You are on page 1of 273

\

v ücııt yap, s ı ı h . ,. ·f,.nd e "Cerebro -


rek , nah ı· ı
. ' . ) ' ~ ıgaud ııuıı mu , l olojil<.t a<; nl .
spmal ' lcrc gire n , . ulak te
• . r. u ı ıpl c nn b~rl z hu ı, uc.; ı yc ı 1• • 1 'ik tas ·_
vr gcnış alınlı ülmakıır . Dr. Cornwn ' ııı rnorlop.'.:ı ık(: o! 1 nı
fın d d "R . - " . . d t ase uperara -
e c ,ctı actcs ve bilhassa " R e trac ı cs e ) f L
sındn yer "lır kt bunların uzun ve dar bir sirn~ları , peki azb.ıradgt-
ı· · b ı
ışmı ş aş an ve dışandan gelecek tesirlere .zar
ı ş ı kapa 1 u-
b , ,.
l ·d ,. lanma ve üzul-
ruş an va1 tr. Bu duru ş (retract ion - vucut top hd' d
.) · f d·yeti te ıt e en
n1 csı , mcslege , modaya, adetl ere, k ısaca er .ı . .dd
et-
h er şeye k· arş, potansiyel bir reaksiyonu , organizmanın şı .
ı 1. b ır
. k miyetle ferdıyet-
.
mu avemetin i ifade eder. Bu tipler umu
·k b J ı .
çı a u o unur. Lakın, bu morfopsıko 1oJt
. "k tasniflerl e ınsanla-
. .
l k · ·
· o ara tayın ve tanf etmek de aıma d · mümkün değıldır
. ·
n k esın
Ç un - k u, ·
- b.ır ınsanın mizaç ve kara k terının · · ha~kim renklen_ ya- _
nında ikinci derecede özellikler de bulunabilir. Yahut, buyuk
hadiseler , hastalıklar, şoklar, insanın psişik hayatına yeni hu-
susiyetle r katabileceği gibi mevcut olanlardan bazılannı da si-
lebilir. Nitekim 191 Tye kadar muhitine karşı tam ferdiyetçi bir
inkarla aksülame l gösteren Yakup Kadri, bu tarihten sonra, ak-
sülamell erinin istikamet ini tersine olarak ferdiyete karşı çevi-
rir ve içtimaı bir tavır takınır. Parlak bir uyanış olan ve b ir ne-
vi ihtida diyebileceğimiz bu ruhi savlet 1917'de yazdığı Rah-
met'le başlar.
Bizzat Yakup Kadri de zaman zaman kendine bakmış , mi-
zacındaki hususiye tlere dair .ipuçları vermiştir. lzmir'de As-
ken Kıraathane'deki toplantılara iştirak ettiği sıralarda kendini
"utangaç ve sükuti,, bulur. On sekiz yaşlarında ( 1907) ~ şey­
25

da bir anarşis ttir ; yüksek bir makam sahibini veya herhang i bir
kudretli adamı yere sermek en büyük gayesidir ; sonradan bir
ihtilalin başına geçmek ve halk kitlelerin i bir rüzgarın bir or-
manı dalgalandırış ı gibi hareke te getirmek ister )) .26 Bu haliy-
le yazar, man eviyatı istibdat yıllarının baskısı altında ezilen ve
muhayyi lesi jöntürk maceralarıyla beslenmiş bir genç inribaı­
nı verir. 1908'de lstanbul'a ilk gelişinde uo ldukça toy çekingen

25 Yakup Kadri - Ömer Seyfeuin'in ölümüne dair, Ikdam , 8288, 1920.


26 Yakup Kadri - Ergen ehorı il. s. l 76.
28
d a k endısi ni cıyl e ,., 17 o, ı d
\·c sa,. k a rdı_r. haf
. a . ".
oö nJr uz yaş an n a
çoc ukça h cyfcan mı muhafaza er-
bıle buynk JSımlcr önü nde
28
n~c kt en k~ r~t~ J~m am ı ş tı r" . l 9 12'd e, ye
ni lisan , ye ni fikir , ye-
dai r yazd1~1sinirli ma -
m hayat gıb ı_ ı~ını lrr ver ilen ye nili kle re
kal ede kcnd1n1 m azu r gös termeye çalı
şı r; "sö zle rimin yan sını
tev lit ett iği huy -
şakaya , ya nsı n ı da bend e, mcç huJ sebepl erin
su~ luğ a a~feylesi nler. Fil vaki ben dim agı y)a
yazan kim sele rden
n ve edebiya tın kadr-
degilin1 . Asap ben d e biri nci ro)ü oyn aya
e karşı kör ce, çılg1nc a
u kı)'lnetini ten zil ede n her nev i had isey
29 ri, mantığımd an zi-
fevera n ede n bir kuvvet tir". Yakup Kad
arım dem ek isti yor .
yad e hisler im le yan i aks üla me lleriml e yaz
n en faz la hak im bu-
Ha lbu ki. 1909-1 919 arası hissi mantığını
rlerinde sağlam bir di-
lundu ğu bir dev re olmasına rağ men ese
agi hus usiyetler ha-
yalektik sez ilir ; ese rin in büt ünü ne ise dim
eranın bir dim agi iti-
kim dir . Yaz ar o yıll arda , his leri nde ki fev
kup Kadri 'nin ken di-
raz net ice si o ldu ğunu sezememiştir. Ya
bir mü lak atta n anlıyo­
ni tah lild e yanıld ığını l 934 'de verdiği
u ile har eke t ettikleri-
ruz . Orada sen siti f yazarların beş duy
30
ı fikri ve kül tür el bir
ni bel irtt ikt en son ra dim agi ler in kainat
"be n de dünyayı üni-
ade se a rkası ndan gör dük ler ini söy ler ve
" diy ere k ken dis ini di-
ver sel kü ltü rün arkasından gör üyo rum
yazılarındaki hus usi ye-
magi ( cer ebr al) yaz arl ar arasına katar;
daki bu müşahedesi ye-
te ve vüc u t yapısına gör e ken di hakkın
rin de ve isa bet lid ir.
tuz um da hiç bir şey e
Bir ara lı k iç ale mi ni şöyle gör ür: "O
lara terk etmiştim . Fa-
ina nm az olmuş ve ken dim i cis ma ni haz
iltihabiyle uyan-
kat eti n bu il tihabı nd an ruh un başka bir tür lü
yangın alevi gibi sarmış tı.
d ım . Mi stik bir sev da can evimi bir
m ve ılık uzl etim i, yüz -
Bu alevle tutuştu kça hay at bul uyo rdu
ale tlerle dol dur uyo r-
leri ber rak su kaynaklarını a ndıran hay
du m ,, (Ergen eko n II. s. 176) . Bu yıllar Ere
nlerin Bağından' ı yaz -
dığ ı yıllardır .
- - - - - - -- -
27 Bkz . Not 4. 2
28 Yak up Kad ri - lsm ec Paşa , Erge nefw n
I. 25 Temmuz 19 1.
V/ 1328.
29 Yak up Kadri - Ne tayiç, Rübab 14, 19/I
30 Yaşar Nabi Nayır - Yak u p Kad ri ile
bir konuşma, Varl ı k 34, 1/12/193 4.
29
ı\h,n c ı lla~u n·,~ d'.l ıt ku c ük m onqor
,.1 zc!ı ~ı ~ı
101 ◄ i• F\ il1( ,
huc.n. c.;hd tnı rbh.-ı va trnlt} nn17 _ Bir l .1ı
Luıt, K~dn n•" f,,r , . ~ ın
0
h z.ı
, nrı yara k ı
1t, t ı ~1,r.H ~ ofn1a h kı 1.t hnırth
şaır dA v~nat
,
ı...ı n ~:H,' lö'-m Jn ack '""11 hr n de A lu c, ı zade yi rn , dı '/f: P:ır
in ·
ını n L
1-·faqn-ı • q ,.n, c(Uf< 'n hu a tle sevp; i"i , N ur Baba yazar ı>ır
T
du vou l arıncı kc1rı şan b ·r ~
.~o, <-•q·nndc ounır \ "<' tcfah
• • ~
ur I M
1 ••ılzdr

hu,:m-ı:.n·cı, halındc görü nür.


Yukandakı ~tırlarda , başkala rına ve ke ndis ine göre Yak Up
.
Kadn 'vı dnck t olara k az çok tan nnış bu lunu yoru
z; lakin ' LlJlj
bırbc satırla yetin erek , onun miza ç ve kara kteri ndeki husus,.
vctk r uzrn nde sözü kesm ek. eseri n bütü nünd e yaşayan asıl VP
gerc ck Yaku p Kadn 'yi ihma l etme k olur. Bu sebe ple, muhar~
nr ve muh arrir in iç müc adele leriy le haya t karşısındaki tavırla.
ışığı için-
nnın mah sulü o lan eser, muv azi sure tte ve birbi rinin
de göru lecek tir. Böyl elikle baze n insan eseri , baze n da eser in-
~nı aydınlatacaktır .

111. DÜNYA GÖRÜŞÜ

1909-191 4 inkarlar ve Tere ddü tler Devresi

Hn>'aunı. ye uştigi muh itin havasını ve morf opsik oloji sini gör-
d ugum uz Yaku p Kadr i ilk yazılarını 1909 da verir . tlk hızb
1

191 "1 e kada r , tiyat ro , hika ye , m ensu r şiir , mak ale ve denem e
gıbı çe~, UJ nev1le rde kalem ini tecrü be eder ; sonr a bir
durakla-
rna olur . Yırmi ile yirm i beş yaşl an arasına rastl ayan bu yazı­
32

larda um un1iycllc ad o)esa ns liriz n1i yan ında, Meşrutiyet dev·


nnin bulanıklı ~ını ve çe~ iLli liğini görü rüz. Her sana tkar gibi
0

da ~ana tının ılk yıll.a nnda Lesirlere karş ı h em fazla açık h em de


nıalzeme ~ i . zevk i ve usu ll eri bak ımından ınüdafaasızdır . Çün-

~l Yahuµ K.H..lrı • A lı ınl· l lta~ in ı , 19 4 3 , -... 24.


L! Y,.ıı...ır . 19 J 2·c1~ lubeıl<Uloz.a yak..:ı l andL...,E, ını öo rcn lr· l 9 l 6'cb tedavi edilme k üzl'·
kht·
'
yaz ı durtı
rı· bvı<., tı >" 1• gıde ı ; , ınH.la uç buç u k sen e ka lı r ; 19 l 4'ten so nraki
'
b

rna..; ınd..ı bu ı a h,Jl.'itı; lıp,ın a mil o ldugu duşunu l e bilir.


30
ku. eserde n c.serc a ı laya ı·ak
ku'lt \ I. rıi ya -
ı t va 'i ıl~ Sı yla kendi k e ndi
ratn ı a yo lu nd a ist ih al b l
c er grçfrnwktedır · Bu sc <:p c yazar, h Ls-
.
. ü ö
le n, fik irl eri ve dünya görü nden yerli ve yabancı kay-
a bağl ıd ır . O ku d g ş y tl~
naklar
~i s~ i; :r e~ crı n , !e ğe nd iğ i" muharrirlerin
ardından baktığı dü ny a
f' . · ay a t en en bu p1s lıklerle do -
rd amıy la ilerlerken aya 01tını ba
Ju "' kayp ak sa ha d h • -
.k ıs[ a ıs ve ıkı r yo
saca sa 6 am toprağ
ı arar F k , d ış teza tlar ve devri yapan bü -
at
~-k 1 ~d · er arası n da iç· ~ aı . d
l ce tered-
yu 1a . ıse em ın e u laşabildiği sade
zlıklard ır. lşt e bu dört yıl lık
. a
du tle r, _ m an çs ız hk lar ve ist ik ra rsı
l' k k - ı . . tıgı böyl e
devrenın yazılan ' ge nç 1 a 5 u ame1Ie nnı n de ka nş
.
bır ru h du ru m unu ifade ed
er .

Haya tın Değersizliği


su siy et ha yat ve topluluk ka rşı­
Bu yazılarda ra stl an an ilk hu
in tav ırd ır. Yazılarına koyduğu Nir-
sınd a alı na n m en fi ve be db
da , Ba dı ba nı m bi r m en di l oldu, Eylül, Yıldızların bi-
vana , Ve ı ki , bu
ba şl ık la r bil e kı sm en bu hali ifade eder. Kald
kesliği gi bi
tümser his ve
vr en in bü tü n ya zı la rı nda Yakup Kadri'nin kö
de
ras tla nır . Yi rm i beş yaşındadır ve ha-
fikirlerin e geni ş öl çü de
te di r: "H ay atla, ha ki kat-i hayatla karşı karşı­
yatı şöyl e gö rm ek
e si-
an ... ha ya t bü tü n boşluklarıyla, hiçlikleriyl
ya gelin diği za m
, yapayalnız
üz de ve siz bu bo şl uğun karşısında yalnız
zin ön ün arsınız ... bir
z m an et ra fı nı zd a tutanacak bir şey ar
kaldığı nı za ır ;
on u isp irt od a bu lu ru m .. Yaşamak bu bir alçaklıkt
şey .. be n şa­
r ko rk ak lı k tır ; bu bi r de na ettir; Yaşamak esir olmak , ya
bu bi a
da im a, da im a ten ez zü l etm ek. Yaşamak kirlenmek , daim
mak
r hü kü md ar ın zu lm ü, itisafı , kamçısı, tekmesi
kirle nm ek tir. .. Bi
ss iz sü rü kl en en bir ka vm e bugün sefil diyor -
altın da m u tI ve se
fiJ ! .. Ya bu ha ya Lın ya bu tabia tın kan kusan ka-
la r. Sefil , pek se
ba ş eğ en bu ki tle -i se fil e- i be şer. .. buna ne de-
nunları ön ün de
mek laz ı m gelir (Nirvan a) ". rş ı takındığı bu menfi ta-
a'd a ha ya ta ka
tık pi yesi ol an Ni rv an
an Ve da 'da ki intihan hazırlar. ~akup
vı r, adeta, in ci piy es i ol
bi~ yü k~_en b~şk~ bır şe y
ik
ay at m ül ev ve sa t ile me mI 0
Kadri için "h
". ya zı lan nd a be dbinlığe donmuş bu hedo-
değildir Bu de vT ed ek i
31
Afif

ır rı h~yaLW~ l
nısnw sezll ır- ı. :."' n,1• ı111cla ıstı raba ye r vr ı rn e~ı n. r dr~~rr
, -.1 ... stl llr-tıla rchı
, '
'i<'V-
ıst1rab1 kabul edc ın iyıır. (Yıld ızla rı n bıkc~l ı~ı) 0 , rı bütO n mo
~.,.ile r dc,, ınsa
. n la rı . 1· . c.;~ndıld~
o n samimt ve 1çten gc ıyo ı · d~i r h .ı r 11ıttJ
.
n b 1 · •. ı · Bah::ı r~. , _
· ase et erde tam bi r bedbinli ği n iladPs ı uı r. . r d~lma yan nı
be'dc "ben ı ığın · · m
• haraıJ sa hill e rın. d en " dern vuru ' 1· kayetle· '' 1"
b ld
u ugu aşkın " tam" ın ı ara r. Kendi !<en d'ı sın · den ~
. , 1n r
·,

' n en rı. ·· en mu tlaka bir men fı varlığını 1


-ı B " d·ye hayt< ·

Ölüm

H ayalı kapkara gören onunla uzlaşamaya n bir insank


ın ölu
·· . l ' . N·tekim Ya u p Kad
mu oz eyerek aramas ı tabii bir şeydır . 1 '
·, · ı tırlan
n nın yazı arında da bu arayışı açıklayan sa · bulmak
. gur.__
değildir: "Büyük, u lvi, yüksek, d erin ... adi olmayan bır şey
ölüm , ölüm" dür (Nirvana).
"Ölüm su ve alev gibi her şeyi temizliyor~koca ölüm, aguşu.
na düşenler ne kadar kibar ve necib oluyorlar ve aynı zaman-
da ne ulvi bir sima iktisap ediyorlar. öyle kimseler bilirim kı
sana vasıl olmadan evvel küçüktüler, naçiz ve zelil idiler, bü-
tün bu şimdi etrafımda kımıldananlar , nefes alanlar, konuşan­
lar gibiydiler; senin sessiz ve esrar ile dolu ka'n na girer girmez
büyüdüler; ulvileştiler; mağrur hayallerini bana b irer ilahe kı­
yafetinde gönderdiler. Onlardan korkar oldum; onlann önün-
de kendimi sefil ve bimana buldum .. Ölüler dirilere ne kadar
hakim oluyor ... Ölülerin başka meziyetleri var ki kendilerim
dirilerin hayretine, takdir ve hürmetine mazhar lalar ve onla-
ra iki kat kahramanlık bahşeder.. Bu nedir bilir misiniz?.. ar-
zu etmemek, artık ihtirasattan münezzeh kalmak, artık serve-
tin ve kudretin önünde baş eğmemeğe muvaffak olmak" (Pe-
yam-ı Edebi: 6, Bir Huysuzu n Defterinden).

Yakup Kadrfnin bu yıllardaki hayat görüşü Schopenhauer'in


tesiri al tındadır . Hayatın hazlanndaki süreksizliğe ve kısırlığ2
çarparak sukut-u hayale uğrayan Budist felsefeyle beslenen bu
Aln1an filozofuna göre:

32
l
Tabiat birbin nı )iycnlcrlc doludur . ranh -;o nu gelmez yag-
malard:m. cinJye ılerden , entrikalardan ibareıtır. Fazilet den -
mıYc la~11k şey ancak budist ahl a kın prensibi olan merhamct-
nr. \ ·ar olmak ıstırap çekmekle ayni mi:lnuya geli r; müsbet sa-
:ıdct ebedi bi r ,·ehimd ir; ınümkun ola n ancak ıs tırabın dunmı­
sıylr ,·anlacak menfi saadet tir, buna u laşmak için de biricik
çare, hayatın ve bayattaki zevklerin b oşl uğu nu anlayıp ken-
dini inkar ederek. var olmaktan, yaşa maktan , zevk almaktan
,·az.geçmektir-. 33

Yakup Kadrfnin hayat ve ölüme dair kanaatlerini bu fikirle-


rin beslediği aşikardır ; lakin Schopenhauer'e göre bu elemli, bu
ıs tıraplı alemin tesellisi ancak güzel sanatlar önünde ulaşılan
"·ecit o lduğu halde, Nirvana yazannda şiir ve musiki gibi gü-
zel sanatlar da boştur ; hatta bu arada aşkı da inkar eder: " aşk,
hissiyatın , ıstuabatın en adisi, hilekar bir hodkamlıktır (Nir-
vana)" . Güzel sanatlar üzerindeki ayrılığa rağmen aşk üzerin-
de düşüncelerin bileştiği görülür; çünkü, Alman filozofu için
" aşk nesil üremesinin bir tuzağıdır; aşktan sonra erkek için bü-
yük bir ıstırap başlar" . 34 Ya kup Kadri'nin " Kadınlık ve Kadın­
larımız " adlı mektuplarında ve "Bir Huysuzun Defterinden"de
yer yer rastlanan misogynie'yi de Schopenhauer'in tesirine bağ­
lamak gerekir. Lakin burada üzerinde durulması zaruri olan bir
durum vardır; o da mevcudiyetini kabul ettiğimiz bu tesirin ge-
liş şeklidir. Evvela Yakup Kadri'nirı Schopenhauer'e dair Fran-
sızca eserler okumuş olması düşünülebilir; bu ihtimal yanın­
da, 191 l'den itibaren, Schopenhauer'a ve eserlerine dair türk-
çe yazılanlardan faydalanıldığı da hatıra gelebilir. 35 Bu iki yo-
lun hakkını tanımakla beraber bedbin bir hayat görüşü, insan-
da hayvani sevk-i tabillerin mevcudiyetini kabul edişi itibariy-

33 A. Weber. Avrupa Felsefe Taıilıi , V. Eralp tercümesi (S. 330-339)


34 Emille Bre.hier . L'Histoire de la Philosophie (C. il. F. Ill . s. 815-823).
35 130-f'te Schopenhauer'den (Schopenhaue.r'in hikınet-i cedidesi) ad1 alnnda
ilk bahseden Ahmet Mithat Efendidir. Daha sonra Servet-i Fünun'da (say1 944,
1911) Cemil Sıtkı söz açar; aynı yıllarda Baha Tevfik Nietzsche'den , Celal Nu-
ri Sc.hopenhauer'den bahsederler. Baha Tevfik'in l 9 l 4'te çıkardığı Felsefe Mec-
mııası da feJsefı doktrinleri yaymaya çalışır.
33
Ma u-
·Jd :-t rncı
Ya ku p
ııı 1ıı11<ı , da ı\ bn a n
u y1 ıı n r
ı' .· aucı ',ı h.1.~J:lı-i.~~'.''111t 55fl J1 t ıse, ünd e
I y
c akup KJdr )i t S c h o p e n l ı
pas~1 n l'dır , d cnı ebilir_36 ç . .K,...ll Maup . MatJ P8 a r
on .
.
Kad , n ç k u n 1 in k isa rJ
n nı ci)'d n
ug-u bir hi kayc
-_
k ud
11
)'1 dan b ir s an a t e s e
fi lozo fu .b~ aoy atın esasındaki ıs ur.'.l. bı .1bı rn
· e y-
ın u
·
h ıs . gı ı h ·u
ın
ı r s. iS te
k . y e rı ne fiki
setınış ( ar bır felse fe siste m
i
ı c r r f n in hayat kar-
S c ho p enhaı]< up Ka
d
varatnı a
u p as sa n c 'ı n hak -
. ıştı r. M . a . y - ıdugun a m u
, · es er i n ın , a
gun hır ıs sıs te m ı ta
h · ş ıy a n
· h1·rn rol u o
, rrıu
şısmdatak. ın ığı menfi ta vı rda
d
kak bil i r.
nazanyle ba kıla

şinde
Altın Çağ Pe .1 erini ta yinkeben·n e
çalışan ya-
ındak. Ysanhğln a ı r d . uz• -
a.
ö lüm a r a s
Var iığının haya t v e
h a y a t ı na , ın .kl e d e ıer ıy e tını
M ' s Ch a'Jırr;,n,.ın
· an cem iy et B · y le lı
zar zaman zam
0
ır .
o n l a r ı n s a a d e tleriyle alakal.an d mIar atar. ıs
nır , u m ü tereddıt a
ı
ti n d e n , ruh ben-
ra d o ğ r a z a m e
aşan sahala . d n ruh
d
_n en e ru 'd h k u v v e tın e ,
a f ı n a d ü ş t ü ? ~ müz ~ belir-
Albu - m u z a
kalarak seciye dıği sevgıd e , es
-
liği n d e n m a h ru m
a z im iz e b e s l e
nm
is s e n m a z iye kayar. Onu s a ğ l a m b u l uşund a , Ser-
vi bakımdan da
tir, h h a
ki cemiy e tim iz i m a n e
in g a r p p e r e s t liğine bir re-
t'
ü n u n 'c u la n n ve bilhassa Fikre u y g u v e düşün celeri
vet-i F un b u d
o n se z m e k m ümkündür. On ra y a n tarafların a da
-
aksiy d im iz i a
e n s o n ra k i d evrin kendi ken n ç v e Berrak Gözlü
l 908 'd iyah Sa çl ı G e
h u s u s iy e ti teşkil eder. S eri n den 'de biraz da
hil b ir su z u n D e ft
ç K ı z 'd a v e b ilhassa Bir Huy is i e sk i Yun an ve Ll-
Gen z i se v g
a rr ir le ri n tesiriyle bu ma ka ybolmu ş
de-
eski m u h ri iç in a r t ı k b u
a ğ l a r ı n a y ö n e lir. Yakup Kad t y oktur. Biz nasıl
tin ç ir m e d e n iy e
r dı ş ı n d a h iç bir saad et, hiçb v e r u h u n inkı razı ile
virle ikrin s e fa le ti
a kl aş tık ça "f ça
maz im iz d e n u z
u ç a ğ l a r dan uzakl aşuk
isek, b eşe ri yet
d e b
delik d e ş ik " o ld u
b ir Y u n a n lının ulvf saf-
ka ybe tmiş tir;
"es k i
d e ğ e r l e ri ni
a b a n ı n ı a s la tabia tın be5•
bütün da r
h ru m k alan bir kaJb , ı s m ı nı , kalbinin ıa·
[etind e n m a
e r k
B eşeri yet en iş
y a ra
u y d u ra m a z .
tes in e
[ıloıo/lJ
(say fala r, 55 -56); bu eserde
Maupass am
Kn ud Togeb y - L'Oem"re de ebet açık { nır .
36 ındaki mün as a
Ma upassant aras
34
biata merbut ı) l an k ı ~m ını hıra l<tı ... ·· rnn " ü lch ı . Hayfa büyuk
Pnn öldü ... Ey Aphrodl te ımı h ed i ıı i ı ı ç ıl gı n ilaheleri, ncredcsi-
oiz? Ka'llo nı z, ge lin iz, lıi da yc tin i zc ınuh ta c ı z; her şey gibi zevk
ve sefahat. sa n a tını da, bu.sr ve aşk il mini de kayb ettik. Dahllct-
ıcyi z." diye fe ry,H eder (Bir Huysuzun Defterinden). O tarih
-
lerde , Homerc , Virgil e, Horace ve Euripide gibi klasik yazar-
la rı okum as1 da eski Yunan ve La tin çağ larını sevmesine ve
bu
yoldan bir rö nesansa gid ebileceğim iz fikrini beslemesinde şüp­
hesiz esash bir amildir. Lakin , Ya kup Kadri'nin bu mazi sev-
37

gisini hali reddedece k kadar ileri götünnesinde iki mühim se-


bep daha var ki bunlardan biri, içinde yaşadığı cemiyetin has-
ta vücudunda Trablus ve Balkan Savaşları gibi yaraların açılışı­
nı ve bunların doğurduğu elemli neticeyi görüp hissetmes
i, di-
nda , lb-
ğeri de Nietzsche 'nin tesiridir. 1909-1925 yıllan arası
sen, Wagner, Ruskin ve Nietzsche Avrupa'nın tiyatro, müzik,
tenkit ve fikir modasını teşkil ediyorlardı. 1909'da Ibsen'i oku-
yan Yakup Kadri'nin Nietzsche'yi okuması ihtimali çok kuv-
vetlidir. 38 Grek sanatı üzerinde tefekküre dalan Alman filozofu
bu sanatta tarihin akışına tabi olmadan yaşayacak, zengin, ay-
nı zamanda verimli bir kültür bulur. Nietzche'ye göre
bir kül-
tür ancak değerlere inanış nispetinde uzun ömürlü olur. Hal-
buki modem insanın hayatını tanzim edecek olan inançlar bazı
tenakuzlar arz eder: Hıristiyanlık, bedbinlik, ilim, rasyonalizm,
vazife ahlakı, demokrasi, sosyalizm ... hepsi bir dekadansın, za-
yıflayan ve sönen bir hayatın arazıdır... İnsanın her
hareketi
bir insiyakın ifadesidir; hatta fazilet ve hakikat gibi mefhumla-
cevabını
rı anlatan hareketlerde bulunsa bile yine bir insiyakın
aramaktadır. Haddizatında bir insiyaklar mecmuası olan
insan,
henüz kuvvetli bir cemiyet baskısı olmayan çağlarda, insiyak-
larmm emrinde yaşarken sağlam normal ve mesuttur. Halbuki
bugün , insiyak refulmanlarına sebebiyet veren sosyal tazyik es-
kiden dışarıya açık bulunan insanı içine çevirerek hasta etmiş-
e Fransız
37 O devird e Türk Eclebiya u için garba açıl an hemen hemen tek pencer
i nasıl birer
edebiya uydı ; bu edebiy atın inkişa fmda eski Yunan ve La tin eserler
şe kild e faydalı
uyandmcı kayna k oldularsa, bunlann ede bi yatımız için de aynı
bir kayna k o labileceği düşün ces i sana tçılanıru zda n bazıla nna munis geliyordu.

38 Bkz . Not 4.
35
JI,J h
sı , 4W ıqg<&Ai!

,,11 h.,, ~
·' ,... ~
• ,ıı . rr ,,-rı· 1ı
,,1 ı
,1< 1 cJfıgrıııı
ır •
~/ ı~ ' ıı.. rıl 1·
1 yr' yl,ı l,ı ı
: r 1., huın 11 h u ~
"rnc-ı 1r , nı "a
ıı ı , ı 1 1 .:ıI, r< .c ( I f
, l( ıı ı
hır l
111 11 ,11
, 1 ı.• ,r 1~•
,{ rn\c ı r.t1 lıı rderık
8 l ı'1d,1 n r, ·d 1, rı 1,
· db tf1 c 11r ı1' ·' y J kLIP K.,,J
, ::ııı ı n~ .ar rd rr rk ıfdt'mi nz lc ve n 1Jt :Jrl
. 39
l , ın bu~,crı" 5.,ır t11 1 ri ıı1s ı r ır
Itır. ·"i m ~n I o.:ofu . felscfcs ın
f Hee -· Jn ~ -ıt r
hı cn lerı r,
ııı t ,ı j..: ,
1ıır ıl°ı } ıı ı l~llır Onun bu görüsü nd en d:ı 8) '1 7 rrı .:t r çı k a r hı
ı,1 1J1
cc mı}·et hakk - " (L1
., ın • <.
rı n~ e1e
· san ınsanlık ve rı 3 n 11 bir sü rü hay
ki - cn nc de onun gibi doşunur,o ı:ır
1 dtırrrıttŞ l ·dı' r (B
r
~') a ar uz
er in de n ka ra nl ık la nn d M J<in e n. ki ır
de n. de h lı zl . c kLI
1ıul sa i insıya arın
n kükrc.mı.ş .v rn eç
'
J nı z? De lı az gı k
1I mısı ... . .
tı ın u1 1d a k
,
zı m be nl ıg ım . an un .
an .· lşte bunlar bi
ı ı er aset
. an haya iıIJl , v . b
.Oı -n u•n Mek tuplan )". Yaza n n , ıns· oarvı• rı daıına esle -
u · , arıau
. kanaaunı 5
kurtu lm ası ge-
- . da ır
oyna dığı hak ın ı ro le
da ya na :ı da n
u t çağlar
poziti vi stle re
lan, natüralistlerin kl ar ın
5
. e alan m es
ın si ya ~~ k
miştir. Ya.lnız , Nie tzsche -ın beşerı.ye tı ıç_ınullü fı. kre u aşma -
, 1
rken bürı
san hayatını deri n.
.
re kıığını ıleri süre bu ş u ~
peşi nde ol duğu ha.ld.e Y. . klar , sadece, ınn ha ı ın
ak up K ad ri
· h uzuru nu
ınsıya klaŞtıra ,
ta n uzak ur; onun ıçm
. vi duygular da n uz a
leştıren, onu ul
kaçıra n bir unsu
rdan ibarettir.

t
Realiteden Nefre
dr i' nin medeniyet ve te-
Ka
be ş yı lı n ya zı larında, Yakup
Bu dir.
kk i ka rş ıs ın da ki tavrı da menfi
ra
ce ça bu k ye ti şt iren ve çok adam ol-
i sade
"Şimdikiler terakkiy kk i, tem edd ün , ıslahat
orlar... te ra
dü re n alar şe klinde gö
steriy
çirkin as ır ... "
bu çirk in sözler, bu
lar ilahlannı , ya
ni saf-
is a lid ir . "İ ns an
nm
gibi cümlele r bunu rı nı be d eli yeni bir put
rini, in sa nl ık l a k ay
fetleri ni, neca betle ı a g eriye , bedevıliğe gidi
-
". İn sa nl ığ d aim
icadetti.ler: Terakki ... n , de mi ryollann ın bir
medeni-
pp to pl an nı
yor gören yazar, Km
ed ir . O d ev ri n politikasında bü·
ye t ifadesi olmadığı
kanaa tin d
et le ri n m ü n as eb et ini de şöyle görür
y ü k devletlerle kü
çük devl
101-150.
ger - La Philosophie de NieLzsche : ss .
39 Henri lichtenber
36
i satı­
'' Esirciler kalktığı günd en beri insanlar kend i kend i lerin
de
yorlar. .. Büyükler hesabtna hala küçü kler ölme kted ir; hem
(Bir Huy-
ne suda , ne ipte, ne ateşte, fakat açlıktan ölm ektedir
suzu n Deft erin den) ". Eski devi rleri n birk aç ilahı yerin
e bugü n
"müsa-
yüzlerce ilah belirdiğine temasla "ada let" , "hür riyet",
vat", «terakki", "milliyet" gibi kelimelerin şimdi önün de
herke-
sin baş eğdiği bire r mih rap olduğuna işaret eder. Yaza
ra göre ,
ve ken-
insan, ister ınad di ister manevi olsu n, bir yenilik yapa r
yıkarsa
dini o yeniliğe esir eder; bu esareti ancak bir başka icat
da bu defa onu n taha kkü mü başlar.
an
Gör ülüy or ki Yakup Kadri için , ölüm vasıtalan hazırlıy
a alan ba-
muasır med eniy et, insa nlan n maneviyatını baskı altın
nlık için ma-
zı fikirler, kuvv etin zaafı söm ürm esi, harpler, insa
t de-
alesef mes ut bir muh it değildir; hamiyet, fazilet , muh abbe
ğı bir
nilen değerler de mev cut değildir. Hal saadetin barınaca
iklim olm akta n çıkmıştır.

Boşluk Duygusu

İçinde yaşadığı reali teyi mad di ve man evi bütü


n varlığı ile
yaratacağı tabii dir;
reddedişin yaza r etrafında büy ük bir boşluk
şeyi inka rdan sonr a kend ini tama men yalnız
his-
nite kim her
um ve
setmeye başlar. "Yegane tesellim hayatta yapayalnız oluş
baze n kalb imd eki hürm et ve muh abbe t ihtiyacını tatm
in için
birç ok ölüy e mali k bulunuşumdur. Uzlet beni rahatsız
etme -
vücutla-
ye başladığı zam an yanıma onların etsiz ve kemiksiz
nm çağırır ve uzu n müd det onlarla muh at kalırım (Bir
Huysu-
zun Defterin den) ".
sını
Yazara göre sade ce i ç timaı muh it değil tabi at da mana
kaybetmiştir; tabiatı boş görm esi de yalnızlık duyg
usun u artı­
rır: "Okyanu sun ötes inde cenn etler veya cehe nnem
ler tahayyül
ilahla-
etmedikt en sonra deni zler neye yarar? Yüksek tepelerin
rı kovu lduk tan sonr a dağların ne ehemmiyeti kalır?
Ormanlar-
n saty-
da artık kaval çala n faune'lar dan, nym phe'leri kovalaya
re'lerden eser yok, bade ma ormanların manası nedir? ...
Chate-

37
o eftc-
suztl t1 k
JY
. (H ir }-{ı ğlar da Jl uz a
um c ıı ı.
. _
. c rın d ı ı a rı a ltı n ça dı ıt• ,ns an
au brıand ı abi ntın ölü sü nü ter aşa ı < d yaşJd~ a b'
ur an a-
h
ar.: ılan n a
n ndcn , S) "_lnsanların me Y
. su t
iğ i ı,as r~~ ,rı birbirine yal nı yalnız lı k
olu şu, o de vir ler için bes led . k sır ıb rdı ' ..
, 1- san....,ıye tle n.n 1 r; Asa-
lan n sur dü ğü ko rku lu hay at, ~
· bı nı ez su r 1a
ve mu ha bb et gı d be sle ye n un çh ul ve rnün-
rne ~çlannıı ta-
mi ye L, fazil et
le r ikHrrıind e, ._ıtı
du ygusunu hem do gu.ran hem Bu z a r, s"'
1 v~ I(ulaklarırrıı sab n va rsa- sa n-
sız ve abasız kaldım . Sıs er
yo l üs n
_ ın de yı m~r ne sim ler le rabı~ . 'A rzın uzak ,
cemiL, sis li bir
en bü yü k ruz ga r -eğ ı- m gö nder, de ki. _ - nd e kü-
rumar ed siSli bir yol ostuk up Kad -
şın belde ler sü kk an ın a be nd en se a ·
, t
dı ,,., Ya
ı onceın , d
, bas ız kal ·· ·
sisli bir kıtasında me ç hu , m
h asasız ve a ı ...; ar u k te k ba şı na ır ve
. . sey ya k k
tehbın gümrah bır · e u1aşır ıu -
' e:ı~' ... burada ziya y~ kt u, r~n. i~o, la-
ri yalnızlığın öyle bi~ mertebrdı
_ tenahİJUn sessızlığ b'
karşısında sadece kamat va Bu· rada 1aye -·
yo k tu. . b vardım. Kaınann ıt-
tu , güneş yoktu, ses
. . . raye tenahı ve en
. bir yo l ÜStünde ben var-
yetenahinın renksızlıgı,-. tta hudutsuz kim ka va nin -i umum i-
tiği noktada, kenar-~ ~ına st.ı-ı. be..ş
k ere ha
dım. Tabiaun kitle- ı hıçke
·
yesi haricinde idim (istimdat)"

Ferdiyetin Tanrılaştırılması

ylece, ferdiyet ve ka ina t gibi bir ikilik tereddüdüne ka-



an mü dd et -da ha kendini boşlukta tas av vu r eder;
pıl ya zar, bir
feder : "Benliğimiz bütün maa-
sonra yavaş yavaş şu hakikatı keş
gane aldanmayan mabettir...
bit içind e yegane yıkılmayan , ye
an her şey, her
zira kendimizd en, kendi benliğimizden hariç ol
yal and ır , ya lan c ıdı r (B ir Hu ysuz un Defterin de n, 3)".
mevcut
Ka dri'y i be nli ği n yı kı lm az bi r mabet oldu ğu kanaati-
Yakup ın
en M au ric e Ba rre s'L ir. O yı llarda bu Fransız yazann
ne gö tür
l'oeil de s Ba rba res, Un Ho mm e libre ve Le Jardin de Bere-
So us
e adl ı ese rle rd en mü rek ke p Le culte du Moi eserini okuyan
nic
~o ğl u kar şı en kapanmak ister; lakin
~ara~s~~ ~a ny a tam am
~n_ı bo ş ekten kendini alamaz; o~
benlığ bu ma be t gib i gö rm
etr afı gıb ı bo şt ur : "B en bir bo şl uk um , bir yoklukum , peki! fa·

38
\ kat bu boş lu k içinde bu durmayan fırtınanın işi n e? Bu fırll-
na, fırtınanın düradür uğ ultusu , iniltisi., bu ses bir varhl< d eğil
midir? Bu deruni fırtın a ki yabis ka lbim i bir kuru dal gibi bü-
küp kınyor .. . Belki bizzat ruhuındur ki kendisin e tem as eden
veya nüfuz etmek istiyen harici varlı k lara karşı böyle bir fırtı­
na gibi esiyor. O halde beni hiç durmayan u ğultusiyle rahatsız
edc.n bu fırtınayı s usturmak için yegan e ça re ... Benliğim in et-
rafındaki sorun duvarlannı daha ziyade yükseltmek, menfez-
lerini kamilen kapamak, kaçılabilme ihtiınalini def için kapı­
sı nı en oyulmaz taşlarla ördünnek. .. Belki bu suretle tamamen
sükun ve huzur içinde kalının ve bu müthiş uzlette belki yavaş
yavaş kendi alemimi, kendi halkımı, kendi bildiğim gibi, kendi
arzum, kendi kuvvetimle icat ve ihtira eylerim. (Peyam-ı Ede-
bi 14, Bir Huysuzun Defterinden)" . Yakup Kadri'nin bu şekil­
de kendi kabuğuna çekilmesiyle Maurice Barres'in yukanda adı
geçen üç eseri arasında münasebet mevcuttur; bu eserlerin tez-
leri sırasıyla şöyle hulasa edilir:
"Dış dünya barbardır; Barbar, benliğimiz dışında kalan şeydir,
yegane gerçeğe, benliğimize bağlanalım. "
" lnsanlığın benliğini her gün yeniden yaratması lazımdır ; hür-
riyet ancak benliğini işlemiş ve onu barbar esaretinden kurtar-
mış insanın hakkıdır."
" Benliğimizle kainat arasında bir ahenk kurmalıyız ."

Barres, Karaosmanoğlu üzerindeki bu aşikar tesiriyle adeta


onun dış dünya karşısında yerini tayinine kılavuzluk eder. Ar-
tık o da "Benlik "i varlığın merkezi sayarak Tannlaşurmaktadır.

Mücerret Ferdiyetten Sıyrılma Gayreti

La.kin bir müddet sonra yine Barres'in tesiriyle bu yolun bir


°
ç ıkmaz olduğunu fark eder. Fransız yazan maneviyatında ­
4

ki çeşi tli sesler kastederek bir iç hayat vahdetine ulaşmak ar-

40 Modem psikoloji, idealist psikoloji gibi insanın içinde, dlŞ ~lemle a lakasmı t.a-
mamcn kes m iş bir (Mai-Benlik) kabu l etmez.
39
::n~uyl -. . "I' - . ı., ı,,r ;Jhnı k
' ' Lllün hu :-\ kon . , .. 1 ı ı
\;1 p;:ı mı vac,lk ll'lt) r <l '- l crı rıyarlayı p wn .
\ 12'. S!
. ,
)1 '

ın l : ('t 41 1 lr yn I v.:s il 1 1~ 1
lı ı ~sedcr "fr11. · \ar.ıu .ı:, ııı aı ı oglu c ,1 a
· ın sa nd a nı uht dı l .ı n 5 an 1ar vaı d ı r... ben ' bi r ı .anc,, ı
v.ır k i· , ,J ,
. . CL 1 L nn cnıt ı. unun la d ai ın ,., b ğ ru m . on unla eks<.:rı
) a yalı u .., \" l·· . l ıkta şöyle ko nu"' o u ş u
._ c ı..a ran . _ Se n ki msin.yabancı
adam ncred . şururrı . .
d ın n , '? . _en ~eldn ~, bir iıısan isen ben bana kafı y1m, maksa.
. e . .. lst ıyo1 um kı ya o bana kadar insin, ya ben ona k21dar
~1~ayın~. Beninı saadetin1 işte bu tesavi ve tevazundan hasıl ola-
c_al" ( Bır Huys uzun Defterinden)" . Şunu anlıyoruz ki ne Mau-
n ~e._Ba_nes, ne de Yakup Kadr i Tannlaştırdıklan ferdiye tle ne l(
butu nune ulaşa bilmi şler ne de ferdiy etleriyle kendi kendılenne
yeteceklerine inanmışlardır.
Barr es, zama nla mü cerre t benli k fik rinde n u zakl aş ı r ,
"~enlik"i toprak, toprakta yatan ölüler, örf ve adetler gibi fer-
~ın dışındaki şartlann yarattığına inanmaya başlar. Yakup Kad-
n de aynı tekamülü gösterir; lakin, 1909- 1913 arası nda, Şapka.
Baskın, Bir Tercüme-i Hal, Bir Huysuzun Defterinden, Kadın lık
ve Kadınlanmız, Miss Chalfrin'in Albümünden'de , taassup, ceha-
let, medeniyet, terakki, aile gibi fert ötesi mevzulara temas et-
mesine rağmen bedbin bir ferdiyetin kabuğu içind en çıkamaz .
Yazar iç sıkıntıları ve tereddütlerle sarsılır du ru mdadır. Reali-
tenin acı ifadesiyle kitapların muhayyile menşuru ndan geçerek
yu muşayan alemi arasında sıkışmış kalmı ştı r.

Sanatkar Aristokratlığı

Çeşitli mevzu ve nevilerde birçok kitap okum ası, üzerinde


sin­
edeb iyatın bıraktığı büyük tesir yazarın bu duru ma düşme
de başlı ca amildir. Okuduğu eserlerin peşinde gitme kten ken-
dini alamayan yazar, nasıl ferdiy eti Tannlaşu nr ve bir müddet
orada teselli arar fakat çarça buk dönerse, yine okuduğU kitap~
la rı n tesiriyle bir sana tkar aristokra tlığ ına kapı lır, fakat
ora-
da da birkaç yıldan fa zla barınamaz; içinde yaşadığı muhitin.

41 "Ne pourr::ıis - je reunir tous ces sons dıscords pour en fa ire une large
h3rrııo­
nie - Le Jardin de Berenice, Plon, s. 66" .

40
Jarının da bu
hc ı ~un ;ı r.ıL\rı n d a dola~1p ko n ıı~ tug ıı a rka daş
rdı r . Geııc ya-
ıuh d urıım unu IHtz ı rlamak La hoyuk his">r len va
:,H dak 1 bu münevver aristokra tl ı~tnrn
hissi i fod esı resminm
Kim icın? "
Jl una yaz dığ ı UHat- ll des tim le , resmim , ne içi n?
19 J?'ye ka-
(Ncvsal -i Mi1l1 , 11 5) cümlesinde, fikri ifadesi de,
düsturu nda
dar müdafaa elliği "Sa nat şa hsT ve muh terem dir"
wplanır . Bu yılların Yakup Kad ri'si umu miy
etl e uzle t arayan ,
an kaçma ar-
killeden, cemiye tten , halden , asırdan , zamand
arının mah -
zusu göstere n bir yazardır. Bundan başka duygul
yaz dığ ı bir
remiye tine de kimseyi sokmak istemez . l 9 l 4'te
umun sız1la ­
hi kayede şöy le der : ".. . çünkü ben ıs tırabım ı , ruh
nnı , ben liğimin yara larını her ne olursa
olsun muhterem tu-
tanın , istemem ki onlara dokunulsun ,
onlarla eğlenils in ! İs­
Kalmak Kor-
temem ki onlar bir alay mevzuu olsun. - Yalnız
asyenl erd e
kusu ". lç aleme ait bu düşünce , umumiyetle parn
ğinden başka
rastlanan o mahremiyetleri kitleden gizleme iste
42
bir şey değildir.
Artık Yakup Kadri'nin barınabileceği
tek ülke , Grek ve Lltin
miş füsunkar çağlann ha-
ed ebiyatlarının terennüm ettikleri geç
varlıklı ve üs-
yalde canlanan ülkesidir; bu arada, kaybettiğimiz
bulur. Zaten
1üpl u mazimizi de ruhun sığınacağı kadar cazip
ini hiç at-
maz inin bu iki ufku Yakup Kadri'nin sanatını , reng
filozoflar, ro-
mayan unsurlarla daima besler. Okuduğu bedbin
yalanlayan ve
mantikler, parnasyen ve sembolist şairler, hayatı
değerden düşüren eser-
yarattıkları hayali alem önünde hayatı
yıllan , cem i-
ler, idealizm ve spiritüalizm gibi sistemler, istibdat
unduğu .mü-
yeti mizde, hiç değilse Yakup Kadri'nin de dahil bul
yaratmış bu-
nevver zümreci ~ zaten bir nev i kollektif bovarysme
lan aynı duyguyu anlatır:
42 LeconLe de Lisle'in aşağ ıya aldı ğım ız mısrn
Prom ene qui voudra son coeur ensangla nte
Sur ton pave cyniq ue, O plcbe carna ssiere!

Je ne te ve ndrai pas mon ivrcsse ou mon mal,


Je ne livrcrai pas ma vie a tes huees ...
(Les Mo nıre urs - Poe ınc s 13arbarcs)
haya~ız kaldırımında , ey ~ana-
(Ka nayan ka lbini kim isterse gezd irsin - senin
- teslıın etmem haya tımı :,enın
va r halle _ sana satmam ne keyfimi ne de rdimı
yuhalanna .)
41
ıtl1 nr r tr
·.,rt \ ı' I İ f j f, ıfJtl
H\,llı lıı ı ntlı ılıırııır
llf ll l ll
ı ı tı r'H ill ı r nı
,,il,l 1{1tp I<1dı 1'11111 ol• ııdıır,ıı ,~,,, r'
tr l

1 ı
11,,,11 1 ,knH lıt\ 'ı ·ı ı 't 11
· .
1
tl.._lJ ., hır
lı,ı\l' I ınııhı ııı ıd, · 11 nd f
He;; rırı ,ı~ı hıı lı.ı\ ,ı\ , .,: ılı "il ll ı nı~
' 1(<'·11'1
1·ıır<.,:O
C 11 k lı l11 1ı .. d1 hı l 1 ııı ,ı v,11 .Jn ı15 t ır () da
· · · "n ' l1 .ı~tınn.ıc;, ııır ,pı
' k Jı ~
1 ıhı kuıı ıl f . l<:: ıçı s, rn .1 z ı y ('.
,:ılı t.. ı tı~u ır:ırd ,1 aıamıstır
Bu
ulıud<1dır bır J.<plı
do~r
,,1rl:ır1 , ·ı kr nd i i~ınr olmak üz
ere üç
· ıı r ·(J"ı ar ar
d coa ffPc tıv
lll t'\ lı· ,ö, lr me"'ı ıs sa ad eti
· tc.nnse ya za r i
al hayat on -
10 l (' 1Q l l ,11lannda Hasiın 'lc tasavvur eli ilderi ide
oibi bi rç ok la rı nın için de yaşadıkları mu-
de az bagh oldukları ­
l:lnn ''C O de vi rd e on lar
hite. ~cvk ve du yg u ba k7 mı nd an ne de re ce
ate şaya ndır:
m go <:.tcrmesı hibany Ja dikk
z-
im 'Jc mü şt er ek ha ya t hu lyanuz va rdı. lstan bu l'd a Gö
' I-l.aş bir
e Ka rşıyaka rıhtımında mı,
pek iyi
ıepc- kıyıLannda mı , lzmir'd
m, bir ba hçen in ortas ında , asırlık ağaçla ­
haudam ıyo ru bü yü k
olacaktı. Yerle beraber, bir
kat-
nn ara sı nd a bir gen iş ev im iz
r çok odası, o kadar geni.ş ho
lle-
lı ya yv an bir ev ... fak at , o ka da
ılı dehlizleri olacaktı ki
, bu nu n içind e,
ri, o kadar girintili çıkınt i işit­
bir im ize ra st ge lm ed iğ imiz, birbirimizin sesin
günlerce bir
za ma nla r ge çe ce kti ... Za ten , evi o tarzda döşeye cek­
medigimiz
ık tertibatı alacaktık ki ,
bu rada, bize
ak us tik ve ayd ınl
tik, öyle
t ed en hrı nız ı tak ke li ve ab a terlikli hizmetçiler birer ha-
hizme k
bir er gö lge ha lin e gir ec ek , ayak sesleri hiç duyulmayaca
yalet,
a ya n kar anl ıkt a ka lan yü zle rinden genç m i, ihtiyar mı
ve daim rla clö-
anl aşı lm ay ac ak tı . Ye r, yumuşak ve kalın halıla
olduklan
He r ya na , he r bir i bir so fa kadar geniş ve derin dı­
senecekti.
tı nl an n içi nd e ha lis ip ek ten kimon olan-
vanlar kona cak ve bu
içer-
mıza bürünüp, keslti n koku
lu çayl arımızı yu du m yudum
bir im ize ma ve rad an ge lcr gibi bir sesle bir takım ma·
ken , bir
me şg uliyetlerimiz haricind
ı
e,
yle r k. Ed eb
veraf şe sö yle ye ce kti
bu lu p tas nif etm ek le, ben de bahçede bir
Ha şim, nadi r bib lol ar
rmekle me şg ul o lacaktık. Hatta
takım ekzotik çiçek ler yetiş ti
yfimi z için ara sır a çe kt iğ im iz haşişleri bu çiçekler ara·
kendi ke
ti şt ir ec ek ti m . On la rı çu bu klara doldurmakla Ha·
sın da ben ye
p, sessiz hiz·
şim meşgul ola cak tı. A ~a m yemeklerini müteaki
ler , önümüze tep sil eri ko yd uktan ve çubuklanmızın ate·
metçi

42
şini yaktıktan sonra çekilecekler ve b ·ı z , Hr.ı....,.c::·ırn 'Ic ben, karşı
karş?a o geniş divanlara gömülü birer Buda heykeli gibi hare-
ketsız kalacaktık . Aydınlık , kırmızı abajurlardan sıımakta(hr.
Arasıra pan , pan , pan diye bir ses duyulacak. Bu, çubuklanmı­
zı silkmek için gümüş tepsilere indirdiğimiz darbcciklerin se-
sidir (Ahmet Haşim, 1934, s. 23-24)".

Hadiselerin Tazyiki

Bu hayat tasavvurunda realiteyi mümkün oldugu kadar sil-


me yahut rüyada realite yaratma arzusu sezi liyor; ya rı ışıklar ,
sessizlik belirsiz çehreler, egzotizm ve mave raı şeyle r müşah­
has muhiti mücerretleştirm e meylinden ve realiteyle hissı ve
43
fikrı intibaksızlıktan ileri gelir. Yakup Kadri'nin bu devredeki
yazılarında sosyal meselelere uğrayışlar varsa da bunun sebep-
lerini bir fikir sisteminde, bir bir içtimai e ndişede de-
inanışta ,
ğil, aktüalite tazyikinden do ğan \SUrapta, lbsen ve Maupassant
gibi natüralist yazarların tesirinde aramak gerekir. Zaten Şa p ­
ka, Baskın ve Bir Tercüme-i Hal gibi o yıllar için en fazla rea-
list sayılan hikayelerinde bile , bir içtimai nizamsızltktan ş ik a­
yetten ziyade fert hürriyeti hesabına bir müdafaa , örf ve adet-
lere karşı bir isyan sezilir. Bu yazılar , cemiyete ve i nsanlığa aç ı ­
lıştan ziyade "surmoi"ya karşı bir ayak direyiş kabul olunabi-
lir. Zaman zaman medeniyet, insanlık , realite gibi kendini aşan
meselelere uzanmasına rağmen Yakup Kadri, bu devredeki ya-
zılarına yakından bakılırsa hayata "BEN'' diyerek atılm LŞ görü-
nür: ''BEN'' ve "ÖTESl" arasmda beliren tereddütler henüz za-
vıf bir bölünmeden ileri gi tmediği için onun egosamrik dünya
~örüşünü de~tiremez. Yer yer cemiyete doğru açılLŞ~n o~jek-
lif ruh bakımından bariz emareler diye kabul olunsa bıle Bır Se-
- -k kıs mı)·1 a su-b.Je ktı·f ruhun hakimiyeti altın-
rcncam ya: an buyu · .
da oörünür. Fakat o \1llann harpleri, bozgun lan, yaralı kafılele-
. .. h. mısur da demle-
ri , kısaca, mustanp ınsanlığ1 , yazan ıç sarsma
ö . :
.
. • l · leye onu gu- nün bmnde,
mcz. Hatırala n ma.ne..,ıyauru LŞ eye ı.ş ' '

4-3 \1.ehmet Kapl.ın, Sıı r Tahlillen, s. l H-l 2.0


43
k l·wnli
vrı 1<1iy
11 ııı n y,ı , ı u rl arı
1'nuimdrıı thl ı ınhır, n ı lıAı . le ıni yet 1 1111 , ·I f~ ı dııP,0 l uv
ı ı k... t <
111
~ının ç t111lı ı ı ,1 m ı\ ınknıı l ' ll 1" ıW 1{;ıc : Y
\ ıı..m,ı,·.t ,f \ h l'dl'( l'lı.t 11

yolunda
1914-19 22 Hal ve Cemiyetle earışrna ,, hrnet"te rastla-
.. , 19 17'dc R~ .
()ndrı1' ı hu dr~i~m~nin ilk ıtırnfın,, , ,, ,. , y,ııarca dar bır kann -
ı: 111111 ·
rı:. Ralrm r ı 'in erkek kn 1111nnanı · . . 1 benzeyen umurnı
. . in dcnız ere
th mahpus knldı)1 dı.. . ~ırndı cng, ibi do 1aş.ıyor ve onda ebed1 ve ·
· • · .
\T ~cniş bir varlıkta hür bır zerre g h JuliU var. Arlık Emın
~ . 1 anın sar oş o - ,. k ,,
hudutsu z bır şeye karışmış O .m Iann hiç hukmu yo .
ıçın ruh:ı mus:ıllat küçük ve şahSi _gam oda lstanbu] sokakla -
il Harbı sırası
Y:ıkup Kadri bu yazıyı Ba rnn . . 1
yarak yazmışur. Bu bir
. (I l nelerını hattr a
nnda gördüğü sc a et sa 1 kla beraber henüz koza-
O1
fikrt ve hissi dönüşün başlangıcı ma kamaz· fakat bu yolda
. · · d n tamamen çı '
\"l parçalayarak ken d ı ıçın e da go-rülür Lakin bu
, . .. . h' yret bu yazı ·
gösterdığı ılk ve en mu un fıa . belirir tedavi. için lsviçre'ye gi-
dönüşü durduran bazı enge eı ' d ı-
dişi, sanatoryum, kendi ısurabı, bu~l_arın ~aşın a ge ır.
. , . d bektaşi muhıune gırer. Bu .
temas yazara
lsvıçre ye gıtme en
Nur Baba'nın yazılması için lüzumlu malzemeyı toplamak, hem
de tekke yoluyla halk şiirimizin mistik tarafına , Yunus Emre'ye
gitmek fırsatını verir. . . . ...
Bu devrede , Yunus Emre'nin ve tekkenın mıstık şıın, platon-
cu telakkiler, insan kaderinin önceden tayin edilmiş olması, in-
sanın doğuştan suçlu oluşu, bir cenneti kaybedişi gi.bi insanı
realiteden uzaklaştıran fikirler Yakup Kadrfyi meşgul eder. Ha-
yarı n geçiciliği, ademin gaspeden kudreti , preexistance'tan ko-
puş, medeniyetin saffeti yok edişi, uzlet, mesafe ve zamanı yal-
nız vecde gelen bir ruhun yenebileceği, Yunan ve Roma mede-
~iyetini silerek modem daüssılanın doğmasına sebep olan is-
tılalar, platonik aşk, sevdanın bir kader oyunu oluşu , saadet ve
?lü~ Yaku_p Kadri'nin 1918-1922 arasında yazdığı mensur şi­
ır_l ermcle hıs ve fikir yükünü teşkil eder. y azann l 9 l 7'de fer-
dıyele tövbe edeceği suada durduğu görülü r. Bununla bera·
44
y ıl la rd a " E rı: nl . 11.11 13 a ı, M ıı, X me k tu b u n -
og ın t/
1-
her La k ip ed en
·ı
" . şcy ra na ma
hs us o l an bc<nl!k o / I diy e-
/:ı Hı c tsu z kibir .. " ı.
1
.. ·~ d d U
'- iyc li tam amen re cc er· On ü çun . cCıı meK tup -
rck benlik ve fcrd e ı d· . , ,l ve safd eru . . . . As ı 1 e-
h
m c~ er n g '-1 fı ş ız
ra ise "Ey d o s t, <a a ı ill t ' 1 n ımı.
l ü n ı u z ü nı d ığ ımı z gün -
e aş <ına b ağla ze o günd en
g ö n
z ime l. bi z im için ve ın
11 1

den başladı Vel d


(H 1 ese rn uzletin kapıla rı bi ·
·d , ,, er. On dıt u
ö rd - .
so n p ar ça d a için d e ki şey-
sonra kaparı "
ı v
un cu '/d ·g· e . .
,.. d e a n ı k b mu te re dd ıt , korkak
t b en ı ın
tana ç ııuşır : F a k a O ı
ktığJ
ru h tan es er kalmad ı. " y ak up Kadri "Düşmanın kya
ve ham . . ,, ,da ki makal e1erın . d en seç ere Erge -
· 1" . · ı
a m
kö y le r ahalısıne
d e llzd
' a ka lem · . go. n unu mı -
pla dı ğı yazı larınd mı ve
nclwn I ve II'de to iği n i ilan eder.
ve rd
le te ve topl u lu ğa so n ra M ü ta re ke yılları bo-
u ğu n yı kı lmak
te n
1919 ,da Isviç re'den dö ndük ra to rl
rs a , İm pa
mın ca az ınlıkların
n u
85 makal e oku
yunca yaz dığ ı 3 kl al Sa va şı d e v a
üzere o ldu ğ u sı
rada ve İsti b ir az d ah a Tü rk un-
r g ü n
t tarzının yazan
h e e
takın d ığ ı h a reke lm a ya g ö t ü r d üğü perde perd
Türk ruhunu bu
surunu ara yı şa , tü n T ü rk m il le ti ni için e alan sos-
ar böylece, bü milletlerin müna
-
hisso lunur. Yaz e rl e is ti la ed il en
tilacı milletl
yal görü şlere , is d ir e n ır k ve din gib i ge-
ayarak insanlığı
ilg il en
se b etle rin d en a tl
ri 'n in mi ll iy et ç iliğ e gidi şin i
uzanır. Yakup
Kad
ni ş m e se le le re
ri , di ğe r ta ra fta n Barres 'in mil -
Gökalp'm fikirle
bir ya n d a n Ziya leri ko la yl aştırır.
44
ran es er ; his-
lf hisleri uyandı kr at lı ğı y a v a ş ya v aş silinir
natkar aristo
Il k yı llardaki sa k d e rd in e v e h alk yararına terk
yerini te plulu ma dönü şler va r-
sf ve fi kri inziva to p lu
zdığı Kiralık K o n a k 'ta d a
_ede 0 920 'de ya tip le ri n ç o ğ u değişmelere
u ğ ra ya­

dır ; zaten es er
lerindeki erkek p K cldri'nin ha yatı , b
iri
rl a r. Y ak u
timaıliğe atla
rak ferdiyetten iç
a-
so n ra o la ra k ilg_ _b_ü yük m ünh
iğe ri 1922 'd e
n -
1922'ye kada r d e n p a si ft ir ve bir geç iş d evresi
Birincis i tam a m k sağ­
n i ile ayrılabili r. fh a d a is e ~ yağı[!ı basaca
rin i taş ır . lkinc ı
sa
to plu -
nin hususi ye rle gö r ü ş ü d u r u l mu ş, ke nd ini
muş , bu la nık i-
lam toprağı bul ere ba ğ la mı şt ır . L a kin ferd iyetçil
a bazı kıymetl sirinden kur-
luğun yararın ı r a n ille ri n te
du ygu la n u ya nd
a m
ği n v e ilk b e d b in
b e d b in li k b u ra dan gelir. Bu
eki
la m az . E se rl e rinin bütününd
tu
ı.
ete dair fi kirleri bahsin e bakılmas 45
·H Milliy
ıaEi :o

~cbcpk Yakup Kadri


'ye haya u n bedbi n
dcrne k yc d ndc olur. tara fım gören bir
Bu bedb11. 1 g6...-. ;
ı ı.1ş, yazan n 1ç · Ya<-
al eı
ve mü nakaşa lann n . . b n ,ncte <:t',~r
van ede n muk ayese
·1~ )'a z:ın n et ra fınd ellc es ı , ir başka
,._ , ' aki had isele r, vü cu t ra el t-
bi bir üçlü çarpış ma h at sı zl ığ ı ve tni-. eyı~.
n ın or ta \a n1as ıdu. Bun '-'-ac ı
den gelen tesırl er de . a , ok udu ğu es ~1-
ekle nırse, ya şadığı
ör hayaun Yakup Kader1er .
g ifadesi olan esen·nı·n nası l b.
e ..
ır ter kıp . old
uğu tasa vvur Yt n
nabilir. Hayata bedbi
n bir gözle baktığın
nesil hu susiyeti oldu ı ~~ bunun bir devior 1ll.-
ğunu b iu a t yazar da ve
mülakatta: "Saadet bi ıt ır af eder . Verdiği bi
r mi_zaç meselesidir
badir elerden ge çtiğ ; btzim neslimiz birç
i ve hepimiz gözl o~
cemiyet içerisinde aç er im iz i tezatlarla dolu b1r
tığımız için , saadet
meçhul kalmıştır. F mefhumu bize daim
akat ben, mütemad a
ha yatı mda birçok i b ir ıs tırap içind e ge çen
yüksek ruh sevinçle
dimde n hiçbir gün m ri duymuşumdu r . K
emnun olmamışımd en-
di ke ndimi tahlil ed ır ; m ü temadiyen ken-
e ede hırpalamışım
dır . " 193 Tde ya zd
45
Bir Sürgün'ün kahr
amanı doktor H ığı
zer: o da "hiçbir zam ik m et Y ak up Kadri'ye ben-
an kendisinden mem
Dok tor Hikmet de Y nun değildir - S. 78".
akup Kadri ve akranl
Yaz arın ferdiyet annın neslindend 46
çi, bedbin, pasif ve ir.
bulanık ve iç m m ütereddit olduğu bu
ücadelelerin devam
ettiği 1914-192
topl uca bakmış bulu 2 devresine
nuyoruz . Takibeden
ma ve muayyen isti ikinci safha bir du ru
kametlere yönelme l-
hi t Halit ağzından , d ev residir. 1952'de, (a-
"Saadet gibi felake
tif bi r şey olduğunu tin de ne kadar koll
bugün her zamand ek-
Cemiy et dışında hiç an daha iyi anlıyo ru m .
bir realite yoktur." 47
si ye rine sosyal ps ik diyerek fert psikoloj
olojiyi ön plana ko i·
ye u la şıncay a kadar ya n yazarın bu merte
geçirdiğ i merh al be·
kendini cem iyet mes el er i, dı ş dün yaya açılış ın
eleler ine ba ğlayış ın ı,
ni, kısa ca , haya n nın ı , insana doğru gidi şi·
bu aktif safh as ını es
lann ış ığında gö ım ek erlerinin içinde ve on
ye rind e ol ac ak tu . ·

- - - -- - --
45 Hik met M ün ir
· Yaku p Ka dri ile bi
·16 Ro m an larınd a r saat (Ycdigün, 26
Har eket no ktalan ba 1, 2 Şu ba t 1938)
47 Ya ku hsin e bakıl m as ı
p Kadr i· Panorama
JI , s. 6.
46 ·
iKiNCi AÔUJM
EfiERlERI

1. MENSUR ŞiiRLERi

Kronoloji

Mensur şiirimizin Yakup Kadri 'ye gelinceye kadar geçirdiği


gelişm e merhalelerini görmek, yazdığı mensur şiirlerin
his ve
fik ir muhtevasından başka, yapısını ve hangi zevklerin mahsu-
lü olduğunu anlamaya yarayacaktır. Fransa'da mensur şiirin ba-
z ı hususiyetlerini taşıyan nesir 184 2'ye kadar şairane nesir
diye
­
anılırdı ; fakat Aloysius Bertrand'ın Gaspard de la Nuit'si yayım
lanınca mensur şiir (poeme en prese) ayrı bir nevi olarak
belir-
di. Yeni nevin tutunmasını , kendi şahsiyet ve özelliklerini bul-
sağ­
masını ise Baudelaire , lsidore Ducasse ve Arthur Rimb aud
ladılar. Bu yeni edebi nevin bize gelişini anlayabilm ek için Şina­
si Efendi'ye kadar çıkan tarihini görmek zarureti vardır.
Bilindiği gibi tercümecilik sadece fikir hayatımızda yeni-
lik yapmakla kalmamış , duyu ş ve duyu ş larımı zı ifade tarz ımı­
za da tesir etmiştir. Bunun bir misalini de bu yeni nevin ede-
biyatı mıza girişind e görürüz. Çünkü mensur ş iirimizi hazırl a­
yan amillerden biri manzuın yazıların nesre çevrilmesi ve şer­
hi ise diğeri de dilimize yabancı bir dilden ş iir tercümesidir.
Tercüme, dil zarur etleri yüzünden bazı fedakarlıktan icap et-
47
ııı 11 1111' ~i ırl l('I' Ullll' rtrn( yl (1 )1
tfıı ı, ın \,ıh,ı n , ı ılıldr v,ı;,ı lnıı '- , ,k 1~1 z ıındır Bu gı
ı ı ıı ı j 1 ı Iı f 't:ınuı s.ıynı.
' },1 pt ... ın;1 1,:ıı -, ı ıııı:.p l r '· . l ' ö ' ııi rnulıi ın'>n on ı
I· ı r(' clc rııı l t, I ,
ıl r \1Jtı111 L ırd :ı '!ılllH\ 1( y3pıc:;ı nl \; 1 I', ''ttlını ş ilk :-\dın, ı
, ·r c o,,n ı ,ı
\ı~ ııııı ı ;,. l sı ı: hu harrkc t nı cn su r s ı ıı
tr~,I\ ı l r<l< r ,1 b' k
Rousscau can ı r aç ':>ı
<. ;~~d;:ı~ ı Pertev Paşa'mn da Hugo ve b 'yatım ı z da b'ır g-arp clı
1 I t
ır ıc-ı t Liıncsi bulunmasına rağme n , ece d apısı m
l
c ı sm en re
dI
cet
. . .. .
lınde n şur tercüme etme yanı şıınn ış Y
. - .. ı ·ır Onun 18 59 .y ı lııı
rnr h<lreke tinin başın d a Şinasi Efen d1 goru l · . . .
,ı . . •· - m elenn ın önemı şoy
ua J· ransız cdeb1yaundan yapuğı şıır terc.u _ . ., .
le belini l ıyor: "1859 senesinin en mühun mahsulu Sınası nın
J· ransı zca'dan yaptığı şiir tercümesidir. Lamartine\ Mussct'yı
Hugo'yu, Racine\ Boileau'yu küçük temrinlere benze yen mıs­
ra ve beyitlerle Türkçe'ye damla damla da olsa nakle çalışan bu
kiLap, şiirin söz ve manaya dayanan sanatlardaki mevkii dolayı­
ı;,1yl a bize yeni ve başka bir geleneğin kapısırn açar. Türk şiirinin
hakikı müceddidi, ufuk değiştiricisi doğrusu isteniyorsa bu ki-
tabın sahibidir. " Bu tercümeleriyle Şinasi'nin eski şiirimize na-
1

zaran bize getirdiği yeni duyuş ve fikirlerin ehemmiyeti yanın­


da şiirimizin yapısına dair telakkilerimizi sarsması da düşün ü­
lürse bu kitabın değeri daha da artar. Onun bu tercümelerinde,
uzak da olsa, bizi bir gün şiirin şekil hürriyetine ulaştıracak bir
baş ka estetik görüşün ışığı sezilir . Nitekim "Efkar ve hayalat ve
hbsiyat ile bunları tebliğ için istimal olunan elfaz ve tabirat ara-
sında tenasü p bulundukça söz -gerek mensur olsun gerek man-
zum- heme n daima güzel ve bazen de hem güzel hem de ulvi
düşuy or" sözler iyle Recai Zade'nin şiirin iç ve dış yapısına ay-
2

nı ehem miyeti vermesi, şiirin şekil hürriyetine doğru giden mu-


him bir merhale sayılabilir. Hatta Recai Zade zaman zaman naz-
mı dar bularak baz ı gazell eri nesre çevirmeye, şerheLmeye kal-

1 A. l 1. Ta npınar - XIX. As ı r Türk Edebiyatı Tarihi, s. 106.


2 Zemzeme lll; S. 9. (Reca Zade'nin mensur şiirin edebiyaumtzdaki gel işmesın·
de oyn:ıdıg ı rolu Mehrnel Kaplan da Tevfik Fikret ve Şiirleri' nde (s 8) i~arcı
ı..:dtr. Recai Zade'nin nazmı bazen zayı.f ve monoton bularak nesre kaçm:ısında,
o devirde çok okunan Fenelon'un sebep olduğu düşünülebilir. Fcnclon Letıre
a l'Acadt mie'sınde mısra sonlanndaki kafiyelerin sıkıcı ve monolo n olduguııu
ve nıcnsurclerdc bu halin önüne geç ilebıldıgrnı ıleri sürer.
48
kar ki bu da şıir elema nının nesre geçm esine vesil e oJur. Böyle-
likle ~-agme-i Seher 087 1) ve Zemzemeler (1885) yaza rının bu
ça l~ma 1an edebiyaumızda mens ur ş iirin gelişmesine yol açar.
Lilin . tarzın tutunmasına ya rdım eden eserl erin başrn da Na-
mtk Kema l'in lntibah' tnı ( 1876 ), H~mit'i n Makb er muka dd em e-
sini <J887 ) ve Mustafa Reşit'in Gözy aş lan'n ı 0888 ) saym ak za-
rureti vardır. Bu yılların , şiir tercü mesi, nesre çevir me ve şe rh
\·o1u ile gelişen ve kendisine şiir e l emanı karı şan nesri roma n-
tik temle ri tercih ettiği gibi bu n lan his ve metaf izik dü.şüncele
­
ri arasında titrey en bir dille işler; tedric , mübalağa ve antite zler-
le örülü cüml elerin deki d uygu ve düşü nce yoğu nl uğu ile Ha-
mit. \.Iak ber muka ddem esind e, bu d evrey e ait nesri n zirve si-
ne ulaş.u .
Arnı roma ntik tem ler, n ida ve isti fhamı bol vo ka tif cüml
e-
lerle Halit Ziya' nın 18 90'da yayı mlanan ve Muss et hassa s iye-
ti ile Villo n pate tiği ko kan "Men sur Şiirler " inde ve "Mez a r-
dan Sesle r,,ind e d evam eder. Bunları , Mehm et Rauf u n 18 91
\-e 1901 arasındaki yazılarını topla yan "Siya h lncil er"i tak ip
eder. Hüse yin Cahi t Edeb i Hauralar'ında Serve t-i Fünu n d ev-
-
rinde mens ur şii ri moda halin e getir enin Mehm et Rauf oldu
­
gunu yazıy or. Rau f u , bu tarza fazla rağbet göste rere k yayıl
masına hizm e t etmiş bir yazar saym ak müm küns e de
nevi iç
ti.barıyla en ileriy e götü ren olmadığı aşikardır . Çünk
i
ü , zama -
nına göre oldu kça temiz bir dili akıcı bir cüml eyle kulla
narak
nisbI bir virtü ozite ye ulaşmasına rağmen , okuy anlar a siray et
edere k onla rın hisle ri ve onların fikirl eri olabi lecek sı ca k ve
mından
canlı muht eva yı bula madığı için mens urele ri iç bakı
kuru ve sığ kalmtş ve bir fante zi hüviy etini aşamamış tır .
Ha lide Edip ' le tekra r canla nan fakat asıl ra ğb e ti 1908 ile
r
1914 a rasında gören ve Yaku p Kadr i tara hnda n 1923 'e kada
deva m ettiri len devr in mens urecil i ğ inde yi rm id en faz la h e-
vesli3 imzasına rastlanırsa da bu nlar a rasından an cak birka -
çı ismin i yaşatabilmiştir. Daha ziyad e , Serve t-i Fünu n ,
Resim -

, RaifNec-
·ı A !.ı Stlh.a Celal Sah ir. Bedrem n ~ümra z. Samih Fe thi , Emin Bülent
det, I!y~ \faciL Hayriye ~elek Honç , Süleyman Ba~ , Şekibe Ali , Ta hsi n Ha k-
adır.
kı, SeLihamn Enis. Tahsin ~ahü, Milhat Omer bu ısı ml e r arasınd
49
h "k:ıt.,p. rc,· .nn - ı fdd1i , Ruhob. Mu~,wvrr Muhit M
. .
H:.\k\k y~H \ bu knk m sa ht pl<-rı ur'"ıs ın un n . fl «f ,lJ) ~ .. '1
V('
\,1\
' I \lı
ıv ı ,, )eıı
ık H:thdc Fdip . Zc nd ..n-csta ~ rn s ı ve
cltgc ı d n~ ını k Tl' t'ı ı
lend e Reftk Halıt. Eren le rin Bj~ md a n ' ı . Oku 11 Ucu ,v•C'ı fl ·<; tit \
h-unl.ın h.ı.;,ırl .tvan mcns urclc rivk Ynku p Kad ri , ıı \ hayct
" tl n 1
1
\

,·am- , Edcb fdc St'\1cyn1an Sadi imza s ıy la yazdı ğı Çumı a~ r 1 1

tınd:1 ~lüs.ahnbe'lcr iyk Yahya Kemal ke ndile rini un tntur~~ I


Ya.n vaüırlardır . ·1
Bunb rdan . "rcss an1, n1uh arri r'' olara k anlan Refi k Halit
dece rengi , şekli . kısacası, duyu ve1ile rini aran1ış. bunlara sla.
ya nan bü hassa siyet yaratınaya çalışmış tı r. .Halb uki. d iğerlce.a-
nnin mens urele rinde , yeni fi ki r ve kayn aklar la besle nen ye.
ni duyuşlara da rastlanır. Mesela, Halid e Edib 'in mens urelerin.
de Tevra t tesiri sezilir;4 Yahya Kemal Akde niz çevresi medeni-
yetin e mens up toplu lukla ra mahs us bir hassasiyet getirir. 5 Ya-
ku p Kadri ise Kitab-ı Muk adde s'in şiiriyle greco-latin hassasi-
yeti ni mens ur şiirle rinde eritir ve bunu halk şiirimizin Yunu s
Emre ve Kara caoğ lan gibi müm essill erind en gelen lirik bir mis-
tisizmle zenginleştirir.
Yahy a Kem al'in bir Çam lar Altında Müsa habe 'sind en anlı­
yo ruz ki Anti kitede her siten in kend ine has müziği , mimari-
si, raksı , ayinl eri , kısaca, kend in~ has bir ruhu vardı. Sitede
yaşay anların duyg u ve düşünceleri o çevre dahil inde
tatmi n
e d il diği için kend ilerin de bir başka yeri özleyiş ve
daüssıla
yoktu . Halb uki site hudutları aşılınca bu ruh gittik çe genişl e­
yen bir beşeriyet içind e yavaş yavaş eridi. Yakup Kadri'nin Bir
Huys uzun Defte rinden'dek i "Hayfa, büyü k Pan öldü" sözleri
hem lsa' nın gelişini, hem de paga nist devir lere mahs us o site
ruhu nun ölü ş ünü ifade eder. lşte bu ruhu n ölüşünden son-
radır ki Suriyeli havariler vazetmeye cesar et göste rdiler
. Bun-
ların çölde geçen hayatlarından kalma ırki seciy eleri
daüssı­
la idi. Bu hastalığa müpt ela olanları, bu düny a bütü n nimet-

4 Halide Salih (H . Edip) - Aşk Efsan e leri, Resim li Kitap 25 -26,


1326; bir kısmı
Harap Mabetl e r in sonund a çLlumş ur.
5 Sü leyma n Sadi (Yahya Kemal ) - Çamla r Alund a Müsah abe , Peyam-
ı Edebi, sa-
yı : 27, 30 , 31 , 32, 37, 38, 40; 1330.

50

-rsıcw,,
- anm d ışın -
lcriy k dah i ta tmin edemi yo rdu ·, cenn et·ı b u d uny
da a rı yo rlardı .
~
ı
. P~gani st devfrlerin kucak kuca~a yaşa yan Tan n ve kulu yer•
ynzündcn mem nun du lar · Dünyaya barı] · ·
o ı bu 1·nsan ı ar ·ı çın ın -
ı.
san vücudunun şekle ve harekete bağlı bir estetik değe ri vard
Ay1~ ~uygula~ bu mes ut alemi henü z bulandırmıyordu
. Lakin
Hın~t~y anhk , __ ınsan ın dünyaya bakan gözlerini kitapların
va-
yap rı­
dettı ğı başka alem lere çevirdi; hemen her dinin aynı şeyi
fatları
ğınt görm ek müm kün dür. Yeryüzünün cezalan ve müka
artık o alem lerd e aranır oldu.
ın mist ik
Beşeriyet Rön esan s'ta bir silki nme yaptı. Ortaçağ'
ruhu na karşılık Es kiçağ ruhu nu diriltmek maksadıy la
hamle-
değiş­
lerde bulu ndu . Lakin devirler duygu ve düşünceleri de
tirmişti. Hiçbir maz i hal olamadığı için bu teşebbüs
de tama-
men muv affa k olamadı. Bununla beraber bu iki çağın ruhu
, in-
sanoğlunun este tik faaliyetlerinde, dün ya ile ahre
tin bir mü-
m et-
cadelesi gibi baze n biri bazen diğeri itibar görerek deva
mek tedir.
de
Avrupa güze l sanatlarında, Rönesans'la gelen ve daha ziya
şe kil mük emm eliy etin e daya nan Yunan ve Lati
n güzellik ölçü-
ve da-
leri ve güze l duy gusu yanında, insanı içinden kavrayan
ede-
ha beşeri ruhl u Tev rat tesiri de hem en görülür. Mod em
biyatımızda Kitab-ı Mukaddes tesirlerinin belir
mesi sebepleri-
ni bir tara ftan o zam ana kada r temasa geldiğimiz Bau
edebi-
ya tlarından gele n yeni fikirler yanında bu mist
ik ve sıcak ha-
Şirketi tara-
vayı tatmamızda , diğer taraftan da Amerikan Bibi
fından Erm eni misy oner lerin e tercüme ettirilere
k 1886'da bas-
tırılan Kitab-ı Mukaddes'te aram ak lazım gelir. Bu kitap
, lslami
lerine
akideleri yaym ak maksadıyla din büy ükle rinin halk kitle
hitap için kullandıkları dile yakın , hem en hem en onu
n sade-
lik ve şiiriyetine sahi p bir dille tercüme edilmiştir. Bu
din ki-
tabından ve garp edebiyatlarından gelen yeni ze~k edeb~yat~
-
et ve ımaJ­
mızda mev cut tslam i ruh yanında yeni bir hassasıy
lar alem i doğmasına sebe p olur . Bu da, hangi din olur
~a ol-
sun onu n şiir ve hayal sahasına atılmakta hiç mah zur.
~orme-
yen yeni bir telak kini n neticesidir. Tevratı duyuşu lngılız
ede-
51
biya tlll dan ve, }('1rnb - ı Mu ıuıc ıdc s' ın tng 1l ız rc ı t· r
' cun1c ı:. ınd n
, t
d a n Hah d e E d1'b'' "Aş k E fsa . ~} c- r t''' ile l t)
{
· · ınc aytıı v a
n c... )8 'd c Sl'Z ılnı n ·,· h ,ı
lava n bu t csır "K e n a n çobı m ln rı
ü . crd e h k o yı n ,
z a rı n
l q IH ' ,\\\\
p eras ıy la d cv y ..
:ı m e c1er. ,.1 J•u p Ka d n d e ı ı...c ı q ı ,,.l ı
1
<: P
a b a ş la t v e l q l S'd c a rt a ra k l l) _ı 7 . . , .
h is s o lu n m a y . '
<.k ge m ::, ı kt ı h),ı-\ç
lara k ad a r gide 6
r. ,
.
E debıyat ı d
mı z a 19 13 ıllarında b c .
_
s a s w e t m e r h 1 . d n s oYn '
h r c rc 1< b ır· .., , l· .
.ı...t.:V' \ l h ,ı,.
a esm c ra fik ir h a l in
,
d a h a v a r k ı. o d a G k e L e g cln1 ı ş b ır le
re A
l t-'
t n e s e
n ·, ,1n
g i ve e deb1 k v u ~
rl e ri n e karş ı d u
ü lt ü r ü m ü z ü
b
y u lan '-n -
d ir. Te vra tı te u k a y n a k b r u z e ri n c
s ir le ri b e n i m ku ~ ın:1k fık ı ı -
s e m e n asıl ü m m
v e s in i z o rl a y e t c Jdnvalı ç
ve L a ti n e s e rl
a n b ir h a re k e
ts e , e d cb1 k ü lt ü r u m nı:e ­
e ri ü z e rin e k ü z u e s k i Yun
u rm a k fikri an
m e y e karşı es
aslı b ir re a k si d e As ynlı tc lakk
y o n sayılab il ı c dıl ­
da Yahya Ke
m a l il e Y ir . B u h ~ıre ke tı n b
a k u p K a d ri 'y a ş ın ­
h a rr ir d e b ir i. g ö ru y o r u z 7
e r yı l a ra y la . H e r i kı m
yazd ık\ an ya u-
L a ti n e s erl e ri
n e k a rşı h ayr z ı b rla e s k i Y
8

a nlıkl arın ı u n a n ve
h e r fırsa tta o a ç ı kla mı ş la
n la n n te tk ik r ve bila h
v e ta h si li n i ta aL ı
nız b u c e re y v si y e e t m i şl
a n a g re c o -l a
ti n s e m p a ti s e r d i r . Y.ıl­
yi bi~ h a y li_~ a i ad ım v e r m
ra lt ~ a k d e m e k b u sc v g ı ­
e n şu mullu e k ~,ir. B u y e n
. . ıfades ı o ls a i ta h a s s ü s ve ö
z le y iş in
ıb ares ınde t . o ls a A kd e n
o p la
. ..
nab ılu , ç u n .. .. iz mc d, .. nı· y ct l ·
_ k u G re k ve L ... · "
d e n o nc e de . . a e
m d n. s c vl gts ı
b ı r Ak d enız . ti n
o la n u- ç kı ta s - k· l · · med e nı yeti vardı ve. c e n ıy ct e rı. n -
a ın enn ın m -
u şte r e lc
Akd . ,
te re k vatanı n
et rafındaki
vatanı A
kd . , c. n ı z e k ıy ı
.
le n n e o k a d ç e ş it li k ü lt ü r ve m e dc n ı :z. d ı Bu ın·u -
. a r k a rı şıyor kı • .
kı nı o ld u ğu n . bunl ann h an
g e n ty e tl·e r b . ·b ~-
u k e stırmek is · . 11
güç l eş iyor. B ,._ -ı nm han tr -
u n u n la b ' .
g ısın e h..l -
6 Ruşen E şre f
i n Dı yorlar
c ra b c r b u n1
· 1
tes ı r c rı· b kı .. 's inde H ..ılid c E
e-
ı zz at ıu· rn ı· ı ( d it' ı,, ,
ec er s l 7 8 ) .
7 ~o n zaman lard: · ı.: 'r:n In k ,
.ı d:ı tarafLar ı ,
ı.:nı...ıı ı ndr b
Yak u r Kadıi şö bu ln n h u go n k
yl e d er
: "Yahya Kl:mal
\ş n ıuıı us t:b~ti ır ,, t ı ~ı
so nra le l, ra r ık açt ıp, ınıı- hı \k1 .
!a şmış o ld ugunu
e 1c :ı 1m a 1< sur~ '
h: tı y l e
. <: >a zdı~ı bı ı rn
zu n bı l ııwm fa ına kcnd ı ça~Jas-lnıır U\ıü r .ı ·k
rk ında mısınız? '' ı..ı::ıva sı nı C l U p lJ
iri?, 352 , 1 M:ı)
"S ) q 5 2) (Rc: ın~ı zd an <l ah k
~ı y: " ırk v1I
8 Ya ku p K:ı d .
rı - Bır Huys
uzu n Del-tcnn<
,ın , ı~c .;
- rtne lt ll-'\q .ıcll
1cy k
Y::ıkup l< ad n lcn : Pcycım - ı Eı
lcbı
:' -
P .\ u , .
- Bir Muhavere:
, Pn1 cını- ı f c/cl
Yahya Kem:ıl ır , sa y ı 2, ka nu , ~ay, '5
- Rir I<itab - ı E ıı 't1 . l > 2.tı
sati r, P t'__yı.ını - ı
Eckbr, 29 , 31 !v \ı C \'V l'l l
S2 Lırı '1 n 1 ~•
1 )

;: 2
dcniye tlerin doğu kaynaklarından ge ldi ği ve bugün greco-la-
ün adını alan medeniyetin Udya m enşe li o lduğu kesin olarak
kabu l edi1mektedir.9
O zamana kadar bizde mitolojilerle m eşg ul olanl ar yok
değildi ; 10 lakin bu meşgale bir din ve tarih alakasmı aşm ıyor­
du. Bu mevzuun 1913 yıllarında bir hayranlık ve sevgi uyandı ­
rabilmesi için yirmi beş senelik bir kuluçka devresi geçirmesi
lazım gelmiştir. Yakup Kadri Homere'i okuyunca coşk unluğu ­
nu zaptedemez: "Ben maveray-ı edepten geliyorum ... Homere
insa nların rahını tenvir eden ilk şafak, ilk büyük şafaktı. Za-
ten Homere bir adamın değil, bu büyük hadisenin ismidir. O
yalnız beşeriyeti ibda ile kalmadı; beşeriyete , beşeriyetin mu -
habbetini öğretti. Ondan evvel insanlar insan değildiler , insanı
değildiler. O bir taraftan ilahları insanıleştirirken , diğer taraf-
tan insanların ihtirasatını ilahlaştırdı. Şehvetten intikama ka-
dar en adi hislere bir mahiyet-i ulviye bahşetti. Ahfadına "çir-
kin görünmeden çıplak gezebilmek" sihrini öğretti. Onun ale-
minde çirkinlik ve fenalık yoktu". 11 Bir sene sonra Yahya Ke-
mal de Mehmet Tevfik Paşa'nın kitabı dolayısıyla şöyle yazar:
"Seksen sene evvel, dokuz asırdanberi dimağımızı keskin bir
buhur kokusiyle bunaltan asyalılıktan hicret eden biz , şark
türkleri, Bahr-i Sefit sahilinde çömelmiş, münci şairin gemi-
sini bekliyoruz. Onun için bize artık şarkta da intibah devri-
ni uyandıracak her hadise bir sevinç ürpermesi veriyor .. . Diye-
biliriz ki yunan esatiri bir kavmindir, medeni insanların ebe-
di kitabıdır,, .12 Görülüyor ki her iki yazar da , mükemmeliye-

9 ]. Gabriel Leroux - llk Akdeniz Medeniyetleri (C. ve M. Perin Tercümesi) .


10 Şemseddin Saıni' nin Esatir'i 1880; Nabi Zade Nazım' ın Esatir adlı küçük risa-
lesi 1893; Mehmet Tevfik Paşa'nm l 9 l 4'Le çıkan Esatir-i Yunaniyan'1 bu m eş­
guliyetlere misaldir.
11 Yakup Kadri - Bir Muhavere, Peyarn-ı Edebi, 2, l Kanun-u evvel 1329. Bu yazı­
da Vyasa'mn Mahabbarata'smı Hornere'in eseriyle mukayese eden Yakup Kad-
ri Sanskrit efsanesini beşeri olmaktan uzak bulur.
12 Yahya Kemal - Bir Kitab-1 Esatir, Peya rn-ı Edebi, 29; 1330. Şunu da kaydetmek
icap eder ki, Yahya Kernafin bu }'11lara ait olup edebiyaumızda bir nevi Parnas-
sisme açarı "Biblos Kadınlan " ve "Sicilya Kızlan " adlı şiirlerini o devir gençliği
hararetle tutmuştur, bunu Saffet Ürfi Betin'in 'Atatürk inkılabı - Ziya Gökalp,
Yahya Kemal, Halide Adıvar' ında olnıyoruz.
53
bu ld ugun u , d ün y< 1nın ancak <'1lrıyr
ıı anc,tk ,\ crop nl c <)n ünck
vcciı Vf' h,.
d(in<' ı-ck lnı rtuhth ilccrAi n l h ay kıran Renan kadar
13
}ı · · dC'C1tr· 1C'I.
CJ Tl l(I n
nd an es ki Yu na n ve Latin ınr
Y;,ıhy a Kem al Pa ris 'tc , bi r y~
na ka şa lan ya kın ­
en şe le ri ne ya pı la n ü.
dc ııivcılcrinin m da i r m
bu m ed en iy e tle re ba ğl ı es erlerin tercüm e/p
dan ~a kip eder ,
ke n bi r ya n da n da n eo-cla<;.
rıvlc tarih lerini ih tir as la ok ur
r kültür hamul e.
sique şii rle Parnas se şi iri ni in ce ler . Bö yl e bi
bu l'a dö ne n ge nç şa ir in Pe yam-ı Edebf'de.
siyle l 9 l 2'de Istan Akdeniz medeni-
ya z ıla rı , bi zle ri,
ki (sayı, 31, 37, 38 ; 19 13 )
.
va ris i sa yd ığ ı ka na at i ni uyandırır. Dah a ilk 14adım
yetlerin in
rk çü ]ü ğü ne ça rp ma sı na ra ğme n Ha-
da Türk Oca kları tü
i p Ad ıv ar 'ın , An ay as a' nı n dili m ün as eb et iy le ken-
lid e Ed
so ru la nl a ra : "B ir k ıs ım -k elimeler- iç in de Ak deniz
disine
iy et i va ris le ri ol an bi z tü rkler, Yunan ve Latinceye
meden la yaşamakta ol-
15 şeklindeki cevabı bu tezin ha
gi debi lir d ik "
duğ unu gösterir.
ed en iy et le rin in m az id e bi r ortağı göre n bu
Bizi Akdeniz m
ta rı sa yıl an ik i ya za rd an birincisi Yahya Ke-
telakkinin bayrak
id di ay a Fr an sı z pa m as ye nleri yanında ince1e_
mal bu zevk ve
d. · y
in es er ler iy le ay nı za m an da tarih kültürüyle
ıg ı unan ve ~t .h .
İ mpar at orluğun
, unHı tışeamve-
as ıy et on da , Os ma n lı
varı r; bu hass
lıv·devi·ı rlerinin daüss ıla sı ile ka yn aş ır · or ay a H
' . omere ' orac
adri'd .
ırgı e yoluyla vadran Yakup K . e ıse 6ır yandan antik devir-
ler hasreti bir an
rea lı tes i iç inde bir hayal zenginlı-
ği olarak deva : ed :; da yu rt
ıd . . .
ız a
a nm a ve ye n ı bır te_rb e .ge-
ıy
du yu şl ye ni bi r
.. Zevk ve ı .
ıı re rek edeb. iy at ım ız ı ren J g
. . z· < enchren bu ha m 1e nı.n mumessıl1e-
rını ıya Gökalp tal<d ır · 1 ov . ... c kl ·. , Ku. çük Mec mua'da
e er · m ut eıe \Ir
09 22 ) yazdığ ı "Deh ay .:ı '
da bu fikirleri kısm en
a Do ğr u " dl
şö yl e de . "D h - a ı_ ya zı
aı halk , diğe ri be y·
destekleyer ek
er di r; b~ - ik i e an ı~ ~ı r me nb
mucizeli sularından bir
ne lm~l el da hrl
r cb ed ı bi r sa na t ç~ şm en ın
av~ç ':e nle aya tın a namz ettır . ler . Bı.zde Yah -
- -- -- --
13 L:rrıc~ ı ffr nLı
. -
· s d'E r.
n · '-ı ı uv r nır
14 ( >rneı S , ı . J nıan cc et d c' ) cunesse , 1883
. ı:y Cll ı n . Faıı i n ; sa t
2, 30 Mayıs 191 '
.
15 y ı
G unu ıı Mevzula, rı , Cıı mlıımy cılJ599 1, . Mr:ı rr 4 de bu görüşle al ay e er.
. l d
• ~ -ı , 16 195 2.
54
ya Keınal ile Yakup Kadri bu iki. çeş ınen in etrafınd
a en çok do-
laşanlardır ".

Lakin, n1ensur şiiri ınizde rastlanan bu Tevran ve


Yunani te-
eye kalktş­
sir, kendimizi Akdeni z tnedeniyetlerinin varisi görm
anlığı
mamız, o yıllardaki ınün evverin sonsuz bir Avrupa hayr
için de bulunuşundan başka bir ınana ifade etm ez~
yalnız güzel
n olan garp
sanatlarda değil her sahada bize nazaran çok üstü
a uğramı ş
karşısında, çök en lmparatorluğa , müesseseleri zaaf
lslan1lığa n1ensup mü nev ver in bu hayranlığını nor
mal kabul
etmek gerekir ~üst ün medeniyetler karşısında daim
a buna ben-
zer dunın1lara düşülür.
i Yunan ve
Ziya Gökalp , Yahya Kemal ve Yakup Kadrfnin esk
mamız yolun-
Lati n kaynaklarıyla Avrupa şaheserlerine bağlan
da yaptıkları ham len in ve Halide Edip Adıvar'ın
son zamanlar-
tarihi, coğrafi,
daki kanaatinin menşei, zaten mevcut olmayan
antropolojik ve etn ik münasebetlerle değil ancak
bu garp hay-
ranlığı ile açıklanabilir.

Birinci Safha

şiir yazar.
Yakup Kadri 1910-1922 yıllan arasında mensur
mediğine gö-
Fakat 1914 ile 1918 arasında bu neve ait eser ver
iki devre say-
re bu on iki yılı, dör t senelik bir fasılanın ayırdığı
yazdığı şiir­
mak yerinde olur. Zaten, birinci dört yıllık devrede
ce seneler de-
leri ikinci dör t yıllık devrede yazdıklarından sade
ğil, 'bazı hususiyetler de ayırır; bu ayrılış yalnız dışa ait olmayıp
ıkı devreye aıt men-
aynı zamanda içe de aittir; bu sebeple her
sur şiirler ayrı ayrı görülecektir. A • • ,, •

ı msan-
Birinci safhanın ilk mensur şiiri "Yıldızların Bıkeslığ
lar arasında hiçbir yakınlığın mevcut olınadığını ve
olamaya~a-
.. lık fık-.
1·çten ve bilhassa ayrı . .
ğını terennü m eder; şıır uns uru nu
asının ıkincı
rinden alan yazı Maupassant'ın Solitude 16 adlı parç
ı- d e'd en bazı kısun-
k l b . - k bir yakınlık arz eder. Sod ıtu
ısmıy a uyu "Neye teşebbüs edersek e erım , ne y p
a arsak ya-
lan okuyalım:
- Lı Soluitude (Albin Michel edit. ).
- - - - - -- - anl - Mon sieu r Pare nt,
16 Guy de Mau pass
55
. ıııı d :ıvc ı l vr koll,111 11
. ıuc.h•k aı 11111
1 278 11 · 1 ı,
. -eh dt l . , Y''I nJı ıı .. • )ı z lt
Jaını.ı • Yıl
,1pk 11 1111 -s:ı plstıı I 11 1
• ı: oıılrırdao dalıa y~ı
1
- ,:111 t

Jı,ııı. .: ,ı 1t • . Jcıı ut • ·' ıı


~

P wı.ınııı.ıs• 11 . l· birbirinıız d ·nli~inc uh.1ş1lamaz ... Yaııv


1

,.ı
: . . rı.1~ıı 11• •1 Jı)ş\Hıccsın
~ııı < tır ço , . in efl ö
. ncirlcrk ba~ 1ı ynıışız gi hi 11.
11
nı... , 1nıı ş. ı ı
-,:. _-uıı ,ıı • b·rbiriıtC uı.ıı . , . ulaşıınıayız. çıınızı birle
l . in5·.tn l . ..
ı . b. tün oayrel1er losır, 1,tndinıı.~
- ko 1 ,,ı rın1ı ..ıdcı )ine de b·rbırırlltZC
nJ-
. ıı;: h,ı
,·ışugın l~•ı r k~vtırur, l~kın
' ki , rn' -7 neucesız, san ışlarırnı
tt o . , 1
tir3 cı ,,a"
n1c ı 11
. d 1ı aı ıı...... . ı
~ rn'ı ı fayd~sız, sır aş Birbirinıize karışmak ıst edıfıj_
. bır:ıkışı
• kşavışlonınıı
boştur.
· ,. elde etLiğııtııı şey sadece hi r
0 '. . . auınıaıd.an
. . h
·'. .

__cısu..
kıfa) , nıan birbırınııze · b den her kucak1aşmadan soıı.
mu. ı,0-i" 281 282: Her use . ,
ça rpışmaktır - , 284 ,,
ra aradaki mesafe açılı_'.~den o.kuyacağıınız ştı satırlar bize iki
Yıldızların mkeslığı b . mukayese iınkanını verecektir
razı arasındaki sıkı ınünase etiakit ve rna te mı. bır. boşluk ay ırırsa .
· Yıldızlann
.
arasını nası1s ~ .
d b. b' . den öyle matemt , oyle sakıt hır boşluk tef-
. . ,
ınsanlan
. d du- ki bu boşluöun
ad-ır· ınn ısmıne,
. . ınsanlar
. dudak-
nk e er ve uşun 01 ,
lannda Jakayıt bir tebessümle, sadece ihıilılf-ı tab3yi eder. Bir-
b

birine uzanan iki dost eli düşündüm ki hiçbir vakit iki kalbi
yekdiğerine kamilen rapteunemiştir. iki dudak bazan bir arada
yanar, vücutlar mütakallistir, gözlerin ateşleri yekdiğerine in-
tisabeder, fakat ruhların arasındaki uçurum bakidir. .. Evet biz
de yıldızlar gibiyiz ... Biz de zahiren birbirimize yakın , birbiri-
mize komşu , birbirimize mütelasık görünürüz . Bu tenha yol-
da omuz omuza, el ele, baş başa yürürüz; fakat ruhlarımız ara-
sında mesafeler vardrr· ·' fakat nı hlanrnız daıma
. yekdiğerinden
uzak, daima yalnız , yapayalnızdır n .

Yakup Kadri'nin Yıldızlann Bık 1. ., . .


tude'üne bağlarken d . es ığı nı Maupassant'ın Salı·
Flauben'indir· Ma şunu a ışaret edelim ki bu "Yalnızlık" temi
. _ , · upassant'ın ayn 1
6ır çoldeyiz , kimse ki . yazıda Flaubert'in "Hepimiz
den b k mseyı. anlamıy " - . . .
·. aş a Madam Bovary'de d or cumlesı nı zikreunesırı-
Bır barkarol h. . . e aynı temi - - -
içind . ıssını vere n "B;;d 6- gonıruz.
ta ve hatı.
e sonbahar -
nızgarlannın ha 1 1 ır mendil oldu " ı·ıe
a ı anım b.

ıa 1arda o- ı-umlül " k " - l sezılen


m e er· . "' E J ~ aşk· r
S6 u uzerine v Yu ,
' azı lm 1 s mensur şiirler·
lı arf lc riıı , kr lim r l~rin , cum -
dn Her ikic;;i nd r de, scsı 1 ve sess1z
arı yJa , kı 5 r1., t•itim ve· alHterns yo nl~r v~ s ıtası yla bir
Jt kr in lck mrl
Jit ryc uk ,ş rna rdn - ki , Yakup f<adri 'dr n ön ce
ınü t rka ga yre ti va
yo ru z . 11
rnaksarh olarak böyle bcr teşe bbüse rns t la mı

Lar ınd a Vf' yazann kltapla nna şim


diy e .kad;Jr
1i .)rrvcH Fün wı' un esk i ~n1 sh0 imlan
una n bu ıkı nıc nsu rcy l Bau del aitr le Vcr laltı e'in btrer şi irini muka-
1

.1hnm~ !~ul
ıy la ;lyn c ıı a lıyoru z .
,·~clcrc ımkan verebilmek m aksad

BADlBAN lM BlR MEND fL OLDU


Aşk ımı n bad ıb. ını küçük, muattar bir mendi l old u.
"B.1dıbanım bir me ndi l old u,
har ap. me tru k bir sef ine ye ben ziy en aşkıma , nüşin, şuh bir kadın mendi-
Teknesi
bad ıba n aşk ım çılg ın bir seyr ile göl gihi sakin duran ruhumda
h çılgın bir old u ve
klarına koştu . Benliğimin meçhul ufu
k-
r yap ara k ben liğ imi n me çhu l ufu
dalgala bu sa-
me çhu l sah ille r var . Bili yor um , yelkeni, çılgın teknesi, harap sefine
Iannda .. .
en birine çar par , sah il mü nhe dim , tekne tarumar olur ve yelken , yelken
hillerd
sonra kopar, yırnlır ve parçalan, onl
ar,
h bir kan at gib i çır pın ır çırp ınır ,
o mecru
i sakin duran ruhuma düşer. Münhe
dirn bir
bir me lal hal ind e göl gib
her biri ayn buruşan,
il, har ap bir tek ne ve yel ken par çalan alnnda hummalı bir alın gibi
sah nzara!. .
an sonra ruhumda hasıl olan ma
pünnesa, sincabi bir göl... lşte aşkımd oldu. Aş­
m de bu sefer badıbanım bir mendil
Çok hazin değil mi? Sevgilim .. . He keni çılgın
kımın badıbanı küçük, muattar
bir mendil oldu; ve teknesi harap, yel
i, bütün iştahay-ı hayaumı yükledim
".
sefineye bütün ümitlerimi, emellerim

EYLÜL
ül hulül
lül hul ül etti . Me lül kri zan tem ler mevsimi hulül etti. Ruhuma eyl
"Ey a, ufuk-
. Ağı r baş , me lül kri zan tem ler, rayihalariyle ruhumu melül etti. Ord
etti oldu. Semıest­
ta tepelerin menekşe eşkali
ve deniz sincabi sisler içinde müzab
da kor-
i bad-ı hazan doldu. Ağaçların arasın
ü sayf ve ziya koruya bir " Ah" gib at ile memlü
koşuştu. Tabiatın hasret-i nı.ş
kak, titrek, nalegir, girizan yapraklar lar uzakl~-
göğsünde eşkali ve elvanı sile
n namer'i, matemi bir el dolaştı ve_k~ş
de gıt­
n kuşlar uzaklaştı. Sen de gıttın, sen
tr ve m.ihman-ı mevsim-i bahar ola zi~aını ~ör-
ti~. Bahçede yağmurlar, rüzgar
lar, kuru yapraklarla ayak izlerin~
sız tabıata
rını gördüm . Sehap olan neşıde
düm; bahçede, manolyaların ihtiza
.
artık penceremi kapıyorum
şek lin in ziy aın ı duy dum . Gö zle rimde şeklinin ziyaını, kalbimd~
Gözlerimde şeyı
isa rın ı . Od am teh i, kollarım tehi kaldı. Rayiha~ı, _ her
sesinin ink duy dum
aldı . Ak şa m üst ü yeşi l tep e1e rden pembe gurupl ar seyrını, çamla-
bad-ı haz an sa k-
. . lge ler aJun da yanyana uzanmala · n , kos.. malan, .
nn serin gölgel enn ı bu gö
en atlamaları, buseleri, deragu şları, . Kı-
yemın-
!an mal arı mü zeh he~ çitl er üst ünd
, hara bım . •ı
, aldı ,
başım b oş luoa l'ı daldı · Serger . dan..ıın
ı , i 11
leri , hepsini ald düş undum . Hın u ard, mı -
hep sin
nız has tal ıkl ar
şın karlı günlerde yal oda lard a vah im o ama
. ye O. 1meı er düş ündüm Camdan. dök ül-
' kli mesalarda 6ıva · · .
tiler, barit, mezar ren oda ma m ev tın re ngı .
. . d O"lm. Jd u, - cam dan d Gö zler imde şe k-
murde, solgun bir huz me-ı zıy
. a . d
um .
dO· ve gözlerim kapandı· göz ı enm· d eşe ı< ıı· nı· n z ıyaını uy hul ul
. ,,
e ct.ı .
J . l dum Eyl ül
. . rını c uy · ·
ziyaını, kalbimde sesinın ın osa
. . '
1mm S7
, ıl,i,:-\,n ,n rnlı.r~ Hp/ntk sllrl hl"
vr lild rd r 3ra ya n yazar
\tn ,t., ıdu·,\1 , ,,.,,,,.,.,,y\: \ ku inkrn n 1 l• . b 1
, \~ t t l ,ın ,ne teşe hü <, e<l er, )\ı~.ı
1cnı .\. \1 rn l'nr 'ı.l,, !(f \lş •'tl' k, (in ııd ela ı re e ve on
da n 1sid ore Dı, •I
1

",· n ~ ,-~ I' hıı I ı 11 r,rnı h<1 hs ı şl iri ,lo !aş


1 an bu , tckra r yoluy la '" •
\rn h\(' ck k et mek ve ok u wını ses dA\ ı · t "d 'l · rnı1 zı
cm nın e aı en ne gö tür
YA~tıp 1'adn \ ·r ·bılh as~a Ua uclc latr ·
c ve Ver laın . 'd
e en ge.hn i rnr~
dn R:ntdrLurc·,n Ha nn omc (lu So ·ır ' * · ı V l · ' · ş gı.hı
·
ı ı c er a1n e in Ch arı
d ~u w mnc'u ** bu iki mens ur cye,
. .. büyük bir iht im all e . srı ,
ıc.s, ~ll r tm ~ olab1hrler. Bu me ns ur ele . . , orııt
nn de , se sle nn , kehm et .
ve ha lta cü mlelerin ka ynaşmış al1en . . d k erı
gı peşın e oşan mu ha m ı
cmotı f bir müzisye n demek mümkündür. Ya ku p
ıcşcbbüskri , kendisine, 19 . asır sonlarında mu sik Kadri'nin ~11
yap tıgı müdahaleden sembolistler yoluyla gelen bir tes inin edebi
bthr. O tarihlerde, mensur şür moda ir s/ ~"
sı çabucak yayılıyord:., a nı .

( · ) Han non \e du Soir


Voicı ven ir \es tcm ps ou vfü ran t sur sa
tige
Cha quc Ocur s'evapo re ainsi qu'
un enc ens oir ;
Lcs sons et \es parfum s tou me nt dan
s l'ai r du soi r
Valse me lancolique et \an gou reu
x ver tige . ,
Cha que [leu r s'ev apo re ainsi qu' un
enc ens oir
Le vıo lon fremil com me un coe ur
qu' on affii~e ;
Valse melancoliqu e et lan gou reu
x vertige!
u> cıel e.s t tris te et bea u com me un gra
nd rep oso ir.

Le violon frem h com me un coe ur


qu' on affüge,
Un coe ur ten dre , quı hai t le nea
nt vas te et noi r'
Le Cle l esı tri.ste et bea u com mc
l.x sol · ı un gra nd rep os. . .
'
eı s est noy e dans so n san
g que se fige ... oır ,

Un t ocu r tcn dre (\Ui hait le n .ı. anı


' ı: vaste. et noı.r
0 u pas~e luınin e.ux
rec ue.i\le touı vestigeı ,
-rl-eon-so \c .ıl s'es t noy ı:.ı. dans son sang quı· se r··1ge
'> Ouv enir en moı ıu · t
1 comme.
un ost.ensoir
. .. '
("' ) C.ha n!:> on d'Au tomne
Les s ang lo ı e \on gs
Des vio lun.s Tou t suffocant
Et je m'e n vais
Dt l'automnc Et ble me, qua nd
Son ne \'he ure Au vem ma uva is
m e.sscnı rnon coeur Qu i m'emp ort e
D'un e languc ur Je mc souvie ns
Des jou rs anc ien s Dcça, del a
M o noıon e .
El je plc ure . Par ei\ ala
58 Feuille mo rte.
ı r kiın , Yakup Kaurfni n bizi m için Ç,o/{ yc ıı i () lan
b11 clen ernr·lcri
ez . 10
Rcfı k Ha lit 'tc bi r tilm iz bu lı nuk ta g~Lik nı
dor bu ırı en ­
" l s ı i m da ı ıı ta lbsc n'in iz.le ritıi bulmak ııı ürnkün 1

surcdc Bm nd 'tn ilk sa hn esindeki d r ko rıı h a ıırla


tan ta rafl ar bu-
Jund uğtt gibi Bra nd 'ınkini an d ı ra n feda kar ruh
da sezilir: "Asa-
meçhul, mu n~
sız ve abası z kaldm1 . Sisler ve buzlar ikliminde,
"sis ler ve buz -
ce mil. sisli bir yo l üstünd eyim " cüm lesinde ki
lar" lbsc n'd en gelmektedir . Yakup Kadri'nin
bu yaz 1s1 Meh -
de benzedi k
met Rau f un Siyah lnciler'inden Ebr -ü Melal iJe
arz eder. Yin e lstimdad' ta özlenen "sarışın beld
19 eler "in Ah-
met Haş im' in "O Belde ,,si ile olan münasebeti aynı
devir insa-
nı dikkattir. Sem-
nının meyillerini taşıması bakımından şaya
nma sı ise, bi-
bolist bir görüşle renklerde mücerret fikirler ara
adeta zor-
ze, her sesli har fe bir renk izafe eden Rimbaud'yu
la haurlatır.
n aşk ve iş­
"Bahara dair bir Hitabe" şark bahçelerinde yaşana
udur. Yazarın
ret alemlerinden gelen afrodizyak kokularla dol
dıktan sonra
kendi ifadesiyle, bu Hitabe "şehvani bir lirizme dal
görülen eg-
bir ruh orijisinde nihayet bulur". Sembolistlerde
20

ür.
zotizm sevgisine bu parçada rastlamak mümkünd
a hiç fark göz etmeden
İnsanın büt ün duygu ve ihtirasların
ancı ile Ber-
toleransla bakan paganist ruhlu "Siyah Saçlı Yab
Baudelaire'in
rak Gözlü Genç Kızın Sözleri", şekil itibarıyla
yı okurken
mensur şiirlerinden L'Etranger'ye benzer; bu yazı
Muhibbe"si de
Yahya Kemal'in "Kumral Saçlı Genç Ela Gözlü
21 çada okuduğu­
kolayca tedai sahamıza giriyor. Lakin, bu par
r bize açık ça
muz bir cümle ve bilhassa bütünündeki atmosfe
okumaktadı r.
gösteriyor ki Yakup Kadri o sıralarda Euripide'i
yapraklan , keder ve hulya yap-
18 "Menekşeler nasıl açarsa kalbimin sık ve koyu
aşkın menekşeler gibi göz yaş­
raklan altından da seni n aşkın öyle açtı ve senin
şitası üstünde senin aşkın bir ba-
larım l a letevvüç e tmiş öyle aç tı ve ömrümün
sa , Serv el-i Fıinun 1011 , 7 Teş-
har oldu " - Refik Halit, Me nekşeler Nas ıl Açar
rin-i evvel, 1326 .
uzun ve yalnız kışın verd!gi nam ü-
19 M. Raufun bu mensuresi şöyle başlar: "Bu
ur ve teşne kalmış bır seyyah-
tenahi mela limin içinde niha yetsiz bir çöld e meft
ı avare gibi yim - Siya h inciler, 91 ".
ro 30. 1934).
20 Yak up Kad ri - Yanın kalmı.ş bir bahariye (Kad
i 32, 13}0.
21 Süle yma n Sadi (Yahya Kemal) - Peyam- , Edeb
59
J ;JIPıifJJl•v

l
i / 1l

. k gözlü genç kızın sözlerind


b cı i\c bet ra . e a~ 1
~iyah saclı ya an .d ,. Les Baclıantes'ında Dıony sos'un
-l n il~h d,1 EuriP' e 111 n takip ettiği yoldan gelir: ı, ,F g~t
:ı d eçcr, onu . . ak 1
dicti diya rlar an g ,~ .ı1 'miz ilah da esrar ıçınde çıkt 1 }}
d'ni tCS ll c lll 5 l ·, d .
S le onu Zevs ın ateş1n en doğurct ıvıe,
f:, ,.
bugün l,cn ı

, n kızı eme
sııt Kadınos u d gmaz bir insan şeklini aldı. Çok Yiıtıid u\
t
ilahi çocuk doğar of ·ı yı]'nın altın illerinden ateşin İran s hu.
_ . d. Udya ve n < ~ .
çok gez 1· . d Lı' dya'nın yabıs toprağına geçt1.· tnea .
eldı· ora an
başa gezdi ve sahilleri tuzlu sulard'a yıksı.ıı
.
ra1an_na g, b '
Arabıstan ı aştan . ,, . .
'd b' . ddet aram ettı...
nan Asya a ır mu Pıyeste Dıonysos da aa.
. . .
111 yolu ıakibederek Thebai'ye geldıgıne gore bu e~enn Yakup
. y.
Kadri'nin yazısı için bir ilham kaynağı olduğunu ıddıa etınek
. ur. ıı
mümkun a·
Bir yıl evvel Homere'e hayranlığını iliin eden yazar bu ınen.
suresinde, mitolojinin özel isimlerinde, tanhte, ınsanlığın ma.
zisinde şiir unsuru arar; yine bu yazıda , haz ve eleme karşı
"tunçtan bir kalb" tavsiye eder ki, bu, mensurenin zaten neok.
lasik havasında pamasyenlere mahsus şahsı duygulardan kaç.
ma, bunlarda ketum davranma niyetlerinin belirmesine de se-
bep olur. 23
Yakup Kadri'nin hemen her şeye karşı menfi ve bilhassa bed-
bin olduğu bir devrede yazılmış olan bu mensurelerde görülen
en şü~u~l~ hususiyet, yazarın eski çağlara karşı beslediği sevgi,
kendısını ılham bakımından o devirlerin şaheserlerine ve O de-
virlerin tesiriyle doğan modem mekteplere bağlayışı dır .

22 Euripide'in piyesinde Dionysos kendisi . .


oğlu Dıonysos Kadmos' k S nı şoyle
.
takdim eder: "lşte ben Zevs'in
ğurduğu Tann' Thebai tun ızı ğ emele'nin yı ld mm dolu şun.şekl . '
er içinde do·
suretine girdi~- Dırke'n~prka makalyak basıyoru m; tannlıktan soyunup insan
'
mos var olsun; buras
1 nı ın ayna anna ' 1s menos ,un sulanna geldim ... Kad·
tı çepeçevre kapamış · k
:ınamış. Ben de burayı asma dall ku
' ızmm tsal ulkesine ayak bas·
rledim Ben Lidya'nırı Altın o ~nm~ salkımlarla yüklü yeşil örtüsüne sanp
n kırlannı, Baktrta'nın uzun sva 1 nn an geliyorum. lran'ın güneşten 1<avru·
nı saadet d.
. . ıyan Arabistan'ı tuzluurd annı . .' Metlianın
' buzlarla örtulO
topraklıırı·
~ını , Barbarlarla Hellen'lerin kan kenızm kıyılarında uzanan bütun Asya ülke·
aştım· Balıhh 1
23 D a ar, s. 3, 4' 5; M. şıEğ yaşadığı
B Kla . gu· zel h·ısarlarla süslü şehirleri do·
ünya görüşü , Sanatk.1r A . . . sıkleri " .
60 nsrokrat lığı kısmına bkz.
ikinci Safha

191 ?'de n 1922'yc kadar devam ed en .k' . fh


l ın c ı sa ada yazdı -
6 1 rnen sur ş iirler H Ere tıl . B "
o enn ağın dan ''Ok
ayrı birkaç n ib· . . ' un Ucundan " ve
parç
"
ada
aret tn · Eren lerin B ö d h. r· .
üslup bakınundan Yaku Kad ., . a5ın an 1s, ıkır ve
. ks k b p rı nın mensur şiird e u laştı ğ1 en
yu · e merte e olduğu için onu l5er1e nnın mıh
d. ö . . . .
ven saymak
.. k ~ d •· 24 Erenlerin Baöından . .. k . .
nıuın un ur. E> ı 1e tür çenı n nesırde ulaş-
k
tığı ınerhale. , o zaınana kadar nesn ·m· . k
ızın usur 1arına arşı du-
. n 1an bazı ı.deo1OJI- ..
yula n reaksıyonların. neti .
cesidir • Bu reak sıyo
ler de besl eme kteydı. Zıya Gökalp'e göre türklüğü bulm
aya gi-
den yol hars yolu dur . Türk ruhu nun depoziteri halk
şiir ve sa-
natlarıdır; Tür k dilinin kaynağı ise halk dilidir. Yakup Kad
ri'ye
Erenler in Bağından'ı yazdıran işte bu görüştür.ıs

(sayı 38; 4/1/1918) çıkarken


24 Eren lerin Bağından'm ilk parçası Yeni Mecmua'da
yazarın şu notu na rastlıyoruz: "Bu mekt uplan
n birbiriyle hiçbir alakası yok.
ediyor. Onların hepsini
Her biri bir başka duyguyu, bir başka düşünceyi ifade
bir isim vermek zahme-
umu mi bir serle vha alnnd a toplayışım, her birine ayn
ini günü n birinde Yah-
tinde n kurtu lmak içind ir. "Erenlerin Bağından" terkib
n olur diye düşündük. Ya
ya Kemal'le berab er buldu k. Bir kitaba ne güzel ünva
in tadı kaçacak. Onun için
o ya ben bu muha yyel kitabı yazıncaya kadar terkib
ların başına geçiriyorum ve
ben, ilk fırsattan istifade ederek onu bu küçük parça
rum". Yakup Kadri kendi-
ikim izin malı olduğu için Yahya Kemal'e ithaf ediyo
re'ye tedaviye gideceğim
siyle yapuğımız müla katta şunları ilave etmiştir: "lsviç
ayrılık müddetince ben kendisine
sırada Yahya Kemal Beyle konuşuyorduk. Bu
bana "Sevenlerin Bahçesin-
"Ere nleri n Bağından" adı alund a yazacakum . O da
den" adiyle ceva p verecekti. Erenlerin Bagında~·~a
"Aziz dost': di)'.e ~tap etti-
~n, _Le !a~din d Epıcure, Le
ğim Yahya Kemal'dir . (Bu isimlerin, Bostan, Gulı~
ulebilır).
Jardi n de Berenice gibi eser isimleriyle alakalan duşun
25 Eren lerin Bağından'ın yazılışındaki maksat hakkı
n~a _ise yazar aynı_ k~~uş_~a­
da şunları söylemiştir: "O zamanlar, dil sahasında
ıkı cerya.n v~rdı, bın tu~k-
. l t· mek dilde reform yapmak için yalnı z eskı Turk lehçelenn-
. b · · kdi d hancı dil
çeyı zeng ın eş ır , ettıği . -
görüş ; diğer i ise ica ta r e ya_
k ıstemıyen
d k 1· l kabu l eden
en e ım~ ~ mayı muva fık bulan fakat asla kaide alma
lerde n de ısnanede bulunmayı b d Zi a Gökalp vardı ; ben de
görü ş. ikinc i fikir etrafındamanl topla nanla n~ af,şın a aydüşünüp Fransızca his-
. B. O ar ekserıya ransızc
aynı kana attey d ım. ız za ki nı· rkçe düşünüp türkçe hissedip
'b. dik halbu mese Ie et ·
ederek bir deneme yapmak
e yazıy or g1 ıy , fikird en harek
İstedim ki. yabancıdan
sedip türkç
türkç e yazmaktaydı. _lşte ben bu . . . k . tedirn
· · megmı verme ıs ve ·bilhassa edası .
ve tasavvur e ttiğim tur çenın
k
° . kın 1 itibany1e
mü mkü n mert ebe uzak , bize fazla~ıyleesın y_a B_o :u;;ir türkç enin kaynağı Divan
h ' sse ttırm . oy e - kçe
ka
.
ır çeşnı
· 1 nin edebi yauyd ı. Aradığım nır -
bize türkt en baş b . ..

Edebiyatı olamazdı. Çünk ü o dar bır zumre


61
ı '\1 h ' \ \ '1 ' 1\-.. 1' " 1ll ı I ti 1 ' " 1 1 . ı •.1\1 11111 d ıl ıl V ıı 1 .' ı.. .11 ıl 'ı' " "'1
ııı\
\ , 1' ı ı.ı, \l'~'.l ,ı ı ı ı~dı ı lı\ ,ı, \dı · ı\ l l •, l ı ıı \ c )',1 11\lıl ı ı ı., tl c ıtı ı •ı ,ı ,lı \
11'\I · lı ıık ,,: l\lhllk .,, il\ ııl, .\ı l.111 1\
. ılrııı \ı ı ı ,l.ı lı ·, ıı ı 1 1-t ıı ıı lı :ıı ı·

k., t ı,,· I" , c \ 1111· l:hl ıı \ , d, ı q 1 \-. .ı ılı ı ,, ı\, lıııı l ı ı d nı ııı. \ ıı , ı-- ı I ı
hı, ı dl\ n ) , ı \ ı lı nı
ı1 ıı , .ıı ı ıhl.l\l t.ı~.ı ı ı n ,,, .ıııl ~,· hmı· I , ı k , ı ,, . ,ı
ı ı...,ı.... ıı kııh ıv,,·y.ı
ı:,' ın, t-, ı, ı uh \ ı , \ ,,n çı 1 ,\l,ııı , . ı : . ıı . lı h· ı\' c , ,· ı,
ı..l.\ \\ • .\l\lt l , ,- ıı lı- ı in l\,\~ll\ıl.\ ıı \l ıı h.d k d ılı \'C t' d .h ı ).';, l )' ı ' I ı y ı , \11
ı\kl\h ıy .ı d l\ı
, lıı ılıı ıı~ ,, l dıı~ ıı h.ı hk l ı ı ct\' ııı l l' ı n\ııw :-. lv k . l, ı ,ı,.._
\ t' l'ı. l. ıı... ı kHl.t~ .ı ı., : l.ı!-ı ı,· l. ı ,·n ı p.ıı .
­
· l'l\ln, ,nıın b\\tı\ıı y,,11.m hir ~~ıırlwt d ly :ırıırn ,ıkı vıH . nıı ı,ı,ur
K(\~\ L . \':\
bı..· ı ı..lw~ıı ı ı,·,,r.ıkıır: ,, mı hı : ~ı'ı: r n ~ l.ıı ıın u. b -aı\:ıy,
r ı v ı' p\d -
l-.ı , hll nH.1 .ı . kı' nın ~t,lgı: ~ind t yııttı ~ ı z:.cytln ıı Pı,ı , b
m ı : Yuıııı~\rn y c-mişll\C.kıı yrcll~i erik ıı Q_u ı,· ltırı v,· n\\r
bnhçe
kri ,-r ü ::. ı)m bnglnn w gı\zd lwkuhı kcklk kr ve kı z ı\ toprnk-
\ı ddne kr ve sulıu üsıüııc c~ilmi~ ~ı."ı ~l\tkr h m, ı\ obun
1:rrn.
krin füı~mchm" .

Bu mcnsurclerdcki şiir unsu runa gelin ce, yazar bunu , fikir


\·c duygularla kelimelerin sıkı sıkıya birbirinin karşıh~ı olma-
sında , dışla için birbi rinin yerine geçip birbi rini unull
uraca k
n ço-
k~ıdar uzlaşmasında arar. Yakup Kadri mens ur şiirl erini
gunda his ve fikri. yani içi, hak mahs us mekanl aşarak hemen
taman1en tasavvurdaki maziye ve tasavvura baglar. Kelimelerin
tedai ye en müsa it olanlarını seçişi de bundandır . Bu şiiri bcs-
nin menbaı olsa olsa bizim halk edchiy aııınız ve fo\klorumm.
olurdu . Bu Jeı .
\ı Karacaoglan'ı oku-
şü nceyle ı ckke ve halk edebiyatlarına b:~ vurnmk. Yunus
dum ; onl:ırın ŞİV{'sin e intibaka , onlar gibi düşünmeye , onlar gibi hisscı mcy,
i şte bir dil dcncmc sı
,~ıuştıın ... bu anıda lnc il'iıı tercüm esini de okuyordum.
obn Erenlerin B:ı&mdan böyle bir niyctin ve böy \ı: bir ç.ahşmanm mahsul üdııı
ıcsirindcn kurıubr.ık
Y::ız ar bir başka mülrıkaıı:.ı : "Erenlı:rin l3.ı~ından ile garp
Dıı­
kendi kendim e döndü m. O zamanlar lisanda bir yenileme hareke ti vardı
ş ündüm ki, bu yenileş me yalnız şekilde kalmamalı, mevzu
lara ela gi rınclı . Yu-
şckıl ile
nus'un vc mutasav vıfl a rın dilinde bir özlük bir tı: miz lik buldum . Bunu
bc.r.ıbe r mevzu brd:-ı işledim. Bu dö nüş bcn_i ı.ısaw ufa götürd
ü. Ve on<lan sonrJ
l5
Nur Bab:ı'yı meydana gl'lirdim (F. H. Tökin , Dikmen: 22, 1942)" 19H-l9
yılbnnda Be ktaşi tekkesiyle intisap denece k kadar yakmlık lesıs eden
Y. K,ıd·
ri Nıı r Bcıba'y ı o yı llarda yazmaya başladığını , kısme n yazdığ ı halde devrin
mu·
saades izligi yüzün den intişarının gecikLiğini de söyler . Bize g6rc t:ısavvu
Oa he·
men hiçbir alakas ı olmay an Nur B:ıba'ya Erenlerin Ba~ından gidildiği şuphelı·
dir. Zaten böyle bir iddia her şeyden evvel anakro niktir.

62
k ycn ve devam ettiren bi r hususiyet daha va r ki o da , yazarı n
bi r sual vcy:.1 hüküm olan ilk cümleyi, bir musi ki temi gi bi, her
adı md a aynı his ve fikir yükünü daha çok taş ı yarak, faka t baş­
ka bir tat ve başk a bir kı yafetl e karşım ı za ç ı ka rmas ı dır . Her pcı r­
ç~ının genişleyere k akan nesrinde, ilk cümleden son cümleye
kadar, adeta, aynı akorun birbirine cevap veren çeşitli sesleri-
ni bize duyun11aya çalışır. Bu tedai genişl emel eri ve armoni, bi-
zi duyguların üstün mertebelerine ulaş tı rma k için yazarın kuJ-
la ndıgı en önemli usuldür. Şunu da söylemek lazım ki, Yakup
Kadrfyi mensur şiirin bu merhalesine götüren en dikkate de-
ger maharet, şiir unsuru bulacağım diye mısra taklidi cümlele-
re başvurmamasıdır. Yazarın mensur şiirlerini yürüten iki un-
surdan biri tedai diğeri müziktir.
Rahmet ( l 91 7) , şahsi sevgilerden sıyrılarak mustarip insan
ki tleleriyle temastan doğan şefkat duygusuna, dar ferdiyetçi
dünyadan içtimai görüşe varışın ifadesidir. Bu tekamülün ta-
mamlanışı Erenlerin Bağından'ın son iki parçasında (Xlll, XIV)
milli bir hüviyetle ilan olunur. Zaten yazar 1923'ten sonra bir
daha bu nev'e dönmez; 1934'te bir coşkunluk anında yapt1ğı
teşebbüs ün nasıl başarısız kaldığını, aruk ruhunda ferdi ve ro-
mantik hassasiyetin barınamıyacağını bizzat anlatır. 26
Yakup Kadri, ikinci safhadaki mensur şiirlerinde: insan
ömrü, saffet, uzlet, azap, dünya zenginliği, saadet, aşk, ölüm,
şiir ve ruhun tatminsizliği gibi devrin maneviyatını idare eden
kıymetlerin mistik bir görüşle adeta lekziğini yapar. Onları ,
dünyadan beklediğini bulamadığı için hayat ötesine ümit bağ­
layan bedbin bir lirizmle işler. Bu parçalardaki mistisizm dini
değil şairanedir. 27 Zaten yazar hiçbir eserinde dini vecde ka-
pılmamış tır. Onun "bu vahi zevahir alemindeki her fiilimiz o
ulvi sarhoşluğu bozmadan başka bir şeye yaramadı (Erenlerin
Bağından , I) " sözleri, ne Yunus Emre gibi saadeti bütün mad-
di alemi terk etmekte uman bir ruhun, ne de bu parçaların
birçok yerinde sezildiği gibi Platon felsefesine bağlı , zevahi-

26 Aynı bahiste not 20'ye bkz


27 H. Cahit Ya l çın (Fikir Harekelleri, 53) Yakup Kadri'de lslamt tasavvufun ya-
nında bir Hıris ıiyan tasavvufu da bulur.
63
ı (1-

ak ın c i na mı n bi r ka fan ırı rnalı 5 '1.l 11 ş


ri n JltındJ me vcu t ha kiki , ,,;ı }ıı ,
d d gu na ha yr a n " ı ve-
- O vı uııu s un sa ece uygu coskun
, lu
d ur .
ı g? ni şü şa ir an e il ha ~: t; de n
~la~ on 'da ise ka in at do ub lc ed en
H.ı­
ş tur . ln sa nı n ru hu nd a Adem ile Ha vva yuz
n de hi çbir za rrı ~J1ı. ed a
1 ışlı bul mu
ra nı n ac ısı nd an sız lan ır ke
:ıç ıl a n ilk ya rin de bt·r na
sr at1.fr an -
· 11 d. e kapı lm az. M en su re le
1 ı s tıyan ı, vec ın

sa tıh ta ka bu l et m ek ve sadece A na to le k bir
sezi hyorsa bunu nk ü, baŞ ka - -
cc' ın Th ais 'i ile al ak al ı gö rm ek ye rinde olur . Çü . ·n çıpla gu•
. ganist de.vı r 1en
re r d e. ( Er enlenn. Bağınd. an. VII ) ' Pa Yazarı spı-
. . _ _
Hı ns t? an lı ğa cu m bı le ed rın da r za-
er .a
z_e l_lıg~nı o~ttu dıye

rl ar ıse dünyaya doyamaın ışl masa ge-
rıtu alı st go ste re n sa tı . y ol
bı r şe
ümidinden başka b~un t alem ara-
man larda parlayıp sönen .
. te es sü rle ri , zahirı alem 1e a
bedbinlikten doğmuş go
re k ur. Onu n bü tü n -
tk ar an e
sındaki teredd üt le ri bi r sa na
rünüyor.28
n du yu ş ve te fe kk ür an nı mistikler g~~i b~r
Yakup Kadri bütü
ec eğ i a aldığı değerlen Ln ~ -
noktada teksif ed ye rd e bu pa rç al ar
et ik bir zihin ça lışm~ı
yla tş­
yi şl er in be sl ed iğ i
sarlarla özle
an tit
n ?" ler m uh ar rir in zih.n'i m ekanızma sını
ler. "Neden? " ve "N içi bu ·'s or u "lara dayana -
nc ı r. La ki n
çalıştıran uyandı ku vv e tl er di
r he de fin , m ua yy en bi r hakikatin keşfine doğru
rak muayyen bi
ez ; sadece ele aldığı belir
li
ya kl aş ma ce hd i sa rfe tm
perde perde
şl et ir , et ra fı nı ted ai le r al emiyle sarar. Zaten bu kı­
bir temi geni istiğrak an-
da n, bi zi, fik ir ve du ygul arın giriftleştiği
sa parçalar a-
re ce k m ist ik ha m le le ri beklemek yersiz olur ; bunl
larına gö tü r sıg -
K ad ri' ni n ya pt ığ ı gi bi ancak mistik hassasiyetle
ra Yakup
' 1 yaz dıg1 sıralarda nası l
bir ruh durum unda
eri n Ba gın da1 1
28 Yakup Kadri Erenl la ur : "Daglara ilk gel işimd e om
uzlan ve ya-
şu san rla rla biz zat an
bulundugunu m . Ruhumun buyu k
bir yük gıbı
-ü k yir mi beş yaşında bir ıhti ya.rch
na k Lın çôk
a ha ya u mana b kılan
buLtm uns urlar
yı pr an mı ş kal ıpt
t.aşlllllkuın usand1ğı bu Gü zellik , ıyilik ve
lm üş şar apl ar gib i ekşiyıp bozuluyordu
fena bır kabJ dö ku reui Buru n aşk ­
n me dlü lü me çh ul boş birer kelimeden iba
do ğruluk be. nim tçi her a9lış ve ka-
hc- vn."an lır yd cn esa k birer ısnrap a . Cı gerlmmm
lar n· bü ni n
ndı bır --~'d} e ıyı., nıye ya
rar ?" '" Nıye yarar, ruye
n he r \ı. ı.r uşe
p.ınışınd.ı , kalbi mi
ru , kendı ıçune çevinnc
e bır boşluga sark-
var dı_ Ba ıc n rıa 2rl aru
iyı~" :ıhengi : btr harbe daveclı olduğu mu
an·
t ::lerun ka rı md ı. ister islemez ebed bunun
mış gıb gö
ıÇt ıru ıht ka ab ıl olm ayan btr bo ~~m.ad.r. Bildim ki
ladım . Bıldı.m kı , bu mukadde r bıl­
na nm as am anl aca g.ı m ve bunun ıçınde hezımeu
ıçin .:afere ı. da
:::>ag...ı.:ı..nJ.J.n s t r
.sem de vunışacağı.m - Alp

64
dınlnhilir . Bn parçn lan11 hııtunüoc.k ş ik }1 yr tl l bir ınleyi ş vardır ,
dın t in:ın ç , yahul dine ha~lı tdtl<ktmH hu parçahudHyrr alrnı ~
,ror: bilakis bnrı l arda dünya inan cmın ml ~ ti s i z nıi tH' geni ş ölçu-
dc rac;;tlanıc btı şi'lülyet ve fcryatlanıı yuksrldi~i ı;ayfalarda dun-
vaya sıkı sıkıya bağh şairi dai ma kaı-ş ıınızcfo buluruz. Uzleti öv-
düğü şu pa rçayı okuyalıın :

"Aziz dost! Bana sorma ki niçin uzletteyim . Uzle t kavilerdc va-


tan , zay ıfl ara gurhcttir. Sen ise beni z ayıf tan1dın ; onunla bu
uzun ülfetimc şaşman laz ımdır. Bana sorma ki burada kendi
kLndime kafi miyim. ıssızlık penceresiz bir dehli z gibi .. on -
da sendeleye sendeleye bin zahmetle yürüyorum. En ziyade
geniş kırlarda beşert esaretimi hissediyorum. Tabii dinler öl -
düğü günden beri insana tabiattan büyük düşman olur mu ?
Loş kubbeler alunda açılmış gözlerime semanın çiğ ışıklan bi-
rer hançer gibi saplanıyor. Hissiz ve düşüncesiz tabiat ortasın­
da kalbimin çarpıntısı, iradem, duygularım ve dü şüncelerim
bana mehtp birer harikuladelik gibi görünür. Hiç dert yolda-
şım yok; cehennemt bir değirmen gbi kendi dertlerimi kendim
öğütüyorum. (Erenlerin Bağından, IV)".

Bu yazıda paganist devirlerin hayatını özleyişten ve bir dün-


ya yoldaşından mahrum kalmanın ıstırabından başka bir duy-
gu yoktur. Tabiata dönüşü, yahut eski Yunan ve Latin dün-
yasındaki bacchique ayinleri özleyen yazar, bugünkü insanın
dinler ve içtimai baskılar yüzünden düştüğü esir durumu anla-
tır. Yakup Kadri'de dini coşku yerine dini kaynaklardan gelen
duygu ve üslup unsurları vardır. Çünkü Erenlerin Bağından ve
Okun Ucundan'da, Tevrat'tan, lncil'den, Kuran'dan, eski Yu-
nan ve Latin eserlerinden, Fransız romantiklerinden, parnas-
yenlerden, sembolistlerden, umumi bir ifadeyle, oldukça geniş
edebi tecessüslerin topladığı bir kültürün imbiğinden sızan şi­
ir vardır. Mensur şiirlerinin ardında birçok isim bulmak müm-
kündür. Uzletten bahseden parçalan Maeterlinck'in Le Tresor
des Humbles'ü, Baudelaire'in mensur şiirl erinden Les Foules ve
A une Heure du Matin'i ile yakın münasebetler kurmaya mü-
saittir. Sükutun olgunlaş tırıcı kudretini kabul edişiyle Maeter-
65
,Jlsi ile de Baudelaire'e yakla.
:l ( l { '
lınrk'c , ui:lcti i ı:.kJn , ve lı ,d ı tl'.L . ka
. _1. k gibi aşk ı bır kader , çını!.
ı;;ır l)kun Ucundan da Mar tcı lın rin c , . l
, · Bağında n ın mesut an an rı
ma:: hır olay kab ul eder. Ere n c
artine'e bağlıdır.
kaçıı:;ın ı anlata n sa tır 1an La ın . . kd'ırde, Ka raos-
• . . • · se rdiğım1 z ta
Bütünüylc gözle nrnı z ..ın önune . . d H , 'd
y

. • kanaV1çesın e, om ere en
manog lu'nun mensur şıır1ennın 'd G. d , .
Vir ilc'den , Horacc'tan, Euripide'ten , Dante en, ı _elen
(Le! Nourritures Terres tres), Pierre Loüy~'den (Aphr_odı~e v_e
Chants de Bilitis), Anatole France'tan (Thaıs ve Lejard~n d Epı-
arres'ten (Le Culte de Moi), Renan 'dan , Musse'd t den, lb.
curc ) , B 1
scn'den, Maupassant'dan, H. de Reignier'den , P ~to~ an, Fu.
zulı'den, Yunus'tan, Karacaoğlan'dan, Kısasülenbıya dan gelen
şekil ve muhteva izleri görülür. Yazann bilhassa, halk edebiya-
tına ve folklora baş vurarak oralardan yeni bir ses getirmeyi de-
nemesi, sık sık greco-latin kültürünü tavsiye edişi bize Ecole
Romane şefi Jean Moreas'ın teşebbüsünü haurlaur. O da, 1885
yıllarındaki şiiri pek başı boş bularak 14. , 15. ve 16. asırları n
Fransız şairlerine ve Latin klasiklerine dönmek istemiştir.
Dilimizin orijinal bir mahsulü olan bu mens ur şiirleri, bir
yazarın veya bir eserin değil, geniş bir okumanın yarattığı bir
duyuş ve düşünüşün neticesi kabul etmek lazımdır . Her ne ka-
dar Yakup Kadri "Eren lerin Bağından ile garp tesirinden kur-
tularak kendime döndüm," diyorsa da, Fransız kültürünün
hem hayranı hem de azimli bir talebesi olan yazarın bu itira-
fını bir sıynlışın ifadesi telakki etmek güçtür. Bize göre yazar
yalnız Fransız edebiyatına değil , eski çağların edebı eserleri-
ne de uzanarak oradan zengin bir duyuş tarzıyla döner. Ora-
dan aldıklannm kendine göre bir sentezini yapar; buna rağ·
men, eserinde, yabancı kaynaklara bağlı bir duygu ve d~ün·
ce fonu bulmak daima mümk ündür . Bu itibarla yazan , mensur
şiirlerinde , çeşitli kaynaklardan aldığı muhteva ve tekniği bir·
biri içinde eriterek keneli mizacından geçirip, duygu , düşünc e
ve üslüp yönlerinden bir şahsiyet hamlesi yapmış saymak da·
ha yerind e olur.

66

You might also like