Professional Documents
Culture Documents
Elektroeğirme Yöntemi Ile Biyouyumlu Yara Örtüsünün Üretilmesi Ve Karakterizasyonu
Elektroeğirme Yöntemi Ile Biyouyumlu Yara Örtüsünün Üretilmesi Ve Karakterizasyonu
DANIŞMAN
Doç. Dr. Oğuzhan GÜNDÜZ
EŞ-DANIŞMAN
Doç. Dr. Nazmi EKREN
İSTANBUL, 2019
MARMARA ÜNİVERSİTESİ
FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
( 5 3 3 31 5 1 9 4)
DANIŞMAN
Doç. Dr. Oğuzhan GÜNDÜZ
EŞ-DANIŞMAN
Doç. Dr. Nazmi EKREN
İSTANBUL, 2019
ÖNSÖZ
Maddi ve manevi desteklerini hep yanımda hissettiğim canım annem ve canım babama
teşekkür, minnet, özlem ve muhabbetlerimle…
i
İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ i
İÇİNDEKİLER ii
ÖZET iv
ABSTRACT v
SEMBOLLER vi
KISALTMALAR vii
ŞEKİLLER viii
TABLOLAR x
1.GİRİŞ 1
1.1. Doku Mühendisliği 1
1.2. Biyomalzemeler 1
1.3. Yara İyileşmesi 2
1.4. Ekstraselüler Matriks ve Doku İskelesi 2
ii
2.1. Materyal 11
2.1.1. KR ve HA üretiminde kullanılan malzemeler 11
2.1.2. Elektroeğirme çözeltileri hazırlanırken kullanılan malzemeler 12
2.1.3. Kullanılan cihazlar 12
2.2. Yöntem 13
2.2.1. KR eldesi ve karakterizasyonu 12
2.2.2. HA üretimi ve karakterizasyonu 13
2.2.3. Emülsiyon elektoeğirme yöntemiyle fiberlerin üretimi 15
2.2.4. Eş eksenli elektoeğirme yöntemiyle fiberlerin üretimi 16
2.2.5. Elektroeğrilmiş eş eksenli fiberlerin karakterizasyon analizleri 17
2.2.5.1. Morfolojik analiz 17
2.2.5.2. Kimyasal analiz 17
2.2.5.3. Termal davranış analizi 18
2.2.5.4. Mekanik özelliklerin tespiti 18
3. BULGULAR VE TARTIŞMA 19
3.1. KR Karakterizasyonu 19
3.2. HA Karakterizasyonu 20
4. SONUÇLAR 29
KAYNAKLAR 30
iii
ÖZET
ELEKTROEĞİRME YÖNTEMİ İLE BİYOUYUMLU YARA ÖRTÜSÜNÜN
ÜRETİLMESİ VE KARAKTERİZASYONU
iv
ABSTRACT
CHARACTERIZATION AND PRODUCTION OF BIOCOMPATIBLE
WOUND DRESSING VIA ELECTROSPINNING TECHNIQUE
v
SEMBOLLER
kV : Kilo Voltaj
M : Molar
vi
KISALTMALAR
HA : Hyaluronik Asit
KR : Keratin
PCL : Polikaprolakton
vii
ŞEKİLLER
viii
Şekil 3.7. Eş eksenli elektroeğirme yöntemiyle oluşturulan nanofiber örneklerinin
FTIR-ATR spektrumları 26
Şekil 3.8. Emülsiyon elektroeğirme yöntemiyle üretilmiş fiberlerin Diferansiyel
Taramalı Kalorimetre termogramları 27
Şekil 3.9. Eş eksenli elektroeğirme yöntemiyle oluşturulan nanofiber örneklerinin
FTIR-ATR spektrumları 27
Şekil 3.10. Eş eksenli fiber numunelerinin mukavemet-uzama grafikleri 28
ix
TABLO LİSTESİ
x
1. GİRİŞ
Doku mühendisliği, tıp ve mühendislik bilimlerinin insan dokularının inşası veya yeniden
yapılandırılması araştırmalarını kapsayan bir disiplindir. Doku mühendisliği
çalışmalarında amaç, belirli bir doku veya organın yeteneklerini canlı hücreler vasıtasıyla
onarmak, değiştirmek, sürdürmek veya geliştirmektir. Dokuyu oluşturmak için gereken
iki temel bileşen bir mekanik iskele ve orijinal dokuya benzer biyoaktif maddeler ve/veya
hücrelerdir. Biyoaktif madde ve hücreler, dokuyu yeniden oluşturmak için gerekli en
küçük bileşenleri sağlarken, mekanik doku iskelesi ise üç boyutlu yapıyı yönetebilecek
stabil bir platform görevi görür. Kıkırdak, kemik, deri ve sinir gibi dokular laboratuvar
ortamında başarıyla üretilerek klinik amaçlar doğrultusunda kullanılmaktadır (Wang ve
ark., 2013).
1.2. Biyomalzemeler
Modern biyomalzeme çalışmaları; tıp, biyoloji, fizik ve kimya ile doku mühendisliği ve
malzeme alanındaki son gelişmelerle her geçen gün daha da kapsamlı hâle gelmektedir
1
1.3. Yara İyileşmesi
Yara iyileşmesi, vücudu dış ortamdan korumak için gerekli bariyeri sağlamak amacıyla
yeni doku gelişimini teşvik eden kompleks bir doku rejenerasyonu sürecidir. İleri
derecede yanıklar ya da diyabete bağlı gelişmiş olan ülserler gibi klinik vakalarda mevcut
medikal tedavilere rağmen (jel ve kremler) yara iyileşmesi oldukça yavaş seyretmektedir
(Gizaw ve ark., 2018). Ayrıca uygulanan bu medikal tedavi sürecinde yapılan
pansumanların sıklıkla yara üstünden alınarak değiştirilmesi, takibi ve yara bölgesinin
temizlenmesini gerektirir. Bu durum, zor iyileşen yaraları bulunan hastalarda ağrılı,
zaman alıcı ve maliyetli bir süreç olmaktadır (Kurtoǧlu ve ark., 2009).
İleri derecede yanık, kozmetik cerrahi, geniş yaralanma veya travma, cilt kanseri kaynaklı
ve enfeksiyon kaynaklı deri kaybı gibi ileri derece vakaların tedavisinde deri nakli yaygın
olarak kullanılır. Deri greftlerinin uygulanması; ciltteki yaranın iyileşmesi ve cildin
fizyolojik işlevinin düzeltilmesinin yanı sıra görünümünü de iyileştirmeyi amaçlar.
Günümüzde, deri nakli için altın standart yöntem, epidermis ve dermisin bir kısmını
içeren bir cilt otogrefti olan bölünmüş kalınlıkta deri greftidir. Bununla birlikte, bu
yöntem, enfeksiyon riski, doku uyuşmazlığı, renk farklılıkları, kalıcı yara izi (skar), eklem
kısıtlılığı (kontraktür) gibi uzun vadeli ciddi dezavantajlar taşımaktadır (Yi ve ark., 2017).
Bu yüzden, bünyesinde yüksek oranda ilaç ve/veya hücre çoğalmasını destekleyen
biyoaktif bileşen barındırarak yaraya kontrollü salımını sağlayan, sık sık yapılan ağrılı
prosedürlerin ve deri greftlerinin dezavantajlarının çoğunu hafifletebilecek inovatif yara
örtülerin geliştirilmesine ihtiyaç vardır. Bunun başarılabilmesi için hasarlı deri dokusuna
uygulanabilecek, doku rejenerasyonunu teşvik edecek ideal özelliklerde doku iskeleleri
geliştirmek doku mühendisliği alanındaki araştırmacıların rağbet ettikleri bir konudur.
2
ortamı kurar ve korur, çevre hücrelere yapısal bilgi ve biyokimyasal işaretler sağlar,
sinyal moleküllerinin aktivitesini düzenler ve hücre şekli, hayatta kalma, çoğalma,
hareket etme ve hücre içerisinde farklılaşma gibi hücre davranışlarını etkiler. Böylece
ECM etkileşimi, doku morfogenezinde ve organ gelişiminde çok önemli rol oynar (Wang
ve ark., 2013). ECM genellikle üç molekül kategorisinden oluşur: fibröz proteinler
(örneğin kollajen, elastin, fibrilin ve fibulin), yapışkan glikoproteinler (örneğin laminin,
fibronektin, tenasin, trombospondin ve integrin) ve glikosaminoglikanlar (Hyaluronik
asit, kondroitin sülfat, keratan sülfat vb).
İdeal bir doku iskelesi oluştururken temel amaç hedef dokunun ECM’ne benzer bir yapı
oluşturmaktır. Doku iskelesi, birçok özel mekanik, fizikokimyasal ve biyolojik özelliğe
sahip olmalıdır. İlk olarak iskele, hücre yapışmasını ve hareketini kolaylaştırmak ve de
anjiyogenez ve metabolik değişimi teşvik etmek için gözenekli süngerimsi bir yapıya
sahip olmalıdır. İkincisi, iskele kararlı bir şekle ve kusurlu dokulardakine benzer yapısal
mekanik özelliğe sahip olmalıdır. Üçüncüsü, iskelenin vücuda biyo-uyumlu olması ve
vücutta kontrol edilebilir bir oranda biyolojik olarak çözünebilir olması gerekir.
Dördüncüsü, iskele immünojeniklik göstermemeli ya da tolere edilebilir oranda
göstermelidir. Son olarak iskele, hücre fenotipini etkileyen ve yönlendirilmiş hücresel
yeniden büyümeyi teşvik eden biyolojik ve / veya fiziksel ipuçlarını içerebilmelidir.
Elektroeğirme yöntemi ile üretilen nanofiberlerin ilaç salım ve yara iyileştirme gibi
biyomedikal alanlarda kullanılması araştırmacılar tarafından son yıllarda ilgi görmüştür.
Çünkü bu teknik çok yönlü, tek adımlı ve düşük maliyetli olmasının yanı sıra geniş
skaladaki sentetik ya da doğal polimerlerin yapısına çeşitli biyolojik ajanlar, ilaçlar dahil
edilerek nanofiber eldesini mümkün kılar. Elektroeğirme ile rastgele dağılmış nano
boyutta fiberler elde edilir ve bu nanofiberlerden oluşan gözenekli dokusuz yüzey,
hücreler arasındaki boşlukları dolduran ve onları birbirine bağlayıp destekleyen ECM’yi
taklit edebilir. Ek olarak, nano ölçekli fiberler yüksek yüzey alanı sağlarlar ki bu
hücrelerin tutunması, gelişmesi ve çoğalması için oldukça elverişli bir ortam oluşturur.
Nanofiber yara örtüsü, bakteriyel ya da mikrobiyel enfeksiyona sebep olabilecek her türlü
maddenin geçişini engellerken gözenekli yapısı sayesinde yara iyileşmesi için gerekli
olan oksijenin geçişine de olanak sağlar (Zamani ve ark., 2013).
3
1.5.1. Elektroeğirme düzeneği
Kısaca bu yöntemde, hazırlanan polimer çözeltisi şırınga içine konularak çelik iğneye
bağlanır. Elektrotlardan biri iğnenin metal ucuna bir diğeri ise toplayıcı levhaya
yerleştirilerek yüksek elektrik alan oluşturulur. Pompa yardımıyla belli bir akış hızında
polimer çözeltisi iğnenin ucuna itilerek önce damla şeklini alır, ardından yüksek elektrik
alan kuvvetleri çözeltinin yüzey gerilimi kuvvetini zorlayarak Taylor konisi denilen şekli
almasına sebep olur ve en sonunda polimer çözeltisi jet halinde iğne ucundan toplayıcı
levhaya doğru yol alır. Bu esnada elektrik alan etkisi altındaki jet, esneme ve uzama
hareketi yaparak (eğrilerek) levhaya katı nanofiberler olarak ulaşır. Bu aşamada polimer
çözeltisinin içindeki çözücü buharlaşmaktadır (Bhardwaj vd., 2010)
4
1.5.2. Elektroeğirme parametreleri
5
elektroeğrilir. Bu karıştırma yöntemi basit olmasına karşın fiberler içinde gelişigüzel
dağılan ajanların salınımının kontrollü salınım olması güçleşir. Çünkü çalışmalar
özellikle hidrofiliklik-hidrofobiklik özellik açısından farklı olan terapötik maddeler ve
polimerden oluşan nanofiberlerin üretiminde terapötik maddelerin nanofiberlerin
yüzeyinde birikme eğiliminde olduğunu, bu yüzden enkapsülasyonun gerçekleşmediğini
ve kontrollü salımın efektif olamadığını göstermiştir (Zamani ve ark., 2013; Lu ve ark.,
2016) Ayrıca bu yöntemde protein gibi hassas biyomoleküllerin zararlı çözücüye temas
etmesiyle bozularak biyoaktivitesini kaybetme ihtimali fazladır.
Bu sorunun üstesinden gelmek için içinde terapötik ajanların yüklü olduğu çekirdek-kılıf
polimerleri üretilmektedir. Bu yapıda fiberler üretmek için genellikle iki yöntem
kullanılır, bunlar eş eksenli ve emülsiyon elektroeğirme yöntemleridir.
Eş eksenli elektroeğirme de iki farklı çözelti iç içe geçmiş eş eksenli bir iğne yardımıyla
(Şekil 1.2) elektroeğirme sistemine bağlanır (Şekil 1.3a). Emülsiyon yönteminde ise
(genelde) hidrofobik polimer çözeltisinin içine (yağ fazı) hidrofilik polimer çözeltisi (su
fazı) yavaş yavaş katılarak homojenizatör yardımıyla emülsiyon çözeltisi oluşturulur. İyi
bir emülsiyon oluşturabilmek için genelde çözeltiye emülsifiyer (sürfaktan) ajanlar da
katılır. Bu oluşturulan çözelti tek bir iğne ile elektroeğirme sistemine bağlanarak
nanofiber oluşturulur (Şekil 1.3b). Şekil 1.3’deki turuncu renk terapötik ajanları içeren
hidrofilik polimeri, mavi renk ise hidrofobik kılıf (koruyucu) polimeri göstermektedir.
6
Şekil 1.3. (a) Eş eksenli (b) Emülsiyon tekniklerinin şematik gösterimi.
Yapılan bir çalışmada bovin serum albumin (BSA) proteini PCL polimerine karıştırma
yöntemiyle ve eş eksenli iğne yardımıyla (sulu çözeltisi ve PEG polimeri içindeki sulu
çözeltisi olmak üzere) iki farklı teknik ile yüklenmiş, bu iki teknikte üretilen fiberlerin
uzun süreli salım kinetikleri incelenmiş ve fiberlerdeki protein aktivitesi ölçülmüştür.
Sürekli salım kinetiğinde eş eksenli fiberlerin karıştırma yöntemiyle üretilen fiberlere
göre üstün geldiği görülmüştür. Ayrıca nanofiberlerdeki protein aktivitesine bakıldığında
karıştırma yöntemiyle üretilen fiberlerde ve çekirdeği oluşturan çözeltisi sadece BSA sulu
çözeltisi olan eş eksenli fiberlerde protein aktivitesinin oldukça azaldığı, ama çekirdeği
oluşturan çözeltisi PEG polimeri +BSA sulu çözeltisi olan fiberlerde protein aktivitesinin
yüksek oranda korunduğu görülmüştür (Ji ve ark., 2010).
7
kısmında mı dış kısmına yakın mı kaldıları, yani bulundukları yerler kesin olarak kontrol
edilemez. Eş eksenli iğnede bu ajanlar iç polimer çözeltisine katılacağından yeri kesin
olarak belli olur, enkapsülasyondan emin olunur. Eş eksenli elektroeğirmenin ana
dezavantajı kurulum için çift girişli iğne gerektirmesi kurulumunun emülsiyon yöntemine
kıyasla daha uğraştırıcı olmasıdır. İki ayrı pompa gerektirir, iki farklı polimer çözeltisinin
elektroeğirme sırasındaki optimizasyonu tekli iğneye göre daha zorlu olabilir. Emülsiyon
yönteminde ise başarılı bir sonuç için emülsiyon çözeltisinin iyi hazırlanmış olması,
çözeltide faz ayrımı görülmüyor olması gerekmektedir
8
diğer yardımcı polimerle kullanılması daha uygundur (Sahin ve ark., 2018)
Çalışmada, PCL ile birlikte kullanılacak PEO polimeri ise suda kolay çözünen, hızlı
degrede olan, toksik olmayan, biyouyumlu ve biyobozunur özellikleriyle ilaç salım
uygulamalarında sıklıkla tercih edilen bir polimerdir (Lu ve ark., 2016). Moleküler yapısı
Şekil 1.5’de gösterilmiştir. Polietilen oksidin, elektroeğirme yöntemiyle elde edilen bir
fiber dokusunda proteinlerin işlenebilirliğini artırdığı gözlenmiştir. Bu karakteristik
özellikleri nedeniyle başta gıda sanayi ve medikal endüstrisi olmak üzere çok çeşitli
alanlarda kullanılmaktadır.
9
hızlandırdıkları, zarar görmüş dokuları onardıkları çalışmalarda görülmüştür (Gizaw ve
ark., 2018). Yalnız başlarına elektroeğrilemedikleri için genelde sentetik polimerle
birlikte nanofiber üretiminde kullanılırlar. Nanofiber yara örtüsünde kullanılan popüler
doğal polimerler; jelatin, kollajen ,aljinat, hyaluronik asit, keratin, zein, ipek fibroinidir.
Keratin (Şekil 1.6); doğada en çok bulunan proteinlerden biri olarak kabul edilir ve
biyouyumluluğu, biyobozunurluğu, biyofonksiyonelliği sebebiyle doku mühendisliği
araştırmalarında tercih edilmektedir. Keratinin yara örtüsü yapısında kullanıldığında
hücre tutunması ve çoğalmasını desteklediği ve örtünün doku biyouyumluluğunu
arttırdığı in vivo ve in vitro olarak çalışmalarda görülmüştür (Hill ve ark., 2011; Edwards
ve ark., 2015) Keratin, insan ve hayvanlardaki saç, tüy ve yün, tırnak, boynuz ve
toynaklarda bulunur. Çalışmalarda keratinin, aynı zamanda gıda endüstrisinin önemli
miktarda atığı olan toynaklardan elde edilmesi, karakterizasyonu ve biyomalzemelerde
kullanımı oldukça sınırlıdır. Çalışmamızda keratin hayvan toynağından elde
edilmektedir.
Hyaluronik asit (HA) dokuda ECM yapısında doğal olarak bulunan, karbonhidrat
grubunda bir glikozaminoglikandır. Molekül yapısı N-asetil-β-d-glukozamin ve β-d-
glukuronik asidin tekrarlayan disakkarit kısımlarından oluşur (Şekil 1.7). Başlıca horoz-
tavuk ibiği, olmak üzere eklem sıvısı, göbek bağı, gözdeki camsı cisimde bulunur. Ayrıca
bu glikozaminoglikan streptokok zooepidemicus ve staflikok gibi bakterilerin hücre
duvarında bulunduğu için bakterilerden de elde edilmektedir (Shiedlin ve ark., 2004). HA
10
yara iyileşmesi uygulamalarında araştırılmış, in vitro ve in vivo hücre testlerinde, hücre
tutunması büyümesi ve gelişmesini desteklediği, yara iyileşmesini hızlandırdığı
görülmüştür (Collins ve ark., 2013). Yara iyileşmesinde bölgenin nem dengesinin
(hidrasyonun) sağlanması hücre proliferasyonu ve migrasyonunu kolaylaştırır (Benati ve
ark., 2013). HA da higroskopik (nem çeken) bir makro-moleküldür, bu da yara iyileşmesi
esnasında bölgedeki hidrasyonun kontrolünü sağlar (Voigt ve ark., 2012). HA’nın ayrıca
kozmetik uygulamalarda ve başlıca kemik ve kıkırdak olmak üzere çeşitli dokularda doku
iskelesi olarak kullanılması araştırmacılar tarafından ilgi gören konulardır.
2. MATERYAL VE YÖNTEM
2.1. Materyal
• Hekzan
• Üre
• Sodyum dodesil sülfat
• Diklorometan
• 2-mercaptoethanol
• Aseton
• Sodyum asetat
• Etanol
• Kloroform
11
• Amil alkol
• Diyaliz Membran
2.2. Yöntem
Hayvan toynaklarından keratin eldesi işlemi prosedürü için ilgili bir çalışmadan
yararlanılmıştır (Kakkar ve ark., 2014). Kesimhaneden alınan büyükbaş hayvan
12
toynakları (Şekil 2.1a) mekanik olarak küçük parçalara bölündükten sonra
öğütücüden geçirilerek Şekil 2.1b’de gösterildiği gibi toz haline getirilmiştir. Toz
toynaklar yağların arındırılması amacıyla Şekil 2.1c’de gösterilen soxhlet
sisteminden üç gün boyunca geçirilmiştir. Çözücü olarak hekzan: diklorometan (1:1)
kullanılmıştır. Yağdan arındırılan hayvan toynakları, 7 M üre, 6 gr SDS ve 15 ml 2-
mercaptoethanol kimyasal karışımının içine atılarak 60 ºC’de 12 saat karıştırılarak
indirgenmiştir (Şekil 2.1d) Ardından 60 rpm’de 15 dk santrifüjlenip süzüntüleri
alınarak (Şekil 2.1e) Şekil 2.1f’de gösterilen diyaliz membranında 5 gün süreyle
distile suya karşı diyalize bırakılmıştır. Diyaliz edilen keratin çözeltisi liyafilizatör
cihazında, -70 ºC’de kurutulmuştur (Şekil 2.1g) . Şekil 2.1h’de görüldüğü gibi son
ürün olan toz keratin elde edilmiştir. Üretilen keratinin kimyasal bağ yapısı FT-IR ile,
morfolojik yapısı elektron mikroskopisi ile incelenmiştir.
Şekil 2.1. KR üretim aşamaları (a) hayvan toynakları (b) toz toynaklar (c) soxhlet
sistemi (d) kimyasal indirgeme işlemi (e) santrifüjlenen tüpler (f) diyaliz (g) liyofilizatör
(h) toz keratin.
Horoz ibiklerinden hyaluronik asit eldesi için (Kang ve ark., 2010) çalışmasındaki
prosedür modifiye edilerek uygulanmıştır. Kesimi yapılan horozların ibikleri Erpiliç
13
entegre üretim tesislerinden temin edilerek -20 Cº de donduruldu (Şekil 2.2a). 500 g
dondurulmuş ibik öğütücüde 0,5 cm boyutlarında parçalandı. Yağ giderme işlemi için 2
gün soxhlet cihazında asetonla muamele edildi (Şekil 2.2b). Yağı giderilmiş ibikler
kurutuldu (Şekil 2.2c). 1 L %5 sodyum asetat çözeltisinde bekletilerek 2 saatte bir pamuk
bez yardımıyla sıkılarak ekstrakte edildi (Şekil 2.2d). Kalan tortu atıldı. 1,5 L ethanol sıvı
ekstrakte ilave edilerek çöktürme işlemi yapıldı ve çökelti (Şekil 2.2e) santrifüjlendi.
Süzüntü atıldı, çökelti %5 sodyum asetat çözeltisinde çözdürülerek tekrar santrifüjlendi
(Şekil 2.2f). Protein gibi kirliliklerin süzüntüden arındırılması için 100 ml kloroform ile
birkaç kez daha çalkalandıktan sonra kloroform: amil alkol (1:2) çözücü karışımıyla jel
oluşumu kaybolana kadar karıştırıldı. Son çözelti diyaliz membrana (cut-off değeri 14
kDa) alınarak 3 gün distile suya karşı diyaliz edildi (Şekil 2.2g). Diyalizden alınan çözelti
ethanol ile çöktürme işlemi yapılarak alınan çökelti (Şekil 2.2h) liyofilize edilerek
kurutuldu (Şekil 2.2i). Elde edilen toz HA Şekil 2.2j’de gösterilmiştir. Elde edilen
HA’nın kimyasal yapısı Fourier Dönüşümlü İnfrared Spektrofotometresi (FTIR, Jasco,
FT/IR-ATR 4700) ile incelenmiştir .Analiz boyunca geçirgenlik değeri olarak, 4000 cm-
1 ila 450 cm-1 arasındaki dalga boyu ile çalışılmıştır.
Şekil 2.2. HA üretim aşamaları (a) horoz ibikleri (b) asetonla muamele (c) kurutulmuş
ibikler d) Ekstrakt (e) Ekstraktın ethanol ile çökeltilmesi (f) Santrifüjleme işlemi (g)
Diyaliz işlemi (h) Son çökelti (i) Liyafilizasyon (j) toz HA.
14
2.2.3. Emülsiyon elektoeğirme yöntemiyle fiberlerin üretimi
PCL çözeltisi (yağ fazı) Kloroform ile ve PEO çözeltisi (su fazı) distile su ile 8% (w/v)
ve 4% (w/v) hazırlanmış, PCL çözeltisine 1 wt% emülsifiyer (Tween-80) eklenerek PEO
çözeltisi damla damla PCL çözeltisinin içine katılarak manyetik karıştırıcıda
döndürülmüştür. Ardından homojenizatör yardımıyla homojen bir emülsiyon çözelti elde
edilmiştir. Çözelti şırıngaya alınarak pompa sistemine bağlanmış ve elektroeğirme
uygulanmıştır. Elektroeğirme cihazı Şekil 2.3’de gösterilmiştir.
15
Tablo 2.1. Emülsiyon elektroeğirme yöntemi uygulanan çözelti içerikleri.
Eş eksenli elektroeğirme yönteminde iç içe geçmiş ikili iğne kullanılarak iç-dış katmanlı
nanofiber elde edilmektedir. Emülsiyon yönteminde olduğu gibi bu teknikle üretilen
örneklerde dış tabaka PCL polimeri iç tabaka ise Kr ve HA içeren PEO polimeridir. Bu
yöntemde de PCL çözeltisi kloroform çözücüsü ile 8% (w/v) oranında hazırlandı, PEO
çözeltisi ise distile su ile 4% (w/v) oranında hazırlandı. Polimer çözeltileri ayrı ayrı iki
şırıngaya alınarak eş eksenli ikili iğne ile elektroeğirildi. Elektroeğirme parametreleri
(voltaj, akış hızı, iğne ucu-toplayıcı arasındaki mesafe) optimize edildikten sonra sırasıyla
PEO çözeltisine KR %2 wt oranında, HA % 2 wt oranında ve Kr %1 wt ve Ha %1 wt
oranında katılarak 3 adet örnek çözelti elde edilir. Oluşan su fazlı bu örnekler eş eksenli
iğnenin iç iğnesine bağlanır ve hazırlanan PCL çözeltisi dış iğneye bağlanarak eş eksenli
elektroeğirme uygulanır. Elektroeğirme işlemi parametreleri: toplayıcı silindir ile iğne
ucu arasındaki mesafe 19 cm, uygulanan voltaj 22.5 kV, dış katman (PCL) çözeltisi için
0.8 ml/saat, iç katman (PEO+biyoaktif bileşenler) çözeltisi için 0.6 ml/saat akış hızında
gerçekleştirilmiştir. Örneklerin iç katman (çekirdek) ve dış katman (kılıf) polimer çözelti
içerikleri Tablo 2.2’de özetlenmiştir.
16
2.2.5. Elektroeğrilmiş eş eksenli fiberlerin karakterizasyon analizleri
17
Şekil.2.5. Jasco, FT / IR 4700 FTIR spektrometre cihazı.
Üretilen fiberlerin termal karakterizasyonu Şekil 2.6’da yer alan diferansiyel taramalı
kalorimetre cihazı (DSC-60 Plus, Shimadzu, Japonya) kullanarak yapılmıştır. Her bir
örnek tartılarak alüminyum ölçüm kaplarına yerleştirilmiş ve azot gazı altında 10 °C / dk
oranı ile 20-200 °C arası bir ısıtma uygulanmıştır.
Üretilen nanofiber numunelerin mekanik özelliklerinin tespiti için çekme testi yapılmıştır.
Çekme testinde Şekil 2.7’ de verilen Shimadzu (Japonya) marka, EZ-LX model 5000
N’luk maksimum kapasiteye sahip olan çekme-basma cihazı kullanılmıştır.
18
Şekil 2.7. Çekme cihazı ile nanofiber örneklerin mekanik özellikleri ölçümü.
3. BULGULAR VE TARTIŞMA
3.1. KR Karakterizasyonu
19
Şekil 3.2 Elde edilen keratinin FT-IR sonucu.
3.2. HA Karakterizasyonu
Elde edilen HA’nın kimyasal bağ yapısı FT-IR spektroskopisi ile incelenmiştir.
Spektrumda (Şekil 3.3) HA’ya ait görülen karakteristik bantlar şu şekildedir: 3283 cm-
1’deki pik -OH grubuna bağlı molekül içi ve moleküller arası gerilme titreşimini
göstermektedir. Sırasıyla, 2923 cm-1 bandı -CH2 grubunun simetrik gerilme titreşimi,
1630 cm-1 bandı amid-II grubu varlığı ile ve 1449 cm-1 bantları COO− grubunun
simetrik ve asimetrik titreşimi ile ilişkiliyken, 1077 cm-1 bandı C- O -C gerilmesi ile
ilişkilidir. Bu sonuçlar literatürde daha önce yapılan araştırmalarla örtüşmektedir (Reddy
ve ark., 2013; Vasi ve ark., 2014).
20
programında ise istatistiksel grafiğe dönüştürülerek dağılım eğrileri çıkarılmıştır.
Emülsiyon tekniği ile üretilen çekirdek-kılıf yapılı nanofiberlerden, PCL-PEO, PCL-PEO
+HA, PCL-PEO+KR ve PCL-PEO+HA+KR örneklerinin SEM görüntüleri ve ortalama
fiber çap dağılımları Şekil 3.4’de gösterilmiştir. Tüm nanofiber örneklerinin boncuksuz
ince yapıda düzgün fiber morfolojisi gösterdiği görülmektedir. PCL-PEO örneğinin
ortalama fiber çapı 1641,32 ± 378,76 nm olarak belirlenmiştir (Şekil 3.4a). Biyoaktif
maddelerin yapıya dahil edilmesiyle birlikte ortalama fiber çaplarında önemli bir incelme
yaşanarak sırasıyla PCL-PEO+HA (Şekil 3.4b), PCL-PEO+KR (Şekil 3.4c) ve PCL-
PEO+HA+KR (Şekil 3.4d) örneklerinin ortalama fiber çapları; 766,10 ± 180,42 nm,
724,85 ± 200,17 nm ve 774,92 ± 200,88 nm olarak ölçülmüştür. Sonuçlara bakıldığında
PCL-PEO’ya KR ilavesinin etkisinin fiber çaplarının düşmesinde HA’dan daha çok etkisi
olduğu gözlemlenmişken, HA’nın standart sapmada, yani fiberlerin çaplarının homojen
dağılımında, KR’den daha çok iyileşmeye neden olduğu görülmüştür. KR ve HA’nın
kullanımının nanofiberlerin incelmesinde etkisi olduğu literatürdeki çalışmalarda da
gösterilmiştir (Chen ve ark., 2015; He ve ark., 2017).
21
Şekil 3.4. Emülsiyon elektroeğirme tekniğiyle üretilmiş fiberlerin SEM görüntüleri ve
ortalama fiber çap dağılımları (a) PCL-PEO (b) PCL PEO +HA (c) PCL-PEO+ KR (d)
PCL-PEO+ HA+KR.
22
Şekil 3.5. Eş eksenli elektroeğirme tekniğiyle üretilmiş fiberlerin SEM görüntüleri ve
ortalama fiber çap dağılımları (a) PCL-PEO (b) PCL PEO +HA (c) PCL-PEO+ KR (d)
PCL-PEO+ HA+KR.
23
3.4. Fourier Transform Infrared Spektroskopisi (FTIR)
24
Şekil 3.7. Eş eksenli elektroeğirme yöntemiyle oluşturulan nanofiber örneklerinin
FTIR-ATR spektrumları.
25
oluşturmamışlardır. PCL-PEO+HA+KR örneğinde diğerlerinden farklı olarak ikinci bir
erime piki görülmüştür. Bu durum nem kaybıyla birleşmiş bir çeşit faz geçişi sonucuna
bağlı olabilir. Benzer bir sonuç daha önce yapılmış bir çalışmada görülmüştür
(Taepaiboon vd., 2006).
Görüldüğü üzere emülsiyon ve eş eksenli elektroeğirme tekniği ile üretilen aynı içerikteki
örnekler erime sıcaklığına etkisi açısından benzer davranışlar sergilemiştir. Tüm doku
iskelelerinin vücut sıcaklığında (35-38 ºC) herhangi bir hal değişikliğine uğramadığı bu
sebeple yara örtüsü uygulamalarında kullanımlarında bir sakınca olmadığı sonucuna
varılmıştır.
26
3.6. Mekanik Özelliklerin Analizi
Yara örtüsü uygulamalarında mukavemet ve esneklik temel bir kriterdir. Çünkü ideal bir
yara örtüsünün dışarıdan gelen darbelere karşı hasar almayacak kadar mukavemetli ve
hareketi engellemeyecek/ üstünde bulunduğu dokuya zarar vermeyecek şekilde esnek
olması beklenir. Dört farklı içerikte ve iki farklı teknikle üretilen HA, KR ve HA+KR
içeren eş eksenli nanofiber örneklere uygulanan çekme testindeki mukavemet-uzama
grafikleri Şekil 3.10’da gösterilmiştir.
Tablo 3.1.’de görüldüğü gibi eş eksenli ve emülsiyon yöntemleriyle üretilen PCL-PEO
numunelerinin maksimum çekme mukavemeti sırasıyla 6,2 MPa ve 6,8 MPA olup,
anlamlı bir değişiklik gözükmemiştir. Fakat emülsiyon örneğinin uzama miktarı %299
olup, uzama miktarı %171 olan eş eksenli tekniğindeki örneğe kıyasla oldukça esnektir.
27
çekme mukavemetini 6,3 MPa’ya, emülsiyonda ise 14 MPa’ya kadar yükselmiştir. Yüzde
uzamaları ise sırasıyla %155 ve %452 olmuştur.
28
4. SONUÇLAR
29
KAYNAKLAR
Benati, G., Bertone, M. S. (2013) Nutrition and wound healing. Measurements in
Wound Healing: Science and Practice, 28, 63–71.
Chen, C. H., Chen, S. H., Shalumon, K. T., Chen, J. P. (2015) Dual functional core-
sheath electrospun hyaluronic acid/polycaprolactone nanofibrous membranes embedded
with silver nanoparticles for prevention of peritendinous adhesion. Acta Biomaterialia,
26, 225–235.
Chen, S., Liu, B., Carlson, M. A., Gombart, A. F., Reilly, D. A., Xie, J. (2017) Recent
advances in electrospun nanofibers for wound healing. Nanomedicine, 12, 1335–1352.
Collins, M. N., Birkinshaw, C. (2013) Hyaluronic acid based scaffolds for tissue
engineering - A review. Carbohydrate Polymers, 92, 1262–1279.
Edwards, A., Jarvis, D., Hopkins, T., Pixley, S., Bhattarai, N. (2015) Poly(ε-
caprolactone)/keratin-based composite nanofibers for biomedical applications. Journal
of Biomedical Materials Research Part B: Applied Biomaterials, 103, 21–30.
Elzein, T., Nasser-Eddine, M., Delaite, C., Bistac, S., Dumas, P. (2004) FTIR study of
polycaprolactone chain organization at interfaces. Journal of Colloid and Interface
Science, 273, 381–387.
Gizaw, M., Thompson, J., Faglie, A., Lee, S. yu, Neuenschwander, P., Chou, S. feng
(2018) Electrospun Fibers as a Dressing Material for Drug and Biological Agent
Delivery in Wound Healing Applications, 1–28.
30
He, M., Zhang, B., Dou, Y., Yin, G., Cui, Y., Chen, X., Matsuo, M., Huang, D., Kim,
H. Y. (2017)a Fabrication and characterization of electrospun feather keratin/poly(vinyl
alcohol) composite nanofibers. RSC Adv., 7, 9854–9861.
He, M., Zhang, B., Dou, Y., Yin, G., Cui, Y., Chen, X. (2017)b Fabrication and
characterization of electrospun feather keratin/poly(vinyl alcohol) composite nanofibers.
RSC Advances, 7, 9854–9861.
Hill, P. S., Apel, P. J., Barnwell, J., Smith, T., Koman, L. A., Atala, A., Van Dyke, M.
(2011) Repair of Peripheral Nerve Defects in Rabbits Using Keratin Hydrogel
Scaffolds. Tissue Engineering Part A, 17, 1499–1505.
Itoh, H., Li, Y., Chan, K. H. K., Kotaki, M. (2016) Morphology and mechanical
properties of PVA nanofibers spun by free surface electrospinning. Polymer Bulletin,
73, 2761–2777.
Ji, W., Yang, F., Van Den Beucken, J. J. J. P., Bian, Z., Fan, M., Chen, Z., Jansen, J. A.
(2010) Fibrous scaffolds loaded with protein prepared by blend or coaxial
electrospinning. Acta Biomaterialia, 6, 4199–4207.
Jia, X., Zhao, C., Li, P., Zhang, H., Huang, Y., Li, H., Fan, J., Feng, W., Yuan, X., Fan,
Y. (2011) Sustained Release of VEGF by Coaxial Electrospun Dextran/PLGA Fibrous
Membranes in Vascular Tissue Engineering. Journal of Biomaterials Science, Polymer
Edition, 22, 1811–1827.
Kang, D. Y., Kim, W. S., Heo, I. S., Park, Y. H., Lee, S. (2010) Extraction of
hyaluronic acid (HA) from rooster comb and characterization using flow field-flow
fractionation (FlFFF) coupled with multiangle light scattering (MALS). Journal of
Separation Science, 33, 3530–3536.
Koombhongse, S., Liu, W., Reneker, D. H. (2001) Flat polymer ribbons and other
shapes by electrospinning. Journal of Polymer Science, Part B: Polymer Physics, 39,
2598–2606.
Kurtoǧlu, A. H., Karataş, A. (2009) Yara tedavı̇ sı̇ nde güncel yaklaşimlar: Modern yara
31
örtülerı̇ . Ankara Universitesi Eczacilik Fakultesi Dergisi, 38, 211–232.
Lu, Y., Huang, J., Yu, G., Cardenas, R., Wei, S., Wujcik, E. K., Guo, Z. (2016) Coaxial
electrospun fibers: applications in drug delivery and tissue engineering. Wiley
Interdisciplinary Reviews: Nanomedicine and Nanobiotechnology, 8, 654–677.
Malheiro, V. N., Caridade, S. G., Alves, N. M., Mano, J. F. (2010) New poly(ε-
caprolactone)/chitosan blend fibers for tissue engineering applications. Acta
Biomaterialia, 6, 418–428.
Sahin, Y. M., Su, S., Ozbek, B., Yücel, S., Pinar, O., Kazan, D., Oktar, F. N., Ekren, N.,
Gunduz, O. (2018) Production and characterization of electrospun fish sarcoplasmic
protein based nanofibers. Journal of Food Engineering, 222, 54–62.
Shiedlin, A., Bigelow, R., Christopher, W., Arbabi, S., Yang, L., Maier, R. V.,
Wainwright, N., Childs, A., Miller, R. J. (2004) Evaluation of hyaluronan from different
sources: Streptococcus zooepidemicus, rooster comb, bovine vitreous, and human
umbilical cord. Biomacromolecules, 5, 2122–2127.
Vasi, A. M., Popa, M. I., Butnaru, M., Dodi, G., Verestiuc, L. (2014) Chemical
functionalization of hyaluronic acid for drug delivery applications. Materials Science
and Engineering C, 38, 177–185.
Voigt, J., Driver, V. R. (2012) Hyaluronic acid derivatives and their healing effect on
burns, epithelial surgical wounds, and chronic wounds: A systematic review and meta-
analysis of randomized controlled trials. Wound Repair and Regeneration, 20, 317–331.
Wang, X., Ding, B., Li, B. (2013) Biomimetic electrospun nanofibrous structures for
tissue engineering. Materials Today, 16, 229–241.
Yi, S., Ding, F., Gong, L., Gu, X. (2017) BENTHAM SCIENCE Send Orders for
Reprints to reprints@benthamscience.ae Current Stem Cell Extracellular Matrix
32
Scaffolds for Tissue Engineering and Regenerative Medicine, 12, 233–246.
Yuan, J., Geng, J., Xing, Z., Shim, K. jin, Han, I., Kim, J. chul (2015) Novel wound
dressing based on nano fi brous PHBV – keratin mats, 1027–1035.
Zamani, M., Prabhakaran, M. P., Ramakrishna, S. (2013) Advances in drug delivery via
electrospun and electrosprayed nanomaterials. International Journal of Nanomedicine,
8, 2997–3017.
33
ÖZGEÇMİŞ
Adı-Soyad : Sena Su
Mail adresi : senasu.mar@gmail.com
Yabancı dil : İngilizce (YDS 82)
34
Sunumlar:
• Sena Su, Mehmet Eroğlu, Cevriye Kalkandelen, Nazmi Ekren, Faik Nüzhet
Oktar and Oğuzhan Gündüz; Core–shell structured hyaluronic acid and keratin
nanofibers for wound dressing, Tıptekno2019 Conference (2019)
• Sena Su, Mehmet Eroglu, Cevriye Kalkandelen, Nazmi Ekren, Faik Nuzhet
Oktar, Osman Kilic and Oguzhan Gunduz; Core–shell structured hyaluronic acid
nanofibers for wound dressing, 7th International Work-Conference on
Bioinformatics and Biomedical Engineering, 8-10 Mayıs 2019, Granada, İspanya
(Sözlü Sunum)
• Sena Su, Nalan S. Korkmaz, Ulkugul Guven, Mehmet S. Eroglu, Nazmi Ekren,
Osman Kılıç, Faik N. Oktar, Oğuzhan Gündüz; Controlled Release of Metformin
Hydrochloride from Core-Shell Nanofibers with Fish Sarcoplasmic Protein, 4th
International Conference on Biomedical Polymers & Polymeric Biomaterials, 15-
18 Temmuz 2017, Krakow, Polonya (Sözlü Sunum)
• Sena Su, Burak Ozbek, Yesim M. Sahin, Sevil Yucel, Dilek Kazan, Faik N. Oktar,
Nazmi Ekren, Oguzhan Gunduz; Process optimization of electrospun fish
sarcoplasmic protein based nanofibers, World Academy of Science, Engineering
and Technology,17-18 Ağustos 2017, Barselona, İspanya (Sözlü Sunum)
35