Professional Documents
Culture Documents
Çeviri Derlemesi
Şubat 2017
yersizseyler.wordpress.com
1 https://www.wikiart.org/en/raden-saleh/study-of-walking-tiger
2
İçindekiler
Kaplan
William Blake . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 6
Laboratuvardaki herkes
Aslı Erdoğan . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 18
3
Fırtınalı yoğun hava şartları geçiren İsveç yarım milyon kWh
rüzgâr gücüyle rekor kırdı
Andrew Griffin . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 33
Meçhul Yurttaş
Wystan Hugh Auden . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 41
Oynamış olacaklar
Alan Turing . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 44
Tamamlanmamış hakimiyet . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 45
Nerede?
Jean Piaget . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 57
4
Data virüsü mü yoksa kız basili mi? . . . . . . . . . . . . . . 77
5
Kaplan
William Blake
6
Yıldızlar zıpkınlarını fırlattıklarında
Ve gökyüzünü gözyaşıyla yıkadıklarında:
O sana gülümsedi mi işini gördüğünde?
Kuzuları yapan, o mu yaptı seni de?
(Tyger)
ç.n.
7
Hayatın yapıtaşları yıldız ışığından geliyor
Hayatı bedenleyen sayısız harika biçim vardır, ama herhangi bir organizmayı
en temel parçalarına ayırırsanız, malzeme hep aynıdır: hidrojen, oksijen, nit-
rojen ve diğer öğelere bağ kuran karbon atomlarıdır. Ama bu aslî malzeme-
nin uzayda nasıl yaratıldığı sorusu çok eskiden beri gizemini korumuştur.
8
Bilimciler ağır yıldızlar biçimleyen bölgelerden Dünya’ya en yakın olanı Orion
Nebulası’ndaki karbon kimyasının muhtevasını incelediler. Karbon-hidrojen
molekülünün (CH ya da kimyagerlere göre “methilidin”in), karbon-hidrojen
pozitif iyonunun (CH+) ve bunların içerdiği [their parent] karbon iyonunun
(C+) miktar, sıcaklık ve hareketlerinin haritasını çıkardılar. Proton ve elekt-
ronlarında dengesizlik olduğundan net bir yük taşıyan atom ya da moleküle
iyon denir.
Niye, o zaman, Orion Nebula gibi moleküler bulutlarda bunca CH+ var?
Önceki birçok çalışma bu soruyu yanıtlamayı denemişti ama gözlemleri sı-
nırlıydı çünkü çalışılmaya müsait çevresel yıldızlar çok az sayıdaydı. Herschel
elektromanyetik tayfta başka hiçbir uzay teleskobunun önceden erişemediği
bir aralığı –soğuk nesnelerle ilintili uzak kızılötesi– ele alıyor, böylece içerdiği
tek tek yıldızlar yerine Orion Nebulası’nın tamamını hesaba katabiliyor. Ay-
rıca verilerini elde etmekte kullandıkları enstrüman, HIFI, gaz bulutlarının
hareketine aşırı duyarlı.
2 https://yersizseyler.net/2016/08/25/isik-hakkinda-bilmediginiz-sekiz-
sey-matthew-r-francis/
9
Temel hidrokarbonların kaynaklarına dair öne çıkan kuramlardan biri bun-
ların “sarsıntı”larla, çok fazla çalkantı yaratan olaylarla biçimlendiğini söy-
ler, mesela patlayan süpernovalar ya da maddeler tüküren genç yıldızlar
gibi. Çalkantısı yüksek moleküler bulut sahaları genelde sarsılmalar yaratır.
Tekneye çarpan büyük bir dalga gibi, sarsıcı dalgalar karşılaştıkları mad-
delerde titreşimlere sebep olur. Bu titreşimler atomlardan elektron kopara-
bilir, onları iyonlaştırabilir, ve iyonların bileşmesi daha muhtemeldir. Ama
yeni çalışmada Orion Nebulası’ndaki sarsıntılar ve CH+ arasında hiçbir ilinti
bulunmadı.
Orion Nebulası’nda bir sürü hidrojen gazı olduğu uzun zamandır bilinir. Bü-
yük yıldızlardan gelen morötesi ışık etraftaki hidrojen moleküllerini ısıttığı
zaman, hidrokarbonları biçimleyecek başat [prime] koşullar yaratılır. Yıldız-
lararası hidrojen ısındıkça, yıldızlardan kaynaklanmış karbon iyonları mole-
küler hidrojenle tepkimeye başlar ve CH+ yaratır. Sonra CH+ bir elektron
yakalayarak yüksüz CH molekülünü biçimler.
“Tüm karbon kimyasının en baştan ele alınmasıdır bu,” dedi John Pearson,
NASA’nın Jet İtim Laboratuvarı’nda (Pasadena, Kaliforniya) araştırmacı ve
çalışmanın eş-eser sahibi [co-author ]. “Eğer daha karmaşık bir şey biçimle-
mek istiyorsanız, bu yolu izlemelisiniz.”
10
Bu bulguların diğer galaksilerdeki temel hidrokarbon biçimlenmelerine dair
de imletimleri [implications] bulunuyor. Diğer galaksilerde sarsıntılar olduğu
biliniyor, ama aslî hidrokarbon moleküllerin yaratılmasındaki kilit rolü orada
da ısınma ve kimyada morötesi ışığın hakim olduğu koyu bölgeler oynuyor
olabilir.
ç.n.
11
Quark’ın Finnegans Wake ile ne ilgisi var?
Merriam-Webster
12
Kendi anlattığına göre acayip nesnelere “squeak” ve “squork” gibi adlar
takma alışkanlığı vardı ve “quork” (pork ile kafiyeli) da o günlerde çıkmıştı.
Birkaç ay sonra, Joyce’un Finnegans Wake‘inden bir satıra denk geldi:
13
ç.n.
Ayrıca bkz.
İzdüşüm Entropisi
https://yersizseyler.wordpress.com/2014/11/19/izdusum-entropisi/
14
Karanlık evreni arayan fizik, çarpıştırma
verileriyle ziyafet vermeye hazırlanıyor
15
Avrupa’nın fizik araştırma merkezi CERN’deki bilimciler, ele avuca gelmeyen
Higgs bozonunun varlığının doğrulamanmasından üç yıl sonra, Geniş Hadron
Çarpıştırıcısı’ndan (LHC) gelmiş geçmiş en büyük veri gömütünü çıkarmaya
hazırlanıyor.
2013’teki keşfiyle Nobel fizik ödülünü güvenceye alan Higgs bozonu, öğe-
sel maddenin nasıl kütle edindiğine dair aslî soruları yanıtladı. Ama fiziğin
“standart model”inde eksik kalan şeyler bilmecesini çõzmedi.
LHC hiç bu kadar iyi, bu kadar sıkı çalışmamıştı. Milyarlarca proton ye-
raltındaki 27 kilometre (17 mil) halka boyunca ateşlenip 13 Tera elektron
Volt (TeV) enerjiyle, yani sivrisineğin uçuş kuvvetinin yaklaşık 13 katı bir
enerjiyle birbirlerine çarpıyor. Proton ışınları yoğunluklarıyla rekorlar kırarak
her zamankinden daha fazla veri sağlıyor.
16
Geçen Aralık ayında sonuç alma imkanına dair bir ipucu çıktı: hem CMS hem
de Atlas, verilerinde 750 Giga elektron Volt (GeV) hizasında bir “çıkıntı”
bildirdiler.
“Gördüğümüz olay bozuk parayı altı kere atıp her seferinde tura gelmesine
benziyor. Sırf buna bakıp bozuk paranın iki yüzünün tura olduğuna bahse
girilmez,” dedi.
İncelikli olursa sonuç üretmek için LHC’nin planladığı 3 bin ters femtobarnın
hepsine gerek duyulabilir.
“Korkarım ki karanlık madde Higgs bozonundan çok, çok daha ender bir
şey olabilir,” dedi Camporesi.
ç.n.
17
Laboratuvardaki herkes
Bu araştırma merkezi, beni çökerten son darbe olmuştu, içten içe çürümüş
bir ağacı deviren fırtına gibi. Böyle bir yere kabul edilmenin boş gururu kısa
zamanda aşınmış, kaskatı gerçeklikle yüzleşmek zorunda kalmıştım. Burası,
fizikçi jargonunda denildiği gibi, bir gettoydu ya da bir manastır. Bizden
istenen üç şey vardı: Çalışmak, çalışmak, çalışmak. Hastalanmadan, üzül-
meden, bunalıma girmeden, aşık olmadan, hiç teklemeyen bir jet motoru
gibi çalışmak. Haftanın yedi günü, günde on dört, deneyler başladığında on
altı, saat çalışmak; bir sonraki toplantıya, yetiştirilmesi ve kesinlikle hatasız
olması gereken raporlar, yerin yüz metre altında, küçük, kapalı odalarda tu-
tulan vardiya nöbetleri, bilgisayarın başında çabucak biten geceler. Aldığım
eğitim sonucu çalışmaya, kendimi işime adamaya alışıktım, ama burada, en
tembellerden ve kaytarıcılardan biri olup çıkmıştım. Ne kadar istesem de -
istemiyordum da- o Çin’den, Japonya’dan, Hindistan’dan gelmiş, sürekli, hiç
yorulmadan çalışan, bilgisayar ekranından yalnızca üç-beş saatlik bir uyku
için ayrılan, hırslı, “süper-zeka” doktora öğrencileri gibi olamazdım. Çünkü
yaşamaya katlanabilmenin bazı koşulları vardı: Okumak, öykü yazmak, arada
bir dans etmek, sokaklarda başıboş dolaşmak gibi. Bunların bedeli de çok
pahalıydı, maaşım kesilmiş, kariyerim bitme noktasına yaklaşmıştı.
18
Böyle bir yerde yıllarca tutunabilmek için, insanın bir tutkusunun, işi dı-
şında herhangi bir bağlılığının olmaması, kendi benliğini gözden çıkarmayı,
bedenini dışlamayı, duygularının çoğunu bastırmayı öğrenmesi gerekir. La-
boratuvardaki herkes, şu ya da bu biçimde korkunç bir yalnızlığı ve ruhsal
çöküntüyü dışa vuruyordu; bir hapishanede olduğu gibi, görünmeyen, çok
güçlü kurallar insan ilişkilerini yönlendiriyordu. Gözü dönmüş bir hırs, ispi-
yonculuk, paranoya, katı duygusuzluk, depresyon, cinsel doyumsuzluk, yay-
gın bir alkol alışkanlığı, hatta şizofreni; işte böylesine kokuşmuş bir ortam.
İnsanlığın en üretken ama aynı zamanda insana karşı en duyarsız kurumun-
daydım ve yanlış toprağa ekilmiş bir bitki gibi hızla kuruyordum.
Tek arkadaşım olan Maya, şöyle özetlerdi koşulları: “Burası, en yakın dos-
tunuz kafasına bir silah dayadığında, başınızı çevirip bakacak zamanı, gücü,
hatta isteği bile bulamayacağınız bir yerdir.” Ben de şöyle eklerdim: “Zaten
dostunuz da yoktur.” Aslında biz, ikimiz, çok şanslıydık, çünkü o koşullar
için olağanüstü bir dostluk kurmayı ve yaşatmayı başarmıştık.
19
Fizik ve kadın gerçeği üzerine
Kasım 20156
Barış: Uğur sence bunu Fizik yasası gibi aksiyomatik bir temel sayabilir
miyiz? Yani kadın-oluşu bireysel ve biyolojik belirlenimlerinden soyutlayıp
her türlü taciz teşhiri olayını toplumsal kadın öznelliğinin olumsal bir tezahür
görüngüsü olarak karakterize edebilir miyiz? Böylece evrimsel dinamiklerle
cinsiyetin diyalektik bağı kurulabilir.
https://yersizseyler.net/2016/12/26/on-physics-and-the-real-of-woman/
7 http://sendika14.org/2015/11/universiteli-kadinlardan-erkek-medyaya-
acik-mektup/
20
Uğur: CERN’dekileri bu fikre ikna etmekte zorlanabilirsin.
Barış: Neden zor olsun ki? Bütün deney tasarımlarında bilimin bakışı sis-
teme iki tane eş-gözlemci veya eş-bilimci olarak dahil edilecek. Her bilim-
sel deney doğaya bir müdahale ve kadın gerçeğinin inkârı olduğundan eril
olan yapacak, dişil taraf elini bile sürmeyecek. Çevrede gözlemlenebilecek
her şey patriyarkal tahakkümün renginde boyanmış olduğundan gözlemlerde
hep kadının beyanı esas alınacak.
Uğur: Her deney niye kadının inkârı olsun? Onca kadın bilim insanı var.
Deney yapınca kendilerini inkâr mı ediyorlar?
Barış: Kadının kendini inkâr etmesi demedim ki kadın gerçeğinin inkâr edil-
mesi dedim. Kadın gerçeğinin kendisi kadın olan bir şey değil.
Barış: İnkâr edilen varlığı değil ki gerçeği. Ne olarak? Mesela farklılık olarak,
farklılaşma olarak gerçeği. Türleşme değil, dikkat.
Uğur: Kadın erkek farklarına dair yüz bin tane araştırma vardır kesin.
Barış: Ama kadın gerçeği kadın bireylerin erkek bireylerden ölçülebilir fark-
ları demek değil. Yani psikolojik bakışla tespit edilemez.
Barış: Ölçüm aletinin olmazsa olmaz bileşen parçaları da birer ölçüm aleti
sayılır mı?
Uğur: Sayılsın.
21
Barış: Göz ölçüm aleti sayılır mı?
22
Karımı seviyorum. Karım ölmüş.
Richard Feynman
23
17 Ekim 1946
D’Arline,
24
apaçık – şimdi sen bana hiçbir şey veremesen de ben seni öyle seviyorum ki
başka herhangi birini sevmemin yolunu kapatıyorsun – ama ben senin orada
durmanı istiyorum. Ölmüş sen, canlı başka herhangi birinden çok daha iyisin.
Rich.
https://twitter.com/ArtVolumeOne/status/687727859205599232
25
26
Ayrımcılık: Enformel, Fizikî, Formel, Elektronik
5+ yıl önce yazılmış kısa metin bu. Tek bir tabloda kocaman bir
resme işaret edilmiş. Sansür örneğine gelinememiş. Bkz. Kanıt-
lanmış bir olguyu kabullenmekteki beceriksizliğin, bir yetkiliye
müracaat ederek birisini (bu olayda beni) “ne yazık ki” gözardı
etmeye çevrilmesi.9
Bu ayrımcılıkların hepsinin genel özelliği, Üstben inşalarına alan
açmalarıdır. Yani hayat şartlarındaki fizikîleşme, formelleşme ve
elektronikleşme, Üstben inşalarında da fizikîleşme, formelleşme
ve elektronikleşmeyi getirir, ve sonuç olarak “ilerleyip gelişen”
toplumlar aynı kendileri gibi “ilerleyip gelişen” sınırhattı kişilik
[borderline personality ] yapıları üretirler.
(Narsisizm de aynı sınırhattına dayanır, tek farkı sınırhattıyla
çizgileri çizilen temel zamirin ‘Ben’ yerine ‘Sen’ olmasıdır. Bkz.
TODAP’ın cinsiyetçilik açıklaması.10 Bu iki halin de çözümü
Dijital Oyunlardır çünkü orada sınırhattı bedenlenme mekaniz-
maları “avatar” aracılığıyla tasarlanabilir yani “socially const-
ructed” olur. Bkz. Dialectics of Game Design.11 Oyuncu avatar
ile aynı anda hem ben olur hem de sen olur, böylece “ayna ev-
resi” sürdürülmüş olur, tasarlanmış bağlamlarda “ayna evresi”
tekrarlanmış olur. “Twitch”12 sitesinin adını asgarî nöral parap-
raksisten almış olması “tesadüf değildir” ve “manidardır”. Hatta
“ender kuş görme” anlamı da Cıvıltı diye başlayıp Yaygara’ya
dönen Twitter’la ilişkilendirilebilir.)
Bu sınırhattının bilimsel paradigmadaki mecazı, hipotez testidir.
9 https://yersizseyler.wordpress.com/2017/01/08/
kanitlanmis-bir-olguyu-kabullenmekteki-beceriksizligin-bir-yetkili
ye-muracaat-ederek-birisini-bu-olayda-beni-ne-yazik-ki-gozardi-etm
eye-cevrilmesi/
10 http://www.todap.org/bolum_detay.aspx?yaziId=1460&bolumId=1
11 https://fidaner.wordpress.com/2014/11/11/dialectics-of-game-des
ign-isik-baris-fidaner/
12 https://en.wiktionary.org/wiki/twitch
27
Bkz. Bilirmiş gibi yapmak,13 2’nci madde.
Aslı Erdoğan’ın “laboratuvar”la ilgili anlattıkları,14 bu 2’nci mad-
dedeki hipotetik sınırhattının gerçek mecazı (yani sınırhattı ki-
şilik üzerinde hipotez testi mecazını ayakta tutan bedenlenme)
olan “Geniş Hadron Çarpıştırıcısı”nın sosyoteknik altyapısına
değiniyor. Günümüz Fizik paradigmasının bu binasını bir tür
çağdaş kilise gibi düşünebilirsiniz. Kiliselerdeki bronz çanlar ye-
rine orada Gaussian çanlar çalınır; ve maddî ve manevî borçları
hatırlatmak15 yerine orada Bilirmiş gibi yapmak, 5’inci madde-
deki kuantize edici kulaklar çınlatılır.
Kuantum Fiziğine farklı yaklaşımları kiliseler gibi ele alan Chris-
topher A. Fuchs’un makalesini okuyunuz: Quantum Mechanics
as Quantum Information (and only a little more).16
Kuantumda kuantize edilen şey son tahlilde anlayışın sonlulu-
ğudur. Demek ki kuantum fiziğinin nesnellik mefhumu, akıl yü-
rütmenin engellenmesine dayanır. Bkz. “İlişki tersine çevrilmiş-
tir”17
laboratuvardaki-herkes-asli-erdogan/
15 https://yersizseyler.wordpress.com/2016/07/26/
portakal-ve-limonlar-anonim/
16 https://arxiv.org/abs/quant-ph/0205039
17 https://yersizseyler.wordpress.com/2017/01/11/
iliski-tersine-cevrilmistir-g-w-f-hegel/
28
sonra, Türkiye’de erişilen web siteleri üzerinde bir ayrımcılık olarak kurul-
muş sansür mekanizmalarında bu biçimlerden üç tanesinin birbirini izlediğini
tespit edeceğiz.
Öncelikle bütün bu biçimlerin ortak işlevi, yani “genel olarak ayrımcılık” ne-
dir? Ayrımcılık, hak eşitsizliğidir. Olanaklar üzerine konmuş keyfi bir kısıt-
lamadır. Bazı insanların bir şeyleri yapabilirken diğerlerinin yapamamasıdır.
Bu kısıtlama ister karşılaşılacak bir tepki olsun, ister fiziki engel, kuralla-
rın elvermemesi veya otomatik bir reddedilme olsun, sonuçta gördüğü aynı
ayrımcı işlevdir. Fakat eğer bu işlevi ortadan kaldırabilmek istiyorsak, bir-
birine dönüşebilen bütün bu biçimleri bir arada gözönünde bulundurmak
durumundayız.
29
Kanıtlanmış bir olguyu kabullenmekteki
beceriksizliğin, bir yetkiliye müracaat ederek
birisini (bu olayda beni) “ne yazık ki” gözardı
etmeye çevrilmesi
Uppsala Üniversitesi için hazırladığım iş başvurusunu göndere-
ceğim bu akşam Türkçeye çevirdiğim bu yazıya 11 Ocak 2017’de
yayınlanan Boston Raporu Yayın ve Gizlilik Notu‘nda18 da atıf
yapıldı.19
boston-raporu-yayin-ve-gizlilik-notu/
19 İngilizcesi:
https://fidaner.wordpress.com/2016/11/29/the-inability-to-acknowledge-a-p
roven-fact-as-translated-into-an-appeal-to-an-authority-to-unfortunately
-disregard-some-person-me-in-this-case/
20 https://fidaner.wordpress.com/2014/11/11/dialectics-of-game-design-isi
k-baris-fidaner/
21 http://fuchs.uti.at/759/
22 https://yersizseyler.wordpress.com/2017/01/27/
deadline-falan-yok-dr-isik-baris-fidaner/
30
Ona yaptığı müracaatı “ne yazık ki dolmuş bulunan” bir “slot” mefhumu
halinde şifreledi [encrypted].
Aşağıdaki e-postayı yazarak örgütleme kurulu üyelerini bu hadiseye dair
bilgilendirdim.
Yanıt vermediler.
Örgütledikleri buluşmanın adı “ICTS and Society”, “Bilgilendirme ve Ha-
berleşme Teknolojileri ve Toplum” anlamına geliyor.
Işık Barış Fidaner
PS: O zamanlar e-postada bahsedilen dört ayrımcılık türüne (enformel ay-
rımcılık, fizikî ayrımcılık, formel ayrımcılık, elektronik ayrımcılık) dair, bun-
ları ayırt etmekle yetinen, detaylarına girmeyen çok kısa bir metin de yaz-
mıştım.
∼∼∼
sevgili icts and society kurulu,
başvurumla ilgili olan bitene dair sizi haberdar etmek ve bunun neden elekt-
ronik ayrımcılık olduğunu size açıklamak istiyorum. özetle, haberleşme şöyle
gelişti:
— size bir özet gönderdim, ama geri dönmediniz?
— üzgünüm. ikinci epostanızı aldım ama ilk epostanızı posta kutumda bu-
lamıyorum. sunum slotları zaten doldu.
— ama benim ilk postam da ikinci epostam da sizin posta sunucunuza ulaş-
mış. işte kayıtlar. demek ki yapılması gerekeni vaktinde yapmayı becermişim.
sistem admininizle görüşerek neden sizin posta kutunuza ulaşmadığını bu-
labilir misiniz?
— hatanın tam olarak nerede olduğunu bilmiyorum – ama vaktinde bana
gelmedi. esas örgütleyiciye müracaat ettim. şu anda sizi gözardı etmeye yet-
kiliyim. üzgünüm.
— anlaşıldı. . . peki o zaman. haberleşme teknolojisinin toplumsal ilişkilere
etkilerini tartışmakta size iyi şanslar.
burada görebildiğiniz gibi, anahtar engel “neden olduğunu bilmiyorum” du-
varı ve nedenini bulma yükümlülüğünden kurtaran “yetkiliye müracaat”tır.
burada “gizli” kalan bilgi belki de bir “spam süzgeci”dir: epostaları ha-
31
berleşme ortamındaki görünüşlerine dayanarak yoksayan bir makinedir. bu
süzgecin işlevi, diyelim ki beyinde otomatik olarak siyah insanları yoksayan
bir “ırkçılık süzgeci” ile aynıdır. bu cevap şöyle çevrilebilir “çok üzgünüm, o
anda sizi ciddiye alamamışım işte, nedenini bilmiyorum, öyle olmuş işte. . . ”
fizikî anlamda bu “süzgeç”lerden ayrılmış bir yerde olabiliriz, ama bu on-
ların işlevine dair taşıdığımız sorumluluktan bizi kurtarmaz: haberleşirken
onları kullanırız, onlar eylemlerinin kayıtlarını tutarlar ve bu kayıtları yöne-
ten adminlerimiz vardır. neden olduğunu bilebiliriz, o halde, neden olduğunu
bilmeliyiz.
ancak bu yolla elektronik ayrımcılığın etkilerinin farkına varabilir ve onları
azaltabiliriz. daha eski enformel, fizikî ve formel ayrımcılık biçimlerinde de
aynı şekilde.
tanıştığımıza memnun oldum, ve konferansta iyi şanslar,
barış
32
Fırtınalı yoğun hava şartları geçiren İsveç yarım
milyon kWh rüzgâr gücüyle rekor kırdı
Son günlerde İsveç’in enerjisinin çok büyük bir kısmı rüzgâr gücünden geldi
23 https://yersizseyler.net/2016/12/15/o-wheel-why-do-you-wail-ruhi-su/
33
İsveç rüzgâr gücünden önceden hiç olmadığı kadar enerji üretti.
Noel’de İsveç’in güneyini vuran Urd Fırtınası, ancak birkaç gündür yatıştı.
Böylece ülkenin kimi kısımları kasırga kuvvetinde rüzgârlar geçirdi – ülkedeki
çok sayıda rüzgâr tarlası da bunları yakaladı.
Bu kadar fazla güç üretilmesi, son üç gündür ülkenin toplam enerji tüketi-
minin yüzde 26’sının rüzgâr gücünden gelmesini getirdi.
2015’te İsveç rüzgar gücünden 16.6 terawatt saat (TWh) elektrik üretmişti,
bu da enerji tüketiminin yüzde 12 kadarıydı. Gerçi bu miktar, aynı yıl 85.4
TWh üreten Almanya’dan çok daha düşük.
34
İsveç yeni iklim kanunu ve sıfır neşir hedefi
sundu
İklim Bakanı Isabella Lövin (solda) ve Başbakan Stefan Löfven (sağda) yeni
iklim kanununu sunarken. Fotoğraf: Jonas Ekströmer/TT
Önerilen reformları İsveç Başbakanı Stefan Löfven ile İklim Bakanı Isabella
Lövin Perşembe günü sundu. Yeni kanun, Mart’ta Riksdag’dan geçerse,
35
2018’de yürürlüğe girecek. Gelecekteki tüm hükümetlerin 2045 hedefi gibi
neşir seviyesi hedeflerine erişmek üzere güvenilir bir çaba göstermesini em-
niyete almak üzere tasarlanmış.
2045’te net sıfır neşir olması hedefi Riksdag’da –ağırı sağ İsveçli Demokratlar
hariç– her partiyi içeren partilerarası bir meclis grubunda kararlaştırıldı.
36
“İklim değişimini inkâr eden Donald Trump en yüksek BE makamına seçildi.
Başka ülkelerin de neşir düşürme beyanları yapması gerekmez mi?” sorusuna
cevaben Lövin İsveç’in örnek olmak bakımından önemli bir rolü olduğunu
söyledi:
“İklim kanunu iyi. Önemli bir araç [tool]. Ama neşir hedeflerine ulaşmak için
de araçlar gerekecek,” dedi Ilımlı vekil, İsveç meclis çevre ve tarım kurulu
üyesi Jonas Jacobsson Gjörtler TT haber ajansına.
ç.n.
Uzamsal hedeflere ulaşma araçları [transport] ile başa çıkabilmek için Bi-
leşimsel hedeflere ulaşma araçlarının [tool] öne sürüldüğünü fark ediniz.
acukleme-muafiyet-talebi-proseduru-ve-yordami-1-neden-talep/
25 https://yersizseyler.wordpress.com/2017/02/03/
boston-raporu-b-yuzu-dr-isik-baris-fidaner/
26 https://yersizseyler.wordpress.com/2017/02/03/
yoksa-isvec-basbakan-yardimcisi-sadece-kadinlarla-cektigi-bu-fotografla-t
rumpi-trolledi-mi-lee-roden/
37
Yoksa İsveç başbakan yardımcısı sadece
kadınlarla çektirdiği bu fotoğrafla Trump’ı
trolledi mi?
38
İsveç Başbakan Yardımcısı ve İklim Bakanı Isabella Lövin galiba BE Baş-
kanı Donald Trump’a bir atar yaptı. Meslektaşlarıyla çektirdiği bu resmi27
paylaşarak, Trump’ın etrafında adamlarla kürtaj karşıtı kanun hükmünde
kararnameyi imzalamasının her yerde paylaşılan resmiyle galiba alay etti.
27 ç.n. “resim değil fotoğraf” ağbiselliğine bu noktada son veriyorum. Fotoğrafa canı-
mızın istediği zaman ‘resim’ diyebiliriz ve deriz, kimse karışamaz. Bir sonraki paragrafta
istersek ‘fotoğraf’ demeye başlarız, istersek ‘resim’ demeye devam ederiz, ona da kimse
karışamaz.
39
Öbür fotoğrafla çarpıcı benzerliği Yerel‘in sorması üzerine Lövin bir beya-
nında şöyle dedi:
İklim değişimini açıkça inkâr eden Trump daha önce Paris iklim antlaşma-
sını “iptal” etmeyi taahhüt etmişti – 2015’te BE’yi de içeren 200 civarında
ülkeyle başlatılan tarihsel bir uzlaşma bu.
Perşembe günü Lövin Yerel‘e, İsveç’te partilerarası destek alan yeni iklim
kanunu önerisinden bahsetti, bu kanun İsveç’in hırslı hedefine, 2045’te sı-
fır sera gazı neşretme hedefine ulaşması için gelecekteki hükümetleri çaba
göstermek zorunda bırakacak.
40
Meçhul Yurttaş
(JS/07 M 378’e
Bu Mermer Anıt Devlet
Tarafından Dikilmiştir)
41
Ve sağlık kartına göre bir kez yatmış hastanede ama iyileşip çıkmış
Hem Üretici Araştırması hem de Nitelikli Yaşama binaen
Yerleştirme Planındaki faydaları anlıyordu tamamen
Ve herşey vardı onda Modern İnsana gereken,
Fonograf, radyo, araba, bir tane de Bosch.
Kamuoyu araştırmamız memnuniyetle anlar ki
O münasip kanaatlere sahipti yılın her vakti;
Barış varken, o hep barış istemişti:
savaş olduğunda, o da gitmişti.
Evliydi ve nüfusa beş tane çocuk kattı,
Öjenistimize göre bu kuşaktaki ebeveynin vardı buna hakkı.
Ve aldığı eğitime hiç karışmadığını öğretmenlerimizden duyduk.
Özgür müydü? Mutlu muydu? Sorulması abuk:
Bir yanlışlık olsaydı illa ki işitmiş olurduk.
https://twitter.com/ArtVolumeOne/status/791630976996741120
ç.n.
Kısa öykü yazmanın uzun öykü yazmaktan daha zor olması gibi, harfiyen
çevirmek de yamultarak çevirmekten daha zordur. Yani harfiyen çevirmek
kolaya kaçmak değildir, aksine yamultarak (“yaratıcı”) çevirmek kolaya kaç-
maktır.
42
Artık herşeyi harfiyen çevirmem gerekmiyor, çünkü herşeyi harfiyen çevir-
memi gerektiren Şımarık Medya artık sona ermiş28 bulunuyor, yani sosyal
medyanın absürtlük bükücü esnekliğini sömüren fırsatçı manevralarla ona
buna gaz vererek politik varlık gösterme devri kapanmış bulunuyor. Baş-
kalarının yamultuculuklarından çekinmeme gerek kalmadığına göre kendi
yamultuculuğumdan da çekinmeme gerek kalmadı.
Ayrıca nasıl ki herşeyin kısa öyküsü yapılamazsa her metnin de harfiyen çevi-
risi yapılamaz. Yani yamultma özgürlüğü kazanmış olmam, çevirebileceğim
metinler kümesini de genişletmiş oldu.
28 https://yersizseyler.net/2016/10/14/amerikayi-aya-goturen-kod-az-once-
githubda-yayinlandi-1960lardan-kalma-zaman-kapsulu-gibi-keith-collins/
43
Oynamış olacaklar
Alan Turing
ç.n.
“somehow Might Play out”u “belki bir Anlamda Oynamış olacaklar” diye
çevirmekle daha önceki bir şarkı çevirisinde29 “soon” deyimine atmış oldu-
ğumuz dikişi takip etmiş oluyoruz.
29 https://yersizseyler.net/2016/10/11/kayar-ve-duseriz-pink-floyd/
44
Tamamlanmamış hakimiyet
45
orada da pembe renk, beyaz ve kırmızı soylu ata çiçeklerin melezlenmesiyle
üretilir. Fenotiplerin sayısal ölçümlerle ele alındığı nicelik genetiğinde, [qu-
antitative genetics] eğer bir farklı-döl fenotip iki aynı-döl fenotipin (sayısal
anlamda) tam ortasında olursa, o fenotipte hiçbir hakimiyetin sergilemediği
söylenir, yani hakimiyet sergilenmesi, ancak farklı-döl fenotipten çıkan öl-
çüm aynı-döl ölçümlerinden birtanesine30 ötekinden daha yakın durduğunda
olur.
(Wikipedia)
zdi-ali-ergin-demirhan/
46
mal etmeyiniz. ]
Senin şimdin bir tercih ya da çatallanma olabilir. Benim şimdim öyle değil.
35 https://www.facebook.com/groups/Zatss/permalink/408266859320876/
47
Benim şimdim konuşuyor.
∼∼∼
∼∼∼
Ayrıca bkz.
Dışaran dolaysız bilgi salt bir olgu hâlinde öne sürülür36 (G. W. F. Hegel)
∼∼∼
disaran-dolaysiz-bilgi-salt-bir-olgu-halinde-one-surulur-g-w-f-hegel/
37 https://yersizseyler.wordpress.com/2013/03/25/
postmodern-yabancilasma-modeli-2/
48
Biçimi bozunmuş papatyaların resmi her yerde paylaşıldı, peki bunlar Fuku-
şima yayılımından mı kaynaklandı?
Hasarlı santralden gelen yayılım garip çiçeklerin kaynağı olabilir, ama başka
kuvvetler de iş başında olabilir.
49
‘Mutant’ Papatyalar Sahiden Fukuşima
Yayılımından Mı Kaynaklandı?
Ama bitki bilimciler o kadar emin değil. Yayılımın işe karışmış olması müm-
kün ama başka bir dizi yolla da bunun açıklanabileceğini söylüyorlar.
130807-fukushima-radioactive-water-leak/
40 https://twitter.com/garrettpauley/status/624247547649986560
41 https://twitter.com/san_kaido
42 http://agalmic.org/post/123735522557
50
Uzatılmışa benzeyen Şasta papatyalarının kaydedildiği bölgedeki yayılım 0.5
µSv/h diye yazdı @san_kaido,43 bu hesap Tochigi Kasabası Nasu ilçesinde
yayılım ve Fukuşima hakkında bilgi vermek için açılmış. Kulağa ürkütücü
gelse de bu düzey normalin sadece birazcık44 üzerinde sayılır ve “orta ve
uzun vadeli yerleşim” için güvenli diye sınıflandırılır.
Ama tek bir bitki arada bağlantı kurmaya yetmiyor. Hemen çevresinde birçok
başka mutant bitki bulunmuş olsaydı bağlantıya imkân verecek daha çok
kanıt sağlanabilirdi, diyor.
Yayılım düzeyleri bölgede bildirilenin 10 katı bile olsa “bu doz oranından
mutasyon düzeyinde belirgin bir artış çıkması hiç muhtemel değil,” diyor
Edwin Lyman,47 Kaygılı Bilimciler Birliği’nden kıdemli bilimci. “Ama kaza
olduğu zaman salınım bölgesine yakın alanlarda yerel doz oranları çok daha
yüksekti ve yüksek kirlenme alanlarında florada yüksek ek mutasyon oranları
çıkması mümkündür.”
43 https://twitter.com/san_kaido
44 http://www.gavinshoebridge.com/news/basic-guide-to-radiation-levels-in-\
%C2\%B5svh-and-msvh/
45 https://plantbio.cals.cornell.edu/people/jeff-j-doyle
46 http://m.snopes.com/nuclear-mutant-daisies/
47 http://www.ucsusa.org/about/staff/staff/edwin-lyman.html
51
“O Kadar Ender Değil”
“O kadar ender değildir,” diyor Krizek garip papatyalarla ilgili. “Bunu bah-
çenizde büyüyen bitkilerde bile zaman zaman görebilirsiniz.”
Öyle de olsa, nükleer felaketin Japonya’da yaban hayatına tesir etmiş olması
muhtemel, diye bildirdi bilimciler Kalıtım Dergisi‘nde 2014’te.49 1986’da
Çernobil50 nükleer felaketinin sonrasında olduğu gibi, bilimciler yayılım sı-
zıntısına yakın civarda kuşlarda, böceklerde ve bitkilerde ölüm oranlarında
artış gözlemlediler.
48 http://www.biol.sc.edu/faculty/krizek
49 http://phys.org/news/2014-08-biological-effects-fukushima-insects-animals.
html
50 http://ngm.nationalgeographic.com/2014/10/nuclear-tourism/
johnson-text
52
Fuji Dağı Kıpkırmızı
Öteki: Altı tane atom reaktörü var. Birer birer patlıyorlar. Japonya çok
küçük, kaçacak yer yok.
Kırmızısı Plütonyum 239. On milyonda bir gramı kanser yapar. Sarısı St-
rontiyum 90. Bedeninize girer ve sizi lösemi yapar. Mor olanı Cesium 137.
Üremeyi etkiler. Mutasyonlara sebep olur. Monstrasyonlara sebep olur. İn-
sanlığın aptallığı inanılmaz. Yayılım göze gözükmüyordu. Tehlikeli olduğun-
dan ona renk verdiler. Sizi öldüren yayılımın ne çeşit olduğunu görüyorsunuz.
53
İşte böyle. Ölümden gelen bir kartvizit. Görüşürüz.
Öteki: Merak etmeyin. Yayılım sizin için bunu yapacaktır. Üzgünüm. Ben
de ölmeyi hak edenlerden birisiyim.
https://www.youtube.com/watch?v=Zlp5juUe-NY
54
Barış’ın başka biri olması
“Other”ı karşılayan “Öteki” ile “Başkası” arasındaki farkı gösteren bir örnek
olsun.
IBF
55
Barış sen neden böylesin?
56
Nerede?
ROC (6 12 , bir kız) bu ikinci aşamanın tipik bir örneğidir: “Şimdi söyle
bana, güneşin adı nerede?”—Gökyüzünde.—Güneş gökyüzünde. Ama adı
nerede?—Gökyüzünde.—Nerede?—Her yerde.—Nerede?—Bütün evlerde.
—Güneşin adı burada mı?—Evet.—Nerede?—Okullarda ve dersliklerde.—
Dersliklerin nerelerinde?—Her yerde.—Bu odada mı?—Evet.—Başka ne-
rede?—Köşelerde.—Başka nerede?—Bütün küçük köşelerde (etrafındaki ha-
vaya işaret ederek).—Salève’nin adı nerede?—Evlerde.—Bu evin neresinde?
—Dersliklerde.—Burada mı?—Evet—Nerede?—Orada (yukarı tavana ba-
karak).—Nerede?—Alanda.—Alan nedir?—Küçük yollardan geçilir.—Salè-
ve’nin adını görebilir misin?—Hayır.—Ona dokunabilir misin?—Hayır.—Onu
duyabilir misin?—Hayır.” Rhone için, bir alıştırma kitabı için vb. aynı ce-
vaplar. “Ya senin adın nerede?—Evde.—Hangi ev?—Onu bilen evlerin hep-
sinde.—Burada bu evde mi?—Evet.—Neden?—Çünkü onu söyleriz.—O za-
man o nerede?—Okulda.—Nerede?—Köşelerde.—Oradaki evi görüyorsun
(pencereden göstererek) senin adın orada mı?—Hayır.—Neden orada de-
ğil?—Çünkü oradaki insanlar onu bilmez.—Eğer buraya biri gelseydi, on-
lar adının burada olduğunu bilir miydi?—Hayır.—Bilebilirler mi?—Biri söy-
lerse.—Ne zamandan beri senin adın bu odada?—Bugün, daha şimdi.—Ne
kadar süre burada kalacak?—Bu akşama kadar.—Neden?—Çünkü o za-
man herkes gider.—Biz saat 4’te gideceğiz. Ne zamana kadar burada ka-
lacak?—Saat 4’e kadar.—Neden?—Çünkü ben buradayım.—Peki diyelim
57
sen gidersen ve biz kalırsak, senin adın hâlâ burada olacak mı?—Evet, o
kalacak.—Ne zamana kadar?—Siz gidene kadar.—Biz gidince senin adın
nerede olacak?—Başka insanlarla olacak.—Kim?—Onu bilen diğer insan-
lar.—Başka insanlara senin adın nasıl geçer?—Pencereden geçer.—Peki se-
nin adın benim gittiğim evde de olacak mı?—Evet.—Nerede?—Mutfakta
(Roc evin mutfağında kalıyor).—Nerede?—Küçük köşelerde.—Senin adın
bizim kafalarımızda değil mi?—Evet.—Neden?—Çünkü ben onu söyledim
(adımı).—O zaman küçük köşelerde değil mi?—Evet orada.”
58
Kağıt Kesiğinin Tedavisi
Kağıt icat olulalı beri kağıt kesiklerinin küçük ama acılı etkisiyle
uğraşmışızdır. Kesik çoğu zaman parmak ucunda olduğundan
diğer sıyrıklardan daha acılı gelir. Ama bir şeyler yaparsanız
kesik olduğunu bile kısa sürede unutursunuz.
59
Bölüm 1: Kağıt Kesiğini Temizlemek
51 http://www.webmd.com/allergies/itch-relief-11/cuts-scrapes
60
2) Su ve biraz sabunla hafifçe ovun. Yaranıza nazik davranın. Fazla sert
ovmak kağıt kesiğini daha da açabilir.
61
3) Yaranızı serin, temiz suyla durulayıp bütün sabunu geçirin.
62
4) Hidrojen peroksit, izopropil alkol ve iyodinden sakının. Bakterileri
öldüren özellikler sağlıklı hücre dokusuna da zarar verebilir. Öyle çok ciddi
zarar vermeleri ender de olsa, iyileşmeyi yavaşlatabilirler.52
52 http://www.consumerreports.org/cro/2012/04/best-treatment-for-cuts-is-not-hydr
index.htm
63
5) Gerekirse kanamayı durdurun. Kesik çok kanıyorsa ya da çabucak dur-
muyorsa, temiz bir bez ya da bantla hafifçe basınç uygulayarak durdurun.53
53 http://www.simple-remedies.com/home-remedies/bruises/
deep-paper-cuts-home-remedies.html
64
6) Kağıt kesiğinizi kendi başına iyileşmeye bırakın. Temiz tutun. Hava
onu kurutacak ve ertesi gün kesik olduğunu belki hatırlamayacaksınız bile.
65
Bölüm 2: Kağıt Kesiğini Sarmak
66
2) Yüzey alanını nemli tutsun diye ince bir tabaka antibiyotik krem
ya da merhem uygulayın. Yaranın daha hızlı iyileşmesini sağlamasa da
iltihaplanmaya engel olur ve bedenin iyileşme sürecini teşvik eder.54
54 http://www.mayoclinic.org/first-aid-cuts/basics/art-20056711
67
3) Kağıt kesiğini sarın. Temiz yara bandı kullanın, özellikle de yara par-
mağınız ya da eliniz gibi çabucak kirlenen bir alandaysa. Böylece irtibat
kurduğunuz bakteri miktarı sınırlanmış olur. Ayrıca çarpıp yarayı açmanı-
zın da önüne geçilmiş olur.55 Yapışkan bandınızı sıkıca örtün, ama fazla
sıkı olmasın yoksa yaranıza giden kan akışını kısıtlamış olursunuz. Kanınızın
yaraya erişmesini istersiniz ki sizi iyileştirebilsin!
55 http://www.medicinenet.com/first_aid_pictures_slideshow_bandaging_
injuries/article.htm
68
4) Yara bandınızı değiştirin: Eğer bant çok ıslanır ya da pislenirse yara
bandınızı değiştirin. İyileşmeyi teşvik etmek için o alanı mümkün olduğunca
temiz tutmak istersiniz.
69
5) Yara bandını kuru tutamıyorsanız sıvı yapışkan kullanın. Bazı ürün-
ler lokal anestezik sağlayarak acıyı biraz yatıştırırlar. Eczanede küçük deri
yaralarına özgü olanları arayın.
— Super glue ürünleri yakabilir, ama yarayı örterler ve derinin iki yanını
bir arada tutarlar. Bu ürünler doğrudan deriye uygulanmak için değildir, o
yüzden acıtır ve biraz da yakarlar eğer bu yöntemi tercih ederseniz.
70
6) Kesik iyileşmeye başlayınca yara bandını çıkarın. Çoğu kağıt ke-
siğinde iyileşme birkaç gün sürer. Yara bandını çok uzun tutmak kesiğin
düzgün iyileşmesi için gereken oksijeni almasını önleyebilir.
71
Bölüm 3: Kağıt Kesiğini Ev Çözümleriyle İyileştirmek
1) Kesiğe çiğ bal sürün. Balın çiğ olması önemlidir; eğer pişmişse, anti-
bakteriyel enzimlerin hepsi gitmiş olur.
72
2) Kağıt kesiğine birazcık aloe vera jel sıkın. Piyasada satılan jelleri de
kullanabilirsiniz. Aloe veranın iyileşme sürecini hızlandırdığı bilinir
73
3) Yaraya nane sürmeyi deneyin. Kaynar suda bir naneli poşet çayı ısıtın,
sonra poşet çayı kağıt kesiğinin üstüne koyun. Ya da parmağınızı soğuk
nane çayına batırın eğer kesik parmağınızdaysa. Nanenin iltihaplı dokuyu
rahatlatan bir etkisi vardır.56
56 http://www.simple-remedies.com/home-remedies/bruises/
deep-paper-cuts-home-remedies.html
74
4) Sarımsak sürün. Üç diş sarmısağı bir bardak şaraba koyun, 2-3 saat
bekletip çıkarın. Temiz bir bezle günde 1-2 kez kesiğe uygulayın.
75
5) Kesiğinize kalendula merhemi, lavanta yağı, altınmühür merhemi
ya da çay çiçeği yağı uygulayın. Bunların hepsi çoğu sağlık dükkanında
bulunabilir ve yara iyileşmesini hızlandırdıkları bilinir. Bunları günde 2-4 kere
doğrudan kesiğe ya da yara bandınıza uygulayın
Öneriler
57 http://www.simple-remedies.com/home-remedies/bruises/
deep-paper-cuts-home-remedies.html
76
Data virüsü mü yoksa kız basili mi?
Kızlar sadece makyaj, kıyafet, atlar ve pembe şalları düşünür? Öyle mi?
Hiç de bile!
Kızlar en az oğlanlar kadar iyi ve hevesli data delileridir. Ve diğer herkes gibi,
kızlar da yeni zorluklar isterler. Sınırları zorlamayı ve hatta ötesine geçmeyi
isterler.
Sizin için artık yeni Amiga 600 var (pazar öncüsü Commodore’dan).
Ama Amiga bundan çok daha fazlasıdır. Binlerce işlevi sayesinde böyledir.
Mesela ev ödevinizi düpedüz maceraya çevirir.
4000 rengiyle, 16/32 bitiyle, çizim programları ve stereo sesiyle, yazılar ya-
zabilir, hesaplamalar yapabilir ve önceden ancak hayal edebildiğiniz yollarla
havalı resimler yaratabilirsiniz.
AMIGA: Commodore’dan
77