You are on page 1of 25

Hemen belirtelim ki, tertip ve anlahm yonunden ojinal buldugumuz Klstas'ln

bu ozelligi II. makalesin de de belirgin bir gekilde goze qurpmnktadlr. Semerkandi,


"Hukumlerin elde edilmesi" (Tasdikatln elde edilmesi) ( ~jk-l.,,~,) bagllgi altlnda
topladlg~bu makaleyi, once "Bab" adlnl verdigi iki ana hiiiii~neaylrmaktadlr.
Bunlardan Birinci Bab'l onerrneler mantlglna " tahsis etmeklc \ c hu babl "Fasil"
( ) adln~verdigi alt boliimlere, faslllan da "Bahs" ( ts. ) adlnl verdigi
dalla all bijliimlere aylrarak, burada, onermelerin qegitlerinden, ynpllanndan, tekillik,
belirsizlik, (niceligin) belirlenmiplik hallerinden, (TumelIik - Tihcllikten), bahset- '

mekte, konu ve yuklemin olumluluk ve olumsuzlugu a q i s ~ n d a n ~JlL,~ Jiinermeleri


~

ela almakra \ c jinemlelerin modalitc\i ( ++ ) iizerinde dur111;11\1;1~11r.


Kury olma
(Tenakuz) (oiib) 1I)iizDondiirmc vc Tcrs Dondurmc I 1- 1. $arl11
onermelcr. }.tpilarl, k~slmlar,vc huul,u la llgili diger aragtlrmalar J a hu babin onemli
konularl olarak kar~imizaq~kmaktadlr.
Butun bunlar, I(lstaslln bu makelesinin bqliglnda ifadesini bulan son gaye
&in, ozelde luyas, genelde mumkin ah1 yiiriitme tarzlann~kullanarak bilinmeyen
yeni bir hukme ulapmak iqin bu yolda ahlmasl gereken adlmlardlr. Son gaye ise
hukmu elde etmektir. Igte bu da &staslln ikinci makalesinin ikinci bablnda ele din-
maktadlr.
Semerkandf, I(lyas1atahsis ettigi bu ikinci babl, birinci babda yeralan konuiar
iqin yaphgl Fasll-Bahs ikili boliimlemeden farkll olarak, once faslllara, faslllar~
kls~mlara,hsimlarl da "Meslek ad1111 verdigi daha alt boliimlere ayirarak konulan
incelemektedir. Bazen "fasll" ile "hslm" araslna "bahsHinde girdigi gorulmektedir.
Bu noktada belirtilmesi gereken bir ozellik de, nna boliimleri olugturan fasillar~n
sonuna, zaman zarnan "Hatime" veya "Tetimme" baglig~ylailsvelerin yapllmasidir.
Hiq kugkusuz, diger manhk kitaplannda oldugu gibi, Kisras'm da en onemli
bolumu bu son boliimdur. Ancak burada dikkatimizi qeken husus, Semerkandi'nin bu
bolumu "Kjyas" bagllgl alt~ndaele almasldlr. Halbu ki, qlkarlm (Alul yiiriitrne)
mantlgl yalnlz K~yas'tanibaret degildir. Kaldl-ki, rnantlkgllann bir ~ o g umantlgin
,
bu bolumunu, her ne kadar Klyas'l one qlkarsalar da, qikar~mln(IstidlSilin) diger
turlerini de i~ermesibak~mdan,"Delil", "Huccetl', "Istidl2l",.. vb gibi daha gene1
kavramlar alt~ndatoplam~glardir.0yle anlaglllyor ki, Semerkandf, Qyas dlglnda
kalan qlkar~mturlerini ~ ~ ~ at2bi s 'kllmaktadlr.
a Nitekim 0, gerek bstas'ln rnukad-
dirnesinde ve gerek Klstas perhinin ilgili bolumuniin hemen bagmda, "Mantlgln
amacl, bilinmeyen Tasavvur (Kavrarn) ve Tasdiklere (Hiikiirnlere) ulagman~nyolunu
gosterrnektir. Birincisi Tanlm'a, ikincisi Huccet'e dayanlr. Huccet ise Klyas ve ona
tSibi olanlardan ibarettir." demektir.

FELSEFE D ~ Y A S ISAY1
, : 20, B M A R 1996
~ b d u l k u d d kB~NGOL .
gerekli lulmayan, dogrudan dogruya sonuq vermeyen kiyaslar olup, "K~yas~n oncu-
lerinde zikredilmeyen diger bir Snerme vasitasiyla sonuq verirler." igte bu onermeler,
ya oncul olarak al~nanonermelerden her biri veya her ikisi ic;in gerekli (Lhime) olan
bir onerme olmaz, ki, bu "Ecnebi 0 n c ~ l " ; ' ~daa tersdondurme vb. de'oldugu gibi,
Snciil olarak allnan ijnermeler iqin gerikli olan bir Gnerme olur da terimleri dkredilen
oncullerin terimlerine ayklr~olur, ki, bu da "Garip 0nciil" adlni ahr.
Semerkandi, bu apklamalardan sonra "Ecnebi ve Garip 0nciil" vasltas~yla
sonuq veren lyaslara ornekler vermektedir. Mesel$
A, B'ye egittir.
B, C'ye egittir,onciilleri konulursa
0 halde A, C'ye egittir, sonucu cpkar.
Ancak bu ve benzeri k~yaslardasonuq dogrudan doguya (lizatihi- bizzat)
yalniz bu olugumun biitiinuyle degil, Ecnebi Mukaddem vasltaslyladir. Eger boyle
olmasaydl bu tiir telifler dgma sonuq verirlerdi. Halbuki, durum hi$ de boyle degildir.
Zira bu luyastaki "egit" terimi, soz geligi "ayhn" veya "yansl" (Nlsf) terimleriyle
degigtirilirse, k~yassonuc; vermez. Soyle ki, meselb,
A, B'ye ayhndir.
B, C'ye aykmdn, onciileri konulsa, bunlardan
0 halde A, C'ye aylundlr. gibi bir Sonuq gerekli olmaz. Ciinku, "Bir geye
ayklrl olana aykln olanln o geye aylur~olmasl gerekli degildir." Yine ayni gekilde,
A, B'nin yansld~r,
B, C'nin yansld~r,onculerinden gerekli ve d o h bir sonur; olarak,
0 halde, A, C'nin yansldlr, sonucu glkmaz. Aksine, yukanda "egit" terimiyle
yap~lan hyas, ecnebi bir mukaddemin do~wlanmasmdan dolayr bizzat sonuq
vermektedir. Ciinkii burada, "A, egittir B'ye egit olana, y8ni C'ye" onermesine, "C'ye
egit olan geye egit olan hergey C'ye de egittir." onermesini ilbve edersek, istenileni,
y8ni "A, C'ye egittir" sonuq onermesini eldz ededz. Igte ilrive ettigimiz bu onerme,
"Ecnebi 0ncul" dur. Sayet bu tasdik olunmazsa (dogrulanmazsa) bu kiyas sonur;
vermez. Halbuki,
A, B'nin yar~std~r,
B, C'nin yans~d~r, onciilcri~~den,
0 halde A, C'nin yans~dlr,sonucu gerekli olsa da dogru olmaz. Zira Burada
bu sonucun dogru olabimesi iqin, "C'nin yarlsi olanin yansl olan hergey C'nin de
yansid~r."geklindeki bir onermenin yani ecnebi bir onculu~undogrulanmas~zorunlu
olur. Halbuki, bu onerme dogru degildir.

13 FELSEFE D ~ Y A S I.sAYI
, : 20, BAHAR 1996
~ b d u i k ~ d d iBi s~ J G O L

Semerkandi, basit k~yaslariqin Biiyiik, Kiiqiik ve Orta diye US terimin (haddin) ve


Biiyuk ve Kiiqiik Onernle olmak iizere de iki onciiliin oiduguna igaret etmekte, ibn
Sina'nln goriigiine katllarak, her Iktiranll Yuklemli Klyas'ln, Basit Yiiklemli Klyas
oldugunu ileri surmektedir. Ciinkii bunlar &ha ~ o kdegil, yalniz iki ol~ciilden
meydana gelmektedrir. 0 , buyiik terim iqin "Hadd-i Ekber" yanlnda "Hadd-i A'zam"
biiyiik onerme ic;inn Kubra" yanlnda "Uzman" ifadelerini, Sonuq onermesi (Kavl-i
I3zim) iqin de yaygln olan "Netice" teriminin yerine de "MatlOb" terimini kullan-
maktadir.
Semerkandi'nin bu a~lklamalarlndadikkat ~ e k e ndiger bir husus da. O n ~ nibn
Sina'ya da at~ftabulunarak, klyasln tanlm~nlnOrta terim'in tekrarln~niqin iqermedigi
meselesini tartlprnaya aqmas~dir.
0 , bu noktada ozellikle Istisnah Klyas'~one qlkararak, "Eger klyas'ln tanlmi
orta terimin tekrann~iqerseydi, 2uphesiz her klyas iqin bu gerekli olurdu. Haltuki, ,
durum boyle deglidir. Zira istisnal~k~yastat3linin k q ~ hblit (nakizi) isfisna edildi-
ginde, orta terimin tekran yoktur" demektedir.
0 , aynl gekilde bu idd'iay~ortaya koyanlann, orta terimin tekrznn~luyas~n
sonuq vermesinin (intacmm) bir $art1olmadlgini ileri siirdiiklerinede degininekredir.
Ciinkii bilinmektedir ki, fiyas-I Musavat, bu hart olmaksiz~nsonuS: Germekiedir. Eu
turden diger luyaslar da boyledir. Mael$
A, B'nin gerektirdigi geydir,
B, C'nin gerektirdigi geydir, onculerinden
A, B'nin gerektirdigi geyin gerektirdigi geydir, sonucu qlkar, Yine meselb,
A, B'i~lnparc;as~dir,
B, Cnin p&Casldlr,ijnciilerinden
- A, B'nin parqasl olanln parqasld~l*,onermesi sonuc; olarak pkar.
Bu cun~lcdcnolmak iizere,
Cisimde Siyah vardlr,
Her siyah renktir, ijnciillerinden
Cisimde renk vardir, sonvcu gerekli olur. 0yleyse her ne kadar orta teriinin
tekrar~bazl k~yaslariqin gart kogulmug olsa da, mutlak anlamda klyas olmanln bir
garti degildir.
Semerkandi'ye gore bu konuda do8u olan, bir klslm mant~kqllarlr;hlyasln bir
gartl olarak orta tcrimin tekrannl tercih *ettiklerihalde, diger bir kisim, bu $art1
terketrniglerdir. Yuklemli Iktiranll K~yaslar'daise bunun terki sozkonusu degildir.
Bununla beraber 0, iktiranl~k~yaslardaortaterimin tekrarlanmadliji k~yaslann
oldukqa c;ok olduguna da isarei etrnektedir. Ancak O'na gore bu tiir k~yilslar~n ~ogu

17 FELSEFE DUNYASI. SAYI : 20, B.4HPA 1996


degigiklik gerekmektedir. Igte semerkandi'ye gore hem bu sebeplerden dolay1 ve hem
de kendisine duyulan ihtiyacln az olugu nedeniyle ~$rBbive ibni Sina bu gekli,
mustakil bir gekil olarak saymamlglar ve kiyasln gekillerini use inhisar ettirmigler-
dir.
Semerkandi, her geklin sonus vermesi iqin ban ozel gartlarln bulunmasin~n
gerekli olduguna igaret ederek, bu gartlarla birlikte herbir gekilde sonuq veren
rnocllarr iirncklerle ac;rklamaktadlr.Verdigi ornekler muhtevaslz olup. terimler yerine
( i'
Y\,- vb.) harfleri kullanmaktad~r.
Semcrkandi. ayrica al-Imam Necmu'd-Din al-Heclini (?) ( I ) gibi
ban mant~kqllann,gekillerin sonuq veren bilinen modlar~nabagka modlur da ilave
ettikierine deginerek, I. ve 11.gekilde 4'er,III. gekilde 6 ve IV. geklide 7 ilive moddan
bahsetmektedir. Nevar ki, Semerkandi, bunlarln ve benzerlerinin sonu~larlnanispetle
k~yasolamayackalann~ozellikle belirtmektedir.
Semerkandi Muhmele (Belirsiz) onermelerin Tikel (Cuz'i) onerme, Sahsiyye
veya Mahsuse (Tekil) onermelerin de Tiimel (Kiilli) onerme hiikmiinde olduguna
igaret ederek, bu onermelerden telif olunacak hyaslarln geqerli oldugunu ifade eder.
Semerkandi, onciilerinde modal onermelerin yer aldigl lyaslar ve bunlann
her dart gekilde sonuq vepesinin gartlan iizerinde dururken, bu konuda Cizellikle
FkBbi ve Ibn Sina'ya siks~katlfta bulunmakta ve bu tur klyaslarda, sonucun onciil-
lerden daha ozel (ahass) olamna tabi olacaglnl siirekli olarak vurgulamaktadlr.
Semerkandi'ye gore diger onnermelerde oldugu gibi, garti onermeler de ya
herhangi bir ispata gerek duyulmaksivn aqlk-se~ik(bedihi ve frtri), ya da bir ispat
sonucu elde edilen tiirden (KesbT veya MatlObe) olurlar. MeseIa; "On varsa iic; de
vardlr", "Dgima bir gey ya vardir ya yoktur" onermeleri birinci-turden gartll oner-
melerdir. ikinci tiirden olanlar ise ancak ispatla bilinirler. Halbuki, yiiklemliluyaslar-
dan, $art11onermeler sonudandlrmak gayr-i kabildir, olabilirliIi~iyoktur. 0 halde,
mantlkqilar i ~ i n gartli kryaslan ele almak kaqlngmazdlr. 0, baztlannln,
Aristoteles'in bunlan terkettigini iddia ettiklerine deginerek, Seyh ibn Sina'nm
Sifa'sinda "Belki Muallim-i Evvel onlan zikretti ve fakat .4rapqa1ya nakledilmedi"
dedigini, EbO al-Berek2t'ln ise "Eger zikretmig olsaydl elbette Arapqa'ya nakledilirdi"
diyerek Seyh'e ifiraz ettigini belirtrnektedir. Aynca 0, ibn sinsn~nSifa'dan on iki
ylldan beri kendilerinin $art11 luyaslar konusunda bir kitap bildiklerini ve bunun
anlamlnl qozup analiz ettikten sonra, bu konuda ellerine bir bagka kitab~ndaha
geqtigini ve bu kitabln da FkGbi'ye ait oldugunu soyledigini de ilBve ediyor.
Semerkandi, diger Isl2m Mantlksllar~gibi, qartli - ktiranl~fiyaslan, iki
Bitigik-Sarth onermeden, iki Aynk $art11 onermeden, bir Bitigik Sartli ile bir

19 FELSEFE D ~ Y A S ISAY1
, : 20, BAH.L\R 1996
Boylece istenilen sonucu elde etmek iqin daha qok onciile ihtiyaq oldugu ortadadlr.
Ancak bu durumda tek bir klyas yoktur. Aksine istenileni sonuqlanduacak k~yasiqin
tamamlayic~bir dizi Iuyas vardlr. Bu onciilerden her ikisi, kendi sonucunu sonuq-
land~ranbir klyas olur. Boylece olugan "Miirekkep IQyas" (Bile~ikK~yas)larda her
bir tamamlay~cl(Mutemmim) klyasln sonucu apkca belirtilmig ise, bu k~yaslara
"Mevsiilet'un-NetaiF' ad1 verilir. Mesel$
"Her H, S'dir" sonuq onermesine ulagmak iqin,
Her, H, B'dir,
Her B, A'dlr,
Her H, A'd~r(Sonuq ve tekrar onciil)
Her A, D'dir.
Her H, D'dir (Sonuq ve tekrar oncul)
Her D, S'dir.
Her H, S'dir (istenilen sonuq)
Eger bu tiir k~yaslardatamamlaylcl ktyaslmn sonuqlan a p k ~ belirtilmemi~
a
ise bunlara da "MefsiYetu'n- Netai~'veya "Matviyye" ad1 verilir. Mesel$
Her H, B'dir,
Her B, A'd~r,
Her A, Ddir,
Her D, S'dir,
Her H, S'dir hyasl gibi
Semerkandi'ye gore herhang ibir sonucu sonuqlanduan hyas, aynl ~ekildebu
sonucun duz ve ters dondurmesi gibi, sonug iqin gerekli olan onermeleri de sonu$-
landlrmlg olur.
Semerkandi', diger bir bilegik klyas olanHulf?K~yas'm,birisi iktiranl~,difjeri
istisnalr olan iki kryastan olu~tugununve "Diger qeligigin (nakizin) yanllgligi
uzerine deliilet ettigi iqin, iki qeligikten birinin siibutu (gerqekle~mesi)iizerine deliilet
eden sozdur" gekiindeki tan~mlndandolayl hu ad1 aldlglnl soyliiyor.
O'na gijre bu tan~m,tanimlanan dlgindakileri dqarda blrakmamaktad~r,yani
agyarlnl m2ni degildir. Ciinkii Hakikiyye'den olu~anistisnall hyaslar da bu tanlma
girmektedir.
Gayr-I mustakim bir klyas olan Hulf? Kiyas'ln Miistakim Klyas'a dondiiriile- ,
bilecegine de igaret eden Semerkandi, bu konuda ioyle demektedir: Eger Hulfi
Ktyas'l Mustakim Ktyas'a dondunnek'istersek, sonucun qeligiginin gerekli klld~gl
muhalin. qciisini tlo$ru elan onciile ilave ederiz. Buna "Hulf'u Mustakim'e
Do~diirnie"( PI JI J~ 1 aildl verilir.

25 FELSEFE D ~ Y A S ISAM
, : 20, BAHAR 1996
Kiyas-I Burhani, Kiyas-I Cedeli, Klyas-1 Hitabi, Lyas-L Si'ri, ,'$egab* ve Safsara
qegitlerine ayirmaktadir. O'na gore SafSata, Segab ire beraber tek bir ~egittetoplana-
bilir,ki, bu da Mugalata'd~r.Dolayis~ylabu tasnifte beg gegit luyas ortaya q~kmakta-
dlr.
Zira Kjyas, ya gaglunliga diigme, hayal kurma (tehayyul ve teaccub) gibi olgu
ve olaylann diginda bir hukmu, bir bilgiyi, ya da olgulara ve olaylara ait bir hiikmii,
bir bilgiyi ifade eder. Bunlardan birinci ture ait olan Sm'dir. kincisine gelince bu da
ya kgsin (cazim), ya da kesin olmayan (gayr-i cazim) tiirden olur. Bunlardan ikincisi
HfiAEiET'tir. Kesin turden olanina gelince, burada da hiikrnun ya gerqege uygun ,
hak olduguna itibar olunmaz, ya da olunur. Eger gersege uygun olduguna itibar
olunmaz da, fakat halk~nyahut kargl fikri savunanln (hasmin) itirafina onciillerinde
itibar edilir ve durumda boyle olursa bu CEDEL olur. Durum boyle olmadigi halde,
asla muteber olmad~klarihalde oncullere itibar olunursa bu da ~ ~ 6 A B ' d x r .
Eger hiikrniin gerqege uygun olduguna itibar olunur ve igin oziinde (nefsu'l-
emr de) durum boyle olursa 0 BURHAN'dir. fiiikmiin gerqege uyg.unluguna itibar
olundugu halde i ~ i noziinde durum boyle olmaz ise o da SAFSATA'dlr.
Semerkandi'ye gore ile beraber SAFSATA tek bir ~egitolarak birlegirler ki
o da MUGALATA'dlr.
0yle goriiliiyor ki, Burhan, gerqege uygun kesin tasdiki ifade eden delildir.
Burhan zaruri bir tasdike gotiiriir ve ancak, kendisiyle tasdik zorunlu olan, kendi
ozunde de dogru oncullerden olugturulur. Bu oncullerin kendi ozlerinde "Zaruriyye",
"Mumkine" ve "Vucudiyye" olmalan farketmez. Ciinku Burhan ile elde edilmek
istenen sonuc;,bazen "Kaziyye-i Zaruriyyz", baren "kaziyye-i Mumhne" ve bazen de
"Kaziyye-i Viicudiyye" olur. Oyleyse burada oncullerden herbiri istenilen sonucu
ifade edecek tarzda olmal~dir.
Semerkandi, bu konuda Aristoteles'e de atifta buiunarak Onun Burhan'l gu
gekilde tanimlad~g~nl soyluyor: "Burhan , yakini bir sonucu elde etmek iqin y a m
onciillerden olugan bir klyastlr" Semerkandi'ye gore, Burhan kesin tasdikin vaki
oldugu yakini onciiller$en olunca, onun bu gekilde tanimlanmasi tabiidir. Ona gore
yakin birgeyin, geligiginin ihtimali olmaksizin, o geyin tasdik edilmesi ve s8bit
kilinma~idlr.Yine O'na gore Kjyas, Burhan'ln formu, yakiniyyat maddesi, yakini
olani elde etmek ise onun gayesidir.

(*) $e(jab, fitneyi uyandrrmak, gerri harakete geqirrnek, kargaga yaratmak, ortalrgr
toza dumana katmak anlamrnda bir sozcuktur. Burada, hiqbir gekilde dogru
olrnadrgr ve boyle oldugu da bilindigi halde, bir tak~rnonerrnelerden yaprlan
kryas, anlarnrnda kullanrlrnrgt~r.

27 FELSEFE D ~ Y A S ISAYI
, : 20, BAHAR 1996
Meselii, "Ateg slcaktlr", "Guneg aydlnlatlcidlr" onermeleri mugahediit
turiinden onermelerdir. Bir kiginin kendi sevincinden, kendi-tifiesinden, kendi aq11-
glndan .... vb. haraketle sevinci,ofkeyi, aq11g1,vb. bilmesi ise vicdaniyyat turundendir.
Mahsusat'tan yapllan klyaslardan yine aynl turden onermeler elde edilir. Bunlarln
mugahediit veya vicdaniyyat turiinden olmalan farketmez. Semerkandi'ye gore bu tur
onermeler, ba& tumel kayramlarln ve Evveliyyat'tan olan ban onermelerin ilkeleri,
baglangiq noktalari (mebde11eri) dirlar. Aynca bu kuvvetlerden (duyulardan)
herhangi birisini kaybeden, o duyudan yararlandlg~bilgisini de kaybeder.
Mucerrebat ise mugahedenin (gozlem ve deneyin) tekrarl vas~taslylayuklemin
konuya tertibi (yuklenmesi) suretiyle veya bu tertip olmakslzln gizli bir hyasla
beraber kesin tasdiki ifade eden onermelerdir. Semerkandi'ye gore "tecrube" il
euhads" (sezgi) arasindaki fark uzerinde duranlar, tecrubenin insan fiiline dayand@-
nl, hads'in ise boyle olmadlzln~soylemektedirler. Hads, oncullerden, ilkelerden
(mebadiden) istenilene (sonuca) sur'at-i intikaldir.
Hadssiyat'a gelince, tecrube edilen geylerin eseri (sonucu) olmaks~z~n hads'e
(sezgiye) ait karinelerin (belirti ve ipuqlarlnin) mugahadesi sebebiyle insamn sezgi
vas~tas~yla ulaptlgi kesin hiikurnleri dile getiren onermelerdir.
Mutevatirat ise, do~rulugukonusunda vaki gahiidetlerin qoklugu vasltaslyla
aklln verdig kesin hukiimleri ifade eden onermelerdir. Cunku iehadet, haber veren-
lerin qoklugundan ortaya qlkan guvenden sonra yakin ifade eder.
Yakin ifade eden onermelerin son qegidini Fiuiyyat olugturmaktad~r.
Semerkandi bunlari Qstas'ta " --W\ " (al-Kadaya al-Fltriy al-Qyas),
.
gerhinde ise ~ L w l , \-\ (al-Kazaya al-Fltriyye ve al-Kr yasat) (FItriyye
onermelen ve klyaslar) bagllg~altlnda zikretmekte ve gu taniml vermektedir: Akhn,
kendisinde bulunan bir orta terim vas~tas~yla verdigi hukmu dile getiren onermelerdir.
Meselii, "Dort saylslnrn qift oldugu" hukmunde soylenilen "Dort qifttir". onerrnesi
gibi. Ciinku bu hiikum &Ida bulunan "dordun iki egit parqaya bolunebilir" olmas~yla
ortaya koyulur. Zira bir saylnln qift olup olmadlgl soruldu~unda,akrl onun iki egit
parpya bolunebilir olup olmadlg~nayonelir." -
Semerkandi'ye gijre bu alb qegit onermenin dile getirdigi hukumler bazen
Zaruriyye, bazen Mumkine ve bazen de ViicDdiyye turiinden hiikumler olurlar. Ona
gore bu a h , Burhan'ln ~ e b a d i - i a a s (ilk
i prensipleri) dir. Burhan bunlardan olugur,
yahut bu altldan yararlanllarak vanlan hukumlerden olugur. bu altldan uqu
(Tecrubiyat, Hadsiyyat, Mutevatirat), belki dordii (Mahsusat), kendileriyle yakin has11
olan geyin dlglnda, yiini bu tiirden onermeler, bir taklrn ~artlariylabirlikte, yakin,
bilgiyi itade eder tarzda olmadikqa deli1 olan~azlar.oy1eyse Burhan'da umde olan
Evveliyyat ile Fltriyyat'tlr.

29 / FELSEFE DUNYASI, SAM : 20, BAHAR 1996


Evveliyyat tiirunden olanlardlr -ki,bunlara Mutearife (aksiyom) ad1 verilir-. Ya da
yakini olmayan turden olup bunlar da ya bilim adamtnln zann-i g%lipile veya musa-
maha yoluyla dogrulugunu kablil ettig geylerdir -ki,bunlardan bazen bagka bir bilgi
aqza qkar ve bu tur ilkelere Mevzua (postulat) ad1 verilir- Ya da bilim adamlnln
giiphe iizre ve teruddutle do~rulugunukabul ettig ~eylerdir-ki, buna da Musaderat
(Teorem, Euklides'in Geometri'de ortaya koydugu prensipler gibi) ad1 verilir- Bundan
bazen bir yeni bilgi asia ortay pkmaz.
Bir bilimin meselelerine gelince bu da o bilimin muhteviyaunl olugturan ve
soz konusu bilimin ispatlamak durumunda oldugu onermelerdir. Bu onermelerin
konusu ya bilimin konusu, ya turu, ya da ilinekleri olur. Yuklemleri ise bu konularln
yaplcl unsuru (mukavvimi) olmamasi gerekir. Zira bu konunun mahiyetinin yapicl
unsuruna delil (akll yuriitme) ile ulagllmaz; "Mukavvim delil ile matlup olmaz".
Semerkandi, ayrica bilimlerin konulannin benzeri ic; ic;e girdigini de belirterek,
konulan biri digerinin ic;ine girmig olan bilimlerden bazisl diger bazlslndan daha
gene1 olursa, bu bilimlere "Miitedahil Bilimler" adlninin verildigine i~aretetmekte-
dir.
Bir 3eyin tam tanlmlnda iktiranli kiyaslardan yararlan~labileceginiileri siiren
bazl miitekaddimin manQksilarin gorii~lerini,FkGbi ve &n sina'nin bu konudaki
goriiglerine katllarak reddeden Semerkandi, bir konunun bilgisinin aragtlnlmas~nda
yoneltilen sorulan, Arapc;alnin ozelliklerini dikkate alarak, iki ,mba aymaktadlr.
Bunlardan birincilere "Ummeh%t"(ana, temel sorular), ikincilere ise Firu' (aynntl-
larla alakall sorular) demektedir.
Tci~\elsoiuldr, ba;ikaslnln kendlsl yerine gegemeyecegi sorular olup bunlar
"Ncclir?" ( L I. "Var mldlr?" ( .p ), "Nas~ldli?"( ci ) ve "Nic;in boyledir?"
( *\? korulardlr.
"Nedir?" sorusu ile bir ismin anlaminln ne oldugu veya bir geyin mahiyeti
sorulur. Birinci durumda cevap adsal tanlm, ikinci durumda ise gerc;ek t a m olur.
"Var mld~r?"sorusu ile, ister basit ister murekkep olsun, bir geyin var olup olrnad~g~,
y%niiki ~eligiktenbirinin varllgl, cevap olarak istenir. Bir peyin varhz~bilindikten
sonra, nasil bir gey oldugu, onu digerlerinden aylran ozelliklerin neler oldugu "Bu
nasildir?" sorusu ile ara~tlnllr."Nisin?" sorusu ise bir hukrnun nedenini ortaya
qkarmak isindir ki, bu da orta terim'dir.
Semerkandi'ye gore bu sorulardan "Nas~ld~r?"ile "NiGn?" sorularlnln
FCtru'dan olduklar~nliddia edenler de vard~r.Cunku bu son ikisinin yerinde bqka.
soru edatlarl dakullan~labilir.Bu durumda ana sorular "Nedir"" ve "Var mldir?"
sorularl ile s ~ n ~ r l a n d ~ n lolur
m ~ki,
g "Nedir?" kavram (tasavvur) iqin, "Var mldlr'?"da

F E L S E F D ~ Y A S ISAY1
, : 20, BAHAR 1996

You might also like