You are on page 1of 36

,

BN HALDUN'UN "MUKADDME"sNN YEN BR TERCMES


ZERNE

Ayinesi itir kiinin afa baklmaz


ahsn grnr rtbe-i akl eserinde

Ziya Paa

Dr. Mehmed Hayri KIRBAaGLu

Yirminci asr Trkiye'sinde slam alandaki tercme faaliyeti,


tam bir bab9luk iersinde yol almaktadr. Bu gidiin nereye vara.'
ca ise, insan ciddi olarak dndrmektedir. Zira slami eserlerin ter-
'cmesi, ehil olmayan kiilerin rahatlkla kalem oynatabildikIeri bir alan
'haline gelmi, piyasa bu gibi kiilerin sorumsuzca yaptklan ve pekou
ilme hizmetten ziyade madd mlahazalarIa mcydana getirilmi, yanl-
larla dolu tercmelerin tehir alan haline gelmitir. Bu iler acs durum,
kk hacimli eserler iin olduu kadar, yekunu ciltler tutan byk
aptaki escrlerin tercmeleri iin de geerlidir. Bu bakmdan, tercme
alanndaki bu babolua artk dur demenin zaman oktan gelmitir,
hatta gemektedir.

Son yllarda yaplm pek ok yanl tercme, bizi bu konuda ,by-


lesine karamsar bir tablo izmeye sevketmitir. Ne varki, piyasaya s--
rlmeye devam eden tercme eserler ierisinde, ilm deerine yarar bir
nitelik tayanlarn says maalesefok azdr. Nitekim getiimiz yl
m him bir kaynak eser daha -ayn eserin yaplan nc tercmesi
olmasna ramen - ilmi deerine yarar bir ekilde tercme edilemeden
okuyucuya sunulmu bulunmaktadr.
Szn ettiimiz bu tercme, bn Haldun'un "Mukaddime" adl
mehur eserine aittir. Yeni harflerle daha nce Zakir Kadid Ugan 1
ve Turan Dursun2 tarafndan tercme edilmi olan bu eser, bu defa n-

1 M.E.B.yayuu, st. 1968-1970 (2. hask). Eser cilttir.


2 i. Cildi, st. 1977'de neredilmitir.
364 MEHMED HAYRt KIRBAOGLV

c olarak Sleyman Uluda taraflIIdan tercme edilmitir) Eser, titiz


yaynclk anlayyla takdir toplayan Dergah Yaynlar arasnda iki cilt
olarak nerediImitir. B~ yaynevinin nerettii dier eserler gibi Mukad-
dime de, bask ve ekil ynnden gerekten gze hitabetmektedir.
Mtercim esen:, bn Haldun'un hayat, edebi ahsiyeti ve Mukaddi.
me'nin' yazmalar, neir ve tercmeleri ile ilgili geni bir giri yazmtr.
Biz bu giriin ilmi deerinin mnakaalarn bu yazmzn Ek'inde veri-
yoruz. u kadarn syleyelim ki mtercim nsz'de bu girii yazarken
bn Haldun'un otobiyografisi et-Tarif ile Anan ve van 'nin bundan -
kardklar hulasay esas aldn sylemekte ve bu ifadeleriyle giri'in
kendisinin telifi olduu intiban uyandrmaktaysa da, aslnda geni
lde, mtercimin tercmesine esas ald ve :pr. Ali Abdulvahid van
tarafndan Msr'da neredilmi olan baskya yazdm bulunan 274 Say-
falk hacimli mukuddime'nin' tercmesinden veya parafraze yoluyla ve
zaman zaman paragraflarn ve blmlerin yerleri deitirilmek suretiyle
aktarlmasndan iharettir.
Ancak mtercimin ifadesine gre iddial bir tercme olan hu eserde,4
ekildeki gzellie denk bir tercme bulamadmz zlerek ifade ede-
lim. Eserin yaplan nc ve son derece iddial bir tercmesi olmasna
ramen, hala birok tercme yanllar, ifade bozukluklar, kelime sei-
mindeki isabetsizlikler ve benzeri hatalar ortadan kalkm deildir. M-
tercim bu tercmesini yaparken, nceki trke tercmelerden ve eserin
ingilizce tercmesinden yeterince faydalanamamtr; Halbuki gerek m-
tercimin tenkid ettii Ugan tercmesinde, gerek ingilizce tercmede, bu
,yeni tercmede grdmz yanl cmlelerin bir ksm doru bir ekil-
de tercme edilmi bulunmaktadr. s Nitekim zaman zaman bu iki ter-
cmeden vereceimiz rneklerle mtercimin tercmeIeri karlatrl-
dnda bu husus grlecektir. ayet ntercim bu tercmelerden istifade
etmek cihetine gitBeydi, iine dt hatalarn pekoundan kurtula-
bilirdi. Maalesef bunu da yapmam veya yapamam1tr.
Burada, bu gibi hatalara dair rnekleri sunmadan nce, bunlar hi n-
drtyz ksur sayfay bulan tercmenin sadece rastgele baktmz yer-
lerinden" derlediinizi de belirtelim. Baktmz drtyz ksur sayfalk

3 bn Haldun, MItkaddim. (I-II) (Hazrlayan: Sleyman Uluda), Dergiih Yaynlan.


st . 1982-1983.
4 Mtercim yapt tercme ilc ilgili olarak "Onsz" de yle demektedir: "Bu sebeple
yannda Mukaddime'nin Arapa metni bulunan ve gayet iyi Arapa bilen zevatn bile mkille-
rini halletmek iin bu tercmeden faydalanabilecekleri kanaatndayz." (A.g.e., I fll)
5 Mamafih. ingilizce tercmede de zaman zaman baz yanllarn yaplm olduunu belir-
telim. '
BN HALDU!,\'UN MUKADDMES 365

ksmda bile hatalar o kadar oktur ki, biz okuyucuyu skmamak iin
bunlarn sadece bir ksmna iaret etmekle yetineceiz.
rnekler verilirken trke tercmenin cilt ve sayfa numaralar veril-
mi, gerektiinde arapa metnin6 aynen verilmesi de ihmal edilmemitir.
Bazen verilen rneklerin ingilizce karlklarnn Rosenthal tercmesin-
den 7 sunulmas da uygun grlmtr. Okuyucunun karlatrma yapa-
bilmesi iin yer yer Ugan tercmesine de yer verilecektir .
./

Tercmedeki hata ve eksiklikleri u balklar altnda ele alacaz:


i - Tercme yanllar
II - rade bozukluklar
III - Atlamalar ve ilaveler
IV - Yanl ve lzumsuz aklamalar, dipnotlar.
V - ngilizce aklamalar
VI - Bask yanllar.

1- TERCME YANLLAR

Mtercimin yapt yanl tercmelerin says olduka kabarktir.


Bu yanllarn, szn ettiimiz drtyz ksur sayfalk ksmn metinle
satr satr karlatrlmas sonucunda tesbit edilmediini belirtmek is-
teriz. Biz sadece trke tercmenin bu ksmn okuduk ve nerede bozuk
bir ifade veya anlalmazlk varsa, orada bir tercme hatasnnbulundu-
una ahit olduk. Bu durum ayn zamanda bize, tercmede kullanlan di-
lin ve ifade dzgnlnn ne kadar nemli olduunu gstermektedir.
Bu yanllarn balca sebebIerini; metni anlamama, kelime kelime
tercme gayreti, uygun trke karl bulamama ve dikkatsizlik olarak
sralayabiliriz. Bu gibi yal teremclere dair verebileceimiz rneklerin
bazlan unlardr.

rnek 1

(I. 308) jWI JJ\;; J .,cili ' ..


Halife el-Memun'un Badat sokaklarnda dolarken rastlad,
bir evden sarktlm olduunu grd bir sepete oturmasyla ilgili bu

6 Arapa metinler iin Dr. ,'\Ii Abdulvalid van tarafndan neredilen Mukaddime'nin,
ilaveli ve gzden geirilmi 3. basks (Diiru Naldati, Msr. Kahire, 1401 H. i 1980 M.) kulla.
nlmtr.
7 The Muqaddimah. An Inlroducion lo Ilisor.y. bn Kbaldu. (I-LLL) (ngilizceye evi.
ren: Franz Rosenthal), Routledge and Kegan Ltd. (London), 1958.
366 MEHMED HAYR KIRBAO<:;lU

metni mtercim "Bunun nemli bireyolduuna itikad etti. plere


tutundu ...." (I /2~~8)eklinde yanl tercme etmitir. Doru tercme ise
yledir: "Me'mun sepete oturdu ipleri ekti ve; .." Mukaddime'yi ne-
reden van yazd dipnotta btn nshalarda bu kelimenin (o..lUlt)
eklinde olduunu ve bunun ak bir tahrif olduunu syleyerek okuyu-
cuyu ikaz ettii halde, mtercimin bu hatay ilemi olmas karsnda
sylenebilecek tek kelime "hayret !"tir.
~r: Ugan: "Me'mun sepete oturdu" (I / 44).
Rosenthal: "He seated himself in the basket ap.d grabbed the pul-
ley." (/1 39)..

rnek 2

(I. 308) ... 4.~t:l\ JI ~~ J ~>- J .. '

Bu cmleyi de " Bu kz~ Memun'u selamlad, o da 'onu birlikte iip


elenmek zere masasna davet etti." (1/228) eklinde yanl tercme et-
mitir. Miltercimin cmlesinden anlaldna gre kz Me'mun'u selam-
lam, Me'mun da onu birlikte yiyip imeye davet etm,itir. Halbuki me-
tinde byle denmemektedir. Ayrca "selamlad" yerine "ho geldin"
demek daha uygun dmektedir. Metinde "masa" kelimesi de yoktur.
Doru tercme !)yle.olacaktr: "Bu kz Memun'a hogeldin dedi ve onu
iip elenmeye davet etti."
Kr: Ugan: "Me'mun'u selamlad, beraber arap imek zere onu
sofraya ard". (1/45).

rnek 3

(I. 321) ... ~ 4lJ~ i~""''ll~~ t


Bu cmlenin, "Daha sonra (Hz. Peygamberin kabilesi olan) Mudar'n
devleti (ve hakimiyeti) ile slam geldi." (1/242) eklinde tercme edilme-
si de hataldr. Zira "Mudar'n hakimiyeti ile slam geldi." dendiincle
Mudar'n hakimiyeti ile slam'n zuhurunun ayn anda olduu anlal-
maktadr. Halbuki metne gre Mudar'n hakimiyetini salayan slam'
dr ve bu da slamn zuhurunun Mudar'n hiikimiyetinden nce olmasn
gerektirir. Nitekim mtereim de bu hususu ayn sayfada dipnotta ifade
etmitir. Ancak bu aklamasna ramen mtereim cmleyi yine de yan-
l tercme etmitir. Bu ise, mtercimin trke iradesinin yetersizlii
yannda, arapadaki baz fiillerle ilgili temel kiiidelere dikkat etmemi
tBN HALDUN'UN MUKADDtMESt 367

olmas ile izah edilebilir. Zira mtercim baz geisiz fiillerin "bi" harf-i
cerr'i ile birlikt~ kullanldnda geili hale geldiini; dolaysyla metin-
deki gibi, "cae" fiilinin "bi" harf-i cerr'i ile kullanld takdirde "getir-
mek" manasna geldiini dikkate almam grnmektedir. Halbuki,
buradaki "'getirme" nin "salama" manasnda kullanldn da gznne
alarak cmleyi u ekilde tercme edebilirdi: "Sonra slam (Hz. Pey-
gamberin kabilesi olan) Mudar'n hakim olmasn salad."

rnek 4'

~J ,~ . ~ ~.J':" J ./o_J ,Jl:-ot ~) ~.J. J ~~ (


.",,~ ~.4:i 'J~Ai ;,:.... ~.,.;r 4A'; J4 ~.?:( ,~:.:h:.k-AlI~l>.
(I. 343)
stanbul boazndan bahseden bu metnin tercmesinde yle denil-
mektedir: "Sonra boaz g~niler, drt mile ular, akarken 60 mil mesafe
katedcr, burasna Kostantiye halici (stanbul boaz, yani Ege Denizi)
ad verilir. Daha sonra bu denizin azndan alt mil geniliinde bir bo-
az ayrlr ve Karadeniz'e uzanr." (1/2:9).
Tercmenin ikinci cmlesi yanltr ve gerekle de hibir ilgisi yok-
tur. Ancak gerekten metinde de byle mi denmektedir. Elbette hayr!
Byle bir hatay bn Haldun'un ileyebileceini dnmek mmkn de-
ildir. Bu hata olsa olsa mtercime ait olabilir ve nitekim de yledir.
Zira metinde aynen yle denmektedir:
"Daha sonra boaz, alt mil geniliinde bir az ile Karadeniz'e
ular".
Mtercimimiz metni anlamam, yapt tercmenin verdii bilginin
gereklerle badap badamadn isehi djinmemitir.
Mtercim ingilizce tercmeye mracaat etmeye de tenezzl etmemi
tir. Zira etseydi, orada cmlenin u ekilde doru tercme edilmi ol-
duunu grrd: "Through a mouth six miles wide, it then flows into
the Black Sea,~' (1/98). .

Mtercim, metinde az manasna gelen "~,Jj" kelimesini anlama-


m ve yanl olarak "boaz" diye tercme etmitir. Hata buradan kay-
naklanmaktadr. .

rnek 5

<JI,:lI J4 ~'y.JI J ,45J~1 J ~i <Ji)i J4 ?' J ""p\::11 <JI ~ ...


(I. 40).~u~ J~IJ ~~\J .rI
368 MEHMED HA YR KIRBAOGLU

Mtercimin tcremcsi yledir: "Ka~a renkleri isc cr ve cytanlarn


renklerindendir, demektir. Buna benzer daha haka rivayetler de vardr."
(1/356) Halbuki metinde geen "veemsali zalike" ksmnn "e-err ve'-
eyatin" kelimelerine atfedilmesinin daha doru olduu ortadadr ve
doru tercmc yle olacaktr. "Siyah renk isc ktle, eytanIara vc
benzeri eylere aittir."
Kr~ Ugan: " .. siyah ise kt, hayrsz, eytanlarn
0 ve onlarn ben-
zerlerinn sevdikleri renktir." (1/220).

rnek 6

~..y4~\ ~f'J~\J~l.Jl~ i~IJ ~)l~ ~\J ..Lll)


Alt; ~\..:l\l.i
(1. 407) .lAjl..l.::.o
Yanl/tercme yledir: "Bunlar, elle tutmak, ayakla yrmek,
dille konumak ve yekdierini destekleyecek ve tamamlayacak ekilde be-
denin umumi ve klli hareketi gibi eylerdir." (1/369) talikle yazlm k-
smda, biri dierini destekleyecek olan eyin beden olduu ve bir bedenin
dierini destekledii anlalmaktadr. Halbuki metinde "vcudun btn
organlaryla birlikte bir btn olarak harekcti" denmektedir. Burada
hatann kayna m.etinde geen "mutediifi'an" kelimesinin anlalman
olmasdr. Ayrca "hcdl?nin umumi ve klli hareketi" ifadesi de bozuktur.
Beden iin "umumi ve kiilli hareket" tahiri uygun deildir. Bunun da
sebebi, metindeki "cl-hareketu'l-kulliyye" tabirinin aynen aktarlmas-
dr.
Kr: Ugan: "Tenin btn hareketi, yani bir taraftan br tarafa
dnmesi, onun btn azasyla hareket etmesiyle olur." (1/233).
Rosenthal: "The powers of actidn are touching with the hand
walking with the foot, speaking with the tongue, and the total combi-
ned mo tion with the body." (1/196).

rnek 7

.4jI;:L:lf' ~J ./"J 4l~::.o ~ J ~ . +lf lS")..J:\ e..l~)1ll2.;l:l-\ J

(1. 407 - 408) . lJI ~L:L-I


d) ~
Alt izgili ksmn, Hayal iin hafza bir depo gibidir." (1/359) ek-
lindeki tercmesi de yanltr. Dorusu: "IIafza, idrak edilen eyler iin
hir depo gibidir." olacaktr.

i i
---- - ,
tBN HALDUN'UN MUKADDMES 369

Kr: Rosenthal: "The power of memory serves as a repositOlY for


all objeets of perception, whether they are im~gined or not. l is like a
sorehause ha preserves hem for the time when theyare needed." (1/197)

rnek 8

, dJ .)A~ L. J ~i ~L i ~~ J I.)Ali J '~P if \.);J...jl J \.)~ Y \.ili


(I. 409) .~~.JjC;1~1 ~ L'.); J '1;... ~~i !J)..u.\ J "! I~l J

Mtercim bu cmleyi u ekilde tercme etmitir: "Nebiler o istika-


mete teveech edip, beeri varlklarndan insilah ettikten ve mele-i
a'lf'dan neyi telakki edec~klerse onu telakki ettikten sonra, (telakki;
ettikleri ilahi ahkam ve hakikatlar) insanlara tebli etme hikmetine
mebni, rendikleri eyleri, (yanlarna alarak) insana mahsus idrak vast-
talarna 'avd~t ederler ve beeri kuvvetlere inmi bulunurlar," (1/"372)

Mtercimimiz buradaki"... \.J'~..l" fiilinin "onu indirir" manasna


geldiini de anlayarnamtr. Oysa alt izgili ksmn tereiimesi yledir:
"tekrar beeri idrakler seviyesine inerler ve aldklarn insanlarn anlaya-
bilecei bir seviyeye indirirler."

Kr: Rosenthal: "They then bring what they have learned baek
down to the level of the powers of human perception, as this is the way
in which in which it can be transmitted to human beigns." (1/199).

rnek 9

u ..~4 4Jft-ll u~ Ji ~~ ~ ...j ~)..d4 ~~'1\ ~~ ~;.)


(I. 410) ;.u..; L. J\
Metnin "Bu husustaki itiyat ve alkanlk, nceki kyasla ksmen ko-
layolan bir durumun, tedrici bir surette hasl olmasna sebep olmutur."
(1/374) eklindeki tercmesi de hatindr. Metin ters anlalmtr. Zira
metne gre, tedrici olarak kolaylk meydana gelmemektedir. Aksine,
tedricilik vahyin geliiyle ilgilidir ve vahyin tedrici olarak gelmesi, Hz.
Peygamberin vahye almasna sebep olmaktadr. Doru tercme udur:
"Vahiy (para para) tedrici olarak geldii iin, Hz. Peygamber gittike
huna alt ve bu sebeple vahiy, daha ncekine nazaran biraz daha ko-
lay hale geldi."
370 MEHMED HA YR KIRBAaeLU

Kr: Rosenthal: "When the revelation was repeated and the messa-
ges became numerous, ,contanct (with the, supernatural) became easy."
(1/200)

rnek 10

Bu metnin "(Bedevi) Arap olmalan sebebiyle o zamanlarda sahabe-


.J 'uinumumi vasf bedeviIik olduundan ..." (II ;1307-1308) eklindeki ter-
cmesinin yanll bizzat cmlenin kendisinden anlalmaktadr. Zi-
ra bu cmlede onlarn bedevi (arap) olular iki defa tekrarlanm ve
cmle anlal.maz bir hale gelmitir. Mtercimin bu yanhnn sebebi ise,
metindeki "el-ummiyc (mmilik) " kelimesini bedevilik eklinde yanl
tercme etmi olmasdr. Byle basit bir kelimenin nasl bu derece yan-
l tercme edilebildiini anlamak mmkn deildir. Bu durum ancak,
mtercimin tercmeyi aceleye getirmi olmas ve yazdklarnn ne mana-
ya geldiini dnmemesi ile izah edilebilir. nk yapt tercmeyi
dikkatlice okumu olasayd, cmlenin yanl olduunu elbette grrd.

rnek II

(III. 1258) ... ~ cJ"l:.l1 ~i ~.rJI 01 J


Bu cmlenin "Araplar ve (bedever) ise bunlardan uzakta kalan ka-
vimlerdir." (II 11308) eklindeki tercmesi metne sadk deildir. Zira
grld gibi metinde "uzakta" deil "en uzakta" denmektedir ve ikisi
,arasnda elbette fark vardr. Mtereimin hangi salahiyetle hu fark orta-
dan kaldrabildiini ve bylece bn Haldun'un iradelerini saptrdn
kendisine sormak gerekir.

rnek 12

(III. 1260) . 4J ~~ JlI \r=W J ~.J'J ~~sJI if W:l\ i~>)l w.J o"

Mtereim bu metni de yaD.l anlam ve yle tercme etnitir:


."... kitap ve snnetten telakki olunan ahkam ve bu iki kayna teyid
(ve ifade) eden lisan (ilimieri) tekil eder." (II 11311)
Halbuki doru tercme" ... bu iki kayna teyid (ve ifade) eden"
deil, " ... bu hkmleri ifade etmeyi salayan" eklinde olacaktr. Son-
ra "Iisan (ilimieri)" tahiri de yanltr ve parantez ii aklama lzum-
tBN HALDUN'UN MUKADDtMESt 371

suzdur. "teyid" kelimesi de metinde yoktur. Mtercim metindeki "el-


mueddiye" kelimesini "el-mueyyide" eklinde okumu olsa gerektir.
Mtercim ingilizce tercmeye de mracaat etme zahmetine katlan-
mamtr . Halbuki orada doru tercmenin u' ekilde yapldn grp,
hu hatadan kurtulabilirdi:
" ... and the language used in (both the Qur'an and the Sunnah) that
leads to (the formuIation of) thse (laws)." (111/3] 6).

rnek 13

-" :''1
~::: \ol ~l:., J ~~ \~L ~\ :>if
(III. 1262) .($J>i ~L:...,.:, J
"nk daha evvel demitik ki, bir mahalde bir sanatla ilgili olarak
birmeleke tekaddm ve sebkat ederse, bu meleke sahibinin, dier bir
sanata iyi bir meleke sahibi olmaH ok nadir grlr." (II /1313).
Mtercimin bu cmlesi hem trke deildir (sebkat, tekaddm!)
hem de tercmede yanllk vardr." Bir mahalde bir sanatla ilgili ola-
rak bir meleke tekaddm ve sebkat ederse "cmlesindeki" bir mahalde
tabiriyle ne kasdedildii anlalmamaktadr. Bir yerde, bir semtte veya
bir mahallede mi denmek istenmektedir? in dorusu mtercim bu ke.
limeyi anlamadan tercme etmitir ve anlalmazln gcrek sebebi bu-
dur. Zira metinde denmek istenen udur: "Herhangi bir sanattaki neleke
belli bir noktaya (seviyeye) gelmise,."

Mtercimimizin "~".'" ~..lZ '~i" ifadesini anlamad ak-


a grlmektedir. Nitekim ingilizce tercmeye bakldnda da mterci-
min bu cmlesinin yanll kolayca anlalmaktadr: " ...becausc, as
we have mentioned before, the person whose habit has advanced to a
certain point in a particular craft is rareIy able to m~ster ~nother one."
(1I1~1~. .
Tercmedeki "tekaddm ve sebkat" kelimelerinin gnmz trke-
"inden ne kadar uzak olduunu belirtmeye ise gerek yoktur.

rnek 14

~ 41'1..1 J ..>~i t.~J'11 ($\ ::+lIJ lf.)-\ J ~ J ,jJJ~ )..a.i


(III. 1265) .,)J~'
372 MEHMED HAYR KIRBAOCLU

Metnin, "u halde Arab lisannda maksuda (maksud olan manaya)


delalet hususunda harfler (edatlar), 'hareketler, heyetler yani vaziyetler de
nazar- itihara alnmaktadr." (II /1319-1320) eklindeki tercmesi de
hataldr. Metindeki "el-evdil" kelimesi "vaziyetler" eklinde tercme
edilmitir ki, yanltir. Dorusu ise "kalplar (veya vezinler, sigalar)"
olacaktr.
Kr:- Ugan:" .... harfler, harekeler, kelime ve emlelerin ekil ve su-
retleri .... " (1111 /175).

rnek 15

(III. 1267) .)~ ~\ J r~lJ..c.: 0J.;>UI .~ J


"Sonra mteahhirin, kitap ihtisar etme usulleriyle birlikte ortaya
kt." (II /1321) cmlesi de yle olacaktr: "Sonra mteahhirin bu ko-
nuda ihtisar (zet) metodunu getirdi." Daha nce de iaret ettiimiz gibi
mtercim, haz geisiz fiilerin "bi" harf-i cerr'i ile geili hale geldiine
dikkat etmemitir. Metinde de/'cae" fiili "bi" harfi ile birlikte' kullanl-
mtr ve manas "getirdiler, ortaya koydular" demektir.
Kr: Ugan,: "onradan yetien bilginler ksaltma usulun seerek ... "
(lll/I77).

rnek 16

(III. 1268) .~.lf r.J.I jJJ> ~~ . ~..,...a~


Bu ibar~nin 'tercmesi de yanltr ve " ...alfabe harflerinin mreb-
kep olanlarn tmyle ... hasr ve tesbit etti." (II /1323) eklinde deil,
"... alfabe harflerinden meydana gelen kelimelerin hepsini zikretti."
eklinde olmas gerekir.
Kr: Ugan: ... hece harflerinden terkip edilen btn kelimeleri
toplad." (111/179).
Rosenthal: "In it, he dealt with all (possible) comhinations of the
letters of the alphabet," (II /326).

rnek 17

" ... buna ise, isim, fiil ve harflerin (edatlar) mfredat delalet eder."
(II /1327) eklindeki tercme doru deildir. Zira "isim, fiil ve edat"
BN HALDUN'UN MUKADDMES 373

zaten mfredat kavramnn iersindedir, bunlarn ayrca mfred1t yok-


tur. Ancak mtercim metindeki aklayc "min" (min eI-heyaniyye)
harf-i cerr'ini " ..;den" mana.snda anlam ve hataya dmtr. Doru
.tercme ise yle olmalyd: " ... buna ise, isim, fiil ve edat gibi kelimec'
deIlIeteder. "
Kr: Ugan: " ... bu takdird c 1,u ~nlamlar, isim ve harflerden ibaret
olan mfret maddelerle anlatlr." (III 1185).

rnek 18

(III. 1273) .~t;':J\ iti f 4,j~ ,~ ;.J':JJ.lIJi <:~.rJ ".


Metnin" ...fadenin tamamiyetinden olduundan, bu da ddalete
muhtatr." (II 11327) eklindeki tercmesi yanlt::, ifadesi de bozuktur.
fadesi bozuktur, zira ne dendii anlalmamaktadr. Yanltr, zira do-
ru tercmenin u ekilde olmas gerekirdi: "Bu hususlarn da ifadcde
belirtilmcsi gerekir, zira bunlar ~a anlatm tamamlayan hususlardan-
dr."
Kr: Ugan: " ...nk anlatlmak istenilen anlamlar, bunlardan ba- .
ka bireyle tamam !lmaz." (III/185) ..
Rosenthal: "This needs to be indieated, because it completes (the
information) to be conveyed," (III 1333).

rnek 19

(III. 1273) .;j4':J\J~\)&-':J\ JLf"~ ,~~Jl4,. t..\:.&-il4,.~JJ


/
Tercmede "Onlarn nezdinde her szn kendisine has 1,ir makam
vardr ve btn bu hususlar da ancak ira b ve vuzuhun mkemmel dere-
cede olmasndan sonra bahiskonusu olmaktadr."~ (II 11327-1328) dcn-
mektedir. Cmlenin birinci ksm tamamen ters tercme ediIm~tir. Zir
metinde "Her durumun kendine has bir ifade ekli vardr." denmektedir
ve doru tercme yle olacaktr: "Ayrca, son derece ak bir ifade ve
doru bir i'rap yannda, onlarn nezdinde her durum'un kendine has bir
ifade ekli de vardr."
Bu rnek de mtercimin tercmeyi'ne kadar dikkatsizce yaptnn
baka .bir delilidir ..
Kr: Ugan: "irablara ve aklamalara ilaveten, anibn her yere ve
duruma mahsus bir ifade tarz vardr." (III 1185).
374 l\'lEHMED HAYRi KlRBAOGLU

Rosenthal: "The Arabs have a particular expression for each situ-


ation, in addition to a perfect use of vowel endings and clarity." (III i
333)

rnek 20

(III. 1274) .. I..:"'J&-)l\ if ~ ~~ :fv. t i~\ ~bJI ~ Ji


"kinci cmlenin irabtan mahalli bulunmas halinde atf yapmann
lzumlu olduu nuhakkaktr." (II 11328) cmlesi de yanltr. Tam aksi-
ne "kinci cn1~nin i'rapta mahalli bulunmamas halinde ..." olacaktr.
Kr: Ugan: "kinci cmlenin i'raptan mahalli olmaz is', ikinci c m-
lenin ba tarafnda (v,f, ve smme gibi) atf harflerinden biri anmr."
(III 1187).

rnek 21

~li .:lt.} J5' 0'1 ~j.:...;J\ .>}J .:lJ:l;-1,y ~ ~U~,,;lL. ~ .J..; J


(III. 1274) .~
Bu metnin tercmesi yle yaplmtr: "nk cmertlik ve 'misa-
fir arlaDla ok killden, (ok odun yakmaktan, "ok yemekten) hasl
olur." (11/1329)
Bu rnek mtercinin yazd eyin manas zerin,de dnmediini
aka gstermektedir. Zira tercme terstili, stelik ifadesi de bozuktur.
nce, "mis,afir arlamak ok klden hasl olur" ne demektir? Bunun
manaszl ortadadr. stelik burada "misafir arlamak" tabiri de met-
ni tam aksettirmemektedir. Bunun yerine "misafirperverlik" denmesi ge-
rekirdi." ok yemekten" derken, insann ok yemek yemesi ~i yoksa ok
yemek piirmesi mi kas de dildii ak deildir. Burada "yemein oklu-
undan, ok 'yemek piirmekten" denehilirdi.
Tercme terstir, ;nk metinde cmetlik ve misafirperverliin k.
ln okluundan hasl olduu deil, tam aksine kl n okluunun, ki-
inin cmert ve misafir.perver olduuna delalet ettii ifade edilmektedir.
Yanl tercmenin dorusu udur: "nk kln ok oluu, cmertlik
ve misafirperverliin bir neticesidir."
, Kr: Ugan: "nk kln okluu Zeyd'in cmetliinden ve misafir-
lere ok yemek yedirIDesinde? husule gelmitir." (111/187).
Rosenthal: " ... because a great deal of ash is the result (of genero-
sity and hospitality)." (111/335).
tBN HALDUN'UN MUKADDMES 375

11- FADE BOZUKLUKLAR

Tercmenin en fazla tenkid edilmesi gereken yn, eserm batan


sona ifade bozukluklaryla dolu olmasdr. Bu bozuk ifadelerin balca
sebebi ise, mtercimin tercmelerinin keli~e kelime oluu ve tercme yap-
maya yetecek seviyede trkeye hakim olmaydr. Okuyucu tercmeyi
okurken akc bir sl1b yerine, insan skan ve yoran bir sl1b ve dille
kar karya kalmaktadr. Mtercim tercmede genellikle, giin~zde
kullanlmayan ve pekou metindeki kelimelerin translitcrasyona tabi
tutulmasndan ibaret olan arapa kelimeleri kullanmaya bilhassa itina
gstermitir. yle ki tercmeyi okuyan ister istemez, acaba Pirizade
veya Cevdet Paa tercmesini mi okuyorum diye sormaktan kendini
alamamaktadr. Dolaysyla tercmeyi nesIimizin anlamas ok zor g-
rnmektedir. Halbuki mtercin tercmesinm hitahedecei kitlelerii
kltr durumlarn mutlaka gznnde bulundurmak zorundadr. Do-
, laysyla o, eskilerde kalm ar bir dil yerine, gnmzde kullanlan -an
trke demiyorum- sade bir trke kullanmalyd. Fakat ne yazk ki
bu hususa dikkat ~dilmemi ve bugn iin anlalmas ok zor olan bir
dil kullanlmtr.

imdi bu konuda hissi davranmayp, hakl gerekelere dayand!-


mz gstermek iin baz rnekler vermek istiyoruz:

rnek 1

(f. 282) (0#k:ll) kelimesini mtercin "asalak tarihiler" (1/201)


olarak tercme etmitir ki, son derece manaszdr. Bu kelime "ehil
olmayan tarihiler" eklinde tercme edilebilirdi.
Kr: Rosenthal: "But then, persons who had no right to OCCUPY

themselves with history .." (1/6).

rnek 2

Harun er.Reid'in kzkardei Abbase'den bahisle, "Refah iinde


yaayanlarn adetlerinden ve fuhu,n otlak ve meralarndan uzak bulu-
yordu." (1/211) denilen bu cmledeki "fuhun otlak ve meralarndan"
tabiri ne kadar isabetsiz ve bozuk bir ifadedir! Halbuki mtercim be-
enmeyip tenkid ettii Ugan tercmesine baksayd, orada bunun isa-
betli bir ekilde "bozuk ve kt evrelerden" eklinde tercme edildii-
ni (Bkz: 1/32) grrd. Mtercim arapadaki "fuh" kelimesiyle trke-
deki "fuhu" kelimelerinin farkl manalarda kullanldndan bile haber-
376 MEHMED HAYR KIRBAO(.LU

dar deildir. Mtercim ikisi arasndakiJarka dikkat etmeni ve kelimeyi


metinden (Bkz: i /301) olduu gibi aktarmtr. Ayrca "otlak ve mera"
tabirierinin bu ekilde insanlar iin kullanldn da ilk defa miitercimde
gryoruz! Grld gibi miitercim metni kelime kelime aktarmann
tercme olduunu zannetmekte ve bu sebeple garip irade ekilleri sergi-
lemektedir.
Kr: Ugan: " ...geni ve ssl bir hayat iinde yaamak gibi itiyat-
lardan ve bozuk ve kt evrelerden uzaktr." (1/32).

rnek 3

"Bu suretle onlar ltuflara bomulard, yoksulolan erafn hane-


lerini ihtiyatan kurtarmlar, fakir ve kleleri esaretten az at etmiler,
bu yzden balarnda bulunan halifelerinin bile methedilmedii bir e-
kilde viilmler, halini arzeden yoksullara ikram ve ihsanda bulundular."
(J /222) cmlesinde mtercim nce "bomulard" diyerek mili gemiil).
hikayesi, sonra "kurtarmlar", "azat etmiler", "vlmler'" diyerek
mili gemi kullanm, ardndan da "ihsanda bulundular" diyerek di'li
gemi kullanm ve tek bir cmle ierisinde nce mi'li gemi'in hika-
yesi, sonra ni'li gemi ve sonunda di'ili gemi zaman kullanarak trk-
edeki titizliini (D ortaya koymutur.

rnek 4

(1. 308) C,j.6h\ 4jL;:; J~~i ~\.J) "fevkalade yakkI ve gzellik-


leri cazip bir kadn" (I/228) ifadesine gelince: Evvela kadn iin
"yakkl" denniez. kincisi "gzellikleri cazip bir kadn" ifadesi trk-
e deildir. Mtercimin bu cmleyi u ekilde tercme etmesi gerekirdi:
"insan batan karacak kadar fevkalade gzel bir kadn".
Kr: Ugan: "son derece gzel ve gzelliiyle insanlar kendine
meftun eden bir kadn." (1/45).
i

rnek,S

"Bir devlet hakszlktan, ktle meyletmekten, yolsuzluktan ve


keyfilikten kendisini uzak tutarsa, itidal yoluna girer ve doru yoldan
ayrlmazsa, (ilim ve sanat) pazarnda haHs altn ve,saf gm (tenebbt
tBN HALDlJN'U:-; MUKADDMES 377

ei:lerbiter." (1/233) cmlesinin" (ilim ve sanat) pazarnda halis altn ve


saf gm (tenebbt eder) biter." ksm tercmenin dil ve slb bozuklu-
unun en gzel rneklerinden birini tckil etmektcdir. Mtereimin bu ks-
m nasl byle tercme edebildiini anlamak mmkn deildir. Zira,
bitkiler iin kullanlan bit me tabirini altn ve gm iin kullanarak,
trkeye ne derece vakf (!) olduunu gzler nne sermitir. Bu da yet-
miyormu gibi bir de lzumsuz yere, arapa bir kelime olan "tenebbt"
kelimesini tercmesine almaktan da ekinmemitir. Halbuki arapa me-
tinde "bitme"nin veya bunun arapas "tenebbt" n eseri bile bulunma-
maktadr. Ayrca pazar kelimesinin "ilim ve sanat" ile. snrlandrl-
masn gerektirecek bir iaret mevcut dcilken, miitercimin nasl olup ta
"(ilim ve sanat) pazarnda" diyebildiini dorusu anlamak mmkn de-
ildir. Oysa bu ksmn doru tercmesiyle olabilirdi:
"onun pazarnda halis altn ve saf gn piyasaya kar."
Kr: Rosenthal: " ... the wares on its market are as pure silver and
fine gold." (1/47).

rnek 6

" ...urunda lme art ile krmz kanlarn aktarak ona balanmlar-
dr." (1/234.) cmlesine gelelim. "krmz kanlarn aktarak ona ba-
balanmlar ... "ne demektir? "Urunda lmek art ile" deil, "urunda.
lme pahasna" dr. Sonra metinde geen "biat" tabirinin aynen muha~
fazas daha uygun olurdu. nk bu kelime mcerret balanma'dan fark-
l bir manaya sahiptir. Halbuki mtercim onun yerine "balanma" ta-
birini kUannitr. .
Bu cmlenin trkeye yle aktarlmas uygun olurdu: ~'kalarn
aktarak lm gze alma pahasna ona biat etmiler .." .
Kr: Ugan: " ...onun urunda canlarn ve mallarn feda etmeye
sz verdiler." (1/54).
Rosenthal: "They swore that they were willing to die for him."
(1/48).

rnek 7

(1. 316) (J~L;Js:l t..-l\ J) ibaresinin karl olarak mter-


cimin yapt "her anrann sesine kulak veriyorlard." (1/236)
378 MEHMED HAYR KIRBAaeLV

eklindeki tercme de isabetsizdir. nk metinde anrma kelimesi yok-


tur. stelik anrma kelimesi insanlar iin deil, zellikle, hepimizin bildi-
i bir hayvan iin kullanlr; mtercimin bunu bilmesi gerekirdi. Onun
kaba bir ekilde "anran" olarak tercme ettii kelime" ~\.j"

tr ve "bara:" demektir. O halde tercmenin doru dzgn bir ekilde


trkeye yle aktarl~as icabeder: " ...her barann (veya seslenenin)
sesine kulak veriyorlard .." . .
Kr: Uga: " ...her bana kulak astklar iin ..." (1/57)
Rosenthal: "they took anybody's word and listened to anybody's
lloise." (1/50).

rnek 8

(I. 318) (4j~... ~js8IJ ~\.. J c...\Al4 4:.. IJ..,Q..J) ibaresini

mtercim; "Kanaatlarn ktlemeye, davasn ve iddialarn yalan-


lamaya baladlar " (1/238) eklinde tercme etmitir. Burada kanaat
yerine "gr" denmesi daha uygundur. stelik grld gibi terc-
me tam d~ deildir.Tam ve dzgn tercme yle olacaktr: "Grleri-
ni ktleyip iddialarn yalanlamak suretiyle onun itibarn sarsmaya
altlar. "

rnek 9

. "Durum bu olunca, imkan ve istihale itibariyle ..." (1/259) cmle-


sindeki imkan ve istihale tabirleri yerinde deildir. Zira istihale trke-
de biim deitirme, bakalama gibi manalal'da kullanlmtr. Bunun
dorusu ':mrnkn olup olmamas (ya da: doru vcya aslsz olmas)
itibariyle .." eklinde olacaktr.

rnek 10

"Sanatlar ve hirfetleri kesb ve kazanma konusu ile birlikte an-


lattm." (I /267) cmlesin~eki "hrfet" kelimesi trke deildir. Herke-
sin kullandf "meslek" kelimesi dururken, mtercimin niye bu arapa
kelimeyi kullandn anlamak zordur.

rnek II

Mtercim (E)i)\ p-) ve (Vi J) ( ) kelimelerini, "bir ya-


saknm hkmetmesi" ve "bir yasak" (1/273,274,275) eklinde tercme
BN HALDUN'UN MUKADDIMESt 379

etmitir. Bu "yasak" kelimesi yerine, gnmzce kullanlan "otorite"


kelimesi kullanlsayd daha yerinde olurdu. Mtercim "yasak" keli-
mesini Ugan tercmesinden almtr. i i 104,5). Bu iki tabirin "otoriter
bir idare" ve "otorite" eklindeki tercmesi metni tam olarak aktar-
maktadr ve gnmz trkesine de daha uygundur.

rnek 12

Mtercimin "Allah, setii ve szd bu kullarna ..." (1/354)


ifadesindeki "szd bu kullarna" tabiri hi edebi deildir. Trkede
insanlar iin szme tabiri kullanlmaz. stelik "setii ve szd bu
kullarna" ksm metinde -yoktur. Metinde sadece (s. 159) "Allah bu kul-
larna ... " denilmektdir.

rnek 13

"Resuln bir asabesi ve cvketi (group feeling, influence) olur,"


(1/357) cmlesinde mtcrcim arapa kelimelerin ingilizcelerini vermeye
bilhassa dikkat etmiken, nedense Trkelerini vermeyi UDutmutur(!)

rnek 14

"Kelam alimleri" fail-i muhtar "a (el-Failu'l-muhtar, voluntary


agent) kani olduklarndan dolay derler ki: Mucize Allah'n kudretiyle
vaki olur, o peygamberin fiili deildir.

Mu'tezile'ye gre insanlarn fiilleri, kendilerinden sadr olmakta-


dr, ancak mucize insan fiili nevinden deildir." (1/358) cmlelerin-
deki mtercimin hatalar yle sralanabilir:
. "Kelam alimleri "fail-i muhtar" a kani ~lduklarndan .." cm.
lesi trke bir ifade deildir. Bu cmleyi gnmz trkesine yle ak-
tarmak mmkndr: "Kelamclar" fail-i muhtar" grUn kabul et-
tikleri iin ..."
2. 2. paragraftaki cmle, aslnda. nceki cmle ile ilgilidir. Mu'~
tezile de Kelamclar'a dahil olduu halde, bn Haldun, farkl grle-
rinden dolay onlar ayrca zikretmitir. Halbuki mtercimin tercmesine
bakldnda Mu'tezile Kelamclar'a dahil deilmi gibi anlalmakta-
dr. Oysa bu tercmenin doru ve gnmz trkesine uygun tercme.
sinin yle olmas gerekirdi:
"Hernekadar Mu'tezile, "insanlarn fiileri kendilerinden sadr ol-
maktadr, ne var ki mucize insanlarn fillerinden deildir." grndey.
380 MEHMED HAYR KIRBAOGLV

se de, (dier) Kelamclar, "fail-i multar" grn kabul ettikleri iin,


"Mucize Allah'm kudretiyle gerekleir, peygamherin fiili ilc deil!"
derler. "

rnek 15

"ayet bireyin vukuunun farzedilmesinden imkanszlk lazm geli-


yorsa, o ey mmkn deildir." (1/359) eklindeki tercme de kelime ke-
limedir. fade de trke deildir, Halbuki bunu yle tercme etmek
gerekirdi: "Bireyin meydana gelmesini tasavvur etmek imkansz ise,
o ey "mmkn -"olamaz.

rnek 16

"Nebi ne zaman ekvana ve oluumlara tevecch eder ve bunlar iin


toplu hale gelmeye azmeder (himmetini ekvfn zerinde teksif eder ise) ..."
(1/360) cmlesi ile mtercim acaba okuyucuya ne verebilmektedir?
Ekvan ve oluumlar iin toplu hal~ gelme tabiri trke bir ifade deil-
dir. Bunun sebebi ise, mtcrcimin metni kelime kelime t::rcme etmi
olmasdr. Aklama mahiyetindeki "(himmetini ekvan zerinde teksi
eder)." fadesi de yine trke deildir. Mtcrcim gnmz trkesinden
ve trkedeki gelimelerden haberdar olmad iin, metindeki (iste c-
ma'a leha) tabirinin tam karl olan ve tercmeye de son derece uygun
den "konsantre olmak" tabirini bilememi ve de kullanamamtr.
Burada, bu tabiri Rosenthal'in de "cncentrate" kelimesiyle tercme et-
tiini belirtelim: "Wheneverhe addresses himseli to the m and cancert-
rates on hem." (1/191).
O halde doru tercme yle olacaktr: "Peygamber ne zaman var-
lklara ynelir ve konsantre olursa ..."

rnek 17

(I. 404) - (~)J.:l\ :';" ~~ ~ J. -:,,\,):J-I () ibaresini mtercim,


"sonra da hayvanlara tedriciliin bedii bir ekli ile geilmektedir."
(1/364) eklinde tercme etmitir Bu cmlenin ifadesi bozuktur, zira
mtercim metindeki "min" harfinin aklama iin (elbeyaniyye) oldu-
unu farketmemi ve " ...den, ...dan" manasna kullanldn zannetmi-
tir. Halbuki tercmenin dorusu yle olacaktr: "Sonra da hayvan-
lara, harikulade bir ekilde tedricen geilmektedir."
BN HALDUN'UN MUKADDMES 381

Kr: Ugan: " ...tedrici bir ekilde ve benzeri grlmemi acaip


bir ekilde ...' (1/230).

rnek 18

"Bu idrakler sayesinde "bilfiil taakkul (actual intellection) un


hus1l iin istidat elde eder." (1/368) cmlesinin yle tercme edilmesi
daha yerinde olurdu: "Bu duyular sayesinde" bilfiil taakkul (actual
intellection)" niteliini kazanmaya hazr olur.

Grld gibi kelimeler gnmz trkesine uygun olarak seil-


diinde, mtercimin arapa kelimelerden meydana gelen cmlesi, kolay-
ca anlalrbir hale gelmektedir.

rnek 19

" ... btn bunlar sanki bir lahzada va~ olmu gibi bir haldir. Hatta
gz ap kapama mddetinden daha ksa zamanda vaki olmu gibi bir
vaziyettir." (1/372) cmlesinde de ifadenin trkeye uygun olduu sy-
lenemez. Halbuki bu cmleyi daha ksa ve trkebir ifade ile u ekilde
yapmak mmkndr: " .. btn bunlar sanki ~ir anda, hatta gz ap
kapamadan daha ksa bir srede olur."

Mtercimin tercmesini ingilizce tercmeyle de karlatrabiliriz:


" ... all this appears to take place in one moment, or rather in aflash."
(1/200)

Kr: Ugan: " ... bir anda, bir kere gz ap kapaymcaya kadar geen
bir mddet iinde vukua gelir." (1/239).

rnek 20

" ...ruhaniyetten de insilah ederek,... beeriyetten insilah etme


istidadn, ... bahiskonusu insilah nevi ile,... beeri varlklarndan insi-
lah ettikten ..." (1/372) eklindeki ifadelerinde, trke olmayan "insilah"
kelimesini kullanmtr. Bunun yerine trke hir kelime olan "syrlma"
tabiri kullanlabilir ve "ruhaniyetten syrlarak-beeri zelliklerden sy-
rlarak.beeri varlklarmdan syrldktan" denebilirdi.

Kr: Ugan: " ... beeri hallerinden syrlarak, ... beeri halden ka-
rak ... (1/238).
382 MEHMED HA YR KIRBAaeLV

rnek 21

... devesi zerinde seyretmekte olduu halde .." (1/374) eklindeki


tereme de trkeye uymamaktadr. "Seyretme" tabiri gnmz trk-
esinde, bireye bakmak anlamnda kullanlr. "Seyretmekte olduu
halde" diyerek uzatmaya da gerek yoktur, "giderken" demek yeterlidir.
Cmleyi ylece trkeye aktarabiliriz: " ... devesi zerinde giderken .."
Grld gibi mtercim en basit ihareleri bile doru drst dzgn bir
trke ile ifade edememektedir.
Kr: Ugan:" devesi zerinde yoluna devam ederken ..." (1/242)

rnek 22

(1. 412) (:.~} ~ :.r~"'" Lo J) ibaresinin "ku ve hayvann

durumundan akla gelen eylere mracaat ederek .." (1/375) eklindeki


tercmesi de yle ifade edilebilirdi: "bir kuun veya herhangi hir hay-
vann durumundan mana. kararak ..."

rnek 23

45'" ri ~LL; :;:- ~i j rJ"~


(1. 412) 4;W J:- ~.la~Lo
Metnin, "Bu hareketin ve onu teyi eden bahiskonusu eenebi saikin
tahriki neticesinde kahinin kalbine gelen hevaeis (tuluat) dilinden
dklr." (1/376) eklindeki tercmesi trke deildir. "Onu teyi eden",
"hevaeis (tuuat)" trke kelimeler deildir. Oysa bu cmlenin trkeye
yle aktarlmas mmkndr: "Bu hareketten ve onunla birlikte bulu-
nan bu yabanc destekten kahinin kalbine doan manalar onun dilinden
dklr."
Kr: Ugan: "Bu hareketlern bir sonueu olarak onlarn kalplerine
bireyler doar. Kahin bu yabanc vastalarn yardm ile diline geleni
syler." (1/246).
Rosenthal: "From that motion and the foreign support that accom-
pancs it, his heart reeeives some inspiration to express itself in words."
(1/204).

rnek 24
"Eb1 Davud'un Risale'sinde, "Kitabmda skuda getiim hadisler
salihtir, msaittir." dediini yukarda anlatmtk." (I /790) cml~8inde
BN HALDUN'UN MUKADDMES 383

mtercimin "salih" kelimesini aklamak iin ilave ettii "msaittir"


kelimesinden hibirey anlalmamaktadr. nk mtercim "salih ha-
dis" in ne olduunu bilmemektedir ve bu sebeple "salih" kelimesinin lu-
gat anlamna bakarak tahmini bir tercme yapmtr. Halbuki "salih"
kelimesini burada "delil olarak kullanlabilir" eklinde aklayabilirdi.
Zira "salih hadis" delil olarak kullanlmaya elverili hadis demektir.
Ancak mtercim hadis ilminin stlahIarna vakf olmad iin, anlamsz
bir aklama ile ii savuturma cihetine gitmitir. Halbuki hadis usuluy-
le ilgili eserlere mracaat etseydi, bunu renir ve bu hataya dmezdi.
("Salih hadis" ile ilgili olarak burada, herkesin mracacaat edebilecei
trkl': bir tercmeye iaret edelim: Dr. Subhi es-Salih, Hadis Jlimleri
ve lstlahlar, s. 128, 130.)
Grld gibi "Mukaddime"yi tercme etmek her iki dile vakf
olma yannda, ayn zamanda bir kltr iidir ve slami ilimIerin her dal-
na az ok vakf olmay gerektirir. Byle bir kltre sahip olmayanlarn
yapacaklar tercmenin yanl ve bozuk olaca kanlmazdr.

rnek 25

(III. 1257).... tJJJ.' J tr)~ J~)i c:lf ...


Mtercim bunu yle tercme etmitir: "Bunlar da (suturdan de-
il ancak yetkili zevat ve) rical tarafndan sudurdan sudura nakledile-
gelmekte idi." (II /1307). Bununla trke bir tercme yaptn zanneden
mtercime artk synenebilecek baka birey yoktur. Bu cmleyi arapa
bilmeyenerin anlamas mmkn deildir. nk arapa bilmeyen oku-
yucu ne "sutur" kelimesini ne de "sudurdan sudura" tabirini anlayabilir.
Okuyucunun anlayamyaca a'ikar olan bir cmleyi tercme diye onun
nne srmekteki gayeyi anlamak bizce mmkn deildir. Halbuki
bu cmlenin tercmesi gayet basittir: "Sahabe bu hkmleri (yazl deil)
szl olarak naklediyordu."

- rnek 26

"te bundan dolay eriat ulemasnn tamamnn veya ekseriye-


tinin gayr- Arap olmasndan sebebi tesbit etmi olduumuz bu husustur."
(II /1310) cmlesinde grld gibi dklk vardr ve bu durum cm-
lenin anlalmasn zorlatrmaktadr. Ayrca cmlede hibir noktalama
iaretinin bulunmay durumu daha ktletirmitir. Halbuki cmlenin
oyle olmas gerekirdi: "te eriat ulemasnnn tamamnn veya ounlu-
unun arapolmaynn sebebi, tesbit ettiimiz bu husustur."
384 MEHMED HAYR KIRBAOCLU

rnek 27

JW! J. \l::':' J ~IJ)J J~..a.\~ ~~ J ~llI J J;t,.V<j1J


J ..wL.,.,
(III. 12(0)

Mtercimin, "Lafzlar ve lugatlar, zamirler (ve zihinler) deki mef-


humlar arasnda bulunan perdelerden ve vastalardan, manalar zerin-
deki rabtalardan ve mhrl~rden ibarettir." (II 11311) eklindeki keli-
me kelime tercmesinde zellikle cmlenin ikinci ksm!ld;-ne denmek
istendii anlalmamaktadr. Burada "lugatlar" yerine "kelimeler" den-
mesi gerekirdi. "zamirler" kelimesi ise trke deildir. "manalar zerin-
rindeki rabtalar ve mhrler" tabirinden de ne dendii anlalmamak-
tadro Zira mtercim metni anlamadan ve sadece kelime kelime tercme
etmitir. Halbuki bu cmlenin ingilizce tercmesi gayet aktr: W ords
and expressions are media and veils between the ideas. They constitute
the bonds between. the m and give them their final imprint." (III 1316).
Mtercim bu ingilizce tercmeden istifade yoluna gitseydi, u ekil-
de doru ve anlalr bir tercme yapabilirdi: "Lafzlar ve kelimeler, zi-
hinlerdeki kavramlar arasnda bircr vasta ve perdeden ibarettir ve on-
lar m~nalar arasnda ba kurarlar ve onlara kesin eklin~ verirler."

rnek 28

"Lugatlar (ve lisan beyanlar) ise zamirlerde mevcut olan bahis


konusu manalar aktaran bir tercmandr." (II 11311) cmlesindeki "li-
sani beyanlar" ve "zamirler" kelimeleriyle ne kasdedildii anlalma-
makadr. nk bu kelimeler trke deildir. Zamirler kelimesiyle gra-
merdeki zamir mi kasdedilmektedir? Elbette deil. Fakat mtercim metin
deki (;~\ J tr) (III/1260) tabirinin trkesini kullanma~ ve
aynen aktarmtr. Mtercim ayn sayfada, bu cmleden sonra yine
"zamirler (ve zihinler) deki mefhumlar" derken, zamirler'le zihinler'in.
ayr eyler olduklar intibac uyandrmtr. Halbuki zamirler kelimesi
zihinler olarak tercme edilmeli ve ayrca bunun arapas tercmede
zikredilmemeliydi. Ayrca burada "Lugatlar" kelimesi de uygun deildir.
Bunun yerine "kelimeler" demek gerekirdi.

rnek 29

"Kklkte bu gibi eyle~i renenlerin melekeleri gayet fazla muh-


kem olur." (II 11312) cmlesindeki "gayet fazla muhkem olur" yerine
BN HALDUN'UN MUKADDtMES 385

"sonderece salam olur" demek gerekirken kelime kelime tercme gay-


retinin ar basmas sebebiyle bunu yapamamtr.

rnek 30

"Fakat talebe bir de yazarak 'Ve kaydederek ders grme, ilmi me-
seleleri eserlere resmedilmi izgilerden, (ibareleri skerek ve metinleri
zerek) anlama i]tiyac~ iinde bulunursa, bu durumda ortada dier bir
perde daha var demektir. Bu perde, kitaptaki hat ve harfler ile muhayyi-
leye nakolunmu, lafzlar arasnda mevcut olan perdedir. phe yok.ki
yaz tarznda izilmi resimler, (zihnen) sylenmi lafzlar zerine hususi
bir ekilde delalet etmektedirler." (II /1312) cmlesine gelince:
Buradaki "eserlere resmedilmi izgiler" ve "yaz tarznda izil-
mi resimler" tabirleJ"i adeta ocuksu ifadelerdir. Mtercini metindeki_
kelimeler altnda ezilmi ve kelimelerin karlklarn gnmz trkesi-
ne oturtamamtr. Halbuki bunlarn tersine, "kitaptaki yazlar" ve yaz-
nn ekilleri" diyebilir ve cmleyi ylece trkeye evirebilirdi:
"Fakat talebenin kitaplardan istifade etmesi ve- rendiklerini yaz-
masgerektiinde, ya da ilmi konular yazl malzemeden renmek duru-
munda kaldnda, -ortada kaka bir perde daha var demektir. Bu da,
kitaptaki yaz ve (harflerin) ekiIler(i) ile zihindeki manalar arasndaki
perdedir. nk yaz, szle ifade edilen kelimelerin manaarna zel bir
ekilde deIalet eder."

Mtcreim metindeki (III. 1261) (4.:1zJ:I ry .)i) tabirini "resme dil-

mi izgiler" diye tercme etmitir. Halbuki "resm" arapada "ya-


z ve yazdaki iaretler" manasna gelir. Bu tabirinin kelime kelime ter-
cmesi ise "yaz ekilleri" dir ve mtereim bunu dahi becerememitir.
Yine mtercim metindeki (111.1261) (~\:5Ji iY'" J ) tabirini
"yaz tarznda izilmi resimler" eklinde tercme ederken de "rusm"
kelimesini anlamadm gstermitir. Burada da kasdedilen "yaznn ek-
li"dir.

rnek 31

Mtercimin tuhaflklarndan biri de, (II /1312)'de, 2. paragrafn he-


men hemen tamamn di'li gemi zamanla ifade etmi iken paragrafn
sonuna doru mi'li gemi zamana geerek cmleler arasnda bulun-
mas gereken zaman birliine riayet etmemi olmasdr.
386 MEHMED HAYRI KIRBAOCLU

rnek 33

(l. 1261)(iJ1Al~ 0)14l1) tabirini mtercim "ilimle meg';ll olan-

lar" (II /1313), eklinde tercme ederek metne sadakat gstermemitir.


Grld gibi dorusu "(eitli) ilimlerle megulolanlar" olacaktr.
Kr: Rosenthal:" studensts of the scienees." (III /317).

rnek 32

"mdi bir lisanda en evvel ucmdik (gayr- Araplk) mdl'kt'si Yf'le-


irse, o lisan Arap lugatnda geri durumda bulunur. (Kelimeleri eksiksiz
ve tabii olarak telaffuz edemez. Cmleleri mkemmelen kuramaz, bu dili
ana dili gibi kullanamaz.)" (II /1313) cmlesinde mtercim "ucmelik"
tabirini trkeye oturtamamtr. stelik cmlenin ifadesi de bozuktur.
"Demelik" bir kimsenin ana dilinin arapa olmamas demektir ve cmle
de yle tercme edilmelidir: "Bir kimsenin daha nce meleke kazand-
dili arapa deilse, o kimsenin arapas mkemmelolamaz." ,

rnek 34

"(Anlalmas ve anla~lmas arzu edilen) manalarn ele geirilmesi


daha rahat olsun diye ..." (II /1313) cmlesindeki "manalarn ele gei-
rilmesi" ne demektir? Mtercim sanki bir ehri ya da bir kaleyi ele geir-
mektedir. Hi olmazsa "elde edilmesi" deseydi daha makulolurdu. Hal-
buki bunun dorusu gayet basittir ve "manHarn kavranmas, idrak
edilmesi" dir. Keza burada "daha rahat olsun diye" ifadesi de uygun
deildir; "daha kolayolsun diye" denmesi gerekirdi.

rnek 35

"nk bunlarn melekeleri mkemmelolup, yazdan szleri anla-


mak ve !Szlerden manalar karmak sanki kendileri iin kkl bir eibil-
liyet imi gibi bir hal alm ve ..." (11/1313-1314) cmlesine gelelim:
Mtercimin yazdan szleri anlamak dedii "yazdan kelimeleri
anlamak" demektir. Szlerden manalar karmak dedii de kelimelerden
manalar anlamaktr." Kkl bir-eibilliyet imi gibi birhal alm" cm-
lesi de iyi bir ifade ekli deildir, kelimeler iyi seilmemitir.
. fadesi dzgn olmayan mtercimin cmlesini, trkeye u ekilde
aktarabiliriz: "nk onlardaki, yazdan kelimeleri kelim~lcrden mu na-
lar anlama kudreti artk, adeta yaratltan gelen kkl bir meleke hali-
ni almtr."
BN HALDUN'UN MUKADDMES 387

Kr: Rosenthal: ."For him, it has become like a firmly ingrained


natural disp~sition to deri ve an understanding of words from writing
and of ideas from words." (111/318).

rnek 36

(III. 1263 (~~ ~\ :JLJJI jA\ 0~1 ~ J) ifadesini mter


cim "ana dili gayr- arap olan btn kavimlerde ..." (II /1314) eklinde ter-
cme etmekle trkedeki dikkatsizliini bir kere daha gstermi bulun-
maktadr. Halbuki tlirkede byle denmez, onun yerine "ana dili arap-
a olmayanlar" denir. Zira "gayr- arap "tabiri insanlar iin kullanlr,
fakat "'dil" iin kullanldnda komik olur.

rnek 37

"Arap lisannn drt rkn vardr: Lugat, nahv, beyan, edep."


(II /1318) cmlesindeki "edf'b" kelimesi uygun deildir. Trkede ter-
biye ve gzel ahlak anlamnda kullanlan bu kelimenin yerine "edebi-
yat" denmesi gerekirdi. Mtercim ise metindeki kelimeyi transliteras-
yona tabi tutarak tercmesine koymaktan baka birey yapmamtr.
ki, buna tercme denmiyecei aikardr.
Kr: Ugan: "Arap dili drt temele dayanr: Biri Ifgat, ikincisi
gramer ve sentaks (sarf ve nahiv), ncs beyan, drdncs edebi.
yattr." (III /173)

rnek 38

"Zira kulaklar Araplam gayr- Araplarn, (onlarn lisan gelenek-.


lerine) muhalif den sz ve sesleriyle dolmutu ..;." (II /1320) cmlesi de
metni tam olarak ifade etmemektedir. Zira metinde JI l.iJG&\)
( ~i Y c.:.~J~ III.1265 denmektedir. Ancak mtercimin'~l.iJl;&\"
kelimesini " ... muhalif den sz ve ses" olarak tercme etmesi yerinde
deildir. Buralla metne uygun bir ekilde kullanlabilecek olan kelime
"ifade ekilleri" olabilir ve tercme u ekilde yaplabilirdi:
"Zira onlarn kulaklar, aslen arap olmayp, sonradan araplam
olanlarn (Araplarn lisan geleneklerine) ters den bozuk ifade ekil-
leriyle dolmutu."
Kr: Ugan: "Araplam olan baka kavimlerin, arabm bu meleke
ve konumasna aykr olarak konumalar ...' (111/175).
388 MEHMED HAYR KIRBAO(jLU

rnek 39

"Bu yzden de (asli) melekeye mugayir bu nevi (kulak) dolgulary-


la (ana) lisan (melekesi) bozulmu oldu. Zira kulan edindii it iyat se-
bebiyle (Araplarda mevcut olan tabii-lisani) meleke (kendisine aykn
olan) ecnebi szlere ve seslere doru meyletmi oldu." (II 11320) cmle.
sinde, kelime seimindeki isabetsizlikler ve iki cmle arasndaki ilginin
tam olarak gsterilememesi gibi hatalar gze arpmaktadr.
- Bu cmledeki "kulak dolgular" tabiri yerinde deildir. Zira "di
dolgusu" denirse de "kulak dolgusu" denmez. "kulan edindii itiyat"
ifadesi de bozuktur. "Ecnebi szler ve sesler" deyimi ise trkeye ta-
mamen yabancdr. "seslere doru meyletmi oldu ..." iradesiyle ne kas-
dedildii de anla!lmamaktadr. Bu iki cmleyi dzgn bir ifade ile trk.
eye yle aktarabiliriz:
"Kulak, alkanlk kazand eye meylettiinden, szkonusu mele-
keye aykr bu gibi bozuk kullanlar iite iite, iitmeye dayal bu me-
leke de bozuldu."

rnek 40

" ... (bozulma) sresinin uzayp gitmesinden ..." (11/1320) cmlesin-


de metnin manas iyi ifade edilememitir. Zira bozulma sresinin uza-
mas demek, bozulmann uzun bir sre ierisinde vuku bulmas demektir.
Halbuki metinde (111.1265) denmek istenen udur: " .... bu bozukluun
uzun sre devam etmesinden ..,"

rnek 41

Mtercim, "Bu ilim (lugat, lexicography) lugavi mevzuat beyandan


ibarettir." (II 11322) demektedir. Oysa bu cmleyi gnmz trkesi-
ne "Bu ilim kelimelerin manasn aklamaktan ibarettir." eklinde evir-
mek gerekirdi. Grldii gibi mtercim, en basit ibareleri bile gnmz
trke3ine aktarmaktan aciz grnmektedir.
Kr: Ugan: "Bu bilgi, kelimelerin lugat anlamn, baka bir deyi-
le, kelimeierin ne gibi anlamlar anlattm bildiren bir bilgidir." (III i
179).

rnek 42

(III. 1268) (0.rcl' ~) tabirini mtercim, "Araplam olan-


larn, sarih (ve fasih) Arapaya muhalif olan soysuz stlahlar-
tB~ HALDUN'UN MtJK.ADDtMESt 389

na .... " (II /1322) eklinde tercme ederek trke konusundaki yetersiz-
liini tekrar gstermitir. "soysuz stlahiar" tabiri trke de ne duyul-
mu ne de grlmtr. Halbuki bunun yerine," aslsz, dejenere olmu~,
bozulmu kullanIarna (veya: ifiide ekillerine)" denebilirdi.

Kr: Ugan: "Arapam olanlarn, arap dilinde kullanlan ak


ifadelere aykr olan 'terimlere ..." (III /179).

rnek 43

" lugavi mevzuatn ve (kelimelerin szlkteki manalarwn) .."


(II /1322) cmlesi de ncekinden farkszdr.
lk olarak "lugavi mevzuat" ile" kelimelerin szlkteki manalar"
ayn eydir, lugavi mevzuat tabirini tercmeye aynen almann bir fay-
das yoktur.
kinci olarak ta, Arapadaki kelimelere dair eserler yazlmadari. n-
ceki bir devri anlatan bu cmlede, "kelimelerin szlkteki manalar"
aklamas biraz tuhaf kamaktadr. Zira o devirde henz bir szlk te-
lif edilmemiti.
Kr: Ugan: " ...arapa kclimeerin asl koyulmu ve kullanlmakta
olan ekil ve anlamlarw ..." (III/179).

rnek 44

" ...btn huruf- heca'daki mrekkebat hasr ve tesbit etti." (II /


1323) cmlesinden hibir ey anlalmamaktadr, zira bu cmle trke
deildir. Tercmenin yle olmas gerekirdi: " ...alfabe harflerinden mey-
dana gelen btn kelimeleri zikretti."
Kr: Ugan: "hcce harflerinden terkip edilen btn kelimeleri tQP-
lad." (III/179).

rnek 45

"Bu gibi ahvalin mstakil olmayan harflerin (ve edatlarn) medlI-


l olduu da vardr." (II /1335) cmlesinden birey anlalmamaktadr,
zira bu da trke ifade edilmemitir. Anlalr ve trke bir tercme u
ekilde olabilirdi: "Bu haller bazen, tek bana anlam olmayan harf-
lerle de ifade edilir "
Kr: Ugan: "Bazan da kendi bana bir anlam ifade etmeyen harf-
ler de bu halleri anlatr." (111/197).
390 MEHMED HAYR KIRBAOeLV

rnek 46

"eriatn hatr iin ..." (II 11337) tabiri de yanl ve bozuk bir ter-
emedir. Dorusu "eriat (n dili olmasn) dan dolay ..." olacaktr ...
Kr: Ugan: " ... er'i olan sebebIerden dolay .... " (111/200).

rnek 47

"ayct ehirli ulemann syledikleri gibi .... " (III i 1339) cmlesi
de yanltr, ifade de dzgn deildir. Metinde (Beyrut, 1979 tab', s.
1077) ()l.,4A ~i jA \ lr: ~ If) denmektedir ve grld gibi

"ehirli ulema" tabiri yoktur. Cmlenin doru tercmesi ise yle


olacaktr: "ayet ehirlerde oturanlarn telaffuz ettikleri gibi...". Zira
sylemek baka telaffuz etmek baka eydir.

rnek 48

Mtercim (... J~ J~) eklindeki kullann trkeye nasl


tercme edileceini de bilmemektedir. Nitekim daha nce grdmz
bir rnekte (Bkz: rnek, 29) " .... izilmi resimler, (zihnen) sylenmi
lafzlar zerine hususi bir ekilde delalet etmektedirler. -"demektedir.
Trkede "lafzlar zerine delalet etme" tabiri kullanlmaz. onun yerine
"Iafzlara delalet etme" tabiri kullanlr.

Yine mtercimJI. 403) ~IJ..,.,..l~


~ J~ J)J.\ (.~I 0T.)lI)
(~J ~~ cmlesinin tercmesinde "pcygamberimiz Muhammed'in
(s.a.) zerne indirilmi olan Kur'an- Kerim'dir." (1/361) demi ve
burada "peygamberimiz Muhammed'in (s.a.) zerne indirilmi ..." ek-
linde bir ifade kullanmtr. Halbuki bunun, "peygamberimiz Muham-
med'e (.s.a.) indirilmi Kur'an- Kerim'dir," eklinde olmas gerektiini
herkes bilir.

Kr: Ugan: "Tanr elisi Muhammed (A.M.) e Tanr tarafndan in-


dirilcn Kur'an .... " (1/227).

Her iki rnekteki hatann kayna, mtercimin kelime kelime ter-


cmeye skca yapmas ve ( ... ~ J~) ya da ( ... ~ J'":i)
fiillerinde kullanlan "alil" harf-i cerr'ini de ayrca tercme etmesidir.
Bu harf arapa kullanta mutlaka gerekli olduu halde, trke terc-
rnede bunun ayrca belirtilmesine gerek yoktur.
BN HALDUN'UN MUKADDMES 391

rnek 49-50

Mtercimin ifade bozukluklarnn sadece tercmeye mnhasr ol-


mayp, csere yazd "Giri" te de bu gibi bozuk ifiiddere rastlandn
burada belirtmekte yarar gryoruz. Burada vereceimiz iki rnekten
de anlalaca gibi, mtercin trkenin ifade zelliklerinden ve incelik-
lerinden kesinlikle habersiz olduu gibi, stelik yapt cmleleri mantki
adan deerlendirmekten de uzaktr. Nitekim bu husus- aadaki rnek-
lere bakldnda-okuyucunun da gznden kamayacaktr:
Mtercim, bn Haldun'un hayat ile ilgili blmde aynen unlar
sylemektedir: "U zunynar bat slam dnyasnn siyasi ve ilmi ha-
yatnda olduka tesirli olan byk siyaset, idare ve ilim adam sken-
deriye'ye gitmek zere aban 784jEkim 1382 de vapura binerek deniz
yolculuuna kt." (1/52 "Giri").
Grld gibi mtercim bu cmlesinde bn Haldn'un vapura
bindn sylemektedir. 14.yy. da yaam olan bn Haldlin'u 19.yy.'n
vapuruna bindirebilen mtercim hakknda artk daha fazla birey sy-
lemeyi lzumsuz gryoruz.
kinci olarak vereceimiz ~nek te udur: Yine "Gir" te mter-
cinin "Taha Hseyin bu sz sylerken De Slane'n konu ile ilgili
br ifadeyi yanl tercme etmesine ryaslanmtr." (1/29 "Giri") ifa-
desi, onun trkeye olan vukUfunu (!) aka gstermi bulunmaktadr.
Trkede aaca, yasta, duvara, v.s. yaslanmaktan bahsedilebilir ama
bir kimsenin ifadesine yaslanldn biz ilk defa mtercinide gryoruz.
Btn bu rneklerden aka anlalmaktadr ki, ifade bozukluu
mtercimde fltridir. ve kendisi trkenin ifade zelliklerinden kesinlikle
_ habersizdir. .

111- ATLAMALAR VE LAVELER

Tercmede zaman zaman baz yerlerin tercme edilmeksizin at-


land, ya da metinde olmayan ilavelerin yapld grlmektedir.
Burada, mtercimin ne derece dikkatli ve titiz bir tercme yaptn
gsterecek baz rnekler vermek istiyoruz:

rnek 1

(I. 281) .... ~i ~J ~J JI ~AAlI ~\ J';:


Mtercimin dikkatsizlii tercmenin ilk sayfasnn ilk cmlesinden
itibaren balamaktadr. Mtcrcim, "Lutfu bol yce Allah'n rahmetine
392 MEHMED HAYR KIRBAOeLV

muhta olan kuL." diye tercme etmesi gereken metni, "rahmet" ke-
limesini atarak, "Lutfu bol yce Allah'a muhta bir kuL." (1/199)
diyerek eksik tercme etmitir. Manaya fazla tesiri olmamasna ramen,
mtercimin dikkat derecesini gsterdii iin bu eksiklie iaret etmekte
yarar vardr.

rnek 2

(I. 329) .... ~~)i JJ..:...,., ..:.1~JJ ~k:'J,y,t' j;i1 0.fJ


"sk~nderin camdan bir sand nasl yaptrdn ..." (1/255)
cmlesinde de eksiklik vardr. Metnin tam tercmesi udur: "skender'in
nasl aatan bir sandk yaptrp iine camdan bir sandk koyduunu ..."
Kr.: Ugan: "skender'in aatan bir tabut yaptrarak iine cam-
dan bir sandk koymu ve ..." (1/85).

rnek 3

"Merk halk erh ve talim hususunda dierlerinden ok buna yani


et-Telhis'e ehemmiyet vermektedirIer. " (II 11330) cmlesinde, "zama-
nmzda" kemesi atlanmtr. Doru tercme u ekildedir: "Zama-
nmzda doulu alimler bu eseri (ct-Telhis'i) erhetmeye ve retme-
ye dierlerinde~ daha ok nem vermektedirler."

rnek 4

u-J~ J ~+--'J.J::J J ('u-~I .~ (jA ~S::LI ..l~ IJ~ J .

(III. 1262) t~
"Bundan dolay goruyoruz ki gayr Arap amler derslerinde ... "
(II /1313) cmlesindeki "gayr- arap alimlcr "ibarcsinin asl metne gre
"arap olmayan alimlerin ou" eklindedir Tercmede ise "ou"
kelimesi atlanmtr.
Metinde bulunmayan fakat tercmede metindenmi gibi gsterilen
cmleler iin u rne zikredebilirz: "Snai olan bir lafz vc onun mak-
lubu EB, BE, slasi olan bir lafz ve onun maklubu (NSR, NRS, SRN,
SNR, RNS, RSN)" (II /1330).
BN HALDUN'UN MUKADDtMESt 393

IV- YANL VE LZUMSUZ AIKLAMALAR

Aslnda yeri geldiinde son derece faydal olan parantez ii akla-


lamalar da mtercimin gerei gibi kullanmadn gryoruz. Bu gibi
aklamalar iersinde, mtercimin kltr seviyesini gsteren cntere-
san rnekler de vardr. Bu konuda zikredebileceimiz haz rnekler un-
lardr:. .

(1/256) da bn Haldun sudan kan balklarn lm sebebi ilc


ilgili izahndan sonra mtercim "(ibn IIaldun'un, balklarla ilgili bu iza-
h hatal olmaldr.)" demektedir. imdi bn Haldun'un bu izah ya ha-
taldr, ya da deildir. Mtereim bunun doru ya da yanl olduunu -
renmeli ve kesin olarak bu dorudur ya da yanltr demeliydi. Zira su-
dan kan baln lm sebebini bu konunun mtehassslarna sorup
renmek mmkndr. Halbuki mtereim.byle yapmam ve kesin ola-
rak bilinebilecek bir konuyu renme zahmetine katlanmamtr. Bunun
yerine ihtimal ifade eden bir ifade kullanarak ii savuturmutur .
(1/260) daki "Hz. mer (r.a.) in fetih srasnda imha edilmesini _
emrettii Farslara ait (skenderiye ktphanelerindeki) ilimler imdi ne-
rede?" (Metin: i. 332) mlesinde yer alan parantez ii aklama kar-
snda insann aklna ister istemez mtercimin yeterli tarih kltrnn
olup olmad sorusu gelmektedir. stelik byle fahi bir hata ilemekle
mtereim adeta okuyucularla alayetmi olmaktadr. skenderiye'nin M-
sr'da olduu ve hanllarla ilgisi olmad dnlecek olursa onun bu
fahi hatasn ciddiyet azl ve okuyucuya hrmetsizlikten baka bir-
eyle aklamaya imkan olmad da anlalr. Zira bu ne bir bask hatas,
ne tercme yanl, ne ifade bozukluu ne de buna benzer bir yanltr,
sadece mtercimin kltr seviyesinin yetersizliinden ve tercmenin a-
lakalem yaplm olmas gibi sebeplerden kaynaklanan bir hatadr.

stelik mtercim ka yapaym de~ken gz karm ve bu akla-


masyla bn Haldun'un ifadelerini saptrma durumunda kalm, en azn-
dan okuyueuyu tereddtte brakmtr .
(1/279) da "Sonra boaz geniler; drt mile ular, akarken 60 mil
mesafe kateder, burasna Kostantiye halici (stanbul boaz, yani Ege
denizi) ad verilir." cmlesinde yer alan parantez ii aklama karsn-
da insann ister istemez mtcrcimin yeterli orafya kltr olmad-
na da inanas gelmektedir. Bu aklama yanl, hatta samadr. Bu se-
beple sz daha fazla uzatmaya lzum grmyoruz .
(1/374) te de u aklamay gryoruz: "(Zat, kendi zatndan ve
aleminden, gcrtlar ve atrdamalar meydana getirerek ayrlr ve yukar
394 MEIIMED HAYR KIRBAOGLlT

alemdeki zatlrra muttasl olur.)". Hz. Peygamberin vahiy esnasndaki


durumu ile ilgili olarak mtereim tarafndan yaplan bu aklamann if~-
desinin bozukluu bir yana, neye dayanlarak yapld da malum de-
ildir. Dorusu biz, mtercimin bu gcrdama ve atrdamadan nasl
haberdar olduunu bilmek isterdik.

DPNOTLAR

Burada dipnotlardaki aklamalara da temas etmeden gemeyclim.


Mtereim tercmede esas alnan matbu nshasndaki zengin ve
kabark saydaki dipnotlardan giri'te (s. 186) sitasyile bahsettii hal-
de, malaalesef bunlar tereiimede grnmemektedir. lmi zihniyetle
badamayan bu tutumun izah hayli gtr. Mtercim metnin anla l-
masn kolaylatrmak ve okuyucuya faydal olmak gayesiyle konul-
mu olan bu dipnotlarn byk bir ksmn tercmesine -almam, ald-
az hir ksm da ksaltarak tercme veya parafraze yoluyla aktarm
ancak aktard bu bilgilerin Mukaddimeyi nereden Dr. Vafi'ye ait'
olduunu belirtmeyerek, kendisine ait olduu intiban vermeye al-
mtr.
Mtercimin dipnotlarnn, Rosenthal'in tercmesiyle de kyasla-
dmzda, ok zayf olduu grlmektedir. Nitekim her iki tercme kar-
latrldnda hu hususQ. kolayca grmek mmkndr. Rosenthal,
tercmesinde, eserde geen pekok isim hakknda biyografik malumat
vermi, bn Haldun'un verdii hilgileri dier slam tarihilerinin ve bat-
l kaynaklarn verdikleri bilgilerle karlatrm, hadslerin kaynak-
larna iaret etmi, hemen hemen her sayfada bu gibi faydal bilgiler
vererek tercmesinin deerini bir kat daha arttrmtr. Mtercimimiz
ise bu dipnotlardan da faydalanmamtr. O, sadece ilk sayfalarda dip-
notlara itina gstermi, ancak daha sonralar bundan vazgemi ve ara-
da srada dipnot koymutur. Fakat koyduu bu dipnotlar da Dr. Vafi'-
nn ve Rosenthal'in dipnotlaryla mukayese kabul etmeyecek kadar za-
yf ve fakirdir. Bu ise, sonuncu olduu iin en mkemmel olmas gcre-
kcn bir tercme iin ciddi bir eksiklik tekil etmektedir.
Tercmedeki aklamalarla ilgili olarak u hususu da belirtmekte
fayda vardr. Mtercim zaman zaman baz kelimelerin ingilizce kar-
lklarn vererek guya metnin daha iyi anlalmasn salamak istemitir.
Ancak bunu yaparken, mstakil ilim (1/260), ufuk (1/291), satr (1/401),
kurtulu (1/354), gaip olma (1/351), drstlk (1/357), maden, bitki
ve hayvan (1/364) gibi herkesin bildii kelimelerin de ingilizcelerini
vererek ciddiyetten uzaklamtr.
BN HALDUN'UN MUKADDMES 395

Bu vesileyle, mtercimin tercmedeki ingilizce ~klamalarna da


temas etmek istiyoruz.

v- NGLZCE AIKLAMALAR

Aada vereceimiz baz rneklerden de anlalaca gibi mtcr-


eimin bu aklamalar kendi ingilizce bilgisinden gelmemektc sadece
Rosenthal tercmesinden aktarlmaktadr. Fakat bunda dahi doru
drst baar salanamamtr ve birok kelime yanl kullanlmtr. Biz
burada pekok rnekten birkam vermek istiyoruz:
(1/357) de "zorlu (proeteetion)" kelimesi yanltr, dorusu "pro-
teetor " olacaktr. stelik bu kelime "zorlu'nun karl da deildir. Bu
kelimenin manas "korumak, himaye etmek" demektir. Bu kelimeyi Ro-
senthal "mene'a(t)" kelimesinin karl olarak kullanm, mtercimimiz
ise bunun zorlu manasna gelip gelmediine bakmakszn olduu gibi ak-
tarmtr. Bkz: "Go d sent no prophet who did not enjoy the protection
of his people." (1/187) .
(1/368 ve 370) de mtereim "insilah" kelimesinin karl olarak
"exchange" kelimesini vermitir. Bu kelime "insilah" m tam karl
deildir. Rosenthal bu fiili, insilah kelimesinin manasn geni olarak
tercme ederek kullanmtr, ve bu kullan dorudur. Ancak o bu
kelimeyi insilah kelimesinin karl olarak vermemitir. Bunu grmek
iin RosenthaPin, mtereimimizin insilah kelimesini kulland cmle-
leri na,sl tercme ettiini grelim: "The soul, consequently, mu st be
prepared to exchange humanity for angelieality ..." (1/195).
"It exchanges all humanity and human spirituality for angelieality
of the highest state," (1/197).
Mtereimimizin insilah karl olarak kulland exchange fiili,
grld gibi ingilizce teremede "meleklere ait zelliklerin beeri zel.
liklerin yerini almas" manasnda kullanlm, mtercimimiz de bu fiilin
insilah'n kelime karl olduunu zannetmitir. Halbuki insilah'n
ingilizcedeki karl "to slough off" tur. Rosenthal bu ,fiili insilah kc-
limesinin karl olarak u cmlede kullanmtr: "God implanted and
formed in them the natural ability to slought off humanity in that mo-
ment ..." (1/199) .

(1/369) da "Sonra hayal kuvveti, vahime ve hafza (estimative ve


memory) .." aklamas da eksik, dolaysyla yaltr. Rosenthal'in bu iki
arapa kelimenin karl olarak kulland tabirler ise unlardr: "the
396 MEHMED HAYRt KIRBAaeLV

estimative power" (1/197) ve "the power of memory" (1/197). Grld-


gibi mtercimin ingIzc~ bilgisi, bu dildeki kelimcleri eksiksiz ve yan-
Isz iktibas edebilecek bir seviyede deildir .

(1/254, dipnot 16) da mtercim, "Tarihi haber ve rivayetlerin


tenkid edilmesi (historical information criticay) hususuna .." demekte-
dir. Bu ingilizce aklama da yanltr ve eserin ingilizce tercmesindeki
u cmleden, anlamadan yaplm bir iktibastan baka birey deildir:
" ... it will hclp hi~ to distinguish truth from untruth in investiga-
ting the historical information critically." (1/73). Halbuki mtercimin ik-
tibas etti ksmn manas ~'Tarihi haber ve rivayetlerin tenkid edilmesi"
deil "tenkide tabi tutulmu tarihi bilgiler" demektir ve mtereimin de-
dikleriyle aakas yoktur.
unu da ilave edelim ki, mtercimin verdii ingilizce karlklarn
birou da yanl yazlmtr. Bunun da sebebi, eserin basks esnasnda
tashihlarin gereken titizlik ierisinde yaplmam olmasdr. Bu sebeple,
ingilizce karlklarn birou da okuyueuya bir fayda temin etmekten
uzak bir haldedir.

VI- BASK YANLLAR

Esern basksna gereken titizliin gsterildn sylemek zordur.


Zira birok kelime ve hilhassa zel isimler zaman zaman yanl yazl-
mtr, baz isimler de ayn sayfada iki farkl ekildedir. Bazan bask yan-
llar yznden cmlelerin anlalmad da grlmtr. Bi konuda da
birka rnek vermeden gemeyelim:
I/219'da "hbariyyun" deil "Ahbariyyun",
I/237'de "Yahya Avam" deil, "Yahya Avvam",
I /232'de "Kaduri" deil, "Kuduri",
1/264, dipnot. 20'de "Cuheyn'in" deil, "Cuheyne'nin",
i /281 'de "bble" deil, "be",
i /354'te (Galit: hodama, hadiste geer)" deil, "(Gatit: horlama ..)",
II /1321'de "Ebu Kasm ez-Zeccaz" deil "ez-Zeccac",
II /1321'de ("Abdurrahman b. Eshak") deil " .... b. 'shak"
II /1325'te "Kura" deil" "el-Kira". olacaktr.
Aynca "daha evvel demitik ki senetler hadarilerin mesleidir."
(II /1308) cmlesinden de bir anlam kmamaktadr. Bunun tek sebebi,
BN HALDUN'UN MUKEDDEMES 397

baskda gereken titizliin gsterilmemi olmasdr. Zira buradaki "senet-


ler" kelimesi "sanatlar" olacaktr .ve bu takdirde mana da anlal~ak-
tadr. Bu durum, basit bir baskhatasnn ihmalinin ne gibi yanl anla-
malara, daha dorusu anlalmazlklara yol atn aka gsteren gzel
bir rnektir .
. Verilen bu rneklerden, eserin basksnda pek' titiz davranlmam
olduunu da gi?rm bulunuyoruz.

SONU

Grld gibi tercme asln aksettirmekten ok uzak olduu


gibi, trke asndan da ok kt bir rnek tekil etmektedir. Byle
bir tercmenin byk iddialarla Trk okuyucusuna sunulmu olmas bir
talihsizliktir. nk bu yeni tercme, zlerek syleyelim ki eski-
lerini aratr durumdadr.
unu da ilave edelim ki, verdiimiz bu rnekler, mevcud hatalarn
sadece bir ksmndan ibarettir. Kanaatimize gre tercme, ayet trke-
nin btn incelikleri ve estetii asndan da incel~necek olursa, o tak-
dirde geriye, ele alnabilecek nitelikte pek a,zbir ksmn kald grle-
cektir. Fakat ne acdr ki mtercim, btn bunlara ramen yapt ter-
cmenin mkemmelolduunu zannetmekte, hatta daha da ileri giderek,
ok iyi arapa bilenlerin bile mkillerini halletmek iin bu tercmeye
bavurabileceklerini sylemektedir. Yazmzn banda aynen verdii-
miz, szlerinden ve yapt tercmenin durumundan da anlald gibi
mtercim hakk olmayarak kendisini, gayet iyi arapa bilenlerin bile
stne karmtr. Halbuki esas olan bir kimsenin kendi kendisini v-
mesi deil, hakalarnn onun yaptklarn takdir etmesidir. Keki m-
tercim, gerekten kusursuz denebilecek bir tercme yapm olsayd,
belki o zaman onun bu szleri bir dereceye kadar mazur grlebilirdi.
Ama bunca hatalar ilemi olan birinin byle bir iddiada bulunmas
tek kelimeyle bahtszlktr. yle grnyor ki mtereimin kltr seviyesi
-stanbul boazna Egedenizi dedii, skendireyedeki ktphanelerin
hanllara ait olduunu syledii ve bn Haldun'un vapura bindiinden
bahsettii rneklerden de anlald gibi - bu hatalarn kaynan tekil
etmektedir. i

Yaplan bu tenkidIerin ok sert olduu ve bu konuda belli bir msa-


mahaya da yer vermek gerektii ileri srlebilir. Aslnda bu gibi tenkid-
lerde elbette msamahann da yeri olmaldr. Zira hatasz ve eksiksiz bir
tercme insanolunun eriemiyecei bireydir. Ancak yazmzn ba~nda
398 MEHMED HAYR KlRBAOcjLU

verdiimiz ifadesinden de anlald gibi, ,kendisini olduundan fazla


gren mtercimin bu tenkidlere layk olmad da sylenemez., "Sonra
herey gibi bu msamahann da bir snr olmas gerekir ... Unutmamal ki
her yeni tercme, hi deilse bir mddet iin, o eserin yeniden dilimize
evrilmesine kar ciddi bir engel tekil eder. u halde, bir eserin yeni bir
tercmesini ortaya koymaya kalk an mtercimin de, cemiyete kar bir
sorumluluk pay olmas gerekmez ki? Bu mesuliyet hissine sahip olmayan,
dil bilmeyen ve en fenas bilmediini de bilmeyen baz heveslilerin bu he-
vesleri, tevik edilmek yle dursun, baltalanmak icabeder ki, tercme sa-
hasnda yeni suikastIerin n alnabilsin. Bir kabiliyet bile vadetmeyen
mtercimlerin, ilme hizmet ediyorum zannyle yaptklar fenalklar ken-
dilerine aka gsterilmeli, bu zanlar tashih edilerek bu ii daha ehil-
lerine brakmalar gerektii onlara hissettirilmelidir"*.

Bu vesileyle, slami yaynlar alannda bir tenkidiin balatl-


masnn kanlmaz olduunu da burada zellikle belirtmek isteriz.
nk bizden ncekilerin tahrife uratmakszn bizlere naklettikleri
slam kltr mirasn, aslna sadk bir ekilde, bizden sonraki nesillere
iletmek ancak bu yolla mmkn olabilir. Bu yaplmad takdirde, baz
ehliyetsiz kiilerin meydan bo bulup, bu sahaya el atacaklar ve terc-
me sahasnda birok suikastlere giriecekleri aikardr. Nitekim bunun
birok rneine gnmzde rastlamaktayz. Halbuki slam kltrn
anlamak iin Trk okurunun daha uzun mddet tercmelere ihtiya du-
yaea muhakkaktr. Bu kltrn doru anlalmas ise, aneak terc-
rnelerin doru olmasna baldr. ayet bu tenkid yaplmazsa, slam kl-
trn doru olarak anlamak da mmkn olmaz. Bu bakmdan nere-
dilen her tercmenin kontrol edilmesikanlmaz grnmektedir. Ter-
cme iyi ise meziyetleri dile getirilmeli, aksi' takdirde hata ve kusurlar
. gzler nne serilmeli ve okuyucu ikaz edilmelidir. Bu yaplmad ve bu
gibi yanl tercmclerin ard kesilmedii takdirde, sla~ kltrnn ee-
miyetimiz tarafndan anlalmas, bu sorumsuz kiiler' yznden zor-
laacak, bundan da slam kltr ve mslmanlar zarar grecektir.
O halde bu hemekee son vermenin yegane yolu, ciddi bir ten-
kid zihniyetinin yerletirilmesidir.
-
Dr. M. Hayri KIRBAOGLU

.Ya~ar Nabi Nayr, Baragan'n Devedikenleri, Tercme Dergisi, c, lll, say 17, s.362'dcn
baz deiikliklerle alnmtr.

You might also like