Professional Documents
Culture Documents
Abdülbaki Gölpınarlı - Yunus Emre Hayatı Ve Bütün Şiirleri
Abdülbaki Gölpınarlı - Yunus Emre Hayatı Ve Bütün Şiirleri
Ensar Yaynlar
Giri 1
Giri
1- Bir grup lim insanl, yaadklar yedi blgeye (iklm) gre taksim etmi ve blge
farkllklarnn ortaya kard ten ve dil ayrl ile bunlarn dayand tabiat ve kiilik
ayrmas zerinde durmutur.
2- Bir baka grup, insanlar Dou, Bat, Gney, Kuzey olmak zere yaadklar blgelerin
hangi cihette olduuna bakarak drt ksma ayrm ve her blgenin payna den miza
ve rf farkll zerinde durmutur.
3- nc bir grup ise, insanlar mensup olduklar milletlere gre ayrmtr. Onlar, byk
millet olarak Araplar, ranllar, Romallar ve Hintlileri saymlardr. Daha sonra bu
milletleri de ikiye ayrm; Araplarla Hintlilerin anlay bakmndan uyuarak, varlklarn
temel zellikleriyle ilgilendiklerini, mahiyet ve hakikatlere gre hkm verdiklerini ve
ruhan unsurlar ok kullandklarn sylemilerdir. Romallarn ise ranllarla uyutuklarn
ve varlklarn doal ynlerini ortaya koymaya, keyfiyet ve kemmiyetlerine gre hkm
vermeye eilimli olduklarn, cismn unsurlar daha ok kullandklarn ifade etmilerdir.
4- Bir baka topluluk ise insanlar gr ve mezheplerine gre taksim etmitir ki,
kitabmzn maksad ve mevzuu da budur. Salkl bir taksime gre insanlk, din sahibi
olanlar ile akl ve nevalarna uyanlar eklinde ikiye ayrlr.
Din sahipleri arasna genel olarak Mecsler, Yahudiler, Hristiyanlar ve Mslmanlar
girmektedir.
Akt ve nevalarna uyanlar arama ise filozoflar, maddeciler (dehrUer), Sbler, yldzlara
ve putlara tapanlarla Brahmanlar girer.
Bunlarn hepsi de kendi ilerinde eitli frkalara ayrlmlardr. Akl ve heva ehlini
grleri itibaryla belli bir say ile belirlemek mmkn deildir- Din sahipleri, bilinenler
nda belli sayda mezhep ve frka ile snrldr. Buna gre Mecsler yetmi, Yahudiler
yetmi bir, Hristiyanlar yetmi iki, Mslmanlar da yetmi frkaya ayrlmlardr. Btn
bu
frkalar arasnda kurtulua erecek olan ise tek bir frkadr. nk iki zt ddia kar karya
geldiinde hak bunlardan birinde yer alr.
Tekabl kurallarna gre kar karya gelen iki kaziyede mutlaka dorunun bir tarafta,
yanln da tekinde bulunmas gerekir. Aklla bilinen hususlarn dayand metodlara
gre herhangi bir konuda birbiriyle elien hasmlardan her ikisinin de hak zere olmas
imknszdr. Akl meselelerde hak, tek olduuna gre btn meselelerde de tek bir
frkann hak zere olmas gerekir. Bu husus, akl yoluyla bilindii gibi nakille de teyit
edilmitir. Allah Tel buyurdu ki: "Yarattklarmzdan yle bir mmet var ki hak ile yol
bulur ve onunla hkmederler." (A'rf, 7/181) Allah Resul (saliailhu aleyhi ve selkm) de
yle buyurmutur: "mmetim yetmi frkaya ayrlacaktr. Bunlardan sadece biri
kurtulua erecek, dierleri helak olacaktr." "Bu frka hangisidir?" diye sorulduunda ise
yle buyurdular: "Ehl-i Snnet ve'1-Cemaat'tir." "Ehli Snnet ve'1-Cemaat kimlerdir?"
diye sorulduunda ise yle cevap verdiler: "Halihazrda benim ve ashabmn bulunduu
yol zere olanlardr." (Hakm, Mstedrek, I. 218-219; bn Mace, Rten, 17)
Allah Resul (saliallhu aleyhi ve sellem) baka bir hadis-i eriflerinde ise yle
buyurmutur: "mmetimden bir topluluk Kyamet gnne kadar hak zere durmaya
devam eder."(Buhr, Ftisam, 10)
Bir baka hadis-i erifte ise yle buyurduu rivayet edilmektedir: "mmetim, dallet
zerinde birlemez." (Heyscm, MecmeuVZevaid, V, 218,219)
Biliniz ki slam frkalarnn belirlenmesi hakknda limlerin birok metodu vardr. Ancak
bunlar belli bir asl veya nassa ya da varlk hakknda bilgi veren temel kurallardan
herhangi birine dayal deildir. Mellifler, bu frkalar tasnif ederken belli bir yntem
zerinde ittifak etmemilerdir.
Bilindii zere herhangi bir meselede bir grle dierlerinden ayrlan birinin mstakil bir
fikir sahibi saylmas sz konusu deildir. Aksi takdirde itikad grler, tasnif ve sayma
tbi tutulamayacak kadar ok olur; mesel, cevherlerin hkmleriyle ilgili bir meselede
farkl bir gr olan, mstakil itikad gr sahibi saylr. yleyse, hakknda ihtilaf edildi-
i zaman bu ihtilafn mstakil bir itikad gr, sahibinin de mstakil fikir sahibi saylaca
meselelere dair bir "ana ilke"nin bulunmas gerekir.
Kelamclardan herhangi biri, byle bir ilke belirleme yoluna gitmemitir. slm frkalarm,
kendi yaklamlarna gre tasnif etmi, ounlukla da daha ncekileri takip etmilerdir.
Bu tasnifi yaparken istikrarl bir yasaya ve kalc bir metoda dayanmamlardr. Bunlarn
geneli, frkalarla ilgili deerlendirmelerinde kolay yolu seerek drt temel asldan hareket
etmilerdir. Bu drt asl unlardr:
a- Sfatlar ve sfatlarda tevhid meselesi. Bu asln alt balnda yer alan ana konular
unlardr: Ezel sfatlar ki bunlar baz cemaatlar tarafndan kabul edilirken bazlar
tarafndan reddedilmektedir. Zt- lahfnin sfatlarnn aklamas. Fiil sfatlarn
aklamas. Allah Tel hakknda vacip, caiz ve imknsz olanlarn belirlenmesi. Bu
konularda E'ariye, Kerrmi-ye, Mcessime ve Mu'tezle arasnda farkllklar sz
konusudur.
b- Kader ve kaderde adalet meselesi. Bu da birtakm alt meselelere ayrlmaktadr. Kaza,
kader, cebr, kesb, hayr ve erri irde etme, makdur ve malm gibi. Bunlar, baz ekoller
tarafndan isbt edilirken bazlar tarafndan da nefyedilmektedir. Bu mesele hakknda
ihtilafa denler ise Kaderiye, Neccriye, Cebriye, E'ariye ve Kerrmiye frkalardr.
c- Va'd, va'd, simler ve hkmler meselesi. Bu mesele de u alt balklara sahiptir:
man, tvbe, va'd, irca (erteleme), tekfir, tadll (saptrma). Bunlar, baz cemaatlar
tarafndan isbt edilirken bazlar tarafndan da nef-yedilirler. Bu konuda ihtilafa den
frkalar, Mrcie, Va'diyye, Mu'tezle, E'ariye ve Kerrmiye'dir.
d- Sem', akl, rislet ve imamet meselesi. Bu mesele ise u konulara mildir: Tahsn-
takbh (hsn-kubuh meselesi), salh-aslah (Allah'n kullar iin en uygun olan yaratma
mecburiyeti meselesi), lutf ve peygamberlikte ismet. mametin artlar baz cemaatlara
gre nas ile, bazlarna gre icm ile belirlenmitir. mametin baka bir ahsa gemesi de
bazlarna gre nas yoluyla, bazlarna gre de icm yoluyla olur. Bu konuda ihtilafa den
frkalar a, Hriciye, Mu'tezle, Kerrmiye ve E'ariyc'dir.
Bu meselelerden herhangi birinde kendine ait bamsz bir gr olan her mamn bu
gr mezhep, bu mezhepte ona tbi olanlar da bir frka saylr. Bu temel meseleler
dnda, bunlarn alt balklarndan herhangi birinde dierlerinden farkl dnen limin
gr ise mezhep saylmaz. Dolaysyla o grte kendisine tbi olanlar da frka tekil
etmez. Byle bir lim, ana meselede uygun dt imamn mezhebi kapsamnda saylr.
Onun dier grleri de bal bana bir mezhep saylmayan fer'iyta dahil edilir. Bu
noktadan bakldnda mezheplerin sonsuz sayda olmad ortaya kar. Temel ihtilaflara
konu olan ana meseleler belirlendii iin, mslman frkalarn taksimi de buna gre
yaplabilmektedir. Buna gre eitli ortak noktalarna ramen temel meselelerde farkl
dnen drt kelam mezhebi unlardr:
A- Kaderiyye
B- Sfatiyye
C- Haricler
D- a
Bu frkalar, baz konularda ayn, baz konularda farkl grlere sahip olmular ve her biri
de birok dallara blnmtr. Yetmi frka, ite bu drt ana frkann dallarndan
olumaktadr.
Kelam mezhepleriyle ilgili olarak kitap telif eden limler, bunlarn tasnifinde u iki yolu
izlemilerdir:
1- ncelikle ihtilafa konu olan ana meseleler ortaya konulmu ve bunlardan her biri
hakknda farkl gr olan mezhep sahipleri ve bunlarn frkalar zikredilmitir.
2- Mezhep sahipleri ve frkalar sralandktan sonra bunlarn temel meseleler hakkndaki
grleri srayla zikredilmitir.
Bu eserimizde izlenen usl ise ikincisidir. nk kanaatimize gre, kelam mezheplerinin
tasnifi bu ekilde daha salkl ve hesap asndan daha uygun olmaktadr.
Biz de her mezhebi, mezhep sahiplerinin kendi kitaplarnda yazdklarna dayanarak
nakledeceiz. Bylelikle hibir kelam mezhebine bal kalmayacak, nyargl
davranmayacak, grlerini sahih ve fasit, hak veya btl olarak nitelemeyeceiz. nk
akl delillerin kvnmlarndaki hak klar ve btl esintileri duru zihinlere gizli
kalmayacaktr. Baar Allah Tel'dandr.
3- Mesele
Halk arasnda ortaya kan lk phe, lanetli Iblis'in ortaya att phedir. Bu phenin
kayna; nass karsnda ahs gr ne srmesi, emir karsnda arzu ve hevay tercih
etmesi ve yaratld zn, Adem Peygamberin (sallallhu aleyhi ve selem) yaratld
zden daha stn olduuna inanmasyd.
Iblis'in bu phesinden yedi phe daha domu ve insanlarn zihinlerine yerlemitir. Bu
pheler zaman iinde bidat ve dallet ehlinin mezhepleri haline gelmitir. Szkonusu
pheler tahrif edilmi Tevrat ve drt ncil'de de yer almtr.
Rivayete gre gnahkr blis, Adem Peygambere secde etme emrine uymaynca
meleklerle arasnda bir mnazara yaanmt. blis, meleklere yle dedi: "Kesinlikle
kabul ediyorum ki Hak Tel benim de dier yaratlmlarn da kh'dr. Kadir ve Alim'dir.
Kudret ve irdesinden sul edilmez. Bir eyi murd ettii zaman Ol der, o da oluverir: Bir
eyi murad ettii zaman O'nun emri ancak Ol! demesidir. Olur." Ancak O'nun hikmetinin
tecelli ekline ynelik birok soru mevcuttur."
Bunun zerine melekler yle dediler: "Bu sorular nelerdir ve ka tanedir?"
blis yle karlk verdi: "Bunlar yedi sorudan ibarettir.
lk soru udur: Hak Tel beni yaratmadan nce benden sdr olacak eyi bildii halde
beni niin yaratt? Yaratl hikmetim neydi?
ikinci soru udur: rde ve dilemesi gerei beni yaratt. taatimden kendisine bir yarar,
masiyetimden de bir zarar gelmedii halde niin kendisini bilmek ve itaat etmekle
mkellef kld? Bu mkellefiyetin hikmeti neydi?
nc soru udur: Beni yaratp marifet ve itaatiyle mkellef kld. Ben de bu
mkellefiyetin gereini yaptm. Peki daha sonra neden Adem'e (aieyhisselm) itaat ve
secde ile emir buyurdu? Bu mkellefiyet, marifet ve taatimi artrmayacakken bundaki
husus hikmeti neydi?
Drdnc soru udur: Hak Tel beni yaratp genel ve zel anlamda mkellef kldktan
sonra ben Adem'e (afeyhisselm) secde etmeyince niin lanetledi ve cennetten kard
beni? Halbuki benim, 'Senden bakasna secde etmem!' demekten baka bir kabahatim
olmamt. Bunun hikmeti neydi?
Beinci soru udur: Beni yaratp genel ve zel anlamda mkellef kldktan ve
itaatsizliimden dolay bana lanet ederek cennetten kovmasndan sonra neden Adem'le
irtibat kurmama imkn verdi? Bu ekilde ikinci kez cennete girdim ve vesvese vererek
onu kandrdm. Yasak olan aatan yemesini saladm. Halbuki beni cennete sokmasayd
Adem oullar benden uzak durur ve cennette ebediyen yaarlard. Byle yapmasnn
hikmeti neydi?
Altnc soru udur: Beni yaratp genel ve zel anlamda mkellef kldktan ve lanetine
muhatap ettikten sonra cennete girmeme engel olmad. Dmanlk benimle Adem
arasnda iken neden beni onun ocuklarna da musallat kld? Ben onlar grrken, onlar
beni gremezler. Benim vesvese ve tuzaklarm onlara tesir ederken onlarn g ve
kuvvetleri beni etkileyemez. Peki bundaki hikmet nedir?
Yedinci soru ise udur: Hak Tel beni yaratp mutlak ve mukayyed surette mkellef kld.
Enirine itaat etmediimde ise bana lanet ederek kovdu. Cennete girmek istediimde ise
bana izin verdi ve beni ona musallat etti. imi grdkten sonra beni cennetten tekrar
kard ve Adem oluna musallat etti. Peki O'ndan mhlet istediimde neden bana mhlet
verdi? O'na yle demitim: 'Diriltilecekleri gne kadar bana mhlet ver.' Buyurdu ki:
'Muhakkak sen, belli vakte kadar mhlet verilmilerdensin.' (A'rf, 7/13) Eer beni o an
helak etmi olsayd, insanlar benden kurtulmu olur ve yeryznde ktlk olmazd.
Dnyann dirlik ve dzen zere kalmas ktlkle dolup karmakark hale gelmesinden
daha iyi deil midir? Bana mhlet verilmesinin hikmeti nedir?"
ncil srini yle demitir:
"Bunun zerine Hak Tel meleklere yle buyurdu: Ona deyin k: Senin ve btn
yaratlmlarn ilah olduuma dair tasdik ve teslimiyetinde samimi ve drst deilsin.
Eer yle olsaydn benim hakkmda 'Niin' diyerek hkm yrtmezdin. Ben, O Allahm ki
Ben'den baka ilah yoktur. Yaptmdan sul edilmez. Yaratlmlarn yaptklar ise
sorguya tbidir."
Yukarda zikrettiimiz hususlar Tevrat'ta mevcut olduu gibi ncil'de de aynen yer
almaktadr.
Bu konuda bir sre dndkten sonra u gre vardk: yi bilinmelidir ki Adem olu
arasnda ortaya kan her trl phe ve kuku, eytann saptrma ve vesveselerinden
kaynaklanmaktadr. eytann pheleri yedi tane olduu gibi, bidat ve dallet
mezheplerinin belli bal olanlar da yedi ana kolda toplanmtr. Dallet ve kfr ehlinin
frkalar, ne kadar ok da olsalar bu yedi pheden uzak kalamazlar. fadelerde ve izlenen
yollarda farkllk varsa, bu, tohum gib [birbirine benzer] sapknlk trlerine nis-betle
byledir. Hepsinin dayand nokta se, hakk teslim ettikten sonra O'nun emrini inkr
etmek ve nas karsnda nevaya meyletmektir.
Nuh (afeyhsselm), Hd (aleyhisselm), Salih (aleyhisselm), brahim (aleyhisse-m),
Lt (aleyhisselm), uayb (aleyhisselm), Musa (aleyhisselm), sa (aleyhisselm) ve
Allah Resul (salkllfau aleyhi ve sellem) ile mcdele edenlerin hepsi de lanetli ey-tann
yolundan giderek trl phe ve tereddtler izhr etmilerdir. Bunlarn ortak hedefi,
yklenmek istenen mkellefiyetten syrlmak ve eriat mbelli-lerinin getirdikleri emir ve
yasaklar toptan inkr etmekti. Nitekim onlarn syledikleri "Yoksa beer mi bize yol
gsterecek?" (Tegbn, 64/6) lafyla lanetli blis'in syledii "amurdan yarattn bir
varln nnde mi eileceim?" (sr, 17/60) laf arasnda hibir fark yoktur. te ihtilaf
ve kavgann koptuu nokta budur. Sz konusu yol ayrm hakknda Kuran- Kerm'dc
yle buy-rulmaktadr: "Hidayet rehberi geldiinde insanlar iman etmekten alkoyan,
'Yoksa Allah bir beeri mi peygamber gnderdi?' iddiasndan bakas deildir." (sr,
17/94) Grld gibi insanlarn iman etmesini engelleyen temel etken bu dncedir.
Bu anlamda blis hakknda da ayn durum sz konusu olmutur: "Sana emrettiimde
secde etmene engel olan nedir? Dedi ki: Ben ondan daha stnm. nk beni ateten,
onu ise amurdan yarattn." (A'rf, 7/11) blis'in soyundan gelen zrriyeti ise yle
demilerdir: "Ben, zavall ve nerdeyse konuamayan bu kimseden daha stn deil
miyim?" (Zuhruf, 43/52) Ayn ekilde daha sonra yaayan inkarclarn sylediklerine
baktmzda ncekilere aynen uyduunu grrz: "Daha ncekiler de aynen onlarn
syledikleri gibi sylediler. Kalpleri benzemi tir." (Bakara, 2/118) "Daha nce
yalanlam olduklarna elbette inanacak deillerdi." (Ynus, 10/74)
lk lanetli, akl yrtlmeyecek bir konuda akim hakemliine bavurunca, Yaratann
hkmn yaratlan, yaratlann hkmn de Yaratan zerinde icra etmek kanlmaz oldu.
Yaratann hkmn yaratlan zerinde icra etmek, arlktr. Yaratlann hkmn
yaratana icra etmek ise byk bir yanltr.
Birinci pheden doan mezhepler Hulliyye, Tenshiyye, Mebbi-he ve birtakm ar
Rafz frkalardr.
kinci pheden Kaderiye, Cebriye ve Mcessime mezhepleri ortaya kmtr. Bunlar
Allah Tel'mn sfatlan noktasnda hata etmi ve O'nu mahluktn sfatlaryla tavsif
etmilerdir.
Mu'tezile fiillerde tebih taraftar iken Mebbhe frkas sfatlarda hullcdr. Bunlar
gzlerinden herhangi biri kr olan frkalardr.
"Bzim iin hasen (y-gzel) olan Hak iin de hasen, bizim iin kabh (kt-irkin) olan
hak iin de kabhtir" diyen kimse, Allah Tel'y insanlara tebih etmi olur. Allah
Tel'mn halkn sfatlaryla tavsif edilmesi veya halkn O'nun sfatlarndan biriyle tavsif
edilmesi fikrine meyleden kimsenin haktan itizl ettiine (ayrldna) hkmedilir.
Kaderiye frkasnn asl, her eyde illetin ardna dmektir. Bu, lanetlenmi blis'in de
hareket noktasdr. nk o, nce yaratln, sonra mkellefiyetin illetini, ardndan Adem
Peygamber'e (aleyhisselm) secde etmedeki yararn sorgulamtr. Hriciye ite bu
sorgulamadan domu ve bu frkann mensuplar Allah Teal'dan baka hakem
olmadn, insanlarn hakem olamayacaklarn iddia etmilerdir. Onlarn bu iddialar ile
lanetli blis'in "Balktan, ilenebilen kara topraktan yarattn insana secde edemem"
(Hicr/33) sz arasnda hibir fark yoktur. Ksaca sylemek gerekirse emirlerin maksat-
larnn ardna den iki taraf da knanmtr.
Mu'tezile mensuplar tevhid konusunda arya kam, sfatlar nefye-derek ta'tl yan
sfatlar geersiz klma fikrine ulamlardr.
Rfizlcr, nbvvet ve imamet konularnda arya giderek hulul fikrine sapmlardr.
Haricler, insan irdesini iyice daraltarak, insanlarn hakemliini reddetme noktasna
varmlardr.
Dikkatle dnld zaman sapkn frkalar arasnda grlen phelerin hemen tamam,
lanetli blis'in phelerinden kaynaklanm olup onun hile ve tuzaklarndan domutur.
Ahir zamanda vuku bulan phelerin tamam, ilk devirde ortaya km phelerdir. Allah
Tel da ite bu yzden yle buyurmutur: "eytann admlarn izlemeyin. Muhakkak o,
sizler iin ak bir dmandr." (Bakara, 2/168) Allah Resul (sallaiMhu aleyhi ve sellem)
de mmetimizin sapkn frkalarndan her birini gemi mmetlerden birine benzeterek
yle buyurmutur: "Kaderiye bu mmetin Mecsileri, Mebbihe Yahudileri, Rfiziler ise
HirS tiyanlandir." (Hakm, Mtistedrek, 1/159; Msned, 5/406; Tabern, Mucemu's-
Sair, 7/36) Her mmetin pheleri, kendi zamanlarnda yaayan inkarc ve mnafklarn
phelerinden kaynaklann tr.
Allah Resul (sallaflhu aleyhi ve sellem) slm mmetinde ortaya kacak frkalar
hakknda yle buyurmutur: "Szden nceki mmetlerin yollarna girecek, onlar aynen
ok tyleri gibi birebir, ayn yere basan ayak izleri gibi takip edeceksiniz. yle k keler
deliine girseler, siz de gireceksiniz," (Buhr, stisam, 14; Mslim, lim, 6; bn Mce,
Fiten, 17; Msned, 2/327; Taber, Tefsir, 6/412)
4- Mesele
Bu balk altnda slm mmeti'nde ortaya kan ilk phe, bu phenin kayna, kimler
tarafndan ortaya atld ve nasl dalland aklanacaktr.
Daha nce de ifade ettiimiz gibi son mmette ortaya kan pheler, insanolunun
tarihinde ortaya kan ilk phelerin aynsyd. Bundan hareketle unu rahatlkla
syleyebiliriz ki her peygamberin zamannda bu phelerin bir ksm veya tamam
gndeme getirilmitir. slm mmeti'nin ilk devrinde ortaya atlan pheler de ncelikle
Allah Resl'nn (saUallhy ve sellem) dneminde O'nun karsna kan kfr ve ilhd
ehli, zellikle de mnafklar tarafndan ortaya atlmtr. Ayn gruplarn dier peygamber-
lere kar karken de benzer pheleri ne srdklerini bilmemize ramen, g -en uzun
zamandan dolay bunlar unutulup gitmitir.
Gayet aktr ki bu mmetin btn pheleri, Allah Resl'nn (saal-fhu aleyhi ve
sellem) devrinde yaayan mnafklardan kaynaklanmtr. nk onlar, Allah Resl'nn
(sallallhu aleyhi ve sellem) emir ve yasaklarna rza gstermez, sorulmas sakncal
konulan sorar, tartlmayacak meseleleri haksz ekilde tartrlard.
Bu balamda en gzel rnek, ZH-Huvaysira et-Temm hadisidir. "Zi'1-Huvaysira et-
Temm ile Allah Resul (sallallhu aleyhi ve seilem) arasnda yle bir konuma gemiti:
- Adil ol ey Muhammedi
- Ben dil deilsem, kim dil olabilir?
- Yaptn taksim, Allah rzas gzetilmemi bir taksimdir." (Buhr, Menfcb, 25; Edeb,
95; Mslim, Zekt, 148; Msned, 219)
Grld zere bu sz, Allah Resl'ne (sallallhu aleyhi ve sellem) aka kar k
ifade ediyordu. Hak mama kar kan biri slm toplumu dnda saylyorsa, Allah
Resl'ne {saliallhu aleyhi ve sellem) kar kan kimsenin durumu, as karsnda
hevya sarlma ve akl kyasa bavurarak emre isyan etme konusunda en ak rnek
deil midir? Nitekim Allah Resul (sallallhu aleyhi ve sellem) bu adam hakknda yle
buyurmutur;
"Bu adamn soyundan yle bir topluluk treyecektir ki okun yaydan frlayp kmas gibi
dinden kacaklardr." (Buhr, Tevhid, 23; Enbiy, 6; Mslim, Zekt, 142; Eb Davud,
Snnet, 28)
Uhud savanda mnafklardan bir grubun yaptklar da u ayet-i kerimede
anlatlmaktadr:
Dediler ki: Bu ite bizim bir fikrimiz var m? Bu ite bizim fikri-Jz alnsayd, burada
ldrlmezdikP (Ai-i mrn, 3/154) "Onlar yanmzda yalard, lmez ve idrlmezlerdi."
(Al-i mrn, 3/156) Btn bu ifadeler, e (insanolunun kendi kaderini tayin edecei)
fikrini ileri srmek- nedir? Mriklerden bir topluluk ise yle demitir: "Eer Allah dilemi
olsayd O'ndan bakasna tapmazdk." (Nahl/34) Baka bir topluluk ise yle demitir:
"Dilese Allah'n yemek verecei kimseleri biz mi besleyelim?" (Yasta, 36/47)
Baka bir topluluk ise Allah Tel'nn celli zerindeki dnceleri ve fiilleriyle ilgili
tasarruflarndan hareketle O'nun zt hakknda mcdeleye girdikleri iin bundan men
edilerek tehdit edilmilerdir: "Onlar pek kuvvetli olan Allah hakknda ekiirken O,
yldrmlar gnderir de onlarla dilediini arpar." (Ra'd, 13/13)
Btn bunlar, Allah Resl'nn (sallallhu aleyhi ve sdlem) btn gc, kudreti ve
evketiyle yaad devirde ortaya atlm phelerdir. Mnafklar O'nun devrinde hile ve
tuzaklarn kurmaya devam etmi, mslnan olduklarn syleyip kfrlerini gizlemeye
almlardr. Ancak Allah Resl'nn (sallallhu aleyhi ve selkm) att her admda O'na
kar karak ve kararlar hakknda kukular dourarak tirazlarn srdrmlerdir.
Yaptklar bu tirazlar, o gnlerde tohum hkmnde iken zaman iinde yeererek
meyvelerini vermeye balamtr.
Allah Resl'nn (sallallhu aleyhi ve seilem) hastal ve vefat srasnda yaanan
ihtilaflar se tihad ihtilaflar olarak nitelenmitir. Bunlar, daha ok er5! grevlerin
yerine getirilmesi ve dinin yaatlmasyla ilgili endielere dayanmaktadr.
Reslullah'n (sallallhu aleyhi ve selkm) hastal esnasnda yaanan birinci ihtilaf, mam
Buhar Abdullah b. Abbas'm rivayetiyle ylece aktarr:
"Reslullah'n (salialihu aleyhi ve seilem) vefatyla sonulanan hastal iddetlendiinde;
'Bana kalem ve kt getirin, benden sonra sapmamanz iin size bir yaz yazaym.'
buyurdu. mer (radyallahu anh): 'Allah Resl'ne (sallallhu aleyhi ve seilem) hastaln
zdrab galebe almtr, bize Allah'n kitab yeter." dedi. Bunun zerine laf oald, Hz.
Peygamber: 'ekilin yanmdan, benim yanmda ekime olmaz!' buyurdu. Bizimle
Reslullah'n (sallallhu aleyhi ve seilem) yazs arasna giren felaket ne kadar bykt."
(Abdurrezzak, Musannaf, 5/439; bn Sa'd, Tebakat, 2/244; msned, 1/325)
Allah Resl'nn (sallallhu aleyhi ve seilem) hastal esnasnda yaanan ikinci ihtilaf
udur: Allah Resul (sallallhu aleyhi ve seilem) hasta deinde iken yle buyurmutu:
"sme'nin ordusunu donatn. Geri kalana Allah lanet etsin!" (Vakid, Megz, 3/1119;
bn Sa'd, Tabakat, 2/190) Bunun zerine bir topluluk yle dedi: "O'nun emrini yerine
getirmemiz gerekir. sme (radyallahu anh) da Medine'den kt." (bn Him, Es-
Siret'n-Nebeviyye, 4/218, 224)
Br baka topluluk ise yle dedi: "Allah Resl'nn (sallallhu aleyhi ve seilem) hastal
iyice arlat. O'ndan ayrlmak bize zor geliyor. Durum byle olduu iin i bir sonuca
ulancaya kadar sabredelim."
Bu iki ihtilaf zikretmemizin nedeni, muhaliflerin, bu gr farkllnn din esaslardaki
ihtilaflar zerinde etkin olduklarn dnme ihtimalleridir. Oysa iin asl byle deildir.
Her iki ihtilafta da endie edilen husus, kalplerin hzne boulmas halinde bile din
emirlerin yerine getirilmesi ve tutuabilecek fitne ateinin batan sndrlmesidir.
nc htilafa gelince, Allah Resul (sallallhu aleyhi ve seilem) vefat ettiinde mer
(radiyaUahu anh) yle demiti: "Hz. Muhammed (sallallhu aleyhi ve
seilem) lmedi. Hz. sa (aleyhisselm) gb ge ekildi. Onun ldn syleyeni bu
klcmla katlederim!" Buna karlk Ebu Bekir (radyallahu anh) yle ded:" Her kim Hz.
Muhammed'e ibadet ediyorsa, iyi bilsin d O vefat etti. Her kim de Hz. Muhammed'n
Rabbne badet ediyorsa bilsin k, O lmez ve asla fena bulmaz!" Sonra: "Muhammed
ancak bir peygamberdir. O'ndan nce de peygamberler gelip gemitir. Eer lr veya
ldr-lrse topuklarnzn stnde gerisin geri m dneceksiniz? Topuklarnn stnde
geri dnenler Allah'a asla zarar veremeyecektir. Allah kredenle-ri dllendirecektir."
(Ai-i mrn, 3/143) ayet-i kerimesini okudu. (bn Hiam, es-Siret'n-Nebeviyye, 4/227-
228) Halk bu ayet-i kerimeyi iittii zaman Ebu Bekir'in (radyallahu anh) szne uyup
mer'in (radyaliahu anh) szn terkett. mer (radyallahu anh) yle dedi: "O'nun
vefat beni yle hayret ve dehete drmt ki, Ebu Bekir (radyallahu anh)
okumazdan nce bu ayeti sanki hi itmemi gibi oldum." (bn Sa'd, Tabakat, 2/268)
Drdnc ihtilaf, Allah Resl'nn (sallallhu aleyhi ve seilem) defin yeri konusunda
yaand. Muhacirler, Fahr-i Alem'in (sallallhu aleyhi ve sellem) doum yeri ve aile yurdu
diyerek naam Mekke'ye gtrmek istediler. i-nsar ise, hicret ve zafer yurdudur diyerek
Medine'ye defnetmek istedi. Sahabeden bir baka topluluk ise, Kuds peygamberlerin
mezarl ve onun da miraca kt yerdir diyerek oraya defnetmek istediler. En sonunda
"Peygamberler, ldkleri yere defnedilirler" (bn Mace, Ceniz, 65, Msned, 1/7) hadisine
ulaarak Medine'de defnedilmesi zerinde fikir birliine vardlar.
Beinci ihtilaf, imamet (hilfet) konusunda yaanmtr. mmet arasnda yaanan en
byk ihtilaf, imamet konusunda olmutur. slm tarihinde, imamet meselesinde olduu
kadar baka hibir din meselede kllar ekilmemitir. Ancak Asr- Sadet'te yaanan
ihtilaf, Hak Tel'nn ltfuyla kan dklmeden zlmtr. mamet konusunda
muhacirlerle ensr arasnda fikir ayrl domutu. Ensr muhacirlere, "Sizden bir emr,
bizden bir emir olsun" dediler ve kendi emirleri olarak da Sa'd b. Ubde el-Ensrfyi
(radyaliahu anh) setiler. Ebu Bekir ve mer (radyaliahu anl) duruma hemen mdhale
ederek Ben Side'nin avlusunda onlarla konutular. mer (radyallahu anh) bu olay
yle anlatmtr: "Yolda gzel bir konuma yapmak iin kendi kendime cmleler
kuruyordum. Konumak istediim zaman Ebu Bekir (radyallahu anh) araya girerek 'Sen
dur ey mer!' dedi. Ardndan Allah Tel'ya hamd senada bulundu. Sylemeyi
tasarladklarm sanki gayb biliyormu gibi o sylemeye balad. Ensr konumaya
balamadan ben elimi uzatarak Ebu Bekir'e (radyallahu anh) biat ettim. Bunun zerine
onlar da biat etmeye baladlar, fitne atei de bu ekilde tutumadan snm oldu. Ebu
Bekir'e (radyallahu anh) biat, Allah Tel'nn mslmanlar errinden muhafaza
buyurduu bir emrivaki olmutu. Bundan sonra her kim bu ekilde biat ederse
ldrlmesi gerekir. Mslmanlardan her kim, meverette bulunmakszn bir adama biat
ederse, her ikisinin de katledilmesi gerekir."
Ensar (radyallahu anh), Allah RcsKfnn (sallallhu aleyhi ve sellem) "mamlar
Kurey'tendir" (Msned, 4/421,3/183; Hkim, Mstedrek, 4/85) hadisini iittiklerinde
nceki ddialarndan vazgemilerdir. Ben Sakfe'nin avlusundaki bu biatin ardndan
mescidde yaplan biat, nsanlarn arzu ve istekleriyle gereklemi ve Him oullarndan
bir topluluk ile Emevler'den Eb Sfyn dnda herkes akn akn mescide koarak Ebu
Bekir'e (radyallahu anh) biat etmilerdir. Al b. Eb Tlib (radyallahu anh) ise, Allah
Rcsl'nn (sallallhu aleyhi ve sellem) emri gerei O'nun defin ilemleriyle ve mezar
banda beklemekle emrolunduu in mesciddeki batta bulunamamtr.
Altnc ihtilaf: Bu ihtilaf Allah Resl'nn (sallallhu aleyhi ve sellem) miras ve Fedek
arazisi konusunda yaanmtr. Vefatndan sonra Etma (radyallahu anh) babasnn
mirasm talep etmi, birtakm arazilerin mlkiyetini ddia etmiti. Ebu Bekir (radyallahu
anh) Allah Resl'nn (sallallhu aleyhi ve sellem) "Biz peygamberler topluluu miras
brakmayz" (Msned, 2/463; Hkim, Mstedrek, 4/342; Bezzar, 5/81) buyruunu
okuyarak bu talepleri geri evirmitir.
Yedinci htilaf: Zekat vermeyi reddedenlerle savama konusunda yasand. Sahabeden bir
topluluk onlarla sava edilebileceini, bunun caiz hatta farz olduunu savunurken bir
ksm ise buna kar kt. mer (radyallahu anh) onlarla savalmamas gerektiini
dnyordu. Ebu Bekir (radyallahu anh) ise ilk gr tercih ederek yle yemin etti:
"Allah'a yemin ederim ki Allah Resl'ne (sallallhu aleyhi ve sellem) veriyor olduklar bir
yular bile vermek istemeseler onlarla yine savarm." (Ali el-Mttak, Kenzu'l-Ummal,
3/301) Zekat vermeyenlerle yaplan savaa bizzat katld. Btn sahabe de kendisine tbi
oldular ve o kabilelerden zorla zekat aldlar. mer (radyallahu anh), kendi itihad gerei
savaa kar kt iin hilfeti dneminde onlarn esirlerini ve el konulan mallarn iade
etmitir.
Sekizinci ihtilaf: Ebu Bekir'in (radyallahu anh) vefat srasnda imameti mer'e
(radyallahu anh) brakmasnda yaand. Sahabeden bazlar, Ebu Bekir'e (radyallahu
anh) "Kat ve sert birini bamza hkmrn kldn!" diye serzenite bulundular. Bunun
zerine Ebu Bekir (radyailahu anh) yle dedi: "Kyamet gn Rabbimin huzuruna
ktm zaman muhakkak yle diyeceim: 'En hayrllarn balarna geirdim.'" Bu sz
zerine ihtilaf son buldu.
Ebu Bekir (radyallahu anh) ile mer'in (radyallahu anh) hilfetleri dneminde birok
ihtilaf yaanmtr. Dedenin miras pay, kardelerin miraslar, kelale (Babasz, ocuksuz
lenlerin miras), parmaklarn diyeti, dilerin diyeti ve hakknda nas bulunmayan birtakm
sulara uygulanacak had cezalar bu ihtilaflardan bazlardr.
Bu dnemde yaanan en mhim olaylar ise, Romallarla ve ranllarla yaplan savalar,
yeni fetihler ve bunlar sonucu toplanan ganimetlerdeki attr. Alnan kararlarn hepsi
Halife mer'den (radyallahu anh) kyor ve slm daveti giderek geniliyor,
mslmanlarm iktidar gleniyordu. Mslman Araplar sz sahibi olurken ran hkimiyeti
eriyordu.
Dokuzuncu htilaf: ura ile ilgili hususlarda yaand. ura konusunda nce ihtilaf edildi.
Daha sonra Osman'a (radyallahu anh) biat edilmesi noktasnda fikir birlii ettiler. Bu
ittifakla iler yoluna girdi ve davet onun dneminde de srd. Fetihler giderek artarken
hazine tkabasa doldu. Osman (radyallahu anh) halka stn bir ahlak ile muamelede
bulundu. Eli ak davrand. Ancak akrabalar olan Emevler birok tehlikeli ve hatal ilere
giritiler. Yaptklar hakszlklar ona mledilir oldu. ounluu Emev kaynakl birok ihtilaf
ve kargaa yaand.
Osman (radyatlahu anh) dneminde ilenen hatalarn ilki, Allah Resul (sallallhu aleyhi
ve sellem) tarafndan kovulmu olan Hakem b. Umeyye'nin Medine'ye dnne izin
verilmesidir. Bu ahs, hilfetleri dneminde Ebu Bekir (radyaliahu anh) ve mer'den
(radyallahu anh) de yardm talep etmi, ancak istei her defasnda geri evrilmiti. Hatta
mer (radyallahu anh) onu, Yemen'de kald yerden 40 fersah (yaklak 200 km) teye
srdrmt.
Osman (radyallahu anl) tarafndan alnan ve halk katnda beenilmeyen ikinci karar, Ebu
Zerr'in (radyallahu anh) Rebeze'ye srlmesiydi. Bir dier karar, kzn Mervan b.
Hakem'le evlendirmesi ve Afrika'dan gelen ganimetlerin bete birini (yaklak 200.000
altn) ona vermesiydi.
Osman (radyallahu anh) tarafndan alnan ve halkn fkesini eken bir dier karar ise,
Allah Resul (saMLhu aleyhi ve sellem) tarafndan kan helal edilmi olan Abdullah b.
Sa'd b. Eb Serh'i barndrmas ve Msr valisi olarak grevlendirmesiydi. Abdullah b. mir'i
Basra valiliine getirmesi de Osman'n (radyallahu anh) hatal kararlarndan biri olmu ve
bu ahs birok kargaa kmasna neden olmutur. Bu ve benzeri birok karar, halkn
Osman'dan (radyallahu anh) soumasna yol amt. Onun ordu komutanlar u ztlard:
am valisi Muviye b. Eb Sfyn (radyallahu anh), Kfe valisi Sa'd b. Eb Vakks
(radyallahu anh), onun haletleri Veld b. Ukbe ve Sad b. el-s, Basra valisi Abdullah b.
Amir, Msr valisi Abdullah b. Sa'd b. Eb erh. Bu valilerin hepsi de sonunda onu tek
bana brakm ve kaderin ac tecellisi yaanmtr. Osman (radyallahu anh) evinde
haksz yere katledilmi ve bundan sonra bir daha asla snmeyecek olan fitne atei
yanmaya balamtr.
Onuncu htilaf: Youn bir fikir ayrl sreci yaandktan sonra ittifakla imamet
makamna getirilen Ali (radyallahu anh) zamannda meydana geldi. lk olarak Talha
(radyallahu anl) ve Zbeyr (radyaflahu anh) onun imametini tanmayarak Mekke'ye
gittiler. Ardndan Aie (radyallahu anh) Basra'ya gitti. ok gemeden onunla savatlar.
Cemel Sava olarak bilinen bu savatan sonra rc ederek tvbe ettiler. Ali (radyallahu
anh) onlara bir hususu hatrlattnda bundan ders kartarak geri adm attlar. Ancak
Zbeyr (radyallahu anh) sava meydanndan ayrld srada bni Crmz adnda biri
tarafndan okla vurularak ehit edildi. Allah Resl'nn (sallallhu aleyhi ve sellem) "Ibni
Safiyye'nin olunu ldrene cehennemi mjdeleyin" (Hkim, Mscedrck, 3/414; Kurtub,
Tefsir, 16/267) buyruu gerei bu adam cehennemliktir. Talha (radyallahu anh) da,
savatan ekildii srada Mervn b. Hakem tarafndan atlan bir okla vurulmu ve orackta
lmtr. ie (radyallahu anh) ise, yaptndan dolay sorumlu tutulmu ve o da geri
adm atarak tvbe etmitir.
Sonunda sadece Ali (radyallahu anh) ile Muaviye (radyallahu anh) arasndaki ihtilaf baki
kalmtr. Ali (radyallahu anh) Sffn'de onunla savam ve bu sava srasnda Haricler
ortaya kmtr. Hakem olay da bu savan ardndan yaanm ve Amr b. s'n Ebu Musa
el-E'ar'nin yanndan ayrlmasyla birlikte bu byk ihtilaf devam edip gitmitir.
Ali (radyallahu anh) ile urt (ncfslerini Allah'n kulluuna satanlar) olarak adlandrlan
Haricler arasndaki fikir ayrl Nehravan'da savaa dnmtr. Orada Ali (radyallahu
anh) ile Haricler arasnda ak bir sava olmutur. Onun dneminde ayaklanan Hariclere
rnek olarak E'as b. Kays, Mesd b. el-Fedek ve Zeyd b. Husayn et-T' gibileri
gsterilebilir. Yine onun devrinde Abdullah b. Sebe ve taraftarlar gibi Ali hakknda arya
kaan gult gruplar ortaya kmtr. Bidat ve dallet, bu iki frkadan zuhur
etmitir. Bylelikle Allah Resl'nn (sallallhu aleyhi ve sellem) Ali (radyallahu anh)
hakkndaki u buyruunun doruluu da tecelli etmitir: "Seninle ilgili olarak iki topluluk
helak olacaktr: Seni sevip arya kaan; senden nefret edip Uzaklaan." (Beyhak,
Snen-i Kbr, 5/137 (8488)
Ali'den (radyaJlahu anh) sonra ihtilaf iki ksma ayrld. Bunlarn ilki imamet konusunda,
ikincisi de itikd esaslar (usl) konusunda grld.
mamet konusundaki htilaf farkl ki gre dayanr:
a- mamet ittifak ve seimle belirlenir.
b- mamet nas ve tayin ile belirlenir.
mametin fikir birlii ve seimle belirlendiini syleyenler -ki bunlar Ehl-i Snnet ve
Cemaat'i olutururlar- yle demilerdir; mmetin tamam veya slihlerinden bir topluluk
her kimin zerinde fikir birlii ederlerse o kimse imam (halife) olur. Bunun imameti, ya
mutlak, ya da Kureyli olmas artna bal olur. Bir baka toplulua gre ise
Himlerden olmas arttr. Bunun dnda ileride aklayacamz baka artlar da sz
konusudur.
lk grte olanlar Muviye ve ocuklarnn, onlarn ardndan da Mervn ve oullarnn
imametini geerli saymlardr.
Haricler her dnemde, ilerinden birinin imameti zerinde ittifak etmilerdir. Tek artlar,
inanlarna bal kalmas ve muamelelerinde cri olan adalet esaslarna bal kalmasyd.
Aksi halde biatlarm geri eker ve o kiiyi imametten uzaklatrrlard.
mametin nas ile sabit olduunu syleyenler ise Ali (radyallahu anh) sonras hakknda
ihtilaf etmilerdir. Bazlarna gre Ali (radyallahu anh) olu Muhammed b. Hanefiyye'yi
nas ile belirlemitir. Bu gr Keysniye frkasna aittir. Bunlar da Muhammed b.
Hanefyye sonrasnda ihtilafa dmlerdir. Kimilerine gre o lmemitr ve yeryzne
dnerek her taraf adaletle dolduracaktr. Kimilerine gre ise o lmtr ve onun
arkasndan imamet olu Ebu Him'e gemitir. Keysniyye deiik frkalara
blnmtr. Bu frkalardan bazlarna gre imamet Ebu Him'in soyunda devam
etmekte ve imametin intikli vasiyet yoluyla olmaktadr. Bazlarna gre ise imamet
bakalarna gemitir. Bu bakalarnn kimler olduu noktasnda da ihtilaf edilmitir.
Kimilerine gre o, Beyn b. Sem'n en-Nchd iken, kimilerine gre de Ali b. Abdullah b.
Abbs'tr. Bunlar dnda Abdullah b. Harb el-Kind, Abdullah b, Muviye b. Abdullah b.
Ca'fer b. Eb Tlib olduunu syleyenler de olmutur. Bu frkalarn hepsi de dnin, bir
adama itaat etmekten ibaret olduunu syleyip er' hkmleri belli ahslara gre tevil
ederler.
Muhammed b. el-Hanefiyye'nin imameti hakknda nas bulunmadn sovleyenler se,
nassn Hasan (radyallahu anh) ve Hseyin (radyallahu anh) hakknda sz konusu
olduunu iddia etmilerdir. Bu mezhepte olanlar yle demilerdir; Hasan (radyallahu
anh) ve Hseyin (radyalfahu anh) dnda imametin sabit olduu baka kardeler yoktur.
Bilhare bu mezhebin mensuplar da ihtilaf etmi ve bazlar imametin Hasan'n
(radyallahu anh) ocuklarnda devam ettiini, ondan olu Hasan'a, ondan da olu Abdul-
lah'a getiini sylemilerdir. Bu grte olanlar, ayn zamanda mam Muhammedln
dneceine inananlardr. Bazlar ise imametin Hseyin'in (radyallahu anh) ardndan olu
Ali b. Hseyin Zeynelbidn'e getiini ifade etmilerdir. Ondan sonraki imamlar hakknda
ise ihtilaf etmilerdir. Zeydiye, onun peinden olu Zeyd'in imam olduunu sylemitir.
Bu grte olanlara gre hurc eden her Fatm lim, zhid, cesur, cmert ve tbi
olunmas vacip olan bir imamdr. Bunlar imametin Hasan'n ocuklarna gemesini caiz
grmlerdir. Bilahare bunlardan bazlar bundan vazgeerek mam Muhammed'in
dneceini iddia etmilerdir. Bazlar ise daha ileri giderek yukardaki sfatlara sahip olan
her kimsenin, her devirde imam olabileceini sylemilerdir. Bunlarn mezhepleri ileride
daha ayrntl olarak aklanacaktr.
mmiye mezhebine gelince, bunlar Muhammed b. Ali el-Bkr'n nas ile imametini iddia
etmilerdir. mamet onun ardndan vasiyet yoluyla olu Ca'fer b. Muhammed es-Sdk'a
gemitir. Daha sonra kimin imam olduu noktasnda ise ihtilaf etmilerdir. Bu noktada
nas ile belirlendii sylenen be isimden sz edilmektedir: Muhammed, smail, Abdullah,
Masa ve Ali. Bunlardan Muhammed'in imametini savunanlar Ammriyye, smail'in
imametini savunup onun lmediini ileri srenler Mbrekiyye, bunlarn arasnda smail'in
tekrar dneceini syleyip nas yoluyla babadan oula geerek gnmze kadar geldiini
iddia edenler Ismaliyye adn tar. Abdullah el-Eftah'n imam olduunu syleyip
ocuksuz ld in dneceine inananlar da vardr. Bir baka topluluk ise Musa'nn nas
ile imam klndn sylemitir. Rivayete gre babas yle demitir: 'Yedinciniz kim
olacaktr. O da Tevrat sahibinin adadr.' Bilhare onun imametini savunanlar da fikir
ayrlna dmlerdir.
Kimileri imameti onunla snrlayp bir gn dneceine inanrken kimileri lm konusunda
tereddt etmitir. Bu son gr, Memtriyye frkasna aittir. Kimilerine gre ise mam
Musa lm, onun ardndan olu Ali b. Musa er-Rza imam olmutur. Bunlara Kat'iyye
denilmitir. Ancak bunlar da daha sonraki ocuklar hakknda ihtilafa dmlerdir.
sn Aeriyye yani Onki imamclar ise mameti Ali Rza'da, ardndan olu Muhammed'de,
ardndan olu Ali'de, ardndan olu Hasan'da daha sonra da on ikinci imam ve kim-i
muntazar olan Muhammed'de vki grmlerdir. Bu mezheptekilere gre mam
Muhammed lmemi olup geri dnecek ve zulmle dolmu olan dnyay adaletle
dolduracaktr. Bakalar ise imameti Hasan el-Askcrfde grmlerdir. Ardndan kardei
Cafer'in imameti zerinde durmulardr. Onun lm konusunda tereddt etmilerdir.
Ksaca sylemek gerekirse bunlarn da imamet konusunda saysz gr ve htilaflar sz
konusudur. mametin birilerinde durduu, birilerinin ldkten sonra dnecei, bazlarn
gaip olular ve bir sre sonra dnecekleri gibi grler bunlardan bazlardr.
mamet konusundaki ihtilaflar ana hatlaryla bunlardr. Mezhepler blmnde bunlarn
tafsilatna inilecektir.
Usl konusundaki ihtilaflara gelince, Sahabe dneminin sonlarnda Ma'bed el-Chen,
Gayln ed-Dmck ve Yunus el-Esvrfnin bdat-laryla ortaya kmtr. Bu bdatlar, kader
fikri, hayr ve errin kadere dayandrlmasnn reddi gibi hususlar zerinde
younlayordu. Hasan el-Basr'nn rencisi olan Vsl b. At el-Gazzl bu bidatleri daha
da gelitirmitir. Vsl'n rencisi Amr b. Ubeyd, kader konusunda hocasnn fikirlerini
biraz daha ileri gtrmtr. Amr b. Ubeyd, Emevler dneminde Yezd en-Nks'n
taraftarlar arasnda yeralyordu. Daha sonra Mansr ile dost olmu ve onun imametini
savunmutu. Mansr bir gn Amr' verek yle demitir: "Tohumu btn insanlara
satm, Amr b. Ubeyd dnda onu toplayan olmad."
Hricler'den Valdiyye ve Ccbriyye'den Mrcie ilk ortaya kan frkalardandr.
Kaderiyye frkasnn bidati, ilk olarak Hasan el-Basr (radyallahu anh) dneminde ortaya
kmtr. Vsl, byk gnah ileyenin (mrtekib-ika i iki makam arasnda bir makamda
(el-menziletu beyne'l-menzile-hujunduunu syleyerek hocasna kar km ve Hasan'n
ders likasndan ayrlmtr (i'tizl). Bu ayrlma eyleminden dolay Vsl ve kadalar
Mu'tezile (Ayrlanlar) olarak adlandrlmtr. Ehl-i Beyt'ten 7 \ b Ali de Vsl'n
rencilerindendir. Usl konusunda ona tbi olan Zeyd in taraftarlarnn oluturduu
Zeydiyye frkas itikd bakmndan Mutezildir. Usl, teberr ve velayet konularnda
atalarnn mezhebini ter-kectii iin Kfeli bir topluluk kendisini reddetmi (rafz) ve bu
nedenle de Rfzler (ranza) olarak anlmlardr.
Mu'tezile'nin ileri gelenleri geen zaman iinde Yunan felsefesinin byk beyinlerinin
Memn dnemine kadar tercme edilmi kitaplarn mtla etmilerdir. Bu almalar
sonucunda filozoflarn yntemlerini Kelam yntemlerine kartrm ve mstakil bir ilmin
domasna nclk etmilerdir. Bu ilme Kelam ad verilmitir. Bu ismin kullanl nedeni,
ilgilendikleri meseleler hakknda srekli kelam retmeleri ve srarla konumalar
olabilecei gibi, bu ilmi filozoflarn mantk olarak adlandrdklar lim dalna karlk olarak
vazettikleri iin mantkla eanlaml olmas itibaryla byle demeleri de olabilir.
Mu'tezile'nin en byk limi (eyh-i ekber) Ebu'l-Hzeyl el-Allf tr. Allah Tel'nn ilmi ile
Alim olduu ve ilmin bizatihi kendisi olduu, ayn ekilde kudreti ile Kadir ve kudretin
bizatihi kendisi olduu gibi fikirleriyle filozoflarla ayn gr paylamtr. Kelam, irde,
kullarn fiilleri, kader, ecel ve rzk gibi konularda birok bidatin de sahibidir. Bunlarn
tafsilat ileride anlatlacaktr. Tebih hkmleriyle ilgili olarak Him b. el-Hakem'le ok
ateli mnazaralar cereyan etmitir. ki rencisi Ebu Yakb e-ehhm ve el-dem onu
desteklemilerdir.
Bilhare Halife el-Mutasm devrinde brahim b. Seyyar en-Nazzm taya kmtr. en-
Nazzm, filozoflarn mezheplerini onaylamada arya gitmi, kader ve red (rafz)
konularnda yeni bidatler ortaya karmtr.
ok meselede kendi mezhebindekilerden de ayr dmtr. Taraftaran arasnda u
isimleri zikredebiliriz: Muhammed b. ebb, Ebu emr, tusa b- Irnrn, el-Fadl el-Hades
ve Ahmed b. Hit. el-Esvr btn erinde ona katlmtr. Ayn ekilde skfiye frkasnn
kumcusu olan Ebu Ca'fer el-skf de onunla ayn grleri paylamtr. Ca'fer b. Ca'fer
b. Mbeir ve Ca'fer b. Harb'n taraftarlarndan oluan Ca'feriyye frkas iin de ayn
durum geerlidir.
Bunlarn ardndan Bir b. el-Mutemir'n bidatleri zuhur etmitir. Bu ahs, kendi ortaya
att tevelld fikrinde arya gitmi ve tabiat filozoflara meyletmitir. Allah Tel'mn
sab ocuklara azap etme gcnn olduunu ve byle yapmas hlinde -h- zlim
olacan syleyen de odur. Buna benzer birok grte kendi yandalarndan ayrlmtr.
Mu'tezile'nin Rahibi olarak tannan Ebu Musa el-Murdr, Bir'in rencilerinden biridir.
Kur'n'n fesahat ve belagat bakmndan mucize oluu grne katlmayarak ondan
ayrlmtr. Kur'n'n kadm oluu meselesinden dolay Selef-i Slh zerindeki basklar
onun dneminde artmtr. ki Ca'fer (Ca'fer b. Ca'fer b. Mbeir ve Ca'fer b. Harb) ile
ki dostu Ebu Zfer ve Muhammed b. Suveyd onun rencileri arasnda yeralmtr. Ca'fer
b. Harb el-Eecc'in dostlar Ebu Ca'fer el-skf ve sa b. el-Heysem de onun rencisi
olmulardr.
Kader konusunda arya gidenlere rnek olarak u iki ismi zikredebiliriz: Him b. Amr
el-Fuvt ve el-Esamm. Bunlar Ali b. Eb Tlib'n (radyalkhu anh) imametini de icm-i
mmet ile akdolmad iin tenkit etmilerdir. el-Fuvt ve el-Esamm'a gre Allah Tel,
hibir eyi gereklemeden nce bilemez. Bylelikle mevcut olmayann bir varlk olarak
grlmesinin nne gemek istemilerdir.
Ebu'l-Hseyn el-Hayyt ve Ahmed b. Ali e-atcv nce sa es-S-f'nin halkasna devam
etmi, daha sonra ondan ayrlarak Ebu Mclid'in halkasna katlmlardr.
el-Ka'b, Ebu'l-Hseyn ei-Hayyt'tan ders almtr. Mezhebi aynen hocasnn mezhebidir.
Ma'mer b. Abbd es-Slem, Smme b. Eras en-Numeyr, Ebu Osman Amr b. Bahr el-
Chiz ise yaklak ayn dnemde yaam Mu'tezile bilginleridir. Fikir bakmndan da
birbirlerine yakn olmalarna karn ileride zikredeceimiz baz meselelerde dierlerinden
ayrlmlardr. Bu frkann daha sonraki temsilcileri Ebu Ali Cbb, bunun olu Ebu Haim,
Kad Abdlcabbar ve Ebu'l-Hseyin el-Basri'dir.
Bunlar yandalarnn fikirlerini zetlemi ve birtakm meselelerde onlardan farkl
dnmlerdir.
Kelam'n parlak dneminin balangc Abbas halifeleri Harun, Memun, Mu'tasm, Vsk ve
Mtevekkil dnemlerinde olmu, es-Shib b. Abbd ve Deylemliler'den bir topluluk
dneminde son bulmutur.
Orta dnemde de Mu'tezile mensubu baz kimseler ortaya kmtr. Bunlara rnek olarak
Darrr b. Amr, Hafs el-Ferd ve Hseyn en-Neccr gsterilebilir. Son dnemde ne kan
Mu'tezile bilginleri ise birtakm meselelerde nceki bilginlere kar kmlardr. Bunlardan
Cehm b. Safvn, Nasr b. Seyyar dneminde tebarz etmitir. Tirmiz kentinde cebr
konusundaki bidatini ortaya atmtr. Cehm, Emevler'in son dneminde Merv kentinde
Slm b. Ahvez el-Mzin tarafndan ldrlmtr.
Selef-i Slh le Mu'tezile arasnda sfatlar konusunda her zaman derin ihtilaflar
yaanmtr. Selefin onlarla giritii mnazaralar belli bir kelm ynteme dayanmyordu.
Bunlar, muhatab ikna etme abasndan te gitmeyen diyaloglard. Selef, Sftiye olarak
adlandrlyordu. Allah Tel'mn sfatlar kimileri tarafndan Zt ile kim olan zellikler
olarak grlrken, kimilerince de halkn sfatlarna benzetiliyordu. Selef btn
mnazaralarda Kitab ve Snnet'e bal kalmaya alyordu. Alemin kdemi konusunda da
naslann zahirine dayanarak Mu'tezile ile mnazara ediyorlard. Abdullah b. Sad el-
Kllb, Ebu'l-Abbs el-Kalnis ve el-Hris b. smail el-Muhsib bu mnazaralarda ne
kan ve kelam bakmndan kuvvetli bilginlerdi. Bir defasnda Ebu'l-Hasan A1 b. smail
el-E'ar ile hocas Ebu Ali el-Cbb arasnda hsn ve kubhla ilgili ateli bir mnazara
cereyan etmiti. E'ar, hocasn birok meselede susturmay baarmt. Bu mnazarann
ardndan da onun halkasn terkederek Selef topluluuna yaknlamt. E'ar, Selefin
grlerini kelam kurallar erevesinde dzenlemeye balam ve mstakil bir kelam
mezhebinin olumasn salamt. Muhakkiklerden Kad Ebu Bekir el-Bklln, Ebu shk
el-Isfern ve Ebu Bekir b. Frek gibi ahsiyetler de E'ar'nin mezhebini
benimsemilerdir. Bu son isimler arasnda pek gr ayrl yoktur.
Sonraki dnemde Sicistn'da Ebu Abdullah Muhammed b. Kerrm adnda zhd ile tannan
bir adam zuhur etti. lim bakmndan zayf olan bn Kerrn eitli kitaplardan derleyerek
oluturduu kitabn avam arasnda tervc etmi ve Horasan halknn ekseriyetinin
tevecchn kazanmtr. Tuttuu yntem zaman iinde olgunlaarak bir kelam mezhebi
halini alm ve Sultan Mahmud b. Sebktekin tarafndan da siyasal olarak
desteklenmitir. Onun etkisindeki sultan, Ehl-i Hadis ve a zerine bel yadrmtr.
Kerrmler, kelam frkalar arasnda daha ok Hariclere yakn olup mcessimedirler.
Muhammed b. Heysam' bundan mstesna tutmak gerekir, zira kendisi o [kelamclara]
yakndr.
5- Mesele
Hesap yntemi snrlama ve ihtisar lkesine dayanr. Mezhepleri tasnif etme amacyla
ortaya koyduumuz bu eserde de maksat, sz konusu mezheplerin htisar edilerek
zikredilmesidir. Bu nedenledir ki sralamada tmn gstermesi yolunu tercih ettik.
Taksim ve bblara ayrmay da hesap yntemlerine bal kalarak yaptk. Bylece bu ilmin
yntemlerini ve ksmlarn da aklamak istedik. Bu ekilde hakkmda fakh ve kelamc
olup hesap ilminin nceliklerine vkf olmadm ve bu ilmin det ve kurallarna yabanc
olduum tarznda bir yanlgnn domamasn istedim. Hesap yntemlerinden en salam
ve iyi olann seip en ak ve gl kantlar bu ynteme dayandrarak say ilmine uygun
bir deerlendirme yaptm; nitekim say ilminin ilk vaz'ediliine [ilk ortaya konuuna] yol
aan sebep de eitli konularda yardm isteidir.
mdi derim ki:
Hesabn basamaklar birden yediye kadar olup daha teye geemez.
Birinci Basamak: Hesabn ba, ilk taksimin vuku bulduu ilk mevzudur. Bu, bir bakma
ifti olmayan tek, bir bakma ise taksim ve tafsile elverili btndr. Tek olduu in ekil
ve izgide msavi olacak bir benzerini gerektirmez. Btn olduu iin iki blme ayrlacak
ekilde tafsile elverilidir. izginin ekli bir utan dier uca doru olmal, alt taraf ise
tamamen tafsil edilenlerin zetleri, takdir edilen ve kararlatrlan murseller, aktarma,
tahvil, toplamn eitli alardan kllileri, ilhak ve mevzu nakilleri ile doldurulmaldr. Yine
izginin altna sol taraftan balanarak stte kalacak ekilde, toplam meblan
kemmyecri yazlr.
kinci Basamak: Kk olup ekli muhakkaktr. Bu, ilk yekun zerine varit olan ilk
taksimdir. ift sayl olup tek deildir. Bunun bir ncs olmayacak biimde iki ksmda
snrlandrlmas gerekir. izginin eklinin ilkinden biraz ksa olmas gerekir. nk cz,
kllden daha azdr. Bunun altna ise, kendisiyle ilgili vch, nevi ve fasllar yazlabilir.
Miktar bakmndan olmasa da, izgi bakmndan bir dengi vardr.
nc Basamak: Kk olup ekli yine muhakkaktr. Birinci ve ikinci mevzu zerine varit
olan ikinci taksimdir. Bu nedenledir ki iki ksmdan eksik olmas, drt ksmdan ise fazla
olmas da caiz deildir. Bu ilmin uzmanlarndan her kim, bunu aarsa hata etmitir hesap
ilminin vaz'n ve suretini bilmemektedir. Bu hataya dlme sebebini ileride
aklayacaz. Onun izgisi asln izgisinden biraz daha ksadr. Bunun altna da ne
kacak ve ortada kalacaklar uygun miktarda yazlabilir.
Drdnc Basamak: Silik olup Ti1 harfine benzer. Drtten fazla ksma ayrlabilir. izgi
bakmndan bir nceki mertebeden daha ksadr. En gzeli se, en az olanla snrl
olmasdr.
Beinci Basamak: Kk olup 'Sad' harfi biimindedir. izgisi ncekinden daha ksa
olmakla beraber istenilen sayda ksm ve baba ayrlabilir.
Altnc Basamak: Eik olup ters virgl biimindedir. Bunun da istenilen sayda fasla
ayrlmas caizdir.
Yedinci Basamak: Dm gibi olup ift lam biimindedir. Bir taraftan dier tarafa uzar.
Ancak bu, hesabn balangc olmas sebebiyle deil, balangcn neticesi olmas
itibryladr.
Hesabn, bir btn olarak baplarnn nicelii ve nak olarak ekillerinin nitelii bundan
ibarettir. Bblardan her ksmn bir dengi ve izgi bakmndan ona denk bir ei vardr.
Bunu asla gzard etmemek gerekir. Hesap, bir bakma tarihleme ve ynlendirmedir.
imdi bu eklin kemmiyetini zikredeceiz. Ksmlar, yediyle snrldr. Peki ekildeki ilk
say neden ift deil de tektir? Kk, neden iki ksmla snrl olup ncs yoktur? Bu
asldan niin drt ksma mnhasr klnmtr? Son ksmlar, neden bu snrlamann dnda
braklmtr?
Cevap olarak derim ki: Say ve hesap bilimi zerinde uzmanlam akl sahipleri 'bir'
says zerinde ihtilaf etmilerdir. htilafn konusu, 'bir' rakamnn say m yoksa saymann
balangc olarak saylarn dnda m olduudur. Bu ihtilafn kayna ise, 'bir' rakamnn
anlamndaki mterekliktir. Buna gre 'bir', dier saylarn terkibinde kullanlan bir
rakamdr. Mesel iki rakamnn tek bana bir deeri olmayp iki tane 'br'den baL rettir.
, drt ve dier rakamlar da byledir. Bir dier anlama gre se, bizatihi rakam olmayp
saynn illeti olmasdr. Bu anlama gre 'bir', saylarn terkibinde kullanlmaz. Btn
rakamlardaki 'birk', rakamlarn ondan mrekkep olmasndan deil, cins veya tr
bakmndan her varln asl olarak 'bir' olmas gerektndendir. rnein 'bir nsan', 'bir
ahs' denir. Sayda da byledir. Nitekim , tane birden ibarettir. 'Birlik1, ilk anlama
gre sayya dhildir. kinci anlama gre ise, saynn illetidir. nc anlama gre se,
saynn ayrlmaz bir gereidir. Her ksmda da, Allah Tel hakknda kullanlabilecek bir
anlam yoktur. O, dier 'br-ler1 gibi olmayan 'Bir'dir. Allah Tel'nn birlii, hibir ekilde
blnebilir bir birim deildir.
Say ilmiyle uraanlarn ounluuna gre 'bir1, saylara dhil deildir. Bunlara gre
saylarn ba 'iki'dir. 'iki', hem ifte, hem teke blnebilir. Saylar iinde ilk tek, '/tr.
lk ift say ise 'drt'tr. Drt saysnn stndeki btn saylar mkerrer olup bir tek le
br iftten mrekkeptir. rnein 'alt', iki tekten mrekkeptir ve 'tam say' olarak
adlandrlr. 'Yedi' se tek ve ift saylardan mrekkep olduu in 'kmil say' olarak
adlandrlmtr. 'Sekiz' ise, iki iftten oluan ilk saydr. Bunlarn ayrntlar konumuza
girmemektedir.
Hesabn ba, 'bir' olgusunun saynn illeti olup ona dhil olmamasdr. 'Br', tek olup
dengi yoktur. Saynn balangc iki olduu iin muhakkak mertebesinin iki ksmla snrl
olmas gerekmektedir. Say da bir tek, bir fte blnm olduu iin asl mertebesinin
drt ksmla snrl olmas gerekmektedir. Bunun dndaki mertebeler ise mrekkeptir.
Sayda kll ve mm olan basit rakamlar unlardr: Bir, iki, ve drt. Bunlar keml
ifade eder. Bunlarn dndakiler ise mrekkep olup snrlanmalar sz konusu deildir. Bu
nedenledir k dier bblar belli bir say ile snrlanmamtr. Onlar sonsuza kadar uzanp
gitmektedir. Bundan sonra adedin ma'dd zerine terkibi, basitin mrekkep zerine
takdiri gibi konular gelmektedir ki bal bana ayr bir ilim dalnn kapsamna girmektedir.
Bu konulan da klasik filozoflarn mezhepleriyle ilgi blmde zikredeceiz.
Kitabmzn banda belirttiimiz be temel mukaddimeyi en gzel ve en doyurucu
biimde ortaya koyduktan sonra Adem Peygamber'den (aleyhissetm) zamanmza dek
yaam olan din ve mezhepleri ele almaya balyoruz.
Her bb ve blmde gerektii kadar bilgi vereceiz. Bylelikle anlan lafzn zikredilme
sebebi anlalm olacaktr. Her frkayla ilgili blmde, temel inan esaslarn ve varsa
dallarn anlatacaz. Bunlardan her birinin dierlerinden ayrlma nedenlerini zikredeceiz.
Mslman frkalar yetmi ksm halinde ele alacak, hanf dinin dnda kalan frkalar
arasnda usul ve esas bakmndan mehur ve tannm olanlar anlatacaz. Bunu
yaparken ne alnmas gerekenleri ne alacak, gzard edilmesi gerekenleri de gzard
edeceiz.
Hesap ilminin art, belirli izgilerin karsna doldurulmas gerekenleri yazmaktr.
Ktipliin gerei ise doldurulacak boluklar allm biimde brakmaktr. Kitabmzda her
ikisini de gzetmeye altk. Bblar hesap ilminin gereklerine gre uzatrken
doldurulacak boluklar da ktiplerin deti gereince braktk. Yardm Allah'tan ister, O'na
tevekkl ederiz. O bize yeter. O, ne gzel Vekl'dir.
Kitabmzda slm dini ile Yahudilik ve Hristiyanlk gibi kitap indirilmi dinlerin; Mecuslik
ve Manevlik gibi kitap indirilme phesi bulunan doktrinlerin frkalarn ele alacaz.
Ayrca kitaplar olmamasna karn had ve hkmleri bulunanlar ele alacaz. Bunlara
rnek olarak ilk filozofun, dehrleri, yldzlara ve putlara tapanlar, Brahmanlar
zikredebiliriz.
Btn bu frkalar ele alrken ncelikle kurucularn, taraftarlarn, kaynaklarn ve hangi
din veya nann kitabndan etkilendiklerini belirteceiz. Yntem ve kavramlarn
zikredecek, balang ve akbetlerini ayrntlaryla ele alacaz.
Red ve isbt balamnda yaplabilecek en salkl taksim, insanln mezhep bakmndan
Din ehli ve Heva ehli olmak zere ikiye ayrlddr. nsan bir akideye inand veya bir
gr dillendirdii zaman bunu ya bakasndan yararlanarak yapar, ya da kendi ahs
grnden hareketle yapar. Bakasndan yararlanan, teslim olmu ve itaat etmi biridir.
Onun dini, z itibaryla itaattir. taat ve kabul sahibi kii, din ehlidir. Kendi ahs
grnde inat eden ise yeni bir iddiada bulunan bidatidir. Allah Resul (salkllhu aleyhi
ve sellem) buyurdu ki: "Bakalarna danan hi kimse bedbaht olmaz. Kendi grnden
bakasn tanmayan kimse ise asla mutlu olamaz." (Acln, Kefil-Haf, 2/1213;
Heysem, Mecmau'z-Zevd, 2/566) nan koilUSUnda bakasndan yararlanan kimse,
mukallid olabilir. rnein anne babasn ve hocasn btl nancnda taklit etmi olabilir.
Taklit ehli, ounlukla inand eyin hak m btl m, doru mu yanl m olduuna
bakmaz. Bu durumda o hakkyla mstefid olmaz. nk hibir faydaya ve gerek ilme
ulaamam, hocasna basiret ve yakn zere tbi olmamtr. "Ancak lm sahipleri olarak
hak ile ahitlik edenler mstesna" (Zuhruf, 43/85) ayetinde vazedilen art, ok nemli bir
arttr. Bundan ibret alnmas gerekir.
Kendi ahs grne dayanan kimse de istinbtn yol ve yntemini bilerek bir hakikate
ulat zaman gerekten grn dayatan bir zorba olmaz. nk o, ilmi sayesinde
stenen hakikate ulamtr. "Onu, onlardan istinbt edenler iyi bilirler" (Nisa, 4/82)
ayetindeki esas da gzard edilemeyecek trden bir temeldir.
Kendi grlerinde tam anlamyla mutlak surette srar edenler ise, filozoflar, sbiler ve
brahmanlar gibi nbvveti toptan inkr edenlerdir. Onlar yaptrm ykl eriat ve
hkmleri tanmazlar. Aksine kendi yaantlarna uygun akl hkmler icat ederler.
Bu durumda gerek mstefitler, nbvveti kabul edenlerdir. er' hkmleri kabul
edenler, aslnda akl kurallar da kabul ederler. Bunun aksi doru deildir.
Bu blmde Din, Millet, eriat, Minhc, slm, Hamilik, Snnet ve Cemat kelimelerinin
anlamlar zerinde duracaz. Btn bunlar Kur'an'da zikredilmi kelimelerdir. Her birinin
de kendine zg bir anlam, szlk ve stlhat bakmndan uygun bir gereklii vardr.
Din kelimesinin itaat ve balanma anlamna geldiini daha nce sylemitik. Allah Tel
buyurdu ki: "Allah katnda din, slm'dr." (H mrn, 3/18) Dn kelimesi ile ceza ve
karlk anlam da murat edilebilir. Bu anlamda 'Ken tednu tudn' yani yaptn gibi
karlk grrsn, denir. Dirili gn hesaba ekilme anlamnda kullanlr: "te bu
sapasalam dindir." (Tevbe/35) Mtedeyyin kii, dirili gn yaanacak hesb ve cezay
ikrar eden kimsedir. Allah Tel buyurdu ki: "Ve sizler iin din olarak slm'a raz oldum."
(Mide, 5/4)
nsanolu yaratl gerei trnn dier fertleriyle biraraya gelme, ortak yaam kurma
ve lmden sonraki hayat in hazrlk yapma istidadna sahiptir. Bu birliktelik, savunma
ve yardmlama eklinde olmaldr. Savunma sayesinde sahip olduu eyi koruyabilirken,
yardmlama sayesinde elinde olmayan elde edebilir. nsanlarn bu ekilde biraraya
gelerek oluturduklar toplulua Millet denilmitir. nsanlar bu yapya ulatran vstalar
ise Minhc, ir'at ve Snnet'tir. Sz konusu snnet zerindeki ittifak ise Cemati
dourur. Allah Tel buyurdu ki: "Sizden her biriniz iin bir ir'at ve bir minhc (yol)
yarattk." (Mide, 5/47)
Br milletin varolabilmesi ve eriatn konulmas iin onu vazeden bir eriat Koyucu'nun
(Sri') varl arttr. Bu ri'in doruluu ise ancak Allah Tel'nn buna dellet eden
ayetleriyle bilinebilir. Sz konusu ayetler ri'in davetinin iinde olduu gibi, onun gerei
veya ondan sonraki bir zamana ait de olabilir.
Biliniz ki en byk millet, brahim (aleyhissdm) Milleti'dir. Onun milleti, sbiliin kart
olan hamiliktir. Bunun ayrntlar ileride anlatlacaktr. Allah Tel buyurdu ki: "Atanz
brahim'in milleti." (Hacc, 22/78)
eriat, Nuh Peygamber (aleyhisselm) ile balamtr. Allah Tel buyurdu ki: "O, Nuh'a
vasiyet ettiklerini sizler iin eriat olarak vazetti." (ra, 26/13) Hadler ve hkmler
Adem (aleyhisselm), t (aleyhisselm) ve drs (aleyhisselm) peygamberlerle birlikte
balamtr. eriat, millet, minhc ve snnetlerin sonu ise, en mkemmel ve en gzeli
olan Allah Resl'nn (sallallhu aleyhi ve sellem) eriat olmutur. Allah Tel buyurdu
ki: "Bugn sizin iin dininizi kemle erdirdim, stnzdek nimetimi tamamladm ve sizler
iin din olarak slm'a raz oldum." (Mide, 5/2)
Denir ki: Adem (aleyhisselm) eyann isimleriyle, Nuh (aleyhisselm) o isimlerin
anlamlaryla, brahim (aleyhisselm) her ikisiyle birden merref klnmtr. Musa
(aleyhisselm) tenzil, sa (aleyhisselm) ise tevlile ereflendiril-mitir. Allah Resul
(sallallhu aleyhi ve sellem) ise brahim'in (aleyhisselm) Milleti zere her ikisiyle birden
merref klnmtr.
Bunun ardndan ilk takririn biimi ve ikinci takririn kemle erdirilmesi gndeme gelir ki bu
da her peygamberin kendinden nceki peygamberlerin snnet ve eriatlarn tasdik
etmesi eklinde olur. Yaratlmlar hakkndaki emrin takdiri ve dinin ftrat zere
klnmasnn yolu budur. Nbvvetin temel zellii, dier insanlarn nebiye ortak
edilmemesidir. Allah Tel dinini, yaratklarnn durumuna uygun bir biimde tesis
etmitir. T ki yaratklar sayesinde dinine, dini sayesinde de yaratklarna istidlal
edilebilsin.
BRNC KTAP
DN SAHPLER
Mslmanlar
1- slm kavramnn anlamn daha nce zikretmitik. Burada ise slm ile iman ve ihsan
arasnda bulunan farka deinecek, balang, orta yol ve kemlin ne olduklarn
anlatacaz: ok bilinen bir hadis-i erife dayanarak:
"Cebrail (aleyhissdm) bir yolcu klnda Allah Resl'nn fsallallhu aleyhi ve sellem)
huzuruna girdi ve dizlerini O'nun dizlerine yaslayacak biimde oturduktan sonra sordu:
'Ey Allah Resul! slm nedir?' Allah Resul fsallallhu aleyhi ve sellem) yle buyurdu:
'Allah'tan baka ilah bulunmadna ve benim de Allah'n Resul olduuma ehdet
etmen, namaz klman, zekt vermen, Ramazan ay orucunu tutman ve imkn bulman
halinde hacca gitmendir.' Cebrail (aleyhisselm) 'Doru syledin' dedikten sonra u
soruyu sordu: 'Peki iman nedir?' Allah Resul (sallallhu aleyhi ve sellem) yle buyurdu:
'Allah'a, meleklerine, kitaplarna, peygamberlerine, ahiret gnne, hayr ve erryle
kadere iman etmendir.' Cebrail (aleyhisselm) 'Doru syledin' dedikten sonra yle
sordu: 'Peki ihsan nedir?' Allah Resul (sallallhu aleyhi ve sellem) de yle cevap verdi:
'Allah Tcl'ya O'nu gryor gibi ibdet etmendir. Sen O'nu grmesen de O seni
muhakkak grr.' Cebrail (aleyhisselm) ayn ekilde 'Doru syledin' dedikten sonra u
soruyu sordu: 'Kyamet ne zaman kopacak?' Bunun zerine Allah Resul (sallallhu aleyhi
ve sellem) yle buyurdu: 'Bu konuda sorulan, sorandan daha bilgili deildir.' Cebrail
(aleyhisselm) kalkt ve oradan kt. O gittikten sonra Allah Resl (sallallhu aleyhi ve
sdlem) yle buyurdu: 'Bil Cebrail (aleyhissdm) di. Size dininizi retmek in geldi."'
(Buhr, man, 37; Mslim, man, 13)
Tefsirde iman ile slm arasnda da fark bulunduu ifade edilmitir. Buna gre slm,
zahir teslimiyetten ibarettir. Bu balamda mnafk ile mslman zahiren ayn
konumdadr. Nitekim Allah Tel yle buyurmutur: "Bedeviler 'man ettik1 dediler. De
ki: Siz iman etmediniz. 'Biz teslim (slm) olduk' deyin!" (Hucurt, 49/13}
slm, zahirde teslimiyet ve balanmay ifade edip kullanm bakmndan mterek
olduuna gre balang noktasdr. Eer onunla birlikte samimi inan varsa, yani kii
Allah Tel'ya, meleklerine, kitaplarna, peygamberlerine ve ahiret gnne yrekten
inanyor, kaderin hayr ve errinin Allah'tan olduunu ikrar ediyor, bana gelecek olayn
muhakkak vuku bulacana bana gelmeyecek olayn da gereklemeyeceine inanyorsa
hakik bir m'min olur. Zahir mslmanlm kalb inancyla, ruh tekmln akl
tefekkrle birletirir ve gayba, gzyle tank olmuasna iman ederse artk keml haline
erimi demektir. Bu durumda slm yolun ba, iman ortas, hsan ise kemli olmaktadr.
te bu anlamndan dolay Mslman lafz hem kurtulua erenler, hem de helak olacaklar
iin kullanlabilen mterek bir kavramdr.
slm, bazen ihsan anlamnda olabilir: "Hayr, ihsan sahibi olarak yzn Allah'a eviren."
(Bakara, 2/112) "Sizin iin din olarak slmdan raz oldum" (Mide, 5/4} ayeti de slmn
bu anlamna yorulur. u ayet-i kerimeler de ayn anlamdadr: "Muhakkak Allah katnda
din slm'dr." (l-i mrn, 3/19) "Hani Rabbi ona 'slam ol!' dediinde 'Alemlerin Rabbine
teslim oldum' demiti." (Bakara, 2/130) "Ancak mslmanlar olarak ln!"
(Bakara, 2/132)
2- Tevhid, adalet, va'd, va'd, sem' ve akl gibi kavramlarda ihtilafa den usul ehli.
Burada usl, fur ve benzeri kelimelerin anlamlar zerinde duracaz.
Kelam ehlinden biri yle demitir: Usl (: temel ilkeler), Allah Tel'y vahdaniyeti ve
sfatlaryla tanmak, peygamberleri ayet ve mucizeleri ile bilmektir. zetle sylemek
gerekirse tartmann iman hakikatle ilgili olduu ve tartanlar arasnda bir tarafn kesin
hakl olduu her mesele usle girer. Bilindii zere dinin tm konular, marifet ve tate
ayrlmtr. Marifet asl, tat ise fer'dir. Marifet ve tevhid konularnda sz syleyen kimse
usulcdr. Tat ve eriat zerinde konuan ise fur'cu olarak bilinir. Usl, kelm ilminin
konusudur. Fur ise fkh ilminin konusudur. Akl sahiplerinden biri ise yle demitir:
Aklla bilinen, dnme ve istidlal yoluyla ulalan herey uslden saylr. Zann olan ve
kyas ve ictihd yoluyla ulalan herey de-fur'dan saylr.
Tevhide gelince Ehl-i Snnet ve Sftiye'nin tamamna gre, Allah Tel Zt itibaryla
birdir ve blnme kabul etmez. Ezel sfatlarnda birdir ve benzeri yoktur. Fiillerinde de
birdir ve orta yoktur.
Ehl-i Adi (: Mu'tezile) ise yle demitir: Allah Tel Zt bakmndan birdir. Blnme ve
sfat sz konusu deildir. Fullerinde de birdir ve orta yoktur. O'nun Zt dnda kadm
yoktur, fiillerinde de orta yoktur. ki kadmin varolmas imknszdr. ki kdr arasnda
makdr olan da imknszdr. Tevhidin asl budur.
Adalete gelince Ehl-i Snnefe gre Allah Tel fiillerinde adalet sahibidir. Yani O,
mlknde ve sahip olduklar hakknda diledii tasarrufta bulunandr. Dilediini yapar,
diledii gibi hkmeder. Adalet, bir eyin yerli yerine konulmasdr. Bu da, mlkte meet
ve ilmin gerektirdii ekilde tasarrufta bulunmaktr. Zulm ise bunun tam kartdr. Allah
Tel hakknda hkm ve tasarruflar bakmndan zulm ve hakszlk dnlemez.
Mu'tezile'yc gre ise adalet, akln hikmete uygun olarak gerektirdii eydir. Adalet, fiilin
doruluk ve yarar gzetilerek izhr edilmesidir.
Va'd ve va'de (azap va'di) gelince Ehl- Snnet bu konuda yle demitir: Va'd ve vald
Allah Tel'nm ezel kelmdr. Va'd, emredilenlere karlk, va'd se yasaklananlara
karlktr. Kurtulu ve sevap kazanma va'd, helak ve ceza ise va'd iledir. Ancak bu
konularda hibir ey Allah Tel zerine aklen vacip klnamaz.
Ehl-i Adi ise yle demitir: Ezelde sylenmi bir kelm sz konusu deildir. Ancak emir
ve yasaklama vardr. O, muhdes kelm ile va'd ve va'dde bulunmutur. Kurtulua eren
kimse, kendi iledii fiilleri sayesinde sevab haketmitir. Hsrana urayan da yine kendi
fiilleri sebebiyle cezay haketmitir. Akl, hikmetin gerei olarak bunu icap ettirir.
Sem' ve alda gelince Ehl-i Snnet'in bu konuda sylediklerinin z udur: Btn vcibt
sem' sayesinde bilinir. Bilgilerin tamam ise akl sayesinde bilinir. Akl, hsn veya kubh
hkmlerinde bulunamaz. Vacip klamaz ve gerektiremez. Sem' ise bilgiyi varetmeyip onu
vacip klar.
Ehl-i Adi ise unlar sylemitir: Bilgilerin (ma'arif} tamam aklla bilinebilir ve akl
sayesinde vacip olabilir. Nimet verene kranda bulunmak, sem' gelmeden nce aklen
vaciptir. Hsn ve kubh da, gzel ve irkin olan eylerin zti sfatlardr.
Bu kaideler, usl ehlinin zerinde konutuklar ana meselelerdir. Bu meseleler hakknda
btn frkalarn dncelerini ileride tafsilatl olarak anlatacaz. Her meseleyi
olabildiince ele alacaz,
3- Mu'tezile, Cebriyye, Sftiyye ve dierleri.
Mu'tezile ve Sftiye, taban tabana zt iki frkadr. Ayn ekilde Kaderiye ve Cebriye de ki
zt frkadr. Mrce ile Va'diye, a le de Haricler zt frkalardr. Bu frkalar arasndaki
ztlk her devirde varolmutur. Her frkann da kar frkalar iin syledikleri szler,
yazdklar Idtapiar destek aldklar devletler ve kullandklar ktidarlar olmutur.
1. Fasl
Mutezile
Ehl-i Adi ve Tevhid olarak adlandrlrlar. Kaderiye ve Adliye gibi lakaplar vardr. Kaderiye
kelimesini mtereken kullanm ve yle demilerdir: "Kaderiye lafz, kaderin hayr ve
errinin Allah Tel'dan olduunu syleyen herkes iin kullanlr." Byle sylemeleri, bu
lakapla anlmaktan saknma abalardr. nk bu lakapla anlanlarn knanmas
hususunda ittifak sz konusudur. Zira Allah Resul (sallahu aleyhi ve sellem) yle
buyurmutur: "Kaderiye, bu mmetin mecslcridir." (Hkim, Mstedrek, 1/159; Msned,
5/406; Tabcran, Mcemu's-Sagir, 7/36) Sfatiye frkas, Mu'tezile'ye ittifakla kar km,
Cebriye ve Kaderiye'nin aslnda birbirlerine taban tabana zt kavramlar olmas itibaryla
ztlarn ayn lafzla anlmalarnn mmkn olmayaca ifade edilmitir. Allah Resul
(sallallhu aleyhi ve sellem) yle buyurmutur: "Kaderiye, kader konusunda Allah'n
hasmlardr." (el-d, Mcvkf, 3/659).
Kader konusunda hasm olu; hayr ve errin hem Allah'n hem de kulun etkinliklerine
taksim edilii, asla, teslim ve tevekkle inanan; tm hlleri kesin bir kadere ve mudak bir
hkme balayan kiilerin gr olamaz; byle bir husus tasavvur edilemez. Mu'tezile
taifesinin geneline hkim olan itikada gre kdem; Allah Tel'nn, en zel niteliidir,
bizzat ztna taalluk eden asl vasftr. Mu'tezile aslen kadim olan tm sfatlar reddetmi
ve unu savunmutur:
Allah Tel Zt ile lim, Zt ile Kadir, Zt ile Hayy (Diri) olup Ztndan ayr ilim, kudret
ve hayat ile tavsif edilemez. Bunlar kadm sfatlar ve O'nunla kim olan zelliklerdir. Eer
sz konusu sfatlar, kdemde ortak olsalard, ulhiyette de O'na ortak olmalar gerekirdi.
Onlara gre Allah Tel'nn kelm, bir mahalde yaratlm olup muhdestir. Kelm harf ve
seslerden ibaret olup O'ndan nakille mushaflarda yazldr. Herhangi bir mahalde bulunan
ey, bir ekilde fena bulacak bir arazdr. Mu'tezile'ye gre irde, sem' ve basar (grme)
de Zt ile kim olmayan zelliklerdir. Ancak onlar, bunlarn varolu keyfiyetleri ve
yklendikleri anlamlar zerinde ihtilaf etmilerdir. Mu'tezile, Allah Tel'nn ahiret yur-
dunda gzle grlmesinin ve tebihin btn trlerinin reddi noktasnda ittifak etmitir.
Yer, mekn, suret, cisim sahibi olma, bir yerde bulunma, intikl etme, zail olma, deime
ve etkilenme gibi O'nun iin tebih ifade edecek olan hibir eyi kabul etmemilerdir. Bu
konularla ilgili mtebih ayetlerin tevillerini de vacip grmlerdir. Onlara gre Tevhid
budur.
Mu'tezile'ye gre kul, kudret sahibi, hayr ve er fiillerinin yaratcsdr, ilediklerinden
dolay da ahirette dl veya cezaya nstehaktr. Allah Tel kendisine er ve zulm izafe
edilmekten mnezzehtir. Bu tr fiillerin ilenmesi kfr ve masiyettir. Eer O, zulm
yaratm olsayd zlim olurdu. Tpk adaleti yaratt zaman dil olduu gibi.
Mtezile'nin bir dier gr udur: Allah Tel'nn fiili salh ve hayrdr. Hikmet
bakmndan da kullarnn yarar ve maslahatlarn gzetmek O'nun zerine farzdr. Aslah
ve ltuf konularnda ise ihtilf etmilerdir. Mu'tezile bunu Adalet olarak isimlendirmitir.
Mu'tezile'ye gre bir mmin, dnya hayatndan tat ve tvbe zere ayrhrsa sevab hak
etmi olur. Bir byk gnah (kebre) ilemi ve tvbe etmemi olarak lrse, sonsuza
dek cehennemde kalr. Ama ekecei azap, kfr ehlinin azabndan daha hafif olur.
Mutezile bu konudaki fikirlerini Va'd ve Va'd olarak isimlendirmitir.
Onlara gre eriat gelmeden nce de bilginin esaslarn tanmak ve nimete kretmek her
insan zerine farzdr. yilik ve ktl akl yoluyla bilmek de farzdr. Allah Tel
tarafndan gelen emir ve yasaklar ise, kullar iin birtakm lruflardr. Allah Tel bunlar,
kullarn snamak ve semek iin peygamberler vastasyla gnderir. Ta ki; "Helak olan
ak delil zere helak olsun, yaayan da ak delil zere yaasn diye." (Enfl/43)
Mu'tezile imamet konusunda ihtilafa dmtr. Kimileri nas le, kimileri seim ile
belirleneceini sylemitir. Bu konuda gr belirten frkalarn szleri ileride ele
alnacaktr.
imdi Mu'tezile iinde farkl gr savunan frkalar ele alacaz.
1- Vskitte:
2- Hzetlitte:
3- Nazzmitte:
4- Habttiyye Vehadstte:
5- Biritte:
6- Muammeritte:
Mu'tezile'nin altnc ana kolu olan bu frka, Muammer b. Abbd es-Slem (. H. 220)
tarafndan kurulmutur. Muammer b. Abbd, Mu'tezile bilginlerinin en byklerndendir.
Sfatlar ve kaderi, hayrn ve errin Allah'tan olduunu, bunlar benimsemekle kiinin
tekfir ve tadll (dallet nispet etmek) edilmesini reddetmitir. Baz grleriyle dier
Mu'tezile bilginlerinden ayrlmtr.
Bu grlerden biri udur: Ona gre Allah Tel cisimlerden baka bir ey yaratmamtr.
Arazlar, bu cisimler tarafndan icat edilmitir. Bu ya atein yakmay, gnein sy, ayn
renkleri meydana getirmesi gibi tabi olur veya canlnn hareket ve sknu, birleme ve
ayrlmay oluturmas gibi htiyar olur. Cismin ortaya k (huds) ve yokoluunu (fena)
iki araz olarak grmesi tuhaftr. Bunlarn, cisimlerin eseri olduunu nasl syleyebilir?
Allah Tel arazlar ihdas etmediyse cismi ve onun yokoluunu niin ihdas etmi olsun?
Huds araz olduu iin buradan Allah Tela'nn esas olarak hibir fiilinin bulunmamas
sonucu kar. Onun bu grnn elikisi yle ortaya kar (ilzam): Allah Tela'nn
kelm ya araz veya cisimdir. Araz olduunu sylerse Allah Tel tarafndan hdas edilmi
demektir. nk esasnda mtekellim, kelam fiilini gerekletirene denir ya da Allah
Tela'nn araz olmas bakmndan herhangi bir kelam olmamas gerekir. Eer O'nun cisim
olduunu sylerse, bu onun daha nce, cismin bir mahalde ihdas edildiine ilikin
grn geersiz klar. nk cisim, baka bir cisimle kim olmaz. Bylelikle ezel
sfatlarn varl fikrine katlmad ve arazlarn yaratlm olduklarn reddettii takdirde,
onun mezhebine gre Allah Tela'nn konutuu bir kelm olmam olur. O'nun kelm
olmadnda ise O emreden ve yasaklayan olmaz. Bunlar olmadnda da eriat olmaz.
Grld gibi Bir'in bu gr byk bir elikiyle sonulanmaktadr.
Bir dier gr udur: Her trdeki araz sonsuz saydadr. Bir mahalde kim olan her
araz, onun kyamn gerektiren bir mna sebebiyle kim olur. Bu se teselsle yol aar.
Bu meseledeki grlerinden dolay o ve arkadalar Ashab- Men olarak anlmlardr.
O, bu grne ilveten yle demitir: Hareketin skna kar oluu zt itibaryla deil
bu duruu gerektiren bir mna sebebiyledir. Misallerin farkllk ve benzerlii, zadlarn
elimesi de ayn ekilde bir mna sebebiyledir.
El-Ka'bfnin anlattna gre Muammer, Allah Tela'nn irdesi konusunda u gre
sahiptir: O'ndan herhangi bir ey iin sdr olan irde, Allah Tela'nn Zt veya baka bir
eyi yaratmas, emri, ihbar ve hkm deildir. O, bununla bilinmeyen mehul bir hususa
iaret etmektedir. Ona gre, nsan iin irde dnda hibir fiil sz konusu deildir. Bizzat
yapma (mbaeret) veya neden olma (tevld) trnden her fiil bu kapsama girer. Kyam,
ku'd, hareket ve skn trnden btn teklifi fiilleri irdeye dayanr. Bu fiiller,
mbaeret veya tevld yoluyla gereklememitir. Bu, ok artc bir grtr. Ancak
Br bunu mezhebinin insann hakkatiyle ilgili grne dayandrmaya almtr. Ona
gre insan, yle bir mna veya cevherdir ki bu bedenden bamszdr. nsan, lim, kadir,
tercih ve hikmet sahibidir, ne hareketli. Ne sakin, ne olumu, ne bir yeri kaplam, ne
gren, ne dokunan, ne hisseden, ne elle yoklayan veya belli bir mekna hulul eden
deildir. Hibir mekn onu kuatamad gibi, hibir zaman onu smrlayamaz. O, iinde
yaad cesedin mdebbiridir. Bedenle ilikisi tedbr ve tasarruftan ibarettir. Muammer
bu gr filozoflardan iktibas etmitir. Bilindii zere filozoflara gre nsan kendiyle
kim bir cevherdir. Hibir mekn ve yerde bulunmayan bir zden ibarettir. Onlar ayn
trden akl varlklarn varln da iddi etmilerdir. Mufrik akllar bunlardandr. Muammer,
filozoflarn grlerine uyarak nefsin fiilleri ile onun bulunduu kalbn yani bedenin fiilleri
arasnda ayrm yapmtr. lkine insan, ikincisine ise beden adn vermitir. Ona gre
nefsin fiili, sadece irde etmektir. Nefs insandr. Buna gre insann fiili de irde
olmaktadr. Bunun dndaki btn hareket, skun ve dayanmalar ise bedenin fiilleridir.
Anlatlanlara bakldnda Muammer'e gre Allah Tel kdem ile tavsif edilmez. nk
kdem, belli bir zaman srecine dellet eder. Kdem, belli bir zaman srecini
artrmaktadr. Allah Tela'nn mevcudiyeti ise zaman akndr.
Ona gre yaratma (halk) yaratlmtan (mahluk), hdas etme ihdas edilmiten (muhdes)
farkldr.
Ca'fer b. Harb, Muammer'in u grn naldetmitir: Allah Tel'nn kendi Ztn bilmesi
imknszdr. Zira bu, lim yani bilen ile Malm yani bilinenin bir olmamasna yol aar.
Allah Tel'nm bakasn bilmesi de imknszdr. Mevcd olmas bakmndan mevcd
zerinde kudret sahibi olmasnn imknszl gibi. htimal ki bu nakil doru deildir.
Hibir akl sahibi, bu tr hezeyanlarda bulunmaz.
Muammer'in meylettii filozoflara bir bakalm. Onlara gre Allah Tel'nn ilm, inf'l yani
bilinene tbi bir ilim deil fi'l bir limdir. O, FI olmas bakmndan Alim'dir. Fiili
gerektiren O'nun ilmidir. O'nun mevcd ile likisi, hadis olma anyla snrldr. Dolaysyla
yok olanla (ma'dm) ilikisinin yokluk (ademiyet) halinde de srmesi imknszdr. O, ilim
ve akldr. Akl, Akil ve Ma'kl olmas ayn eydir. Muammer yle demitir: Allah Tel
Zt'm bilir, denemez. nk bu, lim ile malm arasnda bir ayrmaya neden olabilir. O,
bakasn da bilemez. nk bakasn bilmesi, bu bilginin bakasndan hsl olmas
anlamna gelir. Bu durumda ya nakil sahih olmamal, ya da bu tr bir anlama
yorulmaldr. Muammer'in taraftarlarndan olmadmz iin bu sz uygun bir ekilde
yorumlayacak deiliz.
8- Smmiyye:
9- Himyte:
10- Chziyye:
Ebu'l-Huseyn b. Ebu Amr el-Hayyt (8) adnda bir ahsn taraftarlarnn oluturduu bir
frkadr. Ebu'l-Huseyn, Ebu'l-Ksm b. Muham-med el-Ka'b'nin hocasdr. Her ikisi de
Mu'tezle'nin Badat ekolnden-dir. Ancak Hayyt, ma'dmun ey olduunu spat
etmekte mbalaa etmitir. 'ey3 ise, bilinen ve hakknda haber verilen eydir. Cevher
ve araz, adem halindeyken de cevher ve arazdr. Btn tr ve snflar bu ekilde mutlak
hale getirmitir. Bu meyanda yle demitir: Halk, yokluk halinde de halktr. Buna gre
geriye sadece vucd sfat ya da vucd ve hudsu gerektiren sfatlar kalmtr.
Varolmayan (rna'dm) hakknda 'sbt' lafzn kullanmtr. Allah Tel'nn sfatlarnn
reddi konusunda dier Mu'tezile ile ayn fikirleri belirtmitir. Kader, nakil ve akl
meselelerinde de benzer grlere sahiptir. Ancak el-Ka'b hocasndan baz noktalarda
ayrlmtr: Ona gre Allah Tel'nn irdesi Zt ile kim olan bir sfat olmad gibi, o
bizatihi Mrd de deildir. Belli bir mahalde veya mahalsiz bir ortamda huds etmi bir
irde yoktur. rdetullah yani Allah'n irdesinin anlam, zorlanmakszn ve zorlamakszm
lim ve Kadir olmasdr. Allah Tel'nn kendi fiillerinde irde sahibi olmas, onlar ilmi
zere yaratmasdr. Kullarn fiillerindeki irdesi ise, onlar emretmesi ve onlardan Raz
olmasdr. Sem ve Basr olmas da buna rcidir. Yani O, itilenleri ve grlenleri
Bilen'dir. Ru'yet konusundaki gr dier Mu'tezile bilginlerinin grne benzer. Ancak
dierleri, Allah Tel'nn Zt'n ve grlebilir olanlar grdn sylerken bunun Alim
olmas zerine bir ziyde olduunu belirtmilerdir. Oysa el-Ka'b bunu nkr ederek
Zt'n ve grlebilenleri grmesini, onlar sadece bilmesi olarak kabul etmitir.
2- Fasl
Cebriyye
Cebr, fiili, kuldan tamamyla nefyetme ve hakikaten Allah Tel'ya isnd etmektir.
Cebriyye frkas iki ksma ayrlr: a. Katksz Cebriyye (Cebriyye-i hlisa) b. Mutedil
Cebriyye.
Katksz Cebriyye frkasna gre, kulun hibir fiili ve fiil kudreti sz konusu deildir.
Mutedil Cebriyye ise, kulun esasnda messir olmayan bir kudrete sahip olduunu syler.
Hadis kudretin fiil zerinde belli bir eseri olduunu syleyerek bunu 'kesbkazanm'
olarak isimlendirenler Cebriyye'den saylmaz.
Mu'tezile, hadis kudretin yaratma ve ihdas etme fiillerinde etkisi olduunu syleyenleri de
Cebr olarak isimlendirmitir. Buna gre, tevelld eden eylerin fail olmakszn meydana
gelmi fiiller olduunu syleyen herkesin Cebr olarak isimlendirilmesi gerekir. Zira onlar
hadis kudretin bunlar zerindeki etki ve eserini kabul etmemilerdir. Frkalarla ilgili kitap
yazanlar, Neccriyye ve Drriyye frkalarn Cebriyye kapsamnda saymlardr. Sftiyye
arasnda bulunan Kllbyye'den bir topluluk de Cebriyye'den saylmtr. E'arler bu frka
mensuplarm kimi zaman Hae-viyye, kimi zaman da Cebriyye olarak isimlendirmilerdir.
Neccriyye ve Drriyye'nin bizzat kendi ikrarlarndan hareketle onlar da Cebriyye kap-
samnda ele aldk. Bu grte olup kendilerinin Cebr olduklarn krar etmeyenleri ise
Sftiyye'den saydk.
1- Cehmyte:
Bu frka, Cehm b. Safvn adnda bir ahsn taraftarlarndan olumutur. Kendisi katksz
Cebriyye'dendir. Bu alsn cebir meselesindeki bidati lk kez Tirmiz ehrinde ortaya kt.
Cehm, Emev oullarnn son devrinde Selem b. Ahvez el-Mzin adnda bir kii tarafndan
MerVde ldrld. Kendisi ezel sfatlarn reddi konusunda Mu'tezile le ayn gre
sahipti. Baz meselelerde ise onlardan ayrlmtr.
Bu meseleleri yle sralayabiliriz: Cehm'e gre Allah Tel n kullanlan sfatlar,
yarattklar iin kullanmak caiz deildir. nk bu tebhe yol aar. Cehm, Hak Tel'nn
Hayy (diri) ve lim olmasn nef-yederken Kadir, Fl ve Hlk (Yaratc) olmasn kabul
etti. Ona gre yarattklarndan hibiri kudret, fiil ve yaratma sfatlaryla vasfedilemez.
Br dier mesele udur: Cehm'e gre Allah Tel iin hadis ilimler sz konusu olup
bunlarn belli bir mahalli yoktur. O bu balamda yle demitir: Bir eyin yaratlndan
nce bilinmesi caiz deildir. nk byle olduu takdirde O'nun bu konudaki ilminin baki
olup olmamas meselesi sz konusu olurdu. lminin baki olmas durumunda O'nun -h-
cehaleti sz konusu olurdu. nk olmu bir eyin bilgisi, olacak bir eyin bilgisinden
farkldr. lminin baki olmamas durumunda ise deikenlii gndeme gelir ki deiken bir
ey yaratlm olup kadm deildir. Cehm bu meselede Him b. el-Hakem'in mezhebine
uymutur. Bu meyanda yle demitir: lmin hadis olduu kabul edilirse, iki halden uzak
kalnamaz: Ya Allah Tel'nn Zt'nda hadis olur ki bu, Zt'nda deiiklie yol aar ve
hadisler iin mahal tekil eder; ya da bir mahalde hadis olur ve Allah Tel deil o mahal
onunla mevsf olur. Bylelikle O'nun ilminin bir mahalli olmad ortaya km oldu.
Cehm, malum olan varlklar miktarnca hadis ilim kabul etmitir.
Bir baka mesele ise udur: Cehm'e gre insan, herhangi bir eye kadir olmad gibi
istit'at ile de tavsif edilmez. Kul, btn fiillerinde mecbur yani cebr altndadr. Kudret,
irde ve tercihi asla yoktur. Hak Tel cansz varlklar nasl yaratyorsa, kulun fiillerini de
ayn ekilde yaratr. Fiilerin onlara nisbeti, canszlara nisbcti gibi mecazdir. Tpk 'Aa
meyve verdi, su akt, gne dodu, gne batt, gk bulutland, yamur yad, dnya
sarsld' fiillerinde olduu gibi. Ona gre mkfat ve ceza da cebrdir. Fiillerin tamam da
cebrdir. Ona gre cebr sbt bulduunda teklif de cebr olur.
Cehm'in Mu'tezile'den ayrld bir dier mesele udur: Cennet ve cehennem ehlinin
hareketleri kesintili olur. Ona gre cennet ve cehennem kendileri iin tahsis edilen
kimselerin girmesinden sonra fena bulacaktr. Cennet ehlinin nitelemesi de,
cehennemliklerin elerni de son bulacaktr. Zira hareketler gemie doru sonsuz olmad
gibi gelecee doru dason-suz deildir. Cehm, bu grnden hareketle "Ebed
kalcdrlar" buyruklarn mbalaa ve tekt anlamna yormutur. Hakiki anlamna deil,
cehennem ehlinin oradaki kallarnn kesintili olmasyla ilgili olarak da u ayet-i kerimeyi
delil gstermitir: "Rabbinin dilemesi dnda gkler ve yer baki kaldka orada ebed
kalrlar." (Hd/108) Grld zere ayette bir art, bir de istisna mevcuttur. Oysa
ebedlik ve sonsuzlukta her ikisi de sz konusu olmaz.
Cehm'e gre kul Allah' bilip kabul etmise diliyle inkr da etse tekfir edilemez ve mmin
olarak grlr. Ona gre marifet ve ilim, inkr ile yokol-maz. Yine ona gre iman, ksm
ve ubelere, rnein akit, sz ve amel gibi ksmlara blnemez. man noktasnda
kimsenin bir dierine stnl olamaz. Buna gre peygamberlerin iman ile avamn
iman arasnda fark yoktur. Bunun gerekesi ise bilgide farkllamann olmaydr. Selef-i
Salih, onun bu ve benzeri grlerine iddetle kar km ve onun fikirlerinin eriatn
iptali olduunu sylemilerdir. Cehm, ru'yetullah'n reddi, Kelm-
Din Sahipleri
lah'nin yaratlm olmas ve eriat gelmezden nce de bilginin aklla elde edilebilecei
gibi grlerde Mu'tezile'ye uygun hareket etmitir.
2- Neccriyye:
Hseyn b. Muhammed en-Neccr adnda bir ahsn taraftarlarndan oluan bir frkadr.
Rey ve evresindeki Mu'tezile taraftarlarnn ounluu bu ahsn grlerini savunur.
Frka mensuplar birtakm ikincil meselelerde farkl hareket etmi olsalar da 'usl' olarak
adlandrdmz temel meselelerde mttefiktirler. Belli bal kollar Bersiyye,
Zaferniyye ve Mstedrike'dir. lim, kudret, irde, hayat, sem' ve basar sfatlarnn reddi
noktasnda Mu'tezile ile fikir birlii iindedirler. Amellerin yaratlm olmas hususunda da
Sftiyye ile ayn fikirdedirler.
en-Neccr yle demitir: Allah Tel kendi nefsinde Alim olduu gibi Mrd'dir de.
Neccr, taalluk'un umumiliini ilzam ve iltizam etmitir. Yine ona gre Allah Tel hayr
ve erri, yarar ve zarar da murd edendir. Allah Tel'run Mrd yani irde sahibi olmas,
zorlanmamas ve baka bir irdeye malb olmamas anlamndadr. yle demitir: Allah
Tel, kullarn amellerinin yaratcsdr. Bu amellerin hayr veya er, gzel veya irkin
olmas bunu deitirmez. Kul ise bunlar kazanandr. Ona gre hadis kudretin belli bir
etkisi vardr. O bunu, el-E'ar'nin dedii gibi kazanm (kesb) olarak isimlendirmitir. Allah
Tel'nn gzle grlmesini reddetmi ve imknsz grmtr. Ancak Allah Tel'nn
kalpteki bilgi gcn gze ynlendirmesini caiz grmtr. Buna gre Allah Tel gzle
de bilinebilir olmaktadr ki onun kabul ettii r'yet (grme) tr budur. Kelmn hadis
olduunu da syleyen en-Neccr aadaki meselelerde Mu'tezile'den ayrlmtr:
Allah Tel'nn kelam okunduu zaman arazdr, yazldnda ise cisim olur. Zaferniyye
ise bunun aksine syleyerek Allah Tel'nn kelamnn O'nun gayri olduunu, gayri olan
hereyin de mahlk olduunu tfade etmitir. Buna ramen unu da sylemilerdir:
Kur'an'n yaratlm olduunu syleyen herkes kfirdir. Bununla muhtemelen farkl
davranmak istemilerdir. Aksi halde ilk szleri ile bu iddialarnn arasnda kesin bir eliki
mevcuttur. Mstedrike ise demitir ki: Allah Kelm mutlak anlamda yaratlm olup O'nun
gayri olduunu sylemilerdir. Halbuki Allah
ReSU (sallallhu aleyhi ve sellem), "Allah Kelm mahlk deildir" (BcyhakL uabu'1-
man, 1/190; Snen-i Kbra, 10/205; Ebu Davud, Snen, 2/648; Als, Ruhul-Men,
8/138) buyurmutur. Selef-i Salih de bu ibare zerinde fikir birlii etmitir. Biz de bu
meselede onlara uymu bulunuyoruz. Ancak 'yaratlm deildir' ibaresini u anlama
hamlediyoruz: Allah Kelm bu tertip, harf ve seslerin nazm ile yaratlm olmayp bu
harflerden baka harfler zerine yaratlmtr. Bu harfler, o harflerin naklidir. el-Ka'b, en-
Neccr'n u szn naldetmitir: Allah Tel her meknda Zt ve vcd olarak var olup
bu varl [bazlarnn sand gibi sadece] ilim ve kudret anlamnda deildir. Kendisi
bundan birtakm muhal neticelere ulamtr.
insan fikrinin eriat gelmeden nceki durumu hakknda Mu'tezile ile ayn dnceyi
paylam ve insann aratrma ve tefekkr vastasyla bilgiye ulamasnn vacip olduunu
sylemitir.
mann tasdikten ibaret olduunu sylemitir. Byk bir gnah ileyip tvbe etmeksizin
len kii bundan dolay cezalandrlacaktr. Ancak cehennemden kacaktr. Ebed kal
bakmndan kfr ehliyle bir tutulmalar dil deildir.
Bers lakabyla tannan Muhammed b. sa, Bir b. Gys Mersi ve el-Hseyn en-Neccr
gr bakmndan birbirlerine yakndrlar. Hepsi de Allah Tel'nm hayr, er, iman, kfr
ve tat, masiyet bakmndan olacak hereyi irde buyurduunu sylemilerdir.
Mu'tezile'nin ummu ise bu grte deildir.
3- Darrarye:
Darrr b. Amr ve Hafs el-Ferd isimli ahslarn taraftarlarndan oluan bir frkadr. Her ikisi
de sfatlar nefyetme (ta'tl) noktasnda fikir birlii etmilerdir. Onlara gre Allah Tel
lim ve KdirMir. Bunun anlam, chil ve ciz olmaydr. Onlara gre Allah Tel'nm
yalnz kendisi tarafndan bilinen bir mhiyeti vardr. Bu grlerini Ebu Hanfe ve
arkadalarndan bir toplulua isnd etmeye almlardr. Bu fikre gre Allah Tel,
Zt'n delil veya olmakszn ehdet yoluyla bilir. Biz insanlar ise O'nu delil ve haber
yoluyla bilebiliriz. Onlara gre be duyunun dnda cennette Allah Tel'v grmemizi
salayacak bir duyu daha vardr. Yine bu ikisine gre kullarn fiilleri, hakki anlamda Allah
Tel tarafndan yaratlmtr. Kul da bunlar hakki anlamda kazanandr. ki fail arasnda
bir fiilin meydana gelmesinin mmkn oluu da bunlara ait bir grtr. Onlara gre
Allah Tel arazlar cisimlere dntrebilir. stit'at ve acz cismin ksmlardr. ki
zamann reddi kanlmazdr. Allah Resl'nden (sallallihu aleyhi ve sellem) sonraki
yegne hccet, mmetin icmaldir. Haber-i Vhid kanalyla nakledilen din hkmler kabul
edilebilir deildir. Rivayete gre Darrr, Abdullah b. Mesud'un ve beyy b. Ka'b'n Kur'n
okuyu tarzlarn inkr etmi ve bunlar Allah Tel'nm indirmediini iddia etmitir. .
eriat gelmeden nce de Allah Tel'y bilmenin gereklilii konusunda farkl dnerek,
peygamber gelmesini art komu, emir ve yasaklarn byle bilinebileceini
sylemilerdir. Darrr, hilfetin Kurey asll olmayanlar iin de caiz olduunu sylemi ve
daha ileri giderek biri Kureyli dieri Nabatl iki kii kar karya geldiinde Nabatly
seeceini, nk Nabatlerin kalabalk olmadklarn, dolaysyla zulmetmesi hlinde onu
azletmenin daha kolay olacan sylemitir.
Mu'tezile, imametin Kureyliini art komamakla birlikte Nabatly Kureyliye tercih
etmemitir.
3- Fasl
Sftiye
Bilinmelidir ki Selef-i Salih'ten byk bir topluluk Allah Tel'nn ezel sfatlar olduuna
inanmtr. Bunlar ilim, kudret, hayat, irde, sem', basar, kelm, cell, ikram, cmertlik,
nimet verme (in'm), izzet ve azamet gibi sfatlardr. Bunlar, Zat sfatlarla fiil sfatlar
ayrmamlar, hepsini ayn zellikte grmlerdir. Selef-i Salih eller, yz gb haberi
sfatlar da kabul eder ve bunlar tevl ederek yle derler: Bu sfatlar, eriatte varit
olduu iin onlar haberi sfatlar olarak adlandrrz. Bu nedenledir ki sfatlar bu ekilde
kabul ve sbt eden Selefe Sftiyye, sfatlarn varln reddeden Mtezile'ye ise Mu'attile
denilmitir.
Ancak Seleften bazlar, sfatlarn isbt noktasnda arya giderek onlar muhdes
varlklarn sfatlarna benzetme hatasna (tebih) dmlerdir. Bazlar ise sadece fiillerin
dellet ettii, nasla bildirilen sfatlar kabul etmilerdir. Bu topluluk iki gruba ayrlmtr:
lk grup, sz konusu sfatlar lafzn kaldrabildii lde tevil etmitir. kinci grup ise tevile
yanamayarak yle demitir: Akl sayesinde unu anladk ki, Allah Tel'nn benzeri
yoktur. Yaratlmlardan hibirine benzemez ve hibir varlk da O'na benzetlemez. Bize
gre bu kesindir. Ancak bu sfatlara delalet eden lafzlarn anlamlarn kesin olarak
bilemeyiz. rnein "Rahman Ar'a istiva etti" (Th, 20/5), "Ellerimle yarattm" fSd,
38/75) ve "Rabbin geldi" (Fecr, 89/22) gibi ayederde geen sfatlar byledir. Biz, bu
ayetlerin tefsir ve tevili ile mkellef klnmadk. Aksine bunlara olduu gibi inanmakla ve
Allah Tel'ya ortak komamakla emrolunduk. O'nun benzeri yoktur. te bu sfatlara
byle bir yakn ile nandk.
Sonrakilerden (mteahhrn) bir topluluk Selefi Salih'in grne u ilvede
bulunmulardr: Sz konusu naslarn zahirleri zerine irca edilmesi arttr. Bu gr onlar
mutlak tebihe drmtr. Bu ise, Selefin inancnn aksidir. Tebihin mutlak ve saf
biimde uygulan Yahdler'de yaygndr. Onlarda kurr (: okuyucular) olarak bilinen bir
frka tebihte bulunmutur. nk bunlar Tevrat ayetleri arasnda tebihe dellet eden
birok ibare grmlerdir.
slm mmetinde ise a tebih konusunda arla dmtr. Arlk rnei, baz
imamlar -h- ilaha, lh da mahlukttan herhangi birine benzetmeleridir, Mu'tezile ve
kelamclar ortaya ktnda Rfzler-den bir grup arlk ve hatadan geri adm atm ve
Mu'tezile'ye ynelmilerdir. Seleften bir topluluk da sz konusu sfatlarn zahir tefsirine
meylederek tebihe dmlerdir.
Selef iinde hem tevile bulamayan hem de tebih hatasna dmekten saknanlar da
olmutur. Mlik b. Enes bunlardan biridir ve yle demitir: "stiva malm, nasl olduu
ise mehuldr. Ona olduu gibi inanmak vacip, hakknda soru sormak ise bidattir." (el-
Kerm, Ekvtl's-Skt, 1/61,103,120,121; Azimbd, Avnu'l-Mabud, 7/13) Ahmed b.
Hanbel, Sfyn es-Sevr, Dvud b. Ali el-sfahn ve onlar izleyenler de bu grtedir.
Abdullah b. Sad el-Kllb, Ebu'l-Abbs el-Kalnis ve el-Hris b. Esed el-Muhsib'nin
devrine gelindiinde bunlar Seleften bir topluluk olarak Kelm ilmine dalm ve Selef
akideleri kelm deliller ve usl burhanlarla desteklemeye almlardr. Bunlardan
bazlar kitaplar telf etmi, bazlar da tedrist faaliyetinde bulunmutur. rnein Ebu'l-
Hasan el-E'ar ile hocas arasnda salh-aslah meselesinde bir mnazara yaanm ve
aralarndaki gr ayrl aa kmtr. el-E'ar bu son gruba meyletmi ve onlarn
grlerini kelm yntemleriyle desteklemeye almtr. Onun tarafndan ortaya konulan
bu abalar Ehl-i Snnet ve Cemaat mezhebinin temellerini oluturmutur. Sftiye ismi,
zaman iinde E'ariye'ye dnmtr. Mebbihe ve Kerrmiye de sfatlar isbt ettikleri
iin onlar da bu balk altnda ele aldk.
1- E'ariyye:
Ebu Musa el-E'ar (radyallahu anh) soyundan gelen Ebu'l-Hasan Ali b. smail el-
E'ar'nin (. H. 324) taraftarlardr. Bu frkann kurucusuyla ilgili tuhaf raslantlar
mevcuttur. rnein Ebu'l-Hasan el-E'arfnin savunduu fikirlerin, Ebu Musa el-E'ar
(radyaliahu anh) tarafndan aynen dile getirilmi olduu sylenir. Bilindii zere Ebu
Musa el-E'ar (radyallahu anh) ile Amr b. el-As (radyallahu anh) arasnda bir mnazara
yaanmt. ki ahab arasndaki diyalogun bir ksm yleydi:
Amr: Rabbim nnde muhkemeleebileceim birini nerede bulabilirim?
Ebu Musa: Aradn kii benim.
Amr: Allah hakkmda bir ey takdir ettikten sonra bu yzden bana azap edebilir mi?
Ebu Musa: Evet!
Amr: Niin?
Ebu Musa: nk O sana zulmetmez.
Bu cevap karsnda Amr (radyallahu anh) sustu, karlk veremedi.
el-E'ar yle demitir: insan, kendi yaratl zerinde durarak yaratln nasl
baladn, yaratl evrelerini birer birer nasl getiini ve kemle ulatn dnrse
yaratl zerinde bir g ve tedbir sahibi olamayacan ve onu deiik safhalardan
geirip eksiklikten kemle ulatrmasnn mmkn olmayacan aka grr. Bu yaratl
iin kudret, ilim ve irde sahibi bir yaratcnn varlnn art olduunu zarur olarak bilir.
nk sz konusu muntazam ve muhkem fiillerin, tabiatta kendiliinden olumas
mmkn deildir. Zira bunlarn ftrat zerinde birtakm ihtiyar izleri mevcuttur. Bylece
yaratltaki muhkemlik ve yerli yerin-delik ortaya km oldu. Yaratc'nn, fiilleri nin
dellet ettii ve inkr mmkn olmayan sfatlar da vardr. Bu fiiller, Allah Tel'nn Alim,
Kadir ve Mrd olduuna dellet ettii gibi lm, kudret ve irde sfatlarna da dellet
etmektedir. Buradaki dellet, gaip veya ahit asndan farldlk gstermeyen trdendir.
Alim'in ilim sahibi olmaktan, Kdir'in kudret sahibi olmaktan, Mrd'in irde sahibi
olmaktan baka bir anlam yoktur. lim sfat sayesinde salam ve en gzel ekilde yapma
bilgisi, kudret sayesinde gerekleme ve meydana gelme, rde sayesinde de belli bir
zaman, belli bir l ve belli bir ekilde oluma hli gerekleir. Btn bu sfatlarla
mevsf olan Zt- lah'nin, daha nce akladmz zere bir hayat sfatyla Hayy oiduu
ortaya kar.
el-E'ar, sfatlar inkr edenleri susturmu ve onlara yle hitap etmitir: Sizler Allah
Tel'nn Alim ve Kadir olduu noktasnda bizimle ayn gr paylatnz. Bu durumda
sz konusu iki sfattan anlalan mna ya tek bir husus, ya da daha fazla olacaktr. Eer
tek bir mn kastolunmu-sa o zaman kadir oluuyla bilmesi ve lim oluuyla gc
yetmesi gerekir. Bu durumda Zt- Ilahfyi mutlak olarak bilen kimsenin O'nun Alim ve
Kadir olduunu da bilmesi gerekir. Halbuki iin asl byle deildir. Bilindii zere bunlar
iki farkl itibarladr. htilf, ya sadece lafza veya hle, ya da sfata rcidir. Mcerred lafza
rci oluu sz konusu deildir. nk akl, aklla bilinen iki mefhumun birbirinden farkl
olmasn gerektirir. En bata lafzlarn yokluu varsaylsa, akl kendi tasavvurunda
pheye kaplmaz ve hle rc da geersiz olurdu. Varlk veya yoklukla vasfedilme-yen
bir sfatn varln iddia etmek, varlkla yokluk, red ile isbt arasnda bir vsta
bulunduunu iddia etmek anlamna gelir ki bu imknszdr. Buna gre Zt ile kim olan
bir sfata rc etmek kanlmaz olmaktadr. el-E'ar'nin grnn z budur.
el-Er'nin taraftarlarndan biri olan Kad el-BkIln, hlin isbt ve reddi arasnda gidip
gelmi ve isbt zerinde karar klmtr. Buna ramen sfatlar Zt ile kim olan zellikler
olarak grm, haller olarak deerlendirmemitir. Bu meyanda yle demitir: Ebu
Him'in isbt etmi olduu hl, bizim 'sfat' dye adlandrdmz eyin ayndr. nk o,
bu sfatlan gerektiren bir hlin varln isbt etmitir.
Ebu'l-Hasan yle demitir: Allah Tel, ilim ile Alim, kudret ile Kadir, hayat ile Hayy,
irde ile Mrd, kelm ile Mtekellim, sem' ile Sem ve basar ile Basir'dir. Beka konusunda
ise gr farkll sz konusudur.
Ona gre bu sfatlar ezeli ve Zt- lh ile kimdir. Bu sfatlarn O'nun ayn veya gayri
olduu sylenemez. Allah Tel'nn kadm kelm ile Mtekellim ve kadm irdesi ile Mrd
olmasnn delili udur: Allah Tel Melik yani mlkn yegne sahibidir. Melik, emretme ve
yasaklama hakkna sahip olan demektir. Buna gre Allah Tel ya kadm emri ile, ya da
muhdes emriyle emredendir. Muhdes olmas halinde ya Allah Tel'nn Zt'nda, ya bir
mahalde veya herhangi bir mahal dnda hadis olmas sz konusu olur. Allah Tel'nn
Ztnda hds olmas imknszdr. nk bu, Zt'nm muhdest iin mahal olmasna yol
aar ki bu mmkn deildir. Muhdes emri, herhangi bir mahalde ihdas etmesi de
imknszdr. nk bu, sz konusu mahallin O'nunla mevsf olmasn gerektirir. Herhangi
bir mahal dnda ihdas etmesi de imknszdr, nk bu akl deildir. Btn bunlar
nda emrinin kadm ve O'nunla kim oluu kesinleir. Dier sfatlar iin de ayn durum
geerlidir.
el-E'ar yle demitir: Allah Tei'nn ilmi, tek olup muhal, caiz, vacip, mevcd ve
ma'dm olsun btn malmat kapsar. Kudreti de bir olup caiz trnden varolan btn
mevcudata taalluk eder. rdesi de bir olup ihtisas kabul eden her eye taalluk eder.
Kelm da bir olup emir, yasak, ihbar, istihbar, va'd ve va'd eklinde tecelli eder. Kelmn
bu trleri, eidi itibrlara rci olup kelmn adedine bal deildir. Meleklerin azndan
peygamberlere indirilen ibare ve lafzlar O'nun Ezel Kelm'na dellet eder. Dellet
yaratlm ve muhdes iken, dellet edilen ey (medlul) kadm ve ezeldir. Okuma (kraat)
ile okunan ey (makr'), tilvetle tilvet edilen (metluvv) arasndaki fark, zikretmekle
zikredilen arasndaki fark gibidir. Zikr muhdcs iken, zikredilen kadmdir.
el-E'ar bu yaklamyla Haviyye'den bir toplulua muhalefet etmitir. nk onlara
gre harfler ve kelimeler de kadmdir. el-E'arfye gre Kelm, ibare den baka bir ey
olup nefsle kim bir mnadr. bare ise insandan kaynaklanp o kelma dellet eden
eydir. Ona gre kelm sahibi (mtekellim), kelmn kendisiyle kim olduu kimsedir.
Mu'tezile'ye gre ise kelam fiilinde bulunan kim olursa olsun sadece ibare kelm olarak
adlandrlr. Bu ya mecazen, ya da lafzdaki itirak ile olur.
el-E'ar dedi ki: Allah Tel'nn rdesi bir, kadm ve ezel olup kendi husus fiilleriyle
kullarn fiillerinden murad edilenlerin tamamna taalluk eder. Bu da sz konusu fiillerin
onlar iin kazanlm olmalar itibaryla deil, Allah Tcl tarafndan yaratlm olmalar
itibaryladr. Bu meyanda yle demitir: Allah Tel her eyi murd eder, hayr veya er,
yarar veya zarar olsun farketmez. Allah Tel irde buyurup bildii gibi, kullarndan da
bildiini murad etmitir. Kalem'e emretmi ve o da Levh-i Mahfz'a yazmtr. Bu, O'nun
hkm, kaza ve kaderi olup asla deiiklie uramaz. Malmun aksi, tr bakmndan g
yetirilip vuku bakmndan muhal olandr.
el-E'arfye gre kulun gcn aan bir eyle mkellef klnmas (tek-lf-i mla yutak)
daha nce zikrettiimiz gereke sebebiyle caizdir. nk ona gre istit'at bir arazdr.
Araz ise iki anda baki kalmaz. Mkellef tek-lf annda kesinlikle kadir olmaz. nk
mkellef, kendisine emredileni ihdas etme kudretine sahip olan kimsedir. Aslen buna
kudreti olmayan kimse iin sz konusu mkellefiyeti yklemek ise imknszdr. Byle bir
emirle ilgili nas bile bulunsa hkm deimez.
Ona gre kul, fiillerini ifa etmeye kadirdir. nk her insan, titreme ve tikler gibi
kendiliinden oluan hareketlerle tercih ve irdesine bal hareketler arasnda aynm
yapabilir. Bu ayrmn dayana ise irad hareketlerin kudret sayesinde gereklemesi ve
kudret sahibi olan kiinin tercihine bal olmasdr. Bu meyanda yle demitir: Kazanlan
(mkteseb) fiil, kiide hsl ve hadis olan kudretin kapsamnda gerekleen fiildir.
Ebu'l-Hseyn'in savunduu aslla ilgili olarak da yle demitir: Hadis kudretin ihdas fiili
zerinde etkisi yoktur. nk huds, cevher ve araza src farkllk gstermeyen tek bir
kaziyyedir. Eer hadis kudretin huds fiili zerinde tesiri bulunsayd, muhdes olan
hereyin ortaya knda, rnein renklerin, tatlarn ve kokularn meydana gelii zerinde
etkisi olurdu. Yine bu takdirde cevher ve cisimleri ihdas etmesi de mmkn olurdu. Bu da
rnein hadis kudret vastasyla gn yer zerine dmesinin mmkn oluu sonucuna
gtrrd. Halbuki Allah Tel burada da snnetini icra ederek hadis kudretin hemen
akabinde, altnda veya beraberinde kulun murat edip aba sarfettii fiilin gereklemesini
salamtr. Bu fiile, kesb denir. Bylelikle kulun fiili de yoktan yaratma ve ibda
bakmndan Allah Tel tarafndan yaratlm, kul tarafndan kazanlm olur. Fiilin
gereklemesi de bir ynden kulun kudretine balanmtr.
Kad Ebu Bekir el-Bklln (. H. 403) bunu biraz aarak yle demitir: Hadis kudretin
yoktan varetme gcnn bulunmad delil ile sabit olmutur. Ancak fiilin sfatlar veya
vecihleri ve itibarlar sadece huds cihetiyle snrl deildir. Aksine baka ynler de
mevcuttur. Bunlar hud-sun tesinde yer almakta olup cevherin, meknda yer kaplayan
ve araz kabul eden trden cevher olmas, arazn da, renk, siyah vb. olmasdr. Bunlar,
hlleri kabul edenlere gre hldir. Yine o yle demitir: Fiilin hadis kudret ile veya onun
altnda husule gelme ciheti, zel bir nisbet olup kazanm (kesb) olarak isimlendirilir. te
bu, hadis kudretin eseridir.
el-Bklln yle demitir: Mu'tezile'nin uslne gre kudret veya kadm kdiriyetin
huds ve vcud, ya da fiin vecihlerinden herhangi biri zerinde messir olmas caiz
olduuna gre hadis kudretin hl zerindeki tesiri neden caiz grlmesin? nk hl,
hadis olan eyin sfatdr. Hadis kudretin fiilin vecihlerinden bri zerinde tesiri neden caiz
olmasn? rnein hareketin belli bir biimde gereklemesi hadis kudret tarafndan
etkilenemez mi? Zira hareket ve arazdan mutlak mnada anlalan, bizatihi kyam ve
ka'deden karlan manann ayn deildir. Bu ikisi birbirinden ayr hllerdir. Nitekim her
kyam hareket iken, her hareket kyam deildir.
Bilindii zere insan, 'Var etti, icat etti' szmzle, 'Namaz kld, oru tuttu, oturdu,
kyama durdu' gibi szlerimiz arasndaki fark rahatlkla anlayabilir. Kula izafe edilen eyin
Allah Tel'ya izafe edilmesi caiz olmad gibi Allah Tel'ya izafe edilen eyin kula
izafesi de caiz deildir.
Kad el-Bklln, hadis kudretin tesirini ve eserini kabul etmitir. Bu, ona gre husus bir
hl olup hadis kudretin fiile taalluk eden noktalarndan birini tekil eder. Bu nokta,
mkfat ve ceza karsnda belirleyici olan noktadr. Varlk, varlk olmas bakmndan
mkfat ve cezay gerektirmez. zellikle de Mu'tezile'nin uslne gre byledir. nk
hsn ve kubh yn, mkfat ve cezaya tekabl eder. Hsn ve kubh, varln tesinde iki
zti sfattr. Mevcd ise mevcudiyet bakmndan ne hasen, ne de kabhtir.
el-Bklln yle demitir: Hl olan iki sfatn sbtu sizce caiz olursa bize gre de hadis
kudretin taalluk ettii hlin sbtu caiz olur. Her kim bunun mechl bir hl olduunu
sylerse elimizden geldii kadaryla onun ne olduunu kendisine aklar, nasl olduuna
dair rnekler gsteririz.
Onun ardndan gelen Immu'l-Haremeyn Ebu'l-Me'l el-Cveyn biraz daha ileri giderek
yle demitir: Bu kudret ve istit'atm reddini akl ve duyu kabul etmez. Eseri olmayan
bir kudretin varln iddia etmek ise kudreti kkten inkr etmek gibidir. Fiil yaplmama
halinde tesirin varln iddia etmek de huss anlamda tesiri reddetmek gibidir. Hller,
asllar itibaryla varlk ve yoklukla vasfedilmezler. Bu durumda kulun fiilini hakk mnada
kudretine nisbet etmek gerekir. Ama bu, ihdas etme ve yaratma suretinde olmaz.
Yaratma, yoktan varetmede bamszlk hissi uyandrr. nsanolu kendi benliinde kudret
hissettii gibi bamsz olmadn da hisseder. Fiilin varl kudrete, kudretin varl ise
fiilin kudrete nisbctine benzer konumda olabilecek bir sebebe dayanr. Sebeplerin
birbirine dayanmas bu ekilde devam edip giderek en sonunda Msebbibu'l-esbb olan
Allah Tel'ya dayanr. O, sebepleri ve msebbiplerini yaratandr. Mutlak mnada
mstani olup kimseye muhta deildir. O'nun dndaki btn sebepler, bir ekilde bir
msebbibe muhtar. Allah Tel ise mutlak mstani olup hibir eye muhta deildir.
el-Cveyn bu grn lahiyat filozoflardan iktibas etmi ve bunu sznn banda
belirtmitir. Sebebin msebbibe nisbeti asl itibaryla fiil ve kudrete mahsus deildir.
Aksine varolan her hadisin hkm budur. Bu durumda ise tabiat grne bal kalnmas
ve cisimlerin varetme bakmndan baka cisimler zerindeki etkisini, tabiatlarn ihdas
etme bakmndan baka tabiatlar zerindeki tesirini kabul etmek gerekir. Oysa bu, slm
mezheplerinin gr deildir. Nasl olabilir ki? Tahkik ehli filozoflar, bir cismin baka bir
cismin varolmasnda tesiri olmadn grm ve yle demilerdir: Bir cisimden baka bir
cismin sudur etmesi caiz deildir. Cismin sahip olduu potansiyel gten de byle bir ey
sdr olamaz. nk cisim madde ve suretten oluur. Eer cismin tesiri olsa, her iki
noktada da, yani hem madd yaps, hem de sureti zerinde olmas gerekir. Halbuki
maddenin yokluk (adem) tabiat vardr. Eer tesiri olsa, bunun yoklukla mterek bir etki
olmas gerekir. Aksi ise imknszdr. u halde bu nerme imknsz, bunun aksi dorudur.
O da udur: Cisim ve cisimdeki potansiyel kuvvetin, herhangi bir cisim zerinde tesiri caiz
deildir.
Bu konuda daha ar gidenler, cisim ve cisimdeki potansiyeli de am ve bizatihi caiz
olan hereyi bu kapsama sokarak yle demilerdir: Bizatihi caiz olan bir eyin baka bir
eyi ihdas etmesi caiz deildir. Eer ihdas edecek olursa, caiz olma hususundaki ortakl
da ihdas etmesi gerekir. Cevazn tabiat ise yokluktur. Caizin kendisi ve zt boaldnda
yok olur. Cevazn yoklukla ortak bir tesiri varsaylrsa bunun sonucu yokluun varlk
zerinde messir olmasdr ki bu imknszdr. u halde Zt itibaryla Vcibu'l-vcd olan
Hak Tel dnda yoktan vareden hibir ey yoktur. O'nun dndaki btn sebepler
varln kabul iin gerekli hazrlayclar olup varln muhdisleri deildir. Bu konu ileride
aklanacaktr.
Tuhaf olan, mam el-Cveyn'nin sznn dayand nokta byle ise fiilin sebeplere
izafesinin nasl mmkn olacadr.
Bu noktada mezhebin kurucusunun grlerine dnmek istiyoruz. Ebu'l-Hasan Ali b.
smail el-E'ar yle demitir: Yaratc, hakki anlamda Allah Tel olduu zaman, hibir
varlk yaratma fiilinde O'na ortak olamaz. Allah Tel'nn en husus sfat yoktan yaratma
kudretidir. O'nun Allah ism-i cellinin tefsiri de budur.
Ebu Ishk el-sferyin ise yle demitir: O'nun en husus vasf tm olulardan ayr,
hibirine benzemeyen bir varlk sahibi olmasdr.
E'arler'den bir zt da yle demitir: Bir ekilde baka varlklardan ayrmayan hibir
varlk mevcut deildir. Aksi halde varlklarn tmnn ortak ve denk olmalar gerekirdi.
Allah Tel da bir mevcd olarak dier mevcudattan ok husus bir vasfla ayrmaldr.
Ancak insan akl, erl bir nas gelmedike bu en husus zellii asla renemeyip tereddt
edecektir.
Peki ahi, Allah Tel'y idrk edebilir mi? Bu meselede de fikir ayrlna dlmtr. Bu,
Darrr'n mezhebine daha yakndr. Ancak Darrr, Allah Tel hakknda mhiyet ibaresini
kullanmtr. Bu, lafz bakmndan irkindir.
E'ariyye'nin esaslarndan biri de udur: Varolan herey grlebilir. Gr sahih klan,
sadece varolutur. Allah Tel mevcd olduuna gre O da grlecektir. Mminlerin
ahirette O'nu greceklerine dir nas mevcuttur. Allah Tel buyurdu ki: "O gn yzler
parlar ve Rablerine bakar." (Kyamet, 75/22) Bu ve benzeri birok nasta Allah Tel'nn
grlecei bildirilmektedir. Mezhep kurucusu bu meyanda yle demitir: RuVetullah'n
belli bir yn, mekn, suret, mukabele, a temas veya intiba' yoluyla olmas caiz
deildir. Bunlarn tamam imknszdr.
Ru'yetin mhiyeti hakknda iki gr vardr:
a- Ru'yet husus bir bilgidir. Buradaki hususiyetten maksad, grme fiilinin yoklua deil
varla taalluk etmesidir.
b- Ru'yet bilginin tesinde bir idrak olup, idrk edilen zerinde tesir sahibi olmay veya
ondan etkilenmeyi gerektirmez.
Ona gre sem' ve basar Allah Tel'nn iki ezel sfat olup ilmin tesinde iki idrktir ve
vcd artyla herbirine mahss mdrekta taalluk ederler. Eller ve yz de haberi
sfatlardr. Ona gre bu sfatlar hakknda nas mevcuttur. Dolaysyla bunlar olduu gibi
ikrar etmek farzdr. O, bu tr sfatlarn teviline girimeme noktasnda Selef-i Salih'e
meyletmitir. Ancak tevilin caiz olduuna ilikin farkl bir gr daha vardr.
Va'd-va'd, isimler, hkmler, eriat ve akl gibi hususlarda Mu'te-zile'den tamamen farkl
dnr.
el-E'ar yle der: man, kalp ile tasdiktir. Dille ikrar ve uzuvlarla amelde bulunma ise
imann furudur. Kalp ile tasdik eden, yani Allah Tel'nn birliini ikrar edip
peygamberleri ve onlarn Allah Tel'dan vahy yoluyla getirdiklerini kabul eden kimsenin
man sahihtir. Bu hal zere lrse, kurtulua ermi bir mmin olarak lm olur.
mandan ancak bunlardan birini inkr etmekle kabilir.
Byk gnah ileyen biri tvbe etmeksizin ldnde onun hkm Allah Tel'ya kalr.
Dilerse rahmetiyle balar veya Allah Resul (saliaUhu aleyhi ve sellem) onun hakknda
efaati olur. Nitekim o yle buyurmutur: "efaatim mmetim arasnda byk gnah
sahipleri iindir." Yahut iledii sula orantl biimde cezalandrdktan sonra yine
rahmetiyle cennete dhil eder. Kfirlerle birlikte ebed cehennemlik olmas caiz deildir.
nk kalbinde zerre miktar olsun imam bulunan kimsenin cehennemden kartlacana
dair nas mevcuttur. el-E'ar yle demitir: Byk gnah sahibi tvbe etmi olsa bile,
Allah Tel'nn bu tvbeyi akln gerei olarak kabul etmesinin farz olduunu syleyemem.
nk farz klma hakk yalnz O'na aittir. Hibir ey O'na farz klnamaz. Tvbekarlarn
tvbesinin ve zaruret iinde bulunanlarn dualarnn kabul edileceine dair naslar varit
olmutur. O, yarattklarnn yegne sahibi olarak dilediini yapar ve diledii gibi
hkmeder. Dilerse btn yarattklarn cennete dhil edebilir. stese hepsini cehenneme
koyabilir ve bu zulm olmaz. nk zulm, kendi hakk olmayan ey zerinde tasarrufta
bulunmak veya bir eyi hallettii yere koymamaktr. O ise Mlik-i Mutlak'tr. O'ndan
zulm ve hakszlk sudur etmez.
Farzlarn tamam erl olup akl hibir eyi farz klamaz. Hsn ve kubh da akl tarafndan
belirlenemez. Marifetullah aklla elde edilir ve nakille farz olur. Allah Tel buyurdu ki:
"Biz peygamber gnderinceye kadar -kimseye- azap edecek deiliz." (sr, 17/15) Nimet
verene kranda bulunmak, itaat edeni dllendirip isyan edeni cezalandrmak da
byledir. Bunlarn hepsi aklla deil nakille farz olur. Salh-ashh, ltuf trnden hibir ey
Allah Tel zerine farz klnamaz. Akim bir hikmete dayanarak
rz Ald hemen her ey, baka bir adan tam aksini gerektirebilir. Mkellefiyetin asl
Allah Tel zerine vacip deildir. nk bunlara O nun iin bir yarar veya savlacak bir
zarar sz konusu deildir. O, kul-arn dllendirme ve cezalandrmaya Kdir'dir. Onlara
ltuf ve keremde bulunmaya da muktedirdir. Sevap, nimet ve ltfn her ekli O'nun ltf
kapsamna girer. Mkfat ve cezann her tr adaletin gereidir: "O, yaptndan sul
olunmazken onlar sul olunur."
Peygamber gndermek, vacip veya imknsz olmayp caizdir. Ancak gnderildikten sonra
mucizelerle desteklenmeleri ve her trl gnahtan uzak tutulmalar vaciptir. nk bir
peygamberin davasnda doruluunun bilinebilmesi iin birtakm kusurlardan arndrlmas
gerekir. Zira emirlerde eliki bulunmas caiz deildir.
Mucize, olaanst bir fiil olup meydan okumaya binen gsterilir ve kar klamaz
niteliktedir. Delil bakmndan davay tasdik edici niteliktedir. Olaann dna klmas ve
olaan olmayann gsterilmesi gibi iki ekli vardr. Evliyann kerametleri de haktr. Bir
adan peygamberlerin tasdiki, bir adan da mucizelerin teydi mahiyetindedir.
man ve tat Allah Tel'nn tevfki sayesinde gerekleir. nkr ve masyet se O'nun
desteini ekmesi yznden olur. O'nun tevfk, tat gcn yaratmasdr. Desteini
ekmesi (hzlan) ise, masiyet ileme gcn yaratmasdr. er' naslarla bildirilen Kalem,
Levh, Ar, Krs, Cennet ve Cehennem gibi gayb hususlarn zahiri zere anlalmas ve
bildirildikleri biimde nanlmas gerekir. Ahiretle ilgili haberler, rnein kabir sorgusu,
mkfat ve ceza gibi hususlarla, Mizan, hesap, Srat, cennetlik, cehennemlik gibi bilgilere
de zahirde olduklar gb inanmak gerekir. nk bunlarn varl imknsz deildir.
el-E'ar'ye gre Kur'n; belagat, nazm ve fesahat bakmndan mucizedir. nk Araplar
kl ile Kur'n'a muaraza etmek arasnda muhayyer braklmlar, onlar da muarazadan
ciz olduktan iin en zor olan (klc) semilerdir. el-E'ar'nin taraftarlar arasnda
Kur'an'daki 'czn kiiyi O'nunla muaraza etme drtsnden geri evirme (sarf)
anlamnda olduunu, ayrca bu i'czn gayb haberler bakmndan sz konusu olduunu
syleyenler de olmutur.
Ona gre imamet nas ve tayn olmakszn ittifak ve seimle sabit olur. Ona gre herhangi
bir nas olsayd, asla gizli kalmazd. nk bu tr bir nassm naklini gerektirecek birok
vesile mevcuttur. Sahabe, Ben Side'nin avlusunda Ebu Bekir (radyallahu anh) zerinde
ittifak etmilerdir. Ardndan Ebu Bekir'in (radyaahu ard) mer'i (radyallahu anh) tayin
etmesi zerinde de ittifak etmilerdir. Sahabe, Osman' (radyallahu anh) ra ile
belirlemitir. Onun ardndan da Ali (radyallahu anh) zerinde ittifak etmilerdir. Drt
halife, fazilet bakmndan da ayn sralama iinde yeralrlar.
e (radyaUahu anh), Talha (radyallahu anh) ve Zbeyr (radyallahu anh)
hakknda, sadece hatadan dndklerini sylemi, Talha (radyallahu anh) ve Zbevr'in
(radyallahu anh) cennetle mjdelendiklerini ifade etmitir. Muaviye
(radiyailahu anh) ve Amr b. el-As'in (radyallahu anh) hak mam olan Ali'ye (radyallahu
anh) isyan ettiklerini, onun da kendileriyle savatn sylemitir. Neh-revn Ehli yani
ona bakaldran Hariclere gelince onlar, Allah Resl'nn de (saUallhu aleyhi ve sellem)
beyan ettii zere dinden km kimselerdir. Ali (radyallahu anh) btn kararlarnda
hakk savunmu ve ondan ayrlmamtr.
2- Mebbhe:
Hadis ehli arasnda bulunan Sclef-i Salih, Mu'tezile'nin kelm ilmine iyice dalarak Hulef-
Ridn devrinde bilinen snnet uygulamalarna muhalefet ettiklerini, kader konusunda
baz Emev yneticiler, sfatlarn inkr ve Kur'an'n yaratlml konusunda ise baz
Abbas yneticiler tarafndan desteklendiklerini grnce Ehl- Snnet'in mtebh ayetler
ve benzeri hadislerle ilgili olarak bilinen grlerini ortaya koymada byk bir aknlk
yaadlar.
Ahmed b. Hanbel, Davd b. Ali el-sfahn ve Selef imamlarndan bir topluluk, aralarnda
Mlik b. Enes, Muktil b. Sleyman gibi ztlarn bulunduu Hadis ellinden Selefin izledii
yolu takip etmilerdir. Onlarn tercih ettikleri yol, selmet yoludur. Bu yolu da yle ifade
etmilerdir: Kitab ve Snnet'te vrid olan eylere olduu gibi iman eder, Allah Tel'nn
hibir eye benzemediini kat' olarak bilip bu naslarn tevline girmeyiz. nsanolunun
hayalinde oluan her fikrin yaratcs ve mukad-diri de O'dur. Bu zevat, tebh fikrinden o
derece saknmlardr ki, "ki elimle yarattm" (Sd, 38/75) ayetini okurken elini hareket
ettiren veya Mminin kalbi Rahmn'n iki parmann arasndadr" (Mslim, Kader, 7;
Tirmizi, kader, 7, bn Mace, Mukaddime, 13; Msned, 2/168, 173) hadisini naklederken
parmaklarna iaret eden kimsenin parmak ve elinin kesilmesini vacip grmlerdir.
Onlar, ayetlerin tefsir ve tevline girmemeyi u iki gerekeye dayandrmlardr:
a- Aadaki ayet-i kerimede varit olan yasak: "Kalplerinde erilik olanlara gelince, fitne
karma ve tevilini arama maksadyla mtebih olanlarn peine derler. Onun tevilini
ancak Allah bilir. limde derinlik sahibi olanlar da yle derler: Bunlarn hepsinin Rabimz
katndan geldiine iman ederiz. Sadece akl sahipleri t alr." (l-i mrn, 3/7) Biz de
kalpteki erilikten saknrz.
b- Tevl, herkesin ittifak ettii zere zann bir husustur. Allah Te-l'nn sfatlar
hakknda yaplan konumalar da tamamen zanndir. nk yaptmz tevl, Allah
Tel'nn muradnn aksi olabilir. Byle olduunda ise kalbinde hastalk bulunanlar arasna
girmi oluruz. Bize den, imde derinlik sahibi olanlarn syledikleri gb "Hepsinin Rab-
bimiz katndan olduuna man ederiz" demektir. Bu tr ayetlerin zahirlerine iman edip
btnlarn da olduu gibi tasdik etmemiz gerekir. Bunlarn ilmini Allah Tela'ya havale
ederiz, nk bizler bunu bilmekle mkellef klnmamzdr. Bu, imann esas veya
rknlerinden de deildir. Bazlar bu meselede daha da ihtiyatl davranarak yed, vech,
istiva vb. kelimeleri Farsa okumamlardr. Bu tr lafzlar kullanmak durumunda
kaldklarnda kelime kelime nasl vrid olduysa yle kullanmlardr. Bu, selmet yoludur.
Bunun tebihle ilikisi yoktur.
Ancak gult- iadan Hiamyye gibi gruplarla ashab- hadisten haev eilimli Mudar,
Kehmes ve Ahmed el-Hecm gibiler; ruhan de olsa, cisman de olsa taptklar mabudun
birtakm organ ve ksmlara sahip olduunu savunmu; byle bir mabud iin mekn
deitirme, ykselme, yerleme ve yer tutma gibi vasflan caiz grmlerdir. ia'nn
mebbihe eilimli olanlarnn ayrntl iddialar gult babnda anlatlacaktr. Haeviy-
ye'nin mebbihe eilimli olanlarna gelince imam E'ar'nin Muhammed b. isa'dan
aktardna gre Mudar, Kehmes ve Ahmed cl-Hecim unu savunmulardr: O'na
dokunmak, kucaklamak ve sarlmak caizdir. hlasl mslmanlar, riyazet ve hlsta belli
bir mertebeye ykseldikten sonra hem dnya, hem de ahirette O'nunla kucaklaabilirler.
el-Ka'b, Mebbihe'den birinin ru'yetullh dnyada caiz grdn, Allah Tel'nn
ziyaret edilebileceini, baz insanlar ziyaret edeceini sylediini nakletmitir. Davud el-
Cevrib'nin yle dediini de aktarmtr: Avret mahalli ve sakal konusunda beni mazur
grn. Bunun dndakiler! sorabilirsiniz. Yine ona gre ma'bd -h Allah Tel- cisim
olup et ve kandan oluur. El, ayak, kol, ba, gzler, kulaklar ve dil gibi organlar vardr.
Bununla beraber O, dier cisimler gibi olmayan bir cisme, dier etler gibi olmayan bir ete,
dier kanlar gibi olmayan bir kana sahiptir. br sfatlar iin de ayn ey geerlidir. Bu
anlamda yarattklarndan hibirine benzemedii gibi hibir ey de O'na benzemez. O, en
stnden sinesine kadar ii botur. Ksa sa ve siyah favorileri vardr.
Kur'an- Kerm'de vrid olan istiva, vech (yz), yedeyn (eller), cenb (yan), meiet (geli),
ityn (gidi), fevkyye (stte olma) gibi isim ve fiillere gelince Mebbihe'ye gre bunlarn
hepsi zahir anlamlarna yorulur. Hadislerde zikredilen benzer hususlar iin de ayn hkm
geerlidir. rnein Allah Resul (salkllhu aleyhi ve selkm) yle buyurmutur:
"Adem'i Rahman suretinde yaratt." (Heysem, Mecmau'z-Zevid, 8/198; Tabcrn,
Mucemu't-Kebr, 12/403) "Cebbar, ayan cehenneme koyuncaya kadar." (Ali el-Mttak,
Kcnzu'l-Umml, 1/408; Kurtub, el-Cm, 16/44, 17/19) "Mminin kalbi, Rahmn'm iki
parmann arasndadr." (Mslim, Kader, 17; Tirmiz, Kader, 7; bn Mace, Mukaddime,
13) "Adem'i yaratt amuru, krk sabah elinde yuvarlayp altrd." (Bkz. bn Kesir, el-
Bidye, 1/68 v.d.; bn'1-Esir, el-Kmil, 1/27 v.d.) "Elini -veya avucunu- omzuma
koydu." "yle ki parmaklarnn serinliini omzumda hissettim." (Bkz. Drekmn,
Ruyetullah, 1/168-171) Mebbihe, bu ve benzeri isim ve fiilleri olduu gibi zahir
anlamna yormulardr.
Mebbihe kendi grleri istikmetinde birok aslsz rivayet de uydurmu ve bunlarn
ounu Yahudilerden iktibas etmitir. Bilindii zere tebih Yahudilerin tabiat haline
gelmitir. Hatta unu bile sylemilerdir: Allah'n gzleri rahatszlannca melekler O'nu
ziyarete gitmilerdi. Nuh (aleyhisselm) tufanna yle zlmt ki alamaktan gzleri
armaya balamt. Altnda drt parmak zerinde duran Ar demir eyer takm gibi ses
karmt.
Mebbihe, Allah Resl'nn (sallallhu aleyhi ve sellem) yle buyurduunu da rivayet
etmilerdir: "Rabbim beni karlad, benimle kucaklat ve ellerini omzuma koydu. yle k
parmaklarnn serinliini omzumda hissettim." (Bkz. Drekutn, Ruyetullah, 1/168-171)
Daha ileri giderek tebih fikrini Kur'an hakknda da iddia ederek yle demilerdir:
Harfler, sesler ve yazl iaretler kadm ve ezeldir. Harfleri ve kelimeleri olmayan bir
kelm akla smaz. Bu grlerine delil olarak da birtakm hadisler nakletm ilerdir.
Bunlara rnek olarak u hadisi zikredebiliriz: "Allah Tel Kyamet gn ncekilerin de
sonrakilerin de iitecekleri bir sesle nida eder." (Taberani, Mu'cemu'l-Evsat, 2/87) Musa
Peygam-ber'in (aleyhisselm) Allah Tel'nn kelmn zincir sesi gibi iittiini rivayet
etmi ve yle demilerdir: Selef-i Salih KuPan'n yaratlm olmad hususunda icm
etmitir. Onun yaratlm olduunu syleyen kfirdir. Kur'an olarak bildiimiz, elimizde
bulunan, grdmz, dinlediimiz, okuyup yazdmz eydir.
[Mebbihe devam ediyor:]
Bu grmze kar kanlara gelince:
Mu'tezile, elimizde bulunan mushafn Allah Kelm olduu noktasnda bizimle mttefik,
ama kdemi noktasnda bizden farkldr. Delillerin onlarn aleyhinde olduuna dair
mmetin cm mevcuttur.
E'arlere gelince, Kur'an'n kadm olduu noktasnda bizimle mttefiktirler. Ancak onlar
da elimizde bulunan mushafn Allah Kelm'nn kendisi olduu noktasnda bizden farkl
dnmlerdir. Delilin onlarn aleyhinde olduuna ilikin de icm-i mmet mevcuttur.
nk Allah Kelm ifadesiyle iaret olunan elimizdeki mushaftr. Dier taraftan Allah
Tel hakknda grmediimiz, okuyup yazmadmz ve dinlemediimiz Zt ile kim bir
kelm sfatndan szedildinde bu her adan icmya aykrdr.
Bze gre mushafn iki kapa arasnda yeralan nas Allah Kelmndr. Allah Tel onu
Cebrail'in (aleyhisselm) diliyle ndirmitir ve mushaflarda yazldr. Levh-i Mahfz'da
yazl olan da odur. Mminlerin cennette Allah Tcl'dan vastasz ve perdesiz olarak
itecekleri kelm da aynsdr. Allah Tel'nn "Rahm bir Rab'den selm sz olarak"
(Ysn, 36/58) buyruunun anlam da budur. Musa'ya (aleyhisselm) olan hitab da odur:
"Ey Musa! Muhakkak ki Ben, alemlerin Rabb olan Allahm!" (Kasas/30) Vastasz
seslenmesi de u ayette zikredilmitir: "Allah Musa'ya konutu." (Nisa, 4/164) "Ben seni
risletlerim ve kelmmla dierleri arasnda setim."
(A'rf, 7/144) Allah ReSU'nll de (sallallhu aleyhi ve sellem) yle buyurduu
rivayet edilmitir: "Allah Tel Tevrat' eliyle yazd. Adn cennetini eliyle yaratt. Adem'i de
eliyle yaratt." Kur'an'da ise yle buyrulmaktadr:
"Onun in levhalarda hereye t ve aklama olarak btn eyay yazdk" (A'rf,
7/145)
[Mebbihe] unlar da syledi: Biz, kendimizden hibir ilvede bulu-namavz. Selefin
karmad bir eyi kendi akllarmzla ihata edemeyiz. Onlara gre mushafn iki kapa
arasndaki kelm, Allah Kelm'dr. Bize gre de yledir. Onlar, bu grlerine delil olarak
u ayeti zikretmilerdir: "Mriklerden biri sana snrsa onu gvene al, t ki Allah'n
szn iitsin." (Tevbe/6) Bilindii zere mriin iittii ey, bizim okuduumuz
Kur'an'dan baka bir ey deildir. Yine bu anlamda yle buyrulmutur: "Dorusu bu
Kitab, sadece arnm olanlarn dokunabilecei, sakl bir Kitab'da mevcut ken lemlerin
Rabb tarafndan ndirilmi olan Kur'an- Kerim'dir." (Vha/78-80) "O, kutsal klnm,
yceltilmi, arnm sahifeler zerindedir. yi kimseler, saygdeer eliler eliyle
yazlmtr." (Abese/12-16) "Muhakkak Biz onu Kadir gecesi indirdik." (Kadr/l) "Ramazan
ay ki Kur'an onda ndirilmitir." (Bakara, 2/184)
Mebbihe arasnda Hulliyye eiliminde olanlar da vardr. Bunlar yle demilerdir: Allah
Tel'nn herhangi bir ahsn suretinde grnmesi caizdir. Tpk Cebrail'in (aleyhisselm)
bir yolcu suretinde grnmesi gibi. O, Meryem'e de (aieyhisselm) tam bir insan gibi
grnmtr. Allah Resl'nn (sallallhu aleyhi ve sellem) u buyruu da buna
yorulmutur: "Rabbimi en gzel surette grdm." (Darefcutn, Ruyetullah, 1/168-171)
Tevrat'ta da Musa Peygam-ber'in (aleyhisselm) yle dedii nakledilmitir: "Rabbimle
yzyze konutum. Bana yle yle dedi."
Hulul ksmen veya btn olarak kabul edilebilir. Bu fikirler ileride aklanacaktr.
3. Kerrmyye:
Bunlar, Ebu Abdullah Muhammed b. Kerrm adnda bir ahsn taraf-arlardr. Sftiyye
arasnda saymamzn nedeni, sfatlar kabul etmesidir, ^ncak o, sfatlar konusunda
teesm ve tebih noktasna varmtr. Onun rtaya kn ve Ehi-i Snnct'e intisabn
daha nce anlatmtk.
Kerrmiyye tebh meselesinde on iki frkaya blnmtr. Bun-arn ana kollar u
akdr:
1- bidiyye,
2- Tevniyye,
3- Zerniyye,
4- shkyye,
5- Vhidiyye,
6- Heysamiye ki en yaknlar budur. Bunlardan her birinin kendisine ait gr olmakla
birlikte, muteber limlerden deil de birtakm chil ve deersiz kimselerden kaynakland
iin bunlar frkalar arasnda tasnife lyk grmedik. Sadece mezhebin kumcusunun
fikirlerini zikredip alt frkalarna ismen iaret etmekle yetindik.
Balan olan Ebu Abdullah yle demitir: Mabud, Arn zerinde karar klmtr. Zat olarak
st cihettedir. O'na cevher adn vermi ve Azbu'1-kabr adl kitabnda Allah Tel'mn Zt
olarak da, cevher olarak da bir olduunu dile getirmitir. O, Ar'a temas etmektedir.
Hareket etmesi, dnmesi ve Arndan inmesi caizdir. Bazlarna gre O, Ar'n bir ksm
zerindedir. Bazlarna gre Ar, O'nunla dolmutur. Bu frkann ge dnemdeki men-
suplarna gre Allah Tel cihet bakmndan stte, Ar hizsndadr.
Bilhare aralarnda ihtilafa dmler ve Abidiyye u gr savunmutur: O'nunla Ar
arasndaki uzaklk ve mesafe vardr; yle ki arasnn cevherlerle dolu olduu takdir edilse
ona bitiecektir. Muhammed b. el-Heysam ise yle demitir: O'nunla Ar arasnda
sonsuz bir mesafe vardr. O, lemden ezel bir farkllkla ayrlr. Ona gre belli bir mekna
yerlemesi ve ayn hizada olmas sz konusu deildir. stte bulunu ve ayrlk ise
mevcuttur.
Kerrmiye mensuplarnn ounluu Allah Tcl hakknda cisim kavramn kullanmtr.
Ehl-i Snnet*e yakn olan kesimleri ise yle demilerdir: Bizim cisim ile kasdettiimiz,
Zt ile kim olmasdr. Cismin onJara gre tanm budur. Bu esas zerine, kendi ztlar ile
kim olan iki varln birbirleriyle yahut da ayr olmas gerektii hkmn
dayandrmlardr. Bazlarna gre O, Ar'a bitiiktir, bazlarna gre ise ondan ayrdr.
Kimi zaman unu da sylemilerdir ki, her iki mevcddan birinin dieriyle olan ilikisinin,
ya arazn cevher karsndaki durumu gibi olmas gerekir; yahut da tekine gre bir
cihette yer almas gerekir. Allah Tel araz olamaz, nk Zt le kimdir. u halde
lemin bir cihetinde bulunmas gerekir ki en yce ve deerli olan yn sttr. Buna gre
O, Zt ile sttedir. Grld zaman da en stte grlr.
Ardndan O'nun varlnn snr zerinde fikir ayrlna dmlerdir. Mcessime arasnda
Allah Tel iin alt ynden snrn varln iddia edenler olmutur. Kimileri ise sadece bir
ynden, yani alttan nihayeti snrn varln etmitir. O'nun iin snr inkr edenler de
olmu ve O'nun Azm olarak sonsuz olduunu sylemilerdir.
Azametin anlam zerinde de ihtilfa dmlerdir. Kimilerine gre azameti, Ar'n btn
ksmlarn tek bana kaplamasdr. Ar, O'nun altndadr. O, cihet bakmndan hereyin
stndedir. Bazlarna gre ise azametinin anlam, kendisi bir olmakla beraber birok
ynden Ar'a mlki olmasdr. O, Ar'n her tarafna mlkidir. nk O, Ulu ve Azm'dir.
Ortak grleri, Allah Tel hakknda birtakm hdstm caiz oluudur. Ancak bu huds,
O'nun kudreti sayesinde olur. Ztna zt bir hadisin husule gelmesi ise ancak ihdas fiili
vastasyla olur. hdas fiilinden anladklar, kendi kudretiyle Zt'nda vuku bulan varetme
ve yoketme fiilleridir k bunlar sz ve irdeler iin geerlidir. Muhdesten maksatlar ise
Zt dhilinde bulunan cevher ve arazlarn tamamdr.
Kerrimiyye halk (yaratma) ile mahlku, icd ile mevcd ve mucidi, idam ile ma'dmu
birbirinden ayrmlardr. Mahlk, ancak halk ile vki olur. Halk ise ancak Zt'ndaki
kudret ile mmkn olur. Ma'dm da, Zt'nda bulunan kudrete bal olarak i'dm ile vki
olur.
Kerrmyye mensuplar Allah Tel'mn Zt'nda birok hadisin bulunduunu iddia etmi,
gemi ve gelecek olaylar haber vermeyi, peygamberlere indirilmi kitaplar, kssalar,
va'd, va'd ve hkmleri buna rnek gstermilerdir. itilmesi ve grlmesi caiz olan
iitilenler ve grlenler de bu kapsama dhildir. cd ve i'dm da buyruk ve irdedir.
Olmasn murd ettii eye ynelik "Kn=Ol!" buyruu bu ekilde tecell eder. rde ise
sz konusu eyin varolmasna dnk isteidir. Herhangi bir ey iin sarfettii "Kn"
buyruunun iki sureti vardr.
Muhammed b. el-Heysam icd ve i'dm irde ve tercih (sr) ile
aklamtr. Ona gre bu fiillerin gereklemesi iin buyruk farzdr. Nitem Rur'a'da yle
buyrulmutur: "Bir eyi murd ettiimizde ona sade- Ol!' dememiz yeter, oluverir." (Nahl,
16/40) "Bir eyi murd ettiindna Ol!' demesi yeter, hemen oluverir." (Ysn, 36/82)
ounluun gr odur ki, halk yani yaratma fiili, sz ve irdeden ibarettir. Bilhare
bunun ayrntsnda fikir ayrlna dmlerdir. Bazlarna gre her mevcd iin bir icd,
her ma'dm iin de bir i'dm sz konusudur. Bazlarna gre ise tek bir icd fiili, ayn
trden iki mevcd iin yeterli olabilir. Tr farkllatnda icd fiilleri birden fazla olmak
durumundadr.
Kerrmiyye'den bir ksm ise yle demilerdir: Kudret, muhdestn trlerine gre deiir.
ounluuna gre Kef ten Nn'a kadar Zt'nda hadis olan eylerin trleri adedince
kudret mevcuttur. rde, sem' ve basar dhil olmak zere be tr kudret mevcuttur.
Kimileri de sem' ve basar iitme ve grme kudreti olarak tefsir etmitir. Kimilerine gre
sem' ve basar ezeldir. itme ve grmeler ise mdrektm (: idrak edilenlerin) onlara
zfesidir.
Kerrmiyye'den bazlarna gre Allah Tel'nn muhdestn asllarna ve Zt'nda huds
eden havadise taalluk eden kadm rdesi vardr. Onlara gre muhdestn tafsilatna
taalluk eden hadis irdeler de mevcuttur.
Kerrmiyye frkasnn ittifak ettii grler arasnda unlar da saymak mmkndr:
Hadislerin varl, Allah Tel iin bir vasfn mevcudiyetini gerektirmez; ayrca, hadisler,
Allah'n sfatlar da deildir; dolaysyla onun zatnda syleme, irade etme, grme ve
iitme gibi hadis tr eyler de gereklemez. Allah Tel bunlarla sz syleyici, irade
sahibi, iiten ve gren deildir. Bu hdst yaratmas sebebiyle de Muhds ve Hlk
deildir. Bilakis O, ancak syleyicliyle Syleyen, yaratclyla Yaratan, irde
ediciliiyle rde Buyuran'dr. Bu durum, O'nun o eyler zerindeki kudretidir.
Savunduklar esaslardan biri de, Zt'nda ihdas ettii hdistn asla yok olmayacak
biimde baki kalmasnn vacip oluudur. nk bunlarn yok olmalarnn caiz olmas
durumunda Zt zerindeki hdistn ardarda gelmesi sz konusu olup cevher de buna
katlr. Bu hdistn ademinin caiz olmas durumunda u seeneklerden biri kanlmaz
olur: Bunlarn yokluu (adem), ya kudret ile ya da Zt'nda yaratt yoketme fiiliyle
(i'dm) mukadder olur. lkine gre yani kudret ile yokolmalar caiz olmaz. nk bu,
Zt'nda ma'dmun subt bulmasna gtrr. Halbuki varolan (mevcd) ile yokolann
(ma'dm) art, Zt bakmndan birbirlerinden farkl olmalardr. Zt'nda herhangi bir
ma'dmun i'dmn aracl olmakszn srf kudret ile vuku bulmas caiz olsayd, dier
ma'dmlarm da kudret ile vuku bulmalar caiz olurdu. Ardndan bu kaziyeyi, Yoktan
Vareden (el-Mcid) hakknda da geerli hale getirmek gerekirdi. Bylelikle Allah Tel'nn
Zt'nda bir varedilmf muhdesin vuku bulmas caiz olurdu. Halbuki bu Kerrmiyye'ye
gre mknszdr. Eer onlarn yokoluunun, 'dm ile gerekletii varsaylsayd, sz
konusu i'dmm yokluunu varsaymak da caiz olur ve bu zincirleme giderdi. Onlar te bu
esastan hareketle Zt'nda hadis olan hibir eyin yokolmadna hkmetmilerdir.
Kerrmiyye'nin savunduu esaslardan bir dieri, muhdesin ihdasn sbtunun kinci
halinde aralksz olarak huds etmesidir. Buna gre ds fiilinin muhdesin beka hali
zerinde etkisi sz konusu deildir.
Onlara gre Allah Tel'nn Zt'nda huds eden hususlar iki ksma ayrlr:
a- Tekvinle lgili hususlar ki altnda bir mefl bulunan fiillerdir.
b- Tekvinle ilgili olmayan hususlar ki haber verme, ykmllk (tekf) koyma, yasaklama
gibi hususlar kapsar. Bunlar, kudrete dellet etmesi bakmndan fiil olup meflleri yoktur.
Hdist konusundaki grleri tle budur.
bnu'l-Heysam hemen her meselede Ebu Abdullah'n grlerini slh etmek in itihatta
bulunmutur. yle ki onun aka imknsz olan hkmlerini akl sahipleri nezdinde makl
hale getirmeye almtr. Bu abalarna rnek olarak teesm meselesinde sylediklerini
zikredebiliriz. Bu mesele hakknda yle demitir; Cisim ile kasdedilen Zt ile kim
olandr. stte olmak da (fevkiyyet) ycelik (uluvv) anlamndadr. bnu'l-Heysam, sonsuz
ayrln (beynnet) varln da iddia etmitir ki bu, baz filozoflarn da kabul ettikleri
boluktur (hl). stiva konusunda mcavir olmay, temas ve Zt ile meknda
bulunmay reddetmitir. Hdist meselesinde ise gr dzeltmeye almayp hocasnn
sylediklerini aynen benimsemitir. Halbuki o, aklen en imknsz grlerden biridir.
Kerrmiyye mezhebine gre hdist, say bakmndan muhdesttan ok fazladr. Buna
gre Zt'nda muhdesttan fazla bir hdist lemi bulunur ki bizce bu imknsz ve ok
yersiz bir grtr.
ttifak ettikleri esaslar arasnda sfatlarn isbt da vardr. Onlara gre Allah Tel ilim ile
Alim, kudret ile Kadir, hayat ile Hayy, mcyet ile Dileyen ('i)dir. Bunlarn hepsi de
kadm, ezel ve Zt ile kim sfatlardr. el-E'ar gibi sem' ve basan da sfatlar arasnda
saymlardr. Eller ve yz de (vech) kadm ve Zt ile kim sfatlar arasnda saym ve
yle demilerdir: O'nun dier eller gibi olmayan bir eli ve dier yzler gibi olmayan bir
yz vardr. Onlara gre Allah Tel, btn cihetlerin stnde bir cihetten grlebilir.
bnu'l-Heysam, yap (heyet), suret, boluk, dnme, musafaha ve sarlma gibi hususlarda
Mebbihe'nin kulland kavramlar, dier Kerrmiy-ye mensuplarndan farkl biimde
yorumlamtr. Buna gre o yle der: Dierlerine gre Allah Tel Adem'i (aleyhisselm)
eliyle yaratm, Arna istiva etmitir, Kyamet gn insanlar hesaba ekmek in
gelecektir. Biz ise, bunlar hakknda hibir bozuk gre inanmayz. Elleri iki uzuv ve
organ olarak grmediimiz gb Ar'a istivasn da oturma olarak grmeyiz. Gelme fiilinin
ifade ettii meknlar arasnda dolamay kabul etmeyiz. Bunlar Kur'an ve snnette varit
olduu ekilde keyfiyet ve tebihte bulunmakszn olduu gibi anlar, Mebbihe ve
Mcessime'nn dier mensuplarnn aklamalarna itibar etmeyiz.
bm'l-Heysam'a gre Allah Tel gelecekte olacak eyleri ezelde aynen bilir. O'nun ilmi,
ilminin tecell ettii eylerde etkin olup cehalete asla dnmez. Belli bir vakitte
yaratmay murd ettii eyi, hadis irdesi ile yaratr. Ihds edecei hereyi de cKn=Ol!'
buyruu ile ihdas eder. Kaderin hayr ve errinin Allah Tel'dan olduuna inanr. Allah
Tel btn kinatn hayr ve errini murd etmitir. Mevcudatn gzel veya irkin olsun
tamamn yaratan da O'dur. Kulun hadis kudretiyle meydana gelen ve 'kesb' olarak
isimlendirilen fiilleri vardr. Hadis kudret, Allah Tel tarafndan mefl ve yaratlm
olmas bakmndan kul iin yarar salama noktasnda tesir sahibidir. Sz konusu yarar,
mkellefiyetin erevesini tekil eder ki bu erevenin karl mkfat ve cezadr.
Akln, eriat gelmeden de hsn ve kubhu belirleyebilecei zerinde ttifak etmilerdir.
Mu'tezile gibi onlara gre de Allah Tel'y aklla bilmek vaciptir. Ancak onlar, akl yoluyla
salh ve aslah gzetmek, ltufta bulunmak gibi meselelerde Mu'tezile'den ayrlmlardr.
Onlara gre iman, kalp ile tasdk aranmakszn sadece dille ikrardan ibarettir. Dier
ameller de imann esaslarndan deildir. Zahir hkmler ve mkellefiyetler bakmndan
mmin demekle, ahiret ve hesaba inanma bakmndan mmin demek arasnda fark
olduunu sylemilerdir. Onlara gre mnafk, dnyada hakk anlamda mmin, ahirette
ise ebed cehennemi haket-mi kimsedir.
mamet konusunda ise yle demilerdir: mamet nas ve tayin olmakszn mmetin icm
ile sbt bulur. Bu konuda Ehl-i Snnet ile ayn grtedirler. Ancak onlara gre farkl iki
blgede, iki farkl imama biat etmek caizdir. Bu grleriyle gttkleri ama;
adamlarndan bir grubun ittifak ile Muaviye'nin am'daki ve yine bir grup ashabnn gr
birlii ile Emr'l-M'minn Hz. Ali'nin Medine, Basra ve Kfe'deki imametinin ayn anda
vk olduunu ispat etmektir. Hz. Osman'n kann talep etme davasyla er' hkmlerde
istibdada vararak arpmaya girimesi ve Beyt'l-Mal'de tek bana tasarrufta bulunmas
hususlarnda Muaviye'yi hakl grmlerdir.
Bu konudaki grlerinin esas ise, Osman'a (radyallahu anh) yaplanlar karsnda sabr
ve skt etmesi nedeniyle Al'y (radiyallahu anl) sulamaktr. Kerrmye in aslolan
eilim de budur.
4- Fasl
Havric (Haricler)
1- lk muhakkime:
Bunlar Tahkim olay yaanp da iki hakem atandnda mam Ali'ye (radyallahu anh)
kar karak onu tekfr edenlerdir. Kfe'nin kylerinden Harra'da toplanmlardr. Ba
ekenleri unlard: Abdullah b. el-Kev, Artb b. el-A'ver, Abdullah b. Vehb el-Rsib,
Urve b. Cerr, Yezd b. Eb Asm el-Muhrib, Harks b. Zheyr el-Becel (Zi's-sdye olarak
bilinir.). Saylar on iki bin kiiye yaknd. Tamam da namaz klp oru tutan kimselerdi.
Allah Resl'nn (sallallhu aleyhi ve sellem) "yle kimseler kar ki namazlarnn
yannda namaznz, orularnn yannda orucunuz hor grlr. Ama onlarn imanlar,
grtlaklarn gemez" (Buhr, Fedil'l-Kur'n, 36; Ebu Davud, Snnet, 28; Msned,
1/81,93) buyruunun onlar hakknda olduu sylenmitir.
Onlar, Allah Resl'nn (sallallhu aleyhi ve seilem) haklarnda yle buyurduu
zndklardr: "u adamn kknden yle bir topluluk kar ki, okun yaydan frlamas gibi
dinden frlayp karlar." (Buhr, Tevhd, 23; Mslim, Zekat, 142; Ebu Davud, Snnet,
28) Onlarn ilki Z'1-Huvaysira, sonuncular da Z's-Sdye'dir.
Muhakkime'nin ortaya attklar ilk bidat imamet konusunda olmutur. Onlara gre halk
iinde adaletle davranp zulmetmeyen kimse, Kurey kkenli olsun ya da olmasn,
imamete geebilir. Eer adalet yolunu deitirip zulme balarsa, azli veya katli vacip olur.
Kyasla hkm verme meselesinde en kat davranan onlardr. Halife tayin etmeyi farz
olarak grmeyen Muhakkime, halife bulunmamasn da caiz grmlerdir. Eer ihtiya
duyulursa hr veya kle, Nabatl veya Kureyli olmasnn da bir nemi olmadn
sylemilerdir.
ikinci bidatleri ise tahkim meselesinde insanlar hakem kld iin imam Ali'yi (radyallahu
anh) hatal bularak Allah'tan baka hkm sahibi olmadn sylemeleridir. Onlar iki
noktada Ali (radyaUahu anh) hakknda yalan sylemilerdir:
a- Onlara gre mam Ali (radyallahu anh) insanlar hakem klmtr. Bu yalandr. nk
onu tahkimi kabul etmeye zorlayan bizatihi kendileridir.
b- nsanlarn hakem tayin edilmesi caizdir. Bu meselede hkm shibi olanlar kavme
mensup kiilerdir. Ali (radyallahuanh) onlarn bu szleriyle ilgili olarak yle demitir:
"Btln murad edildii hak bir sz." Haricler, hatal bulmada kalmayp bunu tekfire kadar
gtrmlerdir. Ayrca Hz. Ali'yi sznden dnerlerle, ve zndklarla arpmasndan dolay
lanetlenmilerdir. Hz. Ah szden szden dnenlerle arpm; mallarn ganimet olarak
alm, fakat aile ve ocuklarn esir etmemitir. Aslerle savam, ne ganimet ne de esir
almtr. Zndklarla savam, mallarn ganimet ocuklarn esir almtr.
Muhakkime, saydklar birtakm sulardan dolay Osman'a (radyaahu anh) dil
uzatmlardr. Ayn ekilde Cemel ve Sffn'de savaanlara da ta'n etmilerdir.
Ali (radyallahu anh) Nehrevan'da Hariclerle iddetli bir savaa tutumu ve burada
sadece on civarnda Haric cann kurtarmtr. Mslmanlar arasnda ehit olanlarn
saylar da ondan aayd. Kurtulan Hariclerden ikisi Umman'a, ikisi Kirman'a, ikisi
Sicistn'a, ikisi Cezre'ye biri de Yemen'de bulunan Tel Mevzen'e kamtr. Hariclerin
bidatleri bu merkezlerde ortaya km ve gnmze kadar varln korumutur.
Haricler arasnda imam olarak biat edilen ilk kimse Abdullah b. Vehb er-Rsib olup
kendisine Zeyd b. Husayn'n evinde biat edilmitir. Ona biat edenler arasnda Abdullah b.
el-Kev, Urve b. Cerr, Yezd b. Asm el-Muhrib ve bir topluluk bulunmutur. Tehlikeden
saknmak iin kalabalktan uzak durur, mensuplarn karladnda gvenlik amacyla
imam olarak bakas gsterilirdi. nce grll ve cesaretiyle tannrd. Her iki
hakemden ve onlarn grlerine rza gsterip dorulayanlardan teberr etmiti.
Mminlerin Emiri Ali'yi (radyallahu anh) kfir ilan ederek yle demilerdir: O, Allah'n
hkmn terketti ve insanlar hakem kld. Bu sz ilk dillendiren kiinin Sa'd b. Zeyd b.
Ment b. Temm oullarndan cl-Haccc b. Ubeydullah olduu sylenmitir. Muviye,
Hakem meselesinde sylediklerini iitince el-Bcrk lakabyla tannan bu kiinin sarsna
vurmutu. Bu adam yle derdi: "Allah'n dininde hakem mi atyorsunuz? Allah'tan baka
hkm verecek yoktur. Biz ancak Allah'n Kitb'nda verdii hkmle hkm verebiliriz."
Bu szlerini iiten bir adam yle demiti: "Dil uzatt ve yemin olsun haddi at!"
Muhakkime, bu sz nedeniyle bu isimle anlmtr. Mminlerin Emiri bu sz iitince yle
demitir: "Zulmn murad edildii bir adalet sz! Asl sylemek istedikleri, emirlii yok
etmektir. Halbuki slih veya fcir birinin emirlii arttr."
Rivayet edilir ki Haricler arasnda ilk kl eken Urve b. Hudeyr'dir. Olay yle
gelimitir: Urve, el-E'as b. Kays'n yanna giderek yle demiti: "Bu alaklk nedir ey
E'as? Bu tahkim de nereden kt? inizden birinin art Allah Tel'nn artndan daha
m salamdr?" Daha sonra el-E'as srtn dnnce klcn ekerek atnn arkasna indirdi.
At iki aya stnde aha kalkt. Yemenliler hemen biriktiler. Bunun zerine el-Ahnef ve
arkadalar araya girerek el-E'as'tan Urve'yi ho grmesini istediler. O da yle yapt.
Urve b. Hudeyr Nehrevan'da yaplan savatan kurtularak Muvi-ye'nin hilfetine kadar
yaamtr. Bilhare hizmetisiyle birlikte Ziyd b. Ebhi'nin yanna gitmitir. Ziyd
kendisine Ebu Bekir (radiyalkhu anh) ve mer'i (radiyallahu anh) sorduunda onlar
hakknda iyi eyler sylemitir. Osman (radyallahu anh) hakknda sorunca yle cevap
vermitir: "lk alt ylnda Osman'a (radyallahu anh) ballm devam etti. Ancak daha
sonra yaptklar nedeniyle ondan teberr ettim. Onun kfrne ahitlik edilir." Ali
(radyaUahu anh) hakkndaki grn sorunca u cevab verdi: "iki hakem tayin
edinceye kadar ona balydm. Daha sonra ondan da teberr ettim. Onun da kfrne
ahitlik edilir." Muviye'yi sorunca ok ar ekilde svp sayd. Kendisi hakknda ne
dndn sorunca yle dedi: "ilk dnemin ss, son dnemin ykmdr. Bu ikisi
arasnda da Rabbine isyan etmektesin." Ziyd, bu cevabn ardndan Urve'ni boynunun
vurulmasn emretti. Ardndan hizmetisini ararak 'Bana onu olduu gibi anlat' dedi.
Hizmeti, 'Ayrntl olarak m anlataym yoksa ksaca m?' diye sordu. Ziyd 'Ksa tut'
deyince yle dedi: "Gndzleri kendisine asla yemek gtrmedim, geceleri ise asla
yatan sermedim." Amel ve zhd bu derece yksek olan Urve'nin itikad ise bu kadar
sakat ve rkt.
2- Ezrika:
Nfi b. el-Ezrak adnda bir ahsn taraftarlarndan olumu bir frkadr. Nf'in
komutasnda Basra'dan Ehvaz'a gmlerdir. O beldeyi ve daha tesindeki ran ve
Kirman topraklarn zaptetmi ve Abdullah b. Zbeyr dneminde oralara gnderilen
valileri ldrmlerdir.
Nf'in yannda yeralan Haric emirlerine rnek olarak u isimler zikredilebilir: Atiyye b.
el-Esved el-Hanef, Abdullah b. el-Mhr, kardeleri Osman ve ez-Zbeyr, Arar b. Umeyr
el-Anber, Katar b. el-Fece el-Mzin, Ubcyde b. Hill el-Yekr, kardei Muharrir b.
Hill, Sahr b. Habb et-Temm, Salih b. Mihrak el-Abed, Abdu Rabbih el-Kebr ve Abdu
Rabbh es-Sar. Nf'in grnde olan sava ve taraftarlarn says otuz bini
buluyordu.
Abdullah b. el-Hris b. Nevfel el-Nevfel, Mslim b. Ubeys b. Kreyz b. Hubeyb
komutasnda bir orduyu Ezrika'nn stne gndermise de Mslim onlar tarafndan
katledilmi ve ordusu malup edilmitir. Bunun zerine Osman b. Abdullah b. Ma'mer et-
Tcmm komutasnda baka bir ordu gndermi, bu ordu da malup edilmitir. Ardndan
Harise b. Bedr el-Attb komutasnda daha byk bir ordu gndermi, o da Haricler
tarafndan malup edilmitir. Bu gelimeler zerine Basra halk korkuya kaplmtr. En
sonunda el-Mhelleb b. Eb Sufra komutasnda bir ordu gnderilmi ve el-Mhelleb on
dokuz yl boyunca Ezrika ile savaarak el-Haccc dneminde hkimiyetlerine tamamen
son vermitir. Nf, el-Mhelleb dneminde yaplan savalar grmeden lmtr. Ezrika
onun ardndan Katar b. el-Fec'e el-Mzin'ye biat ederek kendisini Emri'l-Mminn
olarak adlandrmlardr.
Ezrika'nn ortaya att sekiz bidat vardr:
Birinci bidat: Nfi'e gre mam Ali (radyallahu anh) tahkimi kabul etmesinden dolay
kfre dmtr. Bu balamda Allah Tel'nn "nsanlardan ylesi vardr ki dnya
hayatna dair szleri houna gider. stelik sznn zne uyduuna Allah' da ht
gsterir. Halbuki gerekte o, dmanlarn en yamandr." (Bakara 2/204) buyruunun da
onun hakknda indirilmi olduunu iddia etti. bn Mlcem'in (Allah lanet etsin) suikasti-ni
de doru bulduunu syledi. Ona gre "nsanlardan yleleri vardr ki Allah rzasn
kazanma umuduyla canlarn satarlar" (Bakara, 2/207) buyruu bni Mlcem'i vmek iin
indirilmiti.
Hariclerin mft, zahit ve iri mran b. Hattan, Abdurrahman b. Mlcem'in iledii
cinayeti tasvip ederek u beyti sylemitir:
Ey Allah'a-ynelenin darbesi! Onunla murat edilmedi. Ar Sahibenin rzasna erimekten
baka ey, Ne zaman onu ansam, inanrm ki o, Allah katnda terazisi en ar olandr.
Ezrika frkas bu irkin bidatte srarc olmu, daha da ileri giderek lam Osman
(radyallahu anh), Talha (radyallahu anh), Zbeyr (radiyallahu anh),
e (radyallahu anh) ve bn Abbs'n (radyallahu anh) kfrlerine hkmetmilerdir.
Ayrca, benzer konumlara sahip dier mslmanlar da tekfir etmi, onlarn ebed
cehenneme mahkm olduklarn da ddia etmilerdir.
kinci Bidat; Hz. Ali'ye yardm etmeyen ve onunla arpmayanlar
konularda ayn ekilde dnmelerine bakmakszn tekfir etti.
nc Bidat: Kendilerine kar kanlarn elerini ve ocuklarn ldrmeyi de mubah
grdler.
Drdnc Bdat: Zina suunu ileyen gnahkrn recm edilmeyece-e hkmettiler. Bunu
da recmin Kur'n'da zikredilmemcsne dayandrdlar. tyrca muhsan erkeklere iftira
edenlere uygulanan haddi kabul etmeyip, uhsan hanmlara iftira edenlerle ilgi haddi
kabul ettiler.
Beinci Bidat: Mrik ocuklarnn, babalaryla birlikte cehenneme gireceklerine
hkmettiler.
Altnc Bidat: Sz ve fiilde takyye asla caiz deildir.
Yedinci Bidat: Ona gre Allah Tel'nn, peygamberlik geldikten sonra kfir olacan
bildii yahut da peygamberlikten nce kfir olan 'irini peygamber olarak gndermesi
caizdir. Byk ve kk gnahlar, >eygamber iin ayn mesabededir ki bu da kfrdr.
mmet iinde peygamberler hakknda byk ve kk gnahlar caiz grenler vardr ki
bu la kfrdr.
Sekizinci Bidat: Ezrika'nn tamamna gre byk gnahlardan her-iangi birini ileyen
kimse kfre dp slm dairesinden kar. Dier irler gibi cehennemde ebed kalr. Bu
grlerinde blis'in kfrn lelil gstererek yle demilerdir: blis, Adem'e
(aleyhissdm) secde edilmesi emredilip bu emre kar ktnda byk gnah ilemitir.
Bilindii zere o da Allah Tel'nn birliine inanmaktayd.
3- Necedt- Aziriyye:
Necdet b. Amir el-Hanef adnda bir ahsn taraftarlarndan oluan br frkadr. Necdet'e
Asm da denilmitir. Askerleriyle birlikte Yemme'den yola karak Ezrika'ya katlmak
istedi. Ebu Fudeyk ve Atyye b. el-Esved el-Hanef'nn de aralarnda bulunduu Nfi b. el-
Ezrak muhalifleri tarafndan karland. Bunlar Necdet'e Nfi tarafndan kartlan ihtilaf
haber vererek savaa katlmayanlar tekfir ettiini ve benzeri bidatlerini sylediler. Hep
birlikte Necdet'e biat ederek onu Emm'l-mminn olarak isimlendirdiler. Bilhare Necdet
zerinde de ayrla dtler ve bir topluluk kendisine yaplanlardan dolay onu kfir ilan
ettiler.
Bidatlerine rnek olarak u gibi olaylar zikredilmitir: Ordusunu oluyla birlikte Katfllerle
savamaya gndermiti. Bunlar erkekleri ldrp kadnlarn esir ald. Bunu da yle
akladlar; Eer deerleri ganimet paylarmza denk olursa mesele yok. Fazlalk olursa
onu iade ederiz. Bylelikle taksimden nce kadnlarla birlikte olup ganimet mallarn yedi-
ler. Necdet'in yanna dndklerinde, yaptklarn ona anlattlar. Necdet, yaptklarnn caiz
olmadn syledi. Onlar da bilmedikleri iin byle yaptklarn sylediler. Bunun zerine
onlar mazur grd.
Necdet'in taraftarlar bilhare bu konuda ihtilafa dtler. Bir ksm onu doru bularak
din emirlerde cahilliin mazur grlebileceini sylediler. Onlara gre dinde iki asl
mevcuttur:
a- ilki Allah Tel'y ve peygamberlerini bilmek, -kendileriyle ayn grte olan-
mslmanlarn kanlarn haram saymak, Allah katndan gelenleri toptan ikrar etmektir.
Bu, herkes zerine farzdr. Bunlar hakknda cehalet zr saylmaz.
b- Bunlarn dnda kalan hususlar. Halk, bu tr konularda helal ve haram belirleyecek
bir delil konuluncaya kadar mazur saylr. Nitekim yle demilerdir: Din hkmlerle ilgili
herhangi bir meselede hatal bir tihadda bulunan kimsenin kesin delil olumadan nce
azap greceini syleyen kimse kfirdir.
Necdet, takiyyeye bavurmalar durumunda Ehl-i Ahd ve Zimmetin kanlarn ve mallarn
mubah klmtr. Onlarn kanlarn ve mallarn aram klanlardan ise ber olduunu
sylemitir. Kendi grnde olup had cezasna maruz kalanlarn Allah Tel tarafndan
affedilebilecekleri-i azap grseler de ebed cehennemde kalmayp ardndan cennete
konulaaklarn sylemitir. Necdet'e gre onlardan ber olmak caiz deildir. Necdet yle
demitir: Her kim byk veya kk bir yalan syler hatal dnce sahibi olur ve bunda
srar ederse mrik olur. Zina den, arap ien veya hrszlkta bulunan, ama bunlarda
srarc olmayan se ise mrik olmaz. Necdet, arap ienlere uygulanan had konusunda a
ok kat davranmtr.
Abdulmelik b. Mervn'la yazarak ondan memnun olduunu belirttii zaman, kendi
taraftarlarnn hmna uram ve tvbe etmesi istenmitir. nlerinde tvbe etmesi
zerine onu cezalandrmaktan vaz-erek kendi halinde brakmlardr. lerinden bir
topluluk bilhare tvbe talebinden dolay pimanlk duyarak yle demilerdir: Hata ettik.
mammzdan tvbe talep etmemiz yakk almad. Onun da talebimiz zerine tvbe
etmemesi gerekirdi. Bunu ifade ettikten sonra tvbe edip hatalarn itiraf ettiler. Necdet'e
de yle dediler: nceki tvbenden tvbe t. Yoksa seni reddedeceiz. O da bu istee
uyarak nceki tvbesinden dolay tvbe etmitir.
Ebu Fudeyk ve Atyye ondan ayrlmlard. Bunlardan Ebu Fudeyk tecdefin stne atlarak
onu katletti. ok gemeden bu ikisi de birbirerinden ber olduklarn ilan ettiler.
Abdulmelik b. Mervn, mer b. Ubeydullah b. Ma'mer et-Temmi komutasnda bir orduyu
Ebu Fudeyk'n tne gnderdi. mer, Ebu Fudeyk ve taraftarlaryla bir sre savatktan
onra Ebu Fudeyk'i ele geirerek ldrd. Atyye se Sicistan'a kamt, araftarlar
Atevyye olarak bilinirdi. Acride frkasnn kurucusu Abdulb. Acred de onun
taraftarlarndand.
Necedt frkasnn ziriyye olarak anlmasnn nedeni, fert hkmler- cahillii mazur
grmeleriydi. el-Ka'b, Necedt hakknda unlar tatmtr: Onlara gre sz ve amelde
takiyye caizdir. nsan ldrme onusunda bile takiyyeyi caiz grmlerdir. Necedt
frkasna gre insanlarn halfeye (imam) ihtiyalar yoktur. Bu noktada yapmalar
gereken, kendi aralarnda adalete riyet etmeleridir. Adaletin gzetilmesi noktasnda
imam elzem olursa, o takdirde dil bir kimseyi imam tayin etmek caiz olur.
Necdet'in ldrlmesinden sonra Eudeykiyye ve Ateviyye olmak zere iki gruba
blndler. Bunlardan her biri dierinden ber olduunu iln etti. Necdet'in samimi
dostlar dnda merkez Ebu Fudeyk'e geti. Sicistan, Horasan, Kirman ve Kuhistn
haricleri ise Atiyye'nin mezhebine tbi oldular.
Necdet b. Amir ve Nfi b. el-Ezrak, Mekke'de bniVZbeyr'e kar dier Hariclerle
birletiler. Bilhare Nf ve Necdet fikir ayrlna dtler. Nf, Basra'ya, Necde de
Yemme'yc gitti.
ikisi arasndaki fikir ayrlnn nedeni uydu: Nf, takiyyenin helal olmadn ve savaa
katlmamann ise kfr olduunu sylemiti. Bu grn de u ayet-i kerimelere
dayandrmt: "Onlardan bir topluluk, insanlardan Allah'tan korkar gibi korkarlar." (Nisa,
4/76) "Allah yolunda savar ve hibir knaycnn knamasndan korkmazlar."
Necdet ise ona kar karak takiyyenin caiz olduunu sylemi ve u ayetleri delil olarak
gstermiti: "Ancak onlardan saknmanz hali mstesnadr." (l-i mrn, 3/28) "Firavun
ailesinden imanm gizleyen bir adam dedi ki." (Mmin, 40/28) Ona gre savaa
katlmamak caiz, imkn bulup savaa katlmak ise daha faziletli idi. Allah Tel yle
buyurmutu: "Allah cihad edenleri oturanlara byk bir ecirle stn klmtr." (Nisa,
4/95)
Nf yle demitir: Bu ayetler, Allah Resl'nn (sallallhu aleyhi ve sellem) bask
altndaki ashab hakknda inmitir. Bu durumda olmayanlar iin savaa katlmamak
kfrdr. Nitekim Allah Tel yle buyurmutur: "Allah'a ve Resl'ne yalan syleyenler -
savatan- geri durdular." (Tevbc, 9/90)
4- Beyhesyye:
Ebu Beyhes b. el-Heysam b. Cbir adnda bir ahsn etrafnda toplananlardan oluan bir
frkadr. Sa'd b. Eb Zab'a oullarndandr. Haccc, el-Veld'in hilfeti dneminde onun
peine dnce Medine'ye kamtr. Osman b. Hayyan el-Merr orada da kendisini takip
etmi ve sonunda yakalayarak hapsetmitir. Halife el-Veld'in ferman gelinceye kadar
geceleri onunla sohbet etmitir. Halifenin emri gerei elleri ve ayaklan kesildikten sonra
ldrlmtr.
Ebu Beyhes cariyenin sat konusundaki ihtilaflarndan dolay brahim ve Meymn'u tekfir
etmitir. Ayn ekilde Vkfyye'yi de tekfir etmitir. Ona gre Allah Tel'y,
peygamberlerini ve Allah Resul (sallallhu aleyhi ve sellem) tarafndan getirilen eriat
bilip ikrar etmeyen kimse msl-man olamaz. Ancak AUah dostlarna dost olunur, Allah
dmanlarndan ise ber olunur. eriatn esaslar arasnda varit olup Allah Tel
tarafndan haram klnp azap tehdidinde bulunulan hkmlerin bizatihi bilinmesi,
tefsirinin renilmesi ve bunlardan saknlmas gerekir. Baz hkmleri ise sadece ismen
bilmesi yeterli olup tefsirini bilmek vacip deildir. Kula den, bilmedii hususlardan
ekinmesi ve yapt her eyi ilme dayanarak yapmasdr. Ebu Beyhes, Vkfiyye'den ber
oluunu onlarn u grne dayandrmtr: Bir haram, haram ya da helal olmadn
bilmeden ileyen kimse hakknda hkm verilemez. Halbuki Ebu Beyhes'e gre o kim-
senin bu haram renme hakk vardr.
man ise her hak ve btl bilmektir. man, sadece kalp ile bilmek olup sz ve amel
mann art deildir. Ebu Beyhes'in yle dedii nakledilir: man, ikrar ve limdir.
Bunlardan sadece biri yeterli deildir.
Beyhesiyye'nin geneline gre ise ilim, ikrar ve amelin tamam imandr. Bazlarna gre
haramlar, Allah'n Kitb'nda vrid olanlarla snrldr. Buna delil olarak da u ayeti
zikrederler: "De ki: Bana vahyedi-lende yiyecek kiiye haram klnm baka bir ey
gremiyorum." (En'm, 6/154) Kitab'da zikredilen haramlar dnda herey helaldir.
Beyhesiyye iinde Avfiyye adyla bilinen bir topluluk vardr ki iki gruba ayrlmlardr:
Birinci grup yle der: Hicret yurdundan dnerek savaa katlmaktan ekinen kimseden
ber oluruz.
kinci grup ise yle der: Aksine onlara olan velayetimiz devam eder. nk helal olan bir
hkme dnmlerdir.
Bu iki grup, imamn kfre dmesi halinde tebaann da kfre decei noktasnda fikir
birliine varmtr. Bu noktada gaip olanla mevcut olan ayn hkmdedir.
Beyhesiye iinde Tefsir Ehli (Ashbu't-tefsir) olarak bilinen bir topluluk vardr ki ehdette
bulunan bir mslmann onun tefsir ve keyfiyetini bilip gereini yapmakla mkellef
olduunu iddia etmitir.
lerinde Sual Ehli (Ashbu's-su'l) olarak bilinen bir topluluk daha vardr ki yle
demilerdir: Kii, iki ehdeti f ettiinde mslman olur, Allah dmanlarndan ber
kalp Allah dostlarn dost edinir ve O'nun katndan gelenlere toptan iman eder. Eer din
bir hkm bilmiyorsa, Allah Tej'run kendisine farz kldn sorarak renir. Bilmedii
hususlarda kusur etmesi, onu sorup reninceye kadar kendisine zarar vermez. Haram
klndn bilmedii bir haram ilediinde ise kfre der. ocuklarn durumu hakknda
Sa'lebiyye frkasyla ayn gr paylam ve yle demilerdir: Mminlerin ocuklar
mmin, kfirlerin ocuklar da kfirdir. Kader konusunda se Kaderiyye ile ayn gr
paylam ve yle demilerdir: Allah Tel kullarna tefvizde bulunmu olup kullarnn
amelleri zerinde hibir irad mdhalesi yoktur. Beyhesiyye frkasnn ounluu,
bunlardan beretlerini ilan etmitir.
Bazlarna gre br kii herhangi bir haram ilediinde dununu imama bildirilinceye kadar
tekfir edilmez. Eer imam kendisine had uygulamazsa balanm olur.
Bazlarna gre helal klnm bir ey itii iin sarho olan kimse, sz veya fiilinden dolay
sorumlu tutulmaz.
Avfyye ise sarholuun kfr olduunu iddia etmitir. Ancak sarholua namaz terketmek
veya iffetli birine iftira etmek gibi baka br byk gnah eklenmedike tek bana kfr
olduuna ahitlik etmezler.
Hriciler arasnda Salih b. Mserrah'n taraftarlarndan oluan br frka daha bulunmakla
birlikte dierlerinden ayrmasn salayacak herhangi bir grleri nakledilmemtir.
Salih, Bir b. Mervn'a bakaldrm ve stne Bir b. el-Hris b. Umeyre -ya da el-E'as
b. Umeyre el-Hemedn- komutasnda bir ordu gnderilmitir. Kasr-i Cell'da yaralanan
Salih, yerine ebb b. Yezd b. Nuaym el-eybnfyi -Ebu's-Sahr- atamtr. EbuV
Sahr Kfe'yi ele geirmi ve el-Haccc'n ordusunda bulunan yirmi drt komutan
ldrmtr. Daha sonra yenilerek Ehvz'a ekilmi ve Ehvz nehrinde boulmutur. Son
szlerinin u ayet olduu rivayet edilmitir: "Bu, Azz ve Alm olan Allah'n takdiridir."
(Ysn, 36/38)
el-Yem n, ebbiyye'nin Salih hakknda ekimser kaldn dndkleri iin, Hricler'in
Mrciesi olarak anldklarn kaydetmitir. Rivayete gre, Salih'ten beratini ilan ederek
onu terketmitir. Bilhare kendi iin imamet iddiasnda bulunmutur. ebb'in grubu
Beyhesiyye'nin saydmz gruplar arasnda yeralr. Ancak an, hret ve iktidar
Hariclerden hibir ahsiyete nasip olmamtr. Kssas tarih kitaplarnda uzun uzun
anlatlmtr.
5- Acride:
Abdulkerim b. Acred adnda br ahsn taraftarlarndan oluan bir frkadr. Bu ahs,
Necedt frkasnn bidatlerini aynen benimsemi, ancak birtakm bidatler kartarak
onlardan ayrlmtr. Ebu Beyhes'in taraftarlarndan olduu, bilhare onunla fikir ayrlna
derek ayrld ve u gr savunduu rivayet edilir: Islama davet edinceye kadar
ocuktan ber olmak gerekir. ocuk ergenlik ama ulatnda onu slm'a davet etmek
farzdr. Mrik ocuklar, babalaryla birlikte cehennemde olacaklardr. Ona gre mal,
sahibinin ldrlme ldrlmedike ganimet (fey5) saylmaz. Bu frka mensuplar
dindarlklar kendilerince bilinen kaede (: savaa katlmayanlar) ile olan velayet balarn
devam ettirirler. Hicreti farz deil bir fazilet olarak grrler. Byk gnah ileyenleri kfir
sayarlar. Ysuf sresinin Kur'an'dan olmadn ve onun herhangi bir hikye olduunu
iddia ettikleri de sylenmitir. Rivayete gre bu konuda yle demilerdir: Bir ak
hikyesinin Kur'an'da bulunmas caiz deildir!
Acride frkas kendi iinde farkllaan grlerine bal olarak birok frkaya ayrlmtr.
Bu frkalar unlardr:
A- Saltiyye: Osman b. EbiYSalt -dier ad es-Salt b. Ebi's-S alt3 tiradnda bir ahsn
taraftarlarndan oluan br frkadr. kard birok bidatle Acride'den ayrlmtr. Bu
bidatlerden biri udur: slm'a gireni kendimize dost edinir, akl bana gelip de slm'
kabul edinceye kadar ocuklarndan yz eviririz.
lerinden bir topluluun yle dedikleri nakledilir: Ergen olup slm'a davet edilen kii bu
daveti kabul veya reddedinccye kadar ne mriklerin, ne de mslmanlarn ocuklarna
dostluk veya dmanlk sz konusu olmaz.
B- Meymniyye; Meymn b. Hd adnda bir ahsn taraftarlarndan olumutur.
Meymn, eitli grleriyle Acride'den ayrlmtr. Bunlardan bazlar unlardr: Kaderin
hayr ve erri kuldan kaynaklanr. Fiiller yaratma ve ibda bakmndan kullara aittir.
Istit'at fiilden nce gelir, Allah Tel yalnz hayr murd eder. Kullarn masiyetleri
noktasnda O'nun irdesi mevcut deildir. Hseyin el-Kerbs, Hariclerin grlerini
anlatt kitabnda Meymnlerin, kzlarn kzlaryla, erkek ve kzkar-delerin ocuklarn
kzlaryla evlenmeyi caiz grdklerini nakletmitir. Meymniyye yle demitir: Muhakkak
ki Allah Tel kiiye kendi kzlar, erkek ve kzkardelerinin kzlaryla evlenmeyi haram
klmtr. Bunlarn ocuklaryla evlenmeyi ise haram klmamtr.
el-Ka'b ve el-E'ar Meymniyye'nin Ysuf sresinin Kur'an'dan olmadn iddia ettiklerini
nakletmilerdir. Onlar sultanla savamay, ona ve hkmne rza gsterenlere had
uygulamay vacip grmlerdir. Sultan kabul etmeyenlerle savamak caiz deildir. Ancak
ona destek olanlar, Hariclerin inanlarn tenkid edenler ve sultana rehberlik edenler
bunun dndadr. Meymnyye'ye gre mrik ocuklar da cennettedir.
C- Hamziyye: Hamza b. Edrek adnda bir ahsn taraftarlarndan oluan bir frkadr. Kader
ve dier bidatlerinde Meymniyye frkas ile ayn dnen Hamziyye, muhaliflerin ve
mriklerin ocuklar meselesinde onlardan ayrlarak bu ocuklarn cehennemlik
olduklarn iddia etmilerdir. Hamza, Sicistan'da ayaklanan Hseyn b, er-Rekkd'n
taraftarlar arasnda bulunuyordu. Halef el-Hrc kader ve liderlii haketme gibi
konularda ona muhalefet etmiti. Bunun zerine birbirlerinden beri olduklarn lan ettiler.
Hamza, mmetin dirliinin salanmas ve dmanlarn tesirsiz hale getirilmesi gibi
konularda baar olmamas durumunda bir devirde iki mamn bulunmasnn caiz
olduunu sylemitir.
D- Halefiyye; Halef el-Hric adnda bir ahsn taraftarlarndan oluan bir frkadr. Krmn
ve Mekrn havalisinde yaam Hariclerden oluur.
Kader konusunda HamziyyeMen farkl dnrler. Kaderin hayr ve errini Allah Tel'ya
isnat ederler. Bu meselede Ehl-i Snnet ve Cemaat ile ayn inanc paylarlar. yle
derler: Hamziyye u szleriyle tenakuza dmlerdir: Eer Allah Tel kendi takdir ettii
fiilleri yapma veya yapmama nedeniyle kullarna azap edecek olsayd zulmetmi olurdu.
Onlara gre mrik ocuklar amelde bulunup bulunmamalarna baklmakszn
cehennemlik olurlar. Ancak bunun ak bir eliki olduunu grememilerdir.
E- Etrfiyye: Kader konusunda Hamza ile ayn grte olan bir frkadr. Ancak onlar
uzakta bulunanlar, akl yoluyla gerekli olduunu dndklerini uyguladklar takdirde,
eriatin bilmedikleri hkmlerinde iledikleri kusurlardan dolay mazur grmlerdir. Bu
frka da Kaderiye gibi birtakm akl farziyetlerin varln iddia etmitir. Balar
Sicistan'dan Glib b. zek'tir. Abdullah el-Sedyr onlara kar karak kendilerinden ber
olduunu ilan etmitir.
Bu frka iinde Muhammediyye olarak bilinen ve Muhammed b. Rzk'n taraftarlarndan
oluan bir frka daha vardr. Muhammed, Hseyn b. er-Rekkd'n taraftarlar
arasndayken bilhare ondan ber olduunu ilan etmitir.
F- uaybiyye: uayb b. Muhammed adnda bir ahsn taraftarlarndan oluan bir frkadr.
Meymn le birlikte Acride arasnda bulunurken kaderle lgili fikrinden dolay ondan
beretini ilan etmitir.
uayb yle demitir: Allah Tel kullarn amellerinin yaratcsdr. Kul ise, kudret ve
irde bakmndan onlar kazanandr. Hayr ve er bakmndan onlardan sorumludur, ceza
ve mkfat olarak da karln grecektir. Varlk leminde hibir ey Allah Tel'nn
irdesi olmakszn gereklemez. uayb imamet ve va'd konularndaki bid'atlarmda
Hariclerle ayn grtedir. ocuklarla ilgili hkmleriyle savaa katlmayanlar, dostluk ve
teberr konularnda Acrde ile ayn grtedir.
G- Hzimiyye: Hzm b. A1 adnda bir ahsn taraftarlarndan oluan bir frkadr. Kullarn
amellerinin Allah Tel tarafndan yaratlm olduu, kudretinde dilediinden baka bir
eyin olamayaca gibi inanlarda uayb'n grlerine tabidirler. Muvft fikrini
savunmulardr. Allah Te, ancak iin sonunda iman bakmndan kendisine gelecek
olanlar dost edinir. Sonlar kfr olacan bildii kullarndan ise teberr eder. Dostlarm
olan sevgisi devaml olduu gibi, dmanlarna olan buzu da devamldr.
Rivayete gre Ali (radiyalkhu anh) hakknda tevakkuf etmi ve ondan beri olduklarn
aka ifade etmemilerdir. Baka birok kimseden beret-lerini ise ilan etmilerdir.
6. Se'libe:
Salebe b. Amir adnda bir ahsn taraftarlarndan oluan bir frkadr. Sa'lebe, ocuklar
konusundaki tartmalarna kadar Abdulkerim b. Acred le tek yumruk gibi hareket
etmiti. Ancak ocuun velayetini iddia edince Abdulkerim frkas ondan yz evirdi. Ona
gre, hakk inkr ettii grlmedike ister kk ister byk olsun ocuklarn da velayeti
sahihtir. Ona gre ergenlik ana gelmemi ocuklarn dost veya dman olarak
grlmelerinin herhangi bir hikmeti yoktur. Ergen olup davete muhatap oluncaya kadar
asl olan budur. Klelerinden zengin olduklarnda zekat almay, fakir olduklarnda ise
onlara zekt vermeyi caiz grd. Bu frka, kendi iinde drt frkaya ayrlmtr:
A- Ahnesiyye; Ahnes b. Kays adnda bir ahsn taraftarlarndan oluan bir frkadr. Ahnes,
Se'libe firkasndand. Ama baz meselelerde onlardan ayrlarak farkl fikirler beyan
etmitir: rnein Kble ehlinden olup takyye ortamnda yaayanlarn tamam hakknda
tevakkuf etti; sadece iman ettii aka bilinen kimseleri dost edinir, kfr aka bilinen
kimselerden ise teberr ederdi. Suikast, cinayet ve hrszl haram grmtr. Ona gre
kble ehlinden hi kimse dman dine davet etmeden savaa balayamaz. Eer dman
bu daveti kabul etmezse o zaman kendisiyle arplabilir. Bunun tek istisnas, szlerinin
fiillerine uymad aka bilinen kimselerdir. Ahnes, kendi frkasnca mrik saylan
byk gnah sahiplerine, mslman hanmlarla evlenmeyi caiz grmtr. Dier mese-
lelerde Hricilerle ayn grleri benimsemitir.
B- Ma'bediyye; Ma'bed b. Abdurrahman adnda bir ahsn taraftarlarndan oluan bir
frkadr. Ma'bed, mslman hanmlarn mriklerle vlendirilnesi hatasnda Ahnesiyye
frkasna kar kt. Ayrca klelerden kat alp onlara zekat verme meselesinde de onlara
kar kt. Ma'bed yle demitir: Bu grlerinden dolay ondan teberr ederim. Korku ve
ekince halinde zekat paylarnn tek bir paya evrilmesini de caiz grmlerdir.
C- Rueydiyye: Rueyd et-Tsfnin taraftarlarndan oluan bir frkadr. Bunlara Uriyye de
denilmitir. Se'libe nehirler ve kanallarla sulanan arazilerde yirmide bir verilmesini
gerekli gryordu. Ziyad b. Abdurrahman rn(onda bir) tam olarak verilmesi
gerektiini ve daha nceden rn yarsnn verilmesini savunanlardan teberr etmenin
caiz olmadn onlara bildirdi. Bunun zerine Rueyd yle dedi: Eer onlardan teberr
etmek caiz deilse, o zaman biz de onlar gibi amel ederiz. Bunun zerine bu konuda iki
gruba ayrldlar.
D- eybniye; eybn b. Seleme adnda bir ahsn taraftarlarndan oluan bir frkadr.
Ebu Mslim el-Horasn dneminde ayaklanmtr. Nasr b. Seyyar karsnda ona ve Ali b.
el-Kirmn'ye destek vermitir. nceleri Se'libe taraftan olmutur. Ebu Mslim ve Ali'ye
yardm edince Haricler ondan teberr ettiler. eybn ldrlnce bir topluluk onun tvbe
ettiini syledi. Se'libe ise yle dedi: Onun tvbesi sahih olmaz. nk o, bizimle ayn
grte olanlar katletmi, mallarn gaspetmitir. Bir mslman ldrp malna el koyan
kimsenin tvbesi kabul edilmez. Bunun art kendisine ksas uygulanmas ve
gaspettiklerini iade etmesidir.
eybn, cebr ve kudret-i hdise meselelerinde Cehm b. Safvn ile fikir birlii etmitir.
Ziyd b. Abdurrahman e-eybn, Ebu Hlid'in yle dedii nakledilir: Allah Tel Zt
iin ilim yaratmadka bilmez. Eya O'nun in ancak huds ettikleri ve meydana
geldikleri anda malm olur. Ziyd'n eybn'dan teberr ettii ve sz konusu iki kiiye
desteinden dolay da tekfir ettii sylenmitir. eybniyye'nin ounluu Grcan, Nes
ve Ermenistan civarnda yaamtr. eybn' dost edinen ve tvbe ettiini syleyen ise
Atyye el-Crcn ve taraftarlardr.
E- Mukremiyye; Mukrem b. Abdullah el-Acel'nin taraftarlarndan oluan bir frkadr.
Mukrem, Se'libe arasndayd. Birtakm meselelerde onlara muhalefet etti. rnein ona
gre namaz terk eden kimse kfirdir, fakat kfr namaz terk ettii in deil, Allah
Tel'y bilmemesinden dolaydr. Bu hkm, insann irtikb ettii her trl byk gnaha
da amil klmtr. nk Allah'n vahdaniyetini, gizli ve ak her tr fiilinin Allah Tel
tarafndan bilindiini, iledii taat ve masiyetin O'nun tarafndan karlk greceini bilen
kiinin masiyete kalkmas, byle bir bilgiden gf olmayan Zata muhalefet etmesi ve
O'nun vazettii ykmllklere kar kaytsz kalmas tasavvur edilemez. Bu yzdendir ki
Allah Resul (sallallhu aleyhi ve seilem) yle buyurmutur: "Zina eden kii, mmin
olduu halde zina edemez. Hrsz da mmin olduu halde hrszlk edemez." (Buhar,
Mezlim, 30; Mslim, man, 100; bn Mace, Fiten, 3)
Selibe frkas bu konuda onlara muhalefet etmi ve "muvft" man grn
benimsemitir. Onlara gre: Allah Tel'nm kullarn dost veya dman edinmesi,
akbetleri tibanyladr. Yan ldkleri hl zere (muv-ftu'1-mevt) olup yaarken
bulunduklar hl itibaryla deildir. nk hayat halinde iken mrnn sonunda ne olaca
kesin deildir. Buna gre kii, inanc zere yaamaya devam eder ve son nefesine kadar
byle giderse te iman budur ve biz de onu dost ediniriz. ayet byle devam etmezse
biz de onu dman biliriz. Allah Tel hakknda da aynen byledir; muvft halinde
kendisi hakknda bilinene gre dostluk veya dmanlk szkonusudur. Btn Selibe
frkas bu grtedir.
F- Ma'lmiyye ve Mechliyye; Bunlar da asl itibaryla Hzimiyye frkasnn taraftarlardr.
Ma'lmiyyc farkl olarak yle demitir: Allah Tcl'y btn isim ve sfatlaryla bilmeyen
kimse cahildir. Ancak btn bunlar renip bildikten sonra mmin olabilir. stit'at da
fiille beraber gndeme gelir. Fiil, kul tarafndan yaratlmtr. Bu grleri sebebiyle
Hzimiyye mensuplar onlardan teberr etmilerdir.
Mechliyye ise yle demitir: Allah Tel'nn isim ve sfatlarndan bir ksmn bilip bir
ksmn bilmeyen kimse Allah' biliyor demektir. Kullarn fiilleri Allah Tel tarafndan
yaratlmtr.
G- Bidhyye; Yahya b. Asdem'in taraftarlarndan oluan bir frkadr. Bu frka mensuplar
yle bir bidat kartmlardr: unu kesinlikle syleyebiliriz ki bizimle ayn inanca sahip
olanlar cennetliktir. Bu hususta 'nal-lah^ Allah dilerse' demeyiz. nk bu, itikdda
phe ihtiva eder.
'nallah mminim = Allah dilerse mminim' diyen kimse kukudadr. Bizim cennetlik
olmamz noktasnda hibir kuku yoktur.
7- bdiyye:
8- Sufryye-i Ziydiyye:
Ziyd b. el-Asfar adnda bir ahsn taraftarlarndan oluan bir frkadr. Ezrika, Necedt
ve bdiyye'ye aadaki meselelerde muhalefet etmilerdir: Birinci mesele, Sufriyye'ye
gre kendileriyle ayn inanta olup savaa katlmayanlar tekfir edilmez. kinci mesele,
onlara gre recm cezas vardr. nc mesele, kfir ocuklarnn kati ve tekfir
edilmemesi ve ebed cehenneme mahkm edilmemesidir. Drdnc mesele, takiyye-vi
szde caiz grrken fiilde caiz grmemeleridir. Bu frka mensuplarna gre, haddi
gerektiren gnahlar ileyen kimseler, o haddin gerektirdii isimle anlr, kendilerine daha
ar bir ad verilmez. rnein zina edene zn, hrszlk edene hrsz denip kfir veya
mrik denilmez.
Ama had cezasna konu olmayan byk gnah sahipleri, rnein namaz terkeden,
savatan kaan vs. kiiler, terketti eyin ycelii sebebiyle tekfir edilir. Bu frkadan olan
ed-Dahhk'dan u gr nakledilmitir: Mslmanln gizli tutulmas gereken ve bu
hususta korku duyulan memlekette mslman kadnlarn, kendi kavimlerinin kfirleriyle
evlenmesi caiz olup mslmanlm aka yaand yerlerde bu caiz deildir. Ziyd b. el-
Asfar'a gre takiyye halinde btn zekat paylar tek bir pay olarak grlebilir. Yine onun
yle dedii nakledilir: "Bizler kendimize gre mminiz. Allah katnda imandan km
olup olmadmz bilemeyiz." Ziyd ayrca yle demitir: "irk ki ksma ayrlr: Ilk
eytana itaati ieren irktir. kincisi ise puta tapmay ieren irktir. Kfr de iki trldr:
lki nimetlere kfrnda bulunma (: nankrlk), ikincisi ise rubbyeti inkr etme eklinde-
dir. Beret de iki trldr: Had cezasna maruz kalanlardan teberr etmek snnet,
mnkirlerden (inkarclar) teberr etmek de farzdr.
Hariclerle ilgili blm nemli smalar zikrederek bitirmek istiyoruz:
lk Haricler (mtekaddimn): krime, Ebu Harun el-Abed, Ebu'-a's, smail b. Semf.
Sonraki Haricler (mteahhirn): el-Yemn b. Rabb nce Sa'leb idi sonra Beyhesiyye
frkasna girdi, Abdullah b. Yezd, Muhammed b. Harb, Yahya b. Kmil se bdiye
grubundandr.
Haric airlere rnek olarak da u isimleri zikredebiliriz: mrn b. Hattan, ed-Dalhk b.
Kays'n da arkada olan Habb b. Murre, Cehm b. Safvn, Ebu Mervn Gayln b. Mslim,
Muhammed b. sa Bergs, Ebu'l-Hseyn Kulsm b. Habb el-Muhelleb, Ebu Bekir
Muhammed b. Abdullah b. ebb el-Basr, Ali b. Harmele, Salih b. Kubbe b. Subeyh b.
Amr, Muveys b. mrn el-Basr, Ebu Abdullah b. Mesleme, Ebu Abdur-rahman b.
Mesleme, el-Fadl b. sa er-Rekk, Ebu Zekeriyy Yahya b. Esfah, Ebu'l-Hseyn
Muhammed b. Mslim es-Slih, Ebu Muhammed Abdullah b. Muhammed b. Hasan el-
Hlid, Muhammed b. Sadaka, Ebu'l-Hseyn Ali b. Zeyd el-bd, Ebu Abdullah
Muhammed b. Kerrm, Kulsm b. Habb el-Murd el-Basr.
Haricler arasnda bir topluluk daha vardr ki toplumdan uzaklam ve yapt savalarda
ne Ali'nin (radyaMahu anh), ne de dmanlarnn yannda yeralmlardr. Bunlar yle
demilerdir: "Sahabe hakknda fitneye bulamayz." Nitekim Abdullah b. mer, Sa'd b.
Eb Vakks, Muhammed b. Mesleme el-Ensr ve sme b. Zeyd b. Harise el-Kelb
hakknda fikir belirtmemilerdir.
Kays b. Eb Hzim yle demitir: "Sffn savanda verdii emre kadar btn hal ve
harplerinde Ali'nin (radyalhhuanh) yannda yeralmitm. Ama o gn, 'Kalan gruplarn
stne yryn! Sizler (Allah ve Resul doru syler) derken (Allah ve Resul yalan
syledi) diyenlerin stne yryn!' emrini verince cemaat hakkndaki gerek niyetini
anladm. O gn kendisini terkettim."
5- Fasl
Mrcie
1- Tnusitte:
Ynus b. Avn en-Numeyr adnda bir ahsn taraftarlarndan oluan bir frkadr. Ona gre
iman, Allah Tel'y bilmek, O'na boyun eip balanmaktr. O'na kar kibirlenmemek,
O'na kalp ile sevgi beslemektir. Bu hasletleri tayan kimse mmindir. Bunlar dnda
kalan ve taat cinsinden olan eyler imandan deildir. man hlis ve sadk olduka
bunlarn terkinden dolay azap da grmez.
Yine ona gre blis, Allah Tel'y tevhid ederek bilirdi. Ama O'na kar kibirlenmesi ve
boyun emeyi reddetmesi sebebiyle kfir oldu; "Reddetti ve byklk taslad. Ve
kfirlerden oldu." (Bakara, 2/35). Ynus yle demitir: "Kimin kalbinde Allah'a boyun
ei ve muhabbet, huls ve yakn ile yerleirse, hibir masiyetle O'na muhalif olmaz.
Ondan sdr olabilecek masiyetler de, yakni ve ihls sebebiyle kendisine zarar vermez.
Mmin cennete amel ve ibadetler sebebiyle deil, ihls ve muhabbet sayesinde girer."
2- Ubetdtte:
Ubeyd el-Mkteib adnda bir ahsn taraftarlarndan oluan bir frkadr. Ubcyd'in yle
dedii nakledilmitir: "irk dndaki her gnah muhakkak balanacaktr. Kul, tevhd
zere vefat ettiinde, iledii gnah ve ktlkler kendisine zarar vermez." el-Yemn da
ondan unu nakletmitir: "Allah Tel'nm ilmi, O'nun ztndan ayrdr. Kelam ve dini de
byledir. Allah Tel -h- insan suretindedr. ddiasna gre Allah Resul de (salJallhu
aleyhi ve seem) "Allah Tel Adem'i Rahmn'n suretinde yaratt" (Heysem, Mecmau'z-
Zevid, 8/198; Taberni, Mu'cemu'l-Kebir, 12/403) hadisi C buna aret etmitir.
3- Gassnitte:
Gassn el-Kf adnda bir ahsn taraftarlarndan oluan frkadr. Kendisi iman hakknda
yle demitir: man, Allah Tel'y, Peygamberini, Allah tarafndan indirilen eriat ve
Allah Resl'nn (salklihu aleyhi ve sellem) getirdiklerini tasilen deil, genel olarak
(cmlen) bilmektir. Ona gre iman ne artar, ne de eksilir. ddiasna gre herhangi bir
kp "Allah Tel'nn domuz eti yemeyi haram kldn biliyorum, ama haram kld
domuzun u koyun mu, yoksa baka bir ey mi olduunu bilmiyorum." dese mmin
olarak kalr. Yine biri kp "Allah Tel'nn Kabe'yi haccetmeyi farz kldn biliyorum,
ama Kabe'nin nerede olduunu bilmiyorum, belki Hindistan'dadr." dese mmin olmaya
devam eder. Bu misallerle anlatmak istedii, bu tr inanlarn imann tesinde hususlar
oluudur. Bu gibi ifadeler onun phe iinde olduunu gstermez. nk hibir akl
sahibi, Kabe'nin yeri hakknda pheye kaplmaz. Domuz ile koyun arasndaki fark da
aktr.
in tuhaf yan Gassn'm Ebu Hanfe'yi de kendi grnde sayp Mrcie'den grmesidir.
Bu, ak bir yalandr! Ebu Hanfe ve taraftarlarna Ehl-i Snnet'in Mrciesi denilmitir.
Frka tarihilerinden birou da Ebu Hanfe'yi Mrcie arasnda zikretmitir. Bunun sebebi
olarak da iki husus zikredilir: lkine gre mam A'zam Ebu Hanfe, ilk nesillerde ortaya
kan Kaderiyye ve Mu'tezile'ye muhalefet ederdi. Mu'tezile mensuplar ise, kader
hususunda kendilerine muhalefet eden herkese Mrcie derlerdi.
mam- A'zam ve takipileri hakknda Mrcie tanmnn kullanlmas bunlardan sdr
olmutur.
Dierine gre mam- A'zam, imann kalp ile tasdik olduunu syler imanda artma ve
eksilmeyi de kabul etmezdi. te bundan hareket edilerek mam- A'zam'n ameli imann
ardna att zannedildi. Halbuki bu zan, yersiz ve fasittir. nk mam A'zam'n bedenle
yaplan ameller noktasnda nasl hassas ve titiz olduu bilinen bir gerektir. badetleri fa
noktasndaki gayreti de btn kitaplarda yazldr. O halde bu tr sylentilerin Mu'tezile ve
Havric'den kma ihtimali ok yksektir.
4- Sevbntte:
Ebu Sevbn el-Mrci adnda bir ahsn taraftarlarndan oluan frkadr. Bunlara gre
man, Allah Tel'y, peygamberlerini ve ilenmesi aklen caiz olmayan eyleri bilmek ve
krar etmektir. Onlara gre terkedil-mesi aklen caiz olan fiilleri bilmek ve ikrar etmek
imana dhil deildir. Bunlar ayrca, her trl ameli, imann ardna atarlar.
Ebu Sevbn' bu grlerinde izleyenlere rnek olarak u isimleri zikredebiliriz: Ebu
Mervan Gayln b. Mervn ed-Dmek, Ebu emr, Muveys b. Imrn, el-Fadl er-Rakk,
Muhammed b. ebb, el-Attb ve Salih Kubbe.
Gayln kaderin hayr ve errinin kuldan olduuna inanrd. mamet konusunda ise
Kureylik artn kabul etmezdi. Ona gre Kitab ve Snnet ile mil olan herkes imamete
lyktr. Ancak imamet, mmetin icm ile sbt bulur. in garip yan mmetin, imametin
Kureylii zerinde icm etmi olmasdr. Nitekim bu esasa dayanlarak Ensr'n "Sizden
bir emir, bizden bir emir olsun" istei geri evrilmitir. Sonu itibaryla Gayln u esas
cemeden ndir bir kiiliktir: Kader, rca ve Hriclik.
Yukarda saydmz ahsiyetlerin tamam, u hususta gr birlii etmilerdir: Eer Allah
Tel kyamette isyankr bir kulu affederse, onun durumunda olan btn isyankr
m'minleri de affeder. ayet cehennemden herkesi karacaksa, hali bunun gb olan
herkesi karacaktr. Ancak iin tuhaf taraf, bu grup, tevhid ehlinden olan mminlerin
cehennemden muhakkak kacaklar noktasnda kesin gr belirtmemitir.
Muktil b. Sleyman'dan u gr nakledilmitir: Gnahlar, tevhid ve iman sahiplerine
zarar vermez. Mmin olan hi kimse cehenneme girmez. Ondan nakledilen sahih gr
ise udur: Gnahkr mmine, Kyamet gn cehennemin zerinde bulunan Srat zerinde
azap edilir. Cehennemin ateinden ykselen scaklk ve alev ona gelir. Gnah miktar ac
ektikten sonra cennete girer. O bunu, kzgn tava zerinde tutulan msr tanelerine
benzetir.
Bir b. Gys el-Mers'den de u gr nakledilmitir: Byk gnah sahipleri cezalarn
ekmek zere cehenneme atldktan ve cezalarn ektikten sonra kacaklardr. Orada
ebed kalmalar imknsz olup adalete aykrdr.
Denildi ki: rca fikrini ortaya ilk atan Hasan b. Muhammed b. Ali b. Ebi Tlib'dir. O,
deiik blgelere gnderdii mektuplarda bu fikri belirtirdi. Ancak o Ynus ve Ubeyd
Mrci'lerinin iddia ettikleri gibi ameli imann arkasna geirmemi, sadece byk gnah
sahibinin tekfir edilemeyeceini sylemitir. Zira ona gre ibadetlerde bulunma ve
gnahlardan kanma imann aslndan deildir. Dolaysyla bunlarn zevali, imann da zail
olmasn gerektirmez.
5- Tmenitte:
Ebu Muz et-Tmen adnda bir ahsn taraftarlarndan oluan frkadr. Ebu Muz'a gre
iman marifet, tasdik, muhabbet, ihls ve Reslul-lah'n getirdiklerini ikrardr. Bunlarn
tamamn, ya da bir ksmn terk etmek kfrdr. Bunlarn yalnz birisinin veya bazsnn
iman olduu sylenemez. Kfr olduu hakknda icma edilmemi kk veya byk bir
masiyeti ileyen kimse hakknda "fsk ve isyanda bulundu" denilir ama 'fsk' denmez.
Terketmeyi hell sayarak namaz klmay terk eden kimse kfir olur. Kaza etme niyetiyle
terk eden kimse ise kfir olmaz. Ona gre bir peygamberi ldren veya ona vuran kimse
kfre der. Ama kfre dmesinin sebebi, onu ldrmesi veya vurmas deil,
kmseme, dmanlk ve buz yzndendir.
bn'r-Rvend ve Bir el-Mers de bu gre meyletmilerdir. Her ikisi de yle
demilerdir: man, kalp ve dil ile tasdiktir. Kfr ise, inkr ve srarla reddetmedir. Buna
gre gnee, aya veya bir puta tapmak bizatihi kfr deil, kfr almetidir.
6. Slihitte:
Salih b. mer es-Slihfnin taraftarlarndan olumu bir frkadr. Es-Slih, Muhammed b.
ebb, Ebu emr ve Gayln kader ile irca fikrini birletirmilerdir. stteki balk altnda
Hlis Mrci'ler zikretmeyi art komu olmakla birlikte, bu frkann mensuplarnn baz
meselelerde Mrcie'den ayrldklar bize zahir olmutur.
rnein es-Slih'ye gre iman, mutlak anlamda Allah Tel'y bilmektir. Buna gre
yaadmz lemin bir yaratcs olmaldr. Kfr, mutlak anlamda O'nu bilmemektir. Allah
Tel hakknda 'n ncs' diyen kimsenin bu sz bizatihi kfr deildir. Ancak
byle bir sz, sadece kfirden sdr olabilir. Ona gre Allah Tel'y bilip tanmak,
muhabbet ve boyun eiten ibarettir. Bu hususta Resl'den gelen hccet geerlidir. Aklen
Allah Tel'ya nanp Resulne nanmamak sahihtir. Ama Allah Resul (sallallhu aleyhi
ve sellem) yle buyurmutur: "Bana inanmayan, Allah'a da inanmam olur."(Bkz.
Mslim, man, 240) Onun iddiasna gre namaz, Allah'a kulluk deildir. nk O'na
kulluk, ancak O'na iman etmekle olur ki o da Allah' bilmektir. man, bu hasletten ibaret
olup ne artar, ne de eksilir. Kfr de ayn ekilde tek br haslet olup artma veya eksilme
kabul etmez.
Ebu emr ise, Peygamberlerden bu hususta bir hccet gelmedike imann Allah Tel'y
bilmek, O'nu kalpten sevmek ve boyun emek, O'nun gibi bir varlk olmadn ikrar
etmek olduunu sylemitir. Peygamberlerin hccetleri sbt bulduunda onlar ikrar ve
tasdik etmeyi de iman ve marifet kapsamnda grmtr. Onlarn Allah katndan getirdik-
leri hkmleri ikrar etmekse imann zne dhil deildir. mann hasletlerinden herhangi
biri tek basma iman olmad gibi, bir ksm da iman deildir. Bunlar ancak bir btn
halinde iman ifade edebilirler. mann hasletleri arasnda adaleti bilmeyi de art
komutur. Bununla murad ettii ise, kaderin hayr ve errinin kuldan kaynaklanp Allah
TelVa izafe edilemeyeceidir.
Gayln b. Mervn hem Kadcriyye, hem de Mrce'dendir. O, mann Allah Tel'y ikinci
derecede bilmek, O'nu sevip boyun emek, Allah katndan geleni ve Peygamberdin
getirdiini ikrar etmek olduunu sylemitir. Ona gre birincil bilgi (marifet) ftr ve
zarurdir. Bilgi, asl itibaryla iki ksma ayrlr: Biri ftrdir ki bu, lemin bir sni'i ve
kendisinin bir yaratcs olduunu bilmektir. Bu, tek bana iman olarak adlandrla-maz.
man, ikinci dereceden kazanlm bilgiye denir.
Mrce arasnda saylan dier zevat unlardr: Hasan b. Muhammed b. Ali b. Eb Tlib,
Sad b. Cbeyr, Talk b. Habb, Amr b. Murra, Muhrib b. Ziyd, Muktil b. Sleyman,
Zerr, Amr b. Zerr, Hammd b. Eb Sleyman, Ebu Hanfe, Ebu Yusuf, Muhammed b.
Hasan, Kadd b. Ca'fer.
Bunlarn hemen hepsi hadis imamdr. Haric ve kaderlerin aksine, byk gnah
sahiplerini gnahlar sebebiyle tekfir etmedikleri gibi cehennemde ebed kalacaklar
grn de reddetmilerdir.
6- Fasl
ia
ia, Hz. Ali tarafn husus bir ekilde tutan topluluktur. Bu toplulua gre Allah
Resl'nden (salhlihu aleyhi ve seliem) sonra ak (celi) veya gizli (haf) nas ve vasiyet
ile onun imam olmas gereklidir. nanlarna gre imamet onun ve neslinin dna kmaz.
mametin Ehl-i Beyt'tcn kmas, ya baka bir ahsn zulm veya imm konumunda olan
Ehl-i Beyt mensubunun takiyyc gereince mecburen imaml brakmas sonucu olabilir.
mamet konusunda yle demilerdir: mamet, avamn seimi ve atamasyla belirlenecek
trden sosyal maslahata dayal bir husus deil, aksine dinin temel esaslarndan biridir.
Peygamberlerin de mameti ihmal ve gzard ederek imam seimini halka havale etmeleri
caiz deildir.
ia'nn ortak gr, immn nas ve tayin ile belirlenmesi ve peygamberler gibi imamlarn
da byk, kk her tr gnahtan korunmu (masum) olmalarnn vcbiyeti
ynndedir. Takiyye hali dnda amel ve itikad bakmndan tevell ve teberrnin gerekli
olduu grndedirler.
Zeydiyye'den bir topluluk bu gre itiraz etmitir. mamn konumu hakknda a frkalar
arasnda birok gr ayrl yaanm ve her farkl gr ayr bir frka olarak ortaya
kmtr.
a'nn be ana kolu mevcuttur: Keysniyye, Zeydiyye, mmiy-ye, Arlar (Guit) ve
smiliyye. Usl bakmndan bu frkalarn bir ksm Mu'tezile'ye, bir ksm Ehl-i Snnet'e,
bir ksm da Mebbihe'ye yakndr.
1- Ketsnitte:
A- Mubtriyye:
el-Muhtr b. Eb Ubeyd es-Sekaf'nh (23) taraftarlarndan oluan bir frkadr. nce Haric
olan bu ahs, daha sonra Zbeyr, ardndan da i ve Keysn olmutur. Ona gre Ali b.
Ebi Tlib'den (radyalkhu anh) sonraki imam, Muhammed b. el-Hanefyye'dr. Kendisine,
'Hayr! Hasan ve Hseyn'den sonra o gelir!' denildiinde be onun imametini savunmu
ve halk bu inanca davet etmitir. Muhammed b. el-Hanefyye'nin adamlarndan ve
davetilerinden biri gibi grnmeye alm ve halk birtakm aslsz ama yaldzl szlerle
yanna ekmeye almtr.
Muhammed b. el-Hanefiyye, el-Muhtr'n bu faaliyetlerini haber alr almaz, ondan teberr
etmi ve bu alsn, sadece halkn tevecchn kazanmak ve onlar yanna toplamak iin
byle davrandn ifade etmitir.
el-Muhtr'n ilci temel dayanandan biri ilim ve davet olarak Muhammed b. el-
Hanefyye'ye ball, dieri de Hseyin'in (radyalkhu anh) intikamn alma noktasnda
onu katleden zlimlerle gece gndz mcadele etmesidir.
Ancak el-Muhtr'n frkasn dayandrd baka esaslar da vardr. rnein ona gre bed'
caizdir. Bed'mn birtakm anlamlan vardr; ilimde bed' Allah Tel'nn lminde olan bir
eyin aksinin kmasnn caiz olmasdr. Bunu hibir akl sahibinin kabul edeceini
sanmam.
rde balamndaki bed' ise, O'nun irde ve hkm buyurduu bir eyin aksinin doru
kmasdr.
Emir balamnda bed' ise, daha nce vermi olduu bir emrin aksine emir vermesidir.
Neshi caiz grmeyenler, muhtelif zamanlarda gelmi farkl emirleri birbirleri in nsh
zannederler.
el-Muhtr'n bed' fikrini savunmasnn ardnda yatan gaye udur: el-Muhtr, gelecekte
olacak eyleri, ya vahiy, ya da imamdan gelen bir mesajla rendiini iddia ediyordu. Bu
meyanda olacan syledii br ey, dedii gibi ktnda bunu davasn isbtta kullanr,
aksi ktnda ise 'Rabbinizin fileri deiti' derdi.
el-Muhtr bed ile nesh arasnda ayrn yapmayarak yle derdi: "Hkmlerde nesh caiz
olunca, haberlerde de bed caiz olmaldr."
Seyyd Muhammed b. el-Hanefiyye, halk kendi adam ve daveti-siym gibi gstererek
kandran el-Muhtr'dan da, uydurduu birtakm samalklardan da teberr etmitir.
el-Muhtr'n samalklarna rnek olarak unu zikredebiliriz: Onun ipekle kaplanm ve
trl cevherlerle sslenmi eski bir krss vard. Bu krsnn Emiru'l-mmirn Ali'nin
(radyaliahu anh) eyalarndan biri olduunu ve srail oullar iin tabut neyse, kendileri
iin de bu krsnn ayn olduunu dda ederdi. Savaa balad zaman bu krsy n
safa koyar ve 'Savan! Zafer sizin olacaktr. Bu krs, sizler iin Yahudilerin tabutu
gibidir. Onda sekine ve baka eyler vardr. Melekler yardmnza komak iin
neceklerdir.' derdi. Havada beliren beyaz gvercinlerle lgili olarak da bunlarn melekler
olduunu sylemitir. Bu meyanda syledii kafiyeli nesirler ok mehurdur.
Kendisini Muhammed b. el-Hanefiyye'ye nisbet etmeye almasnn nedeni Muhammed
b. el-Hanefiyye hakknda varolan iyi kanaatlerdi. Muhammed, herkes tarafndan sevilen
bir ahsiyetti. lim ve irfan bakmndan ok derin bir insand. lerin nereye varacan
kestirirdi. A1 (radyaliahu anh) ona gerek savalarn, gerekse nemli mevkilerin hal ve
srlarn bildirmiti. Muhammed b. el-Hanefyye, yalnzl seerek tevzuyu hrete tercih
etmi bir limdi. Rivayete gre imametin ilmi ona emanet edilmi ve o bu emaneti ehline
teslim etmitir. lmeden nce emanetini yerine brakmtr.
es-Seyyid el-Hmyer ve Kseyyr de onu sevenlerdendi. Kseyyir onun hakknda u iiri
yazmt:
Dikkat! imamlar Kureyftendir! Hak idareciler de drttr,
Torunlardr onlar, bunda gizlilik yoktur.
man ve hayrn torunudur biri,
Dieri Kerbeffinn kaybettirdii torundur.
Bir dier torun ki tatmaz lm,
nde sancak, svarilere kumanda etmeden.
R&dv'dadr o, su ve bchn yannda..
Seyyid el-Hmyer onun lmediine, Radv danda bir aslanla bir kaplann korumasnda
yaadna inanyordu. Bulunduu yerde birinden su, dierinden bal akan iki kaynak
vardr. Bir sre gaip olduktan sonra zulmle dolmu olan dnyay adaletle doldurmak
zere dnecektir. Gay-bet hakkndaki ilk ifade budur ki gaybetten sonra dn, ia'nn
geneli tarafndan paylalan bir inantr. Bazlar bunu dinin esaslarndan ve i inancnn
vazgeilmez unsurlarndan biri olarak grmtr.
Keysniyye, Muhammed b. el-Hanefiyye'nin imamet mcdelesine girmesinden sonra
ihtilafa dm ve her grup kendine gre bir fikir gelitirmitir.
B- Himiyye:
Ebu Him b. Muhammed b. el-Hanefiyye'ye tbi olanlardan oluan bir frkadr. Frka
mensuplarna gre Muhammed b. el-Hanefyye Allah Tel'nn rahmet ve rzasna
kavutuktan sonra imamet olu Ebu Him'e intikl etmitir. Muhammed, btn ilimlerin
esrarn oluna bildirmi, fk enfise tatbik yntemlerini, naslarn tevl zere takdirini ve
zahirin btn zerinde tasvirini ona retmitir. ddialarna gre her zahirin bir btn,
mahhas olan hereyin bir ruhu ve her nassm bir tevili vardr. Bu lemde varolan her
mislin de br lemde bir hakikati mevcuttur. Afka yaylan hikmet ve srlar bir insann
ahsnda toplanr. te bu, mam Ali'nin (radjyallahu anh) olu Muhammed'e brakt
limdir. O da bu srr olu Ebu Him'e nakletmtir. Bu ilme sahip olan kimse hak
imamdr.
Frka mensuplar Ebu Him'den sonra aadaki frkalara blnmtr:
1- Bir frkaya gre Ebu Him am'n urt blgesinden ayrlrken vefat etmi ve imameti
Muhammed b. Ali b. Abdullah b. Abbs'a vasiyet etmitir. Bu vasiyet bilhare onun
ocuklarnda cereyan etmi ve hilfet Abbs oullarna intikl etmitir. ddialarna gre
aralarndaki nesep bandan dolay onlarn da imamet haklar vardr. Nitekim Allah Resul
Din Sahipleri (sallallhu aleyhi ve seilem) vefat ettiinde mirasna en lyk olan amcas
Abbs (radyallahu anl) ldl.
2- kinci frkaya gre imamet, Ebu Him'in vefatndan sonra kardeinin olu Hasan b. Ali
b. Muhammed b. el-Hanefiyye'ye gemitir.
3- nc frka, Ebu Hm'in bizzat kardei Ali b. Muhammed'i, onun da olu Hasan'
vasiyet ettiini iddia etmitir. Bunlara gre imamet Muhammed b. el-Hanefyye'nin
ocuklarnda olup onlar dna kamaz.
4- Bu frkann iddiasna gre ise Ebu Him, Abdullah b. Amr b. el-Kind'ye vasiyette
bulunmu ve imamet ondan Abdullah'a gemitir. ddialarna gre Ebu Him'in ruhu da
ona intikl etmitir. Ne var ki bu ahs ilim ve dindarlk bakmndan zayf biriydi. Hatta
bazlar onun ihanet ve yalanlarna muttali olmulard. Bu nedenle de ondan yz evirerek
Abdullah b. Muviye b. Abdullah b. Ca'fer b. Eb Tlib'in imametini iddia etmilerdir.
Abdullah'n mezhebine gre insan ve hayvan ruhlar bir ahstan dierine tenash ederler,
bunlara ait olan mkfat ve ceza da bunlarla birlikte dierine itikal eder. Ona gre Allah
Tel'nn ruhu da tenash ederek ona kadar ulam ve onda hulul etmiti. Abdullah bu
ve benzeri sakat fikirlerinden hareketle hem ilahlk, hem de peygamberlik iddiasnda
bulunmutur. Gayb bildiini iddia etmitir. Birtakm ahmaklar da ona kulluk ederek
tenash inancndan dolay kyameti nkr etmilerdir. Onlara gre mkfat da, ceza da
bu dnyada olacaktr. "man edip slih amel leyenler iin, Allah'tan korktuklar srece
yediklerinde bir mahzur yoktur" (Mide, 5/92) ayetini tevl ederek hak imama ulap onu
tanyan kimsenin kemle ulatn, dolaysyla hereyi yiyip iebileceini sylemilerdir.
Bu fikirlere sarlanlar Irak civarnda Hurremye ve Mazdekiye frkalar olarak ortaya
kmlardr. Abdullah'n Horasan'da lmesinden sonra taraftarlar da dalmtr.
Bazlar onun lmeyip yaadn ve bir gn geri dneceini iddia etmitir.
Bazlar ise ldn, ama ruhunun shk b. Zeyd el-Hris el-Kindfye intikl ettiini iddia
etmitir ki bunlar Hrisiyye olarak bilinirler. Helal haram tanmadan yaar ve hereyi
mubah grrler.
mamet konusunda Abdullah b. Muviye ile Muhammed b. Ali'nin taraftarlar arasnda
iddetli ihtilaf mevcuttur. Her iki grup da Ebu Hirn'in kendi imamlarna vasiyette
bulunduunu iddia etmitir. Oysa sz konusu vasiyet, salam bir zemine
dayanmamaktadr.
C- Beyniyye:
Beyn b. Sem'n et-Temm adnda bir alsn taraftarlarndan oluan bir frkadr.
ddialarna gre mamet, Ebu Him'den ona gemitir. Beyn, mam Ali'nin (radyallahu
anl) ilahlna hkmederek yle demitir: "Allah Tela'nm bir cz' ona hulul etti ve
onun bedeniyle birleti (ittihd). O, gayb bilirdi. nk birok olay olmadan haber
vermiti, verdii haberler de doru kt. O cz sayesinde inkr edenlerle yapt btn
savalarda zafer daima onun oldu. Hayber kalesinin kaps onunla paraland." Beyn bu
balamda yle demitir: "Yemin ederim ki Hayber kalesinin kaps bedensel bir kuvvetle
veya alnan besinlerin verdii gle yklmamtr. Onu ykan rahman ve melekt bir g,
Allah Tel'nn k saan nurudur. Onda bulunan melekt g, fenerin iindeki lamba,
nur-i ilh de o lambann iindeki k gibidir.'1 ddiasna gre Ali (radyaliahu anh) baz
anlarda zuhur etmektedir. Nitekim "Yoksa bulut glgeleri arasnda nlerine gelivermesini
mi bekliyorlar?!" (Bakara, 2/210) ayet-i kerimesinin tefsirinde kasdcdilenin Ali
(radyallahu anh) olduunu ve onun glgeler iinde geldiini, gkgrltsnn onun sesi,
imein de tebessm olduunu ileri srmtr.
Beyn cz-i ilhnin tenash yoluyla kendisine intikl ettiini, dolaysyla imam ve halife
olmaya layk olduunu iddia etmitir. Ona gre bu cz, meleklerin Adem'e (aleyhissdm)
secde etmelerini gerektiren czdr.
Ona gre Hak Tel btn organlaryla insan sureti zeredir. "Vechi dnda herey helak
bulacaktr" (Kasas, 28/88) ayet-i kerimesini de 'Yz dnda her uzvu yok olacaktr'
eklinde tefsir etmitir.
Beyn b. Sem'n, Muhammed b. Ali b. el-Hseyn el-Bkr'a bir mektup gndererek
kendisine tbi olmaya davet etmiti. Mektupta yle diyordu: "Teslim ol ki kurtulua
eresin, teslim olan ykselir. Allah Tel'nn peygamberlii kime nasip edeceini sen
bilemezsin." mam Bakr, mektubu getiren ahsa, "Getirdiin mektubu ye!" dedi. Adam
mektubu yer yemez ld. Elinin ad mer b. Eb Afif idi.
Bir topluluk Beyn'n fikirlerine tbi olarak onun btl mezhebini setiler. Hlid b. Abdullah
el-Kasr bu iddialarndan dolay onu ldrd. Onu, el-Ma'rf b. Sad olarak tannan bir
ahsla birlikte yaktrd da sylenmitir.
D- Bizmiyye:
Rizm b. Rezm adnda bir ahsn taraftarlarndan olumutur. Bu frkaya gre imamet,
Ali'den (radyallahu anl) sonra olu Muhammed b. el-Hane-flyye'ye gemitir. Sonra olu
Ebu Him'e, ondan da vasiyet yoluyla Ali b. Abdullah b. Abbas'a ntikl etti. Ardndan
Muhammed b. Ali'ye geti. O, olu brahim'i vasiyet etti. brahim, Ebu Mslim el-
Horasn'nin arkada idi. Onun imametine hkmeden ve davet eden de budur. Frka, Ebu
Mslim devrinde Horasan'da ortaya kmtr. Ebu Mslim'in de bu mezhepte olduu
sylenir, nitekim imameti kendisine tevcih etmek istemilerdir. Mensuplar, Allah
Tel'nn ruhunun Ebu Mslim el-Horasn'ye hulul ettiine inanrlar. Bu yzden, Allah
Tel'nn Emevler karsnda onu desteklemi ve onlar yokctm olduunu ifade ederler.
Frka mensuplar, ruhlarn tenash ettiine inanrlard.
Kendi uydurduu birtakm samalklara dayanarak ilahlk iddiasnda bulunan el-
Mukanna'da balangta bu frkaya mensuptu. Mveranne-hir'in bir kesimi de ona tbi
olmutu. Bunlar, Hurremiyye'nin bir snf olarak farzlarn terkine ve dinin sadece imam
bilmekle snrlandrlmas grne ynelmilerdi. Bazlarna gre din, u iki husustan
ibarettir: imam bilmek ve emneti ehne varmak. Bu iki hususu kml edenler, kmil
mslman saylr ve farzlardan muaf klnrd. lerinden bazlar imameti Muhammed b.
Ali b. Abdullah b. Abbs'n hakk olarak grm ve bunun Ebu Hm'in vasiyetiyle
gerekletiini sylemilerdir.
Devletin kurucusu olan Ebu Mslim, balangta Keysniyye mezhebini benimsemiti.
Onlarn kendilerine mahsus birtakm ilimlerini rendikten sonra bunlarn geici ve
tutarsz olduunu grerek daha kalc bir akaide ulamak istemitir. Bu meyanda es-Sdk
Ca'fer b. Muhammed'e bir mektup gndererek yle demitir: "Ehl-i Beyt'in iktidarn
kurdum.
Halk Emevlere ballktan kurtarp Ehl- Beyfe balanmaya ardm. Eer sen de buna
stekliysen fazla sze hacet yok."
Ca'fer ona yle karlk vermitir: "Ne sen benim adamlarmdansn, ne de zaman benim
zamanm!"
Ebu Mslim bu cevap zerine Ebu'l-Abbs Abdullah b. Muhammed es-Seffh'a ynelerek
hilfete onu getirmitir.
2- Zetditte:
Zeyd b. Ali b. -Hseyn b. Ali b. Eb Tlib'in (radyallahu anh) taraftarlarndan oluan bir
frkadr. Bunlara gre imamet Ftma'nn (radyallahu anh) ocuklaryla snrl olup
bakalar buna ehil deildir. u var ki, imamet iin huru eden cesur, cmert ve ilim
sahibi her Fatm'ye itaatin farz olduunu, onun imam olabileceini sylerken, Hasan'n
(radyallahu anh) ocuklar le Hseyin'in (radyallahu anh) ocuklar arasnda ayrm
yapmamlardr. Zeydiyye'den bir topluluk, Abdullah b. Hasan b. Hasan'n el-Mansr
dneminde ayaklanan ve ehit edilen iki olu Muhammed ve brahim'in imametlerini caiz
grmtr. Zeydiyye, sayd zellikleri tayan iki imamn ayn anda farkl iki blgede
hkm sahibi olmalarn da caiz grmtr. Bu durumda her ikisi de itaati farz olan imam
hkmndedir.
Zeyd (radyallahn anh), bu gr benimsedikten sonra kendisine gerekli olan ilimlerle
donanmak iin usl ve turu ilimlerinin tahsiline giriti. Usl konusunda Mu'tezile'nin
kurucusu ve ba olan Vsl b. At'dan ders ald. Halbuki Vsl, Zeyd'in dedesi mam
Ali'nin (radyallahu anh) Cemel ve am ehliyle yapt savalarda doru tarafta olduu
konusunda kesin inanca sahip olmadna inanyordu. O ve savat topluluklardan biri,
hangisi olduu kesin olmamak zere hatal idi. Zeyd Vsl'dan Mu'tezile'nin esaslarm ald;
Zeyd'e (radiyallahu anh) uyarak taraftarlar da Mutezil oldular. Ona gre efdal (en
faziletli) olann bulunmas durumunda da mefdlun (daha az faziletli) imameti caiz
olurdu. mam Ali (radyallahu anh) sahabenin efdali iken hilfetin Ebu Bekir'e (radyallahu
anh) havale edilmesi avamn gnln ho tutmak ve muhtemel fitne ateim sndrmek
iindi. Peygamberlik dneminde yaplm savalar henz tazeydi. mam Ali'nin
(radyallahu anh) mriklerle yaplan savalarda kana bulanan klc henz kurumamt.
Mriklerden bir ou intikam arzusuyla yanp tutuuyordu. O dnemde kalpler tamamen
ona meyyal, boyunlar ona eik deildi. Byle bir durumda mslmanlarn maslahat,
yumuaklk, arballk, yaa olgunluk ve Allah Resl'ne (sallallhu aleyhi ve sellem)
yaknlk bakmndan nde olan birinin imam selmesiydi. Nitekim Ebu Bekir (radyallahu
anh) mer'i (radyallahu anh) vasiyet etmek istedii zaman, birok sahab "Kat ve hain
birini bamza geirdin." diye serzenite bulunmulard. Din meseleler-deki katl ve
mizacmdak sertlikten dolay mer'i (radyallahu anh) emr olarak grmek istemiyorlard.
Ancak Ebu Bekir (radyallahu anh) "Rabbim sorduunda yle diyeceim: Onlarn bana
kendileri n en hayrl olan geirdim" diyerek onlar teskin etmitir. te bu gibi
durumlarda daha stn varken, fazilet bakmndan altta olan birinin imam tayin edilmesi
caizdir. Hkmlerine uyulur, emirlerine itaat edir.
Kfe'deki iler, Zeyd'in (radyallahu anh) bu stikametteki szlerini duyduklarnda ve Ebu
Bekir (radyallahu anh) ile mer'den (radyallahu anh) teberr etmediini anladklarnda
onu reddederek yanndan ayrldlar. te bu nedenle de Reddedenler anlamnda 'Rfzler1
olarak adlandrldlar.
Zeyd (radyallahu anh) ile kardei Muhammed el-Bkr (radyaUahu anh) arasnda birok
mnazara cereyan etmitir. Bunlarn kayna, Zeyd'in (radyaahu anh), Vsl b. At'nn
rencisi olmas, dedesi mam Ali'nin (radyallahu anh) yapt savalarda hatal
olabileceini mmkn grenlerden ders almas, kader meselesinde Ehl-i Beyt'ten farkl bir
inana sahip olmas, bir kimsenin imam olabilmesi iin bakaldrmasnn art olduunu
sylemesiydi. Muhammed el-Bkr (radyallahu anh) bundan hareketle Zeyd'e
(radyallahu anl) yle demiti: "Senin mezhebine gre baban da imam olamaz. nk o
da imamete ulamak iin ayaklanmad ve bu tr bir griim-de bulunmad."
Zeyd (radyallahu anh), Him b. Abdlmclik tarafndan katledilerek asld, ardndan olu
Yahya (radyallahu anh) imam olarak Horasan'a gitti. Birok kimse ona biat etti. mam
Ca'fer-i Sdk, onun da aynen babas gibi katledilip aslacam haber vermiti, tamamen
byle oldu.
Yahya'nn ardndan imamet Muhammed ve brahim'e terVz edildi.
Her ikisi de Medine'de ayaklandlar. brahim Basra'ya gitti. Basra halk ona biat etti. Ama
ikisi de katledildi. Cfer-i Sdk bunlara da balarna gelecekleri haber vermiti. O, btn
bunlarn atalar tarafndan kendisine bildirildiini sylemi, Emevlerin byk bir gce
ulaacaklarn, stlerine dalar yrse onlar bile ezeceklerini, Ehl-i Bcyt'e kin
beslediklerini ve Allah mlklerinin dalmasna izin verinceye kadar Ehl-i Beyt'ten hi kim-
senin onlara bakaldrmasnn uygun olmayacan haber vermiti. Ca'fer (radyallahu
anh) her frsatta Muhammed b. Ali b. Abdullah b. el-Abbs'n ocuklar Ebu'l-Abbs ile
Ebu Ca'fer'e iaret ederek yle derdi: "Biz, u ve ocuklar bu ie bulameaya kadar
imamet davasna karmayz. "Kastettii el-Mansr idi.
Horasan'da Nasr el-Atr adl bir ahs kncaya kadar Zeydiyye frkas toparlanamad.
Hakknda lm cezas verilip aranmaya balaynca Deylem diyarna ekilerek gizlendi.
Daha nce mslmanla girmemi olan blge halkn mam Zeyd'in (radyallahu anh)
mezhebine davet etmeye balad. Blge halk onun davetine olumlu karlk verdiler ve
Zeydiyye mezhebi orada geliip serpildi.
Zeydiyye mamlar birbiri ardnca gelip hkmrn olmular, ancak birtakm usl
konularnda amca ocuklar {: mam Ms soyundan gelenlerden) ayrlmlardr.
Zeydiyye'nin ounluu, fazilet bakmndan altta olann imametinin caiz olduu
grnden dnm olup sahabeyi de mmiyye gibi tenkid etmitir.
Zeydiyye frkas, kendi iinde kola ayrlmtr:
A- Crdiyye:
Ebu Crd Ziyd b. Ziyd adnda bir ahsn taraftarlarndan olumutur. Allah Resl'nn
(sallaJlhu aleyhi ve sellem) mam Ali'nin (radyallahu
anh) hilfetini ismen deil vasfen tayin ettiini sylerler. Onun vefatndan sonra yerine
gemesi gereken mam, Ali (radyallahu anh) iken insanlar bu vasf bilemediler ve
vasfedileni aramadlar Ebu Bekir'i (radyallahu anh) kendi tercihleri ile greve getirdiler,
bylece kfre dtler. Ebu Crd, bu iddiasyla bizzat mam Zeyd'e (radyallahu anh)
muhalefet etmitir. nk o, bu grte deildi.
Crdyye mensuplar imamete kimin lyk olduu konusunda ihtilafa dmlerdir.
Kimilerine gre mamet Ali'den (radyallahu anh) Hasan'a (radyallahu anl)
ondan da Hseyin'e (mdyallah anh) gemitir. Ondan Ali b. Hseyin Zey-nelbidn'e,
ondan olu Zeyd b. Ali'ye, ondan Muhammed b. Abdullah b. Hasan b. Hasan b. Al b. Eb
Tb'e gemitir. Bu gruptaklere gre imamet onun hakkdr.
mam-i A'zam Ebu Hanfe de ona biat etmiti ve onun taraftarlar arasndayd. Bu durum
Halife el-Mansr'a bildirilince byk imam lnceye kadar hapiste tutmutur. Rivayete
gre o, el-Mansr dneminde ayaklanan Muhammed b. Abdullah'a biat etmitir.
Muhammed Medine'de katledilince Ebu Hanfe bu biati zere kalmtr. O, Ehl-i Beyt
ballna inanan br ahsiyetti. Durumu el-Mansr'a bildirilince de byk ilesi
balamtr.
Muhammed b. Abdullah'n imametini savunanlar da kendi aralarnda ihtilafa dmlerdir.
Bazlarna gre o, katledilmemi olup yaamaktadr. Bir gn kacak ve dnyay adaletle
dolduracaktr. Bazlarna gre ise Muhammed lmtr ve imamet ondan sonra
Muhammed b. el-Ksm b. Ali b. mer b. Ali b. Hseyin b. Ali'ye gemitir. Bu zt, Halife
el-Mutasm dneminde esir alnm ve lnceye kadar evinde hapsedilmitir. Bazlar ise
Kfe valisi Yahya b. mer'in imametini savunmutur. Bu ahs ayakland zaman birok
taraftan olmu ve Halife el-Mste'n dneminde ldrlmtr. Kesik ba Muhammed b.
Abdullah b. Thir'e gtrlmtr. Aleviye'den bir air onun hakknda u iiri sylemitir:
Binee binenlerin en kymetlisini ldrdn! Sana yumuak bir sz iitmek iin geldim.
Seninle karlamam bana yle ar geliyor ki, Hele ki keskin klcn az aramzda.
Burada murat edilen kii, Yahya b. mer b. Yahya b. Hseyin b. Zeyd b. Ali'dir.
Ebu Ca'fer Muhammed b. Ali el-Bkr bu alisi Serhb olarak isimlendirmitir. Serhb,
denizde yaayan kor eytan anlamndadr.
Ebu Crd'un dostlar arasnda Fadl er-Ressn ve Ebu Hlid el-Vstfyi zikredebiliriz.
Bunlar hkm ve tavr bakmndan birbirlerinden farkldrlar. Bazlarna gre Hz. Hasan
(radyallahu anh) ve Hz. Hseyin'in (radyaahu anh) ocuklarnn limleri Allah
Resl'nn (sallallhu aleyhi ve sellem) ilmi gibi olup renme olmakszn ftr ve
zarur olarak husule gelir. Bazlarna gre ise onlarn ilmi, dier insanlarn ilimleri gibidir.
Dolaysyla onlardan olduu gibi bakalarndan da ilim renilebilir.
B- Sleymniyye:
Sleyman b. Cerr adl ahsn taraftarlarndan oluan frkadr. Bunlara gre imamet, halk
iinde ra ile belirlenir. Hayr eh mslmanlardan ik kimsenin batyla da belirlenebilir.
Efdal mevcut iken daha altta birinin imameti de sahihtir.
Ebu Bekir (radyaikhu anh) ve mer (radyaliahu anh) hak imamlardr. Ama Ali
(radyallahu anh) hayatta iken onlara biat edenler hataldr. u var ki bu hata, fsk
derecesinde ar bir hata olmayp itihad bir hatadr. Ancak, hilfeti dnemindeki
uygulamalar ve bidatleri nedeniyle Osman' (radyaliahu anh) tekfir etmitir. Yine ona
gre marn Ali'yle (radyaliahu anh) savaan ie (radyaliahu anh), Talha (radyallahu
anh) ve Zbeyr (radyallahu anh) kfre dmtr.
Rfzleri de tenkid etmi ve Rfiz imamlarn bakalarnca onaylanmayp taraftarlarna
hitap eden iki gr belirttiklerini sylemitir.
Bu grlerin ilki bed'dr. Rfiz imamlar, kendilerinin glenip iktidar sahibi olacaklarna
dair bir ey syledikleri ve bunun aksi ktnda "O konuda Allah Tel'nn karar
deiti=Bedallhu f zlike" derlerdi.
Dieri ise takyycdir. Onlar dilediklerini sylerler, fakat bunun doru olmad kendilerine
ifade edilince "Biz onu takyye gerei syledik, gereini de takyye gerei yaptk" diyerek
kendilerini savunurlard.
Efdal varken daha altta olann (mefdl) imametini caiz grmesi noktasnda Mu'tezile'den
bir topluluk onu izlemitir. Bunlara rnek olarak u isimleri zikredebiliriz: Ca'fer b.
Mbeir, Ca'fer b. Harb ve Ehl-i Hadis'ten Kesr en-Nev. Bu grte olanlar yle
demilerdir: mamet, din maslahatlardan biri olup Allah Tel'y ve O'nun vahdaniyetini
bilmek iin ona gerek duyulmaz. nk bu, aklla hsl olur. mamete htiya duyulmas,
had cezalarnn uygulanmas, davallar arasnda hkm vermek, yetim ve dullarn
haklarn korumak, Kelimetullh' yceltmek, toplumsal birlii korumak ve din
dmanlaryla savamak gibi noktalarda gndeme gelir. mamet sayesinde
mslmanlarn bir cemati olur ve avam kaosa srklenmekten korunur. mamete
getirilecek ahsn mmetin en hayrls, slm'a girmede en kdemlisi, en hikmetli ve en
salam grls olmas art deildir. nk stn (fdl) ve en stnn (efdal)
varolmalarna ramen daha altta olanla da (mefdl) btn bu grevler f edilebilir.
Ehl-i Snner'ten bir cemaat da ayn gr paylaarak imamn mte-hid olmamasn,
tihad konularda uzman olmamasn caiz grmlerdir. u var ki imamn evresinde
tihd ehlinden birileri olmal ve tihd konularda onlara bavurmaldr. Helal ve haram
gibi hkmlerde onlardan fetva istemelidir. Genel olarak salam grl ve olaylar
deerlendirmede derin grl olmas da gereklidir.
C- Smihiyye Ve Betriyye:
Hasan b. Salih b. Hayy (24) adndaki ahsn taraftarlarndan oluan frkadr. Betryye se
Kesr en-Nev el-Ebter'in (25) taraftarlarndan olumutur. ki frka mezhep bakmndan
fikir birlii iindedirler. mamet konusunda Sleymniyye frkasyla ayn grtedirler.
Ancak Osman (radyallahu anh) konusunda ekimser kalm, mmin ya da kfir olduu
hususunda fikir belirtmemilerdir. Bu balamda yle demilerdir: Osman (radiyallahu
anh) hakknda vrid olan haberleri, Aere-i Mbeere'den olduunu duyduumuzda
onun slm ve imannn shhatine, ilveten cennet ehlinden olduuna hkmetmemiz vacip
olur. Emevler ve Mervnler'le ilgili, onlarn ahlkn bozucu uygulamalarna ve sahabenin
gidiatna uymayan uygulamalarna baktmzda ise kfrne hkmetmemiz gerek-
mektedir. Bu ksi arasndaki aknlmzdan dolay onunla ilgili olarak ekimser kalmay
tercih ettik ve onun hkmn hkimlerin en hikmetlisi olan Allah Tel'ya. havale ettik.
mam Ali'ye (radyallahu anh) gelince, Allah Res'llden (sallalihu aleyhi ve sellem)
sonra insanlarn en hayrls ve imamete en lyk olan odur. Ama o, imameti tamamen
kendi rzasyla dierlerine teslim etmi, kendi arzusuyla hakkndan feragat etmitir. Onun
rza gsterdiine biz de rza gsterir, onun teslim ettiini biz de teslim ederiz. Bunun
dnda bir davran bize helal olmaz.
Eer Ali (radyallahu anh) imametin devrine rza gstermeseydi Ebu Bekir (radyallahu
anh) helak olurdu. Her ik frka da efdal ve fdln rzas artyla daha altta olann
imametini caiz grmtr.
Her ikisine gre de Hz. Hasan (radyaHahu anh) veya Hz. Hseyin'in (radyallahu anh)
ocuklarndan bri imamet in kl kuandnda, eer lim, zhid ve cesur bir ahsiyetse
mam olarak kabul edilir. Bazlar yz gzelliini de art komutur. Ancak btn bu
artlara sahip iki imamn ayn anda ayaklanmalar durumunda syledikleri tutarszlkla
doludur. Byle bir durumda hangisinin daha stn ve daha zhid olduuna baklr. Eer
bu bakmdan denk iseler, gr bakmndan daha salam, emir bakmndan daha kararl
olana baklr. Bu noktada da denk iseler, mamet her kisine de verilmez, imam me'mm,
emir sahibi memur olur. Eer iki ayr blgede iseler, kendi blgelerinde emir sahibi olurlar
ve her ikisine de taat vacip olur. Herhangi birinin dierinden farkl bir fetvas olursa, ikisi
de isabet etmi saylr. Buna, dier imamn kann mubah klan fetvas da dhildir.
Erka (Zeydiyye) mensuplarndan zamanmzda yaayanlar tamamen takld ehli olup re'y
ve ithd ehli br imamlar yoktur. Usl konusunda adm adm Mu'tezile'yi taklid ederler.
Mu'tezile nderlerini Ehl~i Beyt imamlarndan bile daha stte tutarlar. Fur yani fkh
konusunda ise Ebu Hanfe'nin mezhebine tabidirler. Sadece birtakm meselelerde imam
f ve ia'y taklid ederler.
Zeydiyye'nin ileri gelenleri:
Ebu'l-Crd Ziyd b. el-Mnzir el-Abed ki mam Ca'fer es-Sdk tarafndan lanetlenmitir
Hasan b. Salih b. Hayy, Muktil b. Sleyman, Daveti Nsru'1-Hakk Hasan b. Ali b.
Hasan b. Zeyd b. mer b. Hseyin b. Ali ve bir dier daveti Taberistn valisi Hasan b.
Zeyd b. Muhammed b. smail b. Hasan b. Zeyd b. Hasan b. Ali ve Muhammed b. Nasr.
3- mmtte:
A- Bkriyye Ve Ca'feriyye:
B- Nvsiyye:
Nvs adndaki bir ahsn taraftarlarndan oluan frkadr. Bir rivayete gre Nvs
kyne nispetle bu ismi almlardr. Bunlarn iddiasna gre Ca'fer es-Sdk yaamaktadr
ve ortaya kp iktidar sahibi olana kadar lmeyecektir. Mehd de odur. Ca'fer es-Sdk'n
yle dediini rivayet etmilerdir: "Bamn dadan aa frlatldn grseniz bile inan-
mayn. nk sizin dostunuz kl sahibidir."
Ebu Hmid ez-Zzen (veya Zevzen), Nvsiyye'nin Ali'nin (radyalh-hu anh) hayatta
olduunu, Kyamet gn yerin yarlp onu karacan ve yeryzn adaletle
dolduracan iddia ettiklerini belirtmitir.
C- Eftabiyye:
Bu frkaya gre imamet, Ca'fer es-Sdk'tan sonra olu Abdullah el-Eftah'a gemitir.
Abdullah, smail'in ana-baba bir kardeidir. Annesi ise Farma bt. el-Hseyin b. Hasan b.
Ali'dir. mam Ca'fer'in en byk olu odur.
ddialarna gre mam Ca'fer yle demitir: "mamet, mamn en byk oluna geer."
Baka bir yerde ise yle dediini ileri srmlerdir: "mam, benim oturduum yere
oturandr." Frka mensuplarna gre mam Ca'fer'in yerine byk olu oturmutur. Yine
onlara gre imam vefat ettii zaman, ancak yeni imam tarafndan ykanr, cenaze
namazn o kldrr, mhrn ancak o alr ve onu topraa o verir. Bunlarn hepsi de mam
Ca'fer'in byk olu tarafndan f edilmitir. Ayrca babas, baz dostlarna emanet
brakm ve bu emaneti talep edenin imam olduunu sylemitir. Bu emanetler de
Abdullah tarafndan istenmitir. Her halkrda Abdullah, babasnn vefatndan sonra
sadece yetmi gn yaam ve erkek evlat brakmadan vefat etmitir.
D- umeytyye:
Yahya b. Eb umeytfin taraftarlarndan oluan bir frkadr. ddialarna gre imam Ca'fer
yle demitir: "mamnzn ad, bir peygamberinizin addr." Babasnn da ona yle
dedii rivayet edilmitir: "Eer bir olun olur ve ona benim adm verirsen, imam o olur."
Nitekim ondan sonra olu Muhammed imam olmutur.
E- Ismiliyye:
Bu frkaya gre Ca'fer es-Sdk'tan sonraki imam, nassn delleti ve dier ocuklarnn
ittifakyla smail'dir. Ancak bunlar, smail'in babas henz hayattayken vefat etmesi
zerinde fikir ayrlna dm ve bir ksm onun lmediini, bunun Abbslerin errinden
saknmak iin yaplm bir takyye olduunu iddia etmitir. Halife el-Mansr'un Medi-
ne'deki valisi de buna ahitlik etmitir.
Bazlarna gre ise lm gerek olup nas geriye doru ilemez. Nassn yaran, imametin,
hakknda nas bulunan ahsn evlatlanyla snrl olduunu belirtmesidir. u halde
smail'den sonraki imam, Muhammed b. smail'dir. Bu gr benimseyenlere
Mbrekiyye de denilmitir. Bunlardan bir topluluk ise imametin Muhammed b. smail'de
durduuna ve onun bir zaman gib olduktan sonra dneceine (ric'at) inanmtr.
Frka mensuplarndan bazlar ise mameti nce gizlenip, daha sonra ortaya kan
ahsiyetlere tahsis etmilerdir. Bunlar btnler olup bunlarn grlerini leride daha
ayrntl olarak ele alacaz. Bu frkann gr, imametin smail b. Ca'fer ya da
Muhammed b. smail'de kalmasdr. Btniyye- Ta'lmiyye olarak da bilinen smiliye
frkas ise, bamsz olarak ele alnacaktr.
F- Mseviyye Ve Mufitzza:
mam Ca'fer'in olu Musa b. Ca'fer'in nas ile imam tayin edildiine inanan tek frkadr.
Frka mensuplarna gre mam Ca'fer yle demitir: "Yedinciniz kyam edeninizdir."
"mamnz kyan edeninizdir, o da Tevrat sahibinin adadr." dedii de rivayet edilmitir.
a, Ca'fer es-Sdk'n ocuklarnn daldn, kiminin babas hayattayken ocuk
brakmadan ldn, kiminin lm zerinde ihtilaf edildiini, kiminin lmden bir sre
sonra kyam edeceine inanldn, kiminin erkek ocuk brakmadan vefat ettiini ve
sadece Musa'nn babasnn vefatndan sonra imamet iini stlenip gereklerini yaptn
grnce imam olarak ona yneldiler. Bu grte olanlara rnek olarak el-Mufaddal b.
mer, Zrre b. A'yan ve Ammr es-Sbti'yi zikredebiliriz.
Mseviyye frkas, mam Ca'fer es-Sdk'n bir dostuna unu sylediini rivayet etmitir:
"Gnleri say." Dostu pazardan balayp cumartesiye kadar btn gnleri sayd, imam
sordu: "Ka gn oldu?" Dostu "Yedi" deyince unu ifade etti: "Yedilerin yedisi, denirlerin
gnei ve aylarn nuru, oyun ve elencede gz olmayan yedinciniz ve kyam edeniniz
budur." Br yandan da olu Musa el-Kzm'a iaret ediyordu. Yine onun hakknda, "Musa,
sa peygambere (aleyhisselm) benzer." dedii nakledilmitir.
Musa el-Kzm imametini iln edip ayakland zaman Harun er-Red onu Medine'den
getirtip nce sa b. Ca'fer'in evinde hapsetmi, ardndan da Badat'a getirterek es-Sind
b. hek'in evinde hapsetmitir. Rivayete gre Yahya b. Hlid b. Bermek tarafndan
zehirli hurma verilerek ldrlmtr. Naa Badat'taki Kurey kabristanna defnedilmi
ve taraftarlar onun ardndan ihtilafa dmtr.
Mseviyye frkasndan bazlar lm hakknda tereddt etmi ve "Onun lp lmediini
bilmiyoruz." demilerdir ki bunlara Memtra -kaak, korkak- denmitir. Onlara bu ismi
veren Ali b. smail olup kendilerine yle demitir: "Sizler ancak korkak kpeklersiniz!"
Bir baka grup ise lmnn kesin olduuna inanmtr ki bunlara Kat'iyye denilmitir. Bir
dier grup imameti onda durdurmu ve onun lmediini, bir sre gib olduktan sonra
dneceini iddia etmitir. Bunlara da Vkfe denilmitir.
4- Gult:
A- Sebe'iyye:
B- Kmiliyye:
Ebu Kmil adnda bir ahsn taraftarlarndan olumu bir frkadr. Bu ahs, imam Ali'ye
(radyallahu anl) biat etmedikleri iddiasyla btn sahabe-i kiram kfrle itham etmitir.
Ayn zamanda tabi hakkn talep etmedi diyerek imam Ali (radyallahu anh) hakknda da
ileri-geri konumu, hurc etmesi ve ortaya kmas gerekirken oturmasn mazur
grmemitir. Ona gre imamet bir insandan dierine geen (tenash eden) bir nurdur. O
nur, bir ahsta peygamberlik (nbvvet), baka bir ahsta imamet olarak grnr.
Bazen de imamet, nbvvete intikl eder. Ona gre lm annda ruhlar tenash eder.
Ar frkalarn yaklak tamam tenash ve hulul fikirlerinde fikir birlii etmilerdir.
Tenash, hemen her dinde bir frkann ileri srd bir iddiadr. Asl kayna ise
Mazdekler, Hint Brahmanlar, filozoflar ve Sbiler-dir. Bu frka mensuplarna gre Allah
Tel her yerde mevcuttur, her dilde konuur ve her insann suretinde hulul mnasnda
zahir olan O'dur.
Hulul, bazen cz' bazen de klli olur. Czi olmas gnein kk bir pencere veya kristal
zerine yansmas gibidir.
Kll olmas ise melein bir ahsta, ya da eytann bir hayvanda zuhur etmesi gibidir.
Tenash ise drt mertebede gerekleir: Nesh, Mesh, Fesh ve Resh. Bunlar Mecs
frkalarnn tafsiltna girildii zaman aklanacaktr. En yksek mertebe melekiyyet veya
nbvvet mertebesidir. En aa mertebe eytanlk veya cinnliktir.
Ebu Kmil'in tenash konusundaki gr zahiriyle snrl olup ayrntl deildir.
C- Albiyye:
D- Muriyye:
E- Mansuriyye:
Ebu Mansr el-Icl adl ahsn taraftarlarndan oluan frkadr. Bu ahs kendisini
Muhammed b. el-Bkr'a (radyallahu anh) nisbet etmitir. mam el-Bkr, onunla hibir
ba olmadn iln ederek kendisini kovunca kendi imametini iddia etmeye balam ve
mam el-Bkr vefat edince, "mamet bana geti' demitir. Bu iddiayla ortaya kt,
Kfe'de Ben Kin-de'den bir cemaat toplad. Him b. Abdulmelik zamannda Irak valisi
olan Yusuf b. mer es-Sekaf irkin iddialarndan haberdr oldu ve onu yakalatp astrd.
Ebu Mansr el-Icl, mam Ali'nin (radyallahu anh) gkten den para olduunu iddia
etmi, kimi zaman da yle sylemitir: "Gkten den para Allah Tel'dr." Kendi
imametini iddia etmeye baladnda yle demitir: "Ge ykseldim ve orada
mabudumu grdm. Eliyle bam svazlayarak yle dedi: 'Ey oul, yeryzne in ve
emirlerimi tebli et!' Sonra beni yeryzne indirdi." Bu durumda gkten den para
kendisi olmaktadr.
Yne onun iddiasna gre peygamberlerde asla inkta olmad gb rislet de kesintiye
uramaz. Ona gre Cennet, kendini sevmekle emro-lunduumuz bir adamdr. O ayrca
vaktin de imamdr. Cehennem de yle biridir ki ona da buz ve dmanlk etmekle
emrolunduk. Ayrca o imamn dmandr. Ebu Mansr, btn emir ve yasaklar insan
isimleri olarak tevil ederdi. Ona gre farzlar, sevilmesi emredilen insanlarn isimleriydi.
Haramlar da nefret edilmesi emredilen kimselerin isimleriydi. Bu tevil le maksad, dinin
emir ve yasaklarn geersiz klmaktan baka bir ey deildi. Nitekim onun taraftarlar
muhaliflerini ldrmeyi, mallarn gaspetmeyi ve kadnlarn esir almay helal
grmlerdir. Bunlar Hurre-miyye'nin bir grubudur. Farz ve haramlarn birtakm insanlara
benzetilmesinin nedeni, sevilmesi emredilen kimseleri sevdiimizde farzlarn sakt olmas,
nefret etmemiz emredilen kimselerden nefret ettiimizde ise haramlarn boa kmasdr.
Ebu Mansr el-Icifnin ortaya att bir dier bidat, Allah Tel tarafndan yaratlan ilk
insann Hz. sa (aleyhisselm), ikinci insann da Ali b. Eb Tlib (radyallahu anh)
olduudur.
F- Hattbiyye:
G- Keyyliyye:
Ahmed b. el-Keyyl adnda bir ahsn taraftarlarndan oluan bir frkadr. Bu ahs, Ca'fer
b. Muhammed es-Sdk'tan sonra Ehl-i Beyt'ten -muhtemelen gizli- bir ztn imametini
iddia ve ona davet etmitir.
Bu ahs ilim adna bireyler duymu, ancak bunlar kendi salksz ve dayanaksz
fikirleriyle kartrarak her ilim dalnda daha nce iitilmemi ve akl almaz bir gr
ortaya atmtr. Baz noktalarda Hasan'a srarla kar kmtr.
Ehl-i Beyt onun bidatlerine muttali olunca kendisinden teberr etmi ve yanlarndan
uzaklatrarak lanet okumulardr. Ehl-i Beyt'in bu tavr zerine onlar terkeden el-Keyyl
kendi davetini balatm ve nce imm, ardndan da Kim olduunu iddia etmitir.
Ona gre fk enrs zerinde takdir edebilen ve her iki lemin tavrn ortaya koyabilen
herkes imamdr. fk ile kasdettii ulv lem, enfs ile kasdettii ise sfl lemdir. Kll
ztnda takrir eden, btn kllileri kendi ahs- czisinde aklayabilen kii kimin
kendisidir. ddiasna gre btn zamanlar iinde bu takriri yapabilen tek insan Ahmed el-
KeyyPdr. Bu nedenle de Kim kendisidir.
nce imam, sonra kim olduunu ddia ettii iin bizzat kendi taraftarlarndan birince
katledilmitir. Fikirleri Arapa ve Farsa kaynaklarda yaamaya devam etmitir. Bunlarn
ou aklen ve er'an kabul edilemez nitelikte samalktan barettir.
El-Keyyfe gre lem vardr: lem-i a'l, lem-i edn ve lem-i insan.
Alem-i a'lda be mekn mevcuttur: En stte meknlarn mekn yeralr ki bu, bo bir
mekn olup hibir varlk tarafndan meskn olmad gibi hibir rhn tarafndan da idare
edilmez. Rll ile evrilmitir. ddiasna gre bu, eriatte vrid olan Ar'dan ibarettir. Bu
meknn altnda Nefs-i a'lnn mekn, onun altnda nefs-i natkann mekn, onun da
altnda nefs-i insannin mekn mevcuttur.
Ona gre nefs-i nsan nefs-i a'l lemine ykselmek istemi ve oraya trmanmaya
balamtr. Bu meyanda hayvani ve ntk meknlar yrtarak gemitir. Nefs-i a'l
lemine yaklatnda bocalamaya, tkezlemeye, bozulmaya ve dnmeye balam ve
lem-i sfliye dmtr. Orada asrlar ve devirler boyu bozulmu ve dnm halde
kalmtr. Daha sonra nefs-i a'l onun zerinden gemi ve ona kendi nurlarndan bir
paray tarmtr. Bunun sonucunda da bu lemdeki terkipler ortaya kmtr. Bylelikle
gkler ve yer, madenler, bitkiler, hayvanlar ve insan olumutur. Nefs- insan btn
bunlarn arasnda bazen sevinle, bazen tasayla, bazen neeyle, bazen kederle, bazen
huzur ve rahat, bazen de darlk ve sknayla yaam, Kim ortaya kncaya kadar da bu
hal devam etmitir. O geldiinde keml derecesine ulam, terkipler zlm ve
tezatlar ortadan kalkmtr. Rhn olan cismn olana hkim olmutur. Bu Kim, Ahmed
el-Keyyl'den bakas deildir.
Kendinin nasl tayin edileceini en zayf ve tutarsz biimde kantlamaya almtr. Ona
gre Ahmed ismi, drt leme tekabl eder. Adndaki Elif harfi nefs-i a'l'y, H harfi nefs-
natkay, mm harfi nefs-i hayvaniyi, dl harfi ise nefs-i insanyi karlamaktadr. Ona gre
bu drt lem, temel ve basittir. Meknlarn meknna gelince orada hibir varlk mevcut
deildir.
Ulv lemlerin mukabilinde sfl-cismn lemin bulunduunu iddia ederek yle demitir:
Gk botur ve meknlarn meknna mukabildir. Altnda ate, onun altnda hava, onun
altnda arz, onun da altnda su vardr. Bu drd, drt leme mukabldir.
Fikirlerini aklamaya yle devam eder: nsan atein karsnda, ku havann karsnda,
hayvan arzn karsnda, balk suyun karsnda yeralr. Dier varlklar iin de ayn yol
izlenir. Suyun merkezi, merkezlerin en altdr. Balk da mrekkeplerin en deersizidir.
lemden biri ve lem-i enfs olan lem-i insanyi, rhn ve cismn lemlerle
karlatrarak yle demitir: Bunda mrekkep olan be duyu vardr:
itme, meknlarn meknn karlar. nk o, botur ve gn karldr.
Grme, rhn bakmdan nefs-i a'ly, cismn balamdan atei karlar. Gz bebei
(insan'l ayn) orada bulunur ve nsan, atee mahsustur.
Koklama, rhn bakmdan nefs-i ntk, cismn bakmdan havay karlar. nk
koklama havadan kaynaklanan bir duyudur.
Tatma, rhn balcmdan hayvaniyi, cismn bakmdan arz karlar. Arz hayvann
ihtisasna dhilken yeme de hayvann ihtisasna dhildir.
Dokunma, rhn bakmdan nefs-i insanyi, cismn bakmdan suyu karlar. Balk suya
mahsus olup dokunma bala mahsustur. Dokunmay yazmayla da ifade etmitir.
Ahmed; Elif, H, Mm ve Dl harflerinden oluur ve bu drt harf, drt lemi karlar.
Ulv-rhn lem karsndaki durumunu akladk. Alem-i sfl karsndaki durumu ise
yledir: Elif harfi insana, h harfi hayvana, mm harfi kulara, dl harfi balklara dellet
eder. Elif, dosdoru olmas itibaryla insan gibi, h eik ve yatk olmas, ayrca h harfiyle
balamas itibaryla hayvan gibi, mm kularn balar gibi, dl da balklarn kuyruklar gibi
olduu iin byledir.
Ona gre Allah Tel insan Ahmed isminin ekli zere yaratmtr. Endam elif, elleri h,
karn mm ve ayaklan dl gibidir.
Tuhaf grlerinden biri de udur: Peygamberler takld ehlinin nderleridir. Takld ehli ise
krdr. Kim ise basiret ehlinin nderidir. Basiret ehli, akl sahiplerinden oluur. Bu
basiretleri fk ve enfs karsnda elde ederler.
Yukarda sralanan karlatrmalar iittiimiz en akl d ve deersiz grlerdendir.
Hibir akl sahibinin deil bunlara nanmak, iitmeye bile tahamml olamaz.
Btn bunlardan ok daha garibi, birtakm yanl tevilleri ile er' farzlar ve din hkmler
arasnda yapt karlatrmalardr. fk ve enfs lemlerindeki mevedt arasnda da
benzer karlatrmalar yapm ve bunlar yalnz kendisinin bildiini ileri srmtr.
Halbuki bunlar daha nce birok lim tarafndan ortaya konmutur. Ancak onlar, bu
karlatrmalar el-Keyyl'n yapt tarzda aslsz temellere dayandrmamlardr. O,
Mizn' lemlere, Srt' bizzat kendisine, cenneti kendi ilmine ulamaya, cehennemi de
bu ilmin zddna ulamaya yormutur.
Usl byle olan bir ahsn firunun ne olabileceini varn siz tahmin edin!
H- Himiyye:
ki Him'n taraftarlarnn oluturduu bir frkadr, Bu iki Him'dan biri, tebh fikrini
savunan Him b. el-Hakem'dir. Dieri ise tebih fikrinde onu izleyen Him b. Salim el-
Cevlikfdir.
Him b. el-Hakem ia'nn tannm kelamclarndan biridir. Mu'tezile'den Ebu'l-Hzeyl ile
kelam sahasnda, zellikle tebh ve Allah Tel'nn ilmi meselelerinde mnazaralar
olmutur.
bnu'r-Rvend ondan unu nakletmitir: Ona gre Mbd ile cisimler arasnda bir tr
benzerlik vardr. Eer byle bir benzerlik olmasayd cisimler O'na dellet edemezdi.
el-K'b de unu nakletmitir: bn'l-Hakem dedi ki: "O, en, boy ve derinlik sahibi bir
cisimdir, ama yarattklarndan hibirine benzemez. Yaratlmlardan hibiri de O'na
benzemez."
Onun yle dedii de nakledilmitir: "Kend karsyla yedi kartr ve belli bir mekn
vardr. Belli bir"yn de olup hareketlidir. Hareketi de fiilinden ibaret olup bir mekndan
dierine ntikl etmesi deildir.
Zt ile sonsuz olup kudretiyle sonsuz deildir.
Ebu sa el-Verrk da yle dediini nakletmitir: Allah Tel Arna temas eder. Hibir
taraf Ar'n dna tamaz. Ar'm da O'na temas eden blm dnda fazlal yoktur.
Hm b. el-Hakem'e gre Allah Tel Zt'n ezelden beri bilir. Eyay ise vcda
geldikten sonra bilir. Vcda gelmezden nce hibir eyi bilmez. lmi, kdem ve huds ile
tavsif edilmez. nk sfattr. Sfat ise tavsif edilmez. O'nun hakknda 'O O'dur, veya bir
ksmdr veya gayrdr' denilmez.
Kudret ve hayat sfatlar hakknda ilim sfatndan farkl gr belirtmitir. Ancak bu iki
sfatn hadis olduklarn sylememitir. Ona gre Allah Tel eyay murd eder, O'nun
irdesi bir tr hareket olup Allah Tel'nn ne kendisi, ne de gayrsdr.
Ona gre Allah Tel'nn kelm bir sfattr. Onun hakknda yaratlmtr veya
yaratlmamtr demek caiz deildir.
Arazlarda Allah Tel'ya dellet sz konusu deildir. nk bu arazlar arasnda istidlal
yoluyla sbt bulanlar vardr. Allah Tel'ya dellet edecek eyin varlk bakmndan
istidlali deil zarur olmas gerekir. Ona gre istit'at, fiilin yaplmasn salayan ara,
organ zaman ve mekndan ibarettir.
Him b. Slm'e gre ise Hak Tel nsan suretinde olup st bo, alt doludur. O,
ldayan bir nurdur. Be duyusu mevcuttur. Eli, aya, gz, kula, az ve burnu vardr.
Siyah peremi bulunmaktadr ki bu, siyah bir nurdan ibarettir. Fakat O, et ve kandan
mteekkil deildir. Ona gre stit'at, ona sahip olann bir parasdr. mamlarn masum
olduunu syleyen bn Slin'in peygamberlerin gnah ilemelerini caiz grd
nakledilmitir. Ona gre peygambere vahiy geldii iin kusur leyebilir. nk vahiyle
dzeltilmesi mmkndr. Oysa imamlara vahiy gelmez. Bu nedenle de kusur ilemezler.
Him b. el-Hakem Ali (radyaliahu anh) hakknda ok arya giderek itaati farz klnm
bir ilah olduunu iddia etmitir. Uslde bu derece sakat fikirlere sahip olan Hm b. el-
Hakem Mu'tezile karsnda birok baar elde etmitir. rnein el-AIlf ile yapt bir
mnazarada ona yle demitir: "Allah Tel'nin bir ilimle lim olduunu, ilminin Zt
olduunu sylyorsun. Bu durumda ilmiyle Alim olmas noktasnda muhdesta katlrken,
ilminin Zt olmas noktasnda muhdesttan ayrlr. Bylelikle dier limler gibi olmayan
bir Alim olur. Bunu sylerken niin unlar da sylemiyorsunuz: O, dier cisimler gibi
olmayan bir cisim, dier suretler gibi olmayan bir surettir, dier ller gibi olmayan bir
ls vardr demiyorsunuz?"
Zrre b. A'yen Allah Tel'nn ilminin hadis olmas grnde ona katlm, daha ileri
giderek kudret ve dier sfatlarnn da hadis olduunu iddia ermitir. Ona gre Allah Tel
bu sfatlarn hudsundan nce ne lim, ne Kadir, ne Hay}', ne Semi, ne Basr, ne Mrd,
ne de Mtekellim'di,
Zrre, Abdullah b. Ca'fer'in imametini iddia etmiti. Ancak onunla baz konularda
anlaamaynca Musa b. Ca'fer'in imametini iddia etti. Bir rivayete gre onun imametini de
kabul etmemi, mushafa iaret ederek "Benim imamm budur' demiti. Bir ara Abdullah
b. Ca'fer'e yeniden dnmt.
Zrriyye frkasna gre bilgi zarurdir. Onlar imamlarn chil olamayacaklarn iddia
etmilerdir. nk onlarn bilgileri ftr ve zarurdir. Onlar dnda herkesin bilgisi
renmeye dayanr. mamlarn ftr bilgileri bakalar tarafndan idrk edilemez
niteliktedir.
I- Nu'mniyye:
Muhammed b. Nu'mn Ebu Ca'fer el-Ahvel adl ahsn taraftarlarndan oluan frkadr.
Lakab eytn- Tak olduu iin, frkasna eytniy-ye de denmitir.
ia onun "Mmin-i Tak" olduunu sylemitir. Muhammed b. Nu'man, aslnda mam
Bakr Muhammed b. Ali b. Hseyin'in rencisidir; mam Bakr bir zamanlar ona kendi
derin ahval ve esrarndan pek ok ey retmi idi. Ancak Nu'mn'n, mam Bkr'dan
aktard (radyallahu anh) tebih tarz ifadeler sahih deildir.
Kendisi Allah Tel'nn herhangi bir eyi olmazdan nce bilemeyecei grnde Him b.
el-Hakei'e tbi olmutur.
eytn- Tk ve Rfzlerden birou Allah Tel Ztnda chil olmayp limdir; ancak O,
eyay ancak takdir ve murd ettii zaman bilir. Onlar, takdir etmeden ve murd
etmeden bilmesi imknszdr. Bu, O'nun lim olmamasndan dolay deil, herhangi bir
eyin O'nun takdir ve irdesi olmakszn "ey" olamamasndan dolaydr. O'nun takdiri
rdesi, rdesi de fiilidir.
Ona gre Allah Tel rabbn bir nsan suretinde nurdur. O'nun cisim olmas fikrini
reddetmi ve yle demitir: "Allah Tel'nm Adem'i (radyallahu anh) kendi suretinde -
ya da Rahmn'n suretinde- yarattna dair sahih hadisler mevcuttur. Bu hadisleri tasdik
etmek gerekir." Suret konusunda Muktil b. Sleyman'dan da benzer grler
nakledilmitir. Ayn ekilde Davd el-Cevrib, Nuaym b. Hammd el-Msr ve dier Hadis
Ehlinden Allah Tel'nn suret ve uzuvlara sahip olduu ynnde grler nakledilmitir.
Nitekim Davd'dan yle bir ifade nakledilmitir: "Avret mahalli ve sakal konusunda beni
mazur grn, bunlar dnda hereyi sorabilirsiniz. Hadisler iinde bunu isbt eden birok
bilgi mevcuttur."
bnu'n-Nu'mn a lehinde birok kitap yazmtr. 'f al-Yap', 'Lime fe'alteNiin yaptn?'
ve 'L tefal=yapma gibi isimleri olan kitaplarnda mslman frkalar drt ana gruba
ayrmtr. Ona gre ilk frka Kadery-ye, ikinci frka Haricler, nc frka Avam,
drdnc frka ise ia'dr. Kendi iddiasna gre ahirette kurtulua erecek olan frka
ia'dr.
Him b. Salim ve Muhammed b. en-Nu'mn'dan szedilirken bu ikisinin Allah Tel
hakknda konumadklar, sadece tasdiki vacip grlen hususlar rivayet ettikleri
zikredilmi ve "Varlacak son muhakkak Rabbi-nedir" ayetinin tefsiri sorulduunda, sz
Allah'a vardnda susarlard,' denilmitir. Her ikisi de lnceye kadar Allah Tel
hakknda konu-mamlardr. Bu rivayet cl-Verrk'a aittir.
J- Tnusiyye:
K- Nusayriyye ve Ishkyye:
7- Fasl
Fkh Ehli
A-ctihad
Bilin ki itihadn usl ve esaslar drttr: Kitab, Snnet, cm ve Kys. Bunlarn ikiye
indirildii de grlmtr.
tihadn bu drt esas ve bunlarn bu sayyla snrlandrlmasn, ayrca ictihad ile kyas
esaslarnn cevazn sahabenin icma dayanarak benimsemilerdir. nk onlar helal ve
harama ilikin bir mesele sorulduu zaman ictihad ederler, bu meyanda nce Kitab'a
bavururlard. Eer orada bu meseleyle ilgili ak bir nas bulurlarsa ona sarlr ve o
meselenin hkmn o nassn gerektirdii biimde verirlerdi. Sorulan meselenin hkmn
Kitab'da bulamazlarsa Allah Resl'nn (sallallhu aleyhi ve sellem) snnetine mracaat
ederlerdi. Bu hususta bir hadis bulduklar zaman ona sarlr ve onun gerektirdii ekilde
hkm verirlerdi. Meselenin hkmn Allah Resl'nn (sallallhu aleyhi ve sellem)
snnetinde de bulamadklar zaman, ahs ictihdlarma bavururlard. Bu nedenledir k
Sahabe devrinde itihadn asllar iki veya t. Sonraki dnemde bu asllarn says drde
kt. nk bizler iin Sahabe icmma dayanmak da gerekli oldu.
Onlarn herhangi bir hkm zerindeki icmlar er' bir delildir. Herhangi bir hdise
zerindeki icm'lar itihad bir icm olabilecei gibi, itihadn fade edilmedii mutlak bir
icm da olabilir. Sahbe-i Gzin'in dallet zere icm etmeyecekleri bizce kesin olarak
bilinen bir husustur. nk Allah Resul (sallallhu aleyhi ve sellem) yle buyurmutur:
"mmetim dallet zere birlemez." (Tabern, Msned's-myyn, 3/196)
cm ak veya gizli bir nassa dayanmak durumundadr. nk kesin olarak biliyoruz ki
ilk nesil bir ey zerinde iyice durup da bir nassa muttali bulunmadka icm etmezlerdi.
Bu nas ya hkm zerinde ittifak ettikleri hadiseyle alkal olur ve bu hkmn neye
dayandn beyan etmezler; yahut da nas cmnn hccet olduu ve icmya muhalefetin
bid'at olduu hakknda olur. Bu nedenledir ki icmnn dayana, ya ak nas (nass- cel)
veya gizli nas (ass- haf)dir. Aksi takdirde mrsel hkmlerin isbat lzm gelecektir.
Kys ve itihadn dayana icmdr; sz konusu bu icm da itihadn cevazna dair husus
bir nassa dayanmak durumundadr. Bundan hareketle u sylenebilir ki drt asl gerekte
ikiye, hatta yalnzca Allah Tel'nn kelmna yani bire rci olmaktadr..
unu kati ve kesin olarak bilmekteyiz ki, badet ve tasarruflarmzla ilgili tm eyler
saylamayacak kadar oktur. Yine kat' olarak biliriz ki, olabilecek her ey hakknda
mstakil bir nas varit olmamtr. Byle bir eyi dnmek dahi mmkn deildir. Naslar
sayl, olaylar ve yeni zuhur eden hadiseler saylamaz oklukta olunca, saysz olan sayl
olanla kuatmak mmkn olmayacaktr. Bu durumda kys ve ictihad vacip olmaktadr.
Bylelikle her yeni olayda itihada bavurulacaktr. Ancak itihadn mrsel, yani er' bir
dayanaa sahip olmamas da caiz deildir. nk bu tr bir kyas, yeni bir eriat
vazetmekle eanlamldr. Hkmlerin yegne koyucusu ise Allah Tel'dr. Mctehid,
itihadnda bu esastan asla ayrlmamaldr.
Brnci art Araplarn sylediklerini anlamay salayacak, vaz' ile istir; nass ile zahir,
nm ile hss, mutlak ile mukayyed, mcmel ile mufassal, hitabn fehvas ile kelmn
mefhumu arasndaki fark anlayabecek derecede Arapa bilgisidir. Mefhma mutabakat
yoluyla, tazammun yoluyla, iltizam yoluyla dellet ekillerini de bilmelidir. Bu bilgi,
mete-hid iin ara mesabesindedir. Bu aleti salam olmayan birinin itihadnda kemle
ulamas mmkn deildir.
kinci art Kur'n tefsirini, zellikle de ahkmla ilgili ayetlerin tefsirini, ayetlerin anlamlar
hakknda naldedilen hadisleri ve muteber sahabeden yaplan nakilleri bilmektir. Onlarn
Kur'n ayetlerini hangi yntemlerle anladklarn, anlamn derinliklerine nasl daldklarn
da bilmelidir. Kssa ve mev'za trnden ayetlerin tefsirini bilmemek itihada halel
getirmez. Nitekim sahabe arasnda da bu tr ayetlerin anlamlarn tam olarak bilme-
mesine ramen ictihd makamnda olanlar bulunmaktayd.
nc art, hadislerin metin ve snatlarn, rvilerin hallerini, dil ve gvenilir olup
olmadklarm, hkmle ilgili hadislere mahsus olaylar, nn olup husus br vakaya ait
olan hadisleri bilmektir. Hs olup klli bir hkme dellet eden hadisleri ve farz, vcp,
mendp, mbh, mekruh gibi hkmler arasndaki farklar bilmektir. Bylelikle herhangi
bir ietihdda hkmn bu ynn hmal etmez. Bunlar birbirine kartrarak yanl bir
hkm verme durumuna dmez.
Bir dier art sahabe, tbin ve onlarn tblerinin icm ettikleri hususlar bilmektir. Bu
art sayesinde onlarn icm'larna aykr bir ietihdda bulunmaz.
Kyaslarn mevzilerini, bunlar nceleme keyfiyetini bilmek de arttr. Bylelikle nce bir
asl arar, sonra ondan istnbtta bulunabilecei muhayyel bir mn aratrr. Hkmn bu
mnya dayandrabilecei gibi glib zanla tebihte de bulunabilir.
Bir metehidin hkmnn takld edilebilmesi iin bu artlan hiz olmas gerekir.
Zikrettiimiz tarzdaki kyas ve itihada dayanmayan hkm, dayana bakmndan mrsel
ve gzard edilecek trdendir.
Bu be art fa eden metehidin ietihdda bulunmas caizdir. Onun yapaca ictihd ile
verecei hkm de er' adan caizdir. Avamn bu itihad takld etmesi ve metehidden
fetva istemesi vaciptir. Rivayete re Allah Resul (sallallhu aleyhi ve sellem) Muz b.
Cebel' (radyallahu anh) emen'e kad olarak gnderirken yle buyurmutu: "Ey Muz,
Yemen'e vardnda neyle hkmedeceksin?" O da yle cevap verdi: "Allah Tel'nn
Kitab ile hkmederim." Bunun zerine Reslullah (.sallallhu 31 yhi ve sellem) yle
buyurdu: "Eer Allah Tel'nn Kitb'nda bulamaz-san nevle hkmedersin?" O da yle
dedi: "Allah Resl'nn snnetiyle hkmederim." Reslullah (sallallhu aleyhi ve sellem)
yine sordu: "Peki Allah Resl'nn snnetinde bulamazsan neyle hkmedeceksin?" Muz
(radyallahu anh) yle cevap verdi: "O takdirde kendi reyimle ictihd ederim." Bunun
zerine Allah Resul (sallallhu aleyhi ve sellem) yle buyurdu: "Allah Resl'nn
elisini, Resulnn rzasna muvaffak klan Allah'a hamd lsun." (Tirmiz, Ahkm, 3;
Msned, 5/230, 236, 242; afi, el-mm, 7/273)
A1 (radyallahu anh) de yle demitir: "Allah Resl (sallallhu aleyhi ve sellem) beni
kad olarak Yemen'e gnderecei zaman yle dedim: 'Ey Allah Resul! Henz gencim,
oraya vardmda halk arasnda neyle hkmedeceim?' Allah Resul (sallallhu aleyhi ve
sellem) gsme vurarak yle buyurdu: 'Allahm onun kalbine doruyu gster ve dilini
sabit kl!' Allah Resl'nn (sallallhu aleyhi ve sellem) bu duasndan sonra aralarnda
hkm verdiim hi kimsenin davasnda pheye dmedim." (Ebu Davud, Akdiye, 6; bn
Macc, hkm, 1)
1- Usl Ve Fr Sahasndaki Mctehidlerin Hkmleri:
Usl ehlinin genellikle gre kat' akl hkmlerle uslle ilgili meseleler zerinde fikir
yrten kimsenin kesin isabet etmesi gerekir. nk bu tr konularda doru birdir. Buna
gre akl bir hkm zerinde red ve isbt trnden; birinin kabul ettiini o kabul ettii
cihetten, kabul ettii zamanda reddetmesi tarznda ve taraflar arasnda doruluk ve
yalann, hak ile batln paylalmas eklinde iki farkl grn bulunmas caiz deildir. Sz
konusu gr ayrl, bizzat slm dahil usul ehli arasnda bulunabilecei gibi, slm ile
dier din ve mezhepler arasnda varolan ihtilaflarla ilgili de olabilir. Bu ve benzeri usl
meselelerde ihtilafa den birinin, ayn anda hem doru, hem yalan, hem hak, hem de
btl temsil etmesi mmkn deildir. Byle birinin durucu u rnekteki konumaclardan
birinin durumuna benzer: lki yle demitir: Zeyd, u anda bu evdedir. Dieri de yle
demitir: Zeyd u anda bu evde deildir. Bu tr iki haber cmlesinden sadece birinin do-
ru, dierinin yalan olduunu kesinlik zere biliriz. nk habere konu olan ahsn, yani
Zeyd'n hem evde, hem ev dnda olmas mmkn deildir. Ya evde, ya da deildir.
k kimsenin herhangi bir mesele hakknda verilen akl bir hkm zerinde htilafa
dmesi durumunda ihtilaf mahallinin kisi arasnda ortak olmas ve iki nermenin
birbirlerine tekabl etme art geerli olabilir. Byle bir durumda ihtilafn her iki tarafnn
da sabetli olma ihtimali sz konusu olur. kisi arasndaki ihtilafn giderilmesi, ancak
mahallindeki ortakln giderilmesi veya nizann taraflardan birine rac olmasyla mmkn
olabilir.
Buna rnek olarak Allah Tel'nn Kelm hakknda varolan ihtilaf gsterebiliriz. Bu
meselede yaanan ihtilafn taraflar ayn mn zerinde red ve isbatta bulunmu
deillerdir. rnein Allah Tel'nn Kelm'nn yaratlm olduunu syleyenler, bununla
Kelm'n dilde telaffuz edilen harfler ve seslerle yazya dklen birtakm izgi ve
kelimelerden ibaret olduunu murad ediyorlard. te bundan hareketle de O'nun
Kelm'nn yaratlm olduunu iddia ediyorlard. Yaratlmam olduunu ileri sren-lerse,
Kelm ile harfler ve yazlar deil baka bir mnay kasdediyorlard. Dolaysyla her ki
tarafn da ihtilafa konu olan esasnda yani yaratma fiiline baklarnda farkllk sz
konusuydu.
Ayn durum r'yetulll meselesindeki ihtilaflar in de geerlidir. Ru'yetullh inkr
edenlere gre r'yet; n grlen nesneye temas etmesidir ki bu, Allah Tel hakknda
caiz olamaz. Ru'yetullh kabul edenlere gre ise r'yet bir tr idrk ve huss bir ilimdir
ki Allah Tel hakknda caizdir. Grld zere bu konuda da ihtilafn konusu ayn
deildir. Red veya sbtta bulunanlarn red ve isbtlan ayn eye dnk deildir. Ancak i
grme fiilinin zne geldiinde ncelikle onun mhiyeti zerinde birleecek bundan sonra
red veya isbt noktasnda fikir belirteceklerdi.
Kelm meselesi iin de ayn durum geerlidir. Yani taraflar ncelikle Kelm'n mhiyeti
zerinde fikir birlii edip sonra kabul ve red zerinde konumaldr. Bu yaplmad
takdirde her ki nermenin de isabedi olmas mmkn olacaktr.
Ebu'l-Hasan el-Anber'ye gre usl yani akid konusunda ictihd eden mctehidler de
isabet etmi saylr. nk kendilerine emrolunduu iizere, aratrdklar hususta
ellerinden gelen btn abay ortaya koymulardr. Belli bir hkm red veya sbt etmi
olsalar da bu byledir. nk bir adan isabet etmi olmas caizdir. Onun bu gr,
slm dairesi iinde bulunan frka mctehidleriyle snrl olup slm dairesi dnda kalan
frkalarn mensuplar iin geerli deildir. nk bu konumda olanlarn hata ve kfrleri
zerinde icm edilmitir. Ona gre btn mctehidler isabet etmi saylrd. Halbuki
naslar ve icm bunun aksini emretmekte ve uslle ilgili meselelerde ictihd eden her
mctehidin isabet etmi saylamayacan ortaya koymaktadr.
Usl limleri arasnda hev ehlinin tamamnn tekfir edilmesi noktasnda ihtilaf sz
konusudur. Ancak usl konularnda sadece bir grn isbedi olabilecei noktasnda
kesin gr sahibidirler. nk tekfir er' bir hkmdr. Mctchidleri dorulamak
(tasvb) ise akl bir hkmdr. Mezhep ve frkasna ar bal ve mutaassp davranan
kimseler, muhaliflerini kfr ve dalletle itham etmilerdir. Kimileri ise daha hogrl
davranarak tekfire ynelmemilerdir.
Tekfire ynelenler, bunu yaparken her mezhep ve gr belli dinlerin grleriyle
mukayese edip yanyana getirerek bunu yapmlardr. rnein Kaderiyyc frkasn
Mecslerle, Mebbihe'yi Yahudilerle, Rfzleri Hristiyanlarla yanyana getirmi, evlilik ve
kestiklerini yeme gibi konularda bunlarla ayn hkmleri icra etmilerdir.
Hogrp tekfire ynelmeyenler ise bu durumda olan kimselerin ahi-rette helak
olacaklarn sylemekle yetinmilerdir.
Kfr ve dalletle itham etme konusunda olduu gibi lanetleme konusunda da ihtilaf
etmilerdir.
Bu meyanda hak imama kar karak ayaklanan kimsenin bu k, eer bir tevl ve
itihada dayanyorsa hata etmi bir akinin ameli olarak Alanm, dolaysyla
lanetlenmesi vacip grlmemitir.
Ehl-i Snnet'e gre ayaklanan kimse bu hareketiyle man dairesinden pkmyorsa
lanetlenmesi vcp grlmez.
Mu'tezile'ye gre ise ayaklanmas sebebiyle fika dt iin lanetlen -neyi hakeder.
Onlara gre fsk kii iman dairesinden kmaktadr. Ayaklanmasnn sebebinin zorbalk,
ekemezlik ve dinden k olmas sonucu deitirmez. Mslmanlarn icm'na gre lanet
dil sebebiyle, kati ise kl sebebiyle lzm gelir.
Fer' meselelerde ctihad edenlere gelince, bunlar da helal, haram gibi er' hkmler
zerinde ihtilaf etmilerdir. Bu ihtilaflarn kayna ise galip zannn bulunduu noktalardr.
Dolaysyla bu tr meselelerde ictihad edenlerin hepsini isabet etmi kabul etmek
mmkndr. Byle bir kabuln dayand asl ise Allah Tel'nm sonradan ortaya kan
her olayla ilgili belli bir hkmnn varolup olmad meselesidir.
Fkh uslclerinden br gruba gre Allah Tel'nm itihada konu olmu meseleler
hakknda ietihaddan nce helal, haram, caiz mekruh trnden kesinlemi bir hkm
yoktur. Bu gibi meselelerde Allah Te-l'nn hkm, metehdin itihad sonucunda
vard hkmdr. Bu hkm o sebebe dayanmaktadr. Bu sebebin bulunmad
noktalarda hkm ictihadla sabit olmaz. zellikle cevaz ve kerahetin Allah Tel'nm Zt
sfatlarna ruc etmediklerini savunanlara gre byledir. Onlara gre bu hkmler, Allah
Tel'nm 'Yap, yapma' trnden buyruklarna rci-dirler. Bu yaklama gre ietihadda
bulunan her metehid isabet etmi saylr.
Usl limleri arasnda Allah Tel'nn her meseleyle lgili ietihaddan nce belli bir
hkmnn varolduunu syleyenler de vardr. Onlara gre nsann ifa ettii her hareketle
ilgili helal veya haram trnden bir hkm vazedilmitir. Metehid, bu hkmleri
arayacaktr ve ictihad yoluyla inceleyerek ortaya karmakla mkelleftir. Her talep bir
matlup gerektirir. ctihad, bir eyden dierine ynelmelidir. Dolaysyla belirli bir eye
yonel-meyen bir talep makul deildir. Bu nedenledir ki metehid, naslar, zahir (ak) ve
umum hkmler ile icm edilmi hkmler arasnda srekli aratrmada bulunur ve
hkmle olay arasndaki manev ba ortaya karmaya veya hkm ve suretler
arasndaki ilikiyi bulmaya alr.
Bylelikle zerinde ittifak edilen meselede bulduu hkm, zerinde ictihad edilen
meseleye tatbik eder. Mctehidin belli bir matlubunun bulunmamas haline gelince, byle
bir talebin shhatli olmas nasl mmkn grlr? Bu yaklama sahip olan uslclere gre
fer' meselelerde ictihad eden mctehidlerden de yalnz biri isabet eder. Ayn hkme
ulaamayan 'dier metehidler se, sarfettikler abadan dolay mazur grlrler.
etihadda isabet eden metehid kesin olarak bilinebilir mi? Uslcle-rin ounluuna gre
bunu belirlemek mmkn deildir. Ayn konuyla ilgili birka ietihaddan yalnz biri
isabetlidir, ancak hangisi olduu belli deildir. Ancak usl limleri arasnda mesele)'! tafsil
edip farkl durumlarn bulunduuna iaret edenler de olmutur. Bunlara gre ictihad
edilen konuya baklr, naslara aka muhalefet eden metehid hatal saylr. Ama bu
hata, onun dalletini gerektirmez. Metehidler arasnda sahih hadislere ve zhr naslara
bal kalanlar sabetli saylr. Metehidler arasnda nassa muhalefet aka
grnmyorsa, bizatihi hatal saylmazlar. Her halkrda bu gibi mctehidlerin hepsi
ictihadlarnda isabetli saylmalarna ramen hkmde isabet edenin hangisi olduu kesin
deildir.
Usl ve fur sahalarnda ictihad eden mctehidlerin durumlar genel olarak byle
zetlenebilir. Ancak bu, ok zorlu ve karmak br meseledir.
2- ctihad, Takld, Metehid Ve Mukallidin Hkmleri
ctihad, farz- ayn deil farz- kifye olan bir grevdir. Dolaysyla mslmanlardan
herhangi bir ahsn bu grevi ifa etmesi halinde farziyet dierlerinden der. ctihad
edecek bir ztn bulunmad bir devirde yaayanlar, bu yzden gnah ilemi ve byk
bir tehlikeyle karlam saylrlar. tihad er' hkmler, itihada bal olduuna gre
sebep msebbeb ilikisi kurulabilir. Sebep bulunmad zaman hkmler geersiz,
grler deersiz kalacaktr. u halde metehid bulunmas elzemdir, iki metehid ictihad
ettikleri ve birinin itihad dierinin itihadnn olduu takdirde, bu mctehidlerden birinin
dierini takld etmesi deildir. Ayn ekilde herhangi yeni bir olay hakknda helal veya
haram eklinde ictihadda bulunan bir mctehidin, baka bir tarihte bu olayn aynen vuku
bulmas durumunda ilk itihadna dayanmas caiz olmaz. nk ikinci itihadnda, ilk
itihadnda gremedii bir hususu grerek fikir deitirmesi mmkndr.
Avama den, mctehd takld etmektir. Avamn mezhebi, sorduu mctehidin
mezhebidir. Aslolan da budur. Ancak ulemdan bazlar Hanef mezhebine mensup
avamn yalnz Ebu Hanfe'nin mezhebiyle, f mezhebine mensup avamn da ancak afi
mezhebiyle amel edebileceini sylemilerdir. nk hkm, avamn kendine gre
mezhebinin olamayaca ynndedir. Onlarn mezhebinin o anda fetva sorduklar kim-
senin mezhebi klnmas, karkla yol aabilir. te bu nedenle avamn bu noktada
serbest davranmasn caiz grmemilerdir.
Bir beldede iki mctehid bulunduu zaman, avam bunlardan daha faziletli ve vera'
bakmndan daha stn olann bulma noktasnda aratrmada (ictihad) bulunur ve onun
fetvasyla amel eder. Mft kendi mezhebi zere fetva verdii ve kadlardan biri de bu
fetva gereince yargda bulunduu zaman bu hkm dier mezhepler hakknda da sbt
bulmu olur. Bir akte baland zaman nasl kabz (teslim alma) gereklilik kazanyorsa,
yarg da fetvayla birletii zaman hkm balayc olur. Avam, bir mctehidin ictihad
mertebesine ulam olduunu nasl bilir? Ayn ekilde mctehid, ictihad iin gerekli
artlar ikml etmi olduunu nasl bilebilir? Bu konuda farkl grler vardr.
Dvud el-sfahn ve tbilerinn mensup olduklar Zahiriye mezhebine gre fer'
hkmlerde de kyas ve ictihad caiz deildir. Onlara gre eriatn kaynaklar unlardr:
Kitb, Snnet ve cm. Onlara gre kys, hkm kaynaklarndan br deildir. el-
Isfahn yle demitir: "Kysa lk bavuran bls'tr." (Darm, Mukaddime, 22, bn Eb
eybc, Musannaf, 7/253)
Ona gre kys, Ktb ve Snnet'in muhtevasna dhil deildir. O, er' bir hkm
aratrmann da er' bir yntem olduunu anlayamamtr. Daha nce gnderilmi
eriatlerin hemen hibirinde cthaddan bamsz kalnmamtr. nk yeryznde
yaylabilmek iin eriatn ictihad ile desteklenmesi zarurdir. Nitekim sahabenin de -
kardelerin dedeyle beraber miras olmas meselesi gibi- bata miras konusu olmak
zere birok
konuda ictihad ve kysa sk sk bavurduklarn grmekteyiz. Sahbe'yi tanmaya alan
herkes bunun byle olduunu grecektir.
3- Mctehidlerin Snflar
slm mmetinin mctehidleri iki snfa aynlm olup bir ncs mevcut deildir.
A- Hadis Ehli
Bunlar genel olarak Hicazldr. Belli bal ahsiyetleri Mlik b. Enes, Muhammed b. drs
e-fi, Sfyn es-Sevr, Almed b. Hanbel, Dvud b. A1 b. Muhammed el-sfahn ve
bunlar etrafnda toplanan kimselerdir. Bunlarn Hadis Ehli olarak is imlendirilmelerinin
nedeni, hadis elde etmeye, hadis ve dier haberlerin nakline ve er' hkmleri
olabildiince naslara dayandrmaya gsterdikleri zendir. Onlar, hakknda hadis veya
nakil bulduklar hibir meselede gizli ya da ak olsun kysa bavurmay uygun
grmemilerdir.
imam e-f yle demitir: "Herhangi bir meselede bana ait bir gre rastladnzda,
onun aksine bir hadis bulursanz bilin ki benim mezhebim O hadistir." (bn Hacer,
Fethu'1-Bar, 2/223; Ali el-Kr, Edlet Mtekadi
EbHanfe, 1/130; Ais, yt'l-Beyyint, 1/73) mam e-fi le ayn gr paylaan
taraftarlar unlardr: Ebu brahim smail b. Yahya el-Mzen, er-Reb b. Sleyman el-Cz,
Harmele b. Yahya en~Necb, er-Reb b. Sleyman el-Murd, Ebu Yakb el-Buveyt,
Hasan b. Muhammed es-Sabh ez-Za'fern, Muhammed b. Abdullah b. Abdulhakem el-
Msr ve Ebu Sevr ibrahim b. Hlid el-Kelb. Btn bu limler imamlarnn ictihdlarma
hibir ilvede bulunmam, ondan nakledilenler zerinde muhtemel anlamlar arasnda
uygun olanna tevcih veya maksadn ne olduu ynnde istinbat dnda bir tasarrufta
bulunmam, imamn grlerinden ayrlmayarak kendisine asla muhalefet etmemilerdir.
B- Rey Ehli
Bunlar da genel olarak Irakldr. Re'y Ehli, mam Ebu Hanfe b. Sbit'in evresindekilerden
oluur. Muhammed b. Hasan, Ebu Ysuf Yakb b. brahim b. Muhammed, Zfer b. el-
Hzeyl, Hasan b. Ziyd el-L'l, bn Sem'a, fye el-Kd, Ebu Muti el-Belh ve Bir el-
Mers bunlarn nde gelenleri arasnda yer alr.
Re'y Ehli olarak isimlendirilmelerinin nedeni, gayretlerini ekseriyetle kysn ynn ve
hkmlerden karlan mnlar elde etmeye sarfetme-leri, yeni olaylar bunlara
dayandrmalar ve kimi zaman da ak kyas haber-i vahide tercih etmeleridir. Ebu Hanfe
bu meyanda yle demitir: "Bu ilmimiz, ulaabildiimiz en gzel gr temsil eder.
Bundan farkl bir gre sahip olann re'yi kendisini balar. Onun re'yi ona, bizim re'yi-
miz bizedir."
mam Ebu Hanfe'nin taraftarlar onun ictihadlanna ilvelerde bulunduklar gibi baz
hkmlerde kendisine muhalefet de etmilerdir.
Hatrlatma
Bu iki grubun feri meseleler hakknda ok sayda ihtilaflar sz konusudur. Her iki grubun
kendilerine ait kitaplar olduu gibi grlerini savunmak iin yaptklar mnazaralar da
mehurdur. Sonular tamamen zann kalmaktadr. Bunlarn ihtilaflar kfr veya dalletle
itham etmeyi gerektirmez. nk daha nce de ifade ettiimiz gibi feri meselelerde
ictihad edenlerin hepsi isabet etmi kabul edilir.
Notlar
1- Gazzl yani plik lakabyla anlmasnn nedeni, sadaka vermek iin arad iffetli
hanmlar bulmak amacyla iplik eiren esnafla iice olmasndandr, b. el-Kmil, cl-
Mberred, c. 3, s. 921. Vsl (H. 80-131), Mu'tezile frkasnn kurucusu ve ilk reisidir.
2- Tarihilere gre Ma'bed el-Chen (. H. 80) slm tarihinde kader konusunda ilk fikir
beyan eden kiidir. Anlatlanlara gre bu fikri, Esvire'den Ebu Yunus el-Esvr adl
ahstan almtr.
3- Gayln ed-Dmck kaderi inkr grn Ma'bed'den renmi ve bu grte arya
gitmitir. Halife mer b. Abdlaziz (H. 99-101) tvbe edip vazgetiini ilan etmesi
yznden onu ldrtmekten vazgemitir. Ama Gayln daha sonra bu grne tekrar
dnm ve Kaderiyye'ye kar ok kat olan Hiam b. Abdlmefik tarafndan am'n
kaplarndan birinde aslarak ldrlmtr.
4- Ebu'l-Hzeyl el-Allf (H. 135-226) Abdlkays'n azatls ve Mu'tezile'nin Basra
ekolnn badr.
5- Ebu Yakb e-ehhm Hicri 267 ylnda vefat etmitir. Mu'tezile'nin Basra ekolnn
badr. Halife el-Vsk tarafndan Harc Divnnn bana .tanntr. el-E'ar
Makltu'l-slmivyn adb eserinde yle der: "Onlardan biri olan e-chhm iddia etti ki
Allah Tel kullarn muktedir kld eye kadir olmaz. Ona gre tek bir hareket hem
Allah, hem de insan iin mukadder olabilir. Allah Tel'nn o fiili yapmas zaruret, kulun
yapmas ise kesbdir." c.l, s. 199.
6- Abdulkdir cl-Badd, el-Fark beync'l-frak adl eserinde bu iddialardan szetmitir. b.
s. 166, Kahire, 1948 .
7- Ayrntl bilgi iin bk. el-Brn, Tahkku m li'1-Hind s. 24, Londra, 1887.
8- El-ntisr ve'r-redd al bniVRvend adl eserin mellifidir. Bu kitapta Mu'tezile'yi
savunmakta ve bni'r-Bivend'nin eletirilerini cevaplayarak Mu'tezile'y aklamaya
almaktadr. H. 300 ylnda lmtr.
9- Ebu'l-Hseyn Muhammed b. Ali et-Tayyib el-Basr; Mu'tezile kelamcs ve kelam
dalnda ne kan kiiliklerden biridir. (. H. 436) bk. bni Hailikn, e. 1, s. 609.
10- Ebu'l-Me'l el-Cveyn Abdulmelik b. Eb Muhammed Abdullah b. Yusuf; afi fkhc,
Nisabr yaknlarndaki Cveyn beldesinin tannm mamlarndan biridir. E'arler ile
hasmlar arasndaki husmetin en iddetli olduu dnemde yaamtr. Geni ilmi ve
zengin bilgisiyle E'arilii desteklemi, akaidinin mdfaasn stlenmitir. Mekke'ye
gitmi ve orada drt yl kalmtr. Nisabr'a dndkten bir sre sonra Badat'a giderek
Nizamiye Medresesi'nde tedrista balamtr. ok yaygn bir hrete sahiptir. Hicr 478
ylnda lmtr. bni Hallikn, c. 1, s. 361.
11- Ebu shk brahim b. Muhammed el-sferyin; Rkneddn lakabyla tannm f
fkhdr. Nisbr medreselerinde ders vermi tannm bir limdir. Hicri 418 ylnda
lmtr.
12- Davd b. Ali el-sfahn, Zahir fkhs, hadis hafz ve Zhiriyye mezhebinin
kurucusudur. Zhd ve vera' ehlinden bir zt idi. Hicr 270 ylnda vefat etmitir. Bk.:
ezert, c. 2, s. 185.
13- Ebu'l-Hasan Muktil b. Sleyman el-Ezd, aslen Belh'ten olup Basra'ya gitmi,
oradan Badat'a giderek hadis naklinde bulunmutur. Mfessir olarak tannmtr.
Mchid, At ve dierlerinden hadis nakletmitir. Deerli ulemdandr. Basra'da Hicri 150
ylnda vefat etmitir. Bk.: bni Hallikn, c. 2, s. 147.
14- Muhammed b. Kerrm, Sicistn aslldr.
15- Rivayete gre bembeyaz giysileri olan esmer bir adam Hayber ganimetlerinin
datm esnasnda -ki sadece Hudeybiye'de bulunanlara verilmitir- Allah Resl'nn
(sailallhu aleyhi ve sellem) bana dikilerek yle dedi: 'Bugnden itibaren dil
olamazsn!' Allah Resul (sailallhu aleyhi ve sellem) buna ok fkelendi. fkesi
yznden okunuyordu. mer b. el-Hattb (radyaahu anh) atlarak, 'Ey Allah Resul!
zin ver de unu ldreyim!' dedi. Bunun zerine Allah Resul (sallalihu aleyhi ve
sellem) yle buyurdu: 'Bu ve arkadalar -bir zaman gelip- haber olacaktr.' Baka bir
rivayette ise yle buyurduu nakledilir: "Yazk sana! Ben dil davranmazsam, kim dil
olabilir?!" Sonra Ebu Bekir'e (radyallahu anh) dnd ve 'Onu ldr' buyurdu. Bir sre
sonra dndnde Ebu Bekir (radyallahu anh) yle dedi: Ey Allah Resul, rk ettiini
grdm. Bunun zerine mer'e (radyallahu anh) 'Onu ldr!' buyurdu. Bir sre sonra
dndnde mer (radyallahu anh) 'Ey Allah Resul! Secde ettiini grdm' dedi. Bunun
zerine Ali'ye (rad-yailahu anl) 'Onu ldr5 diye emretti. Bir mddet sonra dndnde
Ali (radyallahu anh) 'Ey Allah Resul, onu bulamadm' dedi. Allah Resul (sailallhu
aleyhi ve sellem) de yle buyurdu: "Eer ldrlm olsayd, bir daha hi kimse Allah'n
dini zerinde ihtilafa dmeyecekti!" Baka bir rivayette ise yle denilmektedir:
"Ganimet datlrken irkin grnl, ukur gzl ve kk alnl biri geldi ve Allah
Resl'ne (sailallhu aleyhi ve sellem) yle dedi: Yaptn taksim, Allah rzasna uygun
dmyor. Allah Resul (sailallhu aleyhi ve sellem) yle fkelendi ki yanaklar al al oldu.
'nsanlk hakknda Allah bana gvenirken siz mi gvenmiyorsunuz?' buyurdu. mer
(radyallahu anh) kalkp 'Ey Allah Resul! unu ldrvereyim' dedi. Allah Resul de
(sailallhu aleyhi ve sellem) bunun zerine yukarda sylediklerini syledi." (el-Kmil, el-
Mberred, C. 3, s. 919, Haleb basm.)
16- Babasna nisbede bni Hudeyr olarak anlmtr. Edebiyat kaynaklarnda ise ninesi
veya stannesine nisbetle bn Ediyye olarak isimlendirilmitir.
17- Hicri 60 ylnda lmtr. Ezrika, Haricler arasnda say ve g bakmndan en ileri
olan frkayd. Kendilerine muhalif olanlar mrik olarak grrlerdi. Kendilerine hicret
etmeyen kimseleri, ayn grte olsalar dahi mrik sayarlard. Klalarna gelen kimseleri
mtihan etmeyi farz grr ve esirlerden birini ldrmesini isterlerdi. Eer ldrrse
samimi olduuna nanr, ldrmekten imtina ederse mnafk ve mrik olduunu
syleyerek adam ldrrlerdi. (Bk.: el-Park beyne'l-firak, s. 50)
18- Abdurrahman b. Mlcem; el-Mberred, bni Mlcem hakknda unlar Jtletmirir:
"Haricler, karlatklar durumu deerlendirerek yle dediler: Ali v; Muaviye mmetin
dzenini bozdular. Eer ikisini birden ldrrsek dzen tekrar hakka dnecektir. Bunun
zerine Eca'dan bir adam araya girerek yle dedi: O ikisi yaadka hayat bana haram
olsun. O dnemde yaanan fesadn kayna da budur.... Abdurrahman b. Mlcem el-
Murd -Allah ona lanet etsin-yle dedi: Ben Al'yi ldrrm! 'Bunu nasl yapacaksn?'
diye sordular. O da, 'Suikastle' dedi. el-Berk lakabyla tannan cl-Haccc b. Abdullah es-
Sarm, 'Ben de Muaviye'yi ldrrm' dedi. el-Anber b. Amr b. Temm oullarndan
Zde-vevh adnda bir kle karak 'Ben de Amr' ldrrm' dedi. Her nn de ayn
gece ldrlmesi zerinde fikir birliine vardlar. Tarih olarak da Ramazan aynn yirmi
birinci gecesini belirlediler. Sonra ayrldlar, ibni Mlcem Kfe'ye gitti. Orada kendini
gizleyerek Kttm bt. Alkame adnda bir kadnla evlendi. Bu kadn da Haric idi. Rivayete
gre kadn ona yle demiti: Mihir olarak bin dirhem, bir kle, bir criye ve Ali'nin
katlinden bakasna raz olmam! bni Mlcem de, 'stediini alacaksn. Ama Ali i nasl
olacak?' Kadn, 'Onu hile ile ldreceksin. Cann kurtarrsan insanlar bir ktlkten
kurtarm olursun ve gelip ailenle yaarsn. Aksi halde sonsuz cennete kavuursun' dedi.
bn Mlcem belirlenen gece Ali'ye (radyallahu anh) pusu kurdu... Zehirli klcyla
vurduu Ali (radyallahu anh) bu yaradan kurtulamayarak ehit oldu. bni Mlcem de el-
Mure b. Nevfel b. cl-Hris b. Abdulmuttalib tarafndan cezalandrld." (el-Kmil, c. 3, s.
926)
19- Kendi yoldalar tarafndan Hicr 69 ylnda ldrlmtr.
20- "cl-Kerbs bir eserinde unu zikretmitir: Acride ve Meymniyc oullarn ve kzlarn
kzlaryla, erkek kardelerin ve kzkardelerin kzlaryla nikahlan-may caiz grmlerdir.
Ysuf sresinin Kur'an'dan olmadn iddia ettikleri de sylenmitir." (Makltu'l-
slmiyyn, c. 1, s. 95)
21- Murrc b. Ubeyd b. Temm oullarndan olup Emevi Devletinin son dneminde ortaya
kmtr.
22- Bazlarnn iddiasna gre el-Muhtr'a Keysn denirdi.
23- el-Mberred yle demitir: "el-Muhtr'm belli bir mezhebi olmamtr, kendisi nce
Hrici idi, daha sonra Zbeyr, ardndan da Rafz olmutur." (el-Kl"H, c. 3, s. 1008,
Mustafa Haleb basm.)
24- Kfelidir. Tannm ulemdan olup mam Buhr Kitbu'l-edeb'de ondan hadis
nakletmitir. ounluk gvenilir olduu zerinde fikir birlii etmitir. ia'nn Ehl-i
Snnet'e en yakn frkas olan Slihiyye ona nispet edilmitir Hicr 169 ylnda vefat
etmitir.
Hanf din ve slm eriat dnda kalp eriat, hkm, had ve sembollere sahip olduklarn
iddia edenler iki ksma ayrlr:
2- BAB
Dier Din Ve Mezhepler
A- Tevrat ve ncil gibi kesin olarak bilinen kitaplara sahip olanlar ki Kur'an bunlara Ehl-i
Kitb eklinde hitap etmitir.
B- Kitap indirilme phesi bulunan Mecusiyye ve Mneviyye gibi dinlerdir. Hz. brahim'e
(aleyhisselm) indirilen sahifelerin Mecsiler tarafndan ilenen birtakm gnahlar
nedeniyle ge ekildii bilinmektedir. Bunlarla ahit ve zimmet ilikisi kurulabilir.
Mslmanlarn bunlar karsndaki konumu, Yahudiler ve Hristiyanlar karsndaki
konumla aymdr. nk bunlar da Ehl-i Kitab saylmtr. Ancak bunlarla evlenilmez ve
kestikleri yenilmez. Bunun nedeni ise, kendilerine indirilmi olan kitaplarn kendilerinden
ekilip alnm olmasdr.
Kitaplar olduu bilinen Ehl-i Kitab' ncelikle ele almak istiyoruz. Kitap indirilme phesi
bulunan dinleri ise bilhare ele alacaz.
ReslullalVm peygamberliinden nce Ehl-i Kitab ve mmler birbirine tekabl eden iki
frka idi. rnm, okuryazarl olmayan kimsedir. Buna gre Yahudiler ve Hristiyanlar
Medine'de, mmler ise Mekke'de bulunmaktaydlar.
Ehl-i Kitab, Esbt'n<"> dinlerini destekliyor, srail oullarnn yolunu izliyorlard. mmler
ise kabilelerin dinini destekleyerek smail oullarnn yolunu takip ediyorlard. Adem'den
(aleyfaissdm) doan nur, brahim'e (aleyhsselm) getikten sonra kiye ayrlm, biri
srail oullarna dieri de smail oullarna intikl etmitir. srail oullarna intikl eden
nur ak ve aikr iken smail oullarna intikl eden nur gizli kalma. srail oullarna
ntikl eden nur, peygamberliin ahstan ahsa gemesi sayesinde aikr olmutur.
smail oullarna indirilen gizli nur ise birtakm mensik ve sembollerin ya atlmasyla
bilinmekte, ahs zinciri devam etmemektedir.
Birinci frkann kblesi Kuds'te bulunan Beyt'l-Makdis iken ikinci frkannki Mekke'de
bulunan ve lemlere hidyet kayna olarak vazedilen Beytullah'dr. lkinin eriat, zahir
hkmler iken, ikincinin eriat Harem-i erifin iarlarna riyet etmektir. lk frkann
hasmlar Firavun ve Hmn gibi kfr ehli iken ikinci grubun dmanlar put ve heykelle-
re tapan mriklerdir. Bu karlatrma aynen mevcut olduu iin buna uygun bir taksim
de shhatli olmaktadr.
Yahudiler Ve Hristiyanlar
Bu ikisi, Ehl-i Kitab'm en byk mmetleridir. Bunlardan Yahudi mmeti daha byktr.
nk eriat Musa (aleyhisselm)'a indirilmi olup srail oullarnn tamam bununla amel
etmi, Tevrat'n hkmlerine uymakla mkellef klnn slardr.
sa b. Meryem'e (aleyhisselm) ndirilmi olan ncil ise hkm ermemekte, helal ve
haram gibi emir ve yasaklar bu kitaptan karlamamak-tadr. Bu kitab, sembol ve
misaller, vaaz ve tlerle doludur. Bunlar dnda sert hkmler asndan Tevrat'la
gelen hkmler esas alnmaya devam edilmitir. Bu husus, ileride aklanacaktr.
Yahudiler ite bu gerekeden hareketle sa'ya (aleyhisselm) balanmam ve onun da
kendileri gibi Hz. Musa'ya ve Tevrat'a uymakla memur iken onu tayir ve tebdil ettiini
iddia etmi, u deiiklikleri de bu meyanda zikretmilerdir:
Cumartesi yerine Pazar'n kutsal gn saylmas, Tevrat'ta haram iken domuz etinin
yenileblmesi, snnet ve gusl gibi hkmlerdeki deiiklikler vs.
Mslmanlar, her iki mmetin de kitaplarn deitirip tahrif ettiklerini beyan etmilerdir.
Bununla birlikte Isa (aleyhisselm) Hz. Musa'nn getirdii kitap ve ahkm tasdik etmitir.
Onlara gre Musa (aleyhisselm) da, sa (aleyhisselm) da son peygamberi
mjdelemilerdir. mamlar, nebileri ve kitaplar da bunu bylece emretmilerdir.
Seleflerinin Medine'de ina ettikleri kaleler, asl itibaryla hir zamanda gelecek olan Allah
Resl'n (sallal-ihu aleyhi ve sellem) desteklemek iindir. Nitekim birok Yahudi ve
Hristiyan din adam, kendi cemaatlerine am' terkederek bu kalelere hicret etmelerini
emretmilerdir. Ama son peygamber zuhur edip Frn'da (: Mekke) hak davetini iln
ettii zaman O'na inanmam ve Medine'ye hicret ettiinde de O'nu desteklemeyerek
ehri terketmilerdir. Bu husus Kur'an'da haber verilirken yle buyrulmaktadr: "Allah
katndan onlara, kendilerinde olan tasdik eden Kitab geldiinde -ki onlar bundan nceleri,
inkr edenlere kar kendilerine yardm gelmesini beklerlerdi-, bildikleri gelince onu inkr
ettiler. Allah'n laneti inkr edenlerin zerine olsun." (Bakara, 2/89)
Yahudilerle Hristiyanlar arasndaki ihtilaflar da bu son Peygamber sayesinde giderilecekti.
nk Yahudiler "Hristiyanlar hibir esas zere deillerdir" (Bakara, 2/113) derken
Hristiyanlar da "Kitab okuduklar halde Yahudiler hibir esas zere deillerdir" (Bakara,
2/113) diyorlard. Allah Resul (sallallhu aleyhi ve sellem) se onlara yle buyuruyordu:
"Tevrat ve ncil'in -hkmlerini- ikme etmedike hibir esas zere deilsiniz!" (Mide,
5/68) Onlarn hkmlerini ikme etmeleri ise, Kur'an'a ve son Peygamberin hkmne
tbi olmalaryla mmknd: Bundan kanp Allah'n yetlerini inkr edince "Onlara
yoksulluk ve dknlk damgas vuruldu. Allah'n gazabna uradlar. Bu, Allah'n
ayetlerini inkr etmeleri ve peygamberlerini haksz yere ldrmelerndendi; bu, kar
gelmeleri ve taknlk yapmalarmdand." (Bakara, 2/61)
1- Fasl
Yahudiler
1- Anniyye
2- seviyye
Ebu sa shk b. Yakb el-sfahn adnda bir ahsn taraftarlarndan olumu bir frkadr.
Taraftarlarna gre bu kiinin ad Ofid Elohm'dir ki "Allah'a tapan" anlamna gelir. Bu
ahsn ortaya k Halife el-Mansr devrinde olmutur. Davetini ilan etmeye balamas
ise, Emevlerin sonlarnda Mervan b. Muhammed el-EImr devrine rastlar.
Birok Yahudi bu adamn davetine tbi olmu, onun birok iaret ve mucizeye sahip
olduu iddiasnda bulunmulardr. ddialarna gre onunla savalmas halinde
taraftarlarnn evresine bir s aac dalyla izgi izecek ve yle diyecektir: Bu izginin
gerisinde durun, silahl dmannz size ulaamayacaktr. Dman askerleri bu izgiye
geldiklerinde onun koymu olduu bir tlsm veya by sebebiyle korkarak geri kaarlard.
ddialarna gre bir defasnda Ebu sa bu izgiyi at stnde arparak tek bana gemi
ve birok mslman ldrmt. Kendisi Mvernnehir'de bulunan Musa b. mrn'm
taraftarlarnn yanna giderek onlara Allah'n kelmn tebli etmek istemitir. Rivayete
gre Rey'de el-Mansr'un ordusuyla savarken taraftarlaryla birlikte ldrlmtr.
Ebu sa, kendisi hakknda, "Ben peygamberim ve beklenen Mesih'in elisiyim." derdi.
ddiasna gre Mesih'in (aleyhisselm) be elisi vardr ve ardarda gelirler. Yine onun
iddiasna gre Allah Tel Mesih'e srail oullarn gnahkr milletlerden ve zlim
krallardan kurtarmay emretmitir. Onlara gre Mesih, Adem oullarnn en stn idi.
Mevki bakmndan btn peygamberlerin stndeydi. Bu ahsn iddiasna gre kendisi,
Mesih'in elisi ve yaad devrin en hayrl insanyd. Mesih'in tasdikini farz grr,
davetnin davetini yceltirdi. Ona gre daveti Mesih idi.
Kitabnda her trl hayvan etinin yenmesini haram grmt. Hibir canlnn
yenemeyeceini sylerdi. On vakit namaz klnmasn farz klmt. Taraftarlarna da bu
namazlar klmay emrederdi. Bu namazlarn vakitlerini de o belirlemiti. Tevrat'ta
zikredilen hkmlerin ounda dier Yahudilere muhalefet etmiti.
nsanlarn elindeki Tevrat, Roma krallarndan birinin emriyle otuz din adam tarafndan
toplanmtr. Bunun sebebi, Tevrat'ta yeralan hkmlerin birtakm chiller tarafndan
deitirilme endiesiydi. Baar Allah Tel'dandr.
3- Mukrebe Ve Yod'aniyye
Hcmedan ehrinden Yod'an adnda bir ahsn taraftarlarndan olumu bir frkadr. Adnn
Yehda olduu da sylenmitir. Bu ahs, insanlar zhde, ibdeti arttrmaya tevik
ediyor, et yemek ve iki imekten sakndryordu. Rivayete gre davetinin nemi
zerinde duruyor, Tevrat'n bir zahir, bir de btn, bir tenzil, bir de tevili olduunu iddia
ediyordu. Yapt tevillerle Yahudi topluluunun ounluuna muhalefet etmiti. Tebih
fikrinde de onlardan farkl dnyordu. Kader (: kulun kendi eyleminde tam kudret
sahibi Halik olduu) fikrine eilimliydi. Fiillerin hakik anlamda kula ait olduunu iddia
ederek mkfat ve cezann da buna gre ekilleneceini sylyordu. Bu noktada olduka
kat davranyordu.
Bu frkann dallarndan biri Mikniye olup Mikn adnda bir ahsn taraftarlarndan
olumutur. Kendisi Yod'an ile ayn grleri paylamasna ramen muhaliflere kar silah
kullanmay farz gryordu. Nitekim ondokuz taraftaryla birlikte ayaklanm ve Kum
civarnda ldrlmtr. Mikniyye'den bir topluluun Allah Resl'nn (salkli-hu
aleyhi ve seilem) Yahudiler dnda btn insanla gnderilmi bir peygamber olduuna,
nk Yahudilerin din ve kitab ehli olduuna inandklar sylenmitir.
Mukrebe frkasndan bir grup, Allah Tel'nn bir melei btn yarattklarndan stn
kldn, peygamberlere de o melek vastasyla hitap ettiini sylemitir. Allah Tel'ya
ait olduu ifade edilen ve Tevrat ile dier kitaplarda zikredilen btn sfatlara o melein
sahip olduunu sylemilerdir. Onlara gre Allah Tel'nn bu sfatlarla anlmas caiz
deildir. Bu frka mensuplarna gre Musa Peygamber (aleyhisselm) ile konuan da o
melektir. Tevrat'ta ad geen aa da o melektir. Allah Tel insanlarla konumaktan
mnezzehtir. Tevrat'ta zikredilen ru'yet talebi, ifahi konuma, Allah Tel'nn gelmesi,
bulutta zuhur etmesi, Tevrat' eliyle yazmas, Ar'a oturmas, dem'in (aleyhisselm)
suretinde olmas, ksa tyl, siyah peremli olmas, Nuh (aleyhisselm) tufanna gzleri
kr olacak derecede alama, az dileri grnecek kadar glme gibi hal ve fiillerin tamam
o melee yorulmutur. Ona gre Allah Tel btnyle, btn zellikleriyle rhn bir
melek gnderip ona kendi smini verebilir ve onun hakknda "Bu, benim elimdir, sizin
iin Ben neysem o da odur, sz Benim szm, emri Benm emrim, aranzda zuhuru
Benim zuhurum gibidir." buyurmu olabilir. te sz konusu melein durumu budur.
Mesh (aleyhisselm) hakknda "O Tanr'dr, o lemin seilmiidir." diyen Arinos'un da
kendi fikrini bu frkadan ald sylenmitir. Onlar Arinos'tan drt yz yl nce yaamlar,
zhd ve titizlikle tannmlardr.
Bu grn asl sahibinin Bnyamn en-Nhvend olduu da sylenmitir. Rivayete gre
o, bu mezhebi onlara takdim etmi ve Tevrat'taki mtebih ayetlerin tamamnn tevile
muhta olduunu sylemitir. Ona gre Allah Tel beer sfatlarla tavsif edilemez,
yaratlmlardan hibirine benzetilemez. Tevrat'ta bu ve benzeri hususlarda zikredilen
ayetler ad geen byk melek hakkndadr.
Bu aklama Kurban iin de geerli olmaktadr. Nitekim Allah Tel Meryem
(aleyhisselm) hakknda yle buyurmutur: "Ona ruhumuzdan fledik." (Enbiya/9l)
Baka bir yerde de yle buyrulmutur: "Ona ruhumuzdan fledik." (Tahrm/12)
Bu ayetlerde ruhu fleyen Cebrail (aleyhisselm) olup Meryem'e (aleyhisselm) temiz bir
ocuk vermek iin tam bir insan suretinde grnmtr.
4- Smire
Bunlar Kuds dalarnda ve baz Msr kylerinde yaayan bir topluluktur. Temizlik ve
arnmaya, dier Yahudilerden daha fazla titizlenirlerdi. Musa (aleyhisselm), Hnin
(aleyhisselm) ve Yu' (aleyhisselm)'dan sonra gnderilen peygamberlerden sadece
birinin nbvvetini kabul eder, dier peygamberleri tamamen inkr ederlerdi. Onlara gre
Tevrat, Musa'dan (aleyhisselm) sonra gelecek tek bir peygamber mjdelemitir. O da
Tevrat'n getirdii eriat tasdik edecek, hkmyle amel edecek ve ona asla muhalefet
etmeyecektir.
Smire frkasndan el-Elfan adnda bir ahs kt. Bu adam nbvvet iddiasnda bulunarak
'"Musa Peygamberin mjdeledii peygamber benim, Tevrat'ta zikredilen ay gibi k saan
yldz da benim." dedi. Bunun k, sa Peygamber'in (akyhisselm) zuhurundan yaklak
yz yl nceydi.
Smire frkas, Dostniyye -ki Elfniyye de denir- ve Kostniyye adnda k dala
ayrlmtr. Dostniyye yalanc cemat anlamndadr. nk bunlar, mkfaat ve cezann
dnyada olacan sylemilerdir. Kostniyye ise sdk cemat anlamndadr. nk
bunlar ahiret hayatndaki mkfaat ve cezay ikrar etmilerdir. Bu iki firka erl hkmler
bakmndan da ihtilafa dmlerdir.
Smire frkasnn kblesi Beyt- Makdis ile Nablus ehirleri arasnda bulunan Gezirm
adnda bir dad. Rivayete gre Allah Tel Dvud Pey-gamber'e (aleyhisselm) Beyt-i
Makdis'i Nablus da zerinde bina etmeyi emretmiti. Bu Nablus Da, Allah Tel'nn
Musa Peygambere (aleyhisse-lm) hitap ettii Tr Da'dr. Dvud (aleyhisselm) se
liya'ya tanp mabedi orada ina etti. Bu yaptyla da Allah Tel'nn emrine muhalefet
etmi oldu. Smire frkas Beyt- Makdis ile Nablus ehri arasn kble edinmilerdi. Dier
Yahudiler ise Beyt-i Makdis'e ynelmilerdir. Smire frkasnn dili, dier Yahudilerin
dilinden farkldr. ddialarna gre Tevrat, brni-ce'den ziyade Sryanice'ye yakn olan
kendi dillerinde nazil olmutur.
Yukarda sraladmz drt frka, Yahudilerin ana frkalardr. Yetmi bir frka bu drt
frkann dallardr.
Btn frkalarn zerinde ittifak ettikleri husus, Tevrat'n Musa'dan (aleyhisselm) sonra
bir peygamberin mjdesini ihtiva ettiidir. Farkllklar bu peygamberin kimlii ve ilve
baka peygamberlerin varl zerinde younlamtr. Meha ad kutsal kitaplarnda
aka gemektedir. Ahir zamanda k saan bir yldz gibi birinin kaca da zerinde
ttifak edilmi bir ihbardr. Yahudiler o zt beklemektedir. Onun kutsal gn
Cumartesidir. nk Cumartesi, Allah'n yaratl tamamlamasndan sonra Ar'a oturduu
gndr.
Yahudiler Allah Tel'nn yaratmay bitirdikten sonra -h- bacak bacak stne atarak
Ar'a oturduu zerinde ittifak etmilerdir.
Bir Yahudi frkasna gre Allah Tel'nn gkleri ve yeri yaratt alt gn alt bin seneye
eittir. nk Allah Tel katmda bir gn, ay ylyla bin yla denktir. Adem'den
(aleyhissetm) bugne kadar geen sre bu kadardr. Yaratma fiili tamamlandnda emir
balamtr. Emrin balamas Ar'a istiva ile olmutur. Bu, olup bitmi bir emir olmayp
gelecekte olacaktr. Gnleri yllarla saydmzda byle kmaktadr.
Hristiyanlar
1- Melkniyye
Melk adnda bir ahsn taraftarlarndan olumu frkadr. Melk Anadolu'da ortaya
karak blgeyi tamamen istila etmitir. Anadolu Hristiyanlarnn byk blm
Melkniyye frkasndandr.
Bunlara gre Kelime Mesih'in (aieyhisselm) bedeni ile ittihd etmi ve onun nst
ynyle mtecessid olmutur. Kelime'den muratlar ilim uknumu, Rh'l-Kuds'ten
muratlar ise Hayat uknumudur. Bede-lenmeden nce lim'e 'oul' demezlerdi. Mesh
(aieyhisselm), kendisiyle tecessd ettii eyle birlikte 'oul' olur. Bunlardan bazlarna
gre Kelime sa Mesih'in (aieyhisselm) bedeni ile kaynam, stn suya karmas gibi
ona karmtr.
Melknlere gre cevher uknumlarn ayn deildir. Bu ikisi, mevsuf ile sfat gibidir. Bu
yaklamdan hareketle de teslis fikrine kaplmlardr. Kur'an- Kerm'de onlardan
szedilirken yle buy-rulmaktadr: "Muhakkak ki, Allah n ncsdr diyenler kfre
dmtr." (Mide, 5/73)
Bunlara gre Mesih (aleyhisselm) cz' olarak deil, kll olarak nst-tur. O, kadm ve
ezelden gelen bir kadm ve ezeldir. Meryem (aJeyhisselm) ezel bir ilah dourmutur.
Onun ldrlmesi ve armha gerilmesinin nst ve lht ynlerinden her ikisini de
etkilediini sylemilerdir, Melknler cbwet=babalk' lafzn Allah Tel, 'nbvvet-
peygamberlik' lafzn ise mutlak anlamda sa Mesih (aleyhisselm) hakknda kul-
lanmlardr. nk ellerindeki ncil'de "Muhakkak ki sen tek oulsun" ayeti yer
almaktayd. Yine emon el-Saf'nn sa Peygamber'e (aleyhisselm) "Sen gerekten
Allah'n olusun." szn de duymulard.
Bu, herhalde mecaz bir kullanmdr. Nitekim dnya nimetleri peinde koanlara "ebnu'd-
duny=dnya ocuklar", ahireti talep edenlere ise "ebnu'l~hire=ahiret ocuklar"
denilmitir. sa Peygamber (aleyhisselm) Havarilere yle demitir: "Size diyorum ki,
dmanlarnz sevin ve size lanet edenlere esenlik verin. Size buzedenlere iyi davrann
ve size eziyet edenlere salt edin ki gkyzndeki babanza layk oullar olun. O'nun
gnei hem shlerin, hem de fcirlerin zerine doar, yamuru hem iyilere, hem de
ktlere indirir. Byle yapn d gkteki babanz gibi siz de tam olun." Yine o yle
buyurmutur: "Sadakalarnz dnn ve onlar gsteri iin halkn huzurunda vermeyin.
Byle yaparsanz, gkteki babanz katnda hibir ecriniz olmaz." Kendisini armha
gerecekleri zaman ise yle demitir: "imdi babamn ve babanzn yanna gidiyorum."
Arius adnda bir rahip, "Kadm olan Allah'tr, Mesih (aleyhisselm) yaratlmtr." deyince
btn papaz, kardinal ve byk din adamlar stanbul'da imparatorun huzurunda
toplandlar. Saylar 318'di. Bunlarn hepsi de u bildiri zerinde ittifak ettiler:
"nanrz ki Baba Allah Bir'dir, O her eyin Mlikidir. Grdmz ve gremediimiz her
eyin yaratcsdr. sa (aleyhisselm) O'nun oludur. Btn alemlerin zuhurundan nce
babasndan neet etmitir. Yaratlm deildir. Kendisinin eliyle alemlerin nizam bulduu
Babasyla ayn cevherden olup hak ilahtan gelen hak ilahtr. Bizim iin, tm insanlk iin
ve kurtuluumuz iin gkten inip Rhu'l-Kuds ile tecessd etmi ve insan olmu, Bakire
Meryem'den (aleyhisselm) domutur. Philatos
zamannda armha gerildikten sonra topraa verilmitir. nc gn kalkm ve ge
ykselmi, babasnn sa tarafna oturmutur. llerle diriler arasnda gidip gelebilecek
durumdadr. Tek Rh'l-Kuds'n, babasndan kan hak ruh olduuna iman ederiz.
Gnahlarn balanmas iin tek bir vaftize, tek bir katolik kutsal cemaata,
bedenlerimizin tekrar kyam edeceine ve ebediyete dek srecek bir hayata iman ederiz."
Yukardaki metin zerinde "varlan ttifak, Hristiyanlar arasnda yaplan ilk ittifaktr.
Grld gibi bu metinde bedenlerin diriltilmesine iaret edilmektedir.
Hristiyanlar arasnda bir grup bedenlerin deil yalnz ruhlarn dirileceini iddia etmitir.
Onlara gre kt insanlar bekleyen son, Kyamet'ten sonra yaayaca ve bilgisizlikten
doan hzn ve tasadr. yileri bekleyen son ise, bilgiden kaynaklanan mutluluk ve
sevintir. Bunlar cennette evlilik, yeme, ime gibi fiillerin bulunmayacan da ileri
srmlerdir.
Bu grupta yer alanlardan biri olan Mar shk yle demitir: "Allah Tel itaat edenlere
mkfaat vaadinde, isyan edenlere de ceza tehdidinde bulunmutur. O'nun bu vaadinde
durmamas caiz deildir. nk bu kerem sahibine yakmaz. Ancak tehdidinden cayp
silere ceza vermeyecek, bylece herkes mutlu ve sevinli olacaktr. O, bunu
genellemitir; zira ebed ceza, cmert ve yilik sahibi olan Allah Tel'nn snndan
olamaz."
2- Nestriyye
Halife el-Memn dneminde ortaya km bir frkadr. Frkann kurucusu Nestr-i Hakm
adnda bir ahstr. Bu ahs, incil'de kendi grleriyle tasarrufta bulunmutur.
Hristiyanla mensubiyeti, Mu'tezile'nin slama mensubiyeti gibidir.
Kendisi yle demitir: "Allah Tel Bir'dir ve vcd, hayat ve ilim olmak zere uknum
sahibidir. Bu uknum, Allah Tel'nn Zt zerine zid de deildir, O'nun Ztyla ayn
da deildir. Kelime sa'nn (aleyhisselm) bedeniyle ittihd etmitir. Ama bu tthd,
geiip karma (imtiza) eklinde deildir. Bilindii zere Melknler ittihadn bu ekilde
gerekletiini sylemilerdir. Ykblerin iddia ettikleri gibi zuhur etme eklinde de
gereklememitir. Ancak bu ittihad, gnein kristal zerindeki aydnl ve nakn mhr
zerindeki zuhuru gibi gereklemitir.
Uknumlar (eknm) konusundaki gr, Mu'rezile" den Ebu Him'in ahvl konusundaid
grlerini artrmaktadr. O da bir ey iin farkl zelliklerin olabileceini sylemitir.
Buradaki "bir" sznden kast Allah'tr. Nestr'un 'Allah cevher bakmndan Bir'dir1
sznden murad, O'nun iki ayr cinsten mrekkep olmayp basit ve tek oluudur. ki
cevheri sfat olarak hayat ve ilimden murad ise, bunlarn, lemin mebdei olan iki asl
oluudur. Nestr ilmi nutk (dnme, konuma) ve Kelime ile tefsir etmitir.
Sz nihayet olarak Allah Tel'nn mevcut, hayat sahibi ve ntk olduunu tesbit etmeye
varr. Filozoflar da insan tarif ederken bu minvalde konumulardr; ancak bu mnlar
insan sz konusu olduunda deiiklie urar, nk insan Allah gibi basit deil,
mrekkeb bir cevherdir.
Frkann baz mensuplar Allah Tel'nn kudret ve irde gibi sfatlan olduunu sylemi,
ancak bunlar hayat ve lim gibi uknum olarak grmemilerdir.
Kimilerine gre ise uknumdan her biri, tek bana diri, nutk sahibi ve ilahtr. Dierleri
se 'lah' isminin bu nden her biri iin kullanlamayacan iddia etmilerdir.
Onlara gre oul, babadan domam olup doduu zaman Mesih'in cisminde
bedenlenm ve onunla ittihd etmitir. Huds, bedene ve nst ksma dnktr.
Bunlara gre Mesh insan ile lhn ittihd ettii bir varlktr. Her biri ayr bir cevher,
uknum ve deiik tabiattadr. Biri kadm bir cevher iken, dieri muhdes yani sonradan
olma bir cevherdir. Biri tam bir insan, dieri tam bir ilndr. Aralarnda gerekleen
ittihd, kadmin kdemini iptal etmedii gibi, muhdesn hudsunu da iptal etmemitir.
Ancak bu ikisi tek bir mesh ve bir tek tabiat haline gelmitir. Bunlar ifadeyi de
deitirerek cevherin yerine tabiat, uknumun yerine alisi geirmilerdir.
ldrme ve armha germeye gelince, bu meselede Melkniyye ve Yakubiyye'den farkl
bir gr belirtmilerdir. Onlara gre ldrme fiili Mesih'in (aleyhisselm) lht ynn
deil nst ynn hedef almtr. nk ilhn ac ekmesi sz konusu deildir.
Potinus{: Nautus) ve Pavlos e-amt yle demilerdir: Muhakkak ki lh birdir. Mesh
(aleyhisselm) Meryem'den (aleyhisselm) olmutur. O, yaratlm slih bir kuldur. Ancak
Allah Tel, taatndan dolay kendisini ereflendirmek ve onurlandrmak iin evlat edinme
anlamnda 'oul' olarak isimlendirmitir. Bu oulluk,'kesinlikle fiziksel doum veya
ittihada dayal bir husus deildir.
Nestrler arasnda Musalln (:Duaclar) adyla tannan bir topluluk Mesh (aleyhisselm)
hakknda Nestr ile ayn gr paylam ancak unu lve etmilerdir: Kii ibdette leri
gittii, et ve ya yemeyi brakt, hayvani ve nefsn ehvetleri terkettii zaman cevheri
saflar ve gklerin melektuna ykselerek Allah Tel'y aktan grr, gaybda olan
herey kendisine aklanr, gklerde ve yerde hibir sr ona gizli kalmaz.
Nestriyye arasnda tebih fikrini reddederek Kaderiyye frkas gibi kaderin hayr ve
errini kula isnd eden bir grup da kmtr.
3- Yakbiyye
Yakb adnda bir ahsn taraftarlarndan oluan bir frkadr. Bunlar da Allah Tel'nn
uknumunu ikrar ederler. Ama dierlerinden farkl olarak Allah Tel'nn Kelimesi'nin ete
ve kana brndn sylerler. Bylece lah, Mesh (aleyhisselm) olmutur ve
bedeniyle zahir olan da O'dur. O, O'nun t kendisidir. Kur'an- Kerm'de bu topluluun
inanlar haber verilerek yle buyrulmutur: "Allah, Meryem olu Mesih'tir diyenler kfre
dmtr." (Mide, 5/72)
Bu frka mensuplarnn bir ksm, sa Peygamber'in (aleyhisselm) Allah olduunu
sylemilerdir.
Bazlar ise yle demilerdir: Lht, nst le zuhur etti. sa Peygamber'in
(aleyhisselm) nstu, cevherin tezahr ettii yer oldu. Fakat bu durum, bir parann
somut bir ekilde ona hulul (girii) veya sfat hkmndeki kelimenin ittihad (birlemesi)
tarznda olmamtr. Bilakis O'nun O olmas eklindedir. Nitekim Kur'an- Kerm'de
Cebrail'den (aley-Dinler ve Mezhepler Tarihi hissdm) szedilirken yle buyrulmakradr:
"Ona tam bir insan suretinde grnd." (Meryem, 19/18)
Yakblerin ounluuna gre Mesh (aleyhisselm) tek bir cevher ve tek bir uknumdur,
ancak iki cevherden neet eder. Kimi zaman da iki tabiattan neet eden bir tabiat
olduunu sylemilerdir. Bu nedenledir ki nefs ile bedenin terkibi gibi kadim ilahn cevheri
ile muldes insann cevheri de terkip yoluyla birleip tek bir cevher ve tek bir uknum
olmulardr. Bunun sonucu da bir insan ve bir ilah olmaktr. Btnyle ilh, btnyle
insandr. Bu yzden 'insan ilha dnt' denebilirken 'ilh insana dnt' denemez.
Tpk atee atlan bir kmr paras gibi. 'Kmr atee dnt' denirken 'ate kmre
dnt' denemez. Halbuki o, z bakmndan ne ate, ne de kmrdr. O artk bir kor
parasdr. Yakbler'n iddiasna gre Kelime insan- cz' ile itthd etmi, insan- kll ile
ittihd etmemitir. ttihad bazen imtiza ile bazen de insan suretinin parlak bir aynaya
hulul gibi hulul le ifade ederler.
Teslis fikrini benimseyenlerin tamam, kadmin muhdes ile ittihd etmesinin caiz olmay
zerinde fikir birlii etmilerdir. Ama Kelimeden baret olan ikinci uknumun ittihd
etmesine karn dier uknumlarn ittihd etmediklerini sylemilerdir.
Mesih'in (aleyhissdm) Meryem'den (aleyhisselm) doduu, ldrlerek armha
gerildii hususlarnda da fikir birlii etmilerdir. Ama bunun nasl olduu noktasnda
htilafa dmlerdir. Melkniyye ve Yakbiyye frkalarna gre Meryem'in (aleyhisselm)
dourduu ilahtr. Melkniyye frkasnn inancna gre Mesh (aleyhisselm) nst-i kll
ve ezel olduu iin Meryem (aleyhisselm) insan- cz'dir. Cz' ise klliyi douramaz.
sa'y (aleyhisselm) douran kadm uknumdur.
Yakblere gre Mesih (aleyhisselm) iki cevherden biri olduu, ilah olduu ve domu
olduu iin Meryemin (aleyhisselm) bir ilah dourmutu. Allah Tel bunlarn
sylediklerinden tamamen mnezzehtir.
Onlara gre ldrme ve armha germe eylemleri de iki cevherden oluan mrekkep
cevher zerine vki olmutur. Eer bu iki cevherden biri zerine vki olmu olsayd
ittihd btl olurdu.
Bazlarnn iddiasna gre cevher-i kadmin iki yn vardr. Mesh (aleyhisselm) bir
ynden kadm, bir ynden de muhdestir.
Yakbiyye'den bazlar yle demilerdir: Kelime, Meryem'den ,aleyhisselm) hibir ey
almam olup suyun olua uramas gibi ona uramtr. Mesh'in (aleyhisselm)
insanlarn gzlerine zahir olan hayali, ayna zerindeki suret gibidir. Hakikatte o,
tecessm etmi kesf bir cisim deildir. Onun ldrlmesi ve armha gerilmesi de hayal
zere vki olmutur. Bunlara lyniyye denmi olup am, Yemen ve Ermenistan'da
bulunan bir topluluktur. ddialarna gre lh, onlar halsa kavuturmak iin armha
gerilmitir. Bazlar ise unu iddia etmilerdir: Kelime bazen Mesh'in (aleyhisselm)
bedenine dhil olur ve ondan lleri diriltme, alacaly ve doutan kr iyiletirme gibi
mucizeler sdr olurdu. Bazen de ondan ayrlrd ve o zaman kendisine aclar ve elemler
varid olurdu.
Beliares ve taraftarlar da bu grtedir. Onun yle dedii nakledilmitir: nsanlar
melekt-i a'lya ulatklar zaman, bin yl yer ier ve evlenirler. Sonra Arius'un vaadettii
ve tamam lezzet, mutluluk ve srrdan ibaret olan nimetlere ularlar. Burada yeme,
ime ve evlenme yoktur.
Makedanius se cevher- kadmin sadece iki uknumu olduunu sylemitir: Biri baba,
dieri ouldur. Ruh ise yaratlmtr.
Sebalius ise kadmin tek bir cevher ve tek bir uknum olduunu ve zellii bulunduunu
ve bunlarn tamamyla Meryem olu sa'nn bedeninde ittihd ettiini ddia etmitir.
Arius ise Allah Tel'nn bir olduunu syleyerek O'nu 'Baba' olarak isimlendirmitir.
Mesh (aleyhisselm) O'nun seimi zere Kelimesi ve oludur. Mesh (aleyhisselm) btn
varlklardan nce yaratlm olup eyann yaratcsdr. ddiasna gre Allah Tel'nn
dier ruhlardan ok daha byk, yaratlm bir ruhu vardr. Bu ruh, baba ile oul arasnda
vasta olup ona vahyi ulatrr. Yine onun iddiasna gre Mesh lk bata latf bir cevher,
katksz bir rhn, drt unsura karmam, terkipten tamamen uzak bir varlk olarak
vcd bulmutur. Onun drt unsura brnmesi Meryem'den gelen cisimle ittihd etmesi
srasnda olmutur.
te mezhep nnde durumu byle olan Arius, mezhep bakmndan farkl dnmesi
sebebiyle tarafndan da dlanmtr.
3-BAB
'Kitab' kavram ile neyin kasdedildiini ve gerek kitapla kitap olmas muhtemel olanlar
arasndaki fark daha nce beyan etmitik. brahim'e (aleyhisselm) indirilen sahfeler
(suhuf) kitab olma ihtimali tamaktayd. nk bu sahfelerde birtakm ilm metodlar ve
amel yollar bulunmaktadr.
Bu sahfelerde bulunan lm unsurlara rnek olarak unlar zikredilebilir; Yaratl ve
ibd'nn keyfiyeti, mahlktn Allah Tel'nn ezel hikmetini izhr edecek biimde belli
dzen ve nizma gre biimlendirilmesi, Allah Tel'nn ezel rdesinin bunlarn tamam
zerinde cri olmas, bunlar hakkndaki kader ve hidayetin beyn, mahlktn btn
trleri iin kesinletirilmi kaderin izilmesi, Allah Tel'nn lemde yrrlkte olan
hidyetini kabullenmeye ynelik istidadn ekli ve benzerleri. Bu sahfelere gre ilim bir
btn olarak bu iki hususun dna kmaz, nitekim Allah Tel buna yle aret
buyurmutur: "Yce Rabbinin smini tebih et! O ki yaratt ve biimlendirdi, takdir etti ve
hidyeti gsterdi." (A'f, 87/1-3) Allah Tel brahim'den (aleyhisseim) haber vererek
yle buyurmutur: "O ki beni yaratt, bana yol gsteren de O'dur." (uar/78) Musa'dan
(aleyhisse-tm) haber vererek de yle buyurmutur: "O ki hereye yaratln vermi
sonra da hidayet etmitir." (Thd, 20/50)
Amel unsurlara rnek olarak da unlar zikredebiliriz: Nefsleri phelerden arndrmak,
ibdetler yoluyla Allah Tel'y zikretmek, dnyev ehvetleri reddetmek, uhrev
saadetleri tercih etmek. Bu sahfelere gre uhrev kemle ulamann yolu u iki rkn
ikme etmekle mmkndr: Taharet ve ehdet. Ameller bu iki trn dna kmaz.
Nitekim Allah Tel yle buyurmutur: "Arnan ve Rabbinin adn zikredip namaz klan
kurtulua erdi. Oysa siz dnya hayatn tercih ediyorsunuz. Ahiret ise daha hayrl ve daha
kalcdr." (A'l, 87/14)
Yine Allah Tei konuyla ilgili birinin azndan unu haber vermektedir: ''Muhakkak bu, ilk
sahfelerde, brahim ve Musa'nn sahfelerinde mevcuttur." (A'l, 87/19) Bylelikle, sz
konusu sahfelerde bulunan eylerin, bu srenin ihtiva ettii hususlar olduu beyan
edilmi olmaktadr. Gerek i'cz da te budur.
Mecsiyye: En byk din, en ulu mmet olarak da anlmtr. Bunun nedeni, ibrahim
Peygamber'den (aleyhisselm) sonraki peygamberlerin davetleri, onun daveti gibi
umumiyet kazanmam, kudret, krallk ve azamet sahibi olmamtr. nk Acem
krallarnn tamam brahim dini zereydi. Bu krallardan her birinin dneminde yaayan
tebaa krallarnn dini zere olmulardr. Acem krallarnn bavuru kayna olarak
grdkleri kiiye Mbed-i Mbedn denirdi. Bu isim, limlerin en limi, bilgelerin en
by anlamna geliyordu. Krallar ondan emir alr ve emrine asla kar kmazlard.
Sadece onun fikrine bavurur ve eski krallar gibi tazm ederlerdi.
israil oullarnn daveti, o sralarda genelde am diyar ve Kuzey Afrika'da younlam,
Acem diyarna pek fazla nfuz edememiti.
brahim Peygamber'in (aleyhisselm) devrinde varolan frkalar iki ana blme ayrlmt:
1. Sbiler, 2. Hanfler.
Sbiler Bunlarn sylemi udur: "Allah Tel'y hakkyla bilmek, O'na nasl ibadet
edeceimizi anlamak, emir ve yasaklarn renmek iin bir aracya ihtiya duyarz. Ama
bu arac cismn deil ruhan olmaldr. nk ruhanler arnm ve temiz varlklar olarak
Rabbe herkesten daha yakndrlar. Cismn ise bizler gibi beerdir; yediklerimizi yer,
itiklerimizi ier, madde ve suret bakmndan da bize benzer." Onlarn ifadeleri Kur'an'da
yle nakledilmitir: "Eer kendiniz gibi bir beere itaat ederseniz, o zaman kaybedenler
olursunuz." (M'minn, 23/34)
Hanfler
Bunlarn sylemi de udur: "Allah Tel'y bilmek, O'nun emir ve yasaklarn renmek
in beer bir aracya ihtiya duyarz. O, temizlik, masumiyet, ilh destek ve hikmet
derecesi bakmndan ruhanlerin stndedir. Beer zellikleri bakmndan bize
benzemelerine ramen rhniyetleri bakmndan bizden ayrrlar. Bu boyutlaryla valiye
muhtab olur, aldklar vahyi de beer boyutlaryla dier insanlara aktarrlar." Allah Tel
onlar hakknda yle buyurmutur: "De ki: Ben de sizler gibi bir beerim, -fakat-bana
vahyediliyor ki sizin lhnz ancak tek bir lh'dr." (Kehf, 18/110) "De ki: Rabbimi tenzih
ederim, ben ancak bir insan, bir resulm." (isr, 17/93)
Sbiler saf ruhanlere bizzat yol bulamadklar, onlarn varlklarna yaklaamadklar,
hakk dorudan onlardan renemedikleri iin deiik araclara ynelmilerdir. Bazlar
onlar temsil ettiini dnerek yedi gezegene ynelmi, bazlar ise sabit yldzlara
ynelmitir. Nabatlar, Persler ve Romallar arasndaki Sbiler yedi gezegene ynelirken
Hint Sbileri sabit yldzlara ynelmilerdir.
Bunlarn mezheplerini Allah'n yardmyla mmkn olduunca aklamaya alacaz.
Bunlarn bir ksm misali (: ilah gleri temsil eden) gk cisimlerinden daha aa inerek
iitmeyen, grmeyen ve kendilerine hibir yarar dokunmayan cisimlere ynelmitir.
Yukarda anlattmz gruptakiler yldzlara tapanlar (abedet'l-kevkib), ikinci gruptakiler
ise puta tapanlar (abedenfl-esnm) olarak bilinirler.
Hz. brahim her iki grupla da mcadele etmekle ve onlara msamaha ve kolaylk dini olan
Hanflii retmekle mkellef klnm olduu iin puta tapanlara kar hem szle hem de
fiille delil getirmi; putlar szle ve fiille krmtr. Bu meyanda babas Azer'e yle
demitir: "Ey babacm! itmeyen, grmeyen ve sana hibir yarar olmayan eylere
niin tapyorsun?" (Meryem, 19/42) Sonunda da "En bykleri dnda hepsini paralad."
(Enbiy, 21/58) Bu, fiil bir ilzam ifde ediyordu ve krma bakmndan da muhataplarn
aresiz brakma giriimiydi, ibrahim (aleyhisselm) Allah Tel'nn da bildirdii gibi bu
grevi baaryla tamamlamtr: "Bu, kavmine kar brahim'e verdiimiz bir hccetti.
Dilediimizi derecelerce ykseltiriz. Muhakkak Rabbin en byk hikmet ve ilim sahibidir."
(En'm, 6/83)
brahim (aleyhisselm), davet srecinde ncelikle yldzlara tapanlarn inanlarn geersiz
klarken muvafakat (uyumlu davranma) slbunu kullanmtr. Allah Tel bunu haber
verirken yle buyurmaktadr: "brahim'e gklerin ve yerin melektunu ite byle
gsteririz." (En'm, 6/75) Yani ona hcceti verdiimiz gibi, bu hccetin dayanan da
gstermiizdir. O da bundan harekede nce yldzlara tapanlar olumlama cihetine gitmi,
fakat sonunda onlara muhalefet etmitir. Bylelikle onlar daha gl bir ekilde ilzam
etmitir. brahim (aleyhisselm) gne iin "Bu benim Rab-bimdir" (En'm, 6/76) dedii
zaman mrik olmad gibi, "Hayr onu en bykleri yapt" (Enbiy/63) dedii zaman da
yalanc deildi. Onun ifadeleri kendini deil karsndakileri balayc nitelikteydi. Hcceti
gsterdii ve hccetin dayanan aklad zaman, en byk din ve en yce eriatn
Hanflik olduunu da ikrar etmiti. Dosdoru din buydu.
Onun neslinden gelen btn peygamberler, zellikle de Allah Resul (sallallhu aleyhi ve
selkm) Hanflii benimsemitir. O, bu dini beyanda zirveye ulap niha hedefe varmtr.
in dikkat ekici yan tevhidin Hanfliin en zgn esas olmasdr. te bu yzdendir ki
Kur'an'n Hanfliin zikredildi-i her ayetinde irkin reddine de yer verilmitir: "Hanf ve
Mslim olarak. O, mriklerden deildi." (H mrn, 3/67) "Allah iin, O'na irk
komayan hanfler olarak," (Hacc, 22/31)
Seneviyye (kicilik; Dualizm) Mecslere zg bir inantr. Onlar iki asln varln iddia
etmilerdir. Onlara gre iki tane kadm mdebbir vardr. Hayr ve er, yarar ve zarar,
salh ve fesat bunlar arasnda ikiye ayrlmtr. Birine 'Nur' dierine 'Zulmet' adn
vermilerdir. Fars dilinde ilkinin ad Yezdan, dierinin ad de Ehrimen'dir.
Mecslerin inanla ilgili sorunlar temelde iki esas zerinde tezahr etmitir:
a- Nurun zulmete karma sebebinin aklamas.
b- Nurun zulmetten kurtuluunun izah. Onlara gre karma mebde' (balang),
kurtulu ise varlacak menzil (me'd)dr.
1- Fasl
Mecsler
Daha nce de belirttiimiz gibi iki asla inanrlar. Ancak gerek Mecsler bu iki asln kadm
ve ezel olmasn caiz grmemilerdir. Onlara gre nur ezel iken zulmet muhdes yani
sonradan olmadr. Ama bunlar da onun hudsu zerinde fikir ayrlna dmlerdir. Bir
gre gre zulmet nurdan domutur. Peki nur czi bir erri ihdas edemezken errin
kayna olan zulmeti nasl ihdas etmitir? Yoksa baka bir eyden mi domutur? hdas
ve kdem bakmndan nura ortak olan baka bir ey var mdr? Mecslerin ihtilaflar ite
bu meseleler zerinde younlamaktadr.
Bazlarna gre ahslarn ilki (mebde'-i evvel) Geymers'tir. Bazlar da bu ahsn Zervn-
Kebr, ikinci peygamber Zerdt olduunu sylemitir. Geymersiyye frkasna gre
Geymers Adem Peygamber'dir (aleyhisselm). Kelime olarak anlam 'nutk sahibi canl'
demektir. Hind ve ran tarihlerinde Geymers'in Adem (aleyhisselm) olduuna dair
bilgiler mevcuttur ki bu tarihilerin ounluu tarafndan benimsenmeyen bir grtr.
1- Geymersiyye
Geymers etrafnda toplananlardan olumu bir frkadr. Frka, iki asln varln kabul
etmitir. Bunlardan birine Yezdan, dierine Ehrimen demilerdir. Bunlara gre Yezdan
ezel ve kadmdir. Ehrimen ise muldes ve yaratlmtr. ddialarna gre Yezdan kendisine
kar bir rakibinin olmas halinde durumun ne olacan kendi kendine dnmt. Bu,
aa bir fikirdi ve nurun tabiatna aykryd. Bu yzdendir k bu dnceden karanlk
dodu ve Ehrimen adyla anld. Ktlk, fitne, fesat ve zarar tabiatna sahip olan
Ehrimen nurun stne kt. Tabiat ve sz bakmndan ona muhalefet etti. Nur
askerleriyle Ehrimen askerleri arasnda sava balad. Bunun zerine melek ordusu
aralarna girerek sulh etmelerini salad. Sulh art uydu: Alem-i sfl, yedi bin yl
boyunca Ehrimen'in hkm altnda kalacakt. Daha sonra oray boaltacak ve nura teslim
edecekti. Ehrimen bu sulhtan nce dnya zerinde bulunanlar helak etti. e Geymers
adndaki kiiyle Thor adnda bir hayvandan balad. nce onlar ldrd. Geymers'in
dt yerden Reybs adnda bir adam kt. Reybs'tan Me adnda bir erkek, Mne
adnda bir kadn zuhur etti. Bunlar, insanln atalar oldular. Thor'un dt yerden de
hayvanlar tredi.
ddialarna gre Nur, insanlar henz bedenlenmemi ruhlar halindeyken u iki seenek
arasnda tercih sahibi klmt: Onlar ya Ehrimen'in bulunduu yerlerden uzak tutacak, ya
da beden kisvesine sokup Ehrimen'le savamalarn salayacakt. nsanlar bedenlere
brnp Ehrimen'le savamay tercih ettiler. Ama bir artlan vard, o da Ehrimen
karsnda Nur'dan yardm grmekti. Ehrimen'i yenip ordusunu yokettiklerinde Kyamet
kopacakt.
Bu frkaya gre Nur ile zulmetin karmasnn ve Nur'un zulmetten kurtulmasnn
sebepleri bunlard.
2- Zervniyye
ddialarna gre Nur, nurdan olan, tamam nurn, ruhan ve rabbn ahslar yaratt. Ama
bunlarn en bykleri olan Zervn yaratlm eylerden biri hakknda kukuya kapld. Bu
kukudan Ehrimen yani blis hadis oldu.
Bazlar ise buna katlmayarak yle demilerdir: Zervn- Kebr kalkt ve bir olu olmas
iin 9999 sene dua etti ama olmad. Sonra kendi kendine konumaya ve dnmeye
balad. 'Bu ilim hibir ey deil1 dedi.
Onun bu derin tasasndan Ehrimen dodu. lminden ise Hrmz dodu. kisi de ayn
karndan kmlard. Ancak Hrmz ka daha yaknd. Fakat blis Ehrimen bir hileye
bavurarak annesinin karnn yard ve ondan nce karak dnyay ele geirdi.
Denilmitir ki: Ehrimen Zervn'm kucana verilip de onun irkinlik ve ktln
grnce ona buz ve lanet edip yanndan kovdu. O da gidip dnyay igal etti. Hrmz
uzun sre onun tasallutundan uzak yaad. Bir kavim onu tanr edinip taptlar. nk
onda iyilik, temizlik ve gzel ahlakn en gzel rneini gryorlard.
Zervniyye'den bir grup ise unu iddia etmitir: eytann kayna olan irkinlik, irkin bir
fikir ya da irkin ufunet olarak Allah'n yannda varln srdryordu. ddialarna gre
dnya her trl ktlk ve beladan uzak, dnyada yaayanlar mahza hayr ve nimet
iindeydiler. Ancak Ehrimen'in dousuyla birlikte ktlk ve felaketler ortaya kmaya
balad. O, ge ulaamyordu. Ama bir gn hileye bavurarak gn kapsn at ve
oraya trmand.
Bazlar ise yle demitir: Ehrimen gkteydi. Yeryz ondan uzakta ve gvendeydi. Ama
o, bir yol bularak g yard ve btn askerleriyle birlikte yeryzne indi. Bunun zerine
Nur melekleriyle birlikte kat. eytan onu takip ederek bulunduu cenneti kuatt. bin
yl onunla savat. eytan, Allah Tel'ya bir trl ulaamad. Sonunda meleklerin
araclyla sulh yapld. Buna gre bls ve ordusu 9000 yl yeryznde kalacak, sonra da
geldii yere dnecekti. Rab Tel onlarn szlerini uygun buldu ve bls ile askerlerinden
gelecek ktlklerden bir hals yolu olduunu dnd. Sulh iin belirlenen sre
doluncaya kadar art bozulmayacakt. Bu sre zarfnda insanlar sknt, bela ve afetlere
maruz kalacak, ancak bu sre dolduktan sonra nimet ve saadet dolu ilk dnemlerine geri
dnebileceklerdi. blis de baz eyleri yapabilmeyi ve her trl irkin fiili
gerekletirebilmeyi art kotu. Taraflar artlar kabul edince iki dil iyi bu anlamaya
ahit tuttular. Kllarm ahitlere doru uzatp onlara mt dediler: "Kim bu anlamay
bozarsa onu bu klla ldrn!"
Akldan biraz pay olan kimselerin bunlara inanacaklarn sanmyo-rurn. Belki bunlar,
aklda tasavvur edilen bir eyin semboldrler. Allah Tel'nn cell ve ululuunu
bilenlerin kalpleri ve kulaklar bu tr samalklar iitmez.
Bunlara yakn anlamda Ebu Hmid ez-Zevzen unu nakletmitir: Mecsler iddia ettiler ki
Ibls hl zulmet iindedir ve hava, Allah Tel'nn hkmranl dnda kalan bir
blgedir. blis Nur'u grdke trl hilelere bavurarak Allah Tel'nn hkmranl
altnda bulunan Nur'un stne ullanmaktadr. Btn ktlk ve fetleri de bu ekilde
dnyaya tamaktadr. Allah Tel bu dnyay bir a eklinde yaratm ve blis bu aa
taklmtr. O, kendi krallna dnemeyerek bu ada asl durmaktadr. blis bu dnyaya
hapsedilmitir. Ancak bu hapis onu ldrtmakta ve frsat bulduka insanlarn stne bela
ve fet yadrmaktadr. Allah Tel'nn can verdiklerini ldrmekte, iyiletirdiim hasta
etmekte, mesut ettiini zmektedir. Bu durum Kyamete kadar byle srecektir. u var
k Iblis'in gc gnbegn azalmaktadr. Kyamet koptuunda gc tamamen tkenmi,
iktidar sona ermi ve btn ateleri snm olacaktr. Sonunda hava boluuna
atlacaktr. Hava, ucu buca olmayan bir zulmettir. Bunun ardndan btn din sahipleri
diriltilecek ve Allah Tel onlar hesaba ekecektir. eytana itaat edenleri cezalandrp
ona kar durabilenleri dliendirecektir.
Meshiyye ise yle demitir: Nur, kendi bana mutlak bir nur iken bir ksm silinerek
zulmete dnmtr. Hurremdnyye de ayn ekilde iki asla inanmtr. Ancak bunlarda
tenash ve hulul fikirlerine eilim de vardr. Bunlara gre helal, haram diye belirlenmi
hkmler yoktur.
Her mmette benzer topluluklar ortaya kmtr. bhiyye, Mazde-kiyye, zndklar ve
Karmatler de bunlar gibidir. Dinin karp bulanklamas bunlardan dolaydr; nsanlarn
fitneye dp aresiz kalmalar da bunlardan dolaydr.
3- Zerdtiyye
Zerdt'n taraftarlarna verilen isimdir. Zerdt b. Yreb, Kral Ku-tasb b. Lehrseb
dneminde zuhur etmitir. Babas Azerbeycan'dand, Dadoye adndaki annesi ise Rey
ehrindendi.
Bu frka mensuplar yle derlerdi: Bizim peygamberlerimiz ve ilki Geymers olan
krallarmz vardr. Yeryznn lk kral da odur. Makam stahr ehrindeydi. Sonra
Oheng b. Fervek zuhur etti. Hint diyarna indi. Orada davetini tebli etti. Ardndan
Tahomers kt. Sbilerin ortaya klar da bunun saltanatnn balarnda olmutu. Onun
ardndan kardei Kral Cem zuhur etti. Onun ardndan peygamberler ve krallar geldi k
Bbil'e inen ve orada ikamet eden Minoehr bunlardandr. Hz. Musa'nn bunun devrinde
geldiini sylerler. Silsile bu ekilde devam ederek Kral Kutasb b. Lehrseb'a kadar
gelmitir. Onun devrinde de Bilge Zerdt ortaya kmtr.
ddialarna gre Allah Tel suhuf- l ve en yce kitabnda olanlarn zamanndan sonra
kendi melektundan ruhan bir halk yaratmtr. Bunun zerinden bin yl getikten
sonra irdesini, insan suretinde terkip olmu k saan bir nura yneltmitir. Onu yetmi
yce melek kuatmt. Sonra gnei, ay, yldzlar ve arz yaratt. dem oullan bn yl
hareketsiz kaldlar. Sonra lliyyn'un en stnde bulunan bir aata Zerdt'n ruhunu
yaratt. Yetmi tane yce melek evresinde halka oldular. Bu aac Yezhar adnda
Azerbaycan'da bulunan br dan zirvesine dikti. Sonra Zerdt'n siluetini inek style
kartrd. Zerdt'n babas bu st itiinde nce nutfe, sonra annesinin rahminde bir
inem et oldu. eytan annesine giderek onu kandrd. Ama annesi gkten bir nida
duydu. Bu ses, onun dzelmesini gerektiriyordu. Nitekim dzeldi ve Zerdt' dourdu.
Doduunda hazr bulunanlarn anlayacaklar biimde gld. Baz kimseler ona tuzak
kurarak henz bebek olan Zerdt' ineklerin, atlarn ve kurtlarn yolu zerine koydular.
Hangi hayvann nne koysalar, o hayvan kenara ekilerek onu koruyordu. Zerdt otuz
yana ulanca Allah Tel onu halka neb ve resul olarak gnderdi. O da Kral Kutasb'
dinine davet etti. Kral onun davetine uyarak yeni dine girdi. Dininin z uydu: Allah'a
kulluk, eytan nkr, yilii emredip ktlkten sakndrma ve irkin fiillerden uzak
durma.
Zerdt yle demiti: Nur ile zulmet (karanlk) birbirlerine zt ki asldr. Yezdan ve
Ehrimen de byledir. lemdeki mevcudatn mebdei de bunlardr. Her trl terkb,
bunlarn imtizacndan olumutur. Suretler de muhtelif terkblerden hadis olmutur. Nur
ile zulmetin yaratcs Allah Tel'dr. O birdir ve orta yoktur. Zdd ve dengi de yoktur.
Zervniyye'nin yapt gibi O'na zulmet zafe etmek caiz deildir. Ancak hayr-er, salh-
fest ve temizlik ve kirlilik nur ile zulmetin karmndan olumulardr. Eer onlarn
imtizac sz konusu olmasayd, lemin varl da sz konusu olmazd. Nur zulmete, hayr
erre galip gelinceye kadar aralarnda mcadele ve mukavemet sz konusu olur. Bundan
sonra hayr, kendi lemine ykselir, er ise kendi lemine iner. Bu da kurtulu sebebidir.
Allah Tel terkipte bir hikmetin varln bildii iin o ikisini kartrp meze ettirmi, nuru
asl klmtr. O'nun varl hakkdir. Zulmetin varl ise ikinci olup tpk kiiye gre
glgesi gibidir. Glge var gibi sanlr. Aslnda mevcut deildir. Allah Tel nuru varetmi,
karanlk da ona tbi olarak hsl olmutur. Bunun sebebi, varlkta tezadn bulunma
zaruretidir. Buna gre zulmetin varl da zaruridir. Kiiyle glgesi arasndaki iliki,
burada da geerlidir.
Zerdt'n kendi yazd br kitab vardr. Bazlar o kitabn Zerdt'e indirildiini
sylemilerdir. Kitabn ad Zend Avesta'dr. O, lemi Mne ve Kti olmak zere iki ksma
ayrmaktayd. Bunlardan ilki ruhan, ikincisi cismn, ya da ilki ruh, ikincisi ahs
anlamndadr. O, halk da ayn ekilde iki leme ayrmtr. Ona gre lemde bulunan
herey ikiye ayrlr: Bri Bahe, dieri Kene yani takdir ve fiil. Bunlardan her biri dieri
zerine mukadderdir. Daha sonra mkellefiyetin kayna olan insan hareketlerden
bahsedip bunlar e bler: tikd, sz ve amel (Mene, Gye, Kene). Ona gre
mkellefiyet bu yle kemle erer. Bunlardan herhangi birinde kusur eden kimse din ve
tat dairesinden kar. Hareketlerini emir ve eriata uygun olarak yapanlar se en byk
kazanc elde eder.
Zerdtler onun birok mucizesi olduunu sylerler. rnein Zerdt hapiste iken Kral
Kutasb'n atnn ayaklar karnna batm Zerdt hapisten karlnca bu durumdan
kurtulmutur. Yine Dnever'de kr birine rastlam, 'filan otlar toplayn ve sularn skp
gzlerine srn, o zaman gzleri alr' demi ve yle yaptklarnda adamn gzleri grme-
ye balamt.
Aslnda bu, Zerdt'n tbb bitkileri iyi bildiini gsterir. Bunda mucizev br taraf yoktur.
Zerdtl benimseyen Mecsler arasnda Ssniyye ve Behferdiyye adlaryla anlan
bir topluluk vardr ki bunlarn ba Nisbur'un Havf denilen nahiyesinden Ssn adnda
bir ahstr. Ebu Mslim dneminde ortaya kmt. Atee tapan bir ategede grevlisiydi.
Neden sonra bunu rerketti ve Mecsleri ategedeleri terketmeye ard. Atee tapmay
reddetti. Yeni bir kitap oluturdu. Taraftarlarna salarn uzatmalarn emredip,
anneleriyle, kzlaryla ve kizkardeleriyle evlenmeyi yasaklad. arap imeyi de haram
kld. Onlara tek diz zerinde gnee secde etmeyi emretti. Mnzev yerlere gidiyor,
mallarn datyor, l hayvan yemiyor-Jard. Yalanmadka hibir hayvan
kesmiyorlard. Mecslerin ategede-lerine en fazla kin besleyenler olmulard. O devirde
Mecs cemaatinin dn reisi (mbed) olan ahs Ssn' Ebu Mslim'e ikayet etti. O da bu
adam Nisbur'da cami kapsnda astrd. Ama taraftarlar onun ldne inanmayarak
ge ekildiini, bir gn yeryzne inip dmanlarndan ntikam alacan iddia ettiler. Bu
frkann mensuplar Zerdt' peygamber bilir ve onun tarafndan tazm edilmi krallar
tazm ederlerdi.
Zerdt'n Zend Avesta'da haber verdii hususlardan biri de uydu: Ahir zamanda
Eizrka 'Alim Kii' denilen biri kacak ve dnyay din ve adaletle dolduracaktr. Onun
zamannda Betyre adnda biri kacak ve onun davetini ifsd etmeye alacaktr. Bunun
hkmranl yirmi yl srecektir. Daha sonra Eizrka onu yenecek ve adaleti canlandrp
zulme son verecektir. Deitirilmi yasalar eski haline dndrecek, btn krallar ona
boyun eecektir. leri kolaylaacak, dine ve hakka yardm edecektir. Onun devrinde
huzur ve gven hkim olup fitne ve huzursuzluklar skn bulacaktr.
2- Fasl
Seneviyye
Bunlar Nur ile zulmetin ezel ve kadm olduuna inanrlar. Mecsler bunlardan farkl bir
inana sahiptir. nk onlar zulmetin hadis olduuna nanrlar.
Seneviler zulmetin de nur gibi kadm olduunu, ancak cevher, tabiat, fiil, konum
(hayyiz), mekn, tr, beden ve ruh bakmndan farkl olduklarn sylemilerdir.
1- Mneviyye
Mn b. Ftk el-Hakm adnda bir ahsn taraftarlarndan oluan br mezheptir. Mn,
pur b. Erder devrinde ortaya km ve Behrm b. Hcmz b. pur tarafndan
ldrlmtr. Mni'nin yaad dnem Isa Peygamberden (aleyhissdm) sonradr.
Mecusilikle Hristiyanlk aras bir dn ortaya karmtr. Kendisi sa Peygamber'in
(aleyhissdm) nbvvetine inanrken Musa Peygamber'in (ateyiisselm) nbvvetini
inkr ederdi.
Ebu sa el-Varrk adyla bilinen Muhammed b. Hnn asl itibaryla Mecs idi. Bu dinin
mezhepleri hakknda hayli bilgiliydi. Onun anlattklarna gre Mni yle derdi: lem,
kadm olan iki asldan yaratlmtr. Bu iki asldan biri nur, dieri zulmettir. Her ikisi de
ezeldir. Ona gre herey, kadm olan bir asldan kaynaklanr. Hadis olan asllardan hibir
ey varolamaz. Ona gre bu kisi ezelden beri kav, idrak edici, hisseden, iiten ve gren
olarak varolmaya devam ederler. Buna ramen nefs, suret, fiil ve tedbr noktasnda
birbirine zddrlar. Konum (hayyz) halamndan ise adam ve glgesi gibidirler.
Bunlarn cevher ve fiilleri aada beyan edildii gibidir:
Cevher:
Nur: Gzel, faziletli, kerem sahibi, saf, duru, ho kokulu, gzel grnml
Zulmet: irkin, eksik, bulank, habs, kt kokulu, irkin grnml.
Nefs
Nur: y, kerm, hakm, yararl ve bilgili.
Zulmet: Kt, irkef, sefih, zararl ve chil.
Fiil
Nur: Hayr, salah, yarar, dzen ve uzlama.
Zulmet: Ktlk, fesat, zarar, gam, deiim, karklk ve ihtilaf.
Konum
Nur: st, Kuzey'den stte, bazlarna gre zulmetin yannda.
Zulmet: Alt, GneyMen aada, bazlarna gre nurun yannda.
Tr
Nur: Be tr vardr. Bunlarn drd beden, beincisi ruhtur. Beden trleri ate, nur,
rzgr ve sudur. Ruhu ise nesmdr ve bu bedenlerde hareket eder.
Zulmet: Be tr vardr. Drd beden, biri ruhtur. Bedenleri yangn, zulmet, zehir ve
sistir. Ruhu ise duman olup Hme denir. Bu ruh, drt bedende hareket eder.
2- Sfatlar
Nur: Canl, iyi, temiz, ardr. Bazlarna gre nur, bu lemin misli zere olup kendine ait
g ve arz vardr. Nurun arz, bu arzdan farkl olarak latiftir. Gnein cismi gibi olup
onun gibi k saar. Kokusu, en gzel koku, renkleri gkkua renkleridir.
Zulmet: l, kt, kirli ve pistir. Bazlarna gre zulmet de bu lemin misli zeredir.
Kendine ait bir g ve arz vardr. Zulmetin arz, bu arzdan daha sert ve koyudur.
Kokusu pis ve ok irentir. Renkleri ise siyahn tonlardr.
Nur: Bazlarna gre cisimden baka bir ey yoktur ve cisimler ksma ayrlr. Nurun arz
k be tanedir. Bundan daha latf bir csm daha vardr ki havadr. O da nurun nefesidir.
Ondan da latf olan bir baka cisim vardr ki nesmdir. O da nurun ruhudur.
Zulmet: Bazlarna gre cisimden baka bir ey yoktur. Cisimler de trdr. Zulmetin
arz, ondan daha karanlk olan havas ve ondan da karanlk olan zehirleridir.
Nur: Nur melekler, ilahlar ve veliler dourmaya devam eder. Ama bu bilinen anlamda
olmayp bilgeliin bilgeden domas, gzel szn konuandan sdr olmas gibidir. Bu
lemin sahibi onun ruhu olup leminin ortak yanlan hayr, hamd ve nurdur.
Zulmet: Zulmet eytanlar, ifritler ve habs cinler dourmaya devam eder. Bu da bilinen
anlamda olmayp pislikten bcek remesi gibidir. O lemin sahibi de onun ruhudur ve
ortak yanlar ktlk, knama ve zulmettir.
Mneviyye nur ile zulmetin karm ve nurun zulmetten kurtuluu ile bunlarn sebepleri
noktasnda ihtilafa dmtr. Bazlarna gre nur ve zulmet, kast ve tercihle deil
tesadf ve rastlant sonucu karmlardr. ounluuna gre karmann nedeni, zulmet
bedenlerinin bir sreliine kendi ruhlarn ihmal etmeleridir. Bu esnada evresine bakman
ruh, nuru grm ve bedenleri nurla karmaya sevketmitir. Onlar da erre olan
yatknlklarndan dolay bunu hemen yapmlardr. Nur melei bunu grd zaman kendi
emrindeki meleklerden birini be tryle birlikte ona gndermitir. Bunun sonucunda
nurun be tr, zulmetin be tryle karmtr. Duman nesme karmtr. Bu lemdeki
hayat ve ruh nesm-den kaynaklanmaktadr. Helak ve fetler ise dumandan
kaynaklanmaktadr. Bu hdise sonucunda yangn atee, nur zulmete, zehirler rzgra, sis
suya karmtr. Dnyada varolan her eit yarar, hayr ve bereket nurun trlerinden,
her eit zarar, er ve fesat ise zulmetin trlerindendir.
Nur melei bu karmay grnce meleklerinden birine emir vermi ve bunun akabinde
iinde bulunduumuz lem mevcut haliyle yaratlmtr. Nur trlerinin zulmet trlerinden
kurtulmas bu sayede olacaktr. Gne, ay ve dier yldzlarn varl da zulmet paralar
iindeki nur paralarn saflatrmak iindir. Gne, scan eytanlarna karan nuru
ayrtrrken ay, souun eytanlarna karm olan nuru ayrtrr. Yeryznde bulunan
nesm ise ykselmeye devam etmektedir. nk o, tabiat gerei kendi lemine dnmek
iin ykselecektir. Ayn ekilde nurun btn paralan da ykseli iindedir. Zulmetin
paralar ise aa doru kmektedir. Bu hareket devam ettike ayrma ve nurun
kurtuluu gerekleecek, karma son bulacaktr. te bu noktada terkbler zlecek ve
herey kendi tabiatna geri dnecektir. Kyamet ve yeniden dou da budur.
Mni'ye gre nurun ayrmasna ve kurtulmasna yardm eden eyler, tesbh, takdis,
gzel sz ve yi ilerdir. Bunlar sayesinde nur paralan ay feleine doru ykselirler. Ay,
bu paralan ay bandan ortasna kadar kabul eder, gittike dolar ve dolunay olur. Gne
de ayn ekilde ayn sonuna kadar ykselen nur paralarn toplayarak bunlar daha ste
iletir. Bu sre, btn nur paralarnn en yukarda bulunan saf nura ulamasna kadar
devam eder. Bu lemde hibir nur paras kalmaymcaya kadar byle olacaktr. Belki
gne ve ay tarafndan ayrtrlamayan birka nur paras kalacaktr. te bu noktada
yerkreyi tayan melek yukar kar ve g eken melek onu brakr. Kinat altst olur.
Ardndan bir ate yaklr ve alt ste karr. Ate iindeki hereyi nura dntrnceye
kadar yanmaya devam eder. Bu yanma 1468 yl srecektir.
Bilge Mni, aburkan kitabnn Cibille-i Ul ksmnn Elif Bab'nda yle demitir: Nur
leminin kral kendine ait arz kuatr ve hibir ey ondan hli kalmaz. O, hem zahir, hem
btndr. Arznn dman arzna olan uzakl bakmndan sonu yoktur. Nur leminin kral
arznn tam
ortasndadr. Ona gre kadm karma scakla souun, kurulukla yaln karmasyken
sonraki karma hayr ile errin karmasdr.
Mn, kendisine inanan kimselere, btn mallarndan r (onda bir) vermelerini, gece ve
gndz toplam drt vakit namaz klmay ve Hakk'a dua etmeyi emretmiti. Ayrca yalan
syleme, adam ldrme, hrszlk, zina, cimrilik, by ve putperestlii terk etmeyi de farz
klm; kendisine yaplmasndan holanmad bir eyi bir canlya yapmamay da
emretmiti.
Peygamberler ve eriatlar hakkndaki inanc ise uydu: lim ve hikmetle gnderilen ilk
peygamber Adem Peygamber'dir. Ondan sonra gnderilen s'tir. Ardndan Nh
(aleyhisselm) ve brahim (aleyhisselm) gnderilmitir. Budada'nn (:Budalarn) Hind
diyarna, Zerdt'n ise ran'a gnderildiini sylemitir. Allah'n kelimesi ve ruhu olan
Mesih (aleyhisselm) Rum ve Marib topraklarna gnderilmi, ardndan Pavlus da
buralarda vazfelendirilmitir. Htem-i Enbiya'nm Arap topraklarnda kacan da ifade
etmitir.
Bu inancn balarndan biri olan Ebu Sa'd el-Mnev, szn ettikleri karmann kendi
yaad doneme kadar olan sresinin 11700 sene olduunu, geriye sadece yz sene
kaldn iddia etmitir. Bunu syledii tarih, Hicr 271 yldr.
Ona gre karmann sresi 12000 senedir. Kitabmz Hicr 521 ylnda telif ettiimize
gre geriye sadece elli yl kalmaktadr.
Karma yaknda son bulacak ve nurun kurtuluu balayacaktr. Sadece elli yl kald!
3- Mazdekiyye
Bunlar Enrvn'n babas KubcTn dneminde ortaya kan Maz-dek adnda birinin
taraftarlardr. Mazdek, Kubd' kendi inancna davet etmi, o da bu daveti kabul etmiti.
Kral Enrvn Mazdek'in iftiralarn duyunca derhal yakalatarak ldrtt.
el-Varrk bu konuda unlar anlatr: Mazdeklern iki varlk ve iki asl konusundaki
inanlar, Manevlerin ounun inanlarna benzer niteliktedir. Ancak Mazdek'e gre nur,
tercih ve irde ile faal olurken, zulmet tesadf ve rastlantyla hareket eder. Nur ilim ve
his sahibi iken zulmet kr ve childir. Bunlarn karm irde ve tercih zere deil
rastlant ve tevfuk zere gerekleir. Kurtulu se tercih ile deil tesadf ile olur.
Mazdek, insanlar birbirlerine muhalefet ve buz etmekten meneder-di. nsanlar
arasndaki kavgalar genelde kadn ve para sebebiyle kt iin kadnlar herkese helal,
paray ise mubah klmt. Halka su, ate ve kendiliinden biten otlarda ortak olduklar
gibi bunlarda da ortak olmalarn emretmiti. Serden ve zulmetle karmaktan kurtulmak
iin nsanlarn kendisini ldrmesini emrettii de sylenmitir.
Mazdeklie gre asllar ve temel unsurlar tr. Bunlardan biri su, dieri toprak,
ncs de atetir. Bu nn karmndan hayr ve errin mdebbirleri hsl olur. Saf
karmdan kan, hayr mdebbiridir. Bulank karmdan kan se er mdebbiridir.
Rivayete gre onun mabudu en yce lemde krss zerinde oturmaktadr. Bu oturuu,
en alt lemde Kral Hsrev'in tahtnda oturmasna benzer. Huzurunda drt kuvvet vardr:
Temyiz kuvveti, anlama kuvveti, hfzetme kuvveti ve mutluluk kuvveti. Hsrev'in
huzurunda da drt ahs vardr: En byk din bilgini (Mbcz-i mbezn), Horbed-i Ekber,
Esbabed ve Rmeker. Bu drd, arkalarnda duran u yedili sayesinde dnyann ilerini
dzenlemektedir: Slr, Pkr, Bln, Pervun, Kzern, Destur ve Gozek. Bu yedili de
ayr bir onikili ruhannin ortasnda yeralr ki unlardr: Hanende, Dchendc, stnende,
Perende, Hornende, Donde, Hzende, Kesende, Zenende, Konende, Abende, onde ve
Payende.
Yukarda sraladmz drt, yedi ve oniki gc kendinde toplayan her insan lem-i sflide
rabbani olur ve kendisinden mkellefiyet kalkar. Alem-i ulvfnin Hsrev btn kinat,
toplam sm-i A'zam' oluturan harflerle dzenler. Bu harflerden herhangi birini tasavvur
eden kimseye en byk sr alr. Bundan mahrum klman kimseler ise cehalet ve
unutulmuluk iinde kr olur ve drt rhn kuvvetin mukabilinde tasa iinde kalr.
Mazdekiyye'nin alt frkalar unlardr: Koziyye, Ebu Mslimiyye, Mhniyye ve
Esbdhmekiyye. Koziyye frkas Ehvaz, Fars ve ehrezr civarnda bulunur. Dierleri se
Semerkand, ve Eylk blgelerine dalmtr.
4- Deysniyye
Deysn adndaki ahsn taraftarlarndan oluan frkadr. Nur ve zulmet olmak zere iki
asln varln kabul ederler. Nur; irde ve tercih ile hayr ilerken zulmet tabiat ve
zorunluluu gerei er iler.
Alemde varolan her trl hayr, yarar, gzellik ve holuk nurdandr, Her trl er,
irkinlik, zarar ve ktlk ise zulmettendir. ddialarna gre nur; canl, lim, kadir,
hisseden ve idrk eden olarak hareket ve hayatn kaynadr. Zulmet ise l, chil, cmid
ve ldrcdr. Ne fiil, ne de temyiz gcne sahiptir. ddialarna gre zulmetten
kaynaklanan ktlk, onun tabiat ve kaderidir. Yine iddialarna gre nur tek bir trdr.
Ayn ekilde zulmet de tek bir trdr. Nurun idrki, birleik bir idrktir; nitekim onun
iitme, grme ve dier duyular tek bir eyden ibarettir. itmesi grmesi, grmesi
duyulardr. Ona 'iiten' ve 'gren' denilmesi terkpkrindeki farkllktan olup z itibaryla
farkl duyular olmalar nedeniyle deildir. Frka mensuplarna gre renk tat, o koku, o da
hissetmedi. Onu renk olarak grmelerinin nedeni zulmetin ona bir ekilde karm
olmasndandr. Tat olarak grmeleri ise zulmetin karmnn baka bir biimde
olmasndandr. Zulmetin rengi, tad, kokusu ve hissetmesi hakknda da ayn eyleri
sylemilerdir. ddialarna gre nur mutlak beyazlk, zulmet ise mudak siyahlktr. Onlara
gre nur, zulmeti kendinden aa atmaya, zulmet de en st tarafndan nuru almaya
devam eder.
Deysniyye mensuplar nur ile zulmetin karmas ve nurun kurtuluu hakknda farkl
grlere sahip olmulardr. Bazlarna gre nur zulmete dhil olmu, zulmet de onu sert
ve kaba bir ekilde almtr. Nur bundan rahatsz olarak onu paralayp yumuatarak
kurtulmak istemitir. Ancak, bu tr bakmndan farkl olmalarndan dolay deildir. Onlarn
durumunu bir testereye benzetmek mmkndr ki demirden yaplmasna ramen sap
yumuak, dileri serttir. Burada da yumuaklk nurda, sertlik zulmettedir. Halbuki ikisi de
ayn trdendir. Nur, zulmetin gediklerine szabilmek iin yumuamtr. Bu da ancak
zulmetin sert olmasyla mmkndr. Varln kemle ulaabilmesi ancak bu ikisiyle yani
sertlik ve yumuaklkla mmkndr.
Bazlarna gre ise zulmet, hileye bavurarak nurun alt tarafn yakalam, nur da kendini
korumak iin ondan kurtulmaya almtr. Bunu yapabilmek iin de ona abanarak g
almay denemitir. Bu durum yere dm bir kimsenin oradan kurtulmak iin ayan
dibe vurarak kmaya almasna benzer ki bu durumda daha da derine der. Nurun
zulmetten kurtulabilmesi ve kendi aleminde tek kalabilmesi iin belli bir zamana ihtiyac
vardr.
Bazlarna gre ise nur, zulmetin baz blmlerine kendi isteiyle girmitir. Amac onu
dzeltip bozuk taraflarn kartp atmak suretiyle bulunduu leme daha uygun hale
getirebilmektir. Zulmet ona yaptktan sonra nur birtakm zulm ve irkinliklerde
bulunmutur ki bunlar irad olarak deil kendiliinden yaplm zarur fiillerdir. Nitekim
kendine his leminde tek bana bulunmu olsa, mutlak iyilikten baka bir ey yapmazd.
Bunlara gre, zarur olarak yaplan fiille, irad olarak yaplan fiili birbirinden ayrmak
gerekmektedir.
5- Merkiyniyye
Merkiyn'un taraftarlarndan oluan bir frkadr. Bunlara gre birbirine zt iki kadm asl
mevcuttur. Bunlar nur ile zulmettir. Ayrca nc bir asl daha vardr ki o, birletirici
aracdr. Nitekim birletirici nc bir unsur olmadka birbirlerinin kart olan iki zddn
birlemesi mmkn deildir. Onlara gre bu nc unsur, derece bakmndan nurdan
aa, zulmetten sttedir. lem bu nn biraraya gelerek karmasndan meydana
gelmitir.
Bazlarna gre karma sadece zulmet ile sz konusu arac birletirici arasnda
gereklemitir. nk bu nc asl, zulmete daha yakndr. Ondan zevk almak,
birtakm arzularn tatmin etmek iin onunla karmtr. Bunun zerine nur, kark leme
mesh bir ruh gndermitir ki o, Allah'n ruhu ve oludur. Onu gnderme nedeni,
talanm zulmetin ana dm olan nc asla duyduu merhamettir. Bu yzden onu
eytanlarn iplerinden kurtarmak ister. Bu ruhun takipileri kadnlara dokunmaz ve
dnyev zevklere yanamazlar. Byle davranarak ona tbi olanlar zulmetten kurtulurken
ona kar kanlar hsran ve helka dr olacaklardr.
Onlarn arac ve birletirici konumunda bulunan nc bir asln varln kabul
etmelerinin bir sebebi de, nuru temsil eden Allah Tei'nm zulmeti temsil eden
eytanlarla karmasnn caiz olmamasdr. Ayrca tabiat bakmndan birbirlerine taban
tabana zt olan, zt ve nefs olarak birbirlerinden farkl olan iki ey nasl karabilir ki?
Bunlarn biraraya gelip karmalar caiz olmad iin derece bakmndan nurdan aada,
zulmetin stnde bulunan bir aracnn bulunmas arttr. Karma onunla gerekleecektir.
Bu gr Mne-viyye'nin grlerine uymamaktadr. Geri Deysn tarih bakmndan
Mni'den daha nce yaam ve Mni onun birok fikrini benimsemise de nc asl
meselesinde ondan farkl dnmtr. Bu gr, Zerdt tarafndan da
benimsenmemitir. Deysn, iki zddn varln kabul ederken, bu ikisi arasndaki aracy
iki hasm arasndaki hakem gibi koymaktadr. ki zd arasnda birletirici olan unsurun,
tabiat ve cevher bakmndan zdlardan birine mensup olmas caiz deildir ki bu Allah
Tel'dr. O'nun ise ne zdd, ne de dengi mevcuttur.
Muhammed b. ebb, Deysniyyc hakknda unu nakletmitir: Onlara gre bu arac his ve
idrk sahibi bir insandr. nk insan ne mutlak nur, ne de mutlak zulmettir. Anlattna
gre evlilikle gerek ruh, gerek beden iin yararl olan her eyi haram grmlerdi. Ac
verme endiesi nedeniyle hayvan kesmekten de saknmlard.
Seneviyye'den bir topluluun yle dedikleri anlatlr: Nur ve zulmet yaamaktadr. Ancak
nur duyu sahibi ve lim iken zulmet chil ve krdr. Nur, dzgn ve doru hareket
ederken zulmetin hareketi dengesizdir. Onlar bu ekilde aklamamz undandr:
Zulmetin eytanlarndan bir topluluk nur cemaatlarndan birine hcum etmiti. Nur, hi
bilmeden ve farknda olmadan zulmetten bir paray yuttu. Bu, kz ile hurma arasndaki
fark bilmeyen bir ocuun hareketi gibiydi. Nur ile zulmetin karma
sebebi ite buydu. Daha sonra en byk nur, kurtulu iin bir plan yaparak bu lemi ina
etti. Nurun zulmete karm ksmlar bu lemde ayracaktr. Nurun kurtuluunun tek
yolu da budur.
lk ate tapna Afridun tarafndan Ts ehrinde ina edilmitir. Dieri Buhara'da kurulan
Berdeson tapnadr. Behmen tarafndan Sicistn'da mabed olarak kullanlan tapnan
ad Kereko'dur. Buhara tarafnda Kubd isimli, Fris ile sfahan arasnda Keyhsrev
tarafndan ina edilmi. Koyse adnda birer tapnaklar daha vardr. Bir dieri Komes'teki
Cerir tapnadr. Kenkeder adnda bir tapmak daha vardr ki Dou in'de Siyvu
tarafndan ina edilmitir. Bir dieri Kutasb'm dedesi tarafndan Errecn'da ina edilen
tapnaktr. Bunlar Zerdt'ten nce ina edilmi tapnaklardr.
Zerdt Niabur ve Nes'daki ate tapmaklarn yenilemitir. Ku-tasba, Cem tarafndan
tazm edilen br atein getirilmesini emretmi, bu ate Harzem ehrinde bulunmu,
Becerd'e getirtilmitir ve Azerhorre olarak bilinir. Mecsler en ok bu atei tazm ederler.
Keyhsrev de Efrsyb'la savamak iin knca bu atei tazm etmi ve nnde eil-
mitir. Enrvn'm bu atei Kirmn'a naklettii sylenmitir. Atein bir blm de Nes
ehrine tanmtr.
Anadolu'da stanbul ehrinin kaplarndan birinde de pur b. Erder tarafndan ina
edilmi bir ate tapna mevcuttur. Bu tapnak Halife el-Mehd dnemine kadar ayakta
durmutur. Kuds yaknlarndaki stiny'da da, Ksra'nn kz Boran adna bir ate
tapma mevcuttur.
Hindistan ve in'de de ate tapmaklar mevcuttur.
Greklere gelince onlarn da iinde ate bulunmayan tapnaklar vard. Bunlar daha
nce zikretmitik.
Mecslerin atei tazm etmelerinin birok anlam vard. Hereyden nce ate, ulv ve
yce bir cevhere sahipti. Ayrca o, brahim Peygamber'i (aleyhsselm) yakmamt. Dier
taraftan atei tazm etmeleri halinde ahret-te ate tarafndan yaklmayacaklarna
inanrlard.
zetle sylemek gerekirse ate, onlarn hem kbleleri, hem de onlar iin bir vesile ve
iaretti.
KNC KTAP
1- Bab
Bu baba girenler ana balklaryla Sbler, filozoflar, Chiliye Araplar, Hint din ve
felsefelerinin savunuculardr. Bunlar, daha nce de belirttiimiz gibi semav dinlere
mensup olanlarla taban tabana zttirlar. Bilindii zere semav dinler, salkl ftrata,
kmil akla ve duru ziline dayanan inan sistemleridir.
Sert hadleri ve temel inan esaslarn kabul etmeyen, asla salkl bir fikre ulaamayan,
akl ve dncesiyle salam bir inancn yolunu bulamayan, bulank zihn yaps nedeniyle
ahret inancna sahip olamayp sadece dayal (mahss) fizik varlklarla ilgilenen, bunun
tesini hi dnmeyen; leziz yiyecekleri ve gzalc grnmyle yaad dnyadan
baka bir dnya olduuna inanmayan kimselere Tabiatlar ya da Dehrlcr denir. Bunlar,
aklla bilineni dahi (ma'kl) inkr ederler.
Dier bir grup nsan duyularla bilinenlere (mahsst) bal kalma noktasndan daha
yukar km ve aklla bilinenlerin varln kabul etmi olmalarna ramen hadleri,
hkmleri, eriat ve slm' benimsemezler. Bunlar kii aklla bilinenleri tahsil ettii,
lemin bir ba, bir de sonu olduunu bildii zaman insan trnden beklenen kemle
ulatn sanrlar. Onlara gre insann saadeti, ilim ve kavray miktarnca olur.
Bedbahtl da beyinsizlik ve cehaleti miktarnca olur. Bu grte olanlar iin akl, bu
mutlulua ulamay dayatan bir etkendir. Ancak insann beer yn, bedbahtl
kabullenmeye ynlendirir. Bu snfa girenlere de Metafizik- (Ilahiyyun) Filozoflar
denilmitir. Bunlara gre eriatlar ve bunlarn mbeUlerinin retileri avam iin yararl
hususlardr. Hadler, hkmler, helal, haram ve benzeri hkmler de vaz' le sabit
hususlardr. eriatlar tebli edenler de amel hikmet sahibi insanlardr. Bunlar,
hkmlerin ve helal, haram gibi ahkmn isbt vesilesiyle suretlerin yaratcs katnda da
desteklenirler. Btn bu hkmler kullarn yararn ve dnyann imrn hedefleyen trden
hususlardr. Yaratcdan vahiy yoluyla renip bildirdikleri ruhan alemde mevcut
melekler, Ar, Krs, Levh-i Mahfuz ve Kalem gibi hususlar da onlarn aklla bildii
eylerdir. Onlar bunlar ifade etmek in birtakm cismn ve hayal suretler
kullanmlardr. Ahiret hayat ve onun muhtevas olan cennet ve cehennemle lgili
naklettikleri eyler, rnein cennetteki saraylar, nehirler, kular ve meyveler avam iin
tevik edici, onlarn gnllerini cezbedici olsun diye sylenmitir. Ayn ekilde zincirler,
kelepeler, tasmalar, aalama ve atete yakma da onlar caydrma amacn tayan ve
gnllerini korkutan hususlardr. Yoksa ulv lemde csmn ekillerin ve suretlerin
bulunmas dnlemezdir.
Bu filozoflarn peygamberler hakkndaki yaklamlar en iyimser aklamayla budur.
Bunlarla kasdettiklerimz, ilimlerini nbvvet kandilinden alm olanlar deildir. Bilakis ilk
devirde yaam olan Dehrler, Haler, Tabiatlar ve Metafizikilerdr. Bunlar verdikleri
hkmlerle aklanm, arzu ve bdaderne tbi olmu kimselerdir.
Bunlarn hemen ardndan hkm bakmndan onlara yakn olan baka bir topluluk gelir.
Bu topluluun mensuplar akln hududu ve hkmleriyle konuurlar. Bu bilgiyi vahiyle
desteklenen bir kaynaktan alm olmalar mmkndr. Ancak lkiyle snrl kalm bylece
vahye nfuz edememilerdir. Bunlara lk Sbiiler denilir ki Gademon(: Agatha Daimon)
ve Hermes, yani t (aleyhisseMm) ve dris (aleyhissdm) peygamberleri tanr, bu kisi
dnda peygamber bilmezler.
Bu bilgiler nda salkl tasnifi yle yapabiliriz:
1- Ne duyu, ne de aklla bilinenlerin varln kabul etmeyenler k bunlar Sofestailer'dir.
(Sofistler)
2- Sadece duyu ile bilinenleri kabul edip aklla bilinenleri dlayanlar ki bunlar Dehrler
yani Tabiatlar'dr.
3- Hem duyu, hem de aklla bilinenleri kabul etmelerine karn ilh kaynakl hadleri ve
hkmleri tanmayanlar ki bunlar Dehr Filozoflaradr.
4- Duyu ve aklla bilinenlere ilaveten ilh had ve hkmleri de kabul etmelerine karn
eriat ve slm' tanmayanlar ki bunlar Sbiler'dir.
5- Yukardaki bilgi kaynaklarnn tamamna ek olarak eriat da kabul etmelerine karn
Son Peygamber'in (sallallhu aleyhi ve scllem) eriatn inkr edenlerdir ki bunlar
Mecsler, Yahudiler ve Hristiyanlaradr.
6- sttekilerin tamamna ek olarak Son Peygamber'in (sallallhu aleyhi ve sellem)
eriatn da kabul edenlerdir ki bunlar da Mslmanlar'dr.
Birinci ciltte eriat ve dinleri kabul edenleri anlatmtk. Bu ciltte ise srf akl ve hevasina
dayanarak hareket edenleri ele alacaz.
1- Fasl
Sbiiler
2- Fasl
Rhniyt Ehli
Rhn kelimesi treli okunduunda 'ruh' kknden, Ravhn olarak fethal okunduunda
ise 'ravh' kknden gelir. 'Ruh' ve 'Ravh' kelimeleri, anlam bakmndan yakndrlar. Rh
bir z, 'Ravh' ise onun hallerinden biri gibidir.
i- z (Cevher) Olarak
Rhniyt ehline gre bu ruhanler, yaratma, icd, ileri halden hale evirme ve
yaratlmlar basitlikten kemle yneltme gibi fiillerde arac olan sebeplerdir. Onlar bu
glerini Hazret-i Kudsiyye'den(: Kudsiyyet mertebesi) alr ve feyizlerini kendilerinden
altta olan (sfl) mevcudata aktrlar.
Ruhanler farkl grevlere sahiptirler. Kimisi feleklerinde akp giden yedi gezegen zerinde
tedbr sahibidir. Bunlar o gezegenlerin heykelleridir: Her ruhannin bir heykeli (: heyeti)
her heykelin de bir felei vardr. Ruhannin bu heykele gre konumu, ruhun bedene gre
konumu gibidir. O, bu heykelin sahibi, mdebbiri ve ynetenidir. Rhniyt ehli heykelleri
rabler, hatta babalar olarak, unsurlar ise analar olarak isimlendirirler-di. Ruhanler bu
heykelleri belli ekillerde hareketlendirerek onlarn bu hareketlerinden tabiat ve
unsurlarda etkileimlerin (inflt) olumasn salarlar. Bu etkileimler ise, mrekkep
varlklardaki terkip ve karmlarn olumasn temin eder. Bunu ise cismn kuvvetler
izler. Cismn kuvvetlerin zerinde ise rhn nefslerin terkibi sz konusu olur. Bitki
trleri ve hayvan trleri bunlardandr. Daha alt basamakta olan tesirler ise, kll bir
ruhan kaynakl kll tesirler olduu gibi, czi bir ruhanden sdr olan czi tesirler de
olabilir. Yamur cinsi iin bir melek, her damlayla beraber de baka birer melek
grevlidir.
Havadaki meteorolojik deiimleri dzenleyen ruhanler de vardr. Arzdan ykseldikten
sonra yamur ve kar olarak yaanlar, souu ve rzgarlar bunlar dzenlerler.
Gkten inen yldrm ve kayan yldzlar da onlar tarafndan ynlendirilir.
Havada oluan sis, gkkua, bulut, imek ve gkgrlts de onlar tarafndan idare
edilir.
Arzda oluan zelzele, su ve buhar da onlarn gzetiminde oluur.
Bunlar dnda btn varlklarda cri olan arac gler ve kinatta varolan hidyetin
mdebbirleri de vardr. Hidyet kabiliyeti olan hibir varlk onlardan hl deildir.
Rhniytn Rablerin Rabbi katnda revh, reyhan, nimet, lezzet, rahat, nee ve mutluluk
gibi hlleri vardr. Bu nasl gizli kalabilir ki?
Bunlar dnda yeme, ime, tebih, takdis, tehll, yceltme ve hamdet-me gibi halleri de
vardr. Onlar Allah Tel'nm zikri ve tati ile indrlar. Kimi rkda, kimi kyamda, kimi
secdede, kimi de ka'de halindedir. Bulunduu hli deitirdiklerinde nee ve lezzetlerinde
art olmaz. Kimisi huu iinde gzn kaldrmazken kimi de hi ara vermeden srekli
bakar. Kimi hi hareketsiz dururken, kimi hi durmakszn hareket eder. Kimi kabz
leminde kerb (yaknlatrlm), kimi bast aleminde ruhandir: "Emrettiinde Allah'a
isyan etmez, emrolunduklarn yaparlar." (Tahrm/6)
B- Sbilerle Hanfler Arasndaki Mnazaralar
Sbilerle Hanfler arasnda beer nbvvet ile saf ruhanlerin mukayesesi babnda birok
mnazara ve diyalog yaanmtr.
Bu mnazaralar soru-cevap eklinde zikretmek istiyoruz. Bunda saysz fayda olduuna
inanyoruz.
Sabitler yle dediler:
Ruhanler yoktan yaratlm olup ne madde, ne de heyuladan yaratlm deillerdir. Hepsi
de tek bir cevherdendir. Cevherleri, hibir karanln bulunmad mutlak nurlardr. Bu
cevherler o kadar parlaktr ki duyular onlar idrk edemez, gz onlar gremez.
Letafetinden dolay akl onlar hakknda aknla kaplr. Hayal gc bile onlara
ulaamaz.
nsan tr drt unsurdan mrekkep olup madde ve suretten olumutur. Oluumunda
bulunan unsurlar, tabiatlar gerei atktr. Bunlardan ikisi benzer, ikisi ise zttr.
Tezattan ihtilf ve kargaa doar. Benzerlikten ise fesat ve karklk doar. nsan, yoktan
yaratlmad iin yoktan yaratlmlar gibi deildir.
Madde ve heyula er ve fesadn kaynaklardr. Onlardan ve suretten mrekkep olan bir
varlk, nasl mutlak suret gibi olabilir? Karanlk nura eit olabilir mi? Benzerlie muhta ve
ihtilfa dmeye mahkm olan bir varlk, onlardan mstani olanlarn seviyesine nasl
ykselebilir?
Hanfler yle cevap verdiler:
Ey Sbiler, duyular alglayamazken ve onlar gsteren bir delil de bulunmazken iddia
ettiiniz bu ruhanlerin varln nasl rendiniz?
Buna yle cevap vereceklerdir: Bz onlarn varln Gademon ve Hermes'ten yani t
(aleyhisselm) ve Idrs'ten (aleyhisselm) rendik.
O zaman yle deriz: Bu sznzle kendi grnzle eliiyorsunuz. Bir ruhannin,
beer bir peygamberden stn olduunu iddia etmenizin amac, beer bir aracnn
varln reddetmeye yneliktir. Halbuki yukardaki sznzle reddettiiniz eyi isbt,
isbt ettiiniz eyi reddetmi oluyorsunuz.
Sonra, yoktan yaratlann mevcuttan yaratlandan daha stn olduundan nasl emin
olabiliyorsunuz? Bunun tam aksi geerlidir. nk ruhan tek bir boyuta sahipken beer
iki boyuta sahiptir:
1- Nefs ve ruh boyutu.
2- Duyu ve beden boyutu.
Beer, ruh boyutu bakmndan Allah Tel'nn emriyle(emr), beden bakmndan ise O'nun
yaratmasyla (halk) yaratlmtr. nsanda iki eser sz konusu olup biri emri, dieri halk,
yani kavl ve fiildir. nsan bir boyutuyla ruhanye denk iken bir boyutuyla da ondan
stndr. Yaratl boyutu, dier boyutunu eksiltmedii gibi tam aksine arnma ve kemli
iin vesiledir.
Siz sblern hatas u iki noktadan kaynaklanmaktadr: lki: Sizler mcerred ruhan ile
mcerred cismn arasnda tercih yaptnz ve ruhannin stn olduuna hkmettiniz. Bu
hkmnz dorudur. Ama mcerred rhn ile rhn ve cismn zelliklerini toplayan
varlk arasnda yaplan bir mukayesede hibir akl sahibi mcerred ruhannin stnlne
hkmetmez. nk bu iki zellii tayan varlk, bir boyutunda ona denk, bir baka
boyutta ise onu gemitir. Varsayn ki insan madde ve onun ayrlmaz ynleriyle
kirlenmemi, tezat ve benzemenin hkmleri ona tesir etmemi, aksine maddeyi stedii
ve raz olduu eylerde kendisine kar kmayacak biimde kullanm olsun. Btn bu
hkmler terkibin husule geldii ve birlik ve basitliin geersiz kald gaye stikametinde
yardmclar olsun. Bizce bu, madde ve onun ayrlmaz gerekleriyle kirlenmi, ilintileri
engellere dnm nefslerin kurtuluudur.
Ho bir giysi gzel bir insan nasl lekeler? Gzel bir lafz, salkl bir anlam nasl irkin
klar? iirde ne gzel sylenmitir:
Kiinin rz kirlenmedii takdirde, Giydii her elbise ona-yakr. Hakszlk halinde nefsine
yklmmedike, Gzellikle anlmasnn yolu da yoktur.
Bunlannki mcerred lafz ile mcerred anlam arasnda tercih yapan adamn durumuna
benzer. Manay tercih edene yle denir: Aksine mcerred anlam ile ibare ve anlam
arasnda tercih yapn ki sorun kmasn. nk ho bir ifadedeki latf anlam, mcerred
anlamdan daha deerlidir.
kincisi: Sizin baknz nbvvetin sadece keml ve tamamlnadr. Oysa bu bak, onun
bakalarn kemle erdirici olan kemlini grmyor. Bu durumda mudak anlamda iki
keml arasnda tercih yapm oluyorsunuz. Sonuta da denklie hkmedip ruhannin
stnln iddia ediyorsunuz. Biz ise unu sylyoruz: u iki keml hakkndaki
grnz nedir? Biri sadece keml sahibi, dieri hem keml sahibi, hem de kemle
erdiricidir. Syleyin bu ikisinden hangisi daha stndr?
Sbiler yle dediler:
nsan tr ehvet ve fke glerinden uzak kalamaz. Bu ikisi ise hayvanla ve vahlie
tevik eder. Her iki g de insan benliini doasna ekmeye alr. ehvet gcnden
hrs ve leriye dnk htiraslar doarken fke gcnden kibir ve haset ile benzeri
knanm davranlar doar. Bu glerden ve onlarn gerekleri ve tesirlerinden arnm
melek tr varlklar bu tr sfatlara sahip olan nsan tryle nasl karatrlabilir?
Ruhanler her trl hayvan drtden uzaktr. Onlarn tabiatlar, beer zelliklerin
tamamndan arnmtr. fke onlar gsteri sevdals klmad gb ehvet de mal
dkn olmalarna yol amaz. Onlarn tabiatlar sevgi ve uzla zerine yorulmu,
cevherleri kaynama ve birlik zerine ekillendirilmitir.
Hanfler yle cevap verdiler:
Bu da nceki gibi ak bir mugalatadr. Beeriyet tarafnda iki nefs vardr. Bunlardan biri
olan hayvan nefsin ehvet ve gazap olmak zere iki gc vardr, ikinci nefs olan insan
nefsin de ilm ve amel olmak zere iki gc vardr. Bu iki g sayesinde onun iin
toplama (cem') ve engelleme (men') sz konusu olur. Yine bu iki g sayesinde o ileri
taksim edip halleri blmlere ayrabilir. Sonra da bu hal ve ksmlar akln nne getirir.
Akl, keskin bir gz gibi alarak hak inanc btldan, doru sz yalandan ve hayrl ii
kt ilerden ayrabilir. Amel gc sayesinde gazap gcnn ayrlmaz unsurlar olan
sertlik, cesaret ve hamiyeti seip zillet, korkaklk ve adilii terkedebilir. Yine bu gc
sayesinde ehvet gcnn ayrlmaz unsurlar arasndan kaynama, sevimlilik ve
stnl seip azgnlk, cimrilik ve agzll terkeder. Bu sayede dmanlar ve
hasmlar karsnda en yrekli ve en atak insan olurken dostlar iin de en merhametli ve
en mtevaz kimse olur. Bu kemle ulaan bir insan, her iki gc de hayr ynnde
kullanr. Daha sonra bu mertebeden ykselir ve insanlar arndrarak ehvet ve fkenin
zincirlerinden azat eder, onlar kemlin zirvesine ykseltir.
Bilindii zere her erefli, yce ve ar nefsin hli budur. Byle bir nefs, tabiatlar aksine
baka bir gcn tahrik etmedii bir nefs gibi olmaz.
ehvetlerini tatmin etmekten ciz ve iktidarsz olan birinin hkm, buna gc yeterken
nefsine hkim olup kendini tutan kimsenin hkmyle bir olmaz. lk kii, ciz ve
mecburdur, ikincisi ise, seme hakk ve gc olmasna karn gzel bir seim yapmakta
ve doru tasarrufta bulunmaktadr. Kemal ve eref bu iki gcn yokluunda deildir.
Gerek keml, sz konusu kuvvetlerin kullanm ndadr.
Peygamberin nefsi, ftrat ve konum bakmndan ruhanlerin neftleri gibidir. Ortaklk bu
noktada varittir. Peygamberin stnl ve nde olusu bu gleri kullanabilecekken
kullanmamas bakmndandr. Kullanmas da hayr ve dzen amacyladr. Gerek keml de
budur.
Sabitler yle dediler:
Ruhanler, maddeden mcerred suretlerdir. Tasarruf ve tedbr bakmndan onlara
taalluk eden madd varlklar sz konusu ise de bu karma ve geime yoluyla deildir.
Ruhanlerin ahsiyetleri daha nce de belirttiimiz zere nrn veya heykeller
eklindedir. Onlarn maddeden mcerred suretler olduklar varsayldklar zaman bilkuvve
deil bilfiil varolmalar gerekir. Naks deil kmildirler. Arac olann dierlerini kemle
erdrebilmesi iin kmil olmas gerekir. Beer suretler ise, madde iindeki suretlerdir.
Bunlar iin nefsler takdir edilmi olsa da bu nefsler ya mizc ya da mizc ddr. Madde
iinde varolan suret olduklar var-sayldnda bilfiil deil bilkuvve mevcut olurlar.
Dolaysyla kmil deil nakstrlar. Kuvveden fiile karlann bilfiil emr olmas gerekir.
Bilkuvve var olar ey kuvveden fiile kendiliinden kmaz. Bilakis bakasna ihtiya
duyar. Bu durumda ruhaniler kendilerine ihtiya duyulanlar olmaktadr. Cismnleri fiil
haline onlar karrlar. Kendisine ihtiya duyulan, ihtiya duyana denk olabilir mi?
Hanfler yle cevap verdiler:
Ruhanlerin bilfiil varolduklarna dair syledikleriniz mutlak anlamda kabul edilebilir
deildir. nk ruhanler arasnda bilkuvve varolanlar olduu gibi, iinde bilkuvve varlk
bulunanlar da vardr. Bu durumdaki ruhanler, kendilerini kuvveden fiile karmalar iin
bilfiil varolanlara ihtiya duyarlar. Size gre nefs, akldan geleni kabul edebilir. Akln se
her ey iin istidad ve feyzi sz konusudur. Bunlardan biri bilkuvve, dieri bilfiildir. Bu da
ulv mevcudattaki sralamann zaruretinden dolaydr. Sralamann sbt bulmad
eylerde akln hibir kural ilemez. Sralama sbt bulduunda bir taraftan keml, dier
taraftan da eksilme sz konusu olur. Buna gre her ruhan btn alardan kmil olmad
gibi her cismn de btn alardan naks yani eksik deildir. Cismnler arasnda da
varl bilfiil kmil olanlar bulunur. Dier nefsler de ona muhtatr. Bu da sfl
mevcudattaki sralamann zarureti yzndendir. Bu sralamann bulunmamas halinde
hibir akl kural sabit olamaz. Sralama sbt olduunda ise br tarafta keml, dier
tarafta eksilme sz konusu olur. Buna gre her cismn de btn alardan naks deildir.
Ruhan lemin, bu cismn lem karsnda bulunduuna dair sylediklerimizi tasdik
ettiinizde, bu lemde bulunan nesnelerin o lemin eserleri olduunu da tasdik etmeniz
gerekir. O lemde bulunan suretler, tpk bu lemdekiler gibidir. Bu iki lem, nsan ile
onun glgesi gibi birbirlerini karlarlar. O lemde bilfiil varolan bir varln kmil ve tam
olduunu ve dier mevcudatn varolu ve kemle erme bakmndan ondan sudur ettikle-
rini isbt ettiinizde bu lemde de bilfiil varolan kmil ve tam bir varln bulunduunu
ikrar etmeniz gerekir ki dier varlklar renme ve kemle erme bakmndan ondan sdr
olabilsinler.
insanlara ve beer suretindeki peygamberlere bal kalmamz, sizin birtakm rablere yani
semav ruhanlere ballnzdan farkl deildir, insanolu yaratl gerei kendisini ekip
evirecek efendilere (erbb), onlar da hepsinin sahibi olan alemlerin Rabbine ihtiya
duyar.
in lgin yan Sblere gre ruhanlerin ounluu edilgen ve emirleri kabul eder
yapdadr. Fil-i kmil ise birdir. Sbiler te bundan hareketle meleklerin dii olduklarn
savunmulardr. Bu husus Kurn- Kerm'de haber verilerek yle buyrulmutur: "Onlar,
Rahmn'n kulu olan melekleri dii yaptlar." (Zuhruf, 43/19}
Mutlak Fil-i Kmil bir olunca, O'nun dndakilerin tamam edilgen ve kendisini
bilkuvveden bilfiile karacak bir varla muhtatr. Bize gre sfl mevcudat yani beer
nefslerin tamam ilim ve amelle kemle ulama kabiliyetine sahiptir. Ayn zamanda
ilerinde bilkuvve varolanlar bilfiile dnterecek bir varla da muhtatrlar. Onlar
bilkuvveden bilfiile karacak olan ise peygamber ve resullerdir. Bir eyi kuvveden fiile
karacak olann bizzat kendisinin bilkuvve muhta olmas caiz deildir. Bilfiil tahakkuk
etmeyenin varlndan szedilemez. Byle bir varln bakalarn kuvveden fiile karmas
da dnlemez. Yumurtay kuvveden fiile, yani ku biimine getiren yumurta deildir.
Aksine yumurtay karan kutur.
Bu cevap bir adan ilk cevaba benzemektedir. Baka bir adan bakldnda ise farkl bir
yarar da ihtiva etmektedir ki o da udur: Hanflere gre aklla bilinen bir eyin (ma'kl)
ma'kl olabilmesi iin duyu ortamnda bir misali olmas gerekir. Aksi halde vehmi ve
muhayyel olur. Duyu ile bilinen bir eyin (mahss), duyularla alglanabilmesi iin de
ma'kller arasnda bir misalinin bulunmas gerekir. Aksi takdirde aslen yok olan bir serap
hkmnde olur. Bu kaidenin geerli olduunu dnelim. Ruhani bir lemin varln, o
lemde kendi trnden keml sahibi bir mdebbirin bulunduunu, varlnn bilfiil
olduunu ve dier varlklar hakettikleri lde zerlerine aktt suretlerle kuvveden fiile
kardn teslim eden birinin cismn bir lemin varln da sbt etmesi zarurdir. Ayn
ekilde orada da kendi trnden keml sahibi bir mdebbir olduunu, onun bilfiil
varolduunu ve dier mevcudat hakettikleri lde zerlerine aktt suretlerle kuvveden
fiile kardn teslim etmesi gerekir. lk lemdeki mdebbir Sbilere gre Rh-i Evvel
olarak isimlendirilirken ikinci lemdeki mdebbir de Haniflere gre Resul olarak
adlandrlr. Resul ile bu Ruh arasnda bir iliki ve akl bir karlama sz konusudur. Buna
gre Rh-i Evvel kaynak, Resul ise aa karan olur. Resul le dier insanlar arasnda da
bir iliki ve duyusal (hissi) bir karlama sz konusudur. Buna gre Resul tayc, beer
de alc olur.
Sabitler yle dediler:
Cismnler madde ve suretten olumutur. Madde se, yokluk tabiatna sahiptir. er ve
fesat, bayalk ve cehaletin sebeplerini aratrdmzda madde ve yokluktan baka bir
ey bulamayz. nk errin kaynaklar bu ikisidir.
Ruhanler ise madde ve suretten mrekkep deildir. Onlar sadece suretten ibarettir.
Suret ise, vcd bir tabiata sahiptir. Hayr ve salhn, hikmet ve ilmin sebeplerini
aratrdmzda, suretten baka bir ey gremeyiz. O, hayrn kaynadr. Buna
dayanarak da unu syleyebiliriz ki kendisinde hayrn asl bulunan, yahut bizzat hayrn
aslndan baret olan ey errin aslyla hi mukayese edilebilir mi?
Hcmfler yle cevap verdiler:
Maddenin errin kayna olduuna ilikin sylediklerinizi teslim etmemiz mmkn
deildir. nk bzlarna gre maddeler arasnda btn suretlerin sebebi olan bir madde
vardr ki o lk heyl (heyula-i l) ve ille unsurdur (unsur-i evvel). Kadm filozoflardan
bir ou, bu maddenin varlnn akln varlndan nce olduunu sylerler.
Sylediklerinizi doru kabul etsek bile madde ve suretten mrekkep olan, size gre vcp
ve cevazdan mrekkep olan gibidir. Cevaz halinin yokluk (adem) tabiat vardr. Yaratan
Allah Tel'nm varl dnda her varln mevcudiyeti kendiliinden (bizatihi) caiz,
bakasyla (biayrihi) vaciptir. errin onun ayrlmaz sfat olmas gerekir.
Sz konusu ilkenizin doruluunu varsaysak bile bize gre beer nefslerin zellikle
nebevi nefslerin suretleri maddelerin varlndan nce de mevcuttur. Bunlar ilk mebde'ler,
yani mebdi-i ldr. Hikmet ehlinden birou, birtakm lmsz insanlarn varlm kabul
etmilerdir. Bunlar, Ar'm evresindeki glgeler gibi akldan nce de varolan mcerred
suretlerdir. Onlar hakknda yle buyrulmaktadr: "Rablerinin hamdiyle tesbh ederler.1'
(Zmer/75) Hayrn kk ve varln balangc onlardr. Ancak beer suretlere madde
kisvesi giydirildii zaman tabiata sarldlar. Madde onlar iin br a oldu. Vhib-i Evvel
olan Allah Tel onlara kendi lemlerinden bir nsan gnderdi. Yeryzndeki beer
suretleri sz konusu adan kurtarmas iin onu da madd bir kisveye brd. Onun
grevi, tabiata sarlp aa taklp kalmak deildi. O, tabiatn kirlerine bulamayacak ve
irkin zlerine srlmeyecekti. Hind bilgeleri, gerdanl gvercinleri ve tuzaa dm
gvercinleri sembol gstererek buna iaret etmilerdir. Siz Sbiler, madde ve onun
gereklerini ileri srerek bize ithamda bulunuyorsunuz. Bu konuda szn dorusunu
ortaya koymadka da bu ithamlarnzdan kurtulmamz muhtemel grnmyor!
Deriz ki: Beer nefsler, zellikle de nebevi nefsler maddeden arnm nefsler olmalar
itibaryla sizin szn ettiiniz ruhan nefslerle ortaktrlar. Bu ortaklk nev5 yani trde
olabilir ki byle olduu takdirde temyiz, araz ve araz hususlardaki ayrmada kendini
gsterir. Ortaklk, cinste de olabilir ki bu durumda da (mhiyetleri birbirinden ayran)fasl
zt unsurlarda kendini gsterir. Beer neftlerin, ruhan nefslerden fazlal, beden ya da
maddeye bitimi olmalardr. Beden onlarn snn eksiltmez. Bilakis bedenin birtakm
levzmyla keml bulurlar. Bu da genellikle yaadklar lemdeki baz beden hususlardan
istifde etmeleri eklinde olur. Bu hususlar, yaadklar lemde zuhur eden birtakm cz'
ilimler ve ahlk amellerdir. Ruhanler ise, bedenden hli olduklar iin bu meziyetlerden
mahrumdurlar. Sonu itibaryla beden sahibi olmak, er deil hayr, fesat deil salh,
kargaa deil dzen sebebi olabilmektedir. Bu durumda ileri srdnz hkmler bizi
balamamaktadr.
Sbiler yle dediler;
Ruhanler, nrn, ulv ve latif varlklardr. Cismnler ise karanlk, sfl ve youndurlar.
ki trn eit olmas mmkn mdr? eref ve fazilette l, eyann zleri ve sfatlar,
konum ve yerleriyle belirlenir. Ruhanlerin alemi, nur ve letafetin doruundaki
yksekliktir. Cisnnle-rin alemi se karanlk ve younluun dibindeki alaklktr. Bunlar
iki zt alemdir. Mkemmellik elbette ykseklik iin geerli olup alaklk iin geerli
deildir. Sfatlar da zttr. Bu bakmdan da fazilet ve stnlk karanlkta deil nurdadr.
Hunfler yle cevap verdiler:
Ruhanlerin tamamnn nrn olduklar grnde size katlmyoruz. Fazilet ve
stnln ykseldie mahsus olmas grnde de farkl dnyoruz. erefin, eyann
zne gre belirlenmesine de karyz.
Bu konulara kendi kanaatimiz nda aklama getirmek istiyoruz. Bunda birok yarar
bulunduuna inanyoruz.
lk olarak ruhanlerin hepsini ayn derecede grmeyiimizi aklayalm. Btn ruhanlerin
ayn dzeyde olduunu sylediiniz zaman, tezat ve sralanma kanununu gzetmemi
olursunuz. ster ruhan, ister cismn olsun btn varlklarn tezat ve sralanma kanununa
bal olduunu syleyen sizler, bu meselede sz konusu knunu nasl gzard edebi-
lirsiniz? Nitekim ruhanyi, cismn olmayan diye aklayan biri eytanlar, iblisleri ve
benzerlerini de ruhanlere dhil etmi olur. Cinlerin varln kabul edenler de, onlar
cismn deil rhn olarak deerlendirmilerdir. Cinler arasnda mslim olanlar olduu
gibi zulmedenler de mevcuttur. Ruhannin rh olarak yaratlm olduunu syleyen kimse
unu da kabul eder ki ruhlar arasnda iyileri olduu gibi ktleri de vardr. Habis ruhlar
gzel ruhlarn zdddr. Bu durumda iki cins arasndaki eliki ve tezad itiraf etmek
gerekir d bu, btn ruhanlerin nrn tabiata sahip olduunu syleyen grnzle
eliir.
Biz hanflere gre ruh, Allah Tel'nn emriyle meydana gelen ve O'nun emri gerei bak
kalan bir varlktr. Her kim O'nun emirlerine daha itaatkr ve elilerinin getirdiklerine
kar daha tasdik edici ise onun rhnlik yn daha ar basar. Bunun aksine emirlerine
kar si davranr, eriatlarna kar yalanlayc olur ise eytanlk yn ar basar.
Ruhanlerle lgili kuralmz budur. Bundan hareket edildiinde rhnlik bakmndan
Peygamberlerden daha mkemmel ve daha ileri kimsenin olmad aktr.
Yksekliin eref ve itibr sebebi olduuna dair szlerinize gelince, eer bununla
kasdettiniz yer ve taraf bakmndan ykseklik ise bunda hibir eref ve itibr sz
konusu deildir. Yer ve konum bakmndan yksekte olan niceleri vardr ki, ilim, kiilik ve
tabiat bakmndan ok aadr. Yer ve konum bakmndan aada olan niceleri de vardr
ki, fazilet, kiilik ve tabiat bakmndan ok ykseklerdedir.
eref ve deer lsnn eyann z, sfatlar, konum ve merkezleriyle belirlendiine
dair szlerinize gelince, bu da doru deildir. Bze gre bu, lanedi eytann izledii yolun
t kendisidir. O da bir kendi zne, bir de Adem Peygamber'in (aleyhisselm) zne
baktktan sonra kendi zn stn grmt. Ona gre kendisi, ateten yaratld iin
ulv ve nrn idi. Adem (aleyhisselm) ise karanlk ve sfl bir z olan balktan
yaratlmt.
Bize gre eref ve itibarn ls Allah'n emri ve bu emrin kabulyle belirlenir. O'nun
emirlerini daha abuk kabul edip hkmlerine daha ok itaat eden ve O'nun izdii
kadere herkesten daha raz olan kimse en erefli ve stn olandr. Bunun aksi durumda
olan da en deersiz, baya ve habis olandr. Ruhu baheden de Allah Tel'nn emridir:
"De ki: Ruh, Rabbimin emrindendir." (sr, 17/85) nsanolu gerek hayat ruh ile yaar.
Hayat sayesinde garz (: reme ve yaama iin tasarlanan) akl kullanmaya hazrlanr.
Akl sayesinde de faziledere ynep rezilliklerden uzak durur. Bundan hareketle unu
syleyebiliriz ki Allah Tel'nn emrini kabul etmeyenin ne ruhu, ne hayat, ne akl, ne
fazileti, ne de erefi olabilir.
Sbiler yle dediler:
Ruhanler, cismnlerden ilim ve amel kuvvetleriyle stn klnmtr.
lme gelince, ruhanlerin bizce gayb olan birok hususa muttali olduklar ve gelecekte
bamza gelecek hdiseleri bildikleri ortadadr. nk onlar kll limlere sahiptir.
Cismnlerin limleri ise cz'dir. Ruhanlerin ilimleri fiil iken cismnlerin ilimleri infi'ldir.
Ruhanlerin ilimleri ftr yani yaratltan ken cismnlerin ilimleri kesb yani sonradan
kazanma sonucudur. Btn bunlar balamnda ilim bakmndan ruhanlerin cism-nler
zerinde bir stnlkleri sz konusudur.
Amele gelince u inkr edilemez ki ruhanler srekli ibdet ve tat ierisindedirler. "Gece
gndz hi usanmadan Allah Tei'y tebih ederler." badet ve kullukta ne bir
engelik, ne de bkknlk gsterirler. Onlar bu bakmdan da cismnlerden stndrler.
nk ibadet ve kulluk noktasnda onlar byle deildirler.
Htmfler bunu iki ekilde cevapladlar:
lki, taraflarn eitlenmesi ve peygamberler tarafnda bir ziyadenin isbt eklindedir.
kincisi stnlk ve erefin ilim ve amel dnda eylerle belirlendiinin aklamas
eklindedir.
lk cevapta Hanfler yle demilerdir: Peygamberlerin limleri hem kll, hem cz', hem
fiil, hem infi'l, hem kesb, hem de ftrdir. Akllar gayb lemini ehdet leminden ayr
olarak gzlemler. Bu sayede kll ilimleri bir defada ve ftri olarak hsl olur. Bilhare
ehdet lemini mlhaza ettiklerinde se duyular vastasyla cz' ilimleri kazanrlar. Bu
belli bir sralama ve aamalar iinde gerekleir. nsan iin geerli olan ve ma'klt olarak
bilinen nazar limler olduu gibi, duyular vastasyla bilinen ilimler de vardr. Ma'klt
aleminin peygamberler asndan durumu, duyularla bilinenler dnyasnn dier insanlar
asndan durumu gibidir. Bzim nazar olarak bilebildiklerimiz onlar iin ftr iken bizler
onlarn nazar olarak bilip rendiklerine asla ulaamayz. Duyularla bildiklerimiz, onlar
asndan tamamen kazanlm iken bizler sadece duyu organlarndan kazanlanlarla
snrlyz. Peygamberlerin mizalar nefsn mizalar iken, nefsleri akl nefslerdir. Akllar
ise hem ftr, hem emridir. Baz anlarda bir perde olusa da bu sadece onlarla ortak
olduumuz ynlerden dolaydr. Bunun gayesi de sz konusu akllarn arnmas, zihin ve
nefslerin artlmas iindir. Yoksa onlarn dereceleri tasavvur edilenin ok daha
tesindedir.
kinci cevapta ise yle demilerdir: in tuhaf yan, peygamberlerin bu ilimlerle
vnmeyerek teslimiyeti basirete, aczi kudrete, Allah'n yardmn bamszla, ftrat
kesbe ve "Ne bana, ne de sizlere ne yaplacan bilemem" (Ahkf, 46/9) ifadesini, "Bu
mal bana ilmim sayesinde verildi" (Kasas, 28/78) ifadesine tercih etmeleridir. Ve bilirler
ki meleklerin ve ruhanlerin tamam, nazar ve idrk kuvvetlerinin son noktasyla ilim
sahibi iseler de, Br Tel'nn ilminin kuattn kuatmaktan acizdirler. Onlarn her
birinin nazar, fikir ve akl, tasarlama ve ngr bakmndan snrlar vardr. Nazarlarnn
ulat yere kadar bakar, daha tesini teslim ve kabul ile yetinirler. Onlarn keml hli,
bilmediklerini teslim, kendileri iin kapal kalan hususlar tasdik etmelerinde yatar. "Biz
seni hamdinle tesbh ve takdis ederiz." (Bakara, 2/30) Onlarn kemli yle
demelerindedir: "Sbhan sana! Senin bize rettiinden baka bir ilmimiz yok." (Bakara,
2/32) te asl keml de budur.
Ey Sbi topluluu! Gerek keml ve erefin teslimiyet ve tevekklde deil de ilim ve
amelde olduunu nereden kardnz?!
Btn ilimlerin ulamak istedikleri st nokta bu olduuna gre melekler ve ruhanlerin
vardklar son nokta, slk sahibi peygamber ve resullerin balang noktas olmaktadr.
Allah Tei buyurdu ki: "De ki: Allah dnda gklerde ve yerde bulunan hi kimse gaybi
bilmez." (NemJ/65) Ruhanlerin bulunduklar lem, onlar iin ehdet, bizler iinse gayb
lemidir. Beerin yaad lem de bizler iin ehdet, onlar iin gayb lemidir. "Srr ve
en gizli olan bilen" (Th, 20/6) yalnz Allah Tel'dr.
Hanfler son olarak unu sylemilerdir: Bir ey bilmediini itiraf eden ilmin tamamn
ihata etmi olandr. kr ed etmekten ciz olduunu syleyen de kr hakkyla ed
etmi olandr.
Shiler yle dediler:
Ruhanlerin cisimler zerinde tasarruf etme ve gk cisimlerini evirip dndrme gleri
vardr. Bu gleri, zaaf ve gevemeye maruz kalan trden mizc bir kuvvet deildir.
Onlarn gleri, cismn zelliklere benzemektedir. rnein taze bir bitki filizinin ta
paraladn grrsnz. Bu, semav kkenli nebat kuvvetten baka bir ey deildir.
Eer sahip olduklar gler, mizc niteliklere sahip olsayd, ulatklar noktaya varmalar
mmkn olmazd. Cisimleri ekip evirme ve zerlerinde tasarrufta bulunma konumunda
olan ruhanler, ne ardan yksnr, ne de hafifi basite alrlar. Rzgr onlarn hareket
vermesiyle eser, bulutlar onlarn tasarruflaryla gelip gider, ayn ekilde onlar sebebiyle
dalarda depremler vuku bulur. Btn hepsi birtakm czi sebeplere dayanyor olsa da
nihayetinde onlardan kaynaklanr. Bu tr bir kuvvet, csmnlerde mevcut deildir.
Hanfler yle cevap verdiler:
Kuvvetlerin tr ve ksmlarn bizden renmeniz yerinde olur. Kuvvetler, maden, nebat,
hayvan, insan, melek, ruhan ve nebev rabbani olmak zere deiik trlere ayrlr.
nsanolu bu kuvvetlerin tamamn kendinde toplayan yegne varlktr. Nebev insan
kuvvet ise, birtakm rabbn gler ve ilh hususiyetler sebebiyle dierlerinden daha
stndr.
Her eyden nce insan trnn terkibine; sz konusu kuvvetlerin onda nasl sralandna
bakmak gerekir. Bunu yaptktan sonra beernebev varln terkibini ve kuvvetlerin
ondaki terkibini zikredeceiz. Daha sonra ruhan ile cismn olanlar ayrmak mmkn
olur. Bu noktada tercih de size braklacaktr.
insan drt unsurdan olumutur: Toprak, su, hava ve ate. Bu drt unsurun da
kendilerine zg tabiatlar vardr. Kuruluk, rutubet, scaklk ve soukluk. nsan iinde
nefs mrekkeptir:
a- Doup byyen, gelien ve benzeri nefslerin doumuna vesile olan nebat nefs.
b- Hisseden ve radesiyle hareket edebilen hayvan nefs.
c- Temyiz, dnme ve dndn ifade etme kabiliyetine sahip olan insani nefs.
lk nefsin varl, drt unsur ve onlarn tabiatlarndan kaynaklanmaktadr. Bu nefsin
varl ve hayatiyeti de onlara baldr. kinci nefsin varl ise feleklerden ve onlarn
hareketlerinden kaynaklanmaktadr. Varl ve g kayna da yine onlardr. nc
nefsin varl ise mutlak akl ve rhnyettr. Varln ve hayatiyetini onlara borludur.
Nebat nefs, tabiat gerei besin talep ederken hayvan nefs hiss olarak beslenmek ister.
nsan nefs ise gday akl ve tercihine dayanarak ister. Her nefsin belli bir yeri vardr.
Nebat nefsin mekn karacierdir. Gelime ve serpilme orada balar. Bu nedenledir ki
oraya ok ince damarlar yerletirilmitir. Gda, bu damarlar vastasyla bedenin dier
blmlerine ulatrlr. Hayvan nefsin mekn kalptir. Duyu ve hareketlerin dzenlenmesi
oradan balar. Beyne giden damarlar buradan almtr. Oradan ykselen scaklk, beynin
soukluunu dengeler ve aa doru ner. nsan nefsin mekn tasarruf bakmndan
beyindir. Fikir ve fkr ifade etme eylemi orada doar. Bu yzden beyne bu lemle temas
eden duyularn kaplar ald gibi teki leme ynelen havassn kaplar da alr. Bunlar
dnda vazgeilmez olan yardmc organ daha vardr: Karacieri besleyen mide, hava
temin ederek kalbe destek olan akcier, beyne sy ulatran damarlar.
u halde insann terkibi, en stn terkiptir. Onda cismn ve rh-n lemin btn
eserleri mevcuttur. nsandaki glerin oluumu da en mkemmel dzeydedir. Bu
yapsyla insan, iki kinatn ve iki lemin etkilerini cemetmi bir varlktr. Alemde yaylm
olarak bulunan herey, insanda toplu olarak mevcuttur. Ondaki bu btnlk zellikleri
lemde asla mevcut deildir. nk toplanma ve terkb yle bir zelliktir ki ayrlma ve
zlme halinde bulunmaz. Bu onda sarholuk ve mayalanma, balla sirke hali ile kyas
edilebilir. Her mizata da hkm byledir.
te bu anlattklarmz; bedenin ve bedendeki kuvvetlerin nasl terkip edildiinin izahdr.
Nefsin bedenle temasna ve her iki lemdeki zel kuvvetlerin ondaki tertibine gelince,
unu bilin ki nsan nefs, hareket ettiren, idrk eden ve mizac muhafaza eden glerin
kayna olan cevherdir. Bedeni, tab eiliminin ynlendirmesiyle deil iradesiyle hareket
ettirir. Onun ksmlarnda ve bilhare btnnde tasarrufta bulunur. Mizacn zlmekten
koruyup onda varolan duyular ortaya karr d bunlar be duyudur. Grme gc
sayesinde renkleri ve ekilleri idrk eder. itme gcyle sesleri ve kelimeleri, tatma
gcyle yediklerini tanmlar, dokunma gcyle de dokunulan eyleri idrk eder. Bunlar
dnda eitli organlarndan kaynaklanan gleri de vardr. Organlarndan kaynaklanan
bir ey hissettiinde veya hayal ettiinde, yahut vehmettiinde, arzuladnda ya da
fkelendiinde onunla sz konusu organ arasnda bir liki olutuunu anlar ve gerekeni
yapma gcn kazanr. nsann idrk etme ve hareket ettirme gc vardr.
drk, idrk edilen eyin hakikatine ait misalin idrk sahibinde irtisam etmesidir. drk,
idrk edilen eyden ayr deildir. Misle gelince, bir eyin suretinin olduu gibi gereinin
misli de olabilir. Bir eyin suretinin misli, duyularla alglanabilir olmasdr. Bu tr misl
onun grme gcnde irtisam eder. Kimi zaman onu mhiyetine yabanc perdeler rter.
Bunlar izle edildiinde mhiyetinin zne etki etmez. rnein nerede, nasl, hangi
vaziyette ve ka tane olduu byle sfatlardr. Onun yerine bakasn vehmetse bile drk
ettii eyin mhiyeti zerinde etkili olmaz. Duyu ona, madde sebebiyle arz olan
etkenlere boulmu halde ular. Onu, bu etkenlerden soyutlamaz. Ona ulamas da
ancak maddesi ile duyusu arasnda kurulan bir ilikiye dayanarak olabilir.
Btn hayle gelince, onu soyutlayamad sz konusu etkenlerle birlikte hayal eder. Ama
duyularn taalluk ettii sun' ilikilerden soyutlar. Onu taycsnn yokluunda bir suret
olarak canlandrr. Onda sz konusu etkenlerin kendileri deil mislleri gndeme gelir.
Daha sonra akl fikir onu sz konusu etkenlerden soyutlar. Mhiyetini ve hakikatini akla
sunar. Bunun zerine hakikatinin misli aklda irtisam eder. yle ki duyularla alglanan bir
eyi aklla bilinir hale getirmi gb olur. Zt itibaryla madd varlklarn
bulatrdklarndan arnm, yabanc arzlardan mnezzeh olan ey ise ztyla makul
olandr. Bu balamda onu akl olarak kavrayabilecei bir eylemde bulunmas gerekmez.
nk onun aklda tecessm eden bir msfi ve tecrd olabilecei bir mhiyeti yoktur.
Bilgi ve fikirle ulamas da sz konusu deildir. Onu ancak kesin bir delil gsterebilir ve
bize rehberlik edebilir.
nsan akl ou zaman faal akl lemini mlahaza eder ve orada birtakm mcerred,
makul suretler grr. Bu gr, madd balardan ve yabanc arzlardan arnmtr. Bu
meyanda hayal, onlar temessl eder. Onu duyu lemine uygun hayli suretler biiminde
temsil eder. Daha sonra bu misl, hiss-i mterekine iner. Sonuta onu bizzat gzle
grm gibi olur. Sanki akl, aklla bilinen bir eyi duyuyla alglanan bir ey haline
getirmi gibi olur. Bunun olabilmesi, ancak duyularn meguliyetlerini tamamen
terketmesine ve alg vastalarnn uykuda herkes in, uyankken sadece seilmi iyiler
(ebrr) iin sknete ermesine baldr.
Ne alacak bir terkb! Byle bir eyin baka rnei var m acaba?!
nsann cevherine dair let ve his kayna olarak zikrettiimiz beden kuvvetlere gelince:
Birinci kuvvet: Fantasya olarak bilinen ve duyularn bileimin noktasn ifade eden hiss-i
mterektir. Hs yoluyla bilinenlerin erevesi de budur. Bu gcn aleti, duyu sinirlerinin
balarna, zellikle de beynin n blmne dklm olan ruhtur.
kinci kuvvet: Hayal ve tasavvur gcdr ki aleti, beynin n i ksmna, zellikle de son
ksma dklen ruhtur.
nc kuvvet: Vehimdir. Birok hayvanda varolan bu gce rnek olarak koyunun kurt
iin bir mn idrk etmesi ve ondan kamasn gsterebiliriz. Koyun, ayn gc kullanarak
kendi trn idrk eder ve onlarla yaknlaarak beraber dolar. Bu gcn aleti, beynin
tamam olmakla birlikte arlkla orta boluktur.
Drdnc kuvvet: Mfekkiredir. Bu g, hiss-i mterek sayesinde elde edilen suretleri
terkb ve tafsil etme yeteneini ihtiva eder. Vehim araclyla idrk edilen vehm mnlar
da deerlendirir. Bunlar bazen toplar, bazen ayrr, bazen akl gzlemleyip ona mdhil
olurken bazen de duyular gzlemleyip onlardan yararlanr. Etki alan beynin orta ksmnn
balangcdr. Vehme benzer bir kuvvet olarak vehimle akl arasnda bir orta gtr.
Beinci kuvvet: Hafza kuvvetidir ki duyu, vehim ve hayal gleri sayesinde elde edilen
bilgileri depolama grevinde bulunur. Yalnz srf akl nitelik tayan hususlar bu kapsama
girmez. nk srf makul olanlar, bir cisimde veya bir cisim kuvvetinde rtisam etmez.
Hafza kuvvetinin aleti, beynin i arka ksmnn balangcna dkl olan ruhtur.
Altnc kuvvet: Zkire (hatrlama) gcdr ki, insann bilgi deposuna akl, hayal veya
vehim vastasyla gelen eyleri ortaya karmaya yarar. Aleti ise, beynin i arka ksmnn
sonuna dklm olan ruhtur.
Maddiytn bulatrdklarndan arnm mutlak makl, rismn bir kuvvette ve bedenle
ilgili bir alette tezahr etmez. Dolaysyla mutlak makln bunlarn taksimine bal olarak
blnmesi ve bunlara gre belli birer konum ve mislin tahakkuk etmesi sz konusu
deildir. Bu nedenledir ki hafza kuvveti bunlar iin depo olmamtr. Sz konusu sureti
onlara aktarak onlar iin depolayan Masdar- Evvel'dir. nsan nefsi Vhib-i Suver'e (:
Suret Veren) herhangi bir mnasebet biimiyle uygun den akl kuvvetiyle her ne zaman
onu hatrlayacak olsa, ondan kendisine muhafaza edilmi olan suretler akp gelir. Sanki
unuttuu bir eyi hatrlam, yitirdiini bulmu gibi olur.
Saf neftin istekleri tabi bir surette akl mertebesinin tesinde kalm eyleri hatrlama
noktasnda Canib-i Kuds'e ynelip onlar elde etmeye alr. Kur'n- Kerim bunu yle
haber vermitir: "Unuttuunda Rab-bini an ve de ki; Umulur ki Rabbim beni doruya;
bundan daha yakn bir -yola- iletir." (Kchf, 18/24) yle ki hikmet ehlinden birou
ilimlerin sadece zikretme ve anma olduu fikrine meyletmitir. nk nefsler, ilk
balangta zikir (anma, hatrlama) lemindeydiler. Sonra nisyn yani unutma lemine
inmilerdir. Nefsler unuttuklar eyleri hatrlamalarn, balangta yaananlar tekrar
yaamalarn salayacak hatirlatclara htiya duymulardr. "Hatrlat! nk hatrlatmak
mminlere yarar." (Zriyt, 51/54), "Onlara Allah'n gnlerini hatrlat!" (brahim, 14/5).
nsan nefsinin cismn deil akl kuvvetleri, beden deil ruhan ve nefsn kuvvetleri
vardr. Tabu ki beden ihtiyalarn dzenli biimde karlamasn salayacak kuvveti de
vardr. te bu kuvvet, amel akl diye anlmtr. nsan, bu kuvvet sayesinde yapmas ve
yapmamas gerekenleri bilir. Nefsin kuvvetleri arasnda cevherini fiil akl olarak kemle
erdirme ihtiyacn karlayan kuvvetleri de vardr. Onun kuvveden fiile kmas da hi
kukusuz kendi zt dnda bir kuvvet tarafndan salanmaktadr. Bunun iin nefsin belli
bir stidat kuvvetinin olmas gerekir k buna heyulan akl denir. Bu kuvvet sayesinde
istidattan kemle kmay baarr. Onun fiil sahasna ilk k, suretleri ihsan eden
tarafndan bahedilen baka bir kuvvetin husule gelmesiyle gerekleir. Bu safhada ilk
maklleri hatrlar ve bunlarn yardmyla ikinci maklleri kazanma hazrln tamamlar.
Bu ya fikir, ya da hads yoluyla olur. Ar ar lerleyerek kendisi iin takdir edilen
maklleri idrk eder. Her nefsin belli bir snr vardr ve bunu istese de aamaz. Ayn
ekilde her akln da aamayaca bir snr vardr. Kendisi iin belirlenmi snr, o akl iin
keml noktasdr. Bu, onun kuvvetiyle belirlenmi bir snrdr. Grld gibi bu noktada
nefsler ile akllar arasnda bir ztlk grnmemektedir.
Akllarn lleri ve nefslerin mertebeleri, ancak btn mevcudata muttali klnm olan
resul ve peygamberler tarafndan bilinir. nk onlar, rhn, cismn, makl, mahss,
klli, czi, ulv ya da sfl olsun mevcudatn tamamndan haberdar edilmilerdir.
Dolaysyla onlar, akl ve nefisler iin konulmu l ve miktarlar da en iyi bilenlerdir.
nsan kuvveder olarak zikrettiimiz her husus, onlar iin hsl olmu; onlarda terkib
edilmitir. Bu kuvvetler, aldanma ve yanla dmekten korunarak kuds cihete ynelmi
ve kendilerinde beliren Hak nuruyla daim bir aydnlanmaya; sahip olmulardr. yle ki
nefsn ve cismn kuvvetlerinden her biri, kendisine tevdi edileni korumakla ve
ngrlen grevi bihakkn tamamlamakla mkellef klnm ruhan bir melek mesabesine
ermitir. Hatta onlar, ruhan ve cismn lemlerin btn eserlerinin toplam olmulardr.
Bunlara ilve edilecek iki stnlk daha vardr ki biri terkip ve tertbden kaynaklanan
yarardr. eker le sirke rneinde bunu aklamtk. Dieri de vahiy, ilham, mncaat
ve ikram olarak stlerine doan kuds nurlardr.
Rhn iin byle ulv bir derece, byle vlm bir makam ve keml sz konusu olabilir
m?
Bunu braknz ruhanlerin tamam iin, insan trne mahsus klnan byle bir terkb sz
konusu olmu mudur?
Ruhanlere ait saylan, semav ve arz cisimleri hareket ettirme ve ynlendirme kuvveti
byle bir erefi asla onlara kazandrmaz. Bir varlk iin sabit olduu gibi zdd iin de sabit
olan bir ey eref sebebi olamaz. Bilindii zere cinlerin ve eytanlarn da mevcudatn
birou tarafndan yaplamayacak eyleri yapabilme gleri vardr. Esas eref, bir kuvveti
kendisi iin yaratld, tahsis edildii ve emredildii istikmette kullanabilmektir.
Sabitler yle dediler:
Ruhanlerin emirden kaynaklanan muhayyerlikleri olup tamam hayra yneliktir. Bunlar,
lemin nizam ve varln devamyla snrldr. Onlarn seimlerine hibir er ve fesat
aibesi karmaz. Halbuki insanlarn seimleri hayr ile er arasnda gidip gelmektedir.
Allah Tel'mn baz nsanlara ynelik rahmeti olmasayd, hemen hepsi er ve fesat
tarafna kayarlard. nk tabiatlarnda bulunan ehvet ve gazap onlar er ve fesada
ynlendirmektedir. Ruhanler ise yalnz Allah rzasn kazanmaya ve emrine uymaya
ynelmilerdir. Byle bir seim, elbette maksad ve meramn hsl olmasn salayacaktr.
Aksi iinse ayn durum geerli deildir. Dolaysyla murad ve seimin aksi durumlarda
salkl olmas dnlemez.
Hanfler bunu iki ekilde cevapladlar:
lk cevap insan tr adna, ikinci cevap da peygamberler adna verilmitir.
lkiyle ilgili olarak deriz ki: Ruhanlerin seimlerinin iki taraftan biriyle snrl olmas,
bununla kstl olmasndan, konum olarak mecbur olmasndan dolaydr. Cebr hali iin
herhangi bir eref sz konusu olamaz.
nsanln seimi ise hayr ve er kutuplar arasndadr. nsan, bir yandan Allah Tel'nm
ayetlerini grmekte, bir yandan da eytann vesveselerine muhatap olmaktadr. Bazen
Hakk'n davetine uyarak emrini yerine getirmekte, bazen de ehvetin tahrikiyle hevasna
tbi olmaktadr. Bir insan gnll ve tabi olarak Allah Tel'nm birliini ikrar ettii, hibir
cebir ve zorlama olmakszn O'nun emrine itaat ettii, hayr ile er arasnda serbest olan
tercihi gnll olarak Allah Tel'nm emri altna verdii zaman onun bu seimi ftr ve
cebr olan bir tercihten daha faziletli ve daha erefli olacaktr. Zorlama altnda yaplan fiil
fil in kazan (kesb) olmayaca gibi cebren yaplan da ayn sfata sahiptir. Ftr olarak
ehvet duyma zellii olmayan bir varlk, ehvet uyandracak eylere zaten meyletmez.
Byle bir varlk bu davranndan dolay nasl vleblir? vgye lyk olan, ehvet
duygular varolduu halde nefsine hevaya uymay yasaklayandr. Sonu tibaryla
insanlarn tercih ve seimleri ruhanlerin seimlerinden daha stn bir zellie sahiptir.
kinci olarak deriz ki: Peygamberlerin seimleri, dier insanlarnkin-den farkl olarak
tamamen hayra yneliktir. Bu seim lemin nizm ve devamnn dayana olan salh ile
snrldr. Emirden sdr olan tercihleri, yine emre ynelmitir. Onlarn tercih ve seimleri
asla fesada kaymaz. Peygamberlerin derecesi, hayal edilemeyecek kadar yksektir.
nk yksekte olan, aada olan in aada olmas bakmndan bir ey murad etmez.
Bilakis tercih ettii her eyi, klli bir nizam iin; cziden stn bir emir iin seer. Bu,
esas maksat olarak de de, asla tbi olarak cz'dc nizamn olumasn salar. Tercih ve
radenin bu tr, Allah Tel'mn kinat zerindeki irade ve dilemesiyle lgili snnetine
benzer. nk O'nun dilemesi, btn varln dzeniyle ilikili olup belli bir illetle tna'll
deildir. Her eyin bir illeti vardr, ancak O'nun hakknda, 'Bunu u sebeple istedi, bunu
u yzden yapt' denilemez. O'nun yaratmas iin illet ve nedene ihtiya yoktur. O ancak
bildii vehile murad eder. Bu da belli gerekelere bal deildir. Bu unu aklamaktadr
ki O'nun irdesi, herhangi bir illete taalluk etmeyecek kadar ycedir. Aksi takdirde o
eyin, O'nu belli bir eyi murad etmeye sevketmes sz konusu olurdu. lletlerin ve
ma'llern yaratcs hibir eye sevkedilemez. O'nun tercihi hibir eyle gerekelenmi
deildir. Peygamberin iradesi de O'nun iradesinin vekilidir. Nitekim peygamberin emri de
Allah'n emrinin naibidir. Dolaysyla o bu hususta Rabbinin yolunu izler. Dolaysyla onun
tercihi de lemin nizam, ilerin asan olmas ve insanlarn if bulmasn salar.
Ruhanler iin byle bir makam sz konusu bile edilemez. Byle bir dereceye nasl
ulaacaklardr?
Sylediklerinin hepsi hayal iken bu nasl olacaktr? Peygamberlerin zikrettikleri ise ayan
beyn ortadadr. Hatta ruhanlerin mkemmel ilimleri, salkl tercihleri, gleri ve
kudretlerine dair anlatlanlarn hepsini haber veren de yine resuller ve peygamberlerdir.
Aksi halde bunlar bize kim gsterecekti? nk insanlar olarak hibirimiz onlar
grmediimiz gibi fiillerine, sfadarna ya da hallerine dair bir ipucuna bile sahip ola-
mamzdr.
Sabitler yle dediler:
Ruhanilerin kendilerine zg semav ekilleri (ulv heykel), rnein Zuhal, Mteri, Merih,
Gne, Zhre, Utarid ve Ay gibi gezegen ve yldzlar vardr. Uzayda hareket eden bu
yldz ve gezegenler, ruhanler asndan beden ve ahsiyetler mesabesindedir. Varlklar
leminde ortaya kan her varlk ve hadsler leminde arz olan her ey bu sebeplerin
sonular ve eserleri olarak gndeme gelirler. Ruhanlerden bu semav varlklar zerine
hayr ve nizam ynnde tasarruf ve tahrikler ynelir. Bunlarn hareket ve
birlemelerinden yaadmz lemin terkip ve telifleri ortaya kar. Mrekkebt zerinde
tecelli eden hal ve mnasebederin kayna da onlardr. Onlarn dndaki her ey
sonutur. Sonular ise sebeplere denk olamazlar. Cismnler sfl bedenlere mahpus
madd varlklar (mteahhs)dr. Madd varlklar olmayanlar, byle olanlara nasl denk
olabilir?
Madd varlklar (ehas) hareket ve fiillerinde, ruhanlerin hareket ve fiillerinde braktklar
izleri takip etmek zorundadrlar. Bunun iin semav cisimlerin durumlarn gzetir, zaman,
mekn, cevher, yap, giysi, tts, dua ve vird bakmndan onlarn feleklerindeki
hareketlerini takip ederler. Her gezegene mahsus bir hacet vardr. Bu gezegenlerden
brine tatte bulunmak, ona mahsus olan ruhanye tatte bulunmaktr. Bu da dolayl
olarak her eyin Rabbi ve sebeplerin yaratcs olan Allah'a tat olmu olur. Bylelikle
haceti giderilir ve dileine kavuur. Semav cisimlere tapanlarn durumlar, ilgili balk
altnda ayrntl olarak ele alnacaktr.
Hanfler yle cevap verdiler:
Bu szlerinizle mudak ruhanlerin vekletini ve savunuculuunu brakp onlara ait semav
cisimlerin vekletini yrtmeye ksaca mudak sbilik yolunu terk etmeye baladnz.
Semav cisimlerin ruhanlerin ahslar olduunu, bu ahslarn da rabbanilerin gezegenleri
olduunu sylediniz. Ancak siz her rhn iin husus bir semav cismin varolduunu ve
onun da kendine zg ve dierleri tarafndan paylalmayan bir fiili olduunu ileri
srdnz.
Biz se kerem sahibi beer peygamberlerin gnderildiine inanyoruz. Onlarn konum ve
ahsiyetleri kinatn tmne uygun bir noktadadr. Rhn olanlar, ruhannin karsnda,
ahslar da semav cisimlerin karsnda yeralr. Onlarn hareketleri, btn gezegen ve
feleklerin hareketlerinin karsnda bulunur. eriatlar da ilh destee ve semav vahye
dayal hareketlerin gzetilmesidir. Btn bu hareketler adalet terazisiyle tartlm, lk
Kitab'm kstaslaryla takdir edilmitir; "insanlar adaletle kaim olsunlar dye" (Hadd,
57/25). Bunlar, birtakm karanlk grlerle kartlm, aslsz zanlarla istinbt edilmi
deildir. Aklla bilinenler onlara uygun dtnde onlara mutabk olurken duyuyla
alglananlar onlara uygun dtnde onlara da uygunluk salarlar.
Aksi nasl mmkn olabilir? Bizler ilh dnn lk mevcut olduuna ve btn varlklarn
ona uygun olarak takdir edildiine, bu takdirin yntemlerinin de en nce var olduuna
kanaat getirmiiz, yaratlla ilgili davranlar ve tabiat yasalar bizlere daha sonra
ynelmitir. Allah Tel'nn yaratmas ve emriyle ilgili ki snneti (:yasa) vardr. Emirle
ilgili snneti, yaratmasiyla ilgili snnetinden daha kadm ve daha ncedir. O, sekin
(havas) kullarn her ki snnetine de muttali klarak yle buyurmutur: "Allah'n
snnetinde asla bir deiim gremezsin." (Fnr, 35/43) Bu, yaratma cihetindendir.
"Allah'n snnetinde asla bir tebdil gremezsin." (Ftr, 35/43) Bu da emir cihetindendir.
Peygamberler emir snnetinin icrasnda arac konumundadrlar.
Melekler ise yaratma snnetinin crasnda arac olurlar. Emirdeki araclk, yaratmadaki
araclktan daha stn olduu iin peygamberler meleklerden stn tutulmulardr.
Emirle lgili ruhanlerin yaratmada, yaratmayla ilgili ahslarn emirde arac olmalar
gerekten ilgi ekicidir. Bylelikle keml ve erefin basitlikte deil terkbde olduu
anlalm olur. Burada g, ruhannin deil cismannindir. Dolaysyla topraa ynelmek,
ge ynelmekten daha evldr. Nitekim Adem'in (aleyhisselm) nnde eilmek de
tesbh, tehlil ve takdisden daha stn tutulmutur.
Bilinmelidir ki asl keml, beer peygamberleri ikrarda olup gk cisimleri ve glgelen
belirlemede deildir. nsan peygamberler, varolu bakmndan sonra olmalarna ramen
fazilet bakmndan ndekler-dir. in sonu dncenin badr. Ftrat da hcceti olan
iindir. Allah Tel'nn elleriyle yaratlm olan harfleriyle meydana gelmi olana denk
olmaz. Kuds bir hadiste Allah Tel yle buyurmaktadr: "izzetim ve cellim hakk iin!
Ellerimle yarattm, 'OF deyip oldurduumla bir tutmam." (Mecmau'z-Zcvid, 1: 82;
Taber sra: 70 yetin tefsirinde) Sabitler yle dediler:
Ruhanler, mevcudatn esaslardr. Onlarn lemleri ise ruhlarn ldkten sonra
dnecekleri lemdir. Esaslar, hem z bakmndan daha deerli, hem de varlk bakmndan
daha ncedirler. Dereceleri, onlar vastasyla husule gelen btn mevcudattan daha
yksektir. Ayn ekilde ruhanlerin lemi de, ahiret lemidir. Ahiret, keml olduu iin
onlarn lemi de keml lemi olmaktadr.
Balang onlardan olduu gibi dn de onlaradr. Sudur onlardan olduu gibi dn de
onlara olacaktr. Bu bakmdan cismnlerden farkldrlar. Ruhlar, lemlerinden inerek
bedenlerle temas etmi ve cisimlerin kirlerine bulamlardr. Ardndan temiz ahlak ve
rzay celbeden amellerle bu kirlerden arnm ve daha sonra onlardan ayrlarak ilk
lemlerine ykselmilerdir. Oradan inileri ilk dou, oraya ykselmeleri de baka bir
doutur. Bundan da anlalaca zere ruhanler, beerden farkl olarak keml
sahibidirler.
Hanfler yle cevap verdiler:
Ruhanlerin ilk esaslar olduundan nasl emin olabilirsiniz? Bunun iin deliliniz nedir?
Kadm filozoflarn bir oundan, ilk esaslarn cis-mn olduuna ilikin grler
nakledilmitir. Bu filozoflar, kendi bak alarna gre bunlarn tr zerinde ihtilaf
etmilerdir. Kimilerine gre ate, kimilerine gre hava, kimilerine gre su, kimilerine gre
ise topraktr. Bir dier ihtilaf, ilk esasn bast mi yoksa mrekkeb mi olduu zerindedir.
Bir dieri insan olup olmaddr. Hatta bazlar lmsz insanlar bulunduunu iddia
etmilerdir.
Baz bilgelere gre ilk esaslar Ar'n evresindeki glgeler gibidir. Bazlarna gre bu
lemde ahs olarak en son varolan, ruh bakmndan br lemde ilk varedilendir. Buna
gre mevcudatn ilki Hz. Muham-med'in (salkllhu aleyhi ve sellem) nurudur. Onun ahs
ise peygamberler arasnda sonuncu olarak gnderilmitir. Halbuki onun ruhu, Rabbani
nurlarn lkidir. Bu leme geli nedeni, tabi pisliklere bulam kirli ruhlar arndrarak
geldikleri yere dnmelerini salamaktr. O hem balang, hem dn, hem nimet, hem
nam, ham rahmet, hem rahimdir.
Kemlin basitlik ve zlmede olmayp terkipte olduunu isbt etmemizden sonra unu
belirtmeliyiz ki: ahiretteki dnsn de ruhlar ve nefs-lerle deil ahslar ve bedenlerle
olmas gerekmektedir. Asla dn hi kukusuz keml halidir. Ancak balangla dn
arasndaki fark, balangta ruhlarn bedenlerle rtlm ve beden hkmlerinin baskn
olmasdr. Bu safhadaki bedenlerin ahvli duyular asndan hissedilebilirdir. Geri dnte
ise bedenler ruhlarla rtlecek ve nefslerin hkmleri baskn olacak, halleri de akl
asndan grlebilir olacaktr. Eer bedenler tamamen yok olup gidecek ve ruhlar
balangca dnecek olsalard, ruhlarn bedenlerle birlemelerinin ve birlikte amelde
bulunmalarnn bir yarar kalmaz, kullarn fiillerinden dolay dllendirilmeleri veya
cezalandrlmalar anlamsz olurdu. Bunun kesin delillerinden biri udur: nsan nefsleri
bedenlerle temas halinde nefsn ahlak kazanrlar ve bu ahlak onlara melekeler gibi yer-
leir. Hatta bazlar, nefslerin bu ayrt edici zelliklerle indirildiklerini bile sylemi,
bunlarn olmamas halinde nefslerin ayramayaca belirtilmitir. Nefslerin bu yaplar,
aslnda cismn kuvvetlerin katlmlaryla olumutur. Bu yaplarn, sz konusu katlm
olmakszn varolmalar imknszdr. Sz konusu kuvvetler de ancak mizac cisimlerde
tasavur edilebilir. Nefs-ler ancak bunlarla varolabildiine gre, onlar da ancak cisimlerle
birlikte dnlebilirler. Dolaysyla cisimlerin diriltilmesi ve yeniden douun
cisimlerle brkte gereklemesi kanlmaz olmaktadr.
Allah Tel'nn huzuruna tevesslde izlediimiz yol ak, eriatmz makldr. lk
zamanda yaayan byklerimiz, Allah ile aralarnda bulunacak bir vesile aradklarnda,
birtakm nispet ve izafiyetleri gz nnde bulundurarak yksek semav cisimlere tekabl
eden putlar yapmlardr. Bunlar yaparken de sz konusu cisimlerin cevher ve suretlerini
gz nnde bulundurmu, bu putlar arac klarak o cisimlere ulamak isteyenler iin
gerekli olan vakitler, hller ve yaplar da belirlemilerdir. O putlara taparken hangi
giysileri giyecekleri, hangi ttsleri yakacaklar, hangi zikirleri ekecekleri ve hangi
dualar okuyacaklarna kadar her eyi tek tek belirlemilerdir. Bu putlar sayesinde
ruhanlere yaknlaan kullar onlar sayesinde de rablerin Rabb, sebeplerin Yaratcs olan
Allah'a yaklamay baarmlardr. Bu, teden beri uyulan bir yol ve hazrlanm usuldr.
Beldeden beldeye, kentten kente farkllk gstermez. Devirler ve zamanlar iinde de
kirlenmez. Bz bu yolun asln Gademon ve Hermes'ten rendik ve onlarn gsterdii
yolda yrmeye devam etmekteyiz.
Siz hanfler birtakm adamlar tutmakta ve onlara Allah katndan vastayla veya vastasz
olarak vahiy ve rislet ndiini sylemektesiniz. Her eyden nce vahiy nedir? Allah
Tel'nn bir insanla konumas caiz midir? O'nun kelm, bizim kelmmzla ayn trden
olabilir mi? Cismn olmayan bir melek gkten nasl inebilir? Kendi suretinde mi, yoksa bir
insan suretinde mi iner? Baka birinin suretinde grnmesinin anlam nedir? Yoksa
suretinden syrlp baka bir kisveye mi brnr? Yoksa z ve konumu tamamen mi
deiir? Beer trnden peygamber gnderilmesini caiz klan delil nedir? Peygamberlik
iddias olanlarn delilleri nedir? Srf iddia etmeleri sebebiyle onlara uyacak myz? Ya da
olaanst bir delil mi gereklidir? Eer byle bir delil gsterse bu nefslerin mi yoksa
cisimlerin mi hususiyerierindendir? Yoksa gsterdii ey, Allah Tel'nn fiilinden midir?
Sonra getirdii kitap nedir? Allah kelm mdr? Allah Tel hakknda kelm tasavvur
edilebilir mi? Yoksa o, bir ruhannin mi kelmdr? Ayrca bu er' hkmlerin ou aklla
idrak edilemez. nsan akl, aklla idrak edemeyecei eyi nasl kabul eder? Bir insan,
kendisi gibi insan olan birini nasl taklid edebilir? Onun zerinde stnlk salama
isteinden dolay m buna raz olur? "Allah dileseydi melekler indirirdi. lk atalarmzdan
byle bir ey iitmedik." (Mminn, 23/24)
Hanfler yle cevap verdiler:
Kclamclarmz bu konuda iki farkl cevap vermilerdir. Bri bizzat kendi delillerinizden
hareketle tutarszlnz gstermek, dieri ise kendi grmz sbt eden delilleri
sunmak eklinde olacaktr.
Kendi delillerinizden hareketle tutarszlnz gstermek iin unu syleyebiliriz: Gademon
ve Hermes'in aracln ve inancnz onlara borlu olduunuzu belirttiniz. Araclar
reddetmek hususunda araclar kabul edip onlara dayanan kii, elikiye dm olur.
Dier taraftan siz Sbiler arac olduunuzu ve mezhebinize ba-lanilmas in size ihtiya
olduunu iddia ettiniz. nk herkesin malmu olduu zere sizin inannza giren birinin
yolunuzu bilmesi, ilim ve amelleriniz hususunda yaptklarnza muttali olmas mmkn
deildir. Gezegenlerin, onlarn yrngelerinin hareketlerini, ruhanlerin bunlar zerindeki
tasarruflarn bilmek, bu gezegenleri temsil eden putlar belli llere gre yapmak
herkesin kr deildir. Ancak belli bir topluluk ya da her devirde bir kii bu bilgiye sahip
olup bunlar fiiliyata dkebilir. Bylelikle siz de kendi inannz iin beer trnden bir
aracnn varln kabul etmi oluyorsunuz. Bu da sznzn giri ksmnn, netice ksmn
nakzettiinin ak delilidir.
Bir dier yanl, Sbilerin dtkleri irk halidir. Bu irkin bir boyutu Allah Tel'nn
fiilleri, dier boyutu ise O'nun emirleri alanndadr.
Fiiller alanndaki irk, birtakm semav cisimlerin ve feleklerin tesirlerini kabul edip
bunlara inanmaktr. Onlara gre Allah Tel'ya mahsus olan ibda yani yaratma,
ruhanlerin yaratlmasdr. Daha sonra ulv lemin ileri tamamen ruhanlere havale
edilmitir. Ruhanlere mahsus olan fiil ise semav cisimleri hareket ettirmektir. Sonra sfli
lemin ilerini de onlara havale etmilerdir. Bunu bir atlye kuran kiiye benzetebiliriz.
nce in gerekli eyleri: fl, hammaddeyi, ara ve sureti tedarik etmitir. Orada
alp retmeyi ise raklarna havale etmitir. Sbilerin inanna gre ruhanler ilah,
semav cisimler rabler konumundadr. Elleriyle yaptklar putlar ise, bu gezegenlerin
yeryzndeki somutlam tezahrleridir. Putperestlerin tutarszln gstermek iin
onlara yle deriz: Sizler, kendinizi byk bir zorlamaya sokarak gk cisimlerinin karl
olarak cansz talar icat ettiniz. Ama bu yaptklarnzla da hibir ey ihdas edemediniz;
onlara ne hayat verebildiniz, ne itme gic.^ ne konuma, ne dnme, ne de grme
gc! "Yoksa Allah' brakp szc hibir ekilde yarar ve zarar olmayacak bir eye mi
tapyorsunuz? Yuf size ve Allah'n dnda taptklarnza! Hi akletmiyor musunuz?"
(Enbiya/65-66) Sizin ftr konumlarnz ve yaratlm ahsiyetleriniz onlardan daha erefli
ve daha stn deil midir? Sizin yaratlnzda gzetilen yldz nisbetleri ve izafetleri ken-
d ellerinizle yaptnz bu putlarnkinden daha yce ve mkemmel deil midir? "Kendi
ellerinizle oyduklarnza m tapyorsunuz? Halbuki sizi de yaptklarnz da Allah yaratt."
(Sfft, 37/95-96) Bir ihtiyacnz gidermek iin, bir yarar temin, bir zarar defetmek n
aracya ihtiya duymuyor musunuz? te bu Yaratc ok daha kudretlidir. nk O'nda
btn ulv cisimleri yaratacak, ruhan varlklar istihdam edecek kadar esiz bir ilm ve
amel kuvvet mevcuttur. Peki O, fiillerini sbt etmek iin cansz putlar iddiasnda
bulunmu mudur?
Lanetli Firavun da bu tutarszln farkna vararak bizzat kendisinin ilahlik ve rabliini
iddia etmitir. O da nceleri Sbilerdendi. Ama bu inantan yz evirmi ve insanlar
kendi ilahlm tanmaya ararak yle demitir: "Ben sizin en byk rabbinizim."
(Nzit, 79/23) "Sizin iin kendimden baka ilah bilmiyorum." (Kasas, 28/37) nk
Firavun, kendisindeki istihdam ve insanlar kullanabilme gcn grm, sanatkr veziri
Haman'n da desteini alarak ilahla soyunmutur: "Ey Haman! Benim n bir kule yap,
belki sebeplere, semann sebeplerine ulaabilir, Musa'nn lah'na muttali olabilirim."
(Mmin, 40/37) Firavun rasathaneye benzeyen bir bur yaptrmak istiyordu. Bu bur
sayesinde feleklerin ve gezegenlerin hareketlerine muttali olacak, onlarn nasl terkip
olduklarn, yaplarn, ka kere dndklerini ve ka kat olduklarn renecek, belki
yaratln srrna, yaratma ve ftrat gcne vkf olacakt. Byle bir kuvvet ve basireti
nasl olabilirdi? Ama tabi-atndaki zekasyla vnme ve kendisine srekli mhlet
verilmesiyle kapld gurur onu byle bir yanlgya drmt. Niyetlerini asla
gerekletireme-diler ve "Suda boulduktan sonra atee atldlar." (Nh, 71/24)
Fravun'un ardndan Smir ortaya kt. O da Firavun'un izledii yolun ardna derek,
yaratma zentisine girdi ve ruhannin izinden ald bir avula cansz cisimlere can
vermek istedi. "Ve onlara bren bir buza heykeli kard." (Th, 20/88) Smir o
buzada, arac bir varln belki en basit zellii olan kelam ve hidayeti var klmay bile
baaramad: "Grmezler mi ki o buza ne onlarla konuur, ne de onlara yol gsterebilir?"
(A'rf, 7/147) O da yar yolda kald ve olanlar oldu: "O ban bekleyip durduun ilahna
da bak! Muhakkak biz onu cayr cayr yakacaz. Sonra da kl edip denize atacaz."
(Th, 20/97)
alacak sr!
Firavun da ilahlk ddiasnn karl olarak nce boulmu sonra atee atlmt. Ayn
ekilde buza da ilah olarak tapld iin nce yaklm ve klleri denize atlmtr.
Halbuki ne atein, ne de suyun hanfler zerinde bir gc vardr: "Atee yle buyurduk:
brahim iin serinlik ve esenlik ol!" (Enbiya, 21/67) "Onu suya brak ve korkup zlme.
Muhakkak biz onu sana geri vereceiz" (Kasas, 28/7)
Sbilerin fiil ve yaratma noktasndaki irklerinin derecesi budur.
Nemrut ve Firavun'un dnya ilahl iddiasnda bulunmalar ile ruhanlerin semav lahl
iddias birbirine ne kadar da benzemektedir. Her ikisi de fiil ve yaratma bakmndan deil,
emir bakmndan ilahlk iddiasdr. Yoksa her ikisinin devrinde de onlardan daha yal ve
dnyaya onlardan daha nce gelmi insanlar vard. Emrin tamamyla kendilerine ait
olduu iddialar ortaya knca, ilahlk iddiasnda bulunabilmilerdir.
Sbi inann savunanlarn syrlamadklar irk ite budur. Herhangi bir varln
insanlarn ve dier canllarn ihtiyalarn giderdiini sylediiniz zaman, bu iddia Allah
Tel'nn esiz sanatna ve tedbir cihetinden O'nun ameline taalluk eder. Bu fiilin
yaplmas gereken bir fiil, u fiilin saknlmas gereken bir fiil olduuna ilikin emir, Allah
Tel'nn emri karsnda verilmi bir emir olur. Bu emirde araclk ddiasnda bulunan
kimse, irkte bulunmu olur. nk Allah onunla lgili bir delil indirme-mitir.
Beer gcn gzetmesinin mmkn olmad birtakm felek yaplarn gerektirdii
hkmlere sarlmak nasl mmkn olabilir? nk felekler srekli deiim iindedir.
Feleklerin bir ksm her an konum ve heyet olarak deimektedir. Gelecekte de bu haline
bir daha dnmemektedir. Hkm sahibi olduu iddiasnda bulunan, bu deiken
konumlara ne zaman vkf olur da, bunlara dayanarak belirledii gezegen ve putlar-daki
sanat doru ve yerinde olabilir? Bunu dosdoru yapamadklarnda nsanlarn ihtiyalar
nasl giderilmi olacaktr? htiyalarn ehli olmayan makamlara arzeden kimse, tam bir
irk iindedir.
kinci cevap tarz se inancmz destekleyen delilleri ortaya koymaktr. Hanf kelamclar
bu noktada iki yol izlemilerdir. lki Allah Tel'nn emrinden insanlarn ihtiyalarnn
karlanmas eklinde aa doru bir yol izlenmesidir, ikincisi ise kullarn ihtiyalarndan
Allah Tel'nn emrinin sbtna doru bir yol izlenmesidir. Sonra bunlarla ilgili problemler
ele alnmtr.
lk yolda Hanf kelama yle der: Kesin delille sabit olmutur ki Allah Tel btn
mahluktn yaratcs, hepsinin nzk vericisi, mlk ve hkmranln sahibidir. Mlik odur
ki kullar zerinde emir ve tasarrufta bulunur. Bu meyanda kullarn fiilleri ihtiyar ve gayri
ihtiyar olmak zere ikiye ayrlmtr. Kendi iradeleriyle ifa ettikleri fiiller zerinde Allah
Tel'nn hkm ve emrinin bulunmas, gayri ihtiyar fiillerinde ise tasarruf ve takdiri
vaciptir. Bilindii zere Allah Tel'nn hkm ve emirleri herkes tarafndan bilinmez. u
halde Allah'n insanlar arasndan birini seip bu emir ve hkmleri bildirmesi gereklidir.
Bu biri de, O'nun emir ve hkmlerini insanlara retebilmes iin beer trnden
olmaldr. Ayrca Allah Tel tarafndan kendisine birtakm takdir ve tasrifi hareketlerden
oluan yaratlla ilgili mucizeler tahss edilmi olmaldr. Allah
Tel bu mucizeleri: kendisinin davetine mukabil vki olabilecek meydan okumalara kar
bu zatn eliyle icra eder. Bu mucizeler o kimsenin doruluuna dellet eder. Hepsi de
szlerini tasdik iin indirilmitir. Sdk sabit olduunda btn sz ve fiillerinde kendisine
uyulmas da vacip olur. Onun btn emir ve yasaklarn bilmek se farz deildir. nk
beer kuvveti her tr bilgiye ulaacak olgunlukta deildir.
Sonra onun fikr, kavl ve amel hareketlerini destekleyecek lah vahiy gelmitir.
Bylelikle o, bir taraftan beerdir ki bu suret tarafdr, dier taraftan da vahyedilendir ki
bu da mana ve hakikat tarafdr: "De ki: Rabbimi tesbh ve tenzih ederim, ben ancak bir
beer peygamberim?" (sr, 17/93) Bu seilmi insan, bir tarafyla insan trne, bir
tarafyla da melek trne benzer. Her kisinin zelliini kendinde toplamakla da, ikisinden
daha stn bir konuma ykselir. Onun beerli, miza ve istidat bakmndan dier
insanlardan, meleklii de kabul ve eda bakmndan dier meleklerden daha stndr. O,
ne beeriyet tarafnn etkisiyle saptp yoldan kar, ne de ruhan tarafn kullanarak sapp
azgnlk eder. Allah Tel'nn emrinin okluk ve blnme olmayan bir tek olduunu takrir
eder: "Emrimiz ancak birdir." (Kamer, 54/49) Ama bu bazen Arapa, bazen branice ifade
edilir. Nakledip yayan ok olsa da kaynak birdir.
Vahiy, bir eyi baka bir eye sratle brakmaktr. Rh, emri peygambere tek bir defada
brakr. Bu, belli bir zaman dilimini kapsamayp "Gz krpmas gibidir." (Kamer, 54/50)
Peygamber saf nefsinde, kendisine indirilenin suretini parlak bir aynada karsnda
durann sureti gibi grr ve onu ya geldii gb ilah nassyla ya da kendi ifadesiyle
nakleder. lki Kur'an'da "Kitab'n ayetleri" (Ynus, 10/1) olarak zikredilmitir. Dieri se
nbvvet haber ve hadisleridir.
Ruhan melek, tek bir manann muhtelif ifadelerde, tek bir suretin muhtelif aynalarda ve
tek bir ahsn birok glgede grnebilmesi gibi, bazen beer suretine brnr.
Peygamber onunla fiziksel bir biimde konuup bizzat gzleriyle grr. Bu, peygamberin
cismn tarafyla gerekleir. Vahiy kesildiinde de fikirlerine dzgnlk, szlerine
tutarllk ve fiillerine tevfik baheden ilah destek ve masumiyet hali srer.
Siz Sbiler, vahyin anlan ekilde alnmasn ve melein belirtilen ekilde inmesini hi de
uzak grmeyin. Size gre de Byk Hermes rh-n leme ykselerek onlarn arasna
karmtr. Bir beerin ykselmesi tasavvur edilebiliyorsa, melein inmesi neden
tasavvur edilenlesin? Her-mes'in beeriyet kisvesinden syrlmas nasl mmkn olmusa,
bir melein insan suretine brnmesi yle mmkn olsa gerektir. Hanflik, ite bu insanlk
kisvesindeki kemli isbt eder. Sbiler ise kemli her trl kisveden syrlmada grr.
Ancak semav cisimleri kisveye bururken, ardndan heykel ve putlara benzer kisveler
giydirirken bunu unuturlar. Suret ve putlardan ber olduunu iln eden hanflerin ba
onlara yle hitap etmitir: "Muhakkak ben, irk kotuklarnzdan beriyim. Muhakkak ben
yzm gkleri ve yeri Yaratan'a hanf olarak evirdim. Ve ben mriklerden deilim."
(En'm, 6/78-79)
ikinci yol ise insanlarn ihtiyalarndan Allah Tel'mn emrine ykselme yoludur. Hanf
kelama yle der: nsan tr belli bir dzen iinde birarada bulunmaya muhtatr. Bu
birliktelik, ancak hareket ve ilikilerini belirleyecek snr ve hkmlerin varolmasyla
mmkn olabilir. Bunlar sayesinde herkes kendi snrn bilir ve onu amaz. Bu durumda
bir sri tarafndan vazedilmi bir eriatn bulunmas mecburdir. Bu sri, insanlarn
hareket ve ilikileriyle ilgili ilh hkmleri aklayacak, bu sayede de ihtilaf ve ayrlk
kalkarak toplumun birlik ve kaynamas salanacaktr. nsan tr iin gerekli olan bu
ihtiya zarur olunca, kendisine ihtiya duyulan da zarur olacaktr. Bu durumda ikisi
arasndaki nispet, yoksulun zengine, isteyenin verene, tebaann krala nisbeti gibidir.
nsanlarn tamam kral olsayd, krallk diye bir ey olmazd. Ayn ekilde tamam tebaa
olsayd, o zaman da tebaa diye bir ey olmazd. Gnderilen bu beer peygamber
ebediyen baki olmad gibi mr lemin mrne denk de olamaz. Onun yerini limler
alrken ilmine de eriatn gvenilir mensuplar vris olur. Bylelikle snnet ve eriat baki
kalm, nuru da insanl sonsuza dek aydnlatmaya devam etmi olur. limde veraset
mmkn iken nbvvette veraset olmaz. eriat, peygamberlerin miras, limler de
peygamberlerin vrisleridir.
Sbiler yle demitir:
nsanlar, insaniyet ve beeriyet hakikati bakmndan benzerdirler. Hepsini tek bir tanmla
ifade etmek mmkndr ki o da, lml hay-vn- ntk olulardr. Nefsler ve akllar da
cevheriyet bakmndan denktir. Nefsin, insan, hayvan ve bitkilerde mterek olan tanm;
bilkuvve hayat sahibi tab bir cismin kemli olmaktr. nsan ve melein mterek olduu
manada nefis cisim olmayan bir cevherdir. O, cismin kemli ve muharriki olup bunu akl
bir esastan kaynaklanan seimiyle bilfiil veya bilkuvve yapar. Bilfiil olan, melek nefsin
hassasdr, bilkuvve olan ise insan nefsin fasldr.
Akl, bu nefsin bir kuvveti ya da heyeti olarak maddeden mcerred eylerin mahiyetlerini
kabule istidatldr. nsanlar, bu bakmdan ezelden beri msavidir. Aralarndaki farkllk ise
u iki husustan birine dayanr: lki zarur olup nefsin kabul iin destek olan miza
bakmndandr. Dieri ise ihtiyar olup madd perdelerin kaldrlmasnda etkin olan abalar
bakmndandr. Nefs, akl suretleri resmetmesine engel olan kirlerden bu ekilde
arndrlr. nsann abas keml noktasna ulatnda ayaklar denk olup hkmler benzer
olur. Dolaysyla peygamberlik sebebiyle beerin beere stnl olmad gibi hi kimse
de insanlar zerinde bu yolla tahakkmde bulunamaz.
Hanfler yle cevap verdiler:
Beer ve insan suretler arasndaki denklik ve benzerlik phe gtrmez bir gerektir.
Aramzdaki ihtilaf, akl ve nefs konusundadr. Bize gre akllar ve nefsler tezat ve
derecelenme halindedir. Bunu kendi usulmz erevesinde sizin tanmlarnzla
aklayacaz.
Nefsin cisim olmayp cevher olduuna dair szlerinize gelince; nefs cismin kemli ve onun
irad muharrikidir. Bu anlam, nefs kavramnn hem insan, hem de melek iin kullanlmas
durumundadr. Nefs, bilkuvve hayat sahibi, alete dayal ve tabi cismin kemlidir. nsan
ve hayvan hakknda kullanldnda ise nefs lafzn mterek isimlerden biri olarak
grdnz ve insan nefs, melek nefs ve hayvani nefs arasnda ayrm yaptnz. Peki bun-
lara nc bir nefs daha, yani nebevi nefsi niin eklemediniz ve melek nefsi insanden
ayrdnz gibi onu da melekden ayrmadnz? Size gre insann akl ilkesi bilkuvve,
melein akl ilkesi ise bilfiildir. nsan ile melek bu adan farkllamlardr. Dier taraftan
tabi lm insan iin geerliyken melek n geerli deildir. Bu da baka bir farkllktr.
Peki nebevi bir nefste de byle bir sralama olmas gerekmez m?
Ele aldnz kemle gre, muharrikin irdesinin vlm olmas durumunda cisim in
keml olurken irdesinin her adan yerilmi olmas durumunda keml noksan olur. Bu
durumda iyi nefs ile kr nefs arasnda tezat olumaktadr. Bylelikle biri meleklk
tarafnda, dieri eytanlk tarafnda olur. Bundan da sz konusu tertip gibi mezkr tezat
hasl olur. Bilkuvve ile bilfiil arasndaki ihtilaf mertebe yani tertip bakmndan
farkllamadr. Keml ve noksanlk, hayr ve er bakmndan farkllk ise tezat farklldr.
kisi arasndaki benzerlik bylece geersiz olmutur.
yi ile kt nefsler arasndaki fark arz bir farkllama olarak da grmeyin. Melek nefs ile
eytn nefs arasndaki farkllk tr (nevi) bakmndandr. Bunun gibi insan nefs ile melek
nefs arasndaki farkllk da tre baldr. Nasl byle olmasn? Buradaki farkllk nce
bilkuvve ile bilfiil, ardndan da hayr ile er arasndadr. Bunun ardnda u sr yatmaktadr:
Hayr, ftratn asl itibaryla nefste yerleik olan bir temeldir, garizedir. Ayn ekilde er de
garz bir tabiattr. Dikkat edilirse hayr yapmak veya er ilemek demiyoruz. Bylece u
husus sabit olur: Beden ve ihtiyar olarak muharrik olan bir nefs vardr; akl ilkeden yola
karak hayra yneltir. Bu nefs cismin kemli olup cisim deildir. Bir de bedeni, ihtiyar
olarak akl lkeye dayanmak suretiyle bilkuvve veya bilfiil erre ynelten nefs vardr. Bu,
cisim iin eksikliktir ama cisim deildir. nk garze, kendisine dayanan fiilden farkl bir
olgudur.
Hanf kelamcnn getirdii misallerden tabiatnz olumsuz etkilenmez. nk o, bunlar
kayalar yontarak deil byk bir hikmet denizinden alp aktarmaktadr. Bu, muhtemelen
insann trlerin tr (nev*-u'l-env') olduu ve ondaki farklln arazlar ve davranlarda
yatt gereini gstermede siz sbilere yardmc olmaz. Blaks insan nefslerde cevheri
bir farkllk bulunduunu kantlar ki buna gre nefsler zat fasllar bakmndan da
birbirlerinden farkl derecelere sahip olurlar. nsan nefs ile melek nefs arasnda bilkuvve
ve bilfiil farkllk olduu gibi trler arasndaki farkll icap ettiren cevheri bir farkllk da
sz konusudur. Her ikisi de ntk nefs sfatyla anlsalar da, bu farkllktan kurtulamazlar.
Zat fasl, kuvvet ve fiildir. Ayn ekilde deriz ki nefste zgn bir ilim, zgn bir amel,
hayr ve er kuvvetleri ile hayrn kayna olan mutlak keml ve errin kayna olan
mutlak eksiklik mevcuttur.
Sbi kelamclarn akl, "nefste bulunan ve maddeden soyutlanm mahiyetleri kabule
yatkn olan bir kuvvet veya heyettir" eklindeki tanmna gelince; bu tarif onlara ve hanf
kelamclara gre btn akllar kapsayc olmayp sadece heyulan akl ine almaktadr.
Peki nazar akl nerededir? Nazar akim tanm udur: Kll hususlarn mahiyetlerini kll
olmalar tibaryla kabule yatkn olan nefs kuvvetidir. Ya amel akl nerededir? Amel akim
tanm udur: Nefse ait bir kuvvet olup evk kuvvetini zann bir gaye iin diledii cz'iyt
ynnde hareket ettiren bir ilkedir. Ya akl bi'1-meleke nerededir? Heyulan kuvvetin, fiile
yakn olacak derecede keml bulmasdr. Ya bilfiil akl nerede? Bu akl, nefsin herhangi bir
suretle veya ma'kl suretle kemle ermesi, bylece de ne zaman dilese onlar akledecek
ve bilfiil hazr hale getirecek duruma ulamasdr. Peki mstefd akl nerededir? Mstefd
akl, maddeden soyutlanm bir mahiyet olup nefste dardan hsl olmak zere irtisam
etmitir. Peki mufrk akllar nerededir? Mufrk akllar, maddeden mcerret
mahiyetlerdir. Peki faal akl nerededir? Faal akl, akl olmas cihetinden cevher ve srdir.
Onun zt da bakasnn maddeden ve madd ilintilerden tecridi sebebiyle deil kendi zt
bakmndan mcerret bir mahiyettir. O, her mevcudun mahiyetidir. Faal olmas cihetinden
se yine anlan sfatla cevherdir. Bu tibarla heyulan akl kuvveden fiile karr.
Sbiler akln sadece bir trn tanmlamlardr. Hi kukusuz yukarda sraladmz
akllarn tamamnn da dierlerinden farkl tanm ve konular vardr.
mdi syle ey bilge kelama! Kendi akln bu akllardan hangisi sayyorsun? Akl
bakmndan herkes denktir, denmesi houna gider mi? Aklnn g ve istidat bakmndan
bakalarnn akllaryla bir olmasn ister misin? rnein maklt akletme noktasndaki
akl istidadnn fikirsiz ve ahmak birinin akl istiddyla bir olmas mmkn mdr? yle
birinin hayali aklndan, duyusu da hayalinden ayrlmazdr. Akllar eit olunca akln sz
konusu ksmlarndaki farkl mertebelerin ne anlam olabilir? Akllar arasnda belli bir
sralamann bulunduunu kabul ettiinizde bamszlk ve ifade cihetinden ykselmek
mmkn olaca gibi istidat ve istifade cihetinden aalara dmek de mmkn
olacaktr. Tr itibaryla istidattan yoksun olan bir varlk, akl sahibi olmad halde akllya
benzer olabilir mi? Peki eytanlarn kantlad tr hangisidir? O da saydmz akllar
arasnda mdr? Yoksa onlarn dnda mdr? Melein tanmn hatrlarsanz, hayat ve akl
nutuk sahibi, lmsz ve bast bir cevher olduunu sylemitik. O, Allah Tel ile semav
ve arz cisimler arasndaki vastayd. Sonra onun ksmlarn da saymtk. Aralarnda akl,
nefs ve hiss olanlar vard. Tezatn gerei olarak eytann tanmn da hatrlamanz
gerekir. Onun da ksm ve trleri vardr. Mertebe bakmndan melein tanmnn mukabili
olan nsann tanmn da hatrlamanz gerekir. Bu tanm yapanzda nsann da tamamen
mahss (duyularla drk edilen) olanlar bulunduu gibi, mahss olmakla birlikte ayn
zamanda ruhan, nefsn ve akl olanlar bulunduunu da hatrlarsnz ki bu peygamberlik
mertebesinde bulunan insanlarn durumudur. His kaynakl baz eylemler akldan; akl
kaynakl baz eylemler hisden; miza kaynakllar nefsden; nefs kaynakl baz eylemler
mizacdan; cisim kaynakl baz eylemler ruhtan; ruh kaynakl baz eylemler ise cisimden
saylabilmektedir. Halkn sylentilerini bir kenara brakn ve bu tr fitnelere kanmayn.
Sabitler yle demitir:
Akl ve nefislerin eit olduklarna dair iddiamz rtp tertip ve tezad isbt ederek bizi
sktrdnz. Akl ve nefsler arasnda mertebeler bulunduu kesin ise yksek mertebede
olanlara tbi olmak vacip olur. Peygamberlerin insan trne gre durumlarnn ne
olduunu bze sylet misiniz? Melekler, cinler ve dier mevcudata gre rtbeleri nedir?
Peygamberin Allah Tel nezdindeki mertebesi nedir? Bize gre ruhanler, mertebe
bakmndan btn mevcudatn stnde yer almlardr. Onlar huzur-i lahde yakn
klnmlardr. Gryoruz ki bazen peygamberin ruhanden rendiini, bazen de
ruhannin peygamberden rendiini ddia ediyorsunuz.
Hanfler yle cevap verdiler:
Mertebeler hakknda konumak zordur. Kendisi herhangi bir rtbeye ykselmemi olan
biri onlar nasl aklayabilir?
Ancak peygamberin bize gre rtbesinin, bizim cins bakmndan bizden aadaki
hayvanlara gre olan rtbemiz gibi olduunu biliriz. Yine biz, nasl ki kendimizin
mevcudata dahil olduumuzu biliyoruz da hayvanlar bundan bhaberse, ayn ekilde
peygamberler de varlklarn zelliklerini, hakikatlerini, yarar ve zararlarn, hangi
hareketlerin ne gibi yararlar getirdiini bilebilirler ve bunlar biz bilemeyiz.
nsan tr emri altna alma ve ynetme bakmndan hayvanlar zerinde sz sahibi olduu
gibi, peygamberler de idare ve sevk bakmndan insanlar zerinde sz sahibidirler.
nsanlarn hareketleri, hayvanlar asndan mucizev olduu gibi peygamberlerin
hareketleri de nsanlar asndan mucizev grnmler kazanabilir. Bunun nedeni,
hayvanlarn doruyu yanltan ayrabilecek fikr hareketlerde bulunma dzeyine
kamam olmalardr. Yine onlar, gerei yalandan ayrmalarn salayacak szl
hareketler seviyesine de kamazlar. Hayvanlarn hayr serden ayrmalarn salayacak fiil
hareketleri de sz konusu deildir. Onlarn akl temyiz kabiliyetleri, bu ve benzeri trden
hibir hareketleri yoktur. Peygamberlerin hareketlerinin de benzer biimde stnlkleri
vardr. nk onlarn fikirlerinin sonu olmad gibi fikr hareketleri kudsiyet havzasnda
dolatndan nsanlarn gc buna asla yetiemez. te bu nedenledir ki peygamber iin
doru olan udur: "Allah Tel ile aramzda yle bir zaman olur ki o esnada ne yakn
klnm bir melek, ne de gnderilmi bir eli beni megul edemez" Onlarn szl ve fiil
hareketleri de yaratl snnetleri dorultusundaki gidi atlar ve ntizamlar bakmndan
insanlar iin ulalamaz niteliktedir. Kukusuz onlar en ulv mertebede bulunurlar.
Mevcudat iinde ilk derecede yer alrlar. Rablerinin ltfuyla muttali kld bilgi sayesinde
meleklerin ve ruhanlerin bilmediklerini bilirler. Peygamberlik srecinin ilk basamamdaki
rolleri renmedir: "Ona byk kuvvet sahibi olan retti." (Necm, 53/5) Son basamakta
ise retme roln stlenirler: "Ey Adem! Onlara eyann isimlerini haber ver." (Bakara,
2/32) in bandaki hal ve durum ne iken sonunda ne olabilmektedir?!
Peygamberlerin Allah Tel ile olan alkalan zel bir kulluk eklindedir: "De ki: Eer
Rahmn'n bir ocuu varsa, bilin ki ben O'na kulluk edenlerin ilkiyim." (Zuhruf, 43/81)
Deyin ki, biz Rabbi olan kullarz. Biz peygamberlerin fazileti hakknda ne derseniz deyin,
en hakiki isimler de en husus haller de onlarndr: "Kulu ve Resul." Hi kukusuz Allah
Tel iin en husus tarif, onlar ahslanyla birlikte zikretmektir: brahim'in (aleyhissdm)
lahi, smail'in (akyhisselm) lahi, shk'in (aleyhisselm) lahi, Musa (aleyhisselm) ve
Harun'un (aleyhisselm) lahi, sa'nm (aleyhisselm) lah, Muhammed'in (sallallhu
aleyhi ve sellem) lah. Ayn ekilde kulluk da izafe edildii makama gre genel veya zel
olabilir. lahlk ve rabliin kullar asndan tanmnda ve kullara tecellsinde de zellik ve
genellik olabilir. rnein Alemlerin Rabbi genel bir tanmdr. Musa (aleyhisselm) ve
Harun'un (aleyhisselm) Rabbi ise zel bir tanmdr.
Hanfler ve Sbilerin inanlar ana hatlaryla byledir. Yukarda zikrettiimiz ve iki
topluluk arasnda yaanan diyaloglarn saysz yarar mevcuttur.
Hatrmzdan geen ve yazmak stediimiz baka noktalar, kalpte gizlenen baka esrarlar
vard. Ama bu kadarla yetinip Byk Hermes'e gemeyi uygun grdm. Byle yap
nedenim, onun Sbiler arasnda yer almasndan dolay deildir. Bundan Allah'a snrz.
nk onun grlerinde hanflii benimsediini gsteren ak deliller bulunmaktadr.
Beer varlklarda keml bulunabilmesine ve ilah yasalara uymann zorunlu olduuna
inanmas, bunlardan bazlardr. Halbuki Sbiler tam aksi grtedir.
3- Fasl
Bunlar, Sbi frkalar arasnda yer alrlar. Sabitler ile Hanfler arasndaki mnazaralar
aktarrken fikirlerine de ana hatlaryla deinmitik. Burada ise daha ayrntl olarak ele
alacaz.
1- Gk Cisimlerine Tapanlar
Biliniz k ruhanlere inananlar, insan iin bir arac bulunmas ve bu aracnn grnen,
yaklalan, kendisine ynelinen ve yararlanlan olmas gerektiini anladklarnda heykeller
olarak bilinen yedi gezegene sarldlar. nce bunlarn gkyznde bulunduklar yerleri,
ykselip alaldklar noktalar, arkasndan da doduklar ve battklar yerleri tespit ettiler.
Sonra bu gezegenlerin tabiatlarna bal olarak uygun veya ters dme biimleriyle ilgili
balantlar ortaya kardlar. Drdnc olarak bunlarn konumlarndan hareketle gnleri,
geceleri ve saatleri taksim ettiler. Beinci olarak da yine bunlarn hareketlerine dayanarak
suret, ahs, blge ve mevkilerin durumlarm tahl ettiler.
Bu meyanda vefkler hazrlayp evrd ve dualar rendiler. Bu gezegenler iin belli gnler,
rnein Zuhal iin Cumartesi gnn tahsis ettiler. Cumartesi gnnn ilk saatlerine itina
gsterip bu gezegenin suret, ekil ve yaratln temsil eden muskalarn takndlar. O gn
bu gezegene zg elbiseler giyip ona zg kokular srndler. Onun iin hazrlanm
dualar okuyup steklerini ondan niyaz ettiler. Bu gezegenden niyaz edilen belli hacetler
vardr. Bu hacetler, ona zg fiil ve eserlerden kartlmtr. nanlarna gre Zuhal
onlarn bu hacetlerini giderir ve arzularnn bir ounu gerekletirir. Ayn ekilde Mteri
gezegenine mahsus hacetler de ona zg gn ve saatte dile getirilir. Bu ekilde her
gezegen in belirlenmi hacetler vardr. Bu nsanlar, sz konusu yedi gezegeni Rab-lah,
Allah Tel'y ise Rablerin Rabbi (Rabbu'l-erbb) ve lahlarn lah (la-hu'1-lhe) olarak
simlendrirlerdi. Bazlar ise Gne'i Rablerin Rabbi (Rabbu'l-erbb) ve lahlarn lah
(lahu'l-lihe) olarak grrlerdi.
Gk cisimlerine, ruhanlere taptklar gibi taparken ruhanlere de Allah Tel'ya taptklar
gibi taparlard. nanlarna gre bu cisimler, ruhanlerin bedenleriydi. Bunlarn ruhanler
iin konumu, bedenlerimizin ruhlarmza olan konumlar gibiydi. Onlara gre bu
gezegenler ruhanlerin hayatlar ile hayat sahipleriydi. Kendi bedenlerimizde nasl
tasarrufta bulunuyorsak, ruhanler de kendileri iin beden konumunda olan bu gezegenler
zerinde ayn ekilde tedbr ve tasarrufta bulunurlard. Hi phesiz bir madd varla
yakn olan kimse, onun ruhuna da yaknlam olurdu.
Bu inanc benimseyenler zaman iinde gezegenlerin hareketlerine bal olarak saysz
tuhaflk rettiler. By kitaplarnda zikredilen tlsmlar, kehnetler, burlar, vefkler,
muskalar, suretler ve benzeri unsurlarn hemen tamam bunlar tarafndan ihdas edilmi
bilgilerdir.
2- Putlara Tapanlar
Bunlar yle der: Allah Tel'ya yakn durmak ve O'nun efaatine nail olabilmek iin
kendisine tevesslde bulunulan bir arac gereklidir. Ne var ki asl araclar konumunda
bulunan ruhanler de insanlar tarafndan grlmemekte ve kendileriyle
konuulmamaktadr. Bu durumda onlar temsil eden gezegenlere ynelmek mmkn
olabilir. Ama bu gezegenler de gnn bir ksmnda grnp bir ksmnda gzden
kaybolmaktadrlar. nk gn dnda batmakta, karanlk ktnde domaktadrlar.
Dolaysyla insanlarn bunlara ynelp tatte bulunmalar tam ve verimli olmamaktadr.
u halde insanlarn devaml grebilecekleri, her an gzlerinin nnde dikili duran suret ve
putlara ihtiya vardr. nsanlar, bunlara ynelip istedikleri her an dua edebilir ve bunlarn
temsil ettikleri ruhanler vastasyla da Allah Tel'ya yaknlaabilirler. Bu inanta
olanlarn genel ifadeleri de udur: "Biz onlara 'Bizi Allah'a yaklatrsnlar diye' kulluk ede-
riz." (Zmer, 39/3)
Bu inanc paylaanlar da yedi gezegene tapanlar gibi elle tutulup gzle grlr putlar
edinmilerdir. Bu putlarn her bri belli bir gezegeni temsil eder. O putta sz konusu
gezegenin cevherinin bulunmasna dikkat ederler. Bu cevher ile kasdettimiz, demir vb.
onun ham maddesidir. Yaplan put, o gezegenden sdr olan fiilleri temsil edecek tarzda
ekillendirilir. Bunda da zaman, saat, derece ve dakikay bile gzeterek puta yneltilen
taleplerin karlanmasnda baarya ulaabilmek iin gereken her tr zeni gsterirler.
Putlara, onlar iin belirlenmi gn ve saatte kulluk eder, ona zg kokular srnr,
vefkini kuanr, elbisesini giyer, duasn terennm eder, okumasn yapar ve belli
hacetlerini dile getirirler. ddialarna gre putlarn bu hacetleri gidermesi, sz konusu
artlarn tamamnn yerine getirilmesine baldr. Kuran, gerek gezegenlere, gerek putlara
tapanlarn ana zelliklerini bu ekilde nakletmtir.
Ashb- Heykl olarak bilinenler, gezegenlere tapanlardr. nk onlarn ulhiyetlerni
iddia etmilerdir. Ashb- Ehas ise puta tapanlardr. Zira onlar da bu putlar, semav
ilahlarn sembolleri olarak tanr bilmiler; "Bunlar bizim Allah katnda efaatilerimizde."
(Ynus, 10/18) demilerdir.
4- Fasl
Hrnniyye
Sbiler'den bir cemaattir.
Bunlara gre taplmaya lyk olan yaratc, hem bir hem oktur. Bir olmas zt
bakmndandr. O lk, asl ve ezeldir. ok olmas ise gzle grlen madd varlklara
blnmesidir. Bu varlklar tedbir sahibi yedi gezegen ve yeryzndeki ilim, fazilet ve hayr
sahibi ahslardr. O, bunlarda tezahr eder ve varlklarnda mahhas hale gelir. Buna
ramen ztndaki birlik son bulmaz.
ddialarna gre o, g ve iindeki cisim ve gezegenleri yaratarak bu lemin
mdebbirleri klmtr. Onlar baba, unsurlar anne, mrekkepler de ocuklar (mevld)
hkmndedir. Babalar yaar ve konuur, eserlerini unsurlara aktarrlar. Anne
konumundaki unsurlar bunlar rahimlerine alrlar ve bundan da ocuklar doar. Bu
ocuklar arasnda terkibi bulank olmayp duru ve miza bakmndan keml sahibi olanlar
kar btn kinat iinde ilah bunlarla mahhas olur.
Sonra kll varln tabiat insanlarla mamur olan her blgede 36425 senede bir yeniden
var olur. Canl cinslerinin her nevinden br erkek ve bir dii yaratlr. Bu trler anlan
zaman sresince yaayp oalmaya devam ederler. Bu sre dolduunda btn trlerin
reme ve oalmas son bularak yeni bir dnem balar. Bu dnemde de yeni insan,
hayvan ve bitkiler ortaya kar. Bu, sonsuza kadar byle srp gider. Onlara gre
peygamberler tarafndan dile getirilen kyamet de budur. Yoksa bu dnya dnda baka
bir dnya olmayacaktr. "Bizi yok eden ancak zamandr." (Csiye/24) Onlara gre llerin
diriltilmesi ve kabirlerinden kaldrlmas diye bir ey yoktur: "Yoksa size lp kemik ve
toprak olmanzdan sonra tekrar karlacanz m vaadediyor? Vaadedildiiniz ey ne
kadar da uzak.' Ne kadar da uzak!" (M'minn/35-36)
Kur'an bu insanlar yukardaki naslarla haber vermitir.
3- Hrnniyye'nin ddialar
2- Bab
Filozoflar
'Felsefe' Grek dilinde 'hikmet sevgisi' anlamna gelir. Feylesof ise 'FilosofiVdr. 'Filo' seven
anlamndadr. 'Sofa' ise hikmet manlsna gelir. Buna gre Feylesof, 'hikmeti seven kii'
demektir.
Hikmet, kavl ve fiil olmak zere iki ksma ayrlr.
Kavl hikmet ayn zamanda akldir ve yle tanmlanr: Akl sahibi kimsenin tarif (had)
veya onunla ayn mecrada olan resm ile, burhan ve onunla ayn hkmde olan istikra ile
aklettii ve bunlarn ifade etmek iin kulland eylerin tamamna denir.
Fiil hikmet ise, hikmet sahibinin keml gayesiyle yapt fiillerin tamamna verilen addr.
Ezel olan lk, bizatihi gaye ve keml olduu iin Zt'ndan baka bir gayeye ynelik olan
hibir fiilde bulunmaz. Aksi takdirde gaye ve keml O'nu ynlendiren, ilk de ynlendirilen
olur ki bu imknszdr.
Fiillerindeki hikmet, Zt'nn kemline bal olarak vuku bulmutur. Hikmetteki mutlak
keml de budur. O'nun dndaki varlklarn fiillerinde ise istenen kemle ulama
maksadyla varolan araclar sz konusudur. Bzm fiillerimiz iin de ayn durum geerlidir.
Filozoflar, kavl/akl hikmet zerinde saylamayacak kadar fikir ayrlna dmlerdir.
Ge dnem filozoflar birok meselede ilk filozoflara muhalefet etmilerdir. lk dnem
filozoflarnn ele aldklar konular tabyt ve ilahiyat ile snrlyd. Bunlar da genel olarak
Allah Tel ve lem zerinde younlamaktayd. Ardndan da buna riyaziyat ilve etmi-
lerdi.
Filozoflara gre lim ksma ayrlrd:
a- TSIe' ilmi (lm-i M),
b- 'Nasl' ilmi {lm-i Keyf),
c- 'Ka1 ilmi (lm-i Kem). Eyann mahiyetlerinin renildii ilim, ilm-i ilhdir. Eyann
keyfiyetlerinin renildii lim, ilm-i tabiidir. Eyann niceliinin renildii ilim ise ilm-i
riyazidir. Sz konusu niceliin maddeden mcerret olmas veya maddeyle kark olmas
bu tanm deitirmez. Bilhare Aristo mantk ilmini ortaya koymu ve onu retiler
(Talimler) olarak adlandrmtr. Aristo, bu ilmi nceki filozoflarn szlerinden ayrp tecrid
etmitir. Ama hikmet ilmini, mantk ilminin kanunlarndan tamamen soyutlamak mmkn
deildir. Aristo'ya gre mantk, ilimler tasnifinde saylmasa da, ilimlerin aleti
durumundadr. O bu mevzuda yle demitir:
lm-i ilhnin konusu, mutlak varlktr. Meseleleri (mesil), varln varlk olmas itibaryla
ahvalini aratrmaktr.
Ilm-i Tabnin konusu cisimdir. Meseleleri se, cismin cisim olmas itibaryla ahvalini
incelemektir.
lm-i Riyazinin konusu, boyutlar ve miktarlardr. Genel olarak maddeden soyutlanm
niceliklerdir. Meseleleri, niceliin nicelik olmas itibaryla ahvlini incelemektir.
lm- Mantn konusu, baka ilimlere arac olmas bakmndan insan zihninde tasavvur
edilen mnalardr. Meseleleri ise, sz konusu mnalarn ahvlinin bu zellikleri tibaryla
aratrlmasdr.
Filozoflar derler ki: Mutluluk, bizatihi stenen bir hl olduu iin nsanolu onu elde
etmek ve ona ulamak iin abalar. Mutluluk ise, ancak hikmet ile elde edilebilir. Hikmet,
ya uygulama, ya da srf renme maksadyla talep edilir. Bylece hikmet ikiye ayrlmtr:
a. Amel, b. lm.
Baz filozoflar Amel Hikmeti lm Hikmetten stn tutmuken bazlar da aksini ileri
srmtr. Amel Hikmet, hayrl amel yapmak, lm Hikmet ise Hakk bilmektir.
Filozoflarn ifadesine gre hikmetin her ik trne de kmil akl ve tercih edilen gr ile
ulalabilir. u var ki Amel Hikmet alannda bunlardan istifad; dierine gre daha
fazladr. Peygamberlere (aleyhissdlm) aslen amel hiknet, ksmen de ilm hikmet
hususunda birok ruhan destekte buhmulrr-istur. Hikmet ehli de, genelde ilm hikmet,
ksmen de amel hikmet hasmndan birok akl destekle I karlamlardr. Hakm'in
gayesi; btn evinin aklnda tecell etmesi ve olabildii lde Hak lah'a benzemeye
akmaktr. Nebnin gayesi ise, evrene yn veren dzenin kendisine tecell e nesi suretiyle
insanlarn maslahatlarn tesis etme gcne ulamaktr. Or ann amac, lemin nizamnn
devaml olmas ve kullarn maslahatlarnn nizmdr. Bu da ancak korkutma ve
zendirme, ekillendirme ve haya ettirme yoluyla gerekleir.
eriat ve din ehli vastasyla gelen bildirin tamam, filozof olarak _ saydmz
kimselerde de mukadderdir. o var ki ilimlerini dorudan nbvvet kandilinden alan
kimseler, tazm edilme konumuna ulam ve bulunduklar derecenin kemline inanlr
olutur.
Filozoflar yle tasnif edilebilir:
1- Hint bilgeleri ki Brahmanlardan oluur ve esasen nbvvetle ilgili hususlara
inanmazlar.
2- Arap bilgeleri ki kk bir aznlktr- Bunlarn hikmetleri, tabiatlarndan kaynaklanan
ilhamlar ve hatrdan geiveren dank fikirlerden ibarettir. Bir ksm Nbvveti kabul
eder.
3- Rum bilgeleri ki bunlar; hikmetin remel direkleri olan ilk bilgeler (Evil), Meler,
Revkiyye ve Aristo taraftarlarndan oluan ge dnen bilgeleri (Mteahhirn) ve ayn
zamanda Acem filozoflar olan Mslmai' filozoflar olmak zere tasnif etmek mmkndr.
Bilindii zere sln1 ncesi dnemde yaam Acem bilgelerinden felsefeye dair grler
nakle dilmemitir. Bunlarn hikmetleri ounlukla kadm din veya dier dinlet dayanan
nbvvet kkenli bilgilerdir.
u var ki Sbiler, bu hikmeti saptm uslardr.
Kitabmzda Rum ve Grek kkenli ilk dnem bilgelerinin mezhepler"'" ni, kitaplarnda
zikredilen sralamaya gre ele alacaz. Bunlarn ardnda'1 da dier bilgelerin
dncelerine yer vereceiz.
Yalnz u bilinmelidir ki felsefede asl, hikmette temel ilke Rumlara aittir. Dierleri onlarn
oluk-ocuu konumundadr.
1- Fasl
Yedi Bilge
Bunlar Miletos, Sisam ve Atina kkenli, hikmetin direkleri olan byk bilgelerdir.
Yedi byk bilgenin isimleri unlardr: Miletoslu Thales, Anaksago-ras, Anaksinenes,
Empedokles, Pitagoras, Sokrat ve Eflatun.
Bunlarn ardndan gelen bilgeler kuanda ise u simler yer almaktadr: Plutarkhos,
Hippokrates, Demokritos ve dier air ve dinadamkn.
Bu bilgelerin felsefe alannda sylediklerinin z; Allah Tel'nn birlii, bilgi bakmndan
btn kinat kuatmas, bunun nasli lemin vcuda geliidir. Temel ilkeler nelerdir ve
katr? ldkten sonra dirilme ve ahiret nedir ve ne zaman gerekleecektir? Bunlar Allah
Tel'ya nispet edilen hareket ve skn zerinde de fikir yrtmlerdir.
Ge dnem Mslman filozoflar bunlar ok ender alnt ve deinmeler dnda hemen
tamamen gzard etmi, dncelerine rastgeldiklerin-de de bunlarn aslszlklarna iaret
ederek geitirmilerdir.
Bu byk bilgelerin grlerini dikkatle takip edip gerekli tenkitlerde bulunduk. Bunlarla
ge dnem bilgeleri arasndaki fikir ayrlklarn aratrp deerlendirmeyi ise sizlere
brakmay uygun grdk.
1- Thales'in Grleri
Miletos'ta felsefeyle urasan ilk nsan odur. unlar sylemitir: Alemin bir yaratcs
vardr, insan akl, mhiyeti halamndan O'nun sfatlarn idrk etmekten uzaktr. Akl,
ancak O'nun eserlerini idrk edebilir. Mhiyeti gibi ismi de bilinmez. Bilinen tek ey,
fiilleri, yarat, ve eyay varediidir. Ne O'nun Zt'ndan, ne de kendi ztmzdan
harekede ismini drk edebiliriz.
Sonra unu sylemitir: Reddi mmkn olmayan bir dier husus da udur ki yoktan
yaratan (Mbdi'), hibir ey yaratlmamken vard ve yaratmt. O, yarattklarn ztnda
herhangi bir suret olmakszn yoktan yaratmtr. nk yaratmadan nce sadece o vard.
Sadece o varolduu iin, cihet sz konusu edilemez. Cihet olabilmesi iin onunla beraber
bir suretin bulunmas gereklidir. Ya da o varoluncaya kadar bir ynn ve suret sahibinin
bulunmas gerekir. Oysa katksz birlik (vahdet-i hlisa) ikisini de dlamaktadr.
bda, olmayan bir eseri varetmektir. O, eser durumunda olanlarn messiri olunca, tesir
daha nceden varolan bir eyden kaynaklanmaz. Eyann yaratc messiri, eserleri
yaratmak iin bir surete htiya duymaz. Aksi halde onun yannda bir de suret bulunmas
ve ondan bamsz olmas gerekecektir. Bu durumda o ve suretin varlndan sz edilir.
Halbuki daha nce de akladmz gb yoktan yaratmaya balamasndan nce sadece o
vardr.
Onun yannda bir suretin bulunduunu varsayarsak, bu suretin d mevcuda uygun olup
olmamas gndeme ger. Eer suret uygun olursa, o zaman mevcudatn saysnca
oalmalar gerekirdi. Ve suretlerin klliyt, onun klliytna, cz'iyt da cz'iytna
mutabk olurdu. Onlarn deimesiyle deiir, oalmasyla oalrd. Halbuki yoktan
yaratan asndan btn bunlar imknszdr. Zira bunlar, katksz birlie aykrdr. Ara-
larnda mutabakat olmad takdirde ki dorusu budur, o zaman ondan bir suret olmayp
farkl br ey olur.
O yaratl yle aklamtr: O, kendisinde btn mevcudat ve malumatn suretlerinin
bulunduu ilk unsuru yaratmtr. leme kan her varlk, lk unsurda bulunan suretine
uygun olarak varolmutur. Btn suretlerin yeri ve mevcudatn kayna o unsurun ta
kendisidir.
Akl ve duyular aleminde alglanan hibir varlk yoktur ki sz konusu ilk unsurda suret ve
misl olarak bulunmasn.
Ona gre bu tr bir unsuru yaratmak, ilk ve hak olan ztn kemlinin ifadesidir. Avamn
onunla ilgili olarak tasavvur ettikleri gibi suretler yani bilinenlerin suretleri onun ztnda
mevcut deildir. nk vahdaniyet ve mhiyet itibaryla yarattklarnn sfatlaryla tavsif
edilmekten mnezzehtir. in tuhaf taraf Thales'in ilk yaratlan eyle ilgili dncesidir.
Ona gre ilk yaratlan sudur. Bu meyanda yle demitir: Su, btn suretler iin
uygundur. Gk, yer ve bu ikisi arasndaki btn cevherler sudan yaratlmtr. Su,
yaratlan her eyin illeti olduu gibi csman unsurdan mrekkep olan eylerin de illetidir.
Ona gre suyun katlap tamamen donmasyla yeryz olumutur. Yine suyun
zlmesinden hava olumutur. Havann saflamasndan ate, duman ve buharlardan da
gk olumutur. Esirden meydana gelen alevden yldzlar olumutur. Bu yldzlar,
msebbebin sebebi etrafnda dn tarznda ona doru evkle dnmeye balamlardr.
Ona gre su eril, toprak diildir ve bu ikisi aadrlar. Ate eril, hava diildir ve bu ikisi de
yksektirler.
lk ve son, yani balang ve keml olan bu unsur, cisimlerin ve cirmle-rin unsuru olup
basit ruhanlerin unsuru deildir. Bu unsurun duruluk ve bulankl sz konusudur.
Duruluunda oluan ey cisim, bulanklnda oluan se cirm olur. Cirm dalrken cisim
dalmaz. Cirm kesif ve ak, cisim latif ve kapal (btm)dr. kinci ne'ette cisim ak olup
cirm dalacak, cisim latif ve zahir, cirm kesif ve dalr olacaktr.
Thales yle derdi: Gn stnde yaratlm baka lemler vardr. Ama mantk o nurlar
tavsif edemez. Akl da onlar idrak etmekten uzaktr. Onlar keyfiyeti bilinmeyen bir
unsurdan yaratlmtr. Onun nuru grnmez. Mantk, nefs ve tabiat o unsurun ok
altndadr. O, n ve sonu bakmndan mutlak zaman (dehr-i mutlak)tr. Btn akl ve
nefsler onun zlemiyle yanp tutuur. O, sonsuz sreklilik, ebediyet, beka olarak
isimlendirdiimiz eydir.
Btn bu ifade ve iaretle anlatmak istedii, lk yaratlann su olduudur. Su, ulv
varlklarn ilk temeli (mebde) olmamasna karn cismn terkiplerin temelidir. lk unsurun
her surete uygun, yani btn suretlerin kayna olduuna nannca cismn lemde btn
suretlerin kabulne yatkn ona denk bir misali olduunu kabul etmitir. Yapt aratrma-
lar sonucunda hibir eyin su kadar buna uygun olmadn grm ve mrekkebt
arasnda ilk yaratlann su olduu fikrine ulaarak semav ve arz btn cisim ve ecrm
ondan ina etmitir.
Tevrat'n ilk sifrinde (Tekvn), yaratln temelinin Allah Tel tarafndan yaratlan bir
cevher olduu sylenmitir. Allah Tel o cevhere heybet nazaryla baktnda eriyen bu
cevher suya dnmtr. Sonra sudan duman gibi bir buhar ykselmi, ondan
gkyzn yaratmtr. Suyun zerinde, denizin zerindeki gibi bir kpk olumu ve
ondan da topra yaratmtr. Daha sonra onu dala sabitletrmtir. Bunlar grnce
Miletoslu Thales'n fikirlerini bu nbvvet fenerinden alm olduu gibi bir his
uyanmaktadr.
Suretlerin kayna olarak isbt ettii ilk unsur fikri de ilah kitaplarda zikredilen Levh-i
Mahfuz'a ok benzemektedir. nk btn bilgilerin hkmleri, btn varlklarn suretleri
ve kinatn haberleri oradadr.
Buradaki su, Ar'm zerinde durduu bildirilen suya benzemektedir: "Ar suyun
stndeydi." (Hd, 11/7)
2- Anaksagoras'n Grleri
3- Anaksimenes'in Grleri
Miletoslu bir bilge olup halk arasnda hikmet ve iyiliiyle anlan bir ahsiyettir.
Anaksimenes yle demitir: Allah Tel ezeldir. O'nun iin ne ilk, ne de son vardr.
O, eyann temeli olup balangc yoktur. Yarattklar tarafndan srf O olarak idrak
edilebilir. O'na benzetilebilecek bir mhiyet yoktur. Her trl mhiyet O'nun tarafndan
yaratlmtr. O, saysal olmayan bir teklikle tektir. nk saysal teklik oalabilir. O ise
asla oalmaz. Yaratlan her eyin sureti, yaratma snrnda zuhur etmitir. Her eyin
sureti de O'nun lk ilminde mevcuttur. Katndaki suretler sayszdr.
Anaksimenes yle demitir: Allah Tel hakknda u iki szden sadece biri caizdir: Ya
ilminde varolan yaratmtr diyebiliriz, ya da bilmedii eyleri yaratmtr diyebiliriz.
kncs O'na yakmayacak irkinlikte bir szdr. lminde olanlar yaratmtr dediimizde
ise btn suretler O'nun ezeliyetine bal olarak ezel olmaktadr. O'nun zt, bilinenlerin
okluundan dolay oalmad gibi onlarn deimesiyle de deimez. Allah Tel
vahdaniyetiyle unsurun suretini yaratmtr. Sonra yine O'nun yaratmasyla bundan akln
sureti domutur. Unsur, suretlerin renklerini nur ve eserlerine gre aklda tertip etmitir.
Btn bu tabakalar, tek bir defada saysz suret olmutur. Tpk temiz bir aynada zaman
ve sralama olmakszn zuhur eden suretler gibi. Ancak heyula bir defada kabule yatkn
olmayp zaman ve tertibe bal olarak kabulde bulunabilir. Suretlerin ondaki hudsu tertip
zeredir. Bu durum, lemlerde bulunan tabakalar miktarnca birbirini izleyerek
srmtr. Sonunda hem heyuladaki suretlerin nurlar hem de heyula zayflam ve ne
ruhan, ne hayvan, ne de nebati bir nefsi kabul etmeyen kesf bir surete dnmtr.
Hayat ve duyuyu kabule yatkn olan her ey, sz konusu nurlarn eserleri arasnda saylr.
Anaksimenes yle derdi: Bu lem yalanarak bozulma ve yok olmaya ynelir. nk o,
sz konusu lemlerin en altta ve en ar olandr. Onun ilk unsura nisbeti, zn kabua
nisbeti gibidir. Kabuk, belli bir zaman sonra atlr. Ona gre bu lemin varln devam
ettirmesi en stteki lemin nuru sayesindedir. Aksi takdirde bir an bile var olamazd.
Varlnn devam, akln onunla balantl cz'n, nefsin de ona karan ksmn saf-
latrmasna kadardr. Her iki cz de saflamca bu lem dalacak, fesada urayacak ve
karanla boulacaktr, Krli ve habis neftler, bu karanlkta nursuz, ruhsuz, huzursuz,
sknsuz ve mitsiz bir halde kalacaklardr.
Yine ondan nakledildiine gre yaratlan ilk varlk havadr. lemdeki btn ulv ve sfli
varlklar da ondan olumutur.
Anaksimenes yle demitir: Mutlak havann temiz ksmndan oluan her ey Iatf ve
ruhan olup asla yalanmaz ve fesada uramaz. Kr ve pisk kabul etmez. Havann
bulank ksmndan oluan eyler ise kesf ve cismn olup bir ekilde yalanr ve fesada
urar. Kir ve pislie yatkn olur. Havann stnde yer alan lemler onun temiz ksmndan
oluan ruhani -yt lemleridir. Havann altndaki lemler ise, onun bulanklk ksmndan
doan cismniyt lemleridir. Cismn lem, pislik ve kirleri fazla olan bir lemdir. Bu
pislikler, o leme meyledenlere bulaarak onlarn ykselmelerini engeller. Bu leme
meyletmeydiler se o pisliklerden kurtularak daha latif ve mutluluu daim olan lemlere
doru ykselirler. O, havay cismn lemdeki mevcudat iin ilklerin lki grd gibi
rhn lemdeki mevcudat iin de unsuru ilklerin ilki grmtr.
Anaksimenes, Thales'in birbirine mukabil olarak unsur ve suyun varln kabul etmesi
gibi ayn ekilde unsur ve havann varln birbirine mukabil olarak kabul etmi ve unsuru
ilk kalem konumuna, akl da suretlerin biimlerini tayan Jevh konumuna yerletirmitir.
Mevcudat da bu tertibe gre sralamtr. Anaksimenes de hikmetini nbvvet
kandilinden alm, ancak bunlar halknn fikirleriyle kartrmtr.
4- Empedokles'in Grleri
Felsefe cemaatinin ileri gelenlerden biri olup ilimlerde dikkatli nazar, amellerde inceliiyle
tannmtr. Empedokles Hz. Dvud (aleyhisselm) dneminde yaam ve onunla
tanarak ilimlerinden istifade etmitir. Lokman Hekim'le (aleyhisselm) grp ondan
hikmet elde ettii de rivayet edilmitir. Ardndan kendi lkesine dnerek halkna yararl
olmutur. Kendisi yle demitir: Allah Tel'nn hviyeti ezelidir. O, mutlak ilim ve
mutlak irdedir. O, cmertlik, izzet, kudret, adalet, hayr ve haktr. Bu isimlerle anlan
ayr kuvvetler yokur. Bilakis onlar O, O bunlarn hepsidir. Mutlak anlamda yaratcdr. O,
bir eyden yaratm veya baka bir ey onunla beraber bulunmu deildir. Btn bast
varlklarn ilki olan eyi, yani ilk unsuru yaratm, ondan da dier basit eyleri yaratmtr,
Ardndan da bu basitlerden hareketle mrekkepleri yaratmtr.
O, hem ey, hem de ey olmayann (ley'), akl, fikr veya vehm olsun, hepsinin
yaratcsdr. Yani o, akl, hayal veya hissi olanlarn, uyumlu ve ztlarn yaratcsdr.
Yaratc, suretleri mteakip bir irde tryle deil, srf illet olan bir trle yaratmtr. O,
ilim ve irdedir. Yaratc, suretleri onlara illet olmak zere yaratmtr. O, illet olup ma'll
deildir. Aksi halde mall lletle beraber olurdu. Bir ma'll illetle beraber olabilir demek
caiz olunca ma'll, illetin gayri olmaz. Ma'll, ma'll olmas itibaryla illetten daha nemli
ve evl olamaz. llet de illet olmas itibaryla mallden evl olamaz. Bu durumda ma'll
illetin altnda ve sonrasnda yeralmaktadr. llet, btn illetlerin, yan kendi altndaki
btn ma'lllerin illetidir. Ma'll, hibir ekilde ve hibir cihette illet ile birlikte olmaz. Aksi
halde illet ve ma'll simleri geersiz olurdu. lk ma'll unsurdur. kinci ma'll, onun
araclyla akldr. nc ma'll se o ikisinin araclyla oluan nefstr. Bu , lk
basitler ve araclardr. Bunlardan sonra gelenler mrekkebttr.
Ona gre mantk, aklda bulunan ifade etmez. nk akl, bast olmas itibaryla
mantktan daha ycedir. Mantk mrekkeptir. Mantk blnrken, akl btnleir, hadler
koyar ve paralara ayrlanlar toplar. u halde mantk Allah Tel'y ancak tek bir sfatla
vasfedebilir ki o da udur: Allah Tel odur ve bu lemlerden bast veya mrekkep bir ey
deildir. O, hem o, hem de ey olmayan (ley1) olduu zaman ey de, ey olmayan da
yaratlm olmaktadr.
Empedokles unlar da sylemitir: lk Unsur, kendi altnda olan akln z asndan
basittir. O, mutlak basit, yani illetin z bakmndan mutlak bir deildir. Akl veya hiss
olarak mrekkep olmayan hibir ma'll mevcut deildir. Unsur, kendi z itibaryla sevgi
ve galebe almadan mrekkeptir. Bast ruhani cevherler ve bast cismn cevherler bu
ikisinden yaratlmtr. Dolaysyla sevgi ve galebe alma unsurun iki sfat ya da sureti
olmutur. Bu ikisi, btn mevcudatn da temel ilkeleridir. Ruhanlerin tamam katksz
sevgiyle, cismnler de galebe almayla yourulmufardr. Bunlardan mrekkep olanlar
da sevgi ve galebe alma tabiatlar, bunlarn birleme ve atmalar zere vcud
bulmulardr. Ruhanlerin cismnlerdeki miktar da bunlarn mrekkebtta bulunma
oranlarna gre belirlenir. Bu anlamda birleenler birbirleriyle tr tre, snf snfa olacak
ekilde birlemitir. Ztlar da birbirlerinden tr trden, snf snftan olacak ekilde
uzaklap soumutur.
Sevgi ve kaynama bulunanlar rhniyttan, farkllk ve galebe bulunanlar cismniyttan
saylmtr. Ancak her ikisi de farkl oranlarla tek bir nefste bulunabilirler.
Empedokles, sevgiyi Mteri ve Zhre'ye, galebe almay ise Zuhal ve Merih'e izafe
etmitir. Bunlar sanki saadet ve bedbahtlkla somutlamlardr.
Empedokles'in szlerinin baka br balam da vardr. rnein yle demektedir: Gelime
eiliminde olan nefs (nefs-i nmiye) hayvani (beh-m) nefsin, hayvani nefs, mantk
nefsin, mantk nefs de akl nefsin kabuu konumundadr. Her altta olan, stte olann
kabuu hkmndedir. stte olan, onun zdr. Kabuk ve z kavramlaryla muhtemelen
beden ve ruhu ifade etmektedir. Buna gre nefs-i nmiye hayvan nefsin bedeni, o da
onun ruhudur. Bu durum akla varncaya kadar byle srmektedir.
lk Unsur aklda kendinde bulunan akli ruhan suretleri, akl da nefste Unsur'dan elde
ettiklerini, kll nefs de klli tabiatta akldan elde ettiklerini tasvr ettiinde tabiatta
birbirine benzemeyen kabuklar olumutur. Bunlar, latif olan ruhan akla da benzemeyen
kabuklard. Akl bunlara bakp bedenlerdeki ruhlar ve zleri grnce onlara gzalc,
deerli ve gzel suretler ihsan etti. Bunlar latf ruhan akl suretlere benzer nefslerin
suretleriydi. Bunu yapmasnn nedeni, bunlarn onlar idare edebilmesi, kabuklarla zleri
ayrtracak ekilde stlerinde tasarrufta bulunabilmeleriydi. Bylelikle zleri kendi
lemine ykseltebilecekti. Cz' nefsler, evin pencerelerine vuran gne klar misali kll
nefsin paralaryd. Kll tabiat ise nefs bakmndan ma'lld. Empedokles, cz ile tabiat
birbirinden ayrm ve cz' ma'li olarak grmemitir.
Ona gre kll nefsin zellii sevgidir. nk o, akla ve onun gzelliine bakt zaman
ona ak olmu, n mauku iin hissettii duygular hissederek ona ynelmek ve
onunla birlemek istemitir.
Kll tabiatn zellii ise galebedir. nk o birletii zaman nefs ve akl idrak ederek
onlara ak olabilecei bir gz ve basiretten mahrum kalmtr. Aksine onlardan zt gler
domutur. Bast varlklarnda ilke-lerdeki ztlklar, mrekkep varlklarnda mizac, tabi ve
hayvan glerin ztlklar hakim olmutur. Tabi gleri onlarn klliytnn mallleri olma-
lar tibaryla illetten uzak kaldklar iin bakaldrmalardr. Nefsn czleri se aldatc
lemlerine kanarak ona boyun emilerdir. Bunlar gzel yemekler yeme, tatl ikiler ime,
gsterili giyinme ve zevk dolu birliktelikler kurma gibi fiziksel zevklere ynelerek aslnda
tabiatlarnda bulunan akl ve ruhan keml, gzellik ve gozalcl unutmulardr. Kll
nefs onlarn syan ve gururlarn grnce stlerine kendi czlerinden birini indirmitir ki o,
hayvani ve nebat nefslerden daha ar, daha deerli ve daha latiftir. Bu cz, onlarn
isyanlarn bastrarak aldanm nefslere gerek lemlerini sevdirmi, unuttuklarn
hatrlatm, bilmediklerini retmi, kirlerini temizlemi ve stlerine bulam olan
pislikleri onlardan tecrit etmeye almtr. Bu deerli cz, her devirde gnderilen
peygamberdir. O, akl ve ilk unsurun koyduu yasalar zere hareket ederek sevgi ve
galebede dengeyi gzetir. O baz nefsleri hikmet ve gzel tlerle kaynatrr. Baz
neftleri de zor ve galebe gcyle yola getirmeye alr.
Peygamber bazen ltfundan hareketle sevgiyle ve gzel lisanla onlar davet ederken,
bazen de zordan hareket ederek galebeyle klcn eker. Her iki yolla da hayvan ve
nebat nefslerin telkinleriyle aldanm olan deerli cz' nefsleri batla daha fazla
dalmaktan ve aslsz ilere gnl vermekten kurtarr. Bazen o iki nefse de deerli nefs
(nefs-i erife) kisvesini giydirir. Bunun sonucunda ehvet sfat sevgiye dnp iyilik,
hak ve doruluk sevgisi galip gelir. Gazap sfat da galebeye dnerek ktlk, batl ve
yalan bastrr. Bu sayede deerli cz' nefs o iki nefsi ruhanlerin lemine ykseltir. Her
iki nefs bu lemde olduu gibi o lemde de onun iin beden olurlar. Bu meyanda yle
denilmitir: Deiim ve alma kii iin en sevilen eyler olduunda, onlarn sevgisiyle
zrlarm muhakkak yener.
Empedokles'ten nakledilen grler arasnda u da yer alr: lem, drt ustukustan
mrekkep olup bunlarn tesinde bunlardan daha basit baka bir ey yoktur. Eyann bir
ksm, bir ksmnda yerleiktir. Ona gre olu (kevn), dnm (istihale) ve geliim
(numuv) yoktur. Nitekim yle demitir: Hava atee, su da havaya dnmez. Bu,
younlama ve seyrelme, kmn ve zuhur, mrekkep olma ve zlme ile olur. Mrek-
keplerdeki terkip olma sevgiyle, zlenlerdeki (mrehallilt) zlme (tehallul) ise
galebeyle olur.
Yine o, Yaratc hakknda bir tr hareket ve skndan sz etmi ve yle demitir: O, bir
tr skn ile hareket eder. nk akl ve unsur bir tr skn ile hareket ederler. Her
ilcisini de O yaratmtr. Yaratc hi kukusuz en byktr. nk O, btn hareket
edenlerin ve skn halinde bulunanlarn illetidir. Pitagoras ve Efltun'a kadar bilinen
birok bilge bu gr benimsemitir. Byk Zenon, Demokritos ve irler ise Yaratc'nm
hareket edici olduunu sylemilerdir. Anaksagoras'n daha nce Yaratc'nm skn
halinde bulunduunu syledii nakledilmiti. nk ona gre hareket, ancak muhdes yani
sonradan olma olabilir. Ardndan da yle demitir: Fakat unu sylemelisiniz ki o hareket
bilinen her hareketin stnde olduu gibi, o skn da her sknun stndedir.
Btn bu filozoflar, hareket ve skn ile bir mekndan dierine intikli veya belli bir
meknda kalmay kasdetmiyorlard. Hareketle deiim ve dnm murad etmedikleri
gibi, skn ile de cevherin sebatn ve belli bir halde devam etmesini kasdetmiyorlard.
nk ezellik ve kdem, bunlarla elimekteydi.
Yaratc hakknda okluk endiesinden kim bu kadar saknabilir? O'nun deikenlii gibi
bir tehlikeden kim bu kadar endie edebilir? Filozoflar akl ve nefsteki hareket ve skn
ile fiil ve infiali kaydetmilerdir,
Akl kamilen ve bilfiil varolduu iin onun, tek, sakin ve kendisini fiil sahibi klacak bir
hareketten mstani olduunu sylemilerdir. Nefs ise eksik ve srekli kemlin
araynda olduu iin hareketli ve akln makamna ulama arzusu iindedir. Ardndan da
unu sylemilerdir: Akl, bir tr harekede skn halindedir. Yani o, zt itibaryla bilfiil
keml sahibi ve faildir. Nefsi kuvveden fiile karan da odur. Fiil, skn iindeki bir tr
harekettir. Keml, hareket iinde-bir tr skndur. Yani o, kmil, hem de dierleri iin
mkemmil yani kemle erdiricidir. Onlara gre bu ilkelerden hareketle Allah Tel'ya
hareket ve skn isnd etmek caiz olmaktadr.
in tuhaf yan byle bir ihtilafn din sahipleri arasnda da vuku bulmu olmas ve
bazlarnn Allah Tel'y bir meknda istikrar etmi ve bir mekna istiva ermi olduunu -
ki bu sknu ifade eder- iddia etmi olmalar, bazlarnn ise O'nun geldiini, gittiini,
indiini ve ktn iddia etmi olmalardr ki bu da hareketi ifade eder. Ancak bunlar
O'nun nma lyk olacak ekilde anlalmaldr.
Empedokles'ten bu lemin sonu (me'd) konusunda nakledilen gr udur: Bu lem,
altmz ekli zere baki kalr. Yani tabiata sarlm nefsler ve alara taklp kalm
ruhlar burada varolmaya devam ederler. En sonunda Klli Nefs'ten yardm isterler. Nefs,
akla yakarr. Akl da bu yakara kulak verip Allah Tel'ya yakarr. Bunun zerine Allah
Tel alda feyizde bulunur. Akl de nefse feyizde bulunur. Nefs de btn leme feyizde
bulunur ve lemde varolan cz' nefsler onun nuruyla aydnlanr. Yeryz de nura boulur
ve btn cziler kllilerini bularak kendilerini saran adan kurtulur ve kllleriyle
birleirler. Bu sayede kendi lemlerindeki esiz saadete dnerler. "Allah Tel'nm
kendisine nur vermedii kimsenin nuru olamaz." (Nur, 24/40)
5- Pitagoras'n Grleri
6- Sokratn Grleri
Sokrat Atinal fazilet ve zhd sahibi bir bilgedir. Atinal Sophronis-kus adl bir
heykeltran oludur. Hikmeti Pitagoras ve Arkhelaus'tan elde etmi, ilahiyat ve ahlak
konularna arlk vermitir. Zhd, riyazet ve ahlak terbiyesiyle megul olmu, dnyev
zevklerden uzak durarak bir dada inzivaya ekilmi ve orada yaamtr.
Devrin erafn irkten ve putperestlikten sakndrd in onlarn tahrikleriyle kral
tarafndan hapsedilmi ve zehirlenerek ldrlmtr. Hikyesi mehurdur.
Sokrat yle demitir: Yaratc mutlak mahiyet ve cevher olarak ezeldir. O'nun hakknda
bir eyler sylemek ve sfatlarn ifade etmek istediimizde akl ve mantn O'nun
knhne ve hakikatine muttali olmaktan ciz olduklarn grrz. Akl ve mantk O'nu
simlendremez ve idrk edemez. nk btn hakikatler O'nun cevherinden
kaynaklanmaktadr. O, her eyi idrk eden ve her eyin vasfm belirleyendir. Varlklardan
herbiri-ne isim veren de O'dur. Kendisi msemm olan bir varlk O'na nasl isim verebilir?
Kendisi ihata edilmi olan bir varlk O'nu nasl ihata edebilir? Biz O'nu, ancak eser ve
fiilleri bakmndan tavsif edebiliriz. Bunlar da isim ve sfatlardr. Ancak bunlar, bizzat
cevherin zn bildiren isim ve sfatlar deildir. rnein 'ilah' dediimiz zaman, herey
vcuda getireni kasde-deriz. 'Yaratc' dediimizde her eyi takdir edeni murad ederiz.
'Aziz' dediimizde malup edilmesinin mmkn olmadn anlarz. 'Hakm' dediimizde
ise fiillerini belli bir nizm zere tahkim edeni kasdederiz. Dier sfatlar da byledir.
Yaratc'nin lim, kudret, vcd ve hikmeti sonsuzdur. Akl, bunlar vasfedecek erikinlie
sahip deildir. Eer bunlar vasfedilebilir [: tamamen tanmlanabilir] olsayd, sonlu
olmalar gerekirdi. yle bir itiraz gelince: "Bu sfatlar sonsuz ve nihayetsizdir.
Mevcudatn ise sonlu olduunu grrz." yle karlk vermitir: Varlklarn sonluluu
ancak bu sfatlar tayan varlklarn kapasitesi sebebiyledir. Yoksa kudret, hikmet ve
cmertlik itibaryla deildir. Madde sonsuz sayda sureti yklenme imknna sahip
olmamas itibaryla suretler sayl olmutur. Ama bu, Vhib olan Yaratc'nn cimrilii
nedeniyle deil maddede bulunan eksiktik yzndendir. Hkmet-i lhi ite bu yzden
unu gerektirmitir ki madde zt, suret, mekn ve yerleim bakmndan snrl olsa da
ba ve ilerisi ynnden zamanca sonsuz olur. Belli bir ahsn bekas dnlemez olsa da
Hikmet-i lhiye ahslarn trleri itibaryla baki olmalarm gerektirmitir. Bu da
benzerlerin oalmas eklinde olur. Bylece ahsn bekas, trn bekasyla salanm
olurken ahslarn srekli yenilenmesiyle trn bekas salanr. Sonu itibaryla kudret
son noktasna varmad gibi hikmet de bir son noktada durmaz.
Sokrat'a gre Allah Tel'nn en husus anlamda vasfedile bilecei sfatlar Hayy ve
Kayym olmasdr. nk ilim, kudret, cmertlik ve hikmet sfatlarnn tamam Hayy
oluunun altnda yeralr. Hayat, btn sfatlan ihtiva eden bir sfattr. Ebedi, ezel, baki
olmas ve lemin nizmn muhafaza etmesi ise Kayym sfatnn altnda yer alr.
Kayymiyet bu anlamdaki btn sfatlar ihtiva eden bir sfattr. O, bu gryle muh-
temelen unu sylemektedir: Allah cevheri yani Zt itibaryla Hayy ve Ntk yani nutk
sahibidir. Bizim hayatmz ve nutkumuz ise bizim cevherimizden deildir. te bu
nedenledir d bizim hayat ve nutkumuzda bozulma ve fesat olabilir. O'nun hayat ve
nutkuna ise asla hibir fesat ve bozulma nz olmaz.
Plutarkhos mevcudatn ilkeleri hakknda onun u szn nakletmektedir: Eyann ilkeleri
tr. Fail illet, Unsur ve Suret. Allah Tel FiFdir. Unsur se, kevn ve fesadn lk
mevzuudur. Suret ise cisim olmayp cevherdir. Ona gre tabiat nefsin, nefs akln, akl da
ilk yaratcnn mmeti konumundadr. Bunun nedeni, ilk yaratcnn yaratt ilk yaratlann
akln sureti olmasdr. Bu balamda yle demitir: Yaratc iin son ve nihayet yoktur.
Nihayeti olmayan eyin ahs ve sureti de yoktur. Dier mevcudatta sonsuzluk olsayd,
onlarn da sureti, vaziyet ve tertibi olmamas gerekirdi. Suret, vaziyet ve tertibi olan ey
ise sonludur. u halde mevcudat sonsuz deildir. lk yaratc iin son yoktur. Ama bu,
hayal ve vehim gcnn tahayyl ettii gibi btn ynlere sonsuz olarak gidebilmesi
anlamna gelmez. Hayal, onu sonluluk veya sonsuzlukla nitelendire-bilecek derecede dahi
O'na yol bulamaz. O'nun akl cihetinden sonluluu sz konusu deildir. Duyu cihetinden
de byledir. nk bunlar onu snrlandramaz. O'nun belli bir ahsiyet, hayal, hissi veya
ald bir sureti de mevcut deildir.
Sokrat'a gre nsan nefsleri bir var olu tryle bedenlerin varolmasndan nce
mevcuttu. Bunlarn tamam bitiik veya zt ve hussyet-leriyle ayrm haldeydi.
Nefsler, bedenlerle onlar kemle erdirmek ve devamllklarn salamak iin
birlemilerdir. Bedenler, neftlerin kalplar ve aralar konumundadr. Bedenler bozulup
yok olduktan sonra nefsler tekrar btnlk durumuna dnecektir. Sokrat, te bu
grten hareketle kendisini ldrmek zere hapsetmi olan kral u szleriyle tehdit
etmitir: "Sokrat bir testi iindedir. Kral, ancak bu testiyi krabilir. Testi krldnda se
indeki su, denize dnecektir."
Sokrat'n ilm ve amel hikmete dair sylenmi veciz szleri vardr.
Sokrat ile Pitagoras'm ihtilafa dtkleri konulara rnek olarak unu zikredebiliriz: Hikmet
m haktan nce gelir, yoksa hak m hikmetten nce gelir? Bu meselede en ak gr
udur ki hak, hikmetten daha kapsamldr. Ancak o, bazen ak, bazen de gizli olur.
Hikmet se haktan daha zeldir. Ancak hikmet, her zaman aktr. u halde hak, btn
leme yaylm ve lemdeki hikmeti de kapsayan bir olgudur. Hikmet ise leme yaylm
olan hakk izah edip aklayan eydir. Hak, eyann kendisiyle kim olduu ey, hikmet
ise eyann varolu nedenidir.
Sokramn rencisi Arkhytas'a syledii birok zl ve simgesel sz mevcuttur. Bunlarn
byk blm Phaidon adl kitapta mevcuttur. Bu kitaptaki szlerinden bazlarn olduu
gibi nakletmeyi uygun buluyoruz:
- Hayatn nedenini aradnda lmle karlarsn. lm bulduunda ise sonsuz hayat
bulmu olursun.
- Hava grltyle dolu iken sus. Yarasa yuvalarnn olmad geceler konu.
- Temel sebebin bulunduu yeri aydnlatmas iin be kk delii tka. Kab pk olanla
doldur. gen havuzu bo testilere boalt, sz kapsn kapat, huzurda gemleri sk tut, ta
ki fkelenmeyisin ve yldzlarn dzenini gorebilesin.
- Aslanlar kurt yemez.
ly ama ve atei bakla kartrma. Terazinin stne oturma, elmay koklama, diriyi
ldr ki onun lmyle hayat bulasn.
- Herkesin kendine uygun bir ii olmaldr. Drt ayakl aslanlardan sakn ve sebep ve
vesile bakmndan tavan ol. lm annda karnca olma. Hayatn gidiatn hatrladnda
ly ldr ki hatrlayan olasn. Cmert kiinin dostu ol, polisin dostu olma. Dostlarnn
beraberinde yay bulunmasn. Dmanlarnn kapsnda uyuma. Sana dayanarak tek bir
kaynakta sebat er. unu bil ki hibir yl baharsz olmaz. U yol ara, onlar bulamadnda
bulmak iin derin br uykuya dalmaya rza gster. Topran kalitesini narla l, Akrebi
skut ile ldr. Eer kral olmak istiyorsan vahi bir eek ol. Yedi, birden daha stn
deildir. Onikiyle oniki-yi kle et. Siyah ek, beyaz bi. iek demetini ekme ve
paralama. Sen varken hayr iin harekete gemiyorsan bu durumdan honut olma. Bu,
senin in yirmi drt yerde gerekir. Biri senden bu gday vermeni sterse, onu iyi tan.
Eer bu gday hak etmise ver. Yok sa elinle hazrladn gdaya ihtiyac varsa onun iin
de yemek yap. nk gday isteyen renk de gdann kemlindendir. Bu gda belli bir
dereceye ulaanlar iindir.
- Ate iin bir kvlcm yeter.
- Adamn biri ona unu sormutu: Zikredilen ilahn bir olduunu nereden biliyorsun?
Sokrat cevap verdi: unu ok iyi biliyorum ki mutlak birin ikiye ihtiyac yoktur. Onun
yannda bir einin bulunduunu varsaydm zaman, kesinlikle ihtiya duyulmayan,
kesinlikle gerekli olann yanma koymu olurum.
- nsann tanm bakmndan tek mertebesi, heyet bakmndan ise mertebesi vardr.
- Kalbin iki hastal vardr: Gam ve kayg. Ar gamdan uyku, kaygdan ise uykusuzluk
doar.
- Hikmet ykseldiinde arzular akllara, hikmet geri gittiinde ise akllar arzulara hizmet
eder.
- ocuklarnz kendi izinizden gitmeye zorlamayn. nk onlar, sizinkinden farkl bir
zaman iin yaratlmlardr.
- Hayada kayglanp lmle sevinmeniz gerekir. nk bizler lmek iin yaar, yaamak
iin lrz.
- Hakikatlerin bilgisiyle dolu olanlarn kalpleri meleklerin minberleridir. Arzularn tatmin
etmekle megul olanlarn karnlar se lm hayvanlarn mezarlardr.
- Hayatn iki snr vardr. Biri emel, dieri eceldir, ilki hayatn bekas, ikincisi de fensdr.
- Nefe-i natka yedi kuvveti olan bast bir cevherdir. O, bu glerle tek bir harekette ve
farkl hareketlerde bulunur. Tek hareketi, ztna ve aklna ynelmesidir. Farkl hareketleri
se be duyuya ynelik hareketleridir.
Yunanllar uygun talihler iin yapya ynelmilerdi: Bri Antakya'da bir dan stnde
kurulmutu. Onu tazim eder ve kurbanlar sunarlard. Artk harabedir.
ikincisi Msr'da bulunan piramitler arasndadr. Orada taptklar putlar bulunurdu. Sokrat,
Yunanllar bu putlara tapmaktan sakndrmtr.
ncs Dvud Peygamber (akyhissdm) tarafndan Kuds'te ina edilen ve Hz.
Sleyman'n tamamlad mabettir. Onu ina edenin yalnz Hz. Sleyman olduu da
rivayet edilir. Mecsler se onu Dahhk'n n ettiini ddia etmilerdir. Grekler bu
mabede Ehl-i Kitap gibi tazim ederlerdi.
Efltun (Platon), Atina'da domu olup dedesi Aristokles, babas ise Ariston'dur. Hikmetin
stunlar olan lk byk bilgelerin sonuncusudur. Tevhid ve hikmetle tannm bir
ahsiyettir. Arder b. Dr dneminde, onun krallnn on altnc ylnda domutur.
Kralln yirmi altnc ylnda Sokrat'm rencileri arasnda bulunan bir yeni yetmeydi.
Sokrat'n zehirlenerek ldrlmesi zerine onun yerine gemi ve makamna oturmutur.
Hocalar arasnda Sokrat, Timaios ve iki yabanc bulunur. Bu iki yabancdan biri Atina'nn,
dieri Ntes'in yabancs diye bilinir.
Efltunla tanan ve rencisi olan Aristo, Timaos ve Teofrastos onun yle dediini
nakJetmilerdir: lemin bir yaratcs ve bir muhdisi vardr. O, ezel ve Zt ile vaciptir.
Btn bildiklerini, kll sebeplerine bal olarak bilendir. Ezelde tek bana var iken, vcd
leminde ne bir resim, ne de bir misl mevcuttu; sadece O'nu katnda varlklarn birer
misali vard. Platon, O'nu kimi zaman Heyula kimi zaman da Unsur olarak ifade
etmektedir. O, muhtemelen O'nun ilmindeki malmatn suretlerine iaret ederek yle
demitir: nce lk Akl' yaratt. Onun araclyla Kll Nefs'i yaratt. Tpk bir suretin
aynada domas gibi. Bu ikisinin araclyla da Unsur'u yaratt.
Efltun'un yle dedii nakledilmitir: Duyularla alglanan surederin objesi olan heyula,
sz konusu Unsur deildir.
Efltun, zaman da ilkeler arama katmtr ki o, dehrdir. Ona gre duyularla alglanan
lemde bulunan her mahhas varln, akl lemde mahhas olmayan bir misali
mevcuttur. Bunlara Efltun'un ideleri (el-Msl'l-Efltniyye) denir.
lk ilkeler ile ideler basittir. Madd varlklar ise mrekkeptir. Duyularla alglanan mrekkep
insan, aklla bilinen basit insann cz'sidir. Hayvan, bitki ve madenler trnden her
mevcut iin de ayn durum geerlidir.
Ona gre bu lemdeki mevcudat, o lemdeki mevcudatn eserleridir, Her eserin de bir
ekilde kendine benzeyen bir messirinin bulunmas gerekir. nsan akl o lemde
duyularla alglanan varlklardan, maddeden soyutlanm, aklla idrak edilen bir misali
idrk eder d o, ahi leminde-k misline kll olarak, duyular alemindeki mevcuduna ise
cz' olarak mutabk olur. Eer byle olmasayd, akim idrak ettii eylerin harite bir
mukabili bulunmazd. Bir eyi idrak edenin bu idrki, idrak edilenin hakikatine uygun olur.
Efltun yle demitir: lem ikiye ayrlr, a. Akl lemi: Bu lemde akl misller (ideler) ve
ruhan suretler mevcuttur, b. Duyu (His) lemi: Bu lemde de duyularla alglanan
varlklar ve cismn suretler mevcuttur. Bu lem, duyularla alglanan cisimlerin zerinde
grnd parlak bir aynaya benzer. Ondaki suretler madd varlklar gibidir. O lemdeki
Unsur da, bu lemde bulunan btn varlklarn suretlerinin grnd bir ayna gibidir. u
farkla d fiziksel aynada tezahr eden grntler hayal suretlerdir. Varolduklar ve
nesnelerin hareketiyle hareket ettikleri sanlr. Halbuki gerekte byle deildir. Akl
aynada tezahr edenler ise hakk ruhan suretler olup bilfiil mevcutturlar ve kendileri
hareket etmezken varlklar hareket ettirirler. Varlklarn bunlara nisbeti, aynadaki
suretlerin varlklara nisbeti gibidir. Onlar iin devaml bir vcd ve kesintisiz bir sebat sz
konusudur. Bunlarn hakikatlerindeki temayz, ahslarn ztlarndak temayz gibidir.
Bu suretler, kesinlikle mevcut, kll, daim ve bakidir. nk ibda safhasnda sureti zuhur
eden her yaratlmn (mbda') sureti Evvel ve Hak olann ilminde mevcuttur. O'nun
katndaki suretler sonsuzdur. O'nun katndaki suretler ezelde ve ilminde mevcut
olmasalard, bekalar da sz konusu olmazd. Eer bunlar daim olmasalard, heyulann
yok oluuna bal olarak yok olurlard. Eer heyulann yok oluuyla birlikte yok olacak
olsalard, o takdirde de mit (rec) ve korkuya (havf) konu olmazlard. Ne var ki
duyularla bilinen suretler mit ve korku zere olduklar iin bekalar kantlanm olur.
nk bir varln bekas, o lemde akl suretlerinin bulunmas ve onlarla btnleme
midi, ya da onlardan uzak kalma korkusunun bulunmasyla mmkn olabilir.
Efltun yle demitir: Akl sahipleri duyular ve bu duyularla alglanan varlklar
(mahsst), akl ve bu aklla alglanan varlklar (ma'klt) bulunduu hususunda fikir
birlii ettikleri ve duyularla alglananlarn tamamm mahede edip bunlarn zaman ve
meknla snrlanm olduklarn grd zaman bizim de aklla bilinenlerin tamamn
mahede etmemiz gerekir. Bunlar zaman ve meknla snrlanm olmadklar iin akl
misller olmulardr.
Efltun varlklarn mevcudiyetini bu taksime gre ortaya koyduktan sonra unu
sylemitir: Gryoruz ki nefs bast ve mrekkep varlklar, mrekkep varlklarn tr ve
ahslarn, bast varlklarn da lieyulan yani mevzda mcerret olanlarn -ki bunlar
cz'iyytn resimleridir- rnein nokta, izgi, yzey ve matematiksel cismi idrk edebilir.
Ona gre btn bunlar ztlar ile mevcut olan eylerdir. Cisme tbi olan hususlar da
rnein hareket, zaman, mekn ve ekiller de byledir. Bunlar zihnimizde bazen basit,
bazen de mrekkep olarak alglarz. Bunlarn da ztlarnda hmil ve mevzular olmakszn
hakikatleri mevcuttur. Basitler arasnda heyulan olmayan, vcd, vahdet ve cevher gibi
eyler de vardr. Akl, her iki ksm da mutabk ve birbirini karlayan iki lem olarak idrak
eder: Akl leminde duyularla alglanan varlklara uygun akl misller mevcuttur. His
leminde akl leminde bulunan misllere uygun hissi tecelller mevcuttur. O lemdeki
asllar, bu lemdeki izlerdir. Bu lemdeki asllar ise o lemdeki izlerdir. Ftrat, takdir ve
benzeri hususlar da buna gre ekillenir.
Meler ve Aristo bu kll mnann kabulnde Platon'a muhalefet etmemi, ancak ondan
farkl olarak unu sylemilerdir: Bu, akldaki bir mna olup zihinde mevcuttur. Kll, kll
olmas bakmndan zihin dnda varla sahip deildir. nk kendinde tek olan bir eyin
ayn anda hem Zeyd, hem de Amr'a uymas dnlemezdir.
Efltun'a gre aklda varolduu ortaya konulan bu manann, d dnyada da ona uygun
ve intibak edebilecei bir karlnn bulunmas gerekir. Aklda bulunan hale 'misl' ad
verilir. O, araz olmayp cevherdir. nk vcdu herhangi bir obje zerinde tasavvur
edilmi deildir. Yine o, cz' varlklardan daha nceki bir zamana aittir. Akl, duyudan
nce geldii gibi o da cz'iyyttan nce gelir, Bu ncelik hem zat, hem de itibardir.
Aklda bulunan btn bu misaller duyularla alglanan mevcudatn ilkeleri olup onlardan
balar ve tekrar onlara dnerler.
Bu grten hareket edildiinde ortaya kan baz sonular unlardr: insan nefslerinin
bedenlerle birlemesi (ittisal) tedbr ve tasarrufta bulunma dhetindendir. Bu neftler,
bedenlerin varolmasndan nce de mevcut olup akl vcdunki gibi bir varla sahip idiler.
Bunlarn birbirlerinden ayrmas, maddeden soyutlanm suretlerin birbirlerinden
ayrmalar gibidir. Aristo bu grnde hocas Efltun'a muhalefet etmitir. Aristo'dan
sonraki filozoflar da onunla ayn gr paylaarak yle demilerdir: Nefsler, bedenlerle
ezamanl olarak huds etmilerdir.
leride Aristo'dan bahsederken de greceimiz gibi, O'nun grleri arasnda nefsin
bedenlerden nce mevcut oluu hakknda kimi zaman Eflatun'un fikrine meylettiini
grdm. Fakat sonrakiler onun grn yukarda zikrettiimiz ekilde aktarmlardr.
Aristo, lemin hudsu meselesinde de Efltun'dan farkl dnmtr. Efltun'a gre
balangc olmayan hadislerin varl imknszdr. nk bir varla hadis demek, ondan
nce ezeliyetin bulunduunu kabul etmek demektir. Herhangi bir hadis iin geerli olan
ey de hepsi iin geerli demektir. Ona gre hadislerin suretleri de hadis olmaldr. Ancak
tartma bunlarn heyula ve unsurlar hakkndadr. Efltun, hadislerin varlndan nce bir
unsurun varln kabul etmitir. Akl sahiplerinden bazlar Eflatun'un bu unsurun ezellik
ve kdemine hkmettiini sanmlardr. Ancak o, ztyla Yd bu'1-vcdun varln isbt
etmi ve ibda' lafzn unsur iin kullanarak onu bizatihi ezellik dairesinden karmtr.
Onun varl Vcibu'l-vcdun varlyla kimdir. Bu bakmdan, zamana bal olmayan
dier ilkeler gibidirler. Bunlarn ne varolular, ne de hudslar zamana baldr. Ona gre
bast varlklarn hudsu, zamana bal olmayp ibdldir. Mrekkeplerin hudsu ise bast
varlklarn araclyla zamana bal olarak gerekleir.
Efltun'a gre lem, kll olarak fesada uramaz. Timaios'a unlar sorduu
nakledilmitir: Hudsu olmayan ey nedir? Hadis olup baki olmayan ey nedir? Bilfiil
mevcut olup tek bir hl zere sonsuza dek varolan ey nedir? Eflatun'un bu sorulardan
ilki le kasdettii Allah Tel'dr. kincisiyle kasdettii tek bir hl zere baki kalmayp
fesada urayan varlklardr. nc soruyla kasdettii ise deiime uramayan ilkeler ve
basitlerin varldr. Bu balamda sorduu dier sorulardan bazlar da unlardr: Vcdu
olmayan kin hangisidir? Kevni olmayan mevcut hangisidir?
lkiyle kasdettii ey, mekn hareket ve zamandr. Ona gre bunlar vcd ismini almaya
uygun deillerdir. kinciyle kasdettii ise zaman, hareket ve tabiat st olan akl
cevherlerdir. Bunlarn vcd olarak isimlendirilme haklan vardr. nk bunlar iin
sonsuzluk, beka ve dehr sz konusudur.
Eflatun'un yle dedii nakledilir: Ustukuslarn hareketi belli bir dzenden uzak, karmak
ve arpk biimde srerken Allah Tel tarafndan hepsi dzenlenmi ve bu lem
olumutur. Onun ustukuslar ile kasdetti, muhtemelen latf czlerdir. Bir baka gre
gre ise, suretlerden arnm ezel heyuladr. Suret ve seldiler onunla temas ettikten
sonra tertip ve dzene girmitir.
rneklerinden birinde yle dediini grmtm: Neftler, zikir le-mindeyken yaadklar
huzur, sevin ve gzellikle bahtiyar diler. Ancak bilhare cz'iyt idrk etmeleri ve duyu
gleriyle kendilerinin znden olmayan eyleri elde etmeleri iin bu leme
indirilmilerdir. Bu indiriliten nce tyleri dklmt. Bu leme indirildikten sonra bu
tyleri tekrar kazanma ve eski lemlerine burada oluturduklar kanatlarla ykselme
frsatlar olmutur.
Aristo onun u be esas cins olarak kabul ettiini nakletmitir: Cevher, ittifak, ihtilaf,
hareket ve skn. Sonra bu lkeleri tefsir ederek yle demitir: Cevher ile vcdu
kastederiz. ttifak le eyann kaynann ttifak hlinde Allah Tel oluunu, ihtilaf
halindeyse suret bakmndan farkl olularn murad ederiz. Harekete gelince, bundan
anlalan varolan her eyin kendine zg bir fiilinin bulunmasdr. Skna gelince, farkl
bir hareket tr olup bir yerden bir yere geme anlamnda bir hareket deildir. Bir varlk,
fiile doru yneldii ve o fiili icra ettii zaman, sonrasnda kesin bir skna dner. Yine
onun ifadesine gre altnc bir esas olarak baht da koymutur. Baht, akl nutk ve eyann
tabiat iin konulmu kanundur. Gorgi-as yle demitir: Baht, her eyi idare eden ruhani
bir kuvvettir. Bazlar onu aba olarak adlandrmtr. Revkler'e (Stoaclar) gre o,
eyann sebepleri ve sebeplere bal eya iin kurulmu br dzendir.
Bazlarna gre eyann sebepleri u dr: Mteri yldz, tabiat ve baht.
Platon yle demitir: lemde, her eyi kuatan ortak bir tabiat sz konusudur. Mrekkep
olanlardan her biri iin kendine zg bir tabiat sz konusudur. Tabiat, eyadaki hareket
ve sknun yani deiimin kayna olarak tarif edilir. O, btn varlklarda cri kuvvet
olup skun ve hareket trnden her eylem onunla oluur. Her eyin, yani klln tabiat,
her eyi hareket ettirendir. lk hareket ettiren (muharrik-i evvel) ise skn iinde olmak
durumundadr. Aksi takdirde onunla ilgili sonsuza dek konumak gerekirdi.
Aristo Metafizik kitabnda unu anlatmtr: Platon genliinde Kratylos'un derslerine
giderdi. Ondan Heraklitus'tan rivayet edilen u grleri kaydetmitir: Duyularla alglanan
btn eya fesat bulacaktr. lim bunlar ihata edemez. Ardndan Sokrafn derslerine
devam etmitir. Sokrat, duyularla alglanan eylerin tabiatlarn incelemekten ok tarifleri-
ni belirlemeye arlk verirdi. Bundan dolay Eflatun Sokrates'in duyularla alglanan
varlklarla ilgilenmediini dnmt. nk tarifler duyularla alglanan trden deildi.
Bunlar, ancak kll ve daim eylerde geerli olurdu. Yani trler ve cinslerde sz konusu
olurdu. Platon rendii bu bilgiler nda kll varlklar suretler diye isimlendirdi, nk
bunlar birdi. Duyularla alglananlarn da ancak suretlerin katlmyla oluacan ileri
srd. Bu durumda suretler, sz konusu eya iin resim ve misal konumunda olduu gb
zaman bakmndan da onlardan nce gelirdi. Sokrat, tarifleri mutlak anlamda koymu,
duyularla alglanp alglanmamalarn dikkate almamtr. Platon ise onlar duyularla
alglanmayanlar iin koyduunu sanm ve onlar genel misller olarak vazetmitir.
Efltun Nevms: Nomoi (Yasalar) adl kitabnda yle demitir: nsann bilmezden
gelmesi mmkn olmayan eyler vardr: rnein kendisinin bir yaratcs olduu, o
yaratcnn kiinin yapt fiilleri bildii gibi hususlar bilmezlik edemez.
Allah Tel'nn selb yani olumsuzlama yoluyla bilinebileceini de ifade eder, O'nun
benzeri, dengi yoktur. Bu lemi, kaostan dzene tamtr. Mrekkep olan her ey bir
gn zlecektir. lemin ncesinde zaman yoktur ve herhangi bir eyden yaratlmamtr.
lk Filozoflarn bda (Yaratma), Taratlan (M'bda') ve rde Konusundaki ihtilaflar
lk filozoflar ibda ve mbda' kavramlarnn ayn eyi fade eden iki ayr lafz m yoksa ibda
fiilinin hem yaratan, hem de yaratlana isnd edilen bir kavram m olduu noktasnda fikir
ayrlna dmlerdir. rde de byledir. Acaba onunla kastedilen ey, murad eden mi,
yoksa murad edilen midir? Mslman kelamclarn yaratma (halk) ve yaratlan (mahlk)
kavramlarnn nispetleri konusundaki ihtilaflar da buna benzemektedir. Acaba irde
yaratma m, yoksa yaratlan mdr? Yoksa Yaratc'mn bir sfat mdr?
Anaksagoras bu meselede Plutarkhos'un grn benimseyerek yle demitir: rade,
ne murd edilenin, ne de murad edenin gayridir. Fiil de byledir. nk her ikisinin de
zt bir suretleri yoktur. Ancak bakalar ile kim olabilirler. rade bazen murad edende
saklyken bazen de murad edilende tezahr eder. Fiil de byledir.
Efltun ve Aristo ise bu gr benimsemeyerek yle demilerdir: rade ve miden her
lcisinin de suretleri kimdir. Her ikisi de murad edilenin suretinden daha basittir. u
rnekte olduu gibi, bir eyi kesen onda messirdir. ey zerindeki eseri aktr. Kesilen
de tesir edilen olup esere aktr.
Eserin kendisi ise ne messir, ne de tesir edilendir. Aksi halde i tersine dner ve messir
de, tesir edilen de eser olurlard id bu imknszdr. Yaratann (mbdi') sureti fail,
yaratlann (mbda') sureti ise mef ldr. Yaratma (ibda') ise fail ile mefl arasnda bir
aracdr.
Fiilin hem suret, hem de eseri olur. Suret yaratan, eser se yaratlan cihetindedir.
Yaratan cihetinden suret Allah Tel hakknda geerli olup bu, O'nun zt zerine zid
deildir. Bu sebeple iradenin sureti ile Br Tel'nn sureti ayrdr denilemez. Bunlar ayn
hakikattir.
Kk Parmendes se bunlarn irde konusundaki grlerini caiz grrken fiil
konusundaki grlerini caiz grmemi ve yle demitir: rade, Allah Tel'nn tavassutu
bulunmakszn gerekleir. Bu noktadaki tavsifleri caizdir. FI ise O'nun tavassutu ile
gerekleir. Vasta ile gerekleen vastasz gerekleenle bir olmaz. Fiil, ancak ve ancak
iradenin tavassutuyla gerekleebilir. Bunun aksi caiz deildir.
Thales ve Empedokles gibi ncekiler ise zetle unu sylemilerdir: rade yaratan
(mbdi') cihetinden yaratlan (mbda'), yaratlan cihetinden ise yaratandr. Bunu da yle
aklamlardr: rade, suret cihetinden yaratandr. Eser cihetinden se yaratlandr. Suret
cihetinden yaratlan olduunu sylemek caiz deildir. nk rade sureti, yaratmadan
nce yaratann katnda bulunmaktadr. Fail olan bir eyin kendi suretinin mefl olmas da
caiz deildir. Aksine o, suret sahibi eser cihetinden mef ldr. Efltun ve Aristo'nun bu
meseledeki grleri zetle byledir. Bu fasl da burada bitmektedir.
2- Fasl
1- Plutarkhos'un Grleri
lk defa filozof diye tannan ve bilgeliin kendisine lk olarak isnat edildii ahsiyet olduu
sylenir. Felsefeyle Msr'da megul olmutur. Bilahare Mletos'a gitmi ve orada
yaamtr. Bilgeliin temel direklerinden biri olarak grlr.
Plutarkhos yle demitir: Yaratc, ezellerin ezelliiyle ezeldir. Yalnz o, ibda edicidir
Yaratma (ibda) noktasnda sureti tezahr eden her yaratlmn sureti O'nun katnda
nceden mevcut, yani O'nun in malmdur. O'nun katndaki suretler yani bilinenler
sonsuzdur. Suretler O'nun katnda bulunmasayd, ibda olmad gibi, yaratlmlarn
bekas da sz konusu olmazd. Yaratlmlar baki ve devaml olmasalard, heyulann yok
olmasyla birlikte yok olup giderlerdi. Byle bir durumda ise korku ve mit (havf ve rec)
kalmazd. Suretler bld ve daim olduklar iin korku ve mit de baki olmutur. Bu da
onlarn yok olup gitmeyeceklerinin delilidir. Yaratlmlar iin yok olma sz konusu
olmaynca onlar zerinde bir kuvvetin etkisi de sz konusu olmayacaktr ki bu da, suretin
O'nun ilminde ezel oluunun delilidir. Plutarkhos'a gre bu meselede ancak unlar
sylenebilir: Ya Yaratc hibir eyi bilmez. Ona gre bu, irkin ve imknsz bir iddiadr. Ya
suretlerin bir ksmn bilip bir ksmn bilmez. Ona gre bu da Yaratcnn kemline
yakmayan bir eksikliktir. Ya da O btn suret ve malumat bilir, doru gr de budur.
Ona gre mrekkep varlklarn asl sudur. Suyun saf biimde alkalanmasndan ate,
ksmen youn ve ar olarak alkalanmasndan hava, tam olarak younlap
arlamasndan da toprak olumutur.
Plutarkhos'un anlattna gre Heraklitus eyann baht ile nizam bulduunu iddia etmi ve
bahtn cevherinin cevher-i klliye nfuz eden nutk-i akl olduunu sylemitir.
2- Ksenofanes'in Grleri
yle derdi: lk Yaratc, ezel ve daimdir. Hibir trden mantk veya akl sfatla idrak
edilemez. O, btn sfatlarn suretlerinin; akl ve mantk btn niteliklerin de
yaratcsdr. Durum byle olunca, bu lemdeki yaratlm suretlerin O'nun katnda olup
olmadn, nasl ve niin yaratldn sorgulamamz da imknsz olmaktadr. nk akl
da yaratlmtr. Yaratlm olan, elbette Yaratc'dan sonra gelir. Sonra gelen de
kendinden ncekini idrk ve tavsif edemez. Dolaysyla syleyebileceimiz en doru ifade
udur: Yaratc, diledii ve istedii gibi yaratmtr. O, O'dur ve beraberinde hibir ey
yoktur. Ona gre Yaratc hakknda syledii 'O'dur ve beraberinde bast veya mrekkep
hibir ey yoktur' sz, ilim adna talep ettiklerimizin tamamna cevap vermektedir. Zira
O'nun beraberinde bir ey bulunmamas, O'ndan suret ve heyulann ezellin dlamak
anlamna gelir. Suret ve heyuladan veya srf suretten yaratlan hibir ey O'nunla beraber
deildir.
Sadece O deil, suretler de O'nunla birlikte ezeldir, O eyann yaratcs deildir, bilakis
her suret kendi ztn izhr ederek ortaya kmtr ve bu tezahrle birlikte lemler de
olumutur demek, Yaratc hakknda sylenebilecek en ar ifadedir.
Hermes ve Gademon (Agathadaimon) yle demilerdir: Asla ilkler yoktur. Duyuyla
alglananlardan nce aklla bilinen de kesinlikle yoktur. Eyann ortaya k, hibir fiil ve
etki bulunmakszn yumurtadan yavru kmas gibidir. Eya kuvveden fiile karlarak
varolur ve olgunluunu tamamlar. Biz de onlar duyularla alglar ve idrak ederiz. Aklla
bilinen hibir ey yoktur. lem, devamldr ve asla zeval bulmaz, fena bulmaz. Yaratc'nm
yok olacak bir fiilde bulunmas caiz deildir, aksi takdirde fiiliyle birlikte O'nun da yok
olmas gerekir ki bu imknszdr.
Zenon, Kantas halkndan Maus'un oludur. yle derdi: lk Yaratcnn ilminde btn
cevherlerin ibda ve yok olma suretleri mevcuttur. O'nun ilmi sonsuzdur. lmndcki
suretler de ibda bakmndan sonsuzdur. Yokolu suretleri de ayn ekilde sonsuzdur.
lemler her an ve denirde yenilenme iindedir. Bu lemlerden bize benzer olanlarn varlk
ve yokolu snrlarn duyularmz ve akl yoluyla idrk edebiliriz. Bze benzer olmayanlar
se idrk edemeyiz. lemlerin yenilenmesi hakknda da unu sylemitir: Mevcudat bld
ve yok olucudur. Bekalar suretlerinin srekli yenilenmesiyle olur. Yok olmalar ise, nceki
suretlerinin yenilenme srecinde yok olmasyla gerekleir. Ona gre yokolu, hem suret,
hem de heyulay birlikte kapsayabilir.
Gne, ay ve gezegenler glerini gn cevherinden alrlar. Gk deitii zaman
yldzlar da deiir. Bunlarn tamamnn beka ve yokolu-lan Yaratc'mn ilmi dahilindedir.
lim, bunlarn beksn gerektirir. Hikmet de bunu iktiz eder. nk onlarn bulunduklar
hal zere kalmalar daha hayrldr. Yaratc, diledii gn btn lemleri yok etme
kudretine sahiptir. Bu, mantk-cedelci bilgelerin daha ok meylettikleri br gr olup
ilahiyat bilgeler farkl gre sahiptirler.
Plutarkhos Zenon'a gre ilkelerin Allah Tel ve unsur olduunu, Allah Tel'nn fail illet,
unsurun ise etkilenen (mnfail) konumunda bulunduunu nakletmitir.
Hikmetli Szleri:
- Kardelerinizin saysn arttrm. Bedenler ilalarla ifa bulduu gibi canlar da, kardelerle
beka bulur.
- Zenon sahilde hznl bir halde dolaan ve dnyaya sitem eden bir gen grmt.
Ona, tCGen adam! Dnyaya bu kadar sitemin niye? ok zengin biri olsaydn ve servetini
yklediin bir gemiyle denize alsaydn, gemi yara alp batmak zere olsayd, btn
istediin varln gzden karp cann kurtarmak olurdu deil mi?" dedi. Gen, "Evet"
dedi. Bunun zerine yle dedi: "Byk bir kral olsaydn ve evren seni ldrmek
isteyenler tarafndan sarlm olsayd, tek dilein kralln brakp cann kurtarmak olurdu
deil mi?" Gen adam buna da "Evet" diye cevap verdi, Bu cevap zerine yle dedi:
"yleyse sen hem ok zengin bir adam, hem de kralsn!" Gen bu szle teselli bulup
haline sevindi.
- Bir defasnda 'Hangi kral daha iyidir? Yunanllarn kral m, yoksa Perslerin kral m?' diye
sorulmutu. yle cevap verdi: fke ve arzusuna gem vurabilen kral!
- Yallnda kendisine yle denilmiti: Nedir bu halin? O da u cevab vermiti:
Grdnz gibi ar ar lyorum. Teki ldnde seni kim defnedecek?' diye
sorduklarnda ise u cevab verdi: ykselen kokular kimi rahatsz ederse o!
- Bir gn olu ona serzenite bulunarak yle demiti: Bu durum houma gitmiyor. Bir
gn lecek olan bir oula sahip oldun. lmeyecek bir oul sahibi olamadn.
Zenon oluna yle cevap verdi: Bedenin lmesinden korknu-Korkman gereken nefsin
lmdr. Bunun zerine evredekiler, 'Ne-i natkann lmeyeceini syleyen sensin.
Nefsin lmnden niin korksrn ki?' dediler. O da u cevab verdi: Nefs-i natka nutk
mertebesinden hayvanlk derekesine dt zaman cevher bakmndan lmese de akl
hayit bakmndan lm olur.
- Hakk kendinizden verin! Onu sahibine vermediinizde hakkn husmetine maruz
kalrsnz.
- Mal mlk sevgisi errin belkemiidir. nk dier ktlkler ona iliiktir. Arzulara
dknlk de ayplarn belkemiidir. nk dier ayplar ona iliiktir.
- Nimetlerle iyi gein ve onlardan zevk al. Onlara ktlk edersen-, onlar da sana ktlk
eder.
- Dnya kendinden kaana yetitiinde onu yaralar. Kendisini isteve-ni ele geirdiinde
ise onu ldrr.
- Gnlk yiyeceinden bakasn stemezdi. Bir gn, 'Kral sana kzyor' denilmiti. O da
yle karlk verdi: Kral kendinden daha zencin birini sever mi?!
- Br keresinde yle bir soru sorulmutu: Bu devirde insanlarn hayvanlardan ayrld
husus nedir? O da yle cevap verdi: ledikleri ktlkler!
- Zenon'un yle dedii nakledilmitir: Akl, her zaman cehaletin hizmetisi olarak
grdm. es-Siczf nin rivayetinde ise 'erefin hizmetisi olarak grdm1 eklinde
nakledilmitir. Bu ikisi arasnda derin bir fark vardr. Tabiat ve onun ayrlmaz gerekleri
akla egemen olduklar zaman akl cehalet tarafndan kullanlr. nsan iin hayr ve er
adna yaplan taksim oun akl planlamasnn stnde gerekleirse eref akl kullanr.
nsann erefi akletriinin stne kar. Akl, erefin stne kmaz. Bu nedenledir d akl
sahibi in olmad kadar eref sahibi iin endie edilmitir. eref sar ve krdr, anlayp
dinlemez. O, esip giden bir rzgar, parlayan bir imek, yalayp geen bir ate, zevk
veren bir dtr. Dolaysyla ikinci lafz daha uygun grnmektedir. nk onda hkm
genelleme sz konusudur. Akln cehalet tarafndan kullanlmad noktalan grmek de
mmkndr. Yaygn olan da budur.
- Zenon yle demitir: ekirgede yedi byk hayvann yaratl mevcuttur: Ba at ba,
boynu kz boynu, gs aslan gs, kanatlar kartal kanad, ayaklan deve aya, karn
akrep karn, kuyruu ylan kuyruu gibidir.
4- Demokritos Ve Taraftarlarnn Gr
Demokritos lk Yaratc hakknda yle derdi: O, ne salt unsur, ne de salt akldr. Bilakis
drtl karmdr ki onlara ustukuslar denir. Bunlar, btn mevcudatn ilkleridir. Btn
bast varlklar bunlardan bir defada yaratlmtr. Mrekkep varlklar ise daim yok olucu
nitelikte yaratlmlardr. Bunlarn devamll da, yokolular da deiik trdedir. lem bir
btn olarak baki olup yokolucu deildir. nk ona gre bu lem, ulv leme bitiiktir.
Bu lemdeki eyann unsurlar da ulv lemdeki latf ruhlarna bitiiktir. Unsurlar, zahirde
yokolur gibi olsa da bu onlarn ilerindeki bast ruhlardan arnmasdr. Byle olunca da
sadece duyular asndan yokolmu olurlar. Akl asndan yokolmalar sz konusu deil-
dir. Duruluu iinde kaldka bu lem de yokolmaz. Onun duruluu bast lemlere
bitiiktir. Der filozoflar u gr nedeniyle onu ar biimde eletirmilerdir: lk
yaratlan unsurlardr. Onlardan sonra bast ruhanler yaratlmtr. Bunlar arasndaki
sralama aadan yukarya, bulanktan duruya doru olur.
Demokritos'un taraftarlarndan Fliyuhas ilk Yaratc konusunda ondan farkl dnerek
dier filozoflarla benzer bir gr benimsemi, ama unu sylemitir: lk Yaratc,
heyulann deil sadece suretin yaratcsdr. Heyula, O'nun katnda bulunmaya devam
eder.
Dier filozoflar bu gr yadrgayarak yle demilerdir: Eer heyula ezel ve kadm
olsayd suretleri kabul etmeyerek halden hale dnmez, bakasnn fiilini kabul etmezdi.
nk ezel olan deimez. Bu gr, Efltun-] lh'ye (Platon'a) dayandrlan bir gr
olup z itibaryla rktr ve ona nisberi de salkszdr. Demokritos, Zenon ve
Pitagoras ise yle demilerdir: Yaratc bu zamansal hareketin stnde bir hareketle
hareket eder. Bu grleri daha nce zikretmi, hareket ve sknun Allah'a izafe
edilmesiyle neyin murad edildiini aklamtk. Burada her iki grn de delillerini
ksaca zikretmek istiyoruz:
Skn filerini savunanlar: Bunlara gre hareket, kesinlikle sknun zdddr. Hareket,
gemi, gelecek veya hl trnden bir zamana muhtatr. Ayrca hareket, ancak mekna
bal olarak gerekleebilir. Ya intikal veya istiva eklinde gerekleir. stiva hareketi ya
dz, ya eimli olur. Mekna bal olan hareket u veya bu ekilde bir zamanla birlikte
gerekleir. Eer Allah Tel hareketli olsayd, zaman ve dehre dhil olmas gerekirdi.
Hareket fikrini savunanlar: Bunlara gre Allah Tel'nn hareketi, anlan hareket trlerinin
hepsinin stndedir. O, dehrn de meknn da yaratcsdr. te yaratma (ibda) ile
kastedilen de harekettir. Allah Tel en iyi bilendir.
5- Akademya Filozoflar
Bunlara gre mrekkep olan her ey zlmeye mahkumdur. Her balomdan ayn trden
iki cevherin birlemesiyle terkip caiz olmaz. Byle bir ey mrekkep de olmaz. Durum
byle olunca ve mrekkep olan her ey de zlnce her cevher gidip kendi aslyla
buluacaktr. Bast ve ruhan olan cevherler bast ruhani leme kavuacaklardr. Bu lem
yok olmayp baki kalacak lemdir. Bu lemde varolan kat ve sert cevherler de kendi
lemlerine kavuacaklardr. Kat olanlar zldklerinde latf olanlarn hepsinden daha
latf olacaklar ve letafet bakmndan hibir ey kalmadnda da lk Latf ile birleerek
ebediyete kadar bir btn olacaklardr. Sonrakiler ncekilerle btnleip birletiinde ilk
olan ilk yaratlan ile yaratcs arasnda hibir arac cevher kalmaz. Hi kukusuz ilk
yaratlan yaratcsnn nuruna iliecek ve ebediyetler boyu baki kalacaktr. Bu blm de
onlardan nakledilmi olup lk yaratlla deil ahiretle ilikilidir. Bunlar Akademya
Meleri olarak isimlendirilmitir. Mutlak Meler ise Likeion Halkadr. Efltun onlara
hikmet retirken kendilerine verdii deerden dolay karlarnda oturnayp yrrd.
Aristo da ayn gelenei srdrmtr. Bundan dolay Aristo ve taraftarlarna Mesiler
denilmitir. Revkler ise Stoaclar olarak bilinirler. Platon'un iki retisi vard. Biri Kelis
retiiydi ki o, gzle grlmeyen ancak latif dnceyle bilinen bir rhn idi. Dieri ise
Talis retiiydi ki heyulaniyt hakkndayd.
O yle derdi: Allah Tel akllarmz tarafndan idrk edilemeyen hak nurdur. nk
akllarmz da bu mutlak nurdan yaratlmtr. Hak nur, Allah'n gerek ad idi ve Grek
dilinde de Allah iin bu kelime kullanlyordu.
Akllar O'na ancak dellet edebilir. Akl, O'nun her eyin yaratcs olduunu bilir. Bu
nedenledir ki bu isim onlar nezdinde ok saygn bir yere sahipti.
Herakles yle derdi: Yaratln balangc ve yaratlan ilk ey, yani bu lemlerin hepsinin
kkeni olan varlk sevgi ve ekimedir. Empedok-les de bu gre katlarak unu ifade
etmitir: Yaratlan lk ey, sevgi ve galebe almadr.
Herakles yle demitir: Gk, kendiliinden hareket eden bir kredir. Dnya da
kendiliinden sakin ve cansz olan bir dairedir. Gne, dnya stndeki btn rutubeti
zerek bir araya gelmelerini salam ve bu sayede denizler olumutur. Gnein nfuz
ederek rutubetini tamamen ald ve talatrd eylerden de kayalar ve dalar
olumutur. Gnein fazla nfuz edemedii ve rutubetini tamamen alamad ksmlardan
da toprak olumutur.
Gk, balangta gezegenlerden yoksundu. nk bu gezegenler derek dnyaya arpp
alev alabilir, gezegenler birbirlerine arparak dnya etrafnda bir daire oluturabilirlerdi.
Halbuki gezegenlerden dnyaya inen mutlak ate, dnyadan ykselen de mutlak nurdu.
Kirli ve irkin nefsler sonsuza dek atele evrili bu lemde braklmak suretiyle ceza-
landrlacaklardr. Temiz ve gzel nefsler ise sonsuza dek dllendirilmek zere nur,
gzellik ve huzurun hakim olduu leme ykseleceklerdir. O lemde gzleri aartacak
ho suretler, kulaklar mest edecek tatl nameler olacaktr. nk o lem, madde ve
ustukuslarm aracl olmakszn yaratlmtr. O lemdekiler ulv, rhn ve nrn
cevherlerdir. Allah Tel bu nefsleri her dehirde bir defa meshederek onlara tecell eder.
Bylelikle O'nun hak cevherinden fkran mutlak nura bakabilirler. te bu tecellnin
ardndan nefislerin Allah Tel'ya olan ak, zlem ve takdisleri dorua kar. Ebediyete
kadar da byle srp gider.
7- Epikr'n Grleri
Epikr, ilkeler konusunda ncekilere muhalefet etmi ve yle demitir: lkeler iki olup
boluk (hal) ve surettir. Boluk, bo mekndr. Suret ise, mekn ve boluun
stndedir. Mevcudat ve ondan oluan her ey ondan yaratlm ve sonunda ona
dnecektir. Balang o olduu gibi dn de onadr.
Kmi zaman yle derdi: Her ey fesada urar. Ayrlktan sonra ne hesap, ne yarglama,
ne mkfat, ne de ceza vardr, her ey ker ve yoko-lur. nsan da dier hayvanlar gb
bu leme gnderilmi ve gzard edilmi bir varlktr.
Bu lemde bulunan nefslere varit olan hallerin tamam, hareket ve fiillerine gredir. yilik
ve gzellik yaparlarsa bu onlara mutluluk ve gzellik olarak dnecektir. Ktlk ve
irkinlik yaparlarsa bu da onlara hzn ve bedbahtlk olarak dnecektir. Her nefsin
mutluluu dier nefslerle olduu gibi hzn de dier nefslerle birlikte onlara gsterdii
fiilleri mik-tarmca olacaktr.
Tenash fikrini savunanlardan bir grup da bu konuda ona tbi olmutur.
8- ir Solon'un Hikmetleri
9- ir Homeros'un Hikmetleri
el-Macest adl eserin sahibidir. Bu eserinde kozmoloji (heyet) ilmini anlatmtr. Hendese
ilmini kuvveden fiile karan da odur. Hikmetlerine rnek olarak unlar zikredebiliriz:
- En gzel insan, arzu ettiine sabredendir. Ondan da daha gzeli sadece gerektii
kadarn arzu edendir.
- Hilim sahibi, iftiraya uradnda fkesini yutan deil, tasdik edildiinde sabredendir.
- nsanlar zengin ve ihtiyasz klp kendisi dilenen kimse bakalaryla zengin olup
dilenen krallara benzer.
- nsann varlktan mstani olmas, varlkla mstani olmasndan daha hayrldr.
- Cahillerin kalplerindeki hikmet, merkep srtndaki altn ve mcevherat gibidir.
- Dostlarndan bir topluluun kendi arda civarnda hakknda ileri geri konutuklarn
duymutu. Elindeki mzra sallayarak onlar ittiini hissettirdi. Biraz daha uzaklap
konumalarn murad etti.
- Yerinde im, madenindeki altn gibidir. Ancak youn aba ve gayretle kartlabilir.
Sonra bu ilmi fikirle saflatrmak gerekir. Tpk altnn atele saflatrlmas gibi.
- Ayn gnlere delaleti, gne ve Zhre'nin aylara delaleti, Mteri ve Zhal'in yllara
delaleti daha ak ve gldr.
yle dedii nakledilmitir: Bizler, daha sonra gelecek bir zamanda olacaz. Bununla
ahireti ima etmekteydi. nk gerek kevn ve vcd, br lemdeki kevn ve vcddur.
Crisippus ve Zenon'u bunlar arasnda sayabiliriz. Bu ikisinin grleri udur: Allah Tel,
lk Yaratc (Mbdi-i Evvel) ve mutlak birdir. O, mutlak O'dur. Akl ve nefsi bir defada
yaratmtr. Sonra bu ikisi vastasyla dierlerini yaratmtr. Onlar ilk yaratnda yokluk
ve fenann caiz olmad iki cevher olarak yaratmtr.
Onlara gre nefsin iki cirmi vardr: Br cirmi ate ve havadan, dier cirmi su ve
topraktandr. Nefs, ate ve havadan olan drmiyle ittihat etmitir. Ate ve havadan olan
cirm de su ve topraktan olan cirmle ittihat etmitir. Nefs, fiillerini o cirm zerinde izhr
eder. O cirmin uzunluk, en ve mekna bal bir miktar gibi hususiyetleri yoktur. Biz onu,
kendi stlahmz gerei 'cisim' olarak adlandrrz. Nefsin bu cisim zerindeki fiilleri ok
ak ve nettir. Nur, gzellik ve zarafet cisimden cirme doru akar. Nefsin fiilleri araclar
vastasyla bizde tezahr ettii zaman karanlk olur ve gl bir nuru bulunmaz.
Nefs temiz ve pak olduu zaman cismi olan ate ve hava czleri zelle-ir ve br
lemdeki rhn, nrn, ulv, her trl arlk ve bulanmadan arnm bir cisimle beraber
olmaya balar. Su ve topraktan oluan cirm ise yok olmaya mahkumdur. nk o,
semav cisme benzer deildir. Semav cisim hafif, latif ve arlktan arnmtr. Ona
dokunulamaz. Rhn varlklar nasl aklla idrak ediliyorsa o da yalnz gzle drak
edilebilir. Grme duyusunun idrak edebildii en latif cevher nefsn olandr. Allah
Tel'nn yaratklar arasnda idrak edilebilen en latif varlklar, akldaki eserlerdir.
Onlara gre nefs, ancak Allah Tel'nn yapmasna izin verdii fiillere muktedirdir. Allah
Tel onu baladnda hibir eye g yetiremez. Tpk sahibi tarafndan braklan veya
tutulan bir hayvan gibidir. Salndnda istediini yapabilen hayvan, balandnda hibir
ey yapamaz.
Yine onlara gre nefs ve bedenin kirleri czleri bakmndan insann ayrlmaz zellikleridir.
Temizlenmesi ve arnmas ise kll bakmndandr. nk kll nefs, cz' nefsten, cz'
akl klli akldan ayrldka nefs katlar ve cirmin sahasna girer. Zira nefs aa
dtke cirmle daha ok btnleir. Cirm, su ve topran alanndadr. Her ikisi de ar
olduklar iin nefsi aa doru ekerler. Czi nefs kll nefsle, czi akl kll aklla
birletii zaman ise nefs ykselir. nk bu durumda cisimle btnleir. Cisim hava ve
ateten olumutur. Her ikisi de hafif olduklar iin nefsi yukar doru ekerler. Her iki
cirm de mrekkeptir. Her biri iki cevherden terkip olmutur. Bu iki cirmin birleip
btnlemesi ittihad grme duyusu nazarnda tek bir ey olarak vazeder. Batn duyular
ve akl nazarnda ise tek bir ey olmazlar. Bu lemde cisim, cirmin iine gizlenmitir.
nk o, ok daha ruhandir. Ayrca bu lem de ona benzer ve ayn cinsten deildir. Cirm
ise, bu leme benzer ve onunla ayn cinstendir. Dolaysyla bu lemde cirm, cisimden
daha bariz olmutur. Cisim de cirmin iine gizlenmitir. Ona gizlenmesinin nedeni, bu
leme benzer ve onunla ayn cinsten olmaydr. br lemde ise cisim cirmden daha
bariz olacaktr. Zira o lem, cismin lemi olup ona benzer ve ayn cinstendir. Su ve
topran latf ksmndan oluan cirmin latif ksm ate ve hava cevherlerine benzer olduu
iin cismin iine gizlenir. br lemde, bu lemin aksi olacaktr. Durum onlarn
belirttikleri gibi olursa, sz konusu cisim her zaman baki kalacaktr. Onun yok olmas ve
fena bulmas caiz deildir. Onun tad da sreklidir ve ne nefsler, ne de akllar ondan
usanrlar. Onun sunduu huzur ve mutluluk da asla tkenmez.
Hocalar Eftun'dan da unu nakletmilerdir: Bir'in ba olmadna gre sonlu olan her
eyin sonu da O'dur. Br'in sonsuz olmas, balangcnn olmayndandr. Ba yoktur,
nk sonu yoktur.
Eftun yle demitir: Kii her gn aynadaki yzne bakmaldr. Eer rkinse irkinlik
yapmayarak irkinliini katlamam aldr. Eer gzelse, irkinlik yaparak onu
lekelememelidir.
- nsanlar iki trdr: Ya kaderinin nceden sunduunu kendinde erteler, ya da kaderinin
tehir ettiini ne almaya alr. Kendi seiminle bulunduun halden honut ol, yoksa
mecburen honut olursun.
3- Fasl
stagira halkmdandr. Mehur usta, muallim-i evvel ve halk nezdinde haldm-i mutlaktr.
Erder b. Dr'nn krallnn ilk ylnda domutur. On yedi yama geldiinde babas
tarafndan Eftun'a teslim edilmitir. Onun yannda yirmi ksur yl kalmtr. Muallim-i
Evvel yani ilk retmen olarak isimlendirilmesinin nedeni, mantk retilerini koymas ve
bunlar kuvveden fiile karmasdr. Gramer ve aruz da onun tarafndan vazedilmitir.
Mantn zihindeki anlamlara nisbet, gramerin konumaya, aruzun iire nisbeti gibidir.
Onun bu lmi vazetmi olmas, ilmin kurallarm yoktan var etmi olmas demek deildir.
Bilakis o, bu ilmin aralarn malzemesinden ayrarak rencilerin zihinlerine daha yakn
hale getirmitir. Bylelikle mantk, onlar iin bir lt ve kstas olmutur. Doruyla yanl,
hak le batl kart zaman bu lt kullanarak doruyu bulmaya alacaklardr. Ancak
Aristo, bir ilmi esaslarn ilk vazedenlerin tavryla mantk ilmini ok zl olarak vazetmi
ve ilim, sonrakiler tarafndan erh edilerek mufassal hale getirilmitir. lim dal haline
getirme noktasndaki ncelik Aristo'ya aittir. Tabiat ilimleri, ilahiyat ve ahlaka dair birok
eseri vardr. Bu eserlere ait birok erh yazlmtr.
Aristo'nun grlerini naklederken, sonraki filozoflarn ncs ve reisi olan Ebu Ali bn
Sina tarafndan da bavurulan Themistius'un erhini esas almay uygun grdk. Onun
ilahiyat hakkndaki grlerini zetleyerek aktaracaz. Dier konularda, ncekilerden
farkl olan grlerini sonraki filozoflarn nakillerini esas alarak zikredeceiz. Sonraki
filozoflarn ekseriyeti ona kar kmad gibi grlerini artsz kabullenmilerdir. Oysa
iin asl, zanlarnn meylettii ekilde deildir.
Birinci Mesele
kinci Mesele
nc Mesele
Vcibu'l-vcd l-ztihi, li-ztihi br akl olup hem kendi ztn akle-den, hem de zt
tarafndan akledilen mdr, O'nun gayrisini akleder m akletmez mi?
O'nun akl olmas, maddeden mcerret olmas, madd gereklerden arnm olmas
itibaryladr. O'nun zt, ztndan gizlenmez.
Li-ztihi akleden olmas, zt iin mcerret olmasndandr.
Zt iin akledilen olmas, ztndan gerek kendi, gerek bakasyla gizlenmemi olmasdr.
Aristo yle demitir: lk (el-Evvel) ztn akleder. Sonra ztndan hareketle her eyi
akleder. O, akl lemini bir defada, hibir intikale, bir maklden bir makle gitmeye gerek
duymakszn akleder. O, eyay, kendi dnda eyler olarak akletmez. O'nun akledii,
bizim mahsst hissediimiz gibidir. O, her eyi ztndan akleder. O'nun akl sahibi ve
akl olmas, aklla bilinen eylerin varl sayesinde olmamtr. Yani O'nun akl, sz
konusu eyann varlna borlu olmayp bunun aksi dorudur.
Yani eya, O'nun akletmesi sayesinde varolmutur. Evvel iin, onu kemale erdirecek bir
ey sz konusu deildir. O, li-ztihi kemal sahibi ve kendinden gayrisini ikml edicidir.
O'nun varl, baka bir varlktan keml kazanmaz.
Ayn ekilde eer O'nun varlklar akledii o varlklardan kaynaklanm olsayd, onlarn
varl O-'nun varln ncelemi olurdu. O'nun cevheri kendi nefsinden ve yapsndan
kaynaklanr. O'nun tabiatnda eyann aklla bilinen ynlerini bizzat eyadan kabul etme
sz konusudur. O'nun tabiatnda bilkuvve olarak bulunan ey, O'nun zt haricindekilere
kemal kazandrr. yle ki u sylenir: O'nun haricindeki eya varolma-sayd sz konusu
hususiyeti de olmazd. Onda sz konusu eyann yok olmas sz konusudur. Ztn
bakasna izfc etmeksizin, aklla bilinenleri yok edicidir. Byle yapmas O'nun
nndandr. Bylelikle zt imkn ve kuvvetin karm olur. O'nun ezeli ve ebed
olduunu varsaydmzda, ztndan kaynaklanan en st kemle sahip olmas gerekir. Bu
keml bakasndan da kaynaklanamaz.
Evvel, ztn aklettii zaman, zt iin gerekli olanlarla birlikte aklet-mi, mebde ve her
eyin sudur kayna olan akl olduunu akletmitir. Aksi halde ztn bu zellikleriyle
akletmesi sz konusu olmazd. Yine o yle demitir: Eer bilfiil akletmezse, keml
bakmndan kusurlu olduu halde deerli olan nesi olacaktr? O'nun durumu, uyuyan
birinin durumuna benzer. Eyay, eer eyadan afal edecek olursa eyann, O'ndan nce
varolmas gerekir. Eyay zt itibaryla akletmesine gelince ki, esas olan ve arzulanan
budur, Aristo bunu yle yakn bir ibareyle ifade eder: Eer O'nun cevheri akl ve
akletmek ise, ya ztn, ya da gayrn akleder. Baka bir eyi aklederse bu aklettii eyin
ztna izafe edilmemesi mmkn mdr? Kendinden ibret alan bu varln, akletmesi in
gereken kadar fazilet ve kymeti olabilir m? Dolaysyla baz hallerde olabilecei gibi
akletmemesi, akletmesinden daha hayrl olamaz m? Ya da akletmemesi, ztnda
akletmesini gerektiren bir sfatn bulunmasndan daha stn olab-r mi? Ancak bu
durumda stnlk ve kemlini bakasna borlu olacaktr ki bu imknszdr.
Drdnc Mesele
Beinci Mesele
Vcibu'l-vcd zt ile hayy yani diri ve zt ile bakidir. O, her eyi bilfiil mdrik olmas ve
emrini her eye geirmesi noktasnda keml sahibidir.
Aristo yle demitir: Bizim hayatmz, ok az bir drk ve ok zayf bir harekete geirme
gcne sahiptir. Ancak yaratc iin geerli olan hayat, ztndan her eyi akletmesi
bakmndan bilfiil tam olan akl olmasdr. O, ebediyete dek baki ve ezel olandr. Zt ile
baki ve zt ile limdir. Saydmz sfatlarn tamam ztnda bir oalma ve deime
olmakszn zikredilen esasa dayanr.
Altna Mesele
Yedinci Mesele
Sekizinci Mesele
Aristo yle der: Duyuyla alglananlardaki lezzet, tabiata uygun olmann uuruna
varmaktr. Aklla bilincnlerdeki lezzet ise, uuruna vard ynden ulat kemlin
uuruna varmaktr. lki kendisiyle tat ve lezzet alr. nk o, ztn btn hakikat ve
erefi zere akleder. Ancak kendisine infial kaynakl bir lezzetin nispet edilmesi gibi bir
kklk nispet edilmeyecek bir ycelie sahiptir. Buna verilmesi gereken isim, ululuk,
surur ve gzelliktir. Bizler Hakk' idrk etmekten zevk almakla birlikte O'ndan uzaklam,
kendileriyle O'nu unutmu olduumuz ve bizim hakikatimize uygun hrici ihtiyalar
karlamakla megul oluumuz yznden O'nun kapsndan reddedilmi durumdayz. Bu
durum, akllarmzn zayfl, aklla idrak edilen varlklar hususundaki eksikliimiz, beden
tabiatmza iyice dalmz sebebiyledir. Ama bizler kaamak yoluyla da olsun, Hakk-
Evvel ile anlk temaslar kurabiliriz. Bu, ok ksa srede yaanan olaanst bir
mutluluktur. Bu hal, O'nun iin sonsuza dek geerlidir. Biz gnahkrlar iinse mmkn
deildir. Bizler o ilah kvlcma ancak gz ap kapama sresi kadar ksack bir an iin
muttali olabiliriz.
Dokuzuncu Mesele
Onuncu Mesele
Btndeki nizmn hayra ynelik olmas, errin sadece araz yoluyla kaderde vki olmas
hakkndadr.
Dedi ki: Hikmet-i lhi, lemin en gzel, en salam ve en metin biimde varolmasn
gerektirmi, aaya mensup bir husus murat ve kast edilmemitir. Dolaysyla 'Akl,
aada bulunan bir gaye iin yaratmtr ki aadakilere, bundan daha yce bir i iin
feyizde bulunsun' denilemez. O, yaratt her eyi kendi zt iin yaratm olup ne bir illet,
ne de gaye iin yaratm deildir. Mevcudat, esas unsurlar ve bunlarn ayrlmaz ekleri
olarak varolmu ve hayra ynelmitir. nk btn mevcudat, hayrn kaynandan sudur
etmitir. Her halkrda dn tek bir yeredir.
Aadaki birtakm sebeplerde yaanan atmalar nedeniyle er ve fesat vuku bulabilir.
Tamam hayr olan stteki sebeplerde ise asla er bulunmaz. rnein yamur, sadece
hayr ve lemin nizam iin yaratlmur. Bir rastlant sonucu, yal bir kadnn evinin
yklmasna yol aabilir. Ama bu, yamurun kendisinden deil arazdan kaynaklanmtt.
lemde czi errin vuku bulmas sebebiyle hikmet-i ilhiyenin klli hayrn varln
gerektirmemesi sz konusu olmaz. Yamur yamamas, kll bir serdir. Yal bir kadnn
evinin yklmas ise czi bir serdir. Alem ise czi nizm iin deil kll nizm iindir. u
halde er, kaderde araz yoluyla vuku bulmutur.
Heyula, belli derece ve mertebeler zere suretlerin kisvesine brnr. Her derece iin
nefsinde tayabilecei bir snr mevcuttur. Ancak ycelikten akan feyiz, bazlarna akp
bazlarna akmazlk etmez. Tahamml gcnn en yksek derecesi, altndakilerden daha
stndr. Bizde bulunan unsurlar, hepsi deildir. nk eyann mahiyetlerinden her
birinin, varoluu esnasnda belirlendii kadar feyze brnme imkn vardr. te bu
nedenle baz bedenlerde rahatszlk ve kusurlar oluur. Eksik olan maddenin yol at
zaruret yznden suret, ilk veya ikinci kemli zere kabul edilemez. Aristo yle
demitir: leri bu yntem zere arlamazsak, zaruretler bizi gemite Seneviyye ve
benzerlerinin dtkleri amazlara drebilecektir.
Onbirinci Mesele
Onikinci Mesele
Onnc Mesele
Ondrdnc Mesele
Onbeinci Mesele
Nefsin bedenle birlemesinin ekli ve vakti hakkndadr. Aristo yle demitir: Nefsin
cisim olmad kesinletii zaman, bedenle birlemesi de onun iinde yorulma veya hulul
etme eklinde olmayacak, aksine tedbr ve tasarrufta bulunma biiminde olacaktr. Nefs,
bedenin varolmasyla ezamanl olarak hadis olmutur. Ne daha nce, ne de daha sonra
huds etmemitir. Aristo bunu aklarken de yle demitir: Eer nefsler, bedenlerin
varolmasndan nce varolmu olsalard, ya ztlar bakmndan ok veya birlemi olmalar
gerekirdi. lki u yzden geersizdir: oalan bir ey, ya mhiyet ve suretle oalr. Bu
durumda onun tr bakmndan ihtilafsz ve mttefik olduunu varsayarz ki bu durumda
oalma ve bir yere balanma sz konusu deildir. Ya da unsura nispet bakmndan
oalma olur ki oalma kabiliyeti olan madde, deiik zaman ve meknlarda oalr.
Nefs iin bu da imknszdr. Nefsin bedenden nce, mcerret bir mhiyet olarak ve
herhangi bir maddeye nisbeti olmakszn varolduunu varsaydmzda ise, mhiyet
olmas itibaryla onda farkllk olmayacaktr. Ztlar hamlediciler ve istidatlar ile trlere
blnerek oalan manalardan ibaret olan eyler, mcerret olduu zaman aralarnda
herhangi bir bakalam ve oalma olmas da mknszdr.
Geriye kalan, nefsin bedenden sonra oalmas ihtimalidir. Neftlerden her biri; kendisini
oluturan maddelerin farkllna, hadis olduklar zamann farkllna, bedenle birleme
esnasnda hsl olan zellik ve melekelerin farkllna gre mnferit zatlar olarak
varolmulardr. u halde nefsler, bedenlerin hudsuyla birlikte hadis olmulardr. Nefs
bedeni, dier zt fasllar gb husus bir tre dntrr ve bedenden ayrldktan sonra
da belli arazlarla baki kalr. Ancak bu arazlar, bedenle birlemesinden nce varolmayan
arazlardr. Aristo, ite bu delille hocasndan ve dier kadm filozoflardan ayrlmtr.
Aristo'nun konuyla ilgili fikirlerini aklarken, nefsin bedenlerin varolmasndan nce de
varolduu dncesine inandna dair aretler bulunmutur. Onun grlerini aklayan
bilginlerden bazlar, Aristo'nun, bu anlamdaki ifadeleriyle suretlerin yaratcsnda bilkuvve
bulunan feyiz ve suretleri murad ettiini savunmulardr. Bu meyanda da u rnei
vermilerdir: Ate, ta ve aata varolduu gibi, insan da nuttede mevcut idi. Ayn
ekilde hurma ekirdekte, k gnete vard. Bazlar ise szlerini zahir anlamda ele
alm ve nefsler arasnda hususiyetlerine gre temyize hkmetmilerdir. Bunlara gre her
insan nefsi, dierlerinden farkl bir hususiyete sahiptir. Bu nefsler, tr bakmndan da
dierleriyle ayn deildirler. Bazlar se arazlardan hareketle temyize hkmetmilerdir.
Nefsler, bedenlerle birletikten sonra ayrtklar gibi madde bakmndan birbirlerinden
ayrmlardr. Ayn ekilde nefslerle birletikten sonra da leri, fiilleri ve sanatlar
bakmndan ayracaklardr. Her nefsin belli bir istidad, belli bir lm vardr. Bunlar zti
zellikler (fasllar) ya da varlnn ayrlmaz arazlar olarak nefsle varolmulardr.
Onltnc Mesele
Fazilet sahibi bir bilgeydi. Zahit bir kiilii vard ve hibir dnyal yoktu. Evsizdi.
Konumalarndaki tzlinden dolay filozoflarn kaderiyemden saylabilir. yle demiti:
Allah Tel serlerin deil hayr ve faziletlerin, cmertlik ve akln illetidir. Bu gzellikleri
yarattklarnn arasna koymutur. abalayp onlar kazanan ve skca sarlan onlara nail
olur. nk hayrlar, ancak bunlarla kazanlabilir.
skender bir gn kendisine sormutu: "Sevap nasl kazanlr?" yle cevap verdi: "Hayr
ilemekle. Ey kral, isterseniz sadece bir gnde tebaanzn mr boyunca kazanamadklar
kadar sevap kazanabilirsiniz."
Cahil bir topluluk "Neyle beslenirsin?" diye sormulard. Hikmeti kastederek "Sze fazla
gelenle" diye cevap verdi. "Pek sana fazla gelen nedir?" diye sordular. Cehaleti
kastederekek "Sizin ho bulduunuz ey" dedi. "Ka klen var?" diye sorduklarnda fke,
ehvet ve bunlardan doan kt ahlak kasteder; "Sizin efendileriniz kadar" diye cevap
verdi.
Bir gn ona; "Ne kadar da irkin bir grnmn var!" denilmiti. u karl verdi:
"irkin bir ahlaka sahip deilim d ondan dolay knanaym. Szin de gzel bir ahlaknz
yok ki ondan dolay vlesiniz. Mlkme geen ve benim tarafmdan ynlendirilen eyin
sslenmesi ve tezyini olaanst aba ve gayretlerle keml bulmutur. Sizler ise kendi
mlknzdekinin irkinliini kemle erdirdiniz." "Mlkteki gzelletirme ve irkinletirme
de nedir?" diye sordular. yle cevap verdi: "Gzelletirme, akim hikmetle imr edilmesi,
gnln edep ile terbiyesi, ehvetin iffetle bastrlmas, fkenin hogryle ezilmesi, hrsn
kanaatle kesilmesi, hasedin zht ile ldrlmesi, markln sknetle ezilmesi ve nefsin
rza makamna ulancaya kadar riyazete tbi tutulmasdr. Bundan sonra sadece
ynlendirildii alanlara girer ve bayalklar terk ederek yceliklerin ardnda koar.
irkinletirme ise akln hikmetten tecrit edilmesi, gnln edepsizlikle kirletilmesi,
arzularn peinde koarak ehvetlerin krklenmesi, intikam duygularyla fkenin
azdrlmas ve srekli istekle hrsn desteklenmesidir."
Adamn biri ona yemek vererek "Bunu az grme" demiti. O da cevaben yle dedi:
"Sana den yemek vermektir, adaletin gereini yapmak ve not vermek bize der."
Br defasnda yle demiti: Huzurun gemleri imtihanlarn elindedir. Selametin ba
lmn kanatlar altndadr. Gvenliin kaps korkuyla rtldr. Bunlarn hibirinde
zrlarm beklemeksizin bulunma!
"Sana ne oluyor da hi fkelenmiyorsun?" diye sorulmutu. "nsani fkeye gelince o
duyguyu ben de yaarm. Hayvan fkeye gelince onu da hayvan arzular terk ettiim iin
braktm." diye cevap verdi.
skender bir gn kendisini meclisine davet ettirmiti. Eliye yle dedi: "Ona de ki: 'Senin
bize gelmeni engelleyen ey, bizim de sana gelmemizi engelledi. Yanmza gelmeni
engelleyen saltanatnla mstani olmandr. Benim geliimi engelleyen ise kanaatim
yznden sana ihtiyacm olmaydr."
Yunanl bir kadn yznn irkinlii ve kt grnm sebebiyle onu ayiplamit. Kadna
yle dedi: "Erkeklerin nce tecrbe ve bilgisine, sonra yzne baklr; oysa kadnlarn
nce yzne baklr sonra tecrbe ve bilgisi gndeme getirilir." Bu cevap zerine kadn
utanarak sylediine piman oldu.
skender bir gn tepesine dikilerek yle demiti: "Benden korkmamann sebebi nedir?"
Diyojen: "Sen iyi biri inisin, yoksa kt biri m?" diye sordu. skender de "yi biriyim"
dedi. Bunun zerine u karl verdi: "yi birinden korkmama gerek yok. ylesinden
ancak mitvr olunur."
Yunan kentlerinden birinde korkak bir ordu komutan ve tedavi ettii herkesin lmne
yol aan bir tabip vard. Br gn dman kenti kuatt. Halk endie iinde Diyojen'in
yannda topland ve bir eyler yapmasn istedi. O da yle dedi: "Tabibinizi gnderin de
dman karlasn, ordu komutannz da tabip yapn!"
- Bir gn mutlaka leceinizi bilin ve ldkten sonra yaayabilmek iin aln. Bylelikle
sizin iin, ikinci bir lm olmasn.
- Sisli gnde cisimler insana byk ve korkun grnd gibi, hatalar da fke annda
kiiye byk grnr.
Bir keresinde ona ak sorulmutu: "Ak, ancak bo bir nefse denk den tercihtir."
Elinde fenerle bir ocuk grmt. ocua, "Bu fenerin nn nereden geldiini biliyor
musun?" diye sordu. ocuk, "Nereye gittiini sylersen, ben de nereden geldiini
sylerim" dedi. Bu cevap onu yle aresiz brakmt ki karlk veremedi. Daha nce hi
kimse onu bu hle drememiti.
Suyun alp gtrd bir kadn grmt. yle dedi: "Derler ya brak kty, baka bir
kt ykasn!"
Ate tayan bir kadn grdnde ise yle demiti: "Ate stnde ate! Tamandan
daha kt bir tayc!"
Arenada sslenmi bir kadn grm ve yle demiti: "Seyretmeye deil, seyredilmeye
gelmi!"
Aralarnda konuan kadnlar grdnde yle demiti: "Eskilerin dedii gibi, ite bir
ylan, yanlardan zehir alyor."
Okuma yazma renen bir gen kz grdnde yle demiti: "Oka bakn, bir gn
frlatlmak iin zehirle sulanyor!"
Glen bir kadna da yle demiti: "lm hakkyla buseydin, asla glmezdin!"
Bir gn kendisine yaklaarak sohbet eden skender'e yle demiti: "Ey kral! Yoksulluk
korkun kalmad. Brak da zenginliin vlmek ve an kazanmak olsun."
5- Theofrastes'in Hikmetleri
Yaratc'nn varlnn isbtndan sonra lemin kdemi, hareketle-rin ezellii ve ilk illet
(illet-i l) gibi fikirler Aristo'dan sonra ortaya kmtr. nk Aristo kadm filozoflara
aka muhalefet etmitir. Bu fikirleri se hccet ve burhan sand mantk kyaslarna
dayandrmtr. rencileri de hocalarnn yolundan gitmi bu meselelerde benzer
grler belirtmilerdir. Afrodisias'l skender, Themistius ve Porfirius bunlardan
bazlardr.
Platon'un ballarndan Proklus bu konuda bir kitap yazarak sz konusu pheleri dile
getirmitir. Kadm filozoflarn bu meselelerdeki grleri daha nce zikrettiimiz gibidir.
Birinci phe: Yaratc, zt ile cmerttir. lemin varolu illeti de onun cmertliidir.
Varl kadm ve ezeldir. Bu durumda lemin varlnn da kadm ve ezel olmas gerekir.
Yaratc'nn bir kere cmert olup, baka bir kere cmert olmamas caiz deildir. nk bu,
onun ztnda deimeyi gerektirir. O, zt ile cmert olup bu ekilde ezeldir. Cmertliini
feyiz olarak aktmasna bir mni yoktur. Eer bir mni bulunsayd, bu mni ztndan deil
gayrndan olurdu. Halbuki Vcibul-vcd li-ztih olan hibir varlk bir eye zorla-
yamad gibi hibir ey de mni olamaz.
kinci phe: Yaratc, ezelden beri yaratc olmak durumundadr. Bu yaratmas bilfiil
olduu gibi bilkuvve de olabilir. Bilkuvve olmas, bir eyi yapmaya muktedir olup da
yapmamas demektir. Eer ilki sz konusu olursa yaratlm olan ezel bir malldr. Eer
kincisi sz konusu olursa, bilkuvve varolan fiil sahasna karacak bir etkene ihtiya
duyulur. Bir eyi kuvve sahasndan fiil sahasna karan o eyin kendisi olamaz. Bu
durumda hriten bir karcnn bulunmas gerekir ki bu da onun deimez ve etkilenmez
mutlak yaratc olmasna aykr der.
nc phe: Hareket ve dnmenin caiz olmad her illet, ancak kendi zt
bakmndan illet olabilir. Fiilsizlikten fiile intikal etme bakmndan illet olmaz. Zt
bakmndan illet olan her illetin mall de kendi zt bakmndan olur. Zt ezel
olduunda, mallnn de ezel olmas gerekir.
Drdnc phe: Zaman, ancak felekle mevcut olabilir. Felek de ancak zaman ile birlikte
varolabilir. nk zaman, felein hareketlerini sayandr. Dolaysyla ancak zaman
varolduunda cne zaman?' diye sorulabilir. "Ne zaman" ve nce mefhumlar ebed olunca
zaman da ebed olur. Buna bal olarak felein hareketleri de ebed, dolaysyla felek de
ebed olur.
Beinci phe: Alem gzel bir dzene ve mkemmel bir yapya sahiptir. Onun yaratcs
da hayr sahibi ve cmerttir. Gzel olan ise ancak kt bozar. Alemin yaratcs kt
deildir. Onu bozmaya ise ondan bakas muktedir olamaz. Dolaysyla bu dzen sonsuza
kadar bozulmaz. Sonsuza kadar bozulmayan da ebeddir.
Altnc phe: Herhangi bir varlk ancak kendisine arz olan yabanc bir varlkla fesada
urayabilir. Alemin dnda bir eyin ona nz olup onu ifsat etmesi ise mmkn deildir.
Bundan kan sonu lemin fesat bulmayacadr. Fesada uramayan ey, kevn ve
hudstan da uzaktr. nk varedilen her ey yok olacaktr.
Yedinci phe: Tabi meknda bulunan eya deimez, tekevvn etmez ve fesada
uramaz. Ancak yabanc meknda bulunanlar kevn, deiim ve fesada urarlar. Bu
durumda kendi meknlarna doru ekileceklerdir. rnein vcutlarmzda bulunan ate,
bizden koparak kendi merkezine dnmeye alr. Bu noktada ba kopar ve fesada
urama sreci balar. nk kevn ve fesat, mrekkepler in geerlidir. Bast varlklar
iin kevn ve fesat sz konusu olmaz. Onlar kendi zgn meknlarnda bulunurlar. Ama
onlar da tek bir hal zeredirler. Tek bir hal zere olanlar ise ezeldir.
Sekizinci phe: Akl, nefs ve felekler dairesel bir hareket iindedirler. Tabiatlar ise
ortadan ya da ortaya doru dz bir hareket iindedirler. Durum byle olunca unsurlarda
grlen fesada urama, hareketlerindeki tezattan kaynaklanr. Dairesel hareketin zdd
olmad iin onlarda fesat da sz konusu olmaz. Unsurlarn czileri dorusal hareket
iindeyken kllileri dairesel hareket iindedirler. Bu yzdendir ki felekte ve unsurlarn
kllilerinde fesada urama olmaz. Alemin fesada uramas caiz olmaynca, tekevvn
etmesi de caiz olmaz.
Birok tenkide tbi tutulabilecek bu pheler bizzat kendi ilerinde elikiyle doludurlar.
Bunlarn her birinde, farkl trden bir mugalata sz konusudur. Bunlarn ou da dayatma
niteliindedir. Nitekim yalnz bunlar ihtiva eden bir kitap yazarak stteki phelerle
Aristo'nun phelerini ele aldk. Bunlara ilve olarak bn Sina'nn sz konusu phelerle
ilgili takrirlerini de zikrettikten sonra mantk kanunlarna dayanarak bunlar teker teker
rttk. Dileyenler o kitabmza mracaat edebilirler.
Proklus taraftarlarndan biri, sz konusu pheler iin birtakm gerekeler bulmaya
alarak yle demitir: O, insanlara iki dille hitap etmitir: Bunlarn ilki basit ruhani,
dieri mrekkep cismn dilidir. Onun dneminde yaayanlar ona cismnler olarak hitap
ediyorlard. Bu pheleri dile getirmesine yol aan, ona gsterdikleri ar direniti.
Proklus, ite bu nedenle hikmet ve felsefe yolundan kmak zorunda kalmtr. nk
bilgenin yapmas gereken, ilmini birden fazla yolla ortaya koymaktr. Kii, bunlardan
hangisini uygun grrse onunla tasarrufta bulunur ve ondan kendi fikir ve istidad
orannda istifade eder. Onun szlerinde incitme, tenkit gerekesi veya aleyhte sylenecek
bir ey bulamazlar. nk Proklus, bu lemin dehrliine inanyor, yok olmayp baki
kalacan sylyordu. Bu anlamda bir de kitap yazmtr. Ancak kitab inceleyenler, onun
yntemini bilmeyenlerdi. Dolaysyla sylediklerini ruhan deil cismn olarak anlam ve
onun dehrliine hkmetmilerdi. O, sz konusu kitabnda yle diyordu: "lemler
birbirleriyle temas ettikleri, onlara ulaan kuvvetler huds ettii, unsurlardan oluan
mrekkepler ortaya kt, kabuklar husule geldii, z gizlenip kabuk daire eklini
aldnda -ki zler aslnda tekil kuvvetlere sahip basit varlklar olarak her zaman kim ve
dim olacak, fesada uramayacaklardr- ite bu durumda lem iki farkl leme
blnmtr. Biri duruluk ve z lemi, dieri bulanklk ve kabuk lemidir. Bu iki lem
birbirleriyle temas ettiklerinde yaadmz lemin sonu, br lemin ba olmutur. Bir
adan bakldnda bu ikisi arasnda hibir fark yoktur. Bu lem, yok olmayacak lemle
temasndan dolay yok olmayacaktr. Baka bir adan ise kabuklar yok olup bulanklk zail
olacaktr. Peki bu durumda kabuklar nasl yok olmaz ve fena bulmaz olabilecektir?
Kabuklar baki kaldka zler gizli kalacaktr. br taraftan bu lem mrekkep, ulv lem
ise basittir. Mrekkep olan her ey zlmeye urayarak kendisiyle terkip olunduu
basite dnecektir. Basitler ise hibir deiim ve izmihlale uramakszn baki
kalacaklardr."
Proklus'u mdfaa eden bununla ilgili de yle demektedir: Ondan nakledilen bu ifadeler,
emsalinden nakledilmi ifadelerdir. Ona isnat edilebilecek olan, ilk ifadede olduu gibi u
iki seenek dna kmaz: Bunlar nakleden kii ya yukarda zikrettiimiz sebepten dolay
onun gerek maksadn anlayamamtr, ya da yaad dnemde haset edilen biri
olmasndan dolay byle anlamtr. nk Proklus, fikir bakmndan ok sde, gr
bakmndan derin ve tabi anlay melekeleriyle kuvvetlerle uyum iinde bir kiilikti.
Karsnda yer alan kimseler ise evham ve hayalleri savunanlardan olumaktayd. Proklus,
kitabnn bir yerinde yle demektedir: Alemlerin olutuu ilkler baki olup yok olma ve
izmihlale uramazlar. Onlar dehrden ayrlmaz ve onu tutucudurlar. Ancak hepsi de tek bir
evvelden gelmektedir ki o, hibir sfatla tavsif edilemez, bir vasf ve nutk ile idrk
edilemez. nk btn varlklarn suretleri O'ndan ve O'nun altndadr. stnde baka bir
cevherin bulunmad nihayet ve gaye bunlardr. O ise Vhid-i Evvel olarak bunlardan da
ycedir. lemlerin kayna olan ilkleri yoktan var eden de O'dur.
Yine o yle demitir: Hak Tel, ztnn bilinmesine muhta deildir. nk O, hibir hak
bulunmakszn Hak olandr. O'nun dndaki her hak, O'nun altndadr. O'nun gerek Hak
olmas, kendisini gerektirenin Hak olmasdr. Hak, tabiatlara hayat ve beka baheden
cevherdir. O, kabuklar yok olduktan sonra da bu leme balang ve beka bahsetmitir.
En ite olan "basit" z basiti, kirlerden arndran da O'dur. Bu lemin kabuklar izmihlale
urayp kirleri giderilince bast ve ruhan olacak, iindeki saf ve nurn cevherler rhn
mertebeler snrnda baki kalacak, sonsuz ulv lemlere benzeyecektir. nk bir
zamanlar bu lem de onlardan biriydi. Her kabuk ve kirin iindeki cevher onu giydirecek
bir ehil varla sahiptir. nk kabuk ve kirlere brnmemi temiz nefslerle birok
kabuu ve kiri bulunan nefslerin tek bir lemde birlikte bulunmalar caiz deildir. Bu
lemden gidecek olanlar rhn araclar trnden olmayp kabuk ve kiri ar basanlardr.
Aracsz olarak Yaratc'dan kaynaklanan veya kabuksuz olarak arac bulunanlara gelince,
onlar asla izmihlale ura-mayacaktr. Bir varln kabuklanmas, araclar olmakszn, zt
itibaryla deil araz bakmndan olabilir. nk araclar oald ve varlk ilk
yaratlndan uzaklat zaman kabuklanmaya balar. Araclar azaldka eyann nuru
daha parlak, kabuk ve kirleri daha az olur. Kabuk ve kirler azaldka cevherler daha duru
ve eya daha kalc olur.
Proklus'un yle dedii nakledilmitir: Yaradan, eyann tmn, cinslerini, trlerini ve
ahslarn bilir. Bu ifadesiyle Aristo'ya muhalefet etmi olmaktadr. nk Aristo'ya gre
Yaratc, eyann cins ve trlerini bilirken fesada urayacak olan tek tek tikelleri bilmez.
O'nun ilmi, cz'i-yta deil klliyta taalluk eder.
lemin kdemi hakknda ondan nakledilen bir dier ifade de udur; lemin hadis olduu
hususu, ancak daha nce varolmadna dair bir vehimden sonra kurgulanabilir. Bu
durumda Yaratc, onu henz yok iken yaratmtr. Yok halindeki lem u durumdan
birinde bulunabilir:
a- Yaratc daha nce muktedir deilken muktedir olmu ve onu yaratmtr. Bu
imknszdr. nk O, ezelden beri kudret sahibidir.
b- Yaratc daha nce irde sahibi deilken bilhare irade sahibi olmutur. Bu da
imknszdr. nk O, ezelden beri irade sahibidir.
c- Onun hikmeti lemin varln gerektirmemitir. Bu da imknszdr. nk mutlak
olarak varlk, yokluktan daha ycedir.
Kdem sfat bakmndan bu de geersiz olunca zt ile kdem sahibi olmak bakasna
deil yalnz O'na mahsus olmaktadr. Her ne kadar varlk bakmndan Allah ile lem
birlikte kadm iseler de bu byledir. Baar Allah Tel'dandr.
7- Themistius'un Gr
Byk filozof Aristo'nun kitaplarn erh eden bir bilgedir. erhlerinin itimat edilir
olmasnn nedeni, Aristo'nun iaret ve sembollerini en iyi anlayan kii olarak bilinmesidir.
lk illetin isbt meselesinde zikrettiimiz her konuda Aristo'nun fikirlerini olduu gibi
benimsemitir. lkeler konusunda ise ilkelerin suret, heyula ve yokluk olarak ilkeden
ibaret olduunu syleyenlerin grn benimsemitir. Mutlak yokluk ile zel yokluk
arasnda ayrm yapmtr. Ona gre bir suretin kendisini kabul eden bir madde iin yok
olmas, kllk vasfnn demirde bulunmay gibidir; yoksa kllm ynde bulunmay
gibi deildir. nk yn, madde olarak bile kll kabul etmez.
Themistius'a gre felekler drt unsurdan (ansr- erbaa) husule gelmi olup unsurlar
feleklerden olumu deildir. Feleklerde ate, hava, su ve toprak mevcut olup ate daha
baskndr. Sfli mrekkebtta ise baskn olan topraktr. Yldzlar, terkipleri zlme kabul
etmeyecek trde olumu srekli yanan atelerdir. Kevn, fesat, dnme ve deime
kabul etmezler. Bunun tesinde tabiatlar bir olup aralarndaki farkllk zikrettiimiz
hususlara rcidir.
Themistius, Aristo, Theon, Platon, Teofrastes, Porfriyus ve Plutar-hos'tan nakilde
bulunmutur. Ona gre lemde bulunan eylerin tamam tek ve genel bir tabiata sahiptir.
Bitki ve hayvan trlerinden her biri de husus bir tabiata sahiptir. Onlar genel tabiat,
eyadaki hareketlerin ve sknun ilkesi olarak tarif etmilerdir. O, hareketlilerdeki
hareketin ve sakinlerin sknunun illetidir. ddialarna gre lemdeki her ey, bitki,
hayvan ve ller dhil tabiat tarafndan idare edilir. Bu tamamen tabi bir ynetimdir.
Tabiat ne diri, ne kudret sahibi, ne de irde sahibidir. Fakat yapt her eyi, hikmet ve
dorunun gerei olarak, belli bir dzen ve salam bir tertip zere yapar.
Themistius yle der: Aristo Lm {: Lambda) makalesinde yle demitir: Tabiat, ancak
hikmet ve dorunun gereini yapar. Canl olmasa da byle yapar. nk o, kendisinden
daha deerli bir varlktan ilham almaktadr. Grld gibi o, bu ifadesiyle Allah Tel'y
im etmektedir. Yine o yle demitir: Tabiat ikiye ayrlr: Kll ve cz'siyle kevn ve
fesadn zerinde bulunan tabiat ki bununla kastedilen felek ve nehirlerdir. Dieri ise,
kllileri dnda cz'lerine kevn ve fesadn arz olduu tabiattr. Burada cz'ler ile
kasdettii tek tek ahslar (: zeller, tikeller), klliler ile kasdettii ise ustukuslardr
(:unsurlar).
9- Porphirius'un Grleri
4- Fasl
Yakub b. shk el-Kind, Huneyn b. shk, Yahya en-Nahv, mfes-st Ebu'l-Ferec, Ebu
Sleyman es-Scz, Ebu Sleyman Muhammed b. Ma'er el-Makdis, Ebu Bekir Sabit b.
Kurra el-Harrn, Ebu Temmm Yusuf b. Muhammed en-Nisbr, Ebu Zeyd Ahmed b.
Sehl el-Belh, Muharib Hasan b. Sehl b. Muharib el-Kum, Ahmed b. et-Tayyib es-Serahs,
Talha b. Muhammed en-Nesef, Ebu Hamid Ahmed b. Muhammed el-Esfzr, Musa b. Ali
b. sa el-Vezr, Ebu Ali Ahmed b. Muhammed bn Miskeveyh, Ebu Zekeriya Yahya b. Adi
es-Saymer, Ebu'l-Hasan Muhammed b. Yusuf el-Amir, Ebu Nasr Muhammed b. Tarhan
el-Frb ve dierleri.
Bu topluluun en bilgilisi Ebu Ali Hseyin b. Abdullah bn Sina'dr. Yukarda saydmz
mslman filozoflarn hemen hepsi Aristo'nun fikirlerini benimsemilerdir. ok dar bir
alanda se Eftun ve ncekilerin fikirlerini tasvip etmilerdir. Bunlar arasnda yntem
bakmndan en titiz ve gereklere bak asndan en nfuzlu olduu iin bn Sina'y esas
almay uygun grdk. Onun grlerini, kendi kitaplarndan olabildiince zetleyerek
aktarmaya ve bunu yaparken de maksadnn olabildiince aktarlmasna zen gsterdik.
Dier filozoflarn grlerini zikretmeye de gerek grmedik.
Ebu Ali Hseyin b. Abdullah bn Sina der ki: lim ya tasavvur, ya da tasdiktir. Tasavvur;
lk ilim olup herhangi bir eyi ret veya isbt noktasnda yarg belirtmeksizin basit olarak
idrk etmektir; insann mahiyetini tasavvur ediimiz gibi. Tasdik ise; idrak edilen bir ey
hakknda ret veya isbt trnden bir yargda bulunmaktr. Her eyin bir balangc
olduunu sylemek gb. Bilginin her iki tr de evveli veya mkteseb olabilir. Mkteseb
tasavvur had (tarif) ve bu mecradaki eylerle elde edilir. Mkteseb tasdik ise kyas ile bu
mecradaki deliller yoluyla elde edilir. Tarif ve kyas, daha nce hsl olmayan bilgilerin
akl tarafndan bilinir hale dnmesi suretiyle tahsil edilmesinde kullanlan ki aratr.
Her ikisinin de hakiki ve hakikinin altnda gibi dereceleri vardr ki bu ikincisinin kendine
gre bir yarar da vardr. Hakikate benzemesine karn btl olanlar da vardr. nsan
ftrat, bilginin btn bu snflar arasnda ayrtrma gcne sahip olmayp Allah
tarafndan desteklenmeye (vahy) muhtatr. u halde fikirde sapmadan saknmak isteyen
dnrn gzetmesi gereken ve belli yasalar olan bir ara bulunmas gerekir. Mantn
gayesi de ite budur.
Tarif ve kyastan her biri, belirli bir telifle makl anlamlardan olumutur. Her birinin
olutuu bir madde ve bu oluumun zgn bir sureti vardr. Fesat iki ynden birinden arz
olabilecei gibi ikisinden de arz olabilir. Mantk ilmi sayesinde unlar biliriz: Salkl tarif
ve shhadi kyas in bavurmamz gereken madde ve suretler nelerdir? Bunlarn
hangileriyle yakn bilgi oluurken, hangileriyle yakne benzer bilgiler oluabilir? Bunlardan
hangileriyle galip zan, hangileriyle bilgisizlik ve mugalata doar? jte mantk ilminin
fidesi budur. Nazar ifadeler, nald ifadelerle, akl fikirler de akl szlerle aktarlr. Zihinde
bulunan ve kendileri vastasyla bakalarna ulalan bu mnlar, mezkur zellikleri
sebebiyle mantn mevzularn tekil ederler. Mantk lminin meseleleri de, sz konusu
manalarn durumlarn (ahvl) renmektir. fade in nahiv ilmi, r iin aruz neyse,
aklla bilinen eyler iin de mantk odur. Mantk, manaya delletleri bakmndan lafzlar
hakknda fikir beyan etmelidir.
Lafzn manaya delleti u biimde olur: a. Mutabakat, b. Tazam-un, c. ltizm. Lafz,
mfred ve mrekkep olmak zere ikiye ayrlr.
Mfred tek bir mnya dellet eder ve onun herhangi bir cz' -bu lafzn bir cz' olarak
kald srece- dellet ettii mnnn bir cz'ne dellet etmez, [insan gibi. "in" veya
"san" czleri tekbalarma insan mefhumuna dellet etmezler] Mrekkep ise yle bir
mnya dellet eder ki bunun czleri mnnn czlerine tekabl ettii gibi btn de
mnnn btnne tekabl eder.
Mfred, cz' ve ktl olmak zere iki ksma ayrlr. Kll, tek ve ittifak edilmi bir mana le
birok eye dellet eder. Bizzat mefhumu, birok varl kapsamasna engel olmaz.
Czide ise, mefhumu buna mni olur. Klli de kendi iinde zt ve araz olmak zere ikiye
ayrlr. Zti olan, hakknda sylendii eyin mahiyetini oluturur. Araz ise, mahiyetini
oluturmaz. Varlk ve vehimde ayrm olmas ya da varl arasnda ayrm olup
olmamas bunu deitirmez. Zti; 'Nedir'? sorusuna cevap olarak sylenen ile 'Hang
eydir o?' sorusuna cevap olarak sylenenler olmak zere ikiye ayrlr. lki, bir eyin
kendisiyle kim olduu btn zat manalar ihtiva eden mfred lafzdr. TSedir?' sorusuna
verilen cevap ile bu cevaba dhil olan manalar arasnda fark vardr. kincisi ise bir
mnya dellet eden ve bu mn ile eyin, zt bir temeyyzle tek bir mnda mterek
olan dier eylerden temeyyz ettii lafzdr. Arazye gelince, bazen varlk ve zihinde
birbirinin mlzm yani ayrlmaz olduu gibi -ki bununla zti olan bir temyiz gerekleir-
veya mufark olabilir. Cevherle ayn kategoride yer alan araz ile buradaki araz arasnda
da fark vardr.
Be klli lafzn tariflerine gelince bunlar yle sralayabiliriz:
1- Cins,
2- Nev',
3- Fasl,
4- Hssa,
5- Araz- mm. Cins; 'Bu nedir?' sorusuna verilen cevapta zat hakikatler bakmndan
farkl birok ey iin kullanlan kavramdr. Nev', 'Nedir?' sorusuna verilen cevapta say
bakmndan farkl olan birok ey hakknda kullanlan kavramdr ve bu, trlerin tr iin
geerlidir. Orta tr (nev-i mutavasst) ise, 'Nedir?' sorusuna verilen cevapta farkl olan
birok ey hakknda kullanlan kavramdr. 'Nedir?' sorusuna anlam ortaklyla verilen
cevap olduu da sylenmitir. Cinsler, stnde baka bir cinsin bulunmad en st
basamaa kadar yani cinslerin cinsine (cinsu'l-eens) ykselir. Cinsin stnde ondan
daha umm bir ey olduu varsaylsa bile bu umumiyet ifade eder. Trler de altnda
baka trn bulunmad br basamaa kadar iner. Trn altnda ondan daha husus bir
snfn bulunduu varsaylsa, bu hususiyet ancak arz zelliklerde mmkn olabilir. Fasl,
cinsinin altndaki tr hakknda sylenen zt ve kllidir. 'Hangi eydir o?' sorusunun
cevabdr. Hssann tanm ise yle yaplmtr: 'Hangi eydir o?' sorusuna verilen
cevaptaki tek bir tre dellet eden ve zat olmayan kllidir. Araz- mm se zat olmayan
kll mfred olup manasnda birok ey ortaktr. Arazn bu ekli ile, kategoriler arasndaki
cevherin muhabli araz arasnda mana farkll sz konusudur.
Mrekkepler: Bir ey, ya harite mevcut bir varlk ya da zihinde varolan buna ait bir
surettir. Bunlar, blge ve milletler bakmndan farkllk gstermez. Birey, bunlardan
baka ya zihinde bulunan surete dellet eden bir lafz, ya da lafza dellet eden bir yaz
olabilir. Bunlar ise milletler bakmndan farkllk gsterir. Yaz lafza dellet eder. Lafz ise
zihinde bulunan bir surete dellet eder. O suret ise, harite mevcut olan varlklara dellet
eder.
Szn esaslar ya isim, ya kelime, ya da edattr. sim, manann varolu zamanna
deinmeksizin belli bir manaya dellet eden mfred lafzdr. Kelime, hem manaya, hem
de sz konusu manann belli olmayan bir konu iin konulduu zamana dellet eden
mfred lafzdr. Edat ise bir isim veya kelimeyle birlikte kullanldktan sonra bir manaya
dellet edebilen mfred bir lafzdr. Lafz, terkip haline getirildiinde bir manaya gtrr
ve o zaman 'sz' olarak isimlendirilir. Terkipler farkl biimlere sahiptir. Mantk ise zel
bir terkibe htiya duyar. Onun kullanaca terkip, dorulama veya yanllamaya
gtrecek trde olmaldr.
Kaziyye: Doruluk veya yanllk bakmndan kesin bir yargnn verilebilecei ve
aralarnda bir tr iliki bulunan iki eyi birletiren szdr. Haml kaziyye: Aralarnda
anlan trden bir ilikinin bulunduu, ancak her birinin bu ilikiye mfred bir lafzla dellet
edebildii nermeye denir. artl nerme: Aralarnda bu trden bir ilikinin arta bal
olduu nermeye denir. Bitiik artl (muttasl art): Bir kaziyenin, artl baka bir
kaziyeyi gerektirmesini icab veya selbeden kaziyedir. Ayrk artl (Munfasl art): Bir
nermenin artl nermelerden baka birinin aksini olumlama ve olumsuzlamasdr.
Olumlama (icb), sz konusu ilikinin var klnmasdr. Hamlyyede olumlama, mahmuln
(yklem), mevzuda (konu) var olduuna hkmetmektir. Olumsuzlama, bu varlk
ilikisinin kaldrlmasdr. Hamlyyede olumsuzlama, mahmuln mevzuda mevcut
olmadna hkmetmektir. Mahmul (yklem), kendisiyle hkm verilendir. Konu (Mevzu)
ise, hakknda hkm verilendir. Mahssa, konusu cz' bir ey olan haml nermedir.
Mhmele, konusu kll olan haml bir nerme olup hkmn kllisinde mi yoksa bir
ksmnda m olduu belirtilmemitir. Ancak bir ksmnda olmas gereklidir. Kllnde
olmasndan phe edildii iin cz' hkm verilmitir. Mahsre, konu-kll olan
nermedir. Bununla ilgili hkm, onun kll ya da cz' zerinde olduunu aklar,
olumlulayan veya olumsuzlayan olabilir. Sr, tahdid miktarn gsteren; btn, bir
olmayan, baz veya btn deil gibi lafzlardr. Birbirlerine kar olan (mtekabil) iki
nerme, olumlulama ve olumsuzlama bakmndan farkldrlar. Bu ikisinin konu ve
yklemleri mana, izafet, kuvve ve fiil, cz, kll, mekn, zaman ve art bakmndan birdir.
eliki ise, iki nerme arasnda olumlulama ve olumsuzlama ynnden varolan tekabl
eididir. Bu eliki, bu iki nerme arasnda dorunun ve yanln paylalmasn
gerektirir. Bunda, sttek artlarn gzetilmesi gereklidir. Bast nerme, konu ve yklemi
bir muhassal (yoklua deil var olua ilikin) bir isimdir. Ma'dl nerme (kaziyye-i
ma'dle) ise, konu veya yklemi muhassal olmayan nermedir, rnein 'Zeyd, o grmez'
cmlesi byle bir nermedir. Adem ise yklemi iki zttan en zayf olandr. Yani bir eyin,
onun tr veya cinsi iin varolmas dnlenin yokluuna dellet etmesidir. rnein
'Zeyd zlimdir' cmlesi byle bir nermedir.
nermelerin maddesi, mevzya kyasla mahmuln bir durumu olup olumlama veya
olumsuzlama bakmndan her zaman daimi olmas, yahut olumlama veya olumszlamada
gayr-i daim olmas gerekir. nermelerinin ciheti vardr:
1- Vacip; varln devamna dellet eder.
2- Mmteni' yani imknsz; yokluun devamna dellet eder.
3- Mmkn; nevarln, ne de yokluun devaml olmayna dellet eder.
Cihet ile madde arasndaki fark udur: Cihet, bu mnlardan birine dellet eden ak bir
lafzdr. Madde ise nermede bulunan bir hal olup aklanmam bir durumdur. u ifadede
olduu gibi birbirinden farkl olabilirler: 'Zeyd'in canl olmas mmkndr.' Madde vacip,
cihet ise mmkndr.
Mmkn iki anlam iin kullanlr: lki mmteni' olmayandr. Buna gre ey, ya mmkn
ya da mmteni' olur ki bu umum mmkndr. kincisi ise her iki halde yani varlk ve
yokluk hususunda zorunlu olmayandr. Buna gre ey, ya vacip ya mmkn, ya da
mmteni' olur. Bu da husus mmkndr.
Vacip le Mmteni' arasnda, zorunluluk anlamndaki ittifaka ramen ok derin bir farkllk
sz konusudur. Vacip, varl zorunlu olandr. Dolaysyla yokluunun varsaylmas
mknszdr. Mmteni' ise yokluu zorunlu olandr. Onun da varlnn varsaylmas
imknszdr. Husus mmkn, varlk ve yokluu zorunlu olmayan eydir. Zorunlu
hamledi, hepsi de devam zerinde mterek olmak zere alt trdr:
1- Hamlin daim, ezel ve ebed olmas.
2- Hamlin, mevzunun kendisinin fesada uramayp varolduu srece daim olmasdr. Bu
ikisi, olumlulama (cab) ve olumsuzlamann (selb) zorunlu olmas halinde kullanlan ve
murat edilen trleridir.
3- Hamlin, mevzuun kendisi onunla beraber konulan sfatla nitelen-eye devam ettike
daim olmasdr.
4- Hamlin mevcut olmas ve bu art bulunmakszn zorunluluunun ulunmamasdr.
5- Zorunluluun belli ve gerekli bir vakitte olmasdr.
6- Zorunluluun belirsiz bir vakitte olmasdr.
Ciheti olanlar tard ve aks olarak birbirlerinden ayrlmaz olabilecekleri gibi olmayabilirler
de. Varl vacib olann yokluu mmten'dir. Onun umum anlamda varolmamas
mmkn deildir. Bunlarn zrlan da kart hkmlere sahiptir. Dier tabakalar da buna
kyas edin. Her nerme ya zorunlu, ya mmkn ya da mutlaktr.
Zorunlu olana rnek olarak u ifadeyi zikredebiliriz: Her B, zorunlu olarak A'dr. Yani
daim olarak veya olmayarak B olmakla nitelendirilen her bir nesne, kendisi olarak
kalmaya devam ettii mddete A olarak vasflandrlmak suretiyle dm olarak var olur.
Mmkn, hkm olumlulama veya olumsuzlama bakmndan zorunlu olmayandr.
Mutlak hakknda iki gr bildirilmitir.
1- Hkm iin zorunluluk cihetinin ya da hkm imknnn zikredilmeyip kaytsz
brakld nermedir.
2- Hkmn daim olarak deil de herhangi bir zaman diliminde bulunduu nermedir. Bu
zaman dilimi, ya mevzu nitelendii eyle nitelendii, ya mahmuln bununla hkmedildi
srece geerli olur; yahut zarur muayyen veya gayri muayyen bir vakitte szkonusu
olur.
Aks; olumlulama ve olumsuzlamann, dorulama ve yanllamamn baki kalmas artyla
konunun ykleme, yklemin konuya dntrlmesidir.
Klli selbedici (slibe-i klliyye) kendi benzeriyle akseder. Czi sel-bedici ise aksetmez.
Kll mucip aksettii zaman, cz' mcib olurken, cz' mucip kendi benzeriyle akseder.
Kyas; Esaslar, ekilleri Ve Sonular
Mukaddime, bir eyin bir eye nispetini olumlayan ya da bir eyin bir eye nispetini
olumsuzlayan szdr ve kyasn bir paras klnmtr. Had, mukaddime olmas cihetinden
mukaddimenin kendisine ayrt eydir. Kyas baz szlerin telif edilmesinden oluan bir
szdr ki vaz'edil-dii zaman, onun kendisinden, zorunlu olarak baka bir szn ortaya
kmas gerekli olur. Bu gereklilik, ak olduunda Kmil Kyas olarak adlandrlr.
Aklamaya ihtiya duyulduunda ise Gayr- Kmil Kyas olarak adlandrlr. Kyas, iktiran
ve istisna olmak zere ikiye ayrlr. ktiran kyas, onu gerektiren neticesini gerek
kendisinin ve gerek zddnn, o kyas iinde bir ekilde bilfiil sylenmi olmamasdr.
stisna ise, onu gerektiren neticesinin veya zddnn o kyas iinde bilfiil sylenmi
olmasdr. ktiran kyas iki mukaddimeden oluur. Bu iki mukaddime bir hadde mterek,
iki hadde farkldr. Bu ekilde hadlerin says olur. Mterek olann ortadan kalkmas ve
dier iki haddi birletirmesi sz konusu olur. te bu son nerme lzm ve netice olarak
adlandrlr. Mkerrer olan hadd-i evsat, kalan kisi iki taraf olarak simlendirilir. Lzmn
yklemine Byk Had, onun konusuna Kk Had ad verilir. Byk haddin bulunduu
nerme Byk nerme (Kaziyye-i kbr), knn bulunduu ise Kk nerme
(Mukaddime sur) olarak adlandrlr. Byk ile Kn birlemesine Karine denir.
ktirann yapsna ekil, kendisinden baka bir szn kmasn gerektiren karineye ise
Kyas ad verilir. Lzm, kyasn amac olmas bakmndan Matlk nermesi olarak
isimlendirilir. Orta Had, eer bir nermede yklem, dier nermede konu olursa bu
iktirana Birinci ekil (ekl-i Evvel) denir. Her ikisinde de yklem ise kinci ekil (ekl-i
Sni) olarak adlandrlr. Her ikisinde de konu (mevzu) ise nc ekil (ekl-i Slis)
adn alr. Mmkinattan olanlar da, iki olumsuzlaycdan kyas olmayaca noktasnda
mterektir. Ayn ekilde by cz', k olumsuzlayc olan iki nermedende da kyas
olmaz. Sonu, iki nermeden nicelik ve nitelik bakmndan az olana tbi olur. Birinci
ekildeki iktirann art, byk nermesinin klli, olumlu mucip olmasdr. kinci eklin
art, byk nermesinin klli, iki nermeden birinin nitelik bakmndan dierinden farkl
olmasdr. Her iki nerme mmkn veya mutlak olduu zaman sonu kmayacaktr.
nc eklin art, kk nermenin olumlu olmasdr. ekillerin hepsinde de Icll bir
nermenin bulunmas arttr. Kark nermelerle ilgili olarak bn Sina'nn eserlerine
bavurulabilir.
artl Kyaslar
Biliniz ki icb yani olumlulama ve selb yani olumsuzlama kategorik (haml) nermelere
zg olmayp bitime (ittisal) ve ayrlma (infsl)da geerlidir. Yklemin varlna dellet,
yklem iin icp olduu gibi ittisalin varlna dellet muttaslda icb, infslin varlna
dellet ise munfaslda icb olur. Selb de ayn ekildedir. Selbin her tr, icbn
geersizlii ve kaldrlmas anlamna gelir. Benzer biimde her ikisinde de hasr yani
snrlama ve ihml sz konusu olabilir. nermeler birden fazla, mukaddemi tek olabilir.
Muttasllarn iktiran, ikisinden birinin mukaddem dierinin tal olmasdr. Dolaysyla tal
olanda mterek olduklar gibi mukaddemde de mterek olurlar. Bu, kategorik ekillerin
kyas iin geerlidir. Bunlarda art birdir. Netice ise arta bal olup mukaddem ile tlinin
bir araya gelmesinden oluur. Munfasllardaki iktirnler ise, tam czde olmayp gayr-
tm czde olurlar. Bu mukaddem veya tal cz'dr. stisna olanlar ise iki mukaddemden
oluurlar. Bunlarn ilki artl olur; dieri ise iki czden birini kabul veya reddeder.
Kategorik veya art olmas caiz olan bu tre mstesna denir. Mstesna kyasta, muttasl
art bulunup istisna da mukaddemde ise netice olarak mukaddemin aynn dourmas
iin mukaddemin kendisi olmas gerekir. Eer talde ise, mukaddemin zdd sonucunu
dourmas iin onun zdd olmas gerekir. Mukaddemin zddnn istisnsyla talnin
aynndan hibir sonu kmaz. Ancak artl, munfasl olur ve mucip olan iki czden
teekkl ederse, istisna hangisinde vuku bulursa bulsun sonu dierinin zdd olur.
Hangisinin zdd istisna edilirse sonu da kalann kendisi olacaktr.
Mrekkep kyaslara baktmzda, bunlar fertlerine ayrld zaman hepsi ayr bir sonu
doumr. Ancak bunlarn bazlarnn sonular, bazlar iin nerme olacaktr. Her sonu,
aksini ve zddnn aksini, eer aksileri varsa czleri ve czlerinin aksilerini douracaktr.
Doru nermeler doru sonular dourur. Bunun aksi olmaz. Ama yanl nermeler de
doru sonular dourabilir. Dng sonucu iki nermeden birinin aksini almanz gerekebilir
ki bu durumda ikinci nermeyi douracaktr. Bunun mmkn olmas, nermelerdeki
terimlerin aksi ve denk olmalar artna baldr. Kyasn aksi, sonucun mukabilini, zdd
veya aksiyle alp iki nermeden birine izafe etmenizle gereldeir. Bundan cedelde hile
yoluyla baka bir sonucun domas sz konusu olur. Kys- hulf, kendisinde zddnn
yanhlan-mas cihetinden matlbun aklanmasdr. Bu durumda o, hakik anlamda
iktirni ve istisna kyaslardan mrekkep olur. Musdara ale'l-matlb, netice olmas arzu
edilen matlbun bizzat bir kyasta mukaddime klnmasdr. Bu, tek bir kyasta olabilecei
gibi birok kyasta da aa kabilir. O, bundan uzak olduka kabule daha yakn olacaktr.
stikra, herhangi bir kll hakknda verilen hkmdr ki mezkr kllinin cz'leri hakknda
da tamamen veya byk ounluu bakmndan ayn hkm geerli olur. Temsil, belli bir
ey hakkndaki hkmn, baka ey veya eylerde de bulunuyor olmas bakmndan onlara
da temil edilmesidir. Dolaysyla bu hkm, benzerlii olanlar hakknda kll bir hkm
haline gelir. Hakknda hkm verilen ey matlp, hkmn nakledildii ey misl, her ikisi
arasmda ortak olan benzerlik 'cami' olarak isimlendirilir, insan grnn rettii hkm
(hukmu'r-re'y) kll ve benimsenmi bir nerme olup bir eyin yle olmas hakkndadr,
doru veya yanltr. Delil gizli bir kyastr; bunun orta terimi, o eydir ki kk olan iin
varolduunda her ne suretle olursa olsun ke tbi olan baka bir eyin varl
kendisine tbi olur. Kys-i frs br adan delile, bir adan da temsile benzeyen bir
kyastr.
On Kategori
Cevher; Herhangi bir mevzu ve mahalde deil sadece kendi zatnda, bilfiil var olan eydir.
Nicelik: Zt iin denklik, denkszlik ve paralanmay kabul edendir. Nicelik ya bitiik veya
ayr olabilir. Bitiik olmas durumunda, bilkuvve czleri iin buluup birletii mterek bir
snr olur. izgi bakmndan nokta gibi. Ayr olmas durumunda ise zti iin bu tr czler
ne bilkuvve, ne de bilfiil varolabilir. Rakamlar gibi. Bitiik nicelik, bir durum sahibi olduu
gibi olmayabilir de. Durumu olan bitiik nicelik, czleri iin temas, sebat ve her birine
iaret edebilme imkn bulunan niceliktir. Bu tr nicelie rnek olarak tek bir ynde
taksimi kabul edebilen izgiyi gsterebiliriz.
Kesien iki ynde taksimi kabul eden de vardr ki o da yzeydir. Taksimi ynde kabul
eden trde nicelik de vardr ki bu ynlerden her biri dierine baldr. Bu da cisimdir.
Mekn da ayn ekilde durum sahibidir. nk o da hv olann i yzdr. Zamana
gelince, hareketin lsdr. Ama zamann durumu yoktur. nk onun czleri
aralarnda temas olsa da birlikte bulunmazlar. Nitekim zamann gemi ve gelecei
bulunduumuz ann bir tarafnda birleir. Rakama gelince, o da ayr niceliktir.
Grelik (=zfet): Varln baka bir eye kyasla kazanan manadr. Kendi bana bir
varl yoktur. rnein oullua kyasla babalk gibi. Ama baba gib deil. nk onun
kendine zg insan bir varl mevcuttur.
Nitelik (=Keyfiyet): Bir cisimde varolup varl itibaryla csm iin dardan bir eye
nispeti veya czlerinde varolan bir nispeti gerektirmeyen bir haldir. Bu durum, btn iin,
cz sahibi olmas itibarn gerektirmez. Beyaz ve siyah gibi. Nitelik, nicelik bakmndan
ona zg olabilir. Yzeyin drt taraf, izginin doruluu, rakamn tekillii gibi. Ya da
nicelie zg olmaz. Nicelie zg olmayan da ksmlara ayrlmtr. Ya duyularn
etkilendii hislerle bilinen bir nitelik olur ve imtiza edenlerin etkile-imiyle varolur.
Cisimde yer etmi olanna rnek olarak altnn sarln, baln tatlln zikredebiliriz.
Bunlara etkileimli nitelikler denir. Bazlar ise kalc olmayan zelliktedir. Bunlar nitelik
olarak isimlendirilmez. Bunlar, cisimdeki hzl deiimin etkileimleridir. Utanmadan dolay
oluan yz kzarmas ve sararma buna rnek verilebilir. Bir ksm ise duyularla bilinmez,
Ntelk, istidat eklinde de olabilir. Bunlar ancak nefstek kemle kyasla tasavvur
edilebilir. Eer bu, direnme istidad ise tabi bir kuvvet olarak adlandrlr. Katlk gibi.
Eer sratle uyma ve etkilenme istidad ise tabi olmayan kuvvet olarak adlandrlr.
Yumuak ballk gibi. Nefs-lerdc varolan birtakm erdemler baka erdemler iin hazrlayc
olarak dnlmyor ve bununla birlikte duyularla bizzat idrk edilmiyor olabilir.
Bunlardan sabit olanlar 'meleke' olarak adlandrlmtr. lim, salk gibi. Ksa sreli
olanlar ise 'hl' olarak adlandrlmtr. Halm birinin fkesi, ya da salkl birinin
rahatszlanmas gibi.
Ter (=Mahal): Cevherin, olduu yerde bulunmasdr. Zeyd'in pazarda olmas gibi.
Zaman ise, cevherin olduu zamanda bulunmasdr. Filan iin dn olmas gibi.
Durum (= Vaz}): Cismin czlerinden bir ksmnn dier ksmyla meyletme ve destekleme
gibi yn bakmndan ilikili bulunmasdr. rnein meknn czleri meknda olduunda,
ayakta durma, oturma gibi. Ancak buradaki durum, nicelik babnda zikredilen durumdan
farkldr.
yelik (=Mlk): Bu, bir cevherin onu kapsayan ve onun intikaliyle intikal eden baka bir
cevherde bulunmasna benzer. Brnme, silah kuanma gibi.
Etki (=Fiil): Cevherin, ondan kaynaklanp bakasna geen eye nispet edilmesi olup
ztnda kalc deildir. Bilakis srekli deime ve sona erme eilimindedir. Istma,
soutma gibi.
Edilgi (-nfial): Cevherin kendinde bulunan bir duruma nispetidir: Paralanma ve snma
gibi.
lletler drde ayrlmtr: Denir ki, fail iin bir illet ve hareket ilkesi sz konusudur.
rnein sandalye in marangoz gibi. Yne denir k, madde in de bir illet ve herhangi
bir eyin mahiyeti olabilmesi muhta olduu bir hali vardr. rnein aa gibi. Denir ki,
varolan her eyin sureti iin de bir illet sz konusudur. Madde suret ile birlemedike
ortaya kamaz. Bir de g illet vardr ki, varolan eyin amacn ve gayesini ifade eder. Ev
iin oturma gibi. Bu illetlerden her biri ya yakn, ya uzak, ya bil-kuvve, ya bilfiil, ya
bizzat, ya arazla, ya zel ya da genel olarak bulunur. Drt illet, burhanlarda orta terimler
olarak da bulunabilir ve yklemlerinin nermelerinden zat arazlar doururlar. Filiyet ve
kabul illetlerine gelince fiil iin illet olularn gsteren kesin deliller olmadka bunlarn
konumundan mall ve sonucu kmayabilir. Baar Allah Tel'dandr.
Mantknn ihtiya Duyduu Terimler
Zan: Bir eyin yle olduunu dnrken yle olmamasnn da mmkn olmasdr.
lim: Bir eyin yle olduuna duyulan kesin inantr. yle olmasn gerektiren bir
vastadan dolay yle olmamas mmkn deildir. O ey, zt itibaryla yledir. Belirli bir
mahiyetin tasavvuru iin de 'ilim' denebilir.
Akl: Bir eyin yle olduuna duyulan inantr. Bir vasta olmakszn, tabi olarak yle
olmamas mmkn deildir. Burhanlarn temel ilkeleri byledir. Mahiyeti tahdid
etmeksizin ztyla tasavvur iin de 'akl' denebilir. Tarifin temel ilkeleriyle ilgili tasavvur
gibi.
Zihin: Nefse ait bir kuvvet olup ilim kazanmak iin istidatldr.
Zek: Sezgi (hads) istidadnn kuvvetidir.
Hads: Matlup konulduunda nefsin orta haddi bulmaya veya ortas bulunduysa byk
hadde doru hareketidir. zetle sylemek gerekirse zihnin, bilinen bir eyden bilinmeyen
bir eye intikl etme hzdr.
His: Sadece alisi cz'iyt idrak edebilir.
Zikr ve Hayal: Hissin ulat eyi kendi zel varl zere korurlar. Hayal sureti korurken
zikr ondan kan manay korur. His tekrarladnda zikr olur. Zikr tekrarladnda ise
tecrbe olur.
Fikr: nsan zihninin ilkeler zerinden cevab aranan sorulara doru ynelen hareketidir.
Snat: Nefsn bir meleke olup dnceye dayal olmayan irad fiiller ondan sdr olur.
Hikmet: nsan nefsinin ilim ve amel boyutunda mmkn olan en kmil noktasna
ykselmesidir. lim boyutunda varlklar olduklar gibi tasavvur etmek, nermeleri
olduklar gibi tasdik etmektir. Amel boyutunda ise adalet ve fazilet melekesi olarak bilinen
ahlaka ulamaktr. Akl dnce, klliyta soyut olarak ularken his, hayal ve zikr sadece
cz'iyta ulaabilir. His hayale, hayal de akla birtakm kark eyler sunar. Akl bunlar
arasnda temyize giriir. Bu manalardan her birinin tasavvur ve tasdik ksmlarnda katks
vardr.
Birinci Mesele:
kinci Mesele:
nc Mesele:
lletlerin ksmlar, halleri, kuvvet, fiil, nicelikteki niteliklerin isbr ve niteliklerin cevher
olmayp araz olmas hakkndadr.
Mantk blmnde illetlerin drde ayrldn ifade etmitik. Burada ise illetlerin varolu
hakikatlerini ele alacaz. Varl kendi bakmndan tam olup daha sonra kendisinden,
onunla kim olan baka bir eyin hsl olduu hereye mebde' ve illet denir. Ancak bu, u
ihtimaller dna kmaz: Ya mall olduu eyin cz' gibidir ki bu iki biimde olur: Ya
yle bir cz olur ki, onun bilfiil husule gelmesinden malln de bilfiil mevcut olmas
sonucu kmaz ki buna 'unsur1 deriz. Ahap sedir asndan kereste byledir. Keresteyi
kendi bana var olarak dnebilmekle birlikte sadece onun varlndan bilfiil sedirin
olumas gerekli deildir. Aksine mall yani sedir onda bilkuvve mevcut olur. Ya da yle
bir cz olur k onun bilfiil varl, malln de bilfiil varolmasn gerektirir. Bu da surettir.
rnein yatan ekli ve oluumu byledir. Mall olduu eyin cz' gibi deilse, o
zaman da u seenekler ortaya kar: Malln z bakmndan ya farkl (mbyin) ya
bitiik olur. Bitiik olmas halinde mall onunla nitelenebilir olur. Bu ikisi suret ile
heyulann hkmndedir-ler. Eer farkl seler, varln kayna olup varlk nedeni olmaz k
o faildir. Ya da varln nedeni olup, varln kayna deildir ki o da gayedir. Gaye,
varln husul srecinde daha ge ortaya karken sebebiyet bakmndan dier illetlerden
nce gelir. Harite varolan eyler asndan sebebiyet ile varlk arasnda fark vardr.
Mnnn harite ve nefste varl vardr. Bir de bu ikisi arasnda mterek olan husus
vardr ki bu da sebebiyettir. Gaye de sebep olmas bakmndan nce gelir. nk o, llet
olmalar bakmndan illetlerin illeti, onlarn varlk nedenidir. Harite varolan eylerde
ortaya k ge olabilir. Fail llet, gayenin kendisi olmadnda sebebiyette fail gayeden
sonra gelir. Temyiz edildii takdirde u anlalr ki fil-i evvel ve muharrik-i evvel
hereyde gayedir. Fail illet eer gayenin kendisi ise gayenin harekete geirmesine ihtiya
duyulmaz. Dolaysyla fail olan, ayn zamanda harekete geiren (^muharrik) olur ve
aracya gerek kalmaz.
Der illetlere gelince, fail ve kbl illetler zaman bakmndan mallden nce gelebilirler.
Suret se zaman bakmndan asla nde bulunmaz.
O, ancak rtbe ve eref bakmndan nde olur. nk kabil sonsuza dek varlk kazanan
(=mstefd), fail ise varlk kazandran {=mfd)dir. llet, bir eyin bizzat illeti olabilecei
gibi arazla illeti de olabilir. Yakn bir illet olabilecei gibi, uzak bir illet de olabilir. Bir eyin
sadece varolu illeti olabilecei gibi, hem varolu, hem de varoluunun devam lleti
olabilir. Fail illete ihtiya duyulmas, hem varolmak iin, hem de varolma halinde geerli
olup nceki yokluu veya yok olma halinin devam iin deildir. Bu durumda varl veren
ey mucit, mevcut da var edilen ey yani mced olur. Her halde geerli olan durum
budur. Her mced, varln ikme edecek bir mucide muhtatr. Aksi takdirde madm
olacaktr.
Kuvvet ve fiile gelince, kuvvet baka bir ey olmas bakmndan baka bir eyde deiimin
ilkesidir. Kuvvet ya edilgende (mnfa'il) bulunur ve edilgenlik gc (=kuwet-i
infi'liyye) olarak adlandrlr. Ya da etkende (=fil) bulunur ve etki gc ( kuvvet-i
filiyye) olarak adlandrlr. Edilgenin gc, tek bir eye dnk ve snrl bir g olabilir.
rnein suyun ekle girebilme gc gibi ki suyun bu ekli koruma gc yoktur. Mumda
se hem ekle girebilme, hem de o ekli koruma gc vardr. lk heyulada glerin tm
bulunur. Ama bu, bir ey araclyla olup baka bir eyle olmaz. Failin kuvveti de bir
eyle snrl olabilir. rnein atein yakma gc gibi. Fail g birden fazla eye de
ynelebilir, ihtiyar sahibi varlklarn gc gibi. Br eyde, baka bir eyin araclyla
oluabilen bir g de olabilir. Snrl fiil kuvvet edilgen kuvvede karlatnda bundan
mutlaka bir fiil meydana gelir. Bunun dndakilerde yani ztlarn denk olduu durumlarda
ise bu sz konusu olmaz. Bu kuvvet, bilfiil olan kuvvetin karsnda bulunan kuvvet
deildir. nk bu, fiil halinde de varln korumaya devam eder. kincisi se ancak fiilin
yokluu halinde varolur. Kendinden fiil sdr olan her cisim in bu, araz veya zorlama
sonucu olmayp iindeki kuvvet sayesinde ( = blkuwe) olur. rade ve tercih le olan ise
zten aktr. Tercih ile olmayana gelince, ya ztndan zt olmas itibaryla sdr olur, ya
da ztnda bulunan bir kuvvetten kaynaklanr. Ya da farkl bir eyden kaynaklanr. Cisim
olmas itibaryla ztndan sdr olmusa, dier cisimlerin de bunda mterek olmas
gerekir. Eer bu fiin sudruyla dier cisimlerden ayryorsa, bunun nedeni, ztnda
bulunan ve cismi olua ek bir zelliktir. Eer ztndan farkl bir eyden kaynaklanyorsa, o
ey ya bir cism, ya da cisim deildir. Eer cisim ise, fiilin ondan sudru muhakkak zorla
olmaldr. Halbuki zorla olmad farzedilmiti; u halde bu tezattr. Eer cisim deilse,
cismin kendinden ayr olan bu eyden etkilenmesi ya cisim oluu, ya da tad bir
kuvvet sebebiyledir. Cisim oluu bakmndan byle olmasn daha nce geersiz kldmz
iin bu caiz deildir. u halde ancak iinde kuvvet bulunan bir ey olduu iin olabilir ki
fiilin sudrunun esas olmutur, ite buna Tabi Kuvvet ( = Kuwe-i Tab'iyye) deriz.
Cismn fiillerin sdr olduu kaynak odur. Meknlarnda bulunma ve tabi ekillenmeler
trnden btn fiillerin kayna bu kuvvettir. Bundan hli kalndnda onlardan muhtelif
alarn, hatta tek bir ann dahi hsl olmas caiz olmaz. Ancak kre eklinde olabilir.
Krenin varl shhat bulduunda, dairenin varl da shhat kazanm olur.
Drdnc Mesele:
Beinci Mesele:
Altnc Mesele:
Yedinci Mesele:
Zorunlu Varln akl, kil ve makl olmas, ztn ve eyay aklet-mesi, olumlu ve
olumsuz sfatlarnn ztnda okluu gerektirmemesi ve fiillerin ondan sdr olu keyfiyeti
hakkndadr.
bn Sina dedi ki: Maddeden mcerred olan hereye akl denir. Maddeden bizatihi
mcerred ise 'akl li-ztihi' olarak adlandrlr. Zorunlu Varlk, maddeden bizatihi mcerred
olduu iin li-ztihi akldr. Ztnn kendisi iin mcerred bir hviyet olmas itibaryla da
liztihi makuldr. Ayn zamanda hem akleden, hem akledlen olmas, ztnda veya itibar-
da iki eyin bulunmasn gerektirmez. nk bu, iki eyin tahsili deil, yalnzca O'nun
mcerred bir mahiyeti olduu ve bu mcerred mahiyetin zatndan ibaret bulunduu
anlamna gelir. Bu noktada akllarmzda manalarn tertibi bakmndan bir takdim tehir
olmaktadr. Elde edilen sonu ise birdir. Kendi ztmza ait olan aklmz da ztmzn
kendisidir. Bir eyi aklettiimizde, baka bir aklla akletmi olmayz. nk bu teselsle
yol aar. Mutlak akl, mutlak hayr, her trl maddeden ve her trl eksiklikten ber, her
adan tek olan bir mahiyetin gzellik ve cemlinin stnde baka bir gzellik ve ceml
olamaz. Bu da ancak Zorunlu Varlk (=Vcibu'l-vcd) iin geerli olabilir. nk o,
mutlak gzellik ve mutlak cemldir. Her trl gzellik, ceml, hayr ve uygunluk da
mahbub ve mauktur. drak ne kadar gl ve nfuz edici olur, idrak edilen zt da en
gzel varlk olursa, bu zata duyulan sevgi ve ak, bundan alnan zevk o kadar fazla ve
gl olacaktr. Byle biri, en stn idrak ile en yce idrak dileni idrak eden en yksek
idrak sahibidir. O idrak edilen zat zatyla k olduu gibi ztyla mauktur. Baka biri
tarafndan k olunup olun-amak onu hi ilgilendirmez. Bildiiniz zere akim, makl
idraki duyu gcnn mahsst idrakinden daha kuvvetlidir. nk akl baki olan idrak
edip onunla birleir ve o olur. Onu zahiriyle deil zyle idrak eder. Oysa duyular byle
deildir. Aklla idrak ettiimizde aldmz lezzet, duyularla aldmz lezzetle asla bir
tutulamaz. Duyularla alman lezzet, yle bir hale gelir ki mlayim olandan bile zevk
almaz. rnein acdan holanan biri bu arazndan dolay bal lezzetsiz bulur.
Biliniz ki Vcibu'l-vcdun eyay, yine eyadan akletmesi caiz deildir. Aksi takdirde zt
ya aklcttii eyle kim olacak, ya da aklettii onun iin arz olacaktr ki bu imknszdr. O,
btn varln mebde'i ve esas olduu in hepsini ztndan akleder. nk o, btn tam
varlklarn meb-de'idir. Fesada urayan varlklar ncelikle trleriyle ve bunun vastasyla
da somut halleriyle akleder. Bu tr deikenleri akletmesi deimeleriyle birlikte /
deiirken caiz olmaz. Zira bunlar bazen madm olmayp mevcut olarak, bazen de
mevcut olmayp madm olarak akledecektir. Akl birer surete sahip olan bu iki durumdan
hibiri de dieriyle birlikte baki deildir. Bu durumda Zorunlu Varlk da zt bakmndan
deiken olacaktr. Bilakis, Zorunlu Varlk her eyi fiil kll biimde akleder. Buna ramen
hibir cz' ey de O'ndan gizli kalmaz: "Gklerde ve yerde zerre miktar bile O'ndan gizli
kalamaz." (l-i mrn, 3/5) Bunun nasl olduuna gelince, o ztn ve btn varlklarn
mebdei olduunu aklettii zaman, mevcudatn ilk durumlarn ve onlardan doanlar da
akleder. Eya leminde hibir ey yoktur ki u ya da bu ekilde sebebiyle zorunlu
olmasn. Sebeplerin atmas czi eylerin olumasna yol aar. Evvel olan Zorunlu
Varlk, btn sebepleri ve onlarn mutabakatlarn da bilir. Dolaysyla zorunlu olarak
onlarn yol at eyleri, aralarndaki zamanlar ve tekrarlarn da bilir. Bu durumda
cz'iyti da kll olmalar cihetinden, yani sfatlara sahip olmas bakmndan bilir. Bunlarn
belli zaman ve hallerde somutlamalar bu bilgiyi deitirmez. O, ztn ve btnde
bulunan hayr dzenini aklettii gibi btn tarafndan da her eyin varlk sebebi, mebde'i,
yaratcs ve mucidi olarak idrak edilir. Bu da akla uzak deildir. Bizde huds eden mkul
suret, sna olarak varolan suret iin sebep olur. Eer yalnz varl, kendisinden let ve
edevat olmakszn sna suret olumas iin yeterli olsayd, bizce akledilmi olan da
bizatihi irade ve kudret olurdu. O ise varl gerektiren akldr. Zorunlu Varln kudret ve
iradesi ilminden ayr deildir. Ama onun kudreti, ztnn ayn zamanda her eyi akleden
olmasdr. yle bir aklla ki her eyin mebde'i olup hibirinden alnmam ve zt ile
varolup hibir maksada balanmamtr. te bu da iradedir. O, zt ile cmerttir. Bu onun
kendi kudret, irade ve ilmidir. O, btn bu sfatlarn izfesiyle mevcuttur. Bunlardan
bazlarnda sz konusu varlk olumsuz (selb) olarak bulunur. Cevher lafzn kullanmaktan
ekinmeyen kimse, bununla ancak herhangi bir mevzuda selbedile birlikte bulunan bu
varl kastetmitir. O birdir. Yani nicelik veya sz bakmndan blnmesi olumsuz
grlmtr. Ya da kendisinden herhangi bir ortak selbedilnitir. Bu yzden de o, hem
akl, hem akleden (=kil), hem de akledilen (=ma'kl)dr. Yani onun maddeye veya
madd balara bulaabilmesi hali selbedilmitir. O evvel yani ilktir, yani varlnn klle
izfesiyle hudsu selbedilmitir. O mrd yani irade sahibidir. Akl zelliiyle Zorunlu
Varlik'tr. Bununla da btn hayr dzeninin mebde'i larak maddeyle bants
selbedilmitir. Yine o cmerttir. Buradaki seibe-dilmi ise zt iin bir maksadnn
olmaydr. u halde onun sfatlar ya mutlak izaf, ya mutlak selb yani olumsuzlayc, ya
da izafet ve selbden mrekkeptir. Bu durum, ztnda oalma gerektirmez.
bn Sina yle der: O'nun Zorunlu Varlk ve hereyin mebde'i olduunu anladysan bil ki
O'na gre caiz olann var olmas zorunludur. nk olup olmamas caiz olan eylerin var
olmas tahakkuk edince, bunu varla gelmesinde tesiri bulunan bir tercih ediciye ihtiya
duyulur. Bu tercih edici, tercihten nce bulunduu hal zere kalmaya devam ederse ve
daha nce veya daha sonra deil de o anda bunun tercih edilmesini gerektirecek bir ey
kendisine arz olmad veya kendisinden bir ey ayrlmadnda, i tercih edicinin
bulunmasndan nceki durum gibi kalmaya devam eder. nk fiilden uzak durmak veya
fiili ilemek O'nun indinde ayn mesabededir. u halde ona bu hususta bir eyin arz
olmas gerekir. Bu ey de ya O'nun Ztna arz olur ki bu da bu deimeyi gerektirir ve
daha nce Vcib'l-vcd'un deimeye ve oalmaya maruz olmadn belirtmitik,
yahut da bu nz olan ey Ztndan ayr bulunur. Ztndan ayr olan bu ey hakkndaki
sz, dier fiiller hakkndaki sz gibidir.
Yalan olmayan ak akl, tek bir ztn btn cihetlerden bir olmas halinde olduu gibi
kaldna ahitlik eder. Yani daha ncesinde ondan bir ey varolmad gibi u anda da
yledir. u an da ondan bir ey varolmaz. Eer u anda ondan bir ey varolmaya
baladysa, bir eyin huds ettii grlr ki bu bir maksada, bir irdeye, tabiata, kudrete,
gaye veya bir meknda bulunmaya dayanabilir. nk mmkn, hem varolabilir, hem de
olmayp fiil planna kmayabilir. Onun varolmas, ancak bir selb yani olumsuzlama ile
tercih edilebilir. Byle bir zt varolduunda ve tercih bulunmadnda, tercihi vacip
deilken bir tercihte bulunuyorsa, bu tercihi gerektiren bir hadisin varl art olacaktr.
Yoksa ztn o mmkne nispeti, daha nceki gibi olacak, onun asndan yeni bir nispet
hadis olmam olacak ve durum olduu gibi kalacak, mmkn salt imkn sfatnda baki
kalacaktr. Eer ona ait yeni bir nispet kuruluyorsa, yeni bir durum ortaya km
demektir ki bunun ya ztnda, ya zt dnda huds etmesi gerekir. Bunun imknszln
daha nce aklamtk. zetle sylemek gerekirse, aradmz her hadisin ztnda veya
ztnn dnda bir nisbetin mevcut olup olmadn ortaya koymaktr. Byle bir nispet asl
itibaryla yoktur. Bylelikle esasnda hibir eyin hadis olmamas gerektii halde hadis
olmu durumdadr. Bundan anlalr ki o, kendi zatndan kaynaklanan bir gereklilik (cb)
sebebiyle hadis olmutur ve bu gereklilik o hadisten zaman veya zaman takdiri
bakmndan nce deildir. Bilakis o, hadisten ztyla vcib oluu bakmndan zt bir
ncelikle ncedir.
Sekizinci Mesele:
Bir'den ancak birin sdr olmas, akllar, nefsler ve semav cisimlerin varolu tertibi,
semav cisimlerin yakn muharrikinin nefs, en yce ilkenin akl olmas ve ustukuslarn
illetlerden olumas hakkndadr.
Zt ile vcibu'l-vcd olann btn alardan 'bir' oluu shhat kazannca, ondan ancak
birin sdr olmas caiz olabilir. Eer zt ve hakikat bakmndan farkl iki eyin O'ndan
birlikte sdr olmas szkonusu olsayd, ancak zatnda farkl olan iki cihetle sdr
olabilirlerdi. Eer bu iki cihet zatyla birbirinden ayrlmaz olsa, bunlarn ayrlmazl
hakkndaki soru, zatyla ilgili olduu iin sabit olmaya devam eder. nk zat mn
olarak blnm demektir. Bunun mmkn olmadn syleyerek tutarszln daha nce
aklamtk. Bundan aa kan udur ki Bir'den sudur eden varlklarn ilki, saysal
bakmdan bir, zt ve mahiyet bakmndan tek olup maddeye brnm deildir. Daha
nce de ifade ettiimiz gibi maddeye brnmemi olan her zt akldr. Bildiiniz zere
mevcudatta cisimler vardr ve her cismin kendi nefsi bakmndan varolmas mmkndr.
Onun vacip olmas, ancak baka bir eyle olur. Bildiiniz gibi lk olandan bir eyin kmas
ancak vstayla olabilir. Bu vsta da ancak tek olabilir.
kinci, nc, vs. yaratlanlar bu vstadan zorunlu olarak karlar. lk mall (=ma'll-i
evvel), zt bakmndan mrnkinu'l-vcd, el-Evvel sayesinde de vcibu'l-vcddur.
Varlnn vcbu, akl olmas itibaryladr. O, hem ztn hem de cI-Evvefi zorunlu olarak
akleder. Ondaki bu okluk, el-Evvel'den kaynaklanm deildir. Varlnn mmkn oluu
ise, el-Evvel sebebiyle deil zt itibaryladr. el-Evvel, onun varlnn vcb sebebidir.
okluk udur d o, el-Evvel'i akleder ve sonra ztn, el-Evvel'den kaynaklanan varolu
vcbundan ayrlmaz bir okluk olarak akleder. Dolaysyla bu, izf bir okluk olup
varlnn banda mdhil deildir. Eer bu okluk olmasayd, ondan da ancak birliin
varolmas mmkn olabilirdi. Ve varlk da, yalnz birlerden teselsl edip dururdu, cisim de
varolmazd. Akl- Evvel, Evvel'i aklettiinde, kendi altndaki bir akl vcuda gelir; ztn
akletmesiyle de Felekin sureti ve kemli varla gelir ki bu da nefstir. Ona mahsus olan
varln mmkn olu tabiatyla aklettiinden de felek-i a'lnn cirimliinin varolmas sz
konusu olur ki o da, tr bakmndan felek-i a'lnn ztnn cmlesinde mevcuttur. Bu da
kuvvede mterek olan eydir. el-Evvel'in aklettiinden de bir akl lzum eder. lk okluk,
cihetleri olan madde ve suret zere ztna mahsus olur. Madde, suretin aracl veya
katlmyla oluur. Varln mmkn oluu da fiil sahasna aklla kar ki bu akl felein
sureti hizasndadr. Her akl ve her felekte de byle olur. Bu zincirin sonunda ise akl,
nefslerimizi idare eden Faal Akl'a ular. Bu zincirin sonsuza kadar uzayp gitmesi ve her
mufrakn altnda baka bir mufrakn bulunmas gerekmez. Akllarda okluk gerekli olsa
da, bunun nedeni onlarn konusu olan manalarn okluundan kaynaklanmaktadr. Bu
ifademizin aksi sz konusu olmaz. Yani her aklda bu okluk bulunup okluu bu bilgileri
gerektirmez. Bu akllar, tr bakmndan bir olup manalarn gerektirmelerinde mttefik de
olmazlar. Bilindii zere birok felek mevcut olup say bakmndan lk MalPde bulunan
saydan da okturlar. Dolaysyla bunlarn mebde'leri-nin tek, yani Mall-i Evvel olmas
caiz deildir. Dier yandan daha nce varolmu her cirmin, sonrakiler iin illet olmas da
caiz deildir. nk cirim, cirim olmas itibaryla madde ve suretten mrekkeptir. Eer
cirim iin illet olsayd, bu maddenin itirakiyle olurdu. Maddede ise yokluk tabiat vardr.
Yokluk, varln mebde'i olamaz. Dolaysyla cirmin, varlk iin mebde' olmas caiz
olmad gibi cirmin cirim iin mebde' olmas da caiz oimaz. Onun mebde'inin, cirmin
suret ve kemali olan nefsn kuvvet olmas da caiz deildir. Feleklerin nefslerine gelince
kendi cisimleri vastasyla ve onlarn katlmyla oluan fiilleri dier cisimler zerine sdr
olur. Cismin, cisim olmas itibaryla baka bir cisim iin mebde'i olmayaca gibi iki nefs
arasnda da araclk edemeyeceini aklamtk. Eer bir nefs, cismin aracl olmakszn
baka bir nefsin mebde'i olmusa, cisimden bamsz bir varlnn bulunmas gerekir.
Felek nefs ise byle deildir. O, ne bir fiilde bulunabilir, ne de cisim yapabilir. Nefs,
mertebe ve kemal bakmndan cisme tekaddm etmitir. Bundan kan sonu, feleklerin
cirmi olmayan mebde'ler ve cirimler iin geerli olan suretleri bulunmaddr. Hepsi de
tek bir ilkede mterektirler. Bu mebde'e, 'Mall- Evvel' ve 'Mcerret Akl' gb isimler
verdik. Her felein kendine zg bir mebde'i vardr. Akl, akl gerektirir. Bu zincir
sayesinde de felekler cirim ve nefsleriyle blnebilir ve saysal olarak oalabilir nitelikte
oluurlar. En sonda se son felek bulunur ve teselsl burada durur. Bu noktada akl
cevherlerin sebeplere bal olarak saysal bakmdan oalabilir ve blnebilir olarak
huds etmeleri sz konusu olur. Her akl, mertebe bakmndan stte olup bunun bir
nedeni vardr. Akl, el-EvvePi akletmesi bakmndan kendi altnda baka br akln
varolmasn gerektirir. Kendi ztn akletmesi durumunda ise kendi feleinin varln
gerektirir. Felek cirim ise, mmkn olan zt ile ancak zt in akledebilr. Felek nefsi
se, bakasyla vacip olan ztn akledebilir. Cirim, felek nefsin araclyla baki kalr. Her
suret, maddesinin bilfiil olumasnn illetidir. Madde ise kendi bana ayakta kalamaz. Ayn
ekilde mknn da bamsz varl yoktur. Gk kreleri saylarn tamamladnda
ustukuslarn varoluu gerekir. Ustukus cisimler fesada urayan varlklar olduklar iin
mebde'lerinn deiken olmas vaciptir. Dolaysyla tek bana mutlak bir akln onlarn
varlk sebebi olmas sz konusu deildir.
Mterek maddeleri ve farkl suretleri olduu iin suretlerinin farkllnn, feleklerin
durumlanndak farkllklara bal olarak gereklemesi, maddelerinin de feleklerin
durumlarndaki ittifaka bal olarak mttefik olmas vacip olmutur. Felekler, tabiatlar
icab dairesel hareketi gerektirdikleri iin bunun gerei de maddenin varl olmutur.
Hareket trlerindeki farkllamann gerei ise, maddenin farkl suretlere brnme kabili-
yetinin olumas olmutur. Mufrak akllardan, zellikle de stmzde bulunan sonuncu
mufrak akldan semav hareketlerin de itirakiyle feyiz akar. Bu feyizde edilgenlik
bakmndan alt lemin suretlerinin resmi bulunur. Yine bu aklda fiil ciheti zere de
suretlerin resmi yeralr. Sonra yine ondan zellikle semav cirimlerin katlmyla suretler
taar. Bunu zelletiren ise semav tesirlerden biri olup unsur trnden bir cismin aracl
olmakszn gerekletirir. Bunu gerekletirirken yararland vasta, yle bir vastadr ki
onu cevherinde bulunan umumiyetten sonra zel bir kabiliyet sahibi klar. Bu mufraktan
zel bir suret tam ve o maddede resmedilmitir. Bilinmelidir ki bir, baka biri tahsis
edemez. nk her ikisi de dierinden farkl adan birdir. Ancak muhtelif tahsis ediciler
bulunabilir ki bunlar madde iin hazrlaycdr. Hazrlayc, yle bir eydir ki onda huds
eden bir ey hazrlananda bir ey oluturur ve bu sayede kurulan iliki baka bir eyle
kurulamaz. Bu hazrlama, suretleri baheden ilklerden daha evl bir varlk iin tercih edici
olur. Madde, ilk kabiliyeti zere bulunsayd, iki zdda nisbeti benzer olabilir ve suretlerden
birine zg olmas gerekmezdi. Buna gre yle denilebilir: tirak ile hds olan
maddeye semav cirimlerden tama olur. Bu tama, ya drt cirimden, ya drtle snrl
saydan, ya drtle snrl sebeplerin blnmesinden oluan farkl nispetleri bulunan tek bir
cirimden olabilir. te bu tamadan da drt unsur (=ansr- erbaa) hadis olur. Bu drt
unsur arlk ve hafiflie gre taksim edilir. Mutlak hafif olann eilimi yksee, mutlak
ar olann eilimi ise aaya dorudur. zaf olarak hafif ve ar olanlar se bu ikisi
arasnda eilime sahiptirler. Drt unsurdan mrekkep olanlarn varlna gelince, bu
varolu da semav hareketlerin tavassutuyla gerekleir. Bunlarn ksm ve gruplarn
daha sonra zikredeceiz. Bedenlerin hudsuyla birlikte ortaya kan insani nefslerin
varoluuna gelince, trdeki birliklerine ramen bunlar da oktur. Zau itibaryla bir olan
Mall-i Evvel'de oalan manalar varolup bunlar sayesinde de akllar ve nefsler sudur
eder. Bunu daha nce zikretmitik. Bu manalarn okluk, tr ve hakikat bakmndan
mttefik olmalar caiz deildir. Ancak bu ekilde onlardan tr bakmndan mttefik
okluklar sdr olabilir. Onda, hepsinin mtereki olan bir maddenin, farkhlaan ve
oalan suretlerin bulunmas lzmdr. Ki onda hakikat bakmndan farkl olan manalar
bulunmal ve her mana, tr bakmndan dierinden farkl br eyi gerektirmelidir.
Hibirinin gerei, dierinin gerei olmamaldr. Arz nefsler, bir veya birden fazla lletin,
miza ve maddelerden kaynaklanan sebeplerin tavassutuyla Mal-i Evvel'den olu-
mulardr. Yaratlta varlan niha nokta da budur.
Biliniz ki hareket, tabi halindeki normal cisim iin tabii deildir. Tabiata uygun olan her
hareket, aslnda tabiattan farkl bir hl sebebiyle gerekletii iin gayr- tabidir. nk
hareketlerden herhangi biri, bir eyin tabiatnn gerei olsayd, tabiat bala olduu halde
kendisi btl olmazd. Hareket, ancak gayr-i tabi bir halin varlndan dolay tabiat
tarafndan gerektirilir. Ya nitelikte, ya nicelikte, ya meknda, ya durumda, ya da baka
bir kategoride olur. Hareketin srekli yenilenmesinin illeti, gayr-i tabi olan halin srekli
yenilenmesi ve gayeden uzaklama miktardr.
Hal byle olunca, dairesel hareketin tabiat kaynakl olmas sz konusu olmaz. Aksi
takdirde gayr-i tabi bir halden tabi bir hale gemesi ve ona ulatnda skn bulmas
sz konusu olurdu. Hareketin sz konusu gayr-i tabi hale kastl olarak ynelip onda
bulunmas da caiz deildir. nk tabiat tercih ile deil emir altna almayla (-teshir) fiilde
bulunur. Tabiat eer dairesel harekette bulunuyorsa, bu hareket zorunlu olduu veya
tabi bir kaynaktan, ya da gayr-i tabiden tabi olana kamay ifade eden gayr-i tabi bir
durumdan dolay gerekleir. Her tabi kan, o ey iin bizatihi tabi bir maksat olmas
imknszdr. Dairesel hareket, hibir eyden kamad gibi ona yneliyorsa, tabi
olmaktan kar. Ancak tabiat gerei byle olabilir. Eer tabi bir kuvvet deilse, o zaman
tabiat gerei bir ey olabilir. Onu bu harekete ynlendiren, ona gsterilen meylin
aracldr. Deriz ki: Hareket, sebepleri srekli yenilenen bir manadr. Her blm, belli
bir sebebe zg olup sebat sz konusu deildir. Tek bana sabit bir manadan
kaynaklanmas da caiz deildir. Caiz olmas halinde de, durumlar bakmndan bir
deiiklie uramas vacip olur. Herhangi bir cihetten sabit olan eyden, ancak baka bir
sabit kar. Bir akl irade, asla hareketi gerektirmez. nk o, her trl deiim sfatndan
soyutlanmtr. Akl kuvvet, makl iin her zaman hazrdr. Dolaysyla bir maklden
baka bir makle intikal ettii varsaylmaz. Ancak hayal ve duyularn katlm olduunda
byle olabilir. Hareket iin yakn bir mebde' gereklidir. Dairesel hareketin yakn mebde',
felekte bulunan nefs olup onun tasavvur ve iradeleri srekH yenilenme iindedir. Bu da
felein cisim ve suretinin kemlinin gstergesidir. Eer her adan kendisiyle kim olsayd
mutlak kil olur ve ne deiim, ne de intikal kabul ederdi. Bilkuvve olanlara da
karmazd. Felee nsbeti, bzm hayvan nefse nisbetimiz gibi olurdu. Ama onun bir
ekilde maddeyle kark bir akletme biimi vardr. zetle fade etmek gerekirse onun
evham, ya da dorusu evhama benzeyen, hayalleri ya da gerei hayale benzer dleri,
bizdeki akl fiiller gibidir. Bunlar hareket ettiren ilk muharrik, asl itibaryla madd deildir.
Bunlarn hareketi, sonsuz bir kuvvetten kaynaklanmaktadr. Nefsin kuvveti sonludur. Ama
el-EvvePi akletmesi sebebiyle onun nuru srekli stnde dolat in kuvveti sonsuz
olur. Ayn ekilde dairesel hareketler de sonsuzdur. Semav cirimler, cevherlerinde
bilkuvve bir ey, yani nicelik ve nitelik bakmndan bilkuvve bulunan unsurlar olmad
iin surede -ri zlme kabul etmeyecek biimde maddelerinde zlmtr. Ama durum
ve ynlerinde onlara da bilkuvve nz olmutur. nk felek ya da gezegenin yrngesinin
czlerinden hibiri, ona veya baka bir cz'ne rastlamaya daha evl deildir. Bir
cz'nde bilfiil bulunduunda, baka cz'nde bilkuvve bulunacaktr. En yce hayra
benzemeye almak, kemlin zirvesinde kalmay gerektirir. evk yani arzunun ilkesi,
ondan akledilen ksmdr. el-EvveTe benzeme arzusu, bilfiil olmas bakmndan felek
hareketlerin kaynan oluturur ki bu bir eyin onu gerektiren tasavvurdan sudndur. lk
anda zt itibaryla kastedilmemi olsa da sonu deimez. nk bilfiil, tasavvur olarak
vardr. Bundan da bilfiile dnk bir talep oluur. Bu, ahs olmas mmkn olmadnda
ardklkla olur. Bu tasavvuru, ilk gayeye dnk dirilme eklinde cz' tasavvurlar izler.
Bu tasavvurlar da eitli konumlarda ntikal eden hareketler takip eder. Btn bunlar,
sanki melekt ve felek bir ibdet gibidir. rad harekette bizatihi gaye olmak art
deildir. Aksine arzu kuvveti herhangi bir eye doru yneldiinde, ondan yaylan tesir,
uzuvlarn onun iin hareket etmesini salar. Bazen kendisini gayeye ulatracak ynde
hareket ederken, bazen de benzer baka bir ynde hareket eder.
lk Mebde'i akletmekten, onu akl ya da nefsn olarak idrak etmekten alnan tat dorua
ulanca her eyi unutturur. Ama ondan, mertebe bakmndan daha aada olan bir ey
yaylr ki o, mmkn olduunca kendine benzer olan bir eye ulama arzusudur. Bildiiniz
gibi felek, hem tabiatyla, hem nefsle, hem de sonsuz bir akl kuvvetle hareket eder. Yine
grdnz gibi her hareket, dierlerinden ayrmtr. Bunlar gz nnde
bulundurduunuz zaman, gn tmn hareket ettiren muharrikin bir olduunu
anlarsnz. Gkkrelerinden her birinin kendisine yakn ve kendisine mahss bir
muharriki, kendisine zg bir arzulayan ve mauku vardr. Bu zel mufrklarn ilki, ille
gkkrenin muharrikidir. Batlamyus'tan ncekilerin ifadelerine gre bu sabit cisimlerin
kresidir. Batlamyus'a gre ise onu kuatan, ama onun dnda bulunan gkkredir.
Bundan sonra ilk gkkreyi izleyen gkkrenin muharriki gelir. Bunlardan her birinin
zgn mebde'i, btnn de bir mebde'i vardr. Bu yzdendir ki hareketin devam ve
dairesel dngde, feleklerin itiraki sz konusudur. Bunlardan herhangi birinin hareket
kastyla veya hareket ciheti kastyla ya da hz ve yavalama takdiriyle aa varlklardan
biri iin olmas caiz deildir. Daha dorusu hibir fiil kastyla byle olamaz. nk her
kast, bir maksat iin olur ve varlk bakmndan maksattan eksiktir. nk bir ey iin
varolan ey, varlk bakmndan dierinden daha tamdr. Dolaysyla kmil varln varln
daha eksik olana borlu olmas caiz deildir. Mall iin de sdk bir kast olamaz. Aksi
takdirde bu kastn kendisinden daha gelimi olan iin yararl ve verici olmas
gerekecektir. Vacip ile kastedilen, ancak o ey olabilir ki kast onun iin hazrlayc ve
baka bir eyin varln salaycdr. Yersiz olmayan her kast, kast sahibi iin bir tr
keml fade eder ki kastta bulunmad takdirde bu kemle sahip olmayacaktr. Varl
llet ile keml bulan bir malln, illet iin onda bulunmayan bir keml ifade etmesi
imknszdr. u halde yksekte bulunan, aada bulunan iin bir ey murat
etmeyecektir. Murat edecei ey, kendinden stte bulunan iin olacaktr ki bu, mmkn
olduunca d-EvvePe benzemektir. Aadaki-nin yukardakine benzemesi eklinde olsa
bile gayenin, semav cisimlerden herhangi birine benzer olmas da caiz deildir. Eer
byle olsayd, hareket sz konusu cismin hareketinin trnden olup ona aykr ve ou
yerde ondan daha hzl olmazd. Gayenin, hareketle ulalan bir ey olmas da caiz
deildir. Ancak feleklerin cevherlerini oluturan madde ve nefslerden farkl bir ey olmas
gerekir. Bu durumda geriye kalan, feleklerden her birinin mufrk akl cevhere benzeme
arzusudur. Hareketleri, fiilleri ve hallerindeki farkllk da o husustaki farkllna bal
olacaktr. Bunlarn nitelik ve niceliklerini bilmiyor olsak da byledir. Sonu itibaryla lk
llet hepsi tarafndan mtereken arzulanan olur. Eskiler bunu u szle ifade etmilerdir:
Hepsinin de k olunan tek bir muharriki vardr. Her gkkrenin de kendine zg bir
muharriki ve kendine zg bir mauku vardr. u halde her felein hayr akleden
muharrik bir nefsi, cismi sebebiyle tahayyl yani cVyta ynelik bir tasavvur ve iradesi
vardr. Yine onun altndakileri balayan hareketleri olacaktr. Bu zincir bizim
bulunduumuz felee kadar uzanmaktadr. Bu hareketlerin mdebbiri de Faal Akl'dr.
Semav hareketlerin ayrlmaz sonucu, feleklerin hareketlerine uygun biimde cereyan
eden unsurlarn hareketleridir. Bu hareketler, Faal Akl'dan taan feyzin kabul iin zemin
olutururlar. Faal Akl da onlara kabiliyetlerine uygun suretleri baheder. Hareketlerin
sebep ve gereklerini bu ekilde aktarm olduk. Kalan ksmlarn tabiyt blmnde
greceksiniz.
Dokuzuncu Mesele:
Onuncu Mesele:
Ebu Ali bn Sina dedi ki: Dier btn ilimler gibi fizik (-tabiyt) ilminin de bir temel
konusu ve ilaveleri vardr. Fizik ilminin konusu, deiim iinde olmalar, hareket ve skn
ynnde mteharrik olmalar itibaryla varolan cisimlerdir. lmin esaslar, cisimlerin
madde ve suretten mrekkep olmas, bunlarn hakikatleri ve her birinin dierine nisbeti
gibi hususlar olup ilahiyat ilmi bal altnda bunlardan sz etmitik. Terkip konusunda
fizik ilmine zg olan husus, fizik cisimlerin mrekkep cisimlerden terkip olduklarn
bilmenizdir. Bu cisimler ya yatak gibi birbirine benzer, ya da insan vcudu gibi farkldr.
Cisimler, mfret ve mrekkep cisimler olmak zere ikiye ayrlrlar. Mrekkep cisimlerin
bilfiil varolan sonlu sayda czleri vardr. Mrekkep cisimler mfret cisimler olarak bilinen
bu tur czlerden olumulardr. Mfret cisimler ise, bilfiil czleri olmayan ama bilkuvve
sonsuz sayda cze blnebilen cisimlerdir. Blnme, czler arasndaki bitimenin
ayrlmas eklinde olduu gibi, arazn bir ksmna mahsus olmasyla da gerekleebilir. Ya
da dnce yoluyla olur. Bu bakmndan da blnmeye uramayan cisme bilfiil cz
olmayan mfret cisim denir. Cismin, bilfiil blnme kabul etmeyen czlerden mrekkep
olabileceini syleyenlerin bu grleri tutarszdr. nk her cz, dier cz ile temas
halindedir ve onu bu temasla megul etmektedir. Bir eyi temas yoluyla megul eden
ey, ya bu meguliyete bir ara vererek boluk brakacak, ya da byle bir boluk
brakmayacaktr. Boluk brakt anda temas edilen, blnm olacaktr. Boluk
brakmad takdirde ise baka bir eyin ona temasna imkn vermeyecek, kendisine
baka bir ey temas edecektir ki bu akl ve manta aykrdr. ki cz zerine vazedilmi
her cz ayn ekilde bitiiktir. Bunun dnda drtgenlerin terkibi de ap ve kenarlarn
eitlii sebebiyle ve gne ve glge temaslar cihetinden byledir. Btn bunlar, atomun
yani blnmeyen czn (=cz- l yetecezz) varolmasnn imknszln ortaya koyan
delillerdir.
Bu giriten sonra ilmin ana meseleleri zerinde konumak istiyoruz. Bunlar alt makale
ile snrlayabiliriz.
Fiziksel cisimlerin gerekleri olan hareket, skn, zaman, mekn, boluk (=hal), sonluluk
(=tenh), cihetler, temas, kaynama (iltihm), bitime (ittisal) ve ardklk (
tetbu') gb meseleler hakkndadr.
Hareket: Cisimde kararl olan bir halin ar ar baka bir eye doru ynelme biiminde
deimesi ve ona bilfiil ya da bilkuvve ulamasna 'hareket' denir. Hareketin halden ayr
olmas gerekir. Hal, eksilme veya art kabul edebilir nitelikte olmal ve kendinde
benzersiz bir hal olarak kalabilmelidir. Siyahlk-beyazlk, scaklk-soukluk, rutubet-
kuruluk, uzunluk-ksalk, yaknlk-uzaklk ve hacim bakmndan byklk kklk gibi.
Cisim, bir meknda iken hareket ettii zaman onda keml hsl olur. Birinci fiil kemle
ulatran, ikinci fiil se kemle ulamadr. Cisim, ilk meknnda bilfiil, ikinci meknda ise
bilkuvve mevcut olur. Hareket, bilkuvve olann bilkuvve olmas bakmndan ilk kemlidir.
Varl ancak mutlak kuvvet le mutlak fiil arasnda bir zamanda olabilir. Bilfiil hsl olan
eylerin istikrarl ve kemlini tamamlam bir husul olmaz. Bundan ortaya kan,
hareketin her eyde eksilme ve arta yatkn oluudur. Bunun tek istisnas cevherlerdir.
u halde cevherlerde hareket adna bir ey husule gelmez. Cevherin kevn ve fesad bir
hareketle olmayp tek defada bir emirle olur. Nicelie gelince, eksilme ve arta yatkndr.
Dolaysyla onda hareket olabilir; gelime, zayflama, salnma ve younlama gibi.
Nitelie gelince, o da eksilme, artma ve sertleme kabul eder; aarma, kararma gibi.
Dolaysyla onda da hareket husule gelir. Muzfa gelince, eksilme ve art kabul
bakmndan ncekilerden birinin kategorisi iin arz olabilir. Ona bir hareket izafe edildii
zaman, sz konusu kategori iin hakikat olur. cEyn' yani "nerede" olmakla gelince,
hareketin ondaki varl gayet ak olup intikldir. 'Meta' yani ne zamanda olmakln
cisim iin varl, hareketin ona balanmasyla olur. Onda hareket nasl olabilir? Eer
hareket olsayd, her "ne zaman" iin, baka bir "ne zaman" sz konusu olacaktr. Vaz'
yani duruma gelince kanaatimize gre onda da hareket olabilir. zellikle yuvarlak cismin
kendi ekseninde hareket etmesi rneinde olduu gb. nk onu kuatan meknn yok
olduu varsayldnda bile hareketli olmas imknsz olmayacaktr. Ancak bu hareketli
meknda varsayld zaman imknsz olacaktr. Bunun varlk alemindeki rnei,
kendinden tede baka cirim bulunmayan en uzak cirimdir. Durum eksilme ve
sertlemeye yatkndr. rnein 'Dikil!' 'Eil!' denir. Mlke gelince ondaki hal deiiklii,
ncelikle nerede olu bakmndandr. u halde mlkteki hareket arazdr. Fiilde bulunmaya
gelince, mlkteki hal deiimi bilkuvve, niyet veya arala olur. Hareket nce fiil sahibinin
kuvvetinde, niyetinde veya aracnda olur. Fiilde ise arazla olur. Hareket, bir halden k
olduu iin ancak kararl bir halden kla olabilir. Oysa fiiller byle deildir. u halde zt
ile hareket ancak nicelik, ntek, neredelik ve durumda olabilir. Bu da bir eyin
neredelii, nicelii, nitelii ve konumu bakmndan hareketten nce veya sonra bulunduu
hal zere kalmasnn caiz olmamasdr.
Skun: Hareketin bulunabilecei bir eyde hareketle ilgili suretin bulunmamasdr. Onun
bu yokluu bir tr mana olup resmedilmesi mmkndr. nsanda her ikisinin birden yok
bulunmasyla yrme gcnn yokluu arasnda fark vardr. lkinde inan ve sylem
bakmndan mutlak olumsuzluk sz konusudur. kincisi ise, yrme gerekesinin ortadan
kalkmas halinde varolan yrme kart durumda bulunmasdr. Ancak yrme hali, bir
yerde mevcut olup illeti de mevcuttur. Yrmek sz konusu yokluk iin arazla varolan bir
illettir. Dolaysyla yokluk araz illetine bal, arazla mevcuttur.
Biliniz ki cisimde gerekleen her hareket, ancak muharrik bir illetle varolabilir. Eer zt
ile ve cisim olmas itibaryla hareket etmi olsayd, her cisim hareketli olurdu. te bu
yzden, muharrikin cism heyula ve onun sureti zerine ilve bir mana olmas vcp
olmutur. Byle bir mana cisimde ya olur, ya olmaz. Muharrik, eer cisimden ayrksa
cisimde mevcut hareket ve deiime yatkn bir manay hareket ettirmi olmaldr. Ztnda
bulunan bir mana sebebiyle hareketli olan cisim, zt ile hareket eden (=mteharrik
bizatihi) olarak isimlendirilir. Buna gre onda bulunan illetin bazen hareket ettirmesi,
bazen hareket ettirmemesi sz konusu olur ki buna tercihle hareket eden (=mteharrik
bi'1-ihtiyr) denir. Ya da byle olmaz ki buna da tabiat gerei hareket eden
(=mteharrik bi't-tab') denir. Tabiat gerei hareket edenin tabi hali iinde hareket
etmesi caiz deildir.
nk bir eyin tabiatnn, zt iin gerektirdii eyin tabiat bozulmadka ondan ayrlmas
mmkn deildir. Cisimde belirginleen her hareket, ancak tabiat btl olmadan ayr
olabilir. Ama tabiat, hareketi tabi haline dnebilmek n gerektirebilir. Tabi haline
dndnde hareketin gerekesi ortadan kalkacak ve hareket etmesi mmkn
olmayacaktr. Bu durumda da hareketin miktar, tabi durumdan olan uzakln miktaryla
orantl olacaktr. Bu hareket, eer meknda oluyorsa doru olmaldr. nk o, tabi bir
eim indir. Tabi eim iin olann da mesafe bakmndan en yaknda olmas gerekir. En
yakn mesafe ise doru izgiyle mmkndr, Meknda gerekleen dairesel hareket, tabi
olamaz. Durumda gerekleen hareket de ayn ekilde tabi olamaz. Tabi olan her
hareket, tabi olmayan bir halden katr. Dolaysyla onda ayrld eye dnmeye dnk
tabi bir kastn bulunmas caiz olmaz. nk onda tercih sz konusu deildir. Eer dn
gerekleiyorsa, o hareket gayr-i tabi bir harekettir. Bu durumda da irade ve tercihten
domu bir hareket olur. Eer zorlama sonucu olursa, o takdirde de tabiat ve tercihe rc
etmesi gerekir.
Hareketler, kendileri itibaryla iddet ve zaafa, hz ve yavalamaya maruz kalrlar. Ama
bu, aralkl sknlarla olmaz. Hareketler, tek bir kategori zerinde vuku bulduklarnda
ayn cinste veya o kategorinin altnda yer alan cinslerden birinde olurlar. Hareketler tr
bakmndan bir olabilirler ki bu durumda tek bir cihetten ayn trden baka bir cihete eit
bir zamanda ynelmeleri zorunlu olduunda sz konusu olur. ahs bakmndan da bir
olabilirler. Bu da, ahs bakmndan tek bir hareketliden tek bir zamanda sdr
olduklarnda olur. Birlii, hareketlerdeki bitime sebebiyledir. Tr bakmndan mttefik
olan hareketler zt olmazlar. Hareketlerin mutabakat ile bir ksmnn bir ksmndan daha
hzl, daha yava veya eit olduklarnn sylenebildii hareketler kastedilir. En hzl olan,
ayn mesafeyi dierinden daha ksa srede alr. Zdd ise en ar olandr. Eit olan da
malmdur. Hareketler arasndaki mutabakat, bilkuvve olduu gibi bilfiil veya hayalle de
olabilir. Zt hareketlere gelince, konulan ayn olan ki harekete denir. Bunlar, o konuda bir
araya gelmeleri imknsz olan iki ayr zt olup aralarnda ok byk farkllk mevcuttur.
Hareketlerin ztl, hareket edenlerin ztlyla veya zaman sebebiyle, yahut zamanda
hareket edenlerin ztlamasyla gereklemez. Aksine taraf ve cihetlerin ztla-masyla
gerekleir. Buna gre meknda gerekleen dorusal ve dairesel hareketlerde ztlama
olmaz. nk bunlar cihet bakmndan elimemektedirler. Hatta dairesel harekette cihet
dahi sz konusu deildir. nk o bitiiktir. Meknda gerekleen dorusal hareketlerde
ztlama tasavvur edilebilir. rnein biri inerken dieri kabilir, biri saa giderken dieri
sola gidebilir. Hareket ve skn arasndaki ztla gelince, yokluk ile iyelik arasndaki ztlk
gibidir. Her yokluun skun olmadn, sknun hareket etmeme durumu olduunu daha
nce aklamtk. Bu da hareketin sz konusu olduu meknda geerlidir. Bu adan
bakldnda mekndaki skn sadece mekndan ayrlma ynndeki hareketin karsnda
yer alrken ona ynelen hareketin zdd olmaz. Hatta bu sknun o hareket iin
tamamlayc olmas bile sz konusudur.
Buraya kadar sylediklerimizi kavradnzda zaman anlamanz daha kolay olacaktr.
Zama-n: Bir hareket, bir mesafede belli bir hzla varsaylr ve onunla beraber ayn
mesafede baka bir hareket daha bulunur ve bu ikisi birlikte balayp mesafeyi birlikte
alrlarsa, eer farkl anlarda harekete gemi ve hareketi ayn anda terk etmilerse, biri
dierinden daha fazla yol alm olacaktr. Eer biri yava, dieri hzl ise, ayn anda
balayp, ayn anda durmalar halinde yava olann hzl olandan daha az mesafe alm
olduu grlr. Hzl olann nce balayp brakmas durumunda belli hzla belli bir mesafe
almas, belli bir arlkla ise daha az mesafe almas mmkndr. Hzl olann sonra
balamas ve brakmas durumunda ise ayn hzla daha az mesafe almas mmkndr.
Dolaysyla bu mmknlk ilki ksma mutabk iken mceb ksma mutabk olmaz ve bu
mmknln durumu bitme ve tkenme olur. nk hareketler asndan tek bir hal sz
konusu olsayd, hz bakmndan bir olanlar, yani balama ve brakma an bakmndan ayn
olanlarn ayn mesafeyi almalar gerekirdi. Bir mmknlk dier mnknlkten daha az
olduu iin, bu mmknlkte artma ve eksilmenin olmas da mmkn olmu ve harekete
uygun bir miktara sahip olmutur. u halde harekeder iin, kendilerine uygun bir miktar
sz konusudur. Hareketlere uygun olan her ey bitiiktir. Bitime ise yenilenmeyi
gerektirir. te 'zaman' olarak adlandrdmz kavram budur. Sonra bunun belli bir madde
zerinde olmas gerekir. Buradaki madde hareket, yani hareket miktardr. Yokluk
bakmndan farkl iki hareketin vuku bulduu varsaylrsa orada iki farkl mmknlk,
daha dorusu iki farkl miktar bulunur. Mmknlk ve miktarn ancak bir konu zerinde
olabileceini daha nce ifade etmitik. u halde zaman, kendisinden nce baka bir
zamann bulunduu zamana bal bir muhdes deildir. nk hakknda konutuumuz
ey, bizzat o zamandr. Onun hadis oluu, ancak yaratcsnn nceden varolduu bir
yaratl hudsudur. Zamann taalluk ettii ve uygun olduu ey de byledir. Zaman
bitiik bir kavram olup sadece zihinde blnebilir. Blnd zaman anlar kar ve
gemi-gele-cek olmak zere iki dilime ayrlr. Gemi ve gelecek zamanlarn zaman
iindeki konumu saysal birimlerin say iindeki konumlar gibidir. Onda bir an olmas,
saydaki tek birim gibidir. Hareket edenlerin zamandaki konumu, saylanlarn say iindeki
konumlar gibidir. Dchr ise zaman kuatandr. Zamann ksmlar tamamen zihinsel
ksmlar olan saatler, gnler, aylar ve yllar gibi dilimlerden oluur.
Mekn: Cismi kuatm olan eye mekn denir. Cismin dayand eye de mekn
denilmitir. lki tabiatlarn konu aldklar tanmdr. Bu tanma gre o, bir mtemekkini
muhtevi, hareket halinde ondan ayrk ve ona denktir. O, bir mtemekkinde bulunan bir
ey deildir. Heyula ve suret olan her ey mtemekkindedir. u halde mekn, ne heyula,
ne de surettir. Maddeden soyut olduklar iddia edilen boyutlar da, mtemekkin cismin
yerini almaz. Bu, bazlarnn dndkleri gibi boyutlarn boluundan veya boluu caiz
grenlerin sandklan gibi bo olmalarnn caiz olmas nedeniyle deildir.
Boluun reddi noktasnda yle deriz: Boun boluu varsaylsa mudak anlamda bir ey
olmayp sahip olduu nicelie gre mevcuttur. nk varsaylan her boluk, kendisinden
az veya ok baka bir boluu var edebilir, ztnda blnme kabul edebilir. Yok
(=ma'dm) ve ey olmayan (-ley*) ise byle bir varetme gcne sahip deillerdir.
rnei ey olmayann boaltlmas sz konusu deildir. nk o bir nicelik sahibidir. Nice-
likler ise ya bitiik, ya ayrktr. Ztndan ayrk olan ise czleri bakmndan ortak tariften
yoksundur. yleyse bolukta ortak bir tarif sz konusudur. Yani o, czleri bakmndan
bitiik olup deiik cihetlere yaylmtr. u halde o, boyutu kabul eden bir durum
sahibi niceliktir. rnein ona mutabk olan cisim gibi. O sanki, maddeden farkl retisel
bir cisimdir. Bunlardan hareketle deriz ki: Boluk, ya o miktar iin vazedilmi, ya da
vazedi ve miktar boluun iki cz olmas biiminde olur. lki geersizdir. Zira miktar
zihinde paralannca, boluk tek bana miktarsz kalr. Buna ramen bir miktar olduu
varsaylsa, bu da akl ve manta aykr olur. Eer kendi asndan miktar sahibi
grlrse, o da kaplad miktar deil kendiyle kim bir miktar olur. Boluk madde ve
miktarn bilekesi ise, o zaman cisim olur ki o da doluluktur.
Bitime ve ayrma kabul eden her ey ortak bir maddeye sahiptir. Bu madde her ikisine
de yatkndr. Boluk ise maddeye sahip deildir. Dolaysyla onda bitime ve ayrma caiz
deildir. Bundan hareketle deriz ki: ki cisim arasndaki bir dierini menedi (=temnu)
duyularla bilinir. Temnu, madde bakmndan deildir. nk madde, madde olmas iti-
baryla czlerinden ayrlmaya uramaz. Ancak cisim, boyut sureti sebebiyle cisimden
ayrlabilir. Boyutlarn tabiatlar, geimeyi reddedip direnme ve saknmay gerektirir. Bir
boyutun baka bir boyuta girdii varsaylsa, ya ikisi de mevcut veya yok, ya da biri
mevcut dieri yok bulunurlar. kisi birden mevcut olsalar, ikisi birden daha fazla olurlar.
nk byk olan, her zaman daha fazladr. kisi birden yok olsalar, ya da biri mevcut
dieri yok olsa, aralarnda geime olmaz. Bolukta cismin bulunmas boyut iinde boyut
olmasdr ki bu imknszdr.
Cismin sonsuz olmay noktasnda unu syleyebiliriz: Zt ile varolan her durum ve tertip
sahibi sonludur. Eer sonsuz olsayd, ya btn taraflar bakmndan sonsuz, ya da bir
taraf bakmndan sonsuz olurdu. Bir tarafndan sonsuz olmas halinde zihinde sonlu
taraftan bir czn ayrlmas sz konusu olurdu. Sz konusu miktar da o czle birlikte belli
basma bir ey olacaktr. Ardndan zihinde iki sonlu tarafa uygulanacaktr ki bu durumda
ya, uzama bakmndan birbirlerine mutabk olarak birlikte artan da eksilen de denk
olacaktr ki bu imknszdr. Ya da uzamayp ksa-larak sonlu olacaktr. Ayrlanda da
sonluluk olaca iin bilekeleri sonlu olacaktr. Bu durumda asl da sonlu olacaktr. Btn
taraflar bakmndan sonsuz olduunda ise, btn czlerin bulutuu bir ayrm noktasna
sahip olmas varsaylarak son olur. Czler ve iki cz hakknda sylenecek olan da ilkinde
sylenenle ayndr. Bundan doan burhan udur ki zt bakmndan tertip zere ve bilfiil
mevcut olan sonludur. Bu bakmdan sonsuz olan ey se varolduunda eksilme ve art
kaldrmas ayrlmaz gerek olur ki bu da imknszdr. Czleri sonsuz ve bu czleri birlikte
bulunmadnda ise gemi ve gelecekte birbiri ardnca varolmas mmkndr. Belli bir
sayda ve durum ve tabiat bakmndan tertipsiz olduunda da birlikte bulunmalarna engel
yoktur. nk durum ve tabiat bakmndan tertip zere olmayan, intibak da
kaldrmayacaktr. Birlikte varl olmayana gelince o bundan en uzak olandr. Cismn
kuvvetlerin sonluluunu kabul ederken cismn olmayan kuvvetlerin sonsuzluunu
savunuruz. bni Sina dedi ki: Bilfiil sonsuz varln mmteni olduu eyler, btn
alardan mmteni olmazlar. rnein say blkuvve sonsuzdur. Hareketler de ayn ekilde
fiile dnmeyen kuvvetle sonsuzdurlar. Saylarn sonsuzluu belli bir sonu olmakszn
artma kuvvetine sahip olnalarndadr. Biliniz ki kuvvetler fiilin ortaya k iddetine veya
ortaya k saysna ya da fiilin beka sresine gre artma veya eksilme bakmndan
farkllk arz ederler. Aralarnda iki uzak fark sz konusudur. iddet tr bakmndan fazla
olan, mddet tr bakmndan eksik olur. Hareket ettiren kuvvet iddetli olduka
hareketinin kalclk sresi daha ksa, hareketlerini says daha ok olur. Hibir kuvvet
iddeti bakmndan sonsuz olamaz. nk buna yatkn haller bakmndan ortaya kan, ya
zuhur ettii ekil zere art kabul etmesidir ki bu durumda sonlu ve sonra art caiz
olur. Ya da bunu kabul etmez ki bu da iddet bakmndan sonluluktur. Cismn
kuvvetlerin tamam blnebilir ve sonludur.
Cihetlere gelince, bilindii zere srf boluk, boyutlar veya sonsuz br cisim
varsaydmzda tr bakmndan farkl cihetlerin varl asla sz konusu olmaz. Ne alt, ne
st, ne sa, ne sol, ne n, ne arka olur. Cihetler, ancak sonlu cisimler hakknda
dnlebilir. Ayn ekilde cihetler de sonludur. Bu nedenledir ki onlara iaret edilebilir ve
her cihetin dierinden ayran zgnlk ve ayrcal vardr. Cisimler kresel olduklarnda
cihetlerin belirlenmesi kuatan ve kuatlan zere olur. Bunlardaki ztlama, merkez le
kuatan evre arasndadr. Belirlenmi csm kuatc olduunda iki tarafn belirlenmesi
iin yeterli olur. nk kuatma, merkezi, ondan en uzak ve ona en yakn noktay sbt
eder, bunun iin de baka bir cismi gerektirmez. Cihetlerin, yaknln kendisi, uzakln
baka bir cisimle belirlenmesi sebebiyle yalnz kendisiyle belirlenmedii bir evre
varsayldnda bu da hi kukusuz bir kuatcya gtrecektir. Hareketleri dorusal olan
cisimlerde cihetlerin varl onlarn mekn ve hareketleri sebebiyle kendilerinden sonra
olmaz. nk cihetler, onlarn hareketleriyle ortaya kar. Dolaysyla cihetlerin kendisiyle
belirlendii cismin mtekaddim bir cisim olmas gerekir. Bu durumda cihetlerin biri tabiat
gerei ona en yakn olacaktr k o da sttr. Bunu da ona en uzak olan izleyecektir ki o
da alttr. Bu iks tabiat gereidir. Dier cihetler ise srf cisim olmalar sebebiyle
cisimlerde gerekli olmazlar. Aksine canl olmalar sebebiyle gerekirler. rad hareketin
kendisine doru olduu cihet n, kuvvetin balangc olan cihet sadr. st, ya lemin
stte oluuna kyasla, ya da ilk oluum hareketinin ona doru olmas itibaryla byle
tanmlanmtr. Bunlarn karsnda se arka, sol ve alt gelir. st ve alt, uzakln iki u
noktas olarak bilinirler ki 'boy5 olarak simlendirilmesi en uygun olandr. Sa ve sol
arasndaki uzaklk ise 'en' adyla anlr. On ile arka arasndaki uzaklk iin en uygun isimse
'derinlik'tir.
Cisimlerin tabi ve gayr-i tabi durumlar hakkndadr.
Bilindii zere cisimler basit ve mrekkep (terkip hali) olmak zere k ksma ayrlrlar.
Her cismin zorunlu bir yerkaplam (hacim) vardr. Bu hacim, onun iin tabi bir hacim
olabilecei gibi, tabiatna aykr bir hacim veya ne tabi ne de aykr bir hacim olabilir. Bu
hacmin bir ksmnn tabi, bir ksmnn aykr olmas da mmkndr. Cismin btn
hacminin tabi olmas imknszdr. nk bu, sz konusu cismin tabiat dndaki her
mekn terk etmesini veya tabiatna uygun olan her mekna ynelmesini gerektirir. Oysa
gerek durum byle deildir. nk bu, akl ve manta aykrdr. Cismin hacminin
tabiatna tamamen aykr olmas da sz konusu deildir. nk bunun gerei, cismin
tabiat icab hi skn bulmamas ve hareket edememesidir. Bulunduu her meknn
tabiatna aykr olmas halinde nasl hareket edecek veya hareketsiz kalacaktr?
Bulunduu her meknn ne tabiatna uygun, ne de aykr olmas ihtimali de geersizdir.
nk cismi bulunduu hal zere varsaydmzda onun iin kstlayc ve arazlarn
ortadan kalkmas sz konusu olur. Bu durumda onun kendine zg bir hacmi olmas ve
oray kaplamas gerekir. Buras onun tabi hacmidir. Oradan ancak zorlayc bir etkenin
zorlamasyla ayrlabilir. Drdnc ksmda ise cismin kaplamlarndan bir ksmnn tabi, bir
ksmnn tabiatna aylar olmas sz konusu olur. Ayn durum ekil iin de geerlidir. Buna
gre her cismin bir eklinin bulunmas zorunludur. nk cismin snrlar sonludur.
ekiller ya tabi, ya da zorlama neticesidir. Zihinde varolan zorlayclar kalktnda ve
cisim, cisim olmas itibaryla ele alnp czleri benzer olduunda eklinin kresel olmas
gerekir. nk tabiatn madde zerindeki etkisi bir ve benzerdir. Dolaysyla bir cznde
a, br cznde dorusal veya eik bir izgi oluturmas mmkn deildir. Dolaysyla
czlerin benzer ve kresel olmas gereklidir. Mrekkeplere gelince, czle-rindeki
farkllktan dolay ekilleri kresel olmayabilir. Semav cisimlerin tamam kreseldir.
Czleri ve kuvvetleri benzer olduu iin tabi kaplamlar ve cihetleri de birdir. Bundan
hareketle, iki lemde iki arz tasavvur edilemeyecei gibi iki ufukta iki ate de tasavvur
edilemez. Daha da tesi iki lem tasavvur edilemez. nk lemin kresel olduu sabit
bir gerektir. Biri dierinin yannda ve aralarnda boluk bulunan, sadece blnmez bir
czle birleen iki kresel cisim varsaylsa bu da imknszdr. Boluun imknszln daha
nce ifade etmitik. Harekete gelince, bilindii zere her cisim arazsiz olarak, bir
kaplamda bulunan cisim olmas bakmndan dikkate alnmtr. Bu cisim ya hareketli veya
hareketsiz olur. Tabi hareket ve tabi skn ile kasdettiimiz de budur. Deriz ki: Eer
cisim basit ise, czleri benzer olur. Onunla buluan ve meknnda bulunan czleri de
byledir. Czlerinden bir ksm, meknnn czlerine dierlerinden daha lyk deildir.
Onlardan birinin tabi mekn sahibi olmas da gerekmez. Dolaysyla bulunduu durumun
dnda olmas mmteni deildir. Bilakis tabiatlar gerei o durum veya nerelikten
bilkuvve ayrlmalar sz konusudur. Tabiatna ynelimi olmayan hibir cisim, haric bir
nedenle hareketi kabul etmez. Dolaysyla tabiatnda bir tr hareket bulunmas
zorunludur. Ya btn, ya czleri asndan byledir. Bylelikle bulunduu vaziyette
czlerinin hareketiyle hareketli olabilir. Bu durumda harekete yatkn olan her eyde bir
ynelim esas mevcuttur. Bu ynelimin dorusal veya dairesel olmas mmkndr.
Semav cisimler daha nce de ifade ettiimiz gibi dorusal hareketi kabul etmezler. Onlar
dairesel hareket iindedirler. Hareketlerinin dayandklar ilkeleri daha nce ifade etmitik.
Nitelie gelince ncelikle deriz ki, semav cisimler maddeleri bakmndan mterek
olmayp tabiatlar itibaryla farkldr. Ayn ekilde suretleri de farkldr. Bunlardan birinin
maddesinin baka birinin suretinde tasavvur edilmesi uygun deildir. Eer bu mmkn
olsayd, dorusal harekete dnlrd ki bu imknszdr. Semav cisimlerin tr bakmndan
farkl beinci bir tabiatlar vardr ki unsurlarn tabiatlarndan farkldr. Onlarn maddeleri
mterek, suretleri ise farkldr. Bunlar ate gibi kuru scak, hava gibi scak nemli, su gibi
souk nemli ve toprak gibi kuru soua ayrlrlar. Bunlar onlar asndan suret deil araz
niteliinde olup birbirlerine dnmeye, gelime ve bozulmaya yatkndrlar. Semav
cisimlerin etkilerine de aktrlar. Niteliklere gelince scaklk ve soukluk etken (-fail) nite-
liklerdir. Scak olan baka bir cismi titretip eritebilir ve buna maruz kalan da ac ekebilir.
Souk ise baka bir cismi younlatrp sertletirebilir ve buna maruz kalan ac
hissedebilir. Nem ve kuruluk ise edilgen niteliklerdir. Nemli, blnme ve birlemesi,
ekillendirme ve savmas kolay olandr. Kuru se btn bunlar kabul zor olandr.
Mrekkep cisimleri oluturan basitler, bu drt kuvvetin etkisiyle farkllap ayrabilirler.
Bunlardan hibiri dieri iin yok olamaz. Cisimler iin yapta niteliinde deildirler. Ama
tabiatlaryla tek balarna braklp haric hibir engelleyicinin etkisinde kalmadklarnda
bunlardan cirimlerinde scakl veya soukluk, kuruluk veya rutubet hsl olur. Yine
tabiatlaryla tek balarna braklp kendilerinden bir engel tarafndan
engellenmediklerinde ya skn, ya ynelim veya hareket hsl olur. te bu yzden
bunlara tabi kuvvet denilmitir. rnein ate tabiat gerei yakc, sema tabiat gerei
hareketlidir. Bylelikle tabi kaplamlar, tabiatn bunlar iin nasl kullanlabileceini, tabi
nitelikleri renmi bulunuyorsunuz. Bunlardan hareketle deriz ki:
Unsurlar dnm ve deiime yatkndrlar. nk aralarnda mterek bir madde vardr.
Bunlarda mahede dikkate alnr. rnein tatl suyun bir buz tama dndn grrz.
Tan zlerek kuma dntn de grebiliriz. Bu dnm srecinin ardndan tekrar
suya dnebilir. u halde su ile toprak madde bakmndan mterektirler. Ayn ekilde
ak bir havann bir anda sertleerek byk lde veya tamamen su, kar ve doluya
dntn grebilirsiniz. Donmu buzu bir tun kaba koyduumuzda yzeyde
damlacklar olduunu grrz. Bu, szma veya damlama eklinde deildir. nk buzun
kaba temas etmedii tarafta olumas sz konusudur. Benzer durumu su scak ve kap
dolu olduunda grmeyiz. Kabn iindeki bu toplanma, buzun temas etmedii yerlerde
olmaktadr. Kabn azn kapattktan sonra bir buz ktlesinin iine gmersek, yine iinde
su biriktiini grrz. Ayn kab az kapal biimde kaynar suyun ine koysak inde
hibir eyin birikmediini grrz. Bu fiziksel olaylarn nedeni, kaba giren veya kaptan
kan havann suya dnmesinden baka bir ey deildir. u halde su le hava arasnda
mterek bir madde bulunmaktadr. Hava atee de dnebilir. Bunu en yi
gzlemlediimiz yer, demircilerin kullandklar krklere benzer ekilde iddetli bir hzla
hareket ettirilen pompalarda grrz. Bunlardan kan hava, ahap ve benzerlerinde
tutuup yanar. Ancak bu, ekilme eklinde olmaz. nk ate, sadece yukar doru
hareket edip bir meknda istikrara ynelen bir harekette bulunmaz. nk ahapta
bulunan atein, korda bulunan ve yanmayan ate miktarnda olmas imknszdr. Atein
bir yerde istikrar elbette miktar bakmndan daha toplaycdr. Yaylan bir ey her zaman
iin toplanandan daha zayf olur. u halde hava ile ate arasnda da mterek bir madde
bulunmaktadr. Deriz ki: Unsurlar byme ve klmeyi, younlama ve seyrelmeyi
kabul ederler. Bir cisim, dtan bir ziyade olmakszn dier cisimden byk olabilir.
Eksiklik olmakszn da ondan kk olabilir. Byk ile kk arasnda da mterek bir
madde vardr. nk miktar heyulada bulunan bir araz, byklk ve kklk ise
niceliklerde bulunan arazlardr. Bunu suyun kaynama halinde grebiliriz. Kaynatlan su
seyrele-rek hacim bakmndan byr. Ayn ekilde arap da kpte bekledike ier ve
kaynatldnda taar. Glsuyu iesi de byledir. Az kapal ve dolu iken kaynatlrsa
krlp dalr. Bunun tek sebebi, iindeki suyun kaynama sonucu hacminin artmasndan
baka bir ey deildir. Bu noktada ona dhil olan ate paralaryla byd kesinlikle
sylenemez. ie suyla dolu ve inde boluk yokken byle olmas nasl mmkn
olacaktr? Atein tabiat gerei ykselme ynnde hareket ettii de sylenemez. Byle
olsayd glsuyu iesini krmas deil yukar doru kaldrarak uurmas gerekirdi. Br kap
hafif ve sert olduunda onu yukar itmek krmaktan daha kolay olur. u halde glsuyu
iesinin krlma nedeni, suyun btn ynlerden yaylp genilemesi sonucunda en zayf
noktasndan atlamasdr. Miktarn artp eksilme gstermesini kantlamak iin baka
rnekler de verilebilir. Deriz ki: Unsurlar, semav etkilere de aktr. Meyvelerin
olgunlamas, denizlerin met cezir olay, gne scak ve yukar doru hareketli olmad
halde gne vastasyla s ve n yaylmas, snn etkisiyle ykselme gibi fiziksel
etkilere gelince btn bunlar maddenin suretleri kabul noktasnda surederin yaratcs
tarafndan bahedilmi istidatlardr. Felek kuvvetlerin de haric etkileri olabilir. Yoksa
afyonu soutan suyu soutandan nasl daha gl olacaktr? Souyan ksm ztlarla
mrekkep olma sonucu bask altna alnmtr. Yine gne nlarnn otlar ve bitkilerde
meydana getirdii en hafif snmann etkileri, atein verdii daha yksek sya ramen
olumaz. Unsurlarn dnm, deiim ve etkileri nasl kabul ettiklerini bu ekilde grm
ve neyin cevher itibaryla, neyin de unsur itibaryla olduunu aa karm olduk.
nc Makale
Drdnc Makale
Beinci Makale
nsan nefsin cevher olup cisim veya cisimle kim olmamas, drakinin aralarla olduu
gibi arasz da olabilmesi, kendisinin bir, glerinin ok olmas ve bedenle birlikte
varolmasna ramen bedenden sonra da baki kalmas hakkndadr.
Nefsin cisim olmaynn burhan, ztlarmz madde ve maddenin nicelik, nerelik ve
durum gibi arazlarndan mcerret halde tamamen akl bir idrakle hissetmemizdir. Bunun
nedeni ya zt iin mdrik olann birlii bilmek, varl mutlak olarak bilmek gibi mcerret
olmas, ya da akln onu mutlak anlamda insan gibi arazlardan tecrit etmesidir. Buna gre
sz konusu mcerret suretin ztna baklmas ve bu soyutlanma niteliinin nasll
zerinde dnmesi gerekir. Bu ondan alnan bir eye kyasla m soyutlanmtr? Yoksa
alannn soyut olusuna kyasla m soyutlanmtr? Hi phesiz ondan almana kyas
edilmesi tibaryla soyut deildir. Bu durumda geriye akldaki varl bakmndan durum
ve nerelikten soyutlanm olmas htimali kalmaktadr. Durumu olmayan bir eyin durum
ve nerelii olan bir eye hulul etmesi sz konusu olmaz ki en gl yol budur. Maddeden
soyutlanm zt bakmndan bir olan akl varlk u seenekler dna kamaz: Ya belli baz
czlerine nispeti olup belli bir cihete hulul ederek mahalline nispetle sada veya solda
bulunur. Ya da kll bakmndan tek bir nispeti olur. Yahut ne ona nispeti, ne de btn
czlere nispeti olur id nispet btn alardan kaldrld zaman cismin btn veya bir
ksmna hulul etme ihtimali de ortadan kalkar. Nispet gerek olduu zaman, aklla bilinen
varln bir durumu olup sahip olmad bir duruma konulmu olur ki bu akl ve manta
aykrdr. Bununla u aklk kazanr ki maddeye sinmi olan suret, blnebilir cz'
eylerin siluetleri olabilir. Bu czlerden her birinin, dier czlere bilfiil veya bilkuvve
nispeti bulunur. Tarifin czleri arasnda tanlk balonundan oalan ey bir btndr ve
tarif bununla blnmez. Bu btnlk, btnlk olmas bakmndan blnebilir olanda nasl
resmedilecektir? Ayn ekilde kuwe-i natka tabiat gerei bilkuvve sonsuz olan akliyat
bilfiil birer birer akleder ve bu birimlerden hibiri dierinden evl olmaz. Bu durumda
salkl gr u olmaktadr ki bilkuvve sonsuz olan eylere muktedir olan bir eyin
mahallinin, cisim ve cisim kuvvetinde bir mahalli olmas caz deildir.
Akliyatn mahallinin cisim olmaynn kesin delili, cismin zorunlu olarak bilkuvve
blnebilir olmasdr. Blnemeyen bir eyin blnebilir bir eye hulul etmesi sz konusu
olmaz. Akl olan blnebilir olmad iin blnebilir olana hulul etmez. Cismin blnebilir
olduunu daha nce dellendirmitik. Soyut ma'kln blnebilir olmadn da az nce
fade ettik. Bolnmeyenin, blnebilir olana hulul etmeyiine gelince, mahalli yle
taksim edebiliriz: Mahal, kendisine hulul edeni ya btl klar d bu yanltr. Ya da btl
klmaz ki bu durumda ona hulul edenin mahallin bir ksmna ya da tamamna hulul etmesi
sz konusu olur ki bu imknszdr. nk bir ksmn hkmnn, tamamn hkmyle ayn
olmas gerekir. Ya da mahallinin blnmesiyle blnerek blnmeyen varsaylr. Buna
bal olarak da ona hulul edenin blnd varsaylr. Bu da u ihtimaller dna kmaz:
Ya aklla bilinen ekil ve say gibi czleri bakmndan benzerdir. Ama aklla bilinen her
suret bir ekil deildir. Ya da aklla bilinen suret srf akl deil hayal olabilir. Bundan daha
a yle demenin mmkn olmaydr: ki czden her biri kendi bana mana
bakmnda kll ifade eder. Cins ve fasl ( ayrm) bakmndan yaplan tariflerin
czlerinde olduu gibi benzer de olmayabilirler. Bu gr de birok imknszla yol aar
niteliktedir. rnein cismin her cz' blnebilirdir ki bu durumda cinsler ve fasllarn
sonsuz olmas gerekir. Bu ise btldr. Ayn ekilde bir tarafta cins, dier tarafta fasl
bulunsa ve cismi blsek, cinsin yarsnn bir tarafta, fasln yarsnn da baka bir tarafta
bulunmas gerekir ki bu imknszdr. Sonra czlerden herhangi biri fasl yerine cinsi
kabule daha evl deildir. Dier taraftan aklla bilinen her eyin daha basit ma'klta
blnmesi de mmkn deildir. nk cinsleri ve fasllar olmayan, mana ve nicelik
bakmndan blnmeyen ok bast ma'klt da mevcuttur ki bunlarda benzer czlerin
vehmedilmes sz konusu deildir.
Btn bu gerekler nda aa kmaktadr ki ma'kltn mahalli, ne cisim, ne de
cisimde bir kuvvet deildir. yleyse o aklla bilinen bir cevherdir. Bedenle ilikisi, bir hulul
veya tab1 olma yani sinme ilikisi deil tedbir ve tasarruf ilikisidir. lim cihetinden ilikisi
sz edilen sel (=btn) duyulardr. Amel cihetinden ilikisi se anlan hayvan gler
olup beden zerinde tasarruf sahibidir. Kendine zg bir fiili vardr ve bununla bedenden
ve onun glerinden mstani olur. Bu cevherin en temel zellii kendi ztn ve onun
ztnn akl olduunu, zt ile arasnda, yahut kendisiyle arac arasnda bir ara
bulunmadn akletmesidir. Bir eyin idraki, ancak onun suretinin aklda tezahr
etmesiyle olabilir. Kalp veya beyin tr aralarn suretleri, akl asndan ya aynyla
husule gelmi, ya da bakasnn sureti, samda husule gelmi olabilir ki ara suretinin
aynyla varolmas sz konusu deildir. O suret, kendinde asla hsl olmaz. Buna bal
olarak da bunlar nakleden idrkin hsl olmamas gerekir. Oysa durum byle deildir. O,
bazen aklederken, bazen de idrakten yz evirir. Varolan bir eyden yz evirmek
mknszdr. Arasz suretlerin sayyla olmalar da btldr. nk onlar, ya cismin katlm
olmakszn kuvvetin bizzat kendisine hulul ederler ki bu onlarn cisimde deil kendileriyle
kim olularna dellet eder. Ya da cismin katlmyla olur ki bu durumda da sz konusu
farkl suret akl kuvvetin kendinde ve ara olan cisimde olmaz. Zira bu birbirine benzer iki
suretin tek bir cisimde bir araya gelmesine yol aar ki bu imknszdr. Eya arasndaki
farkllama tek bir tarife dhil olup ya maddelerinin farkllndan, ya da kll ile czi
arasndaki farkllktan kaynaklanr. Burada kastedilen her ikisi de deildir. Bylelikle idrak
sahibinin idrak vastas olan bir arac idrk etmesinin caiz olmad kesinlemi olur.
Bu sadece akla mahsus deildir. Ayn ekilde duyu da kendi dndaki bir eyi alglayp
kendini, duyu aracm ve alglayn alglayamaz. Benzer biimde muhayyile de kendini,
fiilini ve aracn hayal edemez. Bu nedenledir ki idrak kuvvetleri, suretlerin aralara
sinmesinden dolay idrak eylemini srdrmekte zorlanrlar. drak edili bakmndan youn
ve ar olan eyler bu kuvvetleri zayflatr, hatta ilemez hale getirir. rnein ok gl
bir k gz, gl bir gk grlts kula zedeler. Ayn ekilde gl bir eyi idrak
eden, zayf bir eyi idrak elemeyebilir. Akl kuvvette se bunun tersi sz konusudur. Akl
kuvvetin srekli kullanlmas ve her defasnda daha zor eyleri dnmeye zorlanmas,
onu glendirip anlayn kolaylatrr. Akl kuvvetinin usanma ve bezginlik gstermesi,
hayalden beslenmesi yznden olabilir.
Hayvani kuvvetler nefs- natkaya baz konularda yardmc olabilir. rnein duyu gc,
ilerin cz'iytm grmesini salayarak onda u drt zellii oluturur:
a- Nefsin, cz'iyttan mfret kllilerin manalarn madde ve maddenin bantlarndan
soyutlayarak almas, onlardaki ortak ve farkl, zat ve araz hususlar gzetmesi ki bu
sayede nefs iin gerekli dnce esaslar ortaya kar. Bu da hayal ve vehmin kullanlmas
yardmyla olur.
b- Nefsin bu mfret klliler arasnda olumlama ve olumsuzlarna (=cb ve selp)
cihetinden birtakm likiler kurmas, olumlulama ve olum-suzlama cihetinden kendine
uyum salayanlar almas, salamayanlar1 uygun vastaya rastlayncaya kadar terk
etmesi.
c- Duyuda herhangi bir konu veya nerme in verilmi hkmn ayrlmaz yklemini
bulmas suretiyle deneysel nermeleri elde etmesi ki bu sayede duyu ve bir tr kyastan
kazanlm bir kanaati oluur.
d- Tevatrn salamlndan dolay dorulanan haberler de buna girer. nsan nefs,
dnce veya tasdik iin gerekli bu temel bilgileri elde etmek iin bedenin yardmna
bavurur. Nefs keml bulup tam gcne kavutuunda fiillerini kendi bana icra eder. Bu
noktada duyu, hayal ve benzeri kuvvetler onu fiillerinden alkor; sebepler ve araclar
onun iin engel haline gelir.
bn Sina dedi ki: nsan nefsin bedenle birlikte hadis oluunun delili tur ve mana
bakmndan bir olmalardr. nsan nefs bedenden nce varolmu olsayd, ya zt
bakmndan oalr nitelikte veya tek bir zt olurdu. Zt bakmndan oalabilir olmas
imknszdr. nk oalmas, ya mahiyet ve suret cihetinden ya da unsur ve maddeye
nispeti cihetinden olabilir. lk geersizdir, nk nefsin sureti bir ve tr bakmndan
mttefiktir. Mahiyet de zt farkllama kabul etmez. kincisi de geersizdir, nk beden
ve unsur varolmayan faraziyedir. Dedi ki: Nefsin zt bakmndan bir olmas da
imknszdr. nk iki beden olutuunda her ikisinde de nefs oluur. Bu durumda ya tek
bir nefsin iki nefse blnmesi sz konusu olur ki bu imknszdr. nk hacim ve kaplam
olmayan bir ey blnemezdir. Ya da saysal bakmdan tek bir nefs, iki bedende bulunur.
Bunun geersizliini gstermek in de fazla klfete gerek yoktur. u halde nefs, uygun
bir bedenin olumasyla birlikte o bedeni kullanmak iin ortaya kar. Oluan beden onun
mekn ve arac olur. Bu da herhangi bir bedenle birlikte olumu nefsin cevherinin bir
biimi olur. O beden de kendisiyle megul olma, kullanma ve durumlaryla ilgilenme
ynnde tabi bir drty hak eder. Ona doru ekilme, nefse zg olup nefsi herhangi
bir vastayla deil tabiat gerei btn baka cisimlerden alkor. Bedenden ayrldktan
sonraki duruma gelince, nefslerden her biri, olutuu maddelerin, oluum zamanlarnn
ve zorunlu olarak farkllaan bedenlerindek biimlerinin farkllna ramen tek balarna
birer zt olarak varolmulardr. Nefs, bede-nr lmyle lmez. nk baka bir eyin
fesdyla fesat bulan her ey,
bir tr bala bantldr. Bu bant, varlk bakmndan birbirine denk iki eyin bants
gibi olur ve bu durumda her ikisi de kendiyle kim bir cevhere sahip olur. Varlk
bakmndan denk olular, birinin fesat bulmasndan dierinin de fesat bulmas sonucunu
dourmaz. Bu bant, izaf bir durumdur. Birinin fesat bulmasyla birlikte bu izafet de
ortadan kalkar. Ya da ikisinden birinin varlk bakmndan sonra gelmesi sz konusu olur k
buna gre beden nefsin illeti olur. illetler drde ayrlmtr. Bedenin fail illet olmas caiz
deildir. nk cisim, cisim olmas itibaryla ancak cismin kuvvetleriyle fiilde bulunur.
Cismn kuvveder ise ya arazlar, ya da madd suretler biimindedir. Madde ile kim olan
bir eyin maddeyle deil kendiyle kim bir eyin olumasna katkda bulunulmas
dnlemez. Nefsin bedene tab' edilmemi yani sinmemi olduunu daha nce
aklamtk. Bedenin sr veya kemli illet olmas da caiz deildir. yleyse nefsin bedene
bants, bedenin onun iin zti illet olmas cihetinden de deildir.
Beden ve miza nefs iin araz yoluyla illettir. Bir beden hadis olduu zaman, nefs iin
uygun bir ara ve mekn olmas bakmndan gerekli cz' nefsten farkl illetler hsl olur.
Bunlarn ihdas edilmesi, birini deil baka birini hdas etmek iin tahsis edilmi ve onda
sayyla okluun olumasn engelleme sebebiyle olmaz. nk her varln oluumundan
nce bir maddenin bulunmas ve bu maddenin onu kabule veya ona nispet edilmeye hazr
olmas gerekir. nk czi nefsin ihdas caiz olsa ve kendisiyle keml bulaca bir arac
olmasa, varl bakmndan ilevsiz olur. Halbuki tabiatta hibir ey ilevsiz deildir. Ama
arata bir hazrlk ve istidat olutuunda mufrak illetlerden bir ey hadis olur ki o da
nefstir. Bir eyin hudsunun baka bir eyin hudsuna bal olmas, onun btl olmasyla
dierinin de btl olmasn gerektirmez.
nc ksma yeni nefsin cisimle bantsnn, zaman bakmndan nce olann bants
olmas durumuna gelince, nce olann yani mte-kaddimin zaman bakmndan byle
olmas halinde varlnn ona bantl olmas imknsz olur. nk zaman bakmndan
ncedir. Zt bakmndan mtekaddim ise, mteahhirin yokluunun varsaylmas,
mtekaddimin yok olmasn gerektirmez. Buna gre bedenin fesada uramas, miza ve
sentezdeki deiim sebebiyle onu lgilendiren bir husustur. Bunlar, nefsle bantl
hususlar deildir. Dolaysyla bedenin rmesi, nefsin de rmesini gerektirmez.
Baka bir sebep de nefsi ifsat edemez. nk nefs, zt itibaryla fesad kabul etmez. Zira
herhangi bir eyle fesada urayan eyde fesada urama kuvveti her zaman n
mevcuttur. Fesada uramas da bu kuvvetin fiile dnmesidir. Dolaysyla tek bir eyde
kuvvet bakmndan fesada urama, fl bakmndan ise baki kalmann bulunmas
mknszdr. O eyin fesada hazr olmas bir hal, fiilen baki olmas ayr bir haldir. Mrek-
kep varlklarda her ikisinin birlikte bulunmas iki biimde caiz olabilir. Basit varlklarda ise
her ikisinin birlikte bulunmas caiz deildir. Bunun delili udur: Baki olduu halde fesada
urama kuvvetini de barndran her eyin baki kalma kuvveti de olur. nk onun bekas
zorunlu bir gereklilik deildir. Gerekli yani vacip olmadnda mmkn olur. Mmknlk,
kuvvetin tabiatdr. u halde onun cevherinde baki kalma kuvveti ve baki kalma fiili sz
konusudur. Baki kalma fiili, baki kalma kuvveti olan bir ey iin arz olan bir haldir. Beka
kuvveti ve beka fiiline sahip olan bu eyde beka mterek bir husus olur k buna rnek
olarak suret gsterilebilir. Beka kuvvetine ise madde rnek verilebilir. u halde o, madde
ve suretten mrekkep bir varlktr. Onun tek ve fert olduunu varsaydmzda ise ahi ve
mantn dna km oluruz. Btn bunlardan aa kan udur ki basit olup mrekkep
olmayan her eyde baki kalma kuvveti ve baki kalma fiili sz konusudur. Byle bir varlk
iin zt tibaryla yok olma kuvveti sz konusu deildir. yleyse fesat, sadece mrekkep
varlklara arz olan bir haldir. Beden istikrar bulup hazr olduunda suretlerin yaratcs
tarafndan kendisini ekip evirecek bir nefsi hak etmi olur. Bu durum sadece belli
bedenlere zg deildir. Aksine btn bedenler iin ayn durum sz konusudur. Beden
nefsi hak ettii ve nefs de varlkta ona e olduunda o bedene baka bir nefsin bant
kurmas da caiz olmaz. nk bu, bir beden iin iki nefs bulunmasn gerektirir ki bu
imknszdr. Buna gre reenkarnasyon (tenash) de btl olmaktadr.
Altnc Makale
Teorik akln kuvveden fiile k, nsan nefse zg sdk ve yalan rya gibi haller, insan
nefsin gayb ilmini drak etmesi, varl olmayan suretleri mahede etmesi, nbvvet ve
mucizelerin anlam ve bunlar stidrcdan ayran zellikler hakkndadr.
A- insan nefsin heyulan bir kuvveti olduunu daha nce aklamtk. Yan onda aklla
bilinenleri bilfiil kabullenme stidad mevcuttur. Kuvveden fiile kan her eyin, onu fiile
kartan bir sebebinin bulunmas gerekir. Sz konusu sebebin ise bilfiil mevcut olmas
gerekir. Eer o ey de, bilkuv-ve mevcut ise baka bir karcya ihtiya duyar. Bu
durumda ya zincirleme gidilir veya bilfiil varolan bir karcya ulalr. Bunun bir cisim
olmas caiz deildir. nk cisim, madde ve suretten mrekkeptir. Madde se kuvve ile
varolan bir eydir. u halde bu karc, maddeden soyutlanm bir cevher olan Faal
AkFdr. Faal olarak isinlendirilmesinin nedeni heyulan akllarn onun karsnda edilgen
(=mnfa'il) olmalardr. Faal AkF lahiyat bal altnda baka br adan sbt etmitik.
Onun fiili, akl ve nefslere zg olmayp lemde hads olan her suret onun umm
feyzinden kaynaklanmaktayd. O, her kabul sahibine hazrland sureti verendi. Biliniz ki
cisim ve cisim kuvvetinde olan eyler hibir eyi var edemez. nk cisim, madde ve
suretten mrekkeptir. Maddenin tabiat yokluktur. Eer cisim etki sahibi olursa, bunu
ancak maddenin katlmyla yapabilir ki o da yoktur. Yokluun varlk zerinde tesiri
olamaz. Faal Akl, maddeden ve her trl kuvvetten soyutlanmtr. O, her bakmdan
bfildir.
B- Nefse zg uyku ve rya hallerine gelince, uyku; zahir kuvvetlerin bedenin
derinliklerine gizlenip ruhlarn zahirden btna gemesidir. Burada ruhlar ile kasdettimz
kayna kalp olan buhar karmlarndan mrekkep latf cisimlerdir. Onlar, nefsn ve
hayvani kuvvetlerin binekleridir. Bu nedenledir ki onlarn duyulara gtren sinirlerden
oluan kanallarnda bir tkanma olduu zaman alglama sona erip titreme ve nbetler
balar. Duyular herhangi bir sebepten dolay faaliyet d kaldnda nefs, duyularla
megul olmaktan kmasna ramen duyularn ona sevk ettikleri zerinde dnmekle
megul olmay srdrr. Nefs bir boluk frsat bulduu zaman btn mevcudatn
nakedildii yce akl ve ruhani cevherlerle temasa hazrlanr. O cevherlerde varolan
suretler, zellikle de rya sahibinin arzular dorultusunda nefse nakedilir. Onlarn nefse
nakedilmesi, bir suretin bir aynadan dierine yansmas gibidir. Eer bu suretler cz' ve
zihinde vki olup hafiza tarafndan muhayyilenin hibir mdahalesi olmakszn muhafaza
edilmi ise rya sdk olup yorum ve tevile gerek duymaz. Eer muhayyilede olumu ve
kendisine uygun fiziksel suretlerle denkletirilmi ise o zaman yorum ve tevile ihtiya
duyarlar. Hayal gcnn tasarruflar kurallara balanabilir olmadndan, ahs ve artlara
gre deikenlik arz ettiinden yorum da farkllk gsterir. Muhayyile gc, akl
leminden duyu lemine getii ve tasarruflar kart zaman rya, yoruma deer
olmayan birtakm kark dlerden ibaret olur. Ayn ekilde drt keyfiyetten biri mizaca
egemen olduunda-da ryada kark eyler grlr.
C- Uyank halde gayb ilmini idrak etme hakkndadr. Baz nefsler yle bir gce sahip
olurlar, ki, duyular onlar megul edemedii gibi engel de olamaz. Aksine onlar akl ve
duyu leminde geni bak gcne sahip ve gayb ilmine muttali olurlar. Baz gayb
hususlar onlara bir yldrm arpmas gibi bir anda malm olur ve idrak edilen bu bilgi
hafzada olduu gibi kalr. Buna 'ak vahiy5 denir. Eer bu bilgi muhayyilede vuku bulur
ve benzetme tabiatna maruz kalrsa tevile ihtiya duyar.
D- Nefsin, asl olmayan fiziksel suretleri mahede etmesidir. Nefs birtakm gayb
hususlar gl bir ekilde idrak edebilir. drak ettii eyin ayn hafzasnda kalr. Ancak
onu zayf bir ekilde kabul ettii zaman muhayyile ona hakim olur ve onu fiziksel bir
surete benzetir. Ardndan da hiss-i mterek devreye girer. Suret, hiss-i mtereke zihin
ve hayal gcnn bir sirayeti olarak siner. Grme, herhangi bir suretin hiss-i mterekte
vuku bulmasdr. Bu, gz vastasyla dardan olabilecei gibi hayal vastasyla ieriden de
olabilir. Br ksm nefsin ve idrak aralarnn kuvvetinden kaynaklanrken, bir ksm da
nefsin ve idrak aralarnn zafiyetinden kaynaklanr.
E- Mucize ve kerametler. bn Sna dedi ki: Mucize ve kerametlerin zellii vardr: Nefs
ve cevherinin kuvvetiyle ilgili bir zelliktir ki bu sayede lemin heyulas zerinde bir sureti
ortadan kaldrma veya uzaklatrma biiminde tesirde bulunur. nk heyula, deerli
mufnk nefslerin etkisine boyun emi ve onlarn lemde cri olan kuvvetlerine boyun
emi durumdadr, insani bir nefs, eref bakmndan yle bir mertebeye ykselir ki sz
konusu nefslerin dzeyine kar ve onlarn fiillerine benzer fiillerde bulunup muktedir
olduklar eylere muktedir olur. Bir da yerinden oynatt gibi, bir maden cevherini
eriterek suya dntrebilir veya bir eriyii katlatrarak taa evirebilirler. Byle bir
nefsin o nefslere nispeti, fenerin gnee nispeti gibidir. Gne eyay hem stp hem
aydnlatrken fener de kendi gc lsnde ayn etkide bulunabilir. Bildiiniz gibi nefsin
beden zerinde birtakm cz' tesirleri vardr. Nefste galebe gelme ve fke sureti hsl
olduunda vcut ss artarak kzarma balar. Arzulanan bir varln sureti belirdiinde ise
meni torbalarnda snma ve heyecanda art olur. Sonunda gerekli damarlar ierek
arzunun tatminine hazr hale gelir. Burada da hazrlayc olan sadece dnce olup baka
bir ey deildir.
kinci zellik nefsin tam bir saflk ile saflamasdr ki bu sayede Faal Akl le iletiim
kurmaya hazr hale gelir. Faal Akl da ona birtakm ilimleri feyiz yoluyla tarr. Baz
nefsler iin sz konusu olan kutsal kuvvetin durumunu ve onun renme ve tefekkrle
anlama gibi abalardan mstani oluunu daha nce ifade etmitik. Bu dzeye
ulaanlarn hali u ayette anlatlana benzer: "Ya neredeyse k saar. Ate ona
dcmese de. O, nur zerinde nurdur." (Nur, 24/35)
nc zellik ise muhayyileden kaynaklanmaktadr. Burada nefs yle bir gce sahip olur
ki uyankken bile gayb alemiyle temas kurar. Muhayyile, nefsin idrak ettiklerini gzel bir
surete ve manzum seslere dntrerek uyank haldeyken bile iitip grebilir. stn
cevhere denk olan suret, gzelliin doruudadr; o, peygamberlere grnen melektir.
Nefsin erif cevherlerle temasyla kazanlan bilgiler hiss-i mterekte vuku bulan gzel ve
manzum szlerde tezahr eder ve iitilebilir.
bn Sna dedi ki: Nefsler tr bakmndan bir olsa da zellikleri bakmndan birbirlerinden
ayrrlar. Fiillerinde de ok tuhaf farkllklar grnr.
Tabiatta birok sr mevcuttur ve ulv varlklarn sfli varlklarla temaslarnda birok ilgin
hal grlr.
Allah Tel, ortaya kan her ey iin eriat koymayacak ve ancak srasyla cevap verecek
kadar Yce'dir.
Sonu itibaryla bu lm, gafiller iin gln, tahsil sahipleri iin ttr. Bu ikn
duyduunda tiksinen kii, sadece kendi nefsini sulasn. nk nefsi buna lyk deildir.
Her nefis kendi istidadndakini kolayca bulur.
Tabiyt da bu ekilde sona erdi. Allah Tel'ya hamd olsun.
3- Bab
Kitabmzn banda Araplar ile Hintlilerin belli bir mezhep zerinde yaklatklarn ifade
etmi, iki toplum arasndaki mukayese ve ki millet arasndaki yaknlamann eyann
zellikleri zerinde dnp mahiyetlerin hkmleriyle hkm vermekle snrl olduunu
ve her k grupta da ftrat ve tabiatn baskn olduunu belirtmitik. Buna karn Yunanllar
ve Persler de belli bir mezhep zerinde yaknlamlard. Onlarn yaknl ise eyann
nitelikleri zerinde dnmek ve tabiatlarn hkmleriyle hkm vermekle snrlyd. Bu
iki millette baskn olan alma ve elde etmekti.
Bu blmde nce Chiliye Araplarnn, ardndan Hintlilerin inanlarn ele alacaz.
Kitabmz da bu blmle noktalayacaz.
Chiiiyye Araplarnn mezheplerini ele almaya balamadan nce Kabe yani Beyt-i Atk'in
hkmn ve buna binaen yeryznde ina edilmi mabetlerin durumunu belirlemek
istiyoruz. Bu mabetlerin bir ksm insanlara kble olmalar iin hak din zere bina
edilirken, bir ksm da insanlar saptrmak amacyla btl grler zere bina edilmitir.
Kur'an'da Kabe'nin durumu yle zikredilmitir: "Dorusu nsanlar in kurulan ilk mabet,
elbette ki Mekke'de bulunan o ok mbarek ve btn lemlere hidayet kayna olan
evdir." (AH mrn, 3/96)
Kabe'nin kimin tarafndan ina edildii konusunda farkl grler belirtilmitir.
Rivayete gre Adem (akyhissdm) yeryzne ndirildii zaman, Hindistan'da Serendib
adl bir blgeye dmt. (Taber, Tarih, 1/154) Bir yandan eini kaybetmesi, bir yandan
da yaad vicdan azab ile yeryznde akn akn dolayordu. En sonunda, eini
Arafat civarndaki Cebel'r-Rahme'de buldu. Onu hemen tand. Sonra oradan Mekke'ye
indi ve Rab-bine yalvarp yakarmaya balad. Rabbi ona, gktekine benzer bir mabet ina
etmesi iin izin verdi. Adem (aleyhisselm) semda iken Beyt-i Ma'mr olarak bilinen ve
melekler tarafndan tavaf edilip ruhanler tarafndan ziyaret edilen yerde ibadet ederdi.
Allah Tel Beyt-i Ma'mr'un bir modelini nurdan bir eper iinde yeryzne indirdi.
Adem (aleyhisselm) ibadet ederken ona ynelir ve evresini tavaf ederdi.
Adem (aleyhisselm) vefat ettii zaman onun yerine geen t (aleyhisselm) o nurdan
modelin tpatp ayn bir mabedi ta ve topraktan ina etmeye balad. Bu mabet, Nuh
(aleyhisselm) tufannda yklp aradan uzun zaman getikten sonra peygamberlik nbeti
ibrahim Peygambere (aleyhisselm) gemi ve o, ei Hacer'i (aleyhisselm) karnndaki
bebei smail'le (aleyhisselm) birlikte o mbarek beldeye gtrmt. smail
(aleyhisselm) orada doup bym, bilhare brahim (aleyhisselm) ailesine dnerek
mabedin yapmnda ekle vermilerdi. Kur'an bunu yle haber vermektedir: "Hani
brahim ve smail mabedin temellerini ykseltiyorlard." (Bakara, 2/127) Baba oul,
aldklar vahiy sayesinde mabedi ilk asl olan Beyt-i Mamur'a uygun olarak ina etmi,
mensik ve kurallar asllarna uygun olarak ihya etmilerdir. Allah Tel onlarn bu
abalarn kabul buyurmu ve O'nun bu hsn kabulnn bir iareti olarak Kabe'nin eref
ve ycelii sonsuza dek teminat altna alnmtr. Ancak Chiyye Araplan'nn Kabe
konusunda farkl grleri de olmutur.
O kutsal mabede putlar ilk koyan, Amr b. Luhay b. Glse b. Amr'dr. Bu ahs, halkyla
birlikte Mekke'ye gelerek Kabe'nin ynetimini ele geirmiti. Bilhare am civarndaki
Belka ehrine giden Amr orada puta tapanlarn mabetlerini grm ve bunlarn ne ie
yaradn sormutu. Onlar da yle cevap vermilerdi: "Biz bu putlar semav cisimlerin
ve ruhan ahsiyetlerin ekillerini temsil eden rabler edindik. Onlar vastasyla yardm
istediimizde yardm grr, su stediimizde suya kavuuruz." Bu inan Amr'n houna
gitmiti. Onlardan kendisine bir put vermelerini istedi. Onlar da Hbel'i verdiler. Amr,
Hbel'i alarak Mekke'ye dnd ve onu Kabe'ye koydu. Yannda iki e konumunda olan
saf ve Naile putlar duruyordu. Amr ehir halkm bu putlar yceltmeye, onlara
tapnmaya ve onlar Allah'a ulamak iin vese edinmeye ard. Bu olayn olduu
dnem apur krallnn ilk yllaryd. Kabe'nin putlarla geen uzun yllar, Allah Tel'nn
slm dinini zhr etmesine kadar srm ve Kabe putlardan tamamen temizlenmitir.
Allah Tel'nn Kutsal Evi'nin Zuhal Mabedi olduunu syleyenlerin yalan da bu ekilde
aa kmtr. ddialarna gre Kabe, birtakm malum astrolojik talih anlar ve makbul
temaslar erevesinde bina edilmi ve Zuhal Mabedi olarak adlandrlmtr. Zuhal,
devamllk ve kalcln semboldr. Bu da sz konusu mabedin uzun mrl olacan
gsterir. Ama bu hatal bir grtr. nk Kabe'yi lk ina eden bunu vahiy zere, vahiy
sahibinin elleri zere ina etmitir.
Mabetler
Biliniz ki mabetler putlarn bulunduu tapnaklar ile ate bulunan tapnaklar olmak zere
kiye ayrlmtr. Ate tapmaklarn, Mecusilerle ilgili balkta zikretmitik. Putlarn
bulunduu tapnaklara gelince bunlar, Araplar ve Hintlilere ait tapnaklard. Bu tapnaklar
bilinen yedi yldzn adlarna bal olarak ina edilmi mehur tapnaklard. Bu
tapnaklardan bazlar zaman iinde ate tapnana dndrlrken bazlar asllar zere
kalmtr. Tarih boyunca atee tapanlarla putlara tapanlar arasnda farkl ihtilaflar
yaanm ve kimi zaman puta tapanlar glenirken kimi zamanlar da ateperestler g
kazanmtr. Hangi inan sahibi igalde bulunursa, girdii yerdeki tapma kendi
inancnn sembolleriyle donatrd. rnein sfahan'a fersah uzaklkta bir dan
zirvesinde kurulu bir Fars tapma vard. Bu tapnakta putlar bulunmaktayd. Ancak
Hkmdar Kutasb Mecuslii kabul edince oray ate tapnana evirdi. Dier taraftan
Hindistan'n Multan kentinde bulunan bir tapmak, asrlardr hi deimeksizin put tapma
olarak kullanlmaktadr. Yine Hindistan'da bulunan Sadusan tapnanda ok byk putlar
mevcuttur. Hintliler yln belli dnemlerinde hac amacyla bu tapnaklar ziyaret ederler.
Put tapnaklarnn bir dier rnei Manucehr tarafndan Belli ehrinde Ay adna ina
edilmi Nbihar tapnadr. slm ortaya knca Belli halk bunu ykmtr. Yemen'in
San'a ehrinde bulunan Gummedn tapna da Zhre adna Dahhk tarafndan ina
edilmi bir tapnakt. Bu tapnak Osman b. AfBn (radyal-lahu anl) tarafndan
yktrlmtr. Bir dier tapnak Kral Kvus tarafndan Fergana ehrinde Gne adna ina
ettirilmi olan Kvsn tapna olup Halife el-Mutasm tarafndan yktrlmtr.
Biliniz ki Araplar inkarclar ve herhangi bir eyi kabul edenler gibi eitli guruba
ayrlmtr.
1- Fasl
Araplarn pheleri
2- Fasl
A- limleri
Biliniz ki Chiliye dnemi Araplarnn sahip olduklar ilimler gruba ayrlr:
lki nesep, tarih ve dinlere dair bildikleri ilimlerdir. Araplar bu ilimleri deerli ilimler
arasnda saymlardr. zellikle Allah Resl'nn (salhllhu aleyhi ve sellem) dedelerini,
brahim (aleyhisselm) le smail'in (aleyhisselm)
soyundan gelen o nurun, Abdlmuttalib'e kadar sahip olduu atalar tanmaya dnk
almalar ok ilgi grmtr. Bilindii zere Abdlmut-talib Mekke'nin efendisi ve
Ebrehe'nin filinin nnde eildii ahsiyetti. Fil Ashabnn kssas da bu meyanda bilinen
bir olaydr.
Allah Tel bu nurun bereketi sayesinde Ebrehe'nn errini savm ve ordusunun stne
Ebabil kularn gndermitir.
Yine bu nurun bereketi sayesinde grlen ryada Zemzem kuyusunun yeri bulunmu ve
Crhm tarafndan gmlen kllar ve ceylanlar ortaya kartlmtr.
Bu nurun bereketi sayesinde Abdlmuttalib'e onuncu ocuuyla ilgili ada hatrlatlm ve
Allah Resul (sallallhu aleyhi ve sellem) de bununla iftihar ederek "Ben iki kurbanln
oluyum" (Adn, Kefu'1-Haf, 1/199; Hkm, Mstedrek, 2/604, 609) buyurmutu. lk
kurbanlk smail (aleyhisselm) d. O, nurun zerine inip sonradan kaybolduu
peygamberdi. kinci kurbanlk ise Allah Resl'nn (sallallhu aleyhi ve sellem) babas
Abdullah b. Abdlmutta-lib idi. O da nurun indirildii ve snmeyecek ekilde parlad
kiiydi.
Yine bu nurun bereketi sayesinde Abdlmuttalib oullarna zulm ve azgnl terketmeyi
emretmi, onlar gzel ahlaka zendirerek sfli ilerden sakindrmtr.
Bu nurun bereketi sayesinde Araplar arasndaki husumetlerde hakem tayin edilmitir. ki
hasm nne geldiinde Kabe'nin kenarna oturup srtm Kabe'ye verir ve hak ile
hkmederdi.
Yine bu nurun bereketi sayesinde azgn Ebrehe'ye u cevab vermiti: "Bu Ev'in bir Rabbi
var. Onu savunup koruyacaktr." (ibn Him, esSret'n-Nebcviyyc, i/42) Ebu Kubeys
dana ekildikten sonra da u beyitleri sylemiti:
Tasalanma! Kii beldesini korur, Sen de koru beldeni!
Onlarn g ve tedbirleri zulmle senin tedbirini malup etmez.
Onlar Kabemizle babaa brakrsan, ne olur sonra?
(bn Him, es-Sret'n-Nebeviyye, 1/43)
Yine bu nurun bereketi sayesinde vasiyetleri arasnda yle demitir: "Bu dnyaya gelen
hibir zalim yoktur ki Allah Tel ondan intikamn alp cezasn vermesin!" O sralarda
zulmyle tannm biri cezasn ekmeden lmt. Bu husus Abdlmuttalib'e sylenince
biraz dnd ve yle dedi: "Yemin ederim ki bu yurdun tesinde bir yurt daha vardr ve
orada iyi iyiliiyle dllendirilecek, kt de ktl sebebiyle cezalandrlacaktr."
Onun ilk yaratla ve ldkten sonra dirilie inandn gsteren bir delil de udur: Olu
Abdullah iin kur'a ekerken yle diyordu:
Ey Rabbim! Sensin hamdedilen mlk sahibi, lk yaratan ve diriltecek olan Rabbimsin,
Gzellik de destek de katmdandr.
Rislcti ve nbvvetin erefini bildiini gsteren delil ise udur: Mck-keliler mehur
kurakla dp iki yl yamursuz kaldklarnda olu Ebu Tlib'den Muhammed Mustafa'y
(sallallhu aleyhi ve sellem) getirmesini istedi. Henz emzikte olan Muhammed'i
(sallallhu aleyhi ve sellem) getirdiinde onu kucana ald ve Kabe'ye ynelerek onu
havaya att. Bu arada "Ey Rabbim! Bu bebein hrmetine!" Bunu ikinci, nc kez yapt.
Bir yandan da, "Bu bebein hrmetine yamur yadr! Bol bol yadr" diye dua ediyordu.
Bir saat gemedi ki gkyz bulutlarla doldu. yle bir yamur yad ki Kabe'nin
yklmasndan korktular. Ebu Tlib de bu olaya iaret eden u iiri syledi:
Bembeyazdr o, yzsuyu hrmetine yamur istenir, Yetimlerin yardmcsdr, dullarn
hmisi, Himoullannn gayretkeleri toplanr evresine, Onun katnda nimet ve fazilet
grrler.
Kabe'nin Rabbine andolsun ki Muhammed'i terkettiim laf sizin yalannz,
Onun iin arpr ve mcadele ederiz, Teslim etmektense onu, etraftnda, toplanrz.
ocuklarmz ve ellerimizi grmez gzmz.
Abbas b. Abdlmuttalib (radyalkhu anh) de O'nun hakknda yle bir kaside okumutur:
Ondan nce gzelletin glgelerde,
Dnya- kararrken bir emanetghta,
Sonra indin bu beldeye, ne beerdin
Sen, ne bir inem et, ne de bir kan phts.
yle bir nutfeydin ki biniyordu gemiye,
Su az hizasna gelip halk boulmuken,
Bir soydan tanrdn bir ruhime,
Bir lem getiinde grnmt yer tabakas,
Kuatmt engin evini,
Altnda tepelerin olduu yksek zirvede.
Ve sen zuhur ettiinde parlad
Arz ve aydnland nurunla ufuk.
te biz o k ve nurda
T arar ak ilerleriz rt yollarnda.
Chiliye Araplarnn sahip olduklar kinci ilim tr ise rya lmidir. Ebubekir (radyalkhu
anh) ChIiye dneminde rya tabirinde bulunan ve isabet eden bir ahsiyetti, insanlar
grdkleri ryalar ona anlatr ve yorumunu sorarlard.
nc bir ilim ise yldz yani bur ilmiydi. Bununla daha ok khinler ve bycler
urard. Allah Resul (salkllhu aleyhi ve scllem) yldzlara gre konuanlar hakknda
yle buyurmutur: "Falan yldzn rahmeti sayesinde yamur yad diyen kimse
Muhammed'e indirileni inkr
etmitir." (Euhr, Ezan, 156; Mslim, man, 152; Ebu Davud, bn, 22; Abdurrezzak b.
Hammam, Musannaf, 1 L/459)
B- nanlar
Araplar arasnda Allah Tel'ya ve ahiret gnne nanp nbvveti bekleyenler de vard.
Bunlarn gzettikleri belli gelenekler ve kurallar mevcuttu. Bir nevi inan sahibi olduklar
iin bunlar da zikrediyoruz.
Ak nuru ve temiz nesebi bilen, hanf dine nanan ve gelecek peygamberi bekleyenlerden
biri Zeyd b. Amr b. Nfeyl idi. Srtn Kabe'ye yaslayp yle derdi: "Ey insanlar, bana
gelin! Benden baka ibrahim dini zere olan kalmad." meyye b. Ebi's-Salt bir gn onun
u iirini iitmiti:
Kyamet gn her din, Haniflik dnda iftiradr.
meyye ona 'Doru sylyorsun' dedi. Zeyd de u iirle mukabele etti:
Hibir neft korumayacak seni, Hesap gn beer toplandnda.
Araplar arasnda tevhide ve hesap gnne man eden bakalar da vard. rnein Kus b.
Side el-Iyd vaazlarnda yle derdi: "Kabe'nin Rabb'ne andolsun ki helak olan her ey
dirilecek, giden her ey bir gn geri dnecektir!" Yine o yle demiti:
Dikkat edin! O Allah tek bir ilahtr,
Ne domu, ne de dourmutur,
Diriltip aa karmtr,
Tann dn de yine O'nadr.
ldkten sonra dirili hakknda da yle bir iir sylemitir:
Ey lye alayan! ller kabirdedir,
stlerinde paralanm ipek giysileriyle,
Brak onlar! Bir gnleri vardr arlacaklar,
Uykulardan uyandran kbus gibi.
Geleceklerdir eski hallerinden farkl bir halle,
ncekiler de sonrakiler de yaratlacaktr,
Kimileri plak gelecektir kimileri giysileriyle,
Kimi yenisiyle, kimi eskimi mavisiyle.
Bir dier muvahhid, Amir b. ez-Zarab ei-Advnfdir. Araplarn tannm air ve
hatiplerinden biriydi. Uzun vasiyetinin sonunda yle demiti: "Kendi kendini yaratan
hibir ey grmedim. Hibir mevzu grmedim ki yaratlm olmasn. Hibir gelen
grmedim ki gidici olmasn. nsanlar ldren eer hastalk olsayd, ilalarn diriltmesi
gerekirdi. Dank eyler gryorum.. Harta..." 'Hatta ne?' diye sorulduunda yle dedi:
"Hatta l dirilecek, olmayan ey varolacaktr. Gkler ve yer bunun iin yaratlmtr.." Bu
sz zerine yanndan ayrlp gittiler. O da yle dedi: "Yazklar olsun! Oysa bu, kabul
edenler iin br tt."
Amir, baz eyler gibi arab da kendine haram klmt. Bu konuda yle bir iiri vard:
arab iersem, tad iin ierim?
Eer lezzeti ve onu sunan enfiyeler olmua ne ben? Onu grrdm., ne de o beni, ancak
ok yksekten. Delikanly zorlar elinde olmayana? Halkn hem akhn gtrr, hem maln.
Brakr ardnda kin ve nefret, Yiit genleri eder rezil ve rsvay. Allah'a and ettim ki ne
sunacam onu, ne ieceim. Arzn topra datmcaya kadar mafsallarm.
Chiliyc dneminde arab haram grenlere rnek olarak u isimleri de zikredebiliriz:
Kays b. Asm et-Temm, Safvn b. meyye b. Muh-ris el-Kenn, Aff b. Ma'dikerib el-
Knd. Bu ahslar arabn ktl hakknda iirler sylemilerdir. arab olduu gibi
zinay da haram gren el-Eslm el-Yl ise yle bir iir sylemitir:
Uzun aclardan sonra bartm halkmla, Bar ilerin en gzelidir, hem kalc, Arzuladm
halde terkettim arab Ve fahieleri ki bunlarn terki daha gzeldir. Syrldm bunlardan
kerem iin ey anack, Zaten akl sahibi iffetli kimseler de byle yapar.
Yaratcya ve Adem Peygamber'in (ateyhissdm) yaratlan ilk nsan olduuna
inananlardan biri de Kuza'dan Tbha b. Sa'leb b. Vebre'nin kle-siydi. Bu konudaki
iirinde yle demiti:
Ey Rabbim! Dua ederim sana lyk olduun eyle, Bir aa dalna tutunmu bir
kazazedenin Anasyla. nk Sen ehlisin btn hgmd ve haynn, Zenginsin, fkende acele
etmez ve knamazstn. Sen ki zamann ikinci kez diriltemeyeceisin, Kullarndan hibiri
grmemitir cimriliini, Sen ki Kadm, Evvel ve an sahibisin, nsanlarn ilk yaratcssm
sen srlar iinde. Sen ki beni bir karanla girdiren, Ademdin soyundan baka bir karanla
brakan.
Araplar arasnda ahiret nanc olanlardan biri de en-Nba ez-Zb-yn'dir. Hesap gn
hakknda yle demitir:
Dinlen Salamdr. Akbetleri dnda bir ey ummazlar.
Bu ifadesi ile amellerin karlnn verileceini murat etmitir.
Zheyr b. Ebi Slm el-Mzen de inanc olanlardand. Bir gn gr aalarla dolu bir
ormandan geiyordu. Aalar kuruduktan sonra tekrar yapraklanmt. Yanndakilere
yle dedi: "Araplar bana svmeyecek olsa, kuruduktan sonra u aalan tekrar
diriltenin, rm kemikleri de dirilteceine inanrdm!" Bilhare inanm ve bir
kasidesinde yle demitir:
Yoksa bir anneden daha m vefakrdr kara toprak,
Ertelenir ve bir deftere yazlp beklenir,
Hesap gnne kadar. Ya da cilletirip alnr intikam.
Bir dieri Allf b. ihb et-Tcmmfdir. Allf, Allah Tel'ya ve hesap gnne inanrd. Bir
iirinde yle demiti:
Hasm grdm Rifa savanda, Aldm ondan silahn. Bildim ki Allah verir karln
kuluna, Hesap gn amellerin engzeliyle.
Chiliyc Araplarmdan bazlar lmleri yaklat zaman ocuklarna yle derlerdi:
"Bineimi de benimle gmn ki dirildiimde ona bineyim. Eer yapmazsanz
diriltildiimde yayan olurum." Creybe b. el-Em el-Esed lm deinde yatarken olu
Sa'd'a yle demiti:
Ey Sa'd! Ben lmek zereyim,
Sana vasiyetim var ki vasiyeti tutan yakndr.
Baban yayan brakma, Dirili gn.
Yoksa der ellerinin stne, mahvolur.
Bindir baban gzel bir binee,
Hem de binilecek bir deveye ki dorusu budur,
Mirasm iinde belki vardr bir binek deve,
Dirili gn 'Haydi binin!' denildiinde binerim ona. tu:
Amr b. Zeyd b. el-Mtemenn ise oluna yle vasiyette bulunmu-
Ey oul! Brakp gittiinde beni Kabirde, bana gzel bir binek ver. Dirilite Haydi binV
denildiine lleri Hareden'in harinde herkesle Ama olmayan binecek devesi, tilip
kaklr orada, tkezler durur.
Chiliye Araplar, deveyi ba arkaya evrilmi halde veya karnna doru balanm halde
mezara sabtledikten sonra yularn ortadan iyice skarak boazna balar ve hayvan
orada lme terkederlcrd. Bu durumdaki deveye 'Beliyye', onu skan ipe de 'Veliyye'
derlerdi. Ayn zananta sknt ve bela anlamna gelen Beliyye kelimesinden hareketle zor
durumda kalanlara yle denirdi: Boyunlarnda ipleri sklp lme terkedilmi develer
gibi.
C. slm'n kabul ettii Chiliyye gelenekleri
Muhammed b. Sib el-Kelb yle demitir: Araplar, Chiliye dneminde birtakm eyleri
haram grrlerdi. Kur'an indii zaman, bunlarn bir ksm Kur'an tararndan da haram
klnd. rnein Araplar annelerle, kz ocuklaryla, teyze ve halalarla evlenmeyi haram
grrlerdi.
En irkin adetleri, adamn iki kzkardcle birden evlenmesi ve babasnn kadnyla dp
kalkmasyd. Byle yapana 'Dayzan' derlerdi. Evs b. Hacer et-Temm, babasnn kadnyla
nbetlee birlikte olan Kays b. Sa'lebe oullarndan kardei ayplayarak yle demiti:
Tiitliiniz herkesin malumudur, Ama hepiniz de babanz iin Dayzansnz. Taze kadn
bulun da dolan tepesinde, rtl koltuklar stnde zrafagibi.
Kurey kabilesinde iki kzkardele birlikte evlenen ilk kimse Ebu Uhayha Sad b. el-As idi.
Muire b. Abdullah b. Amr b. Mahzm'un kzlar Hind ve Safyye ile ayn anda evlenmiti.
Araplar arasnda bir adam lp geride hanm braktnda veya hanmn boadnda en
byk olu kalkp eer gnl varsa kadnn stne giysisini brakrd. Eer onda gnl
yoksa kardelerinden biri yeni bir mihrle onunla nkahlanrd.
Kadn babasndan, kardeinden, daysndan veya day ocuklarndan birinden szlerlerdi.
Denkler arasnda nikah kydrd. Eer taraflardan biri nesep bakmndan daha stn ise,
dieri mal iin tercih edilirdi. Eer annesi cariye ise kendisi gibi annesi cariye olan bir
kadnla evlenirdi. Kz istemeye gelen ieri girerken "Sabahnz nimetli olsun" derdi. Sonra
unu sylerdi: "Biz sizin denginiz ve eitin. Eer kznz verirseniz biz arzumuza, siz de
bize kavumu olursunuz. Sizinle hsm olmaktan dolay memnun oluruz. Eer bir
nedenden tr bizi reddederseniz, zr dileyerek geri dneriz." Kz isteyen ok yakn
biriyse kzn babas veya kardei geline yle derdi: "Kocana gtrldnde kolayc ol,
erkek dour, kz dourma. Allah ocuunu, izzetini ve mrn bol etsin. Gzel ahlakl ol,
kocana sayg duy. Gzelliin su gibi olsun."
Kz gurbete gidecekse yle derdi: "Kolayc olma, erkek dourma, uzaklar yaklatrr
dmanlar dourmu olursun. Gzel ahlakl ol ve kaynvalidenle kaynpederine irin
grn. nk gzleri senin stnde, kulaklar sendedir. Gzelliin su gibi olsun."
Boanma ayr celsede kezde tamamlanrd. Abdullah b. Abbas (radyallahu anl)
yle demiti: "U talak ile boamay lk gerekletiren smail b. brahim'dir
(aleyhissclm). Araplar boamay byle yaparlard. Kadn her defasnda bir kez boanr ve
nc boamadan sonra bir daha onunla evle-nemezdi." el-A' b. Meymn b. Kays bir
kadnla evlenmi, ama kadnn kabilesi bu evlilie kar kmt. Bir gn onu yakalam ve
kadm boa-mad takdirde dayakla tehdit etmilerdi. yle dedi:
Ey eim ayr ol, unku bosun.
nsanlarn ileri hep byledir gider, gelirler.
Bunun zerine 'kile!' diye srar ettiler. O da yle dedi:
Ayr ol, nk ayrlk daha iyidir
Sopadan, Bann stnde bana ait bir karahk grlmesinden.
Sonra, cle' dediler. O da u beyitle hanmn nc kez boad: Ayr ol, iffetli ve
knanmam olarak, Aramzda sevilen ve seven biri olarak.
Chiliye dneminde drt ekilde evlenilirdi: Adam kadna talip olur ve onunla evlenirdi.
Kadnn, kendisine urayan bir dostu olur, ocuunu dourduu zaman, 'Bu ocuk
filanndr' deyince adamla evlenirdi. Tek bir temizlik dneminde birok erkekle birlikte olur
ve dourduunda ocuu onlardan birine nispet ederdi. Bu konumdaki kadna taksim
edilmi anlamnda 'mukasseme' denirdi. Bir de evinin nne bayrak dikmi kadnlar
olurdu. Bunlar saysz erkekle birlikte olur, hamile kaldklarnda btn erkekler toplanr ve
ocuk kime benzyorsa ona nispet ederdi.
Chiliye Araplar Kabe'yi hacceder, umre yapar ve ihrama girerlerdi. Zheyr yle
demitir:
Kleler arasnda yleleri vardr ki kimi ihraml, kmtr. Kabe'yi yedi kez tavaf eder,
Hacer- Esvcd'i svazlar, Safa ile Merve arasnda sa'y yaparlard. Ebu Tlib yle demiti:
ki Merve arasnda kulalar Safa'ya doru,
Her ikisinde de ne suret ve ne hayaller.
Telbiyede bulunurlar, ama bazdan telbiyede irk koard:
Ancak bir ortan vardr senindir,
Sen ona da, onun sahip olduklarna da sahipsin.
Vakfelerin hepsinde durulard. Nitekim el-Udv yle demiti:
Kurey'in haccettii zerine,
Geceleri haclarn durduklar vakfe zerine and ierim.
Hac iin kurbanlar keser, eytan talar, haram aylar bilir, Tayy, Has'am ve el-Hris b.
Ka'b oullarnn bir ksm dnda bu aylarda baskn ve sava yapmazlard. Bu kabileler ise
ne hacceder, ne umre yapar, ne de haram aylar tanrlard. Mekke'nin kutsalln da
tanmazlard.
Kurey, baka baz kabilelerle yapt sava 'Amul-fcr' olarak isimlendirmiti. nk bu
sava, savan haram klnd aylarda yapmlard. Haram aylarda sava ettikleri zaman
'Kad fecern Yoldan ktk, gnah iledik' derlerdi. sim de buradan gelmektedir.
Harem-i erifte zulmde bulunmay ho grmezlerdi. Kadnn biri olunu orada zulmden
sakndrarak yle demiti:
Ey oul, zulmetme sakn Mekke'de, Ne ke, ne de senden bye. Ey oul, kim
zulmederse Mekke'de, Trl ktlklerle karlar. Ey oul, bunu kendim denedim de,
Grdm orada zulmedenin helakini. Ey oul, kularna bile dokunma orann, Brak yabani
hayvanlar gvende olsunlar.
Baz Araplar, haram aylarn yerlerini deitirerek (Nes) iki ylda bir ay, ylda bir ay
kazanrlard. Yln bir aynda haccettikleri zaman, sanki o ay Zilhicce'ymi gibi Tervye
Gn ve Arefe gnn tesbit etmekten ekinmezlerdi. Bylelikle ayn onuncu gn,
Kurban Gn olurdu. O gn Mina'da kalrlard. Arefe gn de, Mina'da kaldklar gnler de
ahveri etmezlerdi. Aylarn yerlerini deitirmeleri hakknda u ayet inmitir: "Aylarn
yeriyle oynamak, ancak kfr artrmaktr." (Tevbe, 9/37)
Putlar iin kurban kestiklerinde kanlarn putlara srerek servetlerinin artmasn
umarlard.
Kusay b. Kilb Allah dnda putlara tapmaktan sakndrrd. u mehur iir de onundur:
Bir Rab mi, yoksa bin rab mi,
Edineyim iler blndnde?
Lt% Uzz'y, hepsini terkettim,
Zaten basiretli adam da- byle yapar.
Ne Uzz'ya taparm, ne onun iki kzna,
Ne de ziyaret ederim Ben Gtmem'in putlarn.
iirin Zeyd b. Amr b. NfeyFe ait olduu da sylenmitir. Bu zt, Kureylilern eziyetlerine
maruz kalm ve Harem'den kartlmtr. Kabe'ye sade geceleri girebilirdi.
el-Kalmas b. meyye el-Kinn Mekke meydannda halka yle hitap etmiti: "Beni
dinleyin ki doru yolu bulanz!" "Nedir o?" dye sordular. yle dedi: "Birok ilaha
dalp gittiniz. ok iyi biliyorum ki Allah buna raz deildir. Muhakkak Allah, bu lahlarn
hepsinin Rabbdir. Yalnz kendisine kulluk edilmesini ister!"
Bu szleri dinleyen kalabalk bir anda dalp gitti. Sadece bir grup ona yanat ve onun
Temm oullarnn dini zere olduunu zannettiler.
Chiliye Araplar cnplkten dolay gusl abdesti alr ve llerini gmmeden nce
ykarlard. el-Efvah el-Eved bu konuda yle bir iir sylemitir:
Dikkat edin! Tedavi edin beni ve bilin ki gidiciyim, Ayrlk veya saknma beni kurtaracak
deildir Diyeceim o ki giysilerim yaramaz bana. Mafsallarm ortaya kp gzler
donakaldnda. Getirsinler souk bir suyla ykasnlar bedenimi, Ne zor ykamadr o ki
ardndan byk gnahlar gelir.
Araplar llerini kefenler ve definden nce dua ederlerdi. l iin dua undan ibaretti:
len kii yatana tandktan sonra evin by kalkar ve onun btn iyiliklerini sayp
vglerde bulunurdu. Ardndan l defnedilir ve "Allah'n rahmet ve bereketi zerine
olsun!" denirdi.
Kelb kabilesinden birinin Chiliye dneminde torununa yle dedii nakledilmitir:
Uzun mrl ol! Eer ben saken lrsen, Dualarmda hep seni anarm. Malmn yansn
bn Sama veririm, Yaarsam hayatmda ve de lmmde.
Chiliyye Araplar brahim Peygamber'in (aleyhisselm) rettii ftr temizlii devam
ettirmilerdir ki bunlar on ksmdr. Bei kafa blgesinde, bei de vcut ksmndadr. Kafa
ksmndaki be ey, aza ve burna su ekip temizlemek (mazmaza ve istinak), by
ksaltmak, sa tarayp ayrmak ve dileri misvaklamak. Vcut ksmyla ilgili be ey de
unlardr: Byk abdestten sonra taharetlenmek, trnaklar kesmek, koltuk altlarn
temizlemek, avret mahallini tra etmek ve snnet olmak. slm geldii zaman bunlar
snnet olarak takrir etmitir.
Chiliye Araplar hrszn sa elini keserlerdi. Yemen ve Hre krallar da yol kesenleri
armha gererlerdi.
Araplar ahitlerinde durur, komulara ikramda bulunur, misafirleri gzel arlarlard.
Htem et-T yle demitir:
lahlar Rftbbim, Rabbim ilahlardr,
Temin ettim ki ne duracak, ne de bahane arayacam.
Yine o yle demitir:
Halklar arasnda yle kimseler vardr ki rnektir,
Sanki Mekke dalarnda ne spa kalmtr ekilmedik, ne nimet,
yle kimselerdi ki Rablerine gnlden inanrlard,
Her yerde de onlardan emsalsiz bir bit bulunurdu.
4- Bab
Hintlilerin byk bir mmet, kalabalk bir millet olduunu belirtmitik. Birok inan ve
grleri vardr. Hintliler arasnda Brahmanlar (Berhime) asl tibaryla peygamberlii
inkr ederler. Kimileri maddeci ( = dehr), kimileri de dualist (-senevi) ve brahim
Peygamberin (aleyhis-sdm) milletinden olduklar iddiasndadrlar. Ancak Hintlilerin
ounluu Sblik nan ve yntemleri zeredirler. Kimi ruhanlere, kimi semav
cisimlere, kimi de putlara taparlar. Ama bunlar da uydurduklar gksel cisimlerin ekli,
yaptklar ekillerin nitelikleri zerinde fikir ayrlna dmlerdir. Bir de teori ve pratik
olarak Yunan bilgelerinin yolundan giden limleri vardr.
Maddeciler, dualistler ve sbilerin esas ve yntemlerini benimseyenler zerinde
durmayacaz. nk bunlarn inanlarn daha nce ele almtk. Hintliler arasnda bunlar
dnda kalan ve kendilerine mahsus grleri olan be grup mevcuttur:
Brahmanlar, rhnyt ehli, semav cisimlere tapanlar ( ashb- hcykil), putperestler
ve bilgeler. Bunlarn grlerini mehur eserlerinde bulduumuz ekliyle aktaracaz.
1- Fasl
Brahmanlar
A- Budistler
Budistlere gre Buda, bu lemde yaam bir insan olup dorulma-mtr, evlenmez,
yemez, imez, yalanmaz ve lmez. Alemde ortaya kan lk Buda'nn ad Shkyamuni
idi. Adnn alm Seyyid-i erif yani deerli nder idi. Onun zuhuru ile Hicret (M.S. 622)
arasnda geen sre 5000 yldr. Onlara gre Buda'nn bir alt mertebesinde, hak yolu
arayan insan anlamna gelen Bodhisattva bulunmaktayd. Bu mertebeye de ancak u
zelliklerle ulalabilir; sabr, ba, arzulanmas emredileni arzulama, dnyadan el-etek
ekme, dnyev zevk ve ehvetlerden uzak durma, haramlarna dmeme, btn
yaratlmlara merhamet gsterme, u on gnahtan uzak durma: Canllar ldrmek,
nsanlarn mallarn helal grmek, zina, yalan, kouculuk, israf, svg, irkin lakap
takmak, ahlakszlk ve ahirette-ki cezay inkr etmek. Ayrca u on hasleti de yerine
getirmek gerekir: 1. Cmertlik 2. Ktlk edeni affetmek, fkeyi hilim le savmak, 3.
Dnyev ehvetlerden uzak durmak, 4. Bu fani lemden geilecek olan beka lemine
ulamak iin derin dncelere dalmak, 5. lim, edep ve ilerin akbetlerini dnmek
suretiyle akl riyazette yani meditasyonda bulunmak, 6. Ncfs ulv gayeler ynnde
hareket ettirme gcne ulamak, 7. Herkese kar yumuak kalpli ve ho szl olmak, 8.
Dostlarla iyi geinmek ve onlarn tercihlerini kendi tercihine yelemek, 9. Halktan
tamamen uzaklap btnyle Hakka ynelmek, 10. Hakkn zlemi ve O'na kavumak
urunda ruhu gelitirmek.
iddialarna gre Budalar, semav cisimler saysnca Ganj nehrinden kp gelmilerdir.
limlerin kayna olan Budalar, farkl cins ve suretlerde zuhur etmilerdir. Ancak
cevherlerinin ulvliinden dolay sadece saraylarda yaamlardr. Alemin ezel oluu,
dnyada yaplanlarn karln grme gibi temel inanlarda btn Budalar ayn inanc
paylamlardr. Budalar'n sadece Hindistan'dan kmalarnn sebebi olarak da bu lkenin
farkl toprak ve iklim artlarna sahip olmas gsterilmitir.
Orada bulunan riyazet ve ietihad ehli de bunda etkin olmutur. Hintlilerin zelliklerini bu
ve benzeri biimde koyduklar Buda, mslmanlar arasnda Hzr (deyhisselm) olarak
bilinen zta benzemektedir.
Tenash ehlinin mezheplerini daha nce zikretmitik. Hibir din yoktur ki tenash fikrnin
u veya bu ekilde onun bnyesinde salam bir yeri olmasn. Ama tenashn nitelii
noktasnda farkl grler sz konusudur. Hint tensuhular bu inanc en kat biimde
sahiplenmilerdir. Onlarn yakndan grdkleri bir ku vard. Bu ku belli bir dnem
ortaya kar ve belli bir aacn stne konard. Orada yumurtlar ve kulukaya yatard.
Trnden bir yavru kt zaman gagasyla yumurtay krard. Bu esnada ondan bir ate
kar ve ate byyerek kuun yanmasna yol aard. Bu yanma sonrasnda kutan bir
ya akar ve aacn altnda bulunan maaraya szard. Bir zaman geip uygun vakit
gelince maarada duran o yadan bir ku daha kar ve ayn aacn stne konard. Bu
devaml byle srp giderdi. Tenash fikrini savunanlara gre dnyada yaayan varlklar
da ayn bu ku gibi bir dng iinde tekrar tekrar yaar ve lrler.
Tenash savunurken yle demilerdir: Feleklerin hareketleri dairesel olduuna gre,
mesela bir pergel balad noktaya geri dner ve ayn hat zerinde ikinci defa dnebilir,
ikinci dn birincinin aynsn fade eder. ki devir arasnda fark olmad iin eser
bakmndan da fark sz konusu olmaz. nk messirler, balad noktaya dnmektedir.
Yldzlar ve felekler ilk merkez zerinde dnerler. Boyutlar, temaslar, karlamalar ve
mnasebetlerinde asla deime olmaz. Bunlarda deime olmadna gre bunlardan
etkilenenlerde de deime olmamas gerekir. te bu devir ve dnglerin tenashdr.
Byk dng hakknda farkl grlere sahip olmu ve ka yl olduu konusunda deiik
rakamlar telaffuz etmilerdir. ounlua gre otuzbin yldr. Bir ksmna gre ise yz
altmbn yldr. Bu dngde seyyar deil sabit gk cisimlerinin seyrini esas almlardr.
Hintlilerin ounluuna gre felek; su, ate ve rzgardan mrekkeptir. Gezegenlerde
hava ve ate esasl olanlar mevcuttur. Ulv varlklar toprak unsuru dndaki unsurlara
sahiptirler.
2- Fasl
Rhniyt Ehli
Hintliler arasnda bir topluluk, rhn araclar bulunduuna ve bunlarn Allah katndan
mesaj tayan beer suretinde eliler olduklarna inanmtr. Ancak bu elilerin kitaplar
yoktur. nsanlara baz eyleri emreder, baz eylerden sakndrrlar, onlar iin kurallar
koyar ve cezalan aklarlar.
Bu elilerin doruluu ise dnyev balardan arnm olmalar, yeme, ime ve kadnlarla
birleme gibi zevklerden uzak durmalaryla bilinir.
A- Bsneviyye
B- Bhdiyye
C- Kbeliyye
D- Bahdniyye
Frka mensuplar yle demilerdir: Bahdn, ulu bir melekti ve ulu bir insan suretinde
bize geldi. ki kardei vard. Onu ldrerek derisinden topra, kemiklerinden dalan,
kanndan da denizleri yapmlard. Denildi ki: Bu bir semboldr. nk bir insann
durumu bu dereceye varamaz. Bahdn'un sureti, bir binee binmi, sa yzn
kaplayacak ekilde sktr. Sa, bann deiik taraflarna eit olarak dalmtr. San
aln ve enseye doru da salm ve kendisine inananlara da byle yapmalarn emretmitir.
arap imemelerini, bir kadn grdklerinde ondan kamalarn ve Jur'an (Haw'an) Da'n
haccetmelerini emretmitir. Bu dan zirvesinde Bahdn'un heykelinin bulunduu byk
bir mabet bulunurdu. Mabedin bekileri anahtar stlerinde tarlard. zinleri olmakszn
mabede girilmezdi. Kapy atklarnda da nefeslerinin heykele ulamamas iin azlarn
kapal tutarlard. Onun iin kurban keser, adak adar ve hediyeler sunarlard. Hacdan
dnerken hibir ehre uramaz, hibir harama bakmaz, kimseye sz veya fiille ktlkte
bulunmazlard.
3- Fasl
Gkcisimlerine Tapanlar
Hindistan'da yldzlara tapan sadece iki frka nakledilmitir. Bunlar da gne ve aya
tapanlard. Bu konuda takip ettikleri inan da Sabitlik inancyd. Rablik ve ilahl yalnz
bunlara hasretmezlerdi.
A- Gnee Tapanlar
Gnein bir melek olduunu, akl ve nefse sahip olduunu, dier gezegenlerin ve evrenin
ona borlu olduklarn sylemilerdir. Sfl varlklar da o varetmitir. Felein melei
olarak tazm ve secdeyi hake-der. Onun iin ttsler yaklp dualar edilir. Bunlara,
'Gnee tapanlar' anlamnda Dnktiyye ad da verilmitir. Snnetleri gerei elinde ate
rengi mcevher tutan bir put yapmlardr, bu put iin zel bir mabet ina etmi, ona
kurban ve hediyeler sunmulardr. Bu mabetlerin bekileri ve bakclar vardr. Gnde
kez tapna ziyaret eden gneperestler kez ibadette bulunurlard. Derdi ve hastal
olanlar da put iin oru tutar, dua eder ve ondan ifa umarlard.
B- Aya Tapanlar
Ayn tazm ve kulluu hakeden bir melek olduunu ddia etmilerdir. Sfli lemin ve onda
cereyan eden cz' ilerin daresi de onun yetkisindedir. Yazl eylerin olgunlamalar ve
kemle ulamalar ay sayesinde olur. Onun tamamlanma ve eksilmesyle gnler ve
saatler bilinir. Gnein hemen nnde olup onun dengdir ve n da ondan alr.
Tamamlanmas ve eksilmesi de gne na baldr. Jandrikaniyye (Chandrikn) yani
'Aya tapanlar1 olarak bilinirler. Bunlar da snnetleri gerei ay iin bir put yapmlard.
Putlar, drt kii tarafndan ekilen bir buza eklindeydi ve elinde bir mcevher
tutuyordu. Dinleri gerei bu putun nnde secdeye kapanr, ona kulluk eder, her ayn
yarsn ay tekrar douncaya kadar orulu geirirler, putlarna yiyecek, iecek ve st
gtrrlerdi. Arzu ve ihtiyalar iin de aya ynelir ve ondan niyazda bulunurlard. Ay
doduunda atlara karak ttsler yakar ve yeni ay (hilal) doduunda dua ve niyaz
ederlerdi. Sonra atlardan inip lene balar ve bayram havasna girerlerdi. Aya, ancak
gzel ehrelerle bakarlard. Ayn ortasnda orular bittii zaman da hem ay, hem de put-
larnn huzurunda alglar almaya ve dans etmeye balarlard.
4- Fasl
Putperestler
A- Mahkliyye
Mahkl adnda drt kollu, gr sal, bir elinde az ak dev bir ylan, dierinde denek,
nc elinde kafatas, drdnc eli ise geriye dnk bir putlar vardr. Kulaklarnda bir
ift kpe gibi duran iki balk bulunmaktadr. Bedeni iki dev ylan tarafndan sarlmtr.
Banda kafatas kemiklerinden yaplm bir ta, boynunda yine kemiklerden yaplma bir
gerdanlk vard. Frka mensuplar, sahip olduu azamet ve ululuktan, verme, men etme,
iyilik ve ktlkte bulunma gibi vlm ve yerilmi btn sfatlar ztnda toplam
olmasndan dolay taplmay hakeden bir ifrit (cin) olduuna inanrlard. O, ihtiyalarn
gideren bir tanryd. Hindistan'da bu putun bulunduu saysz mabet varolup ona
inananlar tarafndan gnde kez ziyaret edilirler. Putun nnde secdeye kapanr ve
evresini dnerler. Akhtar denilen bir yerde bu puta ait dev bir heykel bulunmaktadr.
Hindistan'n her tarafndan onu ziyarete gider ve orada secdeye kapanarak dnyev
ihtiyalarn ona sunarlar. Hatta baz kimselerin u tr steklerde bulunduu
bilinmektedir: Beni filan kadnla evlendir, Bana unu ver... Hatta bazlar bu mabette
gnler geceler boyu kalp dua ve niyazda bulunurlar. Bu sre boyunca hibir eyi
tatmazlar. Ondan istekte bulunur, hatta bunun iin sadaka bile verirler.
Bunlar da taptklar bir putu olan ve puta hediyeler sunan kimselerdir. Mabetlerinin
kurulduu yer, ulu aalarn bulunduu yerlerdir. Bu tr ulu aalar genellikle dalarn
st ksmlarnda bulunur. Aalar arasnda en gzel grnml ve en yksek olan
bulduktan sonra onu mabede evirirlerdi. Aacn bir tarafnda byk bir oyuk aarak
putlarn oraya koyar ve secde ve tavaflarn o aaca doru yaparlard.
C- Dahldniyye
Bu inantakilerin kadn suretinde bir putlar vardr. Banda bir ta bulunan heykelin
birok kolu vardr. Yln bir gn gece ile gndzn eitlendii ve gnein Terazi'ye girdii
gn bayram yaparlard. O gn putun nne dev bir ardak kurar ve ona koyun, kei gibi
hayvanlar sunar, ama bunlar kurban etmeyerek boyunlarn klla kopartrlard.
Bayramlar sona erinceye kadar kurban niyetiyle tuzaa drdkleri kimseleri de
ldrrlerdi. Bu cinayetleri sebebiyle de Hint halk arasnda kr kimseler olarak
bilinirlerdi.
D- Jalahakiyye (Suya Tapanlar)
Suya tapan bu frka mensuplar, suyun bir melek olduunu ve yannda baka melekler
bulunduunu, her eyin aslnn su olduunu, doum, geliim, byme, beka, temizlik ve
imrn suyla olduunu sylerlerdi. ddialarna gre dnyada hibir susuz yaplamazd.
Bu inantaki biri ibadet etmek stedii zaman avret mahalli dnda tamamen soyunur ve
beline kadar suya girerdi. Orada bir iki saat veya daha fazla kalrd. Yanna ald kokulu
yapraklan kk paralara ayrp bir yandan okuyup flerken bir yandan da suya
brakrd. Ayrlmak istedii zaman da suyu eliyle hareket ettirir ve ondan bir avu alarak
bana ve vcudunun dier taraflarna srp kard. Suyun nnde eildikten sonra
giderdi.
Akniwtriyye yani atee tapanlar, atein cism olarak en byk, alan bakmndan en geni,
makam bakmndan en yce, cevher bakmndan en deerli, k bakmndan en nurlu ve
aydnlatc unsur olduuna inanr, yap olarak en latf olduunu sylerlerdi. Hibir unsura
onun kadar ihtiya duyulamazd. Evrende hibir ey ate olmakszn varolamaz ve gelie-
mezdi. Varln devam atele karmaya balyd.
ibadet ekilleri ise yleydi: Yere drt keli byk bir ukur kazar ve bu ukuru atele
doldururlard. Sonra atee yakn olabilmek, onunla kutsanmak iin ne kadar lezzetli
yemek, gzel iecek, kymetli giysi, gzel koku ve deerli mcevher bulurlarsa ukura
atarlard. Hint zahitlerinden bir grubun aksine atee canl atmay ve cesetleri atete
yakmay haram grrlerdi.
Hint krallarnn ounluu ve en bykleri bu frkaya mensup olup cevherinin kymetinden
dolay atei ululam ve onu dier varlklardan stn tutmulardr.
Baz zahit ve bitler de atein evresinde orulu olarak oturur, atee doru nefes vermez,
mahrem bir sineden ona nefes ulamasn istemezlerdi.
Atee tapanlar gzel ahlak tevik eder, yalan, haset, kin, zorbalk, zulm ve hakszlk gibi
irkin davranlardan sakndrrlard. nanlarna gre insan bu tr irkinliklerden arndka
atee yaknlaacak, onun yaknlarndan olacaktr.
5- Fasl
Hint Bilgeleri
Yunanl bilge Pitagoras'n Kalnus adnda bir rencisi vard. Kalnus hikmeti bu byk
bilgeden alm ve ona rencilik ettikten sonra Hint ehirlerinden birine giderek orada
Pitagorash yaymaya almt.
Brahmanan, zihni duru, basireti gl, fikri isabetli ve ulv lemlerin bilgilerini renme
arzusuyla dolu biriydi. Hikmeti bilge Kalam'tan renirken ilim ve sanatndan da istifade
etti. Kalnus ld zaman Brahmanan btn Hindistan'n nderliine ulat. nsanlar
bedenleri inceltmeye ve nefsleri gzelletirmeye tevik etti. yle derdi: "Nefsini arndrp
gzelletiren kimse bu kirli lemden daha hzl kurtulur. Bedeni kirlerden arndktan sonra
her ey ona zahir olur. Gayplar grr ve zor ileri baarr. Mutlu ve bahtiyar olur.
Hayattan zevk alan bir k olur ve asla bkp usanmaz. Kimse onu kandrp aldatamaz."
nsanlara yolu izdii ve ikna edici edici delilleri ortaya koyduu zaman ona inanarak
byk bir mchedeye giritiler. Brahmanan yle derdi: "Bu dnyann zevklerini
terketmek sizi br dnyaya katacak ve o dnya ile btnlemenizi salayacaktr. Bu
ekilde o lemin yoluna girer, o lemin zevk ve lezzetlerinin sonsuzluuna erersiniz."
Hintliler onun retilerini iyi incelemi ve zihinlerinde derin izler brakmtr.
Bir vakit sonra Brahmanan ld. Ama br leme ulama noktasnda zendirdii youn
arzu ve acelecilik zihinlere iyice nakolmutu. Onun ardndan k gruba ayrldlar:
Bir grup, bu lemde evlenerek oalma kadar byk bir yanlg olmadn, nk
oalmann bedensel zevklerin sonucu ve arzuyla salan nutfenin bir semeresi olduunu,
bu nedenle de haram klndn ileri srdler. nsan buna sevkeden lezzetli yiyecek ve
safi ieceklerle, hayvan zevk ve ehveti kztran, hayvansal gc arttran eylerin
tamamn da haram saydlar. Gdann yeteri kadaryla kanaat edip bedenlerinin ayakta
durmasn salayacak kadarn tercih ettiler. Bu gruptakilerin bazlar, bu kadar gday bile
ulv leme daha hzl ulamaya engel olarak gryorlard. mrnn sonuna yaklatn
gren bazlar, bedenlerini temizlemek, ruhlarn kurtarmak ve nefslerini arndrmak iin
kendilerini atee atyorlard. Kimileri ise en leziz yiyecek ve iecekleri, en gsterili
giysileri topluyor ve onlarn karsna geip hayvan neftlerinin azmasn bekliyor, bu
nimetleri arzulamaya baladklarnda ise nefs-i natkalarn devreye sokarak hayvani
nefslerine engel oluyor, onu srekli bask altnda tutuyorlard. Bylelikle bedenlerini
zayflatp nefslerini eziyor ve nefsin bedenle balantsn koparmaya alyorlard.
Der gruptakiler se hak yol zere olduka oalmay, yiyecek, iecek ve dier zevkleri
tatmin etmeyi helal gryorlard.
Bunlar arasnda bulunan br aznlk ise yoldan ayrlarak ary talep ediyordu.
Her iki gruptan oluan bir topluluk ise ilim ve hikmette Pitagoras'n yolunu benimseyerek
yle bir dereceye ykselmilerdi ki arkadalarnn zihinlerinden geen iyilik veya ktl
anlayacak seviyeye ulamlard. Bu bilgileri dostlarna bildirmeleri fikr riyazete, ktl
emreden nefsi ezmeye ve dostlarnn daha nce kavutuldar leme kavumaya dnk
istekleri daha da artrrd.
Bunlar Allah Tel'nm mutlak nur olduuna, ancak grmeye ehil olanlarn grebilecekleri
bir bedene brndne inanrlard. Gerekten de O, bu lemde hayvan derisine brnen
biri gibidir. Ondan syrldnda ona bakan herkes onu grebilir, o deriye brnmedinde
se kimse ona bakamaz. Bu lemde esir gibi olduklarm iddia ederlerdi. ehvetin emrin-
deki nefs le savap onu zevklerinden mahrum edenler, sfli lemin irkinliklerinden
kurtulurlard. O nefse engel olmayanlar ise bedenlerinde esir olarak yaarlard. Ktl
emreden nefsle savamak steyen kimse, ancak kibir ve gururdan syrlp arzu ve
hrslarn susturduktan ve onlarn gsterdii ve gtrd noktalardan uzaklatktan
sonra nefsle savama gcn elde edebilirlerdi.
skender Hindistan'da
skender o blgeye ulap da onlarla savamak stediinde iki gruptan birinin yaad
kenti igalde zorland. Kent halk, dnyev lezzetleri bede-n ifsat etmeyecek lde
tatma inancn paylayorlard. skender, uzun uralardan sonra kenti igal ederek
aralarnda bilgelerin de bulunduu bir topluluu katletti. ldrlenlerin bedenleri, ar
suda hareketsiz duran tertemiz ve parlak balklar misali yerlere serilmiti. skender'in
askerleri yaptklarn grnce byk bir pimanla kaplarak dier insanlara dokun-
madlar.
kinci gruptakiler se kadnlarla evlenme, oalma ve benzeri bedensel tadarn hibirinde
hayr bulunmadna inanyorlard. Onlar da skender'e bir mektup yazm ve bilgelik
sevgisi, ilme ilgisi, akl ve fikir sahiplerini yceltmesi sebebiyle imparatoru verek
kendileriyle mnazarada bulunacak bir bilge gndermesini istemilerdi. O da yanndaki
bilgelerden birini gndermiti. Hintliler gerek gr, gerekse amel halamndan ondan
stn kmt. Bunun zerine skender onlar deerli hediyelerle dllendirmi ve
kentlerini igal etmemiti. Bunun zerine yle demilerdi: "Bilgelik bu lemde krallar bu
hale getiriyorsa, onu ehline giydirdiimizde acaba neler olur? Bizi ne yce hederlere
balar?" Mnazaralar Aristo'nun kitaplarnda zikredilmitir.
Snnetlerine gre gnein doduunu grdklerinde ona secde eder ve yle derlerdi:
"Nurun ne kadar da gzel! Ne kadar da gz alcsn! Ne kadar da aydnlksn! Gzler sana
bakmaya doyamaz! Eer stnde baka bir nur bulunmayan ille nur sensen, ycelik de
sanadr, tesbh de sana! Yaknlnda huzuru bulmak iin yalnz seni ister, yalnz senin
urunda koarz! Yce yaratna bakarz. Eer senin stnde ve senden daha yce bir
nur var da sen onun mall isen, hamd ve tesbhat onadr. Bu lemin btn lezzetlerini
senin gibi olabilmek, senin lemine ulaabilmek ve sana temas edebilmek iin terk ettik,
Eer mall bu kadar yce ve gz alc olursa, onun lleti kim bilir ne kadar gz alc, ne
kadar anl ve ycedir! Talep sahiplerinin her zevki terkedip onun yaknln kazanmaya
almas, ordusuna ve hizbine katlmas elzemdir.
nsanln din ve inamlaryla ilgili grleri arasnda bulduklarm bunlardr. Hepsini kendi
kaynaklarnda bulduum gibi naklettim. Her kim yaptm nakillerde bir hata bulur da
dzeltirse, Allah Tel da onu dzeltip sz ve amellerine istikamet versin. O bize yeter!
Ne gzel vekildir!
Hamd, lemlerin Rabbne; salt selm! Peygamberlerin efendisi Muhammed
Mustafa'ya, onun temiz ailesine ve deerli sahabesine olsun