kurdu. Bu sabah onlar, uzun bir konumaya dalm buldum,
oysa benimle olduunda konuacak pek bir ey bulamaz. Savatan nceki kadm
apkalarndan ve imbikten daha iyi geirilmi viskiden sz ediyor olmallar.

Clara, kendisini bizim eve gtrecek birini bulmakta hi glk ekmemiti. "Sanrm bu
kentte seni herkes tanyor."
Ona dnmden, karlanmamdan, hakkmdaki kk efsaneden sz ettim. Benden ok
heyecan gsterdi: "Ne gzel bir serven!" Omuzlarm silktim. Sonra birlikte, "eski
muharipler" gibi, anlardan sz ettik. Gezintimiz bir saatten fazla srd. Gnler ve
geceler boyu, en ufak bir yorgunluk hissetmeden yryebilirdim. Kendi hakkmzda,
Tarih'in evrilen ve alacak olan sayfalan hakknda, dnyann gidiat hakknda
sylediimiz her sz bizi birbirimize yaknlatnyordu. Drt yl nce, aramzda bir
mesafe olduu halde, birbirimize sarlm gibiydik. Oysa ellerimiz bile birbirine ancak
dokunuyordu.

O an "seni seviyorum" diyemedim. Ne kendime ne de tabii ki, ona! Yal birinin bunu
sylemesi belki gln gelecektir. Delice bir akla tutulduum her halimden belliydi ama
szckler aklma gelmiyordu. Byle zamanlarda, sizinle alay bile etse ya da ktlk

84

bile dnse, "ak" syleyeceiniz bir srdaa ihtiyacnz vardr. Kendi kendinize, cevab
belli olan soruyu sorabilmeniz iin.

Saatine bakt, sanki damarlarm kopartmt. Kalbim gerekten acyordu. Yalvarr gibi:
"Henz deil!" dedim. Yrmeye, konumaya devam etti. Birka dakika sonra, yeniden
saatine bakt, durdu.

Daym uzun sre yalnz brakamam. Seni de ierden bekliyorlar...

Evin giri kapsna gelmitik, ziyaretiler gelmeye devam ediyorlard. Onlarn nnde
pemedik bile, Fransa'da deildik... sadece elini sktm. Sonra arkasndan baktm.

Salona dnp, babamn yanma oturdum. Ben yokken gelmi ve imdi odada epeevre
oturmakta olanlar, beni pmek ve taziyede bulunmak iin art arda yanma geldiler. Kafam
baka yerdeydi ama her birine nazik davranmaya altm. Tabii ki onu dnyordum,
geirdiimiz nefis anlar yeniden hayalimde yaamak ve gidiine zlmekle
yetiniyordum. imde bir fke ykselmekteydi. Kendi kendime: ilk seferinde her birimiz
kendi yolumuza gittik, tekrar bulumak iin kadere gvendik diyordum. Sava
zamanyd, gizlenmek gerekiyordu, baka trl yapamazdk. Bugn ise, mucize eseri
birbirimizi bulmutuk ve kendimizi yeniden kaderin ellerine brakyorduk.

Ya kader bizden yana olmazsa? Ya Clara'y bir daha grmezsem? Onun byle gitmesine
seyirci kalmakla, aklszlk etmiyor muydum? Bir tokalama, ve hayatm, mutluluum
belki de sonsuza kadar uup gitmi olacakt.

Ona yazamayacaktm nk Filistin'de nerede kalacam,,ne kadar kalacan


bilmiyordu. Belki ona birini gnderebilirdim ama byle bir eyi dnmemitik bile.
Birlikte olduumuz srece bir sr eyden -zellikle daysndan- sz etmitik, mr boyu
bir arada olacakmz gibi! Sonra, vedalamay zorlatrmamak iin, birka saniye iinde
ayrlmtk.
Aklma geldike kuduruyordum. Yine de bir ey belli etmemeye altm. Sonra aniden,
bir konumann ortalk yerinde, ayaa kalktm. Benimle konuana, sonra da babama
birka zr szc geveledim. Neredeyse koarak dar ktm. Bir taksiye atladm:
"Rhtmdaki Palmir Oteli'ne" dedim.

85

Yolda ofrn szlerine dnmeden yant verirken, Clara'ya bu ani geliim hakknda ne
diyeceimi dnyordum. Otelde, uak onu armak zere gittiinde,
syleyeceklerimin provasn yapmaktaydm.

Biraz kaygl aaya indiinde:

Bana yazmaya sz ver demeyi unutmutum, diyebildim.

tiraf edeyim, pek aptalcayd. Ama ne yapalm, bu koullarda ne kadar aptal olunursa, o
denli duygulandrn olunuyor.

Clara, kendisine ok vahim bir ey haber veriyormuum gibi, kalarn atarak ve ban
sallayarak beni dinledi. Sonra saa, sola bakt ve dudaklarma, ku gagalamas kadar
kaamak bir pck kondurdu.

aknlm geince, koarak merdivenlerden kt. Ben de eve dndm.

Tanrm, gkyz o gn ne kadar maviydi!

86

ki ay sonra bana yazd. Yedi-sekiz sayfalk bir mektuptu ama yine de dknklma
uramtm. Hayr, tam anlamyla dknkl deil, diyelim ki tatmin olmamtm.
Nedenini biliyordum. O pck olmam gibi davranyordu. Daha da kts, bahede
dolarken bana sen dedii halde, mektubunda "Du bist" yerine "Sie sind"* diyordu. Bir
adm geri...

Evet ya, Almanca yazyordu. Oysa Lyon'da karlatmzdan beri Franszca


konumaktaydk; ara sra yanl yapsa da dzgn konuuyordu. Ama i yazmaya gelince,
Chateaubriand yerine Goethe'yi tercih ediyordu...

O pckten pimanm gibi bana siz diyordu. Kiiel hibir ey yazmamt, ikimiz
hakknda da hibir ey... Yine daysndan sz ediyor, ona uygun bir ev bulmann
zorluunu anlatyordu. Days Graz'daki evin eini bulacan m sanyordu yoksa? Ona,
alelacele yaplm bir binann giri katnda iki odal, mutfa salonun iinde olan bir ev
gstermilerdi. stelik Hayfa'nm Yahudiler ile Araplar arasndaki gerginliin ok yksek
olduu ve hemen her gn bir atmaya ya da cinayete rastlanlan semtinde! Clara, bu
derece iddet beklemiyordu, mektubunun iki yerinde, "zlmesi gereken trajik bir
anlamazlk" diyordu.

Nazizmin bozguna uramasnn ertesinde, Hitler'in nefret ettii iki halkn, her biri hakl
olduunu ve kendine hakszlk yapldn dnerek birbirini ldrecek duruma
gelmesini, dncede bile kabul edemiyordu. Yahudiler, bir halkn grebilecei en byk
zulm, yok edilme giriimini grdkleri iin hakszla uradklarn dnyorlard ve
byle bir eyin bir daha olmamas iin ne varsa harekete geirmeye hazrdlar; Araplar da,
ktln kendi srtlarndan onarldn oysa Avrupa'da ilenen cinayetler-

Metinde Almanca

87

de en ufak bir sorumluluklar olmad halde hakszla uradklarn dnyorlard.

Clara, mektubunda, hibir yan tutmadan, durumu sakince yo-rumluyordu oysa Yahudiler
ile Araplar arasndaki dmanlk ban alp gitmiti. Zaten o da bunu incelemekle
yerinmiyordu. Harekete gemiti, savataki gibi direnmekteydi. Ama bu kez direndii,
savan kendisiydi.

Bu mektubun beni dkrkhna urattn syledimse, bir ak mektubu beklediim, en


azndan domakta olan ilikimiz hakknda bireyler syleyeceini sandm iindi. Oysa
elimdeki, bir "silah arkadandan" gelen bir mektuptu.

Clara, evresindeki savatan derinlemesine etkilenmi grnyordu ve btn gcyle


onu "alt etmek" iin abalayacan sylyordu. Ayrca byk bir resmiyetle PAJUW
Komitesi'ne girdiini bildiriyordu. Palestine Arab and Jewish United Workers'in (Filistin
Arap ve Yahudi iler Birlii) ba harflerinden oluan PA-JUVV'un amalarndan uzun
uzadya sz ediyordu. Kukusuz hepsi ok iyi niyetliydi. ok az sayda olmalarna karn
-asla hayatiyet gsteren bir rgt olmad- tarihin akn deitirmeyi umuyorlard.

Bunlara ben de inanyor muydum? Bugnknden az! Otuz yllk bir savatan sonra, yiit
PAJUW Komitesinin var olduunu dnmek bile insan gldryor. Bazlar alay ederek
glyor, bense sevecenlikle. O tarihte byle deildim. O tarihteki dn biimime
dnecek olursam -ki bu pek kolay bir i deil, sanrm Clara ve arkadalarnn projesini
alklamtm. nk ideallerime uygundu. Sadece Clara'dan geldii iin deil.

Adndan da anlalaca gibi, komite tam anlamyla solcuydu. Ne yaparsnz, o tarihte rk


ve din dmanlna kar gelmek isteyenlerin: "iler, birlesiniz!" demekten baka
areleri yoktu. Bu bizleri pek uzaa gtrmedi ama, "Birbirinizi ldrmeyin!" demenin
baka bir biimiydi.

Clara'ya ve mektubuna dnelim. Hemen yantlamtm. Ayn gn ya da ertesi gn.


Franszca. Ona "sen" dedim, ayn eyi yapaca midiyle. Baka bir samimiyet belirtisi
yoktu. Birka haftadr neler yaptm anlatarak, onun gibi davrandm. Yani,
konferanslara katlp "kendi savam" anlatyordum.
Daha nce sylemedim ama, bu konferanslar yaptm tek iti. Bu sayede btn lkede
tannm biri oldum. Bu i, beklenmedik bir aksilik yznden, tesadfen balad.
Evimizin yannda bir spor ve kltr dernei vard ve babam tanyan yneticileri, "deerli
direnii" onuruna bir enlik dzenlemek istemilerdi. Bir salon tutmular, masrafa
girmilerdi. Belirlenen tarihten bir hafta nce bykannem lmt. enlik de suya dt.
Ne dans, ne koti-yon! Ancak, her eyi iptal edecekleri yerde, dereden tepeden konu-
urcasna "benim savam" anlatmam, birtakm fkralar anlatmam ve sorulan sorulara
yant vermemi istediler. Yas sresince byle bir ey yapmama engel yoktu.

Dans pistine sra sra sandalyeler konulmutu. Benim iin de kk bir masa, zerinde de
bir bardak su. Hibir hazrlm yoktu. Birka an anlatmaya baladm, aklma ne
geliyorsa, basit szcklerle ve bir sr verircesine... Sylevlere alk insanlar
armlard. Suskunluklarndan, nefes allarndan, i ekmelerinden, bazen de
onaylama ya da aknlk anlamna gelen seslerinden, kalabalk ile aramda bir akmn
varln hissettim. Ayn akam, konumak iin an daha aldm. Ertesi haftalar,
bakentin eitli semtlerinde, tm ky kentlerinde ve baz da kylerinde konumak iin
onlarca an geldi.

nsanlar her yerde, iki saat boyunca, dikkatleri dalmadan beni dinliyorlard. Ben de,
o gne kadar tanmadm bir zevk duyuyordum. Onlar kendinden gemi, onlar
kendinden geiren ben de mest olmu durumdaydk. Vaktime hic acmyordum.

Babama gelince benim iin besledii hayaller dnlrse, o toplantlarda bana hangi
gzle baktn sylemeye gerek yok. in "yeni" olan yn, benim de "lider" yazgsna
sahip olduuma inanmaya balamamd. Direniteki servenimin izinden giderken, bu
yeni deneyim bende ilk defa babam ile Nubar'n, hakkmdaki nsezilerinin doru
olabilecei dncesini yaratt. Belki de her eye ramen, yazgnn rd bir gelecee
sahiptim. Belki diyorum nk bu dnceye sahip olsam da direnmiyor deildim.

Dn sylemitim. Ya da evvelki gn myd? Savatan sonra tahsilime devam etmek


istemedim. Belki de bu eit bir geveme iinde olduumdand. Evet, iler herhalde byle
balad. Artk yoluma hibir engel kmayaca duygusuna sahiptim. Engel yokmuasna
yrmem yeterliydi. D ite byle balar.

Sanrm biraz hzl gittim. De henz gememitim, henz btn kanatlanma


sahiptim, btn keyfim kam deildi.

88

89

Bir gn, bir semt sinemasndaki konferanslarmdan birinde, salonun ta dibinde birinin,
Clara gibi baktn grr gibi oldum. Geleceini bildirmemiti. Yerimde duramyordum.
Bir k iin mutluluk budur ite! Bir konferans iin de felaket budur! Benim
konutuum gibi konumak, bir aktrn sahnede kendini vermesi gibi, dikkatini
younlatrmay gerektiriyordu. O gn, onu grdm andan itibaren, aklm bamdan
gitti. ok fazla soru, ok fazla sabrszlk, ksa kesip sonunu getirmitim. Sonra
dinleyicilerden beni affetmelerini, sorulara cevap veremeyeceimi syledim. Toplanty
yneten, dneceime sz verdikten sonra, "aile ileri" diye bir aklama yapt.

Yarm saat sonra, evde, salonda oturuyorduk. nce Clara'y babama tantrdm. Babam
onunla birka kelime konumu, kibarca ekilmiti.

Clara, bir projeyle gelmiti. Komitesinin kard gazetenin ilk says iin, igal grm
lkelerde Nazilere kar savam Arap ve Yahudi direniilerinin yklerini yaynlamay
dnyordu. Ama akt: her iki taraf, ayn safta olduklarna, ortak gelecekleri iin
mcadeleye inandrmak. Bu adan, benim tanklmn nemi olabilirdi.

Salonda en dik koltua oturmutu. Bir bakasna oturmasn nerdimse de, yazmak iin,
o koltutm daha iyi olduunu syledi. Sonra bir not defteri kartp dizlerine koydu.
Uzun, plise bir etei vard, yeil-siyah ekose bir etek ve beyaz bir bluz. Bir okulluya
benziyordu. Fransa'ya geliimden lkeye dnme kadar sren servenimi anlatmam
istiyordu. Haftalardan beri, giderek artan bir kalabala ayn hikyeyi anlatan benim gibi
biri iin bu ok basit bir iti. Oysa sessiz duruyor, nereden balayacam bilemiyordum.

Sessizlik uzaynca, iimi kolaylatrmak istedi: "Dolu bir salonda, hayatn hi bilmeyen
insanlarn karsnda olduunu farzet ve bala..." dedi.

Tamam, balayacam. Ama byle ikimiz, bir salonda, sen o dneme ait bunca ey
bilirken, kolay i deil. Ama deneyeceim. Kendimi toparlamama izin ver.

Yine uzun bir sessizlik.

Clara, bana bir sz vermeni istiyorum. Ne anlatrsam anlataym, bitti demeden


szm kesme ve bana hi bakma.

90

Sz!

ocukluklarma glmsyordu. akn. Belki de duygulanm. Yeniden sessizlik. Sanra,


bugne kadar unutamadm u szler azmdan dkld:

Son karlamamzdan sonra ok dndm ve imdi sana k olduuma kesinlikle


eminim. Sen, hayatmn kadnsn, bir bakas olmayacak. Burada olduun zaman seni
btn varlmla seviyorum. Ayn eyleri hissetmiyorsan, srar etmem. Bu yle gl ve
ani bir duygu ki, seni esir almaldr, bu, zamanla allan bir eilim deil. Onun iin,
byle bir duygun yoksa, bir dakika sonra baka eylerden konuuruz ve seni bir daha
rahatsz etmem. Ama ansma, bireyler hissediyorsan, o zaman dnyann en mutlu
insanym ve sana: "Clara, karm olmak ister misin? Seni son nefesime kadar seveceim"
derim.
Szm kesecek korkusu, szckler azmda dolanacak korkusu ile her eyi bir anda
syleyiverdim. Bir kez olsun ona bakmadm. Sustuum vakit de ona bakmadm.
Gzlerinde kaytszla ya da acmaya benzer bireyler grmekten korkuyordum. Hatt
armasndan da korkuyordum nk gsterecei her trl aknlk belirtisi, ayn
niyette olmadmz anlatrd ve bundan sonra syleyecei her ey sadece terbiye ya da
acma gerei olurdu.

Bu yzden ona bakamyordum, gzlerim gibi kulaklarm da karmak istiyordum.


nk baklar kadar szlerinden de korkuyordum, sesindeki tondan, kaytszlndan,
acmasndan... sadece nefes alma kulak vermitim, bir soluk... scack.

Evet.

"Evet" demiti.

En gzel, en sade yantt ve en az beklediimdi.

aprak birtakm eyler syleyerek, bu koullarda pek olas bulmadn...


syleyebilirdi. Onu hemen durdurur: "Szn etmeyelim" derdim. Her eye ramen
arkada kalacamza sz ver-dirtirse "Tabii" derdim ama bir kere daha adn bile duymak
istemezdim.

Aksine, kendisinin de ayn eyleri daha ilk karlamamzda duyduunu syleyebilir, ben
de ne diyeceimi, ne yapacam bilmezdim. Ama bu yaln "evet", bu kuru "evet", beni
soluksuz brakmt.

Neredeyse ona "Neye evet?" diye soracaktm. nk sadece "Evet, duydum", "Evet,
bilgi edindim", "Evet dneceim" diyebilirdi.

91

Ona endieyle, kukuyla baktm.

Bu gerek "evet" idi. Bu en saf "evet" idi. Yal gzler ve sevilen bir kadnn
glmsemesiyle...

Cuma Akam

92

u anda isyan'dan ayrldm. Rastgele bir bahane ile -iptal etmem gereken bir randevu...-
Ortadan yok olmam gerektiini hissediyordum. Gzlerinde canlandrd o anyla onu
babaa brakmak. O saniyeyi uzatmasna, sylenenleri tekrar duymasna, sevdii kadnn
yzn grmeye devam etmesine olanak tanmak. Gerisi abuk gelir.
Kapy minnetle at ve asansre kadar dar, sar koridor halsnn stnde benimle birka
adm att.

Akama doru dndmde, sevinci henz yok olmamt. Bana "Nerede kalmtk?"
diye sormas, iin ucunu kard iin deil, ama sanrm benim: "Evet demiti" diye
tekrar etmemi duymak iindi.

Bundan nceki grmemizde yaptm gibi, dolmakalemimin kapan am, yeni


bir deftere balamtm. Birinci sayfaya "Cuma Aka-. m" diye yazmtm. Oysa o, sanki
syleyeceine zorlanr gibiydi:

Hemen yazmamanz isteyebilir miyim?

Dolmakalemimi kapattm. Bekledim. Bekledim. Sesi sanki uzaktan geliyordu:

Clara ve ben, ptk.

Bu itirafta bulunurken kzardna bahse girerim. Ben de gzlerimi indirdim. Byle


almak arna gidiyordu. Zaten bu abadan sonra, baka bir ey sylemeden oday
arnlamaya balad. Sonra, i dnyasnda ho bir gezintiden dnm ve aniden orada
olduumu fark etmi gibi!

te! diye bir iaret yapt! Sanrm bu zel fasl kapatmt.

Defterimin sayfalarn, alk olduum biimde dzelttim ve anlattklarn yazmaya


hazrlandm. Ama duruverdim. Gzlerinin ldamasndan, kafasndaki gezintiyi henz
tamamlamadn anladm. Dolmakalemimi tekrar kapattm ve ceketimin i cebine
yerletirdim. Defteri kapatp kollarm kavuturdum. Glmsedi. Yakasn kaldrd.
Gzlerimi ona diktim.

Hayatnn bu fasln anlatmak, sanrm onu genletirmi, coturmu, biraz da becerikli


klmt.

Bana itiraf ettiklerini, ona ihanet etmeden, nasl nakledecektim? Yo hayr, Dou
terbiyesine uymayan tek ey sylememiti. Yine de, onun yannda yazmadm szleri
azndan sylettiysem, kendimi affetmem. Sahneyi, byk izgileriyle izersem, kendime
daha az kzarm.

ilk geliinde olduu gibi yine Palmir Oteli'ne inmi olan Clara'yt grmeye gitmi ve
dudaklarna pck kondurduu yere gelmiler. Bu kez de ortalkta kimsecikler yokmu.
te o zaman syan, Clara'nm pcne cevap vermi. Aynn, bir ku gagalamas kadar
hafif. Sonra da merdivenleri kmak zere birbirlerinin parmaklarn tutmular, baklar
birbirlerinden kopmaz olmu.

nc kattaki odann geni bir penceresi varm; solunda rhtm binalar, sanda
deniz... Clara pencereyi am. Kentin grltsyle birlikte lk bir rzgr dalm odaya.
Nemli eller birbirine g vermi, gzleri sevinten ve utantan kapanm.

O konuurken; not tutmadm iin onu izleyebiliyordum. nce, uzun olduunu fark
etmitim ama bu kez gzme gerilerek uzatlm gibi gelmiti. Evet, tamamyla gerilmi,
bacaklar, kollar, tm bedeni ve zellikle boynu, kk kafasna oranla grlmemi
biimde uzam gibiydi. Belki de bu yzden kafasn hep yana eiyordu. Eskiden, Tarih
kitabndaki fotorafta olduu gibi; imdi karmda da eikti.

O ise, baklarma aldrmadan, sevgilisi kolunda, yoluna devam ediyordu.

Akam olunca, Saint-Georges krfezine doru, kordonda yrmeye tktk ve


evliliimizi konutuk. ,

Evet, hemen o akam. Niye bekleyecektik ki? Mutluluk, avularmzn arasndan sert bir
ip gibi kayyordu, yakalamak iin ellerimizi kapatp, skca tutmamz gerekiyordu.
Bundan sonraki karlamalarmz artk rastlantya brakamazdk. Gelecekteki her
saniyeyi birlikte yaamaya niyetliydik. Sonsuza dek. Engel varsa, kaldrlacakt. Bize
gre, baedemeyeceimiz ey yoktu. Alnacak birka karar, yaplacak birka tercih! te o
kadar! nce nasl bir evlilik! Beyrut'ta medeni nikh yoktu. Oysa dini nikh
istemiyorduk. Birlemek iin yalan sylemeye niyetimiz yoktu. Ne onun, ne de benim
evremizdeki dinler hakknda fazla bilgimiz yoktu. Ne diye bilir gibi davranacaktk? Her
iki olaslk, zmden ok sorun yaratyordu. Benim ok daha iyi bir fikrim vard:
Kalpazan Jacques! Clara dehet iinde:

96

Sahte evlilik belgeleri mi isteyeceksin? diye sordu. Onu yanltmtm. Jacques, bans
dneminde, Paris'in kk yrelerinden birinde belediye bakanyd. Bir kere bundan sz
etmiti, o da sava bittikten sonra. Tekrar eski grevine dnmeyi dnyordu. Bizi,
bilmeden tantran ondan baka kim nikhmz kyabilirdi? O gece Lyon'da her ikimiz
de ondan bakasn beklemiyorduk ki! abucak karar verdik: Fransa'ya, nikhlarn en
sadesi iin yalnz gidecek sonra dnp yaknlarmzla olay kutlayacaktk.

Tasarmz babama anlattmda hi duraksamad: "Zeki, gzel, sevecen ve Devrimci!


Daha ne isteyebilirim?" ok sevinliydi. Daha ilk saniyesinden itibaren Clara'y
benimsemiti. Clara ise, elenceli, gr sesli, hassas bir babaya sahip olmutu, ona
tapyordu.

Geriye Stefan day kalmt. Clara ne tepki vereceinden emin deildi. Srf saygsndan
dolay, onayn almak istiyordu ama hayr diyecek olursa, daysn dikkate almamaya
kararlyd. Birka haftalna her birimiz hazrlklarmz tamamlayp, yaknlarmza
haber vermek, gerekli belgeleri toplamak iin ayrlmtk. Sonra Paris'te u gn, u yerde,
u saatte, yani 20 Haziran, le, Horloge rhtmnda buluacaktk. Neden Horloge
rhtm? nk Lyon'daki "atlyede" alrken bir arkada bana, sava ncesinden bir
hikye anlatmt. Hikyede iki sevgili, Horloge rhtmnda iki kule arasnda
buluuyorlard. Arkada bir kent plan ap Seine kysndaki yeri gstermiti. Aklmda
kalm, belki uurdur dedim, buluacamz yeri semem gerektiinde aklma gelen yer
oras oldu.

Paris'te her ey ngrld gibi geti, hatt daha da iyi. Cla-ra ile ben, kulelerin yanma
hemen hemen ayn anda vardk, o rhtmn bir yanndan, ben te yanndan. Kalpazan
Jacques -eski grevine dnm olduu halde onu byle armaktan vazgeemi-yordum-
tanklarla iliki kurup, getirtmiti. Benim tanm Bert-rand, Clara'nnki Lyon'daki ev
sahibemiz Daniele olacakt.

Belediye binas o kadar kalabalk ve sessizdi ki, yeralt dnyasna dnm gibiydik. Bu
da arkadalarmn houna gitmiti, her hareketin bir anlam olduu o eski gnleri
hatrlarken yrekleri szlamh. rnein, tannmadan sokakta yrmek, her seferinde
yenilenen bir macerayd; oysa imdi tannmadan sokakta yrmek znt konusu! Drt
yl boyunca baharatl yemekler yemiken, imdi perhiz yemeinden nasl zevk alnr?

97

O dnemde benim byle zntlerim yoktu. Direni rg-t'nn byk isimlerinden biri
deildim, olsa olsa bir isimciktim. Dolays ile dten geree geiteki yuvarlanmay
hissetmi deildim. Yeraltndan kar kmaz, herkesin herkesi tand lkeme
dnmtm.

Sonra, Clara vard. Birlememiz sava sayesinde olmusa da, onunla barta yaamak
istiyordum. Gemie zlem, benim iin sadece bir sayg ifadesiydi, sevdiim, taptm ise
gelecek idi. Birlikte geireceimiz yllarn gelecei, zellikle yakn gnlerin gelecei!
Artk adm tayan insan ile atacamz o ilk admlar. lk kez birlikte yapacamz btn
o iler! Sevgililerin birbirlerine verdikleri sz, ve tutulan sz! Daha nce grmtm,
daha nce yapmtm, daha nce gerekletirmitim duygusu ile Clara'y pmedim hi,
hatta elini bile tutmadm. Daha nce sevmitim duygusuyla da! Ak, el dememi olarak
kalabilir, heyecan da yle. Aylar da gese- yllar da gese! Hayat, bklacak kadar uzun
deil!

98

Fransa'dan dnmzde babam, Kitapdar maliknesinin o gne kadar grmedii bir


davet verdi. Gitmeden nce, delilikler yapmamas iin yalvarmtm. Sadece: "Bu zevki
benden esirgeme!" demiti. Ben de ses kartamamtm. Korktuum btn delilikleri
yapt. ki orkestra tuttu, biri Dou dieri Bat mzii alacakt, yzlerce insan ard,
yemek odasnn kapsndan geirebilmek iin yere kadar indirmek zorunda kalnan
muazzam bir pasta smarlad. Iklandrmadaki zenginlii, yiyeceklerdeki bolluu
anlatmaya utanrm. mr boyu, sonradan grmelere sylenip durmu olan babam,
sonradan grme biri gibi davranmt. Ama ite, mutluydu, Clara da mutluydu, baka ne
isteyebilirdim?

Ya ben? Mutlu deil miydim? Surat asar grnmek istemiyordum ama atafata
ilgisizdim. Kutlanan olaydan dolay mutluydum, ara sra Clara'mn elini tuttuum iin
mutluydum, onunla baktm, gldn duyduum ve gece bitince ban gelip
omzuma dayayacan syledii iin mutluydum. Uzun sredir grmediim insanlan
grdm iin de mutluydum, bunlann da banda, Msr'dan, o gne kadar grmediim
kocasyla gelen ablam vard...

Tabii bir de Stefan day vard. Babam ona yazm, sonra da bir araba gnderip
aldrtmt. Hayfa ile Beyrut aras 150 km. idi ve o tarihte, aradaki molalar ile drt saat
sryordu. Stefan day erken gelmiti, le zeri. Kalabalk gelmeden, tanma olana
bulmutuk. Bu karlamadan korkuyor muydum? Tam anlamyla deil. Asl sinirli olan
Clara idi. Daysna kar, anne ve babasndan miras edindii bir ekingenlii vard.
Dayda bulduklar kusur neydi? Zengin, manyak ve isiz gsz takmndan olmas m?
Ben, babamla iyi anlaacandan emindim. Her ikisi de, bu yzylla barn kuramam
on dokuzuncu yzyl insanyd ancak birbirlerine anlatabilecekleri ortak nostaljileri
olabilirdi.

99

Kk bir korku duydumsa, oda ablamn bir sre grnmedikten sonra kocasnn
kolunda salona girdii srada duymuumdur. Sahneyi bir dnn: bir yanda, Araplarla
Yahudiler arasndaki gerginlik yznden Hayfa'y terk etmek zorunda kalan ve bir daha
hi dnmeyeceini anlayan, kkl bir Mslman aileden gelen Mahmut; te yandan bu
kente yerlemek zere gelmi Orta Avrupal Stefan; her ikisi de yeni evlilerin yakn
akrabas...

Tantrma fasln ksa kesmeye kararlydm: "Mahmut Cr mal, enitem. Stefan


Temerles, Clara'nm days." Tokalatlar.

O an babam, Franszca olarak yksek sesle:

Ortak bir yannz var, dedi. Mahmut Hayfal. Gelinimizin days da Hayfa'da oturuyor.

Clara ile baktk. Frtnay daha iyi atlatabilmek iin el ele tutuuyorduk. Babam
devamla:

Yan yana oturun. Birbirinize anlatacaklarnz vardr, dedi.

stelik bir de srar ediyordu, yle deil mi? Ancak bunu dalgnlndan ya da
kabalndan yapmyordu. Bir anlamda kafa tutmak, meydan okumak iin yapyordu.
Babam, Dou'da bir hayli yaygn olan, insanlarn kkenleri ile ilgili konularda
alnmasnlar diye ll davranlrhas alkanlndan nefret ederdi. rnein, insanlarn
her zaman kullandklar szckleri, "kendi aralarnda" iken sarfettikleri kelimeleri,
"Dikkat filanca Yahudidir", "Falanca Hristiyandr", "Femekan Mslmandr" uyarlar
zerine sansr etmelerine, ierlerdi.

Peki ya, yan yana oturttuu iki adam vurumaya kalkrsa. Ne yapalm, bunu hak
etmiler demektir, ite o kadar! Onun grevi, ayn byk servenin iinde yer alan bu
adamlara insanca davranmaktr. Buna layk deillerse, kendilerinin bilecei eydir. Ya bu
yzden dn berbat olursa? Demek ki byle bir dne layk deilmiiz, ite o kadar!

Clara ile benim ilk tepkimiz, bir rezalet kmasndan korkmak oldu. Bu pek cesurca
deildi ama kendinizi bizim yerimize koyun. Ailelerimiz arasnda herhangi bir dmanlk
olsun istemiyorduk, iinde bulunduumuz gnlerde, evliliimiz zaten kolay bir i deildi.
zellikle, evremizdeki dmanlklardan korunmaya muhtatk.

Ama bu sadece ilk tepkiydi. gdsel. Clara ile baklarmzda, endie kadar elenme de
vard. Sonra, hibir ey demeden, geri geri gidip oradan ayrlverdik.

100

Dndmzde, aradan bir saat gemiti. Her ikisi de braktmz gibi, yalnz, karlkl
kahkaha atmaktayd. Tabii nedenini biliyorduk. Biz de Clara ile rahatlam ve endie
duymann utanc iinde, kahkahalarna katlmtk.

Bir sre sonra, orada olduumuzu fark eden Mahmut ve Stefan day, bizimle birlikte
mutluluumuza kadeh kaldrdlar.

Onlar gren, dnyann en iyi arkadalar derdi. yle olmasn o kadar isterdim ki... ama
ne yazk ki hayr! Belki de artk, ok geti!

unu bilin, kavga da etmeyeceklerdi. Yo hi de deil. Sonuna kadar birbirlerine nazik


davranacaklard. Birbirinin ei koltuklarda oturmu centilmenler kulbndeki gibi,
birbirlerine ngilizce fkra anlatacaklard. Asl konuan, karsndakinin neesini grp
coarak fkralar anlatan, el kol iaretleri, mimikler ile anlattklarn ssleyen enitemdi.

Bir ara, grnrde hibir neden yokken, tu hava deiti. Baka davetliler onlara
yaklam, tantrlm, karlkl eilip bklm ve o sra Mahmut, bir zr
mrldanarak ekilmiti.

Bir sre sonra hava serinleyince, birinci kata bir hrka almaya ktm. Enitem orada,
karanlkta bir divana oturmutu. km bir hali vard. Nesi olduunu soracak oldum
ama kendimi tuttum, onu rahatsz ederim korkusuyla grmezlikten geldim. Btn gece
bir daha ortaya kmad.

Onu bu hale sokan ne olabilirdi. Aaya indiimde, ablama anlattm. Endielendi ama
armad. Son zamanlarda kocas sk sk byle oluyormu, nnde ne zaman Hayfa'dan
sz edilse nce couyor, uzak gemie, ocukluuna ait binlerce hikye anlatyor, gzleri
parhyormu. Onu seyretmek bir zevkmi. Ama ardndan en ufak sessizlikte, aniden
kalar atlyor ve hznleniyormu.

Kendi ruh hallerinden hi sz etmiyormu. Bir gn ablam, btn bu anlatt anlarn bir
kitap haline getirmesini nermi, bu dnceyi iki eliyle birden kovarak: "Anlarm m?
Mezarcnn krei ile yapt gibi, gnee tezek ynlar atyorum." demi.
Stefan dayya gelince, Mahmut ile yapt konumalar, onun zerinde bambaka bir etki
brakmt. Ters etki diyebilirim. Genelde ask suratl ve homurdanan bir adam olan
Stefan day gecenin geriye kalan ksmnda; neeli, genlerle akalaan, hanmlara taklan
ve birdenbire ortadan kaybolan arkadan gzleriyle arayp'duran bir adam olup kmt.

101

Gece biterken Clara'y grm, ona doru komu, bir kenara ekmi ve bir sr verir gibi:

Onlarla... barmann, sence bir yolu yok mu? diye sormutu.

evrene bak, Stefan day. Bartk bile.

Ben buradan sz etmiyorum, beni pekl anladn!

Yllardan beri ilk kez o akam ablamla konuurken, kocasnn, babamn dedii gibi
namaz seccadesine kapanm bir softa olup olmadn sordum. Gld. Bir gn babam,
din hakknda ileri geri konuurken, Mahmut bozulmu, ite olan bundan ibaret! Bu,
babam ile benim aramzdaki fark. kimiz de ayn eyi dnrz ama ben, orada
bulunanlar krabilir diye, dndklerimi sylemem. O ise, burnunun dikine gider;
gerei kendisinin sylediine emin olarak...

Hangi davran daha iyi? Bugn iin, onun gibi olmadma zlyorum. Ama gl bir
sesin glgesinde yaadm iindir ki, umduu ve arzulad gibi isyanc olmadm.

102

Bu davetten sonra bir ikincisi de Hayfa'da yapld. lk nceleri bu ikincisi, hem Clara'ya
hem bana gereksiz grnd. nk.Stefan day Beyrut'a gelebilmiti. Ama PAJUW
yeleri srar etmilerdi. Onlar iin bunun.nemi vard ve onlar krmak istememitik.

Yirmi kii kadardlar. Yahudiler ve Araplar. Belki Yahudiler, Araplardan biraz daha fazla.
Toplanty dzenleyenlerden biri olan Nairn, bir konuma yapm ve birlememizi, rnek
alnacak bir olay, akmz kin ve nefretin yalanlamas olarak nitelemiti.

Her an yakp durduu Halep vinesi kokan piposu ve kr salaryla tuhaf bir insand
Nairn! Ne tam bir ii ne tam bir aydn idi - iflas etmi bir sanayici idi. Dierleri, snf
kkeni konusunda kitaplarn sylediklerine bakacak olurlarsa, ona gven
duymamalydlar. Ama hi kimse, onu harekete geiren nedenlerden, zverisinden
kukulanmyor ve hatt toplantlarda belirli bir arl olduuna inanyordu, ddia
edildiine gre, Naim'in ailesi, bir vakitler kentin yansna sahipmi. Yani bir vakitler
zengin olduklann sylemenin doucas! Nairn her eyi satm, nesi var nesi yoksa
yitirmi, sadece Osmanllar dneminden kalma deniz kysnda bir evi vard. Geni ve
ahane bir yap olan bu eve bakacak olanaklan kalmamt ve evi grdm gnlerde,
hali periand. Duvarlann svas dklm, yer yer ykk, bahesi ot brm, odalannda
eya yerine hasr ve eski ilteler/ak bir at her eye karn soylu, huzurlu, byl bir
ev! Onurumuza verilen davet de ite bu evde yapld.

O davet gecesi, uzaklardan iki patlama sesi geldi. Heyecanlanan tek insan bendim.
Dierleri duruma alktlar, kaytsz biimde, grltnn nereden geleceini tahmin
ediyorlard. Dans etmeye sadece birka saniye ara verilmiti. Sonra, kiralk bir fonografn
sesiyle, dansa devam edildi.

103

O yaz; ne kadar da ok davet verildi! Bir girdaba srklenmi giderken, Clara ile her an
kafamzda olan ama ciddi olarak sormadmz soruyu sormaktan kanmaktaydk:
nerede yaayacaktk. Emin olduumuz tek ey, birlikte olmamz gerektii idi. Evet, ama
nerede?

Bu karar bugn almam gerefcseydi, ne yapacam ok iyi biliyorum. Yaz sonu


Montpellier'ye dnerdik, ben tp tahsilime, Cla-ra da tarih derslerine devam ederdi.
Bugn, tek yapacam eyin bu olduuna eminim. ayet o gnk gen adamn kafasnda,
bugnk yal adamn akl olsayd; yal adamn sesi "Ka! Karn al, ko, buralardan
ka!" derdi. Ama o gnlerin iki genci olarak, hayallerimiz vard. Dou'da bir frtna
esecekti ve biz, plak ellerimizle bu frtnay durdurmak istiyorduk. Durum, tam
anlamyla buydu. Btn dnya, Araplar ile Yahudilerin yllar boyu, hatta yzyllar boyu
birbirlerini ldrmelerini bekliyordu, herkes bir karara varmt bile... ingilizler,
Sovyetler, Amerikallar ve Trkler... Herkes. Biz ikimiz dnda! Biz, bu anlamazl
nlemek istiyorduk, akmzn simgesinin "bir baka yol" olmasn istiyorduk.

Cesurca m dediniz? Hayr, mantkszca! Bir bar, bir uzlama umudu beslemek olasdr,
bu ok v verici, gzel, saygn bir davran... Ancak yaammz buna balamak,
mutluluumuzu, akmz, birlikteliimizi, geleceimizi ortaya srmek ve tek bir sa-' niye
bile kaybedebileceimizi dnmemek... buna bugn takacam ad: "samalk",
"yanlg", "mantkszlk", "aptallk", "intihar" olur! Ama o tarihte baka ey sylyordum.
Fransa'da -drt yl geirebileceimizi dnmemitim bile. Yl 1946 idi. Frtnann
gemesini bekleyebilirdik... beni ltfen durdurun, bu konuda durmadan konuabilirim!

Kararmz vermitik; Dou'da yerleecektik! Hayfa ile Beyrut arasnda, snrn ak


olduu, ky yolundan mesafenin ok az olduu dnemde... ki limanmz vard, eskiden
dendii gibi iki "merdivenimiz" ve bir dizi konut, ama hibiri yalnzca bize ait deil!
Hayfa'da kh Stefan dayda, kh Naim'de kalyorduk. Beyrut'ta da, baba evi vard ve
baka yerde kalmamz sz konusu deildi. Babam, maliknede tek bana yayordu. Biz
de, ok doal olarak oraya yerlemitik. Clara'nn evi olmutu, ev sahibesi o idi. Ben ona
tutkundum ve babam onu ok seviyordu.

En sevdiimiz ev, Lbnan'daki evimiz miydi? Belki... artk bilemiyorum... nk ilk


zamanlar Hayfa'ya dzenli olarak gidiyor-

104
duk. Clara daysna, iki ayda bir geleceine sz vermiti. Komite toplantlarn da terk
etmek niyetinde deildi. stelik Naim'i kendimize iyice yakn hissetmeye balamtk.
kimizin en iyi arkada olmutu. Evi de ok sevimliydi... ot brm bahesi denize
kadar uzanyordu. Oraya her gittiimizde byleniyorduk. Ne var ki, yine de esas
konutumuz Beyrut'tayd. Tahsilimize de orada devam etmeye baladk.

Benim amdan, devam etmeye altm desem daha doru olacak. Cizvit papazlarnn
ynettii Fransz Tp Fakltesine kaydm yaptrmtm. Eitimin kalitesi,
Montpellier'dekinden daha az iyi deildi. Daha ta balangta orada okuyabilirdim. Ama
on sekiz yamdayken, babamn glgesinden kurtulmak istiyordum. Gitmi olmak iin
okumaya karar vermitim yoksa okumak iin gitmi deildim.

Ne var ki artk ayn insan deildim. Babam yalnz brakmak istemiyordum, szmona
bir Direni kahraman olduumdan bu yana, ilikilerimiz tamamen deimiti.
Evliliimden sonra daha da deimiti. Babam yalanmt ve evin hanm, benim
kanmd.

Clara da niversiteye yazlmt ve her zamanki gibi orada da ok faal idi. alkan bir
renci ve bir militan! Arapay da renmeye balamt.

Bana gelince, eitimimi tamamlamaya alyordum dedim. Evet, sadece "denedim!"


Daha sralara oturur oturmaz, kendimi okumaya vermekte glk ektim. Herhangi bir
eyi bellemek olanakszd. lk balarda, be-alt yllk aradan sonra; bunun normal
olduunu sylyordum, o sre iinde kafam eitimle ilgisi olmayan o kadar ok ey
kurcalamt -ki... ancak dikkatimi verememe sorunu devam etti ve giderek fkelenmeye
baladm. Eskiden belleimle ve kavrama yeteneimle onca vnen ben, aniden gsz
biri oluverdim. Utanyordum...

Bunun aresini bulmam gerekiyordu. Ancak, tedavisi gereken bir anormallik olduunu
kabul etmiyordum. Zamanla her ey yoluna girecek diyordum. Oyalanmaya bakyordum.

Neyle oyalanmak. nce konferanslarmla, bazlarn tekrar ettim, yine Direni anlan
hakknda. Sonra mutluluum... mutluluktan, bir oyalamaym gibi sz etmek yersiz kasa
da yine de bu ii gryordu. Clara'nn yannda o kadar mutluydum ki, duygusal yaamm
dnda olabileceklerin beni etkilemesine izin vermiyordum. Birbirimizin elini her tututa,
kalplerimiz arpyordu ve ben

105

ne korkularm, ne de d dnyann uultusunu duyuyordum. Kendimi, her eyin yolunda


gittiine inandrmaya alyordum.

Bir bakma, her ey yolundayd... Hayr, doru deil. evremizde hibir ey iyi
gitmiyordu. ok gemeden olacaklar karsnda, biz hl cennette yayorduk.
Hatrlayacaksnz bu, Filistin'in Yahudilerle Araplara verilmek zere iki devlet olarak
blnmesinden ok sz edildii dnemdi. 1947. Daha o tarihte krgnlklar o kadar
bykt ki, uzlamac grleri yksek sesle ileriye srmek olanakszd. Her yerde
suikast-ler, gsteriler, arpmalar, sava lklar! Hayfa'ya gidip gelmek iin, yollar her
seferinde daha tehlikeli oluyordu.

Clara ve ben, kurban edilmeye henz sras gelmeyenlerdendik. Sonra, birka pene
darbesi, bizi sndmz yerden kartt.

106

Belki de dnm noktas, genel af ilan ile kardeimin hapisten kt gn oldu.

leden sonra erken saatte, henz sofradan kalkmam, gevezelik ediyorduk. kimiz ve
babam. O sabah, haberlerin en gzelini almtk: Clara hamileydi. Midesi bulannca
doktoruna gitmi, oradan dnmt. Hepimiz ok neeliydik, zellikle, torununu
kollarna aldn imdiden grr gibi olan babam. Ona, armaanlarn en gzelini
vermiiz gibi konuuyordu. Birden bir araba sesi duyduk. Araba durdu, sonra tekrar
hareket etti; bir kap arpt, merdivende hzl ayak sesleri... Kardeim Salem eve
dnmt.

Onu hapiste ziyaret etmi miydim? Hayr. Tek bir kez bile hayr. O serserinin nasl
davrandn unutmayn. Ya babam? Gidip grmse bile, bana bir ey anlatmamt.
Ksacas hepimiz bu sayfay kapatmaya niyetliydik. Aramzda olmasn en az istediimiz
bir srada, kagelmiti! Hapisten doru eve! Odasna. Kapsn da kitlemiti. Gidip
kendisiyle konumayalm diye.

Aniden buz gibi bir hava esti. Ev, ayn ev deildi. Artk bizim evimiz deildi.
Konuurken sesimizi alaltyorduk. Babam bir anda, bambaka bir adam olmutu. Keyfi
kam, yz aslmt. Hibir ey sylemiyordu. Ne ikyet ediyor, ne Salem'i lanetliyor,
ne kovuyor, ne de affediyordu.

Bize, Clara ile bana gelince, hafta sonu bitmeden Hayfa'ya hareket ettik. Kardeimle bir
olay olmu deildi, atm da deildik. Birbirimize sadece birka sz sylemitik. Buna
ramen gittik. aknlnz anlyorum. Belki de size bir itirafta bulunmam gerekecek.
Bunu sylemek arma gidiyor, kendi kendime kabul etmem bile vakit ald, ancak
saklamaya kalkrsam pek ok olay anlamak olanakszlasn Kardeimden her zaman
korkmuumdur.

107

Yok, korkmak biraz abartl bir sz. Diyelim ki, onunla birlikte olduumda huzurum
kayordu. Baklarmzn karlamasndan kayordum.

Hangi nedenden tr? Karmak aklamalara girimek istemiyorum... Biz ayn biimde
yetitirilmedik. Onda kpek dileri ve trnaklar olutu, bende byle bir ey olmad. El
stnde tutulan hep ben oldum. Hi abalamak zorunda kalmadm. Her ey kolaylkla
saland. Her ey, kahramanlk bile, tutku bile! Bana her ey, ryadaymm gibi
sunuluyordu, evet demem yeterliydi. Her yerde, Direni rgtnde bile pohpohlanan
ocuk oldum. Yerimi elde etmek iin hi mcadele etmek zorunda kalmadm. Yoluma ne
zaman bir engel ksa, mucize gibi, daha geni, daha iyi bir baka yol kyordu. Yani hi
savamak zorunda kalmadm. Bu, dncelerime de yansd. Ben hep uzlamadan,
bartan yana oldum. syan edecek olsam bile, nefrete kar isyan ederdim.

Kardeim iin bunun tersi geerliydi. Neredeyse, ldrmek iin dodu diyebilirim. Her
zaman dvmeyi yeledi: babama kar, bana kar veya daha ok glgeme kar. Onun
iin her ey bir hrn sava nedeniydi. Tknd yiyecekler bile. Bazen, kardeim bir kurt
diye dndm olmutur. Ama doru deil. Kurtlar, yalnzca yaamak ve zgr olmak
iin savar. Tehdit edilmedii srece yoluna devam eder. Kardeim ise, yaban kpeklere
benzer daha ok... iinde bydkleri evi hem zlerler hem nefret ederler. Hayattaki
yollar hep bir olumsuzlukla izilmitir: bir terk edi, bir ihanet, bir sadakatsizlik! Bu
olumsuzluk onlarn ikinci doulardr, geerli olan tek dou!

Kardeimle aramzdaki sava, dengesiz bir savat. Ben kamay yeledim, evet
kamay, baka trl sylenemez.

Clara ile Hayfa'ya gittik. Bir sreden beri zaten niyetimiz vard ama birka kere
ertelemitik nk Galile yolu gvenli deildi. Ancak evdeki hava, gitmemizi hzlandrd.
Tehlikelere ramen! Bu pek ihtiyatl bir davran deildi, stelik karm hamileydi. Ama
biz asla ihtiyatl olmamtk; yle olsayd her ikimiz de Direni rgtne katlr mydk?
Karlam da olmazdk, yle deil mi? htiyatszlk ve gzpeklik, bizde bir huy, bir
gelenek olmutu.

O gn, yollar zellikle sszd. Bu bile bizi alkoyamamt. Dosdoru araba


srmekteydik. Ara sra endie verici tak tak sesleri geliyordu. Patlamaya benziyordu ama
uzaktayd, bir ey duymam gibi yapyorduk.

108

Galile'de, yolculuumuzun son ksmnda sesler daha yakndan ve daha belirgin gelmeye
balad. Ate, patlama sesleri ve yank kokusu. Ama artk yolumuzu deitirmek iin ok
geti.

Hayfa'nn giriine, Faysal ile Kingsway sokann kesine gelmitik, demiryoluna


yakn... Hayfa'y bilmiyorsanz, bunlar bir ey ifade ermez... Jasacas kentin kuzey girii,
orada arabaya iki serseri kurun isabet etti. Sonra bir patlama, bizi drt teker zerinden
havaya sratt. kimiz de yeryznn en anlamsz szlerini sylemekteydik, o an akla ilk
gelen szler: "Dikkat!" gibi ya da "O taraftan geldi!" gibi. Sanki dikkat etmek ya da
nereden ate aldn bilmek bir ie yararm gibi.

Direksiyona yapm, burnumun dorusuna gidiyordum. Saa sola sapmak olanakszd,


enem titriyor ama "Korkma! Kork-ma.'Korkma!" diye tekrar edip duruyordum.
Durmadan talara, araba lastiklerine, araba iskeletlerine, belki de insan vcutlarna
arpyordum; bilemeyeceim, hibir ey grmyor, sadece btn hzmla gidiyordum.
Nasl olduunu Tanr bilir, sonunda kentin teki ucunda, Stella Maris'e doru, Naim'in
evinin nne geldiimizde, ellerimi direksiyondan kaldrmam iin birka dakikann
gemesi gerekti.

O gnk korku kadar kr bir korku duymamtk. Geri ya-ralanmamtk, ama korku
baka bir eymi! Her yandan gelen ate ve patlamalar ortasnda, krnt ve dkntlerle
dolu dumanl bir yolda, bir turist arabasnn iinde duyulan o acizlik kadar berbat ne
olabilir? Biz korkak insanlar deildik ama bu bizi ayordu. Sz konusu olan ikimizin
hayat idi, hatta mzn hayat, geleceimiz, akmz, mutluluumuz. Btn bunlar
hafife almak, cinayet deil miydi? Bu olay Clara ile beni sarsmt. Aniden, sknetin,
hatta hareketsizliin zlemini ektik. Haftalar boyu evden kmak istemedik. Bahede,
plaja kadar birka adm atmak bile olsa...

Gnlerimiz, bir kede bzlp kalmakla geiyordu. Cvldayorduk. Durmadan,


doacak olan ocuumuzdan sz ediyorduk. Farkl bir dnya hayal ederek,
oyalanyorduk. aknlmz ne oranda bykse, umudumuz o oranda bykt. Yarnlar
ne denli karanlksa br gnler o denli aydnlkt.

Size, evremizdeki gerginlikliklere, fkelere karn Clara ile

109

aramzda hi kavga, tartma olmuyordu gibi bir izlenim verdim belki de... Tabii ki
oluyordu, ama sanlan konularda deil. Hatta diyebilirim ki olaylar her zaman, her zaman
allagelmi beklentinin tersine cereyan ediyordu. Clara, sylediklerimin aksini
sylediinde, Araplarn grlerini daha ok tutmam iindi, onlar daha iyi anlamam
gerektiini sylemek iindi. Ben de ona kar geldiimde, dindalarna kar ok sert
davrandn sylemek iindi. Tartma asla baka trl olmuyordu. Bu, bir uzlama, iyi
geinme antlamas gibi bir ey deildi, iten gelen, samimi bir davrant. t Her birimiz,
kendimizi dierinin yerine koyuyorduk.

Birka gn nce, Paris radyosunda, bir Yahudi ile bir Arapl arasndaki tartmay
dinlemitik. tiraf edeyim ki utanmtm. Heri biri kendi takm adna konuan, kt
niyetli bir rekabet iine gi-j ren kiileri kar karya getirmek dncesi, beni utandryor
vej tiksindiriyordu.

Ben bu dellolar kaba, barbarca; zevksiz buluyordum ve unu da ekleyebilirim, kibar


bulmuyordum. Btn fark da bu! Ahlaken kibar olan: Clara ile bendik. En kt Arabi
anlamaya alan ve Yahudilere hogrl olmayan, ancak uzak-yakn ikenceleri
anmsayarak Yahudilerin arlklarn mazur gren Clara!

Biliyorum, ikimiz de iflah olmaz saflardk! Ama sanldndan daha akl banda! Hayal
ettiimiz o gelecein, bizim iin olmadn biliyorduk artk. En fazla, ocuklarmz iin
olabilirdi. Belki bir ocuumuz olaca iin, ufkun tesine bakabiliyorduk.
Her sabah, Clara'nn byyen karnna elimi koyuyor ve gz- lerimi kapatyordum.
Radyodan, sahil yolunun hl amadr duyduka, artk aldrmaz olmutum. Kanl
sokaklardan uzakt bulunan bu krk dkk Osmanl yapsndan hi kmak istemi-j
yordum. D dnyay unutmutum, tahsilimi unutmutum, savaj unutmutum,
ocuumun doaca yer o yap idi.

Ve sonra, gittim.

Cumartesi Sabah

110

tsyan'n Hayfa'daki gnleri, Clara ile gezintileri, gnlk yaamlarnn ayrntlar, ortak
inanlar ve dleri hakknda sylediklerinin tmn nakletmedim. Bana olduu yerde
dnenip duruyor gibi geldi. Yeni bir konuya getii her defasnda, aniden geriye dnyor,
sz uzatyordu. Sabrla onu dinliyor ama not almyordum. Daha dorusu onu
inceliyordum. Kuku yok ki, sabaha kar grd ryadan uyanmamak iin gzlerini
kapal tutan biri gibi mcadele ediyordu.

Son cmlesi, savatan yorulmu, havlu atan adammki gibiydi:

Ve sonra, gittim.

Yatan kenarna oturmak iin, dolamasn kesti. O akam, ne o, ne ben, baka bir ey
sylemedik. Ancak ertesi gn, bir eit sorgulamay srdrdm:

Yani, yalnz gittim mi demek istediniz?

Evet, yalnz, Clara'sz. Beni ondan uzaklatran ne miydi? Babamn lmekte olduunu
bildiren bir telgraf. Bunlar tam anlamyla doru olan szckler deil. Ama ben yle
anlamtm.

ocukluumdan beri, gnn birinde babamn lmekte olduu haberini almaktan


korktum. Yllardan beri en korktuum ey buydu. Bydkten sonra daha az dndm
ama kafamdan tam silmemitim, srmaya hazr bekliyordu...

Telgraf sadece "Father ill"* diyordu. Kahire'den gnderilmiti. Ablam Beyrut'a gitmek
zere uaa binerken, Mahmut'tan gndermesini istemiti. Ona da kardeim haber
vermi. Ablam, hakl olarak, bana da haber vermeyeceini dnm. Beni nerede, nasl
bulacan bilmediini iddia etti sonradan. Ama szlanma vakti deildi, babamn
baucunda bulunmamz gerekiyordu.

* Metinde ngilizce: "Baba hasta."

113
Fel inmi, az arplmt ama konumaya aba sarfediyor-du. Yan bana oturup,
kulanz uzattnzda, ne dediini anla-yabiliy ordunuz.

lk sorusu, bu koullarda karm neden braktm idi. "lmekte olan bir babann
baucuna gelmek iin!" diyemezdim ya! En iyisi kaamak yant vermekti. "Onu merak
etme. Oturduu semt sakin." "Dokuzuncu aynda, yle deil mi?" Sadece yedinci aynda
idi ama onu yalanlayacak deildim. Onun iin hesap yapmann anlam, benim iin ayn
deildi. O lmeden nce, torununu grp grmeyeceini bilmek istiyordu. Grebilirdi.
Clara dourduunda, babam hayattayd ama ocuu gremedi...

Anlalr bir ey olan bu hesaplama yanlgs bir yana, akl bandayd.

Btn olan bitene karn nasl gelebildin?

Deniz yoluyla.

Hayfa'dan Beyrut'a, karayolunda maceraya atlmak artk sz konusu deildi. Denemeye


bile kalkmamfam. Daha kentten kmadan geri dnmek zorunda kabrdm. Limana
gidip, dnyann parasna, Kuzeye giden bir Romen gemisinde bir yer bulmutum...

Daha sonraki haftalarda babamn sal iniler ve klar gsterdi. Muazzam yatanda,
dank beyaz salar, arplm yz ile bir hkmdar gibi yatarken, burta pek aldrr
grnmyordu. Hatta bazen bana, bu yeni durumdan keyif alyor gibi geliyordu. Doktoru,
bu gibi durumlarda renmi olduum eyleri tekrar etmiti, yani: "Bu gece de lebilir,
birka haftada iyileip bir bastonla da yryebilir... daha da on yl yaayarak. zellikle
byk heyecanlardan uzak tutmal, ok konumamal, fazla hareket etmemeli."

Ne var ki, onu krmadan nasl susturacak, bir ocukmu gibi davranmamaya nasl
alacaktk? Hepimizin kafasnda bu soru vard, yantn ablam buldu.

Evde iki radyomuz vard. Babamn savatan nce satn ald cilal mblesi iinde iki
kocaman radyo! Biri odasnda, dieri salondayd. Birincisine hibirimiz dokunmamtk.
Gece odasna ekildiinde ya da leden sonra yatmaya ktnda, dmeleriyle oynar,
ksa dalgadan uzak lkelerin yaynlarn dinlerdi: Karai, Sofya; Varova, Bombay, veya
Hilversum ve bir not defterine yayn saatini, dilini, netliini kaydederdi.

114

Salondaki radyo bu yaynlan almazd. bresi genellikle Yakn Dou stasyonu, BBC'nin
Kbrs'tan yapt yayn ya da ara sra Beyrut, am veya Kahire zerinde dururdu.

Radyo, ayindeymiiz gibi dinlenirdi. Konuma olduu srece, kimse azn amyordu.
En vahim haberler, en garip dnceler ileri srlse de, kimse onaylamyor ya da kar
kmyordu. Hatta "Ya!" diye ardn belli etmek bile ho karlanmyordu. Bazen
salonda, bu kural bilmeyen ziyaretiler azlarn aar amaz, babam seslice "tt" der,
eliyle anlaml bir iaret yapar hatta bazen, tekrar edecek olurlarsa yumruu ile, biraz kaba
bir iaret yapard. ayet tartlacaa, ancak radyo sustuktan sonra tartlabilinirdi.

Babamn salam kolunu sallayarak konumaya alt ve * * fef in hrsla kalkp


dmeyi kapatt an ok iyi hahrhyorum.v Hasta, refleksle aniden susuvermiti.
Ablama, ald bu ani sonutan tr, hayran bir bak frlatmtm. O tarihte, radyolarn
sesleri kmadan nce birka saniye snmalar gerekiyordu. Ses geldiinde, nce ok
zayf kyor, ok uzaklardan, bir tnelin iinden geliyormu gibi oluyordu...

O gn anlalr ilk szleri asla unutmadm: "Patlak veren sava..." Ablamn eli henz
dmenin zerindeydi, acele ile baka yere evirmiti. Babam, yatamda dorulmutu
bile... Karn...

Yz titriyordu. Onu heyecanlandrmamaya allan en iyi yol, herhalde bu deildi!

lk srail-Arap savan her dnmde, gzlerimin nne bu sahne gelir. 1948'deydi.


Mays ortas. Olaylar hzlanmt: Filistin zerindeki ngiliz mandas sona ermiti; Yahudi
Halk Konseyi Tel-Aviv mzesinde toplanarak srail Devletini kurduunu ilan etmiti;
bunu izleyen saatlerde Arap lkeleri savaa girmiti.

Doru konumak gerekirse, bu siyasi ve askeri gelimeler beni artk


heyecanlandrmyordu. Herkes oktandr, blgenin yanacan biliyordu. O gnler tek bir
endiem vard, tek bir ey aklm bamdan almt: Clara ile doacak ocuun yazgs,
nk artk bizi ayran bir snr vard, almaz bir snr ve uzun zaman iin...

Zaten vard diyeceksiniz, bir sreden beri gidip gelmek olanakszd. Ama ayn ey
deildi. Galile yollarnda yolculuk etmek, zaten tehlikeliydi, oras doru ama her zaman,
denizden, havadan, aprak yollardan bir zm bulunuyordu. Savan patlamasn-

115

dan birka gn nce, Hayfa Komitesi yesi bir gazeteci Beyrut'a! gelmi ve Clara'dan bir
mektup getirmiti. Merak etmememi, iyi olduunu, yaknlarda deneyimli bir ebe
bulunduunu, kadnn douma gelmeyi sz verdiini yazyordu. Babamn saln
soruyor, doacak ocuk adna ona cesaret verici szler yazyordu. Grdnz ya, henz
gidip gelinebiliyor, haberleiliyordu. Ama bu durum savala son buldu. Snrlar tam
kapand. Ne insan, ne mektup, ne telgraf, ne telefon... geebiliyordu. Hep ayn
mesafedeydik, karayolundan -drt saatlik bir yoldu ama, bu drt saat artk bir
varsaymdan ibaretti. Sanki artk k yllanndaydk, ayn dnyalarda yaamyorduk.

Ben, bu almaz snrn br yannda, dnyadaki en deerli varlm brakmtm.


Yazgnn karsnda, kedinin ldrmeden nce oynad fare gibiydim. Farenin, o anda,
ldrarak, kamay beceremeyerek, bir k yolu bulamayarak, kendi evresinde dnp
durduu sylenmez mi?

Bakalan, savataki gelimeleri izlemekteydi, ben deil. Kim kazanacak? Kim


kaybedecek? Umurumda deildi. Kendi savam, dieri balad anda yitirmitim.

Bildirileri ve askeri marlar dinlemeyi o an kestim. Salonda radyo aldnda, odama


kapanyordum. Dolabn, Clara'nm giysilerinin bulunduu ksmn ayordum ve
kokusunu iime ekiyordum. Ve de alyordum. Adn on kez, yirmi kez, st ste
tekrarlyordum. Sonra karmdaym gibi ontmla konuuyordum, ona ak dolu,
umutsuzluk dolu sylevler veriyordum.

Ara sra, kendimi toparlyor, kendime tler veriyordum. O zaman gzyalanm siliyor
ve babamn baucuna gidiyordum. O, yaama aslmay srdryordu. Ben de, glkle de
olsa, mit beslemeyi srdryordum. Hangimizin, dierini daha ok merak ettiini
bilemiyorum.

Bazen bana sorular soruyordu: Kim ilerliyor. Kim geriliyor? arpmalar nerede oluyor?
ngilizler ne yapyor? Stalin ne diyor? Ya Amerikallar? Bilmiyordum. Balangta, onu
zmemek iin sylemediimi sand. Sonunda bir ey gizlemediimi anlad. kimiz de
bilmiyorduk. Herhalde ikimiz de ayn derecede duyarlydk.

Onunla ayn anda keceimiz yazl imi.

116

Babam Temmuzda ld. Kuzey lkelerini zleten o scak gnlerden birinde. Sava
devam ediyor, ilerliyordu. Mezarla giden yolda, milliyeti bir ses hoparlrden yalan bir
zaferi ilan ediyordu. alan mar, cenazeye sayg iin susturulmutu. Yol kenarnda
erkekler, glge bir siper bularak, balklarn kartmlard. Benim bam yanyordu.
Sadece ara sra elimi alnmda tutuyordum, geici bir nlem!

Mezarla, kortejin banda girdim. Her yer doluydu: Mezar talar, kalabalktan
grnmez olmutu. Ak havadaydk ama boulur gibiydim. Gne o kadar alakt ki,
enseme, omuzlanma, akaklarma konmutu. Gzlerim yanyordu. Birisi, babamn
yataca yere gtrmek zere, kolumdan tuttu.

Dualar henz balamt ki, baylmm. Aklmda kalan, gzlerimin lahitin beyazl ile
kamat... Acyan gzlerimi kapatm, bir daha amamtm.

Yatakta bir ay kaldm. Gne arpmas. Btn gstergeler yleydi. Ate, baans,
sayklama, kusma, ayakta duramama. Ama tek sulu gne deildi. Onca olay beni zaafa
uratmt. Hayfa yolundaki patlama, uzun sre sonra bile dlerimi kaplyordu. Babamn
lm, Clara'dan zoraki ayrlm; bir de haftalar ve haftalar sresince, belki de dourmu
olabilecei, iyi olup olmad, ocuun yaayp yaamad, kz m olan m olduu
dncesinin beni yiyip bitirmesi. Hele ocuun cinsiyeti konusundaki merakm sama
gelebilir ama beni bitiriyordu, bunu hissedebiliyordum.

Tabii gne, durumumu arlatran etken oldu. Ateim dtnde, iyilemediimi


farkettiler. Dengesi bozuk, kak, tk dedikleri biri olmutum. Bunun iin sylenen
pek ok szck var,

117

'

"deli" denmesi de dierleri gibi beni rahatsz etmiyor. Diyelim ki tuhaf davranyordum.

En skc olan -belki de sonunda beni kurtaran bu oldu- aklm tamamen yitirmemi
olmamd. Tamamen diyorum, te ikisini, drtte n, onda dokuzunu kaybettiim
oldu; bu kesirler bir ey ifade edecekse... ama her zaman, eh karanlk anlarda bile,
kafamn iinde, saklanm ve beni sarsan frtnalardan korumu olan, benden bir zerrecik
vard. Ona, doktor-ben demek geliyor iimden. Biraz da yle idi: tam olarak hasta
deildim, iimde hastaya hasta gzyle bakan ve bir gn onu iyiletirmesi gerektiini
dnen teki varlk vard.

Daha ilk bakta, hareketlerimi kontrol edemediim zaman bile, durumun farkndaydm.
O gnler hissettiklerimi bugn anlatabilir miyim bilmiyorum ama deneyeceim.

Bir gece, kafamda bir saplantyla uykudan frladm. Clara'ya hemen haber
gndermeliydim. Beyrut ile Hayfa arasnda posta ilemediinden, bir mektup yazp bunu
Fransa'ya, Jacques'a gndermeye karar verdim. O da mektubu Clara'ya kolaylkla
ulatrabilirdi. Fikir gerekten iyi idi. Aklma gelir gelmez heyecan iinde kaldm. Ayn
zamanda, bu kadar nemli bir mektubu yazamayacam biliyordum, korkun
baanlanm vard, sinir hcrelerimden her birinin yandn hissediyordum. Bu yzden
fikri benimsemeye ancak yazabilmek iin iyilememi beklemeye karar verdim. Gece idi,
uzandm, sakinletim. Birka dakika sonra yataktan frladm, baucu lambam yaktm,
bfi- dolmakalemle kt aldm ve yazmaya baladm. Sonra yeniden okuyup, dzeltip,
izip, bozup, yazmaya devam ettim. Birinci cmleye skp kaldm gibi bir duygu vard
iimde. Ara verip, yattm. kinci kez kalktm... sizi her harekelimin ayrnts iinde
boacak deilim, hemen sonuca geeceim: afak sker skmez, kapnn nnde
postacy beklemeye baladm. Mektubu, pul parasn, -genelde byle yaplmaz ama,
hasta olunduunda yaplabilir- postacya verdim, sonra yatama dndm. leye doru
byk bir telala uyandm, mektupta ne yazdm anmsamyordum ve geri almak zere
postacy aramaya karar verdim.

Onu bulamadm tabii. Yllarca vicdan azab ektim. Bugn ise btn bunlarn bir ey
deitirmemi olacan syleyebiliyorum kendi kendime. Kafamdan kt bir dnce
geecek olsa, vazgeene ya da harekete geene kadar, beynimin iinde vzldayp
dururdu.

118

Clara'ya yazdm mektup konusunda, daha da batacaktm. Ona ne yazdm kesinlikle


bilmiyordum. Bugn de biliyor deilim. inde bulunduum durumda, bir gece ncesinin
karalamalarn da gndermi olabilirdim. Koca bir aptallk yaptm biliyordum sadece...
hemen ardndan, sylediklerimi aklayacak ikinci bir mektup yazmam gerektiini de
biliyordum... kincisinin, birincisinden de anlalmaz olduunu sylememe gerek var m?
Onu da yollar yollamaz, korkun pimanlklar duydum, bunun zerine bir ncsn
yazdm, belki dierlerinden de kr, sonra bir drdncsn... dnnce iimden
haykrmak geliyor!

Battm bile bile batyordum.

Sonra duruldum, taknlk duruldu demek istiyorum. Bu kez bir baka konu tutturdum:
btn gnm bahede dnenip durmakla geiriyordum. Otuz kere, krk kere, st ste...
kafamn iinde hayali mektuplar yazarak, planlar kurarak...

O ekilde dnenip dururken de yksek sesle, kendi kendime konuuyordum. Yanmdan


geenleri, bir sis perdesinin arkasmda-larm gibi hayal meyal grebiliyordum. Bana
seslenenleri duymuyordum. Benimle karlam olanlar, selamlamak zahmetine
katlanmyordu. Esef edici birka sz etmekle ya da, daa taa, kendilerinden rak olsun
diye- birka dua okumakla yetiniyorlard. Btn lkenin hayran olduu, yakkl
delikanl... ne talihsizlik! Kimileri, gnetendir diyordu. Kimileri, yazg diyordu.
Dierleri okumay suluyordu, bakalar da rs diyordu. Deli bykanne- N nin ans,
hl belleklerdeydi.

lgisizlik gstermediim tek ziyareti postacyd. Onu grr grmez ona kouyor, sorular
soruyordum. Belki de bahede bu kadar dolamam, yolunu gzlediim iindi... belki.
Artk bilemiyorum. O dnemden kalma anlarm hep puslu. En azndan bugn, bir
bakasnn davrann izlercesine szn edebiliyor ya da bir nceki bir yaamm gibi
konuabiliyorum. Bu iyiletiimi gstermez mi?

Postacdan beklediim, Clara'nn yant idi. Gelmesi bir ay srd. O tarihte bu bana o
kadar uzun gelmiti ki, artk geleceinden umudu kesmitim. Oysa, nerelerden dolanp
geldii dnlrse, hi de uzun deildi. Beyrut'tan Paris'e, Paris'ten Hayfa'ya, Hayfa'dan
Paris'e, Paris'ten Beyrut'a! Demek ki ok abuk yant

119

vermi! ok da alam olmal. Yazdklarm, daha ilk satrndan itibaren, iinde


bulunduum zihinsel durumu ona gstermi olmal. Daha tek bir kelimesini okumadan,
yazm grr grmez durumu anlam olmal.

Cevab tatlyd. Daha ok acma dolu bir tatllk. Bir kadnn sevdii adama gsterdii
tatllktan ok, bir anann hasta yavrusuna gsterdii tatllk.

"Sevgili Bakcm" diyordu. Yalnz olduumuz zaman beni byle arrd. "Bir
kzmz oldu. Sal iyi ve sana benziyor. Sana ilk fotorafn gnderiyorum. Adn,
senin istediin gibi, Nadya koydum. Bizim resimlerimizden birini -Bertrand'n nikh
dairesinden karken ektiini- ereveletip beiin baucuna koydum, bazen seni
gsteriyor ve: "Baba" diyorum. Kzmz da glmsyor.."
lk cmleler beni ok mutlu etmeliydi, yle deil mi? Hele de kzmzn fotoraf! Uzun
uzun bakm, yzne bir pck kondurmu, i cebime yerletirmitim. O gnden beri,
hep yanmda-dr, kalbimin stnde. Okumay braktm, alyordum. Sevinten. Mektubu
yeniden elime aldmda, iler bozuldu. Clara:

"Hepimiz zor gnler geirdik" diyordu. "Babann kayb, uzun ayrlmz, evremizde
olup bitenler, dayanlmas zor eylerdi. Dinlenmen gerek, kendine bakman gerek. Bu
mektubu alr almaz, iyilemen iin sana yardmc olacak iyi bir doktora gideceine sz
ver. Nadya'y ve beni hi merak etme. iyiyiz. Burada artk her ey sakin. Birlikte, nerede
yaayacamz soruyorsun. Birbirimizi sevdiimize gre, mutlaka bir zm buluruz.
imdi, kendine bakman istiyorum, sen iyileir iyilemez, btn bunlar sakin kafa ile
konuuruz."

Mektubun burasna gelince; alamaya, hkrmaya baladm. Balarda olduu gibi


sevinten deil, hrsmdan. Bir cmlesi beni mahvetmiti: "yileir iyilemez konuuruz"
diyordu. Her geen gn daha da battm biliyordum ve Clara yardm etsin istiyordum.
Bana "urada, rnein Fransa'da bulualm, tekrar birlikte yaayalm, o zaman
iyileirsin" diyecei yerde, tersini yapyordu: "yileince konuuruz" diyordu. Ne kadar
zamanda iyileecektim. Bir yl m? ki yl m? On yl m? Ondan uzakta, kzmdan uzakta
iyileeceimi hi dnmyordum.

Dnya kararyordu.

120

O kck cmleyi yanl yorumlamadma bugn de emin miyim? Evet, o gnk gibi
eminim. Ama imdi, Clara'nn tutumunu daha iyi anlyorum. Mektuplarm onu
rktmt. Benimle bulumak, kzmzla birlikte benimle yaamak tehlikesini gze
almadan, aklmn banda olduundan emin olmak istiyordu.

Evet, bugn onu anlyorum; ama o dnemde, ona gcenmi-tim. hanete uram
gibiydim. Bam suyun stnde tutmak iin rpndm bir srada elimi brakyor hissine
kaplmtm. Onun iin de ok kr tepki verdim: uuruma yava yava kayacam yerde,
yuvarlandm.

O tarihte, bir saplantdan dierine geiyordum. Yeni saplantm da; gidip Clara'y bulmak
ve onunla konumakt.

Kararlydm. Kafamn iinde ne sava, ne snr, ne engel kalmt. Hepsi yok olmutu.
Bavulumu topladm, aaya indim. Biri beni grp kardeime haber vermi olmal.
nk ben kapdayken, koup geldi ve:

Nereye gidiyorsun? diye sordu.

Hayfa'ya. Karmla konumam gerek.


Haklsn, yaplacak en iyi i bu. Otur, bir araba araym, seni doru oraya gtrr.

- Ciddiyetle oturdum. Antrede bir iskemleye. Dimdik, bavulum ayaklarmn arasnda, bir
istasyonda bekler gibi. Birden kap ald. Beyazlar iinde drt adam stme ulland,
sarp sarmalad, kemerimi kartt. Kaba etime bir ine yapld. Kendimden getim.
Belleimdeki son grnt, yal bahvan ile karsnn alad idi. Ablam imdadma
ardm anmsyorum. oktandr yoktu ama ben farknda deildim. Babamn
lmnden bir hafta sonra Msr'a dnmt. Kocas ile ocuklarndan daha fazla ayr
kalamazd. Yanmzda olsayd, belki de kardeim bana byle bir ey yapmaya cesaret
edemezdi.

Geri o tarihte bile kafasnn dikine giderdi. Baba ocamz, artk herkesin gznde,
onun eviydi. Delirdiim haberi kente ve herhalde btn lkeye yaylm olmal. Direni
yklerimin yaylmasndan ok daha hzl biimde. Salem, aczimi kabul ettirmek ve bana
vasi olmak iin aba sarfetmek zorunda kalmad. Mirasma el koyma yetkisini de almt.

O, o serseri, bana vasi oluyordu!

O, st ste gelen aflar olmasayd, hl hapiste yatacak olan kaak, bana vasi!

121

te geldiimiz nokta!

te soylu Kitabdar aile ocann akbeti!

122

Bylece, yirmi dokuz yanda, Yeni Yol Maliknesi denilen klinikte kendimi buluverdim.
Bir tmarhane olduu doruydu ama, yksek dzeyde, zenginlere zg bir tmarhane!
Uyandmda, temiz, madeni beyazlkta duvarlar, caml bir kap grdm. Oda kfuri
kokuyordu. Hibir yerim armyordu. Hatta rahatlamtm, hi kukusuz bana* verilen
sakinletiricinin etkisiydi. Ne var ki, dorulmak istediimde, bal olduumu anladm.
Tam baracam srada kap ald.

Beyaz gmlekli bir adam ieri girdi ve hemen balarm zmeye balad. Gece ok
fazla kmldadm, derim korkusuyla beni baladklarn syledi. Yaland ama kavga
edecek halim yoktu. Kibarca gidip gidemeyeceimi sordum. "Elbette," dedi. "Ama nce
kahvenizi iin."

Artk hep byle devam edecekti. Uyandmda, bir bakcnn -kadn olsun erkek olsun-
gzetiminde, adna kahve denilen bir ey iecektim. la kokan bir ey. Sonra, ertesi
sabaha kadar, bir kadavra kadar hareketsiz oluyordum. Ne arzum ne sabrszlm
kalyordu. imde ne varsa arlam, uyumutu. ok yava konuuyordum. Belki fark
etmisinizdir, bu yavalk bugn de sryor. Maliknedeyken daha da yava
konuuyordum. Yava yryordum. Yava yiyordum, tatsz tatsz orbalar, kak kak
iiyordum. Hi kar koymadan.

Kahvenin iine ne koyduklarn hi bilmedim. Daha sonralar, btn zalimlerin ryas


olan, insanlan yumuak bal klmak iin oradakiler zerinde deneyim yapp
yapmadklarn ok dndm. Kukusuz bol miktarda bromr ve bir miktar da
uyuturucu koyuyorlard... olmayacak eyler mi kuruyordum yoksa? Doktor Dawwab'm
klinii, her eyden nce bir para makinesiydi. Yirmi kadar kak zengin vard, aileleri,
balarna gelen felakete fakirleri de ortak etmek istemedikleri iin, buraya yatrlmlard.

123

Dawwab m? Hayr, ilk gn uyandmda grdm beyazlar iindeki adam o deildi.


O adam, hastabakcyd. Dawwab mdrd.

Oraya geldikten on gn sonra beni odasna artt. On gn! Dnebiliyor musunuz?


Beni acil olarak hastaneye kaldryorlar, sonra da muayene etmek iin on gn
bekletiyorlar! Onun tarz buydu! Bizleri uzaktan inceler ve pek ender grnrd. Btn
gn bizleri "koyuverdikleri" geni salonun yannda kk bir oda yaptrmt. Oraya
lolukta gelir oturur, kaim gzlkleriyle, tiyatro izler gibi bizleri izlerdi.

Bana kalrsa, adam bir arlatand. Duyduum kin yznden byle konutuumu
sanmayn. Elbette ki kin duyuyorum ve duymakta da haklym nk o herif ve birka
kii daha, hayatmn akn deitirdi. Bunu dnmeme yol aan, fkeden bir eyi
grmez hale geliim deil tam aksine aklmn bana gelmesidir. arlatan diyorum nk
szde klinik olan bu yerde beni asla iyiletirmeye almadlar. Ne beni ne de dier
hastalan.

O bir doktor muydu? Yeni Yol Maliknesi bir klinik miydi? Daha ok, evresi itli bir
al. Bakclar, birer hayvan terbiyecisi, biz hastalar da, hapsedilmi, zincirlenmi
hayvanlar! Hayr, ayamza taklm prangalarla deil, pastel rengi ilalarla, ruhu ve
beyni kanatana kadar sktran prangalarla zincirlenmi!

O adam bu yola itenin ne olduunu hi bilemedim. Para olmal, ama yalnz para deil!
Mutsuzluklar gzetleyerek zevk alma arzusu da olmasa gerek. Belki iktidar hrs, otorite
kurma istei. Pek ok zengin ailenin zerinde, onlar istemedikleri bir beladan kurtard
iin, byk etkisi vard.

Maliknede, derebeyliindeki bir zorba gibiydi. Koridordan gemesi, personelin ve


hastalarn nefeslerini tutmalar iin yeterliydi. stediklerini yerine getirmemiz iin, azm
amasna bile gerek yoktu.

Kurumunun, ann ilerisinde olduuna, dnyaya rnek olduuna kendini inandrmt.


Basit bir ilkesi vard: hastalarn, her trl karkln dnda tutard. Heyecan yaratc,
duygular altst edici ne varsa, ieri sokulmazd. Dardan ieriye hibir haber
szmamalyd, ya da ok sonralar ve hafiflemi olarak girmeliydi. Ne mektup, ne telefon,
zellikle ne de radyo! Personelin, bizim nmzde yeni bir olaydan sz etmeleri yasakt.
Dan da klm-yordu, ziyareti kabul edilmiyordu ya da pek ender olarak edili-

124

yordu. Hastann duygusal sorunlar varsa, onlar zmlemekten-

,;;!' se, bastrma yoluna gidiyorlard.

' Sklyor muydum? Hi sklmyordum. nsan, zledii zevk-

leri edinemediinde sklr. Dawwab hastal kaynanda ele almaktayd: bizleri,


zlemlerimizden arndryordu! Gn boyunca, kt ya da tavla oynuyorduk. Tatl bir
mziin eliinde. Hi durmadan tatl bir mzik alyordu, geceleri bile! Okumamz da
serbestti. Ancak asla yeni kitap ya da gazete vermiyorlard... Eski bir ktphanede on
kadar Arapa ve Franszca kitap ve eski ciltli dergiler vard. Hepsini, istisnasz hepsini
okudum, bazlarn iki hatt kez...

Baka ne mi yapyorduk? Pek bir ey deil! Gezintiler mi? Bahede birka adm, asla
uzaklara gitmeden ve daima gzetim altnda... unu itiraf etmeliyim, sabah kahvesinin de
yardm ile, bu yaama almtm.

Gzlerinizin hayretle aldn gryorum. Yanlmayn, byle bir yaamn da ekici bir
yan vardr. Tabii ki daha iyisi dnlebilir ama daha kts de olabilir. Milyonlarca
insan iin, cennet bile saylabilir. Ama "ben hayatm ne yapmaktaym?" diye sorulursa, o
zaman isyan etmek iten deil! Ama ite, Maliknedeki insanlar, kendilerine byle
sorular sormuyorlard. Zaten yeryznde acaba ka kii, mrnde hi deilse bir kez,
kendine byle bir soru sormutur?

O gnlerde, iinde bocaladm alkantlarda, bu yeni yaam biimi beni hemen isyan
ettirmedi. eytanlarmdan, saplantlarmdan, taknlklarmdan, bakalarnn acyan
baklarndan kurtulmutum. Evet, Maliknedeki yaam tarzndan memnundum, kendimi
uyuuklua koyuvermitim, karda, bir daha uyanmamak zere uykuya dalanlarn
duyduklar zevk ile. Ben de bir daha uyanmayabilirdim. D dnya beni korkutuyor,
tiksindiriyordu. D dnya, kardeimin yaad evdi bundan byle...

Bir zaman gelmi, dnyann bana ait olduuna inanmtm. Nazizmle savamam. Sava
sonrasndaki umutlar. Konferansma gelen btn o kalabalk. Hapise giren serseriler;
kalbime bastrdm, hayalimdeki kadn. Hibir ey benim iin olanaksz deildi.

Ama artk o zamanlar ok uzaklarda kalmt. Darda, kardeim alp yrmt.


"Darda" dedim, bu klinikte kullanlan deyimdi. "Dars" esrarl bir yerdi, zlemden
ok korku ile szn etmekteydik. Ben de mi? Evet, bir bakma ben de. Darya -

125
kp kaybolmaktan korkan sadece dier hastalar deildi. "Bir bakma" dedim, nk sz
konusu olan hangi bendim? syan m? Baku m? Direniteki insan artk ben deildim ya
da ksmen bendim. nk bilinli bir biimde, boyun emeye asla raz olmadm.

Byle syleyince, armanz anlyorum. ok direnmediim doru! Geriye baknca,


nedenini biliyorum. Hayatmda ne varsa karmt. Artk okuyamayacam biliyordum.
Parlak bir ekilde baladm halde artk dikkatimi toparlayamyordum, artk eski
heyecanm yoktu. Otuz yamdaydm ve hl bir baltaya sap olamamtm, eski
hayatmdan kopamam, bilinmez bir gelecein aray iine girmitim. lk ruhsal
bunalmlarm olduunda, asla doktor olamayacam anlamtm. Fazla dnmek
istemiyordum ama bu baarszlk beni bitiriyordu.

Clara'ya gelince, yarglama ve davranma biimlerimde bir dinginlie kavumadm


srece, onu geri alamayacam biliyordum. Bir lgn gibi rpnmaktan, rezalet
kartmaktan korkuyordum. Hayatmda her ey kt gidiyordu ama inat edecek olursam,
daha da ktye gideceine inanmtm. unu da ekleyeyim: bae-mek ile isyan etmek
arasnda bir karar veremedimse, bana verilen ilalar yzndendi. Terazinin kefesinde ar
basmlard.

Erken gelen yallma snmtm artk. imde, sabrszlk diye bir ey kalmamt
pek. Zaman akp gidiyordu. Btn bunlar ne kadar srecekti? Kafamn iinde belirli bir
sre yoktu. Birka ay m? Birka yl m? Sonsuzluktu. Ama hissediyordum ki sonsuzluk
bu yerde deildi. Beklediim bir ey vard. Diyelim ki bir iaret. Mucize dememek iin.
imde hl yaayan ben, buna inanyordu.

Cumartesi Akam

Ve mucize oldu. Daha belirgin olmak iin yle syleyeyim: yava yava olutu. Uzun
sre, hibir ey olmad. nk mucize beklediim yerden gelmedi.

126

Cumartesi gn oteline gittiimde, isyan:

Yarn akamdan sonra gremeyeceiz, dedi.

Ya anlattklarnz bitmezse?

Bu akam anlatabildiim kadar anlatrm. Mmkn olduu kadar ge yatarz.


Sylenecek ey kalmsa, ne yapalm, onlar da askda kalr.

Belki bir seferlik...

Vakit kaybetmeyelim, abuk gitmeye alacam.

Gnn birinde, kardeim gelip, beni klinikten ald. leye doru. Drt yldan beri ilk
kmd. Hayr, beni kapattklarndan beri hi kmamtm. Fazla ziyaretim de yoktu.
Salem ylda bir kere, iyi olup olmadm sormaya geliyordu. "yiyim" diyordum, hemen
gidiyordu.

Ablam daha sk gryordum. Msr'daki byk scaklardan kamak iin Lbnan


dalarna, yaz geirmeye geldiinde, birka kez bana uruyordu. Sanrm byle
gnlerde, sersemleticilerin dozunu arttmyorlard. nk karsna geer, az ak ona
bakardm, benimle istedii kadar konusun, anlan tazelesin, sorular sorsun, tek hece ile
cevap verirdim. O zaman gzlerini silerek giderdi.

Bu ilk k benim iin bir olay olmalyd. Oysa ne sevinli ne de zntlydm. Olsa
olsa, kukulu olabilirdim, o da belki! Mdr son dakikada haber vermiti, alkanlklarm
bozmamtm. Beni ardklarnda kt oynuyordum. Yerimi birine brakp, gittim.
ofr, siyah-beyaz koca bir arabann kapsn at. Salem iindeydi. Her zamankinden
daha sevimliydi. Eve, yemee nemli konuklarn geleceini ve benim de bulunmam
istediini syledi. Bir

129

kez daha yalan sylyordu. nemli bir yemek olunca: "Gidip aabeyimi tmarhaneden
alaym" diye byklk gsterecek hali yoktu ya...

Gerek bakayd. Salem, lkenin en nemli adamlarndan biri olmutu. Bunu zlerek
sylemiyor deilim, ama ite yleydi... Dnn kk kaaks unutulmu gibiydi.
Meslek deiimi mi? Basamak sray m? Her neyse, kucak dolusu milyonlar
kazanyordu. Bir uaktan dierine koup duruyordu. nl ve saygn bir kii olmutu.

zlerini evimizde grmek mmknd. Yeni bir servet, eskisini unutturmutu. Bir
zamanlar vahi ve bakmsz olan bahemiz imdi imler iindeydi. Manzarann zn
oluturan incir aalan kesilmiti, sadece birka yal am aac kalmt.

erde Adana'dan gelmi olan eski eyalar yok olmu, yerlerine yaldzl yayvan koltuklar
gelmiti. Yz elli yldan beri zerine baslan hallar da gitmiti. Bir tek benim odam ayn
kalmt. Kimse girmemiti, tozunu almak iin bile! Yine de yataa uzanm ve
uyumutum. Birka dakikalk yolculuk beni yormutu.

Ok konuklar gelince, gelip beni uyandrdlar. Kim olduklarn bilmiyordum. Hibir soru
sormamtm, kardeim de bir ey sylememiti, belki de srpriz yapmak istiyordu. Fazla
kalabalk deillerdi ama nemli kiilerdi, nk Salem bir metrdotel tutmutu.

lk gelen araba, Fransa bykelisinin arabas idi. Yannda, Fransa hkmet yelerinden
biri vard. Evet, Bertrand idi. Yani, Direniteki ad ile Bertrand!

Sanrm beni sormu. Clara'ya yazm, o da bildiklerini nakletmi. Sonra bykelisine


yazm. Bykeli aratrm, nereye kapatldm ve ne olduumu renince, Bakanna
beni grmemesi tavsiyesinde bulunmu.
Ama Bertrand, srar etmesini bilirdi. Ona kar gelmek istemeyen diplomat., bu le
yemeini tasarlam. Kardeimin, eref ve minnet bir yana, bir Bakan kabul etmenin
ilgisini ekeceini dnm. Ne var ki Bakan ancak, ben olursam gelecekti. Resmi
ziyarette bulunan bir Bakann, yabanc bir lkede bir yabancnn, stelik gemii karanlk
bir yabancnn evine gidip yemek yemesi dnlemezdi bile. Buna karlk, eski bir
direni rgt efi, pekl bir silah arkada ile yan yana, ayn masaya oturabilirdi. Yemek
srd kadar; Kitabdar maliknesi, yeni batan benim evim oldu.

130

Bir maskaralk. irkin bir alveri. stelik aalayc bir gn. Ama sonucu bakmndan,
bana yarar dokundu.

Neden aalayc?

Aradaki fark yznden... anlayacaksnz.

O gn gelip beni aldklarnda, aktif hanemde" -yle denilebilir-se- drt yllk zoraki
uysallatrma mevcuttu. O sabah da, vazgeilmez ikimi imitim. Son saatlerimi, hantal
hantal iskambilleri karmak zere, dier hastalarla geirmitim. Hepimiz ayn biimde
yayorduk, ayn biimde konuuyor, ayn ritimle hareket ediyorduk. Dardan bakan biri
iin bu, rlantide oynayan bir film gibi olmal. Dokunakl ya da komik! Bizler iinse,
normal yaam biimi!

Oysa o gn leyin, sofrada, gerek dnyann ritminde yaayan insanlarla bir arada
oldum. Elilikten insanlar vard, gazete yaz ileri mdrleri; bir bankac... Hepsi ok
abuk konuuyorlard, benim iin fazla abuk, bana bir ey demeyen isimler
sralyorlard: Panmunjom, McCarthy, RFA, Musaddk; hi duymadm olaylar hakknda
yorumlar yapyorlard; bana bir ey sylemeyen konularda glyorlard. Bertrand srekli
bana bakyordu. nce sevinle. Sonra hayretle. Daha sonra hznle. Ben sadece yemek
yiyordum, gzlerim tabamda...

ki kere bana bir ey syledi, fark edene kadar, ne demek istediini anlayana kadar,
atalm brakana kadar, kafamn iinde bir yant hazrlayana kadar... ben konumaya
balamadan, uzun sren sessizlikten sklan dierleri, konuyu deitiriyorlard. Tanrm, ne
alalma! Yerin dibine girmek istedim!

Sonra, yemein sonuna doru, toparlanmaya altm. Btn kafam toplayarak, bir
cmle hazrlamtm, kendi kendime olabildiince hzl sylemeye sz vermitim. Bir
sessizlik olsun diye bekliyordum. Olmad. Ya da frsat yakalayamadm. Bykeli
saatine bakarak, bir sonraki randevuyu hatrlatt...

Herkes kalkmt. Ben, kendi ritmimle kalkyordum. Hepsi yemek odasndan km


kapya yneliyordu. Oysa ben ancak, sofraya abanarak ayaa kalkabilmitim. Otuz
yamda olduuma kim inanrd?
Bertrand aniden, piman olmu gibi dnd. Bana doru geldi, sarld, kucaklad. Uzun
sre. Bana konuma sresi tanmak ister

131

gibi. Sofrada syleyemediklerimi, iimde kaynayan, boazma taklm olan,


dudaklarmn ucuna gelen, anlamasn istediim her eyi sylemenin frsat idi.

Hibir ey syleyemedim. En ufak bir kelime bile! Geri geldiini grmenin verdii
heyecan ve aknl gstermekten baka... omzunun ardndan, beklediklerini grdm
tekiler! Bu kez de azm aamadm. nemli olduunu, yaayanlarn dnyasna dnmek
iin tek ansm olduunu hissediyordum. Ama belki de konu onca yaamsal olduu iin,
felce uram gibiydim.

Konuamadm ama, son anda, grnmeyen balarmdan kurtularak minicik bir harekette
bulundum. Bertrand'n gitmesini nlemek iin elini tuttum, cebimde bir resim aradm.
Kzmn resmi, Clara'nm gnderdii. Evet, dnyann btn yeni doan bebeklerine
benzeyen yeni domu bir bebek resmi. Sonra fotoraf evirdim, arkasn okuyabilsin
diye: Nadya! Kafasn sallad, omzuma vurdu, bireyler mrldand, sonra gitti.
Gzlerinde hzn, acma ve bir an nce gitmenin tela okunuyordu.

Bunun bir yardm ars olduunu anlam myd? Hayr, hibir ey anlamamt. Ona
bireyler syleyecek vaktim olmutu. Usulca syleyebilirdim, o resmi ekip kartmaktan
ok daha usulca. Uzaklatnda gzlerinde, grlebilecek her eyi grdm: hzn ve
acma. imdi, Fransa'ya dner dnmez Clara'ya yazdn biliyorum artk. Cenaze ilan
gibi bir ey! Zavall Baku'nun tannmayacak hale geldiini, kendisinin tand ve
Clara'nm tand zgrlk rgtndeki delikanlnn artk yaamadn yazm olmal.
Onu unutup, yeni bir hayat kurmasn sylemi olmal.

Kardeimin ofr beni geri gtrrken, ben de yklm durumdaym. Btn frsatlar
karmtm. Salem'e gelince, sevinten umalyd. Beni hapsettiinden kukulanmlar
myd? te, iyi niyetini gstermi, serbeste gelmeme izin verilmi, yemee katlmam,
davetlilerle konumam -yle sylenebilirse- salam ve herkes zihinsel durumumun
berbat olduunu, uzmanlam bir klinikte bulunmamn yanl bir ey olmadn, hatta
kardeimin yasal mirasm zerindeki vesayet hakknn yerinde olduunu saptamt...

Bu le yemei sayesinde kardeim, bir. baka pislikten kurtulmutu: hapse girmesine


yol aan eski kaaklk hikyesinden!

132

Serveti sayesinde yeterince saygnlk kazanmt; kabul edersiniz ki saygnlk, satlk bir
kadn gibidir, bu kez itibarn tam anlamyla kazanm bulunuyordu. Onu on yl nce
mahkm eden Franszlar, imdi bykelilerinin ve bakanlarnn evinde gidip yemek
yemelerini kabul ediyorlarsa, o zaman masum olduuna onlar da inanmlardr, aksini
kim iddia edebilir?

Benim kurtuluum iin amalanm bu yemek daveti, kardeimin bir basamak daha
ykselmesine yol amt. Sanrm o tarihte pek ok kii, ayn kandan, ayn evden,
bylesi dikkat ekici bir adamla, benim gibi bir paavrann nasl ktn kendi
kendilerine sormulardr... Benim yazgm bilenler, ailesinde byle bir lekenin
bulunmasndan ac ekecek olan yksek ahsiyetin hatrna, bundan sz etmemekteydiler.
ou var olduumu unutmutu. Beni, trensiz, duasz, oktan gmmlerdi.

Yalnz yabanclar deil! Yaknlarm bile! Benim iin bireyler yapabilecek tek bir kii
vard: o da ablamd. Baka kimse deil. Bykbabam Nubar ve bykannem Amerika'ya
vardktan az sonra lmlerdi; lkeden aalayn koullarda ayrlm oian oullan Aram
ise, aile ile ya da aileden geri kalan ile ilikiye girmek istememiti.

Baka kim vard. Direni rgtndeki arkadalarm m? Beni tanm olanlar,


Bertrand'dan ne olduumu renmi olmallard. Sanrm zlmlerdir de, ama sonra
unutmulardr. Onlara gcenmek mmkn m? Zaferden sonra, sebepsiz yere yklan ilk
arkadalar ben deildim... Bazen savan da sonbaharlar vardr!

Baka kim? Clara m? lk nceleri, sylendiine gre, bana yazm, hi elime gemeyen
mektuplar... Ablama da haber gndermi, o da beni bulmamasn tavsiye etmi. Neden?
ffet, karmn beni, yazlan geldiinde kendisinin grd gibi grmesini istememi.
Hayfa'dan Beyrut'a gemek olanakszd, sahte belgeler salamak, su ortaklan bulmak
gerekiyordu. Hem Araplann hem sraillilerin phesini ekerdi. Ablam, Clara'nn, kzn
brakarak ya da daha kts kzn bu servene birlikte srkleyerek, btn engelleri ap,
konumaktan aciz, hareket etmekten aciz, ayak sren bir varlkla karlaacak olursa,
mr boyu d krklna urayacan dnm olmal. Daha iyi bir zaman, biraz
kendime gelmemi beklemek daha iyi olmayacak myd? Belki de o zaman, Clara ile
Nadya ile karlamamn oku yararl olabildi. O gnler ablam, iyileeceimi umuyordu...
henz. Ama her.ziyaretinde da-

133

ha az inanmaya balad. Gn geldi, inanmaz oldu. En kt srada. Tam bireyler


beklemeye baladm srada. Ama ona krgn deilim, Clara'ya da deilim, kendi iime
hapsolduumu, diri diri gmldm nasl bilebilirlerdi? mdat dememitim ki!

O berbat le yemeinin akamnda, yanlm dzeltmek iin, konuma yeteneime


gvenmeyerek, bir kt parasna u basit cmleyi yazmaya altm: "Buradan kmak
ve normal yaama dnmek istiyorum."

Bertrand'a iletemediim iin zgn olduum ve geldiinde ffet'e ulatrmak istediim


bir yardm ars idi. Bu kd, Nad-ya'nn resmi yannda, cebimde tutuyordum.

Bunu yazmamdaki neden, yalnzca, sras geldiinde konua-mamam korkusu deildi.


nk her zaman ayn zihinsel durumda deildim. imdeki fkeyi de biriktirmeye
ihtiyaam vard. Tpk lde kaybolan ve susuzluk tehlikesi karsnda kalan insanlarn
bazen, yapraklarn zerindeki ebnemleri imek zere damla' damla biriktirdikleri gibi.
fke, tiksinti, pek ender isyan tepkileri, hantallam onuruma kavumak iin deerli
birer yakt gibiydiler.

Ablam o yaz, tatilini geirmek zere Da'a gelmedi. Ertesi yaz da gelmedi. Onu bir daha
grmedim.

Salem bir gn, enitemiz Mahmut'un Msr makamlar ile bann dertte olduunu
sylemiti. Baka bankaclarla birlikte sekiz ay tutuklu kalm, sonra krgn ve bezgin,
Orta Dou'dan olanca uzaa g etmeye karar vermi. Avustralya'ya, Melbourne'e!

Baka bir eyden de kukulanmaktaym; nk ablam, en azndan bize vedaya gelirdi.


Sanrm kardeim, birtakm dalaverelerle ffet'i miras d brakt. imdeki sezgiden
baka ve orda bur-da kokusu kan birka gsterge dnda kantm yok. Neyse, iren
konulardan sz etmeyelim!

Ziyaretlerini deerlendirebilecek durumda olsaydm, ablaml beni belki yine grmeye


gelirdi ama karsnda heceleyen birini! grmekten ve alayarak yanndan ayrlmaktan
baka bir ey yapa-I

134

myordu ki! Avustralya'dan vapura veya uaa binip gelmek ne ie yarayacakt?

Kald ki hi gelmedi. Yine de, yaz yaklarken onu bekledim. Ama her yl biraz daha az
mitlenerek. Son umudumu da kaybetmekteydim.

ayet hayatta kalabil d imse, hayatta kalmamak da bir iradeyi gerektirdii iindir. O
iradem bile yoktu. lme el uzatmak iradesi hatta gc bile yoktu. Birka ie ila
almak veya merdivenlere kadar komak, atya kmak, bolua atlamak... sadece iki
kat, biraz ans ile, her yanm krlabilirdi.

Bunu sylememeliyim. Benim ansm, tam tersine, sonuncu midim de sndnde, ii


bitirme gcne sahip olmaymd. Tnelin ucunda k grnmese bile, k varm gibi
yrmek ve n grneceine inanmak gerekir.

Bazlar, gelecee inanmaya devam ettikleri iin sabrederler. Bazlar, ii bitirmeye


cesaret edemezler. Korkaklk, kukusuz hor grlmeli ama o da yaamn bir paras.
Kabullenmek gibi, hayatta kalma aralarndan biri.

Ancak beni hayatta tutan korkaklk ya da kabullenmek gibi bir ey olmad. Bunlardan
byle sz etmem yanl. Lobo vard. Maliknenin "mterilerinden" biriydi. Genellikle
bir arada gevezelik ederdik, vazgeilmeyen dost olmutu. Yegne arkada. Ondan biraz
sonra sz edeceim. Yllar boyu, hayatmda kimsenin sahip olmad neme sahip oldu.
Ama nce beni, lmekten nasl caydrdn anlatmalym.
ntihar konusundaki kararszlklarm anlatmak, benim iin kolay deil. Maliknede
ylesine bir ocuka jurnalcilik vard ki, kendimi yok etme isteimden kukulanacak
olsalard, gece yataa balarlard... ancak Lobo, belki de bir eyden kukulanm olduu
ve beni konuturmak istedii iin, hayatna son vermeyi birden ok dnm olduunu
itiraf etti. Benim iin de yle oldu dediim zaman, yirmi yllk tmarhane kdeminin ve
yirmi yllk ya farknn verdii stnlkle nasihatte bulundu:

"lme son are olarak bakmalsn. Hi kimsenin seni alko-yamayacam bil. Ama
lme gidebilecein iin, onu yedekte tut; sonuna kadar. Diyelim ki gece bir kbus
grdn. Bunun bir kbus olduunu bilirsin ve kurtulmak iin ban biraz oynatman yeter.
Her ey daha basit, daha dayanlr hale gelir ve bir bakarsn en korktuun eyden zevk
alr olmusun. Hayat seni korkutuyorsa,

135

iini yakyorsa, en yaknlarn irkin maskeler takmsa... hayat budur de, ikinci kez
anlmayacam bir oyun olduunu syle. Zevk verici ve ac ektirici bir oyun, inan ve
aldatma oyunu, maskeler oyunu, onu sonuna kadar oyna, ister oyuncu olarak ister izleyici
olarak. zleyici olman daha iyi, iinden kolay karsn. 'Son kurtulu aresi' yaamama
hep yardmc olmutur. Elimin altnda olduu iin, bu areye hi bavurmadm. Ama
ahretin direksiyonu elimin altnda olmasayd, kendimi tuzaa dm hisseder ve bir an
nce kamaya bakardm."

Lobo, baka insanlardan daha hasta deildi. Ama sadece, nasl denir, "zel huylan" vard
ve ailesi ya onu iyiletirmek ya da rezaletten korumak iin buraya kapatmt. Hayatnn
byk bir ksmn birka nl kurumda geirmiti ve sannm buras, geldii drdnc ya
da beinci yerdi. Bandan pek ok ey gemiti. Hatt doktorun biri, kt huylann
kartmak iin onu lop lop doramaya kalkm ve annesi bilinli ya da igdsel olarak
onu kurtarmt. Bu kt servenden lakab "lobo"yu edinmiti. Kendisi bile bunu alay
konusu ederdi... evresindeki her eye, yaamna, gemiine byk bir kaytszlkla
bakard.

Maliknede, Lobo'nun ayn bir konumu vard. Odasna bir piyano konulmutu. Bazen,
btn bir gn, ayanda terlikler, boynunda yeil ipek fulan ile oturur, ezbere alar ya da
taburesinden kalkmadan benimle gevezelik ederdi. Bizlerin aksine, telefon grmeleri
yapabilir, mektup alabilirdi. Aslnda kimse, deli olduunu dnmyordu.

Kardeimin, bir hkmet deiiminde bakan olduunu da o haber verdi. Evet ya, bakan!
Lobo, afallayacam biliyordu; Sa-lem'in nasl bir adam olduunu ona anlatabilmitim.
"Kahve"mi tamamyla itiimden emin olduktan sonra, haberi verdi.

Sersemlemitim, aslnda sersemlik gnlk halimiz olduuna gre, her zamankinden ok


sersemlemitim demek istiyorum. Lobo, kendine gre beni teselli etmiti:

Olan biten seni artmamal syan. Kendi kendine, kardeinin sana gre, bir
stnl olduunu tekrar et.

Nasl bir stnlk?

O, eski bir direniinin kardei, sense eski bir kaaknn! Glmtm. Burukluum
gemiti.

136

Bylece, kardeim para ve saygnlk kazanrken, ben salaklarn gl dudaklanmda,


batmaktaydm... Yllar geiyordu ve uzun zamandan beri, ok uzun zamandan beri artk
mit etmez olmutum.

Oysa durum birden deiti. Talih kuu, tozlu bir kutunun iinden mrmn dosyasn
kartm ve daha dikkatlice bakmt.

Talih kuu, kzm Nadya'dan bakas deildi. niversiteye yazlmak zere, Paris'e yeni
varmt.

Evet, Nadya! Ben de, onun bebekliindeki resmim ile belleinde kalmtm. Ama artk
yirmi yandayd ve iinde birbir trl isyan vard. Savalarn birbiri ardndan geldii
Dou'dan bkmt. Oradan uzaklamakta acele ediyordu. Onu yannda tutmay
baaramayan, yalnz gitmesini de iine sindiremeyen Clara, kahramanlk dneminin eski
dostlarn greceine dair ona sz verdirmiti. Bertrand' byle buldu. Sanrm Bertrand,
artk bakan deildi ama yine de etkili ve Direni'in byk isimlerinden biriydi.

Nadya, iine gmlnen koltuklann olduu zengin bir salonda kabul eden ve hafif bir
glmsemeyle inceleyen insann karsnda, neden orada bulunduunu aklamak
zorunda kalmt: oysa Bertrand onda annesi ile babasnn benzerliini kefe alyordu.

Annem sizi grmem iin srar etti. Sannm onu sava srasnda tanmsnz...

Demek sen Nadya'sm. Nadya Kitapdar. Tabii ki anneni tandm, baban da. Her ikisi
de, gal srasnda olaanstydler. ki mkemmel arkada. Unutulmayacak dostlar.

Bertrand "baban da" dediinde bir huzursuzluk hissetmi. imek gibi, abucak geen...
sonra da benden sz etmeyi ardan alm. Montpellier'de karlamamzdan,
tartamalanmzdan, korkularmzdan, Baku'nun, ele gemez Baku'nun basanlarndan
konumu. Nadya szlerine yapp kalm. Annesinden baz eyler renmiti ama
bilmedii ok ey vard. Babas olacak delikanly gzlerinin nne getirmeye
alyordu.

Bertrand daha sonra, daha hzl bir biimde hastalm ve klinie kapatlm anlatm.
te o zaman, denize attm imdat iesi aklna gelmi, kzma aynntlanyla, o berbat le
yemeini, cebimden karttm fotoraf hikyesini anlatm. Kendisine ackl ve gln
geldii iin Clara'ya anlatmaktan vazgetiini, belleinde arkadann hazin grnts
kalmasn diye o fotoraf hikyesini kafasndan skp attn...

137

lmemi bir babann yetim kz karsnda durup, byklerin dnyasna adm atmaya
hazrlanrken, o fotoraf hikyesi birden bambaka bir anlam kazanmt.

' Nadya'nm gzleri ya iindeymi. O gne kadar sadece, soyundan biriydim, oysa artk
etinden biri olmutum. Ona ynelik ve onca ge ulaan bu mesaj, onun gzlerinde,
boulan birinin son ans gibiydi. O tarihten beri ne olduumu ve sudan kurtarmak iin
ne yapabileceini dnmeye balamt.

Bertrand, yanndan ayrlan gen kzn arkasndan sevecenlikle bakt. ocuksu yry
aniden kayboluvermiti. Bense, o gn, mzklk yapan hasta ile on sekizinci iskambil
oyunumu oynuyor olmalydm.

138

Resmini bir tlsm gibi kalbinin stnde tayan o hasta adam, Nadya nasl
dnmesindi? O akl hastas -evet, evet szcklerden neden korkaym?- en iyi
arkadana kendi resmini, bir azize- nin resmini gsterir gibi sunan o akl hastas! Yeni
domu bebein o sevimli yz, yeryznn neesi!

Kzm iin, onun yanda ideal olabilecek, d saylabilecek her ey, ama her ey, artk
bu tmarhaneye tklm gen ihtiyarda odaklanyordu. niversite yurdunda, oda
arkadana hi durmadan tekrarlyordu: "O benim babam, hcrelerimin yans, kanmn
yars, gzlerimin rengi, enemin biimi ondan geliyor. O benim babam." Bu szcn
lezzetini seviyordu. .

Ya o baba, koruyucu koca bir yaratk olmak yerine, zayf, yaral, terk edilmi bir
hayvancksa? Ya kz korumas altnda olacak yerde, onu korumas altna alan bir anne
olursa?

Nadya beni, yann sevecenlii ile dnyordu. Ama hayalleri bundan ibaret deildi.
Bana ulaabilecek, bir iaret verebilecek bir yol aryordu. Ona gnderdiim iaretle, on
be - on alt yl sonra yant vermek zere...

Babasn bulmak, kurtarmak onda bir saplant olmutu. ine kapand ve ilalar
yznden sal bozulduu iin, artk iyileecek durumda deil miydi? Bu soruyu kendi
kendine sormaktayd. Bundan hayrl bir basiretsizlik dodu.

Annesine sylemi miydi? Tek kelime ermemiti. O tarihte, ilikileri pek parlak deildi.
Clara'nn, bir gemie sahip, ar basan bir kiilii vard. Nadya, kendi servenini, kendi
direniini yaamak istiyordu. Annesinin havlu att yerden balamak istiyordu...

Niyetini, Bertrand'a da hemen am deildi. Tek basma hareket etmeye kararlyd. Bu


onun serveni, onun savayd. Sz konusu olan, onun babasyd.

139

Ne yapacann duyulmasn istememekte haklyd. O kadar tuhaftr ki,


gerekletirmesine ne Bertrand ne de Clara izin verirdi. Daha sonra rendiime gre,
bundan sadece oda arkadana sz etmiti. Arkadann ad Christine idi ve soyad,
Paris'in en byk kuyumcularndan birine aitti.

Nadya ona, bir dei-toku nerisinde bulundu. ki gen kz birbirlerine ok benziyordu.


Kimlik kartlarndaki resimleri birbirine kartracak kadar, Kalpazan Jacques'a layk
yntemlerle. Christine, Nadya'run fotoraf ile yeni bir pasaport karm, pasaport
dairesindeki memur hibir ey anlamamt. Kzmn, Christine adna kendi resmiyle
dzenlenmi bir pasaportu vard artk, hi kimse gerek adndan, milliyetinden, doduu
kentten kukulanmadan, snrdan snra geebilirdi. Ailesi ile balarn kopartm olan
arkadana gelince, bir sre arl olan bir ad tamaktansa, hem Mslman hem
Yahudi olan bir kzn kimliine girmeyi elenceli buluyordu.

Evet, tam anlamyla, hem Mslman hem Yahudi! Babas olan ben, en azndan kt
zerinde Mslmanm; annesi, en azndan nazari olarak Yahudi. Bizim oralarda, babann
dini geerlidir, Ya-hudilerde ise annenin. Mslmanlara gre Nadya Mslman,
Yahudilere gre de Yahudi idi. Kendisi birinden birini seebilirdi ya da hibirini semezdi
veya ikisini birden semek isteyebilirdi... evet, ikisini birden ve daha birok ey.
Kendisine kadar gelmi btn o soy izgileriyle, Orta Asya'dan, Anadolu'dan,
Ukrayna'dan, Arabistan'dan, Beserabya'dan, Ermenistan'dan, Bavyera'dan gelen fetih ya
da ka yollaryla iftihar ediyordu. Kan damlalar arasnda, ruhunun her bir zerresi
arasnda bir tercih yapmaya hi niyeti yoktu.

Yl 1968 idi. Bana anlatldna gre, Fransa'daki renciler iin heyecan verici bir yl!
Ama Nadya'run tek dncesi yola kmakt. Nefret ettii Dou'ya! Vizesini, uak biletini
alm, otel rezervasyonunu yaptrmt, hepsi arkadann adna.

Beyrut'a varnn ertesi gn bir taksiyle Yeni Yol Maliknesine gelmiti. Orada olup
olmadm renememiti ama oradan kprdayp bir yere kmadm tahmin etmiti.

Mdrn odasna kabul edildiinde sahte adn sylemi, Davvvvab da ister istemez nl
kuyumcu ailesiyle ilgisi olup olma-

140

dru sormutu. Tam kararnda, ne ok ne da az bir ilgisizlikle, "Evet" demiti. Ayn


soruyu sorduklarnda Christine'nin yapt gibi...

Zaten biraz da onun iin buradaym, demiti kzm. Hassas bir konu ama sadede
dorudan gelmeyi yelerim.
Halalarmdan biri birka yl nce Lbnan'da yayordu. Kurumunuz hakknda ok vc
szler duymu. Sizi gelip grmemi o tavsiye etti. Babam iin. Birka yldr, bir hayli
ciddi ruhsal sorunlar var, uzmanlarn gzetimi altnda...

rnein kimler?

Nadya hazrlklyd, nl birka isim vermi, Mdr de bayla onaylayp konumasn


srdrmesini rica etmi...

Bir sre yurt dnda yaamas babama iyi gelecek diye dndk. Babama ve btn
aileye. Biliyorsunuz bizler tannm insanlarz, bu durum ailemizin nne zarar veriyor.
Babam da bunun farknda. Onu burada tedavi ettirme dncesini henz ona amadm
ama iyi bir yere, kar koyacan sanmam. Burada btn istediklerinin var olduunu
sanyorum: gne, huzurlu bir evre, iyi bir bakm... Onun iin de nasl bir yerde
yaayacan grmek zere gelmi bir eit ncym diyelim. Son karan vermeden nce,
belki sizin Paris'e gelmeniz iyi olacak, tabii masraflar bize ait olmak zere...

Balk yemi yutmutu! Doktor Dawwab, zevkten drt ke, zengin mirasya kurumunu
gezdirmeyi nermiti.

nce baheden baland. Fikir edinsin diye ufak bir gezinti. Da manzaras, hemen
tesinde deniz manzaras. Hi kullanlmad iin yepyeni duran tbbi gereler! Ayrca
odalar - piyanosunun banda olan Lobo'nun odas. Sonra yeil bitkilerin ssledii geni
salon. Bu gibi ziyaretlere ahk olmayan hastalar, konua yaklamak iin iskambilleri
brakmlard.

Dawwab:

Endie etmeyin, size bir ktlkleri dokunmaz, dedi.

Nadya onu yattrd. Titiz mfetti havalarn korumaya alyordu. Fazlasyla temiz
salonun kesinde bucanda toz kalm m diye saa, sola, yukan aaya bakyordu.
Onu sarsan duygular anlamak kolayd aslnda, bu hastalar arasnda o gne kadar hi
grmedii babasn aryordu.

O gn kt oynamyordum, ne de dama veya tavla. Lobo ile azck surdan burdan


konumutuk, sonra o piyanosuna gitmi

141

ben de bir kitap almtm. Ziyareti geldiinde kitabma dalm, dierleri gibi ona
yaklamamtm. Sadece, yerimden kalkmadan bam kaldrmtm. Yabancy grmek
iin.

Baklarmz karlamt. O kzn kim olabileceine dair en ufak bir fikrim yoktu. Oysa
o beni tanmt. Eski resimlerdeki gibiydim. Gzleri donup kalmt. Benimkiler de yle,
ama meraktan... Biraz da akvaryumlardaki balklarmz gibi bizi incelemeye gelen bu
yabancya kzgnlmdan. Surat etmi olacam ki, Daw-vvab hafife glerek, zr diler
gibi:

Onu okurken rahatsz ettik, dedi.

Ama ayn zamanda, baklaryla beni bonbardman eder gibiydi.

Bu bey sadece okur, sabahtan akama kadar. Tutkusu budur.

Pek doru deildi, durumu biraz sslemiti, szde entelektel bir yer olan kurumunun
saygnln arttrmak iin. Nadya:

Eer yleyse, ben de ona bir kitap vereyim. Yeni bitirdim, dedi. El antasn ap bana
yneldi. Mdr:

Gerekmez diyecek oldu ama Nadya yanma gelmiti.

Kitab bana uzatmadan nce iine bir ey tktrdn grdm. Sonra srtmakta olan
Dawwab'a gitti. akmlktan kendime gelmemiken kitab atm. Baln okuyabilme
frsatn bile bulmadan, sa tarafnda, st ksmda, yazarn adnn stnde sahibin adnm
yazlm olduunu grdm: Nadya K.

Aniden ayaa kalktm. Ona tuhaf bir biimde bakmaya baladm. Yznde, Clara'yi
anmsatan izgiler vard. O an, hi kuku duymadan, orada durann kzm olduunu
anladm. Dawwab'm kim olduunu bilmediini de hissettim. Onu ele vermeyeceime
dair kendi kendime sz verip ona doru yrdm. Benim bir robot gibi ilerlediimi gren
Nadya panikledi. Kendisini tandm anlad, kurduu atnn kmesinden rkt.

Ona yetitim ve kitab gstererek "mersi" dedim. Elini tuttum, yakalad, ben de hi
durmadan "mersi, mersi, mersi, mersi" diyerek elini salladm.

Mdr sinirli bir glle:

Kitabnz onu duygulandrd, dedi.

Nadya'y pmek iin daha da yaklatm. Adam avaz kt kadar:

142

Yeter, ileri gidiyorsunuz, diye baryordu. Soukkanlln korumaya alan Nadya:

Brakn, bunda bir ktlk yok, dedi.

Bunun zerine onu barma bastm. Ksa bir sre. Kokusunu duydum. Ama Dawwab bizi
ayrmt bile.
Nadya ise stlendii ii, duygusalla kaplarak berbat etmemek iin benden ayrld ve:

Bu bey ok duygulu, dedi ve doktora dnerek -ki cesaret isterdi- babam da okumaya
baylr, ona olanlar anlatacam. Bu hasta ile ok iyi anlaacandan eminim.

Aslnda, doktorun beni davranmdan tr cezalandrmasndan ve kitab elimden


almasndan korkmutu... bunun iin de, bu dokunakl sahnenin -sonradan rendiime
gre- son tereddtlerini de yok ettiini ve baka hibir kurumun babasna bunun kadar
uygun olmayacan sylemi.

Babadan kastettii kuyumcu tabii ki!

Dawwab'm az kulaklarndayd. Ben ve kitap kurtulmutuk. Bir de kitaba sokuturduu


mektup...

Zaten mektubu acele giysilerimin arasna gizlemitim. Tuvalete gitmi ve kitabn ilk
sayfasn yrtntm. htiyat, ihtiyat... Zarfn zerinde adm yazlyd. Nadya, mektubu
dorudan elime verebileceini dnmemi, bana iletecei umuduyla gvenebilecei bir
hastaya vermeyi tasarlam.

Mektup ne mi diyordu? Yaama sevincime kavuabilmem iin gerekli birka sz!

"Baba,

Ben senin yokluunda domu olan, kalbinin stnde resmini tadn ama yine de
senden uzakta bym olan kznm. Uzakta m? Aslnda bizi birbirimizden birka
kilometrelik nefis bir sahil yolu ayryordu ama aramzda lanet olas bir snr, kin ve
anlayszlk duvar ykselmiti. Bir de hayal gcnn yokluu...

Ben domadan nce, sen ve annem savaa ve kine kar ba-kaldrmtnz. Sava ok
gl grnyordu ama sonunda annem ve senin gibiler direndiler ve kazandlar. Hayatta
her zaman bir yol bulunur, mecrasndan km kendine bir baka yol yapan nehirler gibi.

Sen, annem ve dierleri bakaldrm, yazgy aldatmak iin sava adlar edinmitiniz.
Benim savam o kadar grkemli deil

ama bu benim savam ve sonunda kazanacam. Ben de snrlar gemek iin bir sava
ad edindim. Seni gelip grmek ve sana: 'Bil ki darda bir kzn var ve sen onun en
deerli varlsn ve seni sabrszlkla bekliyor' diyebilmek iin..."

Bu sade szckler beni daha okurken deitirdi. Bana erkeklik ve babalk onurumu,
yaama zevkimi geri verdi. Hibir srprizi olmayan yarnlardan beni ayran saatleri ekip
uzatmakla yetinmi-yordum artk. Beni bekleyen sevgi idi. Benim hayatmn bana hibir
yaran kalmamsa da, Nadya iin onu koruyacak ve gzelletirecektim. Kzm bir baba
sevgisiyle, bir yetimekte olan insan sevgisiyle seviyorum. Eskiden sevilen, beenilen
Baku'yu onun iin canlandrp zgrle kavuturmak, onun iin, koluna girip iftiharla
gezecei bir baba olmak istiyordum.

144

Yine de, hayatla banmak istemem, bunun gereklemesi iin yeterli deildi. Bu, kendini
ldrmeye kalkan bir babaya kznn gelip elini tutarak: "Baba, istemediin bu hayat,
benim iin koru!" demesi zerine intihar projelerinden vazgemeye benzemiyordu.
Durum daha karmakt. Tabii ki bama gelenleri anlyordum ve mutluluk duyuyordum.
Ama btn bunlar bir sis perdesinin ardndan grmekteydim. Puslu bir kafann ardndan.
Yirmi yllk, zoraki de olsa, kabul edilmi, rza gsterilmi bir tmarhaneye sokuluun
pusu ve pas ardndan.

Moral bozucu yirmi yllk bir yaam, yirmi yllk elimsiz irade! Yirmi yllk
yavalatlm, hantallahnlm dnce ve konuma!

Bir daha belirteyim, sadece lmekten vazgemek, uurumun kenanna gelip tam
atlayacakken geriye bir adm atmak ve titreyerek uzatlan scak eli tutmak szkonusu
deildi. O kadar basit deildi. Ayn rnei verecek olsam derdim ki, salam topraa
basarak deil ama dar bir ta geit zerinde bir ie viski ierek uurumun kenannda
duruyordum. Geriye dnmek iin karar vermem yetmiyordu, nk benim durumumda,
selamete ulayorum diye uuruma yuvarlanmak da vard. nce aylmam, ak bir gre,
berrak dncelere sahip olmam ve attm her adm nereye attm bilmem
gerekiyordu.

Benim durumum buydu. Oysa yalnz ben deildim sz konusu olan... beni ieri atm
olanlar vard. Kitabdar Konan tekrar almam ve miras hakkm elde etmemi istemeyen
kardeim vard. Gelir kaynan oluturduum ve arac olduum Dawwab vard. Onlarn
egemenlikleri altnda bulunduum srece, kuku-lanmalann nlemek gerekiyordu. An
ihtiyatl olmalydm.

te size bir rnek: Kafam toparlayabilmem iin, sabah kahve-

145

sindeki ilalardan kurtulmam gerekiyordu. Kurnazlk gstermeliydim, gzetim hergn


ok sk deildi: biraz abayla, aklm da bama toplayarak bunu baarabilirdim. ayet
ilalan aniden kesmi olsaydm felaket olurdu. Krk sekiz saat iinde o kadar sinirli
olurdum ki, kendimi ele verirdim; bu kez doktor, ayn ilalar ine ile vermeye kalkrd
ve beni daha yakndan gzetlerdi.

En mantkl davran, ila dozunu yava yava azaltmakt. Sabah "kahvelerinde" ila
tadnn son damlalarda daha fazla olduunu fark etmitim. Fincann dibindeki damlalar
azmda tutmay daha sonra lavaboya tkrmeyi becerebildim. Birka hafta sonra, ok
daha iyiydim. Sakin olmakla birlikte, kafam daha berrakt. Okurken, bakalarnn
davranlarna bakarken bunu hissedebiliyordum. Tuhaf bir izlenimim vard. Eskimi
duygularm yenileriyle deitirmiim gibi bir duygu iindeydim. Ya da yedek bir duygu
edinmi gibiydim.

Kafam toparlaynca fark ettiim ey, bakclarn, hastalarn nnde, bazlar tamamyla
tpsal, dierleri alayl yorumlar yaptklar ve bunlar ok hzl, eksik szcklerle ya da
ksaltmalarla yaptklar idi. O kahrolas sersemlie sahip olduum dnemde, btn
bunlar, tek bir szcn bile anlamadan, burnumun dibinde cereyan etmekte idi. Oysa
imdi, kk bir abayla anlyordum. Bazen hastalara taklan isimler ya da birinden
birinin salk durumu hakknda endie verici aklamalar ya da mrlerinin geriye kalan
ksmlar stnde bahse girimeler oluyordu, tepki vermemeye alyordum.

Hayr kafamda bir plan yoktu, gerekten yoktu! Hibir ka plan yapmamtm, hele
byle bir ey hi yoktu. Sadece kendime gelmeye, kafam toparlamaya alyordum, kzm
beni ardnda cevap verebilmem iin.

Ah evet, bir ey daha... beynimi altrmaya, bellek altrmas yapmaya aba


gsteriyordum. Bir gn, gittike sk yaptm gibi, okuyordum. Eski bir macera
romanyd ve Leheden evrilmiti; yk gzel ilenmiti ve sonunu merak ediyordum.
Sayfalarn hzl hzl eviriyordum. Birden, bam kaldrdmda, bakcnn merakl
gsterileriyle karlatm. Her zamanki yavalmdan kurtulmutum, hareketlerim canl,
sinirli, enerjik olmutum ve bakc kadn bunu fark etmiti. Doktora haber vermeden
nce, emin olmak iin bana bakmaya devam ediyordu. Bunun zerine, ritmimi
yavalatmaya altm ve bunun iin de baz paragraflar iki ke-

146

re okumaya baladm. te o zaman, btn paragraflar ezberlemeye karar verdim. Benim


"zihinsel eitimim" iin yararl myd bilmiyorum ama yeteneklerime gvenmeme
yardmc oluyordu.

Evet, evet, beni iyi anladnz. O bakc normal ritimle okuduum iin beni Dawwab'a
ihbar edebilirdi!

Maliknedeki dnce, hastann ajitasyon potansiyeline sahip olduklar ve iddetli


buhran geirebilecekleriydi. Rlantide olduklar srece, tehlike yoktu. Her ani hareket,
her ajitasyon belirtisi bir buhrann habercisi olabilirdi.

Bu yzden, Nadya'y ya da ondan gelecek bir iareti beklerken dikkatli olmalydm.


Sanrm kzmn da en byk istei beni kurtarmakt. Ama bu nasl olacakt? Beni
grmek iin hapishaneme szmak baka, beni oradan kartmak bakayd.

Kzm, iini baarm olmaktan, klinik mdrne oyun etmekten gurur duyuyordu. Hele,
mucize kabilinden, mektubu elime tututurmu olabilmekten. Benimle konumu
olmaktan, kucaklam olmaktan... Beni, bir yabancy kucaklar gibi, daha da kts, can
skc biriyle tokalar gibi kucaklamt. Ama her ikimiz iin, bu ilk pmemizdi. Sanki
sevgilimden sz" eder gibi konuuyorum. Kzma ilk pcm jdi, yirmi yl iinde tek
pcm! Haftalar getikten sonra bile etkisindeydim! imdi bile, o anlar yeniden
yaaynca...

zr dilerim, nerede kalmtk?

Ah evet, kzmn taanlarndan sz ediyorduk. Ziyaretinin ok mkemmel getiini


sylemitik. O kadar ki... her eyde baa-nl olacana inanmaya balayacak kadar... ertesi
haftalan, plan kurarak geirmiti. Gzpek planlar... karma planlan! Kurnazln yeterli
olmad, baka aralar kullanlmas gerektii sonucuna varmt. Evet, karma!

Zavall yavrum, gnl akln elmiti!

Yeniden Bertrand'a gitmiti, yardmn salamak amacyla. Dnnden bu yana, onu ilk
kez gryordu ve Malikneye nasl girdiini ve benimle nasl karlatn anlatmt.
Bertrand, onu nce sevgiyle hatt hayranlkla dinlemiti. Kzmda, ses tonunda, kendi
genliini, Clara'nnkini ve benimkini bulmutu. Ancak k-

147

zm, olumlu tepki alp yeni tasarlarndan sz edince, Bertrand'm yz aslmt:

Buraya kadar yaptklarn onurlandrc. Bundan gurur duyabilirsin ve benim, annenle


babann eski bir arkada olarak gurur duymamam elimde deil! Ama dikkat! Baban
hakknda anlattklarn, bana onunla son karlamamz anmsatt. Bylesi ciddi bir
konuda gerek izlenimlerimi senden saklayacak olursam, gerek bir dost deilim
demektir. Baban yarm bir adam, heyecanlarn sevecen davranlarla, gzyalaryla
gsterebiliyor ama daha teye gidemiyor. Seninle konutu mu?

Sadece mersi dedi. Baka bir ey diyemezdi nk Mdr bize bakyordu. Durumu,
zellikle belli etmemek gerekiyordu.

Sen bunu, zverili ve yiit ruhunla byle deerlendiriyorsun. Oysa ne yazk ki


gerek, ok farkl. Ben baban grdm, onunla yan yana saat geirdim.
Konuabileceini biliyordu, tehlike yoktu. Bana "beni yannda gtr" diyebilirdi. Yannda
ben ve bykeli olmak zere, hemen gidebilirdik, kt kardeinin diyebilecei
hibir ey olmazd. Ama hayr, syan hibir ey syleyemedi, tek bir szck etmedi.
Ayrlacam srada son bir mitle ona doru gittiimde, istedii her eyi syleyebilirdi,
yalnzdk. Yine bir ey sylemedi. Sadece senin resmini cebinden kartabildi. Sevecen,
dokunakl bir davran ama yanm bir adamn davranlar. '

Seni, yirmi yanda, babasn hi grmemi bir gen kz olarak karmda grp bu
sahneyi anlattmda, gzlerim dolmutu; sense benden yz kat daha heyecanlydn.
Harikuladeydin. Onu kucaklamak, unutmadn sylemek iin grmeye gittin. ok iyi.
Alklyorum. ki mkemmel arkadama layk bir kzsn. Ama imdi gerekle yzyze
gelmek sras. O adam, yanm bir adam, bu byk hakszlk ama gerek bu! Onu son
grdmde, artk ayn adam deildi. Heyecanlarn ancak gzyalan ile ya da
kucaklamayla gsteriyordu, ite o kadar! O tarihten sonra tmarhanede geirdii on alt
yl, durumu daha iyiletirmemitir.

Byle bir plan uygulamaya kalktnda ne gibi tehlikelerle karlaacan dnmek


bile istemiyorum. Tehlike gzn korkutmuyor, emin ol, beni de korkutmaz. Diyelim ki
karma olay dndn gibi gerekleti, diyelim ki baban, yakalanp ift kilit altna
konulmadan oradan ekip kardn, hatt daha ileri gideyim, diyelim ki buraya, bu
daireye geldi, u koltukta oturdu... ne

olacak? Durumunu anlayacak ve onu benzer bir yere kapatmak zorunda kalacaksn. Bir
evladn, bir dostun zemeyecekleri tbbi, zihinsel, ruhsal sorunlar vardr. Alkanlklar,
arkadatan olan bir ortamdan onu koparp alacak ve belki de daha az sevecen, daha kapal
bir baka kurulua yerletireceksin."

Kzm, Bertrand'm yanndan svp sayarak ayrlm. Bir kez daha tek bana hareket
etmeye karar vermi. Ancak kararll sarslm bulunuyordu. Duyduu szler kafasn
kartracakt.

Beni brakmayaca vaadine aslarak yokuu kmaya baladm bir srada, o -henz
aka kendisine itiraf etmemi bile olsa-vazgemiti. Ama ben bulunduum yerde bunu
bilemezdim. Gnn birinde kp geleceinden emindim ve hazr olmak istiyordum.

Nadya'y bekleyerek yaadm. Yllar boyu, her gece uykuya dalmadan nce, ertesi gn
geldiini grecsk miyim, hangi kimlie gizlenerek ve ne gibi eyler uydurarak gelecek
diye dnyordum.

Ama beklediim yarnlar, dnde kald. Hayr; kzm bir daha hi gelmedi. Ona krgn
deilim, neden gelsindi? Beni kurtarmak iin mi? Beni bir kez kurtarmt. yiletirici
szler sylemiti. Yokuu trmanmaya balamtm. imdeki dipsiz kuyunun
duvarlarndan yava yava trmanyordum. Savayordum! Sisi datmak, aklm bama
toplamak, belleimi glendirmek, isteklerimi uyandrmak iin savayordum! Bu artk
benim savamd, yalnzca benim!

Bu sava, iki kat zenle srdrmeliydim. Talihsiz dostlanm, davranlarn taklit etmek
iin gzlemeye devam ederek... nk her geen gn, sersemlik durumum ile uyanklk
durumumun hi de ayn olmadn fark edebiliyordum. Nitekim, konuurken yalnzca
szlerimin hz, yalnzca vurgusu, yalnzca o bitmez tkenmez, cmleleri uzatan "eeee'er
deil, szck daarc da deiiyordu. Anmsatt istekler krletilmise, szckler de
unutuluyordu. Her ey, sz, bak, bir ey yerken yz buruturma ya da buruturmama,
binlerce kk aynnt, hastann usul usul sersem-letirici dozu yutan ile yutar gibi yapan
birbirinden aynyordu.

Btn bunlara karn, kamay dnmyordum, henz deil. Elde ettiim, sabrsz bir
davranla yitirilemeyecek kadar de-

148
149

erliydi. Ne yani? Bir yk kamyonuna gizlenerek mi? Duvar atlayp, muhafzlardan


daha hzl koarak m? Hayr, ansm bu yollardan deneyemezdim.

Gitmek, Tann'nn gn bunu dnyordum. Tmarhaneden uzaklamak, baka bir yerde


olmak, zlemini ektiim buydu. Ama bir engeli amak iin fiziksel bir aba harcamak?
Yo, hayr. Kzm bekliyordum.

Diyeceksiniz ki, gelmeyince ne oldu? Yant, sorunuzun iinde. Sonu gelmeyen an,
ulalmayan an yoktur. Byk bir tutku ile beklenilirse, zaman getike beklenilen gnn
yaklat sanlr... Bir yl m geti? Daha iyi denilir, hazrlanacak zamana ihtiyac vard.
ki yl m geti? Gelmesi yakn...

Kald ki, Maliknedeki zaman, dars gibi gemiyordu. Kimse hapishanedeki gibi
entik atmyordu. Hepimiz, mr boyu hapistik. mr boyu, birbirinin ei gnler... gn
saymann ne yaran vard?

Son Gece

150

Saat gecenin on biri, belki de on bir buuu olmutu, ackmtk, dinlenmemiz iyi
olacakt. syan ile birlikte, gece ak bir birahanede soan orbas imeye ktk.

Yemekte, aramzda bir sessizlik olduu srada, i cebinden, krmz deri kapl, yaldzl bir
dille kilitlenen eski bir ajanda kartt. Sayfalarm evirmem iin bana uzatt:

Aklmdan geenleri yazmtm. Son zamanlarda, Maliknedeyken yazdm.

Sayfalar gzden geirdim. ou beyazd, dierlerine balksz, noktasz, uyaksz eyler


yazmt. Onun izniyle u birka satr naklediyo-

rum:

Ardmda cennetin kaplar arpt dnmedim Ayaklarmda ayaklarmn glgesi yolum


boyunca duvara

kadar uzanyor

Kapal gzkapaklanmn altnda glgeme basyorum tpk kan damarlarna benzeyen


Anadolu yollarndaki gibi Belleimde kagir ve hayal caml daha gzel bir evin ans,
Kulaklarmda kentin uultusu Babil'in tatl uultusu Eskiden eskiden llerde yok olmu
uluslarn ileri karakollar Eskiden eskiden gkyznn merdivenleri eskiden eskiden
sabrszlk a eskiden gelecek
Sonra birlikte otel odasna dndk. kimiz de ok yorgunduk ama zamanmz azalmt,
gerdanln son parasn tamamlamak gerekiyordu. Beni yattrmak istercesine:

Hikyemden az bir para kald, dedi. Yetmili yllara geliyorum.

153

Darda, sesi bize kadar ulaan baz olaylar oluyordu. Ses derken, silah sesi demek
istiyorum. Patlamalar, youn ate, ambulans sirenleri.

Henz sava yok. Sadece habercisi salvolar. Grltl, gittike sklaan iddet olaylar.
Darda insanlar ne olup bittiini belki anlyorlard, bize sadece grlt ile yetinmek
kalyordu. Sonra bu grlt bizi rahatsz etmeye balad. Size "Skkn" denilen hastadan
daha nce sz ettim mi? Sanmyorum. Talihsiz arkadalarm arasndan, sanrm sadece
Lobo'dan sz ettim. Skkn, Lobo'nun tam tersiydi. Lobo, ince, hassas, zararsz biriydi,
bana, ailesi srar ettii o da onlar krmak istemedii iin orada bulunduu izlenimini
verirdi; dnyann kendisine gre olmadn, ok erken ya da ok ge geldiini, ya da
dnyann kt bir yerine geldiini dnrd. Ksacas, sessiz sedasz, elini ayan
ekmi biriydi, tek istedii ey, ara sra piyanonun taburesine oturmakt.

Skkn iin durum yle deildi. O buraya, bambaka bir "gzerghtan" -yle
denilebilirse- gelmiti: Cinayetten! Bir gn, bir delilik annda, elinde kasap ba ile
sokaklarda komu, geerken on kadar insan yaralam ve yakalanmadan nce bir de
kadn ar yaralamt. Avukat sorumsuz olduunu ileriye srm, bu gr kabul
edilmiti. Ailesi onu doktor Dawwab'in rnek kliniinde yatrana kadar, birka ay resm
bir kuruluta yatmt. Ara sra, dudaklar titrer, ldrme isteinin teptii anlalrd.
Ancak sakinletiriciler sayesinde -sanrm ona b^den daha fazla veriyorlard-
yattrlyordu.

imdi ondan sz ediyorsam, o dnemde, endie verici bir davran olduu iindi. Bu bir
iddet gsterisi deildi, doktorlar buna are bulurlard, bir eit sessiz, iin iin sevinti.
Ne zaman bir yaylm atei duyulsa, siklon, bir su ortandan ifreli bir mesaj
ahyormuasma sevinirdi. Ya da d dnya kendisine uzun sre kt davrandktan sonra,
sonunda iyi ynlerini kabul etmi gibi sevin duyard. Adam uzun boylu, gr kzl sal,
kaln enseli, kk eneliydi. Gl elleri vard ve bu elleri bir bakla korkmadan
dnmek olanakszd. Glmsediinde, bakalar benim kadar endielenir miydi
bilmem? Bakclar, ilk buhran belirtisinde onu balamak iin yakndan izlerlerdi. Ama o
hi hareket etmezdi. G-lmsemekle yetinirdi.

atmalar sklap, bulunduumuz yere kadar geldiinde, Skkn kendinden gemeye


balad. Dierleri, hastalar ve bakclar,

154

Maliknenin igal edilecei korkusu iinde yaamaktaydlar. Geri Malikne bir kale
gibiydi, salam ve yksek duvarlar ve atda gzetleme yuvalan vard. evremizdeki
milislerden her biri, Malikneyi bir kale gibi, genel kararghlar gibi kullanmak
isteyebilirlerdi. Ya da silahl birka serseri oray yamalamaya kalkabilirdi; bu deli
zenginlerin barnanda hazineler saklanyor olamaz myd? Ya da en azndan para eden
deerli birka para eya? Davv-vvab, kendisini korusunlar diye semtteki ete balarna
para veriyordu.

Maliknedekilerin "dars" ve "dardaki insanlar" hakknda fazla bilgileri olmadn


sylemitim. Sadece Skkn zafer havalarna brnm olsa da, aramzdan ou bam
"byle biteceini biliyordum" der gibi sallyordu. Hastalar arasnda korkuya kaplan tek
kii bendim. Lobo'nun dnda kimsenin tahmin edemeyecei bir nedenden tr...
Lobo'ya almtm ve o da beni yattrmaya alyordu: evremizde olanlar haber alan
Nadya'nn, hayatmn tehlikeye dmesinden endie ederek gelmesinden korkuyordum.
Hayr, gelmesini istemiyordum. Byle bir tehlikeye atlmasn istemiyordum. Ortalk
sakinlemeden nce deil!

Bugn, byle bir maceraya atlmayacak olduunu rendim. Gen bir adamla tanm
ve ksa bir sre nce evlenmi. Kocas ile Brezilya'ya gitti. Bir delilik yapmasndan en
korktuum an, Atlantik'in te yakasnda hamileymi... Birka gn nce, ocuu ister kz
olsun ister olan, adna Baku diyeceini haber aldm... Benim anm byle srdrecekti.
Artk kuryelikler, tuhaf maceralar tarih olmutu...

Allahtan kliniin evresindeki olaylar ktye gitmekteydi. Milisler, daha grltl


silahlar edinmilerdi, ne uyayabiliyor, ne yiyebiliyor, ne okuyabiliyor ne de eskisi gibi
iskambil oynayabiliyorduk. Kulamz pencerelerde, her top at ile srayp,
baryorduk.

Sonra bir gn Dawwab yok oldu. Silahlarn ara vermesinden yararlanp, arabasna bindi,
kat. Meslektalarna haber vermi olmal nk ayn akam, btn personel, buhar
oluverdi! Ama biz hastalara bir ey sylememeye karar vermilerdi. Hayr, tek bir szck
bile. Bizi, nakledilemeyecek kadar ar bir yk, gerei syleyemeyecek kadar ne
yapaca belli olmaz yaratklar diye nitelemi olmallar... bizi kendi kendimize
brakvermilerdi.

155

Bunu fark ettiimizde gece olmutu. Yaylm atei yeniden balamt. Klinik, iki dman
milis kuvveti arasndaki tampon blgede, kimseye ait olmayan topraklar zerinde
bulunduu iin, igal edilmemiti. Her iki taraf bunca hrsla atyorsa, her biri
dierinden nce klinii ele geirmek istedii iindi. Korkun gnler bekleniyordu. O
uursuz yattrclarn verilmeyecei gnn ertesinde de korkun eyler bekleniyordu.
Uursuz ama ne yazk ki gerekli; hastalar yattrclardan aniden yoksun kaldklannda,
birbiri ardndan buhran geirdiklerinde neler olacan dnmek bile istemiyordum.

156
O geceyi mr boyu anmsayacam. Birinci katta, srunlu, balko-numsu bir yerdeydik.
Oras salk personeline aitti ama Lobo ile birlikte gelip oturmutuk ve dierleri,
iskemleleri srerek bizi izlemilerdi.

Karanlktaydk, tepemizden san, sonra krmz, sonra gene sa-n, daha sonra yeil izler
brakan mermiler geiyordu. Ara sra ortalk iiyor, ardndan patlamalar oluyordu.
Gzlerimi Skkn'n mest olmu yznden ayramyordum ve kendi kendime, ila
verilmediinden ertesi gn nasl bir canavar kesileceini soruyordum.

Btn gece sandalyelerimizin zerinde mhlanp kaldk. Genelde, bizleri gelip alrlar ve
akam yemeine gtrrlerdi, yemekten sonra biraz oturur, sonra da bizleri odalarmza
gtrp sndrrlerdi. Ne yapacamz syleyecek kimse kalmad iin, hibir ey
yapmyorduk. ylece oturuyorduk. Orada, yemeden, yatmadan, kmldamadan, sonsuza
dek durabilirdik.

Sonra, dalann ardndan gne dodu. Gn ile yalnz ate deil sesler de yok
olmutu. Birka ksa dakika sresince, tam bir sessizlik. Manzara muhteemdi! Tepeleri,
kyleri, uzak kentleri, tan aanrken hafif mavi, beyazmtrak olan sahili ve denizi bir
bakta kcaklamak olasyd. Her yerde yklm evler, sokaklarda cesetler, barikatlarn
zerinde kirlenmi bayraklar olmalyd... plak gzle bunlan grmek olanakszd. Sadece
huzur verici sonsuzluk! Mavi, yeil ve hatta ku cvltlar.

Birden art arda patlama sesleri. Bir daha, bir yenisi daha. Her ey yeniden balayacakt.
Ayaa kalktm. Yksek sesle "Gidiyorum" dedim. Kimse tepki vermedi. Skkn'n
glmsemesi artt.

157

Lobo'ya dnp baklarmla sordum. Bunun zerine o da kalkt ama sadece omzuma
vurup "Talihin ak olsun" demek iin. Arkasn dnp gitti. Birka saniye sonra
piyanosundan Varova konertosu duyuldu. Bombardmanlar enikonu younlamt ama
mziin sesi bastryor, elik ediyordu.

Odama gittim, birka para eya topladm. Ne bavul, ne anta, yalnz cebe girecek
eyler. Baz ktlar, biraz para, ajandam, ve ilalar, baka bir ey deil. Yola koyuldum.

Evet, yaya. Ana kapdan getim ve yolun kenarndan, bakente doru yrmeye
baladm. On be kilometre kadar vard. Normal zamanda kimse bu mesafeyi yaya
gitmeyi dnmez. Ancak o sabah hibir ey normal deildi. Ne ben, ne yol, ne insanlar,
ne koullar. Yrdm. Her zamanki yrymle. Acele etmeden ama hi durmadan.
Hibir ey iitmeden, hibir ey grmeden. Ayakkablarmn ucuna ve yoldaki akl
talarna bakarak yryordum. Tek bama. Ne yaya, ne de ara. Yerleim yerlerinde bile
insanlar adeta gmlmlerdi ya da daha uyuyorlard.

Yolum, aile evimizin nnden geiyordu. Ya da evden geriye kalm olandan... eri
girdim. Bir tur attm, tekrar yola koyuldum.
Bekleyiniz!

(Bu parantezi amadan nce ok duraksadtm, kahramanm sahnede, szn ettii


kiilerle babaa brakmaya ntyetliydim. Ancak bundan sonran hakknda susacak
olursam, rolm iyi oynamam olacaktm. Konumamzn banda, perembe gn,
syan ilk kez kardeinin adn sylediinde, yerimden sramtm. Bir sre nce, bir
gazete haberinde, ellili yllarda ksa bir sre Bakanlk yapm Salem Kitabdar adl bir i
adamnn, Beyrut yaknlarnda, atmalarn olduu bir tepede bulunan evinin ykntlar
arasnda l bulunduunu okumutum.

Olay birka kez karmdakine anlatmak istedim ama her seferinde yeri geldiinde
anlatmak zere kendimi tuttum. Doduu evi ve sevilmeyen kardeinin yazgsn ne
zaman syleyeceini merak ediyordum ve ev ile kardein ayn anda yok oluunun,
lkeden ayrlmasyla ilgisi olup olmadn bilmek istiyordum.

yknn burasna geldiinde, sylemezlik edemeyecekti. Onu gz-lyordum. Eve


uradn kanarak sylemiti. Fazlasyla kanarak. Yoluna devam etmeye
hazrlanyordu. Onu durdurmalydm.

Bekleyiniz!

158

Huzursuzdum, beraber geirdiimiz son drt gn olmadm kadar huzursuz. Olaylar


aceleye getirmek, yksn baka yne evirmek istemiyordum, sylediklerinin kendi
ak iinde devam etmesini istiyordum... yine de suskunluunu sonuna kadar
srdrmesini kabul edemezdim, zaman damlyordu.

Bunun iin de sordum:

Eviniz ne durumdayd?

Harapt. Duvarlar yklmamt ama alevler yznden is iindeydi ve delik deikti...

Orada ok kalmadnz...

Hayr, bir tur attm, anahtarlar aldm ve gittim.

Hangi anahtarlar?

Btn anahtarlar. Bakn!

Bavulundan eski bir okul antas kartt, iindekileri yatan zerine boaltt. Elli kadar
anahtar vard. Ne ellisi? yatan zerine savrulmu anahtar says belki yz, iki yz
kadard. Bazlar demet lalinde, bazlar tek... bazlar grkemli, eski zaman usul,
dkme, ilemeli... dolaplarn, sandklarn, ekmecelerin, oda kaplarnn, sokak kapsnn
anahtarlarn toplamt; teneke kutulara atlm paslanm anahtarlar da... onlar toplayp
yanma almasnn nedenini anlayamyordum; onun iin "cann kurtarmann" yaran
mutlakt, ona kar gelmek istemedim.

Ne var ki, kafamn iindeki sorular bitmiyordu. Neden kardeinden sz etmiyordu ki?
Onu lm, yz kanl ya da can ekiirken grd iin, unutmaya m alyordu?
Bana gelenleri hl bilmiyor muydu? Yoksa... byle bir ey aptalca ama, drst
davranmam gerektii iin aklmdan geeni sylemeliyim: karmda duran adam, yknt
halindeki evine uradnda, karde katili olabilir miydi?

Ona daha yakndan, ekinmeden baktm. Prl prl gzlerini, i grmemi ellerini, yal
ocuk kafasn, huzurlu ve parlak dudaklarn inceledim... vicdan azab eken bir adama
hi benzemiyordu, hele soukkanllkla adam ldrecek birine hi. Ona ne kadar baksam,
sadece saflk ve drstlk gryordum. Kuku ekecek bir ey yoktu, ya da olsa olsa
yznde lafifbir titreme ve bahlarnda zaman zaman bir dalgnlk... uzun ilesinin
yansttnn dnda hibir ey...

Hayr, Habil'den, Kabil'i ldrd iin kukulanmayacam! Bu kara dnceleri


kafamdan attm. Her ey, kardeinin durumunu bilmediini gsteriyordu; .kimse ona
haber vermemi, gazeteleri okumam olmalyd.

Kendi kendime, zerinde durmayalm dedim! Benim aknlm

159

fark etmediini umarm; byle alaka bir kuku ile ondan ayrlacak olursam,
zlrm...

Srf vicdanm rahatlatmak iin son bir soru ynelttim:

Evde kimse yok muydu?

Hi kimse. Yoluma devam ettim.)

Bakentin varolar daha canlyd. Grltl ama olaysz bir banliyye gelmitim. En
azndan o gn iin olaysz. Bir taksi beni Fransa Bykelilii'ne gtrmeyi kabul etti.
Oraya vardmda, Bertrand'n adn verdim. Benim Susam'm Bertrand idi. Kaplar
ald. Makineler tkrdad ve ertesi gn Paris'teydim. ansm varm. Arkadam
haftalna Japonya'ya gitmeye hazrlanyormu. Beni grmek iin yolculuunu krk
sekiz saat erteledi.

Karlatk. Biraz mahcuptu diyebilirim. Benim kayp biri olduumu dnm olmaktan
ve zellikle bunu, ona buna ve hatt Clara'ya yazmaktan mahcup... ama sulanabilir mi?
Her ey, benim iyilemeyeceimi gsterir gibiydi. Kald ki, hi kimseye krgn deilim...
Bertrand ile uzun bir gn geirdim, eskisi gibi syletik. Gece uacakt, kalan birka
saati en iyi biimde kullanmaya altk. Anlatacak o kadar ok ey vard ki... Bana
Nadya'y anlatt, tasarlarn, neler konutuklarn, evliliini, ocuunu...

Sonra Clara'dan sz etmek istedi. Szn kestim. Ben yokken neler yaptn bilmek
istemiyordum. Herhalde yirmi sekiz yl boyunca beni bekleyip, szlanmamtr. Soyadlar,
tarihler, adlar... bir vakitler birbirimizi sevdik ve bizi ayran ne varsa, bizim kusurumuz
deil. Geriye bakacak vaktim kalmad.

Bertrand'dan sadece karmn adresini istedim. Ona yazdm. Yazmak iin koca bir gn
harcadm. Bama gelen her eyi, nasl yaamsam olduu gibi yazdm. Nasl
dtm, Nadya sayesinde nasl ayaa kalktm...

Sonra ona randevu verdim.

Hayr, bana cevap vermedi, verecei bir adres brakmamtm.

Geri ona telefon edebilirdim ama telefonda ok heyecanlanrdm, kullanmaya o kadar


az alktm ki... zihinsel durumum hakknda ona anlattklarmdan sonra, heyecanm
yanl yorumlayabilirdi...

160

Bana ok acele cevap vermesini de istemiyordum. Olumlu ya da olumsuz, cevabnn


candan olup olmayacandan emin deilim.

Onun iin ona sadece randevu verdim. Uygun olabilecek en yakn tarihte, gelmesi iin
gerekli vakti vererek... gelecek olursa.

Hangi gn, neresi olsun diye dndm. Sonra zm, apak gzlerimin nne serildi.
Sadece eski bulumamz tekrar edecektik. 20 Haziran, le vakti, Horloge rhtm. ki
kule aras.

Evet, 20 Haziran yarn.

br randevuya gelmiti, buna neden gelmesin? Ne dersiniz?

161

Birbirimizden sabaha kar ayrldk. Scak, sevecen bir tokalama, ikimizde de minnet
duygusu ve bir daha grme dncesine sahip olmay... beklediim sorunun da
gelmeyii: btn bu notlarla ne yapmak ni-yetindeydim. alakalem doldurulmu alt
defter. Ne yapacam henz bilmiyorum diye cevap verirdim. yksnn, yirmi yl bir
dosyada uykuya yatacan bilemezdim ki... Ama hibir ey sormad. Sanrm, onurunu
yollara drmek ve eilip toplamamak alkanlm edinmiti.

Ona son bir endieli bak frlattm fark edecek miydi? Neler tasarladmdan
kukulanm myd? Sanrm yapaca buluma ile, baka bir eye dikkat edemeyecek
kadar meguld. Saatlerin gemek bilmedii bir srada karsna kmtm. Bir boluu
doldurmutum, belki yaamn kt zerine dkmek gibi gizli bir niyetini
gerekletirmitim. Artk kendisini brakmam istiyordu. Otel odasndan ktm.

Yapmay tasarladm i bana ne gurur vermekteydi ne de utan! leden birka dakika


nce, buluaca yere gittim. Hayr Horloge rhtmna deil, ama tam karsna, Seine
nehrinin teki yakasna, Inr kafenin birinci katna geip oturdum. Baka trl
davranabilir miydim? Geirdiimiz gnlerin kanlmaz sonucuydu. O kadnn var olup
olmadn, neye benzediini, gelip gelmeyeceini ve yirmi sekiz yl sonra nas'l
karlaacaklarn merak ediyordum.

Ne gurur duyuyordum ne de utan demitirt. Oysa utandm bir ey vard: yanma bir
drbn almtm. Gerekliydi. Rehberlerin, nehrin bu ksmnn genilii lakknda ne
dediklerini bilmiyorum ama karsnn kolayca grnmeyeceini bilecek kadar buralarda
gezinmiliim vard.

Orada olacan bildiiniz birini dolarken tanmak, beyaz salarn, boyunu, endamm,
yana eik kafasn saptamak baka, yzn sabrsz gzlerini, ovalayp durduu bileini,
ge am inci ieklerinden bukete benzeyen bir eyi elinde tuttuunu grmek baka...

Saatim tam on iki, endieli deilim diyemem. Gelirse, bir hayata ye-

165

niden balanacak. Yllar ve yllar geti ama zaman, bir yansmadr: gemi saatler ve
gnler, haftalar ve yllar sonunda ayn kl ynna sahip olurlar. Gelecek, sonsuzlua
kadar gitse de, saniye saniye yaanr. Clara gelirse, bir an kesintiye uram ykleri
devam edecektir.

Ya gelmezse? Beni endielendiren de buydu. syan, sadece bu buluma iin yayordu,


gelmezse ne yapacan dnm myd?

Buluma yerini semedeki gerek neden konusunda kukulanmaya balamtm. O


rampa, o uracktaki kpr, yzyllardif sonu gelmeyen vaatlere tank olmu nehir...

On ikiyi geiyor. Drbnmle her bakmda, komu masadaki gen ift fsldayor.
Ne sallyorlar, bilmiyorum. Yaptm ey onlar ilgilendirmez ama yine de
huzursuzlanyorum. Karda, adammda bir hareket var. Uzaktan verdii izlenim en
azndan yle Kendi evresinde birka kez dnd, bir teknenin gemekte olduu nehire
sarkarak bakt. Kprnn zerindeki turistler, bireyler iaret ediyorlar, belki de ona1.
Cevap vermiyor, arkasn dnyor. Yzn grmez oldum. Sanki omuz-lan km...
Masaya kahve parasn brakp, kalkyorum. Hzl yryorum. Belki beni grdne
memnun olmayacaktr, belki nezaketi bir yana brakp, daha fazla hayatna karmamam
isteyecektir. Yine de bu kentte, imdilik, tek dostu ya da en azndan yazgsna ilgisiz
kalmayan tek insan benim.

Kprye yneliyorum, ona bir bak frlatyorum. On ikiyi dokuz geiyor. Admlarm
hzlandryorum. Kprnn ortasna geldiimde du-ruveriyorum. Soluumu tutuyorum.
nnde bir kadn var. Ufak tefek, kr sal, arbal bir giysisi olan ama yz glen,
imdiden gzleri kapanm. Erkein ba hl eik, srt hl pervaza dayal... onu
grmedi. Kadn yaklayor. Sanrm birka szck mrldanyor, iirk syan bana
kaldrd. Kollarn da kaldrd, uzun sre umam bir kuun kanatlar gibi...

u anda birbirlerine yapm durumdalar. Balarn ayn biimde sallyorlar, onlar


ayran yazgy utandrmak istercesine... birbirlerini hrsla tutuyorlar. Sanrm henz
konumadlar, nk alyorlar. Dudaklarmn titrediini hissediyorum.

Sonra birbirlerini brakmadan biraz ayrlyorlar. Drt el, iice ama

166

artk glmsemiyarlar. Clara uzun bir aklama yapyor gibi, isyan dinliyor, ne eilmi,
az aralk... Clara ne diyor? Belki de sonsuz gemiin nasl olduunu anlatyor. Belki
gelecekten sz ediyor, birlikte geirecekleri geiecekten. Belki de, son derece dikkatli
bipmde, artk neden arklarnn olanaksz olduunu sylyor.

Elvle mi gidecekler yoksa her bin kendi yoluna m? Beklemeye niyet ediyorum, o kadar
merak ediyorum ki... ama hayr, bu kadar yeter, uzaklamam gerek. .

Yoldan geenler var, durmu onlara bakyorlar, merakl, duygulanm... ama ben onlara
ayn biimde bakamam. Ben yoldan geen biri deilim ki...
167

You might also like