You are on page 1of 10

ACIMAK

(roman)

Yazarı
Reşat Nuri Güntekin

Kişileri: Zehra, Mürşit Efendi, Mebus Şerif Hayri Bey, Tevfik Hayri Bey,
Ruhsar, Feriha, Meveddet Hanım, Makbule Hanım, Necip Bey

ÖZET
Zehra, görevine bağlı, idealist ama duygusuz, katı bir öğretmendir. Babası
Mürşit Efendi’nin hasta olduğu haberini alır ama babasına çok kırgın olduğu
için haberi verene “benim babam yok” diye karşılık verir. Yine de İstanbul’a
gider. Yolda, babasının ailesine yaptıklarını, kendisini de yatılı okula vererek
hiç arayıp sormadığını düşünür. Zehra’yı İstanbul’da eski komşuları Vehbi Bey

Eser Özetleri
karşılar ve ona niçin daha önce gelmediğini sorar. Babasının “Zehra, Zehra”
diye sayıklayarak öldüğünü söyler. Babasına kırgındır, onu görmek istemez.
Kendisine babasının eşyalarının bulunduğu bir sandık verilir. Zehra, sandığın
içinde bulduğu günlüğü sabaha kadar okur. Babasını yanlış tanıdığını, annesi-
nin ve anneannesinin yanlış davranışları yüzünden babasının kendisini içkiye
verdiğini, yuvanın bu nedenle dağıldığını ve kendisini de bu nedenle öğret-
men okuluna yatılı vererek evden uzaklaştırdığını öğrenir. Babasına bilmeden
düşman olduğunu ve asıl suçlunun annesi olduğunu anlar. Zehra, artık bağış-
lamayı ve acımayı öğrenmiştir.

15
ARABA SEVDASI
(roman)

Yazarı
Recaizade Mahmut Ekrem

Kişileri: Bihruz Bey, Periveş, Keşfi Bey, Mişel, Andon, Mösyö Piyer

ÖZET
Araba Sevdası, yanlış Batılılaşmanın eleştirildiği bir romandır. Romanın
başkahramanı Bihruz Bey, nazlı büyütülmüş, üstünkörü bir eğitim almış,
alafrangalığa özenen, süsü gösterişi seven bir paşanın oğludur. Babası ölün-
ce kendisine ve annesine büyük bir miras kalır. Şımarık, sorumsuz bir genç
olan Bihruz Bey, parasının bitmeyeceğini zannederek kendisini gezmelere,

Eser Özetleri
eğlencelere kaptırır. Öğrendiği birkaç Fransızca kelime ile yerli yersiz konuşan
Bihruz Bey’in merakları arasında tutkunu olduğu arabasıyla gezintiler yapmak
da vardır. Bir gün Çamlıca’da gezerken genç, güzel bir kadın olan Periveş’i
görür ve ona âşık olur. Hayalinde onu kibar bir aile kızı olarak canlandırır.
Ancak o günden sonra Periveş’i bir daha göremez. Yemeden içmeden kesilir,
zayıflar; işini, annesini ihmal eder. Dalkavuk ve yalancı arkadaşı Keşfi Bey, ona
Periveş’in öldüğünü, Periveş’in ailesini tanıdığını, onun bir de ablası olduğunu
söyler. Bihruz Bey bu yalana inanır. Bihruz Bey, en azından Periveş’in meza-
rını bulmak istemektedir. Bir gün Şehzadebaşı’nda gezinirken Periveş’e çok
benzeyen bir kadınla karşılaşır, onu Periveş’in ablası zanneder. Hatta ondan
kardeşinin (Periveş) mezarının yerini sorar. Bihruz Bey’in ahmaklığını anlayan
kadın, Periveş’in kendisi olduğunu, kardeşinin olmadığını söyler. Utancından
ne yapacağını şaşıran Bihruz Bey, gülünç durumlara düşer, hayalinde büyüt-
tüğü kadının kötü bir sokak kadını olduğunu anlar, yıkılır ve oradan uzaklaşır.

25
BENİM ADIM KIRMIZI
(roman)

Yazarı
Orhan Pamuk

Kişileri: Şeküre, Kara, Hasan, Kelebek, Leylek, Zeytin, Zarif Efendi

ÖZET
Benim Adım Kırmızı, Orhan Pamuk’un yabancı dile en çok çevrilen ve en
sevilen eseridir. Orhan Pamuk’un “en renkli ve en iyimser romanım”, dediği
Benim Adım Kırmızı, 1591 yılında İstanbul’da karlı dokuz kış gününde geç-
mektedir.

Eser Özetleri
Roman, “Ben Ölüyüm”, “Benim Adım Kara”, “Ben Köpek”, “Ben Bir Ağa-
cım”, “Ben Enişteyim”, “Ben Para” gibi bölüm adlarıyla kişilerin olduğu kadar
olay ve nesnelerin de kişileştirilmesi esasına dayalı bir anlatım tekniğiyle dik-
kat çeker. Şeküre, dört yıldır savaştan dönmeyen kocasının yerine kendine
yeni bir koca, sevgili aramaya başlar. Şeküre’nin gönlü hem Kara’da hem de
kocasının kardeşi Hasan’dadır. Şeküre’nin babası, Padişahın emriyle gizli bir
kitap yaptırmaktadır. Osmanlı sarayının ünlü nakkaşları Kelebek, Zeytin ve
Leylek’i kitabın nakışlarını yapmak için görevlendirir. Tezhibi de Zarif Efendi
yapmaktadır. Şeküre, o sırada babasının tek tek eve çağırdığı saray nakkaşla-
rını saklandığı yerden seyreder. Eve gelen usta nakkaşlar, babasının denetimi
altında Osmanlı Padişahı’nın gizlice yaptırttığı bir kitap için Frenk etkisi ta-
şıyan tehlikeli resimler yapmaktadırlar. Aralarından biri öldürülür ve romanın
geriye kalan kısmı, katilin bulunmaya çalışılması, nakışta üslup ve imzanın
yeri, Doğu ve Batı’nın anlamı üzerine kahramanların düşünceleri ile örülüdür.

39
DEVLET ANA
(roman)

Yazarı
Kemal Tahir

Kişileri: Devlet Hatun, Ertuğrul Bey, Osman Bey, Orhan Bey,


Şeyh Edebali, Demircan, Kerim

ÖZET
Romanda, Osmanlı Devleti’nin aşiretlikten devlet olma mertebesine yük-
selmesi destansı bir anlatım ile verilmiştir. Roman dört bölümden oluşmuştur.
Bu bölümler şunlardır: “Kancık Vuruş, Uyandırılan Işık, Dost Çelmesi, Derin
Geçit.” Roman, adını kahramanı Devlet Hatun’dan alır. Devlet Hatun, “Rum
Bacıları”nın başına geçtikten sonra Bacı Bey olmuş, Osmanlıların Derin Geçit’i

Eser Özetleri
aşmalarında olanca gücünü kullanmıştır. Roman, Ertuğrul Bey’in at bakıcı-
sı olan Demircan’ın öldürülmesi ile başlar. Kerim, Demircan’ın kardeşidir ve
Demircan’ın öldürülüşünü görmüş ve şoka girmiştir. Annesi Bacı Bey tepkisiz
görünse de intikam ateşiyle yanıp tutuşmaktadır. Daha sonra, Ertuğrul Bey
ölür ve Osman Bey beyliği üstlenir. Ancak Osman Bey’in amcası Dündar da
bey olmak istemektedir. Bey olma hırsıyla düşmanla iş birliği bile yapar. Öte
yandan, ağabeyi ölen Kerim de Orhan Bey ile Kaptan Çavuş’tan kılıç dersleri
alır ve Kaptan Çavuş’un kızı Aslıhan’a âşık olur. Osman Bey ise Şeyh Ede-
bali’nin kızı Bala Hatun’la evlenir. Bala Hatun, Osman Bey’in ikinci hanımıdır.
Orhan Bey de Nilüfer Hatun’la evlenmeye karar verir.

91
ERGENEKON DESTANI
(roman)

Yazarı
Anonim

Kişileri: İl Han, Sevinç Han, Kıyan, Nüküz

ÖZET
Türk iline, Oğuz Han soyundan İl Han hükümdar olur. Tatarların hüküm-
darı ise Sevinç Han’dır. Aralarında savaş başlar. İl Han bütün savaşlarda galip
gelmektedir. Sevinç Han, bütün han ve beyleri toplar, aralarında anlaşırlar
ve bir hile yaparlar. Bu sefer savaş başladığında Sevinç Han ve askerler geri
çekilir. İl Han ve ordusu ise güçsüzlükten kaçtıklarını zannederek onları takip
ederler. Sonunda Tatarlar tekrar geri dönüp savaşırlar ve bu kez de Türkler

Eser Özetleri
yenilir. Türkleri kılıçtan geçirirler. İl Han’ın oğulları ölür ancak küçük oğlu Kıyan
ve İl Han’ın kardeşinin oğullarından Nüküz kurtulmuş ve esir düşmüştür. Kıyan
ve Nüküz eşleriyle birlikte savaştan on gün sonra kaçıp kurtulurlar. Düşmanın
kendilerini bulamayacağı bir yere gitmeye karar verirler. Yabani koyunların yü-
rüyüp tırmandığı bir yolu takip ederek dağda dar bir geçide gelirler. Bu geçidi
geçip içinde bitkilerin, akarsuların, meyve ağaçlarının olduğu bir yere gelirler
ve Tanrı’ya şükrederler. Oraya “Ergenekon” adını verirler. “Ergene”, “dağ ke-
meri”; “kon” ise “dik” demektir. Burada Kıyan ve Nüküz’ün oğulları çoğalır.
Dört yüz yıl sonra o kadar çoğalırlar ki artık oraya sığmazlar. Bir araya gelip
Ergenekon’un dışında bir ülke olduğunu, atalarının bir zamanlar orada ya-
şadığını, savaştan dolayı buraya geldiklerini konuşurlar. Artık güçlendiklerini,
buraya sığmadıklarını ve buradan çıkmak gerektiğini konuşurlar ancak buraya
hangi geçitten geldiklerini bulamazlar. Çıkacakları bir geçit bulamayınca bir
demirci, dağın bir kısmının demirden oluştuğunu ve orayı eriterek yol aça-
bileceklerini söyler. Herkese odun ve kömür vergisi salarlar ve ateş yakarak
demirden dağı eritirler. Bir yüklü devenin geçebileceği kadar bir yol açılır. İl
Han’ın soyundan gelenler, dört yüz yıl sonra güçlenmiş olarak eski yurtlarına
döner ve atalarının öcünü alırlar. Ergenekon’dan çıkış günü “nevruz”dur (21
Mart’ta bahar bayramı olarak kutlanmaktadır.). Ergenekon Destanı, 13. yüzyıl
Moğol tarihçisi Reşidüddin tarafından yazıya geçirilmiştir.

103
FATİH-HARBİYE
(roman)

Yazarı
Peyami Safa

Kişileri: Neriman, Şinasi, Faiz Bey, Macit, Fahriye

ÖZET
Fatih-Harbiye romanı Peyami Safa’nın küçük hacimli ancak önemli ro-
manlarından biridir. Romanın başkahramanlarından Neriman, o zamanlar
adı Darü’l-Elhan olan konservatuvarın Doğu müziği bölümüne gitmektedir.
Kendisi ile aynı mahallede oturan ve çocukluktan beri tanıdığı Şinasi de bu
konservatuvarda okumaktadır. Birbirlerini seven gençler İstanbul’un muhafa-
zakâr ve dindar insanlarının yaşadığı Fatih semtinde oturmaktadır.

Eser Özetleri
Neriman’ın babası Faiz Bey de gençlerin birbirlerine olan sevgisinden
haberdardır ve bu ilişkiyi onaylamaktadır. Neriman, okuldan tanıdığı zengin,
bakımlı ve yakışıklı Macit vesilesiyle İstanbul’un diğer bir yüzü olan Beyoğ-
lu’nu ve Harbiye semtini tanır. Buralar, Batı hayranı, aldatıcı, gösterişli hayat
süren insanların yaşadığı yerlerdir. Neriman bu hayatın cazibesine kapılır. An-
cak babası da Şinasi de ondaki bu değişimden rahatsızdırlar.
Neriman bir gün Macit’in davetiyle bir baloya katılmak ister. Fakat bu-
na babası da Şinasi de şiddetle karşıdır. Babası kızının aşırı istekli olmasına
dayanamaz ve istemeye istemeye de olsa Şinasi ile katılması şartıyla baloya
gitmesine izin verir. Ancak Neriman, baloya kadar geçen süre içinde yaşadık-
ları, duydukları ile kendisini ve hayatını sorgular. Bu sorgulama sonunda bir iç
muhasebe ile bu baloya katılmaktan vazgeçer. Yaşadığı semtin güzelliklerini
ve sahip olduğu değerlerin önemini fark eder. O zamana kadar gergin ve hu-
zursuz bir ruh durumu içinde bulunan Şinasi ve Faiz Bey, yeniden sakin ve
huzurlu hayatlarına kavuşur.
Roman edebiyatımızda Doğu-Batı kültür çatışmasını İstanbul’un bu kül-
türleri temsil eden iki semti olan Fatih-Harbiye ile somutlayarak verir. Yazar
Fatih’e yerli, millî ve İslamî bir kimlik yüklerken Harbiye’ye yozlaşmış, kendi
değerlerinden uzaklaşmış Batı hayranı insanları temsil görevini yükler.

109
SİNEKLİ BAKKAL
(roman)

Yazarı
Halide Edip Adıvar

Kişileri: Emine, Kız Tevfik, Rabia, Selim Paşa, Sabiha Hanım, Vehbi
Efendi, Hilmi, Peregrini

ÖZET
Olaylar, II. Abdülhamit Dönemi’nde İstanbul’da Aksaray semtinin Sinek-
li Bakkal Mahallesi’nde geçer. Bir imam kızı olan Emine, mahallede bakkallık
yapan Karagözcü ve orta oyunu sanatçısı Tevfik’le babasının rızası olmadan
evlenir. Tevfik, orta oyunlarında “zenne” rolü üstlendiği için adı Kız Tevfik’e çık-
mıştır. Babasının katı eğitiminden geçen Emine, Tevfik’le geçinemez ve tekrar
baba evine döner. Tevfik, İstanbul’da ünlü bir sanatçı olur. Bir oyunda eski e-
şi Emine’nin taklidini yaptığı için İstanbul’dan sürülür. Emine’nin Tevfik’ten bir
kızı olmuştur. Kızın adını Rabia koyarlar. İmam, Rabia’yı da kendi terbiyesi i-
le yetiştirir. Rabia’yı küçük yaşta hafız yapar. Rabia, II. Abdülhamit’in Zaptiye
Nazırı Selim Paşa ile eşi Sabiha Hanım tarafından korunmaktadır. Rabia’nın,
dinleyen herkesi etkileyen, harika bir sesi vardır. Selim Paşa’nın konağına gidip
gelen Mevlevi şeyhi Vehbi Efendi, Rabia’ya alaturka musiki dersleri vermeye
başlar. Paşa’nın oğlu Hilmi’ye ders vermek için konağa gelen İtalyan piyanist
Peregrini, Rabia’nın sesini duyar duymaz ona hayran olur. Sürgünden dönen
Tevfik, Sinekli Bakkal Mahallesi’nde eski bakkalını yeniden açar. Rabia, dede-
sinin yanından ayrılarak babası ile yaşamaya başlar. Bu yıllarda Genç Türkler,
Abdülhamit’in baskılarını kaldırmak için gizli gizli çalışmalar yapmaktadırlar.
Tevfik, Selim Paşa’nın oğlu Hilmi’nin isteğiyle kadın kılığına girerek Genç Türk-
lerin yayın organlarını Fransız postanesinden alacaktır. Tevfik, gazeteleri alırken
yakalanmış ve sürgüne gönderilmiştir. Yapayalnız kalan Rabia, babasının bak-
kalını işletmeye devam eder. Rabia’yı sevmeye başlayan Peregrini, annesinden
kalan mirası da alıp İstanbul’a yerleşir ve Müslüman olur. Bu yıllarda Rabia’nın
dedesi de ölür. Peregrini ve Rabia evlenir. II. Meşrutiyet’in ilanından sonra Tev-
fik, yeniden mahalleye döner. Bu sırada Rabia’nın bir çocuğu olmuştur. Sinekli
Bakkal Mahallesi’nde yine eski mutlu hayat başlar.

222
BATILILAŞMA SORUNUNU BELİRLİ TİPLER ÇEVRESİNDE
ELE ALAN ESERLER
(Mirasyedi, Alafranga Züppe Roman Kahramanları)

Araba Sevdası, Bihruz Bey, Recaizade Mahmut Ekrem


Aşk-ı Memnu, Behlül, Halit Ziya Uşaklıgil
Aşk-ı Memnu, Bihter, Halit Ziya Uşaklıgil
Bir Sürgün, Doktor Hikmet, Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Cevdet Bey ve Oğulları, Ömer, Orhan Pamuk
Efruz Bey, Efruz Bey, Ömer Seyfettin
Fatih-Harbiye, Macit, Peyami Safa
Fatih-Harbiye, Neriman, Peyami Safa
Felatun Bey ile Rakım Efendi, Felatun Bey, Ahmet Mithat Efendi
Jön Türk, Ceylan, Ahmet Mithat Efendi
Kiralık Konak, Cemil, Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Kiralık Konak, Faik, Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Kiralık Konak, Seniha, Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Kiralık Konak, Servet Bey, Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Mahşer, Alaaddin Bey, Peyami Safa
Mahşer, Mahir Bey, Peyami Safa
Mahşer, Muazzez, Peyami Safa
Mürebbiye, Dehri Efendi, Hüseyin Rahmi Gürpınar
Panorama, Nedim, Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Panorama, Semra, Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Panorama, Sevim, Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Paris’te Bir Türk, Senaî, Ahmet Mithat Efendi
Sodom ve Gomore, Leyla, Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Sodom ve Gomore, Sami Bey, Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Sözde Kızlar, Behiç, Peyami Safa
Şık, Şatırzade Şöhret Bey, Hüseyin Rahmi Gürpınar
Şıpsevdi, Meftun, Hüseyin Rahmi Gürpınar
Yaprak Dökümü, Leyla, Reşat Nuri Güntekin
Yaprak Dökümü, Necla, Reşat Nuri Güntekin

292
TÜRK EDEBİYATINDA SANATÇILARIN
UNVANLARI / LAKAPLARI / TAKMA ADLARI /
ÇOK BİLİNEN ÖZELLİKLERİ

Ağıtlar Şairi: Recaizade Mahmut Ekrem


Ağustos Böceği: Reşat Nuri Güntekin
Aka Gündüz: Enis Avni
Ali Kaptanoğlu: Attilâ İlhan
Ali Karasu: A. Kadir (İbrahim Abdülkadir Meriçboyu)
Anadolu Şairi: Ömer Bedrettin Uşaklı
Ankaralı Âşık Ömer: Behçet Kemal Çağlar
Avnî: Fatih Sultan Mehmet
Bayrak Şairi: Arif Nihat Asya
Bozkırın Tezenesi: Neşet Ertaş
Cemalettin Mahir: Kemal Tahir
Çamdeviren: Faruk Nafiz Çamlıbel
Çimdik: Yusuf Ziya Ortaç
Deli Ozan: Faruk Nafiz Çamlıbel
Destan Şairi: Fazıl Hüsnü Dağlarca
Evler Şairi: Behçet Necatigil
Fantastik Gerçekçi: Nazlı Eray, Onat Kutlar, Latife Tekin
Filozof Rıza: Rıza Tevfik Bölükbaşı
Gurbet Şairi: Kemalettin Kamu
Hacı Kalfa: Kâtip Çelebi
Haldun Yağcıoğlu: Haldun Taner
Halide Salih: Halide Edip Adıvar
Halikarnas Balıkçısı: Cevat Şakir Kabaağaçlı
Han Duvarları Şairi: Faruk Nafiz Çamlıbel
Hiciv Üstadı: Nef’î
Hürriyet Şairi: Namık Kemal
Izdırap Şairi: Fuzûlî
İstanbul Öykücüsü: Sait Faik Abasıyanık
İstanbul Şairi: Yahya Kemal Beyatlı
İstemenoğlu: Memduh Şevket Esendal
Kaldırımlar Şairi: Necip Fazıl Kısakürek
Kemal Tahir: İsmail Kemalettin Demir
Kirpi: Refik Halit Karay
Lale Devri Şairi: Nedim

304
ALFABETİK KAHRAMAN-ESER-YAZAR EŞLEŞTİRMESİ

A
Abbas, Yılanı Öldürseler (roman), Yaşar Kemal
Abdi Ağa, İnce Memed (roman), Yaşar Kemal
Abdullah Çavuş, Vatan yahut Silistre (tiyatro), Namık Kemal
Abdülkerim Bey, Kurt Kanunu (roman), Kemal Tahir
Abdülkerim, Ayaşlı ve Kiracıları (roman), Memduh Şevket Esendal
Achilles, İlyada (destan), Homeros
Adam, Ölü Erkek Kuşlar (roman), İnci Aral
Adem Dayı, Ötelerin Çocuğu (roman), Halikarnas Balıkçısı
Adil Efendi, Orta Direk (roman), Yaşar Kemal
Adil Giray, Cezmi (roman), Namık Kemal
Adilbay, Gün Olur Asra Bedel (roman), Cengiz Aytmatov
Adnan Bey, Aşk-ı Memnu (roman), Halit Ziya Uşaklıgil
Adnan Paşa, Bir Kadın Düşmanı (roman), Reşat Nuri Güntekin
Adnan, Korsan Çıkmazı (roman), Nezihe Meriç
Adnan, Üç İstanbul (roman), Mithat Cemal Kuntay
Aeneas, İlyada (destan), Homeros
Âgâh Bey (Şeftali Bahçeleri’nde, Memleket Hikâyeleri (hikâye), Refik Halit Karay
Agamemnon, İlyada (destan), Homeros
Agamemnon, İlyada (destan), Homeros
Ahmet Bey, Efruz Bey (roman), Ömer Seyfettin
Ahmet Bey, İstanbul’un Bir (İç) Yüzü (roman), Refik Halit Karay
Ahmet Celâl, Yaban (roman), Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Ahmet Cemil, Mai ve Siyah (roman), Halit Ziya Uşaklıgil
Ahmet Efendi, Anayurt Oteli (roman), Yusuf Atılgan
Ahmet Kaptan, 72. Koğuş (hikâye), Orhan Kemal
Ahmet Kerim, Hüküm Gecesi (roman), Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Ahmet Samim, Hüküm Gecesi (roman), Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Ahmet Vefikpaşa, Sersem Kocanın Kurnaz Karısı (tiyatro), Haldun Taner
Ahmet Ziya, Dersaadet’te Sabah Ezanları (roman), Attilâ İlhan
Ahmet, Ağrı Dağı Efsanesi (roman), Yaşar Kemal
Ahmet, Biz İnsanlar (roman), Peyami Safa
Ahmet, Canavar (tiyatro), Faruk Nafiz Çamlıbel
Ahmet, Her Gece Bodrum (roman), Selim İleri

310

You might also like