Professional Documents
Culture Documents
ÖNDE GELEN
SİNEMA \
ELEŞTİRMENLERİNİN
YORUMLARIYLA
1001 FİLM
ISBN 975 - 92722 - 4 - 5 80 YTL
80.000.000 TL
carena
ÖLMEDEN ÖNCE GÖRMENİZ GEREKEN
1001 FİLM
EDİTÖR GENEL EDİTÖR
B E L M A BAŞ STEVEN JAY SCHNEIDER
caretta
YAZARLAR
G eoff A n drew (GA), Time Out London'in Vincent Price'la yaptığı enine boyuna kitapları yayımlandı.
baş sinema editörü, National Film Theatre'in röportajın DVD kaydı, "Vincent Price: The
program sorumlusu ve sinema üzerine pek Sinister Image" adıyla piyasaya sürüldü. Chris Fujiwara (CFu), Jacques Tourneur:
çok kitabın yazarı. Bunların arasında Nicholas (AIIDay Entertainment) The Cinema o f Nightfall (Johns Hopkins UP)
Ray, 1980'ler ve 90'ların Amerikan bağımsız www.film sinreview.com'da Camp David adlı kitabının yazarı. Hermenaut dergisinin
sinemacıları ve Krzysztof Kieslowski'nin Üç bir köşesi var. yardımcı editörü ve The Boston Phoenix' in
Renk üçlemesi üzerine araştırmaları yer alıyor. düzenli yazarı.
Roumiana Deltcheva (RDe), doktorasını
Linda Badley (LB), Middle Tennessee Eyalet tamamlamış olarak Montreal-Kanada'da yeni Tom Gunning (TG), Chicago Üniversitesi
Üniversitesi'nde İngilizce profesörü; aynı medya teknolojileri üzerine bağımsız Sanat Tarihi Bölümü'nde kıdemli profesör ve
üniversitede sinema dersleri de veriyor. Film, araştırmalar yapıyor. Yayınlanmış sayısız Sinema ve Medya Komitesi üyesi. Fritz Lang:
Horror, and the Body Fantastic (Greenwood) çalışmasında totaliter rejim sonrası dönemde Allegories o f Vision and Modernity (BFI) ve
kitabının yazarı ve fantastik, bilimkurgu, Doğu Avrupa'yı tanımlayan kültürel D.W. Griffith and the Origins o f American
korku edebiyatı, sinema ve televizyon üzerine paradigmalar üzerine odaklanarak edebiyat, Narrative Film (University of Illinois Press)
yayınlanmış makaleleri var. sinema ve basında kültürler ve disiplinlerarası kitaplarının yazarı.
araştırmalarını ortaya koydu. Rahul Hamid (RH), New York Üniversitesi
Kathryn Bergeron (KB), Arizona
Üniversitesi'nde Görsel Sanatlar üzerine W heeler W inston Dixon (W W D ), Lincoln, Sinema Araştırmaları Bölümü'nde doktora
yüksek lisans yapıyor. Çalışmaları temel olarak Nebraska Üniversitesi'nde İngilizce profesörü öğrencisi; tezini İran sineması üzerine
sinemada ırk ve marjinalleşme temalarının ve Quarterly Review o f Film and Video hazırlıyor. Cineaste dergisi de dahil olmak
"temsil edilişi üzerine odaklanıyor. dergisinin Yazı İşleri Müdür Yardımcısı. üzere çeşitli yayınlarda çağdaş uluslararası
Yayınlanan çalışmalarından bazıları: Vision o f sinema üzerine yazılar yazdı.
Joanna Berry (JB), kariyerine Time Out'ta Paradise: Images o f Eden in the Cinema
sinema eleştirmenliği yaparak başladı ve daha Ernest Hardy (EH), sinema-müzik
(Rutgers UP) ve Film and Television After
sonra Empire dergisinin eleştiri yazıları eleştirmeni ve şair. Sundance Film
9/11 (Southern Illinois UP).
editörü oldu. The Observer, Maxim Magazine Festivali'nde jüri üyeliği yaptı ve çalışmaları
ve Radio Times' m da aralarında bulunduğu Dana Duma (DD), Bükreş'teki Hyperion New York Times, LA Times, Village Voice,
pek çok dergi ve gazeteye yazılar yazdı. Üniversitesi'nde ve Ulusal Sinema ve Tiyatro Rolling Stone ve Vibe'da yayınlandı. LAFÇA
Akademisi'nde sinema tarihi dersi veriyor. (Los Angeles Film Critics Association-Los
Edward Buscombe (EB), İngiliz Film Self-Portraits o f the Movie ve Gopo adlı Angeles Film Eleştirmenleri Derneği) üyesi.
Enstitüsü'nde yayın sorumlusu olarak görev kitapların yazarı ve çeşitli sinema ve kültür
yaptı. BFl'ın Sinema Klasikleri serisinde Bernd H erzogenrath (BH), An A rt o f
dergilerinde birçok makalesi yayımlandı.
Stagecoach ve The Searchers kitaplarının Desire: Reading Paul Auster (Editions Rodopi)
yazarı. 1970'ten itibaren dünya sinema Rachel D w yer (RDw), Londra Üniversitesi kitabının yazarı ve From Virgin Land to
tarihini ele aldığı kitabı Cinema Today, Doğu ve Afrika Araştırmaları Fakültesi (SOAS) Disney World: Nature and Its Discontents in
2003'te yayımlandı. Hindistan Araştırmaları Bölümü'nde okutman. the USA o f Yesterday and Today (Editions
Yayımlanan çalışmalanndan bazıları: Pleasure Rodopi) kitabının editörü. Halen Köln
G arrett C haffin-Q uiray (GC-Q), film and the Nation: The History, Politics and Üniversitesi'nde ders veriyor.
festivallerine sponsor oldu, TV ve sinema Consumption o f Public Culture in India (C.
tarihi dersi verdi, kitap, film, televizyon Pinney'le birlikte; OUP); Yash Chopra (BFI); M ark Holcomb (M H ), The Village Voice
yayınları ve kültürel etkinlikler üzerine Cinema India: The Visual Culture o f Hindi dergisinde ve çeşitli yayınlarda sinema üzerine
eleştiriler, çeşitli bilimsel makaleler, kitap Film (D. Patel'le birlikte; Rutgers, UP). yazılar yazıyor. Brooklyn, New York'ta
bölümleri ve bir de öykü yayınladı. yaşıyor.
Angela Errigo (AE), San Francisco Eyalet
Tom Charity (TCh), Time Out London Üniversitesi'nde sinema ve gazetecilik Anikö Imre (Al), Tacoma'da bulunan
dergisinin Sinema Editörü. John Cassavetes: öğrenimi gördü. Serbest yazar ve yayıncı; Washington Üniversitesi Disiplinlerarası Sanat
Life Works (Omnibus Yayınları) ve The Right Empire dergisi için yardımcı editörlük, BBC ve Bilimler Bölümü'nde sinema araştırmaları
S tuff {BFI) adlı kitapların yazarı. Radio 2'deki Arts programı için film eleştirileri dersleri veriyor. Doğu ve Orta Avrupa
yapıyor. sinemaları, sinemada ırk ve cinsiyet, şiddet ve
Travis Craw ford (TCr), Philadelphia Film sömürgecilik sonrası dönem üzerine
Festivali'nin küratörü. Onun hazırladığı "New Chiara Ferrari (CFe), Los Angeles-California makaleleri yayınlandı.
Korean Cinema" ve "Danger After Dark" Üniversitesi'nde Sinema TV ve Dijital Medya
adlarını taşıyan festival programları Asya tarzı Bölümü'nde doktora öğrencisi. Araştırmaları Jyotsna Kapur (JKa), Güney Illinois
sinemacılığın en başarılı örneklerine ışık tuttu. arasında kültür, medya ve toplum, Latin Üniversitesi Sinema ve Fotoğrafçılık
Film Comment, The Village Voice ve Amerika sineması, yeni medya kuramı yer Bölümü'nde ders veriyor. En son hazırlamakta
Fangoria'da yazdı; Filmmaker'la Moviemaker alıyor. olduğu çalışma, çağdaş Amerikan çocuk
dergilerinin sürekli yazarı. sinemasında çocukluğun yeniden
Cynthia Freeland (CFr), Houston tanımlanması, çocuk ve televizyon üzerine
Adrian Danks (AD), RMIT Üniversitesi Üniversitesi'nde felsefe doçenti ve Kadın genel tartışmalar, çocuklara yönelik
(Avustralya) Uygulamalı İletişim Fakültesinde Araştırmaları Bölümü yöneticisi. Antik felsefe pazarlama taktikleri hakkında bir araştırma
Sinema Araştırmaları Bölüm Başkanı. Halen ve estetik üzerine pek çok çalışması kitabı.
Melbourne Sinemateki'nin başkanı, yayınlanmış olan Freeland, The Naked and
küratörlerinden biri ve sanal dergi Senses o f the Undead: Evil and the Appeal o f Horror Philip Kemp (PK), yazar ve sinema tarihçisi.
Cinema'nın eki Cfeg'in editörlerinden. (Westiview Press) ve But is it art? (OUP) Sight and Sound, Total Film, International
kitaplarının yazarı ve Philosophy and Film'in Film Guide vb. yayınlara düzenli olarak yazı
Ethan de Seife (EdeS), Wisconsin-Madison de (Routledge) editörlerinden biri. yazıyor. Lethal Innocence: The Cinema o f
Üniversitesi'nde doktora öğrencisi. Halen Alexander Mackendrick (Heinemann)
Jean-Michel Frodon (J-MF), günlük kitabının yazarı; Michael Balcon ve Coen
Frank Tashlin filmleri üzerine bir doktora tezi
hazırlıyor. Fransız gazetesi Le M onde'un sinema editörü kardeşler hakkındaki kitapları üzerinde
ve Institut de Sciences Politiques'de ders çalışmalarını sürdürüyor.
David Del Valle (DDV), Films and Filming veriyor. L'Exception adlı sinema derneğinin
(Britanya) ve L'Ecran Fantastique (Fransa) kurucusu; aralarında L'Age Moderne du James Kendrick (JKe), Bloomington'daki
dergilerinin Hollywood muhabirliğini yaptı. Cinéma Français (Flammarion), La Projection Indiana Üniversitesi İletişim ve Kültür
Video Watchdog, Psychotronic, Films in Nationale (Odile Jacob) ve Conversation avec Bölümü'nde öğretim üyesi. Araştırma alanları
Review, Scarlett Street vb. dergilerde yazdı. Woody Allen'in (Plon) da bulunduğu çeşitli içerisinde medyada şiddet, kült filmler, korku
filmleri ve post-klasik Hollywood sinema tarihi Life's Lottery yer alıyor. and Sound, Film Comment vb. gibi yayınlar
yer alıyor. Aynı zamanda için de yazılar yazıyor. Kitapları arasında
www.QNetwork.com sitesine düzenli olarak Devin Orgeron (DO), Kuzey Carolina
Atom Egoyan (BFI) ve yazılarını topladığı
film eleştirileri yazıyor. Eyalet Üniversitesi'nde Sinema Araştırmaları
Short Orders bulunuyor.
doçenti. Road Pictures: The Transportation o f
Joshua Klein (JKI), serbest yazar; American Cinema adında bir kitap hazırlıyor. Jonathan Rosenbaum (JRos), Chicago
Chicago'da yaşıyor. DVD'ler üzerine Yazıları CineAction, COIL, Film Quarterly, Reader'm film eleştirmeni; son olarak Abbas
hazırladığı köşe yazıları Chicago Tribune, College Literature ve Post Script'te Kiarostami (Mehrnaz Saeed-Vafa'yla beraber
Washington Post ve The Onion'da yayınlandı. yayımlandı. Illinois Üniversitesi Yayınları), Dead Man (BFI)
ve Movies as Politics (California Üniversitesi
M ikel J. Koven (M K ), Aberystwyth'deki M arsha Orgeron (M O ), Kuzey Carolina
Yayınları) adlı kitaplara imza attı.
Galler Üniversitesi'nde Sinema ve Televizyon Eyalet Üniversitesi'nde Film Araştırmaları
Araştırmaları üzerine ders veriyor. Pocket doçenti. Halen üzerinde çalıştığı kitap, sinema M artin Rubin (MR), Chicago'da bulunan
Essentials Guide on Blaxploitation Films endüstrisinin Amerikan kültürü üzerindeki Gene Siskel Film Merkezi'nde film
kitabının yazarı ve şu sıralar giallo filmleriyle etkisini konu alıyor. Cinema Journal, programları hazırlıyor. Busby Berkeley
ilgili bir araştırma üzerinde çalışıyor. American Literature, Quarterly Review o f (Columbia UP.) ve gerilim filmleri (Cambridge
Film & Video ve COIL'de yazıları yayımlandı. UP) üzerine kitaplar yazdı.
Karen Krizanovich (KK), aralarında
Empire, NME, Word magazine, MS London Corinne Oster (CO), kısa süre önce Marc Siegel (MS), kaçıklık kuramı ve
ve Cosmopolitan UK"\n de bulunduğu çok Amherst'teki Massachusetts Üniversitesi deneysel sinema üzerine yazılar yazıyor. Şu
çeşitli yayınlar için film eleştirileri yazdı. Karşılaştırmalı Edebiyat Bölümü'nde çağdaş sıralar Berlin'de bulunan Özgür Üniversite'de
Fransız kadın sinemasında marjinalliğin yeni Misafir Öğretim Görevlisi olarak Sinema
Andrea F. Kulas (AK), kısa bir süre önce temsilleri üzerine doktora tezini tamamladı. Araştırmaları dersi veriyor.
Arizona Üniversitesi'nde Medya Sanatları'nda
yüksek lisansını tamamladı. Ridley Scott: R. Barton Palmer (RBP), Yale Adam Simon (AS), yazar ve yönetmen;
Interviews (University Press of Mississippi) Üniversitesi'nde (Ortaçağ Araştırmaları) ve çalışmaları arasında Braindead (1990),
kitabının editörlerinden biri. New York Üniversitesi'nde (Sinema Carnosaur (1993), The Typewriter, The Rifle
Araştırmaları) doktora yaptı. Clemson and the Movie Camera (1996), The America<
Frank Lafond (FL), Fransa'daki Lille Üniversitesi'nde Calhoun Lemon kürsüsünde Nightmare (2000) ve Bones (2001) yer alıyor
Üniversitesi'nde doktora öğrencisi; estetik edebiyat profesörü; aynı zamanda Güney
üzerine çalışıyor. Korku filmleri ve kara filmler Carolina Sinema Enstitüsü'nün yöneticisi. Peter Stanfield (PS), İngiltere'de bulunan
üzerine makaleleri yayımlandı; modern Hollywood sineması ve sinema kuramı Southamton Enstitüsü'nde Medya Sanatları
Amerikan.korku filmleri üzerine bir kitabın üzerine yayımlanmış eserleri arasında alanında kıdemli öğretim üyesi. Kitapları
(Cauchemars américains) editörlüğünü yaptı. Hollywood's Dark Cinema: The American arasında Hollywood, Westerns and the
Aynı zamanda Rendez-vous avec la peur adlı Film Noir (Twayne) yer alıyor. 1930s: The Lost Trail (Exeter Üniversitesi
yıllık derginin de editörü. Yayınları) yer alıyor.
Richard Peña (RP), Columbia
Colin MacCabe (CM ), Pittsburgh Üniversitesi'nde Sinema Araştırmaları doçenti David Sterritt (DS), The Christian Science
Üniversitesi'nde İngiliz Dili ve Sinema kıdemli ve Lincoln Center Sinema Derneği'nin M onitor'\n film eleştirmeni, Long Island
profesörü. Godard: A Portrait o f the Artist at program yönetmeni. Ünivesitesi C.W. Post Kampüsü'nde Tiyatro
70 (Ocak 2‘0 04'te yayınlandı), The Eloquence ve Sinema profesörü, Columbia Üniversitesi
o f the Vulgar (BFİ) ve James Joyce and the M urray Pomerance (MP), Ryerson Sinema Araştırmaları Fakültesi'nin bir üyesi v<
Revolution o f the Word (2. baskı, Palgrave) Üniversitesi'nde profesör ve Sosyoloji Bölümü Columbia Üniversitesi Sinema ve
en son yayımlanan kitapları. Başkanı. Kitapları arasında Ladies and Disiplinlerarası Yorum Semineri'nin başkanı.
Gentlemen, Boys and Girls: Gender in Film at
Adrian M artin (AM ), The Ag e'in film the End o f the Twentieth Century (State Adisakdi Tantim edh (AT), yazar ve
eleştirmeni, The Mad Max Movies (Currency), University of New York Press) ve Sugar, sinemacı. BBC için radyo oyunları ve
Once Upon a Time in America (BFI) ve Spice, and Everything Nice: Cinemas o f televizyon metinleri, İngiltere ve Hollywood
Phantasms (Penguin) kitaplarının yazarı ve Girlhood (Wayne State UP) bulunuyor. için aralarında BAFTA ödüllü Zinky Boys Go
Movie Mutations (BFI) ile Rouge'un da Underground'm da bulunduğu çok sayıda
American Decades serisinin (Rutgers UP)
(www.rouge.com.au) editörlerinden biri. senaryo yazdı. Son olarak Open House adlı
editörlerinden biri.
Monash Üniversitesi Sanat ve Tasarım bir kısa film gerçekleştirdi.
Fakültesi'nde doktora öğrencisi. Phil Powrie (PP), Newcastle Üniversitesi
M ichael Tapper (M T), Film International'ır
Sinema ve Medya Araştırmaları Merkezi'nin
Ernest M athijs (EM), Aberystvvyth'teki editörü. Aralarında Lars von Trier:
yöneticisi. Fransız sinemasına ilişkin pek çok
Galler Üniversitesi'nde sinema dersleri veriyor. Interviews'^n de (Mississippi Üniversitesi
çalışması var; sonuncusu Jean-Jacques Beineix
Son araştırma konuları: David Cronenberg, Yayınları) bulunduğu pek çok eserde imzası
üzerine (Manchester UP).
Benelux ülkelerinin sineması, Yüzüklerin var.
Efendisi'nin kültürlerarası etkisi. Bérénice Reynaud (BR), Nouvelles Chines,
Ella Taylor (ET), LA Weekly'nin film
nouveaux cinémas (Editions du Jeu de
Annalee N e w itz (AN), Bad Subjects adlı eleştirmenlerinden. Eski bir öğretim görevlisi
Paume) ve A City o f Sadness (BFI) kitaplarının
internet dergisinin kurucusu ve White Trash: olan Taylor ayrıca her çeşit gazete ve dergide
yazarı. California Sanat Enstitüsü'nde ders
Race and Class in America'yla (Routledge) sinema yazıları yazdı.
veriyor.
The Bad Subjects Anthology (New York UP) G inette Vincendeau (GV), Warwick
kitaplarının yazarı. Çalışmaları Feed, Gear, David Robinson (DR), The Times' in
Üniversitesi'nde Sinema Araştırmaları
Alternative Press Review, New York Press, (Londra) eski sinema eleştirmeni, bağımsız
profesörü. Jean-Pierre Melville: An American
The San Francisco Bay Guardian'da ve çeşitli sinema tarihçisi ve Giornate del Cinema
in Paris (BFI), Fransız sineması üzerine yazdığ
akademik dergilerde yayımlandı. Muto'nun (Pordenone Sessiz Film Festivali)
son kitaplar arasında.
yöneticisi. Yayımlanmış pek çok çalışması
Kim N ewm an (KN), roman yazarı, eleştir arasında World Cinema 1895-1980 (Eyre K.A.W innick (KW), film eleştirmeni. Los
men ve radyo-TV programcısı. Nightmare Methuen) ve From Peepshow to Palace: The Angeles'ta yaşıyor.
Movies (Bloomsbury), W ild West Movies Birth o f American Film (Columbia UP) yer
(Bloomsbury), Apocalypse Movies (Griffin) ve alıyor. Josephine W oll (JW), Howard
BFI Classics: Cat People kitaplarının yazarı; Üniversitesi'nde ders veriyor ve Rus sineması
The BFI Companion to Horror (Continuum) Jonathan Romney (JRom), The ve edebiyatı üzerine yazılar yazıyor;
kitabının editörü. Romanları arasında The Independent gazetesinin pazar ekinde sonuncusu: Real Images: Soviet Cinema and
Nioht Mavor. Anno Dracula. The Quorum ve sinema eleştirileri yazmanın yanı sıra, Sight Thaw (I.B. Tauris).
CARETTA KİTAPLARI 3
1001 FİLM
1. Baskı, Çin - Eylül 2005
2. Baskı, Çin - Eylül 2006
Kitabın ilk basımı, ABD ve Kanada İçin, Barron's Educational Sériés, Inc.
tarafından 2003 yılında yapılmıştır.
QUINTET BOOK
Copyright © 2003 Quintet Publishing Limited
Her türlü yayın hakları saklıdır. Bu kitapta yer alan metinler ve fotoğraflar,
Caretta Reklam'ın, yazarın ve fotoğrafçıların izni olmadan kullanılamaz.
Kitabın tamamı ya da bir bölümü, ilgili kişilerden izin alınmadan fotokopi
dahil, optik, elektronik ya da mekanik herhangi bir yolla kopyalanamaz,
çoğaltılamaz, basılamaz, yayımlanamaz.
İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ 6
TÜR DİZİNİ 12
FİLMLER 26
FİLM DİZİNİ 950
YÖNETMEN DİZİNİ 956
FOTOĞRAF BİLGİLERİ 959
ÖNSÖZ
■|t could be
the most
terrifying
motion
picture
I have
ever made!"
- . va xv_<.
i - worried
THE GRADUATE
SCREENPLAYBV
ANNE BANCROFT SONDUSTIN
GSBY
HOFFMAN • KATHARINE ROSS
PERFORMEDBY
CALDER WILLINGHAM BUCK HENRY PAUL SIMON SIM ON... GARFUNKEL
PRODUCEDBY DIRECTEDBY
LAW RENCE TURMAN MIKE NICHOLS TECHNICOLOR-PANAVISION ’ e S ? T
burger çeker" demez mi? Burada mesele şu ki, film tercihleriniz ağırlıklı olarak kabul
görmüş dünya klasiklerine (Yurttaş Kane'lere, Rashomon'lara. Kızgın Boğa'lara, Po-
temkin Zırhlısı'na) ya da Avrupa sanat sinemasına (L'Awentura'lara, Hiroshima mon
Amour'lara, Paris'te Son Tango'lara) dayanıyor olsa bile an gelir tamamen farklı İçerik
te bir film, belki hasılat rekorları kıran bir Hollywood yapımı (Jurassic Park, The Empire
Strikes Back, Titanic), belki tuhaf bir Underground film (Scorpio Rising, Flaming Cre-
atures, Hold Me While Tm Naked) ya da bir kült (El Topo, Seconds, Slacker, Mondo
cañe, Tetsuo) izlemek istersiniz. Biz de bunu göz önünde tutarak bu kitabı, (genelde
ya da kendinizi yeni bir şeyler denemeye hazır hissettiğiniz o günlerde) sinema zevki
niz ne yönde olursa olsun, her çeşnisi lezzetli bir menü olacak şekilde hazırlamayı ken
dimize başlıca görev edindik.
Nihayet listeyi "sadece" 1001 'e indirgemek için yapmamız gereken en son ve acı
verici elemeleri yaptıktan sonra bizim için geriye kalan son adım, saygın yazar grubu
muzun getirdiği öneri ve geribildirimlere dayanan sonuçlara birazcık ince ayar yapmak
tı. Yazarlarımızın ortak deneyimlerinin, uzmanlıklarının ve sinema filmlerini izlemeye,
tartışmaya, yazmaya yönelik tutkularının da ortaya koyduğu gibi, hiçbir "tüm zaman
ların en iyileri" listesinin kusursuz (her ne demekse) ya da tamamen tartışmasız (bu çok
sıkıcı olmaz mıydı?) olması söz konusu değildi; yine de elinizde tuttuğunuz kitap, söz
konusu yazar grubunun nitelikleri sayesinde, emin olun, mümkün olabileceği kadar iyi.
Öte yandan, özenle oluşturulan bu liste kadar, listede yer alan 1001 filmin her birine
eşlik eden, konuya ilişkin önemli ayrıntılarla derinlikli yorumları, kültürel-tarihsel bağla
:h o w
mı ve ilginç malumatfuruşlukları (Apocalypse Now'i aslında George Lucas yönetecek 114-FA-!
ti? Bilen var mıydı?) büyük bir incelikle harmanlayan özlü, özenli, teşvik edici değerlen
dirmeler de kitabı bu kadar özel kılıyor. Değerlendirme yazılarının böylesine rahat haz
medilir oluşu sizi yanıltmasın. Casablanca (Kazablanka), The Searchers (Çöl Aslanı)
ya da La règle du Jeu (Oyunun Kuralı) gibi bir film hakkında yalnızca 500 sözcükle;
Boogie Nights (Ateşli Geceler), Vlskingar och rop (Çığlıklar ve Fısıltılar) ya da The
N ight o f the Hunter (Caniler Avcısı) hakkında yalnızca 350 sözcükle veya Marketa
Lazarovâ, The Pianist (Piyanist) ya da C/éo de 5 à 7 (5 ‘ten 7'ye Cleo) hakkında 200
sözcükle esaslı ve İlgi çekici bir yazı yazabilmek kesinlikle yetenek ister (dahası
bunun bir sanat olduğunu bile söyleyebiliriz). Her nasılsa bu yazarlar büyük bir tutar
lılıkla bunu gerçekleştirmeyi, hem de müthiş bir biçimde gerçekleştirmeyi başardılar.
Bu kitap üzerinde kendi çalışma deneyimime dayanarak ancak şunu söy
leyebilirim: Kişisel favorim olan pek çok filmi listede es geçmek zorunda kalmanın
acısını, bu kadar çok muhteşem sinema yazarının kaleme aldığı bu kadar çok müthiş
film yazısı okumanın ve sinema tarihi, gelenekleri ve gizli hâzineleri hakkında daha ön
tJ AnwasnoDOfSTUNcmsKUB
ce hiç bilmediğim şeyler öğrenmenin zevkiyle fazlasıyla giderdim. Bu kitabın sayfaların AHOTOKUM*
WHOW0WD«Y» SUIM Xl
da değerlendirilen ve hakkı teslim edilen 1001 filmin tamamını zaten izlemiş olsanız Ahu-«rANC Lí£
bile (bundan cidden kuşku duysam da, yine de tebrikler), eminim burada onlarla ilgili CROUCHING TIGER
yazılanları okumanın inanılmaz faydasını göreceksiniz. HIDDEN DRAGON
Ama zaman akıp geçiyor... Dolayısıyla hemen okumaya başlayın ve izlemeye
devam edin!
• • •
Jungle Book, The 483 Beverly Hills Cop 713 Natural Born Killers 838 Total Recall 799
Kid Brother, The 71 Big Red One, The 670 Once Upon a Time in China Touch o f Zen, A 505
Lion King, The 836 Blade Runner 684-685 799 Untouchables, The 756
M uppet Movie, The 660 Braveheart 850 Oldboy 934-935 W o Hu Cang Long 912-913
M y Fair Lady 433 Captain Blood 126 Peking Opera Blues 742 W ong Fei-Hung 799
Night at the Opera, A 127 Captains Courageous 138 Planet o f the Apes 490 W u Du 640
- Les Chinatown 588-589 Last Wave, The 625 Soldaat Van Oranje 638
431 Constant Gardener, The 949 Lola Rennt 885 Soldier o f Orange 638
İngilizce adı: A Trip To The Moon nüstü kabul edilen özel efektleri yaratan bir görüntü yönetmeni olarak da katkıda
bulundu. Bu ilk gerçek bilimkurgu filmini, daha sonra türün tamamını ve doğal
olarak en ünlü örneklerini etkilemiş olan o geleneklerin çıkış noktası
nı merak eden sinemaseverler kaçırmamalı.
Müzik: Alfredo Antonini, Giuseppe olduğunu unutması amaçlanıyordu. Georges Méliès'in tarzına yakın duran Caligari
Becce, Timothy Brock, Richard ise sürekli olarak gerçekliği abartan ya da karikatürce eden stilize, büyülü, teatral
Marriott, Peter Schirmann, Rainer efektler kullanıyordu. Filmde devlet memurları gülünç derecede yüksek tabureler
Viertlböck
de oturuyor; duvarlar ve insan yüzleri boyayla gölgelendirilmiş; tüm dekorlara eğ
Oyuncular: Werner Krauss,
Conrad Veidt, Friedrich Feher, Lil ri büğrü, keskin hatlı siluetler hakim; dış mekanların resim olduğu apaçık ortada;
Dagover, Hans Heinrich von dekorlar ve oyunculuk histerik denecek kadar stilize ve gerçekdışı.
Twardowski, Rudolf Lettinger, Senaristler Carl Mayer ve Hans Janowitz, çığırından çıkmış bir dünyada ge
Rudolf Klein-Rogge
çen bir film tasarlamış. Yönetmen Robert Wiene'yle dekor tasarımcıları Hermann
İngilizce adı: The Cabinet o f Dr. Warm, W alter Roehrig ve W alter Reimann da her sahneye beklenmedik olaylar
Caligari koyup ara yazılarıyla öyküyü desteklemiş. Yapımın ilk aşamalarında projede yönet
men sıfatıyla yer alan Fritz Lang, bu düşün
celere karşı çıkarak, biraz 'açıklama' yapıl
mazsa filmin radikal üslubunun izleyicileri
zorlayacağını söylemiş. Lang'ın tasarladığı
çerçeve öyküde, kahraman Francis (Fried
rich Feher) hipnotizmacı şarlatan Dr. Cali
gari'nin (Werner Krauss), onun zombileş-
miş uyurgezer kölesi Cesare'ın (Conrad Ve
idt) ve döküntü Holstenwall kasabasındaki
bir dizi cinayetin öyküsünü anlatır.
Filmin sonunda anlaşılır ki Francis aslın
da bir akıl hastanesindedlr ve The Wizard
o f Oz'dakl (Billur Köşk/Oz Büyücüsü) gibi
gündelik yaşamındaki İnsanları, hayalinde
canlandırdığı öyküye dahil etmektedir. Bu
da ana öyküde aklını kaçırmış bir hastane
yöneticisi olarak resmedilen Dr. Caligari'nin
aslında kahramanımıza yardım etmeye çalı
şan nazik bir adam olduğunu ortaya koy
ması açısından, filmin otorite karşıtı duruşu
nu baltalar. Bununla birlikte, çerçeve öykü
deki akıl hastanesi dekoru, geriye dönüş
sahnelerinde karşımıza çıkan ve 'gerçek ol
mayan' akıl hastaneslnlnkiyle aynıdır; bu da
sırf Francis'ln ayraç içinde verilen öyküsü
nün değil, filmin tamamının inandırıcılığını
bir şekilde zedeler. Aslında dışavurumcu
imgelemini bir delinin hayalleri olarak su-
nan film, bu haliyle tüm modernist sanatları deli saçması olarak gören tutucu ke
simlere bile hitap edebiliyordu.
Birlikte çalıştığı kişilerin çoğundan daha az yenilikçi olan Wiene, üst üste bin
dirilen ve 'Caligari olması gerektiğini' bildirerek Krauss'u delirten direktifleri geriye
dönüş içinde geriye dönüşle sunduğu sahne dışında, sinema tekniğinden beklen
medik ölçüde az yararlanıyor. Tümüyle tiyatronun araçlarından medet uman film
de, kamera sahneyi tam ortadan görüntülüyor, her türlü hareket ve etkileşim
oyunculardan (özellikle Veidt'tan) bekleniyor. Lang’ın katkısıysa filme tuhaf bir
melezlik kazandırmış: yeniliklerini takdir eden üst sınıf izleyicilere göre bir sanat fil
mi, ama aynı zamanda güzel bir yutturmacası olan bir korku filmi. Panayır göste
rilerini andıran atmosferiyle, hain hipnozcu deli bilim adamıyla ve filmin kadın kah
ramanını kaçıran dar giysiler içindeki canavarıyla Dr. Caligari'nin Muayenehanesi
korku türünün ilk önemli örneklerinden biri. Tod Browning'in Dracula'sı ve James
VVhale'in Frankenstein't (ikisi de 1931 yapımı) gibi filmlerin temel taşları olacak im
ge, tema, karakter ve yüz ifadeleri ilk kez bu filmde kullanıldı. KN
BROKEN BLOSSOMS (1919)
Kırık Tomurcuklar/Kırık Çiçek
D.W. Griffith, sinema tarihinde, belki biraz abartılmış olsa da tartışmasız bir
yer tutuyor. Onun katkıları olmasaydı Amerikan (ve dünya) sineması kuşkusuz çok
farklı bir şey olurdu. The Birth o f a Nation (Bir Ulusun Doğuşu. 1915) ve Intoleran
ce (Hoşgörüsüzlük, 1916) öyküleme ve kurgu konusundaki ustalığıyla haklı olarak
yönetmenin en ünlü filmleri. Ancak 1919'da çektiği Kırık Tomurcuklar da en İyi
filmlerinden biri ve kesinlikle göze en hoş görüneni.
Kırık Tomurcuklar William Beaudine'ln Mary Pickford'lı filmi Sparrows' la birlik
te Hollywood'da 'yumuşak tarz' olarak bilinen türü örnekliyor. Bu tarz filmlerde
görüntü yönetimi önem kazanır. Görüntü yönetmenleri yıldız oyuncuların güzellik
lerini pürüzsüzleştlrmek, vurgulamak ve altını çizerek belirtmek İçin bulabildikleri
her şeyden yararlanır: pudralı makyaj, özel ışıklandırma araçları, merceğe sürülen
yağ ve hatta stüdyonun tavanından sarkan yarı saydam tüller. Kırık Tomurcuklar
da ölümsüz Lillian Gish'ln yüzü, kelimenin tam anlamıyla neredeyse ilahi bir ışıkla
ABD (D.W. Griffith)
6,013ft, Sessiz, SB (hafifçe parıldar ve ekrandaki diğer her şeyi gölgede bırakır.
boyanmış sahneleri var) Kırık Tomurcukların İnsanın aklını başından alan güzelliği ancak filmi izleyin
Yönetmen: D.W. Griffith ce anlaşılabilir. Glsh ve onunla başrolü paylaşan kusursuz Richard Barthelmess sis,
Yapımcı: D.W. Griffith karanlık ara sokaklar ve gizemli, 'oryantalist' setlerle tasarlanmış bir Londra'da bü
Senaryo: Thomas Burke, D.W. yülü bir biçimde süzülür. Filmin yasak aşkı konu alan basit öyküsü Joseph Strlnger'-
Griffith
ın ortaya koyduğu muhteşem, gizemli yapım tasarımıyla bütünleşir. Bu filmin bir
Görüntü Yönetmeni: G.W,
Bitzer benzeri daha yoktur.
Müzik: D.W. Griffith Gish ve Griffith birlikteliği, Amerikan sinemasının en verimli ortaklıklarından
Oyuncular: Lillian Gish, Richard biri: ikili Intolerance, The Birth o f a Nation, Orphans o f the Storm (iki Yetime/Fır-
Barthelmess, Donald Crisp, Arthur tına Çocukları) ve Way Down Easfte de (Doğu Yolu) birlikte çalıştı. Bu yönetmen-
Howard, Edward Peil Sr., George oyuncu eşleşmesi Scorsese-De Niro, Kurosawa-MIfuneve Leone-Eastwood birlikte
Beranger, Norman Selby
likleri kadar önemlidir. Hatta tüm bu diğer birlikteliklerin, Grlfflth-Glsh birlikteliğine
göre değerlendirilmesi gerektiği söylenebilir.
Griffith öykünün sıradanlığıyla, filmin geçtiği ortamdaki diz boyu sefalet (bü
yük bölümü afyonkeşlerin İzbe mekanlarında
ve rıhtım kenarı batakhanelerinde geçiyor)
arasında kusursuz bir denge tutturmuş. Bi
çimle İşlev arasında böylesl bir dengeyi ancak
Griffith kadar hünerli, kendinden emin bir yö
netmen kurabilirdi ve bu filmde yetenekleri
nin doruğunda. Gündelik olanla sıradışı olan
arasındaki gerilim filmi sürüklüyor ve sinema
tarihindeki yerini garantiliyor. EdeS
WAY DOWN EAST (1920) ABD (D .W . G riffith )
100dk, Sessiz, SB
D.W. Griffith, o zamana dek yapılmış en kârlı filmlerden biri olan The Birth o f Yönetmen: D .W . G riffith
a Nation'ın (Bir Ulusun Doğuşu, 1915) hemen ardından, daha çok sinema izleyici Senaryo: A n th o n y Paul Kelly,
sinin değişen taleplerine ayak uyduramaması yüzünden kariyerinde düşüşe geçti Joseph R. G rism er, D .W . G riffith
Joseph R. Grismer ile William A.
ğini gördü. Griffith, kadının iffetinin tehdit edildiği hikayeleri işleyen Viktoryen me
Brady'nin Way Down East ve Lottie
lodramları perdeye taşıma konusunda uzmanlaşmıştı. Bununla birlikte, 1920'ye Blair Parker'in Annie Laurie isimli
gelindiğinde, izleyici namusun kurtarılması ya da korunması konularına daha az il oyunlarından
gi göstermeye başlamıştı. Hikayeye yeni bir soluk katma ve onu çok başarılı bir fil Oyuncular: Lillian Gish, Richard
Barthelm ess, Low ell Sherm an, Burr
me dönüştürebilme yeteneği bir tarafa, Griffith'ln 1890'ların tiyatro melodramı
M cIn to sh , Kate Bruce, M a ry Hay,
Way Down East’i (Doğu Yolu) sinemaya uyarlamaya karar vermesi, bu yüzden bir C reighton Hale, Emily Fitzroy,
sürpriz oldu. Porter S trong, G eorge Neville,
Anna Moore (Lillian Gish), New England'daki küçük köyünü terk edip varlıklı Edgar Nelson
Fransa
LA SOURIANTE MADAME BEUDET (1922)
54dk, Sessiz, SB Güler Yüzlü Madam Beudet
Yönetmen: Germaine Dulac
Senaryo: Denys Amiel, André Germaine Dulac'ın ünlü filmi, hem feminist hem de deneysel sinemanın ilk ör
Obey
neklerinden biri kabul edilir. Film, boğucu bir burjuva evliliğinde kapana kısılmış, sı
Görüntü Yönetmeni: Maurice
kılan bir taşralı ev kadınının hayatını konu alıyor. Güler Yüzlü Madam Beudef'nin
Forster, Paul Parguel
en büyüleyici yönü, filme adını veren ev kadınının (Germaine Dermoz) monoton
Oyuncular: Alexandre Arquillière,
Germaine Dermoz, Jean d'Yd, varoluşunun sınırları dışındaki bir yaşamı hayal ettiği ayrıntılı rüya sekansları. Dulac,
Madeleine Guitty radikal özel efektler ve kurgu tekniklerinin yardımıyla dönemin avangard estetik
anlayışının bazı ilk örneklerini birleştirerek, Madam Beudet'nin düş yaşamının zen
gin ve canlı kadınsı gücünü, kocasıyla (Alexandre Arquillière) paylaştığı hayatın
kasvetiyle dengeliyor. Fantezi yoluyla özgürleşme potansiyelinin karmaşık görsel
ayrıntıları (yüzünde gülümseme yaratabilen tek şey), kocasının gündüz düşlerinde
de görünmesiyle kısa kesilince, elinde olası tek çözüm yolu kalır: onu öldürmek.
Madam Beudet'nin film in sonunda kocasının hayatına kastedip başarısız ol
ması, Mösyö Beudet'nin, karısının kendisine karşı isyanının farkına varmasıyla bile
ödüllendirilmediği için, ne yazık ki yanlış anlaşılır. Sonuç olarak, Dulac kadınların
ataerkillik içindeki bunaltıcı yabancılaşmasına açıkça dikkat çekmekle kalmaz, da
ha da önemlisi, izleyicilerine radikal ve öznel bir dişi perspektifi sunmak için, o gün
lerde hâlâ yeni bir mecra olan sinemayı kullanır. Bu da filmin, 1972'de New
İngilizce adı: The S m iling M a d a m e York'ta gerçekleştirilen ilk Kadın Filmleri Festivali programında yer almasıyla sonuç
Beudet
lanmıştır. CO
DR. MABUSE, DER SPIELER (1922)
Dr. Mabuse, Kumarbaz
iki bölümden oluşan bu destansı film, 1922'de Almanya'da büyük bir ticari
başarı elde etti. Şüphesiz bunun sebebi, ne var ne yoksa İçine katılmış olmasıydı:
gerilim, korku, politika, hiciv, cinsellik (çıplak sahneler dahil!), sihir, psikoloji, sanat,
şiddet, kaba güldürü, özel efektler. Fantoma'nın, hatta Fu Manchu'nun macerala
rı, gerçeküstüyle ucuz edebiyat arasındaki bir cehennemde geçtiği halde, Dr. Ma
buse başlangıçtan beri sırf tantanalı bir gerilim olarak değil, bin bir surat süper kö
tü adam figürünün dönemin gerçek kötülerini temsil ettiği politik mesaj kaygılı bir
eser olarak düşünülmüştü.
Filmin her iki bölümünün de 'çağımız'a vurgu yapan alt başlığı ( ‘Büyük Ku
marbaz: Çağımızın Aynası' ve ‘Cehennem: Çağımızın insanı') film in başında açığa Almanya Uco-Film/ Ullstein/
çıkan noktanın altını çizer. İlk sahnelerde, Mabuse'nin çetesi, İsviçre-Hollanda ara Universum
95dk (bölüm 1)
sında yapılan bir ticari anlaşmayı çalar: Gizil bilgilerden yararlanmak için değil, bor-
100dk (bölüm 2)
sada geçici bir panik yaratarak silindir şapka-kürk mantoyla karikatürize edilmiş
Sessiz, SB
plütokrat kılığındaki Mabuse'ye (Rudolf Klein-Rogge) kısa yoldan servet kazanma
Yönetmen: Fritz Lang
fırsatı vermek için. Mabuse, ayrıca, o zamanın Alman seyircisinin paraya değer ver
Yapımcı: Erich Pommer
meyen tutumuna katkıda bulunurcasına, bir grup kör adamı kalpazan olarak kul
Senaryo: Norbert Jacques, Fritz
lanır (geleceği gören Mabuse, adamlarına ABD parası basmaları emrini verir, ne Lang, Thea von Harbou
de olsa markın gerçeğinin bile sahte dolar kadar değeri yoktur). Görüntü Yönetmeni: Cari
Filme adını veren kötü adam, fotoğrafları iskambil kağıdı destesiymişçesine Hoffmann
kararak çeşitli kılıklar arasından o günkü kimliğini seçer; ama 'gerçek' adı ortaya çı Müzik: Konrad Elfers
kana dek neredeyse iki saat geçer. O zamana dek Mabuse'yi saygın psikiyatrdan Oyuncular: Rudolf Klein-Rogge,
dejenere kumarbaza ve otel müdürüne kadar birkaç farklı kılıkta görürüz. İkinci Alfred Abel, Aud Eğede Nlssen,
Gertrude Welcker, Bernhard
bölümde, tek kollu bir hokkabaz olarak görünür ve sonunda kimliğinin kırılgan
Goetzke, Robert Forster-Larrinaga,
özünün kontrolünü kaybederek sayıklayan bir deli haline gelir; öldürdüğü kişilerin
Paul Rlchterll, Hans Adalbert
avurtları çökmüş hayaletleri ve son gizli barınağında (hâlâ irkiltici olan bir sahnede) Schlettow, Georg John, Grete
gıcırtılar içinde hayata dönen, büyük, grotesk heykeller ve makine parçaları ona iş Berger, Julius Falkenstein, Lydla
kence eder. Hem Fritz Lang hem de başkaları, özellikle ilk sesli filmlerden olan Das Potechina, Anita Berber, Paul
Biensfeldt, Karl Platen
Testament von Dr. Mabuse (Dr. Mabuse'nin Vasiyeti, 1933) ve 1961 yapımı ileri
teknoloji casusluk melodramı Die Tausend Augen der Dr. Mabuse‘y\e (Dr. Mabu
se'nin Bin Gözü), çağın kötülüklerini temsil etmeyi sürdüren Mabuse karakterini
yeniden perdeye taşıyacaktır. KN
DETECTIY
Almanya (Universum, UFA)
DER LETZTE MANN (1924)
77 dk, Sessiz, SB Son Adam
Yönetmen: F.W. Murnau
Yapımcı: Erich Pommer F.W. Murnau'nun Son A dam 'ı, UFA Stüdyolarının ısrarıyla sonradan eklenen,
Senaryo: Carl Mayer gülünç denilecek kadar inandırıcılıktan uzak, mutlu sonuna karşın, hikayeyi ara ya
Görüntü Yönetmeni: Robert zılar olmaksızın anlatma girişimi açısından son derece etkileyici bir film. Senaryoda
Baberske, Karl Freund
özel hiçbir şey yok: ilerleyen yaşı nedeniyle tuvalet bekçiliğine getirilince statü kay
Müzik: Giuseppe Becce, Timothy
bı yüzünden küçük düşen bir otel kapıcısı, çok sevdiği (mesleki onurunun sembo
Brock, Peter Schirmann
lü) üniformasını çalmaya teşebbüs edecek kadar düşüyor. Bazı açılardan film, sa
Oyuncular: Emil Jannings, Maly
Delschaft, Max Hiller, Emilie Kurz, dece Emil Jannings'in tribünlere oynadığı tipik performanslarından birini sergileye
Hans Unterkircher, Olaf Storm, bilmesi için uygun bir ortam sunmanın ötesine geçmiyor.
Hermann Vallentin, Georg John,
Ancak bu acıklı ibret hikayesinin ötesinde Murnau, tipik bir anlatım gücüyle si
Emmy Wyda
nematografik uzamı keşfe çıkıyor: Kamera şaşırtıcı bir akıcılıkla etrafta dolanıyor
ve kahramanı otelin çevresinde, şehrin caddelerinde ve kenar mahalledeki evinde
izlerken dünyayla ilişkisini açıkça ortaya koyuyor. Bazı kamera hareketleri, kahra
manın sarhoş algılamalarının görüntülerin bozulmasıyla verildiği sahnede olduğu
gibi, gayet "öznel". Bazen de doğrudan kameranın devingenliği birtakım çağrışım
lar yapma işlevini üstleniyor; kameranın kaderi simgeleyen döner kapıdan geçtiği
sahnede örneğin. Kullanılan bu göz kamaştırıcı teknik, yaşlı bir adamın basit hika
yesi için biraz fazla olabilir; ama Murnau'nun mizanseninin ya da Kari Freund'un
kamera hareketlerinin ustalığını İnkar etmek mümkün değil. GA
İngilizce adı: The Last Laugh
Oyuncular: Aleksandr Antonov, yüzler, hareketler, geometrik şekillerle eşzamanlı olarak çalışmaya yönelik eşsiz bir
Vladimir Barsky, Grigori sanatsal azim sergiliyor. Yönetmen, gerçek bir sinema sanatçısı olarak, her bir par
Aleksandrov, Mikhail Gomorov, çasını özenle işlediği muhteşem ve dokunaklı bir mit yaratmayı başarıyor.
Ivan Bobrov, Beatrice Vitoldi, N. Öte yandan, bu estetik duyarlılığın o günlerde hayal edilen ve "Devrim" teri
Poltavseva, Julia Eisenstein
miyle ifade edilen "dünyanın bilinçli insanlarca değiştirilmesi” gibi bir politik anla
mı da içinde barındırdığı unutulmamalı. Ancak bunun taşıdığı anlam bilinmese de,
ya da (daha da iyisi) ileride neye dönüştüğü hakkında kesin bir fikre sahip olunma
sa da, destansı bir maceranın rüzgarı hâlâ bu filmle birlikte perdede esmeye ve
İngilizce adı: The B a ttleship onu titretmeye devam ediyor. Ne ad verirseniz verin, bu macerayı, Odessa halkını
P o tem kin
özgürlüğe; filme adını veren zırhlıdaki denizcileri açlığa ve aşağılanmaya karşı sa-
i
vnbl
Yönetmen: Charles Chaplin Ekip, ana çekimler için kereste, tel, çuval, alçı, tuz ve undan, son derece inandırıcı
Yapımcı: Charles Chaplin minyatür bir sıradağın yaratıldığı Hollywood stüdyosuna geri döndü. Ayrıca stüd
Senaryo: Charles Chaplin yo teknisyenleri Chaplin'in istediği özel efektleri üretebilmek İçin olağanüstü ma
Görüntü Yönetmeni: Roland ketler tasarladı; örneğin, fırtınayla savrularak bir uçurumun kenarında sallanan ma
Totheroh denci kulübesi bunlardan biriydi ve böylece sinema tarihinde, etkisini baştan sona
Müzik: Max Terr (1942 versiyonu) aynı güçle sürdüren en komik gerilim sekanslarından biri yaratıldı. Filmde genelde,
Oyuncular: Charles Chaplin, Mack maketten gerçek ölçekli sete geçişleri fark etmek neredeyse olanaksızdır.
Swain, Tom Murray, Henry
Bergman, Malcolm Waite, Georgia Altına Hücum, artık klasik olmuş komedi sahneleriyle doludur. 19. yüzyıl ön
Hale cülerinin tarihi açlık dehşeti, Charlie ve ortağı Koca Jim'in (Mack Swain) kar altın
da mahsur kalıp kurt gibi acıktığı sekansa esin kaynağı olmuştur. Charlie bir gur-
menin afra tafrasıyla postalını pişirir. Açlık başına vuran Big Jlm, belli aralıklarla
Charlie'yi tam fırınlanacak bir piliç olarak görür; hem bu zahmetli hileyi tamamen
kamerada çözmek zorunda olan kameramanın hem de bir kuşun davranışlarını
büyüleyici bir şekilde canlandırmayı başaran Chaplin'in büyük zaferi!
Yalnız altın arayıcısının, yılbaşı yemeğinde güzel dansçı kızı (hamile kalıp
Chaplin'le evlenen 16 yaşındaki Uta Grey'in yerini alan Georgia Hale) ağırlama
hayali, Chaplin'e bir başka ünlü numarasını sergileme fırsatı vermiştir: ekmeklerin
dansı. Bu gag daha önce başka filmlerde de görülmüştü; ama Chaplin, çatal ve ek
mekten yapılmış dans eden ayaklara benzersiz bir kişilik kazandırır.
Altına Hücum günümüzde Chaplin'in en mükemmel filmlerinden biri olarak
karşımıza çıkar. Chaplin'in eseriyle ilgili duyguları zamanla değişse de en çok Altına
Hücum filmiyle hatırlanmayı istediğini ömrünün sonuna kadar sık sık dile getirmiş
tir. DR
THE BIG PARADE (1925)
ABD (MGM)
141 dk. Sessiz, SB (hafif
Çok tutulan Broadway oyunu W hat Price Glory'nin (Zaferin Bedeli) yazarı La renklendirilmiş sahneleri var)
urence Stallings'in bir hikayesine dayanan bu destansı King Vidor filmi, ABD'nin 1. Yönetmen: King Vidor
Dünya Savaşı deneyimini anlatırken, farklı geçmişlerden gelip kendilerini Fransa'da Yapımcı: Irving Thalberg
bulan üç askerin maceralarını konu alır. Zengin bir ailenin çocuğu olan ve nişanlı Senaryo: Harry Behn, Joseph
Farnham
sının teşvikiyle savaşa katılan Jim (John Gilbert), birliğinin mevzilendiğl kasabada
Görüntü Yönetmeni: John
güzel bir Fransız kadınla (Renée Adorée) tanışır. The Big Parade'ın (Büyük Resmige-
Arnold
çit) en duygulu anlarından biri, kadının, askerler cepheye ilerlerken, Jim'in geride Müzik: William Axt, Maurice
bıraktığı çizmesine sarılmasıdır. Askerler siperlere ulaşır ulaşmaz Belleau Wood sa Baron, David Mendoza
vaşı başlar. Bir makineli tüfek yuvasına yapılan saldırı sırasında Jlm yaralanır, İki ar Oyuncular: John Gilbert, Renée
kadaşı da ölür. Bir top mermisinin açtığı çukura saklanan Jim, içeride son nefesini Adorée, Hobart Bosworth, Claire
McDowell, Claire Adams, Robert
vermekte olan bir Alman askeriyle karşılaşır; ikisi aynı sigarayı paylaşırlar. Sonuçta
Ober, Tom O'Brien, Karl Dane,
Jim bulunup bir sahra hastanesine götürülür ve çiftlik evine ulaşma çabaları başa Rosita Marstini, George Beranger,
rısızlıkla sonuçlanır. Frank Currier
Amerika'ya geri dönen Jim, ailesiyle yeniden bir aradadır ama bacağını kay
bettiği İçin son derece mutsuzdur. Üstelik nişanlısı,
erkek kardeşine aşık olmuştur. En sonunda Jim an
nesinin tavsiyesini dinleyerek Fransa'ya döner. Ora
da, Jim'in kaybettiği aşkını, tarlada annesine yar
dım ederken görmesi filmin en dokunaklı sahnesi
dir. Fiziksel komediyle (özellikle Fransız çiftlik evin
deki sahneler) çok iyi sahnelenmiş aksiyonu ustalık
la harmanlayan The Big Parade, yapımcı Irving
Thalberg'in projeyle İlgili önsezilerini doğrulaması
na, gişede muazzam bir başarı kazanmıştır ve ses
siz film döneminin son günlerinin zaferlerinden bi
ri olarak kabul edilir.
Gilbert, Jim rolünde, dönemin en büyük yıldız
larından biri olmasını sağlayan ve gişeyi garantile
yen cazibesini sergilediği çok iyi bir performans
gösteriyor; Adoree'yse sevgilisi rolünde en az onun
kadar göz dolduruyor. The Big Parade, savaşın
dehşetini gösterdiği için genelde barış yanlısı bir
film olarak değerlendirilir ama aslında politik yönü
yumuşatılmıştır. Thalberg'in istediği gibi, film daha
çok romantik komedidir; savaş da, Jim'in erkekliğe
adım atmasını ve aslında ne tü r bir yaşam istediği
ni keşfetmesini sağlayan bir araç işlevi görür. RBP
Almanya (U niversu m /U F A )
M E T R 0 P 0 L IS (1 9 2 7 )
120dk, Sessiz, SB
Fritz Lang'ın orijinali iki saatten uzun süren filmi Metropolü; devasa setleri,
Yönetmen: Fritz Lang
binlerce figüranı, o zaman için son derece gelişmiş özel efektleri, içerdiği bol mik
Yapımcı: Erich Pom m er
tarda cinsellik ve şiddet, ağır kıssadan hissesi, büyük oyunculuğu, Alman gotik tar
Senaryo: Fritz Lang, Thea von
H arbou zının İzleri ve çığır açan rüya sekanslarıyla, İlk bilimkurgu epiğidir. Almanya'daki
Görüntü Yönetmeni: Kari dev film stüdyosu UFA'nın finanse ettiği Metropolü; o zaman için tartışmalı bir
Freund, G ü n th e r Rittau filmdi ve stüdyoyu İflasın eşiğine getiren bir gişe faciası oldu.
Müzik: G o ttfrie d Pluppertz Filmin olay örgüsü neredeyse peri masallarındaki kadar basit: Metropolis'in
Oyuncular: A lfre d A bel, G ustav Efendisi'nin (Alfred Abel) bolluk ve refah İçinde yetiştirilmiş oğlu Freder Fredersen
Fröhlich, B rig itte Helm , R udolf
(Gustav Fröhlich), ışıltılı dev kentin varlığını sürdürmesini sağlayan İşçi ordusunun
Klein-Rogge, Fritz Rasp, T he odor
Loos, Heinrich G eorge sefalet İçinde yaşadığını öğrenir. Freder, yöneticilerle İşçiler arasındaki anlaşmazlık
ların bir "arabulucu"yla çözülmesi gerektiği konusunda sürekli vaaz veren azize ko
numundaki barış yanlısı Marla (Brigitte Helm) sayesinde, ayrıca on saatlik cehen
nem gibi bir vardiyada gizlice öğütme makinelerinden birinde çalıştıktan sonra,
düzenin nasıl işlediğini anlar. Efendi; çılgın bilim adamı Rotvvang'a (Rudolf Kleln-
Rogge) akıl danışır ve bilim adamı, kadın biçiminde yaptığı bir robotu Marla'nın
şeytani bir kopyası haline getirerek şehre gönderir. Kadın robot, bir batakhanede
çıplak dans eder, ardından, Lang'ın havaya uçurduğu ve/veya su baskınına uğrat
tığı devasa fabrika dekorundan mümkün olan en İyi şekilde yararlanmasını sağla
yan yıkıcı bir ayaklanmayı kışkırtır; ancak Freder ve gerçek Marla, kentin çocukla
rını selden kurtarmayı başarır. Maria'nın, kalbin (Freder), kafayla (Efendi) kol (İşçi
ler) arasında arabuluculuk yapması gerektiği yolunda verdiği söylevin ardından,
toplumda yeniden birlik sağlanır.
Bu pahalı film, ilk gösteriminden kısa bir süre sonra vizyondan kaldırıldı ve
Lang İstemediği halde yeniden kurgulandı: Kesilen ve basitleştirilen bu hali,
1980'lerin renklendirilmiş Glorgio Moroder versiyonu da dahil, hâlâ filmin en bili
nen hali. Ancak 21. yüzyılda kısmi bir restorasyonla (tamamen kaybolan sahnele- -j
rin yeri, konuyu bağlayıcı yazılarla incelikle dolduruldu)fllm , Lang'ın ilk tasarladığı
biçime daha çok yaklaştırıldı. Bu versiyonda, hem onlarca yıl görülmemiş birçok
sahne filme eklendi; bunlar hem ilk versiyondaki sıraya göre düzenlendi, hem de
aralara uygun yazılar kondu. Bu noktaya kadar, görsel bir şölen olmasına karşın
fazlasıyla basite indirgenmiş bir bilimkurgu diye nitelendirilen filmin bu yenl-eskl
karışık versiyonu, fütüristik dekorun kehanet değil, mit yaratmaya yönelik olduğu
nu ortaya koydu. Çarpıcı ve bir o kadar da alışılmadık görüntülerin yaratılması için,
dekorda 1920'lerin mimari, endüstriyel, tasarımsal ve politik öğeleri, ortaçâğa öz
gü ve İncirden alınma öğelerle harmanlanmıştı: kazıkta yakılan fütüristik bir robot,
aynı zamanda 15. yüzyıl simyacılarından farksız olan çelik elli bir çılgın bilim adamı,
aynı zamanda antik tanrı Moloch olan bir makinenin ağzından içeriye ağır adımlar
la ilerleyen yorgun fabrika İşçileri gibi. Fröhlich'in, kalbi temsil eden kahraman ro
lündeki oyunculuğu hâlâ aşırı abartılı duruyor; ama Kleln-Rogge'nln bilim adamj
Rotvvang'te; Abel'ln Metropolis'in Efendlsi'nde ve özellikle Helm'ln, azize kurtarı
cı ve metalik meşum kadın olarak üstlendiği çift rolde gösterdiği oyunculuk düze
yi şaşırtıcı. Karakterlerin karışık motivasyonlarının derinlemesine İşlendiği senaryo
öğelerinin filme büyük ölçüde geri kazandırılmasının ardından, bu çılgın hikaye
şimdi daha anlamlı. Biz de onu artık baskı, devrim ve uzlaşmayı işleyen bir epiğin
yanı sıra, sürprizlerle dolu bir aile'dramı olarak izleyebiliyoruz. KN
h ljh ljB
Sb
-
ABD (Fox) SUNRISE (1927)
97dk, Sessiz, SB Şafak
Yönetmen: F.W. Murnau
Yapımcı: William Fox Birçok tarih kitabı, Oscar Ödülleri'nde ilk En iyi Film Ödülü'nü genellikle
Senaryo: Hermann Sudermann, Wings' in (Kanatlar, 1928) kazandığını belirtse de, bu onura aslında iki film erişti:
Cari Mayer Ödül, "en İyi yapım” dalında William Wellman'in Kanatlarına; "benzersiz sanatsal
Görüntü Yönetmeni: Charles film " dalındaysa F.W. Murnau'nun Şafak filmine verilmişti, ikinci kategori kulağa bi
Rosher, Karl Struss rinciden daha etkileyici geliyorsa, bu durum neden Kanatlar'ın değil de Şafak'm tüm
Müzik: Timothy Brock, Hugo zamanların en beğenilen filmlerinden biri olmaya devam ettiğini en azından bir nok
Riesenfeld
taya kadar açıklayacaktır. William Fox'un büyük bir bütçe ve tam bir yaratıcı özgür
Oyuncular: George O'Brien, Janet
Gaynor, Margaret Livingston, Bodll lük vaadiyle Amerika'ya gelmesi için kandırdığı Murnau, bunlardan sonuna kadar ya
Roslng, J. Farrell MacDonald, Ralph rarlanarak bu çarpıcı başyapıtı ortaya koydu ve bir sinema dahisi olarak rakipsiz ünü
Slpperly, Jane Wlnton, Arthur nü pekiştirdi.
Housman, Eddie Boland, Barry Şafak, ilk bakışta çok basitmiş izlenimi verir. Alt başlığı biraz muğlak bir şekilde
Norton
A Song o f Two Humans (iki insanın Şarkısı) olan film, taşralı evli bir çiftin yaşamının,
Oscar: William Fox (benzersiz
şehirli bir kadının ayartmaları sonucunda altüst olmasını konu alır. Ancak Murnau sı
sanatsal film), Janet Gaynor (kadın
oyuncu), Charles Rosher, Karl radan bir melodram olabilecek bir hikayeden, çığır açan sinema teknikleriyle, fazla
Struss (görüntü yönetmeni) sıyla güçlendirilmiş duygu dalgaları yaratır. Filmin en unutulmaz yanı, sessiz sinema
Oscar adaylığı: Rochus Gliese yı sesli sinemaya bir adım daha yaklaştıran ses efektlerinin kullanılmış olmasıdır (yine
(sanat yönetmeni) 1927 yılında, daha sonra gösterime giren The Jazz Singer-Caz Şarkıcısı filminin hak
sız yere gölgesinde kalan bir başarı). Üç yıl önce The Last Laugh-Son Adam filmini
ara yazısı olmadan çeken Murnau, ara yazılarını da gayet yaratıcı bir şekilde ve efekt
olarak kullanır.
Şafak'ın en çarpıcı yanı, kamera hareketleri. Charles Rosher ve Kari Struss adlı
iki görüntü yönetmeniyle çalışan Murnau, Alman dışavurumculuk akımı içindeki ken
di deneyimlerinden olduğu kadar, özellikle Jan Vermeer başta olmak üzere Hollan
dalI ustaların pastoral portrelerinden de esinlendi. Birbirine zarif ve yaratıcı kamera
hareketleriyle bağlanan ve kamera hileleriyle (üst üste pozlama gibi) vurgulanan her
sahne bir fotoğraf karesi gibi görünür.
Görüntüleri ne kadar büyüleyici olursa olsun, hikayenin basitliği filme muhte
şem bir dramatik ağırlık katıyor. Masum karısı Janet GaynorT öldürmeyi
planlayan George O'Brien, suçluluk duygusunun altında ezilmektedir;
adamın niyeti açığa çıktığında, bekleneceği üzere, karısı dehşete düşer.
Kadının ölmesinin planlandığı kayık gezintisi, yufka yürekli O'Brien canice
düşüncelerini gerçekleştirme mücadelesi verirken hem gerilim hem de
garip bir hüzün duygusuyla yüklüdür. Margaret Livingston, O'Brlen'ı ayar
tan şehirli kadın rolünde birçok açıdan Murnau'nun vampiri (1922 yapımı
Nosferatu filminden) K ont Orlok'un dişi versiyonu gibidir ve acımasızca
zavallı O'Brlen'ın ruhuyla beslenir.
Ne yazık ki film gişe açısından tam bir fiyasko oldu ve Murnau birkaç
yıl sonra bir trafik kazasında öldü. Ancak Şafak, diğer tüm filmlerin de
ğerlendirilmesinde denektaşı olarak kullanılması gereken bir film; daha il
kel bir çağda, o günlerde sahip olunan kaynakların yetersizliğini hiç belli
etmeyen karmaşıklığıyla tâm bir ustalık gösterisi olmaya devam ediyor.
Orson Welles'in Citizen /Cane'inden (Yurttaş Kane, 1941), Jean Cocte-
au'nun Beauty and the Seasf'ine (Güzel ve Çirkin, 1946) kadar uzanan
bir yelpazede, ardılı olan birkaç filmde gölgesi güçlü bir biçimde hissedil-
se de, ihtişamıyla taklit edilemez olma özelliğini de koruyor. JKI
ABD (Buster Keaton, United Artists)
THE GENERAL (1927)
75dk, Sessiz, SB (Sepiatone) General
Yönetmen: Clyde Bruckman,
Buster Keaton Keaton, Our Hospitality (Misafirperverliğimiz, 1923), Sherlock, Jr. (Genç
Yapımcı: Buster Keaton, Joseph M. Sherlock, 1924), Steamboat Bili Jr. (1928) gibi, sinemanın tüm komik eserlerinin
Schenck
en iyileri (ve en komikleri) olarak değerlendirilebilecek birkaç film yaptı; ama bun
Senaryo: Al Boasberg, Clyde
Bruckman ların hiçbiri, tüm zamanların en büyük komedisi unvanına, zamana karşı direnen
Görüntü Yönetmeni: Bert Haines, bu şaheser kadar güçlü bir aday değil. Bunu sadece olağanüstü gag'lerin (komik
Devereaux Jennings durumların) aman vermez akışına ya da bunların filmin dramatik yapısından kopuk
Müzik: Robert Israel, William P. bir biçimde var olmayıp tümüyle durum ve karakterden kaynaklanıyor olmasına
Perry borçlu değil. General'i böylesine olağanüstü yapan asıl unsur; mizah, gerilim, tari
Oyuncular: Marion Mack, Charles
hi olayları yeniden canlandırma, karakter analizi, görsel güzelliği ve teknik kusur
Smith, Richard Allen, Glen
Cavender, Jim Farley, Frederick suzluğu dahil her seviyede üstün olması. Hatta, kusursuzluğa, komedi olsun, baş
Vroom, Joe Keaton, Mike Donlin, ka tür olsun gelmiş geçmiş tüm filmlerden daha yakın olduğu bile ileri sürülebilir.
Tom Nawn, Buster Keaton Filmi izlemenin verdiği zevkin büyük bölümü doğrudan hikayeden kaynaklanı
yor: iç Savaş sırasında, Federal Birlikçi arkadaşlarına katılmak üzere kuzeye gitmek
için Güneyli kılığına girip bir tren çalan, sonunda da yakalanıp infaz edilen bir grup
Kuzeyli askerin gerçek hayattaki kahramanlıklarını konu alan bir kitaptan esinlenil
miş. Keaton, bir komedi filmi çektiği için, hikayenin infaz kısmını anlaşılır biçimde
bir kenara atmış ve olayı Güneyli bir kahramanın perspektifinden anlatmış. Güney
li demiryolu makinisti Johnny Grey, General adlı sevgili lokomotifini, içinde bulu
nan kalbinin öteki sahibi Annabelle Lee'yle (Marion Mack) birlikte kaçıran Birlik ca
suslarını metanetle ve biraz da saçma bir şekilde tek başına takip eder. Filmin ilk
yarısında, Johnny'nin orduya katılma talebinin reddedilmesi, treni kovalaması, son
ra da treni düşman hatlarının ardında ele geçirmesini izleriz; ikinci yarıysa Birlik as
kerlerinden (Annabelle'le birlikte) kaçarak ka
muhteşem filmi. Sessiz film döneminin değeri pek bilinmemiş bir cevheri olan film Görüntü Yönetmeni: M e rritt B.
Gerstad
de başrolü, yazar-yönetmenin en gözde (ve en ünlü) aktörü "Binblr Surat" Lon
Oyuncular: Lon Chaney, N orm an
Chaney oynuyor.
Kerry, Joan C ra w fo rd , Nick De Ruiz,
Fiziksel engelli antagonist ya da anti-kahramanları oynarken sık sık fiziksel acı John G eorge, Frank Lanning, Polly
lara katlanmasıyla tanınan ve takdir edilen Chaney, bu filmde de, bir elinde fazla M o ra n
dan bir başparmağı olan ve yakayı ele vermemek için bir çingene sirkinde kolsuz
bir bıçak atıcısıymış gibi yapan Alonzo adlı katil rolünde kendini aşıyor. Kolsuz nu
marasının bir faydası daha var: Alonzo'nun güzel asistanı, sirk sahibinin kızı Nanon
(ilk başrollerinden birinde Joan Crawford) erkeklerin kendisine sarılmasına dayana
maz: özellikle de sevgisini kazanma konusunda Alonzo'nun bir numaralı rakibi
olan halterci Kudretli Malabar'ın (Norman Kerry).
Nanon'un babasının tesadüfen Alonzo'nun kollarını görmesinin ardından,
Alonzo sırrının açığa çıkmasını önlemek için adamı öldürür. Bu arada Nanon kati
lin yüzünü görmese de çift baş parmağı gözüne takılır. Nanon'u bir saplantı hali
ne getiren ve onun er ya da geç kendisinin gerçek kimliğini keşfetme olasılığı kar
şısında çılgına dönen Alonzo, cüce yardımcısı Cojo'nun (John George) tüm itiraz
larına rağmen kollarını ameliyatla kestirir. Ancak The Unknown'un en enfes ve ra
hatsız edici ironilerinden birinde Alonzo,
uzun bir nekahet döneminden sonra sirke
geri döner ve Nanon'un erkeklerin kendisine
sarılması fobisinden kurtulduğunu, dahası
Malabar'a delicesine aşık olduğunu görür.
Artık gerçekten kolsuz olan Alonzo, ka
derin bu fazlasıyla acımasız oyunu karşısında
ilahi adalet (ya da bayağı bir intikam) peşine
düşer; Malabar'ın, kollarını aksi yöne giden
bir çift ata bağladığı en son numarasına hile
karıştırmaya kalkışır; böylece rakibi de kol
suz kalacaktır. Ancak planı son anda bozu
lur ve Alonzo, Nanon'u atlardan birinin altın
da ezilmekten kurtarmaya çalışırken ölür.
Chaney'den muhteşem ve akıllardan
çıkmayacak bir performans çıkartan, senar
yoyu çarpıcı sürprizler ve unutulmaz karak
terlerle dolduran Browning, tüyler ürpertici
bir psikolojik (ve psikoseksüel) dram baş
yapıtı ortaya koymuş. Michael Koller'in de
yazdığı gibi, "The Unknown, blzlerl insan
ruhunun en karanlık köşelerine götüren ger
çekten korkutucu bir film ." SJS
Sovyetler Birliği (Sovkino)
OKTYABR (1927)
95 d k, Sessiz, SB Ekim
Yönetmen: G rig o ri A leksand rov,
Sergei M . Eisenstein Sergey M. Ayzenştayn, 1926'da yeni filmi Bronenosets Potyomkin'i (Potem-
Senaryo: G rig o ri A leksand rov, kin Zırhlısı) tanıtmak için Almanya'ya gitti. Ülkesinden üm it vaat eden genç bir yö
Sergei M . Eisenstein netmen olarak ayrılmış, dönüşteyse uluslararası çapta kültürel bir süperstar olmuş
Görüntü Yönetmeni: V la d im ir
tu. Bolşevik zaferin onuncu yıl dönümünü kutlamaya yönelik bir dizi büyük film
Nüsen, V la d im ir Popov, Eduard
projesi hazırlanıyordu. Ayzenştayn, Rusya'daki devrim sürecini (ülkenin Aleksandr
Tisse
Kerenski'nin Çar'ın tahttan indirilmesinin ardından kurulan "Geçici Hüküme
Müzik: A lfre d o A n to n in i, Edmund
M eisel tin d e n , Lenin ve yandaşlarının ilk zaferlerine kadar uzanan hikayesini) beyazper
Oyuncular: V la d im ir Popov, Vasili deye taşımak gibi zorlu bir görevi büyük bir hevesle kabul etti.
N ikandrov, Layaschenko, Chibisov, Hiçbir masraftan kaçınılmadı. Muazzam kalabalık sahneler organize edildi ve
Boris Livanov, M ikholyev,
Ayzenştayn'ın tasvir edilen olayın geçtiği yerlerde çekim yapabilmesi için şehir tra
N. Podvoisky, Smelsky, Eduard Tisse
fiğinin yönü değiştirildi. Yaygın inancın aksine, film in tek bir metresi bile belgesel
görüntü içermez; her bir sahne yeniden canlandırmadır. Harıl harıl çalışan Ayzenş
tayn, filmi yıl dönümü kutlamaları için tam zamanında bitirdi ama resmi ya da gay
ri resmi tepkiler pek coşkulu olmadı. Çoğu insan filmi akıl karıştırıcı ve izlenmesi
zor buldu. Diğerleri, Lenin rolüne neden bu kadar az yer verildiğini (Lenin'i canlan
dıran aktör, Vasili Nikandrov, perdede sadece birkaç kez görünür) sorguladı. Po-
tem kin'i desteklemiş olan birkaç eleştirmen, Ayzenştayn'ın kurgu odasına dönüp
çalışmaya devam etmesi gerektiğini öne sürdü.
Ekim1in, öyle ya da böyle, bir başyapıt olduğuna hiç kuşku yok ama ne tür bir
başyapıt olduğunu belirlemek tam anlamıyla mesele. Didaktik bir araç, yurtiçi ve
yurtdışındaki kitlelere devrimi "anlatma" yöntemi olarak film kesinlikle yetersiz. Ço
ğu izleyici için filmi sonuna kadar oturup izlemek tam bir eziyet. Karakterlerin hep
si son derece sığ ve kulaktan dolma tarih bilgisi olan herkes, filmin kaba propagan
dasını görebilir. Yine de Ekim1in belki de en güçlü ve etkileyici yanı, tutkusunun yo
ğunluğundan başka bir şey değil. Sinemanın potansiyeline sınırsız bir inanç besle
yen ve inanılmayacak kadar engin bilgi sahibi olan Sergey M. Ayzenştayn hiç kuş
kusuz sinemanın ilk 50 yılına en çok ağırlığını koyan şahsiyetti. Ayzenştayn, en çıl
gın döneminde, sinemanın "görsel olarak düşünme"yi (akıl yürütmele
ri olduğu kadar zihnin bu akıl yürütmeleri gerçekleştirme sürecini de)
temsil edebileceğini hayal ediyordu. Filmin insanlar ya da eşyalar dışın
da, kavramları da gözler önüne serebilmesi için, sinemanın hammadde
si olan fotoğraf görüntülerinin, duyumlar ve uyaranlar seviyesinde
"nötrleştirilmesi" gerekiyordu. Ayzenştayn'ın anladığı anlamıyla, sinema
mekanizmasına asıl hareket kazandıran şey; montaj, yani kurgu denilen
ve film şeridinin iki ayrı parçası bir araya getirildiğinde ortaya çıkan "gi
zemli" etkileşimdi.
Ekim, Ayzenştayn'ın sinema kuram ve uygulamasının en saf, en
inandırıcı örneğidir. Filmde çok sayıda nefes kesici sekans bulabilirsiniz:
Çar'ın heykelinin devrilmesi, köprünün kaldırılması ve özellikle sık sık
alıntılanan "Tanrı ve Ülke için" sekansı. Ayzenştayn'ın. aslında başlangıç
ta aldığı mühendislik eğitiminin verdiği soğukkanlılığın kanıtını, kur
gusunun katedrallere özgü karmaşıklığında bulmak mümkün. Ancak fil
min yüzeyini kazıdığınızda, gerçekleşeceğine inandığı cesur bir yeni
* dünyanın eşiğinde duran bir sanatçının hafif çılgınlıkla karışık coş-
Î8 B İ kuşunu hissedebilirsiniz. RP
'oSW J B
Él' ■Bi-Wj
r
1 V ÜÈ
THE JAZZ SINGER (1927)
Sinema tarihi boyunca bazı filmler, estetiği için olmasa bile sinemanın gelişi
mindeki rolleri nedeniyle özel ilgi odağı olmuştur. Alan Crosland'in The Jazz Sin-
ger'ı (Caz Şarkıcısı) kuşkusuz sinema filmlerinin, bir sanat biçimi ve kârlı bir endüst
ri olarak gelişimine damgasını vuran filmlerden biridir. 1927 yılında Warner
Brothers'ın gösterime soktuğu ve başrolünde zamanının en ünlü ses sanatçıların
dan biri olan Al Jolson'ın oynadığı The Jazz Singer, herkesçe İlk uzun metrajlı ses
li film kabul edilir. Filmdeki ses kullanımı, her ne kadar çalınan müzik ve bu müzi
ğin önüne ve arkasına konulan birkaç diyalogla sınırlı olsa da, sektöre getirdiği ye
nilikçi değişikliklerle, zaman içinde Hollyvvood'da başka hiçbir filmin kolay kolay ya
ratamadığı türden bir devrim yaratmıştır.
Filmin, vodvil ve melodramı harmanlayan nispeten basit bir konusu var. Dini
ne bağlı Kantor Rabinovvitz'ln (Warner Oland), biricik yeniyetme oğlu Jakie'yi (Jol
son) kuşaklardır aile mesleği olan kantorluğu sürdürmeye teşvik etmektedir. Yahu
di kökenlerinden derinden etkilenmesine rağmen, Jakie'nin tutkusu cazdır ve sesi
ABD (W a rn e r Bros.)
ni çok beğenen bir seyirci kitlesinin hayaliyle yaşar. Bir aile dostunun, Kantor Rabi-
88 d k, SB
Yönetmen: A lan Crosland novvitz'e, Jakie'yi bir cafe'de şarkı söylerken gördüğünü itiraf etmesinin ardından,
Senaryo: A lfre d A. C ohn, Jack öfkeli baba oğlunu cezalandırarak, aile ocağından ve kalbi kırık anne Sara'dan (Eu-
Jarm uth genie Besserer) kaçmasına yol açar. Yıllar sonra Jakle, namı diğer Jack Robin, aile
Görüntü Yönetmeni: Hal M o h r siyle barışmak için kendini kanıtlamış bir caz şarkıcısı olarak geri döner. Babasının
Müzik: Ernie Erdm an, James V. kızgınlığının hâlâ geçmediğini, üstelik hasta olduğunu gören Jack, yüzünü siyaha
M o n a co , Louis Silvers, Irving Berlin
boyayan bir komedyen olarak kariyerini sürdürmekle Yahudi kimliği arasında bir
Oyuncular: AI Jolson, M ay
seçim yapmak zorunda kalır. Sinema tarihinde, yeni bir eğlence ve yeni bir film tü
M cA voy, W a rn e r O land, Eugenie
Besserer, O tto Lederer, Bobby rüne doğru atılan kararlı bir adımı temsil eden The Jazz Singer, ilk "sesli" film ol
G ord on, Richard Tucker, C a nto r maktan daha fazlasını ifade eder. Ünlü siyaset bilimcisi Michael Rogin'in de öne
Joseff Rosenblatt
sürdüğü gibi film, Yahudilerin ABD toplumu İçinde yaşadığı dönüşüme tipik bir ör
Oscar: A lfre d A. Cohn, Jack
nek olarak gösterilebilir: Yani ırksal açıdan beyaz Amerika'ya asimilasyon, dinsel
Jarm u th (sesli film in yaratıcısı
o ld u ğ u için o n u r öd ü lü ) açıdan daha esnek bir manevi dogmanın kabulü ve girişimcilik açısından sinemaya
Oscar Adaylığı: A lfre d A. Cohn sesin geldiği dönemde Amerikan film endüstrisine entegrasyon. CFe
(senaryo)
NAPOLEON (1927) Fransa / İtalya / Almanya /
Napolyon Ispanya / İsveç / Çekoslavakya
(Gance, Soc. générale)
Abel Gance'ın, günümüze kadar ulaşan en uzun versiyonu 333 dakika olan 378dk (orijinal), Sessiz, SB (bazı
1927 yapımı biyografik filmi, konu aldığı tarihi kişiliği tatm in edecek boyutta bir bölümleri renkli)
destan. Bonaparte'ın hayatını, 1780'deki kartopu savaşlarını yönettiği okul günle Yönetmen: Abel Gance
rinden başlayıp 1796'daki muzaffer İtalya seferine dek izleyen film, buna karşın Yapımcı: Robert A. Harris
çağdaş standartlara göre derinlikten yoksun. Gance'ın gözünde Napolyon psikolo
Senaryo: Abel Gance
Görüntü Yönetmeni: Jules
jik bir kahraman değil, bir "kader adamı”ydı. Gance'ın Fransa imparatoru'na övgü
Kruger, Joseph-Louis Mundwiller,
sü, Sergey Ayzenştayn'ın Alexandr Nevski'siyle (Şimal Hücum Taburu, 1938) ortak Torpkoff
bir nokta taşıyor ve bu iki muhteşem sinema eseri de milliyetçi propagandaya hiz Müzik: Arthur Honegger
met ediyor. Oyuncular: Albert Dieudonné,
Eğer Gance sanatçıdan çok bir öncüyse, Napolyon'un bugün bile enerji ve ya Vladimir Roudenko, Edmond Van
ratıcılıkla dolup taşması yönetmenin dehasının bir göstergesidir. Muhteşem bir se Daële, Alexandre Koubitzky,
Antonin Artaud, Abel Gance, Gina
kansta kamerayı, sanki bir trapezdeymişçesine dekorun üstünde sallayarak "La Manès, Suzanne Bianchetti,
Marseilles"in galeyana getirici (sessiz) bir yorumundaki devrimci ruhu yakaladı. An Marguerite Gance, Yvette
cak en görkemli başarısı, Cinerama'nın ortaya çıkmasından neredeyse 30 yıl önce Dieudonné, Philippe Hériat, Pierre
Batcheff, Eugénie Buffet, Acho
kullandığı Polyvision tekniğidir (üç projektör kullanılarak üçlü perde görüntüsü
Chakatouny, Nicolas Koline
yaratılan bölünmüş perde efekti). TCh
leştirilen Lloyd'un perdedeki persona'sı her zaman "hızı"yla ve her şeyi yapabilece
Senaryo: Thomas J. Crizer,
Howard J. Green, John Grey, Lex
ğine inanan iyimserliğiyle dikkat çeker; filmlerinin ayırt edici özelliğiyse, korkusuz ve Neal, Ted Wilde
çoğunlukla tehlikeli akrobasi gösterileri içermesidir. Filmlerinin çoğunun ana mese Görüntü Yönetmeni: Walter
lesi, modernliğin harikalarıyla bunların kalabalık şehir yaşamındaki tezahürleridir. Lundin
Lloyd'un Paramount için yaptığı ikinci uzun metraj olan The Kid Brother (Küçük Oyuncular: Harold Lloyd, Jobyna
Ralston, Walter James, Leo Willis,
Kardeş), genelde gözlüklü komedyenin en iyi ve en kapsamlı filmi kabul edilir. Film,
Olin Francis, Constantine
birçok açıdan, sırtını bilerek 1920'lere dönerek 1922 yapımı Grandma's Boy'un (Bü Romanoff, Eddie Boland, Frank
yükannenin Oğlu) "pastoral" havasına yönelir. Lanning, Ralph Yearsley
Filmin en çarpıcı iki sekansı, Lloyd'un en iyi performansı olduğu söylenebilecek
hem zarif hem de daha sert bir akrobasinin bileşimini örnekleyen bir tür tezat de
nemesi sunar, ilk sekansta Lloyd yeni tanıştığı (ve aşık olduğu) kadına biraz daha
uzun süre bakabilmek için yüksek bir ağaca tırmanırken gösterilir. Bu sekans, Lloyd
sinemasının genel olarak müşkülpesent ve teknik açıdan gözünü budaktan sakın
mayan (yükselen kamerayı yerleştirmek için bir asansör inşa edildi) yönlerinin yanı
sıra bunların karakter ve durum öğeleriyle nasıl girift bir biçimde iç içe örüldüğünü
ortaya koyar (ayrıca Lloyd'un ustalıklı aksesuar kullanımını da gözler önüne serer).
Uzun ikinci sekans, Lloyd'la baş rakibi arasındaki bir kavgayı gösterir ve soluk aldır
mayan gaddarlığının yanı sıra, özenil sahnelenmesiyle dikkat çeker. İki sekans da,
Lloyd'un karakterinin görünürdeki yetersizliklerini aşıp dış görünüşün ötesine geç
mesini; ve muhallebi çocuğu olmaktan çıkıp başarılı "sıradan" bir Amerikan vatan
daşı olmaya uzanan o bildik yolculuğu tamamlamasını gösterir. AD
ABD (MGM)
THE CROWD (1928)^
104dk, Sessiz, SB Genç John, New York'u, bu ürkütücü metropolü ilk görüşünde, özel yetenekle
Yönetmen: King Vidor
ri sayesinde sürünün arasından sıyrılacağı inancıyla "Bu şehirde ancak iyi olursan, ka
Yapımcı: Irving Thalberg
labalığı alt edebilirsin" der. Ne var ki işler The Crowd'm (Kalabalık) kahramanının
Senaryo: King Vidor & John V.A.
Weaver planlandığı gibi gitmez. Aslında, yönetmen King Vidor'un niyeti, filme adını veren
Görüntü Yönetmeni: Henry şehir kalabalığı arasından rasgele seçilmiş gibi görünebilecek kadar sıradan bir adam
Sharp portresi çizmek olduğu için, ona bir kahraman demek de doğru olmaz. John, hika
Oyuncular: Eleanor Boardman, yenin başında, başka bebeklerden hiçbir şekilde ayırt edilemeyen yeni doğmuş bir
James Murray, Bert Roach, Estelle
bebek, sonunda ise başkalarından hiçbir şekilde ayırt edilemeyen New York'lu bir
Clark, Daniel G. Tomlinson, Dell
Henderson, Lucy Beaumont, burjuvadır. Bu iki nokta arasında öylesine sıradan deneyimler yaşar ki, sadece Irving
Freddie Burke Frederick, Alice G. Thalberg yönetimindeki MGM kadar maceraperest bir stüdyo, bu filmden bir
Mildred Puter
Hollywood dramı çıkacağı hükmüne varabilirdi.
Oscar Adaylıkları: Irving
Vidor konuyu öylesine sarsıcı bir hayal gücüyle ele alır ki, ortaya 'birşeyler' çıkar.
Thalberg (film—benzersiz sanatsal
film), King Vidor (yönetmen) John’ ın babasının zamansız ölümünü öğrendiği (Alman sinemasının dışavurumculu
ğundan ödünç alınarak merdiven boşluğunda dar bir açıyla çekilmiş) stilize sahne
den, bu özelliksiz isimli filmin özelliksiz isimli kahramanları John ve karısı Mary'nln si
nemaya giderken sürü içgüdüsünün yönlendirdiği benliklerini (ve şaşmaz ve acıma
sız bir şekilde bizimkini de) yansıtan düşünme yetisinden yoksun insanlar kalabalığı
nın içinde kaybolduğu kapanış sahnesine kadar, Vidor, hayal gücünü konuşturur.
Vidor, filmi yaptığı günlerde, İki yıl önce çektiği 1. Dünya Savaşı epiği The Big
Parade'in (Büyük Resmigeçlt, 1925) başarısının verdiği dinamizmle Hollywood'da
hayli revaçtaydı. Mary'yi canlandırmak üzere aynı zamanda karısı da olan çekici yıl
dız Eleanor Boardman'ı seçmesine karşın, John rolü için çok az denenmiş James
Murray'le şansını denedi (Murray'nln istikrarsız oyunculuk yaşamı on yıldan az bir sü
re sonra intiharla son buldu).
ikisi de çok başarılı olsa da Murray, Vidor'un işinin ehli rehberliğinde tüm ışıltı
sıyla öne çıkıyor; kanıt isterseniz, çiftin şoke edici ve beklenmedik bir trajediyle karşı
karşıya kaldığı sekansa bir bakın. Tüm sessiz sinema tarihinin en unutulmaz anların
dan birini yaratmak için büyüleyici bir oyunculukla salisellk kurguyu ve tam anlamıy
la kusursuz kamera hareketlerini birleştiren bu sahne, tıpkı başından sonuna tüm fil
min yaptığı gibi, arasından sıyrıldığı kalabalığı fersah fersah aşmayı başarıyor. DS
H II
THE DOCKS OF NEW YORK (1928)
A B D (Fam ous Players-Lasky,
Deniz Şeytanları P a ram ount)
Sessiz, SB
Hollyvvood'un sessiz döneminin son yılı olan 1928; The Cameraman (Kame Yönetmen: Josef von S ternberg
raman), The Crowd (Kalabalık), Street A ngel (Sokak Meleği), The Wedding Yapımcı: J.G. Bachm ann
March (Düğün Alayı), The W ind (Rüzgar) gibi dönemin en büyük başyapıtlarının
Senaryo: Jules F urthm a n, John
M o n k Saunders'ın The Dock
yaratılmasına tanık olurken, çok yakında yok olup gidecek bir türün nihai olgunlu W a llo p e r isim li öyküsü nden
ğunu da gözler önüne serdi. Diğerleri gibi Josef von Sternberg'in Deniz Şeytanla Görüntü Yönetmeni: Harold
rı adlı filmi de son derece ekonomik ve incelikli bir yapım. Olay örgüsü asgari dü Rosson
zeyde, karakter sayısı az; bu da filmin, atmosfer ve harekete gösterdiği maksimum Oyuncular: G eorge B ancroft,
B e tty C om pson, O lga Baclanova,
özene daha fazla yer bırakıyor.
Clyde Cook, M itc h e ll Lewis, G ustav
Filmin karakterleri sanki bir Eugene O'Neil oyununun kaderci doğalcılığından vo n S e yffe rtitz, G uy O liver, M ay
yola çıkmış ve bir masalın arketipsel hayal dünyasına ayak basmıştır: Anna Christie Foster, Lillian W o rth
ve The Hairy A pe (Allahın Ayısı), Beauty and the BeastTe (Güzel ve Çirkin) bulu
şur. Sternberg'in rıhtım romansı, gece ve gündüz olmak üzere iki ana bölümden
oluşuyor. Gece; sis, duman, ışık huzmeleri ve dalgalanan yansımalardan oluşan
parlak bir gölgeler ülkesidir. Bu büyülü evrende, iri cuSseü kazancı Bill (George
Bancroft), intihara kalkışan derbeder Mae'yi (Betty Compson) boğulmaktan kurta
rır. ikili gürültülü bir bara gider; orada konuşurlarken akıllarına eser, samimi olabi
leceği kadar tek gecelik bir ilişkinin bahanesi de olabilecek şekilde evlenmeye ka
rar verirler. Gündüzün soğuk ve berrak ışığı, firar, bazı gerçekleri idrak etme ve
kökten bir fikir değişikliğini beraberinde getirir: Bili olacakları düşünmeden gemi
den atlar ve Mae'ye verdiği çalıntı bir elbisenin suçunu üstlenmek için geri döner.
Oyunculukların ölçülülüğü ve duyarlılığı (Bancroft'un ihtiyatlı kayıtsızlığı, deva
sa gövdesini temkinli bir zarafetle hareket ettirişi ve Compson'ın kendini salmış
bezginliği, altüst olmuş gözlerindeki kırgınlık ve umudun hassas dengesi), ana ka
rakterlerin iç dünyasını ve duygularını,
sürekli dalgalanan bir spekülasyon per
desinin ardına gizler. Bili ve Mae birbirle
rine ne derece blöf yapar, hem birbirleri
ni hem de kendilerini ne derece aldatır-
lar? Sternberg, herkesin (kendisi dahil)
söylediğine göre, sinemanın en soğuk
yönetmeniydi; yine de hepimizi tongaya
düşürecek şekilde, aşkın gücünü vasiyet
eden en dokunaklı filmlerin bazıları
onun eseridir. D eriz Şeytanları da bu
filmlerden biri; üstelik deli yüreğinden
geçenleri fazla alçakgönüllü bir ketum
lukla açığa vurması, onu çok daha inan
dırıcı yapıyor. MR
UN CHIEN ANDALOU (1928)
Endülüs Köpeği
Luis Bunuel'in ressam Salvador Dalfyle birlikte yönetmenliğe adım attığı film,
özellikle göz küresinin usturayla kesildiği o ünlü planla belleğimize kazınmıştır. Ne
dir bu? Şok etme taktiği mi, modernist bir ” bakış"ın simgesi mi, erkeğin kadına yö
nelik saldırganlığı mı? Filmi içerdiği "toplumsal bilinç" dolayısıyla alkışlayan Jean VI-
go'ya göre, Bunuel'in çağrışımsal montajı, felsefi bir soru ortaya atar: "Bu görün
tü, dolunayı örten bir bulutun görüntüsünden daha mı korkunçtur?" Kesin olan
bir şey varsa o da şu: Söz konusu görüntü, kurumlar ve törelerce hep yadsınan,
Fransa 16dk, Sessiz, SB hep kösteklenen klasik bir gerçeküstücü Eros meselini başlatır.
Yönetmen: Luis Buñuel Endülüs Köpeği, rock müzik küpleri üzerindeki güçlü etkisi nedeniyle çoğun
Yapımcı: Luis Buñuel lukla piyanonun üzerinde ölü at, elin İçindeki karıncalar gibi, birbirinden kopuk,
Senaryo: Luis Buñuel, Salvador Dalı'
çarpıcı, bağdaşmaz İmgeler toplamına indirgenmiş ve bu şekilde yeniden dolaşıma
Görüntü Yönetmeni: A lb e rt
sokulmuştur. Ancak bu görüş, filmin parçalarını bir arada tutan gücün kaynağını
D uverger
göz ardı eder: yani Bunuel'in birçok açıdan, devamlılık ve bağlantıya İlişkin otur
Oyuncular: Pierre Batcheff,
Sim one M are u il, Luis Buñuel, muş bazı klasik kurallara titizlikle uyarak, blllnçdışından gelen bu parçalar arasında,
Salvador Dalı' tedirgin edici belli bir hikayesel anlam oluştgrduğu gerçeğini. Bu, Bunuel'in meslek
İngilizce adı: An Andalusian Dog yaşamının sonuna kadar araştırmaya devam ecföeeğjj'id"ln derin, çalkantılı güçle
rine karşı yüzeysel rasyonelliğin diyalektiğidir. AM
LA PASSION DE JEANNE D'ARC (1928) Fransa (Société générale)
Jeanne d'Arc'ın Tutkusu 110dk, Sessiz, SB
Yönetmen: Cari T h e o d o r Dreyer
Cari Dreyer'in son sessiz film i ve tüm Jeanne d'Arc filmlerinin en muhteşemi Yapımcı: Joseph D elteil, Cari
T h e o d o r Dreyer
olan 1928 yapımı bu başyapıt, yönetmeni dünya çapında üne kavuşturdu; ancak
Görüntü Yönetmeni: R udolph
daha sonraki filmlerinin çoğu gibi, büyük övgüler almasına karşın gişede başarısız
M a té
oldu. Yarım yüzyıl boyunca kayıp olan orijinal versiyonun bir kopyası, 1980'lerde
Oyuncular: Renée Falconetti,
Norveç'teki bir akıl hastanesinde bulundu. Diğer kopyaları bir depo yangınında ya Eugene Silvain, A n d ré Berley,
nıp kül olmuştu, sonradan dolaşıma sokulan iki versiyon da filmin kurgusunda kul M a u rice Schutz, A n to n in A rta u d ,
M ichel Sim on, Jean d 'Y d , Louis
lanılmayıp atılan çekimlerden oluşuyordu.
Ravet, A rm a n d Lurville, Jacques
Dreyer'ln filmlerinin hepsi öykü, roman ya da oyunları temel alırken, bunun A m n a , A lexand re M ihalesco, Léon
tek İstisnası, özünde Jeanne d'Arc'ın davasının resmi duruşma tutanaklarına (daha Larive
doğrusu söz konusu tutanakların sıkı bir elemeden geçirilmiş ve büyük oranda kı
saltılmış bölümlerine) dayanan Jeanne d'Arc'ın Tutkusu oldu. Dreyer, Jeanne'ın
Fransa'da resmen azize mertebesine çıkarılmasından sadece sekiz yıl sonra ve 1. İngilizce adı: The Passion o f Joan
Dünya Savaşı'nın bitmesinden on yıl sonra yapılan filmde bu iki olayı da filmin mer o f Arc
SSCB (Mezhrabpomfilm)
POTOMOK CHINGIS-KHANA (1928)
93dk, Sessiz, SB
Asya Üzerinde Fırtına: Cengiz Han'ın Torunu
Yönetmen: Vsevolod Pudovkin
Vsevolod Pudovkln, 1927'de Konets Sankt-Peterburga'yı (St. Petersburg'un
Yapımcı: Osip Brik, I.
Sonu) tamamlamasından sonraki bir ay İçinde, göründüğü kadarıyla hem I. No-
Novokshenov
vokshenov'un büyük bir lider olacak kadar yükselen bir çobanı anlatan özgün hi
Görüntü Yönetmeni: Anatoli
Golovnya kayesinin hem de egzotik Dış Moğolistan'ın bakir topraklarında çekim yapma ola
Oyuncular: Valery Inkljinoff, I. sılığının verdiği esinle bu destansı masal üzerinde çalışmaya koyuldu. Pudovkln'ln
Dedlntsev, Aleksandr Chistyakov, Devlet Sinema Enstltüsü'nden sınıf arkadaşı olan Valéry inkljinoff, İsimsiz bir kah
Viktor Tsoppl, F. Ivanov, V. Pro, ramanı; gümüş renginde nadide bir tilki kürkünü satmak zorunda kaldığı Batılı bir
Boris Barnet, K. Gurnyak, I. kürk tacirinden kazık yiyince kapitalistlere güvenmemesi gerektiğini öğrenen bir
Inkishanov, L. Belinskaya, Anel
M oğol'u canlandırıyor. Yıl 1918 ve kahramanımız kendini Sosyalist partizanlarla
Sudakevlch
birlikte emperyalist işgalci Britanya ordusuna karşı savaşırken buluyor. Yakalana
rak kurşuna dizilme cezasına çarptırılıyor ("Moskova" kelimesini bildiği için) ama
üzerinden, "her kim taşıyorsa doğrudan Cengiz Han'ın soyundan gelmektedir"
ibareli eski bir tılsım çıkınca hayatı kurtuluyor. Ingillzler onu kukla hükümdar olarak
tahta çıkarıyor; ama o kaçarak halkını inanılmaz bir zafere götürüyor.
Sovyet sosyalist propagandası, etnograflk belgesel ve gürültülü patırtılı serü
ven filmlerinin ilginç bir karışımı olan Asya Üzerinde Fırtına'nın eğlenceli olmadığı
nı söylemek mümkün değil. Film, Pudovkln'in, tüm ufka yayılmak İçin birbirinden
ayrılan süvari kollarında ve küblstvari montajlanmış bazı çarpıcı sekanslarda kendi
ni gösteren destansı kompozisyon anlayışını olduğu kadar Budist ritüellere ve Ba-
İngilizce adı: Storm Over Asia
tı'nın İnançsızlığına yönelik alaycı yergisiyle öne çıkıyor. TCh
BLACKMAIL (1929) Britanya (BIP, G a insb oro ugh)
Şantaj 96 d k , SB
Yönetmen: A lfre d Hitchcock
Gerçi Alfred Hitchcock, sessiz filmi The Lodger'da (Kiracı, 1927) yönetmenlik Yapımcı: John M axw ell
hayatı boyunca tekrar tekrar ele aldığı birçok temayı ortaya koymuş, gerilim sine Senaryo: A lfre d H itchcock,
Charles B e n n e tt'ln o y u n u n d a n
masının tahtına göz diktiğini göstermişti ama 1929 yapımı bu film ününü tam an
Görüntü Yönetmeni: Jack E. Cox
lamıyla pekiştirdi ve Hitchcock'un önünde olağanüstü bir kariyere uzanan yolu aç
Müzik: James C am pbell, Reg
tı. Şantaj'm yapımına sessiz film olarak başlanmasına karşın çekimlerin ortalarında
C onnelly
vazgeçilip Ingiltere'nin ilk sesli film i olacak şekilde sesli çekilmesine karar verildi. Oyuncular: A n n y O ndra, Sara
Böyle bir kararın alınması, Hitchcock'un kariyerinin o aşamasında bile ne kadar A llg o o d , Charles Patón, John
hırslı olduğunu göstermesinin yanı sıra, yapımcı patronları teknik yenilikleri finan L on gden, Donald C a lth ro p , Cyril
Ritchard, H annah Jones, Harvey
se etmeye ikna edecek kadar tartışmasız bir yeteneğe sahip olduğunu da kanıtlı
Braban, Ex-Detective Sergeant
yor. Hitchcock'un en büyük hünerlerinden biri, aynı anda hem avangard olup hem Bishop
de ticari başarı getiren filmler yapabilmesiydl: Bu filmde, birçoklarının hâlâ gelip
geçici bir heves diye kuşkuyla baktığı türden yeni moda bir tek
nolojiyi, psikolojik açıdan ağır ve ciddi diye nitelenebilecek olsa
da yine de korku (ve haz) tattırma konusunda başarılı bir me
lodramın hizmetine koşuyor.
Alice W hite (Anny Ondra) polis sevgilisi Frank'le (John
Longden) kavga eder ve fevri bir kararla çapkın bir ressama
(Cyril Ritchard) dairesine kadar eşlik eder. Zampara ona teca
vüz etmeye kalkışınca Alice kendini savunmak için adamı bıçak
layıp kaçar. Ancak ailesiyle kahvaltı sofrasındayken konuşmalar
da geçen "bıçak" kelimesi, yaşadığı travmayı hatırlatarak her
seferinde zihnine bir bıçak gibi saplanır ve ekmek bıçağının gö
rüntüsü neredeyse histeri krizi geçirmesine yol açar. Sesli filme
geçen diğer yönetmenler, her repliğin sanki bir diksiyon sınavı
verilecekmişçesine kaydedilmesine çabalarlarken Hitchcock,
anahtar kelimeyi iyice belirginleştirmek için bu sahnenin ses ku
şağıyla oynayarak konuşmanın büyük bölümünü anlaşılmaz bir
uğultuya dönüştürür. Bu belki de, sesli filmlerin sırf konuşma ve
şarkıdan İbaret olmaktan çıkıp sesin asıl potansiyelinin apaçık
kendini ortaya koyarak yönetmenin cephaneliğine katıldığı an
dır.
Halihazırda başrolün verildiği Çek aktrisin İngilizcesinin
standarda uygun olmaması yüzünden sıkıntı yaşayan Hitch
cock, bu nedenle bir dublaj denemesi de yaparak replikleri san
ki Ondra'nın ağzından çıkıyormuşçasına çerçeve dışındaki Joan
Barry'ye okuttu. Bu alışılmamış (ve çok az denenen) yaklaşım,
oyunculuk-gücü açısından da başarılı bir senteze olanak tanı
yor. Hitchcock'un ilk şeytansı sarışınlarından olan Ondra, son
derece körpe ve alımlı görünümüyle masum katili sempatik kı
larken, ona sülük gibi yapışan sırnaşık şantajcı gerçek kötü ola
rak resmediliyor. KN
SSCB (VUFKU)
CHELOVEK S KINOAPPARATOM (1929)
80 d k, Sessiz, SB Kameralı Adam
Yönetmen: Dziga V e rto v
Senaryo: Dziga V e rto v Dziga Vertov (Deniş Kaufman) sinema kariyerine, Rus iç Savaşı (1918-21) sıra
Görüntü Yönetmeni: Dziga sında Kızıl Ordu'yu savaşırken görüntülediği haber filmleriyle başladı ve çektiği gö
V e rto v
rüntüleri, köy ve kasabalara propaganda malzemesi götüren "ajitasyon trenleri"nl
dolduran izleyiciye gösterdi. Bu deneyim Vertov'un sinema hakkında edindiği ve
kendilerine Kino-glaz (Slne-Göz) diyen, benzer anlayıştaki genç yönetmenler grubu
tarafından da paylaşılan düşüncelerini formüle etmesine yardımcı oldu. Grubun
prensipleri (kurmaca filme karşı belgeselin "dürüstlüğü", İnsan gözü karşısında si
nema gözünün "kusursuzluğu"), Vertov'un en olağanüstü filmi olan büyüleyici Ka
meralı Adam ' ın habercisiydi.
Vertov bu filmde, radikal politikayla devrim estetiğini birleştirerek coşkulu,
hatta sersemleticl bir etki yaratır. Film yapımının İki bileşeni, kamera ve kurgu, eşit
(ve cinsiyet kazanmış) iki ortak gibi çalışır. Vertov'un erkek kameramanı (erkek kar
deşi Mlkhall Kaufman) modern kent yaşamının bir gününü, Vertov'un deyimiyle
"gafil avlanan hayat"ı kaydederken, kadın kurgucusu (karısı Ellzaveta Svllova) film
şeridini kesip yapıştırarak o hayatı yeniden biçimlendirir. Filmin sonuna gelindiğin
de Vertov, film çekimi ve kurgunun mevcut tüm olanaklarından (ağır çekim, çok
lu görüntüler, bölünmüş çerçeve, açı daraltma ve genişletme, bulanıklaştırma, do
nuk kareler) yararlanarak film tekniğinin kitabını yazmanın yanı sıra, yeni kurulmuş
Sovyet devletine bir methiye düzüyordu.
Şehir yavaş yavaş uyanırken kamera da çalışmaya başlar ve otobüsler ve tram
vaylar hangarlarından çıkıp boş sokaklar doldukça kent sakinlerini (Moskova ağır
lıklı olmak üzere Kiev, Yalta ve Odessa'da çekilmiş uzun görüntüler) iş ve eğlence
yaşamlarının rutini içinde izler. Kamera bir kadının bacaklarının arasından bir bebe
ğin doğumuna tanık olurken, büyülenmiş bir halde bir sokak sihirbazını seyreden
çocukları uzaktan gözlerken, bir kaza kurbanını taşıyan ambulansı takip ederken,
İngilizce adı: The Man With the
bütün bir ömür o güne sıkıştırılmıştır. Çiftler kilise yerine resmi dairelerde evlenir,
Movie Camera
ayrılır ve boşanırken yeni adetler eskilerinin yerini alır.
Vertov, el işçiliğinin makineleşmiş iş gücüne dönüşümü
nü (kadınlar elde dikişten makinede dikişe, abaküsten yazar
kasaya geçer) izleyen ve montaj hattının hızını, verimini ve
hatta hazzını yücelten çarpıcı bir kurguyla, Marksist ilkelere
görsel bir biçim kazandırır. İşçiler yeni buldukları boş zaman
larını, devlet teşvikli kulüpler ve birahanelerde sosyalleşerek,
müzik çalıp satranç oynayarak, yüzüp güneşlenerek, sırıkla
atlayarak, futbol oynayarak değerlendirir. Moskova'nın "sıra
dan insanları" kendilerini perdede gördükçe kendi hayatları
nın yıldızına dönüşürler. Vertov, BolşoyTIyatrosu'nu İkiye bö
lerek eskiye şiddetli bir şekilde veda edene kadar, sinemanın
devrimsel potansiyelinin kanıtlarını sunar.
Vertov daha sonra Sosyalist Gerçekçillk'e ayak uydura
madı ve kariyeri sekteye uğradı. Yine de Kameralı Adam 'la
hedefine ulaşmıştır: sinemaya doğrusal olmayan bir anlatı
form u kazandırmış, sinemanın barındırdığı tüm olasılıkların
şanını yüceltmlştir. JW
Almanya (Nero-Film)
DİE BÜCHSE DER PANDORA (1929)
97dk, Sessiz, SB Pandora'nın Kutusu
Yönetmen: Georg Wilhelm Pabst
Yapımcı: Seymour Nebenzal G.W. Pabst, zamana meydan okuyan başyapıtı Pandora'nın Kutusu'nu, Frank
Senaryo: Joseph Fleisler, Georg W edeklnd'ln "Lulu" oyunlarından uyarlamıştır. Film, Lulu (Louise Brooks) karakte
Wilhelm Pabst; Frank Wedekind'in rinde, dobra cinselliğiyle çevresindeki herkesin yaşamını bir şekilde mahveden ma
Erdgeist ve Die Büchse der Pandora sum baştan çıkarıcı kadın arketipini yaratmasıyla hatırlanır. FHer ne kadar Pabst, o
oyunundan
dönemde Almanların simgelerinden biri gibi görülen bir rolün yabancı bir oyuncu
Görüntü Yönetmeni: Günther
ya verilmesi nedeniyle eleştirilmiş olsa da filmin akıllarda yer etmesinin nedeni her
Krampf
Oyuncular: Louise Brooks, Fritz şeyden çok Amerikalı yıldız Brooks'un performansıdır. Aktris perdede öylesine güç
Kortner, Francis Lederer, Carl lü ve cinsel bir varlık ortaya koyuyordu ki sessiz filmlerdeki "serbest kadın" rollerin
Goetz, Krafft-Raschig, Alice den Shlrley Temple'ın hakimiyetindeki FlolIyvvoodjdaJiâk-et'tlği sesli rollere bir tür
Roberts, Gustav Dlessl lü geçemedi. Brooks, bugüne dek "Louise Brooks" veya "Lulu" modeli olarak bili
nen küt kaküllü kısa saç kesimiyle, tam bir afacan vamp görünümündeydi.
Tiyatrodaki gibi perde perde sunulan film in başında Lulu'yu, Berlin'de bir bur
juva evinin salonunda görürüz. Lulu, dul gazete patronu Peter Schön'ün (Frltz
Kortner) taptığı metresidir; bu arada sevgilisinin yetişkin oğlu Alwa (Franz Lederer)
ve hatta ya babası ya da ilk sevgilisi olan beberuhi tipli muhabbet tellalı Schl-
golch'la (Cari Goetz) dostça bir yakınlık İçindedir. Schön, Lulu'ya yeniden evlene
ceğini açıklar; Lulu da bir gece kulübü patronuna (Krafft-Raschig) kapağı atmak
üzeredir. Ancak Lulu, oğluna "onun gibi bir kadınla evlenilmez" diyen Schön'ü ni
şanlısından ayırmak için dans ettiği müzikholün kulisinde bir komplo kurarak koda
manın kendisiyle evlenmesini sağlar; ne var kİ Schön, bu evliliğin kendisine ölüm
İngilizce adı: Pandora 's Box
getireceğini anlar.
ili
Aslında kocası intihar etmiş olduğu halde Lulu onu öldürmekle suçlanır. Kaç
mayı başarır ve Alwa, Schigolch ve lezblyen hayranı Kontes Geschvvitz'le (Alice Ro-
berts) birlikte Seine Nehri üzerinde afyon dumanına boğulmuş bir kumarhane ge
misine binerler. Gemide Lulu'nun bir Mısır genelevine satılmasına ramak kalır; Al-
vva küçük düşürücü bir şekilde, hile yaparken yakalanır ve en sonunda Noel kutla
malarının telaşı İçindeki Londra'ya ulaşırlar. Orada da Lulu Karındeşen Jack'in
(Gustav Diessl) eline düşer. Pabst, Brooks'u şaşırtıcı yan karakterler ve baş döndü
rücü dekorlarla (kabarenin kalabalık kulislerindeki muhteşem manzara, sahnede
meydana gelen her şeyi gölgeler) çevreler ama modern seyirciyi hâlâ cezbeden
şey; aktrisin canlı, erotik, korkunç ve yürek paralayıcı kişiliğidir. Brooks, İmaj ve tar
zın öylesine güçlü ve taze bir karışımını sunar kİ Madonna onun yanında Phyllis Dil
ler gibi kalırdı; ayrıca mim sanatının hilelerinden ve dışavurumcu makyajdan des
tek almaksızın sergilediği oyunculuk tarzı, sessiz sinema dönemi için inanılmaz do
ğaldır. Ayrıca oyunculuğu da son derece dürüsttür: hiçbir zaman yüzeysel duygu
lara yönelik oynamaz; seyirciyi, Lulu'nun büyüsüne kapılmış da olsalar, onun ne
kadar yıkıcı olduğunu anlamaya zorlar.
Filme kaynaklık eden tiyatro oyunları, Karındeşen Jack'in cinayetlerini işlediği
1888 yılında geçer; buna karşın Pabst, fantastik ama çağdaş bir ortam tasarlar.
Sanki olaylar 1920'lerln modern Berlin’inde başlamış, sonra da sinemada bir seri
katilin zihnine ilk olağanüstü bakışı sunan bir ölüm sahnesi için zamanda geriye
yolculuk edilerek eski günlerin sisli Londra'sına dönülmüştür. Schigolch'un son kez
Noel pudingi yiyebilmesi için fahişelik yapmaya başlayan Lulu, ketum Jack'i büyü
ler ve Jack bıçağını bir kenara atarak bir daha öldürmemek için sahici bir çaba gös
terir ancak bıçaklama dürtüsü, karşı konulmazdır. KN
Almanya (Universum Film DER BLAUE ENGEL (1930)
A.G.-UFA) 99dk, SB Mavi Melek
Dili: Almanca, İngilizce
Yönetmen: Josef von Sternberg Marlene Dietrich'in starlığa ilk adımı olan (ancak kesinlikle ilk rolü değildi) fil
Yapımcı: Erich Pommerr min, Dietrich'in Lola Lola olarak posterinin ardında cam temizleyen ve kendisini bu
Senaryo: Cari Zuckmayer;
İdeal kadınla karşılaştıran bir kadınla başlaması ne kadar yerinde! Bu denklemde,
Heinrich Mann'ın Professor Unrat
isimli romanından yönetmen Josef von Sternberg aslında bu hayali idealden çok sokağın (ya da da
Görüntü Yönetmeni: Günther ha sonra sahnenin) sıradan gerçekliği İle ilgileniyordu (zaten Mavi Melek'İn acıma
Rittau sız mantığının motifini de bu İlgi belirler).
Müzik: Frederick Hollander Sternberg’in Hollyvvood'da Dietrich'le birlikte yapmaya devam ettiği filmler,
Oyuncular: Emil Jannings,
cafcaflı, barok ve genelde camp (kasıtlı olarak abartılı ve banal, kitsch) işlerdir. E p -
Marlene Dietrich, Kurt Gerron,
Rosa Valetti, Hans Albers, Reinhold zamanlı olarak birbirinden hafif farklı İngilizce ve Almanca versiyonlarla çekilen
Bernt, Eduard von VVİnterstein, Mavi Melek'te yönetmen hâlâ dışavurumcu dönemindedir ve Emil Jannlngs'in
Flans Roth, Rolf Müller, Roland
güçlü oyunculuğunu vurgulamak için karanlık ve ağır bir tarz benimser. Jannings,
Varno, Cari Balhaus, Robert
Klein-Lörk, Charles Puffy, VVİlhelm erkek öğrencilerinin ahlaksız saplantısını araştırmak üzere "Mavi Melek" olarak bi
Diegelmann, Gerhard Bienert linen bir şer yuvasına gitmesinin ardından, Lola'nın büyüsüne kapılan saygın bir
İngilizce adı: The Blue Angel öğretmeni, Profesör Immanuel Rath'I canlandırıyor.
Heinrich Mann'ın romanından alınan bu öykü, tepe
taklak düşüşü, "toplumsal statü kaybı"nı konu alıyor.
Hikayenin akışı içinde Rath, neredeyse insanlıktan çıkmış
bir palyaço konumuna düşecektir (böylece filmde daha
önce karşımıza çıkan ve talihsiz kahramanın birkaç ironik
dublöründen biri işlevi gören palyaçonun bir yansıması
A
olur). Sternberg, örnek teşkil edecek sistematik bir şaş
mazlıkla, filmdeki uzamsal ilişkilerin dikeyliğini vurgular:
Rath daima Lola'nın görüntüsüne bakmak için kafasını
kaldırması gereken alçak bir konumdadır (Lola'nın külo
tunu profesörün kafasına attığı sahnede olduğu gibi); sa
dece otoriter konumunun parodisi olan bir sahnede, ti
yatronun fesat müdürü onu Tanrılar arasında sergiler.
Lola, erkekleri ayartıp sonra sıkılınca yoluna devam
etmesi ve bu süreç İçinde onlara köle gibi davranmaktan
hoşlanması anlamında klasik bir femme fatale'dır. Yine
de kısa bir süre İçin de olsa Rath'le İlişkisinin sevecen ve
sadık bir yanı da vardır; ünlü "Falllng in Love Agaln"i söy
lerken onun romantik derbeder kaderini pasifçe kabullen
diğine ("I knovv l'm not to blame") neredeyse bizler de
ikna oluruz. AM
;
SSCB (Wufku)
ZEMLYA (1930)
75dk, Sessiz, SB
Yönetmen: Aleksandr Dovzhenko Tartışılabilir de olsa Aleksandr Dovzhenko'nun Zemlya (Toprak) filmi, etkileyi
Yapımcı: Aleksandr Dovzhenko ciliği hep daha da artmış Sovyet sessiz sinemasının en büyük başarısıdır. Çağdaş
Görüntü Yönetmeni: Danül ları Marc Chagall ve Sholem Alelchem gibi folklorik sanattan derinlemesine esinle
Demutsky nen bir modernist olan Dovzhenko'nun, Ukrayna'da kolektivizmin başlangıcına
Müzik: Lev Revutsky (restore düzdüğü bu övgü, dalgalanan buğday tarlaları, olgunlaşan meyveler ve panik ha
edilmiş versiyonu)
linde kaçışan atlardan oluşan çılgın tasvirlerin başkaldırısıdır. Traktörün gelişi, ken
Oyuncular: Stepan Shkurat,
dileri İçin yeni hayatların hayalini kuran köylüler tarafından neşeyle karşılanır ama
Semyon Svashenko, Yuliya
Solntseva, Yelena Maksimova, hâlâ hayatta kalmayı başarmış kulaklar (toprak sahipleri) Partl'nin köy komitesinin
Nikolai Nademsky, etkileyici genç liderini öldürmek İçin komplo kurarlar. Ancak genç partilinin ölümü
I. Franko, Arkhip, Pyotr Masokha,
köylülerin kararlılığını artırır; şaşırtıcı final sahnesinde, ölü adam çok sevdiği toprak
V. Mikhajlov, Pavel Petrlk, P.
Umanets, E. Bondina, L. Lyashenko, la yeniden buluşurken Dovzhenko doğum, ölüm, hasat, İlerleme ve dayanışma te
M. Matsyutsla, Nikolai Mikhajlov malarını bir araya getirir.
Ancak filmin, Sovyet sansürcülerinin pek takdir etmediği olağanüstü şehveti
ni hiçbir özet hakkını vererek anlatamaz. Piyasaya ilk sürülen versiyonlardan çıka
rılmış seçme parçalar arasındaki bir sahnede, köylüler, birlik beraberliğin bir simge
si olarak traktörün radyatörüne İşer; bir başkasında da adamlar ellerini yanlarında
ki kadınların bluzlarının İçine sokarak güç ve moral kazanırlar. Andrey Tarkovski si
nemasının kökenlerini merak edenler öncelikle Zemlya'ya bir göz atmalı. RP
LITTLE CAESAR (1930)
Bir film türü, tarihi okumaya ve geçmişteki bazı anları yorumlamaya yarayabi
lir. Bu bağlamda Mervyn LeRoy'un Little Caesar' ı da gangster sinemasının tanım
lanmasına katkıda bulunmasının yanısıra, Büyük Buhran sırasında çekilmiş olması
nedeniyle, yapım koşullarının da bir alegorisi oldu. Filme, ekonomik yıkım karşısın
da bireysel başarıya yönelik büyük çaplı bir paranoya sinmiştir. Filmde 1930'ların
başlarındaki toplumsal mutabakat taleplerinin yanı sıra bu temanın da çeşitli kat
kılarla geliştirilmesi, LeRoy'un bu klasikleşmiş filminin, sırf parçaların toplamı ol
maktan çok daha fazlasını başardığının bir kanıtı.
Caesar "Rico" Bandello (Edward G. Robinson), Joe (Douglas Fairbanks Jr.) ad
lı bir ortakla küçük çaplı işler çeviren bir hırsızdır. Chicago'nun kalbine giderler; Joe
gösteri dünyasında çalışmaya başlar ve Olga adlı bir dansçıya (Glenda Farrell) gön
lünü kaptırır; Rico "yaşamı" tadar ve keyfini çıkarmaya koyulur. Rico, psikotik acı
ABD (First National) masızlığıyla yavaş yavaş yeni bir güç olarak sahnede boy gösterir ama sonunda
79dk, SB
egosuna ve örgütü dağıtan polis gücüne yenik düşer. Joe ve Olga'nın gösterisinin
Yönetmen: Mervyn LeRoy
tanıtımını yapan bir reklam panosunun altında vurulan ve ölmek üzere olan Rico,
Yapımcı: Hal B. Wallis, Darryl F.
son nefesinde hür iradeye ilişkin birtakım sözler mırıldanırken kendi tutkusunun
Zanuck
belirlediği kurallara göre yaşadığı için hiçbir zaman yakalanamayacağını vurgular.
Senaryo: Francis Edward Faragoh,
Robert N. Lee, Seyirci için Rico'nun katili, hiç şüphesiz dünyanın o dönemdeki durumundan
W.R. Burnett'in romanından kaynaklanan gerginliklerin açık bir haykırışıydı. Uzun metrajlı filmin yapısıyla sınırlı
Görüntü Yönetmeni: Tony olmasına karşın Sinema Yapım Yönetmeliği öncesi günlerde sansürle köreltilme
Gaudio
miş olan Little Caesar, uç noktasına kadar götürülmüş serbest girişimciliğe küçüm
Müzik: Erno Rapee
seyici bir bakıştır. Tarihin uzak görüşlülüğü aracılığıyla ve haksız kazanç üzerine
Oyuncular: Edward G. Robinson,
odaklanarak bakıldığında, bizzat zayıf kurallar üzerine kurulu Wall Street'in, kitle
Douglas Fairbanks Jr., Glenda
Farrell, William Collier Jr., Sidney spekülasyonunun ve çoğunluğu harcayarak azınlığa fayda sağlamak adına hileyle
Blackmer, Ralph İnce, Thomas E. yönlendirilen histerinin sonucunda çöküşünün doğal bir sonucudur bu.
Jackson, Stanley Fields, Maurice Pastadan daha büyük bir dilim almak için harekete geçen Rico, kayıtsız bir
Black, Armand Kaliz, Nicholas Bela
dünyada kabul edilme arzusu ve başarı dürtüsünü temsil eder. Masumları korku
Oscar Adaylığı Francis Edward
Faragoh, Robert N. Lee (senaryo) tup, kontrol etmeyi istediği toplumu mahveden Rico, sesli sinemanın ilk yıllarında
yeni ufuklar açan bu filmde, canice izler taşıyan güç taleplerini aydınlatır duruma
düşer. GC-Q
ALL QUIET ON THE WESTERN FRONT (1930) ABD (Universal Pictures)
Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok 131 dk, SB
Dili: İngilizce / Fransızca
Erich Maria Remarque'in romanından uyarlanan ve zamanın eskitemediği Yönetmen: Lewis Milestone
(1998 yılında restore edilmiştir) bu klasik savaş karşıtı film, "Büyük Savaş"ın traje Yapımcı: Carl Laemmle Jr.
disinin bir Alman askerinin bakış açısından anlatılan canlı bir tasviri; teknik anlam Senaryo: Erich Maria Remarque,
da yaratıcı ve görkemli savaş sahneleri (sesli sinemanın ilk yıllarında); ve fanatik Maxwell Anderson
milliyetçilik ve militarizme karşı kahince bir uyarı olması açısından bir dönüm nok
Görüntü Yönetmeni: Arthur
Edeson, Karl Freund
tasıdır. Sadece 21 yaşında olan Lew Ayres, hizmet etmek için can atan ama sava
Müzik: David Broekman, Sam
şın faydasızlığı ve dehşeti karşısında hayal kırıklığına uğrayan okul çocuğu rolünde Perry, Heinz Roemheld
ki son derece doğal oyunculuğuyla uluslararası bir yıldız oldu. Elinin bir kelebeğe Oyuncular: Louis Wolheim, Lew
uzanışı, bir silahın patlamasıyla birlikte titreyişi ve hareketsiz yere düşüşünü yakın Ayres, John Wray, Arnold Lucy, Ben
Alexander, Scott Kolk, Owen Davis
planla gösteren final sahnesi son derece dokunaklıdır.
Jr., Walter Rogers, William
Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok, En iyi Film dalında Oscar kazanan üçüncü Bakewell, Russell Gleason, Richard
filmdi ve savaş gazisi Lewis Milestone da yönetmenlik dalında ikinci Oscar'ını ka Alexander, Harold Goodwin, Slim
zanmıştı. Nazi gruplarının şiddetli protestolarına rağmen, filmin Alman sansürcüle Summerville, G. Pat Collins, Beryl
Mercer
rinden geçmesi ilginçtir. Diğer yandaysa talihin garip bir cilvesi söz konusuydu: 2.
Oscar: Carl Laemmle Jr. (film),
Dünya Savaşı'nda muharip olarak değil, doktor olarak verdiği kahramanca hizme
Lewis Milestone (yönetmen)
te rağmen, savaş karşıtı tavrının kamuoyu tarafından kınanması, Ayres'in kariyeri Oscar Adaylıkları: George
ni neredeyse mahvediyordu. AE A b b o tt, Maxwell Anderson, Del
Andrews (senaryo), Arthur Edeson
(görüntü yönetmeni)
René Clair'in Le Million (Milyon) adlı filmi, Paris'te bir çatıda başlar, iki aşık flört
edip kendi dairelerine çekildikten sonra, perspektif yanılsaması, maketler ve elle re
simlendirilmiş maskeleme çekimi gibi sinema hilelerinin kullanıldığı bir plan-sekansta,
kamera ufuk çizgisi boyunca kaydırılır. Böylesi zor bir sekans son derece gelişmiş bir
sinema tarzının yanı sıra, Clair'in filmlerinin sıradan birer müzikal komedi olmadığını
ortaya koyar.
Michel (René Lefèvre) adlı yoksul bir ressamın peşinde birçok alacaklı vardır. Saf
yürekli Beatrice'le (Annabella) nişanlı olan Michel, fettan VVanda'nın (Vanda Grévil-
le) peşinde koşarken Beatrice'i ihmal eder ve diğer yandan da arkadaşı Prosper'a
(Louis Allibert) ayak uydurmaya çalışır. Gangster Tulipe (Paul Ollivier) polisten kaç
mak İçin binaya girince, Béatrice nispet olsun diye ona Michel'in eski ceketini verir.
Daha sonra Michel ve Prosper satın aldıkları piyango biletine milyonluk ödül çıktığı
nı fark ederler ama bilet, Beatrice'ln Tulipe'e verdiği, onun da yakında Amerika'ya gi
decek olan tenor Sopranelli'ye (Constantin Siroesco) rehin bıraktığı ceketin cebinde
dir. Böylece Le M illion'm zıpır komedisi başlar. Birbirini izleyen karışıklıklar, İnsanları
birbirine karıştırmalar, kılık değiştirmeler, küskünlükler, barışmalar ve müzikler, hep
si de sonunda Michel ve Beatrice'i bir araya getirip piyango biletinin de asıl sahibine
dönmesi içindir. O noktaya gelinceye kadar smokinli bir gangster bir aşk şarkısı söy
ler, yarış halinde ceketin peşinden koşma görüntüleri futbol maçı tezahüratlarının se
siyle eşlenir ve Michel'in serveti duyulunca alacaklıları ve komşuları fırsatçı talepleriy
le onu bunaltırlar.
Filmin belki de en çarpıcı özelliği, eşlemeli (senkronize) ses kaydı entegrasyonu
Fransa (Sonores Tobis) dur. Açıklayıcı diyaloglar hareketsiz kamera karşısında yapılırken, genellikle karakter
89dk, SB ler arasındaki fısıldaşmalar halinde görülen daha önemsiz konuşmalar sessiz geçilir.
Dili: Fransızca Konuşmalı bölümler arasındaki bu boşlukları doldurmak için yer yer ani şarkı çıkışla
Yönetmen: René Clair rıyla süslenen fon müziği her sahneyi birbirine bağlar, ilk dönem sesli filmlerin çoğun
Senaryo: René Clair;
dan daha akıcı ve görsel açıdan daha dinamik olan Le Million, ardılı birçok sesli film
Georges Berr ve Marcel
Gulllemaud'un oyunundan den de daha eğlencelidir. Bu başarı büyük oranda Clair'in senaryosu ve usta yönet
Görüntü Yönetmeni: Georges menliğinden kaynaklanırken, hoş bir fantezinin gereklerini sonuna kadar yerine ge
Périnal, Georges Raulet tirmeye istekli bir oyuncu kadrosunun katkısını unutmamak gerekir. GC-Q
Müzik: Armand Bernard, Philippe
Parés, Georges Van Parys
Oyuncular: Jean-Louis Allibert,
Annabella, Raymond Cordy, Vanda
Grévllle, René Lefèvre, Paul Ollivier,
Constantin Slroesco, Odette
Talazac
ABD (Universal) lir; çünkü George Melford'ın eşzamanlı olarak (tam da aynı setlerde) çekilen Ispan
75d k, SB yol versiyonu simgeselleşen bir Dracula'dan yoksun olmasına ve tamamen çekim se
Dili: İngilizce / M acarca naryosuna sadık kalmasına rağmen, toplam 20 dakikalık fazlalığın kesilip atıldığı bir
Yönetmen: Tod B ro w n in g kurguyla önemli ölçüde kısaltılan İngilizce Dracula aslında daha az etkileyici.
Yapımcı: E.M . Asher, Tod ilkel sinema tekniğine ve bir salona tıkılıp kalmış senaryosuna rağmen, Brow
B ro w n in g , Carl Laem m le Jr. ning'in filmi yine de Lugosi'nin "Cheeldren o f the naight, leesten to thaim" ("Gecey-
Senaryo: G a rre tt Fort, nin çocuklarıy, dinleyiin onnarı") ya da "I nevair dreenk vine!" ("Aslağ şarab lç-
John L. Balderston ve Hamilton
memm") gibi cüm lelerdeijile, herbir heceye Macarca bir tehdit ve korku unsuru ka
Deane'in oyunundan
tan vampir rolünde Lugosi'nin yıldızlaşan yeteneğine ışık tutan (kelimenin gerçek an-
Görüntü Yönetmeni: Karl
Freund famıyla, şeytani gözlerini hedefleyen bir nokta aydınlatmayla) şüpheli ve meşum gü
Tema Müziği: Schubert, cüyle dikkat çeker. Film, muhteşem bir Swan Gölü manzarası ve bizi ve emlakçı Ren-
Tchaikovsky, W a g n e r field'i (Dwight Frye), Lugosi'nin örümcek ağları ve böceklerle dolu şatosuna (Transil-
Oyuncular: Bela Lugosi, Helen vanya'da bir mahzende armadillolar yuva yapar) götüren köhne bir posta arabasıy
Chandler, David M anners, D w ig h t la başlar. Dracula örümcek ağlarının ardından ortaya çıkar, misafiri ekmek dilimler
Frye, Edward Van Sloan, H e rbe rt
ken parmağını kestiğinde, kana susamışlıkla tepeden tırnağa titrer; ve üç ruhsuz
Bunston, Frances Dade, Joan
S tanding, Charles K. G errard, Tod vampir gelin, konuğu gafil avlayarak üstüne çullanır.
B ro w n in g , M ichae l V is a ro ff Hayal kırıklığı yaratan bir şekilde, hikaye tehlikeli bir deniz yolculuğuna (arşiv gö
rüntüleri kullanılmış) atlayıp ardından Kont Londra'da karşımıza çıktığında, Lugosi
sakinleşir. Ancak Edward Van Sloan vampir avcısı Profesör Abraham Van Helsing ro
lünde samimi bir oyun sergiliyor; unutulmuş Helen Chandler, kanı tamamen emilmiş
yarı-vampir kadın kahraman Mina rolünde büyüleyici; Frye'sa Renfield sinek yiyen, kı
kırdayan bir manyağa dönüştüğünde çakılıp kalmadığı her sahneyi çalıyor. Beş katlı
bina yüksekliğinde gotik pencereleriyle Dracula Şatosu, filmin sanat yönetiminin do
ruk noktasını oluşturuyor ama Londra sahneleri, Dracula'nın Ingiltere'deki barınağı
etkileyici bir merdiven ve yeraltı mezarı sunuyor. Buna karşın Browning, Kont'un çok
kolay yenilgiye uğradığı, ölümünün kalbine kazık saplandığında görüntü dışı bir inil
tiyle verildiği zayıf finalde bocalıyor. KN
FRANKENSTEIN (1931)
Gelmiş geçmiş en önemli korku filmi. James Whale, Mary Shelley'nin kallavi
romanından, boyundan büyük işlere kalkışan bir bilim adamı ve onun suistimal edi
lip toplum dışına itilen çocuksu canavarının masalını yarattı. Colin Clive'ın nevrotik
Frankenstein'ı, Dwight Frye'ın kambur cüce asistanı kusursuz olsa da filmde asıl çı
kışı, ailesinin ona sunduğu ayrıcalıklı bir yaşama sırtını dönüp Kanada'da kamyon
şoförlüğü yapan ve ABD'de küçük rollere çıkan 42 yaşındaki İngiliz William Henry
Pratt yaptı.
Universal Stüdyoları'nın makyaj dahisi Jack Pierce, yassı kafayı, boyundaki me
tal uçları, ağır göz kapaklarını ve yara izi dolu uzun elleri yaparken, Whale yaratığa,
o dönemde trenlere musallat olmuş asker eskisi serserilerin giydiklerine benzer es
ki püskü bir kıyafet giydirdi ve kostümü asfalt dökenlerin yürüyüşü zorlaştıran bot
larıyla tamamladı. Ancak Canavarı, hırıldayan bir umacıdan, yaptığı kötülükler (kü
ABD (Universal)
çük kızı boğması) tamamen kazayla ya da haklı bir gerekçeyle (kendisine ateşle iş
71 dk, SB
kence yapan cüceyi asması) olan, özlem dolu ve sempatik bir klasik karaktere dö
Yönetmen: James Whale
nüştüren Pratt oldu. Açılış jeneriğindeki oyuncu kadrosunda, Canavar'ın karşısında
Yapımcı: E.M. Asher, Carl
"?" yazılıdır; seyirci ancak filmin en sonunda onları korkutan, duygulandıran ve et
Laemmle Jr.
Senaryo: John L. Balderston, kileyen yaratığın, Boris Karloff (Pratt'in sahne adı) adında bir adam olduğunu öğ
Francis Edward Faragoh, Garrett renir.
Fort, Frankenstein birçok dramatik sahne sunar: Kulenin ve bir ameliyat masasının
Peggy Webling'in oyunundan ve
üstünde canlandırılan Canavar'ın etrafında çakan şimşeklerle "yaradılış” anı; Cana-
Mary Shelley'nin romanından
var'ın İlk göründüğü sahne (önce arkadan görürüz, sonra bize yüzünü döner ve
Görüntü Yönetmeni: Arthur
Edeson, Paul Ivano kamera titreyerek yaklaşır); suya bırakınca 'yüzmeyen' küçük kızın yürek paralayıcı
Müzik: Bernhard Kaun sekansı; kadın kahramana düğün günü yatak odasında yapılan saldırı (kitaptan alı
Oyuncular: Colin Clive, Mae nan ender bölümlerden biri) ve köylülerin ellerinde meşalelerle Canavar'ı eski de
Clarke, John Boles, Boris Karloff, ğirmene kadar izlemesinin ardından yaratıcıyla yaratığın, korku filmlerinin cehenne
Edward Van Sloan, Frederick Kerr,
mi finallerinin ilk örneklerinden birinde karşı karşıya gelmesi. Universal Stüdyoları,
Dwight Frye, Lionel Belmore,
Marilyn Harris korku çemberinde kusursuzluktan pastişe, ucuzdan parodiye geçiş yaptı ama Fran
kenstein bütün bir sinema türünün dönüm noktası olarak ürkütücü ve güçlü olma
ya devam ediyor. KİM
CITY LIGHTS (1931) ABD (Charles Chaplin)
Şehir Işıkları 87dk, Sessiz, SB
Yönetmen: Charles Chaplin
Beyazperdede mimin en büyük yandaşı olan Charlie Chaplin, konuşmanın sine Yapımcı: Charles Chaplin
manın güzelliğini bozacağı inancıyla ses teknolojisine savaş açtı ve tüm tavsiyelere SenaryoLCbades-Chaplin
rağmen ses kullanmamaya karar verdi. 1931 yılında "pandomimli bir romantik ko Görüntü Yönetmeni: Gordon
medi" olarak lanse edilen, meydan okurcasına sessiz çektiği filmi Şehir Işıkları, her Pollock, Roland Totheroh, Mark
Marklatt
açıdan büyük bir zafer oldu; yürek paralayıcı melodramı ve herkesi güldüren komik
Müzik: Charles Chaplin, José
liğiyle seyircinin sesli film iştahına karşı durmayı başardı. Yine de Chaplin, daha son Padilla
raki filmlerinde de yaptığı gibi çekimleri bitirdikten sonra ses efektleri ekledi ve mü Oyuncular: Virginia Cherrill,
zikleri kendi yazıp orkestrayı kendi yönetti. Florence Lee, Harry Myers, AI
Ernest Garda, Hank Mann, Charles
Küçük Serseri (Little Tramp), kör bir çiçekçiden etkilenir (zarif Virginia Cherrill)
Chaplin
ve intihara teşebbüs eden eksantrik bir milyonerin hayatını kurtarır. Kıza kibarca
yaptığı kurlar ve yeniden görmesini sağlama konusundaki kararlılığı, onu sonunda
ters giden bir sürü işe (unutulmaz "şikeli" boks müsabakası gibi) girip çıkmaya iter
ken sarhoş ve sağı solu belli olmayan kodamanla gelgitli ilişkisi de paralel bir gülünç
durumlar silsilesi sunar. Chaplin'in tüm sessiz filmlerinde olduğu gibi burada da ko-
reografisi ustaca yapılmış komik bir yemek sahnesi (bu kez unutkan Charlie'nin spa
gettisine kağıt bir serpantin dolanır) ve kanunla başının derde girdiği kaba güldürü
tarzı bir sekans vardır. Muhteşem bir oyunculuk sayesinde kahkahayla dokunaklılık
arasında kurulan bu kusursuz denge, derinden etkileyen bir finalle doruğa ulaşır.
Dönüm noktası olarak değerlendirilebilecek gerçek başyapıtlardan biri. AE
Yönetmen: Rouben Mamoulian dimsi ironiyle canlandıran Jeanette MacDonald ve Maurice Chevaller'nln de saygıy
Yapımcı: Rouben Mamoulian la anılması gerekir. Yardımcı oyuncu kadrosu da olağanüstü: Myrna Loy, Charles
Senaryo: Samuel Hoffensteln, Ruggles, Charles Butterworth ve eşsiz Sir C. Aubrey Smith (son üçünün özellikle
Waldemar Young, George Marion Jr. 'M im i'yi solo söylemeye gönüllü olmaları çok hoş) en unutulmazları. Ancak filmin
Paul Armont ve Lepold Marchand'm asıl etkileyiciliği, müziğin, dansın, diyaloğun, oyunculuğun, dekorun, ışığın, kame
Tailor in the Chateau isimli ranın, kurgunun ve özel efektlerin bir araya gelerek, her unsurun anlatıya, tanım
oyunundan
lamaya ve temaya hizmet ettiği inandırıcı bir 'komik-dramatik bütün' yaratmasın
Görüntü Yönetmeni: Victor Milner
dan kaynaklanır. Örneğin, Paris'te Chevalier ve bir müşterisiyle başlayan, şarkının
Müzik: Richard Rodgers, John
birçok yan karakter tarafından (bir noktada, bütün bir asker müfrezesi tarafından
Leipold
seslendirilir!) söylenmesiyle ilerleyen ve en sonunda MacDonald's'ın yatak odasın
Oyuncular: Maurice Chevalier,
Jeanette MacDonald, Charles da biterek, henüz tanışmamış İki müstakbel aşığın ilk bağlantısını oluşturan 'Isn't
Ruggles, Charles Butterworth, Myrna İt Romande?' sekansı en az finaldeki kritik av sekansı kadar etkileyicidir. Uzun sö
Loy, C. Aubrey Smith, Elizabeth zün kısası, inanılmaz derecede eğlenceli bir başyapıt. GA
Patterson, Ethel Griffies, Blanche
Frederici, Joseph Cawthorn, Robert
Greig, Bert Roach
BOUDU SAUVÉ DES EAUX (1932) Fransa (Pathé, Sirius)
90dk, SB
René Fauchois'nın bir tiyatro oyununu sinemaya uyarlamaya karar veren Dili: Fransızca
Michel Simon, Boudu sauvé des eaux'yu (Sulardan Kurtarılan Boudu) çekmek Yönetmen: Jean Renoir
için Renoir'ı seçmeden önce 11 film çekmişti, ikili daha önce üç kez birlikte çalış Yapımcı: Jean Gehret, Michel
mıştı, ikisi de sinemayla yaşıttı ve özgürlük arzusuyla, bilinmeyen toprakları keş Simon
fetme özlemiyle doluydu. Senaryo: Jean Renoir, Albert
Dolayısıyla Simon'un serseri Boudu'sü, terk etmek istediği hayata Lestingois Valentin
René Fauchois'nın Boudu sauvé des
ailesinin nezaketi, cömertliği ve zenginliği aracılığıyla geri getirilerek, tıpkı
eaux isimli oyunundan
A frodit'in canavarımsı bir versiyonu gibi suyun içinden yeniden doğdu. Elbette bu
Görüntü Yönetmeni: Léonce-
noktada Charlie Chaplin'in benzer durumdaki karakteriyle karşılaştırma yapma ih Flenri Burel, Marcel Lucien
tiyacı duyulabilir. Gerçekten de iki serserinin birçok ortak noktası bulunuyor: ya Müzik: Léo Daniderff, Raphael,
şamın zorlukları karşısında ayakta kalma mücadelesi, toplumun kurallarıyla ahlak Johann Strauss
dışı İlişki, zengin-yoksul karşıtlığına odaklanma ve cinsel dürtü. Ancak film in vod Oyuncular: Michel Simon, Charles
ville bağlantısı ve ondan ayrıldığı nokta (burjuva tiyatrosunun kuralları) ve Simon' Granval, Marcelle Hainia, Severine
Lerczinska, Jean Gehret, Max
un bedeni ve diksiyonuyla ilgili bu reçetenin gücü, iki karakter arasındaki farklar
Dalban, Jean Dasté, Jane Pierson,
dan kaynaklanır.
Georges D'Arnoux, Régine Lutèce,
Boudu karakterinde, ses ve fiziksel varlık, bir şehvet patlaması halinde birlik Jacques Becker
te çalışır; dünyanın kendi çevrelerinde dönmesini isteyen hoş insanlarla dolu hoş
bir evin mutlu kuartetini bozan akortsuz ama büyüleyici bir viyolonsel gibidir. Bo-
udu'nün en sonunda antik pınara geri dönüşü, epiküryen bir masalın gülümse
yen sürprizi olmakla kalmaz, aynı zamanda en eski geçmiş ve nehrin aktığı gele
cek arasındaki devamlılık kuramının rahatsız edici bir değerlendirmesidir. J-MF İngilizce adı: Boudu Saved From
Drowning
Senaryo: Grover Jones 'kulağıyla' teknik yönden bir usta olarak kabul ettirdi. Hayranları özel yetenekleri
Aladar Laszlo'nun The Honest ni 'Lubitsch Tarzı' olarak adlandırdı ama Lubitsch herhangi bir formül ya da sistem
Finder isimli oyunundan le çalışmıyordu. Daha çok, Avrupa'dan Hollywood'a yumuşak şok dalgaları yayan
Görüntü Yönetmeni: Victor İncelikli bir duyarlılık getirerek, Amerikan komedilerinin tonunu değiştirdi ve Ho
Milner
ward Hawks ve Billy Wilder (ikisi de Lubitsch'e büyük hayranlık duyardı) gibi yönet
Müzik: W. Franke Harling
menlerin 'screwball' klasiklerinin önünü açtı.
Oyuncular: Miriam Hopkins, Kay
Ancak aynı incelik, Lubitsch'l, slapstick (kaba komedi) ya da daha bariz biçim
Francis, Herbert Marshall, Charles
Ruggles, Edward Everett Horton, C. de bir fiziksel komedinin uçurumuna düşmekten alıkoydu. O meşhur 'Lubitsch Tar
Aubrey Smith, Robert Greig zı', cinselliğe ilişkin görüşleri, zorlukla fark edilebilecek bir göz kırpmasıyla aktaran
ustalıklı bir yöntemdi ve bu da nispeten dar görüşlü Amerikan standartlarını (halen
'Hays Yasası', yani Sinema Yapım Yönetmeliği öncesi olmakla birlikte), sözcükler
ve hikayelerle yıkmanın, aşmanın ya da kibarca dürtüklemenin zekice bir yoluydu.
'Lubitsch Tarzı'nın en cinsel ve zekice yönleri, yönetmenin ilk sesli filmlerinden
biri olan Trouble in Paradise'ın (Cennette Bela) ilk karesinden itibaren açıkça orta
ya konur. Filmin adının önce bir bölümü perdede belirir; dolayısıyla bir süre 'Troub
le in...' (Bela...') kelimesi, bir yatak görüntüsünün üstünde kalır. '...Paradise' ('Cen
nette...') kelimesi nihayet ortaya çıktığında Lubitsch 'Trouble in Paradise' ile ne de
mek istediğini çoktan açıklamıştır: Filme 'Trouble In Bed' ('Yatakta Bela') adı da ve
rilebilirdi. Elbette Trouble in Paradise cinsellikten sadece dolaylı olarak söz eder
ama Lubitsch'ln büyük öncülerinden olduğu romantik komedilerin hepsi öyledir.
Herbert Marshall ve Miriam Hopkins 'cennetten çıkma' bir çifttir, ikisi de usta
birer hırsız ve dolandırıcı olarak, Venedik'te kaderlerini belirleyen bir gecede birbir
lerini çaktırmadan soymak suretiyle flö rt ederler. Akşam yemeği boyunca alışılmış
kurlar yerine, bir diğerinden çaldıkları kişisel eşyaları göstererek birbirlerine kaça
mak kompliman yaparlar. Onlarınki, ironlk bir afrodlzyak olan aldatmaca üzerine
kurulu bir romantizmdir ve diğerinin seçtiği mesleğin üzerinde durmazlar. 'Baron,
sen bir dolandırıcısın,' der Hopkins ve sözlerine, 'Tuzu uzatır mısın?' diye devam
eder. İkili, mirasyedi Kay Francis'e göz dikene kadar her şey yolun
dadır. Hopkins, kadını kabarık bir banka hesap cüzdanı olarak gö
rür; öte yandan Marshall için daha fazlası söz konusudur. Kadını
ayartarak kasasına giden yola ulaşmaya çalışır ama çok geçme
den duygularının araya girdiğini fark eder.
Hikayedeki entrikalar, karakterleri bir araya getirmek için ge
rekli olsa da Trouble in Paradise dolandırıcılıktan çok dostlukla İl
gili bir film. Marshall başlangıçta Francis'in parasının peşindedir
ama yalnızlık çeken Francis, sadece Marshall'ı ister; ve ikilinin çok
geçmeden sevgili olması, Hopkins'I hüsrana uğratır. Ancak Troub
le in Paradise kesinlikle göründüğü gibi, bir sonraki sahnenin ko
layca kestirilebileceği bir film değil. Aşkın çalınabilecek ya da satın
alınabilecek bir şey olmaması, Lubltsch'in dürtüsel olarak hırsızlık
yapan baş karakterlerinin kararsızlığını açıklar. Marshall ve Hop
kins, kendi ilişkilerini feda etme pahasına Francis'in servetini ele
geçirmek için çabalarken, onları herkesten farklı kılan-hırsız yara
tılışları nedeniyle birbirlerine fazlasıyla uyduklarını anlarlar. JKI
Her gangster filminin kalbinde yatan sapık Horatio Alger efsanesiyle, sinema
tarihinin en fazla nam salmış Makyavelci canavarlarından birini yaratan Scarface:
The Shame o f a Nation (Yaralı Yüz: Bir Ulusun Utancı), türünün doruk noktası.
1983 tarihli Brian De Palma versiyonunun, büyük övgü toplamasına karşın, Ho
ward Hawks'in yönettiği orijinal filmin gücüne gölge düşürmemiş olması da bu
nun açık bir göstergesi. Tam tersine, Shakespeare'in en muhteşem eserlerinde ol
duğu gibi (en belirgin referans Macbeth olur), filmin kokuşmuş kahramanı ve en
az onun kadar kokuşmuş dünyasıyla aramızdaki çekim ve uzaklaşmanın ayartıcı
kombinasyonu, film in temel dokusunu oluşturuyor.
Hollywood'un 1934 yılında daha katı bir biçimde uygulanmaya başlanan mu
hafazakar Sinema Yapım Yönetmeliği'nden önce tamamlanan filmin senaryosu
nu, eski gazeteci Ben Hecht yazmıştır. Senaryoda, Al Capone efsanesini kaynak
alan Hecht, Sevgililer Günü Katliamı'yla Big Jim Colosimo cinayetini de öyküye ka
tarak İçki Yasağı döneminin Chicago'sunu, çağdaş bir Sodom ve Gomorra olarak
kurar. Ahlaksızlığın sınır tanımadığı bir dünya: Polisler gaddar ve rüşvet alıyor; ga
zeteciler küçümseyen tavırlarıyla sürekli yeni skandalların peşinde. Buna karşın fil
min Capone benzeri kahramanı 'Yaralı Yüz' lakaplı Tony Camonte (Paul Muni), en
ABD (Caddo, United Artists) azından gücün ve dolarların peşindeki açgözlü arayışında gayet dürüst.
99dk, SB Tony'nln, işlediği cinayetlere sırf iş olarak baktığı sürece her şeyin yolunda git
Yönetmen: Howard Hawks mesi, Scarface'in en ironik yönü; duyguları işe karıştığı andan itibarense yıkıma sü
Yapımcı: Howard Hawks, Howard rükleniyor. Tony'nin kız kardeşi Cesca (Ann Dvorak) ve en iyi arkadaşı Guino Rinal-
Hughes do (George Raft) arasındaki aşk ilişkisini şiddetle kıskanması yüzünden, kontrolü
Senaryo: Ben Hecht, Fred Pasley, nü kaybettiğinde ortaya çıkan tuhaf düğümden, birçok anlam çıkarılabilir. Bu kıs
Seton I. Miller, John Lee Mahin,
kançlık, öz kardeşine duyduğu ensest arzudan kaynaklanabileceği gibi arkadaşıy
W.R. Burnett, Seton I. Miller
Armitage Trail'in romanından la arasındaki bastırılmış bir eşcinsel bağı da ima ediyor olabilir. Hawks, Tony'yl yı
Görüntü Yönetmeni: Lee kıma götüren yolu, dramatik ışıklandırma ve sokak levhalarıyla ulaşılan ağır bir
Garmes, L. William O'Connell sembolizmle, etkili bir biçimde vurguluyor. Gangster filmin başlarında İlk cinayeti
Müzik: Shelton Brooks, W.C. ni işlerken, duvara yansıyan gölgesi Nosferatu'nun siluetini anımsatır. Final sahne
Handy sine haç biçimli gölgeler damgasını vurur ve cansız bedeni bir hendeğin içinde, iro-
Oyuncular: Paul Muni, Ann nlk şekilde 'Dünya sîzindir' yazısının yanıp söndüğü bir seyahat reklamının altında
Dvorak, Karen Morley, Osgood
yatar. MT
Perkins, C. Henry Gordon, George
Raft, Vince Barnett, Boris Karloff,
Purnell Pratt, Tully Marshall, Inez
Palange, Edwin Maxwell
SHANGHAI EXPRESS (1932)
Şanghay Ekspresi
Josef von Sternberg, birlikte yaptıkları yedi film le Marlene Dietrich saplantı
sını, yoğunluk ve üslup açısından öylesine uç noktalara taşıdı ki hem yıldız hem
de hikaye bir gösteri ve tasarım karmaşası içermenin ötesinde bir noktaya ulaştı.
Çemberin ortalarında bir yerlerde bulunan Şanghay Ekspresi, bu unsurları mü
kemmele yakın bir denge içinde tutar.
Sternberg filmlerini, ışık ve gölge oyunlarıyla kontrollü deneyler olarak ele
almayı seviyordu; dolayısıyla olay örgüsündeki aksiyonun büyük oranda filme adı
nı veren trenle sınırlı olması onun İçin çok uygundu. Film, Pekin'den Şanghay'a
yapılan ve haydutların saldırısıyla kesintiye uğrayan bir tren yolculuğunu konu alı
yor. Ancak film in asıl öznesi, Dietrich'in bin bir şekilde gösterilen yüzü: örtülü, ABD (Paramount)
gölgeli, dumanla kaplı, kürklerin ya da tüylerin içine gömülü, beyaz üzerine siyah 84dk, SB
girift desenlerle çerçeveli. Bizzat Dietrich de Şanghay Llly rolünde yarı açık ve te Dili: İngilizce / Fransızca /
tikte gözleriyle gizemini korurken, Sternberg (ve her zamanki görüntü yönetme Kantonez / Almanca
ni Lee Garmes) Dietrich'in yüzünü uygun duyguları yansıtacağı kusursuz bir per Yönetmen: Josef von Sternberg
Yapımcı: Jules Furthman
de olarak kullanıyor.
Görüntü Yönetmeni: Lee
Şanghay Ekspresi'nin, Sternberg'in daima tercih ettiği gibi stüdyoda kuru
Garmes
lan dekoru, filmin açılış sekansında vücut bulan incelikle tasarlanmış, tümüyle ha
Müzik: W. Franke Harling
yal ürünü bir Çin'dir: devasa ve bembeyaz bir lokom otif dumanlar içinde Pekin İs Oyuncular: Marlene Dietrich,
tasyonundan hareket ederek, abajur şapkalı hamallar, pazarcılar, çocuklar ve Clive Brook, Anna May Wong,
hayvanlarla kaynayan dar bir sokağın ortasından yoluna devam eder. Sternberg VVarner Oland, Eugene Pallette,
Lavvrence Grant, Louise Closser
yıllar sonra Çin'i ilk kez ziyaret ettiğinde gerçeğin tümüyle farklı olduğunu gör
Hale, Gustav von Seyffertitz, Emile
mekten memnun olmuştu. Chautard
Lily'nin eski sevgilisi, bir İngiliz yüzbaşı rolündeki Clive Brook, çelikten sert Oscar: Lee Garmes (görüntü
iradeli, tipik soğukkanlı İngiliz'i başarıyla canlandırırken, Anna May W ong da yönetmeni)
karikatürlze edilmiş sinsi bir şark kurnazı rolünde zevkle İzleniyor. Ancak film, Oscar adaylıkları: (film), Josef
von Sternberg (yönetmen)
özünde Sternberg'le Dietrich'in ve aralarındaki fetişist, garip elektriğin filmi. İkisi
birlikte, sinemada benzersiz bir şey yarattılar; ayrı ayrı asla aynı büyüyü
yakalayamazlardı. PK
Tod Browning'in Freaks (Ucubeler) adlı filmi, tüm beklentileri aşıp daha ön
ce görülmemiş ölçüde rahatsız edici olacak (Dwain Esper'ln filmi, Forbidden Love-
Yasak Aşk, M onster Show-Canavar Gösterisi ve Nature's Mistakes-Doğanın Ha
taları gibi belirsiz ve yanıltıcı isimlerle gösterime çıkarması aracılığıyla) bir korku fil
mi olarak tasarlanmasından başlayıp, Luis Buñuel ve Alain Robbe-Grlllet gelene
I
ğinde bir avangard film olarak yeniden keşfedilmesine kadar uzanan geniş bir
yelpazede korku, sanat ve belgesel film i olarak tanımlandı. Sonuncusu, yani bel
gesel olarak tanımlanmasının nedeniyse 'hakiki ucubelerin' kullanılmasıyla kendi
ABD (MGM)
64dk, SB ni gösteren gerçekçiliğinde yatar. Ancak kavram ve tasarımının orijinalliğine ve
Yönetmen: Tod Browning seyirciyi bir yandan duygulandırırken diğer yandan da korkutabilme yeteneğine
Yapımcı: Tod Browning rağmen, Freaks bugüne kadar değeri bilinmeyen bir film olarak kaldı.
Senaryo: Clarence Aaron "Tod" Freaks, meraklı İzleyicilere seslenen bir karnaval çığırtkanıyla açılır, insan
Robbins kalabalığı, programın kadın ucube kahramanını fark ettiğinde, birçok kadın çığlık
Spurs isimli romanından
atar ve çığırtkan ucube kadının hikayesini anlatmaya başlar. Karnavalın güzel tra
Görüntü Yönetmeni: Merritt B
pezcisi Cleopatra'yı (Olga Badanova), Hans (Harry Earles) adlı bir cüce büyük bir
Gerstad
aşkla sevmektedir. Ancak Cleopatra'nın, Güçlü Adam Hercules ile (Henry Victor)
Oyuncular: Wallace Ford, Leila
Hyams, Olga Badanova, Roscoe ilişkisi vardır ve iki aşık Hans'ın yakınlarda miras kalan servetini ele geçirmek için
Aies, Henry Victor, Harry Earles, bir komplo kurar: Cleopatra iğrendiği cüceyle evlenecek ve onu zehirleyecektir.
Daisy Earles, Rose Dione, Daisy
Unutulmaz bir düğün-kabul töreni ayini sırasında, Cleopatra toplanan ucubeleri
Hilton, Violet Hilton, Schlitze,
Josephine Joseph, Johnny Eck, (Browning, oyuncu elemeleri sırasında, daha önce hiç görülmediği kadar kalaba
Frances O'Connor, Peter Robinson lık bir grup oluşturan profesyonel ucube oyuncuyu bir araya toplamıştı) tersler,
acımasızca alay eder; onlara 'pislik' ve 'sümüklü' gibi isimler takar. Cleopatra va
gonuna geri döndüğünde, Hans'ın içkisine zehir karıştırır ama planı ortaya çıkar
ve korkunç bir intikam için toplanan ucubelerin saldırısına uğrar. En sonunda şim
diki zamana, karnaval çığırtkanına geri dönerek, ucubelerin Cleopatra'ya saldırı
sının sonuçlarını görürüz: Cleopatra ar
tık bacaksız, yarı kör bir kütüğe, gıdakla
yan bir tavuk-kadına dönüşmüştür.
Stüdyonun mutlu son için ısrar etmesi
üzerine, sonradan eklenen bir final sah
nesi, Hans'ı şık bir evde tekrar barıştığı
eski cüce sevgilisi Frieda'yla (Daisy Ear
les) birlikte bir milyoner hayatı sürerken
gösterir.
Ancak hiçbir konu özeti, 'inanıl
ması' için mutlaka görülmesi gereken
bu dehşet verici ama derin film i hakkıyla
anlatamaz. Birçok insanın Dracula'nın
ilk versiyonunu da (1931) gerçekleştir
miş bir yönetmenin meslek yaşamının
en dikkat çekici filmi olarak değerlendir
diği, üstün bir sinematografik tuhaflık
(ya da ucube). BH
ABD (Fox)
79dk, SB
Manhattan'da geçen film, yumuşak başlı, fazla zeki olmayan bir polisin Yönetmen: Raoul Walsh
(Spencer Tracy) öyküsünü konu alıyor. Bir balık restoranının garsonuyla (Joan Ben Senaryo: Philip Klein, Barry
nett) ilişkisi olan kahramanımız, şans eseri, saklanmak İçin tam da sevgilisinin kız Conners, ArthurKober
kardeşinin çatı katını seçen ünlü bir gangsteri yakalar. Görünüşe bakılırsa, Raoul Görüntü Yönetmeni: Arthur C
Walsh ve senaristleri, bu cılız konuyu istedikleri şeyi yapmak için çıkış noktası ola Miller
rak almışlar. Ortaya hoş, iddiasız ve genel olarak tam anlamıyla çılgın bir film çık Müzik: James F. Hanley
mış. Oyuncular: Spencer Tracy, Joan
Bennett, Marion Burns, George
Me and M y Gaf in popülizmi kulağa gerçek gibi geliyor; Büyük Buhran döne
Walsh, J. Farrell MacDonald, Noel
mi New York'unda, İrlanda kökenli Amerikalıların yaşamının portresi şüphesiz İde Madison, Henry B. Walthall, Bert
alleştirilmiş olsa da bu idealleştirmenin ardında paylaşılan deneyimin gerçek iyim Hanlon, Adrian Morris, George
serliği, şefkati, sıcaklığı ve derinliği aşikar. İçki Yasağı'nın iptal edilmesinden önce Chandler
yapılan bu filmde, hem küçük bir kavgacı sarhoş (eksantrik Will Stanton) çevresin
de dönen genel bir komiklik hem de gelinin babasının (J. Farrell MacDonald) yakı
na gelip kameraya, 'Kim İçki ister, ha?' diyerek kaygısız bir davet savurduğu, içki
içmeyi isyankarca kutlayan bir düğün sahnesi var.
Me and M y Ga/'dekl tüm komedinin, senaryonun ciddi yanını gölgelemesi ne
şaşırtıcıdır ne de üzücü. Walsh'in mekan kullanımındaki kaygısız gözüpekliğl, katı
laşmış ve iyi kalpli insanlara duyduğu sevgi ve elindeki malzemenin her bir ayrıntı
sı üzerindeki ustalığı, mucizevi şekilde asla geleneksellik hatasına düşmeyen film
boyunca kendini gösterir. CFu
Tema müziği: Brahms tülerin her şeyi açıkça anlattığını fark eden Buriuel, fiziksel, ruhsal ve toplumsal
Oyuncular: Abel Jacquin (ses) hastalıkları tarafsız bir kamerayla sakince gözlemler. Yine de bu görüntülerin yanı
na, Katolik kiliselerindeki zenginliği gösteren kareleri de koyar ve sonradan öğre
nildiğine göre, tezinin altını çizmek için bir keçiyi vurmaktan ya da hasta bir eşeği
(öldürücü bir arı sürüsü başına üşüşsün diye) balla sıvamaktan geri kalmaz.
Peki tüm bunların bir gerçeküstücüyle ne ilgisi var? Dehşet, sergilenmekle kal
maz, bir kabusun hammaddesini de oluşturur; Buriuel, Hurdano'ların dayanılmaz
acılarından tek kurtuluş yolunun (Devlet ve Kilise müdahale etmediği sürece) ölüm
olduğunun farkındadır ve açlıkla acıyı dindirmek için yapılanların çoğu, sapkın bir
yok olma arzusuyla biçimlenmiş gibi görünür. Acımasız, soğuk, tuhaf bir biçimde
güzel ve ustura kadar keskin. GA
1
« \W >
I,, r-ï wu\\-\
" T •? • ,1 - ’• *
L'ATALANTE (1934)
Toplumsal cinsiyet politikası konusunda bu derece aydınlandığımız bir zamanda
böyle ifadeler kullanmak belki aykırı kaçacak ama, Jean Vigo'nun başyapıtı L'Atalan-
te, sinemanın karşı cinse duyduğu tutkuya en büyük övgüsüdür. Cinsiyetler arası ro
mantik karşıtlıklar dizisine, mümkün olan her düzeyde (ruhsal, fiziksel, erotik ve duy
gusal) yapılan karşılaştırmalara kendinizi bırakmadan filmin esrik şiirselliğine girme
niz olanaksız. Sevgililer arasında hem uyuşmazlık ıstırabını hem de nihai birleşmele
rinin yüceliğini olası kılan, bu mutlak 'ötekilik' korkusu.
Film, dönemin tipik aşk filmlerinden çok ayrı bir yerde duruyor. Vigo'nun bir de
fasında yakınırcasına söylediği unutulmaz sözleri gibi, 'birleşmek için iki çift dudak ve
üç bin metre film, yeniden ayrılmak için de bir o kadar daha gerekir.' Stanley Kub-
rick'in Eyes Wide Shut'ı (Gözü Tamamen Kapalı, 1999) gibi L'Atalante de, ölümsüz
aşk hikayesini, bir macera öyküsünün içine yediriyor: adam (Jean rolünde Jean Das-
Fransa (Gaumont-Franco Film- té) denizci bir maceraperest, kadın (Juliette rolünde Dlta Parlo) kent yaşamını özle
Aubert) yen yerleşik bir karakter. Çifti birbirinden geçici olarak ayıran baştan çıkarmalar ve
89dk, SB
sürüklenmeler, neredeyse metafiziksel ıstırapla yüklü bir anda ortaya konur: Jean,
Dili: Fransızca
yoğun siste mavnanın üstünde körlemesine ilerler, sonunda bulduğu genç karısını
Yönetmen: Jean Vigo
hem öfkeli hem de rahatlamış bir ifadeyle kucaklar ve bu kucaklaşmanın tahrikiyle
Yapımcı: Jacques-Louis Nounez
çift hemen güvertenin altına inip sevişir.
Senaryo: Jean Guinée, Albert
Riéra Bu kadın ve erkek kutuplarının arasında, bir de geminin kaptanı Jules Baba
Görüntü Yönetmeni: Jean-Paul (Michel Simon) var. Vigo'nun hayal gücünün, bu coşkun ve çılgın adamın hem he-
Alphen, Louis Berger, Boris teroseksüel idealine hem de değişken kimliğine tümüyle yansıması, Vigo'nun büyük
Kaufman lüğünün tartışmasız kanıtı. Jules sınır tanımaksızın erkek ve kadın, çocuk ve yetişkin,
Müzik: Maurice Jaubert dost ve sevgili olabiliyor; hatta kendisiyle güreştiği sahnede bu çift yönlülüğü görsel
Oyuncular: Michel Simon, Dita olarak da sergileniyor. Abartılı dövmelerle kaplı ayaklı bir kitaptan farksız; sinema ay
Parlo, Jean Dasté, Gilles Margaritis,
gıtının ta kendisi, öyle ki elektrik yüklenen parmağıyla plaklardan ses çıkarabiliyor.
Louis Lefebvre, Maurice Gilles,
Raphaël Diligent Jules için, Vigo'nun, şaşırtıcı derecede kural tanımaz ve içgüdüsel bir oyuncu olan Si-
mon’un ete kemiğe büründürdüğü gerçeküstücü duyarlılığı olduğu söylenebilir.
Vigo, önceki film i Zéro de Conduite'in (Hal ve Gidiş Sıfır, 1933) biçim arayışla
rını geliştirip derinleştiriyor. Giriş bölümünde, hem sessiz sinemanın hicivsel örnekle
rinden, hem de Clair'den ödünç alınan bir geçit töreni esp
risi kullanılıyor: Çiftin cenaze töreni gibi kasvetli düğün tö
reni sırasında, kameranın önünden resmi giyimli adamlar
geçer ve gittikçe daha da hızlanarak en sonunda darmada
ğınık bir kalabalığa dönüşürler. Vlgo geminin, kediler, tu
haflıklar ve mucizelerle dolu kapalı odalarında (Jules'ün eg
zotik ıvır zıvırlarla dolu kamarası gibi) çok sevdiği 'akvar
yum mekânları' bulur; güvertedeyse, hayaletimsi gece ışık
ları kullanır. Zaman zaman müzikale yakınlaşan ritmik ve
dokunaklı muhteşem bir ton, filme bütünlük kazandırıyor.
Vigo'nun 29 yaşında ölmesi son derece acı bir kayıp. Ama
L'Atalante, onun bıraktığı mirası eşsiz bir biçimde tamam
lıyor. Ve şundan daha erotik bir sahne var mıdır acaba si
nemada: Jean ve Juliette'in bedenlerinin, birbirlerinden
uzaktayken, Ayzenştayn tarzı muhteşem bir montajla kar
şılıklı tahrik eden duruşlarda eşleştirildiği o aşk sahnesi, an
cak filmlerin duygu yüklü diliyle mümkün kılınabilirdi. AM
THE BLACK CAT (1934) ABD (Universal)
65dk, SB
The Black Cat(Kara Kedi), 1930'ların muhteşem canavar starları Boris Karloff Yönetmen: Edgar G. Ulmer
(sadece 'KARLOFF' olarak lanse edilen) ve Bela Lugosi'yi buluşturan ilk film. Ayrı Yapımcı: Cari Laemmle Jr.
ca yönetmen Edgar G. Ulmer'ln (yüksek sanat ve B tipi filmler arasında savrulma Senaryo: Edgar G. Ulmer
Edgar Allan Poe'nun House o f
ya başlıyordu) ve şiirsel pulp (ucuz edebiyat) tarzı senaryolar yazan senarist Peter
Doom isimli öyküsünden
Ruric'in tuhaf hassasiyetleri dolayısıyla film, orijinal Universal Stüdyosu korku film
Görüntü Yönetmeni: John J.
leri serisinin en sapkın ve en sanatsal görünen üyesi olmuştur. Mescall
Edgar Allan Poe'nun hikayesini sadece kavramsal olarak temel alan filmin, Müzik: James Huntley, Heinz
son Alman dışavurumcu korku filmi olduğu söylenebilir: Hastalıklı Satanist mimar Roemheld
Hjalmar Poelzig'in (Karloff) 1. Dünya Savaşı sırasında düşmana sattığı askerlerin Tema müziği: Tchaikovsky, Liszt
toplu mezarları üstüne inşa ettiği modernist bir şatoda (çağdaş gotiğin nadide ör Oyuncular: Boris Karloff, Bela
Lugosi, David Manners, Julie
neklerinden biri) geçen şeytana tapma, intikam, nekrofili, ihanet ve sapkınlık üze
Bishop, Lucille Lund, Egon Brecher,
rine bir film. The Rocky Horror Picture Show'daki (1975) Brad ve Janet'in prototi Harry Cording, Henry Armetta,
pi olarak tanımlanabilecek, korku filmlerine özgü balayı çifti David Manners ve Jac Albert Conti
queline Wells, zoraki misafirler olarak metreslerini mahzendeki kasalarda balmu
mu heykeller gibi saklayan Poelzig'le şato havaya uçmadan önce kötü adamın de
risini canlı canlı yüzerek tuhaf satranç komplosunu bozan intikam saplantılı Vitus
Werdegast (Lugosi) arasında sıkışıp kalırken, neredeyse gülünç denecek kadar
derinlikten yoksun. Karloff'un kasten aşırı abartılı ama aslında muzip olan şık ayin
leri, peltek bir Latince'yle söylenen sıradan klişeler... KN
pek beğenilmeyen ama başarılı siyahi komedyen Stepin Fetchit yer alıyordu), şar Müzik: Cyril J. Mockridge, Emil
Gerstenberger, Samuel Kaylin
kının, aralıksız esprilerin, mırıldanılan iç monologların ve gösterişin söndürüldüğü,
Oyuncular: Will Rogers, Tom
hoşgörüsüzlüğün kontrol altında tutulduğu ve siyahlarla beyazların alacalı bir
Brown, Anita Louise, Henry B.
uyum içinde yan yana yaşadığı idealleştirilmiş bir Eski Güney toplumunu hatırlatan Walthall, David Landau, Rochelle
tesadüfi karakterlerin yanında ikinci planda kalır. Hudson, Roger Imhof, Frank
Yönetmeni Ford'la filme adını veren kahramanı birbirine bağlayan birçok giz Melton, Charley Grapewin, Berton
li referans ve genel paralellik bulunuyor: Priest, başlangıç jeneriği sahnesinde seyir Churchill, Brenda Fowler, Francis
Ford, Hattie McDaniel, Stepin
ciyi sükunete davet ediyor, mahkeme salonunu yönetmek için yargılama yöntemi
Fetchit
ni harfiyen uygulamak yerine sapmalara izin veriyor ve mahkemenin kritik bir anın
da bir bandonun 'Dixie'yi çalmasını ayarlayarak seyircinin duygularıyla utanmazca
oynuyor.. Judge Priest, (Yargıç Priest) Amerikan sinemasında masumiyete ilişkin
en hoş tasavvurlardan biri; Yargıç Ford'sa bize efsanenin gerçeğe baskın çıkması
için ne çok hile gerektiğini sağgörülü bir biçimde hatırlatıyor. MR
ABD (Columbia) IT HAPPENED ONE NIGHT (1934)
105dk, SB Bir Gecede Oldu
Yönetmen: Frank Capra
Yapımcı: Frank Capra, Harry Cohn Peter (Clark Gable) sözünü esirgemeyen bir gazeteci, Ellie (Claudette Colbert),
Senaryo: Samuel Hopkins Adams, evden ve babasından kaçan bir 'şaşkın kız'. İkisi yolda karşılaşır ve istemeye İsteme
Robert Riskin ye işbirliği yapmak zorunda kalırlar. Adam örnek bir halk çocuğudur, kızsa şımarık
Görüntü Yönetmeni: Joseph zengin kızı ve birbirlerini kullanırlar: Peter için Ellie büyük bir gazete haberi; Ellie İçin
Walker
Peter, New York'a ve ailesince görmesi yasaklanan nişanlısına ulaşmanın yoludur.
Müzik: Howard Jackson, Louis
Bu film, pekala 1930'lar ya da 40'larda yüzlercesi yapılmış sıradan Amerikan roman
Silvers
tik komedilerinden biri olabilirdi.
Oyuncular: Clark Gable, Claudette
Colbert, Walter Connolly, Roscoe Ancak bu sizi yanıltmasın, Frank Capra'nın filminde, sinema büyüsü var. Bunu
Karns, Jameson Thomas, Alan Hale, kısmen filmin geçtiği ortam ve koşulların tamamını adeta bir sihirli değnekle yarat
Arthur Hoyt, Blanche Frederici, masına borçlu: İhtimal verilmeyen sahtekarlarla ve her zaman bir öykü ya da şarkıyı
Charles C. Wilson
paylaşmaya veya sevimli tuhaflıklarını sergilemeye hazır İyi yürekli yurttaşlarla dolu
Oscar: Frank Capra, Harry Cohn
bir 'halkın Amerikası.' Ancak film aynı zamanda genel kuralın İstisnalarını keşfetme
(film), Frank Capra (yönetmen),
Robert Riskin (senaryo), Clark Gable konusunda da dikkatli: Ellle'nin babası Andrews'un (Walter Connolly) hayli kıyak bir
(erkek oyuncu), Claudette Colbert âdâm olduğu ortaya çıkarken geveze otobüs yolcusu Shapeley'nln de (Roscoe
kadın oyuncu) Karns) kurnaz biri olduğunu anlarız.
Venedik Film Festivali Frank Capra, yemek yemek, argo ('tam bir zırvalık'), giyinme ve soyunma gibi tümüy
Capra (Mussolini Cup)
le bildik ve sıradan motiflerden hikaye dokuma konusunda uzmandı. Romantik ko
medi formülüne uygun olarak, ne zaman bir kılık değiştirme gerekse ya da gizil eğ
lence İçin kullanılması mümkün olsa, kimlikler geçici olarak çözülürken, Peter ve El
ite karı-koca rolü oynadığında daha ciddi olasılıklar ve akıbetler kendini gösterir.
Bir Gecede Oldu, günümüzde Farrelly Kardeşlerin yaptığı tarzda, sulu zırtlak 't-
rash komedisi' tarzının uzak bir atası. Eşek şakaları bol ('Üstünde oturduğun o şey,
benim'); zenginlerin gösteriş merakı ve ayrıcalıklarıyla acımasızca dalga geçiliyor
(İsimleri bile komik: King Westley! yani Kral Westley); Colbert'ln ünlü çıplak bacak
ları trafiği durduruyor. İşin bir de cinsel gerginlik yönü var: Peter ve Ellie'nin birlikte
geçirdiği dört geceyi sabırla işleyen filmin tamamı, Eski A hit'te yedi günün sonunda
iman gücüyle yıkılan 'Eriha surları' simgesine dayanıyor: Büyüyen aşklarını tamamına
erdirmelerinin önünde zayıf ve sallantılı bir duvar olan battani
yeden sonunda kurtuluyorlar.
Capra'nın montaj ya da mizansendeki gücü eleştirmenler
de övgüler düzecek kadar heyecan uyandırmaz; üslup Capra
için işlevseldi ve bu konuda yerleşik kurallara uyuyordu. Ancak
asıl başarısı (hem genel yapıda, hem de küçük ayrıntılarda) se
naryoya kusursuz bir biçimde hakim olduğu hissini vermesi ve
karizmatlk oyuncularıyla kurduğu olağanüstü ilişki. Gable ve
Colbert, senaryonun, proleter erkeklerin şımarık kızlara gerçek
yaşam hakkında birkaç şey öğretmesi gerektiği yönündeki İde
olojisini sulandırarak, cinsiyetlerarası üstünlük sağlama müca
delesinin tam olarak dengelenmesine katkıda bulunuyor, iki
yıldızın karşılıklı gülüp oynama, kırılma darılma, şaka yapma ve
şaka kaldırma vb. şeylere yönelik İstekliliklerinde, perdenin dı
şına taşıp izleyiciye bulaşan bir etkileşim söz konusu. Ve bu et
kileşimde, çağdaş sinemanın genel eğilimlerinde tümüyle kay
bolan bir idealle karşılaşıyoruz: cinsiyetler arasında, karşılıklılık
İlkesine dayalı bir mücadele. A M
m
IL JÄ.I
İN Ş .
ABD (Cosmopolitan, MGM)
THE THIN MAN (1934)
93dk, SB
Yönetmen: W.S. Van Dyke 1934 yapımı Manhattan Melodrama filminde Myrna Loy ve William Powell
Yapımcı: Hunt Stromberg arasındaki elektrik öylesine güçlüydü ki; filmin yönetmeni W.S. Van Dyke, İkiliyi ay
Senaryo: Albert Hackett, nı yıl bir kez daha birlikte oynatarak, Nick ve Nora Charles olarak sinema tarihinde
Dashiell Hammett'in romanından
benzersiz bir çift oluşturdu, ilk popüler karı-koca dedektif ekibi olan Nick ve Nora,
Görüntü Yönetmeni: James
birbirlerini sevmekle kalmaz; ruhsuz, saygısız ya da donuk olmaksızın birbirlerin
Wong Howe
Müzik: William Axt den hoşlanırlar da.
Oyuncular: William Powell, Myrna The Thin M an'in (Sıska Adam ) olay örgüsü hayli karışıktır. Nick Charles res
Loy, Maureen O'Sullivan, Nat men emekliye ayrılmış bir dedektiftir; ne var ki kızını (Maureen O'Sullivan) uzun sü
Pendleton, Minna Gombell, Porter redir tanıdığı acayip bir mucidin (filme adını veren 'sıska adam') ortadan kaybol
Hall, Henry Wadsworth, William
Henry, Harold Huber, Cesar Romero, masıyla kişisel düzeyde ilgilenir. Mucidin şüpheli metresi, tamahkar eski karısı ve
dward Brophy, Edward Ellis onun paragöz kocasının (Cesar Romero) dahil olduğu karışıklıklar ortaya çıkınca,
Oscar adaylıkları: Hunt mucidin güvenliği iyiden İyiye kuşkulu bir hal alır. Envai çeşit gangster, polis ve fa-
Stromberg (film), W.S. Van Dyke hişenin de işin İçine girmesiyle birlikte, neredeyse tüm suç dünyası Charles çiftinin
(yönetmen), Frances Goodrich,
lüks otel süitini yol geçen hanına çevirir.
(senaryo), Albert Hackett (senaryo),
William Powell (erkek oyuncu) Hikayeye anlam kazandırma çabalan, asıl önemli olan şeyin, yani sosyetik ve
kültürlü Nora'yla içkici kocası arasında gıpta edilecek hazırcevap esprilerle dolu
repliklerin önüne geçiyor. Nick bir gece davetsiz bir silahlı mi
safiri etkisiz hale getirir ve olay ertesi sabah gazetelere çıkar,
'Tribune'e göre bana iki el ateş edilmiş,' der Nick. 'Tabloitler-
de beş el diye okudum,' der Nora. 'Yalan. Adam tabloitleri-
mln yanına bile yaklaşamadı.' Rahatlıkla söyleniveren bu
cümleler, öyle olduğunu yüzünüze vurmaksızın komiktir.
Nlck alkolik gibi görünebilir ama göz açıp kapayıncaya kadar
hafif bir çakırkeyiflikle tam bir ayıklık arasında gidip gelir. Çif
tin aşırı içki tutkusunun, eylemleri üstünde pek etkisi yok gibi
görünür; içki daha çok Büyük Buhran'dan yeni çıkmış bir ülke
için yaşamsal bir unsur, hayatın şık bir tamamlayıcısıdır.
Dashiell Hammett'in aynı yıl yazdığı bir romandan alınan
Nlck'le Nora karakterinin, Hammett'la oyun yazarı Lillian Hell-
man'ın ilişkisi örnek alınarak yaratıldığı rivayet edilir. 14 gün
de çekilen bu screwball komedisi tarzı polisiye film, İki milyon
dolardan fazla hasılat yaptı ve dört dalda Oscar'a aday göste
rildi. Doğal olarak kazanılan popülarite, dört filmin yanı sıra,
radyo ve televizyon dizilerinin çekilmesine yol açarken McMil-
lian & Wife (McMilllan ve Karısı) ve Hart to H art (Tehlike
Çemberi) benzeri televizyon dizilerine de esin kaynağı oldu.
KK
ABD (Cosmopolitan, First CAPTAIN BLOOD (1935)
National,Warner Bros.) Kanlı Korsan
119dk, SB
Dili: İngilizce / Fransızca Michael Curtiz gibi bir ustanın yönettiği olağanüstü bir korsanlık macerası
Yönetmen: Michael Curtiz
olan Kanlı Korsan, ilahi bir çekiciliğe sahip Errol Flynn'i bir gecede yıldızlaştırdı.
Yapımcı: Harry Joe Brown, Gordon
Onun vahşi cazibesinden derinden etkilenen Jack Warner, Robert Donat'ın rolü
Holllngshead, Hal B, Wallis
Senaryo: Casey Robinson reddetmesi üzerine, Flynn'e teklif götürmüştü. Kanlı Korsan, Flynn'in taşkınlığını
Rafael Sabatlni'nin romanından ve atletik seksapelini soylu güzelliğiyle büyüleyici bir biçimde tamamlayan Olivia de
Görüntü Yönetmeni: Ernest Havilland'la birlikte rol aldığı bir dizi hoş romantik tarih filminin de İlkiydi.
Haller, Hal Mohr Flynn, İrlandalI saygın bir 17. yüzyıl doktoru olan Peter Blood'ı canlandırıyor.
Müzik: Erich Wolfgang Korngold,
Blood, haksız yere sınır dışı edilerek Karayipler'de esarete mahkum edilir; orada
Liszt
narin de Havilland'a küstah sözler söyleyip imalı bakışlar fırlatır. Bir firara önderlik
Oyuncular: Errol Flynn, Olivia de
Havilland, Lionel Atwlll, Basil ederek korsan olur ve açık denizlerin intikam yemini etmiş musibeti olarak alçak
Rathbone, Ross Alexander, Guy Fransız korsan Basil Rathbone'la ittifak kurar. Ganimet ve tutsak güzel kadın, ya
Kibbee, Henry Stephenson, Robert
ni de Havilland üzerinde anlaşmazlığa düşünce ilişkileri bozulan ikili, beyazperde
Barrat, Hobart Cavanaugh, Donald
Meek, Jessie Ralph, Forrester deki meşhur ve ürkütücü kılıç dövüşlerinin ilkinde ölümüne düelloya tutuşurlar.
Harvey, Frank McGlynn Sr., Holmes Kanlı Korsan'da bir korsan macerasından isteyebileceğiniz her şey var: deniz savaş
Herbert, David Torrence ları ve şakırdayan kılıçlar, gözüpek bir erkek kahraman, tehlike altında olmasına
Oscar adaylıkları: Michael Curtiz rağmen cesur bir kadın kahraman, azılı caniler, tüylü şapkalar, düzeltilen haksızlık
(yönetmen), Casey Robinson
(senaryo), Leo F. Forbstein (müzik), lar, gemi direklerinde akrobatlar gibi sallanan denizciler ve Erich W olfgang Korn-
Nathan Levinson (ses mlksaji) gold'dan coşkulu müzikler. Dört dörtlük bir eğlence. AE
ABD (MGM)
MUTINY ON THE BOUNTY (1935)
132dk, SB Deniz Ejderi/Denizde İsyan
Yönetmen: Frank Lloyd
Yapımcı: Albert Lewin, Irving Frank Lloyd'un klasik Hollywood ruhunu özetleyen filmi Deniz Ejderi, stüdyo
Thalberg
da çekilmiş filmlerin şahıdır. Film, hiçbir masraftan kaçınılmayan dekorları, seyir
Senaryo: Talbot Jennings, Jules
Furth man, defteri özelliği taşıması ve kıssadan hisse anlayışıyla muhteşem güzellikte bir mace
Charles Nordhoff ve James Hall'un rayı konu alıyor. Elbette filmi İzlerken, çoktan geçmişte kalmış bir oyunculuk tarzı
kitabından na göz yumulması gerekiyor. Bu tuhaf İngiliz ibret öyküsünü, Amerikalı bir oyun
Görüntü Yönetmeni: Arthur cu kadrosunun Büyük Buhran sonrası iyimserliğiyle doldurarak canlandırmış olma
Edeson
sı da cabası. Yine de MGM 'in özel tarzının, aynı anda kâra odaklandığı, hem ger
Müzik: Herbert Stothart, Walter
Jurmann, Gus Kahn, Bronislau çeklerden kaçış, hem de mümkün olduğunca geniş bir yelpazeye yayılan eğlence
Oyuncular: Charles Laughton, yi hedeflediği dikkate alındığında, bu küçük eleştiriler filmin ne kadar İyi bir pro
Clark Gable, Franchot Tone, Herbert düksiyon olduğunu kanıtlamaya yarıyor ancak.
Mundin, Eddie Qulllan, Dudley
Britanya imparatorluğu donanmasının en parlak dönemini yaşadığı 18. yüzyıl
Digges, Donald Crisp, Henry
Stephenson, Francis Lister sonlarında geçen filmde, Bounty gemisinin mürettebatı aylar süren kötü muame
Oscar: Albert Lewln, Irving Thalberg lenin sonunda isyan çıkarır. Fletcher Christlan'ın (Clark Gable) liderliğindeki müret
(film) tebat, acımasız Kaptan Bliglj'ı (Charles Laughton) denize bırakır. Kaptan olağanüs
Oscar adaylıkları: Frank Lloyd tü şaşırtıcı bir gayretle limana geri dönmeyi başarırken, Bounty'yse çeşitli zorluklar
(yönetmen), Jules Furthman, Talbot
Jennings, Carey Wilson (senaryo), la mücadele ederek Güney Pasifik'e yelken açar.
Clark Gable, Franchot Tone,. Charles Gable filmde bıyıksız olarak görünüyor ve Laughton'ın arı sokmuş gibi şiş du
Laughton (erkek oyuncu), Margaret dakları, katı disiplinini uygularken titriyor. Arada bir sürü İtibari yan olay yaşansa
Booth (kurgu), Nat W. Finston
da sonuç olarak film belki de en çok, yapım tasarımı sanatının çığır açan örnekle
(müzik)
rinden olmasıyla hatırlanıyor. GC-Q
A NIGHT AT THE OPERA (1935) ABD (MGM)
Üç Ahbap Çavuşlar Operada 96dk, 5B
Dili: İngilizce / İtalyanca
Üç Ahbap Çavuşlar Operada'yı izlemek üzere Fransa'da bir sinemaya girdi Yönetmen: Sam Wood
ğimde (daha doğrusu Marx Kardeşler hakkında benim kadar az bilgisi olan bir ye Yapımcı: Irving Thalberg
tişkin, beni filme gönderdiğinde) çok küçüktüm, on yaşında ya var ya yoktum. O Senaryo: James Kevin McGuinness,
yaşta altyazı okumak çok daha zordu; özellikle de sürekli zıplayan, bıyıklı, purolu George S. Kaufman
bir tip, çılgın bir makineli tüfek gibi seyirciye durmadan bağırarak bir şeyler söyler Görüntü Yönetmeni: Merritt B
Gerstad
ken. Ama bunu dert edecek halde değildim: Kendimi yere atmış, öyle çok, öyle
Müzik: Nacio Herb Brown, Walter
durmamacısına ve öyle dolu dolu gülüyordum ki film süresinin büyük bölümünü
Jurmann, Bronislau Kaper, Herbert
yerde, koltukların arasında geçirdim. O zamandan beri Üç Ahbap Çavuşlar Opera- Stothart
da'yı Marx Kardeşlerin diğer filmleriyle birlikte defalarca izleme şansım oldu. Film Oyuncular: Groucho Marx, Chico
lerindeki devamlılığın da çeşitlemelerin de farkındayım ve olağanüstü oyunculukla Marx, Harpo Marx, Kitty Carlisle,
rı beni hep büyülemiştir. Ancak yüzeyde olduğu kadar derinlerde bir yerlerde de Allan Jones, Walter Woolf King, Sig
Ruman, Margaret Dumont, Edward
bu özel filmin içerdiği yaratıcılığın ve kuralları çiğneme, yasakları aşma gücünü
Keane, Robert Emmett O'Connor
hâlâ hissediyorum.
Gemi kamarasında toplanan kalabalık gibi ana sahnelerin ötesinde, film ina
nılmaz bir ritim duygusuyla oynanan tek bir kelime ya da jest gibi en basit anları
sayesinde böylesine güçlü ve göz alıcı bir komedi olmayı sürdürebiliyor. Üç karde
şin kuralları çiğneme silahlarının bir opera gösterisinde krize yol açmasıyla ilgili söy-
enecek çok fazla şey var daha. Dördüncü kardeş, doğrucu Zeppo bu aşamada
fazlalık. Groucho'nun dizginlenmemiş kelime sarfiyatı ve bedenini deforme etme
si, Harpo'nun doğal olmayan sessizliği ve çocuksu tahrip gücü, Chico'nun virtüöz
lüğü ve 'yabancı özellikleri'; bunların hepsi bir araya gelerek sanat, açgözlülük ve
yozlaşmaya duyulan nefret üzerine kurulu bir operayı mahveder. Bu unsurlar film
de gerçekten var; ve kesinlikle ilginçler ama daha belirgin bir özelliğin yanında ikin
«
ci planda kalıyorlar: Üç Ahbap Çavuşlar Operada kesinlikle 'felaket' komik bir film
di, hâlâ da öyle. J-MF
Britanya (Gaumont British) THE 39 STEPS (1935)
86dk, SB 39 Basamak
Yönetmen: Alfred Hitchcock
Yapımcı: Michael Balcon, Ivor 39 Basamak, zamanından önce atılmış deneme niteliğinde birkaç adım ve bir
Montagu
kaç küçük hamlenin ardından, Alfred Hitchcock'ın İngiltere döneminde ilk kez tar
Senaryo: Charles Bennett
John Buchan'ın romanından tışmasız bir biçimde yaratıcılığın doruğuna çıktığı filmdi. Ayrıca ortaya koyduğu
Görüntü Yönetmeni: Bernard eserlerin sayısı hızla artarken, tartışmalı olarak, her açıdan başarı kazanan İlk filmiy
Knowles di (sessiz film döneminin sonlarından 39 Basamak'ı yaptığı döneme kadar 18 film
Müzik: Jack Beaver, Hubert Bath çekmişti). Filmin hem gişede iş yapması hem de eleştirmenlerden övgü almasının
Oyuncular: Robert Donat, ardından Hitchcock, usta bir yönetmen olarak ününü daha da pekiştirdi ve nere
Madeleine Carroll, Lucie
deyse eşi benzeri görülmemiş bir çizgide, onlarca yılı kapsayan bir zaman dilimin
Mannheim, Godfrey Tearle, Peggy
Ashcroft, John Laurie, Helen Haye, de, son derece etkileyici ve eğlenceli bir dizi gerilim film i çekeceği parlak bir gele
Frank Cellier, Wylie Watson, Gus ceğe doğru yelken açtı. North by Northwest (Gizli Teşkilat, 1959) dahil, en popü
McNaughton, Jerry Verno
ler filmlerinin çoğunun kökeni bu ilk başyapıttır.
39 Basamak, pek çok kayda değer başarının
yanı sıra, Hitchcock sinemasının anahtar niteliğinde
ki ilk temalarından birini ortaya koyar: 'yanlış ada-
m'. Yani olayların masum bir seyircisi olduğu halde,
iftiraya uğrayan; İşlemediği bir suç yüzünden suçla
nan, takibe alınan ya da cezalandırılan adam (yö
netmenin tekrar tekrar ele aldığı bu temanın en
açık örneği, 1956 yapımı The W rorg Man-Lekeli
Adam adlı filminde görülür). İngiltere'de tatil yapan
KanadalI Richard Hannay'in (Robert Donat) tanıştığı
bir kadın, gizemli bir biçimde öldürülür. Richard '39
Basamak' denilen bir şeyle ilgili bir casusluk komplo
suna karışmıştır ve ancak bu bilgiye ulaşırsa başını
beladan kurtarabileceğini anlar. Gönülsüzce suç or
tağı olan bir kadına (Madeleine Carroll) kelepçele
nen Hannay'in, hem polisin hem de bir parmağı ek
sik bir caninin amansız takibinden kaçıp kurtulması
ve iş işten geçmeden sırrı çözmesi gerekir.
Geleneksel Hitchcock tarzına uygun bir biçim
de, '39 Basamak'ın aslında ne olduğunun, hatta
tüm casusluk komplosunun çözülmesi, iki baş kah
ramanın birbirlerine kur yapıp sataşmalarının yanın
da adeta ikinci planda kalır. Evliliğin muzipçe alaya
alındığı sahnelerde kelimenin tam anlamıyla birbirle
rine kelepçelenen Donat ve Carroll, ağız kavgalarını
küçük kinayelerle süsleyerek (elbette kovalamaca-
dan vakit bulduklarında) bu casusluk filmini en İhti
mal dışı olanından bir aşk hikayesine dönüştürürler,
ilişkileri gibi film de hızlı adımlarla, yer yer esprili di
yaloglar ve heyecan verici gerilimle kesilen dur du
rak bilmez aksiyon sekansları ve kovalamaca sahne
leriyle ilerler. JKI
BRIDE OF FRANKENSTEIN (1935)
ABD (Universal)
Frankenstein'm Nişanlısı 75dk, SB
Yönetmen: James Whale
Universal Stüdyoları, James Whale'e 1931'de gişede parlak bir başarı yakala Yapımcı: Cari Laemmle Jr., James
yan film i Frankenstein'm devamını çekmeyi kabul ettirene dek, neredeyse dört yıl Whale
Fransa (Panthéon)
UNE PARTIE DE CAMPAGNE (1936)
40dk, SB Bir Kır Eğlencesi
Dili: Fransızca
Yönetmen: Jean Renoir Beyazperdedeki kurmacanın en güçlü ve en huzursuz edici araçlarından biri,
Yapımcı: Pierre Braunberger 'yıllar sonra' olanların gösterildiği sonsözler, kapanış bölümleridir: Genellikle, bizi
Senaryo: Jean Renoir bir hikayenin her şeyin kısa bir süre için olanaklı olduğu sıkıştırılmış zamanından
Guy de Maupassant'ın
hüzünlü bir hasret duygusuyla çıkarıp, sonuçtaki biricik kader anına götürür. Jean
hikayesinden
Renoir'ın bu filminin sonunda Henriette, filmin başında nişanlısı olan ahmak tez
Görüntü Yönetmeni: Jean
Bourgoin, Claude Renoir gahtar Anatole'le (Paul Temps) mutsuz bir evlilik yapar. Ancak bu iki an arasında
Müzik: Joseph Kosma ki hiçbir şey bu kadar net ya da kesin değildir.
Oyuncular: Sylvia Bataille, Guy de Mauppassant'ın bir öyküsünden uyarlanan film, Jean Renoir’ ın ilk ta
Georges St. Saens, Jane Marken, sarladığı biçime göre tamamlanmamış, yarım kalmıştır. Bu haliyle yine de kendine
André Gabriello, Jacques B.
Brunius, Paul Temps, Gabrielle yeten, mücevher gibi bir filmdir. Film, Rodolphe (Jacques Borel) ve Henri (Georges
Fontan, Jean Renoir, Marguerite D'Arnoux) adlı taşralı iki maceraperestin, Henriette ve annesi Juliette'le (Jeanne
Renoir Marken) yaptıkları kaçamak çevresinde gelişir. Renoir bu karakterler arasında mü
kemmel bir zıtlıklar şeması kurar: Rodolphe ve Juliette tutkulu ve uçarıyken, Hen
ri ve Henriette kendilerini yoğun bir duygusallığa kaptırırlar. Böylece, Henriette'in
deyişiyle, 'belli belirsiz bir arzu' olarak başlayıp doğanın hem güzelliğini hem de
haşinliğini öne çıkaran şey, kötü bir şekilde sona erer; yıllar geçer ve pazarlar da
pazartesiler kadar kasvetli olur.' AM
I « - .' *
CAMILLE (1936) ABD(MGM)
Kamelyalı Kadın 109dk, SB
Yönetmen: George Cukor
Sesli sinemanın ilk dönemlerinin zirvedeki filmlerinden olan George Cukor'un Yapımcı: David Lewis, Bernard H.
Kamelyalı Kadırı'ı, başrollerde Greta Garbo ve Robert Taylor'ın, yan rollerde ise Hyman
stüdyonun önde gelen oyuncuları Lionel Barrymore ve Henry Daniell'in olduğu Senaryo: Zoe Akins
müthiş bir oyunculuk gösterisi. Cukor, oğul Alexandre Dumas'nın yine yazar tara Alexandre Dumas'nın La Dame aux
camélias isimli romanı ve
fından sahneye uyarlanan ve belki de şimdiye kadar yazılmış en ünlü oyun olan
oyunundan
sansasyonel romanının, melodramatik tarzını hissettirmek için tam kararında bir
Görüntü Yönetmeni: William H.
19. yüzyıl ortası Paris havası yaratıyor. Romanın karakterleri, senaryodaki zeki ve Daniels, Karl Freund
imalı diyaloglar aracılığıyla, bir başka dönemin Amerikalı seyircisi için canlanıyorlar. Müzik: Herbert Stothart, Edward
Marguerite Gautier (Garbo) Kamelyaları sevmesi nedeniyle Camille denilen Ward
bir sosyete fahişesidir. "Can yoldaşı" ve nüfuzlu bir ailenin genç oğlu Armand Du- Oyuncular: Greta Garbo, Robert
Taylor, Lionel Barrymore, Elizabeth
val'e (Taylor) aşık olur. Camille’in şaibeli geçmişi nedeniyle asla meşrulaşamayacak
Allan, Jessie Ralph, Henry Daniell,
olan bu beraberliğin bitmesi gerekir; ve aktrislerin pek sevdiği türden iki ünlü sah Lenore Ulric, Laura Hope Crews,
neyle biter, ilkinde, Armand'ın babası, oğlunun diplomatik bir kariyer edinmesi İçin Rex O'Malley
Camille'i, ArmandT bırakmaya ikna eder. Kalbi kırılan Camille, artık ondan sıkıldı Oscar adaylıkları: Greta Garbo
ğı yalanıyla Armand'ı terk eder. Armand daha sonra döndüğünde, onu ölüm dö (kadın oyuncu)
şeğinde bulur. Camille, ArmandT hıçkırıklar içinde bırakarak ölür. Hollyvvood'un o
zamanki gerici Yapım Yönetmeliği'ni uygulamakla görevli Breen Bürosu da bu ya
sak ve trajik aşk öyküsünden etkilenmiş olacak ki yalnızca romantik çiftin birbirle
rine ölümsüz aşklarını ilan ettikleri bir sahneyi teknik olarak "uygunsuz" saymıştır.
RBP
William Wyler'in, varlıklı bir Amerikalı çiftin evliliğinin çözülüşünü anlatan bir
Sinclair Lewis romanından uyarladığı, ikna gücü son derece yüksek filmi, Hollywo-
od'un zekice çekilmiş filmlerinde üstün bir seviyeyi temsil ediyor. W alter Huston,
işini devrettikten sonra, bu bolluk içindeki zengin emekliliğin sıkıntılarıyla yüzleşen
ve karısı Fran'le (Ruth Chatterton) birlikte büyük bir Avrupa gezisine çıkmaya karar
veren otomobil sanayicisi Dodsworth rolünde. Çift, Avrupa kültürünü ve zarafeti
ni keşfetmek üzere ABD'den ayrılır. Avrupa'da, ikisi de birbirlerinin hayattan bek
lentisinin farklı olduğunu keşfederler; ama ikisi de kendi tarzında yaşlanmayı gecik
tirme arzusu içindedir. Zenginlerin ve sosyetiklerin çevresinde dolaşan playboy'lar-
la flö rt etmeye başlayan Fran'in, Dodsworth'un inatçı Amerikalı ve taşralı tavırları
na karşı sabrı gittikçe tükenir. Dodsworth, Fran'le uzlaşmanın yolunu bulamaz;
umutsuzluğa, işe yaramaz olarak görüleceği korkusuna kapılır. Yolculukları sırasın
da tanıştıkları Amerikalı göçmen Edith Cortright'sa (Mary Astor), yaşamak ve dinç
kalmak için yeni bir yol bulmuştur ve Dodsworth'a önerebileceği bir çözüm vardır.
Filmin en belirgin özellikleri, ahlaki karmaşıklığı ve acı tatlı tonudur. Wyler,
ABD (Samuel Goldwyn)
101dk, SB Fran'i tamamen kötü olarak çizmemeye özen gösterir. Hem kocayı hem de karısı
Yönetmen: William Wyler nı anlamamız ve ikisine de yakınlık duymamızı sağlar. Fran'in, yaratmaya çalıştığı
Yapımcı: Samuel Goldwyn, Merritt yanılsamadan ibaret hayatın ellerinden kaydığını farkettiği sahneler film in en do
Hulburd kunaklı anlarından bazılarını oluşturur. En iyi Erkek Oyuncu dalında Oscar'a aday
Senaryo: Sidney Howard gösterilen Huston, bu çok yönlü role cuk oturuyor. Dodsworth, güvenli, kendi
Sinclair Lewis'in romanından
kendini yetiştirmiş bir para babasından, mahzun ve daha düşünceli yaşlı bir adama
Görüntü Yönetmeni: Rudolph
Maté dönüşüyor. Yardımcı rollerde, çok genç ve cıvıl cıvıl bir David Niven'ın (Astor) yanı
Oyuncular: Walter Huston, Ruth sıra Maria Ouspenskaya da gerçekten muhteşem. Hollywood'un egemen an
Chatterton, Paul Lukas, Mary Astor, layışının 14 yaşındaki gençlerin beğenisine sesleniyor göründüğü bir zamanda
David Niven, Gregory Gaye, Maria Dodsworth, gayet hoş bir biçimde, bir zamanlar Hollywood'da yetişkinler için de
Ouspenskaya, Odette Myrtil, Spring
film yapıldığını anımsatıyor. RH
Byington, Harlan Briggs, Kathryn
Marlowe, John Payne
Oscar: Richard Day (sanat
yönetmeni)
Oscar adaylıkları: Samuel
Goldwyn, Merritt Hulburd (film),
William Wyler (yönetmen), Sidney
Howard (senaryo), Walter Huston
(erkek oyuncu), Maria Ouspenskaya
(yardımcı kadın oyuncu), Oscar
Lagerstrom (ses)
THINGS TO COME (1936) Britanya (London)
100dk, SB
H.G. VVelIs'in Avrupa uygarlığını yerle bir eden bir 2. Dünya Savaşı felaketi Yönetmen: William Cameron
üzerine yarattığı spekülasyonları perdeye taşıyan bu uyarlama, belki de ilk gerçek Menzies
bilimkurgu filmi. Bir tek Frltz Lang’ ın Metropolis'i (1926), teknolojik değişimin ve Yapımcı: Alexander Korda
bunun yol açtığı politik evrimin sonucu olan bir gelecek tasarlama konusunda bu
Senaryo: FI.G. Wells
The Shape o f Things to Come isimli
filmden önce davranmıştı; ancak Metropolis'le tarihin hangi yönde ilerleyeceğinin kendi romanından
böyle ayrıntılı bir çözümlemesi yoktu. Aslında, çok az bilimkurgu filmi, kurgulanmış Görüntü Yönetmeni: Georges
bir kehanete, Things to Come'daki kadar titiz bir tarihsel yaklaşım getirir, bu da Perinal
büyük olasılıkla Wells'in, popüler kitabı The Outline o f History'deki (Kısa Dünya Müzik: Arthur Bliss
Tarihi, 1922) fikirleri temel alarak senaryoyu da kendisinin yazmış olmasından kay Oyuncular: Raymond Massey,
Edward Chapman, Ralph
naklanır.
Richardson, Margaretta Scott,
Ne Wells ne de Menzies karakterlere dayanan anlatılarla ilgileniyorlardı (ana Cedric Hardwicke, Maurice
karakterlerin tümü de önemli fikirleri temsil ederler), öykünün tüm bir yüzyılın ta Braddell, Sophie Stewart, Derrick
rihini kapsaması, filmi mesafeli bulan birçok kişiye çekici gelmemişti. 25 yıl süren De Marney, Ann Todd, Pearl
Argyle, Kenneth Villiers, Ivan
Avrupa'daki ikinci savaş sonucunda, dünyanın çoğu yerle bir olur ve astığı astık
Brandt, Anne McLaren, Patricia
kestiği kestik ortaçağ feodalizmine benzeyen bir düzene geri dönülür. Neyse ki in Hilliard, Charles Carson
sanın entelektüel ve ussal özellikleri, her zaman doğuştan gelen öz yıkım dürtüsü
ne üstün gelmiştir; bu yüzden de insanlığın ilerlemesi kaçınılmazdır. Things to Co-
me, Freud'un Eros ve Thanatos; yani aşk ve ölüm arasındaki ve insan ilişkilerinde
ki ebedi çelişki anlayışına daha iyimser bir yaklaşım getiriyor. Birçok ütopyacı yazar
gibi, Wells için de geleceğin en belirgin özelliği insanın doğa üzerindeki denetimi
nin artmasıdır. Filmin ilerleyen sekanslarına, Metropolis'teki gibi bir gelecek şehri
nin görüntüleri egemen. Menzies, en önemli ve anlamlı katkısını filmin mimari ve
sanatsal tasarımı konusunda yapmış. Epizodik anlatısına rağmen izlemeye değer
bir görsellik sunan Things to Come, Ridley Scott’ın Blade Runner'ı (Bıçak Sırtı,
1982) gibi, geleceğin kentlerini hayal eden diğer bilimkurgu filmlerinin atası.
Tanınmış oyuncular içermesine rağmen (Raymond Massey, Cedric Flardvvicke
ve Ralph Richardson), bu alışılmadık filmle ilgili en çok akılda kalan şey, tarih ve in
san doğasının felsefesiyle haşır neşir olması. Film, 1930'ların ingilteresi'nin kaygı
larını ve umutlarını mükemmel bir biçimde yansıtıyor ve dört yıl gibi kısa bir süre
sonra, Londra'ya yapılacak olan ani hava saldırısını ürpertici bir biçimde öngörü
yor. RBP
Fransa (Cinéas) LE ROMAN D'UN TRICHEUR (1936)
85dk, SB Bir Üçkağıtçının Anıları
Dili: Fransızca
Yönetmen: Sacha Guitry Genellikle Sacha Guitry’ nln başyapıtı olarak bilinen (oysa 1937'dekl Les perles
Yapımcı: Serge Sandberg de la couronne gibi bir rakibi olan) ve Guitry'nin yeteneklerini döktürdüğü 1936
Senaryo: Sacha Guitry yapımı bu film, yazar-yönetmen-oyuncunun kendine has ince zekasının bir konçer
Görüntü Yönetmeni: Marcel tosu sayılır. Filmin oyuncularını ve ekibini tanıtan jenerikten sonra Bir Üçkağıtçının
Lucien
Anıları, filme adını veren kahramanın (Guitry'nin kendisi oynuyor) üçkağıtçılıkla yo
Müzik: Adolphe Borchard
lunu bulmayı nasıl öğrendiğini gösteren bir geriye dönüşle başlar.
Oyuncular: Sacha Guitry,
Marguerite Moreno, Jacqueline ilk aşkı tiyatro olan Guitry'nin, sinema karşıtlığıyla ünlü olsa da kendi oyunla
Delubac, Roger Duchesne, Rosine rını (ya da bu filmdeki gibi romanını) sinemaya uyarlarken, yeteneği ortaya çıkar.
Deréan, Elmire Vautier, Serge Bir Üçkağıtçının Anıları, Guitry'nin karakterinin dış ses anlatımıyla, canlı ve stilize
Grave, Pauline Carton, Fréhel,
Pierre Labry, Pierre Assy, Henri bir sessiz film. Françols Truffaut, Gultry'yi, Ernst Lubltsch'ln Fransız kardeşi olarak
Pfeifer, Gaston Dupray tanımlamakta ısrarlı olsa da, kişiliği canlandırdığı karakterlere her zaman baskın
gelen Guitry'nin, Avrupai romansların bu büyük ustasından farklı olduğu apaçık
ortada. JS
ABD (MGM)
CAPTAINS COURAGEOUS (1937)
115dk, SB Korkusuz Kaptanlar
Yönetmen: Victor Fleming
Yapımcı: Louis D. Lighton 1936’da ölen Rudyard Kipling, ölümünden bir yıl sonra üç kitabının sinemaya
Senaryo: Marc Connelly, John Lee uyarlandığını göremedi; bunların arasında, Victor Fleming'in heyecanlı çocukluk
Mahin, Dale Van Every
destanı Korkusuz Kaptanlar da vardı. Freddie Bartholomew, altı dondurmalı gazo
Rudyard Kipling'in romanından
zun ardından, babasıyla (Melvyn Douglas) birlikte yolculuk yaptığı transatlantikten
Görüntü Yönetmeni: Harold
Rosson düşen şımarık zengin çocuğu Harvey Cheyne rolünde. Neyse ki şansı yaver gider
Müzik: Franz Waxman ve iyi huylu Manuel Fidello'nun (Spencer Tracy) da aralarında olduğu ve kimsenin
Oyuncular: Freddie Bartholomew, zenginliği veya "konumuyla" ilgilenmediği bir balıkçı teknesi tarafından Gloucester
Spencer Tracy, Lionel Barrymore, açıklarında kurtarılır. Küçük düşmüş olan Harvey, başının çaresine bakması için bı
Melvyn Douglas, Charley Grapewin,
rakılır ama Manuel'in "sıkı gözetimi" altında, sıkı çalışmanın ve gerçek başarının
Mickey Rooney, John Carradine,
Oscar O'Shea, Jack La Rue, Walter değerini öğrenir. Ne var kİ limana dönmeden önce, Manuel bir kazada ölür. Har
Kingsford, Donald Briggs, Sam vey limanda, babasıyla karşılaşır ama balıkçılarla birlikte kalmak ister. Buna karşın
McDaniel, Bill Burrud
ölen dostu için yapılan dokunaklı bir anma töreninden sonra baba ve oğul yeniden
Oscar: Spencer Tracy (erkek
bir araya gelir.
oyuncu)
Çocuk yıldız Bartholomew, hem sevimsiz hem de çekici olmasını gerektiren
Oscar adaylıkları: Louis D.
Lighton (film), Marc Connelly, John bu rolde, kusursuz bir oyunculuk sergiliyor. Spencer Tracy de, kıvırcık saçları ve
Lee Mahin, Dale Van Every makyajla esmerleştirilmiş yüzüyle Portekizli balıkçı rolüne müthiş uymuş. Mizah,
(senaryo), Elmo Veron (kurgu) dokunaklılık ve ilginç bir kıssadan hisse içeren film, Hollywood'un yaptığı gelmiş
geçmiş en iyi çocuk filmlerinden biri. RBP
YE BAN GE SHENG (1937) Çin (Xinhua)
123dk, SB
Gaston Leroux'nun 1919'da yazdığı Le Fantôme de l'opéra (Operadaki Haya Dili: Mandarin
let) adlı romanı, birçok filme esin kaynağı oldu. Weibang Ma-Xu'nun 1936'da Yönetmen: Weibang Ma-Xu
Şanghay'da yaptığı Ye ban ge sheng de (Geceyarısı Şarkısı) kuşkusuz en önde ge Yapımcı: Shankun Zhang
len uyarlamalardan biri. Sinemaya jenerik tasarımcısı olarak başlayan Ma-Xu Senaryo: Weibang Ma-Xu
(1905-1961), sırasıyla set tasarımcılığı, oyunculuk ve yönetmenliğe yükseldi. Ve Görüntü Yönetmeni: Boqing
Xue, Xingsan Yu
ban ge sheng, sessiz sinema dönemini altı filmle kapatmış olan Ma-Xu'nun ikinci
Müzik: Xinghai Xian (film şarkısı)
sesli filmi.
Oyuncular: Menghe Gu, Ping Hu,
Ye ban ge sheng, karanlık ve ürkütücü havasını, turnedeki bir opera toplulu Shan Jin, Chao Shi
ğunun, büyük opera yıldızı Song Danping'in on yıl önce orada herkesin gözü
önünde ölmesinden beri boş ve döküntü olan harap tiyatroya gelmesiyle daha en
başında hissettirir. Topluluğun genç yıldızı, tiyatroda tek başına prova yaparken,
şarkısında ona yol gösteren güzel bir ses duyar. Sesin sahibi elbette ki artık bir ucu
beye dönüşmüş olan kaçak Song Danping'dir; genç şarkıcıya kendisini gösterir ve
geri dönüşler aracılığıyla öyküsünü anlatmaya koyulur. Çirkinliği, Song'un, kızına
aşık olmasına öfkelenen zalim derebeyinin emriyle kendisine verilen ceza yüzün-
dendir. O günden beri de tiyatroda saklanarak, kendi yerine geçip büyük operası
nı sahneleyecek şarkıcıyı bekler. Genç şarkıcı hem bu görev için hem de Song'un
acıdan aklını yitirmiş eski aşkı Li Xiaoxia'ya elçi olarak gitm ek üzere seçilir.
Filmin, Leroux'nun Batılı uyarlamalarından temel farkı, Hayalet'in pusuya yat
mış bir baş belası yerine sempatik ve iyiliksever bir baş karakter olmasıdır. Diğer
bütün uyarlamalarda, Hayalet'in himayesine aldığı sanatçı, bir kadın şarkıcıdır ve
kadının nişanlısı Hayalet'i kıskanır. Ma-Xu sanatçıyı erkek yaparak, daha karmaşık
ve belirsiz ilişkiler sunar. Song Li genç adamı, Xiaoxia'yla arasındaki bağda kendi
sinin vekili olarak görür ve adamın bir kız arkadaşı olduğunu keşfettiğinde, Li Xiao-
xia adına kıskanarak acı çeker.
Tüm bunlar Alman dışavurumculuğundan esinlenildiği belirgin olan usta ışık
ve gölge kullanımıyla zenginleşen bir atmosferde gerçekleşir. Çin'de tutularak
kalıcı olmuş şarkılarda filmin popülaritesini artıran başlıca etkenlerdendi. 1941'de
Ma-Xu, Ye ban ge sheng xu j i adında bir devam filmi yapmak zorunda kalır; ayrıca
bu film, Ye ban ge sheng - Shang j i (1962) ve The Phantom Lover (1995) adlı,
Hong Kong yapımı iki yeniden çevrime de esin kaynağı olmuştur. DR
rılı bir biçimde sinemaya uyarlanmıştı. Vidor'un filminin Henry King'in sessiz uyar Senaryo: Joe Bigelow, Harry
Wagstaff Gribble, Sarah Y. Mason,
lamasına göre avantajı, başrolünde Barbara Stanvvyck'in olması. Stanvvyck'in Stel- Gertrude Purcell, Victor Heerman
la'sı dayanıklı, çekici ve zeki bir kadın. Bu yüzden, hali vakti yerinde Stephen Dal Olive Higgins Prouty'nin
las'ın (John Boles), neden Stella uğruna ailesini bırakıp kendi hayatını kurduğunu romanından
anlamak zor değil. Ancak kızları Laurel'in (Anne Shlrley) doğumundan kısa bir sü Görüntü Yönetmeni: Rudolph
Maté
re sonra Stephen eski kız arkadaşına dönmek İster. Stella, Laurel'ı tek başına bü
Müzik: Alfred Newman
yütür, hayatını kızının mutluluğuna adar, ne var ki genç bir kız olan Laurel, baba
Oyuncular: Barbara Stanwyck,
sının zengin yaşamına özenir ve onunla birlikte yaşamak ister. Başlangıçta buna John Boles, Anne Shirley, Barbara
karşı çıkan Stella sonunda kızına acır ve sarhoş numarası yapıp artık genç kızı ya O'Neil, Alan Hale, Marjorie Main,
nında istemiyormuş gibi davranarak kızı gitmeye zorlar. Laurel babasının yanına gi George Walcott, Ann Shoemaker,
Tim Holt, Nella Walker, Bruce
der ve annesinin gözlerinden yaşlar boşanarak ancak pencerenin dışından görebil
Satterlee, Jimmy Butler, Jack Egger,
diği gösterişli bir törenle üst sınıftan biriyle evlenir. Dickie Jones
Stella yoluna devam eder ama bir daha asla toplumun kendisini Laurel'dan Oscar: Barbara Stanwyck (kadın
ayıran çizgisini aşmaz. Dokunaklı ve yürekten bir öykü olan Stella Dallas, Vidor'un oyuncu), Anne Shirley (yardımcı
kadın oyuncu)
usta yönetmenliği sayesinde bir an bile ağdalı duygusallığa yüz vermiyor. RBP
Yönetmen Julien Duvivler'in atmosfer yaratma yeteneği, dolambaçlı ara yolla Oyuncular: Jean Gabin, Mireille
Balin, Gabriel Gabrio, Lucas
rının egzotik labirentiyle Kasbah'ın titiz ayrıntılarla dolu ve biraz romantizme bu Gridoux, Gilbert Gil, Line Noro,
lanmışsa da canlı bir görüntüsünü yaratıyor. Klasik Hollywood gangster filmlerin Saturnin Fabre, Fernand Charpin,
den ödünç alınan motiflerin tipik karamsar Fransız romantizmiyle çeşnilendlrildiği Marcel Dalio, Charles Granval,
Gaston Modot, René Bergeron,
Cezayir Batakhaneleri, kara filmlerin habercisidir. Film boyunca sürekli gösterilen
Paul Escoffier, Roger Legris, Jean
parmaklıklar, ızgaralar ve kafesler Pépé'nln küçük arpalığında sıkışıp kalmış oldu Témerson
ğunun altını çizer. Yitik gençlik hayallerinin ve asla gerçekleşemeyecek arzuların
özlemi filmin havasına sinmiştir. Bu kadercilik, filmin savaş sırasında Vichy hüküme
ti tarafından yasaklanmasına neden olsa da bu geçici ayrılıktan sonraki sıcak kar
şılama filmin klâsikleştiğinin kanıtı oldu. PK
Stad İlahları
1. Bölüm: Ulusların Bayramı
2. Bölüm: Güzelliğin Bayramı
Leni Riefenstahl'ın 1936'da Berlin'de düzenlenen Olimpiyatlar üzerine çektiği
destansı belgeseli, siyasi yönü nedeniyle kimi eleştirilere maruz kaldı. Hitler'ln deste Almanya (IOC, Olympia Film,
Tobis) 118dk ve 107dk, SB
ğiyle yapılan filmde, "Ari ırk"ın üstünlüğü fikrini destekler gibi görünen bazı bölümler
Dili: Almanca
var kuşkusuz. Yine de 1948'de, Hitler'in 1000 yıllık imparatorluk düşleri çoktan tarihe
Yönetmen: Leni Riefenstahl
karışmışken, Olimpiyat Komitesi, çabalarının karşılığında filmin yönetmenini altın ma
Yapımcı: Leni Riefenstahl
dalyayla ödüllendirdi. Bu, Stad ilahları'nın bir propaganda filmi olduğunun yadsınma
Senaryo: Leni Riefenstahl
sı anlamına gelmiyor; Riefenstahl, sonuçta siyasi açıdan bir işe yaramayacak olsaydı, Görüntü Yönetmeni: Wilfried
bu film için gereken İnanılmaz bütçeyi sağlayamaz, bu kadar katkı ve destek göre Basse, Werner Bundhausen, Leo De
mezdi. Yine de belgesel, birçok yönden siyasetin ötesine geçiyor. Filmin tamamı, da Lafrue, Walter Frentz, Flans Karl
Gottschalk, Willy Flameister, Walter
ha çok atletik yeteneğe ve hareket halindeki insan bedenine bir güzelleme niteliğin
Hege, Carl Junghans, Albert Kling,
de. Ernst Kunstmann, Guzzi Lantschner,
Çok az yönetmen, fiziksel biçim ve harekete Riefenstahl kadar estetik bir kaygıy Otto Lantschner, Kurt Neubert,
Erich Nitzschmann, Hans Scheib,
la yaklaşmıştır; bu belgeseli gerçekleştirirken ortaya koyduğu ustalık ve becerininse bir
Hugo O. Schulze, Käroly Vass, Willy
eşi daha görülmemiştir. Bugün bile olimpiyat oyunlarını çekmek ve kurgulamak her Zielke, Andor von Barsy, Franz von
babayiğidin harcı değil. Kaldı ki 1930'ların sonunda bu iş ilkel aletlerle yapılıyordu. Friedl, Heinz von Jaworsky, Hugo
von Kaweczynski, Alexander von
Apaçık siyasi mesajına rağmen (filmin başında Olimpiyat meşalesi, kutsal bir emanet
Lagorio
olarak Yunanistan'dan Almanya'ya getirilir), film hem Riefenstahl'ın kişisel yeteneği
Müzik: Herbert Windt, Walter
nin ve görselleştirme gücünün hem de yüzlerce asistandan oluşan ekibinin enerji ve Gronostay
yetkinliğinin kanıtı olan sanatsal bir zafer. Oyuncular: David Albritton, Jack
Bu film için kapsamlı bir hazırlık aşaması gerekiyordu. Stadyuma çelik kamera ku Beresford, Henri de Baillet-Latour,
Philip Edwards, Donald Finlay,
leleri dikildi, kaydırmak çekimler için platformlar kuruldu. Almanya bu iş için en yete
Wilhelm Frick, Josef Goebbels,
nekli kişileri arayıp buldu. Neredeyse 250 saatlik çekim yapıldı ve filmin kurgu aşama Hermann Göring, Ernest Harper,
sını (ses efektleri ve müziğin eklenmesi de dahil olmak üzere) bizzat Riefenstahl üst Rudolf Hess, Adolf Hitler, Cornelius
Johnson, Theodor Lewald, Luz
lendi. Filmin son hali, kusursuzca eşleştiri
Long, John Lovelock, Ralph
len çekimler ve tekrarlanan olayların (atle Metcalfe, Seung-yong Nam, Henri
tizm ve karşılaşmaların dönüşümlü göste Nannen, Dorothy Odam, Martinus
rilmesi gibi) izleyiciyi sıkmayacak kadar çe- Osendarp, Jesse Owens, Leni
Riefenstahl, Julius Schaub, Fritz
şitlendirilmesiyle, Alman belgesel gelene Schilgen, Kee-chung Sohn, Julius
ğinin en üst seviyesinde büyük bir ustalıkla Streicher, Forrest Towns, Werner
kurgulanmıştı. Riefenstahl'ın siyasi açıdan von Blomberg, August von
Mackensen, Glenn Morris, Conrad
masumiyet iddiaları inandırıcı olmayabilir von Wangenheim
ama filmin daha kalıcı bir başka yönü var: Venedik Film Festivali: Leni
Özetlemek gerekirse, Stad ilahları spor ve Riefenstahl (Mussolini Cup—film)
fiziksel rekabet üzerine yapılan gelmiş İngilizce adı: Part 1: Festival o f the
Nations/ Part 2: Festival o f Beauty
geçmiş en sürükleyici film. RBP
LA FEMME DU BOULANGER (1938)
Ekmekçi Kadın
Orson Welles'e göre Raimu, döneminin en büyük oyuncularındandı; La fem
me du Boulanger (Ekmekçi Kadın) filmi de bunu kanıtlıyor. Jean Giono'nun bir öy
küsünden uyarlanan ve Marcel Pagnol'un yönettiği film, Fransa'nın Provence böl
gesindeki küçük bir köyün fırıncısı olan orta yaşlı Aimable Castalner'ln başından ge
çenleri anlatıyor. Genç karısı Aurélie (Ginette Leclerc) onu yakışıklı bir çoban İçin
terk edince, perişan olan fırıncı işini yapamaz olur ve ekmeksiz kalan köyde yaşam
sekteye uğrar. Katolik rahip, solcu öğretmen, toprak ağası ve bütün köylüler eski
düşmanlıklarını unutup yoldan çıkmış kadını geri getirmek İçin hep beraber hareke
te geçer. Ve sonra hayat kaldığı yerden mutlu mesut devam eder.
Pagnol böylesine basit bir malzemeden bir komedi şaheseri ve insancıl bir başya
Fransa (Marcel Pagnol) pıt çıkarmış. Her zamanki oyuncularıyla (Raimu, Fernand Charpin, Robert Vattler ve di
133dk, SB ğerleri) hem güldüren hem de ağlatan karakterler seçkisine can veriyor. Onun yumu
Dili: Fransızca şak dokunuşu ve oyuncuların yetenekleri, kabataslak çizilmiş basmakalıp rollerin (ho
Yönetmen: Marcel Pagnol varda aristokrat, bilgiçlik taslayan öğretmen, yaşlı cadı hizmetçi, aldatılan koca) ötesi
Yapımcı: Leon Bourrely, Charles ne geçerek, her bir rolün açık seçik bir tanımının olduğu bir dünya yaratıyor. Glono ve
Pons Pagnol'un Provence'ı, tutucu ve ataerkil (kadınlara fazla söz hakkı verilmiyor) bir yer ol
Senaryo: Marcel Pagnol sa da, paylaşılan temel değerlerin (bu filmde hem Hırlstlyanlara hem de paganlara ait
Jean Giono'nun Jean le Bleu isimli
romanından bir sembol olan ekmekle temsil ediliyor) toplumsal kaynaşmayı sağladığı bir dünya.
Görüntü Yönetmeni: Georges Raimu'ysa zirvedeki oyununu teatral komediyle, minimalist gerçekçilik arasın
Benoît da rahatça gidip gelerek aldatılan gülünç kocayı trajik bir kahramana dönüştürü
Müzik: Vincent Scotto yor. Kendisi de Fransa'nın güneyinden olan Raimu, tiyatroda eşsizdi; hiç zorlanma
Oyuncular: Raimu, Ginette dan hem ağdalı bir Fransızca'yla hem de Marsilya yöresine özgü aksanla konuşabi
Leclerc, Robert Vattier, Robert
liyordu. Ancak perdedeki oyunculuğunun İçerdiği modern tat, filmin en ünlü sahne
Bassac, Fernand Charpin, Edouard
Delmont, Charles Blavette, Marcel sinde de görüldüğü gibi, es geçilen anlara birdenbire sıradışı bir duygusallık katabil
Maupi, Maximilienne, Alida Rouffe, me yeteneğinden kaynaklanıyordu. Karısı pişman olup geri döndüğünde, Raimu
Odette Roger, Charles Moulin, onu hiçbir şey olmamış gibi iyi karşılar ve sinirini onun yerine, en canlı ve etkileyici
Yvette Fournier, Charblay, Julien
haliyle dişi sokak kedisi "Pomponnette"ten çıkarır. Yüksek komedinin İncelikle he
Maffre
saplanmış bu anında, gözyaşlarını tutabilene aşkolsun. Adı fırıncının karısına atfedi
İngilizce adı: The Baker's Wife
liyor olabilir ama bu kesinlikle bir Raimu filmi. GV
BRINGING UP BABY (1938) ABD (RKO)
Tehlikeli Bebek 102dk, SB
Yönetmen: Howard Hawks
Screwball komediye (bir eleştirmenin tanımına göre "cinsellik içermeyen cinsel Yapımcı: Howard Hawks, Cliff
Reid
lik komedisi") kusursuz bir örnek oluşturan Tehlikeli Bebek, Howard Hawks'm RKO
Senaryo: Hagar Wilde, Dudley
stüdyosuyla 1937'de yaptığı altı filmlik anlaşmanın İlk filmi. Genç bir çift ve evcil bir
Nichols
leoparı konu alan bir öyküden uyarlanan bu şanssız filmin çekimleri kırk gün gecik
Görüntü Yönetmeni: Russell
meli ve bütçeyi aşmış olarak tamamlandı. 1938'de gösterime girdiğinde gişede de Metty
başarısız oldu ve bunun üzerine Howard Hawks, RKO'dan kovuldu; Katherine Hep Müzik: Roy Webb
burn de kontratını iptal ederken geri ödeme yapmak zorunda kaldı. Zamanının ile Oyuncular: Katharine Hepburn,
risinde olan film, son sürat temposu ve izleyiciyi savunmasız bırakan zekice diyalog Cary Grant, Charles Ruggles,
Walter Catlett, Barry Fitzgerald,
larıyla bu tür komedinin daha sonraki tüm örnekleri için yeni kıstaslar belirledi.
May Robson, Fritz Feld, Leona
Tuhaflığının zirvesindeki Cary Grant, günlerini bir dinozor iskeletini birleştir Roberts, George Irving, Tala Birell,
mekle geçiren ve bu yüzden sürekli başının etini yiyen nişanlısını ihmal eden, yakı Virginia Walker, John Kelly
şıklı ve dikkati kolayca dağılan paleontolog David Huxley rolünde. Huxley, dört yıl
lık müze projesinin tamamlanması için son bir İki kemik kalmışken, projesini destek
lemesini umduğu kalburüstü birinin avukatıyla golf sahasındaki buluşmasını yüzüne
gözüne bulaştırmayı becerir. Golf sahasında ayrıca Susan VanceTe (Hepburn) tanı
şır ve hayatı bir daha asla rayına oturmaz. Huxley'nin başkasıyla evlenmesini önle
mek için elinden geleni ardına koymayan Vance, Güney Amerika'daki kardeşinin
gönderdiği Bebek adlı evcil leoparı kullanır.
Tehlikeli Bebek'teki kahkahadan kırıp geçiren espriler, filmin 1930'lara has
toplumsal cinsiyet kalıpları, cinsellik ve evliliğe ilişkin ustaca çözümlemelerini nere
deyse tamamen örtbas ediyor. Sansür kurulu Huxley'nin "kayıp kemiği" araması
nın, onun, yitik erkekliğine bir gönderme olup olmadığını sorgulayarak senaryoda
ki derin ve olası cinsel anlamlardan epey kuşkulandı. Huxley'nin, Vance'e ait tüylü
kadın bornozunu giydiği ve "gay" kelimesinin, popüler düzeyde "aşırı neşeli"den
başka bir anlamda ilk kullanımlarından birinin olduğu sahne de bu kuşkunun üstü
ne tuz biber ekti. Eleştirmenler nefret etse, seyirciler yanına uğramasa, Oscar uzak
tan gülümsemese bile, kendisine çamur atanlara son gülen Tehlikeli Bebek oldu.
Film, zeki komedilerin gerçek başyapıtlarından biri olmaya devam ediyor. KK
ABD (Walter Wanger) STAGECOACH (1939)
96dk, SB Cehennem Dönüşü/Posta Arabası
Yönetmen: John Ford
Yapımcı: Walter Wanger, John 1930'lu yıllar western'ler açısından pek parlak bir dönem değildi. The Big Trail
Ford (Büyük Patika, 1930) ve Cimarron (1931) gibi birkaç masraflı fiyaskodan sonra bü
Senaryo: Ernest Haycox, Dudley yük stüdyolar çoğunlukla bu türden uzaklaştı ve western, ucuz B sınıfı filmler çe
Nichols
ken küçük yapımevlerlne kaldı. John Ford, John Wayne ve Claire Trevor'la, tehlike
Görüntü Yönetmeni: Bert
Glennon li Kızılderili bölgesinden geçecek bir posta arabasını konu alan bir filme kalkıştığın
Müzik: Louis Gruenberg, Richard da, çektiği son western'in üzerinden 12 yıl geçmişti. Ford, projeyi yapımcı David O.
Hageman, Franke Harllng, John Sleznick’e satmaya çalışırken, Cehennem Dönüşünü, Wayne'in o sıralarda oyna
Lelpold, Leo Shuken
dığı B sınıfı filmlerin bir gömlek üstü "klasik bir western" olarak tanımladı. Bunun
Oyuncular: Claire Trevor, John
bir anlamı kadın izleyicilerin de hesaba katılacak olmasıydı. Bu yüzden, Ford ve se
Wayne, Andy Devine, John
Carradlne, Thomas Mitchell, Louise narist Dudley Nichols, Ernest Haycox'un özgün eserindeki aşk öyküsünü biraz da
Platt, George Bancroft, Donald ha geliştirip senaryoya bir de doğum eklediler. Ne var ki projeyi küçümseyen ve es
Meek, Berton Churchill, Tim Holt, geçen Selznick için bu da yeterli değildi.
Tom Tyler
Cehennem Dönüşü'nün daha geleneksel western zevklerini tatmin edecek
Oscar: Thomas Mitchell (yardımcı
erkek oyuncu) unsurları izleyiciden esirgemesi değildi sebep. Filmin son bölümü aksiyon doludur
Oscar adaylıkları: Walter örneğin: Wayne'le Plummer çetesi arasındaki silahlı çatışma ve posta arabasının
Wanger (film), John Ford çölün ortasından hızla geçerken Kızılderililerin saldırısına uğradığı heyecanlı sahne
(yönetmen), Bert Glennon (görüntü de olduğu gibi. Bu sahne, Apaçiler'den birini oynayan Yakima Canutt'un eşsiz ak
yönetmeni), Alexander Toluboff
robasisiyle zenginleşir. Posta arabasının atlarından birine sıçrayan Apaçi vurulur,
(sanat yönetimi), Otho Lovering,
Dorothy Spencer (kurgu), Richard atların ayaklarıyla tekerlerin altına yuvarlanır.
Hageman, W. Franke Harllng, John Bu film . The Big Trail'in başarısızlığından sonra, Wayne'e ikinci büyük başrol
Lelpold, Leo Shuken (müzik)
fırsatını verdi ve o da işe dö rt elle sarıldı. Çölün ortasında dikilip arabaya el sallar
ken gördüğümüz ilk andan itibaren Wayne, babasını ve kardeşini öldüren Plum-
mer’ lardan intikam almak üzere hapisten kaçan Ringo Kid rolünde çok etkileyici.
Gerçi Ford arabadaki diğer yolcuları tanıtmaya giriştiğinden, Wayne'in ortaya çıkı
şı biraz ertelenir. Her karakter ustaca ve akılda kalıcı biçimde çizilmiş: olması gerek
tiği.kadar iyi bir kız olan Dallas (Claire Trevor), Asayiş Derneği'nin katı ahlakçı ha
nımefendilerinin kasabadan onunla birlikte kovduğu ayyaş Dr. Boone (Thomas
Mitchell), çekingen viski satıcısı Peacock (Donald Meek), Güneyli kumarbaz Hatfi
eld (John Carradine), bir süvarinin hamile karısı Mrs. Mallory (Lo
uise Platt) ve zimmetine geçirdiği paralarla sıvışan bankacı Gate-
w ood (Berton Churchill). Arabanın dışındaysa, şişman sürücü
Buck (Andy Devine) ve bölge şerifi Curly (George Bancroft) var
dır. Bu her telden çalan grubun üyeleri arasındaki etkileşim,
Ford'un gözde bir temayı irdelemesini sağlar: "saygıdeğer" top
lumun küçümsediği insanların üstün ahlaki yönleri.
Cehennem Dönüşü, Ford'un, Utah ve Arizona arasındaki
bölgede kumtaşlarının kule gibi yükseldiği Anıtlar Vadisi'nde çek
tiği ilk film. Küçük araba çölün enginliğinde ilerledikçe, kamera
onları gözleyen bir grup KIzIlderili'ye doğru kayar ve yolcuların
savunmasızlığı iki kat daha vurgulanmış olur. Ford Kızılderilileri
birey olarak göstermez, onlar yalnızca doğadaki güçlerden biri
dir. Cehennem Dönüşünün gişe başarısı, western türünün can
lanmasına yardımcı oldu. EB
Japonya (Shochiku) ZANGIKU MONOGATARI (1939)
143dk, SB
Dili: Japonca 19. yüzyılda ünlü bir ailenin oğlu olan tembel ve yeteneksiz bir Kabuki oyun
Yönetmen: Kenji Mizoguchi cusu, kardeşinin süt annesi Otoku'ya aşık olur, ilişkilerine karşı çıkan ailesi, Oto-
Senaryo: Matsutarö Kavvaguchi, ku'yu evden kovar. Bunun üzerine Kikunosuke de hayatını onun sanatını geliştir
Yoshikata Yoda mesine adayacak ve bu uğurda ölecek olan Otoku'nun ardından gider. Filmin fina
Shöfû Muramatsu'nun romanından
lindeyse, en sonunda iyi bir oyuncu olarak tanınabilmiş Kikunosuke, Osaka boyun
Görüntü Yönetmeni: Yozö Fuji,
ca tekneyle kumpanyasına zafer turu attırırken, Otoku evde ölür.
Minörü Miki
Müzik: Shirö Fukai, Senji Itö Göz kamaştıran bir zarafet ve titizlikle yapılan; ve kadınlara fedakar kurbanlar
Oyuncular: Shötarö Hanayagi, rolünü biçen toplumsal yapıya güçlü bir saldırı niteliği taşıyan Zangiku Monogata-
Kökichi Takada, Gonjurö ri (Son Krizantemlerin Öyküsü) Kenji Mizoguchi'nin en önemli filmleri arasında sa
Kavvarazaki, Kakuko Mori, yılır. Mlzoguchi'nin uzun planları, anlatıdaki olayların amansız mantığını gittikçe
Tokusaburo Arashi, Yöko Umemura
genişleyen ve karmaşıklaşan bir yapıda gözler önüne sererek yavaşça akar. Ko
numlarını iktidarın kalıpları içinde tanıyan karakterler korku, dehşet, üzüntü ya da
isyanla tepki verirken, film düşünmeye ve içselleştirmeye zaman bırakır. Mizoguc
hi, kumpanyanın göçebeliği ve kahramanın sanatsal mükemmelliğe giden yolu gi
bi metaforik yolculukların altını çizerek anlatıyı iki aşamalı bir metaforik süzgeçten
geçirir. Çünkü yönetmene göre, sinema da tiyatro da güzelliği damıtmaya ve tra
jik kavrayışa ulaşmaya yarayan araçlardır. CFu
ABD (MGM)
BABES İN ARMS (1939)
93dk, SB Bahar Çiçekleri
Yönetmen: Busby Berkeley
Yapımcı: Arthur Freed VVarner Brothers'ın yavaş yavaş devri kapanan görsellik ağırlıklı müzikallerinde
Senaryo: Jack McGowan, Kay Van en çok payı olan Busby Berkeley, edebiyat uyarlamalarının ağırlıklı olduğu MGM'e
Riper
geçtikten kısa bir süre sonra Bahar Çiçeklerini yaptı ve film o kadar başarılı oldu ki
Görüntü Yönetmeni: Ray June
Berkeley'yle çocuk yıldızlar Mickey Rooney ve Judy Garland benzer üç filmde daha
Müzik (film şarkıları): Harold
bir araya geldi.
Arlen, Nacio Herb Brown, Richard
Rodgers Film, MGM'in 1939 yapımı filmlerine özgü bir kuşak çatışması temasını işliyor.
Oyuncular: Mickey Rooney, Judy Bu çatışmayı çözmek için de iki taraf arasında gidip geliyor: anne babalarının uğraş
Garland, Charles Winninger, Guy tığı, tarih olmak üzere olan bir geleneksel eğlence türünün (beyazların yüzlerini siya
Kibbee, June Preisser, Grace Hayes,
ha boyayıp şarkı söyledikleri minstrel gösterileri, vodvil) nostaljik hatırası ve ailelerinin
Betty Jaynes, Douglas McPhail,
Rand Brooks, Leni Lynn, Henry Hull, itirazına rağmen sahne ışıklarının altında olma haklarını savunan çocuklar. Bu sabır
Barnett Parker, Ann Shoemaker, sızlık, filmin en etkileyici şarkısı "Babes in Arms"da doruk noktasına ulaşır. Ro-
Margaret Hamilton, Joseph Crehan oney'nin liderliğindeki bir grup meşaleli genç ("Bize kucaktaki bebekler dlyorlar/Biz
Oscar adaylıkları: Mickey Rooney artık silahlı bebekleriz"), arka sokaklarda dolaşırlar ve anaokulu şarkılarının kendi şar
(erkek oyuncu), Roger Edens,
George E. Stoll (müzik) kılarına tezat oluşturduğu bir çocuk parkına gelirler; meydanda yaktıkları şenlik ate
şiyse, çocukça şeylerin kurban edilişini simgeler. Bu büyümüş de küçülmüş çocuklar
kimi zaman çocuklaşabildiklerlnden. Bahar Çiçekleri, sevimli ve kibirli eski çocuk yıl
dızlardan June Presier'ın ve çocukların tüm bu sahne saçmalıklarına son verip eyalet
meslek okuluna gitmelerini savunan ihtiyar rolündeki, Oz Büyücüsü'nün mükemmel
Lanetli Cadısı Margaret Hamilton'ın daha oturaklı varlıklarından faydalanıyor. MR
MR. SMITH GOES TO WASHINGTON (1939)
Bay Smith Washington'a Gidiyor
Frank Capra'nın Amerikan hükümet sistemine güzellemesi Bay Smith Was
hington'a Gidiyor, kişisel çıkarlara hizmet eden yolsuzlukları eleştirmesi açısından
fazla sivri dilli görülmüş olacak ki Washington'da kimileri, dünya savaşın eşkindey
ken filmin gösterime girmemesinin daha uygun olacağını düşündü. Ne var ki Cap-
ra'nın, sistemin işlediğini göstermek için, sistemin kendi kendisini nasıl düzeltebile
ceğini de göstermesi gerekiyordu. Filmde cumhuriyetçilik (demokrasi değil), azim
li idealist Jefferson Smith'in kahramanca çabaları sayesinde kurtulur; Smith, adını
taşıdığı Jefferson'ın bireycilik geleneğinin sıkı bir takipçisi olarak, kendisini karala
yacak oyunu hazırlayan parti kodamanlarıyla anlaşmayı reddeder. Adına kara çal
makla görevlendirilen, "siyaset çarkı"nın temsilcilerinden laf cambazı politikacılar
dan biri de utanmış halde herkesin önünde kumpası itiraf eder.
ABD (Columbia)
Jimmy Stewart, başlıca özelliği dünyadan habersiz fazla saf bir adam olmak
125dk, SB
olan ve tüm zamanını bir grup küçük "izci"ye rehberlik yaparak geçiren Jefferson
Yönetmen: Frank Capra
Smith rolünde tek kelimeyle mükemmel. Ama bu taşralı, hiç de sanıldığı gibi aptal
Yapımcı: Frank Capra
ya da korkak çıkmaz. Smith, erdemliliği ve şevki konusunda, onun işlerini çekip çe
Senaryo: Lewis R. Foster, Sidney
virmekten sorumlu alaycı sekreterini (Jean A rthur) ikna eder önce. Ardından, tam
Buchman
da "çark"ın kendi projesi için göz koyduğu araziye ulusal çapta bir izci kampı yapıl Görüntü Yönetmeni: Joseph
masını önererek farkında olmadan sorun yaratınca, kendisine yöneltilen iftiralara Walker
karşı, saatlerce süren, sonunda neredeyse nefesi tükenip ayakta duramayacak ha Müzik: Dimitri Tiomkin
le gelene kadar aralıksız konuştuğu bir savunma yapar. Smith'in aklanmasında ki Oyuncular: Jean Arthur, James
lit rolü Senatör Joseph Paine (Claude Rains) oynar. Paine, tam anlamıyla satılık bir Stewart, Claude Rains, Edward
Arnold, Guy Kibbee, Thomas
siyasi kodaman olan Jim Taylor'ın (Edward Arnol) aksine, Amerikan sistemine
Mitchell, Eugene Pallette, Beulah
inandığı halde uzlaşma ve anlaşma politikasının baştan çıkardığı bir adamdır. Bondi, H.B. Warner, Harry Carey,
Smith'i ancak Paine’i kendi tarafına çekmek kurtarabilir. Smith, Amerikan senato Astrid Allwyn, Ruth Donnelly, Grant
suna özgü, bir kanunu engellemek üzere bireye verilen sınırsız konuşma hakkı (bu Mitchell, Porter Flail, Pierre Watkin
hakkın gruplara değil bireye verilmiş olması yeterince semboliktir) sayesinde ken Oscar: Lewis R. Foster (senaryo)
disini savunabilir. Böylece onu suçlu çıkarmaya çalışan gruba karşı elinde kullana Oscar adaylıkları: Frank Capra
(film), Frank Capra (yönetmen),
bileceği bir güç olur ve adının temize çıkması sağlama alınır.
Sidney Buchman (senaryo), James
Capra'nın, Amerikan tarih ve kültürüne etkileyici bir bakış olan filmi, şehre ye Stewart (erkek oyuncu), Claude
ni gelmiş senatörü, Lincoln anıtı başta olmak üzere Washington'daki anıtları peş Rains (yardımcı erkek oyuncu),
peşe gezerken gösteren derleme sekans gibi unutulmaz anlarla dolu. RBP Harry Carey (yardımcı erkek
oyuncu), Lionel Banks (sanat
yönetimi), Gene Havlick, Al Clark
(kurgu), Dimitri Tiomkin (müzik),
John P. Livadary (ses)
ABD (MGM) THE WIZARD OF OZ (1939)
101 dk, SB Oz Büyücüsü/Billur Köşk
Yönetmen: Victor Fleming
Yapımcı: Mervyn LeRoy, Arthur L. Frank Baum'un 19. yüzyılın sonunda yazdığı çocuk romanı The Wonderful
Freed Wizard o fO z 'dan (Sihirbaz Oz) uyarlanan ve sinemanın en büyük peri masallarından
Senaryo: Noel Langley, Florence biri olan, bu her dem taze klasik, Judy Garland’ı da yetenekli çocuk oyuncudan, kalı
Ryerson, Edgar Allan Woolf
L. Frank Baum'un The Wonderful cı ve ikonumsu bir yıldıza dönüştüren birinci sınıf bir müzikal. Oz Büyücüsü, ilk gös
Wizard o f Oz isimli romanından terime girdiğinde, belki de pahalı bir yapım olduğundan fazla kâr getirmese de daha
Görüntü Yönetmeni: Harold sonraki kuşakların sevgilisi haline geldi. Tıpkı It's a Wonderful Life (Şahane Hayat,
Rosson 1946) gibi, 50'li yıllarda her yılbaşı televizyonda gösterilmesi popülaritesini pekiştirdi
Müzik: Harold Aden, E.Y. ve böylece tüm filmlerin en sevilenlerinden biri olmasını sağladı. Küçük köpeği To-
Harburg, George Bassman, George
E. Stoll, Herbert Stothart to'yla birlikte bir hortuma kapılıp, sepya tonlardaki Kansas'tan, Technicolor'ın büyü
Oyuncular: Judy Garland, Frank leyici renklerine bürünmüş Oz diyarına fırlatılan Garland'ın (daha genç görünmesi
Morgan, Ray Bolger, Bert Lahr, için göğüsleri sargılarla bastırılmıştı) canlandırdığı Dorothy Gale, üstüne düşerek bir
Jack Haley, Billie Burke, Margaret cadının evini ezer. Bunun üzerine iyi Kalpli Glinda (Billie Burke), onu ölen cadının kır
Hamilton, Charley Grapewin, Pat
mızı pabuçlarıyla ödüllendirir. Sonra da, bir zamanlar kaçmayı dilediği çiftliğe kendi
Walshe, Clara Blandick, Terry the
dog, The Singer Midgets sini geri götürecek yolu bulmak üzere Zümrüt Şehir'e giden sarı taşlı yola koyulur.
Oscar: Herbert Stothart (müzik), Bütün karakterlerin kendi arayış yolculuklarına odaklanmasını sağlamak açısından se
Harold Aden, E.Y. Harburg (film naristlerin çok işine yarayan "ev gibisi yok" teması, her zaman biraz işin kolayına ka-
şarkısı)
çıldığı hissi verir (insan neden Oz'un harikalarını bırakıp Kansas'a dönmek istesin ki?).
Oscar adaylıkları: Mervyn LeRoy
Tüm filmin, Dorothy'nin tanıdığı herkesi, Oz diyarındaki dostları ve düşmanlan diye
(film), Harold Rosson (görüntü
yönetmeni), Cedric Gibbons, ayırdığı hezeyanlı bir rüya olduğu yorumu, bu temayla çelişir ve oyunbozancadır.
William A. Horning (sanat Filmde görkemli birçok şey var: muhteşem Harold Arlen-E.Y. Harburg şarkıları
yönetimi), A. Arnold Gillespie
(hülyalara .daldıran "Over the Rainbow" ve neşesi bulaşıcı "O ff to See the Wi-
(görsel efekt), Douglas Shearer (ses
efekti) zard"tan tutun da "Ding-Dong, the Witch is Dead" ve komik klasik "If I Only Had a
Cannes Film Festivali: Victor Brain"e kadar), MGM'in inanılmaz dekor tasarımları, cıyak cıyak bağıran yüzlerce
Fleming (Altın Palmiye) Munchkin (cüce) ve uçan maymun; "başka renkte at" esprisi ve bütün oyunculuklar.
Ayrıca birkaç unutulmaz sahne de öne çıkıyor: Teneke Adam'ın (Jack Haley) parça
parça olmuş Korkuluk'u (Ray Bolger) görünce, "Her yere dağılmışsın," diye hayıflan
ması; Yüreksiz Aslan'ın (Bert Lahr) korkunç olmaya çalışması ("Si
zi tek pençem arkada bile yenerim"); Lanetli Cadı Margaret Ha-
milton'ın bir kova suyla gelen sonu ("Eriyorum, eriyorum");
Frank Morgan'ın perdenin arkasından çıkması ("Ben çok iyi bir
adamım, yalnızca kötü bir büyücüyüm") gibi. Oz fiüyüavsü'nü,
aynı yıl yapılan bir başka ölümsüz MGM klasiği Rüzgar Gibi Geç
t i m gerçek bir profesyonel olan yönetmeni Victor Fleming yö
netmiş; ama film, pek de kolay olmayan çekimlerdeki farklı fark
lı unsurları bir araya getiren Mervyn LeRoy sayesinde daha çok
bir yapımcılık harikası özelliği taşıyor. Buddy Ebsen, önce Korku
luk rolü için seçilmiş, sonra da makyaja alerjisi olduğu anlaşılınca-
ya dek Teneke Adam'ı canlandırmıştı; "Jitterburg" dansı sahnesi
nin tamamı çıkarıldı ve That's Entertainmenfta (1974) ortaya çı
karılana dek gizli kaldı; ve rivayete göre Munchkinler'i oynayan
cüceler çekimler sırasında tamamen kontrolden çıktı. Filmin en iyi
repliğiyse şu: "Kalpler kınlamaz hale getirilene dek asla kullanışlı
olamazlar." KN
ABD (Universal) DESTRY RIDES AGAIN (1939)
94dk, SB Kovboy ve Yosma
Yönetmen: George Marshall
Yapımcı: İslin Auster, Joe Birçok western komedisi gibi, George Marshall'ın Kovboy ve Yosma'sı da ma-
Pasternak ço kahramanlık klişeleriyle dalga geçer. Belalı bir kasaba olan Bottleneck'in şerifi
Senaryo:: Felix Jackson Destry (en "Tüh, kahretsin" hallerinden birinde çok iyi olan James Stewart) viski
Max Brand'll! romanından yerine süt içen ve silah taşımayan bir şeriftir. Bunlar ona, Der Blaue Engel'daki
Görüntü Yönetmeni: Hal Mohr (Mavi Melek, 1930) rolünün geç bir tekrarında Dietrich'in canlandırdığı bar şarkı
Müzik: Frederick Hollander, Frank cısı Frenchy'nln gözünde özel bir çekicilik kazandırır. Filmde Dietrich, Son Şans Ba-
Skinner, Ralph Freed
rı'nda, "See W hat the Boys in the Back Room Will Have" başta olmak üzere kışkır
Oyuncular: Marlene Dietrich,
James Stewart, Mlscha Auer, tıcı birkaç şarkı söyler. Filmin, türün klişelerini tersine çevirdiği bir başka sahnesin
Charles Wlnnlnger, Brian Donlevy, de de her zamanki "bar dövüşü" erkekler yerine İki kadın arasında geçer, Frenchy
Allen Jenkins, Warren Hymer, Irene ve Lily Belle (Una Merkel) hanımefendiliğe yakışmayan bir biçimde güreşirler.
Hervey, Una Merkel, Billy Gilbert,
ilgisi kumarbaz Kent'ten (Brian Donlevy) Destry'e kayan Frenchy, Destry'yi
Samuel S, Hinds, Jack Carson, Tom
Fadden, Virginia Brlssac, Edmund kurşunlardan korumak için kendisini onun önüne atmadan önce, kötü adamları
MacDonald bozguna uğratmak üzere kasabanın kadınlarını toplar. Western yazarlarının en
üretkeni olan Max Brand'ln, ilk kez 1932'de Destry rolünde Tom Mix'le çekilen,
1954'te de Audle Murphy'yle yeniden çekilecek olan romanının ustaca işlenmiş bu
uyarlamasının ruhu, romandan epeyce farklı. EB
ONLY ANGELS HAVE WINGS (1939)
ABD (Columbia)
Melekler Kanatlıdır 121 dk, SB
Yönetmen: Howard Hawks
30'lann başlarında The Dawn Patrol (Şafak Devriyesi, 1930), The Crowd Ro Yapımcı: Howard Hawks
ars (Kalabalık Kükrüyor, 1932) ve Celling Zero (1936) gibi macera filmlerinde, teh Senaryo: Jules Furthman, Howard
likeli mesleklerde (özellikle havacılık) çalışan erkekler arasındaki dostluğu anlatma Hawks
ya yönelen Howard Hawks, 1939'da yaptığı bu dramatik filmle tarzını değiştirir ve Görüntü Yönetmeni: Joseph
Walker
daha sonra To Have and Have N ot (Sahip Olmak ya da Olmamak, 1944), Rio Bra
Müzik: Dimitri Tiomkin, Manuel
vo (Kahramanlar Şehri, 1959) ve El Dorado (1967) gibi filmlerde de sürdüreceği Alvarez Maciste
hamasi-komik-romantlk havası olan melodram türüne damgasını vurur (hep bera Oyuncular: Cary Grant, Jean
ber söylenen şarkılara, şakalaşmalara, günlük ev işlerinin paylaşılmasına, takma Arthur, Richard Barthelmess, Rita
adlara ve dedikodulara, sert erkeklerin matrak titizlik huyuna ve dürüst duyguların Hayworth, Thomas Mitchell, Allyn
Joslyn, Sig Ruman, Victor Kilian,
üstündeki alaycılık maskesine dikkat edin).
John Carroll, Don "Red" Barry,
Melekler Kanatlıdır'da, özellikle uçağın, yüksek bir And platosunda yaptığı Noah Beery Jr., Manuel Maciste,
çok tehlikeli iniş ve kalkış gibi öne çıkan, heyecanlı akrobatik uçuş sekansları da Milisa Sierra, Lucio Villegas, Pat
var; ama yine de beyaz şapkalı kahraman Geoff Carter'ın (Cary Grant) etrafında Flaherty
ki bu grubun, birbirine hiç benzemeyen üyeleri arasındaki bağlılığı gözlemleyen fil Oscar adaylıkları: Joseph Walker
(görüntü yönetmeni), Roy Davidson
min çoğu havada değil yerde geçer. Geoff, Güney Amerika'da uçak postası hiz
(görsel efekt), Edwin C. Hahn (ses
meti yürütür ve savaşta yaralanmış bir grup eski askere, yeniyetmeye ve aylağa, efekti)
külüstür uçaklarla And Dağları üzerinde uçmaları için ilham verir. Havaalanında
mahsur kalan dansçı kız Bonnie Lee (Jean Arthur) ise zamanla onların hassas yö
nünü görmeye başlar.
Özünde sert bir pembe dizi olan bu filmde, değerleri, kriz zamanında ve ka
radaki komik, küstah ve seksi diyalogların arasında anlaşılan bir grup "kanadı kırık"
insan ve havada geçen, etkisini hâlâ yitirmemiş aksiyon sahneleri var. Ayrıca tanı
dık yüzlerden oluşan yardımcı oyuncu kadrosu da müthiş; Yere çakılan uçağını
içindeki mühendisle bırakıp kaçtığı için yediği korkak damgasına göğüs germeye
çalışan Richard Barthelmess; yaşlanan ve gittikçe ilerleyen körlüğünü gizlemeye ça
lışan, Geoff'un sağ kolu Thomas Mitchell; Noah Beery Jr.; Sig Rumann ve erkekle
rin bulaşmaması gereken ama yine de bulaştıkları türden kadın rolünde Rita Hay
w orth. Bu dünyanın iki parolası ise "Barranca'yı arıyorum" ve "Joe da kim?" KN
ABD (Selznick) GONE WITH THE WIND (1939)
222dk, Technicolor Rüzgar gibi Geçti
Yönetmen: Victor Fleming,
George Cukor
Margaret Mitchell'in Amerikan iç Savaşı hakkındaki çoksatan romanının hakla
Yapımcı: David O. Selznick
rını kapan megaloman yapımcı David O. Selznick, yazarın Rhett Butler rolü için Ba
Senaryo: Sidney Howard
Margaret Mitchell'in romanından sil Rorthborne'u önermesine aldırmayıp, rolü hayranların tek seçimi olan Clark Gab-
Görüntü Yönetmeni: Ernest le'a verdi. Güneyli dilber Scarlett O'Hara rolü içinse, ülke çapında bir arama ve Holly-
Haller, Ray Rennahan, Lee Garmes vvood'un ünlü oyuncuları arasındaki bir yarıştan sonra Selznick, İngiliz Vivian Leigh'i
Müzik: Max Steiner seçti. Hiçbir ayrıntının atlanmaması konusunda baştan beri ısrarcı olan Selznick, üç
Oyuncular: Clark Gable, Vivien
yönetmen eskitti (Sam Wood, George Cukor ve Victor Fleming) ve King Kong'tan
Leigh, Leslie Howard, Olivia de
Havilland, Thomas Mitchell, kalan dekorları Atlanta'daki yangın sahnesi için yaktı, iç Savaş'ı yeniden canlandır
Barbara O'Neil, Evelyn Keyes, Ann maya yetecek kadar figüran kullandı ve sonra da arkasına yaslanıp Oscarların ve öv
Rutherford, George Reeves, Fred
gülerin yağmasını izledi.
Crane, Hattie McDaniel, Oscar Polk,
Butterfly McQueen, Victor Jory, Başından beri tam bir Hollywood filmi gibi tasarlanan Rüzgar Gibi Geçti, ken
Everett Brown dinden sonraki popüler sinema destanları için bir ölçü oldu. Filmin, eleştirilerin öte
Oscar: William Cameron Menzies sinde anıtsal bir değeri olsa da gerçekten enfes sahnelerin çoğu, yetenekli elleriyle
(Onur Ödülü—renk kullanımı
karakterleri işleyen ve bu destanın malzemesini tarayarak küçük nüanslar katan Cu-
nedeniyle), David O. Selznick (film),
Victor Fleming (yönetmen), Sidney kor'un yönettiği ilk yarıda geçer. O sırada, maço macera filmlerinin yönetmeni ola
Howard (senaryo), Vivien Leigh rak ünlenmiş Fleming de baş karakterleri bir araya getiren, savaşın parçaladığı, kar
(kadın oyuncu), Hattie McDaniel
şılıklı çıkarlara dayanan aşk hikayesi kısmından çok daha az zorlayıcı olan, savaş son
(yardımcı kadın oyuncu), Lyle R.
Wheeler (sanat yönetimi), Ernest rasının iniş çıkışlarıyla tekleyen evliliklerinin anlatıldığı filmin, daha pembe dizi tarzı kı
Haller, Ray Rennahan (görüntü sımlarını yönetmek üzere, bir şekilde bu işe bulaştı.
yönetmeni). Hal C. Kem, James E. Öyküyü ilerleten, Leigh'in başlangıçta hercai, daha sonraysa sert bir karakter
Newcom (kurgu)
olarak canlandırdığı Scarlett'ın ayran gönüllülüğüdür. Bir beyefendi olan Ashley Wil-
Oscar adaylıkları: Clark Gable
(erkek oyuncu), Olivia de Havilland kes'a (Leslie Howard) o kadar tutkundur ki, Ashley eş olarak daha görgülü bir kadın
(yardımcı kadın oyuncu). Max olan Melanie'yi (Olivia de Havilland) seçince, Scarlett de parmağında oynatabilece
Steiner (müzik), Thomas T.
ği türden erkeklerle birkaç evlilik yapar. İdealistten çok pragmatist bir adam olan
Moulton (ses). Jack Cosgrove, Fred
Albin, Arthur Johns (özel efekt) Rhett Butler öyküye girer; savaş Güney'deki yaşamı altüst ettiğinde, Scarlett,
Rhett'in çekimine kapılır ve bir daha açlık çekmemek ve Kuzeyli yağmacılara ve fır
satçılara rağmen babasından kalan çiftliği Tara’yı her ne pahasına olursa olsun koru
mak adına yemin ettiğinde de onunla evlenir.
Rüzgar Gibi Geçti de tıpkı The Birth o f a Nation (Bir Ulusun
Doğuşu, 191 S) gibi, yalnızca kendilerini efendilerine adamış mut
lu köleleri göstererek ve Ashley'nin savaş sonrasında bir Ku Klux
Klan örgütüne katılmasını gerçekten kahramanca bir çabaymış gi
bi sunarak, karmaşık bir tarihin yalnızca temiz yüzünü gösterir.
Ama filmin sürükleyiciliğine kapılmamak neredeyse olanaksız;
Selznick'in özellikle üzerinde durduğu bazı çarpıcı sahnelerin, sine
ma tarihinde sembolik değerleri var: durulmuş olan Scarlett, yara
lı askerlere hastabakıcılık yaparken, çerçevenin, boydan boya gri
ler içindeki yaralı askerlerle dolması, Atlanta yanarken alevlerin
içinden geçmeleri, Cable'nin Leigh'i kucağına alarak, cinsel çağrı
şımlar yapan gölgeler arasında üst kata taşıması gibi. Elbiseler için
hoş pastel tonların, tutkuları vurgulamak içinse ateş kırmızısının
kullanıldığı göz alıcı Technicolor renkleri ve Max Steiner'ın coşku
lu müziğiyle, bu filmin Hollywood sinemasının son sözü olduğunu
iddia etmeye hâlâ fazlasıyla hakkı var. KN
Fransa (Sigma, Vauban)
LE JOUR SE LÈVE (1939)
93dk, SB Gün Ağarıyor
Dili: Fransızca
Yönetmen: Marcel Carné Marcel Carné’ nin Gün Ağarıyor'u, erimeli (zincirleme) geçme efektiyle hikaye
Senaryo: Jacques Prévert, Jacques de geriye dönüşler yapan ilk film olmasa da 1939'da çok yenilikçi bir film sayıldı ve
Viot
yapımcılar olası bir karışıklığı gidermek amacıyla ön bilgi veren bir broşür basılması
Görüntü Yönetmeni: Philippe
konusunda ısrar ettiler: "Bir adam cinayet işler. Bir odada tuzağa düşmüş, kapı üs
Agostini, André Bac, Albert Viguier,
Curt Courant tüne kilitli beklerken, cinayete nasıl sürüklendiğini anımsamaya başlar."
Müzik: Maurice Jaubert Katil, kurbanı olacak olan Valentin (Jules Berry) adındaki ahlaksız ve kurnaz bir
Oyuncular: Jean Gabin, Jules vodvil oyuncusu tarafından ayartılan sıradan bir fabrika işçisi François'dır (Jean Ga
Berry, Arletty, Mady Berry, René bin). Kaderleri iki kadının elindedir: François’yla takılmak için Valentin'i terk eden in
Génin, Arthur Devère, René
celikten yoksun, şehvetli Clara (Arletty) ve François'nın sevdiği ama Valentin'le iliş
Bergeron, Bernard Blier, Marcel
Pérès, Germaine Lix, Gabrielle kisi yüzünden ahlakı bozulan saf ve yüceltilmiş Françoise (Jacqueline Laurent).
Fontan, Jacques Baumer, Gün Ağarıyor, Carné ve senarist Jacques Prévert işbirliğinin ürünü olan bir di
Jacqueline Laurent zi unutulmaz film arasında (diğerleri Quai de brumes-Sisler Rıhtımı, 1938; Les Visi
Venedik Film Festivali: Marcel teurs du soir-Gece Ziyaretçileri, 1942; ve hepsinden önce Les enfants du paradis-
Carné (Mussolini Cup—en iyi film
Cennetin Çocukları, 1945) muhtemelen en etkileyici olanı. Ekip bu filmde hiç kuş
adayı)
kusuz, Cennetin Çocukları'nda geri dönecekleri temaların provasını yapar. Filmde
ki alegoriler fazla ağır olmasa da François'nın Fransız işçisini temsil ettiği açıktır.
Film, hükümetin ilerici sosyalist reformları bir kenara attığı ve faşizmin hayaletinin
uzakta belirdiği 1930'ların sonunda. Halk Cephesi destekçilerinin kapıldığı ümitsiz
liği de dile getiriyor. Kilitli kaldığı binanın etrafında toplanan kalabalıktan bir arka
daşı bağırarak hâlâ um ut olduğunu söylediğinde François'nın cevabı; "Fier şey bit
İngilizce adı: Daybreak
ti, artık François yok... Artık hiçbir şey yok," olur.
Filmin karamsarlıkla yüklü, varoluşçu yabancılaşma duygusu ve
sert, klostrofobik atmosferi, apaçık bir biçimde Amerikan kara film
lerini önceliyordu. Gerçekten de RKO Stüdyoları 1946'da, Flenry
Fonda ve Vincent Price'la bu filmi The Long N ight (Uzun Gece)
adıyla yeniden çekti (stüdyo orijinal film in bütün kopyalarını yok et
meye giriştiyse de neyse ki başarısız oldular, dahası neredeyse ta
mamen ortadan kaybolan film The Long N ight oldu). Benzer şekil
de, Gabin'in kaba saba romantik karakteri de, simgeleşmiş bir işçi
sınıfı kahramanı olarak, ABD'deki karşılığı John Garfield ve Flumph-
rey Bogart'tan önce geliyordu. Gün Ağarıyor, Fransız şiirsel gerçek
çiliğinin muhtemelen başyapıtı olarak hâlâ önemini koruyor. TCh
GUNGA DİN (1939) ABD (RKO)
Fedailer Mangası 117dk, SB
Yönetmen: George Stevens
Klasik Hollyvvood'un en su katılmamış macera öyküsü olan bu filmin tuhaf bir olu Yapımcı: George Stevens
şum süreci var; Ben Hecht ve Charles MacArthur öyküyü, yalnızca atmosfer ve şiirin Senaryo: Ben Hecht,
adındaki önemsiz karakterler konusunda kendilerini aydınlatan, Rudyard Kipling'in bir şi Rudyard K ip lin g 'in şiirinden
irinden yola çıkarak yazmışlar. Görüntü Yönetmeni: Joseph H.
Beyaz adamın sorumluluğunu yüklenen Britanya askerlerini övmek üzere 1930'lar- August
da peş peşe çekilen bir dizi yapımın en ünlüsü Gunga Din, "imparatorluk Süvari Ala Müzik: Alfred Newman
yındaki üç İngiliz askerinin (Cary Grant, Douglas Fairbanks Jr. ve Victor McLaglen) öy Oyuncular: Cary Grant, Victor
küsünü anlatır. Başlangıçta bu üçlü, aralarından biri dışarıya kapalı bu erkekler dünyasın McLaglen, Douglas Fairbanks Jr„
Sam Jaffe, Eduardo Ciannelli, Joan
da ölümden de beter bir son olan evlenmenin eşiğinde olduğu için kopma noktasınday
Fontaine, Montagu Love, Robert
mış gibi görünür. Ancak bu sırada, fanatik bir tarikat olan Thuggee'lerin ayinlerindeki ci Coote, Abner Biberman, Lumsden
nayetler, toplumu gittikçe daha çok tehdit etmeye başlamıştır. Film, Stevens'ın ustalık Hare
la tasarladığı iki kavga sahnesiyle devam eder. Filmin doruk noktasında ise Thuggee’le- Oscar adaylıkları: Joseph H.
August (görüntü yönetmeni)
rin lideri, üç askeri, süvari alayını tuzağa düşürmek için yem olarak kullanmak ister ve
kahramanlarımız tarikatla birlikte bir mağaraya kapatılır. Ama Gunga Din (Sam Jaffe)
son nefesinde alayı kurtarmak için borusunu çalar ve onlar da gelip fanatik tarikatı kat
leder. Üçlü yeniden alaylarıyla bir araya gelip ölen arkadaşlarının kahramanlığını kutlar.
O zamana göre yüksek bir bütçeyle yapılan film, gelmiş geçmiş en etkileyici ve iz
lemeye doyulmaz macera filmleri arasında yer alıyor. Tüm dostluk filmlerine son nokta
yı koyacak bir dostluk filmi. RBP
Müzik: Roger Désormières film ," diye yanıtlar. Bu, sonunda Oyunun Kuralı adıyla ortaya çıkacak filmdir.
Oyuncular: Nora Gregor, Paulette Atlas Okyanusu'nu rekor sürede aşmayı başaran havacı André Jurieux (Roland
Dubost, Mila Parély, Odette Toutain), radyoda, ismi lazım olmayan bir kişinin kendisini havaalanında karşılama
Talazac, Claire Gérard, Anne ya gelmemesinden dolayı uğradığı hayal kırıklığını dile getirir. "O ismi lazım olmayan
Mayen, Lise Elina, Marcel Dalio,
kişi"yse mekanik kuş koleksiyoncusu Robert de la Cheyniest’ nin (Marcel Dalio) karı
Julien Carette, Roland Toutain,
Gaston Modot, Jean Renoir, Pierre sı AvusturyalI Christine'dir (Nora Gregor). Elem André'nin hem de Christine'in dos
Magnier, Eddy Debray, Pierre Nay tu ve sırdaşı olan Octave (bizzat Renoir), görünüşü kurtarmak için Robert'i, La Coli-
nière'deki görkemli şatosunda bir av partisine André'yi de davet etmesi için ikna
eder; Robert'sa kendi hesabına, kendisi uzatmalı metresi Geneviève'le (Mila Parély)
kozlarını paylaşırken André'nin de Christine'i oyalayacağını umar. "Efendiler" arasın
da olan biten budur. "Uşaklar" arasında da benzer şeyler dönmektedir; Christine'in
hizmetçisi Lisette (Paulette Dubost) La Colinière'in av bekçisi Schumacher'le (Gaston
M odot) evlidir ve Robert'in uşak olarak işe aldığı kaçak avcı Marceau'yla (Julien Ca
rette) kurlaşır. Renoir'nın senaryosunda hem efendilerin hem de uşakların çeşitli aşk
maceraları, en sonunda bu yozlaşmış toplumsal düzene dokunulmaması İçin kurban
edilen André'nin "kazara" vurulduğu sona doğru ilerler.
Renoir, perdenin hem içinde hem de dışındaki teatral havanın altını çizdikçe, fil
min alan derinliği ve fazlasıyla hareketli kamera kullanımıyla desteklenen görsel tar
izi,-mükemmelliğe erişiyor. Oyunculukların çoğu kusursuz: Robert rolündeki Dalio,
Marceau rolündeki Carette, Lisette rolündeki Dubost ve Schumacher rolündeki Mo
dot eşsizler. Yıllardır eleştirmenler, Christine rolündeki Gregor'un oyunculuğu üzeri
İngilizce adı: The Rules o f
the Game ne tartışır durur ve filmde neden bu kadar çok erkeğin ona aşık olduğu sorusuna ce
vap ararlar ama belki de meselenin özü buradadır. Bizzat Renoir çekin
meden Octave rolünü canlandırır; ve bu rolde, kendi hayatındaki boş-
___ luğu doldurmak için başkalarının ilişkilerine aracılık eden bir adamın et-
kileyici portresini çizer.
ABD (Columbia)
HIS GIRL FRIDAY (1940)
92dk, SB Cuma Kızı
Yönetmen: Howard Hawks
Yapımcı: Howard Hawks Senaryosunu Ben Hecht ve Charles Lederer'in yazdığı 1939 yapımı bu mü
Senaryo: Ben Hecht, Charles kemmel film, Hecht ve Charles MacArthur'un gazetecilere ilişkin klasik oyunu The
MacArthur Front Page'İn (Ön Sayfa) ne ilk ne de son uyarlamasıydı. Ama zeki ve muzip yönet
Görüntü Yönetmeni: Joseph men Howard Hawks, erkek gazeteci Hlldy Johnson'ı kadın yaparak, basit ve dahi
Walker
ce bir değişiklikle filme renk katmayı başardı. Ve İşte karşınızda romantik screwball
Müzik: Sidney Cutner, Felix Mills
komedileri tarihindeki karşı cinsler arası en hızlı laf yetiştirme yarışı Cuma Kızı.
Oyuncular: Cary Grant, Rosalind
Russell, Ralph Bellamy, Gene Cıvıl cıvıl Rosalind Rusself ın canlandırdığı Hlldy Johnson, çalıştığı gazetenin yıl
Lockhart, Porter Hall, Ernest Truex, dızı olan zeki ve bilgiç bir muhabirdir. Aynı zamanda editörü olan eski kocası (hın
Cliff Edwards, Clarence Kolb,
zır ve saldırganca bir cazibesi olan W alter Burns rolündeki Cary Grant) sıcak bir ci
Roscoe Karns, Frank Jenks, Regis
Toomey, Abner Blberman, Frank nayet öyküsünün ortasında onu kaybetmeye hiç niyetli değildir. Walter, Hlldy'nin
Orth, Helen Mack, John Qualen İşi bırakıp halim selim bir sigortacıyla (Ralph Bellamy) evleneceğini öğrendiğinde,
İnançsızlığı ve mesleki kaygıları nedeniyle kimi hinlikler yapmakta sakınca görmez.
Kurnaz W alter'in da hesapladığı gibi Hildy son bir büyük habere dayanamaz ve o
komik şapkasıyla bir hapishane ayaklanmasına ve bir yolsuzluğu açığa çıkarma İşi
ne dalar. Grant ve Russell, sakız çiğneyen, sigara dumanına boğulmuş, poker oy
nayan gazetecilerden oluşan alaycı bir koro eşliğinde, farsın zirvelerine ulaşan bir
hikayede, makineli tüfek hızıyla baş döndürücü kelime oyunlarına girişirler. Teatral
ve şık bir film olan Cuma Kızı, zamanlaması harika esprileri ve hazırcevap canlı ko
nuşmalarıyla eşsiz bir çalışma. AE
REBECCA (1940)
Alfred Hitchcock'a, uzun ve üretken kariyerine (ve sonradan birçok kez bu /
ödüle aday gösterilmesine) rağmen, En iyi film dalında Oscar getiren tek filminin,
Amerika'da çektiği ilk filmi Rebecca olması gariptir. Bu durumda yine, yapımcı Da-
vid O. Selznick'in ikna gücünü anmadan geçmemek gerek. 1939 yapımı Rüzgar
Gibi Geçti"nin başarısıyla gaza gelen Selznick, Hitchcock'la çalışma fırsatını yakala
dı; sonra da yönetmeni, Daphne Du Maurier'in gotik hayalet öyküsüyle baş başa
bıraktı.
Yüksek bir bütçeyle çalışan Hitchcock, daha sonra Citizen JCane'deki (Yurttaş
Kane, 1941) heybetli Xanadu'ya esin kaynağı olacak Manderley malikanesinden,
başlı başına bir karakter yarattı. Joan Fontaine ve Laurence Olivier arasındaki geri
limli aşkın atmosferini deniz kenarındaki bu görkemli yapı oluşturdu. Olivier, böy
le sevgi dolu bir adam karşısına çıktığı için kendisini şanslı sayan ve bunun altında
hiçbir şey aramayan masum Fontaine'e kur yapan zengin dul rolünde. Aşıklar kısa
süre içinde evlenir ama ilişkileri derinleştikçe kocasının eski karısı Rebecca'nın ha
yaleti Fontaine'e gittikçe daha sık görünmeye başlar. Hayalet yalnızca onun hayal
gücünün ya da paranoyasının ürünü müdür, yoksa ortada dönen bir dolap mı var
dır? Peki ruhsal çöküntünün eşiğindeki Fontaine'in etrafında dolanıp duran, kuşku
lu tavırlar sergileyen hizmetçi Bayan Danvers'ın (Judith Anderson) bu olan bitenle
nasıl bir ilgisi olabilir?
Rebecca. Hitchcock'un Amerika'ya gelişini müjdeledi. Gariptir ki film, gerçek
ABD (Selznick)
ten de Oscar ödüllerinde Hitchcock'un İngiltere'deki son filmi Foreign Correspon- 130dk, SB
dent'ı ( Yabancı Muhabir, 1940) gölgede bıraktı. Bu filmde yönetmenin sanatının Yönetmen: Alfred Hitchcock
tüm öğelerinden faydalanılmış: puslu, gizemli bir geçmiş, zar zor bastırılan şüphe Yapımcı: David O. Selznick
ler, sinsi geçmişin el uzattığı peri masalı gibi bir aşk hikayesi ve elbette ki bu hileli Senaryo: Philip MacDonald
oyunun uzakta beliren hayaleti. Rebecca, Hitchcock filmlerinin kendine has oyun Daphne Du Maurier'nin romanından
larından ve mizah duygusundan yoksun; bu da Du Maurier'in melodramatik roma Görüntü Yönetmeni: George
Barnes
nının böyle bir hafifliğe yer bırakmayacak kadar sıkı bir kasvetle örülmüş gotik do
Müzik: Franz Waxman
ğasından kaynaklanıyor. Manderley'nin etkisi uzun süren sırları, masum Fontaine'i
Oyuncular: Laurence Olivier, Joan
neredeyse deliliğe sürüklese de Hitchcock akıldan çıkması güç sona doğru, gerili Fontaine, George Sanders, Judith
mi büyük bir zevkle gittikçe artırıyor. JKI Anderson, Gladys Cooper, Nigel
Bruce, Reginald Denny, C. Aubrey
Smith, Melville Cooper, Florence
Bates, Leonard Carey, Leo G.
Carroll, Edward Fielding, Lumsden
Hare, Forrester Harvey
Oscar: David 0. Selznick (film),
George Barnes (görüntü yönetmeni)
Oscar adaylıkları: Alfred
Hitchcock (yönetmen), Robert E.
Sherwood, Joan Harrison (senaryo),
Laurence Olivier (erkek oyuncu),
Joan Fontaine (kadın oyuncu), Judith
Anderson (yardımcı kadın oyuncu),
Lyle R. Wheeler (sanat yönetmeni),
Hal C. Kern (kurgu). Jack Cosgrove,
Arthur Johns (özel efekt), Franz
Waxman (müzik)
ABD (Walt Disney) FANTASIA (1940)
120dk, Technicolor Fantazya
Yönetmen: Ben Sharpsteen
(süpervisör) Bugün artık sıradan olsa da VValt Disney stüdyolarında tasarlanıp yapılan ve
Yapımcı: Walt Disney, Ben stüdyonun tüm dünyada hayretle karşılanmasına ve ünlenmesine neden olan, ani
Sharpsteen
masyon ve stereo(fonik) ses kaydındaki bu cesur dönüm noktasının, yapıldığı tarih
Senaryo: Joe Grant, Dick Huemer
te, müziği yorumlayan görüntüler yaratmak devrim sayılıyordu. Phlledelphia Or
Görüntü Yönetmeni: James
Wong Howe, Maxwell Morgan kestrasını yöneten üstün senfoni yıldızı Leopold Stokovvski'nin onurlandırdığı Fan
Tema müziği: Bach, Beethoven, tazya, Çaykovski, Mussorgski, Schubert ve diğer bestecilerin eserlerine, tutkulu,
Dukas, Mussorgsky, Schubert, eğlenceli, olağanüstü ve deneysel çizgi film karakterlerin eşlik ettiği sekiz uzun bö
Stravinsky, Tchaikovsky
lümlük bir konserden oluşuyor.
Oyuncular: Leopold Stokowski
Disney'nin 1940'ta canlandırma sinemasına koyduğu bu değerli mihenk taşı,
(Philadelphia Orkestrası şefi),
Deems Taylor (anlatıcı), Julietta birçok yenilenmiş yıldönümünde, yeniden kayıtlarında ve yeniden gösterimlerinde,
Novis (müzisyen) hatta en yeni gösterim tercihi olan IMAX perdesinde bile izleyiciyi hayal kırıklığına
Oscar: Walt Disney, William E. uğratabilir (güncelleştirilmiş hali olan Fantasia 2000 beş yeni bölümüyle makul bir
Garity, J.N.A. Hawkins (Onur
başarı elde ederek durumu kurtardı); çünkü ne kadar etkileyici ve yenilikçi bir film
Ödülü), Leopold Stokowski &
ortakları (Onur Ödülü) olursa olsun hâlâ fazlasıyla kitcsh'tir. Filmin en büyük hayranları, büyük olasılıkla fil
mi, gençliklerinde izleyip sanrılar içinde tadını çıkartmış olan savaş sonrası nesildir.
Yine de Ben Sharpsteen'in idaresi altında en az 11 yönetmenin ve 60 animasyon-
cunun çalıştığı bir filme yakışan, kalıcı birkaç sihirli sahne de var elbet.
En izlemeye değer olanlarıysa, zamanının önünde giden, perdenin dışına taşa
cakmış hissi veren, çizimlerle mükemmel eşleşmiş çok kanallı sesin kullanıldığı,
Bach üzerine yapılan soyutlamalardır. Sihirbazın Çırağı olarak her zamankinden
daha eğlenceli olan ve işlerini yaptırmak için büyülediği süpürgelerin kendi kendi
lerine çoğalmalarını durdurmak için çaresizce koşuşturan Miki Fare; dans eden Çin
mantarları; kirpiklerini kırpıştıran hipopotamların, "The Dance of the Flours" eşli
ğindeki sevimli gösterisi; bale eteği giymiş tatlı tatlı sıçrayan su aygırları ve zıplayan
timsahlar; sizi bugün bile gülmekten kırıp geçirebilir. Fiepsi birlikte size harika ve
zevkli bir saat geçirtiyor. Aralarda hâlâ eskimemiş bölümler de var. Çıplak olsalar
da sevimli bir biçimde cinsel organdan yoksun muzip periler, Stravinski'nin Bahar
Ayini eşliğinde tükenmek bilmez dinozorlar ve Beethoven'in Pastorale'sinin maruz
kaldığı kaba absürdlük (hepsinin saçı Joan Cravvford gibi yapılmış, pek de yetişkin
görünmeyen cilveli at kadınların peşinden koşan at erkekler), hepsinin bu inanıl
maz çorbada biraz tuzu var. AE
THE PHILADELPHIA STORY (1940) ABD (MGM)
Philadelphia Öyküsü 112dk, SB
Yönetmen: George Cukor
Philip Barry'nin teatral farsindan, George Cukor'ın uyarladığı 1940 yapımı bu Yapımcı: Joseph L. Mankiewicz
film, hareketli, fiziksel güldürü unsurlarına dayalı tüm sofistike slapstick komedile Senaryo: Donald Ogden Stewart,
ri arasında rakipsiz bir klasik. Phillip Barry'nin oyundaki baş karakteri, aynı rolü Bro- Philip Barry'nin oyunundan
adway'de de oynayan Katherine Hepburn'ün o zamanki ününe dayanarak yazdı Görüntü Yönetmeni: Joseph
Ruttenberg
ğı söylenir. RKO Stüdyolarından pek de iyi olmayan koşullarla ayrılan ve halkın
Müzik: Franz Waxman
despot ve erkeksi gördüğü Hepburn, kesinlikle 1930'ların ideal kadını değildi.
Oyuncular: Cary Grant, Katharine
Filmin o neredeyse sessiz hiddetiyle ünlü giriş sahnesinde, zengin bir ailenin Hepburn, James Stewart, Ruth
kızı olan Tracy Lord (Hepburn) yeni boşandığı kocası Dexter Haven'ın (Cary Grant) Hussey, John Howard, Roland
birkaç parça eşyasını arabasına koymasını izler ve sinirinden Dexter'in golf sopası Young, John Halliday, Mary Nash,
Virginia Weidler, Henry Daniell,
nı bacağında kırarak ikiye böler. Sevilmesi olanaksız biri olmadığını kanıtlamaya
Lionel Pape, Rex Evans
uğraşan Tracy, aile malikânesinde saygıdeğer ama renksiz bir adamla evlenmeye
Oscar: Donald Ogden Stewart
karar verir; bu sırada Dexter, özellikle düğünü mahvetmek için, yanında Mike Con (senaryo), James Stewart (erkek
nor (James Stewart) ve Liz Imbrie (Ruth Hussey) adlı iki gazeteciyle çıkagelir. Hep oyuncu)
burn bu rolde kendini aşıyor. Kaçınılmaz evliliğinden bir gece önce, Stewart’ la Oscar adaylıkları: Joseph L
bahçedeki sahnelerinde, ikilinin birdenbire kapıldıkları çekimin özü yakalanmış. Mankiewicz (film), George Cukor
(yönetmen), Katharine Hepburn
Philadelphia Öyküsü, bugün var olduğu şekliyle hayata geçirilmesini Hep-
(kadın oyuncu), Ruth Hussey
burn'e borçlu. Projenin film haklarını satın alan Hepburn akıllıca davranarak bizzat (yardımcı kadın oyuncu)
başrolü oynaması ve yönetmenle oyuncuları seçmesi koşuluyla, haklarını MGM'e
sattı. MGM, Dexter rolü için Clark Gable'ı, Mike için de Spencer Tracy'yi istemişti
ama programları çakıştığı için ikisi de olmadı. Onların yerine Hepburn'ün daha ön
ceki üç filminden rol arkadaşı Grant'le Stewart kadroya katıldı. Yönetmen George
Cukor, hep yanlış anlaşılmış güzel bir kadın için acıma duyguları uyandırarak Hep
burn'ün halkın gözündeki olumsuz imajının bu rolde onun yararına işlemesini sağ
ladı. Komedi ve toplumsal yorumları birleştiren ödüllü senaryosuyla film müthiş bir
başarı elde etti. Aynı oyun, 1956'da birkaç yeni şarkının eklenmesiyle High Society
(Yüksek Sosyete) adı altında yeniden sinemaya uyarlandı. KK
ABD (Fox) THE GRAPES OF WRATH (1940)
128dk, SB Gazap Üzümleri
Yönetmen: John Ford
Yapımcı: Nunnally Johnson, Darryl 1930'lardakl çok az Amerikan filmi, Büyük Buhran'ın neden olduğu acıları ve
F. Zanuck
topraksız bırakılan çiftçileri ciddi olarak işledi. Hollywood bu ulusal felaketi belge
Senaryo: Nunnally Johnson
leme işini, daha çok tiyatro, roman ve fotoğraf gibi diğer sanat dallarına bırakmış
John Steinbeck'in romanından
tı. John Steinbeck'in, ilk baskısı 1939'da yapılan ve meyve bahçelerinde herhangi
Görüntü Yönetmeni: Gregg
Toland bir İş bulma umuduyla, Oklahoma'dan Kaliforniya'ya giden toprakları ellerinden
Oyuncular: Henry Fonda, Jane alınmış çiftçi ailelerini anlatan romanı Gazap Üzümleri gerçekçi bir araştırmaya da
Darwell, John Carradlne, Charley yanır. Stüdyoyu denetleyen tutucu finansörlerin İtirazlarına rağmen Darryl Zanuck,
Grapewln, Dorris Bowdon, Russell
Twentieth Century Fox için kitabın film haklarını satın aldı. Amerikan halkını ve ta
Simpson, O.Z. Whitehead, John
Qualen, Eddie Qulllan, Zeffie rihini tanıması nedeniyle, John Ford'un bu filmi yönetecek doğru kişi olduğunu bi
Tilbury, Frank Sully, Frank Darien, liyordu. Ford ayrıca, Joad ailesinin sefaletindeki en yürek parçalayıcı noktayla da
Darryl Hickman, Shirley Mills, Roger özdeşleşmişti; bu, ailenin korkunç yoksulluğu değil, yurtlarından edilmiş, yollara
Imhof
düşmüş ve yersiz yurtsuz olmanın yarattığı ruhsal travmaydı. Unutulmaz sahneler
Oscar: John Ford (yönetmen),
den birinde. Ma Joad (Jane Darwell) çiftliği boşaltmaları gereken günden önceki
Jane Darwell (yardımcı kadın
oyuncu) gece, yanlarında götüremeyecekleri eşyaları yakar.
Oscar adaylıkları: Darryl F. Ford, filmin kahramanı Torn Joad rolünü, Amerikalılıkla ilgili Young Mr. Lin
Zanuck, Nunnally Johnson (film), coln (1939) ve Drums Along the M ohawk (1939) adlı iki filminde daha oynamış
Nunnally Johnson (senaryo), Henry
olan Henry Fonda'ya verdi. John Ford'un gayri resmi kumpanyasının diğer üyele
Fonda (erkek oyuncu), Robert L.
Simpson (kurgu), Edmund H. rinden Russell Simpson, Pa Joad; John Qualen’in arkadaşları Moley ve John Cerra
Hansen (ses) dme de gezgin vaiz rolündeler. Ford, görüntü yönetmeni için en doğru seçimi yap
tı. Gregg Toland, Buhran sonrası sefalet yıllarının fotoğraflarını çeken Dorothea
Lange gibi devlet fotoğrafçılarının fotoğraflarındaki belgeselci bakışını ustalıkla ya
kaladı. Bu en çok, Joad ailesinin de kaldığı gecekondu bölgesinde, kameranın
kamp sakinlerinin acı yüzlerinde ve yaşadıkları derme çatma barakalarda uzun
uzun kaldığı sahnede belirgindir.
Gazap Üzümleri, her ne kadar ro
mandaki korkunç sefaleti gösterirken, as
lına sadıksa da romandan önemli bir farkı
var. Steinbeck'in kitabında, önce devlete
ait bir kampta daha kolay koşullarla kar
şılaşan Joadlar, aldıkları ücretin zamanla
azalmasıyla açlık sınırına dayanırlar. Film
deyse, devlet kampına sonra kavuşurlar;
yani durumları sona doğru düzelir ve
Ma'nın son sözleriyle mühürlenir: "Biz
halkız... Sonsuza dek ayaktayız." EB
DANCE, GIRL, DANCE (1940)
ABD (RKO)
90dk, SB
Lucille Ball'll yalnızca 1950'lerdeki popüler televizyon dizilerinden tanıyanlar Yönetmen: Dorothy Arzner
onun Dorothy Arzner'ın camp klasiği Dance, Girl, Dance'teki rolüne de bir baksa- Yapımcı: Harry E. Edington, Erich
lar iyi olur. "Bubbles"/ "Tiger" Lili W hite rolündeki Ball, kabarede çalışmak ya da Pommer
aç kalmak arasında seçim yapması gereken, kendini işine adamış balerin rolünde Senaryo: Tess Slesinger, Frank
ki Maureen O'Hara'nın elinden filmi alıp götürüyor. Davis
Vicki Baum'un öyküsünden
Dance, sefil kabare dünyasındaki sıradan yaşam kesitlerini, öğrencisi yetene
Görüntü Yönetmeni: Russell
ğini sergileyemeden önce, ne yazık ki bir kamyonun altında ezilen Madam Basi- Metty, Joseph H. August
lova'nın (her zaman camp olan Maria Ouspenskaya) umutlandırdığı hevesli bale Müzik: Chet Forrest, Edward
rin Judy O'Brian'ın (O'Hara) gözünden aktarır. Bubbles Judy'ye kabarede kendi Ward, Bob Wright
yardımcısı olmasını önerir. Çok geçmeden Judy'nin canına tak eder ve hepsi er Oyuncular: Maureen O'Hara,
kek olan izleyicilere bağırarak öfkesini kusar: "Durmayın, bakın. Bakın da elli sen Louis Hayward, Lucille Ball, Virginia
Field, Ralph Bellamy, Maria
tinizin karşılığını alın." Birçok kişi bu sahneyi feminizmin moda olmasına henüz ışık
Ouspenskaya, Mary Carlisle,
yılı varken, Arzner'ın feminist duruşunun bir göstergesi olarak yorumladı. Yine de Katharine Alexander, Edward
Arzner'ın filmine asıl renk katan Ball'dur; Lucy'nin hula hula dansı ve "Jitterburg Brophy, Walter Abel, Harold
Huber, Ernest Truex, Chester Clute,
Bite" eşliğinde eteğini çıkartması unutulacak gibi değil.
Lorraine Krueger, Lola Jensen
Eğer kulisteki kadın kavgaları ve seyirlik nesne olarak kadınları izlemek hoşu
nuza gidiyorsa, o zaman Dance, Girl, Dance'e bir göz atmalısınız. Bubbles'ın da
söyleyeceği gibi "Dinle velet, ben sokağa düşmem, tamam mı; kendi yerimi ken
dim seçerim." Kaderin cilvesine bakın ki Ball bir gün bizzat bu filmi yapan stüdyo
yu, RKO'yu satın alacaktır. DDV
Müzik: Bronislau Kaper, Eugene zı Freya'dan oluşan ailesinin parçalanması aracılığıyla Nazi Almanyası'nın güçlen
Zador mesini anlatır.
Oyuncular: Margaret Sullavan, Borzage, Nazizmi, birçok erkeğin ve gördüğümüz kadarıyla yalnızca bir kadı
James Stewart, Robert Young, nın birbirine bulaştırarak veya doğal yatkınlıkları sonucu yakalandıkları bir tü r akıl
Frank Morgan, Robert Stack,
hastalığı gibi çizer. Nazizmin sosyoekonomik kökenlerine değinmek yerine, onun
Bonita Granville, Irene Rich, William
T. Orr, Maria Ouspenskaya, Gene hâlâ kimilerinde kalmış olan İnsanlık kırıntılarıyla çelişkisini gösterir. Filmin gör
Reynolds, Russell Flicks, William kemli son sahnesinde bu çelişki, Robert Stack'in oynadığı karakterle yerine otu
Edmunds, Esther Dale, Dan Dailey,
rur. Stack, üvey babasının evinde tek başına boş odaları dolaşır. Onu arkasından
Granville Bates
izleyen kamera, geçmişin gölgeleriyle dolu bu mekânı keşfe çıkar, fondaysa daha
önceki sahnelerin diyalogları vardır, evden çıkarken genç adamın ayak seslerini
duyarız.
The M ortal Storm Amerikan sinemasındaki en büyük aşk hikayelerinden bi
ridir. Borzage'ın, Freya'yla Martin arasındaki ilişkiyi ele alışındaki keskinlik ve belir
sizlik, yönetmenin kariyeri boyunca aşkın üstün gücüne olan bağlılığının bir deva
mıdır; Sullavan ve Stewart'ın büyüleyici oyunculukları da bu idealizme sonuna
dek sadık kalır. Avusturya sınırını geçmek üzere dağlardaki yürüyüşlerinden önce
Martin'ln annesi (Maria Ouspenskaya) birleşmelerini kutlamak üzere onlara, dü
ğün kupasından şarap sunar. Borzage'ın tüm çalışmaları içinde, en çok öne çıkan
sahne budur.
Filmin jenerikte adı geçmeyen or
tak yapımcısı Victor Saville, filmin büyük
bölümünü yönettiğini çoğu yerde tek-
rarlasa da filmin oyuncu ve yapım kad
rosundan birçok önemli isim bu iddiayı
yalanladı. The M ortal Storm'un tarzı,
felsefesi ve konusuyla, tamamen Frank
Borzage'ı yansıttığı kuşku götürmez.
CFu
74dk, SB
W.C. Fields'ın kendi tutkularıyla ilgili bir çağrışımı olan "Mahatma Kane Je Yönetmen: Edward F. Cline
eves" takma adıyla yazdığı; ve işi, Fields çok yönlü yeteneklerini döktürsün diye yo Yapımcı: Jack J. Gross
lu açmak olan sevimli trafik polisi Eddie Gine'nin yönettiği The Bank Dick'in (Ban Senaryo: W.C. Fields
ka Dedektifi) yıldızı olan karakter, her zamanki gibi, rahat bırakılmak istediği hal Görüntü Yönetmeni: Milton R.
de, şekerlemesini kabaca bölenlere çaba gösterip karşılık vermesi için bu mantık Krasner
sız dünyanın dırdırlanıp durduğu yumuşak başlı ama çileden çıkmış bir aylak. Müzik: Charles Previn
Ömrünü barlarda geçirip iyice sarhoş olmaktan başka bir derdi olmayan, boş Oyuncular: W.C. Fields, Cora
Witherspoon, Una Merkel, Evelyn
gezenin boş kalfası Egbert Souse'un, cadı karısı (Cora Witherspoon), hasta kayna
Del Rio, Jessie Ralph, Franklin
nası (Jessie Ralph), sevimsiz kızı (Una Merkel), onun kişiliksiz sersem nişanlısı Pangborn, Shemp Howard, Dick
(Grady Sutton) ve küçük kızı, bir baltaya sap olması için hablre başının etini yerler. Purcell, Grady Sutton, Russell Hicks,
Hırsıza çarparak tesadüfen bir banka soyguncusunu yakalayan Souse, bankada Pierre Watkin, Al Hill, George
Moran, Bill Wolfe, Jack Norton
üniformalı bir güvenlik görevlisi olarak işe alınır ve böylece kendisini burnu havada
memurların (örneğin çıldırttığı banka müfettişi rolündeki Franklin Pangborn), piş
kin hırsızların (soyguncu adaylarından biri sessiz sinemanın kaba komedisine eş
müthiş bir araba kovalamacası sahnesinde sürüklenir) ve kaba müşterilerin karşı
sında bulduğu mükemmel bir rutinde bir dizi sorun yaratmasına zemin hazırlanmış
olur.
Fields’ın bütün iyi filmleri gibi (It's a Gift,
1934; Never Give a Sucker an Even Break,
1941), bu filmde de konu, kahramanın karşısın
da doğru dürüst bir adam olamayacak kadar
acayip ama kurban da olamayacak kadar kötü
bir diğer karakterin olduğu bir dizi vodvilimsi
skeç için yalnızca bahane. The Bank Dick'teki ki
mi sahneler (Souse'un nasıl olduysa kendisini bir
film setinde yönetmen koltuğunda bulması gibi)
banka kısmından kopuk ama ticaretin ve paranın
mermer ve gösterişli koridorlarında, para torba
cıklarına hoş geldin diyen Souse zenginleşip "ıs
lah" edildikçe herkesin hak ettiğini bulduğu kar
gaşa ve anarşiyi anlatmak için ideal ortamı sağlı
yor. Küçük bir çocuğun boğuluşunu gösterirken
bile güldürmeyi başaran Fields, az bulunur bir ko
medi ustası ve 75 dakikalık bu değerli film de
onun en iyi fimleri arasında. KN
ABD (Mercury, RKO)
CITIZEN KANE (1941)
119dk, SB Yurttaş Kane
Yönetmen: Orson Welles
Yapımcı: Orson Welles, Richard Sight & Sound dergisinin, sık sık sözü edilen, eleştirmenlerin gelmiş geçmiş en
Baer, George Schaefer iyi film oylamasında, 1962'den beri Orson Welles'in olağanüstü çıkış filmi Yurttaş
Senaryo: Herman J. Mankiewlcz, Kane en üst sırada. 1998'de Amerikan Film Enstitüsü, bu filmi tüm zamanların en iyi
Orson Welles filmi olarak nitelendirdi. Ayrıca Yurttaş Kane, New York Film Eleştirmenleri ve ABD
Görüntü Yönetmeni: Gregg Ulusal Film Eleştirmenleri Birliği'nin (NBR) En iyi Film Ödüllerl'ni topladı ve senaryo
Toland
suyla Oscar kazandı. Yurttaş Kane efsanesini ateşleyen faktörlerden biri, Orson Wel
Müzik: Bernard Herrmann, Charlie
les'in bu filmi yaptığı sırada 24 yaşında olmasıydı ama aynı zamanda filmin yapılma
Barnet, Pepe Guizar
sını engellemek için yeri göğü birbirine katan, film in dağıtıma girmesini engelleye-
Oyuncular: Orson Welles, Joseph
Cotten, Dorothy Comingore, Agnes meyince de karalamaya kalkışan nüfuzlu gazete patronu William Randolp Hearst'le
Moorehead, Ruth Warrick, Ray Kane karakteri arasındaki bariz benzerlikler de bu efsanenin büyümesine katkıda bu
Collins, Erskine Sanford, Everett lundu. Ne var ki tek bir filmi "tüm zamanların en iyi film i" sayma saçmalığının ötesin
Sloane, William Alland, Paul
de, Yurttaş Kane birkaç nedenden dolayı bu büyük ilgi ve önemi hak ediyor.
Stewart, George Coulourls,
Fortunlo Bonanova, Gus Schilling, Yoksul biri olarak doğan Charles Foster Kane (harika bir oyun çıkaran bizzat
Philip Van Zandt, Georgia Backus, Welles), annesine miras kalan bir altın madeniyle birden zengin olur. Henüz genç
Harry Shannon yaşta, popülist bir gazete ve bir radyo imparatorluğu kurmaya başlar, ardından
Oscar: Herman J. Mankiewlcz, Amerikan Başkanı'nın yeğeniyle evlenerek valilik İçin yarışır. Ne var ki gerçek iktidar
Orson Welles (senaryo)
için duyduğu bütün tutkular felce uğramıştır. Kendi gücüne yabancılaşan Kane, ha
Oscar adaylıkları: Orson Welles
yatındaki kadınlara gittikçe daha sert davranmaya başlar, önce karısına, sonra da
(film), Orson Welles (yönetmen),
Orson Welles (erkek oyuncu), Perry metresine. Yeniden inşa edilen ama tamamlanmamış şatosunda, çocukluğunun ba
Ferguson, Van Nest Polglase, A. sitliğine duyduğu özlemle neredeyse yapayalnız ölür. Yeni Düzen'in (Büyük Buhran
Roland Fields, Darrell Sllvera (sanat sonrası uygulanan devletçi ekonomi politikaları) popülizmine sıkı sıkıya bağlı olan
yönetmeni), Gregg Toland (görüntü
Yurttaş Kane, tam bir Amerikan bakış açısı olan, mutluluğun parayla satın alınama
yönetmeni), Robert Wise (kurgu),
Bernard, Herrmann (müzik), John yacağı düşüncesini yüceltir; ama son derece kuru, neredeyse Dickensvari bir tarzda.
Aalberğ (ses) Daha da önemlisi Yurttaş Kane, Kane'in ölümüyle ve son sözü olan gizemli bir
sözcükle başlar: "Rosebud." Bir grup gözü pek gazeteci, bu son sözün anlamını keş
fe çıkar ve Kane'i tanıyan çeşitli kişilerle görüşür. Kane'in yaşamı geriye dönüşlerle
verildiği kadar, sırası gelen herkes kendi tanıdığı Kane'i anlatır.
Hikayede, klasik Hollywood anlatı yapısının devamlılık ve nedensellik ilkelerini
hiç bozmadan kurulan bu karmaşıklık, müthiş bir us
talık gösterisi; ayrıca eleştirmen Pauline Kael'in filmin
asıl dahisinin, harika çocuk Welles değil, senarist Her
mán J. Mankiewicz olduğu iddiasının ardında yatan
en büyük neden.
Filmin asıl gücü yine de görüntü yönetiminden
kaynaklanıyor: Gregg Toland, en ön, orta ve arka pla
nın tümünün birden aynı anda net olduğu ve izleye
nin resmin her hangi bir noktasına odaklanabileceği
net alan derinliği için bir teknik geliştirdi. Zamanında
bu teknik, dikkati üzerine çektiği ve bu da en iyi tek
niğin görünmeyen teknik sayıldığı klasik Hollywood
sinematografi yönetmeliklerine doğrudan bir saldırı
olduğu için eleştirilere maruz kaldı. Bugünün değiş
miş standartlarına göre bile Yurttaş Kane'in sinema
tografisi hâlâ çarpıcı ve unutulmaz. MK
ABD (Paramount) THE LADY EVE (1941)
97dk, SB Kadının Fendi/Bayan Eve
Yönetmen: Preston Sturges
Yapımcı: Paul Jones Klasik bir screwball komedisi olan Kadının Fendi, aşkı en büyük üçkağıtçılık
Senaryo: Monckton Hoffe, olarak gören yazar-yönetmeninin, bu görüşünü yansıttığı tam bir Preston Sturges
Preston Sturges filmi. Senaryo enfes diyaloglarla dolu, konuşmalar hızlı ve zekice; ve konusu da bil
Görüntü Yönetmeni: Victor dik karşı cinslerin savaşı motifinin bir çeşitlemesi.
Milner Film, becerikli ve akıllı servet avcısı Jean Harrington'ın (Barbara Stanwyck) saf,
Müzik: Clara Edwards, Sigmund yılan aşığı Charles "Hopsie" Pike'ı (Henry Fonda), "Pike's Ale"deki servetine kon
Krumgold
mak için baştan çıkarmaya çalıştığı bir gemi yolculuğunda başlar. Hikayenin inan
Oyuncular: Barbara Stanwyck,
Henry Fonda, Charles Coburn, dırıcılıktan fazlasıyla uzak ama yine de zevkli bir şekilde çark edişiyle, olaylar Je-
Eugene Pallette, William Demarest, an'ın, İngiliz sosyetesinden Leydi Eve Sidwich kimliğinde yeniden ortaya çıktığı,
Eric Blore, Melville Cooper, Martha Hopsie'nin Connecticut'taki malikânesine sıçrar. Jean, Hopsie'yi tekrar baştan çı
O'Driscoll, Janet Beecher, Robert
kartır ve kendisiyle evlenmeye ikna eder ancak daha önce kendisini bırakıp gitme
Greig, Dora Clement, Luis Albernl
sinin cezası olarak evlendikten sonra onu terk etmek niyetindedir. Ne var ki sonun
Oscar adaylıkları: Monckton
Hoffe (senaryo) da ona gerçekten aşık olur ve çevirdiği tüm dolaplar boşa çıkar.
O zamanki sansürün kısıtlamalarına rağmen Sturges, Kadının Fendi'ne had
dinden fazla cinsellik yüklemeyi başarır. Sayısız göndermelerle, cennetten kovulma
hikayesine gidip gelerek cinselliği, o zamanlar çok az yönetmenin cesaret edeceği
biçimde vurgular. Kadının Fendi, ilkine göre aşağılarda kalan, başrollerinde Gaynor
ve Niven'ın olduğu The Birds and the Bees adıyla 1956'da yeniden çevrildi. RDe
THE WOLF MAN (1941) ABD (Universal)
Kurt Adam 70dk, SB
Yönetmen: George Waggner
Hepimizin içindeki Jekyll-Hyde bölünmesinin (üst benlik-ilkel benlik) önemli bir Yapımcı: Jack J. Gross, George
temsilcisi kurt adam arketipinin beyazperdeye uyarlaması olan iki ayaklı kurt adam Waggner
Oscar adaylıkları: Frank kadar yaratıcı, sürükleyici ve hayat dolu olduğu nadiren görülmüştür. Dumbo'nun
Churchill, Ned Washington (film sonunda kaderine galip gelip annesiyle yeniden birleşeceği filmin başından anlaşıl
şarkısı) sa da filmin duygusal yayı o kadar dikkatli gerilmiş ki bu zavallı filin karşısına çıkan
Cannes Film Festivali: Walt halkaların İçinden sıçrarken yaşadığı zorluklar, yürekleri ısıtan bu sonun ancak de
Disney (animasyon)
ğerini artırmaya yarıyor. JKI
HIGH SIERRA (1 9 4 1 )
Gangster filmleri türünün kilometre taşlarından ve Humphrey Bogart'ın kari
yerinde bir dönüm noktası olan High Sierra, Raoul Walsh'in yönettiği varoluşçu bir
macera filmi örneği. Walsh'in daha önceki filmi The Roaring Twenties (Cümbüşlü
Yıllar, 1939) gibi High Sierra da sansürün hüküm sürdüğü bu dönemde, modası
geçmiş ve dışlanmış bir gangstere yaklaşımındaki sempatiyle alışılmadık bir gangs
ter filmi. Mertliğiyle ünlü kahramanımız eski tüfek Roy Earle (Bogart), talihsiz bir
otel soygununa liderlik ederken karşılaştığı, kanunun her iki tarafındaki serseriler
den ve sahtekarlardan her yönden daha üstündür. Aptal gibi, namuslu bir kızın
(Joan Leslie) peşinden koşarken, kendisine daha uygun, dışlanmış bir kadınla da
(Ida Lupino) takılır. Toplumun ya da bir grubun değerlerini vurgulayan çağdaşları
John Ford, Howard Hawks, Frank Capra ve Michael Curtiz'in aksine Walsh, bu dö
nemde ağırlığı, kahramanlarının bencilliği, uyumsuzluğu ve asosyal özelliklerine
yükler. Peşinden koştuğu prensesin Roy'u, konformist erkek arkadaşı uğruna aşa
ğılayarak reddettiği sahnede doruk noktasına çıkan, High Sierra'nın düz ve dar ka
falı topluma yönelttiği eleştiri fazlasıyla ağır.
Serseri ve kaba adam rolleriyle geçirdiği on yıldan sonra Bogart, en önemli ro
lünü ancak High Sierra'da alır. 1941 'deki diğer önemli film i Malta Şahininde, her
yere kolu uzanan, ukala ve ortalığı kasıp kavuran bir karakterdi. High Sierra'nın
Walshvari dünyasındaysa Bogart, daha derinleşen oyunculuğuyla bambaşka bir ki
şilik çiziyor: değişken, içine kapanık ve gergin, karakterin ıssız doğasını vurgulamak
üzere omuzları kambur ve hareketleri tutuk. Roy'un ruh eşi Marle'yle (Lupino) ABD (Warner Bros.)
10Odk, SB
olan daha samimi sahnelerde bile Walsh, onların özündeki yalıtılmışlığın altını çiz
Yönetmen: Raoul Walsh
mek üzere aşıkların arasına engeller koyar.
Yapımcı: Mark Hellinger, Hal B.
High Sierra boyunca görünen W hitney Dağı, varlığıyla kahramanı yalnız kade Wallis
rine çağıran bir sirenden farksız; film onun heybetli doruklarında başlar ve sona Senaryo: John Huston
erer. Yeraltından bir başka adamın Roy'a söylediği sözler filmi özetler: "John Dillin- W.R. Burnett'in romanından
ger’ın kendisi ve senin gibi adamlar hakkında ne söylediğini hatırlıyor musun? Si Görüntü Yönetmeni: Tony
zin sadece ölüme koştuğunuzu söylerdi. Evet, bu kadar işte, ölüme koşuyorsu Gaudio
nuz!" Polislerin Roy'u, öleceği dağın tepelerine doğru takip ettikleri müthiş araba
Müzik: Adolph Deutsch
kovalamaca sahnesindeyse, bu dünyaların dili aksiyon filmlerinin hareketli görsel
Oyuncular: Ida Lupino, Humphrey
Bogart, Alan Curtis, Arthur
diline ustaca çevriliyor; film in tümündeki sıkı, patlamaya hazır bekleyen enerjinin Kennedy, Joan Leslie, Henry Hull,
görülmeye değer ödülü. MR Henry Travers, Jerome Cowan,
Minna Gombell, Barton MacLane,
Elisabeth Risdon, Cornel Wilde,
Donald MacBride, Paul Harvey,
Isabel Jewell
ABD (Paramount) SULLIVAN'S TRAVELS (1941)
90dk, SB Aşk Yıldızı
Yönetmen: Preston Sturges
Yapımcı: Paul Jones, Buddy G. Amerikan sinemasının ilk yaratıcı-yönetmenlerinden biri olan ve oldukça farklı,
DeSylva, Preston Sturges modern bir kişilik çizen (annesinin en yakın arkadaşı Isadora Duncan'dı, gençliği At
Senaryo: Preston Sturges
lantik'in iki yakası arasında mekik dokumakla geçti ve patentli icatları arasında
Görüntü Yönetmeni: John F
"öpüşmeye dayanıklı" ruj ve şeritli daktilo da vardır) Preston Sturges, bugün klasik
Seitz
leşmiş filmlerin 1940'lardaki patlamasına yol açtı. Bu filmler sofistike ve zeki konuş
Müzik: Charles Bradshaw, Leo
Shuken maları, kahkahadan kırıp geçiren harekete dayalı esprileri ve bazen başrollerin önü
Oyuncular: Joel McCrea, Veronica ne geçen eksantrik yan karakterlerin sıcak tasvirleriyle ünlüdür. Bunların dışında,
Lake, Robert Warwick, William Sturges'ın filmlerinin bir başka takıntısı, insanı kimi zaman vezir, kimi zaman rezil
Demarest, Franklin Pangborn,
eden hayatın cilvelerinin getirdiği olanakları ve umutları keşfetmektir. Sturges daha
Porter Hall, Byron Foulger,
Margaret Hayes, Robert Greig, Eric önce The Great McGinty (1940), Christmas in July (1940) ve The Lady Eve'de (Ka
Blore, Torben Meyer, Victor Potel, dının Fendi, 1941) yaptığı gibi en karmaşık, belki de en hoş filmi olan Aşk Yıldı-
Richard Webb, Charles R. Moore, z/'nda toplumsal kimliği bir kez daha, kılık değiştirme, karmaşa ve kendini kandırma
Almira Sessions
gibi en ucuz yollarla bile devasa bir dönüşme kapasitesi olan, oldukça esnek bir kav
ram olarak sunar ve kaba mizahla toplumsal eleştirinin harika bir karışımını yakalar.
John L. Sullivan (Joel McCrea), 1939 yapımı Ants in Your Pants gibi slapstick
komedileri içeren hafif eğlence filmlerinin uzmanı, tuttuğunu koparan bir Hollywo
od yönetmenidir. Yemek fişleriyle zerre kadar ilgilenmeyen, film türleriyle oynayan
ve yönetmenlerinin sinemasal arayışlarına aşırı ilgi gösteren, hevesli bir ekiple çev
rili naif Sully bunlara rağmen Büyük Buhran dönemi Amerikası'nın geçirdiği zor za
manlar üzerine, O Brother, Where A rt Thou (Nerdesin Be Birader) adında (Stur-
ges'a zekice bir ithafta bulunan Coen Kardeşler 2000 yılında yaptıkları filme bu ha
yali adı verirler), destansı bir toplumsal yorum filmi yönetmeye gözünü diker. Filmi
nin konusu olan acı, mahrumiyet ve ırksal eşitsizlikleri yerinde araştırmak üzere
Sully, evsiz barksız bir serseri kılığına girip yollara düşerek "gerçek hayatı" bizzat
deneyip görmekte ısrar eder.
Yola koyulduğunda karşısına çıkan çeşitli maceralar, insanlar (özellikle şansı
yaver gitmemiş masum kız rolündeki Verónica Lake) ve kimi eğlence
li kimi de tuhaf bir şekilde dokunaklı aksilikler, Sully'nin nihayet insan
ları güldürme yeteneği olan kültürsüz bir yönetmen olarak yaptığı iş
le barışmasını sağlar. Buradan çıkarılacak ders, kasıntı ciddiyetin ve
zorlama bilgeliğin insanlara, kısa bir süreliğine de olsa dertlerini unut
turan eski moda iyi komedilerden çok daha az faydasının dokunduğu
dur.
Hollywood'un daha ağırbaşlı ve "toplumcu" yönetmenlerinin ha
vadaki burunlarını indiren Aşk Yıldızı'nın aynı zamanda, Sturges'ın
bizzat en iyi yaptığı iş olan kıpır kıpır zeki komedilerin değerini onay
layan otobiyografik bir boyutu da olduğu kesin. Kişisel açıklamalar bir
yana film in bir hüner gösterisi olan senaryosu slapstick komediden
aksiyon filmine, melodramdan toplumsal belgesele, aşk filminden
müzikale ve hapishane filmlerine dek dikkate değer bir türler yelpaze
si kurar. Tek bir dalda bile Oscar adaylığı olmasa da Aşk Yıldızı, Ame
rika'nın en büyük yönetmenlerinden birinin kariyerindeki en önemli
film. SJS
rı
HOW GREEN WAS MY VALLEY (1 9 4 1 )
Vadim O Kadar Yeşildi ki
John Ford kuşkusuz asıl ününü çektiği western'lere borçlu olsa da İrlandalI olan
her şeye karşı da bir ilgisi vardı. Ford'un bu ilgisini, Richard Llewellyn'in romanından
uyarlanan bu Oscar ödüllü filmin, öykünün geçtiği Galler'deki kömür madeni vadilerin
den İrlanda Denizi'nin öte yakasına taşınmasından değil; daha çok 1952 yapımı Quiet
Man'i de (Kadın Satılmaz) farklı kılan, geldikleri ülkedeki aile yaşamının geçmişte kalan
tuhaf mutluluklarına duyulan aşırı nostaljiyle yüklü olmasından anlarız. Ford'un Galler'i
de aslında sevgili İrlanda'sı gibi hayal ürünü bir ülke (en azından perdeye ve konuşma
lara yansıdığı kadarıyla). Richard Day'in güzel tasarımıyla Fox setlerinde kurulan, her
ayrıntının özenle uygulandığı bu madenci köyünün neden gerçek bir köy değil de düş
sel bir Galler arketipi hissi uyandırdığı böylece açıklık kazanır.
Ne var ki tüm bunlar Vadim O Kadar Yeşildi ki'y't başından sonuna dek körükle
yen nostaljik havayla uyum içindedir. Öyküyü anlatan adam Morgan ailesinin en genç
oğludur (Roddy McDowall); babasını ve dört ağabeyini madene giden her zamanki yo
kuş yolda gördüğü günlere dönerek, artık uzaklarda kalan çocukluğunu anlatır. Anım
sadığı şeyler arasında tehlikeli çalışma koşulları, yoksulluk tehdidi, soğuk ve açlık gibi
zorluklar ve trajik ölümler olsa da hem ailesinin hem de tüm köyün yaşamını yönlendi
ren o sıcak, sevgi dolu bağlılık hissini de unutmaz. Ne var ki maaşlarda yapılan kesinti
ABD (Fox) ler greve yol açınca müşfik ama geleneklere de bağlı babayla, ona göre (marjinallik de
118dk, SB recesinde) militan oğulları arasında çatışmalar başlar, böylece mutlu beraberlik sonsu
Yönetmen: John Ford za dek yiter; oğullar daha çok para getiren bir iş bulmak amacıyla Vaat Edilmiş Toprak-
Yapımcı: Darryl F. Zanuck lar'a (elbette ki Amerika'ya, başka neresi olabilir ki?) gider.
Senaryo: Philip Dunne Filmin tamamı, acı tatlı anılarla renklendirilmiş: ailenin yitirilişi, çocukluk çağının
Richard Ltewetiyn'in romanından
masumiyeti, vatan, katı ama adil bir baba. Ford'un çizdiği bu dünyanın idealize edildi
Görüntü Yönetmeni: Arthur C.
Miller ği doğru; ne var ki bu dünyayı etkileyici kılan da bu. Evet, bu film sulu duygusallıkla ve
Müzik: Alfred Newman klişelerle dolu (şarkı söyleyenler sanki hiç susmazlar) ve filmdeki aksanlar Birleşik Kral
Oyuncular: Walter Pidgeon, lık ve İrlanda'nın dört bir yanından derlenen tuhaf bir karışım; ama rüyalar da biraz
Maureen O'Flara, Anna Lee, böyle değil midir? GA
Donald Crisp, Roddy McDowall,
John Loder, Sara Allgood, Barry
Fitzgerald, Patric Knowles, Morton
Lowry, Arthur Shields, Ann E. Todd,
Frederick Worlock, Richard Fraser,
Evan S. Evans
Oscar: Darryl F. Zanuck (film), John
Ford (yönetmen), Donald Crisp
(yardımcı erkek oyuncu), Richard
Day, Nathan Juran, Thomas Little
(sanat yönetmeni), Arthur C. Miller
(görüntü yönetmeni)
Oscar adaylıkları: Philip Dunne
(senaryo), Sara Allgood (yardımcı
kadın oyuncu), James B. Clark
(kurgu), Alfred Newman (müzik),
Edmund H. Flansen (ses)
THE PALM BEACH STORY (1942) ABD (Paramount)
88dk, SB
Aynı anda hem duyarlı hem de içe işleyen 1942 yapımı bu parlak screwball Yönetmen: Preston Sturges
komedide Rudy Vallee çelimsiz, kibar milyoner III. John D. Hackensacker rolünde Yapımcı: Paul Jones
kariyerinin en iyi oyununu çıkartıyor. Tutkulu ama meteliksiz bir mimarla (Joel Senaryo: Preston Sturges
McCrea) evli olan Claudette Colbert çıkan bir tartışmanın ardından Florida'ya gider Görüntü Yönetmeni: Victor
Milner
ve yolda tanıştığı Flackensacker't kendisine aşık eder. McCrea da Florida'ya gelin
Müzik: Victor Young
ce, ona erkek kardeşiymiş numarası yapmasını söyler. Bunlara ek olarak Sturges'ın
Oyuncular: Claudette Colbert,
değişmez tayfası bu filmde de iş başında: Weenie King, delicesine yıkıcı Ale ve Qu Joel McCrea, Mary Astor, Rudy
ail Club, Flackensacker'ın huysuz kız kardeşi (Mary Astor), onun kimbilir hangi ül Vallee, Sig Arno, Robert Warwick,
keden gelen AvrupalI erkek arkadaşı ve diğerleri. Arthur Stuart Flull, Torben Meyer,
Jimmy Conlin, Victor Potel, William
Sturges'ın kendi parodisini yapma geleneği bu filmde en çok Flackensacker ka
Demarest, Jack Norton, Robert
rakteriyle ortaya çıksa da The Palm Beach Sfory'deki dopdolu alaycı bilgelik ve mizah, Greig, Roscoe Ates, Dewey
filmin kişisel doğasını aşıyor. Vallee'yi müzikal bir filmde gören Sturges, onun ağzını Robinson
açmasıyla izleyiciyi kahkahalara boğduğunu fark etti ve Flackensacker rolünü doğru
dürüst tanımadan müthiş komik olduğuna karar verdiği bu oyuncu için yazdı. Bu gö
zü kapalı atlayış, karakterler kadar seyircilerin saflığını da hesaba katan Sturges'ın ko
medi anlayışında büyük rol oynar. Filmin delidolu ilk sahnesi seyirci daha ne olup bit
tiğini çözemeden öykünün sürpriz sonunu "ele verir." Eleştirmen James Flarvey'nin
film için makul tespiti gibi, "Bu filmde kimi şeyler, örneğin Frank Faylen'ın oynadığı
taksi şoförünün, Colbert'i Penn istasyonu'na para almadan götürdüğü sahnedeki gi
bi gerçeğe uymazsa, yapılacak tek şey vardır: gerçekliği geçersiz kılmak." JRos
!
ABD (Romaine)
TO BE OR NOT TO BE (1942)
99dk, SB Olmak ya da Olmamak
Yönetmen: Ernst Lubitsch
Yapımcı: Alexander Korda, Ernst "Onun Shakespeare'e yaptığını biz şimdi Polonya'ya yapıyoruz"; Ernst Lu-
Lubitsch
bitsch'in sınırları zorlayan bu savaş zamanı kara mizah öyküsünde. Alman yarbayın
Senaryo: Melchior Lengyel, Edwin
bir tiyatrocu hakkındaki esprisi bu. Dalga geçilmeyecek kadar kutsal ya da ciddi
Justus Mayer
Görüntü Yönetmeni: Rudolph hiçbir şeyin kalmadığı bir çağda, Lubitsch'in zeka kıvılcımları saçan ve kahkahadan
Maté kırıp geçiren bu Nazi karşıtı screwball komedisinin vaktiyle yol açtığı tartışmaları
Müzik: Werner R. Heymann, hayal etmek çok da kolay değil.
Miklós Rózsa 1920'lerde Amerika'ya yerleşmiş bir Alman Yahudisi olan Lubitsch, kahkaha
Oyuncular: Carole Lombard, Jack tufanı, eşsiz ve tarzı olan bir dizi komediye imza attı. Yine de Ninotchka'yı da {Gül
Benny, Robert Stack, Felix Bressart,
meyen Kadın, 1939) yazan Melchior Lengyel PolonyalI direnişçileri kurtarmak için
Lionel Atwill, Stanley Ridges, Sig
Ruman, Tom Dugan, Charles Gestapo kılığına giren bir grup tiyatrocunun öyküsüyle çıkageldiğinde ikircikliydi.
Halton, George Lynn, Henry Victor, Ama en sonunda ünlü Lubitsch Tarzı'nı (Edwin Justus'un yazdığı sofistike bir se
Maude Eburne, Halliwell Hobbes,
naryoyla) Nazilere ve onların düşmanlarına uygularsa, kahkaha yoluyla da olsa
Miles Mander
Amerikalıların sempatilerini uyandırabileceğini ve ilgilerini Polonya'ya çekebileceği
Oscar adaylıkları: Werner R.
Heymann (müzik) ni hissetmiş ve ummuştu.
Bir tiyatro kumpanyasının kibirli oyuncusu ve yöneticisi Josef Tura rolünde, eş
ref saatindeki komik Jack Benny var; kavgalarının eksik olmadığı, kumpanyanın ka
dın yıldızı ve işveli karısı rolünde de (kocası Clark Gable'ın endişelerine rağmen ro
lü alan ve film gösterime girmeden önce trajik bir biçim
de ölen) nefes kesen Carole Lombard. Karı koca kavga
larının ardından Tura'lar için Polonya'nın işgali gibi daha
ciddi kaygılar boy gösterir ve böylece casusluğa başlar
lar. işlerin rengini değiştiren bir ihanet, Tura’ nın sürekli
kavga eden kumpanyasının, aralarındaki çekişmeleri bir
yana bırakıp Maria'yı ve onun hayranı olan kahraman di
renişçiyi (Robert Stack) Gestapo kampından kurtarmak
üzere cesur bir kılık değiştirme oyunu tertiplemesine ne
den olur.
Bu filmin Lubitsch'in en komik filmi olduğu yönün
deki genel kanıya göre, film bu özelliğini, yönetmenin
aynı zamanda en ciddi filmi olmasına borçludur; çok eğ
lenceli bir kılık değiştirme hikayesi anlatsa da kapana kı1
sılmışlığın getirdiği çaresizce çıkış yolları aramanın kaçı
nılmazlığından yoksun olan Mel Brooks'un 1983'teki
uyarlaması da bu yargıyı doğrular. Alaycı kahkahalar (ör
neğin Tom Dungan'ın zalim Hitler taklidi) hicvin özünde
ki malzemeyi gizlemez; filmin, gücün tadını alan sıradan
insanların içindeki kötülüğe bakışı ya da bencil oyuncula
rın bile insan gibi davrandıklarında çok iyi şeyler yapabi
lecekleri yolundaki hoş mesajı gibi. AE
CAT PEOPLE (1942) ABD (RKO)
Kedi Kız 73dk, SB
Yönetmen: Jacques Tourneur
1940'larin Val Lewton-RKO yapımı korku filmleri, korku türünün ulaştığı do Yapımcı: Val Lewton, Lou L.
Ostrow
ruk noktalarından birini temsil eder; bu filmler abartılı özel efektler yerine belli be
Senaryo: DeWitt Bodeen
lirsiz bir dehşet havasıyla ünlüdür. Jacques Tourneur'ün yönettiği Kedi Kız da en
Görüntü Yönetmeni: Nicholas
yakınındaki sevdiklerine zarar vermekten korkan kedi kadın Irena'nın trajik öyküsü Musuraca
nü anlatır. Müzik: Roy Webb
Hayvanat bahçesindeki kara panterin resmini yaparken gördüğü tatlı ve çeki Oyuncular: Simone Simon, Kent
ci Irena Dubrovna (Simone Simon) Ollie Reed'in (Kent Smith) ilgisini çeker. Çiftin Smith, Tom Conway, Jane
Randolph, Jack Holt
yıldırım aşkı evlilikle sonuçlanır, ne var kİ tehlike işaretleri çok geçmeden ortaya çı
kar. Irena'nın koca kedilere karşı bir takıntısı var gibidir ve geceleyin onların çığlık
larını ("bir kadın gibi") dinler. Ancak Ollie'nin onun İçin getirdiği şirin kedicik Ire-
na'yı görünce tıslar ve salya akıtır. Kediyi aldığı dükkanın sahibi Ollie'ye, "Tuhaf,"
der, "bir insanda yanlış giden bir şeyler varsa, kediler her zaman bunu sezebilir."
Irena'da yanlış gidenin ne olduğu tam olarak açıklanmaz; filme gücünü veren
de budur. Irena, psikiyatrının (Tom Conway) ima ettiği gibi gerdek gecesinden
korkan cinselliği bastırılmış genç bir kadın mıdır yoksa Sırbistan'daki köyünün şey
tana tapan cadılarının varisi ml? Irena şiddetli şehvet, kıskançlık ve öfke nöbetleri
nin, içindeki katil panterin iplerini salacağından korkar. Bu güçlü duygular gerçek
ten de kontrolden çıkar: Bir sahnede kendisine sarkıntılık eden psikiyatrını öldürür;
diğer korkunç sahnelerde de Ollie'nin birlikte çalıştığı ve ona aşık olan rakibi Alice'i
(Jane Randolph) gizlice takip eder.
Kedi Kız, ne ödünüzü patlatacak kadar kor
kutuyor sizi ne de cinsellik vurgusunda Paul Schra-
der'in yönettiği 1982 yapımı yeniden çevriminin
kafes sahneleri ve açıkça gösterilen şiddetle yaptı
ğı kadar aşırıya kaçıyor. Tüyler ürpertici bir etkisi
var, bu etkiyi de özellikle ışık ve gölge kullanımıy
la yakalıyor. Ününün hakkını veren bir sahnede
Irena, Alice'i zemin kattaki bir yüzme havuzuna
kadar takip eder ve yükselen gizemli sesler ve su
daki ışığın yansımalarıyla bir görünüp bir kaybolan
gölgeler arasında, kadının paniğe kapılıp suya
düşmesine neden olur.
Filmde biraz modası geçmiş olsa da zekice di
yaloglar var. Akıllı, bağımsız, terbiyeli ve şefkatli
"yeni bir öteki kadın türünü" temsil eden Alice,
sempati uyandırıyor. Ollle, belki de böyle kadınla
rın aşkını hak etmeyecek kadar yavan. Öykünün
merkezindeyse, izleyicinin aklından kolay kolay
çıkmayan, korku dünyasının en sempatik canavar
larından (Boris Karloff'un Frankenstein' ı gibi) biri
olan Irena var. Kedi gibi tipiyle biraz "farklı", tatlı,
üzgün ve istemeden de olsa tehlikeli olan Simon,
tek kelimeyle büyüleyici. CFr
ABD (Mercury, RKO) THE MAGNIFICENT AMBERSONS (1942)
88dk, SB Muhteşem Ambersonlar
Yönetmen: Orson Welles, Fred
Fleck
Orson Welles'ln 1940'ta RKO'yla İmzaladığı iki fllmlik benzeri görülmemiş söz
Yapımcı: Jack Moss, George
leşme, yönetmene kısıtlı bütçeyle de olsa yaratıcılıkta tam bağımsızlık tanıyordu.
Schaefer, Orson Welles
Muhteşem Ambersonlar, bu sözleşme çerçevesinde yapılan ve çoğunlukla gözden
Senaryo: Orson Welles
Booth Tarkington'un romanından kaçan ikinci film. Filmin yapımına Citizen Kane { Yurttaş Kane, 1941) tamamlandık
Görüntü Yönetmeni: Stanley tan sonra ama William Randolph Hearst'ün gazabı ve sağlıksız dehası Welles'in
Cortez Hollywood'dakl yönetmenlik kariyerini "mahvetmeden" önce başlandı. Booth Tar-
Müzik: Bernard Herrmann, Roy klngton'ın Ambersonlar romanını (tümü de sinemaya uyarlanmış olan Alice Adams,
Webb
Monsieur Beaucaire ve Penrod öykülerinin de yazarı) beyazperdeye uyarlama arzu
Oyuncular: Joseph Cotten, su belli ki Welles İçin Kane'den çok daha kişisel bir projeydi. Romanın radyoda yayın
Dolores Costello, Anne Baxter, Tim
Holt, Agnes Moorehead, Ray lanan bir uyarlamasını Mercury Tiyatrosu'yla zaten yapmıştı.
Collins, Ersklne Sanford, Richard Welles'ln kendi çocukluğundan anımsadığı yüzyıl sonu yüksek burjuva dünya
Bennett, Orson Welles (anlatıcı) sında geçen Muhteşem Ambersonlar, başına gelenler yüzünden herkese hak yerini
Oscar adaylıkları: Orson Welles buldu dedirten, aristokrat bir ailenin sevimsiz oğlu George Amberson Minafer'ın
(film), Agnes Moorehead (yardımcı
(Tim Holt) öyküsünü anlatıyor. Diğer paralellikler bir yana, Welles'in pek bilinmeyen
kadın oyuncu), Stanley Cortez
(görüntü yönetmeni), Albert S. ön adı George'tur. Filmin hem otobiyografik hem de dehşetli, kahince bir yönü var;
D'Agostino, A. Roland Fields, başrolü, nadiren ciddi rollerde görülen (bunun dışında bir de 1948'tekl The Treasu
Darrell Sllvera (sanat yönetmeni) re o f the Sierra Madre-Sierra Madre Hâzineleri'nde böyle bir rol alacaktır) genç kov
boy Holt'a vermesinin nedeninin kendi egosu olduğunu bizzat Welles söylemiştir.
Filmin İlk 70 dakikası Yurttaş Kane'i bile aşacak derecede yaratıcı bir deha ürü
nü. Film, Joseph Cotton'ın oyununa anlatıcı olarak eşlik eden Welles'in, erkeklerin
adetleri üzerine çarpıcı ama iğneli konuşmasıyla başlar; daha sonra da önsezili ola
rak arabayla simgelenen 20. yüzyılın ve açık vermedikleri kendi zayıflıklarının yavaş
yavaş dağıttığı Ambersonlar'ın kalabalık, kibirli, canlı ve tuhaf dünyasını harfi harfi
ne kurar. Görüntü yönetmeni olarak Gregg Toland yerine Stanley Cortez'le çalışan
Welles, görsel açıdan en az Kane kadar çarpıcı bir film yapar; ayrıca her ne kadar sı
nıflara dayanan bu toplumdaki kısıtlamaların namuslu bir adamı ömür boyu sürecek
bir sefalete sürükleyişini anlatsa da kızak kaymaya ve kartvizitlere karşı, Kane'e oran
la daha sıcak ve melankolik bir nostaljiyi de yakalar. Girişimci Eugene (Cot
ton) asil aşkı Isabel’i (Costello) zengin bir ailenin budala oğluna kaptırarak
kaybetse bile, Amberson'ların ihtişamından kopamaz; her ne kadar za
manla bu ihtişamdan geriye hazin parçalar kalmış olsa da.
Yurttaş Kane, özellikle etki uyandırmak İçin tasarlanmış sahnelerden
oluşmasına karşın, Muhteşem Ambersonlar dikiş yerlerini belli etmeden,
klasik bir devamlılık içinde akıyor: kameranın dans edenlerin etrafında dö
nüp, konuşmalara ve olan bitene şöyle bir kulak misafiri olduğu, filmin ge
niş kadrosunu İzleyerek müziğe ve tarihe kendini bıraktığı balo sahnesi bu
nun tipik bir örneği. Welles'in özgün kurgusunun, güya o Brezilya'da eğ
lenir ve telefonlara cevap vermezken kesilip kısaltılmasıysa tam bir trajedi.
Filmin son on dakikasında oyuncular sanki başka birinin (büyük olasılıkla
yapımcı Robert Wlse'in) komutuyla mutlu sona varmak için çırpınıyorlar-
mış gibi zorlama ifadeler takınıyorlar. Bu kısım Mona Usa'ya eklenmiş Gro-
ucho Marx bıyığı gibi duruyor. Alfonso Arau'nun 2002 tarihli uyarlamasın
daki finalin, Welles'in orijinal senaryosuna sadık kalması da pek işe yara
mamıştır; belli kİ büyü tek seferliktir. KN
Ä(<
ABD (Warner Bros.) YANKEE DOODLE DANDY (1942)
126dk, SB
Yönetmen: Michael Curtiz Postmodern, siyaseten doğrucu, ukalaca bir bakış açısından bakılacak olursa,
Yapımcı: William Cagney, Hal B. Yankee Doodle D a n d /y i şovenist bir propaganda olarak görmek ne yazık ki çok
Wallis, Jack L. Warner kolay. Gerçekten de vatansever, İrlanda kökenli Amerikalı şarkıcı ve dansçı Geor
Senaryo: Robert Buckner, Edmund
ge M. Cohan'ın (Kongre'nln Onur Madalyası'nı almış tek sanatçı) yaşamını ayrın
Joseph
tılarıyla inceleyen, bu bayrak sallayan, oldukça abartılı müzikal biyografi, Cohan'ın
Görüntü Yönetmeni: James
Wong Howe alameti farikası, dizlerini kırmadan yaptığı coşkulu ve sert dansıyla nitelik kazanan
Müzik: George M. Cohan, Ray ve sözleriyle en duygusuz Amerikan kurumlarını destekleyen (isim vermek gerekir
Heindorf, Heinz Roemheld se "Grand Old Flag", "Give My Regards to Broadway", "Over There" ve filme adı
Oyuncular: James Cagney, Joan nı veren şarkı gibi) aşırı duygusal ve basit şarkılarla gürül gürül coşuyor. Alçakgö
Leslie, Walter Huston, Richard
nüllü Cohan'ın Franklin D. Roosevelt'e anlattıklarını geriye dönüşlerle veren film,
Whorf, Irene Manning, George
Tobias, Rosemary DeCamp, Jeanne açıkça ülkenin reklamını yaparak biter: "Senin yerinde olsam bu ülke için endişe-
Cagney, Frances Langford, George lenmezdim. Bizde bu az bulunur şeyden var. Dünyanın başka hangi ülkesinde, be
Barbier, S.Z. Sakall, Walter Catlett, nim gibi sıradan bir adam gelip de başkanla bunları görüşebilir kİ?"
Douglas Croft, Eddie Foy Jr., Minor
Ancak böyle alaycı bir okumayla, film boyunca temiz bir ırmak gibi akan şaşır
Watson
Oscar: James Cagney (erkek tıcı, dokunaklı ve büyük bir şeyi ne yazık ki kaçırabiliriz: başroldeki James Cag-
oyuncu), Ray Heindorf, Heinz ney'nin müthiş içtenliğini. Düşüncelerini noktalarken yüzünde beliren mahcup gü
Roemheld (müzik), Nathan lümsemesi, yumuşak ve uygar bir ses tonuyla konuşması, hem çocuksu, oyunbaz
Levinson (ses)
ve hoş bir biçimde anlamsız hem de fazlasıyla atletik olan inandırıcı ve orijinal dan
Oscar adaylıkları: Jack L. Warner,
sındaki şaşırtıcı.ustalık ve Cagney'nin yaptığı işe canı gönülden inanması (ki klasik
Hal B. Wallis, William Cagney (film),
Michael Curtiz (yönetmen), Robert Hollywood oyunculuğu yabancılaşma mesafesine yenik düştüğünden beri perde
Buckner (senaryo), Walter Huston de nadiren görebildiğimiz bir şeydir bu) bunun kanıtıdır. Michael Curtiz'in rejisi
(yardımcı erkek oyuncu), George
oyunculuğunu gölgede bırakmazken, James Wong Howe'un zengin siyah-beyaz
Amy (kurgu)
görüntüleri, ışık kullanımındaki vurgularla, duruşundaki ve ifadesindeki en ince de
ğişiklikleri bile yakalar. Georgie'nin ölüm
döşeğindeki dansçı babasının (Walter
Huston) yanı başında olduğu sahnede,
Cagney içinden gelen duygu seline tes
lim olur ve göz yaşlarını tutamaz. Ger
çekten de bu adamı o kadar önemseriz
ki bunun bir film olduğunu unuturuz.
Cagney artık Cohan'dır. Hatta sinema
nın iyimser ruhunun ta kendisi olmuştur.
MP
MESHES OF THE AFTERNOON (1 9 4 3 )
ABD
18dk, Silent SB
Bir avangard klasiği olan Meshes o f the A fte rn o o riun ünlü bir karesinde fil Yönetmen: Maya Deren,
min yaratıcı-yönetmenl ve yıldızı Maya Deren'i bir pencerede, ağaç yapraklarının Alexander Hammid
camdaki lirik yansımasının ardında, ellerini cama dayamış dalgın dalgın dışarı ba Yapımcı: Maya Deren
karken görürüz. Bu imgenin çeşitlemeleri başka birçok filmde kullanılmıştır: fütüris- Görüntü Yönetmeni: Alexander
Hammid
tik bir otel penceresinden bakan Anna Karina (Alphaville, 1956); yastık duvarlı bir
Müzik: Teiji Ito (1952'de eklendi)
hücredeki Annette Bening (İn Dreams-Rüyada, 1998); ışıl ışıl ve bembeyaz apart
Oyuncular: Maya Deren,
manındaki Caroline Duley (Romance, 1999). Ne denli değişikliğe uğrarsa uğrasın, Alexander Hammid
imge özünde aynıdır: kadınların kısıtlanmışlığının canlı, düşsel ve korkunç bir res
mi.
Meshes, Amerikan avangardının özel bir hikaye anlatma türünden; bir figü
rün sürekli değişen düşsel mekanlar boyunca gerçeküstücü yolculuğu. Kendi fan
tezilerinden yola çıkan ve çekimleri kendi evinde yapan Deren, sezgileriyle filme
kalıcı tınısını veren bir sıçrama yapar. Deren'ln Los Angeles'ı, ürkütücü ve tehdit
dolu havası bir yana, mimarisi ve İç mekan tasarımıyla bile bu mitik-şlirsel atağın at
mosferinin, kara filmin öncüsü sayılmasına yeter.
Bu film, kimlik bölünmesi yaşayan, görüntülerin aldattığı ve farklı gerçeklikler
arasında gidip gelen bir kadının yaşadığı gotik kopuşu, tüm önemsiz ayrıntıların
(oturma odasının merdivenindeki eğimden, mutfak masasının üstündeki ekmek bı
çağına kadar) abartıldığı evin aydınlık mekanlarına unutulmaz bir biçimde bağla
yan ilk çalışmalardan biri. Deren'e göre, kadınların düştüğü tuzağın ağlarını ören
ve onları donuklaştıran günlük ev yaşantısıdır.
Deren'in bizzat ilgilendiği birçok sanat dalı arasında dans önde gelir. Mes-
hes'ta olağanüstü beden diliyle günlük İşleri birleştiren bir koreografı kurar; bu bi
leşim de kadın sinemacıları uzun süre etkilemiştir. Deren'ln beden hareketleri,
montajı belirleyen, ritmik form lar bulan ve grafik düzenlemeler yaratan bir araç
olur. Düşlerin yansıyıp aktığı bu filmin tutunduğu tek dal, Deren'dir.
Yine de filmin bütün hareketliliğine rağmen son planda, bu modern kadın
kahramanın muhtemelen sandalyesinden bile kıpırdamadığı ortaya çıkar. Ne var ki
hayalleri onu bitirmiştir; bu bir ölüm yolculuğunun, öldüren bir düşün öyküsüdür.
AM
Britanya (C ro w n )
FIRES WERE STARTED (1943)
80d k, SB
Yönetmen: H u m ph rey Jennings Humphrey Jennings'in bu savaş dönemi klasiğinin ilk hali daha uzundu ve fil
Yapımcı: lan D alrym ple min şaşmaz toplumcu bir çizgiyle sunduğu hava saldırısı altındaki İngiltere görün
Senaryo: C.M . P e nnln gton - tüsüne uymayan daha dikkat çekici bir adı vardı: I was a Fireman (Ben Bir itfaiye
Richards ciydim). 1942'de bir "belgesel" olarak tasarlanan ve ticari sinema geleneğinin kar
Müzik: W illia m A lw yn şısına yerleştirilen Fires were Started aynı konuyu işleyen bir başka kurmaca İngi
Oyuncular: Philip Dickson, G eorge liz filminden, The Beiis Go D o w rídan daha otantik bulunmuştu. Bugünse, bir iş
G ravett, Fred G riffith s , Johnny
gününde ve dolunaylı bir gecede çıkan yangın sırasında geçen bu öyküdeki, kur
H o u g h to n , Loris Rey
maca İsimler verilmiş itfaiyecilerden oluşan oyuncularıyla film yeni gerçekçiliği, hat
ta İlk anda Hollywood dışı filmleri çağrıştırıyor. Filmin kimi yerlerinde arşiv görün
tüleri kullanılmış ama itfaiye binasındaki sahneler sette çekilmiş ve yangın da özel
efektlerden oluşuyor. Birkaç oyuncunun ara sıra yaptığı sakarlıklar kaba taslak bir
İnandırıcılık sağlasa da ekibin en sevilen üyesinin trajik ölümüne verilen tepkiler
zorlama ve verilen mesajın ("ölenle ölünmez") OnlyAngels Fiave Wings'ten (Me
lekler Kanatlıdır, 1939) tek farkı "Joe da kim?" repliğinin olmaması.
Oyunculardan Fred Griffiths bu mesleği sürdürüp bilinen bir karakter oyuncu
su olur; ipleri tanıttıkları çömez memur rolündeki William Samson'sa, daha sonra
kısa korku öyküleri yazar. Film Agnus Calder'ın M yth o fth e Blitz'inin özeti gibi; iş
lerini ciddiyetle yapan, sınıflararası, hatta çok kültürlü bir grup (Londra'nın doğu
yakasından Çinli bir adam görürüz) vardır ve düzgün konuşan bürokratlar ya da
yangında en az itfaiyecilerin ki kadar hayati görevleri olan santral memurları ara
sında kibirli resmiyetin izine bile rastlanmaz (bomba atılınca masanın altına sakla
nan santral memurunun hattı beklettiği için özür dilediği sahne, filmin daha son
ra çok parodisi yapılan anlarından biridir).
Donanma gemisine sıçramak üzere olan bir yangının kontrol altına alındığı,
filmin alevler içindeki sonuysa macera ve gerilim yüklü. Ancak Jennings'i asıl heye
canlandıran bu sahneden çok, keskin gözlemlere dayanarak kurduğu ve filmin te
melini oluşturan, itfaiyecilerin piyanonun etrafında şarkı söyledikleri, masa tenisi
oynadıkları, eğitim yaptıkları, İşleriyle İlgili daha sıradan görevleri yerine getirdikle
ri, kısacası gerçek insanlar gibi davrandıkları sahneler. KN
!
THE MAN IN GREY (1943) Britanya (Gainsborough)
116dk, SB
İngiliz sineması belki gerçekçi dramlarıyla daha ünlü olsa da bunların hemen Yönetmen: Leslie Arliss
ardından tarihi melodramlar gelir; Gainsborough Stüdyolarının yaptığı en popüler Yapımcı: Edward Black
filmlerden olan The Man in Grey (Grili Adam) de bunların en iyi örnekleri arasında Senaryo: Leslie Arliss, Margaret
Kennedy
sayılabilir. Hayatları ilginç bir biçimde kesişen iki kadını anlatan filmin konusu faz
Görüntü Yönetmeni: Arthur
la akılda kalıcı değil. Clarissa'nın (Phyllis Calvert) evlendiği Marki Rohan (James Ma
Crabtree
son) ona karşı zalimce ilgisizdir, arkadaşı Hesther (Margaret Lockwood) onu küs
Müzik: Cedric Mallabey
tah ve ahlaksız bir serseri olan Rokeby'le (Stewart Granger) tanıştırınca iki kadın Oyuncular: Margaret Lockwood,
bir anlamda eş değiştirir. Ne var ki işin sonu kötü biter, Clarissa acılar içinde ölür James Mason, Phyllis Calvert,
ken, çılgına dönen Marki, Hesther'ı döverek öldürür. Stewart Granger, Helen Haye,
Raymond Lovell, Nora Swinburne,
Ancak Leydi Eleanor Smith'in edebi değeri olmayan romanından uyarlanan fil
Martita Hunt, Jane Gill-Davis, Amy
min hikayesi, yönetmen Leslie Arliss'in asıl ilgi odağını oluşturmuyor. Calvert ve Veness, Stuart Lindsell, Diana King,
Lockwood, sarışın ve esmer zıtlığıyla iki baş karaktere uygun yoğunlukta bir oyun Beatrice Varley
culuk çıkarıyor; Mason ise güvenilmez Marki rolünde etkileyici. Yine de film in asıl
yıldızının, sanat tasarımı olduğunu söylemek yanlış olmaz, iç mekanlarda, Ingiliz
Regency stilini yansıtan özenli dekor, Avrupa mobilyaları ve oyuncuların aynı şekil
de özenli ve zarif giysileriyle aslına sadık kalınarak yeniden yaratılmış. The Man in
Grey'in şaşaalı görüntüleri, izleyicinin merakını uyandıran ve sürükleyici öyküdeki
gotik unsurlarla ve film in keşfe çıktığı aristokrat yaşamın karanlık iç yüzüyle kusur
suz bir tezat oluşturuyor. RBP
(Albay Blimp'in Hayatı ve Ölümü) 2. Dünya Savaşı'nın en hareketli zamanlarında, Müzik: Allan Gray
Oyuncular: James McKechnie,
Almanya her gece Londra'yı bombalarken yaptılar. Günün olaylarına yaklaşmak
Neville Mapp, Vincent Holman,
için gelenekler ve görgü üzerine bir komedinin sırası değilmiş gibi görünse de Po- Roger Livesey, David Hutcheson,
well-Pressburger İkilisi bu titiz filmlerinde, modern savaşın korkunç gerçeğini zara Spencer Trevor, Roland Culver,
fe t ve mizah aracılığıyla ortaya koymayı bir kez daha başarıyor. Filmin, Livesey'in, James Knight, Deborah Kerr,
Dennis Arundell, David Ward, Jan
yıllar geçtikçe üç farklı rolde görünen ve her daim göz kamaştıran Deborah Kerr'e
Van Loewen, Valentine Dyall, Carl
kur yaptığı üç aşk hikayesi çerçevesinde gelişmesi, bir sakınca doğurmuyor. Film, Jaffe, Albert Lieven
Powell ve Pressburger'ın olduğu kadar tüm Ingiliz sinemasının en büyük başarıla
rından biri. JKI
ABD (RKO)
I WALKED WITH A ZOMBIE (1943)
69dk, SB
Yönetmen: Jacques Tourneur Val Lewton-Jacques Tourneur İkilisinin ikinci korku filmi olan / Walked w ith a
Yapımcı: Val Lewton Zombie (BirZombiyle Yürüdüm), genç bir hemşirenin (Frances Dee), patronunun
Senaryo: Inez Wallace, Curt görünürde kaskatı olan (katatonik) karısının, aslında Vudu'yla yaşayan bir ölüye
Slodmak
dönüştürüldüğünü keşfettiği, Karaylpler'de geçen bir Jane Eyre uyarlaması.
Görüntü Yönetmeni: J. Roy
Hikayenin fonunu dolduran folklorik öğeler ve kalipso ritimleriyle çerçevelenmiş
Hunt
("Ailedeki Utanç ve Acı") dikkate değer bir korku filmi.
Müzik: Roy Webb
Filmin kahramanı Betsy Connell (Dee) doğaüstü güçlerin hakim olduğu bu
Oyuncular: James Ellison, Frances
Dee, Tom Conway, Edith Barrett, son derece büyülü atmosfere kendini teslim ediyor; yine de başka filmlerde batıl
James Bell, Christine Gordon, inanç diye bir kenara atılacak yerli kültürünü tanımaya çalışıyor. Zaten bu filmde
Theresa Harris, Sir Lancelot, Darby
yerliler, neler olup bittiğiyle, görünürde uygar olan diğer karakterlerden çok daha
Jones, Jeni Le Gon
ilgili çıkıyorlar. Lewton'in birçok filminde olduğu gibi bu filmde de Dee'nin sarışın
zombiyi, kamış tarlalarından geçirdiği ve akıldan çıkması zor, pörtlek gözlü bir ya
ratıkla (Darby Jones) karşılaştığı unutulmaz bir gece yürüyüşü sahnesi var. I Wal
ked w ith a Zombie kimse için mutlu bitmeyen ve kötü adamın sevgilisinin ardın
dan dalgalara kapılarak boğulduğu bu aşk düğümünü renklendirmek için Karaylp
folklorundan ve St. Sebastlan'ın büstü gibi tuhaf dinsel İmgelerden faydalanıyor.
Buradaki zombi ise The Corpse Vanishes'daki Bela Lugosl'den alabildiğine farklı.
KN
ABD (RKO)
THE SEVENTH VICTIM (1943)
71 dk, SB
Yönetmen: Mark Robson 1940'larda Val Lewton yapımcılığındaki, RKO film stüdyolarının müthiş korku
Yapımcı: Val Lewton filmleri arasında belki de en iyisi olan The Seventh Victim (Yedinci Kurban), çarpı
Senaryo: DeWitt Bodeen, Charles cı bir biçimde modern ve şiirsel bir karamsarlıkla yüklü. Naif bir yetim olan Mary
O'Neal Gibson (Kim Hunter), tuhaf ablası Jacqueline'i (unutulmaz Kleopatra peruğuyla Je
Görüntü Yönetmeni: Nicholas
an Brooks) bulmak üzere Manhattan'a gelir ve ablasının şık bir satanlst tarikata
Musuraca
bulaştığını ve onlara İhanet ettiği için tarikatın onu intihara sürüklemeye çalıştığını
Müzik: Roy Webb
öğrenir.
Oyuncular: Tom Conway, Jean
Brooks, Isabel Jewell, Kim Hunter, Filmde dikkat çekici birçok gerilimli sahne kuran (İki satanistln kalabalık met
Evelyn Brent, Erford Gage, Ben roda yanlarındaki cesetten kurtulmaya çalışmaları ve Brooks'un şehir boyunca ka
Bard, Hugh Beaumont, Chef Milan!,
ranlık İki kişi tarafından izlenmesi ve kendi nevrozu) yönetmen Mark Robson ayrı
Marguerita Sylva
ca, korku filmini sıradan büyücülük oyunlarından uzağa, bir tür varoluşçu bunalı
ma taşıyan alışılmadık sanatsal dokunuşlar katma eğilimi gösteriyor. The Seventh
Victim, 1943 yılının seyircisini çok ürkütmüş olması gereken, bugün için bile fazla
gelebilecek şeylerle dolu: sözgelimi, çeşit çeşit lezblyenden oluşan bir grup (hepsi
de antipatik gösterilmemiş), filmin kadın kahramanının en az kötüler kadar hesap
çı gözükmesi; ve süslenip püslenip şehirde son kez yemeğe çıkan ölmek üzere
olan bir kadınla (Elizabeth Russell), tuttuğu çirkin odaya kapanıp kendisini asan,
gücü tükenmiş Jacqueline arasındaki karşıtlığı vurgulayan karamsar son sahnesi.
KN
THE OX BOW INCIDENT (1943) ABD (Fox)
Ox Bow Olayı 75dk, SB
Yönetmen: William A. Wellman
1940'larda bol bol yapılan ve daha önce pek de ciddiye alınmayan bir tür olan Yapımcı: Lamar Trotti
western'in önemli meselelere de değinebileceğin! gösteren, bu türün tarihindeki Senaryo: Lamar Trotti
Walter Van Tilburg Clark'ın
mihenk taşlarından biri. 1885'te, küçük bir Nevada kasabasında, bir çiftlik sahibi
romanından
nin sığır hırsızlarınca öldürüldüğü dedikodusu yayılır. Şerif kasaba dışındadır ve Görüntü Yönetmeni: Arthur C.
toplanan bir kalabalık yoldan geçen üç yabancıyı linç etmek üzere yakalar. Yaban Miller
cılar, masum olduklarını söyleyip karşı çıkmalarına rağmen bir hiç uğruna asılırlar Müzik: Cyril J. Mockridge
ve daha sonra çiftlik sahibinin ölmediği, hırsızların da yakalandığı anlaşılır. Oyuncular: Henry Fonda, Dana
Bu kısa ve öz film (yalnızca 75 dakika) kadrosunda birçok yıldızı barındırıyor. Andrews, Mary Beth Hughes,
Anthony Quinn, William Eythe,
Bölgede yaşayan bir kovboy rolündeki Henry Fonda, başta barlarda kavga eden
Harry Morgan, Jane Darwell, Matt
başına buyruk biri gibi gösteriliyor ama daha sonra kalabalığın karşısına dikilen o Briggs, Harry Davenport, Frank
oluyor. Asılanlarsa masum olduğu apaçık aile babası rolündeki Dana Andrews, Conroy, Marc Lawrence, Paul
MeksikalI bir aylak olan Anthony Quinn ve bunak bir ihtiyarı canlandıran, kardeşi Hurst, Victor Kilian, Chris-Pin
Martin, Willard Robertson
John Ford kadar tanınmayan Francis Ford. Frank Conroy ve John Ford'un üç yıl ön
Oscar adaylıkları: Lamar Trotti
ce çektiği Gazap Üzümleri'nin Ma Joad'u olarak anımsayacağınız, katı yürekli sığır
(film)
yetiştiricisi rolünde Jane Darwell'sa müthişler.
Ox-Bow Olayı, uygarlığın temeli olarak kanunların savunuculuğunu yapan
güçlü bir film. Fonda'nın yanı sıra, kasabadan bir satıcı (Harry Davenport) ve ken
di kardeşinin linç edilişini gördüğünden, karşı çıkmak için diğerlerinden daha faz
la nedeni olan siyahi vaiz de (Leigh Wipper) kasaba halkının kapıldığı histeriye di
renen az sayıdaki insan arasında. Filmin sonunda gerçek ortaya çıktığındaysa, Fon-
da'nın, Andrews'in oynadığı karakterin karısına yazdığı mektubu okuması kalaba
lığı utanca boğar.
O tarihte 20th Century Fox'un başında olan Darryl Zanuck filmin ucuza çık
ması için stüdyoda çekilmesinde ısrar etti; ve açıkçası kısıtlanmış mekanlar, Ox-
Bow Olayı'na Amerikan Batısı'nın doğal manzaralarının verebileceğinden çok da
ha fazla bir yoğunluk kattı. Filmin senaryosuysa, daha sonraki romanı Track o f the
Cat (Kedinin İzinde) yine William Welman tarafından filme alınacak olan Nevada-
lı yazar W alter Van Tilburg Clark'ın hayli başarılı ilk romanından uyarlanmış. EB
SHADOW OF A DOUBT (1943)
Şüphenin Gölgesi
Hayranı ve ünlü takipçisi François Truffaut'nun yaptığı röportajda, Alfred
Hitchcock, Şüphenin Gölgesi'nln en sevdiği filmi olduğunu söyler. Ayrıca küçük ka
saba hayatının kalbinde geçen, dingin bir karakter çözümlemesi üzerine kurulu bu
filmin, yönetmenin en gösterişten uzak filmlerinden olduğunu da eklemek gerek.
Bu küçük kasaba, cinayet ve düzenbazlık fikirleriyle çürümüş olsa dâTlItchcock, kı
lı kırk yararak kurduğu sahnelerde geleneksel gerilimin ayak seslerini vurgulayarak
öyküyü en az filmdeki gerilim unsuru kadar huzursuz edici bir mizahla doldurur.
Charlie (Teresa Wright), adaşı Charlie dayısı (mükemmel bir yapmacıklıkla oy
nayan Joseph Cotton) hasta annesiyle onu ziyarete geldiğinde havalara uçar. Ne
var kİ çok geçmeden sevgili dayısının aslında "Şen Dullar Katili" olarak anılan seri
katil olduğundan ve son cinayeti nedeniyle saklandığından kuşkulanmaya başlar.
Bu kuşkuları fark eden Charlie dayı, işini yarım bırakmak istemezken, genç Charlie
bu korkuyu, dayısına olan sevgisiyle nasıl bağdaştıracağını bilemez.
ABD (Skirball, Universal)
108dk, SB Hitchcock, nice sırların kaynadığı bu zararsız, güvenil küçük kasaba yaşamının
Yönetmen: Alfred Hitchcock üstündeki ince esrar perdesini daha kolay yırtmak İçin Şüphenin Gölgesi'nl gerçek
Yapımcı: Jack H. Skirball mekânda, Kaliforniya'daki Santa Rosa kasabasında çekti. Thornton Wilder'in,
Senaryo: Gordon McDonell, Hitchcock'un karısı Alma Revülerin katkısıyla yazdığı senaryoda, kasabalıların sap
Thornton Wilder kın neşesi, sessiz, küçük kasaba yaşamı önyargılarını yıkmanın aracıdır. Film ayrıca
Görüntü Yönetmeni: Joseph A. güvenilir ve masum Charlie'yle tehlikeli ve sahtekâr dayısı arasında koşutluklar ku
Valentine rarak ikizliğe ve iyi-kötü ikiliğine yapılan göndermelerle renklendirilmiş.
Müzik: Dimitri Tiomkin Filmin Dimitri Tiomkin'e alt müzikleri, özellikle sık sık tekrarlanan melodisiyle,
Oyuncular: Teresa Wright, Joseph
Charlie Dayı'nın saklamakta ve bastırmakta zorlandığı korkunç eğilimlerini temsil
Cotten, Macdonald Carey, Henry
Travers, Patricia Collinge, Hume eden ve suçluluğunun göstergesi olan "Merry W idow " valsi gerilimi hep askıda tu
Cronyn, Wallace Ford, Edna May tuyor. Cinayet işleme ve örtbas etme yollan ve yöntemleri üzerine tartışan bir grup
Wonacott, Charles Bates, Irving komşu da filme içerden yorum getirirler. Hemen yan komşuda, pusuda bekleyen
Bacon, Clarence Muse, Janet Shaw,
bir cinayetin varlığı da duruma fazlasıyla ironik bir mizah katar. Dayısı kendisiyle il
Estelle Jewell
gili niyetini kalıcı olarak uygulamadan önce, Charlle'nln düşüncelerini acele bir ka
Oscar adaylıkları: Gordon
McDonell (senaryo) rara bağlaması gerekirken, komşular akıllarında cinayet senaryolarını evirip çevir
meye devam eder. JKI
İtalya (ICI)
142dk, SB
Dili: İtalyanca
Yönetmen: Luchino Visconti
Yapımcı: Libero Solaroll
Senaryo: Luchino Visconti, Mario
Allcata
Görüntü Yönetmeni: Domenico
Scala, Aldo Tonti
Müzik: Giuseppe Rosatl
Oyuncular: Clara Calamai,
Massimo Glrotti, Dhla Crlstlani, Elio
Marcuzzo, Vittorio Duse, Michele
Riccardlni, Juan de Landa
OSSESSIONE (1 9 4 3 )
Tutku
Sinema tarihine bakıp oynanabilecek en büyük tahmin yürütme oyunlarından
birinde, Luchino Visconti'nin Tutku'su başroldedir: İtalya'dan yeni ve heyecanlı bir
film akımının çıkışını, 1945'te Roberto Rossellini'nin çektiği Roma Açık Şehir yeri
ne, bu film müjdeleseydi ne olurdu? Gerçekten ilginç olurdu ama ne yazık ki soru
nun yanıtını hiçbir zaman bilemeyeceğiz; çünkü Visconti'nin, senaryosunu açıkça
James M. Cain'in Postacı Kapıyı İki Kere Çalar romanından çalmış olan bu filmi,
1976'da New York Film Festivali'ndeki fazlasıyla gecikmiş prömiyerine dek, Cain
ve yayıncılarının engellemeleri nedeniyle ABD'de gösterilmedi. 1976'da Cain yeni
ölmüştü ve büyük olasılıkla filmi göremedi; yazık, çünkü kitabının en iyi sinema
uyarlamasını keşfedecekti.
Massimo Glrotti, opera tutkunu şişman Bragana'nın (Juan de Landa) işlettiği,
yol üstündeki bir cafe'de işe giren, terli, tişörtlü, evsiz barksız Gino Costa'yı canlan
dırıyor. Gino ve Bragana'nın karısı Giovanna'nın (Roberto Rossellini'nin Roma Açık
Şehir'de Anna Magnani'nin oynadığı rol için ilk seçimi olan göz alıcı Clara Calamai)
birbirlerinin kollarına atılmaları ve kaçma planlarına başlamaları fazla uzun sürmez.
Cain'in öyküsünün akışına sıkı sıkıya bağlı kalan Visconti'ye, Calamai ve Girotti ara
sındaki yoğun fiziksel uyumun epey yardımı dokunmuş; Cain'in bütün o ten yan
gını ve hayvansal arzu betimlemeleri, Tutku'da neredeyse korkutucu bir yoğunluk
la vücut buluyor. Bu yüzden de er geç işlenecek olan cinayetin ekonomik neden
leri bu filmde biraz geri planda kalmış. Visconti, Gino'nun yollarda bir süre takıldı
ğı Ispanyol sokak çalgıcısı "lo Spagnolo"yla (Elio Marcuzzo) arasındaki apaçık eş
cinsel erotik çağrışımların da önüne geçmiyor; filmin faşist rejim sırasında yapıldı
ğı düşünülecek olursa, bu oldukça dikkate değer.
Bragana'nın da katıldığı yerel opera yarışması sahnesi kendisi de bir opera şar
kıcısının oğlu olan Cain'in kesinlikle çok hoşuna giderdi. Tay Garnett'ın 1946 yapı
mı Flollywood uyarlamasında Cecil Kellaway'in canlandırdığı mıymıntı aptal karak
terden fazlasıyla uzak, sert ve yaklaşılması zor bir tip olan Bragana, aryasına kapı
larak birden canlanır ve yaptığı son hamleyle ayakta alkışlanır. Tutku, Amerikan
Kara Filmi ve Italyan yeni gerçekçiliğinin birleşimi için harika bir örnek olabilirdi
ama bunun yerine bu iki akımın soyundaki kayıp bir bağlantı olarak kaldı. RP
ABD (MGM) MEET ME İN ST. LOUIS (1 9 4 4 )
113dk, Technicolor St.Louis'de Buluşalım
Yönetmen: Roscoe Vincente
Minnelli Tootie (Margaret O'Brien) adlı küçük kız, öfke İçinde ağlayarak evden çıkar ve
Yapımcı: Roger Edens, Arthur karlara doğru koşar. Kendi aile yaşantısındaki kalıcı ve güven veren her şeyi simge
Freed leyen, çok sevdiği kardan adamları fazlasıyla İrkiltici bir gayret ve hınçla yıkmaya
Senaryo: Irving Brecher, Fred F. koyulur. Judy Garland'ın 'Have Yourself a Merry Llttle Chrlstmas' şarkısını söyleme
Flnklehoffe
sinin, bir çocuğun kırılgan ruhunda, hatta bizimkinde, böyleslne harap edici bir et
Sally Benson'in romanından
Görüntü Yönetmeni: George J ki yaratabileceği kimin aklına gelirdi?
Folsey Vincente Mlnnelll'nln Sf. Louis'de Buluşalım adlı filmi, Hollywood tarihinin en
Müzik: Ralph Blane, Hugh Martin, alışılmamış ve duygu yüklü müzikallerinden biridir. Bu film, Minelll'nin en usta ol
Naclo Herb Brown, Arthur Freed, duğu İki türü, müzikalle melodramı harmanlar; hatta en karanlık anlarında (Cadı
George E. Stoll
lar Bayramı sekansında olduğu gibi) neredeyse korku filmine dönüşür. Bu aynı za
Oyuncular: Judy Garland,
manda, o günlerde olduğu gibi şimdi de birbirine tamamen zıt biçimlerde okun
Margaret O'Brien, Mary Astor,
Lucille Bremer, Leon Ames, Tom maya açık bir filmdir: Geleneksel aile değerlerinin bütünüyle masum ve naif bir an
Drake, Marjorie Main, Harry latımı olarak; ya da tam tersine, ailenin birliğini İçeriden parçalayan her şey üzeri
Davenport, June Lockhart, Henry H.
ne derinlemesine bir değerlendirme olarak okunabilir. Başka bir şekilde ifade edi
Daniels Jr., Joan Carroll, Hugh
Marlowe, Robert Sully, Chill Wills, lecek olursa: Bu, statükonun işini kolaylaştırmak ve onu güçlendirmek amacıyla so
Gary Gray, Dorothy Raye runun varlığını sadece belirli sınırlar içerisinde kabul eden avutucu, 'emniyet süba-
Oscar adaylıkları: Irving Brecher, pı' türünden bir eğlencelik midir; yoksa Hollywood sisteminin göbeğinde (neredey
Fred F. Flnklehoffe (senaryo), se kendisine ters düşerek) yıkıcı bir hareket, Tootie'nln düşsel kardan adamlarını
George J. Folsey (görüntü
katletmesi gibi gemlenmemiş bir hiddetin dışavurumu mudur?
yönetmeni), George E. Stoll
(müzik), Ralph Blane, Hugh Martin Evet, Garland'ın dalgın dalgın 'The Boy Next Door'u mırıldandığı, filmin en
(film şarkısı) akılda kalıcı sahnelerinden birinde, rengarenk giysiler İçindeki bir grup yolcuyla be
raber sallanarak, coşkuyla 'The Trolley Song'u ('Zing, zing, zlng w ent my heartst-
rings...') söylediği filmden söz ediyorum. Minnelli bu projesinde önüne hayli büyük
hedefler koymuş: Onun derdi sadece, sevimli 'sıradan' bir ailenin (ve bu ailenin
güçlüklere sabırla göğüs germesinin) hikayesini anlatmak değil, aynı zamanda,
Dünya Fuarı gibi etkinliklerin karakterini ortaya koyduğu yeni cesur 20. yüzyıl top-
lumunun tarihini ana hatlarıyla ortaya koymak.
Mlnnelll'nin sanatçı duyarlılığı (bu arada cinsel kimliği, Hollywood tarihiyle İl
gili başvurduğunuz kaynağa bağlı olarak ya yanıtı bulunamamış bir soru ya da her
kesin bildiği bir sırdır), kadınların özlemlerinin de erkeklerin vesvesesinin de çok iyi
üstesinden gelmesini sağlıyor ve bu ¡kişinin din kullanımı, bu müzikali şaşmaz bir
biçimde melodramatlk yapıyor. Ataerkillik, kadınlarla dolu bu evde otoritesini
mertçe kabul ettirmeye çalışan Leon Ames'in babacan, aksi tavırlarıyla kendisini
hissettirir. Keza kızların kapısına erkek arkadaşların dizilmesinin de özendirilmesi,
yönlendirilmesi, ayrıca yazgılarındaki doğru eş konusunda bilgilendirilmeleri gerek
il görülür.
Minnelli ve ekibi, şarkı ve dansları, olayların peri masalı kıvamındaki hercai akı
şına yedirerek müzikalin estetik açıdan ortaya koyduğu zorlukların üstesinden gel
meyi çok iyi başarmış. Şarkılar, sokajrta ya da kapı önünde söylenen veya mırılda
nılan gelişigüzel cümlelermiş gibi başlıyor; hikayede ilginç bir gelişme olduğu anda
da usulca kesiliyorlar. Sinemasal tarzın zarafetle sergilenişinin ve karakterlerin me
deni tavırlarının cilası altında, Judy'le birlikte 'Under The Bamboo Tree' şarkısı eşli
ğinde gerçekleştirdikleri 'egzotik' düetin de gayet şenlikli bir biçimde işaret ettiği
gibi, yabani, ehlileştirilmemiş duygularını İfade edebilen tek kişi Tootie'dir. AM
ABD (Warner Bros.)
TO HAVE AND HAVE NOT (1944)
10Odk, SB
Senaryosunu Nobel ödüllü iki yazarın, Ernest Hemingway ve William Faulkner'-
Yönetmen: Howard Hawks
ın, söylentiye göre Hemingway'in aynı adlı romanından uyarladığı To Have and Ha
Yapımcı: Howard Hawks, Jack L.
ve N ot (Ya Hep Ya Hiç/Malik Olmak ya da Olmamak), aslında yönetmen Howard
Warner
Hawks ve yönetmenin emsalsiz oyuncu kadrosu tarafından doğaçlama olarak yara
Senaryo: Jules Furthman
Ernest Hemingway'in romanından tıldı. Humphrey Bogart'ın Casablanca'yla (Kazablanka, 1942) elde ettiği başarının
Görüntü Yönetmeni: Sidney ardından çekilen bir dizi filmden biri olan bu romantik film, perde arkasında 2. Dün
Hickox ya Savaşı'nın eşiğine dayanma işaretleri veren bir aşk ilişkisinin etrafında döner. La
Müzik: Hoagy Carmichael, William uren Bacall'ı, Bogart'tan önce keşfeden Hawks, bu iki yıldızın evlenmesiyle kendisi
Lava, Franz Waxman ni aldatılmış hissetti ancak sonuçta çiftin gerçek hayatta oynadığı karakterleri de bü
Oyuncular: Humphrey Bogart, yük ölçüde o yaratmıştı.
Walter Brennan, Lauren Bacall,
Dolores Moran, Hoagy Carmichael, Romandaki gibi Küba'da değil Vichy, Martinique'de geçen To Have and Have
Sheldon Leonard, Walter Szurovy, Wof'ta yine ülkesinden uzakta yaşayan bir Amerikalıyı canlandıran Bogart, Özgür
Marcel Dallo, Walter Sande, Dan Fransa hareketiyle tanışır ve sonunda davalarında onlara ortak olur. Bogart ve Bacall
Seymour, Aldo Nadi arasındaki gerçek hayata dayanan elektriklenme, izleyenleri evlerine, Casablanca'da-
ki hazin tevekkülün yarattığından daha da büyük bir sıcaklık duygusuyla gönderen,
etkin bir mutlu sona ulaşıyor. Diğer filmdeki, iyiliği aşka tercih eden Rick (Bogart) ve
llsa'nın (Ingrid Bergman) aksine Harry ve Slim (sıska) birbirlerini yalıtılmışlıktan kurta
rıp ilişkilerini sürdürebilirler; çünkü savaşı kazanmak için birlikte çalışmak İsterler.
Hawks, işini kahraman için mutlu bir ev hayatı yaratmaktan ibaret gören bir kadına
asla tahammül edemezdi. Dolayısıyla Bacall'ın Slim'i de en az Bogart'ın Harry'sl ka
dar cesur ve cüretkar kılınmıştır, aralarındaki ilişki hem aşk İlişkisi hem de ortaklıktır.
Hawks, To Have and Have A/of’taki her bir sahneyi tatmin edici biçimde doldu
rur: Yıldız oyuncular arasındaki komik olduğu kadar erotik aşk konuşmaları ('Islık çal
mayı biliyorsun, değil mi?'), komedi unsuru arkadaş rolündeki Brennan'ın 'Daha ön
ce seni hiç ölü bir arı soktu mu?' diye soruşu, Carmichael'ın 'Hong Kong Blues'u söy
leyişi ve 'How Little We Know?'da Bacall'ın buğulu sesine (yoksa Andy Williams'm
sesine mi demeli?) eşlik edişi ve Bogie'nin bazı resmi görevlilere ve arsız faşistlere,
hiçbir totaliter zırvalığa pabuç bırakmayan bilgiç bir demokratın samimi ses tonuyla
çıkışması gibi. John Huston, 1948'de çektiği Bogart-Bacall filmi Key Largo (Ölüm Ge
misi) için bir final sahnesi bulamadığında, Hawks bu filmde kullanmadığı, ancak He
mingway'in romanında yer alan 'gemide silahlı çatışma' finalini ona verdi. KN
LAURA (1944) A B D (Fox) 88dk, SB
Kanlı Gölge Yönetmen: Otto Preminger,
Rouben Mamoulian
Erkekler ona tapıyor. Kadınlar ona hayran. Yine de genç reklam tasarımcısı Yapımcı: Otto Preminger
Laura Hunt (Gene Tierney) filmde duygusuz ve sosyetik arkadaşı Ann'den (Judith Senaryo: Jay Dratler, Samuel
Anderson), iki yüzlü aşığı Shelby'den (Vincent Price); ya da onun katilini ararken Hoffenstein, Elizabeth Reinhardt
hayaletine aşık olan kül yutmaz dedektif Mark McPherson'dan (Dana Andrews) Vera Caspary'nin romanından
daha fazla öne çıkmıyor. Ancak Laura'yı himayesi altına alan, ona şöhret kazan Görüntü Yönetmeni: Joseph
LaShelle, Lucien Ballard
dıran ve onu saplantı haline getiren dejenere ve samimiyetsiz yazar-radyo prog
Müzik: David Raksin
ramcısı Waldo Lydecker (Clifton Webb) son derece ilgi çekici bir karakter.
Oyuncular: Gene Tierney, Dana
Preminger’in Laura'sı sarsıcı tür karışımı içerisinde (kara bir psikolojik dram,
Andrews, Clifton Webb, Vincent
melodram ve cinayet filmi) merak uyandırma becerisine sahip olmakla birlikte, ka Price, Judith Anderson, Cy Kendall,
rakter tasviri yaptığı kısa bölümlerde de efsaneleşiyor. Bazı sahneler özellikle dikka Grant Mitchell
te değer: Ann'in Laura'ya, neden Shelby'ye sahip olması gerekenin kendisi oldu Oscar: Joseph LaShelle (görüntü
yönetmeni)
ğunu açıklaması; ya da karakolda, yüzüne vuran sorgu ışıklarını kapattığında, Mar-
k'ın, Laura'nın gerçek ışıltısını gördüğü romantik buluşma. Ama hepsinden daha
Oscar adaylıkları: Clifton Webb
(yardımcı erkek oyuncu), Otto
ağır basan, Lydecker'in Laura'ya, Shelby'nin kabahatlerini anlatarak onu dolduru Preminger (yönetmen). Jay Dratler,
şa getirirken takındığı iğneleyici tavır. Laura, 'Ona telefon edeceğim,' der endişeli Samuel Hoffenstein, Elizabeth
bir biçimde; Waldo, 'Orada değil,' diye karşılık verir, 'A nn’le akşam yemeğinde, bil Reinhardt (senaryo), Lyle R. Wheeler,
Leland Fuller, Thomas Little (sanat
miyor muydun?' Laura'nın hayatını gözetmekten öte, ele geçirerek, anlatısal sine
yönetmeni)
mada, 'kadın olmak isteyen erkek' temasının belki de ilk örneğini oluşturuyor. MP
<&!***■
uW
f/| lW I ;
M\ ± -A - İ
ABD (MGM) GASLIGHT (1944)
114dk, SB Işıklar Sönerken
Yönetmen: George Cukor
Yapımcı: Arthur Hornblow Jr. Eski bir İngiliz gotik aşk/macera filminin George Cukor imzalı Hollyvvood ver
Senaryo: John Van Druten, Walter siyonu olan bu film, tüyler ürperten sürükleyici hikayesiyle tehditkar bir atmosfer
Reisch, John L. Balderston yaratmakta çok başarılı olmuştur. Çekici ve tuhaf bir biçimde tahakküm kurma
Patrick Hamilton'in Angel Street eğilimindeki bir adam olan Gregory Anton (Charles Boyer), Paula Alqulst'e (Ingrid
isimli oyunundan
Bergman) kur yapmaktadır; ancak bu adam, aslında hayli ürkek bir kadın olan Pa-
Görüntü Yön: Joseph Ruttenberg
ula'nın kendisinden çok, sahibi olduğu Londra'daki evinin peşindedir. Sonradan
Müzik: Bronislau Kaper
Anton'un, on yıl kadar önce Paula'nın halasını, kadına ait olan ünlü mücevherleri
Oyuncular: Charles Boyer, Ingrid
Bergman, Joseph Cotten, Dame May çalmaya yönelik başarısız girişimi sırasında öldüren kurnaz bir hırsız olduğu anlaşı
Whitty, Angela Lansbury, Barbara lır. Geceleri Paula'nın evini sistematik olarak araştırırken bir yandan da onu ve çev
Everest, Emil Rameau, Edmund Breon, resindekileri, kadının aklını kaçırmakta olduğuna inandırmak için elinden geleni ya
Halliwell Hobbes, Tom Stevenson,
par. Amacı Paula'yı bütünüyle kendi kontrolü altına almaktır; böylelikle evi istedi
Heather Thatcher
ği gibi özgürce araştırabilecektir. Ne var ki Anton'ın planı, Paula'ya aşık olan, ona
Oscar: Ingrid Bergman (kadın
oyuncu), Cedric Gibbons, W.Ferrari, kötü davranıldığını görerek tam zamanında duruma el koyan Brian Cameron (Jo-
Edwin B. Willis, Paul Huldschinsky seph Cotten) tarafından açığa çıkarılır.
(sanat yönetmeni)
Işıklar Sönerken1in hikayesi biraz zayıf olmakla birlikte Cukor, aralarında, ev
Oscar adaylıkları: A.Hornblow Jr.
deki her şey ve herkes gibi evin sözde hanımına komplolar kuran küstah hizmetçi
(film), J.L.Balderston, W.Reisch, John
Van Druten (senaryo), Charles Boyer rolüyle İlk kez kamera karşısına geçen Angela Lansbury'nin de bulunduğu eşit
(erkek oyuncu), Angela Lansbury ağırlıktaki oyuncu kadrosundan mükemmel performans elde ediyor. Film, insanın
(yardımcı kadın oyuncu), Joseph imgeleminde yarattığı eziyet ve paranoya duygusuyla, söz konusu dönemde ger
Ruttenberg (görüntü yönetmeni)
çekleştirilen kara film serisinin seçkin örneklerinden birini oluşturuyor. RBP
ne kapılan film, bilinçaltı üzerinde gereğinden fazla bir süre oyalanarak gerilim ya
Müzik: Miklos Rözsa
Oyuncular: Ingrid Bergman,
ratan asıl duruma yeterince odaklanamaz. Merkezdeki gizem bakımından o kadar
Gregory Peck, Michael Chekhov,
olmasa da oyunculuk, sahne tasarımı ve müzik açısından hayli kayda değer olan Leo G. Carroll, John Emery, Steven
bu film, Hitchcock'un nispeten ilginç "başarısızlık"ları arasında sayılır. Geray, Paul Harvey, Donald Curtis,
Öte yandan, usta yönetmen Hitchcock akıllıca bir iş yaparak (ve tevazu göste Rhonda Fleming, Norman Lloyd,
Wallace Ford, Bill Goodwin, Art
rerek), filmde, hipnoz etkisi altındaki Peck'in gözünden görülen ünlü rüya sekans
Baker, Regis Toomey, Irving Bacon
larının tasarlanmasında Salvador Dali'den yardım almıştır. Bu sekanslardaki akıllar
Oscar: Miklos Rözsa (müzik)
dan çıkmayan sanrısal iskambil oyunları, gözler ve tuhaf manzara görüntüleri gü
Oscar adaylıkları: David 0
nümüzde de, hak ettikleri üzere, başlı başına minik sanat eserleri olarak kabul edi Selznick (film), Alfred Hitchcock
lir. Aynı derecede etkileyici olan bir başka nokta da Miklos Rozsa'nın Oscar ödüllü (yönetmen), Michael Chekhov
müzikleridir. Tekinsiz ve titrek sesiyle, daha sonra çekilen benzer tarzdaki pek çok (yardımcı erkek oyuncu), George
Barnes (görüntü yönetmeni), Jack
filme de eşlik edecek theremin (manyetik etkileşimle çalınan bir elektronik müzik
Cosgrove (özel efektler)
aleti) ilk kez bir film müziğine dahil edilmişti. Ben Hecht'in senaryosu dolambaçlı
bir psikoloji jargonuna fazlaca bulanmış olsa da Öldüren Hatıralar, Hitchcock'un
bilinçaltına yönelik giderek artan ilgisini ilk kez ortaya koymasına aracı oldu. JKI
MILDRED PIERCE (1945)
Ömre Bedel Kadın
Gecenin içinde silah sesleri yankılanır ve ölmek üzere olan bir adam son ne
fesinde "M ildred!" der. Olayların ve cinayetin başlangıç noktasına uzanan bir
"geçmişe dönüş" klasiğinde, kürkler içindeki itirafçı Mildred Pierce (Joan Craw-
ford'a Oscar kazandıran bu rol, unutulmaya yüz tutan 41 yaşındaki yıldızın kari
yerini yeniden canlandırdı), polis sorgusunda kızı Veda'nın (Ann Blyth) daha iyi bir
yaşam sürme arzularını karşılayabilmek için ev kadınlığı, garsonluk ve pastacılık
tan, başarılı bir restoran sahipliğine ne zorluklarla yükseldiğini anlatır. Kibar tavır
larıyla insanı kandıran, iki yüzlü, aşağılık bir adam (Zachary Scott) ikisini de baş
tan çıkarınca, kızına nevrotik ve boğucu derecede düşkün Mildred'ın sahiplenme
güdüsü ve nankör Veda'nın erken yaşta gelişmiş arzuları, cinsel ihanet ve öfkeyi
beraberinde getirir ve kaçınılmaz olarak işler çığırından çıkar.
James M. Cain'in (Double Indemnity-Çifte Tazminat ve The Postman Always
Rings Twice-Postaci Kapıyı iki Kere Çalar'ın ünlü yazarı) nefes kesen romanından
Ranald MacDougall'ın uyarladığı film, 1940'ların kadın filmlerine kusursuz bir ör
nek oluşturmasının yanı sıra, aile meseleleriyle ilgili heyecan dolu bir melodram
(ya da pembe dizi) tadı veriyor. Bu aynı zamanda, dönemin kendini çocuğuna
ABD (Warner Bros.) adamış, evde elmalı turta yapan özverili anne ideallerini alaşağı eden fevkalade
111 dk, SB ağır bir kara film. Mildred, çalışkanlığı ve fedakarlığıyla hayranlık uyandırıyor, iyi
Yönetmen: Michael Curtiz ama başarısız kocasından (Bruce Bennett) ayrılışını, küstah Veda'yı, şirin küçük kı
Yapımcı: Jerry Wald, Jack L. zına tercih etmesini ve çocuğun ölümünü belirgin bir sarsıntı yaşamadan geride
Warner bırakışını izledikçe, yavaş yavaş Mildred'ın iç dünyasında sağlıksız, hatta patolojik
Senaryo: Ranald MacDougall, bir yan olduğunu hissetmeye başlıyoruz.
James M. Cain'in romanından
Böyle çarpıcı bir melodram, daha inandırıcı bir biçimde ortaya konamazdı.
Görüntü Yönetmeni: Ernest
Mildred rolündeki Crawford, kendisini genellikle itici bulanlara bile çok gerçekçi
Haller
ve ikna edici gelmiştir; Blyth, küstah vamp rolünde müthiş bir başarı sergiler. Her
Müzik: Max Steiner
türden filme kendi kişiliğinin damgasını vurmuş bir yönetmen olan Curtiz'in, rol
Oyuncular: Joan Crawford, Jack
Carson, Zachary Scott, Eve Arden, dağıtımındaki ustalık (filmde, Eve Arden, Jack Carson ve Lee Patrick gibi üstün ni
Ann Blyth, Bruce Bennett, Lee telikli yardımcı oyuncular yer alır) ve kıyas kabul etmez teknik unsurlar (Gone with
Patrick, Moroni Olsen, Veda Ann the Wind-Rüzgar Gibi Geçf/’ nin Oscar ödüllü görüntü yönetmeni Ernest Haller'ın
Borg, Jo Ann Marlowe
güneşli bir kenar mahalle görüntüsünden, gölgeler içindeki bir kabusa etkileyici
Oscar: Joan Crawford (kadın oyun
geçişleri ve Max Steiner'ın çarpıcı müziği) seyirciyi kendinden geçiriyor. AE
cu)
Oscar adaylıkları: Jerry Wald
(film), Ranald MacDougall
(senaryo), Eve Arden (yardımcı
kadın oyuncu), Ann Blyth (yardımcı
kadın oyuncu), Ernest Haller
(görüntü yönetmeni)
Fransa (Pathé) LES ENFANTS DU PARADIS (1945)
190dk, SB Cennetin Çocukları
Dili: Fransızca
Yönetmen:: Marcel Carné Cennetin Çocukları, 1945 yılında, özgürlüğüne yeni kavuşmuş Fransa'da ger
Yapımcı: Raymond Borderie, Fred çekleştirilen başarılı ilk gösteriminden bu yana, tüm zamanların en iyi Fransız filmle
Orain
rinden biri olma özelliğini korudu. Bu film, genellikle "şiirsel gerçekçilik" adı verilen
Senaryo: Jacques Prévert
(aslında "karamsar romantizm" daha uygun bir terim olabilirdi) türün ve aynı za
Görüntü Yönetmeni: Marc
manda bu türü mükemmelleştiren işbirliğinin (senaryo yazarı Jacques Prévert'le yö
Fossard, Roger Hubert
netmen Marcel Carné'nin işbirliği) doruk noktasını oluşturur, ikisi, birbirinden çok
Müzik: Joseph Kosma, Maurice
Thiriet farklı nitelikleri, ender rastlanır biçimde bir araya getiriyordu: Prévert başkalarıyla be
Oyuncular: Arletty, Jean-Louis raber olmayı seven, tutkulu, politik inançlarına son derece bağlı biri olmanın yanı sı
Barrault, Pierre Brasseur, Pierre ra yüzyılın popüler Fransız şairlerinin en iyileri arasındaydı; Carné ise mesafeli, titiz,
Renoir, María Casares, Gaston içine kapanık, soğukkanlı bir mükemmeliyetçiydi. Buna karşılık birlikteyken, birbirle
Modot, Fabien Loris, Marcel Pérès,
rinden ayrıldıktan sonra her ikisinin de bir daha ulaşamayacağı bir sinema büyüsü
Palau, Etienne Decroux, Jane
Marken, Marcelle Monthil, Louis yarattılar. Cennetin Çocukları onların son büyük başarısıydı.
Florencie, Habib Benglia, Rognoni Filmin yapım aşaması 18 ay kadar sürdü ve bu süreçte Fransız sinema tarihinde
Oscar adaylıkları: Jacques ki en büyük film platosu kuruldu. 400 metrelik bu sokak dekoru 1830'larda ve
Prévert (senaryo)
40'larda Paris'in tiyatrolar bölgesi olan "Boulevard du Crime"ın en ince ayrıntılarına
kadar kopyalanmış haliydi.
İtalya teslim olduğunda, İtalyan yapım ortakları ayrıldı. Filmin ilk Fransız yapım
cısı, Nazilerce hakkında tahkikat başlatılınca çekilmek zorunda kaldı. Nazi yanlısı ol
duğu bilinen bir başrol oyuncusu, Normandiya Çıkarması'ndan sonra Almanya'ya
kaçınca yapımcılar onun yerine son anda bir başkasını getirtmek zorunda kaldı. Her
İkisi de Yahudi olan, çok yetenekli dekor tasarımcısı Alexandre Trauner ve besteci Jo
seph Kosma gizlenerek çalışmaya mecbur kalıp fikirlerini aracılar yardımıyla İlettiler.
Tüm bunlara rağmen Cennetin Çocukları, muazzam bir 19. yüzyıl romanının
tüm zenginliğini ve karmaşıklığını barındıran dört dörtlük bir başarı. Gösterişli ve ha
reketli bulvardaki kalabalık sahnelerde, perdenin her köşesini canlı ayrıntılarla doldu
İngilizce adı: The Children o f
Paradise ran 1.500 figüran kullanılmış. Ülkenin ele geçirilip işgal edildiği bir dönemde, Fran
sa'nın teatral kültürünün meydan okurcasına gözler önüne serildiği bu film, maske
li balo, düşgücü ve temsil kavramlarının doğası üzerine çok katmanlı bir meditasyon
niteliğinde. Tüm diyaloglar klişelerin üzerine çıkarılmış, tüm eylemler ustalıkla sahne
lenmiş. Erkek başrol oyuncularının üçü de gösteri dünyasından: büyük romantik ak
tö r Lemaitre (Pierre Brasseur), olağanüstü mim sanatçısı Debureau (Jean-Louis Bar
rault) ve sonradan usta bir hayduta dönüşen başarısız oyun yazarı Lacenaire (Marcel
Herrand). Üçü de gerçek tarihi kişilikler. Hepsinin aşık olduğu muhteşem kadın Ga-
rance ise (Arletty'nin beyazperdede canlandırdığı en iyi rol) kurmaca: Gerçek bir ka
dın olmaktan çok ezeli ve ebedi dişiliğin simgesi, ele geçmez, sonsuza dek arzula
nan bir varlık.
Cennetin Çocukları, üç saatten uzun sürmesine rağmen hiçbir anında gerekti
ğinden bir dakika olsun uzunmuş izlenimi vermiyor. 19. yüzyılın müthiş popüler sa
natı tiyatroyu (tıpkı 20. yüzyılda sinemanın olduğu gibi) yücelten film, fars (kaba gül
dürü), romans (aşk-macera), melodram ve trajediyi karşı konulmaz bir öyküleme gü
cüyle harmanlıyor. Her şeyden önce oyuncu yönetiminde üstün bir yönetmen olan
Carné, seyirciye muhteşem bir Fransız sinema oyunculuğu şöleninin yanı sıra ince
espriler, zarafet, tutku ve tüm filme sinmiş bir fanilik hissi (tüm romantik sanat eser
lerinin temelini oluşturan o melankoli) sunuyor. PK
*
Müzik: Miklös Rözsa Ray Milland, ilk Oscar'ını kazanmasını sağlayan ve kariyerinde dönüm noktası
Oyuncular: Ray Mllland, Jane olan filmde, yazın uzun ve sıcak günlerinde bir hafta sonu boyunca, İçki İçmek için
Wyman, Phillip Terry, Howard Da duyduğu dayanılmaz arzuyla mücadele eden ve sonunda arzusuna yenik düşen
Silva, Doris Dowling, Frank Faylen, New York'lu yazar Don Birnam'ı canlandırıyor. Wilder, Çifte Tazminat'ta (1944)
Mary Young, Anita Sharp-Bolster,
Fred MacMurrayTe yapmış olduğu gibi, Mllland'ın da mülayim "perde kişiliğinin ar
Lillian Fontaine, Frank Orth, Lewis
L. Russell, Clarence Muse dında yatan muğlaklığı ortaya çıkarıp sonuna kadar kullanıyor. Arkamıza yaslanıp
Oscar: Charles Brackett (film), Billy mesafeli bir acıma duygusuyla olup bitenleri yargılamamıza izin vermek yerine, dü
Wilder (yönetmen), Charles şüşü sırasında Blrnam'la birlikte bizi de aşağı çeker. Son ahlaki çekincelerinden de
Brackett, Billy Wilder (senaryo), Ray kurtulup içki parası bulabilmek İçin yalan söylemeye, üçkağıtçılığa ve hırsızlık yapma
Mllland (erkek oyuncu)
ya hazır olduğunu gösterdiği; sonunda da bir devlet hastanesinin alkolikler koğuşu
Oscar adaylıkları: John F. Seitz
(görüntü yönetmeni), Doane na yatırılıp titreme ve sayıklamalar arasında gördüğü sanrılar karşısında dehşetli çığ
Harrison (kurgu), Miklös Rözsa lıklar attığı anlara kadar biz de ona eşlik etmek durumunda kalırız.
(müzik) Filmin bazı bölümleri Manhattan'da gerçek mekanlarda çekilmiş; Wilder, gö
Cannes Film Festivali: Billy rüntü yönetmeni John F. Seitz'ın, kasvetli ve İtici görünecek şekilde (sanki Blrnam'ın
Wilder (Festival büyük ödülü), Ray
kendisinden tiksinen bulanık bakışlarıyla görülüyormuş gibi) görüntülediği, güneşin
Milland (erkek oyuncu)
kavurduğu kupkuru sokaklardan olabildiğince çok faydalanıyor. Unutulmaz sekans
lardan birinde, içki alacak para bulabilmek için daktilosunu rehin bırakacak duruma
düşen yazar, ağır makineyi 3. Cadde'nin tozlu yolları boyunca taşıyarak yürür ancak
daha sonra o günün Yom Klppur (Kefaret Günü) olduğunu, dolayısıyla tüm rehinci
dükkanlarının kapalı olduğunu fark eder. Şık bir gece kulübünde Blrman'ın dürtüle
rine karşı koyamayıp bir kadının çantasından para çalmaya çalışırken yakalandığı;
sonra da kulüp piyanisti, müşterilere koro halinde "Somebody Stoke My Gal"ln me
lodisiyle "Somebody stole her purse"ü ("Kadının cüzdanı çalındı") söyletirken aşağı
layıcı biçimde dışarı atıldığı sahne daha da acıklı. Ve Mlklos Rozsa'nın
müziği, ürkütücü, İnişli çıkışı tınısı, Blrnam'ın dünyaya bulanık ve kontrol
den çıkmış bir biçimde bakışına mükemmel uyan ve İlk elektronik enstrü
manlardan biri olan theremln'den ustaca yararlanıyor.
Hays Yasası'nın getirdiği kısıtlamalar, film in mutlu sonla bitmesini
zorunlu kılıyordu ama yine de W ilder ve Brackett, mantıksız olacak dere
cede güven verici bir sondan kaçınmayı başardılar. Buna rağmen Para-
mount, filmin başarısızlığa mahkum olduğuna İnanıyordu ve kendini teh
like altında hisseden içki endüstrisi, filmi tamamen ortadan kaldırması
İçin stüdyoya 5 milyon dolar teklif etmişti. Öte yandan İçki yasağı taraf
tarları, filmin insanları İçki İçmeye teşvik edeceğini öne sürerek ayağa
kalkmıştı. Tüm bunlar bir yana, Yaratılan A dam gerek sanatsal gerekse
ticari açıdan büyük bir başarıydı. Wilder, "insanlar beni bu filmden son
ra ciddiye almaya başladı," diyordu. Daha sonra alkolizm ya da başka
herhangi bir bağımlılık türü üzerine yapılan hiçbir film, Yaratılan Adam'a
göndermede bulunmaktan kaçınamamıştır. PK
ABD (PRC)
67dk, SB
Yönetmen: Edgar G. Ulmer "Kader ya da gizemli bir güç, ortada açık bir neden olmaksızın senin başına
Yapımcı: Leon Fromkess, Martin da çorap örebilir benim başıma da." B sınıfı filmlerin en önemlileri arasında olan
Mooney Detour (Dönüş), düşük bütçesinin ve çekim süresinin kısalığının izlerini kapatmak
Senaryo: Martin Goldsmith, için hiçbir zahmete girmez, ucuza mal olmuşluğunun tadını çıkarır; insan yaşamı
kendi romanından nın maliyetinin düşük, perdede oynama süresinin kısa olduğu bir noktada, ucuz
Görüntü Yönetmeni: Benjam H. romanla varoluşçuluk arasında bir yerlerde duran bir dünyayı İzleyicilere sunar.
Kline
Sıradan bir caz müzisyeni (Tom Neal) ülkenin bir ucundan bir başka ucuna git
Müzik: Leo Erdody, Clarence
mek üzere otostop çeker ve onu arabasına alan sürücü, suç onun üzerine kalacak
Gasklll, Jimmy McHugh
biçimde ölünce, kendisini bir "yol cehenneml"nin içinde bulur. Bu sırada karşısına
Oyuncular: Tom Neal, Ann
Savage, Claudia Drake, Edmund hafifmeşrep bir kadın (Ann Savage) çıkar. Bu kadın onu alçalma ve cinayete sürük
MacDonald, Tim Ryan, Esther leyecek, sonunda ucuz bir motel odasında yaşanan unutulmaz bir kapışmanın do
Howard, Pat Gleason ruk noktasında, telefon kablosu kadının boynuna dolanacaktır.
"Poverty Row" (B sınıfı filmler çeken küçük stüdyolar) içerisinde zorluklarla ça
lışan Alman dışavurumcu Edgar G. Ulmer, hayranlarının kabul edeceğinden daha
iddialı bir yönetmendi. Bununla birlikte Detour, onun yokluklar içerisinde çektiği
gerçek bir başyapıt. Tanınmamış başrol oyuncuları (gerçek hayatta da bir "kaybe
den" olan Neal cinayetten hüküm giydi) yıldızların romantik cazibesinden şüpheye
yer bırakmayacak kadar uzak; ve stüdyo dekorları, neresi olduğu belli olmayan yol
kenarları, fona yansıtılan dış mekan görüntüleri, hızla kontrolden çıkmakta olan
bir dünya hissi verir; rasgele bir B tipi film senaryosunun tesadüflerle dolu olay ör
güsünün, acımasız kaderin uğursuz ellerini hissettirebildiği bir dünya. KN
92dk, SB
Dili: İngilizce / Gal dili I Know Where l'm Going! (Nereye Gittiğim i Biliyorum!), 1940'larda Michael
Yönetmen: Michael Powell & Powell ve Emeric Pressburger ekibi tarafından gerçekleştirilen bir dizi başyapıtın en
Emerle Pressburger mükemmellerinden biridir. Şık kıyafetler içerisinde çok seksi görünen Joan Webs
Yapımcı: George R. Busby, ter (Wendy Hiller), babası yaşında bir milyarderle evlenmek üzere Hebrides'e yol
Michael Powell, Emerle Pressburger
culuk etmekte olan, pratik zekaya sahip, genç bir savaş sonrası dönemi İngiliz ka
Senaryo: Michael Powell & Emerle
dınıdır. Ancak yaşlı adamla evlenip paraya konma yönündeki kararlı adımları, bir
Pressburger
Görüntü Yönetmeni:: Erwin ada dolusu tuhaf İskoç'un onu kaderine yazılmış olan aşığı, meteliksiz bir asilzade
Hillier ve savaş kahramanı Torquil MacNeiTin (Roger Livesey) kollarına itmesiyle yolundan
Müzik: Allan Gray sapar.
Oyuncular: Wendy Hiller, Roger Powell ve Pressburger, romantik bir kahramana "Torquil" adını verip de bun
Livesey, George Carney, Pamela dan zarar görmeyecek yegane yönetmen olmalarının yanı sıra, Ealing Stüdyola
Brown, Walter Hudd, Captain
Duncan Mackenzie, Ian Sadler, rının 1949 yapımı Whisky Galore'sindeki (Viski Galore) içki düşkünü, çıkarcı adalı
Finlay Currie, Murdo Morrison, iskoçlar imajına karşı koyup beyazperdeye yine onlar kadar dalavereci ama bu kez
Margot Fitzsimmons, Captain İyi amaçlar için çalışan bir topluluk yansıtırlar. Joan'ın kentlilere özgü katılığı, filmin
C.W.R. Knight, Donald Strachan,
geçtiği yöredeki, tanrıları temsil eden ve heyecanlı bir "denizde kurtarma" finaline
John Rae, Duncan McIntyre, Jean
Cadell zemin hazırlayan girdabın da dahil olduğu pek çok Kelt efsanesiyle kısa süre
içerisinde kırılır. Kalabalık yardımcı oyuncu kadrosu içerisinde, özellikle tekinsiz bir
cazibesi olan Catriona Potts rolündeki Pamela Brown anmaya değer. KN
ABD (Samuel Goldwyn)
172dk, SB
Yönetmen: William Wyler
Yapımcı: Samuel Goldwyn
Senaryo: Robert E. Sherwood,
MacKinlay Kantor'un Glory for Me
isimli romanından
Görüntü Yönetmeni: Gregg
Toland
Müzik: Hugo Friedhofer
Oyuncular: Myrna Loy, Fredric
March, Dana Andrews, Teresa
Wright, Virginia Mayo, Cathy
O'Donnell, Hoagy Carmichael,
Harold Russell, Gladys George,
Roman Bohnen, Ray Collins, Minna
Gombell, Walter Baldwin, Steve
THE BEST YEARS OF OUR LIVES (1946) Cochran, Dorothy Adams
Oscar: Harold Russell (Onur
Hayatımızın En Güzel Yılları Ödülü), Samuel Goldwyn (film),
William Wyler (yönetmen), Robert
Sivil hayata dönen 2. Dünya Savaşı'nda savaşmış üç Amerikalı hakkındaki 172 E. Sherwood (senaryo), Fredric
March (erkek oyuncu), Harold
dakikalık, dokuz Oscar ödüllü bu Hollywood destanı, günümüzde pek rağbet görmü
Russell (erkek oyuncu), Daniel
yor. Film ilk gösterime girdiğinde, Manny Farber ve Robert Warshow gibi sert eleştir Mandell (kurgu), Hugo Friedhofer
menler, birbirlerine zıt politik bakış açılarından değerlendirmelerine rağmen, filmi (müzik)
hayli aşağılamıştı. Muhafazakar bir bakış açısıyla yaklaşan Farber filmi liberal bir zırva Oscar adaylıkları: Gordon
Sawyer (ses)
lık olarak görürken, Warshow daha Marksist bir perspektiften verip veriştirmişti.
Hem filmin yönetmeni Wllliam Wyler hem de filme kaynaklık eden MacKinlay Kantor
romanı, günümüzde popüler olmaktan çok uzak. Üç malulden birini oynayan ve el
lerini gerçekten savaşta kaybetmiş olan Harold Russell, Warshow'un öfkeli eleştirile
rinden ve hatta yıllar sonra mizahçı Terry Southern'ın ağır şakalarından bol bol nasi
bini aldı. Her şeye rağmen, eve geri dönen askerlere ilişkin, İzlenip izlenebilecek en iyi
Amerikan filmlerinden biri var karşımızda; ayrıca hepsinin içinde en dokunaklısı ve en
derinden hissedileni. Söz konusu süreçte çekilen çok az Hollywood filmi, döneme
böyle tanıklık edebilme niteliği taşıyor ve Gregg Toland'ın net alan derinliğini başarıy
la kullandığı görüntü yönetimi, yaptığı işler arasında en iyilerinden biri.
Hayatımızın En Güzel Yılları'nı bir Hollywood filmi olarak alışılmadık kılan şeyle
rin başında sınıf ayrımını ortaya koyması gelir; zengin (March), orta sınıftan (Russell)
ve işçi sınıfından (Andrews) gazilerin farklı kader ve tecrübeleri yan yana getirilmiştir.
Kuşkusuz hepsinin, Hoagy Carmichael'ın işlettiği bir barda birbirleriyle buluşması, bi
raz fazla tertip kokar; ama yine de sınıflar arası çizgilerin, askerlikteki belirsizliğin kı
sa bir süre için sivil hayata da taşınmasının, akla yakın bir tarafı vardır. Keza Russell'ın
bir oyuncu olarak yeteneklerinin sınırlı oluşunun suçu filme yüklenmiştir; oysa onu,
gerçekte olduğu gibi bir savaş malulü olarak kabul etme olgusu çok daha önemli gö
rünür; bu örnekte belgesel gerçekliği, kurmacanın sunduğu avantajların yerine ge
çer. Onunla (kurmaca) nişanlısı arasında, her ikisinin de yeniden şekillenen ilişkilerine
uyum sağlama mücadelesi verdiği sahneler, dokunaklılıklarıyla olduğu kadar dürüst
lükleriyle de ıstırap verici ve Amerikan sinemasında bunlarla boy ölçüşebilecek çok az
sahne bulabilirsiniz. JRos
BRIEF ENCOUNTER (1946)
Kısa Tesadüfler/Kısa Buluşma
David Lean'in daha sonraki yıllarda çektiği görkemli filmler, yönetmenin za
man zaman önceki dönemlere ait görece mütevazı işlerini gölgede bırakma riski
doğurur; ancak sırf Lawrence o f Arabia'nın (ArabistanlI Lawrence, 1962) ya da
Doctor Zhivago'nun (Doktor Jivago, 1965) çerçevesine odaklanıp kalmak Lean'in
en önemli başarılarından bazılarını gözden kaçırmak olacaktır. Sonuçta Arabistan
lI Lawrence'ı ancak üstün nitelikli bir yönetmen yönetebilirdi; aynı biçimsel ustalık,
çok daha küçük ölçekte de olsa Lean'in erken dönem filmlerinde de sergilenmiştir.
Lean, Noel Coward'in tek perdelik oyunu Stili Life'tan uyarlanan Kısa Tesa
d ü fle re başladığında, halihazırda Coward'in yapıtlarından üçünün sinema uyarla
masını yönetmişti. Ancak oyunun kısalığı nedeniyle Lean, elindeki malzemeyi ge
Britanya (Cineguild, Rank)
nişletmek durumunda kaldı ve bu süreçte kendi sinema dağarcığını da genişletti.
86dk, SB
Yönetmen: David Lean Geriye dönüşlerle anlatılan Kısa Tesadüfler, bir tren istasyonunda tesadüfen tanı
Yapımcı: Noel Coward, Anthony şan ev kadını Laura'yla (Celia Johnson), doktor Alec (Trevor Howard) arasındaki
Havelock-Allan, Ronald Neame platonik aşkı konu alır. Lean'in, sinema tarihindeki mendil ıslatan hikayelerin en et
Senaryo: Anthony Havelock-Allan, kileyicilerinden birini işlerken yaptığı bir dizi biçimsel hamle, çok geçmeden yönet
David Lean meni sırf Noel Coward'in başarısının ekmeğini yiyen bir adam olmanın ötesine ta
Noel Coward'in Still Life isimli
şıdı. Her şeyden önce, hüsranla sonuçlanmaya mahkum ilişkiye daha çok ayrıntı
oyunundan
ekleyerek hikayeyi tren istasyonunun dışına çıkardı. Ayrıca kendi tasarrufundaki
Görüntü Yönetmeni: Robert
Krasker tüm sinematografik araçları sonuna kadar kullandı; örneğin ışığın kullanılışı, karan
Tema müziği: Rachmanlnov lık ve puslu istasyona en iyi simgesel anlamını yükleyerek, Lean'in sonraki Dickens
Oyuncular: Celia Johnson, Trevor uyarlamalarındaki kasvetli görünüme yaklaşır. Lean, tema müziği olarak belirlenen
Howard, Stanley Holloway, Joyce Rachmaninoff'un 2 No.'lu Piyano Konçertosu'nun da dahil olduğu tüm müzikler
Carey, Cyrll Raymond, Everley
kadar, ses efektlerini de (özellikle hızla giden tren sesi) çok iyi kullanır.
Gregg, Marjorie Mars
Ama en önemlisi. Lean, Johnson'ın bir hikayeyi pek çok senaryodan daha iyi
Oscar adaylıkları: David Lean
(yönetmen), Anthony Havelock- anlatabilen gözlerine sık sık yakın çekim yapar. Johnson ve Howard, bu çok hü
Allan, David Lean, Ronald Neame zünlü hikayede mükemmel bir oyunculuk sergiliyor. Bu bahtsız aşıkların yaşamala
(senaryo), Celia Johnson rına izin verilen şeyler, neredeyse kaçamak bir bakış, bir parmağın bir ele hafifçe
(kadın oyuncu)
dokunması ve paylaşılan bir kahkahadan ibaret ve Johnson'la Howard bu hüzün
Cannes Film Festivali: David
lü çlurumu çok güzel aktarıyor. JKI
Lean (Festival büyük ödülü)
İtalya (Foreign Film, OFI)
UOdk, SB
Paisà'yı, filmin yeni gerçekçi bir başyapıt olarak statüsünü bilmeden izleyen bi D ili: İtalyanca / İngilizce / Almanca
rinin daha başlarda pes etmesi mazur görülebilir: İtalya'daki Amerikan seferberli Yönetmen: Roberto Rossellini
ğinin arşiv görüntüleri, Hollywood tarzı müzik, askeri emirler yağdıran kötü aktör Yapımcı: Mario Conti, Rod E.
ler. Roberto Rossellini'nin yalın üslubu, etkileyici büyüsünü ancak birbirinden ba Geiger, Roberto Rossellini
ğımsız altı bölümden ilkinin sonlarında sergilemeye başlar; hayat hikayesini anla Senaryo:: Sergio Amidei, Federico
Fellini
tan bir askerin, bir kurşunla aniden öldürülmesinden kısa bir süre sonra, bu aske
Görüntü Yönetmeni:: Otello
rin sohbet ettiği kişinin cesedini görürüz; Almanlar tarafından öldürülmüştür ve
Martelli
hayatta kalan durumdan habersiz Amerikalılar tarafından "pis bir Italyan" diye ni Müzik: RenzcrRossellini
telendirilerek önemsenmez. Oyuncular: Carmela Sazio, Robert
Rossellini'nin bu 1943-46 vakayinamesi her düzlemde yıkım, acımasızlık ve an Van Loon, Benjam Emmanuel,
layışsızlıkla dolu. Bir Amerikalı, karşısındaki fahişenin altı ay önce aşık olduğu kadın Harold Wagner, Merlin Berth, Dots
Johnson, Alfonsino Pasca, Maria
olduğunu farketmez; bir sokak çocuğu, sarhoş bir siyahi askerle arkadaş olur ve o Michi, Gar Moore, Harriet Medin,
uykuya dalar dalmaz ayakkabılarını çalar; filmdeki son görüntü (unutulmaz biçim Renzo Avanzo, William Tubbs, Dale
de kasvetlidir) bir grup partizanın acımasızca idam edilişini gösterir. Edmonds, Cigolani, Allen Dan
Rossellini, birbirini takip eden bu olayların akışına uygun olarak şaşırtıcı bir ek- Oscar adaylıkları: Alfred Hayes,
Federico Fellini, Sergio Amidei,
siltili (eliptik) anlatıma, farklı dillerdeki zıt amaçlı diyaloglara ve dehşetin katı bir
Marcello Pagliero, Roberto
duygusuzlukla sunumuna dayalı bir yapı geliştirir. Paisà, kişisel hayatın etkileyici Rossellini (senaryo)
emarelerini savaşın acı ve korku veren tarihi dramının içine yerleştirir. AM
Cocteau, Güzel ve Çirkin'e (henüz ikinci uzun metraj filmiydi) elindeki malze
menin kapasitesinin tamamen bilincinde ve koşulların dayatmasının bir sonucu
olarak başladı. Bir taraftan çevresindekiler. Alman İşgalinin neden olduğu büyük
kültürel gerilemenin ardından Fransız sinemasının yeniden adını duyurması için
gözlerini ona dikmişti; Güzel ve Çirkin, fiilen, Fransa sanat dünyasının ulusal mani
festosu olacaktı. Diğer taraftan Cocteau, kendisini seçkincilikle ve halkın beğenile
rinden uzak olmakla suçlayan eleştirmenlerce kışkırtılıyordu. Acaba sinema dünya
sındaki egemen anlayışa uygun, halkın kucaklayacağı bir filmi yapabilecek miydi?
Cocteau, aklında bu iki çetin yükümlülükle, yüzlerce yıllık "Güzel ve Çirkin"
masalına (kendisinin bile) en tuhaf ve fantastik yaratıcı güdüleri için bir çıkış kapı İngilizce adı: Beauty and the Beast
sı olarak yaklaştı. Aslına bakılırsa, orijinal hikayenin nispeten basit iskeleti, böylesi
bir deneyselliği teşvik ediyordu. Görünüşte korkunç ve çok çirkin olan bir yaratık
(Jean Marais) babasını ücra bir şatoda esir alınca Güzel (Josette Day), babasının
yerine geçmeye gönüllü olur. Ne var ki bu pazarlıkta Çirkin bundan daha fazlasını
ister: Güzel'e kendisiyle evlenmek istediğini söyler ve Güzel de kararını vermeden
önce görünüşün ötesine, tüylerle kaplı talibinin iyilikle dolu kalbine bakabilmek du
rumundadır.
Cocteau, ikisinin flö rt dönemini, birçok güzel efekt İçin deneme alanı sağla
yan büyülü bir şatoda kurgular. Güzel, koridorlarda öylesine yürümez; sessizce ve
kayar gibi süzülür. Mumlar geleneksel şamdanların içine değil, duvarlara sabitlen
miş insan kolu şeklindeki tutamaçlara yerleştirilmiştir. Aynalar şeffaf geçitlere dö
nüşür, alevler kendi istediklerince parlayıp söner ve heykeller canlanır. Kale, hem
cisimlenen yaratım süreci için m etafor hem de çok sayıdaki Freudyen imge için
mazeret işlevi görür. Çirkin, bir dönüşüme uğramadan, Güzel onunla olan İlişkisi
ni cinsel anlamda tamamına erdiremeyeceğinden, Cocteau, bilinçaltı arzularını açı
ğa vurmak üzere ona bıçakları okşatır ve onu uzun koridorlarda dolaştırır.
Ancak Cocteau'nun en büyük başarısı, bir ucube olan Çirkin'i hem inandırıcı
hem de çekici kılabilmesidir. Marais özenle yapılmış çok ayrıntılı bir makyajın altın
da gömülü olduğundan, Çirkin'in özündeki iyilik davranışları ve eylemleri üzerinden
açığa çıkarılmak durumundadır, böylelikle hem gerçek hem de mecazi-anlamda
kürkünün ve uzun sivri dişlerinin altında yatan insanlığı ortaya konur. Aslında Mara-
is'in çizdiği portre öylesine başarılıdır ki Çirkin sonunda eli yüzü düzgün, yakışıklı bir
prense dönüşüp Güzel'le birlikte muratlarına erdiklerinde, filmin galasında aktris
Greta Garbo'nun "Bana çirkinimi geri verin!" diye bağırması ünlüdür. JKI
ABD (First National, Warner) THE BIG SLEEP (1946)
114dk, SB Büyük Uyku/ Birleşen Kalpler
Yönetmen: Howard Hawks
Yapımcı: Howard Hawks, Jack L. Söylentiye göre, yönetmen Howard Hawks, romancı Raymond Chandler'dan
Warner
kitabı Büyük Uyku'daki çeşitli ikili oynamalara, ihanetlere ve sürprizlere bir açıkla
Senaryo: William Faulkner
ma getirmesini istediğinde, yazar dürüstçe "Hiçbir fikrim yok," yanıtını vermiş. Bu,
Raymond Chandler'in romanından
Büyük Uyku'nun içerisindeki söz konusu durumların önem taşımadığı ya da kitap
Görüntü Yönetmeni: Sidney
Hickox ta yer almalarının nedeninin kafa karıştırmaktan ibaret olduğu anlamına gelmez.
Müzik: Max Steiner Chandler'in karmaşıklığıyla ünlü bu "polisiye hikaye"si, daha ziyade Los Ange-
Oyuncular: Humphrey Bogart, les'taki yozlaşmışlığın zaten karmaşık olan öyküsünü, İçine neredeyse sonsuz bir
Lauren Bacall, John Ridgely, Martha aşağılık karakterler geçidi katarak, sadece anlaşılması biraz daha zor hale getirir.
Vickers, Dorothy Malone, Peggy
Bu nedenle Hawks'un sinema uyarlamasının odağını, yumuşak bir şekilde ha
Knudsen, Regis Toomey, Charles
Waldron, Charles D. Brown, Bob fiyelikten hafiyeye, yani usta özel dedektif Philip Marlowe rolündeki Humphrey Bo-
Steele, Elisha Cook Jr., Louis Jean gart'a kaydırması şaşırtıcı değildir. 1944 yapımı To Have or Have Not'ın (Sahip Ol
Heydt
mak ya da Olmamak) başarısından faydalanan Hawks, Bogart'ı yeniden Lauren
Bacall'la bir araya getirir ve onların arasındaki çekimi ön plana çıkarır. Bu ikili aynı
karede göründüğünde, polisiye hikaye ikinci planda kalır (çekimler bittikten altı ay
sonra evlenmişlerdi). Hawks, iki oyuncunun birlikte yer aldığı fazladan sahneler ek
leyerek ve dönemin Sinema Yapım Yönetmeliği düşünülürse, biraz fazla müsteh
cen sayılabilecek (özellikle atlar ve eyerler hakkındaki konuşma) imalarla süslenmiş
diyalogları vurgulayarak bu cinsel tansiyondan sonuna kadar faydalandı.
Peki ya polisiye hikaye? Temel soruşturma, biraz kafa karıştırıcı olmakla birlik
te, yine de seyir zevki veriyor. Marlowe, Hollywood'un en karanlık en pis köşeleri
ne girip çıkarken bizim rehberimiz olur;
pornocuları, nemfomanları, öldürülmeden
önce hikayedeki daha fazla dönüm nokta
sını açığa vurmaya (ya da İlgiyi başka yöne
çekmeye) zar zor vakit bulabilen bir grup
kiralık haydutu kapsayan bir cinayet-şantaj
olayının üzerindeki esrar perdesini kaldırır.
Büyük Uyku, ölümden bahseden bir
film. Aslında ölüm filmin her yanına işle
miş. Bu, standart kara film İlkelerinin ço
ğundan yoksun bir kara film başyapıtı.
Pek çok meşum kadın var, ama geriye dö
nüş sahneleri yok; ışık-gölge karşıtlığı var
ama dış ses yok. Daha da önemlisi, Bo-
gart'ın Marlowe'u, yalan dolanla dolu bir
dünyada kaybolmuyor, tersine daima ken
dinden emin ve kontrolü mutlak olarak
elinde tutuyor. O, gaddarlık karşısında hiç
istifini bozmayan, ucuz şehvet oyunlarına
prim vermeyen ve güzel bir yüzün değeri
ni her zaman bilen tuhaf bir antikahra-
man. JKI
THE KILLERS (1946) ABD (Mark Hellinger, Universal)
105dk, SB
Robert Siodmak'ın bu klasik kara filminin İlk on dakikasında, Hemingway'ln
Yönetmen: Robert Siodmak
1927 tarihli öyküsü neredeyse harfi harfine kopyalanmıştır: iki kiralık katil, yaşama
Yapımcı: Mark Hellinger
arzusunu tamamen kaybetmiş, hiçbir direnç göstermeyen bir isveçli'yi (Burt Lan- Senaryo: Anthony Veiller
caster) öldürmek üzere sakin bir kasabaya gelir. Senaryo yazarları Anthony Veiller Ernest Hemgway'in öyküsünden
ve John Huston'ın, hikayeye hayal güçlerini katarak yarattıkları azimli sigorta mü Görüntü Yönetmeni: Elwood
fettişi Riordan (Edmond O'Brien), isveçli'nin geçmişi üzerindeki esrar perdesini kal Bredell
dırır: Bu adam, gizemli bir kadınla (Ava Gardner), bir fabrikada maaşların çalınma Müzik: Miklös Rözsa
sıyla ve bir ihanetle ilişkisi olan eski bir boksördür.
Oyuncular: Burt Lancaster, Ava
Gardner, Edmond O'Brien, Albert
Citizen Kane'in (Yurttaş Kane) hikayesi, farklı anlatıcılarla ilgili geriye dönüş Dekker, Sam Levene, Vince Barnett,
sahneleriyle bölümlenmiştl; The Killers (Katiller), geriye dönüş sahnelerinin zaman- Virginia Christine, Jack Lambert,
sal sıralamasını da karıştırarak bu düşünceyi bir adım daha İleri götürüyor. Bu yap- Charles D. Brown, Donald
MacBride, Charles McGraw,
bozu bir araya getirme süreci, izleyiciyle Riordan arasında bir bağ kurulmasını ge
William Conrad
rektiriyor. Şirketinin çıkarlarına sonuna kadar bağlı Riordan, İsveçli'nin geçmişini
Oscar adaylıkları: Robert
araştırırken, kara filmlere özgü bir yaşam sürmenin heyecanını, geleneksel olarak Siodmak (yönetmen), Anthony
ödenen bedelleri ödemek zorunda kalmaksızın, bir başkasının yaşamına dahil ol Veiller (senaryo), Arthur Hilton
duğunu hayal ederek yaşar. Riordan'la İsveçli'nin yasadışı dünyası arasındaki ilişki, (kurgu), Miklös Rözsa (müzik)
izleyiciyle film arasındaki ilişkiyle paralel hale gelir; olaylar açıklığa kavuşmadan he
men önce, Riordan sanki bir sinema salonunun ön sırasında oturuyormuş gibi silu
et halinde otururken bu düşünce iyice belirginleşir. The Killers, hem muhteşem bir
kara film hem de tekdüze bir güven ortamından tehlike ve maceraya kaçış olarak
gördüğümüz kara filmlerden neden hoşlandığımıza dair açıklama niteliğinde. MR
propaganda filmi olarak tasarlanmıştı. Ancak sonunda ortaya, asıl hedefini aşarak
Yapımcı: George R. Busby,
Michael Powell, Emeric Pressburger
aşk ve insanın iyiliği üzerine, görsel açıdan heyecan verici, diyaloglarıyla eğlenceli
Senaryo: Michael Powell & Emeric
bir film çıktı. Pressburger
Yanmakta olan uçağından mutlak bir ölüme atlamaya hazır bir 2. Dünya Sa Görüntü Yönetmeni: Jack
vaşı pilotu (David Niven), Amerikalı telsiz operatörünün (Kim Hunter) sesine aşık Cardiff
olur. Daha sonra bir sahilde kendine gelir ve cennette olduğunu zanneder. Hayat Müzik: Allan Gray
ta olduğunu anlayınca, Amerikalı kızla yüz yüze görüşebilme şansı olduğunu fark Oyuncular: David Niven, Kim
Hunter, Robert Coote, Kathleen
eder. Ne var ki ilahi güçler bir hata yapmıştır; ona gerçeği söyleyip ait olduğu ye
Byron, Richard Attenborough,
re, cennete götürmek üzere göklerden Ulak 71 (Marius Goring) gönderilir. Alfred Bonar Colleano, Joan Maude,
Junge imzalı çarpıcı dekor tasarımı, bu filmi zaten etkileyici olan duygusal idealiz Marius Goring, Roger Livesey,
minin ve (renkli çekilmiş) dünyayla cennetin dünyevilikten uzak siyah beyazlığı ara Robert Atkins, Bob Roberts, Edwin
Max, Betty Potter, Abraham
sında kolaylıkla gidip gelen zekice yazılmış senaryosunun yukarısına taşır. Kullanı Sofaer, Raymond Massey
lan donuk karelerin ve öteki dünyanın nefes kesen dekorunun yanı sıra, filmde Sal
vador Dali'nin beğeneceği türden "göz küresinin ardından" yapılmış bir çekim de
var. KK
Britanya (Cineguild, Rank) GREAT EXPECTATIONS (1946)
118dk, SB Büyük Umutlar
Yönetmen: David Lean
Yapımcı: Anthony Havelock-Allan, 1946 yılında, Brief in c o u n te r (Kısa Tesadüfler, 1946) ve Blithe Splrit'ln (Ben Ça
Ronald Neame ğırmadım, 1945) başarılarının ardından yapımı gerçekleştirilen bu film, David Le-
Senaryo: Anthony Havelock-Allan, an'in 1948'de Oliver Twist'i çekmeden önce sinemaya uyarladığı İlk Charles Dickens
David Lean, Ronald Neame romanıydı. Bu edebi başyapıtı kelimenin tam anlamıyla sinematografik bir görev ola
Charles Dickens'ın romanından
rak elş alan Lean, hikayenin engin duygusal ufkunu keşfeder, kullanır ve onu görsel
Görüntü Yönetmeni: Guy Green
anlamda da geniş kapsamlı, büyüleyici bir yolculuk haline getirir. Sonuçta ortaya
Müzik: Walter Goehr, Kenneth
Pakeman hem gelmiş geçmiş en İyi İngiliz filmlerinden biri hem de filme çekilen en İyi edebi
Oyuncular: John Mills, Anthony yat uyarlamasLçıkar.
Wager, Valerie Hobson, Jean Pek çok korku filmiyle ortak noktalar içeren Büyük Umutlar, ıssız ve bakımsız bir
Simmons, Bernard Miles, Francis L, mezarlığa uzanan geniş bir bataklıkta açılır. Bu açılış sahnesi o kadar önemliydi kİ '
Sullivan, Finlay Currie, Martlta
filmde neyin nasıl görünmesi gerektiğine dair düşünceleri çok kesin olan Lean, ilk
Hunt, Alec Guinness, Ivor Barnard,
Freda Jackson, Eileen Ersklne, görüntü yönetmeni Robert Krasker'in yerine Guy Green'i getirdi. Bu sahnede filmin
George Hayes, Hay Petrie, John genç kahramanı Pip, Magwitch (Finlay Currie) adındaki acımasız ve çaresizlikten gö
Forrest zü dönmüş bir hapishane kaçkınıyla karşılaşır. Kaçak, Pip'i tehdit edip kendisine ye
Oscar: John Bryan, Wilfred mek ve zincirlerinden kurtulmak için bir eğe getirmesini ister. Daha sonra Pip, haya
Shlngleton (sanat yönetmeni), Guy
ta küsmüş harap bir kadın olan Miss Havisham'ın (Martita Hunt) en az kendisi kadar
Green (görüntü yönetmeni)
harap malikanesine götürülür. Yıllar önce düğün yemeğinde terk edilen Miss Havis-
Oscar adaylıkları: Ronald Neame
(film), David Lean (yönetmen), ham, hâlâ gelinliğinden geriye kalan kumaş parçalarını giymektedir. Miss Havis-
David Lean, Ronald Neame, ham'ın, vesayeti altındaki genç ve güzel Estella'yı (Jean Simmons) tüm erkeklerden
Anthony Havelock-Allan (senaryo) intikam alacak bir kadına dönüştürme yönünde korkunç bir planı vardır. Estella’ya
aşık olan Pip de bu erkekler arasında yer alır. Ancak esrarengiz bir hayırseverin,
Londra'ya taşınıp zengin bir beyefendi olarak yaşaması İçin Pip'i finanse etmesiyle,
olayların akışı değişir. Bir apartman dairesini Herbert Pocket'la (Alec Guinness'in İlk
önemli rolü) paylaşmaya başlayan yetişkin Pip (John Mills), yardım eden kişinin Miss
Havisham olduğuna ve yazgısının bir gün Estella'yla evlenmek olduğuna inanarak
züppe bir yaşam sürer. Dickens okurları, anlatılmak isteneni daha iyi anlayacaktır.
38 yaşındaki Mills'in, romanda 20'sini bitirip 21 'ine girdiği belirtilen bir karakte
ri oynamak İçin çok yaşlı olduğunu iddia edenler oldu. Bununla birlikte meselenin as
lına bakıldığında, Pip, kendi yazgısını belirleyen olaylara etkin bir biçimde müdahll ol
maktan çok etrafında oynanan dramın tanığı olmalıydı, ilk filmini yö
netmeden önce yedi yıl kurguculuk yapan Lean, bunu çok iyi biliyordu
ve dolayısıyla Mills'i sağlam ve renkli bir yardımcı oyuncu kadrosuyla
çevreledi. Pip'in, avukatının asistanı W emmlck'in (Ivor Barnard) evini
ziyaret edip, onun oldukça yaşlı ve biraz bunak babası "ihtiyar B."yle
(ihtiyar babanın kısaltılmışı) tanışma sahnesi gibi bazı sahneler inanıl
maz haz verir. Olay örgüsü açısından çok gerekli olmasa da seyircinin
İçini ısıtan, unutulmaz ve eğlenceli bir sahnedir bu ve filme önemli öl
çüde Dickensvari çekicilik katar.
Büyük Umutlar, eski olmasına rağmen güzelliğinden ve dokunak
lılığından hiçbir şey kaybetmemiş bir film. İngiliz Film Enstitüsü'nün
tüm zamanların en iyi İngiliz filmleri listesinde beş numarada yer alan
bu film, kapsam, yaratıcılık ve tutarlılık bakımından, Dickens'ın eserle
rine dayanılarak yapılan en iyi film olma özelliğini halen koruyor. KK
ABD (RKO, Vanguard)
101 dk, SB
Dili: İngilizce / Fransızca
Yönetmen: Alfred Hitchcock
Yapımcı: Alfred Hitchcock
Senaryo: Ben Hecht
Görüntü Yönetmeni: Ted
Tetzlaff
Müzik: Roy Webb
Oyuncular: Cary Grant, Ingrid
Bergman, Claude Rains, Louis
Calhern, Leopoldine Konstantin,
Reinhold Schünzel, Moroni Olsen,
Ivan Trlesault, Alex Minotis
Oscar adaylıkları: Ben Hecht
(senaryo), Claude Rains (yardımcı
erkek oyuncu)
NOTORIOUS (1946)
Aşktan da Üstün
Yapımcı David O. Selznick, Hitchcock'un psikanalitik dramı Spellbound'ırı (Öldü
ren Hatıralar, 1945), yönetmen Alfred Hitchcock, yıldız oyuncu Ingrid Bergman ve
yazar Ben Hecht'ten oluşan başarılı ekibini yeniden bir araya getirmiş ve romantik
bir casusluk hikayesiyle ilgili bu olağanüstü projeye gelişme aşamasında önderlik et
miş olsa da (adeti olduğu üzere kadroyu memorandum sağanağına tutarak) sonun
da tüm paketi RKO Stüdyoları'na sattı ve Hitchcock'un film in yapımını bizzat üstlen
mesine olanak sağladı. Selznick'ln yaşam öyküsünü yazan David Thomson bile Selz-
nick'in işin içinde olmayıp filmi mahvedememiş olması sayesinde filmin bu kadar gü
zel olduğunu itiraf eder.
2. Dünya Savaşı'nın sonlarına doğru, çekici ajan T.R. Devlin (Cary Grant), hü
küm giymiş bir vatan haininin kızı olan ve serbest bir yaşam süren Alicia Huberman'ı
(Bergman), Arjantin'deki bir grup Nazi'nin arasına sızmak üzere ikna eder. Kendisi
ni başıboş, amaçsız bir yaşamdan kurtaran bu adama aşık olan Alicia, Devlln'in onu
başka bir adamın kollarına bıraktığını hissedince, kendisine babacan bir tavırla yak
laşan faşist Alexander Sebastian'la (Claude Rains) evlenir. Alicia, Sebastian'ın cana
var ruhlu otoriter annesinin (Sapık filmindeki Norman Bates'in annesi Bayan Bates'in
sağ kalmış hali olabilecek türden bir kadın) nefretini kazanır. Hitchcock'un, klasik ge
rilim mekanizmasını işleterek çektiği bir sahnede, meleksi Alicia ve şeytani Devlin'in
şarap mahzeninde gizlice araştırma yaptığı bir parti esnasında bir uşak mahzene
İner. Bu sahnede, en basit ama konu açısından en belirleyici ayrıntı ortaya konur: Şa
rap şişeleri, Nazi'lerin atom bombası yapımında kullanacağı uranyumla doludur. So
nuç, Alicia ve Devlin'in sırrının keşfedildiği işkence gibi bir an olur, ancak Sebastian,
karısının casus olmadığına, sadece sadakatsiz olduğuna İnandırılır.
Aşktan da Üstün'ün yoğun aşk üçgeni dramı, izleyiciyi üç başrol oyuncusu hak-
kındaki hislerini sürekli değiştirmeye zorlar. Film aynı zamanda, Grant ve Bergman
arasında dönemin beyazperdedeki en uzun yakın plan öpüşmesinin yaşandığı gör
kemli bir aşk hikayesi. Pırıl pırıl slyah-beyaz görüntülerin ortaya konduğu ve oyuncu
ların müthiş çekicilik (ve oyunculuk) sergilediği filmin son bölümünde, canavar ruh
lu annenin, Allda'nın zehirlenmesine nezaret etmesi, fazlasıyla sinir bozucudur. KN
BLACK NARCISSUS (1946) Britanya (Independent, Rank, The
Archers)
David Thomson, Black Narcissus'tan (Siyah Nergis) "rahibelerin fantezileri
100dk, Technicolor
hakkında erotik bir İngiliz filmi, nadir görülen bir şey," diye bahsederken muhte
Yönetmen: Michael Powell,
melen durumu biraz hafife alıyordu. Film, kendilerine hediye edilen Himalayalar'ın Emeric Pressburger
tepesindeki binayı bir "manastır-okul-hastane"ye dönüştürme çabasında olan kü Yapımcı: George R. Busby,
çük bir rahibeler grubunun hikayesini anlatıyor. Bir zamanlar harem olan binanın Michael Powell, Emerle Pressburger
duvarları hâlâ müstehcen resimlerle süslüdür ve sefahat günlerinden kalma geve Senaryo: Michael Powell, Emeric
Pressburger
ze bir Hintli hizmetçi neşeli bir edayla rahibelerin mekanın atmosferine karşı koya
Rumer Godden'm romanından
mayacağı kehanetinde bulunur.
Görüntü Yönetmeni: Jack
Black Narcissus, bir anlamda imparatorluğun zaaflarının gerçekçi bir hikayesi. Cardiff
Bu aklı başında Hıristiyanlar, buraya iyi niyetlerle gelmişlerdir, ne var ki gülünç bir Müzik: Brian Easdale
durumdadırlar: sırf kendileri için hiçbir şey ifade etmeyen derslere katılmaları için Oyuncular: Deborah Kerr, Sabu,
bölgenin mihracesinin para ödediği öğrencilere eğitim verir, sadece önemsiz vaka David Farrar, Flora Robson, Esmond
ları tedavi ederler; çünkü bir hastanın hayatını kurtarmada başarılı olamazlarsa Knight, Jean Simmons, Kathleen
Byron, Jenny Laird, Judith Furse,
hastane lanetli kabul edilip tamamıyla terk edilecektir. Yönetmenler Povvell ve
May Hallatt, Eddie Whaley Jr„
Pressburger, rahibelerin düş kırıklıklarının içindeki mizahi yanı görüp bir kültür ça Shaun Noble, Nancy Roberts, Ley
tışmasını hem rasyonel hem de prim itif bakış açısını göz ardı etmeden gözlemliyor; On
en mantıklı karakterlerin en koyu dindarlar olmasının (oysa her türden asılsız Oscar: Alfred Junge (sanat
inançlara eğilimi olanlar onlar olmalıydı), hurafelere en çok prim verenlerinse, yönetimi), Jack Cardiff (görsel
yönetmen)
inançsızlar olmasının altında yatan ironinin tadını çıkarıyorlar.
Çok genç yaşta terfi almış olan Rahibe Clodagh (Deborah Kerr), tıpkı bir savaş
filmindeki deneyimsiz bir subay gibi, misyonu ayakta tutmaya çalışıyor. Kötü bir
üne sahip Bay Dean'le (David Farrar) tesadüfen bir araya gelince ra
hibeler arasında duyguları en fazla bastırılmış olan Rahibe Ruth'un
(Kathleen Byron) sonuçta cinai boyutlara varacak kıskançlığını üze
rine çekiyor. Saplantılar su yüzüne çıkmaya başladıkça film , Jack
Cardlff'in tüm dekora yayılmış ışıl ışıl bir egzotikliği Technicolor tek
niğiyle canlı bir tablo gibi perdeye aktarmasıyla ve Kerr'le Byron’ ın
baş örtülerinin altında İhtirasla titreyişleriyle daha da gerçeküstü bir
hal alıyor. Rahibe kıyafetini çıkarmış Ruth'un postayla sipariş edilen
bir elbise içerisinde, kan kırmızı rujuyla "açığa çıktığı" ve manastır
çanını çalmakta olan Clodagh'ı uçurumdan aşağı itmeye çalışan bir
canavara dönüştüğü sahneyse, İngiliz sinemasının en şaşırtıcı anla
rından biri. Yetişkinliğe adım atmaya hazırlanan Sabu (1942 yapımı
Jungle Book-Orman Çocuğu'ndaki M owgli) ve genç Jean Simmons
(burnunda süslü hızmasıyla) filmde, diğerleri için kötü örnek teşkil
eden, tensel arzularla yanıp tutuşan masumları canlandırıyor. KN
ABD (Liberty, RKO) IT'S A WONDERFUL LIFE (1 9 4 6 )
130dk, SB Şahane Hayat
Yönetmen: Frank Capra
Senaryo: Philip Van Doren Stern, 1930'ların It Happened One N ight (Bir Gecede Oldu, i 934), Mr. Deeds Goes
Frances Goodrich To Town (Bay Deeds Şehre Gidiyor, 1936), You Can't Take It W ith You (Para Bera
Oyuncular: James Stewart, Donna ber Gitmez, 1938) gibi klasikleşen filmlerinde sokaktaki adamı konu alan Frank Cap-
Reed, Lionel Barrymore, Thomas ra'nın savaş sonrası döneme ait bu ilk filmi, sıradan insanların erdemleri kadar, ger
Mitchell, Henry Travers, Beulah
çekleşmeseler bile mütevazı düşlerin değerini de açıkça ortaya koyar. Film, konusu
Bondi, Frank Faylen, Ward Bond,
Gloria Grahame, H.B. Warner, nu Philip Van Doren Stern'in bir Noel kartpostalı üzerine yazdığı hikayeden (The
Frank Albertson, Todd Karns, Greatest Gift-En Güzel Hediye) alır. Savaş yorgunu James Stewart, filmin kahrama
Samuel S. Hinds, Mary Treen, nı olan, sorumluluklar altında ezilmiş genç adam rolünü neredeyse geri çevirecekti.
Virginia Patton
1946 yılında gösterime giren ve hem olumlu hem de olumsuz eleştiriler alan film, yi
Oscar adaylıkları: Frank Capra
ne de beş dalda Oscar'a aday gösterildi (En iyi Film ve En iyi Erkek Oyuncu da dahil)
(film), Frank Capra (yönetmen),
James Stewart (erkek oyuncu), ama hiçbir kategoride ödül kazanamadı. Bu filmin değerinin tam olarak anlaşılabil
William Hornbeck (kurgu), John mesi için sık sık gösterilmesi mi gerektiği yoksa sadece yanlış zamanda mı yapılmış
Aalberg (ses) olduğu hâlâ tartışma konusu. 1960'lı yıllar itibariyle film in telif süresinin dolması,
"kamuya mal olmuş" versiyonunun televizyonlarda ucuza ve sık sık yayınlanmak
üzere dağıtılmasının kapılarını açtı. 1970'li yıllarda devlet televizyonları, filmi, özel
kanalların maddiyatçı tatil programlarının karşısına koyarak, filmin pek çok kuşak
için duygusal anlamda bir mihenk taşı olma niteliğini güçlendirdi.
Zayıf, uzun boylu ve iyi kalpli George Bailey (Stewart), Connecticut'ın küçük bir
kasabası olan Bedford Falls'da büyür ama dünyayı gezmeyi hayal eder. Ne var ki gö
revleri, George'un hayalini gerçekleştirmesini sürekli engeller. Özgürlüğünden yok
sun oluşunun tesellisi olan şeyler güzel Mary'yle (Donna Reed) evlenmesi, ilerleyen
süreçte de ailesi ve Bedford Falls'un çalışkan insanlarına kendi evlerini satın alabilme
leri için yardım etmesidir. Sonunda işleri iyice kötüye giden ve açgözlü kasaba ban
kacısı Bay Potter'ın (Lionel Barrymore bundan daha itici bir karakter oynamadı) ha
ciz tehdidiyle karşı karşıya kalan George'un sırtındaki yükler, kendisine o kadar ağır
gelmeye başlar ki kasabadaki köprüden atlayarak intihar etme girişiminde bulunur.
Ama bir mucize olur: George'a dileği gerçekleşip de hiç
yaşamamış olsaydı kasabanın ne durumda olacağını gös
termek üzere cennetten Clarence (Henry Travers) adında
bir melek gönderilir, intiharı, ancak George kendi değeri
ne ikna olursa gerçekleşmemiş kabul edilecek, kasaba an
cak o zaman normale dönecek ve ikinci sınıf bir melek
olan Clarence kanatlarını kazanacaktır.
Şahane Hayat, yapımının gerçekleştirilmesinin üzerin
den neredeyse 60 yıl geçtikten sonra, "ya öyle olsaydı" dü
şüncesini akıllara getirerek verdiği umutlu mesajla hâlâ ta
til günlerinin favori filmi olma niteliğini koruyor. Film, aslen
aşk, cinsellik ve topluma dair gözlemleri dile getiren hızlı
ve sivri diyaloglarla dolu, hoş ve uçuk bir screwball kome
di. Mizah kalitesinin bu denli yüksek oluşu özellikle, senar
yoya katkıda bulunan fakat jenerikte adları geçmeyen Do
rothy Parker, Dalton Trumbo ve Clifford Odets sayesinde
dir. Film, renklendirme çılgınlığının ilk kurbanlarından biri
olunca, gerek Capra gerekse Stewart buna büyük tepki
gösterdi çünkü bu film her ikisinin de gözdesiydi. KK
ABD (Columbia) GILDA (1 9 4 6 )
110dk, SB Şeytanın Kızı Gilda/Şeytan Kadın
Yönetmen: Charles Vidor
Yapımcı: Virginia Van Upp "istatistikler dünyadaki kadın sayısının diğer her şeyden fazla olduğunu göste
Senaryo: Jo Eisinger, E.A, riyor," diye lafını koyar alaycı kahraman Johnny Farrell (Glenn Ford) ve alışılmamış
Ellington
bir nefretle ekler: "böcekler hariç!" Yönetmen Charles Vidor'un filminde, söz ko
Görüntü Yönetmeni: Rudolph
nusu kadın düşmanlığı, muhteşem güzellikteki Gilda'yla (Rita Hayworth) bir arada
Maté
bulunur. Aynı anda hem bir budala hem de usta bir alaycı olan bu karakterin ala
Müzik: Doris Fisher, Allan Roberts,
Hugo Friedhofer meti farikası haline gelen "Put the Blame on Mame" (bu şarkı eşliğinde aslında sa
Oyuncular: Rita Hayworth, Glenn dece dirseklerine kadar uzanan kadife eldivenleri çıkarmaktan ibaret olan olağa
Ford, George Macready, Joseph nüstü ilgi çekici bir striptiz yapar), kadınların, kendilerini takıntı haline getiren er
Calleia, Steven Geray, Joe Sawyer,
keklerin gerçekleştirdiği kötülüklerin sorumlusuymuş gibi gösterilmesine dair an
Gerald Mohr, Robert E. Scott,
Ludwig Donath, Donald Douglas lamlı bir vurgu taşır.
Smokin içerisinde hoş ancak rahatsız görünen usta kumarbaz Johnny, Buenos
Aires'te bir kumarhanenin yöneticiliğine getirilir. Johnny, hançere dönüşebilen bir
baston taşıyan, kumarhanedeki kontrol odasından müşterilerini ve iş arkadaşlarını
gizlice izlemekten zevk alan ve hikayeyi tetikleyen aşk üçgeninin tepe noktasını
oluşturan büyük patron Ballin Mundson (George Macready) için çalışmaktadır.
Filmde, yetenekleri sınırlı ancak çekici ve fotojenik oyuncular Ford'la Hay-
w o rth ’tan kusursuz performanslar çıkarılmış; Macready de film in karmaşık kötü
adamı olarak hayatının rolünü oynuyor. Afişlerde de iddia edildiği gibi, "Gilda gibi
bir kadın daha gelmemiştir dünyaya!" KN
rur ve onun kendisini bulmak üzere gönderildiğini bildiğini açıklar. W h if i vurduğu Görüntü Yönetmeni: Nicholas
Musuraca
nu itiraf ettiği halde 40.000 dolarını aldığını yalanlar. Kadın, Jeff'ten kendisine
Müzik: Roy Webb
inanmasını ister. Onu öpmek üzere öne doğru eğilen Jeff, fısıldamasına yanıtlar:
Oyuncular: Robert Mitchum, Jane
"Umurumda değil bebeğim." Greer, Kirk Douglas, Rhonda
Mainwaring'in Build My Gallows High (Darağacımı Yüksek Kurun) adlı roma Fleming, Richard Webb, Steve
nından uyarlanan Geçmişten Kaçış, kara film tarzının başyapıtı sayılabilir. Film bu Brodie, Virginia Huston, Paul
Valentine, Dickie Moore, Ken Niles
tarzın tüm unsurlarına sahip: Yalan söyleyen ancak çok güzel olan ve bu yüzden
insanın her şey için affedebileceği ya da en azından onun için ölebileceği türden
bir kadın. Su yüzüne çıkan ve ana karakteri mahveden kötü bir geçmiş. En az bir
kez tutkularına teslim olma hatasına düşen, zeki ve becerikli bir özel dedektif.
Mitchum bu figürü kusursuz bir biçimde canlandırıyor. Karakterlerden birinin
onun için söylediği gibi, "o her şeyi kendi içinde yaşar."
Kathy'nin Jeff'e olan aşkı gerçek midir? Onun uğruna zorluklara katlanabilme
gücünden yoksun oluşuna ve aşka karşı olan kaderci tutumuna rağmen, acaba
onu gerçekten sever mi? Ya Jeff ona olan derin tutkusunda samimi midir? Finalde
ki kaçışlarını bir pusuya dönüştürmek üzere polise telefon etmesine rağmen bir
kez daha onun cazibesine tutsak olmuş mudur? Bu, filmin sonunda Jeff'in kasaba
lı kız arkadaşı Ann'in (Virginia Huston) onun yanında çalışan sağır-dilsiz çocuğa
(Dickie Moore) sorduğu sorudur. Çocuk, evet anlamında başını sallar. Acaba doğ
ru mu söylemiştir? izleyici, bu jestin Ann'i gelecekte, Jeff'in anılarına takılıp kal
maktan kurtaracağını hisseder. Ama bu, yalan söylediği anlamına gelir mi? Geç
mişten Kaçış, genel olarak tüm kara filmlerde olduğu gibi bizi ölümcül tutkuların
muammalarıyla, korkuyla iç içe geçmiş aşkların muğlaklığıyla baş başa bırakır. TG
ABD (Fox) THE GHOST AND MRS. MUIR (1947)
104dk, SB
Yönetmen: Joseph L. Mankiewlcz Romantik, yumuşak ve hiç de korku vermeyen bir hayalet öyküsü olan The
Yapımcı: Fred Kohlmar Ghost and Mrs. Muir, ruhların zamanın bir noktasında buluşması fikriyle ve hayal
Senaryo: R.A. Dick, Philip Dunne, gücünün özgürleştirici kuvvetiyle, eğlenceli bir biçimde oyun oynar. Hüzünlü gü
R.A. Dick'in romanından zelliği bu filmde çok iyi kullanılan Gene Tierney, sarp bir kayalığın tepesinde haya-
Görüntü Yönetmeni: Charles letli bir ev kiralayan genç ve güzel dul rolünde. Yönetmen Joseph L. Manki-
Lang
ewicz'in en gözde aktörlerinden olan Rex Harrison'sa dul kadının yol göstericisi ve
Müzik: Bernard Herrmann
akıl hocası haline gelen ve kadını, anılarını kendi imzası altında yayımlaması için
Oyuncular: Gene Tierney, Rex
Harrison, George Sanders, Edna teşvik eden hayalet kaptanı canlandırıyor. Aralarındaki sıcak ama (apaçık nedenler
Best, Vanessa Brown, Anna Lee, den dolayı) cinsellikten yoksun ilişki, film in büyüsünü ayakta tutup ona dokunaklı
Robert Coote, Natalie Wood, Isobel bir hava katıyor. Harrlson’ın hırçın performansı ve Tlerney'nin muhtemel aşığı ola
Elsom, Victoria Horne
rak George Sanders'ın çizdiği kendinden emin ve kaba adam portresi, fantastik hi
Oscar adaylıkları: Charles Lang
kayenin gülünçlüğe doğru kaymasını ve aşırı duygusallığın filme zarar vermesini
(görüntü yönetmeni)
önlüyor.
Döneme egemen olan sansürcü zihniyetin getirdiği kısıtlamalara rağmen, Phi
lip Dunne'ın İncelikli senaryosu, kaptanın sözcük dağarcığındaki kabalığı hünerli
bir biçimde İnsana hissettiriyor.
Film, Charles Lang'in yarısaydam görüntü yönetimiyle Bernard Herrmann bes
telerinin en yumuşak, en lirik örneklerinden güç alıyor. Film, 1960'ların sonlarında
başarılı bir televizyon dizisine de esin kaynağı olmuştur. PK
ilginçtir ki Amerikan sansürcülerinin gözüne batan tek şey, küçük çocuğun sokağa Müzik: Alessandro Cicognini
çişini yaptığı sahne olmuştur. Auteur kuramının, yani yönetmen sineması yaklaşı
Oyuncular: Lamberto Maggiorani,
Enzo Staiola, Lianella Carell, Gino
mının bazı taraftarları, tek bir yaratıcı aklın ürünü olmamasından dolayı filmin gü
Saltamerenda, Vittorio Antonucd,
cünden bir şeyler yitirdiğini savunur. Senaryo yazarı Cesare Zavattini, yönetmen Giulio Chiari, Elena Altieri, Carlo
Vittorio De Sica, amatör oyuncular ve daha pek çok kişinin işbirliğinin ürünü olan Jachino, Michele Sakara, Emma
yapım, ortak bir amaçta birleşme duygusuyla o kadar yüklüdür ki filmin başarılı Druetti, Fausto Guerzoni
Müzik: Daniele Amfitheatrof ve genellikle insafsızca hor görülen melodram tarzında verilmiş çok başarılı bir örnek
Oyuncular: Joan Fontaine, Louis kabul edilir hem de dünya sinema tarihinin en önemli filmleri arasında sayılır. Kendi
Jourdan, Mady Christians, Marcel çapında, en küçük ayrıntısına varıncaya kadar kusursuz sıfatını hak eden çok az film
Journet, Art Smith, Carol Yorke, den biridir bu. Stefan Zweig'in uzun öyküsünden Howard Koch'un mükemmel bi
Howard Freeman, John Good, Leo
çimde uyarladığı film , "imkansız aşk" edebiyatını yüceltip idealleştirir. Genç Lisa
B. Pessin, Erskine Sanford, Otto
Waldis, Sonja Bryden Berndl’ın (Joan Fontaine) Stefan'a duyduğu kara sevdanın izini sürmek üzere geriye
dönüşler yapan Ophüls, bize asla yaşanmamış olması gereken bir aşkın çok canlı ve
dokunaklı bir portresini çizer: Kadının sanatsal yönü olan erkekleri naif bir biçimde
romantikleştirmesiyle, adamın, elde edilebilir kadınları duygusuzca birer nesne ola
rak görmesi arasındaki çelişki, bu kasvetli trajediyi daha da derinleştirir. Ophüls'ün
20. yüzyıl Batı toplumlarında cinsiyet rolleri arasındaki adaletsizliği ele alış biçimi ger
çekten nefes kesici.
Ophüls, mükemmel bir denge tutturmuş. Meçhul Bir Kadının Mektupları, bir
yandan bizi Lisa'nın tutkusuyla ve popüler kültürle beslenen bir toplumun hayalleriy
le (daha sonraki bir dönemin filmlerinde kendisine yer bulacak değişken bir teatral
zemin) özdeşleşmeye teşvik ederken bir yandan da romantik aşk mitiyle ideolojisine
yıkıcı bir eleştiri getiriyor. Hikayeyi kavrayışımız, onun atmosferindeki ve bakış açısın
daki incelikli geçişlere bağlı. Ophüls'ün mizansenleri, Lisa'yı sarmalayan hayal dünya
sının perdelerini acımasızca ve hipnotik bir biçimde kaldırır. Bu hayalleri çerçeveleyen
gerçekliğin bayağı koşulları ya düzenlemeyle açığa çıkarılır ya da kamera (hikayenin
geçtiği dünyayla aramıza belli belirsiz mesafe koyan açı ve hareketlerle) karakterle
rin göremeyeceği kurnazca bir perspektif telkin eder.
Filmin parlak başarısı, anlam yüklü ve etkileyici bir üslup
tan olduğu kadar öyküleme yapısının elverişliliğinden de kay
naklanır. Lisa'nın dokunaklı dış ses anlatımıyla, on yıllar arasın
da köprüler kurulur. Tema olarak belirlenen ve tekrarlanan jest
lerde (çiçek verilmesi gibi), diyaloglarda (sık sık zamanın geçişi
ne gönderme yapılır) ve kilit önem taşıyan objelerde (Stefan'ın
apartmanına uzanan merdiven) yoğunlaşan önemli ayrıntıların
arka arkaya sıralanması sayesinde, en önemli yıllar kurnazlıkla
geçiştiriliverir. Ophüls, Hollywood'da sık rastlanan bir sahneye
(genç Lisa'nın Stefan'ın gözünün önüne gelen anılarda bir ha
yalet gibi ortaya çıkması) ulaştığında, büyük bir başarıyla, klişe
nin çok ötesine geçer ve böylesi eski moda "melodramlara" di
renç gösteren çağdaş izleyiciler bile gözyaşlarını tutamaz.
Meçhul Bir Kadının Mektupları sayısız sinemaseveri, tema
sını, olay örgüsünü, göndermelerini ve ironilerini çözümlemeye
yönelten olağanüstü zengin bir film. Ancak hiçbir kesin çözüm
leme, filmin yarattığı müthiş duyguyu ortadan kaldıramaz. AM
ABD (Diana) SECRET BEYOND THE DOOR (1948)
99dk, SB
Yönetmen: Fritz Lang Fritz Lang hayranları genellikle, M (1931), Metropolis (1926) ve The Big He-
Yapımcı: Fritz Lang, Walter a t (Ölüm Korkusu/Yeraltı Dünyası, 1953) gibi başarısı kanıtlanmış, entelektüel kla
Wanger
sikleri sevenler ve yönetmenin Rancho Notorious (Yaylalar Fahişesi/Kulube, 1952),
Senaryo: Rufus King, Silvia
M oonfleet (1955) gibi, popüler kültürün daha az muteber alanlarına eğildiği daha
Richards
tuhaf, gizemli ve sıradışı filmlerini sevenler olarak ikiye ayrılır. Kimileri için Secret
Görüntü Yönetmeni: Stanley
Cortez Beyond the Door (Kapının Ardındaki Sır), hatırı sayılır bir kara film; ama aslında bu
Müzik: Miklös Rözsa filmi, yönetmenin kariyeri açısından böylesine özel ve unutulmaz kılan şey, pek
Oyuncular: Joan Bennett, Michael çok tarzın (kadın melodramı, Freudyen vaka incelemesi, seri katil muamması ve sa-
Redgrave, Anne Revere, Barbara natsal-yaratıcı sürecin alegorisi) cezbedld biçimde bir araya getirilmiş olması.
O’Neil, Natalie Schafer, Anabel
Film, bir kadının (Joan Bennett) hem gizemli, hem baştan çıkarıcı, hem de
Shaw, Rosa Rey, James Seay, Mark
Dennis, Paul Cavanagh (olay örgüsünün ilerleyen bölümlerinde açığa çıkacağı üzere) tehdltkar bir erkeğe
(Michael Redgrave) duyduğu endişe verici bağlılığı irdeleyen Flollyvvood’ un "Fema-
le Gothic" (kadın gotiği) anlayışını paylaşır. Hltchcock'un Lang'a İlham kaynağı
olan filmi Rebecca'da (1940) olduğu gibi, kadın kahraman, bir yabancının geçmiş
te yaşanmış, açığa vurulmamış travmalarla ve gizli saklı, hastalıklı ilişkilerle dolu evi
ne yerleşir.
Lang bu hikayenin açıkça sadomazoşlstliğe dönük bir kuşku İçeren yanlarını
(Erkeğin doğasının özünde duyarlılık mı yoksa saldırganlık mı vardır? Kadının aslın
da erkekten istediği şey sevgi mi yoksa ölüm müdür?), ürkütücü dere
cede tuhaf bir bağlamda yerlerine oturtur: Redgrave, her birinde tüy
ler ürpertici, açıkça pslkoseksüel birer cinayetin yeniden canlandırdığı
"uygun odalar"la dolu bir ev inşa eden, dahi bir mimardır.
Secret Beyond the Door, aralarında Jean Renoir'ın The Woman
on the Beach'inin (Sahildeki Kadın, 1947) ve Val Levvton'ın yapımcılı
ğını üstlendiği The Seventh Victim'in de (Yedinci Kurban, 1943) bu
lunduğu, 1940'ların özel bir grup filmi arasına girer. Bu filmlerin etki
leyici düşsel atmosferleri, "B tipi film " tarzı yalınlıkları ve özgür çağrı
şımlı senaryoları sayesinde, neredeyse garanti altına alınmıştır. Ayrıca
bu örnekte buna bir de kafa karıştırıcı biçimde, Bennett'tan Redgra-
ve'e sonra tekrar Bennett'a geçen dış ses anlatımı eklenir.
Yönetmen sinemasının ateşli bir savunucusunun bunu dile getir
mesi belki aykırı düşecek ama Universal Stüdyolarının, Lang'ın orijinal
kurgulamasına getirdiği kesintiler, bu düşsel niteliği büyük olasılıkla ar
tırdı. Ortaya çıkan sonuç mantıklı bağlantılar ve anlam bakımından ek
siklikler taşıyor olabilir ama Secret Beyond the Door, Lang'ın bildik ka
derciliğine görkemli bir şiirsel boyut eklemeyi başardığı ender filmler
den biri. Stanley Cortez’in barok sinematografisi ve Miklös Rözsa'nın
zengin müziğinin de bunda büyük katkısı var. A M
FORCE OF EVIL (1 9 4 8 ) ABD (Enterprise, M G M )
Şeytanın Gücü 78dk, SB
Yönetmen: Abraham Polonsky
The N ight o f the Hunter (Caniler Avcısı, 1955) gibi Şeytanın Gücü de Ame
Yapımcı: Bob Roberts
rikan sinema tarihinde eşi benzeri olmayan bir vaka. Filmin yönetmeni Abraham
Senaryo: Abraham Polonsky, Ira
Polonsky, çok sonraları iki film daha çekti ve başka filmlerin de senaryosunu yaz
W o lfe rt
dı; ama McCarthy döneminde kara listeye alınıp sektörden dışlanmadan önce, ge Ira Wolfert'in Tucker's People isimli
lecek vaat eden dehasını her yönüyle sergilediği tek film bu. romanından
Şeytanın Gücü, çağdaş kent yaşamında ayakta kalma becerisi gerektiren, çe Görüntü Yönetmeni: George
tin ceviz adamların cirit attığı polisiye filmleriyle tanınan bir yıldız oyuncunun Barnes
(John Garfield) varlığına rağmen, kara film türü içine tam olarak oturmaz. Her Müzik: David Raksin
şeyden önce bu, "uyaksız şiir" tadındaki bir dış sesle ve 1940'ların sinemasındaki Oyuncular: John G arfield, Thomas
en şaşırtıcı ve radikal yenilikler arasında sayılan ve Malick'in Badlands'ini (Kanlı Gomez, M arie W indsor, H ow land
Cham berlain, Roy Roberts, Paul Fix,
Toprak, 1973) daha o zamandan müjdeleyen son derece stilize, kendine has bir
Stanley Prager, Barry Kelley, Paul
müziği olan, diyaloglarla desteklenen şiirsel bir film.
M cVey, Beatrice Pearson, Fred O.
Ayrıca, kardeşler arasındaki, kutsal kitaplarda anlatılana benzer türden bir hı Sommers
yanet üzerinden dramatize edilen bir ahlak dişilik, günahkarlık ve kefaret öyküsü.
Polonsky, hikayenin kaçınılmaz kasvetini (merdivenlerden çöplerin arasındaki ce
sedin yanına doğru iniş sahnesi son derece ürpertici), Garfield ve Beatrice Pear-
son arasındaki dokunaklı ve hayli çağdaş aşk öyküsüyle kırıyor.
Film, en ufak ayrıntıya varana kadar şiirsel amacına uygun olarak stilize edil
miş: Ses, görüntü ve oyunculuk özgür bırakılmış ve bunların üçünün, sarhoş edi
ci bir çokseslilik içerisinde birbirlerini etkilemesi sağlanmış. AM
Film, kendi savaş sonrası dramını ekonomik bir biçimde inşa eder: Bu karak
terler arasında hayat bulan arzular, umutlar, düşler ve acılar, tiplemelerin çerçe
veye yerleştirilme biçimiyle, kaçamak bakışlardan oluşan bir koreografiyle ve ani
karşı koyma ya da boyun eğme jestleriyle verilir. Öte yandan, filmde modernist
bir unsur da var: kadının, açıkça görülebilir olanı şiirsel bir biçimde tekrarlayan, ta
nık olmadığı olayları anlatan ve üzücü gerçekleri acımasız sözcüklere döken dış
sesi.
Çin sinemasına ait bu başyapıt, ancak Wong Kar W ai'nin D utye ung nin wa
(Aşk Zamanı, 2000) filmine esin kaynağı olduktan ve 2002 yılında saygın bir ye
niden çevrimi yapıldıktan sonra hak ettiği gibi dünya çapında tanınmaya başladı.
Sinemanın en güzel, en zengin ve en dokunaklı melodramları arasında yerini ko İngilizce adı: Spring in a Small
Town
ruyan bir film. AM
ABD (Charles K. Feldman,
RED RIVER (1948)
Monterey) Nehir/Kanlı Nehir
133dk, SB
Yönetmen: Howard Hawks, M utiny on the Bounty'nin (Deniz Ejderi, 1935) western tarzında yeniden çev
Arthur Rosson
rimi olan ve Bligh/Chrlstian İlişkisini bir baba-oğul çatışması olarak ele alan Red Ri
Yapımcı: Charles K. Feldman,
ver, kendisine esin kaynağı olan filmden çok daha derinlikli. Hawks, yıldız oyuncu
Howard Hawks
John Wayne'in karşısına fotojenik Montgomery Clift'i, başka bir deyişle sonraki on
Senaryo: Borden Chase, Charles
Schnee yılda moda haline gelecek bir duyarlılık ve erkekçe nevrozun ideal örneğini koyar.
Görüntü Yönetmeni: Russell Filmin giriş bölümünde, 1851 yılında meydana gelen bir Kızılderili saldırısının
Harlan kötü sonuçlarını ve sevgilisinden mahrum kalan Tom DunsonTa (Wayne) öksüz ka
Müzik: Dimitri Tlomkln lan M atthew Garth'ın (Cllft) bir büyükbaş hayvan imparatorluğu kurmak üzere
Oyuncular: John Wayne, hayvanlarını nasıl bir araya getirdiklerini gördükten sonra, iç savaş sonrası döne
Montgomery Clift, Joanne Dru,
min ekonomik kriz ortamında Red River D'nln (hayvanların üzerine vurdukları
Walter Brennan, Coleen Gray,
Harry Carey, John Ireland, Noah damga; "D " Dunson'ın D'sldlr) durumunun güçleşmesine tanıklık ederiz. Dunson,
Beery Jr., Harry Carey Jr., Chief Missouri'ye götürmeye çalıştıkları sürüye liderlik ederken gittikçe zorbalaşır; sonuç
Yowlachie, Paul Fix, Hank Worden, ta onun bu davranışları, M att'i, isyan edip idareyi ele geçirerek sürüyü daha gü
Mickey Kuhn, Ray Hyke, Wally
venil bir rota üzerinden Abilene'e götürmeye sevk eder. Dunson genç adamın ce
Wales
saretine hayranlık duyar ama yine de onu yakalayıp öldürmeye yemin eder.
Oscar adaylıkları: Borden Chase
(senaryo), Christian Nyby (kurgu) Maçoluk hallerini sinemaya çok başarılı biçimde yansıtan Hawks, burada, çok
güzel, lirik ve heyecan verici sığır kaçışması, fırtınalı hava, kovboyluk ve Kızılderili
çatışması sekanslarıyla kusursuz bir etki yaratarak, hayvan sürüsünü bir yerden bir
yere götürmeyi konu alan diğer tüm western filmlerini gölgede bırakıyor. Şaşkın
lık verici biçimde Wayne, incelik bakımından Cllft'ten aşağı kalmıyor; dişsiz arkadaş
rolündeki Brennan, başarılı bir silahşoru canlandıran Ireland ve omzuna saplanan
ok karşısında kılını bile kıpırdatmayan cengaver ruhlu kadın rolünde Joanne Dru,
yardımcı oyuncular olarak harikalar yaratıyor. Hawks, western'leriyle ünlü olması
na rağmen, bu türde çok az film çekmiştir. Bunun bir anlamda, John Ford'a saygı
filmi ("ben de yapabilirim" tavrıyla karışık) olduğu söylenebilir çünkü Hawks, mes
lektaşının geleneksel oyuncu kadrosundan birçok kişiyi filminde kullanmış: Baba-
oğul Harry Carey'ler, Hank W orden ve hatta bizzat Wayne. Hawks, western dün
yasının tehlikeli ihtişamına Fordvarl bir üslupla yaklaşıyor; ve bu görüntülere, Ford
filmlerinde olduğu gibi, Dimitri Tlomkln'ln folk temelli müziği eşlik ediyor. KN
i
ROPE (1 9 4 8 )
İp/ Ölüm Kararı
Alfred Hitchcock, şöhretini şovmenliğine ve korku filmlerine borçlu olmasına
rağmen, daima en deneysel ticari film yönetmenleri arasında yer aldı. Patrick Ha-
milton'ın (Gaslight-lşıklar Sönerken'le önlenmiştir), gerçek hayattaki Leopold ve
Loeb vakasına dayanan ve 1959 yapımı Compulsion filminde daha alışılageldik bi
çimde dramatize edilen oyunu temel alınarak çekilen Ölüm Kararı, filmin kesintisiz
çekilmiş gibi görünmesini sağlayan, kameraya takılı film bitene kadar süren plan
ların neredeyse görünmez biçimde bağlanmasıyla oluşturulan tiyatroya özgü "tek
dekorlu oyun" havasına dikkat çekiyor. 1948'de çoğu sinema izleyicisinin, filmlerin
dramatik etki için kurgulanan kısa parçalardan meydana geldiğinin bilincinde ol
madığı düşünülecek olursa, Hitchcock'un aslında daha çok meslektaşlarına seslen
diği ve onlara (daha sonraları Dogma 95 hareketinin ya da 1999 yapımı The Blair
Witch Project-Blair Cadısı'nın amaçladığına benzer biçimde) sinemada hikaye an
latmanın farklı bir yolunu göstermek derdinde olduğu söylenebilir.
Hikaye "gerçek zamanlı" anlatılırken, Ölüm Kararı, aynı evde yaşayan iki öğ
rencinin (John Dall ve Farley Granger) felsefi bir düşünceyi kanıtlamak üzere işle
dikleri rasgele cinayeti mazur göstermeye çalışmaları gibi hayli kendine özgü bir
odak noktasına sahip. Aynı anda hem güçlü bir psikolojik dram hem de Arsenic
and Old Lace (Arsenik Kurbanları, 1944) tarzında bir kara komedi olan film, katil ABD (Transatlantic, Warner Bros.)
lerin üniversiteden hocaları rolündeki Jimmy Stewart'i zekalarıyla etkilemek üzere 80dk, Technicolor
eve davet etmeleriyle (zihinsel düzeyde değil sadece; açıkça başka anlamlara gele Yönetmen: Alfred Hitchcock
bilecek bir ilgi de söz konusu) bir kedi-fare oyununa dönüşüyor. Yapımcı: Sidney Bernstein
Kullanılan çekim tekniği sanıldığı kadar dikkat dağıtıcı değil ve Stevvart'la Senaryo: Hume Cronyn, Arthur
Doll'un, cinayet kavramı ve etik doğruluk hakkında muhteşem bir çekişmeye gire Laurents
rek yüzleşmelerine zemin hazırlıyor. Katiller arasındaki eşcinsel çağrışımlı ilişkinin Patrick Hamilton'in Rope's End
alışılmadık derecede açıkça betimlenmesi (bu konu diyaloglarda geçmez ama bir isimli oyunundan
likte yaşadıkları apartman dairesinde tek yatak odası vardır), sansür görevlilerinin Görüntü Yönetmeni: William V.
Skall, Joseph A. Valentine
gözünden kaçmıştır. Planların insafsızca uzunluğu Granger'ın oyunculuğu açısın
Müzik: David Buttolph
dan pek olumlu olmamış; ancak Dall ve Stewart, zoru başarabileceklerini gösteri
yor ve film in zorlayıcı çekim ortamında, aynı düzeyin korunduğu, güçlü bir tiyatro
Oyuncular: James Stewart, John
Dall, Farley Granger, Cedric
oyunculuğu tarzı sergilemeyi başarıyorlar. KN
Hardwicke, Constance Collier,
Douglas Dick, Edith Evanson, Dick
Hogan, Joan Chandler
ABD (Fox) THE SNAKE PIT (1948)
108dk, SB Talihsizler Yuvası
Yönetmen: Anatole Litvak
Yapımcı: Robert Bassler, Anatole Hollywood'un savaş sonrası dönemde daha yoğun bir gerçekçiliğe yönelmesiy
Litvak, Darryl F. Zanuck le ortaya çıkan etkileyici eserler arasında, Anatole Litvak'ın akıl hastalığını ve hasta
Senaryo: Millen Brand, Frank lığın modern bir akıl hastanesinde tedavi edilişini sert bir dürüstlükle işlediği bu film
Partos, de yer alır. Filmin en gerilimli sahneleri dermansız hastaların kapatıldığı aşırı kalaba
Mary Jane Ward'in romanından
lık bir koğuşta (filme adını veren "snake pit" tımarhane anlamına geliyor) geçer. Ta
Görüntü Yönetmeni: Leo Tover
lihsizler Yunası, zihinsel hastalıklara, One Flew over the Cuckoo's Nest de (Guguk
Müzik: Alfred Newman
Kuşu, 1976) dahil olmak üzere yakın tarihlerde çekilen pek çok filmden daha denge
Oyuncular: Olivia de Havilland,
li bir bakış açısıyla yaklaşır, ilk bakışta ümitsiz bir deli gibi görünen Virginia Cunning
Mark Stevens, Leo Genn, Celeste
Holm, Glenn Langan, Helen Craig, ham (Olivia de Havilland), iyi kalpli doktor Mark Kick'in (Leo Genn) tedavisi sayesin
Leif Erickson, Beulah Bondi, Lee de "konuşma sağaltımı" yöntemine yanıt verebilir duruma gelir. Geriye dönüşler,
Patrick, Howard Freeman, Natalie Virginia’nın hem anne sevgisinden hem de o çok küçükken ölen babasının ilgisinden
Schafer, Ruth Donnelly, Katherine
yoksun bir çocukluk geçirdiğini gösterir. "En iyi" koğuşa terfi eder ama gaddar bir
Locke, Frank Conroy, Minna
Gombell hemşirenin zorbalıklarına maruz kalır. Daha sonraki davranış bozuklukları, onun söz
Oscar adaylıkları: Robert Bassler, konusu dermansız hastalar koğuşuna konulmasına yol açar ama bu dehşet verici de
Anatole Litvak (film), Anatole Litvak neyimin her nasılsa sağaltıcı bir etkisi olur. Sonuçta Virginia, yaşadığı suçluluk duygu
(yönetmen), Frank Partos, Millen sunun mantık dışı olduğunu İdrak ederek taburcu olmaya hak kazanır. Filmde Virgi-
Brand (senaryo), Olivia de Havilland
nia'nın, hastalığı yüzünden nasıl ıstırap çektiğinin yansıtılış biçimi hatırlanmaya de
(kadın oyuncu), Alfred Newman
(müzik) ğer. Talihsizler Yuvası'nın iyimser gerçekçiliği, Hitchcock'un Spellbound'ı da (Öldü
ren Hatıralar, 1945) dahil olmak üzere, dönemin diğer filmlerindeki sözde Freudyen
çözümlerle tezat oluşturuyor. RBP
Cody (Amerikan Yerlisi gibi yaşayan Italyan kökenli bir Amerikalı) canlandırıyor.
Hope, Victor Young'ın Oscar kazanan şarkısı "Buttons and Bows"u çok güzel
seslendiriyor. Bu tür filmlerde, kadınların yeniden Doğu'ya dönüp güzel kıyafetler
giymeye başlamaları adettendir; ama Russell, saten elbiseler ve güderi pantolonlar
la da bir o kadar çekici görünüyor. Dört yıl sonra, Son o f Paleface (Korkak Kahrama
nın Oğlu) adıyla çekilen devam filminde (filmi Korkak Kahraman'ın yazarı Frank
Tashlln yönetmiştir) "Buttons and Bows" şarkısı bir kez daha söylenir. Söz konusu
filmde Hope ve Russell yeniden bir araya getirilmiş, onlara ayrıca Roy Rogers'la ("A
Four-legged Friend" diye bir şarkısı vardır) atı Trigger da eşlik etmiştir. EB
Britanya (Independent, Rank, The THE RED SHOES (1948)
Archers) Kırmızı Pabuçlar
133dk, Technicolor
1948 tarihli bu Michael Powell-Emeric Pressburger yapımı, kuşaklar boyunca,
Yönetmen: Michael Powell,
Emerle Pressburger büyüdüklerinde balerin olmak İsteyen genç kızların gönlünü fethetti; gerçi filmin on
Yapımcı: George R. Busby, lara verdiği mesaj açık bir şekilde çift yönlüydü. Gösteri dünyasındaki o eski "bir yıl
Michael Powell, Emerle Pressburger dız doğuyor" hikayesinin bildik akışına bir büklüm veren filmde, sevimli, İradeli, yete
Senaryo: Emerle Pressburger, nekli dansçı ve "sahnelerin yeni yüzü" Victoria Page (Moira Shearer), bale topluluğu
Michael Powell, Keith Winter nun Svengall-Rasputln-Dlaghilev karışımı yöneticisi Boris Lermontov'un (Anton Walb-
Hans Christian Andersenrin rook) büyüsüne kapılır. Özel yaşamını (besteci Marlus Gorlng'le yaşadığı aşk ilişkisi)
öyküsünden
sanatına olan tutkulu ve neredeyse hastalıklı denilebilecek bağlılığı nedeniyle ikinci
Görüntü Yönetmeni: Jack
plana atar; başarılı balerini, güzel bir koreografiyle sunulan trajik bir son beklemek
Cardiff
tedir. Evlenmek isteyince Lermontov tarafından kovulan baş balerin Boronskaja'nın
Müzik: Brian Easdale
(Ludmllla Tcherina) ayrılışından sonra Vicky, Hans Chrlstian Andersen'ln filme adını
Oyuncular: Anton Walbrook,
Marius Goring, Moira Shearer, veren masalının özel bale versiyonunda İlk başrolüne çıkar; masal, pabuçlarının öle
Robert Helpmann, Leonide ne dek durmaksızın dans ettirdiği bir genç kızı konu almaktadır. Bu da Powell ve
Massine, Albert Bassermann, Pressburger'ı (dansçı Robert Helpmann, oyuncu Leonide Massine ve orkestra şefi Slr
Ludmilla Tcherlna, Esmond Knight
Thomas Beecham'ın da katkılarıyla) 20 dakikalık fantastik-bir dans sekansı çekmeye
Oscar: Hein Heckroth, Arthur
sevk etmiştir. Söz konusu sekans daha sonra, müzikallerde stilize bir üst kültürü
Lawson (sanat yönetmeni), Brian
Easdale (müzik) temsil eden bu tür ara bölümler kullanma modasını başlattı (An American in Paris-
Oscar adaylıkları: Michael Paris'te Bir Amerikalı, 1955; On the Town-Denizciler Geliyor, 1949; Oklahoma!
Powell, Emerle Pressburger (film). 1955). Bu sekans, bir yandan başlı başına bir gösteri olarak görülebilecek kapasite
Emerle Pressburger (senaryo), de bir İnandırıcılık sergilerken, bir yandan da filmin ana hikayesini minyatür biçimde
Reginald Mills (kurgu)
yinelemeyi, taklitlerinin hepsinden çok daha iyi başarır.
Vicky'nin sahne dışı yaşamı, elbette kİ Andersen'in kahramanınınkiyle hüzünlü
bir paralellik gösterir. Hikaye, Vicky'nin balerin sıçrayışıyla bir trenin önüne atlaması
ve üzüntüye boğulan rol arkadaşlarının, Kırmızı Pabuçlar balesini onun anısına yeni
den sahneledikleri ve sahnede Vicky'nin yerini sadece pabuçların tuttuğu unutulmaz
gösteriyle doruk noktasına ulaşır. Bu İlk beyazperde deneyiminde şaşırtıcı derecede
başarılı olan ufak tefek Shearer, olağanüstü enerjiyle dolu varlığıyla, W albrook'un
ezici oyununun tüm gücüne direnmeyi bilir; hem daracık bir salonda üçüncü sınıf bir
bale topluluğuyla dans eden deneyimsiz balerini hem de dünyanın taptığı ünlü yıldı
zı inandırıcı bir biçimde canlandırır. Balenin gösterişli dekoru İçerisinde, kadın kahra
man, esrarengiz, masalsı fonlarla çevrelenmiştir.
Kapkara bir gözlüğün ardında saklı olmadıkları zaman gözleri kor gibi parlayan
Walbrook, hak verilmemesi mümkün olmayan bir kendini beğenmişlikle Mefistova-
ri cümleler kurar; etrafındaki her şeyi büyük bir ustalıkla, kolayca yönetir ama yine
de baleye olan ilahi adanmışlığı İçerisinde, trajik biçimde yalnızdır. Kırmızı Pabuçlar,
teatral performansın büyüsünü, böylesl bir haz vasıtası yaratmak için sarf edilen iş-
kenceli, yorucu çabayı göz ardı etmeden yakalamayı bilen nadir müzikallerden biri.
Verdiği içten duygu sayesinde, üst sınıftan bir İzleyici kitlesine hitap ettiği varsayılan
(en ön koltuklara yerleşmiş İyi giyimli ensesi kalınların yukarıdan bakan tavırlarıyla,
en ucuz koltukları dolduran müzik öğrencilerinin sabırsız bekleyişlerinin oluşturduğu
tezata rağmen) baleyi bu kitlenin dışında kalanlar için de ulaşılabilir kılmak bakımın
dan önemli bir yol kat etmiştir. Klasik müzik seçkilerinin o muhteşem, pırıltılı renk
leriyle sarmalanmış ve Disney'in peri masallarının aksine, geleneksel masalların belir
sizliğini kusursuz biçimde yakalayan meşum bir yönü de olan bu film, ışıltısıyla göz
kamaştıran bir başyapıt. KN
ABD (Warner Bros.) THE TREASURE OF THE SIERRA MADRE (1948)
126dk, SB Sierra Madre Hâzineleri
Yönetmen: John Huston
Yapımcı: Henry Blanke, Jack L. Tutkuyla güdülenen, açgözlülük ve İç ihtilafla kösteklenen ve başarısızlıkla so
Warner
nuçlanan bu macera, John Huston için biçilmiş kaftandı; onun karakterini oluşturan
Senaryo: John Huston, B. Traven,
B. Traven'm romanından romantizm ve alaycılık karışımına hitap ediyordu. The Maltese Falcon'dan (Malta
Görüntü Yönetmeni: Ted D. Şahini, 1941) The Man Who W ould Be King'e (Kral Olacak Adam, 1975) kadar bu
McCord temanın yinelenen çeşitlemeleri üzerinde oynadı ancak Sierra Madre Flazineleri ko
Müzik: Buddy Kaye, Max Steiner nuyu orijinal formuna en yakın biçimde İşleyen filmdi. Üç Amerikalı serseri Meksi
Oyuncular: Humphrey Bogart, ka'da altın aramak üzere güçlerini birleştirir; altını bulurlar ve sonuçta zafer sarhoş
Walter Huston, Tim Holt, Bruce luğu İçerisinde (kaçınılmaz olarak) tekrar kaybederler. Edebiyat yapıtlarını sinemaya
Bennett, Barton MacLane, Alfonso
uyarlamakta her zaman çok başarılı olan Huston, bu hikayeyi gizemli ve münzevi
Bedoya, Arturo Soto Rangel,
Manuel Donde, Jose Torvay, yazar B. Traven'ın bir romanından esinlenerek oluşturdu ve Traven'ın özlü diyalog
Margarlto Luna larıyla alaycı bakış açısını büyük ölçüde koruyarak, her zamanki gibi kaynak aldığı
Oscar: John Huston (yönetmen) eseri saygılı ve özenli biçimde işledi.
(senaryo), Walter Huston (yardımcı
Yapım şirketinin itirazına rağmen (çünkü o dönemlerde, en azından "A sınıfı"
erkek oyuncu)
Oscar adaylıkları: Henry Blanke Hollywood yapımlarında, stüdyo dışındaki gerçek mekanlarda çekim pek yapılmı
(film) yordu) Huston filmin neredeyse tamamını Meksika'da, başkente yaklaşık 225 km.
uzaklıktaki bir köyün yakınlarında çekmekte ısrar etti. Sonuçta bu ısrarının faydası
nı da gördü. Bu durum Sierra Madre Flazineleri'nin ana temasına da uygun düşer:
İnsanlar baskı altındayken nasıl davranır? Yaşlı altın avcısı (yönetmenin babası Wal
ter Huston canlandırır) ve saf genç adam (kovboy, sinema oyuncusu Tim Holt) güç
lükler, ve altının baştan çıkarıcılığı karşısında ilkelerine sıkı sıkıya tutunurken, parano
yak Fred C. Dobbs (Humphrey Bogart'ın en akılda kalıcı rollerinden biri) bu baskıya
dayanamaz ve bir çeşit sinir krizi geçirir.
Huston'ın Sierra Madre Flazineleri'ni kendi istediği şekilde çekme konusunda
ki kararlılığı, yapım şirketi açısından da faydalı olur. Jack Warner'm ilk başta nefret
ettiği film, Warner Brothers'a hem büyük bir gişe başarısı sağlar hem de Akademi
Ödülleri'nde zaferler getirir. Huston, En iyi Yönetmen ve En iyi Senaryo Oscarları'nı
kucaklarken babası da En iyi Yardımcı Erkek Oyuncu kategorisinde ödüle layık gö
rülür. Akademi'nin tarihinde ilk kez (ve şimdiye kadar tek örnek) bir baba-oğul ay
nı anda Oscar almıştır. PK
LOUISIANA STORY (1948) ABD (Robert Flaherty)
78dk, SB
Usta belgeseld Robert J. Flaherty, son filmi Louisiana Story (Louisiana Hikaye
Dili: İngilizce / Fransızca
si) için, Louisiana gölündeki petrol aramalarına dair bir film yapmak üzere Standard Yönetmen: Robert J. Flaherty
Oil petrol şirketinin sponsorluğunu kabul etti. Mali destek herhangi bir koşula bağlı Yapımcı: Robert J. Flaherty
olmadan geldi ama yine de Flaherty'nin, petrol şirketini betimlerken onu vahşi doğa Senaryo: Frances H. Flaherty,
ya zarar vermeyen hayırlı bir güç olarak göstermekle biraz yumuşak başlı davrandı Robert J. Flaherty
ğı söylenebilir. Bununla beraber film, naif bir bakış açısından tamamen yoksun değil; Görüntü Yönetmeni: Richard
göldeki olaylar ve petrol şirketinin adamlarının yöreye gelişi bizlere 12 yaşındaki bir Leacock
çocuğun (Joseph Boudreaux) gözünden gösterilir. Issız, sularla çevrili bir arazi, yeşil Müzik: Virgil Thomson
liklerle ve egzotik vahşi hayatın cazibeleriyle dolu, petrol sondaj aletinin tüm görke
Oyuncular: Joseph Boudreaux,
Lionel Le Blanc, E. Bienvenu, Frank
miyle su yolu boyunca sessizce süzülüşünün, çocuğun hayalindeki kurt adamlar ve
Hardy, C.P. Guedry
deniz kızları kadar akıl sır ermez ve masalsı göründüğü büyülü bir yer haline gelir. Oscar adaylıkları: Frances H.
Diyaloglar asgari düzeyde tutulmuştur; Flaherty, anlatıyı taşımak üzere, esas Flaherty, Robert J. Flaherty
olarak kendi duygu yüklü, lirik görüntülerine ve Virgil Thomson'ın müziğine bel bağ (senaryo)
lar. Thomson'ın özgün Cajun (18. yüzyılda söz konusu yöreye yerleşmiş Fransız kö
kenli KanadalIlar) temalarından esinlenerek, ustalıklı bir biçimde bestelediği müzik,
Pulitzer Ödülü (bu ödüle layık görülen ilk film müziği) almıştır. Flaherty, başarılı yapıt
larının tümünde olduğu gibi Louisiana Story'de de dünyanın yabanıl bölgelerinin gü
zelliğini, tehlikesini ve cazibesini gözler önüne serer. PK
ABD (Paramount) THE HEIRESS (1949)
115dk, SB Miras
Yönetmen: William Wyler
Yapımcı: Lester Koenig, Robert "Nasıl bu kadar zalim olabilirsin?" "Ne de olsa ustalarından öğrendim." Willi
Wyler, William Wyler
am Wyler'in, Henry James romanı Washington Square'den (Washington Meyda
Senaryo: Augustus Goetz, Ruth nı; anlamsız bir şekilde 1997'de yeniden filme çekildi) sinemaya uyarladığı Miras,
Goetz
Henry James'in Washington Square yönetmenin alameti farikası olan uzun planlarla ve çok özenli bir atmosfer, aydın
isimli romanından latma ve kamera tekniği çalışmasıyla daha da güçlendirilen unutulmaz oyunculuk
Görüntü Yönetmeni: Leo Tover ları gözler önüne serer, ikinci kez Oscar'a değer bulunan Olivia de Havilland baba
Müzik: Aaron Copland sından (Ralph Richardson) kalacak olan büyük mirasa rağmen evlenememiş, fazla
Oyuncular: Olivia de Havilland, sıyla silik ve zarafetten yoksun genç kız rolünde muhteşem.
Montgomery Clift, Ralph Yakışıklı servet avcısı, işsiz güçsüz Montgomery Clift, kızın gönlünü çalar;
Richardson, Miriam Hopkins,
adam, çekici olduğu kadar samimiyetsizdir de. Catherine, babasının aşağılayıcı bir
Vanessa Brown, Betty Linley, Ray
Collins, Mona Freeman, Selena biçimde bu birlikteliğe itiraz etmesi üzerine ve budalalık derecesinde romantik ha
Royle, Paul Lees, Harry Antrim, lasının (Miriam Hopkins) suç ortaklığıyla bir kaçış planı yapar. Saf Catherine, sevgi
Russ Conway, David Thursby lisinin onu yüzüstü bıraktığını fark ettiğinde, de Havilland'ın merdivenleri ağır ağır
Oscar: William Wyler (film), ve tükenmiş bir halde tırmanışı akıllardan silinecek gibi değildir. Finalde, ona geri
William Wyler (yönetmen), Olivia
dönen aşığı kapıya doğru umutsuzluk İçerisinde yürürken, buruk bir zafer kazan
de Havilland (kadın oyuncu), John
Meehan, Harry Homer, Emile Kuri mış olarak yeniden merdivenleri tırmanışı da etkileyicilik bakımından diğer sahne
(sanat yönetmeni), Edith Head, Gile den aşağı kalmaz. Aaron Copland'ın duyguları harekete geçiren ve özgün Oscar'lı
Steele (kostüm tasarımı), Aaron müziği, yapımın bütünündeki mükemmelliğin altını çizer. AE
Copland (müzik)
Oscar adaylıkları: Ralph
Richardson (yardımcı erkek
oyuncu), Leo Tover (görüntü
yönetmeni)
KIND HEARTS AND CORONETS (1949)
Yumuşak Kalpler
Sir Michael Balcon'ın Batı Londra'daki yapım şirketince çekilen "Ealing Kome-
dileri"nin ilklerinden biri ve bu stüdyonun İngiliz tarzı tipik mizah anlayışının çok iyi
bir örneği olan Yumuşak Kalpler, özenli yapısı ve verdiği tat bakımından kara ko
medi türünde eşi benzeri olmayan bir yapıt. İncelikli, hoş bir hınzırlığı var ve bir
başka Ealing alameti farikası olan zekice bir sonla noktalanıyor.
Acımasız, soğukkanlı, yoksul Louis Mazzini'nin (masum yüzlü Dennis Price)
sahip olabileceği Düklük unvanıyla arasında züppe, varlıklı ve aristokrat D'Ascoyne
ailesinin sekiz üyesinden başka bir engel olmaması, Robert Hamer'ın sınıf ayrımcı
lığını cüretkarlıkla ele aldığı bu üstün nitelikli kara komedide Mazzini'yi bir toplu
katliama teşvik eder. Film, Roy Horniman'ın bir toplumsal çöküşe işaret ettiği Isra-
el Rank adlı sert romanından Hamer ve John Dighton tarafından uyarlanmıştı ama
aynı zamanda Charlie Chaplln'in Morısieur Veratoux'sunun (Mösyö Verdoux,
1947) da etkisi altında kaldığı söylenir. Price'ın Makyavelist Mazzini'sinin başı, vic
dansız ve İlkesiz yükselışi-sırasında kaderin bir cilvesi sonucu iki farklı kadınla der
Britanya (Ealing studios)
de girer: Kurbanlarından birinin dokunaklı bir güzelliğe sahip dul karısı Edith D'As
106dk, SB
coyne ve Ealing Stüdyoları'nın gözdesi Joan Greenvvood'un canlandırdığı seksi, Yönetmen: Robert Hamer
tehlikeli biçimde kurnaz Sibella. Yapımcı: Michael Balcon, Michael
Aynı soydan geldikleri açıkça görülebilen yarım akıllı D'Ascoyne'ların sekizini Relph
de (bir balonda vurulan, kadınlara oy hakkı verilmesi savunucusu kırışık suratlı Ley Senaryo: Robert Hamer, Roy
di Agatha, patlayıcı içeren bir kase havyarla havaya uçan general ve teknesiyle bir Horniman, John Dighton
Roy Horniman'ın Israel Rank isimli
likte denizin dibini boylayıp Mazzini'nin işini kendi kendine halleden çılgın amiral romanından
de dahil olmak üzere) Ealing'in bin bir suratlı adamı, bir filmden diğerine tanınmaz Görüntü Yönetmeni: Douglas
hale gelen müthiş Alec Guinness canlandırır. Slocombe
Hamer'ın yönetmenlik hayatının fazlasıyla kısa süren altın çağı, Yumuşak Müzik: Ernest Irving
Kalpler'le doruk noktasına ulaşır. Sinemasına çok değerli bir temel sağlayan kurgu Oyuncular: Dennis Price, Valerie
Hobson, Joan Greenwood, Alec
culuktan yönetmenliğe geçmiş biri olarak, bu filmde akıllı diyaloglarla etkileyici, hi-
Guinness, Audrey Fildes, Miles
civli görsel malzemeler arasında denge kurmayı bilmiştir. Savaş foto-muhabirliğin- Malleson, Clive Morton, John
den gelme görüntü yönetmeni Douglas Slocombe'yse, bu filmdeki ustalıklı siyah- Penrose, Cecil Ramage, Hugh
beyaz görüntüleriyle kendisine çok daha uzun ömürlü ve üretken bir kariyerin ka Griffith, John Salew, Eric Messiter,
pılarını açtı: Slocombe, 1960'ların klasikleşen pek çok Ingiliz filmine, daha sonra Lyn Evans, Barbara Leake, Peggy
Ann Clifford
da Indiana Jones üçlemesi'ne görüntü yönetmeni olarak imza attı. AE
Venedik Film Festivali: Robert
Hamer (Altın Aslan adaylığı)
GUN CRAZY (1949)
Joseph H. Lewis'in kült eseri Gun Crazy (Çılgın Silah; diğer adıyla Deadly Is
The Female, yani "ölümcül kadın"), günümüzde kara film teriminin ihtilaflı anlamı
üzerine yapılan tartışmalara açıklık getirebilecek bir örnek adeta. 1930'ların ünlü
haydutları Bonnie Parker ve Clyde Barrow'un hikayesinden esinlenen (senaryoyu
MacKinlay Kantor ve McCarthy döneminde kara listeye alındığı için adı jenerikte
Millard Kaufman olarak geçen yazar Dalton Trumbo yazmıştır) bu kırsal "kaçak
aşıklar" hikayesinin, kara film geleneğinde belirleyici olan karanlık, sert, kentsel ye
raltı dünyasıyla pek ortak yönü yokmuş gibi görünür. Ancak They Live ByNight'ta-
ABD (King, Pioneer)
ki (Gece Yaşayanlar, 1948) bahtsız aşıkların ya da Desperate (Umutsuz, 1947),
86dk, SB
Thieves' Highway (Hırsızların Otoyolu, 1949) ve The Sound o f Fury'deki (Öfkenin
Y önetm en: Joseph H. Lewis
Sesi, 1951) alnının teriyle para kazanmak isteyen ama yakasını şansızlıklardan kur
Yapımcı: Frank King, Maurice King
Senaryo: MacKinlay Kantor, taramayan kişilerin benzer hikayeleriyle yan yana koyulduğunda Gun Crazy, ikisi
Millard Kaufman de başıboş insanların yazgısal öykülerini anlatan The Postman Always Rings Twi
G örüntü Y öne tm en i: Russell ce (Postacı Kapıyı iki Kere Çalar, 1946) ve Detour (1945) gibi hakkı teslim edilmiş
Harlan kara filmleri karakterize eden köksüz, marjinal adam temasını paylaşır.
M ü zik: Victor Young
Bart Tare (John Dall), küçük yaşlardan beri silahlara takıntı derecesinde ilgi
O yuncular: Peggy Cummins, John
duymaktadır. Ordudan ayrıldıktan sonra, çok güzel bir kız olan ve silah fetişizmini
Dali, Berry Kroeger, Morris
Carnovsky, Anabel Shaw, Harry paylaşan Annie Laurie Starr'la (Peggy Cummins) tanışır ve keskin nişancılığını ge
Lewis, Nedrick Young, Russ zici bir panayırda kanıtlayan kıza hemen aşık olur. Adaletin kollarında yaşamlarını
Tamblyn, Ross Elliott yitirmelerinden önce, büyük bir mezbahanın vezne bölümünde gerçekleştirdikleri
silahlı soygunla doruk noktasına ulaşan bir dizi hırsızlığa girişirler.
istemediğiniz kadar bol "B sınıfı" filmler arasında, Gun Crazynin biçimsel dü
zeyde ayrıcalıklı bir yere sahip olduğu iddiası, düşük bütçenin getirdiği kısıtlamalar
içerisinde filmin kotardığı estetik yenilikler (banka soygununun olduğu uzun plan-
sekans, mezbahadaki kovalamaca) ve Cummlns'ln psikozlu bir vamp kadını ben
zersiz biçimde canlandırması sayesinde kanıtlanmıştır. Ölümsüz nitelikteki bu "çıl
gın aşk" hikayesi Jean-Luc Godard'ın Fransız Yeni Dalga klasiği A bout de souffle'a
da (Serseri Aşıklar, 1960) ilham kaynağı olmuştur. PS
ADAM'S RIB (1949) ABD (MGM)
Adem'in Kaburgası/İki Ateş Arasında 101 dk, SB
Yönetmen: George Cukor
Yapımcı: Lawrence Weingarten
"Hepimizin kendine göre numaraları var." Bu seçkin "cinsiyetler çatışması" ko
Senaryo: Ruth Gordon, Garson
medisi, kavgacı ama cinsel açıdan ateşle barut gibi olan çiftlere dair sayısız başka fil Kanin
me ve televizyon dizisine ilham kaynağı olmuştur. Esprili diyaloglarla, çifte standart Görüntü Yönetmeni: George J
lar ve geleneksel cinsiyet rolleri üzerine ateşli tartışmalarla ve oyuncuların muhte Folsey
şem performanslarıyla dolu Adem 'in Kaburgası, efsanevi çift Spencer Tracy ve Kat Müzik: Cole Porter, Miklös Rözsa
harine Hepburn'ün, 1942-1967 arasında birlikte çevirdiği dokuz filmden biri, belki Oyuncular: Spencer Tracy,
Katharine Hepburn, Judy Holliday,
de en iyisidir. Senaryoyu, TracyTe Hepburn'ün yakın dostları Ruth Gordon (1968 ya
Tom Ewell, Francis Attinger, David
pımı Rosemary's Baby-Rosemary'nin Bebeği filmiyle Oscar alan aktris) ve Garson Wayne, Jean Hagen, Hope
Kanin çifti yazmıştı. Projeye esin kaynağı olan gerçek hikaye, Bay ve Bayan Ray Emerson, Eve March, Clarence
mond Massey'in boşanma davasında onları temsil eden avukat William ve Dorothy Kolb, Emerson Treacy, Polly Moran,
Will Wright, Elizabeth Flournoy
Whitney çiftinin daha sonra boşanıp müşterileriyle evlenmelerinin hikayesidir.
Oscar adaylıkları: Ruth Gordon,
Adem 'in Kaburgası'ysa bu şekilde sonuçlanmaz. Sevimli aptal sarışın Doris At- Garson Kanin (senaryo)
tinger (olağanüstü bir komedi yeteneği bahşedilmiş Judy Holliday'in parlak kariye
rini başlatan ilk rolü), zampara kocası W arren'i (Tom Ewell) öldürmeye teşebbüsle
suçlanınca proto-feminist avukat Amanda "Pinkie" Bonner (Hepburn) onun savun
masını üstlenir. Ancak davanın savcısı da Amanda'nın kocası Adam "Pinky" Bonner
(Tracy) olunca mahkeme salonundaki mücadeleleri çok geçmeden yatak odasına
kadar uzanır. Çatışmanın şiddeti Amanda'ya vurgun olan ve onun için "Farewell
Amanda"yı (Cole Porter'ın yazdığı bir parça) besteleyen şarkı yazarı Kip'in (David
Wayne) Amanda'ya yönelik ilgisi nedeniyle körüklenir. George Cukor, Doris'in War
ren'i takip etmesi ve onu beceriksizce vurmasını kapsayan komik-gerilimli açılış se
kansından sonra gelişmeleri kasıtlı olarak tiyatrovari bir düzlemde tutar. Filmin
uzun plan sekansları, Hepburn'e mahkemedeki sunumlarında hareket özgürlüğü
sağlar ve Tracy'nln onun taktiklerine ve kullandığı yöntemlere karşı duyduğu öfke
yi dışa yansıtmasına olanak tanır. Filmin en ilgi çekici sahneleri arasında, zeki bir ka
dın olan Amanda'nın, kalın kafalı Doris'e sorular sorduğu ve Adam'ın karısının sem
patisini yeniden kazanmak için, gözlerinde yaşlarla kendi kadınsı yanını ortaya koy
duğu sahneler sayılabilir. Tartışma konularından bazıları, günümüzde önemini yitir
miş olsa da film, İncelikli yapısından hiçbir şey kaybetmemiştir. AE
WHISKY GALORE! (1949)
Viski Galore
Passport to Pimlico (Pimlico Krizi, 1949) ve Kind Hearts and Coronets (Yumu
şak Kalpler, 1949) gibi Viski Galore de babacan yapımcı Sir Michael Balcon yöne
timindeki Ingiliz Ealing Stüdyolarının ünlü savaş sonrası dönem komedilerinin ilk
ve harikulade hasadının ürünlerindendi. Tüm dünyada büyük beğeni toplayan film
daha sonra yapılan filmlerdeki ayırt edici, kendisini alaya alan, hicivli formun oluşu
munda olduğu kadar baş kaldıran sıradan insanların güçlüler karşısında zafer ka
zanması temasının oluşumunda da kilit rol oynadı.
Britanya (Ealing Studios, Rank)
82dk, SB Alexander "Sandy" Mackendrlck'in bu çarpıcı kültür çatışması komedisi, ger
Dili: İngilizce / Gal dili çek mekanda, Dış Hebrid Adaları'ndan biri olan Barra'da, sözde belgesel tarzında
Yönetmen: Alexander çekilmiş. Basil Radford'un canlandırdığı sofu geçinen, kuralcı, ağzına İçki sürmeyen
Mackend rick İngiliz gönüllü muhafız kaptanı, batık bir gemiden "kurtarılan" malt viskinin peşin
Yapımcı: Michael Balcon, Monja dedir; Amerika'ya götürülmek üzere yola çıkarılan ancak İçkiye susamış adalılarca
Danlschewsky
ele geçirilen kargoyu ararken, Todday adasının sakinleri, onun ve vergi memurla
Senaryo: Angus MacPhall &
rının etrafını çevirip viskiye ulaşmalarını engeller. Yazar MacKenzle'nin ölümsüzleş
Compton Mackenzie
Compton Mackenzie'nin tirdiği hikaye, Erlskay adası açıklarında batan bir yük gemisindeki 50.000 kasa vis
romanından kinin "ortadan kaybolması" olayından esinlenerek yazılmıştı. Romancı-senaryo ya
Görüntü Yönetmeni: Gerald zan Mackenzie, filmde S.S. Cabinet Minister'ın kaptanı olarak görünür.
Gibbs
Viski Galore, diğer Ealing komedilerinin bazılarından daha eski moda; ama bu
Müzik: Ernest Irving
durum filmin hareketli ve neşeli oluşuyla, müşfik ve zekice toplumsal gözlemleriy
Oyuncular: Basil Radford,
Catherine Lacey, Bruce Seton, Joan le, Hebrid Adaları'ndaki yaşamın otantlkllğiyle.ve muhteşem oyunculuklarla den
Greenwood, Wylie Watson, geleniyor. Ealing Stüdyoları'nın önde gelen Ingiliz kadın oyuncusu Joan Greenwo
Gabrielle Blunt, Gordon Jackson, od, kurnaz hancı Macroon'un (Wylie Watson) işveli kızı rolünde müthiş. Aynı şekil
Jean Cadell, James Robertson
de gerçekten Iskoçyalı olan James Robertson Justice, Gordon Jackson ve matrak
Justice, Morland Graham, John
Gregson, James Woodburn, James anlatıcı Finlay Currie gibi oyuncular da çok başarılı. Filmi dünya çapında beğenilir
Anderson, Jameson Clark, Duncan kılan otorite karşıtı mizahı, kendini beğenmiş ve bürokratik tiplere karşı gelerek on
Macrae ların havasını söndüren, tuhaf, eğlenceli, cesur insanlarla ve güzel kızlarla dolu bu
uzak, izbe köyün idealleştirilmesi üzerine kurulu.
Ealing'ln en pırıltılı yapımlarından üçünü (diğer İkisi: The Man in the White Su-
İt-Beyaz Takım Elbiseli Adam, 1951;ve The Ladykillers-Kadın Avcıları, 1955) yöne
ten iskoçya kökenli Mackendrick, kariyerinin ilerleyen dönemlerinde dramatik film
ler yönetirken de aynı başarıyı göstermiştir; özellikle, ABD'ye taşındıktan sonraki
1957 tarihli filmi Sweet Smell o f Success'te (Başarının Tatlı Kokusu, 1957). AE
WHITE HEAT (1949) ABD (Warner Bros.)
Cehennem Alevi 114dk, SB
Yönetmen: Raoul Walsh
Cesaret isteyen bir tren soygununun başında Cody (James Cagney) arkadaşı Yapımcı: Louis F. Edelman
na "Ne yapacağını biliyor musun?" diye bağırır; adam yanıt vermeye başlayınca
Senaryo: Virginia Kellogg, Ivan
Goff, Ben Roberts
Cody onun sözünü keser: "Gevezelik etmeyi bırak da işe koyul!" Bu aceleci, aksi
Görüntü Yönetmeni: Sidney
yona yönelik tavır, Raoul Walsh'in (bir keresinde Peter Lloyd'un söylediği gibi) "bi Hickox
reysel bir enerjinin nabzını alıp" onu "içinden bir ritmin yapılanışının doğduğu çıl Müzik: Max Steiner
gın bir yörüngeye" yerleştiren filmlerinin itici gücünü özetler. Anlatım bakımından Oyuncular: James Cagney,
çok az film Cehennem Alevi kadar gerilimli, baştan sona tempolu ve ekonomiktir. Virginia Mayo, Edmond O'Brien,
Margaret Wycherly, Steve Cochran,
Walsh'in, amansızca doğrusal bir çizgi tutturan, hareketin daima ileriye aktı
John Archer, Wally Cassell, Fred
ğı filmleri sessiz sinema dönemini çağrıştırır (otomobilin trenle karşılaştığı açılış Clark
sahnesinde olduğu gibi). Ama yönetmen, aynı zamanda, 20. yüzyıl psikolojisinin Oscar adaylıkları: Virginia
merak uyandırıcı, karmaşık olanaklarını da araştırır. Cody, iş üstündeyken acımasız Kellogg (senaryo)
ca cinayet işler. Çetesiyle beraber kapana kısılmış bir hayvan gibi saklanırken (son
radan hapse de girecektir) psikopatolojisi su yüzüne çıkmaya başlar: başkalarının
acısına karşı umursamazlık, katı yürekli bir anneyi saplantı haline getirme ve onu
öfkeden deliye döndüren korkunç migren krizleri.
Cagney'in olağanüstü oyunculuğuyla ölümsüzleştirilen Cody, sinema gangs
terlerinin sonunu hazırlayan nihai çelişkiyi temsil eder: Aşırı egoistlik ve tamamen
insani bağımlılıklar ve savunmasızlıklarla baltalanan yenilmezlik hayalleri ("Bak an
ne, dünyanın zirvesindeyim!). AM
Müzik: Leonard Bernsteln, Saul Denizciler Geliyor'un hafiften "tabuları yıkan" eğlence anlayışı, bu abartılı
Chaplin, Roger Edens gag’in (komik durumun) içinde saklı. Bu film temel olarak rasgele seks arayışını ko
Oyuncular: Gene Kelly, Frank nu alıyor: 24 saatliğine izinli olan üç denizci, cinsel ilişki yaşamak ister. Elbette ki
Sinatra, Betty Garrett, Ann Miller,
görünüşte film, bu temel güdüyü reddetmeye çalışıyor; sonuçta Gabey, tatlı, ma
Jules Munshin, Vera-Ellen, Florence
Bates, Alice Pearce, George sum "Bayan Turnstiles"a, yani (vy'ye (Vera-Ellen) aşıktır. Ama kanıtlar her yerde gö
Meader, Judy Holliday rülebilir: kültürel referanslarda (gerçeküstücü sanat; bir müze tamamen "homo
Oscar: Roger Edens, Lennie erectus” a adanmıştır), iki anlama çekilebilecek sözlerde (Brunhilde: "Manzara gör
Flayton (müzik) mek istedi, ben de ona bol bol manzara gösterdim") ve her şeyden öte tüm ero
tizmin kurnazca yerleştirildiği şarkı-dans oyunlarının taşkın enerjisinde), bununla
beraber Miller’ ın "Tarihöncesi insan!" yorumunda gizli saklı hiçbir şey yok.
Denizciler Geliyor, basit ama sürükleyici "bir ömre değer gün" iddiası içerisin
de birbirinden farklı pek çok keyif verici unsur barındırıyor. Denizciler birbirlerinden
ayrıldıklarında, film giderek hareketleniyor ve ucuz eğlencelerden ("You Can Co-
unt On Me” ) dans gösterilerine (Leonard Bernstein'ın caza yakın bir üslupla beste
lediği Sinatra-Garret düeti "Come Up to My Place" eşliğinde) kadar çeşitli unsurlar
la zenginleşiyor. Kelly'nin hem özel hem meslek yaşamındaki solcu yön, genellikle
görmezden gelinir. Denizciler Geliyor'da, yüzeydeki tüm o cinsel motiflerin yanı sı
ra yüzeyin altına gizlenmiş bir politik amaç var: Bu "kent senfonisi" (bazı mükem
mel gerçek mekan görüntülerinin de yardımıyla) yaşamlarını yorucu bir günlük
plan programın küçük boşluklarına sıkıştırmaya çalışan sıradan emekçilerin sevinç
ve kederlerine yazılmış gerçek bir methiye. AM
ORPHÉE (1 9 4 9 )
Fransa (André Paulve, Palais Royal)
Örfe 112dk, SB
Dili: Fransızca
Yönetmen: Jean Cocteau
"Ölümsüzlük, efsanelerin ayrıcalığıdır," der anlatıcı filmin başlangıcında. Bu,
Yapımcı: André Paulvé
Jean Cocteau'nun fantastik filmi, sınırsız bir sıradışılığa ve cezbedld bir alegoriye
Senaryo: Jean Cocteau
sahip, aynı zamanda şifreli bir otobiyografi olan Örfe İçin de geçerli. Orphée (Coc Görüntü Yönetmeni: Nicolas
teau'nun sevgilisi Jean Marais canlandırır), bir zamanlar çok beğenilen ama artık Hayer
rağbet görmeyen bir şairdir. Hor gördüğü bir rakibinin İki üniformalı motosikletçl Müzik: Georges Auric
tarafından ezilmesi sonucu "Prenses ÖlürrT'le (Maria Casarés) karşılaşır ve ondan Oyuncular: Jean Marais, François
Périer, Maria Casarès, Marie Déa,
çok etkilenir; ama İhmal ettiği karısı Eurydice (Marie Déa) ölünce, Orphée, onun
Henri Crémieux, Juliette Gréco,
geri verilmesini istemek üzere ölüler diyarına gider. Roger Blin, Edouard Dermithe,
Yüzeysel bakıldığında bir özel efekt filmi gibi gözükse de Örfe, Cocteau'nun Maurice Carnege, René Worms,
Raymond Faure, Pierre Bertin,
ters çekim (tersine hareket) ve arka görüntü (canlı aksiyonun, fona yansıtılan gö
Jacques Varennes, Claude Mauriac
rüntüler önünde çekilmesi) tekniklerini ustalıkla kullanması bakımından dönüm
noktası niteliğinde bir film. Aynalar, öte tarafa açılan kapılardır ("Hayatın boyunca
bir aynaya bakarsan, 'Ölüm'ü İş başındayken görebilirsin"); ne var ki onların İçin
den sadece şairler istedikleri zaman geçebilir. Araf, fizik kurallarının askıya alındığı
ağır çekimli bir belirsizlik bölgesidir. Gizemli anlatım yer yer kafa karıştırıcı olsa da
(Orphée ve Cocteau'nun benzer bir biçimde Eurydlce'den çok "Ölüm"le meşgul ol
malarına açıklık getirmiyor) filmin şiirsel düşgücü büyüleyici. TCh
Oscar adaylıkları: So Rashomon, üstü kapalı olarak, kaybolmuş arınma ve kefaret olasılıklarını araştırsa da
Matsuyama, H. Motsumoto (sanat iyiyle kötü arasındaki ayırt edici şey olarak gerçeğin keşfedilmesiyle ilgili ana teması,
yönetmeni) basit iyilikseverlik ve özveri eylemleri üzerinden doğrulanır. Orman, haydut Tajoma-
Venedik Film Festivali: Akira ru'nun (Toshirö Mifune) bakış açısıyla anlatılırken Tajomaru haylaz bir çocuk gibi ka
Kurosawa (Altın Aslan), Akira
rakterce edilir. Tajomaru, Masako'yu (Machiko Kyo) görüp ona vurulduktan sonra,
Kurosawa (İtalyan Film
samuray kocası Takehiro'yu (Masayuki Mori) etkisiz hale getirip kendisine itaat eden
Eleştirmenleri Ödülü)
kadına sahip olur ve daha sonra da iki adamın dövüşmesi sonucu Takehiro ölür. Ma-
sako'nun bakış açısına göreyse kendisi tecavüze uğramış, utanç duymuş, daha son
ra kocası tarafından reddedilmiş ve histerik öfkesine teslim olarak onu öldürmüştür.
Bir tek ölmüş olduğu noktasında diğerleriyle hemfikir olan Takehiro'ysa, bir medyum
(Fumiko Honma) aracılığıyla karısının, Tajomaru'nun tutkusuna nasıl aynı şekilde kar
şılık verdiğini ve bunun üzerine hayduttan nasıl kendisini öldürmesini istediğini açık
lar. Cinayette hiçbir hayır görmeyen Tajomaru gibi Masako da kaçar ve Takehiro'yu
intihar etmek üzere yalnız bırakırlar.
Tüm hikayeler anlatıcıların kendi çıkarlarına hizmet etmektedir.
Dolayısıyla Tajomaru acımasız bir suçlu, Masako saldırıya uğramış bir
masum, Takehiro gururlu bir savaşçıdır. Görünüşe bakılırsa hepsi doğ
rudur. Ta ki Oduncu gölgelerin arasından neler gördüğünü anlatana
kadar. Onun perspektifi kadının zayıflığını, haydutun kabadayılığının
asılsız oluşunu ve kocanın cesaretsizliğini doğrular. Aynı zamanda ha
kikat arayışına sekte vurarak suça kendisinin nasıl karıştığını da gizler
ama Hizmetkar bunu ortaya çıkarır.
Kurosawa, kasvetli hikayeyi olumlu bir işaretle noktalar. Tapınak
harabesinin altında terk edilmiş bir bebek bulunur. Oduncu (yaptığı
kötülüğün kefareti olarak) öksüz bebeğe sahip çıkarak insanın özün
de iyilik olduğu fikrini ortaya koyar. Kurosawa'nm ilk büyük yapıtı Ras-
homon'un hayranlık uyandıran bir anlatı yapısı içerisinde taşıdığı şizof
reni düşünülecek olursa, bu tutarlı bir sondur. GC-Q
A B D (Universal)
WINCHESTER '73 (1950)
92dk, SB Korkunç intikam
Yönetmen: Anthony Mann
Yapımcı: Aaron Rosenberg Yönetmen Anthony Mann'la oyuncu James Stewart'm birlikte çevirdiği sekiz
Senaryo: Borden Chase, Stuart N. filmden ilki olan Korkunç intikam, bu efsanevi ortaklığın şeklini belirler. Bu iki ada
Lake, Robert L. Richards
mın birlikte yaptığı western'lerin alışılmadık derecede sert olmanın yanı sıra çok
Stuart N. Lake'in öyküsünden
güzel, sade bir üslubu vardır.
Görüntü Yönetmeni: William H.
Daniels Film, defalarca el değiştiren bir tüfeğin etrafında döner. Ona sahip olan her
Müzik: Walter Scharf kes bir şekilde değişir, bazen iyiye bazen de kötüye doğru. Her şey, söz konusu tü
Oyuncular: James Stewart, feğin ödül olduğu bir atıcılık yarışmasında başlar.
Shelley Winters, Dan Duryea,
Oyuncu kadrosu olağanüstü güçlü. Shelley Winters mükemmel bir oyun çıka
Stephen McNally, Millard Mitchell,
Charles Drake, John Mdntire, Will rıyor; yardımcı oyuncular arasında Millard Mitchell, Stephen McNally, Will Geer ve
Geer, Jay C. Flippen, Rock Hudson, emsalsiz Dan Duryea gibi çok yetenekli karakter oyuncuları var. (Bakalım Kızılderi
John Alexander, Steve Brodie, li savaşçı rolündeki Rock Hudson'la genç Tony Curtis'i tanıyabilecek misiniz!)
James Millican, Abner Biberman,
Tony Curtis Günümüzde ender rastlanır yetenekte bir aktör olarak kabul edilen Stewart,
filmin çekildiği dönemde yeterince iyi bir oyuncu olmadığına yönelik iddialardan
endişe duyuyordu. Canlandırdığı Lin McAdam karakteri alışılmadık bir kahraman
dır; filmin iyilik odağı olmasına rağmen biraz çelişkilidir. Stewart’in Mann için orta
ya koyduğu oyunculuk The Man from Laramie (intikam Kanunu, 1955) ve The
Naked Spur (idam Mahkumu, 1953) gibi filmlerde gitgide daha karmaşık ve kinik
bir hal alacak ve sanatının ustası olan bu adamın kendisine verilen her rolün altın
dan kolayca kalkabileceğini kanıtlayacaktır. EdeS
A B D (Argosy, Republic)
RIO GRANDE (1 9 5 0 )
105dk, SB Kahramanlar Diyarı
Yönetmen: John Ford
Yapımcı: Merian C. Cooper, John
John Ford'un "Süvari Üçlemesi"nin son filmi olan (ilk ikisi Fort Apache-Kan
Ford, Herbert J. Yates
Senaryo: James Warner Bellah, Kalesi, 1948; ve She Wore a Yellow Ribbon-San Kurdelali Kız, 1949) Kahraman
James Kevin McGuinness lar Diyarı, önemli bir yapıt olmasına rağmen daha ufak çaplıdır ve iddiaya göre yö
James Warner Bellah'ın Mission netmenin kişisel projesi The Quiet Man (Kadın Satılmaz, 1952) için maddi kaynak
With No Record isimli öyküsünden sağlamak üzere çekilmiştir. Sabun köpüğü olayları, kışla eğlencelerini ve at üstün
Görüntü Yönetmeni: Bert de aksiyon sahnelerini harmanlayan film, önceki süvari filmlerine göre çarpıcılık
Glennon
tan, efsanevilikten ve ağıtırçısı hüzünden daha az nasiplenmiştir.
Müzik: Dale Evans, Stan Jones,
Tex Owens, Victor Young Kuzey Amerikalı aksi Yüzbaşı Kirby York (John Wayne, Fort Apache'deki
Oyuncular: John Wayne, Kirby York'u aynı şekilde canlandıramamış), iç Savaş sırasında evini yakıp kül etti
Maureen O'Hara, Ben Johnson, ği ve kendisinden ayrı yaşayan güneyli karısı Kathleen'le (Maureen O'Hara) acemi
Claude Jarman Jr., Harry Carey Jr.,
er olan oğullarının (Claude Jarman, Jr.) hatırına barışır. Oğlan, babasının etkisi al
Chill Wills, J. Carrol Naish, Victor
McLSglen, Grant Withers, Peter tında bir erkek haline gelir ama annesinden aldığı duyarlılığını da kaybetmez.
Ortiz, Steve Pendleton, Karolyn York, adam kaçırmak üzere Meksika'dan gizlice ülkeye giren Kızılderili haydutların
Grimes, Alberto Morin, Stan Jones, peşinden giderken adamlarına önderlik eder; bu hikaye Ford ve Wayne'in başya
Fred Kennedy
pıtı The Searchers’ m (Çöl Aslanı, 1956) başlangıcını çağrıştırır. Bu, daha az nevro-
tik, daha aksiyon-merkezli bir maceradır ve Kızılderili savaşlarının "iyilere karşı kö
tüler" anlayışını sorgulamadan benimseyen nadir Ford filmlerinden biridir.
Ben Johnson, rodeo yeteneğini gözler önüne serer; "Sons of the Pioneers"
adlı müzik grubu söyledikleri baladlarla folklorik atmosfere katkıda bulunur. KN
ALL ABOUT EVE (1950) A B D (Fox)
dom o f Eve adlı öyküden esinlenmişti. Diğer stüdyoların dört yıl boyunca çekme
Görüntü Yönetmeni: Milton R.
Krasner
ye yanaşmadığı öykü, Mankiewicz'in İğneleyici, esprili senaryosuyla parlak bir
Müzik: Alfred Newman
oyuncu kadrosunun bileşimi sayesinde muazzam bir sinematografik başarıya dö Oyuncular: Bette Davis, Anne
nüştü. 14 dalda Oscar'a aday gösterildi (o dönem İçin bir rekordu) ve Manki- Baxter, George Sanders, Celeste
ewlcz'in aldığı En iyi Yönetmen ve En iyi Senaryo ödüllerinin yanı sıra En iyi Film ve Holm, Gary Merrill, Hugh Marlowe,
Gregory Ratoff, Barbara Bates,
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu da (George Sanders) dahil olmak üzere altı ödül ka
Marilyn Monroe, Thelma Ritter,
zandı. Bette Davis, Anne Baxter, Celeste Holm ve Thelma Ritter de ödüle aday Walter Hampden, Randy Stuart,
gösterildiler ve böylece tek bir filmde ödüle aday gösterilen kadın oyuncu rekoru Craig Hill, Leland Harris, Barbara
White
elde edilmiş oldu.
Oscar: Darryl F. Zanuck (film),
Film, genç ve güzel aktris Eve Harrlngton'ın (Anne Baxter) bir ödül töreninde Joseph L. Mankiewicz (yönetmen),
yaptığı konuşmayla başlar ve kamera törende hazır bulunanları panoramik olarak Joseph L. Mankiewicz (senaryo),
tarar. Addison DeWitt (Sanders), elde edilen başarının gerçek öyküsünü anlatmak George Sanders (yardımcı erkek
oyuncu), Edith Head, Charles Le
üzere blzleri zamanda geriye doğru bir yolculuğa çıkarır. Artık yaşlanma belirtileri Maire (köstüm tasarımı)
gösteren 40 yaşındaki Margo Channing (Bette Davls), zorlu bir yaşamın içerisinde Oscar adaylıkları: Anne Baxter,
acılar çekmiş genç hayranı Eve'e yardım eli uzatan bir Broadway oyuncusudur. Bette Davis (kadın oyuncu), Celeste
Margo'nun kostümcüsü Birdie (Ritter), "Ne hikaye ama! Anlaşılan bela onun peşi Holm, Thelma Ritter (yardımcı kadın
oyuncu), Lyle R. Wheeler, George
ni hiç bırakmamış," diyerek Eve'in acıklı hikayesinin ardındaki gerçeği alaycı bir W. Davis, Thomas Little, Walter M.
imayla öngörebilen ilk kişi olur. Eve, Margo'nun güvenine çeşitli düzenlerle, ¡dölü Scott (sanat yönetmeni), Milton R.
nün mesleki ve özel yaşamına sinsice sızarak karşılık verir. Önce Margo'nun en iyi Krasner (görüntü yönetmeni),
Barbara McLean (kurgu), Alfred
arkadaşını (Holm) kandırır, vefalı ama kaypak eleştirmenin (Sanders) aklını çeler ve
Newman (müzik)
nişanlısı Bill'i (Gary Merrill, gerçek hayatta Davis'in kocasıdır) onun elinden alma gi Cannes Film Festivali: Joseph L.
rişiminde bulunur. Marilyn Monroe, Margo'nun partisinde, kısa ama göz kamaştı Mankiewicz (Özel Jüri Ödülü),
rıcı bir sahnede DeWitt'in kolunda görünür; bu parti Margo'nun ünlü "Kemerleri Bette Davis (kadın oyuncu)
nizi bağlayın. Bu çok sarsıcı bir gece olacak" cümlesini söylediği partidir.
Kimileri, 1949 yapımı A Letter to
Three WivesTa da (Üç Kadına Bir Mek
tup) Oscar kazanmış olan Mankiewicz'in
Perde Açılıyor'la elde ettiği zaferin, Citi
zen Kane'le (Yurttaş Kane) En İyi Özgün
Senaryo ödülünü alan kardeşi Herman'a
kıyasla yeteneğinin daha büyük olduğu
nun son bir kanıtı olarak görür. Bu tartış
mayı bir kenara bırakacak olursak, bir
çok kişi Perde Açılıyor1u, Davis'in uzun
oyunculuk yaşamının en parlak başarısı
kabul eder. Filmin tek kusuruysa, kadın
görünümlü su katılmamış hırstan başka
bir şey değilmiş İzlenimi veren Baxter'dir.
KK
ABD (Paramount) SUNSET BLVD. (1 9 5 0 )
110dk, SB Sunset Bulvarı
Yönetmen: Billy Wilder
Yapımcı: Charles Brackett
Senaryo: Charles Brackett, Billy Bir havuzda ölü vaziyette yüzüstü yatmakta olan işsiz senaryo yazarı Joe Gil-
Wilder, D.M. Marshman Jr lis (William Holden), sessiz sinemanın kraliçesi megaloman Norma Desmond'la
Charles B ra c k e tt ve Billy W ild e r'm A (Gloria Swanson) kişisel ve mesleki düzeydeki uğursuz ilişkisini anlatır. Genç gö
Can o f Beans is im li öykü sü n d e n
rünme çabası içerisinde olan ne var ki bu çabaları onu paradoksal olarak bin yaşın
Görüntü Yönetmeni: John F. Seitz
daymış gibi gösteren ellili yaşlarındaki Norma, Sunset Bulvarfndaki eski bir ma
Müzik: Jay Livingston, Franz
Waxman likanede yaşamaktadır. Kadın, evcil maymunu için bir gece yarısı cenazesi düzen
Oyuncular: William Holden, Gloria ler (Joe imalı biçimde "herhalde çok önemli bir şempanzeydi" der), çekilmesi olası
Swanson, Erich von Stroheim, Nancy olmayan bir senaryo karalar ve Salome rolüyle oyunculuğa dönmeyi hayal eder
Olson, Fred Clark, Lloyd Gough, Jack ("Bu dünyadan nefret ediyorum! Bu muhteşem bir dönüş olacak!"); ki bu
Webb, Franklyn Farnum, Larry J.
imkansızdır. Ona eski yönetmeni ve bu arada da ilk kocası olan kötü ruhlu bir uşak
Blake, Charles Dayton, Cecil B.
DeMille, Hedda Hopper, Buster (Erich von Stroheim) hizmet etmektedir.
Keaton, Anna Q. Nilsson Bu senaryo, cafcaflı görüntülere genelde pek prim vermeyen bir sinemacı
Oscar: Charles Brackett, Billy Wilder, olan Wilder'i Phantom o f the Opera'nın (Operadaki Hayalet) ve Kane'in Xana-
D.M. Marshman Jr (senaryo), Hans
Dreier, John Meehan, Sam Comer, dıv'sunun atmosferini çağrıştıracak kompozisyonlar yaratmaya teşvik etmiştir. Bu
Ray Moyer (sanat yönetmeni), Franz na örnek olarak, kapana kısılmış jigolo arka planda telaş içerisindeyken, yakın çe
Waxman (müzik) kimle beyaz eldivenli ellerin org çalışının gösterilmesi verilebilir. Wilder'in sinema
Oscar adaylıkları: Charles Brackett endüstrisinin perili evinde yaptığı bu iğneleyici olmakla birlikte nostaljik gezinti, et
(film), Billy Wilder (yönetmen),
kisi korku filmi türünün içine sızdıktan (Robert Aldrich'in Whatever Happened to
William Holden (erkek oyuncu),
Gloria Swanson (kadın oyuncu), Baby Jane-Bebek Jane'e Ne Oldu?, 1962) ve Andrew Lloyd Webber tarafından
Erich von Stroheim (yardımcı erkek oyunlaştırıldıktan sonra bile, tekrar tekrar seyredilebilecek bir filmdir. Bir zamanlar
oyuncu), Nancy Olson (yardımcı şöhreti yakalamış olan Norma ve asla şöhret olamayan Joe için duyulan tuhaf acı
kadın oyuncu), John F. Seitz (görsel
yönetmen), Doane Harrison, Arthur ma duygusunu, sessiz sinemanın Buster Keaton, H.B. Warner ve Anna Q. Nilsson
P. Schmidt (kurgu) gibi zamanın etkisiyle tahrip olmuş ve dondurulmuş gibi görünen yüzlerinin kulla
nılmasıyla bir bakıma sadistçe denilebilecek şekilde birleştirir.
Sunset Bulvarı'nın çok da ön plana çıkarılmayan ironlk yanlarından biri, Nor-
ma'nın kendi cinnet halleriyle baş edemeyişi bir tarafa ("kimse bir yıldızı terk ede
mezi"), sinema endüstrisinin herkesin birer ucube gibi davranmasına olanak tanı
ması hatta bunu teşvik etmesidir: Cecil B. DeMille (filmde kendisini oynar), Nor-
ma'ya sinema sektörünün değiştiğini kibarca hatırlatır ama Wilder bu sahneyi ka
merayı DeMllle'ln cilalı binici botlarına ve sanki setteymiş gibi gülünç bir biçimde
kasılarak yürüyüşüne yönelterek noktalar.
Bu, kötü sonla bitmeye mahkum ama hoş ve "norm al" bir aşk İlişkisiyle müca
dele halinde olan sert ve iğneleyici bir film: Sonunda Norma, Joe'nun hem sektö
rün İçinden bir kızla, Nancy Olson'la birlikte bir senaryo ("isimsiz Aşk Hikayesi") ya
zıyor olmasından hem de kendisini bu genç rakibi için terk edeceğini düşündüğün
den dolayı dehşete kapılır. Swanson'in ("Ben hâlâ büyüğüm, artık filmler küçül
dü"), muhteşem bir oyunculuk sergilediği cinnet nöbeti, cinayetten tutuklandığı sı
rada gazetecilerin haber amaçlı kameralarına doğru bir konuşma yapıp artık yakın
çekim İçin hazır olduğunu haber vermesiyle doruk noktasına ulaşır ve daha sonra
Wilder, bir ünlünün cinayet skandalinin yarattığı karnaval başlarken, kadının ken
di deliliği İçerisinde nasıl da yalıtılmış olduğunu vurgulamak üzere onu yeniden ge
niş planda çerçeveler. Bu film, yarım yüzyıldan uzun süredir hâlâ korkunç bir biçim
de diri kalan “ medya tarafından sömürülen suç" kültürünün işaretlerini verir. KN
LOS OLVIDADOS (1950)
Unutulmuşlar
Unutulmuşlar, sosyal içerikli filmlerin yerleşik kurallarının çoğunu yerine getir
se de onların çok ötesine geçer. Meksiko'nun gecekondu mahallelerinde çekilen
bu yakıcı Luis Bunuel başyapıtı, merkezine iki kadersiz oğlan çocuğunu yerleştirir:
iyi olabilmek için çabalayan Pedro (Alfonso Mejia) ve Pedro'yu yoldan çıkarmak
için sürekli bir şeyler yapan, ondan daha büyük, ıslah olmaz Jaibo (Roberto Cobo).
İtalyan yeni gerçekçiliğine eleştirel biçimde yaklaşan Bunuel, gerçekçilik kavramı
nın düş, şiir ve usdışılığı da içine alacak şekilde (Pedro'nun, birbirinin içine geçmiş
düşünce silsilesi, suçluluk duygusu ve arzu tatmini, karnı aç olan çocuğun annesi
tarafından kendisine sunulan çiğ et parçası imgesi içerisinde çözünen kabusuyla ve
Jaibo'nun ölürken gözlerinin önüne gelen, ölüm meleğinin uzun, karanlık bir yol
Meksika (Ultramar)
boyunca kendisine kılavuzluk eden uyuz bir köpek şeklinde göründüğü hayalle
85dk, SB
temsil edilir) genişletilmesini istiyordu. ^
Dili: İspanyolca
Yönetmen: Luis Bunuel Bunuel'in lanetliler şehrindeki diğer kayıp ruhlar arasında, kör dilenci Carme-
Yapımcı: Óscar Dandgers, Sergio lo (Miguel Inclân); Carmelo'nun himayesi altına aldığı terk edilmiş çocuk Ojitos
Kogan, Jaime A. Menasce (Mârio Ramirezj; filmin pek çok kışkırtıcı görüntüsünden birinde çıplak bacaklarını
Senaryo: Luis Alcoriza, Luis sütle yıkayan çekici genç kız Meche (Alma Delia Fuentes); ve çok geçmeden Jaibo
Buñuel tarafından öldürülecek olan erdemli Julien (Javier Amezcua) vardır. Nashville'den
Görüntü Yönetmeni: Gabriel (1975) bir deyiş ödünç alacak olursak, filmin son ana karakteri sîzsiniz, yani ikiyüz
Figueroa
lü izleyici. Unutulmuşlar'ı diğer sosyal içerikli filmlerin ötesine taşıyan önemli et
Müzik: Rodolfo Halffter, Gustavo
kenlerden biri izleyiciyi agresif bir biçimde rahatsız etmesi; en çok da Pedro'nun ıs
Pittaluga
Oyuncular: Alfonso Mejía, Estela lah evinde kameraya yumurta fırlatışıyla. O kadar vurucu olmayan ama yine de et
Inda, Miguel Inclán, Roberto Cobo, kileyici bazı yöntemlerle Unutulmuşlar, izleyiciyi liberal mesajlı filmler tarafından
Alma Delia Fuentes, Francisco genel olarak alıştırıldığı şekilde asil bir duyarlılık konumuna yerleşmekten alıkoyar.
Jambrina, Jesús Navarro, Efraín
Bunu, anlatım biçiminin fazlasıyla iğneleyici, mesafeli ve aykırı olmasıyla gerçekleş
Arauz, Sergio Villarreal, Jorge
Pérez, Javier Amézcua, Mario tirir; örneğin Jaibo'nun çetesi onu döverken, gözleri görmeyen Carmelo'nun acık
Ramírez lı görünümü, aval aval bakan bir tavuğun gülünç görüntüsüyle perdelenir. Ayrıca
Cannes Film Festivali: Luis Bunuel, esas sorunu daha katlanılabilir kılmak amacıyla bizlerin duygularını ve be
Buñuel (yönetmen) lirli olaylara yönelik konsantrasyonumuzu yönlendirmek için bir "vekil" figür kulla
nımı da dahil olmak üzere, çok çeşitli yöntemler kullanarak, filmde doğrudan me
saj vermekten kaçınmayı hakkıyla başarır. Unutulmuşlar, katılıkla ve yapıcı çözüm
lerden yoksun oluşuyla eleştirilmiştir ama Bunuel, bir yasa koyucu değil bir sanat
İngilizce adı: The Y o ung a n d the
çıdır ve bu olağanüstü dürüst filmin içindeki şefkatin kolayca algılanamayabilir olu
D am ned
şunun tek nedeni, aşırı duygusallıkla sarmalanmamış olmasıdır. MR
IN A LONELY PLACE (1 9 5 0 )
ABD (Columbia, Santana)
Tehlike İşareti 94dk, SB
Yönetmen: Nicholas Ray
Yapımcı: Henry S. Keşler, Robert
Tehlike İşareti, pek çok açıdan bir başyapıt niteliği taşır: kült yönetmen Nicho-
Lord
laş Ray'in tek "en iyi" filmi olarak; benzersiz biçimde romantik ve kötü sonla bitme Senaryo: Dorothy B. Hughes,
ye mahkum bir kara film olarak; Humphrey Bogartve Gloria Grahame'in en iyi kişi Edmund H. North, Andrew Solt
sel oyunculuklarını sergiledikleri bir vitrin olarak; ve Hollywood'un iç yüzünü en iyi D o ro th y B. H u g h e s 'u n ro m a n ın d a n
Senaryo: T.E.B. Clarke taklit edilemez Ingiliz tarzı mizah anlayışları sayesinde dünya çapında beğeni top
Görüntü Yönetmeni: Douglas layan ünlü Eallng Komedileri arasında, yine bir soygun hikayesi olan 1955 yapımı
Slocombe The Ladykillers'la (Kadın Katilleri) beraber, en çok güldüren filmdir. Eşsiz oyuncu
Müzik: Georges Auric Alec Guinness, yıllar boyu verdiği sadık hizmetlerinin ödülü olarak, standartları
Oyuncular: Alec Guinness, Stanley yüksek bir emeklilik hayatının masraflarını karşılayabilmek isteyen gözlüklü, silik
Holloway, Sid James, Alfle Bass,
banka memurunu canlandırıyor. Eski polis T.E.B. "Tibby" Clarke'ın Oscar ödüllü se
Marjorie Fielding, Edle Martin, John
Salew, Ronald Adam, Arthur naryosunda kahramanımız, hatıra eşya yapan Stanley Holloway ve beceriksiz hır
Hambllng, Gibb McLaughlin, John sızlar Sid James ve Alfle Bass'la birlikte cüretkar bir külçe altın soygunu planlar.
Gregson, Clive Morton, Sydney
Charles Crichton'ın, özellikle Eyfel Kulesi'ndeki kargaşada (Guinness ve Hollo
Tafler, Marie Burke, Audrey
Hepburn way, Paris'in simgesi haline gelmiş olan kulenin altından yapılma minyatürlerini
Oscar: T.E.B. Clarke (senaryo) yanlışlık sonucu satın alan İngiliz kız öğrencilerin peşinde spiral merdivenlerde koş
Oscar adaylıkları: Alec Guinness tururken) ve kovalamacanın doruğa ulaştığı tantanalı sahnede (bir ara şarkı söyle
(erkek oyuncu) yen Galli bir polis memuru korku içinde donakalmış ikilinin otomobilinin kenar ba
samağına çıkar), ortaya koyduğu başarılı yönetmenliğin büyük faydasını gören
film, işleyiş ve olay örgüsü bakımından birinci sınıftır. Filmin Rlo'daki açılış sahnesin
de, şık kıyafetler içindeki Guinness'in hikayesini meraklı dinleyicilere anlattığı sıra
da orada bulunan genç Audrey Hepburn'e göz atmayı unutmayın. AE
Oyuncular: James Mason, Ava manlaşmış Amerikalı şarkıcı Pandora Raynolds (Ava Gardner), lüks bir yatın kapta
Gardner, Nigel Patrick, Sheila Sim, nı ve tek mürettebatı olan ve sonradan, kendisi için canını feda edebilecek bir ka
Harold Warrender, Mario Cabré, dın bulana kadar denizlerde dolaşmakla lanetlenmiş Uçan HollandalI olduğu anla
Marius Goring, John Laurie, Pamela
şılan mukadder aşığıyla tanışır.
Mason, Patricia Raine, Margarita
D'Alvarez, La Pillina, Abraham Hollywood'un az sayıdaki gerçek entelektüellerinden biri olan yapımcı, yönet
Sofaer, Francisco Igual, Guillermo men ve senaryo yazarı Albert Lewin, gösterişli edebi göndermeleri (onun filmleri
Beltran
bol bol alıntılanmış şiirlerle doludur; öyle ki bir ara Pandora, insanların ona söyle
diği her şeyin kendisine birer alıntı gibi geldiğini dile getirir) ve fantastik romantiz
mi (tüm filmleri lanetler arasında yeşeren imkansız aşklara dairdir) çok seviyordu.
Görüntü yönetmeni Jack Cardiff'in koyu tonlarda ama büyüleyici Technicolor renk
leriyle çekilen film, Ava Gardner'ın güzelliğine yazılmış bir methiye olduğu kadar
James Mason'ın güçlü oyunculuğunun da bir göstergesi. KN
THE AFRICAN QUEEN (1 9 5 1 ) Britanya (Horizon, Romulus)
Afrika Kraliçesi 105dk, Technicolor
Dili: İngilizce / Almanca / Swahili
1951 yapımı bu John Huston klasiği, Hollywood'un en etkileyici, eğlenceli ve Yönetmen: John Huston
sürükleyici macera öykülerinden biridir. C.S. Forester’ın 1935 tarihli aynı adlı roma Senaryo: James Agee, John
Huston
nından uyarlanan A frika Kraliçesi, serseri ruhlu tekne kaptanı Charlie Allnut'la
C.S. Forester'ın romanından
(Humphrey Bogart) katı kuralları olan bakire misyoner Rose Sayer (Katherine Hep Oyuncular: Humphrey Bogart,
burn) arasındaki beklenmedik aşk ilişkisini anlatır. Rose, Charlie'ye güçlükle taham Katharine Hepburn, Robert Morley,
mül edebildiği halde kader onları bir araya getirir. Yeni yeni alevlenmekte olan 1. Peter Bull, Theodore Bikel, Walter
Gotell, Peter Swanwick, Richard
Dünya Savaşı vahşetinin ortasında kalan Rose, bulunduğu yerden Charlie'nin köh
Marner
ne teknesiyle kaçmak zorunda kalır. Ne var ki bir Alman savaş gemisi nehirdeki çı
Oscar: Humphrey Bogart (erkek
kış rotalarını bloke eder ve Rose, kaçmanın yolunu bulabilmek için Charlie'nin tek oyuncu)
nesine patlayıcı maddeler yükleyip Almanları atlatacakları bir plan yapar. Oscar adaylıkları: John Huston
Ancak macera öyküsü Charlie'yle Rose arasındaki sert ilişkinin yanında ikinci (yönetmen), James Agee, John
Huston (senaryo), Katharine
planda kalır; savaş anlatısında açık bir şekilde gözler önüne serilen politik içeriğe
Hepburn (kadın oyuncu)
rağmen, Afrika Kraliçesi'ndeki asıl ilginç alegori, çiftin aşk hikayesi üzerinden işle
nir. Charlie'nin tıraşsız, içki düşkünü Amerikan tarzı erkeksiliği; duyguları bastırıl
mış, ciddi İngiliz kadını Rose'u baştan çıkarır. Film 1914 yılında geçiyor olsa da, 2.
Dünya Savaşı sonrası dönemde, geleneksel sömürgeci güçlerin etkisi azalırken,
ABD'nin önde gelen uluslararası figür olarak ortaya çıkışını ifade eden alt metin
aşikardır.
Hepburn ve Bogart, başrol oyuncuları olarak olağanüstü bir seyir zevki sunu
yorlar. Saçlarına ak düşmüş, deneyimli yıldız oyuncular olarak ikisi de kendilerine
has jest ve mimiklerini en etkili şekilde kulla
nıyor ve filmi, aksiyonu zayıflatmayan hafif,
eğlendirici bir atmosfere büründürüyorlar.
Aralarındaki çekim mükemmel; ve birbirleri
nin boğazına sarıldıkları anlar en eğlendirici
sahneler olsa da "zıt kutuplar"dan kader or
taklığına ve sevglliliğe kolayca ve inandırıcı
biçimde geçiyorlar. Renkli görüntüler ve ger
çek mekanlardaki inanılmaz başarılı orman
çekimleri Afrika Kraliçesi'rim olağanüstü ca
zibesine katkıda bulunuyor. Bogart, tek Os-
car'ını bu filmle kazandı; ayrıca Huston (en
iyi yönetmen ve senaryo dallarında), Hep
burn ve senaryo yazarı James Agee de ödü
le aday gösterildiler. Her nasılsa, ne bu yazı
ne de filmin aldığı diğer coşku dolu övgüler
onun büyüsünü tam anlamıyla yansıtmayı
başarabiliyor. Defalarca izlemek bile beni as
la bu film in sonunda gülümsemekten ve
olumlu bir ruh haline girmekten alıkoymadı,
bu kitapta özetlenen birçok harika film ara
sında, bu gerçekten görülmesi gerekenler
den biri. RH
Fransa (UGC) 1lOdk, SB
JOURNAL D'UN CURE DE CAMPAGNE (1 9 5 1 )
olduğu açıkça ortada. Bu filmde Robert Mltchum, Tourneur'ün filmindeklne benzer M ü zik: Dimitri Tiomkin
O yuncular: Robert Mitchum, Jean
bir rolde karşımıza çıkar. Mitchum, aşık olduğu, ahlaki değerlerden yoksun kadının
Simmons, Mona Freeman, Herbert
entrikalarını keşfeden ancak bunlardan kaçamayan bir özel dedektifi canlandırıyor. Marshall, Leon Ames, Barbara
Bununla beraber öncellerinden daha sert ve alaycı olan bu film, işçi sınıfından O'Neil, Kenneth Tobey, Raymond
Frank Jessup'ın (Mitchum) zengin ve güzel bir kadına olan saplantısının izlerini sü Greenleaf, Griff Barnett, Robert
Gist, Morgan Farley, Jim Backus
rer. Bu kadın onu, üvey annesini öldürmek üzere yaptığı plana dahil edecektir. Di
ane Tremayne (Jean Simmons, bu role çok uygun bir oyuncu), Frank'in onunla ta
nıştıktan ve varlıklı bir yaşamın tadını aldıktan sonra, artık kendisine yetmez olan
normal bir hayatı temsil eden "iyi" kadın Mary'yle (Mona Freeman) İlişkisini kasıtlı
olarak bozar. Cinayet planı başarıya ulaşır ama bu arada beklenmedik bir biçimde
Dlane'in babası da ölmüştür. Diane yine de biraz olsun suçluluk duygusu hissetmez.
Çok geçmeden ortada bir suç olduğu kuşkusunun açığa çıkması sonucu çift, cina
yetle İtham edilir ama The Postman Always Rings Twice (Postacı Kapıyı iki Kere Ça
lar, 1946) geleneği devam ettirilerek Diane'in onları savunmak üzere tuttuğu dala
vereci avukat sayesinde aklanırlar. Davadan sonra Diane'den ayrılmaya ve eski ya
şamına devam etmeye niyetlenir. Kaçınılmaz sonuna zemin hazırlayan bir şey yapar
(yine Mltchum'un Geçmişten ffaç/ş'taki rolünü anımsatıyor) ve Diane'in onu ara
bayla otobüs durağına bırakmasına izin verir. Ne var ki kadın Frank'ten vazgeçmek-
tense, ölmeyi tercih eder. Diane, daha önce planladığı "kaza"yı anımsatan bir hare
ketle, otomobili uçurumdan aşağı sürerek her ikisini de öldürür. Etkileyici bir oyun
culuk sunan Muhteris Ruhlar, tam anlamıyla bir kara film klasiği. BP
SINGIN' İN THE RAİN (1952)
Yağmur Altında
Bazı filmler ünlü "ilk"leri, yani etkileyici sa
natsal buluşları ya da sonradan ünlü olan oyun
cuların ilk beyazperde deneyimlerini barındırma
ları nedeniyle yüksek itibar görür, bazılarıysa sırf
türlerinin en iyisi oldukları için. Yağmur Altında
işte bu ikinci kategoriye giriyor. Herhangi bir ba
kımdan öncü niteliği taşımıyor ya da sinema di
lini önemli ölçüde geliştirmiyor ama sinemayla
ilgili iyi olan ne varsa hepsini, neşeli doruklarla
acıklı dibe vuruşları ve bu iki kutup arasında gi-
diş-gelişleri, kolayca ve ustalıkla içine alan başka çok az film var.
ABD (MGM) Tüm başarılı Hollywood müzikallerinin aslında "ses"in doğrudan kendisiyle ilgi
103dk, Technicolor li olduğunu söylemek yanlış olmaz. Ya da en azından "ses"in kullanılmaya başlan
Yönetmen: Stanley Donen, Gene
masıyla. Takvimler 1927 yılını göstermektedir ve Don Lockwood (Gene Kelly) ünlü
Kelly
bir sessiz film yıldızıdır. Partneri Lina Lamont'la (Jean Hagan) yeni bir macera filmi
Yapımcı: Arthur Freed
çektikleri sırada stüdyo The Jazz Singer (Caz Şarkıcısı) adlı bir filmin yakında göste
Senaryo: Betty Comden, Adolph
Green rime gireceğini öğrenir ve yapımı durdurur. Filmin tamamlanmasının tek yolu onu
Görüntü Yönetmeni: Harold bir müzikale dönüştürmektir ancak iki sorun vardır: Don, diğer başrol oyuncusu Li-
Rosson na'ya katlanamamaktadır ve New York aksariı, bu yeni sesli film döneminde asla iyi
Müzik: Nacio Herb Brown, Lennie sonuç vermeyecektir. Çözüm mü? Lamont’un berbat ses tonuna masum Kathy'nin
Hayton
(Debbie Reynolds) sesiyle dublaj yapmak ve halkın bunu fark etmemesini umut et
Oyuncular: Gene Kelly, Donald
O'Connor, Debbie Reynolds, Jean mek. Ancak geçici önlem yeni bir sorunun daha ortaya çıkmasına yol açar: Don,
Hagen, Millard Mitchell, Cyd Kathy'ye aşık olmuştur ve bu da onun Lina'yla iş ilişkisinde ipleri tamamen koparır.
Charisse, Douglas Fowley, Rita Kelly'nin Stanley Donen'la ortaklaşa yönettiği Yağmur Altında, birçok muhte
Moreno
şem şarkı-dans gösterisi içeriyor; bunlar arasında en dikkat çekici olanlar, Donald
Oscar adaylıkları: Jean Hagen
O'Connor'ın "Make 'Em Laugh" atraksiyonuyla Kelly'nin filme adını veren şarkı eşli
(yardımcı kadın oyuncu), Lennie
Hayton (müzik) ğinde gerçekleştirdiği ünlü solo dans. Yaşamındaki yeni aşktan dolayı aklı başından
gitmiş Kelly, üzerinde sarı bir yağmurlukla bir sokak lambasının direğine tırmanır ve
su birikintileri içerisinde estetik bir tap dansı yapar, ilginçtir ki Yağmur Altında'daki
şarkıların pek çoğu aslında, MGM 'nin daha önce başka yerlerde kullanılmış müzikle
rin bulunduğu arşivinden çıkarılmıştı ama Kelly ve ekibin geri kalanı bu şarkılara öy
le büyük bir başarıyla yeniden hayat verdiler ki bunların hepsi artık Yağmur
Altında'yla özdeşleşmiş durumda. Adolph Green ve Betty Comden'ın yazdığı senar
yo, akıcı ve eğlenceli; sesli filmlere geçişte yaşanan zorlukları, sesli filmler için senar
yo yazan kuşağın benimseyebileceği keskin bir mizah anlayışıyla parodileştirmişler.
Yağmur Altında, filme uygun düşen bir ironiyle, önceleri görece kayıtsızlıkla kar
şılandı ve Akademi Ödülleri'nde büyük ölçüde görmezden gelindi. Ancak zaman
geçtikçe filmin eğlenceli sekansları ve karizmatik oyuncuları karşı konulmaz bir cazi
beye kavuştular. Yağmur Altında'yı taçlandırarak tüm müzikallerin kralı haline getir
diği İçin müzik repertuarını hazırlayanlara, "ilk on" listelerinde onu en tepeye
yerleştiren sayısız sinema eleştirmenine ve gruba, ama en çok da bu filmi yaptıkları
için Donen ve Kelly'ye, teşekkür etmek gerek. Sinema dünyası Yağmur Altında'yla
daha da güzel bir yer haline geldi. JKI
EUROPA '51 (1 9 5 2 ) İtalya (Ponti-De laurentiis)
113dk, SB
Roberto Rossellini'nin filmi Europa '51, en beklenmedik malzemeleri bir araya Dili: İtalyanca
getiren bir karışım; tadına bakmakta tereddüt edebileceğiniz bir "türlü". Bu türlü Yönetmen: Roberto Rossellini
nün içinde neler yok ki? İskandinav kökenli bir Hollywood yıldızı, İtalyan yeni ger
Yapımcı: Dino De Laurentiis,
Roberto Rossellini
çekçiliğinin babası, savaş sonrası dönemde Avrupa kentlerinin toplumsal koşullan
Senaryo: Sandro De Feo, Mario
üzerine bir analiz, iyiliğin ve kötülüğün doğası ile vazgeçilemez bir hak olan özgür Pannunzio, Ivo Perilli, Brunello
irade hakkında fizik ötesi bir meditasyon, burjuvaziyle halk sınıfının her düzeyde Rondi, Roberto Rossellini
karşıtlığı, bir çocuğun ölümü, bir annenin ihaneti ve ödediği diyet... mamma mia! Görüntü Yönetmeni: AldoTonti
Ardından karanlıkta oturuyorsunuz, perde aydınlanıyor, film başlıyor. Her şey ya Müzik: Renzo Rossellini
lın, her şey net. İncelikli, çok etkileyici, son derece hareketli. Oyuncular: Ingrid Bergman,
Alexander Knox, Ettore Giannini,
Rossellini, bir yıl önce Stromboli'de Ingrid Bergman'ı gönül rızasıyla, Tanrı'nın Giulietta Masina, Teresa Pellati,
ve yönetmeninin (ayrıca sevgilisidir) ellerine eşzamanlı olarak teslim edilmiş olağa Sandro Franchina, William Tubbs,
nüstü bir kuklaya dönüştürmüştü. Bu kez böyle bir şey söz konusu değil; sadece Alfred Brown
t Venedik Film Festivali: Roberto
popüler bir tür olarak melodramla etik ve toplumsal kaygıları olan yönetmen sine
İlr masının daha önce bilinmeyen bir bileşimiyle meydana getirilen (aynı yönetmen ve
oyuncu tarafından) cüretkâr bir yenilikti. Europa '57'deki tüm durumlar alışılagel-
Rossellini (Uluslararası Ödül), (Altın
Aslan adaylığı)
dik öğelerden oluşuyor; ve rahatsız edici bir gerçeklik duygusuyla, gerçek yaşam
la olan gizli bağlantılarla dolu her sahne, izleyiciye beklenmedik bir şeymiş hissi
uyandırıyor. Oysa bu sahneler, görünüşte hem romanesk hem de tematik açıdan,
yalnızca alışılmış göndermeler içeriyor. Ve her şey, herhangi bir abartılı dramatik '
h etki, herhangi bir şatafatlı teşhir olmaksızın gerçekleşiyor; aksine hikayenin anlatıl
ma, filme çekilme ve oynanma biçimlerinde inanılmaz bir alçakgönüllülük (hem yö
netmenin hem aktrisin alçakgönüllülüğü) söz konusu.
Europa ‘51, sinemada nadiren ulaşılabilmiş esaslı bir hümanizm düzeyine eri
şerek, ilişkiliymiş gibi göründüğü tüm yapıların ötesine geçiyor ve bunu yaparken
asla anlaşılması güç araçlar kullanmıyor.
Bergman'ın canlandırdığı karakter İrene
Girard, önündeki engelleri aşarak, insanların
azize olarak nitelendireceği bir noktaya doğ
ru ilerlerken, filmin kendisi de işlemek zorun
da kalmış olduğu günahlardan arınıyor.
"Azizlere yakışır" bir film mi? Neden ol
masın? J-MF
ABD (Loew's, MGM)
118dk, SB
Yönetmen: Vincente Minnelli
Yapımcı: John Houseman
Senaryo: George Bradshaw,
Charles Schnee
Görüntü Yönetmeni: Robert
Surtees
Müzik: David Raksin
Oyuncular: Lana Turner, Kirk
Douglas, Walter Pidgeon, Dick
Powell, Barry Sullivan, Gloria
Grahame, Gilbert Roland, Leo G.
Carroll, Vanessa Brown, Paul
Stewart, Sammy White, Elaine
Stewart, Ivan Triesault THE BAD AND THE BEAUTIFUL (1952)
Oscar: Charles Schnee (senaryo), Çıplak Ruhlar
Gloria Grahame (yardımcı kadın
oyuncu), Cedric Gibbons, Edward
C. Carfagno, Edwin B. Willis, F. Bugüne dek Hollywood'un Hollywood üzerine yaptığı en iyi film olma özelli
Keogh Gleason (sanat yönetmeni), ğini hâlâ, koruyan Çıplak Ruhlar, bir ölçüde, David O. Selznick'in yapımcılık haya
Robert Surtees (görüntü tında yaşadıklarına dayanır. Film, Val Lewton, Orson Welles, Raymond Chandler,
yönetmeni), Helen Rose (kostüm)
Diana Barrymore, Alfred Hitchcock gibi sektörün İçinden bazı isimlerin hayatların
Oscar adaylıkları: Kirk Douglas
dan anekdotları da içine alacak şekilde dolambaçlı bir yol izler. Daha çok Hitch
(erkek oyuncu)
cock filmlerinden tanınan Leo G. Carroll'ın canlandırdığı İngiliz yönetmenin sessiz
ama etkili karısına ayrıca dikkat edin.
Yapımcı Jonathan Shields'tan (Kirk Douglas) nefret etmek için haklı gerekçe
leri olan üç kişi, artık yıldızı sönmüş olan Shields'tan gelecek telefona (Shields on
ları yeni bir projede birlikte çalışmaya ikna etmek amacıyla arayacaktır) yanıt ver
mek üzere bir araya gelir. Geriye dönüşlerde onun "Poverty Row"dan, yani "B sı
nıfı" ucuz filmler yapan küçük yapım şirketlerinden yükselişe geçen kariyerini ayrın
tılarıyla aktarırken, ondan neden bu kadar nefret ettiklerini hatırlarlar. Shields'ın
eski ortağı olan yönetmen Fred Amiel (Barry Sullivan), onun sayesinde The Doom
o f the Cat Man (Cat People-Kedi Kız filmine gönderme) adında düşük bütçeli bir
gerilim filmi çekme olanağı bulmuş ama daha sonra yine Shields onu kandırmış ve
hayallerindeki proje olan, Meksika'da çekilecek The Faraway M ountain adındaki
olağanüstü "önemli" film in dışında bırakmıştır.
Bu hırslı megalomanı kimse Douglas kadar iyi canlandıramazdı; ortaya çıkan,
amacına ulaşma tutkusuyla yanıp tutuşan bu gözü kara adam portresi onun en iyi
performansları arasında. Vincente Minnelli'nin mükemmel melodramatik rejisi ve
David Raksin'in sürükleyici müziği, sermayesi dedikodu olan bu senaryoya (bir Os-
car'ı da senaryo yazarı Charles Schnee cebe atmıştı) olağanüstü bir tat katıyor.
Selznick'in itibarının tepetaklak düşüşe geçmesiyle son 50 yıl içinde film daha tra
jikom ik bir etki uyandırır oldu. Shields'ın, başka insanların hayatlarını uğrunda fe
da etmeye değecek denli yüce bir sanat ortaya koyduğu yönündeki (muhasebeci
sinin de paylaştığı!) inancı; Minnelli bizlere, bugünlerde alçakgönüllü çabalardan
çok daha makbul sayılan o küstah ve kibirli tavırları yakından tanıma fırsatı verdi
ğinde daha da rahatsız edici bir hale gelir, insan, Shields filmografisi içinden The
Faraway Mountain'dan (Uzak Dağlar) çok The Doom o f the Cat M a n'i (Kedi
Adam 'ın Sonu) izlemeyi tercih edeceğini hissediyor. KN
THE BIG SKY (1952) ABD (Winchester)
140dk, SB
Filmde Kirk Douglas ve Dewey Martin, 1830'larda bir tekneyle Missouri neh Yönetmen: Floward Flawks
rinden yukarı, Karaayak yerlilerinin topraklarına doğru yolculuk eden kürk tüccar Yapımcı: Floward Flawks, Edward
Lasker
larını canlandırıyor. Film, Shane' in de (Vadiler Aslanı, 1953) senaristi olan ve The
Senaryo: A.B. Guthrie Jr, Dudley
se Thousand Hills, The Way West adlı romanları, western türünde filmlere dönüş
Nichols
türülen A.B. Guthrie Jr.'ın yazdığı mükemmel bir romandan uyarlanmış. Yolculuk A.B. Guthrie Jr. 'un romanından
sırasında Douglas ve Martin hem doğadan hem de insanlardan kaynaklanan teh Görüntü Yönetmeni: Russell
likelerle karşı karşıya kalır ve mürettebatı, yönetmen Flawks'a yaraşır, işinin ehli Harlan
profesyonellere dönüştürürler. Bu yoldaşlık, can güvenliklerini sağlamak için Teal Müzik: Dimitri Tiomkin
Eye (Elizabeth Threatt) adlı bir Yerli kızı rehin aldıklarında tehdit altına girer. İki Oyuncular: Kirk Douglas, Dewey
Martin, Elizabeth Threatt, Arthur
adam da kıza aşık olur ama sonunda sorun çözülür. Flunnicutt, Buddy Baer, Steven
Flawks'un bazı etkileyici doğa manzaraları içeren bu siyah-beyaz filmi, nihai Geray, Henri Letondal, Flank
Worden, Jim Davis
olarak öykünün destansı olanaklarından çok, aralarında yaşlı çatlak Kızılderili rolün
Oscar adaylıkları: Arthur
de Flank Worden'in, huysuz ihtiyar rolünde Arthur Flunnicutt'ın ve teknenin kap
Flunnicutt (yardımcı erkek oyuncu),
tanı Frenchy rolünde Steven Geray'in de bulunduğu zengin karakter galerisine da Russell Harlan (görüntü yönetmeni)
ha fazla yoğunlaşır. Filmde ayrıca Flawks tarzı kara mizahın tipik örnekleri de ken
dini gösteriyor; örneğin, önceden Red River'da (Kanlı Nehir, 1948) John Wayne'in
rolü için düşünülmüş olan, Douglas'ın parmağını kestirmek zorunda kaldığı sahne
de EB
sonuçta mücevherler içinde aynada yansıyan Louise'i gösterir. O andan itibaren Görüntü Yönetmeni: Christian
Matras
Ophüls, bizim bu zenginler dünyasının temellerini oluşturan şeyleri (para ve borç
Müzik: Oscar Straus, Georges Van
dolaşımı, her zaman hazır ve nazır olan uşaklar, halk içine çıkmadan önce yapılan Parys
hazırlıklar) gözden kaçırmamıza asla izin vermez. Yatak odasından ön kapıya ka Oyuncular: Charles Boyer,
dar olan yolculuk bile mükemmel bir sosyolojik teşhir haline gelir. Danielle Darrieux, Vittorio De Sica,
Jean Debucourt, Jean Galland,
Ev ve rehinci dükkanından sonra karşımıza her şeyin gösterişten ibaret oldu
Mireille Perrey, Paul Azais, Josselin
ğu kilise (burjuva ikiyüzlülüğünün mekanı) ve opera çıkar; burada Louise'in koca Hubert Noel, Lia Di Leo
sı André'yle (Charles Boyer) tanışırız. André, bu "masumiyetini yitirmiş" evlilikte be Oscar adaylıkları: Georges
lirleyici rol oynayan ilişkileri (hem kendisinin hem de karısınınklleri) kontrol edebil Annenkov, Rosine Delamare
(kostüm)
diği sürece "nazik" bir adamdır. Küpeler André'nin eline üçüncü kez geri gelip
Louise tehlikeli bir biçimde Donati'ye (Vittorio De Sica) aşık olana dek, kolaylıkla
hoş bir kurnazlık olarak geçiştirilebilecek durum (küpelerin tüm karakterleri birbi-
riyle ilişkilendirmesi, Ophüls'ün 1950 tarihli
film i La Ronde-Aşk Zinciri' ni anımsatır), so
nuçta olay örgüsünün ve konunun tüm İnce,
önemli ayrımlarını birbirine eklemleyen şey
olur. Sözde özgürlüğünü mümkün kılan ko
şulları yadsıyan Louise için küpeler, Donati'ye
duyduğu aşkın sembolüdür; André içinse
mülkiyetin, diğer insanların kaderleri üzerin
de etkili olmak amacıyla kullandığı ataerkil,
askeri ve aristokrat gücün simgesi...
Madame de... bazen kırılgan, bazen
gaddar, bazen sevecen, bazen de dokunaklı.
Ophüls, bu dünyayı Brecht tarzı bir kesinlikle
betimler; ancak bireysel arzuların gücünü ya
da önemini hiçbir şekilde küçültmez. Kendi
metaforik hapishanelerinde kıvranırken ya da
birbirlerini kapana kıstırırken bile kahraman
ların tutkularını hissederiz: En çok da André
bir gardiyan gibi Louise'in üzerine pencereleri
kapatırken, yarı fısıltıyla, gizlice, "Seni
seviyorum," dediğinde, AM
FROM HERE TO ETERNITY (1 9 5 3 )
İnsanlar Yaşadıkça
Burt Lancester'la Deborah Kerr'in Hawaii sahillerinde sarmaş dolaş
oldukları ünlü sahne bir kenara bırakılacak olursa, James Jones'un 1941
yılında, Japonların Pearl Harbor baskınının hemen öncesinde bir Ameri
kan askeri üssündeki yaşamı anlattığı çoksatan romanının Fred Zinne
mann versiyonu, içerik bakımından romanla bazı farklılıklar gösterir. Di
lin, cinselliğin ve şiddetin dozu hafifletilmiş olmakla birlikte, zina, fahişe
lik, yozlaşma ve sadistçe zorbalık üzerine odaklanmış olması insanlar
ABD (Columbia) Yaşadıkça'nın sekiz OscarTık alışılmadık bir Hollywood filmi olarak kabul görmesi
118dk, SB ni sağladı. Zaman geçtikçe filmin sansasyon yaratan unsurları artık o kadar da cü
Yönetmen: Fred Zinnemann retkar sayılmamaya başlandı ve insanların akıllarında yer eden şey, yıldızlarla dolu
Yapımcı: Buddy Adler kadrosunun sergilediği parlak oyunculuklar oldu. Filmde Lancaster, ilkeli ama
Senaryo: James Jones, Daniel pragmatik Çavuş Warden'i canlandırıyor. Montgomery Clift, birliğe yeni gelen bo
Taradasb razancı Prewitt (vicdani gerekçelerle müfreze takımı için boks yapmayı reddetme
James Jones'un romanından si, üslerinde onun hakkında önyargı uyandırır); Frank Sinatra da Prewitt'in arkada
Görüntü Yönetmeni: Burnett şı ve zorba çavuş Fatso'nun (Ernest Borgnlne'in unutulmaz rolü) sürekli kötü dav
Guffey
randığı Maggio rolünde. Genel olarak toplumun konformist beklentileriyle uyuş
Müzik: George Duning, James
mazlık içerisinde olan, cesaret ve bireysel onurun bu derinlemesine "erkek ege
Jones, Fred Karger, Robert Wells
Oyuncular: Burt Lancaster, men" bir tarzda işlenişi, belki de kaçınılmaz olarak kadın oyuncular açısından o ka
Montgomery Clift, Deborah Kerr, dar da iyi sonuç vermemiştir. İngiliz oyuncu Kerr, kocasını aldatan baştan çıkarıcı
Donna Reed, Frank Sinatra, Philip Amerikalı kadın rolünde; Donna Reed'se dans salonunda garson kisvesi altında fa
Ober, Mickey Shaughnessy, Harry
hişelik yapan bir kadını canlandırıyor.
Bellaver, Ernest Borgnine, Jack
Warden, John Dennis, Merle Travis, Zinnemann böyle bir filmi yönetmek için en uygun kişi değildi büyük olasılık
Tim Ryan, Arthur Keegan, Barbara la. Mütevazı ama hayli etkileyici işlerden "önemli" filmlere geçiş yapan, kılı kırk ya
Morrison ran bir sanatkar olduğu söylenebilecek yönetmen, ilerde anlaşılacağı üzere, bu
Oscar: Buddy Adler (erkek filmle kariyerinde bir dönüm noktasına gelmişti. Kazanılan Oscar ödülleri daha çar
oyuncu), Fred Zinnemann
(yönetmen), Daniel Taradash pıcı, "nitelikli" filmler çekebileceği anlamına geliyordu; öte yandan bu film, belki
(senaryo), Frank Sinatra (yardımcı de daha az özenli bir "gerçekçi" dokunuşun faydasını görmüştü. Zinnemann,
erkek oyuncu), Donna Reed oyuncularından güçlü performanslar elde etmeyi de başarmış. Ayrıca plajdaki o
(yardımcı kadın oyuncu), Burnett
yuvarlanma sahnesinden sonra kıyı birliklerindeki hayat, bir daha gözünüze asla
Guffey (görüntü yönetmeni),
aynı görünmüyor. GA
William A. Lyon (kurgu), John P.
Livadary (ses)
Oscar adaylıkları: Montgomery
Clift (erkek oyuncu), Burt Lancaster
(erkek oyuncu), Deborah Kerr
(kadın oyuncu), Jean Louis (kostüm
tasarımı, SB), Morris Stoloff,
George Duning (müzik)
TOKYO MONOGATARI (1953) Japonya (Shochiku)
Tokyo Hikayesi 136dk, SB
Dili: Japonca
Yönetmen: Yasujiro Ozu
"Hayat insanı düş kırıklığına uğratıyor değil mi?" diye sorar genç bir kız, anne Yapımcı: Takeshi Yamamoto
sinin cenazesinde dul yengesine; "Evet," diye yanıt gelir, bir gülümsemeyle bera Senaryo: Kôgo Noda, Yasujiro
ber. Yasujiro Ozu'nun başyapıtının sonuna yakın gerçekleşen bu kısa konuşma, Ozu
onun yapıtlarını diğerlerinden ayıran duygusallıktan uzak soğukkanlı kabullenme Görüntü Yönetmeni: Yuharu
Atsuta
atmosferine tipik bir örnek. Oyunculuklar, mekan (kızın şimdiye dek yaşlı anne ba
Müzik: Kojun Saitö
basıyla paylaştığı orta sınıf ev) ve diyaloglar tamamen doğaldır ve bir an için olsun
Oyuncular: Chishu Ryu, Chieko
büyük bir düğüm noktasının parçası olarak düzenlenmiş oldukları hissini vermez
Higashiyama, Setsuko Hara, Haruko
ler; bununla beraber sözcükler dile getirildiklerinde, muazzam bir duygusal ye fel Sugimura, SöYamamura, Kuniko
sefi ağırlık taşırlar. Ozu'nun filmleri olağanüstü yalın, aldatıcı düzeyde basittir ve Miyake, Kyôko Kagawa, Eijirô
Tono, Nobuo Nakamura, Shirô
çoğunlukla orta sınıf Japonların günlük ev ve iş yaşamlarındaki alışkanlıkları, dik
Osaka, Hisao Toake, Teruko
katsiz izleyicide banal olduğu yanılgısı uyandıracak, kendine has bir vurgu yoksun Nagaoka, Mutsuko Sakura, Toyoko
luğuyla (hem dramatik düzeyde hem de üslup açısından) betimler. Burada bütün Takahashi, Toru Abe
olay, yaşlı çiftin en küçük kızlarını taşradaki evlerinde bırakarak diğer çocuklarını zi
yaret etmek üzere Tokyo'ya gelmesinden ibaret. Daha önce başkente hiç gelme
miş olan çift, az bir zamanları kaldığının bilincinde olarak bu yolculuğa çıkmayı gö
ze alır. Ne var ki çocukların artık kendi aileleri vardır ve savaş sonrası Japonya'sın
da, yoğun olarak işleriyle ilgilenmeleri gerektiği bahanesinin arkasına sığınarak,
ebeveynlerini başlarından savarlar. Görünüşe bakılırsa bir tek, kocasını savaşta kay
betmiş olan gelinlerinin onlara ayıracak vakti vardır. Bu durumdan iki taraf da
şikayetçi olmaz.
Tüm bunlar, Ozu geleneğine uygun biçimde, yerden biraz yukarıya yerleştiril İngilizce adı: Tokyo Story
miş durağan bir kamera aracılığıyla gözlemle
nir; filmde hareketli tek bir çekim vardır (on
da bile kolayca fark edilemeyecek kadar ya
vaş bir kaydırma çekimi yapılır); bu tam da ih
tiyarların eve dönmeye karar verdiği andır.
Peki gördüğümüz ya da duyduğumuz şeyler,
çoğu izleyicinin dramatik ya da alışılmadık
olarak göreceği bir biçimde bu kadar mono
tonken, Ozu ilgimizi nasıl sürekli kılar? Her
şey, onun yöntemindeki, ne kadar "önemsiz"
olursa olsun insanın tüm eylemlerinin dikkate
değer olduğunu ima eden derinlikli nitelikte
gizlidir. Onun kahramanlarının deneyimleri,
duyguları ve düşünceleri, kendine özgü (ve
bu haliyle aydınlatıcı) sinematografik tarzıyla
tezat oluşturacak biçimde, filmdeki her şey
gibi "evrensel"dir; filmin gelmiş geçmiş en iyi
sinema örneklerinden biri olarak şöhretini,
hak ettiği gibi kutsal bir yere yerleştiren para
doks da bu zaten. GA
ROMAN HOLIDAY (1953)
Roma Tatili
Bu filmi gerçekleştirenler, o dönemde ellerindekinin kıymetini tam olarak bil
selerdi, filme Roma Tatili yerine Bir Yıldız Doğuyor adını verirlerdi. William Wyler'in
bu filminde prenses rolü Audrey Hepburn'e verildiğinde, ünlü yıldız o güne dek sa
dece birkaç Avrupa filminde ve Gigi'nin Broadway prodüksiyonunda sahne almış
tı. Söylemeye bile gerek olmadığı gibi, rol onun için biçilmiş kaftandı, film çok tu
tuldu ve Hepburn bir anda Hollywood'un yaldızlı dünyasının kral ve kraliçeleri ara
sına yükseldi. Onun hikayesi, Hollywood'un büyüsü sayesinde gerçeğe dönüşen
bir Sindrella masalıydı.
Aslında Roma Tatili, Sindrella masalının öteki yüzünü temsil eder. Hepburn'ün
ABD (Paramount)
canlandırdığı Prenses Ann, tabi olduğu resmi protokol ve seremonilerden sıkılmış
118dk, SB
tır. Bir gece nedimelerinin elinden kaçar ve sıradan bir kız görünümünde, Amerika
Yönetmen: William Wyler
lı gazeteci Joe Bradley'le (Gregory Peck) karşılaşır. Bradley, prensesi, haber atlatıp
Yapımcı: Robert Wyler, William
Wyler mesleğinde terfi edeceği büyük bir fırsat olarak görür ama onu yakından tanıma
Senaryo: Ian McLellan Hunter, ya başladıkça Ann'in masumiyetinden yararlandığı için vicdan azabı duyar. Birlikte
John Dighton kenti dolaşırlarken birbirlerine aşık olmaya başladıklarını fark ederler ama ait ol
Müzik: Georges Auric dukları toplumsal konumlar böyle bir ilişkiyi olanaksız kılacaktır.
Görüntü Yönetmeni: Henri Peck ve Hepburn mükemmel bir oyunculuk sergiliyor; Eddie Albert da Peck'in
Alekan, Franz Planer
kurnaz fo to muhabiri arkadaşı rolünde kusursuz. Hollywood'un en saygın yönet
Oyuncular: Gregory Peck, Audrey
menlerinden Wyler, filmi Roma'da çekmiş ve kentin kendine özgü atmosferi, za
Hepburn, Eddie Albert, Hartley
Power, Harcourt Williams, ten masalsı bir yapısı olan hikayeyi daha da etkileyici kılmış. Kara listede yer alan
Margaret Rawlings, Tullio senarist Dalton Trumbo kaleme aldığı için tartışma konusu edilen senaryonun da
Carminati, Paolo Carlini, Claudio filmin başarısında büyük payı var. Trumbo, böyle muhteşem bir filmin yaratılması
Ermelli, Paola Borboni, Alfredo
na yardımcı olduğu için hak ettiği övgüyü ancak yıllar sonra alabildi. Ama ekibin di
Rizzo, Laura Solari, Gorella Gori,
Heinz Hindrich, John Horne ğer üyelerinin o kadar beklemesi gerekmedi; Roma Tatili, on dalda Oscar'a aday
Oscar: Audrey Hepburn (kadın gösterildi ve o dönemde pek ünlü olmayan Hepburn ödülün sahibi oldu. Hepburn,
oyuncu), Edith Head (kostüm), Ian oyunculuk yaşamı boyunca sayısız masum kız rolü oynadı ama onun sinemadaki
McLellan Hunter (Dalton Trumbo) başarısını resmen ve uğurlu bir biçimde müjdeleyen film buydu. JKI
(senaryo öyküsü)
Oscar adaylıkları: William Wyler
(film), William Wyler (yönetmen),
Ian McLellan Hunter (Dalton
Trumbo), John Dighton (senaryo
yazımı), Eddie Albert (erkek
oyuncu), Hal Pereira, Walter H.
Tyler (sanat yönetmeni), Franz
Planer, Henri Alekan (görüntü
yönetmeni), Robert Swink (kurgu)
LE SALAIRE DE LA PEUR (1 9 5 3 ) Fransa / İtalya (CICC, Filmsonor,
Dehşet Yolcuları Fono, Vera)
141 dk, SB
Dili: Fransızca / İngilizce /
Kapitalizmin yozlaştırıcı etkisinin ve açgözlülüğün insanın kanını donduran be İspanyolca / Almanca
timlemesi, Henri-Georges Clouzot'nun Dehşet Yolcuları'nda bir macera filmi kılığı Yönetmen: Flenri-Georges
na girer ve haklı olarak bugüne dek yapılmış belki de en gerilim dolu film olarak si Clouzot
nema tarihindeki yerini alır. Güney Amerika'da geçen filmde iki ekip, nispeten ba Yapımcı: Raymond Borderie,
Henri-Georges Clouzot, Louis Wipf
sit bir görevi tamamlamak için birbirleriyle yarışır: nitrogliserin yüklü kamyonları
Senaryo: Henri-Georges Clouzot,
480 kilometre uzunluğundaki bir dağ yolundan, bir petrol rafinerisi yangınının çık Jérôme Géronimi
tığı yere taşımaları gerekmektedir kİ petrol şirketi alev alan boru hattını patlatıp Georges Arnaud'nun romanından
yangını sona erdlrebilsin. işin içindeki bit yeniği mi? Eğer şoförler yeterince dikkat Görüntü Yönetmeni: Armand
li olmazlarsa, son derece kararsız ve hassas olduğu bilinen nitrogliserin patlayarak Thirard
ğunu öğrendiğimiz, olmazsa olmaz nitelikte uzun bir giriş bölümüne yer verir (po
litik bir hassasiyet nedeniyle belli bir noktada kesilmiştir). Onların bencillik ve çare
sizlikle güdülenen intihar kabilinden eylemleri, fırsatçı petrol şirketince sömürülür.
Güvensizlik ve nefretle dolu bu paragözler ekibi, ilkel, vahşi davranış biçimleriyle
birbirlerine karşı en az kamyonlardaki patlayıcı maddeler kadar büyük bir tehdit
oluşturur. Bitiş çizgisinde manevi yıkım pahasına maddi kazanç vaat edildiğinden,
bu her durumda herkesin kaybetmeye yazgılı olduğu bir yarıştır. JKI
ABD (Fox)
PICKUP ON SOUTH STREET (1 9 5 3 )
80dk, SB
Yönetmen: Samuel Fuller Soğuk savaş döneminin başlarında ufak çaplı bir fenomen haline gelen komü
Yapımcı: Jules Schermer nizm karşıtı casusluk filmleri türü, bir başyapıt üretti: Pickup on South Street (Güney
Senaryo: Samuel Fuller, Caddesindeki Kamyonet). Filmde çok gizli bir mikrofilmi çalan bir yankesici, yurtse
Dwight Taylor'ın hikayesinden verlikle kişisel çıkarları arasında seçim yapmak zorunda kalır. Pickup on South Stre
Görüntü Yönetmeni: Joseph et, dinamik temposu ve New York ayak takımının yaşamına ilişkin canlı bir tasvir
MacDonald
sunmasıyla ait olduğu alt türün ötesine geçer. Samuel Fuller, neredeyse her sahne
Müzik: Leigh Harline
için yepyeni görsel konseptler bularak, geniş bir stilistik yenilik yelpazesi sunar. Kilit
Oyuncular: Richard Widmark, Jean
Peters, Thelma Ritter, Murvyn Vye, unsur, yakın plan çekimlerdir; kamera, oyuncuların yüzlerine öylesine mütecaviz yak
Richard Kiley, Willis Bouchey, Jerry laştırılır ki neredeyse nefeslerinin objektifi buğulandırdığını görebilirsiniz. Bu etkileyi
O'Sullivan, Harry Carter, George E. ci yakın planlar, filmde mahremiyet ve içtenliğin ideolojinin önüne yerleştirildiğini
Stone, George Eldredge, Stuart
gösterir; gerçekleştirilen eylemler, soyut düşüncelerle değil en kişisel düzeyde aşk,
Randall, Frank Kumagai, Victor
Perry, Emmett Lynn, Parley Baer sadakat ve suçluluk duygusuyla desteklenir.
Oscar adaylıkları: Thelma Ritter Başrolleri paylaşan oyuncular görüp görebileceğiniz en iyi performanslarını ser
(yardımcı kadın oyuncu)
giliyorlar: kendini beğenmiş, çıkarcı Richard Widmark, başkalarının kendisini kullan
Venedik Film Festivali: Samuel
masına izin veren iyi kalpli Jean Peters, hain Richard Klley ve özellikle de muhbir
Fuller (Altın Aslan adaylığı)
Thelma Ritter. Bitkin düşmüş Rltter'ın tetikçi Kiley tarafından yok edilme tehdidiyle
karşı karşıya kaldığı sahne filmin en etkileyici sahnesi. Ritter'ın en büyük korkusunun
aslında ölüm değil mezarının belirsizliği olması, kişisel olanı böyleslne derinden irde
leyen bir filmin ruhuna çok uygun düşer. Senaryodaki pek çok güçlü replikten birin
de bu korkusunu dile getirir, "Kimsesizler mezarlığına gömülürsem ölürüm!" MR
GENTLEMEN PREFER BLONDES (1953) ABD (Fox)
Erkekler Sarışınları Sever 91dk, Technicolor
Yönetmen: Howard Hawks
Yapımcı: Sol C. Siegel
Erkekler Sarışınları Sever'in en ünlü sahnesi bu olmayabilir ama "When Love Senaryo: Charles Lederer
Goes W rong" şarkısı, bu gösterişli ve neşeli müzikalde insanı cezbeden her şeyi Anita Loos'un romanı ve Joseph
içinde barındırır. Dorothy (Jane Russell) ve Lorelei (Marilyn Monroe), Paris usulü bir Fields ile Anita Loos'un oyunundan
Görüntü Yönetmeni: Harry J.
sokak kahvesinde, erkeklerle uzun vadeli aşk ilişkileri kurmanın zorluğundan yakı
Wild
nırlar. Kalabalık toplandıkça iki kadın bu dertli hallerinin ritmine kendilerini iyice Müzik: Harold Adamson, Hoagy
kaptırır ve çok geçmeden oturdukları yerlerden kalkarak izleyicilerle beraber, Jack Carmichael, Leo Robin, Jule Styne
Cole koreograf isiyle dans ederler. Daha sonra ortalık sakinleşir: Müzik zayıflar, ka Oyuncular: Jane Russell, Marilyn
Monroe, Charles Coburn, Elliott
labalık ortadan kaybolur ve kahramanlarımız yeniden eski coşkularını yakalamış
Reid, Tommy Noonan, George
olarak bir taksiyle biner, tüm güzellikleriyle süzülüp giderler. 1950'lerin tipik özel Winslow, Marcel Dalio, Taylor
liğine uygun olarak Erkekler Sarışınları Sever de duygusal düşleri sert bir alaycılık Holmes, Norma Varden, Howard
Wendell, Steven Geray, Henri
la, romantik bir büyüyü, bir kadının geçinmek için ne yapması gerektiğine dair
Letondal, Leo Mostovoy, Alex
maddiyatçı bir bakış açısıyla (Monroe'nin sık sık taklit edilen "Diamonds are a Girl's Frazer, George Davis
Best Friend" performansıyla ölümsüzleşen bir dizi eğlenceli sahnede karşımıza çı
kar) karıştırmaktan çekinmeyen iğneleyici bir komedi.
Eleştirmen Jonathan Rosenbaum'un yazdığı gibi bu film,
"Gerçekleştirilmesi olanaksız bir hayal, insan zihninin sine
maskop yansıması, kapitalist bir Potemkin"dir.
Film (kuramcıların dediği gibi), Anita Loos'un roma
nındaki ve Broadway uyarlamasındaki saçma bölümleri
ayıklayıp çıkaran, Leo Rubin-Jule Styne ve Hoagy Carmic-
hael-Harold Adamson ekiplerinin şarkılarıyla ve her şey
den önemlisi, iki olağanüstü yıldızı için genişletilmiş ola
naklarıyla, bir yaz-boz tahtası. Russell'ın canlandırdığı ka
rakter edepsizlik ve pratikliği bir arada barındırıyor; Mon
roe, ustaca bir manipülasyonla süslenmiş şuh bir erotizm
le çocuksu masumiyetin etkili bir karışımı. Komedi unsu
ru, Dorothy'nin mahkemede cüretkârca Lorelei'yl taklit
ettiği rol değişimiyle doruğa ulaşıyor.
Howard Hawks genellikle çok klasik, gösterişsiz bir
üslubu olan bir yönetmen kabul edilir ama burada Frank
Tashlin'ln çılgın, görsel açıdan zengin kaba komedilerine
doğru çark ediyor ve bu bağlantı muhteşem bir biçimde
acayip çocuk oyuncu George W lnslow'un varlığıyla per
çinleniyor.
inceden İnceye düşünülmüş bazı sahnelerdeki abartı
lı ve tuhaf yanlar (Russell'ın kayıtsız kaslı adamlara yöne
lik ölümsüz serenadı "A in't There Anyone Here fo r Lo
ve?" gibi) ve bunların sık sık esas konuya teğet geçişi, fil
mi günümüz izleyicisi açısından bu kadar zevkli kılan şey
lerden bazıları. AM
THE BIG HEAT (1953)
Ölüm Korkusu/Yeraltı Dünyası
Fritz Lang'ın 1952 yapımı western'i Rancho Notorious (Yay
lalar Fahişesi/Kulübe) gibi Ölüm Korkusu da bir "nefret, cinayet
ve intikam" öyküsü: Film rüşvetçi polis Torn Duncan'ın intihar et
mek için kullanacağı silahın yakın çekimiyle başlar ve kahramanla
rı derinden etkileyen sarsıcı olayların içinden hızla ilerler. Polis Da
ve Bannion (Glenn Ford), karısının (Jocelyn Brando) aslında kendi
si için düzenlenmiş olan bombalı suikasta kurban gitmesiyle, mut
lu bir aile babasından saplantılı bir adama dönüşür. Debby İse
(Gloria Grahame), Vince (Lee Marvin) adlı gangster sevgilisi yüzü
ne sıcak kahve dökerek onu çirkinleştirince, adama duyduğu nefretle Bannlon'ın
ABD (Columbia)
kendisine yardım etmesi yönündeki teklifini kabul eder. Ne var kİ acılı kahramanı
89dk, SB
Yönetmen: Fritz Lang mız soğukkanlı biçimde cinayet İşleyebilecek biri olmadığından adaletin yerine gel
Yapımcı: Robert Arthur mesi için tetiği çekecek biri gerekir: Debby, kanun dışı İşler yapan polisin açgözlü
Senaryo: Sydney Boehm dul karısı olan "vizon kürklü kız kardeş"iyle yüzleşip onu öldürünce, çete lideri La-
William P. McGivern'in romanından gana'nın (Alexander Scourby) sonunu getirecek olan plan da öne alınmış olur.
Görüntü Yönetmeni: Charles Politik gerçekliğe Lang'ın kara filmlerinin çoğundan daha fazla oturan Ölüm
Lang
Korkusu, 1950'lerin "kenti çeteler yönetiyor" anlayışının işlendiği filmlerden biridir;
Müzik: Daniele Amfitheatrof,
benzer konuları işleyen filmler arasında The Phénix City Story (1955) ve The Cap
Arthur Morton
tive City (1952) yer alır. Lang'ın yönetimi bu filmde hâlâ dışavurumculuğun İzleri
Oyuncular: Glenn Ford, Gloria
Grahame, Jocelyn Brando, ni barındırır; bu izlere karakterlerin ağır basan kişilik özelliklerini yansıtan mekanlar
Alexander Scourby, Lee Marvin, da rastlarız: Duncan'ların kirli parayla satın alınmış, soğuk bir lükse sahip evinde;
Jeanette Nolan, Peter Whitney, gangsterin ölmüş annesinin çirkin portresi ve verilen parti gibi zevksiz zenginlik be
Willis Bouchey, Robert Burton,
lirtilerinin bulunduğu Lagana malikanesinde; polis memurunun katillerle kağıt oy
Adam Williams, Howard Wendell,
Chris Alcalde, Michael Granger, nadığı Vince'le Debby'nin garsoniyerinde; ve yaşamının sınırları intikam arzusuyla
Dorothy Green, Carolyn Jones daralmış Bannlon'ın yerleştiği otel odasında. Final pek de yüreklere su serpecek
cinsten değildir: suç örgütünün çökertilmesinden sonra kahramanımız cinayet ma
sasındaki İşinin başına döner, iş arkadaşlarının onu hoş karşıladıklarının bir İfadesi
olarak önerdikleri kahve, yeni bir işin çıkmasıyla başka zamana ertelenir; ve Banni
on, "South Caddesl'ndeki bir vur-kaç olayı"yla İlgilenmek üzere şapkasını ve palto
sunu giyerken "SON" yazısıyla karşı karşıya kalırız. KN
LES VACANCES DE M. HULOT (1953) Fransa (Cady Films, Specta Films)
Bay Hulot'nun Tatili 114dk, SB
Dili: Fransızca
Yönetmen: Jacques Tati
Fransız sinemasının zamana meydan okuyan bu sevimli klasiği, yönetmen ola Yapımcı: Fred Orain
rak henüz ikinci filmini çeken Jacques Tati'nin, çağın en yenilikçi ve özgün biçem- Senaryo: Jacques Tati, Flenri
cilerinden biri olduğunu ortaya koydu. Deniz kıyısındaki bir tatil yerinde ardı ardı Marquet, Pierre Aubert, Jacques
na meydana gelen neredeyse konusuz ve konuşmasız olaylardan oluşan film, gün Lagrange
lük yaşamın görünüşte en sıradan ayrıntılarından gülünecek şeyler yaratır. Özenle Görüntü Yönetmeni: Jacques
Mercanton, Jean Mousselle
sahnelenen olayların (bir grup yolcunun anlaşılmaz bir biçimde değiştirilen hopar
Müzik: Alain Romans
lör mesajlarının cızırtısıyla bir tren peronundan diğerine koşuşturması gibi) yanı sı
Oyuncular: Nathalie Pascaud,
ra, aslında önemli hiçbir şeyin olup bitmediği pek çok eğlenceli, sevimli sahne var Michèle Rolla, Raymond Cari,
dır. Fier anlarını tatil atmosferi içinde geçirmeye kararlı insanlar sadece oturur, ye Lucien Frégis, Valentine Camax
mek yer, bir şeyler okur ve etrafa bakınır. Tüm bunların yarattığı kayıtsız ahmaklık Oscar adaylıkları: Jacques Tatl,
Flenri Marquet (senaryo)
hali fena halde bulaşıcı, neşeli bir etkiye sahiptir.
Tati, mizansenin sinemacılar tarafından empoze edilen bir şey değil, günlük
hayatın ritüelleri içerisinde keşfedilen bir şey olduğunu en az Alfred Flitchcock ka
dar iyi biliyordu: insanların bir yemek odasında birbirlerine ne yakınlıkta oturduğu;
birbirlerine bakmalarına olanak tanındığında hangi kodlarla hareket ettikleri; öz
gür ama planlanmış Fransız tarzı tatil süreci esnasında gündeme gelen tüm görgü
kuralları ve toplum İçinde sergilenen davranış kalıpları. Tati, kendi komedi anlayışı
nın ilham kaynağını bu keskin gözlemlerde buluyordu.
Film komedi unsurlarının zamanlamasını, mekansal düzenlemeleri ve mükem
mel tasarlanmış şakalarının sonradan senkronlze edilen seslerini kesin bir biçimde
kontrol eder; sık tekrarlanan yaylı kapı sesi bile, Tati'nin "müzikalize" etme biçimi
sayesinde komiktir. Bildik komedi formlarını (kahramanımızın Keaton'a has bir
tarzda, bir egzersiz manyağının hareketlerini çılgınca taklit etmesi gibi) kullanır,
daha sonra bunları, aksiyonun çekimi ve montajı sırasında, genellikle ilgiyi hemen
ardından başlayan bir başka komikliğe çekerek ilginç hale getirir.
Tati, sonraki filmlerinde kendi kamera önü deneyimlerini kasten sınırlamış ol
sa da, bu filmde canlandırdığı ünlü ince uzun, sakar kahraman Hulot, çok büyük
cazibe ve neşe kaynağıdır; üstelik bir de kaçırılmış bir aşk fırsatının dokunaklı izle
rini taşır. Flerhangi bir yere girerken daima tereddüt eden, daima özür dileyen ve
gittiği her yerde herkesi kibarca selamlayan Hulot, aşırı telaşlı vücut hareketleriyle,
bir şekilde belayı kendi üzerine çekmeden edemez; böylelikle sinemanın en etkile
yici havai fişek gösterilerinden birine yol açar. AM
iî
■ f/ . |
/J
ABD (Paramount) SHANE (1953)
118dk, Technicolor Vadiler Aslanı
Yönetmen: George Stevens
Yapımcı: Ivan Moffat, George Vadiler Aslanı belki en muhteşem western değil (benim açımdan en muhteşe
Stevens
mi El Dorado, 1967) en erkeksi olanı da değil (bunu 1948 yapımı Red River-Kanlı
Senaryo: A.B. Guthrie Jr.
Jack Schaefer'in romanından Nehir için söyleyebiliriz), en orijinali (McCabe & Mrs. Miller, 1971), en ilginci (Johnny
Görüntü Yönetmeni: Loyal Guitar-Dişi Kartal, 1954) ya da en dramatiği de (Stagecoach-Cehennem Dönüşü,
Griggs 1939) değil. Ama şurası kesin: içlerinde en fazla ikonlaşmış olan Vadiler Aslanı, ken
Müzik: Victor Young disini hafızalarımıza kazıyan, izleyen hiç kimsenin bir daha unutamayacağı bir wes
Oyuncular: Alan Ladd, Jean tern. Aslına bakarsanız filmdeki her şey, saf birer imge: Atıyla kasabaya giden beyaz
Arthur, Van Heflin, Brandon De pantolonlu kahraman (Alan Ladd); berbat görünümlü, terbiye yüzü görmemiş kov
Wilde, Jack Palance, Ben Johnson,
boylarıyla gizlice işbirliği yapan çiftlik sahibi (Emile Meyer); kendisine düşkün, sorum
Edgar Buchanan, Emile Meyer,
Elisha Cook Jr., Douglas Spencer, luluk sahibi, evi çekip çeviren karısıyla (Jean Arthur) ve gözleri pırıl pırıl parlayan oğ
John Dierkes, Ellen Corby, Paul luyla (Brandon De Wilde) birlikte devletin ekip biçmek üzere verdiği arazide yaşayan
McVey, John Miller, Edith Evanson alçakgönüllü adam (Van Heflin); sakıngan, kocamış barmen ve market sahibi (Paul
Oscar: Loyal Griggs (görüntü McVey); korkak İsveçli yerleşimci (Douglas Spencer); Şeytan'ın insan kılığına girmiş
yönetmeni)
ğali olan korkutucu, karanlık, yaltakçı kiralık silahşor Wilson (baştan aşağıya siyahlar
Oscar adaylıkları: George
giyen Jack Palance). Özünde bu karakterler başlı başına bir öykü oluşturuyor.
Stevens (film), George Stevens
(yönetmen), A.B, Guthrie Jr. Çiftlik sahibi, Van Heflin'in canlandırdığı Joe Starrett'in arazisini istemektedir.
(senaryo), Brandon De Wilde Shane, Starrett'in arazisini korumasına yardımcı olmak üzere onun yanına yerleşir ve
(yardımcı erkek oyuncu), Jack
bu süreçte onun karısını (belki biraz fazlaca) ve çocuğunu etkisi altında bırakır. Wil
Palance (yardımcı erkek oyuncu)
son, yerleşimcileri topraklardan çıkarsın diye getirtilmiştir ve Shane'in duruma müda
hale etmesine rağmen (silaha silah, göze göz; asalete karşı kö
tülük) mutlaka başarıya ulaşacaktır. Ama iyiler kazanır. Shane
bu sevimli küçük aile üzerindeki etkisini görmek üzere geri ge
lir, itaatkâr atını mahmuzlar ve filmin sonunda tüm gün batma
larını gölgede bırakan bir gün batımına doğru gider. Küçük
Joey, arkasından bağırır: "Shane! Seni seviyorum Shane!"
Jackson Hole'da çekilen ve yapım tarihi Dolby Stereo ve si
nemaskop teknolojilerinden önceye rastlayan Shane, simge ha
line gelen görüntülerle donatılmıştır. Teton sıradağlarının arka
plandaki mor dorukları; çocuk oyuncak tüfeğiyle gelişigüzel
ateş ederken, bir su birikintisinin yansımasında görünen geyik;
Starrett arazisinden vazgeçmeyi reddedince, çiftlik sahibinin yü
zünde beliren küçümseme ifadesi; Frank "Stonewall" Torrey'i
(Elisha Cook Jr.) vurup çamurların içinde yere serdiğinde, Palan-
ce'ın gözlerindeki bakış. Yönetmen George Stevens, çamurun
erimiş çikolata gibi görünmesini sağlamıştır.
Sırf iki görüntü için bu film defalarca izlenmeye değer. Bu
görüntüler tarihe değilse bile sinemaya tanıklık ediyor. Wilson,
mahmuzlu çizmelerini çınlatarak ahşap kaldırımda çalımla yü
rürken, kasabadaki sokak köpeklerinden birinin kuyruğunu ba
caklarının arasına kıstırıp oradan uzaklaşması yakın planda
gösterilir. Bir de Shane, Starrett'lerle tanışıp onların akşam ye
meği teklifini kabul ettikten sonra bir elmalı turtanın tadını çıka
rır. Batı Amerika'yı Batı Amerika yapan şeyin silahlar, sığırlar, uf
ka doğru hülyalı bakışlar değil böyle elmalı turtalar olduğunu
söylersek yalan olmaz. MP
BEAT THE DEVIL (1953) Britanya / ABD / İtalya (Rizzoli-
Sarışın Şeytan Hagglag, Romulus, Santana)
100dk, SB
Hollywood çatısı altında yapılan en İğneleyici, en alaycı filmlerden biri olan Sa Yönetmen: John Huston
rışın Şeytan, pek çok nedenle benzerleri arasından öne çıkar. Öncelikle bu filmde Yapımcı: Jack Clayton
bir araya gelen yeteneklerin miktarı ve düzeyi gerçekten olağanüstü. John Huston, Senaryo: Truman Capote, John
Huston
Truman Capote'la birlikte yazdıkları esprili, keskin senaryoyu yönetir; görüntü yö James Helvick'in romanından
netmeni Oswald Morris'e geleceğin dev görüntü yönetmeni Freddie Francis asis Görüntü Yönetmeni: Oswald
tanlık eder; hatta genç Stephen Sondheim ekibe klaketçi olarak dahil olmuştur! Morris
Sonra bir de oyuncu kadrosu var tabii. Humphrey Bogart, yapımcılar arasında Müzik: Franco Mannino
dır ve daha baştan filmin çekllebilmeslne olanak sağlayan onun nüfuzu olmuştur. Oyuncular: Humphrey Bogart,
Jennifer Jones, Gina Lollobrigida,
Kamera önünde Bogart'a, Glna Lollobrlgida ve Jennifer Jones'un yanı sıra tüm za
Robert Morley, Peter Lorre, Edward
manların en İyi aktörlerinden Peter Lorre ve Robert Morley eşlik eder. Bu, oyuncu Underdown, Ivor Barnard, Marco
ların sette bol bol eğlendiğini hissedebildiğiniz türden bir yapım. Tulli, Bernard Lee, Mario Perrone,
Öykü, Afrika'daki uranyum madenleriyle bir şekilde bağlantılı ama aslında bu Giulio Donnini, Saro Urzi, Aldo
Silvani, Juan de Landa
nun çok da önemi yok. Büyük ölçüde filmin bağımsız, uluslararası bir ortak yapım
olması sayesinde burada geleneksel neden-sonuç kuralları gevşetilmiş. Bu, yaratı
cı özgürlüğün ve maddi özerkliğin artmasına yol açmış; Sarışın Şeytan'ırı arkasın
daki yeteneklerin de bu durumdan yararlandığı belli oluyor. Sarışın Şeytan, teh
likeli bir tünelden kolayca süzülüp geçen benzersiz bir film. EdeS
* I l \flHb- £ '¿; 1
i« Æ *'^ K ^ l I s
ÉÉÍ f l n - İ^BİİİBî ^ T:-1^ ■
ABD (MGM) 102dk, Anscocolor SEVEN BRIDES FOR SEVEN BROTHERS (1954)
Yönetmen: Stanley Donen Yedi Kardeşe Yedi Gelin
Yapımcı: Jack Cummings
Senaryo: Albert Hackett, Frances
Goodrich, Dorothy Kingsley Michael Kidd'in müthiş akrobatik koreografisl ve Stanley Donen'ın ortalama
Stephen Vincent Benet'in The nın üstünde yönetmenliğiyle, 1954 yapımı Yedi Kardeşe Yedi Gelin (dış çekim gi
Sobbin' Women isimli öyküsünden
bi görünür ama büyük ölçüde stüdyodaki setlerde çekilmiştir), son derece cinsel
Görüntü Yönetmeni: George J.
Folsey ayrımcı ve çok hareketli bir müzikaldir. Konusunu, mitolojideki Sabine'H kadınların
Müzik: Adolph Deutsch, Saul kaçırılması olayına dayanan bir Stephen Vincent Benet öyküsünden alan film, bü
Chaplin, Johnny Mercer, Gene de yük ağabey Adam'ın (Howard Keel) Milly'yle (Jane Powell) evlenmesinden sonra
Paul
kendilerine birer eş bulmak üzere şehre inen altı pasaklı kardeşi anlatır. Sonunda
Oyuncular: Jane Powell, Howard
Keel, Jeff Richards, Russ Tamblyn, içgüdülerinin izinden giderek evlenmek istedikleri kadınları kaçırırlar ama hazırlık
Tommy Rail, Marc Platt, Matt sız gelinler baharda onları affetmeye karar verene kadar, kış boyunca eziyet çeker
Mattox, Jacques d'Amboise, Julie ler.
Newmar, Nancy Kilgas, Betty Carr,
Virginia Gibson, Ruta Lee, Norma Johnny Mercer ve Gene DePaul'ün akılda kalıcı müzikleriyle, o dönemde iyi ni
Doggett, Ian Wolfe yetli ve hatta "sevimli" kabul edilen ataerkil kız kaçırma fantezileri üzerine sürük
Oscar: Adolph Deutsch, Saul leyici bir film olan Yedi Kardeşe Yedi Gelin'de Russ Tamblyn, Virginia Gibson ve
Chaplin (müzik)
Tommy Rail gibi isimler de rol alır. Bazıları filmin cinsel politikasına doğrudan denk
Oscar adaylıkları: Jack
Cummings (film), Albert Hackett, düşen unutulmaz parçalar arasında "Bless Your Beautiful Hide", "Sobbin' Wo
Frances Goodrich, Dorothy Kingsley men ” , "Goin' Courtin'", "I'm a Lonesome Polecat" ve "Spring, Spring, Spring"
(senaryo), George J. Folsey
sayılabilir. JRos
(görüntü yönetmeni), Ralph E.
Winters (kurgu)
Fransa (Filmsonor,Vera)
LES DIABOLIQUES (1954)
114dk, SB Şeytan Ruhlu insanlar
Dili: Fransızca
Yönetmen: Henri-Georges Eski bir yatılı okulda, ölümcül tutkular yüzeyin hemen altında kaynaşmaktadır.
Clouzot
Sadist bir okul müdürünün (Paul Meurisse) kullanılmaya müsait, zayıf karakterli ka
Yapımcı: Henri-Georges Clouzot
rısı (Véra Clouzot) ve gizemli metresi (Simone Signoret) müdürü öldürüp cesedini
Senaryo: Henri-Georges Clouzot,
Jérôme Géronimi, Frédéric Grendel, okulun yüzme havuzuna atarlar. Havuzun suyu boşaltıldığında cesedin kaybolmuş
René Masson olduğunu gören kadınlar yavaş yavaş akıllarını yitirmeye başlar; üstüne üstlük öğ
Pierre Boileau & Thomas rencilerden biri bir hayalet gördüğünü iddia eder. Çok geçmeden kadınlar da tu
Narcejac'm Celle qui n'était plus
isimli romanından haf olaylara tanık olur ve banyoda korkunç bir şey ortaya çıkar.
Görüntü Yönetmeni: Armand Her ne kadar onlarca film (Deathtrap-Ûlüm Tuzağı, Hush... Hush, Sweef
Thirard Charlotte vb.), bu filmin zekice yazılmış konusunu ödünç almış ve en korkunç sah
Müzik: Georges Van Parys nelerine benzer sahneler kullanmış olsa da 1954 yılında dünya çapında büyük bir
Oyuncular: Simone Signoret, Véra başarı kazanan Şeytan Ruhlu İnsanlar, insanı tedirgin edici gücünden çok az şey yi
Clouzot, Paul Meurisse, Charles
Vanel, Jean Brochard, Pierre tirmiştir. Henri-Georges Clouzot, Hitchcock'a (usta yönetmenin kısa bir süre için
Larquey, Michel Serrault, Thérèse Clouzot'ya geçen "Gerilimin Kralı" unvanını geri almak için Psycho-Sapık'\ yaptığı
Dorny, Noël Roquevert, Yves-Marie söylenir) yakışır bu korkutucu senaryoyu üç güçlü başrol oyunculuğu ve olağanüs
Maurin, Georges Poujouly, Georges
tü etkileyici mekanlarla birleştirerek filme ürkütücü bir atmosfer katar. Filmde fizik
Chamarat, Jacques Varennes,
Robert Dalban, Jean Lefebvre sel dehşet sahneleri vardır (kontaklenslerle yapılan bir numara unutulmaz biçimde
tüyler ürperticidir) ama Clouzot, sıradan kötülüğün sergilenişi sırasında da (mese
la Meurisse'in, karısını iğrenç bir okul yemeğini yemeye zorlaması gibi) insanın tüy
lerini diken diken eder. KN
ANIMAL FARM (1 9 5 4 )
Hayvan Çiftliği
Hayvan Çiftliği, ilk uzun metrajlı Ingiliz animasyon filmiydi
(1945 yapımı savaş zamanının eğitsel filmi Handling Ships sayılmaz
sa). George Orwell'ın 1945 tarihli iğneleyici politik fablına dayanan
filmin yönetmenliğini Halas-Batchelor (Macaristan doğumlu John
Halas ve Ingiliz Joy Batchelor, karı kocadırlar) çifti yaptı.
Filmin çekildiği süreçte uzun metrajlı animasyon filmleri VValt
Disney'nin tekelindeydi. Disney'nin sevimli, cana yakın hayvanlara
yer veren üslubundan uzak durmaya kararlı olan Halas ve Batchfr
lor, ABD'li yapımcı Louis De Rochement'ın (March of Time adlı haber-aktüel filmle
Britanya (Halas and Batchelor)
ri dizisiyle tanınır) komünist bloğun dışında, ilk kez yetişkinlere yönelik ciddi bir can 72dk, Technicolor
landırma filmi yapma teklifini seve seve kabul ettiler. Hayvan Çiftliği, son bölümü Yönetmen: Joy Batchelor, John
ne kadar OrvvelITn Rus Devrimi'nin İdeallerine ihanet edilmesine yönelik bir taşlama Halas
olarak yazdığı romana sadık kalır. Manor Çiftliği'nde hayvanlar içkiye düşkün, bas Yapımcı: Louis De Rochemont,
kıcı sahiplerine başkaldırıp "Tüm Hayvanlar Eşittir" mantığıyla insanlardan bağımsız John Halas
demokratik bir düzen kurar. Ne var ki en akıllı hayvan olan domuzlar, bir süre son Senaryo: Joy Batchelor, John
Halas, Borden Mace, Philip Stapp,
ra domuz Napolyon'un diktatörlüğü altında "Tüm Hayvanlar Eşittir Ama Bazıları
Lothar Wolff
Daha Eşittir" anlayışıyla totaliter bir devlet inşa eder. Hayvanların baskı altında tutu George Orwell'in romanından
lan ve yıldırılan büyük çoğunluğu, bir çarın yönetiminden diğer bir çarın yönetimine Görüntü Yönetmeni: S.G.
geçmiştir. Filmin çekilebilmesi için Halas ve Batchelor'un şirketi Batı Avrupa'daki en Griffiths, J. Gurr, W. Traylor, R.
Turk
büyük animasyon ünitesi olacak şekilde genişletilmişti. Hayvan Çiftliği, stilizasyonla
Müzik: Matyas Seiber
doğalcılık arasında kurnazca bir denge kurar; hayvanlar insansılaştırılmamış ve arka
Oyuncular: Gordon Heath
plandaki çiftlik görüntüleri gerçekçi bir hale getirilmiştir.
(anlatıcı), Maurice Denham (tüm
Film müziği için gerçek hayvan çiftliği sesleri kaydedilir. Klasik müzik bestecisi hayvanlar)
Matyas Seiber (Halas gibi o da Macaristan doğumlu bir İngiliz'dir), folk unsurlarını
modernizmle harmanlayan güçlü, heyecanlandırıcı bir müzikle filme katkıda bulunur
ve tüm hayvanları, aktör Maurice Den-
ham (hayranlık uyandırıcı bir beceriyle)
seslendirmiştir. Hayvan Çiftliği, Orvvell'ın
romanındaki öfkeyi, merhameti ve alaycı
mizahı aynen korur. Belli bazı olayların
içerdiği vahşet yumuşatılmadığından Dis-
neyvari bir duygusallık beklentisiyle ço
cuklarını filme götüren aileler o dönem
de yaygara çıkarmıştır. Sadece final bölü
mü değiştirilerek daha iyimser hale geti
rilmiştir. De Rochemont ve Halas-Batche
lor, özgün yapıtta bulunan iç karartıcı
umutsuzluk halinin izleyicilere fazla gele
ceği konusunda aynı fikirdeydi. Bu deği
şikliğin, tarihsel bir gerekçesi olması da
mümkün; film yapım aşamasındayken
Stalln ölmüştür. PK
ABD (Paramount, Patron)
REAR WINDOW (1 9 5 4 )
112dk, Technicolor Arka Pencere
Yönetmen: Alfred Hitchcock
Yapımcı: Alfred Hitchcock Alfred Hltchcock'un kaynama noktasında olan ve güçbela bastırılan pslkosek-
Senaryo: John Michael Hayes,
süel saplantılarına mükemmel bir örnek teşkil eden Arka Pencere, aynı zamanda
Cornell Woolrich'in It had to be
Murder isimli öyküsünden büyük olasılıkla yönetmenin olağanüstü kariyerindeki en başarılı (belki 1958 yapı
Görüntü Yönetmeni: Robert mı Vertigo hariç) eğlence, entrika ve psikoloji karışımıdır. Saplantı ve röntgencilik
Burks üzerine etkileyici bir çalışma olan Arka Pencere, kusursuz bir oyuncu kadrosuyla
Müzik: Franz Waxman kusursuz bir senaryoyu ve özellikle kusursuz bir çekim ortamını bir araya getirir; or
Oyuncular: James Stewart, Grace taya çıkan film, bileşenlerinin toplamından bile daha iyidir.
Kelly, Wendell Corey, Thelma
Hitchcock, azami özgürlük elde edebilmek İçin kalabalık ve sürekli bir koşuş
Ritter, Raymond Burr, Judith Evelyn,
Ross Bagdasarian, Georgine Darcy, turmaya sahne olan bir New York apartmanının ve onun aynı derecede hareketli
Sara Berner, Frank Cady, Jesslyn iç bahçesinin girift bir örneğini inşa eder. Burada her pencere, bir başka yaşama
Fax, Rand Harper, Irene Winston, açılır ve aslında başka bir öykü anlatır.
Havis Davenport
L.B. "Jeff" Jeffries (James Stewart), kırılan bacağı yüzünden mesleğinden
Oscar adaylıkları: Alfred
Hitchcock (yönetmen), John uzak kalan başarılı bir fo to muhabiridir. Tüm gün tekerlekli sandalyeye mahkum
Michael Hayes (senaryo) Robert olduğundan komşularını gözetlemekten başka yapacak bir şey bulamaz. Ya da en
Burks (görüntü yönetmeni), Loren azından onun iddiası böyledir çünkü manken kız arkadaşı (ve müstakbel karısı) Li
L. Ryder (ses)
sa (emekli olmadan önce oynadığı son rollerden birinde şaşırtıcı biçimde cinsellik
yüklü bir portre çizen Grace Kelly) ve aksi bakıcısı Stella (Thelma Ritter) onun, ken
dini röntgenciliğin heyecanına kaptırdığını gözlemlerler.
Herhangi birinin Usa kadar güzel ve pırıltılı bir kadından gözlerini alabileceği
düşüncesi, Jeff komşularından birinin (öfkeli bakışlarıyla Raymond Burr) karısını öl
dürdüğünden kuşkulanmaya başlayana kadar pek İnandırıcı değildir. Çok geçme
den Jeff, Usa ve Stella'yı da bu gizemin İçine çekerek saplantılı bir biçimde, suçunu
kanıtlayacak bir işaret bulmak amacıyla Burr'ün canlandırdığı karakterin davranışla
rını inceler. Jeff'in gizli araştırması İlerlerken, burunlarının dibinde dönen karanlık iş
lerden habersiz olan diğer tüm komşuların öyküleri de gelişir.
Arka Pencere'nin her anı, tıpkı büyük bir özenle hazırlanmış olan seti gibi İnce
ince işlenmiştir. Bu filmi izlemek, yaşayan, nefes alan bir ekosistemi izlemeye ben
zer; üstelik işin İçine bir de cinayet öyküsünün getirdiği heyecan ve gerilim girer.
Hltchcock, filmin alışılmadık ölçüde postmodern senaryosuna daha bir lezzet katar:
izleyiciler olarak bizler, bu karakterlerin yaşadıkları şeylerin etkisinde kalırız, öte yan
dan o karakterler de başkalarının yaşadıkları şeylerin etkisinde kalır. Bu, kara mizah
ve bir tutam erotizmle süslenmiş bir saplantı kısır döngüsüdür.
Meraklı Jeff, kentsel küçük dünyasında bir cinayeti ortaya çıkarmış olsa da as
lında onu en başta arka pencereden röntgencilik yapmaya yönelten şey, diğer da
irelerde yaşanan pek çok farklı aşk macerasıdır. Komşularının aşk yaşamlarına yöne
lik saplantısının, kendisini Lisa'nın romantik ilgisine karşılık vermekten alıkoyması ise
bütünüyle ironiktir. Nitekim Jeff'in içindeki bekar kalmak İsteyen yan, komşularını,
kadının oqun tepkisini ölçmek amacıyla ortaya attığı çekingen imaları savuşturma
nın bahanesi olarak kullanır. Ne zaman ki kendi yaptığı şeyler yüzünden Lisa'nın ha
yatı tehlikeye girer, işte ancak o zaman gözlerinin önündekinin pencereden görebi
leceği başka her şeyden daha iyi olduğunu anlar. JKI
ABD (Transcona, Warner Bros.) A STAR IS BORN (1954)
181 dk. Technicolor Bir Yıldız Doğuyor
Yönetmen: George Cukor
Yapımcı: Vern Alves, Sidney Luft Bir Yıldız Doğuyor, genç bir kadının hızla yıldızlığa yükselişi ve aşık olduğu ido-
Senaryo: Moss Hart
lü/akıl hocasının, meslek yaşamında düşüşe geçerek kendi kendine zarar vermesi so
1937'de Alan Campbell ve Dorothy
Parker'ın senaryosundan, nucu tehlikeye giren bir evliliği konu alan dört filmin üçüncüsü (George Cukor'ın yö
William A. Wellman'in öyküsünden netmenliğini yaptığı İkincisi) ve aralarında en iyisi. Fredrlc March ve Janet Gaynor'ın
Görüntü Yönetmeni: Sam başrollerini paylaştığı 1937 yapımı William Wellman versiyonu, dokunaklı bir dram
Leavitt
olma özelliğini hâlâ koruyor; 1976'da çekilen Barbra Streisand ve Kris Kristofferson'lı
Müzik: Harold Arlen, Ray Heindorf
rock versiyonuysa sırf Streisand’ın şarkıcılık performansı dolayısıyla bile kayda değer.
Oyuncular: Judy Garland, James
Oysa Cukor'ın her İkisi de muhteşem oyunculuklar sergileyen Judy Garland (bu film
Mason, Jack Carson, Charles
Bickford, Tommy Noonan, Lucy le sinemaya çok başarılı bir dönüş yapmıştı) ve James Mason'la çektiği müzikal, dra
Marlow, Amanda Blake, Irving matik hikayeyi şarkılarla tetikleyerek (özellikle de Garland'ın "The Man That Got
Bacon, Hazel Shermet Away''i ve olağanüstü "Born In A Trunk" sahnesiyle) kendi türünde bir çığır açmıştır.
Oscar adaylıkları: James Mason
Mason'ın canlandırdığı Norman Maine'ln Oscar törenindeki muhteşem sarhoşluk
(erkek oyuncu), Judy Garland
(kadın oyuncu), Malcolm C. Bert, gösterisi de Garland'ın performansından geri kalmaz.
Gene Allen, Irene Sharaff, George Kısmen Hollywood'a yönelik bir taşlama (silik Blodgett'in göz alıcı Vicky Lester'a
James Hopkins (sanat yönetmeni),
dönüştürülmesinde eğlenceli, şöhret mekanizmasının Esther ve Norman'ı kapana
Jean Louis Mary, Ann Nyberg, Irene
Sharaff (kostüm), Ray Heindorf kıstırmasında yakıcı bir biçimde) sayılabilecek bu film, müzikle yaratıcılık ve romantik
(müzik), Harold Arlen, Ira Gershwin trajediyi, sağlam bir düşünsel doktrinle harmanlıyor. 1983'te daha önce kesilmiş
(film şarkısı) olan 20 küsur dakikalık bölüm yeniden filme eklendi; bu bölümler arasında Harold
Arlen ve Ira Gershwln'in Garland için yazdığı iki parça daha bulunuyordu. AE
İngilizce adı: The Seven Samurai dır. Fevri, atak ve maskara Klkuchlyo (Toshiro Mifune), diğer deneyimli adamlarca
reddedilir ama kendisini kanıtlayıp Kambei'yi etkilemek için yanıp tutuşan genç köy
lü, yine de kendini samuray gibi göstererek peşlerine takılır. Köylüler ön
ce onlara pek güvenmez ama yavaş yavaş aralarında bağlar oluşmaya
başlar; bir aşk ilişkisi filizlenir, çocukların kahramanı olurlar ve Kambei,
saldırganları önce şaşkınlığa uğratan, sonra öfkelendiren, en sonunda
da alt eden ateşli bir direniş örgütler.
Bu hızlı tempolu film, gereksiz ayrıntılara girmeyecek derecede eko
nomik bir anlatı sunuyor, insanda merak uyandırıyor ve endişe hissini
(köylülerin potansiyel kurtarıcı arayışlarını ve dertlerini Kambei'ye anlatış
larını hızlı kurgu ve kısa planlarla vererek) uzun süre devam ettiriyor.
Görsel ve duygusal açıdan son derece güçlü birçok sahne var. Örneğin
yanan bir değirmenden sürünerek dışarı çıkan ölmek üzere olan bir ka
dın, bebeğini Kikuchiyo'ya uzatır. Dehşete kapılan Kikuchiyo, değirme
nin çarkı alevler içinde yanarak dönerken bir derenin içine çömelerek ağ
lamaya başlar ve "Bu bebek 'ben'im. Aynı şey benim başıma da geldi,"
diye haykırır. Ama filmin en muhteşem anı, sonuç bölümündedir: Hayat
ta kalan üç kahraman, yoldaşlarının mezarlarına bakarlarken vefasız köy
lüler tüm ilgilerini neşeli pirinç ekme ritüeline yöneltir. AE
İtalya (Lux)
117dk, Technicolor Günahkar Gönüller
Dili: İngilizce / İtalyanca
Yönetmen: Luchino Visconti Günahkar Gönüller, Kont Luchino Visconti'nin çektiği üçüncü filmi ve ilk renk
Yapımcı: Domenico Forges li filmi. 1860'larda, Giuseppe Garibaldi'nin AvusturyalIları topraklarından çıkarma
Davanzati
sının ve modern Italyan devletinin kurulmasının eşiğinde, Venedik ve Verona'da
Senaryo: Carlo Alianello, Giorgio
geçen film, yönetmenin daha önceki Ossessione (Tutku, 1942) ve La Terra Trema
Bassani, Paul Bowles, Suso Cecchi
d'Amico, Giorgio Prosperi, Luchino (Yer Sarsılıyor, 1948) gibi filmlerindeki işçi sınıfı atmosferinden tamamen uzaktır.
Visconti, Tennessee Williams Bununla birlikte Günahkar Gönüller'in kasıtlı teatralliği, Ossessione'deki abartılı
Camillo Boito'nun romanından tutkulardan çok farklı değil; ve şatafatlı, aristokratik çekim ortamı (yönetmen, için
Görüntü Yönetmeni: Aldo de çekim yapılacak olsun olmasın, setteki her odada taze çiçekler bulundurulması
Graziati, Robert Krasker
konusunda ısrarcıydı) bakımından da "sahicilikte" ondan geri kalmaz.
Müzik: Anton Bruckner
Oyuncular: Alida Valli, Farley Alida Valli'nin canlandırdığı Garibaldi yandaşı Kontes Livia Sepieri, neredeyse
Granger, Heinz Moog, Rina Morelli, intihar denilebilecek biçimde, AvusturyalI bir subaya meydan okuyarak düelloya
Christian Marquand, Sergio Fantoni, davet eden kuzenini korumak için araya girer. Teğmen Franz Mahler (Farley Gran
Tino Bianchi, Ernst Nadherny, Tonio
ger), korkaklığından ötürü düellodan çekilir. Yakışıklı ama kişiliksiz bir adam olan
Selwart, Marcella Mariani, Massimo
Girotti Mahler, Kontes'i baştan çıkarınca, kadın aşkı için kocasına, onuruna ve ülkesine
ABD (Paramount)
ARTISTS AND MODELS (1955)
109dk, Technicolor Çılgın Modeller
Yönetmen: Frank Tashlln
Yapımcı: Paul Nathan, Hal B. Douglas Sirk'ün melodramları gib! Frank Tashlin'in çılgın komedileri de
Wallis
1950'lerdekl Amerikan popüler değerlerini yıkıcılığa varacak kadar abartır. Tash
Senaryo: Don McGuire, Frank
Tashlin lin'in uzmanlık alanı, reklam, televizyon, sinema ve gösteri dünyasının medyatik
Michael Davidson ve Norman yüzüydü: Klişeler ve basmakalıplıklardan oluşan bu "plastik" arenayı neşeli bir an
Lessine'in Rock-A-Bye Baby isimli latımla sarmalayıp muzipçe hicvederken, Pop Art'ı önceliyordu.
öyküsünden
Dean Martin-Jerry Lewis İkilisine hünerlerini sergilemeleri açısından çok uygun
Görüntü Yönetmeni: Daniel L
Fapp bir sinema ortamı sunan Çılgın Modeller, kendine ayna tutan, baş döndürücü bir
Müzik: Harry Warren film. Rick Todd (Martin), çizgi roman delisi ev arkadaşı Eugene Fullstack'in (Lewis)
Oyuncular: Dean Martin, Jerry renkli rüyalarını kağıda döküp gizilce satar. Onlara denk iki de kadın vardır: çekici
Lewis, Shirley MacLalne, Dorothy çizgi roman çizeri Abby (Dorothy Malone) ve şaşkın Bessie (Shirley MacLalne).
Malone, Eddie Mayehoff, Eva Tashlin'in bu dört karakter arasındaki, durmaksızın yeniliklerle beslenen permütas-
Gabor, Anita Ekberg, George
yon-kombinasyon oyunu, Eugene ve Bessle'nln kitsch aşk şarkısı "lnamorata"yı
Winslow, Jack Elam, Herbert
Rudley, Richard Shannon, Richard çarpıtarak ve karmaşa içinde seslendirdiği bir çeşit gülünç kaosa doğru tırmanır.
Webb, Alan Lee, Otto Waldis Fark ettirmeden uluslararası bir casusluk macerasına doğru (Eva Gabor olaya
dahil olur) giden öyküsü ve görüntüyle sesin mükemmel bir uyum oluşturduğu
müzikal gösterisiyle ("W hen You Pretend"), Çılgın Modeller'll) izlediği stratejinin
Jacques Rlvette (Céline e t Julie vont en bateau), P.T. Anderson (Punch-Drunk Lo-
ve-Aşk Sarhoşu, 2002) ve AvustralyalI Yahoo Serious'ın (Mr. Accident-Bay Sakar,
2000) çağdaş komedi filmlerinde yankı bulduğunu söylemek yanlış olmaz. AM
GUYS AND DOLLS (1955) ABD (Samuel Goldwyn)
Gönül Yolu 150dk, Eastmancolor
Yönetmen: Joseph L. Mankiewicz
Yapımcı: Samuel Goldwyn
Hollywood'un ulusal kültürleri belirli bir kalıba sokarak yansıtması normalde İnsana
Senaryo: Joseph L. Mankiewicz
rahatsızlık verir ama Gönül Yolu'nun önemli bir sahnesinde gözümüze ilişen Havana-Kü- Jo Swerling ile Abe Burrows'un
ba görüntüsüne kim karşı çıkabilir ki? Kibar kumarbaz Sky Masterson (Marlon Brando), oyunundan ve Damon Runyonün
bir sosyal yardım kurumunun üyesi olan ağırbaşlı Sarah Brown'i (Jean Simmons) bir uça The Idyll o f Miss Sarah Brown isimli
öyküsünden
ğa atlayıp burada onunla akşam yemeği yemeye ikna etmiştir. Sarah sarhoş olup da cü
Görüntü Yönetmeni: Harry
retkâr dürtülerine teslim olunca, gözlerinin önünde cereyan eden esaslı Latin Amerikan Stradllng Sr.
dramı kanını tutuşturur: Bir anda ortaya çıkan rakibesi, bir egzotik dansçı, Sky'ı baştan Müzik: Jay Blackton, Frank Loesser
çıkarmaya çalışır. Çok geçmeden içkinin açığa çıkardığı tutkuların dansı, ateşiyle ortalı Oyuncular: Marlon Brando, Jean
ğı kasıp kavurur. Simmons, Frank Sinatra, Vivian
Blaine, Robert Keith, Stubby Kaye,
Bu sahne, Michael Kidd'in film için hazırladığı devrim niteliğindeki koreografinln eş
B.S. Pulley, Johnny Silver, Sheldon
siz bir örneğini sunar. Yürümek ya da parmakla işaret etmek gibi normal, sıradan jest Leonard, Danny Dayton, George E.
ler, dansın doruğuna ulaştığı noktaya dek aşamalı olarak stilize edilir, köşeli ve ritmik ha Stone, Regis Toomey, Kathryn
Glvney, Veda Ann Borg, Mary Alan
le getirilir. Bireysel figürler, grup figürleriyle İç içe örülür. Ayrıca her şeyden önemlisi bu
Hokanson
sahneleme, Sarah'nın sarhoş hamleleri ve salınışları gibi kasıtlı olarak hantal, biçimsiz ve
Oscar adaylıkları: Oliver Smith,
görünüşte amatörce hareketleri de İçine alır. Joseph C. Wright, Howard Bristol
Gönül Yolu, iki erkek yıldızın varlığı açısından iki ayrı film gibidir; Brando'yla Frank (sanat yönetmeni), Harry Stradllng
Sr. (görüntü yönetmeni), Irene
Sinatra arasında, 40 yıl sonra çekilecek Heaftekl (Büyük Hesaplaşma, 1995) Al Paclno
Sharaff (kostüm), Jay Blackton,
ve Robert De Niro karşılaşmasını hatırlatan bir meydan okuma diyaloğu geçer. Nathan Cyril J. Mockridge (müzik)
Detroit (Sinatra) tiplemesi, senaryoyu da yazan yönetmen Joseph Mankiewicz'in kay
nak olarak aldığı Damon Runyan imzalı cana yakın, uyanık serseri öyküsüne daha sadık
tır (New York tarzı konuşma ve davranış biçimlerinin tüm "etnik" tikleri başarıyla abar
tılmıştır). Nathan'ın, Adelaide (Vivian Bla
ine) adında bir uzatmalı sevgilisi vardır ve
onlar arasındaki gerginlik Frank Loesser'ın
canlı müziği eşliğinde "Adelaide's Lament"
gibi hoş bir malzemenin kullanılmasına ze
min hazırlar. Ama (Broadway hayranları
"Luck Be a Lady" ve "Sit Down, You're
Rockin' the Boat" gibi daha geleneksel, et
kileyici grup performanslarını tercih etseler
de) heyecanı asıl yükselten, filme daha ro
mantik bir tat katan Sky ve Sarah İkilisidir;
Mankiewicz bu seferlik gereksiz diyaloglara
ağırlık verme huyunu bir kenara bırakmış
tır. "If I Were a Bell" ve "I'll Know When
My Love Comes Along" şarkıları aşkı muh
teşem biçimde dile getirir ve Mankiewicz
bu şarkıları, iki övgüye değer oyuncu ara
sındaki harika mizansenlerle donatır. AM
Hindistan(Government of West
PATHER PANCHALI (1955)
Bengal)
115dk, SB Bengalli yazar Bibhutibhusan Bandyopadhyay'ın klasik romanından uyarlanan
Dili: Bengal dili ve Satyajit Ray'ın ilk film i olan Pather Panchali ( Yol Türküsü), daha sonra Aparajito
Yönetmen: Satyajit Ray
(Yenilmez, 1957) ve A pu Sansar'la (Apu'nun Dünyası, 1959) birlikte Apu üçlemesi
Senaryo: Satyajit Ray
ni oluşturur. 0 dönemde Kalküta'da bir reklam ajansında çalışmakta olan Ray, filmi
Bibhutibhushan Bandyopadhyay'ın
romanından ni çekmek üzere para bulmakta büyük zorluk yaşar. Sonunda çekimlere başlaması
Görüntü Yönetmeni: Subrata na yetecek kadar borç bulur ve elindeki görüntülerin, kendisine destek sağlayabile
Mitra cek olan kimseleri ikna edeceği umudunu taşır. Çekimlere Ekim 1952'de başlanmış
Müzik: Ravi Shankar olmasına rağmen Pather Panchali'hin tamamlanabilmesi 1955 yılının başlarını bulur.
Oyuncular: Kanu Bannerjee, Apu (Sublr Bannerjee), Bengal'de uzak bir taşra köyünde yaşayan küçük bir er
Karuna Bannerjee, Subir Bannerjee,
kek çocuğudur. Ailesi yoksuldur ve bırakın Hala (Chunibala Devi) olarak anılan ve
Uma Das Gupta, Chunibala Devi,
Runki Banerjee, Reba Devi, Aparna onlarla birlikte yaşayan yaşlı kadını, Apu'yla ablası Durga (Uma Das Gupta) için bile
Devi, Haren Banerjee, Tulsi güçbela yiyecek bulabilmektedir. Filmin başlarında Durga bir miktar mango çalıp Ha-
Chakraborty, Nibhanani Devi, Roma la'ya verir ama çocukların annesi Sarbajaya (Karuna Bannerjee) onu azarlar. İlerle
Ganguli, Binoy Mukherjee,
Harimohan Nag, Kshirod Roy, yen bölümlerde nispeten zengin bir komşuları, Durga'yı bir kolyeyi çalmakla suçlar.
Rama Gangopadhaya Bu iddiadan büyük utanç duyan Sarbajaya, Durga'yı evden kovar. Burada hem an
Cannes Film Festivali Satyajit neyle kızın üzüntülerini hem de üstü örtülü olarak ablasının tarafını tutan A pu’ nun
Ray (OCIC Ödülü—mansiyon) tepkisini görürüz.
Bu ufak dram anları büyük trajedilerle bölünür. Filmin en ünlü sahnelerinden bi
ri çocukların kavga etmesi ve annesinin Durga'yı bir kez daha evden kovmasıyla ya
şanır. Kız kırlara kaçar; Apu da onu takip eder. Önce kara bir dumanın yükseldiğini,
sonra da bir treni görürüz. Köylerinin dışındaki engin dünyadan gelen bu şeyin gö
rüntüsüyle heyecanlanan Apu ve Durga trene doğru koşarlar. Kavgalarını tatlıya
bağlamış biçimde çene çalarak geriye dönerlerken, bir bambu korusunda oturmak
ta olan Hala'ya rastlarlar. Durga ona dokununca kadın devrilir. Hala, ölmek üzeredir.
Baba Harihar (Kanu Bannerjee), para kazanmaya çalışmak amacıyla şehre gi
der. O uzaklardayken Durga zatürreye yakalanıp ölür. Durumdan habersiz baba, ba
şarının coşkusu içerisinde, eli kolu ailesi için aldığı hediyelerle dolu olarak eve döner;
bu hediyelerin arasında Durga'ya alınmış bir sari de vardır. Sarbajaya'nın sinirleri bo
şalır, ağlamaya başlar. Harihar yıkılır. Apu'nun, babasının ağlaması
nı dinleyişini izleriz. Sonunda Harihar, ailesinin geri kalanını şehre
götürmeye karar verir. Eşyaların toparlanmasına yardım eden Apu,
etkileyici bir sahnede, bir çanağın içinde gizlenmiş bir kolye bulur.
Yani Durga gerçekten de kolyeyi çalmıştır; bunu öğrenmek
Apu'nun üzüntüsünü daha da artırır. Apu'nun bir gölcüğe attığı
kolyenin üzeri, yabani otlarla örtülür.
Ray'ın mizansenlerinde büyük bir incelik gözlenir. Bu mizansen
ler hem güçlü duyguları hem de şiirsel tatları İfade etme kapasitesi
taşır. Apu ve Durga'nın seyyar şekerleme satıcısının sesini duydukla
rı sekans, izleyenlerin büyük çoğunluğu İçin unutulmaz niteliktedir.
Satın alacak paraları olmamasına rağmen, meraklı bir köpek tarafın
dan takip edilen adamın peşinden giderler; bu kısa geçit töreninin
bir su birikintisinden yansımasını görürüz. Ravi Shankar'ın olağanüs
tü müziklerinin de yardımıyla Pather Panchali dünya çapında başarı
elde etti ve Ray’a 1956 Cannes Film Festlvali'nde ödül getirdi. EB
ABD (MGM) 81 dk, Eastmancolor BAD DAY AT BLACK ROCK (1955)
Yönetmen: John Sturges Zafer Madalyası
Yapımcı: Herman Hoffman, Dore
Schary Yıl 1945, 2. Dünya Savaşı'nın hemen sonrası. Tek kollu savaş gazisi, Spencer
Senaryo: Howard Breslin, Don Tracy, Kaliforniya'daki uzak bir çöl kasabası olan Black Rock'ta trenden iner, ilk
McGuire, Millard Kaufman başta onun buraya neden geldiğini bilmeyiz, kasaba sakinleri de bilmez. Ne var ki
Howard Breslin'in Bad Day at
ona karşı düşmanca davranırlar ve kısa bir süre sonra bir şey sakladıkları anlaşılır.
Hondo isimli öyküsünden
Tracy, kasabanın sırrını öğrenmek için daha fazla çaba gösterdikçe, yönetmen
Görüntü Yönetmeni: William C.
Mellor John Sturges de gerilimin dozunu artırır; bu sırada kasaba sakinleri telefon kablo
Müzik: André Previn larını keser ve yabancının kasabadan ayrılmaya çalıştığı otomobili bozarlar.
Oyuncular: Spencer Tracy, Robert Filmin sinemaskop olması, mekan olarak kullanılan kıraç western toprakları
Ryan, Anne Francis, Dean Jagger, nın en iyi şekilde beyazperdeye aktarılmasını sağlar. Çoğunlukla göz kamaştırıcı
Walter Brennan, John Ericson, gün ışığı altında renkli çekilen Zafer Madalyası, aralarında Escape from Fort Bravo
Ernest Borgnine, Lee Marvin,
(Kahramanlar Kalesi) ve Gunfight a t the OK Corral'm da ( Vahşi Mücadele, 1957)
Russell Collins, Walter Sande
bulunduğu bir dizi unutulmaz Sturges western'inln arasına sıkışıp kalmıştır. Oysa
Oscar adaylıkları: John Sturges
(yönetmen), Millard Kaufman Zafer Madalyası, ilk bakışta farklı bir izlenim vermesine rağmen geçmişteki karan
(senaryo), Spencer Tracy (erkek lık sırlara dayanan öyküsüyle aslında daha çok bir kara filmdir. Fiziksel aksiyon çok
oyuncu) azdır ve neredeyse hiç silah görünmez; bununla beraber Tracy'nin Ernest Borgni-
Venedik Film Festivali: Spencer ne'le dövüşmeye kışkırtıldığı sahne unutulmazdır. Tek kollu adam, düşmanını yere
Tracy (erkek oyuncu), ödülü
seren bir karate vuruşları repertuarı sergiler. Tracy bu filmde, aralarında, isteri kri
Bolshaya Semya filminin
oyuncularıyla paylaştı zi geçirmeye her an meyilli elebaşı Robert Ryan'ın ve en tehditkar rollerinden birin
de Lee Marvin'in de bulunduğu etkileyici bir kötü adam kadrosuyla karşı karşıya.
Tracy, kendisine yardım etmek üzere kasaba halkının daha zayıf
üyelerine bel bağlamak durumunda kalıyor: Münzevi Doc (Wal
ter Brennan) ve ayyaş Şerif (Dean Jagger). Sonunda Tracy onla
ra kendi cesaretinden bir parça aşılamayı başarır ve onlar da
adamın kaçmasına yardımcı olurlar; ama tek kollu yabancı, nihai
olarak bir tek kendi becerisine güvenmek zorunda bırakılır.
Kasabanın karanlık sırrının Pearl Harbor olayını İzleyen gün
lerde Japon kökenli bir Amerlkalı'nın öldürülmesi olduğu ortaya
çıkar. Zafer Madalyası, farklı ırklara yönelik hoşgörüye ilişkin
hayli açık bir mesaj veren, ustaca oynanmış ve yönetilmiş bir
film. Öte yandan erdemli maksadı her ne olursa olsun, filmden
İnsanın en çok aklında kalan şey Tracy. Saf İyiliği çok az aktör bu
kadar başarılı, bu kadar riyadan uzak canlandırabilirdi. EB
LES MAİTRES FOUS (1955) Fransa (Pléiade)
36dk
1954 yılında, Accra'da yaşayan küçük bir grup Hausa, etnografik sinemanın us Dili: Fransızca
talarından Jean Rouch'u, yıllık dinsel ritüellerini görüntülemek üzere Batı Afrika'ya Yönetmen: Jean Rouch
davet etti. Bu ayin sırasında Hausalar, trans benzeri bir duruma geçiyor ve Batılı sö Görüntü Yönetmeni: Jean
Rouch
mürgecileri temsil eden ruhların (mühendis, doktorun karısı, genel vali, zalim binba
Oyuncular: Jean Rouch (anlatıcı)
şı, vb.) etkisi altına giriyorlardı.
Sadece 36 dakika sürse de Les Maîtres fous (Çılgın Efendiler), son derece çar
pıcıdır ve kimi bölümleri dehşet verici: Gözleri fırıl fırıl dönen, ağızlarından köpükler
saçan, meşalelerle vücutlarını yakan, ruhları ele geçirilmiş insanlar. Bunlar o derece
etkileyici görüntülerdir ki Peter Brook, 1966 yapımı filmi Marat-Sade'da, Rouch'un
kaydettiği bu teatral gösteriyi ve uydurma dili referans almıştır.
Ancak yönetmenin bizzat dile getirdiği gibi, Hausalar için ruhlar tarafından ele
geçirilmek sanat değil gerçektir. Film, ritüelin ardındaki anlamı hiçbir zaman tam
olarak açıklamasa da Rouch'un anlatım biçimi, bu dinsel ayine katılmanın, Hausala-
ra (çoğunlukla kırsal kesimde yaşayan göçmen işçilerden oluşur) kendilerine olan
saygılarını korumaları, çetin ve ağır koşullarda çalışmaya devam edebilmeleri için ge
reksinim duydukları gücü veren bir çeşit katharsis (arınma) sağladığına işaret eder.
Konuyla ilgili bir uzmanın gözlemlemiş olduğu gibi, Les Maîtres fous'nun (içinde
"ezilmişlerin bir gün için ruhlara hükmeden kudretli insanlar haline geldikleri" film)
en ilgi çekici yanı, Hausa tarikatının kendi sömürgecilik deneyimiyle olan karmaşık
İngilizce adı: The Mad Masters
ilişkisidir. Bu film, etnografik sinemanın başyapıtlarından biri. SJS
Asi Gençlik
Bu ünlü klasik, trajik derecede kısa yaşamında James Dean'ln oynadığı üç film
den en iyisi olmak gibi zayıf bir övgüyle, farkında olmaksızın hafife alınır. Oysa Asi
Gençlik, o dönemler için yeni olan "gençliğin suça yatkınlığı" fenomeniyle ilgili
1950'lerde çekilmiş açık farkla en iyi film. Bu aynı zamanda olağanüstü yetenekli ve
farklı olmasına karşın Hollywood'da çalıştığı dönemlerde olduğu gibi bugün de ken
disine hak ettiği değer verilmeyen Nicholas Ray'in en önemli yapıtlarından biri.
Dean'in canlandırdığı Jim Stark, kavga eden ailesine "Siz beni ikiye bölüyorsu
nuz!" diye bağırışıyla, Ray'in kahramanlarının çoğunun yaşadığı kafa karışıklığı ve ya
bancılaşma duygularını dile getirir. Yönetmen, ilk filmi They Live By N ight'tan (Dö-
nüılemeyen Yol, 1949) itibaren, ABD'nin dışlanan kesimlerinin içine düştüğü yalnız
lığı sık sık işlemiş, kendilerinden daha sağgörülü ya da mutlu olmayan daha yaşlı bir
ABD (Warner Bros.) kuşaktan kılavuzluk bekleyen savunmasız gençliğe yakın bir duruş sergilemiştir. Jim
111 dk, Warnercolor ailesinin, öğretmenlerinin, polislerin ve arkadaşlarının çoğunun kendisini hayal kırık
Yönetmen: Nicholas Ray lığına uğrattığını hisseder. Gençlerin sürekli heyecan arayışı, en az yetişkinlerin ma
Yapımcı: David Weisbart nevi ikilemlerle yüzleşmeyi reddetmesi kadar sorumsuzcadır. Jim, diğer kayıp ruhlar
Senaryo: Nicholas Ray, Irving Judy (Natalie W ood) ve Plato'yla (Sal Mineo) birlikte, karşılıklı anlayışa dayanan ken
Shulman, Stewart Stern
di alternatif ailesini oluşturmaya çalışır. Bir arkadaşlarının can sıkıntısından, cesareti
Müzik: Leonard Rosenman
ni uçurum kenarında yapılan bir araba yarışında sınamaya kalkması sonucu, boşu
Oyuncular: James Dean, Natalie
Wood, Sal Mineo, Jim Backus, Ann boşuna ve saçma bir biçimde ölmesiyle bir araya gelen ve idealistçe bir "samimiyet”
Doran, Corey Allen, William anlayışının birleştirdiği bu üçlünün, neden Los Angeles’ ın tepelerindeki metruk bir
Hopper, Rochelle Hudson, Dennis “ rüya evde", diğer insanlardan uzakta yaşamayı seçtiğini anlamak zor değil.
Hopper, Edward Platt, Steffi
Ray'in, genç hayalperestlerin romantik idealizminin nasıl yansıtılacağı sorusuna
Sidney, Marietta Canty, Virginia
Brissac, Beverly Long, Ian Wolfe verdiği yanıt, hayranlık uyandırıcı ve heyecan verici biçimde somuttur. Film ilk başta
Oscar adaylıkları: Nicholas Ray siyah-beyaz çekilecekti ama Ray, Warners'i filmi renkli çekmesine olanak sağlamala
(senaryo), Sal Mineo (yardımcı rı için ikna etti. Kullanılan dışavurumcu tonlar ve Ray'in her zamanki gibi dopdolu si
erkek oyuncu), Natalie Wood
nemaskop kompozisyonları ergenlik deneyiminin hararetli doğasını çağrıştırır. Aynı
(yardımcı kadın oyuncu)
şekilde Ray, mimariyi, dokuyu ve dekorları, özellikle kamusal ve özel alanlar arasın
daki farkı, karakterlerin duygularını daha iyi anlamamız için kullanır. Bir gözlemevi
nin içindeki karanlık, bir sığınak ve hayal kurmak için, hatta bireyin kozmostaki yeri
ni düşünmek için uygun bir ortam haline gelir. Dışarıdaki taraça daha sonra yüksek
bir kamera açısı sayesinde boğa güreşine benzeyen bıçaklı dövüşün abartılı jestlerle
gerçekleştirildiği, gün ışığıyla aydınlatılmış bir arenaya dönüşür. Ray, özellikle genç
ken, yaşamlarımızı nasıl da birer tiyatro oyunu gibi gördüğümüzü iyi bi
lir. Onun kusursuz renk, kompozisyon, çekim, aydınlatma ve oyuncu
yönetimi anlayışı, perdede izlenen aksiyonun önemini daha da artırır.
Ray'le Dean'in birbirleri için biçilmiş kaftan olmasının nedenlerin
den biri şudur: aktör, karakterin içsel karmaşasına, sırf oyunculuk tar
zıyla değil, tüm varlığıyla dramatik bir ruh katar. Dean'in Jim'ini izle
mek, bir karakterin gözlerimizin önünde doğumuna ve giderek büyü
mesine tanıklık etmektir. Bu elbette ki Asi Gençlik'ın konusuna çok uy-
gun düşer; ama aynı zamanda, içindeki acı çekmiş ama hayat dolu ru
hun perdeye yansıtılması anlamında Ray'in yönetmenliğini tamamlayı
cı niteliktedir. Ray ve Dean'in birlikte çalışmayı düşündüğü projelerin
asla gerçekleşememiş olması çok üzücü. G A
ABD (Allied Artists)
100dk, SB
Yönetmen: Phil Karlson Dürüst vatandaşlar, yaşadıkları Alabama şehrine "Günah Şehri, ABD" unvanı
Yapımcı: Samuel Bischoff, David nı kazandıran kanunsuzlar çetesini ortadan kaldırmak üzere kanlı bir savaşa girişir.
Diamond
Phil Karlson'ın, konusunu gerçek bir olaydan alan ve gerçek mekânlarda çekilen
Senaryo: Daniel Mainwaring,
filmi, The Phénix City Story (Phénix Şehrinin Hikayesi), yarı belgesel, çürümüş kent
Crane Wilbur
dokusunun teşhiri ve gangster çetesi filmi gibi savaş sonrası akımlarla bağlantılı
Görüntü Yönetmeni: Harry
Neumann ama bu terimler filmin sıradışı derinlikteki gücünü açıklamakta yetersiz kalır.
Müzik: Harry Sukman içerdiği betimsel şiddet o güne dek Hollywood'da neredeyse benzeri görül
Oyuncular: John Mclntire, Richard memiş düzeyde olsa da bu düşük bütçeli sarsıcı film i gerçekten yenilikçi kılan şey,
Kiley, Kathryn Grant, Edward yeni özün yeni biçim gerektirdiğine dair saptaması. The Phénix City Story, çirkin
Andrews, Lenka Peterson, Biff
dar kafalı cahillerle, çirkin meyhanelerle, çirkin kamera açılarıyla ("iyi" kompozisyo
McGuire, Truman Smith, Jean
Carson, Kathy Marlowe, John nun herkesçe kabul edilmiş uygulamalarını hiçe sayması anlamında) ve çirkin, es-
Larch, Allen Nourse, Helen Martin, tetize edilmemiş şiddetle dolu, kasti olarak çirkin yapılmış bir film. Küçük bir kızın
Otto Hulett, George Mitchell, Ma cam gibi gözlerle bakan cesedi bir banliyö çayırına atılır, yaşlı ve özürlü bir adam
Beachie
yakın mesafeden ağzından vurulur, şehrin insanları öldürülür ve kanlar içinde bıra
kılır; tüm bunlar bir savaş alanının olağan görüntüleriymiş gibi perdeye yansıtılır.
Yapılan gaddarlıklar, ya ansızın gözlerimizin önünde meydana gelir ya da sanki fil
min onları gerektiği gibi gösterebilme kapasitesini aşıyorlarmış gibi şaşırtıcı bir
uzaklıkta olup biterler. O günden bu yana birçok film, şiddeti daha net ve daha ay
rıntılı biçimde sergiledi ama bunlardan pek azı şiddetin kaotik gücünü böylesine
ustaca bir su katılmamışlıkla ifade edebildi. MR
İsveç (Svensk)
SOMMARNATTENS LEENDE (1955)
108dk, SB Bir Yaz Gecesi Tebessümleri
Dili: İsveççe
Yönetmen: Ingmar Bergman
Ingmar Bergman'ın bu ilk uluslararası başarısı geçmişe bakıldığında onun ka
Yapımcı: Allan Ekelund
riyerinde kural dışı bir durum olarak algılanabilir. Bergman verdiği röportajlarda ço
Senaryo: Ingmar Bergman
ğu kez komediye yeteneği olmadığını iddia eder ve bu türde daha sonra yaptığı
Görüntü Yönetmeni: Gunnar
Fischer filmler (Djuvulens öga-Şeytan'ın Gözü, 1960; ve För a tt inte tala om alla dessa
Müzik: Erik Nordgren kvinnor- Bütün O Kadınlardan Söz Etmeksizin, 1964), görünüşe bakılırsa bu iddi
Oyuncular: Ulla Jacobsson, Eva ayı doğrular niteliktedir. Öte yandan, birbirlerine eğlenceli eziyetler çektiren orta
Dahlbeck, Harriet Andersson, yaşlı çift rolünde iki mükemmel oyuncunun, Gunnar Björnstrand ve Eva Dahl-
Margit Carlqvist, Gunnar beck'in (yönetmen ondan sevgiyle, "Kadınsılığın Savaş Gemisi" diye bahseder) oy
Björnstrand, Jarl Külle, Âke Fridell,
nadığı Kvinnors vntan (Bekleyen Kadınlar, 1952) ve özellikle En lektion i krlek'le
Björn Bjelfvenstam, Naima
Wifstrand, Jullan Kindahl, Gull (Bir Aşk Dersi, 1954) esprili, sofistike komediler için başarılı bir formül bulmuştur.
Natorp, Birgitta Valberg, Bibi Bir Yaz Gecesi Tebessümleri, bu formülün bir 19. yüzyıl komedisine aktarılmış
Andersson
halidir. Bu filmde Björnstrand, orta yaşlı bir materyalisti, Dahlbeck'se yaşlanmakta
Cannes Film Festivali: Ingmar
olan bir aktristi canlandırır. İkisi de kibirli insanlardır ve başkalarıyla yıpratıcı ilişkiler
Bergman (Şiirsel Mizah Ödülü)
yaşamaktadırlar. Afrodizyak bir şarabın ve bir yaz gecesinin büyülü alaca karanlığı
nın tetiklemesiyle hem onların hem de ilişkide oldukları insanların gerçek duygula
rı açığa çıkar. Herkes gerçek eşini bulur. Ne var ki Bergman, Scener ur e tt ktens-
kap {Bir Evlilikten Sahneler, 1973) ve Aus dem Leben der Marionetten (Kuklaların
İngilizce adı: Smiles o f a Summer
Night Yaşamından, 1980) filmlerindeki korkunç evlilik ve orta yaş krizi betimlemeleriyle,
burjuva mutluluğunun bu yeni dengesini altüst edecektir. M T
Fransa (Argos)
Gece ve Sis 32dk, SB / Renkli
Dili: Fransızca
insanın insana yaptığı zalimliğin belgelenmesi, tarihin kendisi kadar eskiye da Yönetmen: Alain Resnais
yanır. Yine de tüm bu belgeler dünyayı, Holocaust'un (Yahudi soykırımı) zalimlikle Yapımcı: Anatole Dauman, Samy
Halfon, Philippe Lifchitz
rine, insana hâlâ ürküntü veren o korkunç olaylar dizisine hazırlayamamıştır. Zama
Senaryo: Jean Cayrol
nın, hatıraları ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar bir şekilde sildiğinin bilincinde olan
Görüntü Yönetmeni: Ghislain
sinemacı Alain Resnais (daha sonra Hiroshima, mon amour-Hiroşima Sevgilim ve Cloquet, Sacha Vierny
L'Année dernière Marienbad-Geçen yıl Marienbad'da gibi filmlerle yönetmen ola Müzik: Hanns Eisler
rak daha da büyük bir ün kazanır), Nazi zulmünü filme almaya karar verdi; hem bu Oyuncular: Michel Bouquet,
zulüm gelecek kuşaklara aktarılabilsin hem de birbirimize neler yapabildiğimizi ha Reinhard Heydrich, Heinrich
tırlatan kalıcı bir yapıt olsun diye. Himmler, Adolf Hitler, Julius
Streicher
2. Dünya Savaşı'nın izleri, özellikle Avrupa'da, hâlâ tazeyken soykırımı tam an
lamıyla ifade edebilen ilk film olan Gece ve Sis, toplama kamplarının ve bu kamp
ların kurbanlarının slyah-beyaz arşiv görüntülerini, binaların ve mekanların on yıl
sonraki hallerini gösteren pastoral renklerdeki görüntülerle arka arkaya sıralar.
Üçüncü Reich'in çöküşünden on yıl sonra bile varlığını sürdüren kuşkuculuk ve yad
sımanın altında yatanları açığa çıkaran Resnais, Fransa, Belçika ve Polonya'dan gö
rüntüler kullanmasına karşın dikkat çekici bir biçimde Almanya'dan görüntü kullan
maz. izleyiciye, ölüm kamplarıyla bağlantısı olan insanların kendi işledikleri suçlarla
nasıl başa çıkacaklarını bilmediklerini ya da bilmek istemediklerini gösterir.
Yadsıma, Gece ve Sis'in itici gücüdür. Resnais, buldozerlerle toplu mezarlara
taşınan ölülerin, dikenli tellere asılı cesetlerin, korkuyla donup kalmış bir deri bir ke
mik suratların, aşağılanmak amacıyla geçit yaptırılan iskelet gibi çıplak bedenlerin;
ve kim bilir neleri, kim bilir nereye taşıyan meçhul tren ve kamyonların görüntüleri
ni filme dahil eder. Gaz odalarının ve krematoryumların yanı sıra Nazilerin, eşyala
rı, kemikleri, derileri ve kurbanlarının vücutlarını işlevsel hale getirmek yönündeki
tüyler ürpertici girişimlerini de belgeler.
Resnais, kendi çektiği görüntülerde bu ölüm kamplarının ırak ve ücra bölgeler
de değil, büyük şehirlerin yakınlarında bulunduğunu belirterek, olup biten her şeyin
en azından belirli bir ölçüde sivillerin bir kısmının suç ortaklığıyla gerçekleştiğini ima
eder. Bununla beraber kamplardan sorumlu olan Naziler bile suçlanmayı reddeder
ler. Hepsi de ardı ardına "Ben sorumlu değilim," diye iddia eder. Peki onlar değilse,
diye sorar film, kim sorumlu o zaman?
Gece ve Sis, belirli kişileri suçlu olarak öne çıkarmak yerine ortak bir suçun var
lığını ortaya koymaya çalışır. Resnais, hafızanın kolay unutan doğasının savaştan bu
kadar kısa süre sonra bile, Nazi dehşetini silme riski taşıdığını fark eder. Anlatıcı,
"Bir krematoryum, kartpostal kadar sevimli görünebilir," yorumunda bulunur. "Bu
gün turistler bu binaların önünde fotoğraf çektiriyor." Soykırımdan canlı kurtulma
yı başaran Jean Cayrol'un yazdığı metinlerden yola çıkan ve Hanns Eisler'ın (Holly-
w ood'un komünistleri tasfiyesi sırasında Amerika'dan sınır dışı edilen bir Marksist
ve Alman sığınmacı) garip, inişli çıkışlı müziğinden faydalanan Resnais, arka arkaya
yığılmış ölüm ve dehşet görüntülerinin, bir daha böylesi zulümlere sırt çevirmeye
yeltenebilecek herkese, hata yapacaklarını gösteren canlı birer kanıt olarak işlev
görmesini sağlar. Eğer kısa ama etkili Gece ve Sis, sonuçta bir kartpostalın özlü üs
lubuyla benzerlik taşıyorsa, bunun sonsuza dek geçerli bir mesaj taşıyan bir kart İngilizce adı: Night and Fog
postal olduğu; kötülüğün daima yeniden su yüzüne çıkabileceği unutulmamalı. JKI
ABD (Paul Gregory, United Artists)
93dk, SB Caniler Avcısı
Yönetmen: Charles Laughton
Yapımcı: Paul Gregory Davis Grubb'in zayıf, yalın bir romanına dayanan ve Charles Laughton'ın yö
Senaryo: James Agee nettiği ilk ve tek film olma özelliğini taşıyan Caniler Avcısı, Büyük Buhran dönemin
Davis Grubb'in romanından
de geçen, fena halde uğursuz ama yine de derin bir biçimde insancıl bir psikoz ve
Görüntü Yönetmeni: Stanley
inanç masalı. Büyük ölçüde çocukların bakış açısından anlatılan öykü, basitliğiyle
Cortez
bir peri masalını andırır ama yetişkinlerin yarattığı sorunlarla dolup taşar. Olayları
Müzik: Walter Schumann
tetikleyen şey, geçimini sağlayamayan haydut Ben Harper'ın çaldığı parayı sakla
Oyuncular: Robert Mltchum,
Shelley Winters, Lillian Gish, James ması ve yerini bir tek, çocukları John (Billy Chapin) ve Pearl'e (Sally Jane Bruce) söy
Gleason, Evelyn Varden, Peter lemesidir. Bu durum Ben'in dul kalan çaresiz karısı Wllla'yi (Shelley Winters) beyaz
Graves, Don Beddoe, Billy Chapin, perdenin en unutulmaz kötü adamlarından birinin ilgi odağı haline getirir. Siyah-
Sally Jane Bruce, Gloria Castillo
beyaz kâtip kıyafeti ve kendisine şeytani bir hava veren boynuz şeklindeki kakülle
rine inen şapkasıyla "Muhterem" Harry Powell (Robert Mltchum), hem incil'le hem
de sustalı bıçakla İlişki içindedir; yaptığı dinsel içerikli bir konuşma sırasında, par
maklarının üzerindeki "love" (sevgi) ve "hate" (nefret) dövmeleriyle, bu iki kelime
nin temsil ettiği güçlerin çatışmasını ellerini güreştirerek betimler. Powell, Willa'ya
kur yaparak kadını tuzağına düşürür (sonunda soğukkanlı bir biçimde öldürülür)
ama cinayetten sonra küçük kızın oyuncak bebeğinin içine saklanmış olan paray
la beraber kaçan çocukları bir türlü tuzağına düşüremez.
Genellikle hiçbir değere bağlı olmayan alaycı kahramanları canlandıran Mitc-
hum, bu filmde kendini inandığı şeye içtenlikle adamış bir kötü adamı oynuyor. Bu
adam, hafif kadınları öldüren bir seri katil olarak ikinci bir yaşam sürer. Ama aslın
da inancı uğruna verdiği kanlı savaşı finanse etmek için ihtiyacı olduğunu düşün
düğü para konusunda cinsel anlamda saplantılı biridir. Kötü-nefret imgesinin çok
güçlü bir biçimde ifade edildiği Caniler Avcısı, iyi-sevgi imgesini temsil edecek aynı
şekilde etkili bir güce gereksinim duyuyor. Bu olağanüstü finalde, Mitchum’un mo
noton ve tehdit edici bir sesle, sözlerini değiştirerek söylediği ilahiye ("Leanin' "),
doğru sözleri ( "Lean on Jesus") bilen Gish eşlik eder ve kendi sesini adamınkine
katarak, henüz gerçek anlamda yenilgiye uğratılmadan önce kötülüğü sesiyle alt
eder KN
Fransa / Batı Almanya (Florida, LOLA MONTÉS (1955)
Gamma, Oska-Film) Lola Montès'in Günahları
110dk, Eastmancolor
Dili: Fransızca / İngilizce / Almanca
Yönetmen: Max Ophüls Almanya doğumlu, Fransa uyruklu, Viyana'ya gönülden bağlı Max Ophüls, en
Yapımcı: Albert Caraco önde gelen kozmopolit femme fatale'lerden biri olan Lola Montès'in yaşamını fil
Senaryo: Max Ophüls, Annette me çekmek için çok uygun bir isimdi. Sıradışı dansçı ve courtesan (zengin ve üst
Wademant, Jacques Natanson düzey kişilerle düşüp kalkan fahişe) Montés, 19. yüzyıl ortalarında Avrupa'da bir
Cecil Salnt-Laurent'in La Vie skandal dalgası yaratmıştı. Sevgili listesinde Liszt ve Bavyera Kralı da yer alıyordu.
Extraordinaire de Lola Montés
isimli romanından Ophüls'ün bu son (ve yegane renkli çekilmiş) filmi, kanıksanmış türden bir bi
Görüntü Yönetmeni: Christian yografik film değil. Yönetmen burada daha çok, geriye dönüşlerle dolu, zarif ha
Matras yal gücüne dayanan cömertçe gösterişli bir yapı kurup hareketliliğiyle bilinen ka
Müzik: Georges Auric merasını ayrıntılı ve özenli dekorun içinde dolaştırıyor. Başroldeki Martine Carol
Oyuncular: Martine Carol, Peter duygusal açıdan taşlaşmış, sert bir portre çiziyor ve Walbrook'un oynadığı dertli
Ustinov, Anton Walbrook, Henri kral, filmde bütün ilgiyi üzerine çekiyor. Yine de Carol, yetenekleri sınırlı olsa da,
Guisol, Lise Delamare, Paulette
Ophüls'ün tasarladığı şeye uygun düşüyor. Her zaman olduğu gibi, yönetmenin
Dubost, Oskar Werner, Jean
Galland, Will Quadflieg, Héléna asıl ilgilendiği nokta, aşk idealiyle onun kusurlu, çekiciliğini yitirmiş gerçekliği ara
Manşon, Germaine Delbat, Cari sındaki uçurum. Onun Lola'sı, erkeklerin, üzerine fantezilerini yansıttığı edilgen bir
Esmond, Jacques Fayet, Friedrich beyaz sayfa; yazgısının sirkte bir dolar için öpücük veren bir gösteri malzemesi ol
Domin, Werner Finck
makla son bulması, Lola'nın mesleğini en ilkel haline indirgiyor. Hak ettiği değeri
bulamamış bir klasik olan Lola Montés, dağıtımcılar tarafından kesilmiştir. Uzun
İngilizce adı: The Sins o f Lola süre sadece bu hali piyasada dolaştıktan sonra yakın zamanlarda yapılan ekleme
Montes
ler sayesinde, artık Ophüls'ün eserini dokunaklı büyüsü içinde izleyebiliyoruz. PK
ABD(MGM)
FORBIDDEN PLANET (1956)
98dk, Eastmancolor Yasak Gezegen
Yönetmen: Fred M. Wilcox
Yapımcı: Nicholas Nayfack
Fred M. Wilcox'un yönetmenliğini yaptığı, 1950'lerin bu iddialı sinemaskop bi
Senaryo: Irving Block, Allen Adler,
Cyril Hume limkurgusu, konusunu dönemin McCarthyci paranoyaklığının eseri olan, uzaydan
Görüntü Yönetmeni: George J gelen düşman istilacılar anlayışından değil, William Shakespeare'in The Tempest
Folsey (Fırtına) adlı eserinden ve en tehlikeli canavarların bilinçaltındaki ilkel dürtülerin al
Müzik: Bebe Barron, Louis Barron tında gizlenenler olduğu yönündeki karmaşık psikolojik önermeden alır.
Oyuncular: Walter Pidgeon, Anne
Kumandan John J. Adams'ın (Leslie Nielsen) yönetiminde bir ekip, daha önce
Francis, Leslie Nielsen, Robby the
Robot, Warren Stevens, Jack Kelly, Dünya'dan gönderilmiş olan ama uzunca bir süredir haber alınamayan koloniye
Richard Anderson, Earl Holliman, ne olduğunu araştırmak üzere Altair 4 gezegenine gönderilir. Koloniden geriye bir
George Wallace, Robert Dix, Jimmy tek burnu havada bilim adamı Edward MorbiusTa (Walter Pidgeon) onun mini
Thompson, James Drury, Harry
etekli, baştan çıkarıcı kızı Altaira (Anne Francis), bir de beyazperdenin en sevilen
Harvey Jr., Roger McGee, Peter
Miller metalik karakterlerinden becerikli, yardımsever Robot Robby kalmıştır. Doktor
Oscar adaylıkları: A. Arnold Morbius, yok olmuş Krell uygarlığına ait bazı esrarengiz kalıntılar bulur ve bu uy
Gillespie, Irving G. Ries, Wesley C. garlığın teknolojik mucizelerini acemice kurcalamak herkese felaket getirir. Çarpı
Miller (özel efekt)
cı efektleri ("ilkel benlikten gelen canavarlar" da dahil olmak üzere), yeraltındaki
gizemli Krell laboratuvarı, elektronik tonlardaki ürkütücü müziği, sık sık gönderme
yapılan ve kendisinden sonraki birçok bilimkurgu filmine esin kaynağı olan bu fil
min hoş sürprizleri arasında. AE
BIRUMA NO TATEGOTO (1956)
Japonya (Nlkkatsu)
116dk, SB
Akira Kurosawa, Batı'da en çok tanınan Japon sinemacıysa da onun çağdaşı Dili: Japonca
olan Kon Ichikawa, aralarında kaybolan masumiyete ağıt niteliğindeki Biruma no Yönetmen: Kon Ichikawa
fafegofo'nun da (Birman Arpı) bulunduğu onlarca filmde, benzer bir sanatsal be Yapımcı: Masayuki Takaki
ceri sergilemiştir. 2. Dünya Savaşı'nın sonunda başlayan filmde yüzbaşı Inouye Senaryo: Natto Wada
Michio Takeyama 'nın romanından
(Rentaro Mikunl) Burma'ya gitmekte olan birliğine, disiplin ve müzikal talimatların
Görüntü Yönetmeni: Minoru
sağlıklı bir karışımıyla liderlik eder. Kumandan tarafından savaşmak ama aynı za Yokoyama
manda da şarkı söyleyebilmek üzere eğitilmiş olan askerler tuhaf bir birlik oluştu Müzik: Akira Ifukube
rur ve ateşkes tarihine kadar bu böyle sürüp gider. Oyuncular: Rentaro Mikuni, Shoji
Yasui, Jun Fiamamura, Taketoshi
Savaş esirlerinin tutulduğu bir İngiliz kampında evlerine geri gönderilmeyi
Naitô, Ko Nishimura, Hiroshi
beklerlerken teslim olmayı reddeden, etrafı kuşatılmış bir Japon birliğinin varlığına Tsuchikata, Sanpei Mine, Yoshiaki
dair söylentiler duyarlar. Inouye'nin arpçısı ve birliğin manevi yaşamının odağı olan Kato, Sojiro Amano, Yôji
Mizushima (Shoji Yasul), onların topçu ateşi altında ölmelerine izin vermektense, Nagahama, Eiji Nakamura, Shojiro
Ogasawara, Tomoko Tonai,
gidip teslim olmaya ikna etmeye gönüllü olur. Siperde saklanan birlik onun yaka
Tatsuya Mihashi, Yunosuke Ito
rışlarını dinlemez ve'ingllizler tarafından yok edilir. Mizushima'nın da öldüğü düşü
Oscar adaylıkları: Japan (yabancı
nülür ama birliği onun kurtulmuş olduğuna dair söylentilere sıkı sıkıya bağlanır. film)
Daha sonra saldırıdan kurtulan, yaralı ve korkmuş Mizushima'yı dokunaklı bir Venedik Film Festivali Kon
Ichikawa (OCIC Ödülü—Onur
yolculuk beklemektedir. Köylülerin yardımıyla yeniden Inouye'nin yanına gitmeye
Mansiyonu) (Altın Aslan adaylığı)
çalışır ama bu sırada daha önemli bir amaç için uğraşması gerektiğini fark eder.
Budist rahip kılığında, Güneydoğu Asya'nın dört bir yanına saçılmış ve bir cenaze
töreninden ya da ailelerine gönderilecek son bir mesajdan bile yoksun savaş mağ
duru cesetleri gömmeye koyulur. Yas tutmanın bir gereksinim olduğunun ama ay
nı zamanda da barışın karşılıklı özen ve kişisel sadakat üzerine kurulacağının ayrı
mına varır ve böylelikle ihtiyaç olan her yerde elinden gelen yardımı yapmak üze
re eski yaşamından vazgeçer. Yolu sonradan birkaç kez Inouye'yle kesişir; ama so
nuçta ona, ister masum ister suçlu, ister iyi ister kötü olsun, tüm ölülere karşı yeri
ne getirmesi gereken bir görev olduğunu, çünkü geleceğin onların sırtında yükse
leceğini açıklar.
Ürpertici bir senaryonun üzerine sıcak bir duyarlılık ekleyen Biruma no tatego-
to, soyluluk ve iyi yüreklilikle ilgili tüm değerleri içinde barındırıyor. Filmde Bur-
ma'nın kendisi de edilgen bir yardımcı oyuncu haline geliyor; ama dogmalardan
ya da propagandacı itkilerden arınmış biçimde sunulan manevi yenilenme fikri, Ic-
hikawa'mn bu başyapıtında 2. Dünya Savaşı'nın dehşetine hüzünlü ama hoş bir
nokta koyuyor. GC-Q
ABD (Universal)
WRITTEN ON THE WIND (1956)
99dk, Technicolor Aşk Rüzgarları
Yönetmen: Douglas Sirk
Yapımcı: Albert Zugsmith
Sarhoş ve öfkeli Robert Stack, bir içki şişesini duvara fırlatır. Yatak odasının
Senaryo: George Zuckerman,
Robert Wilder'in romanından penceresinden bakan Lauren Bacall bayılır. Ateşlenen silahlar, ölüm, gözyaşı. Ve
Görüntü Yönetmeni: Russell fonda bir erkekler korosu şarkıya başlar: "Our night o f stolen bliss was w ritten on
Metty the w ind" (Çalıntı mutlululuğu yaşadığımız o gece, rüzgara yazıldı). Daha ilk anla
Müzik: Frank Skinner, Victor rından itibaren bu filmin, elektrikli, yoğunlaştırılmış, güçlü bir şiirselliğe sahip üslu
Young buyla diğerlerinin tüm ünü birden kapsayan bir Hollywood melodramı olduğu an
Oyuncular: Rock Hudson, Lauren laşılır. Aşk Rüzgarları, seks, güç ve para arasındaki çarpık ve ölümcül ilişkileri konu
Bacall, Robert Stack, Dorothy
alır. Karakterler, birbirlerinin karşıtı olarak saptanmıştır; iyiyle kötü karşı karşıya ge
Malone, Robert Keith, Grant
Williams, Robert J. Wilke, Edward lir ama sonuçta herkes, olayların yakışıksız gidişatı içerisinde karmaşık ve çelişkili
Platt, Harry Shannon, John Larch, bir konum edinir, içki ve sigara içen, caz seven, petrol kuyusu kulelerinde erkekle
Joseph Granby, Roy Glenn, Sam, ri ayartan ve babasının merdivenlerden aşağı yuvarlanmasına yol açan, özünde kö
Maldle Norman, William Schaliert,
tü bir genç kız rolünde olağanüstü Dorothy Malone'un oyunculuğu özellikle heye
Joanne Jordan
can verici.
Oscar: Dorothy Malone (yardımcı
kadın oyuncu) Çok az film tutku, ciddiyet ve zeka dolu bir melodram olan Aşk Rüzgarları gi
Oscar adaylıkları: Robert Stack bi aynı anda hem duygu hem de mantıkla örülmüştür. Yönetmen Douglas Sirk, bir
(yardımcı erkek oyuncu), Victor zamanlar gerek aydınlar gerekse sanattan anlamayanlar tarafından "kadınlara yö
Young, Sammy Cahn (film şarkısı)
nelik ağlamaklı işler" olarak görülüp es geçilen filmlerde uzmanlaştı. Bu filmler ni
hayet 1970'lerin başlarında dünya çapındaki festivallerde yeniden keşfedildiğinde,
onun yapıtlarındaki cüretkarlık ve su katılmamış yıkıcılık ilk kez takdir gördü. AM
THE MAN WHO KNEW TOO MUCH (1956) A B D (Paramount)
Çok Şey Bilen Adam 120dk, Technicolor
Yönetmen: Alfred Hitchcock
Yapımcı: Herbert Coleman
Hitchcock'un kendi filmlerinden birini yeniden çevirdiği tek örnek olan Çok
Senaryo: Charles Bennett, D.B.
Şey Bilen Adam, yönetmenin ABD'de gerçekleştirdiği filmlerin İngiltere'de çektik Wyndham-Lewis, John Michael
lerine üstünlüğü meselesini gündeme getirir. 1934'te çekilen ilk versiyon zekice Hayes
kotarılmış olsa da yeniden çevrim, daha gösterişli ve usta işidir ve Hitchcock'un en Görüntü Yönetmeni: Robert
etkileyici sahnelerinden bazılarını içerir. James Stewart, ailesiyle beraber Fas'ta ta Burks
til yapan ve rastlantı sonucu yakın gelecekte düzenlenecek siyasi bir suikasttan ha Müzik: Bernard Herrmann
berdar olan Amerikalı bir doktoru canlandırıyor. Tanıştıkları cana yakın Ingiliz çift Oyuncular: James Stewart, Doris
Day, Brenda De Banzle, Bernard
aslında suikastta parmağı olan iki casustur ve Stewart'in dilini tutmasını garantile
Miles, Ralph Truman, Daniel Gelin,
mek için oğlunu kaçırırlar. Dolayısıyla onun, oğlunu tehlikeye atmadan cinayeti en Mogens Wleth, Alan Mowbray,
gellemesi gerekir. Çoğu Hitchcock filminde olduğu gibi ortalıkta dönen uluslarara Hillary Brooke, Christopher Olsen,
sı entrika, kahramanın uzun ve maceralı yolculuğundan daha az önem taşır. Karı Reggie Nalder, Richard Wattis, Noel
Wlllman, Alix Talton, Yves Bralnville
sının (Doris Day) potansiyelini hafife alan Stewart gerçekten de “ çok şey bilmekte
Oscar: Jay Livingston, Ray Evans
dir." Film Albert Hall konser salonunda geçen, Hitchcock'un en unutulmazları ara
(film şarkısı)
sında yer alan sahneyle doruğa ulaşır. Filmde orkestrayı yönetirken gördüğümüz
Bernard Herrmann'ın müziği, ünlü bestecinin en iyi eserleri arasındadır. BP
Senaryo: Daniel Malnwarlng mal olmayan "normal hayat"ın ürkütücü betimlemesiyle fazlasıyla telafi edilir. Kim
Jack Finney'in The Body Snatchers Newman'ın yazdığı gibi, "Film korku unsurunu, plastik pençeler, anime edilmiş di
isimli romanından nozorlar ve öldürücü ışınlar yerine çimleri biçen bir amcada, yol kenarındaki terk
Görüntü Yönetmeni: Ellsworth edilmiş bir zerzevatçı dükkanında, sürekli müşterilerinin gelmediği boş bir barda,
Fredericks
bebeğinin oyun kafesine istilacı tohumları yerleştiren bir annede ya da bir cumar
Müzik: Carmen Dragon
tesi sabahı saat 7.45'te şehir meydanında belirli bir amaç için toplanan kalabalık
Oyuncular: Kevin McCarthy, Dana
Wynter, Larry Gates, King ta buluyor."
Donovan, Carolyn Jones, Jean Dr. Miles Bennell (Kevin McCarthy), bir tıp kongresinden Kaliforniya eyaletin
Wllles, Ralph Dumke, Virginia
deki küçük bir şehir olan Santa Mlra'dakl evine döndüğünde, hastalarından bazı
Christine, Tom Fadden, Kenneth
Patterson, Guy Way, Eileen larının, görünüşte çok iyi olan akrabalarının, aslında başka bir kişiliğe sahip olduğu
Stevens, Beatrice Maude, Jean yönündeki tuhaf şikayetleriyle karşılaşır, ilk başta duruma kuşkuyla yaklaşan Miles,
Andren, Bobby Clark
arkadaşlarıyla beraber barbekü yaparken içlerinde, kabarcıklı bir sıvı ve biri tıpkı
kendisine benzeyen iki tamamlanmamış insan kopyası bulunan iki dev tohum bu
lunca ikna olur. Garip bir uzaylı istilasının gerçekleşmekte olduğunu düşünen Mi
les ve sevgilisi Becky (Dana Wynter), tüm şehir, kozaların insanlıktan çıkaran etki
sine teslim olurken, kaçıp kurtulmaya çalışırlar.
Potansiyel komünist tehdidiyle ilgili
sinematik bir kabus mu yoksa bilimkur
gunun koruyucu şemsiyesi altına girmiş
McCarthycilik karşıtı bir "mesaj" filmi
mi? Beden Yiyenlerin İstilası her İki yoru
mu da destekleyecek kanıtlar barındırı
yor. Ayrıca film in kötümserliğini açıkça
ortaya koyan finalde, Miles'ın bir otoyo
la çıkarak kameraya doğru "Sıradaki
sensin!" diye bağırmasıysa, İnsana aklın
da gece yanında yatanın aslında kim ol
duğu sorusunu uyandırıyor. SJS
THE WRONG MAN (1956) ABD (First National, Warner Bros.)
Lekeli Adam 105dk, SB
Yönetmen: Alfred Hitchcock
Yapımcı: Herbert Coleman, Alfred
Lekeli Adam, Hitchcock'un çektiği en iç karartıcı filmlerden biri. Henry Fonda, Hitchcock
yanlışlıkla, bir sigorta şirketini soyan kişi olarak teşhis edilen caz müzisyeni Manny Senaryo: Angus MacPhail,
Balestrero'yu canlandırıyor. Balestrero'nun kefaletle tahliye edilmesine rağmen, Maxwell Anderson
bu olayın yarattığı endişe ve utanç, karısı Rosa'yı (Vera Miles) etkilemeye başlar. Maxwell Anderson'm The True
Story o f Christopher Emmanuel
Birlikte Manny'nin suçun işlendiği sırada başka bir yerde olduğunu kanıtlayacak in
Balestrero isimli romanından
sanları bulmaya çalışırlar ama başarısız olurlar. Rose davadan önce bir sinir krizi ge Görüntü Yönetmeni: Robert
çirir ve akıl hastanesine kapatılır. Sonunda, şans eseri, gerçek soyguncu ortaya çı Burks
kar; ama bu, kadının ruhsal durumunda pek bir değişiklik yaratmaz. Müzik: Bernard Herrmann
Neredeyse belgesel tarzı bir gerçekçilikle siyah-beyaz çekilen Lekeli Adam, biz Oyuncular: Henry Fonda, Vera
Miles, Anthony Quayle, Harold
zat Hitchcock'un kısa bir öndeyişte ifade ettiğine göre, gerçek bir öyküye dayanır.
Stone, John Heldabrand, Doreen
Bu film, Hitchcock'un değişmez temalarından birini, işlemediği bir suçla İtham edi Lang, Norma Connolly, Lola
len bir adamın öyküsünü (Hitchcock'un 1959 yapımı filmi North By Northvvest- D'Annunzio, Robert Essen, Dayton
Lummls, Charles Cooper, Esther
Gizli Teşkilat'ta da benzer bir durum vardır) ele alır. Yönetmen suçlama ve mah
Mlndotti, Laurinda Barrett,
kum etme süreçlerinin masum bir insanı bile nasıl da kolaylıkla suçlu pozisyonuna Nehemlah Persoff, Kippy Campbell
düşürdüğünü mükemmel biçimde aktarır. Öznel kamera tekniğinin ustalıkla kulla
nıldığı bir sekansta, Manny'yi, fişlenmenin, aranmanın, parmak izinin alınmasının
getirdiği aşağılanma duygusunu yaşarken görürüz; parmaklarındaki mürekkep
sanki suçlu olduğunun doğrulanmasıymış gibi görünür. EB
Görüntü Yönetmeni: Paul Vogel Prensesi Grace olmak üzere Hollywood'u terk etmeden önceki son rolüne çıkan Grace
Müzik: Saul Chaplin, Cole Porter Kelly'nin güzelliğiyle buluşturuyor.
Oyuncular: Bing Crosby, Grace Soğuk ve şımarık Tracy (Kelly), silik ama güvenilir aşığı GeorgeTa (John Lund) ev
Kelly, Frank Sinatra, Celeste Holm, lenmek üzeredir. Ne var ki düğün arifesinde, eski kocası Dexter (Crosby) bu evliliğe en
John Lund, Louis Calhern, Sidney
gel olmak için çıkagelir. Yılın olayının arkasında dönen dolapları haber yapmak üzere
Blackmer, Louis Armstrong,
Margalo Gillmore gazeteciler Liz (Celeste Holm) ve Mike (Sinatra) oradadır ve caz devi Armstrong da
Oscar adaylıkları: Edward (kendisini oynâr) bir çeşit Yunan korosunu yöneterek, izleyicilerin Dexter ve Tracy'nin
Bernds, Elwood Ullman (senaryo)*, karmaşık ilişkilerinin hızına ayak uydurmasını sağlar.
Johnny Green, Saul Chaplin
1940'larda ve 50'li yılların başlarında bir furya olan, özenli şarkı ve dans gösterile
(müzik), Cole Porter (film şarkısı)
riyle süslenmiş müzikallerin izinden giden yönetmen Charles Walters, dokuz Cole Por
* Academy üyelerinin Bernds ve
Ullman'in High Society filmiyle Sol ter şarkısı yorumunu filmin akışı içerisine başarıyla yedirir ve şarkıların filmi ele geçirme
Siegel'ın yapımını karıştırdıkları sine izin vermez. Armstrong, “High Society"yi seslendirirken, Sinatra ve Holm artık kla
ortaya çıkınca ödül geri alındı. sikleşmiş "Who Wants to be a Millionaire?"! coşkuyla söyler. Hafif, sabun köpüğü gibi
ve daima zevkle seyredilecek bir müzikal komedi. JB
di lehine çevirir. Martin Balsam'ın kendine güveni olmayan jüri başkanı tiplemesin
Oscar adaylıkları: Flenry Fonda,
Reginald Rose (film), Sidney Lumet
den, Lee J.Cobb'un kavgacı ve sivri dilli üç numaralı jüri üyesi tiplemesine kadar
(yönetmen), Reginald Rose
her çeşit olağanüstü karakter oyunculuğunun ve grup dinamiğinin sergilendiği bu (senaryo)
vitrinde, her oyuncu üstüne düşeni en iyi şekilde yerine getirir, ilginçtir ki oyuncu Uluslararası Berlin Film
lardan iki tanesi, yaşlı ve sağgörülü dokuz numaralı jüri üyesi Joseph Svveeney'le Festivali: Sidney Lumet (Altın Ayı),
zihni metodlk çalışan 11 numaralı jüri üyesi George Voskovlc, orijinal televizyon ya Sidney Lumet (OCIC Ödülü)
pımında da yer almıştır. Filmde sınıfsal ve etnik önyargılar, kişisel varsayımlar ve ki
şilik özellikleri, bu muazzam karar mücadelesinde ortaya dökülür. AE
İsveç (Svensk) DET SJUNDE INSEGLET (1957)
96dk, SB Yedinci Mühür
Dili: İsveççe
Yönetmen: Ingmar Bergman
Siyah pelerinli, bembeyaz suratlı Azrail'in (Bengt Ekerot) sahilde bezgin düş
Yapımcı: Allan Ekelund
müş, sürekli sorular soran bir şövalyeyle (Max von Sydow) satranç oynadığı sahne,
Senaryo: Ingmar Bergman
Ingmar Bergman'in Trâmâlning tıpkı Empire State binasının tepesindeki King Kong, Humphrey Bogart'ın Ingrid
isimli oyunundan Bergman'ı hava alanında reddetmesi, Janet Leigh'in duşta bıçaklanması ya da ka
Görüntü Yönetmeni: Gunnar meranın önünden geçen dev uzay gemisi gibi, sinema izleyicilerinin toplu belleğin
Fischer
de yer etmiştir. İsveç sanatsal sinemasının ürünü olan Yedinci Mühür'dekı bu sah
Müzik: Erik Nordgren
ne, Hollywood duraklama dönemindeyken ortaya çıkan yeni sinema türlerinin ta
Oyuncular: Gunnar Björnstrand,
şıdığı büyük önemin, heyecanın ve etkinin somut bir örneği: Yoksa Roger Cor-
Bengt Ekerot, Nils Poppe, Max von
Sydow, Bibi Andersson, inga Gill, man'ın Masque o f the Red Deaf/ı'lnden (Kızıl Ölümün Maskesi, 1964) W oody Al-
Maud Hansson, İnga Landgre, len'ın Love and Death'me (Aşk ve Ölüm), John McTiernan'ın Last Action He-
Gunnel Lindblom, Bertil Anderberg,
ro'sundan (Son Kahraman, 1993) Peter Hewltt'ln Bill & Ted's Bogus Journey'me
Anders Ek, Âke Fridell, Gunnar
Olsson, Erik Strandmark (Bill'le Ted Yaşlanıyor, 1991) kadar pek çok filmde görülen parodi ya da gönder
Cannes Film Festivali: Ingmar meleri nasıl açıklayabiliriz?
Bergman, "Kanal" adlı filmle Bu sahne pek çok kez parodileştirildi ve ne yazık ki popüler imgelemde tüm
paylaştı (Özel Jüri Ödülü)
filmi temsil eder hale geldi. Yazar-yönetmen Ingmar Bergman'in, ağırlık ve sanat-
sallığın arketipi olmaya aday bir film yapmaya koyularak, aşırı bir ciddiyete soyun
duğu yönünde haksız bir kanı söz konusu. Oysa Yedinci M ühür, çok neşeli, çoğu
kez de komik bir film; Bergman'in Akira Kurosawa'nin samuray filmlerine olan be
ğenisinin ilham verdiği bir ortaçağ masalı ve karmaşık düşünsel sancıları sorgula
ma kaygısı kadar, basit zevkleri yüceltme kaygısı da taşıyor.
Artık ceset soyarak geçimini sağlayan sahtekar bir adamın başlattığı kanlı
Haçlı Seferl'nden on yılın ardından sonra dönen Antonius Block (Sydow), Tanrı'ya
olan inancının, insanoğlunun kökünü kazıması gereken bir hastalık olduğunu his
setmektedir. Block, yardımcısı olduğu kadar fikir alışverişi partneri de olan silahta
İngilizce adı: The Seventh Seal rıyla (Gunnar Björnstrand) beraber, vebadan ölmüş bir insan cesedi formunda
*w « îl
ölümle karşılaşır ve daha sonra bizzat Azrail'in kendisiyle tanışır. Film boyunca Az
rail'le şövalye arasında oynanan satranç oyununun ucunda, sadece şövalyenin ya
şamı değil aynı zamanda Tanrı, din ve insanlıkla ilgili duyguları da vardır. Sonuçta
umut, Block'un ölüm dansına kendi iradesiyle katılarak vebadan kurtardığı alterna
tif bir Kutsal Aile'den gelir (neşeli bir jonglör (Nils Poppe), onun hayat dolu karısı
(Gunnel Lindblom) ve onların masum, sevimli çocuğu).
Tanrı ve yokluk hakkındaki merakı yüzünden sürekli olarak düşünsel sancılar
içinde olan şövalye (Şeytan'ın Tanrı hakkında ne bildiğini sormak için cadı olduğu
iddia edilen ve yakılmak üzere olan bir kadını bile ziyaret eder), Bergman'ın bir ya
nını temsil ediyorsa, somut düşünen karısı tarafından.nazikçe eleştirilen ("Sen ve
senin hayallerin ve senin kuruntuların,'') basit gösteri dünyası adamı da diğer yanı
nı temsil eder; adam, kefareti dürüstçe çalışmakta arar ve masum gösterisi Kilise
onaylı korkunç bir kamçılama ve işkence manzarasının gölgesinde kalınca dehşe
te düşer. Bergman, insani kötülüklere, özellikle din kisvesi altında yapılanlara kar
şı sürekli bir öfke duyar ve bunlar karşısında kederlenir ama film aynı zamanda fi
ziksel ve tinsel aşkı, ortak sanatsal anlatım biçimlerini, yemeyi, içmeyi ve doğal gü
zelliği de yüceltir. KN
ABD (Fox)
AN AFFAIR TO REMEMBER (1957)
119dk, DeLuxe Unutulmayan Aşk
Yönetmen: Leo McCarey
Yapımcı: Leo McCarey, Jerry Wald
Senaryo: Leo McCarey, Mildred "Sevgilim, sen resim yapabiliyorsan ben de yeniden yürüyebilirim!" Cary
Cram, Delmer Daves, Donald Grant'le Deborah Kerr'in Unutulmayan Aşk'takl cefalı ilişkisi yıllar boyunca nere
Ogden Stewart
deyse tapınma derecesinde yüceltildi. Daha sonra 1993 yapımı, İdeal olarak bol
Görüntü Yönetmeni: Milton R.
Krasner bol çikolata ve bir kutu mendil eşliğinde izlenmesi gereken benzeri bir film (5/eep-
Müzik: Hugo Friedhofer, Harry less in Seattle-Sevginin Bağladıkları), Unutulmayan Aşk'ın pabucunu dama attı.
Warren Film (Irene Dunne ve Charles Boyer'ln başrolleri paylaştığı, 1939 yapımı, komedi-
Oyuncular: Cary Grant, Deborah dram Love A ffair'ın yeniden çevrimiydi), yapımcı-yazar-yönetmen Leo McCa-
Kerr, Richard Denning, Neva
Patterson, Cathleen Nesbitt, Robert rey'nln blrbiriyle rekabet halindeki iki yanını yansıtır. Yıldızının en parlak olduğu
Q. Lewis, Charles Watts, Fortunlo günlerde bu komedi dehası, Laurel'i Hardy'yle bir araya getirmiş, Duck Soup'ta
Bonanova, George Winslow (Ördek Çorbası) Marx Kardeşleri yönetmiş ve 1930'larda Grant'I yönettiği screw-
Oscar adaylıkları: Milton R.
ball klasiği TheA w fuI Truthla (Korkunç Gerçek) ilk Oscar'ını kazanmıştı. Ne var ki
Krasner (görüntü yönetmeni),
Charles Le Malre (kostüm), Hugo McCarey aynı zamanda 40'larda çok rağbet gören Going M y W a /d e (Yoluma Gi
Friedhofer (müzik), Harry Warren, derken; bu filmle En iyi Film, Yönetmen ve Yazar kategorilerinde Akademi Ödülü
Harold Adamson, Leo McCarey
kazandı) sergilediği bir aşırı duygusallığa da sahipti.
(film şarkısı)
Grant'in canlandırdığı, başarısız bir ressam olan espri
li ve çapkın Nlckle Ferrante'yle Kerr'in sakıngan gece kulü
bü şarkıcısı Terry McKay (vokallerini, The King and l-Kral
ve Ben'de de Kerr'i seslendiren başarılı stüdyo şarkıcısı
Mamie Nixon seslendirmişti), lüks bir gemi yolculuğu sıra
sında tanışıp (nitelikli bir mizah söz konusudur) birbirleri
nin cazibesine kapılırlar. Ne yazık ki ikisi de başka ilişkilerin
boyunduruğu altındadır. Romantik bir anlaşma yaparlar.
Altı ay sonra eğer bu ilişkileri bitirip işlerini yoluna koyabi
lirlerse, Empire State binasının tepesinde buluşacak ve on
dan sonra birlikte sonsuza dek mutlu yaşayacaklardır. Za
man gelip çattığında, artık değişmiş olan Grant resim fır
çalarını bir kenara bırakır ve gökdelene doğru mutlulukla
yola koyulur ama heyecanla ona doğru koşan Kerr'e o sı
rada bir araba çarpar.
Bunun ardından yaşananlar, cep telefonlu bir kuşa
ğın pek anlam veremeyeceği türdendir; ama ekildiğini dü
şünen Grant, durumunu ona anlatamayacak kadar gurur
lu olan Kerr'in cesaretle felcin üstesinden gelmeye çalıştı
ğından habersiz, keskin bir kinizm içine gömülür. Filmin
yürek burkucu ikinci yarısında, izleyici, başarılı bir biçimde
uzatılan "bir araya gelecekler mİ gelemeyecekler mİ" ıstı
rabı içinde kıvrandırılırken, komedi unsuru terk edilir.
McCarey şarkılarla durumu daha da vahim hale getirir
ama Kerr'in fazlasıyla sevimli çocuklardan oluşan bir koro
ya liderlik etmesi bile yeniden buluşmayı, gerçeklerin açı
ğa çıkmasını, yani büyük finali bozamaz. AE
SMULTRONSTÂLLET (1957) İsveç (Svensk)
Yaban Çilekleri 91dk, SB
Dili: İsveççe / Latince
Ingmar Bergman'ın başyapıtları içinde belki de en sıcağı olan Yaban Çilekle Yönetmen: Ingmar Bergman
ri, yaşlı profesör (Victor Sjöström) Isak Borg'un (ismi İsveççe'de aşağı yukarı "buz
Yapımcı: Allan Ekelund
Senaryo: Ingmar Bergman
dan kale" gibi bir anlama geliyor) çıktığı coğrafi ve tinsel yolculuğu anlatır. Borg,
Görüntü Yönetmeni: Gunnar
fahri doktora ünvanı almak üzere gelini Marlanne'le (Ingrid Thulln) beraber, oto
Fischer
mobille Stockholm'den Lund Üniversltesl'ne gider. Yolda, kendisine hem İsmen
Müzik: Erik Nordgren
hem de yapı itibariyle hayatının aşkını anımsatan yaşam dolu Sara'nın da (Bibi An- Oyuncular: Victor Sjöström, Bibi
dersson) aralarında olduğu üç genç otostopçuyu ve orta yaşlı bir çifti arabasına Andersson, Ingrid Thulin, Gunnar
alır. Marianne'in terk etmeyi düşündüğü, insanların arasına karışmaktan hoşlan Björnstrand, Julian Kindahl, Folke
Sundquist, Björn Bjelfvenstam,
mayan alaycı oğlu Evald'la (Gunnar Björnstrand) nihayet İçten bir konuşma yap
Naima Wifstrand, Gunnel
maya çalışmadan önce, artık çok yaşlanmış olan annesini ziyaret eder. Borg'un Broström, Gertrud Fridh, Sif Ruud,
Evald'la yaptığı konuşma can alıcı bir öneme sahiptir; sırf oğlunun evliliğini kurta Gunnar Sjöberg, Max von Sydow,
rabileceği için değil, profesörün yolculuğunun onu belirli bir kendini tanıma düze Âke Fridell, Yngve Nordwall
yine getirdiğini gösterdiği İçin de. Borg, kendi ölümlülüğünün yanı sıra, duyguları Oscar adaylıkları: Ingmar
Bergman (en iyi senaryo)
nı dile getirme konusundaki ketumluğunun da (ailesinden miras aldığı, yaşamın
Uluslararası Berlin Film
düş kırıklıkları ve İşine olan düşkünlüğüyle pekişen) farkına varır. Bilmeden bunu
Festivali: Victor Sjöström
bir virüs gibi Evald'a da bulaştırmıştır. (FIPRESCI Ödülü), Ingmar Bergman
Bergman'ın yaşamdan bir günü (ya da daha ziyade bir gün içerisinde bir ya (Altın Ayı)
şamı, çarpıcı anıları yeniden canlandıran bir günlük uzun bir yolculuğu) anlattığı Venedik Film Festivali: Ingmar
Bergman (İtalyan Film Eleştirmenleri
öykünün en güçlü yanı, Borg'un hayatındaki nesnel ve öznel gerçeklikleri birleşti
Ödülü)
rirken takındığı kendinden emin tavrıdır, içsel ve dışsal ayrıntılar yaşlı adamın üze
rine gitgide daha fazla ışık tutar. Onu kavrayışımızı (ve onun kendini kavrayışını)
aydınlatan şey sadece düşleri ve anıları değil aynı zamanda muhtelif karşılaşmala
rı ve diyalogları. Marianne, nazik ve sevecen olmasına rağmen Borg'un başarısız
lıklarını ima ederken oldukça açık ve net. Sara ona tutkulu gençlik günlerini anım
İngilizce adı: Wild Strawberries
satıyor. Tartışma yaşayan çift, hem onun kendi huysuzluğunu hem de Marianne'in
Evald'la yaşayabileceği geleceği akla
getiriyor.
Borg'un kendisiyle ilgili şeylerin bi
lincine varması çevresindekileri de etki
liyor ve Yaban Çileklerin in mucizesi,
Bergman'ın varılan bu sonucu aşırı
duygusallıkla kesinlikle zedelememesi.
Bergman'dan önce İsveç'in en büyük
yönetmeni olan Sjöström, ışık saçmak
la birlikte, kendini sevdirme çabasın
dan cesur bir biçimde uzak duran
oyunculuğuyla filmi taçlandırıyor. Defa
larca taklit edilmiş bu olağanüstü film,
duygusal açıdan, baş kahramanın yol
culuğuyla tamamen uyumlu bir dürüst
lüğe sahip. GA
İtalya / Fransa (De Laurentiis,
LE NOTTI Dİ CABIRIA (1957)
Marceau) Cabiria'nın Geceleri
110dk, SB
Dili: İtalyanca Federico Fellini'nin 1957 tarihli bu klasiğine adını veren kahramanı, yönetme
Yönetmen: Federico Fellini nin eşi Giulietta Masina canlandırır; Masina, çizdiği naif fahişe portresiyle, Can-
Senaryo: Federico Fellini, Ennio nes'da En İyi Kadın Oyuncu ödülünü bileğinin hakkıyla kazanmıştır. Mesleğinden
Flaiano, Tullio Pinelli, Pier Paolo
Pasolini utanan hassas Cabiria, umutsuzca, kendisini bu alemden çekip çıkaracak zengin
Oyuncular: Giulietta Masina, bir erkek aramaktadır ama kalbinin derinlerinde esas aradığı ölümsüz bir aşktır.
François Perier, Amedeo Nazzari, Filmin galası yapıldıktan sonra, İçinde din adamı sınıfından olmayan merha
Aldo Silvani, Franca Marzi, Dorian metli bir adamın elinde torbasıyla yoksullara yemek dağıtmasının geçtiği bir bö
Gray, Mario Passante, Pina
lüm, Katolik Kllisesi'nln karşı çıkması sonucu kesilmişti. Anlaşılan kiliseye göre, İç
Gualandri, Polidor, Ennio Girolami,
Christian Tassou, Jean Mollier, ten gelen cömertlik sadece din adamlarına ait bir özellikti ama neyse ki bu bölüm
Riccardo Fellini, Maria Luisa sonunda tekrar filme eklendi. Aslında iyi yüreklilik meselesi, Fellini'nin, maddeci
Rolando, Amedeo Girardi görünümünün altında sadece, mutlu olmayı isteyen Cabiria'nın öyküsünü anlattı
Oscar: İtalya (yabancı film) ğı bu filminde en can alıcı meseledir. Altın kalpli Cabiria, sonuçta bir fahişe olsa da
Cannes Film Festivali Giulietta güzel bir mambo ya da bir sokak panayırı dalma onun hüznünü dağıtmaya yeter.
Masina (kadın oyuncu), Federico
Fellini (OCIC Ödülü— mansiyon) Cabiria içindeki İyiliği dört bir yana saçmadan edemez ama bu durum genel
de onun için ya düş kırıklığı ya da daha kötüsü, aşağılanmayla sonuçlanır. Şans
eseri, içindeki arzuları su yüzüne çıkaran bir karnaval hipnotizmacısıyla (Aldo Silva
ni) karşılaştığı bölüm oldukça etkileyici ama daha iyi bir yaşama yönelik düş ve fan
İngilizce adı: The Nights o f Cabina
tezilerinin gerçeğe dönüşebilir olduğu umudunun altını çizdiği için biraz da zalim-
cedir. Çapkın film yıldızının (Alberto Lazzari) ilgisi, Cabi-
ria'nın kalbım yine sahte umutlarla doldurur Cabiria'nın
düşleri asla gerçek olmaz ve çoğu kez masumiyetinin ta
lan edilmesiyle sonuçlanır. Yine de Fellini, Cabiria'nın öy
küsünü, zahmetsizce acıma duygusu yaratmak İçin sö
mürmez. O, mücadele eden ve her seferinde yeni ve da
ha iyi bir yaşama doğru yürüyüşüne en baştan başlayan
güçlü, gururlu bir kadındır. Cabiria'nın Geceleri, Felll-
ni'nln La Dölce Vita'sı (Tatlı Hayat, 1960) gibi en alt top
lumsal sınıfa ait olanların perspektifinden anlatılır; bu ta
raftan diğer tarafa doğru atılan bir anlık bir bakış, önce
iyimser bir mutlulukla kaplanır ama sonuçta hüznün de
rinliklerine saplanır. JKI
KUMONOSU JO (1957)
Japonya (Toho) 105dk, SB
Kanlı Taht Dili: Japonca
Yönetmen: Akira Kurosawa
Yapımcı: Akira Kurosawa, Sojiro
Akira Kurosavva'rıın usta işi, biçimsel olarak konuya çok uygun ve neredeyse bire
Motoki
bir denilebilecek Macbeth uyarlaması, birçok kişi tarafından Shakespeare'in oyununun Senaryo: Shinobu Hashimoto,
en nefes kesici sinema versiyonlarından biri olarak kabul edilir. Olay örgüsü ve psikolo Ryuzo Kikushima, Akira Kurosawa,
ji, feodal Japonya'ya başarıyla aktarılmıştır. Filmde, samuray kökenli cesur asker Gene Hideo Oguni
William Shakespeare'in Macbeth
ral Washizu (Toshiro Mifune) ve şeytani karısı Leydi Asaji (Isuzu Yamada) amansız bir
isimli oyunundan
hırsın esiri olurlar ve bir cadının kehanetinden etkilenerek imparatorlarını öldürür, hü
Görüntü Yönetmeni: Asakazu
kümdarlığı ele geçirir ve asla kurtulamadıkları bir kan, paranoya, çılgınlık ve yıkım fırtı Nakai
nasıyla sona doğru sürüklenirler. Müzik: Masaru Satö
Muhteşem Mifune (Kurosavva'nın en gözde başrol oyuncusu; en az Martin Scor- Oyuncular: Toshirö Mifune, Isuzu
sese'nin Robert De Niro'yla olan işbirliği kadar dikkate değer bir süre boyunca, 16'yı Yamada, Takashi Shimura, Akira
Kubo, Hiroshi Tachikawa, Minoru
aşkın filmde birlikte çalıştılar) buradaki oyunculuğuyla, Japonya'nın en seçkin uluslara
Chiaki, Takamaru Sasaki, Kokuten
rası yıldızı olarak ününü daha da pekiştirdi. Yağmur gibi yağan oklarla mıhlandığı, ola Kodo, Kichijiro Ueda, Eiko Miyoshi,
ğanüstü başarıyla canlandırılan ölüm sahnesi, dünya sinemasının simgesel hale gelen Chieko Naniwa, Nakajiro Tomita,
en önemli görüntülerinden biridir. No tiyatrosu, geleneksel Japon savaş sanatı ve tarih Yu Fujiki, Sachio Sakai, Shin Otomo
sel gerçekçilik unsurlarıyla iyiyle kötünün doğasına ilişkin çağdaş düşünce tarzı bu film Venedik Film Festivali Akira
Kurosawa (Altın Aslan adaylığı)
de, ormandaki ve kaledeki uğursuz ve büyülü kehanetlerin kuşatılmış ve sislerle örtülü
dünyasında (Fuji Dağı'nın tepelerinde geçer; kale, yakınlarda üslenmiş olan ABD Deniz İngilizce adı: Throne o f Blood
taburunun yardımlarıyla inşa edilmiştir) eriyerek birbirine karışır. AE
Müzik: Gerald Fried adamlarına intihar sayılabilecek bir biçimde Alman mevzilerine taarruz emri verir; birli
Oyuncular: Kirk Douglas, Ralph ğin neredeyse tamamı yok edildikten sonra hayatta kalan birkaç asker geri döndükle
Meeker, Adolphe Menjou, George rinde, birlik korkaklıkla suçlanır ve aralarından gelişigüzel seçilen üç piyade mahkeme
Macready, Wayne Morris, Richard
ye çıkarılır. Kendini mesleğine adamış olan Albay Dax (Kirk Douglas), adamlarını savu
Anderson, Joe Turkel, Christiane
Kubrick, Jerry Hausner, Peter nur ama mahkeme üç sıradan, masum askerin (kesinlikle hayal edilebilecek en cesur
Capell, Emile Meyer, Bert Freed, askerler) kurşuna dizilmesine karar verir. Mükemmel oyunculukların sergilendiği, acı
Kern Dibbs, Timothy Carey, Fred masız ve zekice bir film olması açısından Zafer Yolları en iyi türden bir savaş filmi: izle
Bell
yiciyi öfkelendiriyor. Aynı zamanda, idamlardan sonra, bir oda dolusu alaycı askerin
tutsak alınmış bir Alman kızını (Susanne Chirstian, daha sonra Chirstiane Kubrick oldu)
kendilerine şarkı söyleyerek onları eğlendirmeye zorladığı ancak kızın duruma hiç de
uygun olmayan, içten, melankolik performansıyla sessizliğe gömüldükleri film, Kub-
rick'in tüm kariyerinde yönettiği bu en duygusal sahneyle doruğa ulaşıyor. KN
á\ f .y j
Mısır (Gabriel Talhami) BAB EL HADID (1958)
95dk, SB Merkez Garı
Dili: Arapça
Yönetmen: Youssef Chahine
Önceleri hiçbir şey yoktu. Bu bakış açısı hatalı ve aptalcaydı tabii çünkü Mı
Yapımcı: Gabriel Talhami
sır'da, Arap ülkelerinde, Afrika'da pek çok film yapılıyordu; pek çok hikaye anlatı
Senaryo: Mohamed Abu Youssef,
Abdel Hay Adlb lıyor, görüntüler bir araya getiriliyordu. Ama bu hikayelerin, görüntülerin ve film
Görüntü Yönetmeni: Alevlse lerin hiçbiri üretim yerlerinin dışında görülemiyor, hiç bilinmiyorlardı. Daha sonra
Orfanelll sömürgecilik karşıtı bir dalga oluştu, Güney'in ulusları, Nasır ve Süveyş hareketle
Müzik: Fouad El-Zahry niyordu ve aynı tarihlerde örtünmüşlüklerinin (az ya da çok) altında cinsellik taşı
Oyuncular: Farid Shawql, Hind yan güzel kadınların ve yakıcı gözleri ve sesleriyle genç erkeklerin oynadığı müzikal
Rostom, Youssef Chahine, Hassan
komediler ve aşırı duygusal dramlar da ortaya çıktı. Bunlar, hoş, egzotik ve kimi za
el Baroudl, Abdel Aziz Khalil, Nalma
Wasfy, Said Khalil, Abdel Ghanl man oldukça kayda değer filmlerdi; eğer bu filmlerden birini izleme fırsatı bulsa
Nagdi, Loutfi El Hakim, Abdel nız, biraz hoşgörüyle birlikte takdir ederdiniz.
Hamid Bodaoha, F. El Demerdache,
Said El Araby, Ahmed Abaza, Hana Daha sonra Merkez Garı karşımıza çıktı. Sanki ergenlik dönemine erişmiş si
Abdel Fattah, Safia Sarwat nema, birdenbire kendi dünyasının o güne dek bilinmeyen bir yanını ortaya çıkara
rak yeniden çocukluk günlerine dönmüştü. Bu yeni sinema, kendine ait bir form
inşa etmek üzere, Hollyvvood'tan ve İtalyan yeni gerçekçiliğinden ders almıştı. Mi
zah, bilgelik ve kederle doluydu; kentin günlük yaşamındaki çok ufak ayrıntılara
önem veriyordu; ihtiras ve arzunun ilkel güçlerini betimliyordu; klasik ve Doğu'ya
özgü ikonografiyi derinlemesine inceliyordu. Bütün bunlar fantezi ve gerçekliğin
karışımı İçerisinde sunuluyordu. Merkez Garı, canlı ve etkileyici, çizdiği portrelerde
titiz, hem tek bir bireyin yaratımı hem de Batı'nınklne çok yakın ama aynı zaman
da çok farklı laik bir kültürün cisimlendirilmesl bakımından orijinal.
Peki kimdir bunun sorumlusu? Yusuf Şahin, istek ve umutsuzlukla dolu, ufak
tefek, "çılgın" bir adam. Şahin, kendisi ve yaşam hakkındaki rahatsız edici açığa
vuruşları beyaz perdeye taşırken, çekici bir limonata satıcısına (Hind Rostom) kar
şılıksız bir aşk besleyen Kenaoui adındaki özürlü bir gazete satıcısını canlandırıyor.
Hikayenin bileşenleri basit olsa da burada betimlenen dünya hem tehlikeli hem de
karmaşık. Olayların gelişimi kentin yaşamında karanlık bir cehennem çukuru açı
yor. ilk gösterime girdiğinde, Mısırlı izleyiciler tarafından çok sert biçimde eleştiri
len Merkez Garı, 20 yıl kadar sonra yeniden keşfedildiğinde, hak ettiği gibi bir baş
yapıt olarak selamlandı. J-MF
(sosyete fahişesi) olarak yetiştirilen ufak tefek bir Parisli kızı anlattığı öyküsüne da Görüntü Yönetmeni: Joseph
Ruttenberg
yanılarak çekilen G ig i, Alan Jay Lerner ve Frederick Loewe'un hazırladığı esprili
Müzik: Frederick Loewe
müzik repertuarıyla beyazperdeye uyarlandı. Bu şarkıların en beğenilenleri arasın
Oyuncular: Leslie Caron, Maurice
da "Thank Heaven for Little Girls", "I'm Glad I'm Not Young Anymore" (ikisini de Chevalier, Louis Jourdan, Hermione
bu filmle kariyeri yeniden dirilen, salon adamı rollerinin mükemmel oyuncusu Ma Gingold, Eva Gabor, Jacques
Bergerac, Isabel Jeans, John Abbott
urice Chevalier seslendirmişti) ve eski bir kaçak ilişkiyi anımsatan eğlenceli Cheva
Oscar: Arthur Freed (film), Vincente
lier & Hermione Gingold düeti "I Remember it W ell" bulunuyordu. Minnelli (yönetmen), Alan Jay Lerner
Leslie Caron, kaçınılmaz olarak ansızın özgüvenli ve çekici bir kadına dönüş (senaryo), William A. Horning, E.
Preston Ames, Henry Grace, F.
meden önce, görgü kuralları, işvebazlık, baştan çıkarma ve mücevherlere değer
Keogh Gleason (sanat yönetmeni),
biçme konularında ders görme eziyeti çeken şen şakrak çocuk rolünde kusursuz. Joseph Ruttenberg (görüntü
Salon adamı rolünde Louis Jordan da aynı şekilde mükemmel. 19. yüzyıl sonu Pa yönetmeni), Cecil Beaton (kostüm),
Adrienne Fazan (kurgu), André
ris'i perdede hiç bu kadar güzel görünmemişti ve Cedi Beaton'ın kostümleri Ler
Previn (müzik), Frederick Loewe,
ner ve Loevve'ün M y F a ir Lady'sindeki ( B e n im G ü z e l M e le ğ im , 1964) çalışmasıyla Alan Jay Lerner (film şarkısı)
rekabet edebilecek düzeyde. G ig i daima büyüleyici. AE
(
İngilizce adı: Ashes and Diamonds
DRACULA (1958)
Britanya (Hammer)
82dk, Technicolor
Hammer Stüdyoları'nın Bram Stoker'ın ünlü romanından uyarladığı bu film,
Yönetmen: Terence Fisher
gelmiş geçmiş en muhteşem korku filmlerinden biri. Montaj masasında gelişmiş,
Yapımcı: Michael Carreras,
belirgin kontrastlar yakalamada usta keskin gözünü, uzamın mantıksal açılımın Anthony Hinds, Anthony Nelson
dan aldığı hazla birleştiren yönetmen Terence Fisher, melodramatik üslup bakımın Keys
dan dört dörtlük bir ustalık sergiliyor. Jack Asher'ın dinamik görüntü yönetmenli Senaryo: Jimmy Sangster
ği, James Bernard'ın korkutucu ve heyecan verici müziği ve bu filmdeki başarıları Bram Stoker'ın romanından
Görüntü Yönetmeni: Jack Asher
nın kariyerlerinde belirleyici rol oynadığı iki oyuncunun performansı (Peter Cus-
Müzik: James Bernard
hing'in entelektüel, zarif ve atletik Van Helsing'i ve Chrlstopher Lee'nin soğuk,
Oyuncular: Peter Cushing,
otoriter, yakışıklı Kont'u) yönetmene destek veriyor.
Christopher Lee, Michael Gough,
Hammer'ın bir önceki filmi The Curse o f Frankenstein (Frankenstein'ın Lane Melissa Stribling, Carol Marsh, Olga
ti) gibi Dracula da ilk izleyici ve eleştirmenlerine çok sarsıcı geldi ve Hammer'ın kor Dickie, John Van Eyssen, Valerie
Gaunt, Janina Faye, Barbara
kunun fiziksel yanına yaptığı vurgu, ancak 1970'lerin başlarında genel anlamda
Archer, Charles Lloyd Pack, George
kabul görmeye başladı. Dracula kendisinden önceki korku filmleri tarafından belir Merritt, George Woodbridge,
lenen sınırları cesaretle aşar. Bu durum en net biçimde Dracula'nın vahşi gözlerin George Benson, Miles Mallesôn
de, uzun ve sivri dişlerinde, kalbine kazık saplanmış vampir kadınların üzerlerinden
oluk oluk akan kanda ve vampirle kurbanları arasındaki İlişkinin kuşku götürmez
cinsel karakterinde gözlemlenir. Filmin bir yerinde Dracula, kurbanının yatak oda
sına girer ve kapıyı koridora yerleştirilmiş kameranın yüzüne kapatır, incelik açısın
dan sahnenin burada sonlandırılması gerekir ve bu beklenir; ne var ki Fisher kurgu
da doğrudan odanın içine kesme yapar ve Dracula'nın genç kadını yatağına doğ
ru itişini gösterir. Salt bu kesme bile acımasızlık, taciz ve dehşet taşır. CFu
Georges Franju'nun Les yeux sans visage'ı ( Yüzsüz Gözler) hakkında pek çok, 88dk, SB
İngilizce adı: Black Orpheus timlemesi ve gece bekçisi olarak gördüğümüz Kayıkçı Kharon'un ayaklarının üze
rinden kağıt parçalan uçuşup giderken öylece dikilmesi unutulmaz. RH
SHADOWS (1959)
Gölgeler
John Cassavetes’in 16mm'yle çekilip ardından 35mm'ye aktarılmış bu keskin ve
dokunaklı ilk uzun metrajlı filmi, Manhattan'da birlikte yaşamakta olan iki erkek ve bir
kız kardeşe odaklanıyor. Kardeşlerden en büyüğü (Hugh Hurd), üçüncü sınıf bir gece
kulübü şarkıcısı; diğer ikisi (Ben Carruthers ve Lelia Goldoni) beyaz sanılabilecek kadar
açık renkli tenlere sahipken, o, gözle görülür biçimde karaderilidir. Cassavetes uzmanı
ABD (Lion)
81 dk, SB
Ray Carney, filmin kapanışında çıkan "Az önce izlediğiniz film bir 'doğaçlama'dır" ya
Yönetmen: John Cassavetes
zısının nesnel bir tanımlamadan çok bir pazarlama taktiği olduğuna işaret etmiş olsa
Yapımcı: Seymour Cassel, Maurice
da bu, alışılmış anlamda bir senaryo olmaksızın çekilen tek Cassavetes filmidir. Aslında McEndree
Cassavetes ve Robert Alan Arthur, Gölgeler'in büyük bölümünü daha önce Cassave- Senaryo: John Cassavetes
tes'in gözetiminde yapılan bir doğaçlama atölyesine dayanarak yazmıştır. Filmin, söy Görüntü Yönetmeni: Erich
lentiye göre anlatısal bir yapıyla daha az sınırlandırılmış ilk ve daha kısa versiyonu, bilin Kollmar
diği kadarıyla kayıptı; ancak Ray Carney, 2003 yılında bu kayıp versiyonu buldu. Müzik: Shifi Hadi
Oyuncular: Ben Carruthers, Lelia
Gölgeler, aynı zamanda Cassavetes'in özünde genç insanlar üzerine odaklandığı
Goldoni, Hugh Hurd, Anthony Ray,
tek filmi; sahicilik hissini artırmak için oyuncular kendi ön adlarını kullanmışlar. Bu de Dennis Sallas, Tom Allen, David
rece bir sıcaklık, duyarlılık, incelik ve duygusal el değmemişlik, bir Amerikan filmindeki Pokitillow, Rupert Crosse, David
oyunculuklarda böylesine doğal ve güzel bir biçimde çok seyrek karşımıza çıkar. Bu Jones, Pir Marini, Victoria Vargas,
Jack Ackerman, Jacqueline Walcott,
film, Fransız Yeni Dalga akımının Serseri Aşıklar ve 400 Darbe gibi erken dönem baş
Cliff Carnell, Jay Crecco
yapıtlarıyla aynı dönemde çekilmiştir ve anlatımındaki tazelik ve özgürlükle onlarla ay
nı kefeye konulmayı hak ediyor. Film ayrıca, artık canlılığını yitirmiş olan Manhattan'ın
en hareketli döneminin bir portresini orta
ya koymasıyla, dokunaklı bir zaman kapsü
lü işlevi görüyor. Tony Ray (yönetmen Nic-
holas Ray'in oğlu), Rupert Crosse, Dennis
Sallas, Tom Ailen ve Davey Jones'un oyun
culuklarıyla Cassavetes'in daha sonraki
tüm filmlerinde oynatacağı Seymour Cas-
sel; ve yönetmenin bizzat konuk oyuncu
olarak filmde boy göstermeleri, oyuncu
kadrosuna zenginlik katıyor.
Alto saksofoncu Shafi Hadi'nin ses
lendirdiği Charles Mingus imzalı muhte
şem caz müziği, filmin duygusal tonunu
aktarmada çok önemli bir rol oynuyor.
Cassavetes'in daha başarılı filmler çektiği
düşünülebilir ama son başyapıtı olan 1984
yapımı Love Streams'le (Aşk Irmakları, kar
deşler arasındaki sıcaklığa ve duygudaşlığa
odaklanan bir başka film) birlikte el üstün
de tutulması gereken bir film bu. JRos
Hindistan (Satyajit Ray) APUR SANSAR (1959)
117dk. SB
Dili: Bengal dili A pur Sansar (Apu'nun Dünyası), Satyajit Ray'a ün kazandıran ve Hindistan si
Yönetmen: Satyajit Ray nemasını dünyaya tanıtan Apu üçlemesini tamamlayan filmdir. Artık ebeveynleri
Yapımcı: Satyajit Ray nin İkisi de ölmüş olan Apu (Soumitra Chatterjee), Kalküta'da, tren yolunun yanın
Senaryo: Satyajit Ray daki eski püskü bir kiralık odada yaşamını sürdürmekte ve yazar olarak isim yap
Bibhutibhushan Bandyopadhyay'ın
Aparajita isimli romanından maya çalışmaktadır. Arkadaşı Pulu (Swapan Mukherjee), onu kız kardeşinin Ben-
Görüntü Yönetmeni: Subrata gal'in küçük bir köyünde yapılacak düğününe davet eder. Ne var ki şenlik bozulur;
Mitra müstakbel damadın zeka özürlü olduğu ortaya çıkar. Gelin kararlaştırılan saatte
Müzik: Ravi Shankar evlenmezse, fena halde küçük düşecektir. Apu'nun şaşkınlığına ve İtirazlarına rağ
Oyuncular: Soumitra Chatterjee, men damatlık görevi zorla ona verilir ve sonunda genç gelinini alıp kentteki mez
Sharmila Tagore, Alok Chakravarty,
belesine getirir. Beklenenin aksine bu evlilikle turnayı gözünden vurmuştur. Bir yıl
Swapan Mukherjee, Dhlresh
Majumdar, Sefalika Devi, Dhiren lık mutlu birlikteliklerinin ardından Aparna (Sharmila Tagore) çocuğunu doğurmak
Ghosh, Belaranl, Shanti için eve döner. Sonra kötü haber gelir; Aparna doğumda yaşamını yitirmiştir. Yıkı
Bhattacherjee, Abhijit Chatterjee lan Apu, oğlunu görmeyi bile reddeder. Beş yıl sonra Pulu onu uzaklarda bir kö
mür madeninde çalışırken bulur ve büyüyüp haşarı ve ele avuca sığmaz hale gelen
çocuğunun sorumluluğunu üzerine alması için ikna eder, ilk başlarda çocuk, baba
sı olduğunu söyleyen bu yabancıyı ölümüne reddeder ama yavaş yavaş aralarında
çekingen bir güven oluşur; ve Apu, omuzlarında oğlu olduğu halde yeniden ken
te ve dünyaya döner.
Bu sonuç (Apu simgesel olarak doğduğu köye geri dönmüş ve kendi çocuklu
ğuyla yüzleşmiştir), üçlemenin bütününe bir mitin tatmin edici, döngüsel biçimini
t
verir. Apu filmlerinin hepsi de iki ölüm etrafında kurulmuştur ancak A p u r San-
sar'da ikinci ölüm, Apu'nun kendi ölümüdür. Aparna'yı kaybettikten sonra tinsel
İngilizce adı: The World o f Apu olarak ölür ve İntihardan şans eseri kurtulur; oğlunu geri isteyinceye kadar da ye
niden doğumu gerçekleşmez, intihar girişiminin seçilmiş aracı bir trendir; üçleme-
nin tamamında olduğu gibi burada da trenler, değişiklik, ayrılık ve ölüm getiren
dayanılmaz, insani olmayan güçleri simgeler.
A p u r Sansar1ın merkezinde Apu'yla Aparna'nın kısa evliliği yer alıyor. Bu evli
lik perdeye yansıma süresi bakımından da kısa; yarım saati zor buluyor ama güçlü
bir duygusal ve erotik etki taşıyor. Üstelik Ray, en ufak bir cinsel temas gösterme
diği halde; zaten istese de, Hindistan'ın ahlaki yapısı buna izin vermezdi. Bunun
yerine Ray, Apu'nun tek başına yattığı yatağında uyanıp Aparna'nın neşeyle kah
valtı hazırlayışını dinlerken, yanındaki yastığın üzerinde bir saç tokası keşfetmesi gi
bi anlarda pek çok erotik gönderme yapıyor. Ray, ilk kez beyazperdeye çıkan Chat
terjee ve Tagore'den hayranlık uyandırıcı derinlik ve inandırıcılıkta bir oyunculuk
düzeyi elde etmiş; ikisinin de Ray'in filmlerinde kadrolu oyuncu olmalarının yanı sı
ra, Hindistan sinemasının en önemli yıldızları haline gelmelerine şaşmamalı. Apar-
na rolünde büyüleyici bir cazibe saçan Tagore, film çekildiğinde henüz 14 yaşın
daydı. Onların oyunculuğu ve Ray'in yönetimindeki sıcaklık ve sadelik sayesinde
bu, sinema tarihindeki en dokunaklı ve yürekten evlilik aşklarından biri oldu. A pur
Sansar, hem Ray'in ustaca çekilmiş üçlemesine kusursuz biçimde noktayı koyuyor
hem de aşık olmak ve kaybetmek üzerine yürek burkucu bir hikaye anlatıyor. PK
Fransa (Imperia, Georges de A BOUT DE SOUFFLE (1959)
Beauregard, SNC) Serseri Aşıklar
87dk, SB
Dili: Fransızca
Yönetmen: Jean-Luc Godard Sıçramalı kurgu (jump cuts) iki televizyon reklamından birinde kullanılırken,
Yapımcı: Georges de Beauregard yıldız oyuncuları ya çoktan ölmüş (Jean Seberg) ya da kariyerlerinin alacakaranlık
Senaryo: Jean-Luc Godard, kuşağındayken (Jean-Paul Belmondo), Amerikalıları AvrupalIlara karşı kışkırtan
François Truffaut "adabımuaşeret komedileri" alıp başını gitmişken ve dağınık bir gangster-suç öy
Görüntü Yönetmeni: Raoul küsüyle gösterişli tavırların, yüksek ve düşük kültür düzeylerinden yapılan son mo
Coutard
da alıntıların karışımı, bu işin özgün ustası Jean-Luc Godard'dan ziyade onun ardı
Müzik: Martial Solal
lı Quentin Tarantino'ya yakıştırırken, Serseri Aşıklar'dan geriye ne kalmıştır? Gü
Oyuncular: Jean-Paul Belmondo,
Jean Seberg, Daniel Boulanger, nümüzün genç izleyicilerine hitap eden şey nedir?
Jean-Pierre Melville, Flenri-Jacques Godard'ın Serseri Aşıklar'ı, karşımızda çok hızlı ve hırslı bir evrim geçirmiş sa
Fluet, Van Doude, Claude Mansard, natsal bir putkırıcı olduğu düşünüldüğünde şaşırtıcı olmakla birlikte, alçakgönüllü
Jean-Luc Godard, Richard Balducci,
Roger Hanin, Jean-Louis Richard, bir ilk film, ihanet, polislerin takibi ve finalde silahların konuşmasıyla bir macera fil
Liliane David, Jean Domarchi, Jean mi senaryosunu andıran yanları var. Martial Solal imzası taşıyan, kara filmlere ya
Douchet, Raymond Fluntley, André kışır türden, caz temelli müziği, güzel ama basmakalıp. Belmondo'nun geveze ser
S. Labarthe, François Moreuil,
serisinin ağzından küstahça, biraz edepsizce şeyler dökülüyor ama bu bile Chand-
Liliane Robin
ler, Flammet ve Spillane türü sert diyaloglar geleneğine pek ters düşmez.
Uluslararası Berlin Film
Festivali: Jean-Luc Godard Ancak Serseri Aşıklar'm sunduğu incelikli, biçimsel hazların hakkı verilmelidir,
(Gümüş Ayı), (Altın Ayı adaylığı) ister rastlantısal ister tasarlanmış olsun, Godard'ın düşük bütçeli, dinamik çekim
tarzı sinema sanatına dikkate değer yenilikler getirdi. Sesli çekimden kaçınılması ve
tamamen sonradan seslendlrilmesi, filmin, hem diyalogların akışında Orson Welles
tarzı bir hız ve yaratıcı düşgücü elde etmesine neden oldu hem de öykünün içinde
oluşan "gerçek" seslerle yönetmenin sonradan eklediği sesler arasındaki farkın an-
laşılamayacağı radikal bir ses miksajına zemin hazırladı. Keza, İç mekanlarda yakın
mesafeden çekim yapılması, yeni bir sinematografik düşünme biçimine yol açtı:
"Görsel tetkik" olarak nitelenebilecek bu biçimde, birbirinden birazcık farklı görün
tülerden oluşan bir sekans, filmde rol alan sıradışı yıldız oyuncuların çok çeşitli ruh
halleri ve duruşlarını barındıran kübist bir mozaik meydana getiriyordu.
Ama 2. Dünya Savaşı ertesinin nüfus patlaması kuşağı ve sonraki kuşaklar için
Serseri Aşıklar, sonsuz cazibesini modern bir aşk öyküsü olması sayesinde koruyor.
Varoluşçu düşüncenin, savaş sonrası refahın, Beat kültürü serinkanlılığıyla pop kül
türü küstahlığının çocuğu olan bu antikahramanlar, aşkı bir oyun, kendi kimlikleri
ni de geçici maskeler olarak görürler. Kabul etmedikleri geleneksel değerlerle he
nüz cisimlenmemiş, geleceğe ait bir sevme biçimi arasında sıkışıp kalmışlardır. Bir
yerlerden tanıdık geliyor mu? AM
Uluslararası Berlin Film teatrallikten uzaklaştırmak ve sadece filmin gidişatına adapte etmek için titizlikle uğ
Festivali: Robert Bresson (Altın Ayı raşır. Müzik kullanımındaysa oldukça tutucudur; müzik yalnızca filmin önemli anların
adaylığı) da, sözlü bir şekilde anlatılamayacak olaylarda duyulur. Filmleri, temel bileşenlerine İn
dirgenmiştir. Bu sade ve manipülasyondan kaçınan sinema görüşü, izleyiciye perdeye
yansıyan olaylan özgürce yorumlama izni verir; böylece izleyiciyle filmin karakteri, fil
min ortaya koyduğu ikilemleri beraberce anlamaya çalışırlar.
Yankesici, Bresson'un üslubunu en iyi örnekleyen filmleri arasındadır. Film, Mlc-
hel (Martin LaSalle) adında entelektüel ve asi bir gencin yankesicilik takıntısına kapıl
masının hikayesini anlatır. Michel başlangıçta, yankesiciliği basit ve geçimini sağlayan
bir iş olarak görür; ancak zamanla yankesicilik bir işten çok, bir amaca ve yaratıcı bir
edime dönüşür. Neredeyse anında paçayı ele verdiği amatör bir hırsızlık denemesin
den sonra, kendisini eğitmesi için usta bir hırsızın yanına çırak olarak girer. Filmdeki
yankesicilik sahneleri, heyecanı ve sinema dilini kullanmadaki ustalığıyla nefes kesici
dir. Michel, hasta annesi ve kız arkadaşı Jeanne'la (Marlka Green) görüşüyorsa da
yankesicilik ona en duygusal ve manevi anlamda doyurucu insan ilişkilerini sunar. Bu
durum Michel'ln çalma sebebinin, sırf para kazanmak olmadığı anlaşılmaya başladı
ğında, daha da açık bir şekilde görülür. Filmin sonunda, artık yakalanmak umurunda
bile değilmiş gibidir.
Bresson, alışılmış dramatik araçları kullanmayı reddetse
de Yankesici başından sonuna sürükleyici bir film. Michel'ln
ahlakı sorgulayışı ve yersiz yurtsuzluk duygusu son derece
etkileyici. Sinemanın ne olduğu ya da ne olabileceği konu
sunda İnsanın düşüncesini kökten değiştirebilecek nitelikte
ki filmlerden biridir bu. Edebiyata en yatkın yönetmenler
arasında olan Bresson karakterlerin iç dünyasını tasvir et
mek ve yazıyla çok daha kolay bir şekilde anlatılabilecek fel
sefi kavramları özetlemek konusunda özel bir yeteneğe sa
hiptir. Bu filmdeyse çok daha büyük bir ustalık sergiler; çün
kü gerçek dünyanın malzemelerinden yararlanıp bunları şe
killendirerek sinemanın tüm niteliklerini harfi harfine kulla
narak amacına ulaşır. Yankesici, sinema dilinin dağarcığını
genişleten bir film. Bir Bresson filmi izlemek biraz çaba ge-
rektirse de ziyadesiyle tatmin edici ve eğlendirici bir dene
yimdir RH
Fransa / Japonya (Argos, Como, HIROSHIMA MON AMOUR (1959)
Daiei, Pathe)
Hiroşima Sevgilim
90dk, SB
Dili: Fransızca / Japonca / İngilizce
Yönetmen: Alain Resnais Alain Resnais bu ilk uzun metrajlı filminde, kısa belgesel filmlerinden edindiği
Yapımcı: Anatole Dauman, Samy tecrübesini ortaya koyar. Bir filmde oynamak üzere Hiroşima'ya gelen bir Fransız
Halfon, Sacha Kamenka, Takeo aktris (Emanuelle Riva), burada Japon bir mimarla (Eiji Okada) bir ilişki yaşar. Res
Shirakavva
nais, 1945'teki nükleer saldırının belgesel görüntülerini, yeniden inşa edilmiş şeh
Senaryo: Marguerite Duras
rin ve müzenin görüntüleriyle birlikte kullanır. (Aslında Resnais işin başında bir Hi
Görüntü Yönetmeni: Michio
roşima belgeseli çekmek istemiş, sonradan uzun metrajda karar kılmıştır.) Çiftin şi
Takahashi, Sacha Vierny
Müzik: Georges Deleme, Giovanni irsel aşk sahneleri, bu görüntülerin üzerine ustaca serpiştirilmiştir. Aşkın duygusal
Fusco lığının ve savaşın korkunçluğunun ilişkilendirilmesi kadının, Nevers adındaki Fransız
Oyuncular: Emmanuelle Riva, Eiji kasabasındaki geçmişini hatırlamasına sebep olur. Kadın, savaş sırasında bir Al
Okada, Stella Dassas, Pierre man askeriyle aşk yaşamış ve tam da onunla birlikte kasabayı terk etme planları
Barbaud, Bernard Fresson
yaptığı sırada, savaşın son gününde, adam öldürülmüştür. Japon adamla ilişkisi sü
Oscar adaylıkları: Marguerite
rerken, geçmişte yaşadığı bu aşkın acı tatlı anıları artan bir şiddetle zihninde yer al
Duras (senaryo)
maya başlar. Filmin sonunda bu ilişki de bitecek, her iki taraf da evliliğine geri dö
necektir.
Filmin senaryosu, Fransız sinemasının etkin isimlerinden, aynı zamanda kendi
si de yönetmen olan Marguerite Duras'ya aittir. Duras'nın bu eseri, hafıza olgusu
na ve geçmişin geleceğe olan etkisine karşı kaygılı bir duruş içerir. Hafıza,
Resnais'nin filmlerinde de önemli bir temadır: örneğin yönetmenin Fransız Ulusal
Kütüphanesi'yle İlgili çektiği belgeselin adı, Toute la mémoire du m onde'dur (Dün
yanın Bütün Belleği, 1956). Hiroşima Sevgilim'de Resnais, bugüne etkileri üzerin
den geçmişi adım adım açığa çıkaran karmaşık bir geriye dönüş yapısı kullanır. Gi
ovanni Fusco ve Georges Delerue imzalı akıldan çıkmayan müziklerinin bir arada
tuttuğu bu yapıya, oyunculuklar, özellikle de Riva'nın canlandırdığı karakterin kar
maşık hislerini tek bir yüz ifadesinde en ince ayrıntısına kadar verebildiği oyuncu
luğu güçlü duygular katar. Filmin mesajı aşağı yukarı şöyledir: "Kimliğimiz hafıza
mıza bağlıdır ama sonuçta ikisi de solup gidecektir." EB
RİO BRAVO (1 9 5 9 )
Kahramanlar Şehri
Fred Zinnemann'ın High Noon (Kahraman Şerif, 1952) adlı fil
mi, bir adamın kanun adına, sorunlara karşı cesurca duruşunu tas
vir eder. Hovvard Havvks’ un Kahraman Şerife bir tür yanıtı olan
Kahramanlar Şehri filmiyse, yine tek bir kanun adamının hikayesini
anlatır; ama bu filmde, küçük bir Teksas kasabasının şerifi olan John
T. Chance (John VVayne) yalnız değildir. Yanında bir sarhoş (Dean
Martin), silahlarla oynamayı ve şarkı söylemeyi seven genç bir kov
boy (Ricky Nelson), bir de "Stumpy" (bodur) lakaplı sakat ve yaşlı bir
şerif yardımcısı vardır. Hep birlikte, kasabayı hapishanedeki kardeş
lerini kurtarmak için kuşatan bir grup hayduttan kurtarmak için ça
lışacaklardır.
Hawks, Hollywood'un her zaman en güvenilir ve yetenekli yö
netmenlerinden biriydi ancak Gentlemen Prefer Blondes'u (Erkekler
Sarışınları Sever, 1953) yaptıktan sonra, daha sonra hayal kırıklığı
olarak nitelendirilen bir film çekmek üzere Avrupa'ya gitti. Kahra
manlar Şehriyse, Hawks'un sinema adına en iyi bildiği şeyleri, türle-
rarası çatışmayla sunduğu, Amerika'ya heyecanlı bir dönüştü. Filmde müzikal ko
medi (Martin ve Nelson varken olmaması mümkün müydü?), parasız gezgin An ABD (Armada)
gie Dickinson kaynaklı romantizm ve bol aksiyon, görevine bağlı pragmatik kahra 141 dk. Technicolor
man rolündeki kült aktör W ayne'in güçlü oyunculuğuyla birleşmişti. Yönetmen: Howard Hawks
Hawks'un kurduğu kuşatma senaryosu (her türden zıt karakter tek bir
Yapımcı: Howard Hawks
Senaryo: Leigh Brackett, Jules
mekânda kısılıp kalır) bu türün klasik unsurlarından biri haline gelmiş; özellikle
Furthman
Hawks'un takipçileri John Carpenter ve George Romero, bu sistemi pek çok kez B.H. McCampbell'in öyküsünden
ödünç almıştır. Kendi düşük bütçeli filmlerine Kahramanlar Ş ehrinin dekorunu uy Görüntü Yönetmeni: Russell
gulamanın işleri ne kadar kolaylaştıracağını fark etmişlerdir. Hawks'a göre kuşat Harlan
manın kendisi, kuşatma altındaki insanların etkileşimleri kadar önemli değildir. Müzik: Dimitri Tiomkin
Hepsini tek bir mekana sıkıştırarak, tüm karakterlerin aşılmaz zorluklar karşısında Oyuncular: John Wayne, Dean
savaşırken kendilerine has özelliklerinin ortaya çıkmasını sağlar. John Ford'un wes- Martin, Ricky Nelson, Angie
Dickinson, Walter Brennan, Ward
tern'e methiyesi niteliğindeki The Searchers' tan (Çöl Aslanı, 1956) birkaç yıl son
Bond, John Russell, Pedro
ra gelen Kahramanlar Şehri, aynı zamanda, iyilerle kötü adamlar arasında keskin Gonzales-Gonzales, Estelita
bir çizginin olduğu eski model western türünün son örneklerindendir. JKI Rodriguez, Claude Akins, Malcolm
Atterbury
Fransa / İtalya (Filmsonor, Play LE TROU (1959)
Art, Tltanus )
109dk, SB Adı çok az duyulmuş usta yönetmen Jacques Becker'ln son filmi Le Trou (Delik),
Dili: Fransızca José Giovanni'nin 1947 yılında hapishaneden kaçış denemesinin gerçek öyküsünü an
Yönetmen: Jacques Becker lattığı romanından uyarlanmıştır. Becker, senaryoyu Glovannl'yle beraber yazmış ve
Yapımcı: Serge Sllberman amatör oyuncularla çalışmıştır. Bu oyunculardan biri olan Jean Kreaudy'nin gerçek ha
Senaryo: Jean Aurel, Jacques
yattaki kaderi senaryodakine benzer.
Becker, José Giovanni
José Giovanni'nin romanından Becker'ln amatör oyuncularla çalışma seçimi, filmdeki mutlak gerçekçi hissi sağ
Görüntü Yönetmeni: Ghislaln lamlaştıran önemli öğelerden biridir. Filmi İzleme deneyimimizin can alıcı noktalarından
Cloquet biri de, Becker’ln film süresini kontrol etme biçimidir. Beş hapishane arkadaşının hüc
Müzik: Philippe Arthuys relerindeki yer döşemelerini parçaladıkları, yaklaşık dört dakika süren ve kesme kullanıl
Oyuncular: Michel Constantin, madan çekilmiş sahne, bize İzlediğimiz İnsanların, döşemenin üzerinde gördüğümüz
Jean Keraudy, Philippe Leroy,
İzleri gerçekten üretecek kadar güç sarf ettiklerini hissettirir. Becker, kahramanların
Raymond Meunier, Marc Michel,
André Bervil, Jean-Paul Coquelln, toplu dirençlerini paylaşmamızı sağlar ve bizi onların ortak mücadelesine daha güçlü
Eddy Raslml, Gérard Hernandez, bir şekilde katar.
Paul Pavel, Catherine Spaak, Başka bir hücreden getirilen ve hapishaneden kaçmak İsteyen bir grubun arasına
Dominique Zardi
düşen Gaspard (Mark Michel) İsimli mahkumun bakış açısını (zorlukla ve eksik de olsa)
paylaşmamız, hikayeye katılmamızı sağlayan bir diğer etken. Gaspard'ın gelişi diğerle
rini planlarından vazgeçmek ya da ona güvenmek arasında bir seçim yapmaya zorlar,
ikinci yolu seçseler de Gaspard hiçbir zaman gruba tam olarak giremez: gruptan sade
ce eğitim seviyesi ve davranışlarıyla değil, filmde yalnızca onun durumunu İzliyor oluşu
muzla da dışlanmıştır. Gaspard'ın varlığının yarattığı gerilim, filmin temel psikolojik te
masını oluşturur. Aynı zamanda şaşırtıcı finalde filmi trajik bir boyuta da ulaştırır.
Becker, Gaspard'ın dışlanmışlığını, diğerleri arasındaki dostluğun değerini anlama
mızı sağlayan bir araç olarak kullanır. Grubun asıl üyelerinin arasındaki anlaşma, özgür
lüğe giden yolda attıkları her adımda gördüğümüz minnettar bakışlar ve gülümseme
lerle kesinlik kazanır ve kutlanır. Gaspard, grubun gerçek bir üyesi gibi göründüğü en
der anlardan birinde, kekini onlarla paylaşır. Çoğu yönetmenin büyük bölümünü kes
meyi tercih edeceği kadar bir süre geçtikten sonra, Becker kamerasını sözsüz sahnenin
karşısında tutmaya devam eder: Bu, meslek yaşamı boyunca, karakterlerinin, doğru
dan hikaye gözetilerek yaratılan çerçevenin dışındaki yapıda da var olduklarını göster
me konusundaki ısrarının iyi bir örneğidir.
Le Trou kaçınılmaz olarak Robert Bresson'un Un condamné a mort s'est échap-
pé'si (Bir idam Mahkumu Kaçtı, 7956) ve Jean Renolr'ın La Grande lllusion'uyla (Harp
Esirleri, 1937) karşılaştırılmış olsa da, Becker'ln Bresson'un aşkınlığı ya da Renolr’ın sos
yal farklılıklara yönelik eleştirisiyle İlgisi yoktur. Mahkumların erdemi (titizlikleri, yaratı
cılıkları ve bir birlik oluşturan yetenekleri) Le Trou'nun en yüksek değerleri haline gelir.
Belki de Becker, Howard Hawks da dahil tüm yönetmenler arasında bu değerleri en sı
kı şekilde gösteren ve bir bütün olarak sunan yönetmendir.
Becker filmin yapımı ve montajı sırasında hastaydı, ses montajını tamamlayama-
dan hayata veda etti. Film, yönetmenin istekleri doğrultusunda bitirildi; ancak yapımcı
Serge Sllberman, 140 dakikalık İlk versiyonunun 24 dakikasını, filmin ticari şansını artır
mak amacıyla makaslattı. Filmin eksik kısmı halen kayıp, ancak Le Trou bu haliyle bile
bir başyapıt. CFu
Müzik: Nino Rota Veneto civarındaki café'lerde oturmaya ve tatlı hayatı ironi yoksunu bir halde taklit etme
Oyuncular: Marcello Mastroianni, ye yüreklendiren, çeşitli moda stillerini ortaya koyarak paradoksal bir şekilde yıkmayı
Anita Ekberg, Anouk Aimée, amaçlar. Paparazzi tabiri filmden bir karakter olan Paparazzo'dan gelir. Paparazzo, yol
Yvonne Fumeaux, Magali Noël, dan geçen her ünlünün etrafında kümelenen, devamlı flaş patlatan ve en iyi yere yerle
Alain Cuny, Annibale Ninchi, Walter
şip en iyi pozu yakalamak için birbirini dirsekleyen böcek misali gazeteci sürülerinin so
Santesso, Valeria Ciangottini,
Riccardo Garrone, Ida Galli, Audrey mut bir örneğidir. Marilyn Monroe benzeri Amerikalı süperstar Sylvia'nın (Anita Ekberg)
McDonald, Polidor, Alain Dijon, etrafındaki fotoğrafçı ordusu, daha da rahatsız edici bir şekilde, evine dönen masum bir
Enzo Cerusico ev kadınının fotoğraflarını çeker. Sylvia "Büyük bir aktris" olduğu söylenerek pohpohlan-
Oscar: Piero Gherardi (kostüm) mıştır ancak daha sonra gazetecilerin onunla ilgilenmesinin tek sebebinin, filozof kocası
Oscar adaylıkları: Federico Fellini Steiner'ın (Alain Cuny) iki çocuğunu ve ardından kendisini öldürmüş olması olduğunu
(yönetmen), Federico Fellini, Tullio
öğreniriz.
Pinelli, Ennio Flarano, Brunello
Rondi (senaryo), Piero Gherardi Ait olduğu neslin fiyakasını böcek biçimli güneş gözlüklerinde taşıyan Marcello
(sanat yönetmeni) Mastroianni, itibardan düşüşünü izlediğimiz bir karakteri canlandırıyor. Bir zamanların
Cannes Film Festivali: Federico ciddi yazarı, şimdinin üçüncü sınıf magazin gazetecisi Mastroianni, anlamsızca meşhur
Fellini (Altın Palmiye) olmuş kişilerin çevresinde pervane olan, bu tuhaf hayatın kaçamaklarından hiçbir zevk
alamadığı gibi, girdiği bu çevrelerde dalkavukluğuyla dalga geçilen biri olup çıkar. Tatlı
Hayatı en unutulmaz kılan sahnelerden biri, hiç kuşkusuz Ekberg'in Trevi Çeşmesi başın
daki ihtişamlı görüntüsüdür. Oysa aslında bu, Mastroianni'nin canlandırdığı Marcello Ru-
bini karakterinin mahcubiyet, rahatsızlık ve tarifsiz ıstırabının yansımasıdır. Bir za
manlar “ koca bir oyuncak bebeğe" benzettiği bu yıldıza umutsuzca vurulan Ruhi
ni, aşık olduğu bu kadına yaranmak için Ekberg'in yerine getirilir getirilmez unut
tuğu en olmadık vazifelere koşar (gecenin bir yarısı başıboş bir kediye süt bulmak
gibi). Daha sonra İtalyanca, "Sen yaradılışın ilk günündeki ilk kadınsın," diyefek ka
dını tavlamaya çalışır. Ekberg'in canlandırdığı Sylvia bu iltifatı elbette anlamaz ve
Rubini'nin gecesi Sylvia'nın aktör sevgilisinden (Lex Barker) yediği okkalı bir yum
rukla sona erer. Marcello'nun aşağı doğru kayışı, filozof karakterinin şoke edici ci-
nayet-fntiharıyla sona erer ve yazma konusundaki tüm bahanelerini bir kenara bı
rakarak bir basın sözcüsü olması, gülünç medya farslarının körüklemesiyle gerçek
leşir. Örneğin yağmurda hınzır veletlerin başlattığı düzmece bir mucize; Nico'nun
metruk bir köşkte ortaçağ miğferi giydiği bir hayalet avına katılmasını; Tod Brow-
ning'in meşhur Freaks (Ucubeler, 1932) filmine gönderme yapıyormuşçasına,
özürlü görünüşlü bir dansçının ortalıkta dolaştığı başarısız bir grup seks girişimi
sırasında Marcello'nun rasgele seçtiği sarhoş bir kızla hunharca uğraşmasını;
canavarlaşmış vatoz-köpekbalığı kırması bir yaratığın denizden çekilişini izleriz.
"1965 senesine geldiğimizde mutlak yozlaşma olacak," der bir katılımcı ve Marcel
« w AINEE• « FUMEAUX CUNY ■ NINCHI lo'nun belki de tek umudunu temsil eden gülümseyen masum kız, kuru gürül
iwuHOfl ' ta BARKER • utnnsSERNAS .»«»oiaCRAY tünün arasından ona sesini duyuramaz, üzgün bir şekilde Marcello'nun bu akına
' »“‘ N*VlLli''.'o.« P»IHE CONSORTIUMCINEMA.fAMld mum .,. „ GIUSEPPE AMATO
katılmasına bakakalır. KN
Britanya (Bryanston, Woodfall) SATURDAY NIGHT AND SUNDAY MORNING (i9 6 0 )
89dk, SB
Yönetmen: Karel Relsz 1950'lerln sonunda, 60'ların başında, İngiliz sineması genellikle akıllı, sivri dilil ve
Yapımcı: Tony Richardson, Harry asabileşmiş işçi sınıfından gençlerin İsyankârlığını konu alan bir sosyal gerçekçiliğe dön
Saltzman dü. Bu filmlerin tamamına yakını, "öfkeli genç kuşak" hizbinden John Osborne (Look
Senaryo: Alan Sillltoe Back in Anger), John Braine (Room at the Top) ve Stan Barstow (A Kind of Lovlng) gi
kendi romanından
bi oyun yazarları ve romancılardan uyarlanmıştı. Alan Slllitoe'nun Saturday Night and
Görüntü Yönetmeni: Freddie
Francis Sunday Morning kitabından uyarlanan aynı adlı film içlerinde en başarılısı oldu. Gerçi
Müzik: John Dankworth Karel Reisz'ln yönetmenliği, içlerinden biri olduğu Cambridge mezunu filmcilerin, cüruf
Oyuncular: Albert Finney, Shirley yığınlarını başka gezegenlerin manzarası gibi göstermek üzere kuzeye gittikleri ve Not-
Anne Field, Rachel Roberts, Hylda tingham'da fabrika isçisi bar müdavimlerinin tuhaf davranışlarını gizlice gözetledikleri
Baker, Norman Rosslngton, Bryan
zamanlarda ortaya çıkan türden, pitoresk şeylere yönelik duygusal bir eğilimden ba
Pringle, Robert Cawdron, Edna
Morris, Elsie Wagstaff, Frank ğımsız değildi.
Pettltt, Avis Bunnage, Colin Blakely, Filmin gücü Slllitoe'nun kitabındaki üsluptan ("Tek derdim iyi vakit geçirmek, ge
Irene Richmond, Louise Dunn, risi propaganda") ve Albert Finney'nln Arthur Seaton rolünde canlandırdığı, iş saatle
Anne Blake
rinde devamlı homurdanan, İş dışında eğlencesine bakan maço hedonist karakterinin
diyaloglara olan hakimiyetinden geliyordu. Filmin adı, Arthur'un ait olduğu, sürekli ezi
len işçi sınıfının ehlileştirilmesi hikayesine göndermede bulunuyor adeta: cumartesi ge
cesi yaşanan uçarı cinsellik ve sarhoşluk halinin, pazar sabahı muteber evliliklerle sınır
lanışı ve yeni ev arayışları.
Film, Arthur'un babasının (Frank Pettitt) nasıl televizyon karşısında donuk bir ya
şama indirgendiğini ve Arthur'dan yaşça biraz büyük arkadaşlarının çoğunun (özellik
le de aldattığı arkadaşının) nasıl da tuzağa düşme yoluna girdiğini gösteriyor. Arthur
evli bir kadınla (Rachel Roberts) yaşadığı sıradışı ilişkiden, güzel ama sı
radan bir kızla (Shlrley Anne Field) nişanlanmaya geçiyorsa da camları
taşlayıp kırma azminden vazgeçmiyor. Bu kuşağın yaptığı pek çok film
gibi bu filmin de, İşçi sınıfı maçoluğunun kadın düşmanlığının sınırında
gezinen bir türüne (Arthur'a göre "bütün kadınlar tuzaktır") meylettiği
gözlemleniyor; yine de Roberts, Simone Signoret'nin Room at the
Top'da (Tepedeki Oda, 1959) canlandırdığına benzer bu rolde, farklı
bir okumayı hakedecek kadar gerçek bir acıyı ve isyanı dışa vuruyor.
KN
TIREZ SUR LE PIANISTE ( i9 6 0 )
Fransa (Pléiade)
Piyanisti Vurun 85dk, SB
Dili: Fransızca
Yönetmen: François Truffaut
François Truffaut ikinci uzun metrajlı filmi olan Piyanisti Vurunla kasıtlı olarak,
Yapımcı: Pierre Braunberger
dünya çapında ün kazanmış ilk filmi Les 400 coups'tan (400 Darbe) mümkün ol
Senaryo: Marcel Moussy, François
duğu kadar farklı bir film yapmak istemiştir. 400 Darbe duygusal, gerçekçi ve içe Truffaut
riği yönünden ağırlıklı olarak otobiyografikken; gülünç ve saygısız Piyanisti Vurun, David Goodis'in Down There isimli
romanından
"B sınıfı" filmler dünyasının ve onun kara bahtlı ve kalın kafalı kahramanlarının se
Görüntü Yönetmeni: Raoul
vimli bir pastişidir. Truffaut daha sonra filmi, "Doğrusal öykü anlatımından kop
Coutard
mak ve her sahnesinin hoşuma gideceği bir film yapmak istedim. Çekerken başka
Müzik: Georges Delerue, Boby
kriterim yoktu," diyerek açıklamıştır. Lapointe, Félix Leclerc, Lucienne
David Goodis'in ucuz bir polisiye romanından serbestçe uyarlanan senaryo, Vernay
klasik bir kara filmdir. Bir zamanlar ünlü bir konser piyanisti olan kahraman (üzgün
Oyuncular: Charles Aznavour,
Marie Dubois, Nicole Berger,
bakışlı köpek cazibesiyle şarkıcı Charles Aznavour oynamıştır), karısının onu nasıl Michèle Mercier, Albert Rémy,
aldattığını öğrenince kariyerini terk eder ve Paris'te adi bir barda piyano çalmaya Serge Davri, Claude Mansard,
başlar. Külhanbeyi kardeşleri yüzünden gangsterler arasındaki bir kan davasına ka Richard Kanayan, Jean-Jacques
Aslanian, Daniel Boulanger, Claude
rışır ve kendisini aşık olduğu garson kızla beraber absürd ve ölümcül bir kaçırılma
Fleymann, Alex Joffé, Boby
ve silahlı çatışma oyununun içinde bulur. Lapointe, Catherine Lutz
Stüdyo çekimlerine yetecek para bulunmadığından, Truffaut ve ekibi filmi so
kaklarda çekmiş ve senaryoyu akışına bırakmıştır. Örneğin filmin sonu, o gün sete
gelebilecek kişilere göre tekrar yazılmıştır. Bu kaygısız ve gelişigüzel yaklaşım, be
raberinde getirdiği öngörülemez atlamalar ve uyumsuz diyaloglarla Quentin Ta-
rantino'nun Reservoir Dogs'ının (Rezervuar Köpekleri, 1992) öncüsü olmuştur.
Başroldekilerin oyunculuğu çizgi roman karakterlerine benzerken, kahramanın
kardeşlerinin isimleri Marx Kardeşler'i hatırlatır: Chico, Momo ve Fldo. Truffaut si
nemanın sunduğu her tü r olanakla oyunlar oynamaktan haylazca bir haz alır: Bir (
dolandırıcı, "Annemin ölüsü üzerine..." diye yemin ettiğinde, hızlı bir kesmeyle
kalp krizi geçirip yere yığılan ihtiyar bir kadını görürüz; bardaki anlamsız bir şarkı
da bu duruma vurgu yapar ("Avanie et framboise sont les mamelles de la vie":
"Flakaret ve ahududu yaşamın memeleridir").
Film, slnefil çevrede sevilir, ama halkın filmdeki tü r karmaşasından kafası ka
rışınca sonuç ticari bir felaket olur. Truffaut sarsılır ve daha alışılageldik öykü anla
tımına yönelir; bir daha asla kendisine bir filmle bu kadar eğlenme iznini vermeye
cektir. PK
Cannes Film Festivali: Luis Meersman) arkadaş olur. Kıza aşık olan kötü niyetli bekçi (Zachary Scott) müzisye
Bunuel (özel mansiyon) ni öldürmeye teşebbüs eder; daha sonra bölgenin rahibi (Claudio Brook) ve bekçi
nin kayıkçısı da (Crahan Denton) ortaya çıkar.
Irkçılığa ve cinsel ikiyüzlülüğe hiciv niteliğinde bir bakış atan ve taraf tutmayı
reddeden bu karanlık, kösnül, adabımuaşeret komedisini, yetenekli ve kara listeye
alınmış senarist Hugo Butler (mahlas kullanmıştır) Buriuel'le beraber Peter M atthi
essen'in hikayesinden serbestçe uyarlamış. La Joven, yönetmenin karanlık, felsefi
zekasını en kişisel haliyle gözler önüne seren şiirsel fısıltılarla ve beklenmedik geliş
melerle dolu. JRos
İngilizce adı: The Young One
Hindistan (Chitrakalpa)
MEGHE DHAKA TARA (i9 6 0 )
134dk, SB
Dili: Bengal dili "Başkaları yerine acı çeken, sonsuza kadar acı çeker" sözü, trajediye yakın bir
Yönetmen: Ritwik Ghatak melodram olan, Rltwik Ghatak'ın en ünlü filminden bir karakteri anlatabilecek bir
Senaryo: Ritwik Ghatak söz. Filmin kadın karakterinin trajik kusuru, bir ihmal suçudur: en çok sevdiği kişi
Shaktipada Rajguru'nun
lere, kendisine ve hayallerine yapılan adaletsizliklere isyan etmeyi beceremez. Nita
romanından
Görüntü Yönetmeni: Dinen (Supriya Choudhury) gece gündüz Bangladeş göçmeni ailesini bir arada tutm ak
Gupta için çalışır. Babası çok az kazanan bir öğretmendir. Büyük ağabeyi, şarkıcı olmak is
Müzik: Jyotirindra Moitra, teyen bir sanatçı olarak, ailesinin diğer fertlerinin kullanamadığı boş zamanı kullan
Rabindranath Tagore mak ister. Bu arada annesi de Nlta'nın müstakbel eşi olan fen öğrencisinin bilime
Oyuncular: Supriya Choudhury, olan eğilimini Nita'nın kardeşine aktaracağı umudunu taşır.
Anil Chatterjee, Niranjan Ray, Gita
Ghatak, Bijon Bhattacharya, Gita Meghe Dhaka Tara (Bulutun Gizlediği Yıldız), gönül tellerinizi titreten, akıl
De, Dwiju Bhawal, Gyanesh dan çıkmayan, kompozisyonları çok güzel olan bir film; dahası yönetmenine Hin
Mukherjee, Ranen Ray Choudhury
distan'da ender görülen bir ticari başarı kazandırmış. Göçmenlerin zor yaşam ko
şullarını dolaysız bir şekilde anlatıyor olsa da filmin politik yönü, Subarnarekha (Su-
barna Irmağı, 1965) ve Titash Ekti Nadir Naam (Titash Adında Bir Irmak, 1973)
başta olmak üzere Ghatak'ın sonraki filmlerinde olduğu kadar açık değil. Filmin
sonlarına doğru, önemli bir sahnede, yaşlı adam bir yandan topallarken "Kimseyi...
suçlamıyorum," der. Bu sahneyi Ghatak'ın mizanseni, dışavurumcu ses tasarımı ve
sevdiklerinizi kaybetme hissini anlamak için görmeniz gerekir. TCh
İngilizce adı: The Cloud-Capped
Star
Kuzey Kore (Kuk Dong, Seki)
90dk, SB
Bir western tutkununun bakış açısından, Hayno gibi bir filmi, yapımından 40 Dili; Korece
yıldan fazla zaman geçtikten sonra keşfetmiş olmak muhteşem bir his. Muhteşem- Yönetmen: Kim Ki-young
liği sadece, yazar ve yönetmen Kim Ki-young'un olağanüstü bir görüntü üstadı ol Senaryo: Kim Ki-young
masında değil, aynı zamanda filmin kesinlikle önceden tahmin edilemeyecek bir Görüntü Yönetmeni: Kim Deok-
jin
yapım olmasında yatıyor. Yani, Luis Bunuel'in Koreli bir kardeşi var! Bu yönetmen
Müzik: Han Sang-gi
bir yandan insan zekasının derinliklerine, arzularına ve tahriklerine ulaşırken, diğer
Oyuncular: Lee Eun-shim, Ju
yandan da ayrıntılara iğneleyici bir şekilde dikkat edebiliyor. Bunu yaparken de Jeung-nyeo, Kim Jin Kyu
güncel renklerin kötü tadını, bir kişinin varoluşunu simgeleyen gizli bir şifre olarak
kullanabiliyor.
Filmi şaşırtıcı kılan etkenler, bestecinin ve hizmetçisinin tecrübe ettikleri tutku
nun şiddeti; adam, karısı ve metresi arasındaki aşk üçgeninin mahcupluğu; ve bu
aşk üçgeninin, yönetmenin kullandığı planların alışılmışın dışında uzunluğu, günlük
hayata ait eşyaları pop-art bir şekilde kullanması ya da kadın bedeninin filmdeki
baskın varlığı tarafından her an bozulabileceği, hatta yok olabileceği gerçeği. An
cak filmin şaşırtıcı doğası diğer taraftan hem rahatsız edici hem de keyif verici: gö
rünüşte saçma olan müzik notalarının kullanımı ve duygusallıkla zulmün ilginç bi
leşimi, izleyiciye yeni hislerin kapısını açıyor, hiç beklenmedik olaylar eğlence kay
nağı olabiliyor. Bunun dışında, Kim Ki-young'un, karakterlerinin ruhlarının derinlik
lerini tasviri aynı zamanda Güney Kore toplumunun iç savaş sonrasında yaşadığı
insanlık dışı gelişmeye karşı tutkulu ve yargılayıcı bir tutum ; dünyevi konfora olan
açlığın, halkına getirdiği ruh değişimi üzerine yetkin bir yorum.
Hayno, tutkuyla isyan arasında gidip gelen bir yönetmenin ilk büyük başarısı
dır. Yönetmen, kendi kültürüne ait hor görülmüş kadınlara olan merhametini The
Insect Woman (1972), Promise o f the Flesh (1975), Fire Woman (1970), Beasts
o f Prey (1985) ve Water Lady (1979) isimli filmlerinde tekrar tekrar göstermiştir.
Ancak Kim Ki-young'un filmlerindeki tür çeşitliliği ve melodramdan komediye, kla
sik trajediden fantastik korku filmlerine uzanan referanslar Hayno'nun matrisini
daha da etkileyici kılmakta, sinema tarihine açılan gizli kapıyı aralamaktadır. J-MF
Oyuncular: Anthony Perkins, Vera Robert Bloch'un ürpertici ancak kısa ömürlü Norman karakterini, Ed Gein isimli
Miles, John Gavin, Martin Balsam, VVİsconsin'li bir seri katilden alan romanından uyarlanan Sapık, işyerinden 40.000 do
John Mdntire, Simon Oakland, lar çalan Marlon Crane adlı genç ve çekici bir kadının hikayesini anlatır. Marlon şehri
Vaughn Taylor, Frank Albertson,
terk ederken evli erkek arkadaşıyla beraber yaşamak dışında herhangi bir plan yapma
Lurene Tuttle, Patricia Hitchcock,
John Anderson, Mort Mills, Janet mıştır. Bütün gece yağmur altında otomobil kullandıktan sonra, yol kenarındaki bir
Leigh otele girer. Otelin işletmecisi kaba fakat yakışıklıca bir genç olan Norman'dır (Anthony
Oscar adaylıkları: Alfred Perkins rolü karmaşık bir mükemmeliyetle oynamıştır). Marion, aynı akşam duş aldığı
Hitchcock (yönetmen), Janet Leigh
sırada büyük bir et bıçağı kullanan yaşlı kadın görünümlü biri tarafından ölene dek bı
(yardımcı kadın oyuncu), Joseph
Hurley, Robert Clatworthy, George çaklanır. Filmi ilk kez sinemada izleyen seyirciler bu şok edici sahnede çığlık atmaktan
Milo (sanat yönetmeni), John L. kendilerini alamamışlardır. Hitchcock'un favorisi Bernard Hermann'ın film müziğindeki
Russell (görüntü yönetmeni) haykıran kemanlar bu korkunç saldırıyı vurgular. Daha öne? hiçbir ticari filmde baş ka
rakter filmin ortasında böyle vahşice öldürülmemiştir! Davaya bakmak üzere görevlen
dirilen bir sigorta detektifi olan Milton Arbogast da (Martin Balsam) öldürülür. Mari-
on'un kız kardeşi Lila'yla (Vera Miles) erkek arkadaşı Sam Loomis (John Gavin) Mari-
on'un izini Bates ailesinin evinden otele kadar takip eder. Katilin gerçekte, cinsel ya da
tehditkâr bir hisse kapıldığında kendisini yaşlı annesine benzeterek kadın elbiselerini gi
yen, adam öldürmeye meyilli şizofren Norman olduğunu keşfederler. Filmin sonunda
polis teşkilatından bir psikolog (Simon Oakland) Norman'ın hastalığının sebebini "açık
lasa" da, onu güdümleyen şeyin, aslında rasyonel aklın kavrayabileceğinin ötesinde bir
yerde gizli olduğuna dair çok az kuşku vardır.
Sapık ilk gösterildiğinde, eleştirmenlerden genelde kayıtsız yorumlar aldı. Ancak
ne olursa olsun eleştiriler Michael Povvell'm, yine 1960 tarihli nefretle karşılanan
Peeplng Tom'undan kat kat iyiydi. Buna rağmen seyircinin filme ilgisi şaşırtıcı düzey
deydi, gişelerde uzun kuyruklar oluşuyordu. Hitchcock'un yeni uygula
maya koyduğu "özel kuraT'ı doğrultusunda, filmin açılış jeneriğinin baş
lamasından itibaren sinema salonuna kimse alınmıyordu; bu da filmin
reklamına katkıda bulunuyordu. Şurası kesin ki İngiltere doğumlu yönet
men, Amerika'nın toplum psikolojisine doğrudan hitap etmenin yolunu
bulmuştu: canavarını son derece normal bir insan yapıp; cinselliği, delili
ği ve cinayeti tek bir tekinsiz ve kirli hikayede birleştirerek, sonraki yılla
rın haber başlıklarını önceden tahmin edebilmişti. Sapık'ın başarısının ar
36&?S
dından üç tane önemsiz "devam filmi" çekildi: bir tanesi Perkins'in 1986
yılında bizzat yönettiği film, biri 1987 tarihli "Bates Motel" isimli kısa
ömürlü bir televizyon dizisi, bir diğeriyse Gus Van Sant'ın kötü şöhretli
1998 tarihli "birebir yeniden çekim" denemesidir. Gus Van Sant'ın filmi
renkli çekilmiş olsa da Hitchcock'un siyah-beyaz orijinal versiyonuyla kar
şılaştırıldığında, bu renkler solmaktadır. SJS
Vf -
İtalya (Galatea, Jolly)
87dk, SB
Dili: İtalyanca
Yönetmen: Mario Bava, Lee
Kresel
Yapımcı: Samuel Z. Arkoff,
Massimo De Rita
Senaryo: Mario Bava, Ennlo De
Concini, Mario Serandrei
Nikolai Gogol'un öyküsünden
Görüntü Yönetmeni: Mario Bava
Müzik: Robert Nicolosl
Oyuncular: Barbara Steele, John
Richardson, Andrea Checchi, Ivo
Garrani, Arturo Dominici, Enrico
Olivieri, Antonio Pierfederici, Tino
Bianchi, Clara Bindi, Mario LA MASCHERA DEL DEMONIO (i9 6 0 )
Passante, Renato Terra, Germana
Dominici
İtalya'da La Maschera Del Demonio (Şeytanın Maskesi) adıyla çekilen, İngilizce
versiyonu The Mask o f Satan şeklinde isimlendirilen filmin, ABD'de Robert Nicolasi'nin
usta işi film müziklerinin Lex Baxter'in abartılı caz müzikleriyle değiştirildiği Black Sun
day (Kara Pazar) adıyla, birkaç yıl sonraysa Birleşik Krallık’ta ciddi şekilde makaslanmış
haliyle Revenge o f the Vampire (Vampirin intikamı) olarak ortaya çıkarılmasıyla işler
karışmıştır.
Asıl işi görüntü yönetmenliği olan Mario Bava, görüntü yönetimini üstlendiği film
lerde birçok kez yönetimi devralıp filmi tamamlamıştır. Sonradan yönetmenliğini dev
raldığı filmler arasında Ricardo Freda'nın / Vampiri (1957) ve Caltiki, the Immortal
Monster'ı (1959) vardır; Steve Reeves'in Hercules filminin de ikincil çekimlerini gerçek
leştirmiştir. Bava, kendi filmini çekme şansını yakaladığında, Nikolay Gogol'ün "Vly" ad
lı Rus halk efsanesi hikayesinde karar kılar. Hikaye, 19. yüzyılda kendisini bir anda, te
kinsiz bir Moldovyalı topluluk arasında beş parasız bir halde bulan ve vücudu Asa isim
li bir büyücü tarafından ele geçirilen mirasçı Katja Vajda'ya (Barbara Steele) aşık olan
bir doktoru anlatır.
Senaryo, gizli geçitler, lanetli aileler ve ani ölümlerin alışılageldik bir karışımı olsa
da Bava, filmin her karesini büyüleyici ve korkunç detaylarla doldurmuştur. Film, kafa
larına şeytan maskeleri mıhlanmış cadıların son derece acayip idam sahnesiyle açılır; ve
mezarlarından sürünerek insanları katletmeye giden vampirler gibi pek çok unutulmaz
korkunç görüntüyle doludur. Bolca siyah-beyaz görüntünün yanı sıra, korkutucu müzik
ve içinden kan fışkıran çamur sahneleriyle La Maschera Del Demonio, bir korku filmi
nin yıldızı olan en sıradışı seksapele sahip aktris Steele'i, en iyi filmlerden birinde gör
mek için en iyi fırsat. Rank Zarafet Okulu'ndan mezun olan ve okulla konservatuar eği
timini birleştiren esmer, iri gözlü aktris Steele, Britanya sinemasında ürkütücü bakış
larına uygun çok az rol bulunca, şansını yabancı ülkelerde denemek zorunda kalmıştı.
Steele, Federico Fellini'nin S’/z'unda (1963), Sophia Loren parodisi rolünden önce,
60'lı yıllarda İtalyan korku filmlerinin kraliçesiydi. Hangi isimle olursa olsun, La Masc
hera Del Demonio, İtalya'dan çıkmış en iyi gotik korku filmi. KN
İngilizce adı: Revenge o f the
Vampire / Black Sunday
Britanya (Anglo-Amalgamated,
Michael Powell)
Michael Powell'in kariyerini mahveden kötü şöhretli filmi Peeping Tom'da (Rönt 101 dk, Eastmancolor
genci), kameranın saldırgan bir obje olarak kullanımı filme rahatsız edici bir hava kat Yönetmen: Michael Powell
mıştır. Mark Lewis (Carl Boehm) isimli bir genç, kendisini kadınlara belgesel yönetme Yapımcı: Michael Powell
ni olarak tanıtır. Ancak kamerasının içinde, filme aldığı kişiyi öldürmek için kullandığı Senaryo: Leo Marks
Görüntü Yönetmeni: Otto Heller
sivri uçlu bir metal vardır. Bu durumu, filmin başında kameranın vizöründen görerek
Müzik: Brian Easdale, Angela
tanık olduğumuz sinir bozucu cinayet kaydıyla öğreniriz.
Morley, Freddie Phillips
Hiç şüphesiz Mark bir canavardır ancak Powell onu en azından biraz daha sempa
Oyuncular: Karlheinz Böhm,
tik gösteren sorunlu çocukluğuna ait parçaları ifşa eder. Sadist babası, Mark üzerinde Moira Shearer, Anna Massey,
psikanalitik deneyler uygulamak üzere, uyurken filme almak, uykusundan uyandırmak Maxine Audley, Brenda Bruce,
Miles Malleson, Esmond Knight,
için gözüne ışık tutmak ve yatağına kertenkele atmak gibi metotlarla ona eziyet et
Martin Miller, Bartlett Mullins,
mektedir. Daha sonra Mark'ı, babasının ikinci evliliğinin görüntüleriyle birleştirdiği ölü Michael Goodliffe, Nigel
annesiyle poz verdiği görüntülerle görürüz. Mark için seks, ölüm, aşk ve nefret tek bir Davenport, Jack Watson, Shirley
duygudur ve kamera bu geçici duyguları yakalayabilen tek nesnedir. Mark, bilinçaltın- Anne Field, Pamela Green, Brian
Wallace
dan gelen şiddet ve onunla çatışmakta olan tahrik hissini sadece bu duyguların bileşi
mi ve kamerasıyla bağdaştırabilmektedir.
Belki de izleyiciyi filmden soğutan etken, filmin konusunun muğlak dürtüleri ya da
Powell gibi sevilen bir yönetmenin yüzünü karanlık ve şaşırtıcı konulara çevirmiş olma
sı gerçeğiydi. Ancak bu etken, filmin izleyiciyi Mark'ın cinayetlerine kolaylıkla suç orta
ğı yapması ve sapkın iğrençliklerini onaylatmaya kadar ileri götürmesi olarak da kabul
edilebilir.
Esasen, Powell bu sapkın hikayesini, diğer nispeten masum filmlerine eklediği ma
haretiyle sunmuştur. Filmin renkleri, öyle olmasını en az istediğimiz anda dahi canlıdır.
Film, Alfred Hitchcock'un sarsıcı siyah-beyaz filmi Sapık'la (1960) karşılaştırırıysa da
"güçlü" Peeping Tom daha güncel ve korkutucudur. Bir çılgının zihninin derinliklerine
doğru itiliriz, ancak Powell bize oradan çıkacak
kolay bir yol sunmaz. JKI
ABD (Mirisch) THE APARTMENT (1960)
125dk, SB Garsoniyer
Yönetmen: Billy Wilder
Yapımcı: I.A.L. Diamond, Doane Billy Wilder, Amerikan toplumunu kaşındığı yerden kaşımaktan da öte, tırma
Harrison, Billy Wilder
lar. David Lean'in Brief Encounter'ından (Kısa Tesadüfler, 1945) ilham alan Wil
Senaryo: Billy Wilder ve I.A.L.
der, zina yapan çiftlere dairesini garsoniyer olarak ödünç veren "üçüncü kişi"nin
Diamond
hikayesini anlatabilmek için on yıl boyunca sansür uygulamasının gevşemesini bek
Görüntü Yönetmeni: Joseph
LaShelle lemek zorunda kalmıştır. İlginç bir şekilde, bu hassas konusuna rağmen film, En iyi
Müzik: Adolph Deutsch Film, Yönetmen ve Senaryo dahil olmak üzere beş Oscar kazanmış ve pek çokla
Oyuncular: Jack Lemmon, Shirley rınca yönetmenin son gerçek "gerçekçi" filmi addedilmiştir.
MacLaine, Fred MacMurray, Ray Bazılarıysa Jack Lemmon'ın oynadığı, çalıştığı büyük sigorta şirketinde kolay
Walston, Jack Kruschen, David
ca terfi edebilmek için patronlarına karılarını aldatmalarında yardım eden C.C. Bax
Lewis, Hope Holiday, Joan Shawlee,
Naomi Stevens, Johnny Seven, ter karakterinin ahlaksızlığını eleştirmişti. Ancak Wilder'in gündelik yaşama ait ka
Joyce Jameson, Willard Waterman, rakterlerini oynamaya alışkın olan Lemmon, rolüne merhametle yaklaşır. Filmin so
David White, Edie Adams nunda Baxter'in, daha en başından belli olan ve inisiyatifi dışında gelişen bir duru
Oscar: Billy Wilder (film), Billy mun içine çaresizce sıkışıp kalan köle misali bir çalışandan başka bir şey olmadığı
Wilder (yönetmen), Billy Wilder,
I.A.L. Diamond (senaryo), Alexandre nı görürüz. Mizahiliğine rağmen, film aslında zamanının Amerikan yaşam tarzını
Trauner, Edward G. Boyle (sanat ve cinsel ahlakını inceleyen sert bir toplum eleştirisi. Aynı zamanda, en ufak nüfuz
yönetimi), Daniel Mandell (kurgu) sahibi birinin bir diğerini çıkarı için kullanabildiği kapitalist sistemin temel yozlaşma
Oscar adaylıkları: Jack Lemmon sına karşı güçlü bir saldırı.
(erkek oyuncu), Shirley MacLaine
Garsoniyer, çeşitli türleri hünerli bir şekilde harmanlar, ancak genele baktığı
(kadın oyuncu), Jack Kruschen
(yardımcı erkek oyuncu), Joseph mızda; film bir taşlama olarak başlar, güçlü bir drama dönüşür ve romantik kome
LaShelle (görüntü yönetmeni), di olarak biter. W ilder ve I.A.L. Diamond'ın titizce kurduğu yürek burkan senaryo;
Gordon Sawyer (ses)
The Seven Year Itch'in (Yaz Bekarı, 1955) sinemaskop olarak, oldukça karanlık, si-
Venedik Film Festivali Shirley
yah-beyaz etkileyici görüntülerle perdeye aktarılmış bir tür devam filmi olarak dü
MacLaine (Volpi kupası—kadın
oyuncu), Billy Wilder (Altın Aslan şünülebilir. Erkekler, yaz tatilini fırsat bilip karılarının yokluğunda ilişkiye girdikleri
adaylığı) metreslerini, daha sonra terk eder. Fran Kubelik de (Shirley MacLaine) bu talihsiz
kızlardan biridir; ona göre ilişkiler sadece bir tür tüketim metası değildir. Sonunda,
Baxter nihayet bu yalnız kıza duyduğu aşkla içinde bulunduğu durumdan kurtulur
ancak gene de film aşırı duygusallık hissi vermekten kaçınır.
Görünüşte Wilder, MacLaine ve Lemmon'ın muhteşem bir
çift olduğunu düşünmese de izleyicilerin bu görüşün karşısın
da durması gayet mantıklı olacaktır. FL
ABD (Bryna) SPARTACUS ( i9 6 0 )
196dk, Technicolor Spartakiis
Yönetmen: Stanley Kubrick
Yapımcı: Kirk Douglas, Çekimler başladıktan kısa süre sonra filmin yıldızı Kirk Douglas, bu epik filmin İlk yö
Edward Lewis
netmeni Anthony Mann'ı kovmuştu; ancak onun çektiği, çölde geçen bazı sahneler, son
Senaryo: Dalton Trumbo
kurguda yer alır. Howard Fast'in yazdığı, antik Roma'da geçen bir köle ayaklanması öykü
Howard Fast'in romanından
Görüntü Yönetmeni: Russell sünü hayata geçirmek henüz 2001: A Space Odyssey"! (2001: Bir Uzay Macerası) çekme
Metty, Clifford Stine miş olan Stanley Kubrick'e düşmüştü ve bu görevi senatodaki güç mücadelesini anlatan
Müzik: Alex North sahnelerle, köleler arasındaki kardeşliği birlikte montajlayarak, büyük bir başarıyla tamam
Oyuncular: Kirk Douglas, Laurence ladı.
Olivier, Jean Simmons, Charles
Spartaküs (Douglas), olayların merkezinde yer alan ve kendisi gibi pek çoklarını, on
Laughton, Peter Ustinov, John
Gavin, Nina Foch, John Ireland, ları baskı altında tutanlara karşı ayaklanmaya sevk eden köledir. Ayaklanan kölelerin ara
Herbert Lorn, John Dali, Charles sında, yakışıklı oğlanın kayıplara karıştığını öğrenince pek de memnun olmayan Romalı
McGraw, Joanna Barnes, Harold
Marcus Crassus'un (Laurence Olivier) gözdesi genç Antoninus (Tony Curtis) da bulunur.
Stone, Woody Strode, Peter Brocco
Film yapılışından 30 yıl sonra yeniden elden geçirilirken, 1960'da eşcinsel göndermeleri yü
Oscar: Peter Ustinov (yardımcı
erkek oyuncu), Alexander Golitzen, zünden çıkartılan ve efendiyle kölesi arasındaki ilişkiyi daha iyi açıklayan bir banyo sahne
Eric Orbom, Russell A. Gausman, si, Olivier'nin eksik diyaloglarını Anthony Hopkins'in seslendirmesiyle, kurguya eklenmişti.
Julia Heron (sanat yönetmeni),
Kubrick ayaklanma ve savaş sekanslarını büyük başarıyla sahneler ancak duygusal
Russell Metty (görüntü yönetmeni),
Valles, Bill Thomas (kostüm) sahneleriyle tanınmayan yönetmen adına en büyük sürpriz filmi bitirişidir. Yürek paralayan
Oscar adaylıkları: Robert bu anlarda, Spartaküs kendisini izleyen adamlarla birlikte çarmıha gerilmiş halde ölürken,
Lawrence (kurgu), Alex North aşkı Varlnla (Jean Simmons) çocuklarını havaya kaldırıp ona gösterir. Muhteşem! JB
(müzik)
Oyuncular: Anouk Aimée, Marc Michel Legrand'ın caz müziğine, olay örgüsünü, betimlemeleri ve filmin havasını
Michel, Jacques FJarden, Alan belirler.
Scott, Ellna Labourdette, Margo Çekici ama bilmecemsi kabare dansçısı ve bekar anne Lola'nın (A nouk A i
Lion, Annie Duperoux, Catherine
mée) uzun süredir uzakta olan gerçek aşkının yurt dışından dönmesini beklerken
Lutz, Corinne Marchand, Yvette
Anziani, Dorothée Blank, Isabelle birkaç talibi arasında tercih yapmayı ertelemesiyle gelişen romantik çemberi önem
Lunghini, Annick Noël, Ginette siz diye bir kenara itmek hatalı olur. Bütün canlı yan gelişmelere, Raoul Coutard'ın
Valton, Anne Zamire daireler çizen zarif kamera hareketlerine (film Max Ophüls'e adanmış hoş bir çalış
madır), neşeli melodilere ve inanılması güç tesadüflere rağmen, Lola mutluluğun
geçiciliğinin ve aşkın güçlüklerinin ve olanaksızlığının dokunaklı bilinciyle yüklüdür.
Biçimsel olarak da film ilk görünüşünden daha karmaşıktır, ikincil karakterlerin ço
ğu, filmin merkezinde yer alan çiftin etkili çeşitlemeleri olarak okunabilir. Bu arada
Anouk unutulmazdır. GA
göre daha karmaşıktır ve oyunculuklar genelde önceki filme göre daha iyi ama
Uluslararası Berlin Film
Festivali: Michelangelo Antonioni
sonrakindeki kadar iyi değildir. 24 saatten kısa bir süreyle kısıtlanmış asgari düzey (Altın Ayı)
deki olay örgüsü, başarılı romana Giovanni Pontano (Marcello Mastroianni) ve
İngilizce adı: The Night
hüsrana uğramış karısı Lidia (Jeanne Moreau) arasındaki tutkunun tükenmesiyle il
gilidir. Filmin en iyi kısımları başıyla sonunda toplanır
ve roman yazarının ölüm döşeğindeki bir arkadaşını
(Bernhard Wicki) ziyaret ettiği hastanedeki nemfo-
man bir hastayla kısa süreli karşılaşmasını ve bir sana
yicinin kızıyla (Monica Vitti) bir partide yaşadığı daha
uzun süren karşılaşmayı içerir. Bu karşılaşmaların ikisi
de yazarın değişen dürtülerini ve ruh halini ön plana çı
karır. Her iki sekans da Antonioni'nin mizansenlerini,
olay örgüsünün en karmaşık, duygularınsa en incelikli
olduğu noktada gösterir. Buna karşılık filmin muhte
melen en zayıf olduğu kısım, Lidia'nın Milan'da yaptığı
uzun yürüyüştür. Bu sekans, ruh halini yansıtması için
kullanılan ama daha çok Ingmar Bergman'ın 1960’ la-
rın başlarında bazı sinemacılar üzerinde bıraktığı kötü
etkileri gösterdiği ileri sürülebilecek sembolik detaylar
la doludur. Ancak arada bir şüpheye düşürse de bu
film genelde ve haklı bir biçimde Antonioni'nin en ve
rimli dönemi olarak kabul edilen sürece aittir ve çarpı
cı ustalığının kanıtları baştan sona mevcuttur. JRos
Fransa (Carrosse, Sédif)
JULES ET JIM (1962)
10Odk, SB Jules ve Jim / Unutulmayan Sevgili
Dili: Fransızca
Yönetmen: François Truffaut Kadın her parmağına yüzük takıyordu. O şarkıyı söylüyordu. Bir bıyık ve bere
Yapımcı: Marcel Berberí takıyordu ve savaş yaklaşırken biri Fransız, diğeri Alman İki adamı seviyordu. Önce
Senaryo: Jean Gruault, François sinde, sonrasında ve o esnada pek çok başka adamı da sevecekti ve mutluluğun
Truffaut
kıvrımlı yollarından bisikletler hızla geçiyordu. Sonunda ölüm vardı. Bay Jules (Os
Henri-Pierre Roché'nin romanından
kar Werner) ve Bay Jim (Henri Şerre) sinemanın modernitesinin büyülü yazına bir
Görüntü Yönetmeni: Raoul
Coutard kapı açmışlardı ama kendileri bir başka modernitenin yazından geliyordu. Henri-Pİ-
Müzik: Georges Delerue erre Roche'nln bu öyküyü yaşadığı ve günlük biçiminde yazıya geçirdiği 20. Yüzyıl
Oyuncular: Jeanne Moreau, başlarında yaşanan bir modernitedeydi bu. Onlar kapıyı açtı ve Catherine (Jeanne
Oskar Werner, Henri Serre, Vanna Moreau) zarafetle, güçle ve insanlığına duyduğu inançla ışıldayarak, o kapıdan hız
Urbino, Boris Bassiak, Anny Nelsen,
la geçti. Köprüdeki bütün yarışları kazanacaktı; köprünün tam ortada sona erdiği
Sabine Haudepin, Marie Dubois,
Christiane Wagner, Michel Subor yarışları bile. Bir trajedi olmalıydı ama "kaba güldürü" olarak sunulmuştu.
Jules ı/e Jim'i asla seslendirilmiş haliyle İzlemeyin; François Truffaut'nun dış se
si insanı okşayarak geçen ve bir dünyayı yok ederken bir diğerinin ortaya çıkması
nı sağlayan bir rüzgar gibidir. Siyah-beyaz sinemaskopun güzelliği neredeyse, fil
min malzemesi olan canlı ve zarif enerjiyi aktarmaya yetecek denli büyük, hassas
ya da nüanslı, kökenine bağlı ama gerektiğince çağdaş, yeterince kontrastlı değil
dir. Moreau'ya bakın! Ne kadar da güzel! Truffaut ona aşıktı (nasıl olmasın kİ?).
Jules ve Jim bu aşktan doğmuştu; oyuncusunu filme alan yönetmenin bariz mut
luluğu olmasa, birbirlerine verdikleri güç olmasa, bu filmin yapılması imkansız olur
du. Moreau kareden her çıktığında hüznün gölgesi, her geri dönüşünde mutluğun
coşkusu ve tutku kendini hissettirir.
Sinema kaydetme sanatıdır, sadece nesnelerin değil aynı zamanda görsel bi
çimlerin ve seslerin kaydedilmesi sanatı. Ayrıca güçlü duyguların ürünü olan çarpı
tılmış gerçekliğin kaydedilmesinin. Jules ve Jim sadece böylesi, alışılmadık derece
de çarpıtılmış bir gerçekliğin kaydını tutar. Savaş gelmek üzereydi, tıpkı yanılsama
ve ölüm gibi. Film bundan haberdardı; siyah beyaz renkleri aynı zamanda yasın
renkleridir. Bu aynı zamanda Truffaut'nun üçüncü filmiydi ve hâlâ Yeni Dalga'nın
özgün dürtülerine göre çekilmişti. Ne var ki otobiyografik ve çocukları merkez alan
Les 400 Coups'un (400 Darbe, 1959) ve avangard, virtüöz işi bir oyun olan Piya
nisti Vurun'un (1960) ardından Jules ve Jim, Truffaut ve suç ortaklarının dünya si
nemasında başlattıkları devrimin genç ve yıkıcı enerjisini yitirmeksizin, daha yetiş
kinlere özgü ve ılımlı bir yol tutturur. En azından bu kısa an içerisinde yaşanan bu-
dur. Truffaut'nun üçüncü filmi, bir daha asla yaşanmayacak bir kargaşa anını, ge
leceğe sıçranılan bir anı, sevgiyle canlı tutar. J-MF
mıştı. Lewis The Ladies M a n'de, eşine nadir rastlanan bir mizansen yaratma usta
Görüntü Yönetmeni:
W. Wallace Kelley
lığı sergiler. Pek az kişi bir film karesinde yer alan öğeleri böylesi bir beceriyle ve
Müzik: Jack Brooks, Walter Scharf,
tam anlamıyla mükemmel bir komedi zamanlamasıyla yerleştirebilir. Bunun en ün Flarry Warren
lü kanıtı, sadece kadınların kabul edildiği pansiyonun çok sayıda sakininin uyanıp, Oyuncular: Jerry Lewis, Helen
sabah ritüellerini yerine getirdiği inanılmaz sahnedir. Dikkat çekici tek bir çekimle Traubel, Kathleen Freeman, Hope
farklı odalarda kalan genç kadınların saçlarını taramasını, korno(!) çalmasını izleriz. Holiday, Lynn Ross, Gretchen
Houser, Lillian Briggs, Mary
Bunlar olurken kamera ünlü yarısı kesilmiş "bebek evi" biçimindeki sette vinçle iler
LaRoche, Madlyn Rhue, Alex Gerry,
ler. Kadınların hareketleri müzikle aynı tempodadır ve gösterişli ortamla mükem Jack Kruschen, Vicki Benet, Pat
mel bir uyum gösterir. Bunun sonucunda canlı renklerle ve psikoseksüel bir çılgın Stanley, Dee Arlen, Francesca
lıkla sergilenen, 1960'ların kadınsılık anlayışının komik bir resmi geçidi ortaya çıkar. Bellini
Buna Jerry'nin en uçarı ve tuhaf performanslarından birini ve bir yönetmen
olarak, tıpkı tuhaflığıyla ünlenmiş "Örümcek Kadın" sekansında olduğu gibi, ger
çekliği ilk fırsatta sevinçle askıya alma istekliliğini ekleyin. The Ladies Man aynı za
manda sinemanın en başarılı (benim beğenime göre) "yavaş yavaş patlama" süre
cini de İçerir. Film yalnızca Jerry Lewls'ln güldürü tarzı değil aynı zamanda Ameri
kan filmlerinde mizansenin kullanılışı açısından da bir doruk noktasıdır. EdeS
İsveç (Svensk) SASOIVl I EN SPEGEL (1 9 6 1 )
89dk, SB
Dili: İsveççe Daha sonra Bergman'ın Tanrı'nın sessizliği üstüne oda üçlemesi olarak anıl
Yönetmen: Ingmar Bergman maya başlanan filmlerinin (yönetmen arada sırada sözü edilen filmlere böylesi bi
Yapımcı: Allan Ekelund
çimsel bir yaklaşım benimsenmemesini tavsiye etmiş olsa da) ilki olan Sâsom i en
Senaryo: Ingmar Bergman
spegel (Aynadaki Gibi) yanıltıcı bir biçimde, hiçliğin ortasında belirircesine, mutlu
Görüntü Yönetmeni: Sven
Nykvist luk ve birliktelik hissi uyandıran çınlayan kahkahalar atarak denizden çıkan dört ki
Tema müziği: Johann Sebastian şiyle, (Kârin (Harriet Andersson], kocası Martin [Max von Sydow], babası David
Bach [Gunnar Björnstrand] ve ergenlik çağındaki kardeşi Minus [Lars Passgârd]) başlar.
Oyuncular: Harriet Andersson,
Tatildedirler (aslında bu Bergman'ın daha sonra evi haline gelen Faro adasında
Gunnar Bjömstrand, Max von
Sydow, Lars Passgârd çektiği ilk filmidir) ve gün batarken havaya gevşemiş ve zevk veren bir ruh hali ha
Oscar: İsveç (yabancı film) kimdir; ailenin içinde barındırdığı umutsuzluğu, şüpheleri ve bölünmüşlüğü yavaş
Oscar adaylıkları: Ingmar yavaş, film tam bir gün sonra gerçekleşecek olan karanlık sonuna doğru ilerlerken
Bergman (senaryo)
öğreniriz.
Uluslararası Berlin Film
Festivali: Ingmar Bergman (OCIC Bu süre içinde Kârin atlatmaya başladığını düşündüğü akıl hastalığının tedavi
Ödülü), (Altın Ayı adaylığı) sinin olmadığını öğrenir; Martin Kârin'e duyduğu onca sevginin sanrılarını engelle
yemeyeceğini keşfeder; David işini ailesinden önde tuttuğunu (başarılı bir yazardır)
ve bütün çabalarına rağmen değişemeyeceğini itiraf eder; zaten ergenlik çalkantı
İngilizce adı: Through a Glass
Darkly larını yaşamakta olan Minus, Kârin'in gitgide şiddetlenen çılgınlığına kapılır ve Tan-
rı'nın kendisini gösterip, ihtiyaç içinde oldukları bu dönemde on
lara yardım edeceğini uman Kârin, Tanrı soğuk, taşlaşmış yüzü
nü bir örümcek olarak gösterdiğinde yıkılır. Bu dehşet verici sah
ne (örümceği görmeyiz sadece Kârin'in, Tanrı'nın hayali ziyare
ti karşısında verdiği aklı başından gitmiş tepkiyi görürüz) hem
öykünün doruk noktasını hem de katışıksız yoğunluğuyla Berg-
man'ın diğer filmlerinin bile düzeyine erişemediği, mükemmel
biçimde yoğrulmuş bir öykünün mantıklı tem atik sonucunu teş
kil eder.
Strindberg'in etkisinin izlerini taşıyan Sâsom i en spegel, bir
avuç karakteri, ıssız bir yerde geçmesi, kapsadığı kısa süre ve
karmaşık olmayan görüntüleriyle (karakterler dışında tek gördü
ğümüz evleri, deniz, gökyüzü, kayalık kıyı ve Kârin'in ilk sinir kri
zini geçirdiği harap bir teknedir) duygusal ve felsefi gücünün et
kisini hiçbir şeyin sulandırmasına izin vermez; Bergman'ın bunu
başyapıtı olan Persona'ya (1966) giden yolun ilk taşı olarak gör
mesine şaşmamak gerekir. GA
CHRONIQUE D'UN ÉTÉ (1961) Fransa (Argos)
85dk, SB
Antropolog Jean Rouch ve sosyolog Edgar M orln'ln birlikte çektiği Chronique Dili: Fransızca
d'un Été, bütün belgesellerin en önemlisi ve en çok anılanıdır. Türün bazı öncüle Yönetmen: Edgar Morin,
rinin (Dziga Vertov ve Robert Flaherty) yarattığı gelenekleri ve teknikleri kullanan Jean Rouch
Rouch ve Morin, 1960'ların başlarında Paris'te, günlük yaşamın kalıplarını ve işle Görüntü Yönetmeni: Raoul
Coutard, Roger Mobilière, Jean-
yişlerini belgeler. O dönemde 16 mm. film ekipmanı ve tekniklerinde meydana ge
Jacques Tarbès
len bazı temel değişikliklerden yararlanan film, gitgide daha hareketli hale gelen
Oyuncular: Marceline Loridan
ve "nesnel" bir aracın sağladığı, ortaya yeni yeni çıkmaya başlayan olanakları ser Ivens, Marilù Parolini, Jean Rouch
giler.
Bazı açılardan Chronique d'un Ffé'nin gözlemci bir üslubu olduğu söylenebi
lirse de film kendi yöntemsel ve ahlaki yaklaşımını durmadan sorgular. Bu açıdan,
filmin "son halinin" gösterilmesini ve eleştirel biçimde tartışılmasını filme dahil ede
rek, Flaherty'nin yaklaşımını geliştirir (o da çekimlerini Nanook o f the North-Kuzey-
li Nanook’a, 1922), konu olan Inuit'lere göstermekte ısrarcıydı). Ayrıca Chronique
d'un Été bize bazen Morin'le konuşan, diğer zamanlarda kamera önünde "var ol
mayı sürdüren" karakterlerinin yaşantısından anlar sunsa da aynı zamanda kendi
sini bilinçli bir biçimde, konu edindiği öznelerin etkileşimli karşılıklarını içine alan et-
nografik ya da antropolojik bir deney olarak damgalar.
Belki de Chronique d'un Ffé'nin en çarpıcı yanı aracısız aktarılan gerçeklik an
larını yakalama başarısından daha çok, gerçeklikle, kameranın varlığıyla dayattığı
gösterinin (ya da bir gerçeklik olarak gösterinin) karışımını, eleştirel biçimde ince-
leyebilme kapasitesidir. Frederick Wiseman'in kamerayı ve yönetmeni silmek için
büyük gayret harcayan belgesellerinin aksine, Rouch'un ve M orin'in filminde her
ikisinin de varlığına ısrarla vurgu yapılır. Böylelikle kamera ve yönetmen, günlük ya
şamın gözlemcilerinden ziyade, bu yaşamın inşasında ve gözler önüne serilmesin
de etkin olarak gösterilir. Bununla birlikte toplama kampından sağ kurtulan Mar-
celllne'in, son derece açık biçimde "kişisel" yorumları eşliğinde Paris sokaklarında
yürümesinde, cinéma vérité türünün yaklaşmakta olan "özgürlüğü"nün izleri sezi
lebilir. Bu film , "dolaysız" sinemanın gücünü ve tekniklerini bir yandan biçimlendi
ren bir yandan da eleştirel açıdan sorgulayan, ileri görüşlü bir çalışmadır. AD
Küçük Bebeğe Ne Oldu?1da sinemanın iki yaşlı aktrisi, yıkılmaya yüz tutmuş Yönetmen: Robert Aldrich
bir film yıldızı malikânesinde birbirlerini mecazi anlamda İlme lime ederken, Sunset Yapımcı: Robert Aldrich, Kenneth
Hyman
Boulevard'm (Sunset Bulvarı, 1950) grotesk anlayışını önemli oranda aşan bir
Senaryo: Lukas Heller
Hollywood Grand Guignol destanı yaratılır.
Henry Farrell'ın romanından
Henry Farrell'ın bir romanına dayanan ve Robert Aldrich tarafından karanlık bir
Görüntü Yönetmeni: Ernest
coşku içinde çekilen Küçük Bebeğe Ne Oldu? tekerlekli sandalyeye mahkum olmuş Haller
ve deli kız kardeşinin insafına kalmış, 1930'ların süper starı rolünde Joan Crawford Müzik: Frank De Vol
ve eski sahne kostümlerini giymekte ısrar eden, durmadan tek başarılıı şarkısını Oyuncular: Bette Davis, Joan
('T ve W ritten a Letter to Daddy") söyleyen ve büyük bir dönüşün hayalini kuran (ve Crawford, Victor Buono, Wesley
filme adını veren) orta yaşa gelmiş çocuk yıldız rolünde Bette Davis için çarpıcı bir Addy, Julie Allred, Anne Barton,
Marjorie Bennett, Bert Freed, Anna
fırsat. Hikaye, Blanche'ı çok uzun süre önce, şöhretinin doruğundayken sakat bıra
Lee, Maldle Norman, Dave Willock,
kan kazanın etrafında döner ve gerçekten beklenmedik birkaç tecelliye dayanır; William Aldrich, Ernest Anderson,
ama sert komedi, hiç kuşkusuz birbirlerinden nefret eden bu iki beyazperde kraliçe Russ Conway, Maxine Cooper
sinin gösterisinden kaynaklanır. Yardımcı oyuncu kadrosunda kâhya kadın rolünde Oscar: Norma Koch (kostüm)
Agnes Moorehead ve Jane'in oyunu için piyanist olarak işe giren fırsatçı rolünde Oscar adaylıkları: Bette Davis
inanılmaz derecede ürkütücü Victor Buono yer alıyor. En gözde an: Bette, akşam (kadın oyuncu), Victor Buono
(yardımcı erkek oyuncu), Ernest
yemeğinde Joan'a tabağın altında pişmiş bir fare İkram ediyor. KN
Haller (görüntü yönetmeni), Joseph
D. Kelly (ses)
Fransa (Pléiade, Pathé) VIVRE SA VIE: FİLM EN DOUZE TABLEAUX (1962)
80dk, SB Hayatım Yaşamak
Dili: Fransızca
Yönetmen: Jean-Luc Godard Genç bir fahişenin kısa yaşamının hikayesini bölüm bölüm anlatan Hayatını
Yapımcı: Pierre Braunberger Yaşamak, Jean-Luc Godard'ın olgunluk dönemi başyapıtlarının İlkidir. En İyi eserle
Senaryo: Jean-Luc Godard rinin çoğu gibi, bu film de alabildiğine analitik ve alabildiğine duyumsal olmasının
Marcel Sacotte‘in kitabından
yanı sıra, Contempt (1963) ve Pierrot le fou'nun (Çılgın Pierrot, 1965) renkli yaz
Görüntü Yönetmeni: Raoul
Coutard manzaralarıyla tezat oluşturacak şekilde sade ve soğuk bir güzelliğe erişir. Vivre sa
Müzik: Michel Legrand vie: Film en douze tableaux'nun başlıca referans noktaları, yönetmenler Carl The
Oyuncular: Anna Karina, Sady odor Dreyer ve Robert Bresson'ın katı tinselliğinin yanı sıra, yitirilmiş sessiz sinema
Rebbot, André S. Labarthe, cennetidir. Kadın kahramanın (Anna Karina), Dreyer'ln sessiz film klasiği Jeanne
Guylalne Schlumberger, Gérard
d'Arc'ın Tutkusu'nu İzlerken kendi şehit edilişini öngördüğü sahnede, bu iki unsur
Hoffman, Monique Messine, Paul
Pavel, Dlmltri Dineff, Peter en çarpıcı şekilde bir araya gelir.
Kassovitz, Eric Schlumberger, Brice Dreyer alıntısı, filmi sağlamlaştıran birçok yarı-özerk metinden biridir (müzik
Parain, Henri Attal, Gilles Quéant, dolabından bir balad, fahişelik üzerine bir kitap, filozof Brice Parain'le bir tartışma
Odile Geoffroy, Marcel Charton
ve Poe'nun The Oval Portrait"ı dahil); film ayrıca 12 bölüme ve kameranın kaydet
Venedik Film Festivali: Jean-Luc
Godard (Pasinettl Ödülü), (Özel Jüri tiği bir dizi farklı biçimsel birime bölünmüştür. Örtüşen ama birbirine uymayan ka
Ödülü), (Altın Aslan adaylığı) lıplarla düzenlenmiş bu unsurlar filmin ana üslubu, dilin yükü ve Godard'ın baş ka
dın oyuncuyla ilişkisi gibi konularla ilgili yan yorumlara yol açar. Anna Karlna'nın
büyük sessiz film yıldızlarının yüzü kadar İlginç yüzü, Vivre sa vie: Film en douze
tableaux'nun çeşitli bölümlerini durağan uyuma kaptırmaksızın sağlamlaştırır.
İngilizce adı: My Life to Live
MR
ABD
HEAVEN AND EARTH MAGIC (1 9 6 2 )
66dk, SB
Yönetmen: Harry Smith Harry Smith belki de Amerikan avangard sinemasının büyük isimleri arasında en
az bilinenidir. Filmleri, simya ve doğaüstüne yönelik geniş kapsamlı bir büyülenmenin
yanı sıra, eski çağların kültürel enkazlarının yeniden keşfini biçimlendirme tekniğini
yansıtır. Smith, 1991'de öldüğünde geride çarpıcı bir The Anthotogy o f American Folk
Music (Amerikan Folk Müziği Antolojisi) ve çoğu tamamlanmamış az sayıda filmden
oluşan bir derleme eserler topluluğu bıraktı. Başyapıtı olan Heaven and Earth Magic,
1950'ler boyunca aralıklarla "tamamlanmıştı."
Filmin anlatısı kasten dolaylı, tartışmalı şekilde gerçeküstücüydü ve genelde kes
melere dayanan hareketleri, çoğunlukla biçim açısından "soyut" ya da simgeciydi. He
aven and Earth Magic, karmaşık bir hikayeye sahip. İzleyici, çerçevenin bir yanından
diğerine ve İçinde dans eden nesneler ve şekiller arasında var olan grafiksel ve çağrı
şımsal bağlantıları yakalayabilir. Smith, filmini hazırlarken mantık ve kesin doğrusallık
süreçlerinden kaçınmayı deneyerek bilinçaltı, otomatik ve simgesel evrenlere girdi. Jo-
seph Cornell gibi Smith de nesneleri, görüntüleri ve sesleri, yeni bağlamlara ve çağrı
şımlara yerleştirmekle ilgilenir. Heaven and Earth Magic, hem Rose Hobart'taki (1936)
uyuşturan ve transa sokan görüntü ve ses bitişikliğine; hem de Cornell'in teşhir kutu
larının girift, elle örülmüş gibi ve dolaylı olarak kişisel niteliklerine benzer. Bu olgu,
Smlth'in daha cesur sanatsal üslubuyla tamamen uyum içindedir. Tamamlanmamış,
son derece özel, büyük oranda daha eski bir dönemden alınmış malzemelerle yeniden
düzenlenmiş bu Victoria çağı katalogunun doğası, açıkça "folk"tur. AD
THE B IRDS(1963) ABD (Alfred J. Hitchcock,
Kuşlar Universal)
119dk, Technicolor
Kuşlar, birçok nedenden ötürü, Hitchcock'un filmleri arasında bir anormallik Yönetmen: Alfred Hitchcock
olarak öne çıkar. Bu nedenlerden biri, yönetmenin geleneksel korku filmine en ya Yapımcı: Alfred Hitchcock
kın çalışmasını yapmış olmasıdır. Ancak belki de tüm filmlerinin en esrarengiz ola
Senaryo: Evan Hunter
Daphne Du Maurier'nln
nı da yine Kuşlar'dır. Kuşlar, birçok yorumu davet eder ama Hitchcock en küçük öyküsünden
bir İpucu vermez. Filmden çıkarılabilecek herhangi bir anlam tasar.ladıysa bile, İştah Görüntü Yönetmeni: Robert
kabartacak (ve alaycı) şekilde ortaya koyduğu dehşet hakkında az açıklama yapar. Burks
Tlppl Hedren (Hitchcock'un uzun sarışın baş karakterler listesinin sonuncusu), Oyuncular: Tippi Hedren, Rod
küçük ve durgun sahil kasabası Bodega Bay'e gelir ve orada bir evcil hayvan ma Taylor, Jessica Tandy, Suzanne
Pleshette, Veronica Cartwright,
ğazasında Rod Taylor'la karşılaşır. Daha sonra Taylor'a sürpriz yapmak için evine
Ethel Griffies, Charles McGraw,
uğrayan Hedren'a’bir martı saldırır kİ bu tüm kasabanın akıbetinin habercisidir: en Ruth McDevitt, Lonny Chapman,
küçük bir uyarı olmaksızın Bodega Bay çıldırmış kuş sürülerinin saldırısına uğrar. Joe Mantell, Doodles Weaver,
Saldırı için açıklama yapılmaz ve kimse güvende değildir. Karakterlerin elinden ge Malcolm Atterbury, John
McGovern, Karl Swenson, Richard
len tek şey, kendilerini binalara kapatarak gizemli ve ölümcül saldırıyı beklemektir.
Deacon
Hitchcock'un, sadist çalışma ahlakının gittikçe artan yoğunluğunu kaldırama
Oscar adaylıkları: Ub Iwerks
yan Hedren'ı neredeyse sinir krizine sürüklediği söylentileri ayyuka çıkar (belki de (görsel efekt)
gözde yıldızı Grace Kelly'nin emekliliğinin ardından yanlış kişiye yönelmiş bir saldır
ganlık). Aslında "kuşlara" (hem hayvan, hem de kadınlar için argo terim olarak) sa
yısız atıfta bulunan Sapık'tan (1960) sonra gelen Kuşlar (Hitchcock'un Daphne Du
Maurier’ nin eserlerine dayanan üçüncü filmi), ilgisini çekmek için çabalayan birçok
kadının arasında tek erkeğin Taylor olmasından da tahmin edilebileceği gibi, belli
belirsiz bir kadın düşmanlığı alegorisi olarak tasarlanmış olabilir.
Ancak Hitchcock'un korkuyu ve korku efektlerini vurgulamasına rağmen, fil
min teması yine de en iyi durumda bile dolambaçlı yapısını korur. Kuşlar, birkaç
mekanik kuş ve birçok gerçek şeyle birleştirilerek her saldırıyı yürek paralayıcı bir
deneyime dönüştüren örtülü çekim kullanımının öncülerindedir. Gerilim, genelde
öten kuşların ve tehditkar kanat çırpışlarının sesleriyle uğursuzca bulanıklaşan bir
tuhaf sesler karışımı olarak tanımlanabilecek (Bernard Hermann'ın denetlediği)
çığır açan elektronik müzikle artırılır. JKI
ABD (Jerry Lewis, Paramount) THE NUTTY PROFESSOR (1963)
107dk Technicolor Çatlak Profesör
Yönetmen: Jerry Lewis
Dr. Jekyll and M r Hyde'ın parodisi olan (bunu daha sonra Eddie Murphy de
Yapımcı: Ernest D. Glucksman,
Arthur P. Schmidt keşfetti) The N utty Professor (Çatlak Profesör), izleyicinin eğilimlerinden, bir ön
Senaryo: Jerry Lewis and Bill ceki on yıllık dönemde olduğu kadar emin olmayan biri tarafından yapılabilirdi an
Richmond cak. The N utty Professor, 1963'te çocuksu komedyen Jerry Lewis'in her iki rolü de
Görüntü Yönetmeni: W. oynayabileceği için fiyakalı bir ciddi adama ihtiyacı olmadığının bir kanıtı ve Martin-
Wallace Kelley Lewis filmlerinin tuhaf bir özeti olarak yorumlanırken, Hyde'ın hayat dolu "Buddy
Müzik: Louis Y. Brown, Walter Love" yorumu Dino’nun kinci bir karikatürü olarak görüldü. Aslında Buddy daha
Scharf
çok Dean Martin'in Rat Pack (Karşı Daire) filmindeki patronu Frank Sinatra gibi oy
Oyuncular: Jerry Lewis, Stella nar ve Lewis de çocukların hoşuna giden ama yetişkinleri çileden çıkaran tatlı
Stevens, Del Moore, Kathleen
komik persona'sının kozasından çıkarak karanlık yönünü sergiler. Jekyll'ın dengi
Freeman, Med Flory, Norman
Alden, Howard Morris, Elvia Julius Kelp, Fredric March'ın 1932'li Hyde'a yaptığı makyaja kinayeli bir selam gön-
Allman, Milton Frame, Buddy derircesine, dişlek Lewis'i sevmeyenlerin onu boğmak istemelerine yol açan
Lester, Marvin Kaplan, David boğulmuş Lewis vızıltısıyla konuşur. Kelp; üniversite dekanının, futbol oyun
Landfield, Skip Ward, Julie Parrish,
cularının, spor salonundaki kaslı adamların (bir başka insan karikatürü Richard
Henry Gibson
Kiel'in de küçük bir rolü var) ve öğrencilerinin hakaretlerini neredeyse mazoşistçe
kabullenirken, sadece güzel sarışın öğrenci Stella Purdy'nin (Stella Stevens) sem
patisini kazanır.
Murphy'nin Buddy Love'ı, Sherman Klump'a yapılan yanlışların intikamını alır
ama Lewis'in Buddy'si öteki benliğini küçümser ve Stella için öylesine tatsız bir
oyun oynar ki Kelp'le alay eden diğer tüm zorbaları geride bırakır. The N utty
Professor, geleneksel Jekyll-Hyde dönüşümünün, Kelp'ln "en hayat dolu" Buddy
olmadan önce bir dizi daha grotesk Hyde tipine dönüştüğü, olağanüstü şekilde
renkli dışavurumcu parodisinden Buddy'nin kasabanın uğrak yeri Purple Pit'te ik
tidarı ele geçirmesine kadar her anıyla Amerikan komedilerinin en huzursuz edici
örneklerinden biri. Jekyll'ın aksine Kelp olanlardan ders alır ama ancak içinde bir
canavar olduğunu kabullendikten sonra. Love'un tüm kampüsün önünde Kelp'e
dönüştüğü final sahnesi fazlasıyla ciddi; ve Cliff Robertson'ın, Charly'nin (1968)
son sahnesinde aptallığa geri çekilmesi kadar yıkıcı. KN
ABD 33dk,
Yönetmen: Ken Jacobs
Genelde New York underground film dünyasının başyapıtlarından biri olarak Oyuncular: Ken Jacobs, Jack
değerlendirilen Ken Jacobs'ın Blonde Cobra'sı, belki de öncelikle ve en önemlisi, Smlth
Jack Smith'in trajikomik performansının büyüleyici bir görsel-işitsel beyanıdır.
1989'da AİDS'den ölen Smith; fotoğrafçı, yazar, yönetmen, aktör ve 1960'larla
70'lerin New York avangard sanat dünyasının eşcinsel esin perisiydi. Jacobs’ ın,
Smith'in Bob Fleischner'la birlikte çektiği malzemeden kurguladığı Blonde Cobra,
Smith'in diğer aktör Jerry Sims'le birlikte etrafta maskaralıklar yaptığı, uzun siyah
boşluklarla bitiştirilmiş sekanslardan oluşur.
Görüntüsüz siyah sekanslar sırasında, Smith'in genizden gelen karakteristik
homurtusuyla fonda film müziğiyle birlikte anlattığı neşeli ve ahlaksız hikayeler du
yulur. Örneğin, küçük bir erkek çocuğun "hedefine ulaşamamış özlemleri"ni itira
fı ve yaşlı bir rahibenin lezblyenllk anılarından oluşan bu hikayelerin aralarına,
Smith'in diğer derin düşüncelerinin (Neden tıraş olayım ki? Yaşamak için hiçbir se
bep bulamazken üstelik?) yanı sıra radyodan parçalar, bir Alman tangosu ve bir
Fred Astaire-Ginger Rogers şarkısı serpiştirilir. Jacobs'ın Blonde Cobra'sı. Smith'in
de ifade ettiği gibi biraz "ağır" da olsa, büyük bir deneysel aktörün doğaçlama
yeteneklerinin çekici bir portresini sunar. MS
şöhretli pek çok meslektaşından daha fazla özgürlük buldu. Shock Corridor (Şok Kori
Senaryo: Samuel Fuller
Görüntü Yönetmeni: Stanley
doru) eski bir klişeye sarılır: Sansasyonel haber peşinde koşan bir muhabir, bir cinaye
Cortez
ti araştırmak üzere tımarhaneye gider, orada umduğundan çok daha fazlasını bulur,
Müzik: Paul Dunlap
aynı biçimde Fuller da basit bir sömürü filminden fazlasını sunmaktadır. Oyuncular: Peter Breck,
Shock Corrldor'un, Stanley Cortez'in (The Magnificient Ambersons-Muhteşem Constance Towers, Gene Evans,
Ambersoniar, The N ig h to fth e Hunter-Caniier Avcısı) kamerası, tımarhaneyi dolduran James Best, Hari Rhodes, Larry
Tucker, Paul Dubov, Chuck
karakterler kadar renkli ve hareketli; kamera sık sık sallanıyor, uzaklaşıyor ve görüntü
Roberson, Neyle Morrow, John
ler siyah-beyazdan renkliye geçiyor. İçlerindeki ruh hastasını çıkarmaya yüreklendirildik Matthews, Bill Zuckert, John Craig,
leri besbelli oyuncu kadrosu sayesinde oyunculuk da aynı şekilde karmakarışık. Şişman Philip Ahn, Frank Gerstle, Rachel
bir adam kendini ünlü bir opera şarkıcısı ilan ediyor, bir nemfoman güruhu vahşi hay Romen
vanlar gibi tüm koğuşun altını üstüne getiriyor, siyahi bir adam ırkçı vaazlar veriyor. Ful
ler filmlerini her zaman sonunun nereye varacağını baştan biliyormuş gibi tasarlamaz
ve bu filmin özündeki avamlık, "B sınıfı" kökenlerini asla yadsımaz ama Shock Corri-
dor'u filmin çarpıcı adına fazlasıyla uygun çılgın bir enerjiyle doldurmuş. JKI
İtalya / Fransa (S.G.C, Nouvelle İL GATTOPARDO (1963)
Pathe, Titanus) Leopar
205dk, Technicolor
Dill: İtalyanca / İngilizce GlüseppeTomassi Di Lampedus'un 1860'larda Sicilya'da geçen romanından Luc-
Yönetmen: Luchino Visconti
hino Visconti'nin uyarladığı kült haline gelmiş bu klasikte, alacakaranlıkta canlanan bir
Yapımcı: Goffredo Lombardo
dünya görkemli bir fresk gibi işlenmiş. Film, İtalya'da "Risorglmento" hareketinden
Senaryo: Suso Cecchi d'Amico,
sonra yaşanan büyük toplumsal değişimi prens Fabrizio di Salina'nın (Burt Lancaster)
Pasquale Festa Campanile,
Massimo Franciosa, Enrico Medioli, hikayesi çerçevesinde anlatıyor: Garibaldi'nin ordusuyla karşı karşıya gelmekten çeki
Luchino Visconti nen aristokratın, ailesiyle beraber Donnafugata'ya İnzivaya çekilmesi gerekir. Salina,
Giuseppe Tomasi Di Lampedusa'nm
kendi sınıfının, dünyanın geri döndürülemez-biçimde değiştiğini kavrayabilen ender bir
romanından
üyesi olarak, burjuvaların temsilcileriyle bir anlaşma yapmaya hazırdır. Kişisel düsturu
Görüntü Yönetmeni: Giuseppe
Rotunno "her şeyin yerli yerinde kalması için bir şeyin değişmesi gerekir"e uygun davranarak,
Müzik: Nino Rota, Vincenzo yeğeni Tancredi Falconeri'yi (Alain Delon) kentin belediye başkanının kızıyla evlendir
Bellini, Giuseppe Verdi meye karar verir. "Leopar" ve "Çakal" arasındaki güç birliği, filmin üçüncü kısmını oluş
Oyuncular: Burt Lancaster, turan düğün sahnesinde kutlanacaktır.
Claudia Cardinale, Alain Delon,
Son derece başarılı bir şekilde yönetilmiş ve görüntülenmiş bu bölümde, filmin
Paolo Stoppa, Rina Morelli, Romolo
Valli, Terence Hill, Pierre elementi, merkezindeki metafor yaşam bulur. Giuseppe Rotunno'nun İnanılmaz görüntü çalış
Lucilla Morlacchi, Giuliano Gemma, ması, sarayın İhtişamını unutulmaz biçimde canlandırır. Bununla birlikte, dekor ve kos
Ida Galll, Ottavia Piccolo, Carlo tümlerin görkeminin ötesinde, sonun yaklaştığı kendini hissettirir. Portreler bile simge
Valenzano, Brook Fuller, Anna
sel çağrışımlar taşır, tıpkı düğün töreni esnasında Salina ailesinin üyelerinin soluk yüz
Maria Bottini
Oscar adaylıkları: Piero Tosi lerine baktığımızda görebileceğimiz gibi. Buna karşılık, kameranın gözü yeni zenginle
(kostüm) rin canlılığını ve görgüsüzlüğünü fark etmemizi de sağlar.
Cannes Film Festivali: Luchino Sinema tarihinin en iyi uyarlamalarından biri olan bu başyapıtın düşünsel ve biçim
Visconti (Altın Palmiye) sel özelliklerini çözümleyebilmek için tonlarca mürekkep harcandı. Bazı eleştirmenler,
Visconti'nin Komünist Parti'yi destekleyen bir aristokrat olduğunu anımsatarak, Le-
opar'ın özyaşamöyküsel çağrışımlarına dikkat çektiler. Yönetmen ve ana karakter ara
sındaki benzerlikler daha da derin, psikolojik bir boyuta taşınabilir; her ikisi de ölümü
saplantı haline getirmiş ve her yerde ölümün gelişini haber veren işaretler sezen kişilik
ler. Visconti bu temaya, daha sonra çekeceği La Caduta degli dei (Lanetliler, 1969),
Morte a Venezia (Venedik'te Ölüm, 1971), Ludvvig (1972) ve "Leopar" Burt Lancas-
ter'ın bir kez daha yönetmenin "öteki ben"ini canlandırdığı 1975 tarihli Gruppo di fa-
miglia in un interno (Aile Toplantısı) gibi filmlerinde yeniden dönecektir. Hiçbir yönet
men Lancaster'ı, Visconti'nin yaptığı gibi, bu kadar aristokrat, seçkin ama aynı zaman
da bu kadar insancıl göstermeyi başaramamıştır. Lancaster'ın muhteşem oyunculuğu
sayesinde Prens Salina, sinema tarihindeki simgesel soylu karakterler arasına katıldı;
bununla birlikte Delon ve bu filmde güzelliği kelimenin tam anlamıyla nefes kesen Cla-
udia Cardinale'nin görkemli rolleri de göz ardı edilmemeli.
Visconti'nin güzel sanatlara ilişkin engin bilgisiyle şekillenen filmin zarif renkleri ve
görsel üslubu, yönetmenin imzası haline geldi. Avrupa'da üretilmiş en pahalı ve şaşa
alı filmlerden biri olan Leopar, kimi eleştirmenlerce "birinci tekil şahsın ağzından anla
tılan tarihsel anıt niteliğinde bir yapım" olmakla suçlanmıştı. Bu suçlamada haklılık pa
yı olabilir ancak bunun kötü bir şey olduğunu söylemek güç. Hem geniş bir izleyici kit
lesini büyüleyen hem de büyük oranda kişiselliğini koruyan bir auteur (yaratıcı yönet
men) filmi, nerede olursa olsun her yönetmenin hayalidir. DD
*■
Brezilya (Sino)
103dk, SB
Dili: Portekizce İtalyan yeni gerçekçiliği dünya sinemasında akıl almaz bir etki yaratmıştı; 1950'le-
Yönetmen: Nelson Perelra dos rln ortalarında, akım İtalya'da sona erdikten uzun zaman sonra, yeni gerçekçiliğin tem
Santos silcileri ve savunucuları dünyanın her yerinde bulunabilirdi. Alex Viany'nin Brezilya'da,
Yapımcı: Lulz Carlos Barreto,
Rlo'da gerçek mekânlarda geçen 1953 tarihli tatlı komedisi Agulha no Palheiro (Sa
Herbert Richers, Danilo Trelles,
manlıktaki İğne), oradaki yeni gerçekçiliğin kesin bir habercisiydi. Viany'nin o filmdeki
Senaryo: Nelson Perelra dos
Santos asistanı, eski hukuk öğrencisi Nelson Pereira Dos Santos, 1955'te, aynı günde meyda
Graciliano Ramos'un romanından na gelen farklı hikayelerin anlatıldığı, Rio'nun cesur bir toplu portresi sayılabilecek Rio,
Görüntü Yönetmeni: Lulz Carlos 40 Graus'u (Rio, 40 Derece) çekecekti. Rio'nun "favelalarının" (gecekondu mahallele
Barreto, José Rosa
ri) çarpıcı derecede duygusallıktan uzak, sert tasvirinin yanı sıra canlı, belgesel havasın
Müzik: Leonardo Alencar
daki kamera işçiliği, bu filmi Brezilya'nın yeni sineması adına bir tür manifestoya dönüş
Oyuncular: Genlvaldo, Gllvan,
türmüştü.
Âtlla lörio, Orlando Macedo, Maria
Ribeiro, Jofre Soares Bu yeni sinema ya da tanındığı adıyla Cinéma Novo, Dos Santos'un beşinci filmi
Cannes Film Festivali: Nelson Vidas Secas'ın gösterime girmesiyle 1963'te nihayet önemli bir kültürel hareket olarak
Pereira dos Santos (OCIC Ödülü), kabul gördü. Graciliano Ramos'un, Brezilya edebiyatının tartışmasız başyapıtlarından
ödülü Les Parapluies de Cherbourg
biri olan, aynı isimli eserinin olağanüstü uyarlaması Vidas Secas, kuraklık felaketinin
ile paylaştı
pençesindeki kuzeydoğuda yaşayan göçmen işçilerden oluşan bir ailenin öyküsünü an
latır. Sık sık Faulkner'la kıyaslanan Ramos'un 1938’de yazdığı eser, her biri, aile birey
lerinden birinin duygusal, bireysel bakış açısından anlatılan iki yıllık bir süreyi İçeren kı
sa bölümlerden oluşur. Dos Santos bu edebi yapıtı büyük bir ustalıkla işler, hatta filmin
en yürek burkucu sahnelerinden birinde, ölmeden önce ailenin köpeğinin aklından ge
çenleri gösterir. Katı bir anlatıdan ziyade olayların ve tesadüflerin bir karışımı olan Vi
das Secas, tıpkı başladığı gibi, aileyi yol üzerinde göstererek biter.
Dos Santos'un bu filmi. Luis Bunuel'in Las Hurdes'ıy\e (Ekmeksiz Toprak) benzer
bir etkiye sahip: soyut ama yine de güçlü bir şeye ulaşmak için "gerçekçiliğin" aşıldığı
nı duyumsarsınız. Karı-koca arasındaki son konuşmada üstü kapalı bir değişim olasılı
ğından bahsedilir ancak o noktada seyirci basit bir çözüm hayal edemeyecek kadar fil
min etkisindedir. RP
Fransa
45dk
Jean-Daniel Pollet'nin 1963'te çevrilmiş Ve büyük kitlelere ilk kez dört yıl sonra Dili: Fransızca
gösterilmiş 43 dakikalık filmi Méditerranée, hâlâ yönetmenin deneysel filmleri arasın Yönetmen: Jean-Danlel Pollet,
da en etkileyici olanı sayılır. Bu filmin Jean-Luc Godard'ın 1963 tarihli filmi Le Mépris Barbet Schroeder
(Nefret) üzerindeki etkisi özellikle ilgi çekici; ve minimalist bir hüner gösterisi olarak et
Senaryo: Jean-Danlel Pollet,
Philippe Söllers
kileyiciliğini hâlâ korumasını, kısmen Pollet'nin kurguya çok fazla zaman ayırabilmiş ol
Görüntü Yönetmeni: Jean-Danlel
masına borçlu. Philippe Sollers'in çağrışımlar uyandıran bir metninin ve Godard'ın Pollet
1965 tarihli Pierrot Le fou'sunun da (Çılgın Pierrot) müziklerini yapan Antoine Duha- Müzik:Antolne Duhamel
mel'in unutulmaz müziklerinin eşlik ettiği filmde, Akdeniz etrafındaki çeşitli ülkelerde
gerçekleştirilmiş çeşitli çekimleri (bir Sicilya bahçesi, bir Yunan tapınağı, bir balıkçı,
ameliyat masası başında bir genç kız) her seferinde ayrı bir sırada ve farklı uzunluklar
da olmak üzere film boyunca sürekli görünür.
Méditerranée, Godard'ın Fransız film dergisi Cahiers du Cinéma için yazdığı en şi
irsel eleştiri yazılarından birine ilham vermişti. 1964'te yazılmış ancak 1967'de yayınla
nan bu metinde Godard film hakkında, "70mm'nln tarifsiz ruhunu soluyan bu alelade
16mm görüntüler dizisinde, yalnızca sinemanın yitik zamana ya da tam tersine dönüş
türebileceği boşluğu keşfetmek bize kalmıştır... Çünkü burada pürüzsüz, dairesel çe
kimler, kumsaldaki çakıl taşları gibi perdede kaderine terk edilmiştir." JRos
ğı süper casus önce kafasında sahte bir ördekle görünür, ardından balıkadam giysisini Görüntü Yönetmeni: Ted Moore
üzerinden sıyırdığında altından mükemmel bir smokin çıkar ve sonra eski "küvete atı
Müzik: John Barry, Monty Norman
Oyuncular: Sean Connery, Honor
lan elektrikli ısıtıcı" numarasıyla kötü adamlardan birini haklayarak, iğneleyici kitabe ni
Blackman, Gert Fröbe, Shirley
teliğindeki sözcüklerinden birini söyler ("çarpıcı"). Eaton, Tania Mallet, Harold Sakata,
Kitaplarda geçen Sovyet SMERSH örgütünün ya da ilk filmlerde yer alan komü Bernard Lee, Martin Benson, Cec
nistlerle ilişkili SPECTRE'nin yerine kötülerin elebaşının Auric Goldfinger (Gert Fröbe) Linder, Austin Willis, Lois Maxwell,
Bill Nagy, Michael Mellinger, Peter
adlı megalomanyak bir milyoner olduğu Altın Parmak, jeopolitik gerçekliklerle dolu
Cranwell, Nadja Regin
dünyadan çizgi romanların dünyasına geçer. Gerçi bu dünyada Çinliler, Batı'nın ekono
Oscar: Norman Wanstall (özel ses
misini sarsmak için kötü adamlardan birine nükleer bomba sağlar. Bu karışıma, altın efektleri)
kaplama kurbanlar, kusursuzca giydirilmiş Koreli güreşçiler (Melon şapka fırlatan Odd-
job rolünde Harold Sakata), acayip bir şekilde isimlendirilmiş kadın kahramanlar (Pussy
Galore rolünde Honor Blackman), lazer ışınlarıyla uygulanan yüksek teknoloji işkence
yöntemleri ve Fort Knox'u soymak yerine yüzyıllar boyunca ışınlara maruz bırakarak,
kötü adamın altın stokunun değerini arttırmak için hazırlanan bir plan da dahildir.
007'yi başarılı kılan bütün öğeler bu filmde tam kıvamında yer alır:
John Barry'nin bestelediği ve Shirley Bassey’nin söylediği çarpıcı film
müziği, bir sürü aygıtla kaplanmış, kurşun geçirmez zırhlı ve fırlatma
koltuklu Aston-Martin, Ken Martin'in tasarladığı muazzam setler (Al
tın Parmak'm inindeki sehpa görevi gören camla kaplı Fort Knox
modeline ve zehirli gaz menfezlerine dikkat edin, bu geniş oda yal
nızca bir kez kullanılmak üzere tasarlanmıştı). Bunlara ek olarak lan
' Fleming'in yabancı aksam olan ve golfte hile yapan birinin alçak ola
cağına dair şüpheci yaklaşımının izlerini ve Sean Connery'le saman
ların arasında kucaklaşmanın Pussy'yi sadece taraf değil aynı zaman
da cinsel tercihini değiştirmeye ikna edeceğini ileri süren dokunaklı
biçimde maço görüşü de bulmak mümkündür. Bu filmden sonra,
Bond serisi kendini tekrar edip durdu. KN
ABD (Puck)
SCORPIO RISING (1964)
30dk, Renkli
Yönetmen: Kenneth Anger Bütün "yeraltı" filmlerinin en etkililerinden biri olan bu 29 dakikalık epik film önce,
Yapımcı: Bruce Byron filmin ve yönetmeninin İsimlerini bir motosiklet sürücüsünün deri ceketinin sırtında zım
balarla yazılmış olarak gösterir, ardından çoğu Brooklyn'de bir motosiklet garajında çe
kilmiş görüntüler üzerine, 1950 sonları ve 1960 başlarına ait, müzik kutularına yaraşır
popüler şarkılar (Elvis Presley'nin "Devil In Disguise", "The Anguish", "My Boyfriend's
Back"i, Ray Charles'ın "Hit The Road Jack"i gibi) çalmaya başlar. Romantik fetiş imgeler
tüm ekranı kaplar: siyah deri, saç ve makine yağı, çıplak gövdeler, parıldayan krom,
oyuncaklar ve motosikletler, çizgi romanlardan ve filmlerden görüntüler (James Dean
resimleri, televizyonda Marlon Brando'nun The Wild One-Kanlı Hücum filminden parça
lar), yüzükler ve amblemler; dar kotları ve sivri kasketleriyle Tom of Finland albümlerin
den fırlamışa benzeyen, poster yakışıklısı edasıyla tembelce uzanan kaslı gençler.
Scorpio Rising olmasaydı, Martin Scorsese pop müziği Mean Streets'te (Arka So
kaklar, 1973) kullandığı gibi kullanamazdı, David Lynch, Bobby Vinton şarkısı “ Blue Vel-
ve fte ki (şarkı bu filmde de kullanılmış) rahatsızlık verici gizli cereyanların farkına vara
mazdı ve aksiyon filmlerinde homoerotizm yüklü baştan aşağı silah kuşanma planlarına
rastlanamazdı. Filmin en tartışmalı, hakkında dava açılmasına neden olan sahnesinde,
Crystals'ın "He's a Rebel" (O Bir Asi) şarkısıyla bir kilisenin pazar okulunda temsil edilen
İsa'nın Yaşamı'nın bulup buluşturulmuş görüntüleri, zekice ama kasıtlı bir kışkırtıcılıkla
bir arada kurgulanır. Böylece Havariler doktrinlere karşı gelen hatta küfreden bir biçim
de kurulu düzeni yıkmayı hedefleyen, afili, hafif eşcinsel eğilimli gençlerden oluşan bir
çete olarak gösterilirken, şarkının sözleri şaşırtıcı biçimde bir vaazı andırır ("ona bütün
sevgimi vermemem için hiçbir sebep yok").
Isa'nın yaşamının, daha sonra Roger Corman'ın The Wild Angels'la (1966) övgü
dolu bir ilahi düzdüğü gamalı haçlarla kaplı motosikletlilerin toplandığı bir nevi cadılar
bayramının görüntüleriyle birlikte mon-
tajlanmasıyla; Mesih'in son günlerini an
latan oyun The Ron Dells'in "Party
Lights"! (Parti Işıkları) eşliğinde sürer.
Ölümü simgeleyen mor peçeli iskeletten
de anladığımız gibi tüm Kenneth Anger
filmlerinde olan sihir, bu filmin de uza
ğında değil.
Bunlara rağmen, yönetmenin diğer
birçok filminden kat kat daha içine
girilebilir bir film bu; ayrıca filmi tuhaf bir
biçimde MTV'yi andırır düzeyde anlaşılır
kılan bir özelliği var: Şarkıların sinema
bağlamında işe yaramaları için (alışılagel-
dik Hollywood müzikallerinde olduğu
üzere) doğrudan kameraya bakarak söy
lenmeleri gerekmediğini gösteriyor. Şar
kılar resmedilebilir, baltalanabilir ve on
lara uygun ya da alabildiğine uygunsuz
görüntülerle daha fazla derinlik kazan
dırılabilir. KN
LES PARAPLUIES DE CHERBOURG (1964) Fransa / Batı Almanya (Beta,
Cherbourg Şemsiyeleri Madeleine, Parc)
87dk, Eastmancolor
Sinema izleyicileri, uzun zaman boyunca müzikalleri, günlük yaşamın yüklerinden Dili: Fransızca
uzaklaştırmayı amaçlayan bir sinemanın en iyi örneği olarak gördüler. Düşünün, duy
Yönetmen: Jacques Demy
Yapımcı: Mag Bodard
gular o kadar kuvvetli ki yalnızca sözcükler onları ifade etmeye yetmiyor; karakterleri
Senaryo: Jacques Demy
şarkı söyleyip dans ettirmeye başlıyor. Jacques Demy'nln Cherbourg Şemsiyeleri müzi
Görüntü Yönetmeni: Jean
kalindeki karakterleri de bu duruma İstisna oluşturmuyor; ancak bu muhteşem melod Rabier
ramda Demy, dansı ve müziği kaçış sinemasının değil, gerçekçiliğin hizmetine sunuyor. Müzik: Michel Legrand
Sonuç da güçlü olduğu kadar derinden dokunaklı. Oyuncular: Catherine Deneuve,
Bununla beraber, Cherbourg Şemsiyeleri, Michel Legrand'ın filme baştan sona ya Nino Castelnuovo, Anne Vernon,
yılan müziklere eşlenen tüm diyalogların şarkılardan oluşması anlamında çoğu müzikal Marc Michel, Ellen Farner, Mireille
Perrey, Jean Champion, Pierre
den ayrılıyor. Sonuçsa, güzel olduğu kadar büyüleyici. Sürekli devam eden müzik gittik Caden, Jean-Pierre Dorât, Bernard
çe daha acıklı bir hal alan öyküye, derinden girmemize İzin veriyor ve durmak bilmeyen Fradet, Michel Benoist, Philippe
şarkılar da oyunculardan son derece samimi ve doğrudan bir performans alınmasını Dumat, Dorothée Blank, Jane
Carat, Harald Wolff
sağlıyor. Catherine Deneuve, Guy (Nino Castelnuovo) adındaki bir tamirciye aşık bir
Oscar adaylıkları: Fransa
genç kız olan Geneviève Emery'yi canlandırıyor. Geneviève ve Guy birbirlerine, sevgile
(yabancı film), Jacques Demy
rinin sonsuza dek süreceğine dair söz veriyorlar ancak Guy'ün karşısına savaş engeli çı (senaryo), Michel Legrand, Jacques
kıyor. Sonrasında Geneviève, hamile olduğunun farkına varıyor ve annesinin dükkanı Demy (müzik), Michel Legrand
(müzik), Michel Legrand, Jacques
nın sahibi olan ve Geneviéve'e karşı onun çocuğunu kendlsininkiymlş gibi yetiştirecek
Demy (film şarkısı)
kadar güçlü duygular besleyen zengin bir kuyumcunun (Marc Michel) evlenme teklifi
Cannes Film Festivali: Jacques
ni kabul ediyor. Demy (Altın Palmiye) ve (OCIC
Geneviéve'in duygusal karmaşası elbette seyircide olabildiğince merhamet duygu Ödülü), ödülü Vidas Secas ile
su uyandırma amaçlı; ve sadece bir defalığına gerçek aşkı Guy'le karşılaştığında, sizin paylaştı
kalbiniz de onunkiyle beraber paramparça oluyor. Ancak Demy asla, filmin basit bir aşı
rı duygusallığa gömülmesine izin vermiyor. Son sahne alabildiğine dokunaklı ama ya
pay değil; ve müzik, karakterlerin hislerini yönetme ve yansıtma görevlerini yerine ge
tirse de, aşırı derecede duygusal bir izlenim bırakmıyor. Cherbourg Şemsiyelerine ya
yılmış acı veren kaçınılmazlık duygusu, en azından filmin büyük cazibesinin nedenini
açıklıyor. Çoğu insan gibi Demy, bütün öykülerin mutlu sonları olmadığını kavramıştı
ve muhteşem oyuncu kadrosu (özellikle son derece inandırıcı ve güzel Deneuve) saye
sinde, bu, dürüstlük, sihir ve olgunluk dolu filmi başarıyla gerçekleştirebilmişti. JK
tepeleri de hiç ummadığınız yerlerde sık sık yer değiştiriyor, kayıp gidiyor, eleniyor,
yıkılıyor. JK
Müzik: Laurie Johnson bardımanı düzenleyecek olanlara ulaşmak için çabalarken diğer yanda Rusları yatıştırmaya
Oyuncular: Peter Sellers, George çalışır, aynı anda etrafındaki danışmanları ve çatlak bilim adamıyla da uğraşmaktadır. Bu, as
C. Scott, Sterling Hayden, Keenan len korkutucu olan hikaye, bir RAF (Kraliyet Hava Kuvvetleri) subayı olan Peter George'un
Wynn, Slim Pickens, Peter Bull,
Amerika'da Red Alert (Kırmızı Alarm), İngiltere'deyse Two Hours to Doom (Kıyamete İki Sa
James Earl Jones, Tracy Reed, Jack
Creley, Frank Berry, Robert O'Neil, at Kala) ismiyle yayınlanmış, ciddi içerikli romanından esinlenerek oluşturulmuştu. Kubrick ki
Glenn Beck, Roy Stephens, Shane tabı çok sevdi ancak halkın her gün yüz yüze olduğu yok olma tehdidi altında ezilmekten, bu
Rlmmer, Hal Galili konuda çekilen belgesel ya da kurgu filmlere duyarsızlaştığını düşünüyordu. Bu nedenle de
Oscar adaylıkları: Stanley
var olan bu küresel yok oluş ihtimalini, şaşırtıcı derecede komik ve kışkırtıcı bir karikatür çize
Kubrick (yönetmen), Stanley
Kubrick (film), Stanley Kubrick, rek anlatacak ve seyirciyi gafil avlayacaktı.
Peter George, Terry Southern Kubrick ve senaryoyu birlikte yazdığı Terry Southern film için, canlandırdıkları karakter
(senaryo) Peter Sellers (erkek le uyuşmazlık gösteren grotesk aktörler seçmişlerdi. Film, konu itibariyle gerçekçi olması ge
oyuncu)
rekirken, oyuncular bununla çelişen absürd bir oyunculuk sergiler. Görüntü yönetmeni Gilber
Taylor'ın başarılı slyah-beyaz çalışması da filmin bu tezat yanını güçlendirir. Kıyamet Günü
Aygıtı hakkında verilen bilgiler, tıpkı Stratejik Ha
va Üssü'nün operasyonları ve B-52 ekibinin uygu
ladığı prosedürler gibi gerçeğe dayanıyor, insan
müdahalesinin önüne geçerek durumu ele alan
bilgisayarlar çok daha muktedir bir hale gelmiş
tir. Korkun! Hem de çok!
Olaylar, üç mekân arasında gelişiyor ve üçü
de birbiriyle iletişim kuramıyor: Burpelson Hava
Üssü'nde, bedensel sıvılar ve komünist komplola
rıyla kafayı bozmuş çılgın general Jack D. Ripper
(Sterling Hayden), “hata koruma" protokolünü
atlatıp bombardıman uçaklarına nükleer silahlar
la Rusları vurmaları emrini verir; odasında tutsak
ettiği RAF subayı Lionel Mandrake (Peter Sellers)
şoktadır. Cüzamlı Sömürge kod adlı B-S2 bom
bardıman uçağının içerisinde; inatçı binbaşı T.J.
"King" Kong (Slim Pickens) ve ekibi (içlerinden
biri, henüz kariyerinin başında olan James Earl)
yaşanan sorun nedeniyle radyo sinyallerini ala
mazlar ve onlara ulaşabilmek için harcanan deli
ce çabadan bihaberdirler. Pentagon'un Savaş
Odası'nda (sanat yönetmeni Ken Adam'ın hazır
ladığı muhteşem sette) Amerikan Başkanı Mer-
kin Muffley (Sellers), taşkın general Buck Turgid-
son (George C. Scott), Sovyet Elçisi de Sadesky (Peter Bull) ve çatlak Dr. Strangelove (bu ro
lü de, Kubrick'in selam gönderdiği Metropolis'in dell bilim adamı Rotwang'a benzer şekilde
Peter Sellers canlandırıyor) Kıyamet'I durdurmaya yönelik nafile bir çaba İçin toplanmıştır.
Sellers’ın insanı gülmekten öldüren bu üç ayrı performansı da efsaneleşmiş; ancak da
ha da önemlisi, bu üç performansın bir araya gelişi, ortaya kusursuz bir oyunculuğun par
mak ısırtan bütününü koymuştur. Filmdeki İki sahne unutulur gibi değil: Biri, ata biner gibi
Hidrojen bombasının üzerine oturan Kong'un kovboylara özgü çığlığını atarak aşağı düşme
si; ötekiyse, çılgın Dr. Strangelove'ın Nazi selamı verip kendi kendini boğmaya çalışan me
kanik koluna hakim olamayışı. Her sahne filmin komik diyaloglarla dolu olduğunu hatır
latıyor, Başkan Muffley'nin özel hattan konuştuğu Moskova'daki Sovyet başbakanına, askeri
üs kumandanlarından birinin "gidip budalaca bir şey yaptığım" itiraf edişiyse, sinemanın
klasikleşmiş monologları arasında. Kubrick, bilgisayara olan aşırı bağlılığımızın doğurduğu
potansiyel tehdit konusuna 2001: A Space Odyssey'de (2001: Uzay Macerası): kurumsal ve
siyasi şiddete The Clockwork Orange'da (Otomatik Portakal); yabani ve gerçeküstücü savaş
çılgınlığı temasınaysa, Full Metal Jacket'ta geri dönmüş; ama hiçbir filminde, blzlerl Dr.
Gar/paşfr'takl kadar güldürmemlştlr. AE
Britanya (Proscenium)
A HARD DAY'S NIGHT (1964)
87dk, SB
Yönetmen: Richard Lester Village Voice gazetesi, başrolünde The Beatles grubu ve müziklerinin bulunduğu,
i Yapımcı: Walter Shenson 1964 yapımı bu Rlchard Lester filmini, "müzik dolabı" filmlerinin Yurttaş Kane'i İlan
Senaryo: Alun Owen etmişti büyük bir heyecanla. Bu biraz zorlama bir benzetme de olsa (ayrıca bu film
Görüntü Yönetmeni: Gilbert Yurttaş Kane'den çok daha komik), filmin, popüler müzik filmleri tarihini değiştirdiği
| Taylor ortada, üverpool'lu oyun yazarı Alun Ovven'ın akıllıca ve gerçekçi senaryosuyla Les-
Müzik: George Harrison, John
ter'ın Ingiliz tarzı gerçeküstücü etkilenimleri sayesinde (The Beatles'ın 1950'lerdeki ko
Lennon, George Martin, Paul
Î McCartney medi idollerl The Goons'la da çalışmıştı), A Hard Day's Night, son derecede başarılı bir
Oyuncular: John Lennon, Paul gençlik grubunun hayatından bir günü alıyor, bunu heyecan verici bir hale sokuyor.
McCartney, George Harrison, Ringo Kamera, neredeyse kendilerini oynayan The Beatles üyelerinin bir günlük koşuşturma-
Starr, Wilfrid Brambell, Norman
casını takip ediyor: hayranlardan kaçarken, öylesine eğlenirken, basının saçma sorula
Rossington, John Junkin, Victor
Spinetti, Anna Quayle, Deryck rını cevaplarken ve günün sonunda da sahnede çalarken. Lester, kamera karşısındaki
Guyler, Richard Vernon, Edward grup üyelerine özgürlük tanıyor. Bu durumdan en çok faydalanansa Ringo Starr; ya
Malin, Robin Ray, Lionel Blair, nındaki küçük çocukla nehir kıyısında geçen ünlü sahnesi, körkütük sarhoş olduğu
Alison Seebohm
gerçeği göz önünde bulundurulduğunda çok daha etkileyicidir.
Oscar adaylıkları: Alun Owen
Lennon, McCartney, Harrison ve Starr, sevimli, biraz asi, zeki, ne oldum delisi ol
(senaryo), George Martin (müzik)
mayan, gösterişsiz ve diğer insanların sahteliklerini anlayabilen kişiler olarak (Melon
şapkalı yaşlı adam Starr'a, "Sizin gibilerin İyiliği İçin savaşta yer aldım," dediğinde;
Starr'ın, "Eminim savaşı kazandığına plşmansındır," demesi gibi), Kuzey Ingiltere
dramlarının gerçekçiliğiyle sunuluyor. Grubun neredeyse (televizyon yapımcılarına,
reklamcılara, genel anlamda otoriteye) her şeye karşı çıkan tavrının parıltılı ve güçlü
müzikleriyle oluşturduğu çelişki, kötü bir etki de yaratabilirdi. Ama bu kombinasyon
tam da amaçlandığı şekilde, hem The Beatles hem de sonrasında gelen ve takdir edi
len "daha genç nesil" lehine büyük bir propaganda şeklini aldı. Her ne kadar A Hard
Day's Night karşı kültür kavramını yaratmak, Hollyvvood'u yok saymak ve Vietnam Sa-
vaşı'nı sonlandırmakla sorumlu tutulamazsa da; özellikle genç nüfusun, filmi son de
rece özgürleştirici bulduğu Amerika'da, gelecekte adlarını duyuracak bazı yetenekli
sanatçılar tarafından da İzlendi ve beğenildi. Ayrıca şarkılar da harika. KK
İL DESERTO ROSSO (1964) İtalya / Fransa (Federiz, Duemila,
Kızıl Çöl Franco Rlz)
120dk, Technicolor
Dili: İtalyanca
Michelangelo Antonioni'nin bu ilk renkli uzun metraj filmi, sinemada renk kullanımı açı
Yönetmen: Michelangelo
sından oldukça önemli bir yere sahip. Antonlonl, İstediği renk paletine ulaşmak için çerçeve Antonioni
ye giren manzaranın tamamını boyatma yolunu seçmişti. Filmin İzleyicileri heyecanlandıran ye Yapımcı: Tonina Cervl, Angelo
niliği, sadece her an kendini hissettiren renk kullanımı değil, aynı zamanda göz alıcı kurgusuy- Rizzoli
du da. II Deserto Rosso, Antonioni'nin en verimli olduğu döneminin son kısmında karşımıza Senaryo: Michelangelo Antonioni,
Tonlno Guerra
çıkıyor: Harikulade üçlemesi L'avventııra (Macera, 1960), La Notte (Gece, 1960) ve L'Edis-
Görüntü Yönetmeni: Carlo Dİ
se'ln (Batan Güneş, 1962) hemen ardından. II Deserto rosso, yönetmenin bu erken dönem
Palma
klasiklerinin seviyesine erişemese de; filmin sahip olduğu ekolojik kaygılar, gösterime girdiği Müzik: Giovanni Fusco, Vittorio
döneme oranla bugün daha İlgi çekici ve düşündürücü: yönetmenin ileri görüşlülüğü ortada. Gelmettl (elektronik müzik)
Monica Vltti, bir fabrikatör olan Richard Harris'e İlgi duyan evli, nevrotik bir kadını (Gu- Oyuncular: Monica Vittl, Richard
Harris, Carlo Chlonettl, Xenia
illana) canlandırıyor. Antonlonl, bilimkurgu filmlerini andıran bir manzara İçerisinde yürüdük
Valderi, Rita Renoir, Llli Rhelms,
çe kadının karşısına çıkan ve onu sarıp sarmalayan ürkütücü endüstriyel biçimler ve renkler Aldo Grotti, Valerio Bartoleschl,
le unutulmaz bir çalışma ortaya koyuyor. Yönetmenin filmlerinde mevcut olan, özsaygı sahi Emanuela Paola Carboni, Bruno
bi karakterleri gibi, kadın da aşkı arar ve anlamak ister; oysa bulduğu şey, seks olacaktır. Fil Borghi, Beppe Conti, Julio
Cotlgnoll, Giovanni Lolll, Hiram
min bir sekansında, Gulliana'nın boşalma sonrası melankolik ve değişken ruh hail, dışavu Mino Madonia, Giuliano Missirlni
rumcu renk kullanımıyla etkileyici bir şekilde ifade edilir. Vedenik Film Festivali:
Ancak filmin belki en büyüleyici kısmı, tanrısal ve ütopik masumiyet hayalinin dile getirildiği se Michelangelo Antonioni (FIPRESCI
Ödülü), (Altın Aslan)
kanstır: Gulliana, üstü kapalı olarak, hasta oğluna, böylesi dertli bir kadınla (filme de adını veren) bu
İngilizce adı: The Red Desert
kızıl çölde bulunmaktansa, bir deniz kıyısında güzel bir kızın yanında olmayı öneriyor. JRos
Venedik Film Festivali: Pier "blues"a uzanan geniş yelpazeli müzik, zekice kullanılarak, kimi sahnelerde duygu
Paolo Pasolini (OCIC Ödülü), (Özel aktarımı konusunda yetersiz kalan acemi oyunculuğun kotarılmasını sağlayıp filme
Jüri Ödülü), ödülü Gamlet ile fazladan bir anlam yüklenmiş oluyor. Pasolinl, bir yandan Hıristlyanlık'ın doğuşu
paylaştı, (Altın Aslan adaylığı) nun etkili ve tatmin edici şekilde anlatıldığı bir film yaparken, diğer yandan da Hı
ristiyanlık'a Marksist bir eleştiri getirmeyi başarıyor. Yönetmenin sonraki filmlerin
deki gibi, İzleyicilerin İnanç ve düşüncelerine saldırmadığı M atta'ya Göre İncil, yine
İngilizce adı: The Gospel
According To St. Matthew bu filmlerde mevcut olan birçok fikri barındırıyor. Daha önce hiçbir filmini seyret
memiş birisi İçin, Pasolinl sinemasına giriş yapmaya oldukça uygun bir eser. RH
DEUS E O DIABO NA TERRA DO SOL (1964) Brezilya (New Cinema,
Copacabana, Luiz Augusto
Glauber Rocha'nın Deus e o Diabo na Terra do Sol'unu (Siyah Tanrı Beyaz Mendes)
Şeytan) gösterime girmeden önce izleme firsatı bulan Brezilyalı bir film eleştirme 110dk, SB
Dili: Portekizce
ni, filmden büyülenip şöyle söyledi: "Aman Tanrım! Ayzenştayn yeniden doğmuş,
Yönetmen: Glauber Rocha
üstelik Brezilya'da!" Brezilya'nın kuzeydoğusundaki, Afrika kökenli Brezilya kültü
Yapımcı: Luiz Paulino Dos Santos,
rünün patladığı Bahia Eyaleti'nde doğan Glauber'ın çocukluğu mistisizm ve Ame Luiz Augusto Mendes
rikan vvestern'lerinin etkisi altında geçti. 20'li yaşlarının başlarında taşındığı Rio de Senaryo: Walter Lima Jr., Glauber
Janeiro'da, kendisini birden bire Yeni Sinema hareketini başlatacak olan genç sine Rocha, Paulo Gil Soares
maseverler arasında buldu. Görüntü Yönetmeni: Waldemar
Lima
Radikal siyasi görüşlere sahip olan birçok çağdaşı gibi, Glauber de Deus e o
Müzik: Sergio Ricardo, Glauber
Diabo na Terra do Sol filminde tarihsel değişimlerin şiddetle olan ilişkisini inceleme
Rocha
arayışındaydı. Brezilya tarihi, ne mutlu ki vahşi ayaklanmalara, darbelere sahne ol
Oyuncular: Othon Bastos, Billy
mamıştır. Sömürgelikten imparatorluğa, imparatorluktan kurulan ilk cumhuriyetle Davis, Geraldo Del Rey, Sonia Dos
rine dek her büyük siyasi değişim nispeten de olsa kan dökülmeden gerçekleştiril Humildes, Mauricio do Valle, Joao
Gama, Mario Gusmao, Yoná
miştir. Rocha filminde, Brezilya'nın iç kesimlerinde çıkan halk isyanı örneklerine
Magalhâes, Marrom, Antonio
odaklanıyor, işverenini, ona sürekli hakaret ettiği için öldüren Manoel (Geraldo Del Pinto, Maria Olivia Rebouças,
Rey), karısı Rosa'yla (Yonâ Magalhâes) birlikte ülkenin bu bakir iç kesimlerindeki Milton Rosa, Regina Rosenburgo,
sertao'lara (yarı kurak, çalılık arazi) kaçmakta buluyor çareyi, ilk önce, Sebastiao Roque Santos, Lidio Silva
(Lidio Silva) adında, siyahi bir mistikle karşılaşıyorlar. Adam, onlara "denizin kara
ya, karanın denize dönüşeceği" kıyamet gününün yaklaştığı kehanetinde bulunu
yor. Sonuçta Rosa, Sebastiao'yu, kilise ve zengin toprak sahiplerinin kiraladığı gi
zemli Antonio das Mortes'se (Maurıcio do Valle) tüfeğiyle mistiğin müritlerini öl
dürüyor. Ardından, Manoel ve Rosa, "sarı şeytan" lakaplı Corisco'yla (Othon Bas-
tos) karşılaşıyor. Hayatta kalmayı başaran tek cangaceiro (halk üzerinde Robin Ho-
od'unkine benzer bir etki yaratan, vahşi görünümlü eşkıyalar) odur. Sonuçta das
Mortes, Corisco'ya ulaşıp onun işini de görür. Manoel ve Rosa'ysa yollarına devam
etmektedir. Ancak asilikleri sürse de artık aradıklarının, ne eşkıyalık ne de misti
sizm olmadığının farkına varırlar.
Neredeyse sıcaklıktan görüntünün kızıllaşacağı kadar göze batacak bir siyah-
beyaz kontrastta çekilen Deus e o Diabo na Terra do Sol, bir tarafta ardı arkası ke
silmeyen çılgın kamera hareketlerini dinamik montajıyla bütünlerken; diğer taraf
ta rüzgar, çığlıklar ve silah patlamalarını, Villa Lobos'un besteleriyle harmanlıyor.
Sonuçta ortaya çıkansa; film in ve betimlediği ülkenin infilak ederek etrafa saçıldı-
ğı hissi: çekimlerin bitişiyle filmin gösterime girmesi arasında geçen süre zarfında,
belki de tahmin edildiği üzere, Brezilya ordusu siyasi bir darbe gerçekleştirerek 20
yıl sürecek bir diktatörlüğü başlattı. RP
Yönetmen: Andy Warhol Andy W arhol'un 1965'te, Anthony Burgess'ın A Clockwork Orange (Otoma
Senaryo: Ronald Tavel tik Portakal) adlı romanının muhteşem ve seksi bir uyarlamasını yaparak (Stanley
Anthony Burgess'in A Clockwork Kubrick'in Otomatik Portakal'ından önce) çektiği bu film, 33'er dakikalık iki ham,
Orange isimli romanından
montajlanmamış siyah-beyaz makaradan oluşuyor. Ön planda, homoerotlk bir sa-
Görüntü Yönetmeni: Andy
domazoşizm var. Bir de Gerard Malanga'nın kusursuzca canlandırdığı genç suçlu
Warhol
Oyuncular: Edie Sedgwick, Tosh Victor karakterinin, polis tarafından "yeniden eğitilişi." W arhol'un uzun süre birlik
Carlllo, Gerard Malanga, J.D. te çalıştığı Ronal TaveTın zekice yazılmış senaryosunda; Vlctor'ın bir adamı hırpa
McDermott, Ondlne, Jacques Potin lamaya giderken, polisin Vlctor'ı hırpalaması; genç suçluların yol açtığı vahşetten
birkaç "örnek"; sado-mazo bir deri maske, uyuşturucular; ve The Supremes'in
"Nowhere To Run" adlı şarkısı eşliğindeki çılgın danslar yer alıyor. Victor'ın "yeni
den eğitilmesi", suç ortağı Doc'ın (dar ve beyaz bir kot pantolon giyen seksi Tosh
Carillo) onunla alay ettiği sadomazoşist bir sahneyi de içeriyor.
Vinyl"\n mükemmelliği, Warhol'un çekim becerisinden kaynaklanıyor. Hare
ketli kamera kullanımı sayesinde tüm sahneler, adeta durmaksızın devam eden
tek bir plan havasında: Ön planda Victor'ın "yeniden eğitilmesi"; arka planda
Doc'ın sadomazoşist aktiviteleri; ortada homoseksüel Ondine; ve belki de en çar
pıcıları, perdenin sağ köşesinde sessizce parlayan Edie Sedgwick. MS
OBCHOD NA KORZE (1965) Çekoslavakya (Barrandov)
Ana Caddedeki Dükkan 128dk, SB
Dili: Çekçe / Slovakça
Belki de Yahudi soykırımı üzerine çekilmiş en acıklı dram olan, Jân Kadar ve Yönetmen: Jân Kadar, Elmar Kloş
Elmar Klos'un yönettiği Ana Caddedeki Dükkan, toplumun bütünü bağlamındaki Senaryo: Ladislav Grosman, Jân
Kadar, Elmar Kloş
bireysel ahlak ve sorumluluk anlayışına değiniyor. Film, bu provokatif konusu yü
Oyuncular: Ida Kaminska, Jozef
zünden Çek otoritelerinin sansürüne takıldı. Oysa ki Alman egemenliğindeki Çe Kroner, Hana Slivkova, Martin
koslovakya'da, Yahudiler ve Yahudi olmayanlar arasındaki ilişkinin doğurduğu Holly, Adam Matejka, Frantisek
önemli insanlık sorularını soran bu film, derin bir umutsuzluk ortasında yeşeren or Zvarik, Mikulas Ladizinsky, Martin
Gregor, Alojz Kramar, Gita
tak bir mutluluğa yönelik ütopik bir umudu keşfediyor.
Misurova, Frantisek Papp, Helena
Filmin kahramanı Tono (Jozef Kroner) adında bir marangoz. Yaşadığı küçük Zvarikovâ, Tibor Vadas, Eugen
kentte onu meşgul eden en büyük sorunu, başının etini yiyen karısı Evelyna (Hana Senaj, Luise Grossova
Slivkova). Kadın, sürüngenleri hatırlatan kardeşi Marcus (Frantlsek Zvarik) gibi Al- Oscar: Çekoslovakya (yabancı film)
manlar'la işbirliği yapıp daha fazla para kazanması konusunda kocasını zorlar. Oscar adaylıkları: Ida Kaminska
(kadın oyuncu)
Tono da cazip bir terfi kazanabilme umuduyla, ufak bir Yahudi dükkanın "Ar
Cannes Film Festivali: Jozef
yan denetimcisi" olmayı kabul eder. Dükkanı, bir hayli yaşlı ve biraz bunamış Ba Kroner, Ida Kaminska (mansiyon)
yan Lautmann (Ida Kaminska) işletmektedir. Tono, dükkanın aslında hiç kâr etme
diğini, dul kadının şehirdeki diğer Yahudilerin desteği sayesinde yaşamını sürdür
düğünü anlar. Kısa süre sonra da yine aynı Yahudiler, Tono'ya kadına göz kulak
olması için para vermeye başlayacaktır. Hayatında ilk defa bir Yahudi'yle vakit ge
çirmek zorunda kalır ama çok geçmeden bu garip ikili oldukça samimileşir. Ama
sonra; Yahudilerin eşyalarını toplayıp "çalışma" kampına yollanmaları emri çıkar.
Başta, Tono yaşlı kadını, zorla dışarıdaki diğer Yahudiler'in yanına yollamaya çalı
şır, kadın direnir. Bunun üzerine, aklı karışan ve paniğe kapılan adam, kadını dola
ba kilitleyip diğer Yahudiler götürülene kadar orada tutmaya karar verir. Bu şekil
de ikisi de paçayı kurtaracaktır. Ancak, nasıl olduysa, kadını dolaba sokmaya çalı
şırken panikleyip oldukça sert davrandığı için kadın ölür. Bayan Lautmann'ın can
İngilizce adı: The Shop on Main
sız bedeniyle karşılaştığında, suçluluk duygusu altında ezilir Tono. Sonunda boynu
Street
na bir ilmik geçirip kendini asar.
Tono, onu çevreleyen ideolojilere
ne kadar ilgisiz kalmak istese de koşulla
rın onu seçim yapmaya ve harekete geç
meye zorladığını öğrenen "herhangi bir
adam"dır. Bu şekilde harekete geçtiğin
deyse, sorumluluk alır ve pişmanlık du
yar; çünkü ideoloji ve yobazlığın ötesin
de bir toplum anlayışına sahiptir. Oyun
culuk ve reji açısından son derece başarı
lı olan Ana Caddedeki Dükkan, Çek Rö- *
nesansı’ nın başyapıtlarından biri. RBP
DOCTOR ZHIVAGO (1965)
Doktor Jivago
Belki de gelmiş geçmiş en iyi sinematografik destandır bu. Boris Pasternak'ın ro
manından David Lean'in uyarladığı film, 20. yüzyıl başındaki Rus halkının mutsuz duru
muna eğiliyor. Feci sonuçlarla biten 1. Dünya Savaşı'nın ardından; Sovyet Devrimi Rus
ya'da eski düzeni yerle bir etmiş, bunun dışında tek yapabildiğiyse, önce iç savaş, ar
dından bitmek tükenmek bilmeyen politik çalkantılar ve anarşi doğurmak olmuştur.
Robert Bolt'un, Doktor Jivago'nun kapsamlı öyküsünü titizlikle sadeleştirdiği se
naryosu, iktisadi ve sosyal dönüşümlerin aralıksız yaşandığı 1930'ların perspektifinden
geriye dönüşlerle anlatılan bir hikayeye dayanıyor: Jivago (Ömer Şerif) saygın bir aile
den gelen, şiire meraklı bir hekimdir. Çocukluk aşkı Tonya'yla (Geraldine Chaplin) cep
heye gitmeden hemen önce evlenir. Cephede hayatının aşkı olacak Lara'yla (Julie
Christie) tanışır. Lara ateşli bir devrimciyle evlidir. Devrim sonrasında Jivago'nun ailesi
sıkıntıya düşer; Jivago iç savaşta Bolşevik bir çetenin doktoru olarak çalışmak zorunda
kalır. Ailesinin hapse atılma ya da daha beterini görme tehlikesine karşı Paris'e kaçmış
olduğunu öğrenir; o da Bolşevikler'in yanından kaçar. O sırada Lara'yla karşılaşır ve
onunla yaşamaya başlar. Hayatının en İyi şiirini de yine bu dönemde yazacaktır. Ancak
iki aşık bir daha buluşamamacasına ayrılmak durumunda kalırlar.
Zorlu ve acıklı aşk hikayesinin kahramanları Christie ve Şerifin, kavuşamayan aşık
lar performansıyla akıllarda yer eden Doktor Jivago'yu unutulmaz kılan olağanüstü se
ABD (MGM, Sostar)
kanslar var: kazak askerlerin kılıç savurarak protestocuların üzerine saldırışı, Jivago'nun
197dk, Metrocolor
Yönetmen: David Lean tüm ülkeyi kat ederek ailesine kavuşmaya çabaladığı sonu gelmez tren yolculuğu, yine
Yapımcı: Arvid Griffen, David Jivago'nun bir kır evinde bekleyen Lara'ya ulaşmak adına aşmak durumunda kaldığı
Lean, Carlo Ponti karakış şartlarındaki coğrafyanın manzarası. Lean çok ünlü, uluslararası oyuncu kadro
Senaryo: Robert Bolt sunu, yan rollerdeki Rod Stieger ve Tom Courtenay'in verimli performanslarının da kat
Boris Pasternak'ın romanından
kısıyla İyi değerlendirmeyi biliyor. Freddie Young'ın görüntü çalışması Rus natürmortu
Görüntü Yönetmeni: Freddie
Young nun tüm tonlarını barındırırken, Maurice Jarre'ın müzikleri, öyküyü olağanüstü bir şe
Müzik: Maurice Jarre kilde tamamlıyor.
Oyuncular: Omar Sharif, Julie Doktor Jivago büyük bir gişe başarısına ulaşmıştı; zaten daha sonraki televizyon
Christie, Geraldine Chaplin, Rod gösterimlerinde de akıllarda yer eden karakterleri, sürükleyici hikayesi ve önemli tarihi
Steiger, Alec Guinness, Tom
olaylara başarıyla ayna tutması sayesinde ilgi toplamayı sürdürdü. RBP
Courtenay, Siobhan McKenna,
Ralph Richardson, Rita
Tushingham, Jeffrey Rockland,
Tarek Sharif, Bernard Kay, Klaus
Kinski, Gérard Tichy, Noel Willman
Oscar: Robert Bolt (senaryo), John
Box, Terence Marsh, Dario Simoni
(sanat yönetmeni), Freddie Young
(görüntü yönetmeni), Phyllis Dalton
(kostüm), Maurice Jarre (müzik)
Oscar adaylıkları: Carlo Ponti
(film), David Lean (yönetmen), Tom
Courtenay (yardımcı erkek oyuncu),
Norman Savage (kurgu), A.W.
Watkins, Franklin Milton (ses)
Cannes Film Festivali: David
Lean (Altın Palmiye adaylığı)
THE WAR GAME (1965) Britanya (BBC)
48dk, SB
İngiltere'ye düzenlenen bir nükleer saldırının yan etkilerini konu alan The War Yönetmen: Peter Watkins
Game (Savaş Oyunu), filmin yapımcısı BBC televizyonunun filmi, "yayınlanamaya- Senaryo: Peter Watkins
cak kadar korkunç" bulması (pek çok gerekçe arasından öne çıkan buydu) nede Görüntü Yönetmeni: Peter
Bartlett
niyle yasaklanmıştı. Bu durum, filmin bir anda ünlenmesini sağladı. Ardından bir
Oyuncular: Michael Aspel, Peter
de Oscar kazanınca Peter Watkins'in en çok bilinen filmi haline geldi.
Graham
Bir haber filmi ekibi tarafından çekilmiş gibi duran sahneler, kamera yokmuş
Oscar: Peter Watkins (belgesel)
çasına görüntülenen belgeselleri anımsatıyor (tek bir el kamerası ve doğal ışık). Venedik Film Festivali: Peter
Hikayenin, görüntü dışı anlatıcısı (donuk bir BBC spikeri sesi), bazen, anlatılan olay Watkins (Özel Ödül)
lar gerçekten de olmuşçasına, kesin tarihler veriyor ve geçmiş zaman kullanıyor.
Sonra bir anda bilgilendirici bir ton takınıyor ya da "ya böyle bir şey olsaydı" tavrı
nı ("Eğer tahliye planları uygulansaydı, bu tür sahneler kaçınılmaz olacaktı", "Bu
Britanya'nın gördüğü barış dolu son iki dakika olabilirdi") benimsiyor. Watkins'in
değişken anlatım teknikleri, filme tıpkı yıkım sahnelerinin tasvirindeki kadar coşku
lu bir hareketlilik katıyor. The War Game, ilk gösteriminden beri gücünü hiç kay
betmemiş bir ustalık gösterisi adeta. C fu
Cezayir / İtalya (Casbah, Igor) küçük bir hırsız olduğu zamanlara, Fransızlar'a karşı silahlı mücadeleye katılmasına
117dk, SB ve yaşayan bir efsane oluşuna gidiyor. Bu sırada Fransız otoriteler de günümüz ge
Dili: Fransızca rilla isyanlarına örnek olan bu asilere, kararlı bir kumandan ve taktikçi (Jean Mar
Yönetmen: Gillo Pontecorvo tin) önderliğindeki paraşütçü birliğiyle cevap veriyor.
Yapımcı: Antonio Muşu, Yacef Bu film için Pontecorvo, Cezayir hükümetinden mali destek almış ve sömürge
Saadi
karşıtı tavrını filmine yansıtmışsa da; yürek parçalayan zulüm ve öç alma sahnele
Senaryo: Gillo Pontecorvo, Franco
rini, her iki tarafın da sıkıntı ve kayıplarını aynı oranda göstererek takdire şayan bir
Solinas
Görüntü Yönetmeni: Marcello tarafsızlıkla yansıtmıştır. Bu sürükleyici filmin en etkileyici sahnelerinden biriyse,
Gatti Kasbah'tan (Arap kesimi) gelen Cezayirli kadınların, kontrol noktalarından birer bi
Müzik: Ennio Morricone, Gillo rer geçip, kendilerini bekleyen hazin sondan habersizce şarkı söyleyip, oyun oyna
Pontecorvo yan Fransız çocukların bulunduğu bir havaalanı bölgesine bombalar yerleştirdiği
Oyuncular: Jean Martin, Yacef şoke edici sahne. Muhteşem ve duygulu film müziği de Pontecorvo ve muhteşem
Saadi, Brahim Haggiag, Samia
Kerbash, Tommaso Neri, Michele Ennio Morricone tarafından bestelenmiş. AE
Kerbash, Ugo Paletti, Fusia El
Kader, Franco Morid
Oscar adaylıkları: İtalya (yabancı
film), Gillo Pontecorvo (yönetmen),
Franco Solinas, Gillo Pontecorvo
(senaryo)
Venedik Film Festivali: Gillo
Pontecorvo (FIPRESCI Ödülü),
(Altın Aslan)
Senaryo: Jean-Luc Godard zinir. Görevi, kayıp Profesör Von Braun'u (Howard Vernon) bulmak ve belki de öl
Paul Éluard'm La Capitale de la dürmektir. Caution önce yerlileşmiş ajan Henri Dickson'la (Akim Tamiroff) ve son
douleur isimli romanından ra da çılgın bilim adamının "aşk" ve "vicdan" kelimelerini hiç duymamış olan kızı
Görüntü Yönetmeni: Raoul Natacha'yla (Anna Karina) karşılaşır. Alphaville, samimi duyguları ölümle cezalan
Coutard
dırılacak bir suç olarak değerlendiren ve korkunç bir yüzme havuzunda törensel bir
Müzik: Paul Misraki
havada gerçekleştirilen toplu infazlarda ısrar eden boğuk sesli bir süper bilgisayar
Oyuncular: Eddie Constantine,
Anna Karina, Akim Tamiroff tarafından yönetilir. He-man kahraman Caution, doğal olarak bilgisayarı (şiirselliği
Uluslararası Berlin Film ni besleyerek) yok eder ve bu arada da kırılgan Natacha'ya kur yaparak kızın uyu
Festivali: Jean-Luc Godard (Altın yan duygularını canlandırır.
Ayı)
Fransız Yeni Dalga akımının güç kaynağı Jean-Luc Godard, pahalı dekorlar ya
da özel efektler olmaksızın bir bilimkurgu yaratmaya koyulur. Filmi akıllıca seçilmiş
Paris mekânlarında çeken Godard; çağdaş otel lobilerinde, neon tabelalarda, ofis
binalarında ve bürokratik bekleme odalarında totaliter bir geleceğin tohumlarını
keşfeder. Başlangıçta Alphaville'in bilimkurguyla ilişkisi, tıpkı Godard'ın Fransız-
Amerikan filmlerinden sevgiyle ödünç aldığı trençkotlu karakterleri ve silah çekme
pozları gibi (Constantine daha önce bir dizi ağır korku filminde yazar Peter Chey-
ney’in Mike Hammer tarzı dedektifi Lemmy Caution'ı canlandırmıştı), pervasız bir
parodi amacı taşıyordu. Ancak Alphaville, döneminin bir ürünü olarak değerlendi
rildiğinde (Philip K. Dick de daha iddialı romanlarda aynı temaları kullanıyordu),
şimdi çok daha gerçek bir bilimkurgu gibi görünüyor; öyle ki bir dizi uyarlamanın
üzerinde önemli etkileri oldu (François Truffaut'nun Ray Bradbury'nin Fahrenheit
457'inden çektiği filmden, Ridley Scott'un Dick'in bir romanına dayanan Bıçak Sır
tı filmine kadar).
Alphaville, birçok Godard filmi gibi, bir saatin sonunda kasten konunun dışı
na çıkar ve iki karakter bir otel odasında oturup dakikalarca tartışır. Serseri Aşıklar
ve N efref'te olduğu gibi, Cautlon'ın Natacha'yı zombllikten kurtardığı bu serbest
konulu sohbet, yersiz gibi görünse de, aslında Godard'ı sohbet sinemasında nere
deyse Joseph Mankiewlcz'in dengi olduğunu onaylayan bir doruk noktası. Film,
alaycı bir mizah ve şiirsel bir ciddilik (bazen ahmaklık) sergiler ve asla eskimeyecek
ender bir fütürist görüş ortaya koyar. KN
CAMPANADAS A MEDIANOCHE (1 9 6 5 ) ispanya / İsviçre (Alpine,
Gece Yarısı Çanları Española)
113dk, SB
Yönetmen: Orson Welles
Orson Welles, Shakespeare'den hep etkilenmişti ve hem Othello'yu, hem de Yapımcı: Ángel Escolano, Emiliano
Macbeth'i beyazperdeye taşıdığı gibi The M erchant o f Venice'in de (Venedik Ta Piedra, Harry Saltzman, Alessandro
ciri) televizyon versiyonunu çekti. Bununla birlikte bu yöndeki en büyük başarısı, Tasca
hiç kuşkusuz IV. Henry oyunlarından uyarladığı Geceyarısı Çanları'dır. Ancak sakın Senaryo: Orson Welles
William Shakespeare'in
sadık bir Shakespeare uyarlaması beklemeyin. Akademik görüşler, Prens Hal'in sar
oyunlarından ve Raphaël
hoş serseri Falstaff'la sadece gençlik çılgınlıklarını tatm in ettiğini, tahta çıktığında Holinshed'in romanından
onu terk etmesinin bunu doğruladığını düşünenler ve şişman şövalyenin terk edil Görüntü Yönetmeni: Edmond
mesinin Hal'in Makyavelvari bir prens olduğunu gösterdiğine İnananlar arasında Richard
ikiye ayrılır. Welles, bu görüşleri dengelemekle uğraşmaz. Onun filmi, IV. Müzik: Angelo Francesco
Lavagnino
Henry'nin Falstaff'ın bakış açısından anlatılan 1. ve 2. Bölümleri'nl konu alır.
Oyuncular: Orson Welles, Jeanne
Falstaff'ın içki İçmesi, hırsızlık yapması, korkaklığı ve açgözlülüğü, suç değil zaaftır. Moreau, Margaret Rutherford,
Welles, şişman şövalye Falstaff'ın iri cüssesinden mutluluk duyar. Eastcheap'teki John Gielgud, Marina Vlady, Walter
komik sahneler, özellikle Gadhill'dekl başarısız soygundan sonrası, tam bir usta İşi. Chiari, Michael Aldridge, Julio Pena,
Tony Beckley, Andres Mejuto, Keith
Hiç kimse Shakespeare'in hazırcevaplığını Welles kadar kusursuzca canlandır- Pyott, Jeremy Rowe, Alan Webb,
mamıştı. Ancak asalet ya da onur olmaksızın, insanların efendilerinin çarpık emel Fernando Rey, Keith Baxter
lerine hizmet etmek İçin öldükleri sefil savaş alanlarında geçen savaş sahneleri çok Cannes Film Festivali Orson
daha dokunaklı. Bununla birlikte, Gece Yarısı Çanları, gerçek zaferini, filmin adını Welles (20. yıldönümü Ödülü),
(Büyük Teknik Ödül), ödülü
aldığı ve Falstaff'ın şamatacı gençliğinden tanıdığı taşralı sulh yargıcı Shallow'la Skaterdater ile paylaştı, (Altın
(Alan Webb) karşılaştığı sahnelerle kazanıyor. Bu karşılaşmaların Shakespeare'in Palmiye adaylığı)
oyununun da ötesine geçen dokunaklılığı gerçekten etkileyici: özellikle artık Kral
V. Henry olan, yaşamının aşkı genç Prens Hal tarafından kovulan Falstaff'ı bekle
yen trajik duygusal kader hakkında hiçbir kuşkumuz kalmamışken. IV. Henry rolün İngilizce adı: Chimes at Midnight
de John Gielgud, Hotspur rolünde Nor
man Rodway, Hal rolünde Keith Baxter
ve hatta Doll Tearsheet rolünde çıkage
len Jeanne Moreau ve Hotspur'ün karısı
rolünde Marina Vlady'den oluşan oyun
cu kadrosu muhteşem. Bir uyarı: diya
logların sonradan yapılan senkronizasyo
nu gerçekten berbat, inanmak için duy
manız gerek. Bunun dışında tam bir baş
yapıt. CM
Britanya (Compton)
REPULSION (1965)
104dk, SB Tiksinti
Yönetmen: Roman Polanski
Yapımcı: Gene Gutowskl, Michael
Klinger, Robert Sterne, Tony Roman Polanski'nln İlk İngilizce film i Tiksinti; sadece cinsel panik çağrışımları
Tenser, Sam Waynberg nedeniyle değil, aynı zamanda sesin ustalıklı kullanımının, seyircileri hayal güçleri
Senaryo: Gérard Brach, Roman ni sayısız şekillerde çalıştırmaya yöneltmesi nedeniyle de hâlâ yönetmenin en kor
Polanski, David Stone kunç ve en huzursuz edici eseri olma özelliğini koruyor. Ayrıca gittikçe açılan geniş
Görüntü Yönetmeni: Gilbert açılar ve alan derinliğinin yanı sıra daha başka görsel stratejiler de kullanarak rüya
Taylor
ların, hayal gücünün ve günlük gerçekliğin aynı süreçte işlendiği öznel ruh halleri
Müzik: Chico Hamilton
nakleden Tiksinti, Polanski'nln İlk siyah-beyaz filmlerinin en dışavurumcu örneği.
Oyuncular: Catherine Deneuve,
Ian Hendry, John Fraser, Yvonne Böylesi bir dışavurumcu üslubun sonuçlarından biri de öykünün geçtiği sıradan
Furneaux, Patrick Wymark, Renee apartman dairesinin gittikçe azap çeken bir bilincin biçim ve kalıbına girmesi.
Houston, Valerie Taylor, James
Catherine Deneuve, erkeklerden korkan ve ablasıyla Londra'da yaşayan, sakin
Villiers, Helen Fraser, Hugh Futcher,
Monica Merlin, Imogen Graham, ve sessiz deli, Belçikalı manikürcü Carole Ledoux rolünde en etkileyici oyunculukla
Mike Pratt, Roman Polanski rından birini sergiliyor. Yan odada sevişmelerinden bile rahatsız olduğu ve korktu
Uluslararası Berlin Film ğu ablasıyla sevgilisi tatile çıkınca, Carole'un korkuları ve apartman dairesindeki
Festivali: Roman Polanski
yalnızlığı, derisi yüzülmüş meymenetsiz bir tavşanın da aralarında bulunduğu piş
(FIPRESCI Ödülü), (Gümüş Ayı—Özel
Jüri Ödülü), (Altın Ayı adaylığı) memiş yemeklerle birlikte iyiden iyiye artar. Ortaya gittikçe şiddetli ve korkunç so
nuçlar çıkarken, Carole'un deliliği daha da belirginleşir.
Tiksinti; anlatı açısından, sadece zaman zaman başarıya ulaşır ve vaka analizi
açısından, bazen çok açık görünür ama öznel kabus açısından, sersemletici bir si
nema eseridir. Ustalıkla ayarlanmış şoklar ve birçok açıdan yavaş yavaş gelişen bir
dehşet duygusuyla oluşturulmuş bu korku filmi; Polanskl'nin daha sonraki korku
filmlerinin çoğu için bir tür şablon oluşturdu. Polanski'nin filmleri, yalnızlık ve klost
rofobiyi ele alırken, 1976 yapımı The Tenant (Kiracı', Polanski başrolü oynamıştı) ve
çeyrek yüzyıl sonrasının The Pianist'i (Piyanist) gibi birbirinden tamamen farklı ça
lışmalar içerir. Yine de Polanski, 1984 yapımı otobiyografisinde, alaycı bir ifadeyle,
kendisi ve ortak yazarı Gérard Brach'ın Tiksintiyi aslında "amacı olan bir araç ola
rak"; daha doğrusu, Deneuve'ün kız kardeşi Françoise Dorléac'm oynadığı, daha
az ticari olsa da çok daha kişisel bir İngilizce film olan Cul-de-sac‘ı (Çıkmaz Sokak,
1966) finanse etmelerine olanak tanıyacak ticari bir başarı olarak gördüklerini yaz
dı JRos
GIULIETTA DEGLI SPIRITI (1 9 6 5 ) Italya / Fransa / Batı Almanya
Ruhların Jülyeti (Eichberg, Federlz, Francoriz, Rizzoll)
148dk, Technicolor
Dili: İtalyanca
Bugün, renkli filmlerin görüntü yönetimi ve film tasarımı açısından üstünlüğü, Yönetmen: Federico Fellini
özenle düzenlenmiş genel bir skalanın başarısına göre değerlendirilir. Federico Fel- Yapımcı: Angelo Rizzoli
lini, Giulietta degli spiriti'de rengi, planlar arasında ve içinde estetik bir isyan yarat Senaryo: Federico Fellini, Ennio
Flaiano, Tullio Plnelli, Brunello Rondi
ma fırsatı olarak kullanır: örneğin, tamamen kırmızı ve yeşil bir çerçeve, parlak be
Görüntü Yönetmeni: Gianni Di
yaz bir başka çerçeveyle kesilir. Venanzo
Fellini, ilk renkli filminde, olasılıkları coşkuyla araştırdı. S '/ 2 'un (1963) tamam Müzik: Nlno Rota
layıcısı olarak tasarlanan Giulietta degli spiriti, Fellinl'nln ünlü karısı Giulietta Masi- Oyuncular: Giulietta Masina,
Sandra Milo, Mario Pisu, Valentina
na'nın canlandırdığı Juliet'ın ruhunu inceler. Belirsiz bir evlilik ve kadın düşkünü bir Cortese, José Luis de Villalonga,
kocayla (film hafif otobiyografiktir) karşı karşıya kalan Juliet; kaçışı, medyumlar, Caterina Boratto, Sylva Koscina,
üst sınıf fahişeler ve varlıklı tanıdıklardan oluşan son derece erotik bir dünyada bu Frederick Ledebur, Luisa Della Noce,
Valeska Gert, Lou Gilbert, Silvana
lur. Kısa sürede ruhlar görmeye başlayan Juliet, baskıcı ve dini terbiyesiyle aradığı Jachino, Milena Vukotic, Fred
özgürleşme ya da mutluluk arasındaki uçurum yüzünden acı çeker. Williams, Dany Paris
Bugün, bu filmin en olağanüstü yanlarından biri, mutlak modernliği. Yüzler,
Oscar adaylıkları: Piero Gherardi
(sanat yönetmeni), (kostüm)
kostümler ve tavırlar hiç eski görünmüyor. Film benzersiz bir biçimde ileriyi görü
yor: Yeni Dalga kültüründe özellikle "beden ve zihin" felsefeleriyle ilgili olarak pat İngilizce adı: Juliet o f the Spirits
layacak pop-mlstik çılgınlıkları çoktan özümseyip
sevgiyle abartan Fellini, gerçekten gerçeküstücü
"iletişim araçları" olarak beden ve zihinle İlgilenir.
Felllni'nin kadınları, narsist izdüşümlerine ze
min olarak kullanmakla suçlanmasına karşın, Juli
et aslında onun en muhteşem dişi karakteridir ve
Masina da tuhaf hareketlerine çocuksu bir mera
kın yanı sıra, gerçekçi bir tereddüt ve kuşkuculuk
kazandırarak bu karakteri izleyici İçin doğal bir öz
deşleşme figürü haline getirir.
Tarz açısından, Fellini rüyayla beslediği görüş
lerini modern dünyanın teknolojik ıvır zıvırıyla (te
lefonlar, film projektörleri, ekranlar) birleştirmeye
başlamış ve böylece eşzamanlı olarak görkemli
şeyleri sıradan, sıradan şeyleri de görkemli kılmış
tır. Kamerası, bazen kaybolmuş gibi görünen başı
boş bir gözdür: çerçeveye aralıksız giriş-çıkışlar,
bedenlerin sanatsal dalgalanmaları, bir görüntü
nün Juliet'in görüş açısı olarak ortaya konduğu
anı anlar... tüm bu teknikler, Nino Rota'nın zen
gin ve karnaval tarzı müziğinin ritmiyle salınarak
bilinçaltı evrenine delişmen bir dalışı anımsatır.
AM
Fransa / İtalya (De Laurentiis, PIERROT LE FOU (1 9 6 5 )
Rome-Paris, SNC) Çılgın Pierrot
110dk, Eastmancolor
Dili: Fransızca
Yönetmen: Jean-Luc Godard Jean-Luc Godard'ın başyapıtı Pierrot le Fou (Çılgın Pierrot), yönetmenin uzun
Yapımcı: Georges de Beauregard ve parlak kariyerinde önemli bir kilometre taşıdır. Karışık bir dönüm noktası olan
Senaryo: Jean-Luc Godard film, Godard'ın Breathless (Nefes Nefese, 1960) ve Vivre Sa Vie (Hayatını Yaşa
Görüntü Yönetmeni: Raoul mak, 1962) gibi eserlerinin deneysel yaşam gücü ve Week End (Hafta Sonu,
Coutard 1967) ve Wind from the East (1969) gibi son derece politik, alaycı ve acı bir biçim
Müzik: Antoine Duhamel de komik filmleri arasında kalır. Pierrot le Fou, her İkisinin öğelerini de barındırır ve
Oyuncular: Jean-Paul Belmondo, sırf bu nedenle izleyici İçin zengin bir deneyim fırsatı sunar. Ancak filmin sahip ol
Ferdinand Griffon, Anna Karina,
Marianne Renoir duğu bir başka koz da gerçek güzellik duygusu. Eleştirmenler, Godard'ın polemik
Venedik Film Festivali: Jean-Luc yaratan üslubuna karşın zarif bir biçimde güzel filmler de yaptığını unutmaya me
Godard (Altın Aslan adaylığı) yilli ama Pierrot le Fou, hiç kuşkusuz Contempt'\e (1963) birlikte, bu açıdan değer
lendirilmeli.
Godard'la Hollywood arasında her zaman aşk ve nefret karışımı bir ilişki var
dı. Ona göre, Amerikan filmleri, hem güzel ve içten hem de duygusuz ve çirkindi.
Godard, filmlerinin çoğunda olduğu gibi, hareket noktası olarak yine Amerikan
"alt,” kültür ve tür filmciliğini kullanır: Pierrot le Fou, ucuz roman yazarı Lionel
W hite'in Obsesslon'ınına (son derece) serbestçe dayanırken, hak ettiği takdiri gör
meyen bağımsız Hollywood oyuncusu ve Godard'ın gözdesi Samuel Fuller'a uzun
bir rol verir. Filmin muhteşem Raoul Coutard tarafından Technlscope tekniğiyle çe
kilmiş olması da Hollywood'un 1950'ler ve 60'lardaki birçok prestij filminin yapay
ihtişamı üzerine bir yorumdur. Eğer o dönemdeki Hollywood sinemasını biliyorsa
nız, Pierrot le Fou'yu seyretmek akıl karıştırıcı değil ama son derece tatmin edici bir
deneyim olabilir; çünkü Godard'ın hicvi hiçbir zaman tahmin edilebilecek kadar
açık değildir.
Pierrot, acımasız, hicivsel, mizahi ve güzel olmasının yanı sıra, İlk izleyişte an
laşılır bir film. Ancak belki de en çekici (ve çarpıcı) özelliği, katıksız edepsizliği. Fer-
dinand-Pierrot ve Marlanne (Godard'ın daima birlikte çalıştığı Jean-Paul Belmondo
ve Anna Karina), bir komik durumdan diğerine çılgıncasına geçerken, benzin istas
yonu görevlileriyle herkese açık ve dünyanın en katlanılmaz partisine ya da tuhaf
şekilde yüreklendirici bir kendini kurban etme eylemine katılırlar. Bu filmde nere
deyse her şey mümkün, üstelik tekrar tekrar seyretsenlz bile, yine de şaşırıyorsu
nuz. Godard'ın imgeleminin ve hicvinin gücü İleri yaşında bile azalmadı. Hatta bu
gün çok daha etkili. EdeS
ABD (Eve)
83dk, SB
Russ Meyer hakkında ne söyleyebilirsiniz? Filmleri, yaşamla ilgili ünlü bir özde Yönetmen: Russ Meyer
yişte de belirtildiği gibi, edepsizce, kaba ve kısa. Kimileri sanatsallığının tesadüfili- Yapımcı: George Costello, Eve
Meyer, Russ Meyer, Fred Owens
ği hakkında görüşler belirtti ve bazen bizden filmlerinin rahatsız edici cinsel politi
Senaryo: Russ Meyer, Jack Moran
kasını yeniden değerlendirmemiz istendi. Ancak her iki görüşe (ve bizzat filmleri
Görüntü Yönetmeni: Walter
nin çoğuna) dikkatle yaklaşılması gerekse bile, Faster, Pussycat! Kill! Kill!, sevilme
Schenk
ye devam ediyor; üstelik tek hayranı da bu filmin gelmiş geçmiş en İyi film olduğu
Müzik: Paul Sawtell, Bert Shefter
nu iddia eden John Waters değil. Oyuncular: Tura Satana, Haji,
Faster, Pussycat! Kill! Kill!, üç biçimli ve sert oto yarışı yapan kadının kahra Rosie, Lori Williams, Sue Bernard,
Stuart Lancaster, Paul Trinka,
manlıklarını (bu bağlamda özellikle önemli bir terim) konu alır. Varla (Tura Sata
Dennis Busch, Ray Barlow, Michael
na), Rosie (Hajl) ve Billie (Lori Williams); katıldıkları bir yarışla bağlantılı bir cinaye Finn
tin ardından, civardaki bir çiftlikte saklanır ve filmin gerisini çiftlik sahibinin mail du
rumunu düzeltmek için planlar kurarak geçirirler. Film, kısmen yaratıcı ve gösteriş
li bir kurgu, zekice bir slyah-beyaz görüntü yönetimi, caz tarzı müzikler ve yoğun
kinayeler gibi çok sayıda doğal hoşluklar sunması ve kısmen 1960'larda özellikle
bizzat sinemada yaşanan değişimlerin büyüleyici bir ölçeği olması sayesinde birçok
kült film listesinin ilk sıralarında yer alır. DO
Hindistan (J.J. Films) SUBARNAREKHA (1965)
143dk, SB
Dili: Bengal dili Rltvvik Ghatak, en çok The Cloud-Capped SfarTa (1960) tanınır ama Subar-
Yönetmen: Ritwik Ghatak narekha daha da güçlü olabilir; hatta bazılarına göre sinemanın en büyük keşfedil
Senaryo: Ritwik Ghatak memiş başyapıtları arasında yer alır. Doğu Bengal (günümüzün Bangladeş'i) Dha-
Radheshyam Jhunjhunvvala'nın
romanından ka yerlisi olan Ghatak, ülke bölündüğü sırada 22 yaşındaydı ve sanatçı kimliğini İş
Görüntü Yönetmeni: Dilip te bu travma belirledi. Subarnarekha, fakir bir Bengal mülteci kolonisinde Gan-
Ranjan Mukhopadhyay di'ye suikast yapıldığı haberinin duyulmasıyla başlar. Genç kızını büyüten ve terk
Müzik: Ustad Bahadur Khan, Nino edilmiş bir erkek çocuğu da kanatları altına alan Ishvvar Chakraborty (Abhi Bhat
Rota (Fellini'nin La Dölce Vita tacharya); varlıklı bir üniversite arkadaşı ona taşrada bir fabrikada iş teklif ettiğin
filminden)
de, daha büyük arzularını göz ardı ederek, çocuklarının geleceklerini güvence altı
Oyuncular: Abhi Bhattacharya,
Madhabi Mukherjee, Satlndra na almak adına bu iş teklifini kabul eder.
Bhattacharya, Bijon Bhattacharya, Yıllar geçer. Erkek çocuk Abhlram (Satlndra Bhattacharya) üniversiteden he
Indrani Chakrabarty, Sriman Tarun,
vesli bir yazar olarak döndüğünde, yarı-kardeşl Shita'yla (Madhabi Mukherjee) bir
Jahar Ray, Pitambar, Sriman Ashok
Bhattacharya, Sita Mukherjee, birlerine aşık oldukları ortaya çıkar. Aşk ilanı, Ghatak'ın sesle yaptığı yenilikçi de
Radha Govinda Ghosh, Abinash neylerin unutulmaz bir örneğini sunar: kelimeler genç adamın ağzından fısıltı ha
Bannerjee, Gita De, Umanath linde çıkar; tutkusu sanki dudaklarından değil, doğrudan kalbinden gelir. Ishvvar
Bhattacharya, Arun Chovvdhury
elbette çocuklarının birleşmesine karşı çıkar; zaten Abhiram'ın alt kasttan olduğu
ve kızına layık olmadığı gerçeği de bu birleşmeyi zora sokar. Ishvvar gibi iyi bir
adam, yaşamını temsil eden her şeyin gözlerinin önünde çözülmesini dehşet için
de izlemek zorunda kalır.
Tamamen yenilgiye uğramış ve intihar etmekten bile aciz olan Ishvvar, "şey
tanla ödeşmeye" karar verir ve Ghatak bu noktadan İtibaren popüler melodramı
trajedi düzeyine yükseltir.
Mutlak ve katışıksız ıstırabı sinema diliyle dışa vurma konusunda, Ghatak'a eş
değer olabilecek bir Amerikalı yönetmen henüz doğmadı. Ghatak'ın dinamik kom
pozisyon duygusu, kişisel ilişkilerde etkin olan güç oyunlarını biçimlendirirken, yine
de ısrarcı bir dışavurumcu keskinlik, toplumsal, etnik, ekonomik ve belki de mito
lojik güçlerin karşısındaki daha büyük bir temel güçsüzlüğü gözler önüne serer.
Ghatak özellikle marjinallerin; yani kadının, gencin, yaşlının ve akıl hastasının kade
rine karşı duyarlıdır. Ghatak, bu yaşamların enkazlarından titrek bir umut ışığını or
taya çıkarır. Bununla birlikte, seyircilerin çok acıklı bulduğu Subarnarekha, sadece
çok sınırlı bir gösterim olanağı buldu; yönetmense alkolizme sürüklendi. Ghatak,
1976'da, 51 yaşındayken öldü. TCh
DE MAN DIE ZIJN HAAR KORT Belçika (BRT, Ministerie van
LIET KNIPPEN (1965) Nationale Opvoeding en Kultuur)
94dk, SB
Dili: Flemenkçe
De Man die zijn haar kort //et knippen, Belçika sinemasının modernizme giriş
Yönetmen: André Delvaux
filmdir. André Delvaux'nun ilk uzun metrajı olan film, ayrıca Belçika'nın kendi ulusal
Yapımcı: Paul Louyet, Jos Op De
sinema tarzının, yani günlük hayatın gerçeküstü melankolisini ele alan benzersiz bir Beeck
gerçekçilik ve ürkütücü hayal karışımı büyülü gerçekçiliğin doğuşunu da müjdeler. Senaryo: Anna De Pagter
Johan Daisne'nin romanından
Delvaux'nun filmi; aşk hikayesinden, dedektiflik-korkuya uzanan alışılmadık bir
Görüntü Yönetmeni: Ghislain
anlatı izleyerek, akıl sağlığı ve delilik arasındaki ince çizgiyi irdeler. Öğretmen Govert
Cloquet
Miereveld (Senne Roufaer), bir öğrencisine aşık olur ama öğrenci kısa bir süre sonra
Müzik: Frédéric Devreese
ortadan kaybolarak, bizleri ve Govert'i öldürülüp öldürülmediği konusunda merak Oyuncular: Senne Rouffaer, Beata
içinde bırakır. De Man die zijn haar kort liet knippen, sadece bir dedektiflik hikayesi Tyszkiewicz, Hector Camerlynck,
olmanın ötesinde, kahramanın kimlik bunalımına bir yolculuktur; gerçeğin kendisi bir Hilde Uytterlinden, Annemarie Van
Dijk, Hilda Van Roose, François
rüyaya dönüşürken, Govert'le birlikte biz de yavaş yavaş gördüklerimize ya da duy
Beukelaers, Arlette Emmery, Paul
duklarımıza inanamayacağımızı fark ederiz. Gerçekliği, uzaklaşmayı ve rüyamsı bir S'Jongers, Luc Philips, François
yabancılaşmayı harmanlayan bir otopsi, filmdeki kritik sahnelerden biridir. Bernard, Vic Moeremans, Maurits
Goossens
De Man die zijn haar kort liet knippen, üslup açısından, çok karmaşık bir film.
Dildeki, görüntülerdeki ve karakterlerin tavırlarındaki titiz detaylar; Govert'in yaşadı
ğı ve yolculuk ettiği son derece gerçekçi dekorların gerçekliği üzerine kuşku düşürür
ve en sonunda gerçeği aramaktan vazgeçip Govert'le birlikte sakin bir tefekkür için
İngilizce adı: The Man Who Had
de yabancılığa geri çekiliriz. EM His Hair Cut Short
Senaryo: Michelangelo Antonioni, ti etrafında gelişen ve L'Aw entura'dan (Macera) IIDeserto Rosso'ya (Kızıl Çöl) uza
Tonino Guerra, Edward Bond nan bir başyapıtlar serisinin ardından, 1966 yapımı Cinayeti Gördüm 'le uluslararası
Julio Cortazar'm öyküsünden yönetmen unvanını kazandı. Julio Cortazar'ın anekdot tarzı bir kısa öyküsüne daya
Görüntü Yönetmeni: Carlo Di nan Cinayeti Gördüm, çözümsüz bir gizem sunma konusunda Macera'yı izler ama
Palma
daha da ileri giderek kahramanın zihninin dışında gerçekten de herhangi bir gizem
Müzik: Herbie Hancock
olup olmadığıyla ilgili saplantılı bir araştırmanın peşine düşer.
Oyuncular: David Hemmings,
Vanessa Redgrave, Peter Bowles, Yabancı bakışlarını, sendelemeye başlamış bir Londra'ya çeviren Antonioni, kül
Sarah Miles, John Castle, Jane türel açıdan önemli gibi görünen bir zaman ve mekanı dikkatle yakalar. Fellini'nin
Birkin, Gillian Hills, Veruschka von Tatlı Hayatında olduğu gibi, belli bir türde modern entelektüellik ve boşluk üzerine
Lehndorff, Julian Chagrin, Claude
hicivsel bir saldırı olarak planlanan film, aslında onaylamadığı bir dünyanın modala
Chagrin
rının, adetlerinin, müziğinin, cinselliğinin ve tuhaflığının kutlamasına dönüşür.
Oscar adaylıkları: Michelangelo
Antonioni (yönetmen), Ana karakter Thomas (David Hemmings), belki Antonioni gibi, zamanını yavan
Michelangelo Antonioni, Tonino ama çekici mankenlerle, saldırgan ilişkilerle ve genelde işsiz olmasına karşın arada sı
Guerra, Edward Bond (senaryo) rada yaptığı vérité çalışmalarıyla geçiren bir fotoğrafçıdır. Son kitabını bitirmek için
Cannes Film Festivali: huzurlu bir görüntü bulabilme umuduyla, ürkütücü biçimde ıssız bir parkta çekim ya
Michelangelo Antonioni (Altın
pan Thomas, görünüşte masum ve sakin dakikalar geçiren yaşlı bir adamla genç bir
Palmiye)
kadının (Vanessa Redgrave) birkaç kare fotoğrafını çeker. Ancak kadın Thomas’ı ta
kip ederek filmi geri vermesini ister, sonra da Thomas’ ın stüdyosuna gelerek son de
rece kurnaz olan Thomas'ın ilgisini daha da artıran gergin ve nevrotik işvelerle tale
binde ısrar eder. Thomas, yanlış filmi vererek kadını başından savar ve çektiği fotoğ
rafları basar: dikkatlice incelediğinde çalılıklarda pusuya yatmış ve kadının korku do
lu ya da işbirlikçi bakışlarını yakalayan bir adamı görür. Bir başka fotoğrafta da bir İn
san vücudu olabilecek belli belirsiz bir cisim görünür ve Thomas parka yaptığı bir ge
zide bu cismin gerçek bir ceset olduğunu görür ama sonra tüm ka
nıtlar ortadan kalkar ve Thomas bir cinayete tanıklık ettiği inancını
kaybederek yaşamını altüst eden meşguliyetlerden uzaklaşır.
Korku tarzı cazibesine (genelde Coppola'nın The Conversati
on'! (Konuşma) ya da De Palma'nın Blow O ut'u (Patlama) gibi ori
jinal gerilim filmlerinde saygıyla anılmıştır) rağmen, Cinayeti Gör
düm, bir cinayet filminden çok sallantılı bir yabancılaşmanın portre
sidir. İngilizce filmlerde çıplaklığın henüz olağanlaşmadığı 1966'da,
Redgrave'in bluzunu çıkarıp kollarını göğüslerinin üzerinde kavuş
turarak stüdyoda dolanması gerçek bir saldırıydı; hele Thomas'ın
yerde bir çift beceriksiz ve kıkırdayan grup kızıyla sarmaş dolaş ol
duğu ünlü (ve hatta zarif) sekanstan söz etmeye gerek bile yok.
Her şeyin ötesinde, Cinayeti Gördüm, yabancı bir dünya hakkında
bir film: ürpertici biçimde ıssız park, bir gitarın parçalandığı ana ka
dar kayıtsız kalan dinleyicilerin aniden yemek yeme çılgınlığına ka
pıldıkları (The Yardbirds'in verdiği) bir konser, Thomas'ın aslında
hiçbir açıklama yapamayacağı birini aradığı bir marihuana partisi
ve öğrenci pantomimciler arasında Thomas'ın kayıp bir "topu"
oyuna geri göndermesiyle birlikte kuşkulu bir biçimde biten bir te
nis maçı. KN
İtalya / İspanya (Arturo İL BUONO, İL BRUTTO, İL CATTIVO (1 9 6 6 )
Gonzalez, PEA) İyi, Kötü, Çirkin
161 dk. Technicolor i
Dili: İtalyanca
Yönetmen: Sergio Leone Hollywood, 1960'ların ortasında gittikçe bir başka çağın hantal ve eskimiş kalın
Yapımcı: Alberto Grimaldi tısı olarak görülmeye başlanan western'lerden hayli sıkılmıştı. Elbette filmler sinema
Senaryo: Luciano Vlncenzonl, tarihinin temel öğeleri olarak kaldı ama zaman değişiyordu ve western'lerin artık po
Sergio Leone, Agenore Incrocd, püler sinemada sağlam bir yeri yok gibi görünüyordu. Ancak Sergio Leone farklı dü
Furio Scarpelll
şünüyordu. İtalyan yönetmen, can çekişmekte olan bu türün, yeniden keşfedilmek
Görüntü Yönetmeni: Tonlno
için yeterince olgunlaştığını hissediyordu ve (çekimlerin İtalya'da yapılmasının yanı sı
Delil Colli
ra bol kan nedeniyle) spagetti western olarak adlandırılan filmlerinin kalıcı etkisi,
Müzik: Ennio Morricone
Oyuncular: Clint Eastwood, Lee onun haklı olduğunu kanıtladı.
Van Cleef, Eli Wallach, Aldo Leone, bir avuç film üzerinde çalıştıktan sonra, Aklra Kurosawa'nm Dashiell
Gluffre, Luigi Pistilli, Rada
Hammett'ın romanı Red Harvest'a (Kızıl Hasat) dayanan filmi Yojimbo'nun ( 1961) A
Rassimov, Enzo Petito, Claudio
Scarchllll, John Bartha, Livio Fistful ofDollars (Bir Avuç Dolar, 1964) adıyla yeniden çevrimini yapmak üzere o dö
Lorenzon, Antonio Casale, Sandro nemde pek tanınmayan Clint Eastwood'u İtalya'ya davet etti. Simgeleşmiş "adsız
Scarchllli, Benito Stefanelli, Angelo kahraman" western'lerinin ilki olarak kısıtlı bir bütçeyle çekilen bu gösterişli ve yeni
Novi, Antonio Casas
likçi film, olağanüstü bir başarı kazandı ve Leone ardından bir başka anlamlı ve isim
siz anti-kahraman olarak yine Eastwood'u oynattığı For a Few Dollars More'u (Birkaç
Dolar için, /965) çekti.
Ancak Leone'nin bir sinema efsanesi olarak gerçekten ün kazanmasını, "isimsiz
kahraman" üçlemesinin üçüncü filmi olan iyi, Kötü, Çirkin sağladı, iç Savaş sırasında
geçen film, adındaki üç kategorinin her birini açıkça temsil etse bile, aslında aralarda
ki çizgileri bulanıklaştıran üç haydutu konu alır. Eastwood bu kez kanun karşıtı bir
ödül avcısı (görünüşte "iyi") olarak geri döner ve başına konan ödülü alabilmek için
kanun kaçağı Eli VVallach'ı ("çirkin") tekrar tekrar yakalar. Eski ortaklar, sadistçe bir
kavganın ardından, çalınan Konfederasyon altınını aramak için bir kez daha bir ara
ya gelir ama fırsatçı ve ahlaksız Lee Van Cleef ("kötü") işlerini zorlaştırır.
İngilizce adı: The Good, The Bad, Leone olay örgüsüyle pek İlgilenmez; iyi, Kötü, Çirkin, yönetmenliğin saf sinema
and The Ugly
öğelerini kucaklar. Leone, her bir geniş plan görüntüyü, adeta büyük bir manzara
resmi yaparcasına özenle oluştururken, sık sık karakterin gözle
rinden biraz daha büyük olan aşırı yakın planlar kullanır. Leone,
hikayeyi, genelde Ennio Morricone'nin sıra dışı enstrümantal
parçaları ve elektronik gitarı daha geleneksel orkestrasyonla
harmanlayan ünlü müziklerinin ritimleriyle kesilen radikal kurgu
teknikleriyle İlerletir. Tıpkı yıldızlarının yüzünden damlayan ter gi
bi, her kareden üslup fışkırır.
Senaryo: Vera Chytilovâ, Ester dan biri olan Vera Chytilovâ'nın Sedmikrasky1si (Küçük Papatyalar), delişmen ve
Krumbachovâ saldırgan bir feminist fars olarak birçok yönden dikkat çeker. O dönemde birçok
Görüntü Yönetmeni: Jaroslav Amerikalı ve Batı Avrupalı yönetmenin yıkıcılıklarından onur duymalarına karşın, o
Kucera on yılın ideolojik ve biçimsel açıdan en radikal filminin Doğu'dan, 1968'de Çekos
Müzik: JiriSlitr, JiriSust lovakya'daki Prag Baharı'nın kısa vadeli politik reformlarına yol açan özgürleştirici
Oyuncular: Julius Albert, Jitka galeyandan doğmuş olması doğal.
Cerhovâ, Marie Ceskovâ, Ivana
Karbanovâ, Jan Klusâk Sedmikrasky (Küçük Papatyalar)-, her İkisi de Marie adlı, 17 yaşında iki özgür
kızın (Jitka Cerhovâ ve Ivana Karbanovâ) hikayesini anlatır. Kızların bir olay örgü
sünden çok, unutulmaz bir edepsizlik sahneleri dizisi oluşturan çeşitli çılgınlıkları
arasında, Chytilovâ'nın başını hükümetle belaya sokmasına yol açan birçok penis-
karşıtı gag'ler (salatalık ve muz soymak gibi), çirkin yaşlı adamlara eğilim ve kalite
li yemeklerin ikram edildiği herkese açık (Laurel ve Hardy'ye rakip olabilecek cins
ten) bir parti bulunur. Bu rahatsız edici ama özgürleştirici güç gösterisi, yetenekli
yönetmeninin özgürlükle neler yapabileceğini gözler önüne serer. Jacques
Rivette'nin Celine and Julie Go Boating'ı üzerinde büyük bir etkisi olan Sedmik
rasky, eleştirmen Ruby Rich'in de dile getirdiği üzere, Medusa'nın kahkahası ola
rak yorumlanabilecek, yıkıcı, canlı, enerjik ve çoğu erkek izleyici için (tehditkâr de
İngilizce adı: Daisies ğilse bile) ürkütücü kadın kıkırdamalarıyla dopdolu. JRos
conds' ı da 1960'ların sonlarının en büyük slyah-beyaz filmlerinden biri yaptı. Jerry Cannes Film Festivali: John
Frankenheimer (Altın Palmiye
Goldsmith, bir psikolojik dramda kullanılmış en huzursuz edici müzikleri yaparak adaylığı)
açılış jeneriğinden paranoyak finale kadar gerçeküstücü bir hava yarattı. DDV
Dili: İsveççe görülebilir; bu öyle bir yolculuktur kİ kişilik, anlam ve dil en sonunda çökerken,
Yönetmen: Ingmar Bergman Bergman'ın sanatını da yok eder.
Yapımcı: Ingmar Bergman Persona'nın hikayesi, yüzeysel olarak August Strlndberg'in oda oyunu The
Senaryo: Ingmar Bergman Stronger'daki (Daha Güçlü) kadınlar arası güç oyununun bir varyasyonu olarak ku
Görüntü Yönetmeni: Sven rulur. Başlangıçta filmdeki İki kadından daha güçlüsünün, psikiyatri hemşiresi Alma
Nykvist
(Bibi Andersson) olduğunu zannederiz; çünkü o kendinden emin görünür ve sürek
Müzik: Lars Johan Werle li konuşarak sessiz muhatabını kontrol altına alır. Ancak ücra bir adadaki ıssız bir
Oyuncular: Blbl Andersson, Liv
yazlık evde bu esrarengiz hastayla, yani ünlü aktris Elisabet Vogler'le (Liv Ullmann)
Ullmann, Margaretha Krook,
Gunnar Björnstrand karşı karşıya gelen Alma'nın görünüşte sarsılmaz ve gerçekçi dünya görüşü parça
lanmaya başlar. Alma'nın tedavi amaçlı konuşmaları, kendi gizli sırları ve arzularının
itiraflarına dönüşürken, persona'sı, yani kimliğini oluşturan ve yaşamına bir anlam
duygusu katan yalan ve kendini kandırma maskesi yavaş yavaş düşer.
Persona'nın düğüm noktası, İki kadının aynı siyah elbiseler içinde karşılıklı otur
dukları ünlü sahnedir. Alma, Elisabet'in anneliği ve evliliği reddetmesi hakkında ko
nuşmaya başlar ama kısa süre sonra eskiden saf bir coşkuyla hayalini kurduğu aile
yaşamıyla ilgili kendi kuşkularından bahsettiğini fark eder. Yeni güven sözleriyle
kontrolünü kazanmaya çalışır ama dil yapısı bile çöker ve sadece tu
tarsız cümleler çıkar ağzından. İşte tam bu noktada Bergman kullan
dığı görsel efektle, iki kadının yüzlerini tek bir unutulmaz görüntüde
eriterek toplam bir çözülme halinde korkunç bir kimlik görüşü sergi
ler.
Film, mantıklı bir biçimde, Alma'nın yaşamını ve benlik duygusu
nu yeniden kurmak için elinden gelen tek şeyi yapmasıyla biter: Alma,
kendisini tanımlayan ve Elisabet'I "Öteki" olarak reddeden sıradan
dünyaya geri döner. Birlikte oldukları son sahnede dramın açılış sah
nelerinin geçtiği hastaneye geri döneriz. Yine eski üniforması ve per-
sona'sını üstüne geçiren Alma, Elisabet'i "hiçbir şey" kelimesini tekrar
etmeye zorlar. Elisabet'in istenmeyen çocuğu mu, yoksa Alma'nın
kürtajla alınmış cenini mi olduğunu bilmediğimiz morgdaki erkek ço
cuğa geri döneriz ve sonra projektör durur. Karanlık. MT
Fransa / İsveç (Anouchka, Argos
MASCULIN, FÉMININ (1966)
Films, Sandrews, Svensk) Erkek-Dişi
103dk, SB
Dili: Fransızca / İsveççe
Neredeyse hiçbir şey, Jean-Luc Godard'ın kariyerinin başından itibaren tüm
Yönetmen: Jean-Luc Godard
Yapımcı: Anatole Dauman filmlerindeki klasik diyaloglara benzemez; karakterlerin karşılıklı şakalaşmaları, rö
Senaryo: Jean-Luc Godard portaj ya da sorgulama şeklini alır. Masculin, fém inin'in (Erkek - Dişi) çekildiği dö
Guy de Maupassant'ın La Femme nemde, bu artık sıkı sıkıya uyulan bir ilke olmuştu, insanların birbirleriyle sadece
de Paul ve Le Signe isimli pop-sınavlar, saldırgan sorgulamalar ya da "şöhret isimlerin" analizleri aracılığıyla
öykülerinden
konuşabildiği duygusu filme bir soğukluk katar. Ayrıca Godard'ın bu tür atışmala
Görüntü Yönetmeni: Willy
rı açık bir röportaj tarzında filme alması, siyah-beyaz filmlerinin en coşkusuz örne
Kurant
ğini ortaya koyarken karakterlerinin varoluşsal hücrelerinde yalnızlıklarını artırır.
Müzik: Jean-Jacques Debout
Oyuncular: Jean-Pierre Léaud, Godard, bu filmi, o zamanki genç izleyicilerini hayal kırıklığına uğratma paha
Chantal Goya, Marlène Jobert, sına, hiçbir duygu paylaşımı taşımayan sosyolojik bir sorgulama olarak tasarladı.
Michel Debord, Catherine-Isabelle Cinsiyet rolleriyle ilgili görüşü, insanlardan nefret etme sınırındadır: Kızlar, çekici
Duport, Eva-Britt Strandberg, Birger
ama boş tavşan kızlar, geleceğin pop starları, tüketim odaklı bir toplumun oyun
Malmsten
cakları; erkeklerse yapmacık, çapkın ve özenti isyancılardır ve ifade ettikleri tüm
Uluslararası Berlin Film
Festivali: Jean-Luc Godard idealleri, yakın ilişkileri kadar boş ve geçici görünür. Godard, bu filmde, Jean Eus-
(Interfllm Ödülü—mansiyon), (Altın tache'ın La Maman e t La Putain'inden (Anne ve Fahişe, 1973) önce davranmıştır.
Ayı adaylığı), Jean-Pierre Léaud
Yine de geriye dokunaklı bir şeyler, Godard şiirselliğinin geçici tortuları kalır:
(Gümüş Ayı—erkek oyuncu)
Toplumsal kargaşanın içinde, Jean-Pierre Léaud'nun delici gözlerindeki ölümsüz
ifade ve filmlerde donup kalmış ruhsal düşünceleri aracılığıyla kendini gösteren ki
İngilizce adı: Masculine-Feminine
şisel bir hayal dünyası ve bir yalnızlık melankolisi vardır. AM
Senaryo: Robert Bresson lük ve ıstırap hikayesi ve insanoğlunun doğuştan zulmüne ve yıkıcı içgüdülerine acı
Görüntü Yönetmeni: Ghislain masız bir bakıştır. Filme adını veren eşeği saflık, erdem ve kurtuluş simgesi olarak ele
Cloquet alan ve filmine basit ama etkili bir epizodik yapı kazandıran Bresson, Au hasard Balt
Müzik: Jean Wiener hazar's (Rastgele Baltazar) sadece yalın bir görsel üslupla pekiştirilen çarpıcı bir yo
Oyuncular: Anne Wiazemsky, ğunluk katar.
François Lafarge, Philippe Asselin,
Balthazar, bir sahipten diğerine geçerken insanoğlunun her türlü iyiliğini ve kö
Nathalie Joyaut, Walter Green,
Jean-Claude Guilbert, Pierre tülüğünü yaşayan, çoğunlukla sömürülen bir eşektir. Sık sık kötü muamele gördüğü
Klossowski, François Sullerot, M.C. zorlu ve hüzünlü yaşamı; acımasız ve sadist Gerard'la (François Lafarge) ilişkiye girip
Fremont, Jean Remignard en sonunda reddedilen, çekingen genç kadın Marie'nin (Anne Wiazemsky) yaşamıy
Venedik Film Festivali Robert la kıyaslanır. Bununla birlikte çocukların evcil hayvanı, sirk gösterisinin yıldızı ve yük
Bresson (OCIC Ödülü)
hayvanı olan Balthazar, zorlu yaşamının sonuna doğru kendisini yaşama geri dön
müş bir aziz olarak gören kibar bir yaşlı değirmencinin malı olur.
Bresson'in filmi, en azından bir eleştirmen tarafından "sinemada saflığın doruk
noktası" olarak değerlendirildi. Ancak en büyük övgü, Andrew Sarris'ten geldi. Sar
ds, Village Voice'taki filmle ilgili klasik yorumunda, A u hasard Balthazar'm "sanatsal
İngilizce adı: Balthazar anlamda gerçekleştirilmiş duygusal deneyimlerin en yüksek tepelerinin zirvesinde tek
başına durduğunu" yazar. SJS
2 OU 3 CHOSES QUE JE SAIS D'ELLE (1967) Fransa (Anouchka, Argos,
Onun Hakkında Bildiğim 2 ya da 3 Şey Carrosse, Parc)
90dk, Eastmancolor
Dili: Fransızca
2 ou 3 choses que je sais d'elle (Onun Hakkında Bildiğim 2 ya da 3 Şey), Je- Yönetmen: Jean-Luc Godard
an-Luc Godard'ın fahişeliği modern kapitalist devlette yaşamın ana metaforu ola Yapımcı: Anatole Dauman, Raoul
rak işlediği birçok filmden biridir. Godard için, kendisini para için satan bir kadın, Lévy
yaşam değerini artıran son derece kişisel bir eylem olan sevişmenin nasıl diğer her Senaryo: Jean-Luc Godard
Catherine Vimenet'nin
şey gibi bir mala dönüştüğünün kusursuz bir imgesidir. Bu süreç içinde, insanoğlu
mektubundan
kendisiyle yabancılaşarak satılacak ve satın alınacak bir şeye dönüşür.
Görüntü Yönetmeni: Raoul
Kadın kahramanın trajik sonuçlarla birlikte tam zamanlı bir fahişeye dönüştü Coutard
ğü Vivre Sa Vie (Hayatını Yaşamak, 1962), Godard'ın bu tema üzerine daha eski Müzik: Ludwig van Beethoven
bir denemesiydi. Bir Fransız dergisinde geçimlerini sağlayabilmek için yarı zamanlı Oyuncular: Joseph Gehrard,
Marina Vlady, Anny Duperey,
fahişelik yapan varoş ev kadınlarını inceleyen makalelerden doğan 2 ou 3 choses
Roger Montsoret, Raoul Lévy, Jean
que je sais d'elle, dairesinin penceresinde duran bir kadınla başlar. Müziğin üstü Narboni
ne binen Godard'ın sesi, bize kadının Marina Vlady olduğunu söyler. "O bir aktris.
Sarı çizgili bir kazak giyiyor. Rus kökenli. Sarı ya da belki açık kahverengi saçları
var. Pek emin değilim." Sekans, bu şekilde birçok karakteristik motifi duyurur. İlk
önce, seyirciyi anlatılan kurgunun doğasını sorgulamaya iten, bir aktörü Brechtyen
rolden ayırma tekniği. Godard, aynı çekimi bir başka açıdan yineleyerek bu kez
aktrisi değil, karakteri tanımlar: "Adı Juliette Janson. Burada yaşıyor. Bir kazak gi
yiyor..." İkincisi, yönetmenin doğrudan hitap sayesinde izleyiciyi de aksiyondan
uzaklaştırarak kurguyla çok yakından özdeşleşmesini engellemeyi amaçlayan bir
başka Godard tekniğidir. Üçüncüsü, tereddüt ("Emin değilim..."), gördüğümüzün
doğruluğundan kuşku duymamıza yol açar. Film, bazı belgesel teknikleri kullanır
ama görüntüler ve anlamları arasında bir boşluk yaratmak için sürekli araya girer.
Yukarıda tanımlanan sekans, pek de filmin açılışı sayılmaz; film aslında birkaç
Paris manzarasıyla başlar. Zaten filmin adında sözü geçen 'elle' (Fransızca'da dişil
üçüncü tekil şahıs), ana kadın karakter değil Paris'tir. Godard, ilk ya da son kez ol
mamak kaydıyla, modern kent yaşamının doğasını inceler. Pledeflerinden biri, tü-
keticilik ve daha fazla para ihtiyacını doğurarak, kadınları fahişeliğe yönlendiren
maddi eşyalara yönelik yapay arzu uyarımıdır. Godard, perdeyi renkli eşya görün
tüleriyle (kahve fincanları, arabalar, yemek kutuları) doldurarak her birini çekici ve
absürd kılar.
Kısmen belgesel, kısmen kurgu olan filmin parlak renkli yüzeyini kaplayan bir
başka söylem de dünya olaylarıyla ilgilidir. Juliette'in amatör radyo operatörü ko
cası (Roger Montsoret), evde oturup Vietnam Savaşı haberlerini dinler ve küçük
oğlu Kuzey ve Güney Vietnam'ın birleşmesinin hayalini kurar. Godard'ın bu aşa
mada tepkisel bir Amerikan karşıtlığıyla (madalyonun diğer yüzünde Hollywood
hayranlığı bulunur) belirlenen devrimci politikası, kısa süre sonra tam bir Maoizm'e
dönüşecektir ama 2 ou 3 choses que je sais d'elle, böylesi kalıcı bir çekiciliğe, en
telektüel şakacılığı ve sinemanın doğası hakkındaki merakı sayesinde kavuşacaktır.
EB
Senaryo: Buck Henry, Calder len cinsel devriminin hâlâ tutunmak için çabaladığı 1967 yılında, birçok sinema izle
Willingham yicisinin zihinlerinde cesur ve hatta biraz da rezilce bir film olarak yer etmişti. Daha
Charles Webb'in romanından önce hiçbir yüksek profilli Hollywood filmi banliyölerdeki cinselliğe böylesine içten bir
Görüntü Yönetmeni: Robert bakış yöneltmemiş ya da böylesi olanaksız bir aşk üçgenine odaklanmamıştı: Çok
Surtees
fazla boş vakti olan bir kolej mezunu, kolej mezunuyla yatmaya kararlı alkolik bir ev
Müzik: Dave Grusin, Paul Simon
kadını ve kadının cinsellikteki en büyük rakibinin kendi yırtıcı annesi olduğunun far
Oyuncular: Anne Bancroft, Dustin
kında bile olmayan güzel kızı. Eğer herhangi bir ana akım filmi yüzyılın ortalarında
Hoffman, Katharine Ross, William
Daniels, Murray Hamilton, Elizabeth ki "anneye aşırı düşkünlük" tabutunun son çivisini çaktıysa, bu kesinlikle Aşk Mevsi
Wilson, Buck Henry, Brian Avery, m idir. Annelik, banliyö hayatı ve savaş sonrası orta sınıf adetlerinin boğucu duma
Walter Brooke, Norman Fell, Alice nı hiç bu filmdeki kadar aynı görünmemiştir.
Ghostley, Marion Lome, Eddra Gale
Aşk Mevsimi'nin ardındaki yaratıcı ekip, filmin konusu ve üslubu kadar yeniydi.
Oscar: Mike Nichols (yönetmen)
Mike Nichols, Edward Albee'nin oyunu Who's A f raid o f Virginia Wolf?' un (Kim Kor
Oscar adaylıkları: Lawrence
Turman (film), Calder Willingham, kar Hain Kurttan?) beyazperde uyarlaması olan bir önceki ilk filmiyle (1966) güçlü
Buck Henry (senaryo), Dustin bir etki yaratmıştı. Aşk Mevsimi, Nichols'a, alaycı detaycılığını, Elaine May'le ikisini
Hoffman (erkek oyuncu), Anne kent modernitesinin eşanlamlısı yapan yenilikçi komedi anlayışıyla daha da etkinleş-
Bancroft (kadın oyuncu), Katharine
tirdiği jilet kadar keskin sözel nükte yeteneğiyle harmanlamak için çok daha iyi bir
Ross (yardımcı kadın oyuncu),
Robert Surtees (görüntü fırsat verdi. En orijinal fikirlerinden biri, yeni bestelenmiş birkaç Simon ve Garfunkel
yönetmeni) şarkısını (en önemlisi "Mrs. Robinson") ikilinin daha önce kaydedilmiş ve onlu ya da
yirmili yaşlarında binlerce genç hayran tarafından sevilmiş şarkılarıyla ("The Sounds
o f Silence," "Scarborough Falr-Canticle") tamamlamak oldu. Nichols, şarkıların po
pülerliğini ek bir satış öğesi ve daha da önemlisi bu filmin gençlik kültürü duyarlılık
larını döneminin diğer tüm yapımlarından daha doğrudan ve daha büyük bir sempa
tiyle ele alacağının bir İşareti olarak kullandı. Bu hesaplı hareket estetik ve ticari açı
dan işe yararken, çekilecek sayısız Hollywood filminin müziklerini de etkiledi.
Dustin Hoffman, ailesinin boş beyinli maddeciliğinin belirsiz dehşetinden huzur
suz olan yeni kolej mezunu Benjamin Braddock portresi sayesinde bir yıl
dız oldu. Filmle ilgili bir efsaneye göre, Nichols, Hoffman'a karakterini rol
yapmadan oynamasını öğütlemiştir ve Ben'in yapmacık tavırlarının doğal
beceriksizliği filmin kalıcı duygusal çekiciliğinin ana nedenidir. Birçok mito
lojik anla dolu bir filmde, belki de Amerika'nın pop kültürünün derinlikle
rine işleyen sahnelerden biri de Ben'in, bir aile dostunun, finansal ve pro
fesyonel mutluluk reçetesinin tek kelimeyle "plastik" olduğunu belirttiğini
duyduğu ve buna unutulmaz ve bir o kadar da dizginlenmiş bir korku, nef
ret ve tereddüt karışımıyla tepki verdiği sahnedir.
Yaratıcı bir şekilde seçilmiş yardımcı oyuncu kadrosunda, Mrs. Robin-
son rolünde Anne Bancroft, kızı rolünde daha az etkili Katharine Ross,
1960'ların tutucularının "dış tahrikçiler" dedikleri şeyden paranoyakça bir
korku duyan pansiyon sahibi rolünde Norman Fell, pansiyoner rolünde pek
beğenilmeyen Richard Dreyfuss ve otel resepsiyonisti rolünde Buck Henry
yer alır. O dönemde uzun metrajlı filmlerde daha yeni olan Henry, senaryo
yu Calder Willlngham'la birlikte yazmıştı. Nichols, bu senaryoyu 60'ların si
nemasının önemli başarılarından birine dönüştürdü. DS
Fransa / İtalya (Jolly, Specta)
155dk, Eastmancolor Oyun Vakti
Dili: Fransızca / İngilizce / Almanca
Yönetmen: Jacques Tati
Playtime (Oyun Vakti), bir film olmaktan çok bir adamın bizleri yeni gözlerle
Yapımcı: René Sllvera
görmeye teşvik etme çabasıdır ve başarılı da olmuştur. Gerçekte yönetmen Jacqu
Senaryo: Jacques Lagrange,
Jacques Tati, Art Buchwald es Tatl'nln ölümsüz başyapıtı baştan sona İzleyiciye yepyeni bir duyumsal deneyim
Görüntü Yönetmeni: Jean Badal, ler silsilesi yaşatmakla İlgilenir. Playtime, başka hiçbir film in sahip olmadığı bir şe
Andréas Winding ye, bizlere gözlerimizi ve kulaklarımızı sorgulatma gücüne sahiptir.
Müzik: Francis Lemarque , James
Yıllarca Mr. Hulot's Holiday (Bay Hulot'nun Tatili, 1953) ve M y Ünde (A m
Campbell
cam, 1958) gibi muhteşem filmlerin acemi Bay Hulot'su olarak tanınan Tatl, bu ro
Oyuncular: Jacques Tatl, Barbara
Dennek, Rita Maiden, France lü büyük bir özgüvenle oynamasına karşın, bir palyaçodan çok daha fazlasını sunabi
Rumilly, France Delahalle, Valérie lecek kapasitedeydi. Tati'nln komik filmleri, sessiz ve sesli film, vodvil ve modern çağ
Camille, Erika Dentzler, Nicole Ray, arasında bir köprü kurar. Ancak en çok görsel duyarlılıklarıyla hatırlanır. Filmlerinde
Yvette Ducreux, Nathalie Jem,
ki gag'ler aslında hiç de gag değildir; aksine her biri hafif çarpık olan bir dünyanın ge
Jacqueline Lecomte, Oliva Poli,
Alice Field, Sophie Wennek, Evy nel tonuna katkıda bulunan tuhaf küçük anlardır. Böyle anlardan yeterince bir araya
Cavallaro geldiğinde, bizi güldürmek için değil, İzleyici olarak rollerimizi düşündürmek İçin ora
da olduklarını anlamaya başlarız; Playtime'ın İnanılmaz derecede yoğun mizanseni
nin kelimenin tam anlamıyla her köşesi de İşte bu anlarla dopdoludur.
Soğuk ve nesnel bir fütürist kentte geçen Playtime'ın vahşice düz hatlı dekorla
rı büyük maliyetlerle sıfırdan inşa edildi. Playtime, son derece masraflı bir filmdi ve
bunun tek nedeni 70 mm. olarak çekilmesi değildi ama gişe hasılatı öylesine düşük
tü ki gösterime girmesinden sonraki on yıl boyunca Tati borçlarından kurtulamadı.
"Tatlville", dekor tasarımının, ya da bakış açınıza bağlı olarak, megolamaninin en bü
yük başarılarından biridir. Setin kendi yolları, elektrik sistemleri vardı; hatta ofis binala
rından birinde çalışan bir asansör bile mevcuttu. Tüm bunların ötesinde, Alman dışavu
rumculuk günlerinden beri hiçbir yönetmen, bir şeyi olduğundan çok daha büyük gös
termek için özenle inşa edilen bir perspektif hilesiyle böylesine çok şey başarma-
mıştı.
Tativille'ln dünyası nesnel, acımasız ve sterildir ama bu dünyada şaşkın ve dal
gın dolanan Hulot, arada sırada küçük organik maddeclkler, örneğin, bu gri ken
te biraz renk katan bir çiçek satıcısı bulur; ve yalnızca Hulot tuhaf tasarımlı sokak
lambalarına, küçük bir bukete benzetmek yoluyla, bir anlam kazandırabilir. Playti
me'm, daha eski ve daha dünyevi yaşam tarzlarını etkisi altına alan nesnel modernlik
hakkında söyleyeceği çok şey vardır. Film, bir anlamda, modern kent yaşamının nasıl
da insanların hâlâ içlerinde barındırabilecekleri küçük bireysellik parçacıklarını ezme po
tansiyeline sahip olduğuyla İlgilidir.
Playtime'ın gösterişli görsel şakaları, burada sayılamayacak kadar çoktur. Ancak
modern varoluşun televizyondan arabaya, süpermarketten havaalanına ve elektrikli sü
pürgeye kadar neredeyse her nesnesine, bu filmde komik bir nesne olarak yeni bir ya
şam ve yeni bir biçim kazandırıldığını söylemek yeterli olur.
Playtime'dakl tüm şablonlar, 45 dakika süren ve görsel ve işitsel yoğunluğu nede
niyle tekrar tekrar görülmesi gereken İnanılmaz restoran sahnesinde kritik bir noktaya
ulaşır. Ancak filmi tekrar tekrar izlemek aynı zamanda zevk almak için daha çok fırsat
anlamına da geliyor. Hiçbir film Playtime kadar zengin bir İzleme deneyimi sunamaz.
EdeS
ABD (Canyon)
SB, 13dk, 16mm
Bruce Conner, John F. Kennedy'nin vurulduğu gün, televizyondaki suikast gö Yönetmen: Bruce Conner
rüntülerini Süper 8'e kaydetmeye başlar. Elde edilen film üzerinde dört yıl boyun
ca saplantılı biçimde tekrar tekrar çalışmanın ve kurgulamanın meyvesi, 13 dakika
lık avangard klasik Report olur. Arka planda o gün olayı artan bir histeriyle anlatan
televizyon ve radyo yorumlarını duyarız. Bununla birlikte Conner görüntüde şidde
te yer vermez. Ölüm anında perde tümüyle beyazlaşır, ardından da şiddetli ve tit
rek siyah ve beyaz çerçeveler birbirinin yerini alır. Yüzlerce temsili görüntü geçer
gözlerimizin önünden: çılgınca bir serbest çağrışımla kurgulanmış haber görüntü
leri, reklamlar, çizgi filmler ve sinema filmleri.
Sanki Conner'ın o ilk televizyon anında içine doğduğu gibi, bu olayla tüm İliş
kimiz, kitle iletişim araçlarının kaydettiği ve yayınladığı görüntüler ve sesler aracılı
ğıyla kurulabilecekken, bunlara bir anlam verme saplantımız bu filmin sonsuz tek
rarıyla biçimlenecektir. Report, Kennedy suikastına İki zıt tepkiyi doğru olarak ön
gördü: ya görsel-işitsel arşivde görülebilecek gerçek bir şeylerin eksikliğiyle hayal kı
rıklığına uğramak ya da Oliver Stone gibi çok fazla şey görüp ardı ardına komplo
teorileri üretmek. AM
bırakır. Newman, çift ırkı sayesinde, ırkçı önyargıya yönelik özel bir görüş kazan
mış, soğuk ve kontrollü John Russell rolünde olağanüstü; ve Richard Boone, New-
man'ın düşmanı rolünde daha saygın vatandaşların İkiyüzlülüğünü neşeyle delip
geçiyor. EB
Fransa / İtalya (Five, Paris)
101 dk, Eastmancolor Gündüz Güzeli
Dili: Fransızca
Yönetmen: Luis Bunuel
Luis Büriuel, büyük bir rahatlıkla Belle de jo u r'u (Gündüz Güzeli) "pornogra
Yapımcı: Henri Baum, Raymond
Hakim, Robert Hakim fik" olarak tanımlamıştı ama "yalın erotizmi" irdelediğini de eklemişti. Aslında Bel
Senaryo: Luis Bunuel, Jean-Claude le de jour, büyük olasılıkla, 1960'lardaki daha büyük bir hoşgörünün ve (geçici ola
Carrière rak) esnek sansür yönetmeliklerinin erotik betimlemelerde yeni bir canlılık yarat
Joseph Kessel'in romanından masından önceki son büyük seks filmi.
Görüntü Yönetmeni: Sacha
Vierny Belle de jour, ayrıca Sersen Aşıklar ve Tatlı Hayat gibi 1990'lardan itibaren
Oyuncular: Catherine Deneuve, dünya çapında yeniden gösterim şansını yakalayan diğer filmlerle birlikte konuş
Jean Sorel, Michel Piccoli, ma, jest, kıyafet ve tavrın en küçük ayrıntılarında belli bir dönem "üslubu" yakala
Geneviève Page, Pierre Clémenti, ması açısından da 60'ların esaslı sanat eserlerinden biri.
Françoise Fabian, Macha Méril,
Muni, Pallas, Maria Latour, Claude Belle de jour, son derece fetişist bir film. Bunuel, Catherine Deneuve'ün çıp
Cerval, Michel Charrel, Iska Khan, laklığıyla değil, onu örten çarşaflar ve tüllerin yanı sıra son derece gösterişli ve pü
Bernard Musson, Marcel Charvey, rüzsüz dişi görünüşüyle ilgilenir. Filmin üst sınıf bir genelevdeki faaliyetler etrafın
François Maistre, Francisco Rabal,
da gelişmesine karşın, seks asla gösterilmez. Kapalı kapılar ardında, kuytu köşeler
Georges Marchai, Francis Blanch
Venedik Film Festivali: Luis de, hatta bir tabutun altındaki çok gülünç bir sahnede gerçekleşen cinsel sapkın
Bunuel (Altın Aslan), (Paslnettl lıklar en vahşi hayal gücüne meydan okur adeta.
Ödülü—film)
Deneuve, kocası Pierre'e (Jean Sorel) karşı frijit (hatta belki bakire) olan bur
juva kadını Severine Serizy'yi oynuyor. En sonunda hafta sonlarında öğleden son
raları bir fahişe olarak çifte bir yaşam sürmeye başlayan Severine; muazzam ve
mazoşist cinsel fantezilerini keşfederken kendini güvende hisseder gibi görünür.
Bununla birlikte, ateşli ve kılıksız bir gangsterin (Pierre elementi) kalbini çalması ve
saygın yaşamına karışmasıyla birlikte sisteminin düzeni altüst olur.
Bu şekilde özetlenebilecek Belle de jour, şematik ve budalaca bir erkek fan
tezisi olarak görünse bile, aslında bugüne kadar yapılmış en gizemli, en şiirsel, en
karmaşık ve en aldatıcı filmlerden biri. Hiçbir karakter psikolojisi basitçe ya da açık
ça verilmiyor ve aynı şey yaşadıkları günlük dünya için de geçerli.
Bunuel, bizleri sakin ama emin adımlarla hayal ve gerçek arasında kusursuz
ca dengelenmiş tuhaf bir bölgeye yönlendirir. Film; farklı karakterlerin uğursuzca
sürekli hakkında konuşulduğunu duyduğumuz ama hiç görmediğimiz "kedileri"
içeri almaktan bahsetmesi gibi, hem komik hem huzursuz edici sanrısal efektlerle
doludur. Bu ayartıcı ve rüyamsı dokuya açık olan seyirci, olağanüstü final sahnesin
den çok önce gerçekte neler olduğunu öğrenmeyi beklemekten vazgeçecektir.
Hoş bir özgürleşme aslında. AM
ROBERT.*RAYMOND HAKIM pré.ent.nt
CATHERINE DENEUVE
JEA N SO REL
MICHEL PICCOLI d an s un f ilm de
BELLE DE JOUR
d 'a p rè s le rom an de JOSEPH KESSEL d e l ' A c a d é m i e F r a n ç a is e
avec
GENEVIÈVE PAGE
PIERRE CLÉMENTI
FRANCISCO RABAL
FRANÇOISE FABIAN
MACHA MERIL
M A R IA LATOUR «M U N I
et GEORGES MARCHAL
a v e c l a p a r t i c i p a t i o n de
FRANCIS BLANCHE
E A S T jy jL Ç O L 0 R
MIJNNAAMIS
BELLE DE JOUR
Fransa (Madeleine, Parc)
120dk, Eastmancolor
Dili: İngilizce / Fransızca Jacques Demy'nin olağanüstü Umbœllas o f Cherbourg'unun (Cherbourg
Yönetmen: Jacques Demy, Agnès Şemsiyeleri, 1964) tamamlayıcısı Les Demoiselles de Rochefort, çok az filmin eriş
Varda
tiği ya da erişmeye çalıştığı bir hedefe ulaştı. Les Demoiselles de Rochefort, iki sa
Yapımcı: Mag Bodard, Gilbert de
at boyunca dinmek bilmez bir neşe ve coşku tonunu koruyarak filmin gerçek tu t
Goldschmidt
kunları İçin huşuya yakın bir noktaya yaklaşır.
Senaryo: Jacques Demy
Görüntü Yönetmeni: Ghislain Bu filmdeki her şey; mutluluk, neşe ve sinemada bir eşi daha olmayan bir ya
Cloquet şam sevincini ifade eder. Rakipsiz bir şaşırtma ve etkileme kapasitesine sahip Umb-
Müzik: Michel Legrand rellas o f Cherbourg'da (Cherbourg Şemsiyeleri) bile hikayenin hüznünün, tasvirle
Oyuncular: Catherine Deneuve, rin canlılığıyla çatıştığı bir çok an bulunur. Bu filmde böyle bir gerilim yaşanmıyor.
George Chakiris, Françoise Dorléac,
Renkler çerçeveden fırlayıp doğrudan beynin zevk merkezlerine saldırır; tıpkı kos
Jacques Perrin, Michel Piccoli,
Jacques Riberolles, Grover Dale, tümler, dekorlar ve özellikle performanslar ve müzik parçaları gibi. Bir kez daha
Véronique Duval, Geneviève müzik üstadı Michel Legrand'la çalışan Demy, özellikle 1950'lerin MGM müzikal
Thénler, Henri Crémleux, Pamela lerinde yaratılmış dünyalara atıfta bulunan ve birebir aynı kıyafetler içindeki kız kar
Hart, Leslie North, Patrick Jeantet,
deşlerin, kız kardeş olmanın zevkli yanları hakkında şarkılar söylediği, bir hafta so
Gene Kelly, Danielle Darrieux
nu boyunca süren bir yerel sokak panayırının aşk ve mutluluk kutsamasına dönüş
Oscar adaylıkları: Michel
Legrand, Jacques Demy (müzik) tüğü, sıradan bir köprüden geçme eyleminin özenle koreograflanmış hoppalık
gösterilerine esin kaynağı olduğu bir büyülü ülke yaratır.
Basitçe özetlemek gerekirse, Les Demoiselles de Rochefort, sizi hayal edebi
İngilizce adı: The Young Girls o f leceğiniz diğer tüm filmlerden çok daha fazla mutlu edecektir. Hiç de küçümsene
Rochefort cek bir başarı değil bu. EdeS
Görüntü Yönetmeni: Raoul mi. Bu filmde her şey olabilir: Sıradan bir telefon konuşması absürd bir biçimde
Coutard hoş bir müzik parçasına dönüşür, kahramanlarımız ormanda masal karakterleriyle
Müzik: Antoine Duhamel, Guy karşılaşır ve baş karakterler gerçekten her an tüyler ürpertici sonlarla karşı karşıya
Béart, Wolfgang Amadeus Mozart gelirler. Godard'ın bir epizottan bir başka tuhaf epizota geçme kararı, cesurca ve
Oyuncular: Mireille Darc, Jean son derece etkiliydi. Her tür ve renkten radikal yönetmen, bu anlamda Hafta So
Yanne, Jean-Pierre Kalfon, Valérie
nu'na çok şey borçlu. Ancak "radikal" yaftası bu film için biraz uygunsuz; çünkü
Lagrange, Jean-Pierre Léaud, Yves
Beneyton, Paul Gégauff, Daniel bu tür bir niteleme, korkunç bir siyasileştirme ve mizahi yoksunluk anlamına gelir.
Pommereulle, Virginie Vignon, Yves Oysa geriye kalan diğer tüm unsurlar, Hafta Sonu'nun bu problemleri yaşamama
Afonso, Blandine Jeanson, Ernest sını sağlar.
Menzer, Georges Staquet, Juliet
Berto, Helen Scott Hafta Sonu'yla ilgili bir tartışma, en ünlü sahnesini, hatta sinema tarihinin en
Uluslararası Berlin Film ünlü sahnelerinden birini, anmadan tamamlanmış olmaz. Filmin en muhteşem
Festivali: Jean-Luc Godard (Altın sahnesi, Godard'ın didaktik ve eksiltili ara yazılara yönelik bastırılamaz eğilimiyle
Ayı adaylığı) kesilen, dünyanın en korkunç trafik sıkışıklığının on dakikalık kaydırmak çekimidir
belki. Sıradan bir karmaşa değildir bu; Godard'ın kabusumsu ama gülünç versiyo
nunda hayvanat bahçesi hayvanları, gemiler, ara sıra yapılan piknikler ve çok faz
la kan bulunur. Ancak yönetmenin ünlü sözüne dayanarak, endişelenecek bir şey
yok: Sadece kırmızı boya bu. EdeS
LE SAM0URAİ'(1967) Fransa / İtalya (CICC, Fida, Filmel,
Kiralık Katil TC)
105dk, Eastmancolor
Dili: Fransızca
Jean-Pierre Melville, Samurayın Bushido Kitabı'ndan beyazperde uyarlamasına Yönetmen: Jean-Pierre Melville
önsöz olarak bir alıntı yaratma kabiliyetine sahipti: "Samurayın yalnızlığından daha Yapımcı: Raymond Borderie,
büyük bir yalnızlık yoktur; ormandaki kaplanınki dışında... belki..." Japon kültürü Eugène Lépicier
ne başka bir anıştırmaya gerek kalmaz: Bu sözler, Kiralık Katil'e soyut, mitolojik ve Senaryo: Jean-Pierre Melville,
ölümsüz bir hava katmaya yeter. İnsanı boğacak kadar stilize olan bu nefes kesici Georges Pellegrin
Joan McLeod'un The Ronin isimli
filmde, sinemanın hayali dünyası, gerçekliği zahmetsizce alt eder. John W oo'dan romanından
Paul Thomas Anderson'a, Quentin Tarantino'dan W alter Hill'e birçok yönetmenin Görüntü Yönetmeni: Henri
Kiralık KatiT'ı soğukkanlı hareketlerin gerçek Incil'i olarak görüp adeta talan etme Decaë
sine şaşmamak gerek. Müzik: François de Roubaix
Jef Costello (Alain Delon), "eski kurt" sıfatının hafif kalacağı çelik gibi bir ki
Oyuncular: Alain Delon, François
Périer, Nathalie Delon, Cathy
ralık katildir. Sistemli ve cinsellikten yoksun olan, emir üzerine öldürme istekliliğin Rosier, Jacques Leroy, Michel
den de açıkça anlaşılabileceği gibi ahlak kurallarını hiçe sayan Jef, tıpkı Robert Boisrond, Robert Favart, Jean-Pierre
Mitchum'un Out o f the Past'te (1947) canlandırdığı adaşı gibi, tuzağa düşürüldü Posier, Catherine Jourdan, Roger
Fradet, Carlo Nell, Robert Rondo,
ğünü ve takip edildiğini fark eder; bir "çerçevenin içinde"dir ve gidip "resme bak
André Salgues, André Thorent,
ması" gerekir. Onu suçlu çıkarabilecek tanıkla nihai yüzleşmesi, iç motivasyonları Jacques Deschamps
nın muammasını gözler önüne serer.
Melville'in Paris'e bakışı, Amerikan kara film aşkının süzgecinden geçer: siya
hi şarkıcılarıyla caz kulüpleri, karanlık ve yağmurlu sokaklar. Polisler bir Frantz Lang
filmindeki gibi bir görev üstlenerek girift bir gözetimle kentin haritasını çıkarır ve
bu ele geçmez insan görüntüsünü takip eder. Yine de film hayalinin çarpıcı atmos
feri, Melville'in efsanevi ve çılgın detaycılığıyla dengelenirken aynı detaydık bir po
lis prosedürünün saplantısallığına yaklaşır: Fier jestin, kentin etrafındaki her hare
ketin lojistiği kusursuzca planlanmış ve kaydedilmiştir.
Kiralık Katin izlemek zordur: Büyük oranda diyalogsuz filmde her ses (Jef'in
apartman dairesinde cıvıldayan kuş, bir otomobil motorunun homurtusu ya da bir
anahtarlığın şıngırdaması gibi) yalıtılmış ve yükseltilmişken, oyuncular göz kamaş
tırıcı mankenler gibi poz verir (Delon, en az 1967 yapımı Belle de jo u r1daki Cathe
rine Deneuve kadar porselenden yapılmış gibidir); Robert Bresson'dan söz etmeye
bile gerek yok. Melville karşılaştırılmayı reddeder ama doğrudur: Jef, içsel bir çağ
rıyla harekete geçmiş sofu bir rahiptir adeta. AM
ABD (Jalem, Warner Bros.) haf ve eksik gedik bir İsa alegorisine dönüşüyor.
126dk, Technicolor Filmin beceriksizce iki arada bir derede kalmasına şaşmamak gerekir ama Par
Yönetmen: Stuart Rosenberg maklıklar Arkasında yine de baştan sona sürükleyiciliğini koruyor. Newman’in can
Yapımcı: Gordon Carroll, Carter landırdığı aşırı dikkafalı, yine de sıradan adam karakteri Lucas "Cool Hand" Jack-
De Haven Jr.
son, parkmetre cihazlarını kırma suçundan cezaevindedir. Bekleneceği gibi, hapse
Senaryo: Donn Pearce ve Frank
Pierson girer girmez ilk işi, daha da şaşmaz bir kurallar sistemine kafa atmak olur. Dolayı
Donn Pearce'in romanından sıyla, başına dert açan stoisizmi giderek daha yıkıcı hale geldikçe, aldığı cezalar da
Görüntü Yönetmeni: Conrad L o ölçüde sertleşir. Unutulmaz sahneleri, alıntılanmaya uygun replikleriyle Parmak
Hall
lıklar Arkasında, özünde, derinlikten uzakmış izlenimi uyandırsa da baştan aşağı
Müzik: Lalo Schlfrin
kültürel (ve karşı-kültürel) anlamlarla dolu simge haline gelmiş bir film.
Oyuncular: Paul Newman,
George Kennedy, J.D. Cannon, Lou Gerçekten de, filmde geçen kimi replikler (şu tehdit kokan, "Aslında burada
Antonio, Robert Drivas, Strother sorunumuz, iletişim kuramamak" ifadesi örneğin) sinema literatürüne girdiği gibi,
Martin, Jo Van Fleet, Clifton James,
yumurta yeme bahsi ve hapishane avlusundaki yumruklaşma sahneleri de yedinci
Morgan Woodward, Luke Askew,
Marc Cavell, Richard Davalos, sanatın efsanevi anları arasına girmiştir. Filmi bu kadar çekici kılan bir başka şeyse,
Robert Donner, Dennis Hopper genç- Dennis Hopper, Harry Dean Stanton ve Newman'in önce rakibiyken sonra
Oscar: George Kennedy (erkek sağ kolu olan George Kennedy'nin aralarında bulunduğu renkli yardımcı oyuncu
oyuncu)
kadrosu.
Oscar adaylıkları: Donn Pearce,
Frank Pierson (senaryo), Paul Son derece naif bir kabadayı olan DraglineT canlandıran Kennedy, bu rolüyle
Newman (erkek oyuncu), Lalo En iyi Yardımcı Oyuncu Oscarı'na değer bulundu. Ama filmi taşıyan asıl unsur
Schifrin (müzik)
Newman'in dingin, karizmatik oyunu. En iyi performansını ortaya koyduğu bu rol
le bir anda ününün doruğuna tırmandı. Jack Nicholson'ın tuhaf bir bi
çimde benzer filmi One Flew Over the Cuckoo's West'teki (Guguk Ku
şu) abartılı oyunculuğuna kıyasla, Parmaklıklar Arkasında'daki New
man, bilgiç gülümsemesi, sonsuz güveniyle, çok daha incelikli bir
oyun sergiliyor. Newman'in Luke'u kendi kendine fazlaca konuşmaz,
öyle her hareketini gözümüze sokmaz, hatta dürtülerini bile pek açık
etmez. Rasgele bir zorluğu alt etmek için hapishaneye özellikle düş
müş gibi neredeyse ve sanki sırf kazanıp kazanamayacağını görmek
için sisteme meydan okuyor. Aslında çektiği hapis cezasının özgür
ruhlu Luke'a ödettiği ağır bedel, film in sonlarına dek netlik kazanmı
yor. Diğer mahkumların yaptığının aksine esaretle gelen kurumsal ra
hatlığı sebatla reddeden Luke, işbirliğine yaklaşmayan duruşuyla so
nunda bir trajedinin kurbanı olur. Parmaklıklar Arkasında, tek bir kişi
nin sistemi ne ölçüde zorlayabileceğini konu aldığı kadar, sistemin bu
na cevap vermesi halinde ortaya neler çıkabileceğini de anlatıyor. JKI
ABD (MGM)
POINT BLANK (1 9 6 7 )
92dk, Metrocolor Dönüşü Olmayan Nokta
Yönetmen: John Boorman
Donald E. Westlake'in 1964'te yayınlanan The Hunter (Avcı) romanından
Yapımcı: Judd Bernard, Robert
Chartoff John Boorman'ın uyarladığı gerilim filmi, en az ilk gösterime girdiği zamanlardaki
Senaryo: Alexander Jacobs, David kadar sürükleyici ve olağan bir biçimde stilize. Film, ana karakterini öldürme numa
Newhouse, Rafe Newhouse rasıyla başlar; Walker'i (Lee Marvin) delip geçen iki kurşun, sert aksiyon ve hatta
Donald E. Westlake'in The Hunter
daha da sert seks sahneleriyle dolu bu erkeksi filme şeklini verir.
isimli romanından
Walker, önce dostu gangster Mal Reese'in (çopur yüzlü John Vernon) ihane
Görüntü Yönetmeni: Philip H.
Lathrop tine uğrar, sonra da ölüme terk edilir. Reese, Walker'in karısının sevgilisi oluverir.
Müzik: Stu Gardner, Johnny Walker, kurşun yaraları iyileşince, hem Reese'in kendisinden çaldığı 93 bin doları
Mandel geri almak hem de karısı Lynne (Sharon Acker), Reese ve tüm suç ortaklarıyla he
Oyuncular: Lee Marvin, Angie saplaşmak ister. Walker'in planı Lynne'in, tecavüze uğramış, kullanılmış ve öylece
Dickinson, Keenan Wynn, Carroll bırakılmış kız kardeşi Chris'i de (Angie Dickinson) içine alan bir girdaba dönüşür.
O'Connor, Lloyd Bochner, Michael
Gerek biçim gerekse görsellik açısından mükemmel bir gerilim: Boorman'ın
Strong, John Vernon, Sharon
Acker, James Sikking, Sandra geniş perde formatını (kentsel ufkun çıplak olarak ve tüm açıklığıyla arz-ı endam
Warner, Roberta Haynes, Kathleen edişine ve karakterlerin çerçevenin bir ucundan öteki ucuna varışına dikkat) her
Freeman, Victor Creatore, özelliğini değerlendirerek kullanışı, Dönüşü Olmayan Nokta’yı sinemada olduğu gi
Lawrence Hauben, Susan Holloway
bi televizyonda da izlenir kılar. KK
ABD /Kanada (Canyon)
45dk, 16mm Renkli
Görünürde bir minimalizm arketipi olsa da Wavelength (Dalga Boyu) aslında Yönetmen: Michael Snow
aksiyon yüklü bir filmdir: hem biçimi ya da tematik içeriği hem de içerdiği hikaye Yapımcı: Michael Snow
ler bütünü açısından. Film, perdenin uzamı ve zamanıyla adeta çetin bir oyun oy Senaryo: Michael Snow
nar. Sinemaya içkin gizem dünyası ve anlatı biçimi geleneklerini baştan kabul eden Görüntü Yönetmeni: Michael
Snow
bu deneysel film, seyirciyi, hemen her filmin öne çıkardığı genel doğrular üzerine
Oyuncular: Hollis Frampton, Joyce
düşünmeye zorlayarak, perdeyle kurduğumuz ilişkiyi tamamen değiştirmeye yelte
Wieland, Amy Yadrin, Lyne
nir. Grossman, Maoto Nakagawa,
Yönetmen Michael Snow, filmi, tek bir plan-sekans olarak gerçekleştirmiş. 45 Roswell Rudd
dakika boyunca bir apartman dairesinin tek odası içinde, özellikle dalgaları göste
ren bir fotoğrafa odaklanırız. Kısıtlı olanaklarına göre sıkı, izleyiciyi fiziksel uzamla
ve insan elinden çıkma bir anlatının her boyutuyla hesaplaşmaya zorlayan aman
sız bir yapıt bu. Hatta kalabalığın içinde yürüyen bir adamın (Hollis Frampton) bir
denbire ölümüyle sonuçlanan bir cinayet bile söz konusu. Daha sonra bir kadın,
cesedi bulur, telefona sarılır; ardından, bu giderek büyüyen olayın etrafa hafif ha
fif yayılan dalgalarını anımsatırcasına, polis arabalarının siren sesleri gelir kulağımı
za. Ama aynı anlarda melodram da dalgalanmaya başlar, görüntü birdenbire de
ğişir ve filmin başında bize gösterilen fotoğrafın yerinde artık yeller estiğini görü
rüz. Neler olup bittiğini anlayabilmek için duvara (ve bir fotoğrafın kendine özgü
evreni sayılabilecek şeye) çok yakınızdir artık.
Wavelength tek plandan oluşmasına karşın kesintisiz tek bir çekim değildir:
Odanın içindeki yolculuğumuz boyunca kameraya takılı film, renk ayarları ve ışık
rastgele ama yine de bilinçli olarak değişirken, film boyunca müzikal bir dalganın
en düşük sesten (50 devir saniye) en yükseğe (12 bin devir saniye) kademe kade
me yükselişine tanık oluruz; ironik The Beatles parçaları (“ Strawberry Fields Fore
ver") bu mini melodrama eşlik eder. Hemen her underground ve deneysel film gi
bi, Wavelength de kendini ciddiye alışı açısından parodisi yapılmaya, entelektüel
bir tatm in aracı olarak göz ardı edilmeye açıktır; ama yine de görmezlikten geline
meyecek ölçüde can alıcı bir öneme sahip, olmazsa olmaz bir çalışmadır. KN
ABD (Tatira-Hiller, Warner BONNIE AND CLYDE (1967)
Bros/Seven Arts) Bonnie ve Clyde
111 dk. Technicolor
Yönetmen: Arthur Penn Arthur Penn, Fransız Yeni Dalgası tarzında, tezcanlı bir taşkınlığa dayanan çiz
Yapımcı: Warren Beatty gi dışı bir Amerikan filmi yapma girişimi sonucunda, olağanüstü bir gişe başarısı ya
Senaryo: David Newman, Robert kaladı. İzleyici, Penn'in kurumsallık karşıtı tavrını benimsedi. Eleştirmenler de sonuç
Benton ta, Amerikan sinemasına yeni bir enerji getiren ve bir ciddiyet aşılayan bu yönetme
Görüntü Yönetmeni: Burnett ni alkışlamak zorunda kaldılar. Oysa film İlk vizyona girdiğinde, tablo böyle değildi:
Guffey
Bonnie ve Clyde, şiddeti rahatsız edici görüntülerle betimlediği gerekçesiyle sert bir
Müzik: Charles Strouse
şekilde kınanmıştı. Teknolojik yenilikler artık mermi yaralarını daha gerçekçi göster
Oyuncular: Warren Beatty, Faye
meye izin verdiğinden Penn'in çekimleri de çoğu zaman parçalanmış vücutlar ve çe
Dunaway, Michael J. Pollard, Gene
Hackman, Estelle Parsons, Denver kilen fiziksel acılar üzerinde uzun uzun oyalanıyordu. Kuşkusuz daha önce de Ame
Pyle, Dub Taylor, Evans Evans, rikan filmleri şiddete dayanıyordu ama Bonnie ve Clyde, izleyiciyi bu kadar güçlü bir
Gene Wilder şekilde şiddetten korkmaya ve aynı zamanda onun büyüleyici güzelliğinden etkilen
Oscar: Estelle Parsons (yardımcı meye zorlayan ilk filmdir,
kadın oyuncu), Burnett Guffey
■Başlangıçta yapılan yorumlar işin kalitesini göz ardı ediyor, hatta filmi kınıyor
(görüntü yönetmeni)
du. Ama kısa bir süre sonra işin rengi hızla değişti ve kimi dergiler filmi tekrar göz
Oscar adaylıkları: Warren Beatty
(film), Arthur Penn (yönetmen), den geçiren yazılar yayımlamaya başladı. Dehşet sahneleri, katı gerçekçi duruş ve
David Newman, Robert Benton neredeyse kaba güldürü bir kenara, Bonnie ve Clyde bir biyografi filmi tarzında, ti
(senaryo), Warren Beatty (erkek tiz sanat yönetmenliği sayesinde, oldukça gerçekçi bir film duygusu uyandırır. Ayrı
oyuncu), Faye Dunaway (kadın
ca kuzeydoğu Teksas'ın toz duman iklimi de filmde çok iyi verilmiştir. Film, tarihi
oyuncu), Michael J. Pollard
(yardımcı erkek oyuncu), Gene gerçekleri tam yansıtmayan kimi yönleriyle, Buhran Dönemi'nin, zamanında halk
Hackman (yardımcı erkek oyuncu),. kahramanı sayılmış en ünlü banka soyguncusu çiftinin maceralarını ve trajik sonla
Theadora Van Runkle (kostüm) rını işler. Çetenin diğer elemanları rolündeki Gene Hackman, Estelle Parsons ve Mic
hael i. Pollard'ın müthiş yardımcı oyunculuklarıyla birlikte, asıl failler, başroldeki
Warren Beatty ve Faye Dunaway filmde pırıldıyor. Başarıyla sonuçlanan bir soygun
sonrasında çete, Clyde'ın ağabeyi Buck'ın (Hackman) öldürüldüğü, karısı Blanc-
he'ınsa (Parsons) kör edilip yakalandığı lowa'da polisin dikkatini çeker. Diğer üç ele
man polisten yakayı sıyırmayı başarır ama sonuçta Bonnie'yle Clyde pusuya düşürü
lür ve ağır çekim bir ölüm balesinde, makineli tüfekle delik deşik edilirler.
İktidarsız Clyde'la saldırgan Bonnie arasındaki, o dönemde pek alışılmış olma
yan cinsel ilişkinin açıklıkla sergilenmesi de çığır açıcı niteliktedir. 1960'ların sonu iti
bariyle Hollywood, Sinema Yapım Yönetmeliği yasaklarını kaldırır ve yeni bir sınıf
landırma sistemi getirerek seks ve şiddetin perdede yansıtılma biçimini özgürleştirir.
Bonnie ve Clyde bu yeni sistem içinde çekilmiş ilk ve en başarılı filmler arasındadır.
On dalda Oscar'a aday gösterilen film, gösterdiği olağanüstü gişe başarısıyla da
Amerikan sinema endüstrisinin kötü gidişatını durdurup, yeniden kârlı bir alan ha
line gelmesine katkıda bulunmuştur.
Bonnie ve Clyde, Amerikan toplum hayatında birey ve şiddetin yeri üzerine,
sağlam İnşa edilmiş, muğlak bir yapıttır. Bununla beraber sinema tarihindeki yeri
daha da önemlidir. Filmin malum ve can alıcı başarısı Hollywood'a, geleneksel
Amerikan temalarının Avrupa tarzı bir stilizasyon ve ciddiyetle işlendiğinde (yerleşik
türlerin içine yedirilerek), hele bir de tem po hızlandırılıp etkileyici aksiyon sahneleri
ne yer verilirse, ülke çapında izleyiciyi yeniden kazanabileceğini göstermiştir. Bonnie
ve Clyde, 1970'lerdeki "Hollywood Rönesansı"nın yolunu açmıştır. Sözgelimi Fran
cis Ford Coppola'nın The Godfather'ı (Baba) gibi bu dönemin ürünü olan başyapıt
lar Penn'in filmini önemli ölçüde taklit ederek, ona duydukları hayranlığı en içten bi
çimde göstermişlerdi. RBP
V!
CSILLAGOSOK, KATONÁK (1967)
Kızıl ve Beyaz
1967'de çektiği uzun metrajlı filmiyle Miklös Jancsö, Amerika'da merak uyan
dıran ilk Macar yönetmenlerden biriydi. Filmin biçeminin hünerli sunumu, dayandı
ğı güçlü ritüel ve saf güzelliği apaçık ortadadır. Rus Devrimi'nin yan etkilerinin gö
rüldüğü dönemi işleyen bu siyah-beyaz törende, kızıllar devrimciler, beyazlarsa on
ları ezmekle görevli devlet güçleridir. Jancsö, genellikle etkileyici bir görüntü su
nan, özenle hazırlanmış koreograilerden oluşan uzun planlar kullanarak, bizi, ik
tidar mekanizmaları üzerine neredeyse soyut bir düzlemde (ki filmin Stendhalvarl
adının hikmeti de budur) kafa yormaya zorladığı gibi, sonradan Stanley Kubrlck'in
filmlerinde göreceğimiz türden soğuk bir erotizme de yer verir. Ama yanlış bir fik
re de kapılmamak gerekir: Jancsö, bu duruşuyla, politikaya ya da duygulara mesa
fe alıyor da değildir. Sebebi belli; özellikle filmin, Macar Devrimi üzerinde kurulan
Macaristan / Sovyetler Birliği ve 7.000 Macar'ın ölümüyle sonuçlanan Sovyet baskısının bitiminden sonra, on yıl
90dk, SB dan kısa bir süre içinde vizyona girdiğini düşünecek olursak, Kızıl ve Beyaz'daki
Dili: Macarca / Rusça aşikâr milliyetçi öğelerin, Rusya karşıtı olarak algılanabileceğini (ki öyle de algılan
Yönetmen: Miklös Jancsö mıştır) görebiliriz. Zaten Macar-Rus ortak yapımı bu filmin, Sovyetler Birliği'nde
Yapımcı: Jenoe Goetz, Andras gösterime girmesinin Rus otoritelerince yasaklanması da oldukça anlamlıdır.
Nemeth, Kirill Sirjajev
Jancsö'nun genel çekim tercihiniyse, oyuncularına saygısızlık olarak görme
Senaryo: Gyula Hernâdi, Miklös
mek gerekir. Macar yönetmenin gedikli aktörlerinden Jözsef Madaras'a göre
Jancsö, Luca Karall, Valeri Karen,
Giorgi Mdivani "Jancsö'nun sinemasında oyuncunun yüzü ikincil bir önem taşır: O insan ruhunu
Görüntü Yönetmeni: Tamâs kitle hareketleri üzerinden tarif ve ifade eder. Yerleşik betimleme biçimlerine alış
Somlö kın izleyiciye tuhaf gelen şey budur. Buna rağmen oyuncularından, konvansiyon
Oyuncular: Jözsef Madaras, Tibor dan hareket etmek üzere, yaratıcı işbirliği beklemeye de devam eder. Hiçbir za
Molnâr, Andras Kozak, Jâcint
man psikolojiye, analize odaklanmaz; hareketlenmenizi sağlar. Ben de sizi hareket
Juhâsz, Anatoli Yabbarov, Sergei
Nikonenko, Mikhail Kozakov, Bolot lendirme yöntemine bakarak, benden ne beklediğini, karakteri gözünde nasıl can
Bejshenaliyev, Tatyana landırdığını çıkarsarım. Düşünme biçimi müzikal, görüşü ritm iktir."
Konyukhova, Krystyna
Bugüne dek Jancsö'nun hiçbir filmini izlemediyseniz, bu film başlamak için en
Mikolajewska, Viktor Avdyushko,
Gleb Strizhenov, Nikita Mikhalkov, doğru seçim: Kızıl ve Beyaz onun izlediğim i|k uzun metrajlı filmiydi ve diğer film
Vladimir Prokofyev, Valentin lerini de izlememi sağladı. Jancsö, sesli film döneminin kilit Macar yönetmenidir di
Bryleyev yebiliriz. Onun ardından gelen, Bela Tarrgibi diğer Macar yönetmenleri de onu iz
lemeden algılayamayız. JRos
Çekoslavakya (Barrandov)
162dk, SB
Frantisek Vlàcil'in, 18. yüzyıl Bohemya ormanlarında geçen, İddialı ve çok kat Dili: Çekçe
manlı ortaçağ epiğinin teması, paganizmden Hıristiyanlığa geçiştir. Filmde, ma Yönetmen: Frantisek Vlacil
sum, manastıra bağlı klan liderinin önder kızının (Magda Vâsâryova), vahşi pagan Yapımcı: Josef Ouzky
savaşçısı Mikolos Kozlik'e (Frantisek Veleck) esir düşüşü ve cinsel sömürüye maruz Senaryo: Frantisek Pavlicek,
Frantisek Vlacil
kalışı anlatılır.
Vladislav Vancura'nm romanından
Tamamlanması altı yıl süren, sembollere ve metaforlara vurgu yapan, hemen
Görüntü Yönetmeni: Bedrich
hemen üç saatlik eksiltill bir anlatıdır Marketa Lazarov. Vizyona girdiği ilk günden Batka
itibaren birçok dergi tarafından "afallatıcı bir iş, sıradan ticari sinemaya benzeme Müzik: Zdenek Liska
yen bir film " olarak tanıtılarak hak ettiği değeri de gördü. Savaş öncesi avangard Oyuncular: Josef Kemr, Magda
romana dayanan ve Cari Theodor Dreyer, Akira Kurosawa ve Ingmar Bergman Vâsâryovâ, Nada Hejna, Jaroslav
Moucka, Frantisek Velecky, Karel
görselini anımsatan bu siyah-beyaz Gotik başyapıt, 1988 yılında, ülkedeki eleştir
Vasicek, Ivan Palüch, Martin
menler ve sanayi önderlerinin bir araya geldiği bir panelde tüm zamanların en iyi Mrazek, Vâclav Sloup, Pavla
Çek filmi seçilmişti. Şiirsel lirizmi ve tarihi filmleriyle tanınan Vlacil (1961'de çektiği Polaskova, Alena Pavlikovâ, Michal
Kozuch, Zdenek Lipovcan, Harry
The Devil's Trap, karşı-Reform sürecini anlatırken, 1967 yapımı Vallery o f the Be-
Studt, Vlastimil Harapes
es'deki Çek kahramansa Tötonik bir şövalyedir), bu filmde aksiyon yüklü yüzeysel
bir macera anlatımı yerine, sinematografisinden ve hikayenin geçtiği dönemin ta
rihsel gerçekliklerinden hiç sapmadan, atalarının psikolojik ve tinsel dünyalarını de
rinlemesine çözümler. Bu yüzden Marketa Lazarov bir ahir zaman kâbusu gibidir:
türünü ya da korku uyandırma sebebini sınıflandıramayacağımız bir sinematik şiir
dir. SJS
için güvenli olmaktan çıkar. Mowgli önce kararsız kalır, sonra da aynı Pinokyo gi
Oyuncular: Phil Harris, Sebastian
Cabot, Louis Prima, George
bi, yolunu şaşırır ve Kaa'yla (yılan) Kral Louie'nin (maymun) elinden, ancak dostla
Sanders, Sterling Holloway, J. Pat
rı Bagheera (bir panter) ve Baloo (ayı) sayesinde kurtulur. O'Malley, Bruce Reitherman, Verna
Hafif bir hikaye ve istisnai olmaktan uzak bir animasyon gerçi; ama kişileştir Felton, Clint Howard, Chad Stuart,
Lord Tim Hudson, John Abbott,
meye ve sonuca baktığımızda farklılıklar ortaya çıkıyor. W alt Disney'in bizzat ilgi
Ben Wright, Darleen Carr
lendiği son animasyon ürünü Orman Çocuğu'nun birtfiğer özelliğiyse, bu türde ilk
Oscar adaylıkları: Terry Gilkyson
kez, ünlü seslendirmenlere yer verilmiş olmasıydı: George Sanders sinsi Shere (film şarkısı)
Khan'ı hatasız seslendirir; Louis Prima "I'm the King o f the Swingers" şarkısını söy
ler; Phil Harris'se okul kaçkını bir hippi olan Baloo'ya ve şarkısı “The Bear Necessis-
ties"e ses verir. Filmin devamı, Orman Çocuğu 2, geç de olsa 2003 yılında vizyona
girmişti. TCh
Çekoslavakya / İtalya (Carlo HORİ, MÄ PANENKO (1967)
Ponti, Barrandov) İtfaiyeciler Balosu
71 dk, Eastmancolor
Dili: Çekçe Milos Forman alegorik bir film çekmeyi düşünmemişse de itfaiyeciler Balosu
Yönetmen: Milos Forman ister istemez Sovyet toplum modelinin kötülükleri üzerine sağlam bir kara mizaha
Yapımcı: Rudolf Hâjek, Carlo Ponti dönüşmüştür. Forman'ın Batı'ya göç etmesinin sebebi biraz da ödüllü filminin, ya
Senaryo: Milos Forman, Jaroslav pımcı yardımcısı Carlo Ponti tarafından çok sert eleştirilere maruz kalmasıydı; zira
Papousek, Ivan Passer, Vaclav film, tankların, Demir Perde sınırlarını genişletmek için, Prag'a yaptığı baskınla baş
Sasek
lar.
Görüntü Yönetmeni: Miroslav
Filmin küçük bir Çekoslovak köyünde başlayan hikayesi, birkaç ilginç özelliğe
Ondrfcek
Müzik: Karel Mares sahiptir: adaşlar partisi, itfaiye başkanının gönüllü emekliliğine saygı töreni, paha
Oyuncular: Jan Vostrcil, Josef lı yiyecekler için yapılan piyango çekilişi, bir güzellik yarışması ve gece başlamadan
Sebanek, Josef Valnoha, Frantisek önce patlak veren yangın ve onun trajikomik sonucu.
Debelka, Josef Kolb, Jan Stöckl, Sadece olay örgüsü nedeniyle değil, filmin çekildiği kasabada keşfedilen ren
Vratislav Cermäk, Josef Rehorek,
gârenk amatör oyuncu topluluğunu görmek için de mutlaka izlenmesi gereken bir
Vaclav Novotny, Frantisek
Reinstein, Frantisek Paska, Stanislav film. Bölüm bölüm akan yapısı, doğal tarzı, mizaha olabildiğince geniş ölçüde yer
Flolubec, Josef Kutälek, Frantisek verişi, el şakaları ve sahne olduğu hatalar zinciriyle film, kısıtlı olanaklarına rağmen
Svet, Ladislav Adam grup psikolojisi hakkında dikkatle yapılan bir gözlem aslında.
Oscar adaylıkları: Çekoslovakya Gönüllü bir itfaiye şubesi komisyonunun iyi niyetli komite üyeleri, henüz
(yabana film)
emekli olan başkanları şerefine düzenledikleri gece için bir gıda piyangosu hazırlar.
Ödülü hazırlamak için kasabada yaşayan herkes buluşma salonuna yiyecek getirir.
Konukların gelmesiyle salon dolar; ve bu arada, güzellik yarışması adaylarını belir
lemeye çalışan komite üyelerinin, güzel kadın vücutları karşısında kendilerinden
İngilizce adı: The Fireman's Ball
geçmeleriyle ortaya çıkan fırsatı değerlendiren hırsızlar, çekilişle dağıtılacak tüm gı
da maddelerini çalarlar. O anda salonda bulunan herkes şüphe altındadır
çünkü zaten kasabada bir kıtlık olduğu su götürmez bir gerçektir. Pahalı li
körler, etler herkesi hırsızlığa teşvik edebilir.
Haliyle güzellik yarışması da karışır ve ardından da kasabada yangın çı
kar. Henüz sarhoş olmuş komite üyeleri, azgın alevleri söndürmeye çalışa-
dursun, yaşlı bir adam kar altında, evinin yanışını izler. Filmin sonunda komi
te üyeleri toplamda üç günah işlemişlerdir: bir çekilişin altından kalkama-
mak, güzellik yarışması düzenleme girişiminde bulunmak, yangına sebep ol
mak. Ama yine de bir tek şey, emekli başkan için böyle bir gece düzenlemiş
olmaları, onları kurtarır. Komitelerin, yoldaşların içten pazarlıklı halleri bir ta
rafa, daha iyi yarınlar için iyimser kalarak, aralarından yaşça büyük birisine
saygılarını sunmak için armağan vermeleri, filmde, olsa olsa bir kuru gürültü,
bir tantana olarak belirir.
Forman, Jaroslav Papousek, Ivan Passer üçlüsünün, gerçekten bir itfa
iyecinin balosundan etkilenerek ortaklaşa yazdığı senaryo, Sovyet toplumu-
nun durumunun farkında olduklarını kanıtlar. Fitim, 1967 yılında Çekoslavak-
ya'daki günlük hayatın, bir türlü giderilemeyen ihtiyaçlardan, isteklerden
oluşmasını fazla abartmadan anlatırken, çoğunluğun elindekilerin nasıl da
yönetici azınlıkça ele geçirildiğine yer vererek ahlaki iradenin çöküşüne vur
gu yapar. Tabii bu durumu yaratan şey, iyi beslenme, su içme gibi temel in
sani ihtiyaçların giderilememesinden kaynaklanır gerçi; ama filmin alegorik
tınısı, forman'ın asıl niyeti bir kenara, bütün bunların aslında bir uygarlık tü
rünün olduğu gibi çöktüğüne kadar vardırır işi. GC-Q
Brezilya (Mapa)
106dk, SB
1 Nisan 1964 günü Brezilya'da, 25 yıllık bir diktatörlüğün yolunu açan askeri Dili: Portekizce
darbe gerçekleşti. Son derece etkin ve söz sahibi Brezilya Solu'nu afallatansa, dar Yönetmen: Glauber Rocha
benin yapılmış olması değil, sivil hükümetin bu kadar hızlı ve kanlı bir biçimde çök Yapımcı: Luiz Carlos Barreto,
Carlos Diegues , Raymundo
mesi oldu. Öfke, suç ve baskı ortamının kemirgen yapısı, ülke sinemasında, politi
Wanderley Reis, Glauber Rocha,
ka, şiddet ve aydınların rolü üzerine, daha önce görülmemiş bir sorgulama atmos Zelito Viana
feri yarattı. Bu atmosferde ortaya çıkan ürünler arasında belki en etkileyici olanı Senaryo: Glauber Rocha
Glauber Rocha’nın Terra em Transeidır (Kendinden Geçmiş Ülke). Görüntü Yönetmeni: Luiz Carlos
Eldorado adlı bir bölgede, şair ve yönetmen Paulo Martins (Jardel Filho), böl Barreto
ge siyasetinin lideri Porfirio Diaz’ı (Paulo Autran) yerinden etmek amacıyla valilik Müzik: Sérgio Ricardo
seçimlerinde popülist aday Felipe Vieira’ya (José Lewgoy) destek verir. Vieira seçi Oyuncular: Jardel Filho, Paulo
Autran, José Lewgoy, Glauce
lir ancak kısa süre içinde verdiği sözleri unutur ve bir köylü ayaklanmasını bastırır.
Rocha, Paulo Gradndo, Hugo
Bunun üzerine Paulo desteğini çeker ve çok iyi bildiği, dağınık, hovarda yaşamına Carvana, Danuza Leâo, Jofre
geri döner. Ancak Viera destekçisi "radikal"lerden oluşan bir grup, eski sevgilisi Sa- Soares, Modesto De Souza, Mario
Lago, Flávio Migliaccio, Telma
ra’nın (Gloche Rocha) yönlendirmesiyle, Paulo'yu, bağlantılarını kullanmak suretiy
Reston, José Marinho, Francisco
le eski vali Diaz'i çökertmesi konusunda ikna eder. Paulo mecbur kalır, gelgelelim Milani, Paulo César Peréio
önceki tecrübeleri onu politikadan iğrendirir. Daha sonraysa, ihanete uğradığını ve Cannes Film Festivali: Glauber
sıkıyönetim ilan edildiğini öğrenince silahlı direnişte karar kılar ancak polis tarafın Rocha (FIPRESCI Ödülü), (Altın
dan vurulur. Palmiye adaylığı)
Hikaye buysa da izlediğimiz zaman, filmden çok daha farklı bir şey çıkarsarız.
Geriye dönüşte gördüğümüz gibi Rocha’nın filmi, "grand opera''yla (genellikle 5
perdeden oluşan görkemli, masraflı prodüksiyonları gerektiren opera türü) cinéma
vérité'nin (kurgu değilmiş gibi görünen, doğal oyunculuk ve gerçek hayatın deva
mı ya da bir parçası izlenimi veren, genellikle hareketli kamerayla çekilen filmlerin
genel adı), Villa Lobos'la Afro-Brezilyalı şeytan kovmalarının keskin bir karışımıdır.
Paulo Martins karakterinde kişileşen siyasi ve bireysel kargaşayı alttan alta, sert ve
ani görüntü geçişleri yerine tercih edilen, el kamerasıyla çekilmiş uzun, cesur se
kanslar yansıtır. Rocha'nın yarattığı evren, 1950'lerve 60'lar Latin Amerika politik
spektrumunun başarıyla aktarıldığı arketipler ve 1970'lerin başında bölgeyi askeri
diktatörlüğe götüren deneyimlerden oluşur. Kavranmaya bu kadar müsait, evren
sel olarak eleştirilmeye bu kadar açık çok az film vardır. Hem Sağ'dan hem de
Sol'dan eşit derecede sert tepkiler alan film, Rocha'nın kır epikleri Deus e o Diabo
na Terra do Sol (Kara Tanrı, A k Şeytan, 1964) ve A ntonio des Mortes'ın (1969)
yanında adeta ihmal edilmiştir. Gelgelelim bugüne geldiğimizde, bu film sadece
Rocha'nın değil, aynı zamanda Latin Amerika sinemasının da başyapıtlarından bi
ri olarak kabul edilir. RP
Görüntü Yönetmeni: Fereduyn taya çıkmaya başlayan 3. Dünya sineması için çalışmak üzere geri dönen Dariush
Ghovanlu Mehrjui'nin ikinci uzun metrajlı filmidir; ve ilk kez bir İran filmi, uluslararası kamu
Müzik: Hormoz Farhat oyunun dikkatini bu kadar çeker.
Oyuncular: Ezzatolah Entezami, Senaryonun da yazarlarından olan Gholam-Flüseyin Saedi'nin oyununa daya
Mahmoud Dovvlatabadi, Parviz
nan film, fakir bir köydeki tek ineğin sahibi olmakla gurur duyan Masht Flasan'ın
Fanizadeh, Jamshid Mashayekhi, Ali
Nassirian, Esmat Safavi, Khosrovv (Ezzatolah Entezami) hikayesini anlatır. Bir gün, Flasan işteyken, beklenmedik bir
Shojazadeh, Jafar Vali şekilde ineğin öldüğü haberi yayılır ve gerçeği kendisinden saklayan kasaba halkı
Uluslararası Berlin Film hayvanın kaybolduğunu söyler. Kimliği ve konumu büyük ölçüde bu ineğe bağlı
Festivali: Dariush Mehrjui (OCIC
olan Haşan, giderek yükselen ve nihayet deliliğe varan bir saplantıyla ineği arar.
Ödülü)
Masraflarının büyük bölümü Şah Hükümeti'nce finanse edilen filmin yapımcı
ları, inek'te sunulan son derece geri ve yoksul İran görüntüsüne öfkelenerek, yö
netmeni, filmde bir açıklamayla, bu hikayenin mevcut rejimden çok daha eski bir
tarihe dayandığını belirtmesi için zorlarlar. RP
Görüntü Yönetmeni: William A. bu bebeği hissetmek için kocası Guy (John Cassevetes), karısının göbeğine doku
Fraker nunca elini alelacele geri çeker. Rosemary heyecandan eşinin cevabını duyamaz.
Müzik: Christopher Komeda Daha da önemlisi, hem İçgüdülerini hem de kocası, yeni daireleri, komşuları ve ha
Oyuncular: Mia Farrow, John mileliğinin, gizemli ve karanlık bir şekilde birblriyle bağlantılı olduğuna dair parano
Cassavetes, Ruth Gordon, Sidney
yasını zapturapt altına alabilmiş olmasıdır. Böylece, tartışmaya açıksa da bugüne
Blackmer, Maurice Evans, Ralph
Bellamy, Victoria Vetrl, Patsy Kelly, dek yapılmış en iyi korku filmlerinden biri için yarışı tamamlar.
Elisha Cook Jr., Emmaline Henry, Her şey Roman Polanski'nin aldatma, çürümüşlük, aklın sınırları ve kadının
Charles Grodin, Hanna Landy, Phil "sır'Tarı gibi bildik ve sinemasını tanımlayıcı nitelikteki temaları etrafında dönen bir
Leeds, D'Urville Martin, Hope
sahnede kristalize oluyor. Polanski’nin tüm bu öğeleri kusursuzca bir araya getiri
Summers
şi, hafif ve hamur kıvamındaki kaynağının (Ira Levin'in çok başarılı romanı) bir sine
Oscar: Ruth Gordon (yardımcı
kadın oyuncu) ma klasiğine çevrilmesine yarıyor. Aradan geçen zaman filmin sıkı, endişe ve kor
Oscar adaylıkları: Roman ku dolu temposunu, Polanski'nin diğer filmlerinden aşina olduğumuz ritim, hız,
Polanski (senaryo) oyunculuk kalitesi ve üst düzey senaryosunun değerini yitirmesine engel olamadı.
Filmi bir daha görmek onun akıl dolu, ölçülüp biçilmiş mizahına bir daha hayran ol
mayı da beraberinde getiriyor. O zaman sanatını her geçen gün geliştirmekte
olan, henüz simgeleştirilememiş Cassevetes, ruhunu gösteri dünyası için şeytana
satmış adam rolüyle akılda yer ediyor. Uzun yıllara ve Mia Farrow'un gözü dün
müşçesine anne olmak istediği gerçeğine dayanan mizah, kadın kahramanın orta-
yaş gündelik sorumlulukları sağ olsun, endişeli kıkırdamalara yol açıyor.
Rosemary'nin Bebeği'nden hafızalarımıza kazınan sahneler: Farrow kendisini,
mutfak lavabosuna eğilmiş, ağzı kanlı, çiğ hayvan etini kemirirken bulur ve şoke
olur; Rosemary'nin hayal ürünü tecavüz-kullanma sahnesi, gösterilenden çok daha
fazla rahatsız edicidir; Ruth Gordon'ın, giderek daha da uğursuzlaşan telaşlı kıdem
li vatandaşlığı; filmin sonuna doğru, bir kabilenin toplama merasimine katılan Rose
mary, elinde bıçak, kendisine öldüğü söylenen bebe
ği delicesine görmek ister. Yine de tüylerimizi ürper
ten şey, filmin şeytani yanı değildir. Medeni halin sö-
mürülmesinin, ailenin ve dostların sağladığı güvence
fikrinin, tamamen illüzyon, sizin için değil size karşı
kullanılacak bir güç olduğunu öngören Rosemary'nin
Bebeği feci korkuları dile getirir. Etrafımızdaki insan
ların gerçekten kim olduklarını bilemeyiz. Kimseye,
kendimize bile güvenemeyiz. Güven duyacağımız bir
dayanağımız yoktur. Filme gücünü, Polanski'nin bü
tün bu varoluşsal korkuları başyapıt seviyesinde ele
alışı verir. Rosemary çevresindeki iyi insanların birer
Baby birer öldüğüne ya da hasta düştüğüne tanık olduk
John Cassavetes ça, kötülük tarafından nasıl da kuşatılmış olduğunu
keşfederken, izleyiciler arasından kim kendini Rose-
mary'yle özdeşleştirmekten alıkoyabilir? EH
Britanya (Memorial)
IF... (1968)
111 dk, SB / Eastmancolor Eğer...
Yönetmen: Lindsay Anderson
Yapımcı: Lindsay Anderson, Jean Vigo'nun anarşist bir erkek öğrenci için kısa ilahisi Hal ve Gidiş S/f/rTnı
Michael Medwin
(1933) model alarak çektiği ve önceki filmi Sporcunun Hayatı (1963) devamı nite
Senaryo: David Sherwin, John
Howlett liğindeki £ğer...Te Lindsday Anderson, realizmden ve işçi sınıfı ayaklanmasından
Görüntü Yönetmeni: Miroslav yola çıkmıştır. Bu yönüyle de "m utfak lavabosu" sinema hareketine bağlı, taşlama
Ondricek lı bir tarzı kucaklayan ve bugün itibariyle klasik gerçeküstücülerle, Monty Python
Müzik: Marc Wilkinson grubu arasında bir bağ olarak kabul edebileceğimiz bir filmdir.
Oyuncular: Malcolm McDowell, Saygın bir üst sınıf geleneğinden gelen Anderson, önceki filmin gerektirdiği
David Wood, Richard Warwick,
gibi £ğer...'de, rugby oyuncusu Kuzeyli hödükler üzerine etnografik bir çalışma
Christine Noonan, Rupert Webster,
Robert Swann, Hugh Thomas, yapmıştır yapmasına ama film, devlet okulu sistemiyle yetişmiş bir yönetmence çe
Michael Cadman, Peter Sproule, kildiği için, bir kez daha gerçekten realisttir. Filmin ilk bölümünde 16 yaşındaki
Peter Jeffrey, Anthony Nicholls, Mick Travis (Malcolm McDowell) ve kendisi gibi "antisosyal" birkaç arkadaşına
Arthur Lowe, Mona Washbourne,
odaklanırız: hepsi de hocalarından sıkılmış, sınıf başkanlarının zorbalıklarından bık
Mary MacLeod, Geoffrey Chater
mış, jimnastik salonunda, 19. yüzyıl infaz töreni havasında düzenlenen "kamçıla
Cannes Film Festivali: Lindsay
Anderson (Altın Palmiye) ma" seansları gibi garip ve acımasız cezalara dayanan eğitim sistemine karşı fena
halde dolmuşlardır. Film renkliyle siyah-beyaz görüntüler arasında gider gelir. Açık
çası bunun sebebi, çekimler sona ermeden bütçede renkli film için para kalmama
sıdır. Film, huysuz karakter oyuncuları ve aleni sübyancılığıyla okulun katı kuralla
rını yıkıp geçerken Mick, şehvetli bir garson kızla (Christine Noonan) belki de haya
li bir ilişkiye girer. 1969 için fazla açık olan seks sahnesi, sonrasında cinsel ahlakın
vurgulandığı, öz nefrete yol açan bir gelişigüzel ilişkiyi ya da tecavüzü değil fiziksel
aşktan zevk alan bir çifti resmetmesi açısından tabuları yıkma alanında alışılmamış
bir örnektir.
Vigo, o köhnemiş okul ciddiyetini bir yastık kavgasıyla alabora etmişti; 68 öğ
renci ayaklanmalarını, protesto hareketlerini görmüş Anderson'ın filmindeyse
Mick ve arkadaşları, şık gerilla malzeme
leriyle donanırlar ve "Konuşma Gü-
nü"nde (Amerikan ilk ve orta öğretim
okullarında her yıl düzenlenen bir tören)
himayeci okul müdürlerini (Peter Jeff
rey) ve diğer kurum figürlerini kurşunlar
lar. Bir dosyalama odasındaki konuşan
ceset gibi tuhaf esprileriyle müthiş bir
saldırı olmuşsa da arkasından, devrimci
arzuların .tatmin edilmiş olmasından kay
naklanabilecek bir "gerçek"e geri dönüş
de söz konusu olmaz. Anderson, sena
rist David Sherwin ve aktör McDowell,
tamamen farklı iki taşlama filminde (O
Lucky M a n i-1973, Britannia Hospital-
1982) Mick Travis karakterini perdeye
döndürdüler. KN
MEMORIAS DEL SUBDESARROLLO (1968)
Küba (Cuban State Film, ICAIC)
Azgelişmişliğin Anıları 97dk, SB
Dili: İspanyolca
Tomás Gutiérrez Alea'nın, bir kısmı belgesel, bir kısmı uzun metrajlı filmi A z Yönetmen: Tomàs Gutiérrez Alea
gelişmişliğin A nıları'nda, 1961-62 dönemi Küba günlük hayatından önemli bir ke Yapımcı: Miguel Mendoza
sit sunuyor izleyiciye. Film, eski zengin işadamı, yeni tutkulu yazar Sergio'nun (Ser Senaryo: Edmundo Desnoes,
Tomàs Gutiérrez Alea
gio Corrieri), Havana'nın, polis devleti odaklı bir komünist diktatörlüğe dönüşme Edmundo Desnoes'in Memorias del
sinden ne şekilde etkilendiği üzerinde duruyor, insanlarla, ülkesiyle ilişkisinde hep subdesarrollo isimli romanından
inançsızlık, hüzün, ihmal duyguları hakimse de onlarla olan bağlantısızlığı, Sergio Görüntü Yönetmeni: Ramön F.
için aynı zamanda iyimserlik kaynağıdır, zira kendini tekrar gerçekleştirmek için Suarez
ona ihtiyacı vardır. Önce ailesini ve eski karısını Miami'ye yolcu ederken görürüz
Müzik: Léo Brouwer
Oyuncular: Sergio Corrieri, Daisy
onu; kendisi, buna karşılık evde kalır ve yaşıyor olmanın ne anlama geldiğini ona
Granados, Fslinda Nüriez, Omar
hatırlatacak samimi şeyleri umutla bekler. Bir defter tutmaya başlar ve hizmetçisiy Valdés, René de la Cruz, Yolanda
le ilgili fantezilerini, kayıp gerçek aşkıyla ilgili eski anıları ve güzel Elena'yla (Daisy Farr, Ofelia Gonzalez, José Gil
Granados) yeni yaşamaya başladığı sorunlu flörtü kaleme alır. Zorunlu hamilelik Abad, Daniel Jordan, Luis Löpez,
Rafael Sosa
evliliğinden zar zor paçasını kurtarır, tecavüz etmekle suçlanır, beraat eder. Değer
leri yozlaşmış, devlet eliyle yürüyen bir adalet sisteminin bireysel özgürlüğü ne hale
getireceğini bu dersle öğrendikten sonra her şeyden elini eteğini çeker ve ülkesi
nin devrimsel hareketten umduğu şeylerin neler getireceğini bekleyerek görmeye
karar verir.
Alea, Sergio'nun hayat hikayesini, sık sık devreye soktuğu, çeşitli konuları ele
alan ve filmi de katmanlara bölen dış ses konuşmalarıyla süsler. Film Marksist diya
lektik hakkında aydınlatıcı bir monolog, tropikal bir iklimde yaşama uğraşına me
raklı bir bakış, daha genelde azgelişmişlik teması ve Fidel Castro saltanatının ilk dö
nemlerindeki toplumsal tutarsızlığa bir değinidir. Muhtemelen dünya çapında en
çok tanınan ve devlet destekli film stüdyosu Instituto Cubano del Arte e Industri
as Cinematográficos (ICAIC) kurucusu bir yönetmenin çektiği bu film, kapitalizme
ve Komünist Devrim'e yönelik etkili bir eleştiridir. Krizdeki bir adamı anlatan basit
hikaye, fantastik öğeler, kutular dolusu haber filmi görüntüsü, soğuk savaş karga
şası sırasında eşzamanlı olarak yaşanan şaşkınlık ve horgörme duygularını ifade
eden dokunaklı dramatik sahneler içerir. Daha iyi yarınlar bahanesiyle o günlerde
uygulanan şiddetli baskı ortamına rağmen etkili olabilen Küba yaratıcılığına bir öv
gü. Zarif ve sağlam bir film. GC-Q
ABD (Paradigm)
DAVID HOLZMAN'S DIARY (1968)
74dk, SB David Holzman'in Günlüğü
Yönetmen: Jim McBride
Yapımcı: Jim McBride Jim McBride yirmili yılların başlarında, 2.500 dolarlık ufak ve sallantıda bütçer
Senaryo: Jim McBride siyle, David Holzman'in Günlüğü'nü hazırlamaya başladığında aklında üç şey var
Görüntü Yönetmeni: Michael dı: Kendini aynada filme alan bir adamın imgesi, gündelik hayatın banalliği ve
Wadlelgh
New York kasvetinin insanların algılarını ve davranışlarını nasıl etkilediği.
Oyuncular: L.M. Kit Carson,
Eileen Dietz, Lorenzo Mans, Louise David (senarist L.M. Kit Carson) kaçığın biridir. "Gerçeği bulmak adına" gün
Levine, Fern McBride, Michel delik hayatını en ince ayrıntılarına kadar filme almaya karar verir. Ancak yaklaşımı
Levine, Robert Lesser, Jack Baran takıntılı, röntgenci ve paranoyakça olduğundan kısa zamanda etrafına yabancıla
şır. Bildik sözde belgesellerden (mockumentary) farklı olarak McBrlde'ın, bu gör
sel-işitsel günlük için hazırladığı sahne düzenlemeleri; dramatik eksiltiler, duygusal
gerilim ve eğlenceli, sürekli şaşırtan bir dizi çeşitlemeyle bezenmiştir. Sonuç olağa
nüstü bir biçimde öngörüldüğü gibidir. Film, meyvelerini çok sonra, video ve dijital
çağlarında verecek, 1960'ların cinéma vérité takıntısını taşır.
David Holzman'in G ünlüğüne zaman içinde hakkı verilmiştir. Sadece Roman
Coppola'nın CO'sundan (2001) hürmet görmüş değil, aynı zamanda biçimsel ye
nilikleri, durağan uzun planlar, siyah ekranı, balıkgözü çarpıtması, yana kaydırma
çekimleri, tek kare plkselasyonlarıyla da bir sürü başka deneyi hayata geçirmiştir.
MacBride; Godard'ın, Mekas'ın ve "doğrudan sinema"nın mirasını çoktan sentez
lermiş, eleştiriye tabi tutmuştur. AM
SKAMMEN (1 9 6 8 )
İsveç (AB, Svensk)
Utanç 103dk, SB
Dili: İsveççe
Yönetmen: Ingmar Bergman
Ingmar Bergman'ın 1960'ların ikinci yarısı biterken, Max von Sydow ve Liv Ull-
Yapımcı: Lars-Owe Carlberg
mann'la, sevgili Faro Adası'nda çektiği filmler arasında muhtemelen en iyisi Senaryo: Ingmar Bergman
L/fanç'tır. Yine de imgeler (Images: My Life in Film) kitabında filmi yeniden değer Görüntü Yönetmeni: Sven
lendirirken Bergman, sonuçtan pek de memnun olmadığını söyleyecektir. Ona gö Nykvist
Oyuncular: Liv Ullmann, Max von
re senaryo sorunlu, bu nedenle de filmin ilk yarısı kötü ikinci yarısıysa daha iyicedir.
Sydow, Sigge Fürst, Gunnar
Ayrıca savaşı göstermeye gereğinden fazla önem verdiğini düşünür. Oldukça ağır Björnstrand, Birgitta Valberg, Hans
bir değerlendirmedir onunki. Savaşın tahripkârlığının bir çift üzerindeki etkileri ve Alfredson, Ingvar Kjellson, Frank
Sundström, Ulf Johansson, Vilgot
bir ilişkinin baş edemeyeceği güçlerin o ilişkiyi dönüştürmesi üzerine yapılmış en Sjöman, Bengt Eklund, Gösta
inandırıcı filmlerden biridir bu. Bergman'ın yıkımı ve katliamı çok etkili biçimde gös Prüzelius, Willy Peters, Barbro Hiort
termek için elinde Hollywood ölçüsünde bir kaynağı yoktu belki ama cesareti, öz af Ornäs, Agda Helin
İngilizce adı: Shame
güveni, eserine olan inancı ve kendi kavrayışına yönelik psikolojik, duygusal ve top
lumsal duyarlılığıyla, bu eksikliğini kapatmaktan
öteye bile gitmiştir.
Ullmann'la von Sydow, iradesizlikten ve gönül
rahatlığından ötürü sakat ama yine de kendi kendi
ne ayakta durabilen aşklarıyla, bir çifti oynamakta
dırlar. Ancak şu ya da bu şekilde yok saymayı be
cerdikleri savaş, günün birinde kapılarının eşiğine
kadar geldiğinde, ister istemez kendilerine, birbirle
rine ve ilişkilerine, yeni ve acımasızca dürüst bir
gözle bakmak durumunda kalırlar. Etraflarındaki
şiddet, ölüm ve ihanetler; muhtemelen daha mah
rem ve doğrusu daha sarsıcı bu açıklamalar kadar
keyfi ve korkunç değildir. Bütün bunlar, muhteme
len, Bergman'ın oda oyunlarında olanlar gibidir.
Ancak bu filmde bunlara bir de geniş bağlamda,
dünyanın içinde bulunduğu büyük yangın eklen
miştir. Sven Nykvist'in, yakın plan yüz çekimleriyle,
ağır ağır ilerleyen tank tekerlekleri, yanan ağaçlar,
darmadağın yeryüzü görüntüleriyle o müthiş tipik
siyah-beyaz sinematografisi, Bergman'ın buyurgan
kavramsallaştırmasına hakkını yeterince verir, iki
başrol oyuncusu, çiftliklerine sinecek çatışma başla
mazdan hemen önceki o son, kısa süren neşeli, ev
cil mutluluğu yaşadıkları sahnedeki oyunculuklarıy
la hafızalarımıza kazınmışlardır. Ayrıca, sadece son
radan ayrıcalıklı pozisyonunu kullanacak olduğu
için onlara yardım eden yakın dostları Gunnar
Björnstrand da hatırlanmaya değerdir. Gaddar,
unutulmaz ölçüde güzel ve yine tabii ki korkutucu
ölçüde geçer akçe bir film. GA
Britanya (MGM, Polaris) 2001: A SPACE ODYSSEY (1 9 6 8 )
141 dk, Metrocolor Uzay Macerası 2001
Dili: İngilizce / Rusça
Yönetmen: Stanley Kubrick Uzaylı olduğu aşikar bir yaratığın, insanoğlunun, maymundan yıldız çocuğa
Yapımcı: Stanley Kubrick yolculuğunu tetiklemesi ve yönetmesi üzerine bir yapıt. Gizemli bir monollt, İnsa
Senaryo: Stanley Kubrick, Arthur
nın doğum sürecinde, leşçlllkten toplayıcılığa, oradan alet kullanabilen avcı ve ka
C. Clarke
Arthur C. Clarke'ır The Sentinel tile dönüşürken geçirdiği sıçramaları da katalizör rolünü üstlenir. Bundan binlerce
isimli öyküsünden yıl sonra, ayda bir monollt bulan bir jeoloji ekibi, Jüpiter'e alarm mahiyetinde kısa
Görüntü Yönetmeni: Geoffrey bir radyo sinyali gönderir. Discovery adlı uzay gemisinin psikolojik olarak dengesiz
Unsworth bilgisayarı HAL (Douglas Rain'ln seslendirdiği), araştırma yapan bir insanlı keşif ara
Müzik: Aram Khachaturyan, cını (görev İçin seçilen uzmanlar dolaşımları durmuş bir halde uyurken, Keir Dullea
György Ligeti, Richard Strauss,
Johann Strauss ve Gary Lockwood'un duygusuzca kılavuzluk ettiği) sabote eder; ama hayatta ka
Oyuncular: Kelr Dullea, Gary lan astronot Bowman'ın (Dullea), Jüpiter'in yörüngesindeki başka bir monolitle te
Lockwood, William Sylvester, masa geçmesi onu, zamanın ve uzamın içinden, yaşlanıp öleceği ve varoluşun ye
Daniel Richter, Leonard Rosslter, ni bir evresine yeniden doğacağı "yıldızlarla dolu" bir geçitten geçirir. Yıllar yılı an
Margaret Tyzack, Robert Beatty,
laşılamaz olmanın saygınlığının tadını çıkaran film in bir özeti budur.
Sean Sullivan, Douglas Rain, Frank
Miller, Bill Weston, Ed Bishop, Etkili ama yine de eşsiz, soğukkanlılıkla ayrıksı, takıntılı, gösterişli, kavgacı, ser-
Glenn Beck, Alan Gifford, Ann Gillls semletlcl, dalma büyüleyici: 2001 bunların hepsini hak ediyor. Film, Stanley Kub-
Oscar: Stanley Kubrick (özel görsel rick'in açıkça "çok konuşulan iyi bilimkurgu film i" yapma niyetiyle ve ortaya çıkan
efektler)
İşin de türsel konvansiyonlara başkaldırmasıyla bu film, yardımcı senarist Arthur C.
Oscar adaylıkları: Stanley
Clarke'ın ilgi çekici romanı Gözcü'den saptığı gibi kendisinden önceki hiçbir bilim
Kubrick (yönetmen), Stanley
Kubrick, Arthur C. Clarke (senaryo), kurgu filmine de benzemez. 2001 görsel olarak, yadsınamaz ölçüde korku verici
Anthony Masters, Harry Lange, dir. Oscar ödüllü, yeri göğü sarsan özel efektler (titiz Kubrick'ln tasarlayıp, öncü
Ernest Archer (sanat yönetmeni)
Douglas Trumbull'un denetlediği.), hayal dünyasıyla bilim karışımının göz kamaştı
rıcı örnekleridir. Filmin dört ayrı perdesinden ilkinde kullanılan titiz mim çalışması
ve 60'ların sanat eseri plastik makyaj, o zamanlar görülen en İyi maymun canlan
dırmasını yaratıyor (John Chamber'ın 1968 yapımı Maymunlar Cehennemi İçin ya
rattıkları muhtemelen zirvede olmasına rağmen, hâlâ oldukça etkileyici). Film unu
tulmaz görüntülerle doludur: Bir maymun adamın fırlattığı bir kemikten bir uydu
ya yapılan beklenmedik, şaşırtıcı geçiş; güneşin ve ayın monolltln kenarının tam üs
tünde büyüleyici bir şekilde aynı hizaya gelmesi; uzay istasyonunun vals yaparcası
na yörüngede dönüşü ve bir mekiğin aynı şekilde istasyona İnişi; Discovery ekibinin
dairesel yaşam alanı (oldukça küçük ölçekte NASA'nın uzay mekiği programında
gerçeğe dönüşü).
Aynı şekilde filmin müzikleri de oldukça zengin: Dinlendiğinde akla her zaman
filmi getiren deneysel koral müziği, klasikler (Richard Strauss'tan "Böyle Buyurdu Zer
düşt", Johann Strauss'tan "Mavi Tuna Valsl"), küçük mlnimalist diyaloglar, daha son
ra filme yapılan saygı duruşlarında ve kültürel göndermelerde de tekrarlanacaktır.
2001, gizemli bir macera, bir vaaz ya da bir önsezi olarak görülebilir; hippile
rin psikodelik yolundaki nihai yolculuğu olarak kabul edilebilir. Ama aynı şekilde,
beyazperde İçin emsalsiz, unutulmaz ve takdire şayan bir gösteri olarak da görüle
bilir. Filmin kusurları (abartılı soyutlaması ve insan hayatının kökenleri ve kaderi
hakkındakl anlaşılır olmaktan uzak, çözümlenememlş spekülasyonlara dayanan üs
tünkörü anlatısı), insanla makinenin birbirine yazgılılığı, görsel kararlılık ve berrak
lığı, hepsinden öte, cennete, yeryüzüne ve sonsuzluğa yönelik rapsodimsi merakıy
la, enikonu gölgede bırakır. AE
V A R G T IM M E N (1 9 6 8 )
Kurtların Saati
Filmin 1964'te yazılan orijinal senaryosunun ismi The Cannibals'tı ve pahalı,
anıtsal bir film olarak düşünülmüştü. Ancak ciddi bir zatürree nöbeti ve hastane
den iyileşip çıktıktan sonra küçük bütçeli Persona'yı (1966) çekme kararı sebebiy
le senarist-yönetmen Ingmar Bergman, senaryo üzerinde yeniden çalışır ve önce
den planladığının aksine, çapını küçülterek Persona'ya eklenmiş bir parça niteliği
ne getirir.
Kurtların Saaf/'nde sanatçının tinsel acısı, Persona'da olduğu gibi dışarıdan
gözlenen bir muamma değil, günlüğünden çıkan metinlerin sahneye konması su
retiyle sanatçının düşüncelerinin doğrudan ifadesidir. E.T.A. Hoffmann'ın esraren
giz anlatılarından gayet açıkça esinlenen (o kadar ki, karakterlerin isimleri de aynı
dır), şeytani eleştirmenleri ve izleyicilerince ruhu yırtık pırtık edilmiş duyarlı (ya da
İsveç (Svensk)
90dk, SB en azından sempatik) bir sanatçı hakkında her şeyiyle bir korku film idir bu.
Dili: İsveççe Persona'daki vampir metaforu (orada aktris Elisabet Vogler'in (Liv Ullmann)
Yönetmen: Ingmar Bergman kanını emişini hayal eden hemşire Alma (Bibi Andersson) söz konusuydu.) Kurtla
Yapımcı: Lars-Owe Carlberg rın Saaf/'nde ters çevrilmiştir. Ressam Johan Borg (Max von Sydow), sanatçının
Senaryo: Ingmar Bergman vampirane avlanma ihtiyacının belirdiği bir gece, feodal ve burjuva hayırseverleri
Görüntü Yönetmeni: Sven Merken Baronu'nun (Erland Josephson) şatosunda yaşayan ölüler olarak görür.
Nykvist Sadece sadistçe eğlenmiş olmak adına, ressamı partiye davet ederek ona saray
Müzik: Lars Johan Werle soytarısı muamelesi yaparlar. Ressamın sanatsal özgürlük hakkı iddia edişini, ay
Oyuncular: Max von Sydow, Liv nen Mozart'ın "Sihirli Flüt"ünün (ki daha sonra Bergman tarafından hem sahneye
Ullmann, Gertrud Fridh, Georg
Rydeberg, Erland Josephson, Naima konacak hem de filmi çekilecektir) kukla tiyatro versiyonunu hayranlıkla sunan ve
Wifstrand, Ulf Johansson, Gudrun sonra da değerinin görev icabı yazılmış olmasından ileri geldiğini hatırlatarak, onu
Brost, Bertil Anderberg, Ingrid bir meta olarak öven işkenceciler gibi, alaya alırlar. En ağır aşağılamaysa, Johan'ın
Thulin
kendini kadın palyaço kılığında bulduğu ve efendisi Veronica Vogler'in (Ingrid Tu
lin), diğer işkencecilerin onları karanlıkta gülerek izlemesi eşliğinde, ona eziyet et
tiği sahnedir.
Gelgelelim Bergman aynı zamanda, Johan'ın öyle pek güvenilir bir yazar ol
madığını da hissettirir. İşkenceciler, malik oldukları doğaüstü nitelikler ve esraren
giz bir kavrayışla, sanatçının ruhundadırlar ve sonuçta da onun içindeki yıkıcı güç
lerin izdüşümleri olarak açığa çıkacaklardır. Bu filmi, Bergman'ın yinelediği motifin,
sanatçı-izleyici ilişkisindeki yırtıcılık kaygısının, bir çeşitlemesi haline getirir. MT
Senaryo: Eric Rohmer karşılaştığı eski bir okul arkadaşı (Antoine Vitez) onu, zeki ve zarif, eşinden boşan
Görüntü Yönetmeni: Néstor mış bir doktor olan M aud'nun (Françoise Fabian) evine götürür. Filmin omurgası
Almendros nı oluşturan uzunca sohbet süresince, kahramanımız ve Maud aralarındaki elekt
Oyuncular: Jean-Louis Trintignant, riklenmeyi keşfederler.
Françoise Fabian, Marie-Christine Başka hiçbir yönetmenin filminde mekân ve mevsim bu kadar önemli rol oy
Barrault, Antoine Vitez, Léonide
nayamaz. Maud'la Geçen Gecem'de, Maud'nun dairesinde geçen uzun sahne bo
Kogan, Guy Léger, Anne Dubot
yunca yağan kar havayı soğutur ve kahramanın geceyi orada geçirmesine bahane
Oscar AdaylıklarırFrance
(yabancı film), Eric Rohmer olur ki aynı kar, daha sonra bir başka gecesini öğrenciyle geçirmesi olanağı vere
(senaryo) cektir ona. Film, karmaşıklığını ve dokunaklılığını, Néstor Almendros'un, o güç fark
Cannes Film Festivali: Eric edilen ton dizgesiyle, siyah-beyaz sinematografisine olduğu kadar, sağlam ve par
Rohmer (Altın Palmiye adaylığı) lak diyaloga da borçludur. Kahramanın makul yabancılaşmasına bağlı ama yine de
çözülen bir endişe atmosferi. Trigntignant'ın müthiş sevimliliğine rağmen (bu
onun en iyi performanslarından biridir), film sonuçta kahramanın tarafında değil
İngilizce adı: My Night With Maud dir: izleyici, kahramanın kararlarını verirkenki hüznü karşısında film üzerinde uzun
süre oyalanır. CFu
Küba (ICAIC)
LUCÎA (1969)
160dk, SB
Dili: İspanyolca Flumerto Solas'ın Lucia'sı şüphesiz, modern, devrim sonrası Küba sinemasının
Yönetmen: Flumberto Solas köşe taşlarından biridir. Birçok açıdan filmin, dönemin kilit niteliğindeki sinema
Yapımcı: Julio García Espinosa, prensiplerinin özeti olduğu söylenebilir. Tarzların ve tonların bu heyecan verici ka
Nelson Rodríguez, Flumberto Solas rışımı, "m odern" Küba tarihinde merkezi öneme sahip dönemlerde gördüğümüz
Senaryo: Jorge Flerrero
üç ayrı Lucia karakterinin kader ve aşk hikayeleriyle bağdaştırılır.
Oyuncular: Raquel Revuelta,
Günümüz perspektifinden bakıldıkta, Lucia'nın kayda değer yanı, farklı sine
Eslinda Núñez, Adela Legra,
Eduardo Moure, Ramón Brito, ma biçimleri arasında dinamik bir biçimde gidip gelmesi ve güzellikle korkuyu şa
Adolfo Llauradó, Idalia Anreus, şırtıcı bir şekilde birbirlerine eşit düzeyde sunuyor olmasıdır. Bu bakımdan filmin
Silvia Planas, Flora Lauten, Rogelio
açılışı, üzerinde en çok yorum yapılan ve en sık hatırlanan kısmıdır. Özellikle, çıplak
Blain, Maria Elena Molinet, Aramís
Delgado, Teté Vergara, Flavio siyah süvarilerin hükümet güçlerini kesip biçtikleri savaş sahnesi (aynen Orson Wel-
Calderín les'in Geceyarısı Çanları gibi) iğrenç ve vahşicedir. Farklı oyunculuk tarzlarını karış
tırması, tarihi ölümcül bir biçimde sahneye koyması ve yakınlıkla uzaklık arasında
dinamik bir biçimde hareket etmesi itibariyle, Sergio Leone'nin benzer şekilde ope-
ravari filmlerine benzer. Bakış açılarını ve yaklaşımları çarpıştırmasıyla Lucia, hem
sinemanın bilinç uyandırıcı olanaklarını hem de devrim sonrası Küba sinemasıyla
Avrupa ve Güney Amerika'daki yeni sinema dalgaları arasındaki bağıntıyı keşfe çı
kar. AD
HSIA NU (1969)
Filmin Çince adının birebir çevirisi "Savaşçı Kadın" ama bu isim öyküye hakkı
nı hiç vermiyor. Hsia m /n un Çin sineması için bir referans noktası oluşturmasının
sebebi şudur: Bu film, wuxia'nın, yani dövüş sanatlarının Rosetta Taş'ı (Mısır hiye
rogliflerinin çözülmesini sağlayan yazıt) gibidir. Hikaye son derece basit bir biçim
de, hayalperest bir bilginin (Shih Chun), Pekin'in dışındaki uyuşuk bir kasabadaki
gündelik hayatını ve annesinin kendisinden, evlenip, çocuk sahibi olup soyunu de
vam ettirme konusunda ümidini kesmiş olmasını anlatarak başlar. Daha sonra bil
ginimiz, cinlerin yaşadığı, sıkça rivayet edilen terkedilmiş bir konağa yerleşen gi
zemli bir kadına (Feng Hsu) aşık olur ve üstü örtülmüş bir peri masalı açığa çıkma
ya başlar. Dahası, gizemli kadının kasabaya, ailesini katleden sömürgeci düşman
lardan kaçarak gelmiş olmasının açığa çıkmasıyla hikaye daha da genişler.
Olay örgüsündeki her dönüm noktası, anlatıyı daha geniş bir çerçeveye yerleş
tirir ve artık bitime yakın, doğaüstü güçleri ve metafizik fantezileriyle, gizemli Bu
dist rahipler de hikayeyle ilintilendirilir. Cinsiyet rolleri ters çevrilir: Prenses artık kü
çük bir menekşe değil, kendisini üst düzey bir muhafız alayına karşı koruyabilecek
ölçüde iyi yetişmiş bir kılıç savaşçısı, bilginse, nasıl kavga edeceğini bilmeyen bir ki
tap kurdudur. Filmin akışı, şaşırtıcı bir biçimde üç saat boyunca dinamik kalır; çün
kü, siz her seferinde bir sonraki aşamada ne olacağını aşağı yukarı tahmin eder bir
beklenti içine girdikçe, film zekice, tahminlerinizi boşa çıkartacak şekilde değişe
rek, öngörülemez kalır.
Tayvan (International, Lian Bang,
King Hu (tür sessiz sinema çağından beri var olmasına rağmen) vuxia'nın ön Union)
cülerinden sayılır. Wuxia romanları, belli bir zenginlik ve karmaşıklık düzeyini çok 200dk, Eastmancolor
tan aşmış kabul edilirler gerçi; ama Hu, akrobasiyle. Pekin Operasfnın muazzam Yönetmen: King Flu
törenlerini Zen Budizmi'nin desteğiyle de birleştirerek, romanlardaki özellikleri si Yapımcı: Jung-Feng Sha, Shiqing
Yang
nemaya aktarmayı başarır. Hu, sinemanın duyularla tecrübe edildiğini anlamıştır
Senaryo: King Flu, Songling Pu
ve sinemaskop perdeyi süreğen bir renk ve hareket girdabıyla doldurttu, eski vuxia
Görüntü Yönetmeni: Yeh-hsing
filmleriyle bilediği hünerini, Hsia nu'da zirveye ulaştırır. A T Chou, Hui-ying Flua
Müzik: Tai Kong Ng, Dajiang Wu
Oyuncular: Billy Chan, Ping-Yu
Chang, Roy Chiao, Shih Chun, Flsue
Flan, Yin-Chieh Han, Feng Hsu,
Ching-Ying Lam, Tien Miao, Hong
Qiao, Peng Tien, Cien Tsao, Pai
Ying
Cannes Film Festivali: King Hu
(Büyük Teknik Ödül), (Altın Palmiye
adaylığı)
İB B » i
Cezayir / Fransa (Office National Z (1969)
pour le Commerce et l'Industrie Ölümsüz
Cinématographique, Reggane,
Valoria)
Costa-Gavras'ın bu hızlı tempolu politik dramı, yönetmenin uluslararası film
127dk, Eastmancolor
çevrelerindeki saygın yerini sağlamlaştırdı ve 1963 yılında sol eğilimli profesör ve
Dili: Fransızca
hukukçu Gregorios Lambrakls'in Selanik'te bir suikasta kurban gitmesiyle kesinti
Yönetmen: Costa-Gavras
Yapımcı: Jacques Perrin, Ahmed ye uğrayan Yunan demokrasisinin düştüğü durumu gözler önüne serdi.
Rachedi, Eric Schlumberger, Ölümsüz Fransızca çekildiği, oyuncuların çoğu da Fransız olduğu halde; Yu
Philippe d'Argila nanlı bir göçmen olan Costa-Gavras'ın filmi. Yunan yazar Vassili Vassilikos'un
Senaryo: Jorge Semprun, Lambrakis olayını konu alan romanına dayanır. Liberal bir politikacının (Yves Mon
Vassilis Vassilikos'un romanından
tand) bir barış gösterisinde yaptığı konuşmadan sonra hunharca öldürülmesinin
Görüntü Yönetmeni: Raoul
ardından gelen soruşturma, askeri hükümeti devirecek kadar derin bir yozlaşmayı
Coutard
gün ışığına çıkarır. Filmin verdiği tedirginlik, yönetmenin süreksiz, kesik kesik kur
Müzik: Mikis Theodorakls
Oyuncular: Yves Montand, İrene gu tekniğiyle ve Raoul Coutard'ın bunu dengeleyen keskin görüntü yönetimiyle ar
Papas, Jean-Louis Trintignant, tar. Pauline Kael'in sözleriyle "Ölümsüz neredeyse dayanılmayacak kadar heyecan
Jacques Perrin, Charles Denner, vericidir. Bu politik gerilim tansiyonu o kadar yükseltir ki bittiğinde koltuğunuza ya
François Périer, Pierre Dux, Georges
pışıp kalırsınız." Filmin biçimsel başarısının yanı sıra, soruşturmayı yürüten savcı ro
Géret, Bernard Fresson, Marcel
Bozzuffi, Julien Guiomar, Magali lündeki Jean-Louis Trintlgnant'ın ve ölen politikacının eşini canlandıran İrene Pa-
Noël, Renato Salvatori, Habib Reda, pas'ın oyunculukları da övgüye değer. SJS
Clotllde Joano
Oscar: Cezayir (yabancı film),
Françoise Bonnot (kurgu)
Oscar Adaylıkları: Jacques Perrin,
Ahmed Rachedi (film), Costa-
Gavras (yönetmen), Jorge
Semprun, Costa-Gavras (senaryo)
Cannes Film Festivali: Jean-Louis
Trintignant (erkek oyuncu), Costa-
Gavras (Jüri Ödülü), (Altın Palmiye
adaylığı)
IL CONFORMISTA (1 9 6 9 ) İtalya / Fransa / Batı Almanya
Konformist (Maran, Marianne, Mars)
115dk, Technicolor
Bernardo Bertolucd'nin bu filminin adı, Mussolini'nin faşist hükümetini sorgu Dili: İtalyanca
suz sualsiz kabullenen Marcello Clerici'ye (Jean-Louis Trintignant) gönderme yapı Yönetmen: Bernardo Bertolucci
yor. Marcello, gizli polise katılır ve yeni bir eşi de (Stefania Sandrelli) kapsayan ye
Yapımcı: Giovanni Bertolucci,
Maurizio Lodi-Fe
ni bir yaşama başlar. Ama halayının gizli bir amacı vardır: Antifaşist hareketin ön
Senaryo: Bernardo Bertolucci,
cülerinden yaşlı bir profesörü (Enzo Tarascio) öldürecektir. Ancak Marcello, bastı Alberto Moravia'nm romanından
rılmış çocukluk anılarının da etkisiyle, görevinin meşruluğundan kuşku duymaya Görüntü Yönetmeni: Vittorio
"başlar. Storaro
Başlığıyla bu kadar çelişen bir başka film daha var mı? Konformist, cüretkar Müzik: Georges Deleme
biçemiyle açıkça küstah; konformizm, filmin amaçladığı en son şey. Filmin doğru Oyuncular: Jean-Louis Trintignant,
Stefania Sandrelli, Gastone
sal olmayan bir anlatımı var; geriye dönüşlerle zaman içindeki ileri geri sıçramalar,
Moschin, Enzo Tarascio, Fosco
Trintlgnant'ın canlandırdığı karmaşık ana karakterin daha ayrıntılı bir portresini çiz Giachetti, José Quaglio, Dominique
meye yarıyor. Daha da şaşırtıcı olanı, Vittorio Storaro'nun görüntü yönetimi. Renk Sanda, Pierre démenti, Yvonne
Sanson, Giuseppe Addobbati,
kullanımı, kamera açıları ve set tasarımı öylesine iyi ki çoğunlukla öykü, imgelere
Christian Aligny, Carlo Gaddi,
hizmet eder gibi görünüyor. Umberto Silvestri, Furio Pellerani
Tüm bunlar üstün bir görsel güzelliğe sahip; gizli suikastçılar ve politik entrika Oscar Adaylıkları: Bernardo
lar hiç bu kadar stilize görüntülenmemiştlr. Yine de filmin politik yönü hiçbir za Bertolucci (senaryo)
man bütünüyle arka plana düşmüyor. Sonuçta faşist işbirlikçiler aleyhine bir iddi Uluslararası Berlin Film
Festivali: Bernardo Bertolucci
aname bu film. Marcello karakteri de yaşamını başkalarının güçlü (ve yanlış) ina
(Gazeteciler Özel Ödülü), (Altın Ayı
nışlarına göre düzenlemenin bedelini ödeyen iradesiz bir yandaş olarak resmedili adaylığı)
yor.
Bertolucci öyküyü, tuhaf bir biçimde, belirsiz bazı psikolojik öğelerle bulandı- İngilizce adı: The Conformist
rıyor. Anlaşıldığı kadarıyla Marcello'nun davranışları, çocukluğundaki bir cinsel de
neyime dayanıyor; yani düzen merakının kö
keninde şiddet ve cinsellik ilişkisi var. Sanki fa
şist partiye katılma kararını, bir şekilde eşcin
selliğini bastırmak için almış. Ama tıpkı filmin
büyük bölümü gibi, filmdeki psikanaliz de ge
nel olarak yüzeysel ve izleyiciye meselenin
özüne ilişkin pek bir şey vermiyor. Yine de
Bertolucci, bazıları açık, bazıları dolaylı pek
çok simgesel gönderme ve imge kullanarak
bu bulanık psikolojiden yararlanıyor. Tüm
bunları izlemekse büyüleyici. JKI
ABD (BBS, Columbia, Pando,
EASY RIDER (1 9 6 9 )
Raybert)
94dk, Technicolor Easy Rider, önemi bir sanat eseri olarak değerini gölgede bırakan filmlerden
Dili: İngilizce / İspanyolca biri. Filmin öyküsü önemsiz: Takma adları Kaptan Amerika (Peter Fonda) ve Billy
Yönetmen: Dennis Hopper (Dennis Hopper) olan iki genç adam, Meksika'dan aldıkları uyuşturucuları satıp
Yapımcı: Peter Fonda, William yüklü bir para kazanır. Kendilerini zengin hisseden ikili, uzun zamandır heves ettik
Hayward, Bert Schneider leri bir şeyi yaparak Mardi Gras zamanı New Orleans'e gitmeye karar verir. Bir çift
Senaryo: Peter Fonda, Dennis motosiklet alıp ülkeyi boydan boya kat edecekleri bir yolculuğa çıkarlar. Anıtlar Va
Hopper, Terry Southern
disi ve Taos Pueblo gibi, Batı Amerika'nın simgesi haline gelmiş yerlerden geçerler.
Görüntü Yönetmeni: Lâszlö
Bir komüne takılır, kendilerini hapisten kurtaracak olan iyi niyetli bir küçük kasaba
Kovâcs
avukatıyla karşılaşır ve New Orleans'taki bir mezarlıkta iki fahlşeyle uyuşturucu tri-
Müzik: Hoyt Axton, Mars Bonfire,
Roger McGuinn, Jimi Hendrix bine girerler. Tüm bunlar, blzleri sarsıcı sona doğru götürür.
Oyuncular: Peter Fonda, Dennis Film, ilk bakışta önemsiz görünen bu hikayesiyle, Hollywood'un 1968 sonrası
Hopper, Antonio Mendoza, Jack kuşağının çığır açan filmlerinden ve 'alternatif toplum 'u perdeye ilk kez taşıyan ya
Nicholson, Phil Spector, Mac pımlardan biri oldu. Motosikletçiler, yani uzun saçları, gözlüğü ve Kızılderili kolye
Mashourlan, Warren Flnnerty, Tita
siyle Hopper: ve Amerikan bayraklı kaskı ve motoruyla Fonda birer simgeye dönüş
Colorado, Luke Askew, Luana
Anders, Sabrina Scharf, Robert tü. Rivayete göre, filmde olduğu gibi sette de yüksek miktarda uyuşturucu tüketil
Walker Jr., Sandy Wyeth, Robert di. Filmin iki kahramanı, kendilerine uyum sağlayan iki hippi kızla birlikte çıplak yü
Ball, Carmen Phillips, Ellie Wood zer, avukat dostları George'la kamp ateşi başında marihuananın ateşlediği derin
Walker
felsefi tartışmalara girerler. Bu filmle ilk büyük rolünü alan Jack Nicholson'ın can
Oscar Adaylıkları: Peter Fonda,
landırdığı George, zengin bir babanın yerleşik toplum düzenini reddeden oğludur.
Dennis Hopper, Terry Southern
(senaryo), Jack Nicholson Filmin ideolojik yaklaşımı olarak kabul edilen şeylerin büyük çoğunluğu, George
(yardımcı erkek oyuncu) karakteri aracılığıyla dile getirilir. Ona göre ülke, göreneklere uymayan her şeyden
Cannes Film Festivali: Dennis ödü kopan köpeklerin eline geçmiştir. "Pazarda alınıp satılan insanın özgür olma
Hopper (film), (Altın Palmiye sı zordur."
adaylığı)
Easy Rider, Hollywood'un alışılmış kafa yapısına meydan okudu. Gençler tara
fından (Hopper filmi yönettiğinde 32'sindeydi) gençler için yapılan filmin müzikle
ri de Steppenwolf, Jimi Hendrix ve Bob Dylan gibi karşı kültür devlerine aitti. Ana
karakterleri canlandıran oyuncuların (Nicholson, Hopper ve Fonda) hiçbiri o zaman
büyük bir yıldız değildi. Öykü de karakterler kadar özgür ruhluydu. Alışılageldik bir
aşk hikayesi yoktu ve çok sert, mutsuz bir son vardı. Çok kü
çük bir bütçeyle çekilen Easy Rider, gişede büyük başarı yaka
ladı. Yine Jack Nicholson'ın rol aldığı Five Easy Pieces (Beş
Kolay Parça, 1970) ve The King o f Marvin Gardens da (M ar-
vin Gardens'm Kralı, 1971) dahil, kanıksanmış Hollywood ba
kışına ters düşen birçok filmin de önünü açtı.
Yıllar sonra, filmde kimin tam olarak ne yaptığı konusun
da anlaşmazlıklar çıktı. Hopper film in 'auteur'ü (yaratıcı yö
netmeni) olduğunu ve oynayıp yönetmenin dışında, senaryo
dan da sorumlu olduğunu iddia etti. Başkaları, filmin bol di-
yaloglu sahnelerini, örneğin George'un dahil olduğu konuş
maları, daha önceki senaryo deneyimleri arasında Stanley
Kubrick'in Dr. Strangelove, or H ow I Learned to Stop Worr-
ying and Love the Bomb (Doktor Garipaşk ya da Korkmak
tan Vazgeçip Bombayı Sevmeyi Nasıl Öğrendim?, 1963) ad
lı filmi de yer alan Terry Southern'ın önceden özenle hazırla
dığını savundular. Ama herkesin üzerinde anlaştığı bir şey de
vardı: filmin adı. Southern'ın bulusuvdu. EB
ABD (Osti) HIGH SCHOOL (1969)
75dk, SB
Yönetmen: Frederick Wiseman Frederick Wiseman'in ikinci filmi olan High School (Lise), yönetmenin kurum-
Yapımcı: Frederick Wiseman lara yönelik incelemelerinin en dehşet verici ve en kafa karıştırıcı olanı. Film, Phlla-
Senaryo: Frederick Wiseman delphia'da, genel olarak beyaz orta sınıf bir topluluğa hizmet eden devlet okulu
Görüntü Yönetmeni: Richard Northeast Lisesi üzerine bir belgesel. Wiseman, öğretmenlerin ve yöneticilerin oto
Leiterman riter bir eğitim sisteminden yana olmasına, kendini ifade etme ya da eleştirel dü
şünceyi geliştirme konusunda okulun başarısızlığına ve adetlerle formalitelerin an
lamsızlığına odaklandığını en başından itibaren açıkça belli ediyor.
Bir İspanyolca öğretmeni, öğrencilerine, 'Jean-Paul Sartre' ve 'existentiaIista'
sözlerini, belli ki Sartre'ın kim olduğu ya da varoluşçu felsefenin ne anlama geldi
ği üzerine hiçbir tartışma yapılmaksızın tekrarlatır. Bir İngilizce öğretmeni, 16 ya
şındaki öğrencilerine 'Casey at the Bat' şiirini ezberden okur, başka bir zaman da
şu bilgece sözü sarf eder: 'Başarı'nın çalışma'dan önce geldiği tek yer sözlüktür.'
Kendisine verilen cezaya itiraz eden bir çocuğa, cezaları sorgusuz sualsiz kabullen
menin bir olgunluk belirtisi olduğu söylenir.
Üniversiteye hazırlıktan sorumlu bir rehber öğretmen, öğrencilerden birine,
en kötü olasılığa karşı hazırlıklı olmak İçin ucuz, akademik düzeyi düşük bir okula
başvurmasını öğütler. Bir salon dolusu erkek öğrenciye cinsel eğitim dersi veren bir
jinekolog, kızlık zarından 'kiraz' diye bahseder ve parmağını vajinalara sokması İçin
kendisine para ödendiği yolundaki esprisiyle öğrencilerden alkış toplar. Kız öğren
ciler, 1910 Fruitgum Company grubunun insanın beynini uyuşturan 'Simón Says'I
eşliğinde anlamsız bir beden eğitimi dersine ve herhalde Gllllgan's Island (Gilliga-
n'ın Adası) adlı televizyon dizisindeki milyonerin eşiyle aynı mankenlik okulundan
mezun olmuş bir öğretmenin defile provasına dayanmak zorunda kalırlar. Bu öğ
retmen, bir kız öğrencinin 'kilo sorunu'ndan, herkesin önünde neşe içinde söz
eder.
İnsanın kanını donduran finalde bir müdire, okulun, Vietnam'da zorlu bir gö
rev için gönüllü olan bir yeni mezunundan aldığı mektubu okur. Okulda öğrendik
leri için teşekkür eden öğrenci, kendisini 'sadece vazifesini yapan bir beden' olarak
tanımlamaktadır. Mektubu okuyan müdirenin 'bu, Northeast Lisesi'nin ne kadar
başarılı olduğunun kanıtıdır,' sözleri, filmde duyulan son seslerdir. Başka hiçbir yö
netmen bu kadar çarpıcı bir etkiyle siyaha geçiş yapmamıştır. Wiseman, müdirenin
sözlerinin ve bu sözlerin arkasındaki dünya görüşünün, filmin kurşuni sessizliği kar
şısında tüm çıplaklığıyla durmasına izin verir.
Bununla birlikte, filmin çizdiği tablo bütünüyle olumsuz değil. Wiseman'in hiç
bir zaman bariz sorunların sert bir biçimde kınanmasına dönüşmeyen toplumsal
eleştirisi, belli durum ve davranışlara dayanan gerçeklerin ayrıntılı ve ironik bir bi
çimde teşhir edilmesine dayanıyor. Yöneldiği öznelerin kendilerini nasıl açığa vur
duğunu duyarlılıkla kaydeden kamerası, her şeyden önce, en çok eleştirilebilecek
kişilerin bile İnsanlığına saygı gösteren bir sinema ortaya koyuyor. Yönetmen böy
lelikle, izleyicinin suç ortaklığına olduğu kadar karşıt duygularına da meydan oku
yor. Wiseman, tıpkı Renoir gibi bize 'herkesin kendince nedenleri olduğunu' anım
satıyor. Bu mesaj, La régle du jeu'da (Oyunun Kuralı, 1939) içimizi rahatlatmadı
ğı gibi High School'da da rahatlatmıyor. CFu
IN THE YEAR OF THE PIG (1969) ABD (Pathé)
101 dk, SB
Emile de Antonio'nun In the Year o f the Pig' i (Domuz Yılı), savını dolaylı yol Yönetmen: Emile de Antonio
lardan ortaya koyarak ABD'nin dış politikasına ve Vietnam Savaşı'na yönelik etki Yapımcı: Vincent Hanlon, Emile de
leyici bir saldırıya girişiyor. Ortaya çıkan sonuçlardan biri olağanüstü kışkırtıcı bir Antonio
belgesel, bir başka sonuç da Amerikan hassasiyetinin en basit şekliyle 'kibir' olarak Görüntü Yönetmeni: Jean-
Jacques Rochut
adlandırılabilecek zaaflarının gözler önüne serildiği tipik bir örnek olması.
Oyuncular: Harry S. Ashmore,
Protesto görüntüleriyle açılan film, ABD'nin sözümona dünyayı komünist ya
Daniel Berrigan, Joseph Buttinger,
yılmacılıktan korumak amacıyla, Güneydoğu Asya'da yaptığı müdahalelerin arka William R. Corson, Philippe
planını incelerken, kaçınılmaz olarak sömürgeciliğin tarihine giriyor. Önce Çin'in, Devillers, David Halberstam, Roger
Hillsman, Jean Lacouture, Kenneth
daha sonra çeşitli Avrupa ülkelerinin Vietnam'ı sömürgeleştirme çabalarına deği
P. Landon, Thruston B. Morton,
nen film, Fransa'nın 1954'te Dien Bien Phu'dan atılmasına kadar geliyor. Bu se Paul Mus, Charlton Osburn,
kanslar ilginç olmakla birlikte, film in ana fikrine ulaşmasını geciktiriyor. Bu ana fi Harrison Salisbury, Ilya Todd, John
kirse, Vietnam savaşlarının hiçbirinin kaçınılmaz ya da insancıl olmadığı ve (görü Toller, David K. Tuck, David Werfel,
John White
nürdeki tek amaçları bu olsa da) yerli nüfusun kendi devletini kurmasına yardım et
Oscar Adaylıkları: Emile de
mekle uzaktan yakından bir ilgisinin bulunmadığı.
Antonio (belgesel)
Derleme görüntülere yoğunlaşan ve özenle kurgulanmış röportajlara daya
nan film, meramını açıkça dile getirmek yerine iddiasını
ciddi görünümlü uzmanların demeçleri aracılığıyla aktarı
yor. Böylelikle, de Antonio ve yapım ekibi her sahneye
damgalarını vurmuş olsalar da çerçevenin dışında durma
ya dikkat ediyorlar. Tarihsel kişiliklerse şöhret ve bağlamın
ikiz ekseni boyunca tutarsız duruşlar sergiliyorlar.
Önemli liderlerden, yazarlardan ve eleştirmenlerden
oluşan gerçek bir 'kim kimdir?' koleksiyonu bu ünlüler tab
losunu genişletiyor. Tabii ki bazıları daha tanınmış kişiler:
Amerikan başkanları Dwight Eisenhower, John Kennedy,
Lyndon Johnson, Richard Nixon ve Gerald Ford; Vietnam
kahramanı Ho Chi Minh, kızıl avcısı Joseph McCarthy ve
savaş şahini Robert McNamara. Yine de film in asıl ağırlık
noktasını, politik çığırtkanlık yapmak yerine bağlam oluş
turan kişiler sağlıyor, içlerinden David Helberstam, Jean de
Lattre de Tassigny, Harry S. Ashmore, Hubert Humphrey
ve hatta George S. Patton III, Amerikan askerlerini Vietna
m'a gönderen bataklığa renk katıyorlar. Kuşkusuz, bu kişi
liklerin bazıları zaman içinde statükocu düşünceyle eşan
lamlı duruma geldi. Ancak 1969'da, onların görüşleri, bu
filmin tezinin ve politik çıkarcılığın kötülüğü üzerine savaş
karşıtı (ve yer yer Amerikan karşıtı) söylevlerin nispeten da
ha başarılı bir örneğinin temelini oluşturuyordu. GC-Q
ABD (Warner Bros./Seven Arts) THE WILD BUNCH (1969)
145dk, Technicolor Vahşi Belde
Dili: İngilizce / İspanyolca
Yönetmen: Sam Peckinpah Butch Cassidy and the Sundance Kid'deki (Sonsuz Ölüm, 1969) Eric Segal usu
Yapımcı: Phil Feldman, Roy N. lü western revizyonlzmine Hemingway usulü bir yanıt niteliği taşıyan, 'en kötümüz
Sickner bile hatta özellikle en kötümüz, yeniden çocuk olmak ister' tezini inceleyen Vahşi
Senaryo: Walon Green, Roy N. Belde, aynı anda hem tiksindirici hem de romantik bir film. Yönetmen Sam Peckin
Sickner, Sam Peckinpah pah, kendisine ilk büyük başarısını getirecek olan bu filmi, Amerikan askerleri kılığın
Görüntü Yönetmeni: Luden daki 'çete' üyelerinin kasabaya girişi eşliğinde, akrepleri karıncaların ortasına atan,
Ballard
sonra da karınca yuvasını yakan masum çocukların görüntüleriyle başlatır. Olayları
Müzik: Jerry Fielding
izleyen çocuklar tekrar tekrar gösterilir: Önce büyüklerin kovboyculuk oyununu tak
Oyuncular: William Flolden,
Ernest Borgnine, Robert Ryan, lit ederler, sonra da bu oyuna katılırlar. Antipatik General Mapache'ye bile hayran
Edmond O'Brien, Warren Oates, lık duyan bir çocuk vardır; Mapache öldüğünde, bir silah kapıp onun öcünü almaya
Jaime Sánchez, Ben Johnson, kalkışır. Açılıştaki banka soygunu tam bir fiyaskodur çünkü çirkef para babası çete
Emilio Fernandez, Strother Martin,
yi, ücret olarak yutturduğu çuvallar dolusu rondelayla (iyimser bir ahmak, kandırıl
L.Q. Jones, Albert Dekker, Bo
Hopkins, Dub Taylor, Paul Harper, dıkları ortaya çıktığında 'gümüş yüzükler bunlar!' diye bağırır) kasabaya getirir. Eşkı
Jorge Russek yalarla bir grup dejenere ödül avcısının çatışması pek çok masum insanın ölümüne
Oscar Adaylıkları: Walon Green, neden olur çünkü alkol karşıtlarının yürüyüşü, bu çatışmanın olduğu ana denk gelir.
Roy N. Sickner, Sam Peckinpah Bu sahne ağır içkici Peckinpah'a epey keyif vermiş olsa gerek.
(senaryo), Jerry Fielding (müzik)
Vahşi ama onurlu kötü adam Pike Bishop'ı (William Holden) eski ortağı Deke
Thornton (Robert Ryan) takip etmektedir. Pike, çömezi Dutch'la (Ernest Borgnine)
kuyruğu Meksikalı'nın (Jaime Sanchez) saygı duyduğu; huysuz, aksi ve çocuksu
Gorch kardeşlerin (Warren Oates, Ben Johnson) hoşgördüğü ve ilk baskında deli to
rununu (Bo Hopkins) ihmal etmiş olsa da babacan Freddy Sykes'ın (Edmond O'Bri
en) koruduğu bir adamdır. Amerikan sınırının kapanmasıyla birlikte, devrim öncesi
Meksika'sının baskıcı yönetimi, 'çete' için büyük bir tehdit oluşturmaya başlar. Al
man danışmanlarıyla birlikte Mapache, meşru bir hükümeti temsil etse de davranış
ları en şeytani eşkıyanınkinden daha kötüdür. Tipik bir son kapışmada, kır saçlı kah
ramanlar, düşmüş yoldaşlarına arka çıkmak İçin Mapache'nin kasabasını tamamen
ele geçirmeye karar verirler. Peckinpah, dört silahlı adamın son hesaplaşma öncesin
de sokaklardaki yürüyüşünün görüntülerinin, filmin doruk noktasını oluşturan dahi
ce kurgulanmış, yarı ağır çekimin kullanıldığı, çete üyelerinin tüm bir
orduyu da beraberinde götürerek öldüğü, kanın patlamış itfaiye
hortumlarından fışkırırcasına aktığı toplu imha şöleni İçin şart oldu
c fJ S J S ATî.C J.Æ l J J Í X Z / S iJ J ğunu gayet iyi biliyordu.
1913'te, Amerikan Batısı'nın kanun kaçakları döneminin sonla
rında geçen Vahşi Belde, kovboy filmi mitini, doğru bir seçimle Gat
ling makineli tüfeği ve T modeli Ford'un simgelediği bir kitlesel cina
yet çağına taşıyor. Salaş western eksantrikliğlyle çekilmiş bu filmde,
L.Q. Jones'la Strother Martin İnsan akbabalar olarak muhteşem bir
ikili oyun sergiliyor ('bunun altın dişleri var'); etkileyici diyaloglarınsa
sonu gelmiyor ('kız kardeşimin kara kedisinin kıçını öp o zaman').
Vahşi Belde, özünde ABD geleneği olan western'i italyanlardan ge
ri almaya soyunan Peckinpah'ın, Sergio Leone'den daha çok kan
torbası patlatabileceğini kanıtlayan bir film. Önceleri kanlı şiddetiyle
ün salan film, zaman İçinde şiirsel hüznüyle ('eskisi gibi değil, ama
idare eder'), güçlü oyunculuklarıyla ve çıkışı olmayan onur anlayışıy
la belleklerde yer etti. KN
SSCB (Mosfilm)
ANDREI RUBLYOV (1969)
181 dk, SB / Renkli
Dili: Rusça / İtalyanca Bu film bir muamma. Fısıldanan bir muamma değil, devasa çanların güçlü ses
Yönetmen: Andrei Tarkovsky leriyle nağmelendirilen; fırtınaların haykırdığı; savaş, inanç ve aşk ateşinin aydınlat
Yapımcı: Tamara Ogorodnikova tığı bir muamma. Bu güçlü muammanın kaynağı çok açık: Andrey, Andrey'in filmi
Senaryo: Andrei Konchalovsky, ni çekiyor. Amaç, Anatoli Solonitsin'in canlandırdığı ikona ustası, 15. yüzyıl ressa
Andrei Tarkovsky mı Andrey Rublev'le 20. yüzyılın görkemli Sovyet yönetmeni Andrey Tarkovski ara
Görüntü Yönetmeni: Vadim sındaki benzerlikleri ortaya koymak değil. Bu daha ziyade, korkunun, umudun, de
Yusov
liliğe yaklaşan kişisel adanmışlığın ve kitlesel içgüdünün bir arada pişirildiği dev bir
Müzik: Vyacheslav Ovchinnikov
kazan. Film tabii ki insanla tanrı, insanla doğa, sanatçıyla toplum, sanatçıyla sanat
Oyuncular: Anatoli Solonitsyn,
Ivan Lapikov, Nikolai Grinko, Nikolai biçimi, Rus halkıyla fiziksel ve mistik bir öğe olarak ülkesi arasındaki ilişkiyle de ilgi
Sergeyev, Irma Raush, Nikolai leniyor. Ama tüm tematik zenginliğine karşın (ki film bugün de Sovyet rejimine
Burlyayev, Yuri Nazarov, Yuri karşı bir silah olarak yapıldığı dönemdeki kadar zengin), Tarkovski'nin bu başyapı
Nikulin, Rolan Bykov, Nikolai
tı fikirlerden değil, ışıktan ve karanlıktan, gürültüden ve sessizlikten, insan yüzlerin
Grabbe, Mikhail Kononov, Stepan
Krylov, Irina Miroshnichenko, Bolot den ve kaba malzemeden yapılmış bir film. Dünyevi bir hareket, boşluğun üzerin
Bejshenaliyev de asılı duran büyülü bir kıpırtısıziık. Karanlık, duygusal ve derinden etkileyen bir
Cannes Film Festivali: Andrei film. Sözcüğün en olumlu anlamıyla, bu film bir muamma. J-MF
Tarkovsky (FIPRESCI Ödülü)
Müzik: Tigran Mansuryan yaşamı boyunca Rus kültürü dışındaki kültürlere ilgi duyması ve bürokrasiye baş
Oyuncular: Sofiko Chiaureli, kaldırması yüzünden türlü güçlüklerle karşılaşmıştı. Yönetmenin çığır açan bu baş
Melkon Aleksanyan, Vilen Galstyan, yapıtı, onun tuhaf dünya görüşünün en aşırı dışavurumu.
Giorgi Gegechkori, Spartak 18. yüzyıl Ermeni şairi Arutin Sayadin'in yaşamı, yapıtları ve iç dünyası üzerine
Bagashvili, Medea Djaparidze, Onik
Minasyan mistik ve tarihsel bir mozaik olan Sayat Nova'nırı (Şarkının Kralı), yakın zamana ka
dar elde sadece, 'etnik bir kuru temizleme'den geçirilmiş Rus versiyonu vardı. Fil
min 1990'ların başında bir Ermeni stüdyosunda bulunan ve çok daha üstün nite
likli olan orijinali, filmin son hali sayılamaz ama kesinlikle eldeki versiyonların en iyi
si. Bazı planlar ve sekanslar yeni, bazıları farklı açılardan çekilmiş ve Batılı izleyicile
rin şansına, filmdeki şiirlerin çok daha büyük bir bölümü altyazılı.
iki versiyonda da tablo gibi kadrajların çarpıcı kullanımı, yüz yıl öncesinin alan
derinliğinden yoksun filmlerini çağrıştırıyor. Görkemli renk kullanımıyla vahşi şiirsel
ve metaforik fikirlerse, sanki geleceğin ütopik sinemasından ödünç alınmış gibi.
Açılıştaki Sayadin alıntısı, yönetmenin 'yasal uyarı'sı olarak okunabilir: 'Suyum özel
bir sudur,/Flerkes İçemez./Yazım özel bir yazıdır./Herkes okuyamaz./Temelim
kum değil, taştandır,/kolay kolay yıkılmaz.' Ancak filmdeki İmgelerin insanın içine
İngilizce adı: The Color o f işleyen gücünü hissetmek için onları sistemli bir biçimde deşifre etmemize gerek
Pomegranates yok. Açılış planlarında, kırmızı suları masa örtüsüne akan üç nar, kan lekeli bir han
çer, üzüm ezen çıplak ayaklar, yüzen tahta
ların arasında hoplayan önce bir, hemen
sonra üç balık ve kitapların üzerine dökülen
su görülür. Filmin hem zorlu hem dolaysız,
hem gizli kapaklı hem de çok güzel olan sert
jr*9
Western'in Cat Ballou ve Paint Your Wagon (Altın Avcıları) gibi filmlerde,
Marksist alt metinler ve komediyle müzikali harmanlamak gibi tuhaf girişimler içe
ren spagetti vvesternlerle parçalanıp dönüşüme uğratıldığı 1960'lar ve 1970'lerin
başında El Topo, zihinsel yolculuk temalı, özgün bir western olarak öne çıktı.
Başlangıç noktasını Felllni'den alan senarist-yönetmen-başrol oyuncusu Ale
jandro Jodorowsky, ülkenin en büyük haydutlarını alt etmeyi amaçlayan bir silah
şorun, basit gibi görünen hikayesini alıp İnsanın aydınlanma arayışının bir alegori
sine dönüştürüyor. Silahşor El Topo acımasız çeteler ve grotesk, gerçeküstü savaş
çılarla dolu bir çölde yolculuk ederken, her bir karşılaşma, kahramanın yolculuğu
nun farklı bir aşamasını temsil ediyor, incil'e atıflar, Freud motifleri ve Jung simge
leri adeta resmi geçit yapıyor. Jodorowsky hiçbir şeyi şansa bırakmıyor. El Topo yo
Meksika (Panicas)
la güç ve zafere ulaşmak isteyen kibirli ve bencil bir adam olarak başlıyor ama he 125dk, Renkli
define vardığında, kendini, kaybetmiş ve boş hissediyor. Görevinin beyhudeliğini Dili: İspanyolca
fark ederek dünyevi hırslarından ve egosunu tatmin etme ihtiyacından vazgeçiyor. Yönetmen: Alejandro Jodorowsky
Simgesel bir ölümün ardından çölden dünyanın ıstırabını omuzlarında taşıyan ve Yapımcı: Juan López Moctezuma,
bir grup sakatı ve deforme olmuş, çocuksu ucubeyi korumaya çalışan, arınmış ve Moshe Rosemberg, Roberto Viskin
boş bir ruhani kişilik olarak geri dönüyor. Arkasında bıraktığı dünya kadar acıma
Senaryo: Alejandro Jodorowsky
Görüntü Yönetmeni: Rafael
sız ve umursamaz bir dünya ve terk ettiği kindar oğluyla yüzleşen El Topo'nun son
Corkidi
bir fedakarlıktan, Savaş'ı ve Yıkım'ı protesto etmek için kendini yakan keşişi hatır
Müzik: Alejandro Jodorowsky,
latan bir kendini kurban etme eyleminden başka bir alternatifi kalmıyor. Nacho Méndez
Diğer westernlerln aksine, El Topo'nun doğalcılık ya da tarihi doğruluk gibi bir Oyuncular: Alejandro
iddiası yok. Tasvir edilen dünya, hayli kişisel bir manzara; Yaşam, Ölüm ve Yeniden Jodorowsky, Brontis Jodorowsky,
José Legarreta, Man Alfonso Arau,
Doğuş döngüsü İçin bir dekor oluşturuyor. Başroldeki Jodorowsky'nln biraz abar
José Luis Fernández, Alf Junco,
tılı olduğu söylenebilecek oyunculuğu da aşırı gurur ve narsisizmin doruklarında. Gerardo Cepeda, René Barrera,
Ancak film, döneminin bir ürünü olması, insanların o günlerde incelediği derslerin René Ali's, Federico Gonzáles, Pablo
ve felsefelerin, bilinçli ya da bilinçsiz korkuların bir belgesi olması açısından büyü Leder, Giuliano Girini Sasseroli,
Cristian Merkel, Aldo Grumelli,
leyici. El Topo sinema tarihinde hâlâ tümüyle benzersiz. A T Mara Lorenzio
ABD (Wadleigh-Maurice, Warner WOODSTOCK (1970)
Bros.)
184dk, Technicolor I9 6 0 kuşağı, son Baby Boomer'lann, dönemin sonunda erginlik yaşına ulaş
Yönetmen: Michael Wadleigh masıyla birlikte, başıboş idealizmin ve pratik gerçekçiliğin baskılarının tepe üstü içi
Senaryo: Bob Maurice ne düştü. Ardından ABD, giderek, önemli bölümü popüler müzik ve genel Ameri
Görüntü Yönetmeni: Don
kan projesiyle ilgili çelişkileri temel alan değişken kuşak çatışmalarına sahne oldu.
Lenzer, David Myers, Richard
Pearce, Michael Wadleigh, Al Dolayısıyla 1969 yazı, bir dönüm noktası ve zamanda bir dalgalanmaydı. Bo-
Wertheimer omer'lar çoktan en sert milliyetçilikten, halüsinasyon yaratan uyuşturuculara kadar
Müzik: Sly Stone, Jimi Hendrix, uzanan bir kültürel değerler debdebesini benimseyen hiziplere bölünmüştü; gere
John Lennon & Paul McCartney, ken tek şey, deneyimin doruklarında parçalanmış masumiyet ruhunu iletecek ve
Joni Mitchell, Alan Wilson
dönüm noktası olacak bir etkinlikti. Bethel, New York'taki üç günlük Woodstock
Oyuncular: Richie Havens, Joan
Baez, Roger Daltrey, John Müzik ve Sanat Festivali işte böyle bir ortam hazırladı ve tarihi bir dayanak nokta
Entwistle, Keith Moon, Pete sı oldu. Festival, kültürel geçerliliği o günden bugüne alkolsüz içecekler ve yeni
Townshend, Joe Cocker, Country müzik gösterilerini satmak için kullanılsa bile, '60 gençliğinin durumunu bir kutla
Joe McDonald, Arlo Guthrie, David
ma ve şarkı feveranı içinde yansıtan bir ayna olmaya devam ediyor.
Crosby, Graham Nash, Stephen
Stills, Alvin Lee, John Sebastian, Martin Scorsese, George Lucas ve Thelma Schoonmaker gibi isimlerle çalışan
Carlos Santana, Sly Stone, Jimi belgeselci Michael Wadleigh'in çektiği Woodstock'un konser organizatörlerinin iyi
Hendrix, 10 Years After, Richard düşünülmüş planlarının, etkinliğin gerçeklerini yansıtmadığı görülüyor. Doğu Yaka-
Alvarez, Lennie Baker, Jon Bauman,
sı'nın şehir merkezlerinden uzakta, birkaç kaplama yolla ulaşılan bir tarlada kuru
Canned Heat, Jack Casady, Chick
Churchill, Johnny Contardo, Crosby lan Woodstock alanı, bir fırtına sonucunda büyük bir çamur deryasına dönüşür.
Stills Nash & Young, Spencer Konsere tahmin edilenin çok üstünde, binlerce kişi gelir. R&B, rock, folk ve funk'ın
Dryden, Lawrence Ferlinghetti,
en iyilerini dinlemeye gelen; ve sel altında, kötü koşullarda kalan bu binlerce kişi,
Jerry Garcia, Bill Graham, Frederick
Greene, Bob Harvey, Bob Hite, bugüne kadar gerçekleştirilmiş en büyük performans etkinliklerinden birinin en ün
Jefferson Airplane, Janis Joplin, lü izleyici kitlesi olur.
Jorma Kaukonen, Michael Lang, Ric Konserin maddi zarara uğramış olması ilginç bir dipnottur. Bununla birlikte
Lee, Leo Lyons, Jocko Marcellino,
daha sonraki kuşaklar Woodstock' u simge haline gelen bir açık hava rock konse
Hugh Romney, Sha-Na-Na, Group,
Screamin Scott' Simon, Grace Slick, ri olarak görürler. Müzik, atmosfer ve mitoloji bugün 1970'lerde kaybedilen her
The Who, Johnny Winter, Max şeyi ve bunun yol açtığı Baby Boomlet'i temsil eder. O tarihten günümüze kadar
Yasgur, Donald York, Swami
sayısız müzik odaklı filmin ve medya gösterilerinin taklit ettiği Wadleigh’in filminin,
Satchidananda, Sidney Westerfield
yaklaşık dört saatlik muhteşem yönetmen versiyonu bu noktayı en güçlü şekilde
Oscar: Bob Maurice (belgesel)
ortaya koyar. W oodstock'un bölünmüş-perde teknikleri, stereo ses kayıtları, etkin
Oscar adaylıkları: Thelma
Schoonmaker (kurgu), Dan Wallin, liklerin eşzamanlı ve çoklu çekimleri ve mesafeli görüş açısı perdeyi kesinlikle doğ
Larry Johnson (ses) ru ve isabetli gözlemlerle doldurur. Röportaj yaklaşımı, yönetmenin öznel görüş
açısını çok fazla empoze etmeden ama artık kaybedilmiş olsa da bir zamanlar gör
kemli ve gerçek olan bir şeye hayranlıkla bakan bir dönem fotoğ
rafı olarak filmin değerini daha da artırır.
Kısa hikayeler, festivalin aksaklıklarıyla mücadele eden kon
ser izleyicilerini ve kasabalarına akın eden yabancı dalgalarına
tepki gösteren kasabalıları merkez alır. Evlilik teklifleri birbirini iz
ler. Acil durum sinyalleri çalınca havadan uçakla yemek atılır, in
sanlar, Crosby, Stills and Nash'in sıradışı akustik gösterisi, Janis
Joplin'in görüntüleri, Canned Heat'in garage-band tarzı ve San-
tana'nın doğaçlama kısa pasajı da dahil birçok muhteşem müzik
performansının ortasında alelacele yıkanırlar, ortak tuvaletleri te
mizlerler, ot içerler, gülümserler ve uyurlar, GC-Q
Britanya / Polonya / Batı DEEP END (1970)
Almanya (Bavaria Atelier, COKG,
Kettledrum, Maran) Jerzy Skolimowskl'nin, Roman Polanski'nin Knife in the Water (Sudaki Bıçak)
88dk, Eastmancolor
filmini yazdıktan sonraki İlk İngilizce filmi, cinsel açıdan hayal kırıklığına uğramış 16
Yönetmen: Jerzy Skolimowski
yaşındaki bir çocuğun zihnine olağanüstü bir gezidir. Deep End, dahil olan herkes
Yapımcı: Helmut Jedele
için trajik sonuçlar doğuran bir kara seks komedisi ve bir ergenliğe geçiş hikayesi
Senaryo: Jerzy Gruza, Jerzy
Skolimowski, Boleslaw Sulik dir.
Görüntü Yönetmeni: Charly John Moulder-Brown, genç çocuğu, arzusunun hedefi olan genç kadın teklif
Stelnberger lerini geri çevirdikçe karanlıklaşan bir komik duyarlılıkla oynarken, Jane Asher genç
Müzik: The Can, Cat Stevens çocuğun saplantısının odak noktası olan genç kadın Susan'ı, yarı doğaçlama ve
Oyuncular: Jane Asher, Sean muhteşem bir önseziyle canlandırıyor, iki genç İnsan seks ve futbol için yaşayan
Barry-Weske, Erica Beer, Will Danin,
mutsuz insanlarla dolu Newford Bathhouse'un pejmürde dünyasında hapsolmuş-
Diana Dors, Dieter Eppler, Cheryl
Hall, Anne-Marie Kuster, Burt tur. Susan müşterilerinden ekstra para kazanmak İçin dış görünüşünü kullanır ve
Kwouk, Karl Ludwig Lindt, Eduard Brown'a da aynı şeyi yapmasını tavsiye eder. Brown'sa kızın yaşam tarzından iğ
Linkers, Anita Lochner, Louise renmektedir ve onu tüm bunlardan kurtarmak ister.
Martini, Peter Martin, Ursula
Skolimowski İngiliz tuhaflıklarına kurnazca bir önseziyle yaklaşır ve sözüm
Mellin, John Moulder-Brown,
Christina Paul, Gerald Rowland, ona modern Londra'nın yaklaşan manevi çöküş duygusuyla zayıflamış çirkin yanı
Christopher Sandford, Jerzy nı yakalar. Moulder-Brown'in, Soho'nun pejmürde striptiz kulüplerinde Susan'ı
Skolimowski, Uli Stelgberg, Karl
ararken en sonunda zihninin en derin köşelerinde son bir fantezi İçin Susan'ın kar
Michael Vogler, Erika Wackernagel
ton posterini çaldığı sahnelerde film, röntgenci bir tona ulaşır. Ölmeden önce mut
laka görmeniz gereken bir dönem filmi! DDV
çalışmaz bile. EB
Çekoslavakya (Barrandov) UCHO (1970)
94dk, SB Kulak
Dili: Çekçe
Yönetmen: Karel Kachyna Karel Kachyna'nın, Sovyet istila güçlerinin uyanık gözleri altında çekilen cesur
Yapımcı: Karel Vejrik politik draması tamamlandıktan hemen sonra gösterimden kaldırıldı. Film ancak
Senaryo: Karel Kachyna, Jan
1989 yılında art-house (sanat filmleri gösteren küçük sinema) izleyicilerine göste
Prochazka, Ladislav Wlnkelhöfer
rilebildi. Uc/ıo'nun, sağcı parti lideri Gustave Husâk'ın yönetimine direkt eleştirisi,
Görüntü Yönetmeni: Josef lllig
Kachyna'yı diğer eski Yeni Dalga Çek yönetmenlerinden ayırsa da film, böylesine
Müzik: Svatopluk Havelka
Oyuncular: Jirina Bohdalovâ, kalıcı bir ilgi görmesini, temellere geri dönüşü benimseyen bakış ve tutkulu ama
Radoslav Brzobohaty, Jirf Ci'sler, nefretle dolu evli çiftin pek de özel olmayan yaşamıyla ilgili zorlukla kazanılmış ön
Miroslav Holub, Borivoj Navratil, seziler gibi iki ana nedene borçlu.
Gustav Opocensky, Lubor Tokos
Ludvik (Radoslav Brzobohaty), Prag'da, iktidardaki Komünist Parti'nin bürok
Cannes Film Festivali: Karel
rasisinde kıdemli bir memurdur. Anna'ysa (Jirina Bohdalova) onun alkolik karısı ve
Kachyna (Altın Palmiye adaylığı)
küçük bir kasaba barının sahibinin kızıdır. Çift, genç oğullarıyla birlikte hoş bir mu
hitteki sakin bir sokakta, konforlu bir evde yaşar. Başlangıçta birbirlerine yönelttik
leri acımasız hakaretler, tehditkar bakışlar ve açık düşmanlık, izleyiciyi, Ludvik ve
Anna'nın o dönemde Çek toplumunun depolitize edilmiş tipik vatandaşları olarak
tasvir edildiği karakter gelişiminden biraz daha fazla etkiler. Daha sonra karmaşık
evlilik ilişkilerinin, acımasız ve baskıcı politik rejimle, haklı olarak paranoyaklaşmış
halk arasındaki, aynı oranda karmaşık ilişkiyi simgeleyerek farklılaşması nedeniyle,
Ucho'nun kaygılarının tam merkezinde olduğunu fark ederiz.
Olaylar uzun bir akşam boyunca gelişir. Sıradan bir politik törenden eve dö
nen Ludvik ve Anna ön kapılarını açık bulurlar ve yedek ev anahtarları da kayıptır.
Önce bu olaya önem vermeyip göz ardı ederler ama elektrik kesintisi ve kesik te
lefon hatları gibi başka garip olaylar giderek şüpheci ve ahlaksız Komünist yetkili
lerin gözetimi altında olduklarından endişelenmelerine yol açar.
Ludvik o gece daha erken saatlerde olanları gözden geçirir. Başlangıçta zarar
sız görünen şeyler, şimdi gerçeküstü bir kabusa dönüşürken, Ludvik'e söylenen
her cümle ("Üzgünüm, yoldaşlar dinliyor", "Önemli olan sosyalist hedefleri kabul
edip etmedikleri", "Seninle konuşmadılar mı?") artık büyük bir kişisel tehlike altın
İngilizce adı: The Ear
da olduğunu gösterir sanki. Boşlukları dolduran Ludvik, Komünist Parti'nin hedefi
olduğuna ve her an tutuklanabileceğine inanmaya başlar.
Aleyhine kanıt olarak kullanılabilecek her türlü malzemeyi yok etmeye çalışan
Ludvik tüm yazışmalarını yakar. Bu arada Anna ilişkilerinin kötü gidişatı ve cinsel ve
duygusal açıdan İlgisizliği hakkında kocasını iğneler durur. Ancak şafak sökerken
İlişkilerindeki bastırılmış bir dinamik su yüzüne çıkar. Büyük bir şefkat, korumacılık
ve duygu derinliğini açığa vuran çift, yetkililer Ludvik'i almaya geldiğinde ne yap
maları gerektiğini tartışmaya başlar. Anna çılgınca ağlar. Ludvik karısını avutmaya
çalışırken Big Brother'ın yaklaşmasıyla birlikte psikolojik savaş sona erer. Evlilik ve
vatandaşlık arasında kurulan benzerlikler artık önemini kaybeder. Aksine iki kurum
arasındaki farklılıklara; yani iktidardakilerin komplo kurma, entrikalar çevirme, ile
ri teknoloji kullanma, toplumu korkutma, manipüle Ve kontrol etme konusundaki
sınırsız kapasitesine duyarlı hale geliriz. SJS
ABD (Fox) PATTON (1970)
170dk, Renkli General Patton
Yönetmen: Franklin J. Schaffner
Yapımcı: Frank McCarthy
"Hiçbir piç kurusunun savaşı, vatanı İçin ölerek kazanmadığını hatırlamanızı İs
Senaryo: Francis Ford Coppola,
Edmund H. North tiyorum. Savaş başka bir zavallı salak piç kurusunun, vatanı için ölmesi sağlanarak
Görüntü Yönetmeni: Fred J. kazanılır." Franklin J. Schaffner'ln Patton'mın prologu böyle başlar.
Koenekamp Film, böylesl canlı bir monologun ardından, George C. Scott'ın filme adını ve
Müzik: Jerry Goldsmith ren başrol karakterini, kaderini kovalarken takip eder. Önce Tunus, sonra Sicilya,
Oyuncular: George C. Scott, Karl
Malden, Stephen Young, Michael kaba bir İtaatsizlik yüzünden dil kırbaçlama cezası, çeşitli gerçek yaşam kesitleri,
Strong, Carey Loftln, Albert Almanlar'ın General'ln yerini bulma çabaları ve Bulge Savaşı'na doğru karlar ara
Dumortier sında bir mücadele. Patton'ın rütbesinin indirilmesiyle son bulan filmin ayrıntılarla
Oscar: Frank McCarthy (film), dolu öyküsü, tarihi önem taşıyan bir an boyunca büyüleyici bir kişiliği canlandırıyor.
Franklin J. Schaffner (yönetmen),
Francis Ford Coppola, Edmund H, Scott'ın General'I, bir yandan ölen adamlarına dadılık yaparken diğer yandan
North (senaryo), George C. Scott da düşmanlarına dehşet saçar. Ayrıca döneminin politik zorunlulukları altında ezil
(erkek oyuncu), Urle McCleary, Gil
miş modern bir savaşçı olmanın çelişkilerini de yaşar. Bir şair, eğitimli bir katil ve re-
Parrondo, Antonio Mateos, Pierre-
Louis Thevenet (sanat yönetmeni), enkarnasyon destekçisi olarak topluma uymayan duyarlılıkları Vietnam Savaşı dö
Hugh S. Fowler (kurgu), Douglas 0. neminin protestocuları kadar taraftarlarını cezbeden bir muammadır.
Williams, Don J. Bassman (ses) Filmin hikayesi gerçekçi savaş sekanslarından oluşur ve Francis Ford Coppo-
Oscar adaylıkları: Fred J.
la'yla ortaklaşa yazılan bir senaryodan doğmuştur. Dolayısıyla 1970'lerln nihai bi
Koenekamp (görüntü yönetmeni),
Alex Weldon, (özel efektler), Jerry yografik epiği olarak adlandırılabilecek General Patton, bürokratik bir savaş maki
Goldsmith (müzik). nesine değer kazandırırken bir profesyonel askerin çakıllı sesi aracılığıyla bireyselli
ği kutsar. GC-Q
daha hiçbir yerde görülmeyecek İki genç ve tanınmamış oyuncuyu oynattı. Ingilte
Müzik: Jerry Garcia, David
Gilmour, Nick Mason, Roger
re'de tek uluslararası başarısını (Blovvup ■ Cinayeti Gördüm) yeni kazanmış olan Waters, Richard Wright, Roy
Antonioni, o dönemde ticari prestijinin doruklarındaydı ve karşı-kültür Amerika- Orbison
sı'yla ilgili olarak benzer bir şeyler çıkaracağı beklentisi hiç şüphesiz abartılıydı. Oyuncular: Mark Frechette, Darla
Ancak hoş bir tarzda kullanılan geniş perde kompozisyonlarının. Pop A rt renk Halprin, Paul Fix, G.D. Spradlin, Bill
Garaway, Kathleen Cleaver, Rod
ler ve (büyük oranda güney Kaliforniya billboard'larından alınmış) konunun ve dal Taylor
gın ruh hallerinin birçok kalıcı sonuçları oldu ve kâhince final kesinlikle olağanüs
tüydü. Antonioni'nin diğer filmlerinin bazıları (en önemlileri II Deserto rosso-Kızıl
Çöl, L'Eclisse-Batan Güneş ve Professione: Reporter-Yolcu), onlardan önce gelen
filmlerdeki her şeyi özetlemenin yanı sıra, yeniden şekillendiren gösterişli pasajlar
la biter ya da "neredeyse biter"; Antonioni bu kez de hayal kırıklığına uğratmıyor.
JRos
de bir modern sanat galerisinin önünden geçerken, içerideki kavga dikkatini çe Müzik: Ennio Morricone
Oyuncular: Tony Musante, Suzy
ker. iki cam kapının arasında sıkışmış haldeyken bir adamla kadının kavga ettiğini
Kendall, Enrico Maria Salerno, Eva
görür ve kadının bıçaklanmasını çaresizce izler. Kurban kurtulur ve kahramanımı Renzi, Umberto Raho, Renato
za saldırganın şehre korku salan bir seri katil olduğu söylenir ama Musante olay sı Romano, Giuseppe Castellano,
rasında pek anlam veremediği bir şey gördüğü fikrine kapılır. Şaşkın kız arkadaşı Mario Adorf, Pino Patti, Gildo Di
Marco, Rosita Torosh, Omar
(Suzy Kendall) kaçınılmaz şekilde katilin ilgisini çeker ve polisler filmin adıyla İlintili
Bonaro, Fulvio Mingozzi, Werner
tuhaf bir işitsel İpucunu izlerken Musante, Hltchcock'un The Man Who Knew Too Peters, Karen Valenti
Much (Çok Şey Bilen Adam, 1956) filmindeki unutulmaz kurukafa yüzlü kiralık ka
tille (Reggie Nalder) dövüşür ve Ironik olduğu kadar korkutucu da olan bir finalde
aslında "Bildiğini Fark Etmeyen Adam" olduğunu fark eder. KN
İngilizce adı: The Bird With The
Crystal Plumage
İtalya / Batı Almanya (CCC
IL GIARDINO DEI FINZI-CONTINI (1970)
Filmkunst, Documento) Finzi-Continis'in Bahçesi
94dk, Eastmancolor
Dili: İtalyanca
Vittorio De Sica'nm II Giardino dei Finzi-Contini filmi, çalışmaktan asla vazgeç
Yönetmen: Vittorio De Sica
Yapımcı: Artur Brauner, Arthur meyen ama Umberto D (1952) gibi yeni gerçekçi başyapıtlarının ardından yıldızı
Cohn, Gianni Hecht Lucari sönmeye başlayan bir yönetmenin, uluslararası arenaya geri dönüşünü simgeler. Gi
Senaryo: Vittorio Bonicelli orgio Bassani'nin yaklaşan faşist baskıya yavaş yavaş adapte olan Italyan Yahudiler'i
Giorgio Bassani'nin romanından
İşleyen romanından alınan hikaye, art-house sinemada bu tür politik-tarlhi temaların
Görüntü Yönetmeni: Ennio
Guarnieri dirilişini beğeniyle karşılayan 1970'lerin seyircisine, kendini zorla kabul ettirir.
Müzik: Bill Contl, Manuel De Sica Hikaye trajik darbesini, sonuna kadar karanlık bir gölge olarak saklarken, bu
Oyuncular: Lino Capolicchio, arada karakterler farkında olmaksızın son eğlencelerinin tadını çıkarır. Yüksek bur
Dominique Sanda, Fablo Testi,
juvazi cennetlerinde toplanan güzel genç şeyler, karşılıksız arzularının acıtıcı yo
Romolo Valli, Helmut Berger,
Camillo Cesarel, Inna Alexeieff, ğunluğuna kapılırlar: normal ya da homoseksüel, hiç kimse İstediği kişi tarafından
Katina Morisani, Barbara Pilavin, sevilmemektedir.
Michael Berger, Ettore Geri
Tarz açısından film bir başyapıt değildir. Ancak De Sica'nın göz alıcı yıldız
Oscar: İtalya (yabancı film)
Oscar adaylıkları: Ugo Pirro, larının (özellikle de Dominique Sanda ve Helmut Berger'in) duygu ve anlam yüklü
Vittorio Bonlcelli(senaryo) gözlerindeki kaçamak bakışları gözlemlemek İçin, kamerasını yakın plan sabltlediği
Uluslararası Berlin Film anlar son derece canlıdır.
Festivali: Vittorio De Sica (Altın
II Giardino dei Finzi-Contini, kişisel ve politik, özel ve kamusal drama etkileşimi
Ayı), (Otto Dibelius Film Ödülü)
hakkında, keskin ve dokunaklı bir İbret hikayesidir. Sinsice yaklaşan toplumsal
İngilizce adı: The Garden o f the trajedi, romantik yürek çarpıntılarını zaman zaman önemsiz, çaresiz, saçma ve
Finzi-Continis
dokunaklı kılar. AM.
Senaryo: André Harris, Marcel Clermont-Ferrand kasabasındaki olaylara odaklandı. Fransız ulusal televizyonu baş
Ophüls langıçta Ophüls'ü desteklese de daha sonra film in yayınlanmasına izin vermedi.
Görüntü Yönetmeni: André Bunun üzerine sanat evlerinde gösterilen film kısa sürede yılın en çok tartışılan ya
Gazut, Jürgen Thieme pımı oldu. Bu ilk gösterimleri dünya çapında bir dağıtım izledi ve savaştan kurtul
Oyuncular: Georges Bidault, muş insanların anılarının arşiv çekimleriyle desteklenmiş dört saatlik kayıt, kısa sü
Matheus Bleibinger, Charles Braun,
Maurice Buckmaster, Emile rede dünya sinemasının en çok beğenilen belgesellerinden biri oldu.
Coulaudon, Emmanuel d'Astler de Ophüls, işbirlikçi hükümetin yaptıklarını araştırabilmek için Vichy Fransası'nın
la Vigerle, René de Chambrun, “ serbest bölgesi"nde bir kasabayı seçti. Bilgi kaynakları, asilzadelerden köylülere
Anthony Eden, Marcel Ophüls,
ve madalyalarıyla fotoğraflanmış eski Alman askerlerine kadar uzanıyordu. Anlatı
Denis Rake, Henri Rochat, Paul
Schmidt, Mme. Solange, Edward mı ve çarpık genellemeleri minimum seviyede kullanan Le Chagrin et la Pitié, dö
Spears, Helmut Tausend, Roger nemin belirsizliklerini ve çelişkilerini çok iyi yakaladı. Bununla birlikte, filmin, röpor
Tounze, Marcel Verdier tajcının ısrarlı sorularının yanı sıra, konuşmacıların zor, utandırıcı sorgulamalara ha
Oscar adaylıkları: Marcel Ophüls zırlıksız tepkileri farklı tanıklıklar sayesinde ortaya çıkarılan yalanlar ya da çarpıtma
(belgesel)
larla oluşturduğu duygu, adının da belirttiği gibi, kederdir (hüzün ama aynı za
İngilizce adı: The Sorrow and The
manda utanç). RBP
Pity
Britanya (MGM)
GET CARTER (1971)
112dk, Metrocolor Yüzleşme
Yönetmen: Mike Hodges
Yapımcı: Michael Klinger Londralı bir çetenin fedaisi olarak çalışan gangster Jack Carter (Michael Ca-
Senaryo: Mike Hodges, ine), erkek kardeşinin ölümünün intikamını almak İçin kuzeydeki memleketine ge
Ted Lewis'in Jack's Return Home
ri döner ve orada kendisini yerel gangsterlerin arasında adeta katliama dönüşen
isimli romanından
bir dizi karmaşık hizip kavgasının içinde bulur; üstelik gözden düşme tehlikesiyle
Görüntü Yönetmeni: Wolfgang
Suschltzky karşı karşıya kalır çünkü aptalca bir tavırla patronunun kız arkadaşı Anna'yla (Brltt
Müzik: Roy Budd Ekland) oynaşmaktadır.
Oyuncular: Michael Caine, Ian Get Carter'in taşralı kabadayılarını canlandıran hayli ilginç oyuncu kadrosu
Hendry, Britt Ekland, John Osborne, arasında, yeraltı dünyasının mecalsiz figürü olarak şaşırtıcı derecede ikna edici olan
Tony Beckley, George Sewell,
oyun yazarı John Osborne ve unutulmaz tanımıyla "karda sidik çukuru gibi" göz
Geraldine Moffat, Dorothy White,
Rosemarie Dunham, Petra lere sahip olan, güvenilir ve zeki lan Hendry yer alıyor. Mike Hodges'ın değersiz ve
Markham, Alun Armstrong, Bryan köhne mekânların etkin kullanımı sayesinde duygusuz ve şiddetli olan filmi, ahlaki
Mosley, Glynn Edwards, Bernard
değerlere ayrıcalık tanımaz ama yine de karakterlerinin acımasızlıklarına da nere
Hepton, Terence Rigby
deyse hiç göz yummaz: Caine kuzeninin (kızı da olabilir) amatör bir porno filmde
oynadığını öğrendiğinde şoke olur, ardından ıssız bir kumsalda kendi şiddet yön
temleriyle adaleti yerine getirdikten sonra kötü bir sonla karşılaşır. Unutulmaz sah
neler arasında av tüfeğiyle bir çift haydutu otel yatağından kovan çırılçıplak Caine,
bagajında fark edilmeyen bir yolcuyla doklara giren otomobil ve çok katlı bir garaj
dan atlayan çete patronu sayılabilir. KN
THE FRENCH CONNECTION (1971) ABD (Fox, D'Antoni,
Kanunun Kuvveti Schine-Moore)
104dk, Renkli
Dili: İngilizce / Fransızca
The French Connection; Bullitt (1968) ve Dirty Harry'yle (Kirli Harry, 1971)
Yönetmen: William Friedkin
birlikte, polis filmlerinin 1970'lerin başlarında yeniden canlanmasına öncü oldu.
Yapımcı: Philip D'Antoni, G. David
Kısmen gerçeklere dayanan film, New York şehri polis dedektifi "Popeye" Doy- Schine, Kenneth Utt
le'un (Gene Hackman) Marsilyalı kibar işadamı Charnier'nin (Fernando Rey) tasar Senaryo: Ernest Tidyman
ladığı devasa bir eroin sevkiyatını fanatikçe önleme çabalarını konu alır. Uyuşturu Robin Moore'un romanından
cu savaşlarını, sokak polislerinin kurulu düzenin zenginlerine karşı sürdürdüğü bir Görüntü Yönetmeni: Owen
Roizman
sınıf mücadelesi olarak değerlendiren görüşünün artık demode görünmesine rağ
Müzik: Don Ellis
men, The French Connection, özellikle canlı kurgu üslubu, kentsel çürüme hakkın-
Oyuncular: Gene Hackman,
daki destansı görüşü ve kesinlikle kötümser sonu sayesinde son derece heyecan
Fernando Rey, Roy Scheider, Tony
verici ve güçlü bir film olmaya devam ediyor. Lo Bianco, Marcel Bozzuffi, Frédéric
Yoğun enerjisi sivri ve keskin sahne geçişleriyle güçlendirilen kurgu, hem den de Pasquale, Bill Hickman, Ann
Rebbot, Harold Gary, Arlene
gesiz bir yön kaybı, hem de pervasız bir itici güç sunar. Doyle'un arabasının köprü
Farber, Eddie Egan, André Ernotte,
üstü treninin peşindeyken işlek bir bulvarda savrulduğu ünlü kovalama sahnesi, Sonny Grosso, Ben Marino, Patrick
film boyunca süregelen kinetik ve hızlı tünel efektini devam ettirmesi nedeniyle, McDermott
asla abartılı görünmez. Oscar: Philip D’Antoni (film),
William Friedkin (yönetmen), Ernest
The French Connectioriın savaş halindeki "uyuşturucu metropolü" görüşü,
Tidyman (senaryo), Gene Hackman
son derece pespaye mekanların ötesine geçerek farklı şehir manzaraları arasında (erkek oyuncu), Gerald B.
yankılanan bir etkileşimi kucaklar. Zorlu ve sefil New York, önce alaycı bir tavırla Greenberg (kurgu)
ferah ve nazik (ama gizliden gizliye kötü) Marsilya'yla karşılaştırılır; sonra da iki böl Oscar adaylıkları: Roy Scheider
gesine indirgenir: Zenginlerin ve güçlülerin kalesi Manhattan ve keşlerin, ufak çap (yardımcı erkek oyuncu), Owen
Roizman (görüntü yönetmeni),
lı haytaların ve sokak polislerinin savaş alanı Brooklyn. Gerçek kentsel savaş alan
Theodore Soderberg, Christopher
larından kopuk, ruhsuz bir Beyaz Kent olarak gösterilen Washington, D.C.'deki kı Newman (ses)
sa bir sahneyle ek bir düğüm noktası yaratılır.
Böylesine karamsar bir sonla En iyi Film Oscarı'nı kazanmış başka bir film var
mıdır acaba? Charnier'yi tiksindirici boyutlarda harabe bir binaya kadar kovalayan
Doyle, hem adamı kaybeder, hem de
saplantısının kurbanı olur. Bir FBI ajanını
öldürdüğünü kabullenemeyecek kadar
çıldırmış olan Doyle beyhude bir kaçışa
sürüklenir. Final sahnesi, kentin geleceği
nin kahince bir imgelemi; harabe bina,
kayıp uygarlığın kutsal emaneti; Doy
le'un arkasında kaybolduğu kapıysa, ce
hennemin kapısı olarak yorumlanabilir.
The French Connection'ı sıradan Oscar
sahipleri seviyesinden gerçekten etkileyi
ci filmler seviyesine yükselten de işte bu
saptama. MR
SHAFT (1971)
“ Klas ve sert biri. Siyahi bir özel detektif ve bütün piliçleri götüren bir seks ma
kinesi. Siyahi ya da beyaz, hiç kimseden emir almaz ama kardeşleri için hayatını
tehlikeye atar. Shaft'tan bahsediyorum. Anladın mı?" Isaac Hayes'in Oscar kaza
nan şarkısından alınan bu satırlar, Gordon Parks'ın son derece başarılı filmine adı
nı veren ve Richard Roundtree tarafından canlandırılan Afrika kökenli Amerikalı
kahraman-asi-ilah John Shaft'ın en mükemmel tanımlamasını sunar. Shaft, doğru
dan Melvin Van Peebles'ın Sweet Sweetback's Baadasssss Song'ının (1971) ayak
izlerini takip eder ve yaygın şekilde 1970'lerin kısa ömürlü (ama sevgiyle anılan)
blaxploitation adı altında siyahi sinema patlamasını başlatan film olarak kabul edi
lir.
Senaryoyu, filmin kahramanının yer aldığı bir dizi popüler dedektif romanının
yazarı olan Ernest Tidyman yazdı. Sweetback'in başarısının ardından MGM, saygın
bir Afrikalı-Amerikalı fotoğrafçı, yazar, besteci ve yönetmen olan Parks'a, hızla ge
lişen siyahi piyasasında para kazandıracağı umulan bir projeyi hayata geçirme gö
revini verdi. Parks, başrolü yeni bir yüzün oynamasını istedi ve eski bir Ebony der
gisi modeli olan ve arada sırada tiyatro oyunculuğu yapan Roundtree'de aradığını
buldu: Fiziksel duruşu ve oyunculuk yetenekleri tam da gereken maçoluk, yiğitlik
ve güven kombinasyonunu sunuyordu.
ABD (MGM)
100dk, Metrocolor Filmin sarmal olay örgüsü, epey standart bir kurt dedektif hikayesidir. Shaft'ın
Yönetmen: Gordon Parks istemeden ofisine gelen bir gangsterin ölümüne neden olmasının ardından, iki be
Yapımcı: Joel Freeman, David yaz polis müfettişi onu, Harlem'de gerçekleşeceği söylenen bir çete savaşıyla ilgili
Golden istihbarat toplamalarına yardım etmeye zorlar. Bu arada uyuşturucu ticareti yapan
Senaryo: Ernest Tidyman, John siyahi bir mafya babası da kaçırılan kızını kurtarması İçin Shaft'ı tutar. Kızı kaçıran
D.F. Black
ların İtalyan mafyası olduğu ortaya çıkar ve Shaft, eski bir can dostunun ve siyahi
Ernest Tidyman'in romanından
Görüntü Yönetmeni: Urs Furrer milliyetçi taraftar grubunun yardımıyla tehlikeli ama sonuç olarak başarılı bir kur
Müzik: Isaac Hayes, J.J. Johnson tarma operasyonuna girişir. Genelde hiç durmayan aksiyon iki kez romantik ara
Oyuncular: Richard Roundtree, bölümlerle kesilir. Kız arkadaşını aldatmak gibi kaygıları olmayan Shaft, fırsat eşit
Moses Gunn, Charles Cioffi, liğine inanan bir sevgili olduğunu kanıtlar.
Christopher St. John, Gwenn
Eğer anlatının, belli bir karakteri gözler önüne sermek için basit bir araç olarak
Mitchell, Lawrence Pressman,
Victor Arnold, Sherri Brewer, Rex kullanıldığı bir film varsa, bu kesinlikle Shaft'tır. Tidyman, Parks ve Roundtree bir
Robbins, Camille Yarbrough, likte Hollywood sinemasında ilk kez kendi kurallarını koyan, hiç kimseyi dinleme
Margaret Warncke, Joseph Leon, yen, emir almak yerine veren ve beyaz yetkililer hakkında şakalar yapmaktan hiç
Arnold Johnson, Dominic Barto,
korkmayan güçlü bir siyahi kahraman yaratırlar. Bozguncu başrol karakterine ve
George Strus
Oscar: Isaac Hayes (film şarkısı) saldırgan imalarına rağmen (belki de bu sayede), Shaft hem siyahi hem de beyaz
Oscar adaylıkları: Isaac Hayes seyirciler arasında iyi iş çıkardı ve yalnızca ABD'de 23 milyon doların üstünde bir gi
(müzik) şe hasılatı yaptı. Böylesi geniş kapsamlı bir başarı, kısmen Shaft'ın her koşulda her
tip insanla (kendini Shaft'ın kıçını çimdiklemeye mecbur hisseden açıkça homosek
süel barmen dahil) rahat olmasının yanı sıra çekiciliğinin ve ateş hattındaki soğuk
kanlılığının basit renk sınırlarını aşmasıyla açıklanabilir.
Shaft'ı, Shaft's Big Scorel (1972) ve Shaft in Africa (1973) olmak üzere iki de
vam film i izledi. John Singleton 2000 yılında, başrolde Samuel L. Jackson ve yar
dımcı rollerden birinde Roundtree'yle başarılı bir yeniden çevrim yaptı. SJS
DIRTY HARRY (1971) ABD (Malpaso, Warner Bros)
Kirli Harry 102dk,
Yönetmen: Don Siegel
Bugüne kadar yapılmış en etkili ve en tartışmalı polis filmlerinden biri olan Kir Yapımcı: Don Siegel
li Harry, basitle karmaşığın kurnazca bir karışımı. Karakterler, özellikle süper polis Senaryo: Harry Julian Fink, Rita M.
Fink, Dean Riesner
Harry Callahan (Clint Eastvvood) ve süper sapık Scorpio (Andy Robinson), parlak
Görüntü Yönetmeni: Bruce
ve abartılı çizgi kahramanlar gibi. İki karakter de kimliklerini psikolojik derinlik ve Surtees
ayrıntılar aracılığıyla değil, film in girift ve hayli hareketli ortamlarıyla etkileşimleri Müzik: Lalo Schifrin
aracılığıyla kazanıyor. Oyuncular: Clint Eastwood, Harry
San Francisco mekanlarını zekice kullanan yönetmen Don Siegel, ilk kareler Guardino, Reni Santoni, John
Vernon, Andrew Robinson, John
den itibaren inişli çıkışlı bir m otif kullanırken, kamera geriye açılarak yüksek bir ça
Larch, John Mitchum, Mae Mercer,
tıda bulunan gök mavisi bir havuzda yüzen bir kadını ve daha yüksek bir başka bi Lyn Edgington, Ruth Kobart,
nanın çatısından kadına nişan alan bir suikastçıyı gösterir. O andan itibaren film Woodrow Parfrey, Josef Sommer,
genel batlarıyla iniş-çıkışlarına devam ederek tehlikeli Gökyüzü Şehri'nin helikop William Paterson, James Nolan,
Maurice Argent
terlerinin, tepelerinin, çatılarının, cam kulelerinin ve tüm bunları sarmalayan sisin,
ilkel yeraltı dünyasının sığınaklarının, tünellerinin, geçitlerinin ve dehlizlerinin üze
rinde tünediği çok katmanlı bir metropol resmeder. Bu ürkütücü labirent, filmin
aksiyonunun basit bir arka planı olmanın ötesinde, içinde yollarını bulmaya çalışan
karakterleri şekillendirir ve sınar. Bunun en canlı tasviri, pejmürde bir haldeki Scor-
pio'nun bir deste fidye parasını almak için yaptığı kaçış planının bir parçası olarak,
kentin bir ucundan diğer ucuna Harry'den kaçtığı ve tam bir gövde gösterisine dö
nüşen sekansta görülebilir. MR
Müzik: Jerry Fielding Straw Dogs'un vahşi finaline gelindiğinde ve filmi bu noktaya getiren olaylar
Oyuncular: Dustin Hoffman, da göz önüne alındığında, Peckinpah'ın, seyirciyi hemen hemen hiç rahat bırakma
Susan George, Peter Vaughan, T.P. dığı söylenebilir. Akıl karıştırıcı kurguyla, şaşmaz ve cüretkar yoğunluk artışı saye
McKenna, Del Henney, Jim Norton, sinde filmin dengesizliğini koruyabilen Peckinpah, hayvani antagonistlere karşı hi
Donald Webster, Ken Hutchison,
le yaparak seyircinin duygularını daha da gerer ve kullanır. Ancak sinir bozucu ve
Len Jones, Sally Thomsett, Robert
Keegan, Peter Arne, Cherina kanlı sonuç pek de gerçek bir katarsis ya da tatmine yol açmaz. Aksine, izleyici
Schaer, Colin Welland gördükleri karşısında kendisini eskisinden daha şaşkın ve güvensiz hisseder. Straw
Oscar adaylıkları: Jerry Fielding Dogs' un belirsiz ahlak anlayışı, ironik bir şekilde Peckinpah'ın içgüdülerini doğrula
(müzik) yan geniş kapsamlı bir tartışmayı ateşledi. Gördüklerimizden hoşlanmayabiliriz
ama yine de seyretmeye zorlanıyoruz. JKI
TWO-LANE BLACKTOP (1971) ABD (Michael Laughlin, Universal)
102dk, Technicolor
Monte Hellman'in Two-Lane Blacktop'ı (İki Şeritli A sfalt Yol), büyük olasılık Yönetmen: Monte Heilman
la, Hollywood'da stüdyo yöneticilerinin ve ne yazık ki çoğu seyircinin anlamadığı, Yapımcı: Gary Kurtz, Michael
hippi çağı yol filmleriyle yaşanan, Easy Rider sonrası çılgınlığın yarattığı en iyi film Laughlin
tıran filmdir ama yönetmenin yıkıcı ve değişmez görüşünden ödün vermez. Temel Senaryo: Neil Simon
de Neil Simon'ın senaryosuna (1967 yapımı film i The Oraduate'in-Mezun yankıla Bruce Jay Friedman'm A Change o f
Plan isimli öyküsünden
rıyla birlikte) sadık kalmakla birlikte, May, insafsızlık, küçülme ve utanç gibi tatsız
Görüntü Yönetmeni: Owen
gerçekleri vurgulayarak, yazarın popüler filmlere uğursuz katkısının duygusal ve Roizman
keyifli ruhunu katletmeyi başarır. Müzik: Cy Coleman, Sheldon
"Kara komedi" bu filmde sıradan bir hal alır. Aptal pazarlamacı Lenny (en iyi Harnick, Garry Sherman
rolünde Charles Grodin) ve kabus gibi ama iyi kalpli Ula (Jeannie Berlin; kızını böy- Oyuncular: Charles Grodin, Cybill
lesine cesur ve uç bir rolde oynatan başka bir anne var mıdır?) halayına çıkarlar. Shepherd, Jeannie Berlin, Audra
Lindley, Eddie Albert, Mitchell
Kendini kapana kısılmış ve tıkanmış hisseden Lenny'nin sığ fantezileri, tam bir
Jason, William Prince, Augusta
Amerikan ideali olan, hayat dolu Kelly'ye (Cybill Shepherd) yönelir. Bu üçgenin her Dabney, Doris Roberts, Marilyn
türlü sonucu tam bir felakettir. Putnam, Jack Hausman, Erik Lee
Preminger, Art Metrano, Tim
Çok az film romantik ve cinsel hayallerin bayağılığına böylesine acımasızca
Browne, Jean Scoppa
dalabilir. May'in bu malzemedeki odak noktası kusursuz John Cassavetes olur: çe
Oscar adaylıkları: Eddie Albert
kincesiz bir huzursuzluk kanıtı, gerçek zamanda yaşanan gerçek acı. May'in yıkıcı (yardımcı erkek oyuncu), Jeannie
mizanseninin başarıyla kışkırttığı kahkahalarımız, korkudan bir an için de olsa kaç Berlin (yardımcı kadın oyuncu)
manın bir yolu olarak, psikoterapik anlamda histerikleşir. AM
AGUIRRE, DER ZORN GOTTES (1972)
Aguirre, Tanrının Gazabı
"Ben, büyük hainim. Ben, Tanrının gazabıyım." Werner Herzog, radikal ve heye
can verici yeni Alman sinemasında bir dizi önemli film yaptı. Ancak manyak işkence
ci, kışkırtıcı ve coşkun yorumcu Klaus Kinski'nin oynadığı destansı maceraları, yönet
menin en bilinen filmleri oldu. Herzog'un uluslararası platformda yaygın bir İzleyici
kitlesine ulaşan filmlerinin ilki olan Aguirre, Tanrının Gazabı'ysa en büyüleyici eseri
dir. Güya İspanyol keşiş Gaspar de Carvajal'in günlüğünden nakledilen film, Her
zog'un alegori, metafor, kara mizah ve grotesk yeteneğini; yabancılaşma, saplantı
ve toplumsal çürümeye ilgisini ve korkunç insani yönleri simgeleyen manzara duygu
sunu özetleyen sinir bozucu bir ibret hikayesidir.
Don Lope de Aguirre (Kinski), 16. yüzyıl Güney Amerlkası'nı bir uçtan diğer uca
kuşatan Pizarro'nün yağmacı fatihlerinden biridir, inkalar'ı egemenlikleri altına alan
Pizarro'nun askerleri zafere ve altına açtırlar ama keşif gezisi zorlu topraklarda çık
maza girer. Amazon havzasına salla gönderilen bir kafilenin, bir haftalık bir araştır
ma ve keşif gezisi olarak planlanan yolculuğunda kısa sürede felaketler yaşanmaya
başlanır. Askerler ve esirler; yerliler, hastalık ve açlık yüzünden teker teker ölür. Agu
irre komutanına karşı bir ayaklanmayı yönetir ve bu umutsuz yolculuk, Aguirre'in
gittikçe çığırından çıkan efsanevi altın şehir El Dorado'ya ulaşma saplantısının yön
lendirdiği bir katliam yolculuğuna dönüşür.
Peru'nun ücra köşelerinde küçük bir bütçeyle yapılan çekimler yeterince sorunlu
Batı Almanya / Peru / Meksika ve meşakkatliydi ama Herzog'un sık sık çıldıran Klnski portresi (özellikle belgeseli My
(Werner Herzog) Best Fiend- Sevgili Can Düşmanım'da hayli canlı), filme korkutucu ve eğlendirici bir ar
100dk, Eastmancolor ka plan katar. Çekimlerin sonlarına doğru, Herzog, Kinski'yi vurmakla tehdit ederek,
Dili: Almanca çekip gitmesini engellemiştir. Açıktır ki gerçek yaşam mücadeleleri filmin hararetli yo
Yönetmen: Werner Herzog ğunluğunu, trajik kaçınılmazlığını artırır; bunun işareti öldürülen komutanın zarif ka
Yapımcı: Werner Herzog
rısının en iyi (olanaksız bir şekilde temiz) kıyafetini giyerek balta girmemiş ormanın içi-
Senaryo: Werner Herzog
ne karırlı bir şekilde yürüyüşüyle verilir. Filmin sonunda aklını yitiren Aguirre, dört bir
Görüntü Yönetmeni: Thomas
yana saçılmış cesetler ve ciyak ciyak bağıran maymunlarla dolu yüzer bir tabutu yöne
Mauch
tir. Kinski'nin büyüleyici varlığı filme egemen olur ama filmi sanrısal ve hipnotik sey-
Müzik: Popol Vuh
Oyuncular: Klaus Kinski, Daniel
Ades, Peter Beding, Daniel Farfän,
Justo Gonzalez, Ruy Guerra, Julio E.
Martinez, Del Negro, Armando
Polanah, Alejandro Repulles, Cecilia
Rivera, Helena Rojo, Edward Roland
Britanya (Palomar)
SLEUTH (1972)
138dk, Renkli
Yönetmen: Joseph L. Mankiewlcz Yönetmenlerin en konuşkanı, her zaman kaliteli konuşmayı görselliğe tercih
Yapımcı: Morton Gottlieb eden adam olarak edindiği ün dikkate alındığında, Joseph L. Mankiewlcz, Ant
Senaryo: Anthony Shaffer, hony Shaffer'ln Broadway ve West End'de uzun süre sahnede kalan başarılı eseri
kendi oyunundan Sleuth'un film versiyonunu çekmek için kusursuz bir seçimdi. Film, dedektif ro
Görüntü Yönetmeni: Oswald manları yazarı Andrew Wyke'in eşyalarla dolu görkemli evinin bahçesinde geçen
Morris birkaç sahneyle "açılsa" da temelde farklı kuşaklardan iki aktörün tarz, mizaç ve
Müzik: John Addison, Cole Porter
m etot açısından çarpıştığı bir salonla sınırlıdır.
Oyuncular: Laurence Olivier,
Daha "ciddi" tiyatro eserlerinin ardından film yıldızı statüsüne geri dönen Sör
Michael Caine, Alec Cawthorne,
John Matthews, Eve Channlng, Laurence Olivier; edepsiz hilelerden çocuksu bir zevk alan ("bir bilmece testisi bu")
Teddy Martin ve karmaşık oyunlara (bembeyaz bir yapboz gibi) bağımlı olan şeytansı sadist
Oscar adaylıkları: Joseph L. Wyke rolünü oynuyor. Michael Caine'se, Wyke'in ihmal edilen karısının sevgilisi ve
Mankiewlcz (yönetmen), Michael
berber Milo Tindle rolünde, ilk bakışta rakibi tarafından her açıdan alt edilmiş gibi
Caine (erkek oyuncu), Laurence
Olivier (erkek oyuncu), John görünse de Caine ilk perdenin düğüm noktasında, şaşırtıcı bir duygusallık sergiler
Addison (müzik) ken; ikinci perdede, geldiğini görseniz bile işe yarayan ve sizi birçok sürprizleri ve
sapmaları olan bu olay örgüsü mutsuzca ama ilgili herkes İçin adilane bir şekilde
bitmeden önce tuzağa düşmeye davet eden bir coup de theâtre'a (bir oyunda
olayların beklenmeyen bir şekilde gelişmesi) çekiyor. KN
DELIVERANCE (1972)
Kurtuluş
Sam Peckinpah'in Straw Dogs'u (Köpekler) ve Wes Cra-
ven'in Last House on the Left'i (Soldaki Son Ev) gibi, John Bo-
orman'in Kurtuluş'u da vahşi doğada mantıksız ve sinir bozu
cu bir cinsel şiddetle karşı karşıya kalarak "katil doğduklarını"
anlayan kibirli orta sınıf insanlarını ele alıyor. Tuhaftır ki, Kurtu
luş'u çekmeyi planlamış olan Amerikalı Peckinpah, İngiltere'de
Straw Dogs'u çekerken, İngiliz yönetmen Boorman'sa karan
lığın kalbine giden kendi yolculuğunu filme almak ve şair-ro-
mancı James Dickey'nin hayali Cahulawassee Nehri'nin yerine
Chattooga Nehri'ni kullanmak üzere Georgia'daydı.
Film, banliyöde yaşayan ve birbirine tezat oluşturan
dört tiple açılır: sakin Ed (Jon Voight), mücadeleci Lewis (Burt
Reynolds), dobra Bobby (Ned Beatty) ve duyarlı Drew (Ronny Cox), golf oynamak
yerine nehirde kano gezintisine çıkmayı tercih ederek, yeni bir göl yaratacak bir ABD (Elmer, Warner Bros.) .
barajın yok etmek üzere olduğu bir ormana giderler. Bir çift korkunç orman köy 109dk, Technicolor
lüsü, Ed ve Bobby'nin yollarını keser; adamlar soydukları ve "domuz gibi cıyakla Yönetmen: John Boorman
maya" zorladıkları Bobby'ye tecavüz ederlerken, Ed'i kendi kemeriyle ağaca bağ Yapımcı: John Boorman
layarak, bu işkence boyunca tuhaf şekilde penisine asılı bırakırlar. Archer Lewis
Senaryo: James Dickey
kendi romanından
olanlara müdahale ederek tecavüzcüyü (Bill McKinney) öldürür ve dört arkadaş
Görüntü Yönetmeni: Vilmos
son derece karmaşık duygular içinde geride kalan köylü silahşor (Herbert Coward) Zsigmond
ve düşmansı doğa karşısında olayı ört pas edip bölgeyi terk etmeyi seçerler. Müzik: Eric Weissberg
Birçok yönetmen özellikle kentlilerin en maçosu olan Burt Reynolds'la stan Oyuncular: Jon Voight, Burt
dart bir he-man macera filmi yapabilirdi ama Dickey'nin senaryosuyla çalışan Boor Reynolds, Ned Beatty, Ronny Cox,
man, daha sinir bozucu bir yaklaşımı seçerek, karakterlerin kahramanlığının aslın Ed Ramey, Billy Redden, Seamon
Glass, Randall Deal, Bill McKinney,
da ne anlama geldiğini sorguluyor sürekli. Film sonunda Voight'in canlandırdığı
Herbert Coward, Lewis Crone, Ken
hüzünlü Ed'in içindeki hayvansı yaşama içgüdüsünü keşfetmesinin ardından, ka Keener, Johnny Popwell, John
zanmaktan çok kaybettiği sonucuna varıyor. Beyazperdedeki iyi çocuk persona'sı- Fowler, Kathy Rickman
nı yeniden düşünme şansı bulan Reynolds, The Searchers'daki Çöl Aslanı John Oscar adaylıkları: John Boorman
Wayne kadar cömertçe özeleştiri içeren bir performans sergiliyor. Birkaç göze çar (film), John Boorman (yönetmen),
Tom Priestley (kurgu)
pan bölümden bahsetmek gerekirse: Drew'un bir verandada otururken bulduğu
ve inanılmaz bir müzisyen olduğu ortaya çıkan, çökmüş adam-çocukla düet yaptı
ğı unutulmaz "düşman bançolar" sahnesi ve Ed'in uykusunun yeni gölün suların
dan çıkan bir el gördüğü rüyalarla bozulduğu, sık sık taklit edilen (örneğin Carrie-
Günah Tohumu) son dakika korku sürprizi. KN
Rusya (Creative Unit of Writers & SOLYARIS (1972)
Cinema Workers, Mosfilm, Unit Solaris
Four)
165dk SB / Sovcolor
Stanislaw Lem'in çoksatan kitabından Andrey Tarkovski'nin uyarladığı Solaris,
D ili : Rusça
hayali bir gezegen ve Stanley Kubrick'in 2001: Uzay Macerası'nın (1968) üzerine bir
Yönetmen: Andrei Tarkovsky
medltasyondur. Bir bilimkurgu başyapıtı olan film, aynı zamanda bütçeslz bir epiktir
Yapımcı: Viacheslav Tarasov
de. Solaris, yenilikçi özel efektler ya da şaşırtıcı bir gösteri sunmak yerine, hayal ve
Senaryo: Fridrikh Gorenshtein,
Andrei Tarkovsky günlük yaşamı tek bir potada eriten bir karakter deneyimiyle sınırlıdır.
Stanislav/ Lem'in romanından Psikolog Kris Kelvin (Donatas Banionis), kendisinden Solaris'in yörüngesindeki
Görüntü Yönetmeni: Vadim bir uzay istasyonunun işe yarayıp yaramadığını değerlendirmesi istendiğinde, astro
Yusov
not Berton'ın (Vladislav Dvorzhetsky) sarsıcı hikayesiyle karşılaşır. Birkaç yıl önce, ye
Müzik: Eduard Artemyev, Johann
ni dünyanın girdaplı bilinç okyanuslarına ait sırların açığa çıkarılabileceğinin ümit edil
Sebastian Bach
diği günlerde yaşanan ve birçok kaşifin ölümüyle sonuçlanan bir felaketten yalnızca
Oyuncular: Natalya Bondarchuk,
Donatas Banionis, Jüri Jârvet, Berton'ın kurtulmasıyla birlikte, herşey kötüye gitmeye başlamıştır. Meraklanan Kris,
Vladislav Dvorzhetsky, Nikolai uzay İstasyonunu ziyaret ederek Dr. Snauth (Jüri Jârvet), Dr. Sartorius (Anatoli Solo
Grinko, Anatoli Solonitsyn nitsyn) ve intihar vakası Dr. GibaryanTa (Sos Sarkisyan) bir toplantı yapar. Doktorlar
Cannes Film Festivali: Andrei Kris'e hiç acele etmemesini ve ortama alışmaya çalışmasını tavsiye ederler. Bu arada
Tarkovsky (FIPRESCI Ödülü), (Büyük
uzun zaman önce ölen karısı Khari'nin (Natalya Bondarchuk) hayaleti de dahil ol
Jüri Ödülü), (Altın Palmiye adaylığı)
mak üzere tuhaf görüntüler ve seslerin saldırısına uğrayan Kris, Solaris'in, ziyaretçi
lerin anılarını yeniden yaratma kabiliyetinin farkına varmaya başlar.
Khari'nin görsel gerçekliğinden korkan Kris, birçok farklı Khari'yi yok ederken
ya da yok edilmesine yardım ederken, Solaris hakkında başka gerçekleri de keşfe
der: hayaller maddesel açıdan gerçek, duygusal açıdan Kris kadar zayıftır ve gezege
nin bilinciyle kalıcı bir ilişki kuran ilk insan kendisidir. Sonunda görevini yerine getire
meyecek duruma düşen Kris, Khari ve temsil ettiği her şeyle bütünleşir. Kris'ln düşü
şünü fark eden Snauth ve Sartorius, Solaris'i yok etme görevini kabul etseler de fil
min son görüntüsünde, gezegen kendini Kris'in hayali kurtuluşunda şekillendirir.
Başarılı bir süreklilik ve son derece yalın yapım değerleriyle bütünleşmiş büyük
fikirler deneyimi olan Solaris, hayalin her şeyi kapsayan tatm ini karşısında yaşanan
gerçekliğin belirsizliğiyle İlgili bir muhakemedir. Kris'in, kayıtsız yabancıdan, tümüy
le kendisi için yaratılmış bir dünyanın kelimenin tam anlamıyla merkezi olmaya uza
nan yolculuğu aracılığıyla, mantıklı bir zihnin, katıksız arzu yüzünden parçalanışını iz
leriz. Bu bağlamda, Tarkovski'nin filmi, gerçekten güzel görüntüler yaratabilmek
amacıyla geniş perde formatı ve uzun planlar kullanır. Bu anlamda Solaris, kahrama
İngilizce adı: Solaris
nının ruh halini somutlaştırmak için içsel durumları dışavurur.
Banionis'in Kris Kelvin'i, hüzünlü ve orta yaşlı bir adamdır. Kahverengi saçlarının
bir anda beyazlaması, trajik bir deneyimi temsil eder; ve Kris'in, Solaris'in rüya man
tığına kendini kaptırmadan önce, gezegeni sınıflandırma yönündeki ilk teşebbüsleri
ni yönlendirir. Böylece gezegenin (hem rahatlatıcı hem de tüketici) çözümlenemez
çatışması dairesel planlarla çekilmiş çeşitli sekanslarda kusursuzca ifade edilir. Sabit
kamera, merkezi eksen üzerinde yavaşça dönerken, oyuncular ve dekorlar değişerek
birkaç saniye önce yaşananların yeni olasılık katmanlarını gözler önüne serer.
2001: Uzay Macerası benzeri bir akıl oyunu olan Solaris, Sovyetler'in İfade öz
gürlüğüne karşı sürdürdükleri katı uygulamaların tam ortasında ve hiç kuşkusuz bü
yük bir bütçeden yararlanılmaksızın çekildi. Her şeyden önce felsefi bir dram olan bu
Tarkovski filmi, sinemanın, yaşamanın ne anlama geldiğini ortaya çıkarma dürtüsü
nün bir mihenk taşı. GC-Q
ABD (Paramount) THE GODFATHER (1972)
175dk, Technicolor Baba
Dili: İngilizce / İtalyanca
Yönetmen: Francis Ford Coppola "Ona reddedemeyeceği bir teklif yapın." En genç oğul Michael Corleone (Al
Yapımcı: Albert S. Ruddy Patino), aile mesleği olan organize suçun dışında kalarak katıldığı 2. Dünya Sava-
Senaryo: Francis Ford Coppola, şı'ndan döner. Ancak babası Don Corleone (Marlon Brando) vurularak öldürülün
Mario Puzo ce, Michael intikam cinayeti işlemek zorunda kalarak, kan ve "onur" bağı yüzün
Mario Puzo'nun romanından den şiddetli bir yeraltı gücü ve mücadele seyrine (ya da lanetine) kapılır. Sonuç ola
Görüntü Yönetmeni: Gordon rak Michael aile reisi rolünü miras alır ve yeni "Baba" olarak adamlarının bağlılıkla
Willis
rını kabul ederken anlayışsız WASP (Beyaz Anglo-Saxon Protestan) karısının yüzü
Müzik: Carmine Coppola, Nino
ne kapıyı kapatır.
Rota
Oyuncular: Marlon Brando, Al fiaba'nın diyalogları ve karakterleri anında sinema izleyicilerinin kolektif bilin
Pacino, Diane Keaton, Richard S. cine girdi. Film, Pacino ve James Caan'ı (asabi büyük oğul Sonny) yıldızlaştırdı; En
Castellano, Robert Duvall, James iyi Film, En iyi Senaryo ve muhteşem bir dönüş yapan Brando adına En iyi Erkek
Caan, Sterling Flayden, Talia Shire, Oyuncu Oscarlar'ını kazandı. Baba, en muhteşem Amerikan filmlerinden biri oldu;
John Marley, Richard Conte, Al
sadece hayali Carleone karakterlerine tapanlar değil, filmi bilgelik kaynağı olarak
Lettleri, Abe Vigoda, Gianni Russo,
John Cazale, Rudy Bond değerlendiren iş adamları dahil herkes tarafından çok sevildi. Filmi Mario Puzo'nun
Oscar: Albert S. Ruddy (film), çok satan romanından uyarlayan yazar-yönetmen Francis Ford Coppola, bir ucuz
Mario Puzo, Francis Ford Coppola gangster operası; bir ataerkillik, aile ve Amerika destanı yarattı. İtalyan asıllı Ame-
(senaryo), Marlon Brando (erkek rikalılar'ın ilk başlarda kendilerine hakaret edildiği iddiasıyla yaptıkları protestolar,
oyuncu—ödülü reddetti)
filmin şaşırtıcı popülerliğinin altında silinip gitti. Göçmenlerin torunları, hep birlikte
Oscar adaylıkları: Francis Ford
makarna yiyen, kutlama yapan ya da yas tutan Corleone klanını nostaljik bir öz
Coppola (yönetmen), James Caan
(yardımcı erkek oyuncu), Al Pacino lemle izledi. Anekdotlar, dipnotlar ve eklemeler film folklorunun bir parçası oldu:
(yardımcı erkek oyuncu), Robert Brando yanaklarını pamukla doldurmadı, arka dişlerine reçine damlacıkları kllpsle-
Duvall (yardımcı erkek oyuncu), dl. Vaftiz edilen bebek, Sofia Coppola'ydı. Brando, Oscar'ını reddetmek için ödül
Anna Fiili Johnstone (kostüm),
törenine sahte bir Kızılderili olan "Satcheen Littlefeather"ı gönderdi.
William Reynolds, Peter Zinner
(kurgu), Nlno Rota (müzik— Baba, ününü hakeden ustalıklı bir eser. Coppola, etkili tekniğiyle 1970'lerin si
Fortunella'nın notalarını kullandığı nemasının temelini attı. Cüretkar, İçgüdüsel, görkemli ve unutulmaz sahneler ef
için geçersiz sayıldı), Charles sane oldu: yataktaki at başı, Sonny'nin öldürülüşü, bahçedeki neşeli bir düğün par
Grenzbach, Richard Portman,
tisinin görüntüleriyle Don Carloene'nin evin içindeki görüntülerinin kesişmeleri ve
Christopher Newman (ses)
yeni bir Carloene'nin vaftiz töreni sırasında İşlenen cinayetlerle göz kamaştırıcı bir
final (aslında Baba rolünü üstlenen Michael İçin düzenlenmiş bir dini ayin). Filmin
en ince nitelikleri Coppola'nın klasik, ucuz, kara ve toplumsal dramdaki akıcılığını
gözler önüne serer ama Baba bugün bile hâlâ Mafya'yı yücelttiği için eleştirilir. Pa-
cino’ nun Michael'ı filmin kahramanıdır ve Michael iyi bir adam değildir. Ancak kan
ve hırs laneti altında da olsa, aile bağlarının bu mitolojik araştırması hala seyircile
re Aile’nin hiç aile olmamaktan daha iyi olduğu fikrini kabul ettirir. AE
VISKINGAR OCH ROP (1972) İsveç (Cinematograph AB, Svenska)
Çığlıklar ve Fısıltılar 106dk, Eastmancolor
Dili: İsveççe
Ingmar Bergman'ın en olağanüstü başarılarından biri olan Viskingar och
Yönetmen: Ingmar Bergman
Yapımcı: Lars-Owe Carlberg
Rop, sabahın erken saatlerinde bir köy malikanesinde başlarken, Sven Nykvlst’ln
Senaryo: Ingmar Bergman
kamera hareketleri güneş ışıklarının, ağaçların ve sisin İçindeki oyunlarını büyüleyi
Görüntü Yönetmeni: Sven
ci bir etkiyle yakalar. Bir kadının içini kemiren kanserin ıstırabıyla uykusundan uyan Nykvist
ması sırasında, antika saatlerin acımasızca çaldığı evin İçine girerken, Bergman'ın Tema müziği: Johann Sebastian
kurgusunun ölçülü ritimleri, kameranın yerleşimi ve sesle rengin etkileyici kullanımı Bach, Frédéric Chopin
öylesine kendinden emin ve görünüşte öylesine zahmetsiz ki sanatkarlığının do Oyuncular: Harriet Andersson,
Kari Sylwan, Ingrid Thulin, Liv
ruklarında bir yönetmene tanık olduğumuz açıkça ortada. Aslında bu sonbahar Ullmann, Anders Ek, Inga Gill,
havası yayan başyapıtı izledikten sonra akıllarda en canlı şekilde yer eden şey, bel Erland Josephson, Henning
ki de renk oluyor. Yaşamlarına göz attığımız dört kadının tercih ettiği zarif beyaz Moritzen, Georg Ârlin, Fredrik
geceliklerle keskin bir tezat oluşturan parlak kırmızı, malikanenin odalarının mobil Oscar: Sven Nykvist (görüntü
yönetmeni)
yalarına ve duvarlarına tuhaf şekilde hakim.
Oscar adaylıkları: Ingmar
Bergman, insan ruhunun bu kırmızı tonunda olduğunu hayal ettiğini açıklamış Bergman (film), Ingmar Bergman
tı; elbette kırmızının rahatsız edici varlığı Bergman'ın ölüm ve ölümün yaşam üzerin (yönetmen), Ingmar Bergman
deki etkisiyle ilgili İncelemesini yoğunlaştırır. Dört kadın; malikanenin ölen sahibi (senaryo), Marik Vos-Lundh
(kostüm)
(Harrlet Andersson), onun sadık hizmetçisi (Kari Sylvvan) ve son günlerinde hastaya
Cannas Film Festivali: Ingmar
bakmak için gelen iki kız kardeşten (Ingrid Thulin ve Llv Ullmann) oluşur. Thulin kıs Bergman (Büyük Teknik Ödül)
men sevgisiz bir evlilik yüzünden duygusal ve fiziksel açıdan suskunken, Ullman en
İngilizce adı: Cries and Whispers
azından yüzeysel olarak daha sıcak olmakla birlikte, kendini havailiğe ve güvensizli
ğe kaptırmıştır. İki kız kardeş ve hizmetçi önce hasta kadını avut
maya ve sonra da ölümünü kabullenmeye çalışırlarken, Bergman
anıları ve en azından hizmetçi için kabusumsu hayalleri aracılığıyla
her birinin korkularını, hüsranlarını, endişelerini ve pişmanlıklarını
resmederek iç dünyalarına göz atmamızı sağlar. Bergman'ın dra
matik uzmanlığı öylesine büyüktür ki korku filmlerinin temalarını
(vampir öpücükleri, yaşama geri dönen bir cesedin kabusumsu gö
rüntüsü) Çehov ya da Strindberg'i çağrıştıran oda dramıyla har
manlar ve bu harmanlama sadece tutarlı ve zorlayıcı olmakla kal
maz, yönetmenin sanatsal evreninin bir parçası olarak hemen tanı
nır. Elbette Bergman bu çabada, yıllardır birlikte çalıştığı kadın
oyuncuların olağanüstü performanslarından yardım alır ama Berg-
man'ın senaryosu da onlar için muhteşem bir lütuftur. GA
ABD (Columbia, Rastar)
FAT CITY (1972)
100dk, Technicolor
Yönetmen: John Huston John Huston'ın en etkili "küçük film i" Fat City, basmakalıp Hollyvvood tiple
Yapımcı: John Huston, Ray Stark rinden bekleneceği gibi, kaybetme konusundaki cesur kararlılığıyla bir tür aşkınlık
Senaryo: Leonard Gardner, yaşasa bile, kaçınılmaz şekilde başarısızlıkla sonuçlanacak bir dönüş yapan yaşlı bir
kendi romanından boksörün (Stacy Keach) hikayesini anlatır. Birçok Huston kahramanı gibi Tully de
Görüntü Yönetmeni: Conrad L (Keach) asıl şansını kaçırmıştır ama şans eseri özsaygısını geri kazanmak için bir fır
Hail
sat daha yakalar. Ernie adında daha genç bir boksörle (Jeff Bridges) bir araya ge
Müzik: Kris Kristofferson
len Tully, "büyük oynama" kararlığı içinde gencin akıl, hocası ve rakibi olur. Ernie
Oyuncular: Stacy Keach, Jeff
Bridges, Susan Tyrrell, Candy Clark, boksta başarı kazanmaya yetecek kadar yetenekli olabilir ama o da koşulların tu
Nicholas Colasanto, Art Aragon, zağına düşer ve kız arkadaşıyla evlenmek zorunda kalarak, bitmez tükenmez so
Curtis Cokes, Sixto Rodriguez, Billy rumluklarla yüklü bir yaşama adım atar. Buna karşın Tully’nin, kendine zarar veren
Walker, Wayne Mahan, Ruben
ruh hastası sevgilisi Oma (Susan Tyrrell), kendisini kullanan ve kötü davranan eski
Navarro
bir sevgilisi için Tully'yi terk eder.
Oscar adaylıkları: Susan Tyrrell
(yardımcı kadın oyuncu) Filmin sonunda, yalnızlığı ve başarısızlığı kabul eden Tully, hiç de başarılarla
dolu erkeksi bir yaşam sürebilecek kadar "özgür" değildir. Huston, Amerikan rüya
sının “ bereketli kenti"ne giden kolay bir yol olmadığını ileri sürer. Gerçekçi boks se
kansları, kasvetli California mekanları ve yetenekli bir kadronun mükemmel ve in
celikli oyunculuğu sayesinde, Fat City, kişisel dönüşüm ve aşkınlık gibi gerçekleşti
rilmesi mümkün olmayan hayalleri gerçekleştirmeye yönelik tümüyle insani bir sap
lantının, gerçekçi ama şiirsel bir portresini sunar. RBP
Oscar: Fransa (yabancı film) ve Rey bile biraz kokain çektiğinde hafızalara kesinlikle The French Connections
Oscar adaylıkları: Luis Bunuel, (Kanunun Kuvveti, 1971) getiriyor.
Jean-Claude Carrière (senaryo) Bu filmin Oscar adayı olmasından kısa bir süre sonra Bunuel, bir Meksika res
toranında gazetecilere röportaj vermiş ve kazanmayı umup ummadığı sorulduğun
da cevabı yapıştırıvermişti: "Elbette. İstedikleri 25.000 doları ödedim bile. Amerika-
İngilizce adı: The Discreet Charm lılar'ın bazı zayıflıkları olabilir ama sözlerini tutarlar." JRos
o f the Bourgeoisie
DIE BITTEREN TRÄNEN DER PETRA Batı Almanya (Autoren, Tango)
VON KANT (1972) 124dk, Renkli
Dili: Almanca
Petra Von Kant'ın Acı Gözyaşları Yönetmen: Rainer Werner
Fassbinder
Birçok ünlü gay artist için, George Cukor'ın The Women' ı (Kadınlar, 1939) Yapımcı: Rainer Werner Fassbinder,
Michael Fengler
gay tarzı bir sinematografik hikaye anlatımı için karşı konulmaz bir model olmuş
Senaryo: Rainer Werner Fassbinder,
tur: aynı evde yaşayan, kaderleri perdede görünmeyen erkekler tarafından belir kendi oyunundan
lenmiş ve hükmedilmiş ama hemcinsleriyle ilişkilerinin melodramatlk yoğunluğuy Görüntü Yönetmeni: Michael
la yoğrulmuş bir grup kadın. Ballhaus
Alt başlığı küstahça "bir hastanın geçmişi" olan film, Rainer Werner Fassbin- Tema müziği: Giuseppe Verdi
Oyuncular: Margit Carstensen,
der'in bu model üzerine kurduğu lezbiyen çeşitlemesidir. Oyununun klostrofoblk
Hanna Schygulla, Katrin Schaake, Eva
teatralliğini koruyan ve hatta abartan Fassbinder, moda tasarımcısı Petra'yla (Mar Mattes, Gisela Fackeldey, Irm
git Carstensen) dilsiz ve itaatkar hizmetçisi Marlene'i (Irm Hermann) ziyaret eden Hermann
Uluslararası Berlin Film Festivali:
şık kadınların resmi geçidini sunar. Petra'nın en güçlü yönü, psikolojik üstünlüğü
Rainer Werner Fassbinder (Altın Ayı
ve oyun oynama konusundaki uzmanlığıdır (telefonda seks hizmeti verir) ve yatak adaylığı)
odası oyunları yatağın İçinde ve etrafında bir danstır. Kıskançlıktan köpüren Mar- İngilizce adı: The Bitter Tears o f
lene'se bu sırada arka planda durmadan daktiloda yazı yazar ve çizimler yapar. Petra Von Kant
Senaryo: Phillip Fenty on (70'lerin siyahi sinema akımı) döngüsünün en sevilen ve en sık alıntı yapılan
Görüntü Yönetmeni: James filmlerinden biri olarak kesinlikle unutulmaz. Gordon Parks Jr.'un yönettiği bu duy
Signorelli gusuz aksiyon-suç dramı, bir grup bağımsız Afrika kökenli Amerikalı işadamı (bu
Müzik: Curtis Mayfield onura ulaşan ilk işadamları oldular) tarafından finanse edildi ve neredeyse tümü si
Oyuncular: Ron O'Neal, Carl Lee, yahi bir ekip tarafından çekildi. Superfly, cafcaflı kıyafetlerin ve ölümcül eğlence
Sheila Frazier, Julius Harris, Charles aracı olarak uyuşturucuların, özellikle kokainin Amerika'nın temel pop kültürüne
McGregor, Nate Adams, Polly Niles,
sızmasına öncülük etti.
Yvonne Delaine, Henry Shapiro,
K.C., James G. Richardson, Make Superfly, son bir iş yapmayı ve elindeki tüm kokaini paraya çevirip, suçtan
Bray, Al Kiggins, Bob Bonds, Fred uzakta yeni bir yaşama başlamayı uman Harlem'li şık uyuşturucu satıcısı Youngb-
Rolaf lood Priest'ın (Ron O'Neal) destanını anlatır. Film, getto kaynaklı acıya, ıstıraba ve
sonsuz bir şiddet döngüsüne sürekli uyuşturucu temini hakkında güçlü bir beyan
da bulunur ve Priest'i de gangsterler arasında en zengin ve en beğenilen züppe
konumuna taşırken, diğer yandan dönemin "maço-kokain bilincini" daha çekici; si
yasi siyahi bilinciyse önemsiz ve etkisiz kılar. Superfly'ı tutarlı ve siyasi açıdan doğ
ru bir mesaj vermemekle suçlamak neredeyse olanaksız. Diyaloglar öylesine canlı,
"Pusherman" şarkısının durgun çerçeveli montajı öylesine utanmazca etkileyici,
O'Neal'in karakteri öylesine sessizce karizmatik ki seyirciler filmin çözülmesini sey
rederken heyecan duymaktan kendilerini alamazlar. Ya da bir eleştirmenin kısaca
belirttiği gibi, Superfly "bir Playa'nın yaşamının özünü" kusursuzca yakalıyor. SJS
ABD (Universal)
THE STING (1973)
129dk, Technicolor Belalılar
Yönetmen: George Roy Hill
Yapımcı: Tony Bill, Robert L. George Roy Hill, Paul Newman ve Robert Redford'ı ilk olarak Butch Cassidy
Crawford, Julia Phillips, Michael and the Sundance Kid'de (Sonsuz Ölüm, 1969) yönetti. Öylesine geniş kapsamlı
Phillips
sonuçlar elde edildi ki film izleyicilerin western filmlere ilgisini onaylarken, New
Senaryo: David S. Ward
Görüntü Yönetmeni: Robert man ve Redford'ın ticari çekiciliğini de gözler önüne serdi. Aynı ekip dört yıl sonra
Surtees suç filmi The Sting'de tekrar bir araya geldiğinde, Hill oyunculara, oyunculuklarını
Tema Müziği: Scott Joplin sergilemek için daha fazla olanak tanıdı ama herhangi bir trajik tınlama yoktu.
Oyuncular: Paul Newman, Robert Büyük Buhran sonrası Chicago'da geçen filmde, Henry Gondorff (Newman)
Redford, Robert Shaw, Charles
ve Johnny Hooker (Redford) hiçbir hırsı olmayan iki üçkağıtçıyı oynar. Gangster
Durning, Ray Walston, Eileen
Brennan, Harold Gould, John Doyle Lonnegan'ın (Robert Shaw) bir arkadaşlarını öldürmesi üzerine ikili intikam
Heffernan, Dana Elcar, Jack Kehoe, almaya karar verir. Bu kararı izleyen ve duman, aynalar ve tersine çevrilen durum
Dimitra Arliss
ları temel alan çaba; aynı zamanda Chicago'nun yeraltı suç dünyasında kalabalık
Oscar: Tony Bill, Michael Phillips,
Julia Phillips (film), George Roy Hill bir şebekeye de dayanır.
(yönetmen), David S. Ward Zeki adamlardan oluşan güçlü bir yardımcı oyuncu kadrosu diğer zeki adam
(senaryo), Henry Bumstead, James lara karşı kişisel tarzlarını belirlerken dört bir yana zeka kıvılcımları saçılır. Scott Jop-
Payne (sanat yönetimi), Edith Head
lin'in rag'inin ölümsüzlüğü tüm film müziklerinde çınlar ve en sonunda uzun boy
(kostüm), William Reynolds (kurgu),
Marvin Hamlisch (müzik) lu dolandırıcı en korkutucu caniyi alt eder.
Oscar adaylıkları: Robert Redford The Sting belki bir sanat eseri değil ama yine de leziz bir pasta. Mavi gözlü
(erkek oyuncu), Robert Surtees Newman ve sarışın Redford muhteşem görünüyor ve ikilinin arkadaşlıkları, sada
(görüntü yönetmeni), Ronald Pierce,
kat ve aldatmayı merkez alan komik bir macerada at üstünde dövüşen beyazper
Robert R. Bertrand (ses)
de ustalarının neşesiyle pekişiyor. GC-Q
LA MAMAN ET LA PUTAIN (1973) Fransa (Ciné Qua Non, Elite,
Anne ve Fahişe Losange, Simar Films, V.M)
219dk, SB
Anne ve Fahişe hakkındaki her şey; yani süre, performanslar ve diyaloglar Dili: Fransızca
Yönetmen: Jean Eustache
gerçek bir gövde gösterisi. Jean Eustache, bu otobiyografik filmde yoğun bir aşk
Yapımcı: Pierre Cottrell, Vincent
üçgenini anlatmak için destansı bir 220 dakika harcıyor: Alexandre (Jean-Pierre Lé-
Malle
aud), Marie'yle (Bernadette Lafont) yaşar ama Veronika'ya (Françoise Lebrun) aşık Senaryo: Jean Eustache
olur. Görüntü Yönetmeni: Pierre
16 mm.'yle ve siyah-beyaz çekilen Anne ve Fahişe, Yeni Dalga akımının este Lhomme
tiğini yerleştirirken, 68 Mayısı sonrası yaşanan hüsranın dokunaklı bir portresini su Tema müziği: Mozart, Offenbach
nar. Hareketli kamera (seçkin Pierre Lhomme'a ait), baştan çıkarıcı bir Paris man Oyuncular: Bernadette Lafont,
Jean-Pierre Léaud, Françoise
zarası sunar: içlerindeki karakterlerin sersemletici bir sohbet akışına kapıldıkları es
Lebrun, Isabelle Weingarten,
ki apartmanlar, bulvarlar ve kafeler. Eustache'ın olağanüstü diyalogları edebiyat, Jacques Renard, Jean-Noël Picq,
argo ve müstehcenliği harmanlarken, Lhomme'un kamerası süreyi, aşırı uzun plan Jessa Darrieux, Geneviève Mnich,
lar ve gerçek zamanlı sahnelerle uzatır. Marlnka Matuszewskl
Anne ve Fahişe, birçok Yeni Dalga filmi gibi, bizzat Eustache da dahil olmak
üzere gerçek yaşamdan film eleştirmenlerinin ve yönetmenlerinin yan karakterler
olarak göründükleri Paris entelektüel dünyasında geçer. Ancak Lafont dışında Ye
ni Dalga'yı en çok çağrıştıran karakter, François Truffaut'nun öteki benliği Lé-
aud'dur. The 400 Blows' un (400 Darbe, 1959) mucize çocuğu ve Stolen Kisses'ın
(Çalıntı Öpücükler, 1969) havai genç adamı büyüyerek çılgın, saplantılı, öfkeli ve
yine de büyüleyici Alexandre'a dönüşmüştür. Yaşamın, aşkın ve sanatın anlamını
tartışan Léaud-Alexandre, aykırı Yeni Dalga erkeğini, Mayıs 68'in özgürlükçüsüy
le harmanlar; Anne ve Fahişe, hem narsist bir portre hem de bu figürün dokunak
lı teşhiri olarak döneminin ayrılmaz bir parçasıdır.
Filmin adındaki "anne" ve "fahişe" nedir peki? Alexandre gibi film de iki dişi
stereotip arasında bocalar ve süreç içinde onları birbiriyle değiştirir. Alexandre'm iş
siz olmasına rağmen iş sahibi olan bu iki kadın, olgunlaşmamış Alexandre'dan da
ha güçlü görünür. Yine de film bu iki kadını, "trajik" ama en sonunda Lafont ve
tecrübesiz Lebrun'ün mükemmel performanslarına rağmen Alexandre'm (ve yö
netmenin) varoluşçu endişesine boyun eğmiş, marjinal figürlere dönüştürür. Bu
açıdan da döneminin bir parçası olan Anne ve Fahişe; 1970'lerin Fransası'nın ka
rışık, "özgür" ve yine de zalimce ataerkil cinsel politikalarına adanmış bir yapıt. Eus
tache (1981'de intihar etti), filmi aynı zamanda son derece dokunaklı yapmaya ye
tecek yeteneğe de sahipti. GV
115dk, SB/Eastmancolor
La N uit Américaine'nin tipik bir sahnesinde, yönetmen Ferrand (François Truf Dili: İngilizce / Fransızca
fau t oynar), yeni sipariş ettiği sinema kitapları yığınını (Bresson, Rossellini, Flitch- Yönetmen: François Truffaut
cock hakkında) masaya atarken, cızırtılı bir telefon ahizesinden Georges Dele- Yapımcı: Marcel Berberí
rue'nün müziğini dinleriz. Günlük yaşam detaylarının beklenmedik ve özenle sınır Senaryo: Jean-Louls Richard,
landırılmış bir şiirsel lirizm dalgasıyla karışımı, tipik Truffaut üslubunu yansıtır. Suzanne Schlffman, François
Truffaut
La N uit Américaine, Truffaut'nun film yapma sürecine sevgi dolu bir armağa
Görüntü Yönetmeni: Pierre-
nıdır. Truffaut, tartışmaya yol açacak şekilde, 1968 sonrası dönem için dayanak
William Glenn
noktası olarak Yeni Dalga'yı değil; stüdyoyla sınırlandırılmış, klasik ve genel sine Müzik: Georges Delerue
mayı seçer. Film, sinemayı sanat olarak değil; meslek olarak vurgular (hiç kimse Oyuncular: Jacqueline Bisset,
Ferrand'ın sıradan eğlentisi M eet Pamela'nın bir başyapıt olduğunu iddia ede Valentina Córtese, Dani, Alexandra
mez). Ayrıca film, "ürün"den çok ürüne uzanan kolektif süreç hakkındadır. Truffa Stewart, Jean-Pierre Aumont, Jean
Champion, Jean-Pierre Léaud,
ut, genelde ele alınan kötücül güç oyunlarının yerine, oyuncu kadrosu ve teknik
François Truffaut, Nike Arrighl,
ekip arasında sevecen ve iyi huylu bir "aile" ilişkisinin portresini çizerek, Amerikan Nathalie Baye, Maurice Seveno,
Geces/'nl Jean-Luc Godard'ın Le Mépris'ine (/Vefref,1963) ya da Rainer Werner David Markham, Bernard Menez,
Fassbinder'in Beware o f a Holy Whore' una (1970) zıt kutupta konumlandırır. Gaston Joly, Zenaide Rossi
Zengin bir oyuncu topluluğu (kibar Jean-Plerre Aumont'dan delifişek Jean-PI- Oscar: Fransa (yabancı film)
erre Léaud'ya kadar) yaşam, aşk ve hüsranla ilgili geçici dersler paylaşırken, daya Oscar adaylıkları: François
Truffaut (yönetmen), François
nak noktalarını uysal ve acı-tatlı bilgelik oluşturur. Film, bazı noktalarda blrbirleriy-
Truffaut, Jean-Louis Richard,
le zekice karşılaştırılan geniş bir karakter yelpazesini ustalıkla resmeder: örneğin, Suzanne Schiffman (senaryo),
seks kaçamaklarına yönelik tutumları (Léaud'nun ilişkilerini açıklamasıyla birlikte Valentina Córtese (yardımcı kadın
Jacqueline Bisset'nin mutlu bir evlilik yaşayan karakteri için trajik ve fazlasıyla dra oyuncu)
matik, ciddi yönetmen yardımcısı rolündeki Natalie Baye için küstahça).
Truffaut, yaşamın faniliğini, kırılganlığını ve düşselliğini bir set ortamını kulla
narak vurgular; hatta şaşırtıcı ve neşeli bir sahnede bir yabancının en sonunda pat
lamasına ve bu film insanlarını kudurmuş ahlaksızlıkları yüzünden eleştirmesine bi
le İzin verir. Film, (İngilizce adı “ Day For N ight"tan anlaşılabileceği gibi), filmcilik sü
recinin birçok yanılsamasını nazikçe gözler önüne serer ama filmlerin büyüsünün
üstümüzde yarattığı dehşetle karışık saygıyı da korur. Truffaut, tipik üslubuyla, kur
gu odası cinnetine adanmış canlı montaj sahneleri ya da yapay karda çekilmiş gös
terişli bir sahnede bu işin rutin uygulamalarına derin bir sevgi ve takdir gösterir.
Bu tuhaf şekilde neşeli montaj sahnelerinin gözler önüne serdiği üzere, Truf
faut'nun sineması, temelde göze hitap etmez. Filmde melodram vurgusu yok; mi
zanseninde gösterişli ve esaslı bir söylem yok. Truffaut'nun saplantısı; üslup hafif
liğini korumak, anlatı akışını en üst düzeye çıkarmak ve olayları azami tasarrufla
nakletmekle İlgili: Truffaut, bu noktada gerçekten Flitchcock'un ya da Lang'ın ger
ginliğiyle Renoir ya da Becker'ın gözlemsel inceliğini birleştirdi. Filmi, önemsiz ya
da ciddiyetten yoksun olmakla suçlayanlar, Truffaut'nun bu düzeydeki benzersiz
başarısını göremiyorlar.
Sıradan durumların garip silsilesi arasında, ruh halini değiştiren ani kesintiler
şeklinde (Alexanderen ölümü gibi) ender ve güçlü dram anları yaşanıyor. Bu "da
kik" olayların hüznü, karakterlerin geçici zevklerinin keskinliğini artırıyor: gizli mah
remiyet ya da suç ortaklığı anları, neşeli aydınlanmalar, tesadüfi komedi patlama
ları ve kaçamak öpücükler. La N uit Américaine, Truffaut'nun bu tür anekdotlarının
en sevimlilerinden bazılarını barındırıyor. AM İngilizce adı: Day For Night
Britanya / İtalya (Casey, DON'T LOOK NOW (1973)
Eldorado) Büyü
110dk, Technicolor
Yönetmen: Nicolas Roeg
Nicholas Roeg'un, Daphne du Maurier'nin kısa bir hikayesine dayanan filmi
Yapımcı: Peter Katz, Frederick
Büyü, İngiliz yönetmenin tipik dolambaçlı hikaye üslubunu gözler önüne serer. Ro
Muller, Anthony B. Unger
eg'un geçici elipsleri ve çılgın kesmeleri, psikolojik huzursuzluk ve dehşetin zaten
Senaryo: Allan Scott, Chris Bryant,
Daphne Du Maurier'nin aşikar atmosferini yansıtır ve pekiştirir. Sanat restoratörü John Baxter (Donald Sut
öyküsünden herland) ve karısı Laura (Julle Christie), kızlarının genç yaşta kaza sonucu boğula
Görüntü Yönetmeni: Anthony B, rak ölmesinden kısa bir süre sonra, eski bir kilisede çalışmak ve kayıplarının yol aç
Richmond
tığı travmayı atlatabilmek için sezon dışı bir dönemde Venedik'e giderler. Ancak ıs
Müzik: Pino Donaggio
sız kanallar ve tuhaf karakterlerle dolu ürpertici bir kentle karşılaşırlar. Bu tuhaf ka
Oyuncular: Julie Christie, Donald
rakterlerin arasında yer alan iki garip yaşlı kız kardeşten (Hilary Mason ve Clelia
Sutherland, Hilary Mason, Clelia
Matania, Massimo Serato, Renato Matania) biri, ölen kızlarıyla iletişim kurabileceğini ısrarla iddia eden ve çifti yakın
Scarpa, Giorgio Trestini, Leopoldo bir tehlikeye karşı uyaran kör bir psişiktir. John önce şüpheci davranır; ama birkaç
Trieste, David Tree, Ann Rye, kez kızını, öldüğü sırada üstünde olan kırmızı yağmurlukla, sokaklardan ok gibi ge
Nicholas Salter, Sharon Williams,
çip giderken tesadüfen görmesinin ardından, yaşlı kadına inanmaya başlar.
Bruno Cattaneo, Adelina Poerio
Filmin unutulmaz finalinde, John gece vakti artık ölen kızının hayaleti olduğu
na İnandığı gizemli kırmızı yağmurluklu görüntünün peşinde Venedik sokaklarında
koşturur ve en sonunda onu karanlık bir geçitte sırtı dönük olarak yakalar. Sonra
söz konusu görüntü yüzünü dönerek cinsiyeti belirsiz bir cüceyi gözler önüne se
rer ve (hayli gerçek ve kentte bir süredir cinayetler işliyor olması nedeniyle hayli
ölümcül) küçük yaratık yaklaşıp boğazını usturayla keserken John sadece şaşkın bir
halde öylece durur. Sinema tarihinde çok az sahne izleyicilerin tüylerini ürpertme
konusunda bu sahne kadar etkili olmuştur demek hiç de abartı olmaz.
Ancak Büyü'nün korkutucu finali, filmin en bilinen sahnesi değil. Bu onur,
John ve Laura'nın evli bir çift olarak ruhsuzca akşam yemeğine hazırlanma görün
tüleriyle karıştırılmış uzun seks sahnesine ait. Sevişme boyunca perdeye yansıyan
olağanüstü tutkunun, Christie ve Sutherland arasında gerçek yaşamda yaşanan bir
ilişkiden kaynaklandığı dedikoduları yayıldı. Durum ne olursa olsun, aynı tutku tüm
filme yayılıyor. SJS
SLEEPER (1973) ABD (Rollins-Joffe Productions)
Uykucu 89dk, Renkli
Yönetmen: Woody Ailen
W oody Allen'ın kendi ifadesiyle "ilk komik filmlerinden" biri olan Sleeper, Yapımcı: Jack Grossberg
2001 Uzay Macerası (1968), Otomatik Portakal (1971), THX 1138 (1971) ve Senaryo: Woody Allen, Marshall
Brickman
ZP.G. (1972) gibi filmlerin biçimlendirdiği bir geleceğin, 1973 yılında Allen'ın im
Görüntü Yönetmeni: David M.
geleminde başıboş kalan mızmız ve nevrozlu Yahudi karakteri için Bob Hope tarzı Walsh
bir komedi aracıdır. Müzik: Woody Ailen
Greenwich Village'da sağlıklı gıda dükkanı sahibi ve cazcı Miles Monroe (Al Oyuncular: Woody Allen, Diane
len), sıradan bir ülser ameliyatı sırasında komplikasyonlar yaşamasının ardından Keaton, John Beck, Mary Gregory,
Don Keefer, John McLiam, Bartlett
folyoya sarılarak dondurulur ve 200 yıl sonra tekrar çözülür. Bananas (M uz Cum
Robinson, Chris Forbes, Mews
huriyeti, 1971) ve Love and Death'te (Aşk ve Ölüm, 1975) olduğu gibi, Allen'ın Small, Peter Hobbs, Susan Miller,
karakteri, yine bir tiranlığı diğeri için değiştirmeye mahkum devrimci faaliyetlerin Lou Picettl, Jessica Rains, Brian
içine sürüklenen bir bozguncudur. Bir gün mutlaka bitecek romantik ilişkiler hak Avery, Spencer Milligan
kında bazı sivri felsefi yorumlar var ama filmin ana odak noktası komedi. Çarpık bir
fütürist perspektiften bakılarak çağdaş geleneklere yöneltilen hiciv darbelerinden
(yağlı yiyeceklerin ve sigaranın, sağlıklı besinlerden daha iyi olduğu kanıtlanmış),
sessiz sinema tarzı slapstick'e (dev bir muz doğal olarak dev bir muz kabuğu
gag'ine yol açıyor) ve Diane Keaton ve Allen'ın, Marlon Brando ve Vivien Leigh'i
oynadığı A Streetcar Named Desire'in (İhtiras Tramvayı, 1951) bir yeniden göste
rimine dönüşen zihinsel programlama oturumu gibi solcu gerçeküstücülüğe kadar
uzanan bir komedi. KN
Senaryo: William Peter Blatty, dar dedikoduya: kusma, bayılma ve hatta geçici psikoz krizlerine yol açmasıyla ün
kendi romanından lü bir filmi seyretmek için, her yaştan insanın neden saatlerce kuyrukta beklediği
Görüntü Yönetmeni: Owen ne dair bu kadar spekülasyona maruz kalmamıştı. Şeytan'ın kültürel etkisini ne ka
Roizman, Billy Williams dar abartsanız azdır. Film, beyazperdede neyin gösterilip neyin gösterilemeyeceği
Müzik: Jack Nitzsche, David ni kesin olarak belirleyen kurallara meydan okudu. O sıralarda gündemde olan
Borden, George Crumb, Hans
Watergate skandalinin yerine, en azından kısa bir süre, gazete manşetlerine otur
Werner Henze, Mike Oldfield,
Krzysztof Penderecki, Anton du; "gerçek hayattaki" ruhun ele geçirilmesi vakalarında belirgin bir artış oldu ve
Webern bir eleştirmenin yazdığı gibi, "tiksintinin geniş bir izleyici kesimi tarafından bir kit
Oyuncular: Ellen Burstyn, Max . le eğlencesi olarak benimsenmesini sağladı."
von Sydow, Lee J. Cobb, Kitty Maryland'da bedenini şeytani güçlerin ele geçirdiği iddia edilen 13 yaşında bir
Winn, Jack MacGowran, Jason
erkek çocuğu hakkındaki gazete haberlerinden esinlenen yazar William Peter
Miller, Linda Blair, Reverend
William O'Malley, Barton Heyman, Blatty, kahramanı bir kız çocuğu Olarak değiştirdi. Kötülüğün doğası üzerine ağır
Peter Masterson, Rudolf Schündler, dozlarda felsefi ve teolojik spekülasyonlar da katarak birçok ayrıntıyı merak uyan
Gina Petrushka, Robert Symonds, dıracak şekilde abarttığı aynı adlı romanını 1971'de yayımladı. Kitabın çoksatanlar
Arthur Storch, Reverend Thomas
listesine gireceğini isabetli bir biçimde tahmin eden-Warner Brothers film hakları
Bermingham
nı satın aldı; ve Blatty, senaryonun ilk halini defalarca elden geçirdikten sonra, en
Oscar: William Peter Blatty
(senaryo), Robert Knudson, sonunda kılı kırk yaran Friedkln'in taleplerine uygun bir senaryo ortaya koydu.
Christopher Newman (ses) Kitabı okumayanlar İçin anlaşılması neredeyse imkansız olan çok uzun bir gi
Oscar Adaylığı: William Peter riş bölümünden sonra, filmin ilk yarısında temel düzeydeki karakter ilişkileri gelişir
Blatty (film), William Friedkin ve dönüm noktasının temelleri atılır. Regan MacNeil (Linda Blair), eşinden boşan-
(yönetmen), Ellen Burstyn (kadın
oyuncu), Jason Miller (yardımcı
erkek oyuncu), Linda Blair (yardımcı
kadın oyuncu), Bill Malley, Jerry
Wunderlich (sanat yönetmeni),
Owen Roizman (görsel yönetmen),
John C. Broderick, Bud S. Smith,
Evan A. Lottman, Norman Gay
(kurgu)
mış ünlü sinema oyuncusu Chris MacNeil'in (Ellen Burstyn) ergenlik çağına yeni
adım atmış sevimli kızıdır. Ancak, annesinin bir tanıdığının öleceğine dair kehanette
bulunup akşam yemeğine çağrılmış bir oda dolusu misafirin önünde işediğinde,
Chris kızının "içindeki" derdi merak etmeye başlar. Daha başka tuhaf davranışlar ve
yatağının çılgınca sallanmasının ardından, Regan hastaneye kaldırılır. Hastanede, en
iyi şekilde "tıbbi pornografi" diye tanımlanabilecek bir dizi işlemle bedeninin her y e
ri derinlemesine tetkik edilir. Beyninde bir hasa/ olduğundan şüphelenilir ama test
lerden sonuç çıkmaz. Regan hastane psikiyatrının kendinden emin sorularını dokto
run testislerini yakalayarak yanıtlayınca, Chris'e kiliseden yardım istemesi önerilir.
Chris bunun üzerine kuşkularla dolu Cizvit papazı Damien Karras'a (Jason Miller) bir
şeytan kovma ayini düzenlemesi için yalvarır. Filmin ikinci yarısında, daha deneyimli
bir şeytan kovucu olan Peder Merrin'in (Max von Sydow) ayin sırasında ölmesinin ar
dından, Karras'la Regan'ın bedenine girmiş şeytani güçler arasındaki yoğun müca
dele doruğa ulaşır. Karras şeytanın kendi bedenine geçmesine izin vererek Regan'ı
kurtarır, pencereden atlayarak (ya da şeytanın kendisini atmasına izin vererek) ölür.
Öğrenci protestolarının, uyuşturucu denemelerinin ve genel anlamda otoriteyi
sorgulamanın damgasını vurduğu bir dönemde Şeytan, seyircinin asi Regan'ın çarp
tırıldığı korkunç cezalardan zevk almasını sağladı. Ancak içine şeytan girmiş Regan,
izlerken kendinizi o kadar kaptırdığınız, o kadar hınzır şaşırtmacalarla dolu bir karak
ter çiziyordu ki Şeytan seyircinin bu asilikten de zevk almasını sağladı. Film bir dizi
düşük kaliteli devam filminin, taklit filmlerin ve ruhun ele geçirilmesi temasının var
yasyonlarının çekilmesine zemin hazırlamakla kalmayıp şeytani güçlere sahip çocuk
motifinin korku sinemasının baskın bir unsuru olmasını sağladı. SJS
Hollanda (VNF) TURKS FRUIT (1973)
112dk, Renkli
Dili: Flemenkçe Turks Fruit (Türk Lokumu), HollandalI yönetmen Paul Verhoeven'ın insan cin
Yönetmen: Paul Verhoeven selliğini keşfe çıktığı Basic Instinct (Temel içgüdü, 1992), Showgiris (1995) ve
Yapımcı: Rob Houwer Starship Troopers (Yıldız Gemisi Askerleri, 1997) gibi büyük bütçeli Hollywood dö
Senaryo: Gerard Soeteman, nemi filmlerinin aykırı bir habercisiydi. Aşırı şiddet ve müstehcenlik kullanması ne
Jan Wolkers'in Turks Fruit
deniyle sık sık eleştirilen Verhoeven, filmlerinin hayatı etkilemektense, ona ayna
romanından
tuttuğunu savundu her zaman. Turks Fruit'ta Rutger Hauer'in canlandırdığı, rasge
Görüntü Yönetmeni: Jan de
Bont le ilişkilerin adamı heykeltıraş Eric Vonk, cinsel iştahı kendisininkinden aşağı kalma
Müzik: Rogier van Otterloo yan güzel Olga'yla (Monique van de Ven) ilişkiye girer, ilişkileri ilerleyince evlenme
Oyuncular: Monique van de Ven, ye karar verirler; ancak Eric'in değer yargılarıyla, Olga'nın ailesinin değer yargıları
Rutger Hauer, Tonny Huurdeman, arasındaki farklılıklar, aşklarının sonunu hazırlar. Yıllar sonra Eric ve Olga yeniden
Wim van den Brink, Hans Boskamp,
karşılaşır ve çalkantılı ilişkileri nihayet bir şekilde son bulur. Film, Eric'in iç dünyası
Dolf de Vries, Manfred de Graaf,
Dick Scheffer, Marjol Flore, Bert nın ve hassasiyetlerinin yavaş yavaş su yüzüne çıktığı bir geri dönüşler dizisi halin
Dijkstra, Bert André, Jon Bluming, de kurulmuştur.
Paul Brandenburg, Suze Broks, Filmin başında bir adamı öldüresiye döven, sonra da genç bir kadını iki kaşının
David Conyers
ortasından vuran Eric'i görürüz. Kamera pan yaparak Eric'in odasında dolaşır ve
Oscar Adaylıkları: Hollanda
(yabancı film) sonra hafızasında hâlâ, canlı olan bu hayallerle yatağında yarı çıplak uzanmış
Eric'te sabitlenir. Eric, daha sonra Olga olduğunu öğreneceğimiz aynı kadının fo
toğraflarıyla dolu bir kutudan bir fotoğra f çeker. Çılgın bir tempoyla ilerleyen bir
sonraki sekansta, Eric'in rasgele bir dizi kadınla beraber oluşunu ve erotik eşyalar
toplama takıntısını İzleriz. İlginç bir hikaye kurgusuyla, filmin ortalarında şimdiki za
mana döneriz ve sonraki bölüm, filmin başında kaldığı yerden devam eder. Üçün
İngilizce adı: Turkish Delight cü ve son bölümün havasıysa başlangıçtan o kadar farklıdır ki adeta bambaşka bir
film izlemeye başlarız. Film, sürükleyici bir aşk
ve hüsran, esriklik ve umutsuzluk öyküsüne
dönüşür ve hâlâ hatırı sayılır derecede ero
tizm içermesine karşın aşırı dozda fantezi ve
gerçeklikle yumuşatılır.
Verhoeven filmlerinin hareket noktası
olan özgürlükçü cinsellik Turks Fruit'un özü
nü oluşturuyor ve burada burjuva değerlerine
yönelik tam bir saldırı olarak sunuluyor. Kah
ramanın aşırı davranışlarından güç alan bu sı-
radışı aşk hikayesi, kışkırtıcılıktan bir an olsun
geri durmuyor ve Hauer ile van de Ven ara
sındaki güçlü elektrik bu etkiyi daha da artırı
yor. Turks Fruit, 1999 Hollanda Film Festiva-
li'nde "Yüzyılın En iyi Hollanda Filmi" seçilmiş
ti. RDe
EL ESPÍRITU DE LA COLMENA (1973) Ispanya (Elias Querejeta)
Arı Kovanının Ruhu 97dk, Eastmancolor
Dili: İspanyolca
Víctor Erice'nin Arı Kovanının Ruhu adlı filminde, hikayeyle ilgili birkaç temel
Yönetmen: Víctor Erice
noktanın, yani bir baba (Fernando Fernán Gómez), bir anne (Teresa Gimpera) ve
Yapımcı: Elias Querejeta
iki kız çocuğundan (Isabel rolünde Isabel Telleria, Ana rolünde Ana Torrent) olu
Senaryo: Víctor Erice, Ángel
şan bir ailenin öyküsünü izlemekte olduğumuzu anlamamız bile neredeyse 20 da Fernández Santos, Francisco J.
kika sürer. Erice bize, adamı arılarıyla uğraşırken ve çalışma odasında; kadını bir Querejeta
mektup yazarken ve sonra bisikletle bu mektubu bir trene yetiştirirken; kızları da Görüntü Yönetmeni: Luis
James W hale'ln Frankenstein'inin (1931) gösterildiği derme çatma bir sinemada Cuadrado
kalabalığın İçinde gösterir. Karakterleri tanıtan bu portreler, tekinsiz bir yalnızlık Müzik: Luis de Pablo
üzerine yapılan çalışmalar gibidir ve karakterlerin odalarının pencereleri babanın Oyuncular: Fernando Fernán
Gómez, Teresa Gimpera, Ana
kovanlarındaki petekleri andırır.
Torrent, Isabel Tellería, Ketty de la
A n Kovanının Ruhu, birçok temel noktaya değinmesine rağmen tek bir türle
Cámara, Estanis González, José
ya da niyetle sınırlandıramayacağınız gizemli ve unutulmaz bir film. Ne yazık ki pek Villasante, Juan Francisco Margallo,
üretken bir yönetmenlik kariyeri olmayan Erice'nin diğer filmlerinde olduğu gibi, Laly Soldevila, Miguel Picazo
bu filmde de aile birimi, ruhsal travmanın yuvası olarak sunulur ve samimi bir top
luluğun mümkünmüş gibi göründüğü tek yer olarak yüceltilir. Karakterler başka
bir yerin hayaliyle yaşar, terk edilmiş bir çiftlik evinde gerçeğe toslayıncaya kadar:
Kolayca etki altında kalan Ana, çiftlik evinde kendisini hem korkutan hem de bü
yüleyen bir siyasi kaçakla karşılaşır ve onun canavar FrankensteinTn gezgin "ru-
İngilizce adı: The Spirit o f the
hu"nun ete kemiğe bürünmüş hali olduğunu sanır. Bir peri masalı gibi başlayan
Beehive
film, rüzgarın ruhlarını çağıran tılsımlı bir sözle sona erer: "Ben, Ana'yım.” AM
di ve o zamandan beri René Laloux'nun Fransız yeraltı klasiği Vahşi Gezegen ka Dili: Fransızca
dar tuhaf bir uzun metrajlı canlandırma filminin yapılması olasılığı her geçen gün
Yönetmen: René Laloux
azalıyor. Keskin ayrıntıların sıcak, pastel renklerle çizildiği bu film, tam da 60'larda
Yapımcı: Roger Corman, S.
Damiani, Anatole Dauman, A.
birçok yönetmenin yaptığı türden bir hippi alegorisi (ve uyuşturucu tribinden fark Valio-Cavaglione
sız bir görsel deneyim). Senaryo: Steve Flayes, René
Stefan W ul'un bir romanından uyarlanan Vahşi Gezegen, esinini, 60'ların so Laloux, Roland Topor,
nunda Rusların Çekoslavakya'yı işgal etmesinden alır. Ygam gezegeninde Traag Stefan Wul'un Oms En Sérié isimli
denilen dev yaratıklardan oluşan bir ırk yaşar. Traaglar İnsanlara benzeyen tuhaf romanından
Görüntü Yönetmeni: Boris
biçimli Omlar'ı evcil hayvan olarak besler ve onlara, insanların çoğunlukla kendi
Baromykin, Lubomir Rejthar,
hayvanlarına eziyet etmelerine benzer biçimde sadistçe ve sapkın bir annelik güdü
Müzik: Alain Goraguer
süyle davranırlar. Traaglar'ın bilgi cihazlarından birini alıp kaçan bir Om, bu aygıtı
Cannes Film Festivali: René
Omlar'ı ayaklanmaya kışkırtmak için kullanır. Laloux'nun filmi, "boyalı" canlandır Laloux (Büyük Jüri Ödülü) ve Altın
ma filmleriyle dolu pazarlama araçlarından ve sayısız kötü taklidinden kaçmak is Palmiye adaylığı
teyenlere bir soluklanma fırsatı sunuyor.
Yapımına Prag'da başlanan ama siyasi baskılar nedeniyle Paris'te tamamla
nan Vahşi Gezegen, herkesin anlayacağı tarzda, propagandanın kötü yönlerini
gösterir ve bireyselliğe duyulan gereksinimi ifade eder. Filmin psikodelik unsurları
nın biraz modası geçmiş olsa da Laloux'nun, Dali'yle 20'li 30'lu yılların ünlü bant
İngilizce adı: Fantastic Planet
karikatürü Krazy Kat'i buluşturan yaratıklarla dolu gezegen tasviri çarpıcıdır. JKI
İtalya / Fransa (F.C., PECF) AMARCORD (1973)
127dk, Technicolor
Federico Fellini, bireylere odaklandığında (1963 tarihli 8 1/2'ta olduğu gibi) en
Dili: İtalyanca
kasvetli haline bürünüyor; kamerasını İnsan topluluklarına, ıkış tıkış kalabalıklara, yı
Yönetmen: Federico Fellini
ğınlara çevirdiğindeyse, en şen yüzünü takınıyor. Am arcord'takl görkemli sahneler
Yapımcı: Franco Cristaldi
den biri, sahile akın eden bir kalabalığın her bir üyesinin birbirinden farklı hareketle
Senaryo: Federico Fellini, Tonino
Guerra rini göstermeye ayrılmış. Nino Rota'nın müziğinin ritmiyle tek vücut olmuş bir insan
Görüntü Yönetmeni: Giuseppe seli, şarkı söyleyerek denize doğru akıyor. Ve sonunda Fellini bir günü, bir düğün tö
Rotunno renini, kendi çocukluk anılarını (ve dolayısıyla bu filmi), hatta bir dönemi, başta
Müzik: Nino Rota mahşeri bir insan kalabalığıyla dolu olan bu genel planı yavaş yavaş boşaltarak biti
Oyuncular: Pupella Maggio, riyor.
Armando Branda, Magali Noel,
Büyük üstadın son dönem filmleri arasında en tantanasız, en dolaysız filmi olan
Ciccio Ingrassla, Nando Orfei, Luigi
Rossi, Bruno Zanin, Gianfilippo Am arcord ("Hatırlıyorum"), 20. yüzyılın en iyi otobiyografik filmleri arasında sayıl
Carcano, Josiane Tanzilli, Maria mayı hak ediyor. Fellini'nin kariyerindeki en ince örülüp sık dokunmuş anlatı yapısı
Antonietta Beluzzi, Giuseppe na sahip olan bu film, olağanüstü bir şiirsellik ve canlılık sergileyen bir dizi anekdot
lanigro, Ferruccio Brembilla,
la süslenmiş.
Antonino Faa Di Bruno, Mauro
Misul, Ferdinando Villella, Antonio Fellini'nin 60'lar ve sonrasındaki filmleri arasında modernist yönü en az belirgin
Spaccatini, Aristide Caporale, olan Am arcord'ta, Roma (1972) ve Ginger e Fred'i (Ginger ve Fred, 1986) doldu
Gennaro Ombra, Domenico Pertica, ran, kendine ayna tutan türden oyunlardan kaçınılmış. Fellini, Titto adlı çocuk açık
Marcello Di Falco, Stefano Proietti, ça öteki benliği olsa da, merkezdeki karakterlerden hiçbirinin, hatta filmin içindeki
Alvaro Vitali, Bruno Scagnetti,
anlatıcının (Felllni'ye özgü tipik bir komik figür olan yaşlı amatör tarihçi) bile etrafın
Fernando De Felice, Bruno Lenzi,
Gianfranco Marrocco, Francesco da dönmeyen (Scorsese'nin 1990 tarihli Goodfellas-Sıkı Dostlar11 ve '96 yapımı Ca-
Vona, Donatella Gambini sino'su gibi suç dünyasını konu alan destansı filmleri belirgin biçimde etkilemiş olan)
Oscar: İtalya (yabancı film) çok parçalı bir mozaik kuruyor. Amarcord'ta, mevsimlerin birbirini izlemesi gibi, ko
Oscar Adaylıkları: Federico Fellini mediden melankoliye çeşit çeşit hallerde dolaşmasında büyük etkisi olan, eskiden
(yönetmen), Federico Fellini, Tonino
beri itibar edilen klasik yöntemler kullanılmış.
Guerra (senaryo)
Yayımlanan ya da filmi yapılan birçok otobiyografik hikaye gibi, bu film de ço
cukların masum ve dar bakış açısını (30'ların Italyası'nda faşizmin hükümranlığını
haber veren) daha geniş toplumsal bağlamı içine yerleştiriyor. Seyirciye yavaş yavaş
sunulan, yaklaşan şiddet ve toplumsal dışlamanın (özellikle de Musevi vatandaşlar
la ilişkilerdeki) ipuçlarıyla gençlerin hayat dolu muziplikleri ara
sındaki uçurum, gerçekten de çok dokunaklı. Ancak oyuna ge
len yalnızca çocuklar değil, tapınan kitlelere faşizm bir gösteri
gibi geliyor (komediyle sivri dilli bir sosyal yorum arasında du
ran özellikle gösterişli bir sekansta, dev bir Mussolini başı so
kaklarda dolaştırılır) ve kasabanın güzeli La Gradisca'nın düşle
diği bir rüya sekansındaki gibi, beyazperdenin göz kamaştırıcı
imgeleriyle karışmış halde görünüyor.
I Vitelloni (Aylaklar, 1953) filmiyle etkili bir öncüsü olduğu
Italyan usulü "gençlik film i" türüne dönülen işeme, mastürbas
yon ve memelere tapma üzerine eğlenceli birkaç sahnedeyse,
Fellini'nin komedisi iç açıcı bir biçimde bayağılığın sınırlarını
zorluyor. Fellini'nin üslubu, Casarıova (Kazanova, 1976) gibi
filmlerinde bazen gereğinden fazla baroktur; buradaysa tör
pülenip yumuşak kamera hareketleri, pastel renkler ve hafif
yapay bir dekor tasarımıyla sislerin ardında saf, coşkulu bir şiir
haline getirilmiş. Sanatsal biçimin bir zaferi olarak, seyirciye
geçirdiği duygular dolaysız ve etkileyici. AM
Jamaika (International) ABD THE HARDER THEY COME (1973)
120dk, Metrocolor
Yönetmen: Perry Henzell Jamaika'nın varoşlarındaki bir yaşam kesitini anlatan Perry Henzell'ln The Har
Yapımcı: Perry Henzell eler They Come (Geldikleri Gibi Giderler) filmi, epey bayatlamış bir hikayeyi işliyor:
Senaryo: Perry Henzell, Trevor D. taşralı bir genç şehre gelir ve şehrin kötü adamlarıyla kavgaya dalar. Fakat gangs
Rhone
ter filmlerine küçük bütçeli bir saygı duruşu olan The Harder They Come, gerçek
Görüntü Yönetmeni: Peter
Jessop, David McDonald, Franklyn ten iyi iş çıkartır. Kabataslak hazırlanmış mekanlar ve gösterişsiz oyunculuklar sağ
St. Juste olsun, film işlenmemiş bir gerçekçilikle hızlanır. Taşralı naif genç rolündeki Jimmy
Müzik: Jimmy Cliff, Desmond Cliff kendisini, rüşvetçi polisler ve reggae endüstrisine sızmış gangsterler arasında
Dekker, The Slickers ki kavgaya balıklama dalmış bulur. Gerçekten de The Harder They Come'ın gece-
Oyuncular: Jimmy Cliff, Janet yarısı sineması akımına vurduğu damga kadar çarpıcı olan en uzun soluklu etkisi,
Barkley, Carl Bradshaw, Ras Daniel
Hartman, Basil Keane, Bobby Jamaika dışındaki insanlara reggae'yi tanıtmak olmuştur. Filmin (hikayenin bir par
Charlton, Winston Stona, Lucia çası olan) müzikleri, "Kesişen Nehirler" şarkısı şimdiye kadar söylenilmiş en duygu
White, Volair Johnson, Beverly lu şarkılardan biri olan bizzat Cliff'e ve Toots'la Maytals'a ait en parlak eserlerden
Anderson, Clover Lewis, Elijah
oluşur. Bu film müziği, süperstar Bob Marley'nln tırmanışına hızla zemin hazırla
Chambers, Prince Buster, Ed "Bum"
Lewis, Bobby Loban mıştır ama bu Jamaika reggae'sl İçin, elbetteki bayat bir haberdi. Onlar, kendi yok
sul hayatlarının canlı bir portresi ve Karaylpler'den dünyanın geri kalanına gönde
rilen sert bir kartpostal olarak bu filmi bağırlarına bastılar. JKI
ABD (MGM)
PAT GARRETT AND BILLY THE KID (1973)
122dk, Metrocolor Pat Garrett ve Billy the Kid
Yönetmen: Sam Peckinpah
Yapımcı: Gordon Carroll Gösterime ilk girdiğinde kesilmiş olan ve pek ilgi görmeyen; Sam Pecklnpah'ın
Senaryo: Rudy Wurlltzer orijinal görüntüsüne uygun olarak yenilenmiş bu son gerçek Western'i yönetme
Görüntü Yönetmeni: John nin en iyi filmlerinden biri sayılabilir. Yenilenmiş uyarlaması Pat Garrett'ın (kariye
Coquillon
rinin rolündeki James Coburn) vurularak öldürülmesi ve "Bu ülke yaşlanıyor ve ben
Müzik: Bob Dylan
de onunla birlikte yaşlanmaya niyetliyim," diyerek kanun kaçağı olmaktan vazge
Oyuncular: James Coburn, Kris
Kristofferson, Richard Jaeckel, Katy çip eski arkadaşı Billy'i (Kris Kristofferson) yakalamak üzerine kanun adamı olduğu
Jurado, Chill Wills, Barry Sullivan, günleri anımsamasıyla başlar. Yol boyunca, Garrett dürüstlüğünün her bir zerresi
Jason Robards, Bob Dylan, R.G. ni kaybeder; ve Peckinpah, birden ortaya çıkıp kanlı bir biçimde vurulan Wes-
Armstrong, Luke Askew, John
tern'in bir dizi tanıdık yüzü aracılığıyla neredeyse Gotik denebilecek bir biçimde Ba-
Beck, Richard Bright, Matt Clark,
Rita Coolidge, Jack Dodson tı'nın düşüşünü gösterir.
Bu filmde Slim Pickens, Katy Jurado, Jack Elam, Richard Jaeckel, L. Q. Jones,
Harry Dean Stanton, Chill Wills, M att Clark, Elisha Cook Jr., Denver Pyle ve Barry
Sullivan oyunculuklarını sergilerler. Bu oyunculardan birini içermeyen büyük bir
Western bulmak zaten zordur; hep birlikteyken de bu tarzın büyüklüğünü gümbür
gümbür haykırıyorlar; Bob Dylan'ın müziklerinin eşlik ettiği bu ağıda, melankoliye
ve Western'in ve Western tarihinin kan ve şiir parçalarından örülmüş bu hüzünlü
dokumasına, her bir kabartma, kendinden bir şeyler ekliyor. KN
DERSU UZALA (1974) Japonya / Sovyetler Birliği
(Atelier 41, Daiei Studios, Mosfilm,
Dersu Uzala, usta Japon yönetmen Akira Kurosawa'nın ülkesinde her nasılsa Satra)
destek bulamadığı bir dönemde, Sovyetler Blrllği'nde 70mm olarak çektiği görül 137dk, Renkli
meye değer bir destan. Dersu Uzala'nın uluslararası başarısı ve En iyi Yabana Film Dili: Rusça
Oscar'ını alması yönetmenin ününü pekiştirdi; ama filmin gözardı edilen yaklaşımı,
Yönetmen: Akira Kurosawa
Yapımcı: Yoichi Matsue, Nikolai
Kurosavva'nın yalnızca bol dövüşlü samuray eğlenceleri yapan yetenekli bir yönet
Sizov
men değil, usta bir dahi olduğunu da hatırlatmaya yaradı. Heybetli boş manzara
Senaryo: Akira Kurosawa, Yuri
ların hakim olduğu bu engin film, ayrıca küçük jestler ve bariz zıt iki kişi arasında Nagibin
ki derin sevginin anısı üzerine kurulu içten bir hikaye. Vladimir Arseniev'in günlüklerinden
Vladimir Arseniev'in bir hikayesinden uyarlanan ve yüzyılın sonunda Sibirya'da Görüntü Yönetmeni: Fyodor
Dobronravov, Yuri Gantman,
geçen film, harita keşif ekibindeki bir askerle (Yuh Solomin), keşif için rehber ola
Asakazu Nakai
rak alınan ihtiyar, çarpık bacaklı bir ormancı köylü olan Dersu (Maksim Munzuk)
Oyuncular: Yuri Solomin, Maksim
arasındaki ilişkinin etrafında döner. Haydutlarla girilen küçük çatışmalarda ve do Munzuk, Suimenkul Chokmorov,
ğayla girilen büyük bir mücadelede, Dersu, gücünü ve çevresini ne kadar iyi bildi Svetlana Danilchenko, Dima
Kortitschew, Vladimir Kremena,
ğini gösterir. Filmin en gerilimli sekansında, korkunç bir fırtına çıkınca, kahraman
Aleksandr Pyatkov
larımız ıssız doğada yer ölçüm aleti ve biraz otla canlarını kurtaracak bir barınak
Oscar: Sovyetler Birliği (yabana
yaparlar. Yaratılışın enginliğinin yanında, insanın savunmasızlığı ve dayanaklılığı film)
üzerine olan film büyük temasını küçük ayrıntıların üzerine kuruyor. Başlangıçta,
askerin yandaşları, Dersu'nun komik biri olduğunu düşünseler de daha sonra Der-
su'nun doğal bilgeliği sayesinde, doğanın İnanılmaz sertliğine ve önceden kestiri
lemeyen tehlikelerine karşı onlardan çok daha dayanıklı olduğu belli olur. İlk keşif
ten beş yıl sonra asker, görevini tamamlamak üzere Sibirya'ya döner ve Dersu'ya
kavuştuğu İçin sevinir ama yaşlı adamın sağlığı kötüye gitmektedir; Dersu kör ol
maya başladığından ve bölgedeki bütün kaplanların öldürdüğü bir koca kedinin in
tikamını almak için kendisini izlediklerinden kaygılanmaktadır. Uzun ve dokunaklı
bir sahnede, iyi niyetli haritacı, Dersu'yu daha uygar bölgedeki evine götürmeye
çalışır ama anlar ki Sibirya'da hayatta kalmasını yaşlı adama borçlu olsa da borcu
nu Dersu'yu topluma uydurmakla ödeyemeyecektir. KN
ABD (Zoetrope, Paramount, THE CONVERSATION (1 9 7 4 )
Coppola Co., Directors Co.) Konuşma
113dk, Technicolor
Yönetmen: Francis Ford Coppola
Yaratıcı enerjiyle taçlanmış olan Francis Ford Coppola, henüz bir projeyi bitir
Yapımcı: Francis Ford Coppola
meden bir diğerine başlıyor. Baba I ve Baba //'nin (1972 ve 1974) arasında ortaya
Senaryo: Francis Ford Coppola
çıkan Konuşma bu iki destanın yanında küçük kalabilir. Fakat küçük hafif anlamı
Görüntü Yönetmeni: Bill Butler
na gelmez; ve Amerika'nın çöken ahlakını işleyişinde, Konuşma da en az Baba
Müzik: David Shire
filmleri kadar kışkırtıcı bir filmdir. Fazlasıyla özel ve içselleştirilmiş bir oyun sergile
Tema müziği:Duke Ellington
Oyuncular: Gene Hackman, John yen Gene Hackman, arkadaşlarıyla aynı odada etkileşim içinde olmak yerine, yüz
Cazale, Allen Garfield, Frederic lerce mil uzaktaki yabancıların konuşmalarını gizlice dinlemeyi daha rahat bulan
Forrest, Cindy Williams, Michael bir gözetleme uzmanını canlandırıyor. Üzgün, çekingen ve çaresizce yalnız olan,
Higgins, Elizabeth MacRae, Ten
sırlar içerisindeki bu adam, sade evinde oturup saksofon çalmayı yeğliyor; ta ki pa
Garr, Harrison Ford, Mark Wheeler,
Robert Shields, Phoebe Alexander razitler ve gürültüler karmaşasından seçebildiği bir konuşma kırıntısı iştahını kabar
Oscar adaylıkları: Francis Ford tana dek. Görevinin zorunlu kıldığı uzaklığın verdiği huzursuzlukla, Hackman so
Coppola (film), Francis Ford ruşturmayı kişiselleştirir. Kopmak üzere olan bir trajediyi hissedip zaman yitirme
Coppola (senaryo), Walter Murch,
den bozulmuş soruşturma bantlarının arkasındaki gizemi çözmeye kalkışır ama
Art Rochester (ses)
dünyada güvendiği iki şeyin (gözleri ve kulakları) kendisini aldattığını keşfeder.
Cannes Film Festivali: Francis
Ford Coppola (Altın Palmiye), (Jüri Üzücü olduğu kadar alaycı bir film de olan Konuşma, Watergate skandalinin
Ödülü—mansiyon) kopuşunun arifesinde, gizli gözetim ve yolsuzluk, kamuoyu önünde açıklandığı za
man gösterime girdi ve bu açıdan ürkütücü bir biçimde öngörülüydü. Fakat Cop
pola bu filmle, aynı zamanda gözetlemeciliğin postmodern bir çalışmasını da orta
ya koymuştur. Hackman'in Harry Caul'ü, kendi hayal gücünün harekete geçirdiği
tartışma parçalan ve kırıntılarını birleştirip korkunç bir gerçeği ortaya çıkartarak,
keşfettiği gizi çözdükçe, biz de onun hakkında daha çok şey keşfederiz. Takıntılı
soruşturması dağıldıkça, Caul'ün nerdeyse hiçbir şeyi kalmaz: ne arkadaşı, ne eşya
sı, ne hayatı ne de kendisini hızla sızıp kuşatan paranoya karşısında özgürlüğü var
dır. Arkadaşları onu, meziyetleri yüzünden överken, bizim gözümüzde artık bir
sahtekar, etrafındaki dünya hakkındaki belirsiz tutum u kendisinden açıkça kimliği
ni çalmış, kabuğu kırılmış bir adamdır. JKI
THE TEXAS CHAIN SAW MASSACRE (1974) A B D (Vortex)
Teksas Kasabı 83dk, Renkli
Yönetmen; Tobe Hooper
Kendinden önceki Psycho (Sapık, 1960) ve kendisinden sonraki Silence o f the Yapımcı: Tobe Hooper, Lou
Peraino
Lambs ( Kuzuların Sessizliği, 1991) gibi, Wisconsin seri katili Ed Gein'in gerçek ya
Senaryo: Kim Henkel, Tobe
şam öyküsünden biraz esinlenmiş olan Tobe Hooper'ın aşırı düşük bütçeli şok-kor-
Hooper
ku klasiği Teksas Kasabı, yol açtığı tartışmalardan kaynaklanan şiddetli bir kamu Görüntü Yönetmeni: Daniel
oyu öfkesini üzerine çekti ve o günden bu yana da estetik değeri ve seyirciler üze Pearl
rindeki olası zararlı etkileri üzerine ateşli tartışmalara yol açmaya devam etti. Müzik: Wayne Bell, Tobe Hooper,
Genç John Laroquette'in (henüz tanımadığımız) dış sesiyle başlayan film, John Lennon
1970'lerin Teksas'ında arabayla yolculuk yapan hippivari beş gencin, tüm ü erkek
Oyuncular: Marilyn Burns, Allen
Danziger, Paul A. Partain, William
olan yamyam eski mezbaha işçileri klanının yakınında konaklamak gibi vahim bir Vail, Teri McMinn, Edwin Neal, Jim
hataya düşmesiyle devam eder. Kötü adamların en unutulmazı, filme adını veren Siedow, Gunnar Hansen, John
elektrikli testeresi ve çeşitli kurbanların yüz derilerinden yapılmış korkunç maskesiy Dugan, Robert Courtin, William
Creamer, John Henry Faulk, Jerry
le Derisurat'tır (hayatının rolündeki Gunnar Hansen). Kızın parmağındaki kanı em
Green, Ed Guinn, Joe Bill Hogan
mek için bile dudaklarını zor açabilen yaşlı, vampirimsi aile reisine tatlı olarak su
nulduğu unutulmaz akşam yemeğinden sonra, Sally Har
desty (Marilyn Burns) ki hala hayatta olan tek gençtir,
ikinci kattaki bir pencereden atlayarak bu dehşet odasın
dan kaçmayı başarır. Geceleyin ormanda, bitmek tüken
mek bilmeyen bir kovalamacadan sonra, Derisurat’ın (na
sılsa yakıtı hiç bitmeyen) elektrikli testeresinin sırtına değ
mesine gerçekten de ramak kalmışken, Sally sonunda ya
kındaki bir kamyonetin arkasına atlamayı başarır ve Deri-
surat günün ilk ışıkları altında silahını kızgın bir biçimde
sallarken oradan uzaklaşır.
Eleştirmen Rex Reed, acımasız hızı ve yarı belgesel
üslubu olan bu yoğun filmi izledikten sonra, filmi şimdiye
kadar yapılmış en korkunç film ilan etti. Gösterime girme
sinden kısa bir süre sonra Modern Sanatlar Müzesi, sabit
koleksiyonu için film in bir kopyasını satın aldı ve Can-
nes'da "Yönetmenlerin Haftası" bölümünde dereceye
girdi. Filmi göklere çıkartan övgüler yağmaya devam etti;
prestijli Londra Film Festivali filmi, 1974'te "Yılın En Dik
kat Çeken Filmi" seçecek kadar ileri gitti. Nihayetinde yal
nızca Amerika'da 31 milyon dolara ulaşan dev bir hasılat
ve mantar gibi türeyen üç devam filmiyle (artı bir yeniden
yapım), Hooper'ın aşkla yaptığı bu kaçık film, uzunca bir
süre sinema tarihinin en kârlı bağımsız filmi olarak yerini
korudu. SJS
Sovyetler Birliği (Mosfilm) ZERKALO (1974)
108dk, SB / Renkli Ayna
Dili: Rusça / İspanyolca
Yönetmen: Andrei Tarkovsky Amerikalı usta avangard film yönetmeni Stan Brakhage bir seferinde, Andrey
Yapımcı: ErikWalsberg Tarkovski'yi sinemadaki üç aşamalı başarısı için kutlamıştı: "dünyadaki aşiretlerin"
Senaryo: Aleksandr Misharin, destansı hikayelerini anlattığı, çalışmalarını kişisel düzeyde sürdürerek kendi doğ
Andrei Tarkovsky
rusuna bu yoldan ulaştığı ve "usdışının sınırlarını aydınlatmak için düşler ürettiği"
Görüntü Yönetmeni: Georgi
Rerberg İçin. Ayna, bu üç katmanlı ihtişamın çarpıcı ve unutulmaz bir örneğidir.
Müzik: Eduard Artemyev Ayna, cezbedici ve dikkate değer bir film, özetlenmesi zor çünkü mekanların,
Oyuncular: Margarita Terekhova, kişilerin ve davranışların birçok şeye gebe gizemiyle dolu. Tarkovski'nin bu kaçak
Ignat Danlltsev, Larisa Tarkovskaya, otoportresl, annesinin (1940'larda kocası tarafından terk edilmiş ve büyütmesi ge
Alla Demidova, Anatoli Solonitsyn,
reken bir oğlu olan) durumunun veciz melankolisini, kendi yetişkinlik dönemi İlişki
Tamara Ogorodnikova, Yuri
Nazarov, Oleg Yankovsky, Filipp lerine yansıttığı (Margarita Terekhova hem geçmişteki anneyi hem de bugünkü
Yankovsky, S. Sventikov, Tamara karısını oynuyor) kuşaklar arası bir hikaye. Hikayede olduğu kadar görüntüde de
Reshetnlkova, Innokentl olmayan erkekler, sesler aracılığıyla ortaya çıkarlar ve dokunaklı bir biçimde sanat
Smoktunovsky, Arseni Tarkovsky
yapmak ve şiir yazmakla özdeşleşmiş haldedirler (aralarda duyulan şiirler Tarkovs-
ki'nln babasına alt).
Tarkovski, görünürdeki Rus halefi Aleksandr Sokurov'a göre daha radikal ve
modernlst bir yönetmen. Ayna'nın yapısı, geçmişi ve bugünü, kasten bulanıklaştı
ran yeniden yaratılmış hikayeciklerin, birçok ülkeden görünümlerin olduğu arşiv
görüntüleriyle ve fazlasıyla bağlantısız klasik müzik parçalarıyla (Bach, Pergolesi,
Purcell) serbestçe kaynaştığı bir kolaj. Filmin atmosferi düşsel, sırlarla dolu ve anla
İngilizce adı: The M ir ro r
şılması güç. Yine de Tarkovskl'de, onu Terence Melllck'le aynı çizgiye getiren gü
zel bir sadelik var: Doğal unsurların hareketi (rüzgar, ateş,
yağmur), insan yüzünün sonsuz peyzajları ve geçen zama
nın duyumu; sanki hepsi, dünyanın ta kendisinin "soluk aldı
!
ğını" hissettirmek üzere aralarında anlaşmışlar.
Tarkovski de Robert Bresson gibi titizce seçilmiş görün
tülerin ve seslerin ustası. Kamera hareketlerindeki hesaplılık
ve herhangi bir sahnenin birbirine zıt bölümlerinin kademe
li olarak ortaya konulması, gördüğümüz ve duyduğumuz
maddesel gerçekliğin ötesinde bir etki yaratarak başka bir
dünyanın kapılarını açıyor. Tarkovski, dokuların, auranın ve
duyuların sinemasını yapıyor. Ayna aslında hem samimi bir
günah çıkarma, hem tarihe bir uzanış, hem de gizemli bir şi
ir. AM
A WOMAN UNDER THE INFLUENCE (1974) ABD (Faces)
Etki Altında Bir Kadın 155dk, Renkli
Yönetmen: John Cassavetes
John Cassavetes ve karısı Gena Rowlands, kolay lokma olmayan bir dizi riskli Yapımcı: Sam Shaw
projeye birlikte imza attılar; ama Rowlands'in sinir krizi geçirmek üzere olan bir ev Senaryo: John Cassavetes
Görüntü Yönetmeni: Mitch
kadınının yorucu portresini çizdiği Etki Altında Bir Kadın, doğaçlamadan beslenen
Breit, Caleb Deschanel
yöntemlerinin doruk noktası olarak kaldı. Rowlands'in tikler, tuhaf sesler ve önce
Müzik: Bo Flarwood
den kestirilemeyen yapmacık tavırlarla dolu, deliliğe doğru çöküşü; en sonunda
Oyuncular: Peter Falk, Gena
onun rahatsız edici davranışlarının göründüğü kadar kendiliğinden ve güçsüzleşti- Rowlands, Fred Draper, Lady
rici olmayabileceğini fark etmemizi sağlıyor. Benzer biçimde, kaya gibi sert kocası Rowlands, Katherine Cassavetes,
Matthew Laborteaux, Matthew
(Peter Folk) da başlangıçta göründüğü kadar aklı başında olmayabilir ve aynı şey
Cassel, Christina Grisanti, O.G.
onun destekçisi olan arkadaş ve tanıdık çevresi İçin de söylenebilir. Dunn, Mario Gallo, Eddie Shaw,
Çiftin arada sıkışıp kalan üç çocuğuysa, karmaşa sırasında şaşırtıcı bir biçimde Angelo Grisanti, Charles Horvath,
işleyen bu çekirdek ailenin (kesinlikle göreneklere uymasa da) sabit anımsatıcıları. James Joyce, John Finnegan
Aslında, Etki Altında Bir Kadın, Cassavetes filme kesinlikle böyle kaba bir ahlak
Oscar Adaylıkları: Gena
Rowlands (kadın oyuncu), John
dersiyle müdahale etmese de bir aileyi bir arada tutmanın bazen nelere mal oldu Cassavetes (yönetmen)
ğunun gözü kara bir tasviri. Bunun yerine aksiyonları, duygusal gücüne dürüst bir
şekilde ulaşan, garip bir şekilde dokunaklı duygusallıkla, Rowlands'in kaçık ve de
vingen oyununu birleştirerek (standart hikaye anlatma alışkanlıklarından çoğunluk
la bağımsız), belirsiz ve acımasız bir halde bırakmayı tercih ediyor yönetmen. JKI
köylü kızı Inga (Teri Garr) ve kahya Bayan BleucherTn (Cloris Leachman, tekinsizli- Görüntü Yönetmeni: Gerald
Hirschfeld
ği o kadar müthiş ki Brooks'un iki filminde daha benzer rollerde oynamaya devam
Müzik: John Morris
etti) yardımlarıyla insanları yeniden canlandırmak için büyük babasının öncü oldu
Oyuncular: Gene Wilder, Peter
ğu çalışmaları tekrar hayata geçirmeye koyulur. Frederick'in aşırı kapalı (ve daha Boyle, Marty Feldman, Madeline
sonra azgınlaşan) nişanlısı Elizabeth (Madeline Kahn) ve Canavar (Peter Boyle) ara Kahn, Cloris Leachman, Teri Garr,
sındaki reaksiyon ise tahminlerin ötesindedir. Kenneth Mars, Richard Haydn,
Liam Dunn, Danny Goldman, Oscar
Ateşten ürken bu vahşi yaratığa, sıcak çorba ve puro önerme hatasını yapan
Beregi Jr., Arthur Malet, Richard A.
yalnız kör adam rolündeki Gene Hackman'sa filmin dikkat çeken sürprizlerinden Roth, Monte Landis, Rusty Blitz
biri. 1931 yapımı James Whale klasiğiyle aynı şatoda çekilen ve aynı laboratuvar Oscar Adaylıkları: Mel Brooks,
malzemelerinin yer aldığı filmin tümüne sinmiş bu saygı duruşu, Yaratık’ ın ve Dok- Gene Wilder (senaryo), Richard
Portman, Gene S. Cantamessa (ses)
tor'un "Puttin' on the Ritz"i söyleyerek dans ettiği sekansta (filmin lehine) bozulu
yor. Komik bir film ve ciddi bir saygı duruşu olan Genç Frankenstein, En iyi Ses ve
En iyi Uyarlama Senaryo dallarında Oscar'a aday gösterilmişti. KK
ABD (Long Road, Paramount, CHINATOWN (1974)
Penthouse) Çin Mahallesi
131 dk, Technicolor
Yönetmen: Roman Polanski
"Sanki şehrin yarısı bunun üstünü örtmeye çalışıyor, benim için hava hoş. Ama
Yapımcı: Robert Evans
Bayan Mulwray, neredeyse kahrolası burnumu kaybediyordum. Ve onu seviyorum.
Senaryo: Robert Towne
Onunla nefes almayı seviyorum." Robert Towne Çin Mahallesi'ni, özellikle arkada
Görüntü Yönetmeni: John A.
şı Jack Nicholson için yazdı ve Baba ll'nin egemen olduğu yıl filmin tek Oscar'ını öz
Alonzo
gün senaryo dalında aldı. Çin Mahallesi, Raymond Chandler-Dashiell Hammett çiz
Müzik: Jerry Goldsmith
Oyuncular: Jack Nicholson, Faye gisinde bir komplo ve bir tür eski kurt dedektif hikayesidir. Bu zorlayıcı, karmaşık bil
Dunaway, John Huston, Perry meceyi ve dev oyunculukları takdir eden seyirci de dahil olmak üzere filmle ilgili her
Lopez, John Hillerman, Darrell kesi, bir parlaklıkla saran, hayli sofistike bir filmdir aynı zamanda.
Zwerling, Diane Ladd, Roy Jenson, Özel dedektif Jack Gittes, ChandlerTn Marlowe'una veya Hammett'ın Sam
Roman Polanski, Richard Bakalyan,
Spade'ine göre daha şık, esprili, hali vakti yerinde ve toplumdan daha uzak bir ka
Joe Mantell, Bruce Glover, Nandu
Hinds, James O'Rear, James Hong rakterdir. Jake, görev yeri Los Angeles'ın Çin Mahallesi olduğu zamanları aklından
Oscar: Robert Towne (senaryo) çıkartamayan eski bir polistir. Çin Mahallesi'nin, başarısızlığı ve derinine inemediği
Oscar Adaylıkları: Robert Evans bir meseleyi temsil ettiğini merakımızı uyandırarak ima eden bu durum, film in kaçı
(film), Roman Polanski (yönetmen). nılmaz doruk noktasında Çin Mahallesi'ne felaketi geri getireceğinin ipuçlarını verir.
Jack Nicholson (erkek oyuncu),
Şehrin su ve enerji bölümünün başındaki ünlü baş mühendis olan, sözde zampara
Faye Dunaway (kadın oyuncu),
Richard Sylbert, W. Stewart kocasını izlemesi için süslü bir piliç (Diane Ladd) Jack'i tutar. Jack işi alır ama mağ
Campbell, Ruby R. Levitt (sanat dur olan gerçek Bayan Mulwray'in (Faye Dunaway) ortaya çıkması, onu sertçe uy
yönetmeni), John A. Alonzo kusundan uyandırır. Aptal yerine konulmaktan hoşlanmayan Jake gözdağı ve cina
(görüntü yönetmeni), Anthea
yetler arttıkça meseleyi daha çok kurcalamakta ısrar eder. Bu, onu, 1930'ların Los
Sylbert (kostüm), Sam O'Steen
(kurgu), Jerry Goldsmith (müzik), Angeles'ının arka sokaklarında ve portakal bahçelerinde geçen hırs, cinayet ve en-
Charles Grenzbach, Larry Jost (ses) sestle dolu bir felakete bulaşmış, blöfçü para babası ve esas kötü adam olan Noah
Cross'a (John Huston) götürür. Roman Polanski'nin dehası sayesinde, film yalnızca
zekice ve kurnazca düzenlenmiş bir anlatı olmaktan çıkıp, aynı zamanda müthiş, ra
Senaryo: Juliet Berto, Eduardo de la açılır. Céline e t Julie vont en bateau, dolambaçlı yolların, dış dünya ve mahrem
Gregorio, Dominique Labourier, rüyalar, bugün ve geçmiş, gerçeklik ve kurgu arasındaki perdeleri aştığı bir dünya
Bulle Ogier, Marie-France Pisier, nın şifresidir. Alice, Beyaz Tavşan'ı izlediğinde başka bir dünyaya girmişti. Julie de
Jacques Rivette
(Dominique Labourier) Celine'nin (Juliet Berto) dünyasına girdiğinde benzer bir
Görüntü Yönetmeni: Jacques
Renard şey yapar; ama tam da aynı değildir. Farklı olan nedir peki? En bariz ve en önem
Müzik: Jean-Marie Sénia li fark Alice Harikalar Diyarında'nın bir kitap Celine ve Julie'nin Sandal Sefası'nın
Oyuncular: Juliet Berto, İse bir film olması. En zor beğenir ve titiz film eleştirmenlerinden biri olan ve ken
Dominique Labourier, Bulle Ogier, disini sinemanın doğası üzerine, gerçek dünya ve diğer sanatlarla ilişkisini sorgula
Marie-France Pisier, Barbet yarak önemli araştırmalar yapmaya veren Jacques Rivette'in filmi. Rivette'nin gör
Schroeder, Nathalie Asnar, Marie-
kemli eseri, hikaye anlatmak, güzel kadınları izlemek, şarkı ve öykü dinlemek,
Thérèse Saussure, Philippe
Clévenot, Anne Zamire, Jean oyunculara duyulan hayranlığı ve sevgiyi paylaşmak için her daim neşeli bir üslup
Douchet, Adèle Taffetas, Monique la yapılmıştır. Rivette'in filmin oyuncularıyla yarattığı anlatı labirentleri (sonsuz po
Clément, Jérôme Richard, Michael
litik, psikanalitlk ve estetik yankılar) belki de hiç bu kadar serbest ve yaratıcı bir bi
Graham, Jean-Marie Sénia
çimde tasarlanmamıştı. Paris'te yaz mevsimidir. Ütopyalara inanan kahramanları
mızın hiçbir şeyden korkuları yoktu ve maceraya hazırdılar, özellikle aşk macerala
rına. Yazar Eduardo di Gregorio'nun yanı sıra, Celine, Julie, Camille (Bulle Ogier)
ve Sophie (Marie-France Pisler) bu güneşli iç yolculuğuna, neşeyle su sıçratarak ay
nalara dalmaya ve tüy kadar hafif hortlaklarla yapılan bu dansa hayat verdiler. Jac
ques Rivette'in sanki oturduğu yerden idare ettiği bu müziği hayaletler ve gülüm
semeler izledi ve dünya bu büyünün etrafında dönüyordu. J-MF
Sidney Lumet'nin, Brooklyn'de rehine krizine yol açan gerçek bir banka soy
Yönetmen: Sidney Lumet
Yapımcı: Martin Bregman, Martin
gunu üzerine yaptığı gerilimli filmi, W oody Ailen veya Martin Scorsese'nin bütün
Elfand
filmleri gibi tam bir New York filmi. Al Pacino ve John Cazale'nin canlandırdığı ta Senaryo: Frank Pierson
lihsiz banka soyguncuları (sırasıyla Sonny ve Sal), koşulların dayatmasıyla içinden P.F. Kluge ve Thomas Moore'ün
çıkılmaz bir duruma sürüklenir. Soyguncular kaçmayı başaramadan bankanın etra makalesinden
fını polis çevirir ve Sonny banka çalışanlarını rehin alarak kaçış pazarlığı yapmayı Görüntü Yönetmeni: Victor J
Kemper
denemeye karar verir. Soygundan önce üçüncü ortakları tarafından yüzüstü bıra
Oyuncular: Penelope Ailen, Al
kılan Sonny ve Sal, gittikçe zapt edilmez hale gelen banka çalışanları karşısında ye Pacino, Sully Boyar, John Cazale,
tersiz kalır. Durum böyle sürerken, Sonny'nin megafon kullanarak polisle yaptığı Beulah Garrick, Carol Kane, Sandra
yüksek sesli konuşmalar sokaklarda duyulunca olay yerine toplanan kalabalık. Kazan, Marcia Jean Kurtz, Amy
Levitt, John Marriott, Estelle
Sonny için tezahürat yapmaya başlar. 70'lerin başındaki toplumsal huzursuzluk sı
Omens, Gary Springer, James
rasında, birkaç kısa dakika boyunca Sonny, karşı kültürün kahramanı olur. Broderick, Charles Durning
Köpeklerin Günü abartılı absürdlük ve hakiki trajedi sahneleri arasında gidip Oscar: Martin Bregman, Martin
gelir. Sonny'nin, eğer istekleri kabul edilirse hangi ülkeye gitmek istediği sorusuna Elfand (film), Frank Pierson
(senaryo)
verdiği "Ohio" yanıtıyla hayal gücünün sınırlarını belli eden Sal, filmin belki de en
Oscar Adaylıkları: Sidney Lumet
dokunaklı karakteri. Karakterlerin yaşamlarındaki ve tarihteki bir anın baş döndü (yönetmen). Al Pacino (erkek
rücü tutkularını olağanüstü bir içtenlikle perdeye taşıyan bir film. RH oyuncu), Chris Sarandon (yardımcı
erkek oyuncu), Dede Ailen (kurgu)
ONE FLEW OVER THE CUCKOO'S NEST (1975)
Guguk Kuşu
Oyuncu Kirk Douglas'ın yıllarca elinde bekleyen film projesi Guguk Kuşu (hak
larını almıştı, ancak sonunda yapım aşamasına gelindiğinde başrol İçin fazla yaşlı
kaçacağını düşündü), oğlu Michael Douglas'a oyuncu olarak olmasa da yapımcı
olarak ilk Oscar'ını kazandırdı, Ken Kessey'nin California Savaş Gazileri Hastane-
sl'nde çalışma deneyiminden hareketle yazdığı çok satan romanından uyarlanan
film, sistem karşıtı sivri akıllı Randle P. Me Murphy'nin (Jack Nicholson) rehabilitas
yon için gönderildiği bir eyalet akıl hastanesinde geçer. Orada, her an tetikte olan
sadist hemşirenin (Louise Fletcher'ın canlandırdığı bu rolü, Jane Fonda, Anne
Bancroft, Ellen Burstyn ve Faye Dunaway'ln de aralarında bulunduğu birçok Holly
wood yıldızı geri çevirmişti) gözetimi altına girer ve birkaç hastanın daha yardımıy
la hemşireye karşı bir isyan başlatır.
Hikayenin, kitabındaki gibi Kızılderili Şef Bromden'in (Will Sampson) bakış açı
ABD (Fantasy, N.V. Zvaluw) sından anlatılmamasına kızan Kessey'in asla izlemek istemediği bu çığır açan film,
133dk, Renkli beş önemli daldaki Oscarların hepsini birden kazanan ikinci film olarak sinema ta
Yönetmen: Milos Forman rihine geçti. Çek yönetmen Forman'ın (Lesky jedne plavovlesky-Bir Sarışının Aşk
Yapımcı: Michael Douglas, Saul ları, Hori me panenko-ltfaiyeciler Balosu ve daha sonra Amadeus' la The People
Zaentz vs. Larry Flynt-Larry Flynt: Skandalin ismi filmlerinin yönetmeni) eksantrik karakter
Senaryo: Bo Goldman, Lawrence lerle dolu (oyunculardan Brad Dourif ve Christopher Lloyd'un ilk filmleri) ve
Hauben
Fletcher'ın kariyerinin en iyi oyununu çıkarttığı bu hipnotize edici ve insancıl filmi
Ken Keseydin romanından
Görüntü Yönetmeni: Haskell aldığı ödülleri fazlasıyla hak ediyor. Nicholson kuşkusuz hapsedilmiş ama özgür
Wexler ruhlu Me Murphy rolünde büyüleyici. Fletcher'ın canlandırdığı hain hemşire Ratc-
Müzik: Jack Nitzsche hed'la arasında geçen sahnelerse Amerikan sinemasının bu modern klasiğinin en
Oyuncular: Jack Nicholson, Louise heyecanlı sahneleri. JB
Fletcher, William Redfield, Michael
Berryman, Peter Brocco, Dean R.
Brooks, Alonzo Brown, Scatman
Crothers, Mwako Cumbuka, Danny
DeVito, William Duell, Josip Elic,
Lan Fendors, Nathan George, Ken
Kenny
Oscar: Saul Zaentz, Michael
Douglas (film), Milos Forman
(yönetmen), Lawrence Hauben, Bo
Goldman (senaryo). Jack Nicholson
(erkek oyuncu), Louise Fletcher
(kadın oyuncu)
Oscar adaylıkları: Brad Dourif
(yardımcı erkek oyuncu), Haskell
Wexler, Bill Butler (görüntü
yönetmeni), Richard Chew, Lynzee
Klingman, Sheldon Kahn (kurgu),
Jack Nitzsche (müzik)
JEANNE DIELMAN, 23 QUAI DU COMMERCE, Belçika / Fransa (Paradise Unité
1080 BRUXELLES (1 9 7 5 ) Trois)
225dk, Renkli
Belçikalı yönetmen Chantal Akerman'ın, feminist sinemanın önde gelen eserle Dili: Fransızca
rinden biri olması bir yana 1970'ler Avrupa sinemasının da en önemli filmleri arasın Yönetmen: Chantal Akerman
da yer alan minimalist başyapıtı Jeanne Dlelman, itiraf etmek gerekirse gerçekten de Yapımcı: Corinne Jénart, Evelyne
Paul
İzlemesi zor bir film. Kuşkusuz 30 yıl sonra bu durum film in marjinalliğine katkıda
Senaryo: Chantal Akerman
bulunuyor. Piyasada video kaseti bulunmadığı gibi sinema kulübü gösterimleri bile
Görüntü Yönetmeni: Babette
artık çok azaldı. Film, öyle boş ve kasvetli bir burjuva sıkıntısı İzlettirir ki L'Amentura Mangolte
(Macera, 1960) bile bunun yanında aksiyon filmi gibi kalır. Dönemin Avrupa auteur Oyuncular: Chantal Akerman,
(yaratıcı-yönetmen) sinemasında bile az rastlanır düzeyde bir estetik kaygıyla yaban Yves Blcal, Jan Decorte, Jacques
cılaşmayı belgeleyen bu üç saatlik filmde Akerman'ın yaklaşımındaki metodik titizlik, Doniol-Valcroze, Delphine Seyrig,
Henri Storck
tartışmasız biçimde en sabırlılar dışında bütün izleyicileri pes ettirir.
Film, ergenlik çağındaki oğluyla kendisine rahat bir yaşam sağlayabilmek için
ara sıra fahişelik yapan dul bir ev kadınının, yani filme adını veren ana karakterin ya
şamındaki üç günü anlatır. Filmin büyük bir bölümünde, Jeanne'ın (Delphine Seyrig)
günlük yaşamındaki önemsiz ayrıntılardan başka bir şey İzlemeyiz. Akerman, sabit
geniş planlar kullanarak monoton ev işlerini gerçek zamanlı gösterir. Ancak, son iki
sahnenin nihayet ortaya koyduğu gibi, film büyük ölçüde, yönetmenin ustalığını ko
nuşturduğu düşünsel bir egzersizdir. Bu son sahnelerde Jeanne, müşterilerinden bi
riyle İşini bitirdikten sonra, soğukkanlı bir biçimde adamı bir makasla öldürür. Daha
sonra yemek odasının karanlığında tek başına sakin bir biçimde oturur. Senarist-yö-
netmenin diğer filmleri de aynı şekilde derin düşünceleri yansıtmalarına, hesaplı bir
ağır tempoyla ilerlemelerine karşın, onlar aynı zamanda büyük ölçüde büyüleyici,
hipnotize edici anlatısal denemelerdir ve hem duygusal hem biçimsel araçlarıyla izle
yiciyi kolayca içlerine alırlar. Oysa bu film, tartışmalı olarak, Akerman'ın en soğuk, en
zor ve en mesafeli çalışmasıdır. Film bittiğinde, izleyicilerin çoğu, karakterlerin zayıf
bir şekilde işlenmesi göz önünde bulundurulduğunda, filmi bu kadar uzun bir süre
ye yaymanın ille de gerekli olup olmadığı sorusuyla baş başa kalır.
Filmi İzlemek zahmetli olsa da, sonunda bunun karşılığını yabana atılmayacak
bir biçimde alıyorsunuz ve bunlar çoğunlukla filmin amansız uzunluğuyla bağlantılı.
Her şeyden önce Akerman'ın feminist tezi, Jeanne'ın yaşamını neredeyse tüm ayrın
tılarıyla çizme kararının bir sonucu olarak inandırıcı bir kaçınılmazlıkla perdeye yan
sıtılıyor. Kahramanının özgeci varoluş biçiminin sıkıcılığını göstermek Akerman için
yeterli değil; bunun yerine yönetmen, rutin yaşamının kasvetli banalliğini gerçek za
manlı sunarak Jeanne'ı eninde sonunda nihai trajik eylemine sürükleyecek olan bo
ğucu boşluğu İzleyiciye aktarıyor.
Film ayrıca bir oyunculuk çalışması olarak da çok başarılı. Seyrig'in mükemmel
çizdiği portre, Jeanne'ın aşama aşama gerçekleşen ruhsal çözülmesini, daha sık do
kunmuş bir yapısı olan ve geleneksel dramatik vurgular içeren bir film söz konusu ol
saydı büyük olasılıkla fark edilmeyecek denli küçük davranış değişiklikleriyle, inceden
inceye hissettiriyor, izleyiciler filmin 3. saatine ulaştıklarında, kahvenin kaynamasına
veya patateslerin fazla pişmesine eşlik eden yüz kaslarındaki mikroskobik gerilmeler
ve hareketlerin giderek hoyratlaşması, bu destansı melodramın yükünün büyük bölü
münü sırtlanıyor. Seyir zevkinden çok üzerinde kuramsal olarak düşünmek amacıyla
izlemenin daha doğru olabileceği türden bir film belki ama, Akerman'ın katı ve yalın
tarzına alışkın izleyici için birçok açıdan unutulmayacak denli başarılı bir çalışma. TCr
Britanya (Fox) THE ROCKY HORROR PICTURE SHOW (1 9 7 5 )
100dk, Eastmancolor
Yönetmen: Jim Sharman Richard O'Brien'in sıradışı sahne müzikali 1975'te sinemaya uyarlanır ve gös
Yapımcı: Michael White terime İlk girdiği zamanlarda iş yapmaz. Ne var ki New York'taki bir sinema, filmi
Senaryo: Jim Sharman, Richard gece yarısı gösterimine soktuğunda, bu tuhaf bllimkurgu/korku parodisinin ünü
O'Brien
kulaktan kulağa hızla yayılır. Kült haline gelen film, Almanya, Münih'te 27 yıldan
Richard O'Brien'in The Rocky
Horror Show isimli oyunundan uzun süredir her hafta aynı sinemada gösterilmesinden dolayı en uzun süre göste
Görüntü Yönetmeni: Peter rimde olan film rekorunu da elinde tutuyor.
Suschitzky, Richard O'Brien O zamanlar henüz çok genç olan Susan Sarandon ve Barry Bostwick'in can
Oyuncular: Tim Curry, Susan landırdığı masum çift Janet'le Brad, fırtınalı bir gecede arabaları bozulunca yakın
Sarandon, Barry Bostwick, Richard
daki bir şatoya sığınmak zorunda kalır. Şatonun naylon çoraplı ve jartiyerli traves-
O'Brien, Patricia Quinn, Nell
Campbell, Jonathan Adams, Peter ti Frank N Furter'la (sahnede de aynı rolü canlandırmış olan Tim Curry), uğursuz
Hinwood, Meat Loaf, Charles Gray, Riff Raff (Richard O'Brien) ve Magenta'nın (Patricia Quinn) da aralarında olduğu
Jeremy Newson, Hilary Labow, Transilvanyalı dostlarına ait olduğundan habersizdirler. Şatoda ayrıca motosikletli
Perry Bedden, Christopher Biggins,
Eddie (Meat Loaf), Frank N Furter'ın hatalı üretilmiş yaratığı (Frankenstein'ın cana
Gaye Brown
varını akla getiriyor) ve onun yerini alması için yapılan bir üst modeli, bronz tenli
. 0 ¿M N L ^ ■
İZ ' J,
' r â fflt
\ MS j.
«T* ML p M
2, J*JÊkjjpr-✓ mV ş ğ t m
ÿ j p v P m is s T \ | î |
i ~ k j
KN! m JÊ
M i
FAUSTRECHT DER FREIHEIT (1 9 7 5 ) Batı Almanya (City, Tango)
Özgürlüğün Zorbalık Hakkı 123dk, Eastmancolor
Dili: Almanca
Yönetmen: Rainer Werner
Rainer Werner Fassbinder'in bu klasiği, çoğunlukla, blseksüel yönetmen-ya- Fassbinder
zar-oyuncunun, homofobik öz-nefret üzerine yaptığı bir inceleme olarak tanımlan Yapımcı: Rainer Werner
mıştır. Ne var ki Özgürlüğün Zorbalık Hakkı, cinsellikten çok sınıfları konu alıyor: Fassbinder
Senaryo: Rainer Werner
Aşağı tabakadan eşcinsel bir serseri olan Franz "Fox" Biberkopf (Fassbinder), pi
Fassbinder, Christian Hohoff
yangoda 500.000 mark kazandıktan sonra zenginlerin ve güzellerin dünyasına gi Görüntü Yönetmeni: Michael
receği yolunda boş hayaller kurarken, birdenbire yakışıklı burjuva Eugen Thiess'in Ballhaus
(Peter Chatel) ilgisini çeker. Başlangıçta, ateşli enerjisi, doymak bilmez libidosu ve Müzik: Peer Raben
kurnaz sokak oyunlarıyla İpleri elinde tutuyormuş gibi gözüken Fox, Eugen'le arka Oyuncular: Peter Chatel, Rainer
Werner Fassbinder, Adrian Floven,
daş çevresinin görgü kuralları üzerine kurulu ruhsuz dünyasının karşıt kutbuna yer Christiane Maybach, Plans Zander,
leştirilir. Ne var ki kaba kuvveti, Eugen'in küçümseyici davranışları, İftiraları ve Kurt Raab, Rudolf Lenz, Karl
oyunlarıyla giderek yontulur. Fox sokaktaki serserilerin ve fahişelerin dünyasında Scheydt, Peter Kern, Karl-Heinz
Staudenmeyer, Walter Sedlmayr,
başarılı bir avcı olabilir olmasına ama kapitalistlerin şık salonlarında (ufak tefek Bruce Low, Brigitte Mira, Evelyn
olanlarında bile) Eugen gibi katı yürekli kan emicilerle aşık atamaz. Künneke, Barbara Valentin
Fassbinder bizi, Fox'un kaçınılmaz yazgısının alametlerine erkenden tanık ol İngilizce adı: Fox and his Friends
maya davet ederek, onun sonunu hazırlayan yolculuğu çok daha acıklı bir hale ge
tirir; bu alametlerden İlki ve en vahimiyse Fox'un Eugen'in yaşam tarzına deli diva
ne olması, bu yaşamı gözünde yüceltmesidir. Film, kitle İletişim araçlarının reklam
lar, boyalı basın ve pembe diziler aracılığıyla, savaş sonrası işçi sınıfına nasıl sosyal
statü ve zenginlik arzusu pazarladığını dokunaklı bir biçimde dramatize eder.
Fox'un, tüm parası ve onuru Eugen tarafından söğüşlenmlş halde metroda kalbi
kırık olarak yığılıp kaldığı, belki de öldüğü, son kalan parasını da birkaç çocuğa
kaptırdığı unutulmaz final sahnesiyse melodramatik bir numara olarak görülüp
eleştirilmiştir. Ama Fox'un kaderinin, genellikle Fassbinder'in bizzat oynadığı Franz
adlı başka karakterleriyle de, örneğin Liebe ist kälter als der Tod'daki (Aşk Ölüm
den Soğuktur, 1969) Franz'la bir bağlantısı var. Yine de en belirgin gönderme,
kuşkusuz, bir başka Franz'ın, yani Alfred Döblin'in romanı Berlin Alexanderplatz'ın
(Berlin Aleksander Meydanı; Fassbinder beş yıl sonra televizyona uyarlamıştır) kah
ramanı Franz Biberkopf'un trajik ölümüne yapılır: kİ insanın değerinin parayla öl
çüldüğü bir toplumda, ölümün en güçlü betimlemelerinden biridir. MT
Fransa (Armorial, Sunchild)
INDİA SONG (1 9 7 5 )
120dk, Eastmancolor
D ili: Fransızca Marguerite Duras'nın filmlerini izlerken orta karar diye bir şeye yer yoktur;
Y öne tm en : Marguerite Duras eserleri ya hipnotize edecek denil baştan çıkarıcı ya da çıldırtıcı derecede gösteriş
Yapımcı: Stéphane Tchalgadjieff çi bulunur. İki tepkinin birbirini dışladığı anlamına gelmez bu. Duras'nın filmleri ge
Senaryo: Marguerite Duras nellikle kitaplarının bir uzantısıdır; 1960'larla 70'lerln deneysel Avrupa filmlerine
G örüntü Y ön e tm e n i: Bruno alışkın izleyiciler de (Duras'nın birlikte çalıştığı) Alain Resnais ve Alain Robbe-Grillet
Nuytten sinemasıyla arasındaki hem tem atik (zamanın geçişinin gizemli karakterlerin bel
M ü zik: Carlos d'Alessio
lekleri ve kimlikleri üzerindeki etkilerinin keşfi) hem de biçimsel (ağır kaydırma çe
O yuncular: Delphine Seyrig,
kimleriyle desteklenen durağan bir ton) yakınlığı büyük olasılıkla fark edeceklerdir.
Michael Lonsdale, Claude Mann,
Mathieu Carrière, Didier Flamand, İzleyiciyi kendinden geçirerek 1937 Kalküta'sına götüren (tamamı Paris yakın
Vernon Dobtcheff, Claude Juan, larında çekilmiştir), zengin bir Fransız diplomatın sıkıntının ve ruhsal bunalımın al
Sataslnh Manila, Nicole Hiss, tında ezilen karısı rolünde Delphine Seyrig'ln oynadığı India Song (Hindistan Şar
Monique Slmonet, Viviane
kısı) Duras'nın en ünlü filmi. Duras, doğrusal bir anlatı tutturm ak yerine eksiltili
Forrester, Dlonys Mascolo,
Marguerite Duras, Françoise (eliptik) bir düşsel şiir kotarmış, yine de India Song'un asıl büyüleyici yanı, perdede
Lebrun, Benoit Jacquot ki görüntüyle tezat oluşturan dil ve ses kullanımı. Duras, görüntü dışı kulak tırma
layıcı çığlıklar ve feryatlar, üst üste binen, uyuşmaz diyaloglar ve uyku getirecek ka
dar durgun görüntülere pürüzlü bir kontrpuan sağlayan, aldatıcı bir şekilde "yer
değiştirmiş" bir anlatı aracılığıyla İşitsel bir yönyitimi yaratıyor.
Duras'nın bu filmin devamı olarak çektiği Son Nom de Venise dans Calcutta
Desert'te (1976), farklı görüntüler eşliğinde India Song'un ses kuşağının tamamı
kullanılır. India Song izlemesi zor olsa da büyüleyici bir film. TCr
G ö rü n tü Y öne tm en i: Russell okulunda okuyan bir grup öğrenci kırlara piknik yapmaya gider. Ancak Hanging
Boyd Rock kayalığının zirvesine çılgına dönmüşçeslne yapılan bir yürüyüşten sonra üç kız
M ü zik: Bruce Smeaton ve bir öğretmen, geride hiçbir iz bırakmadan ortadan kaybolur ve o gün yaşanan
Tema m ü ziğ i: Bach, Mozart, şeyin kötü bir şaka değil, ölümcül bir şey olduğu konusunda kuşkular giderek ar
Beethoven
tar. Bilinmeyene duyulan korkunun, bildik canavarlara duyulan korkuya çoğunluk
O yuncular: Rachel Roberts,
Vivean Gray, Helen Morse, Klrsty la üstün geldiğini derinden kavrayan Weir, bu başarılı filminin merkezinde çözüm
Child, Tony Llewellyn-Jones, Jacki süz kalan birçok gizemi açığa vurmayı metanetle reddeder: Kaybolan öğrenciler
Weaver, Frank Gunnell, Anne- den biri ortaya çıktığı halde hiçbir şey anımsamamaktadır.
Louise Lambert, Karen Robson,
Betimlendiği şekliyle gezintinin kendisi, yüksek ateş altında görülen bir düş ya
Jane Vallls, Christine Schuler,
Margaret Nelson, Ingrid Mason, da halüslnasyon, çöl sıcağında yükselen havanın içinde titreşen bir serap gibi ge
Jenny Lovell, Janet Murray çer. Weir gerilimi adım adım artırmanın fazla alışılmış yollarından kaçındığı halde,
film in geri kalanına rahatsız edici bir tehdit havası sinmiş. Yine de dikkat çekici bir
İstisna, Bruce Smeaton'un, sanki başka bir boyuttan gelen bir çağrıymış gibi uğul
dayan, uhrevi ve akılda kalıcı elektronik müziği. JKI
MAYNILA: SA MGA KUKO NG LIWANAG (1 9 7 5 ) Filipinler
125dk, Renkli
Lino Brocka'nın bu başarılı düşük bütçeli filmi, Filipin sinemasının yaptığı bü Yönetmen: Llno Brocka
yük bir ataktı; hala da tüm zamanların en iyi Filipin film i kabul edilir. Taşrada yok Yapımcı: Severino Manotok
sul bir balıkçı olan Julio (Bembol Roco), kayıp aşkı Ligaya'yı (Hilda Koronel) aramak Senaryo: Clodualdo Del Mundo Jr.
için Manila'ya gelir. Bir inşaatta çalışırken, adaletsiz uygulamalar, tehlikeli çalışma Görüntü Yönetmeni: Mlke De
koşulları, iş arkadaşlarının kendisine tavır alması ve arkasından dolaplar çevirmesi Leon
gibi durumlarla karşılaşır. Ayrıca bir erkek fahişe çetesine de bulaşır. Sonunda Liga- Müzik: Max Jocson
Oyuncular: Bembol Roco, Hilda
ya'nın bir genelevde çalıştığını öğrenir. Julio'nun, Ligaya'yı ve kendisini bu Manila
Koronel, Lou Salvador, Princess
cehenneminden kurtarma teşebbüsü bir trajediyle sonuçlanır. Reymundo, Juling Bagabaldo
Maynila: Sa mga kuko ng Hvvanag (Manila: Neon Işıklarının Pençesinde) sa
nayi gürültüsü, trafik sesleri ve kalabalığın gürültüsünün kulak tırmalayıcı bir şekil
de ön plana geçtiği film müziğiyle kentteki yoksulluğun acımasızlığını perdeye ak
tarır; taklit Ennlo Morricone şarkıları ve sintisayzır müziği, kayıt ve mlksajın gerilime
katkıda bulunan hamlığını azaltmaya yetmez. Kentin kapanına kısılma ve yaşanan
acılara ilişkin görüntüler; Brocka'nın melodrama bağlılığını doğrudan ortaya ko
yan, aşıkların sahildeki saf aşk anılarına ara sıra yapılan geri dönüşlerle keskin bir
karşıtlık içinde verilir. Kahramanlarımızın bir sinemada izlediği, Nicholas Ray'in
King o f Kings filminden parçalarla etkisi arttırılan, şaşırtıcı derecede güçlü homo-
erotizml de Brocka'nın daha sonraki filmi Macho Dancer'ın (1988) işaretlerini ve İngilizce adı: Manila in the Claws
o f Brightness
rir CFu
İtalya / Fransa (Artistes Associés, SALÔ O LE CENTOVENTI GIORNATE
PEA) DI SODOMA (1 9 7 5 )
117dk, Eastmancolor
Salo ya da Sodom'un 120 Günü
Dili: İtalyanca
Yönetmen: Pier Paolo Pasolini
Salo kuramsal düzeyde, filmin irdelediği cinsel sapkınlık türüne adını veren
Yapımcı: Alberto De Stéfanis,
Antonio Girasante, Alberto Marquis de Sade'ın Sodom'un 120 Günü adlı eseri üstüne kurulu. Öykü Sade'ın
Grimaldi eserinden birçok yerde ayrılsa da ruhunu çoğunlukla koruyor. De Sade'ın eseri kıs
Senaryo: Pier Paolo Pasolini, men politikti, zamanının iktidar kurumlarını, özellikle de kiliseyi hicvediyordu. Paso-
Roland Barthes, Maurice Blanchot, lini de ateşli bir kilise karşıtı olmasına rağmen, Salo'yu doğrudan İtalya tarihiyle iliş-
Sergio Citti, Pierre Klossowski
kilendirir.
Marquis de Sade'in Salo ou les 120
Journées de Sodome isimli Film, ikinci Dünya Savaşı'nın sonunda Mussollni'nin son kalesi olan kısa ömür
romanından lü Salo Cumhuriyetl'nde geçer. Pasolini de buradaki olaylar sırasında yakalanmış,
Görüntü Yönetmeni: Tonino kardeşi Salo'da öldürülmüştür. Pasolini'nin savaş zamanında geçen bu fantezisin
Delli Colli
de dört faşist sefib, üzerlerinde her türlü hakka sahip oldukları her iki cinsiyetten
Müzik: Ennio Morricone
bir grup çekici genç köleyi bir dizi cinsel işkenceye ve aşağılamaya maruz bırakır.
Oyuncular: Paolo Bonacelli,
Giorgio Cataldi, Umberto Paolo Yönetmen bunları, tuhaf bir biçimde erotik tutkudan yoksun, soğuk ve mesafeli
Quintavalle, Aldo Valletti, Caterina bir dizi sahne aracılığıyla verir. Karakterlerin tasviri için fazla çaba gösterilmemiştir;
Boratto, Hélène Surgère, Sonia kurbânlar istismar edilecek ve ırzına geçilecek isimsiz, rasgele bedenlerden ibaret
Saviange, Elsa De Giorgi, Ines
ken, sefihlerin bile kişilikleri doğru dürüst çizilmez ve sefahat alemlerinden gerçek
Pellegrini, Rinaldo Missaglia,
Giuseppe Patruno, Guido Galletti, ten zevk alıyor gibi görünmezler.
Efisio Etzi, Claudio Troccoli, Fabrizio Pasolini'nin niyeti, cinsel aşağılamanın uç noktasına götürülmüş haliyle, iktida
Menichini rın dizginlenmemiş bir biçimde kullanımını, iktidar için iktidara tapan bir felsefe
olarak görülen faşizmin metaforu olarak kullanmaktı. Ancak filmde başka mesaj
lar da var. Sefihlerden biri piskopos olarak tanımlanır ve bir noktada kurbanlardan
ikisi için bir tür düğün töreni düzenlenir; ne var ki çiftin bedenleri arasına sefihle
rin bizzat girmesiyle gerdekleri yarıda kesilir. Pasolini'nin tüketim kapitalizmi ve
onun abur cubur üretiminin metaforu olduğunu ileri sürdüğü, özellikle kötü nam
salmış sahnelerden birinde, çıplak bir genç kadın dışkı yemeye zorlanır. *>
Kurbanların boğulduğu, derilerinin yüzüldüğü, dillerinin kesildiği ve meme uç
İngilizce adı: Salo, or the 120 Days
o f Sodom larının yakıldığı final bölümüyse tam bir zulüm cümbüşü. Bütün bunlar, Pasoli
ni'nin faşist müzik olarak gördüğü Carmina Burana'ya ve Mussolini'yi destekleyen
Amerikalı şair Ezra Pound'ın şiirlerinden okunan kıtalara göre kurgu
lanmış. Filmin sunduğu müstehcenliğin şoke edici gücü inkar edile
meyecek olmasına rağmen, belki de asıl rahatsız edici olan, Pasoli
ni'nin kariyerinin bu noktasında, bedene ve cinselliğe en iyi ihtimalle
muğlak bir tavırla yaklaşıyor olması. Pornografinin hedefi cinsel arzu
uyandırmaksa, Salo bu tanıma uymaz çünkü etkisi ve muhtemelen
amacı, tiksinti uyandırmaya yönelik.
Bu keskin ve rahatsız edici filmin tamamlanmasından kısa süre
sonra ve gösterime girmesinden bir süre önce Pasolini öldürüldü.
Film aleyhine birçok ülkede dava açıldı ya da gösterimi yasaklandı; ve
ancak kısa bir süre önce, İngiltere ve Amerika'da piyasada yaygın bir
şekilde bulunabilir hale geldi. EB
NASHVILLE (1975)
| Görüntü Yönetmeni: Paul ancak hiçbir konuyu diğerinden daha çok öne çıkarmamıştır. Bunun yerine Alt
• Lohmann man, Yunan korosu olarak (kendi oyuncuları tarafından bestelenip çalınan) co
Müzik: Arlene Barnett, Jonnle untry müziğini kullanmış ve filminin akışını bu banal popülizm şarkılarıyla yönlen
Barnett, Karen Black, Ronee dirmişti. Film sona ermeden tam olarak neyi anlattığı anlaşılamasa da renkli karak
Blakley, Gary Busey, Keith
terleriyle izleyicileri etkilediği su götürmez bir gerçek. Nashville, bu tip şeylerin pek
Carradlne, Juan Grizzle, Allan F.
Nicholls, Dave Peel, Joe Raposo dert edilmediği bir dönemde, savaş zamanında yaşamın nasıl olduğunun ve ulusal
Oyuncular: David Arkin, Barbara bir kimlik arayışının bir portresidir. JKI
Baxley, Ned Beatty, Karen Black,
Ronee Blakley, Timothy Brown,
Keith Carradine, Geraldine Chaplin,
Robert DoQui, Shelley Duvall, Allen
Garfield, Henry Gibson, Scott
Glenn, Jeff Goldblum, Barbara
Harris
Oscar: Keith Carradine (film
şarkısı)
Oscar adaylıkları: Robert Altman
(film), Robert Altman (yönetmen),
Ronee Blakley (yardımcı kadın
oyuncu), Lily Tomlin (yardımcı kadın
oyuncu)
CRİA CUERVOS (1975) İspanya (Elias Querejeta,
Besle Kargayı Querejeta y Gárate, Elias)
110dk, Eastmancolor
Dili: İspanyolca
Saura'nın en beğenilen filminin adı meşhur "Besle kargayı oysun gözünü!"
Yönetmen: Carlos Saura
atasözünden geliyor. Küçük Ana (sıra dışı bir oyuncu olan Ana Torrent tarafından
Yapımcı: Carlos Saura
canlandırılmıştı) bir gece uyanır ve merdivenlerden aşağı iner. Dul kalmış babasının
Senaryo: Carlos Saura
odasından tuhaf sesler gelmektedir. Aniden bir kadın odanın kapısını gürültüyle Görüntü Yönetmeni: Teodoro
açar ve evden çıkıp gider. Franco'nun ordusunda asker olan babası ölmüştür ve Escamilla
Ana bir şekilde suçlanacak kişinin kendisi olduğundan emindir. Bu sarsıcı açılışın ar Müzik: Federico Mompou
dından Besle Kargayı, Ana ve iki kız kardeşinin büyüme sancılarını, özgürlüğün ne Oyuncular: Geraldine Chaplin,
Monica Randall, Florinda Chico,
anlama geldiğini yavaş yavaş öğrenmelerinin hikayesini anlatır.
Ana Torrent, Fléctor Alterio,
Franco ölüm döşeğindeyken çekilen film, aynı dönemde çekilen birkaç İspan Germán Cobos, Mirta Miller,
yol filminde de görüldüğü gibi faşist yönetim altında yaşamayı, kavruk çocukluk Josefina Diaz, Conchita Pérez, Juan
metaforuyla, ancak yepyeni bir duyarlılık sergileyerek anlatmıştır. Saura’ nın o yıllar Sanchez Almendros, Mayte
Sanchez
daki ilham perisi Geraldine Chaplin, hem Ana'nın kansere yakalanmış annesini
Cannes Film Festivali: Carlos
hem de onun geçmişi anımsayan yetişkin halini çok başarılı bir şekilde canlandırır. Saura (Büyük Jüri Ödülü), ödülü Die
Yetişkin Ana'nın kendine güvenen hali, faşizmin geçmişe ait olduğunu; acıyla kat Marquise von O ile paylaştı, (Altın
lanılmış ama sonunda üstesinden gelinmiş olduğunu ima eder. RP Palmiye adaylığı)
İngilizce adı: Cría!
Yunanistan (Papalios) O THIASSOS (1975)
230dk, Renkli Kumpanya
Dili: Yunanca
Yönetmen: Theo Angelopoulos Yunan yönetmen Theo Angelopoulos, 1970'li yılların başından itibaren, hiç yo
Yapımcı: Giorgis Samiotis rulmaksızın sinemada eşine pek rastlanmayan bir peyzaj yaratmanın peşinde. Ele al
Senaryo: Theo Angelopoulos dığı konu hep Yunanistan oldu; ancak seyahat broşürlerindeki güneşli Yunanistan
Görüntü Yönetmeni: Yorgos değil, Balkan coğrafyasında yer alan, sınırları hem klasik ve çağdaş geçmişiyle hem
Arvanitis
de coğrafi konumuyla belirlenen bir kuzey ülkesi olarak soğuk bir Yunanistan. Ön
Müzik: Loukianos Kilaidonis
celeri sosyalist bir gazetede eleştirmen olarak çalışan Angelopoulos, albaylar cunta
Oyuncular: Eva Kotamanidou, Aliki
sının esas meselesi olduğunu; ve bunun, onu diktatörlüğün tarihi temellerini anla
Georgouli, Stratos Pahis, Marla
Vassiliou, Petros Zarkadis, Klriakos maya yönelttiğini söylemişti. Angelopoulos, yetkili makamlara Orestes efsanesinin
Katrlvanos, Yannis Firios, Nina Alman işgali zamanında geçen bir versiyonunu çektiğini söyleyerek filmi neredeyse
Papazaphiropoulou, Alekos Boubis, gizli bir şekilde tamamlamıştı. Aslında bu tamamen de yanlış değildi: Filmde bir
Kosta Stiliaris, Greg Evaghelathos,
kumpanya, 19. yüzyılda popüler olan Çoban Kız Golfo adlı oyunu sergilemek üze
Vangelis Kazan
re 1939 ila 1952 yılları arasında Yunanistan'ı gezmektedir. Ancak tarihi olaylar (Al
Uluslararası Berlin Film Festivali:
Theo Angelopoulos (Interfllm Ödülü) man işgali, iç savaş ve Papagos hükümetinin yükselişi) sürekli araya girer ve kum
Cannes Film Festivali: Theo panyanın oyunu artık lime lime olmuş sahne perdesinin önünde sergileme çabası
Angelopoulos (FIPRESCI Ödülü) da sürekli olarak top-tüfek ateşleri, uçak sesleri ya da ölümlerle kesintiye uğrar.
Kumpanya oyuncuları da Orestes efsanesindeki karakterlerin bir yansımasıdır:
Aegisthus (Vangelis Kazan) Nazi işbirlikçisi, Orestes (Petros Zarkadis) komünist ta
raftar ve Agamemnon (Stratos Pachis) kumpanyanın ihanete uğramış lideri. Bu ka
rakterler arketiplerden, hatta hayaletlerden daha az karakter özelliği göstermekte
dir. Hayata geri gelen ölü oyuncularıyla kumpanya, Angelopoulos'un 1988 yılında
İngilizce adı: The Travelling Players
çektiği Puslu Manzaralar filminde fantastik bir dönüş yapar. Filmdeki zaman ve me
kan, karakterle aynı belirsizliğe sahiptir. Tek bir çekimle bir anda bir dönemden di-
ğerine geçilir; film 1952 yılında, oyuncuların hep beraber ayakta durduğu
bir sahneyle açılıp 1939 yılında neredeyse aynı kişilerin göründüğü bir
sahneyle sona erer.
Sinemanın en büyük görüntü ustalarından biri olarak Angelopoulos,
özellikle bir kumsal, bir şehrin meydanı ya da bir dağın etekleri olsun,
mekanın, İnsanın İçine İşleyen bir anı yansıtan bir sahneye dönüşmesi ko
nusunda çok başarılı bir yönetmendir. Ama Angelopoulos aynı zamanda
trenle, arabayla, otobüsle ya da yürüyerek yapılan ve hepsinin ötesinde
hayali yolculukları filme çeken bir yönetmendir. Orson Welles ve Kenjl Ml-
zoguchi'nin kendisini en çok etkileyen yönetmenler olduğunu söyleyen
Angelopoulos, uzun yıllardır beraber çalıştığı kameraman Giorgos Arvani-
tis'le birlikte koreografik açıdan çok iyi düşünülmüş, akıcı uzun planlar ko
nusunda bir uzmandır. Kumpanya, dört saat sürmesine rağmen sadece
sekiz sahne içermesiyle, bu tarz filmlere çok iyi bir örnektir. Yönetmenin
en kendine özgü özelliğiyse, kamera ve insanların zaman ve mekanın
tersyüz olmuş gibi göründüğü bir ortamda hareket etmeleri ve Möbius
şeridi gibi bir elastikiyete sahip olmalarıdır.
Angelopoulos, kalabalık insan topluluklarının hareketlerini çekme ve
parçaları yerine oturtmak konusunda da usta bir yönetmendir. Kumpanya'da bir in
san topluluğunun kasabada yürüdüğü karakteristik bir sahne sürekli olarak tekrarla
nır. Kameranın caddeler boyunca takip ettiği yürüyüş, bir başka sene, daha kalabalık
bir topluluğu gösterir. Angelopoulos'un filmleri, tarih kuramını bir geçit töreni olarak
sunar. Aynı anda hem bir cenaze alayı hem de politik gösteri yapan insanlar, kendi
yollarında yürür, yönlerini ve ideolojik inançlarını değiştirirler. Kumpanya'da, hareke
tin kendisi, tarihi anlamakta çok önemli ve vazgeçilmez bir araç haline gelir. JRom
ABD (Universal/zanuck-Brown)
124dk, Technicolor
Yönetmen: Steven Spielberg
Yapımcı: David Brown, Richard D.
Zanuck
Senaryo: Carl Gottlieb
P e ter B e nch le y'n in ro m a n ın d a n
Görüntü Yönetmeni: Bill Butler
Müzik: John Williams
Oyuncular: Roy Scheider, Robert
Shaw, Richard Dreyfuss, Lorraine
Gary, Murray Hamilton, Carl
Gottlieb, Jeffrey Kramer, Susan
Backlinie, Jonathan Filley, Ted
Grossman, Chris Rebello, Jay Mello,
Lee Fierro, Jeffrey Voorhees, Craig
Kingsbury
Oscar: Verna Fields (kurgu), John
Williams (müzik), Robert L. Hoyt,
Roger Heman Jr., Earl Mabery, JAWS (1975)
John R. Carter (ses)
Steven Spielberg yönetmenlik kariyeri boyunca, Michael Crichton'ın macera
Oscar adaylıkları: Richard D.
Zanuck, David Brown (film) kitabı Jurassic Park ya da Thomas Keneally'nin Yahudi soykırımını anlatan Schind-
ler’i r Listesi adlı eseri olsun, romanları beyaz perdeye taşımakta her zaman çok
başarılı olmuştur. Ancak bu filmlerden hiçbiri Spielberg'in ilk hiti olan Peter Bench
ley'nin korku romanı Javvs'ın uyarlaması kadar büyük bir etkiye sahip olmamıştır.
Edebi açıdan pek değerli olmayan bir romandan yola çıkılarak çekilen film,
Amity Adası'nın Doğu Sahili'ndeki bir yerleşim bölgesine dehşet saçan katil bir kö
pekbalığını konu alıyordu. Spielberg (pazarlama çalışmalarından kazanılan paranın
I da yardımıyla) ilk büyük yaz "vakası" filmini çekti. Film daha gösterime girmeden
tıları ve gözlerdeki sinirli ve heyecanlı ifadeleri yansıtmasına rağmen film, karakter Müzik: Alfred Shnitke
lerinin psikolojik derinliğini göstermekten kaçınır. Filmdeki üç ana karakter, Orta-
Oyuncular: Boris Plotnikov,
Vladimir Gostyukhin, Sergei
çağ'da sergilenen ibret oyunlarındaki sembolik karakterler gibidir, izleyici onları bi Yakovlev, Lyudmila Polyakova,
rer birey olarak algılayamaz: Kendini kurban eden entelektüel Sotnikov (Boris Plot Viktoriya Goldentul, Anatoli
nikov); korkak ve kararsız yoldaşı (Vladimir Gostyukhin) ile şeytani sorgu yargıçla Solonitsyn, Mariya Vinogradova,
Nikolai Sektimenko
rı (Tarkovsky'nin gedikli oyuncusu Anatoli Solonitsyn).
Uluslararası Berlin Film
Shepitko'nun uzun ve hararetli bir acı çekme sahnesiyle son bulan filminin gü Festivali: Larisa Shepitko (FIPRESCI
cü, doğaya özgü öğeler kullanılarak (ateş, kar, duman, odun, metal) artırılmıştır. Ödülü), (Altın Ayı), (Interfilm
Alfred Shnitke'nin asap bozucu konusu ve Vladimir Chukhnov'un ışık kullanımı sa Ödülü—mansiyon), (OCIC Ödülü)
yesinde, başka türlü çekilseydi bunaltıcı ve karamsar olacakken, çok başarılı bir
film olarak karşımıza çıkıyor. Tırmanış, arka planında savaş olan en sarsıcı filmler
den bir tanesidir. CFu
İngilizce adı: Ascent
mıştır. Pornografik amaçla çekilmemiş bir filmde ilk olarak pek çok defa ereksiyon
halindeki bir penis ve oral seks sahneleri görünmektedir. Ancak Oshima, bizi, bu
nun çılgın bir aşk hikayesi, en uç noktaya kadar götürecek bir tutkunun ifadesi ol
duğuna inandırmayı da başarır. Yönetmenin mizansenlerindeki zarafet, aşıkların
cinsel çılgınlıklarına, karşılık, dingin bir ortam yaratır. EB
İngilizce adı: In The Realm o f the
Senses
NOVECENTO (1976)
1900
1970'lerde gösterime giren ilk ve kesinlikle en uzun siyasi eğretileme filmlerin
den biri olan 1900, Bernardo Bertolucci'nin çok istediği ancak herkesi hayrete dü
şüren (Paris'te Son Tango) filmiyle kazandığı başarının ardından çekebildiği bir
filmdi. 45 yıllık bir toplumsal tarih sürecini anlatan beş saat uzunluğundaki film iki
bölümden oluşur ve izleyiciyi eğlendirme amacıyla yapılmış bir film olduğu pek söy
lenemez. Seyircinin çağdaş İtalyan tarihi hakkında genel bir bilgi sahibi olduğu var
sayılarak çekilen 1900, iki insanın iç içe geçmiş yazgılarının üzerinden o dönemde
yaşanan toplumsal mücadeleyi anlatmaktadır.
Film, 2. Dünya Savaşı’nın sona erdiği tarihte İtalyan sayfiyesinde yaşanan kan
lı sahnelèrle açılır, ardmdan hikaye aşağı yukarı aynı zamanlarda dünyaya gelen iki
önemli torunun doğduğu ana döner. Torunlardan biri, üzüm bağının sahibinin
(Burt Lancaster) diğeriyse onun için çalışan bir işçinin (Sterling Flayden) torunudur.
İki torun, çocukluktan beri arkadaştır; büyüdüklerinde, Alfredo (Robert De Niro)
zevklerinin peşinde koşturduğu boş bir aristokrat hayat sürerken, Olmo (son yıllar
daki cüsseli haliyle bildiğimizden, burada zar zor tanıyabildiğimiz Gerard Depardi
eu) öfkeli bir işçidir. Genel olarak çiftlikte ve çiftliğin yakınındaki bir köyde geçen
hikaye, sınırlı mekânlarıyla filmdeki mikrokozmik hissiyatı pekiştirir: Bu iki adam,
İtalya'nın bölünen toplumsal sınıflarını simgelerken, yaşadıkları yer de İtalya'nın ta
kendisidir. Alfredo, kültürlü ve düşünceli bir kadınla (Dominique Sanda) evlendi
ğinde, işçiler içinde bulundukları kötü durumun artık sona ereceğini düşünürler;
ama merhametsiz çiftlik yöneticisinin (Donald Sutherland), onları faşizminin simge
Fransa / İtalya / Batı Almanya
(Artémis, Artistes Associés, PEA) si olan siyah gömlek giymeye zorlamasıyla bu beklentileri suya düşer.
320dk, Technicolor Filmdeki gerçeklik, kazara beliren neşeli bir anı hemen bastırır. Italyan toplum
Dili: İtalyanca sal tarihi hakkında pek bilgi sahibi olmayan bir izleyici, filmin sonunda her şeyin dü
Yönetmen: Bernardo Bertolucci zeleceğine dair bir beklenti içine girebilir. Filmin başlangıcındaki şiddet dolu sahne
Yapımcı: Alberto Grimaldi lerin de gösterdiği gibi hiçbir şey düzelmez. Ağır siyasi eleştiriler yönelten film i bu
Senaryo: Franco Arcalli, Bernardo gün, sarsıcı bir sinemasal deneyime dönüştüren, Italyan, Fransız ve Amerikalı
Bertolucci, Giuseppe Bertolucci
oyunculardan oluşan muhteşem uluslararası kadrosudur. Bertolucci muhtemelen
Görüntü Yönetmeni: Vittorio
bu filmi, en başarılı siyasi filmler arasında anılmasını isteyerek çekmiştir; ancak ile
Stora ro
tilen mesajın altını çok fazla çizmesi nedeniyle izleyici filmden alacağı hazzı başka
Müzik: Ennio Morricone
bir yerde, özellikle De Niro ve Depardieu'nun oyunculuğunda aramaktadır. KK
Oyuncular: Robert De Niro,
Gérard Depardieu, Dominique
Sanda, Francesca Bertini, Laura
Betti, Werner Bruhns, Stefania
Casini, Sterling Hayden, Anna
Henkel, Ellen Schwiers, Alida Valli,
Romolo Valli, Bianca Magliacca,
Giacomo Rizzo, Pippo Campanini
Oscar: Charles H. Joffe (film), Akademi Ödülleri'ne beş dalda aday olan ve 1978 yılı En iyi Film Ödülü de da
Woody Allen (yönetmen), Woody hil dört ödül kazanan film, hem eleştirel hem de ticari açıdan büyük bir başarı yaka
Allen, Marshall Brickman (senaryo), ladı. Aslında Annie Hall öylesine popülerdi ki diyalogların bazı bölümleri konuşma di
Diane Keaton (kadın oyuncu)
line geçti ve insanların örümcekleri "Buick kadar kocaman" şeklinde nitelendirmeyi
Oscar adaylıkları: Woody Allen
bırakmaları birkaç sene kadar sürdü. Annie H a ll, Allen'ın kariyerinde bir dönüm
(erkek oyuncu)
noktası yaratan ve yeteneğinin anlaşılmasını sağlayan film oldu. O zamana dek Ai
len, Bananas (Muz Cumhuriyeti, 1971) ve Sleeper (Uykucu, 1973) gibi katıksız ko
medi filmleriyle biliniyordu. Hâlâ, son derece komik filmler olmalarına rağmen, ikisin
de de duygusal bir yansıma yaratan ya da Annie Hall 'daki gibi "zeitgeist'T, yani ça
ğın ruhunu yakalayan bir yön bulunmaz.
Üzerinde birçok değişiklik yapılan sürreal bir açılış monologunun ardından A n
nie Hall, Alvy ve arkadaşı Rob'un (Tony Roberts) New York'taki bir caddede, hayat
hakkında konuştukları sahneyle başlar. Rob, Annie'yi Alvy’ nin hayatına, onu bir tenis
maçına davet ederek sokar; Alvy'yse o sıralarda Yahudi olmasının, spor kulübüne
kabul edilişini etkileyip etkilemeyeceğini düşünmekle meşguldür. (Ailen, Alvy karak
terinin otobiyografik bir yönünün olmadığında ısrar etse de ikisi arasındaki benzer
likler tesadüf olamayacak kadar fazladır. Aynı şekilde Keaton da Diane Hall adıyla
doğmuştur, takma adıysa Annie'dir.) Bu sahnenin ardından film, Annie ve Alvy'nln
ilişkisini, stand-up komedi, postmodern kamera çekimleri, Yahudi esprileri, seks, aşk
ve New York'la Los Angeles arasındaki farklara dair dokunaklı sözler
ve ıstakozların olduğu bir sahneyle süsleyerek anlatmaya başlar. Annie
Hall, muhtemelen Allen'ın duygusal açıdan en olgun filmidir..
Filmin adının ilk önce Anhedonia (zevk alma yetersizliği) olması
planlanmıştı ama 1977'de gösterime girmesinden yalnızca üç hafta
önce Annie Hall olarak değiştirildi. Devamı çekilmese de film in ilk se
naryosunun ana hatları ve Keaton-Allen birlikteliği, Manhattan M urder
Mystery (Bir Cinayet Sırrı, 1993) filminde tekrar karşımıza çıkar. Annie
Hall, Jeff Goldblum, Christopher Walken, Beverly D'Angelo ve (filmin
sonunda konuşmasını gerektirmeyen bir rolde) Sigourney Weaver'm
erken dönem oyunculuklarını da görebileceğimiz bir film. Filmde Tru
man Capote ve Marshall MacLuhan karşımıza çıkar. Capote "Truman
Capote benzeri" rolüyle kameranın önüne geçerken, MacLuhan'sa
son anda (ve istemeyerek) Federico Fellini'nln yerine oynamıştır. KK
K t
|| ■ı " T iı.,
ABD LAST CHANTS FOR A SLOW DANCE (1977)
90dk, Renkli
Y öne tm en : Jon Jost Amerikan "bağımsız" sinemasının seri cinayet işleyen katilleri, paramparça ol
Senaryo: Jon Jost muş iktidarı, uzun planları ve şarkıları açıklama niyetine kullanmayı birer fetiş hali
G ö rü n tü Y ö n e tm e n i: Jon Jost ne getirmesinden çok önce; Paul Schrader'ın Light Sleeper'\ (1991) hatta Paul
O yuncular: Tom Blair, Wayne Thomas Anderson ve Lodge Kerrigan'ın filmlerinden de önce, komik denecek ka
Crouse, Jessica St. John, Steve
dar az parayla çekilen ve unutulmaz country baladı "Fixing to Die" eşliğinde, oto
Voorheis
banda giderken sürekli silahını ateşleyen bir katilin yer aldığı sahneyle sona eren,
Last Chants for a Slow Dance vardı.
Görüntüler, montaj, hatta çalınan parçalar ve bu parçaların seslendlrilmesi da
hi tek bir kişiye aitti: Jon Jost. Last Chants, daha sonra Sure Fire (1990) ve The Bed
You Sleep In (1993) filmleriyle beraber "Tom Blair Üçlemesi" (adını şaşırtıcı başrol
oyuncusundan alır) olarak bilinecek bir üçlemenin ilk filmiydi. Bu film çağdaş Ame
rikan sinemasının en az bilinen kilometre taşı olma özelliğine sahiptir.
Last Chants, üçlemedeki diğer iki film gibi umutsuzluk yaratan ama toplum
sal bir çöküşü ve çatışmayı lafı hiç dolandırmadan aktaran acımasız bir belge nite
liğine sahiptir. Filmdeki anti-kahraman ortalıkta amaçsızca dolaşarak çılgınlar gibi
eğlenir, cinsel ilişkiye girer ve cinayet işler; Jost'sa onun davranışlarının çevresine
avangard bir ortam örerek, filmi hem sürükleyici hem de ürkünç kılar. Film, kolay
anlaşılmaktan kaçınsa da örneğin katilin bir insanın hayatına son verirken hissetti
ği kayıtsızlığı simgeleyen hayvan öldürme sahnesi gibi aşırılıklara başvurur. Filmde
ki şiddet unsuru, özellikle üsluptan içeriğe, 1960'lı yıllarda çekilen Godard filmlerin
deki anlayışa göre biçimlenir: izleyiciyi kaba bir şekilde sarsar ama bu hem sanatın
görevidir hem de politik farkındalık için gereklidir.
Büyük ölçüde Gary Gilmorel olayından ilham alan film (John McNaughton'ın
Henry: Portrait o f a Serial Killer adlı 1990 yapımı filmiyle birlikte), sinemada zorlu
bir konuyu ustaca ele alan nadir filmlerden biridir. Mesafeli efektler (renkli filtreler,
perdede beliren sözcükler, uzatılmış sahneler) bizi yargılamak yerine, öfke, şiddet
ve nefretle dışlanan, "öteki" kavramıyla beslenen "katmerli" Amerikan kültürünü
anlamaya iter. Filmin karşı çıktığı gerçek dünyaya karşı duyduğu iyi ya da kötü her
türlü duygunun en iyi göstergesi, içli melodileri ve ironik sözleriyle (koronun "Uzun
zaman önce Hank Williams" yazdı, dediğini duyarız), bizi Robert Altman'ın Nash
ville (1975) filmindeki taklit müziklerden çok daha derine çeken müzikleridir. A M
STROSZEK (1977)
1974 yılında, Alman yönetmen Werner Herzog, 19. yüzyılda, yıllar boyu bir
hücrede yaşadıktan sonra bir gün serbest bırakılan bir adamın hikayesinden yola
çıkarak The Enigma o f Kaspar Hauser (Kaspar Hauser'in Gizemi, 1975) filmini çek
ti. Başrolde oynattığı sokak müzisyeni Bruno S., gerçek hayatta da topluma yaban
cı bir kişiydi ve tuhaf tikleriyle ilginç konuşma biçimi, rol için ne kadar uygun oldu
ğunun kanıtıydı. Eğer Kaspar Hauser, Bruno S.'nin dolaylı bir portresi gibi geliyor
sa, henüz hapishaneden çıkmış sarhoş bir sokak müzisyenini canlandırdığı Stros-
zek İçin, bu düşünce daha da güçlenir. Alman yaşantısını başa çıkılamayacak den
il vahşi bulup bir fahişe (Eva Mattes) ve çılgın bir baba figürüne (Clemens Scheitz)
katılır. Hep birlikte, Amerika'da yeni bir hayata başlamak üzere yola çıkarlar ama
bu arayış sonucunda kendilerini kısır ve bayağı bir hiçliğin ortasında bulurlar. Çare
siz bir halde köşeye sıkışan Bruno, sonunda umutsuz bir durumda olduğunu ele
veren bir hareket yapar. Filmin son sahnesinde perdede bir telesiyej, bir pikap ve
yol kenarındaki bir hayvan sürüsü görünür ve bu sahne sinema tarihinin en vahşi
ve acımasız final sahnelerinden biridir.
Herzog'un 1970'lerde çektiği filmler çoğunlukla lirik ve mistik Alman roman
tizmiyle bezelidir. Ancak Stroszek tamamen bir istisnadır. Özgürlük hayalini çok
acımasız bir dille anlatan filmde, Amerika'nın üstündeki gizem örtüsü tamamen Batı Almanya (Skellig, Werner
kaldırılır, ülke manevi değerlerini yitirmiş ve dikkat etmeyenler için bir tuzak olarak Herzog, ZDF)
sunulur. Filmin sonunda bir mızıkadan çıkan kakofoni eşliğinde çılgınlar gibi dans 108dk, Renkli
eden tavukla bir köylünün avaz avaz bağırışı, insanın saplantılı ve kontrolden çık Dili: İngilizce / Almanca
mış halini gösteren, bir yönetmenin, seyirciden izlemesini beklediği en acımasız ve Yönetmen: Werner Herzog
katlanması en zor sahnedir. Senaryo: Werner Herzog
Yine de bu filmi sıra dışı kılan, Bruno S.'nin çekiciliği ve enerjisiyle perdeye ha Görüntü Yönetmeni: Stefano
kim olmasıdır. Sürekli aynı budala rolünü oynamasına karşın, çağdaş sinemanın en Guidi, Wolfgang Knigge, Edward
Lachman, Thomas Mauch
göze çarpan İlginç yeteneklerinden biridir o. Doğalcı yaklaşımı ve İddiasız konusun
Müzik: Chet Atkins, Sonny Terry
dan dolayı Stroszek, Herzog'un 70'li yılların çılgınlığını yansıtan diğer filmlerinden
Oyuncular: Pit Bedewitz,
daha az tanınmıştır ama en iyi eserlerinden biridir; ve kesinlikle Avrupa'nın Ameri
Burkhard Drlest, Alfred Edel,
ka hayalleri hakkında çekilen en acımasız filmler arasındadır. JRom Michael Gahr, Eva Mattes, Scott
McKain, Ely Rodrlguez, Bruno S.,
Clemens Scheitz, Clayton
Szalpinski, Yuecsel Topcuguerler,
Vaclav Vojta, Wilhelm von
Homburg, Ralph Wade
Polonya (Polski, Zespol) CZLOWIEK Z MARMURU (1977)
165dk, SB/Renkli Mermer Adam
Dili: Polonyaca
Yönetmen: Andrzej Wajda Polonya yapımı en iyi filmlerden biri olan Andrej Wajda'nm M erm er Adam adlı
Senaryo: Aleksander Scibor-Rylski yapıtı, aynı zamanda sinemanın ne denli güç sahibi olduğunun da bir kanıtı. Orson
Görüntü Yönetmeni: Edward Welles'in Citizen Kane (Yurttaş Kane, 1941) filminin şaşırtıcı kurgusunu anımsatan
Klosinski M erm er A dam 'da, hırslı sinema öğrencisi Agnieszka (olağanüstü inandırıcı rolüyle
Müzik: Andrzej Korzynski Krystyna Janda) bitirme tezi olarak, 1950'lerde "devletin işçi kahramanı" olan ama
Oyuncular: Jerzy Radziwilowicz, artık unutulmuş duvar ustası Birkut'la (Jerzy Radziwilowicz) ilgili bir film çekmeye ka
Krystyna Janda, Tadeusz Lomnicki,
rar verir. Birkut, Stalin döneminde komünist propaganda örgütü tarafından ulusal
Jacek Lomnicki, Michal Tarkowski,
Piotr Cieslak, Wieslaw Wojcik, bir efsane haline getirilmiştir. Agnieszka, bu olaydan 20 yıl sonra, Birkut'un "kutsa-
Krystyna Zachwatowicz, Magda nışı"na tanıklık edenlerin izini bulmaya çalışırken karşılaştığı tüm zorluklara rağmen,
Teresa Wojcik, Boguslaw Sobczuk, inatçılığı sayesinde onlardan birkaçıyla görüşmeyi ve onları bu basit işçi hakkında ko
Leonard Zajaczkowski, Jacek
nuşmaya ikna etmeyi başarır. Öğrencinin araştırmaları sonucunda, eline yanan bir
Domanski, Irena Laskowska,
Zdzislaw Kozien, Wieslaw Drzewicz tuğla verilerek sabotaja uğrayan genç Birkut'un masumiyetini yitirdiği ve bir efsane
Oscar adaylıkları: Andrzej Wajda ye dönüştürülmesinin ne kadar aşağılayıcı olduğunun farkına vardığı ortaya çıkar. Bir
(FIPRESCI Ödülü), ödülü Miris ölçüde Rus yönetmen Vsevolod Pudovkin'in karakterleriyle benzerlik gösteren Bir
Poljskog Cveca ile paylaştı kut, toplumsal doğru ve yanlışları ayırt etmeye başlar, ancak bu uyanışı devrimci bir
nitelik taşımaz. Komünist hükümet yetkililerine onları zor durumda bırakan sorular
sormaya başlayınca, Birkut ortadan kaldırılır, işte bu, film in son sahnesinde ima edi
len (ancak sansüre uğrayan) ve komünist yönetimin "sevgili evlatlarını harcamaya"
ne kadar meyilli olduğunu cesurca gözler önüne seren sonuçtur.
Araştırmaları esnasında, Agnieszka, Birkut'un kahraman imajının yaratılmasına
filmiyle katkıda bulunan, dünyaca tanınmış yönetmen Jerzy Burski'yle (Tadeusz
Lomnicki) tanışır. Burski'nin "belgesellerinden" alınan görüntüler, bilmecemsi anlatı
mın önemli birer parçasını oluşturur. Wajda, bizleri yönetmenin görevinin her za
man gerçekleri ortaya çıkarmak olduğuna ikna ederek, genç kadının verdiği savaşı
hayranlıkla anlatır. Hikayeden çıkan bu ahlaki sonuç, film in önemini daha da artırır.
Aynı şekilde, Wajda’ nm 1959 yılında çektiği Everything fo r Sale (Her Şey Satılık) fil
mi de sinemada gerçeklik ve sahtekârlık üzerine bir kıssadan hissedir.
M erm er A dam 'ı belki sinema sanatı üzerine bir düşünce ve komünizm tarihinin
en korkunç yılları olan Stalin dönemini yansıtan karmaşık bir anlatım şeklinde, birkaç
seviyede çözümlemek mümkün olur. Film aynı zamanda, amansız bir sürecin, diğer
bir deyişle komünizmin çöküşünün belirtilerini tasvir ederek, toplumsal değişimi se
zinlemek konusunda ne kadar başarılı olduğunu da göstermiştir. Devam filmi olan
Man o f Iron (Demir Adam), 1980'li yıllarda Gdansk ve diğer Polonya şehirlerindeki
işçi grevlerini konu alır. Filmde yine muhteşem Radziwilowicz rol alır ancak bu sefer
Birkut'un oğlu rolündedir.
M erm er Adam, Wajda'nm uluslararası kariyerini pekiştirdi, zaman zaman da
"akademik" olduğu ileri sürülerek haksız yere eleştirildi. Wajda, Krzysztof Kielsows-
ki ve Krzysztof Zanussi'yle birlikte, Polonya'da olağanüstü prestijli ve yıkıcı bir üne sa
hip Ahlaki Evham Sineması adı verilen bir akımın öncülerindendi. Bu film, aynı za
manda bir başka önemli PolonyalI yönetmen Janusz Zaorski'nin 1990'lı yılların başın
da ileri sürdüğü, "En iyi filmlerimizi, hükümetin parasıyla hükümete karşı çektik" şek
lindeki iddiasını da doğrular. Bu çelişkili durum sayesinde Mermer Adam gibi başya
pıtlar, ortaya çıkmıştır. M erm er Adam, mutlaka izlenmesi gereken bir film; Waj-
İngilizce adı: Man o f Marble da'nın, 2000 yılında özel bir Oscar Ödülü'ne layık görülmesinin nedenini anlamakta
zorluk çekenler için özellikle. DD
SATURDAY NIGHT FEVER (1977) A B D (Paramount, RSO)
Cumartesi Gecesi Ateşi 118dk, Renkli
Yönetmen: John Badham
Cumartesi Gecesi Ateşi, Nik Cohn'un sonradan uydurduğunu itiraf ettiği "Tri Yapımcı: Milt Felsen, Kevin
bal Rites o f the New Saturday Night" (Yeni Cumartesi Gecelerinin Toplu Ayinleri) McCormick, Robert Stigwood
adlı makalesinden yola çıkılarak filme alınmıştır. New York'taki ya da dünyanın Senaryo: Norman Wexler
Nik Cohn'un Tribal Rites o f the
herhangi bir yerindeki diskolar, makalenin yayınlanışından önce de hayatı, aşkı ya
New Saturday Night başlıklı
şayan ve Hustle (bir tür disko dansı) yapan gençlerle doluydu. Filmin elde ettiği ba makalesinden
şarının ardından gençler akın akın piste koştular ve 1970'lerin sonunda diskonun Görüntü Yönetmeni: Ralf D.
bir dans türü haline gelmesine katkıda bulundular. John Travolta, daha önce Wel Bode
come Back, Kotter adlı dizideki rolüyle önemsiz bir televizyon yıldızıyken, mahalle Müzik: BeeGees, David Shire,
deki dans pistinin kralı Brooklyn Ti Tony Manero rolünde beyaz takımını kuşandık Mussorgsky
tan sonra, hayranlarının peşinden koştuğu biri haline geldi. Açılış sahnesinde so Oyuncular: John Travolta, Karen
Lynn Gorney, Barry Miller, Joseph
kakta yaptığı yürüyüş taklit edildi. Travolta'nın, yönetmen John BadhamT, yakın
Cali, Paul Pape, Donna Pescow,
çekim yerine belli bir mesafeden çekim yapması için zor ikna ettiği dans hareket Bruce Ornstein, Julie Bovasso,
leriyse, o zaman bu zamandır dans pistlerinde ve filmlerde birçok kez yinelendi JB Martin Shakar, Sam Coppola, Nina
Hansen, Lisa Peluso, Denny Dillon,
Bert Michaels, Robert Costanzo
Oscar adaylıkları: John Travolta
(erkek oyuncu)
ABD KİLLER OFSHEEP (1977)
83dk, SB
Yönetmen: Charles Burnett Charles Burnett'in Killer o f Sheep filmi, siyahi Amerikan sinemasındaki iki po
Yapımcı: Charles Burnett püler dalganın; 1970Tı yılların başından ortasına kadar ezilen siyahilerin konu ola
Senaryo: Charles Burnett rak işlendiği dönemle, 1980'li yıllarda Spike Lee'yle yeniden canlanan Siyahi film
Görüntü Yönetmeni: Charles leri döneminin tam ortasında yer alır. O dönemler için daha cesur ve sessizce baş-
Burnett
kaldıran tavrıyla Killer o f Sheep, iki dalgaya da uymaz.
Oyuncular: Henry G. Sanders,
Yazar-yönetmen Burnett, mezbahada çalışarak ailesini geçindirmeye uğraşan
Kaycee Moore, Charles Bracy,
Angela Burnett, Eugene Cherry, sıradan bir adam olan Stan'in (Henry G. Sanders) hikayesinden yola çıkarak siyahi
Jack Drummond Amerikan şehir hayatını irdeler. Aile, 1970 W atts, Kaliforniya adresinde oturur. O
zamanlarda şehirde yaşamaya çalışmak demek, haplardan dolayı umutsuzluğa ka
pılmak, hızla giden bir arabadan ateş açılması ya da üstesinden gelinemeyecek ka
dar fakir olmakla henüz eşanlamlı değildir. Stan'in çalıştığı kanlı ve yorucu İş, filme
adını vermesine rağmen (şikayet etmeksizin dürüst bir işten para kazanmasını yü
celten bir başlıktır), film in asıl önemi, çekildiği 1977 yılına gelmeden yok olmaya
yüz tutmuş nostaljik bir masumiyet içererek, filmdeki karakterlerin sıradanlığını yü
celtmesidir. Harabe halindeki ön bahçelerde oynayan, buldukları her şeyi hemen
bir oyuncağa dönüştüren çocuklar; gitm e planları yapılan, ama bir türlü gerçekleş
tirilemeyen bir piknik; Stan'in bir boruyu tamir etmek için mutfak lavabosunun al
tına girmesi ve kameranın onun yumuşak ve kıvrılan bedenini uzun uzun göster
mesi. Bunların hepsi çok sıradan gibi görünse de film in sadeliğinin bir parçasıdır.
Filmi yaldızlı bir zarafetle dolduran siyah-beyaz çekilmiş ham görüntülerle Kil
ler o f Sheep, siyahi karakterlerin, bir şeyin ya da başka birinin eğretilemesi olarak
kullanılmadığı birkaç Amerikan filminden biri olması açısından da şaşırtıcıdır. Ka
rakterler, sadece birkaç stereotip çeşitlemesi ya da ırkçılığa, sınıf mücadelesine ve
ya Amerikan hayatının baskısına karşı çıkan pasif kurbanlar olmaktan ibaret değil
dir. Burnett’ in kamerası sınırları delerek Amerika'da yaşayan siyahilerin maskeleri
nin ardındaki insanları gösterir. Filmin ritmi çok yavaştır, bu nedenle yüzlerden ve
ifadelerden gözlerimizi ayıramayız. Yönetmen, karı-koca, anne-baba ve çocuk ya
da arkadaşlar arasındaki mahrem ilişkileri bir belgeselci maharetiyle aktarır, biz de
izleyici olarak kendimizi, sinemada pek sık rastlamadığımız şekilde
siyahilerin sır ortağıymışız gibi hissederiz.
Afro-Amerikanlar'la ilgili o kadar çok film, hem korkunç ger
çek hayat hikayelerinin hem de sinsice davranan ırkçı film endüst
risinin süzgecinden geçmiştir ki yapılan filmler daha çok, birbiri ar
dına dizilen yapmacık sahneler boyunca, hava atma, espri yapma
ve silah patlatma rollerinin oluşturduğu şifrelerden başka bir şey
değildir. Burnett, olan biteni yavaşlatır; üst üste binenleri teker te
ker açar, bilinçli olarak sıradan mekânlar seçer ve etle kemiğin için
deki ruhu gösterir. Nefesinizi keser ama nefes kesici olmaya uğraş
maz, izleyiciyi ağır bir siyasi yapıtla şaşırtmayı ya da etkilemeyi de
amaçlamaz. Ancak onun filmi yine de en radikal ve altüst edici ör
neklerden biridir. Sizi siyahilerle ilgili gördüğünüz ya da duyduğu
nuz her şeyi sorgulamaya zorlar ve artık bambaşka bir şekilde gör
menize ve duymanıza neden olur. EH
ABD (AFİ)
ERASERHEAD (1977)
90dk, SB Silgi Kafa
Yönetmen: David Lynch
Yapımcı: David Lynch Beş yıldan uzun süren aralıklı çekimler ve postprodükslyon montajları sonucun
Senaryo: David Lynch da ortaya çıkan Eraserhead {Silgi Kafa), David Lynch'in gelecek vaat eden ama faz
Görüntü Yönetmeni: Herbert la rağbet görmemiş birkaç kısa filminin ardından çektiği ilk uzun metrajlı filmidir. Po
Cardwell, Frederick Eimes
püler bir "geceyarısı film i" ve kült sinema fenomeni, Lynch'in tabiriyle "karanlık ve sı
Müzik: Peter Ivers, David Lynch
kıntılı şeylerin rüyası" olan film, mesleğinde yeni yeni yetkinleşmeye başlayan yönet
Tema müziği: Fats Waller
mene tutkuyla bağlı bir hayran kitlesinin oluşmasını garantilemiş ve aynı zamanda
Oyuncular: Jack Nance, Charlotte
Stewart, Allen Joseph, Jeanne The Elephant Man (Fil Adam, 1980), Dune (1988), W ild a t Heart (Vahşi Duygular,
Bates, Judith Anna Roberts, Laurel 1990) ardından çarpıtılmış, çarpık anlatılar olan Twin Peaks: Fire Walk w ith Me (İkiz
Near, V. Phlpps-Wllson, Jack Fisk, Tepeler, 1992) dizisi ve Lost Highway (Kayıp Otoban, 1997) ve Mulholland Dr.
Jean Lange, Thomas Coulson, John
(M ulholland Çıkmazı, 2001) filmleriyle devamının geleceğini müjdelemişti.
Monez, Darwin Joston, Nell Moran,
Hal Landon Jr., Brad Keeler Alışılmışın dışındaki olay örgüsü, post-endüstriyel ıssız mekanı ve zavallı bir nev-
rotiğin bilinçaltından fırlamış gibi görünen siyah-beyaz görüntüleriyle Eraserhead,
The Cabinet q f Dr. Caligari' deki (1919) ekspresyonist mizansenler. Metropolis' teki
(1926) geleceğin harap şehir tasviri ve Un Chien Andalou'daki (Endülüs Köpeği,
1929) absürd-gerçeküstü rüya sahneleriyle birçok benzerlik gösterir (Lynch'in, bu
filmlerden hiçbirinin filme doğrudan bir etkisi olmadığında ısrar etmesine rağmen).
Ayrıca, eleştirmenlerin çoğu, filmle ilgili anlatacaklarının başında "Bu film in konusu
nedir?" diye sormanın konu dışı sayılmasa da yersiz bir soru olduğunu belirtmesine
rağmen, Eraserhead'ın kendine özgü bazı özellikleri olan ama içinde diyalog geçen,
başkahramanı ve az çok bir olay örgüsü bulunan bir film olduğunu da eklerler.
Bu son iddiayı bildiğimiz anlamda bir özet geçerek açıklamak pek mümkün de
ğil. Eraserhead, garip görünüşlü bir adam (Jack Fisk) yüzeyi girintili çıkıntılı bir geze
genin içinde manivelaları çekerken açılır, bu sırada havada süzülen "kahramanımız"
Henry Spencer'ın ağzından, belki de hamileliği ve doğumu ima eden solucan benze
ri bir yaratığın çıktığı görülür. Issız bir şehir manzarasının ortasındaki pis apartman
dairesine geldiğinde, bir komşusu kız arkadaşı Mary'nin (Charlotte Stewart) onu, ai
lesinin evinde yemeğe beklediğini söyler. Yemekte sürekli kanayan ve çatal batırıldı
ğında bacakları bir aşağı bir yukarı oynayan minyatür bir tavuk vardır ve Henry o an
da hastanede olan prematüre bir bebeğin babası olduğunu öğrenir. Mary,
Henry'nin yanına taşınır ama kısa bir süre sonra elleri ve ayakları kötürüm olan sakat
bebeğin, bütün gece ağlayıp onu uyutmamasından dolayı orayı terk eder.
Bir sürüngenle, bir buzağı cenininin karışımı gibi görünen bebek, son derece iğ
renç ve hastalıklı bir yaratığa dönüşür. Kaloriferinin içinde, kuyruklu kurtlara benze
yen yaratıkların üzerine basarak şarkı söyleyen dolgun yanaklı sarışın bir kadınla (La
urel Near) ilgili fanteziler kuran ve onu baştan çıkaran komşusuyla (Judith Anna Ro
berts) yatan Henry, kendi kafasının yerinde bebeğinin kafasının olduğunu, kopan
kafasınınsa bir fabrikaya gönderildiğini ve kalem silgisine dönüştürüleceğini düşü
nür. Bunun sonucunda Henry bebeğin kundağını keserek açar, onu öldürür ve iç or
ganlarını deşer. Göz kamaştırıcı beyaz bir ışığın ortasında, Henry, ölümden sonraki
hayatı simgelediği düşünülebilecek "Kaloriferdeki Kadın"a sarılır.
Hiçbir özet, ne kadar "eksiksiz" olarak anlatmaya çalışırsa çalışsın, Eraserhe-
ad'in o kendine özgü ve sınırları zorlayan tonunu iletemez. Filmi izlemekten dolayı
hissedilecek rahatsızlık ve hatta korku, tekrar tekrar izlendiğinde etkisini daha da ar
tırır. SJS
CEDDO (1977) Senegal (Domireevv, Sembene)
120dk, Eastmancolor
Ousmane Sembene'in Afrika tarihi üzerine karmaşık düşüncelerini yansıtan Dili: Fransızca / VVolof
Ceddo adlı filminde, Afrika’daki bir devletin kralı Müslüman olmaya karar verir an Yönetmen: Ousmane Sembene
cak savaşçı sınıf (ceddo) kendi inançlarını korumakta kararlıdır. Boyun eğmek zo Senaryo: Ousmane Sembene
runda bırakıldıkları dini baskılara karşı gelen bir ceddo, kralın kızını kaçırır. Kralın kı Görüntü Yönetmeni: Georges
Caristan
zını kurtarmak için verilen bütün uğraşlar boşa çıkar ve iç savaş patlak verir.
Müzik: Manu Dibango
Duru, ince düşünülmüş ve söylemek istediğini doğrudan ileten film, gerekli ol
Oyuncular: Tabata Ndiaye,
mayan ayrıntıları ayıklayarak yalnızca, insanların çok büyük siyasi önem taşıyan bir
Moustapha Yade, Ismaila Diagne,
konuya karşı verdikleri tepkileri ya da tartışmalarını gösterir, diyalog ve rollerle de Matoura Dia, Omar Gueye,
bu tutum unu devam ettirir. Halka açık alanlarda bir tören havasında gerçekleştiri Mamadou Dioume, Nar Modou,
Ousmane Camara, Ousmane
len konsey toplantılarının yer aldığı sahnelerde Sembene, öne sürülen fikirleri, kar
Sembene
şı fikirleri; ve birbirine ters gelen konuşma biçimleri ve jestler (asık suratlı imam ve
Uluslararası Berlin Film
müritlerinin nuh deyip peygamber demeyen tavırları, kralın çocukluk arkadaşının Festivali: Ousmane Sembene
konuşurken bir aşağı bir yukarı hareket eden eli) aracılığıyla birbirlerini suçlayışları (Interfilm Ödülü)
nı gösterir.
Sembene'in filminde, Afrika asıllı Amerikalılar’ ın yaptığı halk müziğini kullan
ması, en cesur ve zekice düşünülmüş vurucu darbelerden biridir. Bu sayede filmin
içeriğine Afrika diasporasıyla birlikte, hayvan sürüsü gibi bir araya toplanıp kızgın
demirle damgalanmış ve nakledilmeyi bekleyen, kaderinde kölelik olan Afrikalı köy
lülerin geleceği de eklenir. Asıl hikayenin arasına bu tip sahneleri de katan Ceddo.
sert diliyle çok ağır bir eleştiri getirirken, olayları aydın bir bakış açısıyla sunar. CFu
de ettiği filmlerinden biridir. Filmde, Avrupa'da yaşayan bir Amerikalı'yı canlandı Dili: Almanca / İngilizce
ran Dennis Hopper, Hamburg'da bir resim çerçevecisinin (Bruno Ganz) ölümcül bir
Yönetmen: Wim Wenders
Yapımcı: Renée Gundelach, Wim
hastalığa yakalandığını öğrenir ve bir cinayet işlemesi için aklını çelmeye çalışır. Pa
Wenders
ra ödülü sayesinde adamın eşi ve oğlu rahat bir yaşam sürebilecektir.
Senaryo: Wim Wenders
Görüntü yönetmeni Robby Müller'in sönük dışavurumcu renkler kullanarak çı Patricia Highsmith'in Ripley's Game
kardığı iş ve Jürgen Knieper'ın köşeye sıkıştırılmış hissi veren müziğiyle filmin para isimli romanından
noyak havası daha da etkili olur ve gerilim doruğa çıkar. Der Amerikanische Fre Görüntü Yönetmeni: Robby
und aynı zamanda, korkuyu, kıskançlığı, açıkgözlülüğü resmeden; ve sonuçta, Müller
farklı şekillerde olsa da ikisi de kötü yazgıya mahkum iki insanın arasındaki ilişkinin Müzik: Jürgen Knieper
sınırlarını belirleyen bir arkadaşlığı zekice anlatan, çok başarılı bir psikolojik tahlil Oyuncular: Dennis Hopper, Bruno
Ganz, Lisa Kreuzer, Gérard Blain,
dir.
Nicholas Ray, Samuel Füller, Peter
Meslek hayatının çok üretken olduğu bu döneminde Wenders'm filmlerinde Lilienthal, Daniel Schmid, Jean
sıkça rastlandığı üzere, bu film de Amerika ve Avrupa'nın, birbirlerinden yarar sağ Eustache, Rudolf Schündler, Sandy
layabilecekleri halde, aralarında sorunlu bir kültürel ilişki olmasından bahseder. Bu Whitelaw, Lou Castel
tutum bazı açılardan Jean-Pierre Melville'in filmlerinde Hollywood ve Avrupa sanat Cannes Film Festivali: Wim
Wenders (Altın Palmiye adayı)
sinemasının benzerlik ve temalarını bir arada kullanmasıyla benzeşmiyor da değil
dir. Wenders da tanınmamış oyuncuların yanı sıra Nick Ray, Sam Fuller, Jean Eus-
tache, Gérard Blain ve Lou Castel gibi ünlü isimlere rol vererek bu geleneğe saygı İngilizce adı: The American Friend
sını gösteriyor. GA
ABD (Blood Relations) THE HILLS HAVE EYES (1977)
89dk, Renkli Tepenin Gözleri
Yönetmen: Wes Craven
Yapımcı: Peter Locke Wes Craven'ın pek az bilinen ilk filmi Last House on the Left'le (Soldaki Son Ev,
Senaryo: Wes Craven 1972) doğaüstü kesip-biçme filmi /A Nightmare on Elm Street (Elm Sokağı Kabusu.
Görüntü Yönetmeni: Eric 1984) filmleri arasına sıkıştırdığı The Hills Have Eyes, Amerika'nın önde gelen korku
Saarinen
film i yönetmenlerine yöneltilen eleştiriler arasında yok olmaya yüz tutmuştur. Cra-
Müzik: Don Peake
ven'ın Scream (Çığlık, 1996, 1997, 2000) üçlemesinin getirdiği inanılmaz gişe hası
Oyuncular: Susan Lanier, Robert
Houston, Martin Speer, Dee latıyla bir anda büyük başarı elde ederek kitlelerin saygısını kazanması göz önünde
Wallace-Stone, Russ Grieve, John bulundurulduğunda, bu durum bugün her zaman olduğundan daha fazla geçerlili
Steadman, James Whitworth, ğini korumaktadır. Orta sınıf mensubu bir ailenin başına gelen ve kendi içinde yaşa
Virginia Vincent, Lance Gordon,
dığı şiddet olaylarını merhametsizce anlatan The Hills Have Eyes, genellikle Cra-
Michael Berryman, Janus Blythe,
Cordy Clark, Brenda Marinoff, ven'ın "kült klasik" eseri olarak görülür. Yönetmenin fanatik hayranları filmi, araştır
Peter Locke dığı film temalarının yanı sıra ilkörneksel göndermelerini de öven yarı kinayeli oku
malar üreterek, düşük bütçeli estetiği nedeniyle takdir ederler. Tartışmalı da olsa,
The Hills Have Eyes Craven'ın bugüne kadar çektiği filmler arasında en zengin içerik
li ve iyi anlaşılan filmlerden biridir.
Film, ABD Hava Kuvvetleri'nin bomba testlerini yaptığı ıssız bir arazide karşı kar
şıya gelen ve birbirleriyle kıyasıya mücadeleye giren iki aileyi konu alır. Bir yanda or
ta sınıf mensubu Carter Ailesi vardır. Otomobille Los Angeles'a giderken halalarının
vasiyetini yerine getirmek isteyen Ethel (Virginia Vincent) ve kocası "Big Bob" (Russ
Grieve), Yucca çölündeki gümüş madenini aramak için yollarını değiştirerek pek de
akıllıca sayılamayacak bir karar verirler. Diğer yandaysa çölü çevreleyen tepelerde ya
şayan bir grup yamyam yer alır. Bu grup, Jupiter (James W hitw orth) adlı dilsiz bir ca-
navar-baba figürünün merhametsiz yönetimi altındadır. Yamyam çeteciler (haksızlı
ğa uğramış azınlık ya da etnik grupları simgeler), ordunun elden çıkardığı alet ve si
lahları küçük hırsızlıklar yapmak amacıyla kullanarak sefil yaşamlarını sürdürürler.
Çölün Jüpiter'e ait bölgesinde kaza yaptıklarında, Carter Ailesi'nin fertlerinin
ideolojik olarak miras aldıkları kibirlerini ve bastırılmış duygularını inkar etmeye ne
kadar yatkın olduklarını açığa vurmaları, onları merhametsiz ve vicdansız düşmanla
rının gözünde hemen kurban edilecek birer hedef haline getirir. Rakibi Baba Jüpi
ter'in, Big Bob'a zulmedişi ve sonunda onu kurban ederek öldürüşü, Yahudl-Hıristi-
yan değerlerin (ki Big Bob daha önce yaptığı ırkçı bir eleştiride bu değerleri ikiyüzlü
bir şekilde suçlamıştı) kesinlikle reddedilmesi anlamına gelen son derece simgesel bir
olaydır. Daha sonra Jüpiter'in iki oğlu ailenin karavanını basar, küçük kızları Bren-
da'ya (Susan Lanier) tecavüz edip ablası ve annesini öldürür. Bütün kibirlerinden arı
narak çaresizce hayatta kalmaya çalışan ailenin son fertleri, nihayet düşmanlarını
yok etmek için ihtiyaç duydukları cesaret, beceri ve öfkeyi kendilerinde bulurlar.
Film, ailenin damadı Doug'un (Martin Speer) elindeki silahı öfkeden gözü dünmüş
çesine Jüpiter’in oğlu Mars'ın (Lance Gordon) göğsüne saplayacağı anda (donan kır
mızı filtreli bir kareyle çok etkileyici bir şekilde sona erer.
Craven'ın yaratıcılığı, özellikle korku, kovboy, yol ve savaş filmleri gibi farklı tür
leri karıştırarak ve birleştirerek kullanmasında ortaya çıkar. Üslup olarak Craven şaşır
tıcı taktikler ve ürkütücü efektleri yenilikçi bir anlayışla kullanarak film boyunca seyir
cinin merakını canlı tutar. El kamerası, gizli açılardan yapılan çekimler, gece görün
tüleri ya da seri kurgu hep bilinçli olarak, anlatının ritminin ve geriliminin düşmeme
si amaçlanarak kullanılmıştır. SJS
Belçika / Hollanda (Excelsior, SOLDAAT VAN ORANJE (1977)
Holland, Rank, Rob Houwer) Yaşam Mücadelesi
167dk, Eastmancolor
Dili: Flemenkçe / İngilizce Paul Verhoeven'ın özenerek çektiği Soldaat van Oranje, o tarihte Hollanda'da
Yönetmen: Paul Verhoeven yapılan en başarılı ve pahalı film olma özelliği taşımaktadır. Film, daha sonra Ver-
Yapımcı: Rob Houwer hoeven'ın Hollywood'da çekeceği diğer filmlerde işleyeceği konuları da o zaman
Senaryo: Kees Holierhoek, Gerard dan belli ediyordu. Soldaat van Oranje, 2. Dünya Savaşı esnasında öğrenci olan bir
Soeteman, Paul Verhoeven grup gencin başından geçenleri anlatır, ilk başta savaşı "hayatımıza biraz heyecan
Erik Hazelhoff Roelfzema'nin
katar" düşüncesiyle karşılayan gençler, kısa süre sonra kendilerini Almanlarla işbir
Soldaat van Oranje '40-'45 isimli
kitabından liği yapmak, direniş güçlerine katılmak ya da yeraltında gizlenmek seçeneklerinden
Görüntü Yönetmeni: Jost birini tercih etmek zorunda bulurlar. Film boyunca Erik Lanshof (Rutger Hauer) her
Vacano şeyin ortasındadır. Çevresindekiler seçecekleri yolu belirlemekte zorlanırken, Erik
Müzik: Rogier van Otterloo tüm kararlarını hayatın akışına bırakır ve bir maceradan diğerine koşar.
Oyuncular: Rutger Hauer, Jeroen Soldaat van Oranje'ın en başarılı yanı, savaş zamanında Hollanda'da yaşanan
Krabbe, Susan Penhaligon, Edward
toplumsal meseleleri çok net yansıtabilmesidlr. Filmdeki her karakter, Hollanda
Fox, Lex van Delden, Derek de Lint,
Huib Rooymans, Dolf de Vries, halkının savaş yıllarındaki halinin küçük birer simgesidir. Filmde sadece, gerçek ki
Eddy Habbema, Belinda Meuldijk, şilerle ilişkilendirerek, karakterlerin insani yönleri ortaya çıkarılmamış, aynı zaman
Peter Faber, Rijk de Gooyer, Paul da savaşın insanları ve İnsanların fikirlerini nasıl etkilediği de ayrıntılı bir şekilde an
Brandenburg, Ward de Ravet latılmıştır; çünkü bu film yargılamamızı değil, hem dostun hem de düşmanın dav
İngilizce adı: Soldier o f Orange
ranışlarının altında yatan sebepleri anlamamızı amaçlamaktadır EM
I
SUSPIRIA (197?) İtalya / Batı Almanya (Seda
Spettacoli)
Dario A rgento'nun anlaşılması zor filmi Suspiria, su katılmamış tuhaflığıyla bir 98dk, Technicolor
filmi aslında hiçbir zaman metin olarak değil, daima bir deneyim olarak görmek Dili: İngilizce / Almanca / Latince
gerektiğini anımsatır bize. Buram buram Avrupa sineması kokan film, barok bir Yönetmen: Dario Argento
müzikal sahnelenircesine işlenen bir dizi görkemli cinayetle, bir İtalyan giallo'su Yapımcı: Claudio Argento, Salvatore
Argento
(ucuz gerilim filmi) gibi başlar. Ama Argento çok geçmeden vites değiştirip maske
Senaryo: Dario Argento, Daria
li ya da eldivenli katiller yerine, doğaüstü güçlerin, kara büyünün ve melun cadıla
Nicolodi
rın cirit attığı bir dünyayı gözler önüne serer. Thomas De Quincey'nin Suspiria de
Ancak Suspiria, Avrupa korku sinemasının bir alttürünün örnekleri arasına bi Profundis isimli kitabından
raz geç katılmış bir film değil sadece. Aynı zamanda özel bir üslubun; daha açık Görüntü Yönetmeni: Luciano
Tovoli
söylemek gerekirse Argento'nun akıl hocası Mario Bava'nın üslubunun etkisiyle or
Müzik: Dario Argento, Agostino
taya konmuş bir yapım. İnanılmaz bir zeka ve tutumlulukla son derece çarpıcı gör
Marangolo, Massimo Morante, Fabio
sel efektler yaratan Bava, İtalyan sinemasında birkaç farklı türün öncüsü olmuştur. Pignatelli, Claudio Simonetti
Belki de Bava'nın üslubunun en kalıcı etkisi, Argento'nun utanmazca kendine mal Oyuncular: Jessica Harper, Stefania
ettiği ve Martin Scorsese'den Sam Raimi'ye dek birçok yönetmen sayesinde çağ Casini, Flavio Bucci, Miguel Bose,
Barbara Magnolfi, Susanna Javicoli,
daş film dilinin ayrılmaz bir parçası haline gelmiş olan sonu gelmez kaydırma çeki
Eva Axen, Rudolf Schündler, Udo
minde kendini gösterir. Kier, Alida Valli, Joan Bennett,
Suspiria klasik bir gotik ortamda, eski bir dans akademisinde geçer. Bir akşam Margherita Horowitz, Jacopo
kızların başına yağan kurtçuk yağmuruyla akademide verilen eğitimin içyüzü orta Mariani, Fulvio Mingozzi, Franca
Scagnetti
ya çıkar. Büyük görkemli sahnelerin kendisi birer dayanıklılık testine dönüştüğün
den, iğrençliğin doruğuna ulaşan bu sahne bir tür anahtar niteliğindedir. Gerek iz
leyiciler gerek filmin öğrenci kahramanı Susy Banyon (Jessica Harper) gizemli ve
ezoterik olayların izinde oradan oraya sürüklenirken,
Suspiria'nın yoğun görsel-işitsel şok ve efekt bombardı
manı, katlanılmazlığın sınırında gezinir. Sadece filmdeki
ölümlerin gerçeküstü görkemine değil, sadist bir dans
öğretmeni Susy’ nin ağzına doğrudan sürahiden su dö
kerken sürahinin ağır camının genç kızın dişlerine çarp
ması gibi en küçük ayrıntılara dek filmin tamamının do
kusuna işlemiş bir özellik bu.
Argento'nun filmi, sırf göze (ve kulağa) bu kadar
yoğun bir biçimde hitap etmesi açısından, kendi türü
nün en iyileri arasında bile öne çıkar. Kulağa hitap etme
konusunda gücünü, yönetmenin sık sık birlikte çalıştığı
rock grubu Goblin'le işbirliği içinde bestelediği ve nere
deyse film in diğer unsurlarını geri plana iten müzikten
alır. Baştan sona kabus gibi bir peri masalı olan film, ca
dı topluluğunun başındaki korkunç cadıyla grotesk bir
yüzleşmenin gerçekleştiği sahnede doruğuna ulaşır.
Sonunda Suspiria, hem kahraman hem de izleyici için
korku filmlerinin bir çeşit erginlenme (inisiyasyon) ayini,
korku türünün kendisinin de bir tü r dünyevi gizem dini
olduğunu ortaya koyar. AS
Avustralya (Film House, VFC) THE CHANT OF JIMMIE BLACKSMITH (1 9 7 8 )
120dk, Eastmancolor
Yönetmen: Fred Schepisi Thomas Keneally'nin 19. yüzyıl Avustralya'sında federasyon ve ulusun bağım
Yapımcı: Fred Schepisi, Roy sızlığı meseleleri tartışılırken Aborljinler'in çektiği acıları anlatan sansasyonel roma
Stevens nından Fred Schepisi'nln yaptığı uyarlama, beyaz yerleşimciler modern uluslarını
Senaryo: Fred Schepisi yaratırken, yerli halkların marjinalize edilişini, hatta yok edilişlerini bir arada ele alır.
Thomas Keneally'nin romanından
The Chant o f Jimmie Blacksmith'te (Jimmie Blacksmith'in Şarkısı) trajik hika
Görüntü Yönetmeni: lan Baker
yesini izlediğimiz melez ana karakter (Tommy Lewis), kendi halkıyla bağları zayıf
Müzik: Bruce Smeaton
larken, beyaz İşverenlerinden de kötü muamele görür. Sonunda diğerlerinden de
Oyuncular: Tommy Lewis, Freddy
Reynolds, Ray Barrett, Jack acımasız bir ailenin yanında işe girer ve aile, karısından ayrılıncaya dek onu aç bı
Thompson, Angela Punch rakmaya yeltenir. Her zaman sabırlı ve yumuşak başlı olan Jimmie en sonunda ö f
McGregor, Steve Dodds, Peter keden deliye dönüp etrafı kan gölüne çevirir. Korkunç bir tüfek yarasıyla sakatlan
Carroll, Ruth Cracknell, Don Crosby,
dıktan sonra yakalanıp öldürülür.
Elizabeth Alexander, Peter Sumner,
Tim Robertson, Ray Meagher, Brian Film, çekildiği dönemde, yeni yeni oluşmaya başlayan Avustralya film endüst
Anderson, Jane Harders risinin en pahalı yapımıydı. Övgü dolu eleştirilere rağmen ülkesinde pek fazla seyir
Cannes Film Festivali: Fred ci toplamadı ancak yurtdışındaki gösterimleri başarılı oldu. Belki de AvustralyalI si
Schepisi (Altın Palmiye adaylığı)
nemaseverler, şiddetin çok sarsıcı bir biçimde tasvir edildiği hikayeyi fazla rahatsız
edici bulmuştu. Film hâlâ ırkçılığı ve ırkçılığın korkunç sonuçlarını sinemada en do
kunaklı ve en etkili biçimde anlatan filmler arasındadır. RBP
1970'lerin sonlarında, erkek çocukları için Star Wars (Yıldız Savaşları) neyse,
kitsch klasik Grease de ergenlik dönemindeki kızlar için oydu. Kıvrak kalçalı, parlak
saçlı John Travolta, 1950'lerin Rydell High lisesindeki T-Birds'ün havalı lideri
Danny Zuko rolünde ışıldar. Tatilde, şehrin dışından gelen bal gibi tatlı Sandy Ols-
son'a (Olivia Newton John) aşık olur ama sonra okulda onu karşısında görünce
dehşete düşer, çünkü onun bir bakireyi andıran görüntüsü, kendi tarzına yakışma
yacak gibidir.
Jim Jacobs ve Warren Casey'nin Broadway müzikaline dayanan filmin konusu
çok bayattır: havalı çocuk iyi ve düzgün kızla çıkmaz, kız bir başkasıyla çıktığında
onu kıskanır. Araya giren arkadaşları sayesinde bir dizi yanlış anlama yaşanır ve so
nunda çocuk, aşkın havalı olmaktan daha önemli olduğunu kavrar ve herkes mu
radına erer. Ancak burada önemli olan hikaye değil, yönetmen Randal Kleiser'in
işin içine kattığı ve bu filmi bugüne dek çekilmiş en iyi müzikallerden biri yapan di
ğer malzemelerdir. Travolta (Saturday N ight Fever-Cumartesi Gecesi Afeş/'nin
1978'de kazandığı büyük başarıdan sonra, özellikle genç kızlar arasında hiç olma
dığı kadar popülerdi) ve Nevvton-JohnTa (önce Marie Osmond'a önerilmiş olan rol
de) mükemmel İki başrol oyuncusu bulmanın yanı sıra, güzellik okulundan terk
Frenchy rolündeki Didi Conn'dan, okulun kevaşesi Rizzo rolündeki Stockard Chan-
ning'e ve Frenchy'nin semavi danışmanını canlandıran Frankie Avalon'a dek bütün
yardımcı oyuncular da iyi seçilmiştir.
Aynı zamanda bazı muhteşem sahneler de bulunur; Ben-Flur tarzı Thunder
ABD (Paramount)
Road araba yarışı, Travolta'nın arabalı sinemada arkasındaki ekranda canlandırma
110dk, Metrocolor
sosisler dansederken kırık kalbini ortaya dökmesi ve hepsinden iyisi topuk vurdu
Yönetmen: Randal Kleiser
ran, el çırptıran şarkı ve dans numaraları. Hopelessly Devoted to You ve Sandy gi
Yapımcı: Allan Carr, Neil A.
Machlis, Robert Stigwood bi hüzünlü aşk şarkılarından seksi You're the One That I W ant'a (bu esnada New
Senaryo: Bronte Woodard, Allan ton-John yan komşunun sevimli kızından, dar deri pantolonlu vampa dönüşür ki
Carr hayranlarının bir kısmı bu dönüşümün etkisini üzerlerinden asla tam olarak atama
Jim Jacobs ve Warren Casey'nin mıştır) ve canlı Summer Nights'a dek her biri bir klasiktir. Ama elbette içlerinde en
müzikalinden
iyisi Greased Lightning'dir. Film gösterime girdiği günden beri geçen onlarca yıl
Görüntü Yönetmeni: Bill Butler
boyunca, bu sahnedeki dans hareketleri milyonlarca gencin evinde çalışılmıştır. JB
Müzik: John Farrar, John Farrar,
Barry Gibb
Tema müziği: Sylvester Bradford,
Warren Casey, Sammy Fain, Jim
Jacobs, Al Lewis, Richard Rodgers,
Louis St. Louis, Mike Stoller, Ritchie
Valens, David White
Oyuncular: John Travolta, Olivia
Newton-John, Stockard Channing,
Jeff Conaway, Barry Pearl, Michael
Tucci, Kelly Ward, Didi Conn, Jamie
Donnelly, Dinah Manoff, Eve
Arden, Frankie Avalon, Joan
Blondell, Edd Byrnes, Sid Caesar
Oscar adaylıkları: John Farrar
(film şarkısı)
DAYS OF HEAVEN (1978) ABD (Paramount)
95dk, Metrocolor
Klasik Hollyvvood yönetmenlerini, özellikle simetrik kompozisyonlara ve geniş Yönetmen: Terrence Malick
açılı peyzajlara düşkünlüğünü paylaştığı John Ford'u anımsatan görsellikteki sine Yapımcı: Bert Schneider, Harold
maya duyduğu güçlü ilgiyle Terence Malick, genellikle Hollyvvood Rönesansı ola Schneider
rak adlandırılan yönetmenler kuşağının en sıra dışı üyesidir. İlk iki uzun metraj fil Senaryo: Terrence Malick
Görüntü Yönetmeni: Nestor
mi olan Badlands (Kanlı Toprak) ve Days o f Heaven (O Güzel Günler)'ın her ikisi
Almendros
de büyük ölçüde, Arthur Penn'in Bonnie and Clyde'ı gibi, "kanun kaçağı çift" an
Müzik: Ennio Morricone
latı geleneğini takip eder. Ancak her iki film in de merkezinde yer alan suç anlatısı,
Oyuncular: Richard Gere, Brooke
(özellikle Days o f Heaven'da, Richard Gere, Brooke Adams ve Sam Shepard ara Adams, Sam Shepard, Linda Manz,
sındaki karmaşık aşk üçgeni) bu filmlerin pek de en kayda değer yanı sayılmaz. Robert J. Wilke, Jackie Shultis,
Stuart Margolin, Tim Scott, Gene
Malick'ln sinemaya güçlü bir görsel deneyim olarak duyduğu ilgiyi, başka hiçbir fil
Bell, Doug Kershaw, Richard
mi, 19. yüzyıl Amerikan yaşantısını resmedişiyle unutulmazlaşan bu üçüncüsü ka Libertini, Frenchie Lemond, Sahbra
dar iyi yansıtamaz. Bu filmde, göçmenlerin doldurduğu aşırı kalabalık doğu şehir Markus, Bob Wilson, Muriel Jolliffe
lerinin sefaleti ve bakımsızlığı ile Amerika bozkırlarının geniş, açık arazileri karşılaş Oscar: Nestor Almendros (görüntü
tırılır. iki mekan birbirine kaçınılmaz sosyal sınıf gerçeği ile bağlanır. yönetmeni)
Doğuda üst sınıf, kişisel olmayan bir biçimde fabrika sistemiyle temsil edilir;
Oscar adaylıkları: Patricia Norris
(kostüm), Ennio Morricone (müzik),
ama bozkırda, İşçileri kendisi işe alan ve tarlalarda başlarında duran toprak sahibi John Wilkinson, Robert W. Glass
nin evi, İnsan endüstrisinin ve servetin görünür yegane sembolüdür. Malick, iki er Jr„ John T. Reitz, Barry Thomas
keğin arasına bir kadın yerleştirerek bu ortamı hareketlendirir. Kadın, her iki ada (ses)
mı da sevlyordur ve sonunda kimseye ait olmak istemeyen birinin tek sahibi olma
arzusundan kaynaklanan şiddetli rekabet, büyük bir trajediye yol açar. Öykünün
ilerlemesi için konuşmalara fazlaca dayanan sekanslar yerine Malick, temelde ses
siz sinemaya ait teknikler kullanır: gerektiğinde anlamları, sessiz filmlerdeki açıkla
ma yazılarının yerini alan bir dış sesin unutulmaz anlatımıyla açıklanabilen iyi tasar
lanmış görüntüler. Badlands'de olduğu gibi burada da erkeklerin davranışlarını,
özellikle de özünde daha İyi olan karakterlerine son derece ters gibi görünen şid
deti kucaklayışlarını açıklamakta kullanılan, anlatıcı bir kadındır (17 yaşındaki Unda
Manz). Güzelliğine ve insanların yaşaması için uygun bir ortamı pastoral bir biçim
de yansıtmasına rağmen, Days o f Heaven yönetmenin çok yakın tarihli Thin Red
Line (İnce Kırmızı H at)'ına çok benzer biçimde mücadele, yıkım ve insanlık duru
munun saçma kaprisleri üstüne düşüncelerle doludur. RBP
ABD / İtalya (Target, Laurel) DAWN OF THE DEAD (1978)
126dk, Technicolor Ölülerin Şafağı
Yönetmen: George A. Romero
Yapımcı: Claudio Argento, Darío George Romero korku filmlerinin metafora dayanan sosyal etkisini diğer tüm
Argento, Alfredo Cuomo, Richard yazar-yönetmenlerden daha İyi kavramıştır. Yönetmenliğini yaptığı İlk film olan
P. Rubinsteln N ight o f the Living Dead (Yaşayan Ölülerin Gecesi, 1968) İle 1960'lardaki ırklara-
Senaryo: George A. Romero rası ilişkileri neredeyse belgesel düzeyinde ele almıştır. On yıl sonra çekilen Dawn
Görüntü Yönetmeni: Michael o f the Dead, Romero'nun kolektif sorunları en beklenmedik yerlerde yansıtma eği
Gornlck
limini sürdürür. Yamyamlık dehşetini bir banliyödeki alışveriş merkezine yerleştiren
Müzik: Dario Argento, Agostino
Romero, rahatsızlık verici "yaşayan ölü" aracılığıyla, zombiyle kapitalizm kültürü
Marangolo, Massimo Morante,
Fabio Plgnatelll, Claudio Simonetti arasındaki tekinsiz ilişkiyi irdeler. Şehir merkezindeki, hem zombllerin hem de zom
O yuncular: David Emge, Ken bi olmayanların yarattığı şiddetten kaçan dört kişi, daha az tehlikeli bir yere gitmek
Foree, Scott H, Reinlger, Gaylen için helikopterle oradan ayrılmaya karar verir. Yakıtları ve yiyecekleri azaldığından,
Ross, David Crawford, David Early, kalabalık bir yamyam zombi topluluğunun bulunduğu bir alışveriş merkezinin ça
Richard France, Howard Smith,
tısına inerler. Bir depo bölgesini emniyete aldıktan sonra, kaçaklar grubunun iki
Daniel Dletrlch, Fred Baker, James
üyesi ortalığı biraz yağmalamaya karar verir. Zevkli alışverişten sonra grup alışveriş
A. Bafflco, Rod Stouffer, Jesse Del
Gre, Clayton McKinnon, John Rice merkezinde kalmaya karar verir, çıkışları emniyete alır, yaşayan ölülerden kurtulur
ve Amerikan rüyasını yaşar.
Dawn o f the Dead, Amerikan tüketicisinin ustaca bir eleştirisini sunar: zombl-
ler, kolları ileri uzanmış, ayaklarını ambiyans müziğinin yumuşak pop tınılarıyla sü
rüyerek, sadece hayatta kalmak için duydukları temel ihtiyaçla alışveriş merkezin
de aptalca dolaşırlar. Ancak bu makineleşmiş yaratıkların ötesinde, alışveriş merke
zinin dört insan sakini, Romero'nun kapitalizm değerlendirmesine zenginlik katar.
Hayatta kalarak orada aylar geçiren kahramanlar, istedikleri ve ihtiyaç duydukları
her şeyi alarak depo bölümünü gösterişli bir daireye dönüştürür. Ne var ki büyük
ve terkedilmiş alışveriş merkezinin hep göz önünde olan görüntüleri, bu aşırı tüke
timin sadece kapının hemen ardında bekleyen, insanlığın kendi şiddetinin ürünü
olan tehlikeyi unutmak için olduğu gerçeğini durmadan anımsatır.
Romero'nun korku filmlerinin akılda kalıcı ve ürkütücü bir yanı vardır. Tasvir
edilen zombi dehşeti fantezisinde bizi sürekli sarsar ve gerçek yaşamın da en az
bu kadar korkutucu olduğunu anımsatır. Dawn o f the Dead'de ele alınan dünye
vi kaygılar, yaşayan ölüleri geride bıraktığımızda bile bizi huzursuz eder. KB
SHAO LIN SAN SHIH LIU FANG (1978) Hong Kong (Shaw Brothers)
115dk, Renkli
Chia-Liang Li, kesinlikle bugüne dek Hong Kong film endüstrisinde çalışmış en Dili: Kantonez / İngilizce
başarılı dövüş koreografıdır. Chang Cheh'nin en iyi filmlerinin bir çoğunda dövüş Yönetmen: Chia-Liang Liu
sanatları yönetmeni olarak piştikten sonra, eşi bulunmaz kinetik anlayışını da be Yapımcı: Mona Fong, Run Run
raberinde getirerek yönetmenlik koltuğuna geçmiştir. Shaw
Senaryo: Kuang Ni
Liu'nun görsel becerileri başka hiçbir yerde Shao Un san shih Hu fang'da oldu
Oyuncular: Lung Chan, John
ğu kadar göze çarpmaz. Pek çok başka dövüş filmi gibi bu da basit bir intikam öy
Cheung, Norman Chu, Hou Hsiao,
küsüdür ama alışılmadık bir biçimde üç farklı bölüme ayrılmıştır. Birinci bölümde Hoi San Lee, Chia Hui Liu, Chia
San Te'nin (Gordon Liu) ailesi Manchu'lar tarafından öldürülmüştür ve o da inti Yung Liu, Lieh Lo, Casanova Wong,
Yue Wong, Siu Tien Yuen
kam almaya yemin eder; üçüncü bölümde de intikamını alır. Ancak hikaye, aksi
yon ve görsellik muhteşem bir biçimde ikinci bölümde bir araya gelir.
Ortadaki bir saatin tamamı San Te'nin, bedenini olduğu kadar zihnini de ge
liştirdiği, efsanevi Shaolin Tapınağı'nın 36 odasında geçirdiği zorlu eğitim seansla
rına ayrılmıştır. Bunlardan en unutulmaz olanı, San Te'nin kol kaslarına hançerler
takılmış bir halde dik bir eğimden yukarı ağır su kovaları taşımasıdır; kollarını indi
rirse kendini göğsünden bıçaklayacaktır.
Filmin yıldızı kelliğiyle ünlü Gordon Liu'dur. Güçlü oyunculuğu Shao Lin san
shih Hu fang'ın başka bir yönden daha öne çıkmasını sağlamıştır. Ayrıca dövüş sah
nelerinden henüz bahsetmedik bile. Şu kadarını söylemek yeterli olacaktır, sizi ha
yal kırıklığına uğratmaları imkansız. EdeS
İngilizce adı: Shaolin Master Killer
Yapımcı: Ronald L. Schwary çekti. Buradaki etkileyici ticari başarısı, 1980'ler Amerika'sının, kişinin duygularını
Senaryo: Alvin Sargent ortaya çıkarması konusuna duyduğu ilgiyi yansıtıyordu.
Judith Guest'in romanından Hutton, popüler ağabeyi, kendisinin hayatta kaldığı bir yelken kazasında bo
Görüntü Yönetmeni: John Bailey ğulduğundan beri suçluluk duygusuyla ve intihar eğilimleriyle boğuşan, liseli genç
Müzik: Marvin Hamlisch Conrad Jarret'ı canlandırır. Conrad, aklını derli toplu görünmekle bozmuş ve kız
Oyuncular: Donald Sutherland, gınlığını şiddetle inkar eden bir kontrol manyağı olan mesafeli, soğuk annesi
Mary Tyler Moore, Judd Hirsch,
Beth'ten (Mary Tyler Moore) ne anlayış ne de yardım görür. Başarılı, geçinmesi ko
Timothy Hutton, M. Emmet Walsh,
Elizabeth McGovern, Dinah lay babası Calvin (Donald Sutherland) oğlu için endişelenir ama onunla ne hakkın
Manoff, Fredric Lehne, James da, nasıl konuşması gerektiğini ya da kendi duygularını nasıl İfade edeceğini bile
Sikking, Basil Hoffman, Scott mez. Conrad'a ulaşmak ve derin üzüntüsünü ve öfkesini fark etmesi İçin onu yü
Doebler, Quinn K. Redeker,
reklendirmek açık sözlü, deneyimli bir psikiyatra (Judd Hirsch) düşer. Onunla bağ
Mariclare Costello, Meg Mundy,
Elizabeth Hubbard kurmak acı veren bir tercih yapmayı gerektirse de sonuçta oğlanı sadece babasının
Oscar: Ronald L. Schwary (film), sevgisi kurtarabilir.
Robert Redford (yönetmen), Alvin Chicago'nun zengin bir banliyösünde geçen öyküde, Jarret'ların sosyal statü
Sargent (senaryo), Timothy Hutton
leri ve ayrıcalıklı refahları, yüzeyin altındaki çalkantıyı daha güçlü vurgular. Başrol
(yardımcı erkek oyuncu)
lerde oynayanlar muhteşemdir; özellikle komedi dizilerinin sevgilisi Moore olmak
Oscar adaylıkları: Mary Tyler
Moore (kadın oyuncu), Judd Hirsch üzere, türün örneklerine son derece ters seçilmişlerdir ve Conrad'ın tatlı, tuhaf sev
(yardımcı erkek oyuncu) gilisi rolünde Elizabeth McGovern parlak bir çıkış yapmıştır. Redford'un filmleri eş
siz bir biçimde Amerikalı ve daima zariftir. Bu samimi, ölçülü, imza yapım, Red
ford'un geniş görüşlü insancılığının somut bir örneğidir. AE
ATLANTIC CITY (1980) ABD / Kanada / Fransa (Cine-
Neighbor, Famous Players,
International, Merchant,
Louis Malle'ın, suç-gerilim, aşk hikayesi, Güzel ve Çirkin tarzı peri masalı ve ya
Paramount, Selta, CFDC)
rım yüzyıl içinde bir Amerikan tatil bölgesini etkileyen değişimler üstüne düşünce
104dk, Renkli
lerin, sınıflandırması harikulade biçimde zor bir bileşimi olan alaycı şaheseri, Burt Yönetmen: Louis Malle
Lancaster’ın canlandırdığı, yaşlanan bir tombalacıya, mevcut yaşamının kötü koşul Yapımcı: Denis Heroux
larından kaçmak için Capone, Siegel ve benzerleri gibi büyük bir gangster olduğu Senaryo: John Guare
zamanlara dair hayallere kapılan, romantik bir gevezeye odaklanır. Görüntü Yönetmeni: Richard
Ciupka
Talihini düzeltme ve kendine saygısını yeniden kazanma fırsatı, kahramanın
Müzik: Michel Legrand
karşısına bir anda, uzaktan beğendiği bir krupiyenin (Susan Sarandon) eski sevgi
Oyuncular: Burt Lancaster, Susan
lisi olan, sorumsuz, hippi kokain satıcısı (Robert Joy) kılığında çıkar. Yeniden serve
Sarandon, Kate Reid, Michel Piccoli,
te ve genç bir kadına sahip olabilir, tek sorun kokainin aslında Mafya'ya ait olma Hollis McLaren, Robert Joy, Al
sıdır. Waxman, Robert Goulet, Moses
Znaimer, Angus Maclnnes, Sean
Maile ve senarist John Guare, filme adını veren oyun alanının, sönmekte olan Sullivan, Wallace Shawn, Harvey
ihtişamını muhteşem bir biçimde kullanarak, ustalıkla sahnelenmiş aksiyon sekans Atkin, Norma Dell'Agnese, Louis
larıyla zaman zaman gerilimi arttırarak ve tüy gibi hafif yapımı, bütün oyuncuların Del Grande
sergilediği sağlam performansla bağlayarak, rüyalar, aldanışlar ve gerçeklik arasın Oscar adaylıkları: Denis Heroux
(film), Louis Malle (yönetmen),
daki uçurumu incelikle ele alırlar. Ancak A tla n tic C ity 'd e , sonunda defne yaprakla
John Guare (senaryo), Burt
rını kazanan, sadece S w e e t S m e ll o f S u c c e s s 'd e k i (B a ş arın ın T atlı K o k u s u ) J.J. Lancaster (erkek oyuncu), Susan
Hunsecker performansı filmdekine rakip olan Lancaster'dır. GA Sarandon (kadın oyuncu)
Oyuncular: Lee Marvin, Mark bir gün yenileneceği umudunu koruyor. Yine de bu film, muhteşem şiirsel fikirler,
Hamili, Robert Carradlne, Bobby Dİ yoğun duygular ve metafizik işaretler yönünden zengin, akıldan çıkmayan İmgeler
Clcco, Kelly Ward, Stéphane İçeren, görkemli, kişisel bir savaş destanıdır.
Audran, Siegfried Rauch, Serge
Marquand, Charles Macaulay, Alain Lee Marvln'in başını çektiği etkileyici kadroda Mark Hamili, Bobby Di Cicco ve
Doutey, Maurice Marsac, Colin Robert Carradine yer alır. Enerji ve gözlem dolu olan film unutulmaz, büyüleyici
Gilbert, Joseph Clark, Ken anlarla ve akıldan çıkmaz gerçeküstücü imgelerle doludur: Savaşma İsteğini ilan
Campbell, Doug Werner
ederken bir makineli tüfek kapıp kullanan, akıl hastanesindeki bir hasta; Norman-
Cannes Film Festivali: Samuel
diya çıkarması sırasında bir cesedin saatine uzun süre odaklanılması (Saving Priva-
Fuller (Altın Palmiye adaylığı)
te Ryan'ı - Er Ryan’ı Kurtarmak çekerken Steven Spielberg'ln haberdar olduğu bir
sekans); ölüm kamplarından birinin kurtarılmasından sonra ölü bir çocuğu taşıyan
asker (güçlü bir biçimde, Kenjl Mlzoguchi’nin Ugetsu M onogatari - Yağmurdan
Sonraki Soluk Ayın Öy/rû/eri'ndeki kahramanın, kendisini bir hayaletin karşıladığı
eve dönüş sahnesini çağrıştıran tekinsiz bir sekanstır). JRos
hams'ın üçüncü filmiydi ve ekibin eşsiz, parodiye dayanan, ayrıntılı tarzlarını ortak
Yapımcı: Jon Davison, Howard W.
Koch Jr.
bilincin bir parçası haline getirdi. Özünde 1970'lerin, The Towering Inferno (Gök
Senaryo: Jim Abrahams, David
delende Panik), Earthquake (Deprem) ve A irport (Havaalanı) gibi felaket filmleri Zucker, Jerry Zucker
nin bir parodisi olan Uçak büyük ölçüde tek bir felaket filmini, 1957 yapımı Zero Görüntü Yönetmeni: Joseph F.
Hour'u (Kritik A n) temel alır. Zucker kardeşler ve Abrahams, Zero Hour'un hakla Biroc
rını satın almıştı; ve Uçak, orijinal filmin öyküsüne, o filmden bazı diyalogları içere Müzik: Elmer Bernstein
cek denli (bunlardan en ünlüsü Leslie Nielsen'ın söylediği "Sadece bu uçağı uçura Tema müziği: John Williams
bilecek değil aynı zamanda akşam yemeğinde balık yememiş birini bulmamız ge Oyuncular: Robert Hays, Julie
rekiyor" cümlesidir) sadıktır. Böylelikle film, Zucker kardeşlerin de daha sonra itiraf Hagerty, Lloyd_ Bridges, Leslie
Nielsen, Robert Stack, Peter Graves,
ettiği üzere, önceki çalışmaları Top Secret (Çok Gizli) ve Kentucky Fried M ovie'de
Lorna Patterson, Stephen Stucker,
eksik olan bir yapıya sahip olmuştur. Ama Uçak, o zamana dek saçmalık derece Kareem Abdul-Jabbar, Jim
sinde abartılmış facia filmleri janrının bilindik bütün kalıplarıyla oynayarak, filme Abrahams, Frank Ashmore,
başka öğeler katar: Sorunlu bir ilişki, tehlikeli bir hastalık geçiren çocuklar, zayıflık Jonathan Banks, Craig Berenson,
larıyla yüzleşmeleri gereken korkaklar, bir rahibe, "siyah-sömürü sinemasına" özgü Barbara Billingsley
Senaryo: David Williamson, Peter Gelibolu çarpışmasını (1915 yılında binlerce Anzac askerini ölüme gönderen, çok
Weir hatalı bir savaş) etkileyici bir atmosfer ve acı veren olaylar dizisiyle anlatarak, sava
Görüntü Yönetmeni: Russell şın aptallığı ve yıkımı üstüne yapılmış klasik filmlerden birini üretir. Sporda birbirle
Boyd rine rakip ve dost olan, iki hızlı, genç AvustralyalI koşucu; kaba ve cazibeli Frank
Müzik: Brian May, Tomaso Dunne’ la (Mel Gibson) duyarlı Idealist Archy Hamilton (Mark Lee), Büyük Savaş'a
Albinoni, Georges Bizet, Jean
katılır ve İngiliz imparatorluğu için dünyanın öteki ucuna gidip, Çanakkale'deki si
Michel Jarre
perlerde yoldaşlık, cesaret ve dehşet bulurlar. Weir, güçlü bir zaman, mekân, kül
Oyuncular: Mark Lee, Bill Kerr,
Harold Hopkins, Charles Lathalu tü r çatışması hissi uyandırıp, samimi insancıl bir öykü yaratırken, en sıradan eylem
Yunlpingli, Heath Harris, Ron lere bile güzellik ve gizem katarak, heyecan, coşku, korku ve elem uyandıran bü
Graham, Gerda Nicolson, Mel yüleyici imgeler bularak, farkını gösterir. W eir'in eserlerinin çoğu gibi Gelibolu'da
Glbson, Robert Grubb, Tim
da böylesl pek çok sıradan an, zeka, insanlık ve sıcaklık saçar. Gelibolu'nun Holly-
McKenzie, David Argue, Brian
Anderson, Reg Evans, Jack Giddy, w ood'u, Mad Max'in sadece sert bir adam olmayıp romantik bir başrol oyuncusu
Dane Peterson nu andırdığına ikna etmesiyle, uluslararası şöhret haline gelen, elbette karizmatik
Mel Gibson olmuştu. Ama filmin akıllardan çıkmayan son imgesi, W eir'in Robert
Capa'nın İspanyol iç Savaşı sırasında çektiği ünlü bir fotoğrafa saygısını sunduğu,
Lee'yi gösteren dondurulmuş bir karedir. AE
Oyuncular: Warren Beatty, Diane ve başrol oyuncusu olarak yer alır. Özellikle merkezine aldığı Reed, 20. yüzyılın son
Keaton, Edward Herrmann, Jerzy dönemlerindeki sinema izleyicileri tarafından neredeyse hiç tanınmadığından, bu
Kosinski, Jack Nicholson, Paul film cesur bir girişimdi. Flollywood gelenekleriyle sınırlanan Beatty, sadece Reed'in
Sorvino, Maureen Stapleton,
göz kamaştırıcı kariyerinin karmaşık ve heyecan verici yanlarını göstermeyi başarır:
Nicolas Coster, M. Emmet Walsh,
Ian Wolfe, Bessie Love, MacIntyre Avrupa'da cepheden habercilik yapması; Panço Villa’ya hayranlığı; sendikal siyase
Dixon, Pat Starr, Eleanor D. Wilson, te karışması ve 1. Dünya Savaşı'na katılması; Flarvard'da bir züppe ve amigo ola
Max Wright, George Plimpton,
rak yaşadıkları; ve sıra dışı ve yasak olana duyduğu, Byron'ı andırır tutku. Kızıllar'ın
Harry Ditson, Leigh Curran, Kathryn
Grody, Brenda Currin, Nancy ilk yarısı Reed'in feminist entelektüel Louise Bryant'la (Diane Keaton) olan aşk iliş
Duiguid, Norman Chancer, Dolph kisine ayrılmıştır. Filmin bu kısmı, ikincil karakterlerden bazılarının başarılı perfor
Sweet, Ramon Bieri, Jack O'Leary, manslarıyla canlanır. Maureen Stapleton anarşist Emma Goldman rolünde özellik
Gene Hackman, Gerald Hiken,
le etkileyicidir.
William Daniels, Dave King, Joseph
Buloff, Stefan Gryff, Denis Pekarev, Reed Rusya'ya gittiğinde, Kızıllar, kargaşalı yürüyüşleri ve düzensiz toplu mi
Roger Sloman, Stuart Richman, tingleriyle ortaya çıkmakta olan devrimin epik olaylarını mükemmel bir şekilde res
Oleg Kerensky
meder. Özellikle Rusya sahnelerinde Beatty, Reed'in peygamberimsi hevesliliğini;
Oscar: Warren Beatty (yönetmen),
Maureen Stapleton (yardımcı kadın ve uzun süren bencil maceraperestlik döneminden sonra, kendini güçlü bir biçim
oyuncu), Vittorio Storaro (görüntü de siyasi değişime adamasını (boşa harcanmış bir gençlikten sonra eylemciliğe
yönetmeni) geçtiği düşünülürse, Beatty bu role
Oscar adaylıkları: Warren Beatty özellikle uygundu) başarıyla yansıtır.
(film), Warren Beatty, Trevor
Akıllıca davranan Beatty, kurgusal
Griffiths (senaryo), Warren Beatty
(erkek oyuncu), Diane Keaton sekansların arasına, Will Durant ve
(kadın oyuncu), Jack Nicholson Flenry Miller gibi saygın kişileri de
(yardımcı erkek oyuncu), Richard
içeren dönemin tanıklarıyla yapılmış
Sylbert, Michael Seirton (sanat
yönetimi), Shirley Russell (kostüm). kısa röportajlar ekleyerek, filme bel
Dede Allen, Craig McKay (kurgu), gesel havası katar. Bu röportajlar
Dick Vorisek, Tom Fleischman, Reed'le ilgili oldukça fazla bilgi sağ
Simon Kaye (ses)
lamakla kalmaz, aynı zamanda
Amerika tarihindeki önemini de vur
gular ki film in asıl hedefi de budur.
Eğlence sineması anlayışına verdiği
ödünlere rağmen Kızıllar'ın, 20.
yüzyıl Amerika'sında siyaset ve ide
olojik çatışmaya dair, Flollywood ta
rafından gerçekleştirilmiş en başarılı
sunum olduğu söylenebilir. BP
AN AMERICAN WEREWOLF IN LONDON (1981) ABD / Britanya (American
Werewolf, Guber-Peters,
Lyncanthrope, PolyGram)
Yönetmen John Landis'in henüz 19 yaşındayken yazdığı, yaratıcı ve nüktedan
97dk, Technicolor
korku-komedi An American W erefolf in London (Amerikalı K urt Adam Lond
Yönetmen: John Landis
ra'da), bütün gazetelerin Charles ve Dlana'nın orada gerçekleşen “ peri masalı" gi Yapımcı: George Folsey Jr.
bi düğününden bahsettiği yıl, İngiltere başkentinin daha uğursuz bir yanını göste Senaryo: John Landis
riyordu. David Naughton ve Griffin Dunne, sırt çantalarıyla seyahat eden iki Ame Görüntü Yönetmeni: Robert
rikalı gençtir. Slaughtered Lamb (Boğazlanmış Kuzu) barının şüpheci müdavimleri Paynter
onları aksi yönde uyardığı halde, bir gece, Yorkshire Fundalıklarına giderler ve aç Müzik: Elmer Bernstein
bir kurt adam peşlerine düştüğünde, uyarıları neden dinlemeleri gerektiğini anlar Oyuncular: David Naughton,
Jenny Agutter, Griffin Dunne, Don
lar. Dunne korkunç bir biçimde ölürken, Naughtan bir sabah ağzında insan eti ta
McKillop, Paul Kember, John
dıyla, Londra'daki Regents Park Flayvanat Bahçesi'nde çırılçıplak uyandığında, aldı Woodvine, Joe Belcher, David
ğı ısırığın onu yarı-kurda çevirdiğini keşfeder. Schofield, Brian Glover, Lila Kaye,
Rik Mayall, Sean Baker, Paddy
Film tüyler ürpertici, kara mizah içeren sahnelerle (en unutulmazları, kurt ada
Ryan, Anne-Marie Davies, Frank Oz
mın bir m etro istasyonunda kovalanması ve Naughton'ın bir sinemada çürümekte
Oscar: Rick Baker (makyaj)
olan, oldukça öfkeli kurbanlarıyla karşılaşmasıdır) ve muhteşem performanslarla
doludur (hemşire rolündeki eski Railway Children [Demiryolu Çocukları] yıldızı
Jenny A gutter'in ve Slaughtered Lamb müşterilerinin en huysuzunu canlandıran
Brian Glover'ınkiler de dahil olmak üzere). Film ayrıca Rick Baker'ın elinden çıkma
olağanüstü kurt adam efektleri içerir ki Michael Jackson'ı, klasik epik video klibi
Thriller'da çalışmak üzere onu ve Landis'i işe almaya sevk eden bu efektler olmuş
tur. JB
Andrey Platonov’un kısa öyküsü The Third Son'ın (Üçüncü Oğul) oldukça ser 113dk, Technicolor
best bir uyarlaması olan Tre Fratelli'de (Üç Kardeş), yönetmen Francesco Rossi İtal
Yönetmen: Francesco Rosi
Yapımcı: Antonio Macri, Giorgio
ya'nın bazı sosyal sorunlarını ele alır, işçi sınıfının sömürülmesi, fakirliğin gençler
Nocella
üzerindeki etkisi ve şehirlerdeki şiddetin artışı bunların arasındadır. Italyan toplu-
Senaryo: Tonino Guerra,
munun üç ana yüzünü temsil eden Giuranna kardeşler, Raffaele (Philippe Noiret), Francesco Rosi
Nicola (Michele Placido) ve Rocco (Vittorio Mezzogiorno), annelerinin cenazesi Görüntü Yönetmeni: Pasqualino
için İtalya'nın güneyindeki köylerine dönerler. Raffaele, bir anti-terör komisyonun De Santis
daki görevi yüzünden hayatı tehlikede olan bir hakimdir. Nicola bir fabrika işçisi ve Müzik: Pino Daniele, Piero Piccioni
daha iyi koşullar için verdikleri mücadelede terörist taktikler uygulayan solcu bir Oyuncular: Philippe Noiret,
Michele Placido, Vittorio
grubun üyesidir. Rocco, reşit olmayan suçlulara yönelik, aşırı kalabalık, yetersiz
Mezzogiorno, Andréa Ferréol,
bütçeli bir ıslahevinde çalışan bir sosyal görevlidir. Maddalena Crippa, Rosaria Tafuri,
Evlerine ya da geçmişlerine artık bağlılık hissetmeyen; ve o geçmişi yeniden Marta Zoffoli, Tino Schirinzi,
yaşamaya yönelik zayıf çabaları, acı verici bir biçimde aslında ne kadar değişmiş ol Simonetta Stefanelli, Pietro Biondi,
Charles Vanel, Accursio Dİ Leo,
duklarını vurgulayan üç kardeşin ruhlarına nüfuz ettiğimiz yalın, zarif anlarda, fil
Luigi Infantino, Girolamo Marzano,
min gerçek gücü ortaya çıkar. Rossi, melodramla düş gücünü etkili bir biçimde Glna Pontrelli
harmanlayarak, geleceğin, kardeşlerden her biri için neler getirebileceğini görme Oscar adaylıkları: İtalya (yabana
mize olanak tanır. Gelecekte olacaklar, her kardeşin karakterine göre belirlenen film)
bir film janrına uygun tarzda ileri sıçramalarla sunulur. Filmin Sony, bu dünyada
geçirdiğimiz her anın değerini bilmemiz gerektiğini güçlü bir biçimde anımsatır.
İngilizce adı: Three Brothers
RDe
CZL0WIEKZZELAZA(1981)
Demir Adam
1977 yapımı Man o f Marble'ın (M ermer Adam ) devam film i olan Demir
Adam, yönetmen Andrej Wajda'nın Polonya tarihinin önemli olaylarına değinme
fırsatını asla kaçırmak istemediğini ispatlamıştı, ilk film daha çok Stalin dönemini
ve o dönemde işlenen suçları ele alırken, Demir Adam da eylemleriyle 1980'lerin
sonlarında komünist rejimin yıkılmasını sağlayan güçlü sendika örgütlenmesiyle.
Dayanışma Hareketi'nln canlanışıyla ilgilenir.
Burada da bir kez daha belgesel yapımcısı Agnieszka'yla (Krystyna Janda) kar
şılaşırız; şimdi eski PolonyalI işçi-kahraman Birkut'un oğlu Mateusz'la (Jerzy Radzi-
vvilovvicz) evlidir. 1980'deki Gdansk grevinin örgütlenmesiyle yoğun bir biçimde il
Polonya (Film Polski, Zespol gilenen Mateusz, Dayanışma Hareketi'nin kurucularındandır ve entelektüelleri de
Filmowy X) sendikaya katılmaya ikna etmeye çalışmaktadır. Bir önceki filmde sadece ima edi
153dk, SB / Renkli
len şey bir dizi geri dönüşle bize gösterilir: Birkut, komünist Özel Kuvvetler'i tara
Dili: Polonyaca
fından vahşetle bastırılan bir ayaklanma olan, 1970'deki Gdansk grevinde öldürül
Yönetmen: Andrzej Wajda
müştür. Ancak yakın geçmişin olaylarıyla, Gdansk'taki yeni grev arasındaki bu pa
Senaryo: Aleksander Scibor-Rylski
ralellik, sonunda zafer kazanılacağına dair umutlu bir bekleyişe olanak tanır.
Görüntü Yönetmeni: Janusz
Kalicinski, Edward Klosinski Mermer Adam'a göre yapısı daha az karmaşık olan devam filmi yine de ko
Müzik: Andrzej Korzynski münizm tarihinde şaşırtıcı bir değişim getiren on yıllık döneme yakışan bir tanıklık
Oyuncular: Jerzy Radziwilowicz, sunar. 1970'te ve daha sonra da 1980’de çekilmiş inanılmaz belgesel sekansları fil
Krystyna Janda, Marian Opania, min uyandırdığı ulusal ve uluslararası yankıyı şiddetlendirmiştir. Özellikle, Doğu Av
Boguslaw Linda, Wieslawa rupa'nın ürettiği filmlerle pek ilgili olmayan Batılı izleyiciler, gördüklerinden ötürü
Kosmalska, Andrzej Seweryn,
sarsılmışlardı: Demir Adam’ın, 1981 Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye'yle
Krzysztof Janczar, Boguslaw
Sobczuk, Franciszek Trzeciak ödüllendirilmesinin nedenlerinden biri budur. Filmde Dayanışma Hareketi'nin lide
Oscar adaylıkları: Polonya ri olarak bizzat Lech VValesa’ nın kısa bir süre görünmesi de VVajda'nın tarih bilin
(yabana film) cini ve geleceği kestirebilmeye yönelik gizemli becerisini vurgular.
Cannes Film Festivali: Andrzej Güçlü bir etkisi olan politik bir film yapmaya kararlı olan Wajda, ideolojik me
Wajda (Altın Palmiye),
sajını diyaloglarda ön plana çıkarmakta ısrar etmiş ve bazı eleştirmenlere göre de
bunda aşırıya kaçmıştır. Ancak bu gibi yorumlara rağmen, Demir Adam Wajda'nın
"izleyicilerle tarih arasında (yer alan), fikirlerimle birlikte ben" taahüttünü yerine
getirir. Film, Avrupa'nın bu bölgesinde çok değer verilen, özgürlüğü mümkün kı
İngilizce adı: Man o f Iron
lan Polonya yurttaşlarına adanmış, dokunaklı bir saygı duruşudur. DD
ZU FRUH, ZU SPAT(1981) Almanya
100dk, 16mm, Eastmancolor
Jean-Marie Straub ve Danièle Huillet'in renkli çektikleri bu belgesel, ikilinin 16 Dili: Almanca
mm. çalıştıkları nadir işlerden biridir ve kesinlikle benim favori peyzaj filmimdir. Me Yönetmen: Danièle Huillet, Jean-
Marie Straub
kanlarla ilgili bu 100 dakika uzunluğundaki filmde "karakterler" bulunmaz; yine de
Senaryo: Friedrich Engels, Danièle
çelişkili bir biçimde gerçekleştirdikleri en kalabalık çalışma da budur. Birinci bölümde
Huillet, Mahmoud Flussein, Jean-
günümüz Fransa’sından bazı yerler gösterilir. Bu görüntülere, Friedrich Engels'in Kari Marie Straub
Kautsky'ye yazdığı, Fransız köylülerinin yoksullaşmalarını anlatan mektubun bir kısmı Görüntü Yönetmeni: Robert
nı ve 1789 yılında vergilerin arttırılması planlarına karşılık, aynı köylerin belediye baş- Alazraki, Caroline Champetier,
kanları tarafından hazırlanan "Şikayet Defterleri"nden bazı bölümleri okuyan Huillet William Lubtchansky, Marguerite
Perlado
eşlik eder.
Tema müziği: Beethoven
ilkinin aşağı yukarı iki katı uzunluğundaki, çok daha iyi olan ikinci bölümde aynı
şey, Mahmoud Flussein’in, 1952'de, Neguib'de gerçekleşen "küçük burjuva" devrimi
öncesi Mısırlı çiftçilerin İngiliz işgaline direnişlerini anlattığı, daha güncel Marksist bir
metni eşliğinde gerçekleşir, iki bölüm birlikte, çiftçilerin çok erken ayaklandığını ve
çok geç başarı kazandığını ima eder. Biçimsel esin kaynaklarından biri Beethoven'in
geç dönem kuartetleri olan filmin yavaş temposu, yaşattığı deneyimin merkezinde
yer alır. Straub ve Huillet'in güzel, uzun çekimlerinin çarpıcı yanı, sese ve görüntüye
gösterdikleri titiz ihtimamın ister şehirdeki büyük bir fabrikanın önünde, ister açık bir
kır yolunda olsun, önümüzde koca bir evren açar gibi olmasıdır. Jacques Tati’nin ta
mamı stüdyoda çekilen Playtime'ı (Oyun Zamanı, 1967) gibi Zu fruh, Zu spat'm (Çok
Erken, Çok Geç) konusu da içinde yaşadığımız dünyanın katışıksız zenginliğidir. JRos İngilizce adı: Too Early, Too Late
rar izlenmeye (filmdeki yıldızları keşfetmek için) son derece dayanıklı bir film ve Müzik: Jackson Browne, Jimmy
Buffett, Charlotte Caffey, Danny
gösterime ilk girdiğinde yakalamış olanlar için nostaljik cazibesi var. Bu yapıma, in
Elfman, Rob Fahey, Louise Goffin,
ceden inceye tatlı bir melankoli duygusu eşlik eder. Gelecekte, Say Anything (Bir Sammy Flagar, Don Flenley, Danny
Şey Söyle, 1989), Singles (Bekarlar, 1992) ve Alm ost Famous (Şöhrete Bir Adım, Kortchmar, Giorgio Moroder,
2000) gibi X-kuşağının başarılı filmlerini yazıp yönetecek, eski Rolling Stone muha Graham Nash, Stevie Nicks, Tom
Petty, Marv Ross, Billy Squier, Joe
biri Cameron Crovve'un senaryosunu yazdığı bir film için bu şaşırtıcı değildir.
Walsh, Rusty Young, Charlotte
Ancak Fleckerling de Fast Times'ın çoğul anlatısını mükemmel bir tutarlılıkla Caffey, Jane Wiedlin
ördüğü ve komikten ziyade iç karartıcı gözüken bir öyküdeki mizahı ortaya çıkar Oyuncular: Sean Penn, Jennifer
dığı için, övgüyü en az Crowe kadar hak eder. İleride Clueless'da (1995) ortaya Jason Leigh, Judge Reinhold,
Robert Romanus, Brian Backer,
koyacağı üslubun işaretlerini veren Fleckerling, melodrama yatkın malzemeden
Phoebe Cates, Ray Walston, Scott
kahkahalar çıkartır, aşırı duygusallıktan kaçınır ve herkes için mutlu bir son yaratır. Thomson, Vincent Schiavelli,
En iyi replik şudur: kafası sürekli iyi gezen sörfçü ahbabımız Jeff Spicoli'nin, Bili & Amanda Wyss, D.W. Brown, Forest
Ted.'s Excellent Adventure'dan (Bili ve Ted'in Maceraları, 1989) yıllar önce, kelime Whitaker, Zoe Kelli Simon, Tom
Nolan, Blair Ashleigh
leri aşırı yayan Güney Kaliforniya aksanıyla söylediği, "Kendimi iyi hissetmek için
tek ihtiyacım dişime göre dalgalar ve soğuk bira.” SJS
E.T.: THE EXTRA-TERRESTRIAL (1982)
E.T.
Ridley Scott'in Alien T (Yaratık) bizi uzaydan gelen varlıkların sakınılacak şeyler
olduğuna ikna ettikten üç yıl sonra Steven Spielberg, sevimli ve kucaklanabilir ola
bileceklerini de gösterdi; özellikle E.T. gibi koca göbekli yaratıklar olurlarsa.
f.T .'nin sevimli, saf görüntüsü sözde, Splelberg'in ekibi Einstein'ın gözlerini ve al
nını bir bebeğin yüzüne yerleştirdiğinde ortaya çıkmıştı.
Aile boyu bir bilimkurgu macerası olan bu filmle Spielberg, çocukluğa saygıla
ABD (Amblin, Universal) rını sunuyordu. Küçük, yalnız bir çocuk olan Elliott (Henry Thomas) arkadaşlarının
115dk, Technicolor geride bıraktığı uzaylı bir yaratıkla (sahnelerin çoğunda E.T. kostümü giyen küçük
Yönetmen: Steven Spielberg birisi tarafından canlandırılır) arkadaş olur. Ona, iletişim kurmak, bira içmek, şeker
Yapımcı: Kathleen Kennedy, yemek ve küçük kız kardeşi Gertie’ nin (Drew Barrymore) giysilerini giymek gibi
Steven Spielberg
Dünya geleneklerini tanıtır. Elbette gizli arkadaşlıkları fazla uzun süremez ve kısa
Senaryo: Melissa Mathison
bir süre içinde çocukla uzaylısı, galaksilerarası yolculuk eden seyyah üstünde de
Görüntü Yönetmeni: Allen
Daviau neyler yapmak isteyen hükümet görevlilerinin tehdidi altında kalır.
Müzik: John Williams Splelberg'in bir süredir aklında olan ve Raiders o f the Lost A rk 'tan (Kutsal Ha
Oyuncular: Henry Thomas, Dee zine Avcıları) sonra senarist Melissa Mathison'a anlattığı bir fikre dayanan E.T., he
Wallace-Stone, Robert pimizin içindeki çocuğa hitap eden eğlenceli bir maceradır ama bitiş jeneriği baş
MacNaughton, Drew Barrymore,
lamadan önce en katı izleyiciyi bile zırıl zırıl ağlatarak perişan etmeye yetecek ka
Peter Coyote, K.C. Martel, Sean
Frye, C. Thomas Howell, David M. dar duygusallık da içerir. Filmin şekerleme kıvamına gelmemesi, Spielberg'in oluş
O'Dell, Richard Swingler, Frank turduğu tem po ve Mathison'un yazdığı senaryoda mizahla hüznün bir arada yer
Toth, Robert Barton, Michael almasına ek olarak, Debra W inger'in ve Pat Welsh'in kulak tırmalayan E.T. seslen
Durrell
dirmeleri ve çoğu genç olan oyuncuların muhteşem performansları sayesindedir.
Oscar: Charles L. Campbell, Ben
Burtt (özel ses efektleri), Carlo Hayali arkadaşı aslında gerçek olan şanslı çocuk rolünde Thomas, filmi neredeyse
Rambaldi, Dennis Muren, Kenneth küçük omuzlarında sırtlarken, Robert MacNaughton (ağabey Michael rolünde) ve
Smith (görsel efekt), John Williams yedi yaşındaki Drew Barrymore, başlangıçta çekingen davranan ama f.T .'nin ol
(müzik), Robert Knudson, Robert J.
dukça güçlü cazibesine kapılan kardeşler rolünde mükemmel bir iş çıkarırlar.
Glass, Don Digirolamo, Gene S.
Cantamessa (ses) Film piyasaya sürüldükten 20 yıl sonra Spielberg özel bir yıldönümü sürümü
Oscar adaylıkları: Steven yayımladı. Bunda f.T .'nin yüz ifadelerinde 1982'de yapmayı başaramadığı ve bilgi
Spielberg, Kathleen Kennedy (film), sayarla gerçekleştirdiği bazı değişiklikler yer alıyordu. Bir başka dikkat çekici deği
Steven Spielberg (yönetmen),
şiklik, hükümet ajanlarının ellerindeki silahların (bu Spielberg'i hep rahatsız etmiş
Melissa Mathison (senaryo), Allen
Daviau (görüntü yönetmeni), Carol ti) yerine, dijital yöntemlerle telsizlerin yerleştirilmesiydi. JB
Littleton (kurgu)
THE THING (1982) ABD (Turman-Foster, Universal)
Şey 109dk, Technicolor
Dili: İngilizce / Norveççe
Yönetmen: John Carpenter
Antarktika'da ıssızlığın ortasındaki bir kampta, bir grup bilim adamı (Kurt Rus-
Yapımcı: David Foster, Lawrence
sell'ın canlandırdığı baş kahraman da dahil) bedenlerini ele geçirebilen yabancı bir Turman
yaşam biçimi tarafından kuşatılır. Dış dünyayla bağlantısı olmayan adamlar, yaban Senaryo: Bill Lancaster
cı varlığın ele geçirmiş olabileceği düşüncesiyle birbirlerinden kuşkulanırken, gitgi John W. Campbell Jr. 'in Who Goes
de daha da paranoyaklaşır ve sonunda bütün dünyayı etkilemesi tehlikesine karşı There? isimli öyküsünden
Görüntü Yönetmeni: Dean
lık, yaratığın kamptan çıkmasına izin veremeyeceklerini fark ederler.
Cundey
ilk uyarlaması 1951 'de The Thing From A nother W orld (Başka Bir Dünyadan Müzik: Ennio Morricone
Gelen Şey) adıyla Howard Hawks tarafından yapılan John W. Campbell'ın bilim Oyuncular: Kurt Russell, Wilford
kurgu klasiği öyküsü Who Goes There ?'in (Oraya Kim Gider?) 1982 yapımı John Brimley, T.K. Carter, David
Clennon, Keith David, Richard A.
Carpenter uyarlaması, Hawks'un çektiği film in “Oğlanlara Özel Macera"1 yaklaşı
Dysart, Charles Hallahan, Peter
mından özellikle uzak durur ve doğruca klostrofobiyle ve varoluşsal kaygılarla ilgi Maloney, Richard Masur, Donald
lenir. Carpenter’ ın Jey'i, 80'lerin en etkili korku filmlerinden biri oldu; çok taklit Moffat, Joel Polis, Thomas G.
edildi ama daha iyisi nadiren çekildi. Waites, Norbert Weisser, Larry J.
Franco, Nate Irwin
David Cronenberg filmleriyle birlikte Şey, dönemin korku ve bilimkurgu filmle
rine hakim olan bedenin istilası temasını incelemek için, temel metinlerden biridir.
Et ve kemiğin kırılıp bükülerek, tuhaf bir güzelliği olan grotesk tablolara dönüşme
sini, gözünü kırpmadan gösteren ilk filmlerden biridir ve sinema aracılığıyla yaratı
lan korkunun çıtasını sonsuza dek yükseltmiştir. A T
Si
olursa olsun (Scott en azından bir kez Deckard'ın bir androit
olabileceğini İma etmiştir), Bıçak Sırtı bugüne dek çekilmiş bilim
kurgu filmlerinin, sanat yönetmenliği en başarılı ve görsel açı
la gitmek için uzun mesafeleri gruplar halinde kat ettiği ve herkesin komşularını ta Yönetmen: Bob Clark
nıdığı zamanlar. A Christmas Sfory'nin (Bir Noel Öyküsü) küçük Ralphie’si (Peter
Yapımcı: Bob Clark, René Dupont
Senaryo: Leigh Brown, Bob Clark,
Bllllngsley) için hayat güzeldir ama tam anlamıyla mükemmel değildir. Noel hızla
Jean Shepherd
yaklaşmaktadır ve onun tek isteği, radyo kahramanının çığırtkanlığını yaptığı bir Jean Shepherd'in God We Trust,
"Red Ryder BB" tüfeğidir. Ailesinin ve öğretmeninin tüm itirazlarına rağmen, No All Others Pay Cash isimli
el gecesi oyuncağın eline geçmesini sağlayacak bir plan kurmaya kararlıdır. romanından
Görüntü Yönetmeni: Reginald
Bu basit kurmaca, yönetmen Bob Clark'a, Noel'i, aile değerlerini, geçmiş yılla
H. Morris
ra duyulan nostaljiyi ve tatil dönemlerinde belirleyici hale gelmiş olan tüketim düş
Müzik: Paul Zaza, Cari Zittrer
künlüğünü sevecenlikle ama yine de iğneleyici bir biçimde alaya almak için yeterli Oyuncular: Melinda Dillon, Darren
malzemeyi verir. Matrak ve kahkahalarla güldürecek denli komik olan bu çağdaş McGavin, Peter Billingsley, lan
yeni yıl klasiği, eleştirdiği konulan hafife almadan ya da acımasızlaşmadan ele aldı Petrella, Scott Schwartz, R. D. Robb,
Tedde Moore, Yano Anaya, Zack
ğı için derin bir etki uyandırır. Okuldaki kabadayılar, geçimsiz bir baba ve çalışmak
Ward, Jeff Gülen, Colin Fox, Paul
tan bitap düşmüş bir anne, tuhaf bir kardeş ve bir grup uyumsuz arkadaş, yetişkin Hubbard, Leslie Carlson, Jim
Ralphie'nin anlatımıyla hayat bulur. Bir klasik haline gelmiş sahneler (okul arkadaş Hunter, Patty Johnson
larından birinin dilini donmuş bayrak direğine yapıştırması, Çin restoranındaki No
el yemeği), duygu sömürüsü yapmadan ya da aşırı duygusallığa kaçmadan, aynı
anda hem son derece komik hem de dokunaklı olmayı başarır. A Christmas Story,
tam da yeni yılın yapay tatlandırıcıları andıran yanlarından hoşlanmayan ama Scro-
oge konumuna da düşmek istemeyenlere göredir. EH
arkadaşlardır.
Oscar adaylıkları: Michael
Shamberg (film), Lawrence Kasdan,
Kasdan ve Barbara Benedek’in birlikte yazdığı ayrıntılı senaryo, maddeci 80'lerde Barbara Benedek (senaryo), Glenn
sıkışıp kalmış 60'lar kuşağının, bütün idealist duygularını ve hayal kırıklıklarını yakalama Close (yardımcı kadın oyuncu)
yı başarırken, The Big Chillin, bütün oyuncuları eşit ağırlıkta önemli olan kadrosu, asla
aşırı duygusallığa kapılmadan, hüzün ve mizahın mükemmel bir birleşimini sunar. JB
Fransa (Argos Film)
100dk, Renkli
Dili: Fransızca Chris Marker'ın, adı "Güneşsiz" anlamına gelen başyapıtı, kurmaca olmayan
Yönetmen: Chris Marker sinema açısından günümüzün en önemli filmlerinden biridir. Bu, özellikle günü
Senaryo: Chris Marker müz Tokyo'suna odaklanan ama Marker'ın sinemayla ilgili temel takıntılarından bi
Görüntü Yönetmeni: Chris ri olan Hitchcock'un V'ert/go'sunun (Yükseldik Korkusu, 1958) çekildiği özgün
Marker
mekanların izini sürdüğü, İzlanda, Gine-Biso ve San Francisco'da yapılmış çekimle
Müzik: Isao Tomita
ri de içeren, kişisel bir felsefe denemesidir. Önemli bir Fransız film yapımcısı ve vi
Tema müziği Modest
Mussorgsky, Jean Sibelius deo sanatçısının, tarif etmesi güç ve özetlemesi neredeyse olanaksız olan şiirsel
Oyuncular: Florence Delay, Arielle yolculuğu, dünyanın her yanında, onlarca yılda edinilmiş deneyimleri inceleyip, ak
Dombasle, Riyoko Ikeda, Charlotte tararak tüm yönlerden ışıldar.
Kerr, Alexandra Stewart
Öznellik, ölüm, fotoğraf sanatı, toplumsal gelenekler ve bizzat bilinç üstüne
Uluslararası Berlin Film
bir film olan Şans Soleil, bir zaman kapsülünde bulunmuş şiir etkisi bırakır. Temel
Festivali: Chris Marker (OCIC
Ödülü—Onur Ödülü) de bu film , kendi izlenimlerinin bazılarıyla afallamış ve bunları aklından çıkarama
yan bir fotoğrafçı, solcu ve takıntılı dünya gezgininin, bazı meseleleri tekrar göz
den geçirmesini konu alır. Tıpkı diğer filmleri ve videolarında olduğu gibi, Marker
burada da anlamlı bir biçimde adının yönetmen olarak geçmesini kabul etmez. Fil
min İngilizce versiyonunda, kendi öyküsünü anlatması için Amerikalı bir kadını
(Alexandria Stewart) görevlendirmesi de (Marker'dan sadece üçüncü şahıs kipin
de ve geçmiş zamanda bahsedilir) de bu yaklaşımına uygundur ve onun bir dolay
lılık ustası olduğunu gösterir. Marker'ın son derece özgün söyleminin yapısındaki
İngilizce adı: Sunless zeka ve güzellik, geriye etkileyici bir ta t bırakır. JRos
Fransa (Loup)
LE DERNIER COMBAT (1983)
92dk, SB
Dili: Fransızca Paris, M ad M ax'i andırır tarzda, bir çölün ortasında yer alan harabelere dö
Yönetmen: Luc Besson nüşmüştür. Siyah beyaz çekilmiş, kıyamet sonrasını anlatan bu bilimkurgu öykü
Yapımcı: Luc Besson sünde yer alan karakterler, konuşma yetilerini kaybetmiştir; ve yiyecek, su ve seks
Senaryo: Luc Besson, Pierre Jolivet bulmak için mücadele etmek zorundadır. Kahramanımız (Pierre Jolivet) kendini
Görüntü Yönetmeni: Carlo
kaybetmişçesine bir şişme bebekle sevişir. Peşine yağmacılar düştüğünde, kendi
Varini
yaptığı uçağıyla havalanır ve harabe halindeki bir hastanenin yakınlarına iner. Sağ
Müzik: Eric Serra
kalmış son kadınlardan birini barındıran bir doktor (Jean Bouise) onu hastaneye
Oyuncular: Pierre Jolivet, Jean
Bouise, Fritz VVepper, Jean Reno, kabul eder. Doktor kendini Tanrı-röntgenci konumuna koyarak ve kadınla kahra
Christiane Krüger, Maurice Lamy, manımızı, Adem'le Havva olarak kullanarak yeni bir toplum yaratmak istemekte
Pierre Carrive, Jean-Michel
dir. Kötü yürekli bir devin de (Jean Reno) kadınla ilgili bazı tasarıları vardır; dokto
Castanie, Michel Doset, Bernard
Havet, Marcel Berthomier, Petra run yaşadığı binaya saldırır ve kahramanımız onu öldürmeden önce, kadına teca
Müller, Garry Jode vüz edip öldürür. Kahramanımız geri dönüp peşine düşen çeteyle yüzleşir, liderle
rini öldürür ve belki de dünyada kalan son kadın olan liderin kadınını kendine alır.
Luc Besson'un son derece kısıtlı bir bütçeyle gerçekleştirdiği ilk filmi olan La
Dernier Combat (Son Savaş), çizgiroman tarzı bir mizah anlayışını, gerçeküstü
öğeleri (örneğin gökten yağan balıklar) ve şiddeti bir araya getirerek, iletişimin il
kel dürtülere indirgendiği maddeci 1980'lerde gençliğin yabancılaşması üstüne bir
yorum getirir; ve Paris şehrinin, bir distopyanın yıkıntılarına nasıl dönüşebileceğini
anlatır. PP
İngilizce adı: The Last B a ttle
Fransa / İsviçre (EOS-Fllm, France
Para 3 Cinéma, Marloris Films)
85dk, Eastmancolor
Dili: Fransızca
Para başladıktan bir saat sonra, bir anda artan beyazlık anlatıda yeni bir yöne
Yönetmen: Robert Bresson
girildiğini gösterir. Kır saçlı bir kadın (Sylvle Van den Elsen) yürüyerek geçerken, ka Yapımcı: Jean-Marc Flenchoz,
çak bir suçlu olan Yvon'la (Christian Patey) aralarında belli belirsiz bir bakışma ge Daniel Toscan du Plantler
çer. Birkaç dakika sonra filmde İlk kez her şey yeşil ve doğaldır. Senaryo: Robert Bresson
Leo Tolstoy'un Faux billet isimli
Gizem, Robert Bresson sinemasının şiarıdır; ancak burada Yvon'la hamisi ara
romanından
sında başlayan ilişki, bütün filmlerindeki olayların en gizemlisidir. Kadın, İlgilendiği Görüntü Yönetmeni: Pasqualino
kişinin bir katil olduğunun farkında gibidir. Ona boyun eğişi aynı anda mazoşistçe, De Santls, Emmanuel Machuel
tinsel ve cinsel anlamdadır. Sonunda da intihara meyilli bir hal alır. Tema müziği: Johann Sébastian
Bach
Bu kadın, yanlış yönelmiş İyilik anlayışının kurbanı olmuş bir ahmak mıdır yok
Oyuncular: Christian Patey,
sa lanetli bir ruha anlık bir merhamet bağışlayan bir azize mi? Peki, İç paralayan
Vincent Risterucd, Caroline Lang,
yolculuğunun bu aşamasında Yvon kimdir? Leo Tolstoy'dan alıntılandığı biçimde, Sylvie Van den Elsen, Béatrice
üç öğrenci gencin bastığı sahte 500 frank yüzünden, hayatındaki her türlü yapı çö Tabourin, Didier Baussy, Marc
Ernest Fourneau, Bruno Lapeyre,
zülmüştür. Yabancılaşmış bir deli midir; soğuk kanlı bir hilebaz mı; yoksa kaybetti
François-Marie Banler, Alain
ği masumiyetini arayan bir kurban mı? Aptekman, Jeanne Aptekman,
Para'nın geçtiği dünya boş ve çıplaktır. Orta sınıfa alt dükkanların, mahkeme Dominique Mullier, Jacques Behr,
Gilles Durleux, Alain Bourguignon
lerin ve hapishanelerin soğuk mimarisine, aynı ölçüde haşin siren, araba ve maki
Cannes Film Festivali: Robert
ne seslerinden oluşan bir ses kolajı eşlik eder. Bedenler sıklıkla kapı ve pencere çer
Bresson (yönetmen), ödülü Andrel
çevelerine iliştirilmiştir. Tarkovsky'nln Nostalghla İsimli
Bresson'un en dünyevi ve materyalist çalışması olan Para, Le Diable Probable- filmiyle paylaştı (Altın Palmiye
adaylığı)
m ent'te (Herhalde Şeytan, 1977) ortaya koyduğu modern, endüstrileşmiş hayatın
getirdiği umutsuzluğun doğal bir sonucu mudur; yoksa İleriye dönük karamsar gö
rüsünde, zayıf bir um ut ışığı mevcut mudur? Bazı dokunaklı detaylar, nedensellik
ağına takılmaz: beyaz örtüler meltemle hafifçe uçuşurken, Yvon'un ağaçtan fındık
toplayıp, bunları kadınla paylaşması gibi. Bu, Bresson'un bütün filmlerindeki en ya
lın ama en güzel pasajlardan biridir. Bu sahnede, usulca İçlerinde taşıdıkları İyilik ya
da kötülük yapma yetileriyle, İnsanı İnsanlıktan çıkaran şiddet yüklü ortamlardan
geçen varlıkların büyük gizemini sezinler ve cehenneme dönmüş bir dünyada, hız
la geçip giden mutlak, doğal saflık anlarına tanık oluruz. AM
bir biçimde "Şuradaki bir adam mı?" diye sorar. Kamera, dumanlar çıkaran enkaz
Oscar adaylıkları: Irwin Winkler,
Robert Chartoff (film), Sam
dan sağlam adımlarla yürüyerek uzaklaşan, kararmış bir figüre ve tekrar Ya
Shepard (yardımcı erkek oyuncu),
eger'in, "Çok doğru! O bir adam !" diye sevinçle bağıran arkadaşına (The Geoffrey Kirkland, Richard
Band'den Levon Flelm, aynı zamanda filmin anlatıcısıdır) döner. Alan Shepard Lawrence, W. Stewart Campbell,
(Scott Glenn), bir Satürn roketinin Peter R. Romero, Jim Poynter,
George R. Nelson (sanat yönetimi),
tepesinde tuttuğu nöbet eziyete
Caleb Deschanel (görüntü
dönüşecek denli uzadığında, tarihe yönetmeni)
yön vermek kadar, işemeye de he
vesli hale gelir. Mistik bir yaklaşım
ve konfeti yağmuruna tutulduğu
muzafferane geçit töreniyle sona
eren, heyecan verici atmosfere giriş
anı, John Glen'in (Ed Harris) yörün
gedeki uçuşunu süsler. Quaid'in
canlandırdığı kendini beğenmiş, sü
rekli sırıtan Gordo Cooper, başlığın
da yansıyan "tanrısal ışık" karşısında
huşu duyar. Gustav Flolst'un orkest
ra için bestelenmiş güçlü eseri "Ge-
zegenler"in, Bili Conti'nin Oscar'la
ödüllendirilen, insanı kendinden ge
çiren film müziğiyle birlikte kullanıl
ması da dahil olmak üzere, film baş
tan sona heyecan vericidir. AE
ABD (Institute for Regional
KOYAANISQATSI (1983)
Education, Santa Fe)
87dk, Renkli Sanki Koyaanisqatsi (Dengesini Yitirmiş Yaşam) gibi bir film başlı başına bir
Dili: İngilizce / Hopi gözü peklik örneği değilmişçesine (öyküsü olmayan, baştan sona minimalist müzik
Yönetmen: Godfrey Reggio eşliğinde sunulan ve ciddi toplumsal-politik mesajlar içeren avangard bir uzun met
Yapımcı: Godfrey Reggio raj), yönetmen Godfrey Reggio daha en başında, 1983 yapımı bu filmin, hepsi de
Senaryo: Ron Fricke, Michael ticari nitelikli 35 mm. filmle çekilecek ve sıradan sinema salonlarında gösterilmesi
Hoenig, Godfrey Reggio, Alton
hedeflenen bir "qatsi" üçlemesinin ilk bölümü olduğunu açıklamıştı.
Walpole
Görüntü Yönetmeni: Ron Fricke Üçlemenin devamı ancak 1988'de Powaqqats!nin (Dönüşen Yaşam) yapımı
Müzik: Philip Glass, Michael na başlandığında geldi ve finansman sorunları yüzünden Reggio seriyi, Naqoyqat-
Hoenig si'nin (Savaş Halindeki Yaşam) nihayet tamamlandığı 2002 yılında bitirebildi. Üç
Uluslararası Berlin Film filmin her birinin hayranları olsa da Koyaanisqatsi, aralarında en başarılı olanıdır
Festivali: Godfrey Reggio (Altın
ve aklı kurcalama, gözleri yorma ve kulağı büyüleme gücünden bir şey yitirmez.
Ayı adaylığı)
Film üç cesur fikre dayanır. Bunlardan birincisi, Reggio'nun bütün yaratıcı or
takların (görüntü yönetmeni Ron Fricke, besteci Philip Glass ve yönetmen olarak
kendisi) eşit rol oynayacağı, filmin tamamlanmış haline eşit ölçüde katkıda buluna
cağı, duyulara hitap eden, büyüleyici yeni bir sinema türü geliştirme arzusudur. Bir
diğeri, sıradan izleyicilerin, önemli fikirleri, çekici, yapmacıktan uzak bir biçimde
sunduğu takdirde, kurmaca olmayan sinemayı destekleyeceğine duyduğu inançtır.
Üçüncüsüyse, üçlemenin merkezinde yer alan mesaja bağlılığıdır: Doğa ve kültür
günümüzde eski dengelerini yitirmiştir ve eğer insanlık teknolojiyle ilgili kibrinin do
ğurduğu tehlikeleri fark etmezse, işler çığırından çıkabilir.
Hopi Kızılderililerinin dilinde "dengesini yitirmiş yaşam" anlamına gelen ismine
sadık kalan, durmaksızın değişen Koyaanisqatsi, insanların her tü r faaliyetiyle den
gesini yitirmeye başlamış bir dünyadan görünümler sunar. En kayda değer sekans
lar, anamorfik merceklerden kuralsız kurguya, zaman aralıklı çekimlerden farklı ka
mera hızlarına dek değişik sinema araçları kullanarak, ekolojik ve çevresel mesele
lerle ilgili yeni, özgün fikirler uyandırmayı hedefleyen yeni, özgün bir yaklaşımla be
tim ler dünyayı.
Reggio'nun tasawuru, kendisinden önceki deneysel film yapımcılarından
önemli öğeler alırken (özellikle Stan Brakhage'nin ve Hillary Harris'in etkilerini fark
etmemek oldukça güçtür), daha önce hiçbir avangard sanatçının ulaşamadığı ka
dar çok izleyiciye ulaşır. Koyaanisqatsi'n\n süregelen cazibesi, Reggio'nun ne ka
dar başarılı olduğunu gösterir. DS
Bir Zamanlar Amerika'da
Sergio Leone, muhteşem Western serileri için aktörleri İtalya'ya çekmeye o
kadar çok vakit harcamıştı ki Bir Zamanlar Am erika'da'nın çekildiği yerler, köklü
bir değişikliğe işaret ediyordu. Leone, çölün engin, açık alanları yerine New
York'un Aşağı Doğu Yakası'nın ayrıntılı bir kopyasını inşa etti. Burası, yıllar içinde
yolları kesişen ve birbirleriyle çatışan Yahudi gangsterlerin (bambaşka bir silahşor
türünün), birkaç neslini anlatan hikayesinin geçtiği mekandı.
içki yasağı döneminde başlayan ve 1960'ların sonuna dek gelen film, farklı
yaklaşımları kaçınılmaz olarak çatışmayla sonuçlanan, suç ortağı iki çete lideri, Ro
bert De Niro ve James Woods'un hayatlarını anlatır. Noodles (De Niro) daha ses
siz ve depresyona yatkınken, Max (Woods) onun taşkın ruhlu karşıtıdır. Film ikilinin
üç farklı tarihteki (1921, 1933 ve 1968) durumlarını gösterir ve karakterlerimizle
her karşılaşmamızda kendilerini değiştirme becerisinden yoksun olduklarını anım
sarız. Neredeyse dört saat uzunluğundaki Bir Zamanlar Amerika'da, Leone'nin en
ABD / İtalya (Embassy, PSO,
uzun ve en yorucu filmidir. Yavaş gelişen anlatı, Noodles'ın düzensiz hayatı üstü Rafran, Warner Bros., Wishbone)
ne düşüncelere daldığı, afyon tekkesindeki narkotik dumanının hızında akar. Her 227dk, Technicolor
zaman olduğu gibi, Leone dönem detaylarına ve kompozisyona büyük önem ve Yönetmen: Sergio Leone
rir ve bir kez daha görüntülerin gücünü diyaloglara tercih ettiğini vurgular. Anlat Yapımcı: Arnon Milchan
tığı hikaye öfkeli bakışlarla, hakaret edercesine kısılmış gözlerle ve yarı gizlenmiş Senaryo: Leonardo Benvenuti,
dudak bükmelerle gelişir. Filmin aktardığı hüzünlü ruh halini güçlendiren, Le Piero De Bernardi, Enrico Medioli,
one'nin uzun süre birlikte çalıştığı Ennio Morricone'nin bestelediği harika film mü Franco Arcalli, Franco Ferrini,
Sergio Leone, Ernesto Gastaldi
ziğidir. Vurgulu bir biçimde kullandığı pan flü t bir şekilde, eldeki malzemeye uyar.
Harry Crey'in The Hoods isimli
Ne yazık ki Leone Bir Zamanlar Amerika'da' yı bitirdikten kısa süre sonra öldü; romanından
ancak film, bir simgeye dönüşen kariyeri adına, büyüleyici bir son eserdi. Daha ba Görüntü Yönetmeni: Tonino
sit ve şık spagetti westernlerdeki enerji ve yaratıcılık bir ölçüde eksik olsa da bu Delli Colli
film, kendine özgü başka türlü hazlar verir. Daha yavaş tem poludur ama yine de Müzik: Ennio Morricone
yönetmenin şaşmaz zevkini ve film yapımcılığının her yönüne hakimiyetini yansıtır. Oyuncular: Robert De Niro, James
Woods, Elizabeth McGovern, Treat
JKI Williams, Tuesday Weld, Joe Pesci,
Burt Young, Danny Aiello, William
Forsythe, James Hayden, Darlanne
Fluegel, Larry Rapp, Dutch Miller,
Robert Harper, Richard Bright
SCARFACE (1983)
Yaralı Yüz / SicilyalI
Howard Hawks’ un 1932'de çektiği gangster klasiğinin, Brian De
Palma tarafından güncellenmiş yeniden yapımı olan SicilyalI, kanlı,
abartılı, inanılmaz, olağanüstü ustalıkla çekilmiş bir film; ve Al Paci-
no'nun unutulmaz oyunculuğunu izleme fırsatı sunuyor. Film ilk gös
terime girdiğinde, De Palma adına röntgencilerle, arka pencerelerle
ve gölge-ikizlerle gerçekleştirilen, Hitchcock'a özgü oyunlardan bariz
bir uzaklaşma gibiydi. Bugün tekrar izlendiğinde SicilyalI, tam anla
mıyla bir De Palma eseri, erkek benliğinin kırılgan koşullarının ve güç
oyunlarının bir incelemesi.
Film, Kuzey Amerika'ya akın eden Kübalı mülteci dalgasını anla
tan belgesel niteliğinde çekimlerle başlayarak, öyküye, Havvks'un ori
jinal filminin şablonunu baştan aşağı değiştiren siyasi bir boyut kazan
dırır. Tony Montana (Pacino), göçmen gettosundan kurtulmak için en
büyük şansının, suç ve cinayet işlemek olduğunu çok çabuk fark eder.
Çağdaş bir gangster olarak yükselişi ve düşüşü gösterişli bir tarzda an
latılır: 1970'lerin moda akımlarını, dökülen onca kana ve ihanetlere
tezat oluşturacak biçimde vurgulamak için her fırsat değerlendirilir.
Eleştirmenler hiç zaman kaybetmeden, Havvks'un özgün filminin
bu uyarlamasını (senaryosunu Oliver Stone yazmıştı) ilk "postmo-
dern" gangster epiği olarak adlandırdı. Hatta Tony, kendisinden, Ro-
bert VVarshavv'un klasik haline gelen "Trajik Kahraman Olarak Gangs
ter: Bana ihtiyacınız var, ben kötü adamım!" adlı makalesini çağrıştırır biçimde söz
ABD (Universal) eder. Yine de şaşırtıcı farkındalığına rağmen bu film, eski tarz bir "büyük anlatıdır"
170dk, Technicolor ve arındırıcı, doruğa çıkarıcı etkisi olağanüstüdür. Tony mutlak iktidar hayali kurar;
Dili: İngilizce / İspanyolca kendi bedeni üstünde, yakınlarının kalpleri ve bağlılıkları üstünde ve şehrin kendi
Yönetmen: Brian De Palma suç imparatorluğuna ait bölgesi üstünde. Ama çuvallar dolusu kokain çektikten
Yapımcı: Martin Bregman sonra, güvenlik kameralarında, kendisini öldürmeye gelenleri bile göremez.
Senaryo: Oliver Stone
Palma'nın tartışma yaratan başyapıtı, binlerce parçaya ayrılan toplumsal bir
Howard Hawks'in Armitage Trail
isimli romanından ve 1932 yapımı minyatür evreni izlemenin uyandırdığı yıkıcı heyecanı, 1970'lerden beri çekilen fa
Scarface filminden cia filmlerinin hepsinden daha güçlü bir biçimde verir. Bütün bunlar olurken, tepe
Görüntü Yönetmeni: John A. de uçan bir balon, neon ışıklarıyla yazılmış acımasızca alaycı bir sloganı duyurur:
Alonzo "Dünya Şenindir." AM
Müzik: Giorgio Moroder
Oyuncular: Al Pacino, Steven
Bauer, Michelle Pfeiffer, Mary
Elizabeth Mastrantonio, Robert
Loggia, Miriam Colon, F. Murray
Abraham, Paul Shenar, Harris Yulin,
Ángel Salazar, Arnaldo Santana,
Pepe Serna, Michael P, Moran, Al
Israel, Dennis Holahan
Japonya (Toei)
Narayama Türküsü 130dk, Renkli
Dili: Japonca
Yönetmen: Shohel Imamura
Bu tuhaf film, 19. yüzyıl Japonya'sında, medeniyetten uzak, dağlık bir bölge
Yapımcı: Goro Kusakabe, Jiro
de saklı kalmış bir köy halkının yaşamlarını ve ölümlerini anlatır. 70 yaşına gelen
Tomoda
her köylünün, erkek akrabalarından birinin sırtında, engebeli bir dağ patikasından, Senaryo: Shohei Imamura
Narayama'daki mezar alanına taşınması ve orada ölüme terk edilmesi gerekir. Shichirö Fukazawa'nm Narayama
Narayama Türküsü'nün merkezinde, 70 yaşına girmek üzere olan Orin (Suml- Bushi-Ko isimli kitabından
ko Sakamoto) adlı büyükannenin başında olduğu bir aile yer alır. Yönetmen Sho- Görüntü Yönetmeni: Masao
Tochlzawa
hei Imamura köy hayatını tarafsızca ve gerçeküstü bir yaklaşımla ele alarak, köylü
Müzik: Shlnlchiro Ikebe
lerin yaşamlarını yönlendiren sade arzuları ve zorlukları ortaya koyar. Kıtlık zama
Oyuncular: Ken Ogata, Sumiko
nı paylarına düşenden fazlasını alan bir aile diri diri yakılır. Cinselliğini yaşayamayan
Sakamoto, Takejo Aki, Tonpei
bir delikanlı, kendine kadın bulamayınca komşunun köpeği sayesinde rahatlar. Hidarl, Seiji Kurasakl, Kaoru
Köy ve Orin'ln ailesi bu şekilde, insanca olmayan çok zor koşullarda, tüm güçleriy Shimamorl, Ryutaro Tatsumi, Junko
le varlıklarını sürdürürken gösterilir. Takada, Nijiko Kiyokawa, Mitsuko
Baisho
Filmin son bölümünde Orin 70 yaşını doldurur ve en büyük oğlu Tatsuhei'nln
Cannes Film Festivali: Shohei
(Ken Ogata), onu sırtında Narayama'ya çıkarması gerekir. Sarp dağ geçitlerindeki Imamura (Altın Palmiye)
yolculuk köydeki yaşamdan çok daha zordur. Yolculuk ilerledikçe Tatsuhel, azimle,
annesini taşımayı sürdürür ve Orin ölümlüğünü zarafetle kabullenir. Bizler de bu aşı İngilizce adı: The Ballad o f
Narayama
rı derecede gereksiz ritüelin, köylülerin İnsanlığının temeli olduğunu kavrarız. RH
Yapımcı: Gale Anne Hurd ne 1984'ün sürpriz başarılarından biri olmuştu ve son 20 yıldaki popülerliği sayesin
Senaryo: James Cameron, Gale de türünün klasikleri arasına girdi. Terminator, üslubun olay örgüsü; gösterişin zeka
Anne Hurd karşısındaki zaferi; ve çeşitli öğelerin, parçalarını gölgede bırakacak biçimde bir ara
Harlan Ellison'm Soldier and ya gelmesidir. Geleceğin, kendisine hükmedebilmek amacıyla geçmişe hükmetmeye
Demon with a Glass Hand isimli
çalışmasına ve mevcut durumunu değiştirmesine dair dairesel anlatısı, savaş sonrası
senaryosundan
bilimkurgu edebiyatının (Harlan Ellison, Phillip K. Dick ve diğerleri), televizyon dizile
Görüntü Yönetmeni: Adam
Greenberg rinin (Outer Limits-Dış Sınırlar ve Star Trek-Uzay Yolu gibi) hayranları İçin tanıdıktı.
Müzik: Brad Fiedel Roger Corman ve John Carpenter için yürüttüğü düşük maliyetli özel efektler İş
Oyuncular: Arnold lerini henüz bitirmiş olan yönetmen-senarist James Cameron, filmin olay örgüsünde
Schwarzenegger, Michael Biehn, ki birçok boşluk karşısında oluşabilecek muhtemel İtirazları başka yöne çekmek için,
Linda Hamilton, Paul Winfield,
akıl hocalarının yatıştırıcı mizah duygusunu benimsemiştir. Bu tür itirazlara karşı, fil
Lance Henriksen, Rick Rossovich,
Bess Motta, Earl Böen, Dick Miller, min kahramanları şaşkınlıkla omuz silkip geçer ya da bilgiçlik taslar. John Carpen-
Shawn Schepps, Bruce M. Kerner, ter'in Escape From N ew York'u (New York'tan Kaçış, 1981), George M iller'In Mad
Franco Columbu, Bill Paxton, Brad Max 2-The Road W arrior (M ad Max 2-Yol Savaşçısı, 1981), Luc Besson'un La Der
Rearden, Brian Thompson
nier Combat'i (Son Savaş, 1983) ve Lars von Trier'in The Element o f Crime'ı (Suç
Unsuru, 1984) gibi filmlerin ispatladığı gibi, karanlık, kirli ve kıyametimsi bir gelecek
tasavvuru o dönemde son derece modaydı.
. Cameron'un kendinden emin üslubu (filmdeki bir gece kulübünün adıyla
"tech-nolr2" diye adlandırılmıştı) ve kinetik enerjisiyle, hikayede bolca bulunan bek
lenmedik gelişmeleri ve düğümleri örerken, anlatıda tutum lu davranılması, izleyiciyi
olan bitenlerin saçmalığını düşünmekten alıkoyan Donuk yüz ifadesi, koyu Avustur
ya aksam ve Frankenstein'ın canavarı ekolünden gelme beden diliyle, kötü oyuncu
luğun somut örneği olan Arnold Schwarzenneger bile, bu film için değerli bir hal ka
zanır. Şiddet içeren bütün eylemleri gerçekleştirirken ve aşağı yukarı on tane repliği
söylerken sergilediği mekanik tekdüzeliği ve yapmacık gaddarlığı, bunlara son derece
güçlü, çok katmanlı bir ironi yükler. Neredeyse bütün replikleri kısa, dikkat çekmeyen
cümleciklerden ibarettir. Yine de beklenmedik bir başarı kazanan bu filmi izleyen her
kes, bu repliklerin çoğunu, Schwarzenneger'in telaffuzuna varana dek ezbere bilir.
Terminator1ün izleyiciyi karşılıklı etkileşime sokabilme becerisi The Rocky Horror
Picture Show1un (1975) ardından ortaya çıkan törensel kültü andtrıyorsa, varlığını
belirgin biçimde hissettiren ironi ve izleyicilere sık sık göz kırpması da Scream (Çığ
lık, 1999-2000) üçlemesinde, türe özgü klişelerle alay edilmesine benzer. Aynı şey,-
finaldeki sadistçe ama eğlenceli, slapstick bol kanlı şiddet ve "film in sonunda hayat
ta kalan kız" gelişmesi için de geçerlidir. Bilimkurgu öğelerinin, bu aşırı süslü halinin
altında, eksiksiz bir biçimde mekanik (kelimenin tam anlamıyla) bir katil ve kötülük
le savaşıp, onu alt edebilme gücünü keşfeden bir erkek fatmayla (Linda Hamilton),
yaratıcılıktan daha da yoksun bir "katil" filmi yatar. Ne var ki daha önce de ifade et
tiğim gibi, Terminator'ün eşsiz kombinasyon stratejisi, parçalarının bütününden da
ha fazlasına denk gelir. Filmin yarattığı etki, bütün önemli janr filmleri gibi, bir öz
günlük varsayımına dayanmaz. Daha çok bunun aksi geçerlidir: böylesine unutul
maz bir deneyimi mümkün kılan, yönetmenin bütün bu tanıdık öğeleri bir araya ge
tirmesi ve onlara yeni bir ruh kazandırmasıdır. MT
PARIS, TEXAS (1 9 8 4 )
Şu yürüyen adam da kim? Travis (oynadığı en iyi rolde Harry Dean Stanton),
Ry Cooder'in gitarından gelen unutulmaz ezgiler eşliğinde, engin Teksas çölünden
çıkagelir. Bir anda bir öykü olasılığı bizi avucuna alır: Nereden geliyor, nereye gidi
yor? Travis'in yıkıcı bir ayrılıktan kaçtığı ortaya çıkar. Bu ayrılık sonucunda, şimdi
kendisi de ortadan kaybolmuş olan karısı Jane (Nastassja Kinski) ve küçük oğlu
Hunter (Hunter Carson), Travis'in kardeşi W alt'un (Dean Stockwell) yanında kal
mıştır.
Britanya / Fransa / Batı Travis yürümeyi bırakmak istemez. W alt ve diğerleri, onun, yavaş yavaş dili,
Almanya (Fox, Argos, Channel sosyalliği, evini ve aidiyet hissini anımsamasını sağlar. Ancak Travis, Jane'i bulana
Four, Pro-ject, Road Movies, WDR)
dek hiçbir şey yoluna girmeyecektir. Onu, genellikle sorunlu ve yalnız olan müşte
147dk, Renkli
rilere terapi hizmeti verdiği bir striptiz kulübünde bulur. Dokunaklı bir sahnede,
Yönetmen: Wim Wenders
ona kendi öyküsünü anlatır. Aralarında tek taraflı bir ayna bulunur, o, Jane'i gö
Yapımcı: Anatole Dauman, Don
Guest rür; ama Jane, onu göremez.
Senaryo: L.M. Kit Carson, Sam Wim Wenders bu filmle, 1980'lerin "ideal örnek" filmlerinden birini yapmıştır.
Shepard
Avrupalı, estetik yanı güçlü yaratıcılığı (en etkileyici biçimde Robby Müller'in peyzaj
Görüntü Yönetmeni: Robby
çekimlerinde yansır), yazar Sam Shepard'ın Amerikalı duyarlılığıyla mükemmel bir
Müller
uyum gösterir. "Ötekilik" temasını işleyen bu film "simgesel düzen"e uyum sağla
Müzik: Ry Cooder
Oyuncular: Harry Dean Stanton, yamayan bir adamın etkileyici öyküsünü konu alıyor. Uygarlığa yeniden katılmayı
Nastassja Kinski, Dean Stockwell, denerken, Travis, doğal olarak kendisi gibi "dışarıda" olan kişilerle ilişki kurar. Ona
Aurore Clement, Hunter Carson, tuhaf giyinme ve görgü kuralları dersleri veren Latin Amerikalı bir hizmetçiyle ve
Socorro Valdez, Bernhard Wlcki
özellikle çekici biçimde çocuksu bir dostluğu paylaştığı Hunter'la olduğu gibi.
Cannes Film Festivali: Wim
Wenders (Altın Palmiye), (FIPRESCI Paris, Texas, Wenders için bir dönüm noktasıydı. Tıpkı toplumla ilişkisini tem
Ödülü), ödülü Taxidi sta Kithira ile kinli bir biçimde değerlendiren Travis gibi Wenders de yavaş yavaş sinemada öykü
paylaştı anlatma sanatında, kendini rahat hissetmeye başlıyordu. Bu filme kadarki, amaç
sız, devamlılığı olmayan Almanca çektiği Alice in the Cities (Alice Kentlerde, 1974)
ve Kings o f the Road (Yolun Kralları, 1976) döneminde askıya aldığı bir yükümlü
lüktü bu. Aynı zamanda geleneksel evlilik, aile ve toplum değerleri üstüne de dü
şünmeye başlıyordu. Kimilerine göre, sonra
dan, hem alışılagelmiş sinemayı hem de gele
neksel değerleri benimsemekte fazla ileri git
miştir. Ne var ki Paris, Texas, tıpkı Der Himmel
Uber Berlin (Berlin Üzerinde Gökyüzü, 1987)
gibi, Wenders'in kariyerindeki her iki aşamayı,
hem yuva özlemini hem de bu duygu karşısın
da hissedilen katlanılması güç, modern yaban
cılaşmayı mükemmel bir biçimde aktarır. AM
A NIGHTMARE ON ELM STREET (1984)
Elm Sokağı Kabusu
Tam anlamıyla bir Wes Craven filmi olan Elm Sokağı Kabusu, aynı anda hem
eleştirmenler nezdinde hem de ticari açıdan başarılı olmuş; ve korkuyla komediyi.
Gotik edebi motiflerle kanlı cinayet filmlerine özgü öğeleri, bolca kan revan İçeren
özel efektlerle incelikli toplumsal eleştiriyi, yaratıcı biçimde bir araya getirmişti. Ay
rıca Amerika'nın pop kültürü bilincine yeni bir canavar katmıştı: çok bilmiş, şapka
lı ergen katili Freddy Krueger'i.
Craven'in İlk İki filmi, Last House on the Left (Sol Taraftan Son Ev, 1972) ve
The Hills Have Eyes (Tepelerin Gözleri, 1977), eski Ingiliz dili profesörünü, Tobe
Hooper ve George Romero saflarında yer alan, düşük bütçeli korku filmlerinin ya-
ratıcı-yönetmeni olarak tanıtmıştı. Daha sonraki birkaç filmi, sahip olduğu potansi
yeli yansıtmayı başaramayınca, Craven, kurbanlarını düş gördükleri esnada avla
yan bir katil fikrini geliştirdi, iki milyon dolardan daha aza mal olan Elm Sokağı Ka
busu kadrosunda ya hiç tanınmamış ya da düşük bütçeli filmlerin oyuncuları (İlk
uzun metraj filminde rol alan 21 yaşındaki Johnny Depp de aralarındaydı) yer alı
ABD (Media Home Entertainment,
yordu ve film sadece 32 günde tamamlanmıştı. Bu, gişede 25 milyon dolar gelir
New Line, Smart Egg)
getirecek; ve bugüne dek onu, korku sineması tarihinin en kârlı serilerinden biri ya
91 dk. Renkli
pan altı devam filminin takip edeceği bir yapım için, hiç fena sayılmazdı. Yönetmen: Wes Craven
Film gerçeküstü bir bodrum katı ve atölyede başlar. Burada, kırmızı yeşil ka Yapımcı: Robert Shaye
zak giyen ve kaskatı kesilmiş eski bir şapka takan, korkunç yara izleri taşıyan bir Senaryo: Wes Craven
adam, ustura keskinliğinde bıçakları kaynakla metal parmak uçlarına takar ve son Görüntü Yönetmeni: Jacques
ra bunları yıpranmış bir deri eldivene yerleştirir. Olaylar gelişip, uzun zamandır giz Haitkin
lenen sırlar ortaya çıktıkça, bu acımasız düş istilacısının, teknik sebeplerle hapisten Müzik: Charles Bernstein, Steve
Karshner, Martin Kent, Michael
salıverildikten sonra, Elm Sokağı'nda yaşayan öfkeli ebeveynler tarafından yakıla
Schurig
rak öldürülen çocuk katili, Ferddy Krueger (Robert Englund) olduğunu öğreniriz.
Oyuncular: John Saxon, Ronee
Yıllar sonra Freddy, kötülüğün vücut bulmuş hali olarak geri dönmüştür ve aklını Blakley, Heather Langenkamp,
ölümlü hayatına son veren kişilerin, ergenlik çağındaki çocuklarından intikam al Amanda Wyss, Jsu Garcia, Johnny
maya takmıştır. Genç kurbanlarının bilinç altına yerleşen, onlara uyudukları zaman Depp, Charles Fleischer, Joseph
saldıran Freddy, neredeyse mutlak güç sahibidir, fizik kurallarını istediği gibi düzen Whipp, Robert Englund, Lin Shaye,
Joe Unger, Mimi Craven, Jack Shea,
leyebilir ve grotesk ama yaratıcı pek çok yöntemle cinayet işler. Filmin özel efekt Ed Call, Sandy Lipton
ler sihirbazlığı ve litrelerce yapay kan dolu gösterişli sahneleri; gerilim yaratan bir
müzik; ve uyanık kalmak için verdikleri umutsuz savaşta kurban seçilenler için en
dişelenirken, bizi avucuna alan bir öyküyle dengelenir.
Halloween (Cadılar Bayramı, 1978) ve Friday the
13th (13. Cuma, 1980) gibi daha önceki kanlı cinayet
filmlerinin aksine Elm Sokağı'nın canavar katili sessiz bir
ölüm makinesinden çok, ilk-örneksel bir "kötülük oyun
bazı," bir tür gotik anti-kahraman, cazibesi, mizah duy
gusu ve dramatik olana yatkınlığıyla seyircilere çekici
gelen acımasız bir katildir. Kabus, gotik edebiyattan,
baştan çıkarıcı kötü karakter, korkunç bir mekân, rüya
lara ve öznel görüye yapılan vurgu gibi öğeleri; kalıplaş
mış cinayet filmlerinin tek tek avlanan kurbanlar, yok
edilemez katil ve kurtulmayı başaran, aklını kullanmayı
bilen bakire gibi öğeleriyle birleştirir. SJS
ABD (Spinal Tap Prod.)
82dk, Renkli
Yönetmen: Rob Reiner
Yapımcı: Karen Murphy
Senaryo: Christopher Guest,
Michael McKean, Rob Reiner, Harry
Shearer
Görüntü Yönetmeni: Peter
Smokier
Müzik: Christopher Guest, Michael
McKean, Rob Reiner, Harry Shearer
Oyuncular: Rob Reiner, Kimberly
Stringer, Chazz Domingueza, Shari
Hall, R.J. Parnell, David Kaff, Tony
Hendra, Michael McKean,
Christopher Guest, Harry Shearer, THIS IS SPINAL TAP (1984)
Bruno Kirby, Jean Cromie, Patrick
Maher, Ed Begley Jr., Danny Ron Reiner'in uydurma belgeseli ("sahte belgesel" de diyebilirsiniz), gerçek
Kortchmar
rock belgesellerinden (D on't Look Back-Arkana Bakma, The Last Waltz-Son Vals)
bazı öğeler alıp yeni bir janr yaratırken (The Blair Witch Project-Blair Cadısı ve Bob
Roberts bu türün daha sonraki örnekleri arasındadır), "aptallıkla zeka arasındaki
ince çizgide" dans eder. This is Spinal Tap (işte Spinal Tap) hayranları için, favori
sahneler ve replikler eşsizdir: Derek Smalls'un (Harry Shearer) bir sahne bölmesin
de sıkışıp kalması ya da iç çamaşırına soktuğu alüminyum folyoya sarılı turşuyla ha-
vaalanındaki detektörleri harekete geçirmesi; grubun, heyecanla bekleyen dinleyi
cilerine ulaşmaya çalışırken sahne arkasında kaybolması ("Merhaba, Cleveland!");
"bir cüce tarafından ezilme tehlikesi atlatmak" üzere sahneye indirilen aşırı küçük
Stonehenge modeli; haklarında çıkmış geçmiş tarihli kötü eleştirilerle ya da bir rad
yo DJ'inin Spinal Tap'i "şu anda 'Şimdi Neredeler Dosyası'nın içinde duran grup"
olarak nitelendirmesiyle karşılaştıklarında grup elemanlarının yüzlerindeki boş ba
kışlar; "Eldiveni Kokla" albümünün cinsiyetçi kapağı hakkındaki tartışmalar; Ni-
gel'in (Christopher Guest) gitar ve amfi koleksiyonunu gezdirmesi ("Bunlar 11 'e
kadar çıkıyor"); "Bu parçanın adı 'Aşk Pompamı Yala'."
Filmde ayrıca tanıtım sorumlusu Bobbl Flekman rolünde (hâlâ bu işi yapan
taklitleri vardır) Fran Drescher'dan, Sinatra aşığı limuzin şoförü rolünde Bruno
Kirby'ye dek birçok ünlünün ustaca canlandırdığı kısa roller yer alır. Mim oyuncu
su garsonları canlandıran Billy Crsytal'ın ve Dana Carvey'nin çok küçük rolleri de
mevcuttur ("M im nakittirl"). 1970 yapımı Let it Be'den Yoko fikrini çalan Spinal
Tap, sahici bir olay örgüsü de sunar. David'in kız arkadaşı Jeanine Pettibone (June
Chadwick) kurnazlıkla gruba menajer olarak dahil olup, ahmak
kızı unutulmaz biçimde "bir AvustralyalInın kabusu" gibi giyini
yor diye tanımlayan, grubun çilesini uzun süredir çeken lan Fa-
ith'in ayağını kaydırdığında, çocukluklarından beri arkadaş olan
David St. Hubbins'le (Michael McKean) ve Nigel Tufnel'in ara
Birkaç filminden sonra artık Jim Jarmusch'un çalışma biçimi oldukça belirgin
gibidir. Filmleri sadece günümüz dünyasında farklı kültürlerin kesişmesini, çakışma
sını ve birbirleriyle ilişkiye girmesini anlatmakla kalmaz, aynı zamanda uluslararası
sınırların aşınmışlığı düşünüldüğünde, kültürler arası farkların, ortak yanlarımız kar
şısında çoğunlukla nasıl da silikleştiğini gösterir. Stranger Than Paradise tuhaf ol
duğu kadar harikadır; son derece bağımsız bir yönetmenden çarpıcı bir ilk filmdir.
Belli bir olay örgüsüne sahip olmasa da Stranger Than Paradise için söylene
bilecek en son şey özensiz olduğudur. New York'lu bir aylak olan Willie'ye (müzis
yen John Lurie canlandırır) Macar kuzeni Eva (Eszter Balint) sürpriz bir ziyarette bu
lunur. Willie'nin küçük dairesinde tıkılıp kalan Eva, Lotte Teyze'sini ziyaret etmek
üzere Cleveland'a gider. Daha sonra yapacak daha iyi bir işi olmayan Willie ve ar
kadaşı Eddie de (Richard Edson) kızın peşinden Ohio'ya giderler. Üçü birlikte, can
sıkıntısından kurtulmak için son bir gayretle, Florida'ya giderler ama okyanus bile
onları kendi kendilerini mahkum ettikleri bezginlikten kurtaramaz.
Eva'nın ABD'yi yücelten görüşlerinin, buranın da başka herhangi bir
ülke kadar sıradan ve sıkıcı olabileceğini kırıcı bir biçimde keşfetmesiyle yı
kıldığı Stranger Than Paradise, Amerikan rüyasının bir parodisi gibidir.
Ancak içlerinden sadece Eva, içinde bulunduğu boğucu çıkmazdan kur
tulmak için bir şey yapmaya isteklidir. Willie ve Eddie monotonluk hissini
beraberlerinde, önce Ohio'ya, sonra da Florida'ya taşırlar. Nereye gitse,
yaşamı içine çekip tüketen, gezgin birer kara delik gibidirler. Bu kader
karşısında Eva'nın kaçmaktan başka çaresi yoktur ancak Willie'yle Eddie
kızın tek kurtuluşları olabileceğini fark ederler.
Jarmusch filminin büyük kısmına mekân olarak, klostrofobik odaları
seçer ve üçlünün ilişkilerinin sıradan yanlarını çekerken, kamerayı oldukça
sabit tutar. Kimse birbiriyle arkadaş değildir sanki, yine de aynı koşulları
paylaştıklarından bu yoldaşlıktan mümkün olduğunca yararlanırlar. Jar
musch'un Amerika'sı, kültürel açıdan, muazzam bir Araf'ı andırır ama ka
rakterlerinin en tutkulusu bile kurtulmak için istekli değildir sanki. JKI
Britanya (Enigma First Casualty, THE KILLING FIELDS (1984)
Goldcrest, Intern'I Film Investors,
Warner Bros.)
Ölüm Tarlaları
141 dk. Renkli
Dili: İngilizce / Fransızca / Khmer Amerika'nın Vietnam Savaşı sırasında, Kamboçya'nın İç siyasetine karışması
Yönetmen: Roland Joffe nın felakete yol açan sonuçlarını sergileyen, ciddi, ahlaki içerik sahibi Roland Joffe
Yapımcı: David Puttnam filmi, New York Times muhabiri Sydney Schanberg rolündeki Sam Waterston'dan
Senaryo: Bruce Robinson muhteşem bir oyunculuk sunar. Schanberg’ in Kamboçya'dan geçtiği haberler,
Görüntü Yönetmeni: Chris
Amerika'nın kabullenmediği, komünistlerin üssü olduğundan şüphelenilen alanla
Menges
Müzik: Mike Oldfield rın bombalanmasının korkunç sonuçlarını ortaya koyar.
Tema müziği: John Lennon, Paul The Killing Fields biraz tuhaf bir biçimde İki bölüme ayrılır. Kızıl Kimerler ülke
McCartney, Giacomo Puccini, nin yönetimini ele geçirdikten sonra, Schanberg'in cesurca, belki de çılgınca bir bi
Francisco Tarrega
çimde orada kalmaya karar vermesi, ilk bölümü kapsar. Schanberg'in Kamboçya
Oyuncular: Sam Waterston, Haing
S. Ngor, John Malkovlch, Julian Sands, lı yardımcısı Dlth Pran (Haing S. Ngor), Batılı gazetecilerden oluşan küçük bir gru
Craig T. Nelson, Spalding Gray, Bill bun, gücü ele geçirenlerle tehlikeli karşılaşmaları sırasında yapılan pazarlıklarda on
Paterson, Athol Fugard, Graham
lara yardımcı olur. Ancak onu ABD vatandaşı gösterme çabalarına rağmen, sonuç
Kennedy, Katherine Krapum Chey,
Oliver Pierpaoli, Edward Entero Chey, ta gazeteciler gittiğinde, o geride kalır. Filmin ikinci bölümünde baş kahraman
Tom Bird, Monirak Sisowath Pran'dır. Büyük bir beceri ve dayanıklılık sergileyerek, zorlu esaret koşullarına kat
Oscar: Haing S. Ngor (yardımcı lanır, yurttaşlarının cesetleriyle dolu pirinç tarlalarından (filme adını veren "ölüm
erkek oyuncu), Chris Menges
(görüntü yönetmeni), Jim Clark tarlaları") geçerek ölümden kaçar ve Schanberg'le yeniden bir araya gelmek üze
(kurgu) re New York'a ulaşır. Film, savaşın getirdiği dehşeti, karmaşayı ve sarsıcı değişim
Oscar adaylıkları: David Puttnam leri son derece etkili bir biçimde yansıtmakla birlikte, uluslararası siyaset yerine,
(film), Roland Joffe (yönetmen),
gayri şahsi şiddetin insan onuruna verdiği zarar üstünde durur. BP
Bruce Robinson (senaryo), Sam
Waterston (erkek oyuncu)
Görüntü Yönetmeni: Asakazu lamasını, üç okla ilgili çok eski bir Japon destanıyla birleştirir. Bu tercih Shakespe
Nakai, Takao Saitö, Masaharu Ueda are'in trajedisini son derece farklı bir alana taşır. Lear'ın kızları oğullara dönüşmüş
Müzik: Toru Takemitsu tür ve arınma anından ziyade intikam vurgulanır.
Oyuncular: Tatsuya Nakadai, Oyunculuklar göz kamaştırıcı performanslardan, tam anlamıyla mükemmel
Akira Terao, Jinpachi Nezu, Daisuke
performanslara kadar uzanan bir yelpazede yer alır. Aralarında en dikkat çekici
Ryu, Mieko Harada, Yoshiko
Miyazaki, Takashi Nomura, Hisashi olan hiç Şüphesiz, Lord Hidetora'nın (Tatsuyo Nakadai) gelinlerinden, Lady Ka-
Igawa, Peter, Masayuki Yui, Kazuo ede'yi canlandıran Mikeo Harada'dır. Sarayında, İpek giysisinin çıkardığı hışırtı eş
Kato, Norio Matsui, Toshiya Ito, liğinde, gizlice dolaşması unutulmazdır. Nakadai, Lord Hidetora rolünde gitgide
Kenji Kodama, Takashi Watanabe
çaresizliğe dönüşen amansız bir küstahlık sergiler. Lear'ın maskarasıysa, tanınmış
Oscar: Emi Wada (kostüm)
bir No oyuncusu olan travesti Shinnosuke Ikehata'nın harika bir biçimde canlandır
Oscar adaylıkları: Akira
dığı soytarı Kyoami'ye dönüşmüştür. Ran'daki makyajların ve öykünün büyük kıs
Kurosawa (yönetmen), Yoshirö
Muraki, Shinobu Muraki (sanat mının ilham kaynağı No tiyatrosu ve geleneğidir.
yönetmeni), Takao Saitö, Masaharu Toru Takemitsu'nun minimalist müziği, flü t ve vurmalıları epik etkiyi güçlendi
Ueda, Asakazu Nakai (görüntü
recek biçimde, başarıyla kullanır. Çarpışma sahnelerinde sessizliğe özellikle vurgu
yönetmeni)
yapılmıştır. Sinema perdesinde savaşı tasvir etmeye yönelik daha önceki çabaların
top gümbürtülerinden çok daha başarılı bir taktiktir bu. Ran, "sadece" iki saat kırk
dakika içinde bir yaşamın bilgeliğini gözler önüne serer ki bu süre içinde zamanın
kendisi askıya alınır. Filmdeki karakterlerden birinin söylediği gibi, "İnsan ağlayarak
doğar; öldüğünde, artık yeter, ölmüştür." DDV
Rusya (Belarusfilm, Mosfilm,
Sovexportfilm) Gel ve Gör
142dk, Renkli
Dili: Rusça
Yönetmen: Elem Klimov 2. Dünya Savaşı sırasında Belarus'ta, Polonya sınırı yakınlarında kırsal bir böl
Senaryo: Ales Adamovich, Elem ge. Bir delikanlı (Aleksei Kravchenko), işgalci Naziler'le savaşan partizanlara katıl
Klimov mak için köyünü terk eder. Birliğinden ayrı düşer ve evine gitmesi gerekir. Oraya
Görüntü Yönetmeni: Aleksei vardığında bütün köyün boğazlanmış, cesetlerin bir çiftliğin arkasına düzensiz bir
Rodionov
biçimde yığılmış olduğunu görür. Kaybolmuş, yalnız ve sağır kalmışken işler daha
Müzik: Oleg Yanchenko
da kötüye gidecektir.
Tema müziği: Wolfgang
Amadeus Mozart, Richard Wagner Tan anlamıyla bir karabasanı andıran acımasızlığı açısından hiçbir savaş filmi,
Oyuncular: Aleksei Kravchenko, Elem Klimov'un İdi i Smotri'siyle boy ölçüşemez. Filmin bir olay örgüsü yoktur, sa
Olga Mironova, Liubomiras dece oğlanın kırsal bölgede gezindiği ve arka arkaya korkunç olaylarla karşılaştığı,
Lauciavicius, Vladas Bagdonas, Juris dehşet verici bir pikaresk yolculuk anlatılır. Ne kahramanlık ya da fedakârlık göste
Lumiste, Viktor Lorents, Kazimir
Rabetsky, Yevgeni Tilicheyev, rileri bulunur, ne de insanları düşmanla dövüşmeye teşvik eden kışkırtıcı şoven ko
Aleksandr Berda, G. Veits, V. nuşmalar. Hayatta kalmanın son derece tesadüfi, hatta belki acımasız, kozmik bir
Vasilyev, Igor Gnevashov, Vasili şakaya bağlı olduğu bu yerde, sadece ölüm, vahşet, rastlantısallık ve mağduriyet
Domrachyov, G. Yelkin, Ye,
bulunur.
Kryzhanovsky
Yukarıdaki anlatımı okuduktan sonra, bu filmi neden izlemeniz gerektiğini so
rabilirsiniz. Bunun cevabı, Klimov'un filme ve dolayısıyla izleyiciye yansıttığı inanç
ve hakimiyette gizlidir. Filmde aynı anda hem yabancı hem de tuhaf bir biçimde ta
nıdık gelen gerçeküstü tablolar yer alır. Nefesinizi kesen düşsel tekinsizlik patlama
ları bulunur: partizanlardan biri, çamur, sopalar ve eski bir Nazi üniforması kullana
rak, yas tutan dulların ve anaların, İlkel bir şiddet ve arınma eylemiyle saldırıp par
çalamaları için bir totem yapar; ya da bir tarla, düşmanların takip fişekleriyle aydın
landığında, birkaç partizanın, besin kaynağı olup olamayacağını tartıştığı bir ineğin
arkası, genç kahramanımızın saklanabileceği tek yer olur. Olaylar bir rüyanın man
tığıyla gelişir. Bazı anlarda film, çocuğun bakış açısından anlatılır ve bütün sesler,
çevresinde patlayan şarapnellerle edindiği sağırlığın kopyası olan durgun, kof bir
yankıya dönüşür.
Savaş filmlerinin çoğu savaş karşıtı olma iddiasındadır; ama işinin ehli, savaş
maya istekli kahramanlarının taşkın kahramanlıklarından zevk alırken ne şişi yak
mış olurlar ne de kebabı. İdi i Smotri böylesi bir teselli ya da avuntu vermez. Savaş
ta sadece kurbanlar olduğunu gösterir. A T
Yönetmen: Woody Allen Cecilia'nın (Mia Farrow) öyküsünü anlatır. Kaba ve işsiz kocasının yıldırdığı genç
Yapımcı: Robert Greenhut kadın, "Üzüntülerimi unutuyorum," diye itiraf eder. Her gün yaşadığı bir kâbus
Senaryo: Woody Allen olan hayatına, ancak perdede cesur ve yenilmez kahramanları izleyerek katlanabi
Görüntü Yönetmeni: Gordon lir.
Willis
Amerikalıların Buhran yıllarında, filmlerin yarattığı İyimserlik havasına nasıl da
Müzik: Dick Hyman
ihtiyaç duyduklarını, Preston Sturges'in 1941 tarihli klasiği Sullivan's Travels'dan
Oyuncular: Mia Farrow, Jeff
(Sullivan'ın Seyahatleri) biliyoruz. Cecilia "Kahire'nin M o r Gülü" isimli bir filmi se
Daniels, Danny Aiello, Irving
Metzman, Stephanie Farrow, David kizinci kez izlerken, çekici erkek kahraman (Jeff Daniels), diğer izleyicilerin itirazla
Kieserman, Elaine Grollman, rına ve paralarının iadesini istemelerine rağmen, perdeden çıkarak onunla buluşur.
Victoria Zussin, Mark Hammond,
Filmin, mali bir fiyasko yaşamasını engellemek isteyen Hollywood'lu yapımcıları,
Wade Barnes, Joseph G. Graham,
Don Quigley, Maurice Brenner, Paul Cecllla'yı baştan çıkarması için kahramanı canlandıran aktörü gönderirler. Kurma
Herman, Rick Petrucelli ca karakter, nazik ve romantikken, onu canlandıran yıldız alaycı ve küstahtır. Her
Oscar adaylıkları: Woody Allen iki rolde de oynayan Daniels, kinayeli bir biçimde ideal erkekle, gerçekte olduğu ki
(senaryo) şi arasındaki farka işaret eder. Her ikisinin de cazibesine kapılan Cecilia, çarpıcı bir
Cannes Film Festivali: Woody
başkalaşımla, Sindrella'dan güzel bir prensese dönüşür ve Farrow'un mükemmel
Allen (FIPRESCI Ödülü)
oyunculuğu bizi böylesine mucizevi bir dönüşüme inandırır.
Kahire'nin M or Gülü, yanılsama üstüne kafa yorar. Filmin sonu, Allen'ın daha
yakın tarihli Deconstructing Harry'si (Yara
maz Harry, 1997) gibi alaycı değildir. Ailen,
Kahire'nin M o r Gülü'rıde, düşsel olanın yaşa
mımızı kurtarabileceğini iddia eder; ve bizi,
buna ikna etmeyi başarır. Replikler arasında,
Some Like İt Hof'ın (Bazıları Sıcak Sever,
1959) ünlü kapanış cümlesi "Hiç kimse mü
kemmel değildir"i anımsatan, Cecilia'nın unu
tulmaz sözü, "Harika bir adamla tanıştım. Ha
yali bir kişi ama kimin umurunda? istediğin
her şeye sahip olamazsın" sinemanın sihirli
güçlerine duyduğumuz inancı güçlendirir.
DD
ABD (Amblin, Universal)
Geleceğe Dönüş 116dk, Technicolor
Yönetmen: Robert Zemeckis
Yapımcı: Neil Canton, Bob Gale
Komedi dizisi Family Ties'la (Aile Bağları) çoktan televizyonun yakışıklıları arası
Senaryo: Robert Zemeckis, Bob
na girmiş olan Michael J. Fox, zamanda yolculuk eden bu komedi macera filmiyle, Gale
tam anlamıyla bir film yıldızı olmuştu. Fox, kolay istismar edilen babası George'dan Görüntü Yönetmeni: Dean
(Crispin Glover) umudu kestiği için, zamanının çoğunu eksantrik mucit Emmet Cundey
Müzik: Alan Silvestri
Brown'la (Christopher Uoyd) geçiren 17 yaşındaki Marty McFIy'ı canlandırır. Profesör
Oyuncular: Michael J. Fox,
Brown'un son icadı, DeLorean marka araba biçimindeki bir zaman makinesidir ve kı
Christopher Lloyd, Lea Thompson,
sa bir süre sonra Marty kendisini zamanda geriye, 1955'e giderken bulur. Annesiyle Crispin Glover, Thomas F. Wilson,
babası, sonuçta Marty'nin var olmasını sağlayacak ilişkiyi başlatmak bir yana, henüz Claudia Wells, Marc McClure,
Wendie Jo Sperber, George
tanışmamıştır bile.
DiCenzo, Frances Lee McCain, James
Filmin son derece zekice olan dayanak noktası, Robert Zemeckis'in seri yöneti Tolkan, J.J. Cohen, Casey Siemaszko,
Billy Zane, Harry Waters Jr.
mi ve mükemmel, nüktedan bir senaryoyla daha da canlanır. Marty, henüz çok da
Oscar: Charles L. Campbell, Robert
ha genç olan Profesör Brown'un yardımıyla, geçmişi değiştirerek geleceği yıkıma uğ
R. Rutledge (özel ses efektleri)
ratmadan, şimdiki zamana dönmeye çalışır (her şeyden habersiz olan gelecekteki an Oscar adaylıkları: Robert
neniz size gönlünü kaptırmışken, bu iş kulağa geldiği kadar kolay olmayacaktır). Bir Zemeckis, Bob Gale (senaryo), Chris
gün doğabilmek için ebeveynlerini bir araya getirmeye çalışan ergen rolünde Fox mü Hayes, Johnny Colla, Huey Lewis
(film şarkısı), Bill Varney, B.
kemmeldir; Uoyd, canlandırdığı kaçık bilim adamına uyacak biçimde budaladır ve Tennyson Sebastian, Robert
Glover'la Lea Thompson (Marty'nin annesi), karakterlerinin hem orta yaşlı hem de Thirlwell, William B. Kaplan (ses)
genç hallerini canlandırırken çok eğlenirler. Hiç eskimeyen bir komedi aksiyon. JB
J 4, •> '% ek Köprüsü'nde Bir Olay" adlı öyküsüne atfen.) andırır fantezisi olduğu orta
ya çıkar, çünkü Sam'in zihni İşkence altında çökmüştür. KN
KISS OF THE SPIDER WOMAN (1 9 8 5 )
Brezilya / ABD / Arjantin (HB, için birkaç yıl önce gördüğü bir melodramı, neredeyse insanı delirtecek kadar ince
Sugarloaf) ayrıntılarıyla anlatmaya başlar. Nostaljik bir biçimde renklendirilmiş bir dizi geriye
119dk, Metrocolor dönüşte Sonia Braga, 2. Dünya Savaşı sırasında yaşayan basmakalıp bir Fransız
Dili: İngilizce / Portekizce şarkıcısını canlandırır. O zaman İngilizce konuşamayan Braga kelimeleri fonetik
Yönetmen: Hector Babenco olarak telaffuz ederek, bu muhteşem yergiye gerçekdışı bir hava katmıştı. Son de
Yapımcı: David Weisman rece bakımlı ve aşırı hassas olan şarkıcı, yakışıklı, sarışın bir Gestapo subayına aşık
Senaryo: Leonard Schrader olur. Fransız Direnişl'ne dahil olduğu halde, aşığı onu Nazilerin sadece dünyayı se
Manuel Puig'in Beijo da Mulher
faletten kurtarmak isteyen, iyi insanlar olduğuna ikna eder. Siyasi görüşlerine bağ
Aranha isimli romanından
lı olan Valentin filme itiraz eder ama zamanla anlatılmasına karşı gelmeyi bırakır.
Görüntü Yönetmeni: Rodolfo
Sanchez Tabii Luis yemekleri ya da çıplak kadınları tasvir etmeye takılmadığı sürece. Luis'i
Müzik: John Neschling sadece filmdeki romantik ayrıntılar ilgilendirmektedir ama onun da kendine ait bir
Oyuncular:: William Hurt, Raul sırrı vardır. Hapishane müdürü Luls'e, aşık olduğu hücre arkadaşından kayda de
Julia, Sonia Braga, José Lewgoy, ğer bilgiler toplamayı başardığı takdirde, erken tahliye sözü vermiştir.
Milton Gonçalves, Miriam Pires,
Aslında daha çok tarihsel açıdan önemi olsa da (ana akım sinemada eşcinsel
Nuno Leal Maia, Fernando Torres,
Patricio Bisso, Herson Capri, Denise lik nadiren bu biçimde resmedilmişti), Hurt'ün performansı tiyatro oyunculuğunun
Dumont, Antonio Pétrin, Wilson çok ötesine geçer. Asıl başarısı karakterinin gerçek hislerini, farklı yoğunluklardaki
Grey, Miguel Falabella, Walter çeşitli katmanların altında gizlemesidir. Filmin en sonunda bile izleyiciler onun, Va-
Breda
lentin'e ihanet edip etmediğinden emin olamaz. Kazablanka'nın "gey" versiyonu
Oscar: William Hurt (erkekoyuncu)
sayılan Örümcek Kadının Öpücüğü'nün en büyük erdemi, sevginin bütün biçimle
Oscar adaylıkları: David
rini insancıllaştırmasıdır. KK
Weisman (film), Hector Babenco
(yönetmen), Leonard Schrader
(senaryo)
Cannes Film Festivali: William
Hurt (erkek oyuncu), Hector
Babenco (Altın Palmiye adaylığı)
THE QUIET EARTH (1985)
Yeni Zelanda (Cinepro, M r.
Sessiz Dünya Y e llo w bea rd)
91 dk, Renkli
Geoff Murphy'nin, Craig Harrison'in romanına dayanan filmi The Quiet Earth, Yönetmen: G e o ff M u rp h y
klasikleşmiş, dünyada kalan son adam öyküsünün Yeni Zelanda'ya özgü farklı bir Yapımcı: Sam Pillsbury, Don
Reynolds
yorumudur. Bilimadamı Zac Hobson (Bruno Lawrence) bir sabah uyandığında, ters
Senaryo: Bill Baer, Bruno
giden bilimsel bir projenin ardından dünyada yapayalnız kaldığını keşfeder. Law-
Law rence, Sam Pillsbury
rence’ın, yalnızlığının getirdiği coşkunluk ve umutsuzluk arasında gidip gelen Zac'ı Craig Harrison'in romanından
canlandırdığı ilk 36 dakikalık solo performansı muhteşemdir. Sonunda hayatta ka Görüntü Yönetmeni: James
lan bir başkasıyla, Joanne'le tanışır ve bir ilişki başlar. Romantizm dolu yaşamları, Bartle
hayatta kalan üçüncü kişinin, kavgacı bir Maori olan ve aşk üçgenini tamamlayan Müzik: John Charles
Api'nin (Pete Smith) ortaya çıkışıyla bozulur. Teması itibariyle bilimkurgu türüne ait Oyuncular: Bruno Law rence,
A liso n Routledge, Pete Sm ith,
olsa da işlediği malzemeyi ele alış biçimi filmi M ad Max (1979) tarzı distopyalar-
A n z a c W allace, N o rm a n Fletcher,
dan uzaklaştırıp, insan ilişkilerinin ve ırklar arası sorunların deşildiği bir incelemeye
T om Hyde
yaklaştırır. Murphy'nin insanların olmadığı bir dünya betimlemesi filmi diğerlerin
den özellikle farklı kılar. Zak'ın aşamalı çöküşü çarpıcı bir görüntü kolajı eşliğinde
aktarılır: kadın iç çamaşırlarıyla dolaşması; gerçek trenleri sanki oyuncak tren setiy
le oynar gibi kullanması; yağmurda saksofon çalarak dolaştığı çok güzel sahneler.
The Quiet Earth, insanı gösterişli özel efektlerle cezbetmez. Bunun yerine insanlık
durumuna karakterlerinin sürüklediği, zihin kışkırtan bir bakış sunar. RDe
ABD (American Zoetrope, Filmlink,
Lucasfilm, M Co.)
120dk, SB / Renkli Paul Schrader'in Japon yazar-eylemd Yukio Mlshima hakkındaki sıra dışı filmi,
Dili: Japonca / İngilizce
Japonca çekilmiş (Roy Scheider’ ln az miktardaki İngilizce dış sesine rağmen) zen
Yönetmen: Paul Schrader
gin bir Amerikan sanat filmi, yani bir anomalidir. Mishlma bir narsist, devrimci bir
Yapımcı: Francis Ford Coppola,
vatansever, samuray özentisi ve muhtemelen 20. yüzyılın en önemli Japon yazarı
George Lucas, Tom Luddy, Mata
Yamamoto dır. Taksi Şoförü'ndekl Travis Bickle'nin yaratıcısının, kendini ruhen Mishima'ya ya
Senaryo: Leonard Schrader, Paul kın gördüğü aşikârdır ama film sadece bir saygı gösterisi değildir. Schrader, Mlshi-
Schrader ma'nın takındığı pek çok maskeyi büyük bir zeka ve açıklıkla ortaya döker.
Görüntü Yönetmeni: John Bailey
Film, yazarın çocukluğunu gösteren siyah beyaz sekanslarla ve Temple o f the
Müzik: Philip Glass
Golden Pavillion (Altın Sayvanlı Tapınak), Kyoko's House (Kyoko'nun Evi) ve Runa
Oyuncular: Ken Ogata, Masayuki
Shlonoya, Hiroshi Mikami, Junya way Horses (Kaçak Atlar) kitaplarından esinlenen stüdyoya bağlı, son derece stili
Fukuda, Shigeto Tachihara, Junkichi ze üç sahnelemeyle, Mishima'nın (Ken Ogata) son meydan okuyuşuna (sanatla ey
Orimoto, Naoko Otani, Gô Riju, lemciliği bağdaştırmaya yönelik, bir generali kaçırmayı İçeren gösterişli bir teşeb
Masato Aizawa, Yuki Nagahara,
büs) dek gelişen olayları dokur. Yapım yönetmenleri Francis Ford Coppola ve Ge
Kyuzo Kobayashi, Yuki Kitazume,
Haruko Kato, Yasosuke Bando, orge Lucas'ın (tanınmış bir sinema aşığı) desteğiyle gerçekleştirilen Mishima, kar
Hisako Manda, Roy Scheider maşık ve gayret gerektiren bir film olduğu kadar, aydınlatıcı ve anlaşılırdır. Film, El
Cannes Film Festivali: John ko Ishloka'dan nefes kesici yapım tasarımı, John Balley'den ışıltılı görsel yönetim
Bailey, Eiko Ishioka, Philip Glass ve Philip Glass'tan güçlü, çarpıcı film müzikleri sunar. TCh
(artistik performans—görüntü
yönetmeni, müzik), Paul Schrader
(Altın Palmiye adaylığı)
iV f;
SANS TOIT NI LOI (1985) Britanya / Fransa (C hannel Four,
Yersiz Yurtsuz Ciné Tam aris, Films A 2 , French
M in is try o f C u ltu re and
C o m m u n ic a tio n )
Bir zamanlar Fransız Yeni Dalga akımına dahil olan Agnès Varda, François 105dk, Renkli
Trufaut ve Jean Luc Godard gibi film eleştirmeni olan o dönemdeki emsallerinin Dili: Fransızca
referanslarının bir kısmına sahip değildi. Varda fotoğrafçılıktan gelmeydi ve sine Yönetmen: A g nès Varda
maya başladığında film yapmakla İlgili pek bilgisi olmasa da kısa sürede ortaya Yapımcı: O ury M ilshtein
kendine özgü bir tarz koydu. Belki de daha çok, kanser testi sonuçlarını alacak Senaryo: A gnès Varda
olan bir kadının gerçek zamanlı bekleyişinin anlatıldığı Cléo de 5 7 (5 'te r 7'ye
Görüntü Yönetmeni: Patrick
Blossier
Cleo, 1962) gibi önceki filmleriyle tanınan Varda, kurmaca ve belgesel film arasın
Müzik: Joanna B ruzdo w icz, Fred
da gidip geldi. Yersiz Yurtsuz, Varda kurmaca filme uzun süre ara verdikten son C hichin
ra yapılmıştı ki bu, filmin belgesel tarzıyla daha klasik sinema tekniklerini melez bir Oyuncular: Sandrine Bonnaire,
biçimde birleştirmesini açıklar. Setti Ramdane, Francis Balchère,
Jean-Louis P erletti, U rbain Causse,
Bir sabah bir çiftçi, avare bir kadının donmuş vücudunu bir tarlada kıvrılmış
C h ris to p h e Alcazar, D o m in iq u e
halde bulur. Kadının yüzü soğuktan morarmış ve camlaşmıştır. Polisler oraya var D u ran d, Joël Fosse, Patrick Schm it,
dığında, Varda'nın sesi araya girer. Genç kadın hakkında çok az şey bilindiğini Daniel Bos, Katy C ham paud,
Raym ond Roulle, H enri Fridlani,
açıklar, sonra da her biri kötü talihli kız hakkında önemsiz gerçekleri ve küçük ay
Patrick Sokol, Pierre Im b e rt
rıntıları ortaya koyan sahte röportajlar ve geriye dönüşler sahneler. Elbette, Mona
Venedik Film Festivali: A g nès
Bergeron (Sandrine Bonnaire tarafından buz gibi bir düşmanlıkla canlandırılır) Varda (FIPRESCI Ö dülü ), (A ltın
adındaki kadın hakkında aslında hiçbir şey bilinmemektedir. O sadece Varda'nın Aslan), (OCIC Ö dülü )
tek bir erkekle birlikte olacak kadınlardan değilim, işte ben böyleyim." Genellikle, te
melde Afrika kökenli Amerikalı yönetmen olarak tanımlanan Lee, siyahi Amerikalı-
lar'ın yaşamının çete filmlerinin tamamında ihmal edilen katmanlarını ele almaya ke
sinlikle isteklidir; ama aynı zamanda sohbete, anlayışa, New York’a ve insan kalbine
yaklaşımı onu, Eric Rohmer, Martin Scorsese ve Woody Allen'la yakın kılar. KN
Yapımcı: Stuart'Cornfeld, Marc mide bulandıran efektlerinin bazıları sadece sarsmaya değil aynı zamanda sapkın
Boyman, Kip Ohman bir mizah duygusuna da hizmet eder. Ancak filmin merkezindeki bu dönüşüm ku
Senaryo: David Cronenberg, lağa ne kadar tiksindirici gelse de (öyledir de), Cronenberg ve başarılı oyuncuları
George Langelaan, Charles Edward buna inandırıcı duygular katmayı başarır. Davis, bir zamanlar tanıdığı adamla bağ
Pogue
kurabilmek için Goldblum'un çirkin dönüşümleriyle mücadele ederken, Goldblum
Görüntü Yönetmeni: Mark Irwin
içgüdülerinin bastırdığı iradesiyle, insanlığını korumaya çabalar.
Müzik: Howard Shore
Ne yazık ki aralarındaki tatlı aşk, kaderin sinekliğiyle ezilirken olaylar tek bir şe
Oyuncular: Jeff Goldblum, Geena
Davis, John Getz, Joy Boushel, Leslie kilde sonuçlanabilir. Bu yüzden Cronenberg trajedisini azami duygusallık yaratacak
Carlson, George Chuvalo, Michael biçimde sergiler ve başrol oyuncularının arasındaki kimyayla, bütün güçlüklere
Copeman, David Cronenberg, Carol meydan okuyan ilişkilerinin inandırıcılığı sayesinde, böylesine mide bulandırıcı bir
Lazare, Shawn Hewitt
dizi olay, eşine nadir rastlanır biçimde onca göz yaşı akıtır. JKI
Oscar: Chris Walas, Stephan Dupuis
(makyaj)
ALIENS (1986) ABD / Britanya (Fox, Brandywine)
Yaratık 2 137dk, Eastmancolor
Yönetmen: James Cameron
Yapımcı: Gale Anne Hurd
"Ondan uzak dur, orospu çocuğu!" Sigourney Weaver'in canlandırdığı Teğ
Senaryo: James Cameron, David
men Ellen Ripley hamileyken daha da öfkelidir ve A lien'in (Yaratık) James Came- Giler, Walter Hill
ron'un çektiği muhteşem devam filminde, gelmiş geçmiş en müthiş kadın bilim Görüntü Yönetmeni: Adrian
kurgu kahramanı haline gelir. Sinema tarihinin en başarılı devam filmlerinden biri Biddle
olan Yaratık 2, Ripley'in (ve kedisi Jones'un) kaçış kapsülünün dünyaya getirilme Müzik: James Horner
siyle başlar. Sorun, aradan 57 yıl geçmiş olması ve Ripley'in Nostromo'ya olanları Oyuncular: Sigourney Weaver,
Michael Biehn, Paul Reiser, Lance
açıklamak için ifade vermek zorunda kalmanın yanı sıra, faciaya yol açan keşifleri
Henriksen, Carrie Henn, Bill Paxton,
nin (gezegen LV 426) kolonileştirildiği gerçeğini sarsıcı bir biçimde öğrenmesidir. William Hope, Jenette Goldstein, Al
Gezegende kaçınılmaz bir terslik yaşanır ve şiddetli bir sarsıntı geçirmiş olan Ripley, Matthews, Mark Rolston, Ricco
güvenilmez bir grup adamla, kasıntı gemicilerden oluşan bir ekip (Cameron'un fa Ross, Colette Hiller, Daniel Kash,
Cynthia Dale Scott, Tip Tipping
vorisi Michael Biehn, Bili "Oyun b itti!" Paxton ve çetin ceviz Vasquez'i canlandıran
Oscar: Don Sharpe (özel ses
Jenette Goldstein da aralarındadır) ve anlaşılması güç yeni bir androitle (Bishop ro efektleri), Robert Skotak, Stan
lünde Lance Henrikson) oraya geri gönderilir. Winston, John Richardson, Suzanne
M. Benson (görsel efektler)
Eğer Alien (Yaratık) korkutucu uzayda perili bir ev idiyse, Cameron'un yavaş
Oscar adaylıkları: Sigourney
lamak bilmez, son derece şiddetli heyecan yolculuğu (serinin ikinci özel efekt Os-
Weaver (kadın oyuncu), Peter
carı'nı kazanmıştı), H.R. Giger'in yarattığı korkunç, ağzından asit akan, çok sayıda Lamont, Crispían Sallis (sanat
dev düşmanın ve türün anasının dört bir yandan kuşattığı sayıları gitgide azalan yönetimi), Ray Lovejoy (kurgu),
James Horner (müzik), Graham V.
grup ve becerikli yetim Newt'le (Carrie Henn) birlikte, uzaydaki kuşatılmış kaledir.
Hartstone, Nicolas Le Messurier,
Yönetmenin yorumuna, temponun hiç düşmediği 17 dakika daha ilave edilmiştir. Michael A. Carter, Roy Charman
AE (ses)
Yapımcı: Arnold Kopelson ci bir sonraki saldırının nereden geleceğinden asla emin olamadığından, sanki ger
Senaryo: Oliver Stone çekten orada, bu korkunç, kaotik karşılaşmanın çevresinde gerçekleşmesini izliyor-
Görüntü Yönetmeni: Robert muşçasına, huzursuz ve tedirgin edici bir atmosfer yaratır, yürek deşen, asap bo
Richardson zucu savaş görüntüleri izlettirir. Bu savaşta Hollyvvood kahramanları değil, uğruna
Müzik: Georges Deierue savaştığını düşündüğü her şeye inancını yitiren, yurtsever bir genç yer alır sadece.
Oyuncular: Tom Berenger, Willem Bu film, senaryonun çekilmesini sağlamak için on yıl uğraşan Stone adına kişisel
Dafoe, Charlie Sheen, Forest bir zaferdi, izleyiciler içinse unutulmaz, özgün, çağdaş bir klasiktir. JB
Whitaker, Francesco Quinn, John C.
McGinley, Richard Edson, Kevin
Dillon, Reggie Johnson, Keith
David, Johnny Depp, David Neidorf,
Mark Moses, Chris Pedersen, Tony
Todd
Oscar: Arnold Kopelson (film),
Oliver Stone (yönetmen), Claire
Simpson (kurgu), John Wilkinson,
Richard D. Rogers, Charles
Grenzbach, Simon Kaye (ses)
Oscar adaylıkları: Oliver Stone
(senaryo), Tom Berenger (yardımcı
erkek oyuncu), Willem Dafoe
(yardımcı erkek oyuncu), Robert
Richardson (görüntü yönetmeni)
Uluslararası Berlin Film
Festivali: Oliver Stone (Gümüş
Ayı-yönetmen), (Altın Ayı adaylığı)
CARAVAGGIO (1986) Britanya (BFI)
93dk, Technicolor
Derek Jarman, Caravaggio'da, Rönesans sanat dünyasının çarpıcı bir portresi Yönetmen: Derek Jarman
ni çizmek için, Londra'daki bir stüdyoyu ve günümüz İtalya'sından sesleri kullanır. Yapımcı: Sarah Radclyffe
Film Caravaggio'r\un, Porto Ercole'de, çöküntü içindeki Roma'da, insafsız hamile Senaryo: Derek Jarman
rini, barlardaki ve arka odalardaki ahbaplarından çalınma güç ve yaşam öyküleriy Görüntü Yönetmeni: Gabriel
Beristain
le eğlendirerek geçen yaşamını gözden geçirerek ölüşüyle açılır. Nigel Terry ve Tll-
Müzik: Simon Fisher-Turner
da Svvinton'dan Robbie Coltrane ve Jonathan Hyde'a, oyunculuklar tam anlamıy
Oyuncular: Noam Almaz, Dawn
la muhteşemdir. Christopher Hobbs'un tasarladığı sahneler görsel açıdan çarpıcı Archibald, Sean Bean, Jack Birkett,
ve Simon Fisher Turner'ın bestelediği müzik son derece etkileyicidir. Jarman'ın Ca Sadie Corre, Una Brandon-Jones,
ravaggio' nun en önemli resimlerine biyografik canlılık kazandırmasıyla sanat yaşa Imogen Claire, Robbie Coltrane,
Garry Cooper, Loi Coxhill, Nigel
ma ve tekrar sanata dönüşürken ressam, sanat dünyasının çığırtkan züppeliğiyle, Davenport, Vernon Dobtcheff,
şiddet ve seksin kesiştiği bir evrenin heyecan verici tehlikeleri arasında bölünen ya Terry Downes, Dexter Fletcher,
şamını acımasızca gözden geçirir. Michael Gough, Jonathan Hyde,
Spencer Leigh, Emile Nicolaou,
Caravagg/b'nun başyapıtlarını canlandıran çarpıcı sahneler, kardinallerin Gene October, Cindy Oswin, John
ölümcül entrikalarını belirledikleri sahnelere hakim olan tüyler ürpertici neşe ve Ra- Rogan, Zohra Sehgal, Tilda
nuccio'nun (Sean Bean), fahişe Lena'nın (Svvinton) ve Caravaggio'nun (Terry) Swinton, Lucien Taylor, Nigel Terry
oluşturduğu sıradışı üçgen, filmi dikkat çekici kılar. Sanatçının fırçasının öte yanın Uluslararası Berlin Film
Festivali: Derek Jarman
da ne olduğunu gösteren nadir biyografik filmlerden biri. CM
C.I.D.A.L.C. Ödülü, (Gümüş Ayı
adaylığı)
Tıpkı Ososhiki'de olduğu gibi bu filmde de Itami'nin asıl isteği, sınıf ve görgü
kuralları da dahil olmak üzere Japon toplumunun bazı paradokslarını incelemek ve
alaya almak gibidir. Enerjik ve yaratıcı bir biçimde başarır bunu. JRos
Hong Kong (Cinema City) U.S.: DO MA DAAN (1986)
104dk, Renkli Pekin Opera Binası
Dili: Kantonez
Yönetmen: Tsui Hark
1980'lerin Yeni Dalga akımı sonrası Hong Kong sineması Batı’da benimsendiğinde,
Yapımcı: Claudie Chung Chun,
Tsui Hark hayranlan, bu film endüstrisinin, dönemin Hollywood yapımlarında eksik olan yaratıcılık, esp
Senaryo: Wai To Kwok ri ve zeka gibi niteliklerle kitleleri eğlendirebilme becerisinin büyüsüne kapılmıştı. Muhteme
Görüntü Yönetmeni: Poon len Hong Kong sinemasının büyük çıkış yaşadığı 80'lerden, başka hiçbir film bu öğeleri, yö
Hang-Sang netmen Tsui Hark'ın 1913 civarında bir opera binasında geçen, muhteşem biçimde baş dön
Müzik: James Wong dürücü ve yer çekimine meydan okuyan tarihi epiği Do Ma Daan'\ kadar bolca İçermez.
Oyuncular: Brigitte Lin, Cherie
Kaderleri tiyatroda kesişen, devrimcilerle gizli ilişkileri olan bir generalin kızından (Brigit
Chung, Sally Yeh, Kenneth Tsang,
Wu Ma, Paul Chu, Hoi Ling Pak, te Lin), babasının sadece erkeklerden oluşan opera kumpanyasına girmeye azmetmiş yete
Mark Cheng, Cheung Kwok Keung, nekli bir akrobattan (Sally Yeh) ve çalıntı mücevherlerin peşindeki dalavereci bir servet avcı
Ku Feng, Lee Hoi San sından (Cherie Chung) oluşan üç kadın kahramanın iç içe geçen özlemlerini bir arada doku
yan Tsui, tarihi melodram, yatak odası farsı ve gerilim yüklü gösterişli aksiyon İçeren farklı tür
lerden, etkileyici bir karışımı büyük bir ustalıkla, kusursuz biçimde bir araya getirir.
Öyküde etkili olan politik temalar ve toplumsal cinsiyet meseleleri, günümüz Hong
Kong sinemasının bu klasiği için sürükleyici bir alt metin oluşturur. Böylesine arı bir sinema
zevki patlamasına ancak yarı acı yarı tatlı bir nostalji duygusuyla dönüp bakabiliyor insan.
Tsui'nin son çalışması korkunç kötüydü, Do Ma Daan'm başrollerindeki çekici üçlü, sinema
perdesinden çekildi ve 21. yüzyıl başında Hong Kong film endüstrisi feci bir çöküş yaşıyor.
İngilizce adı: Peking Opera Blues TCr
üstü olan subay Michael Ironside'la takışıp durur ve samimiyet kurmakta zorlanır
Görüntü Yönetmeni: Jeffrey L.
Kimball
kİ bu da uçuş eğitmenine (Kelly McGillis) aşık olduğunda sorun yaratır.
Tema müziği: Harold Faltermeyer,
Cruise'un maço ama "aslında içten İçe hassas biriyim" performansı, özellikle Giorgio Moroder (film şarkıları)
afallamış McGillis'e barda yaptığı "You’ve Lost That Lovin' Feelin" serenadı saye Oyuncular: Tom Cruise, Kelly
sinde kadın izleyicileri cezbetmişti. Ama filmi asıl değerli kılan etkileyici uçuş sahne McGillis, Val Kilmer, Anthony
Edwards, Tom Skerritt, Michael
leridir. Kendini en çok hızlı tempolu aksiyonlarda ( The Last Boy Scout-Son izci,
Ironside, John Stockwell, Barry
1991 ve Days o f Thunder- Yıldırım Günlen, 1990 gibi filmlerde) gösteren yönet Tubb, Rick Rossovich, Tim Robbins,
men Tony Scott, aşağı yukarı kestirilebilir olan romantizm ve kişisel çatışmalar üs Clarence Gilyard Jr., Whip Hubley,
tünde çok az durarak, filmi gerçekçi it dalaşları ve havacılık gösterileriyle doldurur. James Tolkan, Meg Ryan, Adrian
Pasdar
1980'lerin tipik aksiyon filmlerinin zevk veren bir örneği olan Top Gun'da ayrıca,
Oscar: Giorgio Moroder, Tom
liste başarısı yakalamış rock parçalardan oluşan film müzikleri ve her biri daha son
Whitlock (film şarkısı)
ra büyük yıldızlara dönüşen bir grup genç oyuncu da (aralarında Meg Ryan, Val
Oscar adaylıkları: Cecelia Hall,
Kilmer ve ER dizisinde oynayan Anthony Edwards yer alır) yer alır. JB George Watters (özel ses efektleri),
Billy Weber, Chris Lebenzon (kurgu),
Donald O. Mitchell, Kevin O'Connell,
Rick Kline, William B. Kaplan (ses)
ABD (First Run Features) SHERMAN'S MARCH (1986)
157dk, Renkli Sherman'ın Yürüyüşü
Yönetmen: Ross McElvvee
Senaryo: Ross McElvvee
1950’ lerin ortalarında hem Avrupa'da hem de ABD'de, 16 mm. kamerayla
Görüntü Yönetmeni: Ross
McElvvee manyetik bant kaydediciyi bir araya getiren, aynı anda ses ve görüntü alabilen do
Oyuncular: Ross McElvvee, Burt nanımlar geliştirilmişti. Ses kaydı alınabilmesi, sonunda gerçek olayların filme alına
Reynolds, Charleen Svvansea bilmesini mümkün kılacaktı. Böylece, bazen dolaysız sinema adı verilen bazen de
CV olarak kısaltılan, cinéma vérité diye tanınan belgesel film hareketi doğdu. Baş
langıçta manyetik bant kayıt cihazları oldukça ağırdı ("taşınabilir" olsalar da) ancak
1960'larda gitgide daha küçük ve daha hafif olmaya başladılar. 1970'te isviçreli
üretici Nagra, yönetmenin (oldukça geniş) cebinde taşınabilecek kadar küçük ve
hafif olan, yüksek kalitede kayıt yapabilen Nagra SN'İ çıkardı, iki kişilik CV ekipleri
artık sadece yönetmenden oluşabilirdi ve hiç de şaşırtıcı olmayan bir biçimde bu
yeni, kendi kendine yeterli sinemacılar, filmlerinin konusu olarak kendilerine odak
lanmaya başladılar. Kısa bir süre içinde "günce film " en yeni belgesel türü olarak
ortaya çıktı.
Ross McElvvee'nin Sherman's March'ı, günce film türünün Citizen Kaneî
(Yurttaş Kane) sayılabilir. Ortalama film eleştirmenleri tıpkı Kane gibi Sherman's
March'ı da Amerikan sineması için son derece büyük bir yenilik olarak ilan etmişti
ama filmin en büyük başarısı özgünlüğünden ziyade, daha önce çekilmiş günce
filmlerde zaten mevcut olan teknikleri ve yaklaşımları mükemmelleştirmesidir.
MIT'de Ricky Leacock ve Ed Pincus'un öğrencisi olan Güney Carolina’ lı McEl
vvee'nin asıl niyeti, iç Savaş'ı kaybetmiş olmanın (ve özellikle kötü şöhretli General
William T. Sherman'ın getirdiği yıkımın) günümüz Güney'i üzerinde süregelen et
kilerini ele alan bir film yapmaktı. Ancak çekimlere başlamadan hemen önce, uzun
zamandır birlikte olduğu kız arkadaşı onu terk etti. Sherman'ın bıraktığı izleri bul
mak için eve dönüşü artık aynı ölçüde aşkı bulma çabasına dönüşmüştü.
1960'ların başlarında çekilmiş, çekim ekibinin görünmez olduğu CV filmleri
nin aksine, Sherman's March'ta McElvvee, kamerasının önündeki öznelerle sürek
li etkileşim içindedir. Özneleriyle göz temasını sürdürürken kamerasını kolunun al
tında tutmayı öğrenen McElvvee, filme aldığı insanların rahat etmelerini sağlamak
ta inanılmaz ölçüde yeteneklidir. Asla ucuz çekimlere tenezzül etmez ya da karşı
laştığı karakterlerin en tuhafı karşısında bile küçümseyici bir tavır takınmaz.
Çekimleri ve montajı yaklaşık beş yıl süren film boyunca, birkaç kez ilişki kur
ma denemesinde bulunur. Bunların hiçbiri yürümez ve birkaçı son derece komik
bir biçimde başarısızlığa uğrar. Dış ses yorumlarında kendini daha çok eleştirmeye
başlar ki bu sonunda iyice dokunaklı bir anda yüksek sesle yaşamını mı filme aldı
ğını yoksa film çekerek kendine bir yaşam mı yarattığını sormaya dek varır.
Yine de Sherman's March kesinlikle sıkıcı değildir ve filmi seyredince insan,
McElvvee'nin günümüz aşk ilişkilerinin ruhunu başarıyla yakalamasından etkilenir.
Film "basit", biraz yüceltilmiş amatör işi bir film gibi gözükebilir ama onu sanat ya
pan McElvvee'nin cömert ruhu, neşeli tabiatı ve dikkat çekici dürüstlüğüdür. RP
DAO MA ZEI (1986) Çin (Xi'an)
At Hırsızı 88dk, Renkli
Dili: Mandarin
Yönetmen: Tian Zhuangzhuang
Tian Zhuangzhuang'ın Tibet'in medeniyetten uzak doğasında geçen ikinci
Yapımcı: Wu Tian-Ming
uzun metrajlı filmi (1984 yapımı On the Hunting Ground-Av Sahası adlı filmin ar
Senaryo: Zhang Rui
dından) görüntüler ve renkler açısından nefes kesici bir yapımdır. Belki de Çin Halk
Görüntü Yönetmeni: Zhao Fei,
Cumhuriyeti'nden çıkma "Beşinci Kuşak" Pekin filmlerinin en kişisel olanıdır. Ti- Hou Yong
an'ın özgünlüğüyle, ses ve görüntü üzerindeki hakimiyeti, filmin ince olay örgüsü Müzik: Qu Xiao-Song
nün (arada sırada at çalan bir hırsız, tapınak adaklarını çaldığı için klanından uzak Oyuncular: Dan Jiji, Gaoba,
laştırılır) ve bölgesel kültürü ön plana çıkarmasının (özellikle Budist ölüm ayinlerine Jayang Jamco, Tseshang Rinzim,
eğilmesi) etkileyiciliğinin ötesine geçerek, insanla doğa arasında yeni bir ilişki biçi Daiba
mine işaret eden çevresel ve ekolojik bir gizemcilik anlatır. Diyalog ve öykü akışı
içeren rollerin azlığıyla, kompozisyonun ve arka arkaya gelen sahnelerin çarpıcı bir
biçimde ele alınışı Dao Ma Ze/'nin 1920'lerin bazı vvestern'lerini anımsatmasına se
bep olur. Ancak film sessiz filmlerin çok uzağındadır: ilahiler, vurmalı çalgılar, Bu
dist ayinlerinde kullanılan çanlar ve güzel müziği, film in dokusunu oluşturan
önemli öğelerdendir.
Dao Ma Ze/'nin, gösterime girmeden önce hükümet yetkililerinin iki küçük
sansürüne uğradı. Tian zamansız bir film yapmak niyetindeydi. Ancak hükümet fil
min başını, ilk görüntüden önce perdede 1923 tarihi belirecek biçimde değiştire
rek, olayları zamanda belirli bir anda konumlandırdı. İkincisiyse, filmde geçen üç
"gökyüzüne gömme" töreninin ilkindeki cesetlerin çıkartılmasıydı. Ancak, azınlık
kültürüne odaklandığı ve seçmeci olduğu için, Çin ana topraklarında pek az izlen
mesine rağmen, isteksiz bir hırsızın toplum dışına itildikten sonra, ailesini doyura
bilmek için daha sistemli çalışan bir hırsıza dönüşmesini anlatan ibret verici öykü yi İngilizce adı: The Horse Thief
ne de bozulmamıştır ve aynı biçimde modernist üslubuna dokunulmamıştır. JRos
Görüntü Yönetmeni: Peter Şova kırıklığı yaratan filmlerde, perdede m otor gibi işleyen ağzına hakim olurken, so
Müzik: Alex North nunda Barry Levinson'un komedi öyküsü Günaydın, Vietnam'da kendini tutm a
Oyuncular: Robin Williams, Forest dan konuşma fırsatını buldu. Williams, Saygon'daki merkezinden Vietnam Sava-
Whitaker, Tung Thanh Tran, şı'nı sürdüren askerlere, hiçbir şeye saygı göstermeyen, ukala şakalar (aslında Wil-
Chlntara Sukapatana, Bruno Kirby,
llams'ın stand-up şovunun, oturarak sunulan haildir) ve M otow n parçaları yayınla
Robert Wuhl, J.T. Walsh, Noble
Willingham, Richard Edson, Juney yan, gerçek hayattan alınma ABD Silahlı Kuwetler radyo DJ'İ Adrian Cronauer'i
Smith, Richard Portnow, Floyd canlandırır. Radyo yayınları esnasında, aralarında Bruno Kirby'nin muhteşem bi
Vivino, Cu Ba Nguyen, Dan
çimde canlandırdığı, kendini komik sanan ama hiç de öyle olmayan bir teğmenin
Stanton, Don Stanton
de bulunduğu subayların canını sıkmayı başarır.
Oscar adaylıkları: Robin Williams
(erkek oyuncu) Filmde çeşitli yan öyküler de yer alır: Cronauer'in üstleriyle çatışması, Vietnam
lI bir kadınla yaşadığı aşk ilişkisi ve kadının kardeşiyle kurduğu arkadaşlık gibi. Bu
film, Vietnam Savaşı sırasında geçen, Vietnamlılar'ı gerçek İnsanlar olarak betimle
yen ender Amerikan filmlerinden biridir. Ancak filmin verdiği asıl zevk Wllliams'in
manlk monologlarını izlemektir. Bu monologların çoğu doğaçlama gelişmişti ve
yönetmen Levinson akıllıca bir kararla arkasına yaslanarak, kameranın bu enerjik
patlamaların her birini tamamen kaydetmesine izin vermişti. JB
AU REVOIR LES ENFANTS (1987) Fransa / Batı Almanya (MK2,
Hoşçakalın Çocuklar NEF, Nouvelles Éditions, Stella
Films)
104dk, Renkli
Otobiyografik olduğu kabul edilmiş bu filmin geçeklere tam olarak ne kadar Dili: Fransızca / Almanca
sadık kaldığı, ancak aktardığı anımsanan duyguların ve suçluluk hissinin yoğunlu Yönetmen: Louis Maile
ğundan anlaşılabilir. Julien (Gaspard Manesse), Nazi işgali altındaki Fransa'da, ya Yapımcı: Louis Maile
tılı bir Katolik okulunda okuyan 12 yaşındaki bir öğrencidir. Savaşın, derslere ara Senaryo: Louis Maile
verildiği, memnuniyetle karşılanan hava saldırısı uyarıları dışında, okul yaşantısının Görüntü Yönetmeni: Renato
Berta
günlük düzenine pek bir etkisi yoktur ve buraya gelen üç yeni öğrenci, çocuk top
Müzik: Camille Saint-Saëns, Franz
luluklarının yabancılara uyguladığı ayinsel düşmanlığa maruz kalır. Kendisi de top
Schubert
luluğun dışında sayılabilecek Julien, yeni gelen çocuklardan biri olan Jean'la (Rap-
Oyuncular: Gaspard Manesse,
hael Fejtö) arkadaşlık kurar. Samimiyetleri ilerledikçe, yeni gelen öğrencilerin hep Raphaël Fejtö, Francine Racette,
sinin sahte isimler kullandığını keşfeder, ancak Yahudi düşmanlığının şiddetini ve Stanislas Carré de Malberg,
Philippe Morier-Genoud, François
Katolik rahiplerin tehlike altındaki bu çocukları kurtarmaya çalıştıklarını yavaş yavaş
Berléand, François Négret, Peter
ve tam olarak kavrayamadan anlamaya başlar, içinde bulundukları çember daral Fitz, Pascal Rivet, Benoit Flenriet,
maya başladığında, Yahudi çocukları ele veren ve akıl almaz bir kaderin kucağına Richard Leboeuf, Xavier Legrand,
atan, Julien'in istemeden yaptığı bir şey olur. Bu anın Julien'e sonsuza dek acı ve Arnaud Henriet, Jean-Sébastien
Chauvin, Luc Etienne
receğini anlarız.
Oscar adaylıkları: Fransa
Yazar ve yönetmen Louis Maile (The Lovers-Aşıklar, 1958, M urm ur o f the (yabana film), Louis Malle
Fleart-Kalbin Fısıltısı, 1971, Atlantic City, 1980) Flollyvvood tarzı bir savaş melodra (senaryo)
mıyla değil, okul yaşantısıyla, her gün yaşanan isteksizlikler ve keşiflerle, okul mü Venedik Film Festivali Louis
Malle (Altın Aslan), (OCIC Ödülü)
dürünün tuhaf alışkanlıklarıyla, arkadaşlıklarla ve güvensizliklerle ilgilenir. Savaş,
hava saldırısı uyarıları ve işgalci Nazilerin, tıpkı diğer bütün gruplar gibi, haydutlar
dan ve centilmenlerden oluşan tehlikeli bir karışım olması bilmecesiyle kendini his
settirir.
Maile her şeyi oğlanların keskin ama henüz biçimlenmemiş bakışı aracılığıyla
görür ve teknik uzmanlığın yerine geçen açık dürüstlük sayesinde Manesse ve Fej-
tö'in oyunculukları son derece etkileyicidir. Malle'ın en kişisel filmi olan A u Revoir
Les Enfants çok sayıda uluslararası ödül kazanmıştı (aralarında 1987 Venedik Film
Festivali'nde aldığı Altın Aslan da olmak üzere) ve Maile için, sinemada Yeni Dal
ga dönemi sırasındaki gösterişli başlangıcından sonra bir ölçüde gerileyen kariyeri
adına zafer kazanan son eseriydi. DR
lılığını, hem üstesinden gelmesi gereken bir mesele hem de bir emniyet ağı olarak
Görüntü Yönetmeni: Adrian
Biddle
kullanır. Hayali Florin krallığında yaşayan güzel Buttercup (Robin W right) sevdiği
Müzik: Willy De Ville, Mark
çiftçi çocuktan (Cray Elvves) ayrılmak zorunda bırakılmış, kötü ruhlu Prens Hum- Knopfler
perdinck'le evlendirilmiş ve alçak Vizzini (Wallace Shawn) tarafından kaçırılmıştır. Oyuncular: Cary Elwes, Mandy
Renkli karakterler ve maceralar, en iyi oldukları anlarda Disney'in animasyon Patinkin, Chris Sarandon,
Christopher Guest, Wallace Shawn,
filmlerinin canlı kopyaları gibidir ve araya sevilen pek çok başka Hollywood anısı
André the Giant, Fred Savage,
katılmıştır. Dev Andre, Andy Devine'la Ayı Şişçene'nin bir karışımı gibidir. Mandy Robin Wright Penn, Peter Falk,
Patinsin'in canlandırdığı etkileyici Inigo Montoya, Gene Kelly'nin The Pirate'tâki Peter Cook, Mel Smith, Carol Kane,
(Kara Şeytan) halini anımsatır. Kaba etnik espriler (Billy Crystal’ın Mel Brooks'u an Billy Crystal, Anne Dyson, Margery
Mason
dırır Mucize Max canlandırması) bile bu rüya balonunu delemez ve canlı oyuncu
Oscar adaylıkları: Willy De Ville
kadrosu büyük başarı kazanır. William Goldman'ın kendi romanından uyarladığı (film şarkısı)
filmde Christopher Guest altı parmaklı bir sadisti, Peter Cook peltek bir rahibi ve
Carol Kane MaxTn karısını canlandırır. JRos
ABD (MGM) 102dk, Technicolor MOONSTRUCK (1987)
Yönetmen: Norman Jewison Ay Çarpması
Yapımcı: Norman Jewison, Patrick
J. Palmer
Senaryo: John Patrick Shanley Yönetmen Norman Jewlson'un İtalyan asıllı Amerikalı ailelere adanmış hoş fil
Görüntü Yönetmeni: David mi A y Çarpması'nın yıldızı, sağlam ve güvenilir (bunu sönük ve sıkıcı olarak oku
Watkin
yun) Johnny Cammareri'yle (Danny Aiello) evlenmek üzere olan dul Loretta Cast-
Müzik: Dick Hyman
rorini rolündeki, şarkıcılıktan oyunculuğa geçen Cher'dlr. Johnny hasta annesiyle il
Oyuncular: Cher, Nicolas Cage,
Vincent Gardenia, Olympia Dukakis, gilenmeye gittiğinde, Loretta Johnny'den uzaklaşmış olan kardeşi Ronny'l (Nicho
Danny Aiello, Julie Bovasso, John las Cage) bulup, düğünlerine davet etme işini üstüne vazife edinir. Ancak birbirle
Mahoney, Louis Guss, Feodor
rini tanımaya başlayan çift, aşık olur.
Chaliapin Jr., Anita Gillette,
Leonardo Cimino, Paula Trueman, Bu romantik komedinin merkezinde yer alan aşk öyküsü, Cage'ln ve özellikle
Nada Despotovich, Joe Grifasi Cher'ln (bu rolle Oscar kazanmıştı) baş rollerdeki harika oyunculukları sayesinde
Oscar: Cher (kadın oyuncu),
eğlenceli ve canlı bir hal alır. Cher kuaför salonuna bir kez uğradıktan sonra demo
Olympia Dukakis (yardımcı kadın
oyuncu), John Patrick Shanley de ördekten, alımlı kraliçeye dönüşerek, çağdaş bir Slndrella olma şansını yakalar.
(senaryo) Ama gelişmelerin tadı tuzu olan, özellikle Loretta'nın çapkın babası rolündeki Vin
Oscar adaylıkları: Patrick J. cent Gardenia ve annesi Rose rolündeki Olympia Dukakis olmak üzere, senaryo
Palmer, Norman Jewison (film),
Norman Jewison (yönetmen), yazarı John Patrick Shanley'in kelimelerini çeşni katarak dillendiren yardımcı oyun
Vincent Gardenia (yardımcı erkek culardır. Çok taklit edilmiş ama henüz daha iyisiyle karşılaşmadığımız zevk veren
oyuncu) bir film. JB
Uluslararası Berlin Film
Festivali: Norman Jewison (Gümüş
Ayı—yönetmen) ve (Altın Ayı adaylığı)
ABD (Paramount)
THE UNTOUCHABLES (1987)
119dk, Technicolor Dokunulmazlar
Yönetmen: Brian De Palma
Yapımcı: Art Linson
Chicago'da İçki yasağı yılları ve birisinin şehirde ellerini kollarını sallayarak ge
Senaryo: David Mamet,
zinen şu sinir bozucu gangsterlere çekidüzen vermesi gerek. Bunu yapacak olan
Eliot Ness, Paul Robsky ve Oscar
Fraley'in romanından, adam tabii ki kötü adamların ve içlerinde en kötüsü olan Al Capone'un (Robert De
Görüntü Yönetmeni: Stephen H. Niro) İşini bitirmek İçin, bir grup polisin ve adalet savaşçısının yardımıyla kendi özel
Burum birimini kuran, Hazine ajanı Eliot Ness (Kevin Costner).
Müzik: Ennlo Morrlcone Yönetmen Brlan De Palma'nın suça teslim olmuş Rüzgarlı Şehir tasavvuru,
Oyuncular: Kevin Costner, Sean kendisinden öncekilerin pek çoğundan daha kanlıdır ama De Palma kan revanın
Connery, Charles Martin Smith,
öykünün ya da oyuncularının performanslarının etkisini azaltmasına İzin vermez.
Andy Garcia, Robert De Niro,
Richard Bradford, Jack Kehoe, Brad Costner, De Nlro'nun ve Sean Connery'nln son derece güçlü oyunculukları karşı
Sullivan, Billy Drago, Patricia sında, kendi oyunculuğunun düzeyini yüksek tutmayı başarır. David Mamet'ln yaz
Clarkson, Vito D’Ambroslo, Steven dığı diyalogların en iyileri, dünyadan bıkmış bir polis rolündeki Connery'e düşer.
Goldstein, Peter Aylward, Don
Bunlardan en unutulmazı, "senlnkilerden birini hastaneye yolluyor, sen onunkiler
Harvey, Robert Swan
Oscar: Sean Connery (yardımcı den birini morga” konuşmasıdır. Filme hazırlık çalışmasında De Niro, karakterinin
erkek oyuncu) havasına girebilmek İçin, insan İçine bir sürü kilo almış ve Capone'nln terzisinin dik
Oscar adaylıkları: Patrizia von tiği takım elbiseleri (ve söylentiye göre İç çamaşırları) giymiş olarak çıkıyordu.
Brandensteln, William A. Elliott, Hal Etkileyici sahnelerle (tren istasyonundaki Odessa Merdivenleri sekansı ve Ca
Gausman (sanat yönetmeni),
pone'un beysbol sopasıyla attığı bir dayakla biten toplantısı gibi) dolu olan Doku
Marilyn Vance (kostüm), Ennio
Morrlcone (müzik) nulmazlar, Amerikan tarihinin özellikle kanlı bir dönemine büyüleyici ve sürükleyi
ci bir bakış sunmayı sürdürmekte. JB
HONG GAO LIANG (1987) Çin (Xi'an)
Kızıl Mısır Tarlaları 91 dk, Eastmancolor
Dili: Mandarin
Yönetmen: Zhang Yimou
Çin Halk Cumhuriyeti'nden Zhang Yimou'nun 1988 Berlin Uluslararası Film
Yapımcı: Tian-Ming Wu
Festivali'nde Altın Ayı kazanan uzun metrajlı filmi, yerel tarihle efsaneleri birleştirir.
Senaryo: Jianyu Chen, Wei Zhu,
Babasının yaşlı ancak zengin bir cüzamlıya sattığı, daha sonra soyguncu kılığında Yan Mo'nun Red Sorghum ve
ki tahtırevan taşıyıcısının kaçırdığı ve sonunda süpürge darısı şarabı üreten bir da- Sorghum Wine isimli kitaplarından
mıtım evinin başına geçen genç bir kızın maceralarını anlatır. Görüntü Yönetmeni: Changwei
Hong Gao Liang (Kırmızı Süpürge Darısı), Yellow Earth (Sarı Toprak, 1984), Gu
The Big Parade (Büyük Tören, 1986) ve Old Well (Eski Kuyu, 1986) filmlerinin gö Müzik: Jiping Zhao
rüntü yönetmeninin ilk uzun metraj filmiydi. Çinli sinema sanatçılarının ünlü "Be Oyuncular: Gong Li, Wen Jiang,
Rujun Ten, Liu Jia, Cunhua Ji, Ming
şinci Kuşağf'nın önde gelen üyelerinden biri olan Zhang, kameramanlık ve oyun
Qian, Yimou Zhang
culuk (Old Well-EskiKuyuda başrol oynuyordu)geçmişinden ötürü bu grubun en Uluslararası Berlin Film
yeteneklilerinden biri olarak tanınıyordu. Festivali: Yimou Zhang (Altın Ayı)
Kahramanın perdede görülmeyen torunu tarafından anlatılan öykü, 1920'le-
rin sonlarıyla, 1930'ların başlarında geçer ve Japon işgaliyle son bulur. Olaylar di
zisi genelde epey ilgi çekici (ilk bölümlerde lirik, ortalara doğru tuhaf, sonlarda
kanlı ve gerilimli) olsa da bölümlere ayrılmış yapı, öyküyü oldukça parçalar; ve film
insanın aklında, daha çok birbirlerinden ayrı düşünebilecek önemli sahnelerle kalır.
Filmde, daha sonra Çin'in ana topraklarındaki sinemanın önemli aktrislerinden bi
ri ve Zhang'ın diğer filmlerinin yıldızı olan Gong Li ilk kez rol alır. Zhang'ın Gong'la
çektiği ilk dönem filmleri Ju Dou ve Da Hong Deng Long Gao Gao Gua (Kırmızı
Feneri Kaldır) gibi Hong Gao Liang (Kızıl Mısır Tarlaları) da hem alenen hem de üs
İngilizce adı: Red Sorghum
tü örtülü bir biçimde Çin topraklarında sürmekte olan feodalizmi ele alır. JRos
Senaryo: James Dearden le, dünyanın her yanında erkeklerin koltuklarında kıvranmalarına sebep olmuş ve
Görüntü Yönetmeni: Howard İngiliz diline Bunny Boller (saplantılı kadın) terimini eklemişti. Dan Gallagher (Mic-
Atherton hael Douglas), karısı ve çocukları bir seyahatteyken, iş arkadaşı Alex Forrest'la
Müzik: Maurice Jarre (Glenn Close) tek gecelik bir ilişki yaşar. Ancak Alex tek geceden fazlasını ister ve
Oyuncular: Michael Douglas, gitgide şiddetlenen reddedilmlşlik sanrıları, sonunda sahip olamadığı şeyi, kazıklı
Glenn Close, Anne Archer, Ellen çitleri olan bir evde yaşayan, düzgün Amerikan ailesinin mükemmel örneğini yok
Hamilton Latzen, Stuart Pankin,
etmek üzere patlar. Görünüşe göre 1980'lerin güçlü, bağımsız kadınlarının aslında
Ellen Foley, Fred Gwynne, Meg
Mundy, Tom Brennan, Lois Smith, tek isteği June Cleaver (Amerika'da 1950'lerin televizyon karakterlerinden biri, ide
Mike Nussbaum, J.J. Johnston, al eş ve annenin temsilcisi. Cleaver aynı zamanda satır demektir.) olabilmektir ama
Michael Arkin, Sam Coppola, bunu başaramazlarsa "Satirli June" olmak da işe yarar.
Eunice Prewitt
Öldüren Cazibe, Hollywood elini sömürü sineması pazarına atarsa, karşımıza
Oscar adaylıkları: Stanley R.
Jaffe, Sherry Lansing (film), Adrian ne çıkacağının harika bir örneğidir. Lyne kadar gösterişli olmayan ve üslubu içeri
Lyne (yönetmen), James Dearden ğin üstünde tutmayan bir yönetmenle ve Douglas'la Close gibi yıldızlardan yok
(senaryo), Glenn Close (kadın sun, bu son derece sıradan, neredeyse video pazarına yönelik bir film olur, belki
oyuncu), Anne Archer (yardımcı
de bir "kesip biçme film i" olarak pazarlanırdı. Ancak tipik Hollywood cilasıyla film
kadın oyuncu), Michael Kahn, Peter
E. Berger (kurgu) bir saygınlık halesi kazanır; bu bir korku filmi değil, aynı zamanda (belki) erotik
imaları olan bir aile dramı artı gerilim filmi gibi görünür. Numara işe yaramış ve
film 1987'nin en başarılı yapımlarından biri olmuştu. MK
Sinir Krizinin Eşiğindeki Kadınlar, melodramlara özgü anlarla dolu olsa da Al-
Oyuncular: Carmen Maura,
Antonio Banderas, Julieta Serrano,
modövar'ın öyküyü geliştirme biçimi, daha çok film i dolduran eksantrik karakter Rossy de Palma, María Barranco,
lere dayanan kendine özgü mizah anlayışını ortaya serer. Pepa telefonda kayıp aşı Kiti Manver, Guillermo Montesinos,
Chus Lampreave, Yayo Calvo, Loles
ğını ararken, dairesi her tip insanla dolup taşar: Şii bir teröristle ilişki yaşadığı için
León, Ángel de Andrés López,
polisten kaçan arkadaşı Candela (Marı'a Barranco); Pepa taşındıktan sonra daireyi Fernando Guillén, Juan
kiralamak isteyen kekeme, genç bir adam; ve Ivân'ın çantasında silah taşıyan deli Lombardero, José Antonio Navarro,
karısı. Herkes öylesine çaresiz ve onca çaresizliğin tek bir mekanda toplanması öy Ana Leza
Oscar adaylıkları: ispanya
lesine abartılıdır ki sadece kahkahalarla gülebiliriz. Her hareketin karşılığını bulma
(yabancı film)
sı ve vodvile özgü durumlar film in bir komedi fars gibi görünmesine yol açabilir Venedik Film Festivali: Pedro
ama Almodövar'ın şaşmaz dokunuşu, kitsch olanı, canlı renkleri ve genelde abar Almodóvar (Golden Osella—
tıyı yükseltişiyle, fark yaratır. senaryo)
Sinir Krizinin Eşiğindeki Kadınlar, çılgınca mizahının ötesinde mutluluk ve yal İngilizce adı: Women on the
nızlık üstüne dokunaklı bir kadın monologudur. Serbest bir biçimde Jean Cocte- Verge o f a Nervous Breakdown
Oscar: Kevin Kline (yardımcı erkek miş ve onları bu türün Hollywood yıldızları arasına sokmuştu. GCQ
oyuncu)
Oscar adaylıkları: Charles
Crichton (yönetmen), John Cleese,
Charles Crichton (senaryo)
THE NAKED GUN (1988) ABD (Paramount)
Çıplak Silah 85dk, Technicolor
Yönetmen: David Zucker
1980'lerin büyük gişe başarısı Airplane!'in ( Uçak*.) arkasındaki ekip, David Yapımcı: Robert K. Weiss
Zııcker, Jim Abrahams ve Jerry Zucker, sözcükleri ağzının içinde geveleyen polis Senaryo: Jerry Zucker, Jim
Abrahams, David Zucker, Pat Proft,
Frank Drebin'i (Leslie Nielsen) dünyaya önce 1982 yapımı televizyon komedi dizisi
from television series by Jerry
Poliçe Squad'la (Polis Ekibi) tanıtmıştı. Ancak Nielsen'in canlandırdığı Drebin'i bir Zucker, Jim Abrahams, David
yıldıza dönüştürüp, iki devam filminin çekilmesine yol açan, bu geleneksel polis di Zucker
zisinin altı yıl sonra çekilen uzun metraj parodisiydi. Görüntü Yönetmeni: Robert M.
Peşinde olduğu adamları daima (genellikle tamamen tesadüf eseri) yakalayan Stevens
polis yeni bir vakaya atanmıştır: Kraliçe 2. Elizabeth'e bir beysbol maçı esnasında
Müzik: Ira Newborn
Oyuncular: Leslie Nielsen, Priscilla
suikast düzenlemeyi planlayan suç dehası Victor Ludvvig'i (Ricardo Montalban)
Presley, George Kennedy, Ricardo
araştıracaktır. (Ne yani, öykünün mantıklı olmasını mı bekliyordunuz?) Güzel Jane Montalban, O.J. Simpson, Raye
(komedide yetenekli olduğunu gösteren Priscilla Presley) ve aralarında Polis Komi Birk, Susan Beaubian, Nancy
seri Ed Hocken'le (George Kennedy) Drebin'in ortağı Nordberg'in de (kötü şöhret Marchand, Jeannette Charles, Ed
Williams, Tiny Ron, "Weird AI"
li davasından altı yıl önce, futbol yıldızı O.J. Simpson) bulunduğu bir grup tuhaf Yankovic, Leslie Maier, Winifred
tip, bu davada ona yardım eder. Freedman, Joe Grifasi
Zucker-Abrahams-Zucker'in son derece komik bir biçimde aptalca senaryola
rında, Amerikan milli marşından Kazablanka (1942) gibi klasik filmlere dek her şey
taşa tutulurken, esprilerin hepsi birbirinden ahmakçadır, parodiler ve görsel gagler
çoktur ve arka arkaya gelir. Aptalca bir film ama hoş bir biçimde. JB
Japonya (Ghibli)
HOTARU NO HAKA (1988)
93dk, Technicolor Ateşböceklerinin Mezarı
Dili: Japonca
Yönetmen: Isao Takahata işçiliğe ve tasarıma, Batı'daki ortalama animasyonların çoğunda eksik olan bir
Yapımcı: Tohru Flara özen gösteren birkaç Japon canlandırma sanatçısı, çizgi filmlerin çocuklara yönelik
Senaryo: Isao Takahata (en azından genellikle böyle oldukları düşünülür) alışıldık yapısını değiştirerek, bunla
Akiyuki Nosaka'nm romanından
rı canlandırma olmayan büyük bütçeli filmlere denk görkemli başarılar haline getirdi.
Müzik: Yoshio Mamiya
Aslında Isao Takahata'nın Hotaru no Haka'sının rahatlıkla ispatladığı gibi bazen bu
Oyuncular: Tsutomu Tatsumi,
Ayano Shiraishi, Yoshiko Shinohara, canlandırma filmler, anlatım özgürlüğü, duygusal dürüstlük ve iki boyutlu bir sette da
Akemi Yamaguchi, Rhoda Chrosite, ha yüksek sanatsal kontrol bularak, canlandırma olmayan eşdeğerlerini aşar.
Amy Jones, J. Robert Spencer, Savaşın dehşetine dair iç paralayıcı, acı bir öykü olan Hotaru no Haka, 2. Dün
Veronica Taylor
ya Savaşı sırasında köylerinin bombalanması sonucu öksüz kalan iki Japon çocu
ğun öyküsünü anlatır. Ancak film savaş adına askerlerin yaptığı kötülükleri değil,
daha çok savaşın sesi genelde duyulmayan kurbanlarını, tepelerine yağan cehen
nemin altında kendi başlarının çaresine bakmak zorunda kalan masum çocukları
göstermekle ilgilenir. Dikkate değer bir biçimde Hotaru no Haka, Flayao Miyaza-
ki'nin daha hafif film i Tonari no Totoro'y\a (Komşum Totoro) birlikte gösterilmişti.
Çocuk izleyiciler bir yana, yetişkinlerin bile, insanlararası çatışmanın görünüşteki
kaçınılmazlığından üzüntüye ve hayal kırıklığına kapılmadan, bu güçlü ve rahatsız
İngilizce adı: Grave o f the Fireflies
edici film in tamamını izleyebileceklerini düşünmek, gerçekten zordur. JKI
TOPIO STIN OMICHLI (1988) Fransa / Yunanistan / İtalya
Puslu Manzaralar (Basic, ETİ, French Film Çenter,
Paradise)
127dk, Renkli
Théo Angelopoulos'un Puslu Manzaralar1mm giriş sahnesinde, küçük oğlan
Dili: Yunanca
Alexandre (Michalis Zeke) ve henüz ergenliğe girmemiş ablası Voula (Tania Palaio-
Yönetmen: Theo Angelopoulos
logou) karanlıktan çıkar ve kameranın yakınlarındaki bir noktaya yürürler. Durur
Yapımcı: Theo Angelopoulos, Eric
lar. Kamera yavaşça çevrelerinde dönmeye başlar. Kız: "Korkuyor musun?" Oğlan: Heumann, Stéphane Sorlat
"Hayır." Aniden oradan ayrılır ve artık uzakta seçebildiğimiz bir tren istasyonuna Senaryo: Theo Angelopoulos,
doğru, bu kez daha hızlı yürümeye başlarlar. Tonino Guerra, Thanassis Valtinos
Bu bir dakikalık sekans çok güzeldir ve arkasından geleceklerin neye benzeye Görüntü Yönetmeni: Yorgos
Arvanitis
ceğini gösterir, inatla yollarından çıkmayan, başka her şeye karşı kayıtsız kalan, ba
Müzik: Eleni Karaindrou
zen duraklayıp, bazen hızlarını değiştiren insanlar ve araçlar; aydınlık, belirgin tek
Oyuncular: Tania Palaiologou,
bir şeyin göze çarptığı çorak ya da karanlık manzaralar; bir sahnenin sonu gelirken
Dimitris Kaberidis, Vassilis Kolovos,
kulak tırmalayıcı, doğal seslerin yerini alan Eleni Karaindrou'nun güçlü müziği. He Gerasimos Skiadaressis, Stratos
le hepsinin ötesinde, Giorgos Arvinitls'in daima olaylardan bağımsız bir niyet ve ri Tzortzoglou, Michalis Zeke
timle daireler çizen, yaklaşan ve uzaklaşan, daima Angelopoulos'un bakışındaki Venedik Film Festivali: Theo
Angelopoulos (Gümüş Aslan),
merakı, tutkuyu, bilgeliği ve duyguları kaydeden kamerası.
(OCIC Ödülü), ödülü La Leggenda
Sözü edilen şablonlar, öyküde özellikle zayıf ve açık uçlu bırakılmış olaylara bir del Santo Bevitore ile paylaştı
etki ve tavır kazandırır: Çocuklar evden kaçıp, var olmaması ihtimali bulunan baba Uluslararası Berlin Film
larını aramak üzere trenle Almanya'ya ulaşmaya çalışır, yolda yardımcı olmak iste Festivali: Theo Angelopoulos
(interfilm Ödülü)
yen ya da tehditkar yabancılarla tanışır. Puslu Manzaralar, Roberto Rosselini'nin
parçalanmayı anlatan savaş sonrası vakayinameleriyle, Chantal Akerman'ın İçi boş
"yeni dünya düzeni"ne dair manzara odaklı panoramaları arası, son derece yalın
ama coşkulu bir yol filmidir.
Atina'yla Almanya sınırı arasındaki bu isimsiz alanlar ve yerlerde, neredeyse
hiçbir şey arasında ilişki kurulmaz: Voula ve Alexandre bir avluda dikilirken, önlerin
de bir traktör ölmekte olan bir atı indirir; ve arkalarında, bir düğün kalabalığı şar
kı söyleyip dans ederek kareden çıkar. Sadece Voula'yla gezgin oyuncu Oreste
(Stratos Tzortzoglou) arasındaki geçici ilişkide görüntü, karşılıklı çekimin ve itimin
gerilimiyle canlanır. Ama bu çok kısa sürer: kamera yükselerek soğuk havaya yöne
lirken, bu çocuklar sonsuz bir otobanda yine yürüyecek, duraksayacak ve daha hız
lı yürüyecektir; sonra Oreste mahzun bir biçimde veda ederek iki kez el sallar hiç
kimseye. A M
Ölüm'ün kazandığı büyük başarının ardından, Hollywood'un en aranan yıldızların Oscar adaylıkları: Stephen
H u n te r Flick, Richard Shorr (ses
dan biri oldu.
e fe k ti), Richard Edlund, A l Di Sarro,
Willis'in maço cazibesi, ayrıldığı karısı Holly'yi (Bonnie Bedelia), çalıştığı bina B rent Boates, Thaine M o rris (görsel
tam da Hans Gruber (Alan Rickman) liderliğindeki bir grup acımasız teröristin eli e fe k t), Frank J. U rioste, John F. Link
ne geçtiği an, Los Angeles'taki ofisinde ziyaret eden New York'lu polis John (k u rg u ), D on J. Bassman, Kevin F.
Cleary, Richard O v e rto n , A l O verton
McClane rolüne hayat katar. Kötü adamlar, şirketin Noel partisi için geç saatlere
Jr. (ses)
kadar ofiste kalmış olan bütün çalışanları tek bir bölgede toplarken, kahramanımız
(saldırı başladığında tuvalette olan) inşaatı kısmen tamamlanmış kulede dolaşma
ya başlar.
Bundan önce Arnold Schwarzenegger'in rol aldığı, uzaylı yaratık-aksiyon filmi
Predator' u çeken John McTiernan (aslında McClane rolü için önce Schwarzeneg
ger düşünülmüştü), gökdelende geçen macera filmini, anti-kahramanımız (sigara
içer, küfreder ve kötü adamları kanlı yöntemlerle haklar), alçakça planlarını anla
ma çabasıyla telsiz konuşmalarını dinlediği teröristleri tek tek avlarken, patlamalar,
dövüşler ve durulmak bilmez aksiyonla doldurur.
Senaryo yazarları Jeb Stuart ve Steve DeSouza'yla (bir Roderick Thorpe roma
nını uyarlamışlardı) birlikte McTiernan, aksiyon filmini tek kişilik ordu olarak yeni
den tanımlar. Willis bir dizi zeki tuzak ve cezadan (McClane filmin başında uçuş
sersemliğinin etkisini azaltmak için ayakkabılarını ve çoraplarını çıkardığında, çıplak
ayaklarının daha sonra olay örgüsü içerisinde kullanılacağını anlarsınız ve öyle de
olur) kurtulmayı başarırken, üstündeki atlet her an daha da kirlenir. Tek arkadaşı,
telsizle iletişim kurduğu, olanlara hazırlıksız yakalanmış bir polistir (Reginald Vel-
johnson). Bu arada diğer polislerin ve federal ajanların çoğu ya fazla aptaldır ya da
neler olduğunu kavrayamayacak denli sorumsuzca kavgacıdır.
Başka bir yerde olmayı gerçekten yeğleyecek adam rolündeki Willis'in mü
kemmel biçimde canlandırdığı McClane, zevkle izlenen iki devam filminde "yippi-
ki-yay, sepi puşt!" repliğini söylemeye devam eden, 90'lara özgü bir kahramandır.
Bu film tam bir eğlence treni turudur. JB
Hollanda / Britanya / Fransa /
UNE HISTOIRE DE VENT (1988)
Almanya (A ir France, Capi, Rüzgarın Öyküsü
C hannel Four, La Sept, NOS, NDR,
S tich ting, D o cum e nta ire, TF1,
Joris Ivens'in filmografisine bakınca, bunca film in tek bir sinemacının işi oldu
W DR)
80 d k, Renkli
ğuna inanmak güçtür. Bu sanatçı, ilk Avrupa avangard sinema akımının faal üye
Dili: Fransızca lerinden biriydi; ilk beş yıllık Sovyet Kalkınma Planı'nı (Konsomol), İspanyol iç Sava-
Yönetmen: Joris Ivens ş/'nı (The Spanish Earth-ispanya Toprağı) ve Amerikan "New Deal" (Yeni Görüş)
Senaryo: Joris Ivens, M arceline programını (Power and Land-Güç ve Ülke) filme aldı; ve özünde sömürgecilik kar
Loridan Ivens şıtı olan ilk filmi çekti (Indonesia Calling-Endonezya'nın Çağrısı). Böylesi bir hayat
Görüntü Yönetmeni: Thierry kendi çelişkilerini de barındırıyordu; çok az sanatçı hem Uluslararası Lenln Ödülü
A rb o g a s t Jacques Loiseleux
hem de Fransız Légion d'Honneur nişanıyla ödüllendirildiğini iddia edebilir. Bu yüz
Müzik: M ichel Portai
den, sinemada birlikte çalıştığı karısı Marceline Loridan'la ortaklaşa çektiği son fil
Oyuncular: Flenxiang Han, Joris
Ivens, G uilian Liu, Z hu ang Liu, mi Une histoire de vent'in, sinema tarihinin en zarif ve akıldan çıkmaz kişisel de
H ong W ang ğerlendirmelerinden biri olması, duruma mükemmelen uygundur.
90 yıllık yaşamında on hayata yetecek denli olaya tanık olan bu "Uçan Hollan
dalI", kendisi için kavraması belki en güç olan konuya, kendisine çevirmişti kame
rasını. Hayatı boyunca astımdan mustarip olan yönetmen, kendi yaşamını ve bü
tün yaşamları besleyen ve dünyada kendini rüzgar olarak gösteren nefes üstüne
bazı düşüncelerle başlar. Tıpkı Ivens gibi rüzgar da sınır tanımaz, doğası gereği
halkları, kültürleri ve kıtaları birleştirir. Ivens'in araştırması, sonunda onu en önem
li filmlerinden birkaçını çektiği Çin'e geri götürür. Burada, sırrını öğrenebilmek için,
rüzgarın mitolojik temsilcisi olan Ejderha'yı aramaya başlar. Yolda karşısına engel
ler çıkar; bazı Parti yetkilileri çekim yapmasını engellemek için, son derece kibar bir
biçimde ellerinden geleni yaparlar ve doğanın da bazen yönetmenin projesi için iş
birliği yapmaya ikna edilmesi gerekir. Qin Hanedanı'nın muhteşem toprak savaşçı
larını filme alamayan Ivens ve Loridan, kendi savaşçılarını yaratır; hatta onlarla
Busby Berkeley'i (1930'ların unutulmaz müzikallerinin yönetmeni) andırır bir oyun
bile sahneler. Loridan ve Ivens, belgesel, kurmaca, mitoloji, felsefe ve muziplik ara
sında gidip gelerek, bu son eserleriyle günümüze dek çekilmiş en muhteşem "ser
best" filmlerden birini yaratırlar. Bu film, sinemanın gerçek yaratıcılarından birine
adanmaya layıktır gerçekten. RP
adam döndükten sonra onunla yatmak istemez; kısa süre içinde ailenin reisi olur Müzik: M a tth ie u C habrol
ve diğer kadınlara yardımcı olan, güçlü, mücadeleci birine dönüşür.
Oyuncular: Isabelle H u ppert,
François Cluzet, Nils Tavernier,
Chabrol ve Colo Tavernier O'Hagan'ın ortaklaşa yazdığı ve gerçek olaylara da M arie T rin tig n a n t, D o m iniqu e
yanan Bir Kadın Meselesi, Simone de Beauvoir'nın bir romanından uyarladığı ve Blanc, Lolita C h am m ah, A u ro re
G auvin, G uillaum e F ou trier, Nicolas
aynı dönemde. Alman işgali altındaki Fransa'da geçen, çektiği en kötü film Le
Foutrier, M arie Bunel, Dani,
Sang des Autres'ı (Başkalarının Kanı, 1984) fazlasıyla affettirmişti. Ayrıca bizleri François M aistre , V in c e n t G auth ier,
1993'te gerçekleştirdiği, yine aynı dönemi konu edinen mükemmel belgeseli Franck de la Personne, C aroline
Berg
L'Oleil de Vichy (Vichy'nin Gözü, 1993) için hazırlar. Bu filmde mizansenler ve
Venedik Film Festivali: Isabelle
oyunculuklarla, sahneleri ele alış biçimi usta işidir. JRos
Fluppert (V olpi cup—kadın
oyun cu), Ö dülü, Shirley M acLaine
ile M a d a m e S ousatzka 'daki rolüyle
paylaştı
İngilizce adı: The Story o f Women
Madgett'le üçünün de ayrı ayrı, çok özel bir ilişkileri olması oynuyor. Joan Plow- Müzik: M ichael N ym an
right, Juliet Stevenson ve Joely Richardson'dan oluşan etkileyici kadın oyuncularıy
Oyuncular: Joan P lo w rig h t, Juliet
Stevenson, Joely Richardson,
la Greenaway'in bu rahatsız edici kara komedisi, "suda cinayet" oyunu oynuyor. Bernard Hill, Jason Edwards, Bryan
Görsel açıdan izleyiciyi esir alan film, kimine haz verirken kimini de afallatıyor. Pringle, Trevor C ooper, David
Sayılarda Boğulmak anlam açısından, yönetmenin ilk filmi The Draughtsman's M orrissey, John R ogan, Paul
M o o n e y , Jane G u rn e tt, Kenny
Contract (Ressamın Sözleşmesi) gibi oyunbaz, baştan çıkarıcı ve uçarı; genelde
Ireland, M ichael Percival, Joanna
görmeye alışık olmadığımız İngiltere manzarasıyla da çoğu yerde A Zed and Two
Dickens, Janine Duvitski
Noughts (Hayvanat Bahçesi) gibi fars nitelikleri taşıyor. Sayılarda Boğulmak'ın tam Cannes Film Festivali: Peter
anlamıyla tadını çıkarmak için, bunun kelime oyunları, listeler, ölümlülük sancısı ve G ree naw a y (en iyi senaryo), Peter
birazcık da başka şeyler üzerine bir film olduğunu anımsamakta yarar var. Çekim G ree naw a y (A ltın Palmiye)
ler sırasında, çekim mekanları 1987'deki görülmemiş fırtınayla yerle bir oldu. Bu
da sahnelerin birbirini tutmadığı anlamına geliyor; Sacha Vierny'nln olağanüstü
görüntü yönetmenliği sağ olsun, manzaradaki bu değişiklik Greenaway'in oyunu
nun bir parçasıymış gibi duruyor. KK
Çekoslovakya / İsviçre / NECO Z ALENKY (1988)
Britanya / Almanya (Channel Alice
Four, Condor, Hessischer
Rundfunk, SRG) Çek sinema sanatçısı, animator ve sıra dışı kukla yapımcısı Jan Svankmajer,
86dk, Eastmancolor kendisine özgü tuhaf tarzı ve sınır tanımayan hayal gücüyle Lewis Carroll'ın çocuk
Dili: Çekçe / İngilizce lar için yazdığı öykü Alice Harikalar Diyarında'nın ruhunu yakalarken, aynı zaman
Yönetmen: Jan Svankmajer
da "yetişkinlere" yönelik ve belli bir kültüre özgü temaları aktarmayı da başarır. Ül
Yapımcı: Peter-Christian Fueter
kesinden çıkma pek çok beğenilen kısa filmin (Moznostu Diaiogu-Diyaioğun Bo
Senaryo: Jan Svankmajer,
yutları, 1982, Do Pivnice-Mahzene iniş, 1983 ve 1983 yapımı Kyvadlo, Jma a Na-
Lewis Carroll'un Alice in
deje-Kuyu, Sarkaç ve Umut bunların arasındadır) arkasındaki yaratıcı güç olan
Wonderland isimli romanından
Svankmajer, tuhaf yaratıkların ve hayvanların yaşadığı bir dünyaya giren ve sürek
Görüntü Yönetmeni: Svatopluk
Maly li karşılaştığı olayların mantığını (mantıksızlığını) sorgulayan küçük Allce'in (30 san
Oyuncular: Kristyna Kohoutovâ tim uzunluğunda porselen bebeğe dönüştüğü sahneler hariç, Alice'l oyuncu kad
rosunun tek insan üyesi olan genç Kristyna Kohoutov- canlandırır), gerçeküstücü
lüğün ilk izlerini taşıyan öyküsünde, tam da kendisine uygun eşini bulur.
Svankmajer’in eserinde, ev hayatının önemsiz nesneleri, gotik bir ihtişamın
ham maddelerine dönüşür. Beyaz Tavşan, Çılgın Şapkacı ve M art Tavşanı gibi Le-
wis'in yarattığı bildik karakterler, burada çekici olmaktan ziyade ürkütücüdür; bir
eleştirmenin yazdığı gibi, "kısmen büyülenmiş, kısmen tekinsizdirler ve yapıblllmci-
nin laboratuvarından bir parça taşırlar, bir miktar form aldehit." Ne var ki sonuçta
Alice bir uyarlamadan daha çok bir yaratıcı-yönetmen çalışmasıdır. Svankmajer ta
nıdık saplantılarını, monotonluğun acımasızlığına, aşırı yemenin bayağılığına ve
tehlikelerine maruz bırakmanın yeni yollarını keşfeder. SJS
Elbette sonunda arkadaş olurlar ve film bitmeden aralarında bundan fazlasının ol 9 6 d k , Renkli
ması kaçınılmazdır ama zaten eğlencenin yarısı bundan kaynaklanır. Yönetmen: Rob Reiner
Annie Hall (1977) gibi W oody Ailen filmlerine selam gönderen bir romantik Yapımcı: Rob Reiner, A n d re w
Scheinm an
komedi olan bu film, Ephron'un yazdığı, günümüz İlişki oyunlarını gerçeğe uygun
Senaryo: N ora Ephron
biçimde tasvir eden nükteli diyaloglar sayesinde son derece günceldir. Harry bir kı
Görüntü Yönetmeni: Barry
za Kennedy'nln vurulduğu gün nerede olduğunu sorup, "Ted Kennedy vuruldu
S onnenfeld
mu?" cevabını aldığında, kendinden genç kadınlarla çıkmanın güçlüklerini kavrar.
Müzik: M arc Shaim an
Arka planda sinemaya en yakışan şehir olan New York'un göründüğü sahneler fil
Oyuncular: Billy Crystal, M eg
min unutulmaz diyaloglarını peş peşe sunar: Sally'nln restoranda orgazm taklidi Ryan, Carrie Fisher, B runo Kirby,
yaptığı ve ardından yan masalardan birinde oturan kadının, "Ben de onun yediğin Steven Ford, Lisa Jane Persky,
den İstiyorum," diye sipariş verdiği (bu kadını Reiner'in annesi canlandırır) ve M ichelle N icastro, G retchen Palmer,
R obert A lan Beuth, David Burdick,
Harry'nin mağazada karaoke yaparken eski karısına rastladığı sahneleri, İki başrol
Joe Viviani, H arley Jane Kozak,
oyuncusu da ustalıkla oynar. Yardımcı rollerdeyse Bruno Kirby, Harry'nin yakın ar
Joseph H u nt, Kevin Rooney, Franc
kadaşını, Carrie Fisher da Sally'ninkini canlandırır. Luz
Projede yer alan herkes İçin bir zafer olan (Nora Ephron henüz buna denk bir Oscar adaylıkları: N ora Ephron
senaryo yazmadı) film, Ryan'ı aranan bir başrol oyuncusuna çevirmiş ve filmin mü (senaryo)
zikleri arasında yer alan 1930'lara ve 40'lara ait caz standartlarını ("It Had to Be
You" da dahil) çalan ve söyleyen Harry Connick Jr.'ı gerçek bir yıldız yapmıştı. JB
CRIMES AND MISDEMEANORS (1989)
Suçlar ve Kabahatler
Felsefi işlerde de formunda görünen (ardarda gelen ve her ikisi de pek sıcak
karşılanmayan iki dramayı, September ve Another W oman'i henüz yapmıştı) W o
ody Ailen Suçlar ve Kabahatler'de yaşam, ölüm, aşk, Tanrı ve tüm Dostovyevsklva-
rl konulara el atmış. Sağlam bir oyuncu kadrosu, Çin kutuları gibi içiçe girmiş an
latı yapısıyla Yukarı Doğu Yakası tadında, rastlantılar üzerine bir roman uyarlama
sına benzeyen bu film İçin bir araya gelmiş. Ingmar Bergman'ın daimi görüntü yö
netmeni Sven Nykvist'in güzel görüntüleri üzerine, Ailen kendisiyle özleşmiş caz ve
swing klasiklerinin yanısıra Schubert'in ve Bach'ın müziklerinin de çarpıcı bir kulla
nımını yakalamış.
Film, görünürde birbirinden hayli farklı da olsa son anda kesişen iki öykü an
latıyor. Toplumda saygın bir yeri olan göz cerrahı Judah Rosenthal (üstün ve Os-
car'a aday gösterilen oyunuyla Martin Landau) düzenli, rahat ve iki yüzlü hayatını
mahvetmekle kendisini tehdit eden öfkeli metresi Dolores'ten (Anjelica Huston)
ABD (Rank, O rion) kurtulmak için akla karayı seçer. Bu sırada, Allen'ın canlandırdığı belgesel yönet
107dk, Renkli meni Cliff Stern, Mia Farrow'un canlandırdığı Halley'e kur yapmaya çalışır; ama
Yönetmen: W o o d y A llen dayanılmaz kayınbiraderi Lester (sinemaya müthiş bir dönüş yapan Alan Alda), bu
Yapımcı: R obert G re e n h u t çabalarını bozguna uğratır. Rastlantıya bakın ki Cliff'in yeni filminin konusu da te
Senaryo: W o o d y Allen levizyon için komedi dizileri yapan kazanova Lester'dır. Judah'ın karanlık işler çevi
Görüntü Yönetmeni: Sven ren erkek kardeşi (Jerry Orbach) Dolores'in işini bitirmeyi önerir ve Judah'ın bu
Nykvist
öneriyi kafasında tartmasıyla, film in büyük meselelerine kapı açılır. O kendi çıkma
Tema müziği: Bach, S chubert
zında debelenmeyi sürdürüken, biz de acıları, aşkları ve unutulmaz özlü sözleriyle
Oyuncular: Bill Bernstein, M a rtin
("En son bir kadının İçine girdiğimde Özgürlük Anıtı'nı geziyordum) onun aile, ar
Landau, Claire Bloom , Stephanie
Roth, G regg Edelm an, G eorge J. kadaş ve tanıdık çevresiyle haşır neşir oluruz.
M anos, A n jelica H uston, W o o d y W oody Allen'ın her zamanki varoluşçu, bunalımlı Manhattan'lı İşe yaramaz
A llen , Jenny Nichols, Joanna entelektüel karakterinin en iyi seçkisini acı tatlı şu komik diyalogda toplaması bizi
G leason, A la n A lda, Sam
şaşırtmaz. Çizginin biraz daha dışındaki bu ağır, gerçekçi ve trajik drama ve durum
W a te rsto n , Zina Jasper, Dolores
S u tton, Joel Fogel. komedisi, bu filmde değerler, ahlak ve kanunlar üzerine benzeri görülmemiş dere
Oscar adaylıkları : W o o d y Allen cede sofistike ve tutkulu tartışmalarla içiçe geçiyor. Tam gaz giden Ailen, taklit edi-
(yö n e tm e n ), W o o d y Allen lemesl zor, İmzası haline gelmiş üslubuyla, iyiyle kötü, suçla ceza, filmlerle gerçek
(senaryo), M a rtin Landau (yardım cı lik ve çekici kokteyl partileriyle, zeka ve algılama üzerine acı, derinlik ve çılgın bir
erkek oyun cu)
mizah aracılığıyla sözlerini söylüyor. Allen'ın en iyi çalışmalarından biri olan film
karmaşık ve olgun; hem karanlık hem de tadına doyum olmayan bir film. AE
THE COOK, THE THIEF, Fransa / Hollanda/ Britanya
HIS WIFE & HER LOVER (1989) (Allarts, Elsevira, Erato, Erbograph,
yafet sofrasını silip süpüren, iriyarı, mide bulandırıcı ve budala hırsız Albert Spica Müzik: M ichael Nym an
rolünde. Uzun zamandır ihmal ettiği karısı Georgina (Helen Mlrren) restoranın ses
Oyuncular: Richard Bohringer,
M ichael G am b on, H elen M irre n ,
siz sakin, kitap kurdu bir müşterisiyle (Alan Howard) tutkulu bir ilişkiye girer; bu sı A lan H o w ard, Tim Roth, Ciaran
rada aşçı da onlara mutfağın arkasında yer sağlayarak yataklık eder. Zıkkımlanmak Hinds, G ary Olsen, Ew an S tew art,
ve tayfasını aşağılamakla fazlasıyla meşgul olan Gambon başlangıçta karısının bir R oger A s h to n -G riffith s , Ron C ook,
Liz Sm ith, Em er G illespie, Janet
işler çevirdiğini fark etmez; ancak ihanetini öğrenir öğrenmez yamyamca bir inti
H enfrey, A rn ie Breeveld, Tony A lle ff
kam tertipler.
Greenaway'in filmi yanlış dokunmuş bir halı gibi; kamerası tüm bu vahşetin
ortasında bir iyi niyet kırıntısı bulmak için mutfakla salon arasında gidip geledur-
sun, her türlü pislik ortalıkta kol geziyor. Öfke ve tiksintiyle kaynayan Aşçı, Hırsız,
Karısı ve Aşığı asıl hedefi olan üst sınıfın müsrifliği ve barbarlığını hem toplumu bo
zan bir küf hem de dürüst bir şekilde, ağız tadına bir hakaret olarak resmetmiş.
JKI
çenler filmin konusunu oluşturuyor. Yönetmen, bağımlıların küçük suçlarını ve her Senaryo: Gus Van Sant, Daniel
Yost
günü birbirine benzeyen hayatlarını ahlaki bir yorum yapmadan, olduğu gibi su
James Fogle'ın romanından
nar. Ama çete içindeki ilişkilerin, özellikle Bob ve karısı Dianne arasındaki kadersiz
Görüntü Yönetmeni: R obert D.
aşkın hassas doğası iyi gözlemlenmiş ve mükemmel oyunculuklarla da desteklen Yeom an
miş. Müzik: E lliot G old e n th a l
Filmin konusu basit gibi görünse de (habire polisle ve diğer bağımlılarla kova Oyuncular: M a tt D illon, Kelly
lamaca oynarlar) gerçek trajedi sonlara doğru baş gösterir. Aşırı dozdan ölen bir Lynch, James LeGros, H e ath er
G raham , Eric H ull, M ax Perlich,
çete elemanını şerifin toplantı yaptığı motelden kaçırıp ormana gömmek zorunda
James Remar, John Kelly, Grace
kalan Bob, artık düze çıkması gerektiğine karar verir. Bir kliniğe yatar; ve orada, Zabriskie, G eorge C atalano, Janet
William Burroughs'un canlandırdığı, uyuşturucu bağımlısı bir papaz olan eski bir Baum hover, Ted D A rm s , N e a l'
Thom as, Stephen R utledge, Beah
dostuyla karşılaşır; aralarında geçen konuşma Bob'un geride bıraktığı bu dünyay
Richards
la son buluşmasına noktayı koyar. Filmin tümü muhteşem olsa da Dillon ve Burro
Uluslararası Berlin Film
ughs'un bu son konuşması muhteşemden de öte. CM Festivali: Gus V an Sant (C.I.C.A.E.
Ö dülü)
-
Görüntü Yönetmeni: Chris onu Fllnt'e getirmek için yaptığı başarısız girişimleri anlatan bu kara-mizah örneği
Beaver, John Prusak, Kevin belgesel kesinlikle etkileyici; ayrıca filmlerin hem eğlenceli hem de siyaseten fazla
Rafferty, Bruce Schermer sıyla sivri olabileceği yolundaki kanıtları güçlendiriyor. Ne var kİ Moore'un haklı ve
Müzik: Buddy Kaye yakıcı öfkesi, Flint'in kurbanları ve kötü adamlarına karşı bizim de paylaşmaya ça
Oyuncular: James Bond, Pat ğırıldığımız ağzı laf yapan bir üstünlük taslamayla bir arada; ama ortaya çıkan, ço
Boone, Rhonda Britton, Anita
ğu zaman coşkulu ve asla sıkmayan bu samimi film, ucuza kaçmış çekimlerden ve
Bryant, Karen Edgely, Bob Eubanks,
Ben Hamper, Dinona Jackson, gazeteciliğin aşırı basitleştirme oyunlarından tamamen de yoksun sayılmaz. Filmin
Timothy Jackson, Tom Kay, Michael konusu olan Reaganizm'ln gülücükler saçan taş yürekliliği filmin tarzıyla uyum için
Moore, Kaye Lanl Rae Rafko, de olur; eleştirmen Dave Kehr de İlk gösterime girdiğinde Roger & Me'yi filme tam
Ronald Reagan, Fred Ross, Robert
oturan şu sözlerle tanımlamıştı: "İnsana kendisini iyi hissettiren İlk gaddarlık film i."
Schuller, George Sells, Roger B.
Smith, Steve Wilson Roger & Me'nin olayların gerçek süreleri ve kronolojik sıralarını takmayan ra
Uluslararası Berlin Film hatlığı, o zamanlar en azından bir eleştirmenin Moore'u kaale almayıp şarlatan de
Festivali: Michael Moore (Barış mesine yol açtı. Buna rağmen yaptığı ses getirici haberlerde göz ardı edilemeyecek
Filmi Ödülü—Onur mansiyonu) gerçekler de var. Moore'un eğlendirme amaçlı popülist arzusu kendisine ticari ba
şarı ve fikirlerini daha geniş alana yayma olanağı sağladı; koltuklarının kabarması
ve bir dizi kestirme gazetecilik yolu da yanına kâr kaldı. Yine de son kertede han
gisinin daha önemli olduğunu sormak gerek: kurumsal hırs mı yoksa Moore'un
ego tribi mi? JRos
ABD (TriStar)
GLORY (1989)
122dk, Technicolor Zafer
Yönetmen: Edward Zwick
Yapımcı: Freddie Fields
Senaryo: Kevin Jarre Amerikan Yurttaşlık Hakları konusunun gündeme gelmesinin ardından tarihin
Robert Gould Shaw'un yıkıntıları arasındaki az bilinen öyküleri çıkarıp diriltmek moda oldu. Edward
mektuplarından; Lincoln Kirstein'in Zwick'in Zafer'i de belleklerdeki boş sayfalan yeniden doldurmak üzere yapılan ça
Lay This Laurel ve Peter Burchard'm
One Gallant Rush isimli lışmalardan biri.
kitaplarından Film iç Savaş sırasındaki cephelerden birinde başlıyor; eski köle John Rawlins
Görüntü Yönetmeni: Freddie (Morgan Freeman) ölen askerleri gömmeye uğraşmaktadır. Daha sonra, liberal ve
Francis
Müzik: James Horner beyaz bir asilzade olan Albay Robert Shaw (M atthew Broderick) Birlik Ordusu'nun
Oyuncular: Matthew Broderick, ilk siyah gönüllü alayının başına atanır. Savaşın çıkış nedeni olan köleler ve özgür
Denzel Washington, Cary Elwes, siyahlar artık ona emanettir; sonunda hepsi kaleyi ele geçirmeye yollanacaklardır.
Morgan Freeman, Jlhml Kennedy,
Andre Braugher, John Finn, Tarihin öteki yüzünü anlatmasıyla kendisinden sonraki filmlere ilham kaynağı
Donovan Leitch, JD Cullum, Alan olan Zafer ayrıca kadrosundaki başarılı, genç siyahi oyunculara kendilerini göster
North, Bob Gunton, Cliff De Young
me olanağı sağladı. Bunların en önde geleniyse Er Trip rolüyle ilk Oscar'ını alan
Oscar Denzel Washington (yardımcı
erkek oyuncu), Freddie Francis Denzel Washington'du. Jlhmi Kennedy ve Andre Braugher da öne çıkan diğer isim
(görüntü yönetmeni), Donald O. ler. Filmde, dönemin simgeleri, kuşkuya yer bırakmaksızın siyahların ve beyazların
Mitchell, Gregg Rudloff, Elliot Tyson,
uyum içinde yaşaması uğruna yapılan özverilere bir güzelleme niteliğinde kullanıl
Russell Williams (ses)
Oscar adaylıkları Norman mış olsa da, günümüzde ırk ayrımcılığından kaynaklanan gerginliklere merhem
Garwood, Garrett Lewis (sanat olmaları da amaçlanmış. Zafer'İn aşırı duygusallık ve yüce ereklerle yüklü olduğu
yönetmeni), Steven Rosenblum
doğru. Ama gerçeklere dayanan kahramanlık öyküsü ve James Horner'ın yaptığı
* (kurgu)
başarılı müzikleriyle bir o kadar da bugünkü kinik tutum un panzehiri. GC-Q
ASTENICHESKIJ SINDROM (1989) SSCB (G osklno, Odessa)
153dk, SB/Renkli
Bugünün dünyası hakkında müthiş ama bir o kadar da kaldırılması ya da an Dili: Rusça
laşılması zor bir film, çünkü filmlerin tabi olduğu birçok kuralı çiğniyor. Saygıdeğer Yönetmen: Kira M u ra to v a
(ve saygı duyulan sivri diliyle) o zamanlar 50'll yaşlarında olan Kira Muratova'nın Senaryo: A leksand r C hernykh,
Kira M u ra to v a , Sergei Popov
yönettiği Astenicheski] Sindrom'a belki de haklı olarak "glasnostun tek başyapıtı"
Görüntü Yönetmeni: V la d im ir
deniliyor. Aynı zamanda Prestroyka zamanında yapılan filmlerden Rus hükümeti
Pankov
nin yasaklandığı tek Rus filmi; yasaklanma nedeni olarak daha çok filmin ağzı bo
Müzik: Franz S chubert
zukluğu gösterilse de devlet filmin haklarını Moskova'daki bir sinema kulübüne sa Oyuncular: O lga A n to n o v a ,
tınca illa kİ gösterim olanağı buldu. Film kocasının ölümünü bir türlü sindiremeyen Sergei Popov, G allna Zakhurdayeva,
ve İçinde her an patlamaya hazır, yıkıcı bir öfke taşıyan orta yaşlı bir doktor olan Natalya Buzko, A leksandra
Svenskaya, Pavel Polishchuk,
Natasha (Olga Antonova) adlı bir kadının 40 dakika süren siyah-beyaz öyküsüyle
Natalya Ralleva, Gallna
başlar. Daha sonra renkli ama daha alışılmadık bir öykü başlar: Bir İlse İngilizce öğ Kasperovlch, V ik to r A rlstov, N ikolai
retmeni olan Nikolai (filmin senaristlerinden Sergei Popov oynuyor) etrafında ne Sem yonov, O leg Shkolnik, Vera
olup bittiğinin farkına varmadan sık sık uyuyakalmadadır. Filmin başlığı hem dok S torozheva, A leksand r C hernykh,
Leonid Kushnir, Nadya Popova
torun kızgınlığını hem de öğretmenin uyuşukluğunu kapsıyor gibi görünen bir tür
Uluslararası Berlin Film
zayıflığa ya da sakatlığa işaret eder. Belli ki Muratova her İki davranış türünü de Festivali: Kira M u ra to v a (G üm üş
genel olarak çağdaş toplumun küflenmiş yönünün sembolü olarak görür. Yönet Ayı—Özel Jüri Ö dülü ), (A ltın Ayı
men, “ Batı'yla aramızda temel bir fark yok bence, insanoğlu her yerde aynı. Dün adaylığı)
topher Cooke). Burke, Shelley ve Cooke daha sonraki filmlerinde de Hal Hartley'le Oyuncular: A d rie n n e Shelly,
R obert John Burke, Chris Cooke,
çalışmaya devam ederler: Burke Simple Men (1992) ve Flirt'te (1993), Shelley
Julia M cNeal, K a therine M ayfield ,
Trust'ta (1990), Cooke da Trust ve Simple Men'de. G ary Sauer, David Healy, M a tt
Genç kız küresel yıkım fantazllerine; babası paraya; ve bunların dışındaki ne M alloy, Edle Falco, Jeff H o w ard,
redeyse herkes görünürde tamircinin İşlediği iki cinayete kafayı takmıştır. Oyuncu Kelly Reichardt, Ross Turner, Paul
Schulze, M ike Brady, Bill Sage
luklarda ara sıra görülen tekdüzelik filmin önünü kesse de, film, öyküsünün, karak
terlerinin ve yapımının garipsenen orijinalliği ve alışılmadık, soğuk espri anlayışıyla
izleyiciyi kendisine bağlıyor. JRos
BEIQING CHENGSHI (1989)
Acılar Kenti
Burada anlatılması gereken İki ayrı öykü var. ilki, nerede ve ne zaman ortaya
çıkacağı belli olmayan şu müthiş hikaye: Bir ülkede bir Yeni Dalga'nın, bir sanat
akımının başgöstermesl ve bir ya da iki (nadiren daha fazla) olağanüstü yetenekli
Tayvan (Artificial Eye, 3-H, Era) sinemacının ortaya çıkması. Bu hikaye 1980'lerde, Yeni Sinema adı altında Tay
157dk, Renkli van'da gerçekleşti ve o dönemde çıkan en yetenekli yönetmenlerden biri Hslao-
Dili: Tayvanca / Mandarin / hsien Hou'ydu. Hou'nun ilk filmleri kişisel ve otobiyografik çalışmalardı (The Boys
Japonca
from Fengkuei, A Summer a t Grandpa's, Dust in the Wind, The Time to Live ve
Yönetmen: Hsiao-hsien Hou
The Time to Die). Bu filmler onun hız duyumunu, planlarının fiziksel yoğunluğunu
Yapımcı: Fu-Sheng Chiu
ve en basit durumları filme alırken bile görünürde değişmeyen tarzındaki anlamlı
Senaryo: T'ien-wen Chu, Nien-Jen
Wu gücü ortaya koyuyordu.
Görüntü Yönetmeni: Chen İkinci hikâyeye gelince, bu bir ulusun kendisini anlatması için sinemayı gerek
Huai'en sindiği o kaçınılmaz anla, diğer bir deyişle toplu otobiyografisiyle İlgilidir. 1989'da
Müzik: Tachikawa Naoki adada 40 yıl boyunca hüküm süren askeri diktatörlük yıkılınca, sinemacılar da Tay
Oyuncular: Wou Yi Fang, van'ın yakın tarihini anlatma fırsatı buldu. Ve "öznel avangard yaratıcı yönetmen"
Nakamura Ikuyo, Jack Kao, Tony
olan Hou'nun da yapmaya karar verdiği (Kukla Ustası ve Good Men, Good
Leung Chiu Wai, Tianlu Li, Ikuyo
Nakamura, Shufen Xin Woman'da da sürdürdüğü) buydu. Tayvan'da sinemanın nihayet ülkelerinin yakın
Venedik Film Festivali: Hsiao- tarihine de bakabildiği büyük bir adım sayılan Beiqing chengshi, esaslı bir dönüm
hsien Hou (Altın Aslan) noktası oldu, bu olgu aynı zamanda filmin geniş kitlelere ulaşmasını sağladı.
Tarihi süslemelerle çağdaş sinemanın bileşimi olan Beiqing chengshi kar
maşık anlatı yapısı (dört erkek kardeşin arap saçına dönmüş yaşamları üzerine
kurulu) ve içerdiği yüklü miktarda tarihsel bilgiyle, dönemi, topluluğu, bireyleri, on
ların iç çalkantılarını ve her bir kardeşin ister istemez bağlı olduğu farklı topluluk
ların beklentilerini izleyiciye güzel ve duygusal bir biçimde hissettiriyor. Beiqing
chengshi yalnızca bir başyapıt değil, bir ülkenin önemli olaylarını anlatmaya niyet
lenen ama çoğu zaman sıkıcı anıtlar olmaktan öteye gidemeyen tüm o filmlerin
örnek alması gereken bir film. J-MF
İngilizce adı: A City O f Sadness
S'EN FOUT LA MORT (1990) Fransa / Almanya (Cinéa, NEF)
97dk, Eastmancolor
Fransız yönetmen Claire Denis, Cboco/at (1988), S'en fo u t la m o rt (1990) ve Dili: Fransızca
J'ai pas sommeil'den (1994) sömürgecilik ve sonrası hakkındaki üçlemesi olarak Yönetmen: Claire Denis
bahseder. S'en fou t la m o rt Fransa'da tekinsiz bir banliyö gece kulübünün bod Yapımcı: Francis Boespflug,
rum katındaki yasadışı horoz dövüşleri için horoz yetiştiren Dah (Isaach De Banko- Philippe Carcassonne
Senaryo: Claire Denis, Jean-Pol
lé) ve Jocelyn (Alex Descas) adlı iki siyahinin birkaç ayını, belgesele yakın bir tarzla
Fargeau
takip ediyor. Filmin insanın içini karartan klostrofobik havası, yasadışı mültecilerin
Görüntü Yönetmeni: Pascal
sömürülmesine dair çizdiği çerçevenin ötesinde, Jocelyn'le gece kulübünün sahibi Marti
nin oğlu Michel (Christopher Buchholz) arasındaki gerilim yükselirken bu marjinal Müzik: Abdullah İbrahim
dünyadaki güç, şiddet, arzu ve zorbalık dengelerini incelemek İçin müthiş bir or Oyuncular: Isaach De Bankolé,
tam sağlıyor. Michel, babasının ve özellikle Jocelyn gibi kendisinin de göz koydu Alex Descas, Solveig Dommartin,
Christopher Buchholz, Jean-Claude
ğu güzel sevgilisi Tonl'nln (Solveig Dommartin) Jocelyn'e gösterdiği ilgiyi kıskanı
Brialy, Christa Lang, Gilbert Felmar,
yor. Daniel Bellus, François Oloa Biloa,
Jocelyn ve Michel arasındaki çekişmenin filmin sonundaki anlamsız cinayetle Pipo Sarguera, Alain Banicles,
vahşi bir biçimde son bulması, sömürgecilik sonrasındaki şiddetin anlamsızlığının Valérie Monnet
Venedik Film Festivali
altını çiziyor, klorozların eğitilmesinin ve karakterlerin yüzleriyle bedenlerinin yakın
Dominique Auvray (kurgu)
planlardan oluşan çiğ bir kurguyla sunulmasının yanısıra Descas ve Bankolé'ün
güçlü oyunculukları, filmi koşullar uygun olduğunda "hangi ırk, renk ya da köken
den olursa olsun her erkeğin her şeyi yapabileceğinden yola çıkan, İnsan doğası
na dair yoğun ve samimi bir deneyim haline getiriyor. CO
İngilizce adı: No Fear, No Die
gerçek anılarına dayanıyor. Almanya'da yaşayan genç bir Polonya Yahudisi olan
Müzik: Zbigniew Preisner
Oyuncular: Marco Hofschneider,
Solly'nin yaşamı, ailesinin yaşadığı eve Naziler bir baskın yapınca keskin bir dönüş
Salomon Perel, René Hofschneider,
yapıyor. Ailesinin dağılmasıyla yalnız kalan Solly, giydiği Nazi üniforması sayesinde Piotr Kozlowski, Klaus
ölmekten kurtuluyor. Bu davranışı, rol yaparak sürdüreceği yaşamını başlatıyor. Abramowsky, Michèle Gleizer,
Solly önce Doğu Polonya'daki bir Rus yetimhanesine düşüp komünist dogmayı et Marta Sandrowicz, Nathalie
Schmidt, Delphine Forest, Andrzej
raflıca öğreniyor ve Yahudi kimliğini gizleyerek dini "kitlelerin afyonu" olarak red Mastalerz, Wlodzimierz Press,
dediyor. Ardından Hitler'ln askerleri onu Almanya'ya geri getiriyorlar ve Aryan ola Martin Maria Blau, Klaus Kowatsch,
rak kabul edilip orduda Rusça tercümanı olarak görev alıyor. Oynadığı roldeki çe Holger Hunkel, Bernhard Howe
lişki ve tehlike, Hitler gençliğine katılıp Yahudiler'i nasıl tespit edip öldüreceğini öğ Oscar adaylıkları: Agnieszka
Holland (senaryo)
renmesiyle doruğa ulaşıyor.
Yakışıklılığıyla eşcinsel bir Nazi subayının ve (Julie Delpy'nln oynadığı) çekici
ama koyu bir Yahudi düşmanı bir kızın kalplerini çaldığında, sünnetli olduğunu giz
lemesi iyice riskli bir hal alıyor. Solly'nin gerçek kimliğini hatırlatan tek şey olan sün
neti, film in anlatısında önemli bir metafor olarak yer ediniyor. Avrupa Avrupa'nın
en etkileyici sahnelerinden bazıları Solly'nin oynadığı rolle fazla özdeşleşerek ger
çek kimliğin mümkün olmadığını göstermesiyle oluşuyor, ilginçtir, filmin sonunda
bir katarsls ya da trajedi yok ama Solly erkek kardeşi Isaak'la (René Hofschnelder)
mucize sonucu bir araya geldiğinde, "oyunculuğunun" sona ermekten çok uzak
olduğunu görüyoruz. Al
Senaryo: Abbas Kiarostami dına kendisini Muhsin Makmalbaf (The Cydist-Bisikletli'n\n ve Kandahar-Kanda-
Görüntü Yönetmeni: Ali Reza har'a Yolculuk'un iranlı yönetmeni) olarak tanıtan Sabzian, kendisini evine davet
Zarrindast eden kadının ailesini, finansörlüğünü yaparlarsa bir sonraki filminde rol alabilecek
Oyuncular: Hossain Sabzian, lerine inandırır. Ancak aile onun, bir süre sonra evlerini soymak niyetindeki bir do
Mohsen Makhmalbaf, Abolfazl
landırıcı olduğundan kuşkulanıp polise haber verirler.
Ahankhah, Mehrdad Ahankhah,
Monoochehr Ahankhah, Mahrokh Bu öyküden İlgi çekici bir belgesel drama çıkmasının nedeni Kiarostami'nin
Ahankhah, Nayer Mohseni gerçekle yalan, görünenle aslında olan, belgeselle kurmaca arasındaki karşılıklı İliş
Zonoozi, Ahmad Reza Moayed kinin akıllıca, esin veren, yaratıcı bir incelemesini kapsayan İnce anlatımı. Sabzi-
Mohseni, Hossain Farazmand,
an'ın ve Ahankhah ailesinin yanısıra Kiarostaml, Makmalbaf ve haber atlatma me
Hooshang Shamaei, Mohammad
AM Barrati, Davood Goodarzi, Haj raklısı gazeteci kendilerini "oynuyorlar." Bazı olaylar dramatik olarak yeniden kur
Ali Reza Ahmadi, Hassan Komaili, gulanmış, bazıları sadece aktarılmış, bazıları da (örneğin tuhaf bir biçimde Kiaros
Davood Mohabbat
tam i'nin sorgulama işini üstlenmesine izin verilen dava) belgesel görüntüleri olarak
sunuluyor. Anlatım çizgisi bütün geriye dönüşlere karşın son derece anlaşılır olsa
da olayların sunukiş şekli ve niteliği sürekli değişiyor ve neyin gerçek, neyin kurma
ca olduğu anlaşılmaz oluyor. Böylece film o en uçucu meselenin, gerçeğin, çok
katmanlı bir incelemesine dönüşüyor.
Ama Kiarostami bizim nesnellik konusundaki varsayımlarımızı sarsarken bile
bize küçük, kaçınılmaz bir gerçeği gösteriyor: Renoir'ın dediği gibi herkesin bir ba
hanesi olduğunu. Başlangıçta saçma görünen öyküsünün derinliklerine İndikçe öğ
reniyoruz ki Sabzian ne bir suçlu, ne de deli; yalnızca sinemaya inanılmaz değer
veren, ünlü bir yönetmen olarak görülmekle, kendisini daha az önemsiz, daha
kontrol sahibi hisseden bir adam. Filmler hayaller kurup gündelik yaşantımızın sı
kıntılarından kurtulmamızı sağlayabilir. Nema-ye Nazdik klasik belgeselin komik ve
düşündürücü bir yapıbozumu olmanın ötesinde, sinemanın gücüne ve sıradan in
sanların içindeki iyilikle yaratıcılığa saygı duruşu niteliğinde. Filmin şefkat, alçakgö
nüllülük ve affedicllik gibi erdemleri sessiz bir İmgeyle yücelten son sahnesi, Kiaros-
tami'ye özgü soğukkanlı İnsancıllığın tipik bir örneği. GA
ni bir suç İşlemeye zorlayınca saf ve masum Edward'in hayatı karmaşık bir hal alı
yor.
Burton'ın bu tuhaf ve çekici filmdeki en büyük başarılarından biri, bu acayip,
rüyavari dünyada oyuncularının rollerini tiplerine aykırı bir biçimde paylaştırması.
John Hughes'un The Breakfast Club'ındaki inek öğrenci rolüyle tanınan Hail, ser
sem sevgili Jim rolünde çok daha çirkin bir yüzünü gösteriyor. Ryder, Heathers'da-
ki aşırı alaycı rolünden çok farklı olan mahallenin cici kızı rolüne ince bir hava veri
yor. Ancak film in en etkileyici oyuncusu Johnny Depp: eksik bedenine hapsolmuş
bir karakter yaratıyor, Edward'in mutsuzluğunu birkaç sözcükle aktarıyor ve ma
kas ellerinin en hafif dokunuşunun bile insanları inciteblldlğini gördüğünde yaşadı
ğı acıyı donuk, yaralı yüzüyle yansıtıyor. Başarıyla yaratılmış iddialı bir günümüz
masalı. JB
HENRY: PORTRAIT OF A SERIAL KİLLER (1 9 9 0 )
John McNaughton'ın yönettiği Henry: P o rtra ito fa Serial Killer, seri cinayetler
işleyen Henry Lee Lucas'ın gerçek öyküsünden esinlenmiş bir film. Gerçekçi anlatı
mı ve ahlakdışı bakış açısıyla sıradışı bir deneyim olan film, tüm zamanların en ra
hatsız edici filmlerinden biri olarak izleyicinin hafızasına kazınıyor.
Henry, beklenen cinayetlerin beklenmedik biçimlerde, kadrajın içinde ya da dı
şında ansızın, rastgele ve umursamazlıkla gerçekleştiği eplzodların bir araya gel-
meşinden oluşan düz anlatımıyla korku filmi kalıplarını kırıyor. Bir sahnede Henry
(Michael Rooker) arabasında iki fahişenin boyunlarını kırdıktan sonra ev arkadaşı
ABD (Filmcat, Fourth World Media,
MPI, Maljack) Otls'le (Tom Towles) hamburger almaya gidiyor.
83dk, Renkli Filmin öyküsü Otis'in kızkardeşi Becky'nin (Tracy Arnold), Henry'yle Otis'in
Yönetmen: John McNaughton Chicago'daki küçük dairesine taşınıp İkilinin bastırılmış eşcinsel suç ortaklığını sek
Yapımcı: Lisa Dedmond, Steven A. teye uğratmasıyla ortaya çıkan olayları takip ediyor. Düşük bütçeli Henry, kirli bir
Jones, John McNaughton
alt sınıf çevrede sürüklenenlerin yaşamlarını aktarmakta çok başarılı. Bir noktada
Senaryo: Richard Fire, John
film, Henry'nln öldürdüğü bir kadının cesedinden bir kesmeyle, Becky'nin çalıştığı
McNaughton
Görüntü Yönetmeni: Charlie güzellik salonundaki aşağılık patronun attığı ırkçı nutuğa geçiyor.
Lieberman Becky, Henry'nin annesini nasıl öldürdüğünü öğrenince ondan hoşlanmaya
Müzik: Mic Fabus, Ken Hale, başlıyor. Rooker'ın psikopat rolüne getirdiği aksi, Brandovari yorum, Becky'nin ne
Steven A. Jones, Robert den yanlış kişiye aşık olduğunu açıklıyor. Film, aşırı rahatsız edici iki cinayetle son
McNaughton
buluyor. Önce Henry ve Otis banliyöde yaşayan bir aileyi öldürüyor. Katliama tanık
Oyuncular: Mary Demas, Michael
Rooker, Anne Bartoletti, Elizabeth olduktan sonra birden farkediyoruz ki aslında olayı koltukta oturup videodan İzle
Kaden, Ted Kaden, Denise Sullivan, yen katillerle birlikte izlemişiz. Daha sonra Henry, Becky'ye tecavüz ederken yaka
Anita Ores, Megan Ores, Cheri ladığı Otis'i öldürüyor. Henry ve Becky kasabadan ayrılıyor. Ama filmin son sahne
Jones, Monica Anne O'Malley,
lerinde, ertesi sabah, Henry'nin otel odasından yalnız başına çıktığını ve yol kena
Bruce Quist, Erzsebet Sziky, Tracy
Arnold, Tom Towles, David Katz rında ağır bir bavulu bırakmak için durduğunu görüyoruz. Henry öylesine sade ki
1980 sonrasının öteki aşırı kanlı korku filmleriyle yoğrulmuş genç izleyicilere sıkıcı
bile gelebilir. Üstelik Hannibal Lecter gibi zarif bir katili de yok. Zevkle korkuyu,
bunlar yerine cesur gerçekçilik ve kusursuz oyunculukla yaratıyor. Keyifle izlenen
bir seyirlik değil ama önemli bir film çünkü bizi kendimize dönüp seri cinayetlere
TOTAL RECALL (1990) ABD (Carolco, TriStar)
Gerçeğe Çağrı 109dk, Technicolor
Yönetmen: Paul Verhoeven
Daha önce gişe canavarı bilimkurgu filmi RoboCop'la (1987) benzer bir başa
Yapımcı: Buzz Feitshans, Ronald
Shusett
rı yakalayan HollandalI yönetmen Paul Verhoeven, bilimkurgunun kült yazarı Phi
Senaryo: Ronald Shusett, Dan
lip K. Dick'in We Can Remember It For You Wholesale adlı öyküsünü insanın ağ O'Bannon, Gary Goldman
zını açık bırakan bir dizi özel efektle ve şiddet gösterisiyle etkileyici bir biçimde ek Philip K. Dick'in We Can Remember
It For You Wholesale isimli kısa
rana taşımış.
öyküsünden
Arnold Schwarzenegger Mars'ta yaşamaya dair rüyalar gören sıradan (ama Görüntü Yönetmeni: Jost Vacano
Herkül gibi kaslı) vatandaş Doug Quaid'i canlandırıyor. Karısı (Sharon Stone) fan Müzik: Jerry Goldsmith, Bruno
tezilerini ciddiye almadığı için, Doug bir sanal gerçeklik tatili şirketine gidip kızıl ge Louchouarn
zegene yolculuk simülasyonu sağlayan bir makineye bağlanıyor. Ancak ne yazık ki Oyuncular: Arnold
Schwarzenegger, Rachel Tlcotin,
makine beynini etkiliyor ve Doug sanal yolculuğundan gizli bir ajan olduğunu sa Sharon Stone, Ronny Cox, Michael
narak uyanıyor. Bir süre sonra insan ve androitler tarafından takip edildiğini san Ironside, Marshall Bell, Mel Johnson
maya başlayıp neyin gerçek neyin hayal olduğunu çözmeye çalışıyor. Jr„ Michael Champion, Roy
Brocksmith, Ray Baker, Rosemary
Tıpkı Ridley Scott'ın Do Androids Dream o f Electric Sheep? ten uyarladığı bi Dunsmore, David Knell, Alexia
limkurgu klasiği Blade Runner'daki (Bıçak Sırtı) gibi Gerçeğe Çağrı'da da kimlik, al Robinson, Dean Norris, Mark
gı, gerçek ve üretilmiş anılar başta olmak üzere Dick'in en sevdiği temalar işleni Carlton
Oscar: Eric Brevlg, Rob Bottln, Tim
yor. Ancak aksiyon da hiç ihmal edilmiyor. Ayrıca Stone'la Schwarzenegger'm eğ
McGovern, Alex Funke (görsel efekt)
lenceli bir atışmayla iyice zevkli hale gelen kavgasından, finaldeki dehşetli ama çe Oscar adaylıkları: Stephen Hunter
kici yüzleşmeye kadar yeterince aksiyon var. JB Flick (ses efekti), Nelson Stoll,
Michael J. Kohut, Carlos DeLarlos,
Aaron Röchln (ses)
107dk, Renkli
Yönetmen: John Singleton 1970'lerin başında ortaya çıkan Melvin Van Peebles ve Gordon Parks gibi ha
Yapımcı: Steve Nicolaides bercileri göz önünde bulundurursak, 1980'lerde çok az sayıda Afrika kökenli Ame
Senaryo: John Singleton rikalı sinemacı ana akıma dahil olabildi. Bunların en önde gelenleri, Afrika kökenli
Görüntü Yönetmeni: Charles Amerikalılar'ın durumu üzerine akıl dolu komedi-dramlar ortaya koyan Robert
Mills Townsend ve Spike Lee. Ancak yine de "Siyahi Amerikalıların sinemadaki sesi" ola
Müzik: Stanley Clarke, Ice Cube rak adlandırılan şeyi eleştirel başarıya ulaştıran, John Singleton'ın 1991 'de çektiği
Oyuncular: Hudhail Al-Amir,
otobiyografik ilk filmi Boyz 'N the Hood oldu. Singleton emeğinin karşılığında iki
Laurence Fishburne, Lloyd Avery,
Cuba Gooding Jr., Ice Cube, Mia Oscar adaylığı elde etti ve film Columbia Pictures'a beklenmedik derecede yüklü
Bell, Morris Chestnut, Lexie bir kâr getiren sürpriz bir zafer oldu.
Bigham, Nia Long, Angela Bassett, Singleton'ın 1984 Los Angeles Olimpiyatları'nın ertesinde başlayan draması
Kenneth A. Brown, Nicole Brown,
Tre (Desi Arnez Hiñes II), Doughboy (Baha Jackson) ve Ricky (Donovan McCrary)
Tyra Ferrell, Ceal, Desi Arnez Hines
Oscar adaylıkları: John Singleton adlı 10 yaşındaki üç çocuğu merkeze alıyor. Ya annesiz ya da babasız büyüyen bu
(yönetmen), John Singleton çocukların dünyası çete şiddeti, polisin acımasızlığı ve ekonomik güçlüklerle çevri
(senaryo) li. Annesi (Angela Bassett) Tre'yi, babası "Öfkeli" Jason'ın (Laurence Fishburne) ka
pısının önüne bırakınca, Tre erkeklik üzerine hızlı bir ders alır ve toplumsal yükse
lişe eğilimli bir gence dönüşür.
Aradan yedi yıl geçer. Tre (o sıradaki halini Cuba Gooding Jr. canlandırır) lise
nin son yılına gelmiş, yarı-zamanlı bir işte çalışan, siyahilerin önemli bir okuluna
başvurmuş, Brandi (Nia Long) adında bir kız arkadaşı olan bir genç. Doughboy (Ice
Cube) annesi Bayan Baker'ın (Tyra Ferrell) sabrını zorlayan aylak bir çete üyesi. Do-
ughboy'un kardeşi Ricky'yse geleceğin birinci ligde oynayan bir futbol yıldızı olma
hayaliyle üniversite futbol seçmelerine hazırlanır. Mahalleden kurtulmak isteyen
Tre, yine de arkadaşlarına bağlıdır. Doughboy'un yeraltı bağlantıları üçlüyü tehdit
eder ve Ricky yoldan geçen bir arabadan açılan ateş sonucu ölür. Bundan sonra
Tre babasının verdiği ağırbaşlı eğitime karşı çıkar ve ezik dünyasındaki yanlışlara
düşmemeyi başarır. Finaldeki karalamalardan öğreniriz ki yoksulluğun ve şiddetin
tuzağından kurtulmuştur ve Brandi'yle birlikte üniversiteye gitmektedir.
Biraz bilgiçlik taşlaşa da Amerikan kentlerindeki siyahiler arası şiddeti ustaca
resmeden Boyz ‘N the Hood, perdede temsil edilen gençliğe seslenen, zihinlerden
silinmeyecek bir ahlak masalı. İnsanı kendine getiren bir ithaf yazısıyla siyahilerin
öldürdüğü siyahi sayısını hatırlatan film daha sonra gerçekçi, küfürle dolu ve etki
leyici bir büyüme öyküsü sunuyor.
Rap şarkıcısı Ice Cube'un rol aldığı ilk film olmasıyla da önem taşıyan Boyz 'N the
Hood, Hollywood öykü anlatımı kalıplarının farkında olan ve hip-hop müziğinin ele al
dığı konularla içtenlikle ilgilenen bir film. Geleneksel üç perdeli yapıya sahip olup genel
bir ahlakçılığa eğilim gösteren filmin profesyonel cilası eksik. Ancak filmin liste başı ol
muş pek çok şarkıdan oluşan, vurmalı çalgılarla desteklenen ritimleri ve büyüleyici rap-
leri Tre’nin kaçışına eşlik ediyor ve Boyz 'N the Hood'u yönetmenin en iyi filmi haline
getiriyor.
Zaman zaman daha büyük projelere el atsa da Singleton erken gelen bu başarısı
nı tekrarlayamadı. Belki başarısının geçici olduğunu göz önünde bulundurarak geriye
dönüp bakınca bu ilk filminin sanatsal değerinden kuşku duyulabilir. Yine de Boyz 'N
the Hood'un 1990'larda serpilen düşük bütçeli, siyahileri merkeze alan şehir içi ve get
to dramalarının çıkış noktası olmasından kaynaklanan önemi yadsınamaz. GCQ
+0*2
fi Jk ğ J '
^ J p L İn
& Ï1 %
Çin / Hong Kong / Tayvan
DA HONG DENG LONG GAO GAO GUA (1 9 9 1 )
(Palace, Era, China Film) Kırmızı Fenerler
125d k, E astm ancolor
Dill: M a n d a rin Yimou Zhang Red Sorghum (Kızıl Mısır Tarlaları, 1987) ve Ju Dou'yla (1990) baş-
Yönetmen: Y im o u Zhang
layan birbirinden bağımsız üçlemesini tamamladıktan sonra, kasvetli bir Su Tong ro
Yapımcı: Fu-Sheng Chiu
manını uyarlar. Filmde kendinden çok daha yaşlı bir adamla evlenen genç kadın rolün
Senaryo: Ni Zhen
Su Tong'un romanından de bir kez daha Li Gong var. Zhang yine açıkça Çin feodalizmini, dolaylı olarak da çağ
Görüntü Yönetmeni: Zhao Fei, daş Çin'i eleştiren bir öykü anlatıyor. Ancak bu kez, biçem (kırmızı rengin bir başka bi
Lun Yang çimde önem atfedilerek kullanmasına karşın) oldukça farklı, görüntüler de daha İç ka
Müzik: Naoki Tachikaw a, Jiping rartıcı.
Zhao
Kendinden öncekilere göre pek de sempatik olmayan kadın kahramanımız,
Oyuncular: Li G ong, Caifei He,
1920'li yıllarda bir üniversite öğrencisidir ve üvey annesi onu artık okutamayacak duru
Jin gw u M a, C u ifen Cao, Qi Zhao,
Jin Shuyuan, Ding W e im in , Cao ma düşünce, Çin'in kuzeyinde nüfuz sahibi bir adamın dördüncü ve en genç eşi olur.
Zhengyin, Z hihgan g Cui, Chu Xiao, Bir anda kendisini kocasının dünyasına ve aile geleneğine hükmeden eşler arasındaki
Lin Kong her çeşit entrikanın döndüğü bir rekabet ortamında bulur. Her bir eşin malikanenin
Oscar adaylıkları: H ong Kong
bahçesinde kendi evi vardır; ve koca o gece kiminle birlikte olmayı seçerse, ona ayak
(yabancı film )
masajı, çok sayıda yanan kırmızı fener ve ertesi günün mönüsünü seçme hakkı verilir.
Venedik Film Festivali Zhang
Y im o u (G üm üş Aslan), ödülü The Kırmızı Fenerler bizi eşlerin ve kadın hizmetkarların hayatlarını, birbirlerine karşı
Fisher King ve J'Entends Plus la dolaplar çevirmeye adadığı, kutu kutu içindeki bu klostrofobik evrene İyice hapseder.
Ouitare isimli filmlerle paylaştı Zhang bu filmde sunduğu soğuk, uzak ve boğucu dünya duygulan nadiren dışarı vur-
İngilizce adı: Raise The Red sa da kimi (vurucu film müziği gibi) nispeten yeni olan birçok biçimde ustalığını ve
Lantern sanatçılığını İspatlar. JRos
dört yıl süren hazırlığın sonunda özenle oluşturduğu öykünün ödülü olan filmin
trajik sonu, duygusal bir ağırlık doğurur ve bu da bizi şaşırtmaz. Çoğu kez Nlcho-
las Ray'in hüzünlü klasiği Asi Gençlik'e benzetilen film çok daha fazlasına sahip.
Bu, Tayvan Yeni Dalga akımının bir başyapıtı ve sinemanın 20. yüzyıl sonlarında
ulaştığı son nokta olarak, salt öykü anlatmanın ötesinde dönemi ve mekanı usta
lıkla yakalayan bir film. Gerçekten etkileyici ve düşündürücü görüntülerden oluşan
çok renkli bir fotoğraf albümünü andırıyor. JKI
■ ¿Jm * fl Yazar William S. Burroughs " Çıplak Şölen" ifadesini aynı adlı kitabında sunul
ft duğu gibi tanımlarken basitçe, "herkesin her çatalın ucunda ne olduğunu gördü
^ s
tKrV-
# -y
M ğü an" olarak adlandırır; ancak bu ifade, şaşkınlık ve çatışma yaratan karşı öyküyü
açıklamaz. David Cronenberg, Burroughs'un çoğu bölümde çılgınca tutarsızlıklar
içeren kitabını filme çekerken bazı şeyleri pek fazla açıklamaz. Çoğu kişi, kitabın
sadık kalınarak uyarlanması bir yana, beyazperdeye asla uyarlanamayacağını söy
lemişti; Cronenberg'se filme bilerek, hem Burroughs'un diğer birçok eserinden
hem de yaşamından öğeler katarak, film i daha da karmaşık hale getirerek, bu yo
rumlara yanıt verdi.
Film Burroughs'un Naked Lunch (Çıplak Şölen), Junkie (Canki), Exterminator!
ve Queer (Top) romanlarıyla, Burroughs'un, ölümüyle William Tell'i andıran, aksi
eşini bir araya getiriyor. Cronenberg gerçekle kurgunun İnsan zihnini karıştıran kö
tü bir karışımını, bir potada yani katı bir kara film biçimselliğinde eritiyor. Sonuç
Burroughs'la Cronenberg'in geleneklere karşı çıkma eğilimini iyi bilenleri şaşırtma
yacak ve geleneksel bir öyküden çok, gerçeküstü bir Burroughs portresi gibi etkili.
Kanada / Britanya / Japonya Peter Weller Bill Lee (bir Burroughs takma adı) rolünde, kendi böcek ilacına
(Film Trustees, Nippon Film bağımlı bir ilaçlama elemanıdır ve karısını kazara öldürünce gizemli Tanca gibi bir
Develop, and Finance, RPC, The Ara Bölge'ye kaçar. Çeşitli falllk uzantılarından sıvılar fışkırtıp sızdıran farklı yaratık
Ontario Film Develop. Corp.,
ların, canlı böcek daktiloların ve tuhaf İnsanların yaşadığı bir dünyada, casus olarak
Telefilm Canada)
115dk, Renkli orduya girer. Cronenberg gerçekle kurguyu birleştirse de film gerçekle hayal ara
Yönetmen: David Cronenberg sındaki o alt bölgeyle ilgilenir; burada, uyuşturucunun neden olduğu sanrılar, yal
Yapımcı: Jeremy Thomas nızca yaratıcı süreci uyaran araçlar değil aynı zamanda bunun sonucudur.
Senaryo: David Cronenberg Cronenberg'in öyküyü korkusuzca altüst etmesi Weller, Judy Davis ve Roy
William 5. Burroughs'un Scheider'in performansları gibi hayranlık verici. Ancak film Peter Suschitzky'nln mi
romanından
de bulandıran yeşll-gri görüntü yönetmenliğiyle ve özellikle Cronenberg'in tercih
Görüntü Yönetmeni: Peter
Suschitzky ettiği besteci Howard Shpre'la, efsanevi solo caz saksafoncusu Omette Cole-
Müzik: Ornette Coleman, Howard man'ın işbirliğinden doğan sarsıcı müziğiyle ünlü. Filmin kendisi gibi müziği de
Shore farklı duyarlılıkların, kompozisyonun ve eşzamanlı dışavurumun olağanüstü biçim
Oyuncular: Peter Weller, Judy de bir çarpışması. JKI
Davis, Ian Holm, Julian Sands, Roy
Scheider, Monique Mercure,
Nicholas Campbell, Michael
Zelniker, Robert A. Silverman,
Joseph Scoren, Peter Boretski,
Yuval Daniel, John Friesen, Sean
McCann, Howard Jerome
Uluslararası Berlin Film
Festivali: David Cronenberg (Altın
Ayı adaylığı)
LA BELLE NOISEUSE (1991) Fransa / İsviçre (CNC, France 3,
Güzel Gürültücü G eorge Reinhart, Canal+, Pierre
Grisé, Région Languedes, Ronsillon
Soflca 2, Soflca 3)
insanın duygularla sezgileri görüntülere çevirirken başından geçenleri göster 24 0 d k, E astm ancolor
mek için, "Tuvale dökülen, üstüne perde çekilmiş romantizmle yıpranan ruhun" Yönetmen: Jacques Rlvette
korkunç klişelerine davetiye çıkaran, sanatçılarla ilgili filmler risklidir. Jacques Rivet- Yapımcı: M a rtin e M a rig n a c
Senaryo: Pascal Bonitzer, C hristine
te filmde, Balzac'ın bir kısa öyküsünden yola çıkarak neşeyle meydan okur: Bu,
Laurent, Jacques Rivette
mesleğinin zirvesindeyken yazılıp sonra da saklanan "yarım kalan bir başyapıt"ın Honoré de Balzac'ın Le Chef-
öyküsü olacaktır. Rivette'le senaristleri Pascal Bonitzer ve Christine Laurent pek d'Oeuvre Inconnu isimli
çok temada aldatmaca kullanır. Birinde film, yaratıcıların, aracıların ve sırdaşların romanından
Görüntü Yönetmeni: W illia m
ufak bir erotik üçgen ördükleri ayrıcalıklı sanat dünyasına bir bakış atar. Rivette fil
Lubtchansky
min merkezinde ayrıntı ve süreye özellikle dikkat ederek bir sanatçıyla, Edouard Tema müziği: Ig o r Stravinsky
Frenhofer (Michel Plccoli) ve neredeyse tamamen çıplak modeli Marianne (Emma Oyuncular: M ichel Piccoli, Jane
Birkin, E m m anuelle Béart,
nuelle Beart) arasında dansı andıran uyum üzerinde çalışır. Resim seansları birçok
M a ria n n e D e nicou rt, David
duygu halini içerir: Hayal kırıklığı, saldırganlık, neşe. Derken, sahip-köle ilişkisinin Bursztein, Gilles A rb o n a , M arie
yönü değişir. Birçok denemenin ardından, yavaşça bir sanat eseri şekillenir. Belluc, M arie-C laude Roger, Leila
Frenhofer Liz'le (Jane Birkin) olan evliliğinden rahatsızlık duyar, yeni gelen Remlli, D aphné G o o d fe llo w , Susan
R obertson, Bernard D u fo u r
nesli temkinle gözlemler ve kendi ahlakının yarattığı hayaletle karşı karşıya gelir;
Venedik Film Festivali: Jacques
bu melankolik kahramanı, kolayca yönetmenin otoportresi gibi okumak mümkün. R ivette (Büyük Jüri Ö dülü-
AM m ansiyon), (A ltın Palmiye adaylığı)
Oscar: Robert Richardson (görüntü bul etmez; buna karşılık yönetmen (o gün kaç tane tanık bulunduğunu göz önü
yönetmeni), Joe Hutshing, Pietro ne aldığınızda çok şaşırtıcı) tüm zamanların en ünlü (ve hâlâ hiçbir şekilde çözüle
Scalia (kurgu) memiş) cinayeti için, Amerika'da önüne gelene dava açan tek adam olduğu için
Oscar adaylıkları: A. Kitman Ho, onu, çıkış noktası ve filmin bir nevi sembolik merkezi olarak kullanır.
Oliver Stone (film), Oliver Stone
(yönetmen), Oliver Stone, Zachary Stone, geriye dönüşler, yeniden birleştirmeler, hızlı kurgu ve sözcüklerle mü
Sklar (senaryo), Tommy Lee Jones ziğin ustalıklı kullanımının yanında, Abraham Zapruder'ln el kamerasıyla çektiği
• (yardımcı erkek oyuncu), John belgesel görüntüleri de kullanarak, seyircisinin kafasını karıştırmadan ya da gözü
Williams (müzik), Michael Minkler,
nü boyamadan çok miktarda kanıt ve tanık ifadesine başvurarak birçok fikir ve te
Gregg Landaker, Tod A. Maitland
(ses) oriyi bir araya getirir. Üç nefes kesici saatin ardından, jenerik akmaya başlayıncaya
kadar bir sonuca ulaşamıyoruz; ama sanki daha önce zihnimizde herhangi bir şüp
he varmış gibi, Lee Harvey Oswald'in tek başına hareket etmesinin imkansız oldu-
mm ğunu biliyoruz.
1963'te hayatta olmayan ya da olayları anımsayamayacak kadar kü
çük olanlar görebilsin diye, Kennedy'nin Dallas'ta halkı selamlarken vurul
ması, Jack Ruby'nln Oswald'i öldürmesi ve diğer olayların hepsi bu filmde
yer alıyor: Olayları Garrison'ın gözünden görüyoruz ve Stone bize, ClA'nin,
Castro yandaşlarının ya da çeşitli aşırı uç grupların karışmış olabileceği
komploları aramak için, bu adamı, çok sayıda rapor ve haberle boğuşmaya
neyin İttiğini zekice gösteriyor. Küçük rollerde perdeye dahil olan sanık Clay
Shaw rolünde Tommy Lee Jones'dan Joe Pescl'ye, (Oswald rolündeki) Gary
Oldman, Donald Sutherland, Jack Lemmon, W alter Matthau, Kevin Bacon,
ve Sissy Spacek'e kadar her biri enfes oyunlar sergileyen birçok yıldız oyun
cuya karşın, film boyunca ilginizi canlı tutan Costner'ın güçlü oyunu olma-
saymış, yönetmen gerçeği ararken bizi bu denli filmin içine alamayacakmış.
Yeri doldurulamayacak bir yönetmenden gerçekten de şaşırtıcı bir ya
pıt. JB
ABD (Detour) SLACKER (1991)
97dk, Renkli
Yönetmen: Richard Linklater Richard Linklater'in anlaşılması zor ve kuşkusuz daha çok sineflllere hitap
Yapımcı: Richard Linklater eden It's Impossible to Learn to Plow by Reading Books (1988) adlı süper-8
Senaryo: Richard Linklater mm .'lik yapıtının ardından çektiği, ilk kez büyük çapta dağıtım olanağı bulan, ol
Görüntü Yönetmeni: Lee Daniel dukça farklı ve eğlenceli bir ikinci film olan Slacker, bizi 24 saatliğine, farklı dönem
Oyuncular: Richard Linklater, lerden oluşan kariyeri boyunca filmlerini besleyen bir yere; Austin, Texas'm tuhaf
Rudy Basquez, Jean Caffeine, Jan
hippi kültürüne götürüyor. Daha sonra çektiği tüm filmlerin aksine, Slacker'm ta
Hockey, Stephan Hockey, Mark
James, Samuel Dietert, Bob Boyd, rih ve yer sırasına göre bir günün kısmen Austin'de geçmesi dışında, açıkçası bir
Terrence Kirk, Keith McCormack, birini takip eden bir olay örgüsü yok. Ancak esrarengiz karakterlerle (görünüşe ba
Jennifer Schaudies, Dan Kratochvil,
kılırsa, 2001 tarihli canlandırma filmi Waking Life'tan (Hayata Uyanmak) kimi ka
Maris Strautmanis, Brecht
Andersch, Tommy Pallotta rakterlerin katkıda bulunduğu, Linklater tarafından kaleme alınmasına rağmen ço
ğu zaman doğaçlama gibi görünen) harika sözlerle dolu. Birbiriyle bağlantılı diya
logların yapısı birçok olayın aynı zaman ve mesafe dahilinde birbirine yakın görün
mesi nedeniyle birbirine girdiği, Luis Bunuel'in The Phantom o f Liberty‘y\e (Özgür
lük Hayaleti, 1974) Jacques Tatl'nln Playtime'm (Oyun Vakti, 1967) fazla ağırbaş
lı bir çeşitlemesini akla getiriyor. Linklater sonraki çoğu eserinde de belli bir biçim
sel mantığı, gereksiz fantezi ve arasözlere yönelik mantık dışı bir beceriyle birleştir
me isteğinin peşinde koşar ancak söz konusu birleşim bu filmindeki gibi hiç bu
denli açıkça sergilenmemiştir.
Linklater ilk, bir bakıma da en komik sekansta yine Waking Life'ı düşünerek,
yüzünde anlamsız bir ifade olan taksi şoförüne arabanın arka koltuğundan "Her
düşünceniz kendi içinde bölünür ve kendi gerçeğini meydana getirir" şeklinde ha
yali bir felsefe safsatası söyler. Filmin geri kalanı da bu fikri, 90'iı yıllardaki çeşitli
paranoyak komplo ve suikast kuramcılarıyla, seri katil hayranları, müzisyenler, ta
rikatçılar, üniversite öğrencileri, papa taraftarları, adi suçlular, sokakta yaşayanlar
ve aylaklarla bol bol örnekler. Film anla
tım bakımından bir sona ulaşamadan,
başladığı yerde bitse de çağrışıma olduk
ça açık sahneleri, 60'lı yıllardan günümü
ze ulaşan canlı kültürü ve belli bir toplu
luğun ustalıkla canlandırılan duygusunu
veriyor. JRos
TONGUES UNTIED (1991) ABD (Framellne)
Diller Çözülüyor 55dk, Renkli
Yönetmen: Marlon Riggs
Essex Hemphill'in son dönem siyaseti konu alan, erotizm yüklü şiiriyle asi Oyuncular: Essex Hemphill
punk ruhu; Madonna'dan önce rağbet gören Marlon Riggs'in çığır açan, tartışma Uluslararası Berlin Film
Festivali: Marlon Riggs (Teddy-
lı belgeseli Tongues Untied'da (Diller Çözülüyor) derinden işlemiş. Film, eşcinseller
belgesel)
den korkan rapçilerle ahmak geleneksel medya varlıklarının tesadüfen farkına var
madan, neredeyse on yıl kadar önce eşcinsel gangsterleri gün ışığına çıkardı; mi
zah ve acıma duygusuyla küçük düşmüş hanım evladı siyahiye farklılık ve itibar kat
tı. Performanslar, (ünlü "patlama" sahnesi gibi) acayip gösteriler, kraliçe sokakta
röportajları, (Eddie Murphy'nin Raw ve Spike Lee'nin School Daze filmlerinden
seçmeler göstererek) siyahi filmlerindeki eşcinsel korkusuna dair İğneleyici eleştiri
ler, şiir okuyan ya da yalnızca yaşamlarına tanıklık eden donuk konuşmacılar, ener
jiyle dolup taşan bir siyahi-eşcinsel portresine işaret ediyor.
Film özellikle bir yanda, toplumca onaylanan bağnazlığın sınırlamaları dahilin
de ve ötesinde üretilen sanatla (insanın ve hayatının meydana gelişi), Sanat'ı (kül
türle kültür yapıtlarının meydana gelişi) överken, karakterlerin herkesin içindeki
performanslarına daha fazla yer veren benlik-kimlik politikasıyla ustaca oynaması,
diğer yandan da söz konusu bağnazlığı eleştirmesi nedeniyle kaçırılmamalı. Ton
gues Untied'm derinliğiyle can damarı, hem büyük oranda beyaz, kuramın kontro
lü altında kalmış New Queer Cinema (Yeni Homoseksüel Sinema) filmlerinin hem
de "özgünlüğü" yeterince tanımlanmamış çoğu Spike Lee sonrası siyahi filmlerinin
zaaflarını sergiler. Tongues Untied, söz konusu alana yabancı seyircilerin beklenti
lerini ya da önyargılarını göz ardı ederek, onları iyice marjinalleşmiş bir alt kültürün
içinde dolaştırıyor; ve nesneyi, kendi kendini tanımlayan özneye dönüştürüyor.
Irk ve ırkın temsili gibi konulara diğer filmlerinde de eğilen Riggs, bu yapıtın
da son derece soğuk ve sakınmasız. Tongues Untied (AIDS sonrası, eşcinselliğin
metalaşmasından önceki bir dönemi) kusursuz bir biçimde yakalayan, hem
Riggs'in tasarımlarını benimseyen diğer yönetmenler, belgeseleler ve deneysel
filmcileri hem de şairler, romancılar ve kültür sanat eleştirmenlerini fazlasıyla etki
leyen bir belgesel. Filme devlet desteği verilmesinin yarattığı yankılar, filmin, onu
hiç izlememiş ve asla izlemeye tenezzül etmeyecek insanlar arasında isim yapma
sına yardımcı oldu. Bu tartışma, çoğu kez filmde yer alan sanatla toplumsal yoru
mu da gölgede bıraktı: Tongues Untied, kabul görmüş kültürel "gerçeklerin altın
da yatanların nasıl keşfedileceğini, hem İzleyen hem de izlenene dair yerleşmiş ka
lıpların nasıl yıkılıp, ötesine geçileceğine dair temel bir metin. EH
ABD (American Zoetrope) HEARTS OF DARKNESS:
96dk, Renkli A FILMMAKER'S APOCALYPSE (1991)
Yönetmen: Fax Bahr, Eleanor
Coppola, George Hickenlooper
Francis Ford Coppola'yla film şirketi 238 gün boyunca Filipinler'de Kıyameti
Yapımcı: Doug Claybourne, Les
tamamlamaya çalışırken, Coppola'nın eşi Eleanor filmin oyuncularıyla ekibinin ve
Mayfield, George Zaloom
en çok da ünlü yönetmeninin başından geçen kabus gibi olayları kamerayla ve ya
Senaryo: Fax Bahr, George
Hickenlooper zıyla ayrıntılı olarak (fiziksel, psikoloji, ekonomik ve manevi olmak üzere birçok
Görüntü Yönetmeni: Larry yönden) belgeledi. Kıyametin 1979'daki gösteriminin ardından ulaştığı müthiş
Carney, Igor Megllc, Steven Wacks maddi ve manevi başarı, hemen çağdaş Amerikan klasiği mertebesine ulaşmasını
Müzik: Todd Boekelhelde, sağladı. Fax Bahr'la George Hickenlooper yönetimindeki efsanevi yapıta büyük
Carmine Coppola, Francis Ford
katkıda bulunan Hearts o f Darkness: A Filmmaker's Apocalypse, Coppola filminin
Coppola, Mickey Hart
Oyuncular: Sam Bottoms, Marlon sıkıntılı yapılış sürecini ve öyküsünü aktarır. Hearts o f Darkness, yapım sürecine ka
Brando, Colleen Camp, Eleanor tılan birçok ekip üyesiyle yapılan daha standart röportajların (on yıldan fazla bir sü
Coppola, Francis Ford Coppola, Gia re sonra Bahr'ın) yanı sıra Eleanor'un çektiği set ve set-dışı görüntülerle, Coppola
Coppola, Roman Coppola, Sofia
farkına varmadan çekilen, eşiyle özel konuşmalarını da içerir. Belgeselde, kurgu sı
Coppola, Robert De Niro, Robert
Duvall, Laurence Fishburne, rasında kesilen belgesel bölümlerle, Orson Welles'in 1938'de Mercury Theater
Harrison Ford, Frederic Forrest, radyo programı için, Kıyamet senaryosunun esinlendiği, 1901 tarihli Joseph Con
Albert Hall, Dennis Hopper, George rad romanı Heart o f Darkness'ı (Karanlığın Yüreği)
Lucas, John Milius, Martin Sheen,
seslendirdiği kayıtlar yer alır.
G.D, Spradlin
Hearts o f Darkness, büyük ölçüde yönetme
nin normalde erişmesi oldukça güç birinci derece
kaynaklardan malzeme toplaması nedeniyle, "arka
plan" olarak bilinen belgesel türünde, genel olarak
en iyi eserlerden biri olarak kabul edilmektedir. Fili
pinli askerlerin seti basması; yönetmenin eşine gü
venlik ve umut olmadığını itiraf etmesi; çekimlerin
ortasında filmin başrol oyuncusu Martin Sheen'in
kalp krizi geçirmesi; ve Coppola'yla zamana mey
dan okuyan İki ekip üyesi (repliklerini hatırlamak
tan aciz durumdaki) Dennis Hopper'la, (sete Con-
rad'ın romanını okumadan gelen iri kıyım) Marlon
Brando arasında hararetli tartışmalar çıkması filmin
en önemli (ekiptekiler içinse en kötü) bölümleri
arasında sayılabilir. Başrol için ilk önce sözleşme ya
pılan Harvey Keitel'ln kovulması; birçok seti yıkan
şiddetli bir tayfun; Coppola'nın filminin sonunu bir
türlü beğenmemesi; ve 16 haftada çekilmesi plan
lanan bir projenin üç yılı aşkın sürede bitmesi de
işin cabası. Dolayısıyla Hearts o f Darkness'm yaratı
cılarının elinde bir "arka plan" altın madeni vardı
ve onlar bunun farkındaydılar.
Belgeselin en ilgi çekici yönlerinden biri de;
Coppola'nın eşsiz ve uzlaşmaz sanatçı imgelemiyle
yönetmen sinemasının paradoksal yapısının, hem
sinema kuramında hem de popüler düşüncede önemli bir kavram olduğunu (kasıt
lı olmasa da) etkin bir biçimde göstermesi. Diğer taraftan, Hearts o f Darkness var
olan şüpheleri ortadan kaldırmaya çalışması nedeniyle, Kıyamet olsa olsa bir Cop-
pola filmidir. Hem oyuncularıyla ekibi hem de Eleanor, Coppola'ya böyle büyük
katkılarda bulunmasaymış Kıyamet böyle bir başyapıt olamayacakmış. Ah, bir de
Eleanor, Coppola'ya, onun kendisine duyduğundan daha çok güven duyabilsey-
mlş. SJS
Fransa / Polonya / Norveç (L LA DOUBLE VIE DE VÉRONIQUE (1991)
Studio, Canal+, Norsk, Sidéral, Tor) Veronik'in Çifte Yaşamı
98dk, Renkli
Dili: Fransızca / Lehçe
Yönetmen: Krzysztof Kieslowski Krzysztof Kieslowski'nin on filmlik başyapıtı Dekalog'un (1988) ardından çek
Yapımcı: Leonardo De La Fuente tiği La Double vie de Véronique, Üç Renk üçlemesinde de (Mavi-] 993, Beyaz-
Senaryo: Krzysztof Kieslowski, 1994 ve Kırmızı-] 994) sürdüreceği Avrupa ortak yapımı filmler furyasını başlatır.
Krzysztof Piesiewicz Film, ikisini de güzel İrene Jacob'un oynadığı, biri Fransa'da diğeri Polonya'da ya
Görüntü Yönetmeni: Slavomir
şayan 20'li yaşlarındaki iki genç kadının paralel yaşamlarının etrafında gelişen en
Idziak
Müzik: Zbigniew Preisner fes bir bilmece. Avrupa ortak yapımı olması projenin Üç Renk'teki gibi yalnızca fi-
Oyuncular: Irène Jacob, Halina nansal yanını değil, biçimsel ve tem atik işlenişini de etkilemiştir.
Gryglaszewska, Kalina Jëdrusik, PolonyalI Veronika kalbinden rahatsız olan yetenekli bir şarkıcıdır; Fransız Vé
Aleksander Bardini, Wladyslaw
Kowalski, Jerzy Gudejko, Janusz ronique şan derslerini bırakır ve çocuk kitapları yazan bir kuklacıyla (Phlllippe Vol
Sterninski, Philippe Volter, Sandrine ter) birlikte olmaya başlar. Ustaca rejisiyle bu rüya gibi film, Kieslowski'nin aynı an
Dumas, Louis Ducreux, Claude da hem PolonyalI kimliğine sahip çıkma hem de ona eş düzeyde bir kararlılıkla bu
Duneton, Lorraine Evanoff,
Guillaume De Tonquedec, Gilles kimliği aşma çabasıdır; Polonya hükümeti parasal desteğini Polonya komünizminin
Gaston-Dreyfus, Alain Frérot yoluna serdiği için, yönetmen bu filmle sanki kendi diriltilmiş sanatçı kimliğinin dü
Cannes Film Festivali: Krzysztof şünü kurar. JRos
Kieslowski (FIPRESCI Ödülü), Irène
Jacob (kadın oyuncu), Krzysztof
Kieslowski (Altın Palmiye adaylığı)
Oyuncular: Harvey Keitel, Tim dir. Filmin oyuncu kadrosu Tarantino'nun ikinci filmi Ucuz Roman'daki (1994) gi
Roth, Michael Madsen, Chris Penn, bi akıllıca seçilmiş (hepsi de kariyerlerinin en iyi oyununu çıkartan Madsen, Keitel
Steve Buscemi, Lawrence Tierney, ve Roth); ayrıca her biri bugün Tarantino senaryolarının alameti farikası sayılan po
Randy Brooks, Kirk Baltz, Edward
püler kültür göndermelerinin olduğu ve sinema tarihine geçmiş unutulmaz sahne
Bunker, Quentin Tarantino, Rich
Turner, David Steen, Tony Cosmo, lerle dolu. Gerek soygundan önce buluştukları kafedeki muhabbet (bahşiş bırak
Stevo Polyi, Michael Sottile ma adabından Madonna'nın "Like a Virgin" şarkısının gerçek anlamına kadar tar
tışırlar; vardıkları sonucuysa buraya aktarmak olmaz), gerekse Madsen'in (bir Ste-
eler's Wheel klasiği olan "Stuck in the Middle w ith You"nun unutulmayacak bir
kullanımı eşliğinde) şoke edici "kulak" tablosu olsun, Tarantino sözcükleri ve hare
ketleri o kadar zekice seçer ki ne kadar havadan sudan şeylerden konuşurlarsa ko
nuşsunlar, her karakterin kişiliği hakkında fazlasıyla bilgi ediniriz. 90Tarın en yete
nekli bireysel sinemacılarından biri olan Tarantino'dan şahane bir ilk film JB
ROMPER STOMPER (1992) Avustralya (AFC, Film Victoria,
Rap Rap! Romper Stomper P/L, Seon)
94dk, Eastmancolor
Romper Stamper, Avustralya'da ırkçı bir film mi yoksa ırkçılık karşıtı bir film mi
Dili: İngilizce / Vietnam dili
Yönetmen: Geoffrey Wright
olduğu üzerine hararetli bir tartışmayı başlattı. Aradan geçen zaman Geoffrey
Yapımcı: lan Pringle, Daniel Scharf
W right'in bu ilk uzun metrajlı filmini, daha doğru dürüst değerlendirmemizi sağlıyor.
Senaryo: Geoffrey Wright
Melbourne'un varoşlarından Footstray'de dazlak alt kültür arasında geçen
Görüntü Yönetmeni: Ron Hagen
Romper Stamper, VietnamlI AvustralyalIlara saldıran, Hando (ilk rollerinden birin
Müzik: John Clifford White
de Russell Crowe) liderliğindeki çetenin sonunda, polisin ve mağdur vatandaşların Oyuncular: Russell Crowe, Daniel
çabalarıyla ürkmüş hayvanlar gibi yakalanarak dağılışını anlatır. Pollock, Jacqueline McKenzie, Alex
Filmin merkezindeyse şiddetli ve melodramatik bir aşk üçgeni var: Güçlü kuv Scott, Leigh Russell, Daniel Wyllle,
James McKenna, Eric Mueck, Frank
vetli Flando, daha duyarlı Davey (göz dolduran Daniel Pollock) ve ikisinin arasında
Magree, Christopher McLean,
kalan Gabe (Jacqueline McKenzie). Stanley Kubrick'in ve Martin Scorsese'nin bu Josephine Keen, Samantha Bladon,
film üzerindeki etkileriyse çok açık, özellikle çetenin bir burjuva evini Otomatik Por Tony Lee, John Brumpton, Don
takaldaki gibi kuşattığı sahne ve buna benzer görkemli sahnelerde. Bridges
GLENGARRY GLEN ROSS (1992) ABD (GGR, New Line, Zupnik II)
Amerikalılar 100dk, Renkli
Yönetmen: James Foley
1992 yapımı filmi Glengarry Glen ftoss'la James Foley pazarlama hakkında Yapımcı: Jerry Tokofsky, Stanley
R. Zupnik
tam bir kara mizah örneği kotarır. David Mamet'in 1984'te Pulitzer ödülü alan
Senaryo: David Mamet
oyunundan bizzat uyarladığı senaryoda Mamet'in alameti farikası olan diyalog
kendi oyunundan
tekrarları hem öyküyü gerçeklikten uzaklaştırmaya hem de izleyiciyi diken üstünde Görüntü Yönetmeni: Juan Ruiz
tutan bir tema kurmaya yarar. Anchia
Yağmurlu bir New york gecesinde, sinir bozacak kadar işlek bir emlak büro Müzik: James Newton Howard
sunda bir grup umutsuz emlak pazarlamacısına bir ültimatom verilir: ya sabaha ka Oyuncular: Jack Lemmon, Al
Pacino, Ed Harris, Alan Arkin, Kevin
dar "ölü müşteri'Tere, yani şimdiye kadar hiç gayrimenkul yatırımı yapmamış kişi
Spacey, Alec Baldwin, Jonathan
lere şaibeli gayrimenkulleri satacaklar ya da koyulacaklardır. Bunu başaranların Pryce, Bruce Altman, Jude
ödülüyse "Glengarry'Terin, yani en ballı müşterilerin listesidir. Oyunculara gelince, Ciccolella, Paul Butler, Lori Tan
Glengarry Glen Ross'unkine kadro yerine tüm Tanrılar'ın bir araya geldiği bir tapı Chinn, Neal Jones, Barry Rossen,
Leigh French, George Cheung
nak demek daha doğru olur: Jack Lemmon, Al Pacino (bu filmdeki rolüyle En iyi
Oscar adaylıkları: Al Pacino
Yardımcı Erkek Oyuncu ödülüne aday gösterildi ama aynı yıl Kadın Kokusu'yla En
(yardımcı erkek oyuncu)
iyi Erkek Oyuncu Oscar'ını aldı), Kevin Spacey, Alan Arkin, Jonathan Pryce ve Alec Venedik Film Festivali Jack
Baldwin. Özellikle, yan rol de olsa şirketin astığım astık patronlarından birini can Lemmon (Volpi cup—erkek oyuncu)
landıran Baldwin'in karakteri, film için özel olarak yaratılmış olmazsa olmaz bir rol.
Yönetmen Foley, Glengarry Glen Ross'u Satıcının Ö/ümü'nün güncel bir uyarlama
sından öteye taşır. Yine de izlemeden önce mide ilacı alsanız fena olmaz. KK
UNFORGIVEN (1992)
Affedilmeyen
Clint Eastwood'un son western'! kalıcı olacak kadar büyük bir film: karanlık,
heyecanlı ve kapsamlı temasının karmaşıklığıyla A ffe d ilm e y e n , melankoli, güzellik;
ve ahlaki, fiziksel ve tarihsel gerçekçilik üzerine cesur bir ağıt. Eastwood yönetmen
olarak geç kalmış ilk Oscar'ını bu 16. filmiyle En İyi Film ve En iyi Yönetmen dalla
rında aldı. Burada, adı olmayan ve birkaç kelimeden fazla konuşmayan daha genç,
sembolik ve "süpercool" karakterini radikal bir değişime uğratıyor. Eastwood'un
kendi mitine karşı oynamak üzere benimsediği ve 20 yıldır yedekte beklettiği bir
senaryodan yola çıkan film büyük bir anti romantik western olarak tanımlanmış.
Yaşlanan silahşörler, ezilen kadınlar ve ölümün acı dolu çirkinliği filmin karanlık
yönleri. Western kahramanı mitinin kirli çamaşırlarını dökmesi, ucuz roman hava
sı ve tanık olduğu kanlı olayların cezbedici görüntüsü A ffe d ilm e y e n 'in karışımına
ABD (Malpaso, Warner Bros) alaycı bir mizah da katıyor.
131 dk, Technicolor Eastwood'un canlandırdığı, hava koşullarından mustarip William Munny, ken
Yönetmen: Clint Eastwood disini para getirmeyen bir çiftlikte iki çocuk yetiştirme mücadelesiyle başbaşa bıra
Yapımcı: Clint Eastwood kıp ölen iyi kalpli bir kadının sevgisi uğruna değişmiş, eski bir katildir. Munny'nin
Senaryo: David Webb Peoples yapması gereken, Eastwood'un Josey Wales'i gibi insanlığının bedelini ödemek de
Görüntü Yönetmeni: Jack N ğil, onu korumaya uğraşmaktır; çünkü genelevdeki kadınların verdiği ödülü kazan
Green
mak için eski sağkolu Ned'le (Morgan Freeman) yeniden işe koyulur, iş, acımasız
Müzik: Clint Eastwood, Lennie
Niehaus şerif Little Bill'in (Gene Hackman) haklarını arayan kadınlara sırtını döndüğü kas
Oyuncular: Clint Eastwood, Gene vetli Big Whiskey kasabasında bıçaklanan bir fahişenin intikamını almaktır. Biyog
Hackman, Morgan Freeman, rafisini yazdırmak üzere, baş belalarının özgürlükçü kanun kaçağı kahramanlara
Richard Harris, Jaimz Woolvett, dönüştüğü ucuz macera romanları yazan şu Doğu'lu gazetecilerden biriyle dola
Saul Rubinek, Frances Fisher, Anna
Levine, David Mucci, Rob Campbell, şan havalı katil İngiliz Bob (Richard Harris) da ödül avcıları arasındadır.
Anthony James, Tara Dawn A ffe d ilm e y e n 'in en büyüleyici yanı, gözü kara haydutlar ve cüretkar eylemlerden
Frederick, Beverley Elliott, Liisa oluşan Eski Batı mitolojisinin yanına, Munny ve Ned'in anımsadığı gerçekleri (yollarda
Repo-Martell, Josie Smith
uyumanın rahatsızlığı, yağmur altında, at sırtında çekilen sefalet ve insan öldürme ey
Oscar: Clint Eastwood (film), Clint
Eastwood (yönetmen), Gene leminin -tercihen yerdeyken- çirkinliği gibi) koyarak bu miti yeniden gözden geçirme
Hackman (yardımcı erkek oyuncu), sidir. Bir başka sert karşıtlık da filmin göz alıcı mekanlarıdır (Kanada'nın Alberta eyale
Joel Cox (kurgu) ti, orta batı sınırını aratmayacak kadar göz doldurur). Ayrıca, genç fahişenin yüzünün
Oscar adaylıkları: David Webb doğranışından finaldeki kaçınılmaz kavgaya kadar baştan sona acımasız şiddet sahne
Peoples (senaryo), Clint Eastwood
leri aralara serpiştirilmiş.
(erkek oyuncu), Henry Bumstead,
Janice Blackie-Goodine (sanat Hem Hackman'ın hem Freeman'ın oyunculuklarına diyecek söz yok, ama bizzat
yönetimi), Jack N. Green (görüntü Eastwood'un oyunculuğunda bir bölünme seziliyor. Munny'nin dindar sözleri ve güya
yönetmeni), Les Fresholtz, Vern öldürme iştahını kaybettiği pek de inandırıcı gelmez. Nihayet öfkesi kabardığında yer
Poore, Rick Alexander, Rob Young
(ses) siz bir umutla bekleyen Eastwood hayranlarını hayal kırıklığına uğratmaz ve ortalığı ka
sıp kavurur. En sonunda Munny, Eastwood'un yıllardır canlandırdığı bütün intikamcı,
vahşi atlıların bir karışımı haline gelir.
A ffe d ilm e y e n ' le, modası geçtiği zamanlarda bile tek başına 20 yıl boyunca yaşattığı
western türünden ne anladığını ortaya koyan Eastwood, kendisinden beklenebilecek usta
işi bir film kotarmış. Senaryoyu yıllar önce, Eastwood henüz satın almamışken geri çeviren
Hackman, sadist Little Bill rolüyle Oscar kazandı. Finaldeki teşekkürler kısmında filmin "Ser
gio ve Don"a, yani Eastwood'un yönetmenlik konusunda geç dönem ustaları olan Leone ve
Siegel'e adanmış olmasıysa anlamlıdır. Onları gururlandırmış olsa gerek. AE
BRAM STOKER'S DRACULA (1992) ABD (American Zoetrope,
Dracula Columbia, Osiris)
130dk, Technicolor
Bram Stoker'ın yazdığı Dracula efsanesi üzerine yüzden fazla film ve televiz Yönetmen: Francis Ford Coppola
yon dizisi (kimi, Blakula gibi daha az sadık olsa da) yapıldı. Tek sözcüklük Dracula Yapımcı: Francis Ford Coppola,
Fred Fuchs, Charles Mulvehill
başlığının hakları bir başka film stüdyosunun elinde olduğu için yazarının adıyla
Senaryo: James V. Hart
anılan bu 1992 uyarlaması, korku filminden çok bir aşk filmi; kaybettiği aşkını asır Bram S to ke r'ın ro m a n ın d a n
lar aşarak arayan bir adamın öyküsü. Eğer sivri dişlerini ve insan kanına susamışlı Görüntü Yönetmeni: Michael
ğını görmezlikten gelmeyi becerebilirseniz mükemmel bir erkeğe benziyor. Ballhaus
Dracula, Haçlı Seferleri'nden dönen Kont Dracula'nın (Gary Oldman) öldüğü Müzik: Wojciech Kilar, Annie
Lennox
ne İnanan sevgili karısının surlardan atlayarak öldüğünü öğrenmesiyle başlar. Bu
Oyuncular: Gary Oldman, Winona
olanlar yüzünden uğruna kahramanca dövüştüğü Tanrı'ya makul bir öfke duyan Ryder, Anthony Hopkins, Keanu
Dracula, onu inkar eder ve gece gezen ve ardında bir kan gölü bırakan kana susa Reeves, Richard E. Grant, Cary
mış bir yaratığa dönüşerek 15. yüzyıl Transilvanyası'nı kasıp kavurur. Bundan son Elwes, Bill Campbell, Sadie Frost,
Tom Walts, Monica Bellucci,
ra film birkaç yüzyıl öteye sıçrar; genç İngiliz avukat Jonathan Harker, uzak bir Do
Michaela Bereu, Fiorina Kendrick,
ğu Avrupa Şatosu'nda Kont Dracula'yı ziyaret etme talimatı alır ve oraya gittiğin Jay Robinson, I.M. Hobson
de karşısına, soluk benizli, bugüne ait değilmiş gibi duran, ancak nişanlısı Mina'nın Oscar: Eiko Ishioka (kostüm), Tom
(Winona Ryder) resmiyle biraz fazla yakından ilgilenen bir yaratık çıkar. Ölen aşkı C. McCarthy, David E. Stone (özel
ses efektleri), Greg Cannom,
Elizabeta'nın Mina'nın bedeninde yeniden dünyaya geldiğine inanan Kont, Jonat-
Michèle Burke, Matthew W.
han'ı oyalasınlar diye onu dost canlısı Gelinleri'nin hünerli ellerine bırakarak, Mi- Mungle (makyaj)
na'yı bulmak üzere Londra'ya gider. Oscar adaylıkları: Thomas E.
Coppola'nın filminde vampir avcısı Van Helsing rolündeki Anthony Hopkins Sanders, Garrett Lewis (sanat
yönetmeni)
filme hoş bir alaycılık katıyor. JB
zan, bencil kadın kahramanıyla da Yeşil lşın'\ andıran bu film, tam Rohmer'e özgü Uluslararası Berlin Film
Festivali: Eric Rohmer (FIPRESCI
bir dünyayı anlatır; Sheakespeare'in oyununa gönderdiği dozunda selam ve final Ödülü), (Jüri Ödülü—mansiyon),
deki mucizevi ama izleyiciyi fazlasıyla tatmin eden son da bunun bir parçasıdır. Her (Altın Ayı adaylığı)
zamanki gibi oyunculuklar doğal ve tamamen İnandırıcı; mekan kullanımları (Paris
ve Burgundy) gerçekçi ve kızın taliplerinin resmedilişi (entelektüel bir kütüphaneci
ve daha faydacı patronu) onun karşılaştığı seçenekleri birebir temsil eder. Sessizce
parıldayan ve sonuçta çok sürükleyici olan bir film. GA İngilizce adı: A Tale o f W in te r
Hong Kong (Swift) Y U E N L IN G -Y U K (1 9 9 2 )
167dk, Renkli Aktris
Dili: Kantonez
Yönetmen: Stanley Kwan Stanley Kwan'in 1992 yapımı bu başyapıtı muhtemelen hâlâ izlediğim en
Yapımcı: Jackie Chan, Leonard Ho
müthiş Hong Kong filmi; belki Wong Kar-Wal'nin İkisi de önemli ölçüde dönem fil
Senaryo: Chiu Tai An-PIng
mi olan Days o f Being Wild (1991) \e Aşk Zamanı (2000) gibi kimi başyapıtları de
Görüntü Yönetmeni: Poon Hang-
Sang rinlik ve yoğunluk açısından bu filme yaklaşır. Yine de orijinal gösterim süresinin
Müzik: Huang Jin Chen 167 dakikadan 126 dakikaya düşürülmesinin filme zarar verdiğini belirtmek gerek.
Oyuncular: Maggie Cheung, Han Bu zararın yanı sıra Hong Kong'lu yapımcılar filmin orijinal negatiflerini de yok et
Chin, Carina Lau, Shin Hong, Tony tiler; belli ki filmin kesilmemiş hail yalnızca Avustralya televizyonunda kalabilmiş.
Leung, Lawrence Ng
Çin sinemasının Greta Garbo'su olarak bilinen sessiz sinema yıldızı Ruan Ling-
Uluslararası Berlin Film
Festivali: Maggie Cheung (Gümüş yu'nun (1910-1935) yaşam öyküsünü anlatan Yuen Ling-yuk belgesel görüntüle
Ayı—kadın oyuncu), Stanley Kwan rini dönemin yeniden canlandırılmasıyla; biyografik bir filmi derin bir merakla; ve
(Altın Ayı adaylığı) eski filmlerin büyüleyici sahnelerini aynı sahnelerin renkli çekilmiş taklitleriyle birleş
İngilizce adı: The Actress
tirir ve bunların tümü İzleyiciyi bugünden daha karmaşık, cazibeli ve gizemli görü
nen bir geçmişi keşfe çıkarır.
Bir oyuncu olarak Ryan Llng-yu'yla arasındaki farklar
’ benzerliklerinden çok daha belirgin olan başroldeki Mag
gie Cheung, bu gerçeğe rağmen kaliteli oyunculuğuyla
fazlasıyla hak ederek Berlin'de En iyi Kadın Oyuncu ödülü
nü aldı. Aslında bu filmden önce, görece hafif Hong Kong
filmlerinde sıradan bir komedi oyuncusu olarak tanınıyor
du; Yuen Ling-yuk'sa kariyerinde daha dramatik ve İçerikli
rollere doğru bir dönüm noktası oldu. Ancak onun kendi
parlak oyuncu imgesiyle daha çok dlzglnlenemez bir traje
di kahramanı olan Ruan arasındaki uçurum vahimdi.
Kwan'in filmin yönetmeni olarak yaptığı daha çok, Che-
ung'un ağırbaşlılığı ve zarafeti etrafında bir çeşit hale ya
ratmak oldu. Hollywood'da onun bir dengini düşününce
akla George Cukor geliyor. Kwan ayrıca Ruan'ın kim oldu
ğu ve neden intihar ettiği hakkında dönüp duran sorular
dan bir labirent, siyah-beyaz film setlerinin güzel bir muğ
laklıkla kullanıldığı hem fiziksel hem de fizik ötesi bir labi
rent örer.
1930'ların hayali Şanghay'ındaki film dünyasının stilis
tik güzelliği ve Kwan'ın Cheung'a tüm bunların onun için
ne ifade ettiğini sorup pek bir sonuç alamadığı video söy
leşisinin rahatsız edici düzlüğü filmin göze çarpan kısımla
rı. Verilen emeğe değen her dönem filmi, dünün yanında
bugünü de tarihselleştirir. Bu film de bizim kendi yetersiz
liğimizi, Llng-yu'nun güçlü görüntüleriyle yan yana koyarak
dolaylı yoldan bunu yapıyor. JRos
C'EST ARRIVÉ PRÈS DE CHEZ VOUS (1992) Belçika (Artistes Anonymes)
92dk, SB
Bu film, Belçika sinemasının muhtemelen en tartışmalı filmi. Dünyanın dört bir Dili: Fransızca
yanından eleştirmenler filmde şiddetin sunuluşunu R e z e rv u a r K ö p e k le ri (1992) ve Yönetmen: Rémy Belvaux, André
H e n ry : P o r ta r it o f a S e ria l K ille r (1990) gibi güncel filmlerle ilişkilendirerek eleştir Bonzel, Benoît Poelvoorde
diklerinde, film birdenbire ünlendi. Bu filmlerle kimi ortak yönleri olsa bile C 'e s t a r Yapımcı: Rémy Belvaux, André
Bonzel, Benoît Poelvoorde
riv é p rè s d e c h e z vo u s apayrı bir film.
Senaryo: Rémy Belvaux, André
Grenli siyah beyaz film kullanılarak el kamerasıyla ve sesli çekilen (hiç müzik Bonzel, Benoit Poelvoorde, Vincent
yok) C'est a rriv é p rè s d e c h e z vo u s görsel açıdan cinéma vérité belgesellerini an Tavier
dırıyor. Öykü, kendisini seri katil ilan eden Ben'in (filmi yazan ve yöneten ekipten Görüntü Yönetmeni: André
- Benoit Poelvoorde) etrafında dolanıp duran bir film ekibiyle ilgili. Ben işe çıktıkça, Bonzel
Müzik: Jean-Marc Chenut,
ekip de yavaş yavaş onun suçlarına ortak olur. Ben, onları zengin bir yemeğe çıkar
Laurence Dufrene
tırken, ekip de Ben'e cesetlerden kurtulması için yardım etmeye, hatta ondan borç
Oyuncular: Benoit Poelvoorde,
almaya bile başlar. Jacqueline Poelvoorde-Pappaert,
Ben'in filme alınırken "zanaati", kurbanları ve onların toplumsal özellikleri ve Nelly Pappaert, Hector Pappaert,
film ekibi (kamera açıları önererek ve pejmürde görünümlerini aşağılayarak) üze Jenny Drye, Malou Madou, Willy
Vandenbroeck, Rachel Deman,
rine yorumları C'est a rriv é p rè s d e c h e z v o u s 'ya hoş bir mizah duygusu katar, işte André Laime, Edith Lemerdy,
şimdi bir seri katilin yaptıklarından zevk alıyoruz; çünkü o komik, her zaman neşe Sylviane Godé, Zoltan Tobolik,
li ve sürprizlerle dolu. Bir adamı banyoda öldürürken, Ben birden durup ekibe dö Valérie Parent, Alexandra
Fandango, Olivier Cotica.
ner ve bu sahnenin onlara hangi Fransız filmini hatırlattığını sorar; Rob Reiner'ın
Cannes Film Festivali: Rémy
klasik mockumentary'si (belgesel taklidi yapan film) This is S p in a l Tap'teki (1984)
Belvaux, André Bonzel, Benoît
kendi kendine yanan davulculara bir saygı duruşuyla çekimler sırasında ekibin ba Poelvoorde (SACD Ödülü—film),
şarılı tüm sesçileri öldürülür. Bir süre tüm bunlar komik olmaktan çıkar. C 'e s t a rri Rémy Belvaux, André Bonzel,
Benot Poelvoorde (Özel ödül)
vé p rè s d e c h e z vous'da olayların rengi ayrıntılı ve katlanılması zor bir tecavüz sah
nesiyle değişir. Buradan itibaren film, kara mizah olmaktan çıkıp, günlük yaşamda
ki rayından çıkmış, şiddeti izleme arzumuza yönelik ağır bir eleştiri halini alır. Teca
vüz sahnesi bizi şoka uğratarak, aldığımız zevki de gözden geçirmemize neden
olur ve anlatının önceki konumunu değiştirir.
C'est a rriv é p rè s d e c h e z vous'nun yaratıcılarına göre böyle bir film yapma fik- İngilizce adı: Man Bites Dog
ri, Belçika televizyonundaki, küçük hika
yeleri şişiren ve insanların özel yaşamları
na müdahale eden sansasyonel haberle
rin yer aldığı dizi halindeki bir magazin
gazeteceliği programından çıkmış. Filmin
altında yatan bu ana fikir hem filmin ba
şarısını garantiledi hem de tüm zamanla
rın sevilen kült filmlerinden biri olmasını
kesinleştirdi. EM
Britanya / Japonya (Brit. Screen,
THE CRYING GAME (1992)
Channel Four, E urotrustees, N ippon Ağlatan Oyun
Film Dev. Finance, Palace)
112dk, Renkli Ağlatan Oyun'ur\ büyük, kötü şöhretli sürprizi, aslında filmin çizdiği diğer res
Yönetmen: Neil Jordan min yanında yavan kalır: Forest Whitaker'ın canlandırdığı Jody'nin eşcinselliği o ka
Yapımcı: Stephen W o o lle y dar siliktir ki birkaç dikkatli eleştirmen ya da izleyici dışında bu pek üzerinde durul
Senaryo: Neil Jordan mayan adamın cinsel tercihleri önyargılarımızın gözünden kaçar. Filmi yazan ve yö
Görüntü Yönetmeni: Ian W ilson
neten Neil Jordan, gizemli bir "kadın" (trajik melez mitini dirilten mesafeli ve güzel
Müzik: Sim on Bosw ell, A n n e
Jaye Davidson), onun tuhaf bir ölüme kurban giden sevgilisi (Whitaker) ve bu cina
D udley
yete karışmış bir adamdan (Stephen Rea) oluşan arzunun sırrına erilmez yasaları
Oyuncular: Forest W h ita ke r,
M ira n d a Richardson, Stephen Rea, üzerine melodramatik olan çok katmanlı bir anlatı kotarıyor. Tüm bunlar İngiliz Or-
A d ria n D unbar, B reffni M cKenna, dusu’yla Cumhuriyetçi İrlanda Ordusu arasında uzun zamandan beri yaşanan ge-
Joe Savino, Jaye D avidson, A n d ré e rilimlerin ortasında bir dizi siyasi entrikayla içiçe geçmiş haldedir.
Bernard, Jim B road bent, Ralph
Ölen adam, onun "fazlalıklı" dulu ve katili arasındaki aşk üçgeni derinleştikçe
B row n, Ton y Slattery
tüm sırlar ortaya dökülür; film, başlangıçtaki hep beraber yeni bir hikayeye, karma
Oscar: Neil Jordan (senaryo)
şık bir aşk hikayesine başlıyoruz havasından çıkar. Kendisini popüler yapmış olan
Oscar adaylıkları: Stephen
W o o lle y (film ), Neil Jordan kurnaz pazarlama taktiği ve katmerli cinsel yıkıcılığını aynı potada eritmesi dolayı
(yö n e tm e n ), Stephen Rea (erkek sıyla sinema tarihinde bir kilometre taşı olan Ağlatan Oyun, cesur ve pervasız bir
oyun cu), Jaye Davidson (yardım cı bağımsız sinemanın da seyircisi olduğunu kanıtladı. Irk, cinsellik ve cinsiyete farklı
erkek oyun cu), K a nt Pan (kurg u)
yaklaşımlarıyla cinsel çekimin ve erotik hislerin karmaşasını kapıları tekmeleyerek
tartışmaya açtı, iyi mi yaptı kötü mü yaptı bilmesek de filmin olağanüstü gişe ba
şarısı, bağımsız film in kült nesneden hayli kârlı bir pazar hissesine dönüşmesine ke
sinlikle katkıda bulundu. EH
Görüntü Yönetmeni: C h angw ei cılığıyla Çin'in çalkantılı 20. yüzyıl tarihine ışık tutan 50 yıllık ilişkinin nefis ve büyü
Gu leyici öyküsü.
Müzik: Jiping Zhao Cannes'da Altın Palmiye kazanan İlk Çin filmi olan (filmdeki eşcinsellik ve ya
Oyuncular: Leslie C heung, Fengyi kın tarih öğelerine öfkelenen yetkililerin kaygılarına rağmen) Ba wang bie ji, tutku
Zhang, Li G ong, Qi Lu, Da Ying,
lu, görkemli bir epik; özellikle de zor bir zamanda ve kısıtlamalar altında yapılmış
You Ge, C hun Li, Han Lei, Di Tong,
M in g w e i M a, Y ang Fei, Zhi Yin, olduğu düşünülürse dudak ısırtan bir başarı. Hong Kong pop yıldızı Leslle Cheung
Hailong Zhao, Dan Li, W e n li Jiang kadın rollerinin, en önemlisi de popüler bir klasikteki Kral'ın bahtsız cariyesi rolü
Oscar adaylıkları: H o ng Kong nün yıldızı olmak üzere yetiştirilen, annesinin terk ettiği, iğfal edilen genç rolünde.
(yabancı film ), C h angw ei Gu
Sanatına ve ideallerine o kadar bağlı olmayan Fengyi Zhang, onun hem öm ür bo
(g ö rü n tü yö n e tm e n i)
yu dostu hem de Kral'ı oynayan rol arkadaşıdır; kendisini yoldan çıkartan fahişe Li
Cannes Film Festivali Kaige
Chen (FIPRESCI Ö dülü ), (A ltın Gong'la evlenmesi, kumpanyadaki ve toplumdaki ayaklanmalar esnasında birçok
Palmiye), ödülü The Piano ile şeyi tetikler: kıskançlık, ispiyonculuk ve husursuz bir kendini koruma. Gerçekten de
paylaştı bu çapta bir filmin egzotik kültürle, gerilimli bir destanı (opera, iç savaş ve devrim
İngilizce adı: Farewell My ci ayaklanmalar) dengede tutması nadirdir; hem de İçten ve evrensel bir gücü olan
Concubine insan deneyimine dayanarak. AE
ABD (C olum bia)
101 dk. Tech nicolor
Yönetmen: H arold Ramis
Yapımcı: Trevor A lb e rt
Senaryo: D anny Rubin, Harold
Ramis
Görüntü Yönetmeni: John Bailey
Müzik: G eorge Fenton
Oyuncular: Bill M urray, A n die
M a c D o w e ll, Chris E lliott, Stephen
Tob olow sky, Brian D oyle-M urray,
M a rita G era ghty, A n g e la Paton,
Rick D u com m un, Rick O v e rto n
GROUNDHOG DAY (1 9 9 3 )
Bugün Aslında Dündü
Komedi oyuncusu Bili Murray, filmin yönetmeni de olan Harold Ramis'le
Danny Rubin'in yazdığı 1990'ların tartışmasız en iyi komedisi olan bu dahice film
de, kariyerinin büyük olasılıkla en iyi ve en sıcak oyunculuğunu ortaya koyuyor.
Huysuz hava durumu sunucusu Phil Connors (Murray), yapımcı Rita (Andie
MacDovvell) ve kameraman Larry'le (Chris Elliott) birlikte Kunduz Günü kutlamala
rının haberini yapmak üzere Pennsylvania'nın şirin küçük kasabası Punxsutaw-
ney'ye gönderilir. O gün ortaya çıkan Punxsutawney Phil adındaki bir kunduzun
gölgesini görüp görmemesine göre kasabalılar da kışın daha kaç hafta süreceğini
tahmin ederler. Orada olmak ukala ve bencil Phil'ln en son istediği şeydir; bu yüz
den ertesi sabah uyanıp Kunduz Günü'nü baştan sona yeniden yaşadığını keşfet
tiğinde pek de heyecanlandığı söylenemez. Özellikle ertesi ve daha ertesi gün yine
aynı şey olunca; görünen o ki aynı olayları tekrar tekrar (ve tekrar) yaşayıp hatırla
yan bir o vardır.
Sahtekar Phil ilk başta ne olduğu hiç açıklanmayan (ve böylesi daha da iyi
olan) bu müthiş mucizeden faydalanmaya çalışır. Bir gün bir kadına bir erkekte
aradığı özellikleri sorar ve ertesi gün her şeyden habersiz kadının karşısına tüm bu
niteliklerle donanmış halde çıkar. Daha sonra çeşitli yollarla intiharı dener, ta ki er
tesi sabah canlı olarak uyanmanın kaçınılmazlığını keşfedene dek. En sonundaysa
onu hep olduğu gibi, yani bir mızmız olarak gören Rita'nın gözünde kendisini dü
ze çıkartma çabasıyla, davranışlarını ve kişisel yeteneklerini geliştirmeye koyulur.
Aralarda nefis ve canlı gag'lere de yer var: Phil'in her sabah radyodaki aynı
muhabbet ve aynı şarkıyla (Sonny ve Cher'in "l've Got you Babe"i) uyanması, sinir
bozucu sigorta satıcısı Ned Ryerson rolünde üstün bir oyun çıkaran Stephen
Tobolovvsky'yi görmemiz ve olacak her şeyi önceden bilmemiz gibi.
Bugün Aslında Dündü hem müthiş derecede zeki bir film hem de çılgın bir
eğlence; komedi nadiren bu kadar mükemmel olabilir. JB
Kanada / Portekiz / Hollanda / THIRTY TWO SHORT FILMS ABOUT GLENN
Finlandiya (CBC, G lenn G ould, GOULD (1993)
NOS, Rhom bus, Sam uel G oldw yn.,
Société Radio-Canada, The O n ta rio
Glenn Gould Hakkında Otuz İki Kısa Film
Film D e ve lo p m e n t C o rp.,Téléfilm
Konser salonlarından genç yaşta ayrılan KanadalI parlak ve eksantrik piyanist
Canada, YLE)
92 d k, Renkli Glenn Gould 1982'de, 50 yaşında ölene dek ömrünün geri kalanını aykırı, münze
Yönetmen: François G irard vi ama dolu dolu geçirmiştir. Bu dönemde de boş durmaz ve beğenilen kayıtlar,
Yapımcı: M ichael Adder, Niv deneysel radyo programları, borsada bir servet ve tuhaflığı dillere destan telefon
Fichman, Barbara W illis Sw eete, konuşmaları yapar. Onun bu dünyadan olmayan dehasına tamamen denk düşen
Larry W ein stein bir başka anekdot da Voyager uzay gemisinin Dünya'dan yıldızlara gönderdiği me
Senaryo: François G irard, Don sajda yorumladığı Bach prelüdüdür.
M cK ellar
Genç Fransız-Kanadalı yazar Françols Glrard dramatik kurmacayı, belgesel
Görüntü Yönetmeni: A lain
gerçekçiliği, mizahı ve hatta animasyonu kurnazca harmanladığı, baştan çıkartıcı
Dostie
Tema müziği: Johann Sebastian
ve cesaretine hayran bırakan bir dizi kısa öyküyle sanatçının acısına ve esrikliğine
Bach, Richard W a g n e r ışık tutuyor. 32 kısa film oyunbaz yapısını, bu eşsiz, eğlenceli, dokunaklı ve coşku
Oyuncular: C olm Feore, Derek lu biyografik filmde, esprili bir biçimde taklit edilen Bach'ın "Goldberg Varyasyon
Keurvorst, Katya Ladan, Devon larından alır. Örneğin "Bir Günün Hikayesi" bir piyanistin iskeletinin, kas sistemi
A n derson, Joshua G re e n b la tt, Sean
nin ve sinir uçlarının çalışmasını gösteren bir röntgen filmidir; "Kamyon Dura
Ryan, Kate H ennig, Sean Doyle,
Sharon Bernbaum , Don M cKellar,
ğandaysa bir kafede oturmuş etrafında dönen konuşmaları kafasında hoş, ritmik
David Hughes, C arlo Rota, Peter bir düzene oturtan Gould'u görürüz. Colm Feore, bu farklı kişiliği çizerken yete
M illa rd , John Dolan, A lle g ra Fulton nekli, çok yönlü ve nevi şahsına münhasır bir karakterin tüm karmaşıklıklarını göz
ler önüne seren, duruma hakim ve muhteşem bir oyunculuk çıkartır. Filmin bizzat
Gould'un repertuarından derlenen müzikleriyse şahane. AE
Andrew'ln kendinden geçtiği opera sahnesini ustalıkla kotarıyor) Washlngton'a; Oscar: Tom Hanks (erkek oyuncu),
Bruce S pringsteen (film şarkısı)
şirketin tutucu patronu rolündeki Jason Robards'tan Andrew'ln sevgilisi rolündeki
Oscar adaylıkları: Ron N ysw aner
Antonio Banderas'a kadar yetenekli oyuncularla dolu. Filmde Demme'ln AIDS'in
(senaryo), Carl Fullerton, A lan
zararlarını yumuşattığı söylenebilir ama yine de Hanks'ln sempatik ve tutkulu D 'A n g e rlo (m akyaj), Nell Y o u n g
oyunculuğu, bu meseleyi geleneksel sinema İzleyicisi için yumuşatma çabalarını te (şarkı)
HSIMENG JENSHENG (1 9 9 3 )
Tayvan (ERA, Nian Dal, Q lu
Kukla Ustası Fusheng)
142 dk, Renkli
Tayvan tarihi üstüne, aralarında bir konu birliği olmayan filmlerden oluşan
Dili: M a n d a rin / Tayvan d ili /
Japonca
(City o f Sadness-Acılar Kenti, 1989 ve 1995 yapımı Good Men, Good W omen'in
Yönetmen: Hou Hslao-hsien
da dahil olduğu) üçlemenin ikinci filmi Kukla Ustası, 1895'ten 1945'e kadar süren
Yapımcı: Chiu Fu-Sheng, Zhang
Japon işgali sırasında geçiyor. Aralarda bizzat anlatıcı olarak da gördüğümüz İhti H uakun
yar Li Tlanlu'nun hatıralarından derlenmiş yaşam öyküsünü anlatan film, gerçek Senaryo: Chu T 'Ien-w en, U Tlanlu,
olaylara dayanıyor. Li bir kuklacının yanına çırak olarak girer; o sanatını geliştirir W u Nlen-Jen
ken, biz de onun başından geçen olaylara tanık oluruz. Film öykünün kişisel ve po Görüntü Yönetmeni: Lee Pin
Bing
litik yanlarını iç İçe geçirmiştir; evlenip bir yandan aile meseleleriyle uğraşan Lİ di
Müzik: Chen M in g C hang, Zhang
ğer yandan bir de metres edinir. Japonlar bazen zalim olarak gösterilir; örneğin bir H o ngda
sahnede gelip, büyükbabasının ailesindeki tüm erkeklerin saçlarındaki at kuyrukla Oyuncular: LI Tianlu, Urn G long,
rının kesilmesini emrederler. Yine de Li onlarla iyi geçinmeyi becerir, hatta Japon Lin C h ung, Bal M in g H w a, C heng
propaganda servisi İçin kuklacı olarak bile çalışır. Savaşın sonunda Japon kuman Fue C h oung, Liou H ung, Tsai Chen-
Nan, Yang Lal-YIn
dan Li'yl yemeğe davet eder ve onu çok özleyeceğini söyler.
Cannes Film Festivali: Hou
Karakterlerin blrblrleriyle etkileşimlerini geniş planlarla gözlemleyen yönet
Hslao-hsien (Jüri Ö dülü ), (A ltın
men Hou Hsiao-Hslen'ln sakin bir üslubu var. Aralarda bolca boşluk bırakan öykü Palm iye adaylığı)
leme tarzı, biraz dikkat gerektlrse de Tayvan'daki yaşamı derinden hissettiren bir
portre çizen film, bunun karşılığını fazlasıyla veriyor. EB
Görüntü Yönetmeni: Dean Bir tahtası eksik milyoner John Hammond (Richard Attenborough) uzak bir
C undey adada bir eğlence parkı kurar ve özel olarak seçtiği bir İki kişiye açılıştan önce par
Müzik: John W illiam s kı göstermek İster; paleontolojisi Alan Grant (Sam Neill) ve Elli Sattler (Laura
Oyuncular: Sam Neill, Laura Dem , Dem), matematikçi lan Malcolm (Jeff Goldblum) ve Hammond'un kendi torunla
Jeff G o ldb lum , Richard
rı Tim (Joseph Mazzello) ve Lex (Arlana Richards). Ziyaretçiler karşılarında, fosilleş
A tte n b o ro u g h , Bob Peck, M a rtin
Ferrero, B.D. W o n g , Joseph miş bir sivrisinekten elde edilen DNA'yla yaratılmış, gerçek dinozorların yaşadığı,
M azzello, A rla na Richards, Samuel capcanlı bir ada bulurlar. Burası teorik olarak mükemmel bir barınaktır, ne var ki
L. Jackson, W ayne K n ig h t, G erald
kötü şöhretli T-rexler ve Veloclraptor denen tehlikeli, dişlek yaratıklar da "ürettikle
R. M ole n , M ig u e l Sandoval,
ri" dinozor türleri arasındadır. Tüm bu gidişatın gözyaşları, çığlıklar ve ölümle so
C a m eron Thor, C h risto p h e r John
Fields nuçlanacağı bellidir.
Oscar: Gary R ydstrom , Richard Kısmen yaratık kısmen de felaket film i olan (bir fırtına kopar ve adadaki ziya
H ym ns (ses e fe kti), Dennis M u re n , retçiler, aç görünen bu tarih öncesi yaratıkların korkunç saldırısından kaçacak yer
Stan W in s to n , Phil T ip p e t t , M ichael
bulamazlar) Jurassic Park'ta maceranın ve ağzımızı açık bırakan dinozor efektleri
Lantierl (görsel e fe k t), Gary
Sum m ers, G ary R ydstrom , Shawn nin bini bir para; öyle ki film in dünya çapındaki 900 milyon dolarlık dev hasılatını
M u rp h y, Ron Judkins (ses) anlamak hiç de zor değil. "Canavarların" ortaya çıkışı zekice tasarlanmış; başta,
gördüğümüz sevimli, canayakın, otobur dinozorlarla büyüleniriz, nihayet insana
feleğini şaşırtan T-Rex'le karşılaştığımız sahneyse filmin unutulmaz anla
rından biri. Fırtına çıkınca "turda" (ziyaretçileri parkta gezdiren jipler)
mahsur kalan çocuklar ve büyükler bir tehlikeyle karşı karşıya kalırlar:
Elektrikli parmaklıkların devreden çıkmasıyla dinozorların en korkuncu
serbest kalmıştır.
Crichton'un ve Splelberg'in bilimin kontrolden çıktığı bu masalın
da, mutfaktaki yırtıcı kuşlardan T-Rex - raptor dövüşüne kadar daha bir
çok etkileyici an var. Filmin asıl yıldızlarının bilgisayar ürünü olduğunu
fark eden oyuncular zevkle oynuyorlar (özellikle de "Ben söylemiştim"ci
kaos teorisyeni rolündeki Goldblum). Yine de sonuçta bu Spielberg'in
şovu, ne şov ama; tüylerinizi diken diken ediyor. JB
TROIS COULEURS: BLEU (1993) Fransa / Polonya / İsviçre (CAB,
Üç Renk: Mavi CED, Eurimages, France 3, M K2,
Tor) 10Odk, Eastm ancolor
Dili: Fransızca
Krzysztof Kieslowski Üç Renk üçlemesinin ilk filmi olan Mavi'de Fransız bayra
Yönetmen: Krzysztof Kieslowski
ğının ilk renginin anlamından esinlenmiş olsa da bu zor yönetmen bu kadar düz
Yapımcı: M arin Karm itz
bir anlamla asla yetinmiyor. Bunun yerine gizemli ve dolambaçlı bir öykü kurarak Senaryo: Agnieszka Holland,
sonuçta güzel ve unutulmaz bir film kotarıyor. Juliette Binoche, kızının ve besteci Slavom lr Idzlak, Krzysztof
Kieslowski, Krzysztof Plesiewlcz,
kocasının ölümü üzerine dünyadan elini eteğini çeken bir dul rolünde. Ne var ki
Edward Zebrow ski
hem geçmişin anıları hem de kocasının ardında bıraktığı sırlar onu, bu bencil duy
Görüntü Yönetmeni: Slavomir
gusal yalıtılmışlığından çıkarıp yarım kalmış işleri bitirmeye koyulmasını sağlar. Idziak
Enfes müzikleri ve başarılı sinematografisiyle Mavi, Kleslowski'nin keskin gö Müzik: Z bigniew Prelsner
zünden ve anlık duygulara karşı şaşmaz sezgisinden, esrarengiz hareketlerden ve Oyuncular: Juliette Binoche, Benoit
Régent, Florence Pernel, C harlotte
insan doğasını oluşturan İnce ayrıntılardan besleniyor. Kieslowski derinlikli senaryo
Very, Hélène Vincent, Philippe
su ve öykü üzerindeki titiz denetimi sayesinde zenginliği ve dürüstlüğüyle ruhun V olter, Claude D uneton, Hugues
gizemli çarklarına göz atmamızı sağlayan bir film ortaya koymuş. M avinin her ka Quester, Em m anuelle Riva, Florence
V ignon, Daniel M artin , Jacek
resine bir anlam yüklenmiş; Binoche'un, yavaş yavaş toparlanan parçalanmış bir
Ostaszewski, Yann Trégouët, Alain
ruhu betlmlerkenkl belli belirsiz tiklere ve küçük fiziksel değişimlere dayanan cesur O lllvier
ve güçlü oyunculuğuysa bu anlamı bir an bile vurgulamadan tamamlıyor. JKI Venedik Film Festivali Krzysztof
Kieslowski (A ltın Aslan), ödülü S hort
Cuts ile paylaştı, Slavom ir Idziak
(A ltın Osella, g ö rü n tü ), Juliette
Binoche (Volpi cup—kadın oyuncu)
İngilizce adı: Three Colors: Blue
Senaryo: Xiao M ao dan geçenleri anlatıyor. Tietou'nun kütüphaneci olan babası, kütüphane çalışanla
Görüntü Yönetmeni: Hou Y o ng rıyla toplantıda olduğu unutulmaz ve gerilim dolu bir sahnede sadece tuvalete git
Müzik: Y oshihide O to m o mek üzere odadan çıkar. Döndüğünde gerici damgasını yediğini ve tüm ailesinin
Oyuncular: Yi Tian, Zhang kaderini kökünden etkileyecek bir kararla kolektif bir çiftliğe "ıslah edilmek" üzere
W enyao , Chen X iaom an, Lu Liping, sürgün edildiğini öğrenir.
Z ho ng Ping, Chu Q ua n zh o n g , Song
Lan feng zheng dikkate değer mekan kullanımı (öykünün merkezindeki avlu)
Xi’a oying, Zhang H ong
ve bu mekan içerisindeki günlük yaşantıya hassas yaklaşımıyla, tarih ve siyasetin sı
radan yaşamları nasıl alt üst ettiğini altını çizmeden, üstün bir bakış açısıyla ortaya
koyuyor. Bu film, insanların değişen toplumla beraber altüst olan ya da anlamsız-
laşan ahlak anlayışlarını korumak için verdikleri çabayı derinden hissettiriyor. JRos
oyunculukla PolonyalI Yahudilerle aramızda köprü kuruyor. Oscar: Steven Spielberg, G erald R.
M ole n , Branko Lustig (film ), Steven
Ne yazık ki gerçek öyküdeki çok daha etkileyici kimi öğeler Spielberg'in din
Spielberg (y ö n e tm e n ), Steven
dar ve erkek egemen senaryosuyla uyuşmadığı İçin çıkartılmış veya değiştirilmiş; Zaillian (senaryo), A llan Starski,
örneğin Schindler Moravya'da sahte bir cephane fabrikası kurarken, birlikte yaşa Ewa Braun (sanat y ö n e tim i), Janusz
dığı karısı Emilie'nin de Yahudilerin hayatlarının kurtarılmasında rol oynaması; ya Kam inski (g ö rü n tü yö n e tm e n i),
M ichae l Kahn (k u rg u ), John
da Schindler 'in gerçekte onu başka kadınlarla aldatmayı sürdürmesi gibi. Ayrıca
W illia m s (m üzik)
Spielberg, Schindler 'in listesine girebilmek ve hayatta kalmak için birçok PolonyaTı
Oscar adaylıkları: Liam Neeson
Yahudi'nin vermesi gereken rüşveti senaryosuna yedirmeyi nasıl başarırdı, merak (erke k oyun cu), Ralph Fiennes
etmemek elde değil. Eğer bu tür öğeleri de katmış olsaydı, film ahlaki doğruluğun (yardım cı erkek oyun cu), A n n a B,
Sheppard (k o s tü m ), C hristina
dan bir şeyler yitirirdi belki ama daha sofistike bir ahlaki bakış açısı kazanırdı JRos
Sm ith, M a tth e w W . M u n g le , Judith
A. C ory (m akyaj), A n d y Nelson,
Steve Pederson, S co tt M illa n , Ron
Judkins (ses)
Avustralya
104dk, Renkli
Dili: İngilizce
Yönetmen: Stephan E lliott
Yapımcı: A l Clark, M ichae l Ham lyn
Senaryo: Stephan E lliott
Görüntü Yönetmeni: Brian J.
Breheny
Müzik: G uy Gross
Oyuncular: Terence S tam p, H ugo
W eaving, G uy Pearce, Rebel
Russell, John Casey, June M arie
B e nnett, M u rra y Davies, Frank
Cornelius, Bob Boyce, Leighton
Piçken, M aria K m et, Joseph Km et,
A lan D argin, Julia C ortez, Daniel
Kellie, H annah C o rb e tt, Trevor
Barrie, Ken Radley, Sarah
C h adw ick, M a rk H olm es THE ADVENTURES OF PRISCILLA, QUEEN OF
THE DESERT ( 1994) Çöller Kraliçesi Priscilla
Drag queen'lerin (kadın kılığında gösteri yapan erkek, zenne) masalsı doğası
nı kutsayan ilk filmlerden biri olan Priscilla, saygın İngiliz aktör Terence Stamp'i te
peden tırnağa eşarplara sarılı transseksüel Bernadette rolünde oynatarak sinema
seyircilerini şoke etti. AvustralyalI yönetmen Stephan Elliot; Teke rolünde tecrübe
siz Hugo Weaving (daha sonra özellikle The M atrix üçlemesinde ün kazandı) ve
Guy Pierce'le (televizyon dizisi Neighbours-Komşular, Memento-Akıl Defteri, Mul-
hollahd Falls-Kurtlar Şehri) birlikte bizlere pusuda yatan yaşlanma ve çirkinleşme
korkularının kararttığı kusursuz ve şeker pembesi bir drag queen dünyası sunuyor.
Priscilla, temelde (ve kelimenin tam anlamıyla) cicili bicili bir yol filmi: Sydney'li iki
eşcinsel adama çölde bir travesti gösterisi sahneleme fırsatı verilir. Genç sevgilisi
nin ölümünün yasını tutan Bernadette, oyalanmak için İkiliye katılır. Üçlü bir oto
büs alır ve durdukları her yerde gösterilerini sergiler.
1950'lerden 1980'lere dek tek bir adamın bakış açısından, canlı ve hızlı bir Ame
rika tarihi turu yaptıran Forrest Gump başarılı bir destan ve karakter çalışması. Bu ba
şarısını yönetmen Robert Zemeckis'in kimi zaman aşırı duygusal ama zeki rejisine ve bu
rolüyle En iyi Erkek Oyuncu dalında üst üste ikinci kez Oscar alan başroldeki Tom
Hanks'in duyarlı oyunculuğuna borçlu.
Canayakın ve zeka seviyesi 75 olan bir idiot savant (zihinsel özürlü dahi) olan For-
rest'ı İlk kez parktaki banka oturmuş, kendisini çocukluk arkadaşı Jenny'e (Robín
Wrlght Penn) götürecek olan otobüsü beklerken görürüz. Orada oyalanırken bankı
paylaştığı bir dizi insana yaşam öyküsünü anlatmaya başlar, ne öyküdür ama. Yürüyü
şünü bacak kayışlarıyla düzelten ama beynini düzeltmek için hiçbir girişimde bulunma
yan (parolası "Aptallık aptalın yaptığı şeydir") bir annenin (Sally Field) büyüttüğü For
rest 20. Yüzyıl Amerlkası'nın en ünlü olaylarında oradadır. Her şey koşabildiğini keşfet
tiği gün (kabadayıları atlatayım derken kayışları çıkar ve hızla uzaklaşır) başlar ve bu ye
ABD (P aram ount)
teneğini bir futbol yıldızı olmak için kullanır. Sonraki otuz yıl boyunca sıradan bir adam 142dk, SB/Renkli
ken John F. Kennedy, Lyndon Johnson ve Richard Nixon'la tanışır; Gary Sinise'in mü Yönetmen: R obert Zem eckis
kemmel canlandırdığı huysuz üstü "Teğmen Dan'ı kurtarmak" suretiyle bir Vietnam Yapımcı: W e n d y Finerm an, Steve
kahramanı, daha sonra da zengin bir karides tüccarı olur. Tüm bu olaylar boyunca tek Starkey, Steve Tlsch
düşü, hayatı bambaşka bir yöne kayan Jenny'e tekrar kavuşmaktır. Forrest tarihteki bir Senaryo: Eric Roth
Winston Groom'un romanından
çok kültürel ana bizzat tanık olurken, Jenny Amerikan karşı kültürüne iyice saplanmış,
Görüntü Yönetmeni: Don
savaşı protesto edip alkol ve uyuşturucuyla içlçe bir yaşam sürmektedir. Burgess
Jenny ve Forrest arasındaki aşk hikayesi bir şekilde inandırıcı gelmez; Jenny yalnız Müzik: Alan Sllvestri
ca işi düştüğünde geliyor gibidir, bu da onu izleyicinin gözünde daha antipatik yapar. Oyuncular: T om Hanks, Robin
Yine de Winston Groom'un romanının bu uyarlaması, özel aksanını Forrest'ın çocuklu W rig h t Penn, G ary Sinise, M yk e lti
W illiam so n, Sally Field, Rebecca
ğunu oynayan Mlchael Conner'ı örnek alarak geliştiren Hanks'in üstün bir oyunculuk
W illiam s, M ichael C o nner
la canlandırdığı, dürüst ve masum bir adamın dokunaklı öyküsünü en iyi şekilde anla H um phreys, Harold G. H e rthum ,
tıyor. Hanks'in tarihi olayların arşiv filmleri içerisine çoğunlukla eğlenceli bir biçimde G eorge Kelly, Bob Penny, John
yerleştirildiği film, yüzyılın ikinci yarısı üzerine bilgisayar hileleriyle yaratılan bir meditas- Randall, Sam A n derson, M a rg o
M o o re r, lone M . Telech, C hristine
yon gibi. JB
Seabrook
Oscar: W e n d y Finerm an, Steve
Starkey, Steve Tisch (film ), R obert
Zem eckis (y ö n e tm e n ), Eric Roth
(senaryo), Tom Hanks (erkek
oyun cu), Ken Ralston, G eorge
M u rp h y , Stephen Rosenbaum ,
A lle n Hall (görsel e fe k t), A rth u r
S ch m idt (k u rg u )
Oscar adaylıkları: G ary Sinise
(yardım cı erkek oyun cu), Rick
Carter, Nancy Haigh (sanat
y ö n e tm e n i), D on Burgess (g ö rü n tü
y ö n e tm e n i), G loria S. Borders,
Randy Tho m (ses e fe k ti), D aniel C.
Striepeke, Haille D 'A m o re , Judith
A. Cory (m akyaj), A lan Sllvestri
(m üzik), Randy T hom , Tom
Johnson, Dennis S. Sands, W illiam
B. K aplan (ses)
ABD (W a lt Disney)
THE LION KING (1994)
89 d k, Tech nicolor Aslan Krai
Dili: İngilizce / Sw ahili
Yönetmen: R oger Alters, Rob 1991'de büyüleyici Güzel ve Çirkin'ı (En iyi Film Oscar'ına aday gösterilen İlk
M in k o ff
canlandırma filmi) gösterime sokan Disney, geleneksel tarzda ve bilgisayarda üre
Yapımcı: Don Hahn
tilmiş çizgilerin güzel bir karışımı olan bu filmle canlandırma sinemasını günün ko
Senaryo: Irene M ecchl, Jonathan
şullarına uyarladı. Üç yıl sonra yapılan Aslan Kral hem Güzel ve Çirkin'in getirdiği
Roberts, Linda W o o lv e rto n
Müzik: Hans Z im m er, Elton John, ölçütleri daha ileriye taşıdı hem de kısa sürede bir Disney klasiği olup Pamuk Pren
Tim Rice, Lebo M ., Joseph W illiam s ses ve Yedi Cüceler (1937) ve elbette kİ Bambi (1942) gibi diğer duygusal Disney
Oyuncular: (sesler): M a tth e w filmleri kervanına katıldı.
B roderick, Joseph W illiam s,
Yavru aslan genç Slmba (yavruyu Jonathan Taylor Thomas, yetişkin halini de
Jona than Taylor Thom as, Jason
M atthew Broderick seslendiriyor) babası Mufasa (James Earl Jones) ölünce kötü
W eaver, James Earl Jones, Jerem y
Irons, M o ira Kelly, N iketa Calame, kalpli amcası Scar (ürkütücü sesiyle Jeremy Irons) tarafından sürgüne gönderilir.
Laura W illiam s, Ernie Sabella, Kendi başının çaresine bakmak zorunda kalan Simba, Pumbaa (Ernie Sabella) ve
N athan Lane, R obert G uillaum e,
Timon (Nathan Lane) adında iki tuhaf arkadaş edinir ve dişi aslan Nala'ya (önce Ni
R ow an A tkin so n , M a d g e Sinclair,
Zoe Leader keta Calane sonra Moira Kelly seslendiriyor) aşık olur. Sonra da dönüp sürüsünün
Oscar: Hans Z im m er (m üzik), Elton başı konumunu geri almak üzere yola koyulur.
John, Tim Rice (film şarkısı) Müthiş bir filmde olması gereken tüm özelliklere sahip ve fazlasıyla hareketli,
Oscar adaylıkları: Elton John, serüven dolu bu animasyon macera oldukça başarılı. Yavru aslan sahneleri küçük
Tim Rice (film şarkısı)
çocuklara hitap ederken animasyondaki etkileyicilik büyüklerin bile ağzını açık bıra
kıyor. Simba'nın tasasız yavrudan, bilge ve saygın bir aslana dönüştüğü filmin öy
küsü klasik bir çizgi izliyor. Elton John'un akılda kalıcı müzikleriyle (aralarında "Circ
le o f Life" ve "Can You Feel the Love Tonight" gibi popüler şarkılar da var) destek
lenen Aslan Kral, karşımızda yalnızca çizgi karakterlerin olduğunu düşününce bek
lenmedik derecede dokunaklı, özellikle Simba'nın babasıyla olan bağında; öyle ki
koca koca adamları bile gözyaşlarına boğuyor. Neyse ki Lane, Rowan Atkinson
(şakacı papağan Zazu), Cheech Marin ve Whoopi Goldberg (kıkırdak sırtlanlar) ye
tenekli sesleriyle bu ağır havayı dağıtmak için imdadımıza yetişiyor, yoksa filmin
videosu ya da DVD'siyle beraber bir paket de mendil vermeleri gerekecekti. JB
CLERKS (1994) ABD (M ira m ax, V ie w A ske w )
Tezgahtarlar 92 d k , SB
Yönetmen: Kevin Sm ith
Yazar-yönetmen Kevin Smith 1994'te bu ilk filmiyle X Kuşağı'nın en ümit ve Yapımcı: S cott M osier, Kevin
Sm ith
ren yeni yönetmenlerinden biri olarak bir adım öne çıktı. New Jersey'deki bir sü
Senaryo: Kevin Sm ith
permarkette çekilen Smith'in Tezgahtarlar'ı iki tezgahtarın, Dante (Brian O'Hallo-
Görüntü Yönetmeni: David Klein
ran); ve onun, yandaki videocuda çalışan kaygısız arkadaşı Randal'ın (Jeff Ander
Müzik: Scott A n gley
son) yaşamlarındaki bir günü anlatıyor. Dükkana çeşitli tuhaf tipler gelip giderken,
Oyuncular: Brian O 'H a llo ra n , Jeff
Dante ilişkisiyle İlgili sorunları çözmeye uğraşır, Randal da gününün çoğunu sıkıla A n derson, M arilyn G h lg lio ttl, Lisa
rak, müşterilere küfrederek, porno film İzleyerek ve Return o f the Jedi'daki Ölüm S p oonhauer, Jason M ew es, Kevin
Sm ith, S co tt M osier, W a lte r
Yıldızı'nın yok edilişinin gerçek anlamı gibi önemli meseleleri tartışarak geçirir.
Flanagan, S cott S chlaffo, Al
Film, siyah beyaz olarak 27.500 dolarlık bir bütçeyle ve 21 günde çekildi. Çe B e rk o w itz , Ed H apstak, Lee
kim mekanı Smith'in 19 yaşından beri çalıştığı QuickStop Marketi'ydl ve Smith fil Bendlck, David Klein, Pattijean Csik,
minin kurgusunu da her gece aynı yerde yaptı. İki ana karakterin harika oyuncu Ken Clark
lukları etrafında dönen ve nüktedan konuşmalarla dolu bu film, tüm ü de Smith'in Cannes Film Festivali: Kevin
S m ith (G enç Jüri Ö dülü-yabancı
yaşadığı eyalet olan New Jersey'de geçen (Mallrats, Chasing Amy, Dogma ve Jay film ), (M ercedes-B enz Ö dülü )
and Silent Bob Strike Back) daha sonraki filmlerinde de karşımıza çıkacak iki eğlen
celi karakteri de tanıttı: Stoner Jay (Jason Mewes) ve gayet uygun bir ad verilmiş
olan arkadaşı Sessiz Bob (bizzat Smith oynuyor). JB
ABD (ITC)
THE LAST SEDUCTION (1994)
110dk, Renkli Son Tahrik
Yönetmen: John Dahi
Yapımcı: Jonathan Shestack ABD kablolu televizyon şirketi HBO için yapılan; ve şirket, filmi sinemadan ön
Senaryo: Steve Barancik ce televizyonda yayınladığı için Akademi Ödülleri için ne yazık ki yanşamayan The
Görüntü Yönetmeni: Jeff Jur Last Seduction yönetmen John Dahl'ın kara film türündeki üçüncü ve en iyi çalış
Müzik: Joseph Vitarelli
ması.
Oyuncular: Linda Florentino, Peter
Femme fatale Bridget rolündeki Linda Florentino perdede ateş saçıyor; onu
Berg, Bill Pullman, Michael Raysses,
Bill Nunn, Zack Phifer, J.T. Walsh, önce kocasını bir uyuşturu işine girmesi için kafeslerken görürüz, derdi paraları alıp
Brlen Varady, Dean Norris, Donna kaçmaktır. Küçük bir kasabaya gider ve kendisine delice aşık olan ve ne tür bir işe
Wilson, Mik Scriba, Erlk-Anders
bulaştığı hakkında en ufak bir fikri bile olmayan tatlı Mike'ın (Peter Berg) hayatına
Nilsson, Patricia R. Caprlo, Herb
Mitchell, Renee Rogers süzülür. Dahl'ın tutkulu bir cinsellikle kaynayan bu gerilimli hikayesi, Florentino
kendisine safça inanan erkekleri parmağında oynatıp hiç düşünmeden bir kenara
attıkça, acı, buruk ama nefis bir tat bırakıyor. Daha nazik rollerle tanınan Pullman,
kötülükte nerdeyse Fiorentlno'yla yarışan (Fiorentino'nun erkek hali) bir rolle kar
şımıza çıkıyor; Berg ise batağa ne kadar saplandığını bir türlü kavrayamayan zaval
lı adam rolüyle tam not alıyor. Yine de filmin asıl yıldızı, Steve Barancik'in enfes
diyaloglarının hakkını veren Florentino; karşısına çıkan erkekleriyse, tir tir titreyen
sulugözlü kurbanlara çeviriyor. JB
A B D (Band Apart, Jersey,
Miramax)
154dk, Renkli
Yönetmen: Quentin Tarantino
Yapımcı: Lawrence Bender
Senaryo: Quentin Tarantino,
Roger Avary
Görüntü Yönetmeni: Andrzej
Sekula
Tema Müziği: Dick Dale and his
Del-tones, Kool and the Gang, Al
Green, Tornadoes, Ricky Nelson,
Dusty Springfield, Centurians,
Chuck Berry, Urge Overkill, Maria
McKee, Revels, Statler Brothers,
Lively Ones
Oyuncular: Tim Roth, Amanda
Plummer, Laura Lovelace, John
Travolta, Samuel L. Jackson, Phil
LaMarr, Frank Whaley, Burr Steers,
PULP FICTION (1 9 9 4 ) Bruce Willis, Ving Rhames, Paul
Calderon, Bronagh Gallagher,
Ucuz Roman Rosanna Arquette, Eric Stoltz, Uma
Thurman
Ouentin Tarantino'nun, zeki ve eğlenceli bu ikinci uzun metrajlı filmi (Rezervuar Kö
O scar : Quentin Tarantino, Roger
Avary (senaryo)
peklerinden sonra ve Jackie Brown'dan önce), sinema düşkünü ev miskinleri için tam bir
Oscar adaylıkları: Lawrence
cennet! 1994 yapımı film, zamandizinsel ilerleyişi allak bullak edilmiş birbirleriyle ilişkili ve Bender (film), Quentin Tarantino
iç içe geçen suç hikayelerinden oluşuyor. Ucuz Roman, bu ilginç ve yenilikçi anlatı yapısı (yönetmen), John Travolta (erkek
bir yana, enerjisinin büyük bölümünü diğer film ve televizyon dizilerinin yansımalarıyla, oyuncu), Samuel L. Jackson
(yardımcı erkek oyuncu), Uma
yönetmenin bu yapımlara yaptığı anıştırmalara borçlu. Bağışlanma ve ikinci şanslar gibi
Thurman (yardımcı kadın oyuncu),
konulara yaptığı tematik dokunuşlara rağmen, filmin gerçek amacı olsa olsa Forrest Sally Menke (kurgu)
Gump'ın tersyüzüne ulaşmak: “ medya fatihi", kaçış meraklısı izleyiciyi öykünün asıl kah Cannes Film Festivali: Quentin
ramanı yapmak. Kendi sokak ağzıyla ifade edilecek olursa; Tarantino'nun, tüm "gazını" Tarantino (Altın Palmiye)
fars benzeri talihsizlikler, uyuşturucu kültürü, bıçkın delikanlı monologları, anal ilişki çağ
rışımları ve ırk sömürüsü edebiyatından alan "ağır geyik" anlatısı, 14 yaş oğlanlarının (ve
ya hepimizin içindeki 14 yaş oğlanının) erotik rüyalarını andırıyor. Yönetmenin bu çokbil
miş tarza olan hakimiyeti öylesine kuvvetli ve kendinden emin ki bu cüretkar film baştan
sona, tüm iniş çıkış ve sürprizleriyle ışıl ışıl parlıyor.
Filmin oyuncularından John Travolta, Samuel L. Jackson, Bruce Willis, Harvey Keitel
yüksek voltaj yıldız enerjisi yayarken diğer oyuncular da (Uma Thurman, Ving Rhames,
Maria de Medeiros, Tim Roth, Amanda Plummer, Eric Stoltz, Christopher Walken, Steve
Buscemi ve Tarantino'nun kendisi gibi) geri kalan dekoru gayet güzel dolduruyor. Taran
tino film boyunca (aşırı yüklü ve çirkin bodrum sahnesi ya da bazı ruhsuz aşk sahnelerin
de olduğu gibi) nadiren zorlanıyor; ancak söz konusu sahnelerde dahi büyük planı ken
dini belli ediyor: gerçek yaşam ve gerçek insanları, sanat sinemasından tamamen tahliye
etmek ve yerlerine koyduğu sıradan espriler ve kültürel saygı duruşlarıyla izleyicinin var
sayılan sinema uzmanlığına son moda bir anıt dikmek. Filmdeki Godard usulü referans
lar Douglas Sirk'ten Howard Hawks'a, Cumartesi Gecesi Afeş/'nden kung-fu' ya kadar
uzanıyor. Ancak kimse Ucuz Roman'da bu eski sinema kaynaklarının gücünü bulmayı
beklemesin; bu filmde göz alıcı, etkileyici bir yüzeyden başka pek bir şey yok. JRos
ABD (Castle Rock, Columbia)
THE SHAWSHANK REDEMPTION (1994)
142dk, Technicolor Esaretin Bedeli
Yönetmen: Frank Darabont
Yapımcı: Niki Marvin
Korku yazarı Stephen King'in birçok eseri beyazperdeye başarılı bir şekilde ak
Senaryo: Frank Darabont
Stephen King'in Rita Hayworth and tarıldı (Misery-Ûlüm Kitabı, Carrie-Günah Tohumu ve The Shinirıg-Cinnet dahil ol
the Shawshank Redemption isimli mak üzere) ancak bugüne dek yapılan en iyi uyarlamalar, muhtemelen yazarın
öyküsünden Stand By Me (Benimle Kal) ya da Esaretin Bedelinin dayandığı, özgün adı Rita
Görüntü Yönetmeni: Roger Hayworth and the Shawshank Redemption olan bu öyküsü gibi, korku türünde
Deakins
olmayan hikayelerinden yapılmıştır.
Müzik: Doris Fisher, Thomas
Newman, Allan Roberts Genç bankacı Andy Dufresne (Tim Robbins) 1946 yılında, karısı ve karısının
Oyuncular: Tim Robbins, Morgan aşığını öldürmek suçundan Shawshank Cezaevi'ne gönderilir. Cezaevinde geçirdi
Freeman, Bob Gunton, William ği süre boyunca, ağır hapis cezasına çarptırılmış bir başka mahkum olan Red'le
Sadler, Clancy Brown, Gil Bellows, (Andy'nin hikayesini izleyiciye anlatan Red'i Morgan Freeman oynuyor) yavaş ya
Mark Rolston, James Whitmore,
vaş dost olur. Andy, 20 yıl boyunca cezaevi sistemini iyice öğrenir ama özgürlüğü
Jeffrey DeMunn, Larry
Brandenburg, Neil Giuntoli, Brian nü geri istemekten bir an bile vazgeçmez.
Libby, David Proval, Joseph Ragno, Robbins ve Freeman'ın sade ve dokunaklı bir şekilde canlandırdığı, yönetmen
Jude Ciccolella Darabont'un güzel senaryolaştırdığı Esaretin Bedeli, zengin karakterler barındıran,
zeki ve insanı içine alan bir öykü (yönetmen filmin kaynağı olan öyküye bağlı kal
mayı tercih etmiş; King'in öyküsüyle film arasındaki tek önemli fark, Red'in öykü
de İrlandalI olması). Esaretin Bedeli, 1994'teki ilk gösteriminde gişe başarısı sağla
yamamış olsa da sinemaseverler arasında ünü kulaktan kulağa yayılmış, zaman
içinde hak ettiği şekilde kesinlikle görülmesi gereken filmler arasına girmiştir. JB
110dk, Renkli
Dili: Fransızca Andre Téchiné'in bu usta işi 12. uzun metrajlı filmi, 1960'lardan 80'lerin başına
Yönetmen: André Téchiné dek yaşamış yeniyetmeleri konu alan bir dizi kurmaca Fransız televizyon filminin en
Yapımcı: Georges Benayoun, iyilerinden biri. Téchiné'nin Souvenirs d'en France (1974) filminin bazı yönlerden Ber
Alain Sarde
nardo Bertoluccl'nin II Conformista'sini (Konformist, 1970) hatırlatması gibi,
Senaryo: Olivier Massart, Gilles
Taurand, André Téchiné 1962'de Cezayir Savaşı'nın sonlarına doğru güneybatı Fransa'da yaşamakta olan bir
Görüntü Yönetmeni: Jeanne grup çocuğun öyküsünü anlattığı bu filmi de, Bertolucci'nin Prima Della Rivoluzi-
Lapoirie one'sinin (Devrimden Önce, 1964) tadını, şiirselliğini ve hoşluğunu taşıyor. Ama Les
Oyuncular: Élodie Bouchez, Gaël Roseaux sauvages'm çok daha olgun ve bilge bir kişinin elinden çıktığı aşikar.
Morel, Stéphane Rideau, Frédéric
Gorny, Michèle Moretti, Jacques Filmin ana karakteri olan öğrenciler, yatılı bir okulda liseyi bitirmek üzeredir. Bu
Nolot, Eric Kreikenmayer, Nathalie karakterlerden biri, yakın bir arkadaşına duyduğu homoseksüel arzuyla boğuşan bir
Vignes, Michel Ruhl, Fatia Maite, çocuk (Gael Morel); diğeri sağ görüşlü, Cezayir milliyetçiliğine karşı, yaşça daha bü
Claudine Taulère, Elodie Soulinhac,
yük bir başka öğrenci (Frederic Gorny); ötekiyse, öğretmenlerden birinin çocuğu ve
Dominique Bovard, Monsieur
Simonet, Chief Officer Carre homoseksüel çocuğun arkadaşı olan, politik ayrılıklarına rağmen sağ görüşlü öğren
ciye aşık olmaktan kendini alıkoyamayan komünist bir kızdır (Élodie Bouchez). Film,
izleyicinin bu ve diğer karakterleri eski dostlarmışçasına benimsemesine sebep olu
yor, Téchiné'nin pastoral mekanları ele alma biçimiyse, en az filmin geçtiği dönemi
tasvir edişi kadar başarılı. Les Roseaux sauvages, Fransa'nın Oscar'ı sayılan César
ödüllerinde, en iyi film, yönetmen, senaryo ve "yeni keşif" (Bouchez için) dallarında
ödül aldı. JRos
İngilizce adı: The Wild Reeds
CHONG QING SEN LIN (1994) Hong Kong (Jet Tone)
Crumb, kendisi de eski dönem caz kültürü ve yeraltı çizgi roman fanatiği olan
ve sonunda belgesel yönetmeni olarak kazandığı başarıyı (bir başka eski caz fana
tiği olan Daniel Clovves'un çizgi romanına dayanan), Ghost VVorld'le (Hayalet Dün
ya) kurmaca filme tercüme eden Zvvlgoff'tan üm it verici bir ilk film. Crumb'ın, R.
Crumb hakkında olduğu kadar Zvvigoff gibi eksantriklerin yaşam biçimi ve tavırla
rına dair de söyleyecek çok sözü var. Zvvigoff'un, emekliliğinin arifesinde bitap
düşmüş Crumb'ı resmedişi; 1960'ların yeraltı çizgi roman dünyasına dair (ve bazı
yönlerden, o dönemin doğal bir ürünü olan) paha biçilmez bir belge. JKI
SÂTÂNTANGÖ (1994) Macaristan / Almanya / İsviçre
Şeytan Tangosu (M a film , Vega Film, V o n
V ie tin g h o ff)
4 5 0 d k , SB
Birçok açıdan 1990'ların en etkileyici filmlerinden biri olan bu 7 saatlik pej
Dili: M acarca
mürde kara mizah örneğine karşı nasıl adil olunabilir ki? Macar yönetmen Bela
Yönetmen: Bela Tarr
Tarrve Lâszlö Krasznahorkai'nln, 1985'te yazdığı romanından uyarladığı, birbirini
Yapımcı: G yörg y Feher, Ruth
izleyen yağmurlu iki sonbahar gününde geçen (farklı karakterlerin bakış açıların W a ld b u rg e r, Joachim von
dan aynı olaylar baştan aktarılır) Şeytan Tangosu, batmakta olan kolektif bir çift V ie tin g h o ff
liğin düşleri, birbirlerinin ardından çevirdikleri dolaplar ve ihanetleri üzerine Senaryo: Bela Tarr
Lâszlö Krasznahorkai'nin
acımasız bir taşlama. Romanın biçimi tango adımlarından etkilenerek kurulmuş (al
romanından
tı öne altı geriye); filmin üstüste binen zaman yapısı, 12 bölümü ve göze çarpan
Görüntü Yönetmeni: G âbor
koreografisiyle geniş planları (daha çok John Cassavetes'in serasında yetişmiş tin M edvig y
sellikten yoksun bir Andrey Tarkovskl'yi çağrıştırıyor) ve kamera hareketleri de bu Müzik: M ihâly Vig
fikri yansıtıyor. Her bölüm, doğrudan romandan alınmış, karakterler ve onların Oyuncular: M ih â ly V ig, Putyi
H o rvâth, Lâszlö Lugossy, Eva
dünyaları üzerine şiirsel ve etkileyici sözlerle yorum yapan bir dış ses anlatımıyla,
Alm âssy A lb e rt, Jânos Derzsi, İren
vurucu bir biçimde bitiyor. Karakterleriyle hem zamanı hem de mekanı bol bol
Szajki, A lfre d Jârai, M iklös Szekely
paylaştığımız Şeytan Tangosu'nun genelde bıraktığı etki her planın hem anlatısal B., Erzsebet Gaâl, Erika Bök
hem de ahlaki bir ağırlığı olması: upuzun tasvirler boyunca bu insanlarla o kadar Uluslararası Berlin Film
dolarız ki onlar kadar İğrenç olan bizler de ister istemez onların çeşitli kumpas Festivali: Bela Tarr (C aligari Film
Ö dülü)
larına derinden bulaştığımızı hatta bizzat ortak olduğumuzu hissederiz. Filmdeki
sıradışı bölümlerden biri de (kİ bunlardan çok var) alkolden kafası bulanıklaşmış
yaşlı bir doktorun tam bir saat boyunca ve çoğunlukla yalnızken yaptığı hareket
lerin çizelgesinin çıkartıldığı, izleyiciyi perdeye çivileyen dahiyane bir sahne; kilolu
bir adamın bilincini kaybedecek kadar içmesi İçin ne kadar çaba göstermesi gerek
tiğini ayrıntılarıyla eğlenceli bir biçimde çiziyor. Bir başka bölümde kediye yapılan
görünürdeki İşkencenin, neredeyse hiç durmadan yağan yağmur gibi ustaca bir
film hilesi olduğunu belirtmek gerek; tüm amansız gerçekçiliğine karşın, Tarr film
hilelerinde de usta.
Öykü komünizmin çöküşü üzerine dolaylı bir yorum gibi gözükse de kapitaliz
min sıradaki çirkeflikleri üzerine de bir o kadar söyleyecek sözü var; Tarr'ın da
belirttiği gibi polis her yerde polistir, tıpkı insan doğası gibi. Başarılı bir yapısı olan
bu öykü dünyanın bugünkü halinden daha azını anlatmıyor; 431 dakika da Tarr'ın
söyleyecek çok sözü olduğundan değil, bunları dolaysız söylemek İstediğinden
gerekil. JRos
Fransa / Iran (Abbas Kiarostam i,
ZIRE DARAKHATAN ZEYTON (1994)
CiESy 2 0 0 0 , Farabi, M ira m a x) Zeytin Ağaçları Altında
103dk, Renkli
Dili: Farsça
Yönetmen: A b bas Kiarostam i Film yapma sürecinin sıradan insanlar arasındaki toplumsal yeri, Abbas Kiaros-
Yapımcı: A b bas Kiarostam i tam i'nin Nema-ye Nazdik (Yakın Plan, 1990), Zendegi va digar hich (Ve Yaşam
Senaryo: A bbas Kiarostam i Sürüyor, 1991) filmlerinde olduğu gibi, Zeytin Ağaçları Altında adlı bu eğlenceli ve
Görüntü Yönetmeni: Hossein zaman zaman büyüleyici filminde de çok önemli yer tutuyor.
D jafarlan, Farhad Saba
Zeytin Ağaçları Altında, Kuzey İran'ın dağlık bölgelerinde yaşayan fakir bir öğ
Oyuncular: M o h a m a d Ali
rencinin maceralarını anlatan Arkadaşımın Evi Nerede? (Khane-ye doust kodjast,
Keshavarz, Farhad Kheradm and,
Zarifeh Shiva, Hossein Rezai, 1987) İle başlayan isimsiz bir üçlemeyi tamamlıyor. Üçlemenin ikinci filmi olan Ve
Tahereh Ladanian, H ocine Redai, Yaşam Sürüyor ise Kiarostami ve oğlunun, yakın zamanlarda yaşanan depremden
Zahra N o uro uzi, Nasret Betri, Azim sonra, İlk filmdeki çocuk oyuncuların akıbetini araştırmak için bölgeye dönüşlerini
A ziz Nia, A s ta d o u li Babani, N.
kurmaca olarak yeniden yaratıyor. Zeytin Ağaçları Altında, bir filmin yapım süreci
Boursadiki, Kheda Barech D efai, Ali
A h m e d Poor, Babek A h m e d Poor, ni konu alan; ve daha çok, kendisiyle konuşmaya bile tenezzül etmeyen bir kadın
M a h b a n o u Darabi oyuncuya kur yapan genç bir oyuncunun ısrarlı çabalarını vurgulayan bir komedi.
Cannes Film Festivali: A bbas Üçlemedeki her filmde, Klarostami'nin sonraki yapıtı Ta'm e guilass'ında (Kirazın
K iarostam i (A ltın Palm iye adaylığı)
Tadı, 1997) olduğu gibi, karakterlerle İlgili bazı bilgiler, bilinçli bir şeklide karanlık
ta bırakılarak izleyici boşlukları doldurmaya; ve Zeytin Ağaçlan Altında filminde ol
duğu gibi, gizemli olduğu kadar güzel, belirsiz bir son kurmaya davet ediliyor. Zey
tin Ağaçlan Altında, önceki İki filmi görenler İçin bazı detayları zenginleştiriyor: ör
neğin Ve Yaşam Sürüyor1da bir türlü bulunamayan çocuk oyuncular bu filmde bir
mekana saksı taşıyan set işçileri olarak ortaya çıkıyorlar. Ancak Zeytin Ağaçları A l
tında, Klarostami'nin (kİ kendisi yaşayan en büyük yönetmenlerden, İran'ınsa ke
İngilizce adı: Through the Olive sinlikle en büyük yönetmeni) eserlerine yabancı olan izleyiciler İçin de mükemmel
Trees bir başlangıç, üstelik dünyadaki birçok İzleyici için de aynı görevi görmüş (tabii
ABD hariç; filmin dağıtıcısı Miramax filmi
diri diri gömmek için almış olacak ki Zey
tin Ağaçları Altında, Kiarostami'nin yeni
filmlerinden ABD'de en zor bulunanı).
Zeytin Ağaçları Altında, Klarostami'nin
ilk Avrupa ortak yapımı ve ilk kez bir fil
minde profesyonel bir oyuncuyla çalışı
yor: yönetmen rolündeki Mohammad-AII
Keshavarz. Tamamı dış mekanlarda çe
kilmiş olan film , Kiarostami'nin bir man
zara ustası olarak yeteneklerini sergile
mesi açısından özellikle etkili; yönetme
nin dağlık bölgede ilerleyen arabalardaki
konuşmaları, geçtikleri yolun üstündeki
insanlar ve tüm diğer manzaralarla birbi
rinden güzel yollarla iç İçe geçirmesi,
tam anlamıyla nefes kesici. JRos
HEAVENLY CREATURES (1 9 9 4 )
Britanya / Almanya / Yeni
Cennet Yaratıkları Zelanda (Fontana, M ira m a x ,
F .C , Senator, W in g N u t)
N.Z.
99 d k, E a stm ancolor
Gerçek olaylara dayanan trajik öykülere el atan yönetmenler, çoğu zaman, Yönetmen: Peter Jackson
kendilerini iç bayıltıcı saygı duruşları yapmak ya da samimiyetin dozunu kaçırmak Yapımcı: Jim Booth
tan alıkoyamazlar. Oysa kİ şimdilerde Yüzüklerin Efendisi üçlemesiyle tanınan Pe Senaryo: Frances W alsh, Peter
ter Jackson için aynı şeyi söylemek mümkün değil; Jackson, henüz ilk filmlerinden Jackson
olan Cennet Yaratıkları'nda, iyiyle kötü, masumiyetle günah ve komediyle dram Görüntü Yönetmeni: A lun
B o llinger
arasındaki çizgileri İyiden iyiye belirsizleştirmeyi başarmış. 1952 yılında geçen Cen
Müzik: Peter Dasent
net Yaratıkları, Yeni ZelandalI iki genç kız, Pauline Parker ve Juliet Hulme'un birbir
Oyuncular: M e lan ie Lynskey, Kate
lerinden ayrılmamak için Pauline’in annesini (filmde öngörülü bir şekilde Mrs. Ri-
W inslet, Sarah Peirse, Diana Kent,
eper-Bn. Hasat olarak adlandırılmış) öldürdükleri suçlamasıyla yargılandıkları bir ci Clive M errison, Sim on O 'C onn or,
nayet davasının, perdeye son derece serbest bir yorumla aktarımı. Jed Brophy, Peter E lliott, G ilb e rt
G oldie, G e o ffre y Heath, Kirşti Ferry,
Dokunaklı olduğu kadar muzip bir şekilde ilerleyen film, kızların hikayesini,
Ben Skjellerup, D arien Takle,
topluma uyumsuz iki kitap kurdu arasındaki, zıvanadan çıkan ergenlik sevgisine Elizabeth M o o d y , Liz M ullane
dair bir mesel gibi anlatıyor. İngiltere'den gelen, umursamaz ailesinden dertli, çok Oscar adaylıkları: Frances W alsh,
bilmiş, zavallı zengin kızı Juliet (ilk sinema filminde oynayan Kate Winslet), çok Peter Jackson (senaryo)
geçmeden utangaç, paspal ama zeki Pauline'le (Melanie Lynskey) kaynaşır. Ailele Venedik Film Festivali Peter
Avustralya / Fransa
MURIEL'S VVEDDING (1994)
106dk, Renkli Evlilik Rüyası/Muhteşem Evlilik
Dili: İngilizce
Yönetmen: P.J. Hogan İlk bakışta umutsuzca evlenmek isteyen şişman bir kız hakkında küçük, saç
Yapımcı: Lynda House, Jocelyn ma, romantik bir Avustralya komedisi gibi görünen Evlilik Rüyası, bir tür kült klasi
Moorhouse, Michael D. Aglion, ğine dönüştü. Film, ayrıca romantik komedi aleminde muhtemelen aynı kuşakta
Tony Mahood ki diğer tüm filmlerden çok daha fazla dalgalanmaya yol açtı. Seyirci, Rachel Grif-
Senaryo: P.J. Hogan fiths ve Toni Colette'in perdede birlikte göründüğü an, aşırı duygusal ve tatlı vasat
Görüntü Yönetmeni: Martin bir romantik macerayla karşı karşıya olmadığını anladı (İkisi de daha sonra Oscar'a
McGrath
aday gösterildi). Colette, Porpoise Spit'li (Avustralya) hantal ve aşırı kilolu Muriel
Müzik: Peter Best
Hislop karakterini oynamıyor, yaşıyor. Muriel, beyaz gelinlikler içinde evlenmeyi öy
Oyuncular: Toni Collette, Rachel
Griffiths, Sophie Lee, Rosalind lesine çok ister ki romantizmi ve sonrasında mutlu olmayı umursamaksızın her şe
Hammond, Belinda Jarrett, Pippa yi göze alır. Eski arkadaşı Rhonda'yla (Rachel Griffiths) karşılaşan Muriel, adını de
Grandison, Bill Hunter, Jeanie ğiştirip aşk dünyasında kendi ayakları üstünde durmayı öğrenerek değişmeye baş
Drynan, Daniel Wyllie, Gabby
lar. Ancak her şey mutlu sonla bitmez; Güney Afrikalı kaba saba bir yüzücü olan
Millgate, Gennie Nevinson, Matt
Day, Chris Haywood, Daniel talibin sadece Avustralya pasaportunun peşinde olduğu ortaya çıkar. Senarist-yö-
Lapaine netmen P.J. Hogan'ın temelde bir kızın hayal dünyasına beklenmedik biçimde acı
öğeler katması, bu komedi filmini benzersiz ve unutulmaz kılıyor: genç kızlık he
veslerini uğursuz ve kıyametimsi bir duyguyla dengelemeyi çok az film başarmıştır.
Griffiths ve Colette'in düetinin, neden böylesine çığır açıcı düzeyde olduğunu an
lamak, filmin gösterime girmesinden yıllar sonra bile zor değil. Hogan, sonra ro
mantizmin canevine duyduğu aşktan yararlanarak Julia Roberts'ın büyük bir başa
rı kazandığı M y Best Friend's VVedding'i (En iyi Arkadaşım Evleniyor) yaptı. KK
RIGET (1994) Danimarka / Fransa / Almanya /
Krallık İsveç (C o p ro d u c tio n , DR, G reco,
M EDIA, NOS, N o rdic Film & TV, SVT,
TV Collab. Fund, W DR, Z en tropa,
Tıbbi bir korku destanı olan Krallık, gerçekte dört bölümlük bir televizyon di arte )
zişiydi: Sinema gösterimleri için bölünüp birleştirilen bu ilk iki parça son derece tah 28 0 d k, Renkli
rik edici "Devam Edecek" yazısıyla biterek, eşit derecede belirsiz bir biçimde sonla
Dili: D a nim arkaca / İsveççe
Yönetmen: M o rte n A rn fre d , Lars
nan Krallık 2 (1997) için uygun ortamı hazırlıyor. İntihal suçlamaları yüzünden sür
von Trier
günde olan isveçli ukala nöroşirurjist Dr. Stig Helmer'in (Ernst-Hugo Jâregrd) başı,
Yapımcı: Sven A brah am se n,
Kopenhag'ın, adı kendini belli eden hastanesi Krallık'ta da derttedir; yaptığı özen Philippe Bober, Peter A a lbæ k
siz beyin ameliyatları küçük Mona'yı (Laura Christensen) embesile çevirmiştir. Hel Jensen, Oie Reim , lb Tardini
mer'in DanimarkalI baş belalarıysa sahte-hasta, spiritüalist Bayan Drusse (Kirsten Senaryo: Tornas G islason, Lars von
Trier, Niels Verse
Rolffes), hastanenin kibirli yöneticisi Moesgaard (Holger Juul Hansen) ve Ahbap
Görüntü Yönetmeni: Eric Kress
Çavuş kılıklı stajyer Hook'tur (Troels Lyby).
Müzik: Joachim H olbek
Bn. Drusse hastaneye sızıp, 1919 yılında cinayete kurban gitmiş küçük bir kız Oyuncular: Ernst-H ugo Jaregârd,
olan Mary'nin hayaletinin peşine düşebilmek için hasta numarası yapar. Şen şak K irsten Rolffes, H o lg e r Juul Hansen,
Seren Pilm ark, G hlta N e rby, Jens
rak Moesgaard'ın, tüm personelin hep beraber şarkılar söylemesi ve hastalara da
O kking, O tto B rand enburg, A nnevig
ha nazik davranmaları gibi esaslar içeren "Sabah Havası Operasyonu" programı, Schelde Ebbe, Baard O w e, B irg itte
Helmer'i küplere bindirir. Moesgaard'ın oğlu stajyer doktor Mogge'yse (Peter Raaberg, Peter M y g in d , V ita Jensen,
Mygind), aşkının bir nişanı olarak hoşlandığı doktora verdiği kopmuş kafa kaybol M o rte n R otne Leffers, Solbjerg
H o jfe ld t, U do Kier
duğu için telaştadır. Şantaj yapmak üzere, yapılan tüm tıbbi hataların dosyasını
tutm akta olan Hook'sa, fotoğraflarından Udo Kier olduğu belli olan kayıp sevgili İngilizce adı: The Kingdom
si Agge'nin doğaüstü bir şekilde hamile bıraktığı doktor Judith'e
(Birgitte Raaberg) aşık olmuştur. Filmde ayrıca, bir kara büyü lane
ti ve hastalıklı bir karaciğeri ele geçirmek için kendi vücuduna tak
tıran bir doktor yer alır.
Krallık'ın sade ama göz kamaştırıcı doğaüstü tezahürleri ger
çekten garip ve bazen de sihirli: Mary'nin asansör boşluğundaki
buğulu hayaleti; suyun, temellerini çürüttüğü binadaki küçük bir
sarsıntı (Helmer, Danimarka'nın "tebeşir ve sudan" ibaret olduğu
düşüncesindedir); Bn. Drusse'la, titreşen floresanslar aracılığıyla
iletişim kuran vücutsuz bir ruh; sürücüsü olmayan bir ambulans
tan selam çakan kanlı bir el. Von Trier (yönetmen koltuğunu pay
laştığı Morten Arnfred ve uzun zamandır birlikte çalıştığı, Mark
Frost rolünü paylaşan Niels Vorsel'le birlikte) tüm film boyunca,
eski filmlerinin kendine has görüntüsü (rahatsızlık ve hoşnutsuz
luk salgılayan pas rengi filtreler, bol bol su, kısılmış ya da kahve
rengi tonlarına bürünmüş renkler) ve 90'ların ironi yüklü dizilerine
has sahte belgesel estetiğini harmanlıyor: tedirgin edici el kamera
sı çekimleri, özellikle kaba tutulmuş kurgu, yergi ve sapkınlık, iç
içe örülen yan öyküler, akılda kalan replikler ("Danimarka pisli
ği!"), takıntılı karakterler ve hiç beklenmedik gelişmeler. KN
Avustralya / ABD (K ennedy
BABE (1995)
M ille r, Universal) Cesur Domuz Bebe
89 d k, Renkli
Yönetmen: Chris N o onan
"Tamamdır domuz." Bir film eleştirmeni tarafından "Konuşan domuzcuk film
Yapımcı: Bill M iller, G eorge M iller,
lerinin Yurttaş Kane'ı" olarak tanımlanan, şampiyon bir koyun çobanı olan domu
D oug M itchell
zun neşe dolu hikayesini anlatan Babe, en umarsız etoburlara bile, vejetaryen ol
Senaryo: G eorge M iller, Chris
N oonan mayı ciddi ciddi gözden geçirten bir film. Babe, yolu, üretme çiftliğinden kendisiy
Dick King-Smith'in The Sheep-Pig le sevgi dolu bir yakınlık kuran sessiz ve eksantrik Çiftçi Hoggett'ın (James Crom
isimli romanından
well) koyun ağılına uzanan masum, dayanılmaz bir domuz yavrusudur. Çiftçinin
Görüntü Yönetmeni: A n d re w
tombul, pembe yanaklı karısı (Magda Szubanski) domuzcuğu duygusuz bir şekil
Lesnie
de, Noel rostosu olarak görür. Ama Babe'in, yazgısını yeniden şekillendirecek ve
Müzik: N igel W estlake
Oyuncular: C hristine Cavanaugh, çiftlikteki her canlıyı etkileyecek "önyargısız bir yüreği", hiç şaşmaz nezaketi, me-
M iria m M argolyes, Danny M ann, raklılığı ve cesareti vardır.
H ugo W eaving, M iria m Flynn, Russi Filmin yapımcısı ve yazarlarından George Millerim (doktor, vejetaryen, Mad
Taylor, Evelyn Krape, M ichael
Max üçlemesini yaratan ve yöneten), İngiliz yazar, öğretmen ve eski çiftçi Dick
Edward-Stevens, Charles B a rtle tt,
Paul Livingston, Roscoe Lee B row ne, King-Smith'in yazdığı büyüleyici çocuk kitabı The Sheep-Pig'e (Çoban Domuzu)
James C rom w ell, M agda Szubanski, hayran kalmasından film i çekmeye başlamasına dek tam on yıl geçmiş. Miller bu
Zoe B u rton, Paul G oddard
süre boyunca teknolojinin gelişmesini beklemiş. Ta ki Babe'in alameti farikası olan
Oscar: S cott E. A n derson, Charles
peruk benzeri, siyah çelenkçiğiyle süslenmiş bir grup domuz yavrusunu da içeren
G ibson, Neal Scanlan, John Cox
(görsel e fe kt)
gerçek hayvanlarla tekinsiz animatronik dublörlerini sorunsuz bir şekilde bir araya
Oscar adaylıkları: G eorge M iller, getirilebilene kadar. Babe rolündeki Christine Cavanaugh ve Hoggett'in çoban kö
D oug M itchell, Bill M ille r (film ), Chris pekleri rolündeki Miriam Margolyes'le Hugo Weaving'in inandırıcı dublajları, antro-
N o onan (yö n e tm e n ), G eorge M iller,
pomorfik eğlencenin yeni standartlarını belirledi. Filmin hemen ilk anlarında, hay
Chris N o onan (senaryo), James
vanların konuşuyor olduğu yanılsaması insanı esir alıyor ve hayvanların cömertlik
C rom w ell (yardım cı erkek oyuncu),
Roger Ford, Kerrie B row n (sanat ten fedakârlığa, nevrozdan hiddete, burnu büyüklüğe, hatta kanunsuzluğa uza
y ö n e tm e n i), M arcu s D 'A rcy, Jay nan insansı davranışlarını inanılır kılıyor.
Friedkin (ku rg u )
Uzun süredir Miller'la çalışan Chris Noonan, ilk uzun metraj yönetmenliğini,
zeki buluşlar, zevkli bir tempo, Charles
Camille Saint-Saens'ın "Hayvanlar Karna
valından seçilen müziğin duygulandırıcı
kullanımı ve dört ayaklı, tüylü arkadaşı
nın koreografisini çılgıncasına komik ve
heyecan verici efektlerle yaparken orta
ya koyduğu Aziz Francis dinginliğiyle
gerçekleştiriyor. Roscoe Lee Browne'la
şarkı söyleyen farelerden oluşan şapşal
bir koronun anlattığı öykü, dokunaklı ya
lınlığıyla çocukları büyülediği kadar bü^
yükleri de etkiliyor. Film boyunca Geor-
ge Orwell'ın Hayvanlar Ç iftliğinin yankı
ları ve yansımalarına rastlansa da eserin
asıl yapısı, hak ettiği ilgiyi görmeyen de
vam filmi Babe: Pig İn The C /f/d e (Babe
Şehirde) kendini daha çok hissettiriyor.
AE
DESERET (1995) Yönetmen: James Benning
Yapımcı: James Benning
Deneysel-yapısalcı yönetmen James Benning'in (One Way Boogie Woogie- Senaryo: James Benning
1977, Landscape Suicide-1986, North on £ı/ers-1992) daha çok bilinen işlerinden Görüntü Yönetmeni: James
Deseret, 1996 yılındaki Sundance festivalinde yapılan ilk gösteriminin ardından bü Benning
yük başarı kazandı. Filmin adı Mormonlar'ın sonradan Utah adını alacak olan yer Oyuncular: Fred G ard ner (anlatıcı)
leşim bölgelerinin, eyalet olarak kabul edilmesi için yaptıkları başvuruda önermiş
oldukları isimden geliyor. Film, 1852'den 1991'e uzanan 92 adet New York Times
makalesini, bölgede çekilmiş birbirinden etkileyici durağan görüntülerle birleştiri
yor.
Yılın değişik zamanlarında 16mm kamerasıyla görüntüler kaydeden Benning,
18 ay süren bu çalışmanın ardından elindeki malzemeyi dakikada 92 görüntüye in
dirip, her görüntü parçasını New York Times makalelerinden alınmış 92 cümleyle
"uyuşacak" şekilde yeniden düzenlemiş, imge ve metin arasında gizemli bir ilişki ya
ratan Deseret, izleyiciyi kendi bağlantılarını kurması için serbest bırakıyor ve ses
bandının sağladığı yoğun bilgi akışını coğrafyanın durağan güzelliğiyle dengeliyor:
Çöller, karla kaplı vadiler, ıssız patikalar, çiçek açan ağaçlar, mezarlıklar, yıkıntılar,
tekinsiz kayalıklar, ilk yerleşimcilerden kalan boş evler, hiçbir yere gitmiyormuş gi
bi görünen yollar. İnsan şekli birkaç istisna dışında, karenin dışında bırakılmış; ama
izleyici, görüntüleri birleştiren yönetmenin varlığının ve hissinin belli belirsiz farkın
da.
Metin, Utah'ın ilk yerleşim zamanlarından, anlaşmazlık, katliam ve intikama,
Kızılderililerin tecridine, bölgenin eyalet oluşuna, Mormon kilisesinin zengin, mu
hafazakar bir şirket haline dönüşmesine ve toprakların nükleer deneme alanı ola
rak kullanılmasına dek uzanan çalkantılı gelişim sürecini hatırlatıyor. Gazete maka
lelerinin yüzyıl başına ulaşmasıyla beraber görüntülerin siyah-beyazdan renkliye
döndüğü muazzam anın dışında ses ve görüntüler tam bir denge içinde. New
York Times'ın "Doğu Yakası" üslubunun, aslında bölgede yaşanmış dramı nasıl gör
mezden geldiğini vurgulayan bir şekilde kullanılmış. Coğrafya resmi tarihin yazdık
larına direniyor ama izlerinden kurtulamıyor. Benning'in görüntüleri hiç bu kadar
güzel, bu kadar kuvvetli, bu kadar hüzünlü olmamıştı. Görüntülerin durağan gibi
görünen yüzeyleri, aslında nice fırtınanın üstünü örtüyor ama duygular açık denize
çıkmıyor. BR
ABD (Fox, B.H. Finance, Icon,
BRAVEHEART (1995)
P aram oun t, Ladd) 177dk, Renkli Cesuryürek
Dili: İngilizce / Fransızca / Latince
Yönetmen: M el G ibson Yapımcı, yönetmen ve başrol oyuncusu Mel Gibson'ın devasa tarihi destanı,
Yapımcı: Bruce Davey, M e l Gibson, vahşi aksiyon sahneleri, beyhude cesaret gösterileri ve romantik trajediyi öylesine
A lan Ladd Jr.
yürekten bir şekilde birleştiriyor ki hem adrenalin delisi aksiyon izleyicilerinin hem
Senaryo: Randall W allace
de "şöyle bir güzel ağlasak" diyen kadın izleyicilerin üç saatlik bu bonkör filmin en
Görüntü Yönetmeni: John Toll
azından ya bir yarısından ya da diğer yarısından tatmin olacakları kesin.
Müzik: James H o rner
Oyuncular: M el G ibson, James Ekose etek ve mavi boya içindeki atraksiyonlarını, en çekici ve hamasi oyuncu
Robinson, Sean Law lor, Sandy luklarından biriyle birleştiren Gibson'ın büyük bölümünü finanse ettiği Cesuryürek,
N elson, James Cosm o, Sean aşkını (baş döndürücü Catherine McCormack) kaybetmesi, muazzam mekanlarda,
M cG inley, A n d re w W eir, Gerda
binlerce kişilik oyuncu ekibiyle çekilen bir dizi göz yaşartıcı olayı tetiklemiş olan İs
Stevenson, Brian Cox, Patrick
M cG oo han, Sophie M arceau koç savaşçı, William Wallace'a düzülen bir methiye. Wallace'in 14. yüzyıl başların
Oscar: M el G ibson, A lan Ladd Jr, da I. Edward'a (zalim ve ödlek Patrick McGoohan) karşı başlattığı halk isyanı, İs
Bruce Davey (film ), M el G ibson koçların Stirling zaferiyle zirveye ulaşmış; ancak gözyaşı, ihanet ve vahşetle son
(yö n e tm e n ), John T oll (g ö rü n tü
bulmuştu. Bazen gerilim yüklü, bazen itici derecede kanlı savaş sahneleriyle bezen
y ö n e tm e n i), Lon Bender, Per
miş olan öykü; intikam ve tarihi karakterler içeren eski usul bir macera. Gibson,
H allberg (ses e fe kti), Peter
F ram pton, Paul Pattison, Lois tutkulu bir tarz ve yürekle yapılmış, espri anlayışı ve destansılığıyla sadist ve parti
B u rw ell (m akyaj) zan aşırılıkları dengeleyen Cesuryürek'in layık görüldüğü beş Oscar'dan ikisini, En
Oscar adaylıkları: Randall W allace İyi Film ve En iyi Yönetmen ödüllerini aldı. AE
(senaryo), Charles K node (kostü m ),
Steven Rosenblum (ku rg u ), James
H o rne r (m üzik), A n d y Nelson, Scott
M illan, A n n a Behlm er, Brian
S im m ons (ses)
19. yüzyıl yazarlarından Jane Austen Emma adlı romanını yazarken, kafası ka
rışık, romantik, genç bir kahramanı konu alan öyküsünün 20, yüzyıl sonu Beverly
Hllls'ine taşınacağını, büyük olasılıkla hayal bile etmemiştir; gelin görün ki filmin ya-
zar-yönetmenl Amy Heckerllng'in yaptığı tam da bu.
Film, önceleri Aerosmith'in "Crazy" isimli şarkısının klibindekl rolüyle tanınan
genç Alicia Silverstone'u bir yıldıza dönüştürdü. Oyuncu, filmde, annesi, "rutin yağ
aldırma ameliyatında ortaya çıkan acayip bir kaza nedeniyle ölen” Beverly Hills kı
zı Cher'i canlandırıyor. Cher, annesinin ölümünün ardından zengin babası tarafın
dan (Dan Hedaya) saray yavrusu malikanelerinde büyütülüyor. Arkadaşı Dlonne'la
(Stacey Dash) okula gidiyor olsa da Cher'ln yaşamının büyük kısmı, Rodeo Drive'da
alışverişe çıkmak, geniş gardırobunu koordine etmek ve arkadaşları İçin çöpçatan
ABD (Paramount)
lık yapmaya adanmış. Bu arkadaşlardan biri de okula yeni gelen ve bir çırpıda ze
97dk, Renkli
ki arkadaşının bir kopyasına dönüşen Tai (Brittany Murphy).
Yönetmen: Amy Heckerling
Filmin (gayet serbest bir şekilde) dayandığı Austen romanı gibi, olayların mer Yapımcı: Robert Lawrence, Scott
kezinde bir aşk öyküsü var. Öteki insanların aşk hayatlarına karışmaktan kendini Rudin
alıkoyamayan Cher, üvey kardeşi Josh'la (Paul Rudd) aralarında romantik bir ilişki Senaryo: Amy Heckerling
gelişme olasılığını, neredeyse iş İşten geçene kadar hiç fark etmiyor. Erime Nokta Görüntü Yönetmeni: Bill Pope
sı, 20. yüzyıl gençlerini hedef alan son derece keskin ve komik bir hiciv olarak çok Müzik: David Kitay
başarılı; film kendine has bir jargon (iyi görünüşlü erkeklere, Alec ve Billy'nin başı Oyuncular: Alicia Silverstone, Paul
Rudd, Brittany Murphy, Stacey Dash,
çektiği yakışıklı aktör ailesini hatırlatacak şekilde "Baldvvinler” adı takılıyor), beklen
Donald Adeosun Faison, Dan
medik yorumlar ve günümüz Los Angeles kültürünü hedef alan oklar (Cher park
Hedaya, Breckin Meyer, Justin
etmeyi öğrenmesine gerek olmadığını düşünüyor çünkü zaten gittiği her yerde Walker, Wallace Shawn, Jeremy
arabasını park eden valeler var) içeriyor. Heckerling her şeyi seri bir şekilde hareket Sisto, Twink Çaplan, Elisa Donovan,
ettiriyor, kahramanını film boyunca, şişe dizdiği moda-kurbanlarından biri yapmak Aida Linares, Sabastian Rashidi, Herb
Hall
tan çekinmiyor; Silverstone ise tam bir esin kaynağı, hem "çıtır" hem derin Cher
rolüne fazlasıyla uyuyor. Komik, dokunaklı, etkileyici bir film. JB
ABD / Almanya (Eurospace,
SMOKE (1995)
Internal, Miramax, NDF, Smoke) Duman
112dk, SB/Renkll
Yönetmen: Wayne Wang, Paul
Duman, Brooklyn'de, New York toplumunun bir kesitini temsil eden ayrıksı,
Auster
renkli kişiliklerin buluşma noktası bir tütün dükkanında geçiyor. Yönetmen Wayne
Yapımcı: Kenzo Hlrikoshi, Greg
Johnson, Hisaml Kurolwa, Peter Wang ve yazar Paul Auster'ın işbirliğiyle yapılan film, derinlemesine bir karakter çö
Newman zümlemesi ve doğaçlama komedi arasında gidip geliyor. Ama Duman'ın, Harvey
Senaryo: Paul Auster Keitel'ın olağanüstü monoloğuyla simgelenebilecek duygusal yoğunluğu hesaba
Görüntü Yönetmeni: Adam katıldığında, filmin bu türlerden birincisine daha yakın olduğu söylenebilir. Özellik
Holender
le ele alınan güven, pişmanlık, sorumluluk gibi ağır temalar düşünüldüğünde.
Müzik: Rachel Portman
Oyuncular: Glancarlo Esposito, Keitel, William Hurt, Forest W hitaker ve Stockard Channing filmde mükem
José Zuniga, Stephen Gevedon, meller ve Wang da karakterlerin blrbiriyle ilişkili öykülerini, göz alıcı tek bir duvar
Harvey Keitel, Jared Harris, William halısı gibi bir arada dokuyor. Duman'daki farklı öyküler, aslında tematik ilmeklerle
Hurt, Daniel Auster, Harold
birbirine tutturuluyor: Karakterlerin çoğu hayatlarındaki büyük bir kayıpla baş et
Perrlneau Jr., Cole/Paul Benjamin,
Deirdre O'Connell, Victor Argo, meye çalışıyor, karşılıksız aşktan mustaripler ya da çocuk ve ebeveyn arasındaki
Michelle Hurst, Forest Whitaker, aşınmış bağı kuwetlendirmeye çalışıyorlar. Her ilmek belli belirsiz bir şekilde bir ka
Stockard Channing, Vincenzo
rakteri diğerine bağlıyor. Toplumun yapısı da sürekli devinim halinde ya da delik ve
Amelia, Erica Gimpel
gediklerle dolu olsa da yönetmenle yazar, İnsanın içindeki İyiliğin, her şeyin birbi
Uluslararası Berlin Film
Festivali: Wayne Wang, Harvey rinden kopmasına engel olduğunu İma ediyor. JKI
Keitel (Gümüş Ayı-Özel Jüri Ödülü),
Wayne Wang (Altın Ayı adaylığı)
Flindistan (Eros)
DILWALE DULHANIYA LE JAYENGE (1995)
192dk, Renkli
Dili: Hindi Yeni kablo ve uydu televizyon kanallarının ritmini belirlediği, güçlenen müzik
Yönetmen: Aditya Chopra piyasasınınsa kabarık bütçeler sağladığı bir yeniden yapılanma sürecine giren Hint
Yapımcı: Yastı Chopra sineması, 1990'larda daha akıcı, daha genç ve daha tarz sahibi bir hale geldi. Bu
Senaryo: Aditya Chopra, Javed gelişme, sinemayı VHS video uğruna terk etmiş olan orta sınıf İzleyicinin, salonla
Siddiqi ra geri dönmesine neden oldu.-19901ar aynı zamanda yurtdışına yerleşmiş olan
Görüntü Yönetmeni:
Hint asıllılarla ilgili öyküleri konu alan birçok filme de şahit oldu. Dilvvale Dulhani-
Manmohan Singh
ya Le Jayenge de (Cesur Yürek Gelini Kapacak) hem yurtdışındaki bu Hintli izleyi
Müzik: Jatin Pandit, Lalit Pandit
Credited oyuncular: Shahrukh ciler arasında hem de anayurtta çok tutuldu ve Hint film tarihindeki en popüler
Khan, Kajol, Amrish Puri, Farida filmlerden biri oldu.
Jalal, Anupam Kher, Karan Johar, 1990ların en sevilen beyazperde İkililerinden Londralı Shah Rukh ve Kajol, İs
Pooja Ruparel, Satish Shah, Anaita,
viçre'de tatildeyken tanışırlar ama ailesi kızı beşik kertmesi dolayısıyla evlendirmek
Mandira Bedi, Arjun Sablok, Achla
Sachdev, Parmeet Sethi, Himani için Pencap'a götürünce ayrılmak zorunda kalırlar. Kızcağız sevgilisiyle kaçmaya
Shivpuri, Lalit Tivvari dünden razı olsa da genç adam kızın babasının rızasını almakta ısrar eder; ve Hint
li bir delikanlının nasıl davranması gerektiğini bildiğini kanıtlayarak kızın ailesine
kendisini kabul ettirir. Zeki senaryo ve liste başı müziğin bir arada olması, yönet
men Aditya Chopra'nın (her ne kadar kendi rüştünü ispatlamış olsa da) babası ün
lü yönetmen Yash Chopra'nın izinden gittiğini belli etti. RDvv
Hem tanıdık hem yabancı bir dünyaya giriyoruz. Kendimizi daha önce bura
dan geçmiş gibi hissediyoruz. Burasının, 1990'ların Hanoi'si olduğu söyleniyor bize;
1970'lerdekl Vietnam savaş haberlerine ait görüntülerden beri hiç görmediğimiz
bir kent.
Genç çekçek sürücüsü (Le Van Loc) bisikletini çaldırır ve bu durum yüzünden Vietnam / Fransa
bisikleti kendisine kiralayan kadına borçlu duruma düşer. Kadın delikanlıyı vanda- (Entertainment, Lazannec, Lumière,
llzm ve hırsızlık yaparak borcunu ödemek üzere çalıştıracak olan sessiz gangster- La Sept, SFP)
120dk, Renkli
pezevenk Şair'e (Tony Leung) gönderir. Kahramanımızın bilmediğiyse, Şair'ln,
Dili: Vietnamca / İtalyanca
onun kız kardeşini de Amerikan dolarıyla ödeme yapan zengin müşterilere hizmet
Yönetmen: Anh-Hung Tran
veren bir fahişe olmaya ikna ettiğidir. Masum kardeşler, aynı adamın rehberliğin
Yapımcı: Christophe Rossignon
de yıkım ve düşkünlük yolunda ilerlemeye başlar.
Senaryo: Trung Binh Nguyen,
B/s/k/efç/’ nin öyküsü kulağa tam bir melodram reçetesi gibi gelse de yönet Anh-Hung Tran
men Ahn-Hung Tran çok başka bir şeyin peşinde. Yaklaşımı düşünceli ve ölçülü. Görüntü Yönetmeni: Benoît
Kamera, karakterler arasında dikkatli bir şekilde dolaşıp, düşünce ve hisleri değiş Delhomme, Laurence Trémolet
tiği anda, yüzlerine yansıyacak en ufak bir kıvılcımı beklerken, yönetmen tüm dik Müzik: Tôn-Thât Tiêt
katini renk ve sessizlik üstüne odaklamış. Hikaye çıkış noktasını Vittorio De Sica'nın Oyuncular: Le Van Loc. Tony
Leung Chiu Wai, Tran Nu Yên-Khê,
Ladri d i h idd ette (Bisiklet Hırsızları, 1948) filminden alıyor olabilir, ama bu yeni
Nhu Quynh Nguyen, Hoang Phuc
gerçekçi bir film değil. Tam aksine, karakterlerin yoğun trafikte yere çakılan aske Nguyen, Ngo Vu Quang Hal, Tuyet
ri bir helikoptere bakmak için aniden duraksadıkları; ya da filmin birdenbire, şiirin Ngan Nguyen, Doan Viet Ha,
kıtalarını eksiltlli sabit görüntülerle eşleyerek, dikkatleri (adına yakışır bir şekilde ya Bjuhoang Huy, Vo Vinh Phuc, Le
Kinh Huy, Pham Ngoc Lieu, Le Tuan
şayan) Şair'ln minimalist şiirine çektiği sahnelerde olduğu gibi, beklenmedik güzel
Anh, Le Cong Tu^n Anh, Van Day
lik patlamalarına odaklanan filmin tonu neredeyse büyüleyici ve gerçekçi. Nguyen
Yozlaşma, kaybedilen masumiyet, şiddet, uyuşturucu ve ölümle İlgili bir filmde Venedik Film Festivali: Anh-
bunca güzellik görmek çok garip. Belli ki yönetmen Tran, ticari tür kalıplarından kaçı Hung Tran (FIPRESCI Ödülü), (Altın
Aslan)
nan yeni bir anlatım biçimi arıyor. Bu film kolaylıkla bir gerilim ya da gangster filmi ola
bilirdi; oysaki Bisikletçi, içinde geçtiği kentin ritimlerine göre akort edilmiş, bizi 20 yıl
İngilizce adı: Cydo
dır görmediğimiz bir yer ve halkla yeniden tanıştırmaya hazırlanan bir film. AT
ABD / Almanya (PolyGram,
THE USUAL SUSPECTS (1 9 9 5 )
Spelling, Blue Parrot, Bad Hat Olağan Şüpheliler
Harry, Rosco)
106dk, Technicolor
"Şeytanın en büyük marifeti, dünyayı var olmadığına inandırmasıdır." Sürükleyi
Dili: İngilizce / Macarca /
ci bir güveni kötüye kullanma oyunu olan Olağan Şüpheliler, suçluların elebaşı bi
İspanyolca / Fransızca
Yönetmen: Bryan Singer şeytanın kimliğinin belirlenmesini konu alıyor: Keyser Söze kimdir? Aslına bakarsam;
Yapımcı: Michael McDonnell, filmin yaratıcılarının, karışık olay örgüsü, maço edebiyatı ve kendinden emin yönet
Bryan Singer menliğiyle Bryan Singer'ın en büyük marifeti, izleyiciyi, filmi derhal tekrar görmes
Senaryo: Christopher McQuarrie gerektiğine inandırması. Ama Olağan Şüpheliler1! tekrar tekrar izlemenin, şok açıkla
Görüntü Yönetmeni: Newton ma gelmeden önce film in esrarını çözmeye yarayacağını sanmak büyük bir yanılsa
Thomas Sigel ma. Bu çalışmasıyla Oscar kazanan senarist Christopher McQuarrie ve Singer belli k
Müzik: John Ottman mantıklı açıklamalardan değil, beklenmedik gelişmelerden zevk alıyorlar.
Oyuncular: Gabriel Byrne, Kevin Spacey kendisine ilk Oscar'ını kazandıran Verbal ("çok konuştuğumu söylerler"
Spacey, Stephen Baldwin, Chazz
Palminteri, Pete Postlethwaite, Kint rolünde: Film boyunca bu topal, geveze dolandırıcının anlattığı hikayeye tutu
Kevin Poliak, Benicio Del Toro, Suzy nuyoruz. Beş suçlu, işlemedikleri bir suçtan ötürü tutuklanıp kimlik teşhisi için sıraya
Amis, Giancarlo Esposito, Dan dizilirler. Ama şans eseri gerçekleşmiş gibi görünen bu buluşma, karakterlerin şanta
Hedaya, Paul Bartel, Carl Bressler, ve ihanet içeren yeni bir iş için birleşmelerine esin kaynağı olacaktır.
Phillip Simon, Jack Shearer,
Rashomoriun (1950) son moda, kentli versiyonu olarak görülebilecek film
Christine Estabrook
Oscar: Kevin Spacey (yardımcı özenle düzenlenmiş, şiddet yüklü aksiyon sahneleriyle dolu. Film Gabriel Byrne'ür
erkek oyuncu),, Christopher canlandırdığı Keaton karakterinin, gizemli bir adam tarafından vahşice katledildiğ
McQuarrie (senaryo) bir sahneyle açılıyor. Bu "nesnel" sahne, hem Verbal'ın hatırladığı haliyle yeniden kar
şımıza çıkacak hem de Verbal'ı sorgulayan ve adamların neden bu fiyasko için biı
araya geldiğine dair geliştirdiği teorilere fazlaca saplanan federal ajanın (Chazz Pal
minteri), "mesafeli yaklaşmaya” ve "doğru görmeye" gayret ederek, kafasında can
landırdığı haliyle tekrar gözden geçirilecek. Zekice yanlış tarafa yönlendirilen izleyici
nin de aynı hataya düşeceği kesin.
Singer müthiş bir el çabukluğuyla, kameranın bir fincan kahveye geçmesi ya de
kan dondurucu asansör boşluğu suikastı gibi sahneleri birbiri ardına sıralıyor ve izle
yicinin açıkta kalan noktalan unutmasına neden oluyor. Hem labirent benzeri sahne
leri kurgulayan hem de karamsar film müziğini bestelemiş olan John Ottman'ın filme
katkıları da azımsanmamalı. Olağan Şüphelilerin en büyük başarısı, filmi izleyen her
keşi şaşırtması. Filmin parçaları mantıklı bir şekilde yerine oturtulamayabilir ama Ola
ğan Şüphelilerim insanın aklında karmaşık bir bulmaca olarak yer ettiği kesin. AE
DEAD MAN (1995)
ABD / Almanya / Japonya (12
Ölü Adam Gauge, JVC, Miramax, Newmarket,
Pandora)
Ürkek, gözlüklü, aşırı medeni katip William Blake (Johnny Depp), Jlm Jar- 121 dk, SB
musch'un Ölü Adam adlı filminin başında, Machine kasabasında işe başlamak üze Yönetmen: Jim Jarmusch
re, ABD'nin Batısı'na doğru hareket eder. Yolculuk hiç bitmeyecek gibi gelir, sınır Yapımcı: Demetra J. MacBride
bölgesindeki kasabaya vardığındaysa yerinin aylar önce doldurulmuş olduğunu öğ Senaryo: Jim Jarmusch
renir. Kendini reddedilmiş hisseden William, bir fahişeyle yatağa girer ama kızın ni Görüntü Yönetmeni: Robby
Müller
şanlısı işleri bozar; kız nişanlısı tarafından vurularak öldürülür, William yaralanır,
karşılık olarak da saldırgan nişanlıyı vurup öldürür. William kaçar ve yanında Gary
Müzik: Neil Young
Oyuncular: Johnny Depp, Gary
Farmer'ın canlandırdığı gizemli Kızılderili Nobody'yle (Hiçkimse) Batı Amerika'nın
Farmer, Lance Henriksen, Michael
vahşi derinliklerine doğru bir yolculuğa başlar ancak tedavi edilmeyen ve gitgide Wincott, Mili Avital, Iggy Pop,
daha çok ıstırap veren yarası onu ölüme götürecektir. Nobody, William'in rehberi Crispin Glover, Eugene Byrd,
dir: "O silahı nasıl kullanacağını biliyor musun?" diye sorar, "dilinin yerine geçecek”. Michelle Thrush, Jimmie Ray
Weeks, Mark Bringleson, Gabriel
Ansel Adams'dan etkilenen görüntü yönetmeni Robby Müller'in siyah-beyaz
Byrne, John Hurt, Alfred Molina,
görüntüleri, Neil Young'ın inanılmaz derecede yalın gitar müziği ve Depp'in ölü bir
Robert Mitchum
ceylanı kucaklamak üzere yere uzandığı sahneyle hatırlanabilecek narin, şairane Cannes Film Festivali: Jim
oyunculuğuyla, izleyiciyi büyülüyor. Tuhaf yardımcı rollerde John Hurt, Iggy Pop, Jarmusch (Altın Palmiye adaylığı)
Lance Henriksen, Gabriel Byrne ve dudaklarının arasına kondurduğu purosuyla
Blake'in suratına bir çifte doğrultarak ofisinden çıkmaya ikna ettiği son rolünde gö
rülen, uzun İnce, hiddetli Robert Mitchum, olaylar ve gelişmelerden neredeyse ta
mamıyla arınmış olan filmin sahnelerini dolduruyor.
Filmdeki öykü ve şiddetin büyük kısmı, düz ve romantizmden uzak; özellikle
soğukkanlı değil kansız olarak tanımlanabilecek katil Cole Wilson'in (Henriksen)
sapkın ve katatonik tavrı. Western'e özgü sessizlik, William ormanda ilerledikçe ya
nından geçtiği gümüşi ağaçlar, Nobody'nin ne olduğu pek de anlaşılmayan bir ta
kım ayinleri pek de kendinde olmayan bir adama uygularken gösterdiği ciddiyet;
kişi, yer ve anların neredeyse anlamsız şekilde birleşmelerine yol açıyor. Her şey so
na ererken Nobody, William'i koca göle yolluyor ve ruh-kanosu öteki dünyaya, Kral
Arthur'un Avalon'da Ölümü'nü anımsatan bir görüntüyle süzülüyor. MP
ABD / Britanya (Gramercy,
FARGO (1996)
PolyGram, Working Title)
98dk, Renkli "Sanırım doğrama makinesinin içindeki, suç ortağındı," Birlikte çalışan Joel ve Ethan
Yönetmen: Joel Coen Coen kardeşlerin özelliklerinden biri, uzun zamandır ortada olan kara film-gerilim, screw-
Yapımcı: Ethan Coen
ball komedisi, gangster öyküsü ya da birbirlerine zincirlenmiş mahkumların kaçışını anla
Senaryo: Joel Coen and Ethan
Coen tan filmler gibi Hollywood türlerini, göz alıcı, çağdaş hazlara dönüştürmeleri. 1980'lerde
Görüntü Yönetmeni: Roger ABD'den çıkan önde gelen yönetmenlerden Coen kardeşlerin iyi filmleri, hâlâ etkileyicilik
Deaklns lerinden bir şey yitirmedi; cin gibi bir zekâ yüklü olan Fargo'ysa en İyi filmlerinden biri, in
Müzik: Carter Burwell sanın hayranlıktan soluğunun kesilmesine, şiddetli biçimde sarsılmasına ve bunların yanı
Oyuncular: William H. Macy,
sıra kasıla kasıla gülmesine yol açan muzip bir öykü (her zaman olduğu gibi, senaryoyu iki
Steve Busceml, Frances
McDormand, Peter Stormare, kardeş ortaklaşa yazmış, yapımcılığı Ethan üstlenmiş, Joel de filmi yönetmişti). Zimmete
Kristin Rudrüd, Harve Presnell, Tony para geçirme, adam kaçırma, düzenbazlık, yanlış anlamalar ve cinayet, tümü bir arada
Denman, Gary Houston, Sally
çerçeveye girer; tıpkı Coen'lere özgü deneyimin bir başka olağan öğesi olan, kontrolden
Wlngert, Kurt Schwelckhardt,
Larissa Kokernot, Melissa tamamen çıkan suç gibi.
Peterman, Steve Reevis, Warren Fargo Kuzey Dakota'da geçer. Bunalan araba satıcısı Jerry Lundergaard (kendisini İşe
Keith, Steve Edelman, Sharon
yarayan bir karakter oyuncusundan, aranan bir karakter oyuncusuna yükselten asabi per
Anderson
Oscar: Ethan Coen, Joel Coen formansıyla William H. Macy), karısını kaçırmaları İçin kiraladığı İki eski mahkumla bir gö
(senaryo), Frances McDormand rüşme ayarlar. Ancak korkunç aldatmacalarından ilkinde, hınzırca, gerçek bir öykü olarak
(kadın oyuncu) sunulan filmin büyük kısmı, Coen'lerin doğup büyüdüğü Mlnnesota'da (son derece komik
Oscar adaylıkları: Ethan Coen
bir biçimde sıradan olan konuşmalarda eğlendirici biçimde kullanılan abartılı yerel lehçe,
(film), Joel Coen (yönetmen),
William H. Macy (yardımcı erkek bölgeye ilk yerleşen beyazlar olan İskandinav göçmenleri döneminin tekdüze ve cansız bir
oyuncu), Roger Deaklns (görüntü yadigarıdır ve tiksindirici gelişmelerle gülünç bir karşıtlık İçindedir) geçer.
yönetmeni), Ethan Coen, Joel Coen
Ciddi miktarda borca batmış olan Lundergaard, basit olması gereken ve “sertlik" İçer
(kurgu)
Cannes Film Festivali: Joel Coen meyen bir anlaşma yapar. Karısının fidyesini, zengin, zorba babası (Harve Ptesnell) ödeye
(yönetmen), (Altın Palmiye adaylığı) cek ve kocayla, kiraladığı haydutlar bu parayı paylaşacak; kadın da olanlardan habersiz,
serbest kalacaktır. Ama krep yemeye aşırı düşkün bir psikopatın (Peter Stormare Grims-
rud) ve onu ya da olanları kontrol edemeyen telaşlı bir beceriksizin (Steve Buscemi, "tuhaf
görünüşlü ufak tefek bir adam" olan Shovvalter'ı canlandırıyor) ellerinde, İşler korkunç ve
grotesk bir biçimde çığırından çıkar. Devreye, hamileliğinin sonlarına yaklaşmış, komik bir
biçimde sıradan ama zeki, küçük kasaba polis şefi Marge Gunderson rolünde tam anla
mıyla muhteşem olan Frances McDormand (Joel Coen'ln eşi) girer. Acelesiz badi badi yü
rüyüşüyle ve tuhaf özgüveniyle, İlk üçlü cinayet soruşturmasını azimle yürüten Marge, Co-
en'lerln yarattığı (daha sonra gelen, Jeff Brldges'ın canlandırdığı "Ahbap” Lebovvskl'yle bir
likte) en etkileyici karakterdir.
Coen'lerln nüktecl ustalığı, İtinayla tamamlanan döngülerle; bazı karakterlerin özünde
ki masumiyetin ve yalınlığın, diğerlerindeki ahlaki çürümeyle etkili biçimde kıyaslanmasıyla;
hem son derece komik hem de aşırı derecede rahatsız edici olabilen alışılmadık bir trajiko
mik film yaratır. Talihsiz suçlular ve kurbanlar onlarla duygudaşlık kurmamız İçin değil, ala
cağımız İrkiltici zevk adına, acımasızca oynanmak İçin oradadır. Çalışmalarının çoğunda kar
şımıza çıkan bu soğuk, kötücül iz, onları eleştirenlerden birinin, ünlü "sanatçı bozuntusu baş
belaları" yakıştırmasına yol açmıştı. Ancak bu yakıştırma, göz kamaştırmaya, şaşırtmaya ve
eğlendirmeye yönelik bariz yeteneklerinin etkisini azaltmaz. Buzlu görüntülerine rağmen
Fargo onların en sıcak çalışmalarından biri olarak, Coen kardeşler imzası taşıyan etkileyici
sahnelerle, tekrarlanan esprilerle ama aynı zamanda basit, açık sözlü bir ahlak anlayışının,
şaşırtıcı iç rahatlatan huzuruyla doludur. Coen'lerln yazdığı senaryo ve McDormand, eşsiz
bir cinayet vakasında, kalıpları yıktıkları için Oscar'la ödüllendirilmişti. AE
Fransa / Portekiz (CNC, Gemini, TROIS VIES & UNE SEULE MORT (1996)
La Sept, Le Groupement National
des Cinémas de Recherche, Canal+ Şill doğumlu Raoul Rulz'ln (yüzden fazla film çekmiştir) belki de İçine girmesi
Madragoa) 123dk, Eastmancolor
en kolay filmi olan Trois vies & une seule m o rt (Üç Hayat ve Tek Bir Ölüm), mer
Dili: Fransızca
Yönetmen: Raoul Ruiz hum Marcello Mastrolannl'nln karlzmatik yeteneği için neşeli bir vitrin görevi görü
Yapımcı: Paulo Branco yor; ve yönetmenin, büyülü görüntüleri ve fikirleri eğirip dokumaya yönelik, post-
Senaryo: Pascal Bonitzer, Raoul sürrealist, yaratıcı yeteneklerine tanıklık ediyor.
Ruiz
Nathanlel Flavvthorne ve Isak Dlnesen öykülerinden, açık fikirlilikle ve serbest
Görüntü Yönetmeni: Laurent
Machuel çe ödünç alınmış düşünceleri, Rulz'den başka hiç kimseye alt olamayacak acayip
Müzik: Jorge Arrlagada tasarımlarla (kendisini İsteyerek ve başarıyla dilenciye dönüştüren milyonerin öykü
Oyuncular: Marcello Mastroianni, sü gibi) harmanlayan film, büyük kısmında, Jorge Louis Borges gibi bir yazarın
Anna Galiena, Marisa Paredes,
Melvil Poupaud, Chiara eserleri ve hayalleri arasından heyecan verici bir serbest düşüşü andıran, Paris'te
Mastroianni, Arielle Dombasle, geçen bir Fransız komedisi. Karakterleri şevkle canlandıran kadroda Mastrolan-
Féodor Atkine, Jean-Yves Gautier,
ni'nln kızı Chiara ve Melvll Poupaud da (Rulz'nln 1983 yapımı filmi La Ville des pi-
Jacques Pieiller, Pierre Bellemare,
Smaih, Lou Castel, Roland Topor, rates'de de rol almıştı) göze çarpıyor. JRos
Jacques Delpl, Jean Badin
Cannes Film Festivali: Raoul Ruiz
(Altın Palmiye adaylığı)
İngilizce adı: Three Lives and Oniy
One Death
Avustralya
SHINE (1996)
105dk, Renkli
Dili: İngilizce David Flelfgott (Geoffrey Rush) yetenekli bir piyanisttir. Ancak bir konser piya
Yönetmen: Scott Flicks nisti olarak umut veren yeteneği hiçbir zaman uzmanların (babası da dahil) ondan
Yapımcı: Jane Scott beklediği seviyeye ulaşamaz. Televizyon İçin belgeseller çekmiş AvustralyalI yönet
Senaryo: Scott Flicks, Jan Sardl men Scott Hlcks'in yaptığı bu film, Flelfgott'un öyküsünün katlarını trajik bir biçim
Görüntü Yönetmeni: Geoffrey de açarak bunun nedenlerini bize gösteriyor.
Simpson Tıpkı ağır çekimde gösterilen bir trafik kazası gibi, bu film i İzlemek de kimi za
Müzik: David Fiirschfelder man oldukça acı verici. Flelfgott (gençliğini Alex Rafalowlcz oynuyor) kendi kuşa
Oyuncular: Geoffrey Rush, Justin
ğının muhtemelen en iyi piyanisti ve muhtemelen klasik piyanonun en son mucize
Bralne, Sonia Todd, Chris
Flaywood, Alex Rafaiowlcz, Gordon si sayılmaktadır. Ne var ki "sahne" babasının (Armln Mueller-Stahl) ezici baskısı ve
Poole, Armin Mueller-Stahl, varlığı bu yeteneği soldurur. Babası ebeveynini gaz odalarında kaybetmiş bir
Nicholas Bell, Danielle Cox, Rebecca adamdır ve oğlunu sevdiğine de kuşku yoktur; ancak onun yeteneğini kavrama ve
Gooden, Marta Kaczmarek, John
Cousins, Noah Taylor, Paul Unkson, yönlendirme konusunda sıfırdır. Çocuğun gelişen yeteneğini sonunda onun hata
Randall Berger ları mahveder.
Oscar: Geoffrey Rush (erkek Psikolojik yönden hassas olan Flelfgott'un piyanodaki olağanüstü yeteneği na
oyuncu), Armin Mueller-Stahl diren su yüzüne çıkar. Tüm hüznüne rağmen Shine'ın belleklerimizdeki en aydın
(yardımcı erkek oyuncu), Scott
lık sinematografik anlar arasında yerini alan kimi kareleri de yok değil; bunlar en
Flicks (yönetmen)
Oscar Adaylıkları: David kasvetli anlarla yan yana getirilerek elde edilmiş olsa bile. Gerçek bir öyküye daya
Hirschfelder (müzik), Jane Scott nan bu güçlü dram, sanatsal dehaya giden yolun acıdan geçtiği düşüncesini rahat
(film), Jan Sardi, Scott Flicks sız edici bir biçimde pekiştiriyor. Bu klişe bir yana, Shine kendisine karşı verdiği mü
(senaryo)
cadeleden, duygusal ve zihinsel hasarlarına rağmen galip çıkan, büyük acılara ma
ruz kalmış bir yeteneğin gerçek yaşamına tarafsız ve ağıtsal bir bakış. Filmin müzik
leri arasında gerçek David Flelfgott'un kayıtlarını da bol bol duymak mümkün. Da-
vld'in Londra'daki hocası rolündeyse John Gielgud var. KK
BREAKING THE WAVES (1 9 9 6 )
Danimarka / İsveç / Fransa /
Dalgaları Aşmak Hollanda / Norveç (Argus,
Canal+, CoBo, Det Danske,
DanimarkalI sinemacı Lars Von Trier, insanları bir dogmaya göre hareket et Eurimages, European Script Fund,
meye teşvik eden bir manifesto yazmadan önce, dogmalarla yaşamanın kavran Finnish Film Foundation, La Sept,
Liberator, Lucky Red, Media
ması güç dehşeti üstüne bir film yapmıştı. 1970'lerde iskoçya'nın uzak bir bölgesin
Investment Club, Nederlands Fonds
de geçen Dalgalan Aşmak, daha önceki Von Trier yapımlarının (Forbrydetsens Ele- voor de Film, Nordic Film & TV
meht-Suç Unsuru, Europa-Avrupa), yapmacıklı bir biçimde tasarlanmış, üzerinde Fund, Northern Lights, Norwegian
fazlaca çalışılmış, genelde siyah-beyaz büyülü dünyalarını, kendisinin Idioterne'si- Film Institute, October, Philippe
Bobor, SVT Drama, Swedish Film
nin (Geri Zekalılar) ve diğer yönetmenlerin çektiği Dogma95 filmlerinin (Thomas
Institute, TV1000 AB, Icelandic Film
Vinterberg'in Festerı-Şölen'i ve Joren Kragh-Jacobsen'in Mifune'sı gibi) cilalanma Corporation, Trust Film Svenska,
mış, kamera elde çekilmiş, keskin kenarlı görüntülerini denemek üzere geride bıra VPRO TV, Villealfa, YLE, Zentropa,
kır. Ne var ki sahnelerin, bilgisayar yardımıyla etkileri güçlendirilmiş tekinsiz manza ZDF, arte) 159dk, Renkli
ralarda, 70'lerin son derece demode pop müzik parçaları eşliğinde geçtiği bu ya (Eastmancolor)
Oyuncular: Bill Pullman, Mary gemilerinin tombul ve dost canlısı ET'lerle değil, Dünya'yı mahvetmek niyetinde
McDonnell, Mae Whitman, Jeff olan düşman uzaylılarla dolu olabileceği konusunda uyarmak için Washington
Goldblum, Judd Hlrsch, Will Smith, D.C.'ye doğru yola çıkar.
Vivica A. Fox, Ross Bagley,
Yönetmen Roland Emmerich ve yapımcı Dean Devlin filmi, Will Smith, Robert
Margaret Colin, Robert Loggia,
James Rebhorn, Randy Quaid, Loggia, Judd Hlrsch ve Harvey Fierstein gibi, olayları tuhaf bir alaycılıkla canlandı
James Duval, Lisa Jakub, Giuseppe ran, mizahi oyuncularla doldurmuş. Ancak bu filmin gerçek yıldızı oyunculardan
Andrews
hiçbiri değil, muhteşem özel efektler. Kült televizyon dizisi Ziyaretçileri anımsatan
Oscar: Volker Engel, Douglas
uzay gemilerinden, Dünya'ya yapılan (neredeyse aşırı gerçekçi) saldırılara varınca
Smith, Clay Pinney, Joe Viskocil
(görsel efekt) ya dek, bir zamanların muazzam anıtlarının (Empire State Binası ve Beyaz Saray)
Oscar adaylıkları: Chris üzerlerinden dumanlar tüten harabelere dönüşmesini dehşet içinde izleriz. Özetle
Carpenter, Bill W. Benton, Bob bir bilimkurgu fantezisinin nasıl da gerilimli bir eğlenceye dönüşebileceğinin müt
Beemer, Jeff Wexler (ses)
hiş bir örneği. JB
Müzik: Andrew Dickson öfkeyle ve bunları acımasızca eleştirmesiyle tanınan, sahne ve perde İçin yazan ve
Oyuncular: Timothy Spall, Phyllis yöneten Leigh'nln hâlâ en beğenilen eseri olması, bununla açıklanabilir.
Logan, Brenda Blethyn, Claire Genç, siyahi gözlük uzmanı Hortense (Marianne Jean-Baptiste), doğumdan
Rushbrook, Marianne Jean-Baptiste,
sonra kendisini evlatlık veren ve bir fabrika İşçisi olan beyaz biyolojik annesini arar,
Elizabeth Berrington, Michele
Austin, Lee Ross, Lesley Manville, iki kadın birbirlerini tanıdıkça, anneyle diğer gayri meşru kızı (Claire Rushbrook),
Ron Cook, Emma Amos, Brian anneyle erkek kardeşi (Timothy Spall) ve erkek kardeşiyle kardeşinin karısı (Phyllis
Bovell, Trevor Laird, Claire Perkins, Logan) arasında gerilim doğar ve bütün bunlar şiddetli bir doruk noktasına ulaşır.
Elias Perkins McCook
Sırlar ve Yalanlar1dakl aile sırlarının ortaya çıkmasına dair yoğun, ibsen tarzı
Oscar adaylıkları: Simon
Channing-Williams (film), Mike Leigh olay örgüsü, genel olarak dramatik açıdan tatmin edici ancak birkaç ayrıntıyı açık
(yönetmen), Mike Leigh (senaryo), lamadan bırakıyor. Yine de oyunculuk öyle güçlü ki (aralarından Spall özellikle öne
Brenda Blethyn (kadın oyuncu), çıkıyor), bir gelgit dalgasına kapılmışçasına sürükleniyorsunuz. JRos
Marianne Jean-Baptiste (yardımcı
kadın oyuncu)
Cannes Film Festivali: Mike Leigh
(Altın Palmiye), (Jüri Ödülü), Brenda
Blethyn (kadın oyuncu)
GABBEH (1996) Iran / Fransa (MK2, Sanaye Dasti)
75dk, Renkli
Mohsen Makhmalbaf'ın Gabbeh'i karşı konulmaz güzellikte bir film. Genç bir ka Dili: Farsça
dının bir İran halısındaki bir desenden çıkıp hayat bulduğu ilk cesur fırça darbelerin Yönetmen: Mohsen Makhmalbaf
den itibaren renkler, sesler ve çağrışımlar uyandıran kurgusuyla film insanı kendine Yapımcı: Khalil Daroudchi, Khalil
Mahmoudi
hayran bırakıyor. Ancak Gabbeh (Tülü), örneğin II Postıno (Postacı, 1994) tarzı ayrık
Senaryo: Mohsen Makhmalbaf
sı, hoş, egzotik, turistik, yarı-köylü bir başka çalışma olmanın çok ötesinde. Ertelen
Görüntü Yönetmeni: Mahmoud
miş bir aşkın filmi dolduran hüzünlü öyküsü, aşk ve özlemin, doğum ve ölümün, do
Kalarl
ğa ve kültürün, büyü ve kaybın derin, insancıl bir panoramasını sunuyor. Müzik: Hossein Alizadeh
Halıdaki şekiller bu öykü için antik, anımsanamayacak denli eski bir çıkış kayna Oyuncular: Abbas Sayah,
ğı sağlıyor ancak anlatının dokunuşu birçok zamanı, mekanı ve durumu kesiştiriyor. Shaghayeh Djodat, Hossein
Geçmiş ve şimdiki zamanlar, yaşlılar ve gençler, gündelik yaşamın içerdiği zengin sa Moharami, Rogheih Moharami,
Parvaneh Ghalandari
natların yanı sıra resim ya da sinema gibi kabul gören sanatlar: Makhmalbaf can alı
cı duygulara ve deneyimlere ait zengin ve değişken bir alanı ele alıyor.
Günümüzde kızıla çalan birkaç günbatımı içeren her filme rahatlıkla "şiirsel" yaf
tası yapıştırılıyor. Gabbeh "şiirsel sinema"nın özgün bir ifadesi. Her kelime, görüntü,
ses, beden hareketi ve renk, metafor düzleminde bir başka şeyle ilişkili: Bir hayvanın
hareketleri, halı dokuyanların hareketlerine benziyor; hızla akan su, rüzgarın dans et
tirdiği bir çayırı andırıyor.
Batı'nın "Yeni Iran Sineması"na yönelik yeni filizlenen beğenisi bağlamında, Ab-
bas Kiarostami'nin 1994 yapımı Zire Darakhatan Zeyton'u (Zeytin Ağaçlan Al
tında) gibi filmlerinin mağrur yeni gerçekçiliğiyle kıyaslandığında, Gabbeh'e
kusur bulunmuştu. Ne var ki Kiarostami karşısında Makhmalbaf, Mlchael
Jackson karşısında Prince neyse odur; karanlık, sapkın bir kuzen. Gabbeh,
Makhmalbaf'ın muhteşem yeteneğinin özel bir yanını ortaya koyar; üstü örtü
lü, sabırlı, zamansız bir yanını. Burada kendine mal ettiği, kısmen Gürcü sine
ma ustası Sergei Paradjanov'u örnek alan nefes kesici üslup, halk kültürüne
ait ve modernist öğeleri, aralarında herhangi bir katı ayrımı reddeden bir bi
çimde kaynaştırır.
Büyüleyici karmaşıklığına karşın bu film, gerçekten hayret verici bir ber
raklığa ve açıklığa sahiptir. Yeni deneyimlere açık olan kişiler için Gabbeh
doğrudan insanın ruhuna ulaşan bir film. AM
A B D (Castle Rock, Columbia, Rio
LONE STAR (1996)
Dulce) Yalnız Adam
135dk, Renkli
Yönetmen: John Sayles John Sayles'ln, Teksas Meksika sınırındaki blrblriyle ilişkili yaşamları bilge ve espri
Yapımcı: R. Paul Miller, Maggie li bir biçimde ele alan çalışması, sınırları geçmek, geçmişi deşmek, ders almak ve yaşa
Renzl
ma devam etmek üzerinedir. Hepsi Rio Bölge Şerifi Sam Deeds'le (Chris Cooper) bir bi
Senaryo: John Sayles
çimde ilişkili ol^n ya da kasabanın hemen dışındaki çölde bir İskeletin bulunmasından
Görüntü Yönetmeni: Stuart
Dryburgh sonra, onun tarafından soruşturulan çenebaz bir karakterler topluluğu sunar. Deeds'ln
Müzik: Mason Daring kişisel fikri, bu cesedin, yıllarca yerel bir kahraman olan merhum babasıyla (Matthew
Oyuncular: Stephen Mendillo, McConaughey) namussuzluğu ve ırkçılığıyla nam salmış bir kanun adamı (Kris Kristof-
Stephen J. Lang, Chris Cooper, ferson) arasında birkaç yıl önce geçmiş olan mücadeleyle ilgili olabileceği yönündedir.
Elizabeth Pena, Oni Falda Lampley,
Geçmişte neler olmuştu? Ve yaşananların, hepsi de geçmişi yeniden yazmaya ve gele
Eleese Lester, Joe Stevens, Gonzalo
Castillo, Richard Coca, Clifton ceği sahiplenmeye istekli olan beyazların, İspanyol kökenlilerin ve siyahilerin oluşturdu
James, Tony Frank, Miriam Colon, ğu gerilimli nüfusuyla, bu kasabanın bugünü üzerinde nasıl bir etkisi olmuştu? Kişisel
Kris Krlstofferson, Jeff Monahan,
olan politik olanı, politik olan kişisel olanı nasıl etkiliyordu?
Matthew McConaughey
Yalnız Adam, dedektif öyküsüyle çağdaş western arası bir film gibi görünebilir
Oscar adaylıkları: John Sayles
(senaryo) ama aslında daha uygun tanım, Sayles'in Matewan'dan (1987) ve City o f Hope'tan
(Umut Şehri, 1991) beri yıllardır mükemmelleştirdiği, değişim sürecindeki bir toplumun
kaleydoskopik bir İncelemesi olduğu. Ancak bu filmde ilk kez geriye dönüşleri kullana-
/İ - rak (bazen kişisel anılar, bazen paylaşılan deneyimler biçiminde), sınıf, para, seks, arka
daşlık, aile ve ırk kavramlarından oluşan sıkı bir karışıma, ilave bir malzeme olarak zama
nı ekler. Film bir sınır kasabasında geçtiğinden ırk meselesi ağırlığını, korku, nefret, arzu,
göç, iş olanakları ve önyargı biçiminde kaçınılmaz bir biçimde hissettirir; merhametli Say
les asla vaaz vermez, sadece bizlere işlerin nasıl yürüdüğünü (ya da kimi durumlarda yü
rümediğini) gösterir. Diyaloglar zekice yazılmış ve renkli ancak doğal, oyunculuklar baş
tan sona mükemmel, müzik kullanımı kendine özgü bir muziplik ve anlam içeriyor ve
Stuart Dryburgh'un kamera kullanımı/izlediğimiz topluluktaki çeşitli ittifakları ve bölün
müşlükleri etkili bir şekilde aktarıyor. Filmin mütevazı bir biçimde iktidar karşıtı (her ne
kadar son derece haklı olsa da),sonunu .kaçırmayın: Alamo'yu unutmalı, gerçekten! GA
Britanya (Channel Four, Figment,
PolyGram, Noel Gay)
1994 yapımı İngiliz kült filmi Shallow Grave'in (Mezarını Derin Kaz) arkasında 94dk, Renkli
ki ekip, yapımcı Andrew Macdonald, senarist John Hodge, yönetmen Danny Boy Yönetmen: Danny Boyle
le ve filmin yıldızı Ewan McGregor, sıradışı yazar Irvine Welsh'in tartışma yaratan Yapımcı: Andrew Macdonald
romanına dayanan, Edinburgh uyuşturucu dünyasina güçlü, karamsar bir bakış su Senaryo: John Hodge
Irvine Welsh'in romanından
nan bu yapım İçin yeniden bir araya geldi.
Tema müziği: Johann Sebastian
McGregor, uyuşturucu bağımlısı Mark "Rent Boy" Renton'u canlandırıyor. Bir Bach, Georges Bizet, Brian Eno,
grup uyumsuz arkadaşı var: ara sıra torbacılık yapan Slck Boy (Jonny Lee Miller); Iggy Pop
yaşamın kaybedenlerinden biri olmaya yazgılı bir karakter olan Spud (Ewen Brem- Görüntü Yönetmeni: Brian
ner); ve herhangi biriyle ve herkesle kavga çıkaran şiddet düşkünü bir sapık olan Tufano
söz ettiğimiz kişiler Coen Kardeşler; dolayısıyla Chandler'ın soğukkanlı özel dedek Müzik: C arter B urw ell, Sons o f th e
Pioneers
tifi Marlowe'un yerini biricik, eşi benzeri olmayan . . "The Dude" ("Ahbap") alıyor.
Oyuncular: Jeff Bridges,
Jeff "The Dude" Lebowski (Jeff Bridges), eğlence anlayışını "Bildiğin şeyler: John G o odm an, Julianne M o o re ,
Bowling oynarım. Arabayla gezerim. Arada bir LSD sonrası flashback sendromu Steve Busceml, David H u ddle ston,
yaşarım" diye tanımlar. The Dude, birkaç haydutun kendisini, karısı onlara borç Philip S eym our H o ffm a n , Tara Reid,
Philip M o o n , M a rk Pellegrino,
takmış olan bir milyarderle karıştırması sonucu hayatı karışan 60'lardan kalma bir
Peter S torm are, Flea, Torsten
serseridir. Kısa süre sonra The Dude ve Vietnam gazisi bowling arkadaşı (John Go Voges, Jim m ie Dale G ilm ore,
odman) kendilerini gizemli bir karmaşanın ortasında bulurlar. Chandler'in temel John T u rtu rro
malzemeleri olan kimlik karıştırma, kötü adamlar, femme fatale'ler, cinsel sapkın
lıklar ve fidye taleplerinin yanı sıra Büyük Lebowski'de, "çiş lekeli halı", küvetteki
gelincikler ve Busby Berkeley'den esinlenilmiş bir sekansın da aralarında sayılabile
ceği pek çok Coen Kardeşler tuhaflığı mevcuttur. Biri size Büyük Lebowskl'nin
mutlaka görülmesi gereken bir film olup olmadığını sorarsa, ona 'evet' deyin. M V
dikkafalı apolitiklikleriyle, iki film de açıkça birer isyan ve cesaret gösterisi. Ibsen, Dod M a n tle
Strindberg ve Bergman'ın yapıtlarını düşünürsek Vinterberg'in, von Trier'inkine Müzik: Lars Bo Jensen
göre yerleşik kalıplara çok daha uygun olan filmi, gerçekten sarsıcı ve güçlü.
Oyuncular: U lrich Thom sen,
H e nnin g M o ritz e n , Thom as Bo
Dönemin en küçük ve en hafif dijital video kamerasıyla çekilen film, taşrada Larsen, Paprika Steen, Blrthe
ki bir malikanede, en büyük oğulun ikiz kız kardeşinin intiharından kısa bir süre N e um a nn, T rine D yrholm , Helle
sonra, 60'ıncı yaşını kutlayan babanın şerefine bir araya gelen aile üyeleri arasında D olleris, Therese G lahn, Klaus
B ondam , Bjarne Henriksen,
yaşanan sert ve şiddetli çatışmaların çetelesini tutuyor. Daha ilk andan başlayarak
G b a to k a i Dakinah, Lasse
ortaya çıkan aşırı saldırgan tutum lar ve Vinterberg’in keskin dönüşlü paralel kurgu Lunderskov, Lars B rygm ann, Lene
su belli etmese de Şölen, iddia edildiği gibi devrimci bir deney olmaktan ziyade iyi Laub Öksen, U nda Laursen
yazılmış, oynanmış ve yönetilmiş bir psikolojik dram. Sonuçta aile sırlarının bir bir Cannes Film Festivali: Thom as
V in te rb e rg (Jüri Ö dülü ), La Classe
açığa çıkmasıyla elde edilen saf dramatik etki, doğal olarak İzleyiciyi yavaş yavaş
de neige ile paylaştı (A ltın Palmiye
ele geçiriyor. JRos adaylığı)
Tom Tykvver'in görsel açıdan yaratıcı, enerjisiyle soluk kesici filmi Koş Lola Dili: A lm anca
Koş, daha açılış jeneriğinde, kalabalık bir insan grubunun havadan görünümünün Yönetmen: Tom Tykvver
filmin adını oluşturmasından başlayarak sürprizlerle dolu bir deneyim olduğunu Yapımcı: Stefan A rn d t
Senaryo: T om Tykvver
gösteriyor.
Görüntü Yönetmeni: Frank
Öykü çok basit: Alev saçlı Lola'ya (Franke Potente), erkek arkadaşı Manni'den
G riebe
bir telefon gelir. Manni, bir uyuşturucu satıcısına teslim etmesi gereken 100 bin Müzik: R einhold Heil, Johnny
markla dolu çantayı metroda unuttuğunu söyler. Kötü adamlar onu öldürmeden Klim ek, Franka P o tente, Tom
önce parayı bulmak için 20 dakikası vardır ve bir süpermarketi soymaya karar ver Tykvver
miştir. Lola parayı bulmak için farklı bir yol deneyeceğini söyler ve Mannl'yi kurtar Oyuncular: Franka Potente,
M o ritz B leibtreu, H e rb e rt Knaup,
mak için atıldığı tam gaz macera boyunca Lola'nın zamana karşı yarışını İzleriz.
Nina Petri, A rm in Rohde, Joachim
Filmi farklı ve yaratıcı kılan, genç Alman yönetmen Tykvver'in, Lola'nın mace Kröl, Ludger Pistor, Suzanne von
rasını ortaya koyuş biçimi. Lola'nın 20 dakikalık öyküsü, küçücük bir değişikliğin Borsody, Sebastian Schipper, Julia
Lindig, Lars R udolph, A n dre as Petri,
bambaşka sonuçlara yol açtığı üç farklı biçimde anlatılıyor. Lola koşarken, Manni
Klaus M ü lle r, U tz Krause, Beate
kaçarken ve film ikisinin de hayatta kalmak için her adımı büyük bir dikkatle atma Finckh
ları gereken bir engelli koşuya dönüşürken Tykvver bu üç macerayı anlatmak için Venedik Film Festivali: Tom
animasyonu, film hilelerini, renkli ve slyah-beyaz filmi, video kllp efektlerini ve ağır Tykvver (A ltın A slan adaylığı)
di oğlancılığıyla ilgili olarak küçük oğlunun sorduğu soruları, doğal bir tavırla, açık- Justin Elvin, Cynthia Stevenson, Lila
G lantzm an-Leib, G erry Becker,
sözlülükle yanıtladığı sahne. M utluluk'un belki de en doğru tanımı, her evin her
Rufus Read, Louise Lasser, Ben
köşesinde sapkınlığın gizlendiği iddiasıyla, çağdaş Amerikan ailesine ve banliyö ya G azzara, C am ryn M a n h e im , A rth u r
şamına (perdeye hem yansıyan hem yansımayan haline) yöneltilen bir suçlama ol J. Nascarella, M o lly Shannon
duğu. Yavaş yavaş postmodern ve daha hastalıklı bir W oody Allen'a dönüşmeye Cannes Film Festivali: Todd
başlayan Solondz, bir yönetmen olarak, belki de abartılı olan bu düşünceyi şiar Solondz (FIPRESCI Ö d ü lü )
Oyuncular: Sean Penn, Adrien dönmesi de bir o kadar ani oldu. Yeni projesinin ayrıntıları gizil tutuluyordu ve el
Brody, James Cavlezel, Ben de edilebilen bilgiler fazla bir fikir vermiyordu. Yine de iki şey kesin olarak biliniyor
Chaplin, George Clooney, John du: Film James Jones'un 2. Dünya Savaşı'yla İlgili romanı The Thin Red Line'dan
Cusack, Woody Harrelson, Ellas uyarlanmıştı ve önde gelen oyuncularla, umut vaat eden gençlerden kurulu dev
Koteas, Jared Leto, Dash Mihok,
bir kadroya sahipti.
Tim Blake Nelson, Nick Nolte, John
C. Reilly, Larry Romano, John iki dedikodu da doğru çıktı ama film yine de birçok kişiyi şaşırtmayı başardı.
Savage, Özellikle Steven Spielberg'in 2. Dünya Savaşı konu alan dramı Saving Private
Oscar adaylıkları: Robert Michael Ryan'm (Er Ryan'i Kurtarmak, 1998) hemen ardından gösterime girmesi, Malick'-
Geisler, John Roberdeau, Grant Hill ln filminin entelektüel yönünü öne çıkardı, iki film birbirinden ancak bu kadar fark
(film), Terrence Mallck (yönetmen),
lı olabilirdi; yol açtıkları tepkilerin karşıtlığı da bu farklılığın bir yansımasıydı, izleyi
Terrence Mallck (senaryo), John
Toll (görüntü yönetmeni), Billy ciler, içgüdülere seslenen Er Ryan'ı Kurtarmak'tan derinden sarsılmış olarak, daha
Weber, Leslie Jones, Saar Klein felsefi ince Kırmızı H at'tansa kafalarını kaşıyarak çıktılar.
(kurgu), Hans Zimmer (müzik), Ancak hangi filmin daha güçlü bir etki bıraktığı tartışmasız, ince Kırmızı Hat,
Andy Nelson, Anna Behlmer, Paul
savaşın çılgınlığını açıkça teorik, hatta teolojik bir bakış açısıyla ele alıyor. Sanki sa
Brincat (ses)
vaşın iki İnsan grubu arasındaki çatışmadan öte bir şey olduğunu söylüyor. Filmde
Uluslararası Berlin Film
Festivali: Terrence Malick (Altın savaş doğaya, dolayısıyla da tanrıya yapılmış bir saygısızlık olarak gösteriliyor.
Ayı), John Toll (Onur Ödülü) İnce Kırmızı Hat, askerlerin, yaşamın kırılganlığıyla kendi davranışlarının perva
sızlığını bağdaştırmaya çalışan ortak bilincini keşfe çıkıyor. Çekinmeden askerden
askere geçen ve girdiği zihindeki düşünceleri süregiden bir İç konuşmanın parçala
rı olarak sunan film, bunun dışında herhangi bir askeri öne çıkarmıyor.
Askerler çevrelerini kuşatan egzotik dünyanın güzelliğinin fazlasıyla farkında:
Filmin başında, asker kaçağı W itt (Jim Caviezel) Güney Pa
sifik'te cennet gibi bir adadan alınıp götürülünceye kadar
yerliler arasında sade ve masum bir yaşam sürüyor. Malick
askerler ormanda gizlice ilerlerken bile kamerasını, çevre
deki rengarenk doğaya ya da devasa ağaçların yaprakları
arasından süzülen ışığa yöneltmeden edemiyor. Sanki tan
rı ve yarattığı tüm varlıklar, dünyada güzel olan her şeyi
yok eden bu tuhaf türü İş başında İzliyor ve özgür iradenin
nelere kadir olduğuna hayret ediyor.
Filmde Elias Koteas'ın canlandırdığı duyarlı yüzbaşı,
Nick Nolte'nin canlandırdığı aklını terfiyle bozmuş duygu-
suz albay ve Sean Penn'in oynadığı alaycı çavuş gibi birkaç
karakter özellikle dikkat çekiyor. Bununla birlikte Mallck
hikayeyi eksiltili (eliptik) bırakıyor. Klasik anlamda başı so
nu olmayan filmde dramatik anlar ve soluk kesen savaş
sahneleri eksik değil ama tüm bunlar Malick'in hayatın an
lamını arayışından daha az derin olmayan bir meditasyonu
kesintiye uğratıyor yalnızca. JKI
ABD (Fox) THERE'S SOMETHING ABOUT MARY (1998)
1 19dk, Renkli Ah Mary Vah Mary
Yönetmen: B obby Farrelly, Peter
Farrelly
Dumb & Dumber (Salak ile Avanak, 1994) ve Kingpin'in (1996) yönetmenle
Yapımcı: Frank Beddor, M ichael
ri Bobby ve Peter Farrelly, sürekli daha iyiye gitmeleri sayesinde, haklarındaki eski
Steinberg, Bradley Thom as, Charles
B. W essler muhtemel olumsuz düşünceleri değiştirerek takdir topluyorlar. Ah M ary Vah
Senaryo: Ed D ecter, John J. M ary'de kahkahalara boğulmamak elde değil. Politik doğruculukla dalga geçen
Strauss, Peter Farrelly, Bobby tavırlarına karşın, Farrelly kardeşlere özgü iğrençliğe dayalı mizah sonuçta iyi huy
Farrelly
lu. Film biraz baştan savma görünse de yönetmenlerin Ed Decter ve John J.
Görüntü Yönetmeni: M a rk Irw in
Strauss'la İşbirliği içinde yazdıkları senaryo şaşırtıcı derecede iyi.
Müzik: Jonathan Richm an
Sürekli haksızlığa uğrayan kahramanımız Ted Stroehmann'ın (Ben Stiller), lise
Oyuncular: C a m eron Diaz, M a tt
Dillon, Ben Stiller, Lee Evans, Chris
yi Rhode Island'da bitirdikten hemen sonra Miami'ye taşınan, filme adını veren
E lliott, Lin Shaye, Jeffrey T am bor, kahraman Mary'ye (Cameron Dlaz) 13 yıldır aklını takmış durumdadır.
M a rkie Post, K eith David, W . Earl Stroehmann'ın Mary'yi takip etmesi için tuttuğu şüpheli dedektif (M att Dillon),
B row n, Sarah Silverm an, Khandi
Mary'ye kendisi aşık olur. Filmin alt-orta sınıf sevgisizliğine karşı yaklaşımı yer yer
A lexand er, M a m ie A le xe n b u rg ,
D anny M u rp h y, Richard Tyson ünlü komedyen W.C. Fields'I çağrıştırıyor. Filmde olabileceklerin en kötüsünün ba
şa geldiği gerçekten çok komik bazı sekanslar var: okul balosu randevusu, bir kö
pekle mücadele ve mastürbasyon sahneleri gibi. Ayrıca Caf Ballou'daki (1965)
ozanlar gibi tekrar tekrar ortaya çıkan iki müzisyen, Jonathan Richman'la davulcu
su da hayranlık uyandırıcı. JRos
Halka'nin çıkış noktası, yanıltıcı derecede basit: Ortalıkta lanetli bir kaset do Dili: Japonca
laşıyor ve bu kaseti İzleyen herkes yedi gün sonra ölüyor.
Yönetmen: H ideo Nakata
Yapımcı: Shinya Kaw ai, T akenori
Şehir efsaneleriyle ilgili bir araştırma yapan televizyon muhabiri Reiko Asaka-
Sento, Takashige Ichise
wa (Nanako Matsushima) yeğeninin de bu kasetin kurbanlarından biri olduğunu
Senaryo: H iroshi Takahashi
fark edince kaseti bulmaya karar verir. Kaseti izlediğinde, tuhaf ve gizemli görün Köji Suzuki'nin Ringu isimli
tüler lanetin gerçek olduğuna İnanmasını sağlar. Reiko, yalnız yaşayan eski kocası romanından
Ryuji Takayama'dan (Hlroyuki Sanada) yardım ister. Görüntülerin sırrını çözüp la Görüntü Yönetmeni: Junichiro
Hayashi
neti ortadan kaldırmanın bir yolunu bulmak için önlerinde yedi gün vardır; üstelik
Müzik: Kenji Kaw ai
dört yaşındaki oğulları da kaseti izlemiştir.
Oyuncular: N a nako M atsushim a,
Yönetmen Hldeo Nakata, Reiko'yla Ryuji kasetteki görüntülerin gizemini çöz M ik i N akatani, H iroyuki Sanada,
meye çalışırken, sürekli artan bir rahatsızlık duygusu yaratmayı başarıyor. İkilinin Y u k o Takeuchi, H ito m i Şato, Yoichi
araştırmalarının sonucunda, ortaya olağanüstü psişik güçlere sahip bir kızın ölü N u m ata, Y u taka M atsu shige ,
Katsum i M u ra m a ts u , Rikiya O taka,
müne dair, kökeni on yıllar öncesine dayanan bir trajedi çıkar. Nakata, yaşayanla
M asako, Daisuke Ban, Kiyoshi
rın üzerinde saldırmaya her an hazır bir biçimde gezinen huzura ermemiş ölünün Risho, Y u ure i Y a nagi, Y ö k o
varlığını hissettirmek için ucuz korku efektleri yerine seslerden ve atmosferden ya Ö shim a, K iriko Shim izu
rarlanıyor.
Halka, 1990'ların sonundaki ruh halini özlü bir biçimde saptamayı başarıyor:
yaygın bir belirsizlik duygusu; çekirdek ailenin bölünmesinden duyulan endişe; tek
nolojinin, altüst edilen yaşamlarımıza akıl sır ermez, tehlikeli sonuçlar doğuracak
şekilde nüfuz etmiş olması; sonsuz, kaçınılmaz bir ölüm kalım döngüsünün içine
kıstırılmışlık duygusu; ve böyle devam etmekten başka çaremizin olmayışı.
Sinemada türlerin popülaritesi döngüler halinde kendini gösterir. Belirli bir
tür, toplumun genelinin dertlerini ve tasalarını aktardığında önem kazanıyor. Hal
ka, 1990'ların sonunda korku türünü tek başına hayata döndürürken Asya'da ve
daha sonra ABD'de çekilen onlarca korku filmini, doğrudan ya da dolaylı olarak et
kilemenin yanı sıra iki devam filminin, olayların öncesinin anlatıldığı bir ön filmin,
Kore'deki bir yeniden çevrimin ve Hollywood'da, Gore Verbinski'nin yönettiği faz
la pişmiş ama gişede büyük başarı elde eden başka bir yeniden çevrimin yolunu
açtı. AT
Yönetmen: Naglsa Oshim a şanan bir aşk komedisi olan bir önceki filmi Max, mon amour, Cannes Film Festi
Yapımcı: S h igehlro N a kagaw a, valinde yerden yere vurulmuştu. Tabu'yla Oshima, ciddi sağlık sorunlarıyla boğuş
Eiko O shim a, K azuo Shim izu masına karşın, en kişisel İşlerinden birine İmza atmayı başarmış. Yönetmenin son
Senaryo: Naglsa O shim a filmi olacağı neredeyse kesin olan Tabu, büyük ustaların hayatlarının son dönemin
Ryotaro Shiba'nm Maegami No
de çektikleri filmlere özgü o sonbahar tadını taşıyor. Film bir yandan Oshlma'nın
Sozaburo ve Sanjogavvara Ranjin
isimli romanları ile Shinsengumi önceki filmlerindeki stil ve temaların damıtılmış bir örneğiyken, bir yandan da baş
Keppuroku isimli TV dizisinden ka yönetmenlerin yaratabileceği olası bir sinema önerisi niteliğinde.
Görüntü Yönetmeni: T oyo m lchi 1865'te bir milis, samuray savaşçısı olarak eğiteceği gençleri seçmektedir, im
K u nta renilen samuray rolü için çekişen Tashiro'yla (Tadanobu Asano) rakibi cazibeli Ka
Müzik: Ryulchl S a kam o to no (Ryuhel Matsuda) arasında güçlü bir çekim başlar, ikisinin arasındaki çekim, di
Oyuncular: Takeshi K ita no, Ryuhel
ğer milisleri de etkiler ve uzun zamandır bastırılan gerlllmlerin ve arzuların su yüzü
M atsu da, Shlnjl Takeda, T a d anobu
A sa no, Koji M a to b a , M asa ne çıkmasına yol açar. Fazlasıyla teatral bir mizansen kullanan Oshima, filmde ya
Tom m ies, M a sa tö Ibu, U no Kanda, pay olduğu kadar katı bir dünyanın çarpıcı bir resmini çiziyor. Yapıtlarında hep ol
K azuko Y oshlyukl, T o m o ro w o duğu gibi, ham bedensel arzunun ortaya çıkışı, karakterleri hayal bile edemeyecek
Taguchl, Y o lchi Sal, Jiro Sakagam i,
leri davranışlara itiyor. RP
Zakoba Katsura, Kei Şato
ABD (G ho ulardl, N e w ü n e )
MAGNOLIA (1999)
188 dk, Renkli Manolya
Yönetmen: Paul Thom as
A n d e rso n 'Hayat yolunda ilerlerken, iyi olmaya çalışmalıyız.' Senarist ve yönetmen Paul
Yapımcı: Paul Tho m as A n derson,
Thomas Anderson, bir ailenin ihanetler, sırlar, yürek sızıları ve hayal kırıklıklarını
Joanne Sellar
İçeren kapsamlı öyküsünü anlatırken, kadın düşmanı, adi televizyon şovmeni (Torn
Senaryo: Paul Thom as A n d e rso n
Cruise); yalnız bir dahi çocuk (Jeremy Blackman); insanlığa İnancı kalmamış, ölüm
Görüntü Yönetmeni: R obert
E lsw it döşeğindeki bir ihtiyar (Jason Robards) ve onunla parası için evlenmiş karısı
Müzik: Jon Brlon (Julianne Moore); alkolik, uyuşturucu bağımlısı bir genç kadın (Melora Walters); öl
Oyuncular: John C. Reilly, Tom mek üzere olan popüler bir yarışma programı sunucusu (Philip Baker Hail); ve be
Cruise, Jullanne M o o re , Philip Baker ceriksiz, yalnız, iyi kalpli bir polis (John C. Reilly) arasında mekik dokuyor. Epik bir
Hall, Jerem y Blackm an, Philip
yapıya sahip olan filmi bu karakterler arasındaki bağlantılar, yollarını kesiştiren
S eym our H o ffm a n , W illia m H.
M acy, M elora W alters, Jason rastlantılar ve kaderin cilveleri sürüklüyor.
Robards, M elinda D illon, M ichael incil’e göndermelerle ve anıştırmalarla dolu bir film olan Manolya, hayatın an
B ow en, Ricky Jay, Felicity H u ffm a n , lamı, kötülüğün doğası ve insan ilişkilerinin koşulları gibi derin konularla uğraştığı
A p ril Grace, Pat Healy
nı gizlemiyor. Bu aşırı iddialı filmin bu kadar başarılı olmasının en büyük nedeni,
Oscar adaylıkları: Paul Thom as
Anderson'ın bu temaları ele alırken, yaralı karakterlerin iç dünyalarındaki küçük ay
A n d e rso n (senaryo), Tom Cruise
(yardım cı erkek oyun cu), A im e e rıntılara odaklanabilmesi. Gökten kurbağalar yağıyor, radyoda popüler şarkı
M a n n (film şarkısı). 'Dreams' çalarken bir otomobil bir dükkanın vitrinine çarpıyor, insanlar birbirinden
Uluslararası Berlin Film ayrı düşüyor. Tüm bunlar olurken, Anderson kanadı kırık karakterlerine sürekli em-
Festivali: Paul Thom as A n derson patlyle yaklaşıyor, kötülerin insancıl yanlarını göstermekle birlikte haksızlığa uğra
(A ltın Ayı)
yanlarla yanlış anlaşılanların tarafını tuttuğunu açıkça belli ediyor. Film, öfke ve
acıyla dolup taşarak sürekli umuda ve 'kurtuluşa' doğru sendeleyerek ilerliyor. EH
Fransa (La Sept-Arte, SM, Tanais)
9 2 d k , Renkli
Clarie Denis dünyanın en cesur, en yetenekli yönetmenlerinden biri ve Beau Dili: Fransızca
Travail da (Güzel iş) büyük olasılıkla onun başyapıtı. Herman Melville'in klasik ro Yönetmen: Claire Denis
manı Billy Budd'a dayanan film, her ırk ve milletten askerin Fransız Lejyonu'nda di Yapımcı: Patrick G ra n d p e rre t
siplinli bir eğitimden geçtiği Afrika'nın kuş uçmaz kervan geçmez bir yöresinde ge Senaryo: Claire Denis, Jean-Pol
Fargeau
çiyor. Uçsuz bucaksız kumu, dalgalı mavi birg oğü n altındaki eğri büğrü taşlarıyla
Herman Melville'in Billy Budd,
ıssız çöl, eğitimden geçen, uygun adım yürüyen, yıkanan ve duvar ören erkeklerin Sailor isimli öyküsünden
ritüellerlni şairane bir bakışla betimleyen Denls'ye soluk kesen bir tuval sağlıyor. Görüntü Yönetmeni: A g nès
Yönetmenin özenle kurduğu sahnelerde, gündelik yaşamın rutinleri büyülü bir bi G odard
çimde düzenlenmiş danslara dönüşüyor. Ancak bir yandan erkekliğe ve erkek gü Müzik: Charles H enri de Pierrefeu,
Eran Zur
zelliğine adanmış bu şiir ilerlerken, subay Galoup'un (Denys Lavant) astlarından bi
Oyuncular: Denis Lavant, M ichel
ri olan Sentaine'e (Grégoire Colin) duyduğu kıskançlık, trajik bir sonu hazırlar.
Subor, G rég oire Colin, Richard
Öyküyü Galoup'un dış sesi anlatıyor. Denis, askerlik deneyiminin homoerotik C o urce t, Nicolas Duvauchelle,
boyutunu gözümüze sokmuyor ama açıkça işlemekten de kaçınmıyor. Bu da se A d ia to u M assudi, M ickaël Ravovski,
Dan H e rzbe rg, G iuseppe M o lin o ,
venlerin de sevmeyenlerin de kabul ettiği üzere, filmin bir gay sineması örneğine
G ia n fra n c o P oddighe, M a rc Veh,
dönüşmesini engelliyor. Derdi çok daha kapsamlı olan Denis, eski Avrupa sömür T ho ng Duy N guyen, Jean-Yves
gelerinde siyahlarla beyazların ilişkisini sorguluyor ve askerlerin kasabaya gidip yer V ivet, B e rna rdo M o n te t, D im itri
li kadınların arasına karıştığı sahnelerde, kısa ama güçlü darbelerle, toplumsal cin Tsiapkinis
siyetle ırk politikaları arasındaki bağlantıya değiniyor. Ancak film ısrarla bu konular Uluslararası Berlin Film
Festivali: Claire Denis (Ö zel Ö dül)
da baştan sona tarafsız kalıyor. En önemlisi, Denis uzun planlarla ve çok az konuş
mayla önceliği perdeyi kaplayan büyüleyici görselliğe vererek, ritüellerin ve tekra
rın güzelliğini yakalıyor. Bir de tekdüzeliğin cesareti kırma gücünü; ki askeri talim
ler, fiziksel kondisyonu artırma amacıyla olduğu kadar bu nedenle de yapılır aslın
da.
Saf güzellik açısından bakıldığında, Beau Travail' ın her karesi çok başarılı, id
man yapan erkekler ya da Denls'nin hoş bir rastlantıyla yakaladığı hareket eden bir
trenin camından yansıyan güneş ışını ya da filmin sonunda, itibarını yitiren subayın
dönen disko topunun altında dans etmesi. Denis renk kullanımı, aydınlatma ve
kompozisyon konusundaki eşsiz yeteneğiyle, öykülerini diyaloglar ve olay örgüsü
yerine görüntülerle anlatma eğiliminde. EH
ABD (Blair Witch, Haxan) THE BLAIR WITCH PROJECT (1999)
86dk, SB/Renkli Blair Cadısı
Yönetmen: Daniel Myrick,
Eduardo Sánchez
'1994 yılının Ekim ayında, üç sinema öğrencisi Maryland'da Burkittsville yakın
Yapımcı: Cowie, Gregg Hale
larındaki ormanda belgesel çekerken kayboldu... Bir yıl sonra yaptıkları çekimler
Senaryo: Daniel Myrick, Eduardo
Sánchez bulundu.' Daniel Myrick ve Eduardo Sánchez'in hap kadar bütçeyle çektiği korku
Görüntü Yönetmeni: Neal 'mockumentary'sı (sözde belgesel) Blair Cadısı böyle başlıyor. Film yepyeni bir ta
Fredericks nıtım kampanyası yarattı ve kulaktan kulağa yayılan ünüyle yalnızca ABD'de 140
Müzik: Tony Cora milyon doların üzerinde hasılat yaptı. Bu da filmi tüm zamanların en kârlı bağımsız
Oyuncular: Heather Donahue, filmlerinden biri haline getirdi.
Joshua Leonard, Michael C.
Hırslı yönetmen Heather'ın önderliğinde, yukarıda bahsi geçen üç 'sinema öğ
Williams, Bob Griffin, Jim King,
Sandra Sánchez, Ed Swanson, rencisi' yerel bir efsane olan 'Blair Cadısı' üzerine yapacakları belgesel için çekim
Patricia DeCou, Mark Mason, Jackie yapmak üzere, Maryland'ın eski adı Blair olan Burkittsville kasabasına gider. Riva
Hallex yete göre yakınlardaki Black Hills ormanı 18. yüzyıldan beri pek çok şeytani cina
Cannes Film Festivali: Daniel yetten sorumlu olan bu gizemli varlığın laneti altındadır. Üçlü, yöre halkıyla yaptık
Myrick, Eduardo Sánchez (film)
ları birkaç röportajdan sonra ek görüntüler çekmek için ormana girer. Kamp yap
ma konusunda deneyimli olmadıkları için kısa sürede yollarını kaybederler ve baş
langıçtaki şen şakrak havaları yerini, korku, suçlama, umutsuzluk ve panik karışımı
bir duyguya bırakır. Bu da yetmiyormuş gibi, çadırlarının önüne özenle yerleştiril
miş taş yığınları ve ağaçlardan sarkan tahta heykelcikler gibi uğursuz işaretler be
lirmeye başlar. Sonra Josh sessizce yok olur. Filmin dehşet verici finalinde, Micha
el ve Heather'ın karşısına metruk bir virane çıkar. Josh'ı bulmak umuduyla içeri gi
rerler ama karşılarına bir kabus çıkar. Kamerasının vizöründen Heather'ın gördük
lerini görürüz: Önce karanlık, yıkıntılar ve duvarlarda çocukların el izleri, sonra da
birisi ya da bir şey onu bayılttıktan sonra boş tavanın kayıt (ve filmin kendisi) bite
ne kadar süren görüntüsü.
Filmin yer yer düşük temposuna ve el kamerasıyla çekilmiş baş döndürücü gö
rüntülere dayanmasına yönelik eleştirilere karşın, Blalr Cadısı belgesel tekniklerini
kullanarak izleyicisine korku aşılamayı fazlasıyla başarıyor. Myrick ve Sánchez'in
benzersiz yapım yöntemi de bir efsane haline gelmiş durumda: Oyuncular sekiz
gün sekiz gece süren çekimlerin tamamını bizzat gerçekleştirmekle kalmayıp mal
zemelerini de kendileri taşımışlar. Repliklerin neredeyse tamamı doğaçlamaymış.
Yönetmenler her gün birkaç kere, her oyuncunun yalnızca kendisinin
H H H | göreceği notlar yazmış. Myrick ve Sánchez bu düzeyde bir gerçeklik
' yakalayarak, Wes Craven'ın The Last House on the Left'i (1972) ve
| Tobe Hooper'm The Texas Chain Saw Massacre (Teksas Kasabı,
1974) gibi 'mockumentary' olmaya çalışan daha eski filmleri bir adım
öteye taşıyor.
Karanlıktan, bilinmeyenden ve tuhaf seslerden duyduğumuz te
mel korkuları sömüren Blair Cadısı, yoğun duygusal tepkiler yaratma
yı başaran bir film. En korkunç anların bazılarında, karanlıktan, boş bir
perdeden başka bir şey görmüyoruz; çünkü hayal gücümüz en kar
maşık efektlerin ve makyajın yaratabileceğinden çok daha fazla korku
yaratıyor. Filmi gerçekleştirenlerin, görmezden gelinen bu basit gerçe
ğin farkında Olmaları, tamamen onların yararına olmuş. SJS
*
THREE K IN G S (1999) ABD (Atlas, C oast Ridge, Junger
Üç Kral W itt, V illage Roadshow , W a rn e r
Bros.)
1 14dk, Tech nicolor
Üç Kral, zamanının son moda araçlarını (hızlı kurgu, baş döndürücü kamera
Dili: İngilizce / Arapça
hareketleri, perdeden taşan renk cümbüşü), modası geçmiş değilse de eski tip di
Yönetmen: David 0 . Russell
yebileceğimiz bir sol politikayla harmanlayan savaş karşıtı bir 'binyıl sonu' filmi.
Yapımcı: Paul Junger W itt,
Senarist ve yönetmen Davld O. Russell, ilk Körfez Savaşı'nı (1991), savaşın al Edw ard M c D onn ell
tında yatan politik ve kültürel tuzakların İçine çekildikçe, cehaletleri, açgözlülükle Senaryo: John Ridley, David O.
ri ve saflıkları silinip giden, düşmanlarının İnsan olduğunun farkına varmak ve ken Russell
di ülkeleriyle ordularının gerçek yüzünü görmek zorunda kalan üç Amerikan aske Görüntü Yönetmeni: N e w to n
Thom as Sigel
rinin bakış açısından anlatıyor. Bu sırada seyirci, 1. Körfez Savaşı'nın, medyanın
Müzik: C arter Burw ell
(özellikle Amerikan medyasının) bahsetmediği ve hiçbir zaman da bahsetmeyece
Oyuncular: G eorge C looney,
ği yüzüne maruz bırakılıyor: sözgelimi masum İnsanların ölmesi, yüksek rütbeli su M a rk W a h lb e rg , Ice Cube, Spike
bayların yozlaşmış tavırları, sözde tarafsız medyanın gerçekleri çarpıtmak konusun Jonze, C liff Curtis, N ora Dunn,
daki işbirliği. Çok heyecanlı bir senaryoyla, aman vermeyen hızlı bir tempoyla, göz Jamie Kennedy, Said T ag hm a oui,
M y k e lti W illiam so n, H o lt
kamaştıran görüntü ve dekorlarla, başrollerdeki George Clooney, Mark Wahlberg
M cC allany, Judy G reer, C h risto p h e r
ve Ice Cube'un ekonomik oyunculuklarıyla aktarılan meseleler, bir hayli sert ve yo Lohr, Jon S klaroff, Liz Stauber,
ğun. Farklı tür ve tarzlara hokkabazca geçişler yapan film, kısmen savaş, kısmen M arsha Horan
soygun filmi; ayrıca bütünüyle savaş karşıtı bir manifesto. Bütün bunlar birbirine
pamuk ipliğiyle bağlı ama film hiçbir yerde tökezlemiyor. EH
gaddarından bir yeni gerçekçilik gibi gelebilir ama Dardenne'ler öyküyü duygusal Senaryo: Jean-Pierre Dardenne,
Luc D ardenne
lıktan öylesine uzak, o kadar fiziksel bir boyutta tutuyorlar ki film i daha önceki her
Görüntü Yönetmeni: A lain
hangi bir akımla karşılaştırmak haksızlık olur. M arco en
insan Rosetta'yı, anlamı üzerine düşünmeye fırsat bulamadan damarlarında Müzik: Jean-Pierre Cocco
hissediyor. Bu da Dardenne kardeşlerin, çağdaş dünyanın dolaysız deneyimini, so Oyuncular: Emilie Dequenne,
luk kesen bir lunapark deneyimine dönüştürmek istediklerini düşündürüyor. Bu fil Fabrizio Rongione, A n n e Yernaux,
O livier G o u rm e t, Bernard M arb a ix
min yanında, diğer tüm filmlerin 'gerçekçiliği', hayatın gerçeklerinden ciddiye alın
Cannes Film Festivali Jean-
mayacak türden bir kaçış gibi kalıyor. Psikolojik derinlikten kesinlikle yoksun olma Pierre Dardenne, Luc D ardenne
yan film Belçika'da öylesine etkili oldu ki çocuk işçilerle İlgili olarak Kasım 1999'da (A ltın Palmiye), Emilie D equenne
(en iyi kadın oy u n c u ), L 'H u m a n ité
çıkan bir yasa 'Rosetta Projesi' olarak anılıyor. JRos
film in d e rol alan Severine Caneele
ile b irlik te
Ispanya / Fransa (El Deseo, TODO SOBRE MI MADRE (1 9 9 9 )
France 2, Renn, Vía Digital) Annem Hakkında Her Şey
101 dk, Eastmancolor
Dili: İspanyolca / Katalanca/ Pedro Almodövar'ın 1999’da yaptığı film , bekar annesi Manuela'ya (Cecilia
İngilizce
Roth) çok düşkün, yakışıklı bir çocuk olan Estebân'la (Eloy Azarin) açılıyor. Başlar
Yönetmen: Pedro Almodovar
da İzleyici, Truman Capote'ye ve Tennessee VVIIliams'a yapılan kurnaz gönderme
Yapımcı: Agustín Almodovar,
Michel Ruben lerle, otobiyografik olduğunu çok da gizlemeyen bir gay filmi izleyeceği hissine ka
Senaryo: Pedro Almodovar pılıyor. Bir bakıma izliyor da; çünkü Esteban 17. yaş gününde ölse ve odağa Manu-
Görüntü Yönetmeni: Affonso ela yerleşse de tüm Almodövar filmleri gibi Annem Hakkında Her Şey de kadın
Beato kimliğini, sinir krizinin eşiğinde olup üzerine titreyen kadınların arasında büyümüş
Müzik: Alberto Iglesias eşcinsel bir erkeğin utanmaz, sevgi dolu bakışı üzerinden kuruyor. Oğlunun ölümü
Oyuncular: Cecilia Roth, Marisa üzerine acıdan deliye dönen Manuela, Barcelona'ya gider ve kendini AIDS'İİ ve ha
Paredes, Candela Peña, Antonia
San Juan, Penélope Cruz, Rosa mile bir rahibeye (Hollyvvood'da kapak kızı olmak üzere feda ettiği Ispanya'daki
María Sarda, Fernando Fernán harika rollerinden birindeki seksi Penelope Cruz), ona sürekli karışan kavgacı,
Gómez, Fernando Guillen, Toni transseksüel bir fahişeye (Antonia San Juan) ve Blanche Dubois'yı sahnenin dışın
Cantó, Eloy Azorín, Carlos Lozano,
da da canlandıran lezbiyen bir aktrise (görkemli Marisa Paredes) annelik yaparken
Manuel Morón, José Luis Torrijo,
Juan José Otegui, Carmen Balagué bulur. Özenle kurulup başarılı biçimde katmanlandırılmış olay örgüsü, kendi gö
Oscar: ispanya (yabancı film) ğüsleri olan ya da olmayan birkaç kalın sesli kadını açık saçık konuşmak, İçmek,
Cannes Film Festivali: Pedro ağlamak ve birbirlerine destek olmak üzere bir arada görmek için bir bahane yal
Almodovar (yönetmen), (Altın nızca.
Palmiye adaylığı)
Almodövar filmlerinde bir kadının ağlaması sarsıcı, boğucu ve aristokratik bir
olaydır. Yine de, sarayın soytarısı rolüne bürünen Almodövar, toplumsal eşitsizliğe
İngilizce adı: Ali About M y Mother
en ateşli biçimde karşı çıkanlardan biri. Bir. rahibe düşebilir; bir fahişe yükselebilir.
ikisi de kaderlerine sövüp saysalar da çektikleri acılarda kırgınlık ya da öfke olmaz.
Renk kullanımı eşitlikçi ve çöplüğün bile kendine özgü bir güzelliği var: Barcelona-
'da bir köprü altında gece vakti fahişe arayanların otomobillerini aydınlatan ayışı-
ğının güzelliğiyle, kentin projektörlerle aydınlatılmış eski binalarının güzelliği birbi
rine denk.
Annem Hakkında Her Şey'in sonlarına doğru tiyatro sahnesine çıkan fahişe,
dehşete düşen burjuva seyircilere geçirdiği ameliyatlara döktüğü paraları bir bir sa
yar ve onları gerçek olmanın bedeli üzerine doğaçlama söyleviyle şaşkına çevirir.
'Düşlediğiniz şeylere ne kadar benzerseniz o kadar kendiniz olursunuz,' der. Almo-
dövar'a göre insanlık doğanın önemini fazla abartır. Yalan söylemek dahil her tür
lü oyunculuk bizi özgürleştirip en iyi ve en kötü yönlerimizin yüzeye çıkmasına izin
verir. Bu unutulmaz sahne, yönetmenin yaptığı tüm filmlerin altında yatan coşku
lu ve insancıl hayat görüşünü özetliyor. Annem Hakkında Her Şey, yönetmenin di
ğer filmleri gibi içten ve coşkulu sahnelere sahip olmakla birlikte, 1995 yapımı La
Flor de mi secreto'yla (Sırrımın Çiçeği) başlayıp 2003'te Hable con f//a ’yla (Konuş
Onunla) sürecek, daha sessiz, hüzünlü ve derinlikli tonu da sürdürür. Film biter
ken, insanın aklını başından alan bu kadınlar kumpanyası, Almodövar'ın esnek
kadınlık tanımının yanı sıra huzur veren ruhunun da etkisiyle oluşan yeni birliktelik
lere yelken açar. Bu da bize anatomi bir yazgı olmasa da yabancı kadınların gös
terdiği şefkatin azımsanamayacak olduğunu gösterir. Pek çok stüdyonun 'kadın
film i'nden anladığı zırvaları göz önünde bulundurursak, Almodövar ve Todd Hay-
nes gibi eşcinsel yönetmenlerin hiperironik çağımızda güçlü kadın karakterlerin ve
hakiki melodramların son kalesi olduğunu söyleyebiliriz. ET
Fransa / İtalya / Portekiz (Blu
LE TEMPS RETROUVÉ (1999)
CNC, France 2, Gemini, Canal+, Yeniden Bulunan Zaman
Lendemain, Madragoa)
169dk, Renkli
Dünyanın en inatçı ve en verimli yönetmenlerinden biri olan Şilili sürgün Raul
Dili: Fransızca
Ruiz, 1970'lerde bir Fransız avangardistl olarak kendini baştan yaratıp geçmişin
Yönetmen: Raoul Ruiz
üzerine sünger çekti. Ruiz'in filmlerinin çoğu ancak çok dar bir kesime ulaşmaya
Yapımcı: Paulo Branco
mahkumdu: yönetmen yine de 1990'ların sonlarına doğru beklenmedik bir çıkışla,
Senaryo: Raoul Ruiz
çoğunlukla 'yeni gerçeküstücü' bakışını sulandırmadan sanat sinemalarının ana da
Marcel Proust'un romanından
ğıtım ağına girmeyi başardı. Ne hikmetse, Ruiz'in bu geçişini taçlandıran ve Fransa
Görüntü Yönetmeni: Ricardo
Aronovich 'da çok büyük bir gişe başarısı yakalayan film, beyazperdeye aktarılması olanaksız
Müzik: Jorge Arriagada görünen bir Marcel Proust uyarlamasıydı. Daha da ilginci, Kayıp Zamanın izinde'nin
Oyuncular: Catherine Deneuve, son cildinden uyarlanmış olmasıydı.
Emmanuelle Béart, Vincent Perez, Ruiz'in serbest çağrışımlara dayanan tarzı bizi Proust'unkinden bile daha do
John Malkovich, Pascal Greggory,
lambaçlı bir zaman ve bellek yapısı boyunca gezdirir: çocuk Marcel’in rüyalarından
Marcello Mazzarella, Marie-France
Pisier, Chiara Mastroianni, Arielle tutun da, Proust metninin içerdiği özdüşünümsel unsurların Ruiz sinemasına has öz-
Dombasle, Edith Scob, Elsa düşünümselliğln süzgecinden geçtiği daha ele avuca sığmaz pasajlara dek.
Zylberstein, Christian Vadim, izleyicinin bir dönem filminden bekleyebileceği her çeşit görsel zenginliğe sa
Dominique Labourier, Philippe
hip Yeniden Bulunan Zaman, Ruiz'in bu film türünün kuyusunu kazmak yerine keş
Morier-Genoud, Melvil Poupaud
fe çıktığı bir film. Burada Luchino Visconti'ye de bir saygı duruşu söz konusu.
Cannes Film Festivali: Raoul Ruiz
(Altın Palmiye adaylığı) Proust'un algı ve bellek üzerine yorumları konusunda yönetmenin benimsediği ba
kış açısı, seçkin bir oyuncu kadrosundan da büyük destek alıyor ve Catherine Dene-
İngilizce adı: Time Regained uve, Emmanuelle Béart ve aşırı müşkülpesent Baron de Charlus rolündeki John Mal
kovich, Proust'un salon dünyasının parlayan yıldızlarına dönüşüyor. JRom
Daha önceki işleri arasında Fatboy Slim'in 'W eapon O f Choice'u ve Beastie Yönetmen: Spike Jonze
Boys'un 'Sabotage'ı da yer alan saygın reklam ve klip yönetmeni Spike Jonze, fil Yapımcı: Steve G olin, V in c e n t
Landay, Sandy Stem , M ichae l Stipe
me çekilip çekilebilecek en tuhaf fikirlerden birini (senarist Charlie Kaufman'ın zih
Senaryo: Charlie K a ufm an
ninin ürünü), yakın sinema tarihinin en yaratıcı Hollywood yapımlarından birine
Görüntü Yönetmeni: Lance
dönüştürmeyi başarmış. A co rd
Craig Schvvartz (John Cusack) karanlık (ve çocuklar açısından epey travmatik) Müzik: C a rter Burw ell
sokak gösterileriyle kıt kanaat geçinen derbeder bir kukla ustasıdır. Üstü başı dö Oyuncular: John Cusack,
külen karısı Lotte (tanınmaz haldeki Cameron Diaz) ellerindeki az buçuk parayı da C a m eron Diaz, Ned Bellamy, Eric
W e in s te in , M adiso n Lane, O ctavia
evlerinde yetiştirdikleri envai çeşit hayvanları beslemek için harcar. Craig ek gelir
Spencer, M a ry Kay Place, O rson
için, Manhattan'da büyük bir iş merkezinin yedi buçukuncu katındaki tuhaf bir şir Bean, C a the rine Keener, K.K.
kette dosya memuru olarak çalışmaya başlar. Bir ofisin nasıl olup da yedinci ve se Dodds, Reginald C. Hayes, Byrne
kizinci katlar arasında yer alabildiği, başlı başına bir film konusu olsa da John Mal Piven, Judith W etzell, John
M alkovich, Kevin C arroll
kovich Olmak'ta akıl almaz olayları başlatan, Craig'in bir evrak dolabının arkasın
Oscar adaylıkları: Spike Jonze
da bulduğu gizli bir kapı olur. Bu kapının ardındaki tünelden geçen kişi, doğrudan
(y ö n e tm e n ), Charlie K a ufm an
oyuncu John Malkovich'in (filmde kendini oynuyor) beyninin içine girmektedir. (senaryo), C a the rine Keener
Craig bu kapıdan geçip 15 dakikalığına John Malkovich'in yaptığı şeyleri tecrübe (yardım cı kadın oyun cu)
eder ve sonra aniden New Jersey otoyolunun kenarına fırlatılıverir.
Kaufman bu sıradışı fikri, Craig'in sırrını iş arkadaşı Maxine'le (Catherine
Keener) paylaşmasıyla başlayan karmaşık bir olaylar zinciri çevresinde zekice geliş
tiriyor ve Maxine, bu çılgın yolculuğu bizzat denemeleri için insanlardan para kes
me fikrine Craig'i de ikna ediyor. Spike Jonze bu zeki, sarsıcı, karanlık ve komik
masalı anlatırken, izleyiciyi her dönemeçte şaşırtıyor. Cusack ve Diaz başta-olmak
üzere, aykırı bakışını perdeye taşıyan başarılı bir oyuncu kadrosundan da büyük
destek alıyor.
Tabii ki John Malkovich Olmak, filme adını veren John Malkovich'in, özellikle
kapıyı bizzat deneyip kendi tuhaf dünyasına girdiği, sayısız Bay Malkovich'le dolu
restoran sahnesinde kendi imajının parodisini yapan dahiyane oyunculuğu olma
dan hiçbir biçimde amacına ulaşmazdı. İnsana şapka çıkarttıran, tek kelimeyle
muhteşem bir film. JB
ABD (DreamWorks SKG,
AMERICAN BEAUTY (1999)
Jinks/Cohen) Amerikan Güzeli
122dk, Renkli
Yönetmen: Sam Mendes 1986 yılında Blue Velvet (Mavi Kadife) perdenin aralığından modern zaman
Yapımcı: Bruce Cohen, Dan Jinks ların banliyö yaşamına gizlice göz atmamızı sağlarken, 13 yıl sonra Amerikan Gü
Senaryo: Alan Ball zeli, perdeleri pencerelerden tamamen çekip çıkararak içeride olup bitenleri huzur
Görüntü Yönetmeni: Conrad L suz edici ve sarsıcı bir şekilde tüm çıplaklığıyla gözler önüne serdi.
Hail Kamera, filmin başında Lester BurnhamTn (Kevin Spacey) evini bulana dek
Müzik: Thomas Newman şehrin üstünde dolaşırken, Lester'ın dış sesi, "Burası benim muhitim, benim soka
Oyuncular: Kevin Spacey, Annette ğım, benim hayatım," der. "42 yaşındayım. Bir yıldan az bir süre sonra ölmüş ola
Bening, Thora Birch, Wes Bentley,
cağım. Elbette bunu henüz bilmiyorum. Bir bakıma zaten ölüyüm." Sunset Boule
Mena Süvari, Peter Gallagher,
Allison Janney, Chris Cooper, Scott vard (Sunset Bulvarı) filmindeki Joe Gillis (William Holden) gibi, Lester'ın kaderini
Bakula, Sam Robards, Barry Del de hem kendisi hem de seyirci başından itibaren biliyor ama özellikle de karısı, kı
Sherman, Ara Celi, John Cho, Fort zı ve çeşitli komşularıyla tanışınca, bunun onun hikayesinin sadece küçük bir bölü
Atkinson, Sue Casey
mü olduğunu anlıyoruz.
Oscar: Bruce Cohen, Dan Jinks
Elbette öncelikle izlediğimiz, Lester'ın hikayesi ve bu rolü canlandıranın Spa
(film), Sam Mendes (yönetmen),
Alan Ball (senaryo), Kevin Spacey cey olması, yüzeyde bir koca ve baba olarak taşıdığı sorumluluklar dolayısıyla kay
(erkek oyuncu), Conrad L. Hall bettiği özgürlüğünü yeniden bulmaya çalışan bir adamın orta yaş bunalımını anla
(görüntü yönetmeni) tan bu hikayeyi son derece büyüleyici kılıyor.
Oscar Adaylıkları: Annette Senaryosunu, daha sonra yoluna HBO televizyonunun beğenilen dizisi "Six Fe- .
Bening (kadın oyuncu), Tariq
et Under'Tn yaratıcısı olarak devam eden Alan Ball'un yazdığı Amerikan Güzeli,
Anwar (kurgu), Thomas Newman
(müzik) komik, hüzünlü, özlem, hatta ümit dolu ve asla beklediğiniz yönde ilerlemeyen bir
film. Yönetmen Sam Mendes izleyiciyi, başarılı bir oyunculuğun yanı sıra, daha ön
ce tiyatroda çalışmış ve ilk sinema filmini yapan bir yönetmen için şaşırtıcı derece
de sinematografik ve unutulmaz görüntülerle dolu bir yolculuğa çıkarıyor. Düşün
dürücü bir çalışma olan Amerikan Güzeli, gerçekten dikkate değer bir ilk film. JB
bir tekno-uyuşturucu yolculuğu davetini kabul eden Neo, daha önce içinde "yaşadı D oran, Belinda M cC lory, A n th o n y
Ray Parker, Paul G o d d a rd , R obert
ğı" dünyanın, bilgisayarlarca üretilmiş bir sanal gerçeklik programından başka bir
Taylor, David A s to n , M a rc G ray
şey olmadığını öğreniyor; yıllar önce insanoğlunun kendi elleriyle geliştirdiği yapay
Oscar: Zach S taenberg (k u rg u ),
zeka makinelerince denetim altında tutulan bir programdır bu. Görünüşe göre var Dane A . Davis (ses ku rg u su ) John
lıklarını sürdürebilmeleri için sınırsız elektrik akımına gereksinim duyan makineler, G aeta, Janek Sirrs, Steve C ourtley,
tüm insan nüfusunu (bir grup asi ve bir yeraltı şehri hariç) sürekli halüsinasyon gör Jon Thu m (görsel e fe k t), John T.
Reitz, G regg R u dloff, David E.
dükleri bir durumda tutuyorlar. Otomatik kuvözlerde bilinçsizce yatan insanlar, ya
C a m pb ell, David Lee (ses)
şadıklarına ve üretken yaşamlar sürdüklerine inandırılırken, aslında vampirlmsi bilgi
sayarlar, değerli yaşam enerjilerini emip boşaltıyor. Morpheus, Neo'nun "seçilmiş ki
şi", yani efsaneye göre bir gün ortaya çıkıp insan ırkını ebedi esaretten kurtaracak
Mesih olduğuna inanıyor. Neo, başlangıçta şaşırtıcı derecede evcimen olan bir ka
hin (Gloria Foster) tarafından aksine inandırılsa da sonuçta John W oo tarzı bir dö
vüş sporları balesi, Sam Peckinpah'tan esinlenilen ağır çekim silahlı çatışmalar ve sık
sık kendine duyduğu inancı pekiştirmesinin yardımıyla, Yapay Zeka'nın öfkeli ajan
larını alt etmek için gerekli içsel metanetini toplamayı başarıyor.
The Matrix, sanal gerçeklik temasını işleyen diğer bilimkurgu filmlerinden, des
tansı iddialılığı, vahiysel anıştırmaları ve nefes kesici görsel efektleriyle ayrılıyor.
"Mermi-zamanı" (bullet-time) süper ağır çekim görüntüleme gibi yeni teknolojiler,
kablolarla desteklenen akrobasi ve Woo-Ping Yuen (Fist of Legend, Black Mask) ko-
reografislyle kung fu dövüş sahneleri, yüksek bütçeli Hollywood aksiyon filmleri için
çıtayı hayli yükseltiyor. Filmin en büyüleyici yanlarından biri, bir yanda konformizmi
reddetme ve kendini bulmayla ilgili ilerici mesajlar, diğer yanda Hollywood'un tutu
cu stüdyo sisteminin m utat dayatmaları arasında bir denge kurma konusunda gös
terdiği çaba. Bir eleştirmenin dediği gibi, "Masaya iştah kabartıcı fikirler koyup son
ra da izleyiciden bir silahlı çatışma ve dövüş sporları gösterisiyle yetinmesini istemek
gerçekten gaddarca." Başka eleştirmenlerse, Wachowski kardeşlerin filme başrolde
Trinity'nin olduğu uzun bir dövüş sahnesiyle başlamasından övgüyle söz ederken
filmin devamında Trinity'nin "Neo'nun sevgilisi" konumuna düşürülmesine dikkat
çekmeyi de ihmal etmediler. Bu tü r bir mesaj karmaşası, anlatı düzeyinde de orta
ya çıkıyor. Savaş sonrası Dünya gezegeninden geriye kalan şeyin, çıplak ve yaşam
İçin elverişsiz bir "gerçeklik çölü" olduğu ve Neo'nun içinde büyüdüğü sanal dünya
nın avantajlardan yoksun olmadığı dikkate alındığında, İnsanların direniş mücadele
siyle ne elde etmeyi umduğu tam anlamıyla net değil. Yine de bu tür ikilemlerin iz
leyicinin canını hiç sıkmadığı açıkça görülüyor. SJS
THE SIXTH SENSE (1 9 9 9 )
Altıncı His
Senarist-yönetmen M. Night Shyamalan, henüz 29 yaşında çektiği bu ikinci fil
minde, sürpriz sonuyla ünlenen bir aşk ve hayalet hikayesi karışımıyla adeta dram
gerilim türünü baştan yarattı.
Çocuk psikologu Malcolm Crowe (Bruce Willis), eski bir hastası tarafından
evinde vurulduktan bir yıl sonra, yeni bir sorunlu çocuğu, Cole'u (Haley Joel Os
ment) anlamaya çalışır. Görünüşe göre Cole, ölü İnsanları görebilmektedir: Ölüm
lerinden önce arkalarında çözülmemiş meseleler bırakan hayaletler, çözüm bul
ABD (H o llyw o o d , Spyglass,
K e n n e d y/M a rsh a ll) mak için onu ziyaret eder. Bu arada Cole'a yardım etmeye çalışan Malcolm'un
107dk, Tech nicolor kendi hayatı da karışıklık içindedir, mutlu bir evlilik sürdüğü karısı Anna'yla (Olivia
Dili: İngilizce / İspanyolca / Latince Williams) ilişkileri artık uzak ve soğuktur.
Yönetmen: M , N ig h t Shyam alan Dört başı mamur bir hayalet öyküsü olan Altıncı His, birçok katmanda ilerli
Yapımcı: Kathleen Kennedy, Frank yor. Cole, azap çeken hayaletlerce ziyaret edilir ama burada söz konusu olan bir
M arsh all, Barry M e ndel korku-gerilim filminden çok; çocukla psikolog, Malcolm'la karısı, Cole'la annesi
Senaryo: M . N ig h t Shyam alan (Toni Collette) arasındaki ilişkilere odaklanan duygusal bir dramdır. Osment, fazla
Görüntü Yönetmeni: Tak şirin oynandığı takdirde tüm filmi mahvedecek bir rol için, olağanüstü bir keşif.
F ujim oto
Collette de anne rolünde, her sahnede, sıradışı oğluna tam kararında bir şaşkınlık
Müzik: James N e w to n H o w a rd
ve sevgiyle yaklaşıyor. Ancak asıl keşfin, Willis'in, film in özünü oluşturan alçak per
Oyuncular: Bruce W illis, Haley
Joel O sm ent, Toni C o lle tte , Olivia deden abartısız oyunculuğu olduğunu söylemek gerekir.
W illiam s, Trevor M o rg a n , D onnie Elbette filmin tüm unsurlarını bir araya getiren kişi olarak, en büyük övgüyü
W a h lb e rg , Peter A n th o n y Shyamalan hak ediyor. Pastel renklerin ve ileride ne olacağıyla ilgili ince ipuçlarının
Tam bakls, Jeffrey Zubernis, Bruce
zekice kullanılmasının (odada hayalet varken sıcaklığın düşmesi, kırmızının kullanı
Norris, G lenn Fitzgerald, G reg
W o o d , M ischa B a rton, A n gelica mı vb.) yanı sıra, daha önce de bahsedilen sondaki sürpriz öylesine incelikle işlen
Torn, Lisa S u m m erour, Flrdous miş ki her ne kadar seyirci film boyunca başarılı şekilde aldatılmış olsa da, düşün
Bamji düğünden tamamen farklı bir yola sürüklenmiş olmaktan rahatsızlık duymak yeri
Oscar adaylıkları: Frank ne, filmi, ikinci, üçüncü, hatta dördüncü kez yeni baştan değerlendirme isteği du
M arshall, Kathleen Kennedy, Barry .
yuyor. Ürkütücü derecede gerilimli, acıtacak derecede keskin ve duygusal açıdan
M e ndel (film ), M . N ig h t Shyam alan
(yö n e tm e n ), M . N ig h t Shyam alan karmaşık, modern bir klasik. JB
(senaryo), Haley Joel O sm ent
(yardım cı erkek oyun cu), Toni
C o lle tte (yardım cı kadın oyun cu),
A n d re w M o n d sh e in (ku rg u )
LES GLANEURS ET LA GLANEUSE (2000)
Fransa (Tamaris)
Rençperler ve Köylü Kızı 82dk, Renkli
Dili: Fransızca
Dijital teknoloji, film çekmeyi daha demokratik ve ucuz kılarak sinemada bir Yönetmen: Agnès Varda
devrim yaratsa da bu devrimin erdemleri, beklenmedik sonuçlan ve değeri ciddi Senaryo: Agnès Varda
şekilde tartışılabilir. Ancak dijital filmlerin çoğunlukla en büyük eksiği, bir güzellik Görüntü Yönetmeni: Didier
Doussin, Stéphane Krausz, Didier
ya da stil duygusu, bir film gözü. Daha da önemlisi, dijital devrimin ürünü olan 'ki
Rouget, Pascal Sautelet, Agnès
şisel' filmler genelde toy ve kendi kendini tatmine yönelik. Fransız Yeni Dalga sine Varda
masının annesi Agnes Varda, tüm zıpçıktılara böyle bir filmin nasıl yapılması gerek Müzik: Agnès Bredel, Joanna
tiğini gösteriyor. Bruzdowicz, Richard Klugman,
Isabelle Olivier
Politik açıdan solcu görüşü benimsediğini çekincesizce ortaya koyan; yaşam
Oyuncular: Bodan Litnanski,
ve ölümlülük üzerine düşüncelerden sanatın toplumdaki rolüne saparken toplum
Agnès Varda, François Wertheimer
dışına itilmişlere ve marjinallere saygılarını sunan Rençperler ve Köylü Kızı, çok
farklı konulara değiniyor. Bununla birlikte Varda, filmin kendisinden uzaklaşması
na izin vermiyor; izleyici, sanki bir yolcu koltuğunda oturmuş, usta bir kaptanla ay
dınlatıcı bir yolculuğa çıktığı hissine kapılıyor. Filmdeki en muhteşem anlardan bi
rinde, yönetmen Varda, ağaçtan olgun incirleri toplayıp oracıkta yerken, varlıklı ve
bencil İnsanların açgözlülüğüyle ilgili bir tirada başlıyor. Beylik Marksist teoriyi ez
bere okumak yerine sadece bir gözlemini dile getiriyor: 'iyi olmak istemiyorlar.'
Merkezinde, semt pazarları kapandıktan sonra yiyecek bulmak için artıkları topla
yan veya çöplükleri karıştıran modern zamanların rençperlerinin bulunduğu bu acı
masız gerçek, belgesel boyunca yankılanıyor. Varda, bu marjinal insanların kendi
adlarına konuşmalarına izin veriyor ve dünya politikasından kişisel trajedilerine ka
dar her konuyu belagatle ifade ederlerken, film aslında, bu iki kutbun birbirinden
o kadar da uzak olmadığını gösteriyor.
Çetin sosyal eşitsizlik sorunları, sanatın yatıştırıcı nitelikleriyle ve yaşadığınız
yerlerde güzelliği, tıpkı yiyecek ve barınak arar gibi etkin bir biçimde arayıp bulma
nın gerekliliğiyle, sorunsuzca yan yana getiriliyor. Sonuçta ortaya, kısmen toplum
sal eleştiri, kısmen seyahatname niteliği taşıyan ama daima insanın direncinin duy
gusal olmayan bir biçimde kutsanması olan bir protesto filmi çıkmış. Film boyunca,
Varda kendi ölümlülüğü üzerine düşüncelerini de dile getiriyor. Acınası ya da duy
gusal olmaktan uzak bu anlar, filmin, yaşamdaki engelleri ortadan kaldıran herke
sin bir şekilde sanatçı olduğu yönündeki iddiasını özetliyor. EH
Arjantin (FX SOUND,
NUEVE REINAS (2000)
Audiovisuales Argentinas, J.Z., Dokuz Kraliçe
Kodak, Naya, Patagonik)
114dk, Renkli Bu Arjantin yapımı, eğlenceli suç filminde çok fazla taban tepiliyor. Marcos
Dili: İspanyolca (Ricardo Darin) ve Juan (Gastón Pauls) adlı iki dolandırıcının yaya yolculuğunun fo
Yönetmen: Fabián Bielinsky nunda, 21. yüzyılın Buenos Aires'ine İlişkin bir belgesel sunuluyor. Ancak bu karak
Yapımcı: Cecilia Bossi, Pablo Bossi
terler çevirebilecekleri dolapları hayal ederken, adımları onları bir kurgunun içine
Senaryo: Fabián Bielinsky
sürüklüyor.
Görüntü Yönetmeni: Marcelo
ilk filmini çeken yönetmen Fabián Bielinsky, sıradanlık ve gerilim arasında sağ
Camorino
lam bir denge kuruyor. Filmin büyük bölümünde fon müziğinden kaçınılmasıyla,
Müzik: César Lerner
saniyelerin geçmesi daha ağırlık kazanmış. Ancak müzik sonunda işin içine dahil
Oyuncular: Gastón Pauls, Ricardo
Darín, Leticia Brédice, Tomás Fonzi, edildiğinde, çoğu büyük bütçeli suç filminde olduğundan çok daha dinamik bir et
Graciela Tenembaum, María ki yaratıyor.
Mercedes Villagra, Gabriel Correa, Bielinsky'nin, Billy Wilder ve Joseph Mankiewicz gibi yönetmenlerin imzasını
Pochi Ducasse, Luis Armesto,
taşıyan ve aldatma, kazıklama temasını büyük bir İncelikle işleyen Hollywood kla
Ernesto Arias, Amancay Espíndola,
Isaac Fajm, Jorge Noya, Óscar siklerine taparcasına tutkun olduğu açıkça anlaşılıyor. Juan, çevresinde yaşanan
Nüñez, Ignasl Abadal şanssızlıkları pek de ciddiye almamayı, bunların dalavereci Marcos'un planladığı
üçkağıtlar olabileceğini kısa sürede öğreniyor. Böylesi kurnaz bir anlatım, bu tür
hikayelerin doğasında mevcut olduğu üzere, sürekli kızışan bir üstünlük sağlama
döngüsü yaratma riskini taşır. Ancak Bielinsky'nin elinde çok özel bir koz var: Ger
çeklik faktörü. Arjantin'in korkunç ekonomik krizinin işin içine girdiği an, gerçek
Cannes Film Festivali: Edward dığına inanıyor ve değişen görüş açıları ve dokunaklı duygusal çekingenlikleri har
Yang (yönetmen), (Altın Palmiye manlarken gözünden hiçbir şey kaçırmayarak modern sinemanın en zengin aile
adaylığı) portrelerinden birini sunan Yang'ın sözcüsü konumuna yaklaşıyor. JRos
REQUIEM FOR A DREAM (2000)
ABD (A rtisan, Bandeira, Protozoa,
Bir Rüya İçin Ağıt Sibling, Industry, T housand W o rd s
T ru th & Soul)
Darren Aronofsky'nln büyük beğeni toplayan İlk filmi P/'nin (1998) ardından 102 dk, Renkli
yaptığı ikinci filmi de kesinlikle yabana atılacak gibi değil. Film, uyuşturucu bağım
Yönetmen: Darren A ro n o fs k y
Yapımcı: Eric W a ts o n , Palmer
lılığının kabus dünyasında, Harry Goldfarb (Jared Leto), annesi (Ellen Burstyn), kız
W est
arkadaşı (Jennifer Connelly) ve en iyi arkadaşı (Marlon Wayans) olmak üzere dört
Senaryo: H u b e rt Selby Jr., Darren
karakterin öyküsünü konu alıyor. Her birinin kendine özel bir uyuşturucusu, kendi A ro n o fs k y
ne özel bir bağımlılıkla başa çıkma yöntemi var ve hepsi de sonunda farklı farklı Hubert Selby Jr. 'in romanından
durumlara düşüyor; ancak hepsinin bağımlılıklarının sebebi aynı: "Amerikan Rüya Görüntü Yönetmeni: M a tth e w
L ibatique
sın ı gerçekleştirememiş olmaları. Aronofsky için Rüya ölmüştür; bu film de yönet
Müzik: C lin t M ansell
menin o rüyanın kurbanlarına yaktığı kabustan farksız bir ağıttır.
Oyuncular: Ellen B urstyn, Jared
Bir Rüya için Ağıt, Danny Boyle'un Trainspottıng'ıne (1996) ve Spike Lee'nln Leto, Jenn ifer C onnelly, M a rlo n
filmlerine görsel açıdan çok şey borçlu. Ancak, kendi uyuşturucu filminde halüsino- W ayans, C h risto p h e r M cD ona ld,
jenik öznel bakış açısıyla sunulan bazı sekanslar bulunan Boyle'dan farklı olarak, Louise Lasser, M arcia Jean K urtz,
Janet Sarno, Suzanne Shepherd,
Aronofsky izleyiciyi herhangi bir nesnel konuma yerleştirmemekte direniyor. Film
Joanne G ord on, C h a rlo tte
baştan sona, öznel kamerayla verilen bu uyuşturucu sersemliğinin gerilimi içinde A ro n o fs k y , M a rk M arg o lis , M ichael
çekilmiş. Aronofsky, Lee'den, Brooklyn'e özgü bir ruh halini yansıtmak için kullan Kaycheck, Jack O 'C o n n e ll, Chas
M astin
dığı aşırı hareketli görsel duyarlılığı almış; ama bu öğeleri sırf yüzeysel bir üslup
Oscar Adaylığı: Ellen Burstyn
oluşturmak için kullanmak yerine onlardan tema düzeyinde de yararlanmış.
(kadın oyun cu)
Oyunculuk istisnasız muhteşem; Leto, Connelly ve Wayans, şaşırtıcı derecede
güçlü bir performans sergiliyorlar. Ancak Harry'nin diyet hapı bağımlısı annesi ro
lündeki Burstyn özellikle olağanüstü ve filmi görmek İçin tek bir sebep göstermek
gerekse, bu, Burstyn'in oyunculuğu olurdu. En iyi Kadın Oyuncu Oscarı'na aday
olan Burstyn, ödülü Julia Roberts'a (Erin Brockovich) kaptırdı. Filme ya da Ro-
berts'a saygısızlık etmek istemeyiz ama,
yapmayın lütfen! Roberts’ın kariyerinin
en iyi oyunculuğunu sergilediğine hiç
şüphe yok ama Burstyn'in Sara rolünde
ki oyunculuğu da kariyerinin en iyisiydi
ve iki oyunculuk arasında bir karşılaştır
ma yapmak hiç de adil değil!
Ancak bu tartışmada es geçilen ko
nu ve filmi seyretmek için asıl neden, or
taya koyduğu zekice fikirlerin, şaşırtıcı
bir biçimde kullanılan öznel narkotik sah
nelerin, anlamlı üslubunun ve muhte
şem performansların ötesinde; filmin
korku (uyuşturucu çılgınlığının anlatıldığı
son sekanslar, son yıllarda gördüğüm en
korkunç sahneler arasında) ve muhte
şem Yahudi komedi anlayışı arasında
kurduğu olağanüstü denge. W oody AI-.
len'ı Naked Lunch' ı (Çıplak Şölen) çeker
ken bir düşünün. MK
Meksika (AltaVista, Zeta)
153dk, Renkli
Dili: İspanyolca
Yönetmen: Alejandro González
Iñárritu
Yapımcı: Alejandro González
Iñárritu
Senaryo: Guillermo Amaga
Görüntü Yönetmeni: Rodrigo
Prieto
Müzik: Gustavo Santaolalla
Oyuncular: Emilio Echevarría,
Gael García Bernal, Goya Toledo,
ÁlVaro Guerrero, Vanessa Bauche,
Jorge Salinas, Marco Pérez,
Rodrigo Murray, Humberto Busto,
AMORES PERROS (2000)
Gerardo Campbell, Rosa María Paramparça Aşklar Köpekler
Bianchi, Dunia Saldívar, Adriana
Barraza, José Sefami, Lourdes
Quentin Tarantino Amerikalı yönetmenler üzerinde öylesine belirgin ve dolay
Echevarría
sız bir etki yarattı ki etkisinin diğer ülkelere sıçraması an meselesiydi. Kelime karşı
Cannes Film Festivali: Alejandro
González Iñárritu (Büyük Ödül), lığı kabaca "Aşk bir Kancıktır" olan Amores Perros, stilize şiddet ve olayları düzen
(Genç Eleştirmenler Ödülü, en iyi siz bir sırayla anlatma tekniğinden oluşan Tarantino modelinin, 2000 yılına gelin
film) diğinde ABD'nin güney sınırlarını aşarak Meksika'ya ulaştığını gösteriyor. Param
parça Aşklar Köpekler, MeksikalI yönetmen Alejandro Gonzalez Inârritu'nun ilk
uzun metraj filmi ve yeni bir şeyler sunmasa da, dinamizmi bir şekilde tanıdık olan
öykülere enerji, mizah, zeka ve sıcaklık katmayı başarıyor.
Ana karakterlerinin yolunun tek bir kilit noktada kesiştiği, birbirine bağlanan
üç hikaye şeklinde kurgulanan film, bir ya da birden fazla köpeğin başrolde yer al
dığı her bölümüyle adındaki köpek temasına sadık kalıyor. İlk hikayede, ağabeyi
nin karısıyla ilişkiye giren bir genç adam, sevgilisiyle birlikte kaçmak için gerekli pa
rayı biriktirmek amacıyla ödüllü köpeğini tüyler ürpertici (ve mide kaldıran) dövüş
lere sokuyor. Luis Buıîuel tarzı bir Edgar Ailen Poe hikayesi olan ikinci bölümde, sa
kat kalmış kibirli bir süper model, köpeğini dairesinin zemin döşemesinin altındaki
boşlukta kaybediyor ve köpeğin bitmek tükenmek bilmeyen ıstırap çığlıklarını din
lemenin ve bu ıstıraba son verememenin acısını çekiyor. Son
bölümdeyse evsiz bir kiralık katil, sürmüş olduğu yaşamın kefa
retini ödemenin ve ayrı yaşadığı ailesi tarafından onaylanmanın
arayışına giriyor.
Üç bölüm de, insanın insana gaddarlığını, insanların hay
vanlara davranışları aracılığıyla ironik bir biçimde resmediyor;
hatta filmde hayvanlara öylesine kötü davranılıyor ki filmin ba
şında, çekimler sırasında hiçbir hayvana zarar verilmediği, göze
çarpan bir açıklamayla önceden belirtiliyor. Aslında film boyunca
karşımıza sık sık çıkan köpek şiddeti (ve köpeklere yönelik şid
det) öylesine gerçekçi görüntüleniyor ki zaman zaman filmdeki
diğer her şeyi ezip geçme riski taşıyor: Ancak Inârritu zalim bir
sadakatsizlik, tüyler ürpertici bir haysiyetsizlik ve sınıfsal ayrışma
hakkındaki mesajını zengin bir üslupla vermeyi başarırken, bu
süreçte oyuncularının içgüdülerine olduğu kadar seyircisinin ze
kasına da ne kadar büyük güven duyduğunu gösteriyor. JKI
MEET THE PARENTS (2000) ABD (DreamWorks SKG, Nancy
Zor Baba Tenenbaum, Tribeca, Universal)
108dk, Renkli
Kanıt gerekseyeli, King o f Comedy (Komediler Kralı, 1983), M idn ight Run Dili: İngilizce/ İspanyolca/
(Gece Yarısı Avı, 1987) ve Analyze This (A nlat Bakalım, 1999) tüm şüpheleri zaten Ibranice / Fransızca
ortadan kaldırırdı: Robert De Niro ciddi bir m etot oyuncusu olduğu kadar muhte Yönetmen: Jay Roach
şem bir komedi oyuncusu. Zor Baba'da kahkaha attırmakla kalmıyor, her sahnede Yapımcı: Robert De Niro, Jay
Roach, Jane Rosenthal, Nancy
deneyimli komedyen Ben Stiller'a ayak uyduruyor.
Tenenbaum
Erkek hemşire Greg Focker (Stiller), kız arkadaşı Pam'e (Teri Polo) evlenme
Senaryo: Jim Herzfeld, John
teklif etmeye karar verir; ancak Pam'in kız kardeşinin nişanlısının, evlenmek için kı Hamburg
zın babasının iznini istediğini öğrendiğinde, Greg bunu kendisinin de yapması ge Görüntü Yönetmeni: Peter
rekeceğini fark eder. Böylece Greg'in Pam'le birlikte ailesinin evini ilk kez ziyarete James
gitmesi ve yanlış gidebilecek her şeyin yanlış gittiğini keşfetmesiyle birlikte bir yan Müzik: Randy Newman
lışlıklar komedyası başlar. Pam'in anne-babasını, özellikle de eski CIA ajanı babası Oyuncular: Robert De Niro, Ben
Stiller, Teri Polo, Blythe Danner,
Jack'i (De Niro) etkilemeye çalışırken kazalar birbirini izler: Önce ailenin evcil hay
Nicole DeHuff, Jon Abrahams,
vanıyla ilgili sorun, sonra Jack'in annesinin külleri, ardından yanan kameriye ve ta Owen Wilson, James Rebhorn,
şan bir lağım çukuru derken, başlarına gelmedik felaket kalmaz. Greg, Pam'in es Thomas McCarthy, Phyllis George,
ki nişanlısıyla (Owen Wilson) tanışınca işler iyice sarpa sarar. Kali Rocha, Bernie Sheredy, Judah
ilk önce Jim Carrey için düşünülen bir rolde Stiller, bir türlü gerektiği gibi dav- Friedlander, Peter Bartlett, John
Elsen
ranamayan iyi niyetli adam rolünde son derece inandırıcı. Ancak asıl alkışı De Niro
Oscar Adaylıkları Randy
hak ediyor; buradaki performansına bakılırsa, belki de "ciddi" oyunculuğu tümden Newman (film şarkısı)
bir kenara bırakıp dünyanın en komik adamlarından biri olarak yepyeni bir kariye
re yönelmeyi düşünmeli. JB
Yönetmen: Steven Soderbergh Catherine Zeta-Jones) gibi. Aynı oranda etkileyici olan yardımcı oyuncu kadrosunda,
Yapımcı: Laura Bickford, Marshall peşinde oldukları satıcıyı yakalamaya azmetmiş Uyuşturucuyla Mücadele Şubesi gö
Herskovltz, Edward Zwick revlileri rolünde Don Cheadle ve Luis Guzmân; Jones'un avukatı rolünde Dennis Qu
Senaryo: Stephen Gaghan, aid; ve en kayda değer olanı, Douglas'ın eroin bağımlısı kızı rolünde Erika Christensen
Simon Moore'un Traffic isimli mini yer alıyor. Diğer oyuncular da güçlü oyunculuklarıyla dolduruyorlar.
dizisinden Stephen Gaghan'ın (daha önce NYPD Blue ve American Gothic gibi televiz
Görüntü Yönetmeni: Steven
yon dizilerinin bazı bölümlerini yazmıştı) ince eleyip sık dokuduğu senaryodan yola
Soderbergh
çıkan Soderbergh, hayli iddialı bir şekilde 110 ayrı mekanda, 130'dan fazla oyuncuy
Müzik: Brian Eno, Cliff Martinez
la çalışmış ve gerçekten huşu uyandırıcı ve merakla izlenen bir film ortaya koymak
Oyuncular: Benicio Del Toro,
Michael Dougjas, Catherine Zeta- için el kameralarının yanı sıra, yaratıcı kurgu ve sinematografi tekniklerinden de
Jones, Denis Quaid, Alec Roberts, yararlanarak kusursuz bir iş çıkarmış. JB
Miguel Ferrer, Luis Guzman, Don
Cheadle, Topher Grace, Erika
Christensen, Jacob Vargas, Amy
Irving, Tomas Milian, Majandra
Delfino, Albert Finney, James
Brolin, Steven Bauer
Oscar: Steven Soderbergh
(yönetmen), Stephen Gaghan
(senaryo), Benicio Del Toro
(yardımcı erkek oyuncu), Stephen
Mlrrione (kurgu)
Oscar Adaylıkları: Edward Zwick,
Marshall Herskovitz, Laura Bickford
(film)
Uluslararası Berlin Film
Festivali: Benicio Del Toro (Gümüş
Ayı-erkek oyuncu), Steven
Soderbergh (Altın Ayı adaylığı)
DANCER İN THE DARK (2000) Danimarka / Almanya /
Karanlıkta Dans Hollanda / ABD / Britanya /
Fransa / İsveç / Finlandiya /
Bu kendine göndermede bulunan müzikalin büyük bölümü, tedirgin kamera
İzlanda / Norveç (Zentropa,
Svenska, Vast, Liberator, Pain
hareketleri ve doğaçlama gibi görünen oyunculuklarla, yönetmen Lars von Trier'- Unlimited, Cinematograph A/S,
in Dogma 95 tarzında ilerliyor. Ancak sık sık hayali şarkılı bölümlere yumuşak ge What Else? B.V., Icelandic Film
çişler yapılıyor. Flu video görüntüleriyle verilen (filmin 'gerçekliğinden daha iç açı Corp., Blind Spot, France 3, DR,
cı ama yine de MGM filmlerindeki gibi göz kamaştırıcı değil) ve ritm ik fabrika ses arte, SVT Drama, Angel, Canal-*-,
FilmFour, Constantin, Lantia
lerinden ya da gürültülerden (bir cinayet kurbanının kafasına vurulması dahil) çıka
Cinema, TV 1000, VPRO TV, WDR,
rılan bu şarkıların, alışılmış anlamda film müziği denen şeyle pek ilgisi yok. YLE)
1960'larda, Avrupa'da yaratılmış bir Amerika'da (çünkü yönetmen uçağa bin 140dk, Renkli
meyi reddediyor), Çek asıllı yalnız bir anne olan Selma (Björk) bir lavabo fabrikasın Yönetmen: Lars von Trier
da ve ek işlerde çalışır; kendisinde çoktan iyileşmeyecek kadar ilerlemiş kalıtımsal Yapımcı: Vibeke Windelov
körlükten oğlunu kurtaracak ameliyatı yaptırabilmek için para biriktirmek amacın Senaryo: Lars von Trier
dadır. Müzikal şarkılarıyla hayaller kurar ve ona perdedeki görüntüleri anlatan ar Görüntü Yönetmeni: Robby
kadaşı Kathy'yle (başarılı oyunculuğuyla Deneuve) sinemaya gider; bu arada ken Müller
disine kur yapan İyi niyetli Jeff'I (Peter Stormare) kibarca geri çevirir (her ne kadar Müzik: Björk
yıkıcıysa da); oğlunun ameliyatı İçin gerekli parayı Dr. Porkorny'ye (Udo Kier) öde
Oyuncular: Björk, Catherine
Deneuve, David Morse, Peter
yebilecek duruma gelene kadar körlüğünün etkilerini geciktirmeye odaklanır. Stormare, Joel Grey, Cara Seymour,
Selma, fabrikada The Pajama Game'den (Pijama Oyunu, 1957) fırlamış bir Vladica Kostic, Jean-Marc Barr,
dans atölyesinin olduğu gerçekdışı bir müzikal dünyanın hayalini kurarken 'gerçek' Vincent Paterson, Siobhan Fallon,
yaşamı da bir o kadar masala benzer: sıkıntılarının giderek boyunu aştığı, en sefif Zeljko Ivanek, Udo Kier, Jens
Albinus, Reathel Bean, Mette
tarafından bir masal. Selma'nın ev sahibi yerel polis Bili (David Morse) borç içinde
Berggreen
dir ama karısına zengin rolü yapmaktadır. Selma'nın parasını çalmaya karar verir, Cannes Film Festivali: Lars von
Bill'le yüzleşen Selma, parayı geri almak için onu öldürmek zorunda kalır. Parayı ni Trier (Altın Palmiye), Björk (kadın
hayet Dr. Porkorny'ye verdikten sonra yakalanır, yargılanır, hüküm giyer, en so oyuncu)
nunda da asılır. Bu Guy Maddin filmleri kadar gerçekdışı filmde yine de tüm sah
neler yerine oturuyor ve Björk böylesi zor bir rolde büyüleyici bir oyunculuk sergi
leyerek bizzat İfade etmekte zorlandığı bir sevgi için kendisini zorla içine soktuğu
zindanları tam olarak izleyiciye aktarmayı başarıyor. KN
MEMENTO ( 2000)
Akıl Defteri
İngiliz yönetmen Christopher Nolan'ın, erkek kardeşinin Memento Mori adlı
öyküsüne dayanan ikinci filmi, mükemmele yakın bir psikolojik bilmece. Sinema me
raklılarının 'tersine çekilmiş film ' olarak tanımladığı bu modern kara filmde hikaye,
sürekli durdurulup başlatılarak anlatılıyor. Sahneler, ters bir kronolojiyle birbirini iz
leyip sonra tekrar ileri giderek, hikayenin bir başka bölümü izlenene kadar herhan
gi bir anlam taşımayan bilgiler sunuyor. Bir başka yönetmenin elinde bu sinir bozu
cu bir numara olabilecekken, Nolan sahneleri kronolojik olarak kaydırmayı, kahra
ABD (Remember, Newmarket,
Todd) manın, elindeki gerçeklerin aslında 'gerçek' olmadığını bildiği ya da bilmediği, yanıl
113dk, SB / Renkli tıcı ipuçlarıyla verilen bir cinayetin gizemini çözmek için etkili bir yöntem olarak kul
Yönetmen: Christopher Nolan lanıyor. Kara film türünün hafıza kaybı geleneğine (1945 tarihli Blue Dahlia-Mavi
Yapımcı: Jennifer Todd, Suzanne Zambak Ban ve 1993 tarihli Sufure'da olduğu gibi) sadık kalan Akıl D efteri'nde,
Todd ana karakterin hafıza kaybı da filmde bulunan heyecan verici öğelerden biri.
Senaryo: Christopher Nolan, AvustralyalI oyuncu Guy Pearce, Leonard adlı küstah ve kibirli bir eski sigor
Jonathan Nolan
ta müfettişini canlandırıyor. Ender rastlanan bir amnezi türü (ileriye dönük amnezi
Görüntü Yönetmeni: Wally
olarak adlandırılan ve bir travma sonrasında yeni anılar oluşturamama olarak tanım
Pfister
lanan gerçek bir hastalık) yaşayan Leonard, yapıp ettiklerini yapışkan not kağıtları
Müzik: David Julyan
Oyuncular: Guy Pearce, Carrie- ve polaroidler aracılığıyla, daha önemli 'gerçekleri'yse vücuduna dövme yaptırarak
Anne Moss, Joe Pantollano, Mark izliyor. Tek amacı karısının tecavüz edilerek öldürülmesinin intikamını almak. Yata
Boone Junior, Russ Fega, Jorja Fox, ğını paylaştığı Natalie (Carrle-Anne Moss) ya da şen şakrak Teddy (Joe Pantollano)
Stephen Tobolowsky, Harriet
gibi çevresindeki insanların, dost mu yoksa katil mi olduğu konusunda hiçbir fikri
Sansom Harris, Thomas Lennon,
Callum Keith Rennie, Kimberly yok.
Campbell, Marianne Muellerleile, Pearce, neredeyse her sahnede, üstlendiği göreve talihsiz denilecek ölçüde
Larry Holden saplanıp kalmış ama gerekli kararları almaktan son derece aciz biri rolünde fazlasıy
Oscar Adaylıkları: Christopher la inandırıcı ve cüretkar bir oyunculuk sergiliyor. Hikayenin ipuçlarının çözülüş ve ye
Nolan, Jonathan Nolan (senaryo),
niden düzenleniş biçimi, mantık yürütme ve senaryodaki devamlılığın başarıyla sağ
Dody Dorn (kurgu)
lanması açısından gerçek bir seyir zevki sunuyor. Bu teknik trük, seyircinin filmi pür-
dlkkat izlemesini gerektirse de gerçek bir kara filmden bekleneceği üzere, bunu
ödüllendirmiyor. Sonuçta akılda kalan, hikayenin kendisi değil, anlatılış biçimi. KK
SAFAR E GHANDEHAR (2001)
Iran / Fransa (Bac, Makhmalbaf,
Kandahar'a Yolculuk Studio Canal)
85dk, Renkli
şiddet eylemleriyle son buluyor. Tanovic'in, devriye gezen adamlarla başlayan ve 98dk, Renkli
ölümü bekleyen Cera'yla biten filmi, tam da çatışma noktasında, çığırından çıkan
Dili: Sırpça / İngilizce / Fransızca
askeri amaçların olağanüstü bir portresini sunuyor. Diğer bir deyişle; Chiki, Nino ve
Yönetmen: Danis Tanovic
Yapımcı: Marc Baschet,
Cera, dini, politik, etnik ama en önemlisi milliyetçi güdülerin bileşimini kapsayan da
Frédérique Dumas-Zajdela, Cédomir
ha büyük bir gündemin yıkımına katlanmak zorunda kalıyorlar. Mermi şarapnelleri Kolar
arasında, bir dinamit tıpasının kıvılcımlarında, her şey kaybolup gidiyor; en eski sa Senaryo: Danis Tanovic
vaş klişesi dışında. Genç adamlar, kaçınılmaz bir şekilde kurban edilip, stratejinin do Görüntü Yönetmeni: Walther
ğaya aykırı pençesinde ölüyor. Aslında kasvetli bir film ama aynı zamanda dobra van den Ende
yurtseverlerin, tüfeklerinin sembolik süngüleriyle birbirlerini deştikleri karanlık bir Müzik: Danis Tanovic
yanlışlıklar komedyası boyunca yaşanan anlamlı bir sinema deneyimi. GC-Q Oyuncular: Branko Djuric, Rene
Bitorajac, Filip Sovagovic, Georges
Siatidis, Serge-Henri Valcke, Sacha
Kremer, Alain Eloy, Mustafa
Nadarevic, Bogdan Diklic, Simon
Callow, Katrin Cartlidge, Tanja
Ribic, Branko Zavrsan, Djuro
Utjesanovic, Mirza Tanovic
Oscar: Bosna Hersek (yabancı film)
Cannes Film Festivali: Danis
Tanovic (senaryo), (Altın Palmiye
adaylığı)
ABD / Avustralya (Bazmark)
MOULIN ROUGE! (2001)
127dk, Renkli Kırmızı Değirmen
Yönetmen: Baz Luhrmann
Yapımcı: Fred Baron, Martin Senarist-yönetmen Baz Luhrmann, Strictly Ballroom'la (Dans ve Aşk, 1992)
Brown, Baz Luhrmann başlayıp Romeo & Juliet'\e (1996) süren "Kırmızı Perde" üçlemesinin son filmi olan
Senaryo: Baz Luhrmann, Craig bu küstah, hızlı, gösterişli ve eşsiz hikayeyle, müzikal sinemasını adeta yeni baştan
Pearce yarattı.
Görüntü Yönetmeni: Donald 1890'ların Paris romansının 21. yüzyılda MTV tarzında çekilmiş versiyonu Kır
McAlpine
mızı Değirmen, duyularınıza saldırarak başlıyor ve son sahneye kadar asla durmu
Müzik: Craig Armstrong
yor. Tiyatro perdesi açılırken, Paris'e yazar olmak için gelen genç İngiliz Christi-
Oyuncular: Nicole Kidman, Ewan
McGregor, John Leguizamo, Jim an'ın (Ewan McGregor) hikayesi anlatılmaya başlanıyor. Christian kısa sürede, bir
Broadbent, Richard Roxburgh, gösteri sahnelemek İsteyen Toulouse Lautrec'ln (John Leguizamo) yönettiği sanat
Garry McDonald, Jacek Koman, çı grubuyla temas kuruyor ve gösteriyi yazma teklifi alıyor. Grup ayrıca, maddi kay
Matthew Whittet, Kerry Walker,
nak bulmak için ondan Moulin Rouge (Kırmızı Değirmen) adlı gece kulübünün sa
Caroline O'Connor, Christine Anu,
Natalie Jackson Mendoza, Lara hibi Harold Zldler'e (Jlm Broadbent) gitmesini de istiyor ve Christian, Zidler'ln ku
Mulcahy, David Wenham, Kylle lübünü ziyareti sırasında Moulin Rouge'un güzel yıldızı Satlne'l (Nicole Kidman)
Mlnogue görüp anında aşık oluyor. Elbette acıklı romansların en iyilerinin geleneğine uygun
Oscar: Catherine Martin, Brigitte bir biçimde, bunun hiç yaşanmayacak bir aşk olması İhtimali vardır; çünkü Satine
Broch (sanat yönetmeni), Catherine
sevimsiz Duke'la (Richard Roxburgh) nişanlı ve Christian bilmese de (gerçi ince ök
Martin, Angus Strathie (kostüm
tasarımı) sürüklerden bir şeyler anlamış olmalı) veremden ölmek üzere.
Oscar Adaylıkları: Fred Baron, Eleştirmenler hikayenin melodramatlk bir klişe olduğunu ileri sürebilirler ama
Martin Brown, Baz Luhrmann bu durumda Luhrmann'ın görkemli gösterisini gözden kaçırmış olurlar. Romansın
(film), Nicole Kidman (kadın
oyuncu), Donald McAlpine
(görüntü yönetmeni), Jill Bilcock
(kurgu), Maurlzio Sllvi, Aldo
Signoretti (makyaj), Andy Nelson,
Anna Behlmer, Roger Savage,
Guntls Sics (ses)
Cannes Film Festivali: Baz
Luhrmann (Altın Palmiye adaylığı)
» i f ı \ ı î fi?C J
jt - ^
Tt jı
arka planında aristokrasinin, bohemlerin, suçluların, zenginlerin ve işçi sını
fının absente boğulmuş bir dekadans içinde iç içe yaşadıkları M oulin Ro
uge yer alıyor ve Luhrmann'ın perdeye taşımaya çalıştığı (ve büyük oranda
başardığı) şey hakkında bazı ipuçları veriyor: gösteri dünyasının, yaşamın
ve rengin yüceltilmesi. Kırmızı Değirmen, elbette Luhrmann'ın dahiyane
bir etki yaratarak kullandığı müziği de yüceltiyor. Kullanılan şarkıların hep
si tanıdık ama sıradışı bir şekilde kullanılmış: Christian, Satine'e "Your
Song" ve "Up Where W e Belong" gibi farklı aşk şarkılarından alıntılar yu
mağıyla karmakarışık bir serenat yapıyor; Satine kulüpte "Diamonds are a
Girl's Best Friend" şarkısını söylerken toplanan erkek güruhu Nirvana'nın
"Smells Like Teen Spirit" şarkısını istiyor. Belki de filmin en tuhaf sahnesin
de, Zidler, Duke'u, Satine'e ilgisini sürdürmeye ikna ederken Madonna'nın
"Like A Virgin" şarkısının eşsiz bir versiyonunu seslendiriyor.
Hepsi de çok yaratıcı ve Satine’in şarkısında bahsettiği elmaslar kadar parıltılı
(52 milyon dolarlık bütçenin her bir kuruşu perdede). McGregor mücadeleci yazar
Christian rolünde masum, karizmatik ve duyarlı; ayrıca Kidman'ı seksi, güçlü ve bü
yüleyici Satine rolünde izlemek apayrı bir zevk. Kırmızı yanaklı Broadbent'ten, ne
şeli Leguizamo'ya ve yeşil absent perisi olarak küçük bir rolde görünen şarkıcı yıl
dız Kylie Minogue'a kadar yardımcı oyuncu kadrosunun her üyesini izlemek de
hayli eğlenceli. Bu görsel şaheseri ister sevin, ister nefret edin, daha önce böyle bir
şey seyrettiğinizi kesinlikle söyleyemezsiniz. JB
Hindistan / ABD / Fransa /
MONSOON VVEDDING (2001)
İtalya (Delhi Dot Com, IFC, Muson Düğünü
Keyfllms Roma, Mirabal, Pandora,
Paradis)
Mira Nair, ya Salaam Bombay!'ın (Selam Bombay, 1988) sokak çocukları ya
114dk, Renkli
da zengin fantezisi Kama Sutra (1996) aracılığıyla Hindistan'daki yaşamı radikal
Dili: İngilizce / Hindi / Pencap dili
bir biçimde farklı açılardan ele aldı. Ancak Muson Düğünü, tüm filmleri içinde en
Yönetmen: Mira Nair
Yapımcı: Caroline Baron, Mira canlısı olmasının yanı sıra nispeten daha az karmaşık anlatımı ve evrensel konusu
Nair sayesinde belki de duygusal açıdan en tatm in edici olanı.
Senaryo: Sabrina Dhawan Çoğu zaman tek bir sahnenin akışı içinde İngilizce'den Hintçe'ye, sonra da
Görüntü Yönetmeni: Declan Pencap diline kayıveren Muson Düğünü, romansın gizemleri ve zayıflıkları söz ko
Quinn nusu olduğunda, dilin ve arka planın yersizliğini gösteriyor. Üst sınıf bir ailenin da
Müzik: Mychael Danna ğılmış üyeleri, dünyanın dört bir yanından bir düğün için Hindistan'a döner. Ne var
Oyuncular: Naseeruddin Shah,
ki düğün öncesindeki karmaşık günlerde ilişkiler fiyaskoyla sonuçlanır, yenileri ku
Lillete Dubey, Shefali Shetty, Vijay
Raaz, Tilotama Shome, Vasundhara rulur ve uzun süredir bastırılan aile sırları en sonunda su yüzüne çıkar.
Das, Parvin Dabas, Kulbhushan Muson Düğünü, aslında oyuncuları ve hareketi bulanık bir sisin ardında gizle
Kharbanda, Karnini Khanna, Rajat me eğilimi olan ve genelde dudak bükülen dijital video formatında çekilmiş. Ancak
Kapoor, Neha Dubey, Kemaya
bu filmde dijital video, rengarenk dekorları daha da canlandırıyor; el kamerası çe
Kidwai, Ishaan Nair, Randeep
Hooda, Roshan Seth kimleri de uyumsuz karakterlerin sürekli telaşını yakalama konusunda çok yararlı
Venedik Film Festivali: Mira Nair olmuş. Çocuk istismarını içeren yan öykü biraz zorlama kalsa da genel olarak film,
(Altın Asian) aşkın filizlenmesini muhteşem bir şekilde yüceltiyor. JKI
Avustralya / Almanya
LANTANA (2001)
121 dk. Renkli
Dili: İngilizce Short Cuts, Paul Haggis'in Crash'i, Magnolla (Manolya) gibi birkaç öyküyü iç
Yönetmen: Ray Lawrence içe geçiren filmlerin izinden giden Lantana, bu türün Avustralya'dan çıkan bir ör
Yapımcı: Jan Chapman, Mikael neği ve gerçekten her bakımdan Avustralya'ya özgü. Filmin adı, her yerde yetişen
Borglund, Rainer Mockert, bir tü r çalımsı tırmanıcı bitkiden (ağaçmlnesi) geliyor. Bu bitki, filmde işlenen alt
Catherine Jarman
üst olmuş ilişkiler yumağının metaforu: yüzeyi çok güzel çiçeklerle kaplı ama çiçek
Senaryo: Andrew Bovell
lerin altında sivri dallar var.
Görüntü Yönetmeni: Mandy
Walker Karanlık bir ormanda yüzüstü yatan giyinik bir kadının görüntüleriyle başlayan
Müzik: Steve Hadley, Bruce Lantana, önceleri bir cinayet filmi izlenimi veriyor. Kolu ters bir biçimde bükülmüş
Haymes, Paul Kelly, Peter olan ve yüzü görünmeyen kadının ölmüş olduğuna şüphe yok. Ray Lawrence'ın
Luscombe, sinsi yönetimi filme daha en başından kaçınılmazlık duygusu katıyor. Ama önce
Shane O'Mara
ilişkiler ağı genişleyerek kendine acıyan polis dedektifi Leon, sevgilisi Jane (Racha-
Oyuncular: Anthony LaPaglia,
Rachael Blake, Kerry Armstrong, el Blake), karısı Sonja (Kerry Armstrong), psikolog Valerie (Barbara Hershey) ve
Jon Bennett, Melissa Martinez, onun gizemli, maço tavırlı hukuk profesörü kocası John'u (Geoffrey Rush) bir ara
Owen McKenna, Nicholas Cooper, ya getiriyor.
Marc Dwyer, Puven Pather, Lionel
Tozer, Glenn Suter, Leah Purcell, Tam çok önemli bir soru yanıtlanacakken, başka bir öykü çizgisine atlayacak
Barbara Hershey, Natasha Guthrie, biçimde zekice kurgulanmış olan bu karmaşık ama ilginç masal hızla ilerliyor. Pek
çoğu televizyondan ve Avustralya dışında adı duyulmayan pembe dizilerden gelen
oyuncular çok başarılı. Lantana, karakterlerin son temizleme tarihleri çoktan geç
miş kirli çamaşırlarını ortaya koyan, incinmiş duygularla ve yalanlarla örülü atmos
ferik ve klostrofobik bir başyapıt. KK
A MA SOEUR! (2001)
Fransa / İtalya (Catherine Breillat,
Kız Kardeşim CNC, Flach, Immagine, Canal+,
Urania, arte)
93dk, Renkli
Filmi yazıp yöneten Fransız Catherine Breillat, dünya sinemasının mümtaz çıl
Dili: Fransızca / İtalyanca
gın kadın yönetmeni. Ancak deli olmadığı kesin. Kadın cinselliğine ilişkin dizginlen
Yönetmen: Catherine Breillat
memiş, aykırı, zaman zaman uzlaşmacılıktan uzak tatsız incelemelerini perdeye
Yapımcı: Conchita Airoldi, Jean-
şiddetli bir üslupla yansıtır. Fazla açık ve ayrıntılı görüntüler kullanır. Öte yandan François Lepetit
kadın karakterleri ne kadar ezilmiş ya da küçük düşürülmüş olsalar da onları yara Senaryo: Catherine Breillat
tan nevi şahsına münhasır kişilik, kader ve erkekler karşısında pasif kalan doğuştan Görüntü Yönetmeni: Yorgos
kurban kadın anlayışına sonuna kadar karşı koyar. Arvanitis
Kız Kardeşim, kadın yeniyetmeliğl, gelişmekte olan beden, yeni yeni kendini Oyuncular: Anais Reboux, Roxane
Mesquida, Libero De Rienzo,
gösteren cinsel güç ve bu güçten nasibini alamamış olanlar üzerine, hafif otobi
Arsinée Khanjian, Romain Goupil,
yografik bir çalışma. Anais Pingot (Anais Reboux), 12 yaşında, şişman, somurtkan Laura Betti, Albert Goldberg,
ve hin bir zekaya sahip bir kız olarak, hali vakti yerinde ailesinin yüz karasıdır. Şiş Odette Barrière, Ann Matthijsse,
manlığı, bir yandan onu küçümsemelerine neden olurken diğer yandan da bu kü Pierre Renverseau, Jean-Marc
Boulanger, Frederick Bodin, Michel
çümsemelere karşı tam pon işlevi görür. 15 yaşındaki ablası Elena (Roxane Mesqu-
Guillemin, Josette Cathalan, Claude
ida) inceliği ve göz kamaştırıcı güzelliğiyle ailenin gözbebeğidir. Tüm aile tatil için Sese
sakin bir sayfiye yerine gittiğinde Elena çok geçmeden yaşça büyük bir adamla iliş Uluslararası Berlin Film
kiye girer; Anais'se olan biten her şeyi izler ve günlük ilişkilerine nüfuz eden sevgi- Festivali: Catherine Breillat
(Manfred Salzgeber Ödülü), (Altın
nefret karmaşası içinde kendisini ablasıyla karşılaştırır. Film, endişe ve özlemlerin
Ayı adaylığı)
yanı sıra, yeni yeni filizlenen, her türlü duygusallıktan yoksun bir cinsellik üzerine
bir karakter incelemesi sunuyor. Breillat bu duygusallıktan yoksun cinselliği, stan
dart şok taktikleriyle donatmış: dimdik bir penis, beklenmedik karakterlerin çıplak
lığı ve filmin sonunda yoğunluğu ve rasgeleliğlyle İzleyiciyi koltuğuna yapıştıracak
derecede sarsıcı bir şiddet eylemi.
Breillat, Kız Kardeşim'de, aile dramı, ergenlik filmleri, kadın filmleri gibi farklı
türleri aynı anda yerle bir ediyor. Sadık kaldığı tek şey kendi sağgörüsü; sinema ge
leneklerini paramparça edişi, hiçbir çerçeveye sığmayan tom bul genç kahramanı
nın iç dünyasının kargaşasına ayna tutuyor. Film, İki genç kızın zihninin ve arzula
rının içine girip kendine has bir tarzda ilerlerken, toplumun dışladığı karakterin ta
rafında oluğunu açıkça belli eden katı bir bakış açısına sahip. Örnek aldığı söylene
bilecek belirgin bir benzeri olmayan (belki daha önceki Breillat filmleri hariç) bu
film, izleyicinin yukarıda adı geçen türler hakkında bildiğini sandığı her şeyi alıp fe
minist bir öfke, güç ve direnç feryadına dönüştürüyor. EH
ABD / Fransa (Asymmetrical, MULHOLLAND DR. (2001)
Imagine, Canal+, Alain Sarde, Mulholland Çıkmazı
Picture, Touchstone)
145dk, Renkli David Lynch'in ve özellikle sürprizlerle dolu, garip ve bağımlılık yaratan televiz
Dili: İngilizce yon dizisi Twin Peaks' in (ikiz Tepeler) hayranları, gayet haklı olarak M ulholland Çık
Yönetmen: David Lynch mazı' nı da çok seviyor; çünkü dizinin tüm garipliği, verdiği rüya duygusu ve ürkütü
Yapımcı: Neal Edelstein, Tony cülüğü tek bir filmde toplanmış. Aslında Lynch, filmi başta ikiz Tepeler benzeri bir te
Krantz, Michael Polaire, Alain
levizyon dizisi olarak tasarlamış ama pilot bölümü çekildikten sonra dizi olarak çok
Sarde, Mary Sweeney
pahalıya patlayacağına karar verilmiş. Bu nedenle senarist-yönetmen, oyuncu kadro
Senaryo: David Lynch
sunu yeniden bir araya getirmiş, birkaç sahne daha (ve bir final) ekleyerek Mulhol-
Görüntü Yönetmeni: Peter
Deming land Çıkmazı'nı uzun metrajlı film olarak gösterime sokmuş.
Müzik: Angelo Badalamenti Ne film ama! Çok güzel çekilmiş ve neredeyse çıldırtacak derece anlaşılması ola
Oyuncular: Naomi Watts, Jeanne naksız olan bu film, genç ve güzel bir kadın (Laura Harring), Hollywood'daki Mulhol
Bates, Laura Elena Harring, Scott land Çıkmazı'nda kaza yapmış bir arabanın enkazından çıkarken başlıyor. Kim oldu
Wulff, Robert Forster, Brent ğunu ve oraya nasıl geldiğini bilmeyen kadın, bir şekilde Betty Elms'in (Naoml
Briscoe, Maya Bond, Patrick
Watts) dairesine ulaşıyor ve Betty kimliğini yeniden bulması için ona yardım etmeye
Fischler, Michael Cooke, Bonnie
Aarons, Michael J. Anderson, karar veriyor (kadın geçici olarak Rita Hayworth'dan esinlenerek "Rita" adını alıyor).
Joseph Kearney, Enrique Buelna, Buraya kadar her şey gayet açık, değil mİ? Aslında pek değil. Bu noktadan sonra İki
Richard Mead, Ann Miller kadını Lynch'in çarpık boy aynasından görmeye başlıyoruz; Betty aslında tutunmaya
Oscar Adaylıkları: David Lynch çabalayan Dlane adlı bir aktristir ve Camilla adında bir yıldızın (Rita'ya hayli benze
(yönetmen)
mektedir) sevgilisidir. Camilla'ysa Diane'ı, genç bir yönetmen (Justin Theroux) için
Cannes Film Festivali: David
terk etmeye hazırlanmaktadır. Mulholland Çıkmazı'r» izlemenin en zevkli tarafların
Lynch (yönetmen), ödülü The Man
Who Wasn't There filminin dan biri, Lynch'in bize tüm cevapları vermemesi. Filmin ilk bölümü Diane'ın ölürken
yönetmeni Joel Coen ile paylaştı gördüğü bir rüya mı? Hangi hikaye gerçek, hangisi değil? Kafa karıştırıcı bir hikaye
(Altın Palmiye adaylığı) olsa da Lynch mizansendeki bazı ipuçlarının bulmacayı çözmekte bize yardımcı ola
cağını ima ediyor: örneğin, kırmızı bir abajur, bir anahtar (kim ve neden vermiştir) ve
kaza yeri. Ayrıca keskin gözlü İzleyiciler için daha en başta, açılış jeneriğinden bile
önce film in asıl anlamını ortaya çıkaracak İki açık ipucu verilmiş.
ikiz Tepeler, Eraserhead (Silgi Kafa, 1977), Blue Velvet (Mavi Kadife, 1986),
W ild a t Heart (Vahşi Duygular, 1990), Twin Peaks: Fire Walk With Me (ikiz Tepeler:
Ateş Benimle Yürür, 1992; TV dizisindeki olayların başlangıcını konu alan film) ve
Lost Highway (Kayıp Otoban, 1997) gibi M ulholland
Çıkmazı'nda da böylesine bağımlılık yaratan şey; kafa
karıştırıcılığı, gerçeküstülüğü ve rüyalarla gerçeklik ara
sındaki bulanık çizgi. Bazı izleyiciler filmin sonunda dü
ğümlerin çözülmemesine sinirlenebilir; ama Lynch'in
enfes görüntülerinin güzelliği, Angelo Badalamen-
ti'nin unutulmaz müzikleri ve muhteşem oyunculuklar
böylesi bir hüsranı telafi edecek çok şey sunuyor.
Lynch'in, Sunset Beach'ten Laura Harring ve Naomi
Watts gibi daha önce pembe dizilerde oynamış bir
grup oyuncuya rol vermesi ilginç; ve hepsi de etkileyi
ci performanslar sergiliyor. Özellikle Watts, hem saf
genç kız hem de kıskanç, kinci aşık rolünü aynı inandı
rıcılıkla oynayan Betty-Diane rolünde çok iyi bir keşif.
Mavi Kadife'den beri Lynch'in en iyi filmi olan
Mulholland Çıkmazı, muhteşem, sürükleyici, sinir bo
zucu ve göz kamaştırıcı. JB
THE ROYAL TENENBAUMS (2001) ABD (American Empirical,
Tenenbaum Ailesi Touchstone)
109dk, Technicolor
Wes Anderson'ın açıkça The New Yorker dergisinin eski sayılarından esinlene Yönetmen: Wes Anderson
rek ve hınzır bir mizah dozu katarak ortaya koyduğu bu tuhaf eseri, daha önceki Yapımcı: Wes Anderson, Barry
Mendel, Scott Rudin
iki filmi Bottle Rocket (1996) ve Rushmore'un (Çılgın Liseliler, 1998) hayranlarını
Senaryo: Wes Anderson, Owen
hayal kırıklığına uğratmıyor. Edward Gorey'in çizimlerinden fırlamışa benzeyen de
Wilson
korlarla donatılan ve Alec Baldwin'ln ifadesiz bir sesle anlattığı bu garip fantezi, yıl
Müzik: Mark Mothersbaugh
dızlarla dolu bir oyuncu kadrosunun yapmacık oyunculuklarına tutunuyor. Görsel Görüntü Yönetmeni: Robert D.
gag'lerle (karakterler çocukken giydikleri kıyafetlerin yetişkin versiyonlarını giyiyor Yeoman
lar, silahlar komik bir şekilde patlıyor ve komik bir bıçaklama gerçekleşiyor) ve müt Oyuncular: Gene Hackman,
hiş imalı esprilerle dolu senaryoda, dolaysız duygusal içerik neredeyse tamamen Anjelica Huston, Gwyneth Paltrow,
Ben Stiller, Luke Wilson, Owen
boş. Kusurlarına rağmen, Anderson yine de sorunlu aile komedisi türüne yeni bir
Wilson, Danny Glover, Bill Murray,
ta t katmayı başarmış. Anderson ve diğer senarist Owen Wilson, var olmayan bir Alec Baldwin, Seymour Cassel,
kitabı temel alan senaryoyla Oscar'a aday gösterildi. Wilson, yardımcı rollerden bi Kumar Pallana, Grant Rosenmeyer,
rinde de oynuyor ama Tenenbaum kardeşlerden biri olarak değil; oysa gerçek ha Jonah Meyerson, Aram
Aslanian-Persico, Irene Gorovaia
yattaki erkek kardeşi Luke, bir Tenenbaum'u canlandırıyor... Bu da pek çok yönü
Oscar Adaylıkları: Wes
karanlıkta bırakılmış film in bir başka ilginç yönü.
Anderson, Owen Wilson (senaryo)
Yıllardır egzotik karısı EthelineTe (Anjelica Huston) ayrı yaşayan, barodan ko Uluslararası Berlin Film
vulmuş avukat Royal Tenenbaum (Gene Hackman) zor günler yaşamaktadır. Üç Festivali: Wes Anderson (Altın Ayı
yetişkin çocuğu da dahidir: Richie (Luke Wilson) eski bir profesyonel tenisçi, evlat adaylığı)
edinilen kız kardeşi M argot (Gwyneth Paltrow) ünlü bir yazar, Chas'se (Ben Stiller)
bir finans dehasıdır. Babalarından sakınan ve kendi krizleriyle başa çıkmaya
çalışan üç çocuk, yeniden annelerinin yanına, ailenin beş katlı evine taşınır
(evin doğal olarak ailenin sancağını taşıyan küçük bir kulesi vardır; ve bunların
hepsi çağdaş New York'ta geçer). Etheline iş ortağına aşık olduğunu fark
eder (tüvitler ve fitilli kadifeler içinde muhteşem bir Danny Glover). Her za
man gerçek bir dalavereci olan Royal, ailesinin ilgisini geri kazanmak için gü
venilmez hizmetkarı Pagoda'nın (Kumar Pallana) da yardımıyla kansere yaka
lanmış numarası yapar. Pagoda aslında Royal'ı sevdiği halde onu öldürmeye
çalışır; Royal buna, "Bu beni son bıçaklayışın" esprisiyle karşılık verecektir.
Kendi garip motifleriyle bir aile yaşamı üzerine renkli ama bir o kadar da
hüzünlü ve hafif gerçeküstücü bir araştırma olan Tenenbaum Ailesi, tuhaf
alışkanlıklar ve olağanüstü yetenekler koleksiyonundan pek fazlasını sunma
yan iki boyutlu karakterlerle dolu; sadece Stiller'in karakteri bir ölçüde sahici
bir duygusal ağırlık taşıyor. Bununla birlikte Hackman, yüzeyde sakin ve ken
dine hakim gibi görünen ama aslında kendisinden başka kimsenin ihtiyaçları
nı düşünmeyen bir adam olarak nispeten doğal oyunculuğuyla üstünlüğünü
kabul ettiriyor. Royal, görünenin ardında ailesini kendi kuralları çerçevesinde
geri kazanmak için her türlü fırsata ümitsizce sarılıyor. Hackman ayrıca senar
yonun en iyi repliklerini kapmış: Eli, "Her zaman bir Tenenbaum olmak iste
miştim," dediğinde, Royal üstü kapalı bir şekilde "Ben de, ben de," yanıtını ve
riyor.
Sonuç olarak Tenenbaum Ailesi, tümüyle trajik olamayacak kadar komik
ve derin olamayacak kadar geveze bir melez film olarak son derece tatmin
edici aynı zamanda. Filmden geriye kalan şeyse bol meziyetli ama talihsiz bir
ailenin parıltılı neşesi ve âcı duyguları oluyor. KK
Brezilya (Zazen)
ÔNIBUS 174 ( 2002)
150dk, SB / Renkli Yönetmenler, gerçek olaylarda gizli heyecan verici hikayeleri gün ışığına çıka
Dili: Portekizce ramadığında belgeseller genellikle ilginçliğini yitirir. José Padilha'yla Felipe Lacer-
Yönetmen: José Padilha, Felipe da'nın Önibus 174 (174 Numaralı Otobüs) adlı belgeseli, Rio de Janeiro üzerinde
Lacerda
ki helikopter çekimiyle filmin başından itibaren bundan sıyrılmayı başarıyor; bize za
Yapımcı: José Padilha, Marcos
man ve mekan duygusu vererek kentsel sefaletin, polisin acizliğinin meşakkatli tab
Prado
losuna mümkün olan en geniş arka planı sağlıyor.
Senaryo: José Padilha
Görüntü Yönetmeni: Marcelo Sandro do Nascimento, 12 Haziran 2000’de 174 numaralı otobüse bindi ve si
"Guru" Duarte, Cezar Moraes lah zoruyla yolcuları rehin aldı. Acımasız, sağı solu belli olmayan bu profesyonel
Müzik: Sacha Amback, Joâo suçlunun çoğu zaman aklı başında değildi. Dolayısıyla, merkezi idareden ya da uy
Nabuco gun haberleşme araçlarından yoksun olmakla birlikte harcıalem gaddarlığıyla ünlü
Oyuncular: Yvonne Bezerra de bir polis teşkilatı için benzeri görülmemiş bir sorundu. Otobüsün bir koruma çem
Mello, Sandro do Nascimento,
Rodrigo Pimentel, Luiz Eduardo berine alınmamış olması, sonra da Brezilya televizyonunun canlı yayını işleri daha
Soares da kızıştırdı. Otobüsteki masum yolcular tehlikedeydi ve daha sonra Sandro maki
neli tüfekli bir polis memuru tarafından sıkıştırıldığında bir yolcu yaşamını yitirdi.
Padilha'nın belgeseli, bu hikayenin parçalarını derlemekle yetinip tarafları ken
di adlarına konuşmaya bırakıyor. Otobüs kaçırma olayının ve çeşitli röportajların et
rafında gelişen belgeselde, Rio'daki yoksulluk ve yozlaşma bu tek adli vakanın çer
çevesi genişletilerek ele alınıyor. Film boyunca (bazıları rehineler arasında bulunan)
uzmanlar gecekondu mahallelerindeki hayat koşullarını, rehineyle rehinenin, rehi-
neciyle polişin değişen kader ortaklıklarını ve Sandro gibi, toplumun en dış kesimin
de yaşayan, mülksüzve yoksul İnsanların kaçınılmaz kötü sonunu anlatıyor.
Sonunda selamete ve başarıya ulaşmak İçin trajedinin üstesinden nasıl gelindi
ği teması, filmin temelini oluşturuyor ve Sandro bunu görülmeye değer biçimde ört
bas ediyor. Burada görüntüler kelimelerden daha açık sözlü; özellikle de, olabilecek
her açıdan kare kare gösterilen polisle son hesaplaşma anında. Buna, Sandro'nun
fazlasıyla sıradan olduğu halde, bir şekilde önlenebilir olması dolayısıyla çok daha tra
jik olan hikayesini yeni bir biçimde algılamamız da ekleniyor. Suç gerçekten de suçu
doğuruyor olabilir belki, ama en katı yürekli görünen suçlu bile sonunda onu toplu
İngilizce adı: Bus 174
mun başına bir musibet olarak saran belirli bir bağlamda ortaya çıkar. GC-Q
THE PIANIST (2002) Britanya / Fransa / Almanya /
Piyanist Hollanda / Polonya (A gencja
Produkcji Fllm ow ej, Beverly D e troit,
Canal+ Polska, Fllm FernsehFonds
PolonyalI Yahudi piyanist Wladyslaw Szpllman'ın Varşova gettosunda hayat
Bayern, FBB, FFA, H eritage,
ta kalma mücadelesini anlatan Piyanist, İdeolojik bir film değil. Soykırıma yönelik Interscope, Canal+, M ainstream ,
herhangi bir "bakış açısı" benimsemiş olmamasının yanı sıra Roman Polanski filmi M eespierson, R.P., Runteam ,
olduğunu açıkça hissettiren bir film de değil. Ancak film alçakgönüllülük ve zekay S tudio Babelsberg, S tudio Canal,
TVP)
la kotarılmış; yönetmenin kendi soykırım hikayesi olmasa da hayatı boyunca yap
148dk, Renkli
mayı beklediği film olduğuna hiç şüphe yok. Film, Ronald Harvvood'un fazla açık
Dili: İngilizce /A lm a n c a
layıcı acemice diyaloglar İçeren senaryosundan zarar görse de, Pawel Edelman'ın
Yönetmen: Roman Polanski
görüntüleri muhteşem. Eski fotoğrafların, tarihin rengi olarak tanımlanabilecek Yapımcı: R obert Benmussa,
sepyanın kıyısında gezinen zengin koyu kahverengiler, pek çok sahnede yüreğini Rom an Polanski, A lain Sarde
ze İşleyecek. Olağanüstü ölçülü bir oyunculuk sergileyen Adrlen Brody, hayli serin Senaryo: Ronald H a rw o o d
kanlı Szpilman'ı canlandırıyor. Szpllman, Nazller'ln elinden birçok kez inanılmaya Wladyslaw Szpilman'm kitabından
cak kadar kıl payı kurtuluyor. Film özellikle Alman askerlerinin kişisel ve keyfi sadiz- Görüntü Yönetmeni: Pawel
Edelm an
miyle Nazi sisteminin kurumsal gaddarlığının korkutucu karışımını gözler önüne
Müzik: W ojclech Kılar
serme konusunda çok başarılı. Polanski akıllıca bir davranışla hiç yorum yapmıyor:
Oyuncular: A d rie n Brody, Emilia
Böyleslne titizlikle planlanmış bir dehşet karşısında yapılabilecek en İyi şeyin, ayrın
Fox, M lc h a l Z eb row skl, Ed
tıları doğru şekilde anlatmak olduğuna karar vermiş görünüyor. ET S toppa rd, M aureen Lipm an, Frank
Finlay, Jessica Kate M eyer, Julia
Rayner, W a n ja M ues, Richard
Ridings, N o m i Sharron, A n th o n y
M iln e r, Lucy Skeaplng, Roddy
Skeaping, Ben Harlan
Oscar: Roman Polanski
(y ö n e tm e n ), Ronald H a rw o o d
(senaryo), A d rie n Brody (erke k
oyun cu)
Oscar Adaylıkları: Roman
Polanski, R obert Benmussa, A lain
Sarde (film ), Pawel Edelm an (görsel
y ö n e tm e n ), A n n a B. Sheppard
(k o s tü m ), Herve de Luze (k u rg u )
Cannes Film Festivali: Roman
Polanski (A ltın Palm iye)
Ispanya / Fransa (El Deseo,
HABLE CON ELLA (2002)
France 2, Renn, Vía Digital) Konuş Onunla
101 dk, Eastmancolor
Dili: İspanyolca / Katalan / Konuş Onunla, İnsanın ruhunu eğlenceli bir şekilde arındıran bir önceki Ped
İngilizce
ro Almodovar filmi Todo sobre m i m adre'nin (Annem Hakkında Her Şey, 1999J
Yönetmen: Pedro Almodovar
insani sıcaklık ve duygusal karmaşasının kontrpuanını sunuyor. Almodövar'ın 14.
Yapımcı: Agustín Almodovar,
Michel Ruben filmi Konuş Onunla her ne kadar, önceki daha dinamik filmlerinin bazı göz kamaş
Senaryo: Pedro Almodovar tırıcı görüntülerini korusa da yönetmenin en kontrollü ve en sürükleyici filmi olarak
Görüntü Yönetmeni: Affonso değerlendirilebilir. Ayrıca, özellikle kadınları ele alışı, daha doğrusu suskunluğa
Beato gömmesi açısından en melankolik, en mesafeli ve en huzur kaçırıcı Almodövar fil
Müzik: Alberto Iglesias mi olduğu da söylenebilir. Almodövar'ın filmleri genelde yaşamın ve sinemanın
Oyuncular: Cecilia Roth, Marisa kargaşasını kucaklarken Konuş Onunla'nın yapısı, blrbirlyle bağlantılı birçok m otif
Paredes, Candela Peña, Antonia
San Juan, Penélope Cruz, Rosa le (ve görüntü içinde görüntü, performans İçinde performansla) son derece zarif,
María Sardá, Fernando Fernán karmaşık, hatta klasik. Genellikle manik olan önceki filmlerinde görülen bedensel
Gómez, Fernando Guillen, Toni lik bu filmde yerini, garip şekilde cansız, nesnel ve kaçamaklı bir tona bırakmış.
Cantó, Eloy Azorín, Carlos Lozano,
Film, ileride yaşanacakların tonunu belirleyen bir Pina Bausch gösterisiyle, di
Manuel Morón, José Luis Torrijo,
Juan José Otegui, Carmen Balagué ğer deyişle, karakterlerin birbirlerlyle eşit koşullarda karşılaşmasına ya da konuşma
Oscar: Ispanya (yabancı film) sına pek olanak tanımayacak şekilde blrbirlyle rekabet eden ve kaynaşan kimlikle
Cannes Film Festivali: Pedro rin karmaşık "dansı"yla başlıyor, iki erkek kahramanın Bausch'un dansına verdikle
Almodovar (yönetmen), (Altın ri, birbiriyle çelişen tepki (birisi neredeyse isterik, diğerinlnse dikkati dağılmış), öz
Palmiye adaylığı)
nel motivasyonların, tepkilerin ve eylemlerin dünyasına girdiğimizi hissettirir.
Almodövar'ın önceki filmlerinin çoğu, kadın karakterlere ve bu karakterlerin
hem birbirlerlyle hem de çevrelerindeki dünyayla karmaşık ve genelde çelişkili etki
leşimlerine odaklanır. Konuş Onunla'ysa, erkek kahramanlarına ve yaşamlarındaki
kadınlarla (ki her ikisi de komaya girer) gittikçe dünyadan kopan diyalogları üzeri
ne yoğunlaşıyor. Almodövar'ın filminin en çarpıcı yönlerinden biri, yönetmenin iz
leyiciyi kurnazca idare edebilme ve yönlendirebilme yeteneği sayesinde, dikkatleri
filmdeki eylemlerin nispeten daha rahatsız edici çağrışımlarından, en azından bir
süreliğine uzaklaştırması. Almodövar, sinemasının en cesur hamlesi olarak nitele
nebilecek şekilde, bir tecavüzü, Am ante menguante (Küçülen aşık) adlı gerçeküs-
tücü bir sessiz film aracılığıyla ustaca bir parodiyle "gösteriyor." Konuş O nunla'nın
en kayda değer başarısı, izleyicinin özdeşleşme eğilimiyle oynama ve buna mey
dan okuma tarzı. Kısacası film, yaşamımızı tanımlayan insanlar, eşyalar ve metin
lerle ve onların aracılığıyla nasıl konuştuğumuz üzerine derin bir tefekkür. AD
LA MEGLIO GIOVENTÜ (2003)
İtalya (BIBIFIIm, Rai Cinemafiction)
400dk, Renkli
iki kardeşin yaşamını yaklaşık 40 yıl boyunca takibe alan film, karakterlerine Dili: İtalyanca
yaşamaları için gerekli alanı ve ortak hikayelerinin devasa bir roman gibi gelişme Yönetmen: Marco Tullio Giordana
sini sağlayarak altı saatlik süresinin bir saniyesini bile boşa harcamıyor. Marco Tul- Yapımcı: Angelo Barbagallo,
lio Giordana'nın eşsiz bir Italyan hikayesi olan bu ödüllü epik filmi, aile dramını ül Donatella Botti
kenin yakın tarihiyle kusursuz bir biçimde iç içe dokuyarak hem karakterlerin hem
Senaryo: Sandro Petraglia,
Stefano Rulli
de ülkenin bir destanına dönüşüyor.
Görüntü Yönetmeni: Roberto
Önce 1966'da, ikisi de üniversite çağında olan Carati kardeşler, Nicola (Luigi Forza
Lo Cascio) ve Matteo'yu (Alesslo Boni) tanırız. Bir akıl hastanesinde kötü muame Oyuncular: Luigi Lo Cascio,
le gören Giorgia (Jasmine Trinca) adlı bir genç kızla tanıştıklarında onu hastane Alessio Boni, Adriana Asti, Sonia
Bergamasco, Fabrizio Gifuni, Maya
den kaçırıp yola koyulurlar. Giorgia için pek fazla bir şey yapamayacaklarını anlasa
Sansa, Valentina Carnelutti,
lar da bu karşılaşma hayatlarını sonsuza dek değiştirir. Nicola bir süre hippi olarak Jasmine Trinca, Andrea Tidona,
takılır, daha sonra da Giorgia gibi insanlara yardımcı olmak için psikiyatriye girer. Lidla Vitale, Claudio Gioe, Paolo
Glorgia'nın durumundaki adaletsizliğe öfkelenen Matteo'ysa okulu bırakıp orduya Bonanni, Mario Schiano, Giovanni
Scifoni, Michele Melega
kaydolur, en sonunda da polis olur.
Cannes Film Festivali: Marco
Sandro Petraglia ve Stefano Rulli'nin olağanüstü senaryosu, Carati kardeşleri,
Tullio Giordana (özel ödül)
arkadaşlarını ve diğer kardeşlerini İtalya tarihinin birkaç dönüm noktasına bağlıyor.
Floransa'yı sular altında bırakan 1966 taşkınları sırasında Nicola, 1970'lerde Kızıl
Tugaylar terörist grubuna katılan gerçek aşkı Giulla'yla (Sonia Bergamasco) karşı
laşır. Caratls’ ln ablası Glovanna (Lldla Vitale) 1980'lerdekl Mafya davalarının yar
gıçlarından biri olur.
La Meglio Oioverıtü, milli olayların aile dramından daha ağır basmasına hiçbir
zaman izin vermeme başarısını gösteriyor. Daha çok, aile prizmasından bakılarak
İtalya tarihi anlatılır; hem kişisel hem siyasal olaylar aynı ağırlıkta cereyan eder. Bu
karakterlerin gözünde bir cenaze, bir düğün, doğal afetlerle ya da terörist saldırı
larla aynı derecede önemlidir, işçilerin geçici olarak işten çıkarılması gibi sıkıcı ko
nular bile, Giordana'nın tanıyıp sevdiğimiz İnsanlar üzerine etkisini gösterdiğinde
İngilizce adı: The Best o f Youth
olduğu gibi filmi gayet sürükleyici kılar. KW
Güney Kore
OLDBOY (2003)
120dk, Renkli İhtiyar Delikanlı
Dili: Korece
Yönetmen: Chan-wook Park Başarıyla işlenmiş mistik bir masal, şiirsellik, okul günleri ve fütüristik bir yatak
Yapımcı: Dong-ju Kim, odası, ihtiyar Delikanlı'nın erdemlerinden yalnızca birkaçı. Ödipal tabulara, kör ta
Seung-yong Lim
lihe, hipnotizmaya ve kadere dayanan, bünyesinde aksiyon, dram ve psikolojik ge
Senaryo: Jo-yun Hvvang, Chun-
hyeong Lim, Joon-hyung Lim rilimi barındıran bu gerilim filmi Kore sinemasını, daha önce hiçbir filmin yapama
Chan-wook Par, Garon Tsuchiya dığı kadar geniş kitlelere ulaştırdı. Ö ykü^yönetfnçnin sevilen bir önceki filmi
Görüntü Yönetmeni: Jeong-hun Sympathy fo r Mr. Vengeance'ınkindeıijHaklı İn tika rn \2 0 0 2 ) daha basit: Bir
Jeong adam, hiçbir açıklama yapılmaksızın 15 yıl boyunca hapsediliyor. Kaçmasının ardın
Müzik: Pierre Aviat dan, onu kaçıran kişiyi bulmak için yalnızca beş günü var.
Oyuncular: Min-sik Choi, Ji-tae Koreli yönetmen Chan-VVook Park'ın Garon Tsuchiya'nın Japon mangasını te
Yu, Hye-jeong Kang, Dae-han Ji,
mel alan kanlı ve hüzünlü başyapıtı ihtiyar Delikanlı'nın bomba etkisi yapan başlan
Dal-su Oh, Byeong-ok Kim, Seung-
Shin Lee, Jin-seo Yun, Dae-yeon gıcı böyle. Kendi dublörlüğünü yapan oyuncu Choi Min-sik, bir gökdelendeki pen-
Lee, Kwang-rok Oh, Tae-kyung Oh ceresiz hücresinden dahice kaçmayı başaran talihsiz kaçırılma kurbanı Dae-su ka
Cannes Film Festivali: Chan- rakterini canlandırmak için çok çalışmış. Dae-su, kaçar kaçmaz kendisini kızından,
wook Park (Büyük Jüri Ödülü),
karısından ve hayatından eden kişiden öç almak için M onte Kristo tarzı bir yemin
Chan-wook Park (Altın Palmiye
adaylığı) eder. Artık çirkin peruklu Koreli bir Charles Bronson'ı andıran Dae-su, bir ahtapotu
canlı canlı yedikten sonra bayılıp tezgâha kafa üstü düşerek etkilediği güzel bir su-
şi şefiyle (Gang Hye-jung) arkadaş olur, ihtiyar Delikanlı'nın insanı yere serip iki sek
sen uzatan tarzı işte böyle. Masal ne kadar karmaşık olursa olsun, filmin temelini
oluşturan basit mantık, filmdeki sayısız geriye dönüşü kolaylıkla anlaşılır hale geti
riyor. Temposu insanı yer yer soluksuz bırakan ama durup düşünmeye de olanak
veren ihtiyar Delikanlı'nın dövüş sahnelerinin koreografisi hem çok yaratıcı hem de
şaşırtıcı. Filmdeki şiddetin tamamı olay örgüsüne hizmet ediyor. Film tüm vahşiliği
ne karşın sonuçta gerilimli mafya öyküsü ve gizemli intikam öğelerini başarıyla bir
araya getiren bir kara komedi. Chan-vvook Park, film 2004 yılında Cannes'da bü
yük jüri ödülünü kazandığında, oyunculara ve ekibine teşekkür ettikten sonra su-
şi barındaki etkileyici sahnenin çekimlerinde hayatlarını feda eden dört ahtapota
teşekkür ederek dinleyicileri şaşkına çevirmişti. KK
ABD / Yeni Zellanda / Almanya
201 d k /2 5 1 d k (özel versiyon) Renkli
Dili: İngilizce / Sindarin
Yönetmen: Peter Jackson
Yapımcı: Peter Jackson, M ichael
Lynne, M a rk O rdesky, Barrie M .
O sborne
Senaryo: Fran W alsh, Philippa
Boyens, Stephen Sinclair, Peter
Jackson
Görüntü Yönetmeni: A n d re w
Lesnie
Müzik: H o w a rd Shore
Oyuncular: Elijah W o o d , Ian
M cK ellen, Liv Tyler, V ig g o
M o rte n se n , Sean A stin , Cate
B lanche tt, John Rhys-Davies,
Bernard Hill, C h risto p h e r Lee, Billy
Boyd, D o m inic M o n a g h a n , O rla n d o
Bloom , H ugo W e a vin g , M iranda
O tto , David W e n h a m , Karl U rban,
Ian H olm , John N oble
Oscar adaylıkları: G ra n t M a jo r,
Dan H ennah, A lan Lee (sanat
y ö ne tm eni-set d e ko ru ), Ngila
Dickson, Richard Taylor (kostü m ),
Peter Jackson (y ö n e tm e n ), Jamie
Selkirk (ku rg u ), Richard Taylor,
Peter King (m akyaj), H o w a rd Shore THE LORD OF THE RINGS: RETURN OF THE
(m ü zik), Fran W alsh, H o w a rd
Shore, A n n ie Lennox (film şarkısı,
KING (2003) Yüzüklerin Efendisi: Kralın Dönüşü
"In to th e W est" isim li şarkı), Barrie
M . O sborne, Peter Jackson. Fran Yüzüklerin Efendisi üçlemesinin son bölümü, her şeyi belirleyecek olan filmdi,
W alsh (film ), C h risto p h e r Boyes, ilk iki filmle koyu Tolkien hayranlarının sempatisini kazanıp beklentisini yükselten
M ichae l Sem anick, M ichael
Yeni ZelandalI yönetmen Peter Jackson'ın üçlemeyi gereken ihtişamla bitirip bitire
H edges, H a m m o n d Peek (ses), Jim
Rygiel, Joe Letteri, Randall W illia m meyeceği merak konusuydu. Eğer Kralın Dönüşü başarısız olsaydı, ayrıntıları ve
C ook, A le x Funke, (görsel e fe k tle r), enerjisi övgüye boğulan Yüzüklerin Efendisi üçlemesi, M atrix üçlemesinin son iki
Fran W alsh, Philippa Boyens, Peter bölümü gibi hayal kırıklığı yaratabilirdi. Orijinal versiyonu 200 dakika süren film,
Jackson (senaryo)
üçlemenin gevşek olay örgüsünü toparlamaya yetecek kadar sıkı, katı ve keskin.
Yüzüklerin Efendisinin çok fazla sonu var ama zaten film in amacı da bu. Ön
ceki filmleri izlemeyenler ya da Tolkien hayranı olmayanlar Kralın Dönüşü'nü ken
di içinde bir bütünlüğü olan bir film olarak göremez çünkü bu filmde daha önce
ki olaylara dair, İki Kd/edekinden bile daha az anımsatma var. Elijah Wood'un yü
zük taşıyıcı Frodo olarak sürdürdüğü çileli yolculuk, örümceklerden korkanları faz
lasıyla rahatsız edecek en dayanılmaz tehlikenin ardından sona eriyor. Üçlemenin
en heyecan verici karakteri olan Gollüm, Andy Serkis'i herkesin tanıdığı bir oyuncu
haline getirdi. Sinema açısından hayal kırıklıklarıyla dolu bir yılda gösterime giren
Kralın Dönüşü'nün baş döndürücü bir mükemmelliği var. Filmin başarısı. Yüzükle
rin Efendisi üçlemesinin gelecekteki her türlü üçleme ve devam filminin ulaşmaya
ya da aşmaya çalışacağı bir kilometre taşı olmasını sağladı. Üç parçalı Yüzüklerin
Efendisi, İzleyicileri zahmetsizce kahramanlığın, aşkın ve özverinin son derece an
lamlı olduğu başka diyarlara taşıyor. KK
GOOD BYE LENIN! (2003)
Almanya
Elveda Lenin 121 dk, Renkli/SB
Dili: A lm a nca
Çok uzun zaman öncesinin olaylarıymış gibi gözükse de (Berlin Duvarı'nın yı Yönetmen: W o lfg a n g Becker
kılışı, sokaklara taşan Doğu ve Batı AlmanyalIlar ve Almanya'nın yeniden birleşme Yapımcı: Stefan A rn d t, M arcos
Kantls, M anuela Stehr
sini müjdeleyen o komik Trabant otomobiller), bunların hepsi, 1988'de oldu. İki
Senaryo: W o lfg a n g Becker, Bernd
halkın bu birleşmesi her iki tarafın hayatında birçok şeyi değiştirdi; ama W olfgang Lichte nberg
Becket'ln Elveda Lenln'l, acının, öfkenin ve işsizliğin ortasında bolca mizahın da ya Görüntü Yönetmeni: R obert
şandığını gösterdi. Elveda Lenin'in öyküsü, Doğu Almanya'da, Duvar'ın yıkılmasın Richardson
Bir Konuşabilse
Yabancı bir ülkede yalnızlık ve şaşkınlık hissetmiş herkes, Sofia Coppola'nın
yönetmen olarak İkinci filmi Bir Konuşabilse'yi kendine çok yakın bulacaktır. Evden
uzak iki yalnız Amerikalı, meslek yaşamında inişe geçmiş 50 yaşındaki film yıldızı
Bob (Bill Murray) ve fotoğrafçı kocasıyla seyahate çıkmış 22 yaşındaki sevimli ama
canı sıkılan Charlotte (Scarlett Johansson), Tokyo'da bir otelin ruhsuz lüks ortamın
da karşılaşır, ikisi de saat farkına alışamamıştır ve uykusuzluk çekmektedir. Bob,
ABD / Japonya (American yüksek ücretle Japon viskisi reklamlarında oynayan bir aktör konumuna düştüğü,
Zoetrope, Elemental,
Charlotte kocasıyla aralarındaki aşkın yok olup gitmesine tanık olduğu için ıskarta
Tohokashinsha)
102dk, Renkli ya çıkarılmış hisseder. Bu tuhaf çift, kendi halleriyle dalga geçtikleri soğukkanlı mi
Dili: İngilizce / Japonca / Almanca zah anlayışları, okuyamadıkları devasa ışıklı tabelalarla anlam veremedikleri tuhaf
Fransızca adetlerle akılları karışmış bir halde, birbirlerinde sıcaklık ve teselli bulurlar.
Yönetmen: Sofia Coppola Daha az hünerli bir yönetmen filmi kolay bir çözüme götürürdü: Bob ve Char
Yapımcı: Sofia Coppola, Ross Katz lotte yatarlar; tüm sorunlar tatil aşkı romantizmiyle tatlıya bağlanırdı. Oysa Coppo
Senaryo: Sofia Coppola la, acı tatlı bir komediye hizmet edecek şekilde aşikar olandan kaçar ve filmin mi
Görüntü Yönetmeni: Lance zahi yönü havada yüzen bir melankoliyle durmaksızın kesilir. Küçük bir göz seğir
Acord
mesi ya da yılların yıpratıcı hayal kırıklıklarına işaret eden hafif bir yüz buruşturmay
Oyuncular: Scarlett Johansson,
Bill Murray, Akiko Takeshita, la Murray'nin mahcup, donuk ifadesi, filme çok güzel oturuyor; Johansson da bir
Kazuyoshi Mlnamimagoe, Kazuko birlerinin çekimine kapılmalarını tam anlamıyla inandırıcı kılan İşlek, hin bir zekâya
Shibata, Take, Ryulchlro Baba, sahip. Sonuna kadar yaşanmamış olsa da aralarındaki ilişki hiçbir zaman yadsın
Akira Yamaguchi, Catherine
maz; bakışlar, mahzun tebessümler ve anlamlı sessizliklerle dışa vurulur. Filmin en
Lambert, François du Bois, Tim
Leffman, Gregory Pekar, Richard dokunaklı sahnesinde, giyinik ve tavana bakar bir halde bir yatağın üstüne yan ya
Allen, Giovanni Ribisi, Diamond na uzanmış, çaresizlik ve acizlik duygusunu paylaşırlar. Konuşurlarken Charlotte
Yukai
bacaklarını kıvırır ve Bob nazikçe onun çıplak ayağını okşar. Bu minik dokunuşta
Oscar: Sofia Coppola (senaryo)
tüm o yatak odası jimnastiklerinde olduğundan çok daha fazla erotizm vardır. PK
DER UNTERGANG (2004)
Çöküş
Oliver Hirschbiegel'in yönettiği, Bernd Eichinger'in senaryosunu yazdığı ve Hit-
ler'in portresini alışılmış hikaye kalıbında sunan ilk Alman film i olma özelliğini taşı
yan Çöküş'ün ABD galasına eleştirel bir gerginlik hakimdi. Hitler'in (Bruno Ganz) ve
yakın çevresinin son günlerini yılmaz bir doğru sözlülük ve hızlı bir tempoyla perde
ye aktaran filmin, Üçüncü Reich'ı ve sanrıya kapılmış adamlarını insancıllaştırarak
yaptıkları şeylerin korkunçluğunu hafifletmiş olabileceğinden endişeleniliyordu.
Ama durum hiç de öyle değildi. Hitler'in, Eva Braun'ın (Juliane Köhler), Joseph
Goebbels'in (Ulrich Matthes) ve diğerlerinin burada İnsan olduklarına şüphe yok;
asıl önemli nokta, genellikle gerçekten canavarca olanın ne olduğu. Sonuç olarak,
Nazi makine üretiminin yavaşlatılmasındaki çeşitli nifakları izlerken; o romantik psi
kopat, bir zamanlar gücünün doruğundayken hezeyanla bağırır çağırır, tatlı sözler Almanya / İtalya / Avusturya
le kandırır, bahaneler uydurur ve bilimkurgudan farksız ütopyasının başarısızlığı kar (C o n s ta n tin ) 156dk, Renkli
şısında feryat figan ederken (bir kültürün ortadan kaldırılmasındaki rolünü reddede Yönetmen: O liver H irschbiegel
rek) blzler rahatsız edici bir aşinalık duygusuyla baş başa kalıyoruz. Yapımcı: Bernd Eichinger
Çöküş'ün bu yön yitirten, merkezsizleştiren doğru sözlülüğü, filmin başarısının Senaryo:: Bernd Eichinger
anahtarı. Hirschbiegel'in kamerası ve Ganz'ın muhteşem donuk oyunculuğu, Hitler'i Görüntü Yönetmeni: Rainer
K lausm ann
sürekli olarak kadrajın kıyısına itiyor. Bununla birlikte başka karakter özellikleri de
Oyuncular: Bruno Ganz, A lexand ra
yan karakterler aracılığıyla görünür kılınıyor: merhamet, cesaret, açgözlülük, kariyer M aria Lara, C orinnaa H a rfouch,
hırsı ve Hitler'in nefret ettiği Almanların durumunda, inanılmaz bir sadakat... So U lrich M a tth e s , Juliane Köhler, H eino
nuncusunu, yaşam dolu yüzeysel Braun ve gözünden hiçbir şey kaçmayan, Blind Ferch, C hristian Berkel, M a tth ia s
Habich, Thom as K retschm ann,
Spot: Hitler's Secretary adlı 2002 yapımı belgeselde bu olayları anlatan sekreter Tra-
M ichael M endi, A n d ré H ennicke,
udl Junge (Alexandra Maria Lara) temsil ediyor. Korkunç yazgılarına trajik denilebi Ulrich N o eth en, B irgit M inichm a yr,
lir mi? Hiç şüphesiz. Bununla birlikte, Hirschbiegel ve Eichinger'in imparatorlukların Rolf Kanies, Justus vo n D ohnanyi
İçerden nasıl parçalandığına ilişkin hayranlık uyandırıcı, inceden İnceye radikal yoru İngilizce adı: Downfall
mu, buna zemin hazırlayan pek çok şeyi gözler önüne seriyor. M H
Fransa / ABD (2003 Productions) UN LONG DIMANCHE DE FIANÇAILLES (2004)
133dk, Renkli Kayıp Nişanlı
Dili: Fransızca / Almanca
Yönetmen: Jean-Pierre Jeunet
Filmler, görüntü ve sesleriyle bizi en fazla, medyanın güzellikleri ve acıları iyi
Yapımcı: Francis Boespflug
ce kanıksatmasından önce yaşanan olayları sergilerken etkileri altına alırlar. Sébas
Senaryo: Jean-Pierre Jeunet ve
Guillaume Laurant, Sébastien tien Japrisot'nun romanından uyarlanan Jean-Pierre Jeunet filmi Kayıp Nişanlı'da
Japrisot'nun Un Long Dimanche de da durum böyle; zengin ayrıntılarla donatılan bu tarihi epik film, çarpıcı bir güzel
Fiançailles romanından liğe ve güçlü bir hikayeye sahip.
Görüntü Yönetmeni: Bruno
1. Dünya Savaşı cephelerinde ve savaş sonrası Fransız taşrasında geçen Kayıp
Delbonnel
Nişanlı, Mathilde'in (Audrey Tautou) Somme'da askeri mahkemede yargılanan as
Oyuncular: Audrey Tautou,
Gaspard Ulliel, Dominique Pinon, kerlerden biri olan kayıp aşkı Manech'i (Gaspard Ulliel) aramasını konu alıyor. Do
Chantal Neuwirth, André ğal olarak işin içinde bazı karışıklıklar vardır ve bunların en kayda değeri de Ma-
Dussollier, Ticky Holgado, Marion nech'in ölümüne aslında kimsenin doğrudan tanık olmadığı gerçeğidir. Sonuç ola
Cotillard, Dominique Bettenfeld,
rak, aksine işaret eden bir yığın kanıt olduğu halde, Mathilde'in nişanlısının yaşa
Jodie Foster, Jean-Pierre Darroussin,
Clovis Cornillac, Jean-Pierre Becker, dığı yolundaki imkansız gibi görünen inancına tutunuruz.
Denis Lavant, Jérôme Kircher, Romantizmi gizem ve savaşla başarıyla harmanlayan ve büyülü gerçekçilikle ser
Albert Dupontel bestçe flört eden Jeunet, cephede akıtılan kanı ayrıntılı bir biçimde gösterir; ama sa
Oscar Adaylıkları: Aline Bonetto
dece aşıkları filmin sonunda kavuşturmaya hizmet edecek şekilde. Sık sık başvurulan
(sanat yönetmeni), Bruno
Delbonnel (görüntü yönetmeni) geri dönüşler, doğrusal olmayan anlatı tarzı, üst üste bindirmeler, hayali sahneler, Ta-
utou'nun yüzündeki anlam yüklü en minik kas hareketleriyle ve diğer dört askerin yan
hikayelerini içeren yapısıyla filmin olay örgüsü daha da karmaşık hale gelir. Döneme
ilişkin gerçekçi ayrıntıları yansıtan kostüm ve dekorlardan gösterişli kamera hareketle
ri ve dahiyane özel efektlere dek, film bir tasarımcının yetenek gösterisi gibi adeta.
Paris'in yaldızlı döneminin genel planları, bir deniz fenerinden görülen manza
ra ve Tarafsız Bölge'de ilerleyen piyadelerin görüntüsü gibi nefes kesici birkaç unu
tulmaz sahne var. Buna karşın baştan sona duygusal bir film bu: Mathilde, Ma
nech'i o kadar çok seviyor ki, tam da korkunç savaşın fokurdayan kazanından çık
İngilizce adı: A Very Long manın ardından iki aşığı huzur ve mutluluğa kavuşturacak kadar derin olduğu için
Engagement
onun bu imkansız sadakatine inanıyoruz. GC-Q
FAHRENHEIT 9/11 (2004) ABD
122dk, Renkli
2004 yazında adından en çok söz ettiren film, sırtını CGI teknolojisine yasla Dili: İngilizce / Arapça
yan bir gişe filmi değil, Michael Moore'un New York'taki Dünya Ticaret Merkezi'ne Yönetmen: Michael Moore
ve Washington'daki Pentagon binasına 11 Eylül 2001'de yapılan saldırıların ardın Yapımcı: Jim Czarnecki, Rita
Dagher, Carl Deal, Carl Deal,
dan ABD'nin geldiği durumu yorumladığı Altın Palmiyeli ve tartışmalı filmiydi.
Joanne Doroshow, Kurt Engfehr,
Bowling For Columbine'ın (Benim Cici Silahım, 2002) yönetmeninden bekledi Jeff Gibbs, Kathleen Glynn, Monica
ğimiz üzere bu belgesel, hesaplı ve manipülatif; dahası yer yer kendisiyle çelişiyor. Flampton, Nicky Lazar, Tia Lessin,
Ama Moore, Bush yönetiminin saygınlığını iki saat içinde yerle bir etmeye çalışır Jay Martel, Agnès Mentre, Anne
Moore, Michael Moore, Meghan
ken (ve bunu büyük ölçüde başarırken) aynı zamanda güçlü, komik, etkileyici ve
O'Hara, Bob Weinstein, Harvey
şaşırtıcı bir film koyuyor ortaya. "Dubya“nın New York'taki saldırılardan haberdar Weinstein
edildikten sonra bir grup öğrenciye yedi dakika boyunca aptal aptal bakması bile Senaryo: Michael Moore
sizi Bush karşıtı cepheye itmeye yetebilir. Görüntü Yönetmeni: Andrew
Seçimlerin sonuçlarını etkileyemese de Amerikan iktidarının seçim yılında seç Lesnie
menlerinin bu filmi izlemesini engellemeye çalışması çok doğal. Filmin yanlı oldu Müzik: Howard Shore
ğu doğru ama Bush'u Beyaz Saray'a taşıyan şaibeli seçimlerden başlamasıyla film,
Oyuncular: Michael Moore, Khalil
Bin Laden, Jenna Bush, Neil
bir o kadar da dahiyane. 11 Eylül'ün karartılmış bir ekranla ve o gün kaydedilen Cavuto, John Conyers, Byron
seslerle, daha sonra da dehşet içinde sokaklara dökülen New York'luların görüntü Dorgan, Al Gore, Abdul Henderson,
leriyle asap bozucu bir biçimde aktarılması, Irak işgali ve Bush ailesinin Bin Ladin ai Lila Lipscomb, Jim McDermott,
Rep. Patsy Mink, Craig Unger, Ben
lesiyle ilişkileri, Moore'un mikroskopunun altına konuyor. Filmde Moore'dan bekle
Affleck, John Ashcroft, Barbara
nen o görkemli sahneler de var: Moore sokaklarda kongre üyelerini takip edip Bush, George Bush, George W.
oğullarını askere yazdırmalarını istiyor ya da bir dondurmacı arabasıyla Washing Bush, Jeb Bush, Laura Bush,
Saddam Hussein, Osama bin
ton D.C.'yi dolaşarak pek çok politikacının okumadan imzaladığı Yurtseverlik Yasa-
Laden, Colin Powell, Dan Rather,
sı'nı megafonla okuyor. Ancak bu türden anlara, önceki belgesellerine kıyasla da Condoleezza Rice, Donald
ha az yer verilmiş; zira Moore'un akıllıca fark ettiği gibi George Bush'un salak gibi Rumsfeld, Britney Spears
görünmek için fazla yardıma ihtiyacı yok. Cannes Film Festivali: Michael
Komik anlar üzücü ve korkunç anlarla etkileyici bir biçimde bir araya geliyor. Moore. (FIPRESCI Ödülü), Michael
Moore (Altın Palmiye)
Moore'un politik görüşüne katılsanız da katılmasanız da bu sınır tanımayan, tutku
lu, unutulmaz filmi izlemelisiniz. JB
SIDEWAYS (2004)
Sideways, orta yaşlı bir şarapsever olan başarısız roman yazarı Miles'ın (Paul
Giamatti) hikayesini konu alıyor. Miles, en iyi arkadaşı Jack'l (Thomas Haden
Church) düğününden önceki hafta Kaliforniya'nın şarap diyarında bir tura çıkarmak
istiyor. Gezileri sırasında Miles, Maya (Virginia Madsen) adlı bir garson kıza aşık olu
yor. Bu arada Jack, Maya'nın arkadaşı Stephanie'yi (Sandra Oh) baştan çıkarıyor.
Çok geçmeden Jack'in foyası meydana çıkıyor ve İki çiftin ilişkisi de mahvoluyor. Yi
ne de film, umut verici bir sinyalle sona eriyor; Maya, Miles'a mektup yazarak sana
tının sürdürülmeye değer olduğunu ve onu yakışıklı bulduğunu söylüyor.
Filmi karalayan az sayıdaki eleştirmen, alkolizme ve sadakatsizliğe odaklan
mıştır. Doğru. Ama Sideways' in derdi, insanların zaaflarını gözler önüne sermek.
Filmin gerçek güzelliği, genellikle heyecan verici metaforlarla desteklenen küçük
mahremiyet anlarında yatıyor. Örneğin Maya'nın şarabı (ve Miles'ı) neden çekici
bulduğuna ilişkin tanımı tek kelimeyle olağanüstü: "Üzümlerin yetiştiği yıl neler ol
ABD (Fox Searchlight, Michael duğunu düşünmek hoşuma gider; güneş nasıl parlıyordu; hava yağmurlu muydu.
London Productions, Sideways)
Üzümleri yetiştiren ve toplayan tüm o insanları düşünürüm. Ve eski bir şarapsa, o
116dk, Renkli
insanların kaçının ölmüş olması gerektiğini düşünürüm. Şarabın nasıl evrimine de
Dill: İngilizce / Ermenice
vam ettiğini, örneğin bugün bir şarap şişesini açtığımda onu başka bir gün açsay-
Yönetmen: Alexander Payne
dım tadının ne kadar farklı olacağını... Çünkü aslında şişenin içindeki şarap canlı
Yapımcı: Michael London
dır. Ve sürekli evrim geçirip karmaşıklaşır. Yani tadının doruğuna ulaşıncaya dek."
Senaryo: Alexander Payne ve Jim
Taylor, Rex Pickett'nin Sideways Sinemada metaforların modası geçmiş olabilir ama Sideways, şarabı, hayatın po
.isimli romanından tansiyelini onaylamak için kullanmasıyla diğerlerinden ayrılıyor.
Görüntü Yönetmeni: Phedon Payne ve senaryoyu birlikte yazdığı Jim Taylor'a En iyi Uyarlama Senaryo Os-
Papamichael carı'nı kazandıran senaryonun dışında filmin gerçekten göz alıcı tarafı, dört başrol
Müzik: Rolfe Kent, Francisco oyuncusunun da olağanüstü bir oyunculuk sergilemiş olması. Giamatti ve Madsen
Tarrega
düpedüz yıldız gibi parıldıyor; daha önce gölgelerde çabalayan Haden Church İse
Oyuncular: Paul Giamatti,
Thomas Haden Church, Virginia tam bir keşif. Şarap tadımı üzerine uzun metrajlı bir film in bu kadar sürükleyici ve
Madsen, Sandra Oh, Marylouise eğlenceli olabileceği kimin aklına gelirdi? GC-Q
Burke, Jessica Hecht, Missy Doty,
M.C. Gainev, Alysia Reiner, Shake
Tukhmanyan, Shaun Duke, Robert
Covarrubias, Patrick Gallagher,
Stephanie Faracy, Joe Marlnelli
Oscar: Alexander Payne, Jim Taylor
(senaryo)
Oscar adaylıkları: Michael
London (film), Alexander Payne
(yönetmen), Virginia Madsen
(yardımcı kadın oyuncu)
CACHE (2005)
Fransa / Avusturya / Almanya
Saklı İtalya (Les Films du Losange,
Wega)
117dk, Renkli
Almanya doğumlu yönetmen Michael Haneke, haneye tecavüz üzerine kurulu,
Yönetmen: Michael Haneke
zorlayıcı ve kafalarda çıldırtan soru işaretleri yaratan Funny Games (Ölümcül Oyun
Yapımcı: Veit Heiduschka
lar, 1997) adlı gerilim filminden bu yana kendisini meta-sinemanın önde gelen pro
Senaryo: Michael Haneke
vokatörü ve bizzat bir çeşit haneye tecavüz eden yönetmen olarak ortaya koydu.
Görüntü Yönetmeni: Christian
Saklı, Haneke'nin şimdiye kadar burjuvazinin huzurlu dünyasını ve sinema izleyicisi
Berger
nin edilgenliğini en keskin biçimde sorguladığı film. Oyuncular: Daniel Auteil, Juliette
Filmin kolayca özetlenebilecek bir hikayesi var: Paris'te yaşayan, orta üst sınıf Binoche, Maurice Benichou, Annie
tan Georges (Daniel Auteuil) ve Anne (Juliette Binoche) çiftinin evlilikleri, kapılarının Girardot, Bernard Le Coq, Walid
Afkir, Lester Makedonsky, Daniel
önünde kendi ufak evlerinin görüntülerini içeren, göndereni belirsiz video kasetler
Duval, Nathalie Richard, Denis
bulmalarıyla sarsılmaya başlar. Kasetlerde kayda değer bir şey yoktur ancak tehdit- Podalydes, Aissa Maiğa, Caroline
kar bir anlam ve bir nevi suçlayıcılık barındırırlar. Aslına bakılırsa, film in önemli se Baehr, Christian Benedetti, Philippe
kansları, göründükleri gibi zararsız genel planlar olmayan bu upuzun çekimlerden Besson, Loic Brabant
parçalar gösterildikçe ortaya çıkar ve bunlar, sinema hakkındaki en temel varsayımı Cannes Film Festivali: Michael
Haneke (yönetmen, FIPRESCI
mız olan izleyenle izlenen ayrımını ustalıkla darmadağın eder.
ödülü, Büyük Jüri ödülü), (Altın
Anne kasetlerin yaşamlarını giderek daha da ayrıntılı biçimde gözler önüne se Palmiye adaylığı)
ren içeriğinden ve moral bakımından tükenen Georges'un bunları kendi sorunlu
geçmişiyle bağlantılandıramamasından ötürü büyük bir öfkeye kapılırken, Haneke
de huzursuzluğun dozunu artırır. Böylelikle, Georges'un muhtemel işkencecisiyle
yüzleşmesinin ani ve tüyler ürperten sonucu bizim tuhaf suç ortaklığımız yüzünden
insana daha da zalimce gelir. Filmin sonunda Georges kendisini evinin her türlü kon
fora sahip rahminde saklarken bu hissi anlayacaksınız.
Filmin sonunda jeneriğin arkasında akan ve daha önceki gözetleme sekansları
nın engel olduğu dikkat derecesini ödüllendiren sahneyle Haneke hiç pes etmediği
ni gösterir. Bu sahne, hem Saklı'nın esas gizem kaynağına dayanılmaz derecede
mantıklı bir çözüm hem de onun getireceği felaketlere potansiyel bir hafifletici ne
den sunar. Bizler, anlamakta bile zorluk çekeceğimiz trajedilerin uyuşmuş, şaşkın ta
nıkları olarak kalakalırız. Haneke'nin sertçe ima ettiği şey, her zaman olduğu gibi,
İngilizce adı: Hidden
bunun böyle olması için aslında onun filmlerine ihtiyaç duymadığımızdır. MH
Fransa / Belçika / İsrail / İtalya VA, VIS ET DEVIENS (2005)
(Elzevir, Oİ'OÎOİ') Bir Şans Daha
140dk, Renkli
D ili: Amharic (Etiyopya dili) / EtiyopyalI Yahudiler'in İsrail'e göçüyle ilgili ilk epik film olan, Radu Mllhalle-
ibranice / Fransızca anu'nun büyük bir başarıyla kotarılmış yapıtı Bir Şans Daha, izleyicilerin, söz konu-
Yönetmen: Radu Mihaileanu ' su bölgenin dışında yaşayanların muhtemelen hakkında pek az şey bildiği bir hika
Yapımcı: Denis Carot, Marie yeyle duygusal anlamda ilişki kurabilmesine olanak tanıyan bir formül izler.
Masmonteil, Radu Mihaileanu,
Schlomo, annesi tarafından EtiyopyalI Yahudiler'i İsrail'e geri götürme amaçlı
Marek Rozenbaum, Itai Tamir
bir program olan "Musa Operasyonu"na dahil olmak üzere gönderilen dokuz yaşın
Senaryo: Alain-Michel Blanc, Radu
Mihaileanu da EtiyopyalI bir erkek çocuğudur. Ancak Schlomo'nun bir sırrı vardır: O ne Yahudi
Görüntü Yönetmeni: Rémy ne de öksüzdür; bunlar onun bütün varoluş gerçeğini tahrif eden iki yalandır. Schlo
Chevrin mo, İsrail'de güçlü bir anne, sevgi dolu bir baba ve bilge bir dededen oluşan seve
Müzik: Armand Amar cen, mutlu bir ailenin yanına yerleştirilme şansını yakalar. Özünde bu aynı zamanda,
Oyuncular: Yaël Abecassis, ülkenin dirliği için ılımlıların köktendincllerle karşı karşıya getirildiği, İsrail'in son dere
Roschdy Zem, Moshe Agazai,
ce karmaşık ve sorunlu politikalarını da içinde barındıran bir aile dramıdır.
Moshe Abebe, Sirak M. Sabahat,
Roni Hadar, Yitzhak Edgar, Rami Siyah, beyaz, dini ve laik bakış açıları politik protestolar, hava saldırıları ve ırksal
Danon, Meskie Shibru Sivan, Mimi önyargılardan oluşan bir arka plan üzerinde hep birden alevlenirken, genç Schlomo,
Abonesh Kebede, Raymonde kendisini bu hararetli mücadelelerin tam göbeğine itilmiş bulur. Mllhaileanu, Schlo
Abecassis
mo'nun yaşamındaki üç farklı evreye odaklanarak İsrail meselesinin geniş kapsamını
daraltır: Çocukluk (Moshe Agazai tarafından canlandırılır), gençlik (Moshe Abebe)
ve yetişkinlik (Sirak M. Sabahat); her bir evre onu, en derin korkularıyla ve en çok
önemsediği arzularıyla sonunda yüzleşmek durumunda kalacağı âna adım adım yak
laştırır.
Sonuçta Bir Şans Daha, hem küçük bir çocuğun hem de yeni bir ülkede hayata
baştan başlayan herhangi birinin hikayesidir. Sinemadan sanki İsrail'de bir Etiyopya
lI mülteci olarak bir başka hayatı baştan sona yaşamışsınız duygusuyla ayrılabilirsiniz.
İngilizce adı: Go, See, and Become
Kelimenin her anlamıyla, epik biçimde düşündürücü bir film. KW
PARADİSE NOW (2005) Fransa / Almanya / Hollanda /
İsrail (Arte France Cinema, Hazazah
Vaat Edilen Cennet Film, Eurimages) 90dk, Renkli
Dili: Arapça
İsrail ile Filistin arasındaki bitmek bilmez gibi görünen trajik mücadeleye dair bir
Yönetmen: Hany Abu-Assad
Yapımcı: Bero Beyer
film yapmak için salt bunu yapmak istemek ya da politik nedenlere sahip olmak yet
Senaryo: Hany Abu-Assad, Bero
mez. Bu, cesaret gerektiren bir iştir. Böylesine derinlere kök salmış ve hararetli çekiş Beyer, Pierre Hodgson
melere konu olan bir meseleyi betimlemek, tartışmalara davetiye çıkarmak anlamına Görüntü Yönetmeni: Antoine
gelir. Özellikle de (yönetmen Hany Abu-Assad'ın olağanüstü filmi Vaat Edilen Cen Heberle
Müzik: Jina Sumedi
n e tte olduğu gibi) o betimlemede taraflardan biri açıkça tercih edilmiyorsa.
Oyuncular: Kais Nashef, Ali
Said (Kais Nashef) ve Halid (Ali Suliman) birlikte Nablus'ta tamirci olarak çalışan iki Suliman, Lubna Azabal, Amer
eski arkadaştır. Çok geçmeden Cemal (Amer Hlehel) tarafından onlara her ikisinin de Hlehel, Hiam Abbass
Tel Aviv’in kalabalık bir bölgesinde, birbirlerinden 15 dakika uzaklıkta bombalı bir eylem Oscar adaylıkları: Bero Beyer
(yabancı film)
le kendilerini öldürmelerini gerektiren bir görev emri verilir. Neden mi? Elbette misilleme
Berlin Film Festivali: Hany Abu-
ana nedendir ama Halid ve Said'in bu büyük feda eylemini gerçekleştirmek için kendile Assad (Uluslararası Film Ödülü),
rine göre ayrı ayrı nedenleri vardır. ÇBerliner Moorgenpost' okur jürisi
ödülü): (Altın Ayı adaylığı)
Başta başrol oyuncularınınkiler olmak
üzere performanslar çok çarpıcı. Nashef ve
Suliman, beyinleri şehit olma hayalleriyle ve
dinsel ödülle yıkanmış İki erkek rolünde ola
ğanüstü inandırıcılar. Nihai eylem zamanı
geldiğinde geçirdikleri değişim gerçekten
tüyler ürpertici: Tıraşlı ve İyi giyimliler ve dı
şarıdan bakıldığında gayet normal görünen
kıyafetlerinin altında patlayıcılar var. Bir so
kakta yanınızdan yürüyüp geçebilirler ve siz
onları hiç fark etmeyebilirsiniz. Ayrıca Lubna
Azabal da, bombaların ve şiddetin hiçbir şe
yi çözmeyeceğine içtenlikle inanan ve gitgi
de daha da çaresiz kalan barış yanlısı eylem
ci Süha rolünde mükemmel. Süha, Said'le
yakın ve gerçekten filme ancak Said ciddi
anlamda manevi yol göstericilik ihtiyacı içeri
sindeyken giriyor. Kadın, çoğunlukla man
tıksız ve saçma olan dünyada sağduyunun
sesini temsil ediyor.
Vaat Edilen Cennet, salt yönetmeninin
gösterdiği yüreklilik nedeniyle bile övgüyü
hak ediyor. Ancak bizlerin takdirini ve saygı
sını kazanmasına yol açan esas niteliği filmin
tarafsızlığa sadık kalışı. Polemiklere konu
olan bir ihtilafa önyargısız yaklaşımıyla bizle-
ri İsrall-Filistln meselesi, canlı bomba eylemi
ve hatta yaşamaya ya da uğrunda ölmeye
değecek bir hayatın anlamı üzerine daha
derin sorular hakkında kararlarımızı kendi
başımıza vermeye davet ediyor. KW
ABD (A lb e rta , Focus Features,
G ood M achin e, P aram oun t, River
Road, This Is T h a t P roductions) Brokeback Dağı
134dk, Renkli
Dili: İngilizce
Ang Lee’nin Brokeback Dağı adlı filmi, büyük sinemalarda gösterilen ilk eşcin
Yönetmen: A n g Lee
sel westernlerinden biri olması nedeniyle bol bol ilgi topladı. Aslına bakılırsa, Andy
Yapımcı: D iana Ossana, James
Schamus Warhol bundan 30 yıl kadar önce öncü niteliği taşıyan ve Arizona'daki Old Tuscon
Senaryo: Larry M c M u rtry ve Diana Stüdyoları'nda gerçek mekanında çekilen Lonesome Cowboys (Yalnız Kovboylar,
Ossana, £ A n n ie P ro u lx'n u n 1969) filmiyle bu hedefi gerçekleştirmişti. Ancak W arhol'un filmi türün bir parodi-
B rokeb ack M o u n ta in isim li kısa
siyken Lee'nin çalışması son derece ciddi. Budd Boetticher, John Ford ve Howard
hikayesin den
Görüntü Yönetmeni: R odrigo
Hawks'in -h e r ne kadar özellikle Hawks, Brokeback Dağı1nın içeriğinden fena hal
Prieto de rahatsız olabilecek olsa d a - westernlerinde rastlanan tarzda bir gerçeklik hava
Müzik: G ustavo Santaolalla, sı ve katıksız ustalıkla yönetilmiş.
M arce lo Zarvas
Film, 1963 yazında W yoming'in uzak köşelerinde çobanlık yaptıkları sırada ta
Oyuncular: H eath Ledger, Jake
nışıp aşık olan Ennis Del Mar (Heath Ledger) ile Jack Twist'in (Jake Gyllenhaal) hika
G yllenhaal, Randy Q uaid, A n n e
H a tha w ay, M ichelle W illiam s, yesini anlatır. Başta iki adam yalnızca arkadaştır ama yaz ilerledikçe ilişkileri derinle
Valerie Planche, G rah am Beckel, şerek yaşam boyu sürecek bir aşk macerasına dönüşür; ne var ki bu, modern top
David H a rbo ur, Kate M ara , Roberta
lumun katiyetle yasakladığı ve her iki erkeği de aslında önemsemedikleri başarısız
M a xw e ll, Peter M cR obbie, A n n a
Paris, Linda C ardellini, Scott evliliklerle orta yolu bulmaya sevk eden bir ilişkidir. Gyllenhaal bu rolde kusursuz bir
M ichael C a m pb ell, David T rim ble iş çıkarmış ama Ledger’ ın performansı gerçekten olağanüstü: Sessiz, utangaç ve içi
Oscar: A n g Lee (yö n e tm e n ), ne kapanık Ennis, duygularını maço hoyratlığındaki sert dış görünümünün ardına
G ustavo Santaolalla (m üzik), Larry
saklıyor. Lee'nin kamerası, mekan dokusunun güzelliğini ve haşinliğini yansıtıyor;
M c M u rtry , Diana Ossana (senaryo)
aralarında Randy Quaid, Anne Hathaway ve Michelle Williams'in bulunduğu yar
Oscar adaylıkları: Diana Ossana
(film ), H eath Ledger (erke k oyuncu) dımcı oyuncu kadrosu, kusursuzca dengelenmiş performanslarıyla iki başrol oyun
Jake G yllenhaal (yardım cı erkek cusunu destekliyor. Brokeback Dağı, perdedeki son görüntünün kararıp gitmesin
oyun cu), M ichelle W illiam s
den çok sonra bile zihinlerde yankılanan bütünüyle inandırıcı bir aşk hikayesi anlat
(yardım cı kadın oyun cu), R odrigo
Prieto (g ö rü n tü y ö n e tm e n i) mak üzere western geleneklerini alıp onları yeniden şekillendiriyor.Yürek burkan,
Venedik Film Festivali: A n g Lee, dürüst ve ele aldığı konu hakkında şaşırtıcı derecede gerçekçi olan Brokeback Dağı,
y ö n e tm e n (A ltın A slan) Amerikan sinemasının 21. yüzyıldaki en önemli yapıtlarından. WWD
İngiltere / Güney Afrika (IDC of
S.A., NFVF of S.A., Moviworld, U.K.
Film and TV) 94dk, Renkli
Dili: Zulu / Xhosa / Afrikaan Birkaç yıldır umut vadeden Güney Afrika sineması atağa kalkmaya hazır görü
Yönetmen: Gavin Hood nüyor ve bunu başaran film Tsotsi olabilir. Yeni yeni gelişmekte olan sinemalarda
Yapımcı: Peter Fudakowskl genellikle olduğu gibi, bu film de öyküsünü kent sokaklarından çekip çıkarıyor ve
Senaryo: Gavin Hood, Athol onu am atör ya da deneyimsiz aktörlerle, gerçekçi bir tarzda anlatıyor. Ana karak
Fugard'ın Tsotsi isimli romanından
ter olan Tsotsi (Persley Chvveneyagae), üç arkadaşıyla beraber trende orta yaşlı bir
Görüntü Yönetmeni: Lance
Gewer iş adamını soymaya teşebbüs eder. Soygun sırasında Tsotsi, adamı bıçaklayarak öl
Oyuncular: Presley Chweneyagae, dürür. Yaşadıkları derme çatma evlerle dolu bölgeye döndüklerinde çetedekller-
Mothusi Magano, Israel Makoe, den biri yaptıkları şeyden pişman olmuştur; ama Tsotsi, zayıflık gösterdiği İçin onu
Terry Pheto, Percy Matsemela, Jerry
aşağılar ve döver. Artık kendi hesabına çalışan Tsotsi, zengin bir kadının otomobi
Mofokeng, Benny Moshe, Owen
Sejake, Zola, Kenneth Nkosi, Zenzo lini gasp eder ve bu sırada da kadını yaralar. Kaçmayı başaran Tsotsi, kadının be
Ngqobe, Nambitha Mpumlwana, beğinin otomobilin arka tarafında olduğunu fark eder.
Ian Roberts, Thembi Nyandenl,
Tsotsi'nin içgüdüleri bebeği bir yere bırakmasını söylemektedir ama bir şeyler
Oscar: P. Fudakowski (yabancı film)
onu böyle yapmaktan alıkoyar. Bebeği
alıp kulübesine götürür ve besleyip bak
maya çalışır. Ancak çocuğun süte ihtiya
cı vardır ve bu nedenle Tsotsi, komşu ku
lübelerden birindeki genç ve bekar bir
anneyi bebeği emzirmeye zorlar. Mlrlam
(Terry Pheto), bebeğe sevgi duyar ve
Tsotsl'yl onu annesine geri götürmeye
ikna etmeye çalışır. Sonunda, kendisini
Mlrlam'a karşı savunmakta aciz kalan
Tsotsi, yaşam biçimiyle ve bu yaşamın gi
dişatıyla yüzleşmek durumunda kalır.
Chweneyagae ve Pheto, bir yandan
yoksulluğun dayanılmaz ağırlığı altında
ezilmeye direnen İnsan ruhuna yönelik
sağlam bir inancı korurken diğer yandan
da Johannesburg’ un kenar mahallelerin
deki acımasızlık ve sefaleti çok güçlü bir
biçimde aktaran bu filmde dikkate değer
performanslar sergiliyorlar. Zaman za
man yönetmenin tarzı (blzler bir sahne
nin önemini özümserken yapılan yoğun
duraksamalar dolayısıyla) aşırı teatral gi
bi görünse de bu, film in iç dünyaları
yansıtmadaki gücüne karşılık ödenecek
küçük bir bedel. EB
Bahçıvan
Bir Fernando Meirelles filmi olan Bahçıvan, birinci dünya ülkelerinde yaşayan ay
rıcalıklı insanların manevi bakımdan içinde oldukları muğlaklığı konu alıyor. Meirel-
les'ln çıkış yaptığı C ity o f G o d 'la ( T a n rık e n t , 2002) aynı gösterişli üslupta çekilen Bah
çıvan, birinci dünya ülkelerinin üçüncü dünya ülkelerine karşı olan kayıtsızlığını irde
liyor ve şu soruyu soruyor: Bir yaşamın değeri nedir?
Justin Quayle (Ralph Fiennes), kibar bir Ingiliz diplomattır. Amiri olan bürokrat
Sör Bernard Pellegrln'ln (Bili Nlghy) yerine verdiği bir konferansın ardından idealist bir
kişiliğe sahip Tessa'yla (Rachel Weisz) tanışır. Evlenirler, Justln'ln Kenya'daki yeni gö
rev yerine taşınırlar. Erkeğin yaşamı elçilik çevresinde geçmektedir; kadınsa sözde,
dünyanın iyiliği için ölen yoksul Afrikalıların içinde bulundukları durumu ortaya çıkar
maya çalışır. Niyetleri, tüberküloz hastalığının tedavisini bulmak üzere feda edilebilir
kimseleri feda etmek olan büyük ilaç şirketlerinin kiril İşlerine, Pellegrln de bulaşmıştır.
Tessa öldürülünce, soğukkanlı Justin gider, yerine, sevgilisinin yüreğindeki limandan
yoksun kalınca demir alıp dünyaya açılan tutkulu bir adam gelir.
Bahçıvan, büyük bir başarıyla, bu aşk hikayesini Afrika'ya has kabllecillk ve kast
sistemiyle birleştirir. Filmin anlatım yapısı da benzer bir biçimde ayrışık ve karmaşık
tır: El kamerasıyla yapılan çekimler keskin netliğe sahip olanlarla karışır; sabit çekim
lerden kaçınmak İçin hareket üzerine hareket bindirilir; ve doğrusal bir çizgi İzleme
yen olay akışı ilerl-gerl gidip gelir. Danny Huston, Kelth Pearson ve Donald Sumpter
yardımcı rollerde anılmaya değer bir oyunculuk gücü sergiliyorlar ama Bahçıvan, İngiltere / Almanya (Potboiler,
esas olarak yoksulluğun ve gelişmekte olan dünyanın boşlanmışlığının modern dün Epsilon, Scion, U.K. Film Council)
yadaki elde edilebilirlik anlayışıyla İlişkisi olduğunu göstererek başarıya ulaşır. Melrel- 129dk, Renkli
les'ln filmi bunu gerçekleştirirken çaresizlik kavramı etrafında dolaşarak umutlarını yi Yönetmen: Fernando Meirelles
tirmiş insanların cesaret bulduğunu ve koşullar tarafından eli kolu bağlanmış sıradan Yapımcı: Simon Channlng-
kişilerin dünyayı yeniden yarattığını dile getirir. GC-Q Wllllams
Senaryo: Jeffrey Caine, Jo h n Le
C a rré 'n in The C o n s ta n t G a rd e n e r
is im li ro m a n ın d a n
Görüntü Yönetmeni: César
Charlone
Müzik: Alberto Iglesias
Oyuncular: Ralph Fiennes, Rachel
Weisz, Hubert Koundé, Danny
Huston, Daniele Harford, Packson
Ngugi, Damaris Itenyo Agweyu,
Bernard Otieno Oduor, Bili Nighy,
Keith Pearson, John Sibi-Okumu,
Donald Sumpter, Archie Panjabi,
Nick Reding, Gerard McSorley
Oscar: Rachel Weisz (yardımcı
kadın oyuncu)
Oscar Adaylıkları: Claire Simpson
(kurgu), Alberto Iglesias (müzik),
Jeffrey Caine (senaryo)
Venedik Film Festivali:
Fernando Meirelles, yönetmen
(Altın Aslan adaylığı)
12 Angry Men 337 American In Paris, An 268 Batman 776 Bob le flam beur 318
1900 620 American W erew olf in London Battaglia di Algeri, La 446 Bob the Gambler 318
2 ou 3 Choses Que Je Sais 679 Battle o f Algiers, The 446 Body Heat 677
D'Elle 467 Amerikanische Freund, Der Battle o f San Pietro, The 207 Bonnie and Clyde 480-481
2001 498-499 635 Battleship Potemkin 58-59 Boogie Nights 875
39 Steps, The 128 Amores Perros 910 Beat the Devil 295 Boot, Das 675
400 Blows, The 360 Anatom y o f a M urder 364 Beau travail 893 Boucher, Le 519
42 nd Street 108-109 And Your M other Too 918 Beautiful Troublemaker, The Boudu Sauvé des Eaux 101
8 1/2 4 1 6 4 1 7 Andalusian Dog, An 74 805 Boudu Saved from Drowning
Andrei Rublev 518 Beauty and the Beast 221 101
A Andrei Rublyov 518 Before the Revolution 438 Boyz N the Hood 800-801
'A ' Gai Waak Juk Jaap 748 Angel Face 273 Being John Malkovich 899 Braveheart 850
À Ma Soeur! 927 Angels w ith Dirty Faces 146 Being There 656 Brave-Hearted Will Take the
À Nous la liberté 89 Angst Essen Seele A u f 594 Beiqing Chengshi 788 Bride, The 856
A One and a Two 908 Animal Farm 299 Belle de Jour 472-473 Brazil 724-725
Abre Los Ojos 879 Année dernière à Marienbad, Belle noiseuse, La 805 Breakfast at Tiffany's 396
Actor's Revenge, An 428 L' 393 Ben-Hur 371 Breakfast Club, The 717
Actress, The 826 Annie Hall 626-627 Best Years o f Our Lives, The Breaking Aw ay 654
Adam's Rib 249 Aparajito 344 215 Breaking the Waves 863
Adventure, The 382-383 Apartm ent, The 390-391 Beverly Hills Cop 713 Breathless 370
Adventures o f Priscillia, Queen Apocalypse N ow 658-659 Bharat Mata 346 Bride o f Frankenstein 129
o f the Desert, The 832 Apur Sansar 368-369 Bicycle Thief, The 233 Bridge on the River Kwai, The
Adventures o f Robin Hood, Archangel 795 Big 767 345
The 146 Argent, L' 699 Big Carnival, The 263 Brief Encounter 216
A ffa ir to Remember, An 340 Ariel 762 Big Chill, The 697 Brighter Summer Day, A 803
Affaire de Femmes, Une 775 Artists and Models 310 Big Heat, The 290 Brightness 745
African Queen, The 267 Ascent, The 619 Big Lebowski, The 881 Bring Me the Head o f Alfredo
Age d'or, L' 84-85 Ashes and Diamonds 356 Big Parade, The 61 Garcia 595
Age o f Gold, The 84-85 Asphalt Jungle, The 255 Big Red One, The 670 Bringing Up Baby 149
Aguirre, Der Zorn Gottes 552 Astenicheskij Sindrom 785 Big Sky, The 279 Broadcast News 754
Aguirre: The W rath o f God Asthenic Syndrome, The 785 Big Sleep, The 222 Broken Blossoms 38
552 Atalante, L' 120 Bigamist, The 281 Bronenosets Potyomkin 58-59
Ai No Corrida 619 Atlantic City 665 Bigger Than Life 335 Biichse der Pandora, Die 80-81
Aileen W uornos: The Selling o f Au Hasard Balthazar 466 Bird w ith the Crystal Plumage, Buffalo 66 884
a Serial Killer 821 Au revoir les enfants 753 The 533 Bull Durham 762
Airplane! 6 7 ] Autum n Afternoon, An 405 Birds, The 413 Buono, Il Brutto, Il Cattivo, II
Akira 764 Aviator, The 948 Birth o f a Nation, The 30-31 458-459
Albero degli Zoccoli, L' 641 A w entura, L' 382-383 Biruma No Tategoto 327 Burmese Harp, The 327
Ali Zaoua, Prince de la Rue 906 A w fu l Truth, The 144 Bitch, The 98 Butch Cassidy and the
Ali Zaoua, Prince o f the Streets Bitter Tea o f General Yen, The Sundance Kid 506
906 B 116 Butcher Boy, The 873
Ali: Fear Eats the Soul 594 Ba W ang Bie Ji 824 Bitter Tears o f Petra von Kant, Butcher, The 519
Alice 776 Bab El Hadid 352 The 561
Alien 653 Babbete's Gaestebud 749 Bitteren Tränen der Petra von C
Aliens 737 Babe 848 Kant, Die 561 Cabaret 553
All A b out Eve 259 Babes in Arms 152 Black Cat, The 121 Cabinet o f Dr. Caligari, The
All A b out M y M other 896-897 Babette's Feast 749 Black God, W hite Devil 441 36-37
All Q uiet on the W estern Front Back to the Future 723 Black Narcissus 227 Cairo Station 352
89 Bad and the Beautiful, The 278 Black Orpheus 366 Camille 135.
All That Heaven Allows 332-333 Bad Day at Black Rock 314 Black Sunday 388 Campanadas a Medianoche
All That Jazz 655 Bad Ma Ra Khahad Bord 900 Blackmail 77 449
All the President's Men 614 Badkonake Sefid 854 Blade Runner 684-685 Captain Blood .126
Alphaville 448 Badlands 566-567 Blair W itch Project, The 894 Captains Courageous 138
Alphaville, une Étrange Baker's W ife, The 148 Blaue Engel, Der 82-83 Captive, La 904'
Aventure de Lemmy Ballad o f Narayama, The 707 Blazing Saddles 591 Caravaggio 741
Caution 448 Balthazar 466 Blechtrommel, Die 654 Carmen Jones 307
Amadeus 707 Band W agon, The 282 Blonde Cobra 415 Caro Diario 846
Am arcord 580-581 Bank Dick, The 171 Blowup 456-457 Carrie 613
Amélie 919 Barbarian Invasions, The 938 Blue Angel, The 82-83 Carrosse d'or, Le 281
American Beauty 900 Barefoot Contessa, The 302 Blue Kite, The 830 Casablanca 184-185
American Friend, The 635 Barren Lives 424 Blue Velvet 733 Casino 851
American G raffiti 568 Barry Lyndon 602 Boat, The 675 Cat People 187
Cat People 187 Cow, The 489 Detour 214 Exorcist, The 576-577
Ceddo 635 Cranes are Flying, The 347 Deus E O Diabo Na Terra Do Eyes W ith o u t a Face 365
Célébration, The 881 Cria Cuervos 609 Sol 441
Celine and Julie Go Boating Cria! 609 Diaboliques, Les 298 F
590 Cries and Whispers 559 Diary o f a Country Priest 268 Fabuleux Destin d'Amélie
Céline et Julie V ont en Bateau Crimes and Misdemeanors Die Hard 771 Poulain 919
590 778 Die Xue Shuang Xiong 781 Faces 491
C'era Una Volta il W est 489 Crouching Tiger Hidden Dilwale Dulhaniya le Jayenge Fahrenheit 9/11 941
C'est arrivé près de chez vouz Dragon 912-913 860 Fanny and Alexander 694
823 Crowd, The 72 Diner 688-689 Fantasia 166
Chagrin e t la Pitié, Le 538 Crumb 842 Dirty Harry 547 Fantastic Planet 579
Chant o f Jimmy Blacksmith, Crying Game, The 824 Discreet Charm o f the Farewell My Concubine 824
The 640 Csillagosok, Katonâk 482 Bourgeoisie, The 560 Farewell M y Lovely 206
Chariots o f Fire 676 Cyclo 857 Do Ma Daan 742 Fargo 860-861
Charme Discret de la Czlowiek Z M arm uru 630 Do the Right Thing 782-783 Fast Times at Ridgemont High
Bourgeoisie, Le 560 Czlowiek z Zelaza 680 Docks o f New York, The 73 681
Chelovek s kinoapparatom Dodsworth 136 Faster Pussycat! Kill! Kill! 453
78-79 D Dog Day A fternoon 595 Fat City 560
Cheun G wong Tsa Sit 871 Da Hong Deng Long Gao Gao Dog Star M an 404 Fat Girl 927
Chienne, La 98 Gua 802 Dog's Life, A 403 Fatal Attraction 758
Children o f a Lesser God 739 Da Zui Xia 460 Dolce Vita, La 378-379 Faustrecht Der Freiheit 603
Children o f Paradise, The 210 Daisies 460 Don't Look Now 574 Femme du Boulanger, La 148
Chimes a t M idnight 449 Dance, Girl, Dance 169 Double Indem nity 204-205 Ferris Bueller's Day O ff 737
Chinatown 588-589 Dancer in the Dark 915 Double Life o f Véronique, The Festen 881
Chinese Ghost Story, A 758 Dances w ith Wolves 792 816 Fight Club 898
Chong Q ingS en Lin 841 Dangerous Liaisons 768 Double Vie de Véronique, La Firemen's Ball, The 484
Christmas Story, A 695 Dao Ma Zei 745 816 Fires Were Started 192
Chronicle o f a Summer 401 David Holzman's Diary 496 Down By Law 738 Fish Called W anda, A 766
Chronique d'un été 401 Dawn o f the Dead 646 Downfall 939 Fitzcarraldo 690-691
Chungking Express 841 Day fo r Night 573 Dr. Mabuse, der Spieler 43 Five Deadly Venoms 640
Cinema Paradiso 765 Day in the Country, A 130 Dr. Mabuse, Parts 1 and 2 43 Five Easy Pieces 522
Citizen Kane 172-173 Day the Earth Stood Still, The Dr. Strangelove 434-435 Flaming Creatures 420
City Lights 95 270 Dr. Zhivago 444 Floating Weeds 377
City o f Sadness, A 788 Daybreak 160 Dracula 357 Fly, The 736
Cléo de 5 à 7 404 Days o f Heaven 645 Dracula 92-93 Foolish Wives 49
Cleo from 5 to 7 404 De Man Die Zijin Haar Kort Drugstore Cowboy 779 Footlight Parade 110
Clerks 837 Liet Knippen 455 Drowning by Numbers 775 Forbidden Games 272
Clockwork Orange, A 536-537 Dead Man 859 Duck Soup 112-113 Forbidden Planet 326
Close Encounters o f the Third Dead, The 757 Dumbo 178 Force o f Evil 237
Kind 624 Dear Diary 846 Dut Yeung Nin Wa 905 Forrest Gump 835
Closely W atched Trains Decalogue, The 770 Four W eddings and a Funeral
486-487 Déclin de l'Empire Américain, E 837
Close-up 796 Le 735 E.T. the Extra-Terrestrial 682 Fourth Man, The 702
Cloud-Clapped Star, The 384 Decline o f the American Ear, The 528-529 Fox and His Friends 603
Clueless 853 Empire 735 Earth 86-87 Frankenstein 94
Color o f Pomegranates, The Deconstructing Harry 876 Earth Entranced 485 Freaks 106
520 Deep End 526 Easy Rider 512-513 Freedom fo r Us 89
Color Purple, The 731 Deer Hunter, The 642-643 Eclipse, The 405 French Connection, The 545
Come and See 720 Deewar 600 Eclisse, L' 405 Frenzy 562
Come Drink W ith Me 460 Defiant Ones, The 353 Edward Scissorhands 797 From Here to Eternity 284
Condamné à M ort s'échappé Dekalog, Jeden 770 Ehe Der Maria Braun, Die 650 Full Metal Jacket 750-751
ou Le Vent Souffle où II Delicatessen 802 El Norte 695 Funny Games 877
Veut, Un 330 Deliverance 555 El Topo 523
Conform ist, The 511 Demoiselles de Rochefort, Les Elephant Man, The 669 G
Conformista, Il 511 474 Empire Strikes Back, The 668 Gaav 489
Constant Gardener, The 949 Der Himmel über Berlin Enfants du Paradis, Les 210 Gabbeh 865
Conte d’hiver 821 746-747 English Patient, The 870 Gallipoli 676
Contempt 418 Dernier Combat, Le 698 Enter the Dragon 569 Garden o f the Finzi-Continis,
Conversation, The 584 Dernier M etro, Le 665 Eraserhead 634 The 535
Cook, the Thief, His W ife, & Dersu Uzala 583 Espíritu del la Colmena, El 579 Gaslight 202
Her Lover, The 779 Deseret 849 Europa '51 277 Gattopardo, II 422-422
Cool Hand Luke 476-477 Deserto Rosso, II 437 Europa Europa 793 General, The 66
Cool W orld, The 415 Destry Rides Again 156 Evil Dead, The 686 Gentlemen Prefer Blondes 289
A Boetticher, Budd 366 Cocteau, Jean 221, 255 Eustache, Jean 565
Abrahams, Jim 671 Bogdanovich, Peter 501, 549 Coen, Ethan 749, 860-861
Ackerman, Chantal 597, 904 Boorman, John 478, 555 Coen, Joel 749, 864-865, 881 F
Adler, Lou 647 Borzage, Frank 170 Conner, Bruce 471 Farrelly, Bobby 890
Aldrich, Robert 319, 411 Boyle, Danny 867 Cooper, Merian C. 115 Farrokhzad, Forugh 425
Alea, Tomás Gutiérrez 495 Brakhage, Stan 404 Coppola, Francis Ford 558, Fassbinder, Rainer W erner
Allen, W oody 575, 626-627, Brando, M arlon 395 584, 592-593, 658-659 561, 594, 603, 650
661, 722, 734, 778, 876 Breillat, Catherine 927 Corman, Roger 438 Fellini, Federico 303, 342,
Allers, Roger 836 Bresson, Robert 268, 330, Costa-Gavras, 510 451, 378-379,416-417,
Almodovar, Pedro 759, 896- 372-373, 461, 699 Costner, Kevin 792 508-509, 580-581
897, 936 Brest, M artin 713 Craven, Wes 711, 636-637, Ferrara, Abel 791
Altm an, Robert 530, 539, Brocka, Lino 605 868-869 Feuillade, Louis 32-33
572, 608, 817, 826 Brooks, A lbert 651 Crichton, Charles 266 Fincher, David 855, 898
Amenabar, Alejandro 879 Brooks, James L. 701, 754 Cronenberg, David 696, 736, Fisher, Terence 357
Anderson, Lindsay 494 Brooks, Mel 496, 587, 591 804 Flaherty, Robert 44-45, 91,
Anderson, Paul Thomas 875, Broomfield, Nick 821 Crosland, Alan 70 245
892 Browning, Tod 67, 92-93, 106 Crowe, Cameron 787 Fleming, Victor 138, 154-155,
Anderson, Wes 884, 929 Buñuel, Luis 74, 84-85, 114, Cuaron, Alfonso 918 158-159
Angelopolous, Theo 610-611, 262, 384, 399, 472-473, Cukor, George 135, 167, 202, Foley, James 819
769 521, 560 249, 302, 433 Ford, John 121, 150-151, 168,
Anger, Kenneth 430 Burnett, Charles 632-633 Curtiz, Michael 126, 146, 184- 182, 218-219, 258, 271,
Antonioni, Michaelangelo Burton, Tim 776, 797 185, 190, 208-209 328-329, 410
382-383, 397, 405, 437, Forman, Milos 484, 484, 596,
456-457, 533 C D 707
Arcand, Denys 735, 938 Cameron, James 708-709, Dahl, John 838 Forsyth, Bill 755
Argento, Dario 533, 639 737, 808, 880 Darabont, Frank 840 Fosse, Bob 553, 655
Arliss, Leslie 193 Cammed, Donald 531 Dardenne, Jean-Pierre 895 Franju, Georges 365
Arm strong, Gillian 651 Campion, Jane 829 de Antonio, Emile 515 Frankenheimer, John 409, 466
Arnfred, M orten 847 Camus, Marcel 366 De Sica, V ittorio 233, 280, Frawley, James 660
Arnold, Jack 343 Capra, Frank 116, 122-123, 535 Frears, Stephen 768
Aronofsky, Darren 886, 909 134, 153, 228-229 Delvaux, Andre 455 Friedkin, William 545, 576-577
Arzner, Dorothy 169 Came, Marcel 160, 210 DeMille, Cecile B. 336 Fuller, Samuel 288, 423, 670
Ashby, Hal 542-543, 656 Caro, M arc 802 Demme, Jonathan 809, 827
Attenborough, Richard 692 Carpenter, John 683, 648-649 Demy, Jacques 396, 431, 474 G
Avildsen, John 615 Cassavetes, John 367, 491, Denis, Claire 789, 893 Gallo, Vincent 884
Axel, Gabriel 749 587, 613 DePalma, Brian 613, 706, 756 Gance, Abel 50, 71
Ayouch, Nabil 906 Chabrol, Claude 519, 775 Deren, Maya 191 G arnett, Tay 217
Chahine, Youssef 352 Dickinson, Thorold 315 Ghatak, Ritwak 384, 454
B Chan, Jackie 748 Diterle, W illiam 141 Gibson, Mel 850, 946
Babenco, Hector 726 Chaplin, Charlie 60, 95, 131, Dmytryk, Edward 206 Gilliam, Terry 601, 724-725
Bacon, Lloyd 108-109, 110 230 Donen, Stanley 298, 254, 274- Girard, Francois 826
Badham, John 631 Cheh, Chang 640 275 Gitai, Amos 908
Bahr, Fax 814-815 Chen, Kaige 824 Dovzhenko, Alexander 86-87 Godard, Jean-Luc 370, 412,
Batchelor, Joy 299 Chia-Liang, Liu 647 Dreyer, Carl 75, 99, 317, 439 418, 448, 452, 461, 467,
Bava, M ario 388 Chong, Tom m y 647 Duarte, Anselm o 410 474
Beatty, Warren 678 Chopra, Aditya 856 Dulac, Germaine 42 Gorris, Marleen 693
Becker, Jacques 385 Chopra, Yash 600 Duras, M arguerite 604 Grandrieux, Philippe 890
Becker, W olfgang 943 Christensen, Benjamin 48 Duvivier, Julien 145 Greenaway, Peter 775, 779
Belvaux, Remy et al. 823 Chytilova, Vera 460 Dwan, Allan 307 G riffith, D.W. 30-31, 34-35,
Benning, James 849 Cimino, Michael 642-643 38, 39, 42
Benton, Robert 657 Cisse, Souleymane 745 E Guitry, Sacha 138
Bergman, Ingmar 328, 338- Clair, Rene 89, 90 Eastwood, Clint 554, 614, Guney, Yilmaz 687
339, 3 4 1 ,4 0 0 , 419, 464- Clark, Bob 695 820, 949
465, 497, 500, 559, 694 Clarke, Shirley 415 Edwards, Blake 396 H
Berkeley, Busby 152 Cleese, John 766 Egoyan, A tom 876 Haines, Randa 739
Bertolucci, Bernardo 438, 511, Clement, Rene 272 Eisenstein, Sergei 51, 58-59, Halas, John 299
526, 553, 620 Cline, Edward 171 68-69, 203 Hamer, Robert 247
Besson, Luc 698 Clouse, Robert 569 Elliot, Stephan 832 Hamilton, Guy 429
Biberman, Howard J. 310 Clouzot, Henri-Georges 287, Emmerich, Roland 864 Haneke, Michael 877, 922
Bielinsky, Fabian 904 298 Erice, Victor 579 Hanson, Curtis 873
Lucia 504 Meg Ker A Nep 544 Naked Spur, The 288 On the Town 254
M eghe Dhaka Tara 384 Nanook o f the North 44-45 On the W aterfront 296-297
M M eglio Gioventu, La Napoléon 71 Once Upon a Time in America
M 96-97 M em ento 916 Narayama Bushi-Ko 707 705
M *A *S *H * 530 Memorias del Subdesarrollo Nashville 608 Once Upon a Time in China
M. Hulot's Holiday 291 495 Nattvardsgàsterna 419 799
Ma Nuit Chez Maud 504 Memories of Natural Born Killers 838 Once Upon a Time in the
Madame de... 283 Underdevelopment 495 Natural, The 716 West 489
Mad Masters, The 315 Meshes o f the Afternoon 191 Neco z Alenky 776 One Flew Over the Cuckoo's
Mad Max 662 M etropolis 62-63 Nema-Ye Nazdik 796 Nest 596
M agnificent Ambersons, The M idnight Cowboy 507 N etw ork 618 One-Eyed Jacks 395
188-189 M idnight Song 139 Neuve Reinas 904 Onibaba 442
Magnolia 892 M ildred Pierce 208-209 Ni Neibian Jidian 918 Ônibus 174 930
Maftres fous, Les 315 M illion, Le 90 Night and Fog 323 Only Angels Have W ings 157
Make W ay fo r Tom orrow 142 M illion, The 90 Night at the Opera, A 127 Open City 211
Maltese Falcon, The 176-177 M irror 586 Night o f the Hunter, The Open Your Eyes 879
Maman et la Putain, La 565 Mishima: A Life in Four 324-325 O rdet 317
Man Bites Dog 823 Chapters 728 Night o f the Living Dead Ordinary People 664
Man Escaped, A 330 M odern Times 131 502-503 Orfeu Negro 366
Man From Laramie, The 319 M on oncle 357 Night o f the Shooting Stars, Orphans o f the Storm 42
Man in Grey, The 193 M ondo cane 403 The 693 Orphée 255
Man o f Iron 680 M oney 699 Night, The 397 Orpheus 255
Man o f Marble 630 M ononoke Hime 872 Nightmare on Elm Street, A Ossessione 197
Man o f the W est 349 Monsieur Verdoux -¿30 711 Ostre Sledované Vlaky
Man W ho Fell to Earth, The M onsoon W edding 926 Nights o f Cabiria, The 342 486-487
621 M onty Python and the Holy Nine Queens 904 Our Hospitality 49
Man w h o had his hair cut Grail 601 Ni notchka 161 O ut o f Africa 721
short, The 455 M onty Python's Life o f Brian No Fear, No Die 789 O ut o f the Past 231
Man W ho Knew Too Much, 657 No Man's Land 923 O utlaw Josey Wales, The 614
The 331 M oonstruck 756 North By Northwest 361 Ox-Bow Incident, The 195
Man W ho Shot Liberty M ortal Storm, The 170 Nosferatu, a Symphony of
Valance, The 410 M other and Son 879 Terror 46-47 P
Man w ith a Movie Camera, M oth er and the W hore, The Nosferatu, eine Symphonie Paisa 217
The 78-79 565 des Grauens 46-47 Paisan 217
Manchurian Candidate, The M oth er India 346 Nosferatu: Phantom der Nacht Paleface, The 241
409 M oulin Rouge! 924-925 663 Palm Beach Story, The 183
M anhattan 661 M r. Deeds Goes to Town 134 Notorious 226 Pandora and the Flying
M anhunter 732 M r. Smith Goes to Notte di San Lorenzo, La 693 Dutchman 266
Manila in the Claws o f W ashington 153 Notte, La 397 Pandora's Box 80-81
Brightness 605 Mujeres al Borde de un Notti o f Cabiria, Le 342 Papillon 569
Marketa Lazarova 483 Ataque de Nervios 759 Novecento 620 Paradise N ow 945
Mamie 432 M ulholland Dr. 928 Now, Voyager 183 Parapluies de Cherbourg, Les
M arriage o f Maria Braun, The M uppet Movie, The 660 Nuit Américaine, La 573 431
650 M urder, My Sweet 206 Nuit et Brouillard 323 Paris, Texas 710
M arty 316 M uriel's W edding 846 Nuovo Cinema Paradiso 765 Partie de Campagne, Une 130
Maschera del Demonio, La M urm ur o f the Heart 547 Nutty Professor, The 414 Pasazerka 418
388 Music Room, The 358-359 Passage to India, A 714
Masculine-Feminine 466 M utiny on the Bounty 126 O Passenger 418
Masculin-Féminin 466 My Brilliant Career 651 O Pagador De Promessas; 410 Passion de Jeanne d'Arc, La 75
Masque o f the Red Death, My Darling Clementine O Thiassos 610-611 Passion o f Joan o f Arc, The 75
The 438 218-219 Obchod Na Korze 443 Pat G arrett and Billy the Kid
M at I Syn 879 M y Fair Lady 433 October 68-69 582
Matrix, The 901 M y Left Foot 780 Odd Man O ut 232 Pather Panchali 312-313
M atter o f Life and Death, A My Life to Live 412 Official Story, The 721 Paths o f Glory 348
223 My M an G odfrey 133 Oktyabr 68-69 Patton 530
Maynila: Sa Mga Kuko Ng My Night w ith M aud 504 Oldboy 934-935 Peeping Tom 389
Liwanag 605 M y O wn Private Idaho Olvidados, Los 262 Peking Opera Blues 742
McCabe and Mrs. Miller 539 806-807 Olympia 1: Teil - Fest Der Pepe le M oko 145
Me and M y Gal 107 My Uncle 357 Volker & Olympia 2: Teil - Performance 531
Mean Streets 570-571 Fest Der Schönheit 147 Persona 464-465
M éditerranée 425 N Olympia Part 1: Festival o f the Phantom Carriage, The 41
M eet Me in St. Louis 198-199 Naked Gun, The 767 Nations & Part 2: Festival Phantom o f the Opera, The
M eet the Parents 911I Naked Lunch 804 o f Beauty 147 57
Phénix City Story, The 322 Red Psalm 544 M orning 380 Sixth Sense, The 902
Philadelphia 827 Red River 238 Saturday Night Fever 631 Sjunde Inseglet, Det 338-339
Philadelphia Story, The 167 Red Shoes, The 242-243 Satyricon 508-509 Skammen 497
Pi 886 Red Sorghum 757 Saving Private Ryan 882-883 Slacker 812
Pianist, The 931 Reds 678 Say Anything 787 Sleeper 575
Piano Teacher, The 922 Règle du Jeu, La 162-163 Sayat Nova 520 Sleuth 554
Piano, The 829 Rekopis Znaleziony w Scarface 706 Smiles o f a Summer Night 322
Pickpocket 372-373 Saragossie 447 Scarface: The Shame o f a Smiling Madame Beudet, The
Pickup on South Street 288 Report 471 Nation 104 42
Picnic at Hanging Rock 604 Repulsion 450 Schindler's List 831 Smoke 854
Pier, The 394 Requiem fo r a Dream 909 Scorpio Rising 430 Smultronstället 341
Pierrot le Fou 452 Resevoir Dogs 818 Scream 868-869 Snake Pit, The 240
Pink Flamingos 563 Return o f the Jedi 697 Se7en 855 Snow W hite and the Seven
Pinocchio 169 Reversal o f Fortune 789 Searchers, The 328-329 Dwarfs 143
Place in the Sun, A 269 Ride Lonesome 366 Seconds 461 Solaris 556-557
Planet o f the Apes 490 Riget 847 Secret Beyond the Door 236 Soldaat Van Oranje 638
Planète Sauvage, La 579 Right Stuff, The 703 Secrets & Lies 864 Soldier o f Orange 638
Platoon 740 Ring 891 Sedmikrasky 460 Solyaris 556-557
Player, The 817 Rio Bravo 375 S'en Fout La M o rt 789 Sombre 890
Playtime 470 Rio Grande 258 Sen To Chihiro No Some Like it Hot 362-363
Point Blank 478 Rocco and his Brothers 377 Kamikakushi 920-921 Sommarnattens Leede 322
Poltergeist 683 Rocco e i suoi fratelli 377 Senso 306 Sons o f the Desert 116
Popiöl I Diament 356 Rocky 615 Sergeant York 178 Son's Room, The 922
Postman Always Rings Twice, Rocky Horror Picture Show, Serpico 575 Sorrow and the Pity, The 538
The 217 The 598-599 Servant, The 428 Souffle Au Coeur, Le 547
Potomok Chingis-Khana 76 Roger & Me 784 Seven Brides fo r Seven Sound o f Music, The 447
Pretty W om an 794 Roma, Città Aperta 211 Brothers 298 Souriante Madame Beudet, La
Prima Della Rivoluzione 438 Roman d'un tricheur, Le 138 Seven Chances 56 42
Princess Bride, The 755 Roman Holiday 286 Seven Samurai, The 304-305 Spartacus 392
Princess M ononoke 872 Romper Stomper 819 Seventh Seal, The 338-339 Spellbound 207
Prizzi's Honor 728 Room w ith a View, A 739 Seventh Victim, The 194 Spider's Stratagem, The 526
Producers, The 496 Rope 239 Sex, lies, and videotape 786 Spirit o f the Beehive, The 579
Project A, Part II 748 Roseaux Sauvages, Les 844 Shadow o f a Doubt 196 Spirited Away 920-921
Psycho 386-387 Rosemary's Baby 492-493 Shadows 367 Splendor in the Grass 392
Public Enemy, The 95 Rosetta 895 Shadows o f O ur Forgotten Spoorloos 760-761
Pulp Fiction 839 Roue, La 50 Ancestors 437 Spring in a Small Town 237
Puppetmaster, The 827 Royal Tenenbaums, The 929 Shaft 546 Stachka 51
Purple Rose o f Cairo, The 722 Rules o f the Game, The Shame 497 Stagecoach 150-151
162-163 Shane 294 Stalker 652
Q Run Lola Run 885 Shanghai Express 105 Stand By Me 732
Quatre Cent Coups, Les 360 Rushmore 884 Shao Lin San Shih Liu Fang Stanza del Figlio, La 922
Queen Christina 114 647 Star is Born, A 302
Question o f Silence, A 693 S Shaolin Master Killer 647 Star Wars 622-623
Quiet Earth, The 727 Sabotage 135 Shawshank Redemption, The Steamboat Bill, Jr. 76
Quiet Man, The 271 Safar e Ghandehar 917 840 Stella Dallas 141
Safe 850 She Done Him W rong 111 Stilte Rond Christine M., De
R Salaire De La Peur, La 287 Sherlock Jr. 54-55 693
Raging Bull 672-673 Salo o le centoventi giornate Sherman's March 744 Sting, The 564
Raiders o f the Lost Ark 674 di sodoma 606-607 She's Gotta Have It 735 Storm over Asia 76
Rain M an 774 Salo, or The 120 days o f Shine 862 Story o f a Cheat, The 138
Raise the Red Lantern 802 Sodom 606-607 Shining, The 666-667 Story o f the Late
Raising Arizona 749 Salt o f the Earth 310 Shoah 730 Chrysanthemums, The 152
Ran 718-719 Salvador 742 Shock Corridor 421 Story o f W om en, The 775
Rapture, The 805 Samourai', Le 475 Shoot the Piano Player 381 Strada, La 303
Rashomon 256-257 Sanma No Aji 405 Shop on Main Street, The 443 Stranger than Paradise 715
Real Life 651 Sans Soleil 698 Short Cuts 826 Stranger, The 220
Rear W ind ow 300-301 Sans Toit Ni Loi 729 Sideways 942 Strangers on a Train 265
Rebecca 165 Sanshö Dayü 308-309 Signs & W onders 911 Strategia del Ragno, La 526
Rebel W ithout a Cause Sansho the Baliff 308-309 Silence o f the Lambs, The 809 Straw Dogs 550
320-321 Saragossa M anuscript 447 Silver Lode 307 Streetcar Named Desire, A
Reckless M om ent, The 251 Sasom I En Spegel 400 Sin o f Lola Montes, The 326 264
Red and the W hite, The 482 Sätäntangö 843 Singin' in the Rain 274-275 Strictly Ballroom 816
Red Desert, The 437 Saturday Night and Sunday Sinnui Yauman 758 Strike 51
Stranger than Paradise 715 Through a Glass Darkly 400 Umbrellas o f Cherbourg, The W ild Strawberries 341
Stranger, The 220 Through the Olive Trees 844 431 W illy W onka and the
Strangers on a Train 265 Time Regained 898 Un chien andalou 74 Chocolate Factory 538
Strategia del Ragno, La 526 Time to Live and the Time to Unbelievable Truth, The 787 Winchester '73 258
Straw Dogs 550 Die, The 723 Underground 856 W ind W ill Carry Us, The 900
Streetcar Named Desire, A 264 Tin Drum, The 654 Unforgiven 820 W ings o f Desire 746-747
Strictly Ballroom 816 Tini Zabutykh Predkiv 437 Unknown, The 67 W inter Light 419
Strike 51 Tirez sur le pianiste 381 Untouchables, The 756 W ithin Our Gates 40
Stroszek 629 Titanic 880 Unvanquished, The 344 W ithnail and I 752
Subarnarekha 454 To Be or Not to Be 186 Up in Smoke 647 Wizard o f Oz, The 154-155
Sullivan's Travels 180-181 To Have and Have Not 200 Usual Suspects, The 858 W o Hu Cang Long 912-913
Suna No Onna 433 To Kill A M ockingbird 408 Utu 700 W olf Man, The 175
Sunless 698 To Live 276 W om an in the Dunes, The 433
Sunrise 64-65 Todo Sobre M i Madre V W oman Under the Influence, A
Sunset Blvd. 260-621 896-897 Vacances de M. Hulot, Les 291 587
Superfly 564 Tokyo Olympiad 445 Vagabond 729 W omen on the Verge o f a
Suspiria 639 Tokyo O rimpikku 445 Vampire, The 99 Nervous Breakdown 759
Sweet Hereafter, The 876 Tokyo Story 285 Vampires, Les 32-33 W ong Fei-Hung 799
Sweet Smell o f Success 348 Tong Nien W ang Shi 723 Vampyr 99 W oodstock 524-525
Sweet Sweetback's Badasssss Tongues Untied 813 Vangelo Secondo M atteo, II W orld o f Apu, The 368-369
Song 548 Too Early, Too Late 681 440 W ritten on the W ind 330
Swing Time 132 Tootsie 686 Vanishing, The 760-761 W .R .-M isterje Organizma 534
Top Gun 743 Vargtim m en 500 W.R.: Mysteries o f the
T Top Hat 130 Vertigo 354-355 Organism 534
Tabu 91 Topio Stin Omichli 769 Vidas Secas 424 W rong Man, The 335
Tale o f the W ind, A 772 Total Recall 799 Videodrom e 696 W u Du 640
Tale o f W inter, A 821 Touch o f Evil 350-351 Vierde Man, De 702 W uthering Heights 164
Tales o f Ugetsu 293 Touch o f Zen, A 505 Vij 488
Talk to Her 936 Toy Story 851 X
Vinyl 442
Ta'm e Guilass 878 Traffic 914 Xiao cheng zhi chun 237
Viridiana 399
Tampopo 741 Trainspotting 867 Xich Lo 857
Viskingar och Rop 559
Targets 501 Travelling Players 610-611 Vivre Sa Vie: Film en Douze
Taste o f Cherry 878
Tre Fratelli 679 Tableaux 412 Y
Taxi Driver 616-617
Treasure o f the Sierra Madre, Voskhozhdenie 619 Y tu mama tam bien 918
Temps retrouvé, Le 898
The 244 Voyage dans la Lune, Le 26-27 Yankee Doodle Dandy 190
Ten Commandments, The 336
Tree o f W ooden Clogs, The Voyage in Italy 292 Ye Ban Ge Sheng 139
Term inator 2: Judgment Day
641 Yeelen 745
808
Trip to the M oon, A 26-27 W Yeux Sans Visage, Les 365
Terminator, The 708-709
Tristana 521 Wages o f Fear 287 Yi yi 908
Terms o f Endearment 701
Triumph des W illens 118-119 W alkabout 540 Yol 687
Terra Em Transe 485
Trium ph o f the W ill 118-119 W all, The 600 Young and the Damned, The
Texas Chainsaw Massacre, The
Trois Couleurs: Bleu 829 W anda 535 262
585
Trois Couleurs: Rouge 833 W ar Game, The 445 Young Frankenstein 587
Thelma and Louise 808
Trois Vies & Une Seule M ort W avelength 479 Young Girls o f Rochefort, The
There's Something A b out Mary
862 W ay Down East 39 474
890
Trou, Le 376 W edding Banquet, The 830 Young One, The 384
Thief o f Bagdad, The 50
Trouble in Paradise 102-103 W eek End 474 Yukinojo Henge 428
Thin Blue Line, The 763
Trust 795 W est Side Story 402
Thin Man, The 124-125
Turkish Delight 578 W hat Ever Happened to Baby Z
Thin Red Line, The 888-889
Turks Fruit 578 Jane? 411 Z 510
Thing, The 683
Two or Three Things I Know W hat Time Is It There? 918 Zabriskie Point 533
Things to Come 137
A b out Her 467 W heel, The 50 Zangiku m onogatari 152
Third Man, The 252-253
Two-Lane Blacktop 551 W hen Harry M et Sally 777 Zemlya 86-87
Thirty Tw o Short Films About
Glenn Gould 826 W hiskey Galore! 250 Zerkalo 586
U W hite Balloon, The 854 Zéro de conduite 107
This is Spinal Tap 712
Three Brothers 679 Uccello dalle Piume di Cristallo, W hite Heat 251 Zero fo r Conduct 107
Three Colors: Blue 829 L' 533 W ho Framed Roger Rabbit 773 Zero Kelvin 852
Three Colors: Red 833 Ucho 528-529 Who's Afraid o f Virginia W oolf Zire Darakhatan Zeyton 844
Three Kings 895 Ugetsu M onogatari 293 462-463 Zu Fruh, Zu Spat 681
Three Lives and Only One Ukigusa 377 W icker Man, The 572
Death 862 Ultim o Tango a Parigi 553 W ild Bunch, The 516-517
Throne o f Blood 343 Um berto D 280 W ild Reeds 84o
A Bielinsky, Fabian 904 298 Emmerich, Roland 864
Abrahams, Jim 671 Boetticher, Budd 366 Cocteau, Jean 221, 255 Erice, Victor 579
Abu-Assad, Hany 945 Bogdanovich, Peter 501, 549 Coen, Ethan 749, 860-861 Eustache, Jean 565
Ackerman, Chantal 597, 904 Boorman, John 478, 555 Coen, Joel 749, 864-865
Adler, Lou 647 Borzage, Frank 170 Conner, Bruce 471 F
Aldrich, Robert 319, 411 Boyle, Danny 867 Cooper, Merian C. 115 Farrelly, Bobby 890
Aléa, Tomâs Gutiérrez 495 Brakhage, Stan 404 Coppola, Francis Ford 558, Farrokhzad, Forugh 425
Allen, W oody 575, 626-627, Brando, M arlon 395 584, 592-593, 658-659 Fassbinder, Rainer W erner
661, 722, 734, 778, 876 Breillat, Catherine 927 Coppola, Sofia 938 561, 594, 603, 650
Allers, Roger 836 Bresson, Robert 268, 330, Corman, Roger 438 Fellini, Federico 303, 342,
Almodovar, Pedro 759, 896- 372-373, 461, 699 Costa-Gavras, 510 451, 378-379, 416-417,
897, 932 Brest, M artin 713 Costner, Kevin 792 508-509, 580-581
Altm an, Robert 530, 539, Brocka, Lino 605 Craven, Wes 711, 636-637, Ferrara, Abel 791
572, 608, 817, 826 Brooks, Albert 651 868 869 Feuillade, Louis 32-33
Amenabar, Alejandro 879 Brooks, James L. 701, 754 Crichton, Charles 266 Fincher, David 855, 898
Anderson, Lindsay 494 Brooks, Mel 496, 587, 591 Cronenberg, David 696, 736, Fisher, Terence 357
Anderson, Paul Thomas 875, Broomfield, Nick 821 804 Flaherty, Robert 44-45, 91,
892 Browning, Tod 67, 92-93, 106 Crosland, Alan 70 245
Anderson, Wes 884, 929 Buñuel, Luis 74, 84-85, 114, Crowe, Cameron 787 Fleming, Victor 138, 154-155,
Angelopolous, Theo 610-611, 262, 384, 399, 472-473, Cuaron, Alfonso 918 158-159
769 521, 560 Cukor, George 135, 167, 202, Foley, James 819
Anger, Kenneth 430 Burnett, Charles 632-633 249, 302, 433 Ford, John 121, 150-151, 168,
Antonioni, Michaelangelo Burton, Tim 776, 797 Curtiz, Michael 126, 146, 184- 182, 218-219, 258, 271,
382-383, 397, 405, 437, 185, 190, 208-209 328-329, 410
456-457, 533 C Forman, Milos 484, 484, 596,
Arcand, Denys 735, 938 Cameron, James 708-709, D 707
Argento, Dario 533, 639 7 3 7 ,8 0 8 ,8 8 0 Dahl, John 838 Forsyth, Bill 755
Arliss, Leslie 193 Cammell, Donald 531 Darabont, Frank 840 Fosse, Bob 553, 655
Arm strong, Gillian 651 Campion, Jane 829 Dardenne, Jean-Pierre 895 Franju, Georges 365
Arnfred, M orten 847 Camus, Marcel 366 de Antonio, Emile 515 Frankenheimer, John 409, 466
Arnold, Jack 343 Capra, Frank 116, 122-123, De Sica, V ittorio 233, 280, Frawley, James 660
Aronofsky, Darren 886, 909 134, 153, 228-229 535 Frears, Stephen 768
Arzner, Dorothy 169 Came, Marcel 160, 210 Delvaux, Andre 455 Friedkin, William 545, 576-577
Ashby, Hal 542-543, 656 Caro, Marc 802 DeMille, Cecile B. 336 Fuller, Samuel 288, 423, 670
Attenborough, Richard 692 Carpenter, John 683t 648-649 Demme, Jonathan 809, 827
Avildsen, John 615 Cassavetes, John 367, 491, Demy, Jacques 396, 431, 474 G
Axel, Gabriel 749 587, 613 Denis, Claire 789, 893 Gallo, Vincent 884
Ayouch, Nabil 906 Chabrol, Claude 519, 775 DePalma, Brian 613, 706, 756 Gance, Abel 50, 71
Chahine, Youssef 352 Deren, Maya 191 Garnett, Tay 217
B Chan, Jackie 748 Dickinson, Thorold 315 Ghatak, Ritwak 384, 454
Babenco, Hector 726 Chaplin, Charlie 60, 95, 131, Diterle, William 141 Gibson, Mel 850
Bacon, Lloyd 108-109, 110 230 Dmytryk, Edward 206 Gilliam, Terry 601, 724-725
Badham, John 631 Cheh, Chang 640 Donen, Stanley 298, 254, 274- Giordana, Marco Tullio 933
Bahr, Fax 814-815 Chen, Kaige 824 275 Girard, Francois 826
Batchelor, Joy 299 Chia-Liang, Liu 647 Dovzhenko, Alexander 86-87 Gitai, Amos 908
Bava, M ario 388 Chong, Tommy 647 Dreyer, Carl 75, 99, 317, 439 Godard, Jean-Luc 370, 412,
Beatty, Warren 678 Chopra, Aditya 856 Duarte, Anselmo 410 418, 448, 452, 461, 467,
Becker, Jacques 385 Chopra, Yash 600 Dulac, Germaine 42 474
Becker, W olfgang 937 Christensen, Benjamin 48 Duras, M arguerite 604 Gorris, Marleen 693
Belvaux, Remy e t al. 823 Chytilova, Vera 460 Duvivier, Julien 145 -Grandrieux, Philippe 890
Benning, James 849 Cimino, Michael 642-643 Dwan, Allan 307 Greenaway, Peter 775, 779
Benton, Robert 657 Cisse, Souleymane 745 G riffith, D.W. 30-31, 34-35,
Bergman, Ingm ar 328, 338- Clair, Rene 89, 90 E 38. 39, 42
339, 3 4 1 ,4 0 0 , 419, 464- Clark, Bob 695 Eastwood, Clint 554, 614, Guitry, Sacha 138
465, 497, 500, 559, 694 Clarke, Shirley 415 820, Guney, Yilmaz 687
Berkeley, Busby 152 Cleese, John 766 Edwards, Blake 396
Bertolucci, Bernardo 438, 511, Clement, Rene 272 Egoyan, A tom 876 H
526, 553, 620 Cline, Edward 171 Eisenstein, Sergei 51, 58-59, Haines, Randa 739
Besson, Luc 698 Clouse, Robert 569 68-69, 203 Halas, John 299
Biberman, Howard J. 310 Clouzot, Henri-Georges 287, Elliot, Stephan 832 Hamer, Robert 247
Hamilton, Guy 429 Jeunet, Jean-Pierre 802, 919, 946-947 McLeod, Norman Z. 117, 241
Haneke, Michael 877, 922, 940 Lee, Spike 735, 782-783 M cNaughton, John 798
943 Jewison, Norman 466, 756 Leigh, M ike 864 McTiernan, John 771
Hanson, Curtis 873 Jodorowsky, Alejandro 523 Leone, Sergio 489, 458-459, Mehrjui, Dariush 489
Hardy, Robin 572 Jones, Terry 601, 657 705 Meirelles, Fernando 949
Hark, Tsui 742, 758, 799 Jonze, Spike 899 LeRoy, Mervyn 88, 101, 110 Melies, Georges 26-27
Hartley, Hal 787, 795 Jordan, Neil 824, 873 Lester, Richard 436 Melville, Jean-Pierre 318, 475
Has, W ojech 447 Jost, Jon 628 Levinson, Barry 688-689, 716, Mendes, Sam 900
Hawks, Howard 104, 149, Julian, Rupert 57 752, 774 Menzel, Jiri 486-487
157, 164, 178, 200, 222, Lewin, Albert 266 Menzies, William Cameron
238, 279, 289, 375 K Lewis, Jerry 399, 414 137
Haynes, Todd 850 Kachyna, Karel 528-529 Lewis, Joseph H. 248 Meyer, Russ 453
Heckerling, Am y 681, 853 Kadar, Jan 443 Linklater, Richard 812 Micheaux, Oscar 40
Heilman, M onte 551 Kalatozov, Mikhail 347 Litvak, Anatole 240 Milestone, Lewis 89
Henzell, Perry 582 Karlsen, Phil 322 Lloyd, Frank 126 Milhaileanu, Radu 944
Herzog, W erner 552, 629, Kar-Wai, W ong 841, 8 7 1 ,9 0 5 Loach, Ken 521 Miller, George 662
663, 690-691 Kasdan, Lawrence 677, 697, Loden, Barbara 535 Minghella, Anthony 870
Hicks, Scott 862 775 Losey, Joseph 428 M inkoff, Rob 836
Hill, George Roy 506, 564 Kaufman, Philip 703 Lubitsch, Ernst 161, 186, 102- M innelli, Vincente 198-199,
Hirschbiegel, Oliver 939 Kaurismaki, Aki 762 103 268, 278, 282, 353
Hitchcock, Alfred 77, 128, Kazan, Elia 264, 296-297, 392 Lucas, George 568, 622-623, Miyazaki, Hayao 872, 920-921
135, 165, 196, 207, 226, Keaton, Buster 49, 54-55, 56, 668, 697 Mizoguchi, Kenji 156, 293,
239, 265, 300-301, 331, 66, 76 Luhrmann, Baz 816, 924-925 308-309
334-335, 355, 361, 386- Kelly, Gene 254, 274 Lumet, Sidney 337, 575, 595, M oland, Hans Petter 852
3 8 7 ,4 1 3 , 432, 562 Khan, M ehboob 346 618 M oore, Michael 784, 941
Hodges, M ike 544 Kiarostami, Abbas 796, 844, Lupino, Ida 281 M oretti, Nanni 846, 922
Hogan, P. J. 846 878, 900 Lynch, David 634, 669, 733, M orin, Edgar 401
Holland, Agnieszka 793 Kieslowski, Krzysztof 770, 928 Morris, Errol 763
Hood, Gavin 948 816, 829, 833 Lyne, Adrian 758, 791 M u, Fei 237
Hooper, Tobe 585, 683 Kim, Sang-jin 908 M ulligan, Robert 408
Hopper, Dennis 512-513 Ki-Young, Kim 377 M M unk, Andrzej 418
Hou, Hsiao-hsien 827 Kleiser, Randal 644 Mackendrick, Alexander 250, M uratova, Kira 785
Howe, J.A. 71 Klimov, Elem 720 316, 348 M urnau, F.W. 56, 46-47, 64-
Hsiao-hsien, Hou 723, 788 Kramer, Stanley 353 Maddin, Guy 795 65, 91
Hu, King 460, 505 Kropachyov, Georgi 488 Makavejev, Dusan 534 Murphy, G eoff 700, 727
Hudson, Hugh 676 Kubrick, Stanley 348, 392, M akhm albaf, Mohsen 865, Myrick, Daniel 894
Hughes, John 717, 737 409, 434-435, 498-499, 917
Huillet, Daniele 681 536-537, 602, 666-667, Malick, Terrence 566-567, N
Huston, John 176-177, 207, 750-751 645, 888-889 Nair, Mira 926
244, 255, 267, 295, 560, Kuchar, George 455 Malle, Louis 547, 665, 753 Nakata, Hideo 891
728, 757 Kurosawa, Akira 256-257, Mamoulian, Rouben 100, 114 Nava, Gregory 695
276, 304-305, 343, 583, Mankiewicz, Joseph 232, 259, Newell, Mike 837
718-719 302 ,311 Nichols, Mike 462-463, 468-
Ichikawa, Kon 327, 428, 445 Kusturica, Emir 856 Mankiewicz, Joseph L. 554 469
Imamura, Shohei 707 Kwan, Stanley 822 Mann, A nthony 258, 288, Nolan, Christopher 916
Inarritu, Alejandro 910 319, 349 Noonan, Chris 848
Itami, Juzo 741 L Mann, Delbert 316 Nossiter, Jonathan 911
Ivens, Joris 772 La Cava, Gregory 133 Mann, Michael 732, 852
Ivory, James 739 Lacerda, Felipe 930 Marker, Chris 394, 698 O
Laloux, Rene 579 Marshall, Garry 794 Olivier, Laurence 202
J Landis, John 679 Marshall, George 152 Olmi, Ermanno 641
Jackson, Peter 845, 936 Lang, Fritz 43, 62-63, 96-97, Marshall, Penny 767 Ophuls, Marcel 538, 765
Jacobs, Ken 415 236, 290 Marshall, Rob 947 Ophuls, Max 234-235, 251,
Jacopetti, G ualtiero 403 Lanzmann, Claude 730 May, Elaine 551 283, 326
Jaffe, Roland 716 Lasseter, John 851 Maysles, Albert 532 Oshima, Nagisa 619, 892
James, Steve 834 Laughton, Charles 324-325 Maysles, David 532 O tom o, Katsuhiro 764
Jansco, Miklos 482, 544 Lawrence, Richard 926 McBride, Jim 496 Ozu, Yasujiro 285, 376, 405
Jarman, Derek 741 Lean, David 216, 224-225, McCarey, Leo 112-113, 142,
Jarmusch, Jim 715, 738, 859 345, 406-407, 444, 714 144, 340 P
Jennings, Humphrey 192 Lee, A ng 830, 874, 912-913, McElwee, Ross 744 Pabst, G.W. 80-81
Padhilha, José 930 Robson, M ark 194 Solas, Hum berto 504 von Sternberg, Josef 73, 82-
Pagnol, Marcel 148 Rocha, Glauber 441, 485 Solondz, Todd 887 83, 105
Pakula, Alan 541, 614 Roeg, Nicholas 531, 540, 574, Spielberg, Steven 612, 624, von Stroheim, Erich 49, 52-53
Panahi, Jaffar 854 621 674, 682, 7 3 1 ,8 2 8 , 831, von Trier, Lars 847, 863, 886,
Paradjanov, Sergei 437, 520 Rohmer, Eric 504, 821 882-883, 915
Park, Chan-wook 934-935 Romero, George 502-503, 941
Parks Jr., Gordon 546, 564 646 Stevens, George 132, 161, W
Pasolini, Pier Paolo 440, 606- Rosenberg, Stuart 476-477 269, 294, 331 W achowski, Andy 901
607 Rosi, Francesco 679 Stone, Oliver 740, 742, 810- W achowski, Larry 901
Payne, Alexander 942 Rossellini, Roberto 2 1 1 ,2 1 7 , 8 1 1 ,8 3 8 W adleigh, Michael 524-525
Peckinpah, Sam 516-517, 550, 277, 292 Straub, Jean-Marie 681 W aggner, George 175
582, 595 Rossen, Robert 402 Stuart, Mel 538 W ajda, Andrzej 356, 630, 680
Penn, A rthur 480-481, 527 Rouch, Jean 315, 401 Sturges, John 314, 345, 421 Walsh, Raoul 50, 107, 179,
Pereira dos Santos, Nelson Ruiz, Raoul 862, 898 Sturges, Preston 174, ISO- 251
424 Russell, David O. 895 181, 183 W ang, Wayne 854
Petersen, W olfgang 675 Svankmajer, Jan 776 W arhol, Andy 442
Pialat, Maurice 670 S W aters, Charles 336
Polanski, Roman 450, 492- Sanchez, Eduardo 898 T W aters, John 563
493, 588-589, 931 Sandrich, M ark 130 Takahata, Isao 768 W atkins, Peter 445
Pollack, Sydney 686, 721 Saura, Carlos 609 Tanovic, Danis 923 W eibang, Maxu 139
Pollet, Jean-Daniel 425 Sayles, John 866 Tarantino, Quentin 818, 839 W eine, Robert 36-37
Polonsky, Abraham 237 Schaffner, Franklin J. 490, Tarkovsky, Andrei 518, 556- W eir, Peter 604, 625, 676
Pontecorvo, Gillo 446 530, 569 557, 586, 652 Welleman, William 95, 195
Porter, Edwin S. 28-29 Schepisi, Fred 640 Tarr, Bela 843 Welles, Orson 172-173, 188-
Powell, Michael 193, 214, Schlesinger, John 507 Tashlin, Frank 310 189, 220, 240, 350-351,
223, 227, 242-243, 389 Schlondorff, Volker 654 Tati, Jacques 291, 357, 470 449
Preminger, O tto 201, 273, Schrader, Paul 728 Taviani, V ittorio 693 W enders, W im 635, 710, 746-
307, 364 Schroeder, Barbet 789 Taviani, Paolo 693 747
Pressburger, Emeric 193, 214, Scorsese, M artin 570-571, Techine, Andre 840 Whale, James 94, 129
223, 227, 242-243 616-617, 672-673, 702, Teshigahara, Hiroshi 433 W ilcox, Fred 326
Pudovkin, Vsevolod 76 790, 851 Tian, Zhuangzhuang 745 W ilde, Ted 71
Puenzo, Luis 721 Scott, Ridley 653, 684-685, Tolkin, Michael 805 W ilder, Billy 204-205, 212-
808, 907 Tornatore, Giuseppe 765 213, 260-261, 263, 362-
R Scott, Tony 743 Tourneur, Jacques 187, 194, 363, 390-391
Rafelson, Bob 522 Seiter, W illiam A. 116 231 Wise, Robert 270, 402, 447,
Raimi, Sam 686 Sembene, Ousmane 635 Tran, Anh-Hung 857 426-427
Ramis, Harold 825 Sharman, Jim 598-599 Truffaut. Francois 360, 381, Wiseman, Frederick 514
Rapper, Irving 183 Sharpstein, Ben 143, 166, 398, 573, 665 W oo, John 781
Ray, Nicholas 263, 295, 320- 169, Tsai, Ming-liang 918 W ood, Sam 127
3 2 1 ,3 3 5 178 Tsukamoto, Shinya 881 W right, G eoffrey 819
Ray, Satyajit 312-313, 344, Shelton, Ron 762 Tykwer, Tom 885 Wyler, W illiam 136, 145, 164,
358-359, 368-369 Shepitko, Larisa 619 215, 246, 286, 371
Redford, Robert 664 Sheridan, Jim 780 U
Reed, Carol 232, 252-253 Sherman, Lowell 111 Ulmer, Edgar G. 121, 214 Y
Reggio, Godfrey 704 Shindo, Kaneto 442 Yang, Edward 803, 908
Reiner, Carl 660 Shymalayan, M. Knight 902 V Yates, Peter 654
Reiner, Rob 712, 732, 755, Siegel, Don 334, 547 Van Dyke, W.S. 124-125
777 Singer, Bryan 865 Van Peebles, Melvin 548 Z
Reisz, Karel 380 Singleton, John 800-801 Van Sant, Gus 779, 806-807 Zemeckis, Robert 723, 773,
Reitherman, W olfgang 483 Siodmak, Robert 223 Varda, Agnes 404, 729, 903 835
Reitman, Ivan 713 Sirk, Douglas 330, 332-333 Verhoeven, Paul 578, 638, Zhang, Yimou 757, 802
Renoir, Jean 98, 101, 130, Sjostrom, Victor 41 702, 799 Zhuangzhuang, Tian 830
140, 162-163, 281 Skolimowski, Jerzy 526 Vertov, Dziga 78-79 Zinnemann, Fred 279, 284
Resnais, Alain 323, 374, 393 Sluizer, George 760-761 Vidor, Charles 230 Zucker, David 671, 767
Riefenstal, Leni 118-119, 147 Smith, Harry 412 Vidor, King 61, 72, 141 Zwick, Edward 784
Riggs, Marlon 813 Smith, Jack 420 Vigo, Jean 107, 120 Z w igoff, Terry 842
Ritt, M artin 419, 471 Smith, Kevin 837 Vinterberg, Thomas 881
Rivette, Jacques 590, 805 Snow, Michael 479 Visconti, Luchino 197, 306,
Roach,Jay 911 Soderbergh, Steven 786, 914 376, 422-423
Robinson, Bruce 752 Sokurov, Aleksandr 879 Vlacil, Frantisek 483
FOTOĞRAFLAR
Bu kitapta yayınlanan tüm fotoğraflar, Kobal Collection sal; 236 Diana / Universal; 238 Monterey / UA; 239 Transatlantic / WB;
Arşivi'nden alınmıştır. Kitapta kullanılan fotoğraf bilgilerinin 241 Paramount; 242 The Archers / Rank / Independent; 243 The Archers
yazımı sırasında ortaya çıkabilecek hatalar ve dikkatsizlik ya da / Rank / Independent; 244 Warner Bros.; 245 Robert Flaherty; 247 Ea
ling; 248 United Artists; 249 MGM; 250 Ealing / Rank; 252 Len Lee, Bri
unutulma sonucu atlanılan isimler olabilir; kendilerinden özür
tish Lion / London Films; 253 Len Lee, British Lion / London Films; 254
dileriz. Eksik kalabilecek bilgilerin tamamlanması için bize
MGM; 256 Daiei; 257 Daiei; 259 20th Century Fox; 260 Paramount; 261
yardımcı olabilecek tüm şahıs ve şirketlerden gelebilecek Paramount; 262 Ultramar; 264 (t) Jack Albin, Warner Bros. / Feldman;
yardımlar için şimdiden teşekkür ederiz. 264 (b) Warner Bros. / Feldman; 265 Warner Bros.; 267 Horizon / Romu
lus; 269 Paramount; 270 20th Century Fox; 272 Silver; 273 RKO; 274
1 20th Century Fox / Douglas Kirkland; 4 Paramount; 5 Miramax / David MGM; 275 MGM; 276 Toho; 277 Ponti / De Laurentiis; 278 MGM; 282
James; 6 United Artists; 7 Universal; 8 Warner Bros.; 9 Universal; 10 Em MGM; 283 Rizzoli / Indus; 284 Columbia; 285 Shochiku; 286 Paramount;
bassy; 11 Columbia / Sony; 12 Dreamworks / Jinks / Cohen / Lorey Se 289 20th Century Fox; 290 Irving Lippman, Columbia; 293 Daiei; 294 Pa
bastian; 15 Amblin / Universal / Murray Close; 17 Columbia / Sony / ramount; 296 Columbia; 297 Columbia; 299 Halas and Batchelor; 300 Pa
Chan Kam Chuen; 19 Amblin / Universal; 20 New Line / Saul Zaentz / ramount; 301 Paramount; 303 Ponti / De Laurentiis; 304 Toho; 305 To
Wing Nut / Pierre Vinet; 24 Lucasfilm / 20th Century Fox / John Jay; 26 ho; 306 Lux; 308 Daiei; 309 Daiei; 311 Goldwyn; 312 Govt, of W. Bengal;
Méliès / StarFilm; 27 Méliès / StarFilm; 28 Edison; 29 Edison; 30 Epoch / 313 Govt, of W.Bengal; 314 MGM; 317 Palladium; 320 Floyd McCarty,
Griffith Prods; 31 Epoch / Griffith Prods; 32 Gaumont; 33 Gaumont; 35 Warner Bros.; 321 Floyd McCarty. Warner Bros.; 324 United Artists; 325
Wark Prods / Griffith Prods; 36 Decla-Bioscop; 37 Deda-Bioscop; 38 Grif United Artists; 328 Whitney / Warner Bros.; 329 Whitney / Warner Bros.;
fith Prods; 41 Svensk Filmindustri; 43 Uco-Film; 44 Flaherty; 45 Flaherty; 332 Universal; 333 Ray Jones, Universal; 334 Allied Artists; 337 Orion-No-
46 Prana-Film; 47 Prana-Film; 48 Svensk Filmindustri; 51 Goskino; 52 va / UA; 338 Svensk Filmindustri; 339 Svensk Filmindustri; 340 20th Cen
MGM; 53 MGM; 54 Metro; 55 Metro; 57 Universal; 58 Goskino / Mos- tury Fox; 341 Svensk Filmindustri; 342 De Laurentiis / Marceau; 344 Epic;
film; 59 Goskino / Mosfilm; 60 UA / Charles Chaplin; 61 MGM; 62 UFA; 345 Columbia / Horizon; 346 Mehboob; 347 Mosfilm; 349 Ashton / UA;
63 UFA; 64 Karl Struss, Fox Films; 65 Karl Struss, Fox Films; 66 United Ar 350 Universal; 351 Universal; 354 Paramount / Hitchcock; 355 Paramo
tists; 67 MGM; 68 Sovkino; 69 Sovkino; 70 Warner Bros. / First National; unt / Hitchcock; 356 Film Polski / ZRF; 358 Aurora; 359 Aurora; 361
72 MGM; 73 Paramount; 74 Bunuel-Dali; 75 Société Générale des Films; MGM; 363 Bernie Abramson, Ashton / Mirisch / UA; 364 Carlyle / Colum
77 Gainsborough / BIP; 79 VUFKU; 80 Nero-Film; 81 Nero-Film; 82 Univer bia; 367 Lion; 368 Satyajit Ray; 369 Satyajit Ray; 371 MGM; 372 Lux; 373
sum / UFA; 83 Universum / UFA; 84 Vicomte / CDN; 85 Vicomte / CDN; Lux; 375 Armada / WB; 378 Riama-Pathé; 379 Riama-Pathé; 380 Wood
86 VUFKU Ukraine; 87 VUFKU Ukraine; 88 Warner Bros. / First National; fall; 382 Ciño Del Duca / PCE / Lyre; 383 Ciño Del Duca / PCE / Lyre; 386
90 Tobis Film; 92 Universal; 93 Universal; 94 Roman Freulich, Universal; Shamley / Hitchcock / Universal; 387 Shamley / Hitchcock / Universal;
96 Nero-Film; 97 Nero-Film; 98 Braunberger-Richebe; 99 Tobis / Dreyer / 388 Galatea / Jolly; 389 Anglo-Amalgamated; 390 Mirisch / UA; 391 Mi
Klangfilm; 100 Paramount; 102 Paramount; 103 Paramount; 104 Gene risch / UA; 394 Argos; 395 Paramount / Pennebaker; 397 Nepi / Silver /
Kornman United Artists; 105 Paramount; 106 MGM; 108 Warner Bros. / Sofitepid; 400 Svensk Filmindustri; 403 Cineriz; 406 Horizon / Columbia;
First National; 109 Warner Bros. / First National; 111 Paramount; 112 Pa 407 Horizon / Columbia; 408 Universal; 411 Warner Bros.; 413 Universal
ramount ; 113 Paramount; 115 RKO; 115 RKO; 117 Paramount; 118 / Hitchcock; 414 Lewis / Paramount; 416 Cineriz / Francinex; 417 Cineriz
NSDAP; 119 NSDAP; 120 Gaumont / Nounez; 122 Irving Lippman, Co / Francinex; 423 SGC / Pathé / Titanus; 426 Argyle / MGM; 429 EON /
lumbia; 123 Irving Lippman, Columbia; 124 MGM; 125 MGM; 127 MGM; Danjaq; 430 Puck; 432 Universal; 434 Hawk / Columbia; 435 Bob Penn,
128 Gaumont / British; 129 Roman Freulich, Universal; 131 UA / Charles Hawk / Columbia; 436 Shensoa / Proscenium; 439 Palladium; 440 Arco /
Chaplin; 132 RKO; 133 Universal; 134 Irving Lippman, Columbia; 136 Lux; 443 Barrandov; 444 MGM; 446 Casbah / Igor; 449 Alpine / Españo
Goldwyn; 140 Réalisations D'art Cinématographique; 142 Paramount; la; 451 Rizzoli / Eichberg / Federiz; 453 Eve / RM Film; 456 Bridge / Pon
144 Columbia; 147 Olympia-Film; 148 Films Marcel Pagnol; 149 top RKO; ti / MGM; 457 Bridge / Ponti / MGM; 458 Gonzalez / PEA / Constantin /
150 Ned Scott, UA / Walter Wagner; 151 Ned Scott, UA / Walter Wag Grimaldi; 459 Gonzalez / PEA / Constantin / Grimaldi; 462 Chenault /
ner; 153 Irving Lippman, Columbia; 154 MGM; 155 MGM; 156 Universal WB; 463 Chenault / WB; 464 Svensk Filmindustri; 465 Svensk Filmindust
/ Ray Jones; 157 Irving Lippman, Columbia; 158 Selznick / MGM; 159 ri; 468 Embassy / Deg; 469 Embassy / Deg; 473 Five / Paris; 476 Jalem /
Selznick / MGM; 160 Raymond Voinquel Sigma Prods; 162 Nouvelle Edi WB; 477 Jalem / WB; 478 MGM; 480 Penn / Beatty / WB; 481 Penn / Be
tion Française; 163 Nouvelle Edition Française; 165 Selznick / UA; 167 Ja atty / WB; 482 Mafilm / Mosfilm; 484 Barrandov / Ponti; 486 Barrandov;
mes Manatt, MGM; 168 20th Century Fox; 170 MGM; 171 Universal; 487 Barrandov; 489 Paramount / Rafran; 490 20th Century Fox; 492 Pa
172 RKO; 173 RKO; 174 A.L. 'Whitey' Schafer, Paramount; 175 Universal; ramount; 493 Paramount; 494 Memorial; 497 Svensk Filmindustri; 498
176 Warner Bros. / First National; 177 Warner Bros. / First National; 179 MGM; 499 MGM; 500 Svensk Filmindustri; 501 Saticoy / Bogdanovich;
(t) Bert Six, Warner Bros. / First National; 179 (b) Warner Bros. / First Na 502 Image Ten; 503 Image Ten; 505 Lian Bang / Union; 506 20th Cen
tional; 180 A.L. 'Whitey' Schafer, Paramount; 181 Paramount; 182 Gene tury Fox; 507 Florin / Heilman / UA; 508 PEA / Grimaldi; 509 PEA / Gri
Kornman 20th Century Fox; 184 Warner Bros.; 185 Warner Bros.; 186 maldi; 511 Maran / Marianne / Mars; 512 BBS / Columbia; 513 BBS / Co
United Artists; 187 RKO; 188 RKO; 189 RKO; 190 Warner Bros.; 192 lumbia; 515 Pathé; 516 Warner Bros. / Seven Arts; 517 Bernie Abramson,
Crown Film Unit; 195 20th Century Fox; 196 Universal; 197 ICI; 199 Warner Bros. / Seven Arts; 518 Mosfilm; 520 Armenfilm; 522 Bernie Ab
MGM; 200 Warner Bros.; 201 20th Century Fox; 203 Alma Ata / Mos ramson, Columbia; 523 Panicas; 524 Wadleigh-Maurice / Warner Bros.;
film; 204 Paramount; 205 Paramount; 206 RKO; 208 Warner Bros.; 209 525 Wadleigh-Maurice / Warner Bros.; 527 Stockbridge-Hiller Prods /
Warner Bros.; 210 Pathé; 211 Excelsa / Minerva; 212 Paramount; 213 Pa CBS; 528 Barrandov; 529 Barrandov; 531 Goodtimes; 532 Maysles Films;
ramount; 215 Goldwyn; 216 Rank / Cineguild; 218 20th Century Fox; 534 Neoplanta / Telepool; 536 Hawk / Polaris / Warner Bros.; 537 Hawk
219 20th Century Fox; 220 Haig / International / RKO; 221 G.R. Aldo, / Polaris / Warner Bros.; 539 Warner Bros.; 540 Dean Goodhill, Raab-Liti-
Discina / Andre Paulvé; 222 Warner Bros.; 224 Rank / Cineguild; 225 noff Films; 542 Paramount; 543 Paramount; 545 20th Century Fox; 546
Rank / Cineguild; 226 (t) Ernest Bachrach, RKO / Vanguard; 226 (b) RKO MGM; 548 Yeah; 549 Columbia; 550 ABC / Amerbroco / Talent; 552
/ Vanguard; 227 The Archers / Rank / Independent; 228 RKO; 229 RKO; Werner Herzog; 555 Elmer / Warner Bros.; 556 Mosfilm; 557 Mosfilm;
231 RKO; 233 De Sica; 234 Rampart / Universal; 235 Rampart / Univer 558 Paramount; 559 Bo-Erik Gyberg, Svenska Filminstitutet / Cinematog-
Harvard Üniversitesi öğ retim görevlilerinden Steven Jay
Schneider, New Y ork Ü niversitesinde sinema dersleri aldı.
Designing Fear: A n Aesthetics o f C inem atic H orror (Routledge
Yayınevi) kitabının yazarı olan Schneider; The H orror Film and
Psychoanalysis: Freud's W orst Nightm ares (C am bridge University
Yayınevi), New H ollyw ood Violence (M anchester University
Yayınevi) ve Fear W ith o u t Frontiers: H orror Cinema Across the
Globe (FAB Yayınevi) kitaplarının ed itörlüğ ü; ayrıca
U nderstanding Film Genres (M cGraw-Hill Yayınevi), Horror
International (W ayne State University Yayınevi) ve U nderground
U.S.A.: Filmm aking Beyond th e H ollyw ood Canon (W allflow e r
Press Yayınevi) kitaplarının da yardımcı ed itörlüğ ünü yaptı.
Katkıda bulunanlar: