You are on page 1of 7

MEDRESE

büyük etki yapmış. hıristiyan din adam- Aşarü'l·bila d(nşr. F. Wü stenfeld). Beyrut 1960, Müderris Tabata bal. "Medaris-i ~dim -i !}um".
s. 412 ; Zehebi, A' lamü 'n·nübela', XVI, 540; Vaf:ıid, IX/99, Tahran 1392/1972, s. 1767 -1772;
ları ile diğer bazı kimseler buralardan al-
XVII, 170, 257; XIX, 96; Sübki. Tabakii.t, lll, Emel Esin, "Böri TI.gin Tamgaç Buğra Kara Ha-
dıkları bilgileri memleketlerine taşımış­
149; IV, 313-314 ; İbn Kesir. el-Bidaye ve 'n- kan İbrahim'in (H. 444-60/ 1052-68) Semerkand'-
lardır. Bu sayede İbn Rüşd'ün düşünce­ nihaye (n ş r. Ali M. Mua vva z v. dğr.). Beyrut da Yaptırdığı Abideler" , STY, VIII ( 1978). s. 37-
leri müslüman Doğu'dan çok hıristiyan 1407/1987 , Xl, 333; XII, 101-102, 123, 125; 55; Altan Çetin, " İrfan Ordusunun Temelleri
Batı 'yı etkilemiş ve burada doğan Aver- XIII , 150; XVII, 215, 219; Ali b. Muhammed ei- Türkler'de Medreseler ( Karahani ı, Selçuklu ve
roisme (ibn Rüşdcülük) cereyanı kilise ta- Huzai, Tal]ricii'd·delalati's-sem'iyye (n ş r. Ah - Beylikler Devri Medreseleri)", Dini Araştı rma­
med M. Ebu Selam e). Kahire 1401/1980, s. 80; lar, 11/5, Ankara 1999, s. 177-201; Mehmet ip-
hakkümünün ve skolastik anlayışın sar-
İbn Receb, cami'u'l·'ulüm, Beyrut 1408, s. 103; şirli . "Anadolu " , DiA, lll, 128-130; Ara Altun.
sılmasında önemli rol oynamıştır. İspan­ Makrizi. el-ljıtat. ll, 292, 362 vd., 421 ; İbn Ha· " Artuklular", a.e., lll, 418-419; Mahmut Kaya,
yollar Mürsiye'yi (Murcia) zaptettikleri za- cer, ed·Dürerü 'l-kamine, lll , 375 ; Nuaymi, ed- "Beytülhikrne", a.e., VI , 89; M. Baha Tan man,
man kral dönemin alimlerinden Muham- Daris fi taril]i'l·medaris (n ş r. Ca 'fer ei-Haseni). "Danişmendliler", a.e., VIII, 474, 476; Nebi Boz-

med b. Ahmed ei-Mürsl'yi hizmetine ala- Kahire 1988, 1, 99 vd., 331 vd., 407,447, 607, kurt. "Darülhadis", a.e., VIII, 528;A. Engin Bek-
648, ayrıca bk. tür.yer.; ll, tür.yer.; İbn Tolun , saç- Ahmet Vefa Çobanoğlu , "İlhanlılar", a.e.,
rak adına bir medrese inşa ettirmiş, Mürsl
Nakdü'Halib li-zegali'l·menaşıb (nşr. M. Ahmed XXII, 106-107.
burada müslüman, hıristiyan ve yahudi- Dehman - Halid M. Dehman). Beyrut 1992, s. Iii NEBi BozKURT
lere mantık. hendese. tıp. felsefe ve milsi- 35-45; İranşehr, Tahran 1343 hş . /1963 , 1, 718-
ki dersleri vermiştir (İbn Hacer. III, 375). 744; Aptullah Kuran . Anadolu Medrese/eri, An-
kara 1969, 1, 1 vd ., ll vd., 41 vd .; Metin Sözen, Osmanlı Dönemi. İslam eğitim siste-
Medrese gibi görev yapan zaviye, han- Anadolu Medrese/eri, istanbul 1970-72, 1-11 ; minin temel kurumu olan medrese Os-
kah, ri bat vb. müesseseler de vardır. Ka- Nacl Ma'rCıf. Medaris kable'n-Ni?amiyye, Bağ­ manlılar döneminde fiziki şartları, mimari
hire'deki ŞeyhCı Hankahı'nda dört mez- dad 1973, s. 67-68 , tür.yer.; a.mlf.• 'Ulema'ü'n-
özellikleri, programı ve temsil ettiği zih-
hep fıkhı, hadis, kıraat ve tasavvuf oku- Ni?amiyyat ve 'l-medarisii'l - meşriki'l·islami,
Bağdad 1393/1973; Ahmed Çelebi. islam 'da
niyetle önemli gelişmeler göstermiştir.
tutuyordu. Bazı hankahlarda ise bir mez-
Eğitim -Öğre tim Tarihi (t re. Ali Yardım). istanbul, Medrese bu dönemde sıbyan mektebin-
hebin öğretildiği belirtilmektedir (Mak-
ts. (Damla Yayınevi). s. 108 vd .; C. Zeydan, is- den sonra orta, lise, yüksek okul ve üni-
rizi. II. 292, 421 ). Dımaşk'ta Emeviyye lam Medeniyeti Tarihi (tre. Zeki Megamiz). is- versite eğitimine tekabül eden, İslami
Camii'nde sekiz zaviye bulunmaktaydı; tanbull 978, lll , 408 vd.; Osman Turan. Selçuk-
kimliği sebebiyle sadece müslümanların
bunlardan ikisi Şafii, biri Hanbel!, üçü Ha- lular Tarihi ve Türk-islam Medeniyeti, istanbul
1980, s. 331-332, 334, 335, 357, 433, 471, devam ettiği bir eğitim kurumu özelliği
nefi. biri Malikller'e aitti. diğeri ise Gaz-
4 72; a.mlf .. "Selçuklu Devri Vaktiyeleri I: Ş e rn­ taşır.
zall'ye nisbette Gazzaliyye (Şeyhiyye) ola-
seddin Altun- Aba Vakfıyesi ve Hayatı", TTK
rak anılıyordu . Yine Mısır'da Amr b. As Osmanlı Beyliği'nde ilk medrese olarak
Belleten, Xl/42 (ı 94 7). s. 202-203; G. Makdisi.
Camii'nin sekiz zaviyesi vardı. Th e Rise o{Colleges, Edinburgh 1981, s. 20, 21, Orhan Gazi'nin 1331'de kurduğu, İznik
24 , 27 , 30 , 80 vd., 82 , 86, 153 vd., 164-165, Orhaniyesi adını da taşıyan İznik Medre-
İçinde Allah ' ın kitabının okunduğu yer-
ler olduğundan medreseler mescid telak-
I 88 vd ., 21 O, 216; a.mlf., "Ru'atü'l-'ilm" (tre. sesi gösterilir (Aşıkpaşazade , s. 119; N eş­
ihsan Abbas). el-Ebf;ıfış, XIV/ 4, Beyrut 1961, s. ri, I, 63) . Bu medreseye önce Mısır'da ye-
ki edilmiş. Hz. Peygamber'in bir hadisin- 481 vd .; J. Pedersen- [G. Makdisi]. "Madrasa",
tişmiş , eserleriyle tanınmış alim Daveıd-i
de geçen ifadeyle (Müslim, " Zikr ve'd- Ef2 (ing .). V, 1123-1134; J . Pedersen. "Some
du'a"' , 38) "AIIah ' ın evlerinden bir ev" Aspects of the History of the Madrasa", /C, lll Kayseri. ardından Taceddin-i Kürdi, Ala-
sayılmıştır (Nevevl. XVII, 22; Azlmabadl, IV.
( 1929), s. 525-537 ; a.mlf .• "Mescid", iA, VIII, eddin Ali Esved müderris olarak tayin
50- 70; Abdülcelil Hasan Abdülmehdi, el-Meda- edildi. 1326'da Bursa'nın fethinden kısa
230) . Zekat. sadaka gibi insan için tasar-
ris {f Beyti 'l-Makdis, Arnman 1981 , 1, tür.yer.; bir süre sonra Orhan Gazi, manastırdan
ruf edilmesi gereken malların medrese, Ramazan Şeşen. Salahaddin Devrinde Eyyü-
hankah vb . kurumlara harcanması caiz çevrildiği için Manastır Medresesi olarak
bfler Devleti, istanbul 1983, s. 254-262; Hasan
görülmemiş (İbn Receb, s. 103). ancak Şümeysani. Medarisü Dımaşk fl'l-'aşri'l-Eyyübi, da bilinen Orhan Gazi Medresesi'ni kura-
buradaki öğrencilere verilebileceği söy- Beyrut 1403/1983, s. 49; Hüseyin Sultanziide, rak vakıflar tahsis etti. 1. Murad, Yıldırım
Tarif:ı·i Medaris-i İran, Tahran 1364 hş . ; Said is- Bayezid, Çelebi Mehmed, ll. Murad ve
lenmiştir. Medreseterin yapılacağı arazi-
mail Ali, Me'ahidü't-terbiyyeti'l-islamiyye, Ka-
lerin sahiplerinin rızası ile alınıp istimtak bunların devlet ricalinin yaptırdığı yirmi
hire 1986, s. 303-386; ismiiii b. Ali el-Ekva', el-
bedellerinin ödenmesi şart koşulmuştur. Medarisü 'l-islii.miyye fl'l- Yemen, Beyrut 1986, bir medrese ile Bursa cazip bir ilim mer-
Ebu İshak eş-Şirazl'ni n kendisi için i nşa s. 10-15, 437-445, ayrıca bk. tür.yer.;Abdülhay kezi oldu. Bursa'daki ilim ve medrese
edilen B a ğ dat Nizamiyesi'nin açıldı ğ ı gün ei- Kettani , et-Teratibü 'l-idariyy e (Özel). ı, 138; hayatı önemini kaybetmemekle birlikte
ilk dersi vermek üzere giderken bir gen- İsmail Yiğit, Siyasi-Dini-Kültürel islam Tarihi: 1361 'de Edirne'nin fethiyle medrese ta-
Memlü.kler, istanbul 1991, VII , 245 vd .; Abdüla-
cin kendisine medresenin gasbedilmiş rihinde yeni bir safha açıldı . Burada Çe-
zim Ramazan. Taril]u'L-medaris fi Mı$ri 'l-isla­
arazi üzerine kurulduğunu söylediği, bu- miyye, Kahire 1992; Azimabacti, 'Avnü 'l-ma'- lebi Mehmed devrinde iki, ll. Murad dö-
nun üzerine Ebu İshak'ın o gün orada ders büd, Beyrut 1415, IV, 230 ; Seyyed Hossain neminde dokuz yeni medrese tesis edil-
vermediği, ancak uzun çabalardan sonra Nasr, "The Traditional Thxts Used in the Persian di. Özellikle ll. Murad'ın Darülhadis Med-
ikna edilebildiği bildirilmektedir (İbn Ke- Madrasahs", Encyclopaedic Survey of /slamic resesi, Sahn-ı Sernan medreseleri yapı­
Culture (ed. Mohamed Taher) . New Del hi 1997,
slr. XII, 101-102) lineaya kadar ( 1463-1470) en yüksek Os-
lll, 56- 73; Ahmed Halid Cide, el-Medaris ve ni-
BiBLiYOGRAFYA : manlı medresesi kabul edilmiştir. Kuru-
?amü 't-ta' lim {f biladi 'ş-Şam fi 'l- 'aşri'l-Memlüki,
ibnü'I-Esir, en-Nihfi.ye, ll , 113; Müsned, ll , Beyrut 1422/2001 , s. 136-159, 340-341 ; Roy luş yıllarından itibaren 1326-1451 devre-
451; VI, 11;Buhari, " Cizy e", 6, "i 'ti ş am " , 18; Mottahedeh. Peygamberin Hırkası (tre. Ruşen sinde seksen dört medresenin yapıldığı
Müslim, "Zikr ve'd-du'a' ", 38; ibnü'I-Cevzi. el· Süzer). istanbu12003, s. 73, 75, 76, 77, 80,221, tesbit edilmektedir. Bunlardan on biri Or-
Munta?am, VIII, 256; IX, 66; İbn Nukta, et-Tak- 222; a.mlf., " Traditional Shi'ite Education in han Bey, sekizi 1. Murad, yirmisi 1. Baye-
yid li·ma'rifeti ruva ti 's·sünen ve ' l·mesanid Qum" , Harvard Middle Eastern and lslamic
(n ş r. KemE
l! Yusuf ei -Hut). Beyrut 1408/1988, 1, Review, 11/1 , Harvard 1995, s. 89-98; A. L. Ti- zid, yedisi 1. Mehmed, otuz yedisi ll. Mu-
230; ibnü'I-Esir. el-Kamil, bk. indeks; Nevevi. · bawi. "Muslim Education in the Golden Age of rad zamanında kurulmuş. bir medrese de
Şerl:ıu Müslim, XVII , 22; Zekeriyya ei-Kazvini, the Caliphate", /C,XXVIII/ 2 ( 1954). s. 418·438; fetret döneminde inşa edilmiştir. Bunun

327
MEDRESE

resenin mevcut olduğunu belirtir. 1869'-


da düzenlenen bir listeye göre şehirde
faal medrese sayısı 166'dı r. Yine İstan­
bul'da XX. yüzyıl başlarında 185 medrese
tesbit edilmişti, bunlardan 2000 yılına
ulaşmış olanların sayı sı harap olanlar da
dahil olmak üzere sadece doksan kadar-
dır (Kütükoğlu, s. IX-XIV, s. 4 ). Bu rakama
kazasker rCıznamçelerinde rastlanan yüz-
lerce dersiye dahil değildir. Bilindiği kada-
rıyla dersiye müstakil bir medrese olma-
yıp cami, medrese, dergah gibi mekan-
larda belirli dersin. özellikleri vaktiyede
belirlenmiş bir alim tarafından verilme-
siydi. Bunun için muayyen bir gelir tahsi-
si gerekmekteydi.
Süleymaniye Külliyesi'nin Marmara denizi yönündeki medreseleri İstanbul medreselerinin büyük çoğun­
luğu sur içindeydi, özellikle de Fatih-Çar-
şamba arası büyük medrese yoğunluğu ­
na sahipti. Buna uygun olarak burada ol-
dukça seviyeli ilmi bir muhit oluşmuştu .
Medreseler Anadolu'da da yaygındı . Me-
elli üçü An;:ıdolu'da , yirmi dokuzu Ru- ti'nde eğitimde varılan en yüksek noktayı sela XIX. yüzyılda Kayseri'de yirmi iki, İz­
meli'de ve ikisi Kudüs'te idi (ihsanoğlu, temsil ediyordu. önce Sahn-ı Sernan ile, mir' de otuz üç medrese vardı. En ücra
LXVI/247120021. s. 897). ardından Süleymaniye medreseleriyle Os- köylerde bile medreselerin bulunduğuna
Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul'u fet- manlı medrese sistemi dereceler. ders- dair kayıtlara rastlanır. Anadolu vilayeti
hiyle başlayan yeni dönem, Osmanlı ilim ler, gelir kaynakları ve yönetim bakımın­ medreseleriyle müderrislerini gösteren
hayatı ve medrese teşkilatı için önemli dan önemli gelişmeler kaydetti. Bundan 934 (1528) tarihli bir listede 150 medre-
adımların atıldığı devreyi oluşturur. 857'- sonra da devletin her vesile ile yeni med- senin ad ı sayı lmıştır. Onu boş olan bu
de ( ı453) fetihten sonra İstanbul'da eği­ reseler teşkilini teşvik ettiği görülür. medreselerde görev yapan 140 mü derri-
tim faaliyetleri Zeyrek kiliseleri ve Aya- 1086'daki ( 1675) sünnet düğününde ta- sin kaydı mevcuttur. Bazı yabancı seyyah-
sofya'daki bazı keşiş odalarında yapıldı. mamen boşalmış olan Galata Sarayı ve İb­ lar da Anadolu şehirlerindeki medrese-
863'te (ı 459) Eyüp Medresesi hizmete rahim Paşa Sarayı ' nın medrese haline ge- lerden övgüyle söz ederler. Amasya'ya
açıldı. 875 (1470) yılında tamamlanan Fa- tirilerek buralara müderrisler tayin edil- gelen Perrot , 1861 'de buradaki med-
tih Külliyesi içerisinde sekiz medreseden diği bilinmektedir (Defterdar Sarı Mehmed reseyi ve eğitim hayatını görd ü ğünde
oluşan Sahn-ı Sernan (sekiz avlu) ve bunla- Pa ş a , s. 68) . Amasya'yı Anadolu'nun Oxford'u diye ni-

rın bir sıra gerisinde yer alan sekiz Thtim- Osmanlılar' da yeni fethedilen yerleşim telemişti (Souvenirs d 'un vayage en Asie
me Medresesi tesis edildi. Bu medreseler birimler ine medrese inşası da yerleşmiş mineure, s. 453) .
konumu, fiziKi ve mimari özellikleri. sağ­ bir adetti. Osmanlı idaresine giren yerler- Dersler, Konula r ve Medrese Derecele-
lanan maddi imkanlar ve bilhassa müf- de medrese teşkili sadece eğitim amac ı ­ ri. Medrese programında yer alan konu-
redat programı ile bir yükSek öğretim ve na değil İslam dini ve kültürünün yaygın­ lar ve dersleri akli ve nakli, dini ve din dışı
araştırma kurumu özelliği kazandı. laşmasına , devlet. aydın ve halk uzlaşma­ ilimler, doğrudan ve dalaylı olarak prog-
ll. Bayezid biri Amasya'da (ı481-1486) , sının teminine ve yönetimin toplurnlara ramda okutulanlar olmak üzere sınıflan­
diğeri Edirne'de (1484-1488). üçüncüsü benimsetilmesine de yardımcı oluyordu. dırılabili r. Medresede okutulan dersler
de İstanbul'da ( 1501- ı 505) kendi adıyla Özellikle Balkan şehirlerinde medreseie- esas itibariyle cüz'iyyat denilen hesap,
anılan semtte inşa ettirdiğ i üç önemli rin kurulmasına önem verildi. Osmanlı hendese, hey'et ve hikmet der sleri; alet
külliye içerisinde medreseler kurdu. İs­ dönemi boyunca Bulgaristan'da 142 med- ilimleri (uiQm - ı aliye) kabul edilen belagat
tanbul' daki medresesinde müderrislik rese, 273 mektep, Yunanistan 'da 182 (meanl. bed!, beyan). mantık, kelam, Arap
görevini şeyhülislamiara şart koştu. Bu medrese, 315 mektep, eski Yugoslavya'- sarf ve nahvi, dil ve edeb iyatı dersleri;
görev dönemin şeyhülislamı Zenbilli Ali da 223 medrese, 1134 mektep ve Arna- ulum-ı aliye denilen tefsir, hadis ve fıkıh
Efendi ile başladıysa da şeyhülislami arın vutluk'ta yirmi sekiz medrese, 121 mek- derslerinden oluşmaktaydı. Derslerde be-
yoğun işleri sebebiyle fiilen ders verme- tep olmak üzere toplam 575 medrese ve lirli kitaplar takip edilirdi. Bu kitapların
leri mümkün olmayınca bir vekil vasıta­ 1843 mektebin yapıldığı tesbit edilmiş­ hemen tamamı Arapça idi, ancak eğitim
sıyla yürütülmesi yoluna gidildi (b k. DERS tir (Ayverdi , I-IV, tür. yer.) . dili Türkçe, eğitim metodu ise genelde
VEKALETi ). Sahn-ı Sernan'dan bir asır Fetihten XX. yüzyıl başlarına kadar İs­ takrir tarzındaydı. Müderris İslam dünya-
sonra inşa edilen Süleymaniye Külliyesi tanbul'da da yüzlerce medresenin kurul- sının Gazzall, Ebu Hafs en-Nesefl, Adu-
( 15 5 1-15 57) özellikle medrese-i ewel, sa- duğu, XVII. yüzyıl ortalarında sadece sur dudöın el-Yel, Sa'deddin et-Teftazanl, Sey-
ni, salis ve ra bi' isimleriyle dört medrese, içi kesiminde 122 medresenin bulundu- yid Şerif el-Cürcanl, Kadi Beyzavl , Ze-
bir tıp medresesi ve darüşşifa ile darül- ğu bilinmektedir. Hezarfen Hüseyin Çe- mahşerl ve Razi gibi üstatlarının klasik
hadisten oluşuyordu ve Osmanlı Devle- lebi 1086'da ( 1675) İstanbul'da 126 med- metinler haline gelmiş olan Arapça ki-

328
MEDRESE

taplarını takrir eder, tartışmalar, soru- İshak Tokadi'nin Manzume-i Tertib-i


cevaplar Türkçe olurdu. UJUm'u, Saçaklızade Mehmed Mar'aşi'­
Medrese ders kitapları İslam dünyasın­ nin çok kapsamlı ve sistemli Arapça Ter-
da meşhur olan, üzerlerine pek çok şerh tibü '1-'ulUm'u, Müderris Ali Uşşaki'nin
ve haşiyenin yazıldığı kitaplardı. Bunlar Kaside fi'1-kütübi'1-meşhure fi'1-
genellikle Osmanlı öncesi dönemde ya- u1Um'u, bir heyet tarafından hazırlanan
zılmış eserler olmakla birlikte içlerinde K evakib-i Seb'a ve Erzurumlu İbrahim
Molla Fenari'nin Fuşuşü'1-bedayi'i , Mol- Hakkı'nın Tertibü'1-u1Um adlı eserleri
la Hüsrev'in Dürerü'1-f.ıükkam ve Gu- sayılabilir. Kevakib-i Se b' a, 1728-17 41

rerü'1-af.ıkam'ı, ayrıca Mir]fö.tü'1-vüş0.1 yılları arasında İstanbul'da Fransız büyü-


ile bunun şerhi Mir'atü'1-uşul'ü , Molla kelçisi olan Marquis de Villeneuve'ün hü-
Gürani'nin Gö.yetü'1-emani ve Ebüssu- kümeti adına medrese eğitimi ve mahi-
Qd Efendi'nin İrşadü '1- 'a]f1i's-selim adlı yeti hakkında bilgi istemesi üzerine Rei-
Sultan Ahmed Medresesi' nin dershanesi
tefsiri, Birgivi'nin nahivden ~ varnil ve sülküttab Mustafa Efendi'nin başkanlı­
İ?;harü ;1-esrar'ı, İbrahim b. Muhammed ğında bir heyet tarafından yazılmıştı. Bu
ei-Halebi'nin Mülte]fa'1-ebf.ıulu gibi Os- eserde Osmanlı medreselerinde sınıfın
manlı alimleri tarafından yazılanları da değil dersin geçildiği , her dersin başlan­

vardı. Osmanlı alimlerinin önceki eseriere gıç (iktisar). orta (iktisad) ve ileri (istiksa)

yazdıkları şerh ve haşiyeler de ders kitabı seviyelerinde ele alınıp her ders için en az
veya yardımcı kitap olarak medreselerde üç kitabın takip edildiği , talebenin ders Çelebi , medreselerde matematik dersle-
takip edilirdi. XV-XVI. yüzyıllarda Osmanlı hazırlaması , dersin işieniş tarzı . hoca- rinin de eskisi gibi okutulmadığına temas
medreselerinde okutulan otuz üç kitap- talebe münasebetleri hakkında bilgiler ederek fıkhi meseleler için matematik ve
tan on üçünün İran'da, onunun Mısır'da, yer almaktadır. Ayrıca XVI. yüzyıl başların­ hesap derslerinin önemini vurgulamak-
yedisinin Maveraünnehir. Harizmşah ve da Taşköprizade, XVII. yüzyılda Katib Çe- tadır.

Fergana'da, üçünün Anadolu ve Horasan'- lebi, daha sonra Şeyhüislam Seyyid Fey- Medrese programında tarih , coğrafya ,
da yetişen müellifler tarafından yazıldığı zullah Efendi, Sursalı İsmail Hakkı, Ab- Türk edebiyatı ve Fars edeb iyatı yer al-
anlaşılmaktadır. dullah Ahıskavl ve XIX. yüzyılda Cevdet madığı halde Osmanlı medreselerinden
XVII-XVIII. yüzyıllarda medreselerde Paşa medrese programlarıyla ilgili önemli yetişen, daha sonra yıllarca müderrislik
işlenen konular ve derslerle ilgili nesir ve bilgiler vermişlerdir. yapan birçok alimin tarih kitapları yazdı­
nazım halinde müfredat programlarının Taşköprizade'nin, 1525-1545 yıllarında­ ğı, bunların içinde divan sahibi şairlerin
yazıldığı bilinmektedir. Bunlar arasında ki müderrisliği sırasında en aşağı medre- olduğu bilinmektedir. Medrese progra-
seden 60 akçeli en yüksek medreseye ka- mında doğrudan bulunmayan tarih ve
dar çeşitli medreselerde kelamdan lja- coğrafyaya medresede çeşitli ders kitap-
şiyetü 't- Te eri d ve Şerf.ıu '1-Meva]fıf'ı, larının ve konuların okunınası sırasında
fıkıhtan Şerf.ı-i Fera'iz'i, Sadrüşşeria ' ­ ihtiyaç duyulduğu, bu sebeple medrese
nın Şerf.ıu '1- Vi]faye'sini ve e1-Hidaye'yi, muhitinde yazılan veya tercüme edilen
Gazanfer Ağa Med resesi'ndeki bir dersin tasvir edildiği min- usul-i fıkıhtan et-Tavzif.ı ve et-Te1vif.ı ' i , birçok tarih ve coğrafya eserinin olduğu
vatür (Divan-ı Nadirf, TSMK, Hazine, nr. 886, vr. 22 ") hadisten Meşabif.ıu's-sünne ve Meşari­ dikkati çeker.
]fu'1-envari'n-nebeviyye'yi. Buhari'yi, Osmanlı devlet teşkilatma dair anonim
tefsirden Beyzavi'nin Envarü 't -tenzil'ini, bir eser olan Hırzü'1-mü1Uk'e göre (s.
belagattan e1-Mutavve1 ve Şerf.ı-i Mif- 195) medreseye devam eden bir talebe
taf.ı'ı okuttuğu belirtilir (Mecd\', s. 525- önce bir miktar sarf ve nahivle diğer baş­
526) . langıç derslerini (muhtasarat) ayrıca man-
XV ve XVI. yüzyıllarda felsefi konular tık, kelam ve meani okur, İstanbul'a ge-
ve m atematik, mühendislik, tıp gibi t ek- lince H aşiye- i Tecrid medreselerinin her
nik konular Osmanlı medrese programın­ birinde üçer dörder ay kalarak her mü-
da yer almakta ve okutulmakta iken fel- derristen beş altı ders görüp dört beş yıl
sefi ve teknik konuların zamanla neden ve zarfında Semaniye medreselerine ulaşır.
nasıl gerilediği meselesi en çok durulan orada bir yıl kadar durur. ardından padi-
bir husustur. Taşköprizfıde , daha 1540'- şah medreselerine girer, birçok alimden
larda medresede tartışmalı kelam ve yararlanarak yirmi beş -otuz yaşlarında
matematik bahislerinin ulema arasında mülazım olup medreseye veya kadılığa
önemini yitirmesinden , ilim seviyesinin talip olurdu. Hezarfen Hüseyin Efendi'nin
düşmesinden yakınmaktadır. Kadızade­ Te1hisü'1-beyan ' ında ise medresede
liler ve Sivasizadeliler arasındaki yersiz ders usulü muteber kitapların yerleşmiş
tartışmalara bizzat şahit olan Katib Çe- geleneğe göre sırayla okunması. müder-
lebi muhtemelen bunun da tesiriyle artık risten hangi konu ve kitaplar nereye ka-
seviyeli. faydalı kelam ve felsefe tartış­ dar okunduysa elindeki temessüke dü-
malarının yerini lüzumsuz zıtlaşma ve zenli işlenmesi, başka bir müderrisin te-
inatlaşmaların aldığını belirtmiştir. Katib messüksüz talebeyi kabul etmemesi, her

329
MEDRESE

ilirnde aşağıdan yukarıya doğru gerekli ki- si dahil derecesine çıkarılmış. dahil dere- Molla Fenarl. Molla Yegan, Hızır Bey ve
tapların sırayla okunınası şeklinde özet- cesinde olan Soğukkuyu (Pir! Paşa) Medre- sonraki ulema ile bu ekol sürdürülmüş­
lenmiştir. sesi hariç derecesine in dirilmiştir. Eyüp'- tür. İlk Osmanlı medreselerinde ders ve-
Osmanlı medreselerinde dereceleri gös- te Zal Mahmud Paşa (Şah Sultan) Medre- ren müderrislerin çoğu İslam dünyasının
termek üzere birbirinden ayrı gibi görü- sesi 1028'de ( 16 19), İstanbul'da Koca Si- tanınmış ilim merkezlerinde yetişmişler.

nen, aslında birbiriyle bağlantılı olan üç nan Paşa Darülhadisi 1031 ' de ( 162 2), sonradan gelerek ders vermek üzere is-
ayrı usulün kullanıldığı bilinmektedir. Bursa Hudavendigar Medresesi 1062'de tihdam edilmişlerdir. Tarihi kayıtlara gö-
Bunlar Haşiye-i Tecrld, Haşiye-i Miftah, ( 1652) altmışlıya yükseltilmiştir. Kayseri re Molla Yegan hacda tanıştığı genç alim
Haşiye-i Telvlh medreseleri şeklinde kitap Huand Hatun Medresesi 9S7'de ( 1550) 30 Molla Gürani'yi Edirne'ye davet etmiş, ll.
adlarına; yirmili. otuzlu, kırklı, ellili, alt-
akçelik iken daha sonra kırkit ve 1062'de Murad çok beğenip takdir ettiği Gürani'-
mışlı şeklinde müderrise ödEmen günlük ( 1652) eliili derecesine ulaşmıştı. Medre- ye Bursa Yıldırım ve Kaplıca medreseleri-
ücretiere ve nihayet hariç, dahil, Sahn, se derecelerindeki bu değişiklikler genel- ni vermiş , ardından şehzadesine (ll. Meh-
altmışlı, Süleymaniye, darülhadis şeklin ­ likle müderrislerin kıdem durumlarıyla il- med) hoca olmasını istemiştir. Kuruluş
de medrese! erin statüsü ne göre yapılmış gili olup bir süre sonra medrese eski de- asırlarında İslam dünyasının çeşitli mer-
derecelendirmelerdir. Kelamla ilgili lja- recesine dönmektedir. kezlerinde tahsil görüp Osmanlı ülkesine
şiyetü 't- Te erid adlı kitabın okutulduğu Esas itibariyle medrese bir vakıf kuru- dönenierin sayısı da oldukça fazladır.
Tecrid medreselerinde müderrise gün- mu olduğundan işleyişi, mali kaynakları, XIV-XVI. yüzyıllarda Anadolu'dan İslam
lük 20-2S akçe arasında ücret ayrılmıştı. bunların kullanılması ve denetlenmesi
ülkelerine giden alimlerden ellisinin
Bu medreselere bundan dolayı yirmili tamamıyla vakıf kuralları içinde yapılırdı. İran'da, yirmi yedisinin Mısır'da, onunun
de deniyordu. Belagata dair MittdJ:ıu'l­ Ancak konu toplum eğitimini ilgilendir- Maveraünnehir'de, dokuzunun Suriye ve
'uJUm'un okutulduğu Miftah medre- diği için devletin daima sıkı bir denetimi ikisinin Irak'ta öğrenim gördüğü tesbit
seleri 30-3S akçelikti. Kırklı medreseler vardı. Bütün medreseler önceleri kazas- edilmiştir (Lekesiz, s. 27-28).

bunların bir üst kısmını oluşturuyordu. kere bağlı iken XVI. yüzyıl sonlarından Medrese Müştemilatı ve Gündelik Ha-
Bunun üzerinde hariç eliili medreseler itibaren yüksek dereceliler şeyhülislama yat. Medreseler genellikle tek katlı, bir
vardı ve müderrise ayrılan tahsisat SO verilmiş, diğerleri kazaskerlerde kalmıştı. avlu etrafında bir dershane ile talebe oda-
akçeydi. Hariç elliliyi dahil eliili denilenler XIX. yüzyılda teşkilat meşihat makamına larından oluşan kagir binalardır. Dersha-

izliyordu. XVI. yüzyıldan sonra devlet er- devredilmiştir. Her bir medresenin yö- ne, müderris odası ve danişmend hücre-
kanının yaptırdığı medreseterin statüsü netimi genellikle müderrisin sorumlulu- leri hemen her medresede bulunmakta-
dahil kategorisindeydi. Sahn-ı Sernan ğunda idi. Talebenin gördüğü derslerin dır. Medreselerde ayrıca bir mescid yer
medreseleri de SO akçe ücretli müderris- deftere kaydını da müderris yapardı. Ge- almaz, genellikle bir mihrap yeri olan
lere veriliyordu. Ayasofya Medresesi alt- liri ve kapasitesi küçük olan medreseler- dershanelerde vakit namazları kılınırdı.
mış akçelik olup buna altmışlı deniyordu. de ayrı bir mütevelli olmayıp bu görevi de Medreseleri n eğitim ve ilmi faaliyetle-
XVI. yüzyılda Süleymaniye medreseleriyle müderris yerine getirmekteydi. Talebe- rini sürdürmesinde önemli bir unsur da
bu tasnif sistemi değişip genişledi. xvııı. nin çalışmasını , medresedeki inzibatı ve buralarda mevcut vakıf kütüphaneleriy-
yüzyıldan itibaren giderek iki hariç, iki da- gündelik hayatı müderris takip ederdi. di. Bazı medreselerde ise kütüphane oda-
hil, iki Sahn, iki altmışlı, üç Süleymaniye Vakıfların ve bunun içerisinde medrese- sı olmayıp vakıf kitaplar dershanenin do-
ve bir darülhadis olmak üzere ibtida-i ha- terin nezareti farklı yetkililerin uhdesin- laplarında istifadeye sunulurdu. Sahn
ri c, hareket-i haric; ibtida-i dahil, hare- deydi. Mesela külliye olarak Fatih sadra- medreselerinin dördünde de kütüphane
ket-i dahil; mGsıle-i Sahn, Sahn-ı Seman; zam l arın, Beyazıt şeyhülislamların. diğer bulunduğu. ancak buradaki kitapların da-
ibtida-i altmışlı. hareket-i altmışlı; mGsı­ bazı külliyeler ise Darüssaade ağalarının ha Fatih Sultan Mehmed'in sağlığında
le-i Süleymaniyye, hamise-i Süleymaniy- nezaretinde bulunurdu. Ayrıca kadılar veya ll. Bayezid devrinde cami kütüpha-
ye, Süleymaniye, darülhadls-i Süleyma- derslerin şartlara uygun yapılıp yapılma­
niyye dereceleri oluştu (Cevdet, ı, ı 08- dığını. yolsuzluk vb. konuları bazan şika­
117). Bu sistem Osmanlı Devleti'nin so- yet üzerine, bazan re'sen teftiş ederdi.
nuna kadar devam etti. Nitekim XVI. yüzyılın ikinci yarısından iti-
Osmanlı medrese sisteminde özellikle baren medrese talebelerinin giderek ar-
XVI. yüzyıl ortalarından itibaren kendi tan taşkınlıkları, müderrislerin derslerini Amcazade Hüseyin Paşa Medresesi /Saraçhane - istanbul
içinde çeşitli hareketlilikler yaşanmıştır. ve diğer görevlerini gereği gibi yerine ge-
Medrese- kadılık- müftülük görevlerine tirmemeleri üzerine devlet başta kadılar
ait dereeelerin birbirine uyumu sağlana­ olmak üzere bütün ilgililere hükümler
rak genelde müderrislikten kadılığa, ba- göndermekte idi (Akdağ, Xl/1-4 [ 1950]. s.
zan da kadılıktan müderrisliğe geçişin 361-387).
olduğu görülmektedir. Medrese derece- Medrese eğitiminin temel unsurunu
lerinin zaman zaman değiştiği de dikkati müderrisler oluştururdu. Osmanlı siste-
çeker. Mesela 9SS'te (ı 548) İstanbul Şeh­ minde talebelerin hangi medresede oku-
zade Medresesi elli akçelik iken altmış duğu değil hangi hocalardan ders aldığı
akçeliye yükselmiş, 979'da ( 1571) Selçuk önemliydi. Özellikle icazetnamelerde hoca
Sultan müderrisliği elli akçelikten kırk ak- silsilesine vurgu yapılırdı. Genel olarak
çeliye düşürülmüş, 1032'de ( 1623) hariç Fahreddin er-Razi ekolünün medrese
seviyesinde olan Mehmed Paşa Medrese- eğitim sisteminde büyük etkisi olmuş,

330
MEDRESE

nesine nakledildiği bilinmektedir. Mah- Medrese hayatınınbelirli ve sade bir ca kıdemli talebenin yemeğini pişirmek,
mud Paşa, İstanbul ve Hasköy'deki med- özelliği vardı. Medreselerde haftanın beş mangalını yakmak, odasını temizlemek,
reselerinde birer kütüphane kurmuştu . günü ders verilir, salı ve cuma günleri ta- çamaşırını yıkamak, suyunu getirmek
XVI. yüzyılın ikinci ve üçüncü çeyreğinde til olurdu. Molla Fenarı talebenin ders ki- üzere "çömez" veya "sarf mollası" adı ve-
yaptırılan medreseterin çoğunda artık kü- taplarını. özellikle o sırada eserleri meş­ rilen genç bir talebe de aynı odada kalır­
tüphanenin medreseyi tamamlayıcı bir hur olan Teftazan'i'nin kitaplarını istinsah dı. Bu hizmetleri karşılığında danişmend
unsur olarak düşünüldüğü görülmektedir. edebilmeleri için pazartesiyi de ekleye- ona derslerinde yardımcı olur. çalışmala­
XVII ve XVIII. yüzyıllarda çeşitli hizmet- rek tatil günlerini üçe çıkarmıştı (M ecd!, rını kontrol eder, pişen yemekten de ye-
lerde bulunan ümera ve ulema, Anadolu s. 5 ı). Hoca Sadeddin Efendi kendi za- dirirdi. Aslında medresede hacaya ve ta-
ve Rumeli'nin muhtelif şehir ve kasaba- manında bu usulün devam ettiğini belir- lebeye, diğer personele medresenin bağlı
larında medrese kütüphaneleri oluştur­ tir (Tacü't-tevarih , ıı. 414) . Bununla bir- olduğu imaretten genellikle yemek ve
dular. XVII. yüzyıl sonlarında Köprülü aile- likte iki gün tatil İslam dünyasında köklü yiyecek dağıtılıyordu. Fakat XVIII ve XIX.
sinden Merzifonlu Kara Mustafa Paşa bir gelenekti. yüzyıllarda vakıf gelirlerinin azalması
Çarşıkapı'da ve aynı aileden Amcazade Medresede dersler sabah ve ikindi na- veya ortadan kalkması yüzünden birçok
Hüseyin Paşa Saraçhane'deki külliyeleri mazı sonrası olmak üzere iki devre olur- medresede yemek çıkmamış ve sadece
içerisinde birer medrese kütüphanesi du. Ancak icazete esas olan dersler sabah fodula (bir çeşit ekmek) verilmiştir. Bazı­
teşkil ettiler. Şeyhülislam Feyzullah Efen- dersleriydi. Hücre denilen medrese oda- larında bu imkan bile kalmamıştır. ilim
di'nin de Fatih'teki medresesi içinde zen- ları genellikle icazet alma seviyesine gel- taliplerine destek verilmesi bir gelenek
gin bir kütüphanesi vardı. 11 SO ( 1737) miş kıdemli, yetenekli. danişmend deni- olduğundan medrese civarındaki evier-
sayımında burada 1965 kitap mevcuttu len öğrencilere verilirdi. Medreselerde den ve konaklardan da öğrencilere yiye-
(Erünsal. s. 28,64-66, 106-1 10). okuyan talebe mevcudu bugünün okul- cek maddeleri gönderilirdi, ayrıca ihti-
Büyükçe bir oda hacminde ve genellik- larında olduğu gibi çok değildi. Mesela yaçları olan kışlık odun ve giyecek yardı­
le kubbe ile örtülü olan dershane zemini XVI. yüzyılda Bursa'daki elli medreseden mı yapılırdı. Medrese talebesiyle toplum
hasır veya kilimle kaplanırdı. Öğrenciler otuz üçünde her birinde beş-yirmi iki arasında yüzyıllar boyunca gelenek halini
minderler üzerine oturur, müderris bü- arasında olmak üzere toplam 363 hücre
almış bir ortak anlayış oluşmuştu.
yükçe bir rahle önünde oturduğu yerden bulunmakta , bunlarda 348 talebe kal-
İhtiyaç sahibi talebeler. üç aylarda ve
ders anlatırdı. Süleymaniye ve Fatih med- maktaydı (Hızlı . Osmanlı Klasik Dönemin-
özellikle ramazanlarda medresenin tatil
reselerinin her birinde merkezi konumda de Bursa Medrese/eri, s. I 59) . Normal ola-
olmasından faydalanıp kasaba ve köylere
birer dershane bulunmaktadır. Genelde rak medreselerde on- on beş oda bulu-
dağılırlar, buralarda imam- hatip lik, va-
ise her medresede bir dershane mevcut- nurdu.
izlik yaparak elde ettikleri parayla geçin-
tur. Medrese avlusunda çoğunlukla bir 1792 yılında Fatih medreselerinin Sahn
ıneye çalışırlardı. "Cerre çıkma" denilen
kuyu, müstakil suyu olan medreselerde ve Tetimme kısımlarında toplam 445 kişi
bu uygulama medrese talebelerinin halkı
ortada bir şadırvan veya bir köşede sebil mevcuttu. Bunların onu müderris, kırk
tanımasına, onlarla bütünleşmesine de
yer alırdı. Bunun dışında çamaşırhane. beşi mülazım , üçü muld, 198'i molla, 181'i
yardımcı olurdu.
gusülhane. abctesthane için ayrılmış me- refik, sekizi çömezdi. Yirmi bir kişi de o
kanlar vardı. Koca Sinan Paşa'nın İstanbul sırada taşradaydı (Kütükoğlu. s. ı 78) . Bu Medrese talebesi arasında zaman za-
Divanyolu'ndaki Mimar Sinan eseri olan tarihte Süleymaniye medreselerinde top- man zorbalık ve ahlak dışı işler yapanlar
medresesi on altı hücresi, dershanesi, or- lam 131 hücrede on bir müderris, iki bev- olurdu. Daha XVI. yüzyıldan itibaren dev-
tada şadırvan ve kuyusu, helası . yol tara- vab ve bir naib dışında 223 kişi oturmak- letin resmi kayıtlarına intikal eden şika­
fındaki hazlresi, sebili ve Koca Sinan Pa- ta olup bunların 128'i hücre sahibi tale- yetler dikkat çekicidir. Özellikle suhte 1
şa' nın türbesiyle XVI. yüzyıi medrese ti- be, doksan ikisi refik ve çömezdi. Üç kişi softa denilen medrese talebelerinin is-
pine bir örnek teşkil eder. de geçici olarak kalıyordu (a.g.e., s. I 25). yanı XVI. yüzyılın ikinci yarısına damgası­
Aynı tarihte İstanbul'daki medrese oda- nı vurmuştur. Taşra medreselerinde sa-
larında kalan 2947talebeden 1193'ünün yıları çok artan talebeler gruplar oluştu­
tek başına, 1097'sinin ikişer kişi, 403 ta- rarak çeşitli eşkıyalık hareketlerine ka-
lebenin üçer kişi, altmış dokuz kişinin ise rışmışlar, yüzyılın sonlarına doğru adeta
dört beş kişi olarak bir odayı paylaştığı bütün Osmanlı Devleti'ni sarsan Celali is-
Koca Sinan Paşa Medresesi'nin planı
tesbit edilmiştir. Medrese hücreleri as- yanlarının öncüleri olmuşlardır (Akdağ,
lında bir talebe için olmakla beraber za- XII ı -4 1 ı 950 ı. s. 36 ı- 38 7). Sadece taşra
ruretler sebebiyle bazı hücrelerde muh- medreseleri değil İstanbul'daki büyük
temelen geçici olarak üç dört talebenin medreselerde de talebelerin zaman za-
kaldığını sayımlar göstermektedir. XVIII. man devleti müdahaleye zorlayacak prob-
yüzyıl sonunda Edirne'deki on yedi med- lemlere yol açtıkları dikkati çekmektedir.
resede toplam 224. XIX. yüzyılda Kayse- Osmanlı kroniklerine intikal eden bu tür-
ri'deki yirmi iki medresede 593 talebe- den birçok olayın mevcut olduğu belirtil-
nin ders gördüğü bilinmektedir (Cihan. melidir. Bilhassa öğrencilerin "kemerba-
V, I 77-1 78). şı " denilen bir nevi temsilci seçtikleri ve
Birçok medresede yer darlığı yüzünden bunların seçiminde bazan sert bir müca-
oda sahibi olan mollanın rızası ile "refik" delenin yaşandığı görülmektedir. 1201'de
denilen ikinci bir talebe bulunurdu . Ayrı- (ı 787) seçim için toplanan talebeler ara-

331
MEDRESE

meleri ve birçok arazi kanunnamesinin, Ancak I. Dünya Savaşı ve arkasından im-


büyük vaktiyelerin hukuk ve örf ile uyum paratorluğun tasfiyesi sebebiyle bu okul-
içerisinde hazırlanmasında , XIX. yüzyıl lar uzun süreli olmadı. XX. yüzyılın baş­
öncesinde ve sonrasında girişilen ısiahat larından itibaren Beyanülhak, Sırdtcı
faaliyetlerinde, değişik dini ve ırki züm- Müstakim ve Sebilürreşad gibi devrin
releri kucaklayan anlayışın oluşmasında muhafazakar mecmualarında medreseyi
ulemanın ve medrese eğitiminin önemli değerlendiren, çözüm önerileri ileri sü-
rolü olduğu söylenebilir. Bununla beraber ren makaleler yazıldı. Medreseler. 3 Mart
başlangıçta dinamizm kaynağı olan med- 1340 (1924) tarihli Tevhid-i Tedrisat Ka-
rese zamanla hantal duruma gelerek es- nunu ile Maarif Vekaleti'ne devredildi ve
nekliğini kaybetmiş . daha da önemlisi kanunun neşrinden on üç gün sonra bü-
kendini yenHeyecek zihniyet gelişim ve tün medreseler kapatıldı.
Sultanahmet'teki Cedid Mehmed Efendi Medresesi'nin av- dönüşümünü sağlayamamıştır. BİBLİYOGRAFYA :
lusundan bir görünüs
İçeride ve özellikle dışarıda çok hızlı ve BA. A.DVN, nr. 829, 852; BA, HH, nr. 52166,
çok defa da aleyhte gelişmelerle sarsılan A 55088; BA. Cevdet-Zabtiye, nr. 3453; BA.
Osmanlı Devleti alternatif olabilecek çö-
Cevdet- Maa rif, nr. 2173; BA, KK, nr. 6534; BA,
İE- Vakıf, nr. 2042; BA. İE- Tevcihat, nr. 492;
züm arayışları içerisine girmişse de med-
Fatih 'in Teşkilat Kanunnamesi (nşr. Abdülka-
rese sistemi kendini yenileyememiştir. dir Özcan, TD, sy. 33 !1982! içinde). s. 39; Aşık­
XVlll. yüzyılın ikinci yarısında Mühendis- paşazade, Tarih (Ats ız). s. 119; Neşrl. Cihannü-
sında kavga çıkmış . birçok talebe yaralan- Mne-i Bahri-i Hümayun ve Mühendisha- ma (Unat). 1, 63; Hırzü '1-mülük (haz. Yaşar Yücel,
mış, şeyhülislam dairesi kavgaya karışan­ ne-i Berri-i Hümayun'un kurulmasıyla da- Osmanlı Devlet Teşkilatına Dair Kaynaklar
içinde). Ankara 1988, s. 195; Mecdl. Şakaik
ları yakalayıp ele başılarını sürgü ne yolla- ha önce önemli ölçüde bünyesinde barın­
Tercümesi, s. 51, 525-526; Hezarfen Hüseyin
mıştı ( Taylesanfzade Hafız Abdullah Efen- dırdığı teknik eğitimden mahrum kalmış,
Efendi, Telhisü 'i-beyan {f Kavanin-i AL-i Osman
di Tarihi, s. 184). Ayrıca Tetimme medre- XIX. yüzyılın birinci yarısında tıphanenin (haz. Sevim ilgürel). Ankara 1998, s. 204; Hoca
selerinde bazı kapıların geceleyin kapan- teşkiliyle tıp tahsilinden, Avrupai mek- Sacteddin, Tacü 't-tevarih, istanbul 1280, ll, 414;
maması sebebiyle dışarı çıkıp uygunsuz teplerin, ardından mülkiyenin kurulup Katib Çelebi, Mizanü'l-hak {f ihtiyari'l-ehak
(nşr. Orhan Şaik Gökyay). istanbul 1980, s. 17-
işlere karışan talebeierden şikayet edii- devlet imkanlarıyla donatılması sonucu
21 ; Defterder Sarı Mehmed Paşa . Zübde-i Ve-
diğine ve kefilsiz talebenin medresede da önemli ölçüde fikri ve idari alandan
kayiat(n şr. Abdülkadir özcan), Ankara 1995, s.
barındırılmaması istendiğine dair kayıt­ uzak kalmıştır. 1826'da Evkaf-ı Hümayun 68; G. Perrot, Souvenirs d'un voyage en Asie
lara rastlanır (Ahmed Refik, s. 50). Med- Nezareti teşkil edilip bütün vakıf gelirle- mineure, Paris 1864, s. 453; Tay/esanizade Ha-
reselerde şikayetler üzerine teftişler ya- ri devlet hazinesine alımnca medrese ve fız Abdullah Efendi Tarihi: İstanbul'un Uzun
pıldığı gibi belirli aralıklarla mfıtat teftiş­ ulemfmın mali imkanları daralmış , niza- Dört Yılı(haz. Feridun M. Emecen). istanbul 2003,
s. 74,95-97, 112-114, 184; Cevdet. Tarih, ı ,
lerin gerçekleştirildiği, kefilsiz olan veya miye mahkemelerinin teşkili ve daha son-
108-117; Lutfi. Tarih , VIII, 124; Ahmed Refik
şehirde ahlak ve adaba aykırı harekette ra hukuk mektebinin ortaya çıkmasıyla [Altınay], On uncu Asr-ı Hicride istanbul Haya-
bulunanların cezalandırıldığı bilinmekte- büyük ölçüde yargı alanından uzaklaştı­ tı, İstanbul 1917, s. 50; Uzunçarşılı , ilmiye Teş­
dir. 1792 yılında bu amaçla medreseler- rılmış, sadece din hizmetleri ifa eden bir kilatı, tür.yer.; Cahid Baltacı , XV-XVI. Asırlar­

de umumi bir teftiş ve sayım yapılmıştır. konuma gelmiştir. da Osmanlı Medrese/eri, istanbul 1976; Ayver-
di , Avrupa'da Osmanlı Mimari Eserleri 1-/V,
Bu gibi hallerde dışarıdan İstanbul'a gel- XIX. yüzyılda ll. Mahmud ve ll. Abdül- tür.yer.; Mustafa Bilge. İlk Osmanlı Medrese/e-
miş olan kimselerin kefile bağlanması. hamid dönemlerinde eğitim konusunda ri, İstanbul 1984; Erünsal, Türk Kütüphaneleri
kefili.olmayanların geldikleri yerlere geri ısiahat ve yenilikler yapılırken en çok ıs­ Tarihi ll, s. 3, 28, 64-66, 106-11 O; Hulusi Leke-
gönderilmesi esastı (Kütükoğlu , s. 26). laha muhtaç olan medrese ihmal edildi. siz, Osmanlı ilmi Zihniyetinde Değişme (yük-
sek lisans tezi, 1989). Hacettepe Üniversitesi
Osmanlı Devleti'nde medrese kuruluş­ Bu tutum muhtemelen medresenin ve
Sosyal Bilimler Enstitüsü , tür.yer.; Abdülaziz
tan XIX. yüzyıla kadar ilmi ve fikri hayat- temsil ettiği zihniyetin ıslahının çok zor, Bey, Osmanlı Adet, Merasim ve Tabirleri ( n ş r.
ta etkili, devlet ve toplumu belirli seviye- hatta mümkün olmadığı kanaatine da- Kazım Arısan-Duygu Arısan Günay). İstanbul
lerde yönlendiren bir kurumdu. Şer'i ve yanmaktaydı. ll. Abdülhamid'den sonra 1995, 1, 76-81; Cevat İzgi. Osmanlı Medresele-
hukuki mevzuatın tedvini, idari ve askeri ittihatçılar devrinde Şeyhülislam Musa rinde ilim, istanbul 1997, 1-11; A. Popoviç. "Les
medrese dans !es Balkans: Des premiers inno-
müesseseler yanında vakıf sistemi gibi Kazım ve Mustafa Hayri efendiler zama-
vations du milieu du XIX' siecle a nos jours",
toplumsal kurumların teşkili ve benim- nında ciddi olarak medrese ıslahı yapıl­ Madrasa: La transmission du savoir dans
senmesinde, devletin zorlandığı yerlerde mak istendi. Islah-ı Medaris Komisyonu le monde musulman (ed. N. Grandin- M.
çözümler üretilmesinde sistemin temel oluşturulup çeşitli nizamnameler hazır­ Gaborieau). Paris 1997, s. 279-288; Mefail Hız­
bir unsuru olarak faaliyet göstermişti. Os- landı. Geleneksel yap ı sından tamamen lı, Mahkeme Sicillerine .Göre Osma nlı Klasik
Dönemi Bursa Medreselerinde Eğitim -Öğretim,
manlı dünya görüşü ve zihniyetinin oluş­ farklı, mektep tarzında yeni program da-
Bursa 1997; a.mlf., Osmanlı Klasik Dönemin-
masında, devlet-halk, devlet -asker ilişki­ rü'l-hilate medreselerinde uygulanmaya de Bursa Medrese/eri, istanbul 1998; Yekta
lerinde dengeli ve uzlaştırıcı ortamın sağ­ başlandı. Ayrıca Medresetü'l-kudat, Med- Demiralp. Erken Dönem Osmanlı Medreseleri
lanmasında, dini ilimler başta olmak üze- resetü'l-eimme ve'l-hutaba ( 1913). Med- (1300-1500), Ankara 1999; Fahri Unan, "Os-
re tarih, coğrafya ve edebi sahalardaki resetü'l-vaizin ( 1913), Medresetü'l-mü- manlılarda Medrese Eğitimi", Osmanlı, Ankara
1999, V, 149-160; Ahmet Cihan. " Osmanlı Med-
eserlerin telifinde, her alandaki tercüme tehassısin ( 1914). Medresetü'l-hattatin
reselerinde Sosyal Hayat", a.e., V, 176-186;
eserlerin özellikle ll. Murad ve lll. Ahmed ( 1914 ), Medresetü'l-irşad (Medresetü' l- Mübahat S. Kütükoğlu, XX. Asra Erişen İstan­
dönemlerinde heyetler halinde yapılan eimme ve'l-hutaba ile Medresetü'l-va- bul Medrese/eri, Ankara 2000; Ömer Özyılmaz ,
tercüme faaliyetlerinde, devlet kanunna- izln ' in birleştirilmesiyle, 191 9) kuruldu. Osmanlı Medreselerinin Eğitim Programları,

332
MEDRESE

Ankara 2001, s. 21-46; Mustafa Akdağ, "Türki- viri. Sultan Mesud'un saltanatının son dini yapılar da büyük zarar gördü. LGdi-
ye Thrihinde içtima! Buhranlar Serisinden: Med- yıllarında Lahor'a gelmiş ve burada vefat ler zamanında ( ı 45 ı- ı 5 26) BehlGI-i Lüdi,
rese li i sy anları" , iFM, Xl/ 1-4 (ı 950). s. 361-
etmiştir. Bölgenin en büyük tarikatı olan Timur'un tahribatının etkilerini ortadan
387; 1\ıran Gökçe , "93 4 ( 1528) Tarihli Bir Def-
Çiştiyye de bu dönemde yapılanmıştır. kaldırmak için çaba sarfetti. Yeni kuru -
tere Göre Anadolu Vilayeti Medreseleri ve Mü-
derrisleri" , TiD, sy. ll ( 1996). s. 163-175; Zeki Gurlular, bölgede Gazneliler zamanında lan Agra şehrinde açılan medreselerde
Salih Zengin. "Il. Meşrutiyet Döneminde Os- başlayan düzenli medrese eğitimini yay- Fars dili eğitimine önem verildi. Celaled-
manlılar'da Medreseterin ıslahı Çalışmaları", gınlaştırarak daha sistemli hale getirdi- din ed-Dewani ile Sehavi'ye talebelik ya-
Diyanet ilmi Dergi, XXXIV /2, Ankara 1998, s. ler. 119Z yılında Ecmir'i fetheden Muiz- pan Seyyid Refiuddin Şirazi'nin gayretle-
43-52; Ekmeıectdin ihsanoğlu , "Osmanlı Medre-
se Tarih ç iliğinin ilksafhası (ı9ı6-ı 965 )" , TTK
züddin Güri'nin burada yaptırdığı med- riyle medreseler tekrar revaç buldu. İs­
Belleten, LX.IV/ 240 ( 200 ı). s. 541-582; a.mlf .. reseler haklarında kesin bilgi bulunan en kender-i LGdi döneminde eğitim ve ilim-
"Osmanlı Medrese Geleneğinin Doğuşu " , a.e., eski eğitim kurumlarıdır. Muhammed de şöhret yapmış olan Şeyh Abdullah ve
LXVI/247 (2002), s. 849-904. Bahtiyar Halaci de Bengal ve Bihar'ı fet- Şeyh Azizullah adlı iki kardeşin medrese-

li! MEHMET İPŞİRLİ hedip buralarda çok sayıda medrese inşa deki derslerine sultan da katılmaktaydı.
ettirmiştir. Seyyidler devrinde de ( ı 4 ı 4- ı 45 ı ) medre-
Delhi Sultanlığı'nın temellerini atan se geleneği aynı şekilde devam etti. Bibi
Hint Alt Kıtasında Medrese. Bu bölge- Racey Begüm'ün 1456 yılında JaunpGr'da
Kutbüddin Aybeg medreselerin yaygın­
de eğitim kurumlarınamedresenin yanı kendi adına inşa ettirdiği medrese döne-
laşmasına önem verdi. Vali Nasırüddin
sıracamia. darülulfim. dersgah, dar. min önemli eserlerindendir.
Kabace'nin Mültan'da yaptırdığı Kubbe-
mekteb, kalıc gibi adlar da verilmiştir.
tü'l-İslam adlı medresede Çişti şeyhi Fe- Güney Hindistan'da hüküm süren Beh-
Genellikle küçük eğitim kurumlarına
ridüddin Mes'Gd (Genc-i Şeker) fıkıh oku- meniler devrinde (ı 347- ı 527) Gülberge,
medrese, farklı ilim dallarında eğitim
du. Delhive BedaGn'daki Medrese-i Mu- Bider. Kandehar. İliçpGr ve Devietabad
veren büyük kurumlara camia ve darü-
izzi'ler. Şemseddin İltutmış tarafından şehirlerinde çok sayıda medrese açıldı ve
Iulüm denilmekte, dersgah ise daha kü-
Gurlu Hükümdan Muizzüddin Muham- düzenli bir eğitim sistemi kuruldu. Baş­
çük medreseler için kullanılmaktadır.
med'in hatırasına yaptırıldı. Ayrıca FirGzi vezir Mahmud-ı Gavan'ın Blder'de yap-
Hint alt kıtasındaki medreseterin tarihi (ı 227) ve Nasıriyye (Del hi ı 237) medre- tırdığı medresenin kalıntıları günümüze
dört döneme ayrılarak incelenebilir. Bi- ::,eleri yine Şemseddin İltutmış'ın yaptır­ ulaşmıştır. Daha sonra Adilşahiler Bica-
rinci dönem ilk fetihlerden Gazneliler'in dığı diğer önemli eğitim kurumlarıdır. pGr'da, Nizamşahiler Ahmednagar'da,
bölgeye hakim olmasına kadar geçen sü- Meşari]fu'l-envari'n-nebeviyye müel- Kutubşahiler GGlkünde'de (Golkonda) ve
reyi (7 ı 1-986). ikinci dönem Gazneliler'- lifi Radıyyüddin es-Sagani bu devirde ye- Mahmud Halaci Malva'da medreseler
den başlayıp XIX. yüzyılın ortalarına ka- tişen meşhur bir hadis alimidir. Delhi inşa etti.
dar olan çok geniş bir zaman dilimini, Sultanı ı. Nasırüddin Mahmud Şah zama- Gucerat bölgesi 1408-1 584 yılları ara-
üçüncü dönem bölgenin İngiliz yöneti- nında Calender'de içinde bayram namaz- sında bir ilim merkezi haline geldi. Başta
minde bulunduğu 1858-1947 yılları ara- larının da kılındığı büyük bir medrese Ahmedabad şehri olmak üzere bölgede
sını , son dönem de 1947'den günümüze yaptırıldı. XIII. yüzyılın ikinci yarısında kurulan medreselerde birçok ilim adamı
kadar devam eden zamanı kapsar. Türkistan . Horasan ve Bağdat çevresin- yetişti. Ali el-Müttaki el-Hindi, Muham-
İslamiyet'in Hindistan'a girişiyle birlik- de Moğollar' dan kaçan alimierin Hindis- med Tahir el-Fetteni, Kutbüddin el-Mekki
te İslam toplumunun Suffe tarzı eğitim tan'a sığınmasının ardından din eğitimin ­ en-Nehrevali gibi Sehavi ve İbn Hacer' e
metodu buralara taşındı. Camilerde ku- de büyük mesafeler alındı . Aynı gelişme talebelik yapan ilim adamları bu medre-
rulan ders halkalarında bir yandan genç tıp, mimari ve sanat alanlarında da gö- selerde müderrislik yaptılar.
nesillere dini ilimler akutulurken bir yan- rüldü. Delhi Haladieri döneminde ( 1290- Babürlüler devrinde eğitim ve öğretim
dan da başka diniere mensup yerli halka 132 ı) elli beş kadar alimin bölgedeki daha sistemli bir hale geldi. müderrisle-
İslamiyet öğretiliyordu. Bu devirde ilim- medreselerde hocalık yaptığı bilinmek- re ve talebelere maaş bağlandı. Hüma-
ler daha tam olarak ayrılmad ığı için eği­ tedir. Bu devirde yaşayan Çişti şeyhi Ni- yun Şah zamanında Delhi'de büyük bir
timin merkezinde hadis bulunmaktaydı. zameddin Evliya dini ilimierin öğretilme­ medrese kurulup müderris Şeyh Hüse-
Diğer taraftan yerli halk İslam'ı öğrenir­ sini teşvik etmekteydi. Onun, müridieri yin'in yönetimine verildi. Ekber Ş ah , ya-
ken Araplar da burada karşılaştıkları ma- için Kur'an tercümesi ve fıkıh derside ih- yımladığı bir f ermanla ilim ve sanatın öğ­
tematik ve diğer bilimiere dair eserleri tiva eden bir yıllık eğitim müfredatı hazır­ renilmesi ve yayılması için çaba sarfedil-
Arapça'ya çevirerek bilimsel alt yapıyı lattığından söz edilmektedir. Bu dönem- mesini istedi. Bu yıllarda İran'ı terkede-
kurmuşlardır (tercüme faaliyetleri için bk. de Delhi ilim ve eğitimde Kahire, Şam ve rek Hindistan'a gelen çok sayıda alim
Aziz Ahmed, Hindistan'da islam Kültürü İsfahan ayarında bir şehir haline geldi. medreselerin güçlenmesinde önemli rol
Çalışma ları , s. 15 3-157). Bu dönemde Tuğluklular' dan FirGz Şah , 135Z yılında oynadı. Şeyh Zeynüddin Hani 1534'te Ag-
bölgede müstakil medreselerin varlığın­ Delhi'de kendi adıyla anılan dönemin en ra'da bir medrese yaptırdı . Ma ham Ana-
dan söz etmek mümkün değildir. büyük medresesini inşa ettirdi. Medrese- ga Begüm, 1561 yılında Delhi'de Eskika-
İkinci dönemin başlangıcını oluşturan nin giderleri için devlet bütçesinden öde- le'nin yanında Hayrü'l-menazil adıyla bir
Gazneliler devrinde Sultan Mesud zama- nek ayıran Firüz Şah'ın otuz civarında medrese inşa ettirdi. Babürlüler döne-
nında Lahor'a gelen hadis ve tefsir alimi medrese ve mescid yaptırdığı kaydedil- minde mescid- medrese birlikteliğine
Şeyh Muhammed İsmail LahGri vefatma mektedir. Bu devirde bazı Sanskritçe önem verildi. Yeni yapılan mescidlerin
(448/1056) kadar burada ders vermiş ve eserler Farsça'ya çevrilmiştir. XIV. yüzyıl her tarafında inşa edilen küçük odacık­
öğrenci yetiştirmiştir. Tasawuf klasikle- sonunda Timur'un Hindistan'da yaptığı lar müderris ve talebelerio ikametine ay-
rinden Keştü'l -maJ:ı cıl. b ' un yazarı Hüc- tahribat sırasında medreseler ve diğer rıldı. Delhi'deki Mescid-i FetihpGri ve Mes-

333

You might also like