Professional Documents
Culture Documents
ÖLÇME BİLGİSİ 1
DERS NOTU
Ders Koordinatörü:
Prof.Dr.Engin GÜLAL
2014-2015 Bahar Yarıyılı
HRT 1312 3 4 3 0
1-2
1 Ölçme Bilgisine Giriş
2 Uzunluk Ölçümü
3 Uzunluk Ölçümü
4 Uzunluk Ölçümü
5 Doğrultu Ölçümü
6 Doğrultu Ölçümü
7 Doğrultu Ölçümü
8 Ara Sınav
14 Ara Sınav
16 Final Sınavı
1-3
DEĞERLENDİRME SİSTEMİ
Ödev 3 20
Ara Sınav 2 40
Final 1 40
AA 86-100 4.0
BA 77-85 3.5
BB 68-76 3.0
CB 59-67 2.5
CC 50-58 2.0
DC 40-49 1.5
DD 30-39 1.0
FD 20-29 0.5
FF 0-19 0.0
1-4
İÇİNDEKİLER
2 Uzunluk Ölçümü
3 Doğrultu Ölçümü
1-7
BÖLÜM 1
ÖLÇME BİLGİSİNE GİRİŞ
Kavramsal Kazanımlar:
Yeryuvarının matematiksel ve fiziksel şekli, jeodezik metrolojinin konusu ve ölçü
büyüklükleri, belirsizlik ve hata kavramı, koordinat sistemleri ve ölçüler ile koordinatlar
arasındaki fonksiyonel ilişkiler.
Uygulamalar:
Belirsizlik hesabı
Ölçüler ile bilinmeyenler arasındaki fonksiyonel hesaplamalar
Alman bilim adamı Helmert, 1880 yılında jeodeziyi “fiziksel yeryüzünün ölçülmesi ve tasviri
bilimi” şeklinde tanımlamıştır. Jeodezinin görevi “fiziksel yeryüzünün geometrisinin
belirlenmesidir” şeklinde tanımlanabilir. Yeryüzünün tamamının ya da bir kısmının şekil,
büyüklük ve konum bakımından belirlenmesi jeodezinin amacını oluşturmaktadır.
Yeryüzünün ölçülmesi, hesabı ve çiziminde kullanılan araç ve yöntemlerin incelenmesi de
jeodezinin konusunu oluşturur.
Yeryüzünün şekli, karaların altından da devam ettiği varsayılan denge halindeki deniz
yüzeyinin oluşturduğu kapalı bir şekildir. Jeoit adı verilen bu şekil yer yuvarının fiziksel
şeklidir. Jeoit, geometrik bir şekil değildir. Jeoide en yakın geometrik şekil dönel elipsoittir.
Elipsoit yer yuvarının matematiksel şeklidir.
1-8
Ölçmeye ve izdüşüme temel oluşturan yüzeylerin farklı özellikleri, fiziksel yeryüzünün
geometrik bir yüzey üzerine izdüşürülmesini karmaşık bir işlem haline getirmektedir. Jeoit
üzerindeki hesaplamaların güçlüğü nedeniyle, ölçülecek alanın büyüklüğüne bağlı olarak,
konum ölçmeleri için yeryüzünün şekli; elipsoit, küre ya da düzlem olarak alınabilir. Yükseklik
ölçmeleri için başlangıç (referans) yüzeyi olarak, ölçülecek alanın büyüklüğüne bağlı
olmaksızın denge halindeki deniz yüzeyi, yani jeoit alınır.
Tablo 1.1 Referans yüzeyleri
Düşey
Alanın Büyüklüğü Yatay Konum
Konum
Jeoit, gerçek yeryüzüne göre daha basit olmakla birlikte izdüşüm için yeterince uygun
değildir. Bu nedenle dünyanın şekline en yakın ve jeoidi en iyi temsil edebilen elipsoitler
kullanılabilir. Bu elipsoitler, dünyanın yalnızca bir bölümünde jeoide en iyi uyan "Bölgesel
Elipsoit" olabileceği gibi, Dünyanın tümünü temsil eden "Dünya Elipsoidi" şeklinde de olabilir.
Tablo 1.2 Dünya elipsoitleri
Büyük Eksen
Elipsoit Basıklık
(m)
1-9
1.2 Jeodezik Metroloji
Metroloji kelime olarak Yunanca “METRON” kelimesinden türetilmiş olup, Türkçe karşılığı
“Ölçüm Bilimi” dir. Metrolojinin amacı bütün ölçme sistemlerinin temeli olan Uluslararası
Birimler Sistemi (SI) ve SI’dan türetilen ölçüm birimlerini tanımlayarak bilim ve teknolojinin
kullanımına sunmak ve yapılan bütün ölçümlerin güvenirliğini ve doğruluğunu sağlamaktır.
Metroloji günlük hayatımızın doğal ve hayati bir parçası olmuştur: Kahve ve kereste ağırlık
veya boyut ile satın alınır; su, elektrik ve ısı ölçülür ve bunlar bizim şahsi bütçemizi etkiler.
Polis radarları ve olası ekonomik sonuçları gibi banyo tartısı da ruh halimizi etkiler. Hasta
sağlığının tehlikeye atılmaması için, ilaçtaki aktif madde miktarı, kan numunesi ölçümleri ve
cerrahın kullandığı lazerin etkisi kesin olarak bilinmelidir. Ölçü ve ağırlıklara dayandırmadan
herhangi bir şeyi tanımlamak neredeyse imkansızdır; güneşli saatler, vücut ağırlığı, mektup
ağırlıkları, oda sıcaklığı, lastik hava basıncı vs.. Bunlara ek olarak, ölçü ve ağırlıklara aynı
derecede bağımlı olan ticaret ve yasal düzenlemeler de mevcuttur. Pilot, yüksekliğini,
rotasını, yakıt sarfiyatını ve hızını dikkatlice gözlemler, gıda denetçileri bakteri içeriğini ölçer,
denizcilik yetkilileri üretilen araçların suda yüzebilme özelliğini test eder, şirketler ölçü ve
ağırlıklara dayanarak hammadde satın alır ve ürünlerini aynı birimlerle belirtir. Metrolojinin
en önemli alanlarından biride uzunluk ve açı ölçümlerin yapıldığı boyutsal metrolojidir.
Boyutsal metrolojinin temel çalışma alanları: Frekans kararlı lazer ve frekans ölçümleri,
mastar blokları ve interferometrik ölçümler, açı ölçümleri, yüzey pürüzlülüğü ölçümleri,
nanometroloji, çap ve form ölçümleri, uzun mesafe ölçümleri, endüstriyel ölçümler ve optik
takımlama ölçümleridir. Yukarıda adı geçen boyutsal metroloji uygulamalarının ölçme skalası
üzerinde örnekler ile anlatımı aşağıdaki şekilde gösterilmektedir.
1 - 10
Şekil 1.2 Jeodezik metrolojinin ölçüm bilimindeki yeri
Sonuç olarak, bilim tamamen ölçüme bağlıdır. Jeologlar, depremlerin arkasındaki çok büyük
kuvvetler kendilerini hissettirdiğinde şok dalgalarını ölçerler, astronomlar yıldızların yaşlarını
belirlemek için uzaklardan gelen zayıfıışığı sabırla ölçerler, atomik fizikçiler saniyenin
milyonda birinde ölçümler yapıp en sonunda sonsuz küçüklükteki parçacıkların varlığını
kanıtladıkları zaman mutlu olurlar. Harita Mühendisleri yeryüzün tamamını veya bir kısmını
ölçerler.
1 - 11
Jeodezik Metroloji kavramı ise Harita Mühendisliğinde kullanılan doğrultu, uzunluk, yükseklik
farkı ve baz vektörleri gibi temel ölçü büyüklerinin ölçülmesi ve bu büyüklüklere ilişkin
belirsizlik değerlerinin hesaplanması ile ilgilenen bilim dalı olarak tanımlanabilir.
Metroloji
Boyutsal
Metroloji
Jeodezik
Metroloji
Ölçüm bilimi anlamına gelen metrolojide, temel unsurlardan biri de ölçümün ne kadar
doğrulukta yapıldığının bilinmesidir. Ölçüm sonuçlarının doğru değerlendirilmesi sonuçların
güvenilirliğine bağlıdır. Ölçülen aynı büyüklüğün değeri ölçümden ölçüme farklılık gösterir.
Her ölçümün sonucunda verilen sayı mutlaka belli bir şüphe içerir. Bu sebeple ölçüm sonucu
verilirken ölçülen veya hesaplanan değerin belirsizliği her zaman verilmelidir. Genel anlamda
ölçüm sonucu, ölçülen bir büyüklük için yaklaşık bir değer veya tahmindir. Dolayısıyla ölçüm
sonucu ancak belirli bir güven seviyesindeki ölçüm belirsizliği ile beraber verildiğinde
tamamlanmış olur. Ölçüm belirsizliğini hangi şekilde ve ne amaçla kullanıldığını açıklamak için
basit bir uzunluk ölçümü karşılaştırma örneğini inceleyelim. 5 farklı kişi L=100 m
uzunluğundaki bir uzunluğu ölçtüğünü varsayalım. Her bir kişinin yaptığı ölçümler ve
belirsizlik değerleri aşağıdaki tabloda verilmektedir.
1 - 12
Tablo 1.3 Ölçüm karşılaştırma sonuçları
vi =Li -LORT
1 - 13
Ölçüm belirsizliği, ölçülen büyüklüğün gerçek değer etrafında bulunabileceği aralığı
tanımlayan tahmini değerdir. Ölçüm belirsizliği, genel olarak birçok bileşeni içerir. Bu
bileşenlerin bir kısmı, ölçüm sonucunda elde edilen verilerin istatistiksel dağılımı incelenerek
deneysel standart sapma yardımıyla karakterize edilebilir. Diğer bileşenlerin tahmini ise
sadece tecrübeye veya eldeki diğer bilgilere dayandırılabilir.
1- Kaba Hatalar: Ölçme aletindeki yanlış okuma hatası, yanlış hedefe bakmaktan doğan
hatalar gibi ölçü yapanın dikkatsizliği, yorgunluğu vb. nedenlerle ortaya çıkabilecek
hatalardır. Kaba hatalar kontrol ölçmeleriyle kolayca ortaya çıkarılabilir.
2- Sistematik Hata: Ölçme sonuçlarına aynı yönde etkiyen hatalardır. Bu hataların büyüklüğü
ve işaretleri belli bir parametreye bağlıdır. Bu parametrelerin etkileri ortadan kaldırılmadan
ölçmeler ne kadar tekrar edilirse edilsin bu tür hatalar ortadan kalkmaz. Bu tür hataların
etkisinin ortadan kaldırılabilmesi için, bazen hataya neden olan parametrelerin bilinmesi ve
ölçme düzeninin ona göre seçilmesi gerekir. Örneğin, açıların dürbünün iki durumunda
ölçülmesiyle bazı eksen hataları nedeniyle oluşan sistematik ölçü hatasının etkisi ortadan
kaldırılır. Bazen de sistematik hataya neden olan parametre ölçülerek, sistematik hatanın
miktarı hesaplanabilir ve ölçme sonuçlarına bir düzeltme getirilerek bu hatanın etkisi ortadan
kaldırılabilir. Örneğin, ölçme anındaki hava sıcaklığı ölçülerek çelik şerit metrenin sıcaklık
nedeniyle genleşmesi hesaplanarak ölçme sonuçlarına düzeltme getirilebilir. Bazen de
sistematik hataya neden olan parametrelerin giderilmesi veya en aza indirilmesi mümkün
olur. Örneğin, ölçmelerden önce aletlerin kontrol edilmesi ve hatalarının giderilmesiyle, bu
nedenle oluşacak olan sistematik hatalar önlenmiş olur.
1 - 14
3- Rastlantısal Hata: Kaba ve düzenli olmayan diğer bütün hatalar rastlantısal hata olarak
adlandırılırlar ve bu hatalar, kontrol ölçmeleriyle de ortaya çıkartılamaz. Hataların işaretleri
bazen artı bazen de eksi olabilir. Rastlantısal hataların etkisini azaltabilmek için aynı
büyüklüğe ait ölçüler, yeterince tekrarlanır ve bunların ortalaması alınır.
Doğruluk (Accuracy): Ölçülen büyüklüğün, gerçek değeri ile ölçüm sonucu arasındaki
uyuşumun yakınlığıdır. Bir ölçümün doğruluğu niteleyici bir kavramdır. Bu nedenle, rakamsal
olarak ifade edilmemeli, rakamlar ölçümün belirsizliği için verilmelidir. Doğruluk sistematik
hatanın bir gösterimidir.
Kesinlik (Precision): Belirli koşullar altında aynı veya benzer nesneler üzerinde tekrarlanan
ölçümler ile elde edilen göstergeler veya ölçülen büyüklük değerleri arasındaki uyuşmanın
yakınlığıdır. Ölçüm kesinliği belirli ölçüm koşulları altında varyans ve standart sapma gibi
tutarsızlık ölçütleri ile ifade edilir. Kesinlik rastlantısal ölçü sapmasının bir gösterimidir.
1 - 15
Şekil 1.8 Doğruluk ve kesinlik kavramlarının gösterimi
Bir büyüklüğün gerçek değeri sonsuz sayıda ölçü yapılamayacağı için genellikle belirlenemez.
Bazı durumlarda ise örneğin, bir düzlem üçgenin iç açıları toplamının 180 0 olması gibi
bilinebilir. Bir büyüklük, rastgele bir şekilde genellikle (n) iken aynı doğrulukta,
birbirinden bağımsız ve sadece rastlantısal ölçü sapmalarıyla yüklü ölçülerden belirlenmek
istenirse, her bir L i ölçüsü, gerçek değer olarak adlandırılan ortalama değer X den sapar.
1 - 16
Şekil 1.9 Standart sapma
Genellikle belirli sayıda (n) ölçü olduğundan gerçek değere en yakın olan ve kesin değer
olarak adlandırılan aritmetik ortalama kullanılır.
1 1
x ( L1 L 2 Ln ) [L] (1.1)
n n
Aritmetik ortalamanın elde edilmesinden sonra arta kalan hatalar için düzeltme eşitlikleri,
v1 x L1
v2 x L2
(1.2)
vn x Ln
olarak yazılır. Hata ve düzeltme ters işaretli kavramlar olup düzeltme, hatanın ters
işaretlisidir. Bu durumda;
koşulu geçerlidir. Bu aynı zamanda, aritmetik ortalamalardan özel bir durum için türetilen, en
küçük kareler yönteminin temel ilkesidir.
1 - 17
Standart sapma olarak ifade edilen yaklaşık veya tahmini bir istatistik değeri olarak
[vv ]
s (1.4)
n1
elde edilir. Elde edilen aritmetik ortalamanın standart sapması ise aşağıdaki eşitlik ile
bulunur.
s
sx (1.5)
n
ÖRNEK:
Bir uzunluk 6 kez ölçülmüş ve değerleri tabloda verilmiştir. Ölçülen uzunluğun ortalama
değerini ve belirsizliğini hesaplayınız.
Ortalama değer:
1 1 314.104
x ( L1 L 2 L 3 L 4 L 5 L 6 ) [L] 52.3507 m
n n 6
[vv ] 91.33
s 4.3 mm
n1 5
s 4.3
sx 1.7 mm
n 6
1 - 18
1.3.2 Çift Ölçülerden Standart Sapma Hesabı
Çok kez n tane aynı tür büyüklük ( açı, kenar, yükseklik farkı, alan vb. ) güvenilir olması için
her biri aynı duyarlıkta ikişer kez ölçülür. L i ilk ölçü serisini ve Lıi ikinci ölçü serisini göstermek
üzere ölçü çiftleri arasındaki fark
di L i Lıi (1.6)
s
dd (1.7)
2n
ve her iki ölçmeden elde edilen bir ortalama ölçünün standart sapması olarak
sm
s 1
dd (1.8)
2 2 n
elde edilir.
ÖRNEK:
Bir kenar çelik şerit metre ile gidiş-dönüş şeklinde 5 kez ölçülerek aşağıdaki tablonun 1. ve 2.
sütunlarındaki değerler elde ediliyor. Bir ölçünün, bir çift ölçüden elde edilecek değerin ve
kesin değerin standart sapmasını hesaplayınız.
L
d dd
Gidiş Dönüş
1 2 3 4
m m cm cm2
98.65 98.66 -1 1
98.64 98.63 +1 1
98.65 98.67 -2 4
98.63 98.64 -1 1
98.66 98.65 +1 1
= 8
s
dd 8
0.9 cm
2n 2 5
1 - 19
Bir çift ölçünün standart sapması:
s 0.9
sm 0.6 cm
2 2
s 0.632
sx m 0.3 cm
n 5
Arazi veya harita üzerindeki bir noktanın kabul edilen bir başlangıç sistemine göre yerini
bulmak için haritalara çizilen çizgilere koordinat sistemi denir. Bu sistemde noktanın yerini
belirlemeye yarayan elemanlara da koordinat denir.
Elipsoit üzerinde coğrafi koordinat sistemi (, ) ve kartezyen dik koordinatlar (X, Y, Z)
Kartezyen dik koordinatlardan coğrafi koordinatlara geçiş ve tersi elipsoit üzerindeki enine ve
boyuna doğrultuda farklı eğrilik yarıçapları olması nedeniyle daha karmaşıktır. Bu konu 3.
yarıyılda Geometrik Jeodezi dersinde detaylı olarak ele alınacaktır.
1 - 20
1.4.2 Kartezyen Dik Koordinat Sistemi
Karşılıklı birbirine dik 3 referans düzlemi tarafından tanımlanan ve uzayda yer alan noktaların
tanımlandığı bir koordinat sistemidir.
Yerin şekli genel olarak dönel elipsoit (herhangi bir elipsin eksenlerinden biri etrafında
döndürülmesi ile oluşan şekil) ya da daha basit anlamda küre kabul edilmektedir. Dünya ister
dönel elipsoit, ister küre kabul edilsin, harita yapılırken bu eğri yüzey üzerindeki bilgilerin bir
düzlem olan harita üzerine geçirilmesi söz konusudur. Böyle eğri yüzeyler üzerindeki bilgiler
matematiksel ve geometrik kurallardan yararlanılarak harita düzlemlerine geçirilir. Bu işleme
harita projeksiyonu denir. Harita projeksiyonunda, yeryüzü bilgileri doğrudan doğruya
düzleme geçirilmeyebilir. Düzlem yerine, ana doğruları boyunca kesildiklerinde düzleme
dönüşebilme özelliği gösteren koni ya da silindir gibi başka geometrik yüzeyler de
kullanılabilir. Harita projeksiyonunda kullanılan düzlem ya da düzleme dönüşebilen diğer
yardımcı yüzeylere projeksiyon yüzeyi denir. Dünya üzerinde bulunan ve harita yapımına
konu olan bilgiler arasında uzunluk, alan ve şekil bakımından daima bir ilişki vardır. Bu bilgiler
bir projeksiyon yüzeyine geçirildiğinde aralarında bulunan ilişkiler orijinal yüzeydeki gibi
kalmaz, bazı değişmeler olur. Projeksiyonda ortaya çıkan değişme ve bozulmalara
deformasyon denir. Değişik projeksiyon tiplerinde deformasyonların hesaplanabilme olanağı
vardır. Harita üretiminde ilk önce coğrafi koordinat ağını oluşturan meridyen ve paralellerin
1 - 21
projeksiyon yüzeyinde gösterilmesi söz konusudur. Daha sonra yeryüzüne ait bilgiler
projeksiyon yüzeyine aktarılır. Yeryüzüne ait bilgiler arasında uzunluk, alan ve şekil yönüyle
olan ilişkilerden sadece bir tanesinin projeksiyon yüzeyine aktarıldığında değişmemesi istenir
ve matematik bağıntılar buna göre kurulur. Deformasyon (bozulmalar); uzunlukta, alanda ve
açıda olmak üzere üç grupta toplanmaktadır. Yeryüzünde belli yönlerdeki uzunluklar
projeksiyon yüzeyinde de değişmeyip aynen kalıyorsa bu projeksiyona Uzunluk Koruyan
Projeksiyon denir. Aynı şekilde alan değişmiyorsa Alan Koruyan Projeksiyon, şekiller benzer
ise Konform ya da Açı Koruyan Projeksiyon denir. Harita projeksiyonları bu üç özellikten
sadece birini taşırlar. Üç özelliği de gösteren bir harita projeksiyonu yoktur.
GAUSS-KRUGER Projeksiyonu
1 - 22
Şekil 1.13 Gauss Krüger projeksiyonu
Silindirin teğet olduğu dilim orta meridyeni boyunca uzunluk deformasyonu yoktur. Dilim
orta meridyeninden uzaklaştıkça gittikçe artan deformasyonlar oluşur. Bunu önlemek için
teğet meridyenden çok uzaklaşılmaması gerekir. Örneğin haritacılıkta en çok 3º uzağına
kadar noktaların projeksiyonu yapılır. Haritası yapılacak alan büyükse daha çok sayıda silindir
kullanılarak bölgenin projeksiyonu yapılabilir.
1 - 23
zamanda projeksiyon dik koordinat sisteminin X eksenidir. Koordinat sisteminin başlangıç
noktası ekvator üzerindedir. Dik koordinat sisteminde yeryüzü üzerindeki paraleller (enlem)
ve meridyenler (boylam) yay şeklinde görülmektedir.
s ağa DN (y . m0 500.000)
(1.9)
yukarı x . m0
Harita Mühendisliğinde kullanılan temel ölçü büyüklükleri olan mesafe ve doğrultu ile
bilinmeyenler olan koordinatlar arasındaki fonksiyonel ilişki aşağıdaki şekil ve eşitlikler
yardımı ile kurulabilir.
1 - 25
Şekil 1.17 Dik koordinat sistemi
ÖRNEK:
Koordinatlar:
1 - 26
Ölçüler:
1 - 27