You are on page 1of 22

T.C.

Mersin Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi

Grafik Bölümü

AFİŞ TASARIMININ ÇEVRE DUYARLILIĞI


OLUŞTURMA SÜRECİNDE BİREYLER ÜZERİNDEKİ

Mehmet Salih ELÇİ

Danışman

Yrd.Doç. Haşim Arif BAĞÇIVAN

Mersin,2019
Sayfa no

İÇİNDEKİLER i

GİRİŞ 1

I.BÖLÜM

I.1. Çevre ve Günümüz Çevre Sorunları

I.2. Çevre Kirliliği Etkileri

I.3. Çevresel ve Sosyal Duyarlılık

I.4. Kamu Spotları – Afişler – Uygulamalar

II.BÖLÜM

II 1. Afiş ve Afiş Türleri

II.1.1. Reklam Afişleri

II.1.2. Kültürel Afişler

II.1.3. Sosyal Afişler

II.2. Türkiye’de ve Dünyada Afiş Tasarımı

II.3. Sosyal İçerikli Afişlerin İncelenmesi

II.4. Anket

II.5. Türkiye’de ve Dünyada Afiş Tasarımı

III. BÖLÜM - UYGULAMA

III.1. Afiş Tasarımları

SONUÇ

KAYNAKÇA
GİRİŞ

Çevre insanların yaşamında fiziksel, psikolojik, kültürel faktörleri etkileyen, insanın


yaşayışı ve geleceği için çok önemli bir unsurdur. Tüm canlılar yaşamları boyunca çevre ile
sürekli etkileşim halindedir. İnsanın çevre ile etkileşiminde ise istenmeyen ve doğanın kendini
yenileyebilme gücünü aşan miktarlarda kirliliğe bağlı çevre sorunları ortaya çıkmaktadır.
Çevre kirliliğinden kaynaklanan sorunlar yaşamımızı doğrudan etkilemektedir. Çevre sorunları
başta insanların olmak üzere tüm canlıların sağlığını, yaşam kalitesini olumsuz yönde
etkilemektedir. Çalışmada çevreye ve çevre sorunlarına, çevre kirliliğine etkisi incelenerek
bireylerin çevre konusundaki farkındalıklarına, tutumlarına ve bunları etkileyen faktörlerine
değinilmiştir. Grafik Tasarım alanında afişler incelenerek, türleri, Türkiye’de ve dünyadaki
gelişimi araştırılacaktır. Grafik Tasarım alanında Afiş Tasarımları ile toplumun duyarlılığı
ölçülüp, etki ve sonuçlarının incelenilmesi hedeflenmiştir. Elde edilecek bulgular, yapılacak
olan afiş tasarımlarında referans olarak kullanılacaktır.

I.BÖLÜM

I.1. Çevre ve Günümüz Çevre Sorunları

Çevre canlı ve cansız bütün varlıkları etkileyen dış etkenlerdir. İnsanların ve diğer
canlıların yaşamları boyunca ilişkilerini sürdürdükleri, karşılıklı olarak etkileşim halinde
bulundukları sosyal, kültürel, ekonomik, fiziki ve biyolojik ortamdır. Son yüzyıl içerisindeki
hızlı nüfus artışı, savaşlarda kullanılan nükleer bombalar, radyoaktif maddeler, doğal çevrenin
bilinçsizce tüketilmesi sonucu hayvan ve bitki türlerinin yol edilmesi, kimyasal madde
kullanımının artışı, sanayi faaliyetlerinin etkileri bir sonucu olarak artık bilinçli ve duyarlı
bireylerin yetiştirilmesi dünya kamuoyunun dikkatini çekmiştir.

“Çevre; yeryüzündeki canlı ve cansız her türlü varlığı kapsayan doğadır.


İnsanlar, hayvanlar ve bitkiler başta olmak üzere bütün canlıların yaşam
alanlarını oluşturan, birbirleri ile etkileşim ve iletişim kurmalarına olanak
sağlayan biyolojik, fiziki, kimyasal, ekonomik, sosyal ve kültürel ortamları
içerir. Yeryüzünde gözümüzle gördüğümüz her alan ve doğaya ait her şey
“çevre” olarak tanımlanabilir. Bir organizmanın var olması şartlarını yerine
getiren çevre, yeryüzünde ilk canlı varlığın ortaya çıkmasından bu yana
doğal yaşam alanlarını oluşturan ortamlardır.
Çevre ve yaşam, birbirlerini tamamlayan ve her an etkileşim içinde bulunan
iki kavramdır. Hava, su, toprak, okyanuslar, denizler, göller, nehirler,
akarsular, dağlar, tepeler, vadiler, ovalar, ormanlar, kentler, köyler,
mahalleler, evler, parklar, tarlalar ve sulak alanlar gibi canlıları “barındıran”
her türlü yaşam ortamı çevreyi oluşturur.(Polatlı,2017)

I.2. Çevre Kirliliği Etkileri

Çevre kirliğinin insan sağlığı üzerine de birçok olumsuz etkisi bulunmaktadır. Hava
kirliliği ve gürültü kirliliği başlıca sonuçlardandır. Hava kirliliği, akciğer kanseri gibi birçok
sayıda ciddi solunum yolu hastalıklarına neden olmaktadır. Hava kirliliğinin tek etkisi solunum
sistemine değildir, insanın hayati fonksiyonlarını etkileyen sinir sistemi üzerine de olumsuz
etkileri belirlenmiştir. Gürültü kirliğinin ruh sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olduğu
bilinmektedir. Ayrıca gürültü kirliliği kan dolaşım sistemine, sinir sistemine ve çizgili kaslarda
kasılmaya neden olarak kas ve iskelet sistemi üzerinde de zararlı etkiler meydana
getirmektedir. Suyun azlığı, fazlalığı, kirliliği vb. insan sağlığını dolaylı ya da doğrudan
etkilemekte salgın hastalıkların artması başta olmak üzere ciddi sağlık sorunlarına neden
olmaktadır.
İklimlerin değişmesi ile zararlı ışınlar canlılara ulaşmakta erken yaşlanma, katarak ve
cilt kanserlerinde artış kaydedilmektedir. Atık ve çöp sorunları ile toprakta zararlı maddeler
birikmekte, toprağın yapısı ve içeriği bozularak verimsizleşmekte, toprağın üzerinde veya
içinde bulunan maddeler canlıların yaşamını tehdit etmekte, salgın hastalıklara ve kirliliğe
neden olmaktadır.

“...fetüs gelişimini olumsuz etkilemekte, erken doğum ve düşüklere neden


olabilmekte, çocuklarda büyüme ve gelişme bozukluklarına, motor mental
geriliklere yol açabilmektedir. Ek olarak bağışıklık sistemini etkileyip vücudu
savunmasız bırakarak çok sayıda farklı sağlık sorununun ortaya çıkışını da
kolaylaştırmaktadır. (European Environment Agency, 2014)”.
Yukarıda bahsedilen etkiler, çevre kirliliğinden kaynaklanan sağlık sorunlarına ve
hastalıklara yol açmaktadırlar. Çevre kirliliğin yukarıda da bahsedildiği gibi sebep olduğu
zincirleme etkileriyle birlikte bireye olduğu kadar topluma da yüklediği görünmeyen bir
maliyeti olduğu açıktır. Çevre kirliliği fiziksel, biyolojik, psikolojik, kültürel, sosyal tüm
faktörlere etki etmektedir.

I.3. Çevresel ve Sosyal Duyarlılık

İnsanlar var olmaları için, sağlıklarını ve koruyabilmeleri ve sürdürebilmeleri için


sağlıklı çevrelerde yaşamaları önemlidir. Sağlıklı bir toplum ve çevre, çevrenin korunmasından
geçer. Çevrenin korunabilmesi başta bireylerin davranışlarıyla sağlanır. Çevre şartları sürekli
değişmekte ve çevreyi algılayış da buna bağlı olarak değişmektedir. “Sosyal duyarlılık bir
kişinin yaşadığı dünya ve kişilerle ilgili sorumluluk alma bilincidir. Çevre duyarlılığı ya da
farkındalığı ise doğal çevreye yönelik davranışları, istekleri, düşünceleri ifade etmektedir.
Kişilerin çevre sorunlarına karşı olumlu düşünce ve hareketlerde bulunmaya istekli olması
çevre duyarlılığı olarak tanımlanabilir (Çalışkan, 2003)” Çevre bilincinin geliştirilmesi ve
duyarlılığın sağlanabilmesi yaşam boyu eğitimle sağlanırsa davranışa dönüşebilir ve kalıcı
olur.

Çevre sorunlarına karşı bilgi, tutum ve davranış geliştirme ve değişen olumlu


davranışları sürekli kılma, yaygınlaştırma, gündemde tutma ve
savunuculuğunu yapma gelişmiş farkındalık ve tutumun bir göstergesidir. Var
olan bilinç çerçevesinde doğa ve çevre üzerinde etkileri bilinen veya
bilinmeyen sorunların toplum tarafından algılanış biçimi, bireylerin ve
toplumun gösterdiği tepki ve duyduğu rahatsızlık farkındalık ve tutumun
dolayısıyla çevre duyarlılığının yaygınlaştığının göstergesidir. Bunlar kişinin
yaşamına, sosyoekonomik düzeyine göre değişebilir (Yücel ve diğerleri,
2008: 366)

İnsanın çevreyle olan etkileşiminin önemi bakımından insanlarda duyarlılığın oluşturulması


için yeni yaklaşımlar sürekli ele alınmaktadır. Çevrenin korunması ve geliştirilmesi konusunda
geliştirilen çabaların amacı, insanların daha sağlıklı ve güvenli bir çevrede yaşamasıdır. Çünkü
çevreye zarar veren de, çevreyi koruyan ve geliştiren de insandır. Sağlıklı bir çevrede
yaşamak bir insanın en temel hakkıdır. Çevre eğitimi, tüm dünyanın gündeminde olan çevre
sorunlarının ortaya çıkardığı bireysel ve toplumsal bir ihtiyaç haline gelmiştir. Çevre eğitiminin
amacı toplumun tüm kesimlerini çevre konusunda bilinçlendirmek, bilgilendirmek, olumlu ve
kalıcı davranış değişikliklerini kazandırmak ve bireylerin aktif katılımlarını sağlamaktır. Bu
nedenle sürekli yeni eğitim yöntemleri geliştirilmekte, farklı araçlar sürekli kullanılmaktadır.
Çevre eğitimi, yalnız bilgi vermek ve sorumluluk hissi oluşturmakla kalmamalı, insan
davranışına da etki yapmalıdır. Çevre eğitimi önce evde başlar, yakın çevreyle şekillenir,
eğitim kurumlarında verilen eğitimlerle gelişir. Çevre duyarlılığı bilincinde olan bireyler
yetiştirme sürecinde, okul çağı eğitimi oldukça önem taşır. “Çevreye karşı bilinç, davranışlar
ve duygular hayat boyu değişen bir süreçtir. Kişinin düşünceleri, çevrenin etkisi ile
ilerleyebildiği gibi gerileyebilmektedir de (Türküm, 2014: 178).” Bu alanda yapılacak olan
bilimsel, sosyal, kültürel her türlü çalışma çevre farkındalık ve olumlu tutum geliştirme
sürecini besleyecektir. “Bununla uyumlu olarak okullarda çevre konusunda verilen eğitimin
yetersiz olduğunu belirten çalışmalar mevcuttur. Literatürde anne-baba meslek durumuna,
anne-baba öğrenim düzeyine, sınıf düzeyine ve aile gelir düzeyine göre çevre duyarlılığının
değişmediği belirtilmiştir (Aydın ve diğerleri, 2011)” Çevre duyarlılığının anne öğrenim
düzeyine, sınıf düzeyine göre anlamlı olarak etkilendiği, farklılık gösterdiği belirtilmiştir. Fakat
bazen de aksine anne-baba meslek durumuna, anne-baba öğrenim düzeyine, aile gelir
düzeyine göre çevre duyarlılığının değişmediği gözlemlenmiştir. Bu durum aileden çevre
konularının konuşuluyor olması ve bireysel olarak duyarlı olmak gibi iki faktörün de etkili
olduğunu göstermiştir. Ayrıca yaşanılan çevre ve medya etkisi de etkileyici olabilmektedir.
“Davranışlar çocuklukta gelişmeye başladığından, bu zamanda verilen eğitimler çok önemlidir.
Çocuklar anne ve babalarının davranışlarını taklit ettiklerinden annelere ve babalara bu
konuda okul öncesi çok büyük sorumluluklar düşmektedir (Türküm, 2014: 178)”.

İnsanın çevreyle olan etkileşiminin önemi bakımından insanlarda duyarlılığın oluşturulması


için yeni yaklaşımlar sürekli ele alınmaktadır. Çevrenin korunması ve geliştirilmesi konusunda
geliştirilen çabaların amacı, insanların daha sağlıklı ve güvenli bir çevrede yaşamasıdır. Çünkü
çevreye zarar veren de, çevreyi koruyan ve geliştiren de insandır. Sağlıklı bir çevrede
yaşamak bir insanın en temel hakkıdır. Çevre eğitimi, tüm dünyanın gündeminde olan çevre
sorunlarının ortaya çıkardığı bireysel ve toplumsal bir ihtiyaç haline gelmiştir. Çevre eğitiminin
amacı toplumun tüm kesimlerini çevre konusunda bilinçlendirmek, bilgilendirmek, olumlu ve
kalıcı davranış değişikliklerini kazandırmak ve bireylerin aktif katılımlarını sağlamaktır. Bu
nedenle sürekli yeni eğitim yöntemleri geliştirilmekte, farklı araçlar sürekli kullanılmaktadır.
Çevre eğitimi, yalnız bilgi vermek ve sorumluluk hissi oluşturmakla kalmamalı, insan
davranışına da etki yapmalıdır.
I.4. Kamu Spotları – Afişler – Uygulamalar

Tüketim temelli insan faaliyetleri ve özellikle sanayileşme, çeşitli canlı türlerinin ve


orman alanlarının yok olması, küresel ısınmanın tehlikeli boyutlara ulaşması, doğal
kaynakların tükenmeye başlaması gibi çevre sorunlarına neden olmuştur. 1960'lı yıllarda
çevre sorunlarına yönelik duyarlılığın gelişmeye başlaması ve 1968 hareketiyle çevreci
faaliyetlerin ortaya çıkması çevrecilik bilincinin gelişmesine katkı sağlamıştır. 1970'li yıllarda
ise çevre sorunları ve bu sorunların çözümleriyle ilgili iletişimin önemi tartışılmaya
başlanmıştır. Bu kapsamda çevre sorunlarıyla ilgili farkındalık yaratmak, bireyleri bu konuda
yapması ya da yapmaması gerekenlerle ilgili bilgilendirmek amacıyla çevresel iletişim kavramı
ortaya konulmuştur. Çevre temalı kamu spotları da çevreyle ilgili konularda ilgili kitleyi
bilinçlendirmek ve yönlendirmek amacıyla hazırlanan kısa filmlerdir. Kamu spotlarının yanı
sıra afişler ve çeşitli uygulamalar da medya ve basın organlarınca çevre bilincinin aşılanması
amacıyla kullanılmıştır.

Kamu Spotu Sosyal Duyarlılık İçeren Bazı Afişler

Afişler, kamu spotları ve bu konuyla ilişkili yapılmış uygulamalarda emniyet kemeri


takmak veya doğal yaşamı korumak gibi sosyal olarak uyulması beklenilen davranışları
destekleyen ya da uyuşturucu kullanmak veya toplum sağlığını tehdit eden bulaşıcı
hastalıklara yakalanmak gibi çeşitli riskli davranışlardan kaçınmayı teşvik eden çalışmalar
yapılmıştır. Genellikle spesifik kitleleri belirli davranışlarla ilgili bilgilendirme amacıyla
tasarlanmaktadır ve o hedef kitleye ulaşmak için kitle iletişim araçlarından yararlanılmaktadır.
Bu iletişim araçları genellikle; televizyon, afiş, poster, broşür ya da internet gibi farklı
formatlarda olabilmektedir. Ayrıca, kamu spotlarının ve sosyal afişlerin amacı çoğu zaman her
hangi bir konu ile ilgili kamunun farkındalığını arttırmak; sonrasında ise inanç, tutum ve
davranış değişikliği sağlamaktır.

Çevre Duyarlılığı ile İlgili Bir Afiş

II.BÖLÜM

2.1. Afiş ve Afiş Türleri

Afiş, yazılı ve resimli görsel elemanların, bir mesajı veya bir tanıtımı anlatmak için
kullanılarak tasarlanması sonucunda oluşan grafik tasarım ürünüdür. Afiş kitle iletişiminin
önemli araçlarından birisi olarak bugün modern yaşamın vazgeçilmez bir parçasıdır.
Günümüzde giderek artan iletişim kurma ihtiyacı, bunu hızlı ve doğru yapma ihtiyacı ile
birleştiğinde doğru düzenlenmiş tipografinin önemi daha iyi anlaşılmaktadır. Afişin amacı alıcı
ile iletişim kurmak ve mesajı alıcıya iletmektir. Bu çalışma ile kurulacak iletişimin sağlıklı
yapılmasına yönelik öneriler, sık yapılan bazı hatalara da çözüm önerileri sunulmaktadır.
Afiş, bir mesajı iletmek, bir ürünü veya bir kültürü tanıtmak amacıyla hazırlanan
gün içerisinde hemen hemen her yerde karşımıza çıkabilecek bir grafik ürünüdür.
Grafik ürünü olarak afiş, birçok sanat akımı içerisinde kendine yer bulmuş, tasarım
ve sanatsal yönden aynı derece kaygı taşınması gerekmektedir. Bir tanıtım veya bir
ürün reklamının en büyük hedefi doğru zamanda doğru şekilde hedef kitleye
ulaşmaktır. Afiş, ilk doğuşundan itibaren kendini kabul ettirerek özel bir uzmanlık
gerektiren bir alan haline gelmiştir.(Ceylan,2015)

Afiş sözcüğü, dilimize Fransızcadan girmiş olup, İngilizcede poster, Almancada plakat
sözcüklerinin karşılığıdır. “Afiş tasarımı, sanat ve estetik kaygının benzer ağırlıkta olduğu,
konusunu toplumsal yapı içinde bulan, ihtiyaçlara uygun, sosyal, siyasi, ticari, kültürel alanları
konu edinen, tasarlandığı ülkenin kültürel, ticari ve politik özelliklerini yansıtan, geniş kitlelere
sesini duyuran, genellikle resimli duvar ilanlarıdır. İnsanlar her gün cadde ve sokaklarda,
duvar ya da ilan panolarına asılan çok sayıda afiş görürler. (Ağsakallı, 2014: 8)”. Belli bir
zamanın, coğrafyanın ve toplumun eseri olan kültür, çağımızda iletişim teknolojisinin
gelişmesiyle dünya çapına yayılmaktadır. Böylece öznel ve yerel olan kültür, genel ve küresel
hale dönüşmektedir. Kitle iletişim araçları vasıtasıyla artan iletişim ve yoğunlaşan etkileşim,
ortak yaşam alanı ve alışkanlıklarına dayalı popüler kültürü ortaya çıkarmaktadır. Kültürün
ticarileşmiş ve sanayileşmiş biçimi olan popüler kültür, iyimser bakış açısıyla insanların
benzerliklerini ortaya çıkarak birbirlerine yakınlaşmasına neden olurken; eleştirel açıdan
insanların tekdüzeleşmesi, tek tipleşmesi ve bir örnek olmasına sebep olmaktadır. (Şentürk,
2007: 25) Birçok alanda olduğu gibi zaman içerisinde afiş tasarımında da popüler kültürün
etkileri yoğun bir şekilde görülmektedir. Afiş tasarımının en büyük amaçları arasında hedef
kitlesini ikna etmek ve yönlendirmek vardır. Bunun içinde günün kültürü olan popüler kültür
öğelerinden sıkça yararlanıldığı görülmektedir, ister sosyal sorumluluk, ister ticari veya
kültürel olsun popüler kültür figürlerini afiş tasarımında da yoğun şekilde görürüz.

Afiş türlerini niteliklerine göre üç ayrı bölüme ayırabiliriz.

 Ticari afişler
 Kültürel afişler
 Sosyal afişler
1.3.1. Reklam Afişleri

Reklâm afişleri, bir ürün ya da hizmetin tanıtımının yapılması için hazırlanan afiş
türüdür. Reklâm afişlerinin en temel amacı ürün ya da hizmeti pazarlamaktır. Dolayısıyla
günümüzün ekonomik sisteminin ayrılmaz bir parçasıdır. Her ne kadar cadde ve sokaklarda
hareketli gösterim panoları yavaş yavaş yer almaya başlasa da potansiyel tüketiciler onları
izlemek için vakit ayırmaya pek yanaşamayacaktır. Bu nedenle mesajı doğrudan ve tek bir
kare ile tüketicisine ulaştırabilen afiş ve billboardlar her zaman insanın yaşam alanlarında var
olacaktır. Reklâm afişlerinin geçmişini, litografi yöntemi ile seri biçimde renkli baskı
alınabildiği döneme kadar götürebiliriz. Çünkü ondan önceki dönemde sadece yazı ağırlıklı
afişler ya da el ilanları basılabilmekteydi. Günümüzdeki anlamda imaj ya da görüntü ile ürünü
pazarlama, ötekinin afişlerde tasarım elemanı olarak kullanılmaya başlanması ile temelleri
atılmıştır.

Modern bir Honda afişi ve 1908 yılında yapılmış bir Mercedes afişi

1.3.2. Kültürel Afişler

Kültürel afişler; festival, sinema, tiyatro, sergi, konser gibi sanatsal etkinliklerin ve
sempozyum, konferans, balo, yarışma, spor v.b. gibi etkinliklerin tanıtıldığı ya da
duyurulduğu afiş türleridir. Afiş olarak üretilen ilk afiş çeşitleri kültürel afişlerdir. 19. yüzyılın
Paris ve Londra’sında ilk büyük afiş tasarımcıları kentlerinin kültürel etkinliklerini duyuran
afişler tasarlamışlardır. Paris’in sokak ve caddelerinde sergilenen afişlerin, toplumu etkileme
ve etkinliğe sevk etme konusunda ne derece önemli oldukları o dönemlerde anlaşılmıştır

Toulouse Loutrec, müzikaller için yaptığı afişler

1.3.3. Sosyal Afişler

Sosyal afişler toplumu uyarma, politik olarak yönlendirme ya da toplumsal bir olayda
eyleme geçmeye ikna edici afiş tasarımlarıdır. Sosyal içerikli afişler AİDS, Hepatit veya kalp
rahatsızlıkları gibi hastalıklara karşı, çevre bilinci oluşturmak için ya da trafik kurallarının
önemi gibi konularda topluma ulaşabilmenin en etkili yollarından biridir. Afişlerin düşük
maliyetli olmaları ve aynı zamanda geniş kitlelere ulaşabilme özelliği onları sosyal konuları
aktarmada vazgeçilmez kılmaktadır. Özellikle zor zamanlarda, I. ve II. Dünya Savaşı gibi
dönemlerde olduğu gibi, devletlerin kendi toplumlarını bütünleştirme ve bir amaç
doğrultusunda örgütleme konusunda çok etkili olmuşlardır. Günümüzde medyanın hareketli
görüntü aygıtlarıyla iletişime ağırlık vermelerinden dolayı afişin sosyal içeriklerle kullanılma
özelliği azalsa da okul, hastane, işyerleri vb. kuruluşlarda çok sık karşılaşılmaktadır. Seçim
zamanlarında kullanılan politik içerikli afişler de sosyal afişlerin kapsamına girer. Çünkü onlar
da toplumu yönlendirmeye yönelik afişlerdir. Bir diğer sosyal afiş türü de anti-politik
afişlerdir. Bu tür afişler devletlerin, hükümetlerin, devlet adamlarının ya da politikacıların
tutum, davranış ve faaliyetlerini eleştiren ya da karşı duruş sergileyen afişlerdir. Sosyal içerikli
afişlere dâhil edilebilecek son örnek antireklâm afişlerdir. Bu tür afişler reklâm afişlerinin göz
önünde olmayan özelliklerine vurgu yaparak, özellikle de tüketimi özendirmeyi eleştiren
afişlerdir. İçki, sigara ya da kürk hayvanlarının katledilmesine karşı ünlü markaları eleştirmeye
yönelik afişler bu tür anti-reklâm afişleri grubunda yer alır.

Sosyal afiş örnekleri

2.2. Türkiye’de ve Dünyada Afiş Tasarımı

Afiş hızlı tüketilen bir tanıtım aracıdır. Önemli bir konu hakkında halka en etkin şekilde
bilgi verir. Kent içerisindeki çeşitli yerlere asılarak, insanlara olayları devamlı hatırlatması
bakımından, çok kullanılan bir kitle iletişim vasıtasıdır. Afiş sadece üretim ve tüketim
ilişkilerinde halka bilgi vermekle kalmaz bununla birlikte sosyal, siyasal ve kültürel olayların
halka ulaştırılmasında da önemli bir rol üstlenir. Günümüz dünyasında televizyon gibi bir kitle
iletişim aracı bile afiş kadar etkili değildir. Çünkü afişin sürekli hatırlatıcılık özelliği vardır.
Halkın yoğun olarak giriş ve çıkış yaptığı noktalarda, yüzlerce afişi yan yana görmek
mümkündür. Halka bilgi vermesi yanında, estetik açıdan iyi tasarlanmış afişler şehirlerin çevre
düzenlemesine olumlu katkılarda bulunur. Afişlerin çok sayıda çoğaltılarak geniş alanlara
ulaşması 1450’ lerde Gutenberg’in matbaası ile doğrudan ilişkilidir. İlk afişler daha çok din ve
resmi propaganda alanlarında yapılmıştır. İlk duvar afişi 1480' de, Londra' da bir kilisenin
kapısına asılan bir din kitabı afişidir. Bunlara daha sonra tiyatro afişleri eklenmiş olup, bugün
anladığımız anlamda ilk afiş, 1860'ların başında, afiş sanatının babası olarak bilinen Jules
Cheret tarafından tasarlanan Sarah Bernhardt'ın bir oyunu için yapılmıştır.

İhap Hulusi Görey tarafından tasarlanmış afiş örnekleri

Günümüz Dünya afişlerini takiben, Türk grafik çalışmaları, minyatürlerle süslenmiş el


yazması kitaplarla doğmuştur. İbrahim Müteferrika'nın matbaayı getirmesiyle gerçek anlamda
grafik çalışmalarına başlanmıştır. İbrahim Müteferrika ilk olarak 1729'da Van kul adlı sözlüğün
basımını yapmıştır. Yine ilk resimli kitap İbrahim Müteferrika tarafından gerçekleştirilen
"Tarih-i Hind-i Gariba" adlı kitaptır. O devir için (19.yy) mükemmel çizimler içeren Cedit Atlas
Tercümesi adlı Türkçe Coğrafya Atlası'nın basımı gerçekleştirilmiştir. Meşrutiyetle birlikte
(1908) basın özgürlüğünü, gazetelerde ilanların çoğaldığını ve ilan şirketlerinin kurulduğunu
görmekteyiz. Türkiye'de afiş anlamındaki ilk örnekler Osmanlının son dönemi ve Cumhuriyetin
ilk yıllarında görülmeye başlanmıştır. Ülkemizde ise afiş tasarım sanatında bahsedebileceğimiz
ilk isim Almanya’da afiş eğitimi gören İhap Hulusi Görey’dir. Görey, Atatürk’ün isteği üzerine
alfabemizin ilk kapağını çalışmış ve aynı zamanda da bir çok kamu ve özel sektör
kuruluşlarına çeşitli grafik tasarım ürünleriyle hizmet vermiştir. Bankalara, Tekel’e, Milli
Piyango’ya, Kurukahveci gibi kurumlara yaptığı afişler bugünde tazeliğini korumaktadır.

1950’ye kadar afiş sanatında sivrilen sanatçılar arasında Orhan Omay, Mahzar
Resmor, Tarık Uzmen, Yusuf Karaca, Faruk Morel, Natık Soyaren’i sayabiliriz.
Daha sonraki kuşakta farklı yaklaşımlar görüldü. Yeni gelenler arasında Mengü
Ertel, Yurdaer Altıntaş, Leyla Uçansu, Erkal Yavi, Metin Edremit, Fahrettin
Sepetçioğlu, Sungu Çapan, Turgay Betil, Sait Maden, Sinan Bozkurt, Bülent
Erkmen, Sadık Karamustafa vb. afiş sanatçılarımız kendilerini uluslararası
alanlarda gösterdiler; Türk afişçiliği seçkin yerini almış, afiş sanatçıları birçok
Bienale katılarak ödüller almışlardır. Bunlar içinde Mengü Ertel’in ayrı bir yeri
vardır. Türk afiş sanatı özellikle Mengü Ertel gibi seçkin sanatçıların yaratıcılığı
ile uluslararası düzeyde önemli bir yere yerleşmiştir. (Çakır, 2008:50)

Bülent Erkmen tarafından yapılmış bir çalışma

2.3. Sosyal İçerikli Afişlerin İncelenmesi

Toplumların değişen bakış açısı, gelişen dünya koşulları, yaşanan politik iniş çıkışlar,
çevremizi tehdit eden doğal afetler, eğitim sorunları gibi bireyleri yakından
ilgilendiren olumsuz durumlar, sosyal içerikli tasarım çeşitlerinin zenginleşerek
oluşumunu saülamıştır
Abdullah Taşçı - Türkiye Sakatlar Derneği Afişi

Afişlerdeki hedef kitlenin verilen mesajın içeriği ile uyumlu olması önemlidir. Çünkü
değişik yaş gruplarının mesajdan etkilenme düzeyleri de farklılaşmaktadır. Hedef kitleye göre
mesajın içeriği ve sunumunun değiştirilmesi gerekmektedir. Örneğin, kanser ile ilgili yapılan
çalışmalarda hedef kitlelerinin çoğunlukla 55 yaş üstü kadınlar olduğu görülmektedir. Ancak,
sağlıklı yaşamı desteklemeye ya da güneşin zararlı ışınlarından korunmaya yönelik mesajlarda
ise hedef kitle tüm popülasyon olmaktadır. “Satış ve tüketim amacı olmayan, toplum yararını
gözeten sosyal içerikli grafik tasarımlar, toplumsal konularda izleyicide belli bir düşünce biçimi
ve tavır geliştirmek, tepki yaratmak, izleyiciyi harekete geçirmek ve bir eyleme katılmaya
davet için kullanılır (Dülgeroğlu Yavuz, 01. 2007; 68)”
Sosyal içerikli afişlerin temelinde sosyal sorumluluk yatar. Sosyal Sorumluluk kavramı;
yaşadığımız topluma karşı birebir sorumluluğumuz olduğunu ve herkesin topluma katkılarının
olabileceğini, öncelikle kendisinin kavraması anlamına gelmektedir. Sosyal Sorumluluk, 1980
öncesinde çok fazla üzerinde durulmayan fakat 90’larla birlikte adını sıkça duymaya
başladığımız bir kavramdır. Reklam ajanslarının kurulmaya başladığı ve bireysellikten ekip
çalışmasına doğru geçildiği yıllarda, toplumsal konular, grafik tasarımın ilgi alanına girmeye
başlamıştır. Bu sebeple, grafik tasarımın en etkin iletişim biçimlerinden olan afişler, sosyal
sorumluluk projelerinin vazgeçilmez anlatım şekli olmuştur. Günümüzde sosyal sorumluluk
projelerini yapan ve destek olan kuruluşlar, sorunlara duyarlı olduklarını topluma göstermek
ve iyi bir imaj oluşturmak için daha dikkatli bir şekilde, çok önem verir hale gelmişlerdir.

Sosyal sorumluluk kampanyaları, çeşitli iletişim mecraları yoluyla ulaştığı bireylerin


farkındalık kazanmalarını sağlamak, onları belli bir konuda bilinçlendirmek, davranışa
yöneltmek ya da bireylerde davranış değişikliği yaratmak amacı güder. (Akım, 2010: 9) .
Afişlerde ve kamu spotlarında hedef kitlenin sıklıkla gençler olduğu görülmektedir. Bunun
sebebi, gençlerin heyecan arama düzeylerinin yüksek olması ve bu sebeple kötü alışkanlıklar
kazanma eğiliminin fazla olduğunun düşünülmesidir. Verilen mesajlar, ikna etmek istediği ya
da farkındalık yaratmayı amaçladığı kitleyi, her hangi bir olayı teşvik ederek ya da önleyerek
etkileyebilir. Teşvik edici mesajlar, bir hedefi başarma, yeni bir davranış kazanma ya da yeni
bir bilgi öğrenme sağlarken; önleyici mesajlar, zararlardan korunma ve tehlikeden kaçınmayı
vurgulamaktadır. Teşvik edici ikna kampanyalarının önleyici kampanyalara göre daha başarılı
olduğu gözlemlenmiştir.

Etkili bir mesaj tasarlamak için mesajın amacının iyi belirlenmesi


gerekmektedir. Mesajın dört farklı amacı olabilir. Bunlar; farkındalık yaratma,
bilgi verme, ikna etme ve davranış değiştirmedir. Farkındalık yaratma ve bilgi
verme amacındaki mesajlar herhangi bir davranış değişikliğine sebep
olmazken, ikna etme ve davranış değiştirme amacındaki mesajlar hedef kitlede
tutum ve davranış değişikliği yaratma amacındadır (Lang, 2006).

Sosyal içerikli afişlerin amacı çoğunlukla kişilerde duygusal etki yaratmaktır. Özellikle,
korku öğesinin, sağlıkla ilgili kamu spotlarında sıklıkla kullanıldığı görülmektedir. Bunların
yarattığı etkiyi ikiye ayırmak mümkündür. Birincisi, rasyonel etki; ikinci ise, heyecan, korku,
öfke, üzüntü ve şaşkınlık gibi duyguları içeren duygusal etkidir. Bu etkilerin yanında afişlerin
ikna edebilirliği popüler kültür öğelerinin kullanımıyla doğru orantılıdır. Bu yüzden afişlerde sık
sık popüler kültür öğelerinin kullanıldığı görülür.

Kıvanç Tatlıtuğ’lu Yedigün Afişi, Serenay Sarıkaya’lı Mavi Afişi

Yukarıda bahsedilen tüm metodları, etkileri özetleyecek olursak, ‘ikna kavramı’ dikkat
edilmesi gereken hususların en temeli olarak karşımıza çıkan bir kavram olarak dikkat
çekmektedir. “Günümüzde sistematik olarak ele alınan ikna kavramı ilk olarak Aristo ile
incelenmeye başlanmıştır. Sağduyu ve içgüdü temeline dayandırılan iknanın tanımı bir
kimsenin başka birini bilinçli olarak tutarlı fikirler, etkili çekicilikler, güvenilirlik ve ispat gibi
unsurlar kullanarak istenilen yönde etkileme ve yönlendirme şeklinde yapılmaktadır (Aktaran:
Ergeç, 2004: 5)”

Reklamların ve afişlerin ikna edici özelliği diğer iletişim türlerine göre daha güçlüdür. Reklam
ve afişler bilinçli olarak oluşturulan ve tüketicileri ya da hedef kitleyi yönlendiren bir iletişim
sürecidir. Tarafı belli olan amacı ve hedefi açıkça ortaya konulan bir özelliği ile algı, öğrenme
ve benimseme aşamalarında bilinçli etki oluşturmaktadır.
Egzotik Hayvanlar Hatıra Eşyası Değildir
İnsanlara korku, dehşet duygusu uyandırma yöntemiyle düşünülmüş bir afiş çalışması

Tatlı öldürür.Diyabete karşı farkındalığı arttıran bir poster.


İnsanlara korku, dehşet duygusu uyandırma yöntemiyle düşünülmüş bir afiş çalışması
Korku çekiciliği olarak adlandırılan, yukarıdaki afişlerde kullanılmış bu yöntem, insanlara daha
çok mesajlarda verilen tavsiyelere uyulmadığında olumsuz ya da kötü sonuçların başlarına
gelebileceğini bildirerek, onları korku yoluyla ikna etme amacı güden bir mesaj türüdür.
“Korku çekiciliği (fear appeal) ikna edici iletişimde, ağırlıklı olarak bir duygusal temele
dayandırılsa da kullanım formatına göre rasyonel bir yapı içerisine de girebilmektedir
(Kalender, 2005:132)”

Çevrenin nasıl yaşadığının göstergesi: hayatta kalmaya çalışıyor.


Çevre ile ilgili bir afiş

Bir uyarıcı olarak verilen korku ile kişinin psikolojisinde gerilim oluşturularak, bu gerilimden
kurtulmaya yönelik çözüm tavsiyeleri sunulmaktadır. Örneğin çevreyi kirleten veya sigara
kullanan bireyin ve çevresindekilerin bu kullanım sonucunda yaşayacakları olumsuz
durumların iletilmesiyle bireyde, ölüm, kaybetme, kirlilik gibi sonuçlardan kaygılanan
psikolojik duygular oluşturulmaktadır.
2.4. Anket

II.BÖLÜM – UYGULAMA

3.1. Afiş Tasarımları

SONUÇ

KAYNAKÇA

AĞSAKALLI, M. S. “Sürrealizm Akımının Afiş Tasarımına Etkisi ve Uygulama Örnekleri.


Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi”, Atatürk Üniversitesi, Erzurum, 2014

ÇAKIR, Erdinç “Cumhuriyet Dönemi Afiş Sanatında Başlangıcından Günümüze Tipografi”


Konya ,2008

ÇALIŞKAN, M., Yetişkinlerde Çevre Duyarlılığını Etkileyen Etmenler, (Ankara Üniversitesi,


Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara 2002. (Akt.)

DÜLGEROĞLU Yavuz, S. (2007), “ Politik İçerikli Grafik Tasarım”, Grafik Tasarım Dergisi,
sayı:7, s: 64.

AYDIN, F., KAYA, H. “Sosyal Bilimler Lisesi Öğrencilerinin Çevre Duyarlılıklarının


Değerlendirilmesi”, Marmara Coğrafya Dergisi, 2011; 24:229-257.
Kotler, Philip ve Lee, Nancy (2006). Kurumsal Sosyal Sorumluluk (Çeviren: Sibel Kaçamak).
Ġstanbul: MediaCat Yayını.

Kalender, Ahmet (2005). Siyasal ĠletiĢim Seçmenler ve Ġkna Stratejileri. Konya: Çizgi
Kitabevi.

ŞENTÜRK, Ü. (2007), Popüler Bir Kültür Örneği Olarak Futbol. Cilt: 31, No: 1, Cumhuriyet
Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi.

YÜCEL, M., USLU C., ALTUNKASA F., GÜÇRAY S., PEKER SAY N. “Adana‟da Halkın Çevre
Duyarlılığının Saptanması ve Bu Duyarlılığı Arttırabilecek Önlemlerin Geliştirilmesi”, Adana
Kent Sorunları Sempozyumu, Adana, 09-10 Mayıs 2008.

İnternet Kaynakları

Akım, Feride (2010). Sağlık Alanında GerçekleĢtirilen Sosyal Sorumluluk Kampanyalarının


Bireylerde Farkındalık ve DavranıĢ DeğiĢikliği Yaratma Etkisi. “Kalbini Sev Kırmızı Giy
Kampanyası” üzerine bir değerlendirme Ġstanbul Üniversitesi ĠletiĢim Fak. Dergisi, 38.

İbrahim Gökhan Ceylan, Hatice Bahattin Ceylan “Afiş Tasarımında Popüler Kültürün
Yansımaları” http://www.idildergisi.com/makale/pdf/1425374291.pdf

TÜRKÜM A. S. “Çağdaş Toplumda Çevre Sorunları ve Çevre Bilinci”,


http://w2.anadolu.edu.tr/aos/kitap/ıoltp/1268/unite10.pdf, (14.03.2014).

Akademik Bakış Dergisi Sayı: 60 Mart – Nisan 2017 – Öğrencilerin Çevre Farkındalık ve
Tutum Düzeyleri ve Bunları Etkileyen Faktörlerin Araştırılması – Dilek BOSTANCIOĞLU,
Gamze VAROL SARAÇOĞLU, Mergül ÖZTÜRK
Lang, A. (2006) “Using the limited capacity model of motivated mediated message
processing to design effective cancer communication messages” Journal of Communication,
56(1), 57-80

(https://www.makaleler.com/cevre-nedir -Yazar: Ahmet Polatlı )”

European Environment Agency, “AirPollution Country Factsheet: Turkey”, 2014.

ERTEN, S. “Çevre Eğitimi Ve Çevre Bilinci Nedir, Çevre Eğitimi Nasıl Olmalıdır?”, Çevre ve
İnsan Dergisi, Çevre ve Orman Bakanlığı Yayın Organı, Sayı:65/66, 2006/25 Ankara, 2006.

You might also like