Professional Documents
Culture Documents
Fizik Bölümü
Dokuz Eylül Üniversitesi
Anıl KARAPANÇAR
Mayıs 2018
ii
ONAY
Özet
FOTOVOLTAİK SİSTEMLER
KARAPANÇAR, Anıl
Bitirme Projesi, Fizik
Proje Yöneticisi: Prof. Dr. Hasan KARABIYIK
Mayıs 2018, 58 sayfa
Talep edilen enerjiye karşılık mevcut enerji kaynakları kısa zaman içerisinde
yetersiz kalacaktır.Bununla birlikte artan nüfus ve artan enerji talebine bağlı
olarak dünyanın emisyon değeri zamanla artmaktadır.Bu kirliliğin devam etmesi
sonucunda karbon salınımının da etkisiyle küresel ısınma etkisi kaçınılmazdır.Bu
kirliliği yenilenebilir enerji kaynakları kullanarak engellemek mümkündür.
Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı doğaya zarar vermeden enerji
üretmeyi amaçlayan bir konudur.Bu konudaki çalışmalar gelişen teknoloji ve
bilim sayesinde gün geçtikçe geliştirilmektedir.Yapılan çalışmalar çevre dostu ve
teknolojik gelişimle birlikte geniş bir perspektifte enerji talebine cevap
verebilecek olan ideal enerji kaynaklarının kullanılması gerektiği sonucunu
doğurmuştur.Fotovoltaik sistemler bu ideal kaynaklar arasında en temiz ve en
zararsız olanı olarak görülmektedir.Fotovoltaik sistem güneşin ışınlarını
kullanılabilir enerjiye çevirmektedir.Evlerin çatılarında uygulanabildiği gibi güneş
tarlaları olarak adlandırılan büyük bir alanda da kulanılması mümkündür.
Geleceğe daha temiz bir dünya bırakmak için bu tür çalışmalar yapılması çok
önemlidir.Hazırlamış olduğum tezde fotovoltaiklerin çalışma prensibi,verimi,
avantajları ve az da olsa dezavantajlarından bahsedeceğim.
Teşekkür
Üniversite hayatım boyunca bana destek olan sayın hocam Dr. Öğretim
Üyesi Kadir Akgüngör’e teşekkür ederim.
İçindekiler
Bölüm
2 PN EKLEM DİYOT 24
2.1 PN Eklemi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 24
2.2 Beslem Altında Olmayan PN Eklemi . . . . . . . . . . . . . . . . 26
2.3 Beslem Altındaki PN Eklemi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 28
2.4 Akım-Gerilim Karakteristiği . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 28
2.4.1 Jenerasyon/Rekombinasyon Akımı . . . . . . . . . . . . . 29
2.4.2 Eklem Bozulması . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 31
2.5 PN Eklem Sığası . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 31
2.5.1 Yük Depolama ve Anahtarlama Süresi . . . . . . . . . . . 31
3 GÜNEŞ PİLLERİ 32
3.1 Fotovoltaik Olay . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 32
3.2 Bir Güneş Pilinin Yapısı . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 34
3.3 Bir Güneş Pilinin Karakteristikleri . . . . . . . . . . . . . . . . . 36
3.3.1 Karanlıkta Bir Güneş Pilinin Akım-Gerilim
Karakteristikleri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 36
3.3.2 Işık Altında Bir Güneş Pilinin Akım-Gerilim
Karakteristikleri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 38
3.4 Safsızlığın Fotovoltaikler Üzerine Etkisi . . . . . . . . . . . . . . . 39
vi
5 UYGULAMA ALANLARI 52
5.1 Avantajları . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 54
5.2 Dezavantajları . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 55
5.3 Verim . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 55
Kaynaklar 58
vii
Şekiller Dizini
Şekil
Bölüm 1
Serbest Elektron
−~ d2
Ψ(x) = EΨ(x) (1.1)
2m dx2
2
ile verilir.Burada;
√
2mE ~2 k 2
k= ya da E = (1.3)
~2 2m
dir.Burada 1.2 eşitliği zıt doğrultularda yayılan iki dalgayı temsil eder.
Bir boyutlu bir örnekte +x yönünde hareket eden bir elektronu göz önüne
aldığımızda ψ(x) = C1 exp(jkx) dalga fonksiyonuna momentum operatörünü
uygulayarak;
~ dψ(x)
Px ψ(x) = = C1 ~ exp(jkx) = ~kψ(x) (1.4)
j dx
Px = ~k
~k ~k 2 1
ν= ⇒E= = mν 2 (1.5)
m 2m 2
−~2 d2
Ψ(x) = EΨ(x) (1.6)
2m dx2
4
d2
Ψ(x) + k 2 Ψ(x) = 0 (1.7)
dx2
nπ
k= n = 1, 2, 3... (1.9)
a
nπx
Ψn (x) = An sin (1.10)
a
n 2 π 2 ~2
En = (1.11)
2ma2
dir.Bu sonuçlardan yola çıkarak serbest elektron durumunda dalga sayısı ”k” ve
enerji ”E” herhangi bir değer alırken kutu içindeki parçacık için dalga sayısı ”k”
ve enerji ”E” kesikli değerler alır.Bu değerler potansiyel kuyusu
geometrisiyle sabitlenir.
Daha iyi sonuçlar için çevrim sınır şartları olarak adlandırılan Born-von
Karman sınır şartları kullanılarak elde edilebilir.Bu sınırları oluşturmak için
kristali büktüğümüzde x = 0 ve x = L noktalarının birleşmesi gerekir.Yani
oluşan geometriden herhangi bir x değeri için ψ(x+L) = ψ(x) çevrim sınır şartına
sahip olabilelim. (Lx , Ly , Lz ) boyutlarına ship üç boyutlu bir kristal durumu için
Born-von Karman sınır şartları şu şekilde yazılabilir.
Şekil 1.6: A: İndirekt bant yapılı yarıiletken, B: Direkt bant yapılı yarıiletken
Hol bir parçacık değildir ve tek başına var olamaz.Hol varlığını kristaldeki
bir elektron yokluğundan kazanır.Holle hareket eden elektronun arkasında
bıraktığı boşluğu doldurarak kristal içinde hareket edebilir.Elektron
−19
−q(q = 1.6 × 10 )C yükü taşırken; hol, pozitif +q yükü taşır. [3]
~2 k 2 ~2
E= ⇒m= 2 (1.15)
2m d E/dk 2
Burada m = m0 = 9.11 × 10−28 gram elektronun vakumdaki kütlesidir.Kütle
sabittir.Çünkü E, k’nın karesinin bir fonksiyonudur.
Şekil 1.8: Bir boyutlu kristalde elektronun enerjisinin ve etkin kütlesinin k’ya
karşı değişimi,BZ:Birinci Brillouin bölgesi
• Eğer elektron, enerji bandının alt yarısında ise etkin kütlesi pozitiftir.
F −qϵ qϵ
a= = = ∗ m∗ > 0 (1.16)
−m ∗ −m ∗ m
V
n(k) =
8π 3
ile verilir.Kristalin birim hacim başına hal yoğunluğu ise aşağıdaki gibidir.
1
n(k) = (1.17)
8π 3
Eğer f (k)’yı bu hallerin işgal edilme olasılığı olarak tanımlarsak buradan En (k)
enerji bandındaki elektron yoğunluğu, ”n”, birinci Brillouin bölgesi
üzerinden işgal edilme olasılığı ile bu hal yoğunluğunun çarpımının integralinin
alınması ile hesaplanabilir.
∫
n= n(k)f(k)dk (1.18)
Fermi-Dirac Dağılımı
1
f (k) = (1.20)
1 + exp[(En (k) − EF )/kT]
ya da
1
f (E) = (1.21)
1 + exp[(E − Ef )/kT ]
olarak tanımlanan Fermi-Dirac dağılım fonksiyonudur.Burada ”EF ” Fermi
seviyesi olarak adlandırılan bir enerji, ”k” Boltzmann sabiti ve ”T” Kelvin
biriminde sıcaklıktır.Fermi-Dirac fonksiyonu T > 0 için şekil 1.9’da verilmiştir.
Sıcaklığa bağlı olmadan E = EF ise f (E) = 0.5 olduğu bellidir.
1.18 ya da 1.19 ifadelerinin integralinin kolayca alınabilmesi için n ve
f’nin k’ya bağımlılığı,enerjiye ”E” bağlılığına dönüştürülmelidir.Bunu yapmak
için nx = ny = nz = 1 olduğunu ve 1.12 eşitliği ile verilen kx , ky vekz ’li kristal
ters örgüsünün birim hacmini ele alalım; bu hücrenin hacmi kx ky kz = 8π 3 /L3
olur.Eğer birim hacimli ise L3 = 1 olur ve k uzayında birim hacimli kristalin
birim hücresinin hacmi 8π 3 olur.Bu kristalde k uzayında dk kalınlıklı küresel bir
kabuğun hacmi:
4π
[(k + dk)3 − k3 ] ≡ 4πk2 dk (1.22)
3
ile verilir.Bu hacimdeki birim hücre sayısı kabuk hacminin birim hücre
hacmine oranı ile verilir.
4πk 2 dk k2
= dk (1.23)
8π 3 2π 2
k vektörlerinin sayısı birim hücre sayısına karşılık gelir.Pauli dışarlama
ilkesi her bir k değeri için yalnız 2 elektron olabileceğini ifade eder.Bu ilkeyi
kullanarak elektron sayısı:
k2
n(k)dk = dk (1.24)
π2
ile verilir.Parabolik bant yaklaşımını E(k) = ~2 k2 /2m∗ ve sabit etkin
kütleyi kullanarak;
1
(2m∗ ) 2 E 2 dE
3 1
n(E)dE = (1.25)
2π ~
2 3
İletkenlik bandının tabanına yerleşen m∗e kütleli bir elektron için referans
enerji iletkenlik bandının minimumu (EC ) olarak alınır ki bu:
1 ∗ 23 1
n(E)dE = (2m ) (E − Ec ) 2 dE (1.26)
2π 2 ~3 e
ifadesini verir.Valans bandının tepesine yerleşen m∗h kütleli hol için referans
valans bandının tepesi (Eν ) olarak alınır ve;
1
(2m∗h ) 2 (Eν − E) 2 dE
3 1
n(E)dE = (1.27)
2π ~
2 3
1
u >> 1 ≡ exp(u) (1.28)
1 + exp(u)
olur. [3]
Maxwell-Boltzmann Dağılımı
[ ]
1 E − EF
f (k) = ≡ exp − (1.29)
1 + exp[(E − EF )/kT ] kT
Fermi-Dirac Maxwell-Boltzmann
∫
1 E − EF
= 2 3 (2m∗h ) 2
3 1
(E − EC ) 2 exp − [ ]dE (1.30)
2π ~ CB kT
Standart bir yarıiletkende iletkenlik bandındaki çoğu elektron EC enerjisine
yakın bir enerjiye sahiptir.Bu yüzden integralin alt ve üst sınırları sırasıyla EC
ve ∞ olarak alınabilir.İntegral almak için bir değişken değişimi y = (E −EC )/kT
kullanılabilir.
14
Bu bize;
∫ ∞ [ ]
1 E − EF
n = 2 3 (2m∗e ) 2
3 1
(E − Ec ) exp − 2 dE
2π ~ Ec kT
[ ]∫ ∞
1 ∗ 3 Ec − EF 1
= 2 3 (2me kT ) 2 exp − y 2 exp(−y)dy
2π ~ kT Ec
[ ]√
1 ∗ 32 Ec − EF Π
= 2 3 (2me ) exp − (1.31)
2π ~ kT 2
ya da
[ ] ( ) 32
Ec − EF 2πm∗e kT
n = Nc exp − , Nc = 2 (cm−3 ) (1.32)
kT h2
[ ] ( ) 32
EF − Eν 2πm∗h kT
p = Nν exp − , Nν = 2 (cm−3 ) (1.33)
kT h2
olur. [3]
[ ] [ ]
EF − Eν Ec − EF
pn = Nν exp − Nc exp − = Nc Nν exp[−Eg /kT ]
kT kT
( ) 32 [ ]
π 2 k 2 m∗e m∗h Eg
= 32 T − 3
≡ n2i (1.34)
h4 kT
ile verilir.
15
pn = n2i (1.35)
p = n = ni (1.36)
ve
( )
EC + Eν 3 m∗h
EF = + kT ln ≡ Ei (1.37)
2 4 m∗e
ya da eğer m∗e = m∗h ise buradan;
EC + Eν
EF = (1.38)
2
elde edilir.
Burada Ei ”asal enerji seviyesi” olarak tanımlanır.Bu, asal bir
yarıiletkendeki Fermi enerji seviyesidir.ni ise asal taşıyıcı yoğunluğu olarak
tanımlanabilir. [6]
Benzer şekilde Si atomunun B gibi III. sütun elementlerinden bir atomla yer
değiştirmesi bir elektron kaybı ile sonuçlanır(Şekil 1.11).B atomu Si atomlarıyla
4 bağ yapması için elektron yakalayabilir.Bu yüzden hareketsiz negatif yüklü bir
B atomu oluşur.Bu, kristalde valans bandına yerleşen bir hol oluşturur.Silikonda
III. grup atomları bir elektronla doldurulabilen bir hol oluşturduğu için bu
atomlar alıcı atomları olarak adlandırılır.
Pauli dışarlama ilkesi uyarınca her bir enerji seviyesine iki elektron
yerleşebilir.Bu durumda yine de As atomu sadece bir elektron alabilir.Dejenere
faktörü olan düzeltme faktörü 1/2 olmasından ötürü Fermi-Dirac eşitliğine
yerleştirildiğinde;
18
1 N0
f (Ed ) = [ ]= d (1.41)
E −E Nd
1 + 12 exp dkT f
1
Nd+ = Nd − Nd0 = Nd (1 − f (Ed )) = Nd [ ] (1.42)
Ed −Ef
1 + 2exp kT
n + Na = p + Nd ⇒ n − p = Nd − Na (1.44)
ni2
n ≡ Nd ve p ≡ (1.48)
Nd
ile verilir.
19
ni2
p ≡ Na ve n ≡ (1.49)
Na
ile verildiğini görürüz.Ancak 1.47 ve 1.48 eşitlikleri için istisna olarak düşük
sıcaklıklarda tüm safsızlar iyonlaşmamış olması ve bu durumdan dolayı taşıyıcı
donması meydana gelebilir. [3]
[ ( ) ( )]
Nc ni
Ei − EF = Ec − EF + (Ei − Ec ) = kT ln + ln
Nd Nc
( ) [ ]
Nd EF − Ei
EF − Ei = kT ln ya da n = Nd = ni exp (1.52)
ni kT
−qΦF = EF − Ei (1.53)
son olarak:
[ ( ) ( )]
Nν ni
Ei − EF = −(Eν − Ei ) − (EF − Eν ) = −kT ln + ln
Na Nν
( ) [ ]
Na Ei − EF
Ei − EF = kT ln yada p = Na = ni exp (1.57)
ni kT
Bunun sağlanması için ise EF ’nin x0 ’ın sağ ve sol kısımlarında eşit olmasıyla
mümkün olur.Fermi seviyesi tek ve sabit olmalıdır.Termal dengedeki bir yapının
Fermi seviyesi tek ve sabittir ve bu Fermi seviyesinin çok önemli bir özelliğidir.Bu
özellik sadece homojen bir şekilde katkılandırılmamış yarıiletkenlerde değil aynı
zamanda metal-yarıiletken yapılarda ve yarıiletkenler arasındaki kontaklarda da
geçerlidir. [3]
22
Şekil 1.14: A:Homojen olmayan katkı profili B:Numunenin sağ ve solundaki enerji
seviyeleri C:Tüm yapıda bant diyagramı
[ ]
EF − Ei0 + qΦ0 (x)
n(x ) = ni exp (1.60)
kT
ya da
Elektronlar için Boltzmann eşitliği
[ ] [ ]
EF − Ei0 + qΦ0 (x) qΦ0 (x)
n(x ) = ni exp = n0 exp (1.61)
kT kT
Bölüm 2
PN EKLEM DİYOT
2.1 PN Eklemi
PN eklemi oluşturmak için bir P-tipi bir N-tipi yarıiletkene ihtiyaç vardır.
Eğer P-tipi ve N-tipi bölgeler aynı yarıiletken malzemeden yapıldıysa
(N-tipi silikon ve P-tipi silikon) bu yapıya homoeklem adı verilir.Eğer farklı
malzemeden yapıldıysa (N-tipi silikon ve P-tipi germanyum) bu yapı bir
heteroeklem adını alır.
Bir diyot tek bir PN ekleminden oluşan yarıiletken devre elemanıdır
(Şekil 2.1).Dirençten farklı olarak, diyot lineer olmayan akım-gerilim
karakteristiğine sahiptir ve genellikle doğrultucu eleman olarak kullanılır.Bazı
diyotlar ışık yayabilirken(ışık yayan diyot-LED),diğerleri lazer ışığı yayabilir
(lazer diyot-LD).İki PN ekleminin kombinasyonu ile bir transistör oluşturulabilir.
PN eklemi bir beslemde akım akışına izin verirken diğer beslemde izin
vermez.Bu yüzden akım doğrultur.Şekil 2.2’de gösterildiği gibi eğer Va pozitif ise
diyottan akım geçer negatif ise geçmez.Eğer Va > 0 ise diyotun düz beslemde
olduğu, Va < 0 ise ters beslemde olduğu söylenir.
25
Şekil 2.4: Ayrı ayrı ele alınmış N ve P tipi bölgelerde enerji bant diyagramları
N tipi bölgede;
Nd
EF N − Ei = kT ln
ni
P tipi bölgede;
Na
Ei − EF P = kT ln
ni
yazabiliriz.
Şimdi N-tipi ve P-tipi bölgelerini kontak haline getirerek PN eklemi
oluşturabiliriz.Bu kontağın oluştuğu yüzey metalürjik eklem olarak adlandırılır.
Bölüm 1.4’ten bildiğimiz gibi Fermi seviyesi denge şartları altındaki bir yapıda,
elektronlar aniden elektronca zengin olan N-tipi bölgeden elektronca fakir P-tipi
bölgeye ve holler ise P-tipi bölgeden N-tipi bölgeye aniden difüze olurlar.Yükün
yer değişimi sonucunda Şekil 2.5’te gösterildiği gibi eklemde eklem potansiyeli
”ϕ0 ” olarak adlandırılan bir iç potansiyel oluşur.
27
( ) ( ) ( )
Nd Na Na Nd
EF N − EF P = kT ln + kt ln = kT ln (2.2)
ni ni ni2
( )
kT Na Nd
ϕ0 = ln (2.3)
q ni2
[ ( a) ]
pn − ni2 ni2 exp qV −1
U = [ ( −E )] = [ kT
( −E )] (2.5)
τ0 p + n + 2ni cosh EtkT i
τ0 p + n + 2ni cosh EtkT i
[ ( a) ]
ni2 exp qVkT
−1
U = (2.6)
τ (p + n + 2ni )
N-tipi yarı nötral bölgedeki azınlık taşıyıcı artışı yük depolama olarak
adlandırılır. [3]
32
Bölüm 3
GÜNEŞ PİLLERİ
Si güneş pilleri şu anda dünyada en çok tercih edilen pillerdir ve üretilen
elektrik megawattlardan daha fazla bir değere sahiptir.Bu pillerin maliyeti ise
enerji santralleri ile mukayese edilemeyecek kadar yüksektir.
33
Denge durumunda aygıtın Fermi seviyesi bir tane olacağından dolayı denge
sonunda i-bölgesinde kuvvetli bir elektrik alan oluşur.Bu şekilde bant aralığına
yakın engel yüksekliği de elde edilebilir.Güneş pilinde kullanılacak aygıtın bant
aralığı uygun seçildiğinde en iyi verim değerleri elde edilebilir.Güneş enerjisi
spektrumu yaklaşık 5800K’lik bir malzeme ile siyah cisim spektrumunun sıcaklık
değeri çok yakındır.Bu sıcaklık gazın görünür ışığa göre etkin olarak geçirgen
olduğu güneşteki fotosfer yüzeyindeki gazın sıcaklığıdır.Güneş ışığının en yoğun
şiddeti görünür bölge spektrumun sarı-yeşil bölgesine denk gelir.Bu durum
gözlerimizin neden bu dalga boyu civarındaki ışığı algıladığını da açıklar.
Güneş için basit bir tek eklemli güneş pili diyodu ile en yüksek verim elde
etmek için yaklaşık 1.4 eV değerinde bir bant aralığına sahip olması gerekir.Bu
değer de GaAs’in bant aralığına oldukça yakındır.Bu durumda prensip olarak bir
bileşik yarıiletken gerekmemelidir.Güneş spektrumunda 1.4eV ’tan daha düşük
bant aralıklı bu tür bir aygıt için enerjisinin tamamı kaybedilir.Yani bu
durumda aygıt geçirgendir.Daha yüksek verimler için çoklu eklemler içeren yapılar
kullanılmaktadır.Her bir eklem güneş spektrumunun bir kısmını soğurur ve kalanı
da aygıtın daha alt eklem veya kısımlarına iletilir. [5]
Şekil 3.7: Lineer ölçekte farazi bir doğrultucu kontağın karanlıktaki I − V grafiği
örneği
38
Şekil 3.9: Işık etkisi ile bir eklemde yük taşıyıcılarının oluşumunu ve zıt kutuplara
hareketi
39
Şekil 3.10: Karanlıkta ve ışık altındaki bir güneş pilinin I-V karakteristikleri
Şekil 3.11: Bir fotovoltaikte safsızlık fotovoltaik etkisi ile birlikte tasarlanan
güneş pili
Bölüm 4
Şekil 4.1: Bir organik yarıiletkenin HOMO ve LUMO seviyeleri arasındaki bağ
kurulma ve kurulmama durumu
• Bir anot,
• Katottan oluşur.
Deşik ve elektron toplayan tabakalar omik kontak amacı ile elektrotların iş
fonksiyonlarını değiştirmeyi sağlar.
Tandem hücreler birden çok p-n eklemin bir araya getirilmesi ile oluşturulur.
Tandem içerisindeki her bir p-n eklem belirli bir dalga boyu aralığındaki ışınımı
soğurup, kayıp dalga boylarını azaltarak verimin arttırılmasını sağlayacak şekilde
dizayn edilir. Bu sayede tekli fotovoltaik hücreler ile ulaşılması neredeyse
imkansız gibi görünen çok yüksek teorik verimler ortaya konmuş, buna bağlı
olarak yüksek pratikte de yüksek verimlere ulaşılabileceği öngörülmektedir. [4]
λ0
d=
4n1
ifadesinden hesaplanabilir.Burada λ0 belirlenen değerdeki gelen ışığın dalga boyu
ve n1 ise yansımayı engelleyen dielektrik filmin kırılma indisidir.
Bölüm 5
UYGULAMA ALANLARI
• Sıcak su üretiminde
• Hesap makinelerinde,saatlerde
• Arazi aydınlatılmasında
• Güneş arabalarında
• Yapay uydularda
gibi sıralanabilir.
Şekil 5.1’de basit bir kapalı şebeke sisteminin bir tasarımı gösterilmektedir.
Bu sistemde dış etkenler ve hava koşulları sistemin verimini etkilemektedir. [2]
5.1 Avantajları
Güneşin enerjisi,hidrojenin helyuma dönüşmesi sırasında ortaya çıkan
enerjinin ışınım biçiminde uzaya yayılmasıdır.Güneş daha milyonlarca yıl
ışımasını sürdüreceğinden,dünyamız için sonsuz bir enerji kaynağıdır.Güneş,
dünyadaki tüm enerji kaynaklarına dolaylı ya da dolaysız olarak temel
oluşturmaktadır.Güneş ışınları ile dünyaya 170 milyar MW güçte enerji
gelmektedir.Bu değer,dünyada insanoğlunun bugün için kullandığı toplam
enerjinin 15-16 bin katıdır.Fotovoltaik hücreler (PV hücreler) gürültüsüz,çevreyi
kirletmeden,herhangi bir hareket eden mekanizmaya gereksinim duymadan güneş
enerjisini doğrudan elektrik enerjisine çeviren sistemlerdir.
• Her ev, kendi enerjisini çatısına kurduğu güneş pilleri ile karşılayabilir.
Böylece iletim ve enerjiyi taşıma maliyetleri ve kayıpları ortadan kalkar.
55
5.2 Dezavantajları
Neredeyse hiçbir enerji kaynağının biyo-çeşitlilik üzerine etkisinin ’sıfır’
olduğu iddia edilemez.Fosil yakıtlar,iklim değişikliği ve çölleşmede etkisi
bulunan gazlar çıkardıkları için en büyük tahribatı yaratıyor.Yakın zamanda
görülen örnekler de nükleer kazalar ve petrol sızıntılarının canlı yaşamı yok
edebildiğini gösterdi.Ancak yenilenebilir enerji kaynakları dahi bazı sorunlar
ortaya çıkarabiliyor.Rüzgar türbinleri kuşların göç rotalarıyla çakışabiliyor ve
bazı kırsal bölgelerde gürültü sebebiyle tepkilere yol açtı.Ancak sektörün sıklıkla
altını çizdiği bir husus, güneş enerjisinin bu problemlerden büyük ölçüde arınmış
olması.Güneş enerjisi diğer yenilenebilir enerji türleri arasında en masumudur
diyebiliriz.Az sayıda da olsa dezavantajlarını kısaca sıralayalım;
5.3 Verim
Bilim dünyası tarafından güneş pillerinde verimliliği artırmak amacıyla
birçok çalışma gerçekleştirilmektedir.Alman Fraunhofer Enstitüsü araştırmacıları,
yoğunlaştırıcı fotovoltaik sistem (CPV) ile % 44.7 oranında verimlilik sağlayarak
güneş pili teknolojisinde dünya rekorunu elde etmiştir.Güneş bataryasının bu
çeşidi yoğunlaştırıcı fotovoltaik sistem (CPV) olarak adlandırılmaktadır.En
yüksek verimliliği gerçekleştirmek amacıyla tasarlanan,III-V çoklu birleşim güneş
hücreleri uzay teknolojisi olarak nitelendiriliyor.
56
Şekil 5.2: Üç eklemli III-V güneş pilinin dış kuantum verimliliği
Kaynaklar