Professional Documents
Culture Documents
Mevlana Gerçeği
Mevlana Gerçeği
facebook.com/yasarnuriozturk.kurandakiislam/posts/2002998993048614
.
MEVLÂNA DİYOR Kİ:
MESNEVİ, “KUR’AN GİBİ ALLAH’TAN VAHİY
DEĞİLDİR” DİYENLER “OROSPU ÇOCUĞU”DUR!!!
İnsanlar sana “Mesnevi Allah’tan vahiydir demiş” diye kızıyorlardı, ben de onlara “yok,
Mesnevi Vahiy-Kur’an değil, Kur’an Tefsiri’dir, Mesnevi Kur’an-Vahiy olur mu hiç dedim”
demiş. Buna çok sinirlenen Mevlâna da o Dostuna; “EY EŞEK benim Mesnevim niye vahiy
değilmiş, EY KÖPEK niye vahiy değilmiş, EY FAHİŞENİN ÇOCUĞU niye vahiy değilmiş”
dedi, adam giderken de arkasından “benim Mesnevim Kur’an’dan daha büyüktür” diye
bağırdı. (Ahmet Eflaki / “Ariflerin Menkıbeleri” Kitabı)
“Büyük Alim ve ‘hoşgörü’ abidesi” diye YUTTURULAN Mevlâna’ya bakın hele!!! “Mesnevi
Allah’tan bir Vahiy değildir, sen kendin yazdın” diyene, “Orospu Çocuğu” diye küfrediyor!
Yani bilin ki, içinizden birisi eğer ki “Allah Muhammed Peygamber’e Kur’an’ı vahyettiği
gibi, Mevlâna’ya da Mesnevi’yi vahyettiği YALAN” derse, Mevlâna sizi, sadece “Eşek ve
Köpek” değil, -otomatikman- “Orospu Çocuğu” olarak da görüyor!!! Oysa ki -bu anlamda-
bir Orospu Çocukluğu varsa; elbette “Mesnevi de Kur’an gibi VAHİYDİR” diyen ve
diyenlerdir, “Mesnevi –haşa- Kur’an gibi VAHİY DEĞİLDİR” diyenler değil… Yani
“Orospu Çocuğu” olan, “Mesnevi, Kur’an gibi Allah’tan vahyedilmiş bir Kitap” DEĞİDİR
diyen bizler değiliz, “benim Mesnevim de Kur’an gibi Allah’tan Vahiy’dir, Muhammed’e
1/3
Kur’an’ı vahyettiyse, bana da Mesnevi’yi vahyetti” diyen Mevlâna ve Tayfası’dır “Orospu”
Çocuğu… Neymiş, “Mevlâna hoşgörü abidesi”ymiş!!! Ne hoşgörüsü, insanları susturup
kitabını pazarlayabilmek için “Analarına bile” küfreden “AŞAĞILIK HERİF”İN TEKİ…
.
“CARİYESİ” KİMYA’YI ve de “KARISI” KİRA’YI
ŞEYHİ “ŞEMS’İN KOYNUNA SOKAN” MEVLÂNA!
Mevlâna Eşekli Seksli-İbneli “Din” Kitabı’nda bunları yazar da, Oğlu, Torunu ve de
Tarikatı “durur” mu, durmaz tabi, çünkü “İmam hafiften yellense, Cemaat yellenmekle de
kalmaz olduğu gibi altına eder” demişler… 16 Ocak’taki Yazım’da, “Oğlu’nu sevmesine
rağmen, Mevlâna’nın, Cariyesi Kimya’yı Oğlu’yla değil de Şems ile evlendirdiğini”
yazmıştım. Daha fazlasını yazmamıştım. Fakat “madem ki” Mevlâna Müşrikleri
“kaşınıyor”, o halde “devamını” da yazacağım. İş sadece “Kimya Hatun”la bitmiyor, işin
bir de “Kira Hatun” boyutu var! Kimya “Mevlâna’nın Cariyesi”ydi, peki “Kira” kim ve
Mevlâna “ne” yapıyor?! Eflaki’nin “Arifler’in Menkıbeleri” Kitabı’ndan aktarmaya devam
ediyorum, bakın “ne” yazıyor:
“Büyük Mevlânaları”na bak hele!!! “Nikâhlı Karısı”nı Hocası Şems’in koynuna sokmuş!
Bu şimdi “Hocalık” mı? Hayır, bu “Deyyusluk”tur, çünkü “karısını kıskanmayana” Deyyus
denir!
Yine Sultan Veled’ten nakledilmiştir. Şemsi Tebrizi’nin Kimya adında bir karısı vardı.
Birgün Şems Hazretleri’ne kızıp Meram Bağları tarafına gitti. Mevlâna Hazretleri
Medrese’nin kadınlarına işaret ederek, “haydi gidin Kimya Hatun’u buraya getirin,
Şems’in gönlü ona çok bağlıdır” buyurdu. Bunun üzerine kadınlardan bir grup onu
aramaya hazırlanırken, Mevlâna da Şems’in yanına girdi. Şems Kimya Hatun ile konuşup-
oynaşıyordu. Mevlâna bunu görünce hayrette kaldı, çünkü onu aramaya hazırlananlar
henüz gitmemişlerdi. Mevlâna dışarı çıktı, BU KARI-KOCANIN OYNAŞMALARINA engel
olmamak için, Medrese’de aşağı-yukarı dolaştı.
Sonra Şems “içeri gel” diye bağırdı. Mevlâna içeri girdiğinde Şems’ten başkasını
göremedi, “az önce Kimya Hatun’la oynaşıyordun, kapıdan çıkan da olmadı ama şimdi tek
başınasın” dierek “bunun sırrını” sordu. Şems “Yüce Tanrı beni o kadar çok sever ki,
istediğim şekilde yanıma gelir, senin gördüğün Kimya değil ‘Allah’tı” dedi !!! (Safya: 480)
Yani Mevlâna’nın Hocası olan Şems, o sırada Kimya’yı değil Allah’ı “düzüyormuş”…
2/3
.
BESTAMİ’DEN, İMAM RABBANİ’YE “SAPIKLIK” ÖRNEKLERİ:
“OĞLANCI / İBNE” SAPIK EVLİYA ve ALLAH’I “KADIN’IN
BACAK ARASINDA” GÖREN SAPIK EVLİYA!
Sadece bunlar da değil ki, Beyazıt Bestami adında ve Evliya'dan bir “Büyük Veli” diye
yutturulan, “Cehennem de nedir la üstüne Hırkamı atsam bile söndürürüm” diyecek
kadar “sıyırmış” biri de, sürekli olarak “çıtır-parlak OĞLAN ÇOCUKLARI’na bakıyordu.
“Niye sürekli bu daha bıyıkları bile terlememiş Oğlan Çocukları’na bakıp duruyorsun”
diye kızdıklarında da “Allah bana bıyıkları terlememiş Oğlan Çocukları şeklinde
görünüyor” cevabını veriyordu!!! Yani “sapıklığı”nı örtmede “Allah”ı kullanıyor. Adam
Cinsi Sapık ve Oğlan Çocukları’na meyilli, bunu “Allah” diye yutturuyor. Bahsettiğim bu
Mevleviler’in “Başucu” Kitabı’nda Şems de “Allah Bestami’ye Delikanlı Oğlan şeklinde
görüldüğü gibi, bana da Kadın şeklinde görülüyor” diyor!!! Daha da adileşenler var, İmam
Rabbani’nin kitabında da “Allah, Kadın’ın BÜTÜN UZUVLARIYLA göründü” diye yazıyor.
Allah bana “kadının vajinası şeklinde göründü” diyen BÜYÜK EVLİYA (!) dolu.
Mevlâna gibi otur “eşekli-kadınlı-çiftleşmeli-ibneli” kitap yaz, sonra da “la ben bunu
kendimden yazmadım, bu Allah’tan vahiydir” de, dersin tabi, bu klasik “Hulûl İnancı”dır,
yani Allah bedenlerine girer ve artık “ne söylese ve yazsalar” Allah yazmış olur. Oğlan’la
sevişirler “Allah olarak göründü” derler, Kadın’la zina ederler “Allah bana kadının cinsel
oraganı olarak göründü” derler… Hızılarını alamazlar “Allah’ın KENDİSİNİ” de “Kimya
Hatun” olarak yatağa atıp-sevişirler!!! “Allah bolluğu” vardır bunların “Mecusilik Mezhebi
ve Meşrebi”nde…
Sonra da “ay şekerim Yabancılar bile Mevlâna’yı ziyarete geliyorlar, ne büyük bir adam…”
Gelirler tabi, Hristayanlar’da, “Baba-Oğul-Kutsal Ruh” diye “onlarda da” Allah bolluğu
var. Hristiyanlar’la-Mevleviler “tencere-kapak” misali birbirlerini “bulmuşlar”…
3/3