Professional Documents
Culture Documents
SE Ç M E E SER LE R İ - m
H A S-B A Ğ Ç E D E ‘A YŞ U T A R A B
N E D İM L E R ŞÂ İR L E R M LTTR tBLER
EDİTÖR
E M R E Y A LÇIN
GÖKSEL YÖNETMEN
B İR O L BA YRA M
FOTOĞRAFLAR
H A D İY E C A N G Ö K Ç E
DÜZELTMENLER
ESEN G Ü R AY, N ECATİ B ALBAY
DİZİNİ HAZIRLAYAN
N ECATİ BALBAY
ISBN 9 7 8 -6 0 5 -3 3 2 -4 1 7 -1
BASKI
G O L D E N M EDYA MATBAACILIK VE T İC A R E T A.Ş.
IOO. YIL MH. MAS-SİT I . CAD. NO: 88
BAĞCILAR İSTANBUL (0212 ) 629 OO 24
Sertifika N o: 12358
Kısaltmalar IX
Önsöz...................................................................
2. Selçuklu Dönemi
Anadolu Selçuklularında İran! Kültür Geleneği...... 65
Toylar, Sultânı Düğün ve Şenlikler 73
Selçuklu Döneminde Türkçe Edebiyat 79
Notlar _ 433
Kaynakça____ 463
Dizin 483
KISALTMALAR
H alil İnalcık
Klasik Edebiyatın Menşei
İranî G elenek
Iranî G elen ek
I. Şâhnâm e (1000?)
n. K âbûsnâm e (1082)
Hayyâm
y j o* j ^ is * j y>
Sa‘dî
Gazel
\ j jL - J\ J j j û' l J jü l» V JJİ, c j Sj
0 jlji İy i Ö J Î ^ J * * J -3 j ' J* J U - ( J J J
<j£ J ^ j* 3 jS u A i L5L-. ^
Sabah oldu , sâkî doldur kadehi'şarap ile
Zaman durmaz , feleğin ne yaptığı belli olm az
jljl j j jl£jJ j JA j
Nerede çalgıcı ki tüm ilim ve irfanımı
Sazlt sesli neyin avazına adamaya hazırım
JÂ A J)\^JjuüI dJ j J ^
Sâkî kadehim e şarap koy ki esrar yazan
Belli değil sır perdesinin arkasına ne yazmış
Jjb jljm
lJ ^^ Jjjl A
I.ı ı \
.nA
$J
İj jj A
jL
ojL
j İ
L -
jl j l i i j * ^ j jl j J j^ e ijla j * f J A -Jajj j j lJ
J lpj* j *** j A3 j j AH j ^
f J ^ j 1 AuiS j l j jj -a (jîli
Nizâmî (1150-1214)
( ‘f - ’ûljl V ’o
'üı>&U&ır*>c'f
^ ( 5 ^ t o H ^ W & ,
Şâh İsmail
Meclis ve sâkîye:
Çünki devr etmez ayağı meclis-i ‘uşşâk-ârâ
Leblerin câm-ı musaffa kıldığın ya‘nî ki ne
‘Alâeddîn
Mansûr Bik Şeyh Kemal Ali Bik
Muhammed Nakkâş
Nakkâş Nakkâş
Nakkâş
Yekûn neferen: 1 6
II. Cemâ*at-i M üteferrika:
Derviş
Mevlânâ Gülâbı Hoca Kelân Sultân kulu
Muhammed
Gazzâz Zerger Zerger
Zerger
Hacı Muhammed
Burhan Mahmûd Can
Muhammed
Kâşî-traş Kâlîci
Camcı Camcı
Değerli Doğu musiki tarihçisi Prof. Dr. S. Agayeva'nın yazısını, müsaadeleriyle burada
özetlemekteyiz; Bildiri: Osmartlı D ön em i T ü rk M usikisi Sem pozyum u, Bursa, 2006.
Maalesef, o döneme ait olan yazılı kaynaklarda makam üstadı Ke
mal Tebrizî hakkında bir bilgiye rastlanmamaktadır.
Sultân II. Murad ve Fâtih Sultân Mehemmed zamanlarında
Osmanlı pâdişâhlarına eserlerini ithâf eden ve kendi arzularıyla
Azerbaycan’dan gelen musikî üstadları arasında XIV.-XV. yüzyılın
ünlü müzik bilgini, besteci ve icrâcı Hwace Abdülkâdir bin Geybî
M arâgî’nin küçük oğlu Hwace Abdülaziz, riyâziyeci Fetullâh Şir-
vânî, Anadolu’da dünyaya gelen Azerbaycan soylu Abdülkâdir’in
torunu Mahmud Abdülaziz Marâgî ve kemânçe üstadı, şâir Turak
Çelebi (Nihanî) de var.
Abdülaziz Marâgî
Nûreddîn Abdurrahman
Fetullâh Şirvânî
Turak Bey
Genç bir hükümdarın meclisi. K âtibi Külliyatı, 1 4 5 0-60. TSM K R 989, y. 229b.
İbn Battuta (1334) şöyle anlatır:27 “Her gün ikindi namazından
sonra sultânın kabul resminde bulunması âdettir. O zaman yemek
getirilir, kapılar açılır; şehirli, göçebe, yabancı misafir kim olursa
yemeğe oturmaktan geri çevrilmez.”
Meydanlarda halka açık saray düğünleri, sûr'lar, sûmâmelerde
parlak biçimde tasvir edilmiştir.28 Osmanlı’da en eski kayıt, 787
Ramazan (1385 Ekim) ayında I. Murad’ın kızı Nefîse ile Karama-
noğlu Alâeddin Bey’in nikâhı dolayısı ile yapılan düğün şenliği
dir. Toplanan halk ve dost veya dostluğu beklenen devlet başkanı
veya elçileri huzurunda bir yeme içme, eğlence havası içinde bu
ziyafetler, iyi ilişkiler kurma, uzlaşma vesilesi sayılırdı. Boğaz’dan
Rum-ili’ne geçişte yardımı beklenen Ceneviz ile kapitülasyon ant
laşması, ikinci Osmanlı pâyitahtı (birincisi Eskişehir’de Karaca -
hisâr) Yenişehir’de böyle görkemli bir düğün esnasında yenilen
miştir (Haziran 13 8 7 ).29 Bu siyasî amaç yanında kamusal düğün
ler, sultânın zenginlik ve haşmetini göstermeye yarar, meydanda
her çeşit sanat ve marifet oyunları icrâ edilir, herkes yer içerdi.
I. Murad’ın 1386/87 Karaman Seferi akabinde Yenişehir’de dü
zenlediği görkemli evlenme ve sünnet düğünü, ayrıntılı bilgilere
sahip olduğumuz ilk düğündür;30 mutlu bir ziyafet havası içinde
önemli diplomatik ilişkilerin gündeme getirildiği yüksek düzeyde
bir toplantı olmuştur.31
Çelebi Mehemmed, Rum-ili’ni ele geçiren kardeşi Musa’ya kar
şı Zulkâdir Beğ’inden askerî yardım istedi. Beğin askerle gönder
diği oğlu geldiği zaman onu ağırlamak için Mehemmed bir ziyafet
meclisi, sohbet tertip ettirdi. Göz tanığı Ahmedî32 bu toyu şöyle
tasvir eder: “Sultân (I. Mehemmed) Dîvân’a çıkıp sohbet esbâbın
ihzar etdirip meclis ârâste olıp envâ‘-i ni‘metler hâzır ve müheyyâ
olıp Kapucı-Başı, Zulkâdir-Oğlı’nı alıp gelip Sultân’ın elin öpüp
Sultân’ın karşusına huzur ve huşû ile oturdı. Sultân sohbette germ
olıp giydiği tonın ve bindiği atın ve anda ne denlü meclis âleti,
akdâhdan ve surahîden ve altın gümüş esbâbından ne varsa mec-
mû‘sun Zulkâdir-oğlı’na bahşîs itdi ve beğlerine ve adamlarına
hil‘atlar virip her bir nesneyi bî-hadd in‘âm itdi.”
Halka açık genel sûrlar (düğünler) yanında, sarayda has-bağ-
çede düzenlenen işret meclisleri, amaç ve katılımcılar bakımından
tamamıyla ayrı bir kategori oluşturur; Sâ kî n am elerde tasvir olu
nur. Halkla beraber yapılan düğün, nevruz gibi popüler şenlikle
rin gaye ve fonksiyonu farklıdır. Toy ve sûrlar daima hatırlanacak
öyle müstesna günlerdir ki, şâirlerin tasvir ettiği, ünlü hattatların
yazdığı metin, nakkâşbâne'de, minyatürlerle süslenmiş sûrnâme-
lerde gelecek kuşaklar için tasvir olunur. Bir kelime ile, sûrnâme-
ler, türlü ince sanatların en yüksek düzeyde temsil edildiği eserler
dir. Toy ve işret meclislerinin hâmisi Timuroğullarının büyük şâiri
Ali Şîr Nevâyî şu beytinde, toy'da *ayş u tarab'a değinir:
I. Şeyhoğlu Mustafa
II. Şeyhî
Buyurmış âk il ü sâhib-firâset
Ki vâcibdür şehe şer ' ü siyâset
Her makam, belli etkisiyle dinleyende ayrı bir etki yapar; revâhî
faslında halk coşar, raksa kalkar:
IV. Ahmedî
neyimli Karesili Eynebeğ Subaşı, Yeniçeri Ağası Haşan Ağa ile be
raber Bursa’ya geldi; Rum-ili yolunu tuttu.70 Taşköprülüzâde’ye
göre Ahmedî, bir ara Tim ur’un yanında bulunmuş ve latîfeleri T i
mur’un çok hoşuna gittiğinden değerli arm ağanlar almış. Şâirin
“neş’esi kemâl-i zarafet üzerine idi.”
Ahmedî, Edirne’de Süleyman’a (öl. 1411) sunduğu İskendernâ-
me' sinde Tevârîh-i Mülûk-i Âl-i Osman faslında Süleyman’ı dai
,
ma, şâ h pâdişâh, sultân diye anar:
İskendem âm e
Evveliydi rebVulâharun
K ’oldu nazmı hatm işbu defterin
Beyit 4 8 0 -4 8 2 :
Nergis alm ışdı ele zerrin kadeh
L a ‘l-gûn itmişdi gül yüzün ferah
Ahmedî’nin sevgilisi aya bakıp niye eksilür, niye büyür, diye so
rar; şâir astronomi bilgisini sergiler (Beyit 4459-4463):
Behcetü ’t-Tevârîh
Nahiller dolaştırıldı:
Kastilya Kralı Don Henrique’in 1402’de iki elçisi, Timur ile Ba-
yezid arasında olası savaş hakkında bilgi edinmek üzere gelmişler
ve 1402’de savaş akabinde Timur tarafından kabul edilmişler, T i
mur’un elçisiyle birlikte krala gönderilmişlerdi. Kral, karşılık ola
rak Timur’a bir elçi heyeti göndermeye karar verdi ve mabeyincisi
Ruy Gonzales de Clavijo (öl. 1412), rahip Alfonso ve muhafız ala
yından Gonzales de Salazar’dan oluşan bir elçi heyetini yola çıkar
dı. Elçilik heyeti, Kadis’ten 21 Mayıs 1403’te yola çıkmış, birçok
maceradan sonra 11 Haziran 1404’te büyük Tebriz şehrine varmış,
Hoy’da Mısır sultânının Timur’a gönderdiği elçi ile buluşmuş, bir
likte seyahate devam etmişler. Ondan sonraki yolculukta Timur’un
adamları kendilerine yardım etmişti. Heyet, 8 Eylül 1404’te Ti
mur’un payitahtı büyük Semerkand şehrine vardı. Clavijo Eylül
1404’ten 18 Kasım 1405 tarihine kadar Semerkand’de kaldı. Bu
sürede Clavijo toya ve ziyafetlere katıldı. 1405 Kasım ayında veda
için huzura çıkmayı bekleyen İspanyol elçisini Timur kabul ede
medi, hastalığı artmıştı. Konuşamıyordu. Devlet işlerine bakamaz
hale gelmişti; “ata binemediği için sedye ile dolaşıyordu.” Nihayet
18 Kasım’da İspanyol elçi heyeti Osmanlı elçileriyle beraber Se-
merkand’dcn ayrıldılar. Tebriz’de (Şubat 1405) altı ay kaldılar, ti
caret mallarıyla Bursa’ya gitmek üzere yola çıkan 200 kadar tüccar
kafilesiyle birlikte hareket ettiler.
Dikkatli ve güvenilir bir gözlemci olan Clavijo, dönüşte yazdığı
eserde Timur’un toy ve ziyafetlerini ayrıntılarıyla tasvir etmiştir.
Bu ziyafet ve toy* tasvirleri gayet ayrıntılıdır, Osmanlı sûrnâmele-
riyle kıyaslanır. İspanyol elçisi için özellikle çekici şeylerin başında,
bahçelerde kurulu otağ ve çadırlar, birbiri ardından verilen ziyafet
ler ve ordugâhtaki toydur.12
EylüPde Semerkand’e varan heyeti Timur, Dilküşâ sarayında
kabul etti; onu, önünde fıskiyeli bir havuz bulunan bir sedir üze
rinde, sırma işlemeli şilte ve yastıklar üzerinde oturmuş buldular.
Saray ağalan, elçilerin kollarına girip gözleri iyi görmeyen ihtiyar
fatihin yakınına kadar götürdüler. Koca fatih, “Oğlum İspanya
kralının sıhhati nasıl?” diye sordu. Elçinin karşılık sözlerini dik
katle dinliyordu. Yanındaki hana ve büyüklere eğilerek, “Bunlar,
İspanyol kralı oğlumun gönderdiği sefirlerdir; İspanya kralı Frenk
krallarının en büyüğüdür ona bir dostluk mektubu göndere
ceğim” dedi. Frengistan’ı kendisine bağımlı gibi göstermekten
hoşlanıyordu. Çin elçisi de orada hazırdı; İspanyol elçisini sedi
rin sağında onun arkasına götürdüler; Timur, İspanyolların önde
oturmasını emretti; Çin elçisine söylediklerinin Clavijo’ya tercüme
edilmesini istedi. Beylerden biri, Çin sefirinin vergi istemeye geldi
ğini, İspanyol kralının Timur’un dostu olduğunu, efendisinin ona
oğul gözüyle baktığını ve bu nedenle önde oturması gerektiğini
söyledi, sonra Çin sorununu çözmek için hareket edeceğini ekledi.
Bu tarihte Çin’de, Cengiz Han soyundan gelen Yüen haneda
nı kovulmuş ve yerine Çinli Ming hanedanı gelmiş bulunuyor
du (1370). Ming imparatoru, bazı bölgeleri işgal etmiş olan Ti
mur’dan, bu yerler için vergi talep etmekte idi. Bunu reddeden Ti
mur, Çin’i fethederek Moğol egemenliğini ihya etmek kararında idi
(fakat çok hasta olan Timur bu seferi yapamayacaktı). Timur’un
huzurunda çeşitli memleketlerden gelmiş elçiler hazırdı. Elçilere zi
yafet verilmesini emretti. Ziyafette at eti, koyun eti, pilav ve meyve
sunuldu (en makbûl olanı at eti idi). Arkasından, “altın gümüş
kadehlerde şekerli kımız” sunuldu. Bu arada İsa Çelebi’nin Bur-
sa’dan Türk/Rumî/Osmanlı elçisi ve Mısır sultânının elçisi arma
ğanlarını sundular.
Timur, Dilküşâ sarayından Bâg-i Çınar bahçesindeki bir saraya
geçti. Clavijo, şehir dışında uçsuz bucaksız bahçeler ortasında bir
çok köşklerden söz eder. Kasrların bulunduğu bahçeler, Zerefşân
Tim ur. Rulo silsilename. T SM K H 2152.
n e h rin d e n g e l e n k a n a l l a r la s u l a n m a k t a id i. K ö ş k le r in ih tiş a m ı,
İsp a n y o l e lçisin i h a y r a n b ır a k ıy o r d u . T i m u r ’u n y a ttığ ı k ö ş k te y a
tak o d a s ın ın t a b a n ı v e d u v a r l a r ı m ü c e v h e r le r le sü slü p e m b e ip ek
ö r t ü l e r v e d e ğ e r l i h a lıla r la d ö ş e n m iş ti. B u k ö ş k t e , a ltın (y a ld ız lı? )
m a s a la r ü z e r in d e k a p a ğ ı y a k u t t a n y e d i ş a r a p s ü r a h is i d u r u y o r d u .
T im u r, b u r a d a n t o y için a y r ıla n b a h ç e y e h a r e k e t e t t i , e lç ile r d a v e t
li idi. G e n iş c a d d e l e r i n k esiştiğ i, m e y v e a ğ a ç l a r ı v e ç e m e n z â r l a r l a
süslü bu b a h ç e ç o k g e n iş ti ve h e r t a r a f t a o t a ğ l a r v e ç a d ı r la r k u
r u lm u ş tu . Ç a d ı r l a r l a b e r a b e r h e r t a r a f t a g ü n e ş e k a r ş ı d ire k le rd e
s â y e b a n la r ( g ö lg e lik le r ) k u r u lm u ş tu . B u n la r r e n g â r e n k s ır m a işlen
miş beyaz ketenden idi. Timur sarayında en çok itibar gören elçiler,
Mısır sultânının elçisi ile İspanyol kralının elçisi Clavijo idi. Timur,
Dilküşâ köşkünün bahçesinde İspanyol heyeti için bir ziyafet ver
di. Bu ziyafette bütün devlet büyükleri hazırdı. Başka bir gün (22
Eylül) Timur bahçe içinde haç şeklinde inşâ edilmiş, havuzla çevrili
Bag-i N ev kasrına gitti, Clavijo’nun “son derece güzel” diye söz et
tiği bahçe ortasındaki bu köşkün süslemeleri “harikulâde” idi. Köş
kte verilen ziyafette, Timur dâhil herkes çok şarap içti (şarap içme
Timur’un iznine bağlı idi). “Tatarların âdeti, şarabı yemekten evvel
içmektir” (genelde işret meclisi ziyafetten önce şarap içmekle baş
lar). “Davetliler sarhoş olmadıkça ziyafet ziyafet sayılmıyor.” “Zi
yafette şarap dağıtan hizmetkâr (sâkî) misafir önünde diz çökerek
kadeh sunar, boşaldıkça doldurur. Her kadeh dolu verilir ve bir yu
dumda yuvarlanmak gerekir. Yoksa kadehi yeniden doldurulmaz.
İki kişiye bir sâkî hizmet eder, içmeyen davetli bu şerefi bağışlayan
ev sahibine, Timur’a hakaret etmiş sayılır;” her kadeh, “Timur’un
sağlığı” veya “başı için” içilir. En çok içene “bahadur” denir. (Ertesi
sabah Timur, İspanyol heyetine bir küp şarap gönderdi.)
Ziyafette içkiden sonra yemekler geldi. Ziyafet sonunda tepsiy
le getirilen para misafirler üzerine saçıldı. Ziyafet son bulunca, elçi
heyetindekilere altın sırmalı hil(atlar verildi. Heyet ertesi gün, baş
ka bir kasrda verilen büyük bir ziyafete davet olundu. Bu ziyafette
ordu komutanları ve büyük bir kalabalık hazır bulundu. “Timur
çok neşeli idi, çok içiyor; misafirlerini de içmeye davet ediyordu.”
Bu ziyafete (toy) “bütün ordu” davet olunmuştu: “Her kabile/
boy tayin olunan yerde konaklıyor, en küçük ere kadar herkes ye
rini biliyordu.” Üç dört gün içinde 2 0.000 çadır kuruldu. Orada
asker arasında aşçılar et ve ekmek dağıtıyordu. Semerkand esnafı
da bu şenliğe katılmıştı, her sanat erbâbı çadırda kendi sanatını
işliyordu (meselâ hamamcılar sıcak su kazanlarıyla tahtadan bir
gusulhâne hazırlamışlar). Timur Semerkand’e döndü (29 Eylül) ve
birinci eşi Büyük Hanım için yapılmış konaklardan birine indi. Bu
rada yeni gelen elçiler için yeniden ziyafet verildi.
Orduya verilen başka bir ziyafete (6 Ekim) Timur, bütün zev
celerini, oğulları ve torunlarını, komutanları ve Tatar soylularını
davet etmişti. Çadırlar “akılları durduracak kadar güzeldi.” Ti
mur’un muhteşem otağını ayrıntılarıyla tasvir eden Clavijo (s. 46-
48), otağın bir köşesinden öbürüne yüz adım geldiğini, üstünde
kule şeklinde bir kubbesi bulunduğunu ve boyalı 12 direğe da
yandığını, direkten direğe ipek perdeler gerilmiş olduğunu ekliyor.
Otağın dış duvarları da renkli ipekten idi. Uzaktan otağ göze bir
kale gibi görünmekte imiş. Oturulacak sedirler halı ile döşeli idi.
Timur sedir üzerinde oturup ziyaretçileri kabul ediyordu. Otağın
etrafında çepçevre yüksek bir duvar gibi rengârenk kumaştan bir
paravana çekiliymiş. Yüksek giriş yerini bir serâperde örtmekte
idi.13 Bu otağdan başka yuvarlak ikinci bir otağ vardı. Çadırların
bulunduğu meydanlardan her biri, böyle bir ipek “dıvar” ile çevril
mişti ve içerde birçok çadır ve sâyebân bulunuyordu.
Bu iki otağdan birincisi Timur’un baş kadını Büyük Hamm'a ,
İkincisi ikinci eşi Küçük Hanım'a aitti. Öbür otağlarda Timur’un
veya torunlarının zevceleri oturuyordu. Bu hanzâde ve hatunlar,
yaz kış bu otağlarda kalırlardı (s. 51).
9 Ekim’de M iranşah’ın karısının bir düğün münasebetiyle ver
diği ziyafete İspanyol heyeti de davet olundu. Clavijo giderken
çadırların yanında “birçok şarap güğümleri” gördü. Hanım, elçi
leri huzuruna kabul etti, ziyafette başka misafirler ve hizmet eden
hanımlar hazırdı. Bir düğün için düzenlenen (evlenen, Timur’un
akrabası hanım , sarışın şişman bir kadın) bu ziyafette, “şarap
kapları” hanımın karşısına konmuştu (şaraptan başka kısrak sü
tünden kımız Tatarların yeğlediği bir içkidir, şaraptan sonra içilir).
Çadırda hanendeler sazlar eşliğinde şarkı okuyorlardı. “Biz hatu
na takdim edildiğimizde şarap içiliyordu. Şarap içme şu düzende
yapılıyordu: Sâkîler bir tepside altın kadehleri taşıyor, arkalarında
şarap sürahileri taşıyanlar geliyor, sâkî hatuna şarap takdim eder
ken üç kez eğilip yaklaşıyor ve kadehi takdim ediyor, sonra öteki
hanımların önüne gidiyor, kadehler aynı biçimde toplanıyor, bu
merasim hızla yerine getiriliyor, şarap kadehleri durmaksızın dö
nüyor. Hanımlar bir şey yemeden, içmekte devam ediyorlar. Sâkî
kendisi de tepsisini yere koyup içiyor, sonra kadehi kaldırıp hep
sini içtiğini gösteriyor.
Bu düğün ziyafetine Timur’un Büyük Hanım’ı hatun da katıl
mıştı, “O da şarap içiyor ve içtikten sonra kımız istiyordu.” İçki
uzun süre devam etti, bu arada Büyük Hanım İspanyol elçisini ça
ğırarak şarap kadehi takdim ediyor. Clavijo, hiçbir zaman şarap
içmediğini söyleyerek özür diliyor. Ziyafette “hanımların birçoğu
sarhoş olmuştu.”
Düğünde (sûr) Semerkand esnafının geçit resmi izlendi. Ku
yumcular, aşçılar, kasaplar, terziler, tüm esnaf o gün ordugâha
davetli idi. Alet ve eşyalarıyla çadırlarda yerleştiler ve çalışmaya
başladılar. Öte yandan oyuncular, ortada hünerlerini gösteriyordu.
Timur’un emri olmadan kimse ayrılmaya cesaret edemezdi. Bütün
bu halk eğlendi, iyi vakit geçirdi. Timur’un torunu Delhi’den “Kü
çük Hindistan Emîri” genç Pîr Mehmet’in gelişi dolayısı ile yapı
lan toplantıda, tüm elçi heyetlerinden gelip saygılarını sunmaları
istendi. Güreş gösterisi yapıldı, fillerin oyunları gösterildi, misafir
lere sâkîler şarap ve kımız sunuyordu. Timur’un eşi Büyük Hanım
çadırından çıkıp sırmalı elbisesi, tacı ve başı üzerinde beyaz ipek
şemsiyesiyle Timur’un yanına gelip oturdu (saray kadınlan yüzle
rini maske gibi beyaz bir sıvı ile boyuyorlarmış, sıcak ve soğuğa
karşı). Sonra Timur’un sekiz zevcesi sırasıyla geldiler. Hanımlar
yerlerini aldıktan sonra içki âlemi başladı. Bu arada Timur; İspan
yol elçi heyetinde teoloji üstadı Alfonso’yu çağırıp eliyle bir kadeh
şarap uzattı (Clavijo’nun şarap içmediği biliniyor). Kadeh belli bir
merâsimle alınıyor, biraz uzakta sağ dizini yere koyuyor, kalkıp
bir adım ilerliyor, sonra iki dizi üzerinde eğiliyor, kalkıp Timur’a
yaklaşıp, tekrar diz çöküyor, Timur’un elinden kadehi alıp biraz
geriliyor, tekrar diz çöküyor, bir yudumda kadehteki şarabı mide
ye gönderiyor, sonra elini başına koyup selâm veriyor. Ziyafette
öbür elçiler başka çadırlarda yiyip içiyor, eğleniyorlardı. Ziyafette
fillerle gösteri yapıldı; savaşa katılan fillerin dişleri kesilip uçlarına
kılıç gibi keskin silâhlar takılıyormuş, savaşta düşman üzerine ko
şarak saldırırlarmış. Timur, Bayezid’e karşı bu fillerini kullanmıştı
(Timur, Hindistan'dan 16 fil getirmiş).
Clavijo'nun şarap içilen ziyafetleri tasviri, toy hakkında yerli
kaynaklarda verilen ayrıntıları tamamlamakta, içki içilen bu zi-
yafetlerin Türk-M ogol toplumlarında vazgeçilmez eski bir âde
tin, içki içilen toy âdetinin âdeta bir âyîn (ritüel) niteliği taşıdığını
göstermektedir. Osmanlılar dâhil, öteki Türk hânedanlarının da,
Oğuznâme'de anlatıldığı biçimde, bu âdeti sürdürdüklerini biliyo
ruz. 1404’te Semerkand’deki ziyafet sahnelerini (kadınların erkek
ler meclisinde şarap içmeleri âdeti bir tarafa) minyatürlü Zafernâ-
rae’ler ile XVIII. yüzyıl Levnî’nin Sûrnâme'sindeki sahnelerle kar
şılaştırmak hayli ilginçtir (otağ ve çadırlar, köşkler, davetli elçiler,
ziyafet sofraları, fasıl heyeti, esnaf alayı, oyunlar, güreş vb).
Timur’un muazzam bahçeleri, saray ve köşkleri, altın ve değer
li taşların bolluğu, giysiler, ipeğin her yerde, kıyafet ve döşemede
kullanımı, bu zenginlik İspanyol elçisini son derece etkiledi. Gör
düklerinin önünde hayran, muhteşem , hayret verici, son derecede
güzel, gibi deyimleri kullanmaktan kendini alamıyor. Onun getir
diği armağanlar arasında Timur’un en çok memnuniyetini çeken
şey, kralın gönderdiği İspanyol kılıcı idi.
Ulug Bey: Y asa ve Şeriatçılar
Süleyman
Gazan
Ertuğrul
Osman
Oğuz_____________
Gök Alp
III. Bayatlı Haşan , Câm-i Cem-Âyîn’e (1481-82) göre
Kaya Alp
Oğuz Han
V. 'Â ştkpaşazâde’nin birinci bâbtnda (II. Bayezid dönemi)
soykütüğü
Oğuz________
Gök Alp
Basuk
Kaya Alp
Süleymanşâh
Ertuğrul
•----------------- --------------------------------------------------------------------------------------------------------
Saru-Yatı (Savcı) Osman Gündüz Alp
Bay-Hoca Aydoğdu
Süleymanşâh
Nuh_________
Yafis
1
Ulcay________
Dib Yavku___ _
Kara Han
1 ’
Oğuz Han
Kayı Bayındır
V7//. Timur'un tarihçisi Şerefeddîn Yezdî’de (1405) Oğuz şeceresi
Nuh
i ■
Abu’l-Turk Yafis/Ulcay______ ı
Gök Han
Alanca Han
Kara Han
Oğuz Han
Oğuz Han
Kayı Han
Kaya Alp
Süleymanşâh
1
»v> -I
II
Sürahi için:
Bahar:
Zâtî’nin Şiiri
Bu vadide güzel, basit bir Türkçe ile cidden nefis beyitler yazar:
Ziyafet, Şarap
Sâkîler
Kaçınılacak Davranışlar
Çalgılar
Gılmân, Hizmetkârlar
Meyhâneler
Kahvehaneler
k ö şk ü için 3 0 0 . 0 0 0 a ltu n d u k a h a r c a n m ış . K a n u n î ’n in d e f te r d a r ı
ü n lü İsk e n d e r Ç e l e b i ’n in d ille re d e s ta n b a h ç e s i, id a m ın d a n s o n r a
p a d işa h ın h a s - b a ğ ç e s i o lm u ş tu r .39 T o p k a p ı S a ra y ı d ış ın d a T e r s a n e
S aray ı ve B a ğ ç e s i, A y n a lık a v a k K a s r ı, Ü s k ü d a r S a ra y ı, F e n e r B a ğ ç e -
si, B ü y ü k d e re F e r i d u n B a ğ ç e s i, M ir g û n (E m ir g â n ) B a ğ ç e s i, I h la m u r
B a ğ çe si ü nlü id i. S u l t â n l a r B o ğ a z iç i g e z ile rin d e k a s r l a r a g ittik le r in
d e , d ö n ü şte B e ş ik ta ş S a r a y ı’n d a ik a m e t e d e rle rd i.
K a srla rın iç d ü z e n le m e s in d e d a im a b ir hünkâr sofası , k ız la ra -
ğ a s ı, s ilâ h d a r a ğ a g ib i s a r a y e r k â n ı için a y rı d a ire le r, h a r e m b ö l m e
sin d e ise kadın-efendi ve valide sultân için a y rı o d a l a r b u lu n u r d u .
O d a z e m in le ri, İr a n ve M ıs ır h a lıla r ı, s e c c a d e le r , n ih a lîle r ile k a p lı
o lu p ta v a n ç iç e k r e s im le r i v e y a ld ız lı h e n d e s î o y m a l a r l a s ü s lü id i
(X V III . y ü z y ıl). T a b i i , k ö ş k le r in en ç e k ic i s â k in le r i, b a ş l a r ın d a b ü
yü k k ıy m e tli h o t o z l a r ı , b e lle rin d e m ü c e v h e r le r le sü slü k e m e r le r i ile
d o la şıp s a lın a n c â r i y e l e r d i .40
P â d iş â h , h ü k ü m e t işleri iç in y e n iç e r i a ğ a s ı, k a d ıa s k e r le r v e s a d
ra z a m ı A rz O d a s ı ’n d a k a b u l e d e r, g ö r ü ş ü p k a r a r l a r ı n ı b ild irir, s o n -
ra Harem’e çekilir veya eğlenmek için mevsiminde saltanat kayı
ğına binip Haliç, Kâğıthane veya Boğaziçi’ndeki kasrlardan birine
giderdi. Cuma günleri Ayasofya Camii’nde Hünkâr Mahfili’nde
kılınan namaz sonrası, halkın şikâyet arzıhallerinin toplanması
“âdil” Pâdişah’ın yerine getirilmesi gerekli bir görevi idi.41 Saray
bahçelerinde cirit, güreş, tokmak, kılıç ve mızrak oyunları, top ve
humbara tüfenk atışları gibi savaş oyunlarıyla beraber mehter fasıl
yapar, geceleri zıll-i hayal (Karagöz) ve ortaoyunuyla meddâhların
fıkra ve hikâyeleri, cüce ve maskaraların şakalarıyla eğlendirdi.42
1680’lerde Has-Oda Kasrı yakınında Kum Meydanı’nda kutlama
merâsimi yapılıyordu.43
Köşkler: İşret meclisinin mekânlarından. III. Mehmed’in eğlencesi, ivatt-t Nadiri.
TSMK H 899, y. 8b.
İşret Meclisi G eleneğine Tepki
Cân u köngülni şad kıl âvdz-i çeng ü ney bile (no. 101).
1730 isyanı bir kelime ile, bir taraftan halk ile zevk u safa için
pervasızca servetler harcayan saray arasında çatışmayı gösterdiği
gibi, meclis-i işrete, sanatlara, şiir ve musikîye revaç veren Iranî ge
leneğe karşı İslâmî şerîatçıların ayaklanması şeklinde açıklanabilir.
Gemi levendi p atron a , yeniçerilikle ilişkili, gözü pek bir Arnavut
maceracı Patrona Halil, 20-30 kişiden ibaret bir avuç kafadarıyla
Kapalıçarşı’ya gidip gayrı-memnun esnafı arkalarına almayı ba
şardı. İlk başta istedikleri, İbrahim Paşa’nın idamı idi. Çarşı kah
yası onlara katıldı (28 Eylül 1730). Bir taraftan ulemâdan bir vâiz
ve kadıyı, öbür taraftan yeniçeri ocağını, Osmanlı tarihinde tüm
ayaklanmalarda sultâna karşı hurucu meşru kılan bu iki grubu
yanlarına aldılar. İsyan safha safha gelişti ve başarıya erişti. Tutu
cu ulemâ, saray sefâhatini irkilerek gözetliyordu. İbrahim Paşa’nın
şeyhülislâm yaptığı Abdî Efendi bile veziriâzam aleyhine döndü,
sultânı şöyle uyardığı rivâyet olunur: “Vezir tadını azıttı ve zevk
ararken eski zevkleri kaçırdı; eğer vezir ref‘ olunmaz ise, cenâb-ı
sâhib-i saltana dahi sirâyet eder,” diyordu.14 Sonunda, tüm ulemâ
isyancılar yanında yer aldı.
İşret meclislerinde herkesin önünde “bir takım fuhşiyât” (din
ve ahlâka aykırı suçlar) işlendiği herkesin dilinde idi. Fakat mec
lis-i işret safâlarını terk edemeyen sultân, damadı sadrazamı, 12
yıl yanından ayırmamıştı. Abdı Efendi haklıydı ve dediği gerçek
oldu. Doğrudan karşı çıkmayan ulemâ da onun gibi düşünüyordu.
İstanbul kadılığından azledilmiş (6 Temmuz 1729) Zülâlî Haşan
Efendi, Damad İbrahim aleyhinde konuşuyordu, o isyancılar ko
mitesinin başında olacaktır.
Osmanlı toplumunda cami kürsülerinde cumaları halka hitap
eden vâizler, hutbeleriyle halk üzerinde daima etkili olmuş, ayak
lanmalara önayak olmuşlardır. Vâizlerin en önemlisi Ayasofya
Vâizi Müderris İspirî-zâde Ahmed Efendi isyancılara katılanların
başında idi; Patrona Halil onu İstanbul kadılığına getirdi ve ihtilâl
kararları için ondan fetvâlar aldı. Rum-ili kadıaskeri Paşmakcı-zâ-
de, âsileri destekliyordu. İsyanın parolası, Şeriatı ihya idi.
İsyan başladığı zaman (28 Eylül 1730), pâdişâh ve devlet erkânı
karşı tarafta, Üsküdar Sarayı’nda idi. Pâdişâhın etrafındakiler baş
langıçta isyan hareketini ciddîye almadılar, sorumlu kişiler isyan
büyümeden karşı önlemler almakta geciktiler. Kaymakam Musta
fa Paşa, sadrazamın rakibi idi, harekete geçmedi, aksine isyancıla
rı kışkırttı.ıs Sadrazam Damad İbrahim, silâhlı kuvvetlerle hare
kete geçmek isteyince, Rum-ili kadıaskerlerinden Paşmakcı-zâde
buna karşı çıktı. Şeriatçılara karşı sultân ve ricâli, İstanbul'daki en
saygın İslâmî sembolü kullanmaktan başka çare göremediler, Hz.
Peygamber’in Sancak-i Şerifi, Üsküdar’a getirildi. Pâdişâh maiye
tiyle karşıya geçilince sancak, sarayda Orta-Kapı'ya dikilip Müs-
lümanlara Sancak dibine gelmeleri ilân olundu, az kişi geldi. Ka
rarsızlık ve başsızlık, ricâl arasında anlaşmazlık isyancıların işine
yaradı. Sancak-i Ş erife karşı Patrona, Htrka-yi Ş erif ten mübarek
eşyayı yanına getirtti. İsyanın ikinci günü Patrona yanında büyük
bir kalabalık toplanmış bulunuyordu. Pâdişâh adam gönderip Et-
meydanı ihtilâl komitesiyle temas kurdu. Saray toplantılarındaki
fikir ayrılığını gören Patrona, isyanda ayak diredi, Damad İbra
him ve adamlarının kendilerine teslimini istedi (ihtilâl komitesi
üyeleri: Patrona Halil başta, Çınar Ahmet, Muslu Beşe, ulemâdan
Kadı Deli İbrahim ve Zülâli Haşan, yeniçeri subayı Kel Mehmed,
sekban-başı Urlu Mustafa, yeniçeri kul Kethüdası Mahmud Ağa).
P atron a H alil. J.B . Van Mour. Rijlcsmuseum, S .K -A -4082.
Sultân, Sadrazam İbrahim Paşa’ya harekete geçme izni vermedi ve
sonunda İbrahim Paşa hâriç, ihtilâl komitesinin istediği kişileri tes
lime razı olduğunu bildirdi. Damad Paşa “ben ölüm-eri oldum,
ancak velinimetimizin halâsına bir çare bulalım” diye sarayda
bağırıp dolaşıyordu. Herkes dehşet ve korku içinde idi.16 İsyanın
üçüncü günü (30 Eylül 1730) sultân, Damad İbrahim'i Silâhdar
Ağa dairesinde hapsetti, isyancılar sarayın kapısına dayanmışlardı.
Tayin ettirdikleri yeni Şeyhülislâm Mîrzâ-zâde Mehmed, ulemâ ile
toplantı yapıp Damad ve yandaşı iki vezirin katline fetvâ verdiler.
Sultân korku ve dehşet içinde idamı onayladı (30 Eylül 1730).17
Sultânın damadı, Sa‘d-âbâd arkadaşı İbrahim Paşa cellâd önünde
cesaretini kaybedip, bir an önce kaydımı gör, demiş. Cesedi, Pat
ro n a jın adamlarına teslim edildi. 111. Ahmed döneminde çerâgân
âlemlerinde hazır bulunanlar, bu arada Nedim, takibe uğradılar,
birer birer yakalanıp idam olundular.
Sultân Ahmed, canını kurtarmak için zorbaların adamları sa
yılan ulemâdan İspirî-zâde ile Zülâlî Hasan’ı Patrona’ya gönder
di. Zorbalar onların desteğiyle, pâdişâhın tahttan indirilmesinde
kararlı idiler;18 bir heyet halinde saraya gidip Sultân Ahmed’i Os-
manlı tahtında görmek istemediklerini açıkladılar, İspirî-zâde Ah
med Efendi bunu bildirmek üzere sultânın huzuruna çıktı; sultân
ona, “ İstedikleriniz yapıldı, daha ne istiyorsunuz?” diye sordu;
İspirî-zâde, “Şevketli efendim, saltanatınız hitâm buldu, kulları
nız sizi artık pâdişâh görmek istemiyorlar,” diye hal‘ edildiğini
bildirdi. Ahmed, tahtta kaldıkça zorbalar hayatlarından emin de
ğildiler. Sultân, şaşkın, doğru Harem dairesinde yeğeni Şehzâde
Mahmud’un yanına koştu. Mahmud’u cülus için Hırka-i Sa‘âdet’e
getirdi; kendisini ve oğlu Şehzâde Süleyman'ın hayatını ona havâle
etti. Oradakiler Mahmud’a bî4at ettiler (2 Ekim 1730). Şimdi ger
çek devlet iktidarı “zorbalar”ın elinde idi; Patrona ve komitesi du
ruma hâkim idiler, dağılmadılar (P atro n ajın yanında 400 kişilik
bir koruma grubu vardı).
“Zorbalar” İdaresi
Eski S a r a y ’a h a r e k e t e t t i , M e r c a n Y o k u ş u ’n d a n T o p k a p ı S a r a y ı ’n a
d ö n d ü , y o lla r d a b ir i k e n h a lk p a d iş a h ı d u a la r la a lk ış la d ıla r.
Letâ'if , sa ra y m u s ik î ta r ih im iz iç in ö n e m li b ir k a y n a k tır . E sk i
m u sik î ta lim o d a s ı , m eşkbâne bu d ö n e m d e d e f a a liy e tte d ir . N o t a ,
h e n ü z y a y g ın d e ğ ild ir. H ız ır İly a s , bu d ö n e m in ta n ın m ış b e s te k â r
ve ic ra c ıla r ın ın a d la r ın ı v e r ir : D e rv iş İs m a il, ‘A r if A ğ a , Ç ilig îr -z â d e ,
D e llâ l-z â d e , T a n b u r î A h m e d A ğ a , S u y o lc u S alih E fe n d i, K e m â n î
Ali A ğ a , Ş â k ir A ğ a , T a n b u r î Z e k i A ğ a b e s t e k â r D e rv iş İsm a il E fe n -
di’y e , ş a rk ıcı ‘A r i f A ğ a ’y a p a d iş a h ın musâhibliği p â y e le ri v e r m iş tir.
D ö n e m in d ille r d e k i ş a r k ı la r ı , k la sik m u s ik î e s e rle ri o l a r a k a n ı l m a k
tad ır. İly a s A ğ a , “ s o k a k ş a r k ı l a r ı m ” k ü ç ü m s e y e r e k k la sik ü s lû p ta
ş a rk ıla r d a n a y ır d e d e r. İ l y a s ’ ın b e ğ e n isi, kemânîler ve tanburilerdir.
B este ile g ü f te n in sık ı b ir a h e n k iç in d e o lm a s ı, k a d îm m u s ik în in
tem el k u r a l l a r ı n d a n b iri o l a r a k H ız ır İly as t a r a f ı n d a n v u rg u la n ır.
E serd e m ehter takımı ü z e rin d e ilgin ç a y r ın tıla r v erilip M e h t e r
b a y r a m l a ş m a l a r d a k ö s le rin g ü m b ü r tü s ü y le t o p la n tıy a c o ş k u g e tirir.
S u ltâ n , çalgıcı v e y a şarkıcı s a n a t ç ı l a r ı , y a k ın a d a m ı o l a r a k
musâhib u n v a n ı y l a o n u r la n d ır ır , b eğ en i v e h a y r a n lığ ın ı g ö s te r ir d i.
Bir binişte m u s â h ib ‘ A b d î, taksim y a p tı, p e ş in d e n ,
E y kem ârt-ebrû h e lâ k -i h a n çer i m üjgân ım m
Bulm uşum fey z u n a z a r sen d en senin ku rbân ın ım
gazelini okudu.
Dönemin icrada ünlü sanatçıları, Kem ânî Ali Ağa, tanburî
musâhib Zekeriyya Ağa, N u‘mân Ağa, Neyzen Yek-Çeşm’dir;
Göksu Kasrı’nda saz faslı, Derviş İsmail’in Beyatî’nin taksim i ile
başladı, d ü m teklerin sadası göklere çıktı.
Hızır İlyas, saray musikî fasıllarında kullanılan başlıca âletler
olarak, çeng, çegâne, nay (ney), tambur ve kemaneyi sayar.
M eh terh an ey törenlerde ve bayramlarda, askerî bando rolünde
saray saz fasıllarından tamamıyla ayrı bir musikî heyeti oluştur
makta idi.
H. 1 2 1 8 ’de (23 Nisan 1803*te başlar) padişah, Mevlevî dedele
rini huzura çağırdı, âyîn icra ettiler: “ Mevlevîler ellerini yere vurup
dönmeye kalktılar ve şeyhlerinin önünde boyun kesdiler, sema‘a
girişdiler.” Bestekâr Sultân Selim, haremde kılıç darbeleriyle yere
serilirken bu 'ayş u ta r a b dönemi de kapandı.
II. Mahmud'un selamlık alayı. Yeni giysileriyle at üstündeki sultanın yanı başında
Muzıka-i Humayun yürümekte. François Dubois, Selamlık Alayı. MSGSÜ Resim
Heykel Müzesi.
II. M a h m u d d ö n e m i n d e y e n iç e riliğ in k a ld ır ılm a s ı ( 1 8 2 6 ) t a r i h i ,
S a r a y ’d a k a p s a m l ı r e f o r m l a r ı n b a ş la n g ıc ıd ır . O t a r i h t e A v r u p a s a
ra y la rın d a k i g ib i “" m o d e rn s a r a y ” regalia *sının ta k l id i d ö n e m i b a ş
lar, k ıy a f e tle r d e ğ iş ir. A r t ı k B o ğ a z â le m le r i (biniş) v e curcunalara
son v erilir.
H ız ır A ğ a , k l a s i k “ ilm -i m u s ik î” ü z e rin d e tü rk ç e 1 2 m a k a m ve
15 p e rd e ü z e r i n d e n Tefhîmü'l-M akâmât fî Tevlîdü’l-Nagamât24
ad ıyla bir ris a le y a z m ı ş t ı r . K e n d isin in yen i pîşrev 'le r “ te r tîb ve
icâ d ” k ıld ığ ın ı b e lir tir . B ir yen i pîşrev y a r a t m ı ş , S u ltâ n M a h m u d
h u z u ru n d a ic r â d a b u l u n m u ş , p â d i ş â h k e n d isin e “ b ir a v u ç d o lu s u
a ltın ” ih s â n e t m i ş . M u s ik î ü s ta d la n n ın “n e v -u sû l” , yeni ta rz d a ,
y a r a ttık la r ı e s e r le r , “ ş e b is tâ n -i s ü r ü r ve s a f â ” d a , y a n i iş r e t m e c li
sinde ic r â o l u n m a k t a , s u ltâ n bu s a n a t t a p a t r o n a j ı n ı v e te ş v ik le r in i
c ö m e r t ç e g ö s t e r m e k t e d i r . R e f o r m c u S u ltâ n II. M a h m u d , B a tılı k ü l
tü rle şm e h a r e k e t i n d e , m u s ik îy e o la ğ a n ü s tü b ir y e r v e r m iş v e ü n lü
İta ly a n b e s te k â rı ü n l ü G a e t a n o D o n i z e t t i ’n in a ğ a b e y is i G iu s e p p e
D o n iz e tti’yi “ O s m a n l ı s a l t a n a t m u s ik a la rın ın b a ş u s t a k â n ” o l a r a k
b üyük b ir m a a ş te k lif iy le T ü r k i y e ’y e ç a ğ ır m ış tı ( 1 8 2 7 ) . S a r a y d a
B a tı m ü z iğ in e ilg i, III. S elim d ö n e m in d e b a ş la m ış b u l u n u y o r d u . B ir
F ra n s ız d e r g i s i n d e , S u ltâ n M a h m u d ’u n İ t a l y a n m ü z iğ in e h a y r a n
old u ğ u b e lir tilm e k te d ir .25
R iv â y e te g ö re, k la sik O s-
m an lı m u s ik îs in in ö lm e z b es
te k â rı İsm â il D e d e , s a r a y ın b u
B a tı m ü z iğ i m o d a s ı n a t a h a m
m ül e d e m e m iş , h a c c a g itm iş v e
o rad a s a lg ın d a n h a s ta la n a ra k
h a y a tın ı k a y b e t m i ş .
Mâ gılmân-i mâh-rûyânîm
Mâh-rûyân hama gulâm-i şumâ
Patronun ilgisini sürdürmek için şâir, öteki kullar gibi, son de
rece dikkatli olmak, onun hoşlanmayacağı şeylerden kaçınmak zo
rundadır. Bu yüzden Fâtih’in gazabına uğrayan ve sürgün edilenler
arasında Mevlânâ Abdülkâdir, Nahîfî, Veliyüddin oğlu Ahmed Pa-
şa’yı zikredebiliriz.
Şâir Sultânlar
Z a‘îfî, İvaz Paşa oğlu ‘Atâ‘î, Hüsâmî, Hassan, Bursalı Ulvî ve ‘Âşkî
gibi şâirler Sultân Murad’ın çevresindeki şâirlerdendir.20
III. Murad’ın uzun saltanat dönemi, divan edebiyatı tarihin
de müstesna bir dönem olarak kabul edilmiştir. Bu gelişmeyi,
kuşkusuz, bu sultânın Emîr Süleyman (1402 -1 4 1 1) döneminde
olduğu gibi, şâirlerle beraber işret meclislerine aşırı düşkünlüğü
ile açıklayabiliriz. Saraya intisâbı olan şâirlere Sultân Murad bin
akça aylık bağlamıştı. Ondan sonra İstanbul fâtihi Sultân Me-
hemmed’in “otuz nefer şâir, sâlyânesi ve ‘ulufesin yer imiş.” Bu
âdet, Kanunî döneminde Rüstem Paşa’nın veziriâzamlığına kadar
sürmüştür.
142 1 ’de 18 yaşında tahta çıkan Sultân Murad, ilk yıllarında
tahtı korumak için amcası Mustafa’ya ve kardeşi Mustafa’ya karşı
savaşmak zorunda kalmıştır.21 Oğlu Alâeddîn’in ölümü onu derin-
den sarsmış, arkasından Rum-ili’nde bozgunlar ve işrete düşkün
lüğü yüzünden Kalk arasında dedikodular artmış, bunun üzerine
tahtı oğlu Mehemmed’e bırakıp (1444) Bursa’da bir zaviyeye çe
kilmiştir (1444). Gazellerinin büyük bir kısmını Bursa i‘tikâf\nda
yazdığı anlaşılıyor. Vassâf redifli gazeli kuşkusuz o zaman yazıl
mıştır:
Sûfîyâna şiirlerinden:
V^ViJŞbsJ*
P ^ rV ^
Fâtih, Molla Zeyrek, Molla Seyid Ali, Molla Hocazâde ve Mahmud Paşa ile.
Taşköprîzâde, Ş a k ây tk-i N u m â ttiy y e T ercü m esi. TSM K H 1 263, y. 90b.
4Avnîyâ rindân-i har bât içre *ayş etm ek içütı
Arsa-i 4âlem an a sahn u felek eyvân gerek
Mukatta‘âtından birinde:
Burada, Çin’den (Hatay’dan) gelen misk ile çîn-i zülf (saçın kıvır
cığı) ve Hatay (Çin) ile hatâ (yanlış) kelimeleri arasında tecinîs,
siyah zülf ile hatâ yapanın yüzkarası teşbîhi ve nihayet “tecâhül-i
‘ârif” sanatı bir beyitte öyle sanatkârane ve tabii ifade edilmiştir
ki, Sehî (114) tezkiresine onu şiir sanatının eşsiz bir örneği ola
rak koymuştur. Sehî’ye göre burada, tasannu ‘ ile hayal gücü bir
leşmiştir; buradaki gizli sanat, okuyanda, bir minyatür veya bir
arabeskte bulduğu ahenkli şekil ve renklerin ve anlamların keşfi
zevkini uyandırır. Burada içten gelen duyguların coşku ile tabii ifa
desi değil, daha ziyade sanat ustalığını keşfetmenin zevki nazma
şiir niteliği kazandırır.
Aynı sanat zevkiyle yetişmiş patronun aradığı sanat budur;
hayâl-âmîz tasannu'A ut. Patron, batı natüralizmi ve realizminde
olduğu gibi, doğal, açıkça ifade edilmiş çıplak İnsanî duyguları ve
tasvirleri değil; sembolizm, ustalık ve zerâfet libası içinde gizlenmiş
ince güzelliği arar. Şâir; fasîh, belîg ve de zarîf olmalıdır. Fuzûlî,
Osmanlı şâirlerini, “Rûm zurefâsı”, “zarîfân-i Türk” diye anar.
O kendisi, Farsça ve Türkçe divanlarına yazdığı mukaddimelerde
gençlikteki “eş‘âr-i âşikâne”yi, “ciğer-sûz gazelleri” nasıl bıraktığı
nı, tt‘andelîb-i şeydâ gibi sermest”likten vazgeçip “pîrâye-i m aari
fe” nasıl yöneldiğini, “cevâhir-i ‘ilm” elde etmeye nasıl çalıştığını,
“ihtirâ‘-i fünûn-i nazm ”ı, “muhteri’ât-i masnû’a”yı öğrenmeye na
sıl çaba gösterdiğini ve sonuçta, (yüksek mevkilerdeki patronların
hoşuna gidecek) “memâlik-i fünûn-i nazm u nesr”i nasıl fethettiği
ni belirtir. Fuzûlî, Osmanlı ülkesinde alışılmış deyimler ve atasözle
rini bilemediği için özür diler. Feyz almak için Rûm’a (Türkiye’ye)
gidemedim, ama yine de Kerbelâ gibi kutsal bir yerde oturuyorum,
diye teselli bulur.56
Farsça Divan’ımn mukaddimesinde “bî-dân ki şi‘r nîz ‘ilmîst
bâ-istiklâl ve nev‘îst mu‘tebar az anwâr-i kemâl”; “Fann-i şi‘r-râ
adavvât ve âlât bisyâr ast wa bî-âlet şurû‘der san‘at duşwâr ast”
der. Kendisi için fenn-i şi‘rde “hamîşa tabi‘atam bâ-mu‘ammâ wa
kasîda mayi mî-numûd” diye ekler.57 Çünkü, sanâyi‘-i şi‘riyye be
cerisi, en iyi bu tarz şiirde gösterilebilir. Tasannu4 yaparken “zerâ-
fet”i unutmamalıdır. Tezkirecilerin “kerîh” (çirkin) diye reddettik
leri bir beyti Fuzûlî’de buluruz:
Sehî
Cem Sultân. (Âşık Ç elebi, M eşa irü ’ş-Ş u arâ. M illet Kütüphanesi, Ali Em iri, Tarih
1 7 7 2 , y. 193b.
jın fonksiyonlarını sayarak der ki ( Tezkire , 18a), onun bir “kera
meti” de, insanı cömert yapar; “şahsi sehî eder, belki kerîm dahi
eder”; “nice marîz fakîrin ‘âyid-i lûtfa mevsûl olmasına sebeb olub
zamîrine ol ‘atâ sıla olur, meddahların ellerinde âyine-i maskûlî
(cilalı ayna) olur, mâhasal-i kelâm pâdişâhların nedîmi ve gedâla-
rın yâr-i kadîmi, ‘ulemânın şem‘-i şeb-i mutâla‘ası, sulehânın hal-
vet-gâhlannda âh-i seher-gâhı lem‘asıdır.”
Latîfî
irfan s a h ib i d o s t l a r ta k d i r e d ip “ v ü s ‘a t - i e ltâ f -i ‘a m î m l e r i ” g e re ğ i
“ bu 4a b d -i z a ‘îfi y a ‘n î A b d ü l la t î f ’ i” ra h m e tle a n a r l a r . L a t î f î ’n in b u
sö zleri (T e z k ir e , 3 7 2 - 3 7 2 ) p a t r o n a j ı n O s m a n lı e d e b iy a tın d a ö n e
m ini b ir k e re d a h a o r t a y a k o y m a k t a d ı r .
L a tîfî, d e v rin b ir b ir in e r a k ip en n ü fu z lu iki d e v let a d a m ı n a , B a ş -
d e fte rd â r İs k e n d e r Ç e le b i (ö l. 1 5 3 4 ) v e V e z ir ia z a m İb ra h im P a ş a ’y a
(öl. 1 5 3 6 ) r is a le v e k a s id e le r s u n a r a k b ir p a t r o n a r a m ış tır . B u d e v
let a d a m la r ı, ikisi d e , ş â ir v e b ilg in le re ö z e l b ir y a k ın lık g ö s t e r m e k ,
böylece yandaş kazanmak, şöhretlerini yaymak hususunda büyük
rekabet içinde idiler. Sonunda İbrahim, İskender’in idam fermanı
nı almayı başarmış, fakat çok geçmeden İskender Çelebi’nin yan
daşları İbrahim aleyhinde, saltanata göz diktiği gibi birtakım ağır
söylentiler çıkararak onun da idamına sebep olmuşlardır. Sehî gibi
Latîfı de, bu iki ezeli rakip arasında kalmış görünüyor.
Veziriazam İbrahim Paşa’nın (1523-1536) nasıl şâirlerin büyük
hâmisi, çok cömert bir patron olduğunu Latifi (104-206) uzun
uzadıya anlatır. Şükrl, Yavuz Selim üzerinde yazdığı kitabı (Selim -
nâme) İbrahim Paşa eliyle Kanunî’ye takdim ettiği zaman 20.000
akçe (233 altın) câ'ize almış. Paşa da ona bir yüksek timar in‘âmda
bulunmuş. Ulu veya küçük herkese “şâhâne himmetler ve melikâ-
ne i‘nâyetler” eder, “mulûk-i sâbıka gibi la‘l u güher bağışlardı
erbâb-i hünere rağbetler ve eshâb-i kemâle himmetler ederdi ... Bu
tâ’ifenin cem‘iyyeti anın ferhunde zamanında ve mübarek devrâ
nında idi.”
Latifi, ilkin patronu İskender Çelebi’nin himayesinde Rum-ili’nde
Belgrad tarafında bir kâtiplik mansıbı elde etmiş, bir süre orada
kalmış; 950/1543 yılında İstanbul’a gelmiş, o sırada ün kazanan
Sehî Bey’in şu‘arâ tezkiresi, Heşt Bihişt (1538’de tamamlanmış),
Latîfî’de ve ‘Âşık Çelebi’de bu vadide eser yazmak için malzeme
toplama arzusunu uyandırmış; her ikisi işe koyulmuş, ‘Aşık Çe
lebi’nin rivâyetine inanmak gerekirse (Meşâ'ir, 107a), Latifi onun
tasnif metodunu taklîd etmeye kalkışınca, ‘Âşık Çelebi gücenip
eserini yarım bırakmış ve ancak on beş yıl sonra tekrar ele almış.
Latifi, ‘Aşık Çelebi’ye göre bunu, “yârân lokmasına tama‘ ettiği”
için yapmış. Bu arada Latifi eserini tamamlamış, İstanbul’da ilkin
bazı önemsiz dinî hizmetler karşılığı aldığı maaşla (cihât) geçin
meye çalışırken, nihayet Fâtih Sultân Mehemmed’in zengin Eyüb
vakfına mütevelli olan şâir Yahya Bey’in vakıf kâtibi olmuş; sonra
azledilip sürgün yeri olan Rodos’ta Sultân imâretine kâtip olmuş.
Bu biyografik not, birçok şâir ve münşinin yaşamını anımsatır.
Usta bir edebî eleştirmen olan Latifi, şâirleri meslek ve yaşam
tarzlarına göre sınıflandırır ve şiirleriyle yaşamları arasındaki bağa
işaret eder.63 Şiir, inşâ ve sohbette tanınmış, seçkinler (elit) sınıfına
girenleri, şu vasıflarla belirler: fasîh, belîg, selâset ve letafette eşsiz,
zarîf, hoş-tab‘, nâzik, mesel-gûy (atasözü kullanan). Onda Dîvâne
Gazâlî, Meşrebî, Melîhî gibi ehl-i dil, ehl-i zevk, derya dil, ayyâş,
derviş, rind tabiatlı olanlar ayrı bir kategori oluştururlar.
Şâir ulemâdan ise, fâzıl, kâmil sıfatları kullanılır, ama ulemâdan
Mevlânâ Hevesî, Mevlânâ Sa‘yî, Mevlânâ Gazâlî gibi yolundan şa-
şanlar yok değildir. Askerî sınıftan olanların, bu arada sultânların
şiirlerini m erdâne , dilîrâne bulur. Şiirleri nitelendirirken, masnû\
hayâl-engîz, emsâl-âmîz, âşıkane , m atbu* gibi sıfatlar kullanarak
üslûp özelliklerini ifade eder. Mesîhî gibi yenilik getiren, özel üs
lûbu olanları tarz-i hâss (orijinal) olarak vasıflandırır. Necâtî için
Sehî (214), “letâfet-i şi‘r ve suhânı çok hadd-i i‘câza iletmiştir”
diye onun taklîd edilemezliğini hayranlıkla ifade etmiştir (Necâtî,
Sehî Beg’in patronu idi).
‘Âşık Çelebi
Fuzûlî ve Patronaj
“Dokuz eflâke pây-i istignâ urur iken evkaf dan dokuz akça vazî-
feye74 kanâ‘at kılub ‘arz aldum ve berâtı içün dergâh-i ‘âlem-penâ-
ha irsâl edüb vusulüne mutarassıd oldum bana bir misâl-i mey-
mûn ve berât-i hümâyûn getürdiler ... hâtır-i fâtire bir mevc-i me
serret sirâyet etti.” (Osmanlı terminolojisinde dinî maaşa vazife
denir; misâl ise berât ve menşûr anlamındadır.)
Osmanlı bürokratik kurallarına göre, herhangi bir tayin arz
ile başlar.75 Arz, genelde, dilek sahibine en yakın âmir tarafından
sultâna sunulan tavsiye yazısıdır. Bâbıâlî’de, ilgili bürolarda ince
leme yapıldıktan ve büro şeflerince onay verildikten sonra, sonuç
veziriâzamın onayına sunulur. Tayin bürolarının başında re’îsül-
küttâb bulunur. Veziriâzamın onayından (sahh) sonra, berâtı ve
rilmek üzere nişancıya (tevki‘î) gider. Berât, nişancı tarafından
sultânın tuğrası çekildikten sonra dilek sahibine verilir. Fuzûlî’nin
u‘arz aldım” ifadesinden anlaşıldığına göre, birisi (büyük olasılık
la Kerbelâ vakıflarına bakan mütevelli) emeklilik için arzda bu
lunmuştur. Fuzûlî, berât-i tekâ‘üd gelince, çok sevindiğini belirt
mekten geri kalmıyor. Pâdişâhın berâtını parlak kelimelerle uzun
uzadıya tasvir etmesi, sultâna minnetini belirtmek içindir. “Zihî
kilîd-i künûz-i merâhim ü ihsan” diye adlandırdığı berâtı alıp ev
kaf mütevellîsine gider.76 İlkin onun huzuruna çıkma imkânı bu
lamaz. Israrla, nihayet huzura çıkar. Mütevelli herhalde maiyeti ile
toplantı halindedir. Onlar, Fuzûlî’den, Fuzulî onlardan pek hoş
lanmazlar (herhalde onun, vaktiyle Şâh İsmail’e bağlı râfizîlerden
olduğunu biliyorlardı). “Selâm verdim, rüşvet degüldür deyü al
madılar; hükm gösterdüm fâidesüzdür deyü mültefit olmadılar
Dedüm, benüm re‘âyetüm vâcib görmüşler ve bana berât-i tekâ'üd
vermişler ki, evkâfden hemîşe behre-mend olam, ve Pâdişâha
ferâgatle du(â kıla m .” Toplantıda bulunanlar cevapla dediler ki,
“Zevâyiddür, husûli mümkün olmaz Zaruriyât-i Âsitâneden
ziyâde kalursa bizden kalur mı?” Bir vakıfta, mütevellinin hissesi,
maaşlar, imâret masrafları, onarım harcamaları, c â b î denilen ge
lir tahsildârlarının maaşları (vazifeleri) çıktıktan sonra kalan faz
laya ziyâde-i v ak f denir. Bu zevâyid (ziyâdenin çoğulu) bazen bir
tüccar ortaklığında vakıf için nemalandınlır, çoğu zaman gazâya
harcanmak için sultânın hâzinesine alınır; yahut türbe ve camiler
de sultân veya ordu, yahut ölenlerin ruhları için duâ okuyan du'â
gûyâriz maaş olarak tahsis edilirdi. Genellikle, zevâyidden geriye
para kalmaz ve bu kaynaktan yapılan tahsisler yerine getirilemez.
Her şeyden önce, Fuzûlî’ye bu tahsisin zevâyidden verilmiş olma
sı yanlış bir muamele idi. Fuzulî kendisi de, gönderilen arzda, bu
maaşın zevâyidden verilmesi hakkında bir işaret olmadığını hatır
latmaktadır. Mütevelli ve yardımcıları, Fuzûlî’ye, zevâyidden maaş
almanın zorluklarını açıklamışlar, fakat Fuzûlî bunu, onların kötü
niyetine atfetmiştir. Vakıf hesapları, yerel kadının gözetimi altın
da muhasebe ve kontrol edilirdi. Osmanlı idaresinde yaygınlaşmış
rüşvetin, idarecilere zevâyidi iç etmek imkânını verdiği de doğru
dur.77 “Nâçâr terk-i mücâdele kıldum ve me’yûs ve mahrum gû-
şe -i‘uzletime çekildüm,” der. “Tâli‘ olan âfitâb-i mekrümet” için
Nişancı Celâl-zâde’ye bu mektubu yazar ve Sultân Süleyman’dan
ümidi kesmez:
ve sonra ondan lütuf ve ihsan bekler (beyit 15, 16, 34, 35):
Fuzûlî ve Münşîlik
D ilîrî şâir
Keşfî şâir
M ih rî H atu n şâire
Muzaffer, Mevlânâ müderris, kitap yazmış
M iişterî şâir, kitap yazmış
Nâtıkı şâir
Necâtı, Mevlânâ şâir, şehzâde M ahm ud nişancısı, Âşık Ç. 130
Nişânî Şehzâde M ahm ud nişancısı
Ömer Çelebi (Beg) şâir, Nişancı kâtiplerinden
Refîkî şâir, Aşık Ç. 238a
Revânı şâir, sipâhioğlanı, Aşık Ç. 240a
Ruhî şâir
Sabâyı şâir
Sâ'ilî şâir, Âşık Ç. 148b
Sa‘dî, M evlânâ şâir, ilm iyyeden, Aşık Ç. 156a
Sa4yî şâir
Safâyî şâir
Sucûdî şâir, Âşık Ç. 149a
Süleyman Çelebi defterdâr
ŞefH şâir
Şerîfî şair
Şehdî bkz. A lâ’eddin
Şehrî şâir, Tevârîh-i  l-i Osman yazarı
‘îdâne: Bayramlık
12 Şevval 19 Zilhicce
909 Şevval 909 Zilhicce 7 Şevval 911
910 910
‘Azîzî ‘Azîzî ‘Azîzî ‘Azîzî ‘Azîzî
İki yıl içinde bayramlık alanların listesine iki yeni şâirin, Refiki
ve Hânî’nin eklendiğini görüyoruz. Şâir Hamdi, 910 bağış liste
sinde görülmüyor, fakat 910 Şevvâl’indcn iki ay sonra 19 Zilhicce
910’daki bayramda listeye alınıyor ve ertesi yıl listeden çıkarılıyor.
Şevvâl 917*de câme (hil‘at) ve/veya elbiselik, yünlü yahut ipekli
kumaş verilenler şunlardır: Sabâyî, ‘Azîzî, M â’ilî, Mesîhî, Sâ’ilî,
Nasîbî, Keşfi, Zâti, Edibi, Sinânî; bunlara çeşitli elbiseler (câme)
veya bir elbiselik yünlü veya ipekli kumaş verilmiştir.
14 Şevvâl1At ilâve olunanlar (tetimme): Refiki, ‘İyânî, Nâtıkî,
Sucûdî, Dilîrî (bunlara yalnız küçük miktarda para, 500, 800 akçe
verilmiştir).
23 ŞevvâPde ilâve olunan Firdevsî’ye hem para (3.000 akçe)
hem ipekli elbise bağışlanmıştır. Firdevsî’nin Cemâze II, 915’te,
ser-hâzin eliyle pâdişâha Süleymânnâme adlı eserini sunduğunu ve
3.000 akçe ve ipekli bir elbise ile ödüllendirildiğini biliyoruz (Erün-
sal, 328). Demek ki, Firdevsî, bu muhteşem eseri dolayısıyla şâirlere
verilen bayramlık listesine alınmış ve yeniden bir bağış yapılmıştır.
Kâtibî 2.000
Refîkî, kasîde ) p
Idrîs, Târih-i Âl-i Osman te’lîfi 50.000 Çatmadan
Idrîs 5.000
YIL 914
Kâtibi 2.000
Sabiyi 300
Keşfi 500
Safâyî 1.500
Kâtibi 2.000
Sabiyi 2.000
Keşfi 800
Sa‘yî 500
Kâtibi 4.000
Sa‘dî Çelebi, kasîde 3000
YIL 916
Şefî'î 1000
Safâyî 1500
YIL 917
Kâtibî 2000
Şehrî 1000
Kâtibî 2000
Şefî’î 1000
2 SELÇUKLU DÖNEMİ
(Sayfa 63-82) *2
Faruk Sümer, “ A nad olu’da M o g o lla r", Selçuklu Araştırmaları Dergisi, 1 (1970); M .
Gül, XIII v e XIV Yüzyıllarda Doğu ve Güneydoğu Anadolu*da M oğol Hakimiyeti ,
İstanbul, 2005.
Başlıca eserler B. Spuler, Iran M oğol lan , çev. Cemal Köprülü, Ankara, 1957; Z.V.
Togan, Umumi Türk Tarihine Giriş, 2. baskı, İstanbul, 1970, 232-259; F. Sümer,
“ Anadolu’da M o g o lla r” .
3 Z.V. Togan, Umumi Türk Tarihine Giriş, 234.
4 A. Sevim ve E. M e rç il, Selçuklu Devletleri Tarihi, Ankara, 1995.
5 AI-‘Umari’dcki rivayette (Masâlik al-Absâr fi Mamâlik al-Amsâr, F. Taeschner, Al
‘Umari’s Bericht tüber Anatolien , Lcipzig 1919) Fahreddîn, yazı yazmasını bilmeyen,
fakat sultân kadar m al mülk sahibi olarak anlatılıyor. Kendisinin iki yüz kölesi varmış.
6 XIV. yüzyılın ilk yansında bu tür eserler için bkz. Ş. Tekin, “ XIV.yy.da Yazılmış Ga
zilik Tarikası ‘G aziliğin Yolları’ A dlı Bir Eski Anadolu Türkçcsi M etni vc Gaza/Cihad
Kavramları H a k k ın d a ” makalesinde “ RisâletuTlslam ” dan aktarılan bölüm , JTS X III
(1989); 781/1378’de yazıldığı tespit olunan Kitâb-i Gunya (yay. M. Akkuş, Ankara,
1995) bu tür eserlerden olup kullanılan Türkçe Germiyanlı musâhib ş iirle rin Türkçe-
siyle karşılaştırılm alıdır (Akkuş, eseri bir dilbilim ci olarak incelemiştir, bibliyografya
269-274); Ş. Tekin, “ Eski Türkçe” , Türk Dünyası El Kitabı , Ankara, 1976, 142-192.
7 Takvîmu'l Buldan , ch. Schcfcr yay. Dresden, 1846, 21. Bkz. Ç. Varlık, Germiyan-o-
ğulbrı Tarihi, A nkara, 1974, 25-26; P. W ittek, Das Fürstentum Mentesche: Studie zur
Geschichte Westkleinasiens im 13.-15. Jht, Amsterdam, 1967, 2.
8 Bkz. H. İnalcık, “ O rtom an Methods o f Conquest” , Studia Islamıca, II (1954), 103-
129.
y Laskaridler üzerinde H . Ahwciler, “ l’histoirc er la geographie de la region de Smyrne
entre les dcux occupations turques (1081-1317), particulierement au X IIIe siecle” ,
Travaux et M em ories , I (1965), 2-204; Türk dönemi üzerinde P. W ittek, (Das Fürs
tentum Mentesche) lıâlâ en iyi araştırmadır; O. Şaik çevirisi (Ankara, 1. baskı, 1944)
yanlışlar içerir.
F.B. Pegolotti, La Pratica d e ila Mercatura, yay. A. Evans, Cambridgc, 1936; E. Zacha-
riadou, Trade and Crusade: Venetian Crete an d th e Emirates o f Menteshe and Aydın ,
Venedik, 1983.
Antlaşmalar (Zachariadou, Trade and Crusade ):
1. G irit dukası ile Menteşe arasında 1331
2. G irit dukası ile Aydın em iri H ızır 1337
3. G irit dukası ile Menteşe 1337
4. Rodos şövalyeleriyle Hızır
5. Hıristiyan ittifa k ı Emir H ızır ile barış 1348
6 . G iritd u k a s ı ile H ızır 1353
Du döneme ait ayrıntılı bilgi için bkz. H . İnalcık, Devlet-i ‘Aliyye. Osmanlı İm pa
ratorluğu Üzerine Araştırmalar-l: Klasik D(inem(1302-1606): Siyasal, Kurumsal ve
Ekonom ik Gelişim , İstanbul, 2009, 71-82.
2 Nazmîzâde Murtazâ ’nın Türkçe çevirisi (1698): baskı İstanbul 1277 H .
3 Burada, Ahmet Simi 'in Türkçe çevirisi i kullanıyorum (yazma, Tarih Rolümü, Bil-
kent Üniversitesi).
4 Bu mektupla Arabşâh'ın tarihiyle ilgili ayrıntılı bilgi için bkz. H. İnalcık, Devlet i
'Aliyye, 1, 77-82.
5 Şerefeddîn A li Yezdî, Zafer nâme, II, yay. M . Ahbâsî, Tahran, H. 1336, 42.1.
6 Bkz. “ Murad I" , D VÎA.
7 Şerefeddîn A li Yezdî, Zafernâme, 11, 423-445; Mirânşâh'a “ H ulag u" tahtı sayılan
Azerbaycan'ın tevcihinde, şehzâdenin düzenlediği pâdişâhâne toy veya bazm-i işret
tasviri: Yezdî, I, 445.
8 Metnin devamında C la v ijo ’ııun tasvirleri.
9 Bkz. Minyatürlerle süslü zafernâmeler.
ıo 1404’te Tim ur'un başkentine elçi olarak gelen Clavijo’nun tasviri metnin devamındadır.
11 R.G. de C lavijo’nun İspanyolca eseri: Historia delG ran Tamerlan e itinerario ennarci-
on del Viage de la E m bax ado , 1582'dc Sevilla’da basılmıştır. İngilizcesi C. M arkham ,
H akluyt Socicty yayınlarından Londra'da 1859’da çıktı; burada O.R. Doğrul'un İngi
lizce'den yaptığı çeviriyi kullandık: Timur Devrinde Kadis'ten Semerkand’a Seyahat,
l-ll, [Ankara, 19181.
Clavijo, Timur Devrinde Kadis'ten Semerkand'a Seyahat, çcv. Ö.R. Doğrul, II. kısım,
32-91.
13 T im u r’un otağ ve çadırlarını Osmanlı otağlarıyla karşılaştırmak içitı bkz. N . Atasoy,
Otağ-i Hümayun, T he Ottoman Im perialT ent Complez, İstanbul, 2000.
14 W. Barthold, Uluğ Bey ve Zamanı, çcv. İsmail Aka, Ankara, 1997, 74.
t5 W. Barthold, Uluğ Bey ve Zamanı, 99-100.
16 I- Togan, “ Uluğ Bey Zamanında Yasa veŞer’iat Tartışmaları” , Tarih Çevresi, X (Ma-
yıs-Haziran, 1994), not 238; yasaya karşı gelen şer'iatçılar, adem-i merkeziyet ve yerel
kaynaklara el koymak ve korumak çabasında idiler.
t7 1. Togan, “ Uluğ Bey Zamanında Yasa ve Şer'iat Tartışmaları” , not 238.
18 1. Togan’a göre, Osmanlı’da “ merkeziyetçi dev)et” in güçlü olması, ulemânın devlet
kontrolünde olması dolayısıyla böyle bir çatışma görülmemiştir. Aslında bu kitapta
açıklamaya çalıştığımız gibi, şehirlerin büyük nüfusunu oluşturan esnaf, Fütüvvet-
ndme’lerin sıkı şeriatçılığına bağlı idiler. Lâle Devri'nde sarayın “ içki meclislerine”
ayaklanmada esnaf önde yer almıştır.
19 tsenbike Togan, uUlug Bey Zamanında Yasa ve Şer'iat Tartışm aları” , 9-16.
io B.K Manz, “ Tamerlane and the Symbolism of Sovereignity” , Iranian Studies, X X I
(1988), 105-122 (1. Togan zikr eder).
it 1. Togan, “ Uluğ Bey Zamanında Yasa ve Şer’iat Tartışmaları” , 10.
12 Barthold, Uluğ Bey, 126-135.
2 3 Barthold, Uluğ Bey, 158-159.
24 Bkz. H. İnalcık, “ Autonomous Enclaves in tslamic States: Tamlîks, Soyurgals Yurd-
luk-Ocaklıks, Malikâne-M ukata'as and A w qaf” , History and Historiography o f
Post-Mnngol Central Asia and Middle East Studies in Honor o f John E. Woods,
Wiesbaden, 2006, 112-134.
23 Bkz. H . tnalcık, “ Adâletnâmeler” , TTK Belgeler, II, 3-4 (1965), 49-145.
26 Ankara kalesindeki kita b e , P. W ittek, “ Une inscription llkhanide â Ankara” , THITM,
1(1931), 161-164.
27 1. Togan, “ Uluğ Bey Zamanında Yasa ve Şer’iat Tartışmaları” , 13.
28 H. İnalcık, “ Temlîk, Soyurgal ..." vc M . Subtelny, “ Centralizing Reform and its Op-
ponents in the Late Tim urid Period” , İranian Studies, X X I (1988), 123-151.
29 t. Togan, “ Uluğ Bey Zamanında Yasa ve Şer’iat Tartışmaları” , 12.
30 “ Mehmed II” , MEB İA.
31 Ö L. Barkan, Kanunlar, İstanbul, 1943: Haşan Pâdişâh Kanunları.
32 J.E. Woods, Aqquyunlu: Clan, Confederation, Empire : a Study in lStht9th Century
Turko-lranian Politics, M inneapolis, 1976,100-107.
33 J.E. Woods, Aqquyunlu, 144-145.
34 J.F.. Woods, Aqquyunlu, 145-147.
3 5 Akkoyunlu devletinde tamga resimlerinden alınan gelir, bütçenin yansına ulaşılıyor-
muş (J.E. Woods, Aqquyunlu, 144-145).
36 Bkz. R. Anhegger ve H. İnalcık, Kanunnâme-i Sultânı her Mûceb-i 'örf-i Osmâni,
Ankara, 1956.
37 Tebriz'deki kapalıçarşıda esnaf arasında gezerken bir kapının medreseye açıldığını
gördüm , içeri daldım, b ir din adamıyla görüştüm, şâha, devlete şiddetle karşı idi,
“ Siz,” diye sordum, “ şâhtan, devletten maaş alm ıyor musunuz?” Bana hiddetle “ H a
yır, biz geçimimizi vakıflardan alırız” yanıtını verdi. Kim demiş tarih tekerrür etmez!
38 Bu konuda değerli öğrencim D r. Ertuğrul ö k te n ’in Câmî üzerindeki doktora tezini
esas alıyorum: “ C âm î (1414-1492): His Biography and Intellectual Influcnce in He-
ra t", yayınlanmamış doktora tezi, University of Chicago, Tarih Bölümü, 2007; Tim ur
oğullan saray yaşamı üzerinde Vâsifî’nin otobiyografisi; Subtelny, M.E., “ Scencs from
thc Literary Life o f Tim urid H erât” , Logos Islamicos , yay. R .M . Savory ve D.A. Agi-
us, Papers in M edieval Studıes, V I (1984).
39 Bkz. H. İnalcık, “ ‘ ö r f " ve “ Mehmed 11 ", MEB t A; Fâtih, tasvip etmediği ulemâyı
ve şeyhi Akşemseddîn’i sürgüne göndermekte tereddüt etmemişti. Türk-M ogol yasa
geleneğinde hüküm darın otoritesi ve devlet kanunlarının üstünlüğü, Fâtih döneminde
gündemde idi. F â tih , bazı kanunları yasaknâme adıyla çıkarmıştır. 11. Bayezid'in culû-
su ile her alanda b ir tepki rejim i gelecektir.
40 E. ökte n, “ Câmî <1414-1492): His Biography and Intellectual Influence in H era t",
146: “ Kâffa-yi m uham m ât wa m u’ âmalâr-i şar* u töre ba yakdigar mamzûc wa makh-
lût sakhta."
41 E. ökte n, “ C âm î", I, 160-169.
41 E. ökte n, “ C â m î", I, 148.
43 E. ö kte n , “ Câmî” , 1, 152-153.
44 Kaynaklar E. ö k te n , “ C âm î", I, 155, not 106; Câmî’yi yanındaki ulemâ ile birlikte
hizmetine çağırmıştır; aynı tarihte Fâtih, medresesini örgütlemek üzere O rta Asya'dan
ünlü matematikçi A li Kuşcu’yu davet etmiş bulunuyordu.
45 t . ökte n, “ C â m î", 1 ,156.
46 E. ö k te n ’in özeti, “ Câm î” 1, 156-157, not. 110.
47 Bkz. s. 142, “ Oğu£Culuk" bölümü.
48 E. ökte n, “ C âm î” , I, 158.
49 “ Mehmed 1 1 ", M EB İA , (H. İnalcık)
50 Bu tarzda kelâm tartışm aları (m uhakem ât ) için bkz. İhsan Fazlıoğlu’nun A li Kuşçu
üzerinde konferansı (Bilim ve Sanat Vakfı, İstanbul, 2004).
5 1 F.. ökte n, “ C âm î", 1,194.
51 F.. ökte n, “ Câm î” ye göre (I, 196), Fâtih, akılcı yaklaşıma öncelik verirdi, bu nedenle
Câmî, bu tasavvufî esere devam etmek için Fâtih’in tepkisini öğrenmek istemiş olmalı.
Osmanlılarda D avud -i Kayserı’den ve Mehemmed Fenarî’den beri îbn al'A rabî etkisi
güçlü idi.
53 E . ö kte n , “ C âm î” , 1, 198-199; özellikle M.E. Subtelny’nin araştırmaları (bkz. E. ö k
ten, II, Bibliography, 442-443), bu arada “ The C ult of ‘Abdullâh Ansarî under the
Tim urids” ve T he P oetic C ircleat the Court o f the Timurid, Sultân Husain Batqara
and its political significance, yayınlanmamış doktora tezi, Harvard University, 1979.
54 E. ökte n, “ C âm î", II, 220-225.
55 E. ö kte n , “ C âm î", I, 193.
56 Bkz. H. İnalcık, Şâir ve Patron , Ankara, 2003. Aşağıda, s. 242 vd. “ Edebiyatta Patro
naj.”
57 E. ö kte n , “ Câmî", 1,223-224.
58 E. Ökten, “ C âm î", 1, 199-203.
59 E. ö kte n , “ C âm î", I, 200.
60 E. ö k te n , “ C âm î” , I, 201.
6 1 W.W. Barthold, “ M î r ‘A li-S hir” : Four Studies on the History o f Central Asia , çev.
V. ve T. Minorsky, c. 3. I.eiden, 1962; F.. Birnbaum, “ The Ottomans and Chagatay
Literatüre...” , CentralA siaticJournal, X X (1976) 157-190; M.F.. Subtelny, “ A li Shir
Navâ’i: Bakshi and Beg” , Eucharisterion .- Essays presented to Omeljan Pritsak on his
sixtieth Birthday, yay. haz. I. Sevcenko ve F. Sysyn, Harvard Ukrainian Studies, 3-4
(1979-1980) 797-807; son olarak E. Öktcn, “ C am ı”
6 ı A.S. Lcvenıl, Ali Şir Nevai-Divanlar, II, A nkara, 1966, 178-213.
63 A.S. Levend, Ali Şir Nevai-Divanlar, 11, “ Gazeliyât” , 155-213.
64 Oğuznâme'de Nuh'un oğlu Yâfes T ü rk kavm inin ve hakanların dip-atası kabul edilir.
Yazıcızâde Ali ve ‘Âşıkpaşazâde şecerelerde Türk dip-atası olarak Yâfcs’i gösterirler.
65 A.S. Levend, Ali Şir Nevai-Divanlar, II, 24.
66 39. faslı: A.S. levend, Ali Şir Nevai-Divanlar , II, 259-260.
67 A.S. Levend, Ali Şir Nevai-Divanlar ile Hamse Dışındaki Eserler, IV, A nkara, 1968,
191.
68 A.S. Levend, Ali Şir Nevai-Divanlar ile Hamse Dışındaki Eserler , IV, 195.
69 Â m il Çelebioğlu Muhammediye' yi b ir inceleme ile birlikte yayınlamıştır: Â. Çelebioğ-
lu, Muhammediye , I-Il, İstanbul, 1996.
70 Bkz. H. İnalcık, “ Tursun Beg, Historian of Mehmed the C onqueror’sTİme” , WZKM ,
L X IX (1977), 55-71.
71 Â., Çelebioğlu, Muhammediye , 1 ,10.
7 1 Salih'in 1408’dc kaleme aldığı Şemsiyye*den naklen Â. Çelebioğlu, Muhammediye, I,
10- 11.
73 Şemsiyye: “ Otuz altı yıl sözünden çıkmadı.”
74 Bkz. Türk Edebiyat 1 Tarihi, yay. T.S. Halman vd., Ankara, 2006, I, 244-282.
75 O zaman iktidar sahipleri ilm -i nücûma hüyük önem verirlerdi, onlar için ahkâm-t sâl
denilen risaleler yazılırdı.
76 Bkz. “ II. M u ra d ” , MEB İA (H . İnalcık).
77 A., Çelebioğlu, Muhammediye, 23.
78 'Â lî, Künhu‘l-ahbâr'dan: Â ., Çelebi-oğlu, Muhammediye , 25.
79 Â ., Çelebioğlu, Muhammediye , I, 28.
Ho Â., Çelebioğlu, Muhammediye , I, 81.
81 Â., Çelebioğlu, Muhammediye , I, 39.
Kz Yazar ve eseri üzerinde etraflı b ir inceleme için bkz. A.S. Erzi “ İbn Bîhî” , MEB t A,
712-718.
83 İbn Bihi, El-Evâmirü'l-’Alâ’iyye ft'l-Umûri’l-'Alâ’iyye, I, tıpkıbasım , yay. A.S. Erzi,
Ankara, 1956.
84 J.E. Woods, The Aqquyunlu , 173.
8 $ F. Sümer; Oğuz Destanı, Reşıdeddîn Oğuznâme sı, Tercüme ve Tahlili, İstanbul, 1972.
86 F. Sümer, Oğuzlar (Türkmenler), Tarihleri-Roy Teşkil ât ı-Dest anları, Ankara, 1967,
362.
87 Krş. P. Pelliot, “ Sur la Leğende d’Uguz-Khan en ecriture Ouigoure” , T ou ng P ao,
X X V II (1930), 247-358; Uygur yazısıyla yazılmış Oğuz Han Destam’m incelemekte
ve metnin 1300 yıllarına doğru Turfan şehrinde Uygurca yazıldığı ve XV. yüzyılda
Kırgız bölgesinde az değişiklikle düzenlendiği sonucuna varmaktadır (Türkçe çevirisi:
V .K ökten , Uygur Yazısıyla Yazılmış Oğuz Han Destanı Üzerine, Ankara, 1995, 103).
88 Bu Uygurca metin, Bang ve Rahmeti tarafından yayınlanmıştır. Uygurca Oğuz Kağan
Destanı, İstanbul, 1936.
89 F. Sümer, Oğuzlar, 364-365.
90 Yazıcızâde, Târih-i Âl-i Selçuk , TKS, Revan 1390, 1 la.
91 Eyrek, eyürek: en ey i: Kitâb-i Gunye, Lügatçe, 555.
91 Bkz. A bdülkadir İnan, “ O run ve Ülüş Meselesi” , THITM, I (1931), 121-133.
93 Yazıcızâde, Târih-i Âl-i Selçuk , 12a.
94 O. Şaik, Dede Korkut Hikâyeleri , İstanbul, 1976, X V IU -X X I.
95 uYavı Han'ın veziri vekîli Kayı halkından... Kara-Hoca'nın oğlu K orku t A ta" (O.
Şaık, D ede K orku t, X X III-X X IV ).
96 İşret meclisinin efsanevî patronu Cemşîd, Oğuz Han'ın a ltı oğlundan b irid ir ( Düstûr-
nâme, 77).
97 Bkz. H. İnalcık, “ Kutadgu Bilig'dc T ü rk ve Iran Siyaset Nazariye ve Gelenekleri",
Reşid Rahmeti A rat İçin, Ankara, 1966, 259-271.
98 Yazıcızâde, Târib-i Âl-i Selçuk, 14b.
99 F. Sümer, “ A nadolu'da M o ğ o lla r” , Selçuklu Araştırmaları Dergisi, I (1969), 3-4.
roo F. Sümer, “ A n a d o lu ’da M o ğ o lla r", 3.
101 F. Sümer, “ A nadolu'da M o ğ o lla r” , 4.
101 Feridun, Münşeat, 1, 150.
103 Bkz. “ II. M u ra d ", M FB İA , 603-604, (H. İnalcık).
t04 J. Woods, “ T im u r’s Genealogy” , Intellectual Studies on Islâm, yay. M .M . Mazaoui ve
V.B. Morecn, Salt l.ake City, 1990.
10 5 O. Şâik, buna d a ir literatürü toplamıştır, D ede Korkut Hikâyeleri, X I.IV.
106 Paul W ittek’s “ D e la Defaite d'Ankara â la prise de Constantinople” , R evu edes Etu -
des lslamiques, X I I (1938), yeni baskı: Paul W ittek, Le Eormation de l’empire Ot-
tornan, yay. haz. V.L. Menage, Londra, 1983, 291-304. Alman m illî ideolojisinin P.
W itte k’in yaz ılarına hâkim olduğu iddiasını, daha etraflı biçimde C. H eyw ood’un
incelemelerinde buluyoruz. Gazi tezinin uideological determinism " olarak reddi Os-
manlı tarihi araştırıcıları arasında bir sıra yandaş bulmuştur, ölçülü bir yaklaşım için
R.C. Jennings, “ Some Thoughts on the Gazi-Thesis", WZKM, 27/85; benim “ O tto -
man Methods o f Conquest"te ileri sürdüğüm görüşleri, özellikle istimalet politikasını
tekrarlar, fetihte ‘ ahdnâm e ile teslim alma noktasını ve sultân unvanının hayli geç bir
zamanda kullanıldığını belirtir; 1337 Bursa kitâbesinde Sultânu'l-Guzât unvanı, Or
han’ın sultânlık iddiasının ifadesi değildir (sultânü’l-'ârifîn gibi). Sadece gaziler sultânı
demek istiyor. Ö te yandan Osman ve Orhan ’ın, çocuklarına Sultân, Melik adları ver
meleri sultânlık arzularını yineler.
107 “ W ittek’in id e o lo jik determinizmi ve tarihsel mukadderata olan inancı, ulusal ve ide
olojik merkezlere vurgusu ve başarılı bir devlet kuruluşu için kültürel -ve bir dereceye
kadar- ırksal saflığı önkoşul sayması, Alman milliyetçiliğinin sağ kanadının gelenek
lerinin bir türevidir ... H albuki Osmanlı İmparatorluğu bir ulus devlet değil bir hâne-
dan devletidir ve ideolojisinin esas amacı hânedanın egemenliğini meşrulaştırmaktır."
108 “ The Lcgend o f Osman Gazi” , The Ottoman Emirate (1300-1389), yay. F.. Zachari-
adou, Rethymno, 1993, 67.
109 Bkz. “ Osmanlı Beyliğinin Kurucusu Osman Beg” , Belleten, C C LX I (2007 Temmuz)
ve “ Osman I", DVİA (H. İnalcık).
110 Bkz. “ Mehmed I I ” MEB t A (H. İnalcık); J.F. Woods, The Aqquyunlu, Salt Lake City
1999, 87; Akkoyu nlu imparatorluğu, Doğu-Anadolu, İran ve Azerbaycan'ı içine alan
güçlü bir devlet o lu p Uzun Haşan Osmanlı hükümdarı gibi Pidişah unvanıyla anılı
yordu. Fırat N e h ri Osmanlı ve A kkoyunlu devletleri arasında sınır idi, bkz. Tihranî,
Kitab-i Diyarbakriyye, yay. N. Lugal ve F. Sümer, I-II, Ankara, 1962-1964.
1 n A kkoyunlular’ın resmi tarihi, A bu Bakr-ı Tihrani, Kitâb-i Diyarbakriyye, X V II.
ıız Tihrânî, Kitâb-i D iyarbakriyye , II, 387, 397.
113 J.E. Woods, The Aqquyunlu, 179.
114 P. W ittek, T l* R i s e o f the Ottoman Empire, Londra, 1938, 1 1 ; ve J.E. Woods, Aqqu-
yunlu, 173-182.
115 Şarabdâr H am za'm n mektubu: J.E. Woods, Aqquyunlu, 179.
116 J.E. Woods, Aqquyunlu, 182.
T1 7 Bkz. “ Mehmed I I ” , MEB ÎA (H. İnalcık).
118 Haşan b. Mahmud Bayatı, Câm-i Cem-Ayîn, (886/1481), yay. A li Emîrı, İstanbul,
H. 1331; W. Björkman, “ Der Aufcnhalt des Prinzen Cem in Agyptcn 1481-1482 und
polirisehe Bcdeutung” , Z.V. Togan’a Armağan , 71-76.
1 T9 Ş.H. Akalın tar.ıfından Saltuktıâme , i l l i , Ankara, 1988-1990, yayınlandı; iyi bir ana
liz K K öprülü tarafından yapılmıştır: MAnadolu Selçukluları Tarihinin Yerli Kaynakla
rı” , Belleten , V II (1943); 1. M e lik o ff, “ Q ui etait Sarı Saltuk? Quelques rcmarqucs sur
les manuserits du Saltukname” , Studies in Ottoman History in Honor o f Professor
V.Z.. Menage, yay. haz. Colin Heyvvood ve Colin Imber, İstanbul, 1994, 231-238.
t zo İlk kez P. W itrek, “ Yazıjioghli A li on the Christian Turks of D obruja.” BSOAS, XIV-3
(1952).
tz 1 F. Köprülü, “ Anadolu Selçukluları Tarihi in Yerli K aynaklan” , 433.
122 F. Köprülü, “ Anadolu Selçukluları Tarihinin Yerli Kaynakları” , 433.
123 Bkz. P. W ittek, “ Yazıjioghlu A li.”
124 F. Köprülü, “ Anadolu Selçukluları Tarihinin Yerli Kaynaklan” , 437.
125 Bkz. H. İnalcık, “ Osman” D V M ; “ A lp ” MEB t A (F. Köprülü).
t26 Anonim , Tevârth-i Al-i Osman , ‘Âşıkpaşazâde ve Neşrî’den sonraki tüm Osmanlı
tarihleri bu menkıbeyi tekrarlar.
t2 7 F. Köprülü, “ Anadolu Selçukluları Tarihinin Yerli Kaynaklan” , 440-442.
128 F. Köprülü, “ Anadolu Selçukluları Tarihinin Yerli Kaynakları” , 430-443; K öprülü,
vaat ettiği monografiyi yayınlayamadı; şimdi bu önemli kaynak A.Y. Ocak tarafın*
dan esaslı bir araştırma konusu olmuştur: Sarı Saltık, Popüler İslâm'ın Balkanlardaki
Destânı Öncüsü, Ankara, 2002; orada şimdiye dek yapılmış başlıca araştırmalar göz
den geçirilmiştir, 1-17.
129 Bkz. H. İnalcık “ Osman Gazi’s Siege o f Nicaea” , The Ottaman Emirate, yay. F.. Zac-
hariadou, 77-98.
130 Rum-ili'nde Osmanlı öncesi yapılarla Osman döneminde zaviye ve türbeler hakkında
bkz. M . Kiel, Studıes on the Ottoman Architecture o f the Balkans , Londra, 1990;
Aleviler; Kimlik ve Tarih, yay. I. Engin ve F. Franz, Hamburg, 2000.
t31 F.W. Hasluck, Christianity and İslam under the Sultâns, M I, O xford 1928; A.Y. Ocak
“X in-X lV . Yüzyıllarda Anadolu'da Türk-H ıristiyan dinî etkileşimler ve Aya Yorgi
(Saint Georges) k ü ltü rü ” , Belleten , CCX1V (A ralık 1991), 661-673.
132 H . İnalcık, “ H ow to Read Ashik Pasha-zâdc's H istory” , Studies in Ottoman History
in Honor o f P rof. V.L. Menage, İstanbul, 1994.
133 Türkçe çevirisi: Tavakkoli Haşan, “ İdrıs-i Bitlîsî'nin Kanun-i Şehinşâhrsimn Tenkidli
Neşri ve Türkçe’ye Tercümesi” , İÜ EPDT , no. 37; burada A. Akgündüz'ün aldığı
metni (Osmanlı'da Harem , 49-53) işleyerek Türkçeleştirdik.
134 Mu'âşerct: dostluk, “ b ir arada yeme içme” (F. Steingass, A Comprehensive Persian -
English Dictionary , N ew Delhi, 2008, s. 80).
13 5 Fâtih'in 'ö rfî devlet kanunlarına karşı II. Bayczid zamanında tepki görülmüştür:
“ Mehmed 11” MEB i A (H. İnalcık).
x3 6 Bkz. H . İnalcık, “ Mehmed II” , MEB İA.
t37 The History of Mehmed the Conqueror ( Tarth-i A bul-Feth ), yay. H. İnalcık ve R.
Murphey, Chicago-Minnesota, 1978, “ Introdu ction” .
138 Korkud hakkında bkz. l.H . Uzunçarşılı “ Rodos şövalyeleri hakkında Antalya Valisi
Korkud'a gönderilmiş bir m ektup” , Belleten ; X V III (1954) 347-355.
139 Haşan Çelebi Tezkiresinden naklen F. K öprülü, MTM , I, 38-39.
5 OSMANLI ŞÂİRLERİNDE İŞRET MECLİSİ
(Sayfa 227-269)
Zachariadou, Trade and Crusade: Venetian Crete and the Emir ateş o f Menteshe and
Aydin (1300-1415), Venedik, 1983, 171.
Bkz. M . H alil, Düstûr-nâme, İstanbul, 1929; P. I.emerle, oradaki bilgileri Bizans ve
Latin kaynaklarıyla karşılaştırmış ve olağanüstü derecede belgelere dayandırılmış bir
kaynak olduğunu göstermiştir: l'Emirat d*Aydtn, Byzance et VOccident: reeherehes
sur “La geste d'Umur pacha ” , Paris, 1957; karş. H . İnalcık, “ The Rise o f the Turco-
man M aritim e Principalities in Anatolia, Byzantium and Crusades” , Byzantinische
Forschungen , IX (1985), 179-217.
3 M . Halil, D ü stûm âm e , 60.
4 Köprülü, “ Anadolu Selçukluları Tarihinin Yerli Kaynakları” , 426, not. 4.
5 Şu'ârâ çevreleri ve meclisler üzerinde bkz. H . İpekten, Türk Edebiyatında Edebi Mu-
bitler, X V-XVİ. Asırlar , İstanbul, 1996; I. Pala, Şiirler, Şairler ve Meclisler, İstanbul,
1997; A. A. Şentürk, X VI. Asra Kadar Anadolu Sahası Mesnevilerinde E d eb î Tasvir
ler, İstanbul, 2002; C . Kut, MD ivan Edebiyatında Bezm: Â lât-i Bezm, Âdâb-i Sohbet” ,
Osmanlı, IX . 616-629; R. Canım, Türk Edebiyatında Sakinâmeler ve İşretnâme , A n
kara, 1998.
6 W.G. Andrews, Poetry's Voice, Society’s Song: Ottoman Lyric Poetry, Seattle, 1985;
Türkçe çeviri, T. Güney, Şiirin Sesi, Toplumun Şarkısı: Osmanlı Gazelinde Anlam ve
Gelenek , İstanbul, 20 00, 175-212.
7 V.J. Scattergood ve J.W. Sherborne (yay. haz.), English Court Culture in the Later
Middle Ages, Lo ndra, 1983.
H “ Yak hafta az razm ba-bazm pardâht” , Ubn B ibi Muhtasar: M aşkur yay., 53).
9 Gazavâtnâme (Neşri, I, 216).
îo Neşrî, I, 288, bu ifadeler aslında şâir Ahmedî’ye a ittir (bkz. s. 101-109).
1 1 A. Karahan, Eski T ürk Edebiyatı İncelemeleri, İstanbul, 1980, “ Sâkînâmeler": 117-
123; sâkînâmeler üzerinde bir özet: Ayni, Sâkînâme, yay. haz. Arslan, İstanbul, 1983,
“ G iriş” : 13-50.
Yarshater, “ The Theme o f W ine-D rinking and the Concept o f the Beloved in Early
Persian Poetry” , Studıa Islâm tca, X III (1960); saray kültürü hakkında bkz. Osmanlı
Uygarlığı, yay. H alil İnalcık ve Günsel Renda, I, Ankara, 2003; S.P. Stetekevych, “ In-
toxication and Im m ora lity: W ine and Associated Imagery in a l-M a 'rri’s Garden” , yay.
J.W. W right, Jr. ve E .K . Rovvson, Homoeroticism in Classical Arabic Literatüre, Ncw
York, 1997,210-232.
13 Şarap için bkz. “ H a ın r” , MEB İA ; “ Kham riyya” El (J.E. Bencheikh); Has-Bağçe üze
rinde bkz. S.H. Eldem, Türk Bahçeleri , İstanbul, 1978; N. Atasoy, H asbahçe, Os-
manlı Kültüründe B ahçe ve Çiçek , İstanbul, 2002, orada yayınlanan minyatürler; E.
Macdougall ve R. Ettinghausen, yay., The Islamic Garden, Dumbarton O aks Collo-
guium on the History o f Landscape Architecture, IV , Dumbarton Oaks, 1976; G ülru
Necipoğlu, Architecture, Ceremonial and Potver: The Topkapı Palace in thefifteen th
and sixteenth Centuries, Cambridge, 1991; sarayda bir şükûfeci-başt emrinde şükû-
feciler vardı; çiçek hakkında: Takvim, British Library , yazma Or. 6851; bahçe aşkı,
işret meclisi ve Osmanlı şiiri üzerinde bkz. “ Gazelin E kolojisi” : W.G. Andrevvs, Şiirin
Sesi, Toplumun Şarkısı , çev. T. Güney, İstanbul, 2000,175-212; B. Ayvazoğlu, “ G ü l” ,
Türkler, yay. H .C . Güzel ve K. Çiçek, Ankara, 2002, 856-870; G. K u t, “ Meyve Bah
çesi” , JTS, X X IX (2005), 201-256.
14 S.H. Eldem, K öşkler ve Kasrlar , I-ll, İstanbul, 1970; G. Necipoğlu, “ The Subarban
Lanscape o f Sixtccnth Century İstanbul as a M irro r o f Classical Ottom an Garden
C ulture” , yay. Petriccioli, Gardens in the Time o f the Great Müslim Empires, I.eıden,
1997.
15 İbn-i Bîbî, Al-Evâmiri'l-'Alâtyye, tıpkıbasım, yay. haz. A.S. Erzi, Ankara, 1956, 459-
461; H . İlaydın, “ A nadolu'da Klasik T ü rk Şiirinin Başlangıcı” , 766'da Dehhânî'nin 1.
Alâddin (1220-1237) döneminde geldiğini ileri sürüyor.
16 Esterâbâdî, Bazm u Razm , 396.
1 7 Fuzûlî, Sâkinâme ad lı Farsça mesnevisinde (D ivanı Farsi , 674-712) b u gibi gece şarap
ve saz toplantılarını gerçekçi biçimde tasvir eder. Bu toplantılarda her derdi unutturan
“ ateş-mizac" şarap içilir; ney, te f, çeng, ud, tanbur ve kanun eşliğinde “ peri-çehre”
bir m utribin şarkılarıyla insan kederini ve şan şöhret kaygısını unutur. “ Meddâh-i
Peygamber" Fuzûlî, bir yandan da, bu meclisleri kuşkusuz özlüyordu; galiba içkiye
düşkün Bagdad Valisi Üveys Paşa’nın işret meclislerine katılmıştır.
18 Gazavâtnâme , (Neşrî, I, 306).
T9 M enâkibnâme (Neşrî, II, 430).
zo “ ...gayet mertebede ‘ayyaş vc nihayet derecede evbâş, hoş-tab* nâzik-nihâd" (Sehi,
94), karş. H . İnalcık, Fâtih D evri Üzerinde Tetkikler ve Vesikalar, Ankara, 1954, 59.
Beşîr Çelebi, Tevarih-i Âl-i Osman , yay. t.H. Ertaylan, İstanbul, 1946.
Saray hakkında t.H . Uzunçarşılı, Osmanlı Devletinin Saray Teşkilâtı , Ankara, 1945,
oradaki Bibliyografya; II. M ahm ud dönemi için bir göz tanığı zengin bir kaynak:
H ızır İlyas Ağa, L etâ’if-i Enderun , İstanbul, 1276 H ., modern Tiirkçesi C. Kayra,
İstanbul, 1987; O ttoviano Bono, II Seraglio d el Gransignore (1608), yay. haz. Berc-
het, Venedik, 1865; Hezarfen Hüseyin, Telhisü‘l-Beyân fi Kavânîn-iÂl-i Osman , ha-
zırl. S. îlgürel, Ankara, 1998, 56-72; B. M iller, Beyond the Sublime Porte: tb e Grand
Seraglio o f İstanbul, New Haven, 1931, 77-82, 93, 207-248 (Sur’lar); K. Dilinger,
üntersucbungen zur Geschichte des Osmaniscben Hofzeremoniells im 15 und 16 jab-
rbundert, München, 1917; L.P. Pierce, The Imperial Harem, Women and Sövereignty
in tbe Ottoman Empire, O xfo rd, 1993; Saray halkı üzerinde yüzlerce defter müşâ-
here-horân defterleri mevcuttur; bunlar Kâmil Kepeci tasnifinde tespit olunmuştur,
ayrıca bkz. TKS arşivi katalogu; Başbakanlık Osmanlı Arşivi Rehberi, Ankara, 1992;
Harem için H . 973 tarihli Kızlarağasına ait b ir defter TKS Arşivi, no. D. 7194.
23 Y. Çetindağ, “ Kültür, Sanat ve Edebiyat açısından Tim urlu-Osmanlı İlişkileri” , F olk
lor/Edebiyat, VIII-32 (2002), 159-170.
14 Enderun'da Seferli Odasında musikî erbabı içoğlanları hakkında bkz. İ.H . Uzunçar-
şılı, Saray Teşkilâtı, Ankara 1945; Santûrî Ali U fkî (Albert Bobowski) (öl. 1675),
sarayda iç oğlanlarından musikişinasların özel b ir musikî odasında (kuğuş) nasıl ye*
tiştirildiğ in i anlatır: Albertus Bobovvius ya da Santûrî Ali U fki Bey, T opkapı Sarayında
Yaşam, İstanbul, 2000, 74-84; sûm âm e şenliklerinin ayrıntıları için M. Arslan, Sûrrû-
meler , Ankara, 1999,117-315.
15 Çelebi Mehmed, “ müşabihleriyle 'ayş u nûşa ve zevke meşgul olup temâşâya mukay-
yed oldular.” (Ahmedî, Menâkibnâme: Neşrî, II, 430); I. İbrahim ’in işret meclisinden
söz eden Nâimâ (IV. 297), gece “ rakkas” ve “ hayâl-i z ili” ve “ âlât-i lehv” ile sabaha
kadar *îş ü ‘işretteki eğlencelere dokunur; has-bağçede temâşâ için Letâ'if lerden La-
mi‘ î Çelebi, Z atî ve Deli Birader Gazâlî’nin L etâ’îfnâm e’ten ünlüdür; bu konuda bkz.
Metin And’a Armağan , haz. S. Koz, İstanbul, 2007, Bibliyografya, 19-55.
26 ‘Â lî, Mevâ‘idü’n-Nefâis , yay. M . Şeker, 346.
27 Paris Louvre Müzesi, Art lslamique seksiyonu, M A D 690; l-.P. Peirce, “ Seniority,
Sexuality, and Social Order: The Vocabulary o f Gender in Early Modern Ottoman
Socicty", yay. M . Z ilfi, The Politics o f Piety, Minneapolis, 1988; karş. M . Rocke,
Forbidden Friendships, Homosexuality and M ale Culture in Renaissance Florence,
New York, 1996; E. Baer, “ The Picture o f the Beloved” , Journal o f Turkish Studies,
X X V I - 1 (2002), 53-59; W.G. Andrews vc M . Kalpaklı, The Age ofB eloveds; Durham
ve Londra, 2005.
28 Mühimme , X V I, 54, vesika 106.
29 Selânikî, D TC F yazmaları, 6 8 a.
30 Ç. Uluçay, Osmanlı Saraylarında Harem, Haremin içyüzü, İstanbul, 1959,12.
31 Ç. Uluçay, Osmanlı Saraylarında H arem , 14.
32 Ç. Uluçay, Osmanlı Saraylarında H arem , 15.
3 3 Halvet'c ait b ir not: Kömürcüyan, 121.
34 Ç. Uluçay, Osmanlı Saraylarında Harem , 140-142.
3 5 Bkz. Nedîm üzerinde, ileride s . 213 vd. “ N edim .”
36 “ Description du Serail du Grand Seigneur” adlı eseri, Bibliotheque National e, Ms. Fr.
Ancien fonds 6123.
37 Renkli bir kopyasını Metin And yayınladı: “ Çarşı Ressamlarının Gözüyle Harem ” ,
Antik D ekor , C (2007), 218-219; değerli dostum M etin And, izin vermek lutfunda
bulunmuştur.
38 C. Le Bruyn, Voyage au Levant , D elft, 1700.
39 Evliya Çelebi, II, 57.
40 Haremin, sultânın hayatında ve politikada rolü üzerinde bkz. I.. Peirce, T he Imperial
Harem.
41 Bir padişahın gü nlük hayatı üzerinde Tarîh-i ‘Atâ, ve Hızır İlyas Ağa, Letâ'if-i En-
derûn, İstanbul, H. 1276.
4 * Ayrıntılar: H. İlyas, Letâ'if-i Enderun ; bu alanda Metin And’ın eserleri ve Sûm âm c’ie-
re bkz.
43 Silâhdar Tarihi, 1, İstanbul, 1928, 559.
44 Esterâbâdî, B avn u Razm, 20.
45 F.retna tahtını ele geçirmek için Burhâneddîn’in entrikaları satırlar arasında görülür:
Esterâbâdî, Bazm u Razm, 87 vd.
46 H. Hüsameddîn, Amasya Tarihit III, 172.
47 Evliyâ, Aymtab , IX , 180.
48 bkz. Nevruz üzerinde Sempozyum, T.C. K ültür Bakanlığı, Ankara, 2000.
49 A. Gülpınarlı, “ Burgazî ve ‘Fütüvvet-nâme'si” , tÜ-tFM, X V (1953-1954), 75-153,
yazılış tarihi için bkz. 78-79; Burgazî bu kuralların T ü rk halkınca bilinmesini gerekli
gördüğünden “ bilmemekden bilmek yeğrekdir, onun için T ü rk dilince yazdım ... bu
Rum eli (Anadolu) kavm i Türk d ilin i bilirler, biz dahi T ü rk dilince beyan k ıld ık ” der.
50 Osmanlı sultânların ın sefâhat ve kötü âdetlerini yakından gören Doukas, Decline and
Eali o f Byzantium t o the Ottoman Turks , İngilizce çevirisi, H.J. Magoulias, D etroit,
1938, X XV , 219; X X IX , 5, X X X , 31; X I., 6,7; XL1V, 6 .
5 1 Âşıkpaşazâde, 147; A n o n im le rin , Giese neşrine göre popüler yayını, N . Azamat,
Anonim Tevârîh-i  l-i O sm an , İstanbul, 1992, 34 (orada “ Ali Paşa zerrak kişi id i”
cümlesinde “ zerrak ” , “ zevvâk” (zevk u safâya düşkün) olacak.
51 Âşıkpaşazâde, 63. Bâb; Neşrî, I, 332; Anonimler.
53 Bâbür Dîvânı, yay. haz. Dr. B. Yücel, Ankara, 1995, bâde, 'işret, şar âb, sohbet için
bkz. "Sözlük."
54 Babumâme, "Babur'un Hatıratı” , yay. haz. R. Rahmeti Arat, Ankara, 2000,502-504.
7 LÂLE DEVRİ
(Sayfa 305-341)
Bu konuda Prof. D r. Hasibe M azıoğlu’nun Nedîm adlı eseri (Ankara, 1988); Nedim
Divanı, haz. A. G ölpınarlı, İstanbul, 1951, hocamız Gölpınarlı'nın “ Önsöz” de analizi
î-X X X IX .
Mazıoğlu, 18; Fransa'dan getirtilen planlar için bkz. H. İnalcık, Osmanlı Uygarlığı,
II. “ Siyaset, Ticaret, K ü ltü r E tkileşim i” , 1086.
3 Esin A tıl, Levni ve Sum âm e, B ir Osmanlı Şenliğinin Öyküsü, İstanbul, 1999; özellikle
“ Çağın sanatsal ü re tim i” : 12-37.
4 Yirmisckiz Mehmet Çclebi’nin scfarctnamesinin sadeleştirilmiş bir yayını: Paris'te Bir
Osmanlt Sefiri, yay. haz. Şevket Rado, 2. hasım, İstanbul, 2008.
5 A. Refik, Lâle D evri, İstanbul, 1932, 29.
6 A. Refik, L âle Devri, 29.
7 A. Refik, Lâle Devri, 30.
8 A. Refik, Ld/e Devri., 41.
9 A. Refik, Ld/e Devri, 44.
ıo A. Refik, 7.dfe Devri, S 1: üsmanlı Arşivi, Teşrifat D efterinden.
ıı Jean-Baptiste Vanmour, Recueil de çent estampes representant differentes nations du
I.ev ant, Paris, 1712.
12 A. Refik, L âle Devri, 73.
t3 A . Refik, Lâle Devri, 74-75.
14 M . Aktepe, Patrona Halil İsyanı (1730), İstanbul, 1958, 125; Abdi Tarihi, yay. haz.
F.R. Unat, Ankara, 1943.
15 M . Aktepe, Patrona Halil İsyanı, 125.
16 M . Aktepe, Patrona Halil isyanı, 149.
17 İbrahim Paşa’nın mal varlığı “ on ik i bin kiselik zolata ve d ö rt bin sandık altın
ayrıca o n ik i sandık altın ” , M . Aktepe, Patrona Halil İsyanı, 151.
1 8 M . Aktepe, Patrona Halil İsyanı, 115.
19 Bu olaylar için M . Aktepe, Patrona Halil İsyanı, 165-166.
29 M . Aktepe, Patrona Halil İsyanı, 170, 180.
21 M. Aktepe, Patrona Halil İsyanı, 172-174.
22 H ızır tlyâs Ağa, Tarih-i Enderun - Letâ'f-i Enderun , İstanbul, 1857, çcv. C. Kayra,
İstanbul, 1987, sultâna yakın bir saray adamının günlük olayları tevcih ve teşrifat
hakkında alaycı bir üslûp ile anılarını içerir.
23 1381’de Yenişehir Sarayı’nda verilen büyük düğün hakkında bkz. H. İnalcık, “ M urad
I ” , D V /A .
24 TKS, Hazîne no. 1793, musikî âletlerini ayrı ayrı resimleriyle tasvîr eden eserde her
âletin umeclis-i şevk u tarab” da özelliğini belirtilir. Eserde Sultân Mahmud dönemin
de elçilikle Fransa'da bulunan Said Efendi’nin (sonra sadrazam) getirdiği “ Frengi
klavsengn resim edilmiş, keza “ Frengi ııay” , gitar, ve “ olyon” {ol 1 0 ) resmedilmiştir.
“ Erganûn-i mehîbü'l-sadâ” keza Avrupa'dan gelmiş bir âlet olup 111. Selim döneminde
sarayda çalınıyordu (E. Aracı, Donizetti Paşa, İstanbul, 2006, 56). Geleneksel Doğu
lu sazlara gelince, bunlar tanbur, ayaklı kem an, keman, bozok, sand ur, kanun, 'ûd,
çeng'dir. Üfleme sazlardan düdük, frengi nay, zuma, çığırtma ve nefir keza tasvir
edilmiştir. Vurgu sazı dünbelek dc, kem ân-i Kıpti ve kem ân- 1 'Arabi veya kemançe tas
virleri sona bırakılmıştır. Her sazın kolunda makamların yeri gösterilmiştir. Meselâ,
kemanda gövdeye en yakın yer “ tiz neva” sesi verir. ‘Ûd'u tasvîr ederken “ yirm i dört
perde ve yirm i dört edvardan ibârettir” diye över.
25 E. Aracı, Donizetti Paşa, İstanbul, 2006, 59.
Defter A tatü rk (Belediye) Kitaplığı M . Cevdet Yazmaları, no. 0.71’de ka yıtlıd ır; 1.
Erünsal, “ T ü rk Bdebiyatı Tarihinin A rşiv Kaynakları, II. Bayezid Devrine ait bir
In'âm ât Defteri ” , Tarih Enstitüsü Dergisi, X-X1 (1979-1980), 303-342; t. Erünsal,
"Kanunî Sultân Süleyman Devrine ait hir ln ‘âmât D efteri” , Osmanlı Araştırmaları ,
IV (1984), 1-17.
Ö.L. Barkan, “ O sm anlı İmparatorluğunda Bütçelere dair n o tla r", İÜ /F M , X V II
(1956).
3 Mccdı, Şakây’ik-i N um âm yye Tercümesi, İstanbul H. 1269,12.
4 Karş. Suraiya Faroqhi, Kültür u n d Alltag in Osmanischen Reichy M ü nih, 1995.
5 Ö .L . Barkan, "O sm anlı İmparatorluğunda Bütçelere d a ir n o tla r", 309.
KAYNAKÇA
‘Âlî, M . (Gelibolulu), G âm i'u l-bu hû r der M ecâlis-i Sûr, yay. haz. A. ö z te k in , A nkara,
1996.
‘Âlî, M . (Gelibolulu), Kitâbü't-Târîh-i Künhü’l-Ahbâr, c. 1, yay. haz. A. U ğur, A. Gül, M .
Çuhadar ve İ.H . Ç uhadar, Kayseri, 1997.
‘Âlî, M . (Gelibolulu), Künhü'l-A hbâr’m Tezkire Ktsmt, yay. haz. Mustafa tsen, A nkara,
1994.
‘Âlî, M . (G elibolulu), M en âkib-i Hüner ver ân, yay. haz. M . Kemal Bey, İstanbul, 1926.
‘Âlî, M . (Gelibolulu), M evâ'idü'n-Nefâ'is fî-Kavâ'idi'l-M ecâlis, yay. haz. C avid Baysun,
İstanbul, 1956.
‘Âlî, M . (Gelibolulu), M evâ'idü'n-Nefa'is fî-K ava'idi’l-M ecâlis, b ir G iriş’ le yay. haz. M .
Şeker, A nkara, 1997.
‘Âşık Çelebi, MeşâUrü’ş-Şu'arâ, yay. G .M . Meredith-Ovvens, Londra, 1971.
Abdi T a rih i, 1730 P atrona İhtilâli H akkın d a , A nkara, 1943.
Abdülaziz Bey, O sm a n h  d et, Merasim ve Tabirleri, I-II, İstanbul, 1995.
Abou-el-Haj, A. R ıfaa c, Form ation o f t h e Modern State , The O ttom an Em pire, Sixte-
enth to Eighteenth Centuries , Albany N Y , 1991.
A buTFidâ, Takvim « ’/-B u l d ân, yay. C h. Schefer, Dresden, 1846.
Aça, M ., O ğuznâm ecilik G eleneği ve Andalıp O ğuznam esi , İstanbul, 2003.
Açıkgöz, N ., K ahvehan e, Ankara, 1990.
Ahmedî, Tevarîh-i M ülûk-i Âl-i O sm an ....... History o f t h e Kings o f t h e O ttom an I.i-
neage an d their H oly Raids against th e Infidels , yay. K. Sılay, H arvard Univ. D oğu
D ille ri ve E debiyatlarının Kaynakları: 64, H arvard, 2004.
Ahmet Efendi (S ırkâtibi), R ûznâm e , Ankara, 1993.
A kalın, M ., Ahmedî, C em şîd ü Hurşîd , 1975.
Akarlı, E., 16. Yüzyıldan 18. Yüzyıla Çağdaş Kültürün Oluşumu, İstanbul, 1986.
Akdoğan, Y ., A bm edî D ivan ı , I- II, D oktora Tezi , IÜEF, 2054.
Akdoğan, Y., “ M i'ra cnâm e ve Ahm edî’ in Bilinmeyen M i‘racnâmesi” , O sm anlı Araştır
m aları, IX (1989), 263-310.
Akgündüz, A ., Şeriye Sicilleri . 2 c ilt, İsta nbul, 1988-89.
Aksel, M ., İstanbul'un O rtası, Ankara, 1977.
Aksoy, B., Avrupalı Gezginlerin G özüyle O sm anlılarda M usikî , tstanbul, 1994.
Aksoy, Ş., “ Barok-Rokoko Üslûbu” , Sanal (K ültü r Bakanlığı), 111-6 (Haziran 1979), 126 vd.
Aktcpc, M ., “ Dam at İb ra h im Paşa D evrinde Lâle” , Tarih Dergisi, V , 1953.
Aktepe, M ., “ İsta nbul Fener Bağçcsi H akkında Bazı B ilg iler” , Tarih D ergisi , 32 (1979),
349-372.
Aktepe, M ., “ K ağıthane’ye dair Bazı B ilg ile r” . İ.H . Uzunçarşılı Armağanı, 335-.363.
Aktepe, M ., “ X V III. Y ü z y ılın tik Yansında Kâğıthane ve Sa’dâbâd” , Arm ağan, 87-94.
Aktepe, M ., Patrona H alil İsyanı (1730), İstanbul, 1958. fOsmanlı A rşiv belgeleriyle
Abdi T a rih i, D estârî Salih Efendi T a rih i, Subhî T a rih i, Âsim T a rih i, Râşid T a rih i,
Seyyid Vehbi Sûrnâmesi ve şu'arâ tezkireleri gibi belli başlı kaynaklarla çağdaş elçi
lerin (M arquis de Bonnac, A. Vandal, Lenoir, Lady Montagu) raporlarına göre ha
zırlanm ıştır.]
A lparslan, A., “ Ahm edî’nin Yeni Bulunan B ir Eseri: ‘M irk â t-ı E d c b ",T D E D , X (1960).
A ltay, F., Âlimler ve Sanatkârlar , haz. V ahit Ç abuk, A nkara, 1980.
A ltınay, A.R., Hicrî On İkinci Asırda İstanbul H ayatı, İstanbul, 1931.
A ltınay, A .R ., L âle Devri , İstanbul, 1331 H . [Konu üzerinde k ro n ik le r, elçi raporları ve
arşiv belgeleri k ullan ılara k yazılan ilk önemli eser. Şâir Tevfik Fikret’e ithaf olunan
bu eserde Ahmed Refik şairane ve dram atik sahneleri “ çağın edebî üslûbuyla" yaz
mış, kendi nev'inde gerçekten klasik sayılan b ir eser meydana getirm iştir.)
Altınay, R., “ Emevîlerde Günlük Yaşam” , Yüzüncü Yıl Üniversitesi, tlâhiyat Fakültesi,
D oktora Tezi.
And, M ., “ Osmanlı Düğünlerinde N a h ılla r", H ayatTarih M ecmuası, X II (1969), s. 16-19.
And, M ., 16. Yüzyılda İstanbul: K ent, Saray, Günlük Yaşam, İstanbul, 1993.
A nd, M ., Günlük yaşam üzerinde halk ressamlarının çizdiği resim albüm leri ve 1. Ahmed
dönemine ait bir eser (Bağdat Köşkü, no. 408).
A nd, M ., Kırk Gün-Kırk Gece: Osmanlı Düğünleri, Şenlikler, Geçit Alayları, İstanbul, 2000.
And, M ., Minyatürlerle O sm anlı-İslâm M itologyası , İstanbul, 1998.
A n d , M ., Osmanlı Şenliklerinde Türk Sanatları, A nkara, 1982.
Andıç, F., ve S. Andıç, B atı’ya Açılan Pencere: L âle Devri , İstanbul, 2006 [İy i b ir b ib li
yografya, şiir ve m usikî, s. 61-68].
Andreasyan, D. H rand, Polony alı Sime on un Seyahatnam esi: 26 08-f619 ,lstanb ul, 1964.
Andrews, W.G., ve I. M e lik o ff, “ Poetry, A rts and Group Ethos in the Ideology of the
O ttom an Empire” , E d ebiyat , 1-1 (1987), 28-70.
Andrews, W.G. ve M . K alpaklı, T he Age o f B eloveds , D urham -Londra, 200.5.
Andrews, W.G., “ The Tezkere-i Şu’arâ o f L a tifi as a source for the Critical Evaluation of
O ttom an Poetry” , D oktora Tezi , U niversity of M ichigan, 1970.
Andrevvs, W.G., An Introduction to Ottoman Poetry, Minneapolis-C.hicago, 1976.
Andrcvvs, W.G., N. Black ve M . K alpaklı, yay., O ttom an Lyric Poetry: An Anthology,
A ustin, 1997.
Andrews, W.G., Poetry’s Voice, Society's Song: O ttom an Lyric Poetry, Seattle, 198.5.
Anhegger, R., “ Mehmed b. Hacı H a lil ül-K onevî’ in T â rîh-i  l-i Osman’ı” , Tarih D e r
g isi, ll l - I V (1952), 51-56.
A rebesques et jardins d e paradis: collections français d ’art islam ique, Paris, 1989.
R. A rık , K u bad A bad, Selçuklu Saray Çinileri, İstanbul, 2001.
Arseven, C.E., Sanat A nsiklopedisi , I-V, İstanbul, 1943-52.
Arslan, M ., Aynî: Sâkînâm e, İstanhul, 2003 [Sözlük: 74-109].
A rslan, N ., Gravür ve Seyahatnam elerde İstanbul (18. yüzyıl sonu ve 19. yüzyıl), İstan
bul, 1992.
Aslan, M ., “ Divan Şairinin Dehası ve Z â tî’nin Şiirlerinde M uam m a Benzeri H a rf ve Ke
lime O yunlarına D air” , Yedi ik lim , III (1992), s. 22-27.
Atasoy, N., 1582 Surn âm e-i Hümâyun - Düğün K itabı , İstanbul, 1997.
Atasoy, N ., Derviş Ç ey izi, İstanbul, 2006.
Atasoy, N ., H asbahçe: Osmanlt Kültüründe Bahçe ve Çiçek, İstanbul, 2002.
Atasoy, N ., O tağ-ı H üm ayun: Osmanlt Ç adırları , haz. Ayşe Üçok, İstanbul, 2000.
Atasoy, N ., Splendors o f the O ttom an Sultân s, çev. T ü la y A rta n , Mem phis, 1992.
Atasoy, N . ve F iliz Ç ağm an, Turkish Miniature Painting, tstanbul, 1974.
Ateş, A ., “ N iz a m î", M E IA .
A tıl, F.., L evn î ve S urnâm e, İstanbul, 1999.
A tıl, £ ., Süleym annam e: T h e Illustrated H istory o f Süleym an the M agnificent, W ashin-
gton D.C., 1986.
A tıl, E., Turkish A r t, W ashington, 1980.
Attar, F., Tezkiretü’l-Evliyâ, yay. O. Yavuz, A nkara, 1988.
Attar, Farid al-D ın , M üslim Saints a n d Mystics: E pisodes from the T adhkirat al-A uliya '
(M em orial o f the Saints). çev. A.J. Arberry, Londra, 1990.
Aubin, J., “ Le Mecenac Tim ouride â C h ira z ” , Studia Islam ica , V l ll (1957), 71-88.
Aydüz, S., “ Bilimsel Faaliyetler Açısından Lâle D evri", bkz. Armağan , 159-194.
Aydüz, S., “ Osmanlı D evletin de M üncccim haşılık ve M üneccim başılar” , D oktora Tezi ,
tstanbul Ünivesitesi Sosyal B ilim le r Enstitüsü, 1996.
Aynî, Sakînâm e, haz. M . Arslan, İsta nbul, 2003 fSâkînâmelerin b ir listesi 21-46].
Aynur, H ., Üniversitelerde Eski Türk E debiyatı Çalışm aları (2002), tstanbul, 2003.
Aypay, A .İ. (yay. haz.), Lâle Devri Şairi İzzet Ali Paşa, H ayatı , Eserleri, E debi Kişiliği,
Divanı (te n k itli m e tin); N igârname (te n k itli metin), tstanbul, 1998.
Azamat, N ., “ Yeni b ir Ahm edî ve İk i Eseri: Yusuf u Z eliha, Esrarnâm e Tercümesi” , Os-
manlı A raştırm aları , V II- V III (1988), 347-364.
Babayan, K., Mystics, M onarchs, and Messiahs: Cultural Landscapes o f Early M odern
Iran, Cambridge M A - Londra, 2002.
Babinger, F., Osmanlı Tarih Yazarları ve Eserleri , çev. C oşkun Ü çok, A nkara, 1982.
Bâbur M irza , B abu rn am a , çev. Wheeler M . Thackston, Cambridge, 1993.
Bağcı, S., “ M in y a tü rlü Ahmedi İskendernameleri: İk o n o g ra fik B ir Deneme” , D oktora
Tezi, Hacettepe Üniversitesi, A nkara, 1989.
Bahari, E., Bihzad: M astero fP ersia n Painting, Londra-N ew York, 1996.
Bakî, B âkîD iv an ı, haz. Sabahattin K üçük, A nkara, 1994.
Banarlı, N.S., “ X IV . A s ır A nadolu Şairlerinden A hm edî'nin Osm anlı T a rih i: D âstân-i
Tevârih-i Mülûk-i Âl-i Osman ve Cem şîd ve H urşîd Mesnevisi”, TM, V I, (1939).
Barbara Flemming A rm ağanı , H arva rd, 2002.
Barbaro, J. ve A m b ro g io C o ntraini, Travels to Tana an d Persia by Josafa B arbaro an d
A m brogio C ontarini, çev. W illia m Thomas ve Lord Stanley o f Alderley, Londra,
1873.
Barbir, K .K ., O ttom an Rule in Dam ascus, 1708-1758, Princeton, 1979-1980.
Bardakçı, M ., Sultânt Besteler: Osmanoğulları'nın Son Padişahı M ehm ed Vahided-
din'in Eserleri, tsta nbul, 1997.
Bardakçı, M ., T h e Treatise o f Ahmed oğ lı Şükr'ullâh and T h e o r y o f O riental Music in
the Fifteenth Century , H arvard, 2008.
B aron d’F.rlanger, L a musique Arabic, Paris, 1959.
Barthold, V.V., Four Studies on the H istory o f Central Asia, çev. V. T . M ino rsky, Leidcn,
1962-63.
B arthold, W ., Herat unter Husein B aiqara d em Tim uriden , Alm anca çev. W . H inz, I.e-
ipzig, 1938.
B aşbakan lık Osmanlı Arşivi R ehberi , A nkara, 1992.
Bayat, F., Oğuz Kağan D estanı , 1993.
Baykal, B., S. Destari Salih Tarihi: Patrona Halil Ayaklanm ası H akkın da bir Eser , A n
kara, 1962.
Baykara, H ., M ecâlisü’l-'U şşâk , İstanbul Üniversitesi K ü tp . N o. 291.
B ayraktar, M ., İdrîs-i Bitlisi , İstanbul, 2006.
B aytop ,T ., İstanbul L âlesi , A nkara, 1992.
Belge, M ., Istanbul Gezi R ehberi , İstanbul, 1993.
Beliğ, G üldeste-i R iy âz-i'İrfan , yay. Eşref, Bursa, 1884.
Benningsen, A., Le K h a n a td e Crim ee dans les Arcihves du Musee du P alaisde T opkapt ,
Paris-The Hague, 1978.
B eydilli, K., Türk Bilim ve M atbaacılık Tarihinde M ühendishâne, M ühendishâne M at
baası ve Kütüphanesi (1776-1826), İstanbul, 1995.
Biçer, B., Firdevsî-i Rûmî ve Tarihçiliği , Konya, 2006.
Bidlisî, Sharafaldîn Khân, Sharafnâm a, yay. haz. V.V. Velyam inof-Zernof, I- I 1 , Saint Pe-
tersburg, 1860-62.
B ilen, H ., Burm aoğlu, “ L a m ii Çelebi, Hayatı, F.debi K iş iliğ i, Eserleri vc Divanı” , D okto
ra Tezi, A ta tü rk Üniversitesi, Erzurum , 1983.
B jörkm a n, W ., “ der A ufenthalt des Cem in Aegypten 1481-1482", Z.V. Togan’a A rm a
ğan ı, İstanbul, 1950-1955.
B lair, S.S. ve Jonathan M . Bloom, (yay. haz.), Images o f Paradise in Islamic Art, H ano-
ver, 1991.
Bobowio, A ., Relazione d e Serraglio del Gran Signore , Venedik, 1682.
Bombaci, A ., Storia delta Letteratura Turca, M ila n o , 1962.
Bonnac, M arquis de, M emoire sur l’am bassade de France â Constantinople , Paris, 1894.
Boppe, A., L es peintres d e B osphore au X V III em e siecle , Paris, 1911.
Brocquiere, B. de La, Voyage d'outremer, yay. haz. Ch. Schefer, Paris, 1892.
B row ne, E.G., A Literary History o f Persia , l-IV , Cambridge: CUP, 1928; Londra-New
Y ork, 1956-59.
Bruyn, Le C., Voyage au L evant, Londra, 1702.
Bursalı, M .T ., Osmanlı M üellifleri , I- I II, İstanbul, 1333-1338 H.
Busbecq, O.G. de. The Turkish L etters o f O gier Ghiselin d e Busbecq, Im perial Ambas-
sador at Constantinople 1554-1562, trans, from the Latin o f the Elzevir edition o f
1633, yay.Edvvard Seymnur Forster, O x fo rd , 1968.
Büngül, N .R ., Eski E serler A nsiklopedisi, I- 1 I, İstanbul.
Büyük Türk Musikîsi A nsiklopedisi, bkz. ö z ru n a , Y.
Canım, R., B aşlangıçtan Günümüze Edirne Şairleri, A nkara, 1995.
Canım, R., Türk E d ebiyatın da S akinâm eler ve Işretnâm e , Ankara, 1998.
Refik, A., Lâle D evri , İsta nbul, 1932.
Cânib, A., “ 1730 th tilâ li vc Şair N e d im 'in ö lü m ü ” , Armağan , 335-340.
Cantemir, D., Dimitrie Cantem ir, H istorian o f Southeastern European an d O riental
Civilizations, yay. A lc x a n d ru Dutu ve Paul Cernovodeanu, Önsöz: H a lil İna lcık,
Bükreş, 1973.
Casscls, I.., The Struggle fo r th eO tto m a n Empire: 1717-1740, Lo ndra , 1966.
Celâlzâde, M ustafa, S elim n âm e , yay. haz. A hm et U ğur-M ustafa Ç uhadar, A nkara, 1990.
Cem Sultân, C em şîd ü H u rşîd , İnceleme, yay. haz. M .O . M e riç, Ankara, 1997.
Cemşid ü H urşîd , yay. M . A ka lın , A nkara, 1975.
Cezar, Y., Osmanlı M âliyesinde Bunalım ve D eğişim Dönemi: X V III. y.y. dan Tanzi
mat'a M ali Tarih, İsta nhul, 1986.
Chardin, J., Jou rn al du voyages du Chevalier Chardin en Ferse et autres lieux d e TO-
rient, I-X , Paris, 1811.
Chassepol, F., Histoire d e s Grands Visirs. .. Celle des trois derniers Grands Seigneurs;
de leurs Sultânes et prin cipales Favorites; avec les plus secrettes intrigues du Serrail ,
Paris, 1676.
Chaudhuri, K .N ., T rade an d Civilization in the Indian O cean: an Econom ic H istory
from the Rise o f İslam to 1750, Cambridge, 1985.
Clavijo, Em bassy to T am er iane 1403-1406, çev. Guy Le Strange, N c w York, 1928.
Concina, t . , II D oge e i l Sultâno: Mercatura, arte e relazioni n el prim o, çev. Sema Pos-
racıoğlu Banon, R om a, 1994.
Cook, M ., yay., A H istory o f the O ttom an E m pire to 1730, Londra-Cam bridge, 1976.
Covel, J., Voyage en T urquie , 1675-1677 , Paris, 1998.
Croutier, A .L ., The W orld Behind th e Veil, N ew York, 1989.
Crouzenac, H istoire d e la dern iere revolution arrive dans l ’Em pire O ttoman, Paris,
1740.
Çağman, F., “ Büyülü b ir Düş Âlem i: Bir Cennet Bağçesi” , Tayf-Art, (1993), 34-51.
Çağman, F., “ Saray N akkaşhânesinin yeri üzerine Düşünceler” , Sanat Tarihinde D o
ğudan Batıya - Ü nsal Yücel Anısına Sem pozyum Bildirileri, İstanbul, 1989, 35-46.
Çağman, F., “ The M in ia tu re s o f the D ivan-i H üseyni and the influence o f th e ir style” ,
Fifth International Congress o f Turkish Art: Proceedings, yay. haz. G. Feher, Jr.,
Budapeşte, 1978, 231-59.
Çağman, F., “ The Saljuk and O ttom an Pcriods” , W oman in Anatolia: 9000 Years o f the
Anatolian W om an, İstanbul, 1993,202-95.
Çağman, F., “ Topkapı Sarayı Müzesi Hazine 762 no.lu N izam i Hamsesi'nin M in y a tü rle
r i” , D oktora Tezi , İsta nbul Üniversitesi, İstanbul, 1971.
Çağman, F. ve Zeren T a nınd ı, Topkapı Saray ı Müzesi: İslam Minyatürleri, İstanbul, 1979.
Çavuşoğlu, M ., “ Fâtih Mehmed Devrine Kadar Osmanlı T ü rk Edebiyat Mahsullerinde
M uhtevanın Tekâmülü” , Kubbe altı A kadem i M ecm uası, X I-2 (1982).
Çavuşoğlu, M ., “ Z a ti” , ME İA, X I I I , 465.
Çavuşoğlu, M ., Necâti B ey Dîvân t'mn Tahlili, A n k a ra , 1971.
Çelebioğltı, A ., Kanunî Sultân Süleyman D evri Türk E debiyatı, A nkara, 1994.
Çelebioğlu, A., Türk E debiyatında M esnevi , İstanbul, 1999.
Ç elıkkol, Z., Alexander de G root ve Ben J. Slot, Lâle ile B aşladı/ it Began with the
Tulip: Türkiye ve H ollan da A rasındaki Dört Yüzyıllık tlişkilerin Resimli Tarihçesi,
A nkara, 2000.
Çetin, N .M ., “ A hm edı’nin ‘M irk â tü 'l-E d e b i hakkında” , TM, X IV (1965).
Ç etin, N .M ., “ A hm edî’nin Bilinmeyen Birkaç Eseri” , T D , 11/3-4 (1952).
Danişmend, İ.H ., t zahit Osmanlı Tarihi K ron olojisi , I-V I, İstanbul, 1947.
D anko ff, R., An Evliya Ç elebi G lassory: Unusual, D ialectal and Foreign Words in the
Seyahatnam e, yay. haz. Gönül Alpay-Tekin ve Şinasi Tekin, Cambridge, 1991.
D anko ff, R., Evliyâ Çelebi in Bitlis: The Relevant Section o f the Seyahatnam e , Leiden,
1990.
De la Porte, J.A., Tableau d e l'Empire O ttom an , Paris, 1757.
Del Plato, J., M ultiple Wives, M ultiple Pleasures: Representing the H arem, 18 00-1875,
Teaneck, 2002.
Denny, W., yay. haz., The Garden in The Arts o f İslam , N ortham p ton, 1980.
Dernschwam, H ., İstanbul ve Anadolu'ya Seyahat Günlüğü, çev. Yaşar Önen, Ankara,
1987.
Dethier, P.A., Boğaziçi ve tstanbul (19. Yüzyıl sonu), çev. Üm it Ö z tü rk , İstanbul, 1993.
Dickson, M .B . ve Stuart C a ry W clch, The H oughton Shahnam eh, l - l l , H arvard, 1979.
D ilperîpur, A., “ Fuzulî* in Sâkîname*sinde H if ı z ’ ın Rolü” , çev. H . Almaz, Şarkiyat
Araştırm aları Dergisi, 1-6 (yaz 2002), 35-44.
D ’Ohsson, J .M ., 18. Yüzyıl Türkiye’sinde ö r f ve Âdetler, çev. Zerhan Yüksel, İstanbul,
D*Ohsson, M ., Tableau generale d e Vempire O ttom an , 1-1II, Paris, 1787.
Doukas (Ducas), Decline and Fail o f Byzantium to the O ttom an Turks, çev. H.J. M a-
goulis, D etroit, 1975.
D uvarcı, A., Türkiye'de Falcılık G eleneği: Bu Konuda İki Eser, A nkara, 1993.
Düzdağ, M .E ., Kanuni D evrinde O sm anlı H ayati: Şeyhülislam Ebussuud Efendi Fetva
larına Göre, Fetâvâ-yt Ebüssuuûd Efendi, İstanbul, 1998.
E bû'l-H ayr Rûmî, Saltuk-nâm e, Ebû'l-H ayr Rûmî'nin sözlü rivayetlerden topladığı Sarı
Saltuk M enakıbı, yay. haz. Fahir İz and G. Tekin, H arva rd, 1973-1984.
Eldem, S.H., Türk Bahçeleri, tstanbul, 1973.
F.ldem, S.H., Sa'dâbâd, İstanbul, K öşkler ve Kasırlar, İstanbul.
Eldem, F.., Frencb Trade in İstanbul in the Eighteenth Century, Leiden, 1999.
Encyclopaedia Iranica, yay. haz. Ehsan Yarshater, Londra, 1985.
Erdoğan, M ., “ Osmanlı Devrinde İstanbul Bahçeleri” , V D , IV (1958), 149-192.
Erdoğan, A., Şeyh Vefâ, Hayatı ve Eserleri, İstanbul, 1941.
Ergin, O .N ., M ecelle-i U m ur-i B elediye , I, İstanbul, 1338 (1922).
Eıgünlü, A., “AhmedVnitt Isken d ern am esrJ.Ü . Edebiyat Fakültesi, mezuniyet tezi, no. 788.
Eroğlu, E., “ Cevad R üştü Bey’in Lâle Devriyle İlg ili Y azılan ", bkz. A rmağan , 143-156.
Ertaylan, İ.H ., Ahm ed-i D â‘i, Hayatı v e Eserleri , İstanbul, 1952.
Ertaylan, t.H ., Dîvan-ı Sultân Hüseyn Bay kar a, İstanbul, 1946.
E rru ğ ,Z ., “ 16. Yüzyıl O sm a nlı Sarayında Eğlence Anlayışı (Concepts of Enrcrtainm ent
at the Ottoman C o u rt in 16th C entury)” , 9th Annual Wnrkshop on O ttom an Ma-
terial Culture, Festivities in the O ttom an E m pire and Today's Turkey konferansına
sunulan tebliğ, B oğaziçi, Üniversitesi, İstanbul, 8-9 Ekim 2004.
Erünsal, 1., /. The Life a n d Works o f T acizade C afer Çelebi, w ith a Critical E dition o f
His Divan, İstanbul, 1983.
Erünsal, İ., Türk K ütüphaneleri Tarihi , //, Kuruluştan Tanzimat'a K adar Osm anlı Vakıf
Kütüphaneleri, A n k a ra , 1988.
Erzi, A., “ T a h lil ve Tenlcidler: N.S. Banarlı, Dâstân-i Tevârih-i  l-i Osman ve Cemşîd ü
Hurşıd Mesnevisi” , T M . V I.
Erzen, J., “ Aestetics and Aisthcsis in O ttom an A rt and A rchitecture ”,Jou rn al o f Islam ic
Studies, 11-1(1991).
Esad Efendi, O sm anltlarda Töre ve T örenler: Teşri fât-t Kadim e, yay. haz. Yavuz Ercan,
İstanbul, 1979.
Evin, A.Ö ., “ Nedim : Poct of the T u lip Age: the Beginning of Westcrn İnfluences and
Mfesternization in Turkey, 1718-1730” , D oktora Tezi , Colum bia University, 1973.
Evliya Ç elebi Seyahatnam esi, L Kitap: İstanbul , Topkapı Sarayı Bağdat no. 30 Yazması
nın T ranskrip siyonu -D izin i, yay. Orhan Şaik Gökyay, İstanbul, 1995.
Evren, B., E ski IstanhuTda Kahvehaneler , İstanbul, 1996.
Eyice, S., “ Kağıthane” , İstan bul, Armağanı, II, İsta nbul, 1997, 75-95.
Eyice, S., Bizans D evrin de B oğaziçi , İstanbul, 1976.
Eyüboğlu, E.K., Onüçürecü Yüzyıldan Günümüze Kadar Şiirde ve Halk Dilinde A tasöz
leri ve Deyimler , I - I l , İstanbul, 1973-75.
Faroqhi, S., Kültür und A lltag im O sm anischen R eich, vom M ittelalter his zum Anfang
de s 20. Jahrhu n derts, M u nich, 1995; Türkçe çev. E. K ılıç, Osmanlı Kültürü ve Gün
delik Yaşam, İs ta n b u l, 1997.
Faroqhi, S., Taıvns and 'Totvnsmen o f O ttoman Anatolia, Trade, Crafts and F ood Pro-
duetion in an Urban Setting , Cambridge, 1984.
Feridun Bey, Munşeât-i Selâtin, taşbaskı, İstanbul, 1274-75/1858.
Ferriol, de M., R e c u eild es cents stam pes , Paris, 1715.
Fleischer, C .H ., B u reau cratan d In tellectu alin the O ttom an F.mpire: the H istorian Mus
tafa Âli (1541-1600), Princeton, 1986.
Flemming, B., Fahris H usrev u Şirin, Eine Türkische Dichtung von 136 7, Wiesbaden,
1974 [M e tin : Fahris H usrev u Şirin, 253-486J.
Frangakis, S.E., The C om m erce o fS m y rn a in the Eighteenth Century (1700-1820), At-
hens, 1992.
Fuzulî, S âkin âm e , M a n isa M uradiye Kütüphanesi, no. 2668.
Gandjei, T., “ Turkish in the Safavid C ourt o f Isfahan", T u raca , 21-22 (1991), 311-18.
Gâzurgâhî, K am âl a l-D in Husain, Ma j âlı s al-'U shshâq , yay. haz. G .R . ftabâ’i, Tebriz,
1375 H.
Georgeon, K ve Paul D um o nt, Vivre dan s VEmpire ottom an , Sociabilites et relations
intercnmmunautaires (X V Ille-X X e siecles)t Paris, 1997.
Gerçek, S.N., Türk M atbaacılığı: I. M üteferrika M atbaası , İstanbul, 1939.
Gerlach, S., Stephan Gerlach des alteren T age-buch , Franckfurth am Maine, 1674.
Goeseke, G., “ Die M in ia tu re n im D iw ân von M ir ‘A li Shir Navvâ’ i der Bibliothek der
Deutschen MorgenlandischenGcsellschaft in H alle", 111 (1961), 288-307.
Golombek, L., “ The Gardens o f T im ur: New Pcrspectives” , Muqarnas X II (1995), 137-47.
Golom bek, L. ve M a ria Subtelny, yay. haz., Timurid Art and Culture, Iran and Central
Asia in the ISth Century, Lciden, 1992.
Gomez, M .A ., A necdotes , ou H istoire secrette de la m aison ottom an e , 4 c ilt, Amster-
dam, 1722.
Göçek, K M ., East F.ncounters West: France an d th e O ttom an E m pirein the Eighteenth
Century , O xfo rd , 1987.
G ökh ilg in, T., “ Boğaziçi” , M E I A.
Gükyay, O.Ş., “ tsken der-n âm e ” , M E IA .
Gökyay, O.Ş., “ B ir Saltanat D üğünü” , T opkapı Sarayı Müzesi Yıllığı 1 (1986), 21-55.
Gökyay, O.Ş., “ Divan Edebiyatı K im in ", yay. M . İsen, vb. Eski Türk F.debiyatıy A nkara,
2002, 329-342.
Gökyay, O.Ş., Dedem Korkud'un K itabı , İstanbul, 1973.
G ölp ınarlı, A., Fuzulî Divanıt İsta nbul, 1948.
G ölp ınarlı, A ., Hafız Divanı , İstanbul, 1968 |içınde b ir sâkinâme\.
G ölpınarlı, A., Mevlâna Müzesi Yazmalar K ataloğu , I-III, Ankara, 1967-1972.
Cray, B., “ A ncwly discovcred N izam i o f the T im u rid school", E ast an d Westt X IV , 1963,
220-23.
G re lot, W.J., A l.ate Voyage to C onstantinople , Londra, 1683.
Grube, E.J., Müslim Miniature Paintings from the X llth to X IX Centuries from the
Collections in the United States and Canada, Venedik, 1962.
G yllius,P ., İstanbul B oğazı , çev. Erendiz özbayoğlu, İstanbul, 2000.
H aft Paykar (B ahrâm nâm a ), (5600 beyit), yay. H . R itter ve J. Rypka, İstanhul-Praha,
1934.
H askan, M .N ., İstanbul H am am ları, İstanbul, 1995.
H einz, W ., “ Die K u ltu rd e rT u lip e n z e it des Osmanischen Reiches” , WZKMy LX1 (1967),
62-116.
H içyılm az, E., Eski İstanbul'da M uhabbet , İstanbul, 1989.
H illenbrand , R. (yay.), S h ah n am a.T h e Visual Language o f the Persian B ook o f Kings,
Edinburgh, 2004.
İbn B attuta, The T ra v elso f Ibn B attu ta , A .D . 1 3 2 5 -î354, yay. haz. H .A .R . Gibb, Lond
ra, 1939.
Inuğur, N ., "Naissance et dcveloppement de la presse dans l’ Empire o tto m ", in Presse
turque et presse d e Turquie, Actes des C olloques d ’İstanbul, yay. N athalie Clayer,
Alexandre Popovic and T h ie rry Zarcone, İstanbul-Paris, 1992, 83-92.
lorga, N ., Une vingtairte d e voyageurs dans VOrient Europeen, Paris, 1928.
Irepoğlu, G., Levni: N akış, Şiir, R en k , İstanbul, 1999.
İbn Kayyim el-C cvziyyc, Cennetin Tasviri, çev. İsmail H a k k ı Sezer, Konya, 1994.
İhsan, M . Takvîm -i H a d a y ik , İstanbul, 1312 H.
İhsanoğlu, E., O sm an lı Devleti ve M edeniyeti Tarihi , l- II, Istanbul, 1994, 1998.
İlaydın, H ., "A nadolu’da K lasik T ü rk Ş iirinin Başlangıcı", Türk Dili, C C L X X V II (Ekim
1974), 765-774.
İnal, G., Türk M inyatür Sanatı B aşlangıcından Osm ani tlar a K adar , A nkara, 1995.
İnalcık, H ., "T he N a ttıre o f T radition al Society: Turkey” , in Political M odernization in
Japan and T urkey , yay. haz. Robert E. Ward ve D ankw a rt, A. Rustow, Princeton,
1964,42-63.
İnan, A., Türk D estanlarına genel bir b a k ış, M akaleler ve incelem eler, A nkara, 1987.
Inciciyan, G., B oğ aziçi Sayfiyeleri, İstanbul, 2000.
İnciciyan, G., X V III. A sırda İstanbul, çev. H .D . Andreasyan, İstanbul, 1956.
İpekten, H ., E ski T ürk E debiyatı N azım Şekilleri, A nkara, 1985.
İpekten, H ., Şair Tezk ireleri, A nkara, 2002.
İpekten, H ., Türk E debiyatın da E d e b î Muhitler, XV.-XVI. Asırlar, İstanbul, 1996.
İsen, M ., Eski Türk E d eb iy atı: E lkitabı, A nkara, 2002.
İsen, M ., Künhü'l-Ahbâr'tn Tezkire K ısm ı, Ankara, 1994.
İsen, M ., I.atifi T ezkiresi, A nkara, 1990.
İsen, M ., S ehi Bey T ezkiresi: Heşt B ehişt, İstanbul, 1998.
İskandarnâm a, (10.800 beyit), yay. A .A . Alîzâde, Rakû 1947; Türkçe tıpkıbasım : İ. Ün-
ver, Isken d ern âm e, Ankara, 1983.
İslamoğlu, H ., Tarih İçinde Eorm el Bağçenin Gelişim i ve Türk Bağçesine E tkileri , A n
kara, 1974.
James, D., Islamic M asterpieces o f the Chester Beatty Library, Londra, 1981.
Kadı Burhaneddin, D ivan , Ankara, 1944.
Kafadar, C., Asiye H atunun Rüya M ektupları, İstanbul, 1994.
Kalender, R., “ XV.yy.da Musikî Kavramı ve Zeynül-Elhan", D oktora Tezi, A nkara Ü ni
versitesi, İlahiyat Fakültesi, A nkara, 1982.
Kaplan, M ., Türk E d ebiy atı Üzerine Araştırmalar, İstanbul, 1992.
Kara, M ., D inî H ayat, Sanat Açısından T ekkeler ve Zaviyeler, İstanbul, 1990.
Karahan, A., “ Sâkînâm eler", Eski Türk Edebiyatı İncelem eleri, İstanbul, 1980.
Karahan, A., Tahsin Yazıcı ve A li M ila n i, Şehnam elerden Seçm e Minyatürler, İstanbul,
1971.
Karam anlıoğlu, A .F ., Seyf-i Scrâyî, Gülistan Tercümesi, A nkara, 1989.
Karatay, F.E., T op kap ı Sarayı Kütüphanesi Farsça Yazmalar Kataloğu, İstanbul, 1961.
Kemal, N ., Tahrtb-i Har âb ât, İstanbul, 1888.
Kerim ov, K ., Nizami Ganjevi : Kham sa M iniatures, B aku, 1983.
K cvorkian, A .M . ve J.P. Sicre, Les Jardins du Dâsir, Sept sıecles d e Peinture Persane,
Paris, 1983.
Kcykâvûs, K âbûsnâm e , Mercimek Ahmed çevirisi, yay. O.Ş. Gökyay, İstanbul, 1966.
Koch, E., “ M u g h a l Palace Gardens from Babur to Shahjahan (1526-1648)” , Muqarrtas,
X IV (1997), 144-65.
Koçu, R.E., E rkek Kızlar, İstanbul, 1962.
Koçu, R.E., Eski İstanbul'da M eyhaneler, M eyhane K öçekleri, İstanbul, t.y.
Koçu, R.E., İstanbul A nsiklopedisi, I-X I, İstanbul, 1958-1974.
Koçu, R.E., Patrona Halil, İstanbul, 1967.
Koçu, R.E., Seyyid Vehbi, Surnam e, İstanbul, 1938.
Koçu, R .E ., T opkapı Sarayı: içinde G eçen Vak’alar, E ski Saray Hayatı ve Teşkilâtı ile
B eraber Adım Adım , Köşe K öşe, İstanbul, 1960.
K om aroff, L. ve Stefano C arboni, yay., The Legacy o f Genghis Khan: Courtly Art an d
Culture in Western Asia, 1276-13S3, Ne w H aven-Londra, 2003.
Kortantam er, T., “ Sâkinâmelerin O rtaya Çıkışı ve Gelişimine Genel b ir Bakış” , Eski
Türk Edebiyatı: M akaleler ” , yay. Ş. Yağcı ve F. Ü lken, A nkara-lstanbul, 1990.
Kortantam er, T., “ Yeni B ilgiler Işığında A hm edî’nin H ayatı” , EBÜPD, I (1980).
Kortantam er, T ., Leben und Weltbild des altosm anischen Dichters A bm edi unter beson-
derer Berichtsichtigung sem e s Dıwan s, Freiburg, 1973.
K ö p rü lü , F., “ A hm edî", M E IA .
K ö p rü lü , F., Türk Edebiyatı Tarihi, 2. baskı, İstanbul, 1980.
Kuban, D., “ Saraylar", DB İst.A, V I, 462-465.
Kuban, D., İstanbul, an Urban History, Byzantion, Constantinopolis, İstanbul, İstan
bul, 20 10 .
K udret, C ., O rtaoyunu, I, A nkara, 1973.
K ufra lı, K ., “ Gülşenî” , M E IA .
K uru, S., “ A Sixteenth C entury Scholar Deli Brader and His DâfPül-G umûm ve R â fi'ü l
H um u m ” , D oktora Tezi , H arvard Üniversitesi, ABD, 2000.
K ut, G., “ Ahm edî” , D V IA .
K ut, G., “ Meyve Bahçesi” , Jou rn al o f Turkish Studies, Festschrift in honar o f Eleazar
Birnbaum, X X IX (2005), 201-256 [yalıla r ve sahipleri, 221-224].
Kut, G., “ M uham m ediye’de Cennet T a svirleri” , Metin A n da Armağan, haz. M. Sabri
Koz, İstanbul, 2007, 331-335.
Küçükerman, û ., Türk Giyim Sanayiinin Tarihî Kaynakları, lsran bul, 1996.
K ürd a li, M ., R isâletü’l-Bulegâ, K ahire, 1908.
Lami'î-zâde Abdullah Çelebi. Latifeler, İstanbul, 1978.
Lapidus, Ira , A History o fls la m ic Societies, Cambridge - New York, 1991.
L a tîfî, Evsaf-i İstanbul, yay. N . Sümer (Pekin), İstanbul, 1977.
Latîfî, Tezkire-i Şuarâ , yay. A. Cevdet, İstanbul, 1897.
latîfî, Tezkiretü’ş-şu’a r â ve Tabsiretu n-nuzam ây yay. O.R. Canım, inceleme, m etin, A n
kara, 2000.
la tifin in İki Risalesi: Enisü'l-fusehâ ve F.vsâf-i İbrahim Paşa , Konya, 1986.
I.eBruyn, C., Voyages p a r l a M uscovie , en Perse et aux Indes O rientales, I- I I, Amster-
dam, 1718.
l.eStrange, G., The L a n d s o f the Eastern Caliphate, Cambridge, 1995.
Lentz, T.W. ve Gelenn D . Lovvry, T im u ran d the Princely Vision, I.os Angeles, 1989.
levend, A.S., Arap, Pars ve Türk E debiyatlarında L ey lâ ve Mecnun H ikây esi , A nkara,
1959.
Levend, A.S., N â b ln in Surnâmcsi, İstanbul, 1944.
Litrlewood, A .R ., “ Gardens o f Byzantium ” , Jou rn al o f Garden H istory , Washington,
CXI-1 (1992), 126-153.
Lûtfi, C ., “ Sâkînâmeler” , IÜEF, Tez no. 154.
Macit, M ., “ K a ra k o y u n lu H ü kü m d a rı Cihânşâh ve Türkçe Ş iirleri” , A nkara, 2002.
Mansel, A .M ., Yalova ttnd üm gebung, İstanbul, 1936.
M antran, R., İstanbul d an s la s ec o n d e m oitied u XVII siecle, Essai d ’histoire institutio -
nelle, econom iqu e e t sociale, Paris-İstanbul, 1962.
M antran, R., XVI. ve X V II. Yüzyılda İstanbul’d a Gündelik H ayat , İstanbul, 1991.
M a rtin, F.R., The M iniature P aintingand Painters o f Persia, India an d Turkey from the
8th to tha 18th C entury , I- I l, Londra, 1912.
Matthee, R.P., T he Politics o fT ra d e in Safavid Iran: Silk for Silver 1600-1730, C am b
ridge, 1999.
M azıoğlu, H., Fuzûlî: Farsça Divan, A nkara, 1962 (Sâkînâm e 674-709|.
Mehmet Z iya, İstanbul ve Boğaziçi , I-II, İstanbul, 1928.
M cninski, F. A .M ., L ex ion Arabico-Persico-Turcicum , I-IV , V ienna, 1780.
Meriç, R .M ., Türk S anat Tarihi Vesikaları , A nkara, 1951.
Mcs'ud b. Ahmed, Süheyl v e N evbahar , (yazılışı 751/1350, 5669 beyit), yay. C. D ilçin,
A nkara, 1991.
Mcsîhî, Mestht Divanı, yay. haz. M in e Mengi, Ankara, 1995.
Mevlânâ, Mesnevi (çev. Veled Çelebi İzbudak, yay. haz. A bdülbaki Gölpınarlı), 1-V I, A n
kara, 1990.
M ilstein, R., Miniature Paintingin O ttom an Baghdad, Costa Mesa, 1990.
M inorsky, V., “ The P oetry o f Shah Isma‘ il” , BSOAS, X , 1006-1053.
Minorsky, V., The C h ester Beatty Library: A Catalogue o fth eT u rk is h Manuscripts and
Miniatures: D u b lin , 1958.
M«ntagu, M.W ., E m bassy to C onstantinople: The Travels o f Lady Mary Wortley M on -
tagu , New Y o rk , 1988.
M ordtm ann, H.J., “ İskender-nâm e", D er İslam , X V , 1926.
M oynihan, E.B., P aradise as a Garden in Persia an d M ughal India, N cw Y ork, 1979.
Musahiboğlu, M .C ., E ski İstanbul Yaşayışı , İstanbul, 1946.
N a ff, T., vc Rogcr Owen, yay., Studies in Eighteenth Century Islam ic H istory , Londra,
1977.
Ncave, L .D ., Twenty Six Years on the B osphoros , Londra, 1933.
Necipoğlu, G., “ A Special lssue on pre-modern Islamic Palaces” , Ars Orientalis , X X I II
(1993).
N ecipoğlu, G., “ Framing chc Gaze in O tto m an , Safavid and M ughal Palaces” , Ars Orien-
X X I I I (1993), 303-42.
Necipoğlu, G., “ Süleyman the M agnificent and the Representation of Powcr in the Con-
text o f Ottoman-Hapsburg-Papal R ivalry” , Art Bulletin, L X X I (1989), 401-427.
Necipoğlu, G., Architecture, C erem on ial and Potver: T he T opkapı Palace in the Fifte-
enth and Sixteenth Centurıes, Cambridge M A , 1991.
Nev’i-zâde A tiy i, Nev'i-zâde Atâyi v e H am se’si, yay. haz. Tunca Kortanramer, İzm ir,
1997.
Nicolaas, E.S., D. B ull, G. Rcnda vc G. lrepoğlu, Lâle Devrinin bir Görgü Tanığı, J.B .
Vanmour, İstanbul, 2003.
N izam î, M ahzan’u’l-asrâr (2.400 beyit), yay. A.A. Alî-zâde, Baku 1960, Türkçe çev. N.
Gencosman, A nkara, 1945.
N u tk u , ö ., /V . Mehmed'in Edirne Şenliği, A nkara, 1972.
N u tk u , Û., M eddahlık ve M eddah H ikâyeleri, A nkara, 1976.
O ’Kane, B., “ From Tcnts to Pavilions: Royal M o b ility and Persian Palace Design” , Ars
O rientalis X X I II (1993), 249-68.
O kuyucu, C., Divan Edebiyatı Estetiği, İstanbul, 2004.
Onay, A .T ., E ski Türk Edebiyatında M azmunlar ve izahı, yay. haz. Cemal K urnaz, İs
tanbul, 1996.
O zanoğlu, İ., Aşık E debiyatı , Ç a n k ırı, 1940.
ö g e l, B., Türk M itolojisi , Kaynaklar ve A çıklam aları ile Destanlar, A nkara, 1993.
Ö m er b. Mczıd, Mecmu atu n-N ezâir (1437), yay. M . Canpolat, A nkara, 1995.
özdam ar, M ., H asbahçe , İstanbul, 2002.
Özeğe, S., E ski H arflerle Basılmış Türkçe Eserler Kataloğu, I-V, İstanbul, 1971-79.
Özergin, M .K ., “ L e tâ if-i Esnaf", Türk F olklor Araştırm aları Dergisi, C C IX (A ralık
1966).
ö z tu n a , Y., Büyük Türk Musikisi A nsiklopedisi , A nkara, 1990.
Ö z tü rk , N ., “ Yeni b ir A nonim Tcvârîh-i  l-i O sm an” , Armağan, 443-448.
Pakalın, M .Z ., Osmanlı Tarih D eyim leri ve Terimleri Sözlüğü , l - I t l , İstanbul, 1971.
Pala, t., A nsiklopedik divan şiiri sözlüğü, 1-11, A nkara, 1989.
Pala, İ., Âh M ine'l-Aşk , 2. baskı, İstanbul, 2002.
Pala, t., D ivan E debiyatı, 4. baskı, İstanbul, 2002.
Pala, 1., Şı'r-ı Kadim Şerhleri, 4. baskı, İstanbul, 2002.
Pala, 1., Şiirler, Şairler ve Meclisler, İstanbul, 1997.
Pala, t., "K la s ik Şiirde İstanbul’dan Hayat Sahneleri” , İstanbul Armağanı, 1997.
Panzac, D., La peşte dans l’Empire O ttom an 1700-1 8 5 0 , 1 .ouvain, 1985.
Parry, V.J., A H istory o f the O ttom an Empire to 1730, Chapters frnm the Cam bridge
H istory o f İdam an d the New Cam bridge M odern History , Cambridge, 1976.
Pcdro, Pedro'nun Z oru n lu İstan bul Seyahati: 16. Yüzyıl'da Türklere Esir Düşen Bir ts-
panyolun Anıları , çev. Fuat C arım , İstanbul, 1996.
Pegolotti, F.B., L a p ra tica della M ercatura , yay. A. Evans, Cambridge, Mass, 1936.
Pcirce, L.P., Morality Tales, L aw a n d G ender in the O ttom an Court o f Aintab, Londra-
Berkeley-Los Angeles, 2003.
Pcirce, L.P., The Im p erial Harem, Women and Sovereignty in the O ttom an Em pire ,
O xfo rd-N e w Y o rk , 1993.
Petruccioli, A. (yay.), Gardens in th e Time o f the G reat Müslim Empires: T heory an d
Design, Leiden, 1997.
Pope, A.U., ve Ph. A ckerm an, (yay.), A Survey ofP ersian Art, I-V l, O x fo rd , 1939.
Qâdi Ahmad Q u m m î, Gulıstân-ı Hunar, yay. haz. A.S. Khvvansari, Tahran, 1352/1973.
Qâdi Ahm ad, C alligraphers an d Painters , çev., V. M inorsky, W ashington, 1959.
Rado, Ş., Paris*te Bir O sm anlı Sefiri - Yirm isekiz M ehm et Ç eleb i’nin Fransa Seyahatna
mesi, 2 . baskı, İs ta n b u l, 2008.
Raşid, M ., Tarih i R a jid , I-V, İstanbul, 1282/1865.
Refik A hm et, bkz. A lcınay, R .A .
Rcnda, G., B atılılaşm a D önem inde Türk Resim Sanatı, 1700-18S0 , A n ka ra , 1977.
Rieu, C., Catalogue o f the Turkish Manuscripts in the British Museum, Londra, 1888.
Rifat, O., Edirne S aray ı , yay. haz. S. Ünvcr, A nkara, 1972.
Riyâhî, M.F.., O sm anlı Topraklarında Fars Dili ve Edebiyatı, çev. M ehm et Kanar, İs
tanbul, 1995.
Rohinson, B.W., “ The Turkm an School to 1503” , T h e Arts o f the B ook in Central Asia ,
yay. haz. Basil C ra y , Paris ve Bouldcr, Colorado, 1979, 215-49.
Roding, M . ve H. Thcunisscn, The Tulip: A S ym bol o fT w o N ations , U trecht-lstanbul,
1993.
Rogcrs, J.M ., Empire o f the Sultâns: O ttom an Art from the Collection o f Nasser D.
Khalili, Londra, 1995.
Rycaut, S.P., The Present State o f the O ttom an Em pire , Londra, 1672.
Rypka, J. (yay.), H istory o f Iranian Literatüre, Dordrecht, 1968.
Sakaoğlu, N . ve N . A kbayar, Binbir Gün Binbir G ece, İstanbul, 1999 [etraflı bibliyog
rafya!.
Schiltbcrgcr, J., J. SchiItberger's B ondage and Travels, yay. J. Buchan, Londra, 1879.
Schivelbusch, W., K e y if Verici M addelerin Tarihi , A nkara, 2000.
Sehi Bcg, H eşt Bihişt: Sehi B eg Tezkiresi . inceleme, tc n k id li metin ve dizin, yay. Giinay
K ut, Cambridge, 1978.
Serdaroğlu, V ., Sosyal Hayat Işığında Z atî Divanı , İstanbul, 2006.
Sevim, N .A ., G ravürlerde Yaşanan O sm an lı , A nkara, 2006.
Seyyid Lokm an, Şehin şehn âm e , c. 2 , TS M K B. 200 0 .
Sharaf al-D în ‘A lı Y azdî, Z afarnâm a, yay. haz. M. ‘Abbasî, Tahran, 1336/1957.
Shay, M .I.., T h e O ttom an Empire from 1720 ta 1734 as R evealed o f the Venetian Batlı,
Urbana, 1944.
Silay, K ., Nedim and th e Poets o f th e O ttom an Court, Bloom ington, 1994.
Siyavuşgil, S.E., Karagöz , İstanbul, 1941.
Soucek, P., “ Illustrated Manuscripts o f N izam i’s Khamseh: 1386-1482", D oktora Teziy
New Y ork Univcrsity, 1971.
Soucck, P., “ The Role o f Landscapc in lra n ia n Painting to the 15th C entury” , Landscape
Style in A siay yay. haz. W. W at son, Londra, 1980, 86-110.
Soudavar, A., Art o f th e Persian Courts , N cw Y ork, 1992.
Soysal, O., E ski Türk Edebiyatı M etinleri , İstanbul, 2002.
Stchoukine, 1., “ Les Pcintures turcomanes et safavies d’une Khamseh de Nizâm ı, achevcc
â Tabriz en 886/1481", Arts A siatigues . X IV (1966), 3-16.
Stchoukine, 1., “ Notes sur les Peintures Persanes du Serail de Stam boul” , Journal Asia-
tiqu e (O ca k-M a rt, 1935), 117-40.
Stchoukine, I., “ O rigine Turque des Peintures d'une Anthologie Persane dc 801/1398",
Syria X L II (1965), 137-40.
Stchoukine, I., “ Une Khamseh de N iâ m î illustree â Yazd entre 1442” , Arts Asiatiques,
X II (1965), 137-40.
Stchoukine, I., Barbara Flemming, P. L u fr ve H . Sohrweidc, Verzeichnis der O rientalis -
ehen H andschriften in Deutschland: lllum inierte Islam ische H andschriften, Wics-
baden, 1971.
Stchoukine, 1., La Peinture turque apre s les manuserits illustres , 1-11, Paris, 1966-71.
Stchoukine, 1., Les Peintures des m anuserits safavids d e 1502 â 1587 , 1-II, Paris, 1959.
Storey, C .A ., Persian Literatüre: A Bio-B ibliographical Survey , 1-11 ve ekler, Londra,
1927-58.
Subrahmanyam, S., The Protuguese Em pire in Asi a, 1500-1700: A Political a n d E cono-
mic History, Lo ndra -N cw York, 1993.
Subtelny, M .F ., “ A griculture and the T im u rid Chahârbâgh: The F.vidence from a Mcdie*
val Persian A g ricultu re M a nual", Garderts tn th e Tim e o f the G reat Müslim Empires,
yay. haz. A. Petruccioli, Leiden, 1997, 110-29.
Subtelny, M .E ., “ A rt and Politics in F.arly 16th Century Central Asia” , Central Asiatic
Jou rn al X X V II/l- 2 (1983), 121-48.
Subtelny, M .E ., “ Scenes from the Litcrary Life o f T im u rid H erâ t", Logos Islam icos ,
R .M . Savory ve D .A . Agius, yay., P apersin M edıevalStudıes, VI (1984), 137-155.
Subtelny, M .E ., “ Socieconomic Bases o f C ultural Patronage under the Latcr T im urids” ,
1JMES, X X (1988): 479-505.
Süssheim, K., “ Ahm edî", EI‘.
Şâmî, N., Z afern âm eyçev. Necati I.ugal, Ankara, 1987.
Şentürk, A. A ., XVI. Asra kadar Anadolu Sahası M esnevilerinde E d eb î Tasvirler, İstan
bul, 2 0 0 2 .
Ş entürk, A. A ., Osmanlı Şiiri A ntolojisi , İstanbul, 1996.
Şeyh (Hoca) Mes‘ûd, Ferhengnâm e-i Sa'dt Tercümesi , yay. K ilis li R ifa t (Bilge), İstanbul,
1340-1342 H.
Şeyhî, Husrev ü Şîrîn , yay. F.K. T im urta ş, İstanbul, 1988.
Şeyhoğlu, Kenz u l-K ü berâ, yay. haz. Kem al Yasa, A n k a ra , 1997.
Tabakoğlu, A., G e rilem e D önem ine Girerken O sm anlı Mâliyesi, İstanbul, 1985.
Taeschncr, F., D as Futuvvet K apitel in Gulschehris A ltosm anischer bearbeitung von At-
tars M antıq ut-Tayr , Berlin, 1932.
Tafur, P., Travels an d Adventures, 14.35-.?9, İngilizce çev., M . I.ctts, N ew York, 1926.
Talattof, K. ve J.W. C lin to n (yay.), The Poetry o f Nizami G anjavi , New Y o rk , 2000.
Tanıklarıyla Tarama Sözlüğü: X III. Yüzyıldan Günümüze Kadar T oplanm ış , A nkara,
1957.
Tanındı, Z., “ P ortraits of O ttom an Courtiers in the Dîvvâns o f Bakî", A nthropology and
Aestheticis, X l. I I I (2003), 131-145.
Tanyeri, M .A ., Ö rn ekleriyle Divan Şiirinde Deyimler, Ankara, 1999.
Tarlan, A .N ., Şeyhî D ivanını T etkik , İstanbul, 1964.
Tarlan, A.N ., Ahm ed P aşa D ivanı, İstanbul, 1966.
Tarlan, A .N ., H ayalî D ivan ı , İstanbul, 1945.
Tarlan, A.N ., L ey lâ ve M ecnûn , İstanbul, 1943.
Tarlan, A .N ., Fuzuli D ivanı Şerhi, 1 - 1 1 1 , A nkara, 1985.
Tavernicr, J.B., L e s S ix Voyages de Jean -B aptiste Tavernier, ehevalier baron d ’Aubonnc,
q u ’il a fait en Turquie, en Ferse, et aux Indes, M i l , Paris, 1679.
Teixeria, P., T h e Travels o f Pedro T eixeria , çev. W.F. Sinclair, Londra, 1992.
Tekin, G .A ., A hm ed-i D a îa n d H is Ç engnâm e , H arva rd, 1973.
Texier, Ch., De sen piton d e l'Asie Mineure, 1-111, Paris, 1839-1840.
Tczcan, N ., “ Aşk Mesnevilerinde Kurgu ve Aşk M o d e li” , D T C F ’nin 70. Kuruluş Yıldö
nümü Sem pozyum u , A nkara, 29 Mayıs-1 H aziran 2006.
Tczcan, N ., “ Aşk mesnevilerini şövalye aşkı bağlamında oku m ak” , Virgül (2006), 55-58.
îezcan, S., “ A nadolu T ü rkçe Yazının Başlangıç Döneminde B ir Yazar ve Ç arh-nâm e' ni
Tarihlendirilm csi Ü zerine” , Türk D illeri Araştırm aları , IV (1994), 75-88.
Tezcan, S., “ K ım ran, alkolsüz b ir iç k i” , De Dunhuang â İstanbul, H om m age â Jam es
Russel H am il ton. Silk Road Studies V. yay. Louis Bazin ve Peter Zieme, Paris, 2001,
349-357.
Tczcan, S., “ M arzubân-nâm c Tercümesi Üzerine” , TDAY , 1977, 413-431.
Tezcan, S., “ M es'ûd v e X IV . Yüzyıl T ü rk F.debiyatı Üzerine Yeni B ilg iler” , Türk Dilleri
Araştırm aları, V (1995), 65-84.
Tezcan, S., “ M es‘ûd’ un M anzum Kelîlc ve D im ne’si Üzerine N o tla r” , Türk Dilleri Araş
tırm aları, V I (1997), 81-121.
Tezcan, S., “ Süheyl ü N ev-B ahâr Üzerine N otlara Birkaç F.kleme” , Türk D illeri Araştır
m a la r ı^ (1995), 239-245.
Tezcan, S., Bilim, Kültür ve öğ retim Dili O larak Türkçe , Ankara, 1978.
Tezcan, S., Bir Ziyafet D efteri , İstanbul, 1998.
Tczcan, S., D ede K o rku t O ğuznam eleri Üzerine Notlar, İstanbul, 2001.
Tezcan, S. ve H . Booschoten, D ede Korkut O ğuznam eleri, İstanbul, 2001.
Thackston, W. M-, A Century o f Princes: Sources on Timurid H istory and Art, Camb-
ridge, 1989.
The Cam bridge History o f Iran, c.6 , T he Timurid an d Safavid Periods, yay. haz. Pcter
1386/87 Karaman Seferi 76,113 Ahmed Paşa 99, 105, 118, 150, 246-47,
1389 Kosova Savaşı 91, 113, 133-34, 146 363, 368-69, 377
1402 Ankara Savaşı 113 Ahmed Tâib 314
1403 Gelibolu Anılaşması 115,120 Ahmedî 146,148
1514 Çaldıran Savaşı 41 Ahmed-i Bîcân 195-97
1566 Sigervar Seferi 254- Ahmed-i Dâ*î bkz. Germiyanlı Ahmed-i Dâ‘ı
1633 İstanbul Yangını 298 Ahmedoğlu Şükrullâh 47, 143
1635 İstanbul’da içki yasağı 298 Ahmet Bey (Musul Sancak Beyi) 411
1635 Revan Seferi 290 Ahvâl (Menâkibnâme)-i Sultan Mehemmed
1683-1699 Viyana Bozgunu 307 131,134,137
17.10 Patrona H alil Ayaklanması 327-32 Akkoyunlu(lar) 59, 74, 144, 177, 197-98,
20 1,21 1,221,414-15
Abbasî(lcr) 3-4, 12, 125, 395 Aksaray 69, 93
Abdi Efendi 327-28 Aksungur Ağa 94
Abdurrahman Câmî 346, 366-67, 378 Akşehirli Mekâlî 61
Abdülaziz Marâgî 4 8 -5 1 ,5 4 Akşemseddîn 102, 220,421
Abdülkâdir Marâgî 36-37, 48-55, 58-59 Al-'Umarî 89-90,121, 273
Abdüllâtif 174, 393 AJâ’eddin (Şehdî) 420, 422, 424, 427, 429,
Abdülnıecid Efendi (halife) 340 432
Abdülvâsi Çelebi 135, 137,139-40 Alâeddîn (İTİ) 365
Abû 'Abdullah M uşam fcddîn 25 Alâeddîn Keykubâd (I.) 65-66,68-70,88-89,
Abu Bakr 25 100, 201,203, 213, 215-16,281
Abû İshak 8 , 28 AJaeddin Köşkü 69
Abu Lcys al-Semerkandî 155 Al-Ahtal 5
Abû Nuwâs 5 Alaiye 95
Abû Sa‘îd Mîrzâ 348 AJâiyye (Alanya) 69
Abu’l-Fidâ 90 Alâiyye (Alanya) Sarayı 69
Abu’l-Hayr-i Rûmî 212, 214 Al-Avâmiral-Alâ'iye 197
Abu’l-Turk Yafis/Ulcay 20 9 Al-Bagdadî 58
Abussu'ûd 374 Alfonso (rahip) 165
Acâ'ibul-Makdûr fi NatuâUbu’t-Timur 155 A li Kuşçu 56,182
Adıvaı; Adnan 56 A li $îr Nevâyî 77,150, 179, 183-94
Adi b. Zayd 5 A li U fk î 60
AfşarTürkmenleri 4 2 ,8 9 Alibeyköyü 310, 336
Afyon 88-89 A l-M a'arrî 58
Ağa Bağçesi 290 Alp Arslan 19
Ahi Çelebi 47 AJtun-Orda 188,204,215
Ahmed Celâyirî 157, 295 Amasya 116, 118, 134-35,203, 296, 359
Ahmed Çelebi 3 8 0 ,4 2 0 , 429 Anadolu 5, 7 - 8 , 1 0 - 1 1 , 19, 25-26, 36, 42,
Ahmed Gazi 214,276 45, 47-48, 55-56, 65, 74, 79-80, 85-
Ahmed (II) 57 8 8 , 91, 94-95, 115-16, 120-21, 142,
Ahmed (1 1 1 ) 289, 310-12, 321, 323, 330 150, 155, 200, 203-204, 210-11,
213-16, 218-19, 224, 263, 267, 273, Ayaş Paşa 245
275,277,3.14, 396 Ayasofya Camii 293
Batı-Anadolu 34, 89-91, 93 ,95-96,1 18, Ayasulug bkz. Selçuk
225,273 Aydın 89,91,95-96, 118
Doğu-Anadolu 89, 144, 204 Aydınlı Visâlî bkz. Visâlî
Orta-Anadolu 89, 93, 211 Aydınoğlu Gazi Umur 215
Anadolu Hisarı 115 Aydınoğlu Mehmcd 97
Anadolu Selçukluları 9, 65, 85, 197, 203, Aydınoğulları 87, 90, 275
209,296 Aydoğdu 207
Anamur 69 Ayıntab (Gaziantep) 269
Andrews, W.G. 149 Aynî 150, 230
Ankara 74,88-89, 96, 116-18, 159 Azerbaycan 36,47-48,51,54-55,59-60, 85,
Antalya 69 105,203, 346, 375, 380
Arabistan 267,373 Azerî(ler) 34, 43-45, 59, 98, 120, 369, 375,
Arap(lar) 3-8, 12, 28, 54, 56, 74, 93, 112, 38 6,41 2,41 4
121, 142, 155, 164, 257, 261-62, 348, Azîz Esterâbâdî 295
396 ‘Azîzî 421, 424-25,427-28
Araş Suyu 105
Araş Vadisi 216 Babadağ 219
Ardebil 53 Babadağı215
A rifi 278, 398 Babur bkz. Sultân Baburşâh
A risto (Aristoteles) 57 Babur Mîrzâ 192
Arnavut(lar) 262, 327, 332 Babum âm e 42, 283
Am avutköyü 335 Bagdad 4, 6 , 86,267, 374,406-408,411-14
Arran Ovası 85,203 Bagdadlı Rûhî 378
Ar-Râzî 57 Bahâ’eddîn Kâni 71
Aslancuk Bey 95 Bahadır Sultân 188, 230
Asya 90 Bahârî 230
Orta Asya 85, 173, 175, 181, 183, 202, Bâharzî 180,182
213,277, 346, 365-66, 368,413-14 Bâkî 255, 372-73
‘Âşık Çelebi 184, 231, 243-48, 258, 354, Balat bkz. Miletos
368, 372, 374, 377-78, 383, 386, 389, Balıkesir 243, 245, 422
391, 393-98,400, 412-13, 420-22, 424- Bali Paşa 363
26 Balkanlar 96, 115,214, 275
‘Âşık Çelebi Tezkiresi 44 Basîrî 244, 421, 424-25,430-31
‘Âşık Paşa 79-80, 219 Basra 6
‘Aşıkpaşa Zaviyesi 220 Basuk 207
‘Âşıkpaşazâde 74,131, 207, 209, 210, 213 Başbakanlık Osmanlı Arşivi 48
‘Âşir Efendi 45 Battalnâme 10, 214
‘Â ş k î354,363, 390, 399 Bayat H an 200
At-Meydanı 245 Bayat, Ali Haydar 47
‘Atâ*î 105, 229-30, 354, 389 Bayatı 209
Atabcg Nusreddîn 36 Bayatlı Haşan 206
‘ Atâullâh Kirmanı 180 Baybars 87, 121
‘A ttâr 7, 12, 80, 100, 102 Bayburdlu Osman 210
*Avnî bkz. Fâtih Sultan Mehemmed Bayezid (1) bkz. Yıldırım Bayezid
Avnik 157 Bayezid Camii 243
Avrupa 41, 8 8 , 90, 94-96, 145, 157, 308, Bayezid Paşa (Vezir) 135,137, 139
339,348, 368 Bay-Hoca 207
Bayındır 200, 208, 21 1 Câmi'ul-Hıkâyât 155
Baykara bkz. Hüseyin Baykara Câmi'u'l-Elhân 36, 49, 51-52
Baykara M îr z i 192 Câmi'u’t-Tevârîh 197-98
Baysıngur-Tigin 216 Câmî-i Rûmî 366
Bazm u Razm 74 ,295-96 Câmiul-Hubûr der Mecâlis-i Sûr 253
Bebek 310 Candaroğlu 215
Bebek Köşkü 335 Candaroğlu İsmail Bey 55
Bedreddin Bey 380 Canım, Rıdvan 229
Behcetü’t-Tevârîh 141-42,144-48,205 Cebe A li Beg 195
Bektaşî 216 Cclâyirîlcr 125
Belgrad 74,394 Cem Sultân 212-14, 216, 384, 390-91, 396,
Bencheikh, J.fc. 6 422
hcng 5, 260 Cemali 106, 353
Bengü Bâde 283 Cemşîd u Hurşîd 9
Bermekîler 4 Ceneviz 76, 96, 119, 275
Beşiktaş Sarayı 291, 314, 336-37 Cenevizli(ler) 96,273
Beyini 191, 232 Cengiz Han 28, 144, 166, 174-75, 179-80,
Beypazarı 8 8 198, 20 0,209,216
Beyşehir 69 Cevheri 42 1,42 7,42 9
Beyşehir Gölü 69 Çevri 196
Bibliotheque Nationalc 290 Cezerî Kasım Paşa 9 8 ,3 8 4 ,3 8 8 ,4 1 4
Bîdârî 375 ayr. bkz. Safı
Bilecik 121 Cidde 255
biniş(ler) 334-39 Cihanşâh 144-45
Bizans 6 6 , 88-90, 115, 121, 203, 214-15, Clavijo (İspanyol elçisi) 159, 165-71
218-19 Curmagun 203
Boğaziçi 2 9 1 ,2 9 3 ,3 1 0 Cuveynî 86