You are on page 1of 4

DAVRANIŞA GİRİŞ

ETHOLOJİ, Latince bir terim olup davranış bilimi anlamına gelmektedir ve hayvan
davranışlarını nedensel ve işlevsel olarak incelemektedir.
Hayvan davranışları farklı iç ve dış ortamlara uyum sağlama yönündeki çabaları
içermektedir. Davranış, tek bir uyarana karşı belirgin ve istemsiz bir refleks olabileceği
gibi; hareket temizlenme-bakım, üreme, yavrularla ilgilenme, sosyal faaliyetler ve
iletişim gibi daha karmaşık aktiviteleri içermektedir. Hayvanlarda iç ve dış ortamdaki
değişikliklere yönelik uyarımlar algılandıktan bir süre sonra tepki şeklinde
cevaplandırılmaktadır. Dolayısıyla hayvanların duysal kapasiteleri davranış
modellerinin ifadesinde önemli rol oynamaktadır. Bu durum köpeklerde ses ve koku
hassasiyeti ile açıklanabilmektedir. Bu özellik sindirim, seks, toplumsal davranış ve iz
sürmede rol oynar.
Morfolojik karakterlerde olduğu gibi davranış karakterleri de kalıtsal özellik
göstermektedir. Selektif (seçici) yetiştirmelerde evcil hayvanlar özellikle model
davranışlar için yetiştirilmektedir. Bunlara örnek olarak dövüş horozları, rodeo atları,
sürü güden köpekler gösterilebilmektedir.
İnsanoğlu, ilkel dönemlerden itibaren vahşi hayvanlara karşı hayatta kalabilmek ve
avlanabilmek için hayvan davranışlarını gözlemlemeye başlamıştır. Charles Darwin
evrim teorisinin babası olarak bilinir ve modern etolojinin gelişiminde önemli bir rolü
vardır. Etolojinin bugünkü anlamıyla bir bilim dalı haline gelmesinde önemli rol oynayan
Konrad Lorenz ve Nikolaas Tinbergen aynı zamanda modern etolojinin kurucuları
olarak da kabul edilmektedir. Tinbergen’in dört sorusu etolojik çalışmaların temelini
oluşturması açısından önem taşımaktadır.

1. Nedensellik (Davranışın nedeni nedir? )


Hangi uyaran davranışı ortaya çıkartmaktadır?
2. Gelişim ( Ontojeni sırasında davranış nasıl gelişmektedir?)
Bireysel (Yaş ve Deneyim) ve çevresel faktörler davranışı nasıl değiştirmektedirler?
3. Evrim ( Filojeni sırasında davranış nasıl gelişmektedir?)
Akraba türlerin benzer özellikleri nasıl açıklanabilir?
4. İşlev ( Davranışın işlevi nedir? )
Hayvanın hayatta kalma ve üreme başarısına davranışın etkileri nelerdir?

MERKEZİ SİNİR SİSTEMİNİN DAVRANIŞ ÜZERİNE ETKİLERİ

Tek sinir hücresinde başlayan, refleksler ile ilerleyen, ardı sıra devam eden ve birliktelik
oluşturan hareketler kompleks davranışı oluşturmaktadır. Davranış; yer değiştirme,
denge ve yönelme gibi birçok refleksi içeren hareket modellerinin incelenmesidir. Sinir
sistemi ve endokrin sistem davranışların oluşumunda önemli rol oynamaktadır. Çevre
değişimlerinde fizyolojik ve davranış reaksiyonları bir denge içinde hareket ederek
homeostasis sağlanmaktadır. Bu duruma örnek olarak sıcak çöllerde yaşayan memeli
hayvanların gölge yer aramaları verilebilir.
Reflekslerin önemi çevreye uyum sağlamak için organizmayı etkin kılmaktır. Yeni
doğan bir hayvanda görülen emme refleksi ya da düşmandan kaçma refleksi içgüdüsel
bir reflekstir. Yaşamın daha sonraki dönemlerinde görülen deneyimlere dayanan,
bireyden bireye farklılık gösteren davranış modelleri ise öğrenilmiş, kazanılmış
davranışlar ya da refleksler olarak adlandırılmaktadır. Öğrenilmiş davranışlar yeni
doğanda görülen içgüdüsel davranışların değişimi ve gelişimi olarak ortaya çıkar.
Örnek, yeni doğan sıçanın anne tarafından idrarını yapması için genital bölgesinin
yalanarak uyarılması. Duyusal uyarım kapasitesi türler arasında farklılık
göstermektedir. Bu farklılık kedilerin alacakaranlıkta mükemmel görmesi, köpeklerin
yüksek frekanslı sesleri duyabilmesi ile açıklanabilmektedir

Duyuların ifadesi hayvanların dış görünümlerine de yansımaktadır. Öfkeli bir kedi


karakteristik bir görünümü takiben savaşma veya kaçma reaksiyonu göstermektedir.
Bu durum otonom ve somatik sinir sisteminin dışa vuran sonuçlarıdır. Duyusal
uyarımlara karşı davranış cevaplarının ortaya çıkması, türe özgü ve uyarana karşı
yönelme şeklindedir. Hayvanı etkileyen her uyarım aynı zamanda retiküler formasyonu
da aktive etmektedir. Beyin kabuğu davranışlarda değişime neden olan pek çok
uyarım almaktadır. Korteks içindeki sinirsel aktiviteye göre cevabın derecesi ve
durumu tespit edilmektedir. Eğer korteksin duyusal bölgesi çıkarılırsa o duyuya ilişkin
davranış meydana gelmez. Düşünme, hafıza, zeka, muhakeme, yaratıcılık, his ve
irade gibi ruhsal fonksiyonlar korteks serebrinin kontrolündedir. İskelet kaslarının motor
aktivitelerini idare eden motor merkezler ve duyularla ilgili duyu merkezleri de beyin
korteksindedir.
Beynin dış kısmı olarak bilinen serabral korteks, dört loba ayrılmaktadır:
Frontal lop: Planlama, planlanan eylemi yapma ve hareketin kontrolünü
sağlamaktadır.
Parietal lop: Duyusal bilgilerin tercüme edildiği bölümdür.
Oksipital lop: Görsel bilgilerin tercümesinde rol oynamaktadır.
Temporal lop: İşitme ile ilgili bilgilerin işlenmesinden sorumludur. Limbik sisteme
bağlantılı bir bölüm olup duygusal bilgiler burada işlenmektedir.
Limbik sistem hipotalamus, hipokampus, septum ve amigdala ile beyin korteksinin
singulat girus’u gibi bölümleri kapsamaktadır. Koku alma, beslenme, cinsel içgüdü,
motivasyon, biyolojik saatlerin düzenlenmesi, heyecan, öfke ve saldırganlık gibi
davranışlarda rol oynamaktadır.
Hipotalamus, stres durumunda vücudun oluşturduğu homeostasis olayında önemlidir.
Saldırganlığın düzenlenmesinde rol oynayan dolaşımdaki testosteron hormonu için
negatif geri bildirimi sağlamaktadır.
Hipotalamus, koşullu ve koşulsuz reflekslerin oluşumuna katılan birçok sistemle de
ilişkilidir.
Hipotalamusun belirli bölgelerinin uyarılması korku, saldırganlık, cinsel aktivitenin
oluşması gibi davranışlara neden olmaktadır.
Amigdala ,Duygusal öğrenmede merkezi bir rol oynar. Duygusallık yanında
saldırganlık için de önemlidir. Korkunun gösterilmesi ve saldırganlığın düzenlenmesi
burada olur. Belirli bölümlerinin elektriksel uyarımı hayvanlarda aşırı dikkat, generalize
korku ve öfke davranışlarını tetikler. Cerrahi yöntemlerle amigdalası çıkarılmış
hayvanlar, hiperaktivite ve seksüel isteklerde artış gösterirken korku ve saldırganlık
davranışı sergilemezler.

Singulat girus, Duyguların ifade edilmesinin yanında motor aktivitenin kontrolünde de


önemli bir bölgedir. Bu bölüm aynı zamanda oyun davranışı ile de ilişkilidir.
Septum, Septal bölge limbik sistemin seksüel davranışla ilgili deneyimlerine aracılık
eden kısımdır. Bu bölgenin uyarılması libido artışına ve negatif motivasyon sonucu
ortaya çıkan davranışların (saldırganlık vs) baskılanmasına neden olurken, tahrip
edilmesi korkmaya ilişkin aşırı bir tepki ve saldırganlığa yol açmaktadır.
Retiküler formasyon,beyin kökünde bulunan, medulla oblongata‘dan talamus’a kadar
uzanan ve esas görevi sinirsel uyanıklık ve alarm durumlarının sürdürülmesi olan bir
kısımdır. Aynı zamanda bireyin öz denetimini, öğrenme ve hatırlama kapasitesini de
belirleyen bir sistemdir.
Beynin birçok bölümüyle bağlantılı sinirlere sahip olan retiküler formasyon (RAS), iki
ayrı kısma ayrılır.
İnen retiküler aktivasyon sistemi (vücut postürünün korunması, Otonom Sinir Sistemi
aktiviteleri, çiğneme, yutma ve öksürme)
Çıkan retiküler aktivasyon sistemi (elektriksel uyarımı uyanma ve uyarılmaya neden
olurken, tahrip edilmesi devamlı baygınlık ve uyku benzeri bir durumun ortaya
çıkmasına sebep olur)
Beyin kökünün merkezi durumundaki retiküler formasyon davranış durumlarında
anahtar rol oynar. Bu hücreler görme, koklama, işitme, tat alma sistemlerinden, ağrı ve
sıcaklık duyuları sistemlerinden, kas ve tendonlardan, iç organlardaki duyu
sistemlerinden, beyin kökündeki diğer merkezlerden, beyincik ve korteks serebriden
afferent impulslar almaktadır.
Retiküler aktivasyon sisteminde uyarımları alan nöronlar bu bilgileri korteks serebriye
göndermektedirler. RAS vücudun bir alarm sistemi gibi iş görür. Canlılık ve uyanıklık
davranışları bu sistemin kontrolü altındadır.
Retiküler formasyon aldığı her uyarıma cevap oluşturmadığı gibi önemli olan ile
olmayanın ayrımını yapmaktadır. Örneğin bir anne çok gürültülü bir ortamda uyurken
bebeğinin biraz ağlaması ile hemen uyanmaktadır. Yine su şelalesi yanında evi olan
bir kişi rahatlıkla uyuyabilmektedir.
Maymunlarda retiküler formasyonun üst bölgesinin elektriksel uyarımı ile reflekslerin
hızlandığı, alt kısmının uyarılmasında ise inhibe olduğu görülmüştür.

You might also like