You are on page 1of 2

Segregasyon

Katılaşma çekirdeklenme ve büyüme olaylarının gerçekleşmesiyle meydana


gelmektedir. Fakat gerçekte katılaşan sıvı içerisindeki kimyasal kompozisyon
sürekli olarak değişmektedir. Bu durumda genellikle son katılaşan sıvı metal
ilk katılaşan sıvı metale göre elementel açıdan daha zengindir. Sonuçta,
katılaşan metal makro ve mikro düzeyde kimyasal açıdan homojen değildir.
Bunun sonucunda oluşan yapıya segregasyon adı verilmektedir.
Segregasyonun kontrolü hem dökülen malzemenin kalitesini, hem de
malzemenin daha sonraki uygulamalardaki performansını arttırmak için
oldukça gereklidir. Her ne kadar haddelenecek bile olsa malzemenin yüzey
segregasyonlarına sahip olması mekanik özellikler de dahil olmak üzere
korozyon ve estetik özellikleri önemli ölçüde zarara uğratmaktadır. Bu
nedenle segregasyon oluşumunu engellemek ya da mümkün olduğunca
oluşumunu geciktirmek gerekmektedir.

Makrosegregasyon ve Mikrosegregasyon
Segregasyonlar mikro ve makro segregasyon olmak üzere iki gruba
ayrılabilmektedir.

Makrosegregasyon
Kimyasal kompozisyonun değişimi uzun mesafede gerçekleşiyorsa buna
makrosegregasyon denmektedir. Makrosegregasyon birkaç milimetreden,
santimetre ve hatta metre ölçeğinde kompozisyon farklılığına neden
olabilmektedir. Makrosegregasyona neredeyse tüm alüminyum döküm
yöntemlerinde rastlanabilmektedir. Makrosegregasyonun nedeni, katılaşma
sırasında ayrılmış olan (segrege olmuş) katı ve sıvının göreceli olarak hareket
etmesidir. Makrosegregasyonu önlemek için yapılan tüm çalışmalarda sıvı
akısı ve katı hareketini engellemek amaçlanmaktadır.

Mikrosegregasyon
Mikrosegregasyon kimyasal kompozisyonda kısa mesafede yani hücreler,
dendritler ya da taneler arasında meydana gelen değişimleri içermektedir.
Birçok alaşım elementinin katı haldeki çözünürlüğü, sıvı haldekine göre daha
azdır. Katılaşma sırasında, çözünen maddelerin bir kısmı henüz katılaşmamış
sıvı içerinde kalır ve bu durumda sıvı içeriği zenginleşir. Böylece ilk oluşan
katıdaki çözünen madde oranı oldukça az olur. Bu oluşan yapı
mikrosegregasyondur. Mikrosegregasyon oluşum mekanizması ile yüzey ve
merkez hattı segregasyonu açıklanabilir. Katılaşma sırasında, ara yüzeydeki
katı ile sıvı içindeki çözünen madde konsantrasyonu olan bölme katsayısının
(K) 1’den küçük olması halinde (K<1) çözünen madde atomları katılaşan
sıvıdan katı-sıvı ara yüzeyine doğru gönderilmektedir. Bu durum katılaşma
sırasında mikrosegregasyon oluşmasına neden olabilmektedir. Katılaşmanın
devam etmesi halinde sıvı içeriği çözünen maddece daha da zengin hale
gelmekte ve uzun mesafede çözünen maddece zengin olan
makrosegregasyon oluşmasına neden olabilmektedir.

İnklüzyon
Çelik üretim ve sürekli döküm prosesi esnasında metalik olmayan
inklüzyon oluşumu kaçınılmazdır. Bu süreçte oluşan inklüzyonlar iç
kaynaklı ve dış kaynaklı inklüzyonlar olmak üzere iki farklı kategoride
incelenir. İç kaynaklı inklüzyonlar, deoksidasyon, reoksidasyon ve
katılaşma reaksiyonları ile oluşurken, dış kaynaklı inklüzyonlar ise
refrakter, curuf gibi sistem dışı etkileşimler sonucu oluşmaktadır. Oksijen,
çelik üretim prosesinde en önemli inklüzyon kaynağıdır ve sıvı çelikte
atmosferik, tepe curufu ve refrakter kaynaklı olarak bulunmaktadır. Sıvı
çelikte oksit oluşumunun azaltılması ve katılaşma sürecinde CO gazı
oluşumunun engellenmesi için çözünmüş oksijenin mümkün olduğu kadar
düşük seviyede tutulması gerekir. İnklüzyonlar büyük oranda
deoksidasyon, sıvı çelik ile atmosfer, curuf ve refrakter etkileşimi sonucu
oluşur. Al ile deokside edilmiş çeliklerde çözünmüş oksijen ile Al’un
reaksiyonu sonucu alumina inklüzyonları oluşur. Alumina inklüzyonları,
yüksek oksijen seviyesinin veya hızlı çarpışmanın etkisiyle genellikle
dentritik yapıda bulunurlar. İnklüzyonların bir çoğu ise sıvı çelikte bulunan
serbest deoksidanların (Al, Ca, Mn) oksijenle tekrar oksidasyonu
(reoksidasyon) sonucu oluşur. Sıvı çelikte bulunan Al2O3 inklüzyonları çelik
üretim prosesinde deoksidasyon ve reoksidasyon kaynaklı olarak, MnS
inklüzyonları ise sürekli dökümde katılaşma sırasında oluşur. Al 2O3
inklüzyonları haddeleme sonrası dentritik kırılma, MnS inklüzyonları ise
haddeleme yönünde uzama göstererek nihai ürün mekanik ve fiziksel
özelliklerini olumsuz yönde etkilerler. Kalsiyum işlemi uygulanarak
inklüzyonların modifiye edilerek zararlı etkilerinin minimize edilmesi ve sıvı
çelikten uzaklaştırılması sağlanır. Metalik olmayan oksit inklüzyonları iç
kaynaklı inklüzyonlar (deoksidasyon ve reoksidasyon kaynaklı) ve dış
kaynaklı inklüzyonlar (curuf kaçması ve refrakter asınması kaynaklı)
olmak üzere ikiye ayrılır. İç kaynaklı inklüzyonlar, çelik üretim prosesinin
doğası gereği oluşan inklüzyonlar olduklarından minimize edilebilmekle
birlikte tamamen elimine edilmesi mümkün değildir. Dış kaynaklı
inklüzyonlar ise, daha ziyade işletme kaynaklı olduklarından kontrol altına
alınmaları mümkündür.

KAYNAK

İnklüzyon konusu: İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ


ENSTİTÜSÜ KALSİYUM İŞLEME İDEAL İNKLÜZYON MODİFİKASYONU
KOŞULLARININ BELİRLENMESİ VE PROSES OPTİMİZASYONU DOKTORA TEZİ
Yılmaz KAÇAR

Segregasyon konusu: T.C. GEBZE YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ


MÜHENDİSLİK VE FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ İKİZ MERDANE DÖKÜM
YÖNTEMİYLE ÜRETİLEN AA5XXX VE AA6XXX SERİSİ ALÜMİNYUM
ALAŞIMLARINDA SEGREGASYONLARIN KARAKTERİZASYONU YÜKSEK
LİSANS TEZİ Zeynep SİREL

You might also like