You are on page 1of 293

OSMANLI DEVLETİNİN

700. KURULUŞ YILDÖ NÜM Ü

Osman ı
Mutfağı

Tuğrul Şavkay

İstanbul
2 o o o
>

c ^ c ıv » î> c l« l c r

SLNL'Ş
Ö N ttE Y İS fî-7
G İR İŞ
M LT F A Ö IN A R D IM JA K İ IT iL S U F F 1(1-1 ı
A N A D O LU ’Y A G Ö Ç Ö N C E S İ T L ’R K M U T F a G] i 2 - 1f i
beza n s g e l e n e ğ i i 7- İ S
O SM A N l .1 İM P A R A T E JR I X :Ü l ‘N U N K L 'R P l- l.Ş D Ö N EM İN D E A N 'A D fJl.l ' T İ 'HK M Lrl'EfA Û I j* K>:'t
F A T İH d ö n e m ! 2-1-27
K A N U N İ EJÖ N EM İ 2 fV !l
S O N DÖNF.M ..■■IJV47
Ç O R BA LA R
* [£h^i|j L o lıu s a ÇoıOaşs, D ıiğ iın ço rb a sı, VoğMfiJu Ç orb a
- tjug d fıyiı R a iık Ç orb ası, B a lık ço rb a sı ,“ 4
* K ıym alı T a rlıa n a Ç urtitısı. T orb ana Ç orb ası lifi
* T erb iyeli C ifler ç o rb a s ı, İşkem b e Ç orb ası, P iliç Ç o rb ası
■M ercim ek ç o rb a s ı, Ş e h riy e Ç orb ası. Erişte ç o rb a s ı no
* T e rb ive II P a ta te s Ç orb ası, N o ln ıi çoıtoaso G2
K EBA PLA ! < fjr>-H7
■ D eıneii ş îs Kebabı. K u şb aşı Kebabı. C iğ er K eb ab ı fîft
* T ask eb ab ı, ] tacı O sm an K eb ab ı, raz e K l ü u ı-:ıi 70
■ Köfıeti Y oğ unlu K tıijap . Yoğurttu ş iş Kebabı. H urm a K ebabı 72
■ Ç öm lek K eb ab ı, Kızartm a. Kırm ızı Kızarım a 7*1
* Kirem lı K eb ab ı, G ü v e ç K eb ab ı, Fırın K eb ab ı 7G
* M uzbır K eb ap , Koyı.ın F.ti Külbastısı! I). K o yu n E li K ü lb astısın ı 7f^
* LiefneİL Kılıç ya d a Palam u t Balığ ı, L.ı.iter B alığ ı Külbastım . K ıiç ılk iR aliK îarın KiiLbcistısı rtb
* T a vu k K ü lb astısı. T a vu k C iğeri Kebabı, U skum ru Kebabı S2
* Pa tates v e D om atesli Kızartm a, Tencere Kızarı m ast. s u lu Pirzo la Kı/am naşı «-E-

* P iliç K ız a rım ası. Kuzu v e D ana F-li K ü lb aslısı Rfi


Y A H N İl- ER VI2 P İI \KİI F,R 107
* Tatlılı ı_t Y ah n isi, U skum ru Y ah n isi, Y ak a Y al'uiisi <ltl
* Kirttıa Tavı,ık K eb ab ı Y ah n isi, Ta\ uklıı Y a lın ı. T a vşa n Vith.ııisi n2
* D ana Etin d en Pa p a z vah n isi B e y a;-: v a h i i
* P a ç a Y ah n isi, işkem b e Y ah n isi, B ö b re k Y ah n isi « i
* ı-‘a.pazyalıriLŞL. Kırm ızı Yahni fjfi
* In rik Y ah n isi, Y ala n cı ilik IOO
* M id ye Pilakisi, isline iye Pilakisi i<y.i
* Y alan cı Eflaki, sa ly a n g o z Pilak isi E0-1
►B a lık Pilakisi İOfJ
KÖt-~l"l£Lli]t 1O0-E i 7
* İçlıköfte, E.or KOftest ı ıo
* K ad ınb ud u Körıe, Mavr.feiiioy.hi K ölte E 12
■T erb iyeli Lik^ili Köfte Su su z (Kurul Kötte I E■+
■A refe k ü iıe si. K im yonlu Küfte t tO
T A V A Y H M E K L lîR İ V(-, M Ü C V F.R I E R ı i <)-1.î:i
* M idye T a v a s ı. \ la k a ra n ya (M akarna ı T a va sı iü O
* i lan ısi la v a ş ı, U skum ru T a va sı 122
* Çifter T a va sı. T erb iyeli C iğ er T a va s;, İşkem b e la v a ş ı, H ey in T a v a c ı 12-1-
■ Y oğ unlu Pa tlıcan v e K ab ak Kızartm ası. Pallı< <>rı T a va sı, Y e şil B ib e r T a va sı I
■T a ze h o su lye M ü rv e ri. p atlıcan M ü rveri İ2 R
* peyn irli w M ayd anoziu x1ü t v e t . K ıym alı M ü cvcr. Y u m ıu ia M ü rveri i 30
■çevg an L M ücveri. Patlıcan lı K avgana i .VJ
YL M I IIE A Y E M E K L E R İ 1J ^ - l. 'îfl
* I 'a.siıı rnalı Yum urta. Su cu k lu Y ıim ı ıı ta. D om atesli Yum urta, K ıym alı Yum urta İ3 G
■ Ç ılbır. Isp an ak lı Y um u n a. So ğ an lı Yum urta 13»
ElAA 11 H İŞ L liR l v e B Ö R E K L E R I4 i İlil
* Veiriku, i ’e y n ir Lo k m a sı. T a »e Pe yn ir H öşm erim i 142
r i^Ltl Lİ 11, Mat 111 144
■ K a laco ş. Ev.-jTiirli K aım er 141)
* Pu lb ö reğ ı, fV-ynirlt v e M avdano^i u A İu ist BOreği ı-vs
* .sı ıb o reğ i, T a s ıK ap ak) B ö re ğ i 15 0
* [.a la n ca . A kılm a I .“.2
- J't«arbö:eği< lj, iVnatböreğiı^ı i 5 -i
* N em se it ielıiıe jk j b ö reğ i. Fin can h ö reğ l t j
* M ihrap (K ııli Bö reğ i. P ıra s a R ttreğ l I 5JS
* T avu k iböreği, P a ç a B ö re ğ i El>0
S E B Z E YEM LİKLİ İKİ I 63-183
• Kabak Kalyesi. Kabak Bastısı. Peynirli Kabak 164
• Yanardağ Boranisi, Sakızkabağı Musakkası. Sakı/.kabasından Karnıyarık 166
• Patlıcan Karnıyarık. Paılıcan Silkm esi. Patlıcan Paçası 168
• şeyhmilm ıışi. Kaplumbağa. Medfune 170
• Marmarina. Yoğunlu Sem izotu. ıspanak Yemeği 172
• Ayşekadın Fasulye, zeytinyağlı Kuru Bakla. Zeyıinyağit-lç Baklalı Enginar 174
• Terbiyeli Pırasa. zeytinyağlı Yerelması. Kapuşrca ı 7ü
• Zeytinyağlı Kumfasûlye. Zeytinyağlı Pırasa. Pirinçli Pırasa 178
• Aside, Etli Bam ya, Mantar ızgarası 100
• Şalgam ve Havuç Aşı. Yoğurtlu şalgam Kızartması, şalgam Kavurması 182
DOLM ALAR 185-201
•Soğan Dolması, şalgam Dolması. Yeşil Biber Dolması 186
• Kavun Dolması. Balkabağı polm ası. Elli Sakızkabagı Dolması 188
• Vişneli Yaprak Dolması. Etli Yaprak Dolması 190
• Tu/sıı/, Peynirden Sakızkabağt Dolması. Bam ya Dolması. Mülcbbes Dolma 192
• zeytinyağlı Patlıcan Dolması. Zeyıinyaölı Lahana Dolması 194
• Domates ve Yeşil Dom ates (Frenk Patlıcanı) Dolması. Etli Patlıcan Dolması. Etli Enginar Dolması 19t>
• Kuzu Dolması. Bum bar ve Şirden 190
• Uskumru Dolması. Balık Dolm ası 200
PİLAVI „\M 203-225
• Susuz Pilav. Sade Pilav. Yağsız Pilav 200
• Bulgur Pilavı, Dövme ya d a Bulgur Pilavı. Elsiz Pilav 208
• Patlıcanlı Pilav, Domatesli Pilavı 1j. Domatesli Pilav (2) 21 o
• Luhum Pilavı. Acem Pilavı 212
• Lilfer Pilavı. Midye Salm ası. Köse Pilavı 214
• Kuzu içi Pilavı. Düğün Pilavı, süılü Pilav 216
• Özbek Pilavı, sehriyeli Pilav. Kuskus Pilavı 2 ]5
• Baş Pilavı, .vıakaronva (Makarna}. Kapama Kapaklı Pilav 220
• Kalbimi Pilavı 222
• Tarak Pilavı 224
11AMI ’RİŞİ T A T LILA R 227-239
• Ballı Derviş Lokması. Saray Lokması. Peynir Lokması 230
• Kaymak Baklavası. Kavun Baklavasın». Kavun Raklavası(2) 232
• Vişneli Ekmek Tatlısı. Francala Kadayıfı. Revani 234
• Cevizli Sarmalı Kadayıf. Saray Kadayıfı. Yumurtalı Telkadavıf 236
• Kurabiye. Acıbadem Kurabiyesi. Paılıcan Tatlısı, Agaçkavünu Tatlısı 238
1-IELVAl.AR 241-245
• Oüllablye. sabuni Helva 212
• Gaziler l iclvası, Hakan i H elva 244
M EYVEl -I V E S Ü TLÜ TAT1.11A R 247-255
•Süzm e saray Aşuresi. Elm asiye. Tavukgöğsü 2-18
• Nazlı Aş. Sütlü a ş 250
• Ayva Tatlısı 252
• ishaklye. Kızarıma Güllaç 254-
SA LA 'IA LA K V E I I.RŞU l-AR 257-281
• Marul Salatası. Taratorlu H ıyar salatası (Rospi). Turp salatası 200
• Domates salatası. Çerkez Salatası. Fukara Salatası 262
• Paılıcan Salatası. Patates Salatası 264
•Semizotu Salatası. İspanak Kökiî Salatası. I lindiba ve Gelincik Salatası 260
• Çiroz Balığı Salatası. I Uıvyar Salatası. .Sardalye Salatası, Tüıünhalığı Salatası. Teke Salatası 268
• Piyaz. Kuru Bakla Salatası. Yumurta Salatası 270
• l lâvuç Turşusu. Şalgam Turşusın t >. Şalgam Turşusu(2). Pancar Turşusu 272
• Balık Turşusu. Üzüm Turşusu. Çağla Turşusu 274
• Patlıcan Turşusu. Kabak Tıırşusu(i). Kabak Tıjrşusu(2). Sarım sak Turşusu 276
« Karışık Turşu. I Uyar Turşusu. Biber Turşusu. Lahana Turşusu 278
• lîlma ve Arının Turşusu, Semizotu ve ırakla Filizi Turşusu. Taze Fasulye ve KartuıbaJuır 'turşusu. Ispanak Kökü ilırşusu 280
1IOŞAI LA K 283-285
• Taflan Hoşafı, Antepfıstığı I loşafı, Dut Kurusu Hoşafı 284
ŞU RU PLA R 287-289
• Neslişah Sultanin* Sarnv l .imonatası. Menekşe şerbeti. Keçiboynuzu (Harnup) şerbeti. Demirhindi şerbeti 288
Ö1.ÇÜ1 -EH 290
KAYNAKÇA 29 î
KÜNYE 292

3
U > 1U $

Osmanlı İmparatorluğu nun 700., Türkiye CumhuriyetFnin 76., bankamızın 46. kuruluş yılında
sizlere bir kültür hizmeti olarak hazırlatılan, üç kıtada döneminin en uzun süreli gücü
Osmanlı imparatorluğu nun eşsiz kültürel mirası “ Osmanlı Mutfağı1’m anlatan bu yapıtı
sunmaktan onur duyuyorum.

Her ülkenin ve her ulusun coğrafyasının, yaşam b içim in in ve tat duygusunun


vazgeçilmez öğelerini taşıyan yemek kültürü, yüzlerce yıl olgunlaşarak kuşaktan kuşağa aktarılmış,
o kültürün neredeyse tem silcisi olmuştur. Yöresellikten arınıp ulusallaşan her mutfak,
aynı zamanda evrenselleşmiş olmaktadır.

Osmanlı mutfağı da böylesi bir tarihe sahiptir. Anadolu ve Trakya’nın bağlantı noktasında olup
üç kıtanın kültürleriyle bir mozaik yaratmak, dünyada çok az im paratorluğun başardığı
bir değerdir. Üstelik bereketli topraklar üzerinde, doğal olarak çok geniş b ir bitki örtüsü,
verimli toprak ve deniz ürünlerine sahip olmak da bu mutfağın zenginliğini artırm ıştır.
Ritüelleriyle ve m alzem eleriyle benzersiz bir n ite lik gösteren O sm an lı m utfağı,
soğuklardan sıcaklara, tatlılardan içeceklere kadar tam bir şölendir.

Yüzyılın başında belirginleşmeye başlayan ulusal devletlerin 1923’teki genç, aydınlık ve


pırıl pırıl üyesi T ü rkiye C u m h u riyeti, bu zengin m utfak k ü ltü rü n ü n üzerinde,
modern batının ve doğunun sanayileşen k ü ltü rü yle oluşan yeni dam ak tadının
kavşağında yer alırk en , T ü rk m utfağı gelişm iş, yen i yem ek m o tifleri kazanarak
daha da zenginleşmiştir.

Bütün m utfakların en temel öğesi şekere dayalı ekonom i ve b an k acılık alanında


dünyadaki sayılı başarılı bankalardan biri olan Şekerbank, 46. yılında, basınımızın seçkin üyesi,
tavrı ve içeriğiyle sektörüne örneklik eden Radikal Gazetesi nin değerli okurlarına sunduğu,
kalıcı nitelik taşıyan “ O sm anlı M utfağı” ile kültürüm üze k a tk ıla rın ı sürdürüyor.

Sektörlerinde “ kendilerine özgü çizgileri, tavırları ve nitelikleri olan bu iki kuruluşun


gerçekleştirdiği işbirliği", ülkemizin aydınlık geleceğini, her anlamda kültürün uzun süreçte
kalıcı olacağını müjdeliyor.

Şekerbank, basınım ızın yükselen y ıld ız ı Radikal G azetesi’nin değerli okurlarına,


ülkemizin bu konudaki uzmanlarınca hazırlanan, yılların birikimine sahip Osmanlı mutfağını
ve tat sanatını kültürel boyutlarıyla birlikte anımsatan bu eşsiz yapıtı sunmaktan onur duyuyor.

D r. Han arı B tıs ri G Ö K T A N


G enel M üdür
t
r

Bu kitap, Osmanlı Imparatorluğu’ının kuruluşunun 700. yılı kutlamaları dolayısıyla hazırlandı.

Amaç, bir cihan imparatorluğu kurmuş olaıı atalarımızın mutfak anlayışlarını bugünün kuşaklarına aktarmaktı. Kitabın
amacına ulaşacağını umarım. Bunun için mümkün olan en iyi kaynaklara başvurmaya çalıştım. O günün anlayışını,
olabildiğince tarafsız bir biçimde, günümüze taşımaya çalışımı. Bunu yaparken on fazla di kkat etliğim nokta, bugünün
değer yargıları ite o günün insanlarını yargılamamaya özen göstermek oldu. Elbette insanlık açısından her zaman
gurur verici olan hoşgörüyü, başka değerleri kabul etmede gösterilen yobazlıktan çok uzak tulumu ve benzerlerini
övgüyle andım. Bunlar, sadece Türk olarak değil, insan olarak da gögiis kabartacak özellikler ve zamandan, zeminden
münezzeh değerler.

Bunların ötesinde Osmanlı mutfağında giderek iyice somutlaşan bir yemek felsefesi de aynı ölçüde bana hep dikkat
çekici ve bir o kadar da önemli görünmüştür, O nedenle, Osmanlı mutfağında iyice billurlaşan bıı yemek felsefesine
de bu vesileyle değinmeden edemedim.

Osmanl ı mutfağının, Türk kültürünün -ya da başka bir biçimde söylenecek olursa, Türkik kültürün ağır bastığı bir
mutfak olduğunu kimse yadsıyamaz. İşin temelinde ve birçok ayrıntıda Türk unsuru bıı mutfakla ağırlığını iyice
hissettirir. Yine de bizim mutlağımıza yalnız ‘‘Türk” etiketini yapıştırmak, Osmanlıları önyargısız bir biçimde ve
kendiliğinden genel olarak “Türk" olarak adlandıran bazı Batıhlar’m vc şarkiyatçıların dışında, affedilir bir hala
sayılmaz. Osmanlı mutfağı bir imparatorluk mutlağıdır ve buradaki imparatorluk geleneği,. Bizans'tan devralınmış
ve imparatorluk sınırları içinde siyasi otoriteye saygı göstermek kaydıvla bütün halkları kucaklayan geleneğe oldukça
yakındır. Buradan giderek Osmanlı mutfağı, çeşitli etnik gruplardan gelen mutfak öğelerine de -tıpkı buralardan gelen
insanlara olduğu gibi- kapılarım açmakta tereddüt göstermemişi ir. Bunlardan bazdan, mesela Rumlar ve Ermeniler.
çok geniş bir yelpazede ve çeşitlilikle katkıda bulunurken; Museviler, beşyüz yıllık birlikteliğe rağmen, aynı oranda
Osmanlı mutfağı içinde ver almamışlardır. Bunun için elbette ııe Osmanlılar, ne de Musevi cemaati suçlanamaz. Sadece
o zamanki şartların öyle gelişmiş olduğu söylenebilir ve işin gerisi daha derin tarih çalışmalarına bırakılmalıdır.

Biraz da işin teknik yanına değinmekte, yarar var. Bıı kitabın hazırlanması iki aşama gerektirdi. Birincisi, bunu izleyen
sayfalarda yer alan bir ıtır 'giriş' bölümüydü. Burada okuyucuya ciddi ve fikir oluşturmasına yarayacak bir perspektif
için bazı luıihsel bilgiler verilmeye çalışıldı. Türkik ve Anadolu’nun otantik halklarına ilişkin geçmişi ile birlikte
binlerce yılı içeren bir tarih bölümünü bilimsel bir çalışma biçiminde yazıya dökmek, hiç mübalağa etmeden
söyleyebiliriz ki, belki de binden fazla belgenin tek tek okunması ve altının çizilerek yorumlanmasını gerekt irir. Bu
da, kolayca talimin edileceği gibi, bu kitabın sınırlarını zorlamanın ötesinde fazlasıyla aşar. O nedenle kitabın giriş
bölümünün hemen her ara başlığı konu üzerinde otortitesi tartışılamayacak bir veya bazen iki temel kaynağa dayanılarak
kaleme alındı. Kaynak eserlerin yazarları ve bu eserlere ait bibliyografik bilgi kitabın sonunda verildi. Okuyucuyu
bıktırmamak için alıntılar ya aynen kullanılmış ya da akıcı bir dille tekrar kaleme alınmış ve buralarda kaynağa ail
dipnot konmamıştır. Ancak her bölümdeki kaynak veya kaynaklar daima aynıdır.

Bir de özellikle doğrudan Osmanlı İmparatorluğuna ilişkin bölümlerde gündelik hayata dönük renkli tablolara ağırlık
verdiğimi saklamayacağını. Anılar veya tarihçilerin gündelik hayata ilişkin renkli tespitlerinden buralarda çok
yararlandım. Teorik açıklamalardan ise elden geldiğince kaçınmaya çahştım.

Kitabın ikinci bölümü,yemek tariflerini içermekte.

Burada günümüze eti yakın Osmanlı mutfağı yemek tarifleri kullanıldı, ilk basılı yemek kitabımız Melceü’l Tabbahın
bunlardan biriydi. Söz konusu kitabın ‘aşçıların sığınağı1anlamına gelen adı her ne kadar Arapça ise de, meLin o günün
Tıırkçe si ile yazılmıştır. Yemek meraklıları arasında kısaca Melce olarak anılan kitap, dönemin adli tıp okulu hocalarından
Mehmet Kâmil Bey tarafından yazılıp. Hicri 1260 yılının Şabanı evalıirinde -bugünkü takvimle İ84+ yılının Ağustos
ayında- İstanbul'da taşbaskısı olarak basılıp yayımlanmıştır.

Kitabın yazarı olarak her ne kadar Mehmet Kâmil Bey in adı geçmekteyse de, kitabın içeriği Risalesi ile bire
bir denecek kadar büyük benzerlik göstermek tedar. .Melce'd en neredeyse yüz yıl önce kaleme alınmış olan Agâiyc
Risalesi ise. Şeyhülislam Paşmakçızade Abdullah Efendi’niaı damadının oğlu olarak anılan bir yazarın eseridir. Burada
bir intihal konusunu gündeme getirmekten çok. yüz yıl sonra bile aynı yemeklerin imparatorluk sınırları ve özellikle
başkent İstanbul'da lıâlâ tazeliğini koruyor olmasına dikkat çekmek, özellikle toplumbilimsel açıdan ilginç olur diye
düşünmek daha doğru olur.
Melerde bulunmayan bazı tarifler için ise .Ali Eşre/ Dedc’nin Yenide Risalesi olarak son yıllarda az sayıda basııralan
bir esere başvurdum. Bu eser, Prof. Dr. Feridun Nafiz Uzluk’un Mevlana Tetkikler Enstitüsü’ne bağışladığı bir
yazma. Hicri 1275 (Miladi 1858-1859) tarihli bu yazmada çoğu yemek Melce ile hemen aynı tarife sahiptir. Söz
konusu yazma daha sonra Latin harfleriyle Feyzi Halıcı tarafından hazırlanıp Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek
Kurumu tarafından 1992 yılında Ankara'da yayımlanmıştır.

Melce ile tarih açısından yakınlığı olan, ancak orijinalliğini koruyan bir başka eser, Mahmul Nedim biti Tosunun
Aşçıbtışrsı da tarifler kısmında kullandığımız bir başka kaynaktı. Burada yazarın subay olması vc taşrada doğup
-kendisi Kilitbahirli'dir- uzun süre taşrada muhtemelen bekâr yaşamış olması ve bizzat yemek pişirmiş olduğuna
dair çeşitli işaretler, bu kaynağı daha ilginç kılmakladır. Kendisi de zaten hem yemek yapmaya meraklı ve eğilimli
olduğunu, kendi devimiyle ‘kadın anasından çocukluğunda çok yemek öğrenmiş bulunduğunu ve nihayet diğer
yemek kitaplarını da okuduğunu söylemekte. Hicri 1316 (Miladi 1898) tarihli Aşçıbaşı, elimizdeki en yeni tarihli
Osmanlı yemek kitabı hüviyetini de taşımakta. User, 1998 yılında Priscilla Mary İşın tarafından yayına hazırlanıp
Utin harfleri ile Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlandı.

Etraflı olarak kullanılan son kaynak eser ise. yazarının adı bilinmeyen, El-Terhibatfi Tablıi'l-Hulviyyai'lır. Kitabı
yayma hazırlayan Prof. Dr. Günay Kut, eserin varoluşunu kitapsever Ali Emiri Efendi ye borçlu olduğumuzu söyler.
Yazılışından yüz yıl kadar sonra eline geçen müsvettelerin önemini kavrayan Ali Emiri Efendi, bunları temize
çektirerek eserin gün ışığına kavuşmasını sağlamış. Bu eser sayesinde dönemin Rumeli’sinde yapılan tatlıların
tariflerini öğrenmekteyiz. Eser her ne kadar bugünkü Larissa (Yunanistan) kökenli ise de, içinde elbette diğer
yörelere ve genel olarak Osmanlı mutfağına ait tarifler barındırmaktadır. Bu kitap, 1986 yılında hocamız Prof. Dr.
GünayKut tarafından yayına hazırlanıp Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı Milli Folklor Araştırma Dairesi tarafından
Ankara’da yayımlanmıştır.

Bu kitaplardan seçilmiş yaklaşık 300 orijinal tarif, elinizdeki kiıapta kaynaklardaki gibi yer almakladır. Ancak hemen
lıaiırlaiılmı ki, bunlar çevriyazı denen transkripsiyondur. Bunu söylemekten maksadım, üniversite yıllarında
Osnıanlıca okuduğum için altını çizmekten kaçmamachğım bir hususa dikkat çekmek. Osmanlıca yazarken kullanılan
Arap alfabesi -ve buna eklenen bazı Farsi kökenli harfler- bugünkü Latin alfabesine aktarılırken zaman zaman farklı
biçimlerde yorumlanmakla. Bu nedenle aynı yazının transkripsiyonu bazen farklı biçimlerde Latin alfabesiyle
yazılmakta. Bundan dolayı biz burada, yukarıda anılan eserlerdeki yazımları esas aldık.

Bu kitaplardaki tarifler daha sonra günümüze uygun bir standarta getirilip bugünkü koşullarda ağız tadıyla yenilebilir
biçimleriyle sunulmaya çalışıldı. Takdir edilir ki, bundan en az yüz. hatta bazen yüz elli yıl öncesinin ağız tadıyla
bugünün ağız tadını aynı sanmak gerçekçi bir yaklaşım sayılamaz. O yüzden bu tarifleri aynen aktarmanın yeterli
olmayacağını düşündüm. Bir de zaten bu tariflerin, dönemin Avrupa'da da yaygın olan âdetine uyularak, malzemelerinin
miktarlarını vermediğini unutmamak gerekir. Hatta bazen malzemenin tümü bile tarif içinde sayılmamış olabilir.
Biraz bilgiyi saklamak, biraz da 'arif olan anlasın anlayışıyla yazılmış bu tariflerin bugün aynı biçimleriyle işe
yaramalarının imkânsızlığı karşısında bunlar günümüz için yeniden yorumlandı. Bu zor görevi, bence Türk mutfağının
yaşayan en büyük şeflerinden biri olan ıısiam Aydın Yılmaz üstlenmek nezaketini gösterdi. Kendisinin eski muıl'ak
geleneğimize ilgisi ve biraz da bıı mutfağa duyclugu sempati ve yakınlık klasik bir yorumlama için mııkemmel bir
imkânı okuyucuya sağlamış oldu.

Esas olan tarifleri yorumlamak olmakla birlikte, yorum konusunda her sanatçıya tanınması gereken özgürlükten
Aydın Ustayı mahrum kılmamız elbette düşünülemezdi ve öyle de oldu.

Son olarak, bu vesileyle kendimi bu kitap dolayısıyla borçlu hissettiğim kişilere teşekkür etmek istiyorum. Bunların
başında sevgili hocam Prof. Dr. Günay Kut geliyor. Kaynaklara ulaşmam konusundaki yol göstericiliği için hem
kendisine, hem de eşi. pek muhterem üstadımız Tuıgul Kuta müteşekkir olduğumu hemen belirtmek isterim. ProL
Kut, ayrıca, metin bölümünü büyük bir titizlikle okuyup çok değerli düzeltmelerde de bulundu. Bunun hemen
ardından, kitabın metinlerini büyük bir itinayla hazırlayan, defalarca gözden geçiren ve hiçbir eksiğin olmaması
için sürekli titizlenen sevgili öğrencim, asistanını ve çok değerli dostum Tuba tşbakatı'a vc prodüksiyon için her
zaman üstün bir çaba içinde olan bir başka dostum Neslihan Flcle’ye teşekkür etmek istiyorum.

Metinlerden söz edince, bunları satır satır okuyarak redaksiyonunu ve düzeltmesini yapan Mustafa öneş’e; kitabın
hazırlanmasındaki titizliğinden ötürü de Ümit Genele teşekkür ediyorum.

Böyle bir kitabı hazırlamanın nasıl geniş bir ekip işi olduğunu işin içinde olanlar iyi bilir. O nedenle burada ekibin
tümüne ayrıca teşekkür etmemenin bir eksiklik olacağını düşünmekteyim. Buna karşılık bütün eksiklik ve
yanlışlıklardan elbette sadece ben sorumluyum.

Tuğrul Şavkay, İstanbul, Eylül 1999


‘Osmanlı mutfağı', insanlığın uluslar biçiminde gruplandırıldı^ bir çağda hemen herkese biraz garip gelecek bir deyim. Milliyetçiliğin
güçlenmeye başladığı on sekizinci yüzyıldan bu yana, giderek artan bir biçimde, Türk, Yunan, Arnavut. Fransız, Alman, Japon,
Çin, hatla İngiliz mutfağı deyimlerine hile sık sık rastlıyoruz. Ancak, aynı nedenlerden ötürü, adında bir ulustan çok bir devletin
on plana çıktığı Osmanlı mutfağı' türünde bir deyimin kulaklarımıza yabancı geldiğini söylememizgerek. Gerçi Cin de, Japonya
da birer imparatorluktu ama, oralarda kültürel anlamda tek bir öge egemendi, baskın bir ulusal kültür vardı.

Osmanlılar bu anlamda ne Çin e, neJaponya'ya ne de yine bir zamanlar imparatorluk kurmuş Fransa’ya ya da Rusya’ya benzer
Buralarda temel etnik öğenin dışında kalan azınlıkların mutfakları yalnız kendi ‘getto’ları içinde var olmuş ve ülkenin egemen
mutlak anlayışına ya pek azetkide bulunmuş, ya da çoğu zaman olduğu gibi, bunlar ulusal kültür çerçevesinde yok sayılmışlardır
Özellikle kolonyalizmdöneminde İngiltere. Hollanda, İspanya, Portekiz, Fransa vc daha geç bir tarihle Almanya kendi imparatorluk
sınırları içine Osmanlılar’dan daha zengin ve dolayısıyla renkli sayılabilecek çoklukta balkı barındırmalarına karşın bunlann kendi
mutfaklarına etkisi yok denecekölçüde azolmuştur. Buğun bile bu eski koloni ülkelerinin mutlakları, egemen ülkelerin kentlerinde
ayrı ayrı restoranlarda temsil edilmektedir. Kültürler arasında kaynaşma hâlâ sağlanabilmiş değildir. Değişik mutfaklar eski
imparatorluk kentlerinde yan yanayaşar ama bu aslaonaya bir bileşimin çıktığı anlamınagelmez.

Osmanlılar'm kültürel yapısı ise daha çok Bizans'tan devraldığı Roma Imparatorlugu'nunkinı andırır. Çok budunlu. çok dinli,
çok dilli, kısacası rengârenk bir halklar topluluğudur Osmanlı imparatorluğu. Egemen kültür Türk olmakla birlikte, bu her şeyin
Türkler le bağlantılı olması gibi bir zorunluk taşımaz. Milliyetçilikle zaıen imparatorluğun geç dönemlerinde tanışan Osmanlımn
böyle bir resmi tavrı olmamıştır. İttihatçıların milliyetçiliği ise. 700 yıllık devletin resmi tutumuna örnek olmaktan çok uzak
görünmektedir

Mutfak adına bundan çıkartılacak sonuç belli. Osmanlı mutfağı diye bir deyim kullanıyorsak bunun anlamı, ancak başkent
İstanbul’da en seçkin biçimini alan, imparatorluğun bütün halklarının mutfak geleneklerine açık, bııııa karşılık Türk kültürünün
ağır bastığı, aynı zamanda tarihten gelen köklü mirası da barındıran bir Ortadoğu mutfağı uygulamasından başka bir şey olamaz.

Yemeklerimizin günümüze kadar gelebilenlerinden bir bölümü bu yargıyı pekiştirir görünümdedir. Yalnızca adlarına bakalım:
Amavutciğeri, çerkeztavuğu, lazböreği gibi yemekler, alındıkları emik grupların adıyla anılırlar. Öte yandan, bunların hiçbirinin
özgün biçimleri ile hu^im Türk mutfağı şemsiyesi altında aldıkları son biçimleri arasında birebir ilişki bulunmaz. Arnavutluk’ta
böyle bir ciğer, Çerkezfer'de böyle bir tavuk yemeği varsa da. bunlar bizim bugün aynı adla andığımız yemeklerin tıpkısı değildir.
Lazböreği ise. İstanbul'a çok geç tarihlerde geldiği için yerel özelliklerini bugün de korumakla. Ancak, yedi yüz yıl sonra Islanbul’da
halâ yapılmaya devam edilirse, Lazlar'la ilgisinin dahaönceki örneklerdeki yemeklerden iazla olacağını hiç sanmam.

Benzer bir yargı, etnik gruplar için olduğu kadar belli yörelerin hatta kentlerin adıyla anılan yemekler için de verilebilir. Örneğin,
‘elbasan tavası' bizim mutlak geleneğimizde yer edinmiş bir yoğurtlu kuzu eli yemeği. Elbasan bugün Arnavutluk sınırları içinde
kalan bir kent ve burada böyle bir yemek varsa da. bunun günümüz Türk yemek kitaplarında anlatılanın aynısı olduğunu ileri
sürebilmekçok güç

Coğraii zemindeki bu çeşitliliğin yanı sıra, Osmanlı mutfağının bir başkaözelliği de zamandaki derinliğidir. Türkler’in Anadolu'ya
gelişi, basit ve sıradan bir göç olayının çok ötesinde zengin anlamlar içerir. Bunun bir örneği, çağımızda Amerika Birleşik
Devletleri nde görülebilir. Ancak bizim deneyimimiz bundan da «Meye gider. Modern Amerikan mutfağının en temel çağdaş
özelliklerinden biri, ‘füzyon’ olarak adlandırılan bir mutfağın -ortaya çıkışıdır. Son yıllarda mutfak dünyasında sözü çok edilen
bu moda akımın temel niteliği. Amerika Birleşik Devletlerinin sınırları içinde yaşayan etnik grupların mutfak geleneklerinin
’tirbiriyle kaynaştırılıp ortaya hepsinden farklı özgün bir bileşimin çıkarılmış olması. Özellikle Pasifik kıyısında dikkati çeken
bu akım, sözgelimi Meksika mutfağı ile Japon mutfağının bazı öğelerini bir araya getirmekte. Çağımızda büyük bir buluş olarak
görülen ve alkışlanan bu olay, 700 yıllık tarihi içinde Osmanlı mutfağında zaten vardı. Ancak, Osmanlı bir adım daha ileriye
gitmeyi başardı. Anadolu'ya göçen Tûrklerin geleneksel mutfağı ile yerel halkların mutfaklarını birleştirirken, yerel halkların o
zamanki kültürlerinde yer bulmuş Anadolu’nun daha önceki halklarının mutfak öğelerini de kendi mutfak geleneği içine kattı.
Bu anlamda Hitit mutfağından tutun da Romalılara, oradan giderek Yunanlılara kadar gelen bir kalıt böylece korunmuş oldu.
Eski bir Roma yemeği olan tavukgöğsünûn Bizans yoluyla Osmanlı mutfağına girişi ve burada kendisine bugııııe kadar ulaşan
sağlam bir yer bulmuş olması, bunun en iyi örneklerinden biridir. Yme Roma uygarlığından gelen ve kökleri eski Yunanlılar a
dayanan çeşitli ekmeklerinyapımı dabir başKaörnek olarak anılabilir

Yalnızca yemekler değil, genel anlamda mutfak kültürü açısından bu etkilerin önemi de anılmaya değer. Çarşı fırınlarının
varlığı, tarihçilere göre Roma dönemine kadar geri gider. Çoğu kimse, bu geleneğin vakm geçmişimizde, yani İmparatorluk
dönemi sonrasında hile yaşamını sürdürdüğünü bilir. Son hir örnek olarak zeytinyağlılarımızı verebiliriz. Tûrkler in zeytinyagıvla.
dolayısıyla zeytinyağlı yemeklerle tanışması, ancak Anadolu'ya göç sonrasında gerçekleşmiş olabilir. Burada yaşayan yerli
halklar zeytinyağını aa, bu sebzeleri de elbette çok eskiden beri bilmekteydi. Bugün aynı yemeklerin Türk mutfağındaki yapımı,
eski tariflerin ötesine geçmiş bulunuyor.

8
Böylecc Osmanlı yemek kültüründe dikkat çekici bir noktayı gündemegetirmişolmaktayız. Bunun açık ifadesi, Osmanlı mutfağının
içine kapalı ve durağan bir model olmadığıdır. Yani tümüyle bize özgü, saf bir mutlak anlayışı çoğu zaman genel kabul gören
bir kavram olsa da. başlan sona yanlıştır. Osmanlı mutfağı aslında bir ulus ya da etnik grup mutfağı sınırlarını çok aşmakta
İmparatorluğunsiyasî ve kültürel yapısı da aslında böyle bir anlayışa izin vermiyordu. Böyle bir durumun, milliyetçiliğin giderek
önplanaçıktığı 18. yüzyıldan başlayarak Önemini yitirmesi ise bir başka tarihi gerçek Ancak, bu sonuncusu öznel bir yargı; tarihi
veriler böyle bir yargıvı doğrusu hiç desteklemiyor. Söylenmesi gereken. Osmanlı mutfak geleneğinin milliyetçilikten uzak ve
daharenkli bir kültürel bileşimolduğu.

Bu arada bunun, rasgele örneklerin sepete atıldığı bir reçeteler yığını olmadığını da hemen belirtelim. Osmanlı, kökeni ne olursa
olsun, biıtûn yemeklerine kendine özgü bir anlayış içinde kendine özgü bir tat kazandırmayı başarmış görünüyor. O nedenle de
bıı yemeklerin Osmanlı mutfağı adı altında toplanmasında yadırganacak bir yan yoktur. Yahya Kemal bunu veciz ve biraz da
şairane bir deyişle şöyle dile getirir: Türkler Malazgird harbinden sonra ilk İzmir’de sahile gelince yemek yedikleri yere lokanta'
dendiğimöğreniyor.‘Biber’ Frenkçe bir kelime. ‘Patlıcan’ Arapça, ‘fasulye’ ve ‘salata-lialyaca’dan bunlarla beraber bize giriyor
Görülüyor kı medeniyet daima müşterek ve beynelmileldir. Rum ve Ermenilcrden de yemek almışız. Aldıklarımız o kadar bizim
olmuş İci şimdi bizden Türk yemeği' diye alıyor vc onlar da Türk aşları pişirip yiyor. Aldığımızı o kadar Iûrkle$dimıişi2. Bu
bizdeki temsil kabiliyetinin dehşetini gösterir.1f,)

Bunabenzer bir vargı da Tûrklerin liıriJıi'nde göze çarpar. Fransız tanhçi Jean-Paul Roux, oldukça serbest bir biçimde oluşturduğu
kişisel yorumuyla, bunu şöyle anlatır Türkler’de imparatorluk kurma eğilimi vardır. Türkler, kelimenin tam anlamıyla, yeryüzünün
hükümdarlandır. Kurdukları ve hiçbiri diğerine benzemeyen imparatorluklar, bövle olmakla birlikte, yine de iki bin yıl boyunca, bazı
temel ortaknitelikler onaya koymuştur. Bu imparatorluklar, birer halk mozaiyiğıû. Türkler bu imparatorluklarda halkları uyum içinde
biraradıyaşatmayaçalışıyor; onlara, güçlübir biçimde merkezileştirilmiş ve despoıikbir iktidarın yönetimi akında kimliklerini, dillerini,
kültürlerini, dinlerini, hatta çok zaman önderlerini muhafaza etmek hakkını da tanıyorlardı. Fetih hakki olarak er. yüksek görevler
kendilerinin olduğu halde, ele geçirdikleri ülkenin insanları onlardan uygarsa, bu kimselere, çoğu zaman, güven gerektiren görevleri
vermiş; halta onların, kendilerine yararlı olacağını düşündükleri tekniklerini; kimi zaman da dillerini almışlardır Başlıca tasalarının
ise onları örgütlemek, idareetmek, savaşa sürmek, arşivler kurmak olduğu anlaşılmaktadır. (...) Barbarlıktan gelen ve dıştan her şeyi
almayaçokyetenekli olan bu insanlar, kimi zaman, atalarından kalma yabanıllıklarından bir şeylermuhafazaetmeklebirlikte, uygarlığın
en incelikli aşamasına yükselebilirler. Kendilerini kuvvetleriyle kabul euirdikleri dünyaya açılmaları, onları çevirmenler ve aracılar
durumunagetirmiştir. Zaten, biıbinnin ardısırayerleştiktenyerlerincoğrafi konumlan da onları bunahazırlamıştır."

Bu arada butun bunların oluşumunda çok önemli ve asla gözardı edilmemesi gereken öğeler var. Bunların başında, kültürün
durağan bir kavramdan çok bir süreç olması gerçeği yatıyor. Yani kültürün her alanı gibi, mutfak dünyamız da zaman içinde bir
tür evrim geçirmekte. İyi' ve 'kötü' gibi bilimsel yanı olmayan değer yargılannı bir yana bırakacak olursak, her donem kendi
modasını yaratmaktave bir öncekinden farklı bir anlayışı zorlamakta Giyimde kuşamda moda neyse, yemekte de trioda o. Belki
giyimkuşamkadar hızlı değişen bir şeyden sözetmiyoruz ama, tarihin derinliklerinden bakıldığında aynı sürecin yiyecek-içecek
dünyasındadaegemenolduğunu görmemekiçin insan ya bakarkör ya da tarihi bir derinlikten yoksun olmalı.

Ayrıca unutmamamız gereken bir şey daha var Yiyecek-içecek dünyasında, Osmanlı İmparatorluğu dönemi içinde iki büyük
devnmyaşandı. Bunlardan birincisi. Batı uygarlığının yeryüzünün tamamına ulaştığı keşifler devrimıydi Bunun odönemaçısından
bizi asıl ilgilendiren bölümü, Amerika’nın keşliydi Domates, patates, sıvribiber gibi bugün mutfağımızın vazgeçilmez sayılan
yivecckleri oyıllar içinde önce Avrupa'ya, oradan da Osmanlı İmparatorluğuma, özellikle de İstanbul’a ulaştı. Tûrkler in, Fransız
tarihçiJean-Paul Roux'nun biraz önce sözünü etliği hoşgörülü ve yararcı tutumuyla bu yiyecekler kısa zamanda iyi kabul gordu
vemutfağımızabir dahaçıkmamacasmagirdi.

Osmanlı mutfağını zaman içinde giderek daha derinden etkileyen ikinci önemli devnm ise. Sanayi Devrimi’ıîir. Sanayi Devrimizin
etkilen aslında sanılandan çok daha büyük ve çeşitli boyutlar içerir. Bu devrim, en köklü değişikliklerden birini ulaşım alanında
sağlamıştı. Hızlı gemilerin, demıryollannm yapımıyla birlikte, dünyanın don bir yanından çeşit çeşit yiyecek İmparatorluk sınırlan
içinde, özellikle de İstanbul'da görülmeyebaşlamıştı.

Ayrıca bu süreç, yiyeceklerin daha uzun süre saklanması bakımından başlı başına önemlidir. Böylecc, ulaşımın yanı sıra, taze
meyvevesebzegibi konularda, saklamayönemlerinin gelişmesiyle böyle bir tüketimolanaklı kılınmıştır

Kuruluşundanbaşlayarak yüzünü sürekli Batıya dönmüş İmparatorluğun bu tutumunda şaşılacak hiçbir yar. bulunmuyor Tersine,
Batı ile sürekli geliştirilen ilişkiler, bu etkileşimi kaçınılmaz kılmaktaydı. Asıl başarı, bunun basit bir kültürel ödünç almasürecinden
farklı olarak gelişmiş olması. Ban ile her anlamda etkileşim, Osmanlı mutfağına kendi özgün tadını renklendirme ve çeşitlenme
olanağı tanımış, buna karşılık onun sağlam, özüne uygun olarak gelişmesini engellememiş. Yani, imparatorluğun son gününe
kadar -enazından mutfak alanımla-, bir taklit, bir kendinden uzaklaşma, başka deyişle kendini yadsıma hiç var olmamış. Böyle
şeylerbelki çok küçükve toplumun genelini etkilemeyen kişisel örnekler olarak kalmış.
( I ) f c h u ı K o >m > her w İ m İn» i< in A ıa p tii k ö k r r .li di> da. l<u tik tin ü '.V m i h u i< a
■ p d J o iıû r." o !ıiu £ lı söylenir. B ib i r ' s d j c f i g f l <U R ttllu m îo 'd u T rtrfc ff ol.ııvıl: g ıV H r ıtlir am a. .hu jv fc i n a n d ı m ı ileb ild i*
M İ V

y\

Dünyada hemen her mutlağın temel sayılabilecek bazı özellikleri vardır. Bunlar, o mutfağı ötekilerden ayrı kılan
özellikler olarak tanımlanır. Her mutfak bu özellikleriyle bir kimlik kazanır. Ancak çoğu kez, bunlar din ve benzeri
inanışların kısıtlamaları, bölgeye özgü fauna ve flora (hayvan çeşitleri ve bitki örtüsü) ile sınırlıdır. Eskimolar’ın
fok, ayıbalığı, balina etine ve yağma bağlı, buna karşılık meyve ve sebze içermeyen bir mutfağa sahip olmaları
doğaldır. Bu uç örnek, aslında dünyanın hemen her mutfağı için, daha geniş bir aralık içinde de olsa, geçerli sayılır.
Bu doğal sınırlamayı açıklamak çok kolay. Hele toplumlararası iletişini yok denccek kadar az ve buna paralel olarak
toplumlararası ulaşım ve taşıma da söz konusu değilse, o toplumlar kendi coğrafyalarıyla sınırlı bir yiyecek içecek
repertuarı oluşturmak zorunda kalmışlardır.

İlkel budunlarda bazı hayvan ya da bitkilerin yenilebilir olmasına karşın mönülere alınmamış olmasını da antropologlar
tabu inancı ile açıklar. Daha başka toplumlarda ise neyin yiyecek ve içecek olarak tabu sayılıp sayılmadığını, değişik
ölçülerde, dinler belirlemiştir.

Bıı kuralların en geniş biçimde uygulanmasına Musevilikte rastlanır. Musevi din kitapları yenilebilir ve yenilemez
olan yiyecekleri ayırmış, neıdeyse bunların her birini tek tek belirlemiştir. 'Kaşrut' denilen bu yasalar daha da

10
ötesine geçmiş, yiyeceklerin nasıl vc hangi koşullar altında hazırlanabileceğini dc ayrıntılarıyla belirtmiştir. Etin
süt ile birlikte pişirilemeyeceği, bunun en bilinen örneklerinden biridir. Ardından gelen Hıristiyanlıkta ise bu yasalar
giderek önemini yitirmiş, ayrıntıların çoğu yeni din tarafından yok sayılmıştır. Musevilikte kesin bir tabu olan
domuz eti, Hıristiyanlıkta tabu olmaktan çıkrmştır.

Islamiyette de Musevi şeriatının bazı kurallarının kabul gördüğü bilinir. Ancak, İslam şeriatında bu yasaklar sayıca
daha azdır. Domuz eıi yasağı bunlardan biridir. Ayrıca. İslam dini hayvan kesimi konusunda benzer yasakları
sürdürmüş ve özellikle ölü hayvan etinin yenmesini Kurandaki kesin hükümlere yasaklamıştır tslamiyelin getirdiği
hiî başka ve farklı yasak ise, başta şarap olmak üzere her türlü alkollü içkinin kullanımıdır.

Bunların ötesinde, bir de her mutfağın özünü oluşturan bir felsefe, daha doğru deyişle bir tür dünya görüşü vardır.
Bıı durum her mutfak için geçerli olmakla butikle kimi toplumlarda yüzeysel, kimisinde ise çok daha derindir. Çin
mutfağının önemi, tarihi köklerinin çok gerilere dayanması vc tarif sayısının çokluğunun yanı sıra bir bakıma
yiyecek-içecek konusunda derin bir felsefi anlayışın bulunmasına bağlanır. Çinliler yeme ve içrnc konusunda derin
düşünceler üretmiş ve mutfaklarını bu temeller üzerine kurmuşlardır Benzen bir durumu, temel ilkelerini Çin’den
almış olan Japon mutfağında da buluruz. Doğaya saygı, onunla uyum içinde bulunma gibi bazı özellikler Japon
mutlağını bugün b’le önde gelen bir mutfak yapmış olma açısından övenini korur.

Osmanlı mutfağı dediğimiz şeyin ardındaki felsefeyi bilmek, ruhu anlamak, benzeri nedenlerle tek tek reçeteleri
tanımanın ötesinde, bu bakımdan büyük bur önem taşır Hemen söyleyelim ki, Osmanlı mutfağının da bunlar gibi
çoktemel bir felsefesi, ya da bir başkabiçimde söylenecek olursa, dünya görüşü vardır.

Osmanlı mutfağındı temelleri öncelikle Türk mutfak geleneğine ve Islami anlayışa dayanır. Şimdi bunu biraz açalım.
Türk mutfağının en önemli özelliklerinden biri ‘et-süt-süt ürünleri' üçgenini dayanak yapmış olmasıdır. İslami
anlayışın mutfak üzerindeki en köklü etkisi içkiyi bu mutfaktan uzak tutmasıdır.

Türkler'de gelenekten gelen et ağırlığı, Anadolu’ya gelişleriyle birlikte çok köklü bir dönüşüme uğradı. Et, mönünün
hâlâ temel öğesi olmakla birlikte, Anadolu'da yetişen sebzeler vc baklagiller mutfağa hızla girdi. Böylece. törenler
ve buna bağlı şölenlerde sunulan gerçekten dc çok lezzetli et yemekleri Tıırk -ve giderek Osmanlı- mutfak dünyasında
önemini korumakla birlikle, bunlar gündelik yaşantıda yerlerini etin daha az kullanıldı^ ve yemeğe ancak yete­
rince besin deSpı ve lezzet katmak amacıyla tenecereye katıldığı, sebzelerin ise başrolde olduğu ‘sulu yemeklere
bıraku. Sebze"konusunda ise yaş sebzelerle kııru bakliyat hep bir den^e içinde bulundu. Böylece, ayrıca soslar
gerektirmeyen, sebzenin bir yana irilmediği, son yıllarda Ban da giderek yükselen "sağlıklı mutfak' anlayışına uygun
yemekler Türkler'in mutfağında o günden bu yana yapılageidî.

Sağlıklı mutfak denince, Tûrkler in yo£utt başta olmak üzere süt ile yaptıkları yiyecekleri anmamak büyük eksiklik
olur. Ayrıca Türkler’in bakliyat, düşkünlüğü ve bunlara mutfaklarında geniş bir alan tanımış olmaları, Batıkların
ancak yeni keşfettikleri bir sağlıklı yemek anlayışını öteden beri bildiklerinin kanıtı olarak gösterilebilir.

Bir haşka göze çarpan özellik dc, Türkler'in yemeklerinde her zaman mevsimlere saygılı davranmış olmalan. Mevsim
dışında ise doğal yollarla hazırlanmış yiyecekler, ancak gerektiği ölçüde ve bir zorunluk olarak kullanılmıştır Her
türlü kurutulmuş, doğal yöntemlerle saklanmış etler (pastırma, sucuk, kavurma gibi), güneşte kurutulmuş sebzeler,
yalnızca taze etin, mevsim sebzelerinin yokluğu çekildiğinde ya da insanın canının çok çekmesi durumunda tüketilen
bir tür lüks' yiyecek olmuş.

Yukarıda sözü edilen mutlağın yabancı etnik grupların kültürlerine ve üzerinde yaşanan toprakların eski sahiplerinin
geleneklerine açık tutulmuş olması da Türk mutfağının nasıl bir hoşgörü ve bunun getirdiği zenginlik üzerine
kumluğunu göstermesi açısından çok önemli.

Ancak bu etkileşimin her zaman en geniş boyutlarda gerçekleşmediğine, Osmanlı İmparatorluğu içinde beş yüz yıl
boyunca yaşamış, ama, Türkler’e kapalı kalmış Musevi mutfağını örnek vererek değinmiştik. Bu durum, balık ve
deniz ürünlerinin geniş kitlelerce benimsenmemiş olması açısından da geçerlidir.

Türkler, mutfaklarını yeni yiyeceklere açmak konusunda da tarihin her döneminde çok pratik ve yararcı bir davranış
sergilemişledir. Domates, patates, sivribiber bize hep Amerika'nın keşfinden sonra geldi. Bugün, ‘bunlar olmazsa
olmaz’ yemeklerimizi saymaya kalksak ne kadar uzun bir liste oluşur.

Sonuç olarak, Türkler’in genel çizgileriyle günümüzün sağlık anlayışına yakınlık gösteren, doğaya saygılı, abartıdan
herzaman kaçmış, yeniliklere açık bir mutlak anlayışları olduğunu söyleyerek bu konudaki sözlerimizi noktalayalım.

ıı
V IC fö l

Üürli f/M
w
885?
rls

Osmanlı mutfağını iyi anlayabilmek için, hu dönem öncesinin Türk mutfağını belli ölçüde tanımak gerekir. Çutıkiı
yukarıda da belin ildiği gibi, Osmanlı İmparatorluğu her ne kndnr çokuluslu bir devlet ise de bu imparatorluğun
lemel öğesini Türkler’in oluşturduğu konusunda tarihçiler arasında aşağı yukan görüş birliği vardır.

açısından ön plana çıkmasını sağlamıştır. Prof. Dr. Bahaeddin Ögel,


yapıtının Türk evini islediği cildinde, mutfağın içinden söz ederken "ayrıca mutfağın bir soğukluk’ bölümü dc
bulunur ve buraya da ct asılırdı. Nitekim 1larezmşahiar çağındaki,'et asar neme’, yanı ;eı asılan şey’ deyişini, kasaplar
için olduğu kadar, evler için de değerlendirmeliyiz" diye yazmaktadır.

Ûgcl'in, kitabının "Göktürkler'den üsmanlılara, Tûrkler'de Yemek Kültürü" alıbaşlıklı dördüncü cildinde, yemeklere
ilişkin olarak verdiği örneklerin neredeyse tamamına yakınını ct yemeklen oluşturmaktadır. Rı yeme töresi konusunda
yazar şunları söyler: "Oğuz Kağan Destanında, bfıyûk ziyafetlerde kesilecek koyunun, hangi parçalarının hangi
boylar tarafından yenileceği acık olarak belirtilmişti Boylar ve I ürk kesimleri arasında kavga çıkmaması ıçiıı, hangi
Türk bölüğünün. hangi parçayı yiyeceği, önceden kesin bir töre olarak ilan edilmişti. Bu düşünce, Tûrkler’de Tılüş
veya pay’ sisteminin bir görüntüsü idi Bir koyundaki et payı, çok daha geniş bir manada, bir devlet ve hukuk
anlayışının, başka bir şekilde anlatılışı idi ‘

Prof Ögel 'eıi seven’ kişiler için Altay Türklcn’nin etsek' deyimini kullandığını söylüyor. Bazen de bunun için etşil
veya ‘etçil’deyimi kullanılırmış.

Biraz da bu dönemdeki ziyafetlerden söz edelim. Gözlemi yapan bir Çinli gezgin, Hiuaıt Tsaııg. Bize aktaran ise bir
Türk tarihi araştırmacısı Jcaıı-Paul Roux. Gözlem şöyle: "Kağan, elçilere yer gösterili ve onlara çalgı eşliğinde şarap
ikram ettirdi. Herkes içmeye koyuldu. Kısa bir süre sonra herkeste büyük bir canlılık görüldü. O zaman, haşlanmış
büyük dana ve koyun eti parçalan getirilerek çağrılıların önüne yığıldı."

12
R<m, bu gözlemi aktardıktan sonra ilginç bir geleneğe de değinmeden edemiyor. "Bugün hâlâ Moğolistan'da görgü
kurallannm gerektirdiği gibi, (konukların) ellerini ev sahibinin giysisine silip silmediğini ise bilmiyoruz. Çok lekeli
bir giysi, zenginlik ve yüce gönüllülük belirtisiydi. Olc yandan, Tonyukuk sözcüğünün anlamı da giysisi yağlıdır ’

Etin önemine değinen daha birçok ö£e bulunmakla birlikte, Anadolu öncesi döneminin ünlü lurk kanlarından
Tonyukuk’un mutluluğu tanımlamasını hatırlatalım. Kağan, "geyik yiyerek, tavşan yiyerek hüküm sürüyorduk.
Halkın gırtlağı doluydu" diyor. Bıı sözlerde dikkati çekici bir öğe de, av hayvanlarının Tûrkler’de o zamanlarda daha
yaygın olan koyun ve bir ölçüde dc dana etinden daha önemli sayılması ve sürü hayvanları yerine av hayvanlarının
amVmışolmasıdır.

Buradan giderek, av hayvanlarının da dönemin Türk yemek alışkanlıkları arasında nicelik değilse bile nitelik açısından
önemli bir yeri bulunduğunu söyleyebiliriz, Tûrklerin avı, savaşla özdeş bir etkinlik saymış oldukları ileri sürülebilir.
Rouxnuıı belirttiği gibi, "daha somaki bir tarihten kalma bir metne göre, (av) savaşı öğreten en iyi etkinlikli. Türkler'in
gözünde savaşın anlamıyla avmki hemen hemen birbirinin eşiydi ve genel kural olarak, erişkin sayılmak için nasıl bir
adamöldürmek gerekliyse, bir av başarısı da çoğu zaman bir adam öldürme değerindeydi."

Av, belli bir yasak mevsimi olmasına karşılık, yılın büyük bölümünde yapılabilecek bir etkinlikli. Ancak etin ana
kaynağının av olduğunu ileri sürebilmek çok zor. Et için asri kaynak, besi hayvanlan ve bunlar içinde de özellikle
koyundu Ancak, her zaman taze ct sağlama olanağı yoktu. Eski bir l urk atasözünde söylendiği gibi, "yılkı yazın
atlanur, otlap anın ellenür" (sürü yazın otlanır, otlayarak etlenir), kışın da bu durum tersine dönerdi. O yüzden
özellikle kışın et sağlamak için başka yöntemler bulunmuştu. Pastırma bunlardan yalnızca biridir. Çemenle kaplanan,
güneşte kurutulmuş eı parçalarını bugün başka türlü yapıyor oisak da, o sıralar bunun, atvn sırtı ile eyer arasına
etin bastırılması yöntemiyle yapıldığı, hana adını da buradan aldığı söylenir. Bazı Batılı yiyecek tarihçileri ise
pastırmanın neredeyse eşzamanlı olarak Romanya ve çevresinde görülmesinden ötürü, bu lezzetli yiyeceğin yalnızca
Türkler5? özgü olmadığını söylerlerse de, savlarının kaynağını göçebe Türk boylarını yadsımaya kadar götürmezler.

Nitekim, pastırma bıınıın yalnız bir örneğidir. Ban tarihçiler, Tûrkler in baharda ve yazın taze et yediklerini, ancak
sonbaharın sonunda çok sayıda besi hayvanını keserek etlerini kışın donan toprağın altında sakladıklarım belittirler.
Bıı etlere, doğada yabanıl olarak rastlanan ya da kimi yerlerde yetiştirilmesi bilinen bazı bitki köklerinin, özellikle
de soğanın eklendiği yazılır. Soğan, Türk mutfağının o zamanlar da en bilinen ve kullanılan kök sebzelerinden
biriydi ve bazı tarihçiler bunu Türkler'in etle beslenmesine bağlar.

Etle ilgili olarak. Prof, ögel'in de bir cümlesini anmadan geçcmeyU. Yazar, üniû yapıtında bir ara çok içten bir ifade
iie, söyleneceklerin pek çok olmasından söz ederek, kitabm amacının ve büyüklüğünün bunların tümünü anlatmaya
yetmediğini belirtir ve hemen ardından da şöyle eler: "Hele ‘etli yemekler' Anadolu Türklüğünün Ortaasva menşeierini
ispat eden en önemli bilgiler idiler."

Son olarak, etle ilgili dilbilimsel bir açıklamayla konuyu noktalayalım. Dilbilimciler genellikle bir konudaki sözcük
zenginliğini, haklı bir mantıkla, o dili kullananların konuya ilgisine bağlarlar. Türkçe’de deve ile ilgili birkaç sözcük
varilsen,Arapça'da bunların sayısı onlarla ölçülür. Et için de Türkler'de dutum buna benzer Prof. OgePin açıklamalarına
£Ore ‘ed’ ve edh:. eski Türkler de daha çok mal ve davar anlamında kullanılıyordu. Ögel, ''ancak bu sözü bizim
Dildiğimiz ‘ct sözcüğünden ayırmak gereklidir ' derse de, ipekli kumaş gibi, dokuma cinsinden değerli şeylere de
Türkler’in *edh' dediklerini söylemeden geçemez. Ayrıca ete yine et denmesinin yanı sıra el asılacak çengele ‘ît
çengeli’, kesilmek için hazırlanan hayvana 'etlik', kesilmek için beslenmiş koyuna 'etlik koyun', hem şişman hem
deet sahibi olanlara ‘etlik kişi', ciğere bitişik ince ete 'iç et', kasaba eu i\ parçalanmış ete kartal z\ insan vücuduna
:se'et-yın' dendiğini biliyoruz. Ögel. Uygurca’da kesimevine 'ölûıluk etlik' dendiğini belirtir Kutadgu Bilig'dc kuru
kemiğe ‘elsiz songük’ denir. ‘Elletmek' hayvanı kesip et haline getirme anlamına gelir. Cam et istemenin o zamanki
dilde söylenişi ise. ‘etsemek’ ya da ‘etsetmek’tir.

Hayvancılığın yaygın olmasının bir başka önemli sonucu dit. Türkler’in tarihin o dönemlerinden bu yana süt ve süt
ürünlerine yakınlığıdır. Ünlü Amerikalı yemek tarihçisi Reay l'annahill. Food in His(ory/Tarilıte Yiyecek adlı kiıabmda,
Türkler'in adını vermeksizin, peyniri büyük olasılıkla Orta Asya göçerlerine borçlu olduğumuzu söyler.

Prof. ögel gibi düşünüp sütle ilgili bilgiler ve ürünlerin şu ya da bıı budunun bul&usu olduğu biçimindeki dar
görüştenuzaklaşsak bile, aynı yazarın akım çizerek söylediği gibi "süt ve et, hiç şüphe yok ki Türk hayatı ile Türk
kültürünün en ana maddelerinden biri id i" Eski Türkler'in stil ile ilgili sav ısız deyişi bu önemin dile yansıyışım
gösterir. Ögel. Kırgızlar ın 'sütten ak' deyişinin ‘çok beyaz', 'en beyaz' anlamları dı$mda bir de ‘kusursuzluk ve
temizlik in kesin anlatımı olduğunu belirtir. 'Bir insanın sııtûnûn ve ekmeğinin olması, o zamanlarda bir sermaye
ve refahifadesiydi" der.
Ancak, bütün besleyiciliğine karsın, sıııün kendisinden çok süt ürünlerinin yaygınlığı, nıutfak kültürü açısından
daha çok önem taşır. Türkler arasında kullanılan sûl ürünlerinin başında tereyağı gelir. Buna değinmişken, Türkler’in
o dönemlerde hayvanın içyagıtıı da -ki buna bazen don yağı' denmiştir- yaygın biçimde kullandıklarını belindim.
Herhalde îstenen ve aranan bir şeydi yağ. Bunuıı en iyi kanıtını bir Kırgız atasözünde buluruz. Kırgızlar, 'yemesen
bite, yağ iyi şeydir1derler,

Yaguı önemi üzerine şu satırlar ilgi çekici: "Yağın önemi. Türk lıayalı ile Türk mitoloji ve inanışlarında, gerçekten
büyük bir yer tutar. Hayvancı Türkler için ‘ana sermaye' yağdır, Türk mitolojisinde büyük kahramanlar kendi
halkına 'size yağdan tepe ve ev yaptıracağını' gibi vaadlerdc bulunurlardı. Bunlardan da anlaşılıyor ki yağ. küçük
çaptaki savaşlardaki yağına ve ganimetlerde önemli bir yer Lumyordu. $inıdi olduğu gibi o saman da yağ, besleyici
yemeklerin (yiyeceklerin? T.Ş.) başında geliyordu."

BıîİJiintatne'de yağlı etlere verilen önem, aslında ortaçağın .sonlarına kadar Avrupa'da da geçerli Yağsız et. yavan
et tır. Ayrıta etin yağlısı gibi, yemeğin de yağlısı beğenilir ve bunun içiıı içyağı ya da tereyağı bolca kullanılır, Ögel
Orta Asya'ya giden bütün gezginlerin 'yağlı ve unlu yemekler’ üzerinde önemle durmalarına değindikten sonra şu
yargıya varmakta: "Öyle anlaşılıyor ki, 'yağ ve un’ başlangıçtan beri Türkler'in eıı önemli yiyeceklerini teşkil
ediyorlardı."

Bu arada yeri gelmişken, zeytinyağının o dönemde Türklerce bilindiğine ilişkin fazla kanıt olmadığını belirtelim.
Harezmşahlar çağında yazılmış Ârapça-Türkçe sözlük .YfufciuJdimefii’I Edeirde ‘zeytun yağıi sözünün geçLiği belirtilir.
Ancak bu durum ve benzerleri, zeytinyağının o dönemlerde üretimi ve Lüketiıni yaygın olmayan bir yağ çeşiti olduğu
gerçeğini değiştirmez.

Süt ürünlerinden Türk mutfağı içinde büyük önem taşıyan bir diğeri de yoğurttur. Yoğurt, aslında yalnızca Türkler'in
değil, Asya’da hayvancılıkla uğraşmış hemen bütün budunların ortak yiyeceği olarak göze çarpar. Niiekiııı, ünlü
hekim Hippokrat'm notlarından, Anadolu'da yaşayan Iskitlerln yoğurt yapıığmı biliyoruz. Burada güncel anlamda
önemli olan, yoğurdun kûllürel sürekliliğinin özellikle Türk mutfağında görülmesidir. Yoğurdun bu ölçüde yaygın
kullanıldığı, tek başına yenmesinin ötesinde yemeklere çeşitli biçimlerde katılarak kullanılmış olması da yalnızca
Türkler e özgüdür.

Prof. Ûgel, Türk mutfağında yoğurdun önemini şu sözlerle anlaur: "Yoğurtla terbiye edilmiş yemekler, Türk
mutfağının en önemli özelliğim meydana gürüler. Yoğun, Türk mutfağının a kadar önemli bir kalığıdır ki. âdem
tuz yerine geçmiştir. Bunun için de, çorba ile diğer yemeklere katılan yoğurda eski Türkler’de, 'tuzluk1adı verilmiştir.
Eski Türkçe’deki ‘katık’ sözü daha çok bugünkü anlayışla kullanılmıştır. Bununla beraber Ortaasya lehçelerinin bir
çoklarında ise 'kalıklamak' sözü, çoğu zaman "yemeği yoğurtla ıcrbiye etnıek’ manasına gelir"

Yoğun katılarak yapılan yemekleri burada tek tek sayma olanağımız yok. Ancak, Türk mutfak küllürünütı çok
ünemli yemeklerinden biri olan loyga aşını anmak gerekir. 'Toyga aşı", özgün tarifine bakılacak olursa, bir çeşit
bulgurlu yoğurt çorbası, Giderek kentlerde daha çok yapılan yoğurtlu pirinç çorbasının atasının da bu çok eski
Türk yemeği, toyga aşı olduğuna kuşku yok.

Ayrıca Türkler’in uıılti ‘tarhanasınm da yoğurtla hazırlanmış bir kışlık yiyecek olduğuna dikkati çekmek gerekir.
Ahmet Vefık Paşa’nın ‘yoğunlu etli omaç çorbası’ dediği tarhana, Türk mutfağının çok önemli ve yaygın bir baskı
yemeğidir. Her ne kadar Ogcl, İstanbul yemeği olarak kızılcıktı ve hurtnah tarhanalardan söz ederse de, kızılcıklı
Larlıana hâlâ Bolu yöresinde yaygındır. Hurmah tarhananın ise Araplar’dan alınma olasılığı var. Ayrıca, bu
sonuncusunun İstanbul'da yaygın olduğu üzerine söylenenlerde büyük bir gerçeklik payı olmalı.

Yoğurdun bir yan ürünü olan ayran da Türk kültürünün anılmaya değer önemli içeceklerinden. Ayran aslında
yoğurdun sulandırılmışı olmakla birlikle, su oranı sabit değildir. O yüzden ayrana ilişkin neredeyse ona
yakın Türkçe sözcüğün her biri değişik oranlarda sulandırılmış ayranlar için kullanılır. Ayranın hem
susuzluğu giderici, hem dc besleyici olması Türkler arasında rağbet bulmasında herhalde etkili olmuştur.
Ayrana, Türk atasözleri içinde de rastlanır. Böyle ünlü bir alasözûııün kibar versiyonu. 'Ayıam yok içmeye,
günıüş köprü ister geçmeye'dir. Bir başka iurk atasözünde ise, evinde ayranı yok, kısının adını Yoğurt-Bey
koymuş' denir.

Süt ile ilgili bir başka akbaştık da peynir. Tannahill’in yukarıda değinilen kitabında, peynirin Türkler t: özgü buluş
olma olasılığı gözardı edilemeyecek bir önem taşımakta. Bunun, hayvancılıkla uğraşan ve başlıca ana besisi kaynaklan
et ile süt olan budunlarda onaya çıkması kadar doğal bir durum olamaz. Ayrıca, işin teknik yanını fazla
bilmeyenlere, peynirin hazırlanması için sütün işkembede doğal olarak bulunan i ennet' ile kestirildiğini söylemeliyi:,
Hayvan işkembesi ve süt, bu budunlarda her zaman yan yana bulunan iki ürün idi. Rastlantı olasılığı buralarda her
yerdendaha fazlaydı, artan sütün ayrandan, hana tereyağından çok daha dayanıklı ve besleyici bir ürüne dönüştürülme
«ansı çokyüksekti.

Bu arada sözünü ettiğimiz peynirlerin bugünkülerden epeyi değişik olduğunu da hemen belirtelim, liski Tuıkler'dc
peynir için genellikle bugünkü anlamda ‘kurutmak’ kökünden gelen 'kurut' ya da ‘çökmek' kökünden gelen çökelek’
Kullanılmakta. Peynir' Parsça bir sözcüktür ve Türk diline geç bir dönemde girmiştir. Türkler’in ‘kurut' ve ‘çökelek’
demeleri elbene o dönemlerde yalnız iki çeşit peynir bulunduğu anlamına gelmez. Ögel de. bunların turun genel
adlan olduğuna belinir.

Ögel. her iki adla anılan peynirler için şunları söyler: Bunlar, bir nevi kışlık ve yolluk gibi azık amindendirler.
Gerçi eski Türk ordularının peşinden, kesilip yenmeleri için hayvan sürüleri de giderdi. Fakat her cinsten kurut,
bir ordunun aylarca sıkıntı çekmeden savaşmasına imkân verirdi."

Bunlar söylenmekle birlikte ‘kuruı'un nasıl bir peynir olduğu üzerine kesin bir açıklama yapına olanağımız yok.
Bunun bir çeşit kurutulmuş kuru peynir olduğu söyleniyor. Çökelek ise. aslında bir peynir olmaktan çok, yağlı
yoğurdun kurutulmuş durumudur. Bugün birçok yörede keş' peyniri de bu özelliği gösterir.w

Eski Türk mutfak geleneğinin çok önemli bir bölümünü de ekmek oluşturmaktaydı. Bu, ilk bakışta biraz çelişkili
gibi görülür. Çünkü sık sık söylenen şey, o dönemde Türkler'in aı üzerinde ömür geçirdikleri, savaşla vc avla
uğraştıkları, en önemlisi hayvan yetiştiriciliği yaparak göçebe bir yaşam sürdükleridir. Böyle bir durumda tarımla
uğraşılması pek akla gelmez. Sebze yetiştiriciliği kolay ve mevsimsel olduğu için bir ölçüde kabul edilebilirse de,
tahıl yetiştiriciliği konunun büsbütün dışında görünür.

Buda her tarihi genelleme gibi biraz şairane, idealist ve romantik bir yaklaşım. Tablo genel çizgileriyle doğru olsa
bile. Türkler'in tahılı ve ekmeği bilmediklerini göstermez. Böyle bir olasılık, ancak toprakların tarıma elverişli
olmadığı yerlerde ve koşullarda geçerlidir. Nitekim, Prof. Ûgel de, Moğolistan’ın kuzey ve doğu bölgelerinde tanının
çok az yapıldığını ve hatta yer yer hiç yapılmadığını yazar. On üçüncü yüzyılda Moğolistan’ın bu bölgelerine gitmiş
olan gezginlerin hemen hepsiMoğolların ekmeği tanımadıklarını ve yoksulların kışın süt ya da yoğurt çorbası
içtiklerini yazarlar.®

Buna karşılık batıya ve güneye doğru gidildikçe tarım alanları başlar. Özellikle Orhun İrmağı çevresi önemli bir
tarım alanıdır. Ögel, Altav Dağları ve Tanrı Dağlan’nm doğal birer tarım alanı olduğunu söyler ve "Daha batıdaki
Türklerdc ise. köklü bir ‘ekmek kültürü’ vardı" diye yazar.®

Tıpkı peynirde olduğu gibi, ekmek denince dc bugünkü ekmekler akla gelmemeli elbette. Eski dildeki biçimiyle
'etmek', başlangıçta da somun ya da yufka biçimindeydi. Burada sözü edilen yufka mayasız, dolayısıyla kabarmayan
lavaş’ tipi ekmektir. Bunun mayalı ekmekten çok daha önce bilindiği ve yapıldığı, hemen bütün yiyccek-içceek
tarihlerinde kayıtlı. Ekmek dürümü üzerine yapılan bir açıklamada “Ekmeğin içine yumurta ve kıyma gibi şeyler
konarak durum yapıldı" denmesinden, ekmeklerin ince açılmış oldukları ortaya çıkmakta. Türkler'in bazlama'.
:büskeç', sinçıV, ‘pide' türü ekmekleri hep bu kurala uyar. Ayın kategoriye girmemekle birlikte börek hamurları,
katmerve benzerlerini de bu arada anmak gerekir.

Prof. Ögel, Türk ekmek çeşitlerinin öncelikle kullanılan un acısından sınıflandırılması gerektiğini düşünür. Ardından
daarpa, buğday ve dan ekmeklerinin renk ve biçim bakımından birbirinden ayrıldığını belirtir.

‘Ak ekmek', bu ekmekler arasında iyi elenmiş buğday unundan yapılan 'has ekmek’e verilen genel addır. Ögel, bazı
Türkbudunlarının süt katarak ekmeği beyazlaştırdığını da belirtiyor.

Kara ekmek’ deyimine ise Selçuklular döneminden bu yana rastlanmakıa. Bunlar arpa ya da darı unundan
yapılmaktadır. Bazıları etli pide biçiminde hazırlanıp içine yağ ve şeker konur.

Darı ekmeği ise Moğolistan ve Altaylar’ın kuzeyinde yenen bir ekmek çeşididir. Ogel, 'Hiç şüphe yok ki, fakir halk
arasında darı ekmeği yiyenler çoktu" diye yazar. Ayrıca Türkler’in ‘kara buğday’ dediği çavdar tarımına önem
verdikleri bilinmekte, çavdar ekmeğinin de önemli bir çeşit okluğu sanılmakladır.

Bunlann yanı sıra iarihi belgelerden, ekmek çeşitleri arasında en beğenileninin buğday unundan yapılmış ak ekmekler
olduğu anlaşılmakta. Ûgel. Türk mitolojisinde bunu yemenin bir amaç haline gelmiş olmasına dikkati çeker.
(1) Prof, fid ııa ) K ur. k u ru lu n ıfa)t> £ iııtt< ıtı y ajH İd ığına d ik im i ç rk ip . b u n u n da h u t ü r ( d M e l : ya da k r.f o l d u ğ u n u söyler.
.VlKklm, lıınıır.d Sözliıgiı'ndr 'k u r u l ' re ‘Xir-.>‘ *$<lnîcimfl olarak g M erilir.
(2) Pruf. 0#fir.iııırcidıi Türkto" ılo Mogolfeır atcuındu Lir rfrtifc uv»wııdıi;ı <ı>U. d m İt afcıalüihlttoıı yola çıktığı <ıttl<a>?lnvjlr«v.
(3) N’iı.-fciııı ■’luıgıfıj}'" li r l im ı a î n e U y g u r iO zlugfindc ra s t la n ;. A y m a "e km e k" İle i lg ili a la ra k lıh z - f i .K u t , "Ih b ia ın a n t'
'îC fl!İı!aı am erine İ H r y a ; ı ı ıa « r r *. " h r l k l o r v r H ( n o g n t/ y a .Ar a f t u r n a l a r ı " , (1 9 8 5 ) 1 7 9 - i i t S
Tûrkier'de yalnızca yapıldığı unlar değil, değişik pişirme yöntemlerinin dc ekmek çeşitliliğine yol açlığı görülür.
Pişinne teknikleri ve araçları arasında fınn gene başta yer alırsa da, bunu tandır, kul, kor, sac izler.

Liskiden Türkler’in letmek pişirtir ev' ya da daha eski metinlerde lot ortn: yani ‘ateş yeri' dediği fırın, bugûnkiı
anlamında anlatabildiği gibi, zaman saman tandırla da kandırılmış, l'ınnlarm genellikle bir demirci ocağı biçiminde
olduğu söylenir. Tandır ise daha yaygın bir ekmek pişirme yeridir. Değişik biçimlen bulunan tandırlarda en önemli
nokLamn tandırın peteği, yani küpü olduğu belirtilir. Tanelimi üzerine ayrıca "tandır kebesi' deneti bir keçe önü
örtülürdü. Tandırın ateşinin karıştırılması için bir araç vaıdı Ayrıca ekmeği tandırdan almak ya da çevirmek için
kullanılan, bazı yerlerde ‘gelberi denen bir başka araç daha bulunmaktadır. Bu, tahtadan yapılmış, kılıç gibi uzunca,
enli bir ajşıç parçasıdır, Fınn ya da tandırdaki ekmekler bununla çevrilirdi

Buguı: için bize daha ilginç görünen ekmek pişirme yönıemi ise külde pişiıme’dir. Buna es*:1Türkkr’de 'gümeç
admın verildiğini biliyoruz. Ptdf; Ögel tarafından gömeçlei1, 'büyük şölen gömeçleri1ve 'külde pişirilen küçük
ekmekler’ olarak ikiye ayrılır. Ögel, Anadolu'da görülen büyük 'şölen ve düğün gumeçlen’niıı derin ve önemli bi_
'sosyal anlamı' bulunduğuna inanır. Genellikle elli kg. ya da daha daha ağır bir natnur kümesi, sıcak kulun alımı
gömülüp pişirilirdi. Göıııeç. somun biçiminde kabardıktan sonra, kabuklan aynim içi de iyice ululanıldı. Anadolu’da
düğün şenliğini doyurabilecek kadar büyük gömetlere rastlandığı beliriilmişlir. Ögel, bazı yerlerde kızgın bir oıgla
üzerinde pişirilen, içi kıymalı ve soğanlı ekmeklere de 'gömme' adı verildiğim yazar. Ardından da, "İster büyük veya
isterse küçük olsun, külde pişirilen bu ekmeklerin menşelerinin, gerek deyim ve gerekse pişimle ustılu ve dağıtma
töreleri bakımından, Oriaasya olduğundan, hiç bir şüphemiz yoktur' der, "I lerke.s kendi ekmeğine doğru kül çeker
atasözü ise bunun göstergelerinden yalnızca biridir.

Korda pişen ekmeklere ise 'gözleme' örnek verilir Bunun :göz' ile değil, 'köz' ile ilgili olduğunu, Anadolu'da ‘gözleme'
biçimini aldığını söylemeliyiz. Ne var ki. orada deyim yalnızca sacda pişirilen yağlı ince ekmekler için kullanılma;,a
başlanmış. Ahmet Vefık Paşa ise bundan Lgözlemeç' olarak söz eder ve birçok çeşidini anar.

Ayrıca bir de 'özleme' adı verilen, Selçuklular döneminden başlayarak 1ıirk yemek tarihi içinde yer almış, külde
işetı bir ekmek söz konusu Ûgel, özlemehin bir ekmek çeşidi olmaktan çok, külde pişirme yonteıni ile ilişkilcndmlcn
E ir deyim olduğunu düşünmekte. Yemek tarihimizde az bilinen lesberi‘ ile özellikte Anadolu dönemi metinlerde
sık geçen şekerli bir börek ya da kurabiye, olan 'keteyi anarak ekmekle ilgili konuyu kapatalım.

Son olarak, eski Tûrkier’de içki ile ilgili bazı noktalara değinelim ve sözü hemen ünlü Türk tarihi araştırıcısı
jean-Paul Roux'ya bırakalım. Roux, "Şölene düşkünlük iyice belirgindi; evlenmeler, erginleme, törenleri; elçi
kabul, antlaşma imzalanması, anı içuıe, yas ve ölüleri anma törenleri hep şölen vesilesivdi" der. Ardından şarabın
o dönemde Türkler tarafından bilinmediğini yazar. Ünlü tarihçiye göre, ıızümü Türklerc Çinliler tanıtmıştır;"'
ancak, sarhoşluk kuraldandır. Tarihçi, mayalanmış kısrak sülü kımızın alkol derecesinin yüzde dört ile.
arasında değiştiğinin bilindiğini söyledikten sonra bir Moğol olan büyük yasa koyucu Cengiz Han'ın haftada,
ancak bir kez sarhoş olunmasını buyurduğunu belirtir, Arkasından, 'bunun bir yararı olmadı" diye ekser ve
"tarihçi için, Orusasya hükümdarlarının yaşam öykülerini şu sözlerle bitirmek bir alışkanlık haline geldi' dur:
"Ayyaşlıktan öldü".

Kımızın yanı sıra Orta Asya Tûrklcrı’ncc yoğurtla kımızı birbirine karıştırarak, ‘kakırım' adı verilen bir tür ekşi bir
içki yapıldığını yazan ise Prof. ÖgeTdir,

ÖgeVe göne bir başka içki de ayrandan yapılandır. Hu içki eski çağlarda ayranın bir tulum içinde bekletilmesi yoluyla
hasırlattıvordu. Ayranın ne kadar bekletildiğini ve tadının nasıl olduğu bilmiyoruz. Yalnızca butıa, AİLsy Dağlarının
kuzeyindeki Türkler'in, 'ayran aragasf yani ayran rakısı' dediklerini biliyoruz. IJnlü gezgin Pallas da. Başlarlarda
ayranları r tulumlarda bekletilerek, uzun sûre ekşitildiklerin i görmüştü.

Ona Asya Türk mutfağı elbette et, sut, sut ürünleri, ekmek ve. içkiyle sınırlı değildi. Bunlar eski Türk mutfağının
Anadolu’ya da taşınan en önemli besin maddeleridir. Bunlara ilişkin gelenekler Anadolu’da, Osmanlı mutfağı içinde
de büyük yer tutmaktaydı. Osmanlı mutfağı, yedi yüzyıl boyunca bunlarla ilişkisini sürdürmüş görünmekte. Belki
tek değişiklik, Müslümanlığın kabulünden sonra içkinin eski yeri ve önemini yitirmiş olmasıdır. Ancak bunun,
Türkler'in Osmanlı İmparatorluğu döneminde içkiden büsbütün uzaklaşmış olduğu anlamına da gelmediğini
söylemek zorundayız. İçki ve özellikle şarap tüketim: Hıristiyan reaya tarafından sürdürüldü. Türklere ve
imparatorluğun diğer Müslüman halklarına ise şarap sık sık yasaklanmıştır. Yasaklamalar, bu içkilerin içildiğim
en açık kanındır. Yine de elimizdeki belgeler, özeli iİde yazınsal metinler, bu alışkanlığın seçkin sınıflarda isalın
yaygın olduğunu göstermekte. Bîrde, Batı mutlaklarının Lersine, Osmanlı mutfağı içinde yemeklere hiç şarap
karıştırılmamış, Türkler bu konuda liıiz davranmışlardır.
fi) J'fırrclniırV <Tl?lîlJı'r'i ■! tdlllt!99!$ flJ lP flS lJ ttin -P ra ıJ Hrns'mm k ir u a «U <ıfdrdfe CjUfMi!drUı«f?K
Her ne kadar Prof. Dr. Süheyl Ünvcr gibi çok önemli bazı tarihçiler tersini ileri sürmekte diretirlerse dc. Bizans
mutfağınınAnadolu'ya göçen Türkler üzerinde etkisi olmadığı, kolay kabul cdilcbilccck bir tez olarak görünmemekıe.(,J
Tûrklerin Anadolu’ya göçünün onuncu yüzyılda gerçekleştiği ve Bizans ile ilişkilerinin İmparatorluğun başkentinin
1453yılında düşüşüne kadar sürdüğü düşünülürse, yaklaşık dört yüzyıllık uzun ilişkinin mutfakalanını da etkilememesi
ıızakbir olasılık. Çünkü, unutmamak gerekir kiTTürkler Anadolu’ya geldiklerinde burada köklü bir Bizans geleneği
vardı ve BizanslIlar, kız alıp verme dahil, Türkler ile çok yakın bir ilişki içindeydi. Buna bir de Türkler'in bu yeni
yurtlarında Orta Asya'da bulunmayan birçok yiyecekle ve yemek geleneği ile ilk kez tanışmış olması da eklenmeli.

Şimdi hu karşılıklı etkileşim tartışmalarına fazla girmeyip, Bizanshlar’tn yemek geleneklerinin ne olduğuna kısaca
biı gözatalım.

Bukonudaen iyi kaynaklardan biri, çağdaş bir Bizans tarihçisi Taınara Talbot Rice’ııı Bizans’la Günlük Yaşam; Bi&rns’oı
A/ûcevJıeri Konstoıırinopofis adlı yapıtıdır. Rice, BizanslIların besinlere ilişkin düşüncelerinin ortaçağda Avrupa’da yaygın
olandan çok, bizim bugünkü düşüncelerimize yakın olduğunu söyler. Gerisini ondan dinleyelim: "Sabah kahvaltısı,
öğleyemeği ve akşam yemeği olmak üzere üç öğün normal sayılırdı. Oruç dönemlerine çok dikkatle uyulurdu, fakat
diğerzamanlardazenginlerin evlerinde hem öğle hem dc akşam yemeği için üç çeşit yemek hazırlamalı. Önce ordövr
sunulurdu; bunu çoğunlukla Hıristiyanlık öncesi dönemlerde yaygın olan vc ‘gakos’ denilen sos eşliğinde bir balık
yemeği izlerdi; bir tür kızarmış et başka bir seçenek olarak sunulur ve son yemek dc tatlı olurdu."

Bu mönügerçekten günümüz mutfağına, bazen yüze yakın yemeği içeren görkemli ortaçağ aristokrat mutfağından
çok daha yakındır, ilde başlangıçta yazarın ‘ordövr* olarak adlandırdığı mezelerin sunulması, bugün bizim ısrarla
ve isteyerek sürdürdüğümüz çok önemli bir geleneğin kökeni olması bakımından gerçeklen dikkati çekici.®

Yemeklerin ayrıntısına biraz daha girelim. Rice. "Yiyecek çeşitleri o kadar boklu ki. öğünlerdeki seçimler kişisel
tercihlere bağlıydı" dedikten sonra bunlara bazı örnekler verir. Bu örneklerden biri, Bizans hükümdarı VU.
Konstantinosla ilgilidir. "VII. Konstaıuinos’un lezzetli soslara düşkün olduğu bilinir. Zoc’nin kûçiik zeytinlere ve
beyazlatılmış (doğrusu, 'suda kısa süre haşlanmış’ olacak, T.Ş.) defne yaprakları kadar, özellikle de kurutulmamışsa,
Hint otlarına karşı büyük bir tutkusu vardı."
(1 ) liıı ı'J v ’.ıe y < £ ıir :t jtö /ü jû d ıi* . Hif<0 İ! ta U h d y sc P ro f l 'ı m r / 'i n g a r a n tim i |*ı> J u j ii .
(2 ) Tıii'iı rn ıtiız <0k çnşdz} b ir u v g u fa ııu ıy ld b û u t 'f / i k f c lı ı f m r J i gı’iv lr
l'.'t-o. Jıiıi:i<rı oldi.ıt gtındr i.ii fip in y m e k yerdi \iy e m e ğ e m ezeyh <o/liıiyf<ı KısU m m lı

17
İmparatorun yemek alışkanlıkları üzerine verilen bilgilerde dikkati çekici olan ilk nokta. Batı Roına İmparatorlu#:
ile paylaşılan sos merakıdır. Ayrıca kurutulmamış, taze -ve dolayısıyla büsbütün pahalı olan- baharata düşkünlük
de bir başka klasik Roma imparatorluğu etkisini göstermekte.

Küapta bunu izleyen açıklamalar ise dalıa yaygın, yerci renkleri daha çok taşıyan yemek alışkanlıklarıyla ilgili. "13:1
ev kadım, bugünkü Yunanistan'da okluğu gibi, yemeğini çok çeşitli av ve kümes hayvanlan vc ct arasından seçebilirdi
Bizans'ta da domuz t*ıi ve bııdıı en sevilen yiyeceklerdi. Kuşlar kızartıldıkları gibi başlanırdı da. Bol miktarda ördek
vc balık yenirdi."

Okumaya kısa bir ara verip, elbeite domuz eti ile ilgili bölümün I ürkleri hemen hiç etkilemediğini söylemek gerekir.
Ördek de sonradan Türk mutfağına fazla girmiş bir yiyecek sayılmaz. Balık yemenin önemiyse, gözden kaçınlmarmsı
gereken bir ayrıntı. Fatih dönemi mutfağına goz attığımızda, bu alışkanlığın o dönemin Osmanlı saray mutfağını
nasıl etkilediğini çok iyi göreceğiz.

Bundan sonra yazar, bir ev sofrasında görülen öıcki yemekleri anlatmaya geçiyor ve kendisini çok etkilediği anlaşılan
çorbaları en başa kovuvor. Ancak, bunların bugün bizim bildiğimiz çorbalar kadar, tencere yemeği dediğimi:
yemekleri de içerdiğini belirtelim. Sözü gene Rice a bırakıyoruz: "Çoğu çok ayrıntılı olan ve pişirilmeleri çok uzun
süren çorbalar da içilirdi. İşkembe vc güvecin yanı sıra çeşitli salatalar da sık sık mönüde yer alırdı."

Riceın bu açıklaması, bize Türkler’in salata ile karşılaşmasıyla da ilgili ipuçları vennesi açısından önemli.

Bizans'ta yemek yapımında zeytinyağının başat bir yeri olması herhalde şaşkınlıkla karşılanacak bir durum
olmasa gerek. Bizim de zeytinyağını ve zeytinyağlı yemekleri onlardan öğrenmiş olmamız aynı ölçüde doğal
sayılmalı.rl)

Peynir merakı Türklerle BizanslIların ortak bir yanı. Öte yandan, meyvesiz bir Bizans sofrası düşünülemez. Meyveler
ıçmde en sevilenler, ılma, kavun, karpuz, incir, hurma ve üzüm biçiminde biulaııabiliı. Antepfısugımn da bir
kuruyemiş olarak bu listeye eklenmesi gerekir. İstanbul mutfağında yemeklerden sonra 'soğukluk' adı altında meyve
sunulmasını acaba bu Bizans alışkanlığına bağlayabilir miyiz?

Bizans yemekleri ile ilgili olarak Rice. Antakya'da bulunan bir mozaikten söz eder. Burada tasvir edilen yemekte
enginar, beyaz bir sos, kızarmış domuz eti, domuz budu, ördek, balık, bisküvi, meyve ve şarap görünmekte. Bunlara
ek olarak, ilginç bir de ayrıntı var: Uzun saplı küçük kaşıklarla yenmek üzere navi emaye yumurtalıklar içinde
sofraya getirilmiş katı yumurta! Bir ziyafette bile, çok şık kaplar vc özel kaşıklar gibi aksesuvarlarla birlikte yumurtanın
da unutulmamış olması gerçeklen ilginç değil mi?

Konu aksesuarlara vc sofranın yemek dışındaki özelliklerine geldiğine göre, biraz da Bizans’ın bu yanından söz edelim.

Rice. BizanslIlar ın yemeklerini olanaklarının elverdiğince çekici biçimde sunmak için katlandıkları çabanın, o
dönem için alışılagelmişin ötesinde olduğunu, bunun ancak bugün bizim gösterdiğimiz çalayla karşılaştınlabilece&n
belirtiyor. Sonrasını ondan okuyalım: "Bizans’ta sofra dikkatle kurulurdu, liöyle bir özenin Avrupa'da görulmeclıiı
zamanlarda sofralara icmiz ve çoğunlukla güzel işli örtüler serilirdi, insanların yem:k odasına girmeden önce dışarı),ı
giydikleri ayakkabılarını değiştirmeleri beklenirdi."

İşlemeli zarif örtüler, daha çok Rönesans döncını İtalya'sında ortay a çıkmış ve oradan giderek Avrupa’ya yayılım*
olarak bilinir. Ancak yukarıdaki cümleden, bunun kökeninin de Bizans'a dayandığı anlaşılmakta. Evin içinde
ayakkabının çıkarılması ise, Avrupa’da bilinen ve uygulanan bir töre değildi. Bir ucu Japonya'da olan bu uygulamanın
diğer ucunun da Bizans olduğu görülmekte.

Sofrada masa vc sandalye kullanılmasına ilişkin aynntılar da şöyle anlatılmakta: 'Bir şölen verildiğinde imparator!^
ailesinin bireyleri ve saray çevresinden olanlar, onuncu yüzyılın sonuna kadar, gıınlük yaşamda sandalye kullanıyor
gibi görünseler de bir masanın çevresinde bulunan ‘kline'lerde yemek yerlerdi."

Rice, bulun Hıristiyan dünyasında olduğu gibi Bizans'ta da yemeğin başında -belki sonunda da- dua edildiğini
söylüyor. Yemek duası, özellikle dinin etkili oldugıı dönemlerde geniş dindar kitlelerce sıkı sıkıya uygulanmış bu
sofra riıüeli. Bu ritüel Batı dünyasında hâlâ büyük ölçüde geçerliğini koruyor.

Bizans sofrasıyla ilgili bir ayrıntı, sanırız, sınıfsal konuma ilişkin bir davranış biçimim de tartışmaya açmakta. Ruf
kitabında, "Yalnızca çok çeşitli kaşık ve bıçak değil, çatal da olmasına karşın insanlar çoğunlukla elleriyle yemek
yerlerdi diyor. Burada yazar daha geniş bir açıklama yapmamış olmasına karşın, bunun bir sınıfsal luium olduğu
kuşkusuuyanıyor. Bir başka yorumu da, çatal kullanımının var olmasına karşılık yeterince yaygınlaşmamış oluşu.

Bu arada, çatalın o dönemde Avrupa için yeni bir buluş olduğunu söyleyelim. O zamana kadar mutfaklarda pişirme
işlemi tçın iki dişli büyük boy çatallar elbette kullanılıyordu. Ancak bunların sofralarda kullanıldığı görülmüş
değildi Kuver olarak Kılinen asıl servis gereci kaşıktı. Bıçak işç çoğu zaman insanların yanlarında taşıdığı, kişisel
bir eşya idi. Sulu yemekler kaşıkla yenir, etler ise bıçakla kesilip elle yenirdi. En kibar toplantı yerlerinde bile durum
derişik değildi. File yeme yerine çatalın kullanılması Batı dünyasında ilk kez Bizans'ta görülür. Bu da başlangıçta
herhalde bir fanteziydi. Mutfakta kullanılan çift dişli iri çatallar küçültülüp günümüzde kullanılan çatalın ilk atası
yapılmıştı. Bu aracın ilk kez Bizans sarayında mı, yoksa soylu bir başka ailenin evinde mi kullanıldığı bilinmiyor.
Aııcık, her nasılsa sonradan Konstantinopolis’te bir sûre bulunan ve bu yeni uygulamayı gören bazı Myalt tacirlerin
buegzotizmi kendi ülkelerine taşıdıkları bilinmekte. Rice, bu gelişmeyle ilgili olarak kitabında şunları söylüyor:
'Bıiyıik bir olasılıkla çatal. Doğu dünyasında icat edilmiş ve nasıl kullanıldığını Bizans’ta öğrenen Italyanlar tarafından
Avrupa'ya tanıtılmıştı. Bunlar Bizans'ta günlük yaşamın o kadar parçası haline gelmişlerdi ki. genç bir prenses
evlenmek üzere bir Venedik doçuna verildiğinde İtalya’ya
yanında bazı iki dişli çatallardan götürmüştü; bunların
görünüşleri ise Venediklileri ürkütmüş ve şaşırtmıştı.
Bardaklar, büyük şişeler ve diğer kaplar gibi çeşitli biçim,
tür vc boyutlarda tabaklar da çok çeşitli malzemelerden
yapılıyordu.

Ancak, yeri gelmişken hemen belirtelim, çatal Türkler’c


yabancı bir sofra malzemesi değildi. Prof. Ögel'e göre, yemek
yerkençatal kullanma alışkanlığı. Türkler’dc daha Ona Asya
döneminekadargeri gitmektedir ve el yemeklerine özgüdür.
Ögel, luıtıtı şöyle anlatır: ’Et Türkler'de yaygın olarak ‘küçük
ct bıçaklan ve 'çatal' ile yenilirdi. Uygur fresk ve tablolarında,
portreleri görülen Turk büyüklerinin kemerlerine asılı, lek
vna çift bıçaklar görmekteyiz. Pek küçük bir boyda olan
hıı bıçakların vazifeleri de, yukarıdaki bu açıklamamız ile
anlaşılmaktadır."

Burada sözü edilen, etin bir çatalla konuğun ağzına uzatılması gelenegi. başka Batılı gözlemcileri de şaşırtmış bir
Turk görgü kuralıdır. Unlu gezgin. Papalık elçisi Piano Carpinı bunu. "Et küçük bıçağın ucu ile kesilir: herkesin
şerefvc rütbesine göre ağzına verilirdi" diye anlatır. Bunu 13. yüzyılda Cengiz Han ın oğullarının saray ve otağlarına
elçilik görevi ile uğramış olan Avrupalı gezgin vc rahip VVilhelm Rubruk’un raporumla görüyoruz. Rallin Rubruk
şöyle yazmış: "Bir Koyunun eti büyük bir kap içinde, bıçak ile küçük parçalar lıalinde kesiliyordu. Bundan sonra
hınkların ucu veya özel yapılmış bir çatal ile konukların ağzına veriliyordu."

Yeniden Bizans’a dönelim... Taınara Talbot Riceın Bizans’ta Gtînlûfe Yaşam kitabında sofraya ilişkin ilginç bir
ayrıntı daha var ki. yeri gelmişken aktarmadan geçmeyelim. "Manuel Tzykandilis'iıı 1362‘de Mistra’lı loannes
Kaniakuzenosa itil bir cl yazması Incil için yaptığı kitap resminde geleneksel bir görünüm tasvir edilmiştir. Eyüp un
Kitabı ndan bir olay tasvir edilmeye çalışılırken, salınc ıkonografik bir tasvirden çok. bir dönem resmi olarak ele
alınmıştır. Burada Evüp. kansı. altı oğlu ve uç kızıyla bıçak, çanak, kupa yç bardaklarla donatılmış bir sofrada yemek
yemekledir. En kıiçıik kız içinde fırında kızartılmış bir domuz olan bir tabak getirmekte, ailenin köpeği bir lokma
yemekiçin yalvarmaktadır. (...) Sofradakiler özel bir biçim verilmiş taburelerde, şapkaları başlarında oturmaktadırlar:
ipkalar üç ayrı biçimdedir."

Bizans'tangünümüze kalan eşya çok az. Yüzyıllar boyunca Bizanslı usıalarca yapılmış eşsiz güzellikteki yapıtlardan
bugün elimize geçenler arasında en dikkati çekenler, gümüş sofra takımları ile güzel çanak ve çömlekler.

Kısacası, Bizans. Koma İmparatorluk geleneği ile Grek uygarlığını Slav kültürü ve birçok farklı Doğulu kültür ile
haımanlayarak ortaya sonradan büyük bölümüne OsmanlIlar ın sahip çıkacağı görkemli bir mutfak külturii bileşimi
oluşturmuş bulunuyordu.

Bizans mutfağından bize nelerin doğrudan geçmiş olduğu elbette titiz bir araştırma ve tartışma konusudur. Prof.
Ünvergibi bize Bizans’tan fazla bir miras kalmadığını One süren bir araştırmacı bile ‘papazyahnisi’nin, midye
dolnuM'nın ve sardalye gibi balık konservelerinin bu yoldan Türk mutfağına geçmiş olduğunu kabul etmekte, halik
yemeklerinin, karides gibi kabuklu deniz ürünlerinin de bu yolla Türk mutfağına girmiş olabileceğini söylemekte.
C y $ \v s w \\ C ^vvı » A V A t & Y İ U ^ U MUVt

JCuvulu* cfö&Mmımbe
^ t 4 v»aÎ> < ?Iu C / i i r İİ ( / f y u t j - A J l

Tûrklerin Anadolu'ya gelişi ile birlikte mutfak anla fla rı nda önemli değişiklikle t okluğu birçok uzmanca kabul
edilir, (içrek iklim, gerek toprak özellikleri açısından yeni bir ülkede hu lür bir değişim aslında beklenir bir durııtıı
olmalı, Anadolu, özellikle bitki örcusü bakımından Oria Asya'ya göre çok farklıdır, lîazı kaynaklarda Tûrklerin Orta
Asya'da birkaç çoiı M-hze ile yetindiği belirtilir. Oysa yem yurılün Anadolu, incilikle bıı acıdan sor derece zengindir
Bir dc burada Ona Asya'dan farklı olarak saylan balık ve deniz urunu de karılaşılmıyor Yalnızca bunlar bile bir
mutfağın köklü hır değilime uğraması için yeterli nedenler olarak sayılabilir Buna kargılık bazı araştırmacılarımızın.
"Biz X Vitir i asırda i ûı k mutbafeını kurmağa çalışırken billahi' bir ımılbaga sahiplik. Uunu da ecdat Orta Asya'dan
Malazgird’e getirdiler. Oradan da kendileriyle beraber Anadolu'ya yayıldı, ( Görülüyor ki hiz birçok yiyeceklere
sahibiz Takat gittiğimiz %erlerde beğendiklerimizi de bizim zevkimize uydurulan La’dilk riyle kendimize mal etniği:
Amma bu demek değildir kı biz gittiğimiz yerlerde yemeği ve içmedi Öğrenmişiz yollu karşı çıkışları, bir derıgr
arayışı olarak anlaşılmalı.

Türkler'in Anadolu'ya gelişleri ile Islamiycti kabulleri hemen hemen aynı döneme rastlamakla llunun do*al bir
sonucu olarak. İslâmî gelenek Turk geleneği ile birlenerek ortaya bir bileşim çıktığı söylenebilir. Burada yer akın
Türkler le ilgili öğeler üzerine, >likanda gem? sayılabilecek açıklamalarda bulunulmuştu. Islamıyeiin bu bileşime
katkıları konusunda en iyi bilgiler genellikle Islam'duşûnûrknnin ve hekimlerinin yapıtlarında ortaya çıkar. Bunların
en AncmHicrinden biri olan Mulıidditı Arabi'nin El TedİJİrrmi1 ! Jİafıtyye fsldıû Mem/o/u'ti Jnstiııiye adlı yapıtının
El-ekl ve’ş-Şurb" (Yemek ve lçmeki başlıklı bölümünden banı satırları aktaralım;
'Ancak ihtiyacına göre ye ve doyma. Suyu çok içme. Tesannunen ve uazzuzen yeme. Fakat taanıa ihtiyacın kadar
yevt »çhğmakimseyi vakit etme. Acele etmeden ve teenni ile lokmayı onmama olarak al.

Ağzına koyduğun vakit iyi çiğne ve Besmele çek Anı çiğnediğin vakit yut Badehu sana anları ihsan eden Allalıu
Taalaya hamd et vc bu esnada diğer lokmaya elini uzatırdan keza Besmele çek. Yutuncaya kadar evvelki gibi yap.
badehu Allaha hanıdet ve hacetini alıncaya kadar diğerlerine elim uzatırsan ve yalnız olsan bile su‘i edebi i'ııyad
tünemek v; kv ye ve şehvetten hazev e\ ve seu\uW lxvabeî yiyen kimsemin y\Yz.v\ue ve eline bAkma ve burıda
yediren ve yedirilmeyen kimsenin tenzihine kalbin ile nazar et ki sana noksan nüıtcbeyyin olsun. Böyle olunca
eklinde ibadette olursun ve sana az yiyorsun' diyen kimsenin sözüne iltifat ve ısga etme ki bu senin anı lerkinc
mucddi olur. Varsın, ‘sen a2 yiyorsun' denilsin

Ve taam sofrasına hazır oldurun vakit sen el kaldıran kimsenin atliri ol ve sofra kalkıncaya kadar kıyam etme.
Davet olunduğun hır cemiycttc cemaate karşı nezaket eseri gibi gösteriş yapmak kasdıyle gavet az yemek yemek
ve naz ve istiğna göstermek için iptida kendi hanende yemek yeme ve oraya karnı tok olarak gitme ve sana
ıltifaı kaseliyle aman ne kadar az yemek yiyor’ denilmesine meydan verme ve eger öyle derlerse sen onlara
kulak asma ve kendi haklarını bozma. Muhakkak bu münafıkların ahlakındandır ve yemen bir vakitten bir
vakite olsun..."

Bunları akıaran Prof. Ünver, Muhiddin Arabi'nin öğütlerini.


'XVinci asırda Türk yemekleri sonuna zaruri bir mülahaza
olarak ilave ettiğimiz hu kısım, bize Türkler deki yemek
ve içmek adabı esaslarının Islâm terbiyesinden ne surelle
ıstıfo geçirerek geldiğini göstermektedir" der. Gereksinim
duyduğun ölçüde yemek, tam doymamak.<n çiğnemeden
yutmamak, yemekte acele etmemek, yemeği iyi çiğnemek,
vemekte yalnız bile olunsa hep kendi önünden almak,
başkasının yüzüne ve eline bakmamak, yedirenlere yürekten
ttşskkûî tlmek, 'aı yiyiyoTSUn' demelerine bakarak çok
yememek, yemeğe hep en son başlamak, zamanlı yemek
yemek, her yemekte bu rızkı veren Allah'a şükretmek,
gerçekten de buğun bize çarpıcı gelebilecek davranışlar.
Ancak hemen belirtelim kı, o dönemin Avrupa görgü
kitaplarında, da bıına çok benzer satırlar hemen, her zaman
yer almaktaydı. Örneğin, ‘yemekte kendi önünden yemek',
‘acele etmemek ve başkasının elme ve yüzüne bakmamak'
gibi kurallar, aslında yemeğin aynı kaptan yenmesi
nedeniyle konmuştur. Böylecc herkesin kendi payına
düşene razı olması, başkasının hakkına göz koymaması, ortada aynı kaplan birlikle yemek yedimi başkalarını xvı
utandırmaması, başlıca görgü kurallarındandı. Ayrıntılar, görgü kurallarının temeli olan, ‘önce kendini degıl sW«v.VWih»
karşındakini düşün’ ilkesine göre düzenlenmiş bulunmakta. Bu yüzden onlan valnızca bize özgü saymak doğru }emtk
olmaz, işin İslatni bir yanı da bulunmakla birlikte, kuralların çoğu bir dinin buyruklarından çok. Almanlar'ın
Zeiıgcist’ dediği çağın rnhunu yansıtmaktadır.

Buradan bazı ayrıntılara geçecek olursak. Türkler'in Anadolu'ya gelişleri ile kurulan devlet ve bunlara bağlı ya da
bakımsız beyliklerde yemeklerin ve sofraların sadeliği ilk dikkati çeken noktadır. Prof L'nver, bunun vakıf imaretleri
ve kervansaraylarla ilgili kayıtlardan anlaşıldığını yazmakta. Gerçi böyle bir durumda, adı anılan kuruluşların birer
hayır kunımu olduğu ve hizmetin bedelsiz verildiği unuıulmamalıdır. Dolayısıyla buralarda lükse kaçılmamış olması
obiandır ve bu y ü z d e n de vakıf imaretleri ve kervansaraylar, dönemin mutlak anlayışını büıün görkemi ile yansıtmıyor
datifti diye duşûnmek mümkün.

Yine de bu konuda bazı örnekleri verelim. Buralara ait kayıtlarda yemeklerin ayrıntıları yoksa da, adlarının anılması
bile bize ipucu sağlar. Defterlerde ayrıca miktarlar yazılmış ise de bizim açımızdan önemi bulunmadığından bunlar
göz önüne alınmamıştır. Vakfiyelerde genellikle verilenin kesinlikle bir çeşit ct yemeği ve ekmek olması nerdeyse
sorunlu h\: geltnekm. Suna bazen b\r çoîb* e$l\k tdeı Birçok durumda. pilav ya da bulgur nmuuten bİT buğday
yemeği listeye eklenmektedir. Son olarak, bunlara bazen bir çeşit tatlı da katılmaktadır.

Mûnüvû böylece çizdikten sonra. Prof. Ûnver'in Selçuklu ve Anadolu beylikleri zamanında imaretler ve aşhanelerde
v*ogu kez verildiğini söylediği vcmeklerın listesini analım: Pirinç ve buğday çorbası, ct, pilav, ıspanak, şalgam vc
her turlu sebze, un helvası, ballı kadayıf vb
Yemek tarihi ağısından önemli sayılabilecek hır nokta da. hu yerlerde yemek vaktini kaçırmış konuklara sunulması
gereken yiyecekler. Bunlar çok değişik yerlerde bile birbiriyle büyüle benzerlik gösterir. Bal, ceviz, peynir, pide
bunların naşlıcalarıdır

Osmanlı \mp^n\oT\u£>urmn WaruUı^ döneminde ise saray sobalarının bık* bu plin havayı yansıtır durumda olduğu
belirtilir. Bu konuda Adnan Giz in, Ahmet Refik'in Br^ııs Karşısında Türkler adlı kitabından yaptığı bir aktarma
oldukça çarpıcı. Burada İkinci Murad ın sarayında verilen hır davetten soz edilmekle Üstelik ziyafet. Milan filçisi'nin
huzura kabulü dayısıyla düzenlenmiş. Yani bu anlarınla devletin zenginliğini sergilemek için ıyı bir fırsat söz
konusu Bunu padişahın ve yakın çevresindeki devlet adamlarının düşünmemiş olması akla aykırı Yine de yenip
içilenlerin ne kadar sade oluşuna bakın...

"(... ) dairenin ortasında: içlerinde biraz koyun eti ile pirinç


bulunan yüî kadar kap vardı. Bunlar padişah gelmezden evvel
onaya konulmuştu

Padişah tahta oturduktan sonra Milan elçisi çağrıldı. Hediyeleri


dc arkasından gpûciliyordu. Hediyeler evvela yemek ı&h&kl&nnm
yanına kondu, sonra elleri üzerinde görülebilecek surene yukarı
kaldırılarak padişahın «nünden geçirildi-

(...) Sultan Murad'ın önüne bir ipek havlu ve peşkir serildi.


Kıpkırmızı yuvarlak bir meşin parçası da kondu. Buralarda sofra
yerine meşin koymak âdetti. Sonra etle dolu ıkı yaldızlı labak
getirildi Hademeler kalaylı kaplardaki yemekleri, her don kişiye
birer tabak dağıttılar. Bu kaplarda biraz koyun etiyle biraz da
pirinç vardı. Sofrada ekmek vc içecek bir şey yoktu. Dairenin
bir taralında yüksek bir raf gözüme ilişti. Üzerinde küçük, alt
gözünde gümüşten büyük bir kap vardı. Bazıları kalkıp buradan
bir şey içiyorlardı, içtikleri su mu idi. şarab mı idi. anhyamadım.'

Yukarıdaki satırları yorumlamadan önce hır noktaya dikkati


çekmek istiyorum Gözlemcimizin yukarıda ‘pirinç’ dediği şey
herhalde pilav olmalı Anlaşılan 'tereyağlı' bir pilav bu. Cunkü.
Tûrkler in Çinliler gibi haşlanmış pirinç yediğini gösterir
destekleyici başka belgelere rastlanmış değil.

Gözlemin ilginç bir başka noktası, ortaya getirilen etin koyun


etin olması Bu tipik bir Türk-Osmanlı mutfağı ö:elligi. Çok yakın
hic zamana kadar -yaklaşık etti yıl önces\ndtn söz ediyorum-
koyun ve mevsiminde kuzu eti. I ürk mutfağının en yaygın kabul
görmüş et çeşidi olma özelliğini korumuştu. Dana ve sığır eti
lüketımi, Cumhuriyei'in ballarında bile hâlâ yeterince y&y&m
değildi vc Türk ağız tadına damgasını vurmuş sayılmazdı. Ancak
durum bugünlerde yavaş yavaş değişmeye başlamış bulunuyor.

Yenen ana yemeğin tek çeşit olması, dünyanın hiçbir yerinde


ve hiçbir zaman rastkınamayacak bir sadeliği gösiermekte. Üstelik
bu ana yemeğin yanında yine bir çeşit yemeğin, sade bir pilavın
sunulmuş olması da bu sadeliği destekleyici bir başka ögc. Aynca
gözlemcimizin unutkanlığından mı, anlatmaya değer
görmemesinden mi, yoksa gerçekten öyle olduğu için mi bilinmez
ama, en azından bir çeşit başlangıç yemeğinden, hele yemek
sonrasında sunulmuş bir meyve ya da tatlıdan söz edilmemesi
dikkat çekici.
L.
ztuU'nm Sofraya altlık olarak onu yerine bir meşin parçası -ki tercih edilenin tabaklanmış at derisi olduğu söylenir- konması.
, \î2j uzun süre Osmanlılar'da da uygulanmış bir Türk geleneğidir Buna karşılık. metinde yalnızca padişahın önüne bir
ı>ı\ant ipek havlu ve bir pcvkıc seulai# belirtilmekle. Oieki konuklara peşkir, havin gibi şeylerin verilmesi demek ki sor
SuST konusu değilmiş.
B i r m ı k k a \ .< c £ l c n c f $ L p
Hamsc-i llü>rc* Pekin i.
) (ipkaft Sil/il* ı Müzen.

Sofrada ekmek bulunmaması da çok ilginç.


Cunku daha önce de gördüğümüz gibi,
ekmek, Türk yemek geleneğinde çok önemli
yeri olan bir yiyecek. Ancak içecek bir şey
olmaması bir bakıma olağan; geleneksel olarak
böyle bir sofrada içki -hatta su- sunulmaz.
Ama. bunun yerine bir şerbet verilmemiş
doıası da dikkati çekiyor. Bir kaşede ay rica
içecek servisi yapılması da bir başka ilginç
durum. ‘İçlikleri su mu idi, şarap mı idi?*
sorusunun yanın ise bizler için çok açık.

Yemeklerin, padişah dışında, her don kişi için bir tabakta ortaya konması, yalnızca Osmankhr'da değil, o dönemde
bûıun Avrupa'da kabul görmüş bir alışkanlık idi. Bu anlayışa göre, sofranın onur konuğu dışında -ki ona V.cp tek
kişilik hazırlanıldı-, en az iki kişiye.ama genellikle dört kişiye ortak bir ycınck tabağı çıkarılırdı. ’Kuvcr sözcüğünün
anlamı da burada gizlidir. Yemek ortadan hep bittikle yenirdi. Bunun için kaşık ya da bıçak kullanılır ve herkes
tabakta önüne düşen bolümden eliyle alarak bunu bir ekmek dilimi üzerine koyar ve oradan da ağzına götürerek y,ıj,nn Rc,a:u
yerdi. Avrupa'da kibar çevrelerde Bu tabak nivetine kullanılan ekmek yenmez, ya hizmetkârlara bırakılır ya da Vmifffcw*.ir
sofranın Ur köşesinde duran köpeklere verilircli. avlanıyor.

İkinci Murad’m sofrasının yiyecek vc içecek acısından bu sadeliğine


karşılık bir saha yakışır anlamda tek şahane' yanı müziğin eksik
olmayışı. Bunu gözlemcimiz şu satırlarda dile getiriyor "Büfenin
yanında bir muzika takımı vardı. Padişah dairesinden çıkınca
(mızıka lakımı) çalmaya-,eski padişahların kahramanlıklarına dair
türküler çağırmağa başladılar. Bir çoklar, da hoşlarına giden

E
rçalan, kendilerine has gür bir sesle bağırıyorlardı. EvvcU ku,
tu garip geldi. Fakat içeri girince gördüm ki, ellerinde büyük
velli sazlar vardı. Bunların türküleri yemek başlayıncaya kadar
sürdü..."

Sofrada müzik, gerçeklen aristokrat bir tavır olarak öne çıkmakta.


Ancak son satırdaki Bunların türküleri yemek başlayıncaya kadar
sûrdû" notunun bir başka yönden okunması ise, "yemek başlayınca
müzik sustu" demek Avnı dönemde -hatta bugün bile- Avrupa'da
ve bûtun Ban dünyasında yemeğin bir uır eğlence vc keyif olmasına
karşılık Türkler özellikle o günlerde yemeği, nerdeyse ağırbaşlılıkla
yerine getirilmesi gereken bir görev olarak görmekteydiler. Kanuni
Sultan Süleyman dönemine ilişkin bölümde başka belgelere yer
verirken W konuya bir kez daha değineceğiz.

Prof. Lnvcr'ın makalesinde sözünü ettiği bir taşta örnek ise


Philippe de Fresne adlı bir Fransız'ın 1573 yılında yazdığı Le
Voya&c Levam adlı seyahatnameden alınma. Ûnver’e göre bu
yüzyılda imparatorluk artık tümüyle kurulmuş ve sınırlarını
çizerek ülkeyi güven abına alınıştır. Bunun üzerine Ûnvcr,
'Binaenaleyh yemek ve içmede leke 11üf başlıyor' diye yazmış.

Fransız gezgin De Fresne ise anılarında bu yargıyı şu sözlerle


dogruUr gibidir. "Sofranın örtüsü beyaz, peşkirler Acem işi vc
Cain işlenmiş, yemekle şarap yerine muattar vc çok şekerli şerbet
içiliyor. Yemekler hep önceden sofraya konmuş, pirinç (‘pilav
olmalı, T.Ş.), envai türlü sebzeler, muhtelif cins pasuılac/0
tabaklarda dört beş tavuk, beyaz ekmek..."

Aslında bu soîra da bugünku değer yargılarıyla bakıldığında çok zengin sayılmaz. Ancak çeşit bolluğu
gerçekten bir önceki yüzyıla göre fazladır. Sofra takımlarında ise gözden kaçmayan bir zarafet kaygısı olduğu Ç)
ınltKilmalriürlır
■4 VaUh .Sultan Mf/ı»tif|'ııı juırOı-si.

Fatih Sultan Mehmet dönemi Osmanlı imparatorluğu nda önemiı bir donum noktası oluşturur. Özellikle İstanbul'un
fethi, devletin kuruluş döneminin tamamlanıp büyük bir imparatorluğun temellerinin atıldığı tarih olarak kabul edilmelidir.

Fatih donemi yemekleri ile ilgili en önemli bilgi, bize o sıralar büyük bir özenle tutulan vc hemen hiçbir ayrıntıyı
atlamayan mutfak defterlerinden gelmekle Matbahı Amire deften' olarak anılan bu kayıtlarda genellikle saraya
alınan yiyeceklerin miktarları yazılmaktaydı. Bunlar yemekler açısından ayrıntıları içermezse de. satın alınan
yiyeceklerin bilinmesi bile başlı başına bir bilgi hâzinesi sayılır. Şimdi, örnek oluşturması için Hicri 878 (Miladı
1473) yılının kışa rastlayan $aban ayında Fatih’in sarayına alınan yiyeceklerin dökümüne, bir göz atalım.

Burada >ıyecekler miktarları ile sıralanmakta Prof. Ünver tarafından .ıktanlan bu kayıtta şunlar yazılı: 64 kantar
bal, 544 tavuk, 28 müd pirinç, 61 kaz, 19 kıyye safran, 116 istiridye, 87 karides, 400 balık, 12 mıskal misk. 10 ktyye
biber, 11 kıvye zeytinyağı, 3 şinik pekmez toprağı, 84 kıyye Fllak tuzu, 13 kıyye nişasta, 51 şişe boza, 616 baş ve
paça, 180 işkembe. 649 yumurta .

Avnca bu yiyeceklerin satın alıtıdıklan yerler de önemli Fatih in sarayına bu ayda un Bursadan, bal Malkara’dan, zeytin
İzmit'ten, tuz Eflak'tan, üzüm Kargın ve Ayaş'tan, balık bazen lerkos Gölünden, armut ve kestane Bursadan getirilmekteydi.

Rakamlar yüksek görünse de, sonuçta bunun bir imparatorluk sarayının aylık harcaması olduğu hatırdan çıkanlmamalı.
Halta bu açıdan bakıldığında, Fatih döneminde yiyecek ve içecek savurganlığından kaçınılmaya çalışıldığı bile söylenebilir

Fatih döneminde günde iki oğûn yenmektedir. Bu alışkanlık, İstanbul'un almışından yirminci yüzyılın başına kadar
hemen hiç değişmeden sûreeitmiş görünüyor. Bunlar sabah ve akşam yemekleridir. Ancak, sabah yemeği bugünkü
kahvaltıdan çok farklı. Bu, kahvaltıdan çok daha doyurucu ve tok tutucu bir sabah öğününe benziyor. Sabah yemeğinin
insanı akşama kadar tok tutucu olduğu düşünülmeli. Çünkü ikinci öğün olan akşam yemeği, ancak ikindi namazından
sonra yenmekte Bildiğimiz bir ayrıntı ise, sabah yemeklerinde genellikle bir çerba bulunduğu yolunda.
Ara öğünlerin bulunmadığı kesin olmakla birlikte, arada ufak tefek şeyler, kuru vc yaş meyveler ya da şekerli bir
şey yenip yenmediği hâlâ sorulan bir soru. Ancak bu soruyu soran Prof. Unvcr, yemek dışında konuklara şerbet
sunulmasının bizde o dönemden beri süregelen bir gelenek olduğunu yazar. Bir dc zamansız konuğa özellikle
imaretlerde bal vc ekmek sunulmaktadır.

İmaretlerden söz etmişken, bu dönemde benzer toplumsal işlevi olan toplu yemek yerlerini dc analım. Bunların
başında medreseleri de içeren külliyeler gelir. Fatih Külliyesi'nde, aşhanede pişeri bazı yemekleri kayıtlardan
bilmekteyiz. Bunlar arasında maydanozlu pirinç çorbası, buğday aşı, koyun yahnisi, mevsiminde koruk ile pişirilmiş
kabak, pazı, pilav, zerde dikkati çekmekte. Yoğurt da satın alma listesinde yer alan bir başka yiyecek. Baharat olarak
kimyon göze çarpıyor. Aynca yemeklerde kullanılmak üzere soğan vc nohutun da listede adı geçiyor. Klasik bir
mönü ise. pilav, yahni ve ekmekten oluşmakta. Hatırlı konuklara zerde sunulduğunu ve bazen sofrada turşu da Topkapı
bulundurulduğunu biliyoruz. Hatırlı konukların yiyecekleri arasında ayrıca paça ve bal ile yapılmış tarçınlı vc s<mıvr
karanfilli kabak reçeli de bulunuyor. Muı/nk.

Sultanın kişisel yemekleri ise ötekilere


oranla daha az bilinmekte. Bunları
‘berayı hassa' adı altında mutfak
defterlerindeki kayıtlard an
öğrenmekteyiz. Prof. Ünver in
bunlardan aktardığı bazıları şöyle:
Tavuk kızartması, lapa, peynirli pide,
yumurta, ıspanaklı pide, mantı,
borani, çorba, börek, bal. muhallebi,
zerde, kaymak, baklava, helva,
me'mııne helvası, sütlü kadayıf.
İvmeklerden pekmez, boza, nardenk,
şerbet, naneli üzüm şerbeti ve ayran.
Kuru ve yaş meyvelerden ise armut,
nar, badem, ilk sırada yer alanlar.

Falilı döneminde Sultanın şarap içip


içmediği konusundaki tanışmaya Prol.
tnver. içeceklerden söz ederken,
'Bunlann biraz ekşi ve fermante
olanları bulunabilirse de mutbak
(kilerlerinde şaraba müteallik bir şey
kaydolunmamışlır. Bu gizli olanuız, haftada iki gün fakirlere mutbaktaıı verilen sadakalar bile ve halta yediği leblebi
bile kayıtlı olduğu halde bunun kaydolunmaınası saraya vc kendi sofrasına (şarabın) sokulmadığının bir delili olarak
ele alınmalıdır' diye karşı çıkmakta.

Sefer vc gezinti zamanında yenilip içilenler ile ilgili elde bazı kayıtlar var. Örneğin, Hicri 878 yılındaki (Miladi 1473)
çıkılan Uzun Haşan Seferinde Fatih bir hafta kadar Afyonkarahisar’da konaklamış. Bu sırada yalnızca kendisine
sunulan yiyecekler arasında koruklu ekşili çorba, sebze, salata, baş vc paça, peynirli tarhana, börek, ekmek ile
zerdali, taze erik, armut, üzüm, cima gibi meyveler bulunduğunu soz konusu kayıtlardan anlıyoruz.

Falilı döneminin başlangıcında Sultanın yakın çevresiyle birlikte sofraya oturduğu bilinmekte. Yakın çevre genellikle
bilginlerden oluşmaktaydı. Yalnız daha sonra protokola ilişkin bazı sorunların çıkması bu geleneğin bırakılmasına
yol açmış gorunuyor. Zamanın iki büyük bilgini Molla Hüsrev ile Molla Gürani arasındaki anlaşmazlık bunun iyi
bir örneğidir. Hikâye şöyle anlatılır: Fatih ulemaya büyük bir ziyafet verecekti ve hocalarından Molla Gurani'yi
sağında, Molla Hüsrev i dc solunda oturtmak istiyordu. Bu dunun Molla l lüsrev in ağırına gitti. 'Benim sola oturmam
gayreti İlmiyeme manidir’ diyerek küsıü ve İstanbul’u terk ederek Bursa’ya gitti. Orada Zeynilcr'de bir medrese
yaptırarakyıllarca oturdu, ders verdi, öğrenci yetiştirdi. Ancak bir süre sonra kendisini binbir ricayla tekrar İstanbul’a
gelinebildiler. Küskünlüğü sona erdi. Tekrar önemli bir görev üstlendi.'

İşte bu ve benzeri olaylar, böyle bir protokol düzenine son verilmesinin tipik gerekçelerim oluşturmuş olmalı.

Fatih Sultan Mclımet. bu tur olayların üzerine, ünlü Kanunnamesi ne şu hükmü koydurmuştur: "... ve cenabı
şerifim ile kimesne taam yemek kanunum değildir. Meğer ehli ayalden ola. Ecdadı izamım vûzerasiyle yemek
yerlermiş. Ben ref etmişimdir.”
Fatih'in bu kesin tutumu, sarayda günde iki öğün yemek yiyenlerin
azlığını göstermez. Nitekim, Prof. Ünver'iıı verdiği bilgilere göre,
sarayın müstahdemleri düzenli olarak günde iki kez yemek
yemektedirler. Devlet işlerinin sarayda görülmesinden ötürü,
buraya gelen memurlar vc bunların amirleri de sarayda yemek
yemektedir. Fatih Kanunnamesi nde bunlardan bazıları ad olarak
anılmış: "Divanı hümayunda makamda vıızerayi izanı ile baş
defterdar ve sair vüzera ile defterdarlar vc nişancılar yerler ve
kazasker başka yerler." Ayrıca burada sofraların belirli bir yere
değil de değişik yerlere kurulmuş olduğu da belirtilmeli.

Ûnverin açıklamalarına göre divan odasında ûç sini kuruluyordu.


Birinde vezir-i azanı (başvezir) ile başdefterdar birlikle yiyorlar.
İkinci sofrada vezirler ve defterdarlar, üçüncü sofrada ise kazasker
yemektedir.

Yemek çeşitlerine gelince, bunların çok olmadığı belirtilmekte.


Sarayın doğal konuklarına, üst düzey görevliler dışında, çoğunlukla
tek çeşit yemek verilmekte, ancak bu yeterince doyurucu miktarda
olmaktadır. Bu konuklara sarayda çıkarılan yemekler arasında
lahana çorbası, yoğurdu ve ıspanaklı borani, yoğurtlu pazı, yoğurtlu
tutmaç, baş ve paça, yumurtalı lapa, pekmezli yoğurt tatlısı, baklava
bulunmakta. Yemeklerdeki yoğurt ağırlığı dikkati çekici boyutta.
Bir de bunlara ek olarak konuklara ayrıca ayran ya da şerbet
sunulduğunu söyleyelim.

Fatih dönemi mutfağının önemli yanlarından bazılarını da saıay


mutfağına ilişkin düzenlemelerde bulabiliyoruz. Yemekler ne
kadar sade olursa olsun, saray mutfağının örgütlenmesi gerçekten
goz kamaştırıcıdır. Saray mutfağının en üst görevlisi 'ser zevvakuı
diye anılan kişidir. Bu bir tür Avrupa saraylarındaki ‘officier du
bouche’uıı karşılımı. Asıl görevi, yemeklerin nefasetini ve lezzetini
sağlamak. Bugünkü anlamıyla bir tür gurme aşçıbaşı vc mutfak
yöneticisinden söz etmekteyiz. Bu kişi Fatih’in sarayında tek
başına olmayıp bir grubun başı olarak görevli bulunmakta.
Kendisine bağlı ve aynı işle görevli kişilerle birlikle bunlar
'cemaati zevvakin'i oluştururlar. Bunların altında, işleri verilen talimat çerçevesinde yemek pişirmek olan aşçılar
bulunur. Aşçıların başında da ‘ser tabbahin' diye anılan aşçıbaşı vardır Bunların topluluğu cemaati tabbahin' olarak
anılır. Onların ardından, ‘cemaati hubbazin' denilen, ekmek pişirmekle yükümlü fırıncı ustaları gelir.

Dikey örgütlenme bakımından ustalann yanı sıra ‘halife’ olarak adlandırılan yardımcıların da bulunduğu bilinmekte.

Elbette bu kaba biı şema. Çünkü dönemin saray mutfağında görevler daha ince ayrıntılarla belirlenmişti Her
kademeden helvacılar, şerbetçiler, yoğurtçular, turşucular ayrı ayn gruplar oluşturmakta idiler. Buradan da saray
mutfağında bir tür uzmanlaşmaya önem verildiği sonucunu çıkartabiliriz.

Doğrudan yemek pişirmeyle ilgili bu kişilerin dışında, kasapbaşı. pirıncei, sakabaşı. ic sakalar, mutfak sakaları,
buzcu vc benzerleri gibi yemekle doğrudan değilse bile dolaylı olarak bağlantılı çalışanlar da vardı. Fatih sarayında
ayrıca vekilharç, çinici. kalaycı, mumcu, ambarcıbaşı, kilerciler, alışverişten sorumlu pazarcılar gibi gruplar da
kadroya alınmışlardı. Bunlardan daha öte, kadroda eski saray aşçıbaşısı. eski saray aşçıları hocası, aşçılar bölükbaşısı
gibi makamların da bulunduğunu görüyoruz.

Faıilı dönemiyle ilgili olarak Süheyl Ömer’in aktardığı lıos anekdotlardan bazılarını buraya alarak, konuyu tatlı
bitirelim.

Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'u alınca şairler kasideler yazıp fetih olayını kutluyorlar. O da kendilerine bol bol
caizeler veriyordu. Bir gün Anadolu'dan yeni gelmiş bir saz şairi şu iki ölçüsüz dizeyi gönderdi:
"Devletli hünkârım sabahınız lıavr olsun
Yediğin bal ile kaymak güzergâhın çayır olsun
Fatih, şairi huzuruna çağırarak pek çok ihsanlarda bulundu. Bu durum yakınlarını şaşırtmıştı.
"Efendimiz'' dediler, "bundan daha beliğ kasideler için daha az caize verdiğiniz halde, bu cahil adamın iki satırına
acabaneden bu kadar kıymet verdiniz?"

Sultan Mehmet şu yanıtı verdi; “Bunu hepsinden daha samimi bulduğum için. Çünkü adamcağız ömründe en lezzetli
yiyecek diye hal ile kaymağı biliyor; en güzel yer olarak da çayın. Başka bir şey görmemiş ki bana onları layık görsün".

Birbaşkaanekdot da Molla GüraniYIe ilgili.

Molla Gürani. eski öğrencisi l atih Sultan Mehmet'e 'haramdan perhiz et" dermiş.

Bir gün ikisi bir sahandan karşılıklı yemek yiyorlarmış. Molla Gürani yine aynı öğüdünü yineleyince, padişah. "Siz
dc hararr.dan yediniz" demiş I loca: "Benim önüme helali düşmüştür" karşılığını vermiş.

Bunun üzerine Fatih Sultan Mehmet sahanı çevirmiş. Kendi önündeki hocanın önüne, hocanın önündeki kendi
önüne gelmiş. Molla Gürani hiç duraksamadan yemek yemeyi sürdürûyormuş. Padişah onu susturacağını sanarak,
"Anık bu defa haram yediğinize şüphe kalmadı" demiş.

Hoca hemen karşılık vermiş: 'Hayır, sizin önünüzde haram, benim önümde helal kalmadığı için çevirdiniz."
M Kanuni Sultan Süleyman'ın
K tç a n 'n in elinden ( ik m if portresi.
Topkap: Sarayı M u ;« i.

Ay\uy\i ovwwn
Kanuni Sultan Süleyman donemi, Osmanlt İmparatorluğu nun en geniş sintriara ulaştığı dönemdir. Yalnızca sınırlan
genişlemekle kalmamış, aynı zamanda refah düzeyi dc doruğa ulaşmıştı.

Elimizde, o yıllardaki gündelik yaşantı üzerine, bir İspanyol tutsağının çok ayrıntılı notlarını içeren yapıt vardır.
Burada elbette gerek Türkler'in gerekse, yen düştükçe. Osmanlı imparatorluğu ndakı Hıristiyan reayanın yeme içme
alışkanlıkları üzerine son derece net gözlemler aktarılmakta. Bunlar yabancı birisinin kaleminden çıkmış olmakla
birlikte, hiç de yan tutucu gözükmüyor. Bunun başlıca iki nedeni var. Birincisi, tutsak olan kişinin aslında bıı
notlarla kendi ülkesindeki bozukluk ve çarpıklıkları dile getirmeyi amaçlamış olması. İkincisi ise, ozgur biıi
olmamasına karşın, hekim olarak kendisini lanıttıgı ve bu alanda bazı başanlar da elde ettiği için Türkler arasında
saygınlık kazanmış bulunması Üstelik bu kişi. Osmanlı İmparatorluğu nda. özellikle Istanbul da Türklen yakından
tanıyacak kadar uzun süre yaşamış.

Adını vermeyen Ispanyol tutsak, bir süre Kaptanı Derya Sınan Paşa nın evinin yapımında çalıştırılır.
Bu sırada işçilere yemek dc verilmektedir. Anılarda bu yemeği. 'Yemeğimiz, kocaman kocaman
kazanlarda pişirilen bakla ve veya mercimekten ibaretti'' diye anlatır, bu cümlenin hemen ardından.
"Ama. her kaşığı daldırana. bir bakla veya mercimek tanesi yakalamak kısmet olmuyordu" diye
ekler. Anlaşılan, bakla ile mercimek o zamanlar da hem besleyiciliği hem de tok tutması açısından
\ tercih edilen yoksul vemekleri arasındaymış. Tanelerin azlığı ise. yalnızca yemeğin niteliğine
değinilmesi bakımından dikkati çekiyor.

Daha sonraki, "Berekel versin, içtiğimiz taze ve tatlı bir suydu" sözleri ise, Türkler'in o
zamanlarda bile AvrupalIlara uzak bir kavram olan 'iyi suya düşkünlüklerini yansıtması
nedeniyle önemli Bu suvun. İbrahim Paşa nın yaptırdığı yakınlardaki
bir hayrattan elde edildiğinden ve bunun buyuk
—ve suyu gür akan bir çeşme olduğundan söz eder
T B il i'cnulr hanemi* Cur.Jclık ya}.

Kitaptaki adıyla Pecro'nun. yanı İspanyol tutsağın, kölesi olduğu Sinan


Paşanın sarayında hekim olarak saygın bir yeri vardır. Bir gün onun
hastalanması üzerine tedavi etmesi için sarayına çağrılır. Bu ziyareti
sırasında başından geçenlen anlatırken, "Eski ve Ona Çağlar da yetişmiş
ûnlû hekimlere dair söylediğimi ispat için, hazır bulunan iki kişiye,
mahsus yanıma aldığım bir kitaptan parçalar okuttum' der ve ekler,
'Bunlardan biri, Paşa’nın ahçıbaştsı, okumuş, sevimli ve Latince bilen
bir Alınandı. Öbürü, ilahiyat bilgini Venedikli bir dönmeydi." Osmanlı
Kaptanı Deryası Sinan Paşa nın sarayındaki okumuş, anadili Almanca’nm
dışındao dönemin kültür dili olan Latince'yi dc bilen Alman bir aşçıbaşı!
Sizede ilginç gelmedi mi?

Bir başka aynntı da, perhizle ilgili olmakla birlikte, o dönemin mutfak
anlayışına ar çok açıklık getiren bir bolümde geçmekte.

Sinan Paşa yine hastadır. Hastalıktan, anlamadı^ w;Ux beceriksizlik gjtaıeren od-.\ \xş&%\ başka hizmete verilir ve Paşa
onun yerine Pedro’yu geçirir. Pedro da, her sabah mutfağa iner. Paşanın yemeğini ısmarlar, yemek saatlerini ayarlar
vemetrdotelliği yapar. Yemek gelince eliyle kesip yedirir ve önünde kalanları da kendisi yer.

Kalanları İspanyol tutsağın yediği düşünülürse, yemeklerin perhize uygun, ama yine
de yeterince lezzetli olmasına dikkat gösterildiği anlaşılıyor. Ancak, burada yalnızca
Pedronun ağız tadı değildir geçerli olan. Bunun, Paşanın ağız tadıyla da uyuşması
gerekir. Bakın bunu nasıl gerçekleştirmiş: "Bir gür. mutlağa girdim hekimlerin ahçıya,
hşaVa yemek olarak, bir pilicin yansını yanm kâse suda haşlanmasını ve tuzun piliç
piştikten sonra atılmasını tenbih ettiklerini öğrendim. Derhal, 'kahpe oğulları', ‘alçak
(ifritler diyip ağzıma geleni veriştirerek, ateşe dört tencere sürdürdüm. Tencerelere
ikişer tavuk koydurarak birine nohut, birine maydanoz ve kereviz, birine soğan ve
mercimek, birine de türlü zerzevat attırdım. İlk tencerenin tuzsuz kaynatılmasını tenbih
etıntt Kızartmadan hoşlananlar için de ayrıca iki tavuk kızarttırdım.*

Sonrası da ilginç, izleyen satırlarda, o dönemde hem sıradan ve üst sınıftan insanların
vrnklaT vc ııiusVık îarkhVığı vurgulanır, hem de yemeğin bu toplumsal
yanının Paşa tarafından nasıl algılandığı dile getirilir.

Pedro bunları şöyle anlatır: "Bunu gören Yahudi hekimler 'bu kadar yemek ne olacak’
dediler. Ömrünüzde büyük kimselere bakmadığınız anlaşılıyor. Ne olacağını görüp
öğrenir ve bundan sonra ona göre davranırsınız. Paşa gibi büyük bir adama, evlerinizde
kendinize yapiıklanmz mı yapılır? Tavuklar ne olacakmış? Sonra yamaklar yer. Olacağı
bu dedim. Olayı öğrenen Paşa nezdinde itibarım arttı’ diye de ekler.

Kitabın ilk bölümünde, bir de şimdi Yunanistan sınırları içinde kalan bir bölgeye,
önce Taşos’a oradan da Limnı ve yapılan bir yolculuktan söz ediliı Ispanyol tutsak,
kaçış yolundadır ve yolu buraya düşer Sözü gene ona bırakalım. 'Gemi bize haber
vermeden kalkar korkusuyla kıyıdan ayrılmıyorduk. Havanın bir türlü düzelmediğim ▲
gören patronlar, içmek ve biraz keyfetmek için, içerilerde bulunan köye çıktılar. U t «ret
Bı: de. yiyecek araştıralım diye arkalarından gittik Köyde düğün varmış. Dölündekilere ekmek aradığınım eki/c »inin
JJftJıil.
söyledim. Acıyarak, ikramda bulundular. Bir perhiz gıınune rastladığımızdan, suda haşlanmış bakla ile kuru
ü:ûm verdiler *

Bıı basit ikramın yeterli olmadığı görülüyor. Buna bir dc içki eşlik eder. "Ellerimiz titrediğinden ekmeği koparamadığımızı
görünce biraz ateş getirdiler. Ev sahibi, bana bir kadeh rakı sundu. İçim ısındı ve kendime geldim."

Kitap, ûç kişi arasında sûregiden bir konuşma biçiminde kaleme alınmıştır. İşte tam bu sırada konuşmacılardan
bin. Mata, şöyle sorar: "Yemek arasında rakı olur mu?". Pedro hemen karşılık verir: "Türklerle Rumlar ın sohbet
sofralarında, yemekten önce iki üç kadeh yuvarlamak adettir. Bizdeki beyaz şarabın yerini onlarda rakı tutar." Diğer
konuşmacı Juan sorar: 'Ağızları yanmaz mı?" diye. Pedro'nun yanıtı, *Yoo. alışıktırlar' olur. Mata'nm "Rumlar çok
:;ermi?r sorusuna ise. 'Almanlar kadar, hatta daha fazla’ der ve sözlerini. 'Şu farkla ki. Almanlar arasıra ve bardakla
içerler: Rumlar ise az yerler ve her lokma arası ufak bir kadeh atıştırırlar’ diye tamamlar. Rakı sofrası ve meze
fK*l<*nf*dinin h ı ı n r l n n r l o i ı o U ;.- ~ ~ 1 ~ « « .» .. - I - L : l : - —
Kiıabm ikinci bolumu ise modern bir antropologun gözlemleri gibi kaleme alınmış L'sirSik çok da iy. bölümlenmiş.
Bu bölümlerden hin dt' yemekler üzerine.

Ispanyol tutsak, söze yemeklerle ilgili anlatılacak şevin çok olduğunu bclınerek girer Merak edilen ilk şey, Ispanya
sarayındaki gibi, Osmanlı sarayında, yani onların 'Büyük Senyör diye adlandırdığı padişahın sarayında d i aynı
debdebe ite yemek yenip yenmediğidir. Burada bir edebi ııı:<ık var. Kitabin Ispanya'yı eleştirmek umacıyla kaleme
alındılı kanısındayım Savım doğruysa, buruda Ispanya sarayındaki sofra debdebesi eleştirilmek isteniyor, Soru
da bu amaçla sorulmakladır. Çünkü. İspanyol imsak bu konuda bilgisi: olmak şöyle dursun, çok sağlam kanıtlara
sahiptir. Nilekim bunlan açıklamakta gecikme- Ancak, dürüst davranarak iyi bilmediği padişahın sarayını defiil
dc, bir ara sadrazam kakmakamİı£ı bile yapmış Kaptanı Derya Sınan Paşanın sarayından örnekler verir

"Sise Sinan Paşa nın nasıl yemek yediğini anlatayım Yüksek lahakarıın ne türlü yedisini bundan çıkartabilirsiniz;
başka bir örnekten, ona hallilerin ne biçim yediğini öğrenirsiniz, ve Sinmı Paşa'nınkine biraz daha debdebe kalarak
da Büyük Senyör un nasd yediğini anlarsınız."

Bu girişten sonra hemen yemeklere geçmez ve dönemin miİra türesine ilişkin önemli ipuçları içeren şu satırları yazar
"Yere nıunnalan adei olduğu gibi, yemeklerini de yerde yerler. Halılar kirlenmesin ılıye sofra öriiisu olarak yere al
derisinden veya aı derisine benzer kalın ve renkli bir sahtiyan sererler. Peçele ödevim gomıek için de, don kenarından
dizlerin ustiıne çekilebilecek kadar geniş bir bezi derinin üzerine yayarlar. Komünyonîarda kilisede yapıldığı gibi. Yere
şenlen deriye 'sofra' derler O memlekette, bir senyorun sofrasına dahi meyva. bıçak, tuzluk, tabak konmaz.'

Sofradaki meyve eksiklimi dikkatini çekmiş ki, bunu "Yemiş yemezler mlî" yolunda bir suru izler. Karşılığı ise, 'Çok
yerler ama, yemeklerde degii"dir

Sofrada bıçak kullanılmaması da, etlerin genellikle büyıık parçalar biçiminde sofraya getirildiği Batı dünyası ı<in
ilginç bir ayrıntıdır Yeneceklerin nasıl kesildiği sorusuna verilen yanıt, bu merakı giderir: "Pide dedikleri bir çeşit
ekmekleri vardır Bunları üçe bölüp sofraya getirirler. Parçalar ufak tabak görevini görür. Herkes elini, kendi pide
parçasının üstüne koyar." Aslında burada anlalı Ianiurla Balıklar m yukarıda değinilen yemek yeme biçimlen arasında
benzerlik görülüyor. Hatırlanacak Uzçtç. ortaçağda Batı da en aristokrat sofrabrda bile aynı işi görmek için sofuya
ekmek dilimleri konduğundan ve ortadaki tabaktan etini alanların akmalarını bu ekmeğin üzerine koyarak
yediklerinden soz etmiştik.

Ancak, sofrada tuzluğun bulunmarıvasi, yasam Türkaşçılarıyla ilgili övücü bir savına lemel oluşturması açısından öneııtlıdıı
Bunu, ‘‘lüza lüzum yoktur. Çünkü alıçılan o kadar ustadır kı. yemeklere gereken butun çeşniyi verirler' diye açıklar

Debdebeden uzak, zanf hır ayrını ı da sofrada hizmet eden görevlilerin


giyim kuşamı ile ilgili. Pedro bundun çok etkilenmiş olmalı ki 112un
uzun anlatır, 'Sinan Paşa nın konağında, ‘çaşnigir denilen kırk kad.u
ıçoglanı vardı Başlarına çaşnigırbaşı derler Birde karşılığı
‘metrdotel'dif Gündelikleri bir buçuk riyaldir. Bitti in işleri Paşanın
sofrasına yemekleri taşımaktır. Sırl bıı ıs için hıistısi bir şekilde
giyinirler. İler vıl Pasa, kendilerine iki kal elbise vtrir; biri ipekli.
Diri de ine e dokuma. Başlarına geçirdikleri, yeniçerilerin uçlan
yatırmalı üsküflerine benzer, bir farkia, renklen aldır' Daha sonraki
açıklamalardan, hizmetkarların bu süslü elbiselerini Paşa ile ara sıra
dışarı çıktıklarında da giydiklerini Ogreniyorut, iiu konudaki bir
başka ayrımı da, bellerine kuşak' olarak bir karış cninde, gümüş
telden orulu ve zırh gibi kemer sardıkUn
A Yemek kaplarına gelince, bııntunn sadeliği lspany\>ll:ır için gerçekler,
n,t şaşırtıcıdır. Birinin 'Sahanlar gümüş müdür?" sorusuna Pedro, "Her şeyden imce biliniz ki, şenatlan gümüş kaplanla
f>.(lh|<(lj/ı
Vl’i(jjjlll) yemeyi içmeyi, gümüş tuzluk, gümüş kaşık kullanmayı men eder" diye karşılık verir Soma padişah, Kanuni Suliaıt
irıinrıjüi Süleyman'ı kastederek, "Ulu Türk olsun, prens olsun, büyıık veya küçük olsun, şeriatları buna yel ki vermez' dcı

Bir hükümdarın gümüş takımları olmaması dinleyenleri ^ışımnışıır Böyle birisinin değerli sofra takımları olup
olmadığını yeniden sorduklarında yanıt açıktır: 'Vardır. Her türlüsü ve en fevkaladesi vardır. Ama kentli yaptırmamıştır
Kocaman şamdanları da vardır Ama kendi yaptırmamıştır. Bunlar Venedik’ten, Fransa'dan, Macaristan'dan,
Hırvatistan'dan gelmiş hediyelerdir. Hazînesinde saklı tular, kullanmaz Sınan Paşanın da şuradan buradan hediye
edilmiş birçok gümüş takınılan vardı, ama o da kullanmazdı"
Bunun nedenini ise, şeriata dayanarak böyle
davrandıklarını yineleyerek açıklar. Türkler, Ispanyol
tutsağa göre. "Dünyada gümüş kaplarda yiyenler, bunu
ahirctte yapamazlar" derlermiş!

Öyleysenasıl kaplarda yemek yenirdi? Sahanları nedendir?


Ispanyol gözlemcimiz bunu "fakırdan" diye yanıtlar
Soma ayrıntılara girer. 'Bakın İngiltere'de işlenen
peitre'den daha güzel işlerler Biz nasıl şimşiri veya bir
tuşka ağacı tornada işleyip turlu turlu şeyler yaparsak,
onlar da bakırı işleyerek yaparlar. Diledikleri biçimi
verdirdikleri bakır kaplar kalaylatılınca gümüşü andırır,
işte Ulu Türk’ün de, ileri gelenlerin de kullandıkları, bu
çeşit kapaklı sahanlardır. Bunlan eskidikçe yeniden
kalaylatırlar. Ucuza çıkar ve yepyeni gözükürler.’’

Nedense, bardak konusu da İspanyolların ilgisini çeker.


Sınan Paşa nın nc tür bardak kullandığı sorusuna verilen
karşılık. 'Senyörlerın en çok kullandıkları porselen
budaklardır' yolundadır. Bunun nedeni \sc. zehinıı
bardağı çatlatıp kendini belli ettiği yolundaki inançtır.
Ayrıca kalaylanmış bakırdan kulpsuz ve ayaklı bir çeşit
kap daha bulunduğu, bunların bir litre büyüklüğünde
ibugunkü hesapla yaklaşık beş bardak iriliğinde) olduğu
da belirtilir. Porseleni pahalı bulanların bu bakır tasları
yeğledikleri, buna karşılık hali vakti yerinde olup da
porselen yerine İni bakır kaplan kullananların da çok

Cam ise. bilinmekle birlikte pek yaygın gibi görünmez. İspanyol tutsak, "Venedik işi ince bardaklar bulunur. Topkapı 5*»ayı>
Takat, her şeyde olduğu gibi, bize benzememek için kullanmazlar" yolunda bir açıklama yapar. Sonra da ekler. Jv S 'l|r,fel"u
llem şarap içmedikten sonra ne diye cam bardak kullansınlar? Cam kaplar reçel meçel gibi şeyler için onlara
dayarar1

Bira: da servis konusuna girelim. Ispanyol tutsağın notlarında bununla ilgili şu gözlemler var "Çaşnigırlık eden
K'0$an\an, ederinde kapaklı sahanlar, iki sıra olarak mutfağa gidip yemekleri alırlar ve aynı düzenle soîraya getirirler.
'Çaşiligirbaşr sofraya önce kendi sahanını koyduktan sonra, yanındakinin sahanını alıp koyar. Yanındaki, kendi
yamndakinin; vc o da. öbürünün sahanını alıp geçirir. Ve bu tertip üzere, bütün sahanlar çaşnıgırbaşı'nın eline
geçipPaşa nın sofrasını bulurdu. Yenen yemekler, gene aynı tertiple gen götürülürdü."

Peki böyle bir sofrada kimler bulunurdu? Bunun yanıtı, bugünkü toplumsal anlayışla çelişir. Kitabın belki de en
ilginç bölümlerinden birini burası oluşturur Çünkü ne o gün. ne dc bugün bir Batılının aklının ve havsalasının
almayacağı bir karşılığı vardır bu sorunun. Yazar, okurda doğuracağı şaşkınlığı kolayca tahmin ettiği için bunu
bûyClkbir keyifte aktarır: '(Muhteşem bir cihan imparatorluğu nun Kaptanı Deryası ve hatta Sadrazam Kaymakamı
Sman Paşa ile) Kendi kölesi olmamak şartıyla, herkes birlikte yemek yiyebilirdi! Kölelerinden valiliğe dahi yükselmiş
olanlar vardı. Ama bunlar birlikte yiyemezlerdi. Doğrudan doğruya kendi adamlarından olmadıktan sonra, bir ahçı
yamağı bile sofrasına oturabilirdi İÜ*

renzcrb:r bilgi, kitabın bir başka yerinde de bulunur. Yazar şu gözlemini aktarmadan geçemez: ’Yemek yönünden
aralarında ayrılık yoktur. Kimseyi tanımadığı halde gelen biri, ayakkabılarını çıkartıp sofraya oturabilir ve eline bir
kaşık alıp yiyenlere katılır. Yemeğini bitirince Allah’a şükrederek, ‘sofrayı kaldırın’ derdi!'’

Ünlem işaretleri Paşanın hekimliğim yapan, kitabın yazarı tutsak Ispanyol'a değil, bu satırların yazarına ait. Çünkü
böyle bir durumu, bir Türk'ün, yirminci yüzyılın sonunda bile anlayabilmesi gerçekten çok guç.

Konu o kadar ilginç ki. Pedro bazı açıklamaları yapmayı suıdurür. "Baş kâhyası ve ahçıbaşısı Paşanın yemeklerinden
yemeğe yetkiliydiler Ama. gene de birlikte değil. Kole olmayan yirmi dori Türk uşağı vardı. (...) Ödevlen, çektirme
ile denizden gezmeğe çıktığı zaman kürek çekmekti. Bunlara ‘kayıkçı denir. İşte adamlanndan yalnız bu kürekçiler,
kendisiyle birlikte yemek yiyebilirlerdi'
Yeniden sofraya dönelim. Yemek bitince sahanların sofradan nasıl kaldırıldığını yukarıda görmüştük. Anlatılanlara
bakılırsa bunlar mutfağa değil. Hazinedarın sofrasına götürülmekte. Burada oda hizmetini gören içoğlanlarla
haremağaları kalanları yiyorlarmış. Yaklaşık elli kişilik grup -ki içinde Ispanyol gözlemcimiz de var-, onlar yedikten
sonra sıra bu kez artık yarı yanya azalmış yemekler diğer içoğlanlanna götürülmekte imiş. Onlar da yiyebileceklerim
yedikten sonra sofraya konağın terzileri, kunduracıları, demircileri, silahçıları, kuyumcuları ve diğerleri otururmuş
Yazar, 'Yemekler bir çok elden geçtiği için, hele et olarak, iyi bir şey kalmazdı’ diyor. Bu arada ayrı yiyen kâhvah.ı<;
ve ahçıbaşının sahanlarının da, artanların yenmesi için öbür hizmetkârlara gittiği belirtiliyor.

iyi bir şey', hele et kalmamasına karşın bu döngü içinde sona kalan acaba aç mı kalıyordu? Bunu İspanyol'un
noilannda kolayca bulabiliyoruz. "Bu münasebetle şunu da bilin ki' diyor, 'bütün ev halkım tek bir kişi kalmadan
doyuracak kadar pişen yemeklerden kopeklere, kedilere ve havada uçan kuşlara da bir şeyler kalmalıdır. Bunlara
da artmaması, hem büyük günah, hem de uğursuzluk sayılır'

Bir de mutfak araç gereçler, üzerine birkaç küçük ayrıntıdan söz edildiğini belirtelim. Yemek pişirilen kaplar büyıık
mudur?" sorusunu fırsat bilen Pedro. bundan yararlanarak Türkler'in o dönemde kullandıktan mutfak gereçlerinden
bazılarını kısaca tanımlar: "(Yemek pışınlen kaplar) Konak halkına gereken yemekleri pişirebilecek kadar kocamandır.
Kazana benzerler. Yalnız kulpsuz vc ağızları biraz daha dardır. Tencere' denir ve tornada işlenmiş kalın bakırdan
yapılır. 'Tepsi' dediklen, gene bakırdan, altlan düz ve kenarları yüksek bir kapları da vardır."

Yemeklere gelince. Bu konuda anılarda epey bilgi veriliyor Çoğu hem dönemin, hem de Türk mutfağının geçmişten
bugüne uzanan çizgisi içinde tutarlı bilgiler. Bir böSümu ise. yazann ancak kısıtlı bir bölge ve grup içinde yaşamı;
olmasına bağlanabilir gibi görünen çelişkiler içeriyor. Örneğin, Türkler’in baş ve sakatattan hoşlanmadıklarının ileri
sürüldüğü not pek inandırıcı görünmemekle. Bu konuda Talih in sarayıyla ilgili mutfak defterlerini hatırlayın
Aynca. türkler gibi Orta Asya’c‘an bu yana hayvancılıkla birinci dereceden ilgilenmiş bir toplum için böyle bir şev
kolay kabul edilebilir değil. He e bu geleneğin başta Istanbul olmak üzere günümüz Türkiye'sinde bile hâlâ geçer!:
olduğu düşünülürse!

Biz sözü yine İspanyol gözlemcimize bırakalım. 'Her gün yedikleri ‘pilav1denilen pirinç yemeğidir. Koyun etinden
et suyu vc inek yağı ile pı>cr. Sulu değildir. Tane tanedir. Pilav a ufacık, çekirdeksiz İskenderiye uzumu d?
karıştırdıktan olur. Pilavla, bizde yenilen karanfilli salça veya bal yerine, parça parça edilerek pışınlmış salçalı
semiz koyun eti iyi gider. Badem tanelen karıştırılmış taze vc kum erik hoşafı da iyi gider. Pirinçten ‘zerde’ dediklen
koyu ve sarı renkte bir şey daha yaparlar. Bu çok bal ister. Pirinçle yapı ıklan üçüncü yemek de 'tavuk çorbası dır.
Tavuğu parçalayıp biber de katarak pirinçle pişirirler.

Bir şeyi iyi bilesiniz, inek yağı katmaksızın hiç bir yemek pişirmezler. Kızartma, yahni, kavurma, mercimek, nohut
olsun, mutlaka yağ katarlar. Ekmeği bile yağa bularlar.

Sinan Paşanın sofrasında en lezzetli yemek tereotlu, nohutlu


ve soğanlı kuzu yahnisiydi. Sık yedikleri ıspanak da lezzetliydi
Daha sayayım Etili, kabuklan soyulmuş buğday veya şehriye,
üzerine limon sıkılan mercimek yemeği; asma zamanı, biberli
vc baharlı yaprak dolması; mevsimi olunca, paılıcan ve kabak
dolmaları; mevsim geçince, kâğıt gibi ince yufkalara sarılı
kıymalı börekler Yemekte ayrıca salça istemcmelı.
kullanmazlar."

Daha önce yazılanlara ek olarak, ilerleyen sayfalarda İstanbul'da


yenen meyveler ile ilgili ayrıntılı bilgi verilmekle. Burada
yazılanlardan anlaşıldığına göre dönemin başkentinde mevvt
A yetiştirilirse de büvuk kısmı yine de taşradan -yani İstanbul
K4£ııh<ınr dışından- getirildiği halde çok boldur. Hele kuruyemişin bolluğu daha da ilgi çekicidir. Kuruyemişler arasında incir.
ih»or üzüm, badem, ceviz, fındık, kestane sayılır. Üzümün pek bol. hatta her çeşidinin bulunduğu özenle vurgulanır Diğcı
«m meyvelere gelince, bunlan İspanyol yazarımız şöyle anlatır: 'Kiraz pek boldur; vişne azdır, sevmezler de; üzünı gibi
fcdJmtdi kurulup kaynatarak şerbetini içerler, tadı fena olmaz Vişne İtalya'da da azdır, en çok Bolonya'da bulunur ve adı manişkadır

Kastilya'dan dışarı çıkımız mı, Kudüs’e değin geçeceğiniz bülün yerlerde, ‘dilimli elma veya ‘yarma erik’ göremezsiniz,
ama İstanbul’da ’nıis elması dedikleri ve bizim ‘dilimli elmalarımız kadar lezzelli ulak ufak elmalar bulumu

Armut, elma, kavun pek boldur ve bizdekinden çok ucuzdur.


Sinan Paşa. Ulu Türk’ün vekili olarak İstanbul’u idare ederken, konağa
hediye çok yemiş gelirdi. Bir kez, karadan yirmi günlük yoldan Büyük
Scnyûr’e getirilen çeşitlen sekiz kavun getirdiler. Tatlarını anlatamam.
Curûmege yuz tutmuş olanların tatları bile, en iyi kavuııunkilerdcn
üstündü. Çekirdekleri soyulmuş badem içini andırıyordu. Merak etlim,
nerede ve nasıl yetiştirildiğini getirenden sordum. ‘Irak ta, -şimdi adını
hatırlamadığım- bir suyun kenarında’ dedi. Kumu biraz deşerler ve su
çıkınca, iki üç çekirdek atıp örttükten sonra, kendi kendine yetişirmiş."

Bunlar elbette gündelik yemekler. Yazar, bazen et kızanması ve kebap


da yenildiğini söylemekle birlikte, "ama genel olarak yedikleri,
söylediklerindir" diyor.

Ancak, öte yandan zaman zaman gerçekleştiği anlaşılan büyük şölenler


dcvar Nitekim, bir ara Sinan Piışa nm donanma komutanlarından Dorgut'a
(Tıırguı Reis’e) verdiği iki ziyafette "kanallıların her çeşidi, türlü hamur
isleri, oğlak, ada tavşanı, kuzu, neler yoktu" diye mönü sayılıp dökülür.

Yutanda adı anılmayan bazı yiyecekler ise. kitabın başka yerlerinde


anlatılıyor. Bunların ct\ilginci av tuyvanlarıran yv.ç«k vslarak sofalAfvİA
neredeyse hemen hiç görülmemesi. Yazann bilgisi dışında olduğundan,
Müslümanlıkla Hz. Muhammcd’in avcılıktan hoşlanmamasını Örnek
alanların buna pek hoş gözle bakmamasının rolü kilapta elbette
belirtilmiyor. Yazar. İstanbul'a yakın yerlerde (...) Büyıık Senvörden
haftası avlanamaz" diyor. F.lbetıc yalnızca padişahın avlanabilmesi de
av hayvanlarının mönülerin dışında tutulmasının o dönemdeki en önemli
nedeni oba gerek. Yalnız bir kez kendisi, Sinan Paşaya "emredin, size birkaç keklik getirsinler' dediğini ve bunun sultan
ûıuvnt \aWm habtT sahn&gmı v* kekliğe boğuldukVanm an\aiıyor. 't'ine de Türkler in bu tur egzotizmden uzak lö-Srlı»n<n
olduklarını. iğdiş edilmiş horoz ve tavuk gibi, sağlanması hiç de zor olmayan, yiyeceklere meraklı olmamalarını
aktarırken, açıkça söylemese bile, hissettiriyor

Dır ara 'havvardan söz eden İspanyol tutsak, kendisine bunun ne olduğu sorulduğunda, Karadeniz’de tutulan
büyük balıkların beyinlerinden vc yağlarından yapılan bir çeşit ezmedir" diye karşılık vermekle. Burada bir karışıklık
olduğu, doğrularla yanlışların iç içe geçtiği görülüyor. Havyarın Karadeniz'deki mersin balıklarından çıkarıldığı
doğru. Yanlış olansa bunun balığın beyninden ve yağlarından elde edildiği. Havyar, bu balığın yumurtalarından
tırcVrtmckıe, Yıauabu yumurtaların kendisine havyar adı verilmekte. Yazar, herhalde bunu bizim ‘tarama’ dediğimiz
benzer bir balık yumurtası ezmesi ile karıştırmış olacak. Belki de tane havyar yerine ezilmiş vc bu yüzden biraz da
uru: olan türünü görmüştür. Söylediklerimi destekleyen bir kanıt da, yazarın "yiyenler Rumlar'dır İçkiyle iyi gider,
nnga veya sardalye gibi, iki dilim ekmeğin arasına sürülür. Denizde en iyi yiyecektir, ateş istemez, soğuk yenir.
Etle ilgisi olmadığı için perhiz günlerinde yenebilir" açıklaması.

Ispanyol yazann gerçek havyarla taramayı karıştırma olasılığı, hem bunu arapsabununa benzetmedi hem de ilerleyen
satıriardaki sözleriyle daha bir güç kazanıyor 'Bir akça verdiniz mi. bütün ev halkına yetecek kadar alabilirsiniz
diyor. O günlerde gerçek "havyar bu kadar ucuza satılıyorsa, insanlar çok şanslıymış demekten başka söz kalmıyor!

Kitaptaki ilgi çekici saptamalardan biri de balık ve deniz ürünleri üzerine. Arkadaşının ağzından seslendirdiği
' Lezzetli balıklan varken ve şeriatleri de men etmemişken, ne diye her gün ct yerler?" sorusuna, "Balığa düşmandırlar
diye karşılık veriyor. Söylediklerini destekleyici bir de batıl inancı aktarıyor: '(Türkler) şarap içmeyip su içtikleri
için, (balık) vücutla dirilir derler vc inanırlar da."

Yazar. Türkler’in voguı da düşkünlüklerini de anlatmadan geçemiyor. Türkler’in taze sı'ıtü pek sevmediklerini belirten
yazar. Inına karşılık "ekşisine doymazlar' diyor ve buna ‘yoğun dendiğim söyledikten sonra, "yoğurt dedikleri bize
gorc eksidir, ama onlar “yoğurt'ian bizim kremadan hoşlandığımızdan daha çok hoşlanırlar diye ekliyor. Bir başka
yerdede. Ispanyol arkadaşına, "Senin beğendiğin krema onlarda da vardır; kaymak' derler. Ama yoğurtu sevdikleri
kadar sevmezler" demekten kendisini alamıyor. Bu arada yoğurdun bütün yıl yapıldığını belirliyor ve yapılışına da
kısaca değiniyor: "Sütü maya ile koyulaştırırlar. Maya olarak gene ‘yoğurt‘u kullanırlar. İlk maya, incir sütünden
yapılır." Bir ara da torba yoğurdundan söz ediyor vc "Mayalanıp koyulaşmış sütü bir torbaya koyup süzerler. Yemek
veya içmek istedikleri vakit biraz alıp arzularına göre oranlayarak sulandınrlar" sözleriyle aynı zamanda ayranı da
adını vermeden anmış oluyor.
Ispanyol gözlemcimi;, içecekler konusunda ise, yemek yerken su içme alışkanlığının almadığını belirtiyor. Andından
yapılan açıklama biraz edepsizce olsa da biz yine olduğu gibi aktaralım; 'Ama, yemekten kalkınca, çeşmeye veya
şu bulunan yere gidip öküzler gibi içeıler.",ij

Yazar, Türkler’in yemekte su içmemelerini, yemeklerin -Bâlfdakinin ıcrsîne- kendi deyimiyle suluca' olmasına
bağlıyor. Bu nedenle de kaskla yendiğini soyluyor. "Esasen bütün yemekleri sulu olduğundan, bizdeki setiydiler
gibi, susamazlar."

Gözlemcimiz, bir dc şerbet geleneğine değiniyor. 'Sinan Paşanın konağında 'şerbet' denilenden bir kaç çeşit
bulunurdu Kiraz, kayısı ve enk gibi meyvalar kaynatılıp *eker veya bal katılarak hazırlanır Bozulur endişesiyle
her gun tanesi kaynatılırdı’ diyen yazar. 'Ziyafetlerde 'şerbet' içirmeden konuklarını salıvermezler" diye kuçuk hır
ruıi da ekliyor. Kitabın bir başka yerinde de, kahvehanelere ve meyhanelere şerhe) satıcılarının da uğradığını ve
bunların Türk olduklaniilsöyledikten soma, "sundukları şerbel de unısdur" diyor.

Şarap *|a Osmanlı İmparatorluğunda car olan bir içki. Ancak İspanyol gözlendi, raman zaman barı yeniçerilerin
şarap içtiklerini yazmakla birlikle bu içkinin Müslüman halk arasında yaygın olup olmadığı «zenne hiçbir şey
söylemiyor, 'Türkler içmçmiş ne çıkar?" diyor, "HırisLiyanlar ve YahudiIcr dururken " sonra İstanbul'un o dönenıdclu
meyhanelerini uzun uzun anlatıyor: "Hem çok iyi meyhaneleri vardır Ucuz da, Birine girdiniz mi, imtihana
tutulursunuz Önce, ‘beyaz mı? kırmızı mı?' diye sorarlar. Beyaz' dediniz mi. Kandiye ını? Gelibolu mu?' derler
Hangim seçsem;, üçüncü bir sorgudan konulamazsınız Kaç yıllık?’

Bu anlatılanlar karşısında, dili tutulan arkadaşlarından hin, dayanamayıp, "Bu kutlun


bizde sarayda bile bulunmaz" der.

5onra şarapların ayrıntılarına geçilir. 'Misket ile hepsinden üstün ıtlan Malvazıya mr
hinliğini 4 aspero ya (bir Ispanyol para birimi T.Ş.) verirler, şayet dön yıllıksa. Bir
veya iki yıllığı 1aspero’yadıv ve ’San Martinden aşağı değildir."

Kırmızı şaraplar arasında' Ln makbulü Rumların LLopıko' dedikleridir Topike:’


demekıir. Sençe vc rengi açıktır Bınlıgm: 2 aspero'ya verirler. 5onra, h;zdeki 'umut.
andıran, Midilli'nin ve Sakız'ın koyu şaraptan gelir. Binliği 1,5 aspero'dur, Trabzon'dan.
Marmara Adasından ve Egriboz'daıı da çok şarap gelir Binliği 7 'maravedi'ye [bir baskıı
İspanyol para birimi T.Ş.) verdikleri için tutsaklar bunu içebilir."

Tûrklerin şarap içmemesine şaşıranlara yanıt olarak ise, sanırız, o günlerde Tûrkîct
arasında çok aniyi ilan Hz. Muhanımed ile ilgili bir hikâyeyle karşılık verir "Anlatacağımı
(Türkler’in) bir çok bilginlerinden dinleyip tjörendim. Muhamtııed bir gün bir bahçenin
kenarından geçerken, bir alay gendn zıplayıp allayarak oynadıklarını görmüş ve
eğlenişlerini hoşuna giderek seyrettikten sonra yoluna devam ederek camiye giım;ş
Akşam camiden çıkıp gene bahçenin kenarından geçerken, hu sefer gençlerin sarhoş
olduklarını ve sarhoş olmadan önce aralarında en ufak kışkırtıcı bir şey geçmedi^
halde, kıyasıya dögûşûp birbirlerini yaraladıklarını görmüş Bunun üzerine sarhoşlaıa
ilenip insanları hayvana çeviren şarabı yasak eımış."<î)
A
Mnıtıüfıi Şarabın yasak olmasına kadılık, yazar, uç günhlk üzüm suyunun şıra olduğu için içilebilir kabul edildiğini, dordıınr..
V ' |. ■Cu n
gün ise şarap]aşlığından, içi itmez olduğunu belirtiyor.
İJtıİK 'ııı
;r v u k u s l
Kendisini Pedro olarak tanılan Ispanyol tutsak, Kanuni Sultan Süleyman ııı Kaptanı Deryası ve Sadaret Kaymakam
Sinan Paga nın hekimi, kitabının bir yerinde çok önemli bir yargıyı dile gelırir Yazar. Osmanlı İmparatorluğu nur,
en parlak, gösterişli, varlıklı günlerinde bile, üstelik kendisi bu zenginliğin içinde yaşamış olduğu halde, Tûrklerin
yemeğe ve sofra keyfine ilişkin görüşlerini, biraz da Balı geleneklerine bağlı birinin şaşkınlığı ile şöyle anlaur
"(Türkler) Yemeğe, pek dıışkun değillerdir. Bana kalırsa yaşamak için yerler, yoksa yemeklen zevk duyduklarıntiar.
on'ım değil. Kaşsgı. cllenııe geçinncc, sanki aralama Seyl.ııı kanşmış da kovalıyoımıiş gibi, çarçabuk yerler. Ivj lu
huyları vardır, yemekle hiç laf etmezler ve fazla eğlenmezler. Karnını doyuran Allah'a çok şukur' deyip derh.ı
kalkar ve yerini hemen başkası alır *

Küçük bir aynntı ama, bugün unutulduğu için bu kısa sofra duasının o zamanlarda "Lilhamdülillah, çok şııkür ya Rabbi,
Allahu Teala Padişahımız ın bir gününü bin eylesin" olduğunu, yazarın kitabının başka yenndc belıntlginı söyleyelim.
4 -Su/fm İLSiahmut
starttık Alayında

‘Kanun Dönemi'nin ardından birden “Son DönenTe geçilmesi, okurda, bazı dönemlerin atlandığı izlenimini
uyandırabilir. Ne var ki, bir önceki bölümde değinilen yeme içme alışkanlıklarının pek az değişikliklerle arada geçen
yüzyıllarda da sürdüğünü bildiğimden tarih içinde büyük bir sıçrama yapılabileceğini düşündüm.

Osmanlı imparatorluğunun 19 yüzyılda başlayıp Tanzimat’la birlikle hızlanan Batıya yaklaşma süreci, yiyecek-
içecek alanında da etkisini gösterir. Ancak, bu gelişme, siyasi gelişmelerden çok daha yavaş oluştu. Ne dc olsa
insanlar yiyip içtne konusunda her yerde ve her zaman siyasette olduğundan daha tutucular.

Buhilumde Osmanlı Impamoflugıı rom b\z« er. yakın olan son viuyrima mutfak kuhûriı yansılamaya çalışıtacak
Bunun için secilen ilk yazar. Mana Yordanidu adili İstanbullu bir Rum. Anlattığı ise son yüzyılın İstanbul'u. Bunu
bir Rıım’un ağzından dinlemek, OsmanlI’nın kozmopolitliğini yansıtması açısından ilginç göründü. Gene ayııı
dönemi birde 0.<»mnfı Âdet, Merasim ve Tabirleri kitabının yazarı Abdüûziz Bey’den dinleyeceğiz. Ardından, Leyla
Saz bize sarayın >011 yıllarını kendi gözlemlerinden aktaracak.

Sözeünce Yordamu nun İstanbul’u ile başlayalım.

l.oliMulnı: Istanbul Dıişu nde yazar, annesinin anılarını aktarıyor. Kitabın üçüncü bölümü neredeyse tümüyle yemeğe
avnlmış gibi. Bölüm Rumca bir şiirle başlar. Türkçesi şöyle: "Nefesin muhallebi vc gül şerbeti kokuyor/Ve narin
boynun Hacı Bekir lokumu gibi/Senin her sözün revani tatlısı gibi tatlıA'c Ayvansaray lokması gibi bal kokulu.’
Yazar, böyle bir şiirin ancak Doğulu bir şair tarafından yazılabileceğini söyler.

Doğuludeyince anlaşılan, Çin'i, Maçin’i dc ıçiıie alan bir dünyadır. O yüzden, Konfüçyüs'ten örnek verir. Doğulular,
yemek konusuna büyük önem verirler" diye girer söze. "Konfıiçyüs. derler ki. iyi pilav pişıremediği vc kıymayı ince
kıyamadığı için karısını boşamış Yeniden evlenmeye kalkınca, yemeğe meraklı bir kadın almış. 'Çûrıku demiş.
'Merimiz tanrıların değil, yemeğimizi pişiren kadınların cimdedir.’ Bunun böyle olmadığını kını söyleyebilir?’
Söz böylece donup dolaşıp Ortadoğu'ya, Osmanlı mülküne gelir dayanır. Ardından da, yüz yıl öncesinin İstanbullu
bir Rum kokonasımn öğütleri başlar: "iyi pişirilmiş bir yemekten sonra karın gözüne nasıl görünür, bir bunu duşun
Bir dc, yorgun argın işten eve döndüğünde yiyesin diye önüne çıkarılan, bakkaldan alınmış çorba, konserve ve
şişede satılan salçayı görünce kann gözüne nasıl görünür, bir de onu düşün!"

Sonra öğütler, yemek tarifleriyle sürdürülür. 'Kocan, kocalığını yapsın istiyorsan onu iyi doyur. Yalancı dolmaya
bolca soğan doğra. Sindirimi kolay olsun diye nane de koy içine. Ayva reçeli ekşi ise, olgun bir ayvayı çekirdeği
ile kaynat, içine kat. Dengeyi sağlamış olursun. Tenekedeki zeytinyağına acıma. Ne der atasözü: 'Zeytinyağı yiyen,
akşamı çabuk eder.' Mevsimine göre, güzelinden, iyisinden sebze al. Konserveyi ne yapacaksın?"

Bu arada Batılılar da haksız yargıları dolayısıyla, eleştiri yağmuruna tutulurlar. Loksandra’nın ağzından bu eleştın
şöyle ılıle getirilir: "Avrupalılar, Anadolu kadınının hafifmeşrep olduğunu söylüyorlar. Anadolu kadını hafifmeşrep
değil, ağzının tadını bilen kadındır. Bu yüzden de Anadolu'ya gelen yabancı, buradan bir daha ayrılmak istemiyor.
Bir kadının evindeki baş köşesi mutfağı olmadı mı. o evliliğin temeli sarsılır.’

Bu satırların biraz ilerisinde. Loksandra, denizin bağrında


gizlendiğini düşündüğü zenginlikleri sayar I evrekler, mercan
balıkları, İstakozlar vc istiridyeler... Bunlar aynı zamanda, o
dönemin İstanbul Rum mutlağının gözde yiyecekleridir. Nitekim
hemen ardından bir midye teması üzerine çeşitlemeler içeren
şu satırlar gelir: *... günün ilk yemeği olarak ne pişireceğim7
dernek istiyordu. Büyıık midyelerden alıp dolmasını mı yapsındı,
yoksa küçüklerinden alıp buğuda mı pişirseydi? Pilakisini, yada
hol sarmısaklı kavurmasını yapsa da olurdu. Yoksa, midye
salmasında mı karar kilsindi...*

Burada duntp, biraz da Loksandra’nııı mütevazı evindeki mutfağına


girelim. "Merdiven altındaki kapı, yeraltı mutfağına açılıyordu
Loksandra’nın kral dairesine Koca fırını, mangal vc mapiaa
sinekleri kovmakta kullandığı flapı ve kıyma baltalan ile çok
sevdiği karanlık cehenneme açılıyordu.*

Mutfağın gündelik işleri de anlatılmadan durulmaz. Bu o k.ıdar


canlı bıı tasvirdir ki, sözler nerdeyse insanı o günlere vc cehennem'
ya da Loksandra nın kral dairesi' diye anılan bu mutfağa .ılır
götürür. "Ermeni balıkçının aracılığı ile yanına almış olduğu
küçük lîmıeni çocuğu Tamana, bu mutfakta kum ve limonunu
ile habirc tencere kazır, tahta üzerinde kıyma doğrar, ya da
mutfağın ortasına oturur ve tüy bulutlan arasında tavuk yobıdı
Kediler etrafında donup dolaşırdı. Tisi! Canın çıkmasın e mi.
nankör Düşüreceksin beni! Nah, ye! Ye, obur!’ Kedilere laneti
yağdıran Loksandra, sonradan pişmanlık duyar vc onlara ci atardı.
A
laplntm Bu mutfağın ortasında Loksandra hayatından memnundu Zevkle ve başkalanna zevk vermek için pişirirdi İkide
ım y iM d
.’uMvıjfn bir de yemeğin tuzuna bakar, falanca yemeği tadar, sonra da Tantanaya uzatırdı:
t İti Jet İn
gırturıi}!.
‘Sen de hak. tuzu nasıl olmuş?'

Tamana, karşılık vermekte mınn kınn eder

Mmıııın..’ derdi. Öyle ya, bir kerecik tadına bakmakla nasıl anlasındı?...

Hizmetçi kız Sultana, bu durumu görünce çığlığı basardı:

‘Canını hanımcığım, yarın kutsal ayine gideceksiniz Tavuk mu yiyorsunuz?’

‘Kimmiş tavuk yiyen, moriT

Yemeğin yine tadına bakardı.


Azaman sonra Sallana nın ayağı mutfaktan kesildi. Odacılığa yükselmiş
vemutfakonayasak bölge ilan edilmişti. Böylecc oruçlarına devam ederlerdi.

Loksandra. yemek işini bitirdikten sonra, önlüğünü çıkarüt. «Herini


limon kabuğu ile ovar. Doğu nun ve Bau’ntn bütün baharat kokularını
saçasaçayemekodasma geçerdi. Ortalığa sevinç ve mutluluk saça saça..."

Busahneninardından I x>ksandra’mn yemeklerini anlatan bir başka bölüm


baslar. Burada onun yemeklerini tadabilmek için ta Boğaziçi'nden,
Kadıköy den ve Taiavla dan kalkıp Bakırköy’e gelen meraklılardan söz
edilir Bunlar hal hatır sormaya değil, düpedüz nefis yemekler yemeye
gelen konuklardır, Peki hu nefis yemekler nedir? Onu da yazar şöyle
anlatıyor: Ne demişler: Napoli'yi gör de öl. Laf! Loksandra’nın elinden
midye dolması ye de öl. Hünkarbeğendi, yoğurtlu kebap ve kışın
bulunmadığı için asma yaprağına değil de. pırasa yaprağına sarılmış
sindirimi kolay (üstelik terletici ve idrar söktürücü) etli dolmasını ye.
Taramasını ye dc öl, ölürsün de, yeniden canlanıp yeniden yiyesin gelir."

Kitapta. Batılılaşmanın Tûrkleri olduğu kadar Rumlar ı da nasıl etkilediğini gösteren, satır arasına sıkışmış gözlemler Topkapı
rar, Bunların bir bölümü yeme içmeyle ilgili olduğundan, aktarmak yararlı olabilir 'Uygarlaşmak için anık Kamili nin Sarayı
Haremde
evmde kalmakla olan Aleki, bu altın kıipıı sözlerine önem vermiyordu. Çünkü uzun pantalon giymeye başladıktan yemiş odası.
ve Doğu uygarlığından Batı uygarlığına adım anıktan bu yana duygularını gizlemesini, bir Ingiliz centilmeni gibi
davranmasını öğrenmişti. Eski yaşamı ile ilgili herşeye burun kıvırarak bakıyor, eski dünyasını kabalık olarak
görüyordu. Şimdiki dünyası ise incelikler dünyası idi- Bu iki dunva arasındaki çizgiyi çok kolayca çekiveriyordu.
Yağlıboya elma resmi kişinin ruhuna hitap ettiği için, Loksandra’nm tabağındaki elmalardan daha üstündü,
l-oksandra’nm yemek yeme biçimi kabalık, Kanıili’nin çatal bıçakla tavuk yiyişi ise incelikti. Daha düne kadar
taparcasına sevdiği annesi Loksandra’nın pabucu ilama alılmış, yıldızı sönmüştü. Onunki ile birlikle Dogu’nun da
yıldızı sönmüştü. İmambayıldıya, pastırmaya, ninesinin Lahor şalına ve yer altında yalan altın küpüne dc rağbet
«rotordu oğlu artık

Lotarndm: İstanbul Dfıjûnde uzun yemek tarifleri bulunmazsa da, romanın kahramanının yemeğe düşkünlüğü
yüzünden yer yer o dönemin yemeklerine ilişkin ipuçları da eksik olmaz. Bunlardan biri, de sardalye ızgarası.
Loksandradenize bakıyor ve yüreği lıopluyor: ‘Khariklo, bana bak. Buğun eûneyden esiyor. Çok sardalye düşecek
demektir Al da ızgarasını yap. Ama asma yaprağına sar da yap. Asma yapraklarını bir güzel yağla, sardalyayı içine
sarve ızgaraya koy. Yenir ki ne yenir... Mmmm..!"

Bir başka atıf da salyangozlara... "Loksandra nerede teselli bulmuyordu ki... Her sabah penceresinden seyrettiği
denizde, güneşte, yağmurda ve yağmur dinince bahçesinde ortaya çıkan salyangozlarda. Ama ne salyangozlar.. Ak
akvc her biri nah şöööövle. Bu salyangozlar sonra, içine bolca mercanköşk katılmış yahni oluyordu. Her şeyi yedi
«rinde yaratmış olan Tanrıya şükürler olsundu..."

0 donemin iyi patlıcan dolmaları da kitabın bir yerinde şöyle tanıtılır: "Yağlı paılıcan dolması. İçinde bolca
çamfısiığı ve kuruuzûm bulunan patlıcan dolmaları..." Bunlar gibi ayrıntısı verilmeyen bir başka yemek de
tanıyalı ördek. Loksandra lıer ııe kadar kitapta birkaç yerde bu yemeği pişirmeye kalkarsa da bir tiirlü yemek
faslına gelemez ve söz hep başka konulara kayar. Bu konuda edilen lek söz, 'Ağustos ördeğinin bamya ile iyi

Bir başkayerde yolluk için yapılan hazırlıklardan söz edilir. Loksandra. Epamitvonda’nm yanma Yermek için, ağzının
ladini bilen birisi olarak, Selanik yakınlarındaki Aretsudan getirttiği birkaç dizi çiroz ve sucuğu, iki okka pastırmayı
veiçlerine ayn ayrı turşu ve lakerda konmuş iki çömleği hazırlattırır. Bu da bize o dönemin delikatcssen'Ieri -yanı
meze Uitfovdtîi seçkin yiyecekleri- üzerine bir ipucu verir!

Loksjmdramn kızının Londra'ya yaptığı kısa bir yolculuğun anıları yine yiyecek ve içecekle ilgili. Bu satırlar, o
rinn^m
dönemdeılr. tct-ınkııllıı
İstanbullu birKir DıırtVıın
Rum'un Hııı-niı
auygu iv
ve /lııcıın.'<'lı>ı-ini
düşüncelerini *ne ı<*L'nrlır nı'iTi*! ınnnhr
kadar güzel "llir gün
yansıtır: ’Bir (ilin ıvmuA»
yemeğe nıinl-
gittik. VanıL!»
Kapaklı
gümüş bir tabak gelirdiler
lirdiler önümüze, içimden, ‘bre ne kı bu getirdikleri acaba?' diyovum. Kapağı açıyorlar, ne
göreyim? Kızarmış patates! ‘Yorgo cuğum’ diyorum, ‘bıı IngilUdet oyuç mu tutuyor Allahaşkına? Söyle onlara da,
banabiraz zeytinyağı ile sirke getirsinler bari. Patatesleri içine banayım’." Iş bununla da kalmaz, Canı bir kahve
isle: Ama nerede Incillere'de onun İstanbul’da alıştığı kahve? 'Camın bu memlekette kahve yok mu? Bana bir
fincankahve pişirecek bir Allahın kulu yok mu?" diye sızıldanlıgıyla kalır.
İstanbul'a dönüşte evde Loksandra’nm hazırladığı bir rakı sofran-, vardır ki, sofrada neler bulunduğuna göz atmamak
eksiklik olur. Aslında içki rakı değil, uzo’dur, ama olsun. Temelde değişim bir şey yok. "Patlıcan ve havuç turşusu
çıkardı. Sotıra lakerda. Biraz balık yumurtası kesti. :I>i böyle’ dedi, hizmetçi kıza dönerek, 'biraz da kırma zeytin
getir’..." sonra bu mezelere bir de ocağın üzerindeki jambon eklenir.

Loksandra: İstanbul Düşünün kahramanı, 14 yüzyıl doîumlu İstanbullu Rum kokona I oksandra’nın yaşamışım-,
belki de en trajik günleri, zoraki taşındığı Atina’da geçer. İlk yakınmalar yine yiyeceklerdendir:

"... Kabak çekirdeği ve simit salın aldılar,

'Bu ııe biçim simit böyle?1

Yüzünü ekşitiyor.

'Mmm! Nerede İstanbul’un Ramazan simitleri! Nerede Karaköy’ün yağlı simitleri. He, Eleni? Nerede Karaköy’ün
yağlı simitleri! Hıh! Ah İstanbul, ah!:

Aı sonra Loksandra, yakınlarda bir muhallebici olup olmadığını soruyor.

‘Burada öyle şeyler bulamazsın, unut onu. Şekerciye gidelim. Sana kopenhag alayım’ .

Loksandra'nın Atina'daki evi çarşının hemen yanındadır. ‘Büyük


kolaylık bu doğrusu’ diye düşünür. Ama ardından yakınmalar başlar
"Ne var ki bu çarşıda ber aradığını bulamıyorsun. Bu ne biçim
memleket Allahaşkına? Zambak arıyorsun, yok. İn midye arıyorsun,
yok. Dolmalık pırasa diyorsun, gülüyorlar. Asma kabağının ne
olduğunu bilmiyorlar. Pasiırmayı. lakerdayı da bilmiyorlar, Yok, yok,
yok. Hiçbir şey yok diyorum sana tamın! Hiçbir şey!"

O kadar büyük bir 'hiçtir ki bu, Loksandra, "Nerede kendisiyle


konuşabileceğin, hangi eti istediğini bilecek kasap! Neredeyse, eıi
kafana çarpacak’ diye feryal eder. Bir gün dc ona. kayısının çöpünü
gönderen ‘O Şeytana çarpılası' dediği manavına baltasını kaptığı gibi
dünyanın kaç bucak olduğunu gcisıereceğini söylemesi üzerine manav
polis getirtir evine.
A
Iteycuıl Camii Loksandra’nın anıları acı ve lallı yanlarıyla sürer gider. Bu anılar içinde 1800’lü yılların sunu ile 1900'Su yılların
önünde başındaki İstanbul ve Atina’dan yiyecek-içecek meraklılarım ilgilendiren bölümler ise aşağı yukarı buraya aldıklanmızdır.
İ!UJİ*zıı(ıkl<tr.
Dönemle ilgili bir hoşluk da, çiçekler ve sebzelere yüklenen bazı duygusal anlamlar. Bu eski bir Doğu geleneğidir,
özellikle kadın erkek ilişkilerinin saklı gizli olması, deyim yerindeyse, bu tür 'şifreli’ haberleşmeyi bir ölçüde zorunlu
kılmışa benziyor. Tümü uyaklı olan bu sözlerin şiirsel bir havası var. Burada başvurulan kaynak, 1687 tarihlidir.
Ama, bunun daha eski bir geleneğin uzantısı olduğunu söylemek aşırı bir sav olmasa gcı ek.

Prol Süheyl Ûnver'in aktardığı kaynaktan yapılmış seçmeler şöyle:

Yoğun: Gönlümü benden soğut.


Pirine: Vaıımdakinden geç, âleme ettin bizi gülünç. Sabah kahvesini bizde ıç.
Biber. Ciğerim yanar tüter.
Maydanoz: Tenha mıdır odanız, gelirse güzel gelsin çirkin almaz midemiz.
Bakla: Al beni sinende sakla.
Börülce: Efendim keyfin nice.
Nohut: Derdinden oldum bihul. Al beni sinende uyut.
Enginar: Gönül uta^m kunnuş, efendisiyle cengi var.
Piyaz: Eylerim Hakka niyaz.
Kereviz; Daha neler görürüz. Yaprağını dileriz. Ele geçse nazlı yar. Bir murada ereriz.
Ekmek: Bir murada ermek. Maksadım seni öpmek. Neden bizi terk etmek.
Vişne: Küs olduğun yar ile bir dahi görüşme.
Lima. Beni sevdaya salma. İster al, isıer alma. Abımı alma. Yadlara salma.
Tcpltapı Sarayı: Mutfaklar. ►

Avnı dönemin evlerdeki yeme içme


alışkanlıkları üzerine bazı bilgiler
de, bir paşazade torunu ve yüksek
dereceli devlet memuru olan
zamanın aydın kişilerinden
Abdülaziz Dey'ın .Adat vc Merasim-
i Kadime, Tabimı ve Muamelet-ı
Kavmiye-i Osmaniye/Osmanlı Adet,
Merasim ve Tabirleri adlı yapılında
görülür.

Kitabıngünlük ev yaşantısını anlatan


bölümünde önce bir mutfak tasviri
ile karşılaşıyoruz. "Evlerin mutlaka
bir su kuyusu bulunur Kapıdan
girilince, alt katta bahçeye bakan,
basıkça tavanlı, ulak ocaklı matbah
yer alır. Matbahta duvara asılı,
tahtadan üstü kapaklı bir sabunluk,
karşı taraftaki duvarda sepetten bir
kaşıklık, ocak yakınına konmuş
tahtadan üstü kapaklı ıuz kutusu, yine ocağın yan tarafına dürülerek toplanıp konmuş bir kaba hasır bulunur

Matbahın diğer tarafında icabında ikiye katlanabilen tahta yemek tablası, çoğunlukla kırpılmış bez parçalarıyla
doldunılmuş ufak birkaç yastık, yüz geçirilmiş ve birbiri üstüne yere istif edilmiş yemek minderleri vardır. Ocağın
yan tarafında, tavandan sarkıtılmış iplere bağlı sırıklar üzerinde kışlık sogaıı hevenkleri asılıdır.

Yine ocağın bahçe tarafı duvarına baştan başa tesbit edilmiş raflarda yemek sahanları ile tabak ve kâseler dizili durur.
Bir köşede ise harç vc. masraf (erzak) konmaya mahsus kapaklı, birkaç raflı tahta dolap ile çamaşırda kullanılmak
üzere içinde durulmuş küllü su bulunan ‘badya’ yer alırdı."

Yukarıdaki tasvir, dönemin mutfaklarının nasıl yaşanır bir yer olduğunu göstermesi açısından önemli. Mutlak,
yemek pişirilen yer olduğu kadar, içinde vakit geçirilen, yaşanan bir yerdir Loksandranın mutfağının ne kadar
gerçekolduğu böylece bir kez daha ortaya çıkmış oluyor.

Mutfak gibi bahçeler de önemliymiş. Gündelik yaşantının ve mutfağın önemli bir


parçasıymış. Bunu Abdülaziz Bey'in bugutılerde artık neredeyse bütünüyle yok olmuş
İstanbul evlerinin bahçelerini anlattığı satırlardan anlıyoruz; 'Bahçenin büyüklüğüne
göre birkaç değişik meyve ağacı ve çardağın tahta sırıkları üzerine sardırılmış koruk
asma vardır. Hane sahibi zevkine göre kına, nergis, gül, yasemin, ıtır, gece safası. boru,
kadife, susam ve benzeri diğer çiçekler yetiştirir. Çoğunlukla da salata, taze sogaıı,
tere, dereotu, rıane, maydanoz, çerkeskabağı dikili kısımlar bulunur..."

Bahçelerde ayrıca kümeslerin bulunduğunu da biraz aşağıdaki satırlardan öğrenmekteyiz.


jgrenm
'Böyle evlerin çoğunda tavuk beslendiğinden
ıdıgi bahçenin uygun bir yerinde tavuk kümesiyle tavukların su içmeleri C/UU11İ>
için kümesin yanında toprağa gömülü üstü kırık, içi su dolu badya dipleri bulunur." iftariyelik.

Abdülaziz Bey, bazı viyeceklenn evde üretildiğinden söz etmekle. Bunlara örnek olarak güllaç ve sucuğu vermekte.
Bunların dışında kalanlar da vardır. 'Mevsiminde hazırlanıp saklanan çeşitli yiyecekler de geçinmeyi kolaylaştırır.
Mevsimine göre üvez, muşmula, nar, ayva, kavun gibi meyveler hevenk yapılıp evin uygun bir yerine asılarak
saklanır. Bu evlerde hanımların turşu kurma merakı da fazla itli. Biber, lahana, havuç, patlıcan, üzüm turşuları
kurulur, kışın yenir. Yine mevsiminde meyvelerden reçel yapılır. Vişne, ayva, kızılcık, mürdümeriği, çilekten en
azikı-uç okkalık reçel kaynatılır, kavanozlar içinde kışa saklanır.

Bu ev hanımlarının çoğu tatlı kaynatmakta ve yemek pişirmekle çok marifetli olduklarından kibarlar arasında ev
yemekleriyle şöhret yapmışlardı. Özellikle samsa vc hurma tatlısı, baklava, gözleme, subûreği, puf böreği, çarpma
oöregi, taze yapraktan emir dolma, yalancı dolma pek nefis yemeklerdi. Kibar ailelerle ilişkisi olanlar konaklarda
bu yemekleri hazırlar ve kibar çevrelerde ‘bu dolma filan hanınım dolmasıdır’, yahut ‘bu tatlı falan hanımın tatlısıdır’
dive
/ meıhedilirdi."
Ne yazık ki, yukarıda adı anılan yemeklerden bir bölümünün nasıl yapıldığı bugün için artık bilinmiyor.

Yazar, Osmanlı vezirleri, ileri gelenleri vc yüksek dereceli memurlarının konak, yalı ve bahçelerinden sö* ederken
dc yemekle ilgili bazı noktalara değinir. Böylesi konaklarda görevli kişiler, neredeyse saray görevlilerine denk
düşecek hiçimde örgüdenrofc görünüyor. Yiyecek-içecek bakımından önemli sayılanlar arasında ilk göze çarpan
kişi kahvecibaşı ağadır. Abdülaziz Bey bununfa ifgifi bilgi verirken zamanın kahve anlayışını da dile getirmiş olur.
"Kahvecibaşı ağa ekabir dairelerinin gedikli labir edilen agalanndandı. Hane sahibinin kahvesini bizzat kendisi
pişirir verir, konağa vûzera ya da ekabir-i ricalden bir misafir gelirse yine kahvelerini kendisi götürür, akşam sabah
her yemek sonunda konakta vazifeli kimilerin, gedikli ağalarla diğer ev hademelerinin kahvelerini pişirtir, odalarına
eönderir, kahve içmek özere kahve ocağına gelenlere kahve verdirirdi. Ev sahibinin kahvesini nezareti alımda
kavurtur, doğdurur, içerisine münasip kakule koyar, ona nahsus kavanozlarda saklar, kahve ocağına ait takımların
çok kıymetli olanlarını kendi dolabında kilit altında tutardı.

Bir başka ilgili görevli, ‘kilercibaşı aga’dır. "Kilercibaşı ağa büyük dairelerin gedikli ağalarından, hatırı sayılır
kişilerinden®.

Kilç-r dairesi de konakların birinci katında bulunurdu. Oldukça büyük ofan 6er odada süzülmüş su koymak için
büyük boy birkaç tane İnoz küpü, öteberi yıkamak için bir çeşme veya musluklu iki büyük bakır su küpü, üzerinde
öteberi hazırlamak için yanm adam boyunda bir desıgah, duvarlarda şişe ve diğer eşyayı koymak için kat kal birçok
raf, kahveafu ite konacak diğer yiyeceklerin saklandığı iki büyük dolap ve odaya ait başka lüzumlu eşyalar bulunurdu.

Kilercibaşıya, dairenin büyüklüğü ve ev halkının sayısına göre iki üç muavin aga verilirdi. Ekâbir konaklarındaki
kilerlerde mevsimlik her çeşit meyvelerden zamanında yapılmış reçeller, luablar, çevirmeler, gülbeşeker, saloz,
limon çiçeği ve fulya tatlıları (...) ve karanfilli iftar şerbetlikleri vc tereyağlar, ballar, sucuk ve pastırmalar, turşuların
çeşitleri, lüzumu olan daha nice nefis şeylerin her türlüsü bulunurdu."

Yazar bu arada eski bir konak geleneğinden söz ederken, belki dc (adanda olmadan dönemin en değerli yiyeceklerinin
neler olduğunu da belirtmiş oluyor: "Sarayda :nefs-i padişahi’ye mahsus olarak pişirilen ‘tattı çörek', 'saray pidesi’,
saray fodlası’ ve 'sakızlı simit’, 'has somun’ ile kaymak, süt, günü gününe yapılmış tereyağ, taze yumurtanın her
birinden yeleri kadar sadrazam ve şeyhülislam ile kubbealtı vüzerasma her sabah hususi adamlarla taltif olarak
göndermek eski âdetlerdendi."

Kitapta, konak çalışanları arasında bahçevanbaşı da sayılmakla birlikte, burada yetişurifen yiyecek)er konusunda
verileri bilgiler daha öncc verilenlerden ayrıntılı olmadığı için bu görevlinin üzerinde fazla durmayacağız. Ancak,
servis personeli olan ‘tabla taşıyanlardan söz etmek gerekiyor. Abdülaziz Bcy’e göre, "Büyük konaklarda tabla
taşıyanların üç ismi vardır. Anadolu’dan gelenlere ‘tablakâr’ veyahut ‘seraydar’; Şam vc Halep havalisi ahalisinden
olanlara ’akkam’; Van, Bitlis havalisi Ermenilerinden oiantera da ‘ayvaz’ denirdi. Bunlar yemek vakti matbaha gelir,
sahanları tablalara yerleştirir, tatlıları ayrı tablaya koyar, yemeklerin açıkta götürüîmemesi için sepet örgü, dışı siyah
veya kırmızı meşin kaplı kapaklarla tablaları kapatır ve başlarında konağa iaşırlar, icab eden yerlere koyduktan
sonra beklerler, yemek bitince tekrar alır, matbaha getirirlerdi."

Bu servis seremonisinin dışında, tabla taşıyanların görevlen arasında, "konakta beslenen tanık, hindi, kaz vc piliçlerin
yem ve suyunu vermek, bakımlarını yapmak, yumurtalarını alıp vekilharç ağaya vermek...* de sayılmaktadır.
Buradan da anlaşıldığına göre dönemin İstanbul ileri gelenleri, kümes hayvanı sınıfından tavuk eti ve tavuk yunıurtasf
dışında egzotik tatlara da düşkünmüş.

Sıra, konağın bizi en çok ilgilendiren kişilerinden aşçıbaşıya gelmiş bulunuyor. Abdülaziz Bey, bu önemli konak
görevlisini şöyle tanımlıyor. "Kibaranc yaşamak vc hayatın lezzetlerinden nasibini almak vc ekâbir akranının hayal
tarzından aşağı kalmamak için vüzera ve ekabir-i rical, aşçıbaşılarina pek ehemmiyet verirdi.. Yemek içmek, hayali
devam ettirmenin ve bilhassa korumanın çok önemli bir yönünü teşkil ettiğinden, yüzyılın başında büyük küçük
herkes yemeğe ve pişirilmesine önem vermiş, itina etmiştir."

Abdülaziz Bey bu girişi yaptıktan sonra, konaklarda aşçıbaşına bağlı çahşan kişilerin bir dökümünü veriyor. "Büyük
dairelerde aşçıbaşı idaresinde bulunanlar matbah hademesi, kebabçı, hamurcu, tatlıcı, kuşhaneci, prJave/, ocakçı,
çırak, bulaşıkçı adlarıyla sekiz kısma ayrılabilir. Herkesin vazifesi ayrıdır. Bunların toplamı vüzera konaklarında
ott beş kişiden az olamaz."

Bundcn sonra, aşçıbaşımn görevlerini ve buğun için bife ders çıkartacak niteliklerini sayıp döküyor. "(Daha önce
savılan personelin) Daireye seçilmeleri ve alınmaları, yaptıkları işlerin teftişi ve nezareti, yemeklerin nefaseti,
T o p .a jıı S a r a y ı v c g ü n ü m ü ; f s t a n M ’ı ı . ►

matbahın devamlı temizliğinin


gözden geçirilmesi, aşçıbaşılann
vazifeleri içindeydi. Temizliğe
aykırı olduğu için, aşçıbaşıların
dkrinde yüzük bulunmaz,
tırnakları /ter vakit kesilmiş
ciurdıı. Elbise ve peştemaJbrınm
temiz olmasına, matbahdaki
bütüneşyave aletlerin yıkanmış
ve temiz tutulmasına, hiçbir
zaman matbahıa süprüntü
bulundurulmamasma, kirli
paçavra kullanılmamasına
aşçıbaşı dikkat ederdi. Aksini
yapanları azarlar veya
değiştirirdi."

Yazar daha sonra mutfak araç gereçlerinden önemli bulduklarını anlatıyor: 'Böyle büyük konak matbahlannda
bulunan kazganlar (kazanlar), tencereler, kuşhaneler, lengerler, sahanlar, taslar, kevgirler, süzgeçler hane sahibi
ile ailesine ait ve hatırlı misafirlere mahsus olan büyüle küçük Saksonya yemek takımları, tatlılar için çini, fağfuri,
mertebem tabaklar aşçıbaşıya teslim edilmiş olduğundan bunların saklanması, gerektiğinde kırılıp dökülmeden
kullanılmalan, sayıca eksilmemeleri, bakır eşyanın icab ettikçe kalaylanması, hurdaların değiştirilmesi de aşçıbaşının
vazifelerine dahildi.'

Mutfaklarda mönü yapımt da Abdülaziz Bey'in ıtoiJarı arasında yer almakta. "Büyük dairelerde pişirilecekler bir
gün öncc aşçıbaşı ile vekilharç ağa arasında müzakere edilerek tayin olurdu. Erzak bir gün öncesinden matbaha
verilirdi. Hane sahibi, hanımı ve ailesinin pişirilmesini isteyip emrettikleri yemek ve taılı varsa onlar da hazırlanırdı."
Buradan anlaşıldığına göre, mönülerin asıl yapımcısı aşçıbaşı ile vekilharç aga. Ev sahipleri ancak özel durumlarda
mönüyapımına kanşmakıalar.

İler halinden disiplinli bir yer olduğu anlaşılan dönemin mutfaklarına, hele bunlar birer büyük konak mutfağı ise,
'öyle her olur olmaz adamın (...) girmesi ve hele hazırlanmış yemek ve tatlılardan alıp yemesi, şurayı burayı
karıştırması imkânsız(mış).' Abdülaziz Beyin eklemeden geçemediği bir ayrıntı da, bu mutfaklara asla kedi
sokulmadığı!

Kanuni Sultan Süleyman dönemine ait notlarda rastladığımız bir geleneğin, İmparatorluğun son günlerinde bile
zenginkemaîdannda süregittiğini görüyoruz. Bu. ev sahipleri ve konuklarına çıkan bol yemeğin, bir miktar yendikten
sonra giderek daha aşağı toplumsal konumdaki insanlara verilmesi. Yazar bunu şöyle anlatıyor: "Yüzyılın başında
kûbera konaklarında selamlık ve harem dairesine mahsus yemeklerden artanların tamamen matbaha iade edilmesi
usuldendi. Evli olan matbah hademeleri, varsa bu artan yemeklerden münasip miktarda evlerine götürürlerdi. Geri
kalanı da çevredeki fakirlere, bekâr hammal ve rençberlere tahsis edildiğinden bunlar için maibahm bir tarafına
tahta sofralar konurdu." Konaklarda, çalışanlar için daha ucuz bir mönü hazırlanmayıp, herkesin aynı yemeği bir
ölçüde paylaşması bugünün Türk insanına bile ne kadar ganp geliyor, değif mi?

Dönem. İmparatorluğun çöküş dönemi; ama, liıks ve gösteriş neredeyse doruğa varmış görünüyor. Bunu Abdülaziz
Bey’in bazı notlarından çıkarıyoruz. "Kübera arasında her türlü süs eşyasına gösterilen rağbet, bir zamanlar aşırı
düşkünlük ve iptila derecesin? kadar varmıştı. Bu isteklere uyarak kullanılan kahve fincan zarflarının da birçok
çeşidi yapılmış ve çok pahalıya satılan cinsleri ortaya çıkmıştır. Küberadan kimseler akranlarından gördüklerine
kendilerinin dc sahip olabilmelerini bir haysiyet meselesi yaptıklarından, bunların aynını tedarik etmek adeta bir
mecburiyet haline gelmişti. Bunlar birçok söylentilere yol açmaklaydı. Bir kısmı da akranına üsıün gelebilmek için
yeni bir şeyler yapmaya kalkışmış vc bu suretle ortada her şeyin pek çok nevi çoğalmıştır. Bu gibi eşya bir taraftan
zarafetin, bir taraftan aa serveıin deliliydi."

Yazar, bunlara örnek olarak altın üzerine mine ve mücevherli, altın vc çiçekli mineli, sırf altından üzeri oyma çiçekli
ve daha buna benzer nice pahalı fincan zarflarından; alışılmışın dışında, bunların boynuzdan, ödagacından
yapılanlarından söz ediyor. Bazen egzotizm o boyutlara çıkıyor ki, zenginler ’ murassa veya mineli tarafların içine
ufakboyda mızıka konmuş, kahve içildiği zaman altındaki düğmesi çevrilip kumlan ve elde mıuldugu sırada mızıka
çalan cinsler"den dc evlerinde bulunduruyorlar. Zehir tutmaz diye «nlû gergedan boynuzundan ya da billurdan
yapılmış fincanlar hiç de eksik değilmiş.
Servis bile törensel. "Kibar konaklarında kahveyi getirenlerden tepsiyi tııtan adam, omuzuna atlas veya kadife kumaş
üzerine sırma ve pul veya ipekle işlenmiş, yuvarlak, etrafın^ sırma yahut sim saçak çevrilmiş hiı örtü atarak kaiıve
i^ılitıeeyfe kadar karşıda ayakta durur. Kahve getirenlerin diğeri ise, yine kubera âdetine güre, elinde üç imcine asılı,
kahve cezvesi kıymaya; mahsus, gümüşler. veya madenden mamul k:i-seşeklinde alili ıutar.'

Bu sür sıklıklar, baraklarda da görülüyor, "Şaıdaklanıı bil kısım kulplu, kapaklı ve tabaktı duz beyaz porselen, bir
kısmı kulplu, ppaklı ve tabash Saksonya cinsi üzri elvan Çiçekli, biç kısmı yine kulplu, kapaklı vc ı>ıl>nkiı. orts derece
kendinden nakışlı billur, bir diğerişıgiliz billurundan kesme we musanna nakıslı, kulplu, kapaklı ve tabaktı ulur..."

jŞzellikle yemekten sonra cl yikamak da bi| tür törene P-gln $atts bıı isin Osnıanh'da bir protokolü bil* vnr. Örneğin.
Divaır-ı Hümayun yemeğinden sonra vf2irî«re İra n ve ibrik, ulemaya ise saburifû ■deŞt-mat' (elbezi) gcf.ri'.nesı
gelenektendi. Hicri 9j05fen (Miladi 1577) bu yana, Şeyhülislam Kadızade Şemseddin Ahmet Efendi’nin isieği üzerine
ulemayı da leğen ve ibrik verilM-ye haşianımşu.

İşte bu leğenlerin, Abdülazi; Bey döneminde, "Kibar çevrelerde allına kırmızı çuküdan kenarları zjhli yaygs
serilmesi âdettendir; El yıkagŞrken elinden sabunu kaçırmak, kfrmıîi yaygı üzerine ellerinden su akıtmak, legeıjS
tükürmek ekâbir arasında tok ayıp sayılırdı. Te,^in-i sanidin (Kasım ayından) ıtmra ibriklere mutlaka ılık su
konurdu."

incelik bununla da bitmiyor. Wir de kullanılan sabunlatın türleri var: "Kullanılan sabunlar da yerli Misk. Cirit.
Edirne »ray ve arapsabunlari idi.''

Bunlanıiyanı sı™ bir de özel yünle: ye bayramlar sta konusu edilmeye değer. Büyük bir bölümünün ise yiyecek
ve içecekle bağlamışı bulunur. Gerçi aya gürü duzı-ılcnmi* bi:' takviŞıde mevsimlerin kaymasını önlemeli olanaksız,
(.i yüzden, örneğin Randan bazen kışı, bazen de yaza ı-asllar. Öte yandan yemek ve içmek her saman belli iılaul:1
mevsime bagiı nldu^u içm. bu durumlarda gelişmiş ve değişme? mönüler oluşturmak epey zordur. Gene de dini
günlere özgü yemekler vc inekler her zaman bulunur.

ikım.n en iyi öm eklerinden biri ise Muharrem ayında p i şirden t ü r e d i'. Abdü-aziz Bey bunu şöyle anlatır; 'M il:r-jl
senesinin başı olan Muharrem ayının onuncu gününden başlamak üzer: M'.marienj sonuna kadar İstanbul'un bütün
evlerinde iki kâse de nisa aşure pişirm ek ugıır ve bereket sayılırdı. lier sınıftan kim seler buna öze.n gösterir ve
özellikle onuncu gün pişirmeye dikkat ederdi. Aşure pişirilmesi N uh Peygam berin a n n e li olarak-da herkesçe kaimi
olunı^ştş ve IsSam'm ortaya çıkmasından sanra da buna iıyulmuştur. Ekseriya Kayır sevenler aşure pi^irif’ halka ye
bühiîssa fukaraya dağılm ak ivin im a r e tle ve vak ıflar yapm ış ve masrafı karşılayacak gelir bırakm ışlardı.'

Bu toplumsal açıklamanın ardından Abdülaziz Bey, pişirilen aşurenin inceliklerini anlatmaya koyulur: "Aşureye
bir nevi iadı, yemişli bir çorba denebilir. İçme konanlar buğday, pirinç, nişasta, nuhut, fasulye, ceviz iijij badem
gibi şeylerdir; Bazdan bunlara kuru incir, bir cins kuru bşpz hurma* çekirdeksiz üzûırı de ilave edeıier, BunuS
-■azme' denen kibar bir nevi de vardır. Br. yalnız tlöğülmüş buğday, biraz pirinç ve badem, bir mikl;:r nnb.it ile
pişirilir Soğumaya başlayınca içine yeterince misk eklenir Her iki tip aşurenin buğday ve diğer fiÜalzemesjS ayrı :ayn
pişirilir, sonra birbiriyle karıştırılır, yeierince şeker ilave edildiklen sonra tekrar tekrar pişirilerek SizırUnfit"

Aşure hazır olduktan sen ra da işin törensel yanı bdmez Yazar, bunu da su satırlarda aıdac.r: "Bu suretle yap.lan
aşure pişince hane, sahibine itiaber verilir. Evden bazdan m &ga iner, kazanm eıraimaft oturur, bir Yasin suresi
ve bir Mülk suresi okunur, hasıl olan sevabı o haneden gelmiş geçmiş ölmüşlerin Rıhlarına hediye edilir, Kazanıtı
üzerine kapanları L e p s i kaldırılır, herkes buhm suyunu uğurladın diyerek güzlerime.:şürer- ISİrıabaga alınan ilk aşure
dışan '[.öüderılmez. bereket getirsin dıyı; hanede alıkotıur. Daha sonra aşure, elvan renk Saksonya leştiler?. kapaklı
ve Labaklı |ıymdH kaselere boşaltılır, üstlerine şanı LısLigı, çam iişııjg kuş üzümü, mevsimi ise bir miktar nar ianesi
serpilerek kapakları kapardır..."

Aşurenin dağıtımı da yine incelikler içermekte; r (Aşure) her birinde birer çiiı kâse olıiıak üzere süslü tepsilere
konur, tepsileri ı; tıstü beyaz ür;u ile ballanarak kibar ahbaplara gönderilirdi. Getiren ;;d;sma bahşiş ver.lıp kaplar
iade edilir. Geri kalanı büyük kâselerle yakın ahbap ve komşulara dağıtılır. Kâselerin yıkanmadan geri verilmesi
ayıp sayıldığından güzelce yıkanıp rt>le '.'erilir Eve ayrılan aşureden ilk defe ha;ıe sahibine ulak bir kâse konur.
[ İane sahibi yedikten sonra aşureyi pişiren aşçıbaşı ve çıraklarına bahşiş gönderir.1

İşin folklorik yanını da unutmayalım. "Böyle Muharremde pişirilen aşureden şayet ilk kaşığa bakla Laııesi isaheı
ederse bunu pek çok kimse 'bereket getirir' diye ayırjş siler, para kesesine koyardı Hakla ianesi bir yıl kesede
1 *11■ ■ 1--1"-1--— “ ■- '■ ■-■■unlıv U î ı- ı -rthrt i'vA vy iii I i i rv lıı ^
Yeme içme açısından İstanbul başta olmak üzere butun İmparatorluk sınırları içinde, Müslüman halk için, daha
önemli bir ay yok dense yeridir. Yiyecek-içecek de dahil olmak üzere hazırlıklar Ramazan ayının öncesinde başlardı.
Biz de anlatmaya bu ön hazırlıklarla başlayalım.

Yine yazarımız, Abdülaziz Bey o dönemdeki Ramazan hazırlıklarını anlatmakta: "Bütün İslam dünyasında vc Osmanlı
ülkesinde Ramazan ayına çok önem verilirdi İki üç ay kala her evde hazırlık ve tedarik başlar. Halk sair günlere
ait erzak ve ev ihtiyaçlarına ek olarak, imkânları nisbetindc reçeller, sucuk veya pastırma, zeytin, peynirler, şerbetlik
«ekerler, şuruplar, kâfi miktarda şeker ve hoşaflıklar, güllaç, çorbalıklar alır, ayrıca hanedeki sahan, tencere, sini
gibi bakır kapların hepsi kalaylanır../

Ramazanda ileri gelenlerin konaklarındaki iftar yemeklerine gelince, bunlar gerçekten Osmanlı mutlağının en renkli
tablolarını oluştururdu. Hatla buna ’dar-ûl tabak’ diye bir ad verildiğini biliyoruz. lDar-ül tabak, nefis ve pek güzel
şeylerin gösterildiği, sergilendiği yer anlamına gelmekleydi. 13uay boyunca hemen herkes kudret ve kuvvetini bile
zorlayarak akraba, eş dost ve ahbabını evine iftara davet eder, ikramda bulunurdu.

Şimdi bu tür davetlerle ilgili olarak Abdülaziz Bey'iıı anlattıklarına kulak verelim: "Vüzera vc ricalden olan
kübera hanelerinde hususi davetler verildiği gibi, kapıları her gece isteyen ahbab ve misafirlerine açık olurdu.
Misafirlerden başka, fakir halk için de üç Deş sofra hazırlanır, gelen geri çevrilmez içeriye alınır. Tatlılarıyla
her türlü yemek verilerek iftar ettirilir, her birine 'diş kirası’ adıyla uygun miktarda atiyyeler verilirdi.

Vezirlerle pek büyük rical konaklarında Ramazan akşamlan önemli hazırlıklar


yapılır, siıslü ve mükellef sofralar kurulurdu. Büyük konaklarda ev sahibi
için hazırlanan sofradan başka, her günkü gibi kâhya odasına, divan efendisi,
kitapçı, mühürdar ve imam efendi odalarına da zengin sofralar kurulur, gelen
misafirler rütbelerine göre buralara alınırdı.

Hane sahibinin her akşam kurulan sofrasına Ramazana mahsus olan


ekmeklerden başka uzun yumuşak pideler, yine iftarlık olarak çeşitli ufak
halka çörekler, yine iftar için gümüş veya değerli bir ‘pulad’ tepsiye çeşitli
meyvelerden yapılmış reçeller, sucuk, pastırma, peynirler ve özellikle hurma
ile türlü türlü zeytinler konduğu gibi ortasına da saplı, kulplu vc kapaklı
elmastıraş denilen billurdan çok küçük sekiz on kadar bardak içinde Mekke-
i Mükerreme'den getirilmiş zemzem-i şerif konurdu."

Hazırlıklar bitmiş artık iftar vakti yaklaşmıştır, lin ağır, değerli takım ve
tabaklar, sırmalı havlular, gümüş leğenler hazır edilmiştir Şimdi yine bir
kibar konağında olan bitenlere göz atalım. "İftar vaktine, yani oruç bozmaya
varım saat kala odanın uygun bir köşesine konmuş buhurdanlarda ödağacı
veya buhur, pek kibar ailelerde anber yakılır, odanın kapısı çekilirdi. Akşam
ezanına tam bir çeyrek kala hane sahibi yemek odasına girer, ayakta kendi
sofrasına alınacak misafirlerin gelişini bekler, karşılar, herkes sofrada yerini
alınca daire imamı efendi derhal Kur'an-ı Kerim den bazı ‘ayet-i celilc'
okumaya başlar, hazır olanlar sessizce dinlerdi. Bu arada vakiin geldiğini
bildiren top da atılmış olurdu."

Şimdi de Abdülaziz Bey’ıtı notlarına bakarak tipik bir Ramazan mönüsünün nasıl oluştuğunu anlamaya çalışalım: XIX, vrcyıMn,
rÛnce zemzem-i şerif içilerek oruçlar bozulur, iftarlık denen reçeller vc önlerindeki çöreklerden yemeğe başlanırdı.
Yemekte mutlaka iki çeşit çorba ve saraykari yumurta, en az uç çeşit tatlı, iki çeşit börek ve hoşaf ile beş altı türlü 414
sebze bulundurmak kibarlar için zorunlu idi. Her yemeğin hazırlanmasına dikkat edilir, nefasetine özen göster:İneli.
Eskiden iftarda kibar sofralarının pek meşhur tatlıları baklava, samsa, revani, şekerpare, dilber dudağı idi. Ramazan'da
iftar yemeğinde ‘gaziler helvası’ denen un helvası, soğuk paça ve sebzelerden lahana ile zeytinyağlı yemek bulundurması
kibarlar arasında ayıptı."

Biraz da daha aşağı toplumsal kamundakilerin sofralarına konuk olalım. "Konağa davetlilerin dışında gelen misafirler
de derece ve itibarlarına göre kâhya ve divan efendisi ve mühürdar gibi zatların odalanna alınır, iftar ettirilir, onlara
da mükellef iftarlıklar, tatlılar, börekler ve her türlü yemek verilirdi.

Gedikli ağalarla diğer ağalara , kavas ve aşçılara ve evdeki diğer hizmetlilere ayrı avrı sofralar kurulur, her birine
börek, tatlı konurdu. r» )

43
Konağın alt katma da iftara gelen mahalle bekçisi, sakası, amele ve diğer fakirler için onar kişilik en az üç döıt sofra
hazırlanır, bunlara da birkaç çeşit reçel, simit, büyük kap ile çorba, mutlaka bir tatlı ve sebze yanı sııa büyük bir
lengerle bolca pilav verilirdi."

Ramazan ayının bir başka sofrası da sahurda kurulurdu. Gerçi sahur sofraları hiçbir zaman iftar sofraları
ölçüsünde gösterişli olmamışlarsa da, bunların tipik özettiklerini öğrenmek için, Abdülaziz Bey’iıı notlarına
bir koz daha bakalım. "Gündüz oruç tutulacağı için Ramazan da her gece bdi/Oi zamanlarda ‘sahur’ olarak
adlandırılan yemek yenmesi gereklidir. Her sınıftan halk kendi mali gücüne göre sahur için yemek hazırlar.
Vüzera ve ekâbiı-i rical konaklarında da geceleri matbahlarda hazırlanan yemekler tablakârlar tarafından harem
ve selamlığa taşınırdı. Yine gündüz gibi sofralar kurulursa da akşam yemeklerinde olduğu gibi iftarlık, çorba,
şahla, börek, hamur tatlısı konmaz, sahur yemeği suyu alınmış söğüş el veya ızgara köftesi ve donmuş paça,
özel yapılmış simidden makarna, hafif tatlılardan sütlaç, muhallebi, ayva ve clmasi tatlısı, hoşaf ile uygun
sebzelerden ibaret olurdu."

Abdülaziz Bey'in notları arasında kübera konaklarında verilen ziyafetler bölümü var. Burada ‘bu ziyafetlerde mutlaka
bulunması âact olan yemeklerin başlıcaları' diye belirtilmiş olanlarını aktaralım. Gerçi bunların çoğu özel bir yemek
olmaktan çok, doğrusu pek de heyecan verici olmayan genel kategoriler ama. yine de anılmaya değer, işte Abdülaziz
Bey'in "bunlar kibarlar arasında pek rağbet edilir yemeklerdir" dedikleri: Hindi derisinden işkembe tarzı çorba, sırı
sırta getirilmiş hindi tulumbası (ki ne olduğu belli değil T.Ş.), güveç, toprak tencerede pişirilmiş tavuklar, köfte,
kuşbaşı et, tavuk ciğerinden dışma yufka sarılarak özel olarak yapılmış yedi kardeşler' adı verilen et yemeği, elvan
renkli ve araları kaymaklı elmasiye ve yalnızca yumurtanın sarısıyla yapılmış revani.

Yemek ve içmek elbette özel davetlere. Ramazan gibi özel aylara ya da aşure günü gibi özei gûnJcre özgü değil.
Yaşamın her evresinde, hemen her işte, yiyecek ve içecekle ilgili yanlar bulmak olası. Bunların tümünü efe
almak söz konusu değilse bile, Osmanlı İmparatorluğunun son döneminde geçen böyle iki olayın yemekle
ilgili bölümünü aktarmadan edemeyeceğim. Bunlardan biri eskilerin ‘mehtap seyri’ dedikleri bugünlerde
artık unutulmuş ya da yalnızca âşıklara özgü sayılan bir keyif. Öteki ise bir ölçüde sürdürülmekte olan mesire
geleneği.

Söze önce mehtap seyri ile başlayalım.

Yazın Boğaziçi'ndeki yalılarda oturanlar geceleri mehtap seyrine çıkarlarmış. Burada yapılan, aslında kayıkla akşam
vaktinde bir Boğaz gezintisi. Buna eş dost da davet edilirmiş ki, keyif paylaşılsın. Bu sırada mehtap seyredilir, biraz
durularak sazlarla mehtaba çıkan diğer kayıklar dinlenir ve ayın güzelliği ile keyiflenilir, yakamoz denen denizdeki
fosforlu parıltılar seyredilirmiş.

İşin yeme içme kısmı ise, bu vesileyle konağa davet edilenlere ikram edilen yemekler söz konusu olunca gündeme
gelmekte. Abdülaziz Bey bunu şöyle anlatıyor: "Sofada da yaklaşık bir saat kadar sohbet ve muhabbet edilir, bu
arada yemek zamanı da gelmiş olurdu. Yalının bahçeye bakan içi beyazla boyanmış odasına geçilir, düz beyaz keten
takımlarla hazırlanmış mükemmel sofralara oturulur, yaz mevsimine mahsus tavuk kızartmaları, ıazc kuzu, sakız
veya asma kabağı dolmaları, taslarda kaynatılmış ve kaymak tutmuş sütler ve sonunda buzlu hoşaflarla yemekler
yenir, yine yalının büyük sofasında kahveler ve çubuklar içilirdi."

Bir başka mehtap sefası ise sırf bunun için yahya konuk davet edilerek yapılanı. Burada genellikle teklifsiz ahbapların
çağrılması söz konusu. Ama bu, yemeklerin daha az özenli oîıiüğu anlamına gelmiyor. "Boğaziçi’ne mahsus ve
sepetle tutulan taze mevsim balıkları, kuzu dolmaları, taze sebzeler ve börekler, yaz tarh vc sütlüleri, buzlu hoşaflar,
çeşitli dondurma ve şerbetler hazırlanır, karlıklara buzlar konur, her şey tamamlandıktan sonra içki içenfcr için
de çerez ve salatalar yapılırdı* diye anlatıyor Abdülaziz Bey

Mesireler ise bir başka âlem. Anlaşılan o ki, mesireye gitmek, o dönemin İstanbul’unda htmen her sınıftan
halkın ortak bir eğlencesi imiş. Ancak, bunların her birinin mesire gezisinin aynı olduğu düşünülemez.
Zenginlerin mesireleri elbette yeme içme bakımından da en ilginç olanı. Abdülaziz Bey, kitabında bunları şu
sözlerle anlatıyor: "Yalılardan mesirelere çıkan kübera hanımları evvelce anlatıldığı gibi aksama kadar mesirelerde
kalır, yemekler yenir, oyunlar, çalgılar ve salıncaklarda eğlenirlerdi. Taze mısırlar pişirilir, şerbetler içilir,
dondurmalar yenir, akşam olunca eğer mehtap varsa, aşçılar, hizmetçiler sahilhaneye dönerler, hanımlar
mehtap seyri için ezandan üç çeyrek saat sonra kayıklarına biner, cariyelerini de beraber alır, denize açılırlardı.
Sandallar çok yavaş hareket eder, etraf ve mehtap seyredilerek yalıya dönülürdü. Yalıda karşılayanlar tarafından
hepsinin yaşmak ve feraceleri alınır, birer kahve ve çubuk verilir, müzeyyen tepsi ve tabaklar içinde kavun,
karpuz, üzüm gibi meyveler çıtakr{dj).*

AA
Dalıa mütevazı çevrelerde dc y iy ip içme askı eksik değil. "fstanbulîla oturup da yalısı vc sa yfiyesi d İ mayan hanımlar
seyir için gerekli hazırlıkları evlerinde yaparlardı. Rumeli tadından Anadolu laralıntlaki mesirelerden birine gidilmek
istendiğinde mecburen kayıkla gidilirdi.Rumeli taralında oturanlar Kâğıthane'ye, Vehefendi Cayırı'na. Anadolu tarafında
Üsküdar vt Kadıköy’de' (>lanlar mesela FeÖer Liahçesi mesiresine gitmek islerlerse üküz arabalarından hir ikisini
gûnlûgûijeî kiralarlardı. Akşamdan taze zeytinyağlı üzüm yaprağı dolması, irmik helvası, bir hayli el sûgüşü pişirilir,
mevsimine: güre meyyefer, sakıtalar hazırlanır, yumurta, taze Soğan, peynir, sarılalya, çiroz gibi şeyler de urutlulmajdı."

Şimffi sıra, soıı dönemin saray yaşantısındaki yeme içme konusuna gelip dayandı.

I.İLİ konuda elimizde oldukça önemli bir anılar kitabı var. Leyla Saz,sarayda yLi^amıs ve ulan biteni birinci elden
âm n bir sanatçı, Sarayda yaşadığı dönem. 185Q'li yılların başından imparatorluğun son günleri arasında kalan
yıllar, Yani'^smanh'nın son gûnln i. Saz, Hotorhi /çyücü kitabında İmparatorluğun hu son dönem saray yaşantısının
Ser yandı ve yeri düştükçe de sarayın yemeklerini olanca Ayrıntısıyla acılatıyor.

Anılannııı bizim açımızdan ilk dikkati çeken satırları, padişaha nasıl servis yapıldığım anlattığı bölümde yer alıyor.
Burada sözü edilen bir kahve servisi. Ahdsılaziz liey:in anlattığı, konuklarda yapılan kahve servisinr benzer yanları
çok. Attıa saraydaki servis birinci ağızdan anlatıldığı için, yiııe de aktarılmaya de^er.

’lıaz, hifie.n sazendelerin arzularına


bırakılan tııakamdan başlar. Peşrev ve
besteden sonra keınençe taksime
baslarken önde kahveci usta, arkasında
Ü2Cİ giyinmiş gençler girerler. Usta,
aşındaki tabla fesinin kenarına sardığı
yemenisinin üst ime ustalık alameti
olarakihap olunan kabak çiçeği şekline
beım elmaslarım takmıştır. Arkasında
ikiörç^Jgcı, entarisinin üstünde sıkası
vardır. (Saka, ipekli kumaş tizeritıe
etrafı simıa ile işlenmiş geniş hırkadır,)

(...) Kahveci usta; sımıalı, İncili, ortası


elmaslı, tırtır saçaklı yuvarlak kahve
örtüsünü bir tarafından büküp iki kızın
aAjRÎEl arasına sıkıştırır, sonra
kenarından sarkıtıp tua tıklan altın
tepsideki murassa zarfların birini alıp
fincanı yerteŞürir. Kahvecilerden birinin
diııde bir sıil vardır. Bu stil, üç alutı
ımciıle asılmış ayaldi leğen şeklindedir.
Bu stilde SıCak külde, hararetini
muhafaza eden bir sügüm vardır. İçi
pamuklu, yuvarlak, ipekli küçük
destimal ile bu güğümü kulpundan
tutarak kahvçjfi fincana koyup padişah
biletlerine takdim eder.

'Kadınlara da verini;' emr-i şahanesi üzerine büyük hareınleıiııe de verirler. O zarflar da mücevherlidir, Zarfın
ayağının kenarlarından iki parmakla zarıfane tutup içerler, Fincanlar iade olunurken kemence taksimini ikmal
ederek karcıgam yaklaşır.

Leyla Saz’uı anılarında, bu kahve seıemonisi gözlemi önemli olmakla birlikte, ilerleyen sayfalarda, asıl sarayda nefer
yenilip içildiği üzerine daha geniş bölümlere rastlanıp Bunlardan (ince sarayda orucun nasıl bozulduğunun anlatıldığı
kısabölüme bakalım.

1Eîan veya îop işitilince kimi bir çimdik tuz veya külle, kimi zemzemle orucunu açardı. İftariye büyük tepsi ite çıkarılırdı,
.^oraları herkese ayn ayn, üzeri sırma ve pulla işlenmiş örtülü küçiık masalar üstüne konmuş gümüş tepsilerde bir fincan
zemzem, istiridye yahut yaprak şekfinde küçük gümüş tabaklarda birkaç hurma, zeytin, paslnma, sucuk, p e y n i r , reçel,
bir tane yumurta, bir küçük kâse çorba, bir yuvarlak pide, bir nemli destimal (elbezi) gelirmek âdeUeııdi.
Kalfalar kendi odalarına toplanıp büyük tepside iftar ederlerdi."

Leyla Saz, sarayda gene) olarak neler yenilip içildiğini anlattığı bolüme maaşlarla başlarsa da sözü uzatmadan hemen
yiyecek ve içeceğe getirir.

Söze kahvaltı ile başlayalım. ' ...Her sabah gelen kahvaltıda bulunan yiyecekler şunlardı: Somun, külah peyniri,
büyük gümüş tabakta yaprlmç kaymak. ’ Saz. külah peynirinin saraya özgü, çok güzel bir çeşit tuzsuz beyazpeymr
olduğunu söylüyor. Ancak birkaç sayfa ötede, sabah kahvaltısından yeniden söz ediyor ve bu kez mönüye bal. reçel,

A
sara/a soğuk kanırma ve yumurtayı da ekliyor. Herhalde gerçek mönü bu iki tanımlamanın bütünü ofma/t. Çünkü birinci
o riIS S ı sayılan mönü çok kısıdı. Belki de bunların sarayda özel olarak yapılmış yiyecekler olduğu vurgulanmak isteniyor,
birMel?... Yani başka bir deyişle, bunlar dîvandan alınmıyorlar. Böyle düşünülmesinin nedeni, Leyla Saz'ın bu ilk mönüyü
saydıktan sonra, "Gelen bu yiyecekler dışarıda satılmadığından toplanıp çırak saraylılara (evlenip saraydan ayrılmış
kadınlar T.Ş.) sepetlerle hediye gönderilir ve pek hoşa giderdi. Onlar da uskumru ve midye dolması şeylerle
karşılık verirlerdi" sözleri. Bir de bu arada, sabah kahvaltısında bile etin, soğuk kavurma biçiminde, sofradan eksik
edilmemiş olması dikkati çekici.

Leyla Sa* anılarında, öğle ve akşam yemeklerinden söz ederken genel geçer bir mönü veriyor. "Tabfaîann hepsinde
daima bir türlü eı, bazen tavuk, börek, tatlı, birkaç sebze ve pilav vardır" diyor. Saz’ın anlattığına göre makarna pek
seyrek çıkarılan bir yemek. Aynca Yierak^m kapaklı küçük bakır güğümle her tablanın hoşafı getirdi' diye yazıyor.

Bunlar yemeğin asıl bölümüne ilişkin notlar. Bir de mezeler ve modern anlamıyla ‘deşer servisi' bölümü var. Saz
bunlan da kaydetmeden geçmemiş: "Öğle yemeği ile beraber üstü meşin kaplanmış kapakla kapanıp çuha çanu
içine konup bağlanmış kenarı gümüşte büyük tepside reçel, kaşar peyniri, zeytin, sucuk, pastırma, havyar ve yeşi
salata’ verilirmiş. Akşam yemeklerinde ise bu mezeler yok. Onun yerine yemekten ayn olarak aynı tepside tabaklarb
mevsim meyvelerinin geldiği belirtiliyor. Ancak, yine aynı antlardan bu meyvelerin yemeğin hemen ardından
değil, -çünkü akşam yemeği çok erken saatte yenirmiş-, ancak gecenin ilerleyen saatlerinde yendiğini öğreniyoruz.
Aynca sarayda ikindi vaktinde yemek yeme alışkanlığı bulunmadığını yine Leyla Saz'ın notlarından öğrenmiş
oluyoruz.

Leyla Saz’m anılarında önemli bir tarih de çatalın Osmanlı sarayında kullanılmaya başlanmasına ilişkin olanı. Saz,
bunun Hicri 1276 (Miladi 1860) yılında olduğunu belirtiyor, "(bu tarihten) sonra çatal kullanılmaya ve sofralarda
masaüstüne konulmaya başlandı" diyor.

Anıların en çarpıcı bölümü ise, yazarın sultan


sofralarını anlattığı bölüm. "Hicri 1276’ya
(Miladi 1860. bir başka deyişle Sultan Mccit’in
saltanatının son yılına) kadar sultanların
sofralan, oturdukları odaların birinde bir kenara
kurulurdu. Şöyle ki, yere yayılan sırmalı, pullu
müdevver yaygı üzerine altı ayaklı gümüş
iskemleye yine öyle bir örtü örtülüp üstüne
yuvarlak gümüş bir tepsi oturtulur, kenarına
ekşi lakımı, tuz ve biberlik, limon suyu, ince
tülbent destimal (havlu), üzerine mercan saplı
veya fildişi çorba ve pilav kaşığı, bağa tatlı kaşığı
ve ekmek konur, yanında diğer bir destimal
bulunurdu. Su içilmediğinden su takımı
konmazdı.

Yemekten sonra eller yıkanıp sofranın etrafına


konmuş küçük şiltelere oturulur, küçük şehzade
ve sultanı varsa onlar da beraber otururlar.
Büyük kalfasını da bazen alırlardı.

Yemek, tepsinin ortasındaki gümüş veya


Saksonya tabaklardan üç parmağın uçlariyle
alınıp yenir ve öyle dikkatli, nazikane alınır
ki, parmakların uçları pek az yağlanırdı. Filer,
ibriktarın hazır bulundurduğu gümüş leğen
ibrikte yıkanırdı. Yemek vc el havlularının
başları sırmalı işlemeli olurdu. Nihali, tersine
kapanmış ayaklı ve kenarı kafesli tabak gibidir.
Saraylarda gümüştendi. Konaklarda kırmızı
veya siyah meşin üstüne, kenarı ve ortası
sırma işlenmiş, yuvarlak, kalınca ve düz
olurdu.

Kahve içmek âdeti de vardı. Tabii küçükler ve yaşlılar için değil. Kahve nöbetçilerinin biri kahveyi, biri stili, biri
de tepsiyi getirir, diğeri de verirdi."

Sultanların sofralarından sonra, yazarımız kısaca da olsa, diğer saraylıların yemekleri konusunda bazı açıklamalar
getirmiş. Onları aktararak biz de sözlerimize son verelim. "Kalfalar da odalarında hep bir sofrada yerler. Örtüler
ipekle kasnak işlemelidir. İskemleleri ceviz, tepsiler boyalıdır. Yemek tabakları kapakları beyaz ya da çiçekli yerli
yapımdır. Gümüş kaşıklarını ve havlularını acemileri getirir, götiırür.

Her kalfanın destimali, sabunu, su dolu bir gümüş tası vardır. Eller silinir, su değiştirilip bir daha silinir, muslukta da
sudan geçirilir.

Umumi sofralar dairenin alt sofasına kurulur. Büyük bakır sini, bakır sahanlar kullanılır. Sularını, kaşıklarını
kendileri getinrler; sonra kendileri yıkar, torbalarına koyarlar."

işte, Cumhuriyel'in başlangıcının hemen öncesinde Osmanlı İmparatorluğumun sarayındaki görünüm buydu.
Lo r (>*%L\ r

Çorbalar dalma Türk mutfağının demirbaş yemekleri tanınmamakta; ancak, bunun suçu tarhanadan çok onu
anısında sayılagelmiştir. Yabancı yazarların hemen hepsi yeterince dünyaya tanılamayan bızlerde aranmalı.
bu zenginliği biraz da ballandıra ballandıra anlatırlar. Tarhananın en önemli kullanım alanlarından biri de
Gerçi burada, deyim yerindeyse, bir 'yanlış anlama" da elbette çorbalar. Burada biz bu çok Önemli Türk
söz konusudur. Bizim tencere yemeklerimizin çoğu, yiyeceğinin hem düz, hem de kıymalı çorbalarının
örneğin elli k u m f a s ı ı l y e . bize göre hır ana yemek. tariflerini verdik.
Baıılılar'a göre ise düpedüz bir çorbadır Nitekim,
Almanlar bizim kumfasulyenirı çok benzeri bir yemeği, Kökeni tarih öncesi çağlara kadar giden bir gelenek de
"Bohnensuppe" olarak bilir ve çorba niyetine yerler. avın iç organlarının çok değerli sayılarak, ava son
Oyü bizim çorbalarımız daha sulu, daha az taneli, daha öldürücü darbeyi vuran avcıya verilmesi insanların
az edi ya da sebzelidir. O nedenle çorba bizde içilir. avcılık ve toplayıcılık ile geçindiği dönemlerden kalan
Hanlılar ise çorbalarının içine bol miktarda tıamurişi, bu geleneğin Türkler'de de geçerli olmadığı söylenemez.
'nakliyal, sebze, daha az sayıda çorbaya da değişik et Sakatat tüketimi bir anlamda, özel bir ödülle gelen
parçalan koyarlar. Bu nedenle de onlar çorbalarım ayrıcalığı belirtir. Bugün sakatatın o kadar popüler
"içmezler", "yerler". Aradaki bu temel farkı belirtmekle olmaması bu gerçeği elbette değiştirmez. Sakatatın
birlikle, yine de Türk mutfağının her dönemde çorbalar kulanım alanında en ilginç örneklerini ise çorbalarda
açısından zengin olduğunu söylersek fazla abartmış görmekteyiz. İmparatorluk muılağından günümüze
olmayız, kalan örnek, işkembe çorbası. Bu çorba, bugün bile,
özellikle İstanbul başta olmak üzere büyük kemlerde
Burada yer alan çorbaların bir bölümü çok eskilere hâlâ özel dükkânlarda hazırlanıp satılmakta ve epey de
dayanan bir tarihe sahip. Mercimek, Orta Asya'dan ben bir meraklısı var. Buna karşılık ciğer çorbası sanki
bizim mutlağımızda yerini almış çok temel bir besin zamanın derinliklerinde hapsolup kalmış gibi. Bu
maddesi. O nedenle, belki de bütün bu çorbalar içinde bölümdeki tarifler içinde ciğer çorbasının bir özelliği
mercimek çorbası tarih; en gerilere giden olmalı. Nohut de, çorbalarda büyük olasılıkla Bizans'tan bize geçen
için aynı şeyi $öyleycmesek hile, nohut çorbası da bir ünlü "terbiye'nin bu yemekte kullanılm ış olması.
bakliyat çorbası olarak mercimek ile belli bir lemel Yemeğin pişme suyu ile koyulaşlınçı özelliği öteden beri
benzerliği paylaşmakta, bilinen yumurta şansı ve sirke ya da günümüzde giderek
li m o n suyunun da bileşiminden oluşan, ekşi, yemeği
lirikte de, Çinlilerle ilişkilerin başlamasından bu yana koyultan ve kadifeleştiren bu sos gerçekten bizim
bizim mutfağımıza girdiği düşünülen bir yiyecek mutfağımızın en seçkin özelliklerinden biri olmayı
olduğundan bu çorbayı da Ona Asya dönemlerine kadar s ü rd ü rü r. Terbiye kullanım ı elbette yalnızca ciğer
geri götürmek mümkün. Nitekim bizim erişte çorbasıyla sınırlı sayılmaz. Hemen her çorba, örneğin
çorbamızın çok benzerleri hâlâ Çin mutfağında yaygın bir başka sakatat yemeği oları işkembe çorbası, pekâlâ
olarak görülmekle. Aynı kategoride anılması gereken terbiyeli olarak da hazırlanabilir. Terbiye etmek, bazı
şehriye çorbasını da bunun bir uzantısı olarak görmek etli dolmalar ya da sulu tencere yemeklerinin birçoğu
gerekiyor. için de gelenek bakımı ndan nerdey.se bir zorunluk sayını".

Mamurişli çorbalardan söz ederken konu isler islemez Piliç çorbasının birçok mutfakta benzerlerini görmek
tarhanaya da gelmekte. Tarhana. Türkler’in dünya mümkün. Ancak bizim tariflerimizde yine de yerel bazı
mutfak kültürüne ekledikleri en önemli ürünlerden özellikler görülmekte. Özellikle bu çorbanın yoğun ve
biri. Gerçi bu ürütı dünyammn diğer yerlerinde yeterince yum una sarısı ile yapılan ve bugün hemen hemen

4 ^eftîflJcııiiiL EiLmuzt s iy a /f tin d e ç o ıb ü itc n ftT


Lrwıi, S in ratm c-ı V th b i, Ttipltapt Sdrrayı M ü zesi y 5 0 a .
M XVIII yüzyMn
jiKİrdjtJmrn
iftu ı yemeği,

bütünüyle unutulmuş tekniklerle pişirilmiş


olan bir biçimini lIu olmasını esas kabul
anmadan geçmeyelim. eden dönemin Türk
mutfak anlayışıyla
Çorbalarda yoğurttan bağdaşmamış. Ama
da söz etm işk en yine de balığın ve
yoğun çorba sm a deniz: ürünlerinin taze
değinmemek olmaz. olarak bulunabildiği
Yoğurt, T ü rkler'in yerlerde ve özellikle
mutfak dünyasına armağanlarından bir diğeri olarak Saray mutfağında bu nadide yiyecekler yeterince
bilinir ve bununla rıt: kadar gurur duyulsa azdır. Yakın kullanılmış. Balığın ve deniz ürünlerinin alışılagelmiş
zamana kadar yerci bir yiyecek olarak kalan yoğurdun yemeklerinin yanı sıra çorbalarının varlığım da eski
son yirmi-otuz yıl içinde Ban dünyasınca kesfinin kaynaklardan biliyoruz. Bu bölümde beyaz ve kırmızı
sonuçlan büyük bir patlamayı göstermekte, Ancak yine etli balıklar için yazılmış iki yemek tarifi ile bir
deyoğurtlun bizim kullandığımız genişlikle bir yelpazede de bugdaylı balık çorbası tarifini bulacaksınız.
değerlendirilemediği de ortada. Nitekim Batı, yoğurtlu
neredeyse yalnızca meyveli ve şekerli olarak, hafifçe Ekşili lob usa çorbası, bizde artık giderek gerilerde kalan
sulandırılmış bir kıvamda yiyiyor. Bir de yoğurttan lob usa geleneklerine değinmesi açısından önemli.
Trozen yoghuıt1 ' adı verilen bir Lü r dondurma Tarifinin de ilginç olduğunu bu arada belindim.
yapılmakta. Oysa bizim buraya aldığımız yoğurt çorbası
tarifi, Türkler'in bu muhteşem yiyeceği ne kadar çeşitli Terbiyeli patates çorbası ise, patates gibi mutfağımıza
kullandıklanna çok iyi bir örnek oluşturmakta. Aynaı aşağı yukarı iki yüzyıl önce girmiş ve dolayısıyla bizler
yoğurtla tatlandırılmış ve içindeki eliyle ayrı bir için çok yeni sayılabilecek bir yiyeceğin, daha o günlerde
zenginliği bulunan, çok ünlü bir klasik yemek olan nasıl çabucak beğenildiğini, daha da önemlisi,
düğünçorbasının da eski bir (arifini bu bölümde benimsendiğini göstermesi bakımından oklukça ilgi
bulacaksınız. çekici. Bir başka önemli nokta da. kökeni neresi olursa
olsun, Türkler'in yabancı bir yiyeceğe bile yemek
Tûrklerin Osmanlı imparatorluğu döneminde, büyük anlayışlarıyla kendi damgalarını vurarak ondan
çapta artık yerleşik bir topluluk durumuna geldiği ve geleneksel bir tat çıkarma başarısın i gösterdiklerini bu
imparatorluğun Akdeniz'i Kamalılardan sonra bir kez yemek sayesinde kolayca görebilmemiz.
dana "Mane Nosırum" -yani ’ Bizim Deniz"- diye anılacak
biçimde çevrelediği, bilenen bit gerçek. Ancak, kıyı Tûrklerin İmparatorluk dönemi m utlaklarındaki
kentlerinde oturanlar balığa ve diğer deniz ürünlerine çorbalar, tıpkı bütün öteki yemek kategorilerinde olduğu
eğilim gösterseler de; balık ve deniz ürünlerine Türkler'in gibi, elbette bu bölümdekilerle sınırlı değil. Deniz
genelde ilgi duymadıkları da çok söylenir. Bu bir ölçüde ürünlerini içermesi açısından bir pavurya, bir karides
doğru olmakla birlikle, zamanın balığın lazeliginı ya da bir isliridve çorbası, bugün anık bütünüyle ortadan
korumak bakımından yeterli teknolojiyi sunmadığını kalkmış olan bir mülhiye çorbası. Lallı vc acıbademleri
da hanrlamakı a yarar var Diğer komşu kültürlerin içeren bir badem sübyesi çorbası, bir baş çorbası da bu
balıklardaki bu tazelik eksikliğim sosla ve yoğun repertuvara eklenmesi gereken örneklerden yalnızca
baharatla kapatma yöntemleri, her şeyin lazc ve basit bi rkaçıyds.

4 >îJi3 K İ™ ji ntnıırtiiKİe rivdjfr.


irrni, SıcrttıîtBt-l VfhM, TnjjJiujjı Satdyi Müiesi 5\
M alzem esi: Yapılıp:
- 1 İt. et suyu (4 su büfılağı) 1. Et suyıımı tencerede kaynatın, tiir kanla limon suyunu, un ve
-1 (tdet limon (suyu) yunuı ita lada birlikte çırpın. liu terbiyeye suyu ekleyip kanan ın. Terbiyeyi
- 25.flJ". u}t Ö i'orbct %. > iıi^- to^vik kalmaması için ni.irt.'kli asn^tıratak, çorbaya yedirin Hir efeırn
- 2 (i(tct yıt-mıtrla kaynatıp çorbayı ateşlen alın. Tuzunu ayarlayın.
- 6(X) rnl. sh (2 2/5 su bardağı) 2. Kıymayı tuz vc biber ile yoğurup, f(tVİıW n tv.ruv. daha iri. UL'ujnk
-350 gr, ince ç&kîİm tj gfeu kıy inam köfteler yapın. Köfteleri biraz unlayın. Bir tavada tereyağının 2 çorba
- tuz
kaşığını kızdırın. Köfteleri içine atarak iyiee JflMHin. Kızaran köfteleri
-taze çvkifoıiş kımihihvr yağıyla birlikle çorbanın içine boşalım.
■60 gr. tereyağı >'i çorba kş.)
- \/2 çay kş. laih toz kırmızıbiber 3. Bu arada kalan LeTeyadını kırıftzıbiber ve salça ile ezerek! kızdınn.
-(2 çay kş.) domates, salçası Çoıtanın üstüne biljeıiı yağı gezdirip. reyhan ya ida maydanoz serplğtliierek
- (j/2 çorl?a ty. ) kunt reyhan servis| yapın.
yad a h o ıı maydanoz.

D ü ğ ü n ço rb ası
5 k işilik
M alzem esi: Yapthşt:
-45 gr, tereyağı (3 çorba kşj. 1. Tencerede yağın yansını t:l itin Yağ kızınca etleri içine atıp biraz
-350gr. kuzu eti (küçük küpler kızanın. Üzerlerine suyunu ve suyu ekleyip, bir taşım kaynatın,
hiçim inde doğrunm iş) Ateşi kjşıp etler iyice yumuşayıncayi kadar pişirin,
- ! adettogan (rendelenp. tülbtyıttün 2. Bir kapta Umarı suyunu ve unu yumurtalarla birlikte çırpın, Bu
geçmle&k suyu sıkttmtş) terbiyeye er suyunu katıp karıştım. Terbiydi el suyunu şikyeçtetji
- 500 mi. su (2 su fardağt) süzdürüp, İliç topak katmaması için sürekli karıştırarak çorbaya yedilin.
- 1 adet Uman (suyu) Biı ta^ıııı kaynatıp ateşteft Ilın. Tununu ayarlayın.
- 25 gr. un 3 çorba kş.
-2 atid yumurta 3- Bu araçla tavackı tereyağını kırmızıbiber ve salç| İle ezerek kızdınn.
t İt. et suyu (4 su burdağu Ltleı i tenceredeki çorbaıüiı içine boşalttfj* Çotb^||ı üzerine biberli yşjgı
-tuz gezdirip, reyhan ya da maydanoz, serpiştirerek servis yapın,
- jM çay kf. latlt toz kırmızıbiber
•domates salçası
- j/2 çorba kş. kim i tvyban
ya da kum maydanoz.

Y o ğ u rtlu Ç o rb a
3 k iş ilik

M alzem esi; Y u p ılîşı:


- tOOgr. tcıvyaftı <6.5 çorba kş.) 1. Tereyağını bir tencerede eritin. Unu kalıp, çırpma reli ile karıştırarak
- 25 gr. un (3 çotiia kş'.) biıtaç dakika kavurun. Tencereye az« azar et suyunu ekleyin, topak
-1 İt. et suyu ya da tavuk suyu kalmayıneaya kadar kanştmirak yaklaşıp İS dakika pişirin.
(4 su fartfçği) 2. Bir kapla yoğurtlu |nz el suyu ile çırparak sulandırın. Çorba jşc^ıd^şmayâ
-3 0 0 gr. yoğurt başlayınca. SülşnçMrmş yo£uıdu reneereye eldeyim Sürekli kandırarak
-tuz un kokusu gidinceye kadar çorbayı pişirmeyi sürdürün. Tuzunu ayarlayın
■/ çaykş. kurtt. nane. ve atehten alın.
3- Pişen 'çorbayı kaselere bölüştürüp, üzerine kuru nane serperek servis
yapın.

N ot: Bu torbaya pişme sırasında pirinç konursa, çorba ’yuyla çorbacı1


adım alır.
5 k işilik

M a lze m e si: Y a p ılış ı:


- 100 ml. zeytinyağı 1. Zeytinyağını bir tencerede kızdırın. Kızgın yağda, soğanları biraz tuz
(7 çorba kş.) serperek pembeleşinceye kadar kavurun. İnce kıyılmış maydanoz ve
-200gr. soğan (ince kıyılmış). naneyi ekleyin, biıa/. daha kavurarak suyu ve sirkeyi katın. Yaklaşık 10
(2 orta boy) dakika kaynatıp, ateşten alın, tenceredeki malzemenin suyunu bir
- i uz tülbentten (ya da süzgeçten) lam / bir tencereye süzdürün.
- j/2 bağ maydanoz 2. Sirkeli suyun içerisine balıkları yerleştirip, tencereyi ateşe oturtun.
(ince kıyılmış) Kapağını kapatıp, balıklan iyice pişirin. Tencereyi ateşten alıp, balıkları
■ı 2 büğ toze nane çıkarın. Derileriyle kılçıklarını ayıklayarak etlerini bir tabağa alın. Tenceredeki
( ince kıyılmış) balık suyunu ise tekrar bir tülbentten temiz bir tencereye süzdürün.
- 50 ml. sirke 0/5 su bardağı)
3. Buğd'm, üzerini 4 parmak Aşacak kadar su ile tencereye koyup, ateşe
I kg. levrek, veya kefal balığı
otunun. Bir taşım kaynatın. Ateşi kısıp, buğdayı pişmeye bırakın. Buğdaylar
(temizleııip. tuzlanmış)
yumuşamaya başladığında dibine yapışmaması için bir kepçe ile karıştırın.
- 2 50 gr. kabaksız keşkektik buğday
Koyulaşma başlar başlamaz üzerinde biriken kefî alıp, atın. Attığınız kel’
(ayıklanıp, yıkanmış)
kadar temiz su ekleyip pişirmeyi sürdürün. Bu kefalına işlemini 3-4 kez
-2 U su (S su bardağı)
jdctârJayjpı buğday yumuşayınca tencereyi ateşten aba
-2 adet yumurta sarısı
(çırpılmış) 4. Tenceredeki buğdayı biraz dinlendirdikten sonra tülbentten temiz bir
- //- adet limon (suyu). tencereye süzdürün. Yeniden ateşe oturtun. Koyulaşmaya başlayınca
süzdürdüğünüz balık suyunu azar azar karıştınn.
5. Bir kapta yumurta sarılarını limon suyu ile çırparak terbiyeyi hazırlayın.
Oııbunın suyundan kalarak terbiyeyi ıhndtnn. SürekJi kanştiMrak terbiyeyi
çorbaya yedirin Yumurta kokusu gidinceye kadar çorbayı pişirip ateşten
alın.
6. Balık etlerini kâselere paylaştırın. Üzerlerine çorbasını bölüştürüp,
sıcak olarak servis yapın.

B alık Ç o rb a s ı
5 kişilik
M alzem esi: Y a p tlrşt:
-100 ml. zeytinyağı <7 çorba kş.) 1. Zeytinyağını tencerede kızdırın. Yağ kızınca, içinde soğanları biraz
-300gr. soğan <ince kıyılmış), tuz serperek pembeleşinceye kadar kavurun. İlkin ince kıyılmış maydanoz
(3 of'lu boy) ve naneyi, biraz daha kavurduktan sonra suyu ve sirkeyi ekleyin. İyice
- tuz kaynatıp, ateşi kısın ve 15 dakika daha pişirin. Ateşten alın, tenceredeki
- [/2 bağ maydanoz (ince kıyılmış) mafaernenûı suyuna bir tülbentten (ya da süzgeçten) temiz bir tencereye
j - bağ uıze nane (ince kıyılmış) süzdürün.
- 1.5 It. su (6 su bardağı) 2. Sirkeli suyun içerisine balıkları yerleştirip, tencereyi ateşe oturtun.
- 50 ml. sirke ( //5su bardağı) Kapağını kapatarak balıklan iyice pişirin. Tencereyi ateşlen alıp, balıkları
- I kg. levrek ya da kefal balığı çıkarın. Derilerini ve kılçıklarını ayıklayın, ederini bir tabağa alın
fh'mizkmip, m zlanm iş) Tenceredeki balık suyunu ise yeniden bir tülbentten temiz bir tencereye
-2 adet yumurta sarısı (çırpılmış) süzdürün.
- 1 - çay kş. safran 3. Yumurta sanlarını biraz su ile çırpın. Safranı limon suyu ile karıştırın.
- j/2 adet limon (suyu;
Su ile çırpılmış yumurtayı azar azar balık suyuna yedirip, yumurta kokusu
- tuz
gidinceye kadar kısık ateşte yaklaşık 5 dakika pişirin. Safranlı limon
- j/J çay kş.tarçın.
suyunu kaun. Tuzunu ayarlayıp ateşten alın, tarçın) katarak J saat
dinlenmeye bırakın.
4. Bu süre sonunda balık etlerini kâselere paylaştırın, ( 'zerlerine: sıcak
balık suyunu bölüştürüp, sıcak olarak servis yapın.

>1
5 kişilik
M alzem esi: Y a p ılış ı:
- '200gr. tarhana 1. Tarhanayı 1su bardağı soğuk su ile karıştırarak yumuşatın. Eı suyunu
- t. 5 it. el suyu f6 su bardağı/ tencereye koyup, ona nteşe oturtun. Ilınınca içine tarhanayı katıp,
- tuz topaklanmaması için, kıvamını buluncaya kadar sürekli karıştırın.
- 100 gr. tereyağı <6.5 çorba k şj 2. Tuzunu ayarlayıp, iki taşını kaynatarak çorbayı ateşten alın. Tavada
-200gr. yağsız kuzu kıyması. tereyağını eritin. Yağ kızınca kıymayı ekleyip yaklaşık 5 dakika kavurun.
3. Kavrulmuş kıymayı çorbanın içine boşaltıp, sıcak olarak servis yapın.

Not: Eğer tarhana çorlxı.sını kıymasız istiyorsanız 1 diş samıısağı havanda


tuz ile dövdükten sonra, 30 mİ. (2 çorba kaşığı) zeytinyağı ile karıştırıp,
İni sarımsaklı yağı çorbanın üzerine gezdirerek de hazırlayabilirsiniz.
Eskiden genellikle kıyılardaki yerleşim yerlerinde pişirilen tarhananın
bu çeşidine 'taratorhı tarhana çorbası’ adı verilir.

T a r h a n a Ç o rb a s ı______________________________
k i.şilik

M alzem esi: Y a p ılışı:


İ5 gr. tarhana ı. Tarhanayı 1 su bardağı soğuk su ile karıştırarak yumuşatın. Et suyunu
-1.5 it. et suyu (6 su bardağı) tencereye koyup, orta ateşe oturtun. Ilınınca tarhanayı katıp,
- tuz topaklanmaması için, kıvamını buluncaya kadar sürekli karıştırın.
- /50gr. tereyağı (10 çorha k$.) 2 . Tuzunu ayarlayıp, iki taşım kaynatarak çorbayı ateşten alın. Bir tavada
I ~ vkmek<kuçuk kupıer lereyagım eritin. Yağ kızınca, küçük küpler biçiminde kesilmiş olan
?ıçimmde doğranmış). ekmek parçalarını içine atın. Ekmekleri altın sarısı renk alıncaya kadar
kızartıp, yağı ile birlikle tenceredeki çorbanın içine boşaltın. Çorbayı
sıcak olarak servis yapın.

%
M alzem esi: Y a p ılış ı:
-3.30 gr. kuzu ya dak&fım ciğer, 1. Cigeriert, kam iyice gitmişi için biraz Suda bırakın. Sonra tıkayıp
tkwşıik küpler hkuniude süzdürerek bir tencereye yuı k^Lirsn.
dMmmvş) 2. LJzerine et suyunu ekleyin. Bir taşım kaynatın vc ateşi kısarak 10
- 1.5 it. vt suyu (6 stt bardağı) dakik;* pişirin Tuzunu ayarla yîjfı
-tın
- 2 »del yunanla E cîjvs/
3. lîiı kapta yum'.nta sariannı limon suyu ile çırparak terbiyeyi hazırlayın.
■j. - 'adetlim on (suyu)yu da
Çorbanın suyundan kaiafdk ılımamı. j|prlxıyı süıekli karıştirârak terbiyeyi
50 mi. w 'ke (j/.î sıt bardıîğtj
çorbaya yedirin. Koyulaşıp, yünlüm kokusu gidinceye kadar çorbayı
pişirip aresteri alın.
- KX> ,gr m vyüğı (6 .5 a ıılk i >
- çay lq ,kım ızı puİbiber 4. Tavada (eteyagıoı kırmızıbiberle feirfikte kızdırıp, çorbanın yzerine bilıerli
- ! - bağ taze nane ya d(t yaC;ı gradiriiı. fnce kıyılmış nane ya tkı mavdan<w serperek sen is yapırk
maydanoz t inde hyıtniış).
:V«f; [■ğer çorbanın d$ha koyu kıvaâıfi çapasını istiyotsanız y.ınnır.:i lı
lertîiyosine 1 çorba kaşığı ün kacabitifsirtifc

İş k e m b e Ç o rb ası
5 k iş ilik

M alzem esi: Yapıhşt:


- 5Myj-. kuzu işkembesi 1. Temizlenmiş ve yıkanmış işkembeyi bir leneertye döşeyip, ürerine .suyu
(temizlenmiş) kuyun ite kaynamaya bırakın. İyice yumuşayıncaya kadar pişirip, tuzunu
-2.5II, su s ta sn bttnlağtj ekleyin. P^n işkemboi şüzdüııçrek suyüncün yikJM§ bşipoğjaiTia tahtası
-tuz iizcrinıv yerleşti™ ve fındık hünikiügünde jıurcalar biciiiiinde don Qi LLyın.
■50gr. mı fi çorbft kş.) 2. iskt'inhemıı âuyuodan bir kepçe niij>, unu ş.üiandırın Unlu sayu
-2 adei ym nurla c<)!'h:ıy:ı k:ıüıı. k:i;işnı:Li';ik rnı'huyi Llîf.^e (UurUijJ kıvamı k-uyula^ınca^ ll
■*50 mİ. ,ı'irise 11 Ş, sii biîi'daği) knd:ij pişirin. Do^r|dıgın[/ ilkemileleri leriCereye boşaltın ve 10 dakıkii
- tereyağı (6.5 M $a kşJ paha pişirmeyi sıinlıinirı.
- t cay kf. tsfam ptıfbiber
-2 cay k? ğomafçş.safoosı. 3. üir kapta yumuıtıkıi:. sirke-ye iıı/ ilt- ibikte tırpın. Çorbayı ateşlen
alın. Çorbanın suyundan hirtis; katil rak yııınurtaiı terbiyeyi ılındırın.
Çorbayı :-.ürı'kli kanşrıraral terb^eyi çorbay^ yedirin. Teııtertnitı kapağım
k;i|WtıpF3A dakika dinlenmeye bırakın.
4. Hu patla bir tavada tereyağını kırmızılîiber vu salça ile ı.ven.:k kı/dınn.
Çorbacı üzerine hibc-rli yağı gezdirerek servis yapın,

Not: İşkembenin suyıjt^un cSji:ill lezzetli plinaSı ieiıı içine l^rŞiç dis
s;Li ;ııss;ık soğan, ı^ıydarioz dalları ve hicaz ayçKxvk ]§feı katabiarsiniz.

Piliç Ç o rb ası
M alz em esi: Y ap ılışı:
- i adet p iliç ttemizlenip, \‘ikun inip, 1. Temi/lenuıis pilici alabilecek büyüklükte bir tencerede u:ıey:ı^ım
t fmtâ eıiıin. Ya£ kizıncLi j^İİİl İ tmccreye yerk'simank her yanı altın .sarısı renk
- J(İQ-gr. ıfefcyagi ?6_ ? çorbü h . ) alıncaya kadar kızartın.
- 7,5 h. su (6 su bardağı) 1. lîiı arada pilici atabilecek büyüklükte bir başka tencereye siayu kovup,
- 2 çay kf. dufhaitv: salçası bir taşını kaynauıt, Kızarmış piliei yağıyla biılikiL. kaynam.ık-a nlaıı
ı&şit h<miağı 'pirinç ya du suyug bulunduğu im m vye dikkatlice boşaltın,
tel şeMiyg
3- Harlı ateşte pilici iyice yurııu.şau]^ etleri kolayca kemiğinden ayrılır
- hız.
duruma gelinceye kadar vaklaşık iö dakiks pişirin. Üzerinde biriken
keli bir kevgir ile alıp. atın.
4. Piliri pisince tencereyi LiieşU'iı .ılın. Kemiki erin i avınp. ellerini küçük
lektnal:-' bieiiîiinde tiklin ve tenceredeki tavulç Oyunun içine atm.
jpoffinya duınates salçasın t koyun, eriyince} -■kada- kaçırt um.
5- Çorbayı aU^je vJULiLuyj biı tiaşım kajnatın Birinci ya da şehriyeyi ekkyip.
ytımıiçiiyıncaya l^dar pişirerek ate^ctı :ılın. Tıı/umı ayai'laysp, sıcak olarak
.w is yapın.
5 kişilik
M alzem esi: Yapılışı:
-200gr. kavrulmuş kıyma 1. Kıymayı, tuzu ve salçayı bir tencerede karıştırın. Üzerlerine suyu
-tuz koyup bir taşını kaynatın.
■I ça v kş. domates salçası
2. Su kaynayınca, çekilmiş mercimekleri ve bulguru da katıp karıştırın.
- 1.5 İt. su (6 su bardağı)
Soğanları ekleyip, ateşi kısın. Soğanlar iyice yumuşayıp, erimeye
- / su bardağı kırmızı mercimek başlayıncaya kadar, yaklaşık 10 dakika çorbayı pişirin.
<çekilmiş)
r ~ sn bardağı ince bulgur 3- Bu arada tereyağını tavada eritin. Yapı, esmerleşmesi için biraz kızdırıp,
-200gr. soğan (dörde bölünmüş). ateşten alın. Kırmızıbiberi erimiş yağla karıştırın. Çorba tenceresini
(2 orta boy) ateşten indirip biberli yağı içine boşaltın.
ngr. tereyağı O çorba kş.) 4. Mercimek çorbasını kâselere aktarıp, üzerine kırmızıbiber ve kuru
- / - çay kş. kırmızı jnıtbiber reyhan serperek servis yapıtı.
- ı - çay kş. kuru reyhan otu.

Ş e h riy e Ç o rb a sı
5 kişilik
M alzem esi: Y ap ılışı:
/. 5 it. et suyu ya da tanık suyu 1. Et suyu ya da tavuk suyunu tencereye koyarak ateşe oturtun. Suyun
(6 çorba kş.) üzeri dumanlanıp kaynamaya başlamadan henıen önce, şehriyeyi içine
-150gr. telşebri\eya da arpa şebriyv boşaltıp karıştırın, tencerenin kapağını kapatıp, çorbayı bir taşım
-tuz kaynatın. Ateşi kısın ve şehriyeler şişip, yumuşayıncaya kadar pişirin.
■100gr. tereyağı (6,5 Çorba kş.) Tuzunu ayarlayın.
- I çay kş. kırmızı pulbiber 2. Bu arada tereyağını, kırmızıbiber ve salçayla ezerek karıştırın. Birlikte
-2 çay kş. domates salçası. kızdırıp, ateşten alın. Çorbanın üzerine biberli yağı gezdirdikten sonıa
tencerenin kapağını kapatın. Çorbayı kâselere boşaltıp, sıcak olarak
servis yapın.

.Vot: Eğer çorbaya başka bir tat katmak isterseniz 2 adet yumurtayı bir
kâsede köpüriineeye kadar çırpın. Kapağını açıp, yumurtaları birden
tencereye boşaltın. Hemen karıştırıp, tencerenin kapağım kapatın. 5
dakika dinlendikten sonra kapağı açıp, üzerine kuru maydanoz ya da
reyhan serperek yanında limon suyu ile servis yapın.

E rişte Ç o rb a sı
5 kişilik
M alzem esi: Y ap ılışı:
-2 adet yumurta 1. Yumurtaları bir. kapta tuz ile birlikle çırpın. Yumuşak bir hamur elde
-tuz etmeye yetecek kadar unla karıştırıp yoğurun. Ele yapışmayan pürüzsüz
- 125gr. un ( l su bardağı) bir hamur elde ettikten sonra bunu topaklara ayırıp oklava ile yufka
- 1.5 İt. et suyu (6 su bardağı) kalınlığında açın. İler bir yufkayı, oklavaya bıçağı dayayarak 1,5 cm.
ı/2 bağ taze nane ya da genişliğinde şeritler biçiminde kesin. Bu şeritleri de enlemesine, kebap
maydanoz (ince kıyılmış). şişi kalınlığında yani yaklaşık 2 mm.'lik parçalara ayımı. Erişteleri birbirine
yapışmamaları için unlayın.
2. Et ya da tavuk suyunu tencereye koyarak ateşe oturtun. Fazla unlarını
aunalan için erişteleri bir eleğe koyup biraz sallayın. Suyun üzeri dumanlanıp,
kaynamaya başlamadan hemen önce erişteleri tenceredeki suya atıp,
karıştırın. Taşmaması için ara sıra karıştırarak pişirin. Tuzunu ayarlayın.
3. Pişen çorbayı ateşten alın, üzerine ince kıyılmış nane ya da maydanoz
serperek servis yapın.

Aot: Bu çorbanın hamurunu muska biçiminde keser ve pişmeye yakın


içine 2 çorba kaşığı sulandırılmış yoğurt eklerseniz, çorba ‘talar çorbası'
adını alır ve üzerine kuru nane serpilerek servis yapılır.
“ k im ilik

Malzemesi: Yapılışı:
500gr. patates (soyulmuş) 1. Patatesleri bir tencereye k oyu p , üzerlerini aşacak kadar su ekleyin.
- I İt. etüt yit (4 in bardağı) Harlı ateşte iyice yum uşayıncaya kadar .suyla pişiriri.
-250 gr. nzyagli köftelik kıyma 2. Kıymayı tuz w biber ile birlikte yogıırııp. fındıktan bira/ daha iri
-iıtz küçük köfteler yapın. Tereyağının 2 çorba kaşığını tavada kızdırın. Yağ
-taze çekihnilş karabiber kızınca köfteleri içine alarak iyice kızartın.
- 120gr. tereyağı (8 çorba kş.)
3. Pişen patateslerin su yu n u n birazını süzdürüp, üzerine et suyunu
■i/? adet limon (suyu)
ekleyin. Tel .süzgeçten ya d;j robottan geçirerek sulu bir püre durumuna
- 50 mİ. domates suyu getirin. Tuzunu kalıp, karıştırın ve tencereyi ateşe oturtun.
( ı 'îs ıı bardağı)
2 adet yumurta 4. Kızaran köfteleri ya ğ ıyla birlikte ten ceren in için e boşaltın, B ir iki
- ı/2 çay kş.kmmzı pulbiber taşım kaynatıp, çorbayı ateşten alın ve kapağını kapatın,
- 1/2 çay kş.tarçt». 5. Uir kapta limon suyu ve domates suyunu yumurtalarla birlikte çırpın.
Bu terbiyeyi biraz sıcak -.:t suyu ile ılındırın ve çorbayı sürekli karıktırarak
terbiyeyi yedirin. Tencerenin kapağını kapatıp, 3 4 dakika dinlenmeye
bırakın.
6. B u arada kalan tereyağını kırm ızıbiberle birlikte kızdırın. Ç orbanın
üzerine biberli yağı gezdirip, iarem serpiştirerek servis yapın,

N ohut Ç orbası
r> k i ş i l i k

Malzemesi: Y ap ılışı:
■J50 gr. nobut (ayıklanmış.} 1, N’ohutu bir gece öncesinden bolca su içinde tencerede şişmeye bırakın.
-1,5İt. tavuksuyu Şişeri nohutları yu m u şayın caya k adar haşlayıp, süzün. Soğu k sudan
e6 su banUiğı) geçirdikten sonra yeniden sürdürerek kabuklarını ayıklayın.
- tltz. 2, Ayıklanmış nohutları ezerek kevgirden (ya da rolîottan) geçirip püre
durumuna getirin. Nohut püresine tavuk suyunu ekleyip karıştırın.
Tencereyi ateşe oturtup, bir taşım kaynatın, Ateşi kısarak yaklaşık 15
dakika pişirin, fuzunıı ayarlayın, ateşten alıp servis yapın.

62

Kitabın giriş bölümünde Türklcrde etin ne kadar önemli Izgarada pişirilen tavuk olsun, kuzu ya da koyun eti
bir yiyecek olduğu uzun uzun anlatılmıştı Bunda olsun, balık dışındaki bütün kebaplarda dikkati çeken
hayvancılığın yüzyıllar boyunca temel ekonomik uğraş birkaç ortak nokta var. Bunlardan biri, etlerin mariııai
olması elbette önemli bîr rol oynamaklaydı. Tıırkler dediğimiz yumuşatıcı ve lezzet verici bir karışıma
Ona Asya'danAnadolu'ya geçtikten sonra da, hayvancılık yatırılmış olması, Burada kullanılan, daha ç o k Tilrklenn
temci ekonomik uğraşlardan biri olmayı sürdürdü. Buna öteden beri bildiği ve kullandığı soğanın suyu. Ancak
bagh olarak da eı, özellikle kuzu ve koyun eli, Osmanlı bazı tariflerde Türk mutfağına girmeye başlayan domates
döneminde Türk mutfağında yerini önemle korudu. suyunun da marinatlar için önerildiğini görmekleyiz.
Kebapların böyle bir kitapta çok geniş biçimde yer Her ikisi de asitli yapılarından ötürü doku parçalayıcı
almasına bu nedenle fazla şaşmamak gerekir. işlevi görmekte ve eti yumuşatmaktadır. Hatta b a z ı
tavuk yemeklerinde sütun bu işlem için kullanılması,
Kebap sözcüğünün Türkçe olmadığı ortada ise de ilginç. Gerçi süıüıı içindeki süt asilinin de benzer bir
uzmanlar sözcüğün kökeni üzerine hâlâ tartışmakta. işlevi vardır, hatla bu durıım yoğurt için de ge ç e rlid ir;
Arapkir bunun Farsça. İranlılar ise Arapça olduğunu ancak yine de bu marinatın özel olduğu açık. Bütün
yıyluyor. Kökcın taıiışmalı bile olsa, kebap Ortadoğu'da bunlardan, o dönemlerde etlerin yeterince yüksek
hemen her yerde yaygın olarak benimsenmiş bir yemek nitelikli olmadığı gibi bir sonuç çıkartılmasının biraz
terimi. Ayrıntılara girilmediğinde, yine her yerde et iddialı sayılacağım söylemeliyiz. Belki de asıl ötıemli
yemekleri, hatta etli yemekler için kullanılıyor. Bugün olan, etiıt taze olarak yendiği ve özellikle sıcak aylarda
bizim kebabı, yerel ve genellikle ızgarada pişirilmiş bir gerekliği kadar dinlenmeye bira kılamadığıdır. Ayrıca
et yemeği çeşidi olarak algılamamız oldukça yeni bir marinaiların, içine yatırılan etlere lezzet katlığını da
anlayış. Osmanlı döneminde kebap, bundan çok daha unutmamalıyız.
aeıılş anlamda kabul görmüş. En azından yemek
kitaplarından anlaşılan böyle. Kebaplarda dikkati çekici bir başka nokta ise, pişirme
sırasında gösterilmesi istenen özenin daima ahi kalın
Osmanlı dönemi yemek kitaplarının bir özelliği, bu biçimde çizilmiş olması. Pişme sırasında etlerin ya bir
başlık altında akla gelebilecek hemen her Lûrlü tepsiye loplanmış kentli pişme stılan ya da bir kenarda
malzemeyi toplamış olmaları, Bugün bizim Batı etkisiyle tutulan eritilmiş tereyağı ile sürekli yağlanması, sık
balık ve deniz ürünleri, sakatat, tavuk yemekleri, koyun önerilen bir yöntem. Bir başka öneri ise, etlerin halis
ve kuzu yemekleri vb. gibi başlıklar altında topladığınız unla hafifçe unlanması. Boylece üzerinde oluşan
hemenbütün et yemekleri bu kitaplarda kebaplar başlığı kabukla etin suyunun dışarı çıkması önlenmiş
altına alınmış. Hatta Mdcrfi't Tcikbtdıitı'de bu başlık olmaktaydı. Son olarak, kısık ve ağır ateş de sık sık
altında bir de "peynir külbastısı" tarifi yer alır. hatırlatılan bir özellik.

4 XVI. yfcviıVii Jî^/ıapi,! aımfı,


V jljffli) Ö jf h ü iu i ı ı ı i K i ı n c r H ı i r ı t m i ı i ı , T .j p A n p ı S a r a y : M û î ö i y . . t t î a . 65
-4 hslfi Jmanbalifit
İmi Jü'tnpm rJtîJtfcdn].

Kebaplarda dikkati Bunlardan biri, elin süı


çeken bir başka yön ele, i ç i n d e b ir taşım
yemeklerin neredeyse kaynatıldıktan sonra
tümüyle pişirildikten şişe d iz ilip köm ür
sonra b ir kab a, ateşinde pişirildiği, bu
genellikle sahana alınıp pişme sırasında da yine
bir sure daha çok .■u-r v S T «--f T .- j: üzerine tavuk tüyüyle
ağır ateş üzerinde süt sürüldüğü "süt
dinlendirilmesi. Bu kebabı". Bir diğer ilginç
aşamada genellikle sahana el suyu, tavuk suyu ya da yemek, defne dallarına dizilip yine kömür ateşinde
sirkenin yanı sıra saman saman sarmısak gibi pişirilen balık şişleri. Defne ile balığın ne kadar birbirine
lezzetlendinciler de eklenmekle. Burada bir genelleme yakıştığı hep bilinen şeydir. Bugün dünyanın her yerinde
yapmanın çok zor olduğunu söylemek zorundayız. balık yemeklerinde defne yapraklan kullanılır. Ancak,
Çünkü bu dinlendirme sırasında bazen tereyağı, yemeğin defne dalının şiş olarak kullanılması gerçekten dahiyane
kendi pişme suyu, çeşiıli baharat ve daha birçok madde bir fikir. Sac; güveç ve özellikle testi ve kiremit kebaplan
gündeme gelmekte. Ancak bunlardan çok, asıl önemli da pişirme kaplarının ne kadar geniş hir yelpaze
olanın ağır aieşte elin dinlendirilm esi olduğu oluşturduğunu göstermesi bakımından gerçekten çok
anlatılmakta. önemli.

Osmanlı dönemi kebaplarında her zaman olduğu gibi 13li arada ıas kebabının eski tarifine bakıldığında bugün
bir basitliğin, daha doğru bir deyişle yalınlığın dc sık yapılan bu yemeğin özgün yapılış biçiminin ne
görüldüğünü söylemek gerek. Ellerin hazırlamşı ve kadar değişik olduğunu görmek, yemek meraklısı olan
pişirilişi hiçbir karmaşık mutfak işlemini gerektirmez. herkesi heyecanlandırır sanırım. Yine de o dönemden
Lezzet yemeğin kendi sadeliğinde aranır ve orada kalan yemek sayımızda önemli bir eksilme olduğunu
bulunmaya çalışılır. O nedenle de yukarıdaki pişirmeyle söylemek zorundayız, lîu unutulmuş tariflerin çogıı,
ilgili özellikler hemen her yemek tarifinde ısraıla bugün de yapılabilir yemekler. Lezzet açısından da
yinelenir, yemeği pişirecek olanlar uyarılır. günümüz ağız tadnıa çok aykırı oldukları kolay
söylenemez. Niçin unutulmuş olduklarım bu bakımdan
Kebaplar faslını kapatmadan önce, eski geleneğimizde keşfedebilmek çok zor. Elinizdeki kitabın bu yemeklerin
yer alan çok ilginç bası yemeklere de değinelim. veniden hatırlanmasına vesile olmasını umarak, kebaplar
konusundaki sözlerimizi noktalayalı m.
-5 " ^ - - - - - —
5 kişilik
M alzem esi: Y ap ılışı:
- î İM kuzu eti (küçük fcuşbaşı 1.1:1Itri bir kaba koyun Inee kıyılm ış soğanları bir tülbentleri sürerek
dognnnmş) su yunu çtkartn, Soğun su yunu etlerin üzerine dükün. T uzu ve hiben
- 200gr. .soğan Ovıulck'u/tıiş/. e k le y ip , bu le r b iy e j^ I ederle kaynaşm ası için elinizle biraz kansimn.
(2 orta boy) Etleri serin bir yerde 2-3 saa| p b le n a ıe y e bini kın.
r lİ12? 2. IzM ıan ^ ü (ızgaranız yoksa fınnını;!in ızgataşiŞı) yakın. 1fer uiin ardına
-taze çekilmiş. k&rabibe$ b ir defne yaprağı g elecek biçim de etleri şişlen. ■dizin, İzgaraya (fırında
- 'r$ğtıe yctprâği ise aitmiş p ? tepsi k o ya ra k ızgara te lin g ) herleştirip her yanı iyiet;
- ! bağ maydanoz fi>ıce kıyılmış) kı/arm eaya k;jc.l;ır pi^Lrin.
- 2 bağ tazeso&m (yetinize# yeşil
3- B ir servis iaba’g ının üzerine ince kıyılm ış maydanoz, ve t^ze soğanı
kısım ince kiyılmış).
karıştırarak yayın. Pişen fişleri bu tahaga çıkarıp, sıcak olarak servis ynpırı.

K u şb a şı K ebabı
r> kimilik

M alzem esi: Y ap ılışı:


- 1 kg buzu eti (m kuşbaşı 1. Etleri bir kaba koyun. Rendelenmiş Ç ankırı tülbentten dizerek
doğmamış) suyunu çıkarın. Soğan ^Liyluili ellerin üzerine dökün, tuzıi, bılıeri ve
- 200 gr. soğan Ocncldvurniş), yenibaharı katıp, bıı terbiy|nin etlerle kaynaşması için elinizle biraz
(2 otla boy) karıştırın. Etleri serisi hir yerde 2-3 fcı;ft dinlenmek bırakın.
-tuz 2. Izgaranı/ı (ızgaranız yoksa iınmmzın ızgarasını) yakın. Elleri ştşlere
-taze çekilini? barabilxr dizin, Izgaraya (Tırında isi: altına bil' tepsi koyarak ızgara pline) yerleşilip
-]/J <,:ay kş. yenibahar lıer yanı iyice kızanı leaya Sadra pişirin.
250 ml. el suyu ( i su bardağı)
- 1 0 gr, un ( ; çorba kş.) Ü. Pişen ederi ızgaradan alıp sıcak tutun Ti suyunu (fırında ise tepside
- ı/3 çay kş, İarçtn
birikesi et suyunu) bir tavaya boşaltıp imla karısı lirin. Kısık ateşte
-$ çay %, 'kimyon. koyu[aşıntıya kadar pişirdikleri sonra tavayı âteşiçtı alırı.
4. Filerin üzerine !>uüöd| döküp, yanında raıçın ve kimyon ile servis yapın.

C iğer K ebabı
5 kişilik

Malzemesi: Y ap ılışı:
-4 adet karaciğer (kuşbaşı 1. Ciğerleri hir kaha koyup, sogftrj ve tuzla birlikçe ovun, İki saat seriş
doğmnnuş) bir yerde dinlenm eye bırakın. Çıkan siyah, kanlı suyunu süzün. Ciğerleri
-200gr. soğan (iııce kıyılmış), yıkam adan şişlere dizin. Üzerlerine içyağı sanrı.
(2 orta boy) 2. Izgaranızı (ızgaranız yoksa fıiinmısın ızgarasını) yakın, fişleri ızgaraya
- tu z
(J'ınmL ise akma hir tepsi koyarak ızgara teliıie) yerleşıirip, her yanı
-500gr. içyağı iyice kıvarıncaya katlar pişirin.
-5 diş ut mı imik (dövülmüş)
■45 vıl. sirke (3 çorl)a kşj 3- Pişen ciğerleri şişlerden çıkarıp bir sahana koyun. Sarımsak ve sirkeyi
- 100gr. tereyağı (6,5 çıtrba kşj kaıısLinınık üzerlerine gezdirin. Tereyağını ve et suyunu da ekleyerek sahanı
-250 ml. el suyu ( I su bardağı) Bleşo otunun. Bir taşım kaynaiıp, aleşi kısın ve ciğerleri 5 dakilu pişiriri
■! bağ maydanoz (ince kıyılmış). 4. Pişen ciğerleri ateşten alın. Üzerine ince kıyılmış maydanoz serperek
servis yapın.
rî kişilik
Malzem eni: Yapılışı:
- / kg. kuzu eti (küçük kuşbaşı 1. Elleri bir kaba koyun. Soğanları, tuzu, bilıeri, tarçını. kakuleyi, anasonu,
doğranmış) naneyi ve maydanozu ekleyip, bu terbiyenin etlerle kaynaşması için
-200gr. soğan fince kıyılmış), elinizle biraz karıştım?. EiJeji serin bir yerde 2-3 saai dinlenmeye bırakın.
(2 orta boy) 2. Bakır (ya da çelik) bir lası yağlayıp, terfoiyetenmiş etleri içine doldurun.
-tuz Tası, avucunuzla destek vererek bir tepsiye ya da sıg bir tencereye ters
-taze çekilmiş karabiber çevirin. Tencereyi kusık ateşe oturtup, etlerin suyunu bırakmasını İnekleyin.
- t - çay kş. tarçın Elleri bıraktığı suyu tümüyle çekinceye kadar pişirip, tencerenin dibine
- {.0 çorba kş. kakule (tohumlan 4 su bardağı sıcak su koyun, liıı su da tümüyle yok oluncaya kadar
çıkarılıp■dövülmüş) yaklaşık 20 dakika pişirip, tencereyi ateşlen alın.
- j/2 çay kş. anason
3. Sofraya getirinceye kadar tası etlerin üzerinde bırakın. Bir kapta
I bağ taze nane (ince kıyılmış)
yoğurdu dövülmüş sarımsak ife çtrpm. Ellerin üzerindeki tası kaldırıp,
- 1 bağ maydanoz (ince kıyılmış)
yanında sarımsaklı yoğun ile servis yapın.
- 500gr. yoğurt
■5diş sarımsak (dövülmüş).

Hacı O s m a n K ebabı
M alzem esi: Y ap ılışı;
- I kg. kuzu eti (iri kuşbaşı 1. Birbirinin içine oturabilecek iki tencere alın. Elleri yıkayıp, suyunu
doğranmış) süzmeden küçük olanının içine koyun.
-300gr. soğan (ince kıyılmış), 2. Etlerin üzerine ince kıyılmış soğanları yayın. Tuzu, biberi ve tarçını
(3 orta boy) sevpişzirin. Küçük tencereyi, kapağını kapatıp, içinde su bulunan büyük
-tuz tencerenin içine oturtan. Hiç su koymadan orta ateşte, etler kızanncaya
-taze çekilmiş karabiber kadar yaklaşık 1saal pişirin.
- 1/2 çay kş. tarçın.
3- Tencereyi ateşten alıp, içinden küçük olanım çıkarın. Kapağını açıp,
tabaklara aktararak sıcak servis yapın.

T a z e Kuzu Eti
5 kişilik
M alzem esi: Y ap ılışı:
- 1kg. kuzu eti (küçük kuşbaşı 1. Kuzu elini yıkayıp, suyunu fazla süzmeden bir tencereye koyun.
doğranmış) Tencereyi ateşe olurtup eder suyu çekinceye kadar biraz kavurun. Sonra
■100gr. tereyağı (6, 5 çorba kş.) tereyağını katıp güzelce kızartın.
- 500 mi. su (2 su öanfcfğO 2. Kızaran etlerin üzerine suyu ekleyip bir taşım kaynatın. Domatesi ve
-300gr. domates (kabuğu soyulup, taze soga/?//? yeşil kısımlarını koyun, maydanozu serpin. Tuzunu ekleyin.
ince doğranmış), (3 orta boy) Ateşi kısıp, tencerenin kapağım kapatarak yaklaşık 30 dakika pişirin.
-2 bağ taze soğan (ayıklanmış)
3. Pişen kuzu elini ateşten alıp sahanlara boşaltın. Sıcak obruk, yanında
- I bağ maydanoz (ince kıyılmış)
ekşili bir salata ile servis yapın.
-tuz.

70
^ ki.silik
Malzemesi Yapılışı:
•I kg. koyun kıyması t. Kıymayı bir kaba koyun. Soğanları, tuzu, biberi, yenibaharı ve
-200gr. soğan (ince kıyılmış). maydanozu katıp yoğurarak köfte harcı hazırlayın. Hazırladığınız hurçtan
(2 orta boy) iri parçalar koparıp uzunca köfteler yaparak şişlere geçirin. Elinizle
-tuz yayıp, yassılaş ınn.
-tazı1çekilmiş karabiber 2. İzgaranızı (ızgaranız yoksa fırınınızın ızgarasını) yakı». Şişleri ızgaraya
-j/2 rar kş. ycnıhühar (fırında ise altına bir tepsi koyarak ızgara teline) yerleştirip, her yanı iyice
-1 bap maydanoz (inw kıyılmış) kızarıncaya kadar pişirin.
-5 adet pide
3. Pideleri de ızgarada ısıtın. Doğrama tahtasına alıp, kare kare kesin.
-500 mİ. e! suyu i 2 su bardağı)
Pide parçalarını oval sahanların dibine dizin. F.ı suyunu bir taşım kaynatın.
- fOOgr. tereyağı (6,5 çorlm kş.)
Tereyağını tavada kızdırın. Pidelerin üzerine bir kepçe et sınai gezdirin,
300gr. yoğurt (çırpılım})
Tuz serpin ve tekrar bir kepçe et suyu dokiin. Pideler et suyunu çekince
- I çay kş- kırmızıpulbiber
kızdırılmış yağın yansını gezdirip pişen şişleri pidelerin üzerine yerleştirin.
- çay kş. tarçın.
4. Tavada kalan yağı. pulbibeıi katarak yeniden kızdınıı. Çırpılmış yoğurdu
etlerin üzerine yayın. Biberli yağı gezdirip, tarçını serperek servis yapın.

Y oğurtlu Şiş K ebabı


” Kimilik
Malzemesi; Y ap ılışı:
i kg. koyu» eti (iri kuşbaşı 1. Etleri bir kaba koyun. İnce kıyılmış soğanları bir tülbentten süzerek
doğranmış) suyunu çıkarın. Soğan suyunu etlerin üzerine dökün. Tuzu, biberi ve
-300gr. soğan (rendelenmiş), yenibaharı ekleyin, bu terbiyenin etlerle kaynaşması için elinizle biraz
(3 orta boy) karıştırın, Etleri serin bir yerde 2-3 saat dinlenmeye bırakın.
-(uz 2. İzgaranızı (ızgaranız yoksa fırınınızın ızgarasını) yakın. Erleri şişlere
-taze çekilmiş karabiber dizin. İzgaraya (fırında ise altına bir tepsi kovarak ızgara teline) yerleştirip,
- 1/2 çay kş. yenibahar her yanı iyice kızanucaya kadar pişirin.
-5 adet pide
3. Pideleri de ızgarada ısıtın. Doğruma tahtasına alıp, kare kare kesin.
-250 mi. et suyu (1 su bardağı)
- JOÜgr. tereyağı (6. .5çorba kş.) Pide parçalarını oval sahanların dilline dizin, tit suyunu bir taşım kaynatın.
-300 gr. yoğurt (çıtyılmtş) Tereyağını tavarla kızdırın. Pidelerin üzerine bir kepçe et suyu gezdirin.
- j/3 çay kş. kırmızı pulbiber Tuz serpin ve tekrar bir kepçe et suyu dökün, Pideler el suyunu çekince
kızdırılmış yağın yansırı gezdirip pişen şişleri pidelerin üzerine yerleştirin,
- ı/3 çay kş. tarçın.
4. Tavada kalan yağı, pulbiberi katarak yeniden kızdırın, Çırpılmış yoğurdu
etlerin üzerine yayın. Biberli yağı gezdirip, tarçını serperek servis yapın.

H u rm a K ebabı
kişilik
M alzem esi: Y ap ılışı:
- 1kg. yağlı koyun kıyması 1. Kıymayı bîr kaba koyun. Soğan, tuz. biber, tarçın, kakule, ince kıyılmış
-200gr. soğan f ince kıyılmış), nane ve maydanozla karıştırıp, iyice yoğurarak bir köfte harcı hazırlayın.
(2 orta boy) 2. içyağı m asma yaprağı büyüklüğünde parçalara ayınn. Hazırladığınız
-tuz harçtan hurma büyüklüğünde parçalar koparın. Biçimlendirip içyağı na
-taze çekilmiş karabiber sararak şişlere iliz in,
- ı/2 çay kş. tarçın
3. Izgaranızı (ızgaranız yoksa fınnınızın ızgarasını) yakın. Şişleri ızgaraya
- 1/2 çorba kş. kakule (tohumlan
(fırında yapıyorsanız altına bir tepsi koyarak ızgara teline) yerleştirin,
çıkarılıp, döı>ü11>niş)
fırındaysa tepsiye damlayan yağı. ızgaradaysa eritilmiş biraz tereyağını
- 1 bağ taze nane (ince kıyılmış)
fırça ile ara sıra üzerine sürerek her yanı iyice kızarıncaya kadar pişirin.
- 1 bağ maydanoz (ince kıyılmış)
-500gr. içyağı. 5* Pişen köfteleri sislerden çıkarıp, bir sahana yerleştirerek servis yapın.
kişilik
M alzem esi: Vapıhşı:
200^r. İKimya 1. Bamyaların baştaniy huni Biçiııiffi'de kesin. Patlıcan ve kabağın sap
-yOOgr. k&Sgrpallicam tısınıtarım kesin. İyice yıkayıp süzdürün ve her ikisiııi de kiip küp
-21>0gr. kaha& doğran. Havuçları kazıyıp. enletncsinti ikiye ayum w her bir parkayı
-200 gn havuç dfirde biılün. Etleri Bzlayııi.
- 1k". yağlı koyun d i 2* Kapaklı bir güvecin cMini lîıııon dilimleri ile kaplayın. I îzeruıe sırasıyla
i kûşb(.tşj dugrçjmiiş) kat kat taleri, soğanları, bamyaları, patlıcankabakları ve domatesleri
-tuz yerleşimi!. Sarmışakları aifalara mkuşturun. Tuî», hiîıeri. t # mi, anasonu
■300 gr. soğan tkabaca ve kimyonu serpip, eri iisfe gene limon dÜifflkrt koyun.
doğranmış), (3 orta boy)
bir tavada veıvyağmı kızdırın. Güveçteki malzemenin üzerine limon
-1 ! adet ihuon (; ti'sinin suyu
sıktbp. kakını dilimimmiş) Suyunu ve U'ivyapm gezdirin GüveÖjni ağzına hir yanlı Kâğıt örtüp,
kapağını sıkıca kapatın. Kısık ak:*'- oturtup 2 saat pişirin.
-3Q0M â& M İŞı (kabuklan
soyulup, incc doğranmış). 4, Ateşlen alıp, kapağım ve yağlı kâğıdım kaldırarak servis yapın
(3 (ula boy)
- ! O iliş sn mit silk (soyıuarak
bit tıhı İmtkılmış)
-taıi' çekilmi? karabiber
- 1■ >çay kş. tütç%|
- t-3 Çay kş- anason
- } :•£fiy kş. kimyon.
I ği\ terifyiagı ■' /6 çorba kş./

Kızartm a
*>kişilik
M alzem esi: Yapıjbşİ-
i kg. yağ!) kunt eti. (kuşbaşı 1. Hileribir kakı koyun. Soğanların yanstrfl ve tuzu da karıp, bu terbiyenin
doğranmış/ etlerle kaynaşması kin el iıı iA- biraz karısünn.
-$()<$&: soğan (ince kıyıimtş), 2. f^tpıgjLnın varışını bit tavada v-riıin. Yağ kızınca soğanlı elleri tavaya
(3 brta böp). koyjp iyice I;ı?art3| Kı^sı an etîcri tavadım Şıp, bifJenceıeve yerleşımn.
-tuz faVa.v ı kalan yağı koyup, .■Abanın öteki yansım ve hiberi birlikte kavurun.
- lOOğt tereyağı 16.5 çorba kş. s Soyaidaı kızarmaya "başIayınca aletten alıp yadıyla tenceredeki etlerin
■’>adet kurtt ctrnat:ulbiİM>n ilerine boşaltın. Domatesleri ve iujls da ekJeyip Iençeteyi ateşe otunui!.
(doğranmış)
3. Bir taşım kaynattıktan sonra kısık ateşjg $5 dakik.: suyunu çekinceye
■300gr. domates <kabukları soyulup,
kadar pişirir. Şİeşten alıp, sahanlara aktararak seviş yapm.
ince dagmnmfşj, 0 orta h&yx

Kırmızı Kızartma
kişilik
M alzem esi: Yaptlışt;
-1 kg. yağlı hızu Mi 1. kileri hir kaba koyun. Soğanları ve tuzu kalıp, bu terbiyenin etlerîş
('kuşbaşı doğranmış/ kaynatması için elinizle bira/, karıştırın
-2Û0gr. soğan (incc kıyılmış), 2. Tereyağlın yansirii tavada erilin. Vag kızınca soğanlı elleri Ve
f2 orta boy) arnavui biberini tavava koyun, y^ğın ren^i kırmızıya dönüp etk:r Tümüyle
-tuz kız anucaya kadar pişirin. Kızaran etleri tavadan alıp, l)ir tencereye'
- lOOgti tereyağı Uy, 5 çorba kş.) yerk:şlirin.
i adet karıt aniat:ıtrbiix.>ri
S. Etlerin üzerine ardŞicik soğanlarım ve diş sarmtsaklan yerleştirin
(doğranmış) Tununu serpip, ü/rrlerini aşacak karar su ekleyin. Tencereyi ateşe
-300 gr. arj/aak soğanı (soyulup,
oturtup, bir taşım kaynatın Atfti kısıp, kızartmayı I,"? saat pişirin.
bütün bırakılmışı, (20 adet/
- 10 diş sarımsak (soyulup, bütfın 4. Pişen ktZLtrtmayı ateşten alıp üzerine kimyon {serperek servis yapm.
bırakılmış'/
-İliz
. 1çay k<. kimyon.


I V I l U l J 11

5 k iş ilik

M alzem esi; Yapılışı:


- 1kg. yağlı korun eti (küçük 1. Eti bir kaba koyun. Soğanları, domatesleri, mzu. biberi ekleyip, bu
kiişbaşı doğranmiş) terbiyenin etlerle iyice kaynaşması iyin elinizle biraz karıştırın.
-300gr. soğan (ince kıytlnııs), 2. Fırınınızı 180°C'ye getirip, ısısın. İki temiz kiremit alın; birini ters
(3 orta boy) yatmn. içine etleri koyup, düzgünce yayın. Üzerine öteki kiremiri kapak
■300 gr. domates tkabuklan gibi kapatıp, bîr tepsiye yerleştirin, Fırına sürerek 1,5 saat pişirin.
soyulup, ince doğranmış),
(3 orta boy) 3* Pişen kebabı fırından alıp, üstteki kiremiü kaldırın, biraz kumca olan
-tuz bu kebabı üzerine ince kıyılmış kekik ve maydanoz serperek servis
-taze çekilmiş karabiber yapın.
- 1 bağ maydanoz (ince kıyılmış)
- / çay iş. kekik.

G ü v e ç K ebabı
7>kişiül;
Malzemesi: Yapılışîk
- ? kg. yağlı koyun esi (küçük 1. Etleri bir kulu koyun. İnce kıyılmış soğanları, tuzu, biberi ve tarçını
kuşbaşı doğranmış) ekleyip, bu terbiyenin ellerle kaynaşması için elinizle biraz karıştırın.
■500 gr, soğan (yansı halka kalka Elleri serin bir yerde 2-3 saat dinlenmeye bırakın,
doğranmış, yansı ince kıyılmış), 2. Fırınınızı l8Q#Cyc getirip, ısıtın. Güvecin İçine sırasıyla elleri, .soğan
(4 büyük boy) halkalarım, maydanozu ve domatesleri kat kat döşeyin. Tuzıımı ve
-tuz biberini serpip malzemenin üzerini kapatacak katlar su koyun, Ciiveci
-taze çekilmiş karabiber tinim verip suyunu tümüyle çekinceye kadar pişirin. Bir bu kadardaki
- 1# çay kş. tarçın suyu kavratıp güvecin içine dökün. Yeniden fırına sürüp, döktüğünüz
500gr. domales (dilimlenmiş). suyun yansı kalıncaya kadar yaklaşık İ5 dakika daha pişirin.
(5 orta boy)
-1 f)ağ maydanoz. 3. Pişen güveci fırından alıp, üzerindeki domatesleri toplayın ve sıcak
olarak servis >apın,

Fırın K ebabı
r> kişilik
M alzem esi: Yapılışı:
1.6 kg. kemikli kuzu budu 1. Eti bir kaba koyun. Soğanları, tıızıı ve ince doğranmış domatesleri
-200 gr. soğan (ince kıyılmış), ekleyip, bu terbiyenin etlerle kaynaşması icm domatesler eriyinceye
(2 orta boy) kadar etonak; ovarak kvmsuvuv Kalan i domatesi ince itvce dilimleyin.
-tuz 2. Fırınınızı i80nC'ye getirip ısıtın. Etleri yağlanmış bir lirin tepsisine
-500 gr domates (3'ütıün boşaltıp, düzgünce yayın, İ'zerlerini domates dilimleri ile kaplayın.
kabukları soyulup, ince Tepsiyi firma sürüp domateslerin üzeri yanmaya başlayıncaya kadaı
doğranmış), (5 orta boy), yaklaşık 1.saat pişirin,
3. Pişen kebabı fırından alıp, tabaklara aktararak sıcak servis yapın
5 k işilik
Malzemesi: Yapılışı:
- t kg. kuzu eti (İri kuşbaşı 1. Kileri bir kaba koyun. Soğanları, tuzu, biberi ve tarçını ekleyip, bıı
doğranmış) terbiyenin etlerle kaynaşması için elinizle biraz karıştırın. Htleri serin bir
■300 gr. soğun (rendelenmiş), yerde 2-3 saat dinlenmeye bırakın.
(3 orta boy) 2. İzgaranızı (ızgaranız yoksa fırınınızın ızgarasını) yakın. Htleri sislere
- tuz dizin. Üzerlerine içyağı sarın. Izgaraya (fırında ise altına bir tepsi koyup
-taze çekilmiş karabiber ızgara teline) yerleştirin. Fırında yapıyorsanız, tepsiye damlayan yağı bir
-j/2 cay kş. tarçın fırça ile ara sıra etlerin üzerine sürerek; ızgarada yapıyorsanız, aynı şeyi
- 500gr. içyağı. eritilmiş biraz tereyağı ile gerçekleştirerek, etleri her yanı iyice kızarmcaya
kadar pişirin.
3. Pişen sisleri bir tabağa çıkararak sıcak olarak servis yapın.

K o y u n Eti K ü lb a stısı (1)


o
Malzemesi: Yapılışı:
- I kg. koyun eti (dilimlenip, 1. Htleri bir bıçağın ucu ile çizip, tuz, biber, soğan ve reyhan ile karıştırın.
dövülerek ince!ti!miş) Serin bir yerde 2 saat dinlenmeye bırakın.
-tuz 2. İzgaranızı (eğer ızgaranız yoksa fıımınız.ın ızgarasını) yakın. Külbastıları
- taze çekilmiş karabiber ızgaraya (fırında ise altında bir tepsi ile ızgara teline) yerleştirin.
-200gr. soğan (ince kıyılmış), Kurumamaları için ara sıra eritilmiş tereyağı sürerek her iki yanlarını
(2 orta boy) kızartın.
- l çay kş. kuru reyhan
3. Pişen külbastıları fırından alıp, bir tabağa aktararak sıcak servis yapın.
■100 m i eritilmiş tereyağı
0 5 sıt bardağı).

K o y u n Eti K ü lb a stısı (2)


5 kişilik

Malzemesi: Yapılışı:
-] kg. koyun eli tdilimlen ip. 1. F.tleri tuzlayın. Izgaranızı (eğer ızgaranız yoksa fırınınızın ızgarasını)
dövülerek inceliilmiş) yakın. Külbastıları ızgaraya (fırında ise altında bir tepsi ile ızgara teline)
- iıız yerleştirin. Kurumamaları için ara sıra eritilmiş tereyağı sürerek her iki
- 100 mi. eritilmiş tereyağı yanlarını kızartın.
O 5su bardağı) 2. Pişen külbastıları bir sahana aktarın. Sannısakları aralarına yerleştirin.
5 diş sarımsak (soyulup, bütün 1'zerlerine sirkeyi, et suyunu, biberi ve kimyonu katın. Sahanı ateşe
bırakılmış) oturtup bir taşım kaynatın. Ateşi kısıp, külbastıları 20 dakika pişirin.
- 45 ml. sirke (3 çorba kş.)
3. Pişen külbastıları ateşten alıp, üzerine tarçın serperek serv is yapın.
-250 ml. et suyu (1 su bardağı)
- taze çekilmiş karabiber
Not: İstenirse baharatına 1 bağ maydanoz sapı. 1 cay kaşığı dövülmüş
- çay kş. kimyon
- j/2 çay kş. tarçın. sakız ve I çay kaşığı tane karanfil de katılabilir.
.ö k işilik

M alzem esi: Yapılışı:


- 1 kg. kılıç ya ela palam ut balığı 1. [Ijlıkları yıkayıp, bir süzgece çıkarın. Tu/ ve .soğan ile ovup, serin
'temizlenmiş, kılçıksız, iri kuşbaşı bir yerde 2 sual beklciin,
doğranmış/
2. Izgaranızı (eğer ızgaranız yoksa finnını/m ı/.yarasını.) yakın. Her balık
- luz
Ijarçasının ardına bir defne yaprağı gelecek şekilde haliklan şişlere dizin
200ar, soğan ( ince kıyılmış). Şişleri ızgaraya (fırında ise alcında bir lepsi ile ızgara teline) yerleri irin.
(2 orta boy)
Kurumamaları için ara sun zeytinyağı iEe yağlayarak her yanı kszanneaya
- 1cS' cide! defne yaprağı kadar pişirin.
--i'5 m l zeytinyağı O çorba k ş j
3. İnce kıyılmış maydanozu bir sertis tabağının üzerine koyup yayın.
l bağ maydanoz (ince kıynlnnş)
Pişen şişleri bu tabağa çıkarın. ı. zerlerine zeytinyağını ve limon suyunu
- 1adet Union (suyu)-
gezdirerek sen is yapın.

L ü f e r B alığ ı K ü lb a s tıs ı
5 kişilik
Malzemesi: Yapılışı:
- 5 adet lüfer (büyükse iiç 1. Temizlenmiş balıklan yıkayıp süzdürün, İçini ve dışım tuzlayıp,
parçaya bölünmüş) balıklan una bulayın. Izgaranızı (eğer ızgaranız yoksa fırınınızın ızgarasını)
- tuz yakın balıkları ızgaraya (fırında ise akında bir tepsi ile ızgara teline)
-15gr. un (2 çorba kş.) yerleştirin. Sıkça çevirerek Jıer iki yanları iyice kızanneaya kadar pişirin.
i bağ 1(ize soğan 2. Pişen balıkları, dibine kıyılmış soğan düşenmiş bir salıana akların.
(yalnızca yeşil bt'ilumü (. zerlerine sirkeyi ve suyu ekleyip, ateşe oturtun, liir taşını kaynatıp,
ince kıyılm ış) ateşi kısın. Lüferler suyunu çekinceye kadar yaklaşık 20 dakika pişirin.
- 45 »il sirke f..î çorba kş.)
3. Pişen balıkları ateşten alıp, sıcak olarak servis yapın.
250 gr. su ( İ su banfagü

A 'of: Kalkan balığım da dilimletip, aynı hiçimde hazırlayabilirsiniz.

K ü ç ü k B a lık la rın K ü lb a s tıs ı


~3 kişilik
Malzemesi: Yapılışı:
- 1,3 kg. iri i$tavriı (temizlenmiş/ 1. Temizlenmiş balıkları yıkayıp süzdürün. İciııi ve dışını tuzlayın.
-tuz 2. İzgaranızı (eğer ızgaram?, yoksa fırınınızın ızgarasını) yakın. Balıklan
-.100 gr. piyaz
ızgaraya (fırında ise altında bir tepsi ile ızgara teline) yerleştirin, Yaııhz
- I adet limon (suyu). bir ki'/ çevirerek her iki yanları iyice kızarmcuyu kadar pişirin.
3. Pişen balıkları dibine piyaz döşenmiş bir .salıana akların. Üzerlerine
limon suyu gezdirip, sıcak olarak servis yapın.
5 k işilik
Malzemesi: Yapılışı:
- 5 adet tavuk göğüs eti (kemiği 1. Tavuk etlerini tuzlayın. İzgaranızı (eğer ızgaranız yoksa fırınınızın
ucumla bırakılmış ve dövülene.k ızgarasını) yakın. Külbastıları ızgaraya (fırında ise altında bir tepsi ile
inceltilmiş) ızgara teline) yerleştirin. Sıkça çevirerek her iki yanları iyice kızanncaya
- tuz kadar pişirin.
-250 m i tavuksuyu <I su bardağı) 2. Pişen tavukları sahana yerleştirin. Üzerlerine tavuk suyunu ekleyip,
- t çay kş. kekik. sahanı ateşe oturtun. Bir taşını kaynatıp, ateşi kısın. 10 dakika pişirin.
3. Tavukları ateşten alıp üzerine kekiği serpin ve sıcak olarak servis
yapın.

T a v u k C iğeri K e b a b ı
5 k işilik

Malzemesi Yapılışı:
- I kf>. tavuk ciğeri (temizlenmiş) 1. Tavuk ciğerlerinin kalın yerlerine keskin bir bıçağın ucu ile kesik
-tuz atın ve ciğerleri tuzlayın.
-taze çekilmiş karabiber 2. Izgaranızı (eğer ızgaranız yoksa fırınınızın ızgarasını) yakın. Ciğerleri
- j/2 çay kş. tarçın ızgaraya (fırında ise altında bir tepsi ile ızgara teline) yerleştirin Sıkça
I adet limon (suyu). çevirerek her iki yanları iyice kızanncaya kadar pişirin.
3. Pişen ciğerleri sahana yerleştirin. Üzerlerine biberi ve tarçını serpip,
sahanı ateşe oturtun ve 2 dakika pişirin.
4. Ciğerleri ateşten alın, üzerine limon suyu gezdirerek sıcak servis
yapın.

U sk u m ru K ebabı
5 k işilik

Malzemesi: Yapılışı:
- 5adet uskumru 300gr. lık 1. Uskumruları yıkayıp bir süzgece çıkarın, balıkların içini ve dışını tuz
(temizlenmiş) ve soğan ile ovup, serin bir yerde 2 saat bekletin.
-tuz 2. Izgaranızı (eğer ızgaranız yoksa fırınınızın ızgarasını) yakın. Uskumruları
-300gr. soğan (ikiye bölünmüş), ızgaraya (fırında ise altında bir tepsi ile ızgara teline) yerleştirip, her iki
(3 orta boy) yanları kızanncaya kadar pişirin.
- 1 bağ maydanoz (ince kıyılmış)
3. bir tabağa ince kıyılmış maydanoz ve taze soğanı koyup, yayın. Pişen
- 1 bağ taze soğan (yalnızca yeşil
uskumruları bu tabağa çıkarın. Üzerlerine zeytinyağını ve limon suyunu
bölümü. ince kıyılmış)
gezdirerek servis yapın.
- 90 m i zeytinyağı (6 çorba kş.)
- J adet limon (suyu).
r> k işilik
Malzemesi Yapılışı:
- I kg. yağlı kuzu eli (kuşbaşı 1. Elleri tencereye koyup üzerlerini kaplayacak kadar su ekleyin.
doğranmış) Tencereyi ateşe oturtup, etler suyunu tümüyle çekinceye kadar pişirin.
- 500gr. paıafes (yıkaıım ış) Başka bir tencerede patatesleri yumuşayıncaya kadar haşlayın.
- 100gr. tereyağı (6.5 çorba kş.) 2. Tereyağının yarısını tavada eritin. Yağ kızınca soğaları katıp kızartın.
-200gr. soğan (ince kıyılmış), Domatesleri de katıp karıştırarak tavayı ateşten alın.
(2 otla boy)
3- lirlerin bulunduğu tencerede hiç su kalmayınca kalan yağı ekleyip,
-200gr. domates (kabukları soyulup,
etleri iyice kızartın. Haşlanmış patateslerin kabuklarını soyun, büyük
ince doğranmış), (2 orta boy)
olanları ikiye bölün, küçükleri bütün bırakın. Et suyunu bir taşım
- 250 mİ. el suyu (/ su bardağı)
kaynatın.
- tuz
- taze çekilmiş karabiber. 4. Bir sahanın dibine patatesleri sıralayın. Üzerlerine etleri koyun ve tavadaki
soğanlı domatesli karışımı lx>şaltın. Tuzunu ve biberini katıp, sıcak el suyunu
üzerine gezdirin. Sahanı kısık ateşe oturtup 20 dakika pişirin.
5. Pişen kızartmayı ateşten alarak sıcak servis yapın.

T e n c c r e K ız a rtm a sı
5 k işilik

Malzemesi: Yapılışı:
- I kg. yağlı kuzu eti 1. Etleri bir kaba koyun. Soğanları, tuzıı, kimyonu da katıp, bu terbiyenin
( iri kuşbaşı doğranmış) etlerle kaynaşması için elinizle biraz karıştırın.
-200gr. soğan (ince kıyılmış), 2. Etleri bir tencereye boşaltıp, dibine yayın. Üzerlerini iki parmak aşacak
(2 orta boy) kadar su ekleyin. Salçayı biıaz ılık sıı ile sulandırıp, tencereye karıştırın.
-tuz
3. Bir kapta unu yeterli miktarda su ile karıştırarak hamur yapın.
-1 çay kş. kimyon
Tencerenin kapağını kapatıp, kapağın kıyılarını bu hamur ile iyice
- I çorba kş. domates salçası
sıvayın. Tencereyi kısık ateşe oturtup, yaklaşık 1,5 saat pişirin.
Hamur için:
- 125 gr. un ( l su bardağı) 4. Bu sürenin sonunda hamuru kırarak tencerenin kapağını acın. Pişen
-su. etleri büyük bir tabağa boşaltarak servis yapın.

S u lu P irz o la K ız a rtm a sı
5 kişilik
Malzemesi: Yapılışı:
-1.5 kg. kuzu pirzolası 1. Izgaranızı (eğer ızgaranız yoksa fırınınızın ızgarasını) yakın. Pirzolaları
(15 kaleni) ızgaraya (fırında ise altında bir tepsi ile ızgara teline) yerleştirin. Her iki
- l(K)gr. tereyağı (6,5 çorba kş.) yanlan iyice kızanncaya kadar pişirin.
-200gr. soğan (ince kıyılmış). 2. Tereyağının yansını tavada eritin. Yağ kızınca soğanları içinde kızartın.
(2 ona hoy) Domatesleri ekleyip karıştırarak tavayı ateşten alın.
-350gr. domates (kabuklan
3. Pişen pirzolaları bir tencereye dizin. Üzerlerine tavadaki soğan ve
soyulup. ince doğranmış),
domatesleri boşaltıp yayın. Tuzunu ve maydanozunu serpin. Üzerini
(4 ona boy) aşacak kadar su ekleyin. Tencereyi ateşe oturtup bir taşım kaynatın.
- tuz
Ateşi kısın, 45 dakika pişirerek ateşten alın.
-1 bağ maydanoz
(ince kıyılmış). 4. Pişen pirzolaları bir sahana aktarıp, sıcak olarak servis yapın.
Piliç K ız a rtm a s ı
Kişilik
Malzemesi; Yıtpıhşt:
■î adet piliç il3 kg, M 1. Pilici yıkayıp, tencereye koyun. Ürerlerini aşarak kad^r hu idindi:.
(temizlenmiş) yjkkLşık 1 sap kelini alarak, piliç iyidi yu muyııyep darılacak kivarna
- 2 0 0 gr. sogius (rendelenmiş), gd inceye kadar pİglniı.
(2 Orta boy.; 2 .Kendelenmi;; soğanlın l>ir tülbentten sürerek sııyu mı çıjgrm. Sog3tf
■300 gr. yoğurt suyunu yoğurt ile kaııstı ıın, Pişen pilici si'ızcliirerdi tencereden lTİin.
- 100 gr. tereyağı (6,5 çorba kş.) Suyuun iihcc bir (îüagC'ÇlLiTl lı'ini/. hir kııi.iLi $u?_dürüb, .şişlik tulün.
- pp bağ muydauoz
[ince kıyılmış). 3* Pilicin üzerine sof i ntı yogıırdu sürün Tereyağını tavada eririn. Yag
kı>:i[ifLE pilici [ : : ’. Tk^Lirip İK:r yjını arttın s;ınsı rcrıl;
iv l iv l i kadar
kıza&üt Kızaraj| pili |»£ pbaga koyun. Üzerine ia v ;® |i yağından ve
Başlan^ suyundan ge Jiı ip, ince pjPpffi maydanoz sererek söryis yapsfi.

K uzu v e D a n a Eti K ü lb astısı


n k işilik

M alzem esi: Yapılışı;


■100 gr. JereyiLg) ((5,5 çorba kş.) 1. Tui'uyu^ım tavada eritin. Y a£ k ız ın ca s ü ğ a fla n iç in d e ; pem beleşinceye
- 2Ü0 gn so&ın Cince kıyılmış) k a d a r kavu ru n .
(.2 orta boy) 2. Etleri sahana ı.liiip. tavadaki soğanla# yağıyla birlikte sahana boşaltın.
- ! kg. ku?.n ya da dana eti Çizerine suyu ekleyin, Sahanı alese oturtup l>ir taşını kaynatın, ALeşi
(dilimlenip. dövülerek kısarak, külbastıları 15 dakika pijirin.
incelti Lmiş)
3. T u z u n u a y a rla y ıp , e lle ri ;sleşi en ahn ve s ıc a k Ö la ra k se rv is y a p jfl.
■250 mİ su (1 su tritdagı.)
- t iız .
JpAbniler ve
Y a h n ile r

Çöllümüzde et yemekleri iç inde: anılıp geçeri birer, hatta çoğu kez birden fazla yahnisinin
yahniler; Osmanlı dönemi et yem ekleri bulunduğu, dönemin yemek kitaplarında
arasında önemli bir yer tutar. Kebapların susuz görülüyor. Tavuk etinden "tavuklu yahni" ve
olmalarına karşılık, yahnilerde pişme suyunun "kırma ıavuk kebabı yahnisi", sakatattan "paça
da yemeğin önemli bir parçası olduğu görülür. Yahniler yahnisi", "işkembe yahnisi", "böbrek yahnisi",
düha çok. yemeğin etine ve suyuna konan çeşidi baharat balıklardan ise "yaka yahnisi" ve uskumru balığından
ve taze otlarla çeşitlen dirilirler. Yahnilerin genel pişirme "papazyahnisi" dönemin yahnilerine örnek olarak bu
yöntemi budur. bölümde ele alındı Ayrıca bir de "tatlılı et yahnisi" var
ki. o iarifi okumamak bir yemek meraklısı için büyük
Hemen bütün yahnilerde, bir İslam geleneği izlenerek, bir kayıp olur doğrusu.
etlerin kanlı olmaları önlenmeye çalışılır. Bundan her
ne kadar İslam geleneği diye sör ettikse de, aslında
kanıtı yenmemesi bir Musevi şeriatı yasasıdır. İslaııılar P ila k ile r
ve özellikle Orıadogu ülkeleri bu geleneğe hep bağlı
kalmış görünmekte]er. Kanmm iyice giderilmesi için, Pilakı sözcüğü her ne kadar Türkçe değilse de, pHakilerin
tıpkı Musevi mutlağında olduğu gibi, etler önce bol Osmanlı döneminde Türk mutfağında kendilerine çok
suda bir taşım kaynatılır, böyleee kan suya çıkar. Suyun sağlam bir yer edindiği asla yadsmamayacak çok önemli
üzerinde oluşan köpükle birlikte alınıp alılır. Su süsülür. bir durum. Balkan kökenli olduğu sanıları bu yemek
Bir kenara ayrılır, kiler çıkarılır ve gerekiyorsa ikinci pişirme yöntemi, imparatorluğun özellikle başkentinde
bir aşama için yeniden kesilip doğranırlar. büyük beğeni kazanmış ve Türk mutfağının o günlerden
başlayarak ayrılmaz bir parçasını oluşturmuş. Yine de
Yahnilerde genellikle lezzet verici olarak soğan kullanımı roğu zaman bu yemekler, tava yemekleri ile birlikte
göze çarpar. Burada soğan daha önce tereyağında sınıflandırılmış bulunmaklaydı.
Kızartıl maki a ve ondan so ti ra yemeğe eklenmekte.
Bunun, dönemin ;igir'.ç bir mutfak uygulaması olarak Bir genelleme yaparak, pilakilerin tümünün bir tür
rol edilmesi gerekliği düşünülmeli. Soğanın yanı sıra "hreze etme" denen çok az suyla pişirme tekniği de
bazen sannısagın da bir lezzet katicı olarak yapıldığını söyleyebiliriz. Tariflerden anlaşılan o ki,
değerlendirildiğini yeri gelmişken belirtelim Ayrıca burada yemeğin ana malzemesinin pişme sırasında
birçok yahnide lezzet verici olarak sirke kullanımı da suyunu bırakıp lezzetini yemeğin suyuna katması
dikkati çekmekte. beSdenmekıeymiş. Tabii yine söz konusu olaıı çok ağır
ateşle uzun süreli bir pişirmedir.
Yahnilerin bir başka özelliği de, genellikle tiridi olmaları.
Yahninin pişme suyu ile lezzetlendirilm iş ekmek Pilakilerin hemen tümünde, ana malzemenin dışında,
dilimlerinin ete eşlik etmesi hoş bir ayrıntı. Bazı doğranmış soğan ve maydanoza rastlamaktayız,
yahnilerde ise, örneğin kuzu kızartmasında, Osmanlt Bugunlcrde bazı tariflerde yer alan domaLes, Osmanlı
etle pilavı birleştirmiş bulunuyor. Böylece yemeklerin dönemi mutfağında pisakilerde asla kullanılmayan bir
lezzetli oltııalan yanında doyurucu olmaları da sağlanmış yiyecek. Baharata gelince, tarife bağlı olarak, biber,
oluyordu hiç şüphesiz. tarçın, yenibahar ve bazen de mastika denilen sakızı
görmekleyiz.
Bugün yahni denince akla hemen dana, kuzu ya da
koyun etinin gelmesine karşılık. Osmanlı dönemi yemek Kuraldışı bir tarif olan "dana pilakisi"ni bir yana
kitaplannda hemen her çeşit etin yahnisinin yapıldığı bırakacak olursak, soğanın olmadığı hiçbir pilakı tarifi
görülmekle. "Tavşan yalın isi" bunun iyi bir örneği bulunmamakla. Ayrıca dönemin belgelerinde pilaki
lavdan eti şimdi neredeyse büsbütün mutfaktan olarak daha çok balık ve deniz ürünlerinin tercih edildiği
uzaklaşmışa benziyor. Bunu en azından tavşanın popüler görülmekte. 0u bölümde "balık pilakisi", "midye pilakisi"
yemek kitaplarında yer almamasından anlamaktayız. ve istiridye pilakisi"nin yer almasının başlıca nedeni
Mutfağımızdan eksilen ıck yahni tavşan yahnisi olsa bu. "Salyangoz pilakisi" ise Osm anlı mutfağında
neyse. Tavuk, balık, hana sakatat içinde bulunan birçok gayrimüslim unsurların yemeklerinin de yer almasına
yiyecek de bugün nedense yahni olarak pişirilmenıekte. örnek olarak verilmiş bulunmakta. Son olarak, "yalancı
Oysa. Osmanlı mutfağında bunların neredeyse hepsinin pilaki" de bu bölümde yer alan ilginç tariflerden biri.
Tatlılı Et Y a h n is i
> kişilik
Malzemesi: Yapılışı:
- lOOgr. tenyamı (6.5 çorba kş.) 1. Tereyağı tu lencerede eritin. Yag kırınca gerdan parçalarım içine
-1,5 kg. koyun genimiı yerk'M irip, i'azla kurulmadan her iki ya mas kıranın,
<5parçaya ayrılm ış) 2. Gerdanlar kızarınca, yağdan çıkarıp temiz bir tencereye aktarın.
-200gr, soğan (ince kıyılmış), Gerdanları kızamığınız yağa soğanları ekleyip, pembeleşinceye katlar
(2 orta hoyj kavurun, Soğanlar pembeleşip kızarmaya Ijaşlayınca tavadaki suganlan
-tuz yağıyla birlikle gerdanların üzerine boşaltın. Tuzu katıp, (irerlerini iki
- 2 çorba kş. ı'izı'inı pekmezi parmak aşacak kadar su ekleyin. Üziim pekmezini de katarak tencereyi
- <fwv kş. yenibahar ateşe otumm. Yahniyi kısık ateşte Lo saat pişirin.
- ı - çay kş. tarçın
3> Pişen yahniyi ateşten alırı. İ.irerine yenibaharı ve tarçını seıpip. nane
- 1 ~ bağ taze nane.
yaprakları ile servis yapın.

U s k u m r u Y a h n is i
5 kişilik
Malzemesi; Yapılışı:
- 10 atlet usktmmt 1. Temizlenmiş balıktan yıkayıp bir süzgece çıkann. Sulan süzülünce
(temizlenmiş) tuzlay ıp. bil-tencereye yerleştirin. Üzerlerini kapatacak kadar su koyup,
- 90 »fi. sirke (6 çorba kş.) sirkeyi ekleyerek ateşe oturtup, bir taşım kaynatın ve ateşten alm.
-90 mi zeytinyağı Halikların dağılmaması için suyunu döküp, hemen soğuk sn katın. Biniz
(6 çorba kş. ) bekletip, balıklan bir tepsiye yayın,
-JÖOgr. soğan (ince kıyılmış), 2. Tavada zeytinyağını kızdırın. Soğanları içinde, pembeleşinceye katlar
( J orta bay) kavurun. Soğanlar pemlıeleşip kızarmaya baş!aynıca tavayı ateşten alın.
1 bağ maydanoz İçine ince kıyılmış maydanozu, tuzu ve biberi serpin,
(ince kıyılmış)
3* l'îalıklaım kafalarını ve kuyruklarını ayırıp, bütün kılçıklannı temizleyin.
-tuz
Bir sahanın dibine tavadaki soğanlı maydanozdan yayın. Lirerine hil­
-taze çekilmiş karabiber
kat balık döşeyin. Gene soğanlı maydanoz ve balık sırası ile malzemenin
2 adet yumurta scirvtı
(ünümü sahana yerleştirin. Soğanlı tavaya 1 su bardağı su koyup,
- I adet limon (suyu)
balıkların üzerine gezdirin Sahanı kısık ateşe oturtup, balıklar suyunu
- 1 ■’çay kş. tarçın.
iyice çekinceye kadar pişirin.
4. Ûir kapta yumurtaları limon suyu ile birlikte çırpın. Suyunu çeken
balıkların üzerine bu terbiyeyi döküp 5 dakika daha pişirin ve saham
ateşlen alın. Yahniyi, üzerine tarçın serperek servis yapın.

Y a k a Y a h n isi
Malzemesi: Yapılıp:
- !. 5 kg. yaka (kthçhahgınm başı 1. Yakayı yıkayıp, süzdürün ve tuzlayın. Tavada tereyağını eritin. Yağ
Hegövdesi arasındaki bölüm) kızınca yakayı tavaya yerleştirip, her iki yanını da iyice kızarım.
- tuz 2. Bir kapla diş sarmışa idari a limon dilimlerini karıştırın. Yarısını bir
- lOOgr. tereyağı (6,5 çorba k şj sahanın dibine döşeyin. Üzerlerine yakayı yerleştirip, kalanlarını da
- .5diş sarmtsak (soyulup, yakanın üzerine boşaltın.
bütün bırakılmış)
3. I.imon suyu ile suyu karıştırıp, balığın ürerine gezdirin. Sahanı kısık
- 1 adet limon (dilimlenmiş
ateşe oturtup, suyunu tümüyle çekinceye kadar yaklaşık 25 dakika pişirin.
ya da 1salkım koruğun
tanelen) 4. Pişen yahniyi ateşlen alıp, tuzunu kontrol etlin ve sıcak olarak servis yapın.
- 90 mİ. limon (ya da koruk)
suyu (6 çorba kş.)
5f')(.) mi. su (2 su bardağı).
.i kişilik
Malzemesi: Yapılıp:
- ! adet tavuk (temizlenip, 1. Tctııizlennıiş tavuğu iki but, iki kanat ve ikiye bölünmüş
tütsülenmiş), ! kg hk göğüs olmak üzere ulu parçaya bölün. Parçaları bol su ile
-300 ğr. soğan d u a’ kıyılm ış). süzdürün. İnce kıyılmış soğanların ; i unii bir [LLlIıente koyup,
(3 ona boy) suyunu süzün. Tavukları tuz ve soyan suyu ile ovup, I saat be
-tuz
2. Izgaranızı 'ızgaranız yoksa fırınınızın ızgarasını) yakın, Tavukla
100gr. tereyağı i fi, 5 çorba kş.)
[eline yerleştirip, her iki lataflan da kuamıcaya kadar ızgara edin.
- 1çay Lş. ktrımzt pulbîber
- ! bağ ınctydanoz (ince kıyılmış) 3- Bir kapta tereyağını kırmızıbiber de birlikte kızdırın. Kızanın t
-taze çekilmiş karabiber. ıenceıeye yerleştirin. Üzerlerine kalatı soğanları katıp, kızdırdığı
gezdirin. İnce kıyılmış maydanozu, uızu ve biberi serpin. Ûi
2-3 parmak aşacak kadar kaynar su ekleyij>; tencerenin kalığını
Tencereyi ona aieşe olunup 1 saat pişirin.
4. Pişen yahniyi ateşten dip, tuzunu kontrol edin, bir kayık
aklanp sıcak olarak servis yapın.

T a v ııklu Yahni
5 k iş i li k

M alzem esi; Y ap ılısı:


-300 gr. nohut <1,5 su bardağı) 1. Nohutları ayıklayıp, bir gece öncesinden (ya da en az 6 saa
/ dilet tavuk (temizlenip, soğuksuda ıslalarak şişmeye bırakın. Ertesi sabah nohutları itiz
tütsülenmiş), î kg.’hk yumuşayıncaya kadar haşlayıp, kabuklanın soyun ve bir kapta b
-500 gr. Suiza kol eti tkuşbaşı 2. Tavuğu ve eli birlikte tencereye koyun. Üzerlerini asacak k
doğranmış)
ekleyerek ateşe ulunun. Tuzunu kalıp, sürekli kelini alarak birka
-tuz
kaynatırı. Tencereyi ateşten indirin. t:.l suyunun üzerinde birik
-30 ü gr. soğan ‘ ince kıyılmış), kaşıkla dikkatlice (suyunu almadan} alıp, "bir ovaya aktarın.
(3 orta boy)
-1 çorba kş, izmirsiyabı özü 3. Tavattaki yağı kızdırın. Soğanları içinde pembeleşinceye, hatı
- 1 adet ekmek tdilimlenip, kızarmcııva kadar kavurun. Elleri de ekleyip, onları da kızartın,
kızartılmış). ateşten alın.
■i. Temi/ :>ir tencereye haşlanmış nnlıutu, Tavukları, kızarmış e
soğanları koyun. Üzerine haslanan tavuğun suyunu ve izmirsh
özıinii ekleyip, kısık ateşle yaklaşık 30 dakika pişirin. Tuzunu ay
5- Pişen yahniyi ateşten alın. Konulacağı salınıını dibine kız;
ekmek dilimleri döşeyin, Ekmeklerin iizeıine pişen yahniyi İm
Yeniden kısık ateşe oturtup. 5 dakika dalıa pişirerek servis

T a v ş a n Y ahnisi
Malzemesi: Y ap ılışı:
- 1 adet tavşan 2 kg. 'hk 1. Tavşan parçalarım, hiç kanı kalmaması irin birkaç saat soğuk
(temizlenip, parçalara ayniinişi içinde bekletip. yıkayarak bir süzgece çıkarın ve tuzlayın.
- itiz
2. Parçaları, sokanlarla birlikle tencereye ycrieştmn. (.'zerlerini kapl
-30(1 g>‘-soğan tkabaca kadar su içinde, ateşe oturtarak bir taşım kaynatın. Ateşi kısıp y:
doğraıitiliş), (3 orta bay) 25 dakika dirice pişirin, Suyunu ince tülbentten temiz bir kaba
90 mİ. sirke ((>çorba kş.) Sopan parçalarım teneereden alıp, bir kenara ayırın.
- 10 diş scırmısak
- 100gr. tereyağı fû. 5 çorba kş.) 3. Havanda sarınısaİtfan sirke ile dövün, Sarnnsaklı sirkeyi ve h;
suyunu lavsan parçalarının üzerine dökün. Suyun yarısı kalıncaya
kısık ateşte pişirin,
4. Tavada tereyağını eritin. Yafc kı/me» aylaksınız sofea.nV.iti
2,\İZc\ca: kr/.aıuvı. Kızarmış soğanlım tavşan elinin üzerine boj
suyunu iyice çekinceye kadar pişirmeyi sürdürün.
5. Suyunun lıcıııen hemen tümünü çekmiş yahniyi bir sahaııa al
servis yapın.
kişilik
Malzemesi: Yapılışı:
-1 kg. kemikli dana eli 1. Etleri yıkayıp, toprak bir tencerenin dibine, dizin. Üzerlerine in«
(iıi kuşbaşı doğranmış) kıyılmış soğanı, diş sannısaldarı, tuzu, biberi ve kimyonu, 1,5 bardak
-600gr, soğan (4 ianesi ince kıyılıp, suyu koyup, sirkeyi gezdirin. Tencerenin kapağını kapatın.
2si dilimlenerek halkalarına aynim ıs), 2. Bir kapta unu yereri kadar su île karıştırarak hanııır yapın, Hu hamuru
10 diş sarımsak (soyulup kapağın tencereye oturduğu kısmın çevresine sıvayın. Hamımın üzuine de
bütün bırakılmış} kâğıt yapıştın» ki bullar hiç dışan sızmasın (ya da düdüklü tencerede pişirin).
-tuz
-taze çekilmiş karabiber 3. Tencereyi çok kısık ateşe oturtup yahniyi yaklaşık 1,5 saat pişirin.
Eğer fırında pişirecekseniz fırınınızı lfiO'C'yc getirip ısılın ve tencereyi
-1 çay kş. kimyon
fırına sürerek yaklaşık 1,5 saat pişirin.
-375mİ. sıı (1,5 m bardağı)
- 75 mi sirke i, 5çorba kş.) 4. Tereyağını tavada eritin. Yağ kızınca halkalarına ayrılmış soğanları
- 150gr. tereyağı (.10 çorba ksJ içinde altın sarısı renk alıncaya kadar kızartın. Yahniyi ateşten alıp birkaç
H am uru için : dakika dinlenmeye bırakın. Hamurunu kırarak tencerenin kapağını acın.
-125gr. un (1 sıt bardağı) Sahanlara boşaltıp, üzerine kızartılmış .soğanları dökerek servis yapın
- su.

B e y a z Y ahni______ ____________________ _____


k iş ilik

Malzemesi: Yapılışı:
-300gr. nobııt ı. Nohutları ayıklayıp, bîr gece öncesinden (ya da en az 6 saat önce)
(1,5 su bardağı) soğuk suda ıslatarak şişmeye bırakın. Ertesi sabah nohuttan tuzlu suda
-1 kg. kuzu eti yumuşayıncaya kadar haşlayıp kabuklarını soyun ve bir kapta bekletin.
(kuşbaşı doğranmış) 2 . Etleri yıkayıp tencereye koyun. Üzerlerini aşacak katlar su içinde ateşe
" nız _. . oturtun. Tuzunu koyup, sürekli kefıni alarak birkaç taşımkaynatın. Tencereyi
-300gr. soğan . ince kıyılmış). ateşten alın, suyunu temiz bir kaba süzdürün. Etleri yeniden tencereye
(3 oıta boy). koyup, soğanları, haşlanmış nohuttan ve süzdiirdüğüniiit et suyunu eklıyin,
3. Yahniyi kısık ateşe oturtup, tencerede yalnızca az miktarda hafif yağlı
bîr su kalıncaya katlar yaklaşık 30 dakika pişirin.
4, Tuzunu kontrol edip ateşten alın. Yahniyi sahanlara boşaltıp, sıcak
olarak servis yapın.
I 1t C 1L

L
“ k işilik

M alzem esi; Yapılışı:


- 3 0 p g r , notiut [ İŞ-SU bardaği) 1. jsTohütlan avıkSayıp. bir gece ^tesinden (ya da en a?, h saat <"hill:|
- lOpüL'd soğuk şvıda ıslatarak ^i^rrttry^ bırakın Frtesi silbaH nohuttan tuŞİu sıpa
- JiOOgr. fçreyritği f'6.5 çorba kş.) yumuşayıncaya fcşjdaj baışlüyıp, kabuklarını soyun ve bir kapta Ivkk'tin.
3 0 0 gr. soğan (itipektytlmtş), 2■. Paçaları kakıyarak lemîdeyiln hol su ile yıkâyırjû Bir t^nceı^ye
(3 orta boyı koyup üzerlerini u^cak kadar s£i k inde ateşe OLuitun. Sürekli Şefini
- !U Z
alarak. tileri iyice yumuşayıncaya k-adar pişirin. Tıâjtcereyi ateşlen
- I adet vkımik İdiknıterfp, indi il]\ suyımu lülbentteh femi| hır kaba sülfürüm
kızartümış).
3* Tereyağını hir Favada eritin. kızınca sojprilan içinde
abnıbdesinceye kadas kavurun, Tertibi hir tencereye liaşİahıffiş
nolıutkm. paçaları ve ^gfınlan koyup, pj^niL suyunu ekleym.
Tencereyi kısık ateşe oturtup yjaJrûiyj yjikl^ık n dakika (ferin ve
tununu ayarlayın.
4, Pişen yahniyi atesteg aLın. ŞoiuiUûı^İ kıhanırl dibine kı^mlmıs
ekmek dilimleri döşeyin. Planın edlgni kemiideıîı^etl sıyınp ekıııeklefip
üzerine dizin, 'I^pceredf kulan nûhütu ve Soyunu saham boşaltııu
'ı en kİ eri kısık âteşe oturtup, 5 gjakika dahü piJüvreM servis yapın.

i ş k e m b e Y a h n isi
” k işilik

Malzçjmesİ: Ytıpjlışı:
1 dana tşkernty|j/ 1. Temizlenmişi ve yıkımmış işkembeyi tencereye koyupj hol t a sıı
U^ıuirlenmi.-iı içinde teayriarriaya bıiçakın; İşkembe iyice yumuşayıncaya kadar pişirin.
- 100gr. lereffîğı (6; S çp.rba kş. ı Pişen İşkembeyi süzöfti nerek suyundan alın ve hir donrama laiuası
■200^r. soğan {ince kıyılmış). ürerine yerlesliıip kuşbaşı doğrayın.
(2 ortci buy t 2. Do^raıv.n parç^te-rı tenccT^üeıki işkembe suyunun içine âtin
- 1 çark?, izihmzımûbibeı- Tavada :eivyaf|ını erilin. Ya£ kızıncu st>ğanları içinde; pdTibeleşinoeye
- tuz. kadar kavurun, Kavrulımış s'ö^ıa kırmızıbiberi katıp, kakıştırarak
lavayi ateşlen alın.
3. Tenceredeki işkembeleri ııleşe oturtun. i ı/unu ekleyip, karıştırın.
Tamdaki soğanlı ve hihcrli ya£ı Tencereye boşaltıp karıştırın ve
yahniyi kısık ateşle$0 dalaka pişirin.
4. Timimi kofıtrol c^Iip, yahniyi ateşlen ılsn Sıcak olarak servis yaptın.

B ö b r e k Ya h n isi
,ı kişilik

Malzemesi: YtipiliŞi:
- 10 adet k u m M hır^i 1. t'kjb^kleri. ikiye ayanp Üzerlerine bireı.çmk alın. Tereyağını tavada
- J 00gr. jerey^âğı (İS^5. 'ğprba kş.) eıilır.. Ya£kı7.mca bnhnekleri raeaya koyup^ her iki yanmı da kuranın
200xr-soğan On0 ptynlpıjş), 2 .Su^nlan u; kıntımbiberi ekleyerek birai daha kanının. ( zerlerine
(2 tulu buy)
et suyunu dokun. Tuzunu ayarlayıp, kısik aıe^e yaklaşık 30 dakika pişirin
- I çcıykş. k zın ızı pu!bi!x?r
- 5o0 mİ, d suyu (2 su baüiağı) 3- Ateşlen alıp, sahanlara aktarın ve sıcak olarak servis yapın.
- Ü12.
p a p a z y a n n ıs ı
5 k iş ilik

Malzemesi Yapıhşt:
-2 adet lüferya da 1. Temizlenmiş balıkları yıkayıp, bir süzgece çıkarın. Sulan süzülünce
palamut balığı bir toprak güvece yerleştirip, aralarını halka soğanlar ve dal maydanozlar
500gr. ’ltk (temizlenip dilimlenmiş) ile doldurun.
-300gr. soğan (halka halka 2. Doğranmış domatesleri ekleyip, tuzunu ve biberini serpin. Üzerlerine
doğranmış), (3 oria boy) sirkeyi ve zeytinyağını gezdirin. Balıkların düzeyine gelecek kadar su ekleyin.
- J bağ maydanoz Güveci kısık ateşe oturtun. Balıklar suyu çekip, yalnızca zeytinyağı kalıncaya
-tuz kadar yaklaşık 1 saat pişirin. Ateşten alıp, 30 dakika dinlenmeye bırakın.
-taze çekilmiş karabiber
3. Yahniyi, iyice soğuduktan sonra servis yapın.
-300gr. domates (kabuklan
soyulup, ince doğranmış)
- 90 mi. sirke (6 çorba kş.)
-90 ml. zeytinyağı (6 çorba kş,).

Kırmızı Yahni
5 kişilik
Malzemesi: Yapılışı:
-300gr. nohut (1,5 su bardağı) 1. Nohutları ayıklayıp, bir gece öncesinden (ya da en az 6 saat önce)
-1 kg. yağlı kıvırcık koyunu eti soğuk suda ıslatarak şişmeye bırakın. Ertesi sabah nohutları tuzlu suda
(iri kuşbaşı doğranmış) yumuşayıncaya kadar haşlayıp, kabuklarını soyun ve bir kapta bekletin.
- tuz 2. Etleri yıkayıp, tencereye koyun. Üzerlerini aşacak kadar su içinde
-300gr. soğan (ince kıyılmış), ateşe oturtun. Tuzunu katıp, sürekli kelini alarak birkaç taşını kaynatın.
(3 orta boy) Tencereyi ateşten indirin. Et suyunun üzerinde biriken yağı kaşıkla
-1 adet ekmek (dilimlenip, dikkatlice (suyunu almadan) alıp, bir tavaya aktarın.
kızartılmış)
3. Tavadaki yağı kızdırın. Soğanlan içinde pembeleşinceye hatta biraz
-1 çorba kş. izmirsiyahı özü
kızarıncaya kadar kavınım. Etleri de ekleyip, onları da kızartın. Tavayı
(ya da nar ekşisi).
ateşten alın.
4. Haşlanmış nohııtu, kızarmış etleri ve soğanları temiz bir tencereye
koyun. Üzerlerine haşlanan etin suyunu ekleyip, kısık ateşte yaklaşık
40 dakika pişirin. Tuzunu ayarlayın.
5. Pişen yahniyi ateşten alın. Konulacağı sahanın dibine kızartılmış
ekmek dilimleri döşeyin. Ekmeklerin üzerine pişen yahniyi boşaltın.
Yeniden kısık ateşe oturtup 5 dakika daha pişirin. İçine izmirsiyahı
özünü ekleyin ve sıcak olarak servis yapın.
İncik Yahnisi__
o kişilik
Malzemesi: Yapılışı:
- 5 adet kuzu inciği 1. İn c iğ i, ta v u ğ u v<> d a n a e tle rin i y ık a y ıp , b ir te n c e r e y e y e rle şti
- / adet tavuk (temizlenmiş), Ü zerle rin i a ş a c a k k a d a r tu z lu su iç in d e a te ş e o tu n u n . Bir taşr/î? k ay n a
l fy . hk a te ş i kısın v e s ü re k li k e tin i a la ra k 1 sa a t k a y n a tın ,
- 500gr. elana e/j 2 . B u s ü re s o n u n d a ta v u ğ u v e d a n a e tle rin i s ü z d ü r e r e k s u d a n çık:
- tuz v e b a ş k a b ir y e m e k te k u lla n m a k ü z e re ayırın, fn tfk Jeri te n c e re d e b ira
200şr. arpacık açğatu A rp acık so ğ an la rım k atıp , kısık a te ş te e tle r h e lm e le n ip k e m ik te n dök
($0) fitim u,<). (yaklaşık d u ru m a g e lin c e y e kaçta/- y a k la şık 2 0 d a k ik a d a h a p işirm e y i sü rd ü :
15 adet) T u z u n u ay arlay ın .
- I adet ekmek (dilimlenil), X P iş e n y a h n iy i a te ş te n a lın . K o n u la c a ğ ı s a h a n ın d i b i n e k ızartıl
kızartılmış}
e k m e k d ifim le ri d ö ş e y in . K k m ek lerin ü z e rin e p iş e n y a h n iy i b o ş a
-i- maydanoz (ince kıyılmış).
S u y u n u tü m ü y le ç e k m e s i için y e n id e n kısık a te ş e o tu rtu p 5 d a k ik a c
p işirin . Ü z e rin e in c e kıy ılm ış m a y d a n o z s e r p e r e k serv is y a p ın .

Yalancı İlik
r> kişilik
Malzemesi: Yapılışı:
- 500gr. kuzu karaciğeri 1. C iğeri iy ice y ık a y ıp , te n c e re y e k o y u » , h a rlı a te ş te 5 d a k ik a haşl
- 500gr. kuzu kıyması .sü zd ü rü n . C iğeri v e k ıy m ay ı h a v a n d a d ö v ü n ya &<<ro b o tta n g eçir
- tuz p ü re h a fin e g e lirin .
- taze çekilmiş karabiber 2 . K ıy m a ile c iğ e r k a rış ım ın a tu z u , b ib e r i v e ta rç ın ı k a tıp k a rış
- ı/2 çay kş. ta rç m \h/A r\ac\\£m v/. b u h a rc ı U av m şh ra d o ld u ru n . K am ışV an v e n e tre y e <
5 0 0 m /, et suyu (2 .sn bardağı)
ü z e rle ri ö n ü lü n c e y e k a d a r et s u y u e k le y in . T e n c e re y i k a p a ğ ım k a
- kebap kamışı. kısık a te ş e o u ırftm v e iç in d e k ile ri y ak laşık 2 s a a t p işirin .
3 . P işen ilikleri b ir sa h a n a aktarın, t e r l e r i n e k a ra b ib e r v e tarçın ser
se rv is y ap ın .
5 k işilik
Malzemesi: Yapılışı:
- 40 adet iç midye t. İç midyeleri soğuk suda birkaç kez yıkayın ve bir süzgece çıkarın.
- 90 m i zeytinyağı (6 çorba kşj 2. Tencerede zeytinyağını kızdınn. Soğanı yağda kavnıp. pembeleştirin.
400 gr. soğan (piyaz doğranmış), Kavrulmuş soğana iç midyeleri de katıp kızarıncaya kadar yaklaşık 10
(4 orta boy) dakika pişirmeyi sürdürün. Domatesleri ekleyip, karıştırın.
-300 gr. domates (kabukları
3. Sarmısakları. ince kıyılmış maydanozu, tuzu ve biberi katın. Limon
soyulup, ince ince doğranmış)
suyunu (ya da koruk suyunu) gezdirip, malzemenin düzeyine kadar su
(3 orta boy)
ekleyin. Pilakiyi kısık ateşte yaklaşık 30 dakika pişirin.
- 10 diş sarımsak (soyulup,
bütün bırakılmış) 4. Pişen midye pilakisini ateşlen alıp, soğumaya bırakın. Soğuyunca
-1 bağ maydanoz (ince kıyılmış) tabaklara aktarıp, üzerine ince kıyılmış maydanoz serperek servis yapın.
- tuz
taze çekilmiş karabiber
- i adet limon (suyu ya da
koruk suyu).

İstirid y e Pila k isi_______________________________


k işilik

Malzemesi: Yapılışı:
10 adet istiridye içi 1. İstiridye içlerini söğuk sutla birkaç kez yıkayıp bir süzgece çıkarın.
- 45 m i zeytinyağı (3 çorba kşj 2. Tencerede zeytinyağını kızdırın. Soğanı kızgın yağda, pembeleşinceye
-300gr. soğan (piyaz doğranmış). kadar kavurun, kavrulmuş soğana istiridye içlerini ekleyip, kızarıncaya
(3 orta boy) kadar yaklaşık 10 dakika pişirmeyi sürdürün. Domatesleri katıp, karıştırın.
-350gr. domates (kabuklan
3. Sarmısakları, ince kıyılmış maydanozu, tuzu ve biberi katın. Limon
soyulup, ince ince doğranmış).
(ya da koruk) suyunu gezdirip, malzemenin düzeyine kadar su ekleyerek,
(4 ona boy)
bir taşım kaynatın. Ateşi kısın ve pilakiyi yaklaşık 30 dakika pişirin.
10 diş sarmısak (soyulup.
bütün bırakılmış) 4. Pişen istiridye pilakisini ateşten alıp, bir yanda soğumaya bırakın.
- t bağ maydanoz (ince kıyılmış) Soğuyunca tabaklara aktarıp, üzerine ince kıyılmış maydanoz serperek
-tuz servis yapın.
- taze çekilmiş karabiber
- I adet limon (suyu) (ya da
koruk suyu).

102
5 k işilik

Malzemesi: Yapılışı:
- 90 ml. zeytinyağı (6 çorba kş.) 1. Zeytinyağını bir tavada kızdırın. Yağ kızınca soğanları içinde
- 500 gr. soğan (piyaz doğranmış) pembeleşinceye kadar kavurun.
(4 büyiik boy) 2. Kavrulmuş soğanlara domates dilimlerini ekleyin ve karıştırarak 1-2
- 500 gr. domates (kabuklan dakika pişirin. Tuzunu katıp, yeniden karıştırın ve sarmısakları ekleyin.
soyulup, ince dilimlenmiş), İnce kıyılmış maydanozu, naneyi ve kereviz yapraklarını üzerine serpin.
(5 orta boy)
3. Tavadaki malzemenin üzerine kaynar sınai boşaltıp ateşi kısın. Yalancı
- tuz
pilakiyi yaklaşık 30 dakika pişirin.
- 20 diş sarımsak (soyulup,
bütün bırakılmış) 4. Pişen pilakiyi ateşten alıp, bir yanda soğumaya bırakın. Soğuyunca
-1 bağ maydanoz (ince kıyılmış) tabaklara aktarın, üzerine tarçın serperek servis yapın.
- 1/2 bağ taze nane (ince kıyılmış)
- birkaç dal kereviz yaprağı
(ince kıyılmış)
- 500 rnl. kaynar su (2 su bardağı)
- 1/2 çay kş. tarçın.

S a ly a n g o z Pilakisi
5 k iş ilik

Malzemesi: Yapılışı:
-1 0 adet salyangoz 1. Salyangozları alabilecek bir tencerede su kaynatın. Salyangozları
(kabuğu sarı renkli) kaynar suya atarak 10 dakika haşlayın ve süzdürerek sudan çıkarıp, bir
- tuz süzgece koyun.
- 45 ml. sirke (3 çorba kş.) 2. Topluiğne ile kabuğunun içindeki eti dışarı çıkarın. Siyah kısmını
- 300 gr. soğan (ince kıyılmış), koparıp, atın. Beyaz kısmını bir kaba koyanı. Böylece bütün kabukların
(3 orta boy) içini boşaltın.
- 500 ml. su (2 su bardağı)
-1 5 ml. zeytinyağı (1 çorba kş.) 3- Kaptaki beyaz salyangozları tencereye koyup, üzerine tuz serpin.
Sirkeyi ve ince kıyılmış soğanın yarısını katıp, üzerini aşacak kadar su
- 300 gr. domates (kabuklan
koyarak bir taşım kaynatın. Ateşi kısın ve kefini alarak 15 dakika pişirin.
soyulup, ince doğranmış),
Süzdürüp, sudan geçirin.
(3 orta boy)
-1 0 diş sarımsak (soyulup, 4. Suyu kaynatıp sıcak tutun. Tavada zeytinyağını kızdırın. Yağ kızınca
bütün bırakılmış) kalan soğandan içinde pembeleşinceye kadar kavurun. Kavrulmuş soğanlara
- tuz domatesleri ekleyin ve karıştırarak 1-2 dakika pişirin. Sarmısakları, tuzu,
- 1 bağ maydanoz ince kıyılmış maydanozu ve salyangozları da katıp, karıştırın. Kaynar suyu
(ince kıyılmış). ekleyip ateşi kısın, pilakiyi kısık ateşle yaklaşık 30 dakika pişirin.
5. Pişen pilakiyi ateşten alın, soğuyunca tabaklara aktararak servis yapın.
vc (fiL M e r
B alık Pilakisi
5 k iş ilik

Malzemesi: Yap ılış t:


- 2 adet palam ut baliği 500gr, 7ık 1. Temizlenmiş balıkları yıkayıp kenarlı bir balık güvecine yerleştirin,
(temizlenip, halka halka Üzerlerine halka soğanları ve domatesleri dizin. Diş sarmısakları koyup,
dilimlenmiş) maydanozu serpin.
- 300 gr. soğan (halka halka 2. Güveçteki malzemenin üzerine tuzunu ve biberini serpip, zeytinyağı
dilimlenmiş), (3 orta boy) ve sirkeyi gezdirin. Pilakiyi ateşe oturtup, bir tasım kaynatın. Ateşi kısın,
- 350 gr. domates (üçe bölünmüş), üzerine kapak kapatıp yaklaşık 30 dakika pişirin.
(4 orta boy)
-1 0 diş sarımsak (soyulup, 3. Pişen pilakiyi ateşten alıp, bir yanda soğumaya bırakın. Soğuyunca
bütün bırakılmış) tabaklara aktarıp, üzerine maydanoz serperek servis yapın.
- 1 bağ maydanoz (ince kıyılmış)
- t uz
- taze çekilmiş karabiber
- 90 ml. zeytinyağı (6 çorba kş.)
- 45 ml. sirke (3 çorba kş.)
M XI X. y ü z y ıl so n la rın d a
İstanbul'da bir açt&hava
m utfağı.

Elin kıym a olarak D ö n e m in k ö fte ta r ifle r in d e


d e ğ e r le n d ir ilm e s i e lb e t t e a d la r ı en s ık k u la n ıla n
yalnızca O s m a n lıla r ’a ö zg ü le z z e t le n d ir ic ile r s o ğ a n ,
b ir u y g u la m a d e ğ il. E t i n m a y d a n o z , tu z , b ib e r ,
özellikle döş g ibi b ir b a k ım a k im y o n v e ta rç ın .
"ucuz" olan b ö lü ıııle ıiııiu ve
artanının d e ğ e rle n d irilm e s i, B i r d e k ö fte le re o d ö n e m d e
her d ö n e m d e v e n e re d e y s e ekmeğin her zaman
her k ü lt ü r d e g ö r ü le n b ir e k le n m e d iğ in i s ö y le y e lim .
m utfak g e le n e ğ i. K ı y ı l m ı ş B a z ı k ö fte le r e ekm ek
et, e lb e t t e b u i ş l e m i n k o n d u ğ u kesin. "K a d ın b u d u
s o n u cu n d a k ö k e n in d e n k ö fte " y a d a " m a y d a n o z lu
k o p a rılm ış o lu r. K ıy m a n ın s ık m a k ö fte " g ib i ta rifle rd e
h a y v a n ın n e r e s in d e n ç e k i l d i ğ i , ö z e l l i k l e s ı r a d a n ise e k m e ğ in y e r in i b ir m ik t a r p i la v ın v e / v e ya p ir in c in
k u lla n ıcın ın b ilg is i d ış ın d a d ır. O y ü z d e n k ıy m a la r ya ğ lı, a ld ığ ın ı d a y a z ılı k a y n a k la r d a n ö ğ re n m e k te y iz . A n c a k
orta yağlı, az y a ğ lı v e yağsız o la ra k s ın ıfla n d ırılm a k ta d ır. b u n la rın y a n ı sıra d ö n e m in b irç o k k öfte tarifind e y a ln ız ca
Bir de ö z e llik le h a n g i h a y v a n ın k ıy m a s ı o ld u ğ u , h e m et k u lla n ıld ığ ı g ö rü lm e k te .
satış sırasında h e m de y e m e k ta rifle rin d e özenle b e lirtilir.
İş böylesine b a s ite in d ir g e n in c e de, k ıy m a ç o ğ u z a m a n O s m a n lı d ö n e m i m u tfa ğ ın d a , k ö fte le r in b u g ü n o ld u ğ u
h a yv a n ın k e b a p lık , y a h n i l i k o lm a y a n ta r a f la r ın d a n g ib i ç o k ç e ş itli p iş ir m e y ö n t e m le r in e r a s t la n ıy o r . B i r
seçilir. G e n e llik le d ö ş e ti k ıy m a y a p ılır . B u n a b a z e n k ıs m ı ta vad a y a d a s a h a n d a , b ir k ıs m ı su d a h a ş la n a ra k ,
pirzola k a p a ğ ı, b a z e n d e b u t ta ra fı k a t ılır . K e b a p lık , b ir k ısm ı ise ızgara e d ile re k p iş irilm e k te . A n c a k d ik k a ti
ya h n ilik e tin k ır p ın t ıla r ı d a e lb e tte a tılm a y ıp ç e k ile r e k ç e k e n b ir ö z e llik , ya ğ k u lla n ım ı söz k o n u s u o ld u ğ u n d a
kıym a d u r u m u n a g e t ir ilir . Y in e d e b ir h u s u s u n a lt ın ı h e p s a d e y a ğ ın y e ğ le n m e s i. G e r ç i s ıv ı y a ğ la r o z a m a n
iyice çiz e re k b e lir te lim : O s m a n lı d ö n e m in e a it y e m e k b u k a d a r ç e ş it l ili k g ö s t e r m iy o r d u a m a , h iç d e ğ ils e
k itap ların d a h e m e n d a im a k ıy m a n ı n h a n g i h a y v a n ın z e y tin y a ğ ı k u lla n m a o la n a ğ ı v a r k e n n e d e n se te rc ih h e p
etinden a lın a c a ğ ı b e li r t i lm e k l e y e t in i lm i ş t ir . B u n u n s a d e y a ğ d a n y a n a k u lla n ılm ış g ö r ü n ü y o r .
dışında a ç ık la m a la r, a n c a k ç o k özel d u ru m la r d a v e r ilir.
Örneğin Melceü’t Tabbahirı’in "k e b a p k ö fte " ta rifin d e , K ö fte le rd e n söz e tm iş k e n , e tin o s ıra la r b u g ü n k ü g ib i
bir y a n lış lığ a y e r v e r m e m e k iç in y e m e ğ in k ıy m a s ın ın k ıy m a m a k in e le rin in aymasından g eçirile re k k ıy ılm a d ığ ın ı
dana ve k o y u n b u t u n d a n ç e k ilm e s i is te n ir . A m a b u , da h e m e n e k le y e lim . B a z ı ta rifle rd e a ç ık ç a b e lir tild iğ i
gerçekten k u r a ld ış ı b ir d u r u m d u r . g ib i, d ö n e m b o y u n c a k ıy m a , e tin b a lla y a d a ç ifte b ıç a k
ile k ıy ılm a s ı so n u cu n d a elde e dilm ekteydi. B u n u n yarattığı
Buradan, a sla k ö ft e n in u c u z v e m ü t e v a z ı b ir y e m e k ö n e m li b ir fa rk v a r . O d a , b u y ö n t e m le h a z ır la n a n
olduğu a n la ş ılm a m a lı. Ç ü n k ü k ö f t e le r d e b i r b a ş k a k ıy m a n ın s u y u n u k a y b e tm e m iş o lm a s ı. B ö y le c e y a p ıla n
özellik, k ıy ılm ış ete iç in e iy ic e iş le ye ce k b iç im d e b a h a rat k ö fte le r, m a k in e d e n ç e k ile n le re o ra n la ç o k d a h a s u lu ve
ve taze ot e k le n m e s i g ib i b ir a v a n ta j d a sö z k o n u s u . elb ette b u n e d e n le de d a h a le z z etli o lm a k ta y d ı.
JC sh elev
İçliköfte
5 k iş ilik

Malzemesi: Yapılışı:
- 1 kg. kuzu kıyması 1. £un yarısını, bulgum , yum urtaların dördünü, tuz ve biberi elle karıştırıp
- 200 gr. köftelik bulgur (ıslatilmiş), ezerek bir harç elde edin. K alan yum urtaları ayrı bir kapta çırpın.
(1 su bardağı) 2. B ir tavad a tereyağının yarısı eritin. Y a ğ kızınca soğanı için d e biraz
- 6 adet yumurta k avurun. A rd ın d an k alan k ıym a yı ve fıstığı ekleyin. Tuzu ve baharatını
- tuz katıp, karıştırın. Kıym ayı, verdiği suyu çekinceye kadar pişirip ateşten alın.
- taze çekilmiş karabiber
3. Bulgurlu k ıym ad an ceviz içi bü yük lüğ ünd e bir parça alıp avucunuzun
- 150 gr. tereyağı (10 çorba kş.)
için e yerleştirin. Ö b ü r elinizi ıslatıp, b aşparm ağ ınızı h am u ru n ortasına
- 200 gr. soğan (ince kıyılmış),
yerleştirin. H a m u ru başparm ağınız ile işaretparm ağm ız arasında hafifçe
(2 orta boy)
sıkıştırıp, a y n ı yö n e doğru çe v ire re k k e n a rı y ü z ü k k a lın lığ ın d a içi boş
-100 gr. çamfıstığı
b ir k o va n elde edin.
(j/2 su ba rdağı)
-1 çay kş. tarçın 4« B u k o v a n ın iç in i k a vu rd u ğ u n u z k ıym a lı h a rç ile d o ld u ru n . Etinizi
- 500 mİ, et suyu (2 su bardağı). ıslatıp, dış kabuğu yum uşatarak köftenin ağzını kapatın. Bü tü n köfteleri
b ö yle c e hazırlayıp, bir ten cereye dizin.
5. E t su yu n u bir taşım k ayn atın . T e n ce re d e k i k ö fte le rin üzerine sıcak
et su yu n u g ezd irip , k ıs ık ateşte 30 d a k ik a p işirin . B u süre so n u n d a
ten cereyi ateşten alın, köfteleri süzdürerek sudan çıkarın.
6. Tavada kalan tereyağını eritin. Y a ğ kızınca köfteleri çırpılmış yum urtaya
b u la ya ra k tavaya yerleştirin. H e r yanı eşitçe kızarıp, k a h veren g ileşin ce
süzdürerek yağdan alın ve üzerine kâğıt havlu serilmiş b ir servis tabağına
ç ık a r ın . T e m iz b ir ta b a ğ a a k t a r ıp s ıc a k o la r a k s e r v is y a p ın .

Not: İçliköftede, çamfıstığı yerine ceviz içi, badem içi, ya da iri çekilm iş
fınd ık kullanılabilir.

L or K öftesi
5 k iş ilik

Malzemesi: Yapılışı:
-1 kg. lor peyniri (tercihen 1. Lor peynirini bir kaba ince ince ufalayın. Kıyılmış maydanozu katıp, kanştınn.
sepet loru) 2. Maydanozlu peynire tuzu v e yumurtaların ikisini ekleyin. Çatalla ezerek
-1 bağ maydanoz karıştırıp ham ur durum una getirin. K alan yum urtayı ayrı bir kapta çırpın.
(ince kıyılmış)
3. Hazırladığınız köfte harcından ceviz bü yü k lü ğ ü n d e parçalar kopartıp,
- tuz
iki avu cu n u zu n arasında ileri geri yuvarlayarak uzun köfteler elde edin.
- 4 adet yumurta
- 100 gr. tereyağı (6,5 çorba kş.). 4. T avad a tereyağını eritin. Y a ğ kızınca hazırladığınız köfteleri çırpılm ış
yum u rtaya bu layarak tavaya yerleştirin. Altın sarısı renk alın caya kadar
kızartın. Süzdürerek yağdan çıkarıp üzerine kâğıt havlu serilmiş bir servis
tabağına do ldurun. T em iz b ir tabağa aktarıp sıcak olarak servis yapın.
JCörteler
K a d ın b u d u Köfte
5 kişilik

Malzemesi: Yapılışı:
- 800 gr. kuzu kıyması 1. Çiğ k ıym a n ın için e pirinci, k a vru lm u ş k ıym a y ı, tuzu v e biberi katıp
(yarısı kavrulmuş) yo ğ u rarak köfte harcı hazırlayın. Elin izi suya batırın, bu harçtan lokma
- 150 gr. haşlanmış piri)iç b ü yü k lü ğ ü n d e parçalar koparın, iki a vu cu n u z u n arasında yuvarlayarak
- tuz top b içim in d e ya da kalın ve ıızıın köfteler elde edin.
- taze çekilmiş karabiber 2. T e reya ğ ın ı tavada eritin. B ir kapta yum u rtaları çırpın. K öfteleri önce
- 150 gr. tereyağı (10 çorba kş.)
una sonra yum u rtaya bu layın . Y a ğ kızınca tavaya yerleştirip her yanını
-3 adet yumurta eşitçe kızartın. Süzdürerek yağdan alın.
-1 2 5 gr. un (1 su bardağı)
3. Kızaran köfteleri bir servis tabağına aktarıp, üzerlerine biraz kızartma
-1 bağ maydanoz
y a ğ ın d an gezdirerek sıcak servis yap ın.
(ince kıyılmış').

M a y d a n o z lu Köfte
5 kişilik

Malzemesi: Yapılışı:
- i kg. yağlı koyun kıyması 1. K ıy m a n ın için e soğanı, m ayd an ozu, tuzu, biberi, gerekiyorsa biraz
- 200gr. soğan (ince kıyılmış), da su katarak yo ğ u ru p köfte harcı hazırlayın. Hazırladığınız bu harçtan
(2 orta boy) kuşb azından biraz daha iri p arçalar k o p a rıp iki a vu cu n u zu n arasında
- 1 bağ maydanoz yu va rla ya ra k parm ak biçim ind e köfteler e ld e edin.
ince kıyılmış) 2, T ereya ğ ın ı tavada eritin. Y a ğ kızınca köfteleri tavaya yerleştirin. H er
- tuz yanını eşitçe kızartıp, süzdürerek yağdan alın. İç i ince kıyılm ış maydanoz
- taze çekilmiş karabiber ile kaplanm ış bir servis tabağına aktararak servis yapın.
- 100 gr. tereyağı
(6,5 çorba kş.)
T e rb iy e li Ekşili Köfte
5 kişilik

M alzem esi: Yapılışı:


- 1 kg. koyun kıyması 1. Kıymanın içine soğanı, pirinci, ince kıyılmış maydanozu, tuzıı ve
- 200 gr. soğan (ince kıyılmış). biberi katıp, yoğurarak köfte iıarcı hazırlayın. Hazırladığınız bu harçtan
(2 orta boy) kuşbazından biraz daha iri parçalar koparıp iki avucunuzun arasında
- 100 gr. pirinç (ayıklanıp, yuvarlayarak parmak biçiminde köfteler elde edin.
yıkanmış) (6,5 çorba kş.) 2. Kalan doğranmamış maydanozların yansını sığ bir tencerenin dibine
- 1,5 bağ maydanoz döşeyin. Köfteleri maydanozların üzerine tek sıra ya da en çok iki sıra
( 7 bağı ince kıyılmış) olarak dizin. Domates dilimlerini ve kalan dal maydanozları köftelerin
-tuz araşma, eğer tek kat ise üzerine yerleştirin.
- taze çekilmiş karabiber
- 300gr. domates (ince 3. Et suyunu bir taşım kaynatıp köftelerin üzerine sıcak et suyunu dökün.
dilimlenmiş), (3 orta boy) Köfteleri kısık ateşe oturtup, eritilmiş tereyağını ve limon suyunu gezdirin.
- 500 m i et suyu (2 su bardağı) Kapağını kapatıp, yaklaşık 1 saat pişirin. Pişme süresi içinde sııyıı çök
-100 mi. eritilmiş tereyağı azalırsa biraz et suyu ile pişme süresini tamamlatın.
(ı/2 su bardağı) 4. Tencereyi ateşten alıp, biraz ılınmaya bırakın. İlk kaynadığını atan
- 1/2 adet limon (suyu). köfteleri sahanlara aktarıp, sıcak olarak servis yapın.

S u s u z (kuru) Köfte
5 k işilik

Malzemesi: Yapılışı:
- 1 kg. yağlı koyıın eti kıyması 1. Kıymayı, ekmeği, tuzu ve baharatı karıştırıp, iyice yoğurarak köfte
- I adet ekmek içi harcı hazırlayın. Hazırladığınız bu harçtan kuşbaşmdan biraz daha iri
(ısla tdip, sıkılmış) parçalar koparıp iki avucunuzun arasında yuvarlayarak uzun köfteler
- tuz elde edin. Ya da köfte hamurunu bir tezgâha koyup, oklava ile bir
- taze çekilmiş karabiber parmak kalınlığında açın ve köfteleri bıçakla keserek biçimlendirin.
-1 çorba kş. kakule (tohumlan 2. Birbirinin içine oturabilecek iki tencere seçin. Büyük olanına yarıya
çıkarılarak dövülmüş) kadar su koyup, bir taşım kaynatın ve ateşi kısın, öteki tencerenin içine
- ;/2 çay kş. tarçın.
köfteleri dizip, üzerini alüminyum folyo ile kapatarak büyük tencerenin
üzerine oturtun. Büyük tencerenin kapağını kapatın. Köfteleri kısık
ateşte yaklaşık 30 dakika pişirin.
3. Eğer tavada pişirecekseniz 100 gram (6,5 çorba kaşığı) tereyağını
tavada eritin . Yağ kızınca köfteleri tavaya yerleştirip, kahverengileşinceye
kadar kızartın. Pişen köfteleri tavadan ya ela tencereden alıp, sıcak olarak
servis yapın.
k işilik

Malzem esi: Yaptltşv


- 800 gr. kuzu kıyması 1. Kıym anın 2/3’ünii ve soğanın yarısını bir kaba koyup, tuz. anason ve
- 200 gr. soğan (ince kıyılmış), bulguru da katarak yoğurun.
(2 orta boy) 2. Kalan kıymayı tavada soğan ile birlikte kavurun. Tarçını, karabiberi, kakuleyi
- tuz ve bademi ekleyin. 10 dakika daha kavurmayı sürdürüp, ateşten alın.
- 1 çay kş. anason
3. Hazırladığınız bulgurlu etten elma büyüklüğünde parçalar kopartıp,
- 200 gr. ince bulgur
parm ağınızı ortasına bastırarak bir yu va açın. İçin e kavurduğunuz
(1 su bardağı) kıym adan koyup, ağzını kapatın ve avucunuzun içinde yuvarlayıp bir
- j/ 2 çay kş. tarçın
tabağa koyun. Ö teki köfteleri de aynı biçim de doldurarak hazırlayın.
- taze çekilmiş karabiber
- j/2 çorba kş. kakule (tohumları 4 Tencerede tuzlu su kaynatıp, köfteleri bölüm bölüm içine atın, '10
çıka nhp, dövülm üş) dakika haşlayıp süzdürerek bir tabağa çıkarın. Tavada tereyağını eritin.
- 100 gr. taze badem (kaynatılarak, Yağ kızınca haşlanmış köfteleri tavaya dizip, kahverengileşinceye kadar
kabuklan soyulmuş) kızartın. Süzdürerek yağdan alıp, sıcak' servis yapın.
-100 gr. tereyağı (6,5 çorba kş.)

Kimyonlu Köfte
5 k iş ilik

Malzemesi: Yapılışı:
-1 kg. yağlı koyun kıyması 1. K ıym an ın içine soğanı, ekm ek içini, tıızu, biberi, kim yo nu katın.
- 200 gr. soğan (ince kıyılmış); G erekiyorsa biraz da su ekleyip yoğurarak bir köfte harcı hazırlayın.
(2 orta boy) Hazırladığınız bu harçtan kuşbaşından biraz daha iri parçalar koparıp
-1 adet ekmek içi iki avucunuzun arasında yuvarlayarak parm ak biçim inde köfteler elde
(ıslatılıp, siktim iş) edin.
- tuz 2. Tereyağını tavada eritin. Yağ kızınca köfteleri tavaya yerleştirin, Her
- taze çekilmiş karabiber yanm a eşitçe kızartıp, süzdürerek yağdan alın. Kızaran köfteleri bir
- i çay kş. kimyon servis tabağına aktararak üzerine k im yo n serpip sıcak olarak servis
- 100 gr, tereyağı (6,5 çorba kş.) yapın.
cımKmmeri ve rl
ucuma

Tava Y em ekleri M ücverler


Osmanh m utfağındaki tava ye m e k leri pişirm e B ir ç o k O sm a n h d ö n e m i ye m e k k ita b ın d a
tekniği ile b u günkü tava y e m e k le ri arasın d a m ü c v e r le r , k ö fte le r b a ş lığ ı a ltın d a e le
büyük benzerlik vardır. T a rifle r epey özgün olm akla a lın m a k ta y d ı. B u n u n da ço k b asit ve m a n tık lı b ir
birlikte, tavada pişirm e yü z y ılla r sonra da a yn ı b içim d e n e d e n i v a rd ı. O d ö n em d e m ü c v e rle rin iç in e h e r
yapılagelm ektedir. z a m a n o lm a s a b ile , ç o ğ u k e z b ir m ik ta r k ıy m a
k o n d u ğ u n u b iliy o ru z . B ö y le c e b ir tü r se b z e li k ö fte
Osmanlı m utfağının tava yem ekleri de, ö tekilerd e olduğu y a p ılm ış o lu rd u .
gibi, ana m alzem eler b a k ım ın d a n b ü y ü k b ir ç e ş itlilik
gösterir. A yn ı başlık altın d a dana eti, k u zu ve k o yu n eti, Bu g ü n ise m ü cverler d iye b ir yem ek kateg orisi neredeyse
balıklar ve deniz ürünlerine, hatta y e ri geldiğinde sebzelere yo k olm uş durum da. T ü rü n tek öm eği, kabaktan yap ılan
rastlanır. B ir s ın ıfla n d ırm a y a p ılm a k is te n irs e ta va m ü cver. O n u n da iç in e a rtık h iç k ıym a eklen m em ekte.
yemeklerini üç ana kategori altında toplayabiliriz. Bu n la n n B iz bu k itap ta, günüm üzde hem en hem en tek b ir çeşide
başında et yem ekleri gelir. Bu b ö lüm de ço k özgün tarifler in d irg e n m iş bu ye m e k tü rü n ü b ira z d a h a ön p la n a
verme kaygısıyla, bugün a rtık g id e re k u n u tu la n sakatat ç ık a rta b ilm e k iç in a y rı b ir k a te g o ri o la ra k ele a lm a y ı
tavalarını seçtik. "C iğ e r ta v a s ı" ve o n u n d aha z a rif b ir ye ğ le d ik .
biçimi olan "terbiyeli ciğer tavası", "işkem be tavası" örnek
olarak burada yer aldı. B a lık ve deniz ü rü n le ri tavalarınd a M ü c v e r d e d iğ im iz ye m e ğ in o z a m a n k i a d ı b ira z d aha
ise, günüm üzde de p e k b e ğ e n ile n "h a m s i ta v a s ı", d eğ işik. O sm an h ye m e k k ita p la rın d a b u n la r "m ü cm e r"
"uskum ru tavası" ve "m id y e ta v a s ı"n ı se ç tik . Ü ç ü n c ü o la ra k a n ılm a k ta . S ö z c ü k , z a m a n iç in d e d e ğ iş e re k
kategori olan sebze tavalan n a ö rn ek o larak ise "p a tlıca n b u g ü n k ü b iç im in i a lm ış o la b ilir.
tavası", "yoğurdu p aüıcan ve kab ak kızartm ası" ile "ye şil
biber tavası"nın ta rifle rin i b u rad a b u la b ilirsin iz . B u g ü n ço k b ilin e n k ab ak m ü c v e rin in ta rifi çoğu yem ek
k ita b ın d a y e r a lm ıy o r. Sebze o la ra k y e ğ le n e n le r daha
Tava yem eklerinin aslını, herhangi b ir etin ya da sebzenin ç o k taze fa su ly e v e p a tlıc a n . B iz de b u n la rd a n "taz e
genellikle p orsiyonlanıp k e sild ik te n sonra tavaya k o n u p fa su lye m ü c v e ri" ile "p a tlıc a n m ü c v e ri"n e ta rifle rim iz
yağda kızartılm ası o lu ştu ru r. E t ya da sebze, ö n c e lik le a ra sın d a y e r v e rd ik .
kesildikten sonra tavaya k o n m ak üzere h a z ırla n ır. D ana,
koyun etlerinde e tin s in irle ri v e bazen de fazla y a ğ la n Sa d e m ü c v e rin ana m a lz e m e si ise m a yd a n o z o la ra k
ayıklanır. B a lık ise te m iz le n ir v e y ık a n ıp k u ru la n ır. v e rilm e k te . Soğan, daim a tat v e ric i o la ra k m ü cverlerd e
Sebzelerden örneğin p a tlıc a n la r, d o ğ ran ıp tu z la n ır, acı y e r alm akta. B u bö lü m d e hem sade "m ü c v e r"in hem de
suyu ç ık a rılır. K ısa ca sı, b ü tü n ö n h a z ırlık la r p işirm e b u g ü n k ü u y g u la m a y a d a h a y a k ın o la n "p e y n ir li ve
işlemine geçilm eden önce tam am lan ır. So n ra tavaya yağ m a yd an o z lu m ü c v e r"in ta rifin i b u la ca k sın ız .
konup kızdırılır. Yağ olarak sadeyağ m ı, yo ksa zeytinyağı
mı k u llan ılacağ ın ı çoğu kez g e le n e k le r b e lirle m e k te . E s k i m utfağ ım ızd a m ü cverlerd e gerek sebzeler, gerekse
Ayrıca ta rifle rin tü m ü n d e h a n g i y a ğ ın k u lla n ıla c a ğ ı soğan hep doğranm ış o larak k u lla n ılm ış. Y u m u rta tem el
mutlaka y a z ılı d eğ il. A n c a k , z e y tin y a ğ ı k u lla n ılm a s ı b ir b a ğ la yıcı ve a yn ı zam anda lezzet k a tic ı o la ra k d ik k a t
gereken durum larda bu b e lirtilm e k te d ir. ç e k iy o r. U n da b ir başka b a ğ la y ıc ı o la ra k ta rifle rd e y e r
alıyo r. Yağ konusu nda çoğu zam an a ç ık lık getirilm em işse
Tava ye m e k lerin d e d ik k a ti ç e k e n b ir n o k ta , y a ğ ın de, b u n u n sadeyağ o ld u ğ u a n la şılm a k ta .
neredeyse daim a k ız g ın o lm ası g e re k liğ i u y a rıs ın ın sık
sık yapılm ası. T ava y e m e k le rin in ço ğ u n d a, y iy e c e ğ in T a r if in i “ k ö f t e le r ” b ö lü m ü n d e v e r d iğ im iz ü n lü
özsuyunun pişme işlem i sırasında k ayb ın ı önlem ek üzere, k a d ın b u d u k ö fte de b u b ö lü m d e y e r a la b ilird i. D ik k a t
sık sık yiyeceğin kız artılm ad an önce has u na b a tırılm a sı e d ile c e k o lu rs a , s e b z e n in y e rin e p ir in c in g e ç tiğ i
uyarısıyla karşılaşılm akta. k a d ın b u d u k ö fte n in tip ik b ir m ü c v e r ta rifin e ç o k
b en z ed iğ i h em en a n la şılm a k ta .
Bunların dışında, tava ye m e k le ri ile ilg ili g e n e lle m e le r
yapabilm ek güç. O sm an h d ö n e m i ta va y e m e k le rin in S o n o la ra k O s m a n lı m u tfa ğ ı k a lıtla rın d a n "y u m u rta
inceliklerine g ire b ilm e k iç in b u n d a n so n ra ta rifle re m ü c v e ri" ile "ç e v g a n i m ü c v e r "i de ta rifle r a ra s ın d a
bakmaktan başka ya p ıla b ile ce k fazla b ir şey yo k . b u la b ile c e ğ in iz i b e lirte lim .
M id y e T a v a s ı
5 k iş i li k

Malzemesi: Yapılışı:
- 40 adet iç midye 1. İç m id y e le ri y ık a y ıp sü z d ü rü n . T u z v e so ğ a n la b ira z o v u ştu ru n ve
- tu z 1 saat d in le n m e y e b ıra k ın ,
-1 0 0 gr. soğan (ince kıyılmış), 2 . M id y e le rin üzerine sirk e y i se rp ip karıştırın. Z e ytin yağ ın ın 1 su bardağını
(1 orta boy) ta v a y a k o y u p k ız d ırın . M id y e le ri ö n c e u n a. so n ra ç ırp ılm ış yu m u rtaya
-1 5 mi. sirke (1 çorba kş.) b u la y ıp ta v a y a y e rle ş tirin . A ltın s a rıs ı re n k a lın c a y a k a d a r k ız a rtıp ,
- 300 mi. zeytinyağı sü z d ü re re k ta v a d a n a lın . Ü z e rin e h a v lu k âğ ıt se rilm iş b ir tabağa çıkarın.
(1 j/3 su bardağı)
3- K a la n z eytin yağ ın ı, sarım sak v e lim o n su yu ile k arıştırın . M id ye tavasını
- 15 gr. un (2 çorba kş.)
ya n ın d a bu sos ile sıc a k o la ra k se rv is y a p ın .
- 2 adet yu m u rta (çırpılmış)
- 4 sarımsak (dövülmüş)
- 1 adet limon (suyu).

M a k a r o n y a (M akarna) T a v a s ı
3 k iş i li k

Malzemesi: Yapılışı:
- 5 0 0 gr. çubuk makarna 1. F ırın ın ız ı 1 8 0 °C y e g e tirip ıs ılın . B ir te n c e re d e tu z lu sıı k a yn a tın .
- tuz M a k a rn a la rı ik iy e k ırıp k a y n a r su ya atın. 10 d a k ik a h a ş la y ın v e süzün.
- 200 gr. kaşarpeyniri
2 , B ir fırın te p s is in i y a ğ la y ın , M a k a rn a la rı a ra la rın a p e y n ir serp erek
(rendelenmiş) k e n a rlı b ir fırın te p s is in e b irk a ç k a t d ö ş e y ip , ü z e rle rin e ç ırp ılm ış
-3 adet yumurta (çırpılm ış) y u m u rta la rı b o şa ltın . T e re y a ğ ın ı ta v a d a k ız d ırıp m a k a rn a la rın üzerine
- 700 ur. tereyağı
g ezd irin . T e p s iy i fırın a sü rün, m a k a rn a la rı üzeri a ltın sarısı re n k alıncaya
(6,5 çorba kş.) k a d a r y a k la ş ık 20 d a k ik a p işirin .
- j/2 çay kş. yenibahar
3- P işe n m a k arn a yı fırın d a n a lıp , d ilim le y e re k tab ak lara çık a rın . Ü zerine
- ]/2 çay kş. hintcevizi rendesi.
y e n ib a h a rı v e h in tc e v iz i re n d e sin i se rp e re k se rv is y a p ın .
k iş ilik

Malzemesi: Yapılışı:
-1 kg banisi (ayıklanıp, 1. H am sileri y ık a y ıp süzdürün. Tuz v e soğanla biraz o vuşturun ve
yıkanmış) 1 saat d inlenm eye bırakın.
-tuz 2. Z eytin yağ ın ı bir tavada kızdırın. H am silerin 5-6’$ını kuyruklarınd an
-10 0 gr. soğan (ince kıyılmış), birleştirerek tutun. U na b u layın ve kuyrukları tavanın ortasına bakacak
(1 orta boy) biçim de kızgın yağa yerleştirin . G e ri kalanları da ayn ı biçim de tavaya
- 45 nü. zeytinyağı (3 çorba kş.) yerleştirerek altın sarısı renk alıncaya kadar kızardıktan sonra, süzdürerek
- 15gr. un (2 çorba kş.) tavadan alın, Üzerine h avlu kâğıt serilm iş bir tabağa çıkarın.
- 10 diş sarımsak ( dövülmüş)
3. B ir kapta sirke ve sarm ısağı karıştırın. B a lık la rı, yan ın d a sarım saklı
- 45 mi. sirke (3 çorba kş.)
sirke ile servis yapın.

U skum ru T a v ası
5 kişilik
Malzemesi: Yapıhşt:
-10 adet uskumru 1. U skum ruları yık a yıp süzdürün. Tuz ve soğanla biraz ovuşturun ve
(temizlenmiş) 1 saat dinlenm eye bırakın.
- tuz 2. Balıkları soğanlardan ayırarak una bulayın. Zeytinyağını tavada kızdırın.
- 200 gr. soğan Y a ğ kızınca una bulanm ış balıkları tavaya yerleştirin. H er iki yan ın ı da
(ince kıyılmış), (2 orta boy) altın sarısı renk alıncaya kadar kızartın.
-15 gr. un (2 çorba kş.)
3- Kızaran balıkları tem iz bir tabağa çıkarıp, üzerlerine kızartma yağından
- 90 mi, zeytinyağı
biraz gezdirin. Y anınd a lim on suyu ile servis yapın.
(6 çorba kş.)
-1 adet limon (suyu).

122
Ciğer T a v ası
kişilik
Malzemesi: Yapılışı:
-1 kg. dana karaciğeri 1. C iğ erleri soğuk su ile yık a y ıp süzdürün. İn ce kıyılm ış soğan ve tuz
(ince dilimlenmiş) ile ovup, 1 saat dinlenm eye bırakın, Bu süre sonunda b ıraktıkları kanı
- 300 gr. soğan (ince kıyılmış), süzüp, una bulayın.
(3 orta boy) 2. Tavad a z eytin yağ ın ı kızd ırın . Y a ğ kızınca ciğ er d ilim lerin i tavaya
- tuz yerleştirip, her ik i yan ın ı kızartın.
-125gr. un (1 su bardağı)
3. Kızaran ciğerleri süzdürerek yağdan alıp b ir tabağa aktann. Üzerlerine
- 225 ml zeytinyağı (1 su bardağı)
kızartma yağından gezdirip, kim yon ve yenibaharı serpin. Biraz da limon
- 1 çay kş. kimyon suyu dökerek servis yapın.
-1 çay kş. yenibahar
-1 adet limon (suyu).

Terbiyeli Ciğer T a v ası


Malzemesi: Yapılışı:
- 1 kg. karaciğer (küçük kuşbaşı 1. C iğ erleri soğuk su ile yıkayıp süzdürün. İn ce kıyılm ış soğanın yansı
doğranmış) ve tuz ile ovup. 1 saat dinlenm eye bırakın. B u süre sonunda ciğerleri
- 300 gr. soğan (ince kıyılmış), yeniden soğuk su ile yıkayıp , tencereye koyun. Ü zerlerine suyu ekleyin
(3 orta boy) ve suyunu tüm üyle çekin ceye kadar pişirin.
- tuz 2. Suyunu çekince tencereye zeytinyağını koyup, ciğerleri kızartın. Kalan
- 300 mi su (I j/5 su bardağı) soğanı ve dom atesleri de katarak 15 dakika daha pişirin.
- 90 ml zeytinyağı (6 çorba kş.)
3. Ciğerlerin üzerine et suyunu, lim on suyunu ve m aydanozları ekleyip
- 350gr. domates (kabukları soyulup,
bir taşım kaynatın. Ateşi kısın, yaklaşık 10 dakika daha pişirm eyi sürdürün.
ince doğranmış), (4 orta boy)
- 250 mi. et suyu (1 su bardağı) 4. Pişen ciğerleri b ir tabağa boşaltın, Ü zerlerine kim yon ve biraz ince
-1 adet limon (suyu) kıyılm ış m aydanoz serperek servis yap ın.
-1 bağ maydanoz (ince kıyılmış)
-1 çay kş. kimyon.

İşk e m b e T a v a sı__________ _________


5 k iş ilik

Malzemesi: Yapılışı:
- 1 kg. dana işkembesi 1. Dana işkembesi parçalarını yıkayıp tencereye koyun. Üzerlerini aşacak
(temizlenip, el büyüklüğünde kadar su içinde iyice yumuşayıncaya kadar haşlayın ve süzdürerek sudan alın.
parçalara ayrılmış) 2. T avada tereyağını eritin, Y ağ kızınca işkem be parçalarını yoğurda,
- 200gr. tereyağı (13 çorba kş.) una ya da çırpılm ış yum urtaya bulayıp , tavaya yerleştirin.
- 300 gr. yoğurt ya da
3. H e r iki yanını da attın sarısı renk alıncaya kadar kızartın. Süzdürerek
1 su bardağı un ya da yağdan alıp b ir tabağa aktarın. Ü zerlerine kızarım a yağından ve pişm e
3 adet çırpılmış yumurta. suyundan gezdirerek servis yapın.

B eyin T a v a sı
5 k işilik

Malzemesi: Yapılışı:
- 5 adet başlanmış kuzu beyni İr Haşlanm ış beyinleri ikişer parçaya ayırın. B ir kapta yum urtaları çırpın.
- 2 adet yumurta İçin e b eyin leri parçalar halinde koyun. Unu, tuzu ve biberi ekleyerek
-125 gr. un (1 su bardağı) m ücver kıvam ında b ir bulam aç hazırlayın.
- tuz 2. T ereyağ ın ı tavada eritin. Yağ kızınca hazırladığınız bulam açtan bir
- taze çekilmiş karabiber. kaşık alıp yağa bırakın, bu işlemi yineleyerek lavavı doldurun. Tavada kilen,
her ik i yan ı da altın sarısı renk a lın caya kadar kızan ın . K ızaran ları
süzdürerek bir tabağa aktarıp, yenilerini tavaya dökün ve hepsini kızartın.
3. Beyin tavasını üzerine kızartma yağından gezdirip karabiber serperek
servis yapın.
5 kişilik
Malzemesi: Yapılışı:
- 500gr. kemerpatlıcant 1. Patlıcanlarla kabakların sap ve dip bölümlerini keserek atın. Patlıcanın
-500gr. kabak kabuklarını soyun, kabakları kazıyın. Her ikisini de çaprazlamasına ı/2
- tuz cm, kalınlığında dilimleyin ve tuzlayıp 30 dakika bekletin, Çıkan sularını
- 225 ml. zeytinyağı süzün. Sebzeleri yıkayıp, yeniden süzdürün.
(1 su bardağı) 2. Tavada zeytinyağını kızdırın. Kabak ve patlıcan dilimlerini sırasıyla
- 300 gr. yoğur! tavaya koyun. Her iki yanı altın sarısı renk alıncaya kadar kızartın.
- 10 diş sarımsak 3. Bir kapta yoğurdu dövülmüş sarımsak ile çırpın. Kızanın patlıcan ve
(dövülmüş). kabakları tabağa çıkanp, yoğurdunu ekleyin. Üzerlerine tavadaki kızartma
yağından biraz gezdirerek servis yapın,

Patlıcan T a v ası
5 kişilik
Malzemesi: Yapılışı:
- 1 kg. kemerpatlıcam 1. Patlıcanları, sap ve dip bölümlerini kesip, bir parmak aralıklarla alacalı
- tuz soyun. 1 cm. kalınlığında yuvarlak dilimler biçiminde kesip, tuzlayın ve
- 225 ml. zeytinyağı acısını atması için 1 saat bekletin. Ç ıkan suyunu süzün. Patlıcanları
(1 su bardağı) yıkayıp yeniden süzdürün.
- 125gr. un (1 su bardağı) 2. Tavada zeytinyağını kızdırın. Patlıcanları una bulayıp tavaya
- 10 diş sarımsak yerleştirerek, altın sarısı renk alıncaya kadar kızartın.
- 1 adet limon (suyu).
3. Sarmısakları limon suyu ile birlikte havanda dövün. Biraz tuz serpip
karıştırın. Kızaran patlıcan dilimlerini yağdan alıp bir tabağa dizin.
Üzerlerine sarımsaklı limon suyunu gezdirerek servis yapın.

Yeşil Biber T a v ası


5 k iş ilik

M alzem esi: Yapılışı:


- 800 gr. yeşil dolmalık biber 1. Biberleri yıkayıp süzdürün. Bıçağın ııcu ile birkaç yerlerine çizik atın.
ya da çarliston biberi 2. Tavada zeytinyağını kızdırın. Biberleri tavaya yerleştirip, her yanını
- 225 ml. zeytinyağı eşitçe kızartın.
(1 su bardağı)
3. Sannısakları limon suyu ile havanda dövün. Biraz tuz .serpip karıştırın.
- 10 diş sarm ısak
Kızaran biberleri yağdan alıp, bir tabağa dizin. Üzerlerine sarımsaklı
- I adet limon (suyu) limon suyunu gezdirerek servis yapın.
- tuz.

126
T a z e F a su ly e Mücveri
5 kişilik
Malzemesi: Yapılışı:
- 1 kg. taze fasulye 1, Fasulyeleri, kenarlarını alarak ayıklayın. Uzunlamasına ince şeritler
- '150 gr. tereyağı (10 çorba kş,) biçiminde kesin. Yıkayıp suyunu iyice süzdürün.
- tuz 2, Teflon bir tavaya koyup, birkaç dakika kavurun. Tavaya tereyağını
- taze çekilmiş karabiber da katıp, fasulyeler yumuşayıncaya kadar kavurmayı sürdürün. Tuzunu
-3 adet yumurta ve biberini serpip karıştırın.
- 15 gr. un (2 çorba kş. )
3. Yumurtaları ve unu bir kapta çırpıp tavadaki fasulyelerin üzerine
- ı/2 çay kş. yenibahar.
dökün. Hızlıca karıştırıp, tavayı ateşten alın ve mücveri tavanın kendi
sıcaklığında pişmeye bırakın. Altüst edip yeniden ateşe oturtun ve diğer
yanını da biraz kızartın
4. Pişen mücveri, üzerine yenibahar serpip sıcak olarak servis yapın.

Patlıcan Mücveri
5 k iş ilik

Malzemesi: Yapılışı:
- 100gr. tereyağı (6.5 çorba kş.) 1. Tereyağının yarısını tavada eritin. Yağ kızınca kıymayı soğanla birlikte
- 500 gr. kıyma tavaya koyup, kıyma verdiği suyıı çekinceye kadar kavurun. Tuzunu
- 200gr. soğan (ince kıyılmış) ayarlayın.
(2 orta boy) 2. Tencerede tuzlu su kaynatın. Patlıcanları, saplarını kesip, soyun ve
- hız her birini uzunlamasına dilimleyin. Kaynar suya atın. 5 dakika kaynatıp,
- I kg. kemerpatlıcam ateşten alın.
- 3 adet yumurta
3. Fırınınızı 180°Cye getirip, ısıtın. Haşlanan patlıcanları, suyunu süzdürüp
- taze çekilmiş karabiber
yağlanmış bir fırın tepsisine dizin. Bu arada, bir kapta yumurtaları biber
-1 bağ maydanoz
ve maydanoz ile birlikte çırpıp kavrulmuş kıymanın üzerine boşaltarak
(ince kıyılmış).
karıştırın,
4. Fırın tepsisindeki patlıcanların üzerine kıymalı-yumurtalı karışımı
boşaltın ve yayılmasını sağlayın. Tepsiyi ısıtılmış firma sürüp 15 dakika
pişirin, sıcak olarak servis yapın.
5 kişilik

Malzemesi: Yapılışı:
- 500 gr. taze yağsız beyazpeynir 1. Peyniri bir karıştırma kabına koyarak iyice ezin. Yumurtaları katıp
- 4 adet yumurta çırparak peyniri sulandırın. Unıı, maydanozu, tuzu ve kekiği da katarak
- 15 gr. un (2 çorba kş.) iyice karıştırın.
- 1 bağ maydanoz (ince kıyılmış) 2. Yağı tavada kızdırın. Karıştırma kabındaki karışımı tavaya dökerek
- tuz yayılmasını sağlayın, iler iki yanını da altın saıısı renk alıncaya kadar kızartın.
- 1/2 çay kşJnını kekik
3. Kızaran miicveri yağdan alıp, bir tabağa yerleştirin. Üzerine tarçın
- 90 mİ tereyağı (6 çorba kş.)
serpip sıcak olarak servis yapın.
- 1/2 çay kş.tarçın,

Kıym alı M ü cv e r
5 kişilik

Malzemesi: Yapılışı:
- 500 gr. kuzu kıyması 1. Kıymayı bir kaba koyup, haşlanmış pirinç, tuz, biber ve maydanoz
-100 gr. haşlanmış pirinç ile karıştırın. Yumurtaları, ardından da unu ekleyerek, suluca bir karışını
- tuz hasırlayın,
- taze çekilmiş karabiber 2. Tavada yağı kızdırın. Bir metal çorba kaşığını suya sokup çıkarın,
-1 bağ maydanoz (ince kıyılmış) Islatılmış kaşık ile hazırladığınız sulu mücver hamurundan bir kaşık alıp
- 3 adet yumurta
yağa dökün. Tavayı böylece doldurup, mücverlerin her iki yanını da
-1 0 gr. un (1 çorba kş.) altın sarısı renk alıncaya kadar kızartın.
-225 mi. zeytinyağı
3. Kızaran mücverleri, yağını süzdürerek tavadan alıp üzerine havlu kâğıt
(1 su bardağı).
serilmiş bir tabağa çıkarın. Tavaya kalan sulu hamurdan kasık kaşık döküp,
kızartın ve mücver hamuru bitinceye kadar bu işlemi sürdürün.
4. Kızaran bütün mücverleri bir tabağa aktarıp, sıcak olarak servis yapın.

Y u m u rta M ücveri
5 kişilik

M alzem esi: Yapılışı:


- 5 adet yumurta 1. Yumurtaları bir kapta çırpın, tçine koyuluk sağlamaya yetecek kadar
- 3 adet simit içi simit içini ufalayarak karıştırın.
-1 0 0 gr. tereyağı (6,5 çorba kş.) 2. Yağı tavada eritin. Yağ kızınca karıştırma kabındaki mücveri tavaya
- 2 çorba kş. bal
dökerek yayılmasını sağlayın ve her iki yanını da altın sansı renk alıncaya
- 200 mi. ılık su (4/5 su bardağı). kadar kızartın.
3. Kızaran mücveri yağdan alıp, bir tabağa yerleştirin. Balı ılık su ile
karıştırın. Mücverin üzerine bal şerbetini dökerek servis yapın.
Ç e v g a n i M ü c v e ri
5 kişilik

Malzemesi: Yapılışı:
-1 kg. yağsız koyun eti 1. Eli bir karıştırma kabına koyup, yumurtalar ve unla birlikte çırparak
(ince kıyılmış) karıştırın. Maydanozu, tuzu ve biberi ekleyin.
- 4 adet yum urta 2. Tavada yağ t kızdırın. Metal bir çorba kaşığını suya sokup çıkarın.
-1 5 gr, un (2 çorba kş.) Islatılmış kaşık ile hazırladığınız sulu mücver hamurundan kasık kaşık
- / bağ maydanoz
alıp yağa dökün. Tavayı böylece doldurup, mücverleri her iki yanı da
(ince kıyılm ış) altın sarısı renk alıncaya kadar kızartın.
- tuz
- taze çekilmiş karabiber 3. Kızaran mücverleri süzdürerek tavadan alıp, üzerine havlu kâğıt
serilmiş bir tabağa çıkarın. Tavada kalan sulu mücver hamuru bitinceye
- 100 gr. tereyağı (6,5 çorba kş.)
kadar bu işlemi sürdürün,
4. Kızaran bütün mücverleri bir tabağa aktarıp, sıcak olarak servis yapın.

P a tlıc a n lı K a y g a n a
5 kişilik

Malzemesi: Yapılışı:
- I. kg. kemetpatlıcanı 1. Patlıcanların kabuklarını soyun. Tencerede biraz tuzlu su kaynatıp
- t uz yumuşayıncaya kadar haşlayın.
- 3 adet1yum urta
2* Haşlanan patlıcanları süzdürerek sudan alıp, çok ince kıyın. İçine
- taze çekilmiş karabiber yumurtaları katıp, çırparak karıştırın. Tuzunu ve biberini serpin.
- 100 gr. tereyağı (6,5 çorba kş.)
3. Tavada yağın yarısını eritin. Yağ kızınca karışımı tavaya döküp
- 3 0 0 gr. kavrulmuş kıyma.
yayılmasını sağlayın. Altın sarısı renk alıncaya kadar kızartın. Altüst edip
kalan yağı tavanın kenarlarından ekleyin. Öteki yanım da kızartıp mücveri
bir tabağa aktarın. Üzerine kavrulmuş kıyma koyarak servis yapın.
/^>uvnurK%

E s k i İs ta n b u l'd a
b i r s e y y a r y u m ıır ta c ı.

t
/U>uiC ■»
" '■ < ->v-Vrçbtic
Osmanlı d ö n em i ye m e k k ita p la rın d a a n la ş ılm ış o lu r. "S o ğ a n lı y u m u rta "
yumurta ye m e k le ri g e n e llik le a yrı b ir ta rifin i y u m u rta y e m e k le ri b ö lü m ü
bölümde ele alınm az. B u biraz da Batılı için d e b u lacak sın ız. Bu arada ilg in ç tir,
bir g e le n e k tir. E lb e tte b u d u ru m Batı d ü n yasın d a da ç ıra k la rın kalfalığ a
Osmanhlar’m h iç yu m u rta yem ed ik leri g e ç iş in d e ç o ğ u k ez k e n d ile r in e
anlamına gelm ez. Tersine, yu m u rta n ın d ış a rıd a n b a k ıld ığ ın d a ç o k b a s it
ve yum u rta y e m e k le rin in y e n d iğ in i, g ö rü n e n b ir başka y u m u rta ye m e ğ i,
hatta ço k da b e ğ e n ild iğ in i ta r ih i o m le t y a p t ır ılır . B ö y le c e ç ır a ğ ın
kayıtlardan b ilm e k te y iz . B ö y le b ir y e te rin c e m e s le k i b e c e r iy i e d in ip
veriye dayan arak, g ü n ü m ü zle geçm iş e d in m e d iğ i ö lçü lü r.
arasında b ir k ö p rü k u rm a y a ç a lış ıp ,
bu y e m e k le rin b ir k a ç ın ın t a r if in i Bu b ö lü m d e y u m u rta n ın e n b a s it
burada ayrı b ir bö lüm olarak ele alm ak p işirm e b iç im in d e n b aşlayarak ç e ş itli
istedik. : ^ .> ,9 o « ı |s ;jı.. urUJj.;. Sa'.ai di CaıwtenJjnj)p:e
k a rm a ş ık lık ta k i y u m u rta y e m e k le ri
ö rn e k le rin e y e r v e rild i. B u n la rd a n b ir
O sm anlı yem ek k ita p la r ın ın ç o ğ u n d a y u m u rta la rla b ö lü m ü , T ü rk le fin ete o lan d ü şk ü n lü k le rin i gösterm esi
ilgili b ir b ö lü m a çılm a m a sı b e lk i b ir b a k ım a a n la yışla a ç ıs ın d a n o ld u k ç a d ik k a t ç e k ic i. "K ıy m a lı y u m u rta ",
k a rş ıla n a b ilir. A n c a k , b u y e m e k le r in ç o ğ u n u n "s u c u k lu y u m u rta ", "p a s tırm a lı y u m u rta " g e rç e k le n
ta rifle rin in ye m e k k ita p la rın d a n u z a k tu tu lm a s ın ı b iz e özgü n it e lik le r ta şır. S u c u k ve p a stırm a zaten
anlayabilmek gerçekten ço k güç. H atta k ita p la rın için d e O s m a n lı d ö n em in d e de ö n e m in i k o ru m u ş ve bugüne
genellikle salata ve tu rş u la rın y a n ı sıra h iç b ir s ın ıfa k a d a r g e le b ilm iş g a s tro n o m ik z e n g in lik le r im iz
sokulam ayan ye m e k le rin b u lu n d u ğ u "d e rk e n a rla rd a arasındad ır.
bile y u m u rta y e m e k le r in in b a z e n b u lu n m a m a s ı
şaşırtıcıdır. B u n la r ın y a n ı s ıra "ıs p a n a k lı y u m u rta " O s m a n lı
d ö n e m in d e de sebzeye o la n d ü şk ü n lü ğ ü g ö sterm esi
Buna k a rş ılık o d ö n e m d e y u m u rta y e m e k le r in in b a k ım ın d a n ilg i ç e k ic i b ir yem ek. Ü s te lik b u ye m e k
beğenildiğini sö yle m iştik . B u n u n iy i b ir ö rn e ğ in i ü n lü b iz im g ü n d e lik m u tfa ğ ım ız d a d a ö n e m in i h â lâ
"soğanlı y u m u rta " o lu ş tu ru r. B ir s ö y le n tiy e g ö re , korum akta. B a tıla rın "poşe etm ek" o larak a d lan d ırd ık ları
Saray’da aşçıların m esleki ile rle m e s in i d e n e tle m ek iç in suda pişirm e yö n tem i bize de b ilin m e y e n b ir dönem de
yapılan sınavlarda, padişaha soğanlı yu m u rta p işirilm e si gelm iş ve yu m u rta yem eklerim izd en b e lk i de en ü n lü sü
istenirm iş. Y em eğ in u s ta lığ ı, k ö m ü r a te şi ü z e rin e "ç ılb ır" böylece ortaya çıkm ış. A n cak bizim m utfağım ızın
oturtulm uş b ir s a h a n d a e r it ile n s a d e y a ğ iç in d e Batı ela da örneği b u lu n an basit yum urta yem eğim yoğurt
doğranmış so ğ an ın y a k ılm a d a n b e lk i de s a a tle rc e k a tara k n asıl g ö rk e m li h ır yiye ce ğ e d ö n ü ştü rd ü ğ ü n ü
karıştırılarak karam elize e d ilm e s id ir. İç in d e k i şe k e rin de hem en not edelim .
tümüyle karam elaya d ö n ü ştü ğ ü bu ilik g ib i so ğ an ın
içine, sonunda tam k ıv a m ın a g e ld iğ in d e v a k itlic e So n o la ra k , ç e ş itli n e d e n le rle m u tfa ğ ım ız a ço k geç
yumurtanın k ırılm a sı ve p iş irilm e s i g erçe k ten b ü y ü k dönem lerde g ird iğ in i b elirttiğ im iz dom atesin de yu m u rta
bir ustalık ister. Yem eği b a sit b u la n la ra b u n u b ir kez ye m e k lerin d e k o la yca ken d in e ye r b u ld u ğ u n u gösteren
olsun d e n e m eleri ö n e r ilir . B ö y le c e , b ir y u m u rta b ir ö rn eğ e, "d o m a te s li y u m u rta "y a da bu a ra d a y e r
yem eğinin y a p ım ın d a k i g e re k e n u s ta lık d a h a iy i verm ed en geçem ed iğim izi sö ylem eliyiz.

■i K V l _yü2yıld(i İû v h Ij esnafı.
Nakkaş Osman, S u rtıâ m e -i H ü m a y u n , T o p k u p ı S a ra y ı M ü z e s i. 135
P a s tırm a lı Y u m u rta
k iş ilik

Malzemesi: Yapılışı:
- 500 gr. pastırm a 1. Pastırmayı orta (ne çok ince zar gibi ne de kalın) incelikte dilimleyin.
-1 5 0 gr. tereyağı (10 çorba kş.) Tereyağını tavada eritin. Yağ kızınca pastırma dilimlerini tavaya yerleştirip,
- 5 adet y u m urla her iki yanını da kızartın.
- tu z 2. Kızaran pastınna dilimlerini 5 porsiyon olarak kümelendirip, üzerlerine
- taze çekilmiş karabiber
yumurtaları kırın. Tuzunu, biberini ve yenibaharını serpip, yumurtaları
- j/2 çay kş. yenibahar 3 dakika pişirin.
- i/2 adet lim on (suyu).
3. Pişen yumurtaları tabaklara aktarın, üzerine limon suyu gezdirerek
servis yapın.

S u c u k lu Y u m u rta
5 k iş ilik

Malzemesi: Yapılışı:
- 500 gr. sucuk 1. Sucukları bıçak sırtı kalınlığında dilimleyin. Tereyağını tavada eritin.
-1 5 0 gr. tereyağı (10 çorba kş.) Yağ kızınca sucukları tavaya yerleştirip, her iki yanını kızartın.
- 5 adet y u m u n a 2. Sucukları 5 porsiyon olarak kümelendirip, üzerlerine yumurtaları kırın.
- tıız Tuzunu, biberini ve yenibaharını serpip, yumurtaları 3 dakika pişirin.
- taze çekilmiş karabiber
3- Pişen yumurtaları tabaklara aktarıp, üzerine limon suyu gezdirerek
- 1 çay kş. yenibahar
servis yapın.
- ı/2 adet limon (suyu).

D o m a te s li Y u m u rta
j kişilik
Malzemesi: Yapılışı:
- î kg. domates X. Domatesleri, kabuklarını soyup dilimleyin ve küçük küpler halinde
- tu z doğrayın. Doğranmış domatesleri bir tavaya koyup, tuz serpin. Orta
- 200 gr. tereyağı (13 çorba kş.) ateşte, suyunu salıp yeniden çekinceye kadar pişirin.
- 5 adet y u m urta 2. Domatesler suyunu çekmeye başlayınca tereyağını ekleyin. Domatesleri
- taze çekilmiş karabiber.
tereyağında 5 dakika kavurup, üzerine yumurtaları kırın. Biberi serpip
yumurtaları 5 dakika pişirin.
3. Pişen domatesli yumurtayı tabaklara aktarıp, sıcak olarak servis yapın.

K ıy m a lı Y u m u r t a
5 kişilik
Malzemesi: Yapılışı:
-1 5 0 gr. tereyağı (10 çorba kş.) 1, Tereyağını tavada eritin. Yağ kızınca kıymayı katıp, karıştırın. Kıymayı
- 500 gr. ku zu kıyması verdiği suyu çekinceye kadar kavurup, tuzunu ve biberini ekleyin.
- tu z 2, Kavrulmuş kıym ayı 5 porsiyon olarak küm elendirin. Üzerlerine
- taze çekilmiş karabiber yumurtaları kırın ve 5 dakika pişirin.
- 5 adet yum u rta
3, İkiye bölünmüş limonları tülbent parçalarına sarıp, limonun tepesinde
- 3 adet limon (ikiye bölünmüş).
kürdeki ile bağlayın. Pişen yumurtaları tabaklara aktarıp, yanında tülbente
sarılmış yarım limonlar ile servis yapın.
^ —

5 k işilik
Malzemesi: Y a p ılış ı:
-1 0 adet yum u rta 1. Tencereye su koyup bir taşım kaynatın. Ateşi biraz kısıp, yumurtalardan
- tuz birini kırarak dikkatlice suya bırakın. Hemen beyazlaşıp top halini alan
- 200gr. tereyağı (13 çorba kş.) yumurtayı yaklaşık 1-2 dakika pişirip, kevgir ile süzdürerek sudan çıkarın
- 1 çay kş. kırm ızı pulbiber ve bir tabağa aktarın.
- 7kg. yoğurt 2. Öteki yumuıtalan da birer birer suya kırıp pişirin ve .servis tabağına aktarın.
- taze çekilmiş karabiber.
Bütün yumurtaları tabağa aldıktan sonra, tabakta biriken suyu süzün.
3. Tavada tereyağını kırmızıbiberle birlikte kızdırın. Yoğurdu çırpın.
Yumurtaların üzerine biberli yağı gezdirip, yoğurdu dökiin ve karabiber
serperek servis yapın.

Isp a n a k lı Y u m u rta
5 k işilik
Malzemesi: Y a p ılış ı:
- 500 gr. ıspanak, (ayıklanıp, 1. Ispanak yapraklarını ince ince doğrayın. Tencerede su kaynatıp
yıkanmış) ıspanakları içine atın. 3 dakika haşlayıp, süzdürerek sudan çıkarın.
- 200 gr. soğan (ince kıyılmış), 2. Ispanakları tavaya koyup, soğanları ekleyin. Kalan suyu atmaları için
(2 orta boy) orta ateşte soğanlarla birlikte 5 dakika pişirin.
- 200gr. tereyağı (13 çorba kş.)
3. Tavadaki malzeme suyunu tümüyle çekince tereyağının yarısını ve
- tuz
tuzu katıp, ıspanakları birkaç dakika kavurun. Ispanakları 5 porsiyon
-lOOgr. kavrulmuş kıyma
olarak kümelendirin. Üzerlerine birer kaşık kavrulmuş kıyma koyun.
- 5 adet yumurta
Kıymaların kenarlarına kalan tereyağını fındık büyüklüğünde parçalar
- taze çekilmiş karabiber.
halinde bölüştürün. Tereyağları eriyince üzerlerine yumurtaları kırın.
Biberini serpin ve 5 dakika pişirin.
4. Pişen ıspanaklı yumurtaları tabaklara aktarıp, sıcak olarak servis yapın.

S o ğ a n lı Y u m u rta
5 k işilik
M alzem esi: Yapılışı:
-500 gr. soğan (5 orta boy) 1. Soğanları, kabuklarını soyup dörde bölün ve bıçak sırtı kalınlığında
- 200gr. tereyağı (13 çorba kş.) dilimleyerek piyaz doğrayın.
- 200 gr. domates (kabuklan 2. Doğranmış soğanları, domatesleri ve yeşil biberleri tereyağı ile tavaya
soyulup ince doğranmış), koyun. Pembeleşinceye kadar kavurup, suyu ekleyin. 5 dakika kaynatıp,
(2 orta boy) 5 porsiyon olarak kümelendirin. Üzerlerine yumurtaları kırın. Tuzunu,
-150 gr. yeşil biber (ince doğranmış) ve karabiberini serpip, yumurtaları 5 dakika pişirin.
- 250 mi. su (1 sıı bardağı)
3. Pişen yumurtaları tabaklara aktarıp, sıcak olarak servis yapın.
- 10 adet yumurta
- tuz
- taze çekilmiş karabiber.
JP
Wh 2

v -î J^fcreMcv
Börekler ile ilg ili k o n u y a Pro f. D r. G ü n a y B u g ü n k ü a n la m ıy la b ö re k le re g e lin c e ... İlk
K u t’u n , M elceiı’t T ahbahin 'i n so n d ik k a ti çek en şey, h a z ır y u fk a n ın hem en h iç
b a s k ıla rın d a n b ir in e y a z d ığ ı ö n s ö z ü n a d ın ın a n ılm a m ası. B e s b e lli, iy i b ir a şç ın ın
sonunda a n la ttığ ı b ir N a sre ttin H o ca ö yk ü sü b ö r e k h a m u r u n u m u tla k a k e n d is in in
ile g ire lim . H o c a ’y a , "T a a m la rd a n h a n g i taam ı h a z ırla yıp elde açm ası b eklen m ekteym iş. A slın d a,
se ve rsin iz ?" d iy e s o rm u ş la r. "B a k la v a y la b ö re ğ i" "yu fk a b ö reğ i" evd e y a p ılm ış b ir tü r h a z ır y u fk a y la
demiş. Ö yk ü n ü n için d e H o ca ’ya b ir başka som yö n e ltilir, h a z ırla n m a k tad ır. B u ra d a b ile h a m u r en sade h a liy le
"Sazlard an h a n g is in i s e v e rs in iz ?" d iy e . O n a v e rd iğ i h a z ırla n ır ve so n ra sacda p iş irilir. A n ca k o n d an so n ra
k a rş ılık d a , "T e n c e re - s a h a ıı s a z ı" o lu r H o c a ’n m . yu fk a la r araya yağ se rp ile re k tep siye y e rle ş tirilir ve tam
o rta sın a k ıy m a lı ya da p e y n irli h a rcı k o n a ra k p iş irilir.
Hocanın dönem in b ir prototipi olarak algılanm ası gerektiği
düşünüldüğünde, b ak lava ve böreğin o sıra la r ne k ad ar Y e ri g e lm işk e n b ira z da d ö n e m in b ö re k h a rç la rın d a n
beğenilen yiye ce k le r old u ğ u n u b u n d an daha iy i anlatan söz edelim . B u n la r b u günkünd en biraz fark lıd ır. K ıy m a lı
bir anekdot bulabilm ek zor. G erçekten böreklerin bu kadar harç iç in verilen tarif ise oldukça b asil ve günüm üzdekiııe
değerli s a y ılm a s ın ın ve o rta k b ilin ç iç in d e bu k a d a r de ep ey y a k ın . B u ra d a k ıym a b iraz d o ğ ran m ış soğanla
önem senm esinin, g astro n o m ik old uğ u k ad ar so syo lo jik k a v ru lu r. A m a p e y n irli h arç iç in ö n e rile n , b e ya z p eyn ir
nedenleri de b u lu n m a lı. H e r gün b a k la va b ö rek yense y e rin e b ir tü r k a şa rp e yn iri o la n k a şk a v a lın ren d esi ile
eninde sonunda b ıkılacağ m a iliş k in h a lk d e yişi de bunu do ğ ran m ış d ereo tu ve ç ırp ılm ış yu m u rta d ır.
d estekleyen b ir b a ş k a k a n ıt o la ra k g ö s te rile b ilir.
A lışılm a d ık harçlar için d e, o çok lezzetli "tavu k b ö re ğ in in
işin sosyolojik y a n ın ı b ir kenara b ıra k ıp , biz gastronom i soğanla p işirilm iş, haşlan m ış ta vu k e tli h a rcı başta gelir.
açısından k o n u ya a ç ık lık g etirm e ye ç a lış a lım . İlk ö n c e A n cak daha ilg in ci, "paça böreği"nin bugün artık tüm üyle
söylenm esi g ere k en , O s m a n lı k a y n a k la rın d a "b ö re k " u n u tu lm u ş o lan k o yu n paçası ile h a z ırla n a n h a rc ıd ır.
denince b iz ııu b u g ü n a n la d ığ ım ız .ye m e k le rin ötesinde H ele paçaların haşlandıktan sonra e tle rin in ayıklan m ayıp
bir kavram ın d ile g e tirilm e k isten m iş o lm ası. O sm a n lı u fak k e m ik le riy le b irlik te b ö re ğ in iç in e k o n m a sı son
dönem i yem ek k ita p la rın d a b u g ü n de b ö re k o la ra k derece ilg in ç tir. G e n e , y a ln ız c a k a v ru lm u ş so ğ an d an
a d la n d ır d ığ ım ız y iy e c e k le r in d ış ın d a b ir ç o k oluşan "soğan böreği" harcı ile "pırasa bö reğ i"n m p ırasalı
ham urişinin b u sın ıfa so k u ld u ğ u n a ta n ık o lm a k ta yız . h arcı da ilg in ç h a rç la r arasın d a sa y ılm a lı.
O sm anlı ye m e k k ita p la rın d a "lo k u m " o la ra k a n ıla n
bir tü r h a m u r lo k m a s ı var. B u n u b ira z A lm a n la r’m B ö re k h a m u rla rın ın ise g e n e llik le h as u n , su ve b ira z
"K nöd ei"ine b e n z e te b iliriz . B u ra d a s u y la k a rış tırılm ış tuz ile yu m u rta k a tıla ra k y a p ıld ığ ın ı g ö rm ekteyiz . H e r
unun yağ ve yu m u rta yla z e n g in le ştirilm esi söz k onusu . b öreğin ham uru neredeyse fa rk lı b ir tarif h alind e verilm iş
Bu m a lz e m e d a h a s o n ra y a ğ d a k ız a r t ıla r a k olsa da b u n lar tem el noktalarda b ü yü k b en zerlik gösterir.
sunulm aktaym ış. B a z ı ta rifle rd e ise b u n a b ir m ik ta r Y in e de iç le rin d e en z o ru n u n , ü stelik p işirm e açısın d an
yoğurt e k le n d iğ in i -ve b ö y le c e d ah a iy i b ir k ab arm a en b ü y ü k d e ğ iş ik lik g ö steren ve u s ta lık is te y e n in in
sağlandığını- g ö rm e k te yiz . B ir de, b u b ö lü m d e yin e "s u b ö re ğ i" o ld u ğ u n u h e m en v u rg u la y a lım . İta ly a n
tarifin i b u la c a ğ ın ız , "v e tr ik a " d iy e a d la n d ır ılm ış , m u tfağ ın ı b ile n le r, b u böreğin b iz d ekın e ço k benzer b ir
meyane ile h a z ırla n a n b ir tü rü b u lu n m a k ta y d ı. A y rıca ç e ş id in in bu ü lk e m u tfa ğ ın d a g ö rü ld ü ğ ü n ü h em en
"sakız bö reğ i" ve "sü t b ö re ğ i" h a m u rla n da o ld u k ç a h a tırla y a c a k la rd ır. Su b ö reğ i ile laz an ya a ra sın d a c id d i
suludur ve b u n la rla ya p ıla n ye m e k b u g ü n k ü b ö rek ten b ir m u tfa k bağı b u lu n m a k ta . T ıp k ı ra v y o li ile m a n tı
çok bir tür kayganayı an d ırm a k ta d ır. arasında bu lundu ğu gibi. K im tarifi k im d en alm ış sorusu
ise b u gün a rtık b ü tü n ü y le m u tfa k ta rih ç ile ri a ra sın d a
Hamurişleri ile b ö rekler arasınd aki iliş k iy i en iyi gösteren b ir tü r p o lis iy e s o ru n a d ö n ü ş m ü ş d u ru m u n d a .
yem eklerden b iri de, h â lâ ço k b e ğ e n ile re k y e n ile n ve B ö re k le r ile ilg ili d e ğ in ilm e s i g erek en son n o k ta ise,
aslında b ir tü r m a n tı o la n "ta ta rb ö re ğ iM ir. Y e m e k O sm a n lı d ö n e m i ye m e k k ita p la rın d a fırın g ere k tiren
aslınd a b ir h a m u r iş i o lm a k la b ir lik t e , y e m e k ta rifle rin n e re d e yse h e p s in in a y n ı zam an d a k o r ateşi
literatürüm üze a çık ça "b ö re k " a d ıy la g irm iş ve ö ylece üzerind e ya p ıla b ile ce ğ in in de b e lirtilm iş o lm ası. A n ca k
benim senm iştir. B ö y le s i g e re k ç e le re d a y a n a ra k b u bu du ru m d a tepsideki böreğin k e sin lik le alt üst edilm esi
bölümde "m antı", "p iru h i" gibi yem ekleri de ele alm akta gereği h a tırla tılm a k ta ve d iğ e r yü z ü de p iş tik te n so n ra
sakınca görülm edi. "A k ıtm a ", "p e y n ir lo k m ası" da a yn ı k esilerek su n u lm ası ö n e rilm e k te d ir.
nedenlerle bu bölüm iç in d e k ab u l e d ild i.
5 kişilik
Malzemesi: Yapılışı:
- 300 gr. tereyağı (20 çorba kşj 1. T ereyağ ın ı tencerede eritin. Yağ kızınca unu ve tuzu katıp, sürekli
- 600 gr. un (4 4/5 su bardağı) karıştırarak 1-2 dakika kavurun.
- tuz 2. K avru lm u ş una azar azar suyu e k leyip , karıştırarak b ir ham ur elde
- 250 mİ. su (1 su bardağı) edin. H am ur tencerenin kenarına yapışm az ve tencercdc kolay çevrilir
- 5 adet yu murta durum a gelince ateşten alın. K arıştırm ayı sürdürerek ham uru ılın d ırın .
- 350 gr. beyazpeynirya da
3. Fırınınızı 1 8 0 °C ye getirip ısıtın. H am ur ılınınca birer birer yum urtaları
kavrulmuş kıyma.
ham ura ye d irin . Lokm a ham uru kıvam ın a g elin ce b ir fırın tepsisini
ya ğ la yın ve ham uru lokm alar halin d e k op arıp , yu varlayarak tepsiye
dizin. O ltalarını parm ağınızla bastırarak çukurlaştırın. Tepsiyi fırına sürüp
yaklaşık 40 dakika pişirin.
4. V e trik a la rı fırın d an alıp, ortalarına p eyn ir, kavrulm uş kıym a hatta
m arm elat koyarak çayın yanında servis yapın.

Peynir L okm ası


3 k işilik

Malzemesi: Yapılışı:
- 750gr. lor peyniri. 1. Lor peyniriniz eğer tuzluysa bir gece öncesinden suya koyup, tuzunu
- 250 gr. un (2 su bardağı) atm ası için bekletin. Süzdürerek sudan alıp, bir yoğurm a kabına koyun.
- 90 mi, zeytinyağı 2. P eyn iri ezip, üzerine unu ekleyin ve elinizle yoğurarak yum uşak bir
(6 çorba kaşığı). ham ur hazırlayın. Ham uru önce topak durum una getirin. A vucunuzun
altında bir ileri bir geri oynatarak uzatın ve bıçakla (yak laşık 2 cm .'lik )
lokm a lokm a kesin.
3. Zeytinyağını tavada kızdırın. Yağ kızınca lokm aları tavaya yerleştirip,
her ya n ı altın sarısı renk a lın caya kad ar kızartın. K ızaran lokm aları,
üzerine kâğıt havlu serilm iş bir tabağa çıkarın. Fazla yağım atınca bir
servis tabağına aktararak servis vapm .

T a z e Peynir H öşm erim i


5 kişilik
Malzemesi: Yapılışı:
- 350 gr. teleme peyniri 1. Peyn iri tencereye ufalayın. K ısık ateşe oturtup tahta kaşıkla ezerek
(tuzsuz taze peynir) karıştırın. P e y n ir eriyip , kaynam aya başlayınca için e unu katıp sürekli
- 125gr. un (1 su bardağı) karıştırarak yaklaşık 20 dakika pişirin.
- 200 gr. tereyağı 2. T en cered eki karışım a tereyağını ekleyin. Yağın eriyip , p e yn irli una
0 3 çorba kş.) iy ic e k arışm asın ı sağ layın. K a şık k a ld ırıld ığ ın d a p e y n ir kopm adan
uzam aya başlayınca ateşten alın.
3- H öşm erim i sahanlara boşaltın. İsteğe bağlı olarak kullanılm ak üzere
yanında bal ya da şeker ile servis yapın.

142
5 k iş ilik

Malzemesi: Yapılışı:
-150 gr. tereyağı (10 çorba kş.) 1. Harcı hazırlam ak için tereyağını tavada eritin. Yağ kızınca soğanı
- 250 ml. yoğurt içinde pembeleşinceye kadar kavurun. Kavrulmuş soğanı kıymaya katıp,
- 5 diş sarımsak karıştırarak harcı tamamlayın.
(havanda dövülmüş). 2. Yumurtaları bir yoğurma kabının içine kırıp, sodayla birlikte çırpın.
Harcı için: Tuzu ve unu katıp yoğurarak, yumuşak ve pürüzsüz bir hamur hazırlayın.
- 45gr. tereyağı (3 çorba kş.) Hamuru dört topağa ayırıp yuvarlayın ve unlayın. Her bir topağı yufka
- 250gr. soğan (ince kıyılmış), inceliğinde açıp, 4 cm.’lik karelere bölün.
(3 orta boy) 3. Hazırladığınız kıymalı harçtan fındık büyüklüğünde parçalar alarak
- 300gr. kuzu kıyması. karelerin ortalarına yerleştirin. Karenin bir ucunu diğerine birleştirip
Hamuru için: muska biçiminde kapatın ve kenarlarını bastırın. Bütün ham urlan bu
- 2 adet yumurta biçimde hazırlayıp tepsiye dizin.
- 250 ml. soda (1 su bardağı)
4. T encerede bol tuzlu su kaynatıp, piruhileri içine atın. Ara sıra
- tuz
karıştırarak 10 dakika haşlayın. Süzdürerek sudan alıp, bir sahana
- 5 0 0 gr. un (4 su bardağı).
yerleştirin.
5. Tereyağını tavada kızdırın. Yoğurdu dövülm üş sarımsak ile çırpın.
Kızgın yağı sahandaki piruhilerin üzerlerine gezdirin ve yanında sarımsaklı
yoğurt ile servis yapın.

Not: Piruhilerin içi, kıymalı harç yerine, peynir ve ince kıyılmış


m aydanozun ezilerek karıştırılm asından oluşan peynirli harç ile de
doldurulabilir.

Mantı
5 k işilik
M alzem esi: Y a p ılış ı:
- 150 gr. tereyağı (10 çorba kş.) 1. Harcı hazırlam ak için önce pirinçleri kaynar suya atıp, hafif diri
- 250 ml. et suyu (1 su bardağı) kalacak biçimde haşlayın ve süzün. Tereyağını tavada eritin. Yağ kızınca
- 250 ml. yoğurt soğanı içinde pem beleşinceye kadar kavurun. Kavrulmuş soğanı ve
- 5 diş sarımsak pirinci kıymaya katıp, karıştırarak harcı tamamlayın.
(havanda dövülmüş). 2. Yumurtaları bir yoğurma kabının içine kırıp, biraz su ile çırpın. Tuzu
Harcı için: ve unu katıp yoğurarak, yum uşak, pürüzsüz bir ham ur hazırlayın.
-100 gr. pirinç (ayıklanıp, Hamuru dört topağa ayırıp yuvarlayın ve unlayın. Her bir topağı yufka
yıkanmış), (ı/2 sıı bardağı) inceliğinde açıp, 2 cm .’lik karelere bölün.
- 30 gr. tereyağı (2 çorba kş.)
3. Hazırladığınız kıymalı harçtan fındık büyüklüğünde parçalar alarak
- 200 gr. soğan (ince kıyılmış),
karelerin ortalarına yerleştirin. Her bir kareyi dört köşesinden tutup
(2 orta boy)
kaldırın ve uçlarını birbirine yapıştırarak bohça biçimine getirin. Mantıları
- 250 gr. kuzu kıyması.
biçim lendirirken içteki harcın da pişebilm esi için, kenarlarda oluşan
Hamuru için: boşlukların kapanm am asına özen gösterin. Bütün ham urları bohça
-4 adet yumurta biçiminde kapatıp, hazırlayın ve bir tepsiye dizin.
- 250 ml. su (1 su bardağı)
- tuz 4. Tavada tereyağını kızdırın. Tepsiyi ateşe oturtup, kızgın yağı mantıların
üzerine dökün ve mantıları yağda kızartın. Kızaran mantıların üzerine
- 500gr. un (4 su bardağı).
et suyunu ekleyip bir taşım kaynatın ve ateşi kısın. Tuzunu ayarlayıp,
tepsinin ağzını başka bir tepsi ile kapatarak mantıları 10 dakika pişirin.
5. Bu arada yoğurdu dövülm üş sarımsak ile çırpın. Pişen m antıları
ateşten alıp, üzerine sarımsaklı yoğurdu gezdirerek servis yapın.

144
K a la c o ş
k iş ilik

M alzem esi: Y apılışı:


- 3 adet tandır ekmeği 1 .T an d ır ekm eğ in i iri p arçalara a y ırıp sahana k o yu n . T avad a te re yağ ın ı
(yufka ekmeği) e ritin . Y a ğ k ız ın ca so ğ a n la rı iç in d e , p e m b e le şin c e y e k a d a r k a vu ru n .
- 200 gr. tereyağı (13 çorba kş.) K a vru lm u ş so ğ an lara k a vu rm ayı k a tıp k arıştırın , tuzunu a ya rla yın .
- 200 gr. soğan (ince kıyılmış), 2. K u ru tu biraz ılık su ile ezerek top aklarını dağıtın. T avad ak i m alzem eye
(2 orta boy) e k le y ip b ir taşım k ayn atın v e ta v a y ı ateşten alın .
- 200 gr. kavurma
3. H a z ırla d ığ ın ız b u m alzem eyi sah an d aki e k m e k le rin üzerine boşaltın.
- tuz
Ü z e rin e re yh an v e p u lb ib e r se rp erek servis ya p ın .
- '100 gr. kurut (keşycı da çökelek)
-1 çay kş. kum reyhan
- 1 ç a y föş. kırmızı pulbiber.

P eynirli K atm er
5 kişilik

M alzem esi: Y a p ılış ı:


- 200 gr. tereyağı (13 çorba kş.) 1 . T e re y a ğ ın ın y a rıs ın ı ta vad a e ritin . Y u m u rta la rı, tu z u v e eritilm iş
-250 mi. soda (1 su bardağı) te re ya ğ ın ı so d a yla b irlik te ç ırp ın . İç in e u n u k a tıp yo ğ u rarak, yum uşak
- 4 adet yum urta v e pü rüzsü z b ir ham ur h az ırlayın . H am u ru top aklara a y ırıp yu va rla yın
- tuz v e u n layın .
- 500 gr. un (4 su bardağı) 2. T o p a k la rı tek tek a lıp yu fka in ce liğ in d e açın. Ü z e rin e ku ru tu serpip,
- 200 gr. ufalanmış kuru! a ç ıla n y u fk a y ı o k la v a y a sarın . O k la v a y ı hem en h em en d ik konum a
(keş ya da çökelek). g e tirin , e lin iz le sıy ıra ra k y u fk a y ı aşağı d oğru itin . Bü zü şm ü ş y u fk a yı
o k la va d a n çık a rıp , e lin iz le ortasına b astırarak yassılaştırın . Y e n id e n bir
tatlı tabağı bü yüklüğ ünde açın. Ö tek i topaklan da ayn ı biçim de hazırlayın.
3. K a la n te re ya ğ ın ı tavad a k ız d ırın . Y a ğ kız ın ca k a tm e rle ri b ire r birer
tavaya yerleştirip, her ik i yan ların ı altın sarısı renk alın caya kadar kızartın.
K ızaran katm eri süzdürerek yağ d an alıp , b ir tabağa çıkarın . Y ağ a yenisini
ye rle ştirin . B ü tü n k a tm erle ri b ö yle c e k ız artın . G e re k iyo rsa tavaya yağ
e k le m e yi unutm ayın.
4. K ızaran katm erleri servis tabağına kat kat dizerek sıcak servis yapın.

Not: K atm er, ya ln ız ca tuzlu d e ğ il tatlı o la ra k da y a p ıla b ilir. B u n u n için


ham uru açark en için e p e y n ir k o ym a yıp boş b ıra k ın , k ızarttıktan sonra
ü zerin e tozşeker ya da k estirilm iş şurup d ö k e re k sunun.
1 U 1 K / W 1 V _ t^ l

5 kişilik
Malzem esi: Yapılışı:
- 450 ml. zeytinyağı (2 su bardağı). 1. Y u m u rtaları b ir yoğurm a kab ın ın için e k ırıp , çırp ın . Tuzu ve unu
Ham uru için: katıp, (gerekiyorsa az da su katarak) yum uşak ve pürüzsüz b ir ham ur
-3 adet yumurta hazırlayın. Ham uru dört topağa a yırıp yu varlayın ve unlayın. B ir kapta
- tuz p e yn iri in ce k ıyılm ış m aydanoz ile ezerek bö reğ in için i h azırlayın .
-375gr. un (3 su bardağı). 2. T opaklan, teker teker önünüze alıp oklava ile yufka inceliğinde açın.
H a rcı için: Açtığınız yufkanın bir yarısına, hazırladığınız börek içinden belli aralıklarla
-200gr. beyazpeynir koyun. Yufkanın boş kalan öteki yansını üzerine kapatın. B ir su bardağını
-1 bağ maydanoz (ince kıyılmış). elinize alıp harçlar içerde kalacak biçim de yufkaya kapatarak bastırın
ve börekleri yufkadan ayırarak alın. Bütün yufkaları bu biçim de keserek
böreğe dönüştürdükten sonra kalan artık p arçaları yo ğurarak topak
haline getirin. O nları da açarak aynı biçim de hazırlayın.
3. T avada tereyağını kızdırın. B ö re k le ri içine yerleştirip, her iki yan ın ı
altın sarısı renk alın caya kadar kızartın. Süzdürerek yağdan alıp , b ir
servis tabağına aktarın. Y ağ a y e n ile rin i ye rle ştirip , bü tün b ö re k le ri
kızartın. G erekiyorsa tavaya yağ eklem eyi unutm ayın.
4. Kızaran pufböreklerin i kat kal dizip, sıcak olarak servis yapın.

Peynirli v e M aydanozlu Altüst Böreği


5 kişilik
Malzem esi: Yapılışı:
H arcı için: 1. H a rcın ı hazırlam ak için , p e yn iri b ir kapta ezip, yum urta ve ince
- 2.50 gr. beyazpeynir kıyılm ış m aydanozla karıştırın.
- 2 adet yumurta 2. Ham uru hazırlam ak için, yum urtaları b ir yoğurm a kabına kırıp, soda
- 1 bağ maydanoz (ince kıyılmış). ile çırpın. İçin e unu katıp yoğurarak yum uşak ve pürüzsüz b ir ham ur
Ham uru için: hazırlayın. Ham uru iki topağa ayırıp yu varlayın ve unlayın.
- 200 ml. soda (4/5 su bardağı) 3. B u top aklardan o klava ile iki yu fka açın. T ereyağ ın ı tavada ertin.
- 2 adet yumurta T ep siyi eritilm iş tereyağı ile yağlayarak birinci yufkayı serin. Ü zerine bir
- 250 gr. un (2 su bardağı) parm ak kalınlığında olacak biçim de harcı yayın. Ö teki yufkayı böreğin
-150 gr. tereyağı (10 çorba kş.) üzerine kapatın. B ir bıçakla tepsinin yanlarını aşan fazlalık varsa kesin.
Ü stte k i yu fk a n ın k e n a rla rın ı b ıça ğ ın ucu ile te p s in in iç in e itin .
4. K alan tereyağını yenid en kızdırıp, birazını böreğin üzerine gezdirin.
T e p siyi kısık ateşe oturtun. Ara sıra böreği b ir spatula ile k ald ırarak
dibine kızgın yağdan ekleyip , iyice kızartın. A ltı kızaran böreği, ağzına
bir tepsi kapatıp ters çevirin ve yenid en ateşe oturtup alta getirdiğiniz
yüzü de kızarıncaya kadar pişirip ateşten alın.
5. Pişen böreği sıcak olarak servis yapın.
Suböreği
ıo kişilik

Malzemesi: Y apılışı:
- 250 gr. tereyağı (16 çorba fo j 1. Ö n ce iç in i h a z ırla yın . E ğ e r p e y n irli ya p aca k sa n ız b ir kapta p e y n iri
- tuz. ezip, yum urta ve ince kıyılm ış m aydanozla karıştırın. K ıym alı yapacaksanız
Peynirli harç içim yağ ı b ir tavada eritip , so ğanları e k leyin . So ğ an lar p em b eleşin ce k ıym a yı
- 350 gr. beyazpeynir k atarak b irk a ç d a k ik a k a vu ru n , tuzunu v e b ib e rin i serp ip ateşten alın.
- 7 adet yumurta 2. Y u m u rta la rı b ir yo ğ u rm a k a b ın a k ırıp , b iraz su ile çırp ın . İç in e unu
- 1 bağ maydanoz (ince kıyılm ış). katarak azar azar su e k le y ip yo ğ u ru n , yu m u şak v e pürüzsüz b ir ham ur
Kıymalı harç için: h a z ırla yın . H am u ru on ik i topağa a yırıp y u v a rla y ın v e u n layın .
-100 gr. tereyağı, (6,5 çorba kş.) 3 . T o p a k la rd a n ik is in i b ir ya n d a tu tu n , k a la n la rı o k la v a ile u n laya ra k
- 200 gr. soğan (ince kıyılmış), yu fka in ce liğ in d e açın. H e r b ir y u fk a y ı b o h ça g ib i d ö rd e k a tla yın ve üst
(2 orta boy) üste te p siye ye rleştirin .
- 500 gr. kıyma
4. B ü y ü k b ir ten cered e tuzlu su kayn atın . Su k a yn a yın ca , h e r seferin d e
- tuz
y a ln ız c a b ir y u fk a y ı a ç ıp su ya k o y a ra k y a k la ş ık 2 d a k ik a h a şla y ın .
- taze çekilmiş karabiber.
Parçalam ad an sudan alıp , düzgünce b ir süzgece çık arın . D iğ e r yu fkaları
Hamuru için; da h a şla yıp , a yn ı süzgece k o yu n ,
- 5 adet yumurta
- 600 gr. un (4 4/5 sıı bardağı).
5. B u arada, ayırdığınız ik i topağı böreği yapacağınız tepsi bü yüklüğ ünde
a çın . T a va d a te re y a ğ ın ı k ız d ırıp , te p s iy i b u ya ğ la y a ğ la y ın . A ç tığ ın ız
yufkalard an b irin i yağlanm ış tepsiye yayın. H aşlanm ış yufkalardan altısını,
aralarına kızdırdığınız tereyağından gezdirerek teker teker v e eşit k alın lık
v e re re k te p s iye y a y ın , Ü z e rle rin e h a z ırla d ığ ın ız k ıy m a lı ya da p e y n irli
h a rcı k o yım . H a rc ın ü z erin e, y in e araların a y a ğ g ez d ire re k k a la n dört
ad et haşlanm ış yu fk a yı serin . E n üste haşlanm am ış olan ik in c i y u fk a yı
k a p a tın . B ir b ıç a k la te p s in in k e n a rla rın ı aşan fa z la lık v a rsa k esin v e
ü stteki yu fk a n ın k en a rla rın ı b ıçağ ın ucu ile te p sin in için e itin.
6. K alan tereyağ ın ı ye n id e n k ız d ırıp , tep sid eki b ö reğ in ü zerin e gezdirin,
1 8 0 °C ıs ıtılm ış fırın d a y a da ç o k k ısık ateşte b ö re ğ i p iş irin . O ca k ta
p işiriyo rsan ız altı k ız a rın ca ağzına b ir tepsi kap atıp , b ö reğ i ters ç e v irin
v e te k ra r ateşe k o ya ra k alta g e tird iğ in iz k ısım da k ız a rın c a y a k ad ar
p işirip , ateşten alın.
7. P işen b ö reğ i iri k a re le r h a lin d e keserek sıcak servis ya p ın .

T a s (Kapak) B ö reğ i
5 kişilik
Malzemesi: Y ap ılışı:
- 2 adet-yufka. 1. T a v a d a te re y a ğ ın ın 3 ç o rb a k a şığ ın ı e ritin . Y a ğ k ız ın c a fıs tık v e
Harcı için: b a d em leri için d e h a fif sarartın. S o ğ a n la rı k atıp , p e m b e le şin ce ye kad ar
- 200 gr. tereyağı (13 çorba kş.) k a vu ru n . E tle ri v e b ah aratların ı da e k le y e re k 25 d ak ik a k avu ru p , tavayı
- 50 gr. çamfıstığı (j/4 su bardağı) ateşten alın .
-1 0 0 gr. badem (haşlanıp, 2 . K a la n te re y a ğ ın ı e ritip , g en iş b ir tası y a da sah an k a p a ğ ın ı iy ic e
kabuklan soyulmuş) ya ğ la y ın . Y a ğ la n m ış tasa yu fk a la rı üst üste ya y ın . H a z ırla d ığ ın ız h arcı
- 200 gr. soğan (ince kıyılmış), yu fkaların ortasına boşaltın, Y u fk an ın tasın dışına sarkan u çların ı ortadaki
(2 orta boy) h arcın üzerine k ap atın . Y u fk a lara e lin iz le destek vererek tası bir tepsiye
-1 kg. kuzu eti ters çe virin .
(kuşbaşı, doğran m ış)
3. T e p s iy i k ısık ateşe oturtup, ya k la şık 15 d a k ik a b ö reğ i p işirin. T ep siyi
- tuz ateşten alıp, bö reğ in ü zerin d ek i tası kald ırın ve sıcak olarak servis yap ın .
- taze çekilmiş karabiber
- j/2 çay kş. tarçın
- 1/2 çorba kş. kakule (tohumlan Not: B u böreği ta vu k lu da ya p ab ilirsin iz . B u n u n için haşlanm ış tavu k
e tle rin i tavad a tereyağ ı v e so ğanla b ira z k a v ım ın . B u h arcı yu fk a la rın
çıkarılıp, dövülmüş).
ortasına y e rle ş tirip , b ö re ğ i a y n ı yö n tem le p işirin .
5 k iş ilik

Malzem esi: Yapılıp:


- 500 mi su (2 su bardağı) 1. B ir kaba suyu koyup, yum urtaları kırın ve suyla çırpın. Unu da katarak
- 3 adet yum urta çırpm ayı sürdürüp koyu k ıvam lı b ir sulu ham ur elde edin,
- 250 gr. un (2 su bardağı)
2. M ayayı ılık su ile sulandırın, H azırlad ığ ın ız ham urun için e ezilm iş
- 15 gr. yaş maya
tu lu m p eyn irin i ve sulanm ış m ayayı katıp ham ura iyice yed irin . Kabın
- 200 gr. îulumpeyniri üzerine temiz b ir bez örterek, yaklaşık 1 saat ham uru kabarm aya bırakın.
(ezilerek ufalanmış)
3. T avad a tereyağ ın ı kızd ırın . Yağ k ızın ca sulu ham urdan k ü çü k bir
- 200 gr. tereyağı (13 çorba kş.)
kepçe alıp tavaya dökün. Aralıklarla tavanın aldığı kadar ham ur dökerek,
- 90 gr. tozşeker ya da
her iki yanını altın sarısı renk alıncaya kadar kızartın. Kızaran lalangalan
pudraşekeri (6 çorba kş.)
süzdürerek yağdan alın, üzerine havlu kâğıt serilmiş bit tabağa çıkarın.
4. Bü tü n lalangalar kızarınca servis tabağına aktarıp, üzerine tozşeker
ya da pudraşekeri serperek servis yapın.

Akıtma
5 kişilik

Malzem esi: Yap ılışı:


-125 mi. su (j/2 su bardağı) 1. Suyu ve sodayı b ir kapta karıştırın. U nu katıp, hiç pütür kalm ayacak
-250 ml. soda (1 su bardağı) biçim de yed irerek koyu kıvam lı fakat akıcı b ir sulu ham ur elde edin.
-125 gr. un (1 su bardağı) M ayayı tltk su ile su landırıp , ham ura ekleyin ve iyice karıştırın. Kabın
-15 gr. yaş maya ağzına nem li b ir bez örterek 3 saat kabarm aya bırakın.
- 150 gr. tereyağı (10 çorba kş.) 2. B ir
toprak sacı (ya da yağsız tavayı) iyice kızdırıp, hazırladığınız sulu
- tozşeker ya da bal. ham urdan kepçe kepçe dökerek ince yufkalar kızartın. Kızaran yufkaları
sacdan b ir tabağa alıp, saca ye n i ham ur dökerek m alzem eyi tüketin.
3. T avad a tereyağını eritin. Yağ kızınca ateşten alıp, fırça ile yufkaların
üzerine sürün. Y ağ ını çekm esi için biraz dinlenm eye b ırakın. Ü zerine
şeker serperek ya da bal şerbeti dökerek servis yapın.
M. V I * V > 1 JL F W W JL.
C 5* V - /

kişilik

Malzemesi: Y a p ılış ı:
- 250 ml. yoğurt 1. Harcı hazırlam ak için tavada tereyağını eritin. Yağ kızınca soğanı
-1 0 diş sarımsak (dövülmüş). içinde pem beleşinceye kadar kavurun. Sonra kıymayı katarak 15 dakika
Harcı için: daha kavurup, tuzunu ve biberini serpip ateşten alın.
-1 5 0 gr. tereyağı (10 çorba kş.) 2. Y um urtaları bir yoğurm a kabının içine kırıp, suyla birlikte çırpın.
- 200 gr. soğan (ince kıyılmış), Tuzu ve unu katıp, yoğurarak yum uşak ve pürüzsüz bir ham ur hazırlayın.
(2 ona boy) H am uru üç topağa ayırıp yuvarlayın ve unlayın. T opaklan oklava ile
- 500 gr. kıyma yufka inceliğinde açın.
- tu z
3. Y ufkaları 5 cm .’lik .şeritlere ayırın. Şeritleri de m uska biçim inde
- taze çekilmiş karabiber. üçgenlere bölün. T encerede bolca tuzlu su kaynatın. Tatarböreklerini
Hamuru için: kaynar suya atarak yaklaşık 10 dakika haşlayın.
- 2 adet yum urta
4* Bu a ra d a y o ğ u rd u d ö v ü lm ü ş sarm ısak ile ç ırp ın . H aşlan an
- 250 ml. su (1 su bardağı)
tatarböreklerini süzdürerek bir sahana aktarın. Üzerine hazırladığınız
- tuz
kıymalı harcı dökün. Yanında sarımsaklı yoğurt ile servis yapın.
- 250 gr. un (2 su bardağı)-

T a ta r B ö re ğ i (2)
5kişilik
Malzemesi: Y a p ılış ı:
- 75 0 gr. tereyağı (10 çorba kş.) 1. Harcı hazırlam ak için tavada tereyağını eritin. Yağ kızınca soğanı
- 250 ml. et suyu (1 su bardağı) içinde pem beleşinceye kadar kavurun. Sonra kıymayı katarak 15 dakika
- 250 ml. yoğurt kavurun, tuzunu ve biberini serpip ateşten alın.
- 10 diş sarımsak (dövülmüş). 2. Y um urtaları bir yoğurm a kabının içine kırıp, suyla birlikte çırpın,
Harcı içirı: Tuzu ve unu katıp, yoğurarak yum uşak pürüzsüz bir ham ur hazırlayın.
- 200 gr. soğan (ince kıyılmış), H am uru üç topağa ayırıp, yuvarlayın ve unlayın. îlk topağı oklava ile
(2 orta boy) yufka inceliğinde açın.
- 500 gr. kıyma 3- Harcı üçe bölün. Açtığınız yufkanın üzerine harcın ı/3fünii serpiştirin.
- tuz Kıyma serpilmiş yufkayı y en id en oklavaya dolayın. Oklavayı yavaşça
- taze çekilm iş karabiber. yufkanın arasından çekip, çıkarın. Rulo durum una gelmiş olan böreği,
Hamuru için: bıçakla 6-7 cm, u zu n lu ğ u n d a parçalara ayırıp iki u cu n u bastırarak
- 2 adet yum urta kapatın. D iğer iki topağı da avnı biçim de açıp hazırlayın.
-2 5 0 ml. su (1 su bardağı)
4. Tavada tereyağını eritin. Yağ kızınca börekleri tavaya yerleştirip, her
- tuz iki yanını altın sarısı renk alıncaya kadar kızartın. Kızaran börekleri bir
- 250 gr. un (2 su bardağı).
sahana dizin. Et suyunu kaynatıp, böreklerin üzerine gezdirin. Kısık
ateşte 15 dakika pişirip ateşten alın.
5. Bu arada yoğurdu dövülm üş sarm ısak ile çırpın. Pişen börekleri et
suyunun içinden sü zd ü rerek alıp, tem iz bir sahana aktarın. Üzerine
sarmısaklı yoğurdu gezdirerek servis yapın.

I "/■
E*. -
Nemse (Gelincik) Böreği
5 Kişilik
Malzem esi: Y ap ılışı:
- 200 gr. tereyağı (13 çorba kş.) 1. Harcı hazırlamak için tencereye yıkanıp doğranmış ıspanakları, soğanı
Harcı için: ve tereyağını koyun. Tencereyi orta ateşe oturtup. ıspanaklar
- 500 gr, ıspanak (ayıklanıp, yumuşayıncaya kadar kavurun. Tuzunu ve biberini katarak ateşten alın,
yıkanmış ve doğranmış) 2. Y u m u rtaları b ir yoğurm a kabının için e k ıııp , suyla b irlik te çırp ın.
- 200 gr. soğan (ince kıyılmış), Tuzu ve unu katıp yoğurarak yum uşak, pürüzsüz bir ham ur hazırlayın.
(2 orta boy) H am uru sekiz topağa ayırıp yu varlayın ve unlayın.
- 45 gr. tereyağı (3 çorba kş.) 3- Topakları oklava ile yufka inceliğinde açın. Yufkalardan dördünü üst
- tuz
üste serip, üzerine belli aralıklarla hazırladığınız harçtan koyun, Kalan
- taze çekilmiş karabiber.
yufkaları harcın üzerine kapatın. Harcını ortalayarak kahve fincanını
Hamuru için: yufkanın üzerine bastırıp, böreği yufkadan ayırın. Bütiin yufkaları böylece
- 2 adet yumurta keserek böreğe dönüştürdükten sonra kalan artık parçalan yoğurarak
- 250 mi. su (1 su bardağı) topak haline getirin. Bu topağı da açarak aynı biçimde hazırlayın.
- tuz
4. Tavada tereyağını kızdırın. Yağ kızınca börekleri içine yerleştirip, her
- 250 gr. un (2 su bardağı).
iki yanını altın sarısı renk alıncaya kadar kızartın. Kızaran börekleri bir
servis tabağına aktarın. Yağa yenilerini yerleştirip, bütün börekleri
kızartın. Gerekiyorsa tavaya yağ eklemeyi unutmayın.
5. Kızaran Nemse böreklerini bir servis tabağına kat kat dizip sıcak
olarak servis yapın.

Not: Bu böreği aynı miktarları kullanarak gelincik, pazı ya da maydanoz


ile de hazırlayabilirsiniz.

F in c a n b ö re ğ i
3 kişilik
Malzemesi: Y a p ılışı:
- 200 gr. tereyağı ( 13 çorba kş.) 1. Harcı hazırlamak için tavada tereyağını eritin. Yağ kızınca soğanı içinde
Harcı için: pembeleşinceye kadar kavurun. Ardından kıymayı katarak 15 dakika
- 150 gr. tereyağı (10 çorba kş.) kavurun, tuzunu ve biberini serpip, ateşten alın.
- 200 gr. soğan (ince kıyılmış), 2. Yumurtaları bir yoğurma kabının içine kırıp, suyla birlikte çırpın.
(2 orta boy) Tıızıı ve unu katıp yoğurarak yumuşak, pürüzsüz bir hamur hazırlayın.
- 500 gr. kıyma Hamuru dört topağa ayırıp, lıer birini yuvarlayın ve unlayın.
-tuz 3. Topaklan teker teker önünüze alıp, oklava ile yufka inceliğinde açın.
- taze çekilmiş karabiber.
Açtığınız yufkanın bir yarısına hazırladığınız börek içinden belli aralıklarla
Hamuru için: koyun. Yufkanın boş kalan öteki yarısını üzerine kapatın.
- 2 adet yumurta 5-6 cm. çaplı ucu tırtıllı bir kesici kalıp alın. Harcını ortalayarak kalıbı
- 250 mi su (1 su bardağı) yufkanın üzerine bastırıp, böreği yufkadan ayırın. Bütün yufkaları böylece
- tuz keserek böreğe dönüştürdükten sonra kalan artık parçaları yoğurarak
- 250 gr. un (2 su bardağı). topak haline getirin. Bu topağı da açarak aynı biçimde hazırlayın,
4. Tavada tereyağını kızdırın. Yağ kızınca börekleri içine yerleştirip, her
iki yanını altın sarısı renk alıncaya kadar kızartın. Kızaran börekleri bir
servis tabağına aktarın. Yağa yenilerini yerleştirip, bütün börekleri
kızartın. Gerekiyorsa tavaya yağ eklemeyi unutmayın.
5. Kızaran fincanböreklerini kat kat dizip sıcak olarak servis yapın.
Mihrap (Kol) Böreği
5 k iş ilik

Malzemesi: Y a p ılış ı:
- 2 adet yufka 1. Ö n ce harcını hazırlayın. Eğ er peynirli, yapacaksanız, bir kapta peyniri ezip
- 2 adet yumurta (çırpılm ış) yum urta v e ince kıyılm ış m aydanozla katıştırın. K ıym alı yapacaksanız, yağı
- 200gr. tereyağı (13 çorba kş.) tavada eritip, soğanları için d e p em beleşinceye kad ar kavu ru n . A rdından
Peynirli harç için: kıym ayı katarak '15 dakika kavurun, tuzunu v e biberini serpip ateşten alın.
- 2.50 gr. heyazpeynir 2. F ırın ın ız ı I8 0 °C y e g etirip ısıtın. B ir kapta yu m u rtaları b iraz su y a da
- 2 adet yumurta et suyu ile çırpın, Y u fkalan n birini önünüze alıp, üzerine fırça ile yum urtalı
-1 bağ maydanoz et su yu n u sü rün. Y u fk a y ı ik iy e k a tla yın . U zun k e n a rın ı ö n ü n ü ze alın.
(ince kıyılmış). Biraz katlam a payı bırakarak harcı uzunlam asına b ir hat h alin d e bu kenara
Kıymalı harç için: y a y ın . K atlam a p a y ın ı h arcın ü z e rin e k ap atarak ru lo b içim in d e sarın.
-100 gr. tereyağı (6S çorba kş.) 3. H azırladığınız böreği tepsiye yerleştirin. Otelci yufkaları da aynı biçim de
- soğan (ince kıyılmış), h azırlayın. T avad a tereyağ ın ı eritip, b ö rek lerin ü zerin e gezdirin. T ep siyi
(2 orta boy) fırın a sü rü p , b ö re k le r k ız a rm ca ya k a d a r y a k la ş ık 20 d a k ik a p işirin .
- 500 gr. kıyma
4. P işen b ö reğ i fırın d a n alın . P a rça la ra a yıra ra k servis ya p ın .
- tuz
- taze çekilmiş karabiber.
Not: A yn ı tarifi ve nem se b ö reğ in in h a rcın ı k u lla n a rak ısp a n a k lı kol
bö reğ i de h a z ırlayab ilirsin iz ,

P ıra s a B ö re ğ i
5 k iş ilik

Malzemesi: Y a p ılış ı:
-100 gr. tereyağı (6,5 çorba kş.) 1. Pırasaları yık a y ıp , in ce in ce doğrayın. H arcı hazırlam ak için tereyağını
Harcı için: ta v a d a e ritin . Y a ğ k ız ın c a s o ğ a n la rı iç in d e , p e m b e le ş in c e y e k ad ar
- 500 gr. pırasa k a v u ru n . P ıra s a la rı k a tıp k a v u rm a y ı sü rd ü rü n . P e y n ir i ve ç ırp ılm ış
- 100 gr. tereyağı (6.5 çorba kş.) yu m u rta la rı da k atarak k a rıştırın , tu zu n u a y a rla y ıp ta v a y ı ateşten alın,
- 200gr. soğan (ince kıyılmış), 2. F ırın ın ız ı 1 8 0 °C ye g etirip ısıtın. H am uru hazırlam ak için , yum urtaları
(2 orta boy) b ir yoğurm a k a b ın ın için e k ırıp , su yla b irlik te çırp ın . T uzu ve unu katıp
- 150 gr. heyazpeynir yo ğ u rarak yu m u şak, pürüzsüz b ir ham ur hazırlayın . H am u ru on topağa
- 2 adet yum u rta (çvrpümış) a y ırıp y u v a rla y ın v e u n la y ın . T o p a k la rı te k e r te k e r o k la v a ile yufka
- tuz, in ce liğ in d e açın ,
Hamuru içim 3- T e re y a ğ ın ı tavad a eritin . T e p siyi eritilm iş tereyağ ı ile yağ layarak beş
- 2 adet yum u rta yu fk a yı üst üste serin. Ü z erin e h azırlad ığ ın ız h arcı ya yın . Ö tek i yufkaları
- 250 m i su (1 su bardağı) üzerine kapatın. Erittiğ in iz tereyağ ın ı böreğin üzerine gezdirin. Tepsinin
- tuz kenarların ı aşan fazlalık varsa bıçakla kesin ve üstteki yu fkan ın kenarlarını
- 250 gr. ıın (2 su bardağı). b ıçağ ın u cu ile tep sin in için e itin.
4. T e p siyi fırın a sürüp, a ltı v e üstü kızarm caya kad ar b ö reğ i yak laşık 25
d a k ik a p işirin . P iş e n b ö reğ i fırın d a n a lıp , k e sin , sıca k se rvis yap ın .
Tavuk Böreği
5 k iş ilik

Malzemesi: Yapılışı:
Harcı için: 1. T avu ğ u y ık a y ıp te n ce re ye k o yu n . Ü z e rle rin i aşacak k a d a r su için d e
-1 adet tavuk (temizlenmiş) b ir taşını kaynatın. Ateşi kısıp, elleri iyice yum u şayıncaya kad ar haşlam ayı
1 kg.''hk sürdürün. H aşlan an tavuğun su yunu süzüp, etlerin i k em iklerin d en ayırın
Hamuru için: v e d id ik le y in . F ırın ın ız ı 18 0 °C ’y e g etirip ısıtın.
- 200 gr. tereyağı 2 . T ereyağın ı tavada eritin. 1lam ım ı hazırlam ak için, so dayı 2 çorba kaşığı
(13 çorba kş.) eritilm iş te re ya ğ ı ile b ir yo ğurm a k a b ın d a karıştırın . İç in e yu m u rta la rı,
-250 mİ. soda (1 su bardağı) tıız u v e unu k a tıp yo ğ u rarak yum u şak, pürüzsüz b ir ham ur h azırlayın .
- 2 adet yumurta H am uru dört topağa a yırıp , yu va rla yın ve u n layın . T o p ak ları te k e r teker
- tuz önünü ze alın, eritilm iş yağ ile yağ layıp , o k lava ile yu fka in celiğ in d e açın.
- 250 gr. un (2 su bardağı). 3- T ep sin in için i kalan eritilm iş yağ ile yağ layın . İlk ik i yu fk a yı aralarına
yağ sürerek üst üste tepsiye yerleştirin. D id ik len m iş tavu k etle rin i yayın.
K a la n ik i y u fk a y ı, a ra la rın ı y a ğ la y a ra k ü z e rin e k a p a tın . B ir b ıç a k la
tepsinin kenarlarını aşan fazlalık varsa kesin ve üstteki yufkanın kenarlarını
b ıçağ ın ucu ile te p sin in için e itin.
4 . T e p siyi fırın a sürüp, altı ve üstü k ızan n caya k ad ar b ö reğ i ya k la şık 30
dakika pişirin. Pişen b ö reğ i fırınd an alıp kesin, sıcak o larak servis yap ın.

P a ç a B ö reğ i
5 kişilik

Malzemesi: Yapılışı:
- 5 adet koyun paçası 1. P a ça y ı te n cereye k o yu p , üzerini aşacak su için d e ateşe oturtun, iyice
(kazınarak temizlenip, yu m u şa yın ca y a k a d a r p işirin . P işe n p a ç a y ı sü z d ü re re k su dan a lıp b ir
yıkanmış) doğram a tahtasına yerleştirin. Etlerin i küçük parçalar biçim ind e doğrayın.
-100 gr. tereyağı (6,5 çorba kş.) 2. F ırın ın ız ı 1 8 0 °C 'ye g etirip ısıtın. H am uru h az ırlam ak için , tereyağ ın ı
Hamuru için: b ir tavada, e ritin . S o d a y ı, e ritilm iş te re y a ğ ın ı v e y u m u rta la rı b irlik te
-250 mi. soda (1 su bardağı) yo ğurm a k a b ın ın için e k o yu p , çırp a ra k k arıştırın . U n u katıp yo ğurarak
-100 gr. tereyağı (6,5 çorba kş.) yu m u şa k , p ü rü zsü z b ir h a m u r h a z ırla y ın . H a m u ru ik i top ağ a a yırıp
- 2 adet yumurta y u v a rla y ın v e u n la y ın . T o p a k la rı te k e r te k e r ön ü n ü ze a lıp , o k la v a ile
- 250gr. un (2 su bardağı). yu fk a in ce liğ in d e açm ,
3 . T e p siyi eritilm iş tereyağı ile yağ layarak ilk yu fk a yı serin. Ü zerine paça
eti p arçaların ı döşeyin. D iğ e r yu fkaları böreğin üzerine kapatın, T ep sinin
k en arların ı aşan faz lalık varsa b ıçak la kesin, üstteki yu fkan ın kenarların ı
b ıçağ ın u cu ile tep sin in için e itin.
4. T avad a tereyağını eritin. Y a ğ k ızın ca böreğin üzerine gezdirin. T ep siyi
fırına sürüp altı ve üstü kızanncaya kad ar yak laşık 30 d akika pişirin. Pişen
böreği fırın d an alıp , kesin, sıcak olarak servis yap ın .
53ÖB şppnöpoönMf
iassisööosfe

ç^P S sS y fi
^ICri
laS^öOOÇfl
A İstanbul'da bir seyyar sebzeci.

Bu başlık altın d a , g e n e llik le b e lir li b ir o lm a s ıd ır. İk lim , A n a d o lu ’d a se b z e


yem ek p iş irm e t e k n iğ in e b a ğ lı y e tiş tir ic iliğ i iç in y e te rin c e ılım a n d ır.
olm ayan ç e ş itli se b z e y e m e k le r i A y rıc a , g e le n e k s e l o la ra k y e tiş tir ile n
toplanmış b u lu n u y o r. D a ğ ın ık lık b u s a y ıs ız seb ze v a rd ır. B ir ç o k seb ze d e ,
kateg ori iç in b a z ı g e n e lle m e le r Marchand do Logumos , ö r n e ğ in İr a n ü z e r in d e n b iz e g e le n
yapmayı z o rla ştırm a k ta. H in d is ta n k ö k e n li p a tlıc a n g ib i, b u
to p ra k la r ü z e rin d e k e n d in e y e n i b ir
Ancak b u ra d a , s e b z e le rin O s m a n lı v a ta n b u lm u ş tu r. B u n a , T ü r k le r ’in
mutfağı iç in d e k i ö n e m in i b e lir tm e k g e re k ir. K it a b ın z a m a n la g id e re k a rta n b iç im d e y e r le ş ik b ir to p lu m a
başlangıç b ö lü m ü n d e O rta A s y a d ö n e m in d e n sö z g e ç m iş o lm a la rı g ib i s o s y o lo jik b ir o lg u y u d a e k le m e k
ederken T ü r k le r ’in bu d ö n e m d e b a ş lıc a b e s le n m e g e re k ir.
kaynağı o la ra k e ti, s ü tü , h a m u r iş le r in i, b ir ö lç ü d e d e
bakliyatı ta n ıd ık la rın ı s ö y le m iş tik . G ö ç e b e v e h a y v a n c ı S o n u ç o la r a k , O s m a n lı m u tfa ğ ı iç in d e ç e ş it li se b z e
bir to p lu lu ğ u n b aşka t ü r lü o lm a s ı da e lb e t t e y e m e k le r in in g ü n g e ç tik ç e d a h a ö n e m li b ir k o n u m
düşünülem ezdi. k a z a n m ış o ld u ğ u n u s ö y le n e b ilir.

Öte yand an, A n a d o lu ’y a g ö ç te n s o n ra d u ru m u n h ız la B u b ö lü m d e , fa r k lı p iş irm e t e k n ik le r i n e d e n iy le ö te k i


değiştiğine ta n ık o lm a k ta y ız . B u ra d a b ir in c i n e d e n , y e n i b ö lü m le r d e k e n d is in e yer b u la m a m ış seb z e
yerleşilen to p r a k la r ın s e b z e y e t iş t ir ic iliğ in e u yg u n y e m e k le r in d e n bazı ö r n e k le r le k a r ş ıla ş a c a k s ın ız .

4 Suhan’ın huzurunda sebzeciler.


Nakkaş Osman, S u m û m e - i H ü m a y u n , T o p k a p ı S a r a y ı M ü z e si. 163
K a b a k K a ly e s i
k iş ilik

M alzem esi: Yapılışı:


- 500gr. koyun eti 1. B ir k a p ta e tle ri, so ğan, tuz, b ib e r, v e ta rçın ile k a rış tırın , K a b a k la rın
(kuşbaşı cloğran mış) baş v e d ip le rin i k e s e re k atın . B ıç a k la d ışla rın ı k a z ıy ın , Y ık a y ıp , sü zg ece
- 200gr. soğan (ince kıyılmış), ç ık a r ın , İç le r in i o y a ra k ç ık a r ın , k a la n d ış k ıs m ın ı d o ğ r a y ın ,
(2 orta boy) 2. T e n c e re y e b ir k a t k a b a k , b ir k at et. d iz in . L im o n s u y u n u g e z d irip ,
- tuz ü z e rle rin i Ö rtecek k a d a r su e k le y in . T e n c e re y i ateşe o tu rtu p , b ir taşım
- taze çekilmiş karabiber k a y n a tın . A teşi k ıs ıp , 30 d a k ik a p işirin .
- 1 çay kş. tarçın
3 . S a rm ısak ları h avan d a b iraz su ile d ö vü p , b u su yu b ir süzgeçten süzün.
- 600gr. kabak.
A teşten a lm a d a n ö n c e iç in e sa rım sak lı su yu v e p e k m ez i k a tıp te n c e re y i
- -j/2adet limon (suyu)
k a rıştırın . N a n e y i se rp in , b irk a ç d a k ik a d ah a p iş ire re k te n c e re y i ateşten
- 5 diş sarımsak
a lın .
- 2 çorba kş. üzüm pekmezi
- 7 çay kş. ku ru nane. 4 . K a b a k k a ly e s in i s a h a n la ra a k ta rın , ü z e rle rin e k u ru n a n e s e rp e re k
se rv is y a p ın .

K a b a k B a s tıs ı
M alzem esi: Yapılışı:
- 200 gr. nohut ( i su bardağı) 1. N o h u tla rı a y ık la y ıp , b ir g ece ö n ce sin d e n so ğ u k suda ıslatarak şişm eye
- 600 gr. kıvırcık koyun eti b ıra k ın , E rte s i sa b a h tuzlu suda n o h u tla r yu m u şa yın ca y a k a d a r h a şla yıp
(küçük kuşbaşı doğranmış) k a b u k la rın ı s o y u n v e b ir k a p ta b e k le tin .
- tuz 2. Etle ri te n cereye k o yu p , ü zerlerin i aşacak k a d a r su için d e ateşe otunu n,
- 600 gr. asma kabağı yu m u şa yın ca ya k ad ar p işirin . T u zu n u katıp ateşten a lııı.
- 150 gr. tereyağı (10 çorba kş.)
3. K a b a k la rın iç le rin i o y a ra k ç ık a rıp , d o ğ ra yın , T a v a d a te re y a ğ ın ı e ritin .
- 200 gr. soğan (halka halka
Y a ğ k ız ın c a so ğ a n la rı ya ğ d a b iraz k ız a rtın .
doğranmış), (2 orla boy)
- 1 adet limonun (suyu ya da 4. H azırlad ığ ın ız m alzem eleri et, kabak, k avrulm uş soğan v e nohut sırasıyla

koruk suyu). b îr te n ce re ye kat kat d ö şeyin , Ü z e rle rin e h aşlan an etin su yu n d an 500 m İ,
(2 su b ard ağ ı ) e k le y in , te n c e r e y i orta ateşe o tu rtu p , 30 d a k ik a p işm e ye
b ıra k ın . P işm e sırasın d a su yu ç o k az alırsa et su yu k atın . T u z u n u k o n tro l
e d in , lim o n su yu n u k o y a ra k b ir taşım k a y n a tıp te n c e re y i ateşten a lın .
5. B a s tıy ı b ir sa h a n a a k ta rıp , s ıc a k o la ra k se rv is y a p ın .

P e y n irli K a b a k
5 k iş i li k

Malzemesi: Y a p ılış ı:
-1 kg. kabak 1. K a b a k la rın b aş v e d ip le rin i k e s e re k a tın . B ıç a k la d ış ın ı k a z ıy ın .
- 250 mi, et suyu (1 su bardağı) Y ık a y ıp , süzgece çık a rın . K a b a k la rı h e r ik i y a n ın d a n y a rıya k a d a r b ö lerek
- 250 gr. beyazpeynir d ilim le y in . (İk i y a n d a n y a rıy a k a d a r k e s ile n d ilim le r, ortası tu ttu ğ u için
- I bağ m aydanoz (ince kıyılmış) b ü tü n d e n a y rılm a y a c a k la rd ır.)
- I bağ dereotu (ince kıyılmış) 2 . E t su yu n u b ir taşım k a y n a tıp , s ıc a k tu tu n . B ir k a p ta b e y a z p e y n iri
-1 5 0 gr. tereyağı (10 çorba kş.) ezip, in ce k ıyılm ış dereotu ve m ayd an oz ile b irlik te kanştınn. H azırlad ığ ın ız
- tuz.
bu h a rc ı h e r ik i y a n d a n d ilim le rin a ra sın a d o ld u ru n .
3. T a va d a te re ya ğ ın ı e ritin . Y a ğ k ız ın c a k a b a k la rı ta vaya ye rle ştirip , biraz
renk a lın caya kad ar k ızaıtın. K ız aran kab akları b ir sahana dizip , ü zerlerin e
s ıc a k et su yu n u g ez d irin . T u z u n u k o n tro l e d in . A te ş e o tu rtu p , su yu n u
ç e k in c e y e k a d a r y a k la ş ık 20 d a k ik a p işirin .
4 . Bu süre sonunda sahanı ateşten alıp, k ab ak ları sıcak o larak servis yap ın.
Y an ard ağ Boranisi
5 k işilik

M alzem esi: Y ap ılışı:


- 200 gr. tereyağı (13 çorba kş.) 1. Tavada tereyağının yarısını eritin. Yağ kızınca soğanları içinde
- 200 gr. soğan (ince kıyılmış) pembeleşinceye kadar kavurun. Kıymayı katıp, karıştırarak kavurmayı
(2 orta boy) 10 dakika daha sürdürün.Tuzunu ve biberini ayarlayıp, tavayı ateşten
-300gr. kıyma alın. Bir yanda sıcak tutun.
- tuz 2. Balkabağının kabuklarını kalınca soyun. Kabakları 1 cm.’lik küpler
- taze çekilmiş karabiber biçiminde doğrayın. Yıkayıp bir süzgece çıkarın. Tencerede tuzlu su
-1 kg. balkabağı kaynatıp kabaklan içine atarak yumuşayıncaya kadar haşlayın. Bir kapta
-250 gr. yoğurt yoğurdu sarmısak ile çırpın.
- 5 diş sarmısak (dövülmüş)
- 1/2 çay kş. kırmızı pulbiber. 3. Haşlanan kabakları süzdürerek sudan alıp, bir sahana yerleştirin.
Üzerine kavrulmuş sıcak kıymayı yayın. Kalan tereyağını kızdırıp, yarısını
kıyma ve kabakların üzerine gezdirin.
4. Hazırladığınız sarımsaklı yoğurdu sahandaki malzemenin üzerine
dökün. Tavadaki yağa kırmızıbiberi katıp, tekrar kızdırın. Biberli yağı
yoğurdun üzerine dökerek servis yapın.

S akızkabağı M usakkası
5 k işilik

Malzem esi: Y ap ılışı:


-300 mi. et suyu (1 j/5 su bardağı) 1. Et suyunu bir taşım kaynatıp sıcak tutun. Kabakların baş ve diplerini
-1 kg. sakızkabağı keserek atın. Bıçakla dışını kazıyın. Yıkayıp, bir süzgece çıkarın. Her
-100 gr. tereyağı (6.5 çorba kş.) birini uzunlamasına dörde bölüp, 1,5 cmlik küpler biçiminde doğrayın.
- 200 gr. soğan (ince kıyılmış),
2. Tavada tereyağını eritin. Yağ kızınca soğanları içinde, pembeleşinceye
(2 orta boy) kadar kavurun. Kıymayı ekleyip kavurarak pişirin. Domatesleri katıp
- 300 gr. kıyma karıştırın,
- 300 gr. domates (kabuklan
soyuhıp, ince doğranmış), 3. Kabakları tencereye koyun, üzerlerine tavadaki harcı boşaltın, sıcak
(3 orta boy) et suyunu gezdirip, ince kıyılmış maydanozları serpin. Tuzunu ve biberini
-1 bağ maydanoz katarak tencereyi ateşe oturtun. Bir taşım kaynattıktan sonra ateşi kısarak
(irice kıyılmış) musakkayı yaklaşık 30 dakika pişirin.
- tuz 4. Musakkayı ateşten alıp sıcak olarak servis yapın.
- taze çekilm iş karabiber.

S a k ız k ab a ğ ın d an Karnıyarık
5 k işilik

M alzem esi: Y ap ılışı:


- 250 mi. et suyu (1 su bardağı) 1. Harcını hazırlamak için tencerede tereyağını eritin. Yağ kızınca fıstıkları
-1 kg. kabak içinde biraz sarartın. Soğanları katıp pembeleşinceye kadar fıstıklarla
- 90 mi. zeytinyağı (6 çorba kş.) birlikte kavurun. Kıymayı ekleyip, 15 dakika daha kavurun. Domatesleri
-100 gr. tereyağı (6,5 çorba kş.) ekleyip karıştırın. Tuzunu ve biberini ayarlayın, tavayı ateşten alın. İnce
H a rcı için : kıyılmış maydanozunu serpip karıştırın.
-100 gr. tereyağı (6,5 çorba kş.) 2. Et suyunu bir taşım kaynatıp sıcak tutun. Kabakların baş ve diplerini
- 50 gr. çanı/ıslığı (j/4 su bardağı) keserek atın. Bıçakla dışını kazıyın. Yıkayıp bir süzgece çıkarın. Üzerlerine
- 200 gr. soğan (ince kıyılmış), boylamasına derin bir çizik atın. Zeytinyağını tavada kızdırın. Kabakları
(2 orta boy) tavaya yerleştirerek biraz yumuşayıncaya kadar kızartın.
- 300 gr. kıyma 3. Kızaran kabakları bir güvece alın. Çizik attığınız yerlerden ortalarını
- 300 gr. domates (kabuklan
harç koymak için aralayın. Hazırladığınız harcı kaşıkla kabakların
soyulup, ince doğranmış),
ortalarına doldurun. Kabakların üzerine sıcak et suyunu gezdirip, güveci
(3 orta boy) ateşe oturtun. Karnıyarığı kısık ateşte 20 dakika pişirin.
- tuz
- taze çekilmiş karabiber 4. Güveci ateşten almadan hemen önce tereyağını bir tavada kızdırıp
- 1 bağ maydanoz (ince kıyılmış). karnıyarıkların üzerine dökün. Ateşten alıp, sıcak olarak servis yapın.
Patlıcan Karnıyarık
5 kişilik
Malzem esi: Y ap ılışı:
- 300 mi el suyu (1 j/5 su bardağı) 1. Harcını hazırlam ak için tencerede tereyağını eritin. Yağ kızınca fıstıkları
-1 kg. kemerpathcam içinde biraz sarartın. Soğanları da katıp, pem beleşinceye kadar fıstıklarla
- 225 mi zeytinyağı (1 su bardağı) birlikte kavurun. K ıym ayı katarak, 10 dakika daha kavurun. Dom atesleri
-100 gr. tereyağı (6,5 çorba kş.). katıp karıştırın. Tuzunu ve b ib erin i ayarlad ıktan sonra tavayı ateşten
Harcı için: alın. İn ce kıyılm ış m aydanozunu serpip karıştırın.
- 100 gr. tereyağı (6,5 çorba kş.) 2. El suyunu bir taşım kaynatıp sıcak tuttın. Patlıcanların sap bölüm ündeki
- 50 gr. çamfıstığı (i/* su bardağı) fazlalıkları kesip, sapını üzerinde bırakın. K abuklarını iki yanından ince
- 200 gr. soğan (ince kıyılmış), b ir şerit biçim inde soyun. Ü zerlerine boylam asına derin bir çizik atın.
(2 orta boy) Z e y tin y a ğ ın ı tavad a k ız d ırın . A la ca lı so yu lm u ş p a tlıc a n la rı tavaya
- 500 gr. kıyma yerleştirerek biraz yum uşayıncaya kadar kızartın.
- 300 gr. domates (kabukları soyulup, 3. Kızaran patlıcanları bir güvece alın. Çizik attığınız yerlerden ortalarını
ince doğranmış), (3 orta boy) harç koym ak için aralayın. H azırlad ığ ın ız harcı b ir kaşıkla ortalarına
- tuz doldurun. Patlıcan ların üzerine sıcak et suyunu gezdirip, güveci ateşe
- taze çekilmiş karabiber oturtun. K arnıyarığı kısık ateşte 20 dakika pişirin.
- 1 bağ maydanoz (ince kıyılmış). 4. G ü veci ateşten alm adan hem en önce tereyağını b ir tavada kızdırıp,
karnıyarıkların üzerine dökün. Ateşten alıp, sıcak olarak servis yapın.

Patlıcan Silkm esi


5 kişilik
Malzem esi: Y ap ılışı:
-1 kg. kemerpatlıcanı 1. Patlıcan ları, sap kısım ların ı keserek tem izleyin . K abuklarını alacalı
- tuz soyun ve 1 cm ’lik k ü p ler biçim inde doğrayın. Ü zerlerine tuz serpip 30
- 150 gr. tereyağı (10 çorba kş.) dakika bekletin.
- 200gr. soğan (ince kıyılmış), 2. Tavada tereyağını eritin. Yağ kızınca soğanları içinde pem beleşinceye
(2 'orta boy) kadar kavurun. K avu rm ayı katıp, k arıştırın . B irk a ç dakika p işirerek
- 300 gr. kavurma ateşten alın.
- 300gr. domates
3. Patlıcan ları yık a y ıp süzdürün, tencerenin dibine yerleştirin. Üzerine
(kabuklan soyulup,
tavadaki soğanlı kavurm ayı boşaltın. Doğranm ış domatesi, tuzu ve biberi
ince doğranmış), (3 orta boy)
koyarak m alzem enin düzeyine gelecek kadar et suyu ekleyin. B ir taşım
- tuz
kaynatıp ateşi kısın ve yaklaşık 30 dakika pişirin.
- \/2çay kş. kırmızı pulbiber.
4. Pişen silkm eyi ateşten alıp, üzerine kırm ızıbiber serperek sıcak olarak
servis yap ın.

Patlıcan P a ç a sı
5 k iş ilik

M alzem esi: Y ap ılışı:


- 1 kg. kemerpathcam 1. Patlıcanları, sap kısım larını keserek tem izleyin , K ab u k ların ı alacalı
- hız soyup halka halka doğrayın. Üzerlerine tuz serperek 30 dakika bekletin,
- 1 3 5 ml. zeytinyağı (9 çorba kş.) Y ık a yıp , b ir süzgece çıkarın.
-15 gr. un (2 çorba kş.) 2. T avad a zeytinyağını k ız d ırın .Y ağ kızınca p atlıcan ları una bu layıp ,
-10 diş sarmısak tavaya yerleştirin. Her ik i yanları altın sansı renk alıncaya kadar patlıcanları
- 45 m i sirke (3 çorba kş.) kızartın. Süzdürerek yağdan alıp b ir sahana dizin.
3. Sarm ısağı havanda tuz ile dövüp, sirken in için e katarak karıştırın.
Sarım saklı sirkeyi sahandaki patlıcanların üzerine gezdirin. K ısık ateşe
oturtup, sosunu çekin ceye kadar yaklaşık 15 dakika pişirin.
4. Sosunu çekince ateşten alıp, sıcak olarak servis yapın.
Şeyhm ilrnuşi
5 k iş ilik

M alzem esi: Y ap ılışı:


-1 kg. kemerpĞthcanı 1. Patlıcanları, sap kısımlarındaki fazlalıkları keserek temizleyin, fakat
- tuz saplarını üzerinde bırakın. Sap yerinden kopartmadan uzunlamasına
-150 gr. tereyağı (10 çorba kş.) dörde bölün. Çekirdek yataklarını keserek temizleyin. Tuzlu suda 30
- 200 gr. soğan (ince kıyılmış), dakika bekletin.
(2 orta boy) 2. Harcını hazırlamak için tavada tereyağını eritin. Yağ kızınca soğanları
- 300 gr. kıyına içinde pembeleşinceye kadar kavurun. Kıymayı katıp, karıştırarak 10
- taze çekilmiş karabiber dakika daha kavurmayı sürdürün. Tuzunu ve biberini ayarlayıp, maydanoz
- 1 bağ maydanoz (ince kıyılmış) ve nanesini koyarak tavayı ateşten alın.
- 1 bağ taze nane (ince kıyılmış) 3. Patlıcanları pişireceğiniz tencerenin dibine maydanoz sapları döşeyin.
- maydanoz sapları
Patlıcanları birer birer önünüze alıp, dörde ayrılmış kollarının arasına
- 500 ml. et suyu (2 su bardağı)
hazırladığınız harçtan koyun. Maydanoz sapları ile bir sap bir de dip
- 250 ml. yoğurt
-10 diş sarımsak (dövülmüş). bölümünden bağlayıp tencereye yerleştirin.
4. Bütün patlıcanları bağlayıp, tencereye yerleştirdikten sonra patlıcanların
düzeyine gelecek kadar et suyunu ekleyin. Tencereyi ateşe oturtup bir
taşım kaynatın. Ateşi kısıp, patlıcanları yaklaşık 30 dakika pişirin.
5. Yoğurdu sarımsak ile çırpın. Pişen patlıcanları ateşten alın. Bir sahana
dizip, üzerine sarımsaklı yoğurdu gezdirerek servis yapın.

K aplum bağa
5 k iş ilik

Malzem esi: Y a p ılışı:


- 1 kg. bostan patlıcanı 1. Patlıcanları, sap kısımlarını keserek temizleyin. Uzunlamasına ikiye
- tuz bölüp, içlerini oyarak çıkarın ve kararmamaları için tuzlayın. İçinden
- 150gr. tereyağı (10 çorba kş.) çıkan parçalan doğrayın.
- 200 gr. soğan (ince kıyılmış), 2. Tavada tereyağını eritin. Yağ kızınca soğanları içinde pembeleşinceye
(2 orta boy) kadar kavurun. Domatesleri, tuzu ve biberi katıp karıştırın. 5 dakika
- 300gr. domates (kabuklan daha pişirip suyu ekleyin. Patlıcan içlerini de katarak bir taşım kaynatın.
soyulup, ince doğranmış), Sos kaynayınca bulguru salın, 15 dakika pişirerek hafif dirice bir pilav
(3 orta boy) hazırlayın.
- taze çekilmiş karabiber
-250 ml. su (1 su bardağı) 3- Fırınınızı 180oCve getirip, ısıtın. Fırın tepsisini yağlayıp, bostan
patlıcanlarını tepsiye dizin. Hazırladığınız bulgurlu pilavı karıştırıp,
-200 gr. pilavlık bulgur
(ayıklanıp, yıkanmış), patlıcanların içini doldurun. Üzerlerine çırpılmış yumurtadan sürün.
Tepsiyi fırına yerleştirip, üzerleri kızanncaya kadar yaklaşık 10 dakika
(1 su bardağı)
- 2 adet yumurta (çııpılmış).
pişirin.
4. Tepsiyi fınndan alıp, patlıcanları bir tabağa çıkararak, sıcak servis yapın.

M edfune
3 k iş ilik

M alzem esi: Y ap ılışı:


- 600 gr. kemerpathcanı 1. Patlıcanları, sap kısımlarını keserek temizleyin. Kabuklarını alacalı
- tuz soyup halka halka doğrayın. Tencerede tuzlu su kaynatıp, patlıcanları
- 500 gr. kıvırcık, koyun eti içine atarak 5 dakika haşlayın.
(iri kuşbaşı doğranmış) 2. Etleri biraz tuz ve soğanlarla kanşünn. Haşlanan patlıcanları süzdürerek
- 200 gr. soğan (ince kıyılmış), sudan alın ve bir tencereye dizin. Üzerlerine etleri yayın. Limon suyunu
(2 orta boy) gezdirip, tenceredeki malzemenin düzeyine gelecek kadar su ekleyin.
-1 adet limon (suyu). Bir taşım kaynatıp, ateşi kısın ve yaklaşık 1 saat pişirin.
3. Pişen patlıcanları ateşten alıp, sıcak olarak servis yapın.
M arm arina
5 k işilik

M alzem esi: Y ap ılışı:


- 1 kg. körpe kuzu ıspanağı 1. Ispanakların köklerini (yapraklarını almadan) kesin. Kökleri bir yıkama
- 200 gr. soğan (ince kıyılmış), kabına koyup, toprağı gidinceye kadar bol soğuk su ile birkaç kez
(2 orta boy) yıkayın. Bir süzgece çıkarın.
- 150gr. tereyağı (10 çorba kş.) 2. Tavaya tereyağını koyup, eritin. Yağ kızınca soğanları içinde
- 300 gr. kıyma pembeleşinceye kadar kavurun. Kıymayı katıp, kıymalar pişinceye kadar
- tuz kavurmayı sürdürün. Tuzunu ve biberini katarak ateşten alın.
- taze çekilmiş karabiber.
3. Ispanak köklerini tencereye koyun. Üzerlerine tavadaki kıymalı harcı
Terbiyesi için :
boşaltın ve bir parmak aşacak kadar da kaynar su ekleyin. Tuzunu
- 3 cıdet yumurta ayarlayıp, tencereyi kısık ateşe oturtun ve ıspanak köklerini yaklaşık 20
-tuz dakika pişirin.
-1 adet limon (suyu)
-1 çay kş. yenibahar. 4. Bu arada bir kapta yumurtaları tuz ve limon suyu ile birlikte çırparak
terbiyesini hazırlayın. Hazırladığınız terbiyeyi yemeğin suyundan katıp
biraz ılındırın, sonra yemeğin içine boşaltın. Yemeği karıştırıp, tencerenin
kapağını kapatarak 10 dakika daha pişirin.
5. Pişen ıspanak köklerini bir tabağa alın, üzerine yenibahar serperek
servis yapın.

Yoğurtlu S em izo tu
5 k işilik

Malzem esi: Y ap ılışı:


-1 kg. semizotu 1. Semizotlarının topraklı kök kısımlarını kesip atın. Toprağı gidinceye
- 200gr. soğan (ince kıyılmış), kadar birkaç kez soğuk su ile yıkayın. Bir süzgece çıkarın.
(2 orta boy) 2. Semizotlarını ve soğanı birlikte tencereye koyup, yağı da ekleyerek
- 200 gr. tereyağı (13 çorba kş.)
ateşe oturtun. Karıştırarak yağ eriyinceye kadar kavurun. Tuzunu ve
- tuz biberini katın. Üzerine suyu da ekleyip, suyu oldukça azalıncaya kadar
- taze çekilmiş karabiber
yaklaşık 25 dakika pişirin. Pişen semizotunu ateşten alıp, bir servis
- 250 nıl, su (1 su bardağı)
tabağına aktarın.
- 250 ml. yoğurt
3. Yoğurdu dövülmüş sarmısak ile çırpın. Semizotunu tabaklara alıp,
- 6 diş sarımsak (dövülmüş).
üzerine sarımsaklı yoğurt gezdirerek servis yapın.

Isp an a k Y em eği
5 k iş ilik

M alzem esi: Y ap ılışı:


-1 kg. ıspanak. 1. Ispanakları, köklerini keserek ayıklayın. Toprağı gidinceye kadar
- 200 gr. soğan (ince kıyılmış), birkaç kez soğuk su ile yıkayın. Bir süzgece çıkarın.
(2 orta boy) 2. Tencerede su kaynatıp ıspanakları içine atın ve 5 dakika haşlayıp,
- 200 gr. tereyağı (13 çorba kş.) suyunu süzdürün. Tenceredeki ıspanaklara soğanları ekleyip, yeniden
- tuz ateşe oturtun. İspanak süzüldükten sonra kalan suyunu da tümüyle
- taze çekilmiş karabiber çekinceye kadar biraz pişirin.
- 250 ml, yoğurt
3. Soğanlı ıspanağa tereyağını ekleyip, eriyinceye kadar karıştırın. Tuzunu
- 6 diş sarımsak, (dövülmüş).
ve biberini de katarak yaklaşık 15 dakika pişirin. Pişen ıspanağı ateşten
alıp, bir servis kabına boşaltın.
4. Yoğurdu dövülmüş sarımsak ile çırpın. İspanağı tabaklara aktarıp,
üzerine sarımsaklı yoğurt gezdirerek servis yapın.
A y şek a d ın F a su ly e
5 k işilik

M alzem esi: Y ap ılışı:


-1 kg. ayşekadın fasulyesi 1. Fasu lyelerin ik i ucunu kesip, varsa yan k ılçık la rın ı alın. Y ık a y ıp bir
-150 gr. tereyağı (10 çorba kş.) süzgece çıkarın. Et suyunu b ir taşım kaynatıp, sıcak tutun.
- 200 gr. soğan (ince kıyılmış), 2. T a va y a te re ya ğ ın ı k o yu p , e ritin . Y a ğ k ız ın c a so ğ an ları için d e
(2 orta boy) pem beleşinceye kadar kavım ın. Kıym ayı katıp, kıym alar tüm üyle pişinceye
- 250gr. kıyma kadar kavurm ayı sürdürün. D om atesleri v e tuzu katarak ateşten alın.
- 200 gr. domates (kabuklan
3. Fasulyeleri bir tencerenin dibine yerleştirin. Üzerlerine tavadaki kıym alı
soyulup, ince doğranmış),
h arcı b o şaltın. E t suyunu g ezd irip , b ir taşım k ayn atın . A teşi kısıp,
(2 orta boy)
tencerenin kapağını kapatarak yaklaşık 45 dakika pişirin. Ateşten alıp
- tuz
tabağa boşaltarak sıcak servis yapın.
- 500 mi. el suyu (2 su bardağı).

Zeytinyağlı Kuru Bakla


5 k iş i lik

M alzem esi: Y ap ılışı:


-1 kg. kuru bakla 1. Ba k la la rı, baş kısım larındaki siyah ın ı keserek tem izleyin, B ir kapta
-150 ml. zeytinyağı yık ayıp , süzdürün.
(2/3 su bardağı) 2. T e n ce re d e z e ytin y a ğ ın ı k ız d ırın . Y a ğ kız ın ca so ğ an ları için d e
- 250 gr. soğan (ince kıyılmış), pem beleşinceye kadar kavurup b aklaları ekleyin. Ten cereye baklaların
(3 orta boy) üzerini aşacak kadar kaynar su koyun. Tuzunu ve biberini katın. K ısık
- tuz ateşe oturtup, için d ekileri yaklaşık 35 dakika pişirin.
- taze çekilmiş karabiber
3. B a k la la r ham ur g ib i iy ic e piştikten sonra te n cereyi ateşten alın.
-1 bağ dereotu (ince kıyılmış).
D ereotunu katıp, karıştırın. Tabaklara aktararak servis yapın.

Not: Aynı tarifi kullanarak zeytinyağlı kum börülce de hazırlayabilirsiniz.

Zeytinyağlı, İç Baklalı E nginar


5 k işilik

M alzem esi: Y ap ılışı:


- 5 adet enginar 1. En g in a rın sap ın ı köke yak ın ye rin d e n kesin. B ir b ıçak la keserek
(fazla yapraklan kesilmiş) yapraklarını tem izleyin. Çanağın iç bölüm ündeki tüyleri kaşıkla sıyırarak
- 1 adet limon alın. Enginarı lim oniayıp, lim onlu suyun içine bırakın. Kestiğiniz sapını
- 250gr. iç bc/J-’r soyup, körpe olan ortasını çık arın ve pırasa gibi halka halka doğrayın.
-500 ml. et suyu (2 su bardağı) Enginarları kaynar suya atıp, bir taşım kaynatarak biraz haşlayın. Sudan
-150 ml. zeytinyağı çıkarıp, süzülm eye bırakın.
(.2/3 su bardağı) 2. İç baklaları soyarak tekrar içlerini çıkarın. E t suyunu bir taşım kaynatıp,
- 200 gr. soğan (ince kıyılmış), sıcak tutun. T avada zeytinyağını kızdırın. Y ağ kızınca soğanları içinde
(2 orta boy) pem beleşinceye kadar kavurun.
- tuz
3. Enginarları tencereye dizip iç baklaları serpiştirin. Tavadaki kavrulm uş
- taze çekilmiş karabiber
soğanı üzerlerine boşaltın. Tuzunu, biberini ve şekerini serpin. Dereotu
- 1 çay kş. tozşeker
dalların ı baklalı enginarların üzerine b ırakın . Sıcak el suyunu ekleyip ,
- 1 bağ dereotu dallan.
tencereyi kısık ateşe oturtun. Y ak laşık 15 dakika p işirip ateşten alın.
4 . E n g in a rla rı, te n c e re n in k a p a ğ ın ı açm ad an so ğ u m aya b ıra k ın .
Soğuduktan sonra b ir tabağa aktararak servis yapın.
Terbiyeli Pırasa
k işilik

M alzem esi: Y a p ılışı:


- 800 gr. pırasa 1. P ırasa la rı y ık a y ıp süzdürün, Y e şil ya p ra k la rın ı k esip atın. Beyaz
- 500 mi et suyu (2 su bardağı) bölüm lerini 5 cm. uzunluğunda doğrayarak tencereye koyun. Et suyunu
-150 gr. tereyağı (10 çorba kş.) b ir taşım kaynatıp, sıcak tutun.
-250gr. soğan (ince kıyılmış), 2. T a va ya te re ya ğ ın ı k o yu p eritin . Yağ k ız ın ca so ğ an ları için d e ,
(3 orta boy) pem beleşinceye kadar kavurun. K ıym ayı katıp, kıym alar iyice pişinceye
- JOOgr. kıyma
kadar kavurm ayı sürdürün. Tuzunu ve bib erin i ekleyerek ateşten alın.
- tuz
- taze çekilmiş karabiber. 3. T en ce re d e k i p ırasaların üzerine tavad aki k ıym a lı h arcı boşaltın.
Ü zerine et suyunu ekleyip , tuzunu kontrol edin. T en cereyi kısık ateşe
Terbiyesi için :
oturtup, yaklaşık 30 dakika pişirin.
- 2 adet yumurta
- tuz 4. T erb iyesin i hazırlam ak için bir kapta yum urtaları tuz ve lim on suyu
ile b irlikte çırpın. H azırlad ığ ın ız terb iyeyi, yem eğin suyundan katarak
- 1/2 adet limon (suyu).
biraz ılın d ırıp yem eğin için e boşaltın. K arıştırıp, kapağını kapatarak 5
dakika daha pişirin.
5. Pişen pırasayı ateşten alın, biraz ılınm aya bırakın. Ilın ın ca tabaklara
aktararak servis yapın.

Not: Bu tarifi kullanarak terbiyeli kereviz ve semizotu da hazırlayabilirsiniz.

Zeytinyağlı Y erelm ası


5 k işilik

M alzem esi: Y ap ılışı:


-1 kg. yerelması 1. Yerelm alarım n kabuklarını soyup, yıkayın . H er birini iki üç parçaya
- 50 gr. kıırtt amavulbiberi bölün. A rnavutbiberlerini doğrayın.
-150 mİ. zeytinyağı (^3 su bardağı) 2. T a va d a z e y tin y a ğ ın ı k ız d ırın . Y a ğ k ız ın c a s o ğ a n la rı iç in d e
- 250 gr. soğan (ince kıyılmış), pem beleşinceye kadar kavurun. Dom ates salçasını, arnavutbiberlerini.
(3 orta boy) tuzu v e ta rç ın ı e k le y ip k a rış tırın . B ir k a y n a tıp , a te şte n a lın .
-1 çorba kş. domates salçası
3* Yerelm alarını tem iz b ir tencereye yerleştirin, Tavadaki harcı boşaltıp,
- tuz
üzerlerini aşacak kadar su ekleyin . T en cereyi ateşe oturtup, bir taşım
-1 çay kş. tarçın
kaynatın. Şekeri serpin. Ateşi kısıp, yaklaşık 15 dakika pişirin.
- 1 çorba kş. tozşeker.
4. Pişen yerelm alarını tabaklara aktarıp, sıcak olarak servis yapın.

K apuska
5 k işilik

Malzem esi: Y ap ılışı:


- 1 kg, beyaz lahana 1. Lahananın dış yapraklarını ayırıp, 01ta bölüm ünü ince ince doğrayın.
-150 gr. tereyağı (10 çorba kş.) Y ık a y ıp , b ir süzgece çıkarın.
- 200 gr. soğan (ince kıyılmış), 2. T a va y a te re yağ ın ı k o yu p , e ritin . Y a ğ k ız ın ca so ğ an ları için d e
(2 oiia boy) pem beleşinceye kadar kavurun. D om atesleri ve bütün arnavutbiberini
-300gr. domates (kabuklan katıp biraz daha kavurun. K ıy m a yı e k le y ip 10 d ak ik a daha pişirin.
soyulup, ince doğranmış). Tuzunu ayarladıktan sonra tavayı ateşten alın,
(3 orta boy)
3. Doğranm ış lahanaları bir tencereye yerleştirin. Tavadaki harcı boşaltıp,
- 50 gr. kuru arnavuthiben
üzerlerini aşacak kadar su ekleyin . T en cereyi ateşe oturtup, bir taşım
- 300 gr. kıyına
kaynatın. Ateşi kısıp, yaklaşık 25 dakika pişirin.
- tuz.
4. Pişen kapuskayı ateşten alın, tabaklara aktararak sıcak olarak servis
yapın.
Zeytinyağlı K urufasulye
5 kişilik
Malzem esi: Y ap ılışı:
- 400gr. kurufasulye (ayıklanmış), 1. K u r u f a s u ly e le r i a k ş a m d a n s u ya koyup, ş iş m e y e b ıra k ın .
(2 su bardağı) Arnavu[biberlerini doğrayın.
- 225 ml. zeytinyağı (1 su bardağı) 2. T e n ce re d e z e ytin y a ğ ın ı k ızd ırın . Y a ğ kızınca soğanları için d e
- 3 5 0 gr. soğan (ince kıyılmış), pem beleşinceye kadar kavurun. Arnavutbiberlerini ekleyip karıştırın.
(4 orta boy) Fasulyeleri, havuçları, patatesleri, dom atesleri ve tuzu katın. Üzerini bir
-250gr. havuç (kazınıp, dilimlenmiş) parm ak aşacak kadar su k o yu p bir taşım kayn atın ve ateşi kısın.
- 2 5 0 gr. patates (1 cm. ’lik küpler
T e n c e re n in k a p a ğ ın ı k apatıp , fa s u ly e le ri ya k la ş ık 1 saat p işirin .
biçiminde doğrarımış)
3. İyice yumuşamış olan fasulyeleri ateşten alın. Bir kaba aktarın ve
- 300gr. domates (kabuklan soyulup,
yanında limon ya da sirke ile servis yapın.
ince doğranmış), (3 orta boy)
- 50 gr. kuru amavutbiberi
-tuz.

Zeytinyağlı P ırasa
5 kişilik
M alzem esi: Yapılışı:
■1 kg. pırasa 1. Pırasaları yıkayıp süzün. Çapraz biçim de doğrayarak bir tencereye
- 2 5 0 gr, soğan (ince kıyılmış), koyun.
(3 orta boy) 2. Ü zerlerine soğanı, zeytinyağını, tuzu, biberi, şekeri ve et suyunu
-150 ml. zeytinyağı (y3 su bardağı) ekleyin. T en ce re yi ateşe oturtup, bir taşım kaynatın. Ateşi kısın ve
-tuz kapağını kapatarak yaklaşık 25 dakika pişirin.
- taze çekilmiş karabiber
3. Pişen pırasaları ateşten alıp, tencerenin kapağını açmadan soğumaya
- 1 çay kş. tozşeker
bırakın. Soğuduktan sonra bir kaba boşaltarak servis yapın.
- 500 ml. et suyu (2 su bardağı).
Not: Zeytinyağlı taze fasulye ve bakla da aynı yöntemle pişirilir. Yalnızca
bakla, üzerine ince kıyılmış dereotu serpilerek servis yapılır.

Pirinçli Pırasa
5 kişilik
M alzem esi: Y apılışı:
- 800 gr. pırasa 1. Pırasaları yıkayıp süzün. Doğrayarak tencereye koyun. Et suyunu bir
- 500 ml et suyu (2 su bardağı) taşını kaynatıp, sıcak tutun.
- 150 gr. tereyağı (10 çorba kş.) 2. T a v a y a tereyağ ın ı k o y u p eritin. Y a ğ kızınca so ğanları içinde
- 250 gr. soğan (ince kıyılmış), pem beleşinceye kadar kavurun. Kıym ayı katıp, kıym alar iyice pişinceye
(3 orta boy) kadar kavurm ayı sürdürün. Tuzunu v e biberini katarak ateşten alın.
- 300 gr. kıyma
3. Tavadaki kıymalı harcı, tenceredeki pırasaların üzerine boşaltın. Pirinci
- tuz
serpiştirin. Üzerine et suyunu ekleyip, tuzunu kontrol edin. Tencereyi
- taze çekilmiş karabiber
kısık ateşe oturtarak, yaklaşık 30 dakika pişirin.
- 75 gr. pirinç (ayıklanıp,
yıkanmışl (ı& su bardağı) 4. Pişen pırasayı ateşten alıp tabaklara aktarın. Üzerine lim on suyunu
- ı/2 adet limon (suyu). gezdirip servis yapın.

Not: B u tarifi kullanarak pirinçli ıspanak, semizotu ve sakızkabağı da


hazırlayabilirsiniz.
A side
5 kişilik
M alzem esi: Yapılışı:
- 500 gr. kuru bamya 1. Kuru bamyaları havanda döverek ufalayın. Kuru kırmızıbiberleri ufak
- 50 gr. kuru amavulbiberi ufak doğrayın.
-150 gr. tereyağı (10 çorba kş.) 2. T e re y a ğ ın ı b ir ten cered e eritin. Y a ğ k ız ın c a so ğ a n la rı iç in d e
- 2 5 0 gr. soğan (ince kıyılmış), pembeleşinceye kadar kavurun. Suyu ekleyip bir taşım kaynatın, bamyalan
(3 orta boy) ve kırmızıbiberleri de tencereye boşaltın. Tuzunu ayarlayın. Kısık ateşte
- 500 ml. su (2 su bardağı) 30 dakika daha pişirerek ateşten alın. Bir kenarda sıcak tutun.
- tuz
3. Ham uru için, bir tencerede suyu, tuzla kaynatın. U nu katın, ham ur
Hamumı için: kokusu gidinceye kadar ezerek karıştırıp, iyice pişirin.
- 125 ml. su (ıfisu bardağı) 4. Hamuru bir tabağa aktarın. Üzerine bamyaları boşaltarak servis yapın.
- tuz
- 250 gr. un (2 su bardağı).

Etli B a m y a
5 kişilik
Malzem esi: Yapılışı:
- 600 gr. kıvırcık koyun eti 1. Etleri tencereye koyun, üzerlerini aşacak ölçüde su ekleyin. Tencereyi
- 500 gr. bamya ateşe oturtup, etle r y u m u ş a y ın c a y a kadar, kefin i a la ra k p işirin .
-150 gr. tereyağı (10 çorba kş.) 2. Bam yaların başlarını huni biçim ind e keserek ayıklayın. A yık lanan
- 250 gr. soğan (ince kıyılmış), bam yaları yıkayıp , bir süzgece çıkarın. T avada tereyağını erilin. Y a ğ
(3 orta boy) kızınca soğanları içinde pem beleşinceye kadar kavurun ve ateşten alın.
- tuz
3. Tem iz bir tencereye bam yayı, eti v e soğanları kat kat dizin. Etin
- 1 adet limon (dilimlenmiş ya da
haşlama suyundan kaldıysa üzerlerine gezdirin. Yo ksa 500 ml. (2 su
koruk salkımı)
bardağı) su e k le y ip tuzunu katın.Tencereyi ateşe oturtup, bir taşım
kaynatın, Ateşi kısarak, yaklaşık 30 dakika pişirin.
4. Limon dilimlerini tenceredeki bamyaların üzerine yerleştirin. 10 dakika
daha pişirip tencereyi ateşten alın. Bam yaları tabaklara aktarın ya da bir
tabağa ters çevirip, sıcak olarak servis yapın.

M antar Izgarası
5 kişilik
Malzem esi: Yapılışı:
- 1 kg. orta boy mantar 1. Izgaranızı (ızgaranız yoksa fırınınızın ızgarasını) yakın. Mantarları
- tuz yıkayıp, üzerlerine tuz serpin. Izgara telinin üzerine dizip yaklaşık 15
- 1 bağ maydanoz dakika mantarlar kızarıncaya kadar ızgara edin.
- 90 ml. zeytinyağı (6 çorba kş.) 2. B ir tabağa m aydanoz dalları döşeyin. Mantarları bu tabağa çıkarın.
- 1 adet limon (suyu). Üzerlerine zeytinyağını ve lim on suyunu gezdirerek servis yapın.
Ş a lg a m v e H avuç Aşı
kişilik
Malzem esi: Yapılışı:
- 600 gr. şalgam 1. Şalgam ve havuçları yıkayıp, kabuklarını soyun. Halka biçim inde ince
- 500 gr. havuç ince dilim leyip bir tencereye boşaltın.
-150 gr. tereyağı ( 1 0 çorba kş.) 2. Tavada tereyağını eritin. Y ağ kızınca soğanları içinde pembeleşinceye
- 200 gr. soğan fince kıyılmış) kadar kavurun. Soğanlar pembeleşince kıymayı, domates salçasını, tuzu
(2 orta boy) ve biberi ekleyip karıştırın. B ir taşım kaynatıp, ateşten alın.
- 300 gr. kıyma
3. T a va d ak i m alzem eyi, tencered eki şalgam ve h avuçların üzerine
- 1 çorba kş. domates salçası
boşaltın. Üzerlerini kapatacak kadar et suyu ekleyip, bir taşım kaynatın.
- tuz
Şekerini atın. Ateşi kısıp, tencerenin kapağını kapatın. Yaklaşık 30 dakika
- taze çekilmiş karabiber
pişirerek ateşten alın.
- 1 çorba kş. tozşeker.
4. Şalgam ve havuç aşını tabaklara aktarın, sıcak olarak servis yapın.

Yoğurtlu Ş alg am Kızartması


5 kişilik
Malzem esi: Yapılışı:
-1 kg. şalgam \. Şa\ş,amV<m yıkayvp, H t tencereye dvzÂn. TJzetVenm aşacak V a d a î Y u 7 . \ u
- tuz su koyarak tencereyi ateşe oturtun. Yaklaşık 15 dakika kaynatıp ateşten
- 225 ml. zeytinyağı alın v e suyunu süzdürün. Şalgamları soğuk sudan geçirip, kabuklarını
(1 su bardağı) soyun ve halka halka dilim leyin.
- 1 5 gr. un (2 çorba kş.)
2. B ir tavada zeytinyağını kızdırın. Şalgam dilim lerini önce una, sonra
- 3 adet yumurta (çıtpıtmış)
da çırpılmış yumurtaya bulayın. Tavaya yerleştirip, her iki yanlarını altın
- 250 ml. yoğurt sarısı renk alıncaya kadar kızartın.
- 1 0 diş sarımsak (dövülmüş)
3. Kızaran şalgamları yağdan süzdürerek alıp, temiz bir tabağa çıkartın.
- i çay kş. kırmızıpulbiber
- 1 bağ taze nane B ir kapta yoğurdu sarmısak ile çırparak kızarmış şalgamların üzerine
dökün. Pıılbiberi ve naneyi serperek sıcak servis yapın.
(ince kıyılmış).

Ş alg am K avurm ası


5 kişilik
Malzem esi: Yapılışı:
- 1 kg. şalgam 1. Şalgamları yıkayıp, bir tencerede üzerlerini aşacak kadar tuzlu su
- 100 gr. tereyağı ( 6,5 çorba kş.) içinde ateşe oturtun. Yaklaşık 15 dakika kaynatıp tencereyi ateşten alın
- 200 gr. soğan (ince kıyılmış), ve suyunu süzdürün. Şalgamları soğuk sudan geçirip kabuklarını soyun
(2 orta boy) ve 1,5 cm .’lîk küpler biçim inde doğrayın.
- 300 gr. domates (kabukları 2. Tavada tereyağını erilin. Yağ kızınca soğanları içinde pembeleşinceye
soyulup, ince doğranmış), kadar kavurun. Şalgamlan da katarak, 5 dakika daha kavurup domatesleri
(3 orta boy)
içine ekleyin.
- 250 ml. su (1 su bardağı)
3. Tavadaki m alzem eye suyu koyarak bir taşım kaynatın, Tuzunu ve
- tuz
biberini ayarlayıp, ateşi kısın ve 15 dakika pişirin. B u süre sonunda
- taze çekilmiş karabiber.
tavayı ateşten alıp, şalgamları tabaklara boşaltarak sıcak servis yapın.
D olm alar, a d la rı d o la y ıs ıy la T ü r k ye m e ğ i o ld u k la rın ı Yem eğin adının ötesine gidecek olursak, burada bugünkü
d ü şü n d ü rü rle r. O y s a , A n a d o lu ’n u n y e r li h a lk la r ın ın ile te m e l b ir a y r ım ın d a h a k u lla n ı la n k ıy m a d a n
m u tfa k la rın d a da d o lm a ta r ifle r in e ra s tla m a k ta y ız . b a ş la d ığ ın ı g ö r m e k te y iz . O s m a n lı k a y n a k la r ın d a
Demek ki, bu yem ek kategorisi çok daha geniş b ir k ü ltü r dolm ada kulla n ıla ca k etin kaymağından söz edilm em ekle
alanına ait o lm a lı. E t n ik k ö k e n le ri ne o lu rs a o ls u n , b irlik te - herhald e k o y u n eti o lm alı- "y a ğ lıc a " o lm a s ı
dolm alar en g ö rk e m li d u ru m la rın ı k u şk u su z , O s m a n lı g e re k tiğ i b e lir t ilir . İ k i n c i fa rk , b ira z ö n c e s ö z ü n ü
dönemi için d e k a z a n m ışla rd ır. e ttiğ im iz , iç i h a rç la d o ld u r u lm u ş seb zen in ç ır p ılm ış
yu m u rta ya b u la n a ra k k ızg ın sadeyağda kızartılm asıdır.
Osm anlı ye m e k k ita p la rın d a k i sın ıfla n d ırm a m antığ ına Bazen de bu işlem , d o lm a la r p iştikten sonra ya p ılır. B u
ııy g u n o la r a k , b u r a d a da h e m e n h e r ç e ş it a n a ara d a p işm e s ıra s ın d a s u y u n d o lm a la r ın iç in e iy ic e
malzemenin b u lu n d u ğ u göze çarpm akta. B a lık dolm ası, iş le ye b ilm e s i iç in b u n la rın b irk a ç y e rin d e n d e lin m e s i
midye dolm ası b a lık ve deniz ü rü n le rin in ;'p iliç do lm ası de s a lık v e r ili r . Ü ç ü n c ü fa rk , d o lm a p i ş i r il ir k e n
küm es h a y v a n la r ın ın ; b u m b a r ve ş ir d e n d o lm a s ı te n c e re n in a ltın a k a m ış y a da k e m ik d ö ş e n m e s id ir.
sakatatın: ö te k ile ri ise seb zelerin ana m alzem e o ld u ğ u B u n la rd a n ilk i, d o lm a la rın te n c e re n in k ız a n tab an ın a
dolm alar. Söz k o n u s u g e le n e ğ in b ir b aşka iz in i de, d o ğ ru d a n o tu rm a s ın ı e n g e lle m e k te , ö te k i ise b u n u n
sadeyağlı ve z e y tin y a ğ lı y e m e k le r in a y rılm a m a s ın d a y a n ı s ıra p işm e s u y u n a et le z z e ti de k a tm a k ta d ır .
görmekteyiz. O ysa günüm üzde, Batı ekisiyle otsa gerek, D ö rd ü n cü fark, pişm e sırasında tencereye su yla b irlik te
y e m e k le r i d a h a ç o k a n a m a lz e m e l e r in e g ö re b ir m ik ta r ekşi e rik ya da k o ru k konulm asıdır. Bugünse,
sın ıflan d ırm a a lış k a n lığ ın ı e d in m iş b u lu n u y o ru z . Bu d o lm a ya p ark en b u n la rın p e k azm a d ik k a t ed ilm ek te.
arada soğuk ve sıcak yem ek ayrım ların d an yola çıkılarak
sadeyağlı ve zeytinyağlı ye m e k le r -hele bu sonuncuları- D o lm a la rın O s m a n lı d ö n em in d e b ire r m u tfa k başyapıtı
neredeyse özellikle ayrı b ir kategori içinde ele alınm akta. o la ra k g ö r ü ld ü k le rin e iy i b ir ö rn e k de "y a la n c ı b a lık
d o lm a sı"d ır. B u ra d a , a d ın ın tersine, b alık k u lla n ılm a z .
Yukarıda, d o lm aların en g elişk in d u ru m la rın a O sm a n lı Y a p ıla n b ir çeşit zeytinyağlı p atlıcan dolm asıdır. P irin ç li
dönem inde u la ş tık la rım ile ri s ü rm ü ş tü k . H a tta daha h a r c ın iç in e k o n a n k a r ış ım , te k b a ş ın a y e m e ğ in
ileri gidilerek, d o lm a la rın o g ü n d e n bu ya n a p e k fazla g ö rk e m in i se rg ilem eye yeter. Melceü’l Tabbahiride bu
bir gelişme g ö ste re m ed ik le ri b ile s ö yle n e b ilir. k a rış ım tuz, b ib er, ta rçın , y e n ib a h a r, k a k u le, fıstık ve
ü z ü m o la ra k s a y ılır. Ü s te lik fıstık ve ü z ü m e k a rş ın ,
Bunun en g üzel ö r n e ğ in i en y a lın e tli d o lm a ta rifi y e m e ğ in ü z e rin e a y r ıc a d ö v ü lm ü ş r e n k li ş e k e r le r
oluşturur. D ö n e m in y e m e k k ita p la r ın d a "m ü le b b e s se rp ilere k süslem e y a p ıld ığ ı da b e lirtilir!
dolma" o la ra k geçen bu y e m e ğ in a slı, b u g ü n k ü e tli
dolmaya çok benzer. T ariflerd e sebze olarak patlıcandan Son b ir ö rn e k olarak, "y a la n cı vişne d o lm ası' n d an söz
söz edilm ekle b irlik te , s a n k i b e n z e r b ü tü n sebzelere e d e lim . B u ra d a , g a s ıro n o m ik a ç ıd a n a lk ış la n a c a k b ir
u yg u la n a b ilir b ir fo r m ü l v a r g ib id ir . N it e k im b azı b u lu ş y a p ıla ra k , d o lm a h a rc ı h a z ırla n ırk e n su y e rin e
kitaplarda bu d o lm a n ın a s m a k a b a ğ ı ve h ıy a r ile de vişne su yu eklenm esi ö nerilir. V iş n e n in ekşim si tadının
yapılabileceği yazılıd ır. D o lm a n ın "k a rış ık " (m ülebb es) d o lm a ya katacağı lezzet, d aha ye m e k y a p ılm a d a n bile
adı, büyük olasılıkla b u rad an g e liyo r olm alı. D aha uzak k o la yc a z ih in le rd e c a n la n d ırıla b ilir.
bir o la s ılık la , b ir b a ş k a ö z e lliğ in e de b a ğ la n a b ilir .
Dolm aların, çiğden y a da p iş tik te n so n ra y u m u rta y a D o la m a la r k o n u s u n u n o k ta la r k e n , b u g ü n O s m a n lı
bulanıp k ızartılm ası o n lara b ir tü r g iy in ik lik sağladığı m u tfa ğ ın d an a lın a c a k ço k d e rsle r o ld u ğ u n u sö yle se k
için, "m ülebbes" sö zcü ğ ü "g iy d irilm iş " a n la m ıy la ela b ir ab a rtm a y a p m ış o lm a y a ca ğ ım ız ı d ü ş ü n m e k te y im .
kullanılmış olab ilir.
5 kişilik
Malzem esi: Yapılışı:
- 700 gr. soğan (ovallerinden.X 1. So ğ a n la rın k a b u k la rın ı so yu n ve yık a yın . D ip le rin d e n 1/2 cm,
(7 orta boy) başlarından biraz daha derin keserek her iki ucunu düzleyin. Tencerede
- 500 gr. kıyma su kaynatıp, soğanları içine atarak iki taşını kaynatın. Süzdürerek sudan
- 20 0 gr. soğan (ince kıyılmış), çıkarıp, bir tabağa yerleştirin. Diplerinden bastırarak soğanların katlarını
(2 orta boy) çıkarın.
- 100 gr. pirinç (ayıklanıp, 2. B ir kapta kıym ayla ince kıyılmış soğanı, pirinci, tuzu ve biberi iyice
yıkanmış). 0/2 su bardağı) karıştırarak dolma içini hazırlayın,
- iliz
3. Soğanların her bir sargısını hazırladığınız dolma içi ile doldurun.
- taze çekilmiş karabiber
Dolmaları tencereye dizin. Soğanların düzeyine kadar su ya da et. suyu
- 45 mi. sirke (3 çorba kş.)
e kleyip ateşe oturtun. B ir taşım kaynatıp tencerenin kapağım kapatın
- '1 çorba kş. bal
ve yaklaşık 30 dakika pişirin.
- 1 çay kş. tarçın.
4. Dolm aları tencereden alıp sahanlara aktarın. B ir kapta sirke ve balı
kanştırıp, dolmanın suyuna katın. İki taşım kaynatarak bu suyu dolmalann
üzerine gezdirin. Ü zerlerine tarçın serpip sıcak olarak servis yapın.

Ş alg am D olm ası


5 kişilik
M alzem esi: Y ap ılışı:
- 1 kg. şalgam 1. Şalgam ları soyup, yıkayın. Sap bölüm lerinden karpuz gibi kapak
- 500 gr. kıyma kesip içlerini oyun.
- 200 gr. soğan (ince kıyılmış), 2. B ir kapta kıymaya ince kıyılmış soğanı, pirinci, tuzu ve biberi ekleyip
(2 orta boy) iyice karıştırarak dolma içini hazırlayın.
- 100 gr. pirinç (ayıklanıp,
3. Şalgamların oltalarını hazırladığınız dolma içi ile doldurun. Kestiğiniz
yıkanmış), (1/2 su bardağı)
k ap akları üzerlerine kapatıp, do lm aları tencereye dizin, Ü zerlerini
- tuz
aşmcaya kadar su ya da et suyu içinde ateşe oturtun. Bir taşım kaynatıp,
- taze çekilmiş karabiber
tencerenin kapağını kapatın ve şalgamlar yumuşayıncaya kadar yaklaşık
- 45 nü. sirke (3 çorba kş.)
30 dakika pişirin.
- 1 çorba kş. bal
- 1 çay kş. tarçın. 4. Dolm aları tencereden alıp, sahanlara aktarın. B ir kapta sirke ve balı
karıştırıp, dolmanın suyuna katın. İki taşım kaynatarak bu suyu dolmaların
üzerine gezdirin. Üzerlerine tarçın serpip sıcak olarak servis yapın.

Yeşil B iber D olm ası


5 k işilik

Malzem esi: Yapılışı:


- 1 kg. dolmalık yeşil biber 1. Yeşil biberlerin saplarının çevresini bıçakla kesin. Biberi sapından
- 500 gr. kıyma tutup, sapı içeriye doğru bastırın v e dışarı çekerek kestiğiniz kapağı
- 200 gr. soğan (ince kıyılmış). çıkarın. Kapaktaki tohumları temizleyip, biberi yıkayın. Bütün biberleri
(2 orta boy) aynı biçim de hazırlayın.
- 100 gr. pirinç (ayıklanıp, yıkanmış), 2. B ir kapta kıym ayla ince kıyılmış soğanı, pirinci, tuzu ve biberi iyice
(j/2 su bardağı) karıştırarak dolma içini hazırlayın.
- tuz
3. Biberleri hazırladığınız dolm a içi ile doldurun. Kestiğiniz kapakları
- taze çekilmiş karabiber.
üzerlerine kapatıp, dolmaları tencereye dizin. Üzerlerini aşmcaya kadar
su koyup ateşe oturtun. Bir taşım kaynatıp, tencerenin kapağını kapatın
ve biberler yum uşayıncaya kadar yaklaşık 35 dakika pişirin.
4. Pişen dolm ayı sahanlara aktarıp, sıcak olarak servis yapın.
Kavun D olm ası
10 k iş i li k

Malzemesi: Yapılışı:
- 1 adet tatlı kavun 2 kg. ’lık 1. K avunu n k ö k tarafından b ir kap ak k esip, ç e k ird e k le rin i boşaltın ve
- 15 0 gr. kuşüzümü (y4 sıt bardağıj çe k ird e k yatağını tem izleyin . K avu nu n içini boşaltın. K u şüzü m lerin i bir
- 100 mi. zeytinyağı (6,5 çorba kş.) tel süzgecin içine koyup, sertçe ovalayarak saplarının ayrılmasını sağlayın.
- 100 gr. badem (başlanıp, Y ık a y ıp sü zd ü rü n v e s o ğ u k su ya k o y a r a k b ira z ş iş m e y e b ıra k ın .
kabuklan soyulmuş) 2. Zeytinyağını tavada kızdırın. Badem v e fıstıkları içinde pem b eleşin ceye
- .100 gr. çamfıstığı (ıfi su bardağı) kadar sürekli kanştırarak kavutun. Soğanı v e kıym ayı ekleyip, kıym a suyunu
- 400 gr. soğan (ince kıyılmış),
verinceye kadar kavurmayı sürdürün. Tuzunu, biberini v e kişnişi, kuşüzümünü
(4 orta boy) d e ekledikten sonra ateşten alın. T ereyağın ı katıp, karıştırın.
- 600 gr. kı yma
3. Fırınınızı 18Ü°C'ye getirip ısıtın. Kavunu tepsiye oturtarak hazırladığınız
- tuz
harcı iç in e d old u ru n . K e stiğ in iz k ap ağı ü z e r in e k ap atıp tep siyi fırına
- taze çekilmiş karabiber
sürün, yaklaşık 35 dakika pişirin.
- 50 gr. tane kişniş (dövülmüş)
- 1 0 0 gr. tereyağı (6,5 çorba kş.) 4. P işen d o lm a y ı bir s e m s tabağına aktarıp, sıcak olarak servis yapın.

B alkabağı D olm ası


10 kişilik
Malzem esi: Yapılışı:
-1 adet balkabağı, (düzgün ve 1. B a lk a b a ğın ın k ab u k ların ı s o y ıın v e y ık a yın . Sap b ö lü m ü n d e n bir
yuvarlak) 3 kg. ’lık kap ak açarak kabağın içini b oşaltıp tuzlayın. T e re y a ğ ın ı eritip b irazını
- tuz için e sürün v e to zşek eri serpin.
-100 gr. tereyağı ( 6, 5 çorba kş.) 2. Zeytinyağını tavada kızdırın. Y a ğ kızınca fıstıkları içinde p em beleşin ceye
- 1 çorba kş. tozşeker kadar sürekli karıştırarak kavurun. P irin ci katıp b ira z karıştırın. Soğanı
- 100 mi zeytinyağı (6,5 çorba kş,) v e k ıym a y ı e k le y ip , kıym a suyunu v e r in c e y e kadar kavurun. T uzun u
- '100 gr. çamfıstığı (j/2m bardağı) v e b ib erin i ayarladıktan sonra ateşten alın.
- 225gr. Jjirinç (ayıklanıp,
3- F ır ın ın ız ı 1 8 0 °C ’y e g e t ir ip ıs ıtın . B a lk a b a ğ ın ı te p s iy e o tu rtu p
yıkanımşl (1 su bardağı)
h a zırla d ığ ın ız harcı iç in e dold u ru n. Ü z e r in e kalan eritilm iş tereyağın ı
- 400 gr. soğan (ince kıyılmış),
sürün. T e p s iy i fırın a y erleştirip , kabak k ızarın caya k adar yak laşık 45
(4 orta boy)
dakika pişirin.
- 750 gr. kıyma
- taze çekilmiş karabiber. 4. P işen k ab ağı fırından alıp, b ir servis tabağına aktararak servis yapın.

Etli Sakızkabağı Dolm ası


5 k iş i li k

Malzem esi: Yapılışı:


- 1 kg. sakızkabağı 1. K abakları y ık a yıp , b ir s ü zg e c e çıkarın. Sap kısım larını k eserek atın.
- 500gr. kıyma İçlerini bir kabak oyacağı ile oyarak boşaltın. Çıkan parçalardan, ağızlarına
- 200 gr. soğan (ince kıyılmış), k apam ak için 2 cm . kalınlığınd a kapaklar kesin.
(2 orta boy) 2. Bir kapta k ıym ayla ince k ıyılm ış soğanı, p irin ci, tuzu v e b ib eri iyice
- 2 2 5 gr. pirinç (ayıklanıp, yıkanmış), karıştırarak dolm a içini hazırlayın. Bıı dolm a içine ince kıyılmış m aydanozu
(1 sıt bardağı) katıp, karıştırın.
- tuz
3. K abakların içlerini h a zırla d ığ ın ız d olm a içi ile dold u rarak te n c e rey e
- taze çekilmiş karabiber
d izin v e ağızların a a y ırd ığ ın ız k apaklan kapatın. T e re y a ğ ın ı bir tavada
- 1/2 bağ maydanoz (ince kıyılmış)
kızdırıp, dolm aların ü zerine gezd irin . D olm aların d ü ze y in e kadar su ya
- 100 gr. tereyağı ( 6.5 çorba kş.)
da et suyu e k le y e re k te n c e ren in k ap ağın ı kapatın. Bir taşım kaynatıp,
ateşi kısın v e d olm aları kısık ateşte yaklaşık 35 dakika pişirin.
4. P işen d olm aları sahanlara aktarıp, sıcak olarak servis yap ın .
T "V ' l'
l o kişilik
M alzem esi: Yapılışı:
- 225 mİ. zeytinyağı ( l su bardağı) 1. 'Pencerede zeytinyağını kızdırın. Yağ kızınca soğanları içinde
- 400 gr. soğan (ince kıyılmış). pembeleşinceye kadar kavurun. Kavrulmuş soğanlara, ayıklanıp yıkanmış
(4 orta boy) pirinci katın. Pirinçleri, rengi matlaşıp hafif sararıncaya kadar kavurmayı
- 225 gr. pirinç (ayıklanıp , sürdürün. Tencereye vişne suyunu ve baharatı ekleyin. Tenceredeki
yıkın m ış), ( l su bardağı) dolm a içini kapağı kapalı olarak kısık ateşte 10 dakika, pirinçler biraz
- 250 mi. vişne suyu ( l su bardağı) yumuşayıncaya kadar pişirin.
- t uz 2. Y a p r a k la n d e s t e le r b iç im in d e ü st ü s te d iz ip , y ık a y ın v e s ü z d ü r ü n .
- taze çekilmiş karabiber B a ş k a b ir t e n c e r e d e su k a y n a tıp , y a p r a k la r ı k a y n a r s u y a atın , b ir k a ç
- i çay kş. tarçın s a n iy e s o n r a s ü z d ü r e r e k s o ğ u k su d o lu b ir k a b a ç ık a rın . T u z la n m ış
- 2 çay kş. kuru nane (s a la m u ra ) y a p ra k k u lla n ıyo rs a n ız ak şa m d a n ya da e n a z 2 saat ö n c e s in d e n
- 500 gr. asma yaprağı,
soğuk suya k o y u p , tu z u n u atm ası için b e k le tin .
fındık yaprağ ı ya da
3- Dolmayı pişireceğiniz tencerenin dibine asma sapları döşeyin. Elinize
ebegü meçi yaprağı
- 200 gr. banı vişne taneleri.
bir yaprak alın. Hazırladığınız dolma içinden kaşıkla bir parça alıp,
1-2 cm. katlama payı bırakarak, yaprağın geniş kısmına ince ve uzun
bir biçiminde yerleştirin. Yaprağın önce bir kenarını sonra öteki kenarını
\m \w ivm e. M \\\;\\\ m . vmtav çamsak u ç ta a
yuvarlayarak ince ince sarın. A vucunuzun içinde hafifçe sıktıktan sonra
t e n c e r e y e y e r le ş tirin . Ö b ü r y a p ra k la r ı d a a y n ı y ö n t e m le sarın .
4. D olm a la rı d iz e rk e n aralarına b o lc a h a m v iş n e tan eleri serpin. T e n c e r e n in
a ğ z ın a k ü ç ü k b ir s a h a n y e r le ş tir ip , s a h a n ın d ü z e y in e g e l e c e k k a d a r su
k o y u n . T e n c e r e n i n k a p a ğ ın ı k a p a t ıp , k ıs ık a t e ş t e s u y u n u t ü m ü y le
ç e k in c e y e k a d a r p işirin .
5. P iş e n d o lm a y ı ılıııın c a y a k a d a r t e n c e r e s in d e b ır a k ıp . ılın d ık ta n s o n ra
s a h a n la ra b o ş a lta ra k s e r v is y a p ın .

Etli Y a p r a k D o lm a s ı
İO kişilik

Malzemesi: Y a p ılış ı:
- 750 gr. taze yaprak 1. Yaprakları desteler biçiminde üst üste dizip, yıkayın ve süzdürün. Bir
- 1 kg. kıyma tencerede sn kaynatıp, yapraklan kaynar suya atın. Birkaç saniye sonra
- J50 gr. soğan (ince kıyılmış), süzdürerek çıkarın. Bir kenarda ılınmaya bırakın. Tuzlanmış (salamura)
(4 orta boy) yaprak kullanıyorsanız akşamdan ya da en az 2 saat öncesinden soğuk
- 225gr. pirinç (ayıklanıp, yıkanmışı suya koyup, tuzunu atması için bekletin.
( 1 su bardağı) 2. Bir kapta kıymayla ince kıyılmış soğanı, pirinci, tuzu, biberi, maydanozu
- tuz ve naneyi iyice karıştırarak dolma içini hazırlayın.
- taze çekilmiş karabiber
3. Elinize bir yaprak alın. Hazırladığınız dolma içinden bir parça koparıp,
- 1/2 bağ maydanoz (ince kıyılmış)
yaprağın geniş kısmına 1-2 cm. katlama payı bırakarak yerleştirin.
-1 çay kş. nane
Yaprağın önce bir kenarını sonra diğer kenarını harcın üzerine kapatın.
- 2 0 0 gr. tereyağı ( 1 3 çorba kş.)
Dolmayı avuç içinden parmak uçlarına doğru yuvarlayarak sarın.
Avucunuzun içinde hafifçe sıktıktan sonra tencereye yerleştirip, diğer
yapraklan da aynı yöntemle sarın.
4. Tavada yağı iyice kızdırın. Dolmaların tamamı sarılıp tencereye
dizildikten sonra kızgın yağı gezdirin. Üzerlerine temiz bir tabak yerleştirip,
tabağı aşacak kadar da su koyun. Tencerenin kapağını kapatıp, bir taşım
kaynatın ve ateşi kısın. Dolma suyun tümünü çekinceye kadar, kısık
ateşte yaklaşık 35 dakika pişirin.
5. Suyunu çekmiş olan dolmayı ateşten alıp, tabağı çıkarın. Dayanabilecek
bir servis kabı alıp, tencerenin ağzına kapatın ve tencereyi ters çevirerek
dolmayı kaba aktarın. Sıcak olarak servis yapın.
T u z s u z P ey n ird en Sakızkabağı D olm ası
rö kişilik
M alzem esi: Yapılışı:
- 1 kg. sakızkabağı 1. Kabaklan yıkayıp, bir süzgece çıkarın. Dışlarını bir bıçak ile kazıyın. Sap
- 600 gr. tuzsuz beyazpeynir kısımlarını keserek atın. İçlerini bir kabak oyacağı ile oyarak boşaltın. Çıkan
(ufalanmış) parçalardan ağızlarına kapamak İçin 2 cm. kalınlığında kapaklar kesin.
- 1 bağ maydanoz 2. M a yd a n o z u n b irazını süslem e için ayırın. B ir kapta ufalanm ış
(ince kıyılmış) beyazpeynir ile ince kıyılmış maydanozu karıştırın. Hazırladığınız dolma
- 45 mi. zeytinyağı içi ile k abaklan doldurarak tencereye dizin ve ağızlarına ayırdığınız
(3 çorba k§.) kapakları kapatın.
3. Zeytinyağını tavada kızdırıp, dolm aların üzerine gezdirin. Üzerlerini
kapatacak kadar su ya da et suyu ekleyerek tencerenin kapağını kapatın
ve dolmaları kısık ateşte yaklaşık 30 dakika pişirin.
4. Pişen dolmaları sahanlara aktarıp, üzerlerine ayırdığınız maydanozu
serperek servis yapın.

B am y a D olm ası
5 kişilik
M alzem esi: Yapılışı:
- 1 kg. iri bamya 1. B am yaların başlarını kesin ve küçük bir b ıçak ile içlerini oyarak
- 150 mİ. zeytinyağı boşaltın. Y ıkayıp bir süzgece çıkarın,
(2/5 su bardağı) 2. T encerede zeytinyağını kızdırın. Yağ kızınca soğan ve domatesleri
- 3 OOgr. soğan (ince kıyılmış), birlikte birkaç dakika kavurun. P irin ci katıp, biraz daha kavurm ayı
(3 orta boy) sürdürün. Suyunu, tuzunu ve biberini ekleyip karıştırın ve bu harcı
- 200 gr. domates (kabukları pirinçler suyunu çekinceye kadar pişirin.
soyulup, ince doğranmış), 3. Hazırladığınız harcı bamyaların içine doldurun. Bam yaların kestiğiniz
(2 orta boy)
başlarını da ters olarak bir kapak gibi kapatın. BÖylece bütün bamyaları
- 12 0 gr. pirinç (ayıklanıp.
hazırlayıp, bir güvece sıra sıra dizin. Üzerlerine temiz bir tabak yerleştirin.
yıkanmış), (j/2 $u bardağı)
Ba m yala rın d ü zeyine g elecek kadar k ayn ar su e kleyip , tencerenin
- tuz
kapağını kapatın. T en cereyi kısık ateşe oturtarak 30 dakika pişirin.
- taze çekilmiş karabiber.
4. Ilınınca sahanlara aktarıp, servis yapın.

M ülcbbes Dolm a
S kişilik
M alzem esi: Yapılışı:
- '] kg. kemerpatlıcant 1. Patlıcanların sap kısımlarım kesip atın. İçlerini oyarak çıkarın. Çıkan
-tuz parçalardan ağızlarına kapam ak için 2 cm, kalınlığında kapaklar kesin.
- 500 gr. kıyma Patlıcanları ve kapaklarım tuzlu suya koyup, acısını atması için 15-20
- 200 gr. soğan (ince kıyılmış), dakika bırakın. Y ıka yıp sıkarak bir süzgece çıkarın.
(2 orta boy) 2. Bir kapta kıym ayla ince kıyılm ış soğanı, biberi, tuzu ve karabiberi
- taze çekilmiş karabiber iyice karıştırarak dolma içini hazırlayın.
- 500 mi zeytinyağı
3. Hazırladığınız dolma içini oyulmuş patlıcanlara doldurun. Kestiğiniz
(2 2‘"9su bardağı)
kapakları dolm aların ağızlarına kapatın. Tavada zeytinyağını kızdırın.
- 3 adet yumurta (çırpılmış)
Patlıcanları çırpılmış yumurtaya bulayıp kızgın yağa yerleştirerek iyice
- 1 kg. kuzu kemiği
kızartın.
- 2 çorba kş. nar ekşisi.
4. Tencerenin dibine eti sıyrılmış kemikleri yerleştirin. Kızaran patlıcan
d olm alarını birkaç ye rin d e n bıçağın u cu yla delip, tencereye dizin.
Üzerlerini örtecek kadar su koyup, biraz da konik suyıı ya da nar ekşisi
ekleyin. Tencerenin kapağını kapatıp, kısık ateşte, dolma suyun çoğunu
çekinceye kadar yaklaşık 35 dakika pişirin. Pişen dolm aları süzdürerek
suyundan alıp sahanlara aktarın.
5. Kalan çırpılm ış yum urtaları dolm aların suyuna katıp, karıştırın. Bir
taşım kaynatıp, bu terbiyeyi sahandaki dolm aların üzerine gezdirerek
servis yapın.
Zeytinyağlı Patlıcan D olm ası
5 k iş i li k

Malzem esi: Y ap ılışı:


-1 kg. kemerpatlıcam 1. Patlıca n la rın sap larını kesip atın. İç le rin i o yarak çıkarın. Ç ıkan
- tuz parçalardan ağızlarına kapam ak için 2 cm. kalınlığında kapaklar kesin.
- 50gr kuşüzümü (j/4 su bardağı) Patlıcanları ve kapaklarını, tuzlu suya koyup acısını atması İçin 15-20
- 225 gr. zeytinyağı (1 su bardağı) dakika bırakın. Y ık a y ıp sıkarak bir süzgece çıkarın. Kuşüzüm lerini bir
- 50 gr. çamfısUğı (ıfî su bardağı) tel süzgecin içine koyup, sertçe ovalayarak saplarının ayrılmasını sağlayın.
- 500 gr. soğan (ince kıyılmış), Yıka yıp , süzdürün ve soğuk suda biraz şişmeye bırakın.
(5 orta boy) 2. T encerede zeytinyağını kızdırın. Yağ kızınca fıstıkları içinde altın
- 225gr. pirinç (ayıklanıp, sarısı renk alıncaya kadar kızartın. Soğanı katıp, fıstıklarla birlikçe,
yıkanmış), (1 su bardağı) pembeleşinceye kadar kavurun. Kavrulmuş soğanlara ayıklanıp yıkanmış
- taze çek?ilmiş karabiber pirinci ekleyin. Pirinçlerin rengi matlaşıp, hafif sararıncaya kadar kavurmayı
- 1 çay kş. ta rçın
sürdürün. Karışıma, önce suyu süzdürülmüş kuşüzüm lerini, ardından
- 1 çay kş. kuru nane
da ı/ 2 su barclagı su ile baharatı ekleyin. Tenceredeki dolma içini kapağı
- 1 bağ maydanoz (ince kıyılmış). kapalı olarak kısık ateşte pirinçler biraz yumuşayıncaya kadar 10 dakika
pişirin. M aydanozu serpip karıştırın.
3. Hazırladığınız dolma içini oyulmuş patlıcanlara doldurun. Tepelerinden
kestiğiniz parçaları dolmaların ağızlarına kapatın. Patlıcanları tencereye
dizin. Üzerlerine temiz bir tabak kapatıp, dolmaların düzeyine kadar sn
koyun, Tencerenin kapağını kapatıp, kısık ateşte dolma suyunu tümüyle
çekinceye kadar, yaklaşık 30 dakika pişirin.
4. Pişen dolmaları ılınıncaya kadar tenceresinde bırakıp, ılındıktan sonra
bir servis kabına dizerek soğuk servis yapın.

Zeytinyağlı L a h an a D olm ası


10 kişilik
Malzem esi: Y ap ılışı:
-1 adet dolmalık, 1. Lahananın ne iç ne dış, yalnızca orta yapraklarını ayırın. Tencerede
beyaz lahana, 1,5 kg. ’hk su kaynatıp, yapraklan kaynar suya atın. Birkaç saniye sonra süzdürerek
- 100 gr. kuşüzümü (j/2 $u bardağı) soğuk su dolu bir kaba çıkarın. Kuşüzüm lerini bir tel süzgecin içine
- 225 m l zeytinyağı koyup, sertçe ovalayarak saplarının ayrılmasını sağlayın, Yıkayıp süzdürün
(1 su ba rdağı) ve soğuk suya koyarak biraz şişmeye bırakın.
-100 gr çamfısUğı 2. Başka bir tencerede zeytinyağını kızdırın. Yağ kızınca fıstıkları içinde
(j/2 su bardağı) altın sarısı renk alıncaya kadar kızartın. Soğanı katıp, fıstıklarla birlikte,
- 400gr. soğan (ince kıyılmış), pembeleşinceye kadar kavurun, Kavrulmuş soğanlara ayıklanıp yıkanmış
(4 orta boy) pirinci ekleyin. Pirinçlerin rengi matlaşıp, hafif sararıncaya kadar kavurmayı
- 225gr. pirinç (ayıklanıp, sürdürün. Kuşüzüm lerini de süzdürüp, karışıma katın. ı/ 2 su bardağı
yıkanmış), (1 su bardağı) su ile baharatı ekleyip, tenceredeki dolm a içini kapağı kapalı olarak
- tuz kısık ateşte 10 dakika, p irinçler biraz yum u şayıncaya kadar pişirin.
- taze çekilm iş karabiber Maydanozu serpip, karıştırın.
- 1 çay kş.tarçın
- 2 çay kş. kunt nane 3- Yap rakların ortasına hazırladığınız dolm a içinden yeterli miktarda
koyup, dolmaları orta pannak kalınlığında, yaprak dolmasında anlatılan
- 1 bağ maydanoz
biçim de sararak tencereye dizin.
(ince kıyılmış)
- 1 adet limon (suyu). 4. Dolmaların tamamı sarılıp tencereye dizildikten sonra üzerlerine temiz
bir tabak yerleştirip, tabağı aşacak kadar da su koyun. T en cercn in
kapağını kapatıp, kısık ateşte dolm a suyun çoğunu çekinceye kadar,
yaklaşık 30 dakika pişirin, Pişen dolmaları ılınıncaya kadar tenceresinde
bırakıp, ılındıktan sonra bir servis kabına sıra sıra dizin. Her bir sıranın
ü zerin e biraz tarçın se rp ip lim o n su yu g ez d ire re k servis yap ın.
Domates ve Yeşil Domates (Frenk Patlıcanı) Dolması
5 kişilik
M a lz e m e si: Y a p ılış ı;
- 1 kg. domates y a da 1. Domateslerin diplerinden, İçlerini oymak için birer kapak
yeşil dom ates (fren k patlıcanı) kesin, fakat kapağı gövdeden ayırmayın. Buradan çekirdeklerini
- 5 0 0 gr. kıyma. temizleyip, etli iç bölümünü boşaltın.
- 2 0 0 gr, soğan (ince kıyılmış) 2. Domateslerin içlerini ince ince doğrayın. Bir kapta kıymayla
( 2 orta boy)
ince kıyılmış soğanı, pirinci, tuzu, biberi ve domateslerin içini
- 1 0 0 gr. p irin ç (ayıklanıp, iyice karıştırarak dolma içini hazırlayın.
yıkanm ış), (j/2 su bardağı)
- tu z 3- Hazırladığınız dolma içini domateslere doldurun. Dolmaları
- taze çekilmiş karabiber.
tencereye dizip kestiğiniz kapaklan kapatın, (.'zerlerini aşacak
kadar su ya da et suyu ekleyip, tencerenin kapağını örtün.
Dolm aları kısık ateşte, suyunun yarısını çekinceye kadar,
yaklaşık 20 dakika pişirin.
4. Pişen dolmayı sahanlara aktarıp, sıcak olarak servis yapın.

Etli P a tlıc a n D o lm a sı
5 k işilik
M a lz e m e si: Y a p ılış ı:
-1 kg. kemerpa Ilıcanı 1. Patlıcanların sap kısımlarını kesin. İçlerini oyarak çıkartın.
- tu z Çıkan parçalardan ağızlarına kapamak için 2 cm. kalınlığında
- 5 0 0 gr. kıym a kapaklar kesin. Patlıcanları ve kapaklarını tuzlu suya atıp,
- 2 0 0 gr. soğan (ince kıyılmış), acısını atması için 15-20 dakika bırakın. Yıkayıp, sıkarak bir
( 2 ona boy) süzgece çıkarın.
- 1 0 0 gr. pirin ç (ayıklanıp,
2. Bir kapta kıym ayla ince kıyılm ış soğanı, pirinci, tuzu ve
yıka n m ış), (j /2 su bardağı) biberi iyice karıştırarak dolma içini hazırlayın,
- taze çekilmiş karabiber
- 1 0 0 gr. tereyağı ( 6 ,5 çorba kş.)
3. Hazırladığınız dolma içini oyulmuş patlıcanlara doldurun.
Tepelerinden kestiğiniz parçaları dolmaların ağızlarına kapatın.
Patlıcanları tencereye dizin. Bir tavada yağı iyice kızdırın.
Kızgın yağı dolmaların üzerine gezdirin. Dolmaların düzeyine
kadar su ya da et suyu ekleyerek tencerenin kapağını kapatın.
Bir taşım kaynatıp ateşi kısın. Dolma suyun çoğunu çekinceye
kadar, kısık ateşte yaklaşık 35 dakika pişirin. Pişen dolmaları
bir servis kabına aktarıp sıcak olarak servis yapın.

Etli E n g in a r D o lm a sı
5 k işilik
M a lz e m e si: Y a p ılış ı:
- 5 adet iri enginar (tem izlenm iş) 1. Enginarları soyup, hafifçe yumuşayıncaya kadar haşlayın.
- 500 gr. kıym a Sapına doğru çanağın içini oyup, çıkarılan bu parçaları ince
- 2 0 0 gr. soğan (ince kıyılmış), ince kıyın.
( 2 o rta boy)
2. Bir kapta kıymayla ince kıyılmış soğanı, pirinci, tuzu, biberi
- 10 0 gr. p irin ç (ayıklanıp,
ve enginar parçac ıklarını iyice karıştırarak dolma içini hazırlayın.
yıkanm ış), (ı /2 su bardağı)
- tu z 3. Tereyağını tavada kızdırın. Hazırladığınız dolma içini enginar
- taze çekilmiş karabiber çanaklarına bölüştürün. Enginarları tencereye yerleştirin. Kızgın
- 1 0 0 gr, tereyağı ( 6 ,5 çorba kş.) tereyağını ve suyu ekleyin. Üzerlerine temiz bir tabak yerleştirin.
- 125 mİ. su ( ı/2 su bardağı). Tencerenin kapağını kapatıp, dolma suyun yarısını çekinceye
kadar, kısık ateşte yaklaşık 30 dakika pişirin. Pişen dolmaları
bir servis kabına aktarıp sıcak olarak servis yapın.
K uzu D o lm a sı
20 k işilik
M alzem esi: Y ap ılışı:
-1 adet kuzu 12 kg. ’lık 1. Temizlenmiş kuzuyu büyük bir tencereye yerleştirip üzerini su ile
- 150gr. kuşüzümü (y4 su bardağı) kaplayın ve ateşe oturtun. Eti kemiğinden kolayca ayrılacak duruma
- 250 gr. tereyağı (16 çorba kş.) gelinceye kadar pişirip, ateşten alın.
- 1 5 0 gr. çamfıstığı
2. Kuşüzümlerini bir tel süzgecin içine koyup, sertçe ovalayarak saplarının
(y-i su bardağı) ayrılmasını sağlayın. Yıkayıp süzdürün ve soğuk suda biraz şişmeye bırakın.
- 3 0 0 gr. soğan (ince kıyılmış),
(3 orta boy)
3. Yağın 1 çorba kaşığını tavada eritin. Yağ kızınca fıstıkları içinde altın
- 2 adet kuzu ciğeri sarısı renk alıncaya kadar kızartın. Soğanları ve ciğerleri katıp, fıstıklarla
(yıkanıp, ince doğranmış) birlikte soğanlar pembeleşinceye kadar kavurun. Kuzunun pişme suyundan
- tuz 1 lt.’sini (4 su bardağı), kuşüzümlerini, tuzu ve biberi tencereye ekleyin.
- taze çekilmiş karabiber Bir taşım kaynadıktan sonra, ayıklanıp yıkanmış pirinci katıp, karıştırın.
- 450 gr. pirinç (ayıklanıp, Ateşi kısıp, kapağını kapatarak suyunu çekinceye kadar pilavı pişirin.
yıkanmış), (2 su bardağı) 4. Hazırladığınız pilavı bir tahta kaşık ile kanştınp, kuzunun kamına doldurun.
- 2 adet soğan (rendelenip, İğne iplik alıp, doldurduğunuz karın kısmını dikkatlice dikerek kapatın.
tülben tten geçirilerek 5. Geniş bir tavada kalan yağı kızdırın. Kuzunun üzerine soğan suyunu
suyu sıkılmış). sürün ve kuzuyu tavaya yerleştirip, her yanı nar gibi oluncaya kadar kızartın.
Kızaran kuzuyu bir tepsiye çıkanp, üzerine kızartma yağından ve haşlama
suyundan gezdirin. Kısık ateşte 5 dakika pişirerek servis yapın.

B u m b a r v e Ş ird e n
3 k işilik
Malzemesi: Y ap ılışı:
- 1 ,5 kg. bumbar ve şirden 1. Bumbar ve şirdenin bir anahtar halkası yardımı ile içini dışına çevirin.
- tuz Bıçakla kazıyarak iyice yıkayın. Bolca tuzlayıp bir gece bekletin. Ertesi
-1 adet kuzu akciğeri gün bol su içinde, köpüğü kesilinceye kadar çırpa çırpa yeniden yıkayıp
- 300 gr. soğan (ince kıyılmış), bir süzgece çıkarın.
(3 orta boy) 2. Akciğeri doğrama tahtasına koyarak soğan ile birlikte ince ince kıyıp
- 120 gr. pirinç (ayıklanıp, bir kaba aktann. Pirinci, tuzu, biberi ve tarçını katıp, biraz su ile yoğurarak
yıkanmış), (j/2 su bardağı) sulu bir harç hazırlayın.
- taze çekilmiş karabiber
3. Temizlenmiş bumbarın bir yanını yağlayın ve bu harcı doldurun. Ağız
- 1 çay kş. tarçın
- 300 gr. tereyağı (19,5 çorba kş.) tarafını da yağlayıp, her yerini iğne ile delin.
- 3 adet yumurta (çırpılmış). 4. Büyük bir tencereye su koyup, bir taşım kaynatın. Bumbarı kaynayan
suyun içine atarak yaklaşık 2 saat pişirin. Süzdürerek sudan alıp, spiral
biçiminde bir tepsiye yerleştirin. Tereyağının yarısını kızdırın. Tepsiyi ocağa
oturtup, üzerine kızgın yağı gezdirin ve bumban iyice kızartın. Ateşten alıp,
soğumaya bırakın.
5. Soğuyan bumban 2 cm.’lik parçalara bölüp, çırpılmış yumurtaya bulayın.
Kalan yağı tepside kızdırın. Yumurtaya buladığınız bumbar parçalarını
içine yerleştirip altın sarısı renk alıncaya kadar kızartarak servis yapın.
U s k u m ru D o lm a sı
IO kişilik

M alzem esi: Y a p ılışı:


- 10 adet uskumru (iri boy) 1. Eğer balıklar taze ise en az 7-8 saat bekleterek etlerinin gevşemesini
- 10 0 gr, kuşüzümü (ı /2 su bardağı) sağlayın. Uskumruların üzeri temizlendikten sonra balığın boğazından
- 225 m i zeytinyağı ucu çengelli bir şiş sokarak kuyruğuna kadar uzatın ve »eri çekin. Sonra
(1 su ba rdağı) balığı iki avucunuzun arasına alıp, masaj yapar gibi ovuşturularak etlerini
- 1 0 0 gr. çamfıstığı gevşetin. Baş kısmını aşağı tutup bu işlemi sürdürerek balığın alacasını
( 1/2 su bardağı) ağzından akıtın ve orta kılçığının çıtırdayarak kırıldığını hissedin.
- 3 0 0 gr. soğan fince kıyılmış). 2. Ovalama İşlemini sürdürerek kılçıkların parçalanması hissedildikten
(3 orta boy) sonra şişi gene içeri sokup dışarı çekerek balığın içini lüle lıile boşaltın
- 225gr. pirinç (ayıklanıl>. ve yalnızca tıılum durumunda bırakın. Boşalan etlerin aralarındaki
yıkanmış), (1 su bardağı) kılçıkları temizleyin. Bütiin balıkları aynı biçimde hazırlayın.
- tuz
3. Kuşüzümlerini bir tel süzgecin içine koyup, sertçe ovalayarak saplarının
- taze çekilmiş karabiber
ayrılmasını sağlayın. Yıkayıp süzdürün ve soğuk suya koyarak biraz
- j/2 çay kş. tarçın
şişmeye bırakın.
- j/2 çorba kş. kakule
(içi çıkarılıp dövülmüş) 4. tencerede zeytinyağının yarısını kızdırın. Yağ kızınca fıstıkları içinde
- 1/2 çay kş, toz karanfil altın sarısı renk alıncaya kadar kızartın. Soğanı katıp, fıstıklarla birlikte,
- 125 gr. un (1 su bardağı). pembeleşinceye kadar kavurun. Kavrulmuş soğana, ayıklanıp yıkanmış
pirinci ekleyin. Pirinçlerin rengi matlaşıp, hafif saranncaya kadar kavurmayı
sürdürün. Suyu süzdürülmüş kuşüzümlerini. balık etlerini. ( \/2su bardağı)
suyu ve baharatı ekleyin. Tenceredeki dolma içini kapağı kapalı olarak
kısık ateşte pirinçler yumuşayıncaya kadar 15 dakika pişirin.
5. Hazırladığınız dolma içini balık tulumlarına doldurun, iğne iplik alıp,
doldurduğunuz yeri dikkatlice dikerek kapatın.
6. Bir tavada kalan zeytinyağını kızdırın. Uskumru dolmalarını una
bulayıp tavaya yerleştirerek kızgın yağda altın sarısı renk alıncaya kadar
kızartın. Kızaran balıkları süzdürerek yağdan alıp, üzerine havlu kâğıt
serilmiş bir tabağa çıkarın. Ilındıktan sonra servis yapın.

Balık D o lm a sı
10 kişilik

M alzem esi: Y ap ılışı:


- 2 kg. mercanbalığı 1. Balıkların karnını az miktarda yararak solungaçlarım ve iç organlarını
- 100 gr. kuşüzümü ( r/2 sn bardağı) dışarı çekin. Bu yarıktan bıçağı içeri sokup, orta kılçığına paralel giderek
- 1 50 mi. zeytinyağı bu boşluğu genişletin. Balıkları birkaç kez soğuk su ile yıkayıp, bir
( 1 0 çorba kş.) siizgüce çıkarın.
- 10 0 gr. çamfıstığı 2. Kuşüzümlerini bir tel süzgecin içine koyup, sertçe ovalayarak saplarının
(ı/2 su bardağı) ayrılmasını sağlayın. Yıkayıp süzdürün ve soğuk suya koyarak biraz
- 300 gr. soğan (ince kıyılmış),
şişmeye bırakın,
(3 orta boy)
3. Tencerede zeytinyağını kızdırın, içinde fıstıkları altın sarısı renk alıncaya
-225 gr. pirinç (ayıklanıp,
kadar kızartın. Soğanı katıp, fıstıklarla birlikte, pembeleşinceye kadar
yıkanmış). (1 su bardağı)
kavurun. Ayıklanıp yıkanmış pirinci, kavrulmuş soğana katın. Pirinçlerin
- tuz rengi matlaşıp, hafif saranncaya kadar kavurmayı sürdürün. Tencereye
- taze çekilmiş karabiber.
suyunu süzdürdüğünüz kuşüzümlerini, ardından da baharatı ekleyin.
ı/2 su bardağı suni katarak bir taşım kaynatın. Dolma içini kapağı kapalı
olarak kısık ateşte 15 dakika pirinçler biraz yumuşayıncaya kadar pişirin.
4. Hazırladığınız dolma içini yardığınız boşluktan balıklann içine doldurun.
İğne iplik alıp, doldurduğunuz bölümü dikkatlice dikerek kapatın.
5- Fırınınızı 180°Cye getirip, ısıtın. Balıkları, her yanını zeytinyağı ile
iyice yağlayıp bir fırın tepsisine dizin. Tepsiye balıkların yansına gelecek
kadar tuzlu su koyun, Tepsiyi fırına sürüp üzeri kızarıncaya kadar
balıkları pişirin. Üzerleri kızarınca öteki yüzünü çevirip, yeniden fırına
sürün. Balıkların her iki yüzü de kızarınca fırından alıp, sıcak olarak
servis yapın.
ıı^ m ı*

B a tılıla r’ın g a r n it ü r n i y e t i n e b i r k a ç t a r if le g e ç iş t ir d iğ i k ü l t ü r l e r i n ö r n e k le r i n in a s la d ış l a n m a d ığ ın ı ö z e llik le


pilavlar, b iz im m u t fa ğ ım ız d a d a im a ç o k ö n e m li b i r y e r b e li r t m i ş t ik . P i l a v l a r k o n u s u n d a b u n u n ö r n e k l e r i n i
tutm uş, h a tta b a ş lıb a ş m a b i r k a t e g o r i o lu ş t u r m u ş t u r . Ö z b e k v e a c e m p i l a v l a r ı n d a g ö r m e k t e y iz . Û z b e k le r ,
Önce, so n z a m a n la rd a y a y g ın la ş a n re s to ra n a lış k a n lığ ın a T ü r k le r ’in b ir k o lu o la r a k b u d ö n e m d e d e m u t fa k la r ıy la
değinerek b ir y a n lış ı d ü z e lt e lim . P i l a v ı n e n sa d e b iç im i a r a m ız d a y a ş a m a y ı s ü r d ü r m ü ş b i r e t n ik g ru p . O n la r ı n
bile asla b ir g a r n it ü r d e ğ ild ir . P i l a v b iz d e b a ş lı b a ş ın a O s m a n lı d ö n e m in d e k i T ü r k m u t f a ğ ın a k a t k ıs ın ı e n iy i
bir y e m e k tir! se rg ile y e n ö r n e k le rin b a ş ın d a ise "Ö z b e k p ila v ı" g elm e k te.

D o ğ ru s u n u s ö y l e m e k g e r e k i r s e , s a d e p i l a v b i r a z " A c e m p i l a v ı " n a g e l i n c e , b u d a O s m a n l ı l a r ’ı n b i r
Ç in lile r in p ir in c in i h a t ır la t ır . B u d a h a ç o k B a t ı i m p a r a t o r l u k d u r u m u n a g e l m e l e r i n d e n b a ş la y a r a k
dünyasm d a İn g iliz c e s i " s t a p le f o o d 1' d iy e g e ç e n , k a r m b ö lg e d e k i e n e s k i s a r a y m u t f a ğ ı g e le n e k le r in d e n b ir i
d o y u ru cu y e m e k le r d e n b i r i d ir . A n c a k T ü r k o la n İr a n k a y n a k lı m u tfa ğ a g ö s te rd ik le ri ilg iy i b e lirtm e s i
g e le n e ğ in d e k i f a r k , Ç i n g e le n e ğ i n d e k i g ib i p i l a v ı n a ç ıs ın d a n k a y d a d e ğ e r.
mutlaka e k m e ğ i d ış la m a m a s ıd ır . E k m e k v e p ila v p e k â lâ
bir arada t ü k e t ile b ilir v e b u d u r u m d a p i la v e lb e tte ç o k G e le n e k s e l T ü r k m u t fa ğ ın d a p ila v la r b ö lü m ü n ü
daha d o y u ru c u b i r y e m e ğ e d ö n ü ş ü r . z e n g in le ş tir e n e n ö n e m li öğ e, p i la v ın iç in e k a t ıla n d iğ e r
m a lz e m e le r in ç e ş it l ili ğ i v e ç o k lu ğ u . B u n l a r b a z e n b i r
Bir de hem en b e lirte lim k i, T ü r k le r b e lk i b ir p ir in ç ye m e ğ i ç e ş it et, b a z e n b ir b a lık y a da d e n iz ü r ü n ü , b a z e n d e b ir
olarak p ila vı Ç in ’d e n a lm ış la r d ır a m a b u k o n u d a o k a d a r s e b z e y a d a b a k liy a t o la b ilm e k te .
çok pişirm e te k n iğ i g e liş tirm iş v e o k a d a r d e ğ iş ik v e ç o k
sayıda ta rif g e liş t ir m iş le r d ir k i, a r t ık p ila v b ir ç o k y e rd e B u g ü n a d ı g e ç e n k a t e g o r ile r d e n b iz e e n u z a k k a la n ı,
klasik T ü rk m u tfa ğ ın ın e n ö n e m li özel y e m e k le r in d e n b iri h i ç k u ş k u s u z b a l ı k v e d e n iz ü r ü n l e r i y l e h a z ır la n a n
olarak ta r tış m a s ız b i r b i ç i m d e k a b u l g ö r m e k t e d ir . p i l a v l a r . B u n l a r d a n e n ilg i ç e k ic i s i, a r t ı k u n u t u l m u ş
Bu b ö lü m d e g ir iş yem eği o la r a k "s a d e p ila v " ı o la n " lü f e r p i l a v ı " d ı r . B u r a d a b a l ığ ı n p a r ç a la n m a m ış
bulacaksınız. B u y e m e ğ in t a r i f in i n y ü z y ı l l a r b o y u n c a o lu ş u , e s k i b ir T ü r k g e le n e ğ i o l a r a k h em en göze
ana ç iz g ile riyle h e m e n h iç d e ğ iş m e m iş o lm a s ı ş a ş ır t ıc ı ç a r p m a k t a . T ü r k le r , b u g ü n b ile b a l ık la r ı b ü t ü n o la r a k
sayılmaz. A n c a k , h e r n e k a d a r e s k i t a r ifle r d e ö lç ü p e k p i ş i r i p s o f r a y a g e t i r m e k t e le r . B ö y l e c e , b a l ı ğ ı n h e m
verilm e m e kte yse d e , k a y n a k k it a p l a r d a n a n la ş ıla n , o ta z e liğ in in h e m de k ö k e n in in a ç ık ç a g ö rü lm e s i y o lu n d a k i
dönemlerde te r e y a ğ ın ın p ila v d a c ö m e r t ç e k u lla n ıld ığ ı. is te k k a r ş ıla n m ış o lm a k ta . B i r d e İü fe r p ila v ın d a , b a lığ ın
Buna k a rş ılık b ir de "y a ğ s ız p ila v " t a r if i v a r . p iş m e sü re si b o y u n c a p ila v la b ir lik t e liğ i ilg in ç b ir a y r ın t ı
o la r a k k a r ş ım ız a ç ık ıy o r . B u d a b i r b a ş k a T ü r k m u tfa ğ ı
"Susuz p ila v" ise d ö n e m in a ş ç ıla r ın ın y a r a ttığ ı v e b u g ü n ö z e lliğ i o la n , d e ğ iş ik ta tla rın p iş m e b o y u n c a b ir lik te liğ in i
de ilg in ç liğ in i k o r u y a n b i r t a r i f o la r a k h e m e n d i k k a t i s a ğ la y a r a k b i r t ü r ta t h a r m a n ı o lu ş t u r m a g e le n e ğ in e
çekm ekte. H e r n e kadar yem ek "su su z " o la r a k b a ğ la n a b i lir . B u y e m e k s a y e s in d e , d e m l e n d i r m e n i n
anılmaktaysa d a b u r a d a b i r t ü r te n c e r e iç in d e b u h a r la p i l a v l a r ı n le z z e t in d e k i ö n e m in e d e a tıft a b u lu n u lm u ş
pişirme te k n iğ in in k u l l a n ı l m ı ş o ld u ğ u n u b e lir t m e m iz o lm a k ta .
gerekir.
M i d y e , b u g ü n b i le p i l a v ı z e v k le y e n e n e n d e r d e n iz
Buna k arşılık "s ü tlü p i l a v " , s u y u n y e r in e T ü r k l e r ’in h iç ü r ü n le r in d e n b ir i. B u g ü n k ü m id y e p i la v ın ın k ö k e n i n i
de yabancı o lm a d ığ ı b ir h a y v a n s a l y a n ü r ü n o la n s ü lü n g ö rd ü ğ ü m ü z "m id y e s a lm a s ı" ta r ifin i b u n e d e n le p ila v la r
kullanımıyla d ik k a t le r i ü z e r in d e to p la m a k ta . B u n u n da b ö l ü m ü m ü z e k o y d u k . T a r a k is e , m i d y e n i n a k s in e ,
pilav literatürüne c id d i b i r k a t k ı o ld u ğ u n u s ö y le m e liy iz . b u g ü n k ü m u t f a ğ ım ız ın y e m e k t a r if le r in d e a r t ık h iç y e r
a lm a y a n b ir y iy e c e k . O y s a , a y n ı d e n iz ü r ü n ü n ü n O s m a n lı
Kitabın b a ş ın d a k i g ir i ş y a z ı s ın d a , O s m a n l ı m u t f a k d ö n e m in d e ö z e llik le S a ra y ın v e k o n a k la n n m u tfa k la n n d a
geleneğinde h em e sk i T ü r k g e le n e k le r in in h e m de d iğ e r y e r b u ld u ğ u n u e ld e k i k a y n a k l a r d a n b ilm e k t e y iz .
-4 Topkapı Sarayı m u tfa ğ ın d a
y e m e k k a z a n la r ı.

Bugün her sosyal y ılla r ın d a o tm u ş. B u n a


sınıftan insanın k a r ş ı l ı k , O s m a n l ı ’n m
beğenerek y e d iğ i p ila v y e n iy e o la n a ç ık lığ ı v e
çeşitlerinin b a ş ın d a e tli b e n im s e m e y o lu n d a k i
o la n la r ın g e ld iğ in i ö n y a r g ıs ız lığ m a iy i b ir
rahatça s ö y le y e b ilir iz . ö r n e ğ i de b u s e b z e y e
B u n la r ın a t a la r ın a da g ö s t e r ile n ilg id e
Osmanlı geleneği iç in d e g ö r e b ilir iz . D o m a te s
sık ra s tla m a k ta y ız . B ı ı k ıs a z a m a n d a T ü r k
b ö lü m d ek i ta rifle r iç in d e " k u z u iç i p ila v " , söz k o n u s u m u tfa ğ ın ın te m e l k a te g o r ile r in d e n b ir i o la n p ila v la r a
kateg orinin b e lk i d e en iy i ö r n e ğ in i o lu ş tu r m a k ta . B u g ir m iş v e ü n l ü d o m a t e s li p i la v la r o r t a y a ç ık m ış t ır .
kategoriye inat, b ö lü m e b ir de "etsiz p ila v " tarifi k o y d u k
ki, m e r a k lıs ın ın g öz a tm a d a n g e ç m e s i a sla m ü m k ü n S e b z e le rd e n de m ü te v a z ı y iy e c e k le r in p ila v a tat k a tm a k
değil. A y n c a , b u g ü n a rtık n e re d e yse h iç y a p ılm a y a n "baş iç i n k u lla n ı l d ı ğ ı n a t a n ık o la r a k " y u m u r t a l ı p i l a v ı "
pilavı" da sak atat eti ile p ila v ın b u lu ş tu r u ld u ğ u le z z e tli g ö s t e r e b i l i r i z . B u , Ç i n m u t f a ğ ı n d a d a ö r n e ğ in e
örneklerd en b ir in i o lu ş tu rm a k ta . r a s tla d ığ ım ız b i r p ila v ç e ş id id ir v e o d ö n e m le r d e n e
k a d a r y a y g ın o ld u ğ u n u n e y a z ık k i b ilm e m e k t e y iz .
Daha m ü te va z ı p ila v ç e ş itle ri a ra s ın d a b a k liy a tlı o la n la r
gelir. B u g ü n b ile n o h u t lu p ila v e p e y ra ğ b e tte o la n b ir P i r i n ç g ib i k a r b o n h id r a t lı b ir y iy e c e ğ in b a ş k a u n lu
çeşit sayılır. Ö te y a n d a n , p ila v la r ın a y r ı o la ra k p iş irilm iş m a d d e le rle z e n g in le ş tir ilm e s i ise ü z e rin d e u z u n te o rik
k u r u f a s u ly e ile l e z z e t l e n d i r i l m e s i d e g ü n ü m ü z ta r tış m a la r y a p ıla b ile c e k b ir o lg u . A n c a k , b ir y a n d a n
m u tfa ğ ın d a k i y e r i n i k o r u m a k t a . B a k l i y a t l ı p i la v la r u z m a n la r ta rtış a d u rs u n , T ü r k le r b u a la n d a d a e s k id e n
arasında, O s m a n lı m u tfa ğ ın d a y e r ala n , "b ö rü lc e li p ila v " b e ri p r a tik b ir y a r a t ıc ılık s e rg ile m e k te n g e ri k a lm a m ış .
ise g ü n ü m ü z d e p e k b ilin m e m e k t e d ir . " Ş e h r i y d i p ila v " v e "k u s k u s p i l a v ı " n ı b u a la n d a k i en
i y i ö r n e k le r o la r a k b u b ö lü m e e k le d ik .
Taze se b z e le r ile le z z e t k a t ıla n p i la v ç e ş it le r i t e o r ik
olarak ç o k s a da,‘ T ü r k l e r ö te d e n b e r i m u t f a k la r ın d a S o n o la r a k , p i la v d e n in c e n e d e n s e a k la il k i n p ir in ç
kendisine se ç k in b ir y e r ta n ıd ık la r ı p a tlıc a n ı b u a la n d a y e m e k le r i g e lm e k te y s e d e , T ü r k l e r b u ğ d a y d a n elde,
da o n u r la n d ır m a k ta n g e ri d u r m a m ış la r d ır . N it e k im e d ilen bazı y iy e c e k tü rle riy le d e ğ işik p ila v la r da y a p m a y ı
"p a tlıca n lı p i la v " , k e n d i a la n ın d a n e re d e y s e eşsiz b ir b a ş a rm ış b u lu n u y o r la r . D ö v m e ile. b u lg u r d a n y a p ıla n
örnek o la ra k b u g ü n b ile g öze ç a rp a r. P ila v la r ile ilg ili p ila v la rın ta rifle rin i de b u z e n g in liğ i gösterm esi a ç ısın d a n
bölüm de, b u y e m e ğ in e s k iy e d a y a n a n b ir y o r u m u n u bu b ö lü m iç in d e ele a lm a y ı u y g u n g ö rd ü k .
bulacaksınız.
P ila v la r h e r ne k a d a r b u k ita p ta b ir b ö lü m o la ra k a y rıc a
B ir başka v e ç o k y a y g ın s e b z e li p i la v ö r n e ğ i is e , ele a lın m ış la rs a da, b u , p ila v ç e ş it le r in in T ü r k m u tfa k
"dom atesli p i la v " d ır . D o m a te s in A m e r ik a k ö k e n li b ir g e le n e ğ in d e k i z e n g in liğ in i o r ta y a k o y m a k t a y e te rs iz
yiyecek o lm a s ı, b iz e ç o k g e ç u la ş m a s ın a y o l a ç m ış . k a lır. A s lın d a p ila v la r , T ü r k m u tfa ğ ın d a ü z e rin e a p a y rı
T ü r k l e r ’ in d o m a t e s le t a n ış m a s ı n e r e d e y s e v e m u h te ş e m b ir k ita p y a z ıla c a k k a d a r z e n g in d ir.
İm p ara to rlu ğ u n g e rile m e d ö n e m i o la r a k a d la n d ır ıla n

■d R nbırrjl/ır
Susuz Pilav
5 k iş ilik

M alzem esi: Y ap ılışı:


- 3 7 5 gr.baldopirinci 1. Pirinci ayıklayın. Soğuk su ile üç ,su yıkayarak, bulanık, nişastalı .suyunu
( 1 y3 su bardağı) dökün. Yıka m a suyu berraklaşınca pirinci bir süzgece çıkarıp süzdürün.
- 500 gr. kuzu eti 2. Birbirinin içine oturabilecek iki tencere seçin. Bü yü k olanına iki parmak
(küçük kuşbaşı doğranmış) k adar su koyun. P ila v ı pişireceğiniz k ü çü k tencerenin dibine kuzu etini
- 200 gr. tereyağı yerleştirin. Üzerine yıkanıp süzülmüş pirinçleri dökiip, düzleyin. B ir tavada
( 1 3 çorba kş.) tereyağını kızdırın. Y a ğ kızınca pirinçlerin üzerine boşaltın. Sakızı, tuzu
- 1/2 çay kş. sakız ve tarçını ekleyin. K ü çü k tencereyi bü yü k tencerenin içine koyup, büyük
(az tuz ile dövülerek ufalanmış) tencerenin kapağını kapatın.
- tuz
3. B ir kapta unu yeteri kadar suyla karıştırarak tencerenin ağzını kapamaya
- j/3 çay kş. tarçın.
yetecek kadar hamur yapın. Hu hamuru kapağın tencereye oturan bölümünün
H am uru için : çevresine sıvayın. Hamurun üzerine de kâğıt yapıştırın ki buhar hiç dışan sızmasın.
-125 gr. un (1 su bardağı) 4. T e n c e re y i çok k ısık ateşe oturtup p ila v ı y a k la ş ık 1 saat 45 d a k ik a
- su. pişirin. E ğ e r fırın d a p işirece k se n iz fırın ın ızı 1 8 0 °C y e g etirip ısıtın ve
ten cereyi fırına sürerek ya k la şık 1,5 saat pişirin.
5. T e n ce re yi ateşten alıp b irk a ç dakika d inlenm eye bırakın. H a m u ru n u
k ırarak p ila v ı sıcak servis yap ın .

S a d e P ilav
5 kişilik

M alzem esi: Y a p ılışı:


- 500 gr. baldo pirinci 1. Pirinci ayıklayın. Soğuk su ile üç sıı yıkayarak, bulanık, nişastalı suyunu
(2 2 ® su bardağı) dökün. Y ık a m a suyu berraklaşınca pirinci bir süzgece çıkarıp süzdürün.
- 7 it. su (4 su bardağı)
2. T en ce re d e suyu kaynatın. Su kayn ayın ca süzülm üş pirinci içine salıp,
- tuz tuzunu katın. B ir karıştırıp, ateşi kısın. K a p a ğ ın ı k a p am ad an , pirin çler
- 180 gr. tereyağı su yu n u ç e k in ce ye k ad ar pişirin.
( 1 2 çorba kş. )
3. Tavada tereyağını eritin. Y a ğ kızınca pişmiş pirinçlerin üzerine boşaltıp
tencerenin k a p a ğ ın ı kapatın. K ıs ık ateşte 15 d a k ik a daha pişirip, p ila v ı
ateşten alın.
4. P işe n p ila v ı tahta bir k aşık la p irin çle ri e z m e m e ye ö ze n göstererek
karıştırıp, sahanlara boşaltarak servis yap ın.

Y a ğ sız Pilav
5 kişilik

M alzem esi: Y ap ılışı:


-1 adet tavuk (temizlenmiş). 1. Tem izlenm iş tavuğu yık a yıp süzdürün ve bir tencereye koyun. Ü zerini
1 kg. ’lık aşacak kadar su ile doldurup, tavuğu etleri kem iklerinden ayrılır duruma
- 3 75 gr. baldo pirinci gelinceye kadar yaklaşık 45 dakika haşlayın. Haşlanm ış tavuğu ve suyunu
(1 2/3 su bardağı) b ir süzgeçten tem iz bir te n cereye boşaltın. T a v u ğ u n etle rin i süzgece
- j/2 çay kş. sakız iy ic e bastırarak bütün su yu n u n akm asını sağlayın.
(az tuz ile dövülerek ufalanmış) 2. P irin c i ayıklayın. Soğuk su ile üç su y ık a y ıp bu lanık, nişastalı suyunu
- tuz dökün. Y ık a m a su yu berraklaşınca pirinci bir süzgece çıkarıp süzdürün.
- j/3 çay kş. tarçın.
3. T a v u k su yu n u n 750 m l.’sini (3 su b a rd a ğ ın ı) te n c e re ye k o y u p , bir
taşım k a y n a tın . Su k a y n a y ın c a sü zülm üş p irin ci için e salıp, tuzunu,
sakızını ve tarçınını katın. B ir karıştırıp, ateşi kısın. K apağ ını kapam adan,
p irin çler su yunu çek in ce ye k ad ar pişirin.
4. P iş e n p ila v ı tahta bir kaşıkla p irin çle ri e zm em e ye ö ze n göstererek
karıştırıp, sahanlara boşaltarak servis yap ın.
Bulgur Pilavı
5 kişilik

M alzem esi: Y ap ılışı:


- 250 gr. kestane (çizilmiş) 1. K a b u k la rın ın k o la y soyulm ası için çizilm iş kestaneleri biraz k a y n a r
- 50 gr. kuşüzümü (j/^sıı bardağı) suda haşlayın ya da kızgın yağa atıp yarık la rı açılın ca ya k a d a r kızartın
- 1 it. et suyu (4 su bardağı) ve sü zd ürerek çık arın . K a b u k la rın ı v e iç zarlarını so ya ra k tem izleyin,
- 400gr. bulgur (ayıklanıp, irile rin i ik iy e y a da üçe b ö lü n , K u ş ü z ü m le rin i b ir tel sü zgecin için e
yıkanmış). (2 su bardağı) koyup, sertçe ovalayarak saplarının ayrılmasını sağlayın. Y ık a y ıp süzdürün
- 200 gr. soğan v e soğuk suya k o y u p biraz şişm eye bırakın.
(ince kıyılmış) (2 orta boy) 2. E ı suyunu tencerede bir taşım kaynatın. K aynayınca bulguru v e soğanı
- tuz ekleyin. Kuşüzüm ünü, kestaneleri ve tuzunu katın. Ateşi kısın v e bulgur
- 150 gr. tereyağı (10 çorba kş.)
suyunu çekip yum uşayıncaya kadar yaklaşık 15 dakika pişirin.
- 1 çay kş. tarçın.
3. B ir tavada te re ya ğ ın ı eritin. Y a ğ k ızınca b u lg u ru n üzerine bo şaltıp
k ısık ateşte 5 d a k ik a daha pişirin v e ateşten alın.
4. Pişen p ila vı tahta bir kaşıkla ezm em eye özen göstererek karıştırın.
Sahanlara boşaltıp, üzerine tarçını serpin ve yanında yoğuıt ile servis yapın.

D ö v m e y a d a B u lg u r Pilavı
5 kişilik

M alzem esi: Y ap ılışı:


-İt. et suyu (4 su bardağı) 1. Et s u y u n u te n c e re y e k o y u p et p a rça la rın ı iç in e a tın v e bir taşım
- 3 0 0 gr. haşlanmış kuzu eti kaynatın. Y u m u şa m ış etleri çık a rıp b ir tabağa k o ya ra k didin. B u lg u ru
(eli(filmiş) ya da d ö v m e y i d idilm iş e tle rle b irlik te te n c e re d e k i et s u yu n a katın.
- 300 gr. bulgur ya ela dövme Tuzunu ayarlayın. B u lg u r ya da d ö vm eyi, suyunu çek ip yum u şayıncaya
(ayıklanıp, yıkanmış). kadar yak laşık 15 dakika pişirin.
(I //2 su ba rdağı) 2. T a vad a tereyağını eritin. Y ağ kızınca tenceredeki m alzem enin üzerine
- tuz gezdirin. K ısık ateşte 10 dak ik a daha p işirin v e ateşten alın,
-150gr. tereyağı (10 çorba kş.)
3. P işe n p ila v ı tahta bir kaşıkla ez m em e ye özen göstererek karıştırıp,
sahanlara boşaltarak servis yapın.

E tsiz P ilav
5 k iş ilik

M alzem esi: Y ap ılışı:


-450 gr. baldo pirinç 1. Pirinci ayıklayın. Soğu k su ile üç su yıkayıp , bulanık, nişastalı suyunu
(2 su bardağı) dökün. Y ık a m a suyu berraklaşınca pirinci bir süzgece çıkarıp süzdürün.
- 200 gr. soğan (ince kıyılmış), 2. So ğanları tuz v e ço k az su ile birlikte, so ğ an ın suyu iyice çık ın caya
(2 orta boy) kadar ovun. Soğan iyice su lanınca tel süzgece boşaltarak su yunu temiz
- tuz bir te n c e re y e süzün. S o ğ a n s u yu n u , ü z e rin e su yu da e k le y ip ateşe
-1 U. su (4 su bardağ ı) oturtun v e b ir taşım k aynatın. Su k a y n a y ın c a süzülm üş p irin c i için e
-1 5 0 gr. tereyağı (1 0 çorba kş.) salıp, tuzunu kontrol edin. B ir karıştırıp, ateşi kısın. Kapağını kapam adan,
p irin çler suyunu çek in ce ye k adar pişirin.
3. Tavada tereyağını eritin. Y ağ kızınca pişmiş pirinçlerin üzerine boşaltıp
ten ceren in k apağını kapatın. Kısık ateşte 10 d a k ik a daha pişirip, pilavı
ateşten alın.
4. P iş e n p ila v ı tahta b ir kaşıkla p irin çleri e zm em e ye özen göstererek
karıştırıp, sahanlara boşaltarak servis yap ın.
Patlıcanlı Pilav
k iş ilik

M alzem esi: Yapılışı:


- 450 gr. baldo pirinci 1. Pirinci ayıklayın. Soğuk su ile üç su yıkayıp bulanık, nişastalı suyunu
(2 su bardağı) dökün. Yıkama sııyıı berraklaşınca pirinci bir süzgece çıkarıp süzdürün.
- 350gr. kemerpathcanı Patlıcanların saplarını kesin, kabuklarını alacalı soyun ve 2 cm.'lik küpler
-150 gr. zeytinyağı biçiminde doğrayın. Kaynar tuzlu suya atıp, 3 dakika haşlayın. Süzdürerek
(2/3 su bardağı) sudan çıkarın.
- 200 gr. soğan (ince kıyılmış), 2. Bir tencerede zeytinyağını kızdırın. Yağ kızınca soğanları içinde
(2 orta boy) esmerleşinceye kadar kavurun. Süzülmüş patlıcanları ekleyerek biraz
- 1 it. su (4 su bardağı)
daha kavurup, suyu, tuzu, biberi, safranı ve sakızı katın.
- tuz
- taze çekilmiş karabiber
3- Su kaynayınca pirinçleri de salıp, bir karıştırın ve ateşi kısın. Kapağını
- 7/? çay kş. safran
kapatıp pirinçler suyunu çekinceye kadar yaklaşık 10 dakika pişirin ve
- 1/3 çay k§. sakız (az tuz ile pilavı ateşten alın.
dövülerek ufala n mış) . 4. Pişen pilavı 10 dakika dinlenmeye bırakın. Tahta bir kaşıkla pirinçleri
ezmemeye özen göstererek karıştırıp, sahanlara boşaltarak servis yapın.

D om atesli Pilav (1)


5 kişilik
Malzem esi: Yapılışı:
- 450 gr. baldo pirinci 1. Pirinci ayıklayın. Soğuk su ile üç su yıkayıp bulanık, nişastalı suyunu
(2 su bardağı) dökün. Yıkama suyu berraklaşınca pirinci bir süzgece çıkarıp süzdürün.
- 400 gr. domates (4 orta boy) 2. Domatesleri kaynar suya birkaç saniye batırıp çıkarın, kabuklarını
-1 it. et suyu (4 su bardağı) soyup ikiye bölün ve sıkarak çekirdeklerini ayıklayın. İnce ince doğrayın.
- tuz Tencerede et suyunu bir taşım kaynatıp doğranmış domatesleri içine
-150 gr. tereyağı (10 çorba kş.) atın ve iki taşım kaynatın. Tuzunu ayarlayın. Domatesli et suyu kaynayınca
- taze çekilmiş karabiber.
pirinci salın ve ateşi kısın. Kapağını kapatıp pirinçler suyunu çekinceye
kadar yaklaşık 15 dakika pişirin.
3. Bir tavada tereyağını eritin. Yağ kızınca pişmiş pirinçlerin üzerine
boşaltıp tencerenin kapağını kapatın. Kısık ateşte 10 dakika daha pişirip,
pilavı ateşten alın.
4. Pişen pilavı 10 dakika dinlenmeye bırakın. Tahta biı kaşıkla, pirinçleri
ezmemeye özen göstererek pilavı karıştırın. Tabaklara boşaltıp üzerine
karabiber serperek servis yapın.

D om atesli Pilav (2)


Malzem esi: Yapılışı:
- 450 gr. baldo pirinci 1. Pirinci ayıklayın. Soğuk su ile üç su yıkayıp bulanık, nişastalı suyunu
(2 su bardağı) dökün. Yıkama suyu berraklaşınca pirinci bir süzgece çıkarıp süzdürün.
- 150 gr. tereyağı Domatesleri birkaç saniye kaynar suya batırıp çıkarın, kabuklarını soyup
(10 çorba kş.) ince bir süzgeçten ezerek (ya da robottan) geçirin.
- 200 gr. soğan (ince kıyılmış), 2. Tencerede 3 çorba kaşığı tereyağını eritin. Yağ kızınca soğanları içinde
(2 orta boy)
pembeleşinceye kadar kavurun. Üzerine domatesleri ve ct suyunu
- 300 gr. domates (3 otla boy) ekleyerek bir taşım kaynatın. Tuzunu ayarlayın, domatesli et suyu
- 1 it. et suyu (4 su bardağı) kaynayınca pirinci salın ve ateşi kısın. Kapağını kapatıp, pirinçler suyunu
- tuz çekinceye kadar yaklaşık 15 dakika pişirin.
- taze çekilmiş karabiber.
3. Kalan tereyağını tavada eritin. Yağ kızınca pişmiş pirinçlerin üzerine
boşaltıp tencerenin kapağını kapatın. Kısık ateşte 10 dakika daha pişirip,
pilavı ateşten alın.
4. Pişen pilavı 10 dakika dinlenmeye bırakın. Tahta bir kaşıkla, pirinçleri
ezmemeye özen göstererek kanştııın. Tabaklara boşaltıp üzerine karabiber
serperek servis yapın.
Luhum Pilavı
5 kişilik
M alzem esi: Y ap ılışı:
- 1 ,5 il. el suyu (6 su bardağı) 1. F.t suyunu bir taşım kaynatıp, sıcak tutun. Biı yoğurma kabına sodayı,
- 250 mi. soda (1 su bardağı) 3 çorba kaşığı tereyağını, yumurtaları ve tuzu koyup çırpın. İçine unu
-150 gr. tereyağı (10 çorba kş.) katarak yoğurup yumuşak bir hamur hazırlayın. Hazırladığınız hamuru
- 2 adet yumurta ceviz büyüklüğünde topaklara ayırıp, yuvarlayın.
- tuz 2. Her bir topağı tek tek önünüze alın, unlayıp oklava ile incecik açın
- 250 gr. un (2 su bardağı) ve kebap şişi genişliğinde şeritlere ayırın. Bu şeritleri de ı/2 cm.’lik
- 2 0 0 gr. soğan f ince kıyılmış), kareler biçiminde kesip bir kalbur üzerine serin. Luhumlan kullanılıncaya
(2 orta boy) kadar burada biraz kurutun.
- 300 gr, domates (kabuklan
3. Bir tencerede tuzlu su kaynatıp, luhumları içine atın. Kevgir ile
soyulup, ince doğranmış),
karıştırarak birkaç taşım kaynatın ve suyunu süzdürerek ateşten alın.
(3 orta boy)
- 5 0 0 gr. kavrulmuş kıyma 4. Süzülmüş luhumlan bir sahana boşaltın. Sahanı kısık ateşe oturtup,
- taze çekilmiş karabiber. luhumlann üzerine kaynar et suyunu gezdirin, suyunu çekmeye bırakın.
5. Bu arada tavada kalan tereyağını eritin. Yağ kızınca soğanları ekleyip
pembeleşinceye kadar kavurun. Kavrulmuş soğanlara domatesi de katıp
karıştırın. Kıymayı da katarak tuzunu ve biberini ayarlayın. Pişen
luhumlann üzerine bu sosu gezdirerek servis yapın.

A c e m Pilavı
k iş ilik

M alzem esi: Y ap ılışı:


- 450 gr. baldo pirinci 1. Pirinci ayıklayın. Soğuk su ile üç su yıkayıp, bulanık, nişastalı suyunu
(2 su bardağı) dökün. Yıkama suyu berraklaşınca pirinci bir süzgece çıkarıp süzdürün.
- 50 gr. kuşüzümü (ı/4 su bardağı) Kuşüzümlerini bir tel süzgecin içine koyup, sertçe ovalayarak saplarının
- 200 gr. tereyağı (13 çorba kş.) ayrılmasını sağlayın. Yıkayıp, süzdürün ve soğuk suya koyarak biraz
- 500 gr. kıvırcık koyun eti şişmeye bırakın.
(bütün bırakılmış ya da 2. Tencerede tereyağını eritin. Yağ kızınca etleri katıp. 15 dakika kavurun.
iri kuşbaşı doğranmış) Kavrulan etleri süzdürerek tencereden bir tabağa alın. Tencereye fıstıkları
- 50 gr. çamfıslığı (jMsu bardağı) koyup saranneaya kadar kavurmayı sürdürün. Soğanları da katıp, karıştırın
- 2 0 0 gr. soğan (ince kıyılmış), ve 15 dakika daha kavurduktan sonra etleri soğanların üzerine boşaltın.
(2 orta boy)
Kuşiizümünü, tıızıı, tarçını, karanfili, kakuleyi ekleyin.
- tu z
- ı/2 çay kş. tarçın 3. Tencereye pirinçleri katıp, karıştırın. Suyu da koyarak bir taşım
- ıA çay kş. toz karanfil kaynatın. Bu arada unu yeterli miktarda suyla karıştırarak tencerenin
- 1/2 çorba kş. kakule (tohumları ağzına kapamaya yetecek kadar hamur yapın. Tencerenin kapağını
çıka rıhp, dövülm üş) kapatın. Bu hamuru kapağın tencereye oturduğu kısmın çevresine
- I ft. su (4 su bardağı). sıvayın. Buhar dışarı sızmaması için hamurun üzerine de kâğıt yapıştırın.
H am uru için : Pilavı kısık ateşte yaklaşık 10 dakika daha pişirip ateşten alın.
- 125 gr. un (1 su bardağı) 4. Kapaktaki hamuru kırarak açın. Tencerenin ağzına kenarlı bir tepsi
- su. kapayıp, pilavı tepsiye ters çevirin. Tencereyi çekip, pilavı tepsisinde
servis yapın.
Lüfer Pilavı
6 k işilik
M alzem esi: Y a p ılış ı:
- 450 gr. baldo pirinci 1. Pirinci ayıklayın. Soğuk su ile üç su yıkayıp bulanık, nişastalı suyunu
( 2 su bardağı) dökün. Yıkama suyu berraklaşınca pirinci bir süzgece çıkarıp süzdürün.
- 3 adet lüfer 250 gr. ’lık Balıkları soğuk su ile yıkayıp, süzgece çıkarın ve tuzlayın.
(temizlenmiş) 2. Bir tencerede zeytinyağını hafifçe kızdırın. Sıçramaması için dikkatlice
- tuz
kenardan suyu ekleyip bir taşım kaynatın. Tuzunu ekip, pirinçleri salın
- 1 5 0 m i zeytinyağı
ve üzerlerine hazırladığınız balıkları dizin. Tencerenin kapağını kapatın.
(2/3 su bardağı) Ateşi kısarak pilavı 15 dakika pişirip ateşten alın.
- 750 mi. su (3 su bardağı)
- 1 çay kş.tarçın. 3. Pişen pilavı 10 dakika dinlenmeye bırakın. Bu süre sonunda kapağını
açıp, balıklan tencereden bir tabağa alın. Pilavı tahta bir kaşıkla, pirinçleri
ezmemeye özen göstererek karıştırdıktan sonra sahanlara boşaltın.
Üzerlerine balıkları dizip, tarçın serperek servis yapın.

M id y e S a l m a s ı
o k işilik

M alzem esi: Y a p ılış ı:


- 450 gr. baldo pirinci 1. Pirinci ayıklayın. Soğuk su ile üç su yıkayıp bulanık, nişastalı suyunu
(2 su bardağı) dökün. Yıkama suyu berraklaşınca pirinci bir süzgece çıkarıp süzdürün.
- 25 adet midye Kazınarak temizlenmiş midyeleri soğuk suda iyice yıkayın.
(kazınarak temizlenmiş 2. Bir tencerede zeytinyağını kızdırın. Yağ kızınca soğanları içinde,
ve sakalları alınmış) pembeleşinceye kadar kavuaın. Kavrulmuş soğanlara domatesleri, yıkanmış
-1 5 0 ml. zeytinyağı midyeleri tuzu ve suyu ekleyin. Midyeleri bu suda 15 dakika kaynatın.
(2/5 su bardağı)
- 25 0 gr. soğan (ince kıyılmış),
3. Bu süre sonunda pirinci salıp, ateşi kısın. Kapağını kapatıp pirinçler
suyunu çekinceye kadar yaklaşık 10 dakika pişirin ve pilavı ateşten alın.
(3 orta boy)
- 3 0 0 gr. domates 4. Pişen pilavı 10 dakika dinlenmeye bırakın. Tahta bir kaşıkla, pirinçleri
(sap kısmı kesilip. ezmemeye özen göstererek karıştırıp tabaklara boşaltarak servis yapın.
dörde bölünmüş), (3 orta boy)
- tuz
- 1 it. su (4 su bardağı).

K ö s e Pilavı
5 k işilik

M alzem esi: Y a p ılış ı:


- 450gr. baldo pirinç 1. Pirinci ayıklayın. Soğuk su ile üç su yıkayıp bulanık, nişastalı suyunu
( 2 su bardağı) dökün. Yıkama suyu berraklaşınca pirinci bir süzgece çıkarıp süzdürün.
- 1 it. su (4 su bardağı)
2. Tencerede tuzlu su kaynatın. Su kaynayınca süzülmüş pirinci içine
- tuz salıp, bir karıştırın ve pirinçler yumuşayıncaya kadar pişirin. Pişen
-1 5 0 gr. tereyağı ( 1 0 çorba kş.) pirinçleri ince bir süzgece boşaltarak fazla suyunu süzün. Süzülen
- taze çekilmiş karabiber pirinçleri yeniden tencereye aktarıp, kalan suyunu iyice çektirin.
- 1 çay kş. tarçın.
3. Bir tavada tereyağını eritin. Yağ kızınca pişmiş pirinçlerin üzerine
boşaltıp tencerenin kapağını kapatın. Kısık ateşte 15 dakika daha pişirip,
pilavı ateşten alın.
4. Pişen pilavı tahta bir kaşıkla pirinçleri ezmemeye özen göstererek
karıştırıp, sahanlara boşaltın. Üzerine biber ve tarçın serperek servis yapın.
K u zu İçi Pilavı
O k işilik
M alzem esi: Y a p ılış ı:
- 450 gr. baldo pirinci (2 su bardağı) 1. Pirinci ayıklayın. Soğuk su ile üç su yıkayıp bulanık, nişastalı suyunu
- 1 0 0 gr. kuşüzümü dökün. Yıkama suyu berraklaşınca pirinci bir süzgece çıkarıp süzdürün.
(lM su bardağı) Kuşüzümlerini bir tel süzgecin içine koyup, sertçe ovalayarak saplarının
-1 5 0 gr. tereyağı ( 1 0 çorba kş.) ayrılmasını sağlayın. Yıkayıp, süzdürün ve soğuk suya koyarak biraz
- 1 adet kuzu ciğeri şişmeye bırakın.
(kuşbaşı doğranmış) 2. Tereyağını tencerede eritin. Yağ kızınca ciğerleri 10 dakika kavurun.
- 1 0 0 gr. çamfıstığı (ı /2 su bardağı) Fıstıkları da ekleyerek saranncaya kadar kavurmayı sürdürün. Et suyunu
- 1 li. et suyu (4 su bardağı) katıp bir taşım kaynatın. Yıkanıp süzülmüş kuşüzümlerini, tuzu ve biberi
- tuz katarak karıştırıp, pirinci salın. Ateşi kısın, kapağını kapatarak pirinçler
- taze çekilmiş karabiber suyunu çekinceye kadar yaklaşık 10 dakika daha pişirip, pilavı ateşten alın.
- 1/2 bağ dereotu (ince kıyılmış)
3. Pişen pilava tahta bir kaşıkla pirinçleri ezmemeye özen göstererek
- \/2 bağ maydanoz (ince kıyılmış).
dereotu ve maydanozu karıştırın, kuşhanelere boşaltarak servis yapın.

D ü ğ ü n Pilavı
6 k işilik

M alzem esi: Y a p ılış ı:


- 300 gr. baldo pirinci 1. Pirinci ayıklayın. Soğuk su ile üç su yıkayıp, bulanık, nişastalı suyunu
(1 j/3 su ba rdağ ı) dökün. Yıkama suyu berraklaşınca pirinci bir süzgece çıkarıp süzdürün.
- 750 mi. et suyu (3 su bardağı) 2. Et suyunu tencerede kaynatın. İçine karabiberleri atıp, yıkanmış pirinci
- 1 0 adet karabiber salın. Tuzunu kontrol edip, ateşi kısın. Kapağını kapatıp pirinçler suyunu
-1 5 0 gr. tereyağı ( 1 0 çorba k ş j çekinceye kadar yaklaşık 15 dakika pişirin.
- 500 gr. haşlanmış
3. Bir tavada tereyağını eritin. Yağ kızınca pişmiş pirinçlerin üzerine
kuzu eti (didilmiş)
boşaltın. Söğüş etleri üzerine dizin. Tencerenin kapağını kapatın. Kısık
- tuz.
ateşte 10 dakika daha pişirip, pilavı ateşten alın.
4. Tahta kaşıkla, pirinçleri ezmemeye özen göstererek kanştınn. Bir tepsinin
zeminine sac ekmeklerini döşeyip üzerine pilavı dökerek servis yapın.

S ü tlü P ila v
5 kişilik

M alzem esi: Y a p ılış ı:


- 450 gr. baldo pirinci 1. Pirinci ayıklayın. Soğuk su ile üç su yıkayıp bulanık, nişastalı suyunu
(2 su bardağı) dökün. Yıkama suyu berraklaşınca pirinci bir süzgece çıkarıp süzdürün.
- 1 it. süt (4 su bardağı)
2. Sütü ince bir süzgeçten tencereye süzdürün. Tencereyi ateşe oturtup,
- 1 çay kş. tarçın
bir taşım kaynatın. Süt kaynayınca süzülmüş pirinci içine salıp, ateşi
- 1 çorba kş. tozşeker.
kısın. Kapağını kapamadan, pirinçler yumuşayıncaya kadar yaklaşık 15
dakika pişirip ateşten alın.
3. Pişen pilavı tahta bir kaşıkla, pirinçleri ezmemeye özen göstererek
kanştırıp sahanlara boşaltın. Üzerine tarçını ve şekeri serperek servis yapın
Özbek Pilavı
5 k işilik
M alzem esi: Y ap ılışı:
- 300 gr. baldo pirinci 1. Pirinci ayıklayın. Soğuk su ile üç su yıkayıp, bulanık, nişastalı suyunu
(1 ı/3 su bardağı) dökün. Yıkama suyu berraklaşınca pirinci bir süzgece çıkarıp süzdürün.
- 50 gr. kuşüzümü (ı/> su bardağı) Kuşüzümlerini bir tel süzgecin içine koyup, sertçe ovalayarak saplarının
- 500 gr. kıvırcık, koyun eti ayrılmasını sağlayın. Yıkayıp, süzdürün ve soğuk suya koyarak biraz
(1 cm. ’lik kuşbaşı doğranmış) şişmeye bırakın.
-150 gr. tereyağı (1 0 çorba kş.) 2. Etleri yıkayıp tencereye koyun, üzerini aşacak kadar su içinde orta
- 1 0 0 gr. çamfıstığı (j /2 su bardağı) ateşe oturtun. Etler pişince fazla suyunu temiz bir kaba süzdürüp, birkaç
-3 0 0 gr. kuzu kıyması dakika daha pişirin.
- tuz
- 1/3 çay kş. tarçın 3. F.t tümüyle suyunu çektikten sonra tencereye tereyağını ve fıstıkları
koyup etlerle biraz kızartın. Etin pişme suyundan 1 litre (4 su bardağı)
- 1/3 çay kş. toz karanfil
ekleyin. Kıymayı kuşüzümünü, tuzu, tarçını, karanfili, kakuleyi katarak
- 1/3 çorba kş. kakule
(tohumları çıkarılıp, dövülmüş). bir taşım kaynatın.
4. Kaynayan et suyuna pirinci salın, Ateşi kısıp, kapağını kapatarak
pirinçler suyunu çekinceye kadar yaklaşık 15 dakika daha pişirip, pilavı
ateşten alın.
5. Pişen pilavı tahta bir kaşıkla, pirinçleri ezmemeye özen göstererek
karıştırıp tepsiye dökerek Servis yapın.

Ş e h riy e li P ilav
5 kişilik
M alzem esi: Y ap ılışı:
- 300 gr. baldo pirinci 1. Pirinci ayıklayın. Soğuk su ile üç su yıkayıp bulanık, nişastalı suyunu
(1 ı/3 su bardağı) dökün. Yıkama suyu berraklaşınca pirinci bir süzgece çıkarıp süzdürün.
- I it. su (4 su bardağı) 2. Tencerede suyu kaynatın. Su kaynayınca şehriyeleri ve süzülmüş
- 100 gr. arpa şehriye pirinci içine salıp, tuzunu katın. Bir karıştırıp, ateşi kısın. Kapağını
( 1/2 su bardağı) kapamadan ara sıra karıştırarak, pirinçler suyunu çekinceye kadar
- tuz yaklaşık 15 dakika pişirin.
- 200 gr. tereyağı
3. Bir tavada tereyağını eritin. Yağ kızınca pişmiş pirinçlerin üzerine
(13 çorba kş. )
boşaltıp tencerenin kapağını kapatın. Kısık ateşte 10 dakika daha pişirip,
pilavı ateşten alın.
4. Pişen pilavı tahta bir kaşıkla pirinçleri ezmemeye özen göstererek
karıştırıp, sahanlara boşaltarak servis yapın.

K u sk u s Pilavı
5 k işilik
M alzem esi: Y ap ılışı:
-1 it. et suyu (4 su bardağı) 1. Et suyunu tencereye koyup, bir taşım kaynatın. Kaynayınca kuskusu
- 500 gr. kuskus ekleyip, tuzunu ayarlayın. Kuskuslar suyunu çekip, yumuşayıncaya
- tu z kadar yaklaşık 10 dakika pişirin.
-150 gr. tereyağı (1 0 çorba kş.) 2. Tavada tereyağını eritin. Yağ kızınca kuskusların üzerine boşaltıp
iyice karıştırarak yağın her yana dağılmasını sağlayın. Kuskusları kısık
ateşte 10 dakika daha pişirip, ateşten alın.
3. Son bir kez daha kanştınp. sahanlara toşaltın ve sıcak olarak servis yapın.
Baş Pilavı
5 kişilik
M alzem esi; Y ap ılışı:
- 450 gr. baldo pirinç 1. Pirinci ayıklayın. Soğuk su ile üç su yıkayıp bulanık, nişastalı suyunu
(2 su bardağı) dökün. Yıkama suyu berraklaşınca pirinci bir süzgece çıkarıp süzdürün.
- 2 adet kuzu (ya da koyun başı), 2. Kuzu başlarım bir tencereye koyup, tencereyi ağızına kadar su ile
(temizlenmiş) doldurun. Tuzunu atıp 30 dakika kaynamaya bırakın. Tencereyi ateşten
-tuz alıp, başları süzdürerek bir tabağa aktarın. Başları kırarak beyinleri
-150 gr. tereyağı (10 çorba kş.) çıkarın ve bir kaba aktarın. Yoğurt kıvamına gelinceye kadar beyinleri
- taze'çekilmiş karabiber iyice ezin ve bir kenarda ılık tutun.
- ı/2 çay kş. tarçın 3. Tenceredeki baş suyundan 4 su bardağını temiz,bir tencereye süzdürüp,
- ı/2 çay kş. sakız bir taşım kaynatın. İçine tereyağını, biberi, tarçını ve sakızı ekleyip
(az tuz ile dövülerek ufalanmış). karıştırın. Et suyu kaynayınca pirinci salıp, ateşi kısın. Kapağını kapatıp
pirinçler suyunu çekinceye kadar yaklaşık 10 dakika pişirin.
4. Fırınınızı 180°Cye getirip ısıtın. Pişen pilavı tahta bir kaşıkla ezmemeye
özen göstererek karıştırıp bir fırın tepsisine boşaltın. Yüzeyini düzleyip,
üzerini ezilmiş bevin ile sıvayın. Tepsiyi fırına sürüp, üzerindeki beyin
ezm esini hafifçe kızartın v e servis yapın.

M a k a ro n y a (M akarna)
5 kişilik

M alzem esi: Y a p ılışı:


- I it. et suyu (4 su bardağı) 1. Et suyunu bir taşım kaynatıp, sıcak tutun. Tencereye tuzlu su koyup
- 500 gr. çubuk makarna kaynatın. Su kaynayınca makarnaları içine atın, yaklaşık 10 dakika
- 100 gr. tereyağı (6.5 çorba kş ) pişirerek ateşten alın. Bir süzgece döküp suyunu süzdürün.
- 200 gr. soğan (ince kıyılmışj, 2. Süzülmüş makarnaları bir sahana boşaltın. Sahanı kısık ateşe otumıp,
(2 orta boy)
makarnaların üzerine kaynar et suyunu gezdirin ve suyunu çekmeye bırakın.
- 300 gr. domates (kabuklan
soyulup, ince doğranmış), 3. Bu arada tavada kalan tereyağını eritin. Yağ kızınca soğanları içinde
(3 orta boy) pembeleşinceye kadar kavurun. Kavrulmuş kıymayı da katarak tuzunu
- 500 gr. kavrulmuş kıyma ve biberini ayarlayın. Pişen makarnaların üzerine bu sosu gezdirerek
- taze çekilmiş karabiber. servis yapın.

K a p a m a K apaklı Pilav
M alzem esi; Y ap ılışı:
- 450 gr. baldo p irinci 1. P ir in c i a y ık la y ın . S o ğ u k su ile ü ç su y ı k a y ıp b u la n ık , n iş a sta lı
( 2 su bardağı) s u y u n u d ö k ü n . Y ı k a m a s u y u b e r r a k la ş ın c a p ir in c i b i r s ü z g e c e
- 1 it. et suy u y a da ç ık a r ıp s ü z d ü rü n .
domates suyu (4 su bardağı)
2. B i r te n c e r e d e e t s u y u n u y a ela d o m a t e s s u y u n u k a y n a tın . S u
- tu z
k a y n a y ın c a s ü z ü lm ü ş p irin c i iç in e salıp , tu z u n u k a tın . B i r karıştırıp,
- 1 it sıt (ılık), (4 su bardağı)
a te ş i k ıs ın . K a p a ğ ın ı k a p a m a d a n , p i r i n ç l e r s u y u n u ç e k in c e y e
- 15 gr. u n ( 2 çorba kş.)
k a d a r k ıs ık a te ş te 15 d a k ik a d a h a p iş ir ip , p i la v ı a te ş te n a lın .
- 2 adet yu m u rta
- 1 5 0 gr. tereyağı. 3. Il ık su , tuz, u n v e y u m u r t a y ı k a rış tıra r a k y o ğ u r t k ıv a m ın d a b ir
b u la m a ç h a z ır la y ın . T e m iz b ir t e n c e r e d e t e r e y a ğ ın ı e ritin . Y a ğ
k ız ın c a h a z ır la d ı ğ ı n ız b u la m a c ı t e n c e r e y e b o ş a lt ı p k ız a r tın .
4. T e n c e r e d e k i h a m u r k ız a rın c a , p ila v ı b ir tahta k a ş ık la , p irin ç le ri
e z m e m e y e ö z e n g ö s te re re k k a rış tırın . T e n c e r e d e k ız a rm a k ta o la n
h a m u r u n ü z e rin e k a ş ık k a ş ık b o ş a ltın v e y ü z e y in i d ü z le y in . A teşi
k ıs ıp , '10 d a k ik a p iş irin .
5. T e n c e r e y i a t e ş t e n a lı p , ü z e r in e k e n a r l ı b ir t e p s i k a p a t ın .
T e n c e r e y i t e p s iy e te rs ç e v i r e r e k p i l a v ı t e p s iy e a lın . B ö y le c e
h a m u r u k a p a k g ib i ü z e r in e g e lm iş o la n p ila v ı s ıc a k o la r a k se rvis
y a p ın .
Kalbuni Pilavı
3 kişilik
M alzem esi: Y a p ılışı:
- 450 gr. bcıldo pirinci (2 su bardağı) 1. P irin c i a y ık la y ın . S o ğ u k su ile üç su y ık a y ıp b u la n ık , nişastalı
- 50 gr. kuşüzümü (j/4 su bardağı) suyunu dökün. Yıka m a .suyu berraklaşınca pirinci bir süzgece çıkarıp
- 50 gr. razakı üzüm süzdürün. Kuşüzüm İerini bir tel süzgecin içine koyup, sertçe ovalayarak
- 75gr. izmirsiyahı sap ların ın a yrılm a sın ı sa ğ la yın . Y ık a y ıp , sü zd ü rü n v e so ğuk suya
- 500 gr. kıymalık kuzu eti k o ya ra k biraz şişm eye bırakın. D iğer üzüm leri de ayıklayıp , yıkayın
(findık büyüklüğünde ve süzdürün.
parçalar biçiminde kesilmiş) 2, Tencereye etleri koyup, üzerlerine 3 çorba kaşığı et suyunu ekleyin.
- 1 it. et suyu (4 su bardağı) Etler suyu çek ip kızanncaya kadar kavurarak pişirin. Tavada 3 çorba
- 150 gr. tereyağı (10 çorba kş.) kaşığı tereyağını eritin, Y a ğ kızınca badem i v e antepfıstığım katıp
- 50 badem (haşlanıp ,
bademler saranneaya kadar kızartın. Razakı üzümü, kuşüzümü ve İzmir-
kabukları soyulmuş) siyahını k a lıp karıştırın. T a va y ı ateşten alın.
- 50 gr. antepfıstığı
3- Y ıkan m ış pirinci, kalan et suyunu, ardından da tavadaki kavrulmuş
-tuz
fıstık, badem , üziim karışım ını tenceredeki etlerin üzerine boşaltın.
- -j/3 çay kş. tarçın
T uzunu ayarlayıp bir taşım kaynatın. Karıştırıp, ateşi kısın ve kapağını
- j/3 çorba kş. kakule
kapatıp p irin çle r su yu n u ç e k in ce ye k ad ar pişirin.
(toh u m la n çıkarılıp,
dövülmüş). 4 . T a v a d a k a la n te re y a ğ ın ı e ritin . Y a ğ k ız ın c a p işm iş p irin çle rin
üzerine d ö k ü p ten ceren in k ap ağ ın ı kapatın. K ıs ık ateşte 5 dakika
daha p işirerek pilavı ateşten alın.
5. Pişen p ilavı tahta bir kaşıkla pirinçleri ezm em eye özen göstererek
k arıştırıp, sa h a n la ra boşaltın. Ü z e rin e tarçın v e d ö vü lm ü ş kakule
serp erek servis yapın.
Tarak Pilavı
5 kişilik
M alzem esi: Y a p ılışı:
- 450 gr. baldo pirinci 1- P irin c i ayıklayın. Soğu k su ile üç su y ık a y ıp bulanık, nişastalı suyunu
(2 su bardağı) dö kün. Y ık a m a suyu berraklaşınca pirinci b ir süzgece çıkarıp süzdürün.
- 1 0 adet tarak içi 2, T arak ları kazıyıp, b o l su ile iyice y ık a y a ra k tem izleyin v e bir süzgece
-150 gr. tereyağı (10 çorba kş.) çık a rın . T e re y a ğ ın ı te n c e re d e k ızd ırın . Y a ğ k ız ın c a so ğ a n la rı için d e
- 2 0 0 gr. soğan (ince kıyılmış), pem beleşinceye k adar kavurun. Pirinçleri v e tuzu da katarak biraz daha
(2 orta boy)
k a vu ru p , su yu n 2 su bardağını e k le y in . P irin ç le r su yu çekip , göz göz
- tuz olu n caya k ad ar (fakat diri b ırak arak) pişirin.
- 1 it. su (4 su bardağı)
3. T arakları temiz bir tencerenin dibine dizin. Üzerlerine k alan suyu ve
- 45 mi. zeytinyağı (3 çorba kş.)
zeytin yağ ın ı d ö kü p , ya rı pişm iş p irin çleri boşaltın. B ir taşım kaynatıp,
üzerine bir tabak v e te n ceren in kapağını kapatın. K ısık ateşe oturtarak
10 d a k ik a p işirip ateşten alın. Ilın ın c a p ila v ı k e n a rlı b ir te p s iye ters
çevirerek servis yap ın.
U m IJa r

M E ski İsta n b u l'd a


b ir s e y y a r bö rekçi.

Baklavalar
Börekler b ö lü m ü n ü n b a şın d a a n la tıla n fın d ığ ın da ö n e rilm iş o lm a s ın ı ö v g ü y le
Nasrettin Hoca ö y k ü s ü n ü n ayn ısı, belki k a rşıla m a m a k elde değil.
de b a k la v a la r iç i n b i r k e r e d a h a
yinelenmeli. H a n i H oca’m n "Taam lardan "K a y m a k b a k la v a s ı"n ın fark ı ise h a rç
hangi taa m ı s e v e r s in iz ? " s o r u s u n a , o la ra k b ild iğ im iz k aym ağ ın ön e rilm e si.
"Baklavaylaböreği" dediği ö y k ü y ü . Y in e Pişm e sırasında k aym ağı tutm ası için bir
orada s ö y le d iğ im iz , h e r g ü n b a k la v a m iktar yu m u rta a k ı ku lla n ılm a sın ın salık
böıek yense insanın bıkacağı y o lu n d a k i v e rilm e s i de ilg in ç b ir te k n ik a y r ın tı.
h alk d e y iş in b i r k e z d e b u r a d a A n c a k daha ilg in c i, "m u san n a k a y m a k
hatırlatılm asında ya ra r var. b a k la v a s ı" y a p ılır k e n , k a y m a ğ ın
b u lu n m a m a s ı d u ru m u n d a b a k la v a n ın
Baklava, O sm anlı m utfağında özel hatta h a ş la n m ış b ö rü lc e , süt, y u m u rta a k ı,
ayrıcalıklı konum a sahip bir tatlıydı. B u n u p e yn ir ve şeker ile hazırlanm asının yazılı
en azından dö nem in ye m e k kitaplarınd a oluşu. Bazı durum larda börülcenin yerine
baklavaya özel b r bö lüm açılm asından da p irin ç k u lla n ım ı da ö n e riliyo r. P e y n irle r
anlamaktayız. Biz de b u k ita p la , a n ılan tuzsuz lo r p e y n iri ya da ç a y ır p e y n iri
geleneği izleyerek az sa y ıd a k i b a k la v a o la ra k a ç ık la m n a k ta . B u ra d a k i b ö rü lc e
tarifine k arşın b u n la rı özel b ir b a şlık kullanım ı, insana ister istemez Jap o n lar'ın
altında topladık. b a rb u n y a fasu lye ile h a z ırla d ık la rı özel
ta tlıla r ın ı h a tırla tm a k ta . H e rh a ld e bu
Baklava tarifle rin in k ıs ıtlı tu tu lm a sın ın b a k la v a t a r if i b ü y ü k b i r " y e n i l i k "
en önemli nedeni, bu n ların çoğu kez evde yap ılm aların ın içerm ekte. B u bölüm de göreceğiniz "k a ym a k b aklavası"
güç olması. M e ra k lıla rın ın ço k iy i b ild iğ i gibi, b aklava tarifi ise bu kadar ilg in ç o lm a k ta n biraz uzak tu tu ld u !
yapımının en b ü y ü k inceliği, yu fk a sın ın açılınasm dadır.
Baklava y u fk a s ı m u tla k a ç o k ö z e l b ir h a m u r u n D ö n e m in k ita p la rın d a bir ''p irin ç b a k lavası" tarifi daha
olabildiğince ince, hatta ne re d e yse sa yd a m b iç im d e , göze çarparsa da, b u n u n b ild iğ im iz b a k la v a la rla ilg is i
açılmasıdır. Bö yle bir b eceri k e s in lik le ço k b ü y ü k b ir ad b e n z e rliğ in d e n ö te ye gitm ez. S o n u ç ta , y a p ıla n b ir
ustalık, ustalık ise m utlaka b ü y ü k b ir deneyim gerektirir. tü r fırın d a p işirilm iş şek erli -ya da ballı- v e y a ğ lı p irin ç
Bunu evlerde za m a n z a m a n b a k la v a y a p a r a k e ld e u n u y la k ü llü su k a rış ım ıd ır. Y a ln ız c a k e s im i b a k la v a
edebilmek olanaksız d enecek k a d a r zordur. O yüzd en , b iç im in d e y a p ılm a k tad ı r.
hâlâ baklava, ev k a d ın la rı b ir ya n a , usta a şçıla rca bile
yapılmaz. İş, erbabına b ıra k ılır. B a k la v a y a p ım c ıla rın ı B a k la va tarifleri arasında b u lacağ ınız "k a v u n baklavası"
ayakta tutan da b u d u r. H e r şeye k a rşın , m e ra k lıs ın ı ise h a rc ı açısın d a n so n derece d ik k a ti ç e k ic i b ir örnek.
baklava yap m aktan a lık o y a n h e rh a n g i b ir yasa y a da B u rad a h arç o la ra k tatlı k a v u n ö n erilir. K a v u n k a şık ile
kural da yoktur. e z ilip b a k la v a y u fk a la r ın ın ara sın a k o n u r. A n c a k bazı
ta rifle rd e , " k a v u n h a r c ın ın ü z e rin e y e n id e n y u f k a
Osm anlı d ö n em in e g e le c e k o lu rs a k , " a d i b a k la v a " ö rtü lm e se de o lu r" n otu d ü şü lü r. K a v u n her ne k ad ar
tarifinin b u g ü n k ü le rle b e n z e rliğ i a ç ık ç a g ö rü lü y o r. "ta tlı" o larak anılm ışsa da bu b a k la v a n ın , üzerine şeker
Yine de harcı iç in a n te p fıstığ ı y e rin e b a d e m in ya da serp ilere k ye n m e si ö n e rilir.
M X V I. y ü z y ıld a
b ir y e m e k sahnesi.

Revaniler
T a r if le r k a d a y ıf a d ı a lt ın d a
Her ne k a d a r O s m a n lı a n ılm a k la b ir lik t e b u r a d a k i
muıfak k ita p la rın d a re v a n ile r ç e ş it lik h e m e n göze ç a rp a r.
d iy e b ir b a ş l ı k a ç ı l m a s ı T e l k a d a y ıf , y a s s ı k a d a y ıf ve
g elenektense d e , g e n e llik le e k m e k k a d a y ıfı a d la r ı a ltın d a
yemek k ita p la rın d a ç o k sayıda re v a n i ta rifin e rastlanm az. b u ç e ş itliliğ i fa rk e d e riz . Sö z k o n u s u fa rk lı k a d a y ıfla r,
Böyle b ir b a ş lık a ç ılm a z o r u n lu ğ u , b ü y ü k o la s ılık la , g ü n ü m ü z d e d e T ü r k m u tfa ğ ın d a y e r le r in i k o r u m a k ta .
revaninin çok d e ğ işik b ir y a p ım te k n iğ i g ere k tirm e s in d e n K a d a y ıf ın z e n g in liğ i b ira z d a b u ö z e lliğ in d e n
k a yn a k la n m ış o lm a lı. d o ğ m a k ta d ır.

R evanilerin y a p ım ın d a k i in c e lik le r e g e ç m e d e n , ta tlın ın E n basit tarif, ki b u n u b u b ö lü m d e b u la cağ ın ız "sa ra y tel-


kökeni ü z e rin e b ir k a ç söz s ö y le y e lim . R e v a n i, a d ın d a n k a d a y ıf r 'n d a g ö rm e k te y iz , tel te l h a z ır la n m ış k a d a y ıf
a n la ş ıla c a ğ ı ü z e r e , A r a p k ö k e n l i b i r t a t lı. A d ı n ı n h a m u ru n u n tepside, sadeyağda p işirilip ü zerine şu ru b u n u n
Revandan geldiği g ö rü lü yo r. S u riy e ’n in ü n lü Ş a m tatlıları v e rilm e s i b iç im in d e o rta y a ç ık a r. B u g e n e l ta n ım la m a ,
ile tem el n o k ta la rd a b ü y ü k b ir b e n z e r lik g ö ste rd iğ i de b irç o k k a d a y ıf tarifi iç in g eçerlidir. T a rifle rd e y a ğ ın pişm e
s ö yle n e b ilir. O s m a n lı o r d u la r ı b u r a la r ı f e t h e t t ik t e n so n ra sın d a sü z ü lm e si de d ik k a ti ç e k ic i b ir ö z ellik. E ld e k i
sonra, b u t a t lı la r d a İ s t a n b u l ’a g e lm iş v e b u r a d a tariflerde, ş im d ik in in tersine, h a rç k u lla n ılm a m a s ı b u g ü n
k e n d ile rin e s a ğ la m b ir y e r e d in m iş le r . B u n u n ç o k bir e k s ik lik o la ra k göze ç a rp m a k ta d ır.
sağlam b ir y e r o ld u ğ u , r e v a n in in ç o k basit b ir b iç im in in
"şam b a lı" a d ı a lt ın d a s o n y ılla r a k a d a r T ü r k i y e ’n in F ı n d ı k y a da fıs tığ ın h a rç o la r a k tarifte y e r a lm a s ı d a h a
hem en h e r y e r i n d e u c u z b ir t a t lı o la r a k s a t ı lm ı ş ç o k y a s s ı k a d a y ı f l a ı iç i n g e ç e r li b i r k u r a l o l a r a k
olm asından belli. g ö rü n m e k te . Y a s s ık a d a y ıfla r ın o r ta k ö z e lliğ i, b u n la r ın
g e n e llik le y u m u rta y a b u la n ıp sad eyağ d a k ız a rtılm a s ıd ır.
Revani yap ım ının tem eli, k ö p ü rtü lm ü ş sadeyağ, y u m u rta , A r d ı n d a n ş u r u b a a t ılm a k t a o ld u ğ u n u ö ğ r e n iy o r u z .
şeker ve ir m iğ in la m k ıv a m la r ın a g e t ir ild ik t e n s o n ra B u r a d a ilg in ç b ir a y r ım lı d a , b a z ı k it a p la r d a
ustaca birleştirilm esidir. B u n d a n ötesi, ya ln ız c a a y r ın tıd ır y a s s ık a d a y ıf la r ın s o ğ u m a d a n y e n m e s in in ö n e r ilm e s i.
ve bu a y rın tıla r da y e m e k ta rifle rin d e b azen u z u n u z u n
anlatılır. İlg in ç b ir a y r ın tı o la r a k , ta tlın ın h a m u r u n u n E k m e k k a d a y ıf la n ise, b u y o ld a b ir a ç ık la m a y o k s a da,
içine şek er k o n d u ğ u h a ld e , a y r ıc a ş e k e r ş e r b e t iy le d ah a ç o k e ld e k a lm ış e k m e k le r in d e ğ e rle n d irilm e s i iç in
ta tla n d ırılm a s m d a n söz e d e b ilir iz . B i r d e r e v a n ile r in b u lu n m u ş b i r y ö n t e m o la r a k k a b u l e d il e b ili r . B u
m alzem esinin z e n g in liğ in e b a k a r a k b ö y le b i r t a t lın ın v a r s a y ım ı d e ste k le ye n b ir tarif, Melceü’t Tabbahin’de y e r
asla kötü o la m a y a c a ğ ın ı s ö y le m e k le y e tin e lim . a la n " f o d u la k a d a y ıf ın d ı r . " F o d u l a k a d a y ı f ı " b a z ı
k a y n a k la rd a "fra n c a la k a d a y ıfı" o la ra k da a n ılır. B u ra d a ,
ta rifin d a h a b a şın d a , has s a ra y fo d u la s ı’n d a n söz e d ilir.
Kadayıflar O y s a "e k m e k k a d a y ıf ı" ta rifin d e , a y n ı k a y n a k ta , "h a z ır
y a p ılm ış e k m e k k a d a y ıf ı " n ın k u lla n ı la c a ğ ı b e li r t i lir .
R e v a n ile r g ib i k a d a y ıf la r da A r a p k ö k e n l i t a t lı la r A y r ıc a y e r i g e lm işk e n , p iş irilm e s i en fazla in c e lik is te y e n
arasındadır. A n c a k r e v a n ile r in te rs in e , O s m a n lı y e m e k k a d a y ıf ın a d ı g e ç e n e k m e k k a d a y ıf ı o ld u ğ u n u h e m e n
kitaplarında b u n la rın sayısız d e n e c e k k a d a r ç o k ta rifin e b e lirte lim . S o n o la ra k , bu b ö lü m d e ta r ifin i b u la c a ğ ın ız
rastlanır. B u ç e ş itlilik O s m a n lı la f ın b u ta tlıy ı ne k a d a r " v iş n e li e k m e k t a t lı s ı " n ın d a b ir t ü r k a d a y ıf o la r a k
b e n im s e d ik le rin i g ö s te rm e s i a ç ıs ın d a n ilg i ç e k ic id ir . a lg ıla n m a s ı g e re k tiğ in i s ö y le m e liy iz .

M X VI, vûzvıldd ek m e k ç ile r.


Ballı D e rv iş L o k m a sı
10 kişilik
M alzem esi: Y ap ılışı:
- 5 0 0 gr. peksimet 1. Peksimetleri bir havanda döverek (va da robotta çekerek) un durum una
- 20 gr. ekmek mayası getirin. B ir k aba k o y u p , iç in e m ayayı, tuzu v e s o d a y ı k atın , yo ğ u rt
- tuz kıvam ına g elinceye k adar çırparak karıştırın. K a b ın ağzına b ir bez örtüp,
- 250 ml. soda (1 su bardağı) için d e k ile ri 2 saat m ayalanm aya bırakın.
- 600 ml. zeytinyağı 2. Zeytinyağını tencerede kızdırın. Y a ğ kızınca, m ayalanıp kabarmış olan
(2 y İ su bardağı) lokm a hamurunu elinize alın. Îşaretpannağı v e başparmağınızın arasından
- 250 gr. bal. sıkarak top biçim ind e bir parça çıkarın. B ir çorba kaşığını yağa batırıp,
Şurubu için : kaşık ile bu parçayı alın ve kızgın yağa bırakın. Biitün hamuru aynı yöntemle
-1 kg. tozşeker (4 su bardağı.) hazırlayıp, tencereye yerleştirerek altın sarısı renk alıncaya kadar kızartın.
-500 ml. su (2 su bardağı). Süzdürerek yağdan çıkarıp, bir tabağa k o yu n v e soğum aya bırakın.
3* Ş u ru b u n u h a z ırla m a k için şekeri su ile te n c e re ye k o yu p , bir taşım
kaynatın, Ateşi kısıp, 2-3 d ak ik a daha kayn atarak ateşten alın.
4. Sıcak şurubun içine soğum uş lokm aları bırakın. T e n ce re n in kapağını
k a p a tıp , lo k m a la rı şu ru b u n iç in d e 15 d a k ik a b ek letin . B u arada balı
biraz sulandırarak kaynatın. Lokm aları süzdürerek şuruptan alıp, tabaklara
aktarın. Ü zerle rin e sıcak balı g ezdirerek servis ya p ın .

S a ra y L okm ası
10 kişilik

M alzem esi: Y a p ılışı:


- 4 adet yumurta akı 1. Yum urta aklarını bir kapta iyice çırpın. Peksim etleri havanda döverek
- 500 gr. peksimet (ya da robotta çekerek) un durum una getirin ve çırpılmış yum urta akına
- 600 mî. zeytinyağı azar azar karıştırarak yedirin. Elinizle karıştırarak bir ham ur elde edin.
(2 2/5 su bardağı). 2. Z eytinyağ ını tencerede kızdırın. Y a ğ kızınca lokm a ham urunu elinize
Şurubu için : alın. Îşaretp annağı ve başparm ağınızın arasından sıkarak top biçim inde
-1 kg. tozşeker (4 su bardağı) b ir parça çıkarın . B ir çorba kaşığını yağa batırın, k a şık ile bu parçayı
-500 ml. su (2 sıı bardağı). a lıp k ız g ın y a ğ a b ıra k ın . B ü tü n h a m u ru a yn ı y ö n te m le h a z ırla yıp ,
tencereye yerleştirerek altın sarısı renk alıncaya kadar kızartın. Süzdürerek
y ağ d an çık arıp tabağa k o y u n v e soğum aya b ırak ın.
3. Ş u ru b u n u h az ırla m a k için şekeri su ile te n c e re ye k o yu p , b ir taşım
k a y n a tın . A te ş i k ıs ıp , 2-3 d a k ik a d a h a k a y n a ta ra k a te şte n alın.
4. Sıca k şurubun içine soğum uş lokm aları bırakın. T en ce re n in kapağını
k a p a tıp , 15 d a k ik a lo k m a la r şu ru b u ç e k in c e y e k a d a r b e k letin . Sıcak
y a da soğuk olarak servis yap ın.

P e y n ir L o k m a s ı
5 kişilik

M alzem esi: Y ap ılışı:


- 250 gr. tuzsuz beyazpeynir 1. Ş u ru b u n u h a zırlam ak için şekeri su ile te n c e re ye k o yu p , b ir taşım
- 3 adet yumurta sarısı kaynatın. Ateşi kısıp, 5 d a k ik a daha kaynatarak ateşten alın. Soğum aya
-1 2 5 gr. un (1 su bardağı) bırakın.
- 4 50 ml. zeytinyağı 2. P e y n iri b ir kaba k o yu p , hiç p ü tü r k a lm a yın ca y a k ad ar ezin. Ezilm iş
(2 su bardağı)
p e y n iri, yu m u rta sa rıla rın ı k a tıp , y o ğ u rt k ıv a m ın a g e lin c e y e k ad ar
- 1 çay kş. tarçın karıştırın. U n u da e k le y ip karıştırarak b ir lokm a ham uru hazırlayın.
- 1 çorba kş. tozşeker.
3. Z e y tin y a ğ ın ı tencerede kızdırın. Y a ğ kızınca bir çorba kaşığını yağa
Şurubu için :
batırın. Lo k m a h a m u ru n d a n k a şık la parça p a rça yağa b ıra k ın . Bü tiin
-1 kg. tozşeker (4 su bardağı)
ham uru ayn ı yö ntem le ten cereye yerleştirerek altın sarısı renk alıncaya
-500 mi. su (2 sıt bardağı). kadar kızartın. Süzdürerek yağdan alıp, sıcak lokm aları soğum uş şurubun
içine bırakın. T en ce re n in k ap ağını kapatıp, lok m alar şurubu çekin ceye
k ad ar 30 dakika bekletin.
4. Şurubu ç ek e n lokm aları tabaklara aktarıp, tarçın ve tozşeker serperek
servis yap ın .
K a v m a k B a k la v a sı
10 kişilik

Malzemesi: Yapılışı:
Hamuru için: 1. Unun ortasını havuz gibi açıp sodayı ve eritilmiş tereyağının yarısını
- 625gr. un (5 su bardağı) koyun. Elinizle karıştırıp, yoğurarak baklava hamurunu hazırlayın.
- 500 ml. soda (2 su bardağı) Hamuru 20 topağa ayırın.
- 500gr. eritilmiş tereyağı 2. Topakları birer birer önünüze alıp oklavayla, unlayarak yufka
- 3 adeıyumurta akı inceliğinde açın. Bir baklava tepsisini yağlayın. Yufkaların yarısını,
- 400 gr. kaymak aralarına kalan eritilmiş tereyağından sürerek tepsiye döşeyin.
(parçalara ayrılmış). 3. Fırınınızı 180°C’ye getirip ısıtın. Bir kapta yumurta aklarını biraz çırpın,
Şurubu için: fırça ile kaymaklara sürüp, kaymakları tepsideki yufkaların üzerine dizin.
-7,5 kg. tozşeker (6 su bardağı) Kalan yufkaları kaymağın üzerine yine aralarına yağ sürerek döşeyin.
-750 ml. su (3 su bardağı). Baklavayı kare kare kesin. Tepsiyi sıcak fırına sürün, baklavanın üzeri
kızarmcaya kadar yaklaşık 30 dakika pişirin.
4. Şurubunu hazırlamak için şekeri su ile tencereye koyup bir taşım kaynatın.
Ateşi kısıp, 5 dakika daha kaynatarak ateşten alın. Soğumaya bırakın.
Baklavayı fırından alıp, sıcak baklavanın üzerine soğuk şurubu gezdirin.
Baklava şurubunu çekip, soğuyuncaya kadar bekletin, sonra servis yapın.

K av u n B a k la v a sı ( l )
10 kişilik

Malzemesi: Yapılışı:
Hamuru için: 1. Unun ortasını havuz gibi açıp sodayı ve eritilmiş tereyağının yarısını
- 500 gr. un (4 su bardağı) koyun. Elinizle karıştırıp, yoğurarak baklava hamurunu hazırlayın.
- 500 ml. soda (2 su bardağı) Hamuru 11 topağa ayırın. Yuvarlayıp unlayın.
- 225 nü. eritilmiş tereyağı 2. Fırınınızı 180°Cye getirip ısıtın. Topakları birer birer önünüze alıp
(1 su bardağı) oklavayla yufka inceliğinde açın. Yalnızca son topağı biraz kalınca açın.
- 1,5 kg. tatlı kavun içi Bir baklava tepsisini yağlayın. İnce olan on yufkayı, tepsiye üst üste
- 300 gr. tozşeker dizin. Kavunu parçalar halinde yufkaların üzerine döşeyin. Kalan yufkayı
(1 j/5 su bardağı). en üste kapatın.
3. Kalan tereyağını yeniden kızdırıp baklavanın üzerine serpiştirin. Kare
ya da baklava dilimi biçiminde kestikten sonra tepsiyi sıcak fırına sürün,
baklavanın üzeri kızarmcaya kadar yaklaşık 30 dakika pişirin.
4. Baklavayı fırından çıkarınca, kalın yufkayı kaldırıp alın. Üzerine
tozşeker serpip, ılınınca servis yapın.

K a v u n B a k l a v a s ı (2)
İO kişilik

Malzemesi: Yapılışı:
- 1,5 kg lallı kavun içi 1. Kavunun içini bir kaba çıkarın. Suyunu başka bir kaba alıp, içine pirinç
- 4 çorba kş. pirinç unu. ununu katarak karıştırın. Kavun içini de ekleyip lapa kıvamlı bir karışım
Hamuru için: hazırlayın.
- 500 gr. un (4 su bardağı) 2. Unun ortasını havuz gibi açıp sodayı ve eritilmiş tereyağının yarısını
- 500 gr. soda (2 su bardağı) koyun. Elinizle karıştırıp, yoğurarak baklava hamurunu hazırlayın.
- 250gr. tereyağı (eritilmiş). Hamuru 15 topağa ayırın. Yuvarlayıp unlayın.
Şurubu için: 3. Fırınınızı 180°C’ye getirip ısıtın. Topakları birer birer önünüze alıp,
- 500 gr. bal unlayarak oklavayla yufka inceliğinde açın. Fırın tepsisini yağlayıp, içine
- 400 ml. su (1 y 5 su bardağı). on yufkayı üst üste yayın. Araya hazırladığınız kavunlu harcı döşeyip,
kalan yufkaları üzerine kapatın.
4. Tereyağını bir tavada kızdırıp baklavanın üzerine serpiştirin. Kare
ya da baklava dilimi biçiminde kestikten sonra tepsiyi sıcak fırına sürüp,
baklavanın üzeri kızarmcaya kadar yaklaşık 30 dakika pişirin.
5. Balı su ile kaynatıp, ateşten alın ve soğumaya bırakın. Baklavayı
fırından alıp, üzerine soğumuş balı gezdirin. Baklava şurubunu çekip
soğuyuncaya kadar bekletip, servis yapın.
V iş n e li E k m e k T a tlıs ı
S k işilik

M alzem esi: Yapılışı:


- 500 gr. tozşeker 1. Şekeri su ile tencereye koyun, karıştırarak kaynatıp eritin. İçine
(2 su bardağı) vişneleri atın, taneler suyunu çekip pişinceye kadar pişirin.
- 200 mi. su Q/5 su bardağı) 2. Ekmekleri keskin bir bıçak ile ay biçiminde kesin. Bir tepside tereyağını
- 500 gr. taze vişne eritin. Yağ kızınca ekmekleri tepsiye yerleştirip, her iki yanını altın sarısı
(sapla n kopa rılmış) renk alıncaya kadar kızartın. Kızaran ekmekleri yağdan süzdürerek alıp,
- 1 adet fırın ekmeği çukurca bir sahanın içine dizin.
-100 gr. tereyağı
3* Sahandaki ekmeklerin üzerine kepçe ile vişneli şurubu gezdirin.
(6,5 çorba kş.)
Sahanın kapağını kapatıp 10 dakika kısık ateşte kaynatın. Ekmekler
suyunu çekince ateşten alıp ılık olarak servis yapın.

F r a n c a l a K a d a y ıfı
5 k işilik

M alzem esi: Yapılışı:


-1 adet fin n ekmeği 1. Ekmekleri keskin bir bıçak ile ay biçiminde kesin. Fırın tepsisini
- 500 gr. beyaz telkadayıf yağlayıp, ekmek dilim lerini içine dizin. Üzerine bir kat kadayıf serip
- 250 gr, kaymak kaymakları döşeyin. Kalan kadayıfı kaymakların üzerine kapatın.
-150 gr. tereyağı 2. Tavada tereyağını kızdırın. Kızgın yağı kadayıfın üzerine gezdirin.
(10 çorba kş.) Tepsiyi kısık ateşe oturtup, çevirerek altını pişirin. Altı kızaran kadayıfı
Şurubu için: başka bir tepsiye ters çevirip, öbür yanını da kızartın.
- 250 gr. bal
3- Bu arada balı su ile bir taşım kaynatıp, soğumaya bırakın. Kızaran
- 200 mi. su ( 4/5 su bardağı).
kadayıfı ateşten alın. Üzerine soğumuş şerbeti gezdirin. Kadayıf şerbeti
çekip soğuyuncaya kadar bekleyip, servis yapın.

N ot: Kadayıfın arasına kaymak yerine dövülmüş badem de koyabilirsiniz.

R evani
5 k işilik

M alzem esi: Yapılışı:


- 150 gr. tereyağı 1. Fırınınızı 18Ü°Cye getirip ısıtın. Tereyağını bir kaba koyun, beyazlaşıp
(10 ço rb a kş.) köpürünceye kadar çırpın. Yum urtaları katıp, çırpm ayı sürdürerek
- 6 a d e t y u m urta karışımı yeniden köpürtün. Şekeri yumurtalı yağa iyice yedirin. İrmiği
- 15 gr. to zşek e r (2 ço rb a kş.) de ekleyip, dikkatlice karıştırarak revani hamurunu hazırlayın.
- 7 ço rb a kş. irm ik 2. Hazırladığınız revani hamurunu yağlanmış bir fırın tepsisine 1,5
- 1 çay kş. tarçın parmak kalınlığında döküp, yayın. Tepsiyi fırına sürün, üzeri kızanncaya
- 1 ço rb a kş. çiçek suyu. kadar yaklaşık 25 dakika pişirin.
Şurubu için:
3. Balı su ile tencereye koyup kaynatarak bir şurup hazırlayın ve ılınmaya
- 300 gr. bal
bırakın. Fırından çıkan sıcak revaninin üzerine ılık şurubun birazını
- 500 rııl. su (2 su bardağı).
gezdirin. Revaniyi gene fırına sürüp bu şurubu çektirin. Fırından alıp,
kalan şurubu gezdirin ve baklava dilimi biçiminde kesin. Soğuyuncaya
kadar bekleyip, üzerine tarçın ve çiçek suyu serperek servis yapın.
C evizli S a rm a lı K adayıf
5 kişilik

M alzem esi: Y ap ılışı:


- 500 gr. lelkadayıf 1. Yağlanmış bir fırın tepsisine kat kat kadayıfı serpip her katın arasına
- 200 gr. ceviz içi (dövülmüş) dövülmüş ceviz içini döşeyin. Kadayıfı sağından ve solundan ortaya
- 1 0 0 gr. tereyağı ( 6 ,5 çorba kş.) doğru bükerek rulo yapıp ortada birleştirin. Tepsinin ortasından başlayarak
Şurubu için : spiral biçiminde kıvırın. Tepsiyi bövlece doldurun.
- 500gr, tozşeker 2. Fırınınızı '180°C'ye getirip, ısıtın. Tavada tereyağını kızdırın. Kızgın
(2 su bardağı) yağı kadayıfın üzerine gezdirin. Tepsiyi fırına sürüp üzeri kızarmcaya
- 2 5 0 ml. su (1 su bardağı). kadar yaklaşık 30 dakika pişilin. Fırından alıp soğumaya bırakın.
3. Şekeri su ile tencereye koyup, şeker eriyinceye kadar karıştırarak bir
şurup hazırlayın. Sıcak şurubu soğumuş kadayıfın üzerine gezdirin.
Kadayıfı şurubunu çekinceye kadar bekletip, keserek senis yapın.

S a r a y K adayıfı
5 kişilik
M alzem esi: Y a p ılışı:
- 500 gr. lelkadayıf 1. Kadayıfı tepsiye özenlice, eşit yayarak döşeyin. Tavada tereyağını
(ince dövülmüş) kızdırın. Kızgın yağı kadayıfın üzerine gezdirin. Tepsiyi kısık ateşe
- 1 0 0 gr. tereyağı oturtup kadayıfı kızartın.
( 6 .5 çorba kş. ) 2. Şekeri su ile tencereye koyup, şeker eriyinceye kadar karıştırarak
Şurubu için : koyu kıvamlı biı şurup hazırlayın.
- 625gr. tozşeker
3. Kızaran kadayıfı ateşten alıp yağını süzün, yağı tamamen gidinceye
(2 2/2 su bardağı)
kadar sıcak su ile yıkayın. Suyunu iyice süzdürdükten sonra üzerine
- 250 ml. su (1 su bardağı).
sıcak şurubu gezdirip, tepsiyi kısık ateşe oturtun. Kadayıfı şurubunu
çekinceye kadar pişirip, ateşten alın. Soğuyunca keserek servis yapın.

Y um urtalı T e lk a d a y ıf
5 kişilik

M alzem esi: Y ap ılışı:


- 500 gr. telkadayıf l* Fırınınızı 180°C!ye getirip, ısıtın. Yağlanmış bir fırın tepsisine kadayıfı
- 3 adet yu mu rta özenlice, eşit yayarak döşeyin. Bir kapta yumuıtalan tuz ile çırpıp kadayıfın
- tuz. üzerine gezdirin. Tepsiyi sıcak fırına sürüp kadayıfı üzeri kızarmcaya
Şurubu için : kadar yaklaşık 30 dakika pişirin. Fırından alıp soğumaya bırakın.
- 500 ml. süt (2 su bardağı) 2. Şekeri süt ile tencereye koyup, şeker eriyinceye kadar karıştırarak
- 500 gr. tozşeker (2 su bardağı). bir şurup hazırlayın. Soğuyan kadayıfın üzerine sıcak şurubu gezdirin,
Kadayıfı şurubunu çekinceye kadar bekletip, keserek servis yapın.
K u ra b iy e
5 kişilik

M alzem esi: Y a p ılış ı:


- 150 gr. tereyağı (10 çorba k ş.) 1. B ir tavada tereyağını eritin. Sodayı karıştırma kabına koyup, içine yağı
- 250 mİ, soda (1 su b ard ağı) ekleyin ve karıştırın. Azar azar unu ve şekeri katıp, elinizle karıştırın ve yoğurun
- 250 gr, ıın (2 su b ard ağı)
2. Fırın ın ız ı 1 8 0 °C y e g etirip ısıtın. Fırın tep sisin i y a ğ la yıp , k u ra b iye
- 250 gr. tozşeker (1 sıt b ardağı)
ham uru ndan ceviz b ü yü k lü ğ ü n d e parçalar kopararak tepsiye dizin. Her
- 100 gr. bad em
k u ra b iy e n in ortasına b ir tane so yu lm u ş b a d em k o yu p , biraz bastırın.
(h a şla n a rak k a b u k la rı so yu lm u ş)
Bad em in yanlarına iki karanfil batırıp, tepsiyi fırına sürün. Üzeri kızanncaya
- 50 adet karanfil.
k a d a r yak laşık 25-30 dak ik a p işilip , fırından alın.
3. So ğ u d u k tan sonra tabaklara aktararak servis yap ın.

A c ıb a d e m K u rab iy esi
İÜ kişilik
Malzemesi: Y a p ılış ı:
- 500 gr. kurufasulye 1. K u ru fa s u ly e îe ri bir g ece ö n ce sin d e n suya k o y u p , şişm e ye bırakın.
(ayıklanmış) Fasulyeleri yum uşayıncaya kadar bol su ile haşlayıp, süzün v e kabuklarını
- 150 gr. tatlı badem soyun. H iç p ü tü r k alm a yın ca ya k ad ar h avand a dövün.
(haşlanarak kabuklan 2. Fırınınızı 1 8 0 °C ye getirip ısıtın. Badem lerin birazını süslemek için ayınp,
soyulmuş.) kalanını ayn ayn dövün ya da robotta çekin. Yumurtaları köpüıiinceye kadar
- 200 gr. acıbadem şeker ile çırpın. Badem leri, ezilmiş fasulyeleri v e yum urtayı karıştırarak bir
(haşlanarak kabuklan ham ur yoğurun. Yoğurm ayı kolaylaştırmak için biraz soda ekleyin.
soyulmuş)
3. B ir fırın tepsisini yağlayıp, kurabiye ham urundan ceviz büyüklüğünde
- 6 adet yumurta
p a rç a la r k o p a ra ra k te p siye dizin. H e r k u ra b iy e n in ortasına bir tane
- 250 gr. tozşeker
so yu lm u ş bad em k oyu p , biraz bastırın. Ü zerlerine yum u rta a k ı sürün.
(1 su bardağı)
T e p s iy i fırına yerleştirip, üzeri kızarıneaya k ad ar ya k la şık 20-25 dakika
- 90 mi. soda ( 6 çorba kş.)
p işirdikten sonra fırınd an alın.
- 3 adet yumurta akı.
4. So ğ u yu n ca tabaklara aktararak servis yap ın.

P a tlıcan T a tlısı
5 k işilik

Malzemesi: Yapılışı:
- 1 kg. kemerpathcam 1. Şek e ri su ile bir te n cereye k o yu p , 2-3 d a k ik a k a yn atarak bir şurup
- 225 m l zeytinyağı (1 su bardağı) h azırlayın ve soğum aya bırakın.
-tu z 2. Patlıcanların saplarını kesip, atın. Kabuklarını soyup, yuvarlak yuvarlak
- 2 adet yum urta dilim leyin. Üzerlerine tuz serpip 15 dakika bekletin. Y ık a y ıp , kurulayın.
-1 çay kş. tarçın Zeytinyağını bir tavada kızdırın. Y a ğ kızınca patlıcanları çırpılmış yumurtaya
-1 çorba kş. tozşeker. b u la yıp tavaya yerleştirin. H e r iki yan ın ı altın sarışı renk alıncaya kadar
Şurubu için: kızartıp, süzdürerek tavadan alın ve soğum uş şuruba bırakın.
- 500 gr. tozşeker (2 su bardağı) 3. Patlıcanları 1 saat şurubun içinde beklettikten sonra tabaklara aktarıp
- 250 ml. su (1 su bardağı). üzerine tarçın ve şeker serp erek servis yap ın.

A ğ a ç k a v u n u Tatlısı
5 kişilik

M alzem esi: Y a p ılış ı:


- i kg. ağaçkavunu (soyulmuş) 1. Ş ek e ri su ile te n c e re y e k o y u p , 2-3 d a k ik a k a y n a ta ra k b ir şurup
- 600 ml. su (2 y 5 su bardağı) hazırlayın.
- 250 gr. tozşeker (1 su bardağı)
2. A ğ a ç k a v u n u n u başka bir tencerede, üzerini aşacak k ad ar su içinde
- 1 çorba kş. çiçek b ir taşım k a yn a tıp , su yu n u sü zdürü n. K a v u n u d ilim le y in v e k a yn a r
suyu ya da gülsuyu. şuruba atıp üç taşım kaynatın.
3. T e n c e re y i ateşten a lıp tatlıyı tabaklara aktarın. Ü z erin e ç iç e k suyu
serperek servis yap ın.
j j * <■ i
......-
C I V A /A V

A XVIII. y ü z y ıl sonlarında
t i r seyyar helvacı.

H e lv a la r , O s m a n l ı d ö n e m i n d e k o n u k la r a s u n u lm u ş o lm a s ı,
g erç e k ten ç o k ö z e l y e r i o la n b ir h e lv a n ın ö n e m i ü z e r in e b iz e b ir
tatlı tü r ü n ü o lu ş t u r u r . B u n la r b a şk a ip u c u v e r m e k t e .
k ö k e n le r i b a k ım ın d a n y a b a n c ı
etk isin d en e n u z a k tü r o la r a k da H e lv a la r ın en b asit p r o t o t ip in i u n
n itelen d irileb ilir. T ü r k le r ’in tatlıya h e l v a s ı o lu ş t u r u r . U n h e l v a s ı
d ü ş k ü n lü k le r in in A n a d o lu ’ya y a p m a k iç in sa d e y a ğ ile h a zırla n a n
g e liş le r in d e n s o n r a s ıy la i l g i li b ir m e y a n e y e ş e k e r ş u ru b u k a tılır v e
ö z e llik o ld u ğ u k o n u s u n d a e ld e t a t lı b ö y l e c e o r t a y a ç ık a r . B u
b a zı k a n ı t l a r v a r . S ö z g e l i m i , b ö lü m d e t a r ifin i b u la c a ğ ın ız
Islam iyetin y a y ılm a d ö n e m in d e k i " g a z ile r h e lv a s ı"n d a n fa r k ı,
g e z ile riy le ü n lü A r a p g e z g in i tb n m e y a n e y e a y rıca süt e k le n m e s id ir.
Fazlan’ın Seyakatname'sindeki bazı " H e l v a - y ı h a k a n i" is e y in e
b ölü m ler b iz i b ö y le d ü ş ü n m e y e y ö n le n d ir m e k t e . Y in e m e y a n e y e sü t k a t ıla r a k y a p ıla n b ir b a ş k a h e l v a d ı r .
de h elva la r, bu tü rü n m u tfa k g e le n e ğ im iz d e k i e n eski
örn ek leri o la ra k k a b u l e d ile b ilir . "S a b u n iy e h e lv a s ı"n d a is e u n u n y e r in i n iş a s ta n ın a ld ığ ı
g ö rü lü r. A n c a k b u h e lv a n ın y a p ım ı da ö te k ile r d e n b ira z
Ö te y a n d a n , s o n d ö n e m le r e k a d a r a z a la r a k d a o ls a d e ğ iş ik t ir . Y a p ım t e k n iğ in d e k i d e ğ iş ik lik , "s a b u n iy e
sürmüş h e lv a s o h b e t le r i g e le n e ğ in in v a r lığ ı, O s n ıa n lı h e lv a s ı"n ı d ah a ilg in ç k ıla r. H e lv a la r d a u n y e r in e nişasta
to p lu m u n u n h e lv a y a t a t lıla r a r a s ın d a a y r ı b i r y e r k u lla n ılm a s ı "r e ş id iy e h e lv a s ı" v e "a s u d e h e lv a s ı" g ib i
tan ıdığın ın b ir b aşk a k a n ıt ım o lu ştu ru r. B ü tü n b ir g e c e ta r ifle r d e d e ö n ü m ü z e ç ık a r.
b oyu n ca s ü r e n b u t o p la n t ıla r d a O s m a n lı’n m s e ç k in
sınıflarından b ilg in le r , y ö n e t ic ile r v e ö te k i ile r ig e le n le r , E s k i ta r ifle r in b ir ç o ğ u n d a h e lv a la r a f ıs t ık v e b e n z e r i
edebiyattan, m u s ik id e n v e g ü z e l s a n a tla rd a n s ö z e tm iş, ta t la n d ır ıc ıla r ın e k le n m e s i k o n u s u n d a b ilg i y o k .
Fransa’da d o ğ u p A v r u p a ’d a b ir z a m a n la r m o d a o lm u ş Bu y a ln ız c a " ir m ik h e lv a s ı" y la ilg ili b ir ö z e l l i k o la r a k
"s a lon "la rd a k in i a n d ıra n e t k in lik le r d e b u lu n m u ş la r d ır. g ö z e ç a r p m a k t a . B u r a d a da f ı s t ı k y e r i n e b a d e m
Bu seçkin to p la n tıla r d a h e lv a n ın b a ş lıc a y iy e c e k o la ra k k u lla n ıld ığ ı g ö r ü lü y o r .
Güllabiye
5 kişilik
Malzemesi: Yapılışı:
- 250 gr, buğday nişastası 1. N işastayı b iraz su d a eritin. T en c ere d e balı, su ile bir taşım kaynatın.
(1 ı/2 su ba rdağı) İç in e n işa sta y ı v e te re y a ğ ın ı k a tıp , b irk a ç d a k ik a ta h ta b ir k a şık la
- 300 gr. bal karıştırarak koyulaşıncaya k ad ar pişirin,.
- 500 m l su (2 su bardağı) 2. B adem leri v e gülsuyunıı ekleyip kısık ateşte yaklaşık 15 dakika helvayı
-150 gr. tereyağı (10 çorba kş.) pişiraıeyi sü rdii rü n .
-150 gr. badem
3- P işe n h e lv a y ı a te şte n alıp b ir te p s iy e d ö k ü n , K e p ç e n in tersi ile
(h aşla n a rak ka bıi kİa 17
bastırarak tep siy e yayın. S oğuyunca b ak lav a dilim i b içim in d e k e se re k
soyulmuş)
servis yapın.
- 1 çorba kş. gülsuyu.

S a b u n i H e lv a
5 kişilik
M a lz e m e si: Y a p ılış ı:
- 250 gr. buğday nişastası 1. Nişastayı su ile eritip, tem iz bir tencereye süzün. Balı hiç su katm adan
(1 j/2 su bardağı) b ir k a p ta eritin. N işastanın içine katıp, te n c e re y i kısık a te şe o tu rtu n .
- 750 ml. su (3 su bardağı) Çekilm iş b ad e m içini ekleyin.
- 250 gr. bal 2. T ah ta bir k aşıkla sü re k li k arıştıra rak h elv ay ı pişirin . H elv a d ib in e
- 250 gr. çekilmiş, kabuksuz yapışm aya başlayıp, kavurm ası zorlaşınca biraz yağ ek ley ip kavurm ayı
badem içi sü rd ü rü n . K avurm ak zorlaştıkça yağı az ar azar k atarak tüketin. Helvayı
- 100 gr. tereyağı b u b içim d e to p lam 10 d ak ik a k av u rarak d a m a ğ a y ap ışm ay ıp , yalnızca
(6,5 çorba kş. ) sakızlaşıncaya k a d a r pişirip ateşte n alın.
3. I'z e rin e b a d e m k o y arak servis yapın.
G aziler H e lv a sı
5 kişilik

M alzem esi’ Y a p ılış ı:


- 300 gr. bal 1. B ir tencerede bal ile suyu birlikte kaynatarak sıcak tutun.
- 500 ml. su 2. Diğer tencerede tereyağını eritin ve kızmadan ateşten alın. B ir elinizle unu
(2 su ba rdağı) serpip öbür elinizle unu yağa yedirin. Tencereyi kısık ateşe oturtup, tahta
-200gr, tereyağı bir kaşıkla sürekli karıştırarak helvayı 10 dakika kavurun. Fıstıklan katın.
(73 çorba kş.)
3. Sıca k o la n şurubu azar azar h e lv a y a e k le y ip to p a k k a lın a y ın c a y a
- 400 gr, un
k ad ar yedirin . Y e n id e n biraz k avu ru p , a y n ı işlem i yap ın.
(3 ı/5 su bardağı)
- 1 00 gr. antepfıstığı. 4. U n koku su tüm üyle gidince karıştırıp kapağını kapatın. A teşten alın
v e 30 dakika dinlenm eye bırakın. D in len m iş h e lv a y ı iyice taneleninceye
k ad ar bir tahta kaşıkla ezm ed en karıştırıp, servis yap ın .

Not: B u h elvaya antepfıstığı ye rin e kabuğu soyulm uş badem , fındık ya


da çam fıstığı konulabilir.

H a k a n i H e lv a
5 kişilik

Malzemesi: Y a p ılış ı:
-150 gr. tereyağı ( 1 0 çorba kş.) 1, T e n ce re d e tereyağını eritin. Y a ğ e rim e ye başlayınca içind e nişastayı
-1 2 5 gr. buğday nişastası tahta b ir kaşıkla karıştırarak 2-3 d a k ik a pişirin. P irin ç u n u n u , u n u v e
(y'4 su bardağı) b ad em leri katarak yak la şık 10 d ak ik a h e lv a y ı k avurun.
-125 gr. pirinç unu ($/4 su bardağı) 2, B ir kapta sütü bal ile iy ic e karıştırın. K a vru lm u ş h e lvan ın üzerine bir
- 60 gr. un (j/2 su bardağı) sü zgeçten süzdürün. K arıştırıp , te n ceren in k a p a ğ ın ı k apatarak, kısık
- 200 gr, badem içi ateşte 15 dakika pişirin.
(haşlanıp, kabuklan soyulmuş)
3< Pişen h e lv a y ı ateşten alıp tahta kaşıkla karıştırın. Tabaklara aktararak
- 500 ml. süt (2 su bardağı)
servis yap ın.
- 300 gr. bal
X X . y ü z y ı l b a şla rın d a
b ir s e y y a r m u h a lle b eci.

Süllü tatlıla r O sm a n lı " S ü t lü a ş "ın sü ts ü z


d ö n e m in in bazı am a y in e de tatlı b ir
yem ek k it a p la r ın d a b iç im i de "n a z lı aş"
"S o ğ u k T a t lıla r " a d ı a lt ın d a b i lin ir .
b a ş lığ ı a lt ı n d a e le S ü t ü n e k s ik liğ i, b u
a lın m ıştır. B ö y le b ir t a t lıd a s o ğ u d u k t a n
tanım lam a, d ö n e m in s o n r a ü z e r in e b o l
anlayışını y a n s ıtm a s ı d ö vü lm ü ş ceviz ya da
a ç ıs ın d a n a n l a m l ı badem e k le n e r e k
sa y ıla b ilir. N it e k im , g i d e r i l m i ş
bugün de içinde süt b u lu n m a ya n aşure gibi bazı tatlılar, g örünm ekted ir. T a tlıla rın üzerine bö yle k u ru yem işle rin
hâlâ geleneğe u y u la ra k sü tlü ta tlıla r a ra sın d a sayılır. e k le n m e s i de A n a d o lu m u tfa k g e le n e ğ in in t ip ik
ö zelliklerind en biridir.
Biz yine de önce gerçekten sütlü olan tatlılarla başlayalım.
N ite k im "aşure", k u ru y e m iş le rin hem en her tü rü n ü n
Bunların iç in d e en önem lisi, "tavukg öğ sü"d ür. Ö n em i, b a k liy a t ile b ir lik te ş e k e rle p iş irilm e s in d e n o lu şu r.
öncelikle k a yn a ğ ın d a n gelir. Tavukgöğsü, O s m a n lıla r’a Birçok kaynakta, aşurenin A n a d o lu ’n u n yerli halklarınca
Bizans’tan geçmiş b ir tatlı. B u n u , tatlın ın iz in i A v ru p a ’da çok eski dönem lerden b e ri b ilin e n ve severek yen en b ir
sürmeye b a ş la d ığ ım ız d a g ö rm e k te y iz . Ü n lü R o m a lı ta tlı o ld u ğ u n a d e ğ in ilm e k te . H e m e n b ü tü n E r m e n i
yemek yazan A p ic iu s’u n ye m e k kitabında tavukgöğsüne ye m e k k ita p la rın d a aşure, n ered eyse E r m e n i m utfağ ı
çok benzeyen b ir tatlı var. Sü t ve b a d em d en sübye ile tatlılarının en ünlüsü olarak anılm akta.
hazırlanıp b a lla ta tla n d ırıla n b u y iy e c e ğ in b u g ü n k ü
tavukgöğsünden tat o la ra k p e k fa rk ı olm asa gerek. O s m a n lı, bu y e re l t a t lıy ı k o la y c a k a b u l e tm iş ve
Batı’da "blancm ange" a d ıyla b ilin e n b u tatlı, B a tı R om a m utfağına katm ış. A n c a k daha da önem lisi, bu ta tlın ın
İm paratorluğu’n u n y ık ılış ın d a n sonra b ir süre ortaçağ ya p ım ın ı yıllar içinde geliştirmiş. O sm anlı, h içb ir Erm en i
Avrupa’sında v a r lığ ın ı s ü rd ü rm ü ş , a n c a k d ah a so nra y e m e k k ita b ın d a ra s tla n a m a y a c a k b ir "sü zm e saray
ortadan kaybolm uş. O ysa biz a yn ı tatlıyı Bizans yo lu yla aşuresi" tarifiyle k o n u yu noktalam ış bulunm akta.
O sm anlılar’da g ö rm e k te yiz ve tavu kg ö ğ sü neredeyse
geleneksel b ir tatlı olarak g ünüm üzde bile a yn ı topraklar S o n o larak, "e lm a siye " de, m e yv e ile ta tlın ın ço k hoş
üzerinde varlığ ın ı korum akta. b ir b ile şim i o la ra k O s m a n lı m u tfa ğ ın d a y e rin i alm ış
b u lu n m a k ta . M e y v e jö le le r in in y a ln ız c a O s m a n lıy a
Bugün sütlaç olarak tanıd ığım ız "sütlü aş" ise T ü rk le r’in özgü b ir ta rif o lm a d ığ ı, o rtad a a ç ık b ir g erçek olarak
pirince düşkünlükleri ve süte olan yak ın lık la rı dolayısıyla d u r m a k t a . Y in e de b u r a d a b ö y le b ir ta rife y e r
çok daha tip ik b ir T ü r k tatlısı o larak O sm a n lı m utfağı verilm esinin asıl nedeni, O sm a n lı’n ın b u tatlıyı ne kadar
içinde kendine b ir yer b u lm u şa benzem ektedir. b e n im s e m iş o ld u ğ u n u b e lirtm e k o la ra k anlaşılm alı.
Süzm e Saray Aşuresi
IOkişilik
M alzem esi: Yapılışı:
- 200 gr. kumfasuîye (1 su bardağı) 1. Fasulye, n ohut v e b a k la y ı bir gece ö n ce sin d e n ayrı ayrı so ğ u k suya
- 200gr. nohut (1 su bardağı) koyup, şişmeye bırakın. H e r birini yum uşayıncaya kadar ayrı ayrı haşlayıp,
-100 gr. kuru hakla (j/2 su bardağı) süzdürün, N o h u tların k a b u k la rın ı soyun.
- 350 gr. keşkektik buğday 2. B u ğ d a yı yıkayıp süzdürün. Su ile tencereye koyup, bir taşım kaynatın.
(1 j/2 su bardağı) So n ra ateşi kısıp, b u ğ d a y çatlam aya b a ş la yın ca y a k a d a r pişirin. P işe n
- 2,5 it. su (10 su bardağı) b u ğdayı ezerek karıştırın. Çorba k ıvam ına g elince tencereyi ateşten alıp,
- 250 gr. tozşeker (1 su bardağı) b u ğ d a yı ince b ir süzgeçten tem iz bir te n c e re ye süzdürün. Süzgeçteki
-100 gr, badem b u ğ d a y ı p o sası k a lın c a y a k a d a r iy ic e ezip, tem iz te n c e re y e g eçirin .
-100 gr, çamfıstığı (j/2 su bardağı)
3. Bu ğ d ayın içme haşlanmış fasulyeyi, nohutu ve b ak layı katıp, karıştırın.
-100 gr. kuşüzümü (j/2 su bardağı)
Şekeri, bad em i, fıstığı, üzüm ü, k u ru k a yısıyı, ceviz için i ve g ü lsu yu n u
- 100 gr. kuru kayısı
da ek leyere k tencereyi ateşe oturtun. Ü züm leri şişinceye k ad ar yaklaşık
-100 gr. ceviz içi
5 d a k ik a pişirin.
- 2 çorba kş. gülsuyu.
4.A ş u re yi kâselere boşaltıp, üzerine kişniş üzüm ü v e kırm ızı şerbetlik
şeker serp erek servis yap ın.

E lm a s iy e
S k iş ilik

M alzem esi: Y apılışı:


- 5 yaprak jelatin 1. Je la tin le ri so ğuk suda ıslatarak gevşetin. Şek e ri su ile b ir te n cereye
- 200 gr. tozşeker (4/5su bardağı) k o y u p ) şe k er e riy in c e y e k a d a r karıştırarak kaynatın.
- 1250 mi. su (5 su bardağı) 2. K a y n a r şurubun içine süzdürerek jelatinleri ekleyip, e riyin ce ye k adar
- 250 gr. kaymak. karıştırın. T e n c e re y i ateşten alın. E lm a siy e y i kâselere boşaltın. Ilın ın c a
b u zd o lab ın d a soğutup do ndurun.
3. K â seleri ılık suya oturtup, tabaklara ters çevirin. Ü zerlerin e k a ym a k
k o ya ra k servis yap ın.

T av u kgöğsü
5 kişilik
M alzem esi' Yapılışı:
-1 adet, tavuk (temizlenmiş) 1. T a vu ğ u yık a y ıp , te n c e re ye k o yu n . Ü z e rin i aşacak k a d a r su içinde,
1 kg. ’hk ateşe oturtun. Eti iyice yum u şayıncaya kadar haşlayın. Süzdürerek sudan
-1 it. süt (4 su bardağı) alıp, yalnızca göğüs etini ayırın. T el gibi ince ince didip, havanda dövün.
- 250 gr. pirinç unu 2. Sütü b ir taşım kaynatın. P irin ç u n u n u biraz su ile su lan d ırıp , içine
(İ20su bardağı) sıcak sütten kaun. Sulanm ış pirinç unu n u kaynayan süte katıp, karıştırın.
- 350 gr. tozşeker D id ik le n m iş tavuk etini ve şekeri de ten cereye k o yu n . T a vu ğ u n göğüs
(12/5 su bardağı) eti e riy ip sa k ız gibi o lu n c a y a k a d a r d ö ve d ö v e k a rıştırarak pişirin.
-1 çorba kş. tarçın.
3. Pişen tavukgöğsü nü tabaklara aktanp, üzerine tarçın serperek servis yapın.
/
Nazlı A ş
5 kişilik
M alzem esi: Y a p ılış ı:
- 450gr. pirinç (ayıklanmış), 1. P irin c i h a van d a bu lg u r gibi o lu n c a y a k a d a r dö vün.
(2 su bardağı) 2. Su yu tencerede kaynatıp, pirinçlerin bir bö lü m ü n ü içine salın ve ateşi
- 500 ml. su (2 su bardağı) kısın. Karışım koyulaşm aya başlayınca kalan pirinçleri de katarak pişirmeyi
- 250 gr. tozşeker (1 sıt bardağı) sürdürün. Ateşten alm aya ya k ın şekerini ekleyip, karıştırın. Birk a ç dakika
- 90 gr. badem ya da daha kayn atarak ateşten alın.
ceviz içi (çekilmiş).
3. P iş e n nazlı aşı k â se lere y a da sahanlara boşaltıp, ü z e rin e çek ilm iş
b a d e m ya da ceviz serp erek servis yapın.

S ü tlü A ş
5 kişilik
M alzem esi: Y a p ılış ı:
- 450 gr. pirinç (ayıklanmış), 1. P irin c i bol su ile te n cereye k o y u p , bir taşım k aynatın. Ateşten a lıp
(2 su bardağı) süzdürün.
- 750 ml. süt (3 su bardağı) 2. Sütü başka b ir tencerede kaynatıp pirinçleri içine salın. P irin çle r iyice
- 350gr. tozşeker ( i ^5 su bardağı). yu m u şa yın ca y a kadar k ısık ateşte pişirin.
3. Pişen sütlü aşı kâselere ya da sahanlara boşaltıp, üzerine tatlılaştıracak
k ad ar şek er serperek servis yap ın.
«t * .

t' 1\ / t j£6ğr
/>^T3F
Vt
/
A y v a Tatlısı
5 k iş ilik

M alzem esi: Y a p ılış ı:


- 500 mi. su (2 su bardağı) 1. Suyu bir taşım kaynatın. A y va la rı dörde b ö lü p kabuklarını soyun v e
- 4 adet orta boy ayva çek ird e k yata k la rın ı keserek çıkarın. Ç ek ird e k leri toplayın, bir tûlbente
- 325 gr. tozşeker k o y u p a ğzını b ağ layın . A y v a la rın 3 y a rım ım re n d e le y in . K a la n a yv a
( 11/3 su bardağı) yarım larını k a yn a ya n suya atıp, ateşi kısın v e iki taşım kaynatın.
- 5 cm. 1ik çubuk tarçın 2. A yvaları süzdürerek sudan çıkarıp bir fırın tepsisine koyun. T en cerede
- 75 adet karanfil k a lan su ya şek eri katıp, karıştırarak şu ru b u h azırlayın . R e n d e le n m iş
- 250 gr. kaymak ayvaları, tarçını, ayva çekirdeklerini v e karanfili şuruba ekleyip 15 dakika
kısık ateşte pişirin. T ü lb en ttek i çek ird e kleri şuruptan çıkarın.
3* Fırınınızı 1 5 0 °C ye getirip ısıtın. Tepsideki ayvaların üzerine bir kaşıkla
bu harcı bölüştürün. Kalan m alzem eyi ve suyunu tepsiye boşaltıp, tepsiyi
fırına sürün, A y v a tatlısını 25 d a k ik a p işirip fırın d an alın. S o ğ u yu n c a
üzerine birer lüle k aym ak k o ya ra k servis yapın.

Not: B u tarifi k ullanarak elm a ve arm ut tatlılarını da hazırlayabilirsiniz.


/
İs h a k iy e
5 k iş ilik

M alzem esi: Y a p ılış ı:


-100 gr. tereyağı (6,5 çorba kş.) 1. T e re y a ğ ın ı te n cered e eritin. Y a ğ e riy in c e , iç in d e p irin ç u n u n u v e
- 65 gr. pirinç unu ç e k ilm iş b a d em i k ısık ateşte 15 d a k ik a k a v u ra ra k m e ya n e hazırlayın.
(2/5 su bardağı) 2. Azar azar sütü ekleyin. Sürekli karıştırarak sütü tenceredeki m eyaneye
-100 gr. badem (ince çekilmiş) yedirin. H iç top ak kalm aym caya k ad ar karıştırarak şekeri katın. B ir taşım
- 800 ml, süt kaynatıp , ateşten alın.
(3 ı/5 su bardağı)
3. H azırladığınız tatlıyı kâselere doldurup, kâseleri tabağa ters çevirerek
- 375gr. tozşeker
f 7 t/2 ç jj h a r f in d i) dizin. K âseleri k aldırarak servis yapın.

K ızartm a G üllaç
5 kişilik
M alzem esi: Y a p ılış ı:
-10 kat güllaç 1. G ü lla ç la rı birer birer gülsuyu v e su karışım ı ile ıslatıp, ik iye katlayın.
- 250 ml. gülsuyu (1 su bardağı) Ü zerine çekilm iş fındığı serpin. İk i yanından k ıvırıp rulo biçim inde sarın.
- 250 ml. su (1 su bardağı) B ü tü n yap rak ları bu biçim d e hazırlayın.
- 200gr. fındık içi (ince çekilmiş) 2. Ç ırp ılm ış y u m u rta y ı bir kaba k o y u n . T e re y a ğ ın ı tavad a eritin. Y a ğ
- 3 adet yumurta (çırpılmış) kızınca rulo b içim in d ek i güllaçları yum u rtaya b u la yıp tavaya yerleştirin.
-150 gr. tereyağı (10 çorba kş.) A ltın sarısı re n k a lın ca ya k a d a r kızartıp, sü z d ü re re k ya ğ d a n alın. B ir
Şurubu için : kaba dizin.
- 500 ml. süt (2 su bardağı) 3. Şekeri süt ile te n cereye k o yu p , şek er e riy in c e y e k ad ar karıştırarak
- 250gr. tozşeker (1 su bardağı). b ir şurup hazırlayın. T en ce re yi ateşten alıp, kızarm ış güllaçları şurubun
içine bırakın. G ü lla çla r şurubu çek in ce tabaklara aktararak servis yap ın.
AV A uvşuUv

fi*
S a la ta la r
O sm a n lı y e m e k k ita p la r ın d a s a la ta la r ç o ğ u z a m a n a y r ı s ü r d ü r e lim . B u r a d a sa la ta y a p ılıp b i t ir ild ik t e n s o n ra
b ir b ö lü m o lu ş tu r m a z . Y in e de b u k ita p la r d a e p e y c e y a z a r s ö z ü , " E ğ e r b u lu n u r ise e r g u v a n ç iç e ğ i d a h i
zengin salata ta rifle ri y e r alır. z a m m e d e le r la tif o lu r" d iy e n o k ta la r!

B u n la r ın b i r b ö lü m ü , b u g ü n a n la d ığ ım ız a n la m d a O s m a n lı y e m e k k ita p la r ı, b u g ü n b iz im b i r tü r "m e z e"


salatalara b en zer. Ç iğ s a la ta lık se b z e le rle h a z ır la n a n la r sa yacağ ım ız y iy e c e k le ri de salatalar iç in d e anar. B u n la r ın
bu k o n u d a h e m e n i l k a k la g e le n le r. "Y e ş il s a la t a ", n e r e d e y s e t ü m ü n ü n d e n iz ü r ü n le r i ile h a z ır la n m ış
"domates salatası", "h ıy a r salatası", "k a rn a b a h a r salatası" o lm ası ise b ir b a şka ilg i ç e k ic i n o k ta d ır. B u n la rı a n a rk e n
bunlar iç in d e e n b ilin d ik le r . B u n a k a r ş ılık , g ü n ü m ü z d e a k la h e m e n g ele n le r "İstakoz salatası", "İstakoz ta ra to ru ",
çok se v ile n "ç o b a n s a la ta s ı"n ı, d a h a y e n i b ir ta rif o ld u ğ u "te k e s a la ta s ı" g ib i d e n iz ü r ü n le r i İle h a z ır la n a n la r m
için m i, y o k s a ç o k y e r e l b i r ç e ş it s a y ıld ığ ın d a n m ıd ır y a n ı s ır a " s a r d a ly e s a la t a s ı" , " k a y a b a lıg ı t a r a t o r u " ,
bilinm ez, b u ta rifle r a ra s ın d a g ö re m iyo ru z . "u s k u m r u b a lığ ı ta ra to ru " g ib i b a lık la r la y a p ıla n la r ve
"b a lık y u m u r ta s ı ta ra to ru " v e "ç iro z b a lığ ı salatası" g ibi
Bu s a la t a la r ın y a p ım la r ı, n e r e d e y s e g ü n ü m ü z d e k i y in e d e n izle ilg ili ta riflerd ir.
ta riflerin in a y n ıs ıd ır. B u r a d a se b z e le r y e ş il salata y a da
dom ates s a la ta s ın d a o ld u ğ u g ib i ç iğ d e n , k a r n a b a h a r H e m e n y e r i g e lm iş k e n , s a la t a la r a r a s ın d a a n ıla n b u
salatasındaki g ib i sebze h a ş la n d ık ta n so n ra ze ytin ya ğ ı- "ta r a to r "a d a d e ğ in e lim . T a ra to r, O s m a n lı m u tfa ğ ın a
sirke y a d a z e y tin y a ğ ı- lim o n s u y u ile t a t la n d ır ılır la r . B iz a n s g e le n e ğ in d e n g e çm iş b ir y iy e c e k o lm a lı. B u ra d a
y a p ıla n b i r t ü r k u r u y e m iş in - ö rn e ğ in fın d ığ ın y a da
A ncak b u ta rifle rd e z a m a n z a m a n b a z ı in c e lik le r e de b a d e m in - k a b u k la r ın ın a lın d ık ta n so n ra d ö v ü lm e s i ve
rastlanır. B u n la n n b ir k ıs m ı m u tfa k p ro fe s y o n e lle rin c e b ira z d ö v ü lm ü ş s a rm ıs a k ve tu z ile h a rm a n la n m a s ıd ır.
her dönem d e b ilin e n n o k ta la rd ır. Melceü’t Tabbahin'd e k i B u n a b ir m ik t a r ıs la tılm ış v e s u y u s ık ılm ış e k m e k iç i
"yeşil salata" ta r ifin d e b u n u g ö rm e k m ü m k ü n . T a rife ile s irk e y a d a lim o n s u y u e k le n m e k te d ir . B u g ü n k ü
"c ü m le n in m a lu m u ise d e . . . " d iy e b a ş la n ır s a d a , s ıra d a n ta ra to rla rla a ra s ın d a k i e n ö n e m li fa rk , e k m e k
so n ra d a n a n la t ıla n la r h iç d e -en a z ın d a n b u g ü n k ü iç in e k o n a n la r ın y a ln ız c a s a rm ıs a k ta n ib a re t o lm a m a s ı!
"cüm le"nin- m a lu m u o lm a k ta n u z a k g ib id ir. Ö rn e ğ in , A n c a k h e m e n s ö y le y e lim k i, b ü tü n s a la ta la rd a k i ta ra to r
biz b u g ü n y e ş il sa la ta y a M e îc e ’d e k i ta rifte o ld u ğ u g ib i ta rifle ri b u k a d a r k a rm a ş ık o lm a k d u r u m u n d a d e ğ ild ir.
"cüz’i" de olsa p e k n a n e k o y m a y ız . H e le tere v e k e re v iz B i r de d ö n e m in y e m e k k it a p la r ın d a n a n la ş ıla n o k i,
-herhalde y a p r a k la r ı k a s te d ilm e k te - g ib i y e ş i lli k l e r i tarator, d ö n e m in z eytin yağ ı-sirke y a da z eytin ya ğ ı- lim o n
ekleme a lış k a n lığ ı d a o r ta d a n k a lk m ış tır . S a la ta la rd a s u y u n d a n so n ra e n y a y g ın salata s o s la r ın d a n b iriy m iş .
b ü tü n m a lz e m e n in h e m b a ş la n g ıç t a , h e m d e s o s u
k o nduktan so n ra iy ic e k a rış tırıla ra k h a rm a n la n m a s ı, o O s m a n lı m u tfa ğ ın d a k i s a la ta la rd a n b u g ü n iç in ilg in ç
zam anlar a ltı iy ic e ç iz ile n b i r ö z e llik m iş . M e îc e ’d e k i o la n la r a ra s ın d a b a z ı e n d e r s e b z e le ri y a d a ç iç e k le r i
ta rifte , b u g ü n k ü T ü r k ç e ’y l e s ö y le y e c e k o lu r s a k , s a y a b ilir iz . A m e r i k a l ı ş e fle r in s o n y ılla r d a ç iç e k le r i
"salatan ın ü z e rin e z e y t in y a ğ ı k o y u p s ir k e y i ü z e r in e ö z e llik le sa la ta la rd a k u lla n m a m e r a k ın ın k ö k e n le r in in
eklemeli ve süzm eli. B ö y le ü ç d ö rt kez iş le m y in e le n in c e O s m a n lı m u tfa ğ ın a k a d a r u z a n m a s ı g e rç e k te n in s a n ı
sirke ve yağ sa latan ın h e r y a p ra ğ ın a siner." B u g ü n y a ln ız h e y e c a n la n d ır a n b ir ö z e llik . E s k i y e m e k k ita p la r ın d a
profesyonellerce k e s in lik le u y u lm a s ı g e re k e n b u k u ra la b u n u n iy i b ir ö r n e ğ i, F a h r iy e N e d im ’in k it a b ın d a k i
pek de u y u ld u ğ u sö ylenem ez. "m e n e k ş e s a la ta s ı"d ır. A y r ıc a Melceü’t Tabbahin’d e k i
"fr e n k te re si sa la ta s ı", "b a k la filiz i sa la ta s ı" d a b u n la ra
Ancak, O s m a n lı d ö n e m i y e m e k k ita p la r ın d a y e r a la n ö rn e k o larak anılab ilir. Ü z e rin e fın d ık taratoru d ö k ü le re k
bazı a y r ın tıla r b u g ü n b ile h e rk e s ta r a fın d a n ta k d ir le y e n e n taze fa su lye ile h a z ırla n m ış "çerk e z sa latası" g ib i
karşılanacak in c e lik le r ta şım a k ta . Y e ş il salata ö rn e ğ i ile ta rifle r ise a rtık tü m ü y le u n u tu lm u şa benziyor.
M G a la ta so k a k la rım la
b ir s a la ta lık satıcısı.

Turşular
T u rşu lar bazı O sm an lı y em ek k arşılık , b u tu r ş u n u n ta rifin d e
k ita p la rın d a a y rı b ir k a te g o ri az da olsa p ek m ez k u llan ılm ası
o la ra k e le a l ın ıp iş le n m iş , salık verilir.
bazılarında da " d e r k e n a r la r d a
g iz le n ip k a l m ış tı r . M e l c e ü ’t Turşular bugünkü Türk
Tabbahin bunlara iyi bir örnektir. m utfağında da sevilen yiyecekler
Ama d a h a d a d ik k a ti ç e k ic i a ra s ın d a . A rtık e v le rd e esk isi
n o k ta , b u n l a r ı n g e n e l l i k l e k ad ar sık y ap ılm asa bile, hazır
s a la ta la r ın iç in e n e r e d e y s e o la n la r ı ö z e llik le s o ğ u k k ış
" rasg ele" d e n e c e k b iç im d e aylarında sofralarda görülm ekte.
serpilmiş olm alarıdır. Ü s te lik b u r a d a , h o ş a f ya d a
ş u r u p la r d a o ld u ğ u g ib i ç e ş it
Turşu tarifleri öyle pek karm aşık azalması p ek göze çarpm am akta.
bir n ite lik ta ş ım a z la r. Ç o ğ u Yine de O sm anlı d önem i yem ek
zaman s ta n d a rt bir ü re tim söz k ita p la rın d a ço k e g z o tik b azı
konusudur. İlk işlem, genellikle tu r ş u ta r if le r i b u lu n d u ğ u n u
turşusu k u ru la c a k seb ze ya da b elirtelim .
meyvenin bir miktar
haşlanmasıdır. Sonra sebze bir kavanoza aktarılır, üzerine Söz k o n u su tariflerden biri "çağla turşusu" başlığı altında
sirke ya da salam u ra ek len ir. H angi sebzeye m eyveye a n ılır . B u ra d a "çağ la" d e y in c e y a ln ız c a b a d e m in
salamura, hangisine sirke konacağını ise gelenek belirler. o lg u n la şm a m ış m eyvesi an la şılm a sın . H em en b ü tü n
Sonra tu rş u o lg u n la ş m a y a b ır a k ılır ve b u s ü r e n in m eyvelerin ham ları o zam anlar b u adla anılm aktaym ış.
sonunda y en m ek ü zere k av an o zd an alınır. N ite k im y em ek k ita p la rın d a "çağla tu rş u s u " b aşlığ ı
altın d a şeftali, kiraz, elm adan y apılanlar ayrı ayrı alınır.
Tabii tarifler her zam an b u kadar yalın değildir. Sözgelimi H er tü rlü m ey v en in ham d u ru m d a y k e n b u tu rşu için
patlıcan tu rş u s u y ap ılırk e n seb ze h a ş la n d ık ta n so n ra k u llan ılab ileceğ i belirtilir.
bir sepet için e d iz ilir ve ü z e rin e ağ ırlık k o n a ra k acı
sularının çıkm ası sağlanır. H ıyar tu rşu su örn eğin d e ise, Son olarak, bir de "balık tu rşu su "n d a n söz edelim . Bu
turşunun k u ru lu ş u n d a n ü ç d ö r t g ü n s o n ra ü z e rin d e ta rif g erçe k ten ilginç. T u rşu la rın neredeyse tü m ü n ü n
biriken kaym ağın alın m ası ö n e m le h atırla tılır. Ya da m eyve ya da sebzelerle hazırlan m asın a karşılık, burada
karışık tu rşu , O sm an lı y e m e k k ita p la rın d a k i ad ıy la ana m alzem e balıktır. T urşusu kurulacak balığın m utlaka
"turşu-yu m ahlut" y ap ıld ığ ın d a, eğer tu rş u u z u n süre ö zel b ir b a lık o lm a sı g e re k m e d iğ in i, le v re k ya da
saklanacaksa, on g ü n s o n ra s irk e s in in d eğ iştirilm esi k ılıçb ah ğ m m k u llan ılab ile ceğ in i sö y leyen satırla rd a n
gerektiği belirtilir. anlamaktayız. T urşunun yapım ının ilk aşamasını balıkların
te m iz le n ip z ey tin y ağ ın d a k ız a rtılm a sı o lu ştu rm a k ta .
Tariflerdeki k arm aşık lık yaln ızca yap ım te k n ik le ri ile B alıklar b ir k en ard a bek letilirk en safranlı ve şekerli b ir
de ilgili değildir. Yine hıyar tu rşu su n a dönecek olursak, sirke kaynatılır, içine tarçın, karanfil ve kakule ile sarmısak
burada kavanoza bol m iktarda rezene eklenm esi önerilir. katılır. Defne, m ersin ve biberiye yaprakları ile lim on ve
"Biber turşusu"nda ise b u n u n yerini n an e ve m aydanoz tu ru n ç yapraklan da eklenir. Tane karabiber ve çamfıstığı
alır. "Pancar turşusu" tarifinde d ah a garip b ir d u ru m la ile bastırılır. Bu tu rşu n u n m ü th iş b ir yiyecek olduğuna
karşılaşılır. T u rş u la rd a eg em en ta d ın ek şi o lm a sın a hiç şüphe yok. U n utulm uş olm ası da bir o kadar h a z in ...
5 kişilik
M alzem esi: Y a p ılış ı:
- 1 m a n ii Marulu yapraklarına ayırıp yıkayın ve süzgece çıkarın. Doğrama
- 1 bağ taze nane (ince kıyılmış) tahtası üzerinde ikiye ya da üçe bölün. Doğranmış yaprakları genişçe
- 1 bağ maydanoz (ince kıyılmış) bir kaba koyun. înce kıyılmış nane, maydanoz ve turp otunu ekleyin.
- 1 bağ turp otu (ince kıyılmış) 2. Sirkeyi ve tuzu kaptaki malzemeye katıp karıştırın. Suyunu bir başka
- 45 nü. sirke (3 çorba kş.) kaba süzün. Salatanın üzerine zeytinyağını gezdirin, süzdürdüğünüz
- 45 nü. zeytinyağı (3 çorba kş.) sirkeyi yeniden salataya katıp, karıştırın.
-15 adet gül erguvan
3. Gül, erguvan ya da ayva çiçeklerini salatanın üzerine koyarak sevis yapın.
ya da ayva çiçeği
- tuz.

T a r a t o r l u H ıy a r S a l a t a s ı (R o s p i)
5 k iş ilik

M a lz e m e si: Y a p ılış ı:
- 500 gr. salatalık 1. Salatalıkları, kabuklarını soyup ince ince dilimleyin. Domatesleri küp
- 500 gr. domates (5 orta boy) küp doğrayın.
- 1 bağ maydanoz (ince kıyılmış) 2. Samusaklan havanda sirke ve zeytinyağı ile birlikte döverek taratoru hazırlayın.
-1 0 diş sarımsak Salatalıkları bir tabağa dizin. Üzerine domatesleri ve maydanozu serpiştirin,
-45 m i sirke (3 çorba kş.)
3. Salatayı, üzerine taratoru gezdirip, tuzunu serperek servis yapın.
-45 m i zeytinyağı (3 çorba kş.).

T u rp S a la ta s ı
5 k iş ilik

M alzem esi: Y a p ılış ı:


- 1 kg. siyah turp 1.Turpları yıkayıp süzdürün. Kabuklarını soyarak, kalınca rendeleyin.
- tuz Tuzla ovup, suyunu süzdürün.
- i bağ maydanoz (ince kıyılmış) 2. Rendelenmiş turpları bir tabağa aktarın. Maydanozları ve zeytinleri
- 100 gr. siyah zeytin serpiştirin. Zeytinyağını ve sirkeyi gezdirerek servis yapın.
- 45 mi. zeytinyağı (3 çorba kş.)
- 45 mi. sirke (3 çorba kş.)
Domates Salatası
5 kişilik
M alzem esi: Y ap ılışı:
- 7 kg. domates 1. Domatesleri ortadan ikiye bölüp, dilimleyin. Yeşil biberleri, tohumlarını
- 5 adet yeşil biber temizleyip ince doğrayın. Bir kapta zeytinyağı ile sirkeyi karıştırın.
- 45 ml. zeytinyağı (3 çorba kş.) 2. Soğanları tuz ile ovup, yıkayın ve domateslere karıştırın. Yeşil biberleri,
- 45 ml. sirke (3 çorba kş.) maydanozları ve tuzu katıp, yeniden karıştırın.
- 200 gr. soğan (dilimlenip,
halkalarına ayrılmış), (2 orta boy) 3- Salatayı, sosunu gezdirip zeytinleri serpiştirerek servis yapın.
- tuz
- I bağ maydanoz ( ince kıyılmış)
- 50 gr. siyah zeytin.

Ç e r k e z S a la ta s ı
5 kişilik

M alzem esi: Y ap ılışı:


- 4 bağ tere 1. Tereleri yıkayıp, bir süzgece çıkarın. Domatesleri, küp küp doğrayın.
- 300 gr. domates (3 orla boy) Yeşil biberleri, tohumlarını temizleyin ve ince doğrayın.
- 200 gr. yeşil biber 2. Tere yapraklarını bir tabağa döşeyin. Domates ve biberleri serpiştirip
- tuz tuzlayın. Zeytinyağını ve limon suyunu gezdirerek servis yapın.
- 45 ml. zeytinyağı (3 çorba kş.)
- 1 adet limon (suyu).

F u k a ra S a la ta s ı
5 kişilik

M alzem esi: Y ap ılışı:


-1 kg. domates 1. Izgaranızı (ızgaranız yoksa fırınınızın ızgarasını) yakın. Domatesleri
- tuz ikiye bölüp, çekirdek yataklarını boşaltın. Domates yarımlarını boş
-45 ml. zeytinyağı (3 çorba kş.) kısımları yukarı gelecek biçimde ızgara teline yerleştirin ve tuzlayın.
- 1 bağ maydanoz (ince kıyılmış) 2. Domatesleri, içinde biriken suyu çekinceye kadar pişirin; içlerine
- 7 adet limon (suyu). zeytinyağını bölüştürüp 5 dakika daha pişirin.
3. Domatesleri dikkatlice ızgaradan alıp, içlerindeki yağı dökmeden bir
tabağa aktarın. Üzerlerine maydanozları serpin. Limon suyu gezdirerek
servis yapın.
Patlıcan Salatası
5 kişilik

M alzem esi: Y ap ılışı:


-1 kg. kemerpathcam 1. Patlıcanları yıkayıp bıçağın ucu ile birkaç yerlerinden delin, Izgaranızı
- tuz (ızgaranız yoksa fırınınızın ızgarasını) yakın. Patlıcanları ızgaraya yerleştirip,
-200gr. soğan (ince kıyılmış). kabuklan yanıp yumuşayıncaya kadar pişirin.
( 2 orta boy) 2. Pişen patlıcanları alıp kabuklarını soyun ve satır ile ezerek doğrayın.
- 3 0 0 gr. domates Tuzunu serpip bir kaba akatarın.
(kabukları soyulup,
ince doğranmış), (3 orta boy) 3. Patlıcanların içine soğanı, domatesleri, biberleri maydanozları,
- 5 adet yeşil biber zeytinyağını katıp iyice karıştırın. Sirkeyi gezdirerek servis yapın.
(tohumlan temizlenip ,
ince doğranmış)
- j/2 bağ maydanoz
(ince kıyılmış)
- 45 mi. zeytinyağı (3 çorba kşJ
- 45 mi. sirke (3 çorba kş.)

P a t a t e s S a la ta s ı
D kişilik
M alzem esi: Y ap ılışı:
-1250gr. patates (yıkanmış) 1. Patatesleri tencereye koyup, üzerlerini aşacak kadar su içindeki ateşe
- 45 m i zeytinyağı oturtun, iyice yumuşayıncaya kadar haşlayın.
(3 çorba 'kş.) 2. Haşlanan patateslerin suyunu süzdürüp, kabuklarını soyun ve iyice
- 45 m i sirke (3 çorba kş.) ezerek püre haline getirin. Zeytinyağı, sirke ve tuzu katıp karıştırarak
- tuz
biraz gevşemesini sağlayın.
- 1 bağ maydanoz
- 50 gr. siyah zeytin 3- Servis tabağına maydanoz dallarım döşeyin. Hazırladığınız patates
- \/2 çay kş. toz kırmızıbiber. püresini maydanoz dallanılın üzerine yayın. Siyah zeytinleri ve kırmızıbiberi
serpiştirerek servis yapın,
Semizotu Salatası
kişilik
M alzem esi: Y ap ılışı:
-1 kg. semizotu 1. Semizotunu incc ince doğrayın. Eğer çiğ yemek istemiyorsanız tencerede
(ayık fa n ıp, yıkcı n mtş) su kaynatıp, içine atın. Bir taşım kaynadıktan sonra suyunu süzdürün.
- tuz 2. Semizotunu bir tabağa alıp, tuzlayın. Üzerine dereotunu serpin.
- 1 bağ dereotu (ince kıyılmış.) Zeytinyağını ve limon suyunu gezdirip, servis yapın.
- 45 mi. zeytinyağı (3 çorba kş.)
- 1 adet limon (suyu),
N ot: Yalnızca haşlama süresini biraz uzatıp aynı tarifi ve miktarları
kullanarak taze fasulye salatası da hazırlayabilirsiniz.

İ s p a n a k K ökü S a la ta s ı
5 kişilik
M alzem esi: Y a p ılışı:
- 1 kg. ıspanak 1. Ispanak köklerini, kökün 5-6 cm. yukarısından kesip birkaç su yıkayın.
- 1 0 diş sarımsak Tencerede su kaynatın. İspanak köklerini kaynar suya atıp 10 dakika
- tuz haşlayın.
-4 5 mi. sirke (3 çorba kş.) 2. Sarmısakları havanda tuz, sirke ve zeytinyağı ile birlikte döverek
- 45 ml. zeytinyağı (3 çorba kş.) taratoru hazırlayın. Haşlanan ıspanakları, suyunu süzüp tuzlayın.
3- İspanak köklerini bir tabağa yerleştirin. Üzerine taratoru gezdirerek
servis yapın.

H in d ib a v e G elincik S a la ta s ı
5 k işilik
M alzem esi: Y a p ılıp :
-1 kg. hindiba ya da gelincik 1. Hindiba ya da gelinciği yıkayıp bir süzgece çıkarın. Doğrama tahtası
- tuz üzerinde iki üç parçaya bölün. Bir kaba kovup, tuz ile ovarak suyunu
- 1 bağ maydanoz çıkarın ve bir tabağa alın.
(ince kıyılmış) 2. Üzerine ince kıyılmış maydanozu serpin. Zeytinyağını ve limon suyunu
- 45 ml. zeytinyağı gezdirerek servis yapın.
(3 çorba kş.)
- 1 adei limon (suyu).
Çiroz Balığı Salatası
3 kişilik

M alzem esi: Y a p ılış ı:


-10 adet çiroz 1. Izgaranızı (ızgaranız yoksa fırınınızın ızgarasını) yakın. Çirozlan ızgara
- 45 ml. zeytinyağı (3 çorba kş.) teline yerleştirin, her iki yanını da iyice kızanp, kabarıncaya kadar pişirin.
- 1 adet limon (suyu) 2. Balıkları ızgaradan alıp, derilerini soyun. Orta kılçıklarını çıkarın,
- 1 bağ dereotu (ince kıyılmış). etlerini uzun uzun koparıp bir tabağa yerleştirin.
3. Balıkların üzerine zeytinyağını ve limon suyunu gezdirin, ince kıyılmış
dereotunu serperek servis yapın.

H a v y a r S a la ta s ı
5 kişilik

M alzem esi: Y a p ılış ı:


- 250 gr. havyar 1. Havyarı, rendelenmiş soğanı ve zeytinyağını bir kaba koyup, tahta
- 200 gr. soğan (rendelenmiş), bir kaşık ile karıştırın.
(2 orta boy) 2. Havyarlı karışımı ince bir süzgeçten ya da tülbentten ezerek geçirin.
- 45 ml. zeytinyağı (3 çorba kş.) Temiz bir tabağa aktarıp, bekletmeden servis yapın.

S a r d a ly e S a la ta s ı
5 kişilik

M alzem esi: Y a p ılış ı:


- 800 gr. tuzlanmış 1. Sardalye balıklarını sirkenin üçte birine yatırıp biraz bekletin. Sonra
sardalye balığı üzerini kazırcasına yıkayıp, yeniden sirkeye yatırın ve bu işlemi üç kez
- 250 ml. sirke (1 su bardağı) yineleyin. Balıkların başlarını ve kuyruklarını kesin.
- 45 ml. zeytinyağı 2. Balıkları temiz bir tabağa yerleştirin. Havanda zeytinyağını ve limon
(3 çorba kş.) suyunu süt gibi beyaz renk alıncaya kadar döverek karıştırın.
- 1 adet limon (suyu)
3. Hazırladığınız sosu balıklann üzerine gezdirin. înce kıyılmış maydanozu
- 1 bağ maydanoz (ince kıyılmış).
da serperek servis yapın.

T ü tü n b a lığ ı S a la ta s ı
5 kişilik

M alzem esi: Y a p ılış ı:


- 800 gr. tütünbalığı (temizlenmiş) 1. Balığı yıkayıp bir süzgcce çıkarın. Izgaranızı (ızgaranız yoksa fırınınızın
- 250 ml. sirke (1 su bardağı) ızgarasını) yakın. Balığı ızgara teline yerleştirip, her iki yanı da iyice
- 1 bağ maydanoz (ince kıyılmış) kızartncaya kadar pişirerek ızgaradan alın.
- 1 bağ dereotu (ince kıyılmış)
2. Balığın başını koparıp, atın. Havyarını çıkarın. Derisini soyun. Etleri
- 45 ml. zeytinyağı (3 çorba kş.) orta kılçığından ayırarak bir tabağa koyun. Üzerine sirkenin yarısını
- 1 adet limon (suyu). döküp 30 dakika dinlenmeye bırakın.
3. Bu süre sonunda balığı kalan sirke ile yıkayıp, temiz bir tabağa koyun.
Üzerine maydanoz ve dereotunu serpin. Zeytinyağını ve limon suyunu
da gezdirerek servis yapın.

T e k e S a la ta s ı
5 kişilik

M alzem esi: Y a p ılış ı:


-1 kg. teke (temizlenmiş) 1. Tekeleri soğuk su ile birkaç kez yıkayıp süzgece çıkarın. Tencerede
-1 bağ maydanoz (ince kıyılmış) su kaynatıp, içine atarak iki taşım kaynatın. Süzdürerek sudan alın.
- 45 ml. zeytinyağı (3 çorba kş.) 2. Tekeleri ayıklayıp, bir kapta ince kıyılmış maydanoz ile karıştırın. Bir
- 1 adet limon (su)>u)- tabağa koyun. Zeytinyağını ve limon suyunu da üzerine gezdirerek
servis yapın.
Piyaz
5 k iş ilik

M a lz e m e si: Y a p ılış ı:
- 600 gr. kıtrufasulye 1. Kurufasulyeleri akşamdan suya koyup, şişmeye bırakın. Tencerede,
- tuz üzerini kaplayacak kadar su içinde ateşe oturtup, yarılıncaya kadar
- 1 bağ maydanoz (ince kıyılmış) haşlayın.
- 2 bağ taze soğan (irice kıyılmış) 2. Fasulyeleri, suyunu süzdürüp biraz tuz ile iyice ezin (ya da bütün
- 250 gr. soğan (piyaz doğranmış), bırakın). Dibine ince kıyılmış maydanoz ve taze soğan döşenm iş bir
(3 ona boy) tabağa fasulyeyi yayın.
- 45 ml. zeytinyağı (3 çorba kş.)
3. Soğanları, tuz, zeytinyağı ve sirke ile karıştırın. Fasulyenin üzerine
- 45 ml. sirke (3 çorba kş.)
boşaltıp, kırmızıbiber serperek sevis yapın.
-1 çay kş. kırmızıbiber.

Kuru Bakla Salatası


5 k iş ilik
M a lz e m e si: Y a p ılış ı:
- 500 gr. kuru baklaya da 1. Baklaları ya da börülceleri bir tencereye koyun. Üzerini kaplayacak
börülce kadar su içinde ateşe oturtup, çatlayıncaya kadar haşlayın.
- tuz 2. Haslanmış bakla ya da börülceleri süzdürerek sudan alıp, bir kaba
- bağ taze soğan (ince kıyılmış)
2
aktarıp tuzlayın. Üzerlerine taze soğanı ve maydanozu ekleyerek karıştırın.
-1 bağ maydanoz Cince kıyılmış)
3. Zeytinyağı ve sirkeyi gezdirerek servis yapın.
-100 ml. zeytinyağı (6,5 çorba kş.)
- 100 ml. sirke (&5 su bardağı).

Yumurta Salatası
5 k iş ilik

M a lz e m e si: Y a p ılış ı:
-10 adet yumurta 1. Tencerede su kaynatın. Yumurtaları kaynar suya atıp, 10 dakika katı
- I bağ maydanoz (ince kıyılmış) haşlayın. Kabuklarını soyup, soğuk suya bırakın.
- 100 gr. siyah zeytin 2. Yumurtaları birer birer sudan alın, keskin bir bıçakla dörde bölün ve
- 45 ml. zeytinyağı (3 çorba kş.) servis tabağına yerleştirin. Üzerine maydanozları ve zeytinleri serpiştirin.
-1 adet limon (suyu)
3. Salatanın üzerine zeytinyağını, limon suyunu gezdirip, tuzu ve biberi
- tıız serpiştirerek servis yapın.
- taze çekilmiş karabiber.
Havuç Turşusu
5 k işilik
M alzem esi: Y a p ılış ı:
-1 kg. havuç 1. Havuçları, dışlarını kazıyıp yıkayın ve süzdürün, isteğe bağlı olarak,
- tuz gövdeden kopmayacak biçimde uzunlamasına dörde ya da büyüklüğüne
- 1 çorba kş. acı toz kırmızıbiber göre 2’ye, 3’e bölün. Tencerede tuzlu su kaynatın, içine atıp bir taşım
- 1 bağ maydanoz kaynatarak süzgece çıkarın.
- 500 ml. sirke (2 su bardağı). 2. Maydanozları da bir taşım kaynatıp, süzdürün. Havuçları kollarını
açarak hazırladıysanız, kırmızıbiber serpin ve içlerini maydanozlarla
doldurun. Parçalara böldüyseniz, biber ve maydanoz dalları ile doğrudan
kavanoza koyun. Kavanozlara yerleştirilen turşuların üzerini sirke ile
tamamlayın. Temiz bir taş ya da kiremit koyarak turşuyu bastırın ve
kavanozun kapağını sıkıca kapatın.
3. Turşuyu 15 gün bekletip, istendiğinde kepçe ile çıkararak servis yapın.

Ş a lg a m T u r ş u s u ( l )
5 k işilik
M alzem esi: Y a p ılış ı:
-1 kg. şalgam 1. Şalgamları yıkayıp, kabuklarını soyun ve birkaç parçaya ayırın.
- tuz Tencerede tuzlu su kaynatıp şalgamları içine atın. Bir taşım kaynatıp,
- 1 0 diş sarımsak süzdürerek sudan alın.
- 500 ml. sirke 2. Sarmısakları tuz ve sirke ile döverek kavanoza boşaltın. Şalgamları
(2 su bardağı)
kavanoza yerleştirin. Temiz bir taş ya da kiremit koyarak turşuyu bastırın.
- 90 ml. zeytinyağı Üzerini bir parmak aşacak kadar zeytinyağı ekleyip, kavanozun kapağım
( 6 çorba kş,)
sıkıca kapatın.
3. Turşuyu bir hafta bekletip, istenildiğinde kepçe ile çıkararak servis yapın.

Ş a lg a m T u r ş u s u (2)
5 k işilik
M alzem esi: Y a p ılış ı:
-1 kg. şalgam 1. Şalgamdan yıkayıp, kabuklannı soyun ve birkaç parçaya ayırın. Tencerede
- tuz tuzlu su kaynatıp şalgamlan içine atın. Bir taşım kaynatarak süzdürüp sudan
- 1 çay kş. taneli hardal alın. Soğuk sudan geçirin. Haşlama suyuna soğuyunca hardalı katıp iyice
- 500 ml. üzüm sirkesi karıştırın. Şalgamları yeniden bu suya koyup iki saat bekletin.
(2 su bardağı) 2. Şalgamları, suyunu süzdürün ve kavanozların içine yerleştirin. Hardallı
- 45 gr. tozşeker ya da pekmez suyu yarı yarıya sirkeyle karıştırıp, içine şekeri ya da pekmezi katın.
(3 çorba kş.).
Kavanozların üzerini bu karışımla tamamlayın. Temiz bir taş ya da
kiremit koyarak turşuyu bastırın ve kavanozun kapağını sıkıca kapatın.
3. Turşuyu 1 hafta bekletip, istendiğinde kepçe ile çıkararak servis yapın.

P an car T u rşu su
5 k işilik
M alzem esi: Y a p ılış ı:
- 1 kg. pancar 1. Pancarları yıkayın. Tencerede tuzlu su kaynatıp, pancarları ve saplannın
- 1 0 diş sarmısak bir bölümünü içine atın. Yaklaşık 10 dakika kaynatarak süzdürüp sudan
- tuz alın. Pancarları, kabuklarım bir bıçak ile soyun ve dilimleyin. Saplarını
- 45 ml. zeytinyağı doğrayıp birkaç parçaya ayırın.
(3 çorba kş.) 2. Sarmısakları tuz ile havanda dövün. Pancarları ve saplarını kavanozun
içine atın. Pancarın suyuna tuzla dövülmüş sarmısakları katıp, karıştırın.
Kavanozların üzerini bu karışımla tamamlayın. Temiz bir taş ya da
kiremit koyarak turşuyu bastırın. Üzerini bir parmak aşacak kadar
zeytinyağı ekleyip, kavanozun kapağını sıkıca kapatın.
3. Turşuyu bir hafta bekletin, istendiğinde kepçe ile çıkararak servis yapın.
Balık Turşusu
10 kişilik
M alzem esi: Y a p ılış ı:
-10 adet lüfer (temizlenip, '1. Balıkları yıkayıp süzgece çıkarın ve tuzlayın. Tavada zeytinyağını
dilimlenmiş) kızdırın. Yağ kızınca balıkları tavaya yerleştirip, her iki yanını kızartın,
- tuz Süzdürerek yağdan alıp bir tabağa çıkarın. Safranı 250 mİ. (1 su bardağı)
- 90 ml. zeyli uyağı ( 6 çorba kş.) su ile sulandırın.
- 2 gr. safran ()/3 çay kş.) 2. Kakule tohumlarını kabuğundan çıkarın. Tarçın ve karanfil ile birlikte
- 1 çorba kş. kakule bir havana koyup toz haline gelinceye kadar dövün.
- / çay kş. tarçın
3- Bir toprak tencerenin dibine defne, biberiye ve mersin yapraklarının
- 1 0 adet karanfil
yarısını döşeyin, Balık dilimlerini yerleştirin. Üzerine dövfılmüş baharatın
- 5 adet defne yaprağı
yarısını ve üzümle fıstığı serpiştirin.
- 1-2 dal biberiye
- 1 0 adet mersin yaprağı 4. Safranh suyun içine balı, biberi ve sirkeyi koyup. 10 dakika kaynatarak
- 50 gr. kuşüzümü ateşten alın. Balıkların üzerine sarmısakları dizip, kalan malzemeyi aynı
(ayıkla >ı ıp, yıka nm ış) sırayla döşeyin ve hazırladığınız sirkeli suyu dökün. Temiz bir taş
- 1 ÖOgr. çamfıslığı (//- su bardağı) ya da kiremit koyarak turşuyu bastırın ve tencerenin kapağını sıkıca kapatın.
- taze çekilmiş karabiber 5. Turşuyu 2-3 gün bekletip, 15 gün içinde tüketin.
- 2 çorba kş. bal
- 500 ml. sirke (2 su bardağı)
- 10 diş sarımsak
(soyulup, üçe bölünmüş).

ü z ü m T u rşu su
3 kişilik
M alzem esi: Y a p ılış ı:
- 1 kg. yeşil üzüm 1. Üzümleri yıkayıp süzdürün. Tencerede tuzlu .su kaynatın. Üzümleri
(kabuğu kalın ve kaynar suya batırıp, pörsümemeleri için hemen çıkarın.
salkımı seyrek 2. Haşlanan üzümleri kavanozlara yerleştirin. Kavanozların üzerini sirke
olaıilanndan seçilmiş) ile tamamlayın, Teiniz bir taş ya da kiremit koyarak turşuyu bastırın ve
- tuz kavanozun kapağım sıkıca kapatın.
- 500 ml. sirke
3. Hem ekşi, hem tuzlu hem de tatlı tadı ile çok özel olan bu turşuyu
(2 su bardağı).
40 gün bekletip, istendiğinde çıkararak servis yapın.

Ç a ğ la T u r ş u s u ___________ __________________
S k işilik
M alzem esi: Y a p ılıp :
-1 kg. çağla 1. Çağlaları yıkayıp süzdürün, bir tencerede tuzlu su kaynatın. Çağlaları
(yapraklı toplanmış) içine atıp bir taşım kaynatın ve bir süzgece çıkarın.
- tuz 2. Haşlanmış çağlaları kavanozlara doldurun. Kavanozların üzerini sirke
- 500 ml. sirke ile tamamlayın. Temiz bir taş ya ela kiremit koyarak turşuyu bastırın.
( 2 su bardağı) Üzerini bir parmak aşacak kadar zeytinyağı ekleyip, kavanozun kapağını
- 60 ml. zeytinyağı sıkıca kapatın.
(4 çorba kş.)
3. Turşuyu 40 gün bekletip, istendiğinde kepçe ile çıkararak servis yapın.
Patlıcan Turşusu
5 k işilik
M alzem esi: Y ap ılışı:
- 1 kg. patlıcan (olgunlaşmamış 1. Patlıcanları, saplarını keserek temizleyin. Gövdeden kopmayacak
küçüklerinden seçilmiş) biçimde uzunlamasına dörde ayırın. Tencerede tuzlu su kaynatıp, içine
- tuz atın ve 5 dakika haşlayın. Bir süzgece çıkarıp, üzerine ağırlık koyarak
-1 bağ maydanoz (ince kıyılmış) 24 saat süzülmeye bırakın.
-j/2 bağ kereviz yaprakla rı 2. İnce kıyılmış maydanoz ve kerevizi sannısaklarla karıştırın. Patlıcanların
(ince kıyılmış) kollarının arasına bu harcı doldurup, üzerlerine biber parçalarını koyun.
-10 diş sarımsak Patlıcanları birkaç yerinden kereviz saplan ile bağlayın. Düzgün bir
(soyulup, doğranmış) biçimde kavanoza yerleştirin. Üzerlerini örtecek kadar sirke koyun.
-3 adet çuşka biberi Temiz bir taş ya da kiremit koyarak turşuyu bastırın ve kavanozun
(tohumlan temizlenip, kapağını sıkıca kapatın.
dörde bölünmüş)
3. Turşuyu 5-10 gün bekletip, kısa sürede tüketin. Eğer uzun süre
- 5 da! kereviz sapı
saklayacaksanız, ilkin 20 gün, sonra da 2 ay içinde suyunu değiştirin
- 500 ml. sirke (2 su bardağı).
ve 1 yıl kadar kullanın.

K ab a k T u r ş u s u ( l )
5 k işilik
M alzem esi: Y ap ılışı:
-1 kg. sakızkabağı 1. Kabakları ikiye bölün. Çekirdek yataklarını temizleyip, parmak
(dışı kazınmış) biçiminde doğrayın. Tencerede tuzlu su kaynatıp, kabaklan içine atın.
- 1 bağ taze nane (doğranmış) Bir taşım kaynatarak süzdürüp sudan alın. Bir süzgece çıkarın. Üzerine
-1 bağ maydanoz bastırarak bütün suyunun akmasını sağlayın.
(doğranmış) 2. Kavanozu bir kat nane, bir kal maydanoz, bir kat kabak, bir kat üzüm
-250gr. siyah üzüm ve kişniş döşeyerek, doldurun.
- 1 çay kş. tane kişniş
3. Üzerini sirke ile tamamlayın. Temiz bir taş ya da kiremit koyarak
-500 ml. sirke (2 su bardağı).
turşuyu bastırıp kavanozun kapağını sıkıca kapatın.
4. Turşuyu 20 gün bekletip, istendiğinde kepçe ile çıkararak servis yapın.

K a b a k T u r ş u s u (2)
5 k işilik
M alzem esi: Y ap ılışı:
-1,5 kg. kabak 1. Kabaklan yıkayıp süzdürün. Tencerede tuzlu su kaynatıp, içine atın.
(olgunlaşmamış, İki taşım kaynatarak süzdürüp sudan alın. Bir süzgece çıkarın.
küçük.) ya da balkabağı 2. Haşlanan kabaklan dörde bölün. Üzerlerine kırmızı arnavutbibeıi
(portakal büyüklüğünde) serpip kavanozlara yerleştirin. Kavanozları sirke ile tamamlayın. Temiz
- tuz bir taş ya da kiremit koyarak turşuyu bastırın ve kavanozun kapağını
- 10 adet kırmızı amavutbiberi sıkıca kapatın.
-500 ml. sirke (2 su bardağı).
3. Turşuyu 1 hafta bekletip, istendiğinde kepçe ile çıkararak servis yapın.

S a r m ıs a k T u r ş u s u
5 kişilik

M alzem esi: Y ap ılışı:


-1 kg. taze sarımsak 1. Taze sarmısakları ayıklayıp yıkayın ve çok irilerini doğrayın. Tencerede
(bağlanmamış) tuzlu su kaynatın. Sarmısakları içine atıp, yumuşayıncaya kadar haşlayın.
-tuz Süzdürerek sudan alın.
-1 çorba kş. kişniş 2. Sarmısakları kişniş taneleri ve izmirsiyahı ile karıştırıp kavanozlara
-2 çorba kş. izmirsiyahı koyun. Kavanozların üzerini sirke ile tamamlayın. Temiz bir taş ya da
-500 ml. sirke (2 su bardağı). kiremit koyarak turşuyu bastırın ve kavanozun kapağını sıkıca kapatın.
3. Turşuyu 2 gün bekletip, istendiğinde kepçe ile çıkararak servis yapın.
Karışık Turşu
5 kişilik

M alzem esi: Y a p ılışı:


- 1 5 0 gr. küçük salatalık 1. Malzemenin tümünü yıkayıp süzdüıün. Salatalıktan ve yeşil biberleri birkaç
- 1 5 0 gr. yeşil biber yerinden iğneleyin. Havuçları gövdeden kopmayacak biçimde uzunlamasına
- 2 0 0 gr. havuç (dışı kazınmış) dörde ayırın. Şalgam ve pancarları, kabuklarını soyup, gerekiyorsa ikiye ya da
- 2 0 0 gr. şalgam üçe bölün. Taze fasulyelerin iki ucunıı ve kenarlarını alın.
- 200 gr. pancar 2. Tencerede su kaynatıp turşuluk malzemenin tümünü içine atın. İki
- 150gr. taze fasulye taşım kaynatarak ateşten alın. Süzgece aktarıp, üzerlerine fazla ezmeyecek
- 1 bağ maydanoz bir taş koyun ve 24 saat bu durumda bırakın.
- 1 bağ dereotu
3. Kavanozu yarısına kadar üzüm sirkesiyle doldurun. Turşuluk malzemeyi
- 1/2 bağ semizotu
karışık olarak kavanoza yerleştirin. Temiz bir taş ya da kiremit koyarak
Otemizlenip, yıkanmış)
turşuyu bastırın. Üzerini iki parmak aşacak kadar zeytinyağı ekleyip,
- 300gr. ıspanak kökü
kavanozun kapağını sıkıca kapatın.
(temizlenip, yıkanmiş)
- 500 ml. üzüm sirkesi 4. Turşuyu bir hafta bekletip, istendiğinde kepçe ile çıkararak servis yapın.
( 2 su bardağı)
- 90 ml. zeytinyağı ( 6 çorba kş.) Not: istenirse bu turşunun içine çok küçük koparılmış kavun, karpuz
ve dolmalık kabak da haşlanarak katılabilir.

H ıy a r T u r ş u s u
3 kişilik
M alzem esi: Y ap ılışı:
- 1 kg. salatalık 1. Salatalıkları birkaç yerinden iğneleyin. Tencerede su kaynatıp,
(küçüklerinden) salatalıkları, nane ve maydanozları içine atın. İki taşım kaynatarak ateşten
- 1 bağ nane (doğranmış) alın. Bir süzgece çıkarın.
- 1 bağ maydanoz (doğranmış) 2, Haşlanmış salatalıkları nane ve maydanozlarla birlikte kavanozlara
- 500 ml. sirke (2 su bardağı). doldurun. Üzerini sirke ile tamamlayın. Temiz bir taş ya da kiremit
koyarak turşuyu bastırın ve kavanozun kapağını sıkıca kapatın.
3- Turşuyu bir hafta bekletip, istendiğinde kepçe ile çıkararak servis yapın.

B ib e r T u r ş u s u
5 kişilik

M alzem esi: Y ap ılışı:


-1 kg. kırmızıbiber (yeşile çalan ve 1. Kırmızıbiberlerin saplarını kesin, yıkayıp süzdürün. Tencerede tuzlu
küçük, olanlarından seçilmiş) sn kaynatın. Biberleri içine atıp 10 dakika haşlayın. Bir süzgece çıkarın,
- tuz ve üzerine ağırlık koyarak süzülmeye bırakın.
- 1 bağ taze nane (saplan kesilmiş) 2* Haşlanmış biberleri, nane ve maydanoz yapraklan ile kanştınp kavanozlara
- 1 bağ maydanoz doldurun. Kavanozların üzerini sirke ile tamamlayın. Temiz bir taş ya da
(sapla n kesilin iş) kiremit koyarak turşuyu bastırın ve kavanozun kapağını sıkıca kapatın.
- 500 ml. sirke (2 su bardağı).
3. Turşuyu birkaç gün bekletip, istendiğinde kepçe ile çıkararak servis yapın.

L a h a n a T u r ş u s u _____________ _______
5 kişilik

M alzem esi: Y ap ılışı:


-1 kg. beyaz lahana. 1. Lahanayı dörde bölün, yıkayın ve süzdürün. Tencerede tıızlu su
-1 çorba kş. tane hardal kaynatın. Lahana çeyreklerini- içine atıp 10 dakika haşlayın. Bir süzgece
(dövülmüş) çıkarın ve üzerine ağırlık koyarak süzülmeye bırakın.
- 500 nü. sirke 2. Haşlanmış lahanaları, üzerine dövülmüş hardalı sürün ve bir kavanoza
(2 su bardağı). koyun. Kabın üzerini sirke ile tamamlayın. Temiz bir taş ya da kiremit
koyarak turşuyu bastırın ve kavanozun kapağını sıkıca kapatın,
3. Turşuyu birkaç gün bekletip, istendiğinde kepçe ile çıkararak servis yapın.
Elma ve Armut Turşusu
M alzem esi: Y ap ılışı:
-1 kg. san armut ya da elma 1. Hangisini kullanacaksanız, elma ya da armutları yıkayıp süzdürün.
(küçüklerinden seçilmiş) Tencerede tuzlu su kaynatın. Meyvelerin üzerlerine bıçakla ince çizikler
- tuz atın, Kabuklarını soymadan ve saplarını koparmadan kaynar suya atın.
- 500 mi. sirke (2 su bardağı). İki taşım kaynatarak süzdürüp sudan alın. Bir süzgece çıkarın,
2. Haşlanan meyveleri kavanozlara yerleştirin. Kavanozların üzerini sirke
ile tamamlayın. Temiz bir taş ya da kiremit koyarak turşuyu bastırın ve
kavanozun kapağını sıkıca kapatın.
3. Turşuyu iki hafta bekletip, istendiğinde çıkararak servis yapın.

S e m iz o tu v e B ak la Filizi T u r ş u s u
5 kişilik
M alzem esi: Y ap ılışı:
- 500 gr. semizotu 1. Semizotu ve bakla filizlerini kesip, temizleyin. Bol su ile birkaç kez
(yaprak ve sapla n yıkayıp, süzdürün. Tencerede tuzlu su kaynatın, iler ikisini de kaynar
kaIi ulan nda n seçilı niş) suya atıp, 5 dakika haşlayarak süzgece çıkarın.
- 500 gr. bakla filizi
2. Haşlanmış sebzeleri kavanozlara doldurun. Kavanozların üzerini sirke
- tuz ile tamamlayın. Temiz bir taş ya da kiremit koyarak turşuyu bastırın ve
- 500 mi. sirke (2 su bardağı).
kavanozun kapağını sıkıca kapatın.
3. Turşuyu 10 gün bekletip, istendiğinde kepçe ile çıkararak servis yapın.

T a z e F a s u ly e v e K a rn a b a h a r T u r ş u s u
5 kişilik
M alzem esi: Y ap ılışı:
- 500 gr. taze fasulye (iki ucu 1. Fasulye ve karnabaharları yıkayıp, süzdürün. Tencerede tuzlu su
alınıp, kılçıktan temizlenmiş) kaynatın. Her ikisini de suya atın, bir taşım kaynatıp süzgece çıkarın.
- 500 gr. karnabahar 2. I kışlanmış sebzeleri kavanozlara doldurun. Kavanozların üzerini sirke
(çiçeklerine ayrılmış) ile tamamlayın. Temiz bir taş ya da kiremit koyarak turşuyu bastırın ve
- tuz kavanozun kapağını sıkıca kapatın.
- 500 mi. sirke (2 su bardağı)
3. Turşuyu 10 gün bekletip, istendiğinde kepçe ile çıkararak sem,s yapın.

I s p a n a k K ökü T u r ş u s u
5 k işilik
M alzem esi: Y a p ılış ı:
-1 kg. ıspanak 1. Ispanak köklerini, kökten başlayıp 7-8 cm. uzunluğunda kesin. Bol
- tuz su ile birkaç kez yıkayıp süzdürün. Tencerede tuzlu su kaynatın. Kökleri
- 1 0 diş sarımsak (dövülmüş) suya atıp iki üç taşım kaynatın ve süzgece çıkarın.
- 500 m i sirke (2 su bardağı). 2. Haşlanmış ıspanak köklerini kavanozlara doldurun, Dövülmüş sarmısağı
serpiştirin. Kavanozların üzerini sirke ile tamamlayın. Temiz bir taş
ya da kiremit koyarak turşuyu bastırın ve kavanozun kapağını sıkıca
kapatın.
3. Turşuyu 15 gün bekletip, istendiğinde kepçe ile çıkararak servis yapın.

Not: Bu turşuyu pazı kökleri ile de hazırlayabilirsiniz.


4 Afmı komposto takımı:
Tophapı Sarayı Müzesi.

Bugün a rıık o rtad an sonra, ezilip bir miktar şekerle


kalkmakla olan bir yemek ve suyla ka r ı ş t ı r ı l a r a k
çeşidi de hoşaflar. Her şeyin k ayn atıl m ası d ı r. M ey ve ler,
giderek daha az tatlısından gerektiğinde bir miktar suda
hoşlanılan ve bu anlamda haşlanarak bu şekerli meyve
Batıyla neredeyse bütünleşen şurubuna katılır. Karışım
mutfak anlayışı, hoşafları soğutulur ve sofraya getirilir.
moda olmaktan çıkarmışa
benziyor. Oysa, Osm anlı Burada asıl dikkati çekici
dönemi yemek kitapları hoşaflara başlı başına bölüm nokta, hoşaf yapımında kullanılan meyvelerin çokluğu.
ayırmış. Üstelik bu bölüm, öteki bölümlere oranla tarif Bugün, seyrek de olsa yapılan ya da en azından adı
sayısının zenginliği açısından "oldukça dikkat çekici. bilinen hoşaflar taze vişne, kayısı, kuru erik ve kuru
üzüm hoşaflarıdır. Oysa dönemin yemek kitaplarında
Hoşaf sözcüğü» bir bileşik sözcük. "Hoş" ile "ab"m bunlara ek olarak misket elması, akça armudu, Ali Fakılı
birleşmesiyle ortaya çıkmış. Tadı hoşa giden bir su eriği, bardaşa eriği, böğürtlen, razakı üzümü, portakal,
anlamına geliyor. Kitabın giriş bölümünde, Osmanlı nar, taflan yemişi ya ela diğer adıyla gürcükirazından
geleneğinde yemek sırasında fazla su içilmediğinden yapılan hoşaflar da tarif edilmekte.
söz edilm işti. Üstelik, Osmanlı geleneğinde yemek
sırasında içki de içilmemektedir. Oysa, pilav ve börekler Kuru meyvelere gelince, bugün yapılan ve bilinen,
gibi nispeten "kuru" sayılabilecek birçok yemeğin neredeyse kuru üzüm hoşafı ile sınırlı. Oysa dönemin
mönülerin, demirbaşı olduğunu da biliyoruz. İşte bu su tarifleri arasında kuşüzümü, kuru vişne, kuru incir
eksikliği, bir anlamda hoşaflarla giderilmiş görünüyor. tarifleri de var. Ama daha ilginci, antepfıstığı ile yapılan
Batı mutfağındaki benzer bir yiyecek olan kompostoların, hoşaf olmalı. Bir de armut kurusu hoşafı var kİ, bugün
buradaki sofra geleneğinde içkinin varlığı nedeniyle, armut kurusunun bırakın hoşafını, kendisini bile bilen
yalnızca basit bir tatlı kategorisine indirgenmesine yok!
karşılık, Osmanlılar bu yiyeceği çok daha geniş bir
alanda kullanmışa benziyor. Yukarıda da belirtildiği gibi, Osmanlı mutfağındaki
hoşafların bugün bizim gözümüze en çekici gelen yanı
Hoşafların özelliği, taze ya da kuru meyvelerin tadı ile yapım tekniği değil. Ancak yeri gelmişken, şeker
şekerin bir araya getirilmesidir. Bunun için genellikle m iktarını dilediğim iz gibi düşürerek, bugün aynı
uygulanan yöntemin ilk aşaması, ufak ve/veya kusurlu hoşafların günümüzün ağız tadına uydurularak pekâlâ
meyve tanelerinin, gerekiyorsa çekirdeklerini ayırdıktan yapılabileceğini de belirtelim.
I
T a fla n H oşafı
ı o kişilik
M alzem esi: Y ap ılışı:
- 500gr. ta/km 1. Taflanları bir örtü üzerine serpip güneşre 3 gün kurumaya bırakın.
- 500 ml, soda (2 su ba rdağı ) Yıkayıp, bir gece öncesinden sodanın içinde bekletin. Kullanmadan
- 1, 5 it. su (6 su bardağı ) önce bol su ile birkaç kez yıkayıp süzdürün.
- 3 0 Ögr. tozşeker 2. Şekeri su ile kaynatarak bir şurup hazırlayın. Taflanları içine atıp
(1 j/5 su bardağı). 5 dakika pişirin ve ateşten alın. Soğumaya bırakın,
3. Soğuyunca gerekirse su ekleyerek servis yapın.

A ntep fıstığ ı H o şafı


l O kişilik

M alzem esi: Y ap ılışı:


- 400gr. antepfıstığı 1. Antepfıstıklarınm yalnızca kırılmışlarını biraz su ile havanda döverek
(başlanıp. iç zarları soyulmuş) eritin ve bir tencereye süzdürün.
- 2 it. su (8 su bardağı) 2. Şekeri su ile birlikte kaynatıp şurubu hazırlayın. İçine süzdürdüğünüz
- 300 gr. tozşeker
fıstıklı suyu katın. Bütün fıstıkları ekleyip 15 dakika kaynatarak, ateşten alın.
(1 ]/5 su bardağı).
3- Soğuyunca bardaklara boşaltıp servis yapın.

D ut K u ru su H oşafı
10 kişilik
M alzem esi: Y ap ılışı:
- 500gr. dut kurusu 1. Dut kurusundan bir avuç ayırıp, kalanını tencereye koyun ve üzerine
- 2 it. sıt (8 su bardağı) suyu ekleyin. Bir taşım kaynatın ve ateşten alın.
- 300gr. tozşeker ( î j/5 su bardağı) 2. Temiz bir kaba süzdürüp, posasını atın, içine şekeri katıp, eriyinceye
- 1 çorba kş. çiçek suyu ya da kadar karıştırın. Yeniden ateşe oturtup, bir taşım daha kaynatın. Ayırdığınız
gülsuyu. dut kurularını katıp, tencereyi ateşten alın. Biraz soğumaya bırakın.
3. Soğuyan hoşafa çiçek suyunu, karıştırarak servis yapın.
H o ş a f la r b ö lü m ü n d e , O s m a n lı s ü z ü l ü r . B i r b a ş k a ö r n e k is e
m u t f a ğ ı n ı n b u a la n d a n a s ı l b ir "m e n e k ş e ş e rb e ti". B u r a d a d ö v ü lm ü ş
z e n g in lik s e r g ile d iğ in i g ö r m ü ş t ü k . k e lle ş e k e ri b ir te p s iy e y a da k â ğ ıd a
O r a d a T ü r k l e r ’in y e m e k s ır a s ın d a y a y ılır , ü z e r in e m e n e k ş e y a p r a k la r ı
su iç m e k t e n h o ş la n m a d ı k l a r ın ı v e k o n d u k ta n so n ra te p s id e k i m a lz e m e
b u n u n y e r i n i h o ş a f la r ın t u t u ğ u n u e lle iy ic e y o ğ ru lu r. B ö y le c e m e n e k şe
s ö y le m iş t ik . T a r ih i k a y n a k la r d a , y a p r a k la r ı e z ile r e k k o k u la r ı ş e k e re
ö z e llik le z e n g in so fra la rd a h o ş a f k a d a r k a r ış t ır ı lı r . Ş e r b e t b u m a lz e m e ile
ş u ru p la rın da a y n ı iş le v iç in s ık o la ra k h a z ır la n ır . O ysa y in e aynı
k o n u k la r a s u n u ld u ğ u n d a n söz e d ilir. k a y n a k la r d a b ir b a ş k a t a r if o la r a k
v e r ile n "m e n e k ş e ş u r u b u "n d a
Ş u r u p l a r ı n h o ş a f la r d a n e n ö n e m li s ta n d a rt y ö n te m u y g u la n ır .
fa rk ı, iç in d e tane o lm a m a s ı. B i r ş e y in
g e rç e k d e ğ e rin i a n la y a m a y a n la r iç in , H o ş a fla r d a o ld u ğ u g ib i, ş u r u p la r d a
h o ş a fta n a n la m a d ığ ı, ç ü n k ü s u y u n u d a b u g ü n iç in ilg in ç o la n , k u lla n ıla n
iç ip ia n e s i n i b ı r a k t ığ ı s ö z ü d e b u m a lz e m e n in ç e ş itliliğ id ir . H o ş a fla rın
g a s tro n o m ik g e rç e ğ i g ö ste rir. b a z ı ö r n e k le r i h â lâ s ü rm e k te ise d e ,
ş u r u p la r ın g ü n ü m ü z d e n e re d e yse tü m ü y le y o k o ld u ğ u ,
Ş u ru p y a p ım ın d a y in e m e y v e n in k e n d is in d e n ç o k , b ir a ğ z ın ın t a d ın ı b ile n k iş ile r c e ü z ü le r e k g ö r ü lm e k le .
tü lb e n tten sü z ü lm ü ş s u y u k u lla n ılır . Posası a tılır. O rta y a B u n d a , gazlı iç e c e k le rin b ü tü n d ü n y a d a b ü y ü k b ir h ız la
ç ık a n taze m e y v e s u y u b ir m ik ta r şe k e r ile b ir k a p iç in d e y a y ılm ı ş o lm a s ı e lb e tte ö n e m li b ir r o l o y n u y o r v e b iz
iy ic e k a r ış t ır ı ld ık t a n s o n r a k a y n a t ıl ır . B u k a y n a t m a d e b u a la n d a g e n e ld e n s o y u t la n a m a m a k t a y ız . B u n a
s ıra s ın d a k a b ın ü z e rin e ç ık a n k ö p ü ğ ü n , ile r id e şu ru p ta k a rş ın v iş n e , lim o n v e d e m ir h in d i g ib i b a z ı ş u r u p la r ın
k ö tü b ir ta t y a r a t m a m a s ı iç in , a lın ıp a tılm a s ı ö n e r ilir . y a k m z a m a n a k a d a r sü re g e ld iğ i d e h a tır la n m a lı. B u n la r
S o n ra e ld e e d ile n ş e k e r li p iş m iş k a r ış ım y e n id e n in c e i ç i n d e B a t ı l ı l a r ı n " t a m a r e n d " o la r a k a d l a n d ır d ığ ı
b ir tü lb e n tte n s ü z ü lü r. E n s o n a şam a o la ra k da şişelere d e m ir h in d i, e g z o tik le z z e tiy le d a m a k la r d a u n u t u lm a z
k o n u p s a k la n ır. b i r tat b ır a k ır . O s m a n lı d ö n e m in d e ç o k d e ğ iş ik b a ş k a
ş u r u p la rın da o ld u ğ u n u kaym ak k ita p la rd a g ö rm e k te yiz .
B u g e n e l t a r if , ş u r u p l a r ı n y a p ı m ı k o n u s u n d a f i k i r Y u k a r ıd a d a sö z ü e d ile n m e n e k ş e ç iç e ğ in in
v e rm e s i iç in a n la t ılm ış b u lu n u y o r . Y o k s a b ü tü n y a p r a k la r ın d a n y a p ıla n ş u r u p v e ş e rb e t, " s ik e n c e b in "
ş u r u p l a r ı n s t a n d a r t b i r t a r i f i l e h a z ı r l a n d ı ğ ı a s la d e d e n il e n " s i r k e ş u r u b u " , t a t lı v e a c ıb a d e m l e r le
s ö y le n e m e z . B u n u n en iy i ö r n e ğ i, s t a n d a r t t a r if in h a z ır la n a n "b a d e m ş u r u b u " b u n la r d a n b a z ıla rı.
a lın d ığ ı " v iş n e ş u r u b u " n d a g ö r ü lü r . B u ş u r u b u n b ir
başka y a p ım b iç im i a n la tılır k e n v iş n e le r in ta n e li o la ra k Ş u r u p la r ın da, h o ş a fla r b ö lü m ü n d e s ö y le d iğ im iz g ib i,
s u d a h a ş la n m a s ı ö n e r i l i r . S o n r a v i ş n e l e r k e v g ir le g ü n ü m ü z ü n ağ ız ta d ın a u y d u r u la r a k y e n id e n o r ta v a
tenrprprl^n alınır ~ ~ ~ i ------1_ 1
N e s liş a h S u lta n ’ın* S a r a y L im o n a ta sı
10 k işilik
M alzem esi: Y ap ılışı:
-8 limon 1. Limonların suyunu sıkın. Suyu katıp karıştırın.
- 2 il. su (8 sıı bardağı) 2. Nane yapraklarını tozşeker ile birlikte demir bir havana koyup, macun
- 400 gr. tozşeker kıvamına gelinceye kadar dövün. Çift katlı bir tülbente koyun.
(1 y5 su bardağı)
-2 bağ taze nane 3. Tülbentteki naneleri limonatanın içine salın. Bir kaşıkla tülbenti ezerek
(yalnızca yaprakları). nanelerin aromasının limonataya geçmesini sağlayın. Bu işlemi yineleyerek
limonatayı buzdolabında en az 2 saat dinlendirin.
4. İçinde nane olan tülbenti çıkarıp, limonataya gerekiyorsa şeker
ekleyin. Bardaklara boşaltarak servis yapın.

M e n e k ş e Ş e rb e ti
10 k işilik
M alzem esi: Y ap ılışı:
-500gr. mor menekşe yaprağı 1. Menekşeleri tozşeker ile birlikte şekere rengi çıkıncaya kadar havanda
-300gr. tozşeker dövün. Şeker ile menekşe karışımını ince bir elekten ufalayarak geçirin.
( 1 1/5 su bardağı) 2. Suyu bir taşım kaynatıp, ateşten alın. Şekerli menekşe tozunu suya
-2 İt. su (8 su bardağı). katıp, karıştırın. Temiz bir kaba süzdürerek soğumaya bırakın.
3. Soğuduktan sonra bardaklara boşaltıp servis yapın.

K e ç ib o y n u z u (H arnup) Ş e rb e ti
10 k işilik
M alzem esi: Y ap ılışı:
- 500 gr. keçiboynuzu 1. Akşamdan keçiboynuzlaıını yıkayıp, süzdürün. Kuşbaşı doğrayın ve
(dolguncalanndan şeçilip, tencereye koyun.
kuşbaşı doğranmış) 2. Suyu bir taşım kaynatıp keçiboynuzlarının üzerine dökün. Ertesi
- 2 it. su (8 su bardağı) sabaha kadar bekletin.
- 3 0 0 gr. tozşeker
3. Tencereyi ateşe oturtun. Yakalşık 20 dakika kaynatarak, ateşten alın.
0 ı/5 su bardağı).
Temiz bir kaba süzdürüp, şekerini katın. Şeker eriyinceye kadar karıştırıp
soğumaya bırakın. Soğuyunca bardaklara koyarak servis yapın.

D em irh in d i Ş e rb e ti
10 kişilik

M alzem esi: Y a p ılış ı:


- 500 gr.. demirhindi ı . D em irhindiyi bir kaba koyun. Suyu bir taşım kaynatıp, üzerine boşaltın.
- 2 il. su (8 su bardağı) iy ic e karıştırın.
' ^ t0ZŞe^e,„ 2. T em iz b ir kaba süzdürün. Şek erin i katıp, e riy in ce ye k ad ar karıştırın.
;/ su bardağı). Soğu d uk tan sonra bardaklara boşaltarak sen/is yapın.

*Neslişah Sultan (Fatnıa N eslişah Abdülutün’im Osmanoğlu ), İstanbul doğumlu <1921). Sultan Vahideddin ’in torunu.
Sahiha Sultanla Şehzade Ömer Faruk Efendi’nin büyük kızı. Mısır’ın son Hidivi II. Abbas Hilmi Paşa’nın oglıt ve kral naıhi
Prens Abdülm ün 'im (İskenderiye 1899 - İstanbul 1979) ile evlendi. Şimdi İstanbul’d a yaşıyor.
Neslişah Sultan bir sohbet sırasında, kendisine Osman/ı ’ntn yediyüzüncü yıldönüm ü dolayısıyla tasarladığımız bu kitaptan
söz ettiğimizde çok heyecanlandı. Çalışmalarımızda da bizleriyüreklendirdi, yanım ızda oklu. Özellikle, saraydaki çocukluk
günlerinden anımsadığı limonata tarifini bizlerlepaylaştığı için, kendisine teşekkürü borç biliyoruz.
(^PİCÜİCY

Su bardağı olarak verilen ölçülerin litre ya da gram cinsinden karşılıkları:

su bardağı su................................... 250 mİ.


su bardağı süt...................................250 mİ.
su bardağı sıvıyağ.............................225 mİ.
su bardağı zeytinyağı........................ 225 mİ.
su bardağı un....................................125 gr.
su bardağı tozşeker........................... 250 gr.
su bardağı pudraşekeri.......................125 gr.
su bardağı irmik................................ 185 gr.
su bardağı buğday nişastası................160 gr,
su bardağı pirinç unu ........................160 gr,
su bardağı pirinç............................... 225 gr. 1 su bardağı
su bardağı arpa şehriye..................... 200 gr.
su bardağı nohut...............................200 gr.
su bardağı bulgur.............................. 200 gr.
su bardağı çamfıstıgi.......................... 200 gr.
su bardağı kuşüzümü........................ 200 gr.

Çorba kaşığı olarak verilen ölçülerin gram cinsinden karşılıkları:

çorba kaşığı tereyağı.......................15-20 gr.


çorba kaşığı pirinç..............................15 gr.
çorba kasığı un.......... ...................... 7.5 gr.
çorba kaşığı irmik...............................12 gr.
çorba kaşığı tozşeker.......................... 15 gr.
çorba kaşığı pudraşekeri.................... 7.5 gr.
çorba kaşığı tuz..................................20 gr,
çorba kaşığı buğday nişastası............. 7.5 gr.

1 çay
X/ AV}y\AUCA

Abdülaziz Bey, OsmanhÂdet, Merasim ve Tabirleri, (orijinal adı: Adat ve Merasim-i Kadime, Tabimi ue Muamelal-ı
Osmaniye), Yayına hazırlayanlar: Prof. Dr. Kâzım Ansan - Duygu Ansan Günay, I, ve II. ciltler. Tarih Vakfı Yurt
Yayınları. İstanbul 1995 (ISBN 975-333-024-3).

Prof. Dr. Bahacddîn Ögel, Türk Kültür Tarihine Giriş, cilt. iv. Kültür Bakanlığı Kültür Eserleri, Ankara 1991 (ISBN
975 17-0876-7)

Tamara Talbot Rice, Bizansta Günlük Yaşam: Bizans'ın MücevheriKonstantinopolis. Çeviren: Bilgi Altınok, Göçebe
Yayınları, İstanbul 1989 (ISBN 975-8143-18-2).

Jean-Paul Roux, Türklerin Tarihi: Bıiyük Okyamıs’tan Akdeniz’e İki Bin Yıl, Çeviren: Galip Üstün, Milliyet Yayınları,
İstanbul 1989.

Leyla Saz, Harem m İçyüzü, Düzenleyen: Sadi Borak Milliyet Yayınları, İstanbul 1974.

Prof. Dr. A. Süheyl Ünver, Fatih Devri Yemekleri, T.C. İstanbul Üniversitesi Tıp Tarihi Enstitüsü Yayınlan, İstanbul 1952.

Maria Yordanidıı, Loksandra•İstanbul Düşü. Çeviren: Osman Bleda, Belge Yayınlan. İstanbul 1995, (3- baskı),

Yazarı Bilinmiyor, Kanuni Devrinde İstanbul (Dört yüzyıl yayımlanmadan köşede katmış, çok. önemli bir yapıt).
Çeviren: Fuad Carım, yayıncısı bilinmiyor, İstanbul 1964.
Yazan Tuğrul ŞAVKAY

Asistan ve Stilist Tuba İŞBAKAN

Prodüktör Neslihan ELELE

Yemek Uygulamaları : Aydın YILMAZ

Konu Fotoğrafları Süleyman KAÇAR

Arşiv Fotoğrafları Ersin ALOK


(Top kapı Sarayı’nın gösterdiği kolaylığa teşekkür ederiz).

Aksesuvarlar - K a y a o ğ lu B a k ır c ılık A .Ş . - G ü n d a ğ K A Y A O Ğ L U
- Paşabahçe Mağazaları A.Ş.
- Elit A.Ş. - 11hami ÜLERGtN
- Odile Knaepen Collection - Akçura İç ve Dış Ticaret A.Ş.

Yayımlayan ŞEKERBANK T.A.Ş, Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü


ve Radikal Gazetesi

Renk Ayırımı Stars

Baskı Detay

Yapon İRA Reklam Ajansı A.Ş.

Yayım Yılı 2000

© Her hakkı saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz ve çoğaltılamaz.

2. Baskı: 50.000 adet (Radikal Gazetesi okurları için).

You might also like