You are on page 1of 5

DİNİ TASAVVUF HALK EDEBİYATI

Türk Edebiyatı’nın içinde Dinî-Tasavvûfî edebiyatın önemli bir yeri vardır. Bugün kabul
gören anlayışa göre şekil ve dil açısından Halk Edebiyatı özelliklerine yakın olan
Tasavvuf Edebiyatı Mahsulleri, Türk Halk Edebiyatı içinde, Aşık Edebiyatı ve Anonim
Edebiyatla birlikte yer almaktadır. Aynı şekilde muhtevası bakımından ele alındığında dinî
olan eserler, şekil ve dil özellikleri bakımından, Divan Edebiyatı özelliklerine yakın ise
Divan Edebiyatı içinde kabul edilmektedir. Konusu din ve tasavvuf olan Dinî-Tasavvûfî
edebiyat mahsullerini bağımsız olarak ele aldığımızda bu edebiyatın kendine has
özellikleri olan zengin ve müstakil bir edebiyat oluşturduğunu görürüz.
Türk sosyal yapısı inançlar açısından birlik gösterdiğinden din ve tasavvuf, toplumdaki
bir çok insan için genel kabuller arasında yer alan ve herkesin ilgi duyduğu bir konu
olmuştur. Bundan dolayı dinî ve tasavvûfî konular genel hatlarla ikiye ayrılan Divan ve
Halk Edebiyatı alanlarına mensup ediplerimiz için de en çok işlenen temel konular
arasındaydı. Bugün birbirinden kesin çizgilerle ayrılan Divan ve Halk Edebiyatında her
iki alana da hâkim, iki alanın şekil ve tür özelliklerine uygun eserler verebilen ediplerimiz
mevcuttur. Bunu Türk halkının sosyal yapısının sınıflaşmayı kabul etmemesine ve zevk
bütünlüğüne bağlayabiliriz.
Türklerin İslam dinini kabul etmesinden sonra ediplerimiz dine ait algılamaları
doğrultusunda eserler vermeye başlamışlardır. Türklerin sosyal hayatlarının her
safhasında köklü bir değişiklik getiren bu yeni dine ait kutsallar, edebiyatın da temel
konusu olmuştur. Türkün kendine has edebi zevki ve duyuşuyla dinî kavramlar zengin
şekil ve türlerde en güzel örneklerini bulmuşlardır. Zaman içinde muhtevası dinî-tasavvûfî
olan bir çok tür meydana getirilmiştir.
Dinî-Tasavvûfî Türk edebiyatı, içinde farklı anlayışa ve özelliklere mensup gruplamalar
yapılabilecek kadar zengin ve çeşitli bir yapıya sahiptir. Bu disiplin içinde yer alacak olan
Bektâşî Edebiyatı ve Bektâşîler bu gruplara, özel ve orijinal bir örnektir. Ahmet Yesevî,
Edip Ahmet gibi ilklerin temelini attığı bu anlayış Yunus Emre, Mevlâna, Kaygusuz
Abdal, Hacı Bayram Velî, Süleyman Çelebî vb. bir çok mutasavvıfımızla gelişmiş, halk
tarafından büyük ilgi ve kabul görmüştür.
M.Fuat Köprülü’nün: “İslamiyetten sonraki Türk Edebiyatında bulunan milli zevki
anlayabilmek için en çok tetkîke layık bir devir, halk lisanını ve halk veznini kullanmak
suretiyle geniş bir kitleye hitap etmiş ve eserleri asırlarca yaşamış büyük mutasavvıflar
devridir.” şeklinde nitelediği bu dönem Dinî-Tasavvûfi Türk Edebiyatı sahasıdır.
Edebiyat araştırmacıların çoğu tarafından bağımsız bir şekilde ele alınmayan Dinî-
Tasavvûfî Edebiyat mahsulleri yukarıda ifade ettiğimiz gibi şekil ve dil özelliklerine göre
Divan ya da Halk Edebiyatı içinde ele alınmıştır. Bu anlayıştan dolayı Dinî-Tasavvûfî
Edebiyat sahasına giren eserler müstakil olarak ele alınamamıştır. Zaman içinde bu
edebiyatın bağımsız olarak ele alınması ve bu edebiyattaki şekil, tür ve örneklerin bir
arada toplanmasına ihtiyaç duyuldu.
Dinî-Tasavvûfî Türk Edebiyatı sahasında Türkiye’deki önemli isimlerden biri olan
Abdurrahman GÜZEL , daha önce Türk Dili Dergisi’nin Türk Halk Şiiri özel sayısı içinde
yer alan “Tekke Şiiri” ve Türk Dünyası El Kitabı’ndaki “Dinî-Tasavvûfî Türk Edebiyatı”
bölümlerini hazırlayarak bu alana müstakil bir disiplin olarak yaklaşmış ve bu
perspektiften bakarak adı geçen kısımları hazırlamıştır. Bu bölümler GÜZEL’in meydana
getireceği bağımsız bir eserin habercisi olmuştur. Alanla ilgili bir çok araştırıcı ve
öğrenciler için hazırlanan bu bölümler, birer başvuru kaynağı olmuş, zaman içinde yoğun
ilgi görmüştür. Bu ilgi ve bölümlerin genişletilmesine duyulan ihtiyaçtan dolayı
Abdurrahman GÜZEL Dinî -Tasavvûfî TürkEdebiyatı adlı eserini kaleme almıştır.
Abdurrahman GÜZEL’in tanıtımını yapacağımız eseri, Sözbaşı ve dört bölümden
oluşmaktadır.
Sözbaşı’nda Dinî-Tasavvûfî Türk Edebiyatı kitabının üç cilt olarak yazılmasının
planlandığı ve tanıtımını yapacağımız eserin giriş mahiyetinde olduğu belirtilmektedir.
Birinci bölümün ilk başlığı olan “Türk Dili ve Edebiyatı Bilim Dalları’nın Taksiminde
İhmal Edilen Bir Disiplin Olarak Dinî Tasavvûfî Türk Edebiyatı”, “Dinî-Tasavvûfî Türk
Edebiyatı’nın Tarihini Hazırlayan Tasavvûfî Unsurlar”altbaşlığı altında ele alınmış,
Türklerin İslam dinini seçmelerinden önceki ve sonraki sosyal durumlarına değinilmiştir.
Burada Türklerin inançlarına verdiği değer ve inancın sosyal hayattaki öneminin
İslamiyetle doruğa ulaştığı ifade edilerek “alplikten alperenliğe geçiş” özetlenmiştir.
Dinî Tasavvûfî Türk Edebiyatı’nın Tarihi seyrine Kısa Bir Bakış birinci bölüm içinde yer
alan ikinci başlıktır. Burada, tasavvufun Türkler arasında yayılmasına değinilerek
başlangıcından zamanımıza kadar Dinî Tasavvûfî Türk Edebiyatı yüzyıllara göre ele
alınmıştır. Her yüzyılın önde gelen mutasavvıflarının isimleri verilmiş, Dinî-Tasavvûfî
Türk Edebiyatı şairlerinin birleştirici, bütünleştirici yönü vurgulanmıştır.
Birinci Bölümün üçüncü başlığı Dinî Tasavvûfî Türk Edebiyatını Oluşturan Unsurlar üç
kısım halinde incelenmiştir. Birinci kısımda Fikri Açıdan Dinî-Tasavvûfî Türk Edebiyatı
ele alınmıştır. Burada bu edebiyatın fikri temelini oluşturan tasavvuftan ve onun
Türkistan’da Ahmet Yesevî ile sistemleşmesinden bahsedilmiştir. Türk Tasavvuf
anlayışının oluşumundan bahsedilerek bu anlayışla Anadolu’ya giden dervişlerin alp tipini
gazi tipine dönüştürmelerine işaret edilmiştir. İkinci kısımda Dil ve Edebiyat açısından
Dinî-Tasavvûfî Türk Edebiyatı incelenmiştir. Burada bu edebiyat mahsullerinin sanat
değeri, canlılığı ve lirizmine dikkat çekilerek ediplerin milli zevk, şekil, dil ve üslup
itibariyle en güzel örnekleri verdiklerine işaret edilmiştir. Müteselsil olarak Dinî-
Tasavvûfî Türk Edebiyatı üçüncü kısımda ele alınmıştır. Burada kaynağını Kur’an ve
sünnetten alan, Ahmet Yesevî’yi pîr kabul eden Türk tasavvuf anlayışının tarihi seyri
içersinde Anadolu’da silsile halinde yetişen mutasavvıfların isimleri zikredilerek bunların
millî ve orijinal örnekler verdiklerine değinilmiştir.
Birinci Bölüm içinde yer alan dördüncü başlık; Dinî Tasavvûfî Türk Edebiyatı ve
Özellikleridir. Burada Türk Edebiyatının bir ilim dalı halini alması için karşılaştırmalı
edebiyat araştırmalarının hızlandırılması gerektiğine işaret edilmiş : “Özellikle bu
alandaki kişilikler, eserler, edebiyatlar olmak üzere üç alanda metod, terminoloji,
muhteva, yapı, fonksiyon, tür, şekil vb. açılarından yapılacak olan mukayeseli çalışmalar
Türk Edebiyatına ilim dalı olarak yeni bir çehre kazandıracaktır.” denmiştir. Yaygın olan
Türk Edebiyatı tasniflerinde Dinî-Tasavvûfî Türk Edebiyatının yerinin net olarak
belirlenmediğine işaret edilerek alternatif bir tasnif verilmiştir.
Dördüncü başlığın birinci kısmında, Dinî-Tasavvûfî Türk Edebiyatının Asli Temaları
işlenmiş, bu edebiyatın “insanoğlunun her iki dünyasını da bahtiyar kılma yolunda
birleştirici ve hoşgörülü bir yol takip ettiği”vurgulanarak Dinî-Tasavvûfî Türk
Edebiyatının asli temaları ifade edilmiştir. İkinci kısımda Nazım Şekilleri başlığı altında
bu edebiyatta kullanılan vezin, kafiye ve nazım şekillerinden bahsedilmiştir.
Beşinci başlıkta Dinî Tasavvûfî Türk Edebiyatında Türler işlenmiştir. Altıncı başlık olan
Dil ve Üslup Özellikleri nde Dinî-Tasavvûfî Türk Edebiyatının anlatım tarzına değinilmiş,
mecaz sistemine dikkat çekilmiştir. Birinci bölümün son başlığı Dinî-Tasavvûfî Türk
Edebiyatıdır. Burada bir bilim dalı olarak bu edebiyatın müstakil bir şekilde ele alınıp
Dinî -Tasavvûfî Türk Edebiyatı şeklinde ifade edilmesinin gereği vurgulanmıştır.
Birinci bölümün sonunda bölümde ele alınan konulardan elde edilen sonuçlar netice
kısmında verilmiştir.
İkinci Bölüm İslam Medeniyeti Çağlarında Dinî-Tasavvûfî Türk Edebiyatını Hazırlayan
Unsurlara Kısa bir Bakış başlığını taşımaktadır. Burada da bu edebiyatı hazırlayan
unsurlara değinilmiştir. Bu anlamda Din Kavramı, Türklerin Dinî Tarihi ve Türklerdeki
Belli Başlı Dinî İnanışlar kısmında Nom, Toyın, Yalvaç, Yada Taşı, Sata, Kam, Şamanizm
alt kısımları altında incelenmiştir. Bundan sonra Yaratılış ve Tufan Efsaneleri, Tanrılar,
Dişi Tanrılar, Kötü Tanrılar, Put-Fetişler, Yer-Sular, Ateş ve Ocak, Şaman veya Kam
Hayatı, Şaman Cübbesi Külahı ve Davulu, Ayin, Tören ve Bayramlar kısımlarıyla
Türklerin tarihteki dinî inanışları ve bu inanışlarla ilgili kutsallar ve törenlere
değinilmiştir. Türklerin İslamiyetten önceki inançlarına ait genel bir özet yapılmıştır.
Bunlardan sonra Türkler ve İslamiyet kısmında Türklerin İslam dini ile ilk temasları
anlatılmıştır. Bununla birlikte tasavvufun da Türkler arasında yayılması ve başlangıcına
da değinilmiştir. Bu kısımda Türk tasavvufunun tasnifi de yapılmıştır. Bu kısmı Türklerin
Müslüman Oluşları ve İlk Eserleri kısmı takip etmiş Dini-Tasavvufî edebiyatın ilk
ürünleri sayılan eserlerden bahsedilmiştir.
İkinci bölümün ikinci başlığı Dinî-Tasavvûfî Türk Edebiyatının Faydalandığı Bilim
Dallarından İslami İlimler adını taşımaktadır. Burada Türk Edebiyatını etkileyen Kur’an
İlmi, Tefsir İlmi, Hadis İlmi, Akâid İlmi, Fıkıh İlmi, Kelâm İlmi, Siyer ve Kıyas
ilimlerinin kısaca tanım ve muhtevaları verilmiştir.
Bölümün üçüncü başlığı Tasavvuf Cereyanının Kur’ân-ı Kerim, Sofiler ve Türkler’e Göre
Tanımları adını taşımaktadır. Burada Tasavvuf alt başlığında bu terim, kelime ve ıstılah
açısından değişik görüşler ışığında tanımlanmış, tasavvufun karakteristik özellikleri,
muhtevası ve fonksiyonuna değinilmiştir. Tasavvufun Geçirdiği Dönemler “Asr-ı Saadet
devri, Tâbiun devri, Tarikatlar devri” olarak incelenmiş bütün bu düşünceler
doğrultusunda tasavvufun Kuran-ı Kerim’e , yabancı sûfilere ve Türk sûfilerine göre
geniş bir tarifi yapılmıştır. Bu tanımlar ışığında tasavvuf, manzum ve mensur olarak çok
yönlü bir şekilde tanımlanmıştır. Son kısımda Türk sûfilerinin (Ahmet Yesevî, Mevlânâ,
Hacı Bektâş Velî, Yunus Emre , Kaygusuz Abdal ve Niyazi Mısrî) tasavvuf tarifleri ile,
Türklerin tasavvuf anlayışının altı çizilmiş, tasavvufun, Türklerin sosyal ve kültürel
hayatındaki yeri ve önemine değinilmiştir.
Orta Asya’da Dinî Tasavvûfî Türk Edebiyatının Başlangıç Dönemindeki İlk Mutasavvıflar
eserin Üçüncü Bölümünü oluşturmaktadır. Bu bölümde Yusuf Has Hacib’in Kutadgu
Bilig, Kaşgarlı Mahmûd’un Divanü Lugati’t-Türk, Edip Ahmet Yüknekî’nin Atabetü’l-
Hakâyık, Ahmet Yesevî’nin Divân-ı Hikmet-Fakrnâme, Süleyman Hâkim Ata’nın
Bakırgan Kitabı tanıtılmış, müellifler hakkında bilgi verilmiş ve eserlerinden seçme
metinler alınmıştır.
Üçüncü bölümün ikinci başlığı Anadolu’da Dinî Tasavvûfî Türk Edebiyatının Başlangıcı
ve Dönemin Belli Başlı Mutasavvıflarıdır. Burada Anadolu’daki Tasavvufi Düşüncenin
Başlangıcında bu düşünce ışığında oluşan tarikatların (Mevlevîler, Bektaşîler, Bayramîler,
Melamîler, Ahîler) fonksiyonlarından bahsedilmiştir. XII. yüzyıldan XX. yüzyıla kadar
her yüzyıldaki mutasavvıflardan, eserlerinden ve tasavvufî türlerden bahsedilerek her
yüzyıl Dinî-Tasavvûfî Türk Edebiyatı açısından kısaca değerlendirilmiştir. Bundan sonra
XIII-XX. Yüzyıllarda Dönemin Belli Başlı Mutasavvıflarının ve eserlerinin detaylı
tanıtıldığı bölümler gelmektedir. Bu çerçevede XIII. Yüzyılın Belli Başlı Mutasavvıfları;
“Mevlâna Celâleddin Rûmî, Hacı Bektaş Velî, Sultan Veled, Ahmed Fakih, Şeyyâd
Hamza, Yunus Emre, Nasreddin Hoca” ele alınmıştır. Her mutasavvıfın hayatı ve eserleri
hakkında geniş bilgiler verilmiş, eserlerinden seçilen örneklerle bu şahıs ve eserlerin Dinî
Tasavvûfî Türk Edebiyatındaki yeri ve önemi belirtilmiştir. Bu yöntemle diğer yüzyıllarda
incelenen mutasavvıflar şunlardır: XIV. Yüzyıl: “Abdal Mûsa, Kaygusuz Abdal, Said
Emre, Gülşehri, Aşık Paşa, Kadı Darir, Elvan Çelebi, Rabguzî”, XV.Yüzyıl; “Hacı
Bayram Veli, Akşemseddin, Yazıcızâde Mehmed, Süleyman Çelebi, Eşrefoğlu Rûmî,
Kemal Ümmî, Emir Sultan, Rûşenî, İbrahim Tennûrî”, XVI.Yüzyıl: “İbrahim Gülşenî,
Ahmed Sârban, Bursalı Muhyiddin Üftâde, Aziz Mahmûd Hüdâyî, Şah İsmail Safavî
(Hatâî), Vâhib Ümmî, Pir Sultan, Kul Himmet, Muhyiddin Abdal, XVII.Yüzyıl: “Adem
Dede, Elmalılı Sinan Ümmî, Niyazi-i Mısrî, Şeyhülislam Yahyâ, Oğlanlar Şeyhi İbrahim
Efendi, Kul Nesîmî, Âşık Virânî, Nakşi Akkirmanî, Gaybi Sunullah”, XVIII. Yüzyıl:
“Bursalı İsmail Hakkı, Erzurumlu İbrahim Hakkı, Mahdum Kulu, Neccarzâde Şeyh Rıza,
Cemâlî, Üsküdarlı Hâşim, Kul Şükrü, Nasuhî, Senâyî, Mehdî, Mahvî ”, XIX. Yüzyıl:
“Seyrânî, Turâbî, Keçecizâde İzzet Molla, Şeyhülislam Arif Hikmet, Adile Sultan, Salih
Baba, Bitlisli Müştak Baba”, XX.Yüzyıl: “Edib Harabî, Mihrâbî, Mehmed Nûri, Yozgatlı
Hüznî, Aşık Molla Rahim, Derûnî, Sıtkı, Zeynel Uslu Baba”
Eserin Dördüncü Bölümü Dinî-Tasavvûfî Türk Edebiyatında Şekil-Tür ve Anlatım
Özellikleri başlığını taşımaktadır. Bu bölümün ilk ana başlığında Dinî Tasavvûfî Türk
Edebiyatında Nazım Şekilleri ele alınmış, bu edebiyatta kullanılan aruz, hece ölçüleri ve
kâfiyenin özelliklerinden bahsedilerek Dinî-Tasavvûfî Türk Edebiyatı mensuplarının
Divan ve Aşık Edebiyatı mensupları ile müşterekliğine dikkat çekilmiştir. Bundan
hareketle bu edebiyatın Divan Edebiyatına Ait Ortak Nazım Şekilleri, özellikleri
açıklanarak, örneklerle beraber verilmiştir. Dinî-Tasavvûfî Türk Edebiyatına ait (özel)
nazım şekli bulunmadığı belirtilerek bu edebiyatın Divan ve Aşık Edebiyatının şekillerini
kullandığı ifade edilmiştir.
Dinî-Tasavvûfî Türk Edebiyatına Ait Türler adlı ikinci ana başlık altında tür ve şekil
kavramı hakkındaki karışıklığa ve farklı görüşlere yer verilerek tasnifte muhteva
özelliklerinin tercih edildiği belirtilerek bu tercihin gerekliliği ifade edilmiştir. Buna göre
türler, Alah Hakkında Yazılan Türler: (Tevhid, İlâhi, Esmâi- Hüsnâ, Münacaat),
Peygamber Hakkında Yazılan Türler; (Na’t, Gevher-nâme, Dolap-name, Esmâ-i Nebî,
Siretü’n-Nebî, Mucizât-ı Nebî, Hicret-nâme, Mi’rac-nâme, Mevlid, Hilye, Kırk Hadis),
Din ve Tasavvuf Yolunun Büyükleri Hakkında Yazılan Türler: ( Medhiye, Mersiye,
Maktel-i Hüseyin, Menâkıb-nâme,Velâyet-nâme), Dinî İnançlar ve Tasavvûfî
Düşüncelerle İlgili yazılan Türler: ( Vücud-nâme, Nasihat-nâme, İbret-nâme, Fazilet-
nâme, Fütûvvet-nâme, Gazavât-nâme, Mansur-nâme, Minber-nâme, İstihrac-nâme, Tâc-
nâme, Nevrûziye, Tahassür-nâme, Fetvâ-nâme, Tarikat-nâme, Nutuk, Hikmet, Devriye,
Şathiye, Kıyamet-nâme, Mahşer-nâme, Şefaat-nâme ) toplam 47 tür olmak üzere verilmiş,
bu türler tanıtılarak bu türde eser veren önemli kişiler belirtilmiştir. Ayrıca her türe ait
seçme örnekler verilerek türlerin muhtevasının kavranması sağlanmıştır. Eserde bu
türlerin sadece bu konularla sınırlı kalmadığı sonraki çalışmalarda farklı konularda
yazılan bu edebiyata ait türleri içine alan çalışmaların da yapıldığı ifade edilmiştir. Aynı
muhteva özellikleri göstermesine rağmen şekil özelliklerine bakılarak Divan ve Halk
Edebiyatı içinde ele alınan türler burada ilk kez Dinî-Tasavvûfî Türk Edebiyatına Ait
Türler başlığında birarada ele alınmıştır. Bütün bu türler bu edebiyatın ayrı bir disiplin
olarak ele alınması gerektiği fikrini destekler zenginlikte ve niteliktedir. Sadece bu bölüm
türler arttırılarak ve örnekler arttırılarak bağımsız bir eser haline gelebilecek özelliktedir.
Eserde bu edebiyata ait eserlerde fikri unsur ile dini vecd ön planda olduğu için Divan ve
Halk Edebiyatlarında az görülen bir muhteva bütünlüğünü kitle iletişimi ve
bütünleşmesini temin ettiği vurgulanmıştır.
Eserin dördüncü bölümünün üçüncü ana başlığı Dinî-Tasavvûfî Türk Edebiyatının Dil ve
Üslup Özellikleridir. Burada; bu edebiyatın Anlatım ve Üslûp Özellikleri, bu edebiyat
mensuplarının eserlerinde sıkça kullandığı, üslûbun karakteristik özelliklerinden olan
“Tekrir, Seci, Mecaz, Teşbih, Telmih, İstiâre, Nidâ, İstifham, Atasözleri ve Deyimler, Halk
Söyleyişleri” kısaca açıklanarak seçkin yazar ve eserlerden verilen örneklerle
pekiştirilmiştir. Netice bölümünde hazırlanan bueserle yapılan çalışma kısaca
özetlenmiştir.
Sayın GÜZEL, bu eseriyle diğer edebiyatlar arasında kalan Dinî-Tasavvûfî Türk
Edebiyatını zengin ve müstakil bir edebiyat olarak belirgin bir şekilde öne çıkarmıştır.
Planladığı çalışmaların tamamlanmasıyla bu fikir yadsınamayacak bir hal alacaktır.
Eserde Tasavvufun tarihi seyri, İslamiyeti kabul öncesi Türklerin inanç yapılarına kadar
uzanan bir çizgide ele alınmıştır. Böylece bu edebiyatın oluşumu tarihi ve sosyal şartlar
ışığında işlenmiştir. Eserde başlangıçtan günümüze Dinî-Tasavvûfî Türk Edebiyatı genel
hatlarıyla özlü ve özgün bir şekilde seçkin mutasavvıf ve seçilmiş metinlerle anlatılmıştır.
Abdurrahman GÜZEL’in bu eseri, üniversitelerde eğitim gören lisans ve üzeri akademik
çalışmalar yapanlar için temel bir kaynak olmanın yanısıra dili ve muhtevası açısından
konuya ilgi duyan herkes için de temel bir başvuru kitabı niteliğini taşımaktadır.

You might also like