You are on page 1of 42

MEDRESELERN GERLEMESt

Prof. Dr. Hseyin ATAY

Burada Osmanl Medreselerindeki reti~in gerilemesinin sebeble-


. rn gzden geireceiz. Ancak insan tabiatnn gerektirdii, dier bir
deyimle tezahr ettii iki ana zellii, iki ayr ve zd kutbu aklamak
istiyoruz. una da inanyoruz ki, bu iki kutup arasnda insanolu
tarih boyunca dalgalanarak ve zikzak yaparak gelmi olup bugiin
de faaliyetlerini ona gre ortaya koymaktadr. u var ki her top-
lum, bu iki kutupta bulunma hususunda beraberlik iinde deildir.
Beraberlik iinde olanlar bulunduu gibi zd kutupta olanlar da yer
almaktadr. Bu iki kutup ile insanlar iki kategoriye ayrmak arzu-
sundayz.
A - Eflatundan bu yana, Farabi ve Gazali gibi baz filozoflar ba-
z insanlarn felsefe yapamayacaklann ve st dzeyde d~nme sanatna
kabiliyetli olmadklarn ileri srmlerdir. Dekart her nekadar, her in-
sann kendi akln beendiini, akllar pazara karlm olsa, herkesin
gene kendi akln beeneceini ve bylece akln insanlar arasnda en adil
surette taksim edildiini sylyorsa da, st seviyede felsefeye kabiliyetli
olanlar olduu gibi kabiliyetli olmayan akllar da vardr. Anlayta, ilim
yapmakta ilerde olanlar ve geride kalp sadece nnde olan gren ve
anlayanlar vardr.
slam toplumunda. da bu iki kutupta insanlarn bulunduunu Pey-
gamber zamanndan beri tesbit etmek mmkndr. Hz. Peygamberin
yle bir sz vardr: "kindi namazn Benu Kurayzada klacaksnz".

. Hz. Peygamber bu sz Benu Kurayzaya sefere gidecek sahabeye


sylemiti. Yolda sahabenin: hepsi ikindi namaznda (gne batmadan
klnr) Benu Kurayzaya gidemeyeceklerini kesinlikle a~lamlard.
Ama sz anlamakta sahabe iki gruba ayrmt. Biri aklclar kutbunu
tekil ediyordu. Onlar, bunu yle anlamlard. "Hz. Peygamber bu emri,

1 Dekart, Metod zerine Konuma 3-4.


16 HSEYIN ATAY

abuk olmak ve acele etmek iin verdi" :az. Peygamberin bu sz sy-


lemektcn kasd, hzl gitmeyi ifade etmek iindi. Yani o kadar hzl gi-
dilecekti ki, ikindi namazna Benu Kurayzada yetiileeekti. Grlyor
ki, bu anlay, szlk anlamn ap ileri gitmekte ve szn iinde belir-
tilmeyen ama ve gaY'~sine ulamaktadr. Gayeyi kefettikten sonra
szlk anlamnda durmamtr. Hatta szn szlk anlamnn nazari
itibara alnmad sylenebilir. nk szlk anlamnn gerektirdii
hkme aykr hareket ederek, Benu Kurayzaya varmadan ikindi na-
mazn yolda klmlard.
Dier kutbu tekil eden sahabe Hz. Peygamberin sznde szlk
anlammn geerli olduunu ve onun dna klamayaean iddia etti.
Bu grup sahabeye, szlk anlamndan ileri geemedii ve lafza bal
kald iin lafzclar dendi. phesiz szde ve szlk anlamnda kalanlar
daha dar bir mana iinde skm kalmlard. Bunlar ikindi namazn
Hz. Peygamberin emrinin szlk anlam uyarnca Benu Kurayzada
klmlard. Ama oktan gne batm ve ikindi namaznn vakti ge-
miti. Aslnda szlk anlamna gre hareket ederek slamn ikindi na-
maz iin k~ymu olduu vakit ilkesini hie indirmilerdi. yle anlal.
yol' ki, bunlara gre szlerin szlk anlamlar nemli idi. Onlar attk-
lar konuyu bir ilkeye ve esasa gre anlamak iin akl yormaya gerek
grmemilerdi. Demek ki onlarca ilke ve kaide nemli deildi. yle anla-
lyorki, bu gurupta olanlar felsefi dnceyi ve ilmi disiplini kavra-
maktan uzak olup bilgileri Lir hk~er yn, ve birbirine kart olan
malumat sahibi ve dier bir deyimle iptidai bilgi sahi~idirler ve onunla
ktifa etme~tedirler.
sI,am tarihi boyunca bu iki ana kutup arasnda olan atmalarn
ve git gel alkantsnn etkisi, slam toplumunun siyasi, ietimai ve ilmi
almalarnda 'grlmtr ve hala grlmektedir. Bu, slam'n insan-
lara alad ve telkin ettii bir tutum ve anlay mertebesi olmayp,
insanolunun yaratlnda mevcut olan anlama, kavrama, muhakeme
etmedeki farktan domaktadr. Her toplumda bu tip farkl insanlara
rastlanmaktadr. Kutsalolan veya olmayan eski metinleri anlama,
sylenen szden sylenmeyen gayeyi kavrama esnasnda, bu farkl ka-
biliyetler ortaya kmaktadr.
B- Osmanl toplumuna bakarak, insan toplumunun canl, uzv
bir varla benzedii ynn ele almak istiyorum. Toplumun, tpk bir
aa, bir fert gibi canl varln, byme, ykselme, duraklama, ykl-
ma, lme ve dalmaya sebep olan bnyesel kanunlarna taLi olduu g-
rlmektedir. Bir aa fidan ve ocuk, byyecekleri iin ve byme
MEDRESELERN GERLEMESt 17

anda olduklar iin, vcutlarna, gvdelerine arz olan yaralanmalan,


entikleri, hastalklar, vcutlarnn salaml, zindelii, byme ener-
jisi ve organizmann dinamiklii, mekanizmann sratli almas saye-
sinde abucak tamir eder, hi bir arza brakmadan byr ve hayatna
devam eder.
Osmanl toplumuna baktmz zaman, bir beylikken, kk bir
toplum iken bymeye msait bir bnyeye sahip olduu grlr. lk
Osmanl toplumu gl, kuvvetli, enerjik, hzl ve dinamik bir bnyeye
sahiptir, daima byyen ve bymeye niyetli, bymek iin yanp
tutuan bir arzu ve emel kendisine hakimdir. te byle bir ruha sahip
olduu iin nne kan byk .ve kk engelleri, arzalar, itimai ve
siyasi hastalklar hzla tedavi edip ykselmek zere yoluna devam et-
mitir. Komu beyliklerle, Bizansla ve Timurla olan savalar iinden
ylmadan, yklmadan, d e kalka azimle yoluna devam etti. nk
yle istedi, yle arzu ettiine ve niyet ettiine azimle sarld.

Burada iki faktrn olduunu dnyoruz. Bu iki faktrle toplum


uzvi bir varlktan ayrlabilir, Biri ynetici kadrodur. Ynetici kadronun
vazifesi topluma canl, dinamik ve ileriye doru atlm yapabilecek bir
ruhu alamak ve bunu ona inandrmaktr. Bunu esasta toplamak
mmkndr. Adaleti, toplumun can ve mal emniyetini salamak. Top-
lum aslnda buna muhtatr. Bunlar kendisine temin edenin yoluna
ban koyar. Zaten koymazsa, bunlar elde edemez. Ama toplum hem
ban verir ve hem de adalet, mal ve can gvenlii olmazsa, o zaman
fertlerde zlme olur ve toplum yklr, ne ynetici ve ne de yneten
kalr. Bu esas ferde ve topluma salayan ynetici ve siyasi, toplumu
istedii yne yneltir ve imkanszlklar mmkn klar.

kincisi de toplumun ve yneticinin yorgun dmesidir. Asrlar


boyunca ilerleyen, byyen, hzl giden bir toplum yorgun debilir,
ideal bakmdan, yani maddi ve manevi bakmdan olduu gibi zihni ba-
kmdan da doygun hale gelebilir. Bu durumda ilerlemeye istek ve arzu
kalmaz. Elde edilen yeterli saylarak, yava yava gerileme ile beraber
sermayeden harcanmaya balanr. Merkezi hkmet, uzakta ,kalan s-
nrlara ve era kelere g ve kuvvet gnderemez, kar glerin ve
yabanc basklarn aaca gedikler, yara ve bercler bymeye yz tu-
tar. Bunlar zamannda tamir edilemez ise hastalk gittike btn top-
luma ve devlet bnyesine sirayet eder.

Osmanl toplumunda bunu mahade etmek kolaylkla mmkn-


dr. Yalanan bir aa ve insan vcudu, hastalklara daha az mukave-
18 HOSEY1N ATAY

metli olup arzalarn tedavi edemez veya tedavide ok zahmet eker.


Artk canllk, enerji, g ve kuvveti azala azaIa lme doru gider ve
bir gn lr. Osmanl mparatorluu da bir eanlnn hayatna benze-
mektedir . Yalandktan sonra ortaya kan hastalk ve aksaklklar onda
daha nceden de vard. Ama gen ve dinamik toplum onlarn stesinden
gelecek gte olduundan tedavi etti ve ezip zerinden geerek hedefin~
ulat. Yalandktan sonra ise aksaklklarn altnda ezilmeye balad.

Bunu aklamakla demek istiyoruz ki, yallktan sonra tedavisi


zor olmaya balayan veya ortaya kt~ sanlan hastalklar bnyede
daha nce de vardr. Aneak onlar o zaman yaylmaya, su yzne k-
maya imkan ve uygun art bulamazlar. Bu bakmdan toplumun bir
canl varla benzedii bir vaka saylabilir, ama tpks olduu sy-
lenmez.

Bu iki genel ilkenin aklanmasndan sonra Osmanllarn iinde


bulunduklar ve retimi etkileyen sebep ve artlar gzden geirebiliriz.
ylece sralayabiIeceimiz bu etkenler retimin gerilemesinin sebeb- .
lerini akla~aya alacaktr.

1- Merkezcilik (Merkeziyet):

Eski a devlet ve imparatorluklannda olduu gibi bugn de siya-


sette dnya apnda stn olan devlet, ilimde, teknik ve sanatta da
stn duruma gelmitir. Bugnk fenomen de bunu teyid etmektedir.
Merkezden her tarafa hkmedildii iin, memleketin her kesi her yn-
den merkeze bal olup herkes. merkezden iini grmektedir. Bu ilimde
de yledir. darede ve ilimde en yksek kiiler merkezde olduu gibi en'
yksek retim messeseleri de II!erkezd~ bulunduu iin merkezin
btn memlekette maddi ve manevi stnl salanm olur. Btn
Anadolu'da yksek medresenin yalnz Bursa'da bulunmas2 orann ilk
merkez olmas ve stanbul'a yakn olmasyla gene de merkeze yakn
oluunun rolnil hesaba katmak lazmdr. Ayrca, st dzeydeki alimleri
gerektiinde srn yeri ve danimenderin (yksek tahsil talebesi)
staj yeri olarak kullanlarak stanbul'un bir nefes aldrma yeri gibi kulla-
nldn dUnmek tarihi olaylara uygun der. Osmanllarn ilk mer-
kezi znik'i, sonra Bursa'y, Edirne'yi ve nihayet stanbul'u fethettik-
teri sonra oray hem devlet merkezi ve hem de ilim merkezi olarak geli-
tirdikleri tarihen sabittir. Memleketin en yksek dereeedeki kadlarnn,
kadaskerlerinin Sahn merkezlerinden mezun olma ve orada mderris

2 Mustafa Akda, Trk Halknn Didik ve Dzenlik Kavgas, 161. Birlik yaynevi 1975.
MEDRESELERiN GERiLEMESI 19

olma artmn konmas3 bu merkezcilii kanuni meyyidcye dayandn-


mtr: nl bilginlerin hayatlarm ve vermi olduklar icazetleri ince-
lediimiz zaman yksek tahsiJlerini stanbulda yaptklarn gryoruz4
Bu merkezciliin belki byk alimlerin bulumasn salama gibi fay-
dalar varsa da bizce u zararlar olmutur.
a- Merkez'e ok uzak olan yerlerde ok zeki, hevesli, enerji dolu
genlerin merkeze gitme imkanlar olmadndan snp gitmilerdir.
Eer yaknlarnda ilim merkezi ve yksek ilim faaliyeti olsayd, bir ok
gencin okuma ve ilim hevesi kamlanm olacakt.
b- lim merkezleri arasnda ilmi bir rekabet oluacakt. Her mer-
kez kendi evresinde daha deiik imkan ve artlara gre baka ynlerde
gelime havasn yaratacakt.
c- Merkeze akn eden ilim adamlar oradan 'ayrlmak istemezler.
Daha nce orada yerlemi olanlar, sonradan gelenleri ekemez. nceki.
lerin idare ile dostluklar olduu iin kendilerine bir takm haks~z mevki.
ler ve ocuklarna da haksz vazifeler ve rtbeler temin ederek aile ce
kk salmasn n plana alrlard5
d- Yksek tahsilin merkezde oluu byk alimlerin oraya gitmesini
tevik ettii gibi, rencilerin de oraya akn etmeleri, netice olarak,
ikamet, yiyecek ve hoca bulma sorunu yaratmt. Hoca sorununu ilerde
ele alacaz. .
2- Sahanat kavgasnn, milleti kar karya savaan kutuplara
ayrmas, idarede hak ve adalet mefhumlarnn tartlmasna sebebiyet
vermek suretiyle, miJletin mal ve can gvenliinin ortadan kalkmasn
dourmutur. Padiahn, kardeleri ile veya oullar ile, ya da bir o-
lundan yana tekisi ile kar karya, ordu dzenleyerek savamas,
mslmamn kann mslmana dktrme, elbette, idari, siyasi, ictimai
sorunlarn dnda dini ve viedani sorunlar dourmu ve neticede top-
lumun manevi deerlerini sarsmtr. Aslnda bu taht ve ehzadelik
kavgalar, sarayn getirmi ve uygulam olduu idare dzenindeki ikilik
veya yabanc (devirme) ile asl Trk.Mslman unsurlarnn meruiyet
perdesi arkasnda arpmalaryd6 Bunlarn tahlili dier bilimcilere

3 Kad olmak iin mutlaka yksek medrese mezunu olmak artb (Ylmaz ztuna, Byk
Trkiye Tarihi 1_0/270)_ En yksek tahsil Saln Semanda yaplrd (tll_UJlmiye 12). Sahn'a
girmek iin nceleri en az ve sonralan en az be yl dier medresclerdeki programda bulunan
(muretteb) dersleri bitirmek art idi (tH.U.lImiye 14, 16).
4 Bu devrede vcrilmi icazetlere b-"k.
5 Daha sonra rnekleri verilecek. ,
6 Mustafa Akda, Trkiye'nin ktisadi ve timai Tarihi, 381, 383-386, 397 Trk Halk-
nn DirIik ve DzenIik Kavgas, 108-110, Bilgi Yayn evi 1975.
20 HSEYN ATAY

aittir. Bize burada gerekli olan retimi etkilernesi yndr. sava


olan bir yerde gvenlik de, iktisadi durum da bozulur. Bunun yamnda
yenen ve yenilen' taraf da ayn toplumun iki paras olduundan, len-
ler, yaralananlar, mallar ellerinden alnanlar veya mal vuranlar, hangi
taraftan olurlarsa olsunlar toplumu uzun sre huzursuz edecektir. So-
nunda birinin acs unutulmadan yeni birinin balamas ileri gitgide
bozmutur. Bu ortamdan hoca ve talebenin etkilenmemesine imkan
yoktur. Bylece kendisini tamamen ilme veremeyen talebenin, mezun
olsa da istenilen ehliyeti elde etmi olduu sylenemez. Bu hadisclere
medreselilerin de dondan veya dolayl yoldan katlm olduklarn
tarih belgelemekteelir'.

3- Osmanl idaresindeki akmklk ve karklklarn sebebIerinden


biri de padiahn tahta kneaya kadar geirdii hayatn etkisidir. Pa-
diah olan,a kadar her an ldrlme endiesi altnda kapal odalarda
hayat srmesi sonucu, d hayat ve idarecileri ahsen tanma frsatlar
olmamtr. Padiah olunca da lalasmn veya kzlar aasmn tavsiyesine
boyun emitir. Bylece aslnda bir ete ebekesi gibi alan yksek
idaredeki insanlar, dorudan tammayp o ebekeden biri vastasyle
tammak sureti ile baa geirme zorunda kalmlardr. Kar ebekenin
hemen gizli faaliyetine balamas ile ise ksa bir zamanda tbazan buza-
man iki ayda bitebilir) nce tayin ettii sadrazam idam etmek sonra da
teki ebekeIerin tavsiye ettii birini sadrazam yapmak mecburiyetinde
kalmak. Bu, 17 ve 18'nci asrlarn Osmanl imparatorluu idaresindeki
bozukluun ba nedenidir. Daha ackls, III. Murad'n bir rasatlane
yapmaya emir verip, daha bitmeden yklmasna ferman karmas on
altnc asrn son eyreindedir.

eyhlislam ve kazaskerler, devleti idare eden st dzeydeki ebe-


kenin iinde yer alrlard. Bunlar yapanlarn iinde hak, adalet, ve eriat
mefhumuna gerekten bal olan yok gibiydi. Ama onlar, kendileri veya
ebt.kelerinin menfaatm, haksz ve eriat d olduunu bildi halde,
bunu hak, adalet ve eriat adna yaptklar yaygaraMm basarlard. Her-
kes kendi nefsini tanr edinni, o tanry tatnin etmek iin iftira ile sad-
razamlarn, padiahlarn ve iyi hizmeti gemi nice paalarn boyunlar,
muhakemesiz, sorgusuz uurulmutur. Bu ortamda, can ve mal emniyeti

7 Mustafa Akda, Medreseli syanlar. stanbul niversitesi ktisat Fakltesi Mecmuas


e.ll/36I.1949-50 Medreselilerin ayaklanmalar 1557-1597 yllar arasnda younluk kazanmt.
Bunlarn en nemli taraf yalnz Trk medreselerinde ve Trk talebeleri arasnda km olma.s
ve (362) Anadoluda 'Tarsustan Giresuna ekilen bir hattn batsnda kalan blgede vuku bul-
masdr.
MEDRESELERtN GERLEMESI 21

nasl kalrd? Bylece iktisadi sosyal hayat aIt st olmutu. Bu durum-


da medreseliler hoca ve talehe olarak elbette bir ilerleme kaydedemezdi.
ler ve ilmi messeseler olduu gibi cahillerin elinde ve menfaatileri
kontrolnde kalmt.

4- Talehe isyanlar:
Yksek idarede ba gsteren aksakhk ve bozukluklarn memleketin
dier yerlerine de sirayet edl}eei phesizdi .. Anadolu kylsnn,
Mustafa Akda'n ifadesiyle Moollarn, Seluklular 124.3 de Kseda
savanda yenmesiyle, ift bozanhlR yani iftini ubuunu, tarlasn,
evini barkn terkedip ehirlere ve baka yerlere g balamt. Os-
manllarn ykselme devrinde savalarn ve fetihlerin araya girmesiyle
bu gler duraklam gibi oldu ise de ah smail'in ran'da 1499'da or-
taya kmas ile "Kzlba Levent"9 ler, gurublar halinde ran'a doru
g etmee balad. Bunda roloynayan geim derdi idi. Bu ift bozanlar
ba bo gezen serseri takm olup merkeze kar hareket etmek ve ba
kaldrmak isteyen herkes tarafndan istismar edilmekte idilerId. Bunlarn
belli bir tutum ve siyasetleri olmayp ileri apuleuluk yaparak, etraf"
korkuya salp alp rpmak ve gz gre gre zorla almak ve gas-
hetmekti.
Levent!! Sekban ve dier deyimle iftbozanlarn evlerini, tarlalarn
terketmeye sebep, devlet adamlarnn halka yaptklar haddi akn sal-
malar ve vergileri arlatr~alar2 olarak grlmektedir. zetle unu
sylemek yeterlidir. Ehli rfl3 denilen idareciler ve askerler, ehli eriat
denilen kadlar ve halkn hozguneu takm olan babo leventler, Ana-
dolu'yu soyup soana evirmek, halka zulmetmek, mal v("can emniyetini
hie indirmekte ke kapmaca oynuyorlardl14 Menfaatlarnn gereine
gre birleiyor, bazan hasm oluyor, ama her seferinde halk zarar ediyor-
du. Halk ekiyadan kurtarmaya gelen devlet kuvvetleri, ekiyann yap-
tn tekrar ediyordu. Ekiyann fertleri arasnda din, soy ve mezhep

8 Mustafa Akda, Trk Halknn Diriik ve Dzenlik Kavgas, LLS, Bilgi yaynevi, 1975.
9 Agy ve 120.
10 Age 116 ehzade Korkudu 1510 da Bursa valili/;'ne giderken soymular. elzade Ahmed
ve olu Murat da taht kavgasnda bunlan etrafna toplad. (130) Kanunu'nin olu Selim ve Be-
yazd atmasnda ift bozanlar Beyazd' tutmutu.
II siz gsz bo insan demek, Age 153.
12 Age 121
13 Beylerbeyi, saneakbeyleri, ehirdeki sulalar ile bunlara bal btn polis gleri, ky,
kasaba gibi yerlerde valilerin, suba ann adamlan, ky kaza ve il subalar, Kethdalan~ Kay-
makamlan, hkmetin merkezden atad mlairler demektir (Age 242)
14 Age 141, Sipahilerin soyguneuluu ve kadlann onlan beraat ettirmesi 153.
22 HOSEvtN ATAY

birlii sz konusu deildi. Trk, Krt, Ermeni ve Rum asll kimselerls


ayn yolun yoleusu olarak "yolda" oluyorlard.
Kylerini gen yata brakp "levent" olarak soygun rgtlerinde
yer alan iftbozanlarn dnda evsiz barksz gezgin olan ingene gibi
grublar da soygunlara, cinayetlere, hrszlklara katlyor ve hatta fu-
hu olaylarnda bile adlar geiyordul6.
Bu bozuk dzenden, medreselerin de etkilenmemesi imkanszd.
zellikle medrese rencileri ounlukla ky ocuklar idi. iftbozan
leventlerin bozduu veya iftbozanla sebep olan etkenler, bunlarn
ailelerini de etkisi altna almt. Kydeki gcim imkanlar ok daralm
olan ana ve babann ocuklarn, iftbozan-levent yapma yerine onlar
daha erken yata medreselcre gnderme yi tercih edeceklerine phe
yoktu? Ancak medreseIere akn etmeye balayan renciyi barndra-
cak imaretler (talebe yurtlar) kafi gelmemeye balad. rencilerin hem
barnma ve hem de beslenme ynnden birok problemleri vard. Fa-
kat rencilerin skntlar yalnz yataeak ve yiyecek bakmndan deil.
di. Ayn zamanda hocaszln da skntsn ektikleri bir gerektir. Mus.
tafa Akda, yksek tahsilini bitirenlerin devletin ihtiyacn am ola-
canlS sanyorsa da biz ayn kanaatte deiliz. Eer Anadolu medresele-'
rinde ders okutan hocalar da devlet hizmeti sayyorsa, kanaatmzda
daha eminiz. Yok eer, nemli kadlklar kasdediyorsa bundan phe-
deyiz. Burada nemli bir sonm daha ortaya kyor. stanbul'da yksek
tahsilini bitirmi olanlarn ne derece tekrar Anadolu'ya, memleketlerine
dnmeye can atp oralarda. vazife aldklarn incelemek lazmdr. Bugne
kyas edersek, kimsenin memleketine veya Anadolu 'ya vazife almaya
gitmeye gnll olmadn ileri srmek geree daha uygun olabilir.
Merkezciliin bir zararn daha bylece tesbit etmek mmkn oluyor.
Medrese rencilerinin (suhte) ahlak d hareketlerinin, yaptklar tahsil
gerei onlara yakmadnda phe yoktur. Ancak Mustafa Akda,
medrese derslerinin engel olucu hi olumlu bir etki yapmam olmasna
dikkati ekiyor ve derslerin byk ksmnn gnah-sevap zerinde ol.
duu halde bunun tesir etmemesinin ilgi ekici olduunu ifade ediyorl9

Dediimiz gibi medrese rencilerinden umulan ahlakl ve drst


olmalardr. Ancak kabul etmek gerekir ki, sadece medreseliJerin deil,

15 Age 124,
16 Age 150.
17 Age 154.
18 Age 154.
19 Age 156.
MEDRESELERN GERtLEMESi 23

her mslmann yle olmas gerekir. nk en basit mslman en azn-


dan byk gnahlarn be on tanesini bilir, ama gene de o gnahlar i-
ler. BuI)dan ayr olarak medrese retim programn yakndan bilen bir
kimse b}le bir hkme kolayca varmaz. nk medres~lerde ilk okutu-
lan dersler Arapa dil bilgisi (Sarf-Nahiv) ve edebiyat, mantk gibi dinle
ilgisi olmayan derslerdir. Bu dersler seneler alr. Dini dersler bund'ln
sonraki yllarda okunur. Onun iin medreseye gelip bir iki s!ne elenen
kimsenin dilbilgisini yeteri kadar renme imkaR, o zamanki sisteme
gre yokt~. zerinde durmak istediimiz iki noktadan birisinin hocala-
rn azl olduunu sylemitik. Hocalarn derslerinde ne de~ece kifa-
yetli olduklar ayr bir sorundur. kinci nokta rencilerin yatakhane-
lerde ve odalarda ok skk olduklarn kabul edince, grltden hi
birinin gerei gibi dersine alna imkan olmad aka anlalr. Bun-
dan baka dil zerinde ilerde duracaz. Yabanc bir dilde bir ka dil
kaidesi retilmesinin renciye dini bir kltr verdiini iddia etmek
zordur. Bunun iin din derslerini ounlukla okuduu kabul edilen med-
rese rencilerinin, sanld kadar okumadklarn programlarn tetkik-
de dinin hkmlerine aykr hareket etmelerinden, din retiminin tesir
etmedii sonucuna varmak insan yanl bir hkme srkleyebilir. Ay-
rca medrese derslerin~ eski tertibine gre okuyan ve programlarn ol-
duka bilen biri olarak unu ifade etmek isterim. Medreselerde, okun-
mu olan fkhtr. Fkhta genellikle renilen dini hkmler, caizdir,
caiz deildir, fasttr, vaeiptir, farzdr ve yasaktr. Gnah ve sevap szleri
ve terimleri Kuran'da, Hadis'te ve baz ahla,k kitaplarnda geer. Yk-
sek tahsil yapmayan bir rencinin gnah ve sevap hakkndaki fikri ve
bilgisi rastgele etraftan duyduuna veya arapas iyi ise zel merak do-
laysyle byk eserleri okumasna dayanr.
Farz ve haram (menhi) ile sevap ve gnah her nekadar ok sk-
ilikili ise de aralarnda fark vardr. Bunlar gz nne alnca sanrm
ki, bir ka senelik medrese rencisine din retiminin niin tesir et~
medii bir dereceye kadar aklanm olur.
Medreseli suhtelerin {renci) karklk kard yerler, medrese ve
imaretlerinin ok olduu ehirler ve Anadolu'nun verimli blgeleridir20
nk oralar daha ok renci barndrmaya msait olmakla, kapas-
tesinin zerine kmaya da elverili olup, kalabalk yerlerde insanlarn
birbirini tanmalar 'daha azdr. Bu gibi mehul kalma imkan olan yer-
lerde karklk ortam bulunur ve bundan istifade etmek isteyen fr-
satlar, skntda ve darda 'olanlarn isyan heveslerini tahrik edebilir.

20 Age, 160. 161.

.J '
HSEYN ATAY

Bu blgelerden, Edirne civar, Bursa, Balkesir, Afyon Karahisar,


Manisa-Mula- Isparta, Kastamonn-ankr-Bolu, Tokat-Amasya-o-
rum, Tarsus-Silifkc-Manavgat genleri21 ve yreleri talebe isyanlarna
sahne olmutur.
Medrese rencilerinin isyanlarnda idelojik bir sebep bulamadk.
Yalnz iktisadi sebep ve geim derdini ileri srmek n plana alnyor.
Aslnda iktisadi sebep sadece renciler iin sz konusu olmadna gre
sorunu biraz da levent denilen babo' ve iftbozanlar asndan ele al-
mak gerekir. Bunlar, medreseyi alet ederek renci olmadklar halde
renci gzkcrek halk iinde bir sempati ve ho grrlk kazanmay
ama edinmilerdir22 Bazan rencileri d~ aralarna alarak ortaklaa
apulculuk yapmak ve bylece su da ortaklamak amalar da vard.
Bunun dnda kimsenin temas etmedii bir psikolojik sebep de vardr.
Medrese rencisinin sakin, asude bir ortam iinde okuyup ykselmesini
herkes zellikle, ayn yataki genler ekememilerdir.

Bunlar rencileri kkrtp, tahrik ederek onlar bir defa medrese-


den dar ekmilerdir. Dersini bir gn ihmal etmeye cesaret eden bir
renciyi tekrar medreseye sokmak zorlamtr. Ayrca her renciyi
standart bir zeka, kabiliyet, temayl, ak, ruh, nefis ve bedene sahip
olarak kabul etmek bizi yanl deerlendirmelere gtrr. Sk bir kont-
rol ve retim program uygulanmayan okullarda, fakltelerde bugn
bile ne gibi aksaklklar ve bozukluklarn rencilerin eksik, bilgisiz
kalmalarna, haklarna ve adalete, raz olmamalarna sebep tekil ettii
bir gerektir. rencilerin arkadalarn snflara sokmamalar her ne-
,kadar eitli sebebIere dayanyorsa da, her vakit ola gelen bir vaka
olduu gz nnde buJundurulmalu:hr. Hocalarn rencilerinin apul-
cu luklar karsndaki tutumlarn renemiyoruz. Ancak pek nadir
de olsa bir mderrisin eldya olan rencilere bakanlk ettii g-
rlyor23
renciler (suhte) bazen k~dlar ve bazan da sancak beyleri tara-
fndan konnmu olduklarna rastlanyor24 Bu onlarn isyanlarnn
bymesine ve kolayca bastrlamamasna neden oluyordu. Medrese
rencilerinde grlen kargaaln izlerine Fatih devrinde de rastlamak
mmkndr. Gittike sorunlar bym ve memleketin siyasi, iti-

21 Age, 160-162.
22 Age 183. Bunun iin sefahat ve yolsuzluklann halktan uzak tutmak iin da balanna
gya kendilerine "medrese" y'aprnlard (187).
23 Age 190, 188
24 Age 204.
MEDRESELERN GERILEMESi 25

ma ve iktisad durumu bozulunca, edresclileri daha da ok apuleu-


lua, anariye ve ahlak d hareketlere itmitir. te btn bu sebebler
medrese retim ve eitimini aksatm Ye geriletmitir. Hem iyi hoea
yetimemi ve hem de iyi alim olmann arzusunu tayan talehe kal-
mamtr. Bugnk renci hareketlerine kyaslanarak denebilir ki her-
kes, alp bilmeden kolayndan diploma alp, haksz mevki ve v~zife
alma peinde idi. Herkesin de bunu yapacak adam varu. Bize yle
geliyor ki, suhtelerin (medrese rencileri) isyan ve apulcuhklar, med-
reseli nvann almalar sadece o noktas bakmndan olsa gerektir.
Balangta talebeler isyan etni ve vurgunculua balam olduklarn
tarihen tesbit etmek gerekir. Ancak sonradan gelenler medresede renci
olmadan renci gibi gzkm25 ve medreseyi bir karargah gihi kullan-
m olabilirler26 Ya da gelip medresede bir ka ylokuduktan sonra eki-
yala balam olmalar dnlebilir. Hcl' sene bir ka ay medrese de
okuduktan sonra eel' yapma bahanesiyle yola kp vurgunculuk yap-
yorlard27 stanbul'a varan ve kadlara arzedilen birok olaylar kesik i-
kayet ve kazai hadiselerdir28 Medreselilerin, gnlk, haftalk veya yllk
faaliyetlerine dair vesikalar olmadka bunlarn hangi seviyede ve ka
yllk medreseli olduklarn ve kltr seviyeicl'ini tesbit etme imkan
yoktur. Bunlarn medrese kakn, cahil ve hi bir terbiye grmemi
anarist genlerden ibaret olduklarn kabul etmek gerekir. Yaptklar
apulculuklarn sonueu elde ettikleri serveti kyde ailelerine gtrdkleri
zaman29 aileleri onlar nasl karlyordu ve ailelerine ne diyoarlard?
Bunlar "cer"den halkn kendi rzasiyle verdii bahi, fitra ve zekat ola-
rak m anlatyorlard? Byle deil idiyse aile fertIer ve renei olan o-
cuklar da kt kii olarak damgalanmalan gerekirdi.

Medrese isyanlarnn bastrlamamas, yaylmas ve uzun bir sre


devleti megul etmesi ok gl bir isyan olduundan dolay deildi.
Hcl' tarafta hcl' trl bozguneuluk, apuIculuk vard. 1\Iedrcseliler de
onlar arasnda bir grubtu., Bunun yannda devletin resmi tedip kuvveti,
jandarmas diyebileeeimiz milis kuvveti, Trklerden meydana gelen
"l erleri" resmi teilatnn bile bozguneuluk yaptn grnce30 durumun
ne kadar kark olduu daha iyi anlalabilir.

25 Age 166.
26 Age 188.
27 Age 165.
28 Age 164, 169, 170.
29 Age 184, 187.
30 M.Akda, Medrese lsyanlar-lktisad Fakltesi lIIecmuas 368-69.
26 HSEyiN ATAY

Sonu olarak bize intikal eden udur. Medrese rencileri, bir sr


sebebler altnda derslerini brakp ekiyala balamlar ve bu, medrese
retiminin gerilmesinesebep olmutur. Neticede daha belini dorulta-
cak seviyeye ykselememiti. Bugn 31 Aralk 1980 de Trkiye Cum-
huriyetinde Yksek tahsil ve bir dereceye kadar liseli rencilerin
oluturduklar anarik olaylarn stesinden hkmetlerin gelemiyecek
boyutlara ulatn grdtimz kaydetmeliyiz. 12 Eyll 1980 tarih-
inde 'memleketin kominist solun elinde Afganistan gibi bir duruma
dmesini nlemek iin Trk Ordusu ihtilal yaparak, btn memlekete
idareyi ele ald. Buna sebep renciler ve onlar kkrtan hocalar, des-
tekleyen bilinen katiller ve bilinmeyen gizli ajanlardr. Bunu gnmz-
de byle grnce 'yalnz medreselilerin de anlatlan biimde, bastrlmas
g bir isyana, karkla kalkmalar insana mubalaa edildii kanaat!-
n vermektedir.

5- Dil sorunu:
Medreselerde retim dili Arapa idi. Bu, slam dininin kutsal ki-
'tab Kur'an- Kerim ile Hz. Peygamberin szlerinin arapa olmasnn
bir gerei idi. Gerek dini anlamak iin ana kaynan anlamak Iazmd.
Osmanllara gelinceye kadar da asrlar boyu Arapa, mslmanlarea ilim
dili olarak kullanlmt. Bu kuvvetli bir gelenek idi.
Ancak bizim inancmz odur K, her hangi bir dil, konuulan ve ana
kucanda renilen bir dil deilse, o dil ile ilim tahsil etmek ok zordur
ve bii- zorlamadr. Bu dil ile yazlm olan. eserleri okumak, renmek
mmkndr. Ama byle yabanc bir dilde tahsil yaptktan sonra,. o dil-
de, o dilin konuulduu ana vatannda uzun bir sre kalmadktan ve
onu ana dili haline getirmedikten sonra, fikri ve ilmi bir keif ve icad
yapabilmek pek zordur. Him ve tedris dili arda, pazarda, sokakta,
evde konuulmaldr. renci medresede okuduunu daha kapsnda
unutmamaldr. Asl genlik yllarn bylece lisan renmek iin vak-
fetmeye mecbur olan pir rencinin rendii dile sahip olmas, istedii
gibi zihni ve fikri tasarruf ta bulunmas, ancak medresede rendii keli-
me ve ifadeleri iyi ezberlemise hatrlama ve onlar tekrarlama yetenei
ile olur. tlim adam, hi dnmeden, kelimeleri zihninin ve hazfzasnn
kelerinde aramadan, konuup dnme ve yazma melekesine sahip
ise, ilimde, dncede, medresede ve okulda rendiinin tesine ge-
ebilir. Bunun iin insan kendi dilinde retim yapmaldr. Baka dilde
retim, ancak onun memleketinde olmaldr. Ama, kendi dilinde re-
tim yaparken yabanc dil renmesi ve yabanc ilim adamlarnn fikir-
lerinden istifade etmesi ayr bir konudur. phesiz yabanc diller ve
MEDRESELERN GERLEMESi 27

arapay ok iyi ve ana dili gibi bilen kimselere her zaman, ilim ve fikir
ynnden ihtiya vardr. Yabanc dilleri ok iyi bilenleri yetitirmek ve
yabanc eserleri Trkeye kazandrmak, her messesenin ve ahsn ba-
lca gayesi olmaldr ki, Trk tefekkr ve medeniyeti domu olsun.

Kanaatimize g're Osmanl Medreselerinde ve daha dorusu Trk


diyarnda btn retimin ve eitimin Arapa olmas ilmin daha ok.
inkiaf etmesine engelolan sebebIerden ve belki en nemlilerinden biri-
dir.

Buna ramen Osmanl alimleri iinde kendi memleketinde Arapa


tahsil yapp. Arapa yazanlar oktur. Bunlarn verdikleri eserlcr, za-,
mann Arap alimlerinin eserleri ayannda ve bazan onlardan stn ol-
mutur. Bunu byk takdirle karlamak gerekir. Ancak medreselerde
okutulan Arapa ilim dili idi. Kendine has klasik bir uslubu ve ifadesi
vard. Sonra, okutulan eserler de ounlukla aslnda Arap olmayan alim-
lerin yazdklar eserlerdi. Dier nemli bir durum da edebi zevki gz n-
ne getirmeyen, ilmin gerektirdii, kesin ve ak vakayi, gerei tpa
tp ifade etmek kasdiyle yazlm olmasyd., Edebiyatn gerektirdii
hayali tasvir ve gereksiz szlerle gelii gzel bir manay mecaz, kinayeli'
ve istiareli ifadelerle anlatmaya zenilemezdi. imdi de byledir. Her-
hangi bir dilin edebi yazs ve ifadesi o dilin ilmi dilinin yaz ve ifadesinden
ayrdr. Konumak ayr bir retim ister. Osman Ergin "Trk Maarif
Tarihi" adl eserinde Osmanl alimlerini. tenkit ederkcn3! bu hususlar
kavramam veya kavram~m gzkerek msteriklerin iki scncde
mkemmel bir ekilde Arapa konutuklarn methedip bizim alimleri
kk gstermee, cahil, Arapa bilmez olarak ilan etmee kalkmtr.
Ama kendisi bir yazar olsa bile alim olmad iin yapt sulamalarn
ynn bilmiyor ve neyi nasl tcnkit etmesi gerektiini kcstiremiyor. Biz
de medrese program ve retim tarzn tenkit edeceiz. Ospan Ergin'in
o kadar vd msteriklcrin hi biri imdiyc kadar Arapa bir eser
yazm deillerdir. Sonra her birinin ka defa Arap memleketlerine git-
mi aylarca, scnelerce kalm olduklarn hesaba katmaldr. Bugn bile
msteriklerin iinele kolaylkla ve akc bir ekilde Arapa konu.ana
rastlamak zordur. Kendim karlatm ,bir ok Arapa profcsr

31 Osman Ergin, hem ilim ve hem de arap dili bakmndan tenkit ediyor. Musa Kazm da
ilim dili arapa ile edebi dil arapa arasnda fark grmek istemiyor "Biz arapa okumuyoruz,
arapa yazlrru fenieri okuyoruz" sz sz m? (Srrat. Mustakm, aded 54, sayfa 22; 1 Ramazan
1327 (1909) diyor. Aslnda ilim hatta felsefi dil ile edebi dil arasnda hem uslup ve hem kelime
ve terimlerin kullanl bakmrdan farkn olduunu inkar etmek imkanszdr. Ancak, edebi dili
retmenin gereini savunmak ayr eydir, dil retimi yapmak gene ayr eydir.
28 HSEYN ATAY

vc slam ilimIeri mtehasss mterikin tck kelime Arapa konu-


ammtr. Sclis Arapa konuanlar pek enderdir.
Osmanl alimlerinin yazdklar eserler hakknda bir fikir elde etmek
32
iin "Kef ez-Zun un", "Osmanl Mellifleri" gibi eserler ile stanbul
Ktphanelerini taramak lazmdr. Aneak Osman Ergin'in gznden
kaan iki noktaya daha cevap vermek istiyonm. Bylece onun gibi d-
ncnlere de eevap vermi olacam. Her mellifin yeni bir keif ve icat
ortaya kaymasn isternek ok yanl bir tutumdur. Dnyann en eski
andan bugne kadar her hangi bir kimsenin byle bir istekte bulun-
mas akla ve vakaya aykrdr. Binlerce kii yazar izer, alim olur, OR-
larn iinden bir ka tanesi orijinalolur. Orijinal ounluk ve evre ya-
ratr. Son olarak baz n yapm byk alimleri de eser yazmadklar
iin sra indirmek byk hakszlktr'. O adlarn zikrettii alimlerin
hayatlarn incelediimiz zaman, ok talebe okuttuklarn, iki defa
icazet verdiklerini gryonz. O zamanki sisteme gre bir icazet verme
sresi 13 ve 14 yld. Haftada drt gn ve her gn bir ka saat ders
veren ve 35 ksr sene devaml taleb e okutan alimden ayrca eser yaz-
masn istemek, hacalkla uzaktan yakndan ilgisi olmayan bir kimsenin
arzusu ve istei olur ki, bu imkansz olan istemekten baka bir ey de.
ildir33 Aslnda bugn de yalnz Arapay deil, her hangi bir dili ret-
mek, sadece biz Trklerin sorunu deil, btn dnya millet ve devletleri.
nin sorunudur. Sonra imdiki okullarn yabanc dil retmedeki baar-
larna bakld zaman eskinin baarszlklarnn devam ettii grlr.
imdi de iyi dil bilenler ya zel hocalardan ders alyor veya dil okulla-
nna gidiyorlar.
kinei Merutiyet (1908)'den sonra m:emlekete gelen fikri hrriyet
sonucu medreselerin de slah zerinde en ok Medreseliler durmaya
balamtr. Bu arada Medrese iinde en ok tenkide urayan ders Arap-
a olmutu. .
On, onbe veya yirmi sene medresede mrn tketen bir kimsenin
ilim ve fenIeri renmesi yle dursun, Arapay bile gerei gibi ren-
mekten aeiz kalmasnn sebebi olarak metotsuzluk ve usuldeki nizamszlk

32 Ayrca bak: .H.Uzunarl, Osmanl Tarihi 1/270-284, 2/575-608, 3/490-550,4/513-


550;
33 Bak: Osman Ergin, Trk Maarif Tarihi 1/105, 107, 108, 112,114. Bir rnek: OkutIDakla
megulolarak kk li..isale dnda eser yazma imkan olmayan stanbullu Hafz Ahmet a-
kir Kebir (1235- 1315) t1'819-1897) defa icazet vererek birinci defasnda yz, ikinci defasnda
yzelli ksr ~e nc defasnda altm kadar talabeye icazet vermi, Srp muharebesinde
binba rthesi ile harbe itirak etmitir. Son asrn byk alimlerinin ounu yetitirmitir (M.
Zalid Kevseri, el.Tahrir e1.Yeciz, 29, H.D. 2/154. Osmanl Mellifleri 1/340.
MEDRESELERtN GERtLEMESt 29

gze arpmaktadrJ4 Bir Teblide medreselerin alanacak bir gerilikte


braklacak olursa elli sene sonra isimleri ancak tarihte grlebileeek
olduu ifade ed\lmiti. Oysa on be sene sonra lavedilmi ve tarihe
intikal etmilerdi.

Deiik Medeniyetlerin Douuna Dilin Tesiri


Bir Fran~z, Alman ve ngiliz tefekkr, felsefesi ve medeniyeti,
'kendi milli dilleriyle okumaya ve okutmaya baladklar andan itibaren
domaya balamtr. Dier deyimle kendi dilleri ile dnmeye ve yaz-
maya baladklar zaman hem dilleri gelimi ve hem de ilim, medeniyet
ve felsefede yenilik yapma hususunda atlmlarda bulunmulardr. n-
k kolay, serbest, zahmet ekmeden dnme ancak ana dilinde o]abi-
lir. Anadille dnrken kelime ve mana ikisi bir andainsann zihninde
doj;'Uverir. Yabanc dilde manay ifade etmek iin insan kalp, kelime
ve ifade aramak zorunda kalr. Hem zahmet eker ve hem de mana sk-
p kalr, serbest hareket edip patlama, srama ve atlm yapamaz.
Batnn milli dilleri" Latince'nin esaretinden kurtulup birer ilim dili o].
duklar zaman her millet kendi karakterinin simgesi olan bir medeniyet
ve felsefe kurmutur. Bunun dinle alakas yoktur. Hepsi eskiden Hris-
tiyan idi, gene de Hristiyan olmakta devam ediyorlar. Aslnda eskiden
tek tip Hristiyan medeniyeti varken imdi eitli Hristiyan milletlerin
meydana getirdii eitli Hristiyan medeniyetleri dodu. Dillerinin,
medeniyetlerinin ve dncelerinin kendilerine ait ayn ayr zellikleri
olduu halde din bakmndan Hristiyan ruhunu, kltr ve espirisini
tamaktadrlar.
Mslman milletler de eskiden kendi dillerinde tedrisat yapm ol-
salard, her biri kendi milletine, bulunduu blgenin, iklimin havasna ve
artlarna gre ayr ayr, deiik felsefe, medeniyet ve dnce sistemi
ortaya koyacakt ve hepsi de gene slamn ruhunu ve felsefesini tam
olacakt. Arap olan ve Arapa yazan Muliddin bn AraM nekadar
Mslmansa, bir Trk olan ve Trke yazan Yunus Emre, Farsa ya-
zan Mevlana da o kadar Mslmandr. Arapann dnda yazanlarn
Mslmanl Arapa yazanlarn Mslmanlndan az deildir. Dilin
dinle ilgisi yoktur. Hristiyan Araplar da yazp izmektedirler. Arapa

34 12 Temmuz 1325 (1909) Debre'de toplanan Kongre'de Arnavud air HaflZ Alinin Kong-
reye sunduu medresenin durumuna dair sekiz maddelik bir slah program ortaya atm ve be-
inci maddesinde: "Arapadan Trkeye Trkeden Arapaya terem~ ve mkaleme suretiyle
Lisan- Arabi'nin suret-i mkemnelede tedrisi" ve altnc maddede "Her sene sonunda imtihan-
larn ciddi ve muntzam bir tarzda ieras gibi metodun islah getirmektedir (Srat- Mustakm,
Aded 49, Sayfa 368),
30 HSEYN ATAY

yazyorlar diye yazdklar, izdikleri, ortaya koyduklar medeniyet ve


felsefe Arap felsefesi ve medeniyetidir ama ruhu ve espirisi Hristiyan-
lktr.
6- Dini ve lmi Hiirriyetin olmamas, 1908'deki kinci Meruti-
yetten sonra Medreseliler tarafndan da, slamda ilmin gerilemesinin
sebebIerinden olarak zerinde dum"lmutur. Bunlarn iinde, daha n-
ceki istibdad idaresinin, din ilimIerinin iyi tahsil edilmeye yardm et-
mesi yle dursu.n, mani olduunu ileri siirenler az deildir. Burada unu
mahade ediyonz. Daha nceki asrlar iin medreseliler ilmin gelime-
sine man i olmakla itham edilirken, yirminci asrn banda i tersine dn-
mtr. Bu defa medreseliler ve din bilginleri idareci ve siyasileri itham
ederek, onlar din ilimIerinin gerektii gibi tahsil edilmesine kar kp
dmanlk yaptklarndan dolay itham etmilerdir. Muhammed Nesib'in
bu hususta sylediklerini gnmzn Trkesi ile buraya alyoruz .
. " ... Bu asrda yetienlerimiz neden gemi asrlarda yetienlerin
topuklarna bile yaklaamyorlar? Asrlarn gemesi beeriyetin ilerle-
mesine hizmet ederken, neden bizlerin gerilemesine sebep olmutur?
te bir sr sorular ki, pek elem verici ve ackt olduu halde, cevab
zor deil, tersine kolaydr."

"stibdad hkmetinin mesleimize layk grd kt baklar-


dan, mesleimize vurduu mthi ve ykc darbelerden bahsetmek,
ilerleme yolumuzun n~ne ym olduu almaz engelleri bir bir saya-
. rak cevap vermek mmkndr"35. 1908 inklabnn getirmi olduu ser-
best yazma ile, hem medreselilerin iinde medresenin durumunu i)i
kavrayanlar, dier bir deyimle medresenin durumu ile dardaki ictimai
vakay ve yaaian re aliteyi kavrayanlar, iki durum arasndaki akl
grmler ve durumu dzeltmek iin kaleme sarlmlard~ Medresenin
slahn, asra gre retim yapmasn itenlikle istiyorlard. Ayn zaman-
da medreseli olmayan mnevver tabak<- da nedrese hakknda fikrini
daha rahatlkla sylemeye imkan bulmu oldu. Bunlarn iinde iyi ve
kt niyetli olanlarn birletikleri bir nokta vard ki, o da medresesenin

35 M.Nesib, Ulema, Meslek-i lmi, Beyanl.Hak, aded' lO, sayfa 214. 13 Zl.Kade 1326
(1908). Burada iham edilen kinci Sultan Abdulhamit devridir. Beyanl Hak, aded 13, sayfa
274'de Hseyin Hazim imzas ile yle diyordu "Medreselerimizin bugnk esef verici halinden
iman ve vicdan sahibinin zlmemesi kabil midir? Hele kalbine saplanan istibdnd trnan,
... AlIal'a kr ki her ann bir trl nckb azab iinde geirdiimiz o zulum de,,-rinden kurtul.
duk. Bak: Aded 50, sayfn 1078, 25 Safar 1328 Sultan Abdulhnnit hakkndn "nemn bu yeni
dnrut tedrisin srekli masraflnnnn karlk olmak zere evvelce hal edilen Hakan tnrafndan gasp
olunup sonradnn maliyeye devredilen bir tnkm evkaf gsterdi" (n. 1079), Hseyin Hnzm, nded
61, snyfa 1250, 14 Cumadel Ula 1328.
MEDRESELERiN GERILEMESi 31

slah ile ilgilenroekti. Medreseliler de artk eski alarn ve nceki nesil-


lerin direniinin faydal olmayacan grdler. Artk 1773 de Mhen-
dishane-i Bahr-i Hmayun, 1796 da Mhendishane-i Berr-i Hmayun,
1827 de Tphane-i Amre ve Cerrahhane-i Mamure ve 1834 de Mekteb-i
Harbiye ald. 1838 den sonra Medresenin dnda rtiyeler ve dier
okullar kurulmaya baland. 1857 de Meihatn dnda Maarif Nezareti
resmi bir Hkmet dairesi haline geldikten sonra medresenin karsnda
ayn yetkiye ve belki siyasilerin desteiyle daha ok yetkiye sahib bir
tekilat oldu. Modern okullar ve niversite amaya (her nekadar zaman
zaman kapainsa da) balad. 1900 den sonra gelien niversite Med- .
resenin baz ubelerini-Kudat'a kar Hukuk, Medresenin dinbilgisi ve-
36
ren ksm karsnda da Din ubesini anca medrese kenara itilmi oldu
Gittike hayattan ve kltr evresinden atlacan anlamt ki, hemen
slahat yaplmasn istemee balad. Yaplan ilk slahat nerileri ve tat-
bikatnn ge kal~ yannda tatmin edici olmad ilerde grlecektir.

7- Ferdiyetilik ve Bencillik:

Genellikle ve daha dorusu yaratl ynnden insanolu kendi


varln korumay ama edinir. Dorudan doruya kcndisi ile ilgili
olan ailesini ve oluk ocuununun varln da teminat altna almay
ana hedef olarak ele alr. nsanolu bu tabii eilim altnda, kendi ve
ailesinin menfaatn ve yararn her eyden nceye kor. Bunun karsna
kan her trl engeli bertaraf etmeye alr. Kanunun kendisine ver-
dii varln koruma ve ;rdrme hakkn azami derecede kullanr.
Kanun istediini vermedii takdirde gizli yollara ve hilelere bavurur.
Eer gc yeterse, kendi ahsi ve ailesi yararna olmak zere konuyu
yorumlar veya onu deitirir.
Osmanl toplumunda din bilgini olduu halde bencillikten kurtula-
mayan aile ve akraba karn n planda tutan toplumun zararna eriat
ve kanun llerini, hak ve adalet mefumlarDl grmcmczlikten gelerek
hareket edenler bulunmutur. Osmanllalarda ilmin gerilemesine ve se-
viyesinin dmesine dolaysyle ilmin cehaletle eit olmasna sebep olan-
lar az dcildir3? .

36 M. evketi, medreselerden sonradan tp, hendese ubelerinin ayrlmas ve ulumun en


mlim aksanndan olun fkhm gittike genileyen muamealat beere kafi derecede ileri gt-
r1ememi olmas ve binaen aleyh baka messeselerin vcude getirilerek bir ka ubesini gaip
etmesi (Medans.i slamiye Islahat Program, sayfa 5, Ramazan 1329, stanbul, Hrriyet Mat-
baas) medreseyi dndrmeye balad.
37 Calit Baltac Osmanl Medreseleri 63.
32 HSEyiN ATAY

Birinci Sultan Ahmed, eyhulislam Mehmed bn Sadeddin'e dev-


lete ve millete arz olan bozukluun sebebini sorar, eyhulislam da "bana
ne bundan" cevabn verir38 imdi "nemelazmclk" diye slogan haline
gelen bu tutum, aslnda toplumu ilgilendiren ilerdedir. Yoksa ahsi i-
lerde hi kimse bakasna gz atrmamaktadr. Bencilliin topluma
kar olumsuz ifadesidir.
lim adam, devlet adam ve askeri paalar gibi byk adamlara
verilen imtiyazlardaki yanlmalar yllar ve asrlar boyu milletin altndan
kalkamad kt sonulara ve bozukluklara sebep olmaktadr. Herhan-
gi byk bir zata verilen imtiyaz ve mkafaatn varislerine intikal etti-
rilmesi ve ocuklarna ayn imtiyazn tannmas toplumun idaresini bir
aileye, airete ve oligariye vermek olur. Ailelere ve soylara intikal ede-
cek bir imtiyaz millete ok pahalya malolmutur ve olacanda tarihi
terebe ahittir. Kuran- Kerimde Yce Allah, brahim'e "seni insan-
lara nder yapacam dedi, brahim soyumdan da (kl) deyince, Yce
Allah zalimler (hak etmeyenler) Benim andma eriemezler buyurdu"
(Bakara 124). Kuran'n ve slam'n esaslarnda ve felsefesinde soyculuk
imtiyaz bulunmad grlmektedir. Her ferd kendi, ehliyet ve kabili-
yetine, almasna ve hnerine gre mevki ve imtiyaz s"ahibi olur, m-
kafaatn da alr. Bunlarda irsiyet ve soyeuluk rol oynamamaldr.
Osmanllarda ilk ilmi imtiyaz tannan Fenari ailesidir39 Molla Fe-
nari, emseddin Muhammed b. Hamza (834/1431) byk bir alim ol-
duundan dolay soyuna ilmi mevkiler iin bir imtiyazn verilmesinin
sebebIerini bilmiyoruz. Ancak bir kimsenin kendi baarsndan dolay
bakasna imtiyaz tamnmasnn eri ve de kanuni bir mesnedi olmad
aikardr. Baary gsteree mkafaat ve imtiyazn verilnesinin makul
olmasn ve bunun ilme tevik edici bir sebep olduunu inkar etmeye im-
kan yoktur. Burada aldatc olan, baar gsterilmeden mkafat-
landnlmaktr. Evlad ve ohk ocuklarn kendileri bizzat baar
gstermemiler ki, bir imtiyaza ve mkafaata hak kazanm olsunlar.
slam nazarnda peygamberin soyunun bile bir imtiyaz yoktur. Burada
asl sosyal ve idari bozuklub'lln amili udur. Osmanllarn ilk kurulu
devirlerinde henz idari siyasi ve sosyal bir dZl'n kurulmam ve gelen-
ek yerlememitir. Az ok baan gsteren bir kimseye baarabilecei
bir mevki verilebilir. Bunda bir kademe ve hiyerari dnlemez. Zira
byle bir kadl'me henz teesss etmemitir. kinci nemli nokta idari
ve osyal bir durlim da kurulu~ halinde henz devlet nizamnm yerleme-

38 M.Zahid Kevseri, Makalat el-Kevseri 519, Msr (1372 (1952) Matbaat el.Envar.
39 Atayi 32. t.H.U. llmiye Tekilat 72.
MEDRESELERN GERLEMESI 33

mi olduudur. Bylebir zamanda ailelerin nfuzuna ihtiya olur ve ba-


arl ailelere yapacaklar bir takm grev ve imtiyazlar verilebilir. An-
cak devlet nizam kurulup yerleince ve mevkilere ykselme bir takm
kanun ve kaidelere balannca eski imtiyazlarn sona ermesi gerekir.
Tarihte grld zere bu gibi imtiyazlar kurulu dzen iinde dzpn-
sizliklere sebep olurlar.
te mehur bn Kemal, Ahmet emseddin40 eyhulislam bulunduu
zaman (939 H. 1532-3 M.) Mueyyed zade Abdulvahlab Efendi'yi, bo-
alan Krk akeli Mahmut Paa Medresesine haksz yere kanun ve ni-
zama aykr olarak tayin ettirebilmek iin, Sadrazam Makbul brahim
Paa'dan4lriea eder ve brahimPaa da bunu Kazasker Fenarizade Muh-
yiddin Efendi'ye sr.ler. Muhyiddin Efendi, bu istei tam yapmasa bile
reddetmez. Abdulvahhab Efendi'yi otuz ake gnlkl andarl-zade
brahim Paa Medresesine tayin etmekle yetinir. O zamana kadar krk
ake gnlkle yekten tayin olmak sadece Feneri zadelere' verilmi bir
imtiyazd42
bn Kemal Paa eyhulislan olduu halde' sadrazam vasta
klp kendisine iyilii dokunan Mueyyedzade Abdurrahman43 Efen-
dinin olunu kanuna aykr olarak ve gereksiz yere haketmedii bir
kademeye tayin etmek istedi ve ksmen de baard. Tayini yapan
kazasker Feneri zadelerdendi. Bir ka kademe iistten tayin olma imtiyaz

40 Babasuun ad Sleyman dedesinin ad Kemal Paaya izafet edilerek Kemal Paazade


denmitir. 1468 (873 H) Tokatta domu, 1525-6 (932 H) de eyhulislam olmu ve ld 2
evv,,1 940 (16 Nisan 1534) tarihine kadar eyhulislam olarak kalmu (smet Parmakszolu)
slam Ansiklopedisi "Kemal Paa. zade" maddesi 6 /561, 564, Mecdi, Sekayk- Numaniye
Tercmesi 381, 8mail Hakk Uzunc;arl, Osmanl Tarihi 2/665 vd.
41 brahim Paann rum.olduunu ounlukla zikrederler 494 de domu, ehzade Sley-
man (Kanuni) terbiye8inde yetimi 1523'de kaide ve gelenek d bir surette Kanuni tarafndan
vezirazam tayin edilmitir. Kanuninin kzkardei Hatice Sultanla evlendi. 21 Ramazan 942 (IS
Mart 1936) da idam edilene kadar sadrazamlk y~pmtr. t.H.U. 08manl Tarihi 2/306, 535,
Meydan Larousse 6/177 vd.
42 Atay, ekayk Zeyli 32, I.H.U. lniye Tekilau 68.
43 Abdurrahman Efendi, Ali elebinin olu ve emseddin Meyyed elebinin torunu olup
860 (1456) da Amasyada domutur. Amasyada sancak beyi bulunan elzade II'. Beyazd'n
iki alemlerinde bulunurdu. Fatih bu durumu hahe alnca ehzadenin lalas Fenarizade Ahmed
Beye (884/1479) gnderdii bir hkmde ehzadeyi kt yola sevkedenleri te dip etmesini bil-
diriyor. Beyezid Meyyed-zade Abdurrahmana para vererek kamasn tavsiye ediyor. O da
Halebe gidip okumaya balyor, oradan Tebriz'e Celaleddin Devvaniden okumaya gidiyor. Ba-
yezid padiah olunca stanbula geliyor ve ilmini stanbul ulema8 takdir ediyor, nee kalender-
hane ve 80nra Sahn. Semanda muderris oluyor ve Rumeli Kazaskerliine kadar ykseliyor (t.-
H.U. O.T 2/657-59) Bu esnada bn Kemal Paa'y Sultan Beyazd'a takdim ediyor ve yksel.
mesine yardm ediyor (a.g.e.665).
",

34 HSEYIN ATAY

kendilerine yani Fenari-zadelere mahsustu. Fenari-zade bu imtiyazn


yalnz Fenari-zadelere ait olduunu ortaya atarak bakalannn bu
imtiyaza ortak kmalarm nlemek istemiti. Ancak sadrazamn szn
de krmad iin ve gene de kendilerine verilmi imtiyazdan aa bir
dereceye tayn ediyor. Acaba dendii gibi bn Kemal Paann byle
bir iltnasa gerek grmesi Abdurrahman Efendiden grd iyilie
kar m, yoksa Fenarizadeye kar m? Madem ki onlarn byle bir im-
tiyazlar vardr, bakasnn da olmaldr, dncesine yer vermek iin
sadrazam araya koymu olabilir. Kendisi eyhulislam olduu halde byle
bir istekte bulunmamtr. Hangi maksada olursa olsun bu uygulamann
kurulan dzende bir delik amak olduunu sonraki tatbikat gstere-
cektir.
Abdulbaki Mahmud (1526-1600), Baki nvan ile tamnan nl air
danimend olduktan az sonra 25 ake gnlkle mderris olarak ta}in
edilmesi iin Kanuni ferman verdi. Rumeli Kazaskeri Hamid Efendi
bu tayinin kanuna ayknln ileri srd ise de Kanuni'nin sran ze-
rine otuz akeli, Silivri'de Piri Mehmed Paa Medresesine tayin edildi44
Muha Snanzade Hseyin elebi babasmn hatn in hemen
40 ake ile Kalenderhane'ye tayin oldu45
Ahmed elebi, mlazemete ular ulamaz ivizade Mehmed Efen-
di'ye46 damad olduundan dolay 969 (1651) da hemen otuz ake ile Hac
Hasan-zade medresesine tayin oldu47
Ahmed b. Hasan: Hasan-Beyzade Ahmed Efendi 977 (1569-70)
de ilk defa Krk ake ilc Kzl Musluk mderrisi olarak tayin edildi48
nk babas Yavuz Sultan'n saddanndan idi.
Ebus-Suud'un olu Mustafa 982 (1574-5) de babasnn hatn iin
ilk anda "Sahn" mderris olarak tayin oldu49

44 Atayi, 435, Meydan Larousse, 2/83-84, tH.U. llmiye 46.


45 Atayi 278, Cahid Baltac. O.M.374.
46 Kanuni'nin eyhUlislarm Muhyiddin eyh Mehmed Efendi (. 954/1547) nin oludur.
937 (1530) de domu olup 989 (1581) de eyhUlislam olmu ve 995 (1587) <lelmtr. (t.H.U.
32/455. miye Salnamesi 402). '
47 Atayi, 154.
48 960 (1553) de domu, babasndan ve Ebus-Suuddan tahsilini ikmal edip mlazemet al-
nb. 995 (1587) de am kads iken vefat etmiti (Atayi 296, C. Baltac 529).
49 965 (957-8) de domu babasndan okumutur. 1008 (1599) da vefat etmitir. lll. Meh-
med'in tahta knda Anadolu Sadnna tayin edildi. Sonra Rum ulemasnn sadrine tayin t"dil-
Initi ve bu vazifede iken ld. (Atayi, 428).
MEDRESELERN GERtLEMESt 3S

Dukadinolu Mehmed Paa 'nn olu Osman bey Paaoullarna


(mehadim-i Alian) ait "Kanun- Kadim.i Osmaniyan" zere 984 (1576-
7) de mlazim olduktan sonra ilk anda elli ake ile Davud Paa Medre-
sesi mderrisliine tayin olunmutuso.
Muha Sinan-zade Hseyin Efendi'nin olu Mustafa Efendi, 987
(1579) den nce dedesinin yksek hatr iin (Sudur- Kiram Ceddi ali-
anlarna ikram kasdedip) ilk anda krk ake ile Efdalzade medresesine
tayin olundust.
Hoca Sadeddinin drdnc olu Abdulaziz 7 Rebiulahir 983 (1575)
de domu olup babasndan mlazemet alarak 1003 (1594) de Dahil
(elli-akeli) rtbesi ile Gazanfer Aa Medresesine "Hocazadeler Kanunu
zre" tayin olmutus.
Kanuni devrinde Anadolu Kazaskeri (sadr) olan Cafer Efendi'nin
olu Sunullah Efendi 960 (1553) de domu ve 977 (1569) de mlazim -
ve 978 (1570) de ilk defa krk ake ile Beikta'ta Barbaros Hayreddin
Paa Medresesine tayin olmutuS3.
Sunullah Efendi'nin olu Dervi Mehmed Efendi babasnn 1612-
de lm zere mlazm kaydediliyor ve ayn sene eyhulislam olu ol-
duunun erefine Zal Paa Medresesine tayin ediliyors4.Bu medrese Da-
hil itibar edilmi ve elli akeli idiSS.
Seyyid Feyzullah Efendi'nins6 olu Fethullah Efendi, mderr'is ol-
mak istedii zaman, eyhulislam Sadk EfendiS" kendisini Hari mder-
SO Babas Mehed Paa, anas II. Beyazd'n kz Gevher Melekah Sultandr. Ebus-Suud
Efendi'nin mlazemetini elde etmiti.l072 (1603) de vefat etmitir (At"yi, 460, LH.U. tmiye 74)
51 953 (1546) da domu ve 1032 (1623) lmt (At"y! 665-6)
52 1027 (1618) de Krk be yan bitirmeden lm~t (At"y! 629)
53 1000 (1591) Anadolu Kazaskeri, 1001 (1592) de Rumeli Kazaskeri ve 1008 (1599) den
80nra drt defa eyhulislam olmu. 1021 (1612) de vefat etmitir (AtaI553-55, tmiye Salnamesi
422, tR.U. Osmanl Tarihi 32/460. 61, Pecevi 2, 289).
54 Atay! 560 ve bir sene sonra taundan vefat ediyor.
55 .R.U. tmiye 72, Cahit Baltac, 466 Zal Mahmutpaa, kinci Selimin kz ah Sultanla
evlenmi, hanm ile 1580-81 vefat etmiti.
56 Tortumludur, 1074 (1663) t~tanbuI'a gedi 1080 (1669) da II. Mustafa'mn hocas oldu.
1097 (1688) de Rumeli Kazaskeri olmu ve aym 8ene Erzurum'" nefyedilmiti. II. Mustafa'mn
1106 (1695) da padial olnas zerine stanbul'a gelmi ve eyhUlislam olmutu 1115 (1703)
Edirne Yakasnda idam edilene kadar eyhulislam kald. Oul ve damatlann en yksek mevki-
Iere tayin ederek devlet idaresini eline geirmiti ve kendisi ile olu Fethullah'n ikenee ile l.
drlnesine sebep oldu (.R.U. O.T. 32/482-85 47/38 vd, tniye Salnamesi 491 vd, tR.U. t
miye Tekilat 73).
57 '1099 Rebiul alur 12 ubat 15.1688'den 1099 Cemazyelalur Nisan 1688'e kadar ey-
hUlislamlk yapmt. .H.U.Os.Tar. 32/481, 483.
36 HSEvtN ATAY

risi yapmak istemi ancak Fethullah efendi, babas daha nce iki ayS8
eyhlislamk yapm bulunduundan eyhUlislam oullarnn Musla.
Sahn (Dahil-eIIilik)mderrisi olarak baladklarn ileri srerek bu tayi-
ni kabul etmemiti. Sonradan babas ikinci defa eyhlislam olunca
Musla- Sahn mderrisliine tayin 0lunmutus9
Bu olaylarda grld gibi zadeganlk imtiyazna dayanarak daha
yksek bir dereceye tayin olmay isternek bir hakm gibi iddia ediliyor.
u da dikkati ekiyor ki, byle zadeganlk, imtiyaz resmi bir kanun
halinde olmayp iltimas, hatr ve gnl yoluyla tatbik edilerek ihdas edil.
mitir. Sz geenin yrtt{;T, sz gemeyen ve hatr olmayan kim-
seye verilmeyen bir gelenek ve teamln kurumlamas olduu anlal-
yor.
Feyzullah Efendi, alim bir zat olmasna karlk, hak ve adaletle i
grmezdi. ok muhteris idi. Olu Mustafa Efendiyi iki senede medrese-
den mezun ettirerek Selanik Kadl, Anadolu Kazaskerlii payeleri ve
sonra hemen fiilen Kazasker tayin etmiti. Kanuni'nin (?II.Selimin)
kanunnamesinde Sahn'dan nce medreselerde be sene okumann mut-
laka art olduunu bir dnrsek, ilerin nekadar rndan kt daha
iyi anlalr, Sahn'dan nce be sene olurba Sahn'da da enaz alt ay60
tahsil grmesi gerekirdi. nc oluna daha on sekiz yanda iken
Bursa Kadlni vermiti. En kk olu brahim'i de on yanda Ru-
meli payesiyle Yeniehir Kads tayin ettirmiti61.
imdiye kadar verdiimiz misallerle sonrakiler hari yalz tayin
silsilesinde yolsuzluk olduu grlmektedir. tk tayn derecesinin s-
tnde bir ka derece ile tayin bile byk yolsuzluklara ve itirazlara yol
~mt. Bunun sebebIerinden biri olarak da sosyal yaantnn rol oyna-
dn dnmek mmkndr. Fatih Sultan devrindeki maan Kanuni
devrinde yeterli olmayabileceini ve iktisadi hayatn zorlam olabile-
ceini hesaba katp, mderrslere ya ek maa vermeyi veya hatr ve ilti-
masa yer vermeden ilk tayinlerde maa derecelerinin ykseltilmesi ge-
rekirdi. Bu gibi tedbirler alnmam, ancak "zacleganlar" snf tremi
58 o.o (1630) dodu. 1105 (1693) de eyhulislam oldu. II. Mustafa'nn tahta knda az-
ledildi ve sonra 1118 (1707) ikinci defa eyhUlislam oldu. 1119 (1708) da azedildi ve 1121 (1709)
da vefat etti.
59 25 yanda iken bahas tarafndan Selanik Kadlna tayin edildi.Yine babas Feyzullah
Efendi olu FetbulIab kendi yerine eyhUlislam yapmak zere ona eyhUlislam payesi nrdirdi
(tR.U. O.T.32/484) Edirne yakasnda Fethullah birok kimse ile zincire vumlarak stanbul'a
Yedikule zindanlarna getirilmi ve yalnz FethulIah ldrlmtiir "(ta.u. O.T. 4/40 n).
60 Cahit Baltac, O.M. 36, 41.
61 tR.U. Os.Tar. 32/484.
MEDRESELERIN GERLEMESi 37

Ye onlara ilk tayinlerinde bir ka derece yksektim maa verilmeye ba-


lanmtr. phe yok ki, bugne kyaslamak istersek, asistan olafl'.k
tayin edilmesi gereken bir kimse doent veya profesr tayin edilecek
olursa, hem manevi disiplin bozulur ve hem de artk ilmi almaya gev-
eklik ve ciddiyetsizlik gelir. Bugn de devlet idaresindcki bozukluun
sebebIerinden birisi, idare amirierine ve mdrlere istedii kimseyi is-
tedii greve tayin etmek iin "takdir hakknn" verilmi olmasdr.
Bir faklteden senelerce nce mezun olmu ve devam ettii grevinde
alrken, ayn fakltcden yeni mezun olan birini kdcmlisine ef veya
mdr yapmak, devlet memurlar arasnda en byk huzursuzluk se-
bebi ve devlet ilerinin a,ksamasnn ve gerei gibi yaplmamasnn nc-
denlerinden' biridir. Ama Hkumet bakannn ve bakanlarm bu
yolsuzluktan habersiz olduklarn sanmak' saf dillilik olur. te Os-
manl devrinde de hyle olmutur.
Buraya kadar ki misaerde yetersizlik ve kahiliyetsizlik itiraz
grlmemektedir. Tafra, srama denilen st dereceye tayin sz konu-
su olup, itirazlar bu sramaya yaplyordu. Sonralar da kanun oldu.
imdi vereceimiz misal, yetersizlik belgesi sayl~. Ii. Sultan Be-
yazid kendi kuIIardan olan zamiri lakapl Hamza Nureddin adndaki
zat Saln- Seman mderrisi yapmak istemiti. Kazasker Meyyedzade
Abdurrahman Efendi, adayn o dereceye tayin edilecek kadar ilIne sah!p
olmadn padiaha syledi. Padiah da "Ykse~ 1Iimlerden okutmaa
kadir deilse "Kafiye" (nahiv kitab)nn orta seviyede bir erhini okut-
maya kadirdir" diye srar etmi ve onu tayin ettirmitir62

Medresenin bozulmas, hep medreselilere yklenir. A~lnda ilk defa"


bozmaya alan gene idareciler, saray ve padiahtr. Daha donsu me-
seleyi st kademenin sorumluluuna brakmak gerekir. Ulema ve devlet
adamlar birbirinin hatrna riayet etmek zorunda kalmlardr. Biz bun-
da sosyal dunmun da etkisi olduunu ilave etmek istiyoruz. Devlet
gerei kadar bym, "artk snrlar daha uzaklara gtrme evki ve
azmi hem padiahta ve hem de yksek devlet adamlarnda kaliamt.
Padiah artk post nein olmu, sa~aydan dar kmaya gerek grm-
yordu. Devlet adamlar da birbirine dp baa gemek i;in cinayetler

62 Meedi, ekayk Terciirnesi 3,~7, t.R.U. lmiye Tekilat 68. Seyyid Riikncddin Hasan
b. Muhammed sterbadi (. 717 H) el.Kafiye'ye erh yapmtr. Bygiin ad ei-Basit, orta
el.Mutavasst) buna el-Vafiye denir, Rir de kk bir erhi (Katip elebi, Kefcl-Zuin 2/1370)
vardr, skdar, Selimaa Ktphanesinde 1152 no,da bulunur. 952 H. de istinsah edilmi,
kk hacimli 230 varaktr. Selimaa Nurbunu Sultan no: 127 ve 133 de bulunur ve 126
varaktr. II. Beyazd, bu orta erhi kasdetmiti.
33 HOSEY1N ATAY

ilemei mubah deil, sanki d4}vleti kurtarmakiin farz haline getirmi-


lerdi. Sava olmaymca da nfus oalm, gelir azalmt. Milletin sava
gelcne~ olduu iin ziraat ve ticarete yatkml pek yoktu. Yine devlet
kapsna dayanmak zorunda kalmyordu. tmiye tekilat ise devlet iin-
de en msait ve en gvenli meslek idi. st kademede olan alimler ve dev-
let adamlar kendi oeuklarnn geleeeklerini dnmek mecburiyetini
hi~8ettilcr. Bu duygu herkese hakim olunca birbirinin hatrn krmamay
kanundan ve gelenekten yc tuttular. Bu suretle iltimas ilk anda hafi-
finden balad ve sonra her tarafa yayld, ust kademeden alt tabakalara
indi. Bir kanun bir defa inenmeye grsn, her zaman inenjr. st
kademedeki adamn ineme hakk olur da alt kademedekinin olmaya-
cam kim savunabilir. nce iist kademe de devlet adamlar, idareciler,
kadlar ve yksek kademedeki ilim adamlar, alimler, kendi ahsi men-
faatlerini toplumun ve devletin menfaatndan nceye aldlar. Kendi
karlarn teminat altna almak ilk ve son amalar oldu.
lmiye snfnn, yani medresenin bozulmasnn !'ebeblerinden biri
saylan zadegan snfnn tiiremesine Kanuni Sultan Sleyman'm ho-
cas Dalayl Hayreddin' b. Evhad'n {:950 /1543) kartm olduu
"Hoca Zadeler Kanunu" olduu ileri srlmektedir63 Hayreddin Efendi'-
nin sebep olduu iki kanun vardr. Biri padiah hocalarnn oullarnn
ilk anda Dahil (ellili) medreselerine tayin edilmelerinikanun h'lline getir-
mi olmasdr. Bu sonralar mevali denen, yksek mevleviyet mertebe-
sine kan kadlarn ve alimlerin ouIIanna da ternil ediImitir64
kincisi de padiah hocalarnn mlazimlerinin (asistan)-yirmi be
ake ile tayin edilmelerini temin eden kanun ve gelenein "icat etmi
olmasdr6s
Bu fertilik ve hencillik, bugn bile slam toplumunu kemiren bir
hastalk halinde memleketimizde de hkm srmektedir. Biz burada
yalnz medresenin bozulmasna aksedi ynleri zerinde durduk. Bunun
ilmin gerilemesine sebep gsterilmesinde isabet vardr. Bu durum, hak-
sz yere bir ka kademe yukarda olan mevkilere tayinler yapmak ve bir
de yeteneksiz kiileri layk olmadklar mevkilere, medreselere tayin et-
mek suretiyle, mderrisin ilmi seviyesini, yksek medresenin ilmi sevi-
yesine ykseltmek deil, yksek ilm seviyedeki mderrislii alaltarak,
dk seviyedeki mderrisin seviyesine indirmekle oldu.
Bir gn Kazasker emseddin Molla Kethudazade Kazasker Sadk
Efendi'yi Konanda ziyarete gider. Sadk Efendi'nin Hamdi adnda

63 Meedi, akayk Tercmesi 440, .H.U. lmiye 148.


64 C.Baltac. Osmanl Med. 26.
65 .R.U. 1niye 148, Mecdi ag)',
MEDRESELERN GERLEMES 39

kk yataki olunu grr ve bu mderris oldu mu diye babasna sorar.


Babas da olmad deyince, emseddin Efendi hemen eyhulislama gider
ve mderrislik ruusunu alp getirir verir66
. Bu olayn asl sebebini bilmiyoruz. Ama bir kazaskerin dierine yap-
t yarenlik. olsa gerektir. nemli olan bu gibi olaylarn vukuu ve zade-
ganlar kanununun yrrlkte olmasdr. imdiye kadar grdmz sla-
hat ferman ve kanunlarnda "zadeganlar" kanununun kaldrldna dair
ak bir ifadeye rastlamadk. Bu kanun yrrlkte olduktan ~onra sla-
hat alt tabaka iin mi getireeeklerdi. Elbette yeteneksiz kiilere ilmi
mevkiler ve payeler verilmesi bazan }le boyutlara varmt ki, daha er-
ginlik ana gelmemi, sakal ve by bitmemi ocuklara da icazet
(diploma) vermek sureti ile onlarn mdenis tayin edildiklerine67 bile
ahit oluyoruz. Bu tr hatr ve iltimasn ferdi ve ailevi karlarn ilmin
gerilemesine u noktadan da sebep olduu bir gerektir. Byle yaplmak-
la st kademelerdeki btn ilmi kadrolar doldurulmu ve dardan ls-
tanbul'a gelen, senelerce mrn ilme vermi genlerin nleri tkanm,
ykselme imkanlar kalmamt. Artk ilim yapmak belirli ilmi kadrolarn
inhisar altna alnm oluyordu. Her nekadar beikteki ocuklara ilm
rtbeler ve mevkiler verildii ok kimse tarafndan kaydediliyorsa da
biz henz, on yandan aa bir ocua ilmi bir paye verildiini gbteren
bir misal bulamadk. Ama on yandaki oeua verildiinin misali yu-
karda geti. Eer bir misal yoksa on yandaki oeua verilmesi muba-
laa edilerek beikteki ocuk demek sureti ile iin vehameti anlatlnak
istenmi 0labilir68

ada bir yazarn mahedesi

Beneillik ve ferdiyetiliin Osmanl medreselerinde ve ilim evre-


lerinde nasl bir kntye uradn o zamann yazarlar da dile getir-

66 t.H.U . Ilmiye 263 notta.


67 Ahmed Hikmet Mftolu, bu hususta der ki: "1000 (1591) tarihinden sonra" her mas-
lahata hatr kanmakla ve emirde msamaha olunmakla bir "ilmiye zadegau" snf zuhur etti
bu snf mensubunu baba yuvasnda,ana kucanda mus ve mevleviyet olarak kesbi rifat edenler'
ve talebelikten yetienler bekar \lcanda ve hasir ovasnda meyus-u fazilet kalrlard (On Birinci
Aari Hieride Trk Menabii Irfani, Mihrab 21-22, Terin Evvel 1340 (1924) ~ayfa 723).
68 Mehur medrese alimi Kk Hamdi (Yazr) yle der: "Niin Mebadi.i U\um-u slamiye
harabezar alem olmu!
Niin imamet, hitabet, vaizlik, mderrislik tevliyet (mevleviyet) ve sairc gibi emanet-i
Haliye beikteki ocuklara rsen tefviz olunmak, Kanun hkmne girmi, naehiller eline dm
ve o vazaif-i aliyeyi biliakkn ifa edecek zevat yetitirilmemi ve huday. nabit olarak kendii.
inden yetiip de srasnda bil fiil ifay hizmet edenler haib ve hasir braklm! (Beyanul.Hak
aded 9 -sayfa 180 1326/1908).
10 HSEYN ATAY

milerdi. Zamannn en nemli kiisi olan Gelibolu'lu Ali Mustafa b.


Ahmed'in69 fikirlerinin zetini vererek, bu konuya ksaea deinmek isti-
yoruz. Yaad zaman ve mahade ettii olaylar doru olarak anlat-
makta olduu kabul ediliyor. Onun ifadesine gre medreselerde ve ilim
evrelerinde ilim seviyesinin dmesi be sebebe dayanmaktadr ..
1- Hocalarn ve talebenin devamszl "zamanmzda (1591 den
sonra) mderrislerin haftada drt derse devam etmeleri ve danmend-
lcrin dersleriyle meb'Ul olmalar muhal oldu".
"Mder'ris vard ki ayda bir kere derse gitmezdi. Ni.n gitsinki, oku-
tacak talebe bulamaz ve buba da kendisi ders vermee kadir deildi".
-Bazlarna gre bu ihmal ve liyakatszla sebep mevali zadelerin orta-
ya kmasdr:
a) Padiah hocalarnn oullar on drt ve on bir yana basnea
ilk anda eli akeli Dahil mderrisi70 ve
b) eyhulislan olu ise ayn yata elli akeli Hari mderrisi,
c) Kazasker oullar, ilk anda krk akeli medrese mderrisi" ve
d) Taht yani Eyalet Kadlarm oullar ise yirmi beli ve otuzlu
medreseIere hi sra beklemeden kk yata mderris olurlardn.
Ali daha da tafsilatl olarak bu sosyal dunmu okuyanlarn gz-
nn nne sermektedir:
"Bunlar hi bir medrescde sra tahsili grmeden beikte iken m-
lazm, sz sylemeye kudreti olduu zaman (yani oeuk konumaya
halaynca) mderrislik yolu alr ve bla erince molla (byk kad)
olmaya yol alr, tra gelineeye kadar manspleri ve medreseleri dolar ve
tra geldikten sonra beyz ake ilc mevleviyete (yksek kadla) ular".
2- st kademelerin tkanm olmas talebenin alma arzusunu
ykard. Mevai-zadelerin ok ksa zamanda ykselmeleri hakiki tale-
henin evkini ve rabeini krmaya sebep olurdu.

69 1511-1600 (948-1008) yllanda yaamtr. Krk kadar eser yazn~ ama en nemli,i
olan "Knhl1l-Elbar" 1000-1007 (1591-99) yllannda kaleme alnt (slam Ansiklopedisi c.11
304.-306)
70 III. Murad'n hoca" l\'evali Efendi'nin olu Sadeddin (984-1042/1576-1633) 1007/1599
da Hocazadeler Kanununa gre ilk olarak ah Sultan Medresesine (elli akelioDahil) mderris
oldu (Atay!, 719, C. BaItac, Osmanl Medreseleri 438, LH.U. lmiyc 73).
71 eyhi Abdulkadir Efcndi'nin Kaza,kerlii esnasnda olu Abdurrahmini Efendi Efdalza-
de medre,e,ine, krk akc ile 990/1582 de miidcrris oldu (97~ /1562-1002/1593 yllannda yaad
(Atai 325) Bu medresc 990/1582 lerde elli akeliler ara'ma girmiti (C.Baltac, Os. Med. 439,
441, 532).
72 LU.U. tmiye 69.
MEDRESELERjN GERjLEMESi 41

"O halde Trk ocuklar niye megulolsunlar, gnmzdeki med-


rese]erde niye ilim tahsil etsinler. nk bunlarn mrlerinin sonunda
varamayacaklar mevkiye bir elebi, soyuna baklarak daha ocuk iken
u]amaktadr"73.
3- Anadolu ve Rumeli halkndan olup byklere intisap etmi
olanlarn hami]erinin iltimas yapmalar. suretiyle medreselerdeki prog-
raml tahsili grmeden il~iye snfna girmeleri de ayr bir sebebdir.

4- Rvet ile mderrislik ve kadlk elde edilmesi olaydrH.


"Zamanmzda mderris ve kadlarn cahil kalmalarnn sebebi,
cahil zenginlere olan riayettir. Btn mevkiler layk ve mnasib olanna
verilmez. Mevki rvet salan ve yalvarp yakaranlara vt'rilir. Bundan do-
lay mderris ve kadlar byk]ere dayanmaya alr ve onlara sna-
rak (ttka?) ma] toplayp mevkileri amaya almak sayesinde zama-
nn ileri gelenleri ile yarr ve onlar geerdi "75:
5- ilim ile ceha]etin ayn say]mas ve ikisini birbirinden ayrma-
mak suretiyle alim ile cahilin bir tutulmas ilme rabetin azalmasna ve
cehaletin yaylmasna sebep 0]mutur76.
Ali'nin Trk ocuklar tabirini kullanmasn, bugn iin anlamak
zordur. Zamann sosya] ve ilim hayatn iyi bi]mee ihtiya vardr. Bu,
st mevkilerde olan eyhftlis]am, kazasker, Paa ve stanbu] kadsnn
as]en Trk o]madklarn iddia etmek olur. nk onlarn oullar bu
imtiyazlara sahipti. Anadoludan gelen talebeye Trk ocuklar diyerek
bir ayrm yapm oluyor, Ama gerekten yle deilse, Trk ociklar-
dan neyi kasdettiini anlamaktaki zorluk devam edecee benziyor.

8- Akl limlere Dmanlk.

Medreselerin gerilemesinde roloynayan balca sebebIerden biri de


tecrbi ve akl ilim]ere kar klmasdr. ilerde gsterilecei zere d-
nce tarz medreselerde programlar etkilemi ve insann dncesini ve
muhakemesini gelitiren ve ilmini artran akla dayal<limlerle deneye ve
mahadeye dayanan bilimlerin yasak edilmesi tarihi bir vaka olarak
ortaya knca ne~de ise insan aa kalacaktr. Aslnda Kur'an- Kerim

73 Ali, Khul-Ahbar baslmam c.l, 5, 29.


H Trk o~uklanndan kabiliyetli olanlannda byk kimselere intisap etmi olmalar,
Paa ve aalara dayanmak suretiyle okuyup yazmadan mlazm mderris ve kad oluyorlard
(Ali agy).
75 Ali, Knbul.Ahbar baslmam c. , 33.
76 tH.U. Hmiye 70, C. Bahae 63 ve not .
42 HSEYiN ATAY

ve Hadis-i eriflere bir gz atld zaman ilim, fikir, tefekkr, taakkul,


akletmek, akl, tedebbr, nazar (bakp dnme), grme (n'yet) ma-
hade ve hikmet gibi birok kelime insan dnmeye, muhakeme etmeye
bir eyi baka bir eye mukayese etmeye, bilinenden bilinmeyeni kar-
maya, istidlal etmeye tevik ettii ve bunu en kutsal bir ibadet sayd
halde, slam dnyasnda ve slam toplumunda fikirsizlikten, d11ce-
sizlikten, akla ve' ilme kar kmaktan yaknmak gerekten zcdr.
Ne are ki bugn bu satrlarn yazld Ocak 1981 ylnda bile ayn
ikayeti tekrarlayacak dunmdan kurtulmu olinadunz burada belirt-
mek isterim. '
Filozof ve dnrler de her insann yksek ilim ve dn'ce dzeyin-
de olmayacan, her insann anlay, kavray ve ilim yapma ile dn-
me yeteneinin deiik olduunu sylemilerdir. Tarihteki toplumlar
tekil eden insanlar arasnda dnce ve anlay farkndan doan ihtilaf
ve kavgalar biliyoruz. Bugn de ayn tip insanlarla yan yana, i ie ya-
yoruz. Bu ayrlklar psiko sosyal etkenler ile siyaset ve idarecilikle ilgili
sebebl~r krklemi, bytmtr. Ancak slamn ruhuna ve amacna
aykn bir davran olan ve Kurann nerde ise her ayetinde tenkit edilen
dnce dmanl mslmanlar arasnda geerli olmamalyd. Oysa
incelediimiz ada ve zamanmzda dnenler, hikmet ve felsefe ile
megulolanlar nerde ise kafirlikle itham edilmi ve edile gelmektedir.
Biz bu olumsuz tutum taknmay baz sebebIere dayandrmak suretiyle,
slam dininin dnda olan amillere gre aklamak niyetindeyiz.

a) ahsiyetilik

limleri, slamda gelenek haline gelen felsefi, yani akli ve nakli


tasnife tabi tutarak bu sebebi aklamak istiyoruz. Medrcse alimleri ve
talebeleri iinde bu iki tr ilimden biri kendisine daha kolay ve yatkn
gelebilir. Genellikle nakli ilimler daha kolaydr. Onlarn taraftan daha
ok bulunur. Akt ilimler ok zordur. nsann beynini atlatacak dere-
cede zihni yormaya dayanmadka sonu kmaz. Ama kafasn altrp
akli ilimIerde ileri giden, her eit m11akaada, toplant ve karlam~da
nakli ilimIerde durup kalan kimseyi tenkit eder ve onun ileri srecei
herhangi bir sz vc hkm felsefe, dnce ve mantk bakmndan mii-
dafaa edemez duruma drr. Felsefecihemen tenkide balar veya ba-
ka hkmler ve fikirler ortaya atarak nakiicinn anlamadan ve d~-
meden konutuu dinleycnlerce hemen anlalr.

By lece ahsi bir ekime ortaya rkar. N akilci kendisini felsefeci-


. nin karsnda savunamaynca, hemen ithama, tekfire gider ve ounluk
MEDRESELERtN GERILEMESi 43

dnme ve muhakeme melekesine sahip olmadndan nakilciin ta-


raftan oalr. nk taraftar da ya tm cahildr veya kendisi gibi
nakilcidir. Burada u nokta ok nemlidir. Nakilcinin ahsiyeti zayf-
tr. Kendisini felsefi muhakeme yoluyla savunamadndan kendisinde
aalk uuru hakim olur. Karsndakini yere sermeyi dini bir grev
olarak grr. Yapaea kar saldr ve tenkitlerde dinin verdii ly
de karr. Ama hikmet bilgisi ve mant kuvvetli olann ahsyeti de
kuvvetlidir, aalk duygusuna kaplmaz. Bu olgun ahsiyet, bilmedi-
ini itiraf etmekten <:ekinmez. Ama ahsiyeti zayf olan, bilmedinin
ortaya kmasnn kendini ykacam dnr ,,:e buna mukavemet
iin her eyi bildiini iddiaya kalkar. Kendine ok gvenen bir alimle
yaptm solbette fikrini savunamaynca bana "elbette sen felsefeei-
sin" demek suretiyle eriat sz konusu ohayd kendisi hakl kacan
sylemek istemiti. Ama eriat ilimIerin anas ve esas olon Usul ul-
Fkhtan kendisine cevap' verinee artk susmak zorunda kalmt.
Hareketsiz, durgun ve d'raklam toplumlarda, gelenee ve nakle
bal olanlar ounlukta olurlar. Naklc, nakle dayanan kimselerden,
kitaplarmdaki arapa tzleri trkceye evirmek kadar bilen ve anlay-
lar sz ve tarcme seviyesini gemeyen, kitaplardaki yanllarn far-
kna varamayan kimseleri kastedilir. Kuram Kerim ve Hadisi erif
?;erinde alanlar inde byk alim ve dnrler vardr. dareci
ve siyasiler, hareketsiz olan bu ounluun uyuuk arzusuna uymay
daha rahat idare iin gerekli grrler . Ve toplumun, kendilerince e~
aklszca bir isteini yerint gttirmekte tereddt etmezler.
II. Beyazd'n Molla Llfi'yi ldrtmesi ve III.Murad devrinde
1578'de kendi emri ile yaptrtmaa balad rasathaneyi gene kendisinin
yktrmasnn sebebi bu olmal. Dinamik ve hareket halinde bulunan
Fatih, Yavuz ve Kanuni devirlerinde byle bir olay vcuda gelmedi ve
gelemezdi. nk toplum ve idare hareket halinde olduund~ hareket
daima dinamik, dnen ve hareketin istikametini tayin edecek adam-
lara muhtat. Filozofu ve yksek seviyede dnr olmayan toplum-
lar, uyuuk, hareketsiz, uyumsuz, statik durgun ve iinde bulunduu
durumu muhafaza eden toplumlardr. Bunun iin duraklama devrinin
ilmi ve fehefi tutumu da kendine uygun olur. Padiah ta artk kendi
ahsn ve sessizliin devamm dnmektedir.
b) Devletin bymesi ile snrlar uzaklarda kalm, devletin rea-
yas iinde her nekadar deiik,dinlere sahip milletler bulunsa da, bun-
larn kuvvetli fikir adamlar ve filozoflan da bulunmadndan, aznlk-'
ta kaldklar toplumda kart bir fikri harekette bulunmalarma imkan
HSEyiN ATAY

ve gleri kalmamt. Bunun iin, onlarn kart fikirlerine cevap


verecek ve mcadele edecek mslman di!nrlerine de ihtiya du-
ylmamt. Devletin snrlar dnda kalan milletlerin de daha
kuvvetli bir felsefeleri ve ilimleri yoktu. Bundan ayr olarak, o zama-
na kadar dnya JJlilletlerind~ zellikle Orta Dou ve Avrupa millet-
lerinde hakim olan ilim ve felsefe hepsinde mterek almann yannda
Islam toplumlarnda daha yksek seviyede olduundan rekabete gerek
grlmyordu. Bu durum slam'da ilim ve felsefenin duraklayp sanra
da gerilemesine bir sebep tekil eder. nk tartma, atma,. mea-.
dele ve savunulacak bir ideal yoktu. .
c) slam ilimIeri, biri fikri, itikridi, yani felsefe, dieri de ameli,
tatbiki, hayata uygulamas olan slam Hukuku (fkh) olarak tefrik edil-
miti. slam taphmunda itikadi ilimIerden ok slam Hukukuna ihtiya
vard. Gene slama gre mslman olmayanlar mslman yapma zo-
runluu yoktu. O halde gayri mslimleri mslman yapmann yerine
onlar idare etme grevi vard. Bylece "Fkh"a nem vermek gerek-
miti. Byk imparatorluun iinde mevcut btn halk iyi ve adaletle
idare etmek grevi "Fkh"a aitti. O halde fkh iyi okunmal, okutul-
mal idi. nk toplumun sosyal ve ekonomik problemlerine zm
onun tarafndan bulunacakt. te Fkhn arlk kazanmasnn nedeni
de bu idi. Bu suretle d'er felsefi ilimler kenara itildi veya tamamen
kaldrld. slamn inan esaslar alt ilke halinde "Ament" de formle
edilmiti. Bir kimse bunurendikten sonra artk felsefi mnakaaya
lacet grmftyardu. nemli olan gnlk hayatnda ne yapmas gerek-
tiini bilmesi idi. Fazla olarak, toplumdaki aksaklk ve bozukluklar
felsefe okuynlara ve onlarn felsefi mnakaalar yoluyla insanlar dinde
pheye drdklerinden insanlarn eriat dinlememeye sevkettii
ithan da felsefenin kaldrlmasna ve yerine fkhn konmasna sebep
oluyordu. Dorusu, fkhn i grebilmesi iin ve geerli olmas iin anun
gerekesi olan lmi Kelam'n ve felsefenin iyi bilinmesinin gerektii ka-
bul ed;lmiyordu. Aslnda bugn (1981 de) bile eskisi gibi dnenler
aznlkta deildir. Eskinin ykl sebebirin yeninin ykl sebebi ola-
can hala dnen pek az kimse bulunmaktadr.
d) Fkln, dinin btn ilim dallar yerine gemesi:
eriatn, fkh ilmi ile ayniletirilmesi ve eriatten ibaret saylan
dinin fkhta gerekleecei inancnda karar klnma>! dier ilimIerin
snk kalmasna gtrmtr. Mslmanlar din ilimIeri yerine kam ola-
cak hayat kucaklayan, hem hukuk ve hem de ibadetleri iine alan, dier
bir deyimle hem Yce Allah'la ilikilerini, hem devlet ve fertlerle iliki-
MEDRESELERIN GERILEMES 45

lerini dzenleyen geni kapsaml fkhda her istediklerini buluyorlard.


Din namna fkh okumak yeterli idi. Burada Leo Strauss'un, Hristi-
yanlk ilc slamiyet ve Yahudilk arasnda bulduu en byk farkn ne
olduuna temas edersek konu daha aiklk kazanacak gibidir.
"Hristiyanlara gre, kutsal dstur vahyedilmi Ke1am ilmidir.
Yahudi ve Mslmanlara gre kutsal dstur, hi olmazsa balang
olarak, lahi Kanum~n (Fkh veya Talmud) doru yorumundan ibaret-
tir. Yahudi ve Mslmanlara gre anlalan Kutsal dstur'un, Hristi-
yanlarn Kutsal dstur anlayna kyasla, felsefe ilc pek az ortakl
vardr. Bunun iindir ki Yahudilikte ve slamiyette felsefenin durumu
Hristiyanlktan ok daha istikrarszd. Bu fark, ksmen Yahudi ve
slam dnyasnda felsefi aratrmann nihai yklmasn aklar, ki bu
yklmann Bat Hristiyan dnyasnda bir paraleli yoktur" 77.
L.Strauss'un sznde hakikat payn grmemeye imkan yoktur.
Bu yalnz Osmanllann du.raklama ve sonraki devirlerine deil, slam)n
ilk ;levirlerine de u.ygun J.mektedir. Birinci hicri asrdan balayan Ke-
lam ve felsefeye kar menfi tutumu da izah etmektedir. Hristiyonlar-
da eriat olmad iin, itikat ve lahiyat'n fdsefeye olan ihtiyacn gide.r-
mek zere felsefenin Hristiyan ilahiyatna yardma anmas normal-
dir. Ama Yahudiliktc ve slamiyettc itikattan ayr olarak eriat vardr.
Hayata o dzen verir ve onun felsefeye ihtiyac yoktur. slama gre
anormalolan Kelam ve dnceye kar cephe alnmasdr. Bu, Kuran'm
tutumuna tamamen aykndr. Zira ~ir ie yatkn olma, bir ii yapmaya
hazdk nce zihinde, kafada balar. Kurann bu felsefesini zamanmz
mslmanlarnn alimleri arasnda kavrayanlar pek aznlktadr. lim- .
leri besleyen ve ilimieri ilim klnasokan ve onlara ilmi formu veren
felsefe ve f~lsefi dncedir. Kuran- Kerim zihin, fikir yoluyla insann
davranlarna yn vermeyi ve onlara dzen vermeyi ama edinir. Bu-
nun iin Kuran'da ahkam ayeti pek azdr. Oysa ilmi az olanlar gr-
nteki har'cketlere nem verdiler ve slamn ruhunu kaybettiler, ve
fikir yapsn' kaybettirdiler.

e) Felsefi dnceye ve felsefeye, tecrbiilimlere kar fiili d-


manlk:
Fatih Sultan Mehmcd, imparatorluu kurduu gibi ilmin de yk-
selmesi in elinden geleni yapmaya almt. retimi skbir okul
sistemine balamay baard. htedii alimi azil ve tayin ediyordu. Bu,
~iyasi gcn ilim zerine hkmranl idi. Bizce ~oru deildi. Bunun

77 Leo Strauss. Perseeution and the Art of Writing, 19, Free P.ress, 1952.
46 HSEYN ATAY

yannda alimIere elinden geldii kadar hrmet ve iltifat ediyordu. Kt


bir niyeti olmadan, ilim namna, byk alimIeri arp yannda mna-
kaa ettiriyor, galip ve malup olan ilan ediyor, bylece daha ok al-
malar iin onlar tevik etmi oluyordu. Ancak Lu bence, haysiyet knc
bir davrant. Karamanh :Mehmet Paa, Hocazadenin malup ettii
Alaeddin Tusi'nn talebesidir, hocasnn intikamn almak iin Hocaza-
.deyi Kad bulundub'll znik'ten stanbul'a arr. Hocazadenin haberi
yoktur. Hatipzade ilc mubahasaya tututurup Hatipzade Hocazadeyi
yenecek ve bylece hocasnn hncn alacaktr78
Veziriazamn, sanki yatl okula yatraca bir talebeyi msabaka
imtihanna arr gibi koskoca allameyi ta znik'ten tanbul'a getirt-.
me ye ne hakk vard? Hocazade nce gelmeyi kabul etmiyor, ama korktu
diyeceklerinden ekinerek geliyor. Nihayet alim Sinan Paa araya gi-
rer ve mabahasa iptal edilir. Burada asl zerinde durulmas gereken
baka bir nokta da byle herhangi bir konuda deil de genel bir muba-
hasa ancak ansiklopedik bilgi sahipleri arasnda geerli olur. Bu muba-
hasalar derinliine ihtisas bilgisini deil geiel kltr gerektirir ve tevik
eder.
FiLnca ve falanea kapacaHar, hakemIerin de tayin edildii ilan
edilerek yarma ve mcadele balyor. Sonra galip ve malup ilan edili-
yor19 Birinde galip gelen brnde malup olabilir. Sonra ite falanca
bilemedi diye millete ilan etmek hi de ho bir durum olmuyordu. Alim-
leri birbirine dman edip aralarndaki sevgiyi hrmeti kaldrmaktan
baka ne ie yarad bilinmeyen bu sistem yanh bir uygulama idi. Pro-
fesr kazanamad derler diye ben ahsen en ok sknty profesrlk
imtihannda hissettim. Fatih devrindeki ulemaya baknca her birinin
ilirode dev gibi ahsiyetler olduunu gryoruz. Hayatlarn inceledii-
miz zaman, hi birinde huzur kalmam, acaba kim beni ne zaman ma-
lup edebilir dncesi onlar tedirgin ediyordu nk bu msabakann
bir sonu yoktu. Her gn ve her an imtihana ekilme ihtimali vard.
Rezil olmamak iin ne yapmak gerek diye alimlerde bir endie her an
mevcuttu, iin iinde vazifeden atlma da vard. Sonra una dikkati ek-
mek istiyorum. Fatih zamanndaki alimler Fatih zamanndan nee ye-
timilerdir. Onlarn alim olmasnda Fatih'in bir emei gememiti ve
Fatih'in medrese sistemi de henz kurulmamt. Aslnda ondan sonraki
alimleri Fatih'in devrndeki alimlerle mukayese yapmaldr ki, aralarn-
daki fark iyi anlalsn.

78 A. Sheyl n ver, age 211.


79 A. Siiheyl nver, Fatih Klliyesi, 194-220.
MEDRESELERiN GERiLEMESi 47

Alimler arasnda bu mnakaa ve yanma, aralarnda dmanl


krklemi ve nihayet Hatipzade Molla Lflfi'nin ldrlmesine fetva
vermi ve zamann padiah da, bu hava iinde fetva)' tenfiz ettirmitir.
Sebep kskanlk ve yanlnn ortaya kma korkusu imi. Artk herkes""
susmaya mecbur kalm, kimse fikrini sylemeye cesaret edemez olmu-
tu. te Fatih'in at msabaka n byle kt bir sonula kapa-
mtr ve ilim hayatn karanlk tnele sokmutur. Sanki ulema Fatih'ten
nce yarmyor muydu? Ama daha nazik, daha zarif, herkes ne yaptn
iinden biliyordu. stelik bu dosta ve arkadaa hem de hoca ilc tale-
besi arasnda oluyordu. Kimin kimden hangi konuyu daha iyi bildiini
de biliyordu ve gidip ondan okuyordu. Fatih askerdi, gen ve dinamikti.
Sava meydannda galip gelen daima ykselecekti. Bylece yene ycne
ara deen en byk imparatorluu kurduu gibi en byk alimi de ye-
titireceini sanyordu. AlimIerin toplantlar bir sava haline getirildi.
phesiz Fatih Sultan Mehmed iin buna varacan bileme~di. yi niyet
sahibi idi ve Hatipzade fetvasn onun zamannda verseydi, kanaatimce
nce Hatipzadeyi hesaba ekerdi. Bunun iin II. Beyazd'n, Molla Lt-
fi'yi sevdii syleniyor, fetvay infaz ettirmesinin de bir sebebi o~al-
drSO.Ancak burada tekrar unu belirtmek isterim ki, ilim, siyasetin
emrine girmitir. lmin, yani ilim adamnn siyasete hakim olduu istis-
nai olaylar olup yok denecek kadar azdr.
Molla Lutfi'nin ldrlmesinden (1495) takriben bir asr sonra III.
Murad'n hocas Sadeddin Efendi'nin, padiaha bir rasathaneye olan
lzumu anlatmas zerine 1576'da rasathane yaplmtr. 1577'de ey-
hflislam olan Kadzade Ahmed emseddin Efendi, Sadeddin Efendi
ile aralarndaki husumetin etkisi ile rasathancnin uursuzluk getirece-
ini padiaha telkin ederek rasathaneyi yktrmtrs1 Siyasi'iktidara ya-
ranmak iin yaplan ahsi ve benci zararlar ve siyasilerin de hereyde
nfuz sahibi olduklar aktr. Ancak i zincirleme gitmektedir. Zincirin
ba so~an padiah iin ehli deilse, ilim de siyaset de periandr. Sanki
bugn de idareciler vesiyasiler ilme ve ilim adamna hkmetmekte
deil midir? Onun iin arzulanan ilim adam yetimiyor.

80 Molla Ltfi iin Bk: Adnan Advar, Osmanl Trklerinde lim 45 vd. l.n.u. tmiye Te.
232, A. Sheyl nver, Fatih Klliyesi 189, 215, 6. Molla Lutvfi'nin katli ile igili smet
parmakszolunun yaynlad "Risale"ye de'bak. Belleten, 675-682 sap: 176, Ekim 1980.
Bu Risalenin yeniden nere muhta olduuna iaret etmeliyiz.
81 Adnan Advar, Osmanl Trklerinde tim 84, 86. Kadzade Ahmed emseddin Mahmud
Efendi (Edirne kads) nn oludur 918 (1512) de domutur. Normal Medrese tahsili grmtr.
988 (1577) de eyhlislam olmu, 988 (1580) de vefat etmitir. Zeki, asabi ve atlgand. Mutead.
dit eserlere erh ve haiyeler yazmtr. Ne areki rasathanenin yklmasna sebep olmas ile ha-
tas, sevabndan byk olmutur. (Bak: Atai, ekayk Zeyli, 259, tmiye Salnamesi 392-3, L.H.-
U. Os. Med. 32/453-4, esbit Baltac 68, Aydn Sa)'l slam Ans. 9/631, Osmanl Mellifleri
1/401).
48 HSEYtN ATAY

Molla Ltfi'nin lmn (1495) belirli hir .tarih alrsak, 1656 ylna
kadar tam yz altm sene, stanhul'un ilim evresi ve zihniyetinde ka-
ranlk bir devrenin hkm srdn gryoruz. mam Birgivi, Mu-
hammed b. Pir Ali (1522-1573) stanbul'da tahsilini yaptktan ve haz
grevlerde bulunduktan sonra, samimiyeti ve ak szll ile bn
Teymiye'nin yolunu tufmu ve yeniden bid'at ve snnet atmasn
balatmtr82 Yolunu izleyenere, Kadzadeler (veya Fakiler: Fakihler)
denmi olup eriat koruma davas ile ortal huzursuz etmilerdi, Za-
manlannda, felsefi ve tecrbi ilimlerle megulolup mehur olan bulun-
madndan karlanna hcum edecek sadece sofiyye mensuplann bul-
mulard.
Burada proble:Q1i Kadzadeleri medreseli kabul edipte medresenin
tarikata kar mcadelesi eklinde grmemelidir. nk, nce medteseli
olan ELus-Suud Efendi'nin mam Birgivi'ye kar cephe aldn hatr-
lamamz lazmdr. Kadzade Mehmet Efendi'nin nizaml bir medrese
tahsili grd anlalyor. tekilerin tahsillerinin tam olmad ve cer-
hezer cahil kimseler olduu ortaya kyor. Zira Kadzadelerin karsn-
da olanlardan Mehmed Aa Camii mam konu ile ilgili kitaplarn top-
layp bir katra yklemi, Fatih Camiine gelip Kadizadelere meydan
okuyarak "ite meydan" diye kadzadeleri beklerneye koyulmu, fakat
kimse mnazaraya yanaamamt. Bylece Kadzadeliler halkn nnde
ilmen malup edilmilerse de vaizleri ile sarayn aa takm balt~elar
vesaire yoluyla saraya nfuzlarn geirmilerdi. Kadzadelerin ele ald
ilk mesele msbet ilim ve matematik okumann caiz olup olmamas idi.
Sonra ii aztarak eitli istekler ne srmek sureti ile hasmlarn l-
drmeye kadar vardrm,lardr, Bu durum karsnda artk felsefi ilim-
lerle uramay kim bana bir bela olarak alabilirdi. Her nekadar 1656
ylnda Kpr.l Mehmed Paa Kadzadeli Dstuvani8) ve arkadalann
Kbns'a srmekle ilerini bitirmi84 ise de, artk ilme hz verme ve felsefi
'ilimlere ynelmeye kimsede' evk v~ azim kalmamt. Medreselerden,
msbet ilim ve felsefenin, hatta yksek Kelam eserlerinin -ki bunlar
felsefedir- kaldrlmasna sebep olmulard. Henz bu eserlerin medre-
eslerden kalkmasn gsteren bif fetva veya fermana tesadf edilmemi-

82 Kasm Kufravi, slam Ans. 2/634, Kadzadeler tabiri, Doani Mustafa Efendinin 990
(1582) de doan Kadzade Mehmet Efendiye atfen verilmitir. Balke,ir'de domu, Birgivinin
talebesinden ders grmtr (Bk: l.H.U. Os. Tar. 31/363-374).
83 stiivani Mehmed Efendi am'hdr, orada adam ldrd:,riisyleniyor, kan 1.tanbul'a
gelip Ayasofya Camiinde direin dibinde vaaz verdiinden bu nvan almt. Onemli olan ilmi
zihniyeti ve nfuzudur. Sonraya brakt tesirin deerlendirilmesi de deiik olabilir.
84 l.H.U. Osmanh Tarihi 31/373.
MEDRESELERN GERILEMESI 49

tr. Belki d'l havann olumsuzluu ve ok~tacak hocann bulunmamas ile


progra~lardan kaldrlmlardr. u var ki, bu eserler hem vakfiyelerde
yer almalar hem de Fatihin koyduu dersler olmalar bakmndan kim-
senin onlara dokunmamas gerekirdi. Vakfn artna riayet eriat emir
deil miydi? sonra Fatih gibi bir Padiahn vakf da art da kaldryordu,
fakat hurada eriata kar gelmek kimsenin aklna gelmiyordu. Ama
cehalet ve tecavz kanun ve sayg dinleyemezdi. Burada nemli bir du-
rumla kar karya kaldmz aktr. Saray, sokan ve cahil eerbezer-
lerin tesirinde kalmaktadr. Sarayda iki trl cehalet var. lImi cehalet ve
hayatta olup bitenlerden habersiz olmak. Bu ortamda ilim de olamaz-
d, zira herkes endie iindeydi.
9- Nfuos okluu ile talebenin oalmasnn retime tesiri:
0

Osmanl imparatorluu genileyebildii kadar geni~ledi. Artk o


kadar uzaklarda kalan hududara gidip savamak ve biraz daha geni-
lemek iin ne yksek idare heyetinde, sarayda ve padiahta ne de halkta
oemel, arzu ve nefes kalmt. Ancak zorunlu durumlarda, isyanarda,
bakaldranlarn yola getirilmesi iin askeri hareket oluyordu.
Bu durumda, nf\ls oahyordu. Savaa gidip ehit olmayan erkek-
lerin hanmlar yannda daha ok bulunmakla doumlar da oalyordu.
Baka sebeplerle de nfus artmaya balad. Devletin, bu oalan nfusa
kar belli bir siyaseti olup olmadn' bilmiyoruz. Nfusun oalmas ile
isizlerin says da ykseliyordu. Bunlara alma sahalar gerekiyordu.
Tarihi gelenek tesiri ile geOnlerinidari kadrolara geme amalar onlar
medreselere heum etmeye tevik ediyordu. Yenierilik sistemi, Trk
. genl~rinin askerlie heves etmelerini engelliyordu. Sadece medrese
kendilerine ak kalmt. Medresenin, iae, ibate, hoca ve kitap bakmn-
dan gelen talebeyi barndracak ve onu tatmin edecek d~rumda olma-
mas, mevcut olan imkanlar, blmck zorunda brakmtr.
Medreselerde daha nceki hayat artlarna gre cazip grnen im-
kanlar talebenin oalmas karsnda imkanszlklil'a dnmlerdi.
Bunlarn iinde bir talebenn iyi yetimesine imkan kalmamt. Bir ki-
ilik odaya drt kii smak zorunda kalrsa, asude bir hava bulup ders
almak ok zorlayordu. Hepsi konuma ve grlt iinde istemiyerek
birbirinin ders almasna engeloluyorlard. Zamanlarnda kitaplar
kendilerinin yazdn, henz bask olmadn dnrsek, yazacak ka-
t, kalem, masa ve yerin bulunmas da zorlamt. Asl zorluk, talebenin
anlama ve renme seviyesinin dmesi, bir hocaya yirmi talebenin d_
mesi85 lazm gelirken, bu sefer renci adedinin yz veya ikiyz, bazan

85 C. Baltac 45.
50 HSEYIN ATAY

da yz olduundan ileri geliyordu Bir hocann yirmi talebey! okut-


.mas ile yz talebeyi okutmas arasnda verim bakmndan okfark var-
dr. Fiziki kanunda da yledir. Yirmi kiloluk bir yk kaldrmak iin
gereken g ile yz kiloluk yk kaldrmak iin gereken. g elbette ayr
ve farkldr. Yirmi talebeye ders anlatmak iin gereken ses tonu ve sarf-
edilen enerji yz talebeye sarfedilenin bete biridir. Bu durumda hoca ok,
yorulmaktadr. Sonra uzakta kalan talebenin de derse dikkati dald
gibi kolayca ve net olarak loeann ifadesini kavrayamaz. Bylece talebe-
nin de al bete bire iner. Byle bir durumda grld gibi daha ilk an
da yaplan bir hesapla.talebenin seviyesi bete bire inmi olur. Buna el-
bette ki talebenin rahat bir uykusu olmadn, gdasnn yetersiz ol-
duunu, ve dier gnlk ilerini grrken yorulmasn da hesaba kat-
mamz lazmdr. Bunlar talebenin tam hazr bir ekilde kendini derse
vermesine engel olaca iin verimin bete bire indiini sylemek mba-
laa saylmaz. .

imdi ikinci bir baar yzdesi ortaya atalm. Eer talebe yirmi iken
baar, farzedelim, ok i} i niyetle, yzde yetmi be ise yirmi talebenin on
bei iyi yetiiyor demektir. Ama talebenin says ayn artlarda yze k-
msa baarnn bete bire indiini kabul ettiimiz takdirde yz tale-
benin bete biri olan yirmi iyi talebe yetitirilmi olmaz. Yirmi talebenin
baarsnn bete birini almamz gerekir. Bylece yirmi talebenin bete
biri drt ettiine gre yz talebede drt talebe iyi olarak yetimi olur.
te bize gre talebenin oalmasnn retime tesiri bu ekilde anlal.
maldr. Bu durum retinin hem kemmiyet ve hem keyfiyet baklIhn-
dan gerilemesine sebep olmutur. Tedrisat yaplan dilin de ana dilol.
madn ve onun zel bir snf ve retimi olmadn aleyhte, bir art
olarak bunlara eklemek lazmdr.

10- Camilerin tekrar dersane oluu~

Medreseler tesis edildikleri zaman dersler dershanelerde verilirdi.


Zaten medrese denmesinin sebebi onlarn dershane olmalaryd. Ancak
dediimiz gibi nfus oalp medreselere talebe akn edince dershaneler
kk ve dar gelmi, daha ok talebeye ders vermek imkann elde etmek
iin yeni medreselere ihtiya hasl olmutu. Ancak bu yola gidilmedi.
Dersler camiye intikal ettirildi, ve bylece hazr elden daha byk ders-
hanelere sahip olundu. Medreselerdeki dershaneler de yataklane oluver-
di. Bu yolla bir tala bir kaku vurulmu oluyordu. dareciler talebeye
yeni dershane, yeni yatakhane ve yeni hoca bulmaktan kurtuluyorlard.
phesiz bu ilnin aley~nde oluyordu. Bunu baka bir adan ele alan
MEDRESELERtN GERLEMESt 51

M. evket'nin aklamas, medresclerin son durumunu tasvir etme-


sinden tr buraya alyoruz ..
"Medreseler' tesis oldunduklar zaman dersler bizde de dershane-
lerde okunurmu. Medreselere girmek ruusa ve ar artlara bal'
idi. Mderrisler kudreti ilmiyeyi haizdi. Gitgide mderirisler eski kuvvet-
lerini kaybedip ilerinde iyi ders okutanlar azamt. ktidarl alimler-
den talebenin istifade etmesi iin, dersler talebenin intihabna frsat
vermek zere dersi am eklinde camiIere karlmt ve medreseler mes-
ken haline evrilmiti. Merkezde bulunan byk camilerin her taraf bo
kalmamacasna (dolar) mderirisler kar, her biri takrir ettii dersi
talebesine anlatmak iin avaz kt kadar barr, her taraftan yk-
s'elen bu sesler birbirine karr, bir grltdr gider, ne mdderris
cemiyet-i hazra ile bir ders takrir edebilir, ne talebe zihnini toplayp
laykyle ders dinleyebilir. Dersin nihayetinde biare mderris o kadar
yorulmutur ki bir ka saat sonra kendine gelebilir. Bu yolda sakat olan-
lar, kurban gidenler de vardr. Ders dediimiz i o kadar naziktir ki, de-
il byle bir kavgay andran grlt, bir "t" bile meleklerini, peri-
lerini rktmeye kafidir. Bundan dolay dersler Hizm olan dikkat ve
huzur iinde cereyan etmek iin dershanelerde okutulmaldr86:
Hocaon bu kadar yorgun dmesinin baka bir sebebinin de bir
talebenin okumasgerekli btn derslerin tek hoca tarafndan verilmesi
olduunu aklamtk. Gerekten iyi hocann yetitirilmesi ile i bit-
niyor, onun iyi yetitirmesini temin edecek en iyi artlar ve imkanlarn
bulunmas da lazmdr.

11- retim sisteminde ve Metodda bozukluk:


Mdderrisler, ders vermee baladklar zaman, talebeyi ilk mer-
haleden alr son snfa kadar okuturdu. Bu srenin on yla sdml-
.d sonraki slahat programlarndan anlalyor. Ne var ki yirmi sene
kadar okuyup hala da yksek ksma ancak geenlerin bulunduu da ten-
kit edilen87 ynlerden biridir. Hoca, bugnk Trkiye'nin ilk okul sis-
teminde olduu gibi renciyi birinci snftan alarak her sene renci ile

86 M. evket i, Medaris-i slamiye Islahat Proram, 38. madde Iasaltlm~. Ramazan 1329
(Austos 1911) stanbul Hrriyet Matbaas. evketinin anlattna rnek ders veren hocann
gdas husu~unda Alasonyal Ali Zeynel-abidin b. Hasan (1268-1336 i 1851-1918) hocasnn
tavsiyesini talebesi M. Zahid Kevseri'ye yle nakleder: "Yeni alim kendini akam sabah ders
vermek ve ders hazrlamakla ok yorulur, kuvveti tkenir, iyi gda alarak bunu telafi etmesi
gerekir. "Sabahleyin yanm litre (rit: 390 veya 540 gram) st yumurta ile kantrarak i ve
yz gram koyun eti lazartmasn da leyin ye" demiti (M.Z. Kevseri, el-Tahrir 39-40).
87 eyh Ali Efendi zade Muhyiddin, Medreselerin Slah, 5.5. 26 ubat 1341 (1897).
52 HSEYIN ATAY

beraber ykselerek beinci snftan renciyi mezun ediyor ve tekrar


birinci snf retmenliine dnyordu. Camide ders okuyan talebe ho-
cay kendisi seiyorduBB Cahil bir kimsenin Anadolu'dan, kyden, da-
dan, kasabadan gelip hoca semekteki baars ne olabilir? hret yap-
m hocay kabullenmek zonnd6 kalr ve bylece mehur olan hocann
talebesi kalabalklar, renme imkan azalr. Hoca da ihtisas sahibi
olmad iin, h('r gn sk ders alp yorgun der ve ok kalabalk (ba-
zen 300 I,ii) talebeye ders anlat~ak iin bara bara konumak zo-
runda kalr. Bylece bitkin der ve tekrar gidip ders alp anlamas
elbette zayflar ve hocaon verim de der. Talebe iyi alp anlad
takdirde hocasnn kk bir kopyas ve sureti olur. Talebe phesiz
hocas seviyesinde olamaz. Hocas asl, orijinal, kendisi onun .kopyas
olursa, kopya ile orijinal arasndaki fark hesaba katlrsa, ilmin bu me-
todla yava yava snmee yz tuttuu grlr. Eer talebe deiik
hocalardan okumu olsa, her hocann kcndine has bir meziyeti olaca
iin, iyi bir rcncinin, bal ars gibi her birinin iyi yanlarn kendine r-
nek alr ve hocalarndan hir ynden daha stn olna imkan doar. Se-
kin alim ve mderrislerin hayatlar incelenince bir ka hocadan ders
grdkleri anlalyor.
Hocalarn ihtisl\s yapmamalarndan yle anlalyor ki, erhi ve
erhin erhini talebeye okutmak zorunda kalyor. Bylece metinde olan
zorluklar kendisi daha nce zmek iin vaktinin bulunmamasn te-
lafi etmi oluyor. Talebeler de erh ve haiyeleri ders kitab gibi harfi har-
fine takip ederek mr tketiyor. Burada unu kaydetmekte fayda
vardr. Aslnda erhlerin hepsi gereksiz, manasz, iirme deildir. -
lerinden yalnz metnin ifadesini zmekle uraan yoktr. Yeni yeni
meselelerden bahsdenler de vardr. Ancak bu gibi eserlerin crh olarak
yazlmas an yanllarndan biridir. erhler ~etinleri' anlamak iin
vasta iken sonradan erhlerin anla~mas gaye olmutu. Arapa kaide-
lerin h~psinde genellikle tek bir misal verilir. Bylece ok misal vermek

88 Muhammed Zahid Kevseri'nin izahm aynen buraya almak yerinde olur:


"Osmanllann paytahtnda (stanbul) eski sistemin hkm, mesela Fatih camiine her sene
yirmi yeni alim tayin edilir. Vilayederden gelen tlebe ya kendileri veya velileri tarafndan hangi
hocanm yannda okuyacaklann seerler. Hocalan onlan "sarf"tan balatr ve hocalan ile bera-
ber her sene tesbit edilmi olan kitaplan okuyarak on be senede okumann son merhalesine gelir
ve hocas ona yazl veya szl icazet verir .. Bylece talehe ilimierin ounda alacam alm
olur. Artk 'tam kendi hrriyeti ile en iyi aimdir diye semi olduu hocasmn kk bir kop-
yas olmu bulunur. Hoca, btn gcn her gn verecei dersi hazrlamaya verir. Ve ner gn
sadece iki ders verir. Bu sistemin iyi ve kt taraflarn sayp dkme yeri buras degildir. cazet
vermee devam etme yannda yeni sisteme geildi ve nihayet o da kalk b (el-Tahir el-Veciz 9.
notta) Msr 1360 (1941).
MEDRESELERN GERLEMES 53

suretiyle de arapa kelime haznesinin zenginletirilmesine gidilmemiti.


Okunan "Bina"da, enhiiyk alim olduktan sonra hile btn hayat bo-
yunca yapaca mn.talaa ~snasnda karsna kmayan fiil ekim ve gu-
ruplarndan bahsedilir. lerde vereceimiz programlarda Sarf ve Nah-
vin ka senede okud~unu greceiz. Ackl olan udur ki, medreseIern
kapanmasndan altm sene sonra hala eski medrese sisteminde renim
yaplmad iin arapa retiminin baarya lilaamadn, iddia e-
denler hulunmaktadr. Bunun sehehi bizce, modern Arapa retim
metodunun yaygn hac getirilmemesidir. Her ne kadar otuz senedir
lahiyat Fakltesi, mam Hatip Okulu ve Yksek islam Enstits gibi
resmi okullarda Arapa okunuyorsa da hep eski tarz okuyanlarn tesiri
stn geImitir.l\lodern metodla hr iki hoca bu dUlUmu dzeltememitir.
Bundan sonra hala modern metodun yerlemesi iin zel abasarfeden
Arapa hocalarna ihtiya vardr. Mctodlu kitabn olmamas yannda
~ynca Arapann dilolarak okutulmas da ihmal edilmiti.
1867 (1284) ylnda medrese ulcmasnn tertipledii medrese prog-
ramnda~- aada greceiz- iki nesneyi buraya alyoruz. Biri, medre-
S~ tahsilinin n sene olduunun tesbiti, ikincisi bu on senelik tah-

silde "Emsile"den 'balanlm olmasdr. Anlalyor ki; ondan 'nce


bir iptidai tahsil varsa da ne derece dzenli olduu bilinmiyor. Emsileden
halayan taleb e imtrhana tahi tutuluyor mu bilmiynz. Eer imtilana
tabi tutulmuyorsa demek ki, belki Kuran okumasn renmitir. By-
lece kapal bir balaigla karlayoruz. Yahut ta kimi yaz yazmasn
ve okumasn biliyor, bir ksm da sadece okumasn bildii gibi bal.
yor, ama yaz yazmasn bilmiyordu. Bu::u Qsman Ergin'in tercmei
halinden reniyoruz89
Ama ben, hafzl yaptm"Arapa harekeli yazy kolayca okurdum.
Ayrca eskiyaz okuma ve yazmay biraz mek etmitim. ilk okulun be-
inci snfnda iken Arapa hocasna gittim ve Emsileden baladm. Beni
hi imtihan etmedi. ylece Sarf, cmlesi denen Emsile, Bina, Maksud,
zzi ve Merah okuduk. Nahivden de Avamil ve zhar' okudum. Sonra
baka hocalardan bunlar tekrar okudum. Ancak, daha nceki okuma me-
toduna dair hocamzn ifadesine gre, bu Sarf ve Nahiv kitaplar ezber-
lenirdi. Hoca "Emsile"ye balarken -bu Arapada fiil ekimi cetvelidir
-fiillerin ve ekimlerinin felsefesini, inceliklerini taleheye anlatrd. Ta.
lehe daha tek Arapa kelime renmeden onun inceliklerini dinlerdi.
Qretim. bu tarz devam ederdi.

89 Trk Maarif Tarihi 1/84 de ilk (iptidai) okulda bile retimin yanl metotlu anlatlmak
tadr. Ayn sayfann notunda daha acklsm Osman Nuri Ergin, kendi hayatndan vermektedir.
54 HSEYN ATAY

"Izhar" denilen eserin Trkesi yaplm olup, buna "Mefhum- Iz-


har" denirdi.zhar'n Arapasn ezberlemek art olduu gibi bu Mefhu-
m'u da ezberlenirdi. Dahas vard. Izhar'n rab90 yaplm ve baslmt.
Hocamz ne kadar vahlanrd. "Kuran'n ve Hadis'in rab ile ura-
mazlarda, demez bir kitabn rab ile mrlerini zayi ederlerdi"derdi.
Bu Sarf ve Nahiv kitaplarnn yannda Arapa okuma veya" tatbikat
kitab olarak kk veya byk bir eser okunmazd. Arapa olarak sa-
dece Sarf ve Nahiv kitaplarnn Arapa cmleleri iinde Arapa retilir-
\
di. Bunlarda talebe biraz mesafe katettikten sonra basit gene Arapa
bir fkh kitab olan Halebi, Kuduri, MuIteka okutulurdu. Sarf'n en yk-
sek kitab Meral, sonra afiye gelirdi. Nahvn en zor kitab da "Kafi-
ye" ve onun erhi "Molla Cami" idi. Bunlarn da erhleri ve haiyeleri
okutulur ve ezberletilirdi. Talebe bunlann iinde.ki Arapadan baka
Arapa bilmezdi. Arapa retilmeden Arapa Sarf ve N ahiv kaidelerini
hafz gibi ezberden saydrrlard. Bundan sonra Arap Edebiyat ilmine
ait Telhis, Muhtasar Mean ve en yksek olarak, bunlarn felsefeli erhi
Mutavval okun~rdu. Arapa bir cmleyi kurup yaza~ayan bir kimse,
senelerce Sarf, Nabiv ve Belagat ilimIerinde havada kalan kaideler -
renmi olurdu. Arapa biliheden en byk Arap edibinin bilmedii Be-
lagat kaidelerini bilirdi. Hocamz anlatt. Hocas, Belagat okuturken
kitapta bir kaideyi iyi alt halde gene anlatarnam, talebelerinden
zr dilemi, akam almak zere dersi ertesi gne brakmt. Dorusu,
bunda alacak bir ey yok. Ancak kitabn ifadesini anlamak iin bu gibi
gayretlerin sarfedildii ve ilnii elde etmenin deil, kitab anlamann gaye
olduu anlalyor. Elbe.tte o ibareyi anlamak iin ne kadar erh, haiye,
talikat varsa hepsinin okunmas lazm geldii ve insann gcn tkettii
dnlrse altndan klmaz bir metod takip edildii anlalr.
Burada bir misal vermek isterim "IF'AL" bab drt harfli bir fiil-
dir. Bunun asl harfli olmas halinde, yaplan ilemi ailatmak iin
en ksa yan m sayfalk bir anlat vardr. Talebe bunu ezberlcrdi: Ben
ezberlemedim. Ancak, babamn yat, bir hemehrim medreseler kapan-
madan nce bunu ezberlemi, takriben otuz sene sonra bana okuyunca,
nekadar kuvvetli ezberlemi olduuna amtm. Tabii zhara kadar
okmuu ve medreseler kapand iin tahsile devam edememi ve ifti
olarak kalmt. Arapa "KeRuMe" harfli fiilini (EkReMe" yapmak
iin yle denirdi:
90 Arapada "rab"n ne olduunu bir kelime ile ifade etmeK gerekirse, kelimenin emle
iindeki durumunu tayin etmek: Kelime, iiI mi, isim mi fail mi, meful mu, muzaf nu, muzaf
ileyh ni, arapaya mahsus olaak: mensub mu, menu mu. meeror ve meezum mu, art ve eeza
nu olduunu bildirmek zere okumak veya harekelemektir.

/
MEDRESELERtN GERtLEMESI 55

"IF'AL" Babnn mefhum ve iali91


"35 babdan on iki ba~ slasi mcerred zre ziyade oldular. On~
lar da nevi olup birinci slasi zerine bir harf ile ziyade klnd. On-
lar da bab olup birnci babn vezni Ef'ale Yuf'iluif'alen mevzunu Ek-
reme Ykrimu ikramen'dir. Ekreme aslnda KERUME idi, slasi m-
cerred idi. Kerume'yi if'al babna nakletmek murad ettik. Kaidesi: Ke-
mme'nin evveline bir hemzei kati meftuhe getirirler, biz de getirdik .
. Ekerume oldu. Erbea harekatn mutevalyatn cemi (ardarda drt ha-
rekenin bir araya gelmesi) lazm geldi. Bu lzumu de' iin kM' sakin
kldk Ekrume oldu. Ef'ule vezninde Kelam-i Arapta sga bulunmad-
ndan Ra'nn zammesini fetheye tebdil ettik Ekreme oldu: "Ekreme"
.fiili mazi "Ykrimu" fiili muzar "ikramen" gelir bu babn masdar. Bu
baba masdar ile ad verirler. Masdar itikakta aslolup iin asliyle her-
eyin tesmiyesi evvela oldU:undan bu babn mazisi drt harf zcrine ol-
maktr. Evveline bir hemze getirmek sebebiyle binas ok kere mutead-
di az kere lazm iindir Muteadiye misal "Ekreme Zeyd'un" Amr,en,Iizi-
me misal "Asbaha cl-Recul'u" de olduu gibi"
Bu, medresenin izah olup ezberlenirdi. imdi bizim izahmz udur:
harfli bir fiilin nne bir hemzegetiriIerek yaplan fiile if'al ha-
b ad vcrilirn.
. kinci bir rn'ek de unu vermek istiyorum: Nahiv'de meful bah-
. sinde "Allah gkleri ve yeri yaratt" aycti kerimesinde Allah fail, gk ve
yer mefuldur, yaratma fiildir. Fiil burada gcilidir. Yani Allah'n yap-
t yaratma ii Allah'n zatnda kalmayp mcfule tesir edeeek ve ona
geecektir, Allahn yaratmas meful zerinde vaki olacak, ve mcfula
sirayet edecektir. O halde Allah'n yaratma iinin gklere ve ycre
sirayet etmesinden hce gk ve yerin var olmas gerekir ki, yaratma ii
onlarn zerine vak olsun, ve onlara gesin.

Mesela "Kalemi krdm" deyince krmak ii kalemin zerinde vu-


. kua geldi, eer kalem olmam olsayd, knlma ii onda vukua gelmezdi.
te gk ve yer de yle. Demek ki geili fiilin mefule sirayet etmesi iin
mefulun daha nce var olmas gerekir.

Grld gibi en zor ve nemli Kclam ve felsefe meselesi Nahiv'


de sz konusu edilmektedir. Nahiv ve Sarf gibi alet ilimIerinin de neler-

91 Dostum, emekli mftlerden eski tarz medrese tahsili yapan ve yaptran Mustafa
Yazcolu'un kendi hocasmdan rendiini harfi harfine ricam zerine yazmtr.
'92 Dr, Hseyin Atay ve Kardei Modern Arapa c.l /71 Ankara 1962.
56 HSEYN ATAY

den bahsettiinin en ak misalini vermi oluyoruz. Bunun iin Sarf ve


N ahiv, hatta, Belagat ilmine, grld gibi ok az ilikili o kadar mese-
le konmutur ki, bu ilimIeri alet ve vasta ilmi olmaktan karm ve on-
lar gaye ilimIeri ve yksek ilimler seviyesine ykseltmiti. Bunun so-
nucu olarak talehe bu ilimIeri renirken-faydal ve faydasz, gerekli ve
gereksiz- bir ok yan meselc de reniyor ama mr de tkeniyordu.
Btn bunlar :r,aman alyor, ve asl sistemli olarak yksek ilimIeri oku-
maya ~akit kalmyordu. Yz kilo kei boynuzu yeyip bir kilo eker ka-
lorisi almaya benzer bir retim sisteminin ne derece verimli olaca
bundan anlalabilir.
r.etim de ders kitab olarak kullanlmamak artyle eski Sarf,
Nahiv ve Belagat gibi ilimIerin erh, haiye ve ta!ikleri iinde, satrlar
aras gnmzn "Dil Felsefesi" gzyle incelenecek olursa,. Arapada,
Dil Felsefesine hizmet edecck ve balang tekil edecek deerli bir ok
malzemenin bulunduuna inanyorum ve "Dil Felsefecilerinin byle bir
ahma yapmalarn bekliyorum.

SONU

Medreselerin gerile~csinin sebeplerine inmeye altk ve onlar in-


celerken ok ynl olduklann mahade ettik. Herkesin aznda btn
ykmn medreseye ait -olduu ithamnn tamamen doru olmad ve
aslnda idarenin bandakilerin ve toplumun iktisadi, ticari ve siyasi kay-
nakli sebeplerin hyk roloynadn hesaba katmann ilmi aratrmann
bir sonucu olduu anlald. Bunlarn hepsini bir ana sebebe irea etmek
gerekirse, bugnk Trkiye'nin iinde bulunduu ortama gre bunu
kavramakla mukayese edilirse, bir tek sebebin, insann yarnndan en-
die etmesi ve ondan emin olmamas olduu sylenebilir. Kanaatmzca
bu yarndan endie etme her trl sebebi iine alabilir. Bugn yalnz
din ilimIeri deil, her trl retim, anari ve endie iinde disiplinden
yoksun olarak yrmeye abalamaktadr.

You might also like