You are on page 1of 5

DEVŞİRME SİSTEMİ VE YENİÇERİLER

Giriş
osman gazi dö neminde kö le asıllı kişilerin devşirme usulunden geçirilip askeri sistemde
kumandanlıklara atandıkları gö rü lmektedir. ö rneğ in bursa kusatmasında osman gazi kendi kö lesi
olan balabancık bahadırı kumandan olarak atamıstır. orhan gazi dö neminde ise kö leler sarayda
eğitilerek çeşitli devlet hizmetlerinde kullanılmaya başlandı. hattta 1. murat dö neminde artan askeri
ihtiyacını karıslamak için savas esirlerinden yeniçeri ordusu kurdu. (1) islam hukukuna gö re ise
savas esirlerinin beşte biri devlete ait oluyordu. buna beşte bir anlamına gelen pençik
denilmekteydi. bu esirler pençik oğ lanı adı verilerek devlet hizmetlerinde kullanılmaktaydı. fetret
devrinde fetihlerin durmasıyla yeterince kö le ele geçirilemediğ i için 2. murat dö eneminden itibaren
osmanlı vatandaşı gayrı mü slimlerin çocukları toplanarak devlet hizmetine alınmaya başladı.
devşirme sistemi adı verilen bu usul osmanlıların kul sistemine getirdikleri yeni bir açılım olmuştur.
Yeniçerilik kurumunun osmanlıda nasıl ve ne zaman meydana geldiğ i hususunda bilgiler
çeşitlilik gö stermektedir (2) fakat fatih sultan mehmetin 1453 yılında istanbulu fethiyle beraber bu
kurumun da klasik kimliğine kavuştuğ u aşikardır. devşirme yö ntemi kullanılarak oluşturulan
yeniçerilerin istanbulun fethinden sonra sayı ve etkileri artmaya başlamıştır. (3) devşirme
sistemiyle hıristiyan halk arasından yeniçeri olacak olan 8 ila 20 yaş arası cocuk ve gençlerden
şeçilip , bunların sıhhatli yakısıklı sarısın ve renkli gö zlü olmalarına dikkat edilirdi. daha ö nceleri
balkan coğ rafyasında uygulanan devşirme sistemi 15. yy sonlarına doğ ru anadoluda uygulanmaya
başlandı. seçilen bu cocuklar istanbula getirilerek mü sluman yapılarak sü nnet ettirilirlerdi. bu
cocuklar anadolu ve rumeli beyleri vasıtasıyla, mü slü man - tü rk kü ltü r ve adetlerini ö ğ renmeleri
için çiftlik sahibi kö ylü lerin yanına verilirdi.
bu devşirme gençler rumeliden alındıysa anadoluda ,anadoludan alındıysa da rumelideki ailelerin
yanına verilirdi. bunu yapmadaki amaç eski ailelerinin yanına kaçmalarının ö nü ne geçmekti. bu
ailelerin yanında belli bir sü re kaldıktan sonra eğitimini tamamlayan adaylar istanbula getirilerek
yeniçeri ağ ası maarifetiyle acemi ocağ ına kaydettirilirdi,kendisine acemi oğ lanı denilir ve 1 akça
yevmiye verilirdi.(4)
kapıkulu ocaklarının ö nemli bir kısmı olan yeniçeriler tamamen padişaha bağ lı olup bir yandan
merkezde padişahın muhafızlığ ını ü stlenirken diğ er yandan fetihlerde ö nemli bir askeri gü ç olarak
kullanılmıştır. savaşlarda daha çok geleneksel savaş aleti kullanan tımarlı sipahilerin aksine
yeniçeriler tü fek gibi teknolojik silahları kullanmışlardır. yeniçeriler savaş dışında da başka işlerde
gö revlendirilirlerdi.15.yy sonlarına doğ ru yeniçerilerin sayıları 12.000 kadardı, ö zellikle Knuni
dö neminden sonra yeniçeri sayısı hızla artış gö stermiştir. 3. murad dö neminde 27.000 olan yeniçeri
sayısı 1.Ahmed dö nemine gelindiğ inde 47.000 civarına ulaşmıştır.(5) bazı tarihçilere gö re
yeniçerilerin sayılarındaki artış hem askeri dü zenin hemde devletin bozulmaya başladığ ının bir
işareti olarak gö rmü şlerdir. Bu anlamdatarihçilerin bü yü k bir bö lü mü , ittifak içerisinde hemen
hemen benzer şeyler
ifade etmektedirler. Buna gö re; “ocak, neredeyse kurulmasından 100 sene sonra bozulmaya
başlamış ve bir daha iflah olmamıştır. Hatta Şehzade Sultan Mehmet’in sünnet düğününde istekli
olanların kural dışı olarak acemi ocağına yazıldığı H. 909 (M. 1503)tarih bir başlangıç olarak kabul
edilir. Bu tarihten sonra genç kişiler,yeniçerilikten emekliolmaya başlamışlardı. Yeniçeri ağaları, ocak
subayları, kalem katipleri, yeniçerilere ait “esami ve terakki”lerini artık istediklerine veriyor, hatta
satıyorlardı. Ayrıca yeniçeri maaşlarının biraz noksan verilmesi mevzuu artık alışkanlık haline
getirilmiş, esami sayısı hızla artmış, buna mukabil savaşlardaki yeniçeri sayısı azalmıştı. Seferberlik
ilan olunduğunda İstanbul’dan veya taşradan sefere iştirak etmesi beklenen yeniçerilerin yarısı
gelmez, gelenler geçtikleri yerlerde malları yağmalar, halkın namusuna tecavüz eder ve savaş
sırasında da ordudan kaçarlardı. Yeniçeri ağasından neferine kadar ocak içindeki hemen
herkes rüşvete bulaşmıştı.
İş tabii bununla da kalmayacaktır. Yeniçerilerin artan sayıları,
askerliğin yanında esnaflık yapmaları, çoğu zaman isyanlarda isyancılarla beraber hareket
etmeleri ve tabii ki doğrudan saraya ve devlete karşı -ocağın kaldırılmasına kadar sürecekbüyük
bir tehdit unsuru oluşturmaları” şeklinde belirtmişlerdir.

OSMANLI DEVLETİNDE DEVŞİRME SİSTEMİ


osmanlı devletinde merkezi otoriteyi arttırmak isteyen fatih sultan mehmet vezirlerini ve devlet
adamlarını devşirmelerden seçmiş, ordunun merkezi ve en ö nemli kuvveti olan yeniçerilerin
sayısını 8.000 den 12.000 e çıkarmıştır. osmanlı devletinde fatih sultan mehmet ö ncesi dö nemlerde
Tü rk aileleri devlet yö netiminde etkiliydi , fsm istanbulun fethinden sonra karizmasını arttırmış ve
padişahın otoritesini yü kseltmek için devlet yö netiminde yü ksek kademedeki Tü rk ailelerin
etklerini kırmak için devşirmeye yö nelmiştir. fsm nin devşirmeye yö nelmesindeki en temel faktö r
devletin zayıfladığ ı zamanlarda bu gü çlü ailelerin yö netimi ele geçirme ve devleti yıkma
tehlikesinden dolayı bu sistem değ işikliğ ine hasıl olmuştur. çü nkü geçmişteki tü rk ve mü slü man
devletlerin bir çoğ u bu sebepten yıkılmıştır. fsm çandarlı ailesini bu sebepten dolayı azletmiştir.
devletin gü çlü olduğ u dö nemlerde bu devşirmeler etkili ve son derece sadıktılar. buna en gü zel
ö rnek Ankara savaşında Yıldırım beyazıta savaş meydanında tek sadık kalan birliğ in yeniçeriler
olması ve savaşın sonuna kadar yıldırımı terk etmemeleri fsm nin devşirmeye yö nelmesinin en
ö nemli sebelerinden birisidir. ayrıca devşirme sistemi devlet ile gayri mü slim tebaa arasıbndaki
bağ lılığ ı daha kuvvetli hale getiriyor ve gayrimü slimlerin osmanlı devletini kendi devletleri gibi
benimsemelerini sağ lıyordu. bundaki sebeb kendi çocukları devlet yö netiminde ve orduda gö rev
alıyorlardı. devşirmelerin en zeki çocuklardan seçilmesinin sonucunda ü lkenin beyin gü cü
istanbulda toplanmış oluyordu. bu çocuklar zamanla devlet yö netiminde ü st kademelere gelebiliyor
hatta veziri azamlık mertebesine kadar yü kselebiliyorlardı.devşirme sistemine son verildikten
sonra gayrimü slimlerin zeki çocukları bö lgedeki bağ ımsız hareketlerin başına geçmiş ve osmanlı
devletinin dağ ılmasına yol açmışlardır.

DEVŞİRME SİSTEMİ NEDİR?


devletin aker ve yö netici ihtiyacını karşılamak için hristiyan ailelerin erkek çocuklarından sağ lıklı,
dü zgü n ve zeki olanlarının seçilerek istanbula getirilmesi ve çok iyi bir eğitim dö neminden sonra
yeteneklerine gö re devlet hizmetlerinde yer verilmesin edevşirme usulü denilmektedir.
devşirilecek çocukların 8 ila 20 yaşları arasında sağ lıklı , eli yü zü dü zgü n , gü rbü z ,zeki ve akıllı
olması gerekirdi .tek çocuklu ailelerden devşirme çocuk alınmazdı,
yahudiler,ruslar,çingeneler,acemler ve istanbulu gö rmü ş çocuklardan devşirme yapılmazdı.
ö zellikle yahudi çocukların devşirme yapılmamasının sebebi yahudi tebaanın az olması ve
çocukların kü çü k yaşta din eğ itimi almaları devşirilmelerine izin vermiyordu. devşirme sistemine
15.yy ortalarından başlayarak 18.yy başlarına kadar uygulanmıştır. ö zellikle balkanlarda yaşayan
hristiyanlardan devşirme yapılmakla birlikte 15.yy sonlarından itibaren anadoludaki
hristiyanlardan ve 16.yy da ise bü tü n imparatorluk coğ rafyasında yaşayan hristiyanlardan devşirme
yapılmaya başlanmıştır. mü slü manlardan devşirme yapılmazdı fakat boşnaklar mü slü man olduktan
sonra da padişaha ısrar etmişler ve bö ylece istisnai olarak boşnakların çocukları devşirilmeye
devam edilmiştir.devşirmedeki amaç İslam-tü rk ahlakıyla bezenmiş , padişaha sadık bireyler
yetiştirmek ve bunları sarayda, orduda ve diğ er idari kademelerde yer vermektir.
Devşirmenin yapıldığ ı dö nemde ulema ve bir kısım divan ve mali işler ile kalem çalışanları
dışındaki bü tü n devlet adamları ve kapıkullarının dö rtte ü çü devşirmelerden oluşuyordu.18.yydan
itibaren savaşta esir edilen hristiyan çocukları devşirilmemiştir. Bu tarihten itibaren enderun
mektebine tü rk çocukları alınmış ve devlet yö netiminde bu çocuklara gö rev verilmiştir. Bu
değ işikliğ e sebep olan şeyler ; 18 yy Osmanlı Devletinin iç yapısında dü zenlemeye gittiğ i ve yei
dü nya şartlarına ayak uydurmaya çalıştığ ı bir dö nemdir. Devşirme usü lü nden vazgeçilmesindeki bir
diğ er etken ise fetih hareketlerinin sekteye uğ rayıp mevcut dü zeni korumaya çalıştığ ı bir dö nem
olmuştur. Fetihlerin olduğ u dö nemde gü çlü bir osmanlı devleti ve hristiyan tebaya gü ven varken
18.yy da bu gü venin yerini ihtiyatlı olunan bir dö nem olmuştur.

DEVŞİRME SİSTEMİNDE ARANILAN NİTELİKLER


Devşirilecek çocuklar , fiziki açıdan değ erlendirilip eli yü zü dü zgü n olanlar seçilirdi. Bu işlem kıyafet
ilmini bilen uzmanlarca yapılırdı. Bu ilimle insanın beden yapısından ruhi ö zelliklerini keşfetmeyi
amaçlamışlardır. Osmanlı bu ilmi diğ er alanlarda olduğ u gibi devşirilen çocuklar içinde
kullanmıştır. Beden yapısında bozukluk bulunan, çok uzun boylu yada çok kısa boylu, kö se, kel,
doğ uştan sü nnetli olan ve İstanbul’u daha once gö rmü ş, evil olan çocuklar devşirilmezdi. Bu
ifadeden anlaşılacağ ı ü zere henü z gö zü açılmamış eğitilmeye mü sait saf ve temiz çocuklar tercih
ediliyordu. Devşirilecek çocuklar zeka testinden geçilir ve başarılı olanlar alınır, başarısız olanlar ise
alınmazdı. Bö ylelikle ailelerine geri teslim ederlerdi. Ö rneğ in; Sokullu devşirildiğ i vakit zeka
testinden geçrilirken çocuklar bir tabak çorbanın başına oturtulur ve ellerini ağ ızlarına
gö tü remiyecek kadar uzun kaşıklar verilir, elindeki kaşıkla karşısındaki çocuğ a çorba yedirir ve
karşısındaki çocukta Sokkullu’ya çorba yedirir. Bö ylece zeka testini geçmiş olur. (dipnot)
Bu testin sonucunda çocuğ un bencil olup olmadığ ı ve yardımlaşma vasfına sahip olup olmadığ ı
tespit edilirdi.

İSLAM HUKUKUNDA DEVŞİRME


İslam Devletleri içerisinde yaşıyan gayrimü slü m vatandaşların dinleri, malları, canları, namusları
devlet tarafından koruma altına alınmıştır. Bunun karşılığ ında devlet haraç adı altında
gayrimü slü mlerden vergi almaktaydı. Osmanlı Devletindede aynı uygulama devam ettirilmiştir.
Devşirme sisteminde ise alınan hristiyan çocukların mü slü manlaştırılması sebebi iile
gayrimü slimlere tanılan din ö zgü rlü ğ ü ne aykırı bir uyguluma varmış gibi gö rü lmü ştü r. Osmanlılar
devşirme usü lü nü uygularken Şafii Mezhebinin bir gö rü şü nü temel alarak gerçekleştirmişlerdir.
Dolayısıyla gayrimü slimlerin çocuklarının devşirme olarak alınması islam hukukuna aykırı
olmuyordu. Balkan coğ rafyasında islamiyetin ortaya çıkmasından sonra hristiyanlığ ı Kabul ettikleri
için zimmet ehli Kabul edilmiyordu. Yahudi ve ermeniler ise islamiyetin doğ uşundan once yahudi ve
hristiyan oldukları için zimmet ehli sayılıyorlardı.

DEVŞİRME KANUNU
Devşirme sistemi kanun ve nizam çerçevesinde uygulanıyorlardı. Hatta bu sistemle ilgili
kanunnameler vardı ve bu kanunnamelere gore devşirme yapılırdı. (dpnot)İhtiyaca binaen birkaç
sene veya beş on senede bir devşirme yapılırdı. Bu sistemin uygulanacağ ı miilletler ve bö lgeler
tespit edildikten sonra oranın ahalisinden her kırk aileden bir çocuk alınırdı. Bu durumdan
ailelerininde menfaati vergilerden muaf olmalarıydı. Devşirme yapılacak bö lgelerdeki devlet
gö revlileri (kadılar, naibler, subaşıları, kö y kethü daları) İstanbul’dan gelen memurlara yardımcı
olurlardı. Devşirilecek bir çocuğ u gizleyen ya da devşirilmemesi gereken bir çocuğ u devşirilecekler
içine katanlar ağ ır şekilde cezalandırılırdı.

DEVŞİRME YAPAN GÖREVLİLER


Devşirme ihtiyacı hasıl olduğ unda Yeniçeri Ağası Divan-I Hü mayun’a başvurur ve ne kadar
devşirmeye ihitiyaç var ise miktarını bildirirdi. Divan-I Hü mayun’dan izin çıktıktan sonra Yeniçeri
Ağası, devşirmeye gö nderilecek Ocak Ağ alarını seçer ve devşirme uygulanacak bö lgelere gö nderirdi.
Devşirme Ağ asının yanında bir de devşirme emini gö revlendirilir ve devşirme yapılacak
bö lgelerdeki devlet memurlarıda Devşirme Ağası ve Devşirme Eminine yardımcı olurlardı.
Devşirme yapılan çocukların kö yü , kazası, sancağ ı, baba ve annesinin isimleri, hangi sipahiye bağ lı
olduğ u, yaşı, fiziki ö zellikleri iki deftere kaydedilir. Bu defterlerden birisi Devşirme Ağ asın da diğ er
defter ise çocukları İStanbul’a getirmekle gö revli sü rü cü de bulunurdu. Devşirilen çocuklar sü rü cü
nezaretinde İstanbul’a getirilip Yeniçeri Ağ ası tarafından kontrolden geçirilir ve eşgal defterine
kayıtları yapılırdı. İstenilen vasıflarda olmayan çocuklar tophane ve cebehaneye gö nderilir
bö ylelikle saraya alınmazdı. Devşirmeler eşkal defterine kaydedilirken genellikle Abdullah ismi
tercih edilirdi. Devşirmeler arz odasında Padişaha arz edilirler ve Padişah’ın seçtiğ i çocuklar Edirne,
İbrahim Paşa, Galata Saraylarına ayrılır. Diğ erleri yeniçeriocağına gö nderilirdi.
Çocuklar birkaç gü n dinlendikten sonra mü slü man olup sü nnet ettirilirdi.

Devşirilen çocukların eğitilmesi


Devşirirme için seçilen çocuklar once Tü rkçe ö ğ retilir sonra dini eğ itim verilir ve enderunda
sistemli bir eğitimden geçirilirdi. Enderunda her koğ uşun başında bir lala olmakla birlikte koğ uşun
faaliyetleri bir deftere kayıt edilirdi. Çocuklar sıkı ve disiplinli bir eğitimden geçirilir, en ufak
kusurları dahi hoş gö rü lmezdi. Eğ itimde zeka,azim,disiplin,sadakat,dü rü stlü k ve kabiliyet esaslarına
dikkat edilirdi. Enderunda eğitilmek için seçilen çocukların muayenesi saray ağ ası tarafından
yapılırdı. Bu çocukların alın çizgilerine,yü zlerine,vü cutlarına bakarak seçme yapardı. Seçilecek
olanların gü zel yü zlü ,fiziki açıdan dü zgü n olması şartları aranırdı. Ö zellikle mü slü man boşnak
çocuklar saray için ayrılırdı. Enderundaki devşirme çocuklara içoğ lanı adı verilirdi. ü ç-dö rt
içoğ lanına bir lala tayin edilirdi. Tayin edilen bu lala içoğ lanlarına bilmediklerini ö ğ retir ve kusurları
olduğ unda ikaz ederdi. 14 yıl kadar eğitim gö ren içoğ lanları gü neş doğ madan kalkar,enderunun
hamamında yıkanır , sabah namazını padişah eşliğ inde kılar ve beraber kahvaltı yaparlardı. Saray
içinden ve dışından dö nemin en ö enmli alimleri ders verirlerdi. Enderunda nakli ilimlere ö nem
verildiğ i kadar akli ilimlere de ö nem verilirdi . ö ncelikle kuran-I kerim ,kıraat,tecvid,ilmihal dersleri
ö ğ renilir daha sonra
tefsir,hadis,kelam,fıkıh,akayid,şiir,musiki,inşaa,astronomi,geometri,coğ rafya,mantık,tarih,belagat ve
hikmet dersleri okutulurdu. Alınan bu eğ itimlerden sonra içoğ lanlar ö ğ lenden sonraki zamanlarında
ise gü reş,cirit,okçuluk,mızrak,binicilik gibi spor eğ itimleri alırlar ve bu aldıkları eğ itimle yarışmalar
dü zenlerlerdi. Bu sebeple her bir içoğ lanı gü çlü ,çevik,kuvvetli ve dayanıklı olurdu. Içoğ lanları bu
eğitimlerin yanında çamaşır yıkamak,elbise katlamak,sarık sarmak gibi hizmet ve sanatlarıda
ö ğ renirlerdi. Içoğ lanlarının tü m ihtiyaçları devlet hazinesi tarafından karşılanırdı. Elbise,iç
çamaşırı,ayakkabı gibi ihtiyaçlarda devlet tarafından karşılanırdı. Eğ itim sü reçleri tamamlandıktan
sonra çok zeki ve kabileyetli olanları Yenisaray hizmetine ayrılır,diğ erleri ise kabliyetlerine gore
Kapıkulu sü vari bö lü klerine gö nderilirdi.

YENİÇERİ OCAĞI
Acemioğlanlar Kışlası:

Yeniçeri ocağ ının asker ihtiyacını karşılamak için acemioğ lanlar ocağ ı ilk olarak I.Murad
dö neminde Geliboluda kuruldu. Burada eğitim gö ren devşirmelere “acemioğ lan”denirdi.
Acemioğ lanların eğitim sü relerince “serpuş”denen sivri uçlu şapka giymeleri kanundu.
Acemioğ lanlar, ocağ ın ayak işlerini yaparlardı.
Bulundukları şehrin inşaatlarında amelelik ve su taşıma işlerinden ,aşçı çıraklığ ından ,ordu sefere
gittiğ inde şehrin gü venliğ inden sorumlulardı.(dipnot) Savaşlarda yeniçerilerin sayıları azaldıkça
acemioğ lanlarından asker temin edilirdi. Acemioğ lanlar yeniçeri ocağ ına dahil oluncaya kadar
tersanede gö rev alırlardı. Bunların bir kısmı amelelik yapar , bir kısmı deniz savaşlarına iştirak
ederek kısa yoldan yeniçeri ocağ ına girme hakkı kazanırdı.
Istanbulun fethinden sonra acemioğ lanların merkezi İstanbula taşındı. Bu kışlada ortalama
70-80 kişiden oluşan 31 oda vardı. Bu kışlanın mevcudu 2500 kişiye kadar çıkarıldı. Acemioğ lanlar
gü ndeliklerinin dışında belli zamanlarda “adet-i zerpul” adıyla pabuç akçesi alırlardı. Buna ek olarak
senede iki kez elbise,yağ murluk,kaputluk ve şalvarlık çuha ile sarı veya kırmızı renkte iki gö mlek
verilirdi.(30) Bazı acemioğ lanları tersanelerde ve tophanede amelelik yapar , Galatasaray
mektebinde çalışır, at meydanındaki mektepte ekmekçilik,çamaşırcılık,baltacılık,hamallık,aşçılık
yaparlardı. Yol bakımı ve temizliğ i içinde bazı durumlarda şehir dışına gö nderilirlerdi. 18.yy da
kurulan yangın sö ndü rme teşkilatı adı verilen tulumbacılık ve erzak taşıma işi gibi gö revlerde de
yine acemioğ lanlar kullanılırlardı. Acemioğ lanlar Kapıkuluna yaya asker olarak ilk girdiklerinde
“şagırd” ismini alırlardı. Acemioğ lan ağ asına “İstanbul ağ ası” denirdi.

Osmanlı’da en geniş askeri ordu Tımarlı Sipahlerden meydana geliyordu . Bu ordudan geriye
kalanları ise Kapıkulu Askerleri oluşturuyordu.

Kapıkulu Askerleri 3 ana gruba ayrılır:

 Deniz Asker Ocağ ı


 Atlı Asker Ocağ ı
 Yaya Asker Ocağ ı

You might also like