Professional Documents
Culture Documents
ıBEK MODELĐ
Âi^e radıyaüahu anhâ şöyle diyor:
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem, savaş hali dışında, bir kadına,
bir hizmetçiye,
kısacası bir kimseye eliyle vurmadı.
i DavÛâ, Edeb 4; Đbni Mace
Nikâh 51,
Müslim, Fezâil 79; Ebû
• I M 1Z A PEYGAMBER MODELĐ
HAYAT1
131
5
O
Wr buta
»Muhammedi"
1
kyüklel
"Hırkamı sertçe çekip boynumu yaraladın; ben de aynı şeyi sana yapmadıkça
isteğini yerine getirmeyeceğim" dedi. Resûl-i Ekrem bu sözü üç defa tekrarladı.
Bedevi de her defasında,
"Hayır, vallahi sana bunu yaptırmam" diye karşılık verdi.
Bedevînin sözünü duyunca üzerine yürüdük.
Bunun üzerine Hz. Peygamber bize döndü ve,
"Sözümü duyan herkesin,
ben izin verinceye kadar
olduğu yerde kalmasını istiyorum" buyurdu.
Sonra oradaki birine,
"Falan!
Bu adamın develerinden birine arpa,
diğerine de hurma yükle" diye emretti.
ı!" buyurdu.
EM.
133
1
rahȍa
^koxZ^^
sa
yabıtod,
Biri onun ke
Ebtî
adiYülkhuanh gediyor
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem yemekte kesinlikle kusur aramazdı.
Đştahı varsa yer,
canı çekmiyorsa yemezdi.
9; EM
134
. Ebû Dâvud, ĐM" '
HAY-
4fiîKm,ESribel87,188;EM
Tirmizî, Birr 84.
HAYATĐMĐ
ZA PEYGAM
BER MODELĐ
135
çok defa ş
Üzüntüden, kederden, acizlikten, tembellikten,
cimrilik11'
Câbir rrtdiya/(<ifiıı anh anlatıyor:
Birgün evde oturuyordum.
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem
bize uğrayıp beni çağırdı.
Kalkıp yanına vardım.
Elimden tuttu, yürümeye başladık.
Hanımlarından birinin evine geldik.
Đçeri girdi, sonra beni çağırdı.
Eşinin bulunduğu odaya girdim.
Hz. Peygamber, "Yiyecek birşey var mı?" diye sordu.
"Evet, var" dediler
ve üç parça ekmek getirip sofraya koydular.
Resûl-i Ekrem ekmeğin birini kendi önüne,
diğerini benim önüme koydu.
Üçüncü ekmeği alıp ikiye böldü,
yarısını kendi önüne,
öteki yarısını da benim önüme koydu.
"Ekmekle yiyecek bir katık yok mu?" diye sordu.
"Hayır, ama biraz sirke var" dediler.
"Sirke ne güzel katıktır!" diyerek yemeye başladı.
Resûl-i Ekrem'den bu sözü duyduğum günden beri
ben de sirkeyi severim.
Müslim, Eşribe 164-169; Ebfı DâvM, Et'ime 39; Tirmizî, Et'ime 35; Đbııi U&ct,
Et'ime 33. HAYATIMIZA I'EYGAMUEH MODELĐ
137
|BE» M°DELt
136
:1
-i Ekrem de « ba değil,
TeU> bem ^rolaiak yıra«- buyurdu.
Abdullah ibni Ömer radıyallahu anhümâ,
kaba etlerinin üzerine oturarak,
uyluklarını karnına dayadı,
kollarıyla da dizlerini tuttu:
"Đşte ben Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem'i
Kabe'nin avlusunda böyle otururken gördüm" dedi.
EM
138
me 6,12.
pEYGAMBER
i O D E L Đ
Buhârî, Đsti'zân 34. HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELĐ
139
Abdullah ibnl Abbas radıyallahu anhümâ anlatıyor:
Birgün Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem hasta bir bedeviyi ziyaret
etti. Bir hastayı ziyaret ettiğinde ona,
"Geçmiş olsun,
hastalığın günahlarına keffâret olur inşallah"
derdi.
Bu bedeviye de aynı şekilde,
"Geçmiş olsun,
hastalığın günahlarına keffâret olur inşallah"
deyince, adam
Sen, 'Hastalık günahlarına kefarettir, geçmiş olsun'
diyorsun,
ama o hiç de öyle gelip geçici bir hastalık değil;
tam aksine yaşlı bir adam üzerinde
iyice coşup köpürdükten sonra,
onu kabirleri ziyarete gönderen bir sıtmadır" dedi.
O zaman Resûl-i Ekrem (duasını kabul etmeyen)
bu adama:
"Pekâlâ, öyle olsun" dedi.
Merdâl0,14,Tevhîd31.
.MHEH MODELĐ
HAV,
141
dıyallahu anh anlatıyor:
denHrbsmm k
ip aralarım bulalım y
1AYAT1M'
,ELĐ
B«Mrf
Sulh 3, Ezâu
.HER M
ODELĐ
143
Berâ ibni Âzib radıyallahu anhtinıâ Resûl-i Ekrem sallallahıı aleyhi ve
sellem'in Mekke fethinden bir yıl önce yaptığı kaza umresindeki bir olayı şöyle
anlatıyor:
Allah'ın Elçisi umresini tamamlayıp Mekke'den çıktı. Đşte o sırada Hz. Hamza'nm
kızı Ümâme, "Amcacığım! Amcacığım!" diye bağırarak arkalarından gelmeye başladı.
Hz. Ali onu kucaklayıp,
devenin üzerinde bulunan eşi Fâtvma'ya,
"Amcanın kızını al!" diye uzattı.
Medine'ye varınca,
bu çocuğun kimde kalacağı konusunda Ali, ağabeyi Cafer ve Zeyd ibni Harise
arasında anlaşmazlık çıktı.
Hz. Ali,
"O benim amcamın kızıdır.
Onun terbiyesini ve bakımım üstlenmek
herkesten çok benim hakkımdır" dedi.
Câfer-i Tayyar,
"O benim de amcamın kızıdır;
üstelik eşim onun teyzesidir" dedi.
144
HAYATIMIZ
MODELĐ
Zeyd ibni Harise de
"Onun babasıyla beni Resûl-i Ekrem kardeş yaptı.
O benim kardeşimin kızıdır" dedi.
Allah'ın Elçisi,
"Teyze anne sayılır" diyerek
çocuğu Câfer-i Tayyâr'm eşine verdi.
Sonra çocuğu himayesine almak isteyenlerin
ayrı ayrı gönlünü aldı:
Hz. Ali'ye,
"Sen bana muhabbetle bağlısın, ben de sana" buyurdu.
Câfer-i Tayyar'a,
"Senin hem görünüşün,
hem de huyun bana benzer" dedi.
Zeyd ibni Hârise'ye de
"Sen bizim kardeşimiz, dostumuzsun" buyurdu.
Buharı, Sulh 6, Megâzî 44; Ebıî Dâvûd, Talâk 35. HAYATIMIZA PEYCAMUER MODELĐ
145
Kâ
'b ibni Mâlik radıyallahu anh şöyle diyor:
llallahu aleyhi ve sellem,
Resûl-i Ekrem sa'
bir yolculuktan dönünce
önce mescide uğrayıp
sonra halk ile birlikte otururdu.
iki rekât namaz kılar,
Buh«rf,S!dît59,M^79;M«*..,Müsafann 161; Nesât, Mesâcıd 38.
146
AYAT1 M IZ
A PEYGAMBER MODELĐ
Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahu anh şöyle diyor:
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem, cinlerden ve göz değmesinden Allah'a
sığınırdı.
"Muavvizeteyn" denen
Kul eûzü hirabbi'l-felak.
ve Kul eûzü birabbi'n-nâs sûreleri inince,
artık başka duaları bırakıp sadece onları okudu.
Tirmizî, Tıb 16; Nestiî, Đstiâze 37; Đbni Mnce, Tıb 33. HAYATIMIZA PEYGAMBER
MODELĐ
147
ti
Berâ ibni Âzib radıyallahu anhümâ şöyle diyor:
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem'in
arkasında namaz kıldığımız zaman,
yüzünü bize döndüğünde
sağ tarafına meylettiği için
biz de onun sağ yanında olmayı arzu ederdik.
Bir defasında bize dönünce şöyle buyurduğunu işittim:
beni ȉb.ndan koru!
MkiM, Salât 71, Edeb 98; Tinnizî, Daavât 18; Nesâi,
1K,,,EI, MODELĐ
Huzeyfc ibni Yeınân radıyallahu anh anlatıyor:
Bir gece Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in
arkasında namazı kıldım.
Bakara Sûresini okumaya başladı.
Ben içimden "Yüz âyet okuyunca
herhalde rükû eder" dedim.
O yüz âyetten sonra da okumaya devam etti.
"Đki yüz âyet okuyunca rükû eder" dedim,
yine okumaya devam etti.
Ben içimden "Galiba bu sûreyi
bir rekâtta okuyacak" dedim,
o yine okumaya devam etti.
Ben "Artık bu sûre ile rüktıa varır" dedim, varmadı.
Nisa Sûresine başladı, onu da okudu.
Sonra Al-i Đmrân Sûresine başladı, onu da okudu.
Ağır ağır okuyor, teşbih âyeti gelince Allah'ı teşbih ediyor,
dilek âyeti gelince dilekte bulunuyor,
Allah'a sığınmaya dair âyet gelince Allah'a sığınıyordu.
Sonra rükûa vardı,
"Sübhâne Rabbiye'1-azîm" demeye başladı.
Rükûu da aşağı yukarı kıyamı kadar uzun oldu.
Sonra "Semiallahü limen hamideh, Rabbena leke'1-hamd"
HAYATIMIZA V E Y G A M 15 E H MODELĐ
149
148
diyerek doğruldu.
Hemen hemen rükûuna yakın
uzunca bir süre ayakta durdu.
Sonra secdeye vardı ve
"Sübhâne Rabbiye'1-a'lâ" demeye başladı.
Secdesi de aşağı yukarı kıyamı kadar uzundu.
Aqe radıyallahu anhâ şöyle diyor:
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem
eve girince,
ilk önce misvakla dişlerini temizlerdi.
Yatmadan önce de
onun misvakını ve abdest suyunu hazırlardık.
Allah onu, geceleyin ne zaman uyandırmak dilerse uyandırır, o da hemen misvakla
dişlerini temizler, abdest alıp dokuz rekât namaz kılardı.
Müslim, Müsâfirîn 203; Nesâî, Tatbîk 73, 74, Kıyâmü'1-leyl 25. 150
HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELĐ
Müslim, Taharet 44, Müsâfirîn 139; Nesâî, Taharet 8, Selıv 67, Kıyâmü'1-leyl 2,
43; Đbni Mâce, Đkamet 123.
M A Y A T I M I Z A PEYGAMBER MODELĐ
151
Enes ibni Mâlik anlatıyor:
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem, akşam namazını kılmadan önce birkaç
taze hurma ile orucunu açardı. Taze hurma yoksa birkaç kuru hurmayla, o da yoksa
birkaç yudum suyla iftar ederdi.
Aişe radıyallahu anhâ şöyle diyor:
Bir gece Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem'in
yatakta olmadığını fark ettim.
Eşlerinden birinin yanma gittiğini sandım.
Karanlıkta el yordamıyla namaz kıldığı yeri araştırırken
elim ayağının tabanına değdi.
Secde vaziyetinde iki ayağını da dikmiş, şöyle diyordu:
Allahım!
Senin gazabından rızâna,
azabından affına sığınırım.
Ben Senden Sana sığınırım.
Ben Seni lâyık olduğun şekilde övemem.
Sen kendini nasıl övmüşsen, öylesin.
Ebû
152
HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELĐ
Muslini, Salât 221, 222; Ebû Dâımd, Salât 147, 148; Timıizî, Daavât 75; Nesâî,
Taharet 120, Tatbîk47, 71, 72, Đsti'âze 62; Đbni Mâce, Duâ 3.
HAYATIM
ĐZA PEYGAMBER MODELĐ
153
Âişe radıyallahu anhâ şöyle diyor:
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem
her gece yatağına girince
avuçlarını birleştirir,
Kul hüvallahü ahad,
Kul eûzü birabbi'l-felak
ve Kul eûzü birabbi'n-nâs sûrelerini
okuyup avuçlarına üfler,
başından, yüzünden
ve vücudunun ön tarafından başlayarak
ulaşabildiği yerlere kadar ellerini bütün bedenine sürer
ve bunu üç defa yapardı.
Buhârî, Fezâilü'l-Kur'ân 14, Tıb 39, Daavât 12; EbÛ Dâvûd, Edeb 98; Tirmizî,
Daavât 21; Ani Mâce, Duâ 15.
154
HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELĐ
Tabiîn âlimlerinden Şehr ibni Havşeb anlatıyor:
Ummü Seleme radıyallahu anhâ'ya,
"Ey mü'minlerin annesi!
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem
senin yanmdayken
en çok nasıl dua ederdi?" diye sordum.
Şöyle cevap verdi:
"Resûl-i Ekrem çoğu zaman
Ey kalpleri halden hale çeviren Allah! Benim kalbimi dininden ayırma!
diye dua ederdi.
Birgün "Ey Allah'ın Elçisi," dedim. " 'Ey kalpleri halden hale çeviren Allah!
Benim kalbimi dininden ayırma!' duasını niçin bu kadar çok okuyorsun?' Bana şu
cevabı verdi:
Ummü Seleme!
Her insanın kalbi Allah'ın iki parmağı arasındadır;
dilediğinin kalbini dininde tutar,
dilediğinin kalbini dininden ayırır.1
1. Peygamber Efendimizin bu duasının, Kur'ân-ı Kerîmdeki 5u duanın bir başka
ifadesi olduğu görülmektedir: "Rabbimiz! Bizi doğru yola ilettikten sonra
kalplerimizi bir daha oradan ayırma! Bize rahmetini bağışla. Bize
istediklerimizi bağışlayan Sensin." (Âl-i Đmrân 3/8).
Tirmizî, Daavât 89; Ahmed b. Hanbel, Müsned, VI, 302, 315.
HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELĐ
155
Kölemi kamçıyla dövüyordum. O sırada arkamda bir ses duydum; bana, . "Ebû
Mes'ûd! Şunu iyi bil!" diyordu.
Çok kızgın olduğum için
kimin seslendiğini anlayamadım.
Yaklaşınca bir de ne göreyim, bana seslenen
Allah'ın Elçisi değil mi!
"Ebû Mes'ûd, şunu iyi bil! Ebû Mes'ûd, şunu iyi bil!"
diyordu.
Resûl-i Ekrem'in, insan üzerinde
o korku ve saygı uyandıran halini görünce,
elimdeki kamçı düşüverdi.
Peygamber aleyhisselâm bana şunu söyledi:
"Ebû Mes'ûd, şunu iyi bil:
Allah'ın senin üzerindeki güç ve kudreti,
senin bu köle üzerindeki kudretinden kat kat fazladır!"
Bunun üzerine ben,
"Ey Allahm Elçisi!
Allah rızâsı için bu köleyi azat ettim" dedim.
156
HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELĐ
Resûl-i Ekrem,
"Beri bak!" buyurdu.
"Eğer böyle yapmasaydın,
Cehennem ateşi seni mutlaka yakardı."
O günden sonra hiçbir köleyi dövmedim.
Mflrfta. EymJu 34, 35; £M DMd. ^ «3. 124; 77^. B.rr 30.
AYAT ĐMĐ
Z A V E Y C; A M B E R M O D E L Đ
157
Câblr ibni Abdullah radıyallahu anh şöyle diyor:
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem'in
bulunduğu yerden
yüzüne damga vurulmuş bir eşek geçti.
Onu gören Allah'ın Elçisi,
Hayvanların yüzünü damgalayan veya onların yüzüne vuran kimselere lanet ettiğimi
duymadınız mı?
diye çıkıştı.
Peygamber Efendimiz yüze vurmayı,
hayvanı yüzünden dağlamayı yasakladı.
EbÛ DâvM, CihSd 52; Mmlim, Libâs 106. ı5g
HAYATIM.ZA PEYGAMBER MODELĐ
Abdullah ibni Mes'ûd radıyallahu anh anlatıyor:
Birgün Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem bana,
"Đbni Mes'ûd!
Haydi bana Kur'an oku!" buyurdu.
Ben de
"Kur'an sana indirilmişken,
ben mi sana Kur'an okuyacağım?" dedim.
"Kur'ân-ı Kerîmi başkasından dinlemeyi pek severim"
buyurdu.
Bunun üzerine kendilerine
Nisa Sûresini okumaya başladım.
"Ey Muhammedi
Kıyamet günü her ümmetin içinden bir şahit
çıkardığımız, seni de bunların aleyhine
şahit tuttuğumuz zaman
bakalım halleri nasıl olacak!" (4/41)
âyetine gelince,
"Şimdilik yeter!" buyurdu.
Başımı kaldırıp baktım,
iki gözü iki çeşme ağlıyordu!
Buhârî, Tefsîr 4/9, Fezâilü'l-Kur'âıı 32, 33; Müslim, Müsâfırîu 247, 248; Ebû
Dâvûd, Đlim 13; Tirmizî, Tefsir 5.
HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELĐ
159
û Mûsâ d-Eş'arî radıyaüahu anh anlatıyor:
Ebû
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle dua ederdi:
Allahım!
Günahlarımı,
bilgisizlik yüzünden yaptıklarımı,
haddimi aşarak işlediğim kusurlarımı,
benden daha iyi bildiğin bütün suçlarımı bağışla!
Allahım!
Ciddî ve şaka yollu yaptıklarımı,
yanlışlıkla ve bilerek işlediğim günahlarımı affeyle!
Bütün bu kusurların bende bulunduğunu
itiraf ederim.
Allahım!
Şimdiye kadar yaptığım,
bundan sonra yapacağım,
gizlediğim ve açığa vurduğum,
benden daha iyi bildiğin günahlarımı affeyle!
ve
Öne geçiren de Sen, geride bırakan da Sensin. Senin gücün herşeye yeter.
Müslim, Zikir 70. Ayrıca bk. Buharı, Daavât 60. 160
HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELĐ
Abdullah ibni Mcs'ûd radıyallahtı at ıh anlatıyor:
Bir yolculukta Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem
ile beraber bulunuyorduk.
Allah'ın Elçisi abdest bozmak için yanımızdan ayrıldı.
O sırada iki yavrulu küçük bir kaya kuşu gördük
ve yavruları aldık.
Ana kuş yavrularını kurtarmak için
tepemizde çırpınmaya başladı.
Derken Hz. Peygamber geldi ve
"Yavrularını alıp da bu kuşu kim tedirgin etti?
Verin ona yavrularını!" buyurdu.
Resûl-i Ekrem, bir defasında da
yaktığımız karınca yuvasını gördü ve
"Bunu kim yaktı?" diye sordu.
"Biz yaktık" dedik.
"Şunu iyi biliniz!" buyurdu.
"Ateşle azâb etmek,
sadece ateşi yaratanın yapacağı şeydir."
Ebû Dâvûd, Cihâd 112, Edeb 164.
I A Y A T I M I Z A fEYGAMUER MODELĐ
161
Üsâme ibni Zeyd radıyallahu
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem
beni alıp bir dizine oturtur,
torunu Hasan'ı da öteki dizine oturturdu.
torunu m*"!. »- —¦ dua ederdi:
Sonra bvzı kucaklayıp bağrına basar ve §y
Allahım!
Ben bunları seviyorum.
Sen de sev'.
Abdullah ibni Ömer radıyallahu anhümâ anlatıyor:
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem'in,
oturduğu bir mecliste,
yüz defa şöyle dediğini sayardık:
Allahım!
Beni bağışla,
ve tövbemi kabul eyle.
Çünkü Sen tövbeleri kabul eden,
koruyup gözetensin.
Btıhâri, Fezâil
162
Ebû Dâvûd, Vitir 26; Tirmizf, Daavâ: 39; Đbni Mâce, Edeb 57.
163
Abdullah ibni
Büsr mdıyallahu aııh şöyle diyor:
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellcm
birinin evine gittiğinde
kapının tam karşısında durmaz,
kapının sağma veya soluna çekilerek,
"Esselâmü aleyküm, esselâmü aleyküm" diye izin isterdi.
O zamanlar evlerin kapısında perde yoktu.
Ebıî DSvûd, Edeb 127,
164
128; Ahıned b. Hanbel, Miisned, IV, 189. HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELĐ
Âişe radıyallahıı anhâ anlatıyor:
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem
yanıma geldiğinde,
"Evde yiyecek birşey var mı?" diye sorardı.
"Hayır, yok" dersek,
"Öyleyse ben bugün oruçluyum" buyururdu.
Yine birgün eve geldiğinde,
"Yiyecek birşey var mı?" diye sordu.
"Ey Allah'ın Elçisi! Evde yiyecek birşey yok" dedim.
"Öyleyse ben oruçluyum" buyurdu ve dışarı çıktı.
Derken birileri bize yemek ikram ettiler.
Peygamber aleyhisselâm eve geldiğinde,
"Yâ Resûlallah! Bize yemek ikram ettiler;
Ben de bir kısmını sana sakladım" dedim.
"Ne yemeği?" diye sordu.
"Hays"1 dedim.
"Oruca niyet etmiştim, ama getir,
bugün orucu bozayım" buyurdu,
yemeği getirdim, yedi.2
1. Hays, hurmayla yağ ve çökeleği karıştırarak yapılan bir tür yemektir.
2. Bu hadis, nafile oruca gündüz (zevalden önce) niyet edilebileceğini ve
nafile orucun akşam olmadan bozulabileceğini göstermektedir.
Müslim, Sıyâm 169, 170; Ebd Dâm'ıd, Siyanı 72; Tirmizî, Savın 35; Nesât, Siyanı
67.
HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELĐ
165
Enes ilmi Mâlik radıyallahu anh anlatıyor:
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem
Zeyneb binti Cahş ile evlendiği gün,
evinde verdiği yemeğe herkesi davet etti.
Gelen yemeğini yiyip gidiyordu.
Ben, artık gelecek kimse kalmadığını söyleyince,
sofranın kaldırılmasını emretti.
Bazı davetliler oturup konuşmaya başladılar.
Hz. Peygamber onların gitmediğini görünce
doğrulup kalktı;
onun kalktığını görenler kalkıp gittiler.
Yalnız üç kişi sohbete devam etti.
Bunun üzerine Resûl-i Ekrem,
onlara kalkıp gitmeleri gerektiğini
anlatmak için dışarı çıktı;
Hz. Aişe'nin odasına kadar gitti, onunla konuştu.
Hz. Aişe onun evliliğini tebrik etti.
Sonra diğer hanımlarına uğrayıp hatırlarını sordu.
Onlar da kendisini tebrik ettiler.
Resûl-i Ekrem sohbet edenlerin gitmiş olacağını
düşünerek eve döndü.
Adamlar hâlâ konuşup duruyorlardı.
166
Allah'ın Elçisi son derece hayâlı bir insandı. Onlara gitmeleri gerektiğini
söyleyemedi. Tekrar Hz. Aişe'nin odasına doğru yürüdü.
Sohbet edenlerin gittiğini
ona ya ben veya bir başkası haber verince
eve döndü.
Bunun üzerine Ahzâb Sûresinin 53. âyeti nazil oldu.
Bu âyette,
Peygamber izin vermedikçe
evine kimsenin girmeyeceği,
yemeğe davet edilenlerin yemekten sonra kalkıp gideceği,
orada oturup sohbete dalmayacağı,
aksi halde Peygamberin rahatsız olacağı,
ama utandığı için bunu belli etmeyeceği
mü'minlere öğretildi.
Bıılıân, Tefsîr 33/8, Nikâh 56, 64, 68, 69, Et'iıue 59, Đsti'zân 10, 33; Müslim,
Nikâh 89, 92-95; Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'âu 32/21, 22.
:ayatımıza peygamber modeli
167
Aişe radıyallahu anhâ şöyle diyor:
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem boy abdesti aldıktan sonra ayrıca
namaz abdesti almazdı.
Tirmizt, Taharet 79; Nesâî, Taharet 160, Gvısl 24; Ibtıi Mâce, Teyemmüm 96.
Câbir ibni
Scmiire rayıdallahıt anhümâ şöyle diyor:
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem ile birlikte namaz kılardım.
Onun namazı da, hutbesi de normal uzunlukta idi. Cuma günleri hutbeyi uzatmaz,
birkaç cümle söylemekle yetinirdi.
Müslinu Cun* 41-42; Ebû Dâvûd, Sa.ât 223; Tinnizî, Cum'a 12; Nesil Cum'a 35,
Salâtü'l-îdeyıı 26; Đbni Ufce, Đkame 85.
168
IAYAT1MIZA P EY G AMBER M» DELĐ
Câbir ibni Abdullah radıyallahu anh şöyle diyor:
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem
Secde ve Tebâreke
sûrelerini okumadan uyumazdı.
Timtizî, Fezailü'l-Kıır'ân 9, Daavât 22; Ahıııed b. Haııbel, Miisned, III, 340;
Dârimî, Fezâilü'l-Kıır'ân 19.
HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELĐ
169
işe radıyallahu anhâ anlatıyor:
Al
Birgün adamın biri1
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem'in
huzuruna girmek için izin istedi.
Allah'ın Elçisi,
"O adam kabilesinin en kötüsüdür"
diye oradakileri uyardıktan sonra,
"Girmesine izin veriniz" buyurdu.
Adam huzuruna girdikten sonra da
ona güler yüzlü ve nâzik davrandı.
Bu şahıs kalkıp gittikten sonra,
"Ey Allah'ın Elçisi!" dedim.
"Hem o adamın kötü biri olduğunu söylediniz,
hem de ona niçin iyi davrandınız?"
"Âişe!" buyurdu:
Kıyamet günü Allah katında insanların en kötüsü, fenalığından korunmak için
kendisini herkesin terk ettiği kimsedir.
1. Hadiste sözü edilen kimse, Müslüman olmadığı halde Müslüman geçinen, Hz.
Peygamber vefat edince de dinden dönen biriydi.
Bııhârt, Edeb 38, 48, 82; Müslim, Birr 73; Ebû Dâvıîd, Edeb 5.
170 HAYATIMIZA PEYGAMDEH MODELĐ
îbni Ömer radıyallahu anhüınâ anlatıyor:
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem'in bir duası şöyleydi:
Allahım!
Verdiğin nimetin yok olup gitmesinden,
lütfettiğin afiyetin bozulmasından,
ansızın vereceğin cezadan
ve Senin gazabını üzerime çekecek herşeyden
Sana sığınırım.
Müslim, Zikir 96; Ebû Dâvûd, Vitir 32. HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELĐ
171
Encs radıyallahıı anh 'ı n söylediğine göre:
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem,
kendisine ikram edilen güzel kokuyu geri çevirmezdi.
Selmân-i Fârisî'nin söylediğine göre ise,
Cuma namazına gidenin
güzel koku sürünmesini tavsiye ederdi.
Buhnrt, Cura'a 6, 19, Hibe 9, Libâs 80.
172
[AYAT1MIZA PEYGAMBER MODELĐ
Abdullah ibni Abbas radıyallahıı anhümâ anlatıyor:
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem
gece namazı kılmaya kalktığında şöyle dua ederdi:
Allahım!
Yalnız Sana hamd olsun;
gökleri, yeri ve onlarda olanları aydınlatan
Sensin Sen.
Yalnız sana hamd olsun;
gökleri, yeri ve onlarda olanları her an görüp gözeten
Sensin Sen.
Sana hamd olsun;
Sen hak ve gerçeksin;
yerine getireceğini söylediğin herşey hak ve gerçektir;
sözün hak ve gerçektir;
Sana kavuşmak hak ve gerçektir;
Cennet hak ve gerçektir;
Cehennem hak ve gerçektir;
Kıyamet gününün geleceği hak ve gerçektir.
Peygamberler hak ve gerçektir;
Muhammed hak ve gerçektir.
Allahım!
Emirlerini ve yasaklarını kabul ederek
kendimi yalnız Sana verdim,
yalnız Sana güvendim,
HAYATIMIZA PEYGAMBER M O D E L 1
173
yanız Sana iman ettim.
Yüzümü, gönlümü yalnız Sana çevirdim,
hasımlarıma karşı delil ortaya koyma gücümü
Senden aldım.
Hakkı inkâr edenle kendi aramda
Seni hakem yaptım.
Şimdiye kadar yaptığım,
bundan sonra yapacağım,
gizlediğim,
açığa vurduğum bütün günahlarımı affeyle!
One geçiren de Sen, geride bırakan da Sensin. Senden başka hiçbir ilâh yoktur.
Buharı, Daavât 10, ayrıca bk. 199.
174
¦c. Telıeccüd 1, Tevlıîd 8, 24; 35; Müslim, Müsâfırîn AYATIMIZA PEYGAMBER
MODELĐ
Ümmü Hâlid radıyatlahu aııhâ anlatıyor:
Habeşistan hicretinden döndüğümüzde küçük bir çocuktum.
Babamla birlikte
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem'in yanma gittik.
Üstümde sarı bir elbise vardı.
Allah'ın Elçisi beni sevindirmek için
"sene, sene" buyurdu.
Bu kelime Habeşçede "güzel" anlamına geliyordu.
Kalkıp Resûl-i Ekrem'in arkasına geçtim
ve sırtında bulunan (et beni şeklindeki)
"Peygamberlik mührüyle"
oynamaya başladım.
Babam bana,
"Çekil oradan, oynama!" diye engel olmaya çalıştı.
Hz. Peygamber ona,
"Çocuğu kendi haline bırak" buyurdu. Sonra da bana,
"Elbiseni güle güle giy, onu eskit, yenisini giy" buyurdu.
Bu hadisi rivayet edenler, Ümmü Hâlid'in uzun yıllar yaşadığım, sırtındaki
elbisenin uzun süre konuşulduğunu söylerler.
Bııhârî, Cihâd 188, Meııâkıbü'l-ensâr 37, Libâs 22, Edeb 17.
i AY AT I M ĐZ A PEYGAMHER MODELĐ
175
Muavviz kızı Riibeyyi' radıyaltahu anhâ anlatıyor:
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem
gelin olduğum gün kuşluk vakti düğünüme geldi,
ve yatağıma oturdvı.
O sırada kızlar def çalıp
Bedir Savaşında şehid olan yakınlarım hakkındaki
şarkıları söylüyorlardı.
Şarkı söyleyen kızlardan biri,
"Aramızda, yarın ne olacağını bilen Peygamber var"
deyince,
Allah'ın Elçisi ona şöyle buyurdu:
"Kızım, öyle deme!
Daha önce söylediklerini söyle."
BuMrl Megâzî 12, Nikâh 49; Ebû Dâvûd, Edeb 51; Tinnizt, Nikâh 6; Đbni Mâce,
Nikâh 21.
176
HAYATIMIZA I'EYGAMUEU MODELĐ
Ebû Mûsâ d-E§'arî mdıyallahıı anh anlatıyor:
Tebük Savaşma gidileceği sırada,
Yemen'in Eş'ar kabilesinden bir grup Müslüman
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem'in
huzuruna çıktık
ve kendisinden binek ve yük devesi istedik.
Ama vermedi; biz bir kere daha isteyince, "Vallahi veremem, bende size verecek
deve yok" buyurdu.
Kısa bir süre sonra kendisine ganimet malından pek çok deve geldi.
"Eş'arîler nerede?" diye sorup,
bize beş tane hörgüçlü deve verilmesini emretti.
Biz develeri alıp yola koyulunca, kendi aramızda, "Eyvah, Allah'ın Elçisine
yeminini unutturduk; Artık biz iflah olmayız" dedik.
Bunun üzerine ben
Hz. Peygamberin huzuruna çıktım ve
"Ey Allah'ın Elçisi!
Önce 'Size deve veremeyeceğim' diye yemin ettiniz,
sonra da verdiniz;
yoksa ettiğiniz yemini unuttunuz mu?" dedim.
Şöyle buyurdu:
HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELĐ
177
Evet, olay öyle gelişti.
Ama size o develeri ben vermedim,
Allah verdi.
Ben birşeye yemin ettikten sonra,
onun aksini yapmanın
daha hayırlı olduğunu görürsem,
yeminimden vazgeçip hayırlı olanı yaparım;
yemin ettiğim için de keffâret veririm.
Bulun, FarzuU-hmıuis 15, Megâzî 75, Zebâih 26, Eymân 1, 4, KefBrît 9, 10, Tevhîd
56; Müslim, Eymân 7-10.
178
HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELĐ
i
Şeddâd Đbıu'l-Hâd radıyallahu anh anlatıyor:
Öğle veya ikindi (akşam veya yatsı) namazlarından biriydi.
Torunu Hasan veya Hüseyin'i sırtına alan
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem yanımıza geldi.
Mihraba geçti, çocuğu yere koydu, tekbir alıp namaza durdu.
Biz de arkasında namaza durduk.
Allah'ın Elçisi secdelerden birini gereğinden fazla uzatınca, başımı kaldırıp
baktım.
Bir de ne göreyim:
Çocuk, secdeye varan Resûl-i Ekrem'in sırtına çıkmamış mı!
Hemen başımı yere koydum.
Namaz bittikten sonra cemaat,
"Ey Allah'ın Elçisi! Secdelerden birini uzatınca,
başınıza bir hal geldi veya vahiy indi sandık" dediler.
Resûl-i Ekrem şöyle buyurdu:
"Bunların hiçbiri olmadı. Fakat torunum namazda sırtıma bindi. O sırtımdan inene
kadar öylece durdum. Acele edip oyununu bozmak istemedim."
Nesâî, Tatbîk 82; Alımed b. Hanbel, Mümeâ, VI, 467.
II A Y A T 1 M I Z A PEYGAMBER MODELĐ
179
Abdullah ibni Haris radtyallahu anh anlatıyor:
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Abbas amcasının küçük çocukları
Abdullah, Ubeydullah ve Kesîr'i sıraya dizer,
sonra onlara,
"Yanıma ilk önce kim gelirse,
ona şunu şunu vereceğim" derdi.
Çocuklar Resûl-i Ekrem'e doğru koşarak gelirler,
kimi göğsüne, kimi sırtına sarılırdı.
O da onları kucaklayıp öperdi.
Alııned b. Haubel, Miisııed, I, 214; Ahmed b. Hanbel, Fezâilii's-salıâbe (ıışr.
Vasiyyullah Muhaımııed Abbas), Beyrut 1403/1983, II, 964, 975.
180
AYATIMIZA PEYGAM
ĐSEK MODELĐ
Ebû Hiireyrc radıyallahu anlı anlatıyor:
Halk, turfanda meyveyi görünce,
onu Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem'e
getirip sunarlardı.
Resûl-i Ekrem de meyveyi eline alınca,
Medine'nin meyvelerinin bereketlenmesi için dua ederdi.
Sonra da gördüğü en küçük çocuğu yanma çağırır,
meyveyi ona verirdi.
Mâlı
âük, Mut'a/ta', Câıni' 2; Müslim, Hac 473; Timıizî, Daavât 53.
. A YAT I MĐZA PEYGAMBER MODELĐ
181
Abdullah ilmi Abbas radtyallahu anhüınâ anlatıyor:
Birgün Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem torunu Hz. Hasan'ı omzuna
bindirmişti. Onları bu halde gören biri Hz. Hasan'a hitaben: "Çocuk! Ne güzel
binitin var!" dedi.
Resûl-i Ekrem de,
"Binicisi de çok güzel" buyurdu.
Tirmizî, Menâkıb 30; Hâkim, el-Müstedrek (nşr. Mustafa Abdiilkadir Atâ), Beyrut
1411/1990, III, 186.
182 HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELĐ
Aişe radtyallahu anhâ anlatıyor:
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem §öyle dua ederdi:
Allahım!
Cehennem fitnesinden,
Cehennem azabından,
kabir fitnesinden,
kabir azabından,
zenginlik fitnesinin zararından,
ve fakirlik fitnesinin zararından Sana sığınırım.
Allahım!
Kör deccâl fitnesinin zararından Sana sığınırım.
Allahım!
Kalbimi kar ve dolu suyuyla yıka!
Beyaz elbiseyi kirinden temizlediğin gibi,
kalbimi de günahlardan temizle!
Doğu ile batının arasını uzaklaştırdığın gibi,
benimle günahlarımın arasını da uzaklaştır.
Allahım!
Tembellikten,
günah işlemekten,
ve borçlanmaktan Sana sığınırım.
Btıhârî, Daavât 46; ayrıca bk. Daavât 39, 44; Müslim, Zikir 49; Timıiz'î, Daavât
76; Nesâî, Đstiâze 17, 26; Đlini Mâce, Duâ 3.
HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELĐ
183
¦, , T—¦
M^
¦¦i,
Abdullah ibni Ebû Evjâ radıyalklm anh şöyle diyor
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Allah'ı çok zikreder, boş söz
söylemezdi.
Namazı uzun kılar, hutbeyi kısaca okurdu.
Yardıma muhtaç ve fakir kimselerle birlikte yürür, onların ihtiyaçlarını
görmekten kaçmmazdı.
Nesâî, Cmn'a 31; Dârimî, Mukaddime 13.
184
IAYATIM1ZA PEYGAMBER MODELĐ
Câbir ibni Abdullah radıyallahu anh anlatıyor:
Babamın bir borcu sebebiyle
birgün Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem'in
evine gidip kapısını çaldım.
Resûl-i Ekrem, "Kim o?" diye sordu.
"Benim" diye cevap verdim.
Cevabımı beğenmemiş olacak ki,
"Benim, benim!" diye tekrarlayarak dışarı çıktı.
Bııhârt, Đsti'zân 17; Müslim, Edeb 38-39; Ebû Dâi'iııl, Edeb 128; Tirmizî,
Đstiâze 18; Đbni Mâce, Edeb 17.
HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELĐ
185
Ebû Berze el-Eslemî radıyallahn anh şöyle diyor:
Resul-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem, yatsı namazından önce uyumaktan,
yatsı namazından sonra da oturup konuşmaktan hoşlanmazdı.
Bahân, Mevâkît 13, 23, 39, Ezan 104; Müslim, Mesâcıd 236; Ebû Dâvûd, Salât 3,
Edeb 23,. Tinnizî, Salât 11; Nesrtt, Mevâkît 16, 20; Đbni Mnce, Salât 12.
186
[ AYAT 1 M I
ZA ıJEYGAMbEH MODELĐ
Enes ibni Mâlik radıyallahu mıh şöyle diyor:
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem
ahlâkı en güzel insandı.
Biz çocukların arasına karışıp şakalaşırdı.
Küçük kardeşim Ebû Umeyr'in oynadığı
serçeyi andıran bir kuşu vardı.
Birgün bu kuş öldü.
Resûl-i Ekrem kardeşimin üzüntüsünü görünce,
"Ne oldu buna?" diye sordu.
"Oynadığı kuş öldü de onun için üzgün" dediler.
O zaman Hz. Peygamber,
"Ebû Umeyr! Ne yaptı nugayr? [yavru kuş]"
diye onun gönlünü aldı.
„....... , 'üımı,,,,^____ . 'bıî DâvCıtl, Edcb
69; Timüzi, Salât 131;
Đbni Mâce, Edeb 24, 34. HAYATIMIZA PEYGAMBER MODELĐ
187
Encs ibni Mâlik radıyallalnı anlı şöyle diyor:
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem suyu üç nefeste içer ve şöyle
buyururdu: "Suyu üç nefeste içmek hem insanı suya kandırır, hem mideye daha
faydalıdır, hem sağlığa daha uygundur."
iistiın, Eşribe 123; Bbu Dâi'ûd, Eşribe 19; Tinnizî, Eşnbe 13. Ayrıca bk.
Bıilıân,
P EYC, A M li E R MODELĐ
Mü. Eşribe 26.
HAYA T I M IZ A F
Kutbe ibni
Malik radıyallahu anlı anlatıyor:
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle dua ederdi:
Allahım!
Kötü ahlâklı olmaktan,
fena işler yapmaktan,
yanlış inançlara sapmaktan
Sana sığınırım.
Tinnizî, Daavît 126.
.AT1M!ZA PEYGAMBER MODELĐ
11 AY-
189
1-
Bir yaratmış zâtını âlemde Hallâk'ın senin Örnek olmaz mı cihâna yüksek ahlâkın
senin Sözle tasvirin ne mümkün, anlamaktan âcizim Sâde bir söz söylerim: Allah
müştakın senin
Abdurrahman Şeref Giizelyoi
:ıcı
190
HAYATIMIZA
PEYGAMBER MODELĐ
I
*£§
HAYATIMIZA
Peygamberimizi örnek alabilmek için onu iyi tanımak gerekiyor.
O nasıl yaşardı?
Ailesinin içinde, dostlarının arasında
neler yapar, nasıl konuşurdu?
Bir çocukla veya bir yaşlıyla
karşılaştığında, yahut bir yoksul gördüğünde nasıl davranırdı? Neye üzülür, neye
sevinirdi? Onunla hayatlarını paylaşmış insanların, bunlar gibi yüzlerce soruya
cevap teşkil edecek anılarından oluşan bu kitapla, Peygamberimizi daha yakından
tanıyacaksınız.
ĐLAHĐYAT KĐTAPLIĞI
internetten sipariş için
morötesi
£87454"