Professional Documents
Culture Documents
Enerji Üretim Sis
Enerji Üretim Sis
1. GİRİŞ
Termik santraller yakıt cinsine göre üç grupta incelenir. Bunlar katı, sıvı ve az olmak
üzere üçe ayrılmaktadır.
Ham petrolün işlenmesi sonucu ortaya çıkan benzin, mazot, fuel-oil ve benzerleri termik
santrallerde yakıt olarak kullanılmaktadır.
En ucuz enerji kaynağıdır. Nehir ve göllerdeki sulardan faydalanmak için büyük güçlü
santraller kurulmuş ve kurulmaktadır. Memleketimizde arazinin dağlık oluşu akarsu ve
göllerde büyük ölçüde faydalanma kolaylıkları getirmektedir. Akarsuların en uygun yerlerine
kurulan barajlar yardımı ile sular baraj gölünde toplanır ve bir yükseklik kazanırlar. Bu
yükseklikten düşen sulardaki enerji baraj yakınlarında kullanılan hidrolik santrallerde elektrik
enerjisine dönüştürülür. Hidrolik enerji tükenmeyen bir enerji kaynağıdır.
4
3. TERMİK SANTRALLER
Elektrik enerjisine dönüştürülecek olan termik enerjiyi üretmek için, yakıt bir buhar
kazanında yakılır. Buhar kazanı, bir ocak ile bir boru demetinden oluşur; boruların içinde
dolanan su, burada ısıtılır ve buhar haline geldikten sonra türbinlere gönderilir. Eğer yakıt
olarak kömür kullanılıyorsa, bu kömür önce öğütülüp toz haline getirilir; sonra sıcak havayla
karıştırılır ve brülörle buhar kazanının yanma odasına püskürtülür. Eğer sıvı yakıt
kullanılıyorsa, bu sıvı yakıt önce akışkanlığının artması için ısıtılır, sonra kullanılır.
600MW'lik bir santralde buhar 565 derecelik bir sıcaklığa ve 174 bar düzeyinde bir basınca
çıkarılır. Yüksek basınçlı türbinlere yollanan buhar kısmen genleşerek türbin çarklarını
döndürür. Bu ilk aşamadan geçen buhar, enerjisinin bir bölümünü korur. Aynı buhar, ayrı bir
6
devre aracılığıyla yeniden kazana gönderilir ve tekrar ısıtılır; sonra 34 bar düzeyinde bir
basınçla, orta basınçta çalışan türbine basılır. Düşük basınç bölümündeyse buhar tam olarak
genişleşir. Bu çevrimin sonunda basıncı 300 milibara düşen buhar kondensere gönderilir.
Kondenser, buharın yeniden suya dönüştürüldüğü soğuk bir kaynaktır. Buhar burada,
içinde soğutma suyunun dolandığı binlerce küçük çaplı boruya temas ederek tekrar suya
dönüşür. Sonra pompalarla toplanır ve yeniden ısıtma çevrimine sokulur; bu amaç için
türbinin farklı noktalarında ısıtılan buhardan yararlanılır. Böylece yeni çevrim başlamış olur:
su tekrar buhar kazanına girer, burada ısıtılarak buharlaştırılır ve türbinlere doğru yollanır.
Türbinlerin mekanik enerjiyse jeneratör vasıtasıyla elektrik enerjisine dönüştürülür. Ve son
olarak da bir transformatörde gerilimi yükseltilen elektik, genel iletim hatlarına verilir.
6
c f
5 a
4 d
e
Besleme suyu pompası durum 3 teki suyu kondenser basıncından kazan basıncına
kadar sıkıştırır (durum4). Bu, izentropik bir işlemdir. Durum 4 teki su kazanda, izobar olarak
durum 5’e kadar ısıtılır ve bu arada suya q1 ısısı verilmiş olur. Durum 5 de kazan basıncının
karşılığı olan buharlaşma sıcaklığına erişilmiştir. Daha sonra suya q 2 ısısı verilerek 5-6
çizgisi boyunca buharlaştırılır ve sonunda q3 ısısının verilmesiyle 6-1 çizgisi boyunca
kızdırılır. Şu halde kazana verilen toplam ısı miktarı
8
q = q1+ q2+ q3
qyar = q - q0
9
Yararlı işin, kazana verilen toplam ısıya olan oranı bize Clausius-Rankine çevriminin
termik (ısıl) verimi hakkında bir fikir verebilir:
η = qyar /q = q - q0 / q
Termodinamik hesaplarda h-s diyagramı T-s diyagramına oranla çok daha kullanışlıdır.
Çünkü bu diyagramlardan elde edilen entalpi düşüşleri, basit formüller yardımı ile bizi
sonuca ulaştırır.
4-5-6-1 çizgisi boyunca meydana gelen izobar buharlaşma sırasında verilen ısı miktarı:
1 1
q = ∫ dq = ∫ dh = h1- h4
4 4
Aynı şekilde 2ad-3 eğrisi boyunca meydana gelen izobar yoğuşma sırasında sistemden
alınan (sistemin dışarı verdiği) ısı miktarı:
q0 = h2ad - h3
Bulduğumuz denklemler yerine konulursa ısıl verimi kolayca bulunabilir.
ηter = h1-h4-h2ad+h3
h1-h4
10
Buna “Basit buhar çevriminin ısıl verimi” de denilebilir. Besleme pompasının işi türbin
işi yanında yok sayılırsa denklem basitleşerek şu hale dönüşür.
ηiç = h1-h2
h1-h2ad
O halde termik verim ile iç verim bize gerçek termik verimi (ısıl verim) verecektir.
3
1
7 Y.B. A.B.
4
6 2
Daha sonra türbinden çıkan buhar, ara kızdırıcıda izobar olarak (2-3) yeniden ve
mümkünse başlangıç sıcaklığına kadar kızdırılır. Buradan çıkan buhar türbinin orta basınç ve
alçak basınç basamaklarından geçerek kondenser basıncına kadar genişler. Bu yolla buharın
ıslaklık derecesi istenilen limitler içerisinde tutulmuş olur.
Şekil 3.6’de ki ara kızdırmadaki buhar santralının h-s diyagramı şekil 3.7’de
görülmektedir. Böyle bir buhar çevrimi için gerçek ısıl verimi aşağıdaki gibidir.
η = (h1-h2) + (h3-h4)
(h1-h6) + (h3-h2)
Ara kızdırma, buhar çevrimi veriminde % 3-5 oranında bir artma sağlar. Ancak bununda
bazı dezavantajları yok değildir. Türbinler çok gövdeli ve uzundur, yol vermesi daha zordur,
gerekli boru miktarı çok fazladır ve ara kızdırıcının eklenmesi sonucu kazan maliyeti daha
yüksektir.
12
İdeal bir çevrimde ısının tümü, Carnot çevriminde olduğu gibi, mümkün olan en yüksek
sıcaklıkta türbine verilmeli ve en düşük sıcaklıkta çekilmelidir. Ara buhar alma ile bu şart
yaklaşık olarak sağlanabilir. Şekil 3.7’de böyle bir çevrimin T-s diyagramı ve bu çevrime
göre çalışan düzenin çalışma şeması görülmektedir.
13
T 1
b c
d
a
5 3
4
A B C D S
Şekil 3.7. Ara buharlı bir santralın çalışma şeması ve T-S diyagramı
η = 1 - (h4-h5) / (h1-h6)
Ara buhar alma, çevrim verimini %10 kadar arttırır. Buhar santrallarında ara buhar alma
ve ara kızdırma çoğunlukla beraberce yapılır.
14
Akışkan yatakta yakma teknolojileri atmosfer basıncında ve basınç altında çalışan olmak
üzere iki ana grupta sınıflandırılır. Bu teknolojiler , akışkanlaştırma koşullarına bağlı olarak
da kabarcıklı ve dolaşımlı olmak üzere ikiye ayrılır. Bu teknolojilerin avantaj ve
dezavantajları genel bilgilerle birlikte aşağıda sunulmuştur. Çan termal sistemde dolaşımlı
akışkan yatak yanma teknolojisinin uygulanması öngörülmüştür.
1. Dolaşımlı akışkan yatak da yüksek yanma hızından dolayı birim kesit alana düşen
yakıt miktarı fazladır.
2. Dolaşımlı akışkan yatak da bekleme ve temas süresinin uzun ve karışımın iyi olması
sebebiyle ısı ve kütle transferi artmakta ; böylece yüksek kazan ve yanma verimi elde
edilmektedir.
3. Kademeli yanmadan ve iyi karışmadan dolayı NO X emisyonu Dolaşımlı akışkan yatak
da daha düşüktür.
4. Dolaşımlı akışkan yatak teknolojisinin yakıt besleme sistemi daha basittir.
5. Dolaşımlı akışkan yatak yakma sistemlerinde kullanılan kireçtaşının partikül boyutu
daha küçük olduğundan istenilen SO2 giderme veriminin elde edilmesi için gereken kireçtaşı
miktarı daha azdır. Dolaşımlı akışkan yatak yakma sistemlerinde kullanılan kömürün kükürt
içeriğine ve kireçtaşının reaktivitesine bağlı olarak 2-2,5 Ca/S mol oranı ile tipik olarak %
90’lara varan SO2 giderme verimi elde edilirken kabarcıklı akışkan yatak yakma
Sistemlerinde bu verime ulaşabilmesi için Ca/S mol oranının biraz daha arttırılması gerekir
6. Kabarcıklı akışkan yatak yakma sistemlerinde birim alandan elde edilen güç 1,3
MW/M2 civarındadır. Dolaşımlı akışkan yatak yakma sistemlerinde ise , partikül boyutunun
küçük olması nedeniyle , ısı transfer katsayıları kabarcıklı akışkan yatak yakma
sistemlerinden yüksek olup , birim yatak alanından elde edilen güç 4,5MW/M 2 civarındadır.
bu durumda ısı transfer sisteminin boyutunu ve maliyetini Dolaşımlı akışkan yatak da daha
azdır.
7. Kabarcıklı akışkan yatak sistemlerinin tasarımı basit olup , yatırım maliyeti daha
düşüktür. Ancak yakıt ve emici madde gereksinimin fazla olması nedeniyle katı atık miktarı
daha fazladır. Dolaşımlı akışkan yatak sistemlerinin yatırım maliyeti daha yüksektir. Bununla
birlikte performansı ve yakıt esnekliği daha fazladır. Bu nedenle kabarcıklı akışkan yatak
yakma sistemlerinin ve Dolaşımlı akışkan yatak yakma sistemlerinin seçimi , kullanılması
düşünülen yakıtın karakteristiklerine ve fiyatına , çevre koruma kriterlerine tesisin kurulacağı
yer ilgili kısıtlamalara bağlıdır.
1. Akışkan yatakta yakma teknolojisi SO2 (kükürt dioksit) ve NOX (azot oksit türevleri)
emisyonlarını düşürmesi acısından üstün bir teknoloji olmasına rağmen pratikte aşağıda
bahsedilen bazı sorun ve dezavantajlarla karşılaşabilmektedir.
16
2. Söz konusu yakma teknolojinde akışkanlaştırma için belli bir güce ihtiyaç
duyulduğundan , üretilen enerjinin küçük de olsa bir kısmı bu amaçla kullanılacaktır.
Tanecikler sıcak ortamda toz oluşumuna sebep olmaktadır. Bu da yatak içerisindeki
ortalama tanecik çapının değişmesine yol açtığından , yanma verimi bu tür aşınımdan
etkilenmektedir. Bu nedenle yüksek verimli siklonlara ihtiyaç duymaktadır.
3. Başlangıç aşamasında işletme güçlükleri bulunmaktadır.
4. Yatak kütlesinin akışkanlaşmasının kesildiği durumlarda topaklaşarak sistemin
sürekliliğini bozması denetim ve donatımda karşılaşılan başlıca güçlüktür.
Pülverize kömür kazanlarında yanma % 70’1 200 mesh’den az olan kömür parçacıkların
oksidasyonu sonucu oluşur. Kazanın içindeki en sıcak bölge yakıcının etraftaki hacim olup ,
sıcaklık 1.200-1.50000C’ye kadar çıkmaktadır. Akışkan yataklı teknolojisinin pülverize
kömür yakma teknolojisi üzerindeki avantajları aşağıda anlatılmaktadır.
Akışkan yatak içerisine kireçtaşı enjeksiyonu ile SO2 kazan içinde bertaraf edilmekte ve
ilave SO2 arıtma tesisine ihtiyaç duyulmaktadır.
Akışkan yatak içerisinde katı maddelerin hızı , gazın hızından daha düşük olduğundan,
iyi bir karışım sağlanmaktadır. Dolayısıyla ısı ve kütle transferi çok yüksektir.
Akışkan yataklı termik santrallerde S02 emisyonları düşük olduğunda, bu teknoloji ile
pülverize kömürlü termik santraller karşılaştırılmıştır. Akışkan yataklı teknoloji ısı sarfiyatı
ve yatırım maliyeti pülverize kömür termik santrallerine oranla daha uygun olduğu
görülmektedir.
bulunmalıdır. Kömürün aktif yatak yüzeyinin hemen üzerinde beslemek yeterlidir. Akışkan
yataklı yanmada farklı olan bir diğer husus ısı transferi borularının yerleşimidir. Aktif yatak
içinden yatay geçiş yapan borularla 250-750 W/M0K aralığındaki katsayılarla ısı transferini
gerçekleştirmek mümkündür. Bu borular doğal sirkülasyonun sağlanması ,erozyonu
azaltılması amaçlarıyla yatayla 10/15 0’lik açı yapacak şekilde de yerleştirilebilir. Isı geçiş
yüzeyleri akışkan yatakta yanmanın duvarında veya tepeden daldırmalı biçimde de
yererleştirilebilir. Akışkan yataklı yanan sistemlerde kullanılacak siklon tasarımında, yüksek
gaz hızı ve tanecik yükü nedeniyle yanma verimini arttırıcı değişikler özelliklede göz önüne
de tutulmalıdır.
Yatay tip kabarcıklı akışkan yataklı yanmalar: Mevcut kazan tasarımlarının ve kazanların
kullanılabilmesi fikrinden kaynaklanmıştır. Aktif yatağın içine ekstra ısı transferi borusu
yerleştirilebilir. Ancak kazan üstünde yapılan beslemede kullanılan kömürün fazla uçucu
madde içermemesi arzulanır.
Düşey Tipli Akışkan Yataklı Yakıcılar : akışkan yatak operasyonuna daha uygundur. Yük
kontrolü ve yatağın devreye alınması daha kolaydır. Ancak büyük sistemlere geçerken, kesiti
ve yüksekliği çok artmış akışkan yataklı yakıcı yerine modüler yaklaşım tercih edilmektedir.
Kompozit Akışkan Yataklı Yakıcılar : Düşey akışkan yataklı yakıcı çıkışına duman
borulu bir sistem eklenmiştir. Böylece, kullanılan yakıtın uçucu madde içeriği artsa bile
19
Akışkan Yataklı Yakıcılar doğal veya zorlamalı sirkülasyonlu, birden fazla aktif yataklı,
konkav elekli olmak üzerede gruplara da ayrılırlar. Firmaların tasarım farklılıklarına göre
değişik tipte akışkan yataklı yakıcılar mevcuttur. Bir yatağı diğeriyle karşılaştırırken mutlaka
işletme koşulları ve kullanılan yakıt göz önüne alınmalıdır.
Ara buhar ile ısıtılan ön ısıtıcılar ise kazandan önce ve besleme suyu devresi üzerine
imal edilirler. Bu devredeki konumu yönünden besleme suyu pompasından önce gelen ön
ısıtıcılara alçak basınç ön ısıtıcıları, besleme suyu pompasından gelen ön ısıtıcılara da yüksek
basınç ön ısıtıcıları denir. Bunlar genellikle yüzeyli tip ön ısıtıcılar ya da karışmalı tip ön
ısıtıcılardır.
20
Yüzeyli tip ön ısıtıcılar içerisinden besleme suyu geçen borular ile bu boruların
içerisinde bulunduğu bir gövdeden oluşurlar. Boruların üzerinden geçen ara buhar, ısısını
suya vererek yoğuşur. Yoğuşan su, bir yan kondensat pompası ile su-buhar devresine yeniden
katılır.
Karışmalı ön ısıtıcılarda ise ara buhar, ön ısıtıcısının içerisine girerek besleme suyu ile
karışır ve kondensasyon ısısını besleme suyuna verir.
Taze buhar
Baca gazı
Kızdırıcı
Ön ısıtıcı
hava
Yakıt
Besleme suyu ön ısıtıcılarından çıkan baca gazları oldukça sıcaktır. Bu nedenle, baca
gazlarının artan enerjisinden hava ön ısıtıcılarında (Luvo) da yararlanılabilir. İki değişik tip
hava ön ısıtıcısı bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi reküperatif ön ısıtıcısı, öteki ise
rejeneratif ön ısıtıcısıdır.
Reküperatif ön ısıtıcılarda ısıtma yüzeylerinin bir tarafından sürekli olarak baca gazları,
öteki tarafından ise ters yönde taze hava geçmektedir. Baca gazları ile taze hava arasındaki
ısı transferi, ısıtma yüzeyleri aracılığı ile gerçekleşir.
21
Rejeneratif ön ısıtıcılarda, enerji akümülatörü olarak çalışan yüzeyler, bir rotor üzerine
ve radyal yönde monte edilmiştir. Rotorun devri genellikle 2-5 dev/dak ‘dır. Bu dönme
sırasında yüzeyler sürekli olarak bir baca gazı akışıyla karşılaşırlar. Bu şekilde, enerji
akümülatörü olarak çalışan yüzeyler, önce baca gazı ile ısınır ve daha sonra da aldıkları bu
enerjiyi taze havaya verirler. Bu yüzeylerin et kalınlıkları genellikle 0,5 mm dolaylarındadır.
Pülverize kömür ocaklarında yanma havasına ortalama 400 ºC’ a kadar ön ısıtma
uygulanabilir. Izgaralı ocaklarda ise ancak düşük ön ısıtma sıcaklıklarına izin verilebilir.
Baca gazları 120 ºC sıcaklığa kadar soğutulabilir. Bu sıcaklığın altına inildiğinde gazların
içindeki su buharı ve kükürt yüzeylerde korozyona sebep olur.
baca gazı
taze hava
Kullanılan iki değişik tip enerji kaynağı genellikle buhar ve elektriktir. Bununla beraber,
birbirinden tümüyle bağımsız iki ayrı elektrik enerjisi kaynağı bulunmakta ise, her iki
besleme suyu pompası da elektrik gücü ile çalıştırılabilir. Aynı şekilde, çapraz beslemeli
santrallarda olabileceği gibi, buhar enerjisinin tümünün kesilmesinin söz konusu olmayacağı
santrallarda her iki pompa için de buhar gücünden yararlanılabilir.
13, 16, 20, 25, 32, 40, 64, 80, 125, 160 kgf/cm²
20, 25, 32, 40, 50, 66, 80, 100, 125, 160, 200, 250 t/h
Kazan kapasitesi yönünden gerekli olan min. Besleme suyu miktarı, kazanın max.
Devamlı gücüne eşittir. Bu değer ise kazan nominal gücünün 1,25 katıdır. Besleme suyu
basıncı aşağıda verilecek olan kuralların 4. maddesine göre saptanmalıdır. Borular, flanşlar,
dirsekler ve diğer fittings elemanlarındaki basınç kayıpları kazan nominal basıncının %5’i
kadar alınmalıdır.
b) Eğer yalnızca iki ayrı besleme suyu donanımı bulunmakta ise bunlardan her biri
aşağıdaki koşulları sağlayabilmelidir.
c) Eğer ikiden fazla besleme suyu pompası bulunmakta ise, aynı anda devre dışı
olabilme olanağı bulunan pompalardan geriye kalan pompa yada pompaların toplam
kapasitesi, kazanların maksimum devamlı buhar güçleri toplamının en az 1,25 katı
olmalıdır.
Büyük güçler için santrifüj pompalar daha caziptir. Bu pompaların fiyatları daha
ekonomik, kapladıkları hacim daha küçük ve reglajları daha basittir.
Bir buhar türbini genel olarak yatay ekseni etrafında dönebilen bir türbin rotoru bu rotor
üzerine monte edilmiş olan ve rotorla beraber dönen hareketli kanatlar türbin gövdesi bu
gövde içerisinde bulunan iç gövde sabit kanat taşıyıcıları ve sabit kanatlardan meydana gelir.
24
Rotor her iki taraftan radyal yataklarla yataklanmışlardır. Eksenel yatak rotoru eksenel
yönde sabitleştirir. Buharın türbinden dışarı kaçmasından söz konusu olduğu yerler
labirentlerle donatılmıştır.
Kazandan gelen taze buhar ani kapama ventilinde , giriş kasasından, ayar ventilinden
geçerek lülelere ve buradan da genellikle Curtis yada Laval çarkına gelir. Bu çarktan çıkan
buhar gövde içerisine girerek türbinin tüm kanat basamaklarından akar. Buhar,türbinin
içerisinde ilerlerken iş meydana getirir ve hacmi genişler. Bu nedenledir ki türbin sabit ve
hareketli kanatları basamaklar ilerledikçe daha uzun imal edilir.
Türbin çıkış tarafında bulunan jeneratörün indüktörü (yani jeneratör rotoru) türbin
rotoruyla kaplinlenmiştir.
Görüldüğü gibi buhar türbini bir akım makinesidir. Buharın entalpisi bu makine da
önce kinetik enerjiyi ve daha sonrada mekanik işe dönüşür.
25
Türbin girişindeki buharın, basınç ve sıcaklığına bağlı olarak bir entalpisi vardır. Buhar
türbin içerisinde genişleyerek akarken basınç enerjisi, türbin gövdesine yerleştirilmiş olan bir
sabit kanat diskinden kinetik enerjiye dönüşür. Bu kinetik enerji, buharın türbin rotoru
üzerinde bulunan bir hareketli kanat diskinde yön değiştirmesi sırasında ise mekanik işi
meydana getirir. Birbiri ardına sıralanmış olan öteki sabit ve hareketli kanat disklerinde aynı
işlemi tekrarlanması ile, buharın türbin giriş ve türbin çıkış entalpileri arasındaki fark
mekanik işe dönüşmüş ve bu iş rotora verilmiş olur.
Bir sabit kanat diski ile bir hareketli kanat diski bir türbin basamağını meydana getirir.
Buhar türbinleri genellikle birçok basamaklardan meydana gelirler.
Bu dönüşüm ya tümüyle türbinin sabit kanatlarında meydana gelişir yada hem sabit
hem de hareketli kanatlarda oluşur. Böylelikle buhar, bir miktar basınç kaybederek belirli bir
hıza erişir.
Bir boru kesitinden geçen maddenin, örneğin su buharının toplam enerji birim zamanda
geçen buhar miktarına, buharın kinetik enerjisine ve entalpisine bağlıdır.
E= m.(v2/2g+h)
Buhar konik bir lüleden basınç düşüşü altında akarsa genişler. Bu sırada toplam enerji
sabit kalır, hız artar. Entalpi ise düşer.
M(v12/2g+h1)= m.(v22/2g+h2)
V2 hızını V1 hızına oranla çok küçük olduğunu düşünerek denklemi şöyle yazabiliriz.
V2=(2g.(h1-h2) )1/2
Görüldüğü gibi lüle çıkış hızı yalnızca entalpi düşüşüne bağlıdır. Ancak, denklem ile
verilmiş olan hızın teorik çıkış hızı olduğunu unutmamak gerekir. Gerçek çıkış hızı ise
sürtünme kayıpları ve diğer kayıplar nedeniyle daha azdır. Bu kayıplar hız katsayısı ( k) ile
dikkate alınır
v=k.v2
26
Hız katsayısı deneylere dayanan bir değerdir ve buhar santrallerinde 0.93 ile 0.97
arasında değişir.
Buhar basıncının ve dolayısıyla da entalpi düşüşünün yalnızca sabit kanallarda yada hem
sabit hem de hareketli kanatlarda meydana gelmesine bağlı olarak iki değişik tip türbin
ortaya çıkmaktadır. Bunlardan birisi aksiyon türbini (sabit basınçlı türbin ) , öteki ise
reaksiyon türbinidir.
Aksiyon türbininde tüm düşüş sabit kanatlarda meydana gelir. Hareketli kanatlarda hiç
bir basınç düşüşü söz konusu değildir.
Reaksiyon türbinlerinde basınç ve entalpi düşüşünün ancak bir bölümü sabit kanatlarda
meydana gelir. Geri kalan basınç düşüş miktarı ise hareketli kanatlarda tamamlanır. Bu
nedenle buhar akışının meydana getirdiği kuvvete ek olarak, buharın genişlemeye devam
etmesinin sonucu, sabit kanatlar üzerinde bir reaksiyon kuvveti oluşur. Bu türbinlere
reaksiyon türbinleri denilmesinin sebebi budur.
Aksiyon türbinlerinde buhar, sabit kanat diskinde meydana gelen belirli bir entalpi
düşüşüne bağlı olarak hız kazanır. Mutlak hızın yalnızca çevre yönündeki bileşkesi rotor
üzerinde bir döndürme kuvveti meydana getirebilir. Eksenel bileşkesi ise yataklarda bir itme
kuvvetinin doğmasına neden olur.
Birim zamanda akan kütle miktarı cevre hızının yardımıyla bu basamaktan rotora
geçiren güç miktarı kolayca yazılabilir. Bu güç, türbine giren buharın gücünden daha azdır.
Reaksiyon türbinlerinin hareketli kanatlarında entalpi düşüşü meydana gelmektedir.
27
4.8. Kondenser
Soğutma suyu boruları genellikle bakır borulardır. Kullanılan bakır boruların kalınlıkları
1mm’ dir. Bununla birlikte vakum elde edilebilmesi için havanın emildiği yere yakın olan
boruların et kalınlıkları daha fazla olabilir ya da boru malzemesi bakır-nikele dönüştürülür.
Bu boruların akma sınırı 30-38kgf/mm² dolaylarındadır.
Soğutma suyu borularının giriş tarafları hidrolik dirençlerin azaltılabilmesi için lüle
şeklinde genişletilir. Bu boruları taşıyan boru aynaları kondenser gövdesine, özel olarak imal
edilmiş cıvatalarla ya da kaynakla tutturulur. Ayna et kalınlıkları genellikle 25-30mm
dolaylarındadır. Aynaların birbirlerine olan uzaklıkları farklıdır. Bunun sebebi, boruların
periyodik vibrasyonlara uğramalarını ve bu nedenle de boru kırılmalarını önleyebilmektir.
tutturulması da oldukça önemlidir. Borular aynaya yukarı yönde hafifçe eğik olarak
birleştirilirler.
4.9. Jeneratörler
Jeneratörler, alternatif akım jeneratörleri ve doğru akım jeneratörleri olarak iki çeşittir.
Bunlardan alternatif akım jeneratörlerine ‘senkron jeneratörler ‘ de denir. Buhar
santrallerinde kullanılan jeneratörler senkron jeneratörlerin ‘yuvarlak kutuplu ‘ tipleridir.
4.10. Transformatörler:
Transformatörler basit olarak alaşımlı demir saç paket bir nüve üzerine iki sargıdan
oluşurlar. Primer sargı elektrik enerjisiyle beslenir. Demir nüve giriş sargısından akan
alternatif akım nedeniyle mıknatıslanır. Oluşan bu manyetik alan nedeniyle sekonder yani
çıkış sargısından yine bir alternatif gerilim endüklenmiş olur. Bu çıkış sargısının kapalı bir
devre oluşturması halinde sargıdan alternatif akım alınabilir.
29
Transformatörlerin verimleri çok yüksektir. İdeal olarak bu verim1 kabul edersek giriş
sargısı ile çıkış sargısı güçleri birbirine eşit olur. O halde giriş tarafı 1, çıkış tarafını da 2
kabul edersek :
U1.I1=U2.I2
Buradan
U1/U2=I2/I1
U1/U2=n1/n2
Görüldüğü gibi sarım sayısı çok olan tarafın gerilimi yüksek, az olan tarafın ise gerilimi
düşüktür.
Su- buhar çevrimindeki su, yüksek basınçlı santrallerde çok yüksek arlıkta olan sudur.
Bu su doğal suların santral karakteristiğine göre çeşitli işlemlerden geçmesi ile elde edilir.
Doğal suları genellikle ham su olarak adlandırıyoruz. Ham suyun arı su haline geçmesine de
suyun arıtılması diyoruz arıtıldıktan sonra elde edilen su katma suyu adı altında su- buhar
çevrimine karıştırılır. Su buhar çevriminde çeşitli yerler de sular çeşitli isimler alırlar. Bu
suları beş bölüme ayırmak mümkündür.
Santralın çeşitli yerlerinde soğutma suları kullanılır. Bunlarda başlıca iki bölümde
incelenebilir.
a) Kondenser besleme suyu : Türbinde iş görmüş olan buharın soğutmak için kullanılır.
b) Donanım soğutma suyu : Bu su, santralin çeşitli yerlerinde ( yağ soğutucuları, pompa
vb ) kullanılan soğutma suyudur. Genellikle bu iş için arıtılmış su kullanılır. Sistem tümüyle
kapalıdır. Soğutma işlemini tamamlayan donanım soğutma suyu özel ısı değiştirgeçlerinde
kondenser soğutma suyuyla soğutularak tekrar iş görebilir hale getirilir.
Santral için arı suyun elde edilmesi çeşitli basamaklar da olur. Su hazırlama
sisteminin, santralın basınç ve sıcaklığına uygun olarak seçilmesi ve güvenle çalışması iyi bir
santral işletmeciliği için ilk koşuldur. Üretilen su ne kadar izlenir iyi kalite olursa,
doğabilecek problemlerinde o kadar çok önüne geçilmiş olur
Bu metotların ortak özelliği, sularda bulunan ve kazan yüzeyi veya hacmi il, boru
çaplarını daraltan bileşikleri etkisiz duruma getirmektedir. Sertliği giderilen su, bir gaz
31
alıcıdan geçirilerek içindeki gazlar alınır. Suda bulunan gazlar, örneğin oksijen oksitlenmeye
sebep olacağı için zararlıdır. Bazı kimyasal maddeler ise korozyona neden olarak, parçaları
kısa durumda kullanılamaz duruma getirir. Kazan besleme suyunun arıtılmasında bu durum
için de gerekenler yapılmalı. Ayrıca iç kristalleşme ve biriken yabancı maddelerin de
düşünülerek bu arıtmanın buna göre düzenlenmesi gerekir.
Ham su girişi
Ham su bir pompa ile bir su kaynağından alınır. Alınan su, sertlik giderme ünitesinde(1)
yumuşatılır. Valf(2), Kollektör(3) ve hava ayırıcıdan(4) geçen su, kazan besleme suyu
deposuna(5) boşaltılır. Bu depodan pompalarla (6) ve(7) alınan su, ön ısıtıcı(8) yani
Ekonomizöre gönderilir. Ön ısıtıcıda ısınan su kazana(9) verilir. Kazandan yüksek sıcaklık
ve basınçta çıkan buhar, su ayrıcıdan (10) geçer ve buhar makinesine (11) gelir. Buhar
makinesi de jeneratörü döndürerek elektrik enerjisi elde edilir. Buhar makinesinden çıkan
çürük buhar, Kondenserde (12) sıvılaşıp yeniden kazan suyu besleme devresine katılır.
Suyun bol miktarda bulunmadığı yörelerde, kondenserde ısınmış olan soğutma suyu
kulelerinde soğutulur. Eğer, kulelerden suyun yukarıdan aşağıya doğru dökülmesi sırasında
meydana gelen buharlaşma kayıplarını karşılayabilecek kadarda su yoksa o halde havalı
soğutma donanımları kullanılır. Soğutma kulelerinde soğutulmuş olan suyun sıcaklığı 22-
33
27C arasında değişir. Bu değerlerin karşılığı olan kondenser basıncı (vakumu) 0.05-0.06
atü’dür. Soğutma kulelerinde soğutulan su, soğutma suyu olarak kullanılmak üzere tekrar
kondensere gönderilir. Buna ‘’kapalı devre ile soğutma denir.
Kül atma donanımının amacı yanma sonucu meydana gelen külü baca gazından
ayırtmaktır. Bu amaç için çok çeşitli metotlar geliştirilmiştir.
Havalı kül tutucularda kullanılan taşıma aracı havadır. Külün havadan ayrılması
bunkerlerde gerçekleştirilir.
Külün ayrılması için kullanılacak metodun seçiminde, külün tane iriliği, sertliği,
herhangi bir amaç için kullanılıp kullanılmayacağı gibi faktörler rol oynar.
Izgaralı ocaklardan elde edilen küller yol inşasında kullanılır. Pülverize kömür
ocaklarından çıkan kültende inşaat malzemesi olarak yaralanılabilir.
34
Islak kül tutucularda tutulabilen kül oranı oldukça yüksektir. Bu metot da baca gazları ya
bir su perdesinde oldukça sık yerleştirilmiş olan ve üzerindeki deliklerden su fışkıran
plakaların arasından geçer. Islak kül tutuculardan kül ile birlikte baca gazında bulunan SO 2
gazanın da bir bölümünde sıvı ile yıkanarak alınır. Bununla beraber bu tip kül tutucular da
çekiş kayıpları oldukça yüksek ve su harcaması da epey fazladır. Öte yandan nemin fazla
olması nedeni ile gerek kül tutucularda ve gerekse baca gazının daha sonra kat ettiği yerler
de korozyona karşı dirençli olan malzemelerim kullanılması zorunludur. Bu
dezavantajlarından ötürü ıslak kül tutucular günümüzdeki santrallerde kullanılmaktadır.
Siklonlu kül tutucular merkez kaç kuvvetinden yararlanarak çalışır. Baca gazları dikey
konumda bulunan silindirik bir ayırtıcıya teğetsel olarak girer ve oldukça büyük bir açısal hız
kazanır. Bu açısal hızın etkisi ile dış yönden harekete geçen kül zerrecikleri silindirin yan
yüzeylerinden çıkarak alt bölümdeki bir siklona girerler. Burada alınan küller ya tekrar ocağa
basılarak yakılır yada kömür curufuna karıştırılır.
Siklonlu kül tutucularda tutulabilen kül oranı %90’a kadar çıkabilir bununla beraber
çekiş kayıpları ise oldukça yüksektir.
burada kullanılacak olan alternatif akımı doğru akıma çevirir. Çökeltme elektrotları
topraklanmıştır. Yüklenmiş olan kül zerrecikleri püskürtme elektrolarında uzaklaşarak
çökeltme elektrotlarına doğru hareket derler. Burada elektrik yüklerini bırakan küller fitrenin
altındaki siklona dökülürler.
Elektrofiltrelerin enerji harcaması her 1000m3 baca gazı için 0,15 – 0,5 kwh arasındadır.
Ayrılmış olan küllerin alt ısıl değeri kimi zaman hala 2000 kcal/kg kadar olabilmektedir. Bu
nedenle küller özel bir donanımla tekrar kazana sevk edilebilir.
Son yıllarda çevre koruması ile ilgili talepler gittikçe katılaşmaktadır.bu sahadaki çabalar
özellikle yakma tesislerinin yayılım oranlarını azaltmaya yönelmiş ve bu fa enerji üreten
kazanlara çok sayıda kükürt ve azot arındırma birimlerinin montajını hızlandırmıştır. Ayrıca
yeni yakma sistemlerinin tasarımı , küçük ve orta çaplı kazam operatörlerinin ek kükürt ve
azot arındırma birimlerine gerek kalmadan çevreye ekonomik olarak korumalarını
sağlamıştır. Sekonder birimler için yapılacak yatırım ve işletme maliyetlerinin, büyük enerji
santrallerine göre daha yüksek olduğu unutulmamalıdır. Nitekim bu durum taş kömürü ve
linyit ile diğer yakıtları kullanan tesisler arasındaki rekabeti de etkilemektedir. 1970’lerin
sonlarında başlayan, aslında son birkaç yıldır ancak anlaşılan akışkan yatak teknolojisini
36
Akışkan yatak ateşleme sistemlerinin uygulanması geniş bir yelpaze içerisinde çeşitli
teknolojilere kolayca adapte olabilmeleridir. Almanya’da sabit akışkan yataklar ince kül,
dolanımlı ve basınçlı havalı özellikleri ile mevcut pazarda önemli bir pay kapmıştır.
Özellikle bu son ilaveler, kirliliklerin yayılımını büyük oranda azaltmış hatta mevcut
sınırların altına düşürmüştür.
Taşkömürü ve linyit briket tozları karışımı ile karbon içeren dış kaynaklı kül kullanan
Berlin’de ki 326 t/h buhar kapasitesi ile Moabit termik santrali üçüncü varyasyona örnektir.
Bu arada Hindistan cevizi kabuklarının da yakıta karıştırılması denenmiştir. Örnek olarak
verilen bu üç tesis halen çalışan çok sayıda akışkan yatak tesislerinden sadece bir kaçıdır. En
37
son devreye konulan kazan birimi 500 t/h buhar kapasitesine sahiptir. Bu başarıyı halen 10
MW thermal/m2 maksimum yatay kesitli buhar türbinlerine borçluyuz. Gelecekte bu yükün
arttırılması ile daha iyi verimler elde etmek mümkün olacaktır. Bunun yanı sıra buhar
türbinlerinin basınçlı tanklarında ve sonuçta tüm tesis boyutlarında bir küçülme olacaktır. Bu
alanda özellikle basınçlı akışkan yatak teknolojisinin gelişimi ümit vericidir.
Avrupa’daki kömürlerinin kükürt oranları düşük olduğundan çevreyi korumak için özel
bir yakma tekniğine gereksinim duyulmamaktadır.
Yatırım miktarı, özel bir baca gazı kükürtsüzleştirme sistemi içeren klasik kazanlardan
daha düşüktür.
Küldeki oranı yaklaşık %50’ye varan CaO ve MgO yüzünden kükürtsüzleştirme için
sisteme ayrıca kireç veya kireç taşı eklenmesine gerek yoktur.
Provence kömüründeki yüksek kül içeriği devreden yük miktarının artmasına yol açar ve
bunun sonucu olarak da fırın içerisindeki bekleme süresi artar.
38
7. ÖRNEK PROJE
Ülkemizin kalkınma hamlesinin can damarı olan elektrik enerjisinin halkımıza ucuz,
kaliteli, güvenilir ve temiz olarak sunulması ve önümüzdeki enerji darboğazına çözüm
bulunması için Türkiye Elektrik Üretim-İletim A.Ş. (TEAŞ) tarafından, Çanakkale'nin Çan
linyitlerinin değerlendirilerek bahsi geçen bölgeye Çan Akışkan Yataklı Termik Santralı
(ÇTS) kurulması planlanmıştır. Önerilen ÇTS, 320 (2x160) MW kapasiteye sahip olacaktır.
Yaklaşık 3 yılda tamamlanması planlanan projenin, I. ünitesinin 32 ayda, II. ünitesinin ise 34
ayda hizmete girmesi öngörülmektedir. İşletmeye geçtikten sonra, ÇTS’ de yılda yaklaşık net
2,25 Milyar kW saat elektrik enerjisi üretilecektir. Santralın ekonomik ömrü 30 yıl olarak
öngörülmektedir.
Bölgede yer alan Çan linyitlerinin, 320 MW civarında bir termik santralın ihtiyacını
ekonomik şekilde karşılayacak bir rezerve sahip olması nedeniyle santralın, Çan Linyitleri
İşletmesi (ÇLÎ)'ne ortalama 3,5 km uzaklıkta , Durali köyünün kuzeybatısında Yayaköy ile
Kulfa köyleri arasında kurulması planlanmaktadır. Tesisin yıllık linyit ihtiyacı ortalama
1.820.000 ton'dur. Santralın su ihtiyacı Kocaçay ve/veya Kazdere alüvyonlarında açılacak
kuyulardan temin edilecektir. Suyun temin edileceği alternatif sahalar Şekil 1.2'de
gösterilmiştir. Santralde oluşacak küller, santral sahasının yaklaşık 2 km kuzeydoğusunda,
Kulfa köyünün ise yaklaşık 750 m kuzeyinde yer alan kül depolama sahasında
depolanacaktır.
değerlendirilmesinin yanı sıra, daha temiz enerji kaynaklarının kullanılması ile kaynak
çeşitliliğinin sağlanmasına da özen gösterilmesi, enerji politikalarımızın Önemli
prensipleridir.
ÇTS projesi ile, Çanakkale ilinin Çan ilçesi yakınlarındaki Çan linyitleri kullanılarak,
bölgenin elektrik enerjisi ihtiyacının yine bölge içinden karşılanması sağlanacaktır. ÇTS’ nîn
temel amaçları aşağıda belirtilmektedir:
• Her yıl artan elektrik enerjisi talebinin karşılanması,
• Ulusal elektrik sistemindeki istikrarın sağlanması,
• Ulusal linyit kaynaklarının kullanılması,
• Bölgede ve ülkede sayıları hızla artan sanayi tesislerine sağlıklı ve sürekli enerji
sağlanması
• Ülkemize yeni ve gelişmiş teknolojilerin getirilmesi.
Ülkenin büyük ölçekli sanayi yatırımları yapabilmesi için bu tür faaliyet ihtiyaçlarım
karşılayabilecek miktarda enerji üretmesi gerekmektedir. Bu bağlamda, ülkenin enerji
politikası, mevcut tüketim talebinin karşılanmasının yanında, yeni yatırımlar için gerekli
enerji altyapısının da sağlanmasıdır. Türkiye'nin yıllık elektrik enerjisi üretim ve tüketimi
Tablo 7.l'de verilmiştir.
Avrupa ülkelerinde kişi başına düşen yıllık ortalama elektrik enerjisi tüketimi yaklaşık
7.000-8.000 kW saat civarındadır. Batının önde gelen gelişmiş ülkelerinde bu değerin yılda
12.000 ile 14000 kW saat civarında olduğu görülmektedir. Karşılaştırma yapmak açısından,
Türkiye'deki kişi başına düşen elektrik enerjisi tüketiminin Almanya ve Fransa'nın beşte biri,
İngiltere ve İtalya’nın dörtte biri seviyesinde olduğunu vurgulamak gerekir. Türkiye'de, kişi
başına düşen elektrik tüketimi 1997 yılında 1.314 kW saat olup, bu değerin gelecek yüzyılın
ilk on yılında 3.000 kW saat civarına ulaşması hedeflenmektedir. Bu bağlamda, Türkiye'de
kişi başına düşen elektrik tüketiminin 21. yüzyıl ortalarımla ulaşacağı değerin dahi, önde
gelen batılı ülkelerin şu anki tüketim değerlerinin çok altında kalacağı açıkça görülmektedir.
Yılda yaklaşık net 2,25 Milyar kW saat'lik elektrik üretimi yapması öngörülen ÇTS, Ege
Bölgesi'nin kuzeyi ile Trakya ve Marmara bölgelerinin enerji ihtiyacının karşılanmasına
katkıda bulunacaktır. Ayrıca, Çanakkale i! sınırları içerisinde bulunan endüstriyel ve diğer
tesislerin enerji ihtiyacı da, kurulması planlanan ÇTS'den kesintisiz olarak
karşılanabilecektir. Sonuç olarak, önerilen projenin gerçekleşmesi, yakın gelecekte
Türkiye'nin karşı karşıya kalacağı enerji arzındaki sıkıntının çözümlenmesi açısından büyük
önem taşımaktadır.
Çizelge 7.3. Türkiye Elektrik Enerjisi Üretiminin Birincil Enerji Kaynaklarına Göre
Gelişimi (GW saat)
Yakıt Türü Yıllar
1993 7994 1995 1996 1997
Katı Yakıtlar
Taş Kömürü 1796,1 1.977,6 2.232,1 2.574,1 3.272,8
Linyit 21.963,8 26.257,1 25.817,8 27.839,5 30.587,2
TOPLAM 23.759,9 28,234,7 28.046,9 30.413,6 33.860,0
Sıvı Yakıtlar
Fuel-OiI 5.171,4 5.546,8 5.498,2 6. 1 74,4 6.520,7
Motorin 3,1 2,0 273,8 365,2 531,4
LPG - - - - 105,2
Nafta - - - - -
TOPLAM 5.174,5 5.548,8 5.772,0 6.539,6 7.157,3
Doğal Gaz 10.788,2 13.822,3 16.579,3 17.174,2 22.085,6
Jeotermal 77,6 79,1 86,0 83,7 82,8
Diğer 56,4 50,9 222,3 175,4 294,0
TERMİK TOPLAMI 39.856,6 47.735,8 50.706,5 54.386,5 63.479,7
HİDROLİK TOPLAMI 33.950,9 30.585,9 35.540,9 40.475,2 39.816,1
GENEL TOPLAM 73.807,5 78.321,7 86,247,4 94.861,7 103.295,8
43
Çanakkale ilinin 1997 yılı toplam nüfus değeri 448.815 olup, bu nüfusun yarıdan fazlası
(250.249) köylerde yaşamaktadır. Çan ilçesinde ise, 1997 toplam nüfusunun (50.501)
yaklaşık yarısı (25.156) ilçe merkezindedir, 1990 yılı nüfuslayım sonuçlarına göre,
Çanakkale ilinin nüfus artış oranı (%o7,13), Türkiye ortalamasının (%o21,71) altında
kalmaktadır, Bunun başlıca nedeni ise, ilden dışarıya olan göçtür, Önerilen ÇTS’ nin inşaat
ve işletme aşamalarında oluşabilecek doğrudan ve dolaylı istihdam olanakları ile doğrudan
ve dolaylı harcamaların, bu göçün önlenmesi ve bölgedeki endüstriyel gelişmenin
desteklenmesi açısından yarar sağlayacağı tahmin edilmektedir.
ÇTS’ nin diğer bîr önemli katkısı ise, Türkiye için henüz yeni olan akışkan yataklı
yakma teknolojisinin ülkemizde büyük ölçekli elektrik üretiminde kullanılması ile çevreyle
dost santrallere yeni bir örnek teşkil etme imkanını yaratacak olmasıdır.
Zaman sınırları: Olası etkiler ve bu etkilerin süreleri; inşaat, işletme ve işletme sonrası
gibi değişik proje aşamaları dikkate alınarak incelenmiştir.
Yer sınırları: Çalışmalar, sadece projeden doğrudan etkilenecek olan yakın çevre (tesis
sahası, yakın yerleşim birimleri, vb.) içerisinde değil, gerek duyulması halinde projeden
dolaylı olarak etkilenebilecek daha büyük bir alan içerisinde de yürütülmüştür. Biyofiziksel
etkilerin incelenmesi amacıyla,80 kmx80 km.lik bir alan ve sosyo-ekonomik etkilerin
belirlenmesi için ağırlıklı olarak, Çanakkale İli ile Çan ilçesi ele alınmıştır.
Herhangi bir termik santral için yer seçiminde gözönüne alınacak kriterlerin başında,
Özellikle yatırımın fizibilitesi açısından, santral için seçilecek yerin hammaddeye olan
mesafesi gelmektedir. Bunun başlıca nedeni, kömür nakliyesinin işletme sürecinin en önemli
maliyet kalemlerinden biri olmasıdır. Büyük miktarlardaki kömürün taşıma mesafesi arttıkça
maliyet de o ölçüde artmaktadır, öte yandan milyonlarca ton kömür nakliyesinin yaratacağı
trafik ve çevresel etkiler ile benzeri sorunlar da parasal ölçeğe vurulamayan
45
ÇTS’ nin yer seçimi çalışmalarında yöresel özellikler, bu kriterin (kömür sahasına
mesafe) çok daha önemli olduğunu göstermiştir. Arazi kullanımının üst düzeyde geliştiği bu
yörede faaliyet alanına mesafe arttıkça, maliyetle birlikte çevresel etkilerin de kaçınılmaz bir
şekilde artacağı açıktır. Bu nedenle, yer seçiminde pek çok kriter esas alınırken, Çan Linyit
Havzasına yakınlık kriterine ağırlık verilerek, kömür alma noktasına 10 km mesafe İçinde
kalan bölge ve sahalar değerlendirilmiştir.
ÇTS’ nin yer seçimi çalışmalarında, aşağıda belirtilen Yer Seçimi Kriterleri dikkate
alınmıştır:
ÇTS için proje sahası, Çanakkale il sınırları içinde bulunan Çan ilçesine ve Kulfa köyüne,
kuş uçuşu mesafe olarak sırasıyla; 6 km ve 1,5 km uzaklıktadır. Sahanın içinden Yayaköy ile
Kulfa köylerini birbirine bağlayan bir yol geçmektedir. Bu yol, 3-4 km uzunluğundaki Kulfa-
Durali köy yolu ile
Çanakkale-Çan yoluna bağlanmaktadır. ÇTS için öngörülen saha, linyit sahasına ortalama
3,5 km uzaklıktadır. Söz konusu santralın kül depolama
sahası, Kulfa köyünün kuzey ve kuzeybatısındaki Alan Tepe ile Armut Sırtıarasındaki
46
ÇTS’ nin Çanakkale ilinde, Çan ilçesinin yakınında yapılmasının başlıca nedeni, burada
bulunan zengin linyit rezervinin uzak mesafelere taşınmaksızın, ekonomik ve çok daha temiz
bir şekilde elektrik enerjisi üretiminde kullanılmasını sağlamaktır. Seçilen saha ile İlgili
önemli özellikler aşağıda özetlenmiştir:
• Saha ÇLİ’ nin kömür sahasına ortalama 3,5 km uzaklıkta olup, diğer
alternatifler içinde en yakın sahadır.
• Yörede 320 MW nominal güçteki bir santrale yeterli miktarda su teminin mümkün
olabileceği ve bu konuda gerekli araştırmanın yapılabileceği DSİ yetkililerince ifade
edilmiştir.
• Çanakkale-Çan karayoluna 2-3 km.lik bir yol ile bağlanılmaktadır. Bandırma limanı ve
Bandırma-Çan yolu, ağır malzeme nakli için elverişlidir. Santral sahasına kuş uçuşu yaklaşık
6,5 km uzaklıkta 154/34kV trafo merkezi mevcuttur. Enterkonnekte sisteme bağlantının
buradan yapılması ve santral yol verme enerjisinin buradan alınması öngörülmüştür.
• Kulfa köyünün kuzeybatısında seçilen kül ve diğer katı atıkların toplanacağı saha (kül
depolama sahası) santral ömrünü karşılayacak büyüklüktedir.
ÇTS’ nin yer seçimi çalışmaları sırasında, üç ayrı alan TEAŞ tarafından ayrıntılı olarak
incelenmiştir. Bu alternatif sahalar karşılaştırıldığında, yukarıda anlatılan sahanın teknik ve
ekonomik faktörler açısından en uygun saha olduğu öngörülmektedir. Diğer alternatif
sahalara ilişkin bilgiler, Kısım 7. l 'de sunulmaktadır.
7.2.1.3.1. Kapsam
Bantları", ham su ve inşaat suyunun temin ve isale edileceği alanlar ile santral sahasının
olan karayoluyla bağlantısını sağlayacak "Bağlantı Yolu" güzergahı için kullanılmıştır.
ÇTS’ nin kurulması planlanan Santral Sahası'nın yer aldığı 80 ha, Kül Depolama
Sahası'nın yer aldığı 120 hektar'lık sahanın 59 hektarı ve bağlantı yolunun bulunduğu alanın
21 hektar'lık bölümü olmak üzere toplam 160 hektar'lık alan, kamulaştırmaya tabi tutulmuş
ve tamamı TEAŞ adına tescil edilerek tapuları alınmıştır. Bağlantı yolunun bir bölümü için
tamamlanan kamulaştırma işlemi, yolun kalan kısmı için de yapılacaktır.
3194 sayılı İmar Kanunu4'nun 26. maddesi uyarınca, yapılmasında yasal zorunluluk
bulunan santral sahası imar planları 1/5000 ve 1/1000 ölçeklerde hazırlanarak, Çanakkale-
Bayındırlık ve İskan Müdürlüğü'ne sunulmuş ve İl İdare Kurulu'nun 5.5.1998 tarih ve 339
sayılı kararıyla uygun görülerek 7.5.1998 tarihinde Valilikçe onaylanmıştır.
Söz konusu planlar 9.5.1998-9.6.1998 tarihleri arasında askıda kalmış ve bir aylık askı
süresi içinde herhangi bir itirazda bulunulmadığından kesinleşerek yürürlüğe girmiştir.
Önerilen ÇTS içerisinde yer alması planlanan idari ve teknik yapılar verilen genel
vaziyet planında gösterilmektedir. Ayrıca, ana üniteler öngörülen boyutlarıyla birlikte tablo
2.1’de verilmektedir.
Santral sahası içerisinde bulunan önemli faaliyet üniteleri aşağıda sıralanmaktadır:
1. Buhar üretim Ünitesi (akışkan yataklı kazan) ve yardımcı tesisleri,
2. Buhar türbinleri ve jeneratörler,
3. Soğutma suyu sistemi ve soğutma sistemi,
4. Su hazırlama tesisleri,
5. Kömür hazırlama tesisleri,
6. Kül atma sistemi,
7. Elektrostatik filtreler,
8. Yardımcı ekipmanlar,
9. İdari/yardımcı binalar ve diğer üniteler.
MALİYET FAYDA
Direkt Yatırım Giderleri 353.311,2 4. Yıl Faydası 130.402,1
Tesis Dönemi Faizleri 36.692,0 5. Yıl Faydası 171.287,4
işletme Sermayesi 3.498,6 ö.Yıl Faydası 171.287,4
Kamulaştırma Bedeli 699,4 7. Yıl Faydası 171.287,4
ÇED Raporu Bedeli 37,3 8-Yıl Faydası 171.287,4
Şantiye ve Gen. Müd. Gid. 466,3
Vergi (Stopaj) -
Diğer Giderler 2.331,3
Beklemeyen Giderler 3.263,9
Toplam* (1) 400.300,0
İşletme Dönemi Faizleri 121.454,6
4.Yıl işletme Giderleri 24.378,6
5. Yıl İşletme Giderleri 40.886,4
6-Yıl İşletme Giderleri 40.886,4
7. Yıl İşletme Giderleri 40.886,4
8. Yıl İşletme Giderleri 40.886,4
Vergiler (Geri Ödemede) 78.492,4
Toplam (2) 387.881,2
TOPLAM(l+2) 788.171,2 TOPLAM 815.551,5
(Toplam yatırım bedeli )
Önerilen ÇTS yöreye istihdam olanağı sağlayacaktır. Yapılacak diğer harcamaların yöreye
ekonomik girdi sağlaması muhtemeldir. Bunun yanısıra,
istihdam ile birlikte oluşacak dolaylı taleplerin mevcut ekonomiye canlılık getirmesi
beklenmektedir. Buna karşın yöredeki biyo-fiziksel ve sosyo-
kültürel çevre kaynakları üzerindeki baskı bir miktar daha artacaktır. Bu türetkiler ile ilgili
51
Yayaköy'ü Kulfa köyüne bağlayan yollardan biri santral sahası İçinde kalmaktadır Yolun
saha içinde kalan kısmı İptal edilip, sınır dışından yeni bir bağlantı yolu inşa edilerek ulaşım
sağlanacaktır. Ek olarak, kül depolama sahası içinde kalan üç tarla ve köy yolunun saha
içinde kalan kısımları, kül depolama işleminin ilerlemesine paralel olarak iptal edilip, kül
şeddesi aksı üzerinden yeni güzergah tesis edilerek ulaşım sağlanacaktır.
Önerilen ÇTS’ nin inşaat ve işletme aşamalarında oluşacak evsel atık sular arıtılarak
Küçükçay deresine deşarj edilecektir. Bu derenin kıyısında yer alan keson kuyudan, Kulfa
köyünün içme ve kullanma suyunun bir kısmı sağlanmaktadır. Konumu ve durumu itibarı ile
halihazırda kirlenmeye açık bulunan ve düşük vasıflı su temin edilen bu kuyu köyden
devralınıp, köye santralden aynı miktarda çok daha temiz nitelikli su verilecektir. Devralınan
kuyu suyu da gerektiğinde, kül nemlendirme ve ıslatma işlemlerinde kullanılacaktır.
Faaliyetin inşaat aşamasında gerekli enerji saha kenarından geçen İletim hattından bir
branşmanla veya kuş uçuşu 6,5 km uzaklıktaki Çan Trafo Merkezi'nin çıkış fıderinden
alınacaktır. Enerji sürekliliği gerektiren işler İçin çalışma ve dinlenme sahalarına uzak bir
52
ÇTS' de üretilecek enerji, 2 pano ve 2X154 kV gerilimli enerji iletim hattı (EİH) ile Çan
Trafo Merkezi'ne aktarılacaktır. Bu hat aynı zamanda, santrale yol verme enerjisi temininde
de kullanılacaktır.
Ulaşım
Santral için yaklaşık 2,5 km uzunluğunda bir bağlantı yolu inşa edilecektir. Bu amaçla,
Seklik Tepe'nin altında (güneyinde) yeni Çan-Çanakkale yolu ile eski yolun birleştiği yerden
Yayaköy'e giden yolun 2 km.lik bölümü kullanılacaktır (bkz. Şekil 1.2). Güzergahın kalan
450 m.lik kısmında yol mevcut olmayıp, yeni bir yol inşa edilecektir.
Su Temini
Kurulması önerilen ÇTS alanı ve çevresinde, rezervuar kayaç özelliği taşıyan jeolojik
birimler sadece Kocaçay, Küçükçay ve Kazdere alüvyonları ile bazı yöresel aglomeralar, tüf
zonlan ve kum taşlarıdır. Esasen, akarsu alüvyonları dışındaki birikimler, bol miktarda kil
içerdiklerinden etkin bir akifer kayaç özelliği taşımamaktadır. Bu özellikler, Çan linyitleri ile
ilgili olarak yörede yürütülmüş olan jeolojik etüdlerde ve işletme çalışmaları sırasında
gözlenmiştir.
Küçükçay dere alüvyonlarında ise sadece Kulfa köyüne ait bir keson kuyu bulunmakta
olup, bu kuyu Önemsiz bir debiye sahiptir.
ÇTS sahası ve kül depolama alanı civarındaki jeolojik koşulların uygun olmaması
nedeniyle, faaliyet alanında bir yeraltı suyu potansiyeli mevcut değildir ve bu bölge
içerisinde bir yeraltı suyu işletmesi söz konusu değildir. Dolayısıyla, faaliyet alanında keson
kuyu, derin kuyu, artezyen kuyusu ve benzeri yapılar bulunmamaktadır. Bununla birlikte,
yörede genellikle yağışlara bağlı olarak gelişen ve sızıntı suyu niteliği taşıyan zayıf bir taban
suyu oluşmaktadır. Bu sızıntı suları, yamaç etekleri ve vadi tabanlarında çatlak ve eklem
sistemlerine bağlı olarak gelişen küçük debili kaynaklar vasıtasıyla açığa çıkmaktadır. Bu
nedenle, yörede tarlalarda çalışanların günlük içme, kullanma suyu ihtiyaçlarını karşılayacak
54
kapasitede birkaç basit kuyu bulunmaktadır. Bu kuyularda ölçülen sızıntı suyu seviyeleri,
kuyu konumları, mevsimlere ve meteorolojik koşullara (yağışlara) bağlı olarak 0,5-10 m
arasında değişmektedir.
Tesiste ayrıca, işletme binası, idari ve yardımcı binalar, ambarlar, gerekli atölyeler, garaj,
bekçi kulübesi, güvenlik çitleri ve tesis içi yollar yer alacaktır. Tesis içinde bir yangın
söndürme sistemi de bulunacaktır.
Kurulması öngörülen ÇTS’ nin işletme aşamasında kullanılacak üniteler ile ilgili bilgiler
ilerleyen alt başlıklarda sunulmuştur.
55
Kazanda akışkan yatağı oluşturan katı malzemelerin (kömür, kül, kireçtaşı ve alçıtaşı)
yanıcı bileşenlerinin boyutları yanma devam ettikçe küçülecek, boyutu küçülen malzeme
hava-gaz karışımı ile birlikte taşınacak, fırına bağlanan siklonlara gelecek, bunlardan
tamamen yanmamış ve boyutu yeterince küçülmemiş olanlar siklonlarda tutulup, siklonun
hemen altında yer alan kül toplama haznesine aktarılacak ve kül geri dönüş hattı ile tekrar
yakılmak üzere kazana döndürülecektir. Tamamen yanmış, boyutu siklonlarda tutulamayacak
kadar küçülmüş olanlar ise, siklondan kurtulup, baca gazı kanalına taşınacaklardır.
Siklondan çıkan ve SO2 gazı arıtılmış baca gazı ikinci geçişte yer alan buhar üretim
ünitesi ısıtıcı boru demetlerinde ısısını bıraktıktan sonra, baca gazı kanallarıyla taşınarak
dönerli hava ön ısıtıcısına girecektir. Bu ısıtıcılar, ikinci geçisin tabanına yakın konumlandın
56
l mistir. Rejeneratif tip bu ısıtıcılarda bir taraftan ısısını bırakan sıcak baca gazı geçerken,
diğer taraftan kazana gönderilecek taze hava ısıtılmaktadır. Baca gazı, ön hava ısıtıcısının
altında yer alan elektrostatik toz tutucu ünitesine yönlendirilerek, çekme fanları ile bacaya
gönderilecektir.
Termik santralın ana güç dönüşüm ünitesi, buharın ısı enerjisinin, mekanik enerjiye,
mekanik enerjinin ise elektrik enerjisine dönüştürüldüğü buhar türbini ve jeneratörlerdir.
Yüksek basınç türbininden çıkan iş görmüş buharın ısısı, kazanın kızdırıcı bölümünde
tekrar yükseltilir ve alçak basınç kademesi ile entegre olan orta basınç türbinine girer.
Takiben alçak basınç kademesi altında yer alan kondensere yoğuşturulmak üzere gönderilir.
Türbin ile aynı mile bağlı olarak çalışan stator ve rotordan oluşan jeneratördede mekanik
enerji elektrik enerjisine dönüştürülür.
Santralın soğutma suyu sistemi, buhar türbinlerinde yukarıda anlatıldığı şekilde iş gören
buharın yoğuşturularak soğutulması ve kazana geri döndürülmesi için gereklidir ve
türbinlerin altına yerleştirilmiş iki adet kondenser ile her iki ünite için ortak kullanılan bir
adet soğutma kulesinden oluşmaktadır.
Türbinlerden kondensere gelen buhar, burada soğutma suyu ile doğrudan temas ederek
yoğuşmakta; yoğuşan suyun (kondensat) bir kısmı tekrar kazana gönderilmekte, kalanı ise
(soğutma suyu) soğutma işleminde kullanılabilmek için istenen sıcaklığa soğutulmak üzere
soğutma kulelerine gönderilmektedir. Soğutma kulesi beton, kuru tip (Heller) hiperbolik,
doğal çekişli olacaktır.
57
Soğutma kulesi ayrıca, santralden kaynaklanacak baca gazının soğutma kulesi içine
yerleştirilecek gaz kanalı ile atmosfere deşarj edilmesi amacıyla kullanılacaktır. Soğutma
kulesinin yüksekliği 120 m ve çıkış iç çapı 62 m olacaktır. Santralde, kapalı çevrim soğutma
sisteminin kullanımı öngörülmüştür. Bu tip sistemlerde, su kayıplarının düşük olması
nedeniyle, su ihtiyacı azdır. Bahsi geçen sistem, kapalı çevrim olduğundan, su ortamından
sürekli bir su alımı ve su ortamına deşarj söz konusu değildir.
Sistemde sirküle eden suyun debisi 2x15.800 m/saat olacaktır. Seçilen soğutma sistemi
ve kondenser tipi nedeniyle soğutma suyu ve kondensat aynı kalitede (saf su) olacaktır.
Su hazırlama ve arıtma sistemi içinde ham su besleme sistemi, ham su ön arıtma sistemi,
demineralizasyon ünitesi ve kondensat arıtma ünitesi yer alacaktır.
Ham su besleme sistemi, ham su pompalarıyla 10.000 m 3'lük betonarme bir ham su
havuzu içerecektir. Ham su ön arıtma sistemi durultucu-çökeltme tankı ve pompaları, kum
filtreleri, aktif karbon kolonları, dozaj pompaları çamur tankı ile diğer pompa ve tanklardan
ibaret olacaktır.
Kondensat arıtma ünitesi besleme pompası, katyon değiştirici kolon veya kartuş filtre
kolonu ve bir karışık yataklı kolona sahip ve biri yedek olarak kullanılacak üç hattan
oluşacaktır. Su hazırlama/arıtma İşlemleri ile su akım prensip şeması verilmektedir.
Santralde kullanılacak kömür, ÇLİ’ nin açık ocaklarından karşılanacaktır. ÇTS’ nin
kömür hazırlama ve depolama tesislerine alınan kömür,* buradan kazan bunkerlerine
verilecektir. ÇTS’ de her iki ünite için toplam saatlik kömür ihtiyacı ortalama 260 ton'dur.
Kömür ocaklarından kömür teslim noktasına (kömür boşaltma ünitesi veya geçici depolama
sahasına) getirilecek ve metal bantların üzerine doğrudan boşaltılacaktır. Kömür teslim
noktasında kömür boşaltma ünitesinin hemen yanında bulunan 15.000 ton kapasiteli bir
geçici depolama sahası, kamyonların geliş trafiğinin metal konveyör kapasitesini aşması
veya metal konveyör de bir arıza çıkması halinde, gelen kömür geçici depolama sahasında
depolanacaktır. Kömür stok sahası 400 m*29 m ölçülerinde ve 50.000 ton kapasiteli dört
yığından oluşan toplam 200.000 ton kapasitede öngörülmektedir. Kömür hazırlama tesisi
başında yer alan önkırıcıdan geçen linyit, stok sahasından taşıyıcı bantlarla ikinci ve üçüncü
kırıcılara iletilmektedir.
Kömür hazırlama sistemi ön kırıcı ile entegre metalik konveyörlü kömür alma ağzı
(boşaltma) ünitesi, ikinci kırıcı ve son (ince) kırıcıdan oluşmaktadır. Metal konveyöre
boşaltılan kömür, önce ön kırıcıdan geçirilerek kaba bir şekilde kırılmakta, kömür stok
sahasında depolanmakta ve harmanlanmakta ve daha sonra ikinci kırıcı ve İnce kırıcıdan
geçirilerek kazana beslenecek duruma getirilmektedir.
Birinci kırıcı ile ikinci kırıcı üniteleri, çekiç türü kırıcılardan ve konveyörlerden
oluşmaktadır. İki ünite için biri yedek olmak üzere %100 kapasiteli ikişer adet Ön, ikinci ve
üçüncü kırıcı bulunmaktadır. Kömür, kömür teslim noktasına (kömür boşaltma ünitesi ya da
geçici depolama sahası) 0-1.000 mm boyutunda getirilecek, ön kırıcıda boyutu 0-300 mm.ye,
ikinci kırıcıda 0-30 mm.ye ve son kırıcıda 0-10 mm.ye indirildikten sonra kazana
gönderilecektir. Kömür akım şeması Şekil 5.4'de verilmektedir.
Her aşamada, kapalı mekanlarda toz kaçakları için sızdırmazlık önlemleri alınacaktır.
59
Toplam 200,000 ton kapasiteli ÇTS kömür stok sahasının alanı 46.400 m2 'dir.
Buna göre, her bir m2 başına 43 ton kömür stoklanacaktır. Öte yandan, Amerika Birleşik
Devletleri Çevre Koruma Teşkilatı tarafından kömür stok sahaları için verilen emisyon
faktörü, stoklanan kömürün tozuyabilecek 0,03 mm.lik BM kısmının ağırlıkça %2,5 olacağı
varsayımıyla 4,16,3 g/m2 olarak hesap edilmiştir. Bu koşullar altında, 200.000 tonluk ÇTS
stok sahasından kaynaklanacak toplam toz emisyonu 75 6. kg olacaktır. ÇTS’ nin saatlik
kömür ihtiyacının 260 ton olduğu düşünüldüğünde, stok sahasına yeni kömür aktarımı ile
ilgili kaçak toz emisyonunun l kg/saat mertebesinde olacağı tahmin edilmektedir. Bu toz
emisyon değeri, santralın 151,2 kg/saat olan toplam emisyonu ile mukayese edildiğinde
ihmal edilebilecek boyuttadır.
Stok sahasında kullanılacak olan kömür serme ve alma (park) makinasının tüm boru ve
kepçeleri su ile devamlı surette temizlenecek ve toz kaynaklan bu şekilde azaltılacaktır.
Gerek kömürün tane büyüklüğü ve gerekse de uygulanacak ıslatma ve sıkıştırmanın etkinliği
dikkate alındığında, kömür stok alanından kaynaklanacak kaçak toz emisyonunun daha da
düşük olacağı açıktır.
Kömür stok sahasındaki kendi kendine yanma riski, linyitin kalitesine ve depolama
süresine bağlıdır. ÇTS’ de uygulanacak İşletme programına göre, stok sahasındaki
maksimum depolama süresi bir ay ile sınırlı kalacak ve dolayısıyla yığın yükseklikleri
tehlikeli boyutlara ulaşmayacaktır. Ek olarak, yanma riskinin asgari düzeyde tutulabilmesi
için sıkıştırma işlemi uygulanacaktır. Kömürde yanmanın başlaması halinde ise öncelikle
kömürü soğutmak için harmanlama işlemi yapılacak ve sıcaklığın hava sirkülasyonu
yardımıyla düşürülmesi sağlanacaktır. Bu işlemle sonuç alınamaması halinde, yanan kısmı
ayrılacak ve üzerinin toprakla örtülmesi suretiyle hava ile teması kesilerek yanma
60
önlenecektir.
Kömür stok sahasının platformu, doğal zemin üzerine serilmiş kırma taş veya çakıl türü
filtre malzemeden oluşacaktır. Bu alana düşen yağmur suları, filtre tabakasının tabanında
oluşturulacak drenaj kanalları (ground gutter) İle toplanacak ve cazibe ile 4.500 m3 kapasiteli
betonarme bir havuza iletilecektir. Bu havuzda, linyit taneleri çöktürme yolu ile sudan
alınacak ve yakılmak üzere sisteme geri döndürülecektir. Kömür tozlarından arındırılacak
sular İse atık su toplama havuzuna alınıp, kül nemlendirme işleminde kullanılacaktır. Bu
betonarme havuzdan çıkacak drenaj suları, sadece kül nemlendirmede kullanılacak olup, hiç
bir şekilde alıcı ortama deşarj edilmeyecektir. Dolayısıyla, bu drenaj sularının çevreye
herhangi bir etki yapması söz konusu değildir.
Kazanda kömürün kireçtaşı ile birlikte yanması sonucunda ortaya çıkan kül
kazan çıkışında siklonlarda tutulduktan sonra; kazana geri döndürülecek, kazan tabanından
basınç farkı ve akışkan kül kanalları vasıtasıyla kül soğutucusuna taşınacaktır (kazan altı
külü). Burada belirli bir sıcaklığa soğutulan kül, pnömatik olarak taşınarak cüruf silolarında
depolanacak ve kül depolama alanına gönderilecektir. Siklonlarda tutulmayan daha küçük
tane boyutuna sahip küller (uçucu kül) ise Elektrofiltrelerde tutulduktan sonra yine
pnömatik olarak taşınarak kül silolarında toplanacaktır. Santralde, tasarım kömürü için 54
ton/saat kazan altı külü, 100 ton/saat uçucu kül olmak üzere toplam 154 ton/saat kül
oluşması beklenmektedir. Toplanan kül, kül sahasına taşınırken ve yayılırken tozumaya
neden olmaması amacıyla, kül bandına alınmadan önce ağırlıkça %15 oranında suyla
nemlendirilecektir. Bu amaçla, en fazla 40 m3 /saat (iki ünite için) su kullanılacaktır. Bu
suyun büyük bir bölümü santralın atık sularından, kalanı İse ham su deposundan
karşılanacaktır.
yapılmıştır.
Kül depo sahasına taşınan küller, kül depo sahasında düzgün depolamayı sağlayacak
gezici-portatif konveyörlerle sahaya boşaltılarak geçici yığınlar oluşturulacaktır. Geçici
yığınlar dozerler ile yayılacak; kuru ve rüzgarlı havalarda su yağmurlama suretiyle ıslatılarak
tozuma önlenecektir. Sahada kül ıslatma için kullanılacak maksimum su miktarı 20 m 3
/saattir. Bu suyun bir bölümü santralın atık sularından, kalanı ise ham sudan karşılanacaktır.
Elektrostatik filtreler, termik santrallerde, yakıtın yanması sonucu oluşan baca gazının
içerdiği uçucu küllerin atmosfere atılarak çevre kirliliğine neden olmasını Önlemek için baca
gazının içerdiği uçucu küllerin tutulması amacıyla kullanılmaktadır. Elektrostatik filtreler
hava ısıtıcıları İle cebri çekme fanları arasına yerleştirilir. Böylece baca gazının içerdiği
uçucu küllerin, gaz kanalları ve fan kanatlarında abrazyon hasarları (katı katı aşındırması)
oluşturması da önlenmektedir. Elektrostatik filtreler, katı asıltı içeren gazların, oluşturulan
elektrik alanı içersinden geçirilerek, katı asıltıların yükleme elektrotları ile elektriksel olarak
negatif yükle yüklenmesi ve negatif yüklenmiş katı asıltıların pozitif toplama elektrotlarında
toplanarak gazdan ayrılması ilkesi ile çalışmaktadır.
Elektrostatik filtrelerde elektrik alanı, yüksek gerilim trafosundan elde edilen ve bir
doğrultmaç ile doğru akıma dönüştürülen yüksek gerilim ile oluşturulmaktadır. Yükleme
elektrotları, doğrulmacın negatif ucuna, toplama elektrotları ise pozitif ucuna bağlı
durumdadır. ÇTS elektrostatik filtrelerde partikül madde tutma verimi %99,9 olacaktır.
Tesisin ana ürünü elektrik olacaktır. Santralın üretim kapasitesi tam yükte 320 MW’ dır.
Yıllık ortalama net üretimin ise yaklaşık 2,25 Milyar kW saat olacağı tahmin edilmektedir.
Kömüre dayalı bir termik santraldeki ana işlem kömürde var olan kimyasal enerjinin
elektrik enerjisine dönüştürülmesidir. Bu dönüşüm, esas itibarı ile büyük miktardaki
kömürün kazan adı verilen yanma odasında yakılması ile elde edilen ısı ile, bir dizi arıtma
işlemi ile saflaştırılan suyun yüksek basınç ve sıcaklıkta buharlaştırılması ve bu buharın
türbinde mekanik enerjiye, jeneratörde de elektrik enerjisine dönüştürülmesi ile
gerçekleştirilmektedir.
Kazan, İlk devreye alma sırasında önce mazot, sonra fuel-oil; kömürün tutuşma
sıcaklığına ulaşıldıktan sonra ise kömür ile çalıştırılacaktır.
Yanma sırasında oluşan baca gazı hava ön ısıtıcılarında, yanma havası olarak kazana
gönderilen taze havayı ısıtmak üzere kullanılarak elektrostatik filtrelere gönderilecektir. Baca
gazlan ile bacaya sürüklenen uçucu küller, bu filtrelerde tutulacaktır. Tutulan küller (uçucu
kül) ve kazan altı Külü ayrı ayrı silolarda toplandıktan sonra kapalı bantlarla kül depolama
sahasına taşınacak ve burada depolanacaktır.
Türbinden çıkan ve enerjisinin büyük bir bölümünü kaybeden buhar soğutma suyunun
yardımı ile kondenserde yoğuşturulur ve çevrimde çeşitli nedenlerle kaybedilen miktarı
karşılamak üzere, gerekli miktarda katma suyu ilavesi ile sırasıyla alçak basınç ısıtıcıları,
kazan besleme suyu tankı ve oradan besleme suyu pompaları ile yüksek basınç ısıtıcılarından
geçirilerek tekrar kazana gönderilir.
Kazan katma suyu korozyon vb. işletme sorunlarının önlenmesi amacıyla, su arıtma
63
Akışkan Yatakta Yakma (AYY) teknolojisi kaliteli kömürlerin yanı sıra, başka şekilde
değerlendirilmesi mümkün olmayan, kükürtçe/külce zengin, düşük kaliteli ucuz yakıtları da
temiz ve verimli yakabilen, bu nedenle de, 1980'li yıllardan bugüne sayıları hızla artan
başarılı santral uygulamaları sergileyen bir teknolojidir.
Akışkan yatak terimi, bir hazne içerisinde öbekleşmiş katı parçacıkların, bir dağıtıcı
plaka aracılığıyla homojen bir şekilde alttan verilen gazla, hazne içinde hareketlendirilmiş
haline verilen isimdir. Bu durumdaki katı parçacıklar, bir akışkanın gösterdiği fiziksel
davranışı gösterir. Akışkan yatakta yanma ise kömürün eylemsiz parçacıklardan oluşan sıcak
akışkan yatakta yanmasıdır. Milimetre mertebesindeki kömür tanecikleri akışkan yatağın
yaklaşık %2'sini oluştururlar. Kömür, eylemsiz tanecikler içinde mükemmel bir karışmayla
yanar. Yanma 800-900°C aralığında gerçekleştirilir. AYY teknolojisinde, yanma sırasında
oluşan SO2 ek bir baca gazı arıtma tesisine ihtiyaç olmadan yanma odasına kömürle birlikte
beslenen kireçtaşı İle tutulur. Gazla taşınan küçük tanecikler yakıcı çıkışındaki siklonda
gazdan ayrılarak yatağa geri beslenir ve bu şekilde kömür ve kireçtaşının yakıcıda kalma
süreleri uzar ve dolayısıyla yanma ve kükürt tutma performansı artar.
• Yüksek yanma verimi: Mükemmel gaz /katı karışımı ve yakıtın yatakta kalış
süresinin uzunluğu nedeniyle yüksek yanma verimi
• Yüksek ısı transfer katsayı: Konvansiyonel kazanlara göre daha küçük boyutlar
• Yakıt hazırlama kolaylığı: İri tane boyutu nedeniyle yakıt hazırlamada kırıcıların
yeterli olması
• Düşük kaliteli yakıtlara uygunluk: Kül ve kükürtçe zengin, düşük kaliteli yakıtlara
uygun olması
• Yakıt bileşimine esneklik: Yatak malzemesinin yüksek ısıl kapasitesi sayesinde yakıt
bileşimine esnekliği ve bu nedenle işletme sırasında bir yakıttan diğerine kısa sürede
geçebilme özelliği
• Düşük NOX ve SO2 emisyonları: Düşük yanma sıcaklığı (850 °C) havayla giren
azotun oksitlenmesini (ısıl NOX oluşumunu) en alt seviyeye indirilir. Yakıt azotundan
kaynaklanan NOX emisyonu ise kademeli hava besleme tekniği ile son derece düşük
seviyelere çekilebilmektir. Yakıcıya beslenen kireçtaşı, desülfurizasyonu (kükürt giderme)
aşağıdaki reaksiyonlarla gerçekleştirir.
Düşük yanma sıcaklığı aynı zamanda kireçtaşının kükürt tutma verimini arttırır. Bu
nedenlerle NOX ve SO2 emisyonları, pahalı ve karmaşık baca gazı arıtma tesislerine gerek
olmaksızın, mevcut ve gelecek emisyonu sınır değerlerinin altında tutulabilir.
Akışkan yatakta yakma teknolojileri atmosferik basınçlı ve basınçlı olmak üzere iki
grupta sınıflandırılmaktadır. Bunlar arasında santral boyutunda başarıyla uygulanmış ve
kullanımı giderek yaygınlaşan tip, atmosferik Dolaşımlı Akışkan Yatakta (DA Y) yakma
teknolojisidir.
arasında temel ekipman farkı kireçtaşı besleme sistemi ile tanecik geri döngü sisteminin
ilavesidir.
ÇTS’ nin işletme aşamasında kullanılması planlanan yakıtlar linyit, fuel-oil'dir. Ayrıca,
kükürt dioksitin tutulması için gerekli kireçtaşı da santralın ana hammadde girdilerinden bir
tanesidir. Santralden elde edilen ürün ise, elektrik enerjisidir. Aşağıdaki başlıklarda bu yakıt,
hammadde ve ürünlerin taşınması ile ilgili bilgiler verilmektedir.
Santralde kullanılacak linyitin sağlanacağı ocaklar ÇTS' den ortalama 3,5 km uzaklıkta
yer almaktadır. İşletme aşamasında santralde kullanılacak linyit, Türkiye Kömür İşletmeleri
Kurumu ile TEAŞ arasındaki protokole uygun olarak TKİ tarafından temin edilecektir.
Ocaklardan alınan linyit, santrale 35-85 ton kapasiteli kamyonlarca taşınacaktır. Linyit
büyük bloklar şeklinde taşınacak ve bu nedenle tozuma potansiyeli alt seviyede tutulacaktır.
Kamyonlarla kömür boşaltma ünitesi başında yer alan metalik konveyör ağzına gelen
kömür metal konveyörle ön kırıcıya ve takiben stok sahasına taşınacaktır. Daha sonra,
konveyör vasıtası ile İkinci kırıcı binasına aktarılan linyit, kırıcı öncesi içinde bulunan odun,
taş ve benzer yabancı maddelerden arındırılacaktır.
ÇTS için gerekli olan kömür, Çan Linyit İşletmeleri (ÇLİ) tarafından kömür stok
sahasına kadar getirilecektir. İşletme koşulları gereği olarak, kömür ocakları içerisindeki ve
civarındaki ulaşım yollan sürekli olarak değiştirilecektir. Bu nedenle, bu geçici yolların
stabilize edilmesi veya asfalt kaplanması söz konusu değildir. Bu tür bir uygulama,
dünyadaki benzer madenlerde de yapılmamaktadır. Buna mukabil, ÇLİ ile ÇTS arasındaki
yolun büyük bir bölümü (4-5 km) sabit olacak ve bu yol asfalt kap l anacaktır. Kömür
taşınımının asfaltlanmamış yollarda yapılmasından kaynaklanacak tozuma miktarı, USEPA
tarafından asfaltlanmamış yollar için belirlenen emisyon faktörü yardımı ile hesaplanmıştır.
67
Hesaplamalarda, yolun şilt muhtevasına bağlı olarak değişen "s" değeri, USEPA
tarafından da önerildiği gibi %12 olarak alınmıştır. Ortalama araç hızı (S) 20 km/saat kabul
edilmiş olup; "w" değeri ise Çan ilçesi uzun yıllar meteoroloji bülteninden elde edilen veriler
ışığında 92 gün olarak kabul edilmiştir6. Bu değerler ile yapılan hesaplamalar sonucunda, toz
emisyon faktörü yaklaşık 0,032 Ib/araç/mil veya 9,2 g/araç/km olarak bulunmuştur.
ÇTS’ ye kömür nakliyesi günde 16 saat boyunca yapılacaktır. Buna göre, santralın
toplam kömür ihtiyacı olan 260 ton/saat değerinin 35 tonluk kamyonlar ile karşılanabilmesi
için toplam 12 adet kamyon gerekmektedir. Bu durumda, kamyonlardan kaynaklanacak
toplam toz emisyonu, 1,1 kg/saat olacaktır. Bu toz emisyon değeri, santralın 151,2 kg/saat
olan toplam emisyonu ile mukayese edildiğinde ihmal edilebilecek boyuttadır. Ayrıca, 50 ton
veya daha yüksek kapasiteli kamyonların kullanılması ve yolların tozumayı önlemek
amacıyla TKİ tarafından sulanması halinde, hesaplanan emisyon değeri önemli oranda
azalacaktır.
Öngörülen tesisin başlangıç (start- up) aşamasında 2 ve 6 No. 'lu fuel-oil kullanımı
planlanmaktadır. Bunların kullanımı devreye giriş-çıkış sayısına bağlı olarak değişmekte
olup, tüketim miktarlarını şu aşamada belirtmek mümkün değildir. Bahsi geçen yakıtların
nakliyesi tankerlerle yapılacaktır.
Kireçtaşı ÇTS'ye proses kullanılmaya uygun halde teslim edileceğinden kırma ve öğütme
işlemleri yapılmayacaktır. Taşıma ve boşaltma sistemlerinin kapalı olmaları sebebiyle,
kireçtaşının beton silolara alınması ve kazan bunkerlerine taşınması esnasında kayda değer
bir tozuma oluşmayacaktır. Beton ve metalik silolarda filtreden oluşan toz gidericiler
bulunacaktır. Filtre fan debisi 3.600 Nm3 saat’tir. Torba filtre çıkışı toz konsantrasyonu ise 75
mg/Nm3 'ü aşmayacaktır.
Kireçtaşı boşaltma istasyonunda yerlere kireç tozu dökülmesi halinde, beton olan bu
alan su İle temizlenecektir. Bu su toplanarak, diğer endüstriyel atık sularla beraber külün
nemlendirilmesinde kullanılacaktır.
Önerilen santralın maksimum su ihtiyacı 40 L/s veya 1,26 milyon mVyıl olup; bu
ihtiyaç, Kocaçay alüvyonlarında açılacak kuyulardan karşılanacaktır. Böylelikle, toplam
serbest YAS rezervi 11,2 milyon m3yıl olan yöre alüvyonlarının sadece %11'lik bir bölümü
kullanılmış olacaktır. Yeraltı suyu rezervlerinin yıl boyunca büyük değişiklikler göstermediği
dikkate alındığında, ÇTS’ nin yaz aylarındaki su tüketiminin su fazlası olan yörede önemli
problemler doğurmayacağı açıktır. Ayrıca, ÇTS kuyularının yerleri, mevcut kuyulara hiçbir
etki yapmayacak mesafelerde seçilmiştir.
Bir başka açıdan, ÇTS’ nin yıllık toplam su tüketiminin tümünün salt Kocaçay'dan
karşılandığı varsayılsa bile; bu tüketim, yıllık toplam akımı 125,8 milyon m3yıl mertebesinde
olan Kocaçay'ın yıllık akımının sadece %1'lik bir bölümüne tekabül etmektedir. Buna
mukabil, yöre alüvyonlarının yıllık beslenmesinin sadece %20'lik bir bölümünün yüzey
sularından geldiği bilinmektedir (DSİ, 1999). Buna göre, ÇTS’ nin 40 L/s'lik ihtiyacının en
fazla 8 L/s' lik kısmı Kocaçay'dan gelebilecektir. Bu değer, uzun yıllar ortalamalarına göre
Kocaçay akımının en yüksek olduğu Ocak ayında Kocaçay akımının %0,1'ine; akımın en
düşük olduğu Ağustos ayında ise Kocaçay akımının %7'lik bir bölümüne tekabül etmektedir.
DSİ tarafından yapılan su bilançosuna göre, YAS havzasında su fazlası olduğu açıktır.
Bir başka deyişle, alüvyon boyunca kullanılmayan fazla sular, aynı akarsularda olduğu gibi
denize ulaşmaktadır. Bu koşullar altında, yöredeki su tüketimini ortaya çıkarmak İçin bir
modelleme çalışmasına gerek olmadığı açıktır.
Santrale isale hattı ile getirilecek su (ham su) 10.000 m 3 kapasiteli beton bir havuzda
depolanacaktır.
Ham su, santral içinde doğrudan, ön arıtmadan geçirilerek veya ön arıtma işleminden
sonra demineralizasyon işlemi İle saf su haline getirilerek kullanılacaktır. Bu amaçla, ham
suyun bir kısmı saatte ortalama 60 m suyu arıtacak kapasitede yapılacak ön arıtma ünitesine
gönderilecek ve askıda katı maddeler FeCl3 ve elektrolit katkısı ile çöktürülecektir. Daha
sonra kum filtreleri yardımıyla askıda katı madde içeriği iyice azaltılan su, aktif karbon
filtrelerinden geçirilerek içme ve kullanma suyu sistemi İle 20X20 m 3saat'Hk kapasiteli
70
Çizelge 7.9. Su Kullanımının Kullanım Noktalarına Göre Dağılımı (iki ünite İçin)
Kullanım Noktası Ham Su
Kullanımı (mVsaat)
Kazan katma suyu (sürekli kazan blöfleri, numune hatları ve diğer 28
nedenlerle meydana gelen kayıpları karşılamak üzere, saf su)
Reçine rejerasyonu (demineralizasyon ünitesi ve kondensat arıtma 8
ünitesinde reçinelerin yenilenmesi işleminde kullanılmak üzere saf su)
Kazan blöfü soğutucusu (ham su) 10
On su arıtma sistemi kum filtreleri yıkama suyu (ön arıtılmış su) 8
Kül nemlendirme suyu (atık su+ham su) 40
Kül stok sahası yağmurlama+kömür boşaltma ünitesi yağmurlama 20
(atık su+ham su)
Diğer (içme ve kullanma, zemin yıkama, soğutucu spreyleme) (ön 16
arıtılmış su+ham su)
TOPLAM 130
71
Dolaşımdaki suyun istenen özellikte olmasını sağlamak için, kazandan sürekli olarak
blöf yapılmaktadır. Kazan blöfleri saf su özelliğinde olup, kazan suyuna verilen trisodyum
fosfattan dolayı eser miktarda fosfat içerecektir.
Kazan blöfü süreklidir ve akış hızı kazan yüküne bağlıdır. Kazan blöfü tanklarda ham
su spreylenerek soğutulmakta, dolayısıyla içerisindeki fosfat eser mertebesine inmektedir.
Kazan blöfleri atık su toplama havuzuna alınarak, kül nemlendirmede kullanılacaktır.
Santral sahası ekipmanlarına (elektrik trafoları, türbin yağ tankı, fuel-oil tankı, vb.) bağlı
yağ toplama boruları, olabilecek yağ sızıntılarını yağ geri kazanım havuzuna ve oradan da
yağ/atık su boşaltma veya çökelme havuzuna aktarılmaktadır. Boşaltma/çökeltme havuzunda
yağ, sudan ayrıştırılmakta ve yağ oranı yaklaşık 10 mg/L olan su, kül nemlendirmesinde
kullanılmak üzere, atık su toplama havuzuna aktarılmaktadır. Miktarı ihmal edilebilecek
kadar az olan fuel-oil, kazanda yardımcı yakıt olarak kullanılan fuel-oil katkı olarak
73
eklenerek yakılacaktır.
Yağlı suların, yağ tutucuda yağdan arındırılması ve arıtıldıktan sonra atık su toplama
havuzuna verilmesi planlanmaktadır. Yağlı ve endüstriyel atık sular ile nötralizasyon
ünitesinden gelen sular, atık su toplama havuzunda toplanacaktır. Toplanan atık sular, santral
sahasında kül nemlendirmede ve kül depolama alanında küllerin yağmurlama ile
ıslatılmasında kullanılacaktır. Dolayısıyla, bu atık sular deşarj edilmeyecektir. Kül
nemlendirmede kullanılacak atık suların normal işletme koşullarında aşağıda belirtilen
özelliklerde olması beklenmektedir:
• KOİ : 30 mg/L
• Toplam Askıda Katı Madde (AKM) : 25 mg/L
• Yağ ve Gres : O, l mg/L
• CN- : O mg/L
• pH : -7,2
Yağlı suların, yağ tutucuda yağdan arındırılması ve arıtıldıktan sonra atık su toplama
havuzuna verilmesi planlanmaktadır. Yağlı ve endüstriyel atık sular ile nötralizasyon
ünitesinden gelen sular, atık su toplama havuzunda toplanacaktır. Atık su toplama havuzunda
toplanan atık sular, santral sahasında kül nemlendirmede ve kül depolama alanında küllerin
yağmurlama ile ıslatılmasında kullanılacaktır. Dolayısıyla, bu atık sular deşarj
edilmeyecektir.
Tesiste, kazan besleme suyu olarak saf su kullanılacaktır. Saf su, daha önce anlatıldığı
üzere, ham suyun ön arıtım ve demineralizasyon İşlemlerinden geçirilmesi île elde
edilecektir. Kazan katma suyu olarak kullanılacak suyun miktarı iki ünite için toplam 28
m3/saat olacaktır.
74
Sistemin ilk devreye alınması sırasında ve gerektiğinde kazan suyu kalitesini istenen
seviyede tutmak için su-buhar çevriminde (kapalı çevrim) sirküle etmekte olan su
(kondenserde yoğuştuktan sonra kondensat adı ile anılmaktadır) bir kondensat arıtma
ünitesinden geçirilecektir.
Tesiste seçilen soğutma sistemi kapalı çevrim ve soğutma kulesi de kuru tip olduğundan
soğutma suyu ihtiyacı minimum olup, soğutma suyu olarak saf su kullanılmaktadır. Seçilen
soğutma sisteminden dolayı soğutma suyunun kalitesi kazan suyunun kalitesi ile aynıdır.
Normal işletme koşullarında soğutma suyu sisteminden herhangi bir blöf veya sisteme ayrıca
bir besleme suyu katkısı yapılmayacaktır.
Parametre Değer
Net kalorilik Değer (kcal/kg) 10.000
Renk (ASTM) Maks. 3,0
Yoğunluk (kg/L, 15°C'da) 0,820-0,850
Parlama Noktası (°C) Min. 51,7
Akma Noktası (°C) Maks. 6,7
Yoğunlaşma, Buharlaşma Noktası (°C) Maks. 357
Kükürt (ağırlıkça %) Maks. 1,0
Karbon Artığı (ağırlıkça %) Maks. 0,2
Kül (ağırlıkça %) Maks. 0,01
Sediman ve Su (hacimce %) Maks. 0,03
Parametre Değer
Akışkanlık, 50°C'de(SSF) 330
Parlama Noktası (°C) 65,6
Özgül Ağırlık, 15°C'de (kg/L) 0,993
Su Oram (%) 0,5
Sediman Oranı (%) 0,5
Kül Oranı (%) 0,1
Kükürt Oranı (%) 4
Üst Isı Değeri (kcal/kg) 10.150
Alt Isı Değeri (kcal/kg) 9.565
Hidrojen Oranı (%) 10,7
Azot Oranı (%) 0.7
Vanadyum Miktarı (ppm) 184
Sodyum Miktarı (ppm) 35
75
İlk yol verme esnasında, 40 saatten daha az devre dışı kalan kazan, yaklaşık 3,5 saatte
devreye alınmakta ve bu İşlemin 120. dakikasında yağ yakıcılar devreden çıkarılarak kömür
ve kireçtaşı beslemesi devreye girmektedir.
Sıcak yol verme ise kazanın yaklaşık bir saatlik devre dışı kalmasını takiben söz konusu
olmakta ve toplam 27 dakika kadar sürmektedir. Bu tip yol vermede yağ yakıcılar
kullanılmamaktadır.
Parametre Değer
CaCO3 %95 (ağırlıkça)
MgO -
R203 -
SiO2 %0,56 (ağırlıkça)
Su Oranı %0,1 (ağırlıkça)
Yapı Amorf, Reaktif
Kurulması önerilen termik santralde kullanılacak yakıtın linyit olması nedeniyle, yanma
sonucu meydana gelecek başlıca kirleticiler, kükürt dioksit (SO2), azot oksitler (NOX) ve
partiküller madde (PM) emisyonları olacaktır. Ayrıca, CO, HCI ve HF gazlan da oluşacaktır.
Kirleticilerin baca gazındaki miktarları ve baca gazı özellikleri çizelge 7.13.
özetlenmektedir.
Akışkan yatakta yakma teknolojisinde, yanma sırasında oluşan SO 2 ek bir baca gazı
arıtma tesisine ihtiyaç olmadan yanma odasına kömürle birlikte beslenen kireçtaşı ile tutulur.
Yakıcıya beslenen kireçtaşı desülfürizasyonu (kükürt giderme) reaksiyonlarla gerçekleştirilir.
Yakıt ısıl gücü 300 MW veya üzerinde olan tesislerde baca gazında SO 2 standardı, %5
hacimsel O2 esas alınarak, 1.000 mg/Nm3 olup, kurulması önerilen tesisten kaynaklanacak
emisyonlar baca çıkışında kuru bazda 914 mg/Nm3 değerinin altında oluşacaktır.
ayrıntılarıyla açıklanmıştır.
Akışkan yatak yakma teknolojisinin en önemli özelliği olan düşük yanma sıcaklığı
(~850°C) daha yüksek sıcaklıklarda oluşan azot oksit emisyonlarını minimuma indirmekte,
ayrıca yakıt azotundan kaynaklanan NOX emisyonu, yanma odasına kademeli hava verilmesi
ile düşük seviyelere çekilmektedir.
Toz halinde kömür kullanan tesisler için belirlenen baca gazı NOX emisyon standardı,
hacimde %5 O2 ile 800 mg/Nm3 olup, kurulması önerilen tesisten kaynaklanacak NO X
emisyonu kuru bazda 753 mg/Nm3 değerinin altında olacaktır.
Siklonlardan kurtulup baca gazı kanalına geçen küçük boyutlu partikül maddeler,
elektrostatik çöktürücüler (elektrofıltre) aracılığıyla %99,9 oranında tutulacaktır. Her üniteye
bağlı iki bölümden oluşan elektrofiltrenin bir bölümü devre dışı kaldığında, santral %70
yükte çalıştırılıp, elektofiltrenin ikinci bölümünde 150 mg/m3 emisyon sınır değeri
sağlanacaktır. Böylece elektro filtrenin devre dışı kalması durumunda emisyonlarla ilgili
herhangi bir sorun yaşanmayacaktır.
79
Kurulması önerilen ÇTS’ de PM emisyonları kuru bazda 150 mg/Nm 3 değerinin altında
olacaktır. Bu miktar, yakma ısıl gücü 50 MW ve üzerinde olan yakma tesislerine ilişkin
olarak belirlenen baca gazı toz emisyonları standardı hacimde %6 O2 ile 150 mg/Nm3 'tür.
yönetmelikte belirtildiği üzere, baca gazı sürekli olarak İzlenecektir. Bacada (soğutma
kulesi içindeki gaz kanalı) PM, O2, SO2, CO, NO2, sıcaklık ve baca gazı debisi sürekli olarak
ölçülecek ve kaydedilecektir.
Yapılan yakma testleri neticesinde elde edilen HC1 ve HF emisyon değerleri, tahmin
edilen baca emisyon değerlerinden oldukça düşük çıkmıştır (bkz. Kısım 5.2.9.3). Testler
sırasında ölçülen en yüksek değerler, HCl ve HF İçin sırasıyla 5,49 ve 1,65 mg/Nm 3 olarak
bulunmuştur. Ayrıca, santral işletmeye alındıktan sonra bir dizi baca gazı emisyon ölçümleri
yapılacaktır. Bu ölçümler sonucunda HF ve HCl'nin kütlesel debilerinin yer alan sınır
değerleri aşması halinde, baca gazındaki HC1 ve HF emisyonları kaydedicili cihazlar
80
Baca gazının atmosferde daha iyi bir dağılım göstermesi amacıyla, bacanın soğutma
kulesi içinde yer alması öngörülmüştür. Baca gazı soğutma kulesi içinden geçen hava
kütlesine bırakılacak; buradan da yüksek bir hızla atmosfere ulaşıp dağılacaktır.
Soğutma kulesinden çıkan gaz, kazandan kaynaklanan baca gazı ve soğutmayı sağlayan
hava karışımıdır. İşletmedeki iki ünite için baca gazı hacimsel akış hızı 1.008.000 Nm 3 /saat
(kuru bazda, %5 O2)'dır. Baca gazı, soğutma kulesi içersinden geçen hava içine
bırakıldığında hava-gaz karışımının hacimsel akış hızı 17.400 m 3/s (62.640.000 m0/saat)
olarak gerçekleşecektir. Normal hava sıcaklığında (14,8°C) çıkan hava-gaz karışımı sıcaklığı
37,3°C' dır.
Gaz kirleticiler ve partikül maddelere ilişkin olarak iki değişik kategoride hava kalitesi
standardı tanımlamıştır.
SO2
381,9R/m2/
(Yaş
yıl
Birikim) Saatlik (1.000m;2.000m)
405,5
Günlük g/m2/yıl (1.000 mj.000 m)
Yıllık 1. 404,6 (-l.000m--2.000m)
R/m2/yıl
NOX Günlük (300 µ-g/m3) 43,1 µg/m3 (0.000 m; 5. 000 m)
81
PM 9,06
(Çökelme) Günlük (237 g/m2/yıl) g/m2/yıl (1.000 m; 3.000 m)
79,05
Yıllık (128 g/m:/yıl) g/m2/yıl (-5.000m;-9.000m)
HC1 Günlük (300 µg/m3) 5,31 µg/m3 (0.000 m; 5. 000 m)
Yıllık (100 µg/m3) 0,89 µg/m3 (-5.000 m;-9.000 m)
HF 12,35
Saatlik (30 µg/m3) µg/m3 (2.000 m;2.000 m)
Yıl genelinde Çan ilçesinde hakim rüzgarın kuzeydoğudan estiği göz önüne alındığında
etki alanı beklenildiği gibi santralın güneybatı sektörü olarak ortaya çıkmaktadır. Tahmin
edilen en yüksek yıllık ortalama SO2 YSK değeri, santralın yaklaşık 12 km güneybatısında
(8,85 µg/m3) hesaplanmıştır. Bu değer, 150 µg/m3 standart değerin (UVS) oldukça altında
yer almaktadır.
Kaz Dağları olarak belirtilen noktada tahmin edilen yıllık SO: YSK değeri yaklaşık
olarak 0,5 µg/m3'dür. Bu değerin UVS değerinden oldukça aşağıda olduğu görülmektedir.
ÇTS’ nin işletme aşamasında ortaya çıkacak belli başlı katı atıklar kül ve hurda
malzemedir. Hurda malzemeler, konvevörlere ait kullanılmış bantlar, variller ve diğer
malzemelerden oluşmaktadır. Hurda malzemelerden değerlendirilebilir olanlar satılacak,
kalan malzeme kül depolama sahasında depolanacaktır. Santralden kaynaklı ana katı atık,
kireçtaşı katkısı ile kömürün yakılması işleminden kaynaklanan küldür.
Yanma sonucu oluşan kül kazan altında, elektrostatik filtrelerde ve baca altındaki
teknede toplanmaktadır.
83
ÇTS'den kaynaklanacak toplam kül miktarı ortalama yaklaşık 154 ton/saat dir. Bu değer
yılda 1.085.000 ton'a karşılık gelmekte olup. santralın ekonomik ömrü olan 30 yıl boyunca
ortaya çıkacak külün miktarı 32.550.000 ton, hacmi ise 27.000.000 m3'dür.
Çizelge 7.17. Tehlikeli Atıkların Kontrolü Yönetmeliği'ne Göre Yapılan Kül Analizi
Parametre Değer
pH 11,08
TOC, mg/L 2,0
As, mg/L < 0,002
Pb, mg/L < 0,001
Cd, mg/L <0,02
Cr(VI), mg/L <0,01
Cu, mg/L 0,0173
Ni, mg/L <0,01
Hg, mg/L <0,02
Zn, mg/L 0,0364
Fenol,, mg/L < 0,001
F", mg/L 0,84
Amonyum, mg/L 0,5289
d', mg/L 11,8
CN; mg/L 0,004
Sülfür, mg/L 0,045
Sülfat, mg/L 0>3:5
Nitrit, mg/L 0,0165
Halojeni! organik bileşimler (AOX), mg/L 0,043
Klorlu tiner ve çözücüler, mg Cİ/L Yok
Klorlu pestisitler, |ig Cl/L Yok
Yağda çözünen (lipofü) sökülebilir maddeler 0,35
84
ÇTS külleri Tehlikeli Atıkların Kontrolü Yönetmeliği'nde "özel İşleme Tabi Atık"
sınıfında yer almaktadır. "Özel İşleme Tabi Atık"larla ilgili kurallar henüz belirlenmemiş
olmakla birlikte, gelecekte bu konu ile ilgili çıkacak tebliğe uyulacaktır.
Nemlendirme için ihtiyaç duyulan su miktarı en fazla 20 m /saat olacaktır. Bu suyun bir
bölümü santralın atık su toplama havuzundan, kalanı ise ham su havuzundan karşılanacaktır.
Kül nemlendirme ve ıslatmada kullanılacak atık suların özellikleri ve yaklaşık miktarları
SKKY' de termik santrallerin uyması gereken deşarj kriterlerine ilişkin çizelgelerden de
anlaşılacağı üzere, bu atık sular için ağır metaller açısından (Fe dışında) herhangi bir deşarj
sınırlaması getirilmemiş olup, atık suların özelliklerinden dolayı bu suların ağır metaller
açısından kül depolama sahasında sorun yaratması beklenmemektedir.
86
Kül depolama sahası, mevsimsel akışlı Dombul dere vadisi üzerinde 120 hektar'lık bir
alan kaplamaktadır Sahanın depolama hacmi 35.000.000 m3'dür. Kül sahası santralın 30
yıllık ihtiyacına cevap verecek kapasitededir. Kül, depolama sahası mansıbında, vadi
üzerinde tesis edilecek 25 m yükseklikteki bir şedde arkasında depolanacaktır.
Kül depolama sahasında yaptırılan temel sondajlarına göre sondajlar boyunca zemin
yarı-geçirimli (10-3 - 10-5 cm/s) durumdadır. Küçük bir drenaj alanına sahip olan (2,5 km 2)
kül depo sahasında yamaç eğimleri %10-30 arasında değişmektedir. Drenaj alanına düşecek
yağış sularının kül depo alanı içine girmesini engellemek üzere, saha sınırı boyunca beklenen
en yüksek debiyi geçirecek kapasitede bir beton çevre drenaj kanalı (kuşaklama kanalı) inşa
edilecektir. Kanal İle birlikte bir servis yolu da yapılacaktır. Ek olarak, kül depolama sahası
içinde debileri çok küçük birkaç kaynak ve çeşme bulunmaktadır. Bu kaynak ve çeşme suları
kapalı borularla, en az l m derinden saha dışına drene edilecektir. Böylece kül depolama
sahası serbest sudan arındırılmış olacaktır. Kül nemlendirme ve tozumaya karşı kullanılacak
yağmurlama suyu (ıslatma suyu) ise kül içinde bünye suyu olarak kalacağından depolama
sahasında serbest su oluşmayacaktır.
ÇTS kül depolama sahasında depolanacak küller aşırı Ölçüde higroskopik olup, suya
açtır. Bir başka ifade ile, bu küllerin su tutma potansiyeli çok yüksektir.
sahasından anormal koşullar altında oluşabilecek sızıntı sularını çevreye yayılmadan efektif
bir şekilde yakalayabilmek için bir derin drenaj kuyusu ile kapma sistemi geliştirilmiştir.
Depo alanının kille kaplanması: Kül depolama sahası bir vadi olup, kille kaplanacak
alanın büyük çoğunluğu dik meyil arz eden vadi yamaçlarıdır. Bütün arazide yapılacak kil
kaplamanın en az 3,5-4 m kalınlıkta ve ince tabakalar (maksimum 30 cm) halinde, özenli bir
şekilde sıkıştırılarak gerçekleştirilecektir. Kaplama için yaklaşık 7-8 milyon m3 özel nitelikte
kil gerekmektedir. Bu kaplamanın iyi bir şekilde atmosferik şartlara karşı korunmadığından
hızla tahrip olarak fonksiyonunu yitirme olasılığı yüksektir.
88
SONUÇ VE ÖNERİLER
Kömüre dayalı bir termik santraldeki ana işlem kömürde var olan kimyasal enerjinin
elektrik enerjisine dönüştürülmesidir. Bu dönüşüm, esas itibarı ile büyük miktardaki
kömürün kazan adı verilen yanma odasında yakılması ile elde edilen ısı ile, bir dizi arıtma
işlemi ile saflaştırılan suyun yüksek basınç ve sıcaklıkta buharlaştırılması ve bu buharın
türbinde mekanik enerjiye, jeneratörde de elektrik enerjisine dönüştürülmesi ile
gerçekleştirilmektedir.
Soğutma kulesinden çıkan gaz, kazandan kaynaklanan baca gazı ve soğutmayı sağlayan
hava karışımıdır. İşletmedeki iki ünite için baca gazı hacimsel akış hızı 1.008.000 Nm 3 /saat
(kuru bazda, %5 O2)'dır. Baca gazı, soğutma kulesi içersinden geçen hava içine
bırakıldığında hava-gaz karışımının hacimsel akış hızı 17.400 m 3/s (62.640.000 m0/saat)
olarak gerçekleşecektir. Normal hava sıcaklığında (14,8°C) çıkan hava-gaz karışımı sıcaklığı
37,3°C' dır.
91
Santral de kullanılacak Filtre fan debisi 3.600 Nm3 saat’tir. Torba filtre çıkışı toz
konsantrasyonu ise 75 mg/Nm3 'ü aşmayacaktır.
ÇTS, 320 (2x160) MW kapasiteye sahip olacaktır. Yılda yaklaşık net 2,25 Milyar kW
saat'lik elektrik üretimi yapması öngörülen ÇTS, Ege Bölgesi'nin kuzeyi ile Trakya ve
Marmara bölgelerinin enerji ihtiyacının karşılanmasına katkıda bulunacaktır.
92
Kaynaklar
2) PEŞİNT, Adnan, “Elektrik Santralleri”, M.E.B. Devlet Yayınları, Üçer Ofset Matbaacılık,
Ankara 1978.
4) PEŞİNT Adnan, ATEŞ Hüsamettin, “Elektrik Makinaları Esasları”, Isbn 975- 507-021-4,
Ankara 1990.
ÖZGEÇMİŞ
Suat YEL