Professional Documents
Culture Documents
inceleme, araştırma: 3
isteme adresi
Tebliğ yayınları
Fatih - İstanbul
Tel.: 525 70 95
dizgi
ayyıldız
baskı
gümüş
cüt
kardeşler
1987
(Ebuzer)
Türkçesi
Salih Okur
EBUZER-i GIFARÎ
A. Cevdet Es-SAHHAR
çok mutluyuz.
Kitabın içinden, fikir olarak hiç bir şeyi sansüre tabi tutmadık.
cevaplanmasına taraftarız.
» diye buyurmuştur.
Tebliğ Yayınlan
SUNUŞ
bilinmektedir.
Hz. Ebuzer hakkında ilk çalışmalar; Cezayir'in Fransız
yapılmıştır.
ekledik.
Salih Okur
YAZARIN ÖNSÖZÜ
(*) Üzerine çeşitli şekiller oyulan bir düzeyin, benzeri bir maden
..
da değildir.
parçasıdır.
10
\j
11
GİRÎŞ
ALLAH'IN ADIYLA
13
14
(1) Ali Şeriati'nin burada hiçbir delili yoktur, çünkü kendi İfadesiyle
İS
bile görüyoruz.
16
bırakmıyordu.
açıkça görüyoruz.
F. : 2 17
görüyoruz.
bir delili vardır ki, aklın eli ona yetişemez. Allah'ın var
elde_edilir.»
mümkün değildir.»
inanmıştır.
yeter.
18
içerisinde kalırız.
Din, insana yaratılışında görev yükleyerek ilerlemeye
19
olan.
20
yerde kalakalmalardır.
21
sağlamışlardır.
hıyanettir.
22
Ebuzer
EBUZER-I GIFÂRİ
Birinci Bölüm
NUR ŞİMŞEĞİ
cevap verdim.
25
rüzgâr estirirdi...
— Cündeb! Cündeb!
duymadın mı?
musun?!..
26
eder!..
Üneys:
Diye bağırdı.
yöneldi.
yerlerinde, her kabilenin ayrı bir putu vardı. Fakat baza büyük
27
hoşnut oluyordu!
sn* erdiremiyordu.
Akşam, siyah çadırını Menat'a ve ona inananların
mı?
— Hayır ne demiş?
28
devam ediyormuş...
olmuş?
İçlerinden biri:
duydunuz mu?
29
kötülük yapmamıştı.
başladı.
30
durdu.
sapıtmış!
dahverdi.
31
muştu. Güneşi dipsiz fezada yüzerken buldu. Nasıl parladığını
saklanıveriyordu?!..
artık...
32
bir kere. Bir yerden başka bir yere gittiğini hayal ediyordu;
sahibi; hem usta bir ressam; hem de, her işe gücü yetebilen,
F. I 3 33
— Kim için?
— Allah için.
mı kılıyorsun?!
musun?
35
mı?!..
miyiz?!..
Üneys:
— Hangi konuda?
Anneleri:
38
sıkıntılar...
Üneys:
— Oy senin oyundur.
Ebuzer:
37
EBUZER'İN ÖFKESİ
«Muhammed.» (ASM.)
38
sallamaya başladı.
— Üneys!..
— Ne yapmış?
oluyor!
39
— Hayır, yeter!
— Ne söylediler?
— Ne zannediyorlar?
düşüp kalkıyormuş!
Cevap verdi:
40
SABAH OLDU
—• Nereden geliyorsun?
— Mekke'den.
— Ne haber?
küfür ediyor!
— Bu işi o mu yapıyor?
çok tuhaftır!
41
anlatırsın.
Üneys, kalktı devesine bindi ve Mekke'nin yolunu
birine sordu:
diyordu:
O, cevap verdi:
Birisi sordu:
dirileceğiz?
(1) Bu cümle Araplar arasında bir deyimdir.
42
(2)
— O, kâhindir!
ve telaşla sordu :
—• Ne haberler var?
kaçmayı öğütlüyordu.
43
biliyorum, olamaz.
— Neler söylüyor?
44
— Evet.
— Benimle gel!
sordu:
gel, gidelim!
söylemeyecek misin?
— Tamam.
45
ve sordu:
(3)
katkıda bulundurdu.
46
— Selanıünaleyküm (4).
Nerelisin?
dedi.
» de ve namaz kıl.
Âl
gönderilmiştir.
48 :
yola koyuldu.
— Üç gündür.
ben doyurayım.
kadar bağırdı:
F. : 4 49
tuttu.
eder.
— Evet, yaparım.
50
davet ediyorum.
hikâye etti.
— Ne gördün?
oldu.
ve tasdik ediyorum...
51
olabilir.
52
Ebuzer:
inandım?!.
anlatayım.
İçlerinden biri:
58
Ebuzer:
..
— Onlardan biri:
Birisi:
54
Ebuzer:
için gelmiştir.
olacağız.
55
ÇOBAN KAVALINI
endişe ediyorum.
mi sanıyorlar?
56
revaç bulacaktı.
— Nereden geliyorsun?
— Mekke'den.
— Hayır.
Haffaf:
bulunmuş.
Adam:
57
Ebuzer:
— Kureyş ne yaptı?
Adam:
Ebu Talib:
sordu.
Peygamber .-
sordular:
-58
Ebu Talib:
budur, dedi.
Ebuzer:
Adam:
arasında durdular:
59
Daha sonra aşağıya indiler. Kureyşlilerden bir kaç
çıktılar.
Haffaf üzüntüyle:
dedi.
tarafa çalar...
60
Ebuzer:
61
doğru söylemiş...
sordu:
— Nereye gidiyorsun?
— Sevgili Peygamberimizden haber almak ve İslâm'la
düşünüyorum.
— Aleykümesselâm verahmetullah.
02
ve bize:
— Evet. Dedik.
olun.
es
mü?
hitabetti:
— «Ey Hazrecliler, siz Muhammed'i davet ettiniz;
olan sözdür.»
Sonra, Ma'rur:
64
Ebül-Heysem:
yerine dönsün.
dedi:
Ebuzer:
Rafi':
savaşçılar göndermişti.
mı?
F.: 5 65
Ebuzer:
Rafi':
müjdeler olsun...
06
ALLAH'IN MAĞFİRETİ
insanını göreceksiniz.»
\.r 67
—• Peygamber geliyor!
sordu:
— Ebu Remle misin?
haykınyorlardı:
68
Peygamber:
69
YESRİB'E DOĞRU
70
— Orada ne yapacaksın?
71
yardım edecektir.
cevap verdi.
72
EHLİ. SÜFFA
uyuyordu.
koşuyorlardı.
73
» diye sordu.
geldi.
oluşturdular.
dinliyordu.
uykuya daldı.
74
üstünü örterek:
uykuya daldılar.
duydu:
«Eğer onlara azab edersen, şüphesiz ki, onlar senin
75
geçerek:
faydalanır.»
76
VASİYET
«Ebuzer»
Zaman çarkını döndürürken, Ebuzer Hendek'ten
77
Peygamber pekiştirdi:
da!..
Ebuzer'e:
makbuldür...
***
78
79
oraya gönderiyoruz!
vermiyor.
80
engelliyor mu?
Ebuzer:
hemen sordu.
hangisidir?
— Allah'a iman ve O'nun yolunda cihad etmektir.
en üstünüdür?
F.: 6 81
kimsedir.
— Günahlardan uzaklaşmak.
yerlere döksünler.
en iyisidir?
daha iyidir?
— Kendi elinin emeğinden fakirlere bağışlaması.
indirmiştir.
neden bahsediyordu?
B2
konuşmamalıdır...»
bahsediyordu?
şaşarım...»
83
görünce ayıplama.
buyurdu:
84
MEKKE'YE DOĞRU
Kur'an
— Hayır.
85
var mıdır?
Peygamber tekrar:
» de.
durunca:
bozdular.
— Nasıl?.. Nasıl?..
teslim olabilirlerdi.
sonra:
— Ebuzer.
— Evet Peygamberim.
dökülür.»
87
Ebu Süfyan:
Büdeyl:
olmalı.
— «Ebu Hanzala!..»
88
geldi ve:
gelmişti. Peygamber:
mi?
89
Muhammed:
düşünüyorum.
aklına.
vardı.
90
Sordular:
başladı:
91
mahkumdur.»
mahkumdur.» (3)
( 2 ) Hucurat sûresi, 13. âyet.
92
MELEKLER ALEMİNDE
daha ünlüdür.»
Cebrail (A.S.)
tuzağından kurtulmuşlardı.
Peygamber:
93
Muhammed:
olursa olsun, halka ait olan maldan, kim bir şey alırsa,
94
— Ben bilmiyordum...
95
cevap verirdim.
Muhammed:
— Cebrail sen onu tanıyor musun?!.
ile...
$6
F.: 7 97
98
döndüler.
99
duydu:
yürümeliydi.
100
101
Peygamber:
Muhammed:
102
Muhammed:
103
MÜJDE
104
vardır.
herhalde biliyorsun?
dedi.
105
duydum?!..
olamazsın!
koy! dedi.
hammed:
— Beni sinirlendirdi.
106
, — Allah yolunda.
Skltev^-.
107
FİRAK (1)
» (2)
108
etti:
mudur?
zamanıdır.
Odada bulunanlardan biri sordu :
o yıkasın.
Başka biri:
olarak hazırlayalım?
Üçüncü biri:
sordu.
109
110
bilebilirdi ki?..
— Kime gidiyorsun?
— Niçin?
***
XII
Ebubekir:
112
» (5)
ey Allah'ın Resulü!..
***
Ömer'e yaklaşarak:
haber verdi.
F.: 8 113
peşine takıldı.
Bu sırada Ali, Abbas ve Beni Haşinı'den bazıları
çevirerek;
AH:
Abbas:
— Kimsin?
— Ebuzer.
— Ne haber?
— Nasıl?
Ebubekir:
114
Ali:
— Ne yapmalıyız?
Ebuzer :
***
115
hitaben:
olmalıyız.
— Nasıl?!
Ebuzer:
kuşatırım.
Ali:
yok...
117
EBUBEKİR
118
ve sevince boğuldu.
Ebubekir:
119
cevap verdi.
Ömer'e hiddetle:
120
bağırmaya başladı:
121
FİTNE KİLİDİ
biri:
misin?
var mı?
122
Ebuzer:
dedi.
yok!..
***
123
#*#
124
— Hayır!
onu verirdim.
125
canlanıvermişti.
Muhammeden Resûlüllah...
Bilâl, daha fazla devam edemedi. Ebuzer de ağlamaya
Muhammed'ini düşünüyordu...
126
MUHADDİS EBUZER
görseydim» dedi.
Ebuzer:
çok dost olan grup odur ki, beni görmek için bütün servetini
— Nafi'-i Tahî.
— Hangi kabiledensin?
127
— Iraklılardanım.
— Tabii, evet.
» anlat.
— Bugün.
— Ne var ne yok?
Ebuzer:
128
içlerinden biri:
süsüdür.» demişti.
Ebuzer:
— Ne garip. Siz öteki dünyaya inanırken nasıl oluyor
mu?..
***
sen de yaşıyorsun!»
F.: 9 129
İNKILAB
karar verdi.
130
mırıldanmaya başladı:
131
çıkıyordu.
bu davranışlarından vazgeçmelisin.
— Nasıl?
132
dışarıya çıktı.
Ali ile Ebuzer sık sık bir araya gelerek sohbet ediyorlardı.
ve yok edilmeliydi.
Ka'ab'a çevirerek:
Ka'ab:
— Şam'a git...
133
SOSYALİZM
israftır.
134
edilmiştir.
dedim. Ben Rabbime, bir gün tok isem, bir gün aç olmak
135
başladı:
138
Ebuzer:
137
âyetler döküldü:
yanma gelip:
138
Ebuzer:
— Sen onun bu sözü söylediğinden emin misin?
maksadın nedir?
her şey vardır. Fakat toplumda ise, bir tarafta Allah ve halk
(A.Ş.).
139
söyle!
olduğunu söylerim!
sun.
kışkırtıyorsun.
140
yakaladı:
fırlattı:
ihtiyacım yoktur!
edayla:
yok!
141
kendisi için iki elbise (biri kışlık, biri yazlık) den, Allah'ın
142
az buluyor...»
143
mu?!..»
başladı ve:
144
gördü.
— «Ateşin (Cehennem'in) yükleri sizler için geldi!
bir tavırla:
(Yayıncı).
F.: 10 145
— Hayır.
Muaviye;
gerekiyor...
kâfirsiniz (6).
146
SÜRGÜN
gölge salmıştır.»
«Peygamber.»
söndürmek istiyordu.
etmedi ve:
Muaviye:
( * ) Daha evvel Hz. Ömer de, onu ipek elbiseler içinde görünce,
148
yemin ederim.
Muaviye:
— Niçin?
— Çünkü Allah, Kur'an'da diyor ki: «Altın ve gümüşü
elem verici bir azab ile müjdele.» (1) îşte ben de, servet
(2).
için indirilmiştir.
(1) Tevbe sûresi, 34. âyet. Ayette, geçen infak; (nafaka vermek)
Zerdüştilerdir.
149
bulmayacaktır.
Ebuzer soğukkanlılıkla:
önünde durarak:
dedi.
150
karar kıldı .
— Hayrola, ne oldu?!
— Nereden biliyorsun?
151
diye düşündü.
1* *T* *p
152
ellerinden alıyordu.
153:
mırıldanmıştı:
***
154
söyle.
155
156
yakışmaz.
157
arttığını hissetti.
158
müjdeleyin!..
Osman:
ey Cüneydib! (5)
Ebuzer:
dağlanacaklarını müjdeledim.
Osman:
zannediyorsun?
Osman:
için.
159
koşuşturuyordu. Bağırıverdi:
sürgün mü edeyim?
Ali:
devam ediyordu.
Yine bir gün mescitte otururken adamın biri gelerek
ona:
160
Ebuzer:
söylerim.
gördü. Osman:
» diye sordu.
F.: 11 161
Ka'ab'ül Ahbar:
hakkı yoktur.
» (7)
musun?
Osman:
162
Ebuzer:
Ka'ab:
dağıtsın.» dedi.
— Hayır.
— Öyleyse ben de müslümanlardan biriyim onlara
Köle:
biriyim.
Ebuzer:
183
köle:
Ebuzer:
***
Ka'ab:
164
da bağırıyordu:
sonra tekrar:
— Ebuzer:
demişti.
165
Ebuzer:
— Mekke'ye gideyim.
— Evet vallahi.
166
— Irak'a gideyim.
karşı, küstahtır.
— Mısır'a?
Ebuzer. j
Ebuzer'in kafasının tası atmıştı.
— Evet.
yapmamalıdır.
167
REBEZE'DE
«Muhammedi (ASM.)
belâ gelecektir.»
— Allah yolunda.
168
araya girerek:
basma vurarak:
169
bir sesle:
170
ve memurumu dinlemedin?
— Ne karşılığı?
vurmuşsun!
171
Ali öfkeyle:
üstündür.
***
salmamıştır.
konuşurken:
172
***
Ümmüzer:
sordu:
— Ebuzer nerede?
173
korkarak üzülüyorum.
— Evet.
***
— Büyük umutlar.
yanlarından ayrıldı.
174
etmelidir.»
175-
sonra bağırdı:
•— Evet, alır.
yanınıza alınız.
— İşimize ne yarar?
sert çıkarak:
176
sonra sordular:
Medine'ye gitti.
Uzun boyu, eğilmiş sırtı, yırtık pırtık elbisesi kaderin
sesle:
F.: 12 177
sözlerini tekrarladı.
hakkımı istiyorum!
— Ebuzer!
178
cümle mırıldandı:
layıksın.»
179
Ebuzer, hanımına:
ağladığını görünce:
— Neden ağlıyorsun?
sende.
180
181
— Kimdir?
— Ebuzer.
— Evet.
182
dediler.
«Yalnız yaşadı,
Yalnız öldü,
Yalnız haşrohınacaktir.»
183
İkinci Bölüm
Not: Bu bölüm tamamen Ali Şerİatiiun'dir.
bir gecedir.
187
geçip bağırdı:
kınn!
(Çev.)
188
kullanılmıştır. (Çev.)
189
Ebuzer'di...
siyasetten elini eteğini ilk kez çekti. İlk kez evinde oturdu.
etti.
Ali'nin yenilmesi; Ebuzer'in, Osman'ın karşısında
190
191
san, hıyanettir.
192
sen hürsün...»
dedi.
Ebuzer:
F.: 13 193
sebebi onlardı.
olsun!
194
olacaktır.
195
feryat ederek:
196
günah yoktur.
günahı yoktur.
Ka'ab'a saldırdı:
öğretmek istiyorsun?!
197
sesine deve kemiğiyle öylesine şiddetli vurdu ki, kafasından
Ona: '
(orada var).
198
ve ona:
199
müjde verdi:
üstünsün.
200
dedi:
var.
201
***
202
BİR NOT
olduğunu anlıyoruz.
203
şey bulunmazdı. Kışın tir tir titrerdi. Bir ara kılıcım pazara
s. 111.
147 ve C. 4, S. 248.
S. 221.
204
(5).
4 — Ebu Süfyan:
Osman, Mervan'a yüz bin dirhem verdiği gün, Ebu
5 — Beni Ümeyye:
205
verdi (9).
edilmişti... (10)
9 — Talha:
206
(12).
10 — Zübeyr:
dinardı (15).
207
bıraktı (16).
208
%•
ayırt edemeyiz.
Tebliğ Yayınları
Şöyle ki:
210
sa, iki sevab var. Bulmazsa, bir nevi ibadet olan içtihad
ki:
eledir.
211
bahanelerdir.
nedendir?
-F ^ ^K
212
***
213
Ü ç ü n c ü S u â l i n i z : «O mübarek zatların
» diyorsunuz.
feda edilir.»