You are on page 1of 185

T.C.

KALKINMA BAKANLIĞI

TARIMDA LİSANSLI DEPOCULUK SİSTEMİ: HUBUBAT PİYASASI ÖRNEĞİ


Uzmanlık Tezi
Mustafa KAYA
www.kalkinma.gov.tr

T.C.
KALKINMA BAKANLIĞI
YÖNETİM HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
BİLGİ VE BELGE YÖNETİMİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI TARIMDA LİSANSLI DEPOCULUK SİSTEMİ:
Kasım 2017
Necatibey Cad. No: 110/A 06100 Yücetepe - ANKARA
Tel: +90 (312) 294 50 00 Faks: +90 (312) 294 69 77
HUBUBAT PİYASASI ÖRNEĞİ
ISBN NO: 978-605-9041-97-3
KALKINMA BAKANLIĞI YAYINLARI BEDELSİZDİR, SATILAMAZ. YILLIK PROGRAMLAR VE KONJONKTÜR DEĞERLENDİRME
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Kasım 2017
T.C.
KALKINMA BAKANLIĞI
Yayın No: 2971

TARIMDA LİSANSLI DEPOCULUK SİSTEMİ:


HUBUBAT PİYASASI ÖRNEĞİ

Uzmanlık Tezi

Mustafa KAYA

YILLIK PROGRAMLAR VE KONJONKTÜR DEĞERLENDİRME


GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Kasım 2017
ISBN 978-605-9041-97-3

Bu çalışma Kalkınma Bakanlığının görüşlerini yansıtmaz. Sorumluluğu yazara aittir.


Yayın ve referans olarak kullanılması Kalkınma Bakanlığının iznini gerektirmez.

Bu tez Hayri MARAŞLIOĞLU başkanlığında, Şevki EMİNKAHYAGİL, Abdüllatif TUNA, Recep ÇAKAL
ve Deniz AKKAHVE’den oluşan Planlama Uzmanlığı Yeterlik Sınav Kurulu tarafından 16 Haziran
2017 tarihinde değerlendirilmiştir.
Bu yayın 500 adet basılmıştır.
ÖZET

Planlama Uzmanlığı Tezi

TARIMDA LİSANSLI DEPOCULUK SİSTEMİ: HUBUBAT PİYASASI


ÖRNEĞİ

Mustafa KAYA

Türkiye’de tarımsal ürünlerde fiyat istikrarını sağlamak ve çiftçi refahını


artırmak amacıyla lisanslı depoculuk sisteminin uygulanması hedeflenmiştir. Bu
doğrultuda 2005 yılında 5300 sayılı Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu ve
sonrasında alt mevzuatı hazırlanıp yürürlüğe konmuştur. Ancak söz konusu kanuni
düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten bu yana 10 yıl geçmesine rağmen ülkemizde
lisanslı depoculuk sisteminin gelişimi henüz sağlanamamıştır.
Bu çalışmanın amacı, çiftçi refahının piyasa düzeni içerisinde artırılmasını
hedeflemesi açısından oldukça önemli bir politika aracı olan lisanslı depoculuk
sisteminin ülkemizde gelişmesini sağlamaktır. Bu amaçla; farklı bölgeler ve üretim
hacmindeki üreticilere yapılan anket sonuçlarından da faydalanılarak Türkiye’de
lisanslı depoculuk sisteminin işleyişinde yaşanan sorunların analizi sonrasında
politika önerileri sunulmuştur.
Çalışmanın hazırlanmasında; literatür taraması, ülke örneklerinin
incelenmesi, mevzuat ve mevcut durum analizi, anket uygulaması ve değerlendirmesi
ile sayısal analiz yöntemleri kullanılmıştır.
Çalışmada lisanslı depoculuğun gelişmesi için kurgulanan sistemde sonuç
olarak; asgari fiyatın belirlenmesi yoluyla fiyat garantisi, avans ödemesi, istisnai
hallerde olmak üzere ürün senedi alım satımı politikaları ve tüm bu politikaların
uygulayıcısı olarak Toprak Mahsulleri Ofisinin (TMO) yeniden yapılandırılması
önerilmiştir. Ayrıca bu politika önerilerinin gerek çiftçi refahına gerekse kamu
maliyesine olası etkileri mukayeseli bir yöntemle değerlendirilmiştir.

Anahtar kelimeler: Tarım, lisanslı depoculuk sistemi, Toprak Mahsulleri Ofisi,


ürün senedi, avans ödemesi, fiyat istikrarı, fiyat garantisi, çiftçi refahı, ürün ihtisas
borsası.

i
ABSTRACT

Planning Expertise Thesis

WAREHOUSING SYSTEM IN AGRICULTURAL: GRAIN MARKET CASE

Mustafa KAYA

The implementation of licensed warehousing system was aimed to ensure the


stability of agricultural product prices and to improve the welfare of farmers in
Turkey. Accordingly, in 2005, Law No. 5300 on Agricultural Products Licensed
Warehouse and then subordinate legislation were prepared and implemented. The
licensed warehousing system in Turkey has not improved yet, although a decade has
passed since legal regulations were enacted.
Aim of this study is to ensure the improvement of licensed warehousing
system in Turkey which is quite an important policy tool in terms of increasing
farmers’ welfare in market mechanism. For this purpose, policy recommendations
were suggested after the analysis of the problems experienced in the operation of
licensed warehousing system in Turkey with help of the results from the surveys
conducted among the producers from various regions that have various production
scales.
During the study; literature survey was conducted, country experiences were
examined comparatively, legislation and current outlook were analysed, a survey
was implemented and evaluated, finally quantitative analysis methods were used.
In the study; within the system designed to improve licensed warehousing
introduction of a price guarantee system through a pre-determined minimum price,
advance payments, policies for warehouse trading receipts in exceptional cases and
restructuring of Turkish Grain Board as the operator of all these policies system are
suggested. Moreover, the potential impacts of these policy proposals on both
farmers’ welfare and public finance were evaluated comparatively.

Key words: Agriculture, licensed warehousing system, Turkish Grain Board,


product receipt, advance payment, price stability, price guarantee, farmer welfare,
specialized product exchange.

ii

ii
İÇİNDEKİLER

Sayfa No

ÖZET ................................................................................................................................. i
ABSTRACT...................................................................................................................... ii
İÇİNDEKİLER ................................................................................................................ iii
TABLOLAR .................................................................................................................... vi
ŞEKİLLER...................................................................................................................... vii
GRAFİKLER .................................................................................................................. vii
KISALTMALAR ........................................................................................................... viii
GİRİŞ ................................................................................................................................ 1
1. TARIMDA LİSANSLI DEPOCULUK SİSTEMİ ...................................................... 4
1.1. Lisanslı Depoculuk Sisteminin Tanımı ve İşleyişi ............................................... 4
1.2. Lisanslı Depoculuk Sisteminin Temel Bileşenleri ................................................ 6
1.3. Lisanslı Depoculuk Sisteminin Faydaları ........................................................... 10
1.3.1. Piyasa düzenine yönelik faydaları ............................................................. 10
1.3.1.1. Fiyat istikrarının artması .................................................................. 10
1.3.1.2. Tarımsal ürün ticaretinde kayıtlılığın artması .................................. 12
1.3.1.3. Kamu müdahalesine gereksinimin azalması .................................... 13
1.3.1.4. Vergi mükelleflerinin yükünün azalması ......................................... 14
1.3.1.5. Ürün ihtisas borsalarının kurulmasına destek .................................. 17
1.3.2. Üreticiye yönelik faydaları ....................................................................... 19
1.3.2.1. Finansman imkânının artması .......................................................... 19
1.3.2.2. Gelir artışı......................................................................................... 19
1.3.3. Sanayici ve tüccarlara yönelik faydaları ................................................... 20
1.3.4. Lisanslı depoculuk sisteminin diğer faydaları .......................................... 21
1.4. Lisanslı Depoculuk Sisteminin Dezavantajları ................................................... 22
2. LİSANSLI DEPOCULUK SİSTEMİNE İLİŞKİN ÜLKE ÖRNEKLERİ ................ 24
2.1. ABD’de Lisanslı Depoculuk Sistemi .................................................................. 24
2.2. Avrupa’da Lisanslı Depoculuk Sistemi .............................................................. 32
2.2.1. Bulgaristan ................................................................................................ 32
2.2.2. Slovakya ................................................................................................... 34
2.2.3. Macaristan................................................................................................. 35

iii

iii
2.2.4. Polonya .................................................................................................... 36
2.3. Kazakistan’da Lisanslı Depoculuk Sistemi ........................................................ 37
2.4. Rusya Federasyonu’nda Lisanslı Depoculuk Sistemi ......................................... 37
2.5. Kanada’da Lisanslı Depoculuk Sistemi .............................................................. 40
2.6. Güney Afrika Cumhuriyeti’nde Lisanslı Depoculuk Sistemi ............................. 41
2.7. Bölüm Değerlendirmesi ...................................................................................... 43
3. TÜRKİYE’DE BUĞDAY PİYASASI VE TMO ...................................................... 45
3.1. Türkiye’de Buğday Piyasasının İşleyişi .............................................................. 45
3.1.1. Buğday üretim, tüketim ve dış ticareti ...................................................... 45
3.1.2. Buğday piyasasında verim, maliyet, fiyat ve destekleme ......................... 47
3.2. TMO’nun Piyasadaki Rolü ................................................................................. 59
3.2.1. TMO’nun faaliyetleri ................................................................................ 59
3.2.2. TMO’nun ürün alım politikası .................................................................. 60
3.2.3. TMO’nun mali yapısı ve görev zararı uygulaması ................................... 65
4. TÜRKİYE’DE LİSANSLI DEPOCULUK SİSTEMİNİN MEVCUT DURUMU ... 70
4.1. Sistemin İşleyişi ve Mevzuat .............................................................................. 70
4.1.1. Lisanslı depo işletmelerinin kuruluş ve faaliyet izni koşulları ................. 70
4.1.2. Faaliyet izni sonrası işleyiş ....................................................................... 72
4.1.3. Tazmin fonu .............................................................................................. 74
4.1.4. Ürün ihtisas borsası ve elektronik ürün senedi ......................................... 76
4.2. Mevzuatta Öngörülen Teşvikler .......................................................................... 83
4.3. Depolama Sonrası Olası Çiftçi Kazanç Durumu ................................................ 87
4.4. Lisanslı Depoculukta Yaşanan Sorunlar ............................................................. 95
4.4.1. Lisanslı depo kapasitesinin yetersizliği .................................................... 95
4.4.2. Anket çalışması sonucunda belirlenen sorunlar........................................ 96
4.4.3. Finansman ihtiyacı, fiyat riski ve düşük üretim ölçeği ............................. 98
4.4.4. TMO-TOBB-LİDAŞ şirketinin faaliyet sonuçlarının incelenmesinden elde
edilen sorunlar ......................................................................................... 100
4.4.5. Diğer sorunlar ........................................................................................ 104
5. TÜRKİYE’DE LİSANSLI DEPOCULUK SİSTEMİNİN GELİŞMESİNE
YÖNELİK POLİTİKA ÖNERİLERİ VE MUHTEMEL SONUÇLARI................. 105
5.1. Sistemin Gelişmesine Yönelik Politika Önerileri ............................................. 105
5.1.1. Avans ödemesi ........................................................................................ 105
5.1.2. Fiyat garantisi ve ürün senedi alım satımı politikaları ............................ 113

iv

iv
5.1.3. TMO’nun yeniden yapılandırılması ....................................................... 118
5.2. Sistemi Destekleyecek Diğer Öneriler .............................................................. 123
5.3. Politika Önerilerinin Muhtemel Sonuçları ........................................................ 124
5.3.1. Hububat piyasası üzerindeki sonuçları ................................................... 124
5.3.1.1. Fiyat istikrarına etkisi ....................................................................... 124
5.3.1.2. Gelir paylaşımına etkisi.................................................................... 126
5.3.2. TMO üzerindeki sonuçları ...................................................................... 127
5.3.2.1. Maliyet azalışı .................................................................................. 128
5.3.2.2. Sistemin getireceği ilave maliyetler ................................................. 128
5.3.2.3. Sistemin sağlayacağı ilave gelir ....................................................... 131
5.3.3. Kamu maliyesi açısından sonuçları ....................................................... 133
5.3.3.1. Mevcut teşviklerin etkisi .................................................................. 133
5.3.3.2. Politika önerileri ve toplam etki ....................................................... 134
5.3.3.3. Duyarlılık analizi .............................................................................. 135
SONUÇ VE DEĞERLENDİRME................................................................................ 138
EKLER.......................................................................................................................... 146
KAYNAKLAR ............................................................................................................. 162
DİZİN............................................................................................................................ 170

v
TABLOLAR

Sayfa No

Tablo 2.1. Kredi Kazancı ve Kredi Açığı Ödemesi Örneği ....................................... 31


Tablo 3.1. Buğday Ürün Denge Tablosu ................................................................... 46
Tablo 3.2. Dünya ve Başlıca Üretici Ülkelerde Buğday Verimi................................ 48
Tablo 3.3. Türkiye’de 2007-2014 Döneminde Girdi Fiyatları ve Artış Oranları....... 49
Tablo 3.4. Ürün ve Girdi Fiyatlarının Enflasyonla Karşılaştırılması ......................... 50
Tablo 3.5. Buğday Girdi Pariteleri ............................................................................. 53
Tablo 3.6. 2011-2015 Dönemi TMO’nun Buğday Stok, Alım ve Satış Bilgileri ...... 63
Tablo 3.7. 2003-2015 Dönemi Karşılaştırmalı Buğday Verileri................................ 64
Tablo 3.8. 2010-2014 Dönemi TMO’nun Kârlılık Durumu ...................................... 65
Tablo 4.1. 2010-2015 Dönemi Faiz Maliyeti Dâhil Kazanç Tutarı ve Değişim Oranı
................................................................................................................. 90
Tablo 4.2. 2010-2015 Dönemi Faiz Maliyeti Hariç Kazanç Tutarı ve Değişim Oranı
................................................................................................................. 91
Tablo 4.3. Mevcut Teşviklerin Sağladığı Avantajlar ve Depolama Maliyetleri ........ 93
Tablo 4.4. 2012-2015 Dönemi TMO-TOBB LİDAŞ Faaliyet Sonuçları ................ 101
Tablo 5.1. Avans Politikasının Üretici Kârlılığı Üzerindeki Etkisi ......................... 111
Tablo 5.2. Fiyat Garantisi Politikasının Üretici Kârlılığı Üzerindeki Etkisi (TR2 Batı
Marmara Bölgesi) .................................................................................. 116
Tablo 5.3. Fiyat Garantisi Politikasının Üretici Kârlılığı Üzerindeki Etkisi (TR7 Orta
Anadolu Bölgesi) ................................................................................... 117
Tablo 5.4. Avans ve Fiyat Garantisi Politika Maliyetleri ........................................ 130
Tablo 5.5. Lisanslı Depoların Kapasite Kullanım Oranı Simülasyonu .................... 132
Tablo 5.6. TMO-TOBB LİDAŞ Kâr Öngörüsü ....................................................... 132
Tablo 5.7. Mevcut Teşviklerin Kamu Maliyesine Muhtemel Etkileri ..................... 134
Tablo 5.8. Lisanslı Depoculuk Sisteminin Kamu Maliyesine Toplam Etkisi .......... 135
Tablo 5.9. Hesaplamada Kullanılan Değişkenlerin Duyarlılık Analizi ................... 136

vi

vi
ŞEKİLLER
Sayfa No

Şekil 1.1. Çok Kısa Dönemde Tarımsal Ürün Arz Eğrileri ....................................... 11
Şekil 4.1. Lisanslı Depoculuk Sisteminin İşleyiş Şeması .......................................... 81

GRAFİKLER

Grafik 3.1. Türkiye Buğday İthalatı ile Buğday ve Buğday Karşılığı Mamul Madde
İhracatı Karşılaştırması ............................................................................ 47
Grafik 3.2. Dünya ve Türkiye Gübre Fiyat Karşılaştırması ....................................... 51
Grafik 3.3. AB, ABD ve Türkiye Mazot Fiyatları Karşılaştırması ............................ 52
Grafik 3.4. Dünya ve Türkiye Buğday Fiyatları Karşılaştırması ............................... 52
Grafik 5.1. Anket Sonuçlarına Göre Hasat Dönemi Finansman İhtiyacı ve Depolanan
Ürünün Üretim Miktarı İçerisindeki Payı .............................................. 105
Grafik 5.2. Polatlı Ticaret Borsası Anadolu Kırmızı Sert Buğday Fiyat
Dalgalanmaları ....................................................................................... 125

vii

vii
KISALTMALAR

AB : Avrupa Birliği
AB (28) : Avrupa Birliğini Oluşturan 28 Ülke
ABD : Amerika Birleşik Devletleri
a.g.e : Adı geçen eser
ARC : Tarımsal Risklerden Koruma (Agriculture Risk Coverage)
ark. : Arkadaşları
AKS Buğdayı : Anadolu Kırmızı Sert Ekmeklik Buğday
CCC : Amerika Birleşik Devletleri Ürün Kredi Kurumu (United
States Commodity Credit Corporation)
CBOT : Chicago Ticaret Borsası (Chicago Board of Trade)
ÇEF : Çiftçinin Eline Geçen Fiyat
ÇKS : Çiftçi Kayıt Sistemi
DİBS : Hazine Devlet İç Borçlanma Senetleri
DİR : Dâhilde İşleme Rejimi
DTÖ : Dünya Ticaret Örgütü
EBRD : Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (European Bank for
Reconstruction and Development )
Elüs : Elektronik Ürün Senedi
MKK : Merkezi Kayıt Kuruluşu
FAO : Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (Food and
Agriculture Organization of the United Nations)
Fon : Lisanslı Depoculuk Tazmin Fonu
GSYİH : Gayri Safi Yurt İçi Hasıla
GTB : Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
GTHB : Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı
haz. : Hazırlayan
İİBS : İstatistikî Bölge Birimleri Sınıflandırması
İDT : İktisadi Devlet Teşekkülü
KDV : Katma Değer Vergisi
KHK : Kanun Hükmünde Kararname
OECD : Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (Organisation for
Economic Co-operation and Development)
PLC : Fiyat Düşüşlerinden Koruma (Price Loss Coverage)

viii

viii
SAFEX : Güney Afrika Vadeli İşlemler Borsası (The South African
Futures Exchange)
SFMR : Slovakya - Piyasa Regülasyonu için Devlet Fonu (Slovakia -
State Fund for Market Regulation)
Takasbank : Takasbank İstanbul Takas ve Saklama A.Ş.
TMO : Toprak Mahsulleri Ofisi
TMO-TOBB LİDAŞ : TMO-TOBB Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk San. ve Tic.
A.Ş.
TOBB : Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği
TÜFE : Tüketici Fiyat Endeksi
TÜİK : Türkiye İstatistik Kurumu
TZOB : Türkiye Ziraat Odaları Birliği
USAID : ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (United States Agency
for International Development)
USDA : Amerika Birleşik Devletleri Tarım Bakanlığı (United States
Department of Agriculture)
Yİ-ÜFE : Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi
vb. : ve benzeri
YPK :Yüksek Planlama Kurulu

ix

ix
GİRİŞ

Tarımsal ürünler temel besin maddeleri olmalarının yanında ekonomiye


yaptıkları katkılar açısından da önem arz etmektedir. Bu öneme binaen tarımsal
üretimi gerçekleştiren ve esas itibarıyla katma değerin ana kaynağını oluşturan
çiftçilerin refah düzeylerinin artırılması üretimin sürdürülebilirliği açısından
kaçınılmaz bir husus olarak ortaya çıkmaktadır.

Hububat piyasasında hasat dönemlerinde artan arza bağlı olarak gerçekleşen


ürün fiyat düşüşleri, ürün depolama imkânı bulunmayan ve finansman ihtiyacı
içerisinde olan üreticileri olumsuz etkilemektedir. Hükümetler bu durumun üreticiler
üzerindeki olumsuz etkilerini gidermek amacıyla hasat dönemlerinde müdahale alım
politikalarıyla üreticileri aşırı fiyat düşüşlerine karşı korumaktadır. Ancak bu koruma
bütçe kısıtları dâhilinde gerçekleştirilmekte olup piyasaya doğrudan müdahaleyi
gerektirmekte ve müdahale alımları sonucunda oluşan görev zararı ödemeleri kamu
açısından ciddi maliyetlere neden olabilmektedir. Mevcut durumda piyasada düşük
olan arz esnekliğinin artırılması durumunda piyasa bozucu etkiye de sahip olan
müdahale alım politikalarına gerek kalmayacaktır. Piyasada arz esnekliğinin düşük
olması durumu, üreticilerin hasat dönemlerinde ürün depolama ve finansmana erişim
imkânlarının yetersizliğiyle ilişkilidir. Yeterli depolama ve finansman imkânı,
üreticilerin arz esnekliğini artırarak hasat sonrası fiyat yükselişlerinden
yararlanılmasını sağlayabilecektir. Üreticinin ürününü hasat döneminde satması,
hasat sonrasındaki fiyat artışlarından üreticiler yerine ürünü depolama imkânı olan
diğer kesimlerin kazançlı çıkmasına neden olmaktadır. Bu durum üretici gelirlerinin
düşük gerçekleşmesinin temel nedenlerinden birini oluşturmaktadır.

Bunun yanı sıra Türkiye’de üretim maliyetlerinin yüksekliği ve düşük


verimlilik nedeniyle çiftçi gelirleri de düşük gerçekleşmektedir. Bu itibarla devlet,
müdahale alımlarının dışında çiftçi refahını artırmak amacıyla tarım sektörünü çeşitli
araçlarla desteklemektedir. Maliyetleri bütçe kısıtları dâhilinde karşılanan müdahale
alımları, mazot, gübre, prim (fark ödemeleri), sertifikalı tohum ve toprak analizi gibi
destekleme araçları bazı önemli etkilere sahip olmakla birlikte sürdürülebilir çiftçi
refahına ve sektörün sorunlarına çözüm bulma konusunda yetersiz kalmaktadır. Bu

1
nedenle çiftçilerin refahını artıracak daha yapısal bir politikaya ihtiyaç
bulunmaktadır.

Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) uzun yıllardır uygulanan ve piyasa


sisteminin etkin bir şekilde işlemesine katkı sunan lisanslı depoculuk sistemi son
yıllarda birçok ülkede yapısal çözümler getirmesi dolayısıyla bir politika seçeneği
olarak uygulanmaya başlamıştır. Lisanslı depoculuk sistemi, tarım ürünleri
ticaretinin serbest piyasa koşullarında borsalarda yapılabildiği bir ortamda, çiftçiye
depolama ve finansman imkânı sunarak hasat dönemlerinde çiftçilerin ürünlerini
düşük fiyatlar yerine hasat sonrası daha yüksek fiyatlardan satarak daha yüksek
kazanç elde etmelerine olanak sağlayan, ürünün kaliteye göre fiyatlandığı piyasa
yapısının oluşmasını tesis etmektedir. Böylece sürdürülebilir çiftçi refahı da piyasa
koşullarında sağlanabilmektedir.

Türkiye’de lisanslı depoculuk faaliyetleri 17 Şubat 2005 tarihinde yürürlüğe


giren 5300 sayılı Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunuyla başlamıştır. Yasanın
yürürlüğe girdiği tarihten itibaren lisanslı depoculuk sisteminin Türkiye’de
yerleşmesi için gelir ve kurumlar vergisi, katma değer vergisi (KDV), damga vergisi
istisnaları; kira desteği ve lisanslı depoculuk yatırımı yapan şirketlere yatırım desteği
olmak üzere çok sayıda teşvik getirilmiştir. Bununla birlikte, gelinen noktada
Türkiye’de lisanslı depoculuğa ilişkin kaydedilen ilerleme istenilen düzeyin çok
altında kalmıştır.

Bu itibarla çalışmada temel olarak; lisanslı depoculuğun Türkiye’de


gelişmesini engelleyen sorunlar irdelenmiş ve buradan hareketle söz konusu
sorunların giderilmesine yönelik politika önerileri sunulmak suretiyle lisanslı
depoculuğun Türkiye’de etkin bir şekilde işleyebilmesi için yeni ve kapsamlı bir
sistem önerisi getirilmiştir.

Çalışma kapsamında literatür taraması, lisanslı depoculuk sistemine dair ülke


örneklerinin incelenmesi, ülkemizde uygulanan mevzuat ve mevcut sistemin
değerlendirilmesi yapılmış; hububat piyasasında önemli bir paya sahip olan buğdaya
ilişkin uygulanan politikalar ve önemli göstergeler karşılaştırmalı bir yaklaşımla ele
alınmış, üretici gözüyle sorun ve ihtiyaçların yanı sıra piyasadaki üretici

2
davranışlarının arkasındaki etkenlerin de tespit edilmesine katkı sağlayacağından
hareketle, farklı bölge ve üretim hacmindeki 593 buğday üreticisine uygulanan bir
anket çalışması yapılmış ve sonuçları analiz edilerek gerekli katkı elde edilmiştir.

Çalışmanın birinci bölümünde lisanslı depoculuk sistemi ve sistemin işleyişi,


bileşenleri, piyasa düzeni ile üretici ve diğer kesimlere getireceği kazançlar teorik bir
çerçevede ele alınmıştır.

Çalışmanın ikinci bölümünde başta ABD olmak üzere, Avrupa Birliği’nde


(AB) lisanslı depoculuğun uygulandığı Bulgaristan, Slovakya, Macaristan, Polonya
ile Kazakistan, Rusya Federasyonu, Kanada ve Güney Afrika Cumhuriyeti’ndeki
lisanslı depoculuk uygulamaları incelenmiştir.

Çalışmanın üçüncü bölümünde Türkiye’de hububat üretiminde önemli bir


paya sahip olan buğday piyasasının işleyişi ve mevcut yapısı ortaya konulmuş;
buğday piyasasında verim, fiyat, maliyet ve desteklemeye ilişkin detaylı analizler
yapılmıştır. Ayrıca bu bölümde hububat piyasasına ciddi etkileri olan TMO’nun
faaliyetleri, alım politikası, mali yapısı ve görev zararı durumu detaylı bir şekilde
incelenmiştir.

Çalışmanın dördüncü bölümünde, Türkiye’de lisanslı depoculuk sisteminin


işleyişi, mevzuatta öngörülen teşvikler, anket sonuçları ve piyasa yapısı dikkate
alınarak sistemin mevcut durumu ve yaşanan sorunlar ele alınmış; ayrıca mevcut
durumda ürünün depolanması sonucunda oluşması muhtemel kayıp ve kazançlar
çiftçi açısından değerlendirilmiştir.

Çalışmanın beşinci bölümünde ise çalışma kapsamında yapılan analizlerden


yararlanılarak lisanslı depoculuk sisteminin Türkiye’de gelişmesi için kurgulanan
yeni bir sistem temelinde politika önerileri sunulmuştur. Bu bölümde son olarak,
politika önerilerinin uygulanması sonrasında hububat piyasasında oluşması
muhtemel durum, politika önerilerinin etkileri ve kamu maliyesi açısından muhtemel
sonuçlar değerlendirilmiştir.

3
1. TARIMDA LİSANSLI DEPOCULUK SİSTEMİ

Tarım ürünlerinde sürdürülebilir üretim kadar üretilen ürünlerin sağlıklı


koşullarda saklanması da önem arz etmektedir. Üretimin birkaç ayda yoğunlaşması
ve tüketimin bütün bir yıla yayılması ise ürünlerin depolanması ihtiyacını ortaya
çıkarmaktadır. Piyasanın yapısından kaynaklı bu ihtiyaç, tarım ürünlerinin
depolanması için yaygın bir sistem oluşturan, depolanan ürünlerin sınıf ve kalitesini
koruyarak ticaretini kolaylaştıran lisanslı depoculuk sisteminin uygulanmasıyla
giderilebilmektedir. Ürünlerin sınıf ve kalitesinin korunarak muhafaza edilmesi, ürün
ticaretinin bütün bir yıla yayılarak yapılmasını dolayısıyla arzın da zamana
yayılmasını sağlamaktadır.

Depolamaya uygun nitelikteki buğday, arpa, çavdar, mısır, çeltik gibi hububat
ürünleri; nohut, mercimek, fasulye gibi baklagiller; soya, yer fıstığı, ayçiçeği gibi
yağlı tohumlar; pamuk, fındık, zeytin, zeytinyağı, kuru kayısı, bitkisel yağlar, şeker
gibi standardize edilebilen temel ve işlenmiş tarım ürünleri lisanslı depolarda
depolanabilmektedir. Bu yönüyle lisanslı depoculuk sisteminin tarım sektöründe çok
geniş bir uygulama alanı bulunmaktadır.

Bu doğrultuda, tarım ürünleri piyasasına getirdiği çözümler bakımından


modern ve uygulanabilir bir yaklaşım olarak ön plana çıkan lisanslı depoculuk
sistemi aşağıda detaylı bir şekilde anlatılacaktır.

1.1. Lisanslı Depoculuk Sisteminin Tanımı ve İşleyişi

Lisanslı depoculuk sistemi; depolamaya uygun nitelikte ve standardize


edilebilmesi mümkün olan tarım ürünlerinin sınıf ve kalitesinin yetkili sınıflandırıcı
olarak isimlendirilen laboratuvarlarca belirlenmesini, modern altyapıya sahip sağlıklı
ortamlarda depolanmasını, bu ürünlerin ticaretinin ürünün mülkiyetini temsil eden
ürün senetleri vasıtasıyla; uluslararası alanda da faaliyet gösterebilecek nitelikteki
ürün ihtisas borsasında yapılmasını öngören, çiftçilere depolama karşılığında elde
ettikleri senetleri teminat göstererek finansman imkânı getiren, piyasalarda fiyat
istikrarına ve ekonomide kayıt dışılığın azaltılmasına katkı sağlayan bir sistemdir.1

1
GTB. Lisanslı Depoculuk ve Ürün İhtisas Borsacılığı. 15 Haziran 2015.
<http://icticaret.gtb.gov.tr/sikca-sorulan-sorular/lisansli-depoculuk-ve-urun-ihtisas-borsaciligi#1>

4
Lisanslı depoculuk sistemi genel olarak şu şekilde işlemektedir:

Önce üreticiler lisanslı depolara ürünlerini teslim etmektedir. Daha sonra


teslimi yapılan ürünler, lisanslı depoculuk şirketlerinde belirli tartım ve analiz
işlemleri yapıldıktan sonra bu ürünlerin karşılığı olarak üreticilere ürün sahipliğini
temsil eden elektronik veya yazılı bir ürün senedi verilmektedir. Ürünün adını,
miktarını, kalitesini vb. bilgileri içeren bu senetler, ürün borsalarında el
değiştirebilmekte, ciro edilebilmekte ve teminat karşılığı kredilendirme işlemlerinde
kullanılabilmektedir. Üreticiler, ürünlerini lisanslı depolarda muhafaza edebilme
karşılığında belirli bir kira maliyetine katlanmaktadır. Üreticiler aldıkları ürün
senetlerini teminat göstererek ve belirli bir finansman maliyetine katlanarak
bankalardan kredi kullanabilmektedir. Kullandıkları krediyle finansman ihtiyacını
karşılayan üreticiler, fiyatların kendini tatmin ettiği seviyeye gelmesi neticesinde
ürün senedini satabilmekte ve ürününü pazarlayabilmektedir. Bu sistemle depolama
imkânına sahip olmayan üreticiler hasat döneminde ürünlerini hemen satmak
zorunda kalmamakta, dolayısıyla ürünlerinin arz esnekliklerini artırmaktadırlar. Ürün
senetleri depodan herhangi bir zamanda belirli bir miktar ve kalitede malı geri çekme
hakkını sağlamaktadır. Lisanslı depo işleticisi depolanan malın güvenliğini ve
kalitesini garanti etmekle yükümlüdür ve bu yükümlülüklerinin karşılığında
üreticiden belirli bir miktarda kira geliri elde etmektedir.

Ürün senetleri, ilk olarak depolanmış ürün değeri üzerinden borçlanma


imkânı sağlayan bir bankaya transfer edilebilir. Bu durumda ürün senedi bankaya
rehin bırakılmakta ve karşılığında kredi kullanılmaktadır. Vade sonunda, üretici daha
sonra ya bankaya doğrudan ödeme yapan bir alıcıya ürününü satabilir ya da kendisi
kredi tutarını bankaya ödeyerek ürününü elden çıkarabilir. Üretici banka ile yaptığı
bu işlem karşılığında belirli bir faiz giderine katlanacaktır.

Senede eşdeğer tutarın bankaya ödenmesi durumunda, bankalar işlemin


özelliğine bağlı olarak ya alıcıya ya da satıcıya ürün senetlerini göndermekte,
depolara ürün senetleri ibraz edilmekte ve ürün serbest bırakılmaktadır. Kredi

5
temerrüdü durumunda banka, depolanan ürünü teslim almak ve satmak için elindeki
ürün senetlerini kullanabilir.2

İkinci olarak; ürün senedi üretici tarafından borsada satışa sunulabilir ve son
seçenek olarak ise üretici ürününü pazarlık ederek lisanslı depoya satabilir.3

Lisanslı depoculuğun, depoculuktan ayrılan yönünü lisans sistemi


oluşturmaktadır. Lisanslı depoculuk için alınan lisans, tarım ürünlerinin
depolanabilmesi için kurulan birimlerin ve bu birimler tarafından gerçekleştirilecek
ticari işlemlerin devlet tarafından belirlenen mevzuata uygun olduğu ve bu işlemlere
izin verildiği anlamına gelmektedir.4

Lisans izni için mevzuatta belirtilen şartların taşınması önem arz etmektedir.
Lisanslı depolarda ürünlerin kalite ve miktara göre sınıflandırılarak güvenli bir
şekilde depolanması amaçlanmaktadır. Bu nedenle mevzuatın öngördüğü kriterleri
sağlayamayan depo şirketlerine lisans verilmemektedir. Çünkü mevzuatta öngörülen
standartlar sağlanmadan yapılan depolama, depolanan ürünün sınıf ve kalitesinin
korunmasını temin edemeyerek sistemin sağlıklı işlemesini engelleyecektir. Bu
durumda, ürün senedini elinde bulunduranlar aynı kalitede ürün elde edemeyecek ve
fiyatlama sistemi bozulacaktır. Yasal düzenlemelerin getirdiği kriterler sayesinde
ürün senedi sahibi, senede bağlı ürünün miktar ve kalitesinde eşdeğer ürünü elde
edebilmekte ve kaliteye göre fiyatlama oluşabilmektedir.

Bunlarla birlikte, lisanslı depo işleticileri lisans koşulu olarak işletme tesisleri
ve lisanslı depoculuk faaliyeti kapsamında depoladığı ürünler için rizikolara karşı
sigorta yaptırmak zorundadır. Bu çerçevede, ürün senedi sahiplerinin sigorta
kapsamında oluşacak zararları karşılanabilmektedir.

1.2. Lisanslı Depoculuk Sisteminin Temel Bileşenleri

Etkin işleyen bir lisanslı depoculuk sisteminin bazı ön şartları bulunmaktadır.


Bunlar depo endüstrisi, uygun bir yasal ve düzenleyici çerçeve, denetleme, gözetim
ve lisanslama, performans garantisi ve sigorta ile finansman imkânı ve güvendir.

2
Höllinger at al, 2009: 16
3
Karabaş ve Gürler, 2010:198
4
DOĞAKA, 2014:10

6
Depo endüstrisi: Çiftçiler spot piyasalarda5 daralmalar gerçekleştiği ve
dolayısıyla ürün fiyatlarında yükselmeler olduğunda daha yüksek fiyatlardan
ürünlerini piyasaya sürmek için ürünlerini depolamaktadır. Lisanslı depoculuk
sisteminin işlemesi için veri bir depo kapasitesine ihtiyaç bulunmaktadır. Bu durum
özel sektör açısından bu alana yatırım yapılmasını gerektirmektedir. Hukuki ve
teknik altyapının yetersizliği gibi lisanslı depoculuk sisteminin işleyişine yönelik
aksaklıkların varlığı lisanslı depo yatırımlarının gerçekleştirilmesini
güçleştirebilecektir. Bu durum ise sistemin işleyişi için gerekli olan ön şartlardan
birinin oluşmamasına neden olacaktır.

Uygulamada, depo kapasitesinin gelişmesinin önünde iki önemli kısıt vardır.


İlk olarak hükümet tarafından ürüne ilişkin sabit bir fiyat veya dar fiyat bantları
belirlenmesi suretiyle yapılan müdahaleler üreticilerin ürünlerini özel depolarda
depolaması için teşvikleri azaltabilmekte ve özel teşebbüsü dışlayabilmektedir. Fiyat
artışlarının sınırlı olması üreticilerin ürünlerini depolamak suretiyle elde edecekleri
kazancı düşürmektedir. İkinci olarak, yüksek finansman maliyetleri çiftçi ve tüccar
açısından depolamayı cazip olmaktan çıkarmaktadır.6 Bunların sonucunda lisanslı
depoculuk sisteminin gelişmesinde bir ön şart olan lisanslı depolamaya uygun
depolama kapasitesi yetersiz kalmaktadır.

Uygun bir yasal ve düzenleyici çerçevenin oluşturulması: Lisanslı


depoculuk sisteminin etkin işlemesi için sisteme ilişkin yasal çerçeve oluşturulmuş
olmalıdır. Yasal düzenlemeyle sistemde bulunan banka, çiftçi, depo sahibi ve borsa
gibi her bir paydaşın rolü, hak, görev ve sorumlukları açıkça belirlenmeli, hukuki
güvence altına alınmalıdır. Ürün senetlerinin teslimi, mülkiyeti ve ciro edilmesi ile
lisanslı depolarda yer alan ürünlerin serbest bırakılması hususları; lisanslı depoların
gözetim ve denetimleri, lisanslı depo işleticilerinin iflası ile mudilerin temerrüdü ve
iflası durumlarına ilişkin yasal ve düzenleyici çerçeve, dolandırıcılığa karşı depo
senetlerinin korunması ve teminat gibi konular mevzuatta açıkça belirlenmelidir.

5
Spot piyasalar, belli miktarda bir mal veya kıymetin ve bunların karşılığı olan paranın işlemin
ardından takas günü el değiştirdiği piyasalardır.
6
Varangis and Larson, How Warehouse Receipts Help Commodity Trading and Financing. p.123. 17
Haziran 2015.
<https://agriskmanagementforum.org/sites/agriskmanagementforum.org/files/Documents/How%20wa
rehouse%20receipts%20help%20commodity%20trading%20and%20finance.pdf>

7
Denetleme, gözetim ve lisanslama: Lisanslı depoların kontrol ve gözetimini
sağlayan ve iyi işleyen bir mekanizma depo senetlerinin teminat olarak kabul
edilebilmesine yardım etmektedir. Bu, lisanslı depoların denetlenmesi ve lisans
verme yetkisiyle sorumlu hükümetin düzenleyici bir kurum tesis etmesi yoluyla
başarılabilir. Lisanslı depolar düzenleyici kuruluşlar tarafından izlenmenin
gerektirdiği yüksek seviyede teknik ve finansal performans sağlamak zorundadır.7
Aksi takdirde bu standart ve şartları taşımayan lisanslı depoların lisansları iptal
edilmektedir.

Hükümetler lisanslı depoların temel, finansal ve fiziksel standartları


sağlamaları için depo imkânlarını, denetim ve depo lisanslama sistemini
geliştirmelidir. Depoların denetimi genellikle Tarım Bakanlığından verilen lisanslı
özel sektör temsilcileri tarafından icra edilmektedir. Yerel ve uluslararası şirketler
kalite tespitini, derecelendirmesini ve depolanan ürünlerin ticaretini
8
gerçekleştirmektedir.

Denetim ve gözetim mekanizmasının icrası, lisanslı depoculuk sisteminin


güvenilir bir şekilde işlemesi ve paydaş çıkarlarının korunması açısından önem arz
etmektedir. Bu sayede sisteme katılım artabilecektir.

Performans garantisi ve sigorta: Ürün senetlerinin bankalar ve tüccarlar


tarafından kabul edilmesi için lisanslı depoların belirli bir performans garantisini
sağlaması gerekmektedir. Bu garantiler ürün senedinde belirlenen ürün miktarı ve
kalitesidir. Böyle garantiler olmaksızın çiftçi ve tüccar ürününü depolama
konusunda, bankalar ise tarımsal ürün finansmanında teminat olarak ürün senetlerini
kabul etme konusunda isteksiz olacaklardır.9

Sigorta bütün depolar için kritik önemdedir. Depo sahibi deposundaki


malların miktar ve kalitesini garanti etmektedir. Ürün senedi yayımlayan her birimin
hırsızlık, dolandırıcılık veya personel ihmali gibi risklere karşı mudi ve bankayı

7
Höllinger at al, 2009:9
8
Varangis and Larson, How Warehouse Receipts Help Commodity Trading and Financing. p.124. 17
Haziran 2015.
<https://agriskmanagementforum.org/sites/agriskmanagementforum.org/files/Documents/How%20wa
rehouse%20receipts%20help%20commodity%20trading%20and%20finance.pdf>
9
a.g.e.:124

8
korumak için tazminat sigortası olması gerekmektedir. Bankaların depo sahibi
tarafından sağlanan sigorta teminatı limitlerinin onlara yeterli düzeyde teminat
sağladığını doğrulamaları gerekmektedir.10

Finansman imkânı ve güven: İyi işleyen bir lisanslı depoculuk sistemi


düşük maliyetli finansmana geniş çaplı erişim sağlamakta ve ayrıca teminata
bağlanmış finansmanlar da riskleri ve işlem maliyetlerini azaltma potansiyeli
oluşturmaktadır. Bununla birlikte, finansörler ve piyasadaki paydaşlar arasındaki
güveni tesis etmek, entegrasyonu korumak için yasal ve kurumsal çevrenin
oluşturulması gerekmektedir. Çünkü finansal kurumlar lisanslı depoculuk sistemine
yüksek derecede güven duyarlarsa ürün senetleri karşılığında kredi
11
kullandırabilecekler ve faiz oranları düşebilecektir.

Sistemin işlemesi açısından bir diğer önemli unsur çiftçilerdir. Çiftçilerin


lisanslı depoculuk sistemi hakkındaki tereddütleri ve güvensizlikleri sistemin
işleyişini sekteye uğratabilecektir. Bütün paydaşların hak ve yükümlülüklerinin
açıkça belirlendiği yasal bir çerçevenin oluşturulması, düzenleyici ve denetleyici
mekanizmalar tesis edilmesi güven unsurunun yerleşmesi için tek başına yeterli
olmayabilecektir. Bunun yanı sıra paydaşların elde edeceği kazançlar bakımından da
sistemin tatmin edici olması gerekmektedir. Örneğin çiftçilerin hakları mevzuat
düzenlemeleri ile güvence altına alınmış olabilir ancak çiftçi açısından kazanç
getirmiyorsa sistem yaygınlaşamayacaktır. Sistemin inşasında bu unsurların birlikte
düşünülmesi ve paydaşlar için çeşitli açılardan güvenin tesis edilmesi önem arz
etmektedir.

Lisanslı depoculuk sistemi, özel depolama ve finansman için sağlanan


teşvikleri koruyan politika ortamı ile istikrarlı ve öngörülebilir bir piyasayı
gerektirmektedir. Sisteme güveni sağlamak için hükümetler ağır pazar müdahaleleri
ile geçici ve düzensiz politika önerilerinden kaçınmalıdır.12

10
Höllinger at al, 2009:9
11
a.g.e.:8
12
a.g.e.:9

9
1.3. Lisanslı Depoculuk Sisteminin Faydaları

1.3.1. Piyasa düzenine yönelik faydaları

1.3.1.1. Fiyat istikrarının artması

Üreticilerin büyük çoğunluğunun ürünü depolama imkânının olmaması ve


finansman ihtiyacı nedeniyle hububat piyasasında arzın, üretimin yapıldığı birkaç
ayda yoğunlaşması ve talebin bütün bir yıla yayılması sonucunda piyasada üretici
açısından sağlıklı fiyat oluşumuna yönelik riskler artmaktadır. Özellikle arz ve talep
esnekliklerinin düşük olmasına bağlı olarak hububat fiyatlarında önemli
dalgalanmalar ortaya çıkabilmektedir. Bu dalgalanmalar ise piyasada fiyat
istikrarsızlıklarına neden olabilmektedir.

Ürünün hasat edilmesinden sonra yeni hasadın elde edilmesine kadar geçen
süre çok kısa dönemdir. Bu dönemde, piyasada arzın yapısı tarımsal ürünün
stoklanabilirliğine göre farklılık göstermektedir. Stoklanamayan tarımsal ürünlerin
çok kısa dönemde (piyasa dönemi) arz eğrileri, Şekil 1.1 (a)’da gösterildiği gibi
esnekliği sıfır olan bir doğru şeklindedir. Bu şekil ayrıca depo imkânı bulunmaması
nedeniyle depolanamayan ürünlerin hasat dönemindeki arz durumunu da
göstermektedir. Böylece buradaki çok kısa dönem hasat dönemini ifade etmektedir.
Eğer talep beklenenden fazla ve bu nedenle fiyatlar yüksekse arz edilecek miktarı
artırmak için bir üretim dönemi beklemek gerekecektir.13

Ürünün stoklanabilmesinin mümkün olduğu durumda, hasat edilen ürünün


tümü piyasaya arz edilmemektedir. Piyasada fiyat yükseldikçe stoktan arz edilen
miktar artmakta ve üreticinin ürününü satmak isteyeceği minimum fiyat seviyesi
aşılırsa üretici ürününün tümünü arz edebilmektedir. Şekil 1.1 (b)’de, bu durum ifade
edilmektedir. Hasat miktarı M1 kadarken üreticiler ürünlerinin bir kısmını fiyat
seviyesi F1’e yükselene kadar piyasaya arz etmeyecekler ve stokta tutabileceklerdir.
Fiyat seviyesi F1’in üzerine çıktığında tüm ürünlerini satmaya razı olacaklardır.14

13
Dinler, 2014:216
14
a.g.e.: 216-217

10

10
Şekil 1.1. Çok Kısa Dönemde Tarımsal Ürün Arz Eğrileri

a) Stoklanamayan Ürünler b) Stoklanabilen Ürünler

F F

e=0

e=0

F1

e>0
M M

M1 M1

Kaynak: Dinler, 2014:216-217

Lisanslı depoculuk sisteminin gelişmesi sonucunda üreticiler, ürünlerini hasat


döneminde satmak zorunda kalmayacaklardır. Ürünlerini, güvenilir ve ulaşımın
kolay olduğu lisanslı depolarda depolama imkânına kavuşan üreticiler hububat
fiyatlarının kendilerini tatmin edecek seviyelere ulaşmasıyla birlikte ürünlerini
satacaklar ve böylece düşük fiyatlara katlanmayacaklardır. Buradan anlaşılacağı
üzere lisanslı depoculuk sisteminin yaygınlaşması üreticiye arz esnekliği
sağlamaktadır. Bu esneklik ise artan ve/veya azalan ani talep hareketleri karşısında
fiyatların aşağı ve yukarı yönlü aşırı hareketini önleyecektir. Bu durum, hububat
piyasasında fiyat istikrarını da beraberinde getirecektir.
Üreticiler, lisanslı depoculuk yoluyla satışlarını zamana yayarak daha yüksek
fiyattan satabilme potansiyeline sahip olmaktadırlar. Ancak bunun için lisanslı
depoculuk sisteminin daha yaygın bir hale gelmesi ve daha fazla ürünün
depolanabilmesinin yanı sıra devlet müdahaleleri, yurt dışından daha ucuz ürünün
yurt içine girmesi gibi olağandışı durumların da meydana gelmemesi gerekmektedir.
Ayrıca, yüksek fiyatlı satış imkânı lisanslı depoculuğun her zaman üreticiye daha

11

11
yüksek bir kazanç getireceğini garanti etmemektedir.15 Bu sistemde daha yüksek
kazanç için depolama ve finansman maliyetlerinin fiyat artışı kaynaklı kazançtan
daha düşük olması gerekmektedir.
Tüm bunlarla birlikte üreticiler, ürün senetlerinin vadeli işlem16 borsalarında
işlem görmesiyle kendilerini fiyat riskleri ve belirsizliklerine karşı daha sağlam bir
şekilde koruyabileceklerdir.

1.3.1.2. Tarımsal ürün ticaretinde kayıtlılığın artması

Lisanslı depoculuk sistemi tarım ürünlerinin belirli kalite ve standartlara göre


depolanabilmesi imkânını sunmaktadır. Sistem sayesinde tarım ürünleri ticareti kayıt
altına alınabilecek ve kayıt dışılığın önüne geçilebilecektir. 17 Lisanslı depoculuk
sisteminin paydaşlara getirdiği kazançlar düşünüldüğünde, sistemin yaygınlaşmasıyla
birlikte, lisanslı depolarda işlem gören ürün miktarı yükselecek ve bu ürünler kalite
ve miktarına göre sınıflandırılarak kayıt altına alınabilecektir. Ürün senetlerinin
borsada işlem görmesi de ticari işlemler açısından kayıt dışılığın önüne geçilmesinde
önemli bir etken olacaktır.
Lisanslı depolar aracılığıyla depolanan ürünlerin kayıt altında olması ve ürün
senetlerinin piyasalarda işlem görmesi, hükümetlere ürünle ilgili fiziksel envanter
niteliğinde bir bilgi de sunmaktadır.18 Ayrıca bu durum, üretim miktarı ve kalitesi ile
ilgili sağlıklı bir veri tabanı oluşturulmasını ve daha etkin tarım politikalarının
belirlenmesini sağlayabilmektedir.19
Ayrıca, üretilen ve pazarlanan bu ürünlere ait işlemlerin kayıt altına alınması
sonucunda vergi gelirlerinde artışlar yaşanabilecektir.

15
DOĞAKA, 2014:37
16
Vadeli işlem sözleşmeleri, belirli bir vadede, önceden belirlenen fiyat, miktar ve nitelikteki malı,
kıymetli madeni, finansal göstergeyi sermaye piyasası aracını ya da dövizi alma ya da satma
yükümlülüğü veren sözleşmelerdir.
17
DOĞAKA, 2014:11
18
a.g.e.:35
19
Karabaş ve Gürler, 2010:204

12

12
1.3.1.3. Kamu müdahalesine gereksinimin azalması

Hükümetler, ürün fiyatlarında istikrarsızlığı azaltma, çiftçilerin düşük olan


gelirlerini iyileştirme, tarımsal üretimi ülke çıkarları açısından yönlendirme,
tüketicilerin menfaatlerini koruma vb. nedenlerle piyasaya müdahale etmektedir.20

Tarımsal ürün fiyatları, tarım dışı sektör ürünleri fiyatlarına göre daha
istikrarsız bir görünüm sergilemektedir. Tarımsal fiyatlarda istikrarsızlık toplumun
tüm kesimlerini etkilemektedir. Bu istikrarsızlık, tüketicileri refah, tüccarları kârlılık,
çiftçileri geçim ve toplumun tümünü gıda güvenliği açısından etkilemektedir.21

Yıllık ve mevsimlik bazda önemli düzeylerde gerçekleşen fiyat


dalgalanmalarının, çiftçi refahı ve tarım sektörünün gelişmesi üzerindeki olumsuz
etkilerini ortadan kaldırmak için hükümetler, piyasaya müdahalelerde
22
bulunmaktadır.

Bu müdahalenin temel nedeni olarak tarımsal ürün fiyatlarının tarım dışı


sektör ürün fiyatlarına göre düşük kalması ve talebin gelir esnekliğinin düşük olması
neticesinde tarım üreticisinin gelir seviyesinin düşük gerçekleşmesi gösterilebilir.23

Hükümetlerin diğer bir müdahale nedeni, tüketici menfaatlerinin


korunmasıdır. Temel gıda maddelerinin fiyatlarının aşırı yükselmesi özellikle düşük
gelirli tüketicileri olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Ancak bu durum bazı
durumlarda üreticinin düşük gelirini artırma hedefiyle çelişebilmektedir.

Hükümetler; kalkınma, büyüme, tarımsal arz güvenliği ve döviz girdisi


sağlama gibi amaçlarla da piyasaya müdahale edebilmektedir.

Lisanslı depoculuk sisteminin ana amaçlarından birisi, hasat dönemlerinde


ürünlerini düşük fiyatlardan satmak zorunda kalan (genellikle düşük gelire sahip
olan) üreticinin gelir seviyesini yükseltmektir. Gelişmiş bir lisanslı depoculuk
sisteminde üretici depolama imkânına sahip olabilecek ve faydasını maksimum
yapacak fiyat seviyesi oluştuğunda ürününü satabilecek ve böylece gelir seviyesini

20
Dinler, 2014:269-274
21
Şahinöz, 2011:256
22
Dinler, 2014:269
23
a.g.e.:272

13

13
artırabilecektir. Bu açıdan, lisanslı depoculuk sisteminin gelişmesi kamunun
piyasaya müdahale sebeplerinden birine olan gereksinimi azaltacaktır.

Hem tüketici hem de üretici açısından olumsuz etkilere neden olan ve aynı
zamanda kamunun piyasaya müdahale sebeplerinden bir diğerini oluşturan fiyat
istikrarsızlığı da lisanslı depoculuk sisteminin gelişmesiyle arz esnekliğindeki artışa
bağlı olarak azalacaktır. Sistemin gelişmesi vadeli işlem piyasalarının gelişmesini de
beraberinde getireceğinden üreticiler fiyat istikrarsızlıklarına karşı borsada
kendilerini korumaya alabilecektir. Böylece tüketiciler açısından daha öngörülebilir
ve istikrarlı fiyat seviyeleri ortaya çıkabilecektir.

1.3.1.4. Vergi mükelleflerinin yükünün azalması

Hükümetler önceki başlık altında ortaya konulan nedenlere bağlı olarak


piyasaya müdahale ederken pek çok politika aracını kullanmaktadır. Devletin
tarımsal ürün fiyatlarına doğrudan müdahalesini öngören destekleme fiyat politikası
(taban fiyat politikası) ve mali yardım politikası, doğrudan gelir destekleri, girdi
destekleri, vergi muafiyetleri, tarımsal kredi olanaklarının artırılması, üretim
alanlarının sınırlandırılması ve üreticilerin örgütlenmesinin sağlanması
(kooperatifleşme) bu politika araçları arasında sayılabilir.24

Destekleme fiyat politikası ve mali yardım politikası, farklı müdahale


yöntemleriyle üreticilerin düşük fiyat dolayısıyla düşük gelir elde etmesinin önüne
geçmeyi amaçlamaktadır. Bu yönüyle bu destekleme politikaları, lisanslı depoculuk
sistemiyle benzer amaçlara sahiptir. Bununla birlikte, lisanslı depoculuğun aksine
destekleme fiyat ve mali yardım politikaları kamu bütçesinden önemli miktarda
transferi gerektirmekte, dolayısıyla vergi mükellefleri üzerinde önemli yükler
oluşturmaktadır. Lisanslı depoculuğun gelişmesiyle bu politikalara olan ihtiyacın
azalması veya hiç ihtiyaç kalmaması durumunda söz konusu politikaların vergi
mükelleflerine olan yükünde de önemli azalmalar meydana gelebilecektir.

Destekleme fiyat politikasında devlet piyasa fiyat seviyesinin üzerinde bir


taban fiyat belirleyerek üreticiyi destekleme yoluna gitmektedir. Devletin yetkili
kıldığı kurum, belirlenen taban fiyattan kendisine getirilen ürünü almaktadır.

24
a.g.e.:275-279

14

14
Bu politikanın uygulanmasıyla, yurt içi fiyatları ve dünya fiyatları arasındaki
farkın artmasından kaynaklanan maliyet tüketiciler tarafından karşılanmakta ve arz
fazlası olarak alınan ürünler bütçeye ve dolayısıyla vergi mükelleflerine yük getiren
stok maliyetlerini oluşturmaktadır. Devlet, stokların eritilebilmesi için ürünün iç
tüketimini ve ihracatını sübvanse edebilmektedir.25 Her iki sübvansiyon da kamu
bütçesini olumsuz etkilerken ihracatın sübvanse edilmesi ayrıca iç piyasa fiyatlarının
düşebileceği seviyeye kadar düşmesini engelleyerek tüketici refahını da olumsuz
etkilemektedir.

Mali yardım politikasında ise devlet, piyasada oluşan fiyatlara müdahale


etmeden üreticilere taban fiyat politikasında olduğu gibi belirli bir fiyatı garanti eder,
fakat alışverişin piyasa fiyatından yapılmasını serbest bırakır. Ürünün piyasa fiyatı,
garanti edilen fiyatın altına düşerse, aradaki fark, üreticiye ödenir. Bu ödeme, hem
üreticiye hem de tüketiciye yapılan mali yardım niteliği taşımaktadır. 26

Bu sistemde, tüketiciler ve diğer ürün kullanıcıları düşük fiyatlardan ürün


elde edebildiklerinden destekleme fiyat politikasına göre bunların refah seviyelerinde
artış görülebilmektedir. Ayrıca destekleme fiyatı politikasının aksine mali yardım
politikasında devlet stok maliyetine katlanmamaktadır. Mali yardım politikası
üreticiye belirli bir gelir garantisi sağladığından üretimi teşvik edebilmektedir.

Temel amacı ürün fiyatlarının düşük olması nedeniyle düşük kalan üretici
gelir seviyesini artırmak olan söz konusu destekleme politikaları, öngörülen güçlü
mahiyetlerine rağmen söz konusu amaca yönelik yapısal bir çözüm getirmemekte ve
üreticiyi sürekli desteklenmeye muhtaç bırakmaktadır.

Lisanslı depoculuk sistemi ise hem üretici, hem de vergi mükellefleri


açısından yapısal bir çözüm önerisi getirmesi nedeniyle bu politikalardan
ayrışmaktadır. Üreticinin gelir seviyesini artırmayı hedefleyen bu sistemin iyi bir
şekilde işlemesi neticesinde söz konusu desteklerin bütçeye olan yükü de
hafifleyebilecektir.

25
Taşkın, 2009:8
26
Dinler, 2014:278

15

15
Destekleme fiyat politikası kapsamında devlet, hasat dönemlerinde ürün
fiyatlarının aşırı düşmesini engellemek için taban fiyat belirlemektedir. Gelişmiş bir
lisanslı depoculuk sisteminde ise, depolama imkânı sayesinde hasat dönemlerinde
fiyatlarda aşırı bir düşüklüğün oluşmaması ve böylece piyasa fiyat desteğinin ortadan
kalkması beklenmektedir. Devlet ürün almak zorunda kalmayacak ve dolayısıyla
stok maliyetine katlanmayacaktır. Bütçe içerisindeki bu kalemin ortadan kalkması
vergi mükelleflerinin yükünü de azaltacaktır.

Piyasa fiyatının garanti edilen fiyat seviyesinin altında kaldığı durumlarda,


üreticiye yapılan mali yardım da bütçeye ve dolayısıyla vergi mükelleflerine önemli
yükler getirebilmektedir. Piyasa fiyat seviyesini hasat dönemi dâhil istikrarlı bir
düzeye çekmeyi amaçlayan lisanslı depoculuk sistemi, piyasa fiyatlarının düşük
gerçekleşmesini engelleyecek ve garanti edilen fiyatla piyasa fiyatları arasındaki
farkı minimum düzeylere düşürebilecektir. Fiyat farkının minimum düzeylere
inmesi, mali yardım ödemelerinin asgari düzeylere çekilmesini dolayısıyla vergi
mükelleflerinden üreticiye olan transferlerin azalmasını da beraberinde getirecektir.

Görüldüğü üzere iki destekleme sistemi de yapısal bir sorun olan ürün
fiyatlarındaki ve dolayısıyla üretici gelirlerindeki düşüklüğü giderirken vergi
mükelleflerine de önemli yükler getirmektedir. Lisanslı depoculuk sistemiyle yapısal
hale gelmiş bu sorunların ortadan kaldırılması ya da en aza indirilmesi
amaçlanmaktadır.

Lisanslı depoculuk sisteminin gelişmesiyle, üreticilerin finansman imkânına


kavuşması neticesinde zamanla tarımsal sübvansiyonlarda azalma imkânı ortaya
çıkabilecektir. Buna bağlı olarak, tarımsal kredilerden kaynaklanan ve Ziraat Bankası
tarafından Hazine’ye devredilen görev zararları ile TMO’ya verilen piyasa
regülasyonu görevi sonucunda oluşan görev zararlarında azalışlar meydana
gelebilecektir.27

Ayrıca lisanslı depoculuk sisteminin gelişmesiyle, tarımsal ürün ticaretinin


kayıt altına alınması ve şeffaflaşması sonucunda vergi gelirlerinde artışlar meydana
gelebilecektir. Ticari sisteme ilişkin sağlıklı bir veri tabanının oluşması bütçe

27
Şakar, 2012:21

16

16
harcamalarının daha rasyonel bir şekilde gerçekleştirilmesini sağlayacaktır. Bu
durum vergi gelirlerinin etkin bir şekilde kullanılmasını da beraberinde getirecektir.

Lisanslı depoculuk sisteminin yaygınlaştırılması için gerçekleştirilen teşvikler


de vergi gelirinden vazgeçme ya da kamu harcaması şeklinde bazı maliyetlere neden
olabilmektedir. Ancak bu maliyetlerin karşılığında; büyük tutarda kayıt dışı kalmış
ve vergilendirilmemiş gelire ulaşılması, üreticilerin ve diğer paydaşların gelirlerinin
yükselmesi ile bu yüksek gelir ve dolayısıyla harcamadan kaynaklı devletin daha
fazla vergi toplaması gibi ciddi kazanımlar elde edilebilecektir.28

1.3.1.5. Ürün ihtisas borsalarının kurulmasına destek

Ürün ihtisas borsaları, lisanslı depoculuk sistemi kapsamındaki tarım


ürünlerinin fiziki veya elektronik ortamlarda alım satımına aracılık eden, gerek
ürünlerin fiziki olarak gerekse ürünü temsilen lisanslı depo işletmelerince çıkarılan
ürün senetlerinin ve alivre sözleşmelerin29 ticaretine aracılık eden, yeterli alt yapı ve
elektronik donanım ile mali alt yapıya sahip olan, faaliyet alanı bölgesel, ulusal veya
uluslararası olabilen kuruluşlardır.30

Lisanslı depoculuk sisteminin işlerliği basılı veya elektronik ürün senetlerinin


kote ettirildiği, alım satımının yapıldığı, hareketlerinin kontrol ve takip edildiği ürün
ihtisas borsalarıyla yakından ilişkilidir.31

Ürün ihtisas borsaları bünyesinde fiyatların arz ve talebe göre oluşması


sebebiyle bu borsalar etkin işleyen bir piyasa yapısında ürünlerin gerçek değerinin
belirlenmesinde, fiyat istikrarının sağlanmasında, ticaretin güvenilir fiyatlar
üzerinden yapılmasında ve ulusal ve uluslararası piyasalar arasında dengenin
kurulmasında önemli rol oynamaktadır.

Ürün ihtisas borsalarının fiyat oluşumunda aktif bir biçimde rol almasıyla,
gelişmiş ülkelerdeki gibi fiyatların borsada kalite sınıflarına göre oluşması

28
a.g.e.:21
29
Satıcının satılan ürünü veya mevzuata uygun olarak ürünü temsilen çıkarılan senetleri belli bir vade
sonunda devir ve teslim etmeyi, alıcının ise ürün bedelini belli bir vade sonunda ödemeyi taahhüt
ettiği sözleşmelerdir.
30
GTB. Lisanslı Depoculuk ve Ürün İhtisas Borsacılığı. 15 Haziran 2015.
<http://icticaret.gtb.gov.tr/sikca-sorulan-sorular/lisansli-depoculuk-ve-urun-ihtisas-borsaciligi#1>
31
DOĞAKA, 2014:21

17

17
sonucunda lisanslı depoculuk yaygınlaşabilecek, ürün senetleriyle işlem
32
yapılabilecek ve piyasa fiyatları daha şeffaf oluşabilecektir. Böylece tarımsal
ürünlerin fiyatlarında zaman ve mekân gibi faktörlere bağlı olarak oluşan farklılıklar
kısmen telafi edilebilecek ve ürünler tüketiciye reel değeri ile yansıyacaktır.33

Lisanslı depoculuk sisteminin gelişmesi için bölgesel düzeyde ürün ihtisas


borsalarının yanı sıra ulusal düzeyde ve uluslararası çapta faaliyet gösteren ürün
ihtisas borsalarının kurulmasına ihtiyaç vardır.

Ürün senetlerinin bölgesel, ulusal ve uluslararası borsalarda işlem görmesi,


işlem hacmini ve yoğunluğunu artıracak ve ürünlerin gerçek değeri üzerinden alınıp
satılmasını sağlayacaktır. Bunun sonucunda, tarımsal ürün fiyatlarının serbest
rekabet koşullarında oluşması ve fiyat istikrarı, tarım piyasalarının geliştirilmesi,
arzın zamana yayılması, kaliteli ve standart ürün üretiminin teşviki sağlanmış
olacaktır.34 Ürün sahipleri, ürün ihtisas borsaları sayesinde ürünlerini yakın
çevrelerindeki tacirlere pazarlama imkânının yanı sıra ulusal ve uluslararası pazarlara
ulaşabilecek ve çok sayıda alıcının rekabetinden yararlanarak daha yüksek kazançlar
elde edebileceklerdir.35 Bu sayede tarım ürünleri ticareti fiziki ticaretin önüne
geçerek elektronik ürün senetleri ticaretine ve vadeli işlem araçlarının ticaretine
doğru bir geçiş yaşayacaktır.36

Ürün senetleri, “nakit” ve “forward”37 piyasaların oluşmasını sağlayarak


rekabeti artırmakta, işlem maliyetlerini düşürmekte ve tarım ürünleri ticaretinin
uluslararası tarım ürünleri piyasaları ile entegrasyonunu kolaylaştırmaktadır.38

Ürün senetleri ile ticaretin yaygınlaşması dolayısıyla ürün ihtisas borsalarının


aktif çalışması, ürünlerin kaliteye göre fiyatlandırıldığının bir göstergesidir. Bu
durum, kaliteli üretim yapan üreticiler açısından daha yüksek gelir elde etme şansını
da beraberinde getirmektedir. Nitekim kalitenin fiyatlar üzerinde etkili olmadığı ve

32
a.g.e.:22
33
Ünye Ticaret Borsası, 2013:10
34
Karabaş ve Gürler, 2010:200
35
Ünye Ticaret Borsası, 2013:15
36
a.g.e.:15
37
Forward işlemler bir sözleşme vasıtasıyla yapılmaktadır. Bu sözleşme gereğince taraflar; ileri bir
tarihte ve bugünden belirlenen bir fiyattan, belirli tutardaki menkul değerin, dövizin veya emtianın el
değiştireceğini hükme bağlamaktadırlar.
38
DOĞAKA, 2014:35

18

18
tüccarların güçlü olduğu durumlarda kaliteli ve kalitesiz ürün arasında oluşacak fiyat
farkı tüccar tarafından belirlenmektedir.39

1.3.2. Üreticiye yönelik faydaları

1.3.2.1. Finansman imkânının artması

Üreticiler üretim döneminde mazot, ilaç, gübre, tohum, işçilik masrafları ve


tarla kirası gibi üretim maliyetlerine katlanmak zorunda kalmaktadır. Üreticiler bu
maliyetlerin bir kısmını kendi kaynaklarıyla karşılarken bir kısmı için de
borçlanmaktadır.
Finansman araçlarının yetersizliği nedeniyle ürünler arzın yoğun olduğu ve
dolayısıyla fiyatların düşük olduğu hasat döneminde satılmaktadır. Depolama
imkânının yoksunluğu ve finansman imkânının yetersizliği sonucunda ürünler düşük
fiyattan satılmakta ve bu durum üreticilerin düşük gelir elde etmesine neden
olabilmektedir.
Lisanslı depoculuk sistemi ürün depolama imkânlarının gelişmesiyle birlikte
üreticilere alternatif finansman imkânları sunmaktadır. Ürünlerini lisanslı depolarda
muhafaza edebilen üreticiler, elde ettikleri ürün senetlerini teminat göstererek kredi
temininde bulunabileceği gibi ürün senetlerini vadeli işlemler piyasasında
değerlendirerek de finansman imkânlarına kavuşabilecektir. Böylece hasat
döneminde finansman sağlamak amacıyla ürünlerin düşük fiyatlardan satılması
zorunluluğu ortadan kalkacaktır.

1.3.2.2. Gelir artışı

Bir önceki kısımda da bahsedildiği üzere, üretici depolama imkânı ve


finansman yetersizliği gibi nedenlerle ürününü hasat döneminde düşük fiyatlardan
elinden çıkarmak zorunda kalabilmektedir. Bunun sonucunda üreticiler açısından
düşük gelir ve kâr oranları ortaya çıkabilmektedir.

Üreticiler piyasada ürünlerini genellikle düşük fiyatlarla ürün depolama


imkânına sahip tüccar, sanayici vb. kesimlere satmaktadır. Sonraki aylarda arzın
azalmasına bağlı olarak tüccar, fiyat yükselişleri karşısında satın aldığı ürünleri

39
a.g.e.:36

19

19
satarak gelir elde ederken; sanayici de yapmış olduğu stok neticesinde yüksek fiyatlı
girdi yerine üretici gelirinin düşüklüğü pahasına düşük fiyatlı girdi kullanmış
olmaktadır.

Bu durum bir nevi bölüşüm ilişkisini ortaya çıkarmaktadır. Üreticinin


depolama imkânının yetersizliği ve finansman bulma zorunluluğu ürünün tüccara ya
da sanayiciye düşük fiyatlar üzerinden geçmesine neden olmaktadır. Fiyat
yükselişlerinden üreticinin yararlanamaması sonucunu doğuran bu yapısal sorun
üreticiden tüccara ya da sanayiciye gelir transferi niteliğindedir.

Piyasanın aksak yapısından kaynaklanan bu durum, üretimin külfetine ve


riskine katlanan üretici yerine depolama ve finansman imkânına sahip tüccar ve diğer
alıcıların sistemden kazançlı çıkmasına neden olabilmektedir.

Lisanslı depoculuk sistemiyle üreticiler ürün ihtisas borsalarında ürünlerini


birden çok alıcı karşısında satışa sunabilmekte, bu sayede ürünlerini güvenli bir
şekilde ve gerçek değerine yakın fiyatlar üzerinden pazarlayabilmektedir. 40

Sisteminin işler hale gelmesiyle ürünlerini düşük fiyatlardan satmak zorunda


kalmayacak olan üreticilerin gelir seviyesi yükselecektir. Piyasanın aksak yapısından
kaynaklı olarak oluşan gelirin tüccara ya da diğer aracılara giden kısmı üreticide
kalabilecektir. Bu durumda bölüşüm ilişkisi üreticinin lehine değişecek ve üretici
gelirlerinde artışlar yaşanabilecektir. Ayrıca üreticiler etkin işleyen ürün borsaları
sayesinde kendilerini fiyat düşüşlerine karşı da koruyabileceklerdir.

1.3.3. Sanayici ve tüccarlara yönelik faydaları

Depolama imkânlarının gelişmesiyle, sanayici ve tüccarlar kendi ihtiyaçları


için depo inşa etme maliyetinden kurtulmakta ve asli faaliyetine
yoğunlaşabilmektedir. Bu kesimler ihtiyaç duydukları miktar, tür ve kalitedeki ürünü
güvenilir şekilde, elektronik ortamda mekân sınırlaması olmaksızın kısa zamanda
temin etme, ellerinde tutacakları ürün senetleriyle ileride olası fiyat farklılıklarından
korunma, risklerini azaltma ve bu senetleri teminat olarak kullanarak bankalardan

40
Ünye Ticaret Borsası, 2013:10

20

20
kredi sağlama imkânı elde edebilecekler ve işletmelerine en yakın lisanslı depodan
ürününü teslim alarak nakliye masraflarını düşürebileceklerdir.41

Lisanslı depolarda depolanan ürün bilgileri sanayiciler tarafından kolaylıkla


izlenebileceğinden aynı kalitedeki hammadde temini konusundaki sorunlar
azalacaktır. Bunun yanında, sanayici ve tüccarlar ellerinde tuttukları senetlerle
işletmelerinin mamul ihtiyacını garanti altına alabilecektir.

Lisanslı depoculuk sisteminin iyi bir şekilde işlemesi, tarım piyasalarının


istikrara kavuşmasını sağlayacak, bu ise tarımsal üretimden elde edilen katma değeri
yükseltecektir. Nitekim tarımsal ürün piyasalarında yaşanan fiyat istikrarsızlığı
üretici, tüccar ve sanayicilere zarar verebilmektedir. Lisanslı depoculuk sisteminin
sağlayacağı fiyat istikrarı üreticilerin yanı sıra tüccar ve sanayiciler açısından da
öngörülebilirlik sağlamaktadır.

1.3.4. Lisanslı depoculuk sisteminin diğer faydaları

Lisanslı depoculuk sisteminin gelişmesi sayesinde çağın gerektirdiği tüm


teknolojik imkânlara sahip laboratuvarlarca kaliteleri ve standartları belirlenen
ürünlerin fiyatları borsada kalite ve sınıflarına göre oluşacak ve böylece kalite
bilincinin artacak olması sonucunda kaliteli üretim teşvik edilmiş olacaktır.42 Ayrıca
lisanslı depolarda ürünlerin sağlıklı koşullarda muhafaza edilmesi fire ve bozulmaları
azaltarak ürün kalitesinin korunmasını sağlayacaktır. Kaliteli üretime bağlı olarak
tüketiciler de kaliteli ürün tüketebilecektir.

Lisanslı depoculuk sisteminin finans, nakliye ve sigortacılık gibi sektörlerde


ilave istihdam alanları ve gelir kaynakları yaratılması gibi dolaylı katkıları da
olabilecektir.43

Elektronik ticarete büyük bir potansiyel oluşturması beklenen lisanslı


depoculuk sistemi yatırımcılar açısından döviz, hisse senedi, altın ve tahvil gibi
yatırım araçlarına alternatif olabilecektir. Lisanslı depolar ve ürün ihtisas borsalarının

41
Yücel, İsmail. “Lisanslı Depoculuk Sistemi ve Ürün İhtisas Borsacılığı.” 23 Haziran 2010. 2
Temmuz 2015. <http://www.slideshare.net/ismailyucel/lisansl-depoculuk-ve-rn-ihtisas-borsacl>
42
a.g.e.:15
43
DOĞAKA, 2014:35

21

21
yurt içinde ve yurt dışında açacakları şubelerle ürünlerin pazarlanması, dağıtımı
kolaylaşacak ve altyapı sağlanacaktır. 44

Lisanslı depolarda depolanan ürünler hem sigortalanmakta hem de depolanan


ürünlerde sigorta kapsamı dışında oluşacak olası kayıplara karşı tazmin fonları
oluşturulmaktadır. Böylece, lisanslı depolara teslim edilen ürünlerin sigorta ve
tazmin fonu kapsamında sağlıklı ve güvenilir şekilde depolanması
gerçekleştirilmektedir.

Lisanslı depo işleticileri, taraflar arasında bilgi asimetrisini azaltarak ticaretin


kolaylaşmasını sağlayan lisanslı depoculuk sistemiyle, talep üzerine büyük alıcılara
ürün stokları hakkında ücretsiz veya çok az bir ücret karşılığında bilgi
sağlayabilmektedir. Teslim yerleri olarak lisanslı depoların kullanılması ise
üreticiler, büyük tüccarlar ve işleyiciler arasında pazarlama zincirinin uzunluğunu
azaltarak ve dağıtımdan kaynaklı kâr paylarını daraltarak tarım ürünleri ticaretinde
şeffaflığın gelişmesine izin vermektedir.45

Lisanslı depoculuk sistemi çiftçinin finansal sisteme erişimini


kolaylaştırmakta, ticari işlemlerinin resmiyet kazanmasına yardım etmekte, ticari
faaliyetlerini geliştirmeleri için bir veri tabanı sağlamaktadır. Çünkü sistem, tarım
sektörünün kredi kullanmasını teşvik etmekte, tarım ürünlerine dayalı ticarete
sermaye sağlanmasına yardım etmekte ve kırsal alanlarda hizmet sağlayıcılar
açısından rekabetçi bir ağın gelişmesini kolaylaştırmaktadır.46

Tüm bunlarla birlikte, özellikle elektronik ürün senetleri ticari hayatın daha
da profesyonelleşmesini sağlamakta ve ticari faaliyetlerde yaşanan riskleri
azaltmaktadır.

1.4. Lisanslı Depoculuk Sisteminin Dezavantajları

Lisanslı depoculuk sisteminin pek çok avantajı bulunmasına rağmen sistemin


bazı dezavantajları da bulunmaktadır.

44
Yücel İsmail. Lisanslı Depoculuk Sistemi ve Ürün İhtisas Borsacılığı, 23 Haziran 2010. 2 Temmuz
2015. <http://www.slideshare.net/ismailyucel/lisansl-depoculuk-ve-rn-ihtisas-borsacl>
45
Coulter and Onumah, 2002:8
46
a.g.e.:8-9

22

22
Sistemin sağlıklı bir şekilde işlemesi için üretim merkezlerine yakın çok
sayıda lisanslı depo yapılması gerekmektedir. İlk yatırım maliyetinin yüksek olması
ve çok sayıda lisanslı depo yapılması ihtiyacı sistemin hayata geçirilmesini
geciktirebilecektir.47

Küçük üreticinin depoya koyacak miktarda mamulü olmadığından depo


maliyetine katlanacak gücü bulunmamaktadır.48 Küçük ölçekte üretim lisanslı
depolarda depolansa bile sistemin getirdiği maliyetler dikkate alındığında beklenen
kârlılık çok düşük seviyelerde kalabilecektir. Bu durum küçük ölçekte üretim yapan
çiftçilerin sistemden yararlanmasını zorlaştırmaktadır.

Ürünlerin depoya taşınması çiftçiler için ek bir masraf teşkil etmektedir.


Nakliye masraflarının yüksekliği ürünlerin lisanslı depolara taşınmasını
güçleştirmektedir. Bu durum çiftçilerin mallarını lisanslı depolarda depolamasını
daha az olası kılmaktadır.49

Çiftçilerin fiyatın zirve noktasına ulaşıncaya kadar ürünlerini ellerinde tutarak


kârlarını en üst düzeye çıkarmaya çalışması nedeniyle ürün senetleri satıcılar
üzerinde spekülatif faaliyetleri teşvik edebilmektedir. Fiyat doruk noktasına
ulaştığında, piyasaya ek stokların girmesi fiyatın hemen düşmesine neden
olabilmektedir. Bu uygulama çiftçilerin stoklarının yarısından çoğunu en yüksek
fiyat yerine en düşük fiyat seviyesinde satmasına neden olabilmektedir. Bu durumda
kâr önemli ölçüde azalabilecektir.50

Bu çalışma kapsamında sistemin gelişmesine yönelik sunulan politika


önerilerinin, bu dezavantajları da dikkate alarak bunların giderilmesine ya da
oluşmamasına yönelik tedbirleri de ihtiva etmesine özellikle dikkat edilmiştir.

47
Memiş ve Keskin, 2015:627
48
Uras, Güngör. “ Lisanslı Depocular” Milliyet. 21 Ağustos 2006. 19 Ocak 2017.
<http://www.milliyet.com.tr/%20lisanslidepocular/gungoruras/ekonomi/yazardetayarsiv/21.08.2006/1
68628/default.htm>
49
Bass and Henderson. “Warehouse Receipts: Financing Agricultural Producers” p.4. October 2000.
19 Ocak 2017. <http://pdf.usaid.gov/pdf_docs/Pnacq697.pdf>
50
a.g.e.:4

23

23
2. LİSANSLI DEPOCULUK SİSTEMİNE İLİŞKİN ÜLKE ÖRNEKLERİ

2.1. ABD’de Lisanslı Depoculuk Sistemi

Lisanslı depoculuk kavramı ABD’de ortaya çıkmış ve geliştirilmiştir.


ABD'de ürün senetleri finansmanı 19. yüzyıla kadar uzanmaktadır. Geniş toprakların
ekilmesi, buharlı gemicilik ve demiryolu taşımacılığının gelişmesi ve telgrafın
icadıyla iletişimin hızlanması Amerika’nın orta batısından doğu kıyılarına ve sonuçta
Avrupa’ya büyük miktarda tahıl sevkiyatı yapılmasını teşvik etmiştir. Chicago şehri
1830 ve 1850 yılları arasında bu tahıl ticaretinin merkezi haline gelmiştir. Bu
kapsamda girişimciler çiftçilerin ve diğer tedarikçilerin ürünlerinin alınması, satış
ve sevkiyat öncesinde ürünlerin depolanması ve ticaretinin yapılması için büyük
depolar inşa etmişler ve depolanan ürünlerin alınıp satılabilmesi için ürün senetleri
çıkarmışlardır.51

Chicago Ticaret Borsası (Chicago Board of Trade - CBOT) bu süreçte ürün


ticaretinde önemli hale gelmiş ve derecelendirme sistemi sayesinde kaliteli hububat
ödüllendirilmiştir. Vadeli işlemler, ürünlerin fiziki olarak teslimi öncesinde fiyatın
alıcılara garanti edilmesini sağlaması nedeniyle CBOT’ta kısa süre içerisinde
yaygınlaşmıştır. Hububata ilişkin depoların yapımı artan bir şekilde devam etmiş ve
19. yüzyılın sonlarında kooperatifler kendi depolarını inşa etmeye başlamıştır. Bu
durum büyük ölçekli kurumsal işletmelerin karşısında çiftçilerin pazarlık gücünü
artırmıştır. Bu dönemde “spot”, “forward” ve “minimum fiyat kontratları” gibi çok
farklı türde kontrat tipleri kullanılmış ve CBOT, depoların hububat alımlarında
kullandığı fiyatlarda belirleyici olmuştur.52

20. yüzyılın başlarında tarım depoları, ürün borsaları ve standartlar dâhil tüm
sistem, federal bir düzenleyici rejimle kontrol altına alınmıştır. Bu değişimdeki en
önemli etken, eyaletler arasındaki farklı standartlardan kaynaklanan ticareti
zorlaştıran nedenlerdir. Bunun sonucunda depoların federal düzeyde kaydolmaları
veya kaydolmamalarının kendi tercihlerine bırakıldığı gönüllü bir sistem

51
Coulter (ed.), 2009:11
52
a.g.e.:11

24

24
oluşturulmuştur. Bu sistem zorunlu kayıt, lisans ve regülasyonu içermeyen dar
kapsamlı bir sistemdi ve kredi imkânları da yetersizdi.53

1916 yılında ABD Depolama Kanunu ve ilgili devlet kanunlarının


birleşmesiyle düzenleyici bir rejim oluşturulması amaçlanmıştır.54 1917 yılından
itibaren tarım ve gıda ürünlerinde ticareti düzenlemek ve kaliteyi artırmak amacıyla
belirli ton ve kalitedeki ürünlerin üretim, ihracat, depolama ve dağıtım işlemleri
lisansa tabi tutulmuştur. Lisanslı depoculuk uygulamaları kapsamında buğday ve
çavdar Ağustos 1917’de, şeker rafinerileri ve şeker üreticileri Eylül 1917’de, yem
bitkileri ve yem maddeleri Ocak 1918’de lisans programına alınmış ve her bir ürün
için minimum depolama kapasitesi belirlenmiştir. Buğday, buğday unu, çavdar,
çavdar unu, arpa, yulaf, mısır, pirinç, kuru fasulye, pamuk, yerfıstığı ve soya lisanslı
depoculuğa elverişli ürünler olarak belirlenmiştir. Mayıs 1918’de tüm lisanslı
uygulamalar için genel şartları ortaya koyan Genel Lisans Düzenlemesi yayımlanmış
ve bir genel düzenleme çerçevesinde 14 farklı ürün grubuna yönelik düzenlemeler
oluşturulmuştur. Genel bir yasal düzenlemeyle birlikte eyalet düzeyinde de
düzenlemeler yapılmıştır.55

Yüz yıl önce temelleri sağlam bir biçimde atılan lisanslı depoculuk yasasını
iyileştirmek ve mevcut ticaret ile operasyonel uygulamaları daha iyi yansıtmak için
2000 yılında federal depoların regülasyonunu modernize eden Tahıl Standartları ve
Depoculuğu İyileştirme Yasası yapılmıştır. Yasa, depo işleticilerine lisans verme,
denetleme ve tarımsal ürünlerin ticareti ile elektronik ürün senetlerinin çıkarılması
gibi çeşitli açılardan uygulamayı geliştirmek amacıyla Tarım Bakanlığına yetki
vermektedir.

Yasanın, tarımsal ürün mudileri için koruma, tarımsal ürünlerin depolanması


için ülke çapında bir standart düzenleyici sistem oluşturma, emtia ve finans
piyasalarında lisanslı depoculuğun (ürün senetlerinin) entegrasyonunu ve kabul
edilebilirliğini artırma, tarımsal ürünlerin pazarlanması için devletlerarası ve küresel

53
a.g.e.:11
54
a.g.e.:11-13
55
DOĞAKA, 2014:44

25

25
ticareti kolaylaştırma, makul fiyatlarla tarım ürünlerinin güvenli ve lisanslı depolarda
ayrım yapılmaksızın depolanmasını sağlama gibi çeşitli amaçları bulunmaktadır.56

Bu yasal düzenlemeler neticesinde silo sahipleri, federal yetkililer veya eyalet


yönetimlerinden lisans almak zorunda kalmışlardır. Sonuç olarak, çiftçilerin
finansman imkânlarını veya ürün ticaretini artırabilen ciro edilebilir ürün senedi
karşılığında tarımsal ürünlerini teslim edebileceği binlerce depo faaliyete geçmiştir.
Lisanslı depolar fiziki imkânlar, sermaye yeterliliği, likidite, yönetim nitelikleri,
sigorta ve teminat sigortası (dolandırıcılık ve kötü yönetime karşı senet sahiplerini
korur) açısından önemli kriterleri sağlamak zorundadır. Bazı eyaletler lisanslı depo
sahiplerinin katkıda bulunmak zorunda oldukları “tazmin fonu”nu kurmuşlardır ve
bu teminatın yerini almıştır. Depolardaki tahıl işleme araçları (teraziler, numune
alıcıları ve sınıflandırıcılar) dahi faaliyetlerini sürdürmek için lisanslanmak
zorundadırlar ve emtialar ABD standartlarına göre derecelendirilmektedir. Depolar
yasayı uygulamaktan sorumlu olan ve bir gecede depo lisansını askıya alabilen ve
iptal edebilen müfettişler tarafından teftişe tabidir. Gözetim sistemi, her deponun
belgelenmiş depolama kapasitesine göre hesaplanan kullanıcı ücretleri ve Amerika
Birleşik Devletleri Ürün Kredi Kurumu’ndan57 (United States Commodity Credit
Corporation - CCC) yapılan ödemeler yoluyla finanse edilmektedir. Düzenleyici
sistem performansı artırmış ve 1950'lere kadar aile çiftliklerinin gelişmesinde ve
finansmanında kritik bir rol oynayan ürün senetleri sistemine erişimi genişletmiştir.
Bu sistem tarımsal üretim ve ihtiyaç odaklıdır. Mesela birçok üretimi düşük tarımsal
ürün, düzenleme kapsamında değildir, fakat bu ürünlerin yeterli talebi alması
durumunda yetkililer yeni ürün programı tesis edebilmektedir.58

ABD’de ürün senetleri dört temel amaç için kullanılmaktadır:


 ABD Tarım Bakanlığı aracılığıyla sağlanan hükümet garantileriyle
desteklenen standart dokuz aylık kredi programlarına teminat olarak

56
USDA. Warehouse Licenced under the U.S. Warehouse act. December 2011. 6 Temmuz 2015.
<https://www.fsa.usda.gov/Internet/FSA_File/whselst2011.pdf>
57
Ürün Kredi Kurumu; 17 Ekim 1933 tarihinde Tarım Bakanlığına bağlı olarak üreticinin
desteklenmesi, korunması ve ürünlerde istikrarlı fiyat sağlanması amacıyla kurulmuştur. Yeni iç ve
dış pazarların geliştirilmesine ve tarım ürünlerinin pazarlanmasına da yardımcı olmaktadır.
58
Coulter (ed.), 2009:11-13

26

26
(çiftçiler bunu nakit akışı kısıtlarını rahatlatmak ve ürünlerini pazarlamayı
kolaylaştırmak için hasat sonrası stok finansmanında kullanır.),
 Özel sektöre ait depolarda stoklanan hükümete ait tahıl -ABD
hükümetinin stratejik rezervleri gibi- envanterini belgelemek için,
 Ticari depolamayla (örneğin, tahıl öğütme şirketleri) tutulan ürünler
üzerinde teminat kurulması için bir araç olarak,
 İhracat ödemelerinde akreditife karşı, vadeli işlem borsalarında işlem için
kabul edilebilir teslimat belgesi olarak.59

ABD’de yürütülmekte olan lisanslı depoculuk faaliyetleriyle genel olarak


ürünlerin sağlıklı koşullarda, kalitelerine göre ve uygun ücretlerle depolanması
sağlanarak yerel ve uluslararası ürün taleplerine zamanında karşılık verebilmek ve
Yerel Çiftlik Program Amaçlarına (Domestic Farm Program Objectives) ulaşarak
piyasa regülasyonu amaçlanmaktadır.60
ABD’de üretim işletmeleri büyük ölçekli işletmelerdir. İşletme büyüklükleri
ortalama olarak 200 hektar civarındadır.61 Üreticiler kooperatifler şeklinde
örgütlenmiştir ve lisanslı depoculuk ve borsalar çok etkin olup piyasa regülasyonu bu
mekanizmalar yoluyla yapılmaktadır. Piyasada kamu stokları dâhil tüm tarım
ürünlerinin depolanması lisanslı depolar aracılığıyla gerçekleştirilmektedir.62
ABD’de yaklaşık 10 bin adet lisanslı depo bulunmaktadır. Hububat, bakliyat
ve yağlı tohumlar için kullanılabilen depolama kapasitesi, 350 milyon tonu çiftlik
içlerinde olmak üzere 620 milyon tondur. Çiftlikler dışında yaklaşık 9 bin adet
depolama tesisi bulunmaktadır.63
Ülkede ticari depo alanlarının yüzde 47’si Birleşik Devletler Depo Yasası
kapsamında lisanslıdır.64 ABD’nin depoculuk kanunu lisansları kontrolörler,

59
Lacroix and Panos, 1996:36
60
Ziraat Mühendisleri Odası. Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu Tasarısı’na İlişkin Ziraat
Mühendisleri Odası’nın Görüşleri. Haziran 2006. 8 Temmuz 2015.
<http://www.zmo.org.tr/genel/bizden_detay.php?kod=140&tipi=5&sube=0>
61
TMO, 2014:142
62
Nacar, 2009:43
63
TMO, 2014:142-143
64
USDA. The United States Warehouse Act. August 2016. 8 Ocak 2017.
<https://www.fsa.usda.gov/Internet/FSA_File/aboutuswa.pdf>

27

27
tartıcılar, numune alıcıları ve sınıflandırıcılar olmak üzere 12 bin kişiyi
etkilemektedir.65
ABD’deki ürün borsaları spot işlem yapan borsalardan gelişerek vadeli işlem
yapan borsalara dönüşmüştür. Tamamen özel sektör eliyle yürütülmekte olan ürün
borsacılığı ve lisanslı depoculuk entegre çalışmakta, teslim şartlı vadeli kontratlarda
ürün teslimi lisanslı depolardan yapılmaktadır. ABD firmaları dünya çapında yatırım
yapıp lisanslı depo ağı oluşturarak ürün ticaret ve pazarlamasında hâkim rol
oynamaktadır.66
Böyle gelişmiş bir sisteme sahip olması dolayısıyla ABD’de ürün fiyatları
borsalarda belirlenmektedir. Chicago, Minneapolis, Kansas City gibi ihtisaslaşmış
ürün borsalarında tarımsal ürünler kontrat bazında satılmakta ve vadeli işlem
borsalarında oluşan toplam hacmin neredeyse yüzde 1’i teslimata konu olmaktadır.67
Devlet ise doğrudan alım, satım ve üretim yapmamakta, hükümet stratejik ihtiyaçları
karşılığında aldığı ürünleri özel lisanslı depolarda muhafaza ederek sisteme destek
vermektedir.68
Lisanslı depoculuk sistemi ve ürün borsaları birbirini tamamlayan unsurlar
olarak ortaya çıkmış ve ABD dünya mal borsacılığının merkezi konumuna gelmiştir.
ABD’nin lisanslı depoculuk sistemine geçmesiyle eyaletlerin tarım vergilerinde
artışlar meydana gelmiştir. Ancak ABD lisanslı depoculuk sisteminin başlangıç
aşamalarında hububat ekiminin yaygın olduğu federal devletlerde çok geniş vergi
teşvikleri uygulamıştır.69
Bunlarla birlikte, ABD’de kamu politikalarının önemli bir aracı olarak beş
yıllık programlar dâhilinde destekleme programları devam etmektedir. 2014 Tarım
Kanunu öncesinde “ürün rehin kredisi fiyat seviyesi” (loan rate), hedef fiyat,
doğrudan gelir desteği ve fark giderici doğrudan gelir destekleriyle üreticiler

65
USDA. Warehouse Licenced under the U.S. Warehouse act. December 2011. 8 Temmuz 2015.
<https://www.fsa.usda.gov/Internet/FSA_File/whselst2011.pdf>
66
Yücel, İsmail. “Lisanslı Depoculuk Sistemi ve Ürün İhtisas Borsacılığı.” 23 Haziran 2010. 2
Temmuz 2015. < http://www.slideshare.net/ismailyucel/lisansl-depoculuk-ve-rn-ihtisas-borsacl>
67
TMO, 2014:143
68
AKAY, Mustafa. Çağdaş Borsacılığa Geçişte Önemli Bir Adım: Lisanslı Depoculuk. Ankara
Ticaret Borsası. 10 Temmuz 2015. <http://eski.ankaratb.tobb.org.tr/pages.aspx?pageId=cae9ea15-
d9da-49b8-ae27-77f5d0644db8>
69
Şakar, 2012: 22

28

28
desteklenmekteydi.70 2014 yılında çıkarılan Tarım Kanunu ile sistem yeniden
şekillendirilmiştir. Söz konusu yasayla çiftçilerin sahip olduğu toprağı ekip
ekmediğine bakılmaksızın çiftçiye sağlanan doğrudan devlet sübvansiyonlarına son
verilerek sigorta biçimindeki desteklere önem verilmiş, bunların miktar ve kapsamı
artırılmıştır. 2018 senesine kadar geçerli kalmak üzere, çiftçilerin en az birini seçmek
zorunda oldukları Fiyat Düşüşlerinden Koruma (Price Loss Coverage - PLC) ve
Tarımsal Risklerden Koruma (Agriculture Risk Coverage - ARC) adı altında iki adet
yeni program uygulamaya konulmuştur.71 Bu destekler üçüncü bölümde detaylı bir
şekilde anlatılacaktır.
Lisanslı depoculuk açısından önem arz eden “ürün rehin kredisi fiyat
seviyesi” yeni kanun döneminde de uygulanmaya devam etmiştir. Bu fiyat seviyesi
kanunla belirlenmektedir. Mesela buğday için 2014 Tarım Yasasında “ürün rehin
kredisi fiyat seviyesi” 2014-2018 yıllarında geçerli olmak üzere kile72 başına 2,94
ABD Doları olarak belirlenmiştir. Bu fiyat seviyesi taban fiyat olma işlevi de
görmektedir.
Bununla birlikte; CCC, üreticiye Pazarlama Kredileri Desteği Programı
(Marketing Assistance Loans Program) kapsamında 9 ay vadeli ucuz kredi imkânı
sağlamaktadır.73 Bu yöntemle üreticinin hasat döneminde finansman ihtiyacı
giderilmektedir. CCC tarafından verilen bu finansman uygulaması şöyle
açıklanabilir:
Üreticiler hasat sonrasında ürününü bir lisanslı depoya teslim etmekte ve
karşılığında tartı, analiz ve sınıflandırma işlemi yapılarak düzenlenen ürün senedi
üreticiye verilmektedir. 74 CCC ürün senediyle başvuran üreticiye “ürün rehin kredisi
fiyat seviyesi” üzerinden kredi vermektedir.75 Bu kredi için belirlenen faiz oranı,
CCC’nin borçlanma maliyetinin yüzde bir puan üzerinde olacak şekilde
ayarlanmaktadır. Bu faiz oranı genellikle kısa vadeli ticari kredi faizlerinin altında

70
TMO, 2014:142
71
TMO, 2015a:45-46
72
Kile, genellikle tahıl ölçmede kullanılan belirli hacimdeki kap, ölçektir. Ağırlık yerine hacme
dayanan kile, bölgelere göre değişiklik göstermektedir.
73
Ag Decision Maker. “Marketing Loans and LDPs.” p.1. December 2008. 5 Şubat 2016.
<https://www.extension.iastate.edu/agdm/crops/pdf/a1-38.pdf>
74
Nacar, 2009:43
75
Shields, 2014:11

29

29
gerçekleşmekte ve böylece üretici ucuz finansman imkânına erişebilmektedir.76
Üretici elde ettiği krediyle acil ihtiyaçlarını karşılamakta, ürünün mülkiyet hakkını
elinde bulundurduğundan piyasadaki gelişmeleri takip ederek, piyasa fiyatlarının
kendisini tatmin ettiği noktada borç anapara ve faizini ödeyip ürününü satarak
piyasada oluşan fiyat yükselişlerinden faydalanmaktadır.77 Bazı durumlarda ise
piyasada fiyatlar aşırı düştüğünde üretici aynı zamanda kredinin teminatı olan
ürünlerin sahipliğini “ürün rehin kredisi fiyat seviyesi” karşılığında CCC’ye
devredebilmektedir. Bu işlem, ürünün CCC’ye satılması durumuyla benzerlik
göstermektedir. Bu durumda CCC tahakkuk eden faizden vazgeçmektedir. Böylece
üretici kanunda birim başına belirlenen “ürün rehin kredisi fiyat seviyesi” üzerinden
ürününü elinden çıkarabilmektedir. Bu fiyat üreticinin ürününü satabileceği en düşük
fiyat olması hasebiyle taban fiyat olma işlevi görmektedir.78
Bununla birlikte, CCC buğday, yemlik ürünler ve yağlı tohumlar için “ürün
rehin kredisi fiyat seviyesi” yerine Yerel Fiyat (Posted County Price) olarak
adlandırılan alternatif kredi geri ödeme oranları belirleyebilmektedir. Bu fiyatlar
günlük olarak ilan edilmektedir.79 Vadeden önce yerel fiyatlar birim borçlanma fiyatı
olan “ürün rehin kredisi fiyat seviyesi”nin üzerindeyse, çiftçi kredi anapara ve faizini
ödemektedir. Yerel fiyatlar “ürün rehin kredisi fiyat seviyesi”nin altında ise çiftçi
yerel fiyat seviyesinden krediyi ödemekte ve iki fiyat seviyesi arasındaki fark
Pazarlama Kredi Kazancı (Marketing Loan Gain) olarak adlandırılmaktadır. Çiftçi
bunun yerine iki fiyat seviyesi arasındaki farka eşit bir tutarı Kredi Açığı Ödemesi
(Loan Deficiency Payment) kapsamında da talep edebilmektedir.80 Pazarlama
Kredisi Kazancı ve Kredi Açığı Ödemesine ilişkin hesaplama Tablo 2.1’de yer
almaktadır. Tabloda üç farklı senaryo kapsamında kazanç durumu
değerlendirilmiştir. Senaryo 1’de yerel fiyat seviyesi birim borçlanma fiyatı olan
“ürün rehin kredisi fiyat seviyesi”nden yüksek gerçekleştiği için üretici piyasada
ürününü satarak birim başına faiz ve anapara toplamı olan 1,98 ABD Doları/Kile’yi
76
Ag Decision Maker. “Marketing Loans and LDPs.” p.3. December 2008. 5 Şubat 2016.
<https://www.extension.iastate.edu/agdm/crops/pdf/a1-38.pdf>
77
Nacar, 2009:43
78
Ag Decision Maker. “Marketing Loans and LDPs.” p.1. December 2008. 5 Şubat 2016.
<https://www.extension.iastate.edu/agdm/crops/pdf/a1-38.pdf>
79
USDA. Nonrecourse Marketing Assistance Loans and Loan Deficiency Payments.p.2. August 2014.
5 Şubat 2016. <https://www.fsa.usda.gov/Internet/FSA_File/mal_ldp_2014.pdf>
80
Shields, 2014:11

30

30
CCC’ye ödeyecektir. Senaryo 2’de ise yerel fiyat birim borçlanma fiyatı olan “ürün
rehin kredisi fiyat seviyesi”nin altında gerçekleşmiş ve bunun sonucunda üretici
yerel fiyat seviyesi üzerinden krediyi ödemiş ve oluşan fiyat farkı nedeniyle
Pazarlama Kredi Kazancı veya Kredi Açığı Ödemesine hak kazanmıştır. Buna ilave
olarak üretici kredi için tahakkuk eden 0,03 ABD Doları/Kile faizi ödememektedir.
Senaryo 3 kapsamında yerel fiyat “ürün rehin kredisi fiyat seviyesi”nin üzerinde
gerçekleşmekle birlikte birim borçlanma fiyatı olan “ürün rehin kredisi fiyat
seviyesi” ve kredi faiz toplamının altında gerçekleşmektedir. Bu nedenle üretici yerel
fiyat seviyesinden ödeme yapmakla birlikte, 0,02 ABD Doları/Kile faize
katlanmamaktadır.

Tablo 2.1. Kredi Kazancı ve Kredi Açığı Ödemesi Örneği


(ABD Doları/Kile)
Ürün Rehin Kredisi Fiyat Seviyesi 1,95
Senaryo 1 Senaryo 2 Senaryo 3
Ürün Rehin Kredisi Fiyat Seviyesi ve Faiz Toplamı
1,98 1,98 1,98
(Loan rate plus interest)
Yerel Fiyatı (Posted County Price) 2,05 1,90 1,96
Pazarlama Kredi Kazancı (Marketing Loan Gain)/
0 0,05* 0**
Kredi Açığı Ödemesi (Loan Deficiency Payment)
Kaynak: USDA, 2014a,
<https://www.fsa.usda.gov/Internet/FSA_File/mal_ldp_2014.pdf.>
*Vazgeçilen 0,03 ABD Doları/Kile tahakkuk eden faizi içermez.
**Pazarlama kredisi kazancı yoktur ancak 0,02 ABD Doları/Kile faizden vazgeçilmiştir. Üretici 1,96
ABD Doları/Kile ödeme yapmaktadır.

Bu uygulamayla devlet herhangi bir depoculuk faaliyeti yapmamakta, söz


konusu alım işlemi lisanslı depolar vasıtasıyla yapılmaktadır. Pazarlama Kredi
Desteği Programıyla; teminatlı kredilerin CCC’ye potansiyel teslimi, CCC’nin sahip
olduğu stokların birikmesi, depolama maliyetleri, eyalet ve ilçe genelinde pazarlama
kredi kazançlarındaki farklılıklardan kaçınmanın en aza indirilmesi ve üretilen
ürünlerin serbestçe rekabetçi bir ortamda pazarlanabilmesi amaçlanmaktadır.81

Devletin tarım ürünlerine ürün senedi karşılığı verdiği kredi, sistemin derinlik
kazanmasındaki en büyük etken olarak ön plana çıkmaktadır. Sistem, bir yandan
üreticiyi ürününün katma değerine sahip çıkma ve piyasaya karşı koruma işlevi
görürken diğer yandan kamu finansman yükünü azaltmaktadır. Tüm üreticiler, kredi

81
USDA. Nonrecourse Marketing Assistance Loans and Loan Deficiency Payments. p.1. August
2014. 5 Şubat 2016. <https://www.fsa.usda.gov/Internet/FSA_File/mal_ldp_2014.pdf>

31

31
olanağından yararlanmak için ürünlerini hasat sonrası lisanslı depolara getirmekte ve
böylece işlem hacmi artmaktadır.82

2.2. Avrupa’da Lisanslı Depoculuk Sistemi

AB’ye üye ülkelerde tarım piyasalarında istikrarın sağlanması, verimliliğin


artırılması, teknik gelişmenin teşvik edilmesi, ürün arzının düzenli hale getirilmesi ve
çiftçilerin gelirlerinde gözlemlenen dalgalanmanın bertaraf edilmesi ile çiftçilerin
gelirlerinin yükseltilmesi, çiftçilerin ve tüketicilerin korunması gibi amaçlarla
1962’den beri Ortak Tarım Politikaları uygulanmaktadır. Bu doğrultuda, tarım
ürünlerine yönelik fiyat destekleri ve müdahale alımları, korumacı politikalar, ihracat
teşvikleri ve ithalat kotaları gibi piyasa araçları devreye sokulmuş ve bunun
sonucunda üreticiler dünya fiyat seviyelerinin üzerinde garantili fiyatlar ile
desteklenmiştir.83 Bununla birlikte, bu destekler neticesinde tarım ürünlerinin
depolanmasından beklenen kârlılık düşmekte ve üreticiler tarafından ürünlerin
depolanmasına gerek duyulmamaktadır. Bu durum, söz konusu ülkelerde ürün senedi
uygulamalarına fazla rastlanılmamasına ve borsa sisteminin etkin olmamasına neden
olmaktadır.84

Bununla birlikte, bazı Doğu Avrupa ülkelerinde lisanslı depoculuk


uygulamaları mevcuttur. Bu kapsamda, Bulgaristan, Slovakya, Macaristan ve
Polonya uygulamaları aşağıda değerlendirilmektedir.

2.2.1. Bulgaristan

Bulgaristan’da lisanslı depoculuk kavramı, 1998 yılında parlamentodan


hububatın pazarlanması ve depolanması ile ilgili yeni bir kanunun geçmesi ile
resmiyet kazanmıştır. Hububat kanunu, hububatın depolanmasına ilişkin kamu
depoları ile hububat depoları olmak üzere iki işletme tipi öngörmüştür. Lisanslı
hububat depoları tazmin fonuna katılmamakta ve ürün senedi ihraç edememektedir.
Söz konusu depolar, sadece depolama hizmeti verebilmekte ve riskler mudi

82
Ziraat Mühendisleri Odası. Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu Tasarısı’na İlişkin Ziraat
Mühendisleri Odası’nın Görüşleri. Haziran 2006. 8 Temmuz 2015.
<http://www.zmo.org.tr/genel/bizden_detay.php?kod=140&tipi=5&sube=0>
83
İlter Yurtoğlu, 2015:61
84
a.g.e.:61

32

32
tarafından kabul edilmektedir. Lisanslı kamu depolarının ana amacı ise ürün
depolamak ve ürün senedi ihraç etmektir. Bu şirketler anonim ve limited şirket olarak
kurulabilmektedir. Bu depolar depo senedi ihraç etmek için kanunla belirlenen kural
ve standartlara uymak zorundadır. Ayrıca, kamu depolarının mudinin güvenliğini
garanti eden tazmin fonuna katılması da zorunludur. Hububatın mülkiyeti her iki
tarafın onayıyla aktarılabilmektedir. Ürün senetlerinin bu özelliği sistem için üçüncü
seviyede bir güvenlik oluşturmaktadır.85

1999 yılında Ürün Senetleri Kanunu benimsenmiş ve kanunun uygulanmasını


takiben yerel bankalar aracılığıyla depo sistemine finansman sağlanmıştır. Tüm
düzeylerde Kanunun başarılı bir şekilde uygulanması ve 2000 yılında bölgede tazmin
fonunun da oluşturulmasından sonra, Avrupa Bankası aktif olarak 3 yıl boyunca
kredi verilmesine katılım sağlamıştır. Bulgaristan kamu depolama sisteminde önemli
bir başarı sağlamıştır. 2000 yılında 250 bin ton kapasiteye ve 22 kamu deposuna
sahipken, 2009’da bunlar sırasıyla 500 bin tonun üzerine ve 47’ye yükselmiştir.86
Bankalar bu süreçte önemli tecrübeler kazanmıştır. Bankalar, ürün senetleri
kredilerinde uzmanlaşmış ve verimli içsel süreçler geliştirmiştir. Böylece kredi
mekanizması, nispeten düşük yönetim maliyetleriyle daha basit şekilde işlemeye
başlamıştır. Kredi faiz oranları programın başlarında sadece 2 bankanın kredi verdiği
durumda yüzde 16 iken, 2008’de 10 bankanın sisteme dâhil olması ve oluşan rekabet
nedeniyle yüzde 7-8’ler seviyesine düşmüştür.87

Bulgaristan’da Tarım Bakanlığı bünyesinde Ulusal Tahıl Hizmetleri adında


özel bir kurum kurulmuştur. Söz konusu kurum; kamu hububat depolarının
lisanslanma süreçlerinde önerilerde bulunmak, lisans sürecini organize etmek,
uygulamak ve kontrol etmek, lisanslı kamu depolarının kaydını tutmak; lisanslı
depoların ve depolanan ürünlerin kalite ve miktar açısından finansal, operasyonel ve
teknik durumlarını periyodik ve özel olarak kontrol etmek, ürün senetlerinin
basılması için siparişleri toplamakla görevlidir. Bu kurumun işlemleri sistem
açısından dördüncü bir güvenlik durumu sağlamaktadır.88

85
Hasnain at al, 2014:7
86
Jovičić at al, 2014:355
87
Coulter (ed.), 2009:14
88
Hasnain at al, 2014:7

33

33
Bütün bu gelişmelere rağmen, Bulgaristan’ın AB - Ortak Tarım Politikasına
katılması ve bu yolla üreticilerin finansman ve doğrudan üretim sübvansiyonlarına
daha kolay ulaşabilmesi nedeniyle, günümüzde lisanslı depoculuk sistemi kurulduğu
ilk on yıldaki kadar geniş bir kullanım alanına sahip değildir. 89

Sonuç olarak, Bulgaristan’da lisanslı depoculuk sistemine ilişkin yasal


düzenleme, lisanslama ve gözetim, performans garantisi bulunmakta olup,
Bulgaristan bu bakımdan lisanslı depoculuk sisteminin geliştiği ülkelerden biri olarak
değerlendirilmektedir.90

2.2.2. Slovakya91

Slovakya’da lisanslı depoculuk yasası 1998 yılında benimsenmiş ve lisanslı


depoculuk sistemi hükümet tarafından güçlü bir şekilde desteklenmiştir. Ülkede
lisanslı 60 depo bulunmaktadır ve ürün senetleri karşılığında finansman yıllık bazda
55 milyon ABD Doları civarındadır. Çeşitli bankalar sisteme finansman imkânı
sağlamaktadır, ancak ürün senetleri karşılığında gerçekleştirilen finansmanda Tarım
Bankası önemli bir rol oynamaktadır. Slovakya’da lisanslı depoculuk yasası
bankacılık açısından en iyi yasalardan biri olarak görülmektedir, çünkü finansal
kurumlar ağırlıklı olarak yasanın hazırlanma sürecine dâhil olmuştur. Bununla
birlikte Piyasa Regülasyonu için Devlet Fonu (State Fund for Market Regulation -
SFMR) aracılığıyla yapılan hükümet müdahaleleri sistemin düzgün işlemesini
engellemiştir. SFMR ürün senetleri karşılığında verilen krediler için destek
sağlamakta ve kredi vadesinden önce pazarlanamayan ürün senetlerinin alımını
belirlenmiş fiyatlardan garanti etmektedir. Bununla birlikte, bazı yıllarda fiyatların
çok yüksek belirlenmesi piyasada bozucu etkilere neden olmuştur. Daha önemlisi,
SFMR’nin ürün senetlerine ucuz kredi sağlaması ticari bankalar için rekabetçi
olmayan bir yapı oluşturmuştur. Bu gibi bir takım eksikliklere rağmen, Slovakya
lisanslı depoculuk için başarılı uygulama örnekleri arasında yer alabilmektedir.
Sistemde, iyi organize edilmiş bir ulusal lisanslama ve denetim kurumunun eksikliği,
Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (European Bank for Reconstruction and

89
İlter Yurtoğlu, 2015:63
90
Höllinger at al, 2009:28
91
a.g.e.:39

34

34
Development – EBRD) finansmanı kullanan depoların gerekli özeni göstermek için
yerel ticari bankaların sorumluluğunu arttırması ve bu kapsamda yerel bankalar
tarafından yapılan faaliyetleri izlemek için kiralanan inceleme şirketleriyle
giderilmiştir.

Slovakya da Bulgaristan gibi lisanslı depoculuk sistemine ilişkin yasal


düzenleme, lisanslama ve gözetim, performans garantisine sahip olması nedeniyle
lisanslı depoculuk sisteminin geliştiği ülkelerden biri olarak değerlendirilmektedir.

2.2.3. Macaristan92

Macaristan 19. yüzyılın sonlarında Avrupa’da ürün senetleri kavramıyla


tanışan ilk ülkelerden biridir. 1875’te Ticaret Yasası kamu depolarına ilişkin
düzenlemeler içerirken, 1996 yılında çeşitli ürünleri kapsayan Kamu Depolama ve
Depo Senetleri Kanunu söz konusu kanunun yerini almıştır. Macar hükümetinin
ihracat yanlısı tarım politikası, esas olarak ihracatın finansmanına yardımcı olduğu
için lisanslı depoculuk sisteminin desteklenmesi sonucunu doğurmuştur. İhracat
sübvansiyonları tahıl tüccarlarının sistemden faydalanmaları ve sistemi kullanmaları
için yeterli teşvikleri sağlamıştır. Ayrıca, büyük bankalar kamu depolama sistemine
dâhil olmuştur.

Macaristan’da lisanslı depoculuk sistemi gümrük depolarında ve depolama


şirketleri tarafından kiralanan depolarla yürütülmektedir. Sistem açısından finansal
performans garantisi eksikliği, sisteme katılması uygun bulunan lisanslı depoların
sahip olması gereken teknik ve finansal şartların artırılmasıyla çözülmüştür. Bunun
sonucunda önemli depolama kapasitesine sahip sadece üç büyük depo şirketi sisteme
dâhil olmuştur. Pazar geliştikçe bu depo şirketleri ürün senetlerine erişimi isteyen
daha küçük şirketlere garantör olmaya başlamışlardır. 2008 tecrübesinin gösterdiği
gibi sistem hatasız değildir. Sistemin özel depoların sahip olmadıkları ürünler
üzerinden ürün senetleri ihraç etmesi çeşitli bankalar ve ticaret şirketlerine para
kaybettirmiştir.

Bununla birlikte, Macaristan lisanslı depoculuk sistemine ilişkin yasal


düzenleme, lisanslama ve gözetim, performans garantisi bulunması ve bütün bunlara
92
a.g.e.:39

35

35
bağlı olarak işleyen bir sistemin var olması sebebiyle lisanslı depoculuk sisteminin
geliştiği ülkelerden biri olarak kabul edilmektedir.

2.2.4. Polonya93

Polonya’da lisanslı depoculuk yasası 2000 yılında Parlamento’da kabul


edilmiştir. Yasa, yürürlüğe girmesine rağmen uygulama için teşvik edici bir unsur
bulunmaması nedeniyle ivme kaybetmiştir. Bundan önce, ABD Uluslararası
Kalkınma Ajansı (United States Agency for International Development - USAID)
Polonya tahıl pazarına lisanslı depoculuğu tanıtmak için büyük bir kalkınma
programını finanse etmiştir. Ürün senetlerinin tüm unsurlarını kapsamakta olan bu
proje süresi çok kısa olduğu için sistemin piyasa şartlarında uygulanmasına fırsat
kalmadan sonlanmıştır.

Tarımsal Pazarlama Ajansı (Agricultural Marketing Agency) tarafından


yürütülen çeşitli müdahaleci tarım politikaları, sistemin potansiyel verimliliğinin
azalmasının nedenlerinden biri olmuştur. Krediler için yüksek faiz oranları üreticiler
için ürün senetleriyle borçlanmayı cazip olmaktan çıkarırken yüksek müdahale fiyatı
sistemin gelişmesini engellemiştir.

2000 yılında, EBRD ürün senetleri piyasasında faizleri yeniden hayata


geçirmeye çalışmış ve bir tazmin fonu kurulmasına destek sağlamak için ABD
büyükelçiliğiyle bir anlaşma sağlamıştır. Ancak hükümetin tamamen AB’ye girmeye
odaklanmış olması ve lisanslı depoculuk programını geliştirmek için kamu
kurumlarından yeterli destek sağlanamaması neticesinde Polonya Ulusal Bankası
(The National Bank of Poland) bu fikri desteklememiştir. Hibelerden sağlanan kayda
değer desteğe rağmen ürün senetleri sisteminin başarısızlığı, gelecek hibe girişimleri
için hükümet desteği ve politik desteğin önemi hakkında önemli dersler çıkarılmasını
sağlamıştır.

Sonuç olarak, Polonya’da lisanslı depoculuk sistemine ilişkin yasal


düzenleme bulunmakla birlikte, lisanslama ve gözetim ile, performans garantisi
bulunmamaktadır. Bu bakımdan Polonya lisanslı depoculuk sisteminin çok fazla
gelişmediği ülkelerden biri olarak değerlendirilmektedir.
93
a.g.e.:41

36

36
2.3. Kazakistan’da Lisanslı Depoculuk Sistemi

Kazakistan’da yerel bankalar 1990’ların başlarında ürün senedi karşılığında


kredi vermeye başlamışlardır. 2001 yılında EBRD ve USAID tarafından sağlanan
destekle lisanslı depoculuk programı başlatılmıştır. Birincil ve ikincil mevzuat
düzenlemeleri bu program kapsamında geliştirilmiş ve 2002 yılında onaylanmıştır.
Bu düzenlemeyle borçlunun yükümlülüklerini yerine getirmemesi durumunda
bankalar ürünlerin mülkiyetini elde edebilmektedir. Bankalar bu işlemi yaparken
hiçbir mahkeme kararına ihtiyaç duymamakta ve bu ürünleri elden çıkarabilmektedir.
Bu gelişmiş yasal düzenlemelerin devreye sokulması sonrasında ürün senedi
finansman hacmi artmıştır. Birçok banka ürün senedine kredi sağlamakta olup ülke
kamu-özel yönetimi altında işleyen bir tazmin fonuna sahiptir.94 Devlet ve 14 lider
lisanslı depo işleticisi tarafından ortaklaşa finanse edilen tazmin fonu efektif
organizasyonel yapının iyi bir örneğidir. Bu tazmin fonu bankacılık sektörüne ek
sigorta sağlamak için kullanılmıştır. 2003’te ürün senetleri karşılığında bankalar
tarafından verilen kredi miktarı 16 milyon ABD Dolarından 2011 yılında 1,5 milyar
ABD Dolarına yükselmiştir. Aynı dönemde depolanan hububat miktarı üç katına
çıkmıştır.95 Kazakistan’ın sistemi tüm gerekli unsurları içermekte ve sürekli güç
kazanmaktadır. Ülkede lisanslı depoculuk sisteminin hükümet müdahalesi
olmaksızın serbest piyasa şartlarında etkili bir şekilde işlediği söylenebilir.

2.4. Rusya Federasyonu’nda Lisanslı Depoculuk Sistemi

Rusya’da lisanslı depoculuk sisteminin temellerini depo senetleri


oluşturmaktadır. İlk defa 19. yüzyılın sonlarında Rusya ticaret yasasında tanımlanan
hububat depo senetleri 1906-1911 yılları arasında Başbakan Stolypin’in reformları
esnasında çar yanlısı Rusya’da kullanılmaya başlanmıştır. Kullanılması belli bir
dönem kesintiye uğrayan bu senetler, 1925 yılında Sovyetler Birliği'nin Yeni
Ekonomi Politikasının (1921-1929) bir parçası olarak Halk Komiserleri Konseyi
Kararı ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği Merkez Yürütme Kurulu tarafından

94
a.g.e.:38
95
OECD, 2015:37-38

37

37
yeniden kullanılmaya başlanmış olmakla birlikte daha sonra sahiplik belgeleri olarak
bu belgelerin kullanımına son verilmiştir.96

1990’lı yıllardan itibaren Rusya ekonomisinin liberalleşmesi depoculuk


faaliyetlerini de etkilemiştir. Liberalleşme ile birlikte yeniden ortaya çıkan lisanslı
depoculuk sistemi için gerekli olan yasal ve düzenleyici çerçevede pek çok eksiklik
bulunmaktadır. 1995 yılından itibaren stokların teminat olarak kullanılması Rusya
Medeni Kanununa göre mümkün olmuştur. Uygulamada, depolara ürün alınırken
verilen senetler teminat aracı olma işlevini yerine getirmekte ve bu yönüyle lisanslı
depoculuk sistemi benzeri bir işlev üstlenmektedir. 1996 yılında benimsenen Medeni
Kanunun ikinci kısmında açıkça lisanslı depoculuk sisteminden bahsedilmemesine
rağmen lisanslı depoculuk sisteminin kullanılabildiği yasal çerçevenin kurulmasında
daha ileri bir aşama gerçekleştirilmiştir. Yasada tanımlanan üç tip depo senedinden
ikisi menkul kıymet niteliğindedir.97 Depo senetleri kullanımında yüksek potansiyeli
olan büyük hububat üreticileri ile uluslararası ticaret ve finans kurumlarının lisanslı
depoculuk sistemine çok fazla ilgisi olmasına rağmen, lisanslı depoculuk sistemine
ilişkin doğru yasaların ve yönetmeliklerin ortaya konulmasında çok az ilerleme
kaydedilmiştir. Bununla birlikte ürün ihracat ve ithalat piyasasında ortaya çıkan
büyük fırsatların teşvik etmesi sonucunda özel sektör tarafından kendi kontrolleriyle
(örneğin; tarla depolaması) depo senetleri finansmanı kullanılmıştır.98

1994-1996 yılları arasında Rusya Federasyonu’nda sunulan düzenlemeler


sonucunda depo senetleri üç tip olarak çeşitlenmiştir:
 Depo senetlerini elinde bulunduran kimseye belli ürünleri alma hakkı
veren fakat ürün üzerinde sahiplik hakkı vermeyen senetler,
 Hamiline sertifikaların fiziksel sahipliği, ürün üzerindeki mülkiyet
sahipliğinin kanıtı olan basit depo sertifikaları,
 Bir rehin senedi ve depo sertifikasından oluşan çift depo sertifikaları.99

96
Höllinger at al, 2009:41
97
Csaki at al, 2002:96-97
98
Höllinger at al, 2009:41
99
a.g.e.:41-42

38

38
Son zamanlarda olumlu gelişmeler yaşanmasına rağmen lisanslı depoculuk
sisteminin yerleşmesinin önünde hala çok sayıda engel bulunmaktadır. Bu engeller
şöyle sıralanabilir:
- Bu düzenleyici rejimde borçlunun temerrüdü büyük bir sorundur.
- Finansörlerin haklarının korunması zor olabilmekte ve sistem, açık
artırmayla satış ve mahkemeleri de içeren birçok yavaş ve güvenilmez
süreci içerebilmektedir.
- Bankalar gerçek mallar üzerinde doğrudan kontrol kurmada başarısız
olduklarından esaslı kayıplar yaşayınca repo tabanlı finansman
100
geliştirilmiştir.

Likit ve ticari bir enstrüman olarak lisanslı depoculuk Rusya’da


kullanılmazken, lisanslı depoculuk benzeri işlemler farklı biçimdeki çok sayıda ticari
işlemde stokların teminat olarak gösterilmesiyle geniş çapta kullanılmaktadır.
Özellikle ihracat ve ithalat öncesinde bu işlemler yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu
işlemler tipik olarak depoların denetimini, risklere karşı sigorta yapılmasını ve
nihayetinde ürün tesliminde veya kredi ödendiğinde senetlerin iptalini içermektedir.
1998 krizi ve ürün stoklarının sermaye değerlerinde büyük miktarda aşınmanın
gerçekleşmesi sonucunda lisanslı depoculuk sistemine ilişkin programlar geçici
olarak durmuş ve 1999-2000 yıllarında yeniden ortaya çıkmıştır. Bu dönemin olumlu
bir özelliği bankaların önceki dönemlerden daha çok sisteme katılım sağlamalarıdır.
Bu durumun ortaya çıkmasındaki en önemli etken ise, hazine tahvillerinin getirisinin
düşmesi ve dolayısıyla üretken sektörlere daha fazla kredi verme gereksinimidir.101

2000 yılında lisanslı depoculuk potansiyelini değerlendiren bir çalışma, 20


milyon tonluk depolama alanı bulunan Rusya’da depo senetlerinin ihraç edilmesiyle
2 milyar dolarlık potansiyel bir teminat değerinin ortaya çıkacağını göstermiştir. Bu
durum yaklaşık olarak en büyük federal kredi programı kadar likiditeyi artıracaktır.
İyi işleyen bir lisanslı depoculuk sistemi sektörün kredi kısıtlamalarını hafifletmek
için önemli katkı yapabilecektir.102

100
a.g.e.:42
101
Csaki at al, 2002:94-95
102
a.g.e.:94

39

39
Lisanslı depoculuk sistemine ilişkin sorunları çözmek amacıyla kapsamlı bir
ürün senetleri yasası 2000 ve 2001 yılında hazırlanmıştır. “Ciro Edilebilir ve
Edilemez Depo Senetleri” yasası Nisan 2001’de Duma’da (Rusya avam kamarası)
onaylanmış ve Federasyon Konseyine gitmiştir. Ardından veto edilmiş ve uzlaşma
komisyonunda bir kaç yıl boyunca tartışılmıştır. O zamandan beri, düzenleyici
çerçevede çok fazla gelişme olmadığı görülmektedir. Samara bölgesindeki projeleri
fonlayan Müşterek Emtia Fonu (Common Fund for Commodities) tarafından
başlatılan lisanslı depoculuk sistemini iyileştirmeyi amaçlayan birincil mevzuat 2003
yılında Duma alt kanadı tarafından onaylanmış, ancak sonrasında nihai onay
gerçekleştirilememiştir.103 EBRD ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün
(Food and Agriculture Organization of the United Nations - FAO) işbirliği programı
kapsamında FAO, Nisan 2010’da ürün senetlerine ilişkin taslak bir mevzuat
düzenlemesi hazırlanmasında destek sağlamak için Rusya Hububat Birliğiyle (The
Russian Grain Union) anlaşma imzalamıştır. 2012 yılında nihai taslak hazırlanmış
olup diğer paydaş bakanlıkların görüşlerine sunulmuştur. Bu kapsamda diğer paydaş
bakanlıkların görüşleri dikkate alınarak yeniden hazırlanmakta olan mevzuat
düzenlemesinin yakın gelecekte hükümete sunulması beklenmektedir.104

Sonuç olarak; lisanslama ve gözetim, performans garantisi gibi uygulamaların


bulunmaması ve yasal düzenlemenin henüz tamamlanmamış olması nedeniyle Rusya
lisanslı depoculuk sisteminin henüz gelişmediği ülkelerden biridir.105

2.5. Kanada’da Lisanslı Depoculuk Sistemi

Kanada’da hububat depoları Kanada Hububat Komisyonu tarafından


lisanslanmaktadır. Silo tipleri, lisanslamada kullanılan kategorilere göre
belirlenmektedir. Hububat depoları 1971 yılından günümüze 4 farklı kategoride
sınıflandırılmıştır:
 Birincil hububat depoları: Ürünü depolamak, sevk etmek ya da her ikisini
birden yapmak için hububatı doğrudan üreticiden alan depolardır.

103
Höllinger at al, 2009:41
104
FAO. The Russian Federation and FAO. 14 Nisan 2016. <http://www.fao.org/3/a-au083e.pdf>
105
Höllinger at al, 2009:42

40

40
 Süreç depoları: Hububatın direkt imalatı veya diğer ürünlerde girdi olarak
kullanılması için alan ve depolayan depolardır.
 Terminal depoları: Hububatı resmi muayene, tartım ve temizlik
işlemlerinden sonra depolayan ve ürünün depodan nakliyesine kadar
bakımını üstlenen depolardır.
 Transfer depoları: Diğer depolarda resmi olarak denetlenen ve tartılan
hububatın transferinin yapıldığı depolardır. Doğu bölgelerinde transfer
depoları da ürünü almakta, temizlemekte ve depolamaktadır.106

Kanada’da hem lisanslı depo işletmecileri hem de lisanslı depoculuk


kapsamında işlem gören ürünlerin ticareti ile uğraşan kişiler lisans almak zorundadır.
Lisanslı tahıl depolarının ve tahıl ticaretinin kontrolünü sağlayan Kanada Tahıl
Komisyonu (Canadian Grain Commission) lisanslı depoların maksimum depolama
ücretlerini belirleme yetkisine sahip olmakla birlikte çoğu zaman ücret belirleme
konusunu lisanslı depo işletmelerine bırakmaktadır.107

Kanada Tahıl Komisyonu tarafından açıklanan verilere göre 2 Şubat 2017


tarihi itibarıyla ülke genelinde 416 adet hububat lisanslı deposu bulunmaktadır. Bu
depolar içerisinde en fazla görülen tip birincil hububat depolarıdır.108

2.6. Güney Afrika Cumhuriyeti’nde Lisanslı Depoculuk Sistemi109

Güney Afrika Cumhuriyeti’nde 12 milyon tonluk hububat üretimi 1990’ların


başlarına kadar devlet kontrollü bir piyasa sistemi çerçevesinde devlet desteği alan
yaklaşık 30 bin büyük ölçekli ticari işletme tarafından gerçekleştirilmiştir. Daha
sonraları hububat ticareti serbestleştirilmiş, hükümet ticareti desteklemek için özel
sektörü teşvik etmiştir. Ancak sistem açısından piyasa bilgileri, ticari anlaşmazlıklar,
ticaretin finansmanı, hububat fiyatlandırma sistemleri ve fiyat risklerinin yönetimini
kapsayan bir dizi ihtiyacın ele alınması gereği ortaya çıkmıştır. Bu ihtiyaçlar bilgi
hizmetlerinin iyileştirilmesi, depo sertifikalarının ihraç edilmesi ve Güney Afrika

106
Canadian Grain Commission. Grain Elevator in Canada. 25 Nisan 2016
<http://www.grainscanada.gc.ca/statistics-statistiques/geic-sgc/2016-04-01.pdf>
107
DOĞAKA, 2014:46
108
Canadian Grain Commission. All Elevators in All Provinces as of 2017-02-01. 5 Şubat 2017
<http://www.grainscanada.gc.ca/wa-aw/geic-sgc/search-recherche-eng.asp>
109
Coulter, 2009:15-17

41

41
Vadeli İşlemler Borsa’sında (The South African Futures Exchange - SAFEX) mısır,
buğday, soya fasulyesi ve ayçiçeği için vadeli işlemler ve opsiyon sözleşmelerinin
kurulması gibi bir takım kurumsal araçlarla ele alınmıştır.

Kooperatif depoları ürünün sınıfını, miktarını, yerini gösteren ciro edilebilir


depo sertifikalarını ihraç etmektedirler. Çiftçiler bunları ticarette veya ürün senedi
karşılığında bankadan kredi alırken kullanabilmektedir.

Güney Afrika Cumhuriyeti’nde lisanslı depolamaya ilişkin bir yasa


bulunmamaktadır. Depo sertifikaları sözleşme hukukuna göre ele alınmıştır.
Üreticilerin vadesi gelmiş kontratlar karşılığında ürün senetlerini teslim edecekleri
depoları SAFEX belirlemekte ve böylece sistemin büyük bir bölümü için gözetim
sağlanmaktadır. Onay şartları ABD lisans şartlarıyla karşılaştırıldığında nispeten
basittir ve silo sahiplerinin bir tazmin fonuna katkıda bulunması gerekliliği
bulunmamaktadır.

Silo işletmecileri kendi adlarına depo sertifikaları yayınlayabildiği gibi


yaygın olarak kullanılan SAFEX senetlerini de kullanabilirler. Üreticiler ürünlerini
piyasada satabileceği gibi ürünlerini satması için komisyoncu da atayabilmektedir.
Bu gibi durumlarda genellikle referans fiyat SAFEX fiyatlarıdır. Üreticiler ürün
satışını erteledikleri ve depo sertifikaları karşılığında kredi kullandıkları durumda
genellikle borsada işlem gören vadeli işlem ve opsiyon sözleşmelerini kullanarak
olumsuz fiyat risklerine karşı korunmaktadır. Fiyat riskini yönetebilecek
enstrümanların bulunması sonucunda, bankalar üreticilerin ürün senedi karşılığında
borçlanmalarını sağlayabilecek yapıya sahip olabilmiştir. Yatırımcılar fiyat
hareketlerinden kazanç sağlamak amacıyla depo sertifikalarına yatırım yapmaktadır.
Bu durum piyasaya likidite sağlanmasında ve risk paylaşımının gerçekleşmesinde
önemli bir rol oynamaktadır.

2004 yılında hububatın yüzde 60’ını elinde bulunduran iki silo işletmesinin
önderliğinde elektronik silo sertifikası sistemini geliştirmek için bir yazılım şirketi
devreye sokulmuştur. Sistem, katılımcı sözleşmesi kullanılarak kaydolmanın zorunlu
olduğu ve sisteme girişin şifre ile yapıldığı internet tabanlı kapalı bir sistemdir. Depo
sertifikasını elinde tutan kişi veya kurumlar sisteme girerek depo sertifikasını diğer

42

42
taraflara transfer edebilmektedir. Depo sertifikalarına sahip olanlar veya onların
komisyoncuları SAFEX sözleşmelerinden kaynaklanan teslimlerde sistemi
kullanmaktadır. Sistem ürün senetlerinin online kaydının yapılabilmesini
sağlayabilmekte, bunun yanı sıra katılımcılar, hükümet kurumları ve diğer
paydaşların kullanabileceği çeşitli bilgiler sunmaktadır. Sistem sayesinde kâğıt
doküman kullanımından kaynaklanan maliyetler azalmış, güvenlik artmış, senetlerin
el değiştirmesi hızlanmış ve işlemlerin açık bir şekilde denetiminin yapılabilmesi
sağlanmıştır. Ayrıca bankacılık hizmetleri hızlanmış ve bunun sonucunda ürün
senedi karşılığında daha hızlı kredi sağlanabilmiştir. Son olarak, bilgisayar
kullanamayan çiftçilere yardımcı olmak için çiftçilerin telefonla talimat
verebilecekleri telefon ticaret masasını da kapsayan bir yönetim merkezi
kurulmuştur.

Sonuç olarak, Güney Afrika Cumhuriyeti’nde müdahaleci politikaların


yokluğu ve güçlü piyasa kurumlarının varlığı lisanslı depoculuk sisteminin gelişimi
için ideal bir ekonomik ortam sağlamaktadır. Depolanan ürün depodan çekilmeden
önce ürün senetleri birkaç kez el değiştirmektedir. Nitekim 2013 yılında borsada
işlem gören kontratlar Güney Afrika Cumhuriyeti üretim hacminin 11 katını temsil
etmekteydi.110

2.7. Bölüm Değerlendirmesi


Piyasa odaklı bir sistem olan lisanslı depoculuk sistemi, tarımda fiyat istikrarı
ve çiftçi refahına yaptığı katkı nedeniyle pek çok ülke tarafından alternatif bir
politika aracı olarak benimsenmiştir. Uygulama örnekleri incelendiğinde, sistemin
bazı unsurları sistemin uygulandığı ülkelerde ana hatlarıyla benzerlik göstermekle
birlikte, bazı unsurları farklılaşmaktadır. Yasal düzenleme, lisanslama ve gözetim,
performans garantisi düzenlemeleri sistemin işler hale gelmesi için sağlanması
gereken ortak kriterlerdir. ABD, Bulgaristan, Slovakya, Macaristan, Kazakistan,
Kanada ve Güney Afrika Cumhuriyeti bu kriterleri farklı usullerle sağlamıştır.
Polonya’da lisanslı depoculuk sistemine ilişkin yasal düzenleme bulunmakla birlikte,
lisanslama ve gözetim ile performans garantisi bulunmamaktadır. Rusya’da

110
OECD, 2015:39

43

43
çalışmalar yapılmakla birlikte henüz yasal bir düzenleme hazırlanmamıştır. Bunların
dışında kalan ve sistemin hayata geçirilmesinde önem arz eden süreçler ülkelerin iç
piyasa koşullarına bağlı olarak farklılık arz etmektedir. ABD’de lisanslı depoculuk
sistemi, gelişmiş ürün ihtisas borsacılığı ve lisanslı depo kapasitesinin yanı sıra CCC
tarafından verilen ucuz kredi imkânıyla ve taban fiyat işlevi gören “ürün rehin
kredisi fiyat seviyesiyle” tarım politikalarına entegre bir yapı teşkil etmektedir.
Bulgaristan’da bankalar ürün senetlerine aktif bir şekilde finansman imkânı sağlamış;
Slovakya’da finansal kurumlar lisanslı depoculuk yasasının hazırlanma sürecinde
aktif olarak rol almış; Kazakistan’da borçlunun yükümlülüklerini yerine getirmemesi
durumunda bankaların hiçbir mahkeme kararına ihtiyaç duymadan ürün mülkiyetine
sahip olmaları düzenlenmiş ve bu durum sistemin işleyişini kolaylaştırmıştır. Bunun
sonucunda bankalar bu ülkelerde sistemin gelişmesine aktif bir şekilde katkı
sağlamışlardır. Güney Afrika Cumhuriyetinde vadeli işlem piyasası sistemin etkin bir
şekilde işlemesini ve gözetimini sağlamıştır. Rusya’da büyük bir potansiyel olmasına
rağmen sistem henüz işler hale gelmemiştir. Ancak, bu yüksek potansiyeli
değerlendiren tacirler lisanslı depoculuk benzeri işlemleri kendileri yapmaktadır.
Bazı ülkelerde sistemin işlemesine yönelik oluşturulan veya var olan kurumlarla
sistemin işleyişi yönlendirilmeye çalışılmıştır.

Lisanslı depoculuk sistemi uygulama örneklerinden; yasal düzenleme,


lisanslama ve gözetim, performans garantisi düzenlemelerinin yanı sıra finansman
imkânı, gelişmiş ürün ihtisas borsalarının varlığı, sistemin işleyişini bozacak
doğrudan müdahalelerin azaltılmasının (müdahale alımları gibi) sistemin işleyişini
kolaylaştırdığı anlaşılmaktadır.

44

44
3. TÜRKİYE’DE BUĞDAY PİYASASI VE TMO

3.1. Türkiye’de Buğday Piyasasının İşleyişi

Türkiye’de tarımın GSYİH içerisindeki payı 2015 yılında yüzde 6,9 olarak
gerçekleşmiştir.111 2015 yılı geçici verilerine göre tarımsal ürün değerinin yüzde
41’ini tahıllar ve diğer bitkisel ürünler oluşturmaktadır.112 Tahıllar ve diğer bitkisel
ürünler tarımsal üretimde önemli bir yer tutmakla birlikte, Türkiye’de iklim
koşullarının da etkisiyle buğday üretimi diğer ürünlere göre daha yaygın bir şekilde
gerçekleşmektedir. 2015 yılında tahıl üretimi için ekilen yaklaşık 117 milyon dekar
alanın 79 milyon dekarında buğday üretimi yapılmıştır. Aynı dönemde yaklaşık 39
milyon ton tahıl üretiminin 23 milyon tonunu buğday üretimi oluşturmuştur.113

Tüm bu verilerden anlaşıldığı üzere gerek Türkiye hububat piyasasının


temelini buğdayın oluşturması gerekse tek bir ürün üzerinden daha detaylı ve sağlıklı
hesaplamalar yapılmasına imkân vermesi açısından çalışmada hububat ürünlerinden
yalnızca buğday üzerine yapılan analizlere yer verilmiştir. Böylece söz konusu ürün
piyasasının mevcut durumu lisanslı depoculukla bağlantılı olarak kapsamlı bir
şekilde değerlendirilebilmiş, lisanslı depoculuğun gelişmesi için uygulanması
önerilen politikalar gerekçeleriyle ve olası sonuçlarıyla birlikte analiz edilebilmiştir.

3.1.1. Buğday üretim, tüketim ve dış ticareti

Buğday üretimi mevsimsel değişikliklerin de etkisiyle piyasa dönemleri


itibarıyla farklılık göstermektedir. Buğday arzı, kullanılabilir üretim ve buğday
ithalatından oluşmaktadır.114 Tablo 3.1’den de görüldüğü üzere buğday arzı buğday
üretimi ve ithalatına bağlı olarak değişkenlik göstermekle birlikte son yıllarda
buğday ithalatı buğday arzında önemli bir unsur haline gelmiştir. Ülkemizde buğday
ithalatının büyük çoğunluğu navlun ve rekabetçi fiyat avantajına bağlı olarak Rusya
Federasyonu, Kazakistan, ABD ve Ukrayna’dan yapılmaktadır.115

111
TÜİK, 2016h.
112
TÜİK, 2016ı.
113
TÜİK, 2016b.
114
Çiftçi tarafından tohumluk ve tüketim için ayrılan buğday üretimin arz edilmeyen kısmını
oluşturmaktadır.
115
TMO, 2014:31

45

45
Türkiye’de buğday; tüketim, tohumluk ve yemlik olarak kullanılmaktadır.
Bununla birlikte buğday ihracatı da yapılmaktadır. Tablo 3.1’den de görüldüğü üzere
yurt içi kullanım, değişkenlik göstermekle birlikte son yıllarda artmıştır. Ayrıca
buğday ihracatının da son yıllarda arttığı görülmektedir.

Tablo 3.1. Buğday Ürün Denge Tablosu116


2009/10 2010/11 2011/12 2012/13 2013/14 2014/15
Üretim (Ton) 20.600.000 19.674.000 21.800.000 20.100.000 22.050.000 19.000.000
Ekilen Alan ( Ha) 8.100.000 8.103.400 8.096.000 7.529.639 7.772.600 7.919.209
Üretim Kayıpları (Ton) 1.133.000 1.082.070 1.199.000 1.105.500 1.212.750 1.045.000
ARZ (Ton) 22.418.007 22.766.035 23.825.535 23.024.199 25.022.439 23.735.716
Kullanılabilir Üretim (Ton) 19.467.000 18.591.930 20.60.1000 18.994.500 20.837.250 17.955.000
İthalat (Ton) 2.951.007 4.174.105 3.224.535 4.029.699 4.185.189 5.780.716
YURTİÇİ KULLANIM (Ton) 16.961.236 18.187.098 19.609.603 19.375.457 20.461.694 20.121.780
Tüketim (Ton) 14.494.543 15.766.287 17.089.529 17.042.330 16.329.709 15.604.364
Tohumluk Kullanım (Ton) 1.458.000 1.458.612 1.457.280 1.355.335 1.399.068 1.425.458
Yemlik Kullanım (Ton) 424.683 404.441 448.402 411.075 2.111.650 2.556.427
Kayıplar (Ton) 584.010 557.758 614.392 566.716 621.266 535.532
İHRACAT (Ton) 4.491.284 3.228.101 3.977.079 3.700.742 4.677.855 4.358.527
STOK DEĞİŞİMİ (Ton) 965.487 1.350.836 238.853 -52.000 -117.110 -744.591
Kişi Başına Tüketim (Kg) 199,8 213,9 228,7 225,3 213 200,8
117
Yeterlilik Derecesi (Yüzde) 114,8 102,23 105,1 98,0 101,8 89,2
Kaynak: TÜİK, 2016c, 1 Ocak 2017, <http://www.tuik.gov.tr/>

Buğdayın stoklanabilir bir ürün olmasının da bir sonucu olarak bazı yıllarda
tüketilmeyen ürünlerin depolanmasıyla stok artışı gerçekleşmiş; bazı yıllarda ise
tüketim ve ihracatın, üretim ve ithalattan fazla olması sonucunda stoklar azalmıştır.
Tüketimin nüfusa bölünmesiyle elde edilen kişi başına buğday tüketimi 200 kg
civarında seyretmiştir. Tablo 3.1 incelendiğinde ülkemizde buğday üretiminin bazı
yıllarda yurt içi kullanım için yeterli olduğu, bazı yıllarda ise yetersiz kaldığı
görülmektedir.

116
Yalnızca hammadde olarak kullanılan birincil tarımsal ürünü değil, o üründen elde edilen işlenmiş
ürünleri de kapsamaktadır (örneğin; buğday nişastası, un).
117
Bir bölgenin kullanılabilir üretiminin (iç üretim) o bölgenin bütün ihtiyacını ya da yurt içi
kullanımı (insan, hayvan ve endüstrinin bütün ihtiyaçlarını) ne ölçüde karşılayacak durumda olduğunu
gösteren yeterlilik derecesi (Kullanılabilir Üretim/ Yurt İçi Kullanım)×100 formülüyle
hesaplanmaktadır. Hesaplanan değerin 100’den küçük olması, üretimin yurt içi talebi tam olarak
karşılayamadığı durumu; 100’den büyük olması ise, normal iç ihtiyaçları geçen, ihraç edilebilir
ve/veya stoklanabilir miktarların varlığı durumunu göstermektedir.

46

46
Türkiye önemli miktarda buğday üretimiyle kendi kendine yeterli görülmekle
birlikte bazı yıllarda olumsuz iklim koşullarına bağlı olarak üretimde ve kalitede
yaşanan sorunlardan dolayı sanayicinin istediği kalitede buğday için arz açığı
bulunmaktadır.118 Bununla birlikte, buğdaya dayalı mamul madde (un, makarna,
bisküvi, irmik ve bulgur) ihracatının yıllara göre artış gösterdiği görülmektedir.119

Buğday ithalat, ihracat ve buğday karşılığı mamul madde ihracat miktarının


2002 yılı sonrasındaki seyrini gösteren Grafik 3.1 incelendiğinde, 2002-2015 yılları
arasında buğday ihracat miktarının düşük seviyelerde seyrettiği, buğday ithalat
miktarları ile buğday karşılığı mamul madde ihracat miktarlarının ise 2007
sonrasında benzer bir seyir izleyerek artış eğilimine girdiği görülmektedir. Bu
durum, ülkemizde buğday ithalatının buğdaya dayalı mamul madde ihracatındaki
artıştan kaynaklandığını göstermektedir.120

Grafik 3.1. Türkiye Buğday İthalatı ile Buğday ve Buğday Karşılığı Mamul
Madde İhracatı Karşılaştırması
(Bin Ton)

6000
5000
4000
3000
2000
1000
0
2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015
Mamul Madde İhracat Miktarı (Buğday Karşılığı)
Buğday İthalat Miktarı
Buğday İhracat Miktarı

Kaynak: TMO, 2014:30-32 ve TMO, 2016:21-23

3.1.2. Buğday piyasasında verim, maliyet, fiyat ve destekleme

Ekilen alan başına üretimi gösteren verimlilik düzeyi çiftçi refahı açısından
önem arz etmektedir. Verimlilik artışının gerçekleştiği durumlarda birim maliyetlerin

118
Nacar, 2009: 50
119
TMO, 2014:30
120
a.g.e.:30

47

47
azalmasına bağlı olarak çiftçiler daha yüksek kazanç elde edebilmektedirler. Tersi
durumda ise çiftçilerin kârlılığı, birim maliyetlerin artması sonucunda düşmektedir.
Tablo 3.2, dünya ve başlıca üretici ülkelerde verimlilik kıyaslamalarını
göstermektedir. Türkiye’de buğday üretiminin, büyük ölçüde kuru tarım koşullarında
yapılmasının da etkisiyle buğday verimi dünya ortalamasının altında kalmaktadır.
2006-2016 yıllarını kapsayan dönemde Türkiye’nin ortalama buğday verimi 2,54
ton/hektar seviyesindeyken, Avrupa Birliğini oluşturan 28 ülke (AB (28)) ve dünya
ortalaması sırasıyla 5,40 ve 3,08 ton/hektar seviyelerinde gerçekleşmiştir. Türkiye ile
kıyaslandığında özellikle AB (28) ve Çin hektar başına yaklaşık olarak 2 kat daha
fazla buğday elde edebilmektedir. ABD, Ukrayna ve Kanada’nın buğday
verimlilikleri Türkiye’den yüksekken, Rusya’nın buğday verimliliği Türkiye’den
düşüktür.

Tablo 3.2. Dünya ve Başlıca Üretici Ülkelerde Buğday Verimi


(Ton/Hektar)
Türkiye Dünya AB(28) Rusya ABD Ukrayna Kanada Çin

2006/07 2,35 2,83 5,06 1,95 2,60 2,65 2,61 4,53


2007/08 2,16 2,82 4,75 2,10 2,70 2,33 2,32 4,73
2008/09 2,34 3,08 5,68 2,45 3,02 3,71 2,85 4,81
2009/10 2,56 3,05 5,44 2,23 2,99 3,09 2,79 4,88
2010/11 2,44 3,00 5,28 1,91 3,12 2,68 2,82 4,75
2011/12 2,70 3,15 5,28 2,26 2,94 3,35 2,96 4,84
2012/13 2,67 3,05 5,20 1,77 3,11 2,80 2,86 4,98
2013/14 2,84 3,23 5,54 2,23 3,17 3,39 3,59 5,04
2014/15 2,50 3,28 5,84 2,50 2,94 3,94 3,10 5,24
2015/16 2,87 3,29 5,97 2,39 2,93 3,83 2,88 5,39
Ort. 2,54 3,08 5,40 2,18 2,95 3,18 2,88 4,92
Kaynak: TMO, 2014:41 ve TMO, 2016:31

Çiftçinin refah düzeyini belirleyen ve üreticilerin üretim kararlarını doğrudan


etkileyebilen bir diğer unsur ise girdi fiyatlarındaki artış veya azalışlardır. Girdi
fiyatlarındaki artış üreticinin daha az ekim yapmasına, azalış ise daha fazla ekim
yapmasına neden olabilmektedir. Girdi fiyat artışlarının makul seviyelerde artması ve
buğday fiyat artış seviyesine yakın seyretmesi çiftçi refahı açısından önem arz
etmektedir.121

121
Konyalı, 2008:56

48

48
Tablo 3.3, Türkiye’de buğday üretimine ilişkin 2007-2014 dönemi girdi
fiyatları ve fiyat artış oranlarını göstermektedir. 2007-2014 yılları arasında Yurt İçi
Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) artışı yaklaşık yüzde 68 olarak gerçekleşirken,
tohumluk, % 26 CAN gübresi122, DAP gübresi123 ve mazot fiyat artışı sırasıyla
yaklaşık yüzde 62, 128, 97 ve 91 olarak gerçekleşmiştir. Söz konusu dönemde
tohumluk fiyat artışı hariç diğer girdi fiyatlarının Yİ-ÜFE artışının üzerinde
gerçekleştiği görülmektedir.

Tablo 3.3. Türkiye’de 2007-2014 Döneminde Girdi Fiyatları ve Artış Oranları

Tohumluk Gübre (% 26 Gübre DAP Mazot Yİ-ÜFE


CAN)

Yüzde Yüzde Yüzde Yüzde Yüzde


(TL/Ton) (TL/Ton) (TL/Ton) (TL/Lt) Endeks
Artış Artış Artış Artış Artış
2007 800 - 350 - 725 - 2,28 - 139,66 -
2008 950 18,8 510 45,7 1.672 130,6 2,82 23,7 157,43 12,7
2009 850 -10,5 436 -14,5 689 -58,8 2,45 -13,1 159,37 1,2
2010 1.010 18,8 439 0,7 919 33,4 2,97 21,2 172,95 8,5
2011 1.120 10,9 561 27,8 1.362 48,2 3,57 20,2 192,12 11,1
2012 1.120 0,0 692 23,4 1.332 -2,2 3,84 7,6 203,82 6,1
2013 1.170 4,5 739 6,8 1.209 -9,2 4,26 10,9 212,96 4,5
2014 1.297 10,9 799 8,1 1.425 17,9 4,36 2,3 234,78 10,2
2007-2014 - 62,1 - 128,3 - 96,6 - 91,2 - 68,1
Kaynak: GTHB, 2015a, 25 Şubat 2016,
<http://www.tarim.gov.tr/Belgeler/SagMenuVeriler/Tarimsal_Veriler.pdf>, GTHB, 2015b,25 Şubat
2016, <http://www.tarim.gov.tr/sgb/Belgeler/SagMenuVeriler/BUGEM.pdf> ve TÜİK, 2016e, 15
Aralık 2016 <http://www.tuik.gov.tr/>

Girdi fiyatlarının buğday fiyatlarının üzerinde gerçekleşmesi durumunda satın


alma gücü azalan üreticiler daha az girdi kullanmakta bunun sonucunda ise verim
azalabilmektedir.124 Verim düşüklüğü ise, çiftçinin aynı maliyetle daha az üretim
yapmasına ve dolayısıyla daha düşük gelir elde etmesine yol açabilmektedir. Bu
durum dikkate alınarak, girdi ve buğday fiyat artışları yıllar itibarıyla Tablo 3.4’te

122
Çeltik hariç tüm bitkilerin gübrelenmesinde en çok kullanılan üst gübresidir. Yapısında yüzde 26
azot (N) bulunur. Yeteri kadar verilmemesi halinde bitkide gelişme yavaşlar, yapraklar küçük kalır ve
soluk ya da sarımtırak yeşil renge döner. Gereğinden fazla verilmesi halinde ise gelişme fazla olur,
olgunlaşma gecikir, bitkinin girişi azalır.
123
Bileşiminde yüzde 18 azot (N) ve yüzde 46 fosfor (P 2O5) ihtiva eden DAP gübresi hububat için
uygun bir gübre olup, İç Anadolu’da yoğun şekilde tercih edilmektedir. Ayrıca fosfor eksikliğinin
yoğun hissedildiği topraklarda birçok üründe başarı ile uygulanabilmektedir.
124
Konyalı, 2008:57

49

49
karşılaştırılmıştır. Tablo 3.4’te girdi maliyetlerinin etkisinin bir bütün olarak
görülebilmesi için buğday üretiminde yoğun olarak kullanılan mazot, tohumluk ve
gübre girdi fiyatlarının ortalama artışı ile buğday fiyat ve Yİ-ÜFE artışı
karşılaştırılmıştır.

Tablo 3.4. Ürün ve Girdi Fiyatlarının Enflasyonla Karşılaştırılması


Girdi Fiyatı Buğday Fiyatı Yİ-ÜFE
Yıllık Yıllık
Yıllık
Değişim Değişim
Endeks Değişim Endeks Endeks
(Yüzde) (Yüzde)
(Yüzde)
2007 18,55 100 17,14 100 6,3 100
2008 54,65 155 29,27 129 12,7 113
2009 -24,22 117 -9,43 117 1,2 114
2010 18,52 139 8,33 127 8,5 124
2011 26,77 176 11,54 141 11,1 137
2012 7,2 189 3,45 146 6,1 146
2013 3,25 195 10 161 4,5 152
2014 9,8 214 12,12 180 10,2 168
Kaynak: GTHB, 2015a, 25 Şubat 2016,
<http://www.tarim.gov.tr/Belgeler/SagMenuVeriler/Tarimsal_Veriler.pdf>, GTHB, 2015b, 25 Şubat
2016, <http://www.tarim.gov.tr/sgb/Belgeler/SagMenuVeriler/BUGEM.pdf> ve TÜİK, 2016e, 15
Aralık 2016, <http://www.tuik.gov.tr/>

Tablo incelendiğinde, 2014 yılı sonu itibarıyla, 2007 yılına oranla girdi
fiyatları 2,14 kat, buğday fiyatları 1,8 kat, enflasyon oranı ise 1,68 kat artmıştır. Girdi
fiyat artışı hem buğday fiyat artışı hem de enflasyonun üzerinde gerçekleşmiştir.
Girdi fiyatlarının buğday fiyat artışının üzerinde olması üreticinin satın alma
gücünün azaldığı anlamına gelmektedir. Bu durumun devam etmesi, üretici
kesiminin gelir yapısını daha da kötüleştirebilecektir.
Yukarıda yer alan fiyat karşılaştırmalarının yanı sıra dünya girdi fiyatlarının
ülkemiz girdi fiyatlarıyla karşılaştırılması da önem arz etmektedir. Bu kapsamda,
Grafik 3.2 ve Grafik 3.3’de üretim maliyetlerini doğrudan etkileyen gübre ve mazot
girdilerine ilişkin dünya ve yurt içi fiyatları karşılaştırılması yapılmıştır.
Grafik 3.2’de DAP ve ÜRE gübrelerine ait dünya ve yurt içi piyasa fiyatları
yer almaktadır. Grafik incelendiğinde, her iki gübre çeşidinde de kesikli çizgilerle
gösterilen yurt içi fiyatlarının dünya fiyatlarının üzerinde seyrettiği görülmektedir.
Yurt içi fiyatları dünya fiyatlarının üzerinde seyretmekle birlikte bu fiyatların artış ve
azalış trendleri benzerlik göstermektedir. Türkiye’nin hammadde ve mamul madde

50

50
olarak önemli ölçülerde gübre ithalatı gerçekleştirmesine bağlı olarak dalgalı bir
seyir izleyen dünya fiyatlarından etkilenmesi, bu durumun ortaya çıkmasında etkili
olmaktadır.125

Grafik 3.2. Dünya ve Türkiye Gübre Fiyat Karşılaştırması


(TL/Ton)
2000
1500
1000
500
0
2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014

DAP (Türkiye) ÜRE (Türkiye) DAP (Dünya) ÜRE (Dünya)

Kaynak: World Bank, Global Economic Monitor Commodities, 25 Şubat 2016,


<http://databank.worldbank.org/data/-reports.aspx?source=global-economic-monitor-(gem)-
commodities> ve GTHB, 2015a, 25 Şubat 2016,
<http://www.tarim.gov.tr/Belgeler/SagMenuVeriler/Tarimsal_Veriler.pdf>
Grafik 3.3’te AB, Türkiye ve ABD mazot fiyatlarına yer verilmiştir.
Grafikten de görüldüğü üzere, ülkemiz mazot fiyatları AB ve ABD fiyatlarının
üzerinde gerçekleşmiştir.

Ülkemiz fiyatları AB mazot fiyatlarına yakın görülmekle birlikte ABD mazot


fiyatlarının neredeyse iki katı seviyesindedir. AB ülkelerinde mazot fiyatları ABD’ye
göre yüksek olmakla birlikte, Tablo 3.2’de yer alan verimlilik göstergeleri dikkate
alındığında, AB (28) verimlilik ortalamasının ABD verimlilik seviyesinin yaklaşık
iki katı seviyesinde olduğu görülmektedir. Bu durumda AB (28)’de üretim yapan
üreticiler yüksek verimlilikten, ABD’de üretim yapan üreticiler ise maliyet
avantajından kazançlı çıkmaktadır. Bununla birlikte, söz konusu iki göstergede de
ülkemiz çiftçileri AB (28) ve ABD’ye göre dezavantajlı durumdadır.

125
Kalkınma Bakanlığı, 2014:34

51

51
Grafik 3.3. AB, ABD ve Türkiye Mazot Fiyatları Karşılaştırması
(TL/Litre)
6,00
4,00
2,00
0,00
2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014
AB mazot fiyatları Türkiye mazot fiyatları ABD mazot fiyatları

Kaynak: GTHB, 2015a, 25 Şubat 2016,


<http://www.tarim.gov.tr/Belgeler/SagMenuVeriler/Tarimsal_Veriler.pdf>
GTHB, 2015b, 25 Şubat 2016,
<http://www.tarim.gov.tr/sgb/Belgeler/SagMenuVeriler/BUGEM.pdf>

Türkiye’nin girdi maliyetleri ve verimlilikten kaynaklanan bu dezavantajlı


durumu, Grafik 3.4’te görüldüğü üzere yurt içi fiyatların dünya fiyatlarının üzerinde
gerçekleşmesinin de gerekçesini oluşturmaktadır.

Grafik 3.4’te Polatlı, Eskişehir ve Konya Ticaret borsaları buğday


fiyatlarından elde edilmiş Anadolu kırmızı sert ekmeklik buğdayı (AKS buğdayı)
ortalama fiyatlarıyla ABD, Fransa ve Rusya buğday fiyatları karşılaştırılmıştır.
Tablodan da görüldüğü üzere, 2009 ve 2015 yılları arasında dolar bazında buğday
fiyatları ABD, Fransa ve Rusya buğday fiyatlarının üzerinde gerçekleşmiştir.
Grafik 3.4. Dünya ve Türkiye Buğday Fiyatları Karşılaştırması

450
375
300
225
150
75
0
2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015
ABD 2HRW (FOB $/Ton) AKS buğdayı ($/Ton)
Fransız buğdayı (FOB $/Ton) Rus buğdayı (FOB $/Ton)
Kaynak: TMO, 2014:53 ve TMO, 2016:44

Sonuç olarak yüksek maliyet ve verim düşüklüğü bir taraftan üreticinin gelir
düzeyinin düşük olmasına diğer taraftan da yurt içi piyasa fiyatlarında artışlara neden
olabilmektedir. Artan maliyetler, fiyatlar yoluyla tüketicilere de olumsuz yansımakta

52

52
ve üreticinin kamu tarafından daha fazla sübvanse edilmesi için baskı
oluşturmaktadır.126 Bu nedenlerle, ülkemizde maliyet azaltıcı ve verimliliği artıcı
politikaların uygulanması zorunluğu bulunmaktadır. Bu politikaların uygulanması
durumunda, buğday fiyatları diğer ülkelerin fiyatlarıyla rekabet edebilir seviyelere
ulaşabilecektir.
Yukarıda bahsedildiği üzere, yüksek girdi maliyetleri ve düşük verim düzeyi
ülkemizde çiftçi gelirlerinin düşük düzeylerde gerçekleşmesi sonucunu
doğurmaktadır. Bu durumun menfi etkilerini azaltmak ve çiftçi refahını korumak
amacıyla devlet üreticiyi destekleme politikalarıyla desteklemektedir. Aşağıda
detaylı şekilde açıklanan müdahale alımı yoluyla gerçekleştirilen fiyat desteği
dışında, ülkemizde buğdaya kg başına prim (fark ödemesi) ve alan bazlı toprak
analizi, sertifikalı tohum, gübre ve mazot destekleri de verilmektedir.
2016 yılında Çiftçi Kayıt Sistemine (ÇKS) dâhil olan çiftçilere buğday için
11 TL/dekar mazot ve gübre desteği, 5 Krş/kg fark ödemesi desteği ve 8,5 TL/dekar
yurt içi sertifikalı tohum kullanım desteği verilmesi kararlaştırılmıştır.127
Ülkemizde buğday üretim maliyetinin yüksek olması çiftçiler açısından
verilen destekleri daha da önemli hale getirmektedir. Verilen desteklerin çiftçinin
satın alma gücüne yaptığı katkı Tablo 3.5’te gösterilmiştir:

Tablo 3.5. Buğday Girdi Pariteleri


2002 2014 2015*
1 Kg Buğday ile Alınabilecek Girdi Miktarı (Kg)
Buğday/Gübre 1,31 1,11 1,03
Buğday/Gübre (Destek dâhil) 1,69 1,27 1,18
Buğday/Mazot 0,21 0,19 0,23
Buğday/Mazot (Destek dâhil) 0,27 0,22 0,27
1 Adet Mal Almak için Satılacak Buğday Miktarı (Kg)
Traktör/Buğday 84.139 47.099 48.765
Traktör/Buğday (Destek dâhil) 65.158 41.050 42.678
Buzdolabı/Buğday 5.930 2.218 2.275
Buzdolabı/Buğday (Destek dâhil) 4.593 1.933 2.001
Çamaşır Makinesi/Buğday 3.730 1.300 1.290
Çamaşır Makinesi/Buğday (Destek dâhil) 2.889 1.133 1.129
Kaynak: GTHB, 2015a, 25 Şubat 2016,
<http://www.tarim.gov.tr/Belgeler/SagMenuVeriler/Tarimsal_Veriler.pdf>
* 2015 yılı Ocak ve Şubat ayları ortalaması alınmıştır.

126
Nacar, 2009:126
127
2016/8791 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı

53

53
Tablo incelendiğinde, 1 kg buğday ile alınabilecek gübre miktarının 2002
yılında 1,31 kg seviyesinden 2014 yılında 1,11 kg’ye, 2015 yılında ise 1,03 kg’ye
düştüğü görülmektedir. Bununla birlikte, destek dâhil 1 kg buğdayla 2002 yılında
yaklaşık yüzde 30 daha fazla gübre alınabiliyorken, bu oran 2014 ve 2015 yıllarında
yaklaşık olarak yüzde 15’ler seviyesine düşmüştür. Netice olarak 2002 yılına göre
2014 ve 2015 yıllarında hem buğday fiyat artışı gübre fiyat artışının gerisinde kalmış
hem de desteklerin üreticiye sağladığı katkı azalmıştır.

1 kg buğday ile alınabilecek mazot miktarı 2002 yılında 0,21 litre


seviyesinden 2014 yılında 0,19 litreye düşmüş, 2015 yılında ise petrol fiyatlarındaki
düşüşün de etkisiyle 0,23 litre seviyesine yükselmiştir. Bununla birlikte, destek dâhil
1 kg buğdayla 2002 yılında yaklaşık yüzde 30 daha fazla mazot alınabiliyorken, bu
oran 2014’te yüzde 16’ya ve 2015 yılında ise yüzde 17 seviyesine düşmüştür. 2002
yılına göre 2015 yılında buğday fiyat artışı mazot fiyat artışını telafi edecek seviyede
yükselmesine rağmen desteklerin katkısı 2014 ve 2015 yıllarında azalmıştır.

Üreticinin satın alma gücündeki değişimi göstermesi bakımından 1 adet mal


almak için satılacak buğday miktarını gösteren traktör/buğday, buzdolabı/buğday ve
çamaşır makinesi/buğday pariteleri 2002 yılına kıyasla 2014 ve 2015’te azalmıştır.
Söz konusu dönemde buğday fiyatları traktör, buzdolabı ve çamaşır makinesi
fiyatlarından daha fazla artmış ve bu ürünlerde üreticinin satın alma gücü artmıştır.
Üretici 2002 yılına kıyasla daha az buğday satarak aynı ürünleri alabilmektedir.
Ayrıca üç paritede de desteğin sağladığı katkı oranı 2002 yılındaki yüzde 23
seviyesinden 2014 yılında yüzde 13 ve 2015 yılında yüzde 12 seviyelerine
düşmüştür. Söz konusu ürünlerde üreticinin alım gücünde bir iyileşme görülmekle
birlikte, üreticinin kullandığı mal sepetinin bilinememesi sebebiyle bu durum alım
gücünde genel bir iyileşme olduğu şeklinde yorumlanamayacaktır. Nitekim üreticinin
mal sepetinde bulunan diğer ürünlerin fiyatları buğday fiyat artışının üzerinde veya
altında gerçekleşebilmektedir.

Bu gibi destekler verimliliğin yüksek olduğu ülkelerde de mevcuttur. Örneğin


verimliliği Türkiye’den yüksek olan AB’de müdahale alımları, ihracat
sübvansiyonları, ithalat tarifeleri, gümrük tarifeleri gibi piyasa fiyat desteği (Market

54

54
Price Support) önlemleri bulunmaktadır.128 Bunun yanı sıra üretim miktarı, üretimde
kullanılan girdi miktarı, hayvan sayısı, ekilen alan, çiftçi kazanç veya geliri baz
alınarak çiftçilere ödemeler yapılmakta ve çiftçilerin girdi maliyetlerini azaltmak
amacıyla vergi veya ücret indirimi bulunmaktadır.129 Piyasa fiyat desteği ve diğer
destekler AB fiyatlarının dünya fiyatlarının üzerinde seyretmesi sonucunu
doğurmaktadır.130

Ülke örnekleri bölümünde de bahsedildiği üzere, ABD’de destekleme


sistemi, 2014 yılında çıkarılan Tarım Kanunu ile yeniden şekillendirilmiştir. Söz
konusu yasayla çiftçiye sağlanan doğrudan devlet sübvansiyonlarına son verilerek
sigorta biçimindeki destekler arttırılmış, PLC ve ARC adı altında çiftçilerin birini
seçmek zorunda oldukları iki adet yeni program uygulamaya konulmuştur.131
Bununla birlikte ARC programı ilçe ve bireysel temelli olmak üzere ikiye
ayrılmaktadır. Çiftçiler PLC ve ilçe bazlı ARC’de ürün bazında bu iki sistemden
birini seçebiliyorken, çiftçilerin bireysel bazlı ARC’yi seçmeleri durumunda bütün
ürünler bu kapsama dâhil olmaktadır.132

PLC programı altında çiftçiler, bir ürünün sezonluk ulusal ortalama piyasa
fiyatının, Kanun’da belirlenen referans fiyatın altına düşmesi durumunda destek
almaktadırlar.133 Bir ürünün 12 aylık piyasa dönemi sonunda Amerika Birleşik
Devletleri Tarım Bakanlığı (United States Department of Agriculture – USDA)
tarafından belirlenen ulusal ortalama piyasa fiyatı, efektif fiyat olarak
134
nitelendirilmektedir. Referans fiyat ise yeni dönemde hedef fiyatın yerine
kullanılmaktadır. Efektif fiyatın referans fiyatın altına düşmesi durumunda bu iki
fiyat değişkeni arasındaki fark verimle ve üretim yapılan arazinin yüzde 85’i ile

128
OECD. Evaluation of Agricultural Policy Reforms in The European Union. p.51. 2011. 30 Ocak
2016. <http://www.keepeek.com/Digital-Asset-Management/oecd/agriculture-and-food/evaluation-of-
agricultural-policy-reforms-in-the-european-union_9789264112124-en#page3>
129
a.g.e.:49
130
a.g.e.:48
131
TMO, 2015a:45-46
132
OLSON, Kent. “Title I. Commodities: Overview for crops.” University Of Minnesota Extension.
November 2014, 2014b. 3 Ocak 2016. < http://www.extension.umn.edu/agriculture/business/farm-
bill/commodities-overview/docs/um-ext-commodities-overview.pdf/>
133
USDA. “Crop Commodity Program.” 11 April 2014. 2 Şubat 2016.
<http://www.ers.usda.gov/agricultural-act-of-2014-highlights-and-implications/crop-commodity-
programs.aspx>
134
Marra and Rejesus, 2014: 1-2

55

55
çarpılarak üreticiye ödenecek tutar bulunmaktadır. Ürünün sezonluk ulusal ortalama
fiyatı ve “ürün rehin kredisi fiyat seviyesi”nden büyük olanı efektif fiyat olarak
kabul edilmektedir.135

Mesela, referans fiyat seviyesinin 3,7 ABD Doları/kile, pazarlama yılında


ortalama ürün fiyatının 3,4 ABD Doları/kile, baz arazi varlığının 350 dönüm ve
buğday için ödemeye baz teşkil eden verimin 160 kile/dekar olduğu varsayımıyla
PLC ödemesi şöyle hesaplanmaktadır:

(3,7-3,4)×160×(0.85×350) = 14.280 ABD Doları/kile136

ARC programı altında ise ilçe ve bireysel bazlı olarak seçim yapılmaktadır.
İlçe bazlı seçim yapıldığında ilçenin belirli bir üründe o dönemdeki geliri, ilçenin o
üründeki gösterge ortalama gelirinin yüzde 86’sının altına düştüğünde çiftçiler destek
almaktadır. Bireysel bazlı sistemde ise çiftçi, tüm ürünlerini sisteme katmakta olup o
dönemdeki toplam geliri, kendisi için hesaplanan ortalama gösterge gelir tutarının
yüzde 86’sının altına düşerse destek almaktadır.137

İlçe bazlı ARC programında güncel gelir, ilçe veriminin ulusal ortalama
piyasa fiyatı ve “ürün rehin kredisi fiyat seviyesi”nden büyük olanla çarpılması
suretiyle bulunmaktadır. Gösterge gelir hesaplanırken ilçenin son 5 yıllık olimpik
ortalama verimi ve olimpik ortalama yıllık piyasa fiyatı kullanılmaktadır. Olimpik
ortalama hesabı, son 5 yıllık fiyat ve verim göstergelerinden en yüksek ve en düşük
verim ve/veya fiyata sahip yılların düşülmesiyle 3 yıl temelinde yapılan hesaplamaya
dayanmaktadır.138

Mesela 5 yıllık olimpik ortalama piyasa fiyatının 5,3 ABD Doları/kile, ilçe
veriminin dönüm başına 176,4 kile olduğu varsayımı temelinde gösterge gelir tutarı
935 ABD Doları (=5,30×176,4) olmaktadır. Bu tutarın yüzde 86’sına tekabül eden
804 ABD Doları ise ARC kapsamında üreticiye sağlanacak garanti tutarıdır. Bu
135
OLSON, Kent. “Price Loss Coverage (PLC).” University Of Minnesota Extension. November
2014, 2014c. 3 Ocak 2016. < http://www.extension.umn.edu/agriculture/business/farm-bill/price-loss-
coverage/docs/um-ext-price-loss-coverage.pdf>
136
a.g.e.
137
TMO, 2015a:45-46
138
OLSON, Kent. “Agriculture Risk Coverage: ARC—County.” University Of Minnesota Extension.
March 2014, 2014a. 3 Ocak 2016.
<http://www.extension.umn.edu/agriculture/business/farm-bill/ag-risk-coverage-
county/docs/abm_farm_bill_info5_arccounty.pdf>

56

56
durumda ilçe gelir seviyesi bu tutarın altındaysa, mesela ortalama fiyat 3,90 ABD
Doları/kile, ilçe verimliliğinin dekar başına 189 kile olması durumunda ilçe geliri
737 ABD Doları olarak gerçekleşecek ve gösterge gelirin altında kalacaktır. Bu
destekte ödeme oranı gösterge gelirin yüzde 10’unu aşamamaktadır. Bu örnekteki 67
ABD Doları (=804-737) şeklinde gerçekleşen destekleme tutarı, gösterge gelirin
yüzde 10’u olan 80,4 ABD Dolarını (=804×0,1) aşmamaktadır. Aşarsa çiftçiye ancak
gösterge gelirin yüzde 10’u kadar ödeme yapılabilecektir. İlçe bazlı ARC ödemesi
çiftlik arazisinin yüzde 85’i üzerinden yapılmaktadır. Çiftçinin 330 dönüm arazisinin
olduğu varsayımıyla ilçe bazlı ARC ödemesi 18.793 ABD Doları (=67×0,85×330)
olmaktadır.139

Bireysel bazlı ARC gösterge geliri, üretilen farklı ürünlerin ekim yapılan
arazi içerisindeki ekilme durumlarına göre ağırlıklandırılmasıyla ilçe bazlı ARC’de
olduğu gibi olimpik ortalama gelirden oluşmaktadır. Gösterge geliri hesaplanırken
ulusal ortalama fiyat ve referans fiyattan büyük olanı verimle çarpılmaktadır. İlçe
bazlı ARC programında olduğu gibi bireysel bazlı ARC’de de güncel gelir, ilçe
veriminin ulusal ortalama piyasa fiyatı ve “ürün rehin kredisi fiyat seviyesi”nden
hangisi büyükse onunla çarpılarak bulunmaktadır.140

Mesela çiftçinin mısır ve fasulye olmak üzere iki ürün ürettiği, mısır için 5
yıllık olimpik ortalama gelirinin 954 ABD Doları, fasulye için bu gelirin 570 ABD
Doları olduğu, çiftçinin 585 dönüm arazisinin yüzde 60’ında mısır, kalan kısmında
ise fasulye ürettiği, cari yılda dönüm başına mısırda çiftçi gelirinin 653, fasulyede ise
468 ABD Doları olduğu varsayımı temelinde bireysel bazlı ARC tutarı şöyle
hesaplanmaktadır:
 Gösterge geliri 800 ABD Doları (=954×0,6+570×0,4)
 Garanti tutarı, 688 ABD Doları (=800×0,86)
 Ağırlıklandırılmış güncel gelir 578 ABD Doları (=653×0,6+468×0,4)

Bu destek türünde de ödeme oranı gösterge gelirin yüzde 10’unu


aşamamaktadır. Verilen örnekte ise 110 ABD Doları (=688-578) gösterge gelirinin

139
a.g.e.
140
OLSON, Kent. “Agriculture Risk Coverage: ARC-Individual (ARC-IC.” University Of Minnesota
Extension. January 2015. 3 Ocak 2016. <http://www.extension.umn.edu/agriculture/business/farm-
bill/ag-risk-coverage-individual/docs/abm_farm_bill_info6_arcindividual1.pdf>

57

57
yüzde 10’u olan 80 ABD Dolarını aşmaktadır. Bireysel bazlı ARC ödemesi çiftlik
arazisinin yüzde 65’i üzerinden yapılmaktadır. Bu durumda, çiftçinin 585 dönüm
arazisinin olduğu dikkate alındığında bireysel bazlı ARC ödemesi 30.420 ABD
Doları (=80×0,65×585) olmaktadır. 141

Görüldüğü üzere lisanslı depoculuğun iyi bir şekilde işlediği ABD’de, “ürün
rehin kredisi fiyat seviyesi” üzerinden çiftçilere hasat döneminde finansman imkânı
sağlanmakla kalınmayıp çiftçiler düşük gelir riskine karşı PRC ve ARC
programlarıyla korunmaktadır. PRC ve ARC programları, üreticinin düşük gelir elde
etmesini bertaraf etmektedir.

Gerek ABD gerekse AB, maliyet ve verimlilik avantajlarına rağmen


çiftçilerin fiyat ve dolayısıyla gelir açısından yaşayabilecekleri riskleri minimuma
indirgeyen politikalar uygulamaktadır. Bu durum tarımın geçmişte olduğu gibi bugün
de devlet tarafından korunduğunu göstermektedir. Ancak bu koruma ve destekleme
politikaları geçmişe nazaran günümüzde piyasa odaklı bir yapıya doğru evrilmeye
başlamıştır.

Gelişmiş ülke uygulamalarına kıyasla Türkiye’de buğday piyasasında girdi


maliyetlerinin yüksekliği, ürün fiyat artışlarının girdi maliyet artışlarını telafi edecek
şekilde yükselmemesi, verimliliğin düşüklüğü ve desteklerin üreticinin satın alma
gücüne yaptığı katkıda yaşanan düşüşler dikkate alındığında üreticinin daha yüksek
gelir elde etmesini sağlayacak alternatif bir sistem olan lisanslı depoculuğun
geliştirilmesi önem arz etmektedir. Sistemin gelişmesi ile birlikte üretici hasat
döneminde düşük fiyatlardan ürününü satmayacak ve hasat sonrası dönemde
gerçekleşmesi muhtemel fiyat artışlarından ilave kazanç elde edebilecektir. Maliyet
avantajı elde edemeyen çiftçinin fiyat avantajı elde ederek gelirini artırması
sağlanacaktır. Bununla birlikte, ABD örneğinde de görüldüğü üzere diğer tarımsal
politika araçlarıyla desteklenmesi, sistemin işlerlik kazanmasına yardımcı olacaktır.

141
a.g.e.

58

58
3.2. TMO’nun Piyasadaki Rolü

3.2.1. TMO’nun faaliyetleri

TMO 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkındaki Kanun Hükmünde


Kararname hükümlerine tabi tüzel kişiliğe sahip, faaliyetlerinde özerk ve
sorumluluğu sermayesiyle sınırlı bir iktisadi devlet teşekküllüdür (İDT)142.

TMO Ana Statüsünün 4. maddesinde Kuruluşun amacı “Yurtta hububat


fiyatlarının üreticiler yönünden normalin altına düşmesini ve tüketici halk aleyhine
anormal derecede yükselmesini önlemek, bu ürünlerin piyasasını düzenleyici
tedbirler almak ve gerektiğinde Bakanlar Kurulu Kararı ile hububat dışındaki diğer
tarım ürünleri ile ilgili verilecek görevi yürütmek, afyon ve uyuşturucu maddelere
konulan devlet tekelini işletmek” olarak belirlenmiştir.

Ana statüye göre TMO’nun temel faaliyetleri şu şekilde özetlenebilir:


 Faaliyet alanına giren ürünlerin, her yıl cins, nev'i ve mahallerine göre
tespit olunacak fiyatlarla, alım ve satışını yapmak ve gerekli stok tesisi ve
muhafaza etmek suretiyle, bu ürün piyasalarında istikrar sağlamak,
 Lüzum görülen hallerde, faaliyet konularına giren ürünleri ve mamullerini
dış piyasalardan satın almak,
 Yurt içinden satın aldığı ürünlerin ve bunların mamullerinin dış
piyasalarda sürümünü sağlamak için her türlü işlemleri yapmak ve
gerekirse bunları yurt dışına satmak,
 Buğdayı mahdut nevilere irca etmek ve ticari maksatlara göre standart
tiplere varabilmek amacıyla yetiştirilen buğdayları Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanlığının talebi ve teklifi ve Bakanlar Kurulunun Kararı
dâhilinde fiyat farkı ile satın almak,
 Faaliyet konusuna giren ürünlerin muhafaza, kurutma, temizleme,
ilaçlama ve ayırma işleri ve bu mallar üzerine gerektiğinde varant
muameleleri yapabilmek üzere inşa edilmiş veya yeniden inşa ve iktisap
edilecek olan silo ve müştemilatı ile ambarları işletmek,

142
233 sayılı KHK’nın ikinci maddesinde İDT; “sermayesinin tamamı devlete ait, iktisadi alanda
ticari esaslara göre faaliyet göstermek üzere kurulan, kamu iktisadi teşebbüsü” olarak tanımlanmıştır.

59

59
 Görev alanındaki ürünlerin piyasasını düzenlemek için, ürünlerin kapalı
depolarda muhafazasını sağlamak amacıyla diğer kişi ve kuruluşlar
tarafından inşa edilmiş ve/veya inşa edilecek depoları uzun sürelerle
kiralamak; bu amaçla yapılacak depolara kiralama garantisi vermek.

Bunlarla birlikte TMO’nun haşhaş ürününe ilişkin görevleri de


bulunmaktadır.

Yüksek Planlama Kurulu (YPK) tarafından onaylanan TMO Ana Statüsünde


yer alan bu faaliyetler, TMO’ya işletmecilik ve düzenleyicilik görevlerinin birlikte
verildiğini göstermektedir. Bu durumda; bir İDT olan TMO, iktisadi alanda ticari
esaslara göre faaliyette bulunmak zorundadır ancak ana statüsündeki düzenleyiciliğe
ilişkin faaliyetleri yerine getirirken İDT tanımının dışına çıkabilmektedir.

3.2.2. TMO’nun ürün alım politikası

Buğdayda destekleme alım politikaları 1938 yılından itibaren Bakanlar


Kurulu tarafından hububat kararnameleriyle belirlenmektedir. Bu kapsamda, TMO
tarafından gerçekleştirilen destekleme alım politikalarının temel özellikleri ve alım
süreci aşağıdaki şekilde özetlenebilir.

1938-1988 yılları arasında hububat alım politikalarında hemen hemen hiçbir


değişiklik olmamış, her yıl baş alım fiyatı açıklanmış ve ödemeler peşin olarak
yapılmıştır. Söz konusu dönemde baş alım fiyatları ve ödeme esasları hububat
kararnameleriyle belirlenmiştir. 1988-1989 döneminde baş alım fiyatı yerine
buğdayın cinsine göre destekleme alım fiyatı uygulamasına geçilmiş ve asgari alım
fiyat tespit yetkisi TMO’ya verilmiştir.143

2699 sayılı Umumi Mağazalar Kanunu 1982 yılında yürürlüğe girmiştir.


Yasayla umumi mağazalar, makbuz ve rehin senedi verme karşılığında serbest,
gümrüklenmemiş veya tekel altında bulunan malları vedia olarak kabul etmek ve
mudilerine de bu senetlerle tevdi olunan malları satabilmek veya terhin edebilmek
imkânını vermektedir. Söz konusu yasa kapsamında TMO, 1993 yılından itibaren
umumi mağazacılığı ürün alım ve satış politikalarının önemli bir aracı olarak

143
TMO, 2014:164

60

60
uygulamaktadır. Umumi mağazacılık, hububat kararnamelerinde belirlenmiş üretici
ve/veya diğer kesimlere ürünlerini belirli bir masraf karşılığında güvenilir bir şekilde
depolama imkânı sunmaktadır. Ürünlerin depolanması sonucunda, ürünlerin
mülkiyetinin makbuz senedi cirosu ile değişmesine, rehin hakkının (varant ile)
temsiline ve bu surette teminat olarak gösterilerek makbuz senedi karşılığında
bankalardan kredi alınmasına olanak sağlanmaktadır.144

TMO emanet alımlarını teşvik ederek, ürün arzının hasat dönemi dışına
ötelenmesini, ürünün daha yüksek fiyattan pazarlanmasını ve lisanslı depoculuğa
geçişe öncülük etmeyi amaçlamıştır.145 Umumi mağazacılığa benzemekle birlikte
lisanslı depoculuk sisteminde, hasat sonrası ürün depolanması imkânının bulunması,
analiz ve sınıflandırmasının gelişmiş laboratuvarlarda yapılması, ticaretin ürün
senetleri vasıtasıyla ürün ihtisas borsasında yapılmasının öngörülmesi, ürünlerin ve
mudilerin korunması için gelişmiş güvence mekanizmalarının bulunması dikkate
alındığında sistemin, umumi mağazacılığa göre çok daha gelişmiş bir ticaret
platformunu öngördüğü görülmektedir. Ayrıca lisanslı depoculuk ve ürün ihtisas
borsacılığı sistemi yalnızca uzun süreli depolanabilir ve standardize edilmesi
mümkün olan tarımsal ürünlere ilişkinken, umumi mağazacılık tarımsal ürünlerin
yanı sıra depolanabilir her türlü emtiayı içermektedir.146

98/10661 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla, TMO’nun un, makarna, irmik,


bulgur ve bisküvi ihracatı yapan ve Türkiye'de yerleşik, dâhilde işleme147 izin
belgesine sahip kişi ve kuruluşlara, ihracat yapmak kaydıyla, dünya piyasa fiyatları
esas alınarak TMO tarafından belirlenecek fiyat ve şartlarla buğday satışı yapmak
için Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nca görevlendirilebileceği, TMO’nun bu

144
Nacar, 2009:63
145
Sayıştay, 2014:2
146
GTB. Lisanslı Depoculuk ve Ürün İhtisas Borsacılığı. 15 Haziran 2015.
<http://icticaret.gtb.gov.tr/sikca-sorulan-sorular/lisansli-depoculuk-ve-urun-ihtisas-borsaciligi#1>
147
Dâhilde işleme rejimi, ihraç ürünlerinin üretiminde kullanılan girdilerin ticaret politikası
önlemlerine tabi olmaksızın gümrük muafiyetli olarak Türkiye Gümrük Bölgesi içerisinde işleme
faaliyetine tabi tutulmak üzere geçici ithal edilmesi ve işleme faaliyeti sonrasında elde edilen işlem
görmüş ürünün yeniden ihraç edilmesi esasına dayanan gümrük rejimidir. DİR, ihracatçıların yurt içi
piyasa fiyatlarına göre daha düşük olan dünya piyasa fiyatlarından hammadde temin etmek suretiyle
girdi maliyetlerini azaltarak ihraç ürünlerine uluslararası piyasalarda rekabet gücü kazandırmayı
amaçlamaktadır. Sistemin diğer amaçları arasında ihraç pazarlarını geliştirmek, ihraç ürünlerini
çeşitlendirmek, ölçek ekonomisi oluşturmak ve kaynakların daha etkin kullanımını sağlamak gibi
amaçları bulunmaktadır.

61

61
satışlarından doğacak zararlarının, görev zararı sayılacağı ve Hazine'ce karşılanacağı
hükmüne yer verilmiştir. Sonraki dönemlerde dâhilde işleme rejimi (DİR)
uygulaması sürdürülmüş olup bu uygulamaya ilişkin yayımlanan son karar
2006/10910 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıdır.

2002-2003 Dönemi Hububat Ürünü Alımı ve Satımı Hakkında Karar’da


TMO’nun, ürün fiyatlarını ve alım satım esaslarını Ana Statüsünde yer alan
hükümler çerçevesinde belirlemeye yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.148

2004-2005 Dönemi Hububat Ürünü Alımı ve Satımı Hakkında Karar'da


Değişiklik Yapılmasına Dair Karar’la TMO tarafından 2004-2005 faaliyet dönemi ve
daha önceki yıllarda iç alım yoluyla temin edilmiş ürünlerin, Dâhilde İşleme İzin
Belgesi ve ihraç yoluyla yapılan satışlarından ve gerektiğinde yapılacak ithalattan
doğan zararların görev zararı sayılması ve Hazinece ödenmesi kararlaştırılmıştır.149

2006/10910 sayılı Hububat Ürünü Alımı ve Satımı Hakkında Kararda


Değişiklik Yapılmasına Dair Kararla, TMO’nun, üretiminde hububat kullanılarak
elde edilen ürünlerin imalatçı-ihracatçılarına, ihracattan sonra piyasa
regülasyonunu göz önünde tutarak stokları ölçüsünde hububat satışı yapabilmesi
kararlaştırılmıştır.

Hububat alım ve satımını düzenleyen son karar 2009 yılında çıkarılmıştır. Bu


karar hükümlerine göre TMO, hububat fiyatlarını ve alım-satım esaslarını Ana
Statüsü ve söz konusu Kararda yer alan hükümler ile piyasa şartları çerçevesinde
belirlemeye ve uygulamaya yetkili kılınmıştır. TMO; ÇKS’ye kayıtlı olan
üreticilerden, tüccar ve şirketler ile üreticilerin ortağı olduğu kooperatiflerden
doğrudan veya birlikler aracılığıyla alım yapmaktadır.150

Tüm bu süreç incelendiğinde, buğdayda alım politikası ana hatlarıyla şu


şekilde değerlendirilebilir:

TMO alım politikaları, 1938–1988 yılları arasında baş alım fiyatı ve bu


tarihten 2002 yılına kadar olan dönemde destekleme alım fiyatlarıyla, 2002 yılı
sonrasında ise müdahale alım fiyat politikalarıyla belirlenmiştir. 1988-2002 yılları
148
2002/4199 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı
149
2004/7743 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı
150
2009/15095 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı

62

62
arasında hububat kararnameleriyle belirlenen destekleme alım fiyatları, bazı
dönemlerde destekleme temel fiyatı ve/veya destekleme primi şeklinde, bazı
dönemlerde ise destekleme alım fiyatına ilave aylık artış şeklinde veya tamamen
aylık olarak belirlenmiş, 2002 yılı sonrası hububat kararnamelerinde ise destekleme
alımlarına ilişkin genel bir çerçeve çizilmiş ve alım fiyatlarına yer verilmemiştir. Bu
tarih sonrası alım fiyatları TMO tarafından belirlenmiştir. Bu durum ise, TMO’nun
söz konusu dönemde alım politikaları açısından daha esnek bir yapıya kavuştuğu
şeklinde yorumlanabilir. Ayrıca söz konusu süreçte umumi mağazacılık ve DİR’e
ilişkin politikalara da hububat kararnamelerinde yer verilmiştir.

Bu politikalar çerçevesinde, her sene o yılın üretim miktarı ve piyasa şartları


da dikkate alınarak açıklanan müdahale alım fiyatlarına bağlı olarak TMO’nun alım
miktarları değişkenlik göstermiştir. Tablo 3.6’da, 2011-2015 yıllarını kapsayan
dönemde TMO’nun buğday alım, satım ve stok bilgilerine yer verilerek bu durum
özetlenmektedir.

Tablo 3.6. 2011-2015 Dönemi TMO’nun Buğday Stok, Alım ve Satış Bilgileri
2011 2012 2013 2014 2015
Dönem Başı Stok (Ton) 1.826.455 2.000.733 2.740.561 3.169.590 2.472.407
Yurt İçi Alım (Ton) 791.203 1.656.676 1.977.844 - 3.301.046
İthalat (Ton) 448.541 - - 1.055.994 169.422
Yurt İçi Satışlar (Ton) 977.082 334.017 269.580 1.403.525 601.038
Nihai Yurtdışı Satışlar (Ton) 88.383 582.831 1.279.236 349.652 1.366.980
Dönem Sonu Stok (Ton) 2.000.733 2.740.561 3.169.590 2.472.407 3.974.857
Dönem Sonu Stok Değeri (Bin TL) 1.321.390 1.946.443 2.344.880 1.880.231 3.401.236
Kaynak: Kalkınma Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığı, Yayımlanmamış Çalışmalar, 2016.

TMO hasat döneminde iç piyasa fiyatlarının çiftçi refahı açısından düşük


gerçekleştiği dönemlerde alım fiyatı açıklamakta ve alım yapmakta; piyasa fiyatının
çiftçi refahı açısından yeterli görüldüğü dönemlerde ise alım yapmamaktadır. Tablo
3.6’dan da görüldüğü üzere bazı yıllarda yurt içi alım miktarı yüksekken, bazı
yıllarda ise düşük gerçekleşmiş, 2014 yılında ise hiç yurt içi alım yapılmamıştır.
2011-2013 yılları arasında sürekli artmış olan dönem sonu stoku, 2014 yılında alım
yapılmamasının da etkisiyle azalmış, 2015 yılında ise tekrar artış göstermiştir.

63

63
TMO her yıl alım fiyatlarını; üretim maliyetlerini, piyasa fiyatlarını, dünya
fiyatlarını, ithalat fiyatlarını ve enflasyon oranlarını dikkate alarak belirlemektedir.151
Bu kapsamda söz konusu göstergelere göre alım miktarı değişkenlik
gösterebilmektedir. Bu durum Tablo 3.7’de buğday için özetlenmiştir.

Tablo 3.7. 2003-2015 Dönemi Karşılaştırmalı Buğday Verileri

TMO A. Kırmızı TMO


ABD 2HWR Buğday Türkiye Buğday Üretimi Sert Ekmeklik Makarnalık
Yıllar
Fiyatı Buğday Alım Buğday
Fiyatı Alım Fiyatı

TMO
Yıllık
Cari Fiyat Artış Artış Alımının Cari Cari
Üretim Reel* Reel*
(FOB ABD Oranı Oranı Üretime Fiyat Fiyat
Miktarı Fiyat Fiyat
Doları/Ton) (Yüzde) (Yüzde) Oranı (TL/Ton) (TL/Ton)
(Bin Ton)
(Yüzde)
2003 154 25,2 19.000 -2,6 2,9 325 410 367 460
2004 167 8,4 21.000 10,5 9,6 370 370 392 390
2005 152 -9 21.500 2,4 19,4 350 320 360 330
2006 206 35,5 20.010 -6,9 7,3 375 310 385 320
2007 202 -1,9 17.234 -13,9 0,7 425 320 440 330
2008 347 71,8 17.782 3,2 0,4 500152 360 500 360
2009 238 -31,4 20.600 15,8 18,3 500 320 525 330
2010 247 3,8 19.674 -4,5 5 550 350 575 360
2011 331 34 21.800 10,8 3,8 605 350 640 370
2012 329 -0,6 20.100 -7,8 8,1 665 350 705 370
2013 324 -1,5 22.050 9,7 9 720 350 765 380
2014 303 -6,5 19.000 -13,8 - - - - -
2015 233 -23,1 22.600 18,9 14,6 862 370 976 420
Kaynak: TMO, 2014:33,53,169 ve TMO, 2016:24,44,139
*Reel fiyat hesaplamasında Yİ-ÜFE kullanılmış ve fiyatlar 1998 yılı fiyatlarıyla reel hale getirilmiştir.

Tablo incelendiğinde, TMO buğday alımlarının esas itibarıyla yurt içi üretime
bağlı olarak şekillendiği görülmektedir. Genel itibarıyla, buğday rekoltesinin yüksek
seyrettiği yıllarda TMO alımları artmış, düşük seyrettiği yıllarda ise azalmıştır.
Mesela, üretim seviyesinin diğer yıllara göre düşük gerçekleştiği 2007-2008
yıllarında çok az alım yapılmış, 2014 yılında ise hiç alım yapılmamıştır.

Rekoltenin yüksek seyrettiği 2005 ve 2015 yıllarında TMO alımları toplam


üretimin sırasıyla yüzde 19,4’üne ve 14,6’sına ulaşmıştır. 2011 yılında ise yurt içi
hasat miktarının yüksek gerçekleşmesine rağmen, dünya fiyatlarındaki artışın da

151
Konyalı, 2008:54
152
2008 yılında müdahale alım fiyatı açıklanmamıştır. Tabloda yer alan fiyat, emanet alım fiyatıdır.

64

64
etkisiyle yurt içi piyasadaki buğday fiyatları yüksek gerçekleşmiş ve buna bağlı
olarak üreticinin ürününü yüksek fiyattan piyasada satabilmesi neticesinde TMO
alımlarının toplam üretim içerisindeki payı düşük gerçekleşmiştir.153 Bununla
birlikte, söz konusu tablo incelendiğinde TMO Anadolu kırmızı sert ekmeklik
buğday ve makarnalık buğday alım fiyatlarının 2003-2015 yılları arasında önce reel
olarak azaldığı son yıllarda ise artmaya başladığı anlaşılmaktadır.

3.2.3. TMO’nun mali yapısı ve görev zararı uygulaması

233 sayılı KHK’ya göre bir İDT olarak kârlılık ve verimlilik ilkesi
doğrultusunda çalışması beklenen TMO’nun son beş yıla ilişkin kârlılık durumunu
gösteren Tablo 3.8 iyi bir gösterge niteliği taşımaktadır.

Tablo 3.8. 2010-2014 Dönemi TMO’nun Kârlılık Durumu


(Bin TL)
2010 2011 2012 2013 2014 2015
Ayıklanmış Dönem Kâr Zararı -2.056.145 -617.160 -523.720 -604.565 -624.939 -540.318
Dönem Kâr Zararı (+) 281.791 44.276 13.530 102.635 70.073 149.718
- Net Satışlar (+) 4.096.378 2.694.440 1.521.518 2.244.202 3.435.170 2.689.238
- Satışların Maliyeti (-) 3.628.939 2.209.406 1.301.255 1.916.103 3.075.864 2.341.914
- Faaliyet Giderleri (-) 107.387 88.906 83.019 105.376 154.204 139.855
- Diğer faaliyetlerden olağan gelir ve kâr (+) 40.971 59.339 40.783 56.053 58.756 84.910
- Diğer faaliyetlerden olağan gider ve zarar (-) 22.542 7.553 2.058 2.283 10.406 8.690
- Finansman giderleri (-) - 312.457 - - - -
- Olağan dışı gelir ve kâr (+) 33.044 28.567 15.138 12.744 50.723 14.404
- Olağan dışı gider ve zarar (-) 129.734 119.748 177.577 186.602 234.102 148.355
Görev Zararı (-) 2.411.737 957.640 588.873 756.807 756.030 772.244
Cari yıl Amortisman (+) 58.795 53.165 51.587 48.794 52.799 77.841
Karşılık (+) 15.006 6.412 36 813 8.219 4.347
Kur farkları (+) - 236.627 - - - -
Kaynak: Kalkınma Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığı, Yayımlanmamış Çalışmalar, 2016.

Tablo 3.8’e göre, TMO’nun 2010-2015 yıllarını dönem kârı elde ederek
kapattığı görülmektedir. Buna göre TMO 2010 yılında yaklaşık 282 milyon TL
dönem kârı elde ederken, 2015 yılında bu kâr 150 milyon TL’ye düşmüştür. Dönem
kârı olumlu bir gösterge olsa da kamu kesimi genel dengesi açısından TMO faaliyet
sonuçlarının değerlendirilmesi farklılık göstermektedir. Tablo 3.8’de, dönem
kâr/zararından görev zararı tahakkuklarının çıkarılması ve cari yıl amortisman,
karşılıklar ve kur farklarının eklenmesiyle oluşan ayıklanmış dönem kâr/zararı

153
Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu, 2014:30

65

65
kalemi bu durumu net bir şekilde ortaya koymaktadır. TMO’nun ayıklanmış
kâr/zarar hesabı zarar sonucu vermekte olup bu durum kamu hesaplarında olumsuz
bir mali gösterge olarak dikkat çekmektedir.

Bu olumsuz mali göstergenin TMO açısından temel nedeni ise Tablo 3.8’den
de görüldüğü üzere görev zararı uygulamasıdır.

233 sayılı KHK’nın “Teşebbüslerin uygulayacakları fiyatlar ve görev zararı


uygulaması” başlıklı 35. maddesinde KİT’lere ilişkin görev zararı uygulaması şu
şekildedir:
- Teşebbüs, müessese ve bağlı ortaklıklar, işletmelerinde üretilen mal ve
hizmet fiyatlarını tespitte serbesttirler.
- Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanın teklifi üzerine Bakanlar
Kurulu; teşebbüs, müessese ve bağlı ortaklıkları faaliyet alanlarıyla ilgili
olarak görevlendirebilir veya ürettikleri mal ve hizmetlerin fiyatlarını
tespit edebilir.
- Bakanlar Kurulunca teşebbüs, müessese ve bağlı ortaklıkların ürettikleri
mal ve hizmetlerin fiyatlarının satış fiyatının altında tespit edilmesi veya
teşebbüs, müessese ve bağlı ortaklıklara faaliyet alanları ile ilgili olarak
görev verilmesi hâlinde söz konusu görevler ile ilgili bu kuruluşlara
ödenecek görev zararı bedeli Hazine Müsteşarlığı bütçesine konulacak
ödenekle karşılanır.
- Görev zararı bedeline ilişkin hususlar ve bu bedelin hesaplanma yöntemi
Bakanlar Kurulu Kararında açıkça belirtilir.154 Her bir görev zararı
uygulamasına ilişkin usul ve esaslar Hazine Müsteşarlığınca ilgili
Bakanlığın görüşü alınarak belirlenir.

TMO açısından hangi faaliyetlerin görev zararı kapsamında sayılacağı ve


hesaplama yöntemi Bakanlar Kurulu kararlarıyla belirlenmektedir. Bu kapsamda,
buğdaya ilişkin görev zararı kapsamı ve hesaplanma yöntemi 2009/15095 sayılı
Hububat Ürünü Alımı ve Satımı Hakkında Karar, 2012/3241 sayılı Hububat Ürünü

154
3/4/2013 tarihli ve 6456 sayılı Kanunla görev zararı hesaplama yöntemi değiştirilmiştir. Değişiklik
öncesinde görev zararı, zarar ile birlikte, mahrum kalınan kâr miktarı, mal ve hizmetin satış maliyeti
üzerinden yüzde 10 kâr payı tahakkuk ettirilerek belirlenmekteydi.

66

66
Alımı ve Satımı Hakkında Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar ve 2014/5860
TMO Genel Müdürlüğü ve Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Şirketinin
Görevlendirilmesiyle İlgili Bazı Bakanlar Kurulu Kararlarında Değişiklik
Yapılmasına Dair Kararla hüküm altına alınmıştır.

Söz konusu kararnameler kapsamında TMO’ya görev zararı ödemesi


yapılacak durumlar şu şekilde belirlenmiştir:
- TMO’nun, düzenlenen makbuz senedi ve ürün senedi karşılığında kredi
kullanan gerçek veya tüzel kişilerin ürünlerini TMO'ya satmamaları
durumunda, kullandıkları kredilere ilişkin yıllık faiz oranının azami yüzde
25'ine kadar kısmını karşılaması durumunda yapılan ödemeler,
- TMO’nun gerektiğinde peşin ve/veya kredili olarak hububat ithalatı
ve/veya ihracatı yapmak için görevlendirilmesi durumunda bu
faaliyetlerden doğan zararlar,
- TMO'ya verilen görev kapsamında tutulan olağanüstü hal ve savaş
stokuna ait muhafaza ve finansman giderleri ile bu stok miktarında artış
olduğu takdirde artan kısma ait mal bedeli, olağanüstü hal ve savaş stok
miktarlarının azalması nedeniyle serbest stok haline dönüşen olağanüstü
hal ve savaş stoklarının satılıncaya kadar oluşan muhafaza giderleri.
Bunlarla birlikte TMO’nun tüm nihai yurtdışı satışlarında görev zararı
uygulanmaktadır.

Görev zararı hesaplama yöntemi ise aşağıdaki şekilde belirlenmiştir:

- TMO’nun görev zararı kapsamında sattığı malın maliyetlerine, pazarlama


satış dağıtım giderleri, genel yönetim giderleri, araştırma-geliştirme giderleri,
finansman giderleri eklenmekte ve bu tutara yüzde 8 kâr payı ilave
edilmektedir. Bulunan bu tutardan görevlendirme kapsamında yapılan satış
hasılatı ile ürün alımlarının finansmanı amacıyla kullanılan kredilerden
kaynaklanan faiz gelirleri ve kambiyo kârlarının çıkarılması sonucu görev
zararı tutarına ulaşılmaktadır.
- Olağanüstü hal ve savaş stoku kapsamında tutulması zorunlu ürün çeşitleri
için görev zararı hesaplanırken, toplam muhafaza ve finansman giderlerinin,
bu stokların yıllık ortalama stok miktarına bölünmesiyle birim muhafaza ve

67

67
finansman gideri bulunur. Birim muhafaza ve finansman gideri, tutulması
zorunlu olan olağanüstü hal ve savaş stok miktarı ile çarpılmak suretiyle
görev zararı hesaplanır. Tutulması gereken olağanüstü hal ve savaş
stoklarında artış olması durumunda, artan miktar cari yıl ortalama alım fiyatı
ile çarpılmak suretiyle görev zararı hesaplanır. Alım ortalama fiyatı
oluşmadığı dönemde yılsonu stok ortalama fiyatı esas alınır. Tutulması
gereken zorunlu miktarın üzerinde stok tutulması durumunda, tutulması
gereken zorunlu miktar hesaplamalarda esas alınır. Tutulması gereken
zorunlu miktarın altında stok tutulması durumunda, fiilen tutulan miktar
hesaplamalarda esas alınır.

TMO’nun görevlendirilmesi sonucunda 2013 yılında yaklaşık 757 milyon TL


olarak tahakkuk ettirilen görev zararının yaklaşık 160 milyon TL’si hesaplanan kâr
marjı kapsamındadır. Aynı kalemler 2014 yılında sırasıyla, yaklaşık 757 milyon TL
ve 134 milyon TL, 2015 yılında ise sırasıyla 772 milyon TL ve 148 milyon TL
olarak gerçekleşmiştir.155 Dönem kâr/zarar hesabına görev zararının hem satışlardan
kaynaklanan zarar için yapılan tutarı hem de kâr için hesaplanan tutarı dâhil
edilmektedir. Dolayısıyla dönem kârından görev zararının kâr için ödenen tutarı
çıkarıldığında TMO’nun görev zararı hesabına dâhil edilmeyen faaliyetlerden kâr mı
yoksa zarar mı elde ettiği sonucu ortaya çıkmaktadır. Tablo 3.8’de gösterilen 2013,
2014 yıllarındaki dönem kârlarından söz konusu yıllardaki kâr karşılığı ödenen görev
zararı ödemelerinin çıkarılması sonucunda söz konusu yıllarda sırasıyla 57 milyon
TL (=103-160) ve 64 milyon TL (=70-134) dönem zararına katlanıldığı
hesaplanmaktadır. 2015 yılında ise görev zararı kapsamında verilen kâr payının
çıkarılması sonucunda Kuruluşun faaliyetlerini 2 milyon TL (=150-148) dönem
kârıyla kapattığı görülmektedir. Bu sonuç, TMO’nun görev zararı kapsamındaki alım
ve satımları dikkate alınmadığında, diğer alım ve satımlarına ilişkin faaliyetleri
neticesinde faaliyet dönemlerini zararla kapattığı ve/veya çok cüzi kârlar elde ettiğini
ortaya koymaktadır. Dolayısıyla görev zararı ödemelerinde uygulanan satış zararıyla
birlikte, belirli bir kâr oranının da görev zararı kapsamında TMO’ya ödenmesinin,
TMO’nun bu görevler dışındaki faaliyetlerinden kaynaklanan zararlarının

155
Kalkınma Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığı, Yayımlanmamış Çalışmalar, 2016.

68

68
finansmanına da yardımcı olduğu ve gerçek performansını örten bir mekanizma
haline geldiği görülmektedir.

69

69
4. TÜRKİYE’DE LİSANSLI DEPOCULUK SİSTEMİNİN MEVCUT
DURUMU

4.1. Sistemin İşleyişi ve Mevzuat

Türkiye’de lisanslı depoculuk faaliyetlerinin temelini 17/02/2005 tarihli ve


5300 sayılı Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu oluşturmaktadır. Bu kanunun
uygulanmasına yönelik Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Yönetmeliği, Lisanslı
Depoculuk Tazmin Fonu Yönetmeliği, Elektronik Ürün Senedi Yönetmeliği, Yetkili
Sınıflandırıcıların Lisans Alma, Faaliyet ve Denetimi Hakkında Yönetmelik,
Hububat, Baklagiller ve Yağlı Tohumlar Lisanslı Depo Tebliği, Pamuk Lisanslı
Depo Tebliği, Fındık Lisanslı Depo Tebliği, Zeytin Lisanslı Depo Tebliği,
Zeytinyağı Lisanslı Depo Tebliği, Kuru Kayısı Lisanslı Depo Tebliği çıkarılmıştır.

5300 sayılı Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu çerçevesinde


yürürlüğe giren mevzuatın öngördüğü işleyiş aşağıda açıklanmıştır.

4.1.1. Lisanslı depo işletmelerinin kuruluş ve faaliyet izni koşulları

Tarım ürünleri lisanslı depo işletmeleri, ekonomik ihtiyaç ve etkinlik şartları


göz önünde bulundurularak Gümrük ve Ticaret Bakanlığının (GTB) vereceği izinle
anonim şirket şeklinde kurulmaktadır. Şirketin kuruluşunda, bir milyon liradan az
olmamak üzere depolama kapasitesine göre GTB’ce belirlenen tutarda ödenmiş
sermayeye sahip olunması ve ilgili yönetmelikte gösterilen belgelerin ibraz edilmesi
koşulları aranmaktadır.

Şirketin pay senetleri nama yazılı olarak düzenlenmektedir. Kuruluş izni alan
şirkete ancak kanunda öngörülen şartları taşıdığının tespiti halinde faaliyet izni
(lisans) verilmektedir. Şirket faaliyet izni almadan ürün kabul edememekte ve ürün
senedi düzenleyememektedir. Faaliyette bulunacak şirketlerin unvanlarında "Tarım
Ürünleri Lisanslı Depoculuk" ibaresinin bulunması zorunluluğu bulunmaktadır.
Tarım ürünleri lisanslı depo işletmesinin şube açması ve lisans kapsamını
değiştirmesi de GTB iznine tâbi kılınmıştır.

70

70
Lisanslı depo işletmek üzere lisans almak için müracaat edenler, depo
kapasitesinin ürün rayiç bedelinin yüzde 15’inden az olmamak üzere GTB’ce
belirlenen tutarda lisanslı depo teminatı vermek zorundadır.

Lisanslı depoculuk faaliyetinde bulunmak için lisanslı depoculuk lisansı


alınması zorunluluğu bulunmaktadır. Lisansın, iki yıllık süresi bulunmakta ve
sürenin bitiminde yenilenerek geçerlilik süresinin uzatılması gerekmektedir.
Belgelerin tam ve yeterli olduğunun tespit edilmesi halinde GTB’ce oluşturulan bir
komisyonca depo ve tesisler yerinde incelenmekte ve inceleme sonucu gerekçeleriyle
birlikte bir rapora bağlanarak GTB’ye sunulmaktadır. Yapılan inceleme ve
değerlendirme sonucunda öngörülen şartları taşıdığı anlaşılanlara ve belirtilen
belgeleri ibraz edenlere lisans verilmektedir.156 Lisanslı depo işletmesinin depolama
kapasitesini artırmak veya depolarda farklı ürün çeşitlerini depolamak istemesi
halinde lisansın değiştirilmesi zorunlu kılınmıştır. Lisans bedelleri, her yıl 1 Ocak
tarihinden geçerli olmak üzere Bakan oluru ile belirlenmektedir. Lisanslı depo
işletmelerinin lisans bedelleri belirlenirken depo kapasiteleri dikkate alınmaktadır.
Ayrıca, lisanslı depo işletmesinin bünyesinde yeterli sayıda ve gerekli nitelikleri haiz
tartıcıların istihdam edilmesi zorunluluğu bulunmaktadır. Depolanacak veya
depolanmış ürünün tartılması ve ağırlığının tartım makbuzuyla belgelendirilmesi
işlemleri, bu tartıcılar tarafından yapılmaktadır. Bu kapsamda depolanacak veya
depolanmış ürünler için yapılan tartımlarda tartım makbuzunun düzenlenmesi
zorunlu kılınmıştır. Lisanslı depo işletmelerinin faaliyete geçebilmek için borsa ve
yetkili sınıflandırıcı ile sözleşme yükümlülüğü bulunmaktadır.

Lisanslı depo işleticileri, lisans koşulu olarak işletme tesisleri ve lisanslı


depoculuk faaliyeti kapsamında depoladığı ürünler için; hırsızlık, yangın, duman,
infilak, deprem, dâhili su basması, sel, grev-lokavt-kargaşalık, terör, fırtına, kar
ağırlığı, yıldırım, yer kayması, kara, deniz veya hava araç çarpması ve benzeri diğer
rizikolara karşı sigorta yaptırmak zorundadır ve ürünlerin sigortalanmasında depo
kapasitesi esas alınmaktadır. Ürünler, GTB’ce uygun görülmesi halinde, fiili
depolama durumuna göre kademeli olarak da sigortalanabilmektedir. Ancak bu
156
GTB. Lisanslı Depoculuk ve Ürün İhtisas Borsacılığı. 15 Haziran 2015.
<http://icticaret.gtb.gov.tr/sikca-sorulan-sorular/lisansli-depoculuk-ve-urun-ihtisas-borsaciligi#1>

71

71
şekilde düzenlenecek sigorta poliçesinin depoya konulan ürünlerin tamamını
kapsaması zorunlu kılınmıştır. Lisanslı depoda sigorta kapsamına giren bir hasar
meydana gelmesi durumunda, lisanslı depo işletmesi bu durumu ve muhtemel zarar
miktarını derhal GTB ve ilgili sigorta şirketine bildirmekle mükelleftir. Oluşan
zararın hesaplanmasında, ürünün hasar gördüğü tarihte borsada oluşan ortalama fiyat,
borsa ortalama fiyatı tespit edilemiyorsa GTB’ce ilgili ürün için belirlenen yurt içi
ve/veya yurt dışı referans borsa veya borsalarda oluşan ortalama fiyatlar esas
alınmaktadır.

12/04/2013 tarihli ve 28616 sayılı Hububat, Baklagiller ve Yağlı Tohumlar


Lisanslı Depo Tebliği’nde ürünün depolanacağı lisanslı depolarda bulunması gereken
asgari niteliklere ve depolama hizmetlerinin yürütülmesine ilişkin usul ve esaslara
yer verilmiştir. Söz konusu Tebliğe göre lisanslı depolarda bulunması gereken asgari
ödenmiş sermaye tutarları kapasite seviyesine göre şöyledir:157
- 20.000 ton için 1 milyon TL,
- 20.001 ila 40.000 ton için 1,5 milyon TL,
- 40.001 ila 70.000 ton için 2 milyon TL,
- 70.001 ila 110.000 ton için 2,5 milyon TL,
- 110.000 bin tonu aşan her 30 bin ton için de ilave 250 bin TL.

4.1.2. Faaliyet izni sonrası işleyiş

Lisanslı depolara bırakılan ürünler geçerli lisansa sahip yetkili


sınıflandırıcılar tarafından analiz edilmekte ve sınıflandırılmaktadır. Yetkili
sınıflandırıcılar, 5300 sayılı Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu kapsamında
lisans alarak, lisanslı depolarda depolanacak tarım ürünlerini analiz eden, ürünün
nitelik ve özelliklerini belirleyen, standartlara uygun olarak sınıflandıran ve bu
hususları belgelendiren, gerçek ve tüzel kişilerce işletilen laboratuvarlardır.
18/10/2005 tarihli ve 25960 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yetkili
Sınıflandırıcıların Lisans Alma, Faaliyet ve Denetimi Hakkında Yönetmelik’le
yetkili sınıflandırıcılarca tarım ürünlerinin analiz edilmesi, ürünün nitelik ve
özelliklerinin belirlenmesi ve belgelendirilmesi amacıyla işletilen laboratuvarların

157
Fındık, kuru kayısı, pamuk, zeytin ve zeytinyağı için ilgili tebliğlerde bu tutar ve miktarlar farklılık
göstermektedir.

72

72
asgari özellikleri belirlenmiştir. Verilen lisanslar, iki yıl geçerlidir ve mevzuata aykırı
olarak kullanıldıklarının tespiti hâlinde yönetmelikte belirlenen esas ve usûllere göre
GTB’ce askıya alınabilmekte veya iptal edilebilmektedir. Bununla birlikte, yetkili
sınıflandırıcılar lisanslı depo işletmeleriyle sözleşme yapmaktadır.

Yetkili sınıflandırıcılar, referans yetkili sınıflandırıcılar tarafından


denetlenmektedir. Referans yetkili sınıflandırıcılar, lisans başvurusu sırasında tesis
ve laboratuvarları incelenmekte, sonrasında ise görev alanındaki yetkili
sınıflandırıcıları periyodik olarak denetlemekte ve bu denetim sonuçlarını GTB’ye
raporlamakta, ayrıca itiraz üzerine ürünleri analiz etmekte ve görev alanındaki yetkili
sınıflandırıcıların kalibrasyon,158 uygunluk, kontrol ve denetimini yürütmektedirler.
Ayrıca, referans yetkili sınıflandırıcılar GTB’den lisans almaktadır.

Ürünün lisanslı depo işletmesine teslim ve kabul edilmesi halinde, söz konusu
ürün için ürün senedi düzenlenmektedir. Ürün senedi, nama veya emre yazılı olarak
ciro edilebilir veya edilemez şeklinde düzenlenmekte ve teminat olarak
verilebilmektedir. Ürün senedi veya delil niteliğini haiz diğer belgeler; ürünün aynı
miktar, cins, sınıf ve kalitede mudiye geri verilmesini garanti etmekte ve bu teslim
satış değil vedia anlamına gelmektedir.

Lisanslı depo işleticisinin; depolama hizmetleri karşılığında GTB’ce onaylı


ücret tarifesi çerçevesinde ücret talep etmek, ücreti ödenmemişse depolanmış ürün
üzerinde hapis hakkını kullanmak, Kanunda belirtilen durumlarda ürünlerin
depolamasını reddetmek gibi haklarının yanı sıra lisans şartlarının korunması ve
sürdürülmesi için gerekli tedbirleri almak ve bu şartların kaybolması hâlinde durumu
derhal GTB’ye bildirmek; lisanslı depoya ürünlerin kabulünde, diğer ürünlerle
karıştırılarak veya ayrı depolanmasında, şartlara uygun hale getirilmesinde,
nakliyesinde, tesliminde ve diğer hizmetlerinde itinalı davranmak; aynı koşullarda
kişiler arasında ayrım yapmamak ve ürünün korunmasında gerekli her türlü tedbiri
almak, ilgili mevzuatta aksine bir hüküm olmadıkça teslim alınan ürün karşılığında

158
08/10/2005 tarih ve 25960 sayılı Yetkili Sınıflandırıcıların Lisans Alma, Faaliyet ve Denetimi
Hakkında Yönetmelik’te kalibrasyon, belirli koşullar altında, bir ölçme cihazı veya bir ölçme
sisteminin gösterdiği değerler veya bir ölçüm gereci veya bir referans malzemenin verdiği değerler ve
ölçüm standartları ile gerçekleştirilen ve bunlara karşılık gelen değerler arasındaki ilişkiyi kuran
işlemler dizisi olarak tanımlanmıştır.

73

73
ürün senedini ve diğer belgeleri düzenlemek; mudinin talebi üzerine ürünü teslim ve
ürün senedini iptal etmek; borsaya ürün senetleriyle ilgili bilgi akışını düzenli olarak
sağlamak; borsanın talebi hâlinde inceleme ve kontrolüne izin vermek; gerektiğinde
kendi kayıtlarını borsa kayıtlarıyla teyit etmek gibi yükümlülükleri de
bulunmaktadır.

Lisanslı depo işleticisi, mudinin talebi üzerine, hukuken geçerli bir mazereti
olmadıkça gecikmeksizin ürünü teslim etmekte ve ürünün tesliminde bu ürüne ait
ürün senedini iptal etmektedir. Mudi kısmi teslimat talebinde bulunursa, mevcut ürün
senedi iptal edilerek teslim edilmeyen kısım için yeni bir ürün senedi
düzenlenmektedir. Ancak lisanslı depo işleticisi, lisanslı deposundaki tarım ürünleri
üzerinde, bu ürünleri kabul etme, depolama ve teslim de dâhil olmak üzere
gerçekleştirdiği hizmetlerden doğan alacakları karşılığında hapis hakkına sahip
bulunmaktadır.

4.1.3. Tazmin fonu

Lisanslı depo işleticisinin, Kanunda ve mudiler ile yapacağı sözleşmede


öngörülen yükümlülüklerini yerine getirmemesinden dolayı ortaya çıkan zararların
tazmin edilebilmesi amacıyla, tüzel kişiliği haiz Lisanslı Depoculuk Tazmin Fonu
(Fon) kurulması mevzuatta öngörülmüştür. Bu Fona ilişkin usul ve esasları
belirlemek amacıyla 21/12/2005 tarihli ve 26030 sayılı Resmi Gazetede Lisanslı
Depoculuk Tazmin Fonu Yönetmeliği yayımlanmıştır. Söz konusu Yönetmelikle
Fonun görev ve yetkileri belirlenmiş, gelir kaynaklarına ve gider kalemlerine yer
verilmiştir.

Fonun gelir kaynakları şunlardır:

a) Lisanslı depo işletmesinin lisanslı depoculuk hizmetleri karşılığında her


takvim yılında tahsil ettiği ücretlerin binde beşi,
b) Borsalarda işlem gören ürün senedi alım satımından tahsil edilen borsa
tescil ücretlerinin yüzde onu,
c) Borsalarda işlem gören ürün senedi alım satım bedelinin binde yarımı,
d) Tahsilat ve faiz gelirleri,
e) Bağış, yardım ve diğer gelirler.

74

74
Fon Yönetim Kurulu, Fon gelirlerinin oranlarının değiştirilmesi için GTB’ye
başvurabilmektedir. GTB, bu başvuruyu uygun görürse, Bakanlar Kuruluna oranların
değiştirilmesi teklifinde bulunmaktadır. Kanun uyarınca Bakanlar Kurulu (a), (b) ve
(c) maddelerinde gösterilen Fon gelirlerinin oranlarını sıfıra kadar indirmeye veya bir
katına kadar artırmaya yetkili kılınmıştır. Fonun gelirleri genel bütçeye veya diğer
fonlara aktarılamamakta ve amacı dışında kullanılamamaktadır.

Fonun gider kalemleri şunlardır:

a) Mudilerin zararlarına ilişkin ödemeler,


b) Kanunun uygulanması ve lisanslı depoculuğun geliştirilmesi için ihtiyaç
duyulan faaliyet, eğitim ve denetime ilişkin giderler,
c) Kanunda verilen görevleri yerine getirebilmek ve bunlarla sınırlı kalmak
kaydıyla ihtiyaç duyulan Fon cari ve yönetim giderleri,
d) Yönetmelik ve yönergelerde öngörülen diğer giderler.

Lisanslı depo teminatı, Fon adına ve lehine düzenlenmektedir. Gayrimenkul


teminatlarında, Fon ad ve lehine birinci dereceden ipotek kurulmakta ve Fon
tarafından, lisanslı depoculuğa konu ürünlerin borsa fiyatları izlenmektedir.
Fiyatlarda ciddi artış oluşmuş ve lisanslı depo işletmesi tarafından verilen
teminatların asgari teminat şartını karşılamakta yetersiz kaldığı tespit edilmişse Fon,
GTB’ye durumu ortaya koyan bir rapor sunmaktadır.

Lisansın iptali durumunda lisans sahibinin yerine getirmesi gereken bir


tazmin veya yükümlülüğün bulunup bulunmadığı Fon tarafından araştırılmakta ve
araştırma ve incelemeler sonucunda bir tazmin veya yükümlülük
bulunmadığının tespiti üzerine teminatlar, bir tutanakla sahiplerine iade
edilmektedir. Ancak teminatlar her hâlükârda lisansın iptalinden itibaren bir yıl
geçmedikçe iade edilememektedir.

Zarar, sigorta kapsamında ödenemezse ve lisanslı depo işleticisinin Kanunda


öngörülen yükümlülüklerinin herhangi bir nedenle yerine getirilmemesinden dolayı
ortaya çıkmışsa Kanunda belirtilen usûle göre gerekli müracaatlar yapılmakta ve
zarar tazmin edilmektedir.

75

75
4.1.4. Ürün ihtisas borsası ve elektronik ürün senedi

18/5/2004 tarihli ve 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği İle Odalar
ve Borsalar Kanunu ürün ihtisas borsalarının kurulmasını düzenlemiştir. Yasa
kapsamında, ekonomik gereklilikler gözetilerek güven, serbest rekabet ve istikrar
içinde, kotasyonundaki bir veya birden çok ürünün arz ve talebini buluşturan;
yürürlükteki ürün standartlarına göre tasnif edilmiş ürünlerin, kendilerince organize
edilen fiziki veya elektronik mekânlarda alım satımına aracılık eden; ürünlerin gerek
fiziki gerekse ürünü temsilen lisanslı depo işletmelerince çıkarılan ürün senetleri ve
alivre sözleşmelerin ticaretini yürütebilen; işlemlere ilişkin güvenilir kayıt ve
saklama imkânları bulunan; oluşan fiyatları, ürettiği bilgileri, diğer benzer ve
alternatif piyasaları izleyebilecek ve duyurabilecek bilgi işlem, teknik ve elektronik
donanım, kurumsal ve mali altyapıya sahip olan; faaliyet alanı ulusal veya
uluslararası olabilen anonim şirket statüsünde ürün ihtisas borsalarının GTB ve
Sermaye Piyasası Kurulunun teklifi üzerine, Bakanlar Kurulu Kararı ile
kurulabileceği hüküm altına alınmıştır. Söz konusu yasaya göre ürün ihtisas borsaları
ve ticaret borsaları, lisanslı depo işletmeciliği yapan şirketler kurabilmekte ve
bunlara ortak olabilmektedir.

Alivre sözleşmeler ile lisanslı depolarca düzenlenen kıymetli evrak


hükmündeki ürün senetleri ve ürünü temsil eden benzer senetlerin alım satımı ve
rehni gibi işlemlerin ürün ihtisas borsalarında kontrolü ve tescili zorunlu kılınmıştır.
Ancak ürün senedinin ve alivre sözleşmelerin alınıp satıldığı bir ürün ihtisas borsası
faaliyette bulunmuyorsa bunların teknik, kurumsal ve malî alt yapısının yeterliliği
tespit edilen ve GTB’den izin alan ticaret borsalarında işlem görmesi
kararlaştırılmıştır. Ayrıca borsada tescil gerçekleşmedikçe ürünün mülkiyeti
başkasına devredilememektedir.

Ürün senetlerinin güven içinde ticaretinin ve takibinin yapılabilmesini


teminen lisanslı depo işletmesi ile borsa arasında sözleşme yapılmaktadır.
Sözleşmede; ürün senetlerinin borsaya kota ettirilmesi, hareketlerinin kontrol ve
takibi, teyidi, iptali, bilgi akışının düzenli olarak sağlanması, lisanslı depodaki
ürünlerin gerektiğinde borsaca incelenmesi ve kontrolü ile aralarındaki bilgi iletişim
sistemi ve diğer hususlar düzenlenmektedir. Lisanslı depo işletmesi, vadeli işlem ve

76

76
opsiyon borsalarında işlem gören kontratlarda ürün teslim şartı varsa, bu borsalarla
yapacağı sözleşme çerçevesinde, ürün senedi vasıtasıyla bu kontratlardaki ürün
teslim yükümlülüğünün yerine getirilmesi ve lisanslı deponun ürün dağıtım ve teslim
noktası olması görevlerini üstlenebilmektedir.

Ürün senetlerine ilişkin; alım satımın tescili, devir ile bedelinin ödenmesi,
alıcı ve satıcı ile üçüncü şahısların haklarının korunması, yükümlülüklerinin yerine
getirilmesi ve alım satıma ilişkin diğer hususlar, borsanın sorumluluğunda olup bu
işlemlerden doğan zararlar borsa tarafından tazmin edilmektedir.

Ürün ihtisas borsalarının Türkiye açısından çok sayıda faydası


bulunmaktadır. Bu borsalar sayesinde;
- Mudiler ürünlerini, yakın çevrelerindeki sınırlı sayıdaki tüccara satmak
zorunda kalmayacak, çok sayıda alıcının bir araya gelmesiyle oluşacak
rekabetten yararlanabilecek ve fiyatların objektif olarak oluşabildiği bir
piyasa oluşabilecek,
- Ürünler, elektronik ürün senetleri vasıtasıyla elektronik ortamda el
değiştirebilecek ve sanayiciler işletmelerinin ihtiyacı olan ürünleri kısa
zamanda kolayca tedarik edebilecek,
- Ürün senetleri; altın, döviz, hisse senedi gibi yatırım araçlarına alternatif
olabilecek ve faizsiz bir yatırım aracı olması dolayısıyla özellikle
Ortadoğu sermayesinden talep görebilecek,
- Mevcut ticaret borsaları bu borsanın bölgelerdeki temsilcilikleri olarak
faaliyet gösterebilecek,
- Gelişmiş ülkelerde tarım ürünleri ticaretinde yaygın biçimde kullanılan
vadeli işlem araçları, Türkiye’de de yaygınlaşabilecek ve Türkiye,
bölgede tarım ürünleri ticaretinin merkezi konumuna gelebilecektir.159

12/11/2011 tarihli ve 28110 sayılı Resmi Gazetede Elektronik Ürün Senedi


Yönetmeliği yayımlanmıştır. Elektronik ürün senetleri, basılı ürün senedi hükmünde
olmak üzere depolanmak amacıyla teslim ve kabul edilen ürünler için lisanslı depo
işletmelerince elektronik ortamda oluşturulan kayıtlardır. Söz konusu Yönetmelik, bu

159
GTB. Lisanslı Depoculuk ve Ürün İhtisas Borsacılığı. 15 Haziran 2015.
<http://icticaret.gtb.gov.tr/sikca-sorulan-sorular/lisansli-depoculuk-ve-urun-ihtisas-borsaciligi>

77

77
senetlerin kayden izlenmesi, devredilmesi, değiştirilmesi, iptali ve güvenliğine, bu
hizmetleri yürütecek kuruluşun lisans alması, faaliyeti ile denetimine ve elektronik
ürün senedine yönelik diğer işlemlere ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.
Yönetmelik kapsamında, elektronik ürün senetlerinin sistem üzerinden
oluşturulmasını sağlamak, bu senetlere bağlı tüm hak ve yükümlülükler ile işlemleri
ilgili taraflar itibarıyla kayden izlemek amacıyla GTB’nin lisans verdiği anonim
şirketler elektronik kayıt kuruluşu olarak yetkilendirilmektedir.

Elektronik ürün senetlerine ilişkin kayıtlar GTB tarafından elektronik kayıt


kuruluşu olarak yetkilendirilen Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK) tarafından
tutulmaktadır. Tüm ürün senetleri MKK üzerinden oluşturulmaktadır. Ürün ihtisas
borsaları henüz kurulmadığından Konya, İzmir, Polatlı, Ankara, Lüleburgaz ve
Gaziantep Ticaret Borsaları elektronik işlem platformlarında fiilen elektronik ürün
senedi alım satımları konusunda yetkilendirilmiştir.160 Borsalarda gerçekleşen alım
satım işlemlerinin ardından takas işlemleri Takasbank İstanbul Takas ve Saklama
A.Ş. (Takasbank) tarafından tutulmaktadır. Elektronik ürün senetlerinin alım satımı,
yetkili borsaların kendi elektronik ürün senedi işlem platformlarında, aracılar
vasıtasıyla yapılmaktadır. Elektronik ürün senedi alım satımı yapmak veya bu alım
satıma aracılık yapmak isteyenler bu platformlara üye161 olmaktadır.162

Elektronik ürün senedinin oluşturulma süreci, mudinin ürününü lisanslı


depoya getirmeden önce MKK’ye üye olan bir bankada hesap açtırmasıyla
başlamaktadır.163 Yetkili sınıflandırıcı, incelemeleri sonucunda analizi tamamlanan
ürünlere ilişkin istenilen bilgileri, elektronik ürün senedinin oluşturulması amacıyla
MKK sistemine aktarmaktadır. Lisanslı depo işletmelerinin teslim alınan ürüne
ilişkin bilgileri MKK sistemine bildirmesi üzerine elektronik ürün senedi

160
GTB. Lisanslı Depoculuk Temel İstatistiki Veriler. 18 Ocak 2017.
<http://icticaret.gtb.gov.tr/istatistikler/lisansli-depoculuk>
161
Elektronik Kayıt Kurallarında lisanslı depo işletmeleri, yetkili sınıflandırıcılar, mudi hesabının
bulunduğu banka veya finans kuruluşları ile GTB tarafından uygun görülen diğer kişi veya kuruluşlar
üye olarak belirtilmiştir.
162
İlter Yurtoğlu, 2015:97
163
a.g.e.:96

78

78
oluşturulmakta ve üye nezdindeki mudi hesabına aktarılmaktadır. Aynı anda, mudi
ve üyeler de bilgilendirilmektedir.164

Elektronik ürün senetlerinin alım satım ve takas işlemleri, borsanın idari


düzenlemelerine uygun olarak yapılmaktadır.165 Elektronik ürün alım satımı yapmak
isteyen platforma üye alıcı ve satıcıların borsa sistemine bağlanarak verdikleri
emirler, vekâlet verilen aracıların ekranına gelmekte ve yalnızca aracı tarafından
onaylanan emirler platform alım satım ekranlarına yansımaktadır. Aracı tarafından
onaylanan ve platform alım satım ekranlarına yansıyan emirler seans boyunca
eşleşmekte ve seans sonunda, gerçekleşen işlemlere ait işlem dosyası borsa
tarafından elektronik ortamda Takasbank’a gönderilmektedir. Takası gerçekleşen
alım satımlara ilişkin listenin Takasbank tarafından borsaya gönderilmesi sonrasında
borsa tescil işlemlerini gerçekleştirmektedir. 166

Elektronik ürün senetleri bankalar tarafından teminat olarak kabul edilmekte


ve karşılığında kredi kullanılabilmektedir. Kredi kullanılırken banka lehine kurulan
rehin işlemi MKK tarafından kayıt altına alınmaktadır. Elektronik ürün senedine
ilişkin rehin işlemi, rehin veren veya alan tarafın hesabına bağlı alt hesaplar
kullanılmak suretiyle üyelerce uygulanmaktadır. Elektronik ürün senetlerine ilişkin
kaydedilen rehin işlem bilgileri MKK tarafından borsaya bildirilmektedir.167 Kredi
veya avans karşılığında teminat olarak gösterilen ürün senedi, borcun
vadesinde ödenmemesi halinde kredi veya avans veren kuruluşun
yazılı talebi üzerine mudiye bilgi verilmek kaydıyla borsada satılabilmekte, borcun
karşılanması sonrasında kalan tutar mudinin hesabına aktarılmaktadır. Bununla
birlikte, ürün senedinin teminat olarak gösterilmesinden önce mudinin yazılı
izninin alınması gerekmektedir.

Mudinin, elektronik ürün senedinin temsil ettiği ürünü lisanslı depo


işletmesinden teslim almak istemesi halinde, bu durum mudi hesabının bulunduğu
164
GTB. Elektronik Kayıt Kuralları.16 Ocak 2017.
<http://icticaret.gtb.gov.tr/data/521c5391487c8e75b40877bb/ELEKTRON%C4%B0K%20KAYIT%2
0KURALLARI%2022.06.2015.pdf>
165
a.g.e.
166
İlter Yurtoğlu, 2015:97-98
167
GTB. Elektronik Kayıt Kuralları.16 Ocak 2017.
<http://icticaret.gtb.gov.tr/data/521c5391487c8e75b40877bb/ELEKTRON%C4%B0K%20KAYIT%2
0KURALLARI%2022.06.2015.pdf>

79

79
üye veya lisanslı depo işletmesi tarafından MKK’ye bildirilmektedir. Ürünü teslim
alma isteğinin mudi hesabının bulunduğu üye tarafından MKK’ye bildirilmesi
durumunda, bu istek MKK tarafından lisanslı depo işletmesinin onayına
sunulmaktadır. Mudinin ürünü teslim alma isteğinin lisanslı depo işletmesi tarafından
MKK’ye bildirilmesi durumunda ise bu istek MKK tarafından mudi hesabının
bulunduğu üyenin onayına sunulmaktadır. Bu talep doğrultusunda, elektronik ürün
senedi, mudinin hesabının altında bulunan bloke alt hesaba aktarılmakta ve mudi,
MKK tarafından bilgilendirilmektedir. Lisanslı depo işletmesi tarafından talebin
onaylanması ile birlikte mudi hesabı altında bloke edilen elektronik ürün senetleri
lisanslı depo işletmesinin havuz hesabına aktarılmakta ve söz konusu elektronik ürün
senetleri kayden iptal edilmekte ve lisanslı depo işletmesi tarafından mudiye iptal
belgesi verilmektedir. Bu işlemlerin ardından lisanslı depo işletmesi ürünü mudiye
teslim etmektedir.168

Tüm bu açıklamalar doğrultusunda, Türkiye’de lisanslı depoculuk sisteminin


işleyişi Şekil 4.1’de şematik olarak özetlenmiştir.

168
GTB. Elektronik Kayıt Kuralları.16 Ocak 2017.
<http://icticaret.gtb.gov.tr/data/521c5391487c8e75b40877bb/ELEKTRON%C4%B0K%20KAYIT%2
0KURALLARI%2022.06.2015.pdf>

80

80
Şekil 4.1. Lisanslı Depoculuk Sisteminin İşleyiş Şeması

ELÜS

ELÜS Rehninin İptali Ödeme


Mudi 2 Borsa Mudi 1 Banka
ELÜS Alıcısı Aracı Aracı ELÜS Satıcısı Kredi ELÜS Rehni

ELÜS-Ürün Teslimi

Takas İşlemi Analiz


Takasbank MKK Yetkili Sınıflandırıcı Denetim Referans Yetkili
Sınıflandırıcı
ELÜS Kaydı-İptali

81
Ürün Teslimi-Ürün Talebi

Lisanslı Depo

Lisans

Teminat Sigorta

Tazmin Fonu GTB Sigorta Şirketi

81
Ürün ihtisas borsalarının kurulması ve elektronik ürün senedine dayalı
ticaretin geliştirilmesi, önemine binaen en üst politika dokümanı olan Onuncu
Kalkınma Planının hayata geçirilmesine yönelik Öncelikli Dönüşüm Programlarında
da yer almaktadır. Onuncu Kalkınma Planının uygulanmasına yönelik Onuncu
Kalkınma Planı (2014-2018) İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Programı Eylem
Planında “tarımsal ürünlere yönelik lisanslı depoculuk ve elektronik ürün senedi
altyapısı geliştirilecektir.” ifadesi 18 numaralı eylem olarak yer almaktadır. Bu
eylemle ürün ihtisas borsalarının kurularak hayata geçirilmesi ve elektronik ürün
senetlerinin alternatif bir yatırım aracı haline getirilerek piyasaya işlerlik
kazandırılması amaçlanmaktadır.169

169
Kalkınma Bakanlığı, 2015b:11

82

82
4.2. Mevzuatta Öngörülen Teşvikler

Ülkemizde lisanslı depoculuk sistemini işler hale getirmek amacıyla Gelir


Vergisi Kanunu, KDV Kanunu, Damga Vergisi Kanunu, Hububat Ürünü Alımı ve
Satımı Hakkında Karar ve Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar’da
düzenlemeler yapılmıştır. Aşağıda bu düzenlemelere detaylı bir şekilde yer
verilmiştir.

5904 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması


Hakkında Kanunla 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu’na eklenen geçici 76. madde
ile 5300 sayılı Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu kapsamında düzenlenen
ürün senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançların, 31/12/2014 tarihine kadar
gelir ve kurumlar vergisinden istisna edildiği ve istisna edilen bu kazançlar üzerinden
94. madde uyarınca tevkifat yapılmaması, münhasıran bu kazançlar için gelir vergisi
mükelleflerince yıllık beyanname verilmemesi ve bu kazançların verilecek
beyannamelere dâhil edilmemesi öngörülmüştür. Söz konusu gelir ve kurumlar
vergisi istisnası, 26/2/2014 tarihli ve 6527 sayılı Kanunun 4. maddesiyle 31/12/2018
tarihine kadar uzatılmıştır.

Çiftçiler ürünlerini lisanslı depolara bırakmamaları durumunda 193 sayılı


Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesi kapsamında ticaret borsalarında tescil
ettirerek sattıkları zirai mahsuller için yüzde 2, bunun dışında kalan satışlar için ise
yüzde 4 vergi tevkifatına maruz kalmaktadırlar.170 Söz konusu düzenleme
neticesinde ürününü lisanslı depolarda depolayan çiftçiler, depolanan ürün
karşılığında elde ettikleri senetleri hasat sonrası dönemde satmaları
durumunda yüzde 2 ve/veya yüzde 4 oranında vergi avantajı elde edebilmektedir.
Ayrıca zirai kazançlar stopaj (tevkifat) usulüyle vergilendirilmekle birlikte, belirli
şartların varlığı halinde bu kazançlar gerçek usulde de vergilendirilebilmektedir.
Gerçek usulde vergilendirilmeyen çiftçiler açısından stopaj nihai vergileme olurken,
gerçek usulde vergilendirilen çiftçiler stopajın yanında ayrıca gelir vergisi
ödemektedir. Gerçek usulde vergilendirilen çiftçiler önceden ödedikleri stopaj

170
2009/14592 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı

83

83
vergisini, hesapladıkları gelir vergisinden mahsup edebilmektedir.171 Bu kapsamda
söz konusu gelir vergisi düzenlemesiyle gerçek usulde vergilendirilenler için ürün
senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançlar da gelir vergisinden istisna
edilmiştir. Bununla birlikte, ürün senetlerinin alınıp satılması durumunda oluşacak
kazançlar da söz konusu düzenlemeler kapsamında 2018 yılına kadar gelir ve
kurumlar vergisinden istisna tutulmuştur.

3065 sayılı KDV Kanununun;


- 1. maddesinin üçüncü fıkrasının (d) bendine eklenen hüküm ile ürün
senetlerinin, senedin temsil ettiği ürünü depodan çekecek olanlara teslimi
ticari, sınai, zirai faaliyet veya serbest meslek faaliyetleri çerçevesinde
olup olmadığına bakılmaksızın KDV’nin konusuna alınmış,
- 9. maddesine eklenen üç numaralı fıkra ile ürün senetlerinin senedin
temsil ettiği ürünü depodan çekecek olanlara teslimine ait KDV’nin
ödenmesinden lisanslı depo işletmecileri sorumlu tutulmuş,
- 10. maddesine eklenen (k) bendi ile ürün senetlerinin senedin temsil ettiği
ürünü depodan çekecek olanlara teslim işlemlerinde vergiyi doğuran
olayın “ürün senetlerinin temsil ettiği ürünlerin depodan çekilmesi”
anında gerçekleşeceği kabul edilmiş (Bu durum sonucunda ortaya çıkacak
KDV’nin matrahı ise yine aynı Kanunun 23. maddesinin (d) bendine
eklenen hüküm uyarınca, senedin en son işlem gördüğü borsada oluşan
değer olacaktır.),
- 13. maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendine göre ürün senetlerinin ürün
ihtisas borsaları ile GTB’den ürün senedi alım-satımı konusunda izin alan
ticaret borsaları aracılığıyla ilk teslimi istisna kapsamına alınmış,
- 17. maddesinin dördüncü fıkrasının (t) bendine göre ürün senetlerinin,
işlem gördüğü borsalardaki ilk teslimi ile senedin temsil ettiği ürünü
depodan çekecek olanlara teslimi dışındaki teslimlerinin KDV’den istisna
tutulması amaçlanmıştır. Bu düzenlemeyle, senetlerin ilk sahipleri ile
senedin temsil ettiği ürünü depodan çekecek son kişi arasında kalan el
değiştirmeler KDV’den istisna edilmiştir.
171
Artar, Yusuf. “Çiftçiye Müjde!” Tarsus Gündem Gazetesi. 4 Şubat 2015. 22 Ocak 2016.
<http://yusufartar.com/2015/02/04/ciftciye-mujde/>

84

84
Tüm bu hükümler değerlendirildiğinde, lisanslı depoya koymuş olduğu ürün
karşılığında ürün senedini alan kimse bu ürün senedini sattığında KDV
ödemeyecektir. Bu satış sonunda ürünün depodan çekilip çekilmediğinin bir önemi
yoktur. Çünkü ürün senedine ilişkin ilk satışların tamamı KDV’den istisna
tutulmuştur. Bu ilk satış dışındaki satışlarda ise ürün depodan çekilmiyorsa yine bu
satışı gerçekleştirenler de KDV ödemeyeceklerdir. İlk satış dışındaki ürünün
depodan çekilmesini gerektiren satışlar ise KDV’ye konu olmaktadır.

5904 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması


Hakkında Kanun ile 488 Sayılı Damga Vergisi Kanununda yer alan damga
vergisinden istisna edilen kâğıtları gösteren (2) sayılı tabloya eklenen ibareyle
lisanslı depo işletmesi ile mudi arasında yapılan sözleşmeler ve ürün senetleri damga
vergisinden istisna tutulmuştur.

2012/3241 sayılı Hububat Ürünü Alımı ve Satımı Hakkında Kararda


Değişiklik Yapılmasına Dair Bakanlar Kurulu Kararının birinci maddesinde, TMO
5300 sayılı Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanununa ilişkin uygulamaları
geliştirmek ve yaygınlaştırmak amacıyla faaliyetlerde bulunmaya, belirleyeceği usul
ve esaslarla lisanslı depoculuk şirketleri tarafından düzenlenecek ürün senetlerini
satın almaya ve bu hususlara ilişkin iş ve işlemleri yapmaya yetkili kılınmıştır.

Bu kapsamda, Kararnamenin ikinci maddesiyle ürün ve kredi kullanımına


ilişkin esaslar aşağıdaki şekilde belirlenmiştir:
- TMO, belirleyeceği esaslar çerçevesinde makbuz senedi veya ürün senedi
karşılığı avans ödemeye yetkilidir,
- Bankaların, TMO tarafından Umumi Mağazalar Kanunu hükümlerine
göre düzenlenen makbuz senetleri ile lisanslı depo şirketleri tarafından
düzenlenen ürün senetleri karşılığında gerçek veya tüzel kişilere
kullandıracağı kredilerde Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu kesintisi
oranı yüzde 0’dır. Bankaların söz konusu krediler nedeniyle lehe aldıkları
paralar yüzde 1 oranında banka ve sigorta muameleleri vergisine tabidir,
- Kullanılan kredilere esas olan makbuz senetleri ile ürün senetlerinin
bankalar tarafından TMO'ya devredilmesi durumunda, alım ve ödemeye
ilişkin usul ve esaslar TMO tarafından belirlenir,

85

85
- TMO, makbuz senedi veya ürün senedi karşılığında kredi kullanan gerçek
veya tüzel kişilerin ürünlerini TMO'ya satmamaları durumunda,
kullandıkları kredilere ilişkin yıllık faiz oranının azami yüzde 25'ine kadar
olan kısmını karşılamaya ve buna ilişkin usul ve esasları belirlemeye
yetkilidir.

2014/6849 sayılı Tarımsal Ürünlerin 5300 Sayılı Tarım Ürünleri Lisanslı


Depoculuk Kanunu Çerçevesinde Lisans Alarak Faaliyet Gösteren Depolarda
Muhafaza Edilmesi Halinde Kira Destekleme Ödemesi Yapılmasına İlişkin Karar’la
buğday, arpa, çavdar, yulaf, mısır, çeltik, pirinç, mercimek, nohut, fasulye, bezelye,
ayçiçeği için 3 TL/ton/ay, pamuk için 7 TL/ton/ay, fındık, zeytin, zeytinyağı, kuru
kayısı, antepfıstığı, kuru üzüm, kuru incir için 10 TL/Ton’u geçmemek üzere
GTB’ce onaylanacak kira ücretlerinin yüzde 50’si oranında kira desteği verilmesi
kararlaştırılmıştır. 16/10/2014 tarihinden itibaren 5 yıl geçerliliği bulunan kira
desteği doğrudan lisanslı depo işletmelerine yapılmaktadır.

14/7/2009 tarihli ve 2009/15199 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile


yürürlüğe konulan Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar ve bu Kararın
uygulanmasına ilişkin Hazine Müsteşarlığınca çıkarılan 2009/1 sayılı “Yatırımlarda
Devlet Yardımları Hakkında Kararın Uygulanmasına İlişkin Tebliğ” ile lisanslı
depoculuk hizmetleri bölgesel desteklerden yararlandırılacak yatırım konuları arasına
dâhil edilmiştir. 2012/3305 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile yürürlüğe
konulan Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar ve bu Kararın
uygulanmasına ilişkin Ekonomi Bakanlığınca çıkarılan 2012/1 sayılı Yatırımlarda
Devlet Yardımları Hakkında Kararın Uygulanmasına İlişkin Tebliğ ile bu durum
sürdürülmüştür. Lisanslı depoculuk yatırımı yapan şirketler yatırım teşvik belgesi
düzenlemek suretiyle gümrük vergisi muafiyeti, KDV istisnası, vergi
indirimi, sigorta primi işveren hissesi desteği, yatırım yeri tahsisi ve faiz desteği gibi
çeşitli devlet yardımlarından faydalanabilmektedir.

Bu düzenlemeler bulunmakla birlikte, ülkemizde lisanslı depoculuğa ilişkin


kaydedilen ilerleme istenilen düzeyin çok altında kalmıştır. Bu durum sistemin
gelişmesi açısından mevzuatta öngörülen teşviklerin tek başına yeterli olmadığı

86

86
sonucunu ortaya koymaktadır. Sistemin gelişmesi ve mevzuatta öngörülen
uygulamaların hayata geçirilmesi için alternatif politikalara ihtiyaç bulunmaktadır.

Lisanslı depoculuk sisteminin iyi bir şekilde işlediği ABD’de, lisanslı


depoculuğun başlangıç aşamalarında hububat ekiminin yaygın olduğu eyaletlerde
çeşitli teşviklerin uygulandığı ve sistemin bu sayede kendi kendine yürüyebilme ve
ayakta kalma becerisi gösterdiği göz önüne alındığında ülkemizde de uygulamanın
güçlendirilebilmesi için teşvik sistemine yönelik olanlar başta olmak üzere
piyasadaki oyuncuları özendirecek ve sistemin sürekli işler hale geleceğine
inandıracak politikaların uygulanması büyük önem arz etmektedir.172

4.3. Depolama Sonrası Olası Çiftçi Kazanç Durumu

Çiftçilerin mevcut teşvikler kapsamında lisanslı depoculuk sisteminden olası


kazanç ve kayıplarının ortaya koyulmasında yarar bulunmaktadır. Bu da belirli
varsayımlar altında aşağıdaki şekilde yapılabilir:

Öncelikle ülkemizdeki hasat dönemleri dikkate alınmak suretiyle arzın üç aya


ve talebin tüm yıla yayıldığı buğdayın, tüketim miktarının aylar itibarıyla aynı
olduğu ve bu kapsamda hasat döneminde toplam tüketim173 miktarının yüzde 25’inin
satılacağı ve toplam tüketim miktarının yüzde 75’inin ise 1 ila 9 ay arasında değişen
sürelerde lisanslı depolarda depolanacağı varsayılmıştır. Hali hazırda gelir vergisi,
KDV, damga vergisi istisnaları ile kira desteği teşviği dikkate alınarak 2010/2011,
2011/2012 2012/2013, 2013/2014 ve 2014/2015 dönemleri için depolama maliyetleri
hesaplanmıştır. Analizlerde hasat dönemi fiyatı olarak üretimin yoğun olarak
gerçekleştirildiği Haziran ve Temmuz ayları ortalaması kullanılmıştır. Çalışmanın
devamında yer alan hesaplamalar bu varsayımlar temelinde yapılmakla birlikte, bu
varsayımların dışına çıkılmasını gerektiren diğer durumlar ilgili kısımlarda
açıklanmaktadır.

Hesaplamalar geçmiş yıl gerçekleşmeleri dikkate alınarak üreticinin


depolama ve finansmana ilişkin karşılaştığı birim maliyetler üzerinden yapılmıştır.
TMO-TOBB LİDAŞ, 2015 yılı depo ücretini KDV hariç 6 TL/Ton; yükleme ve

172
Şakar, 2012: 22
173
Tohumluk kullanımı, yemlik kullanımı ve kayıplar ihmal edilmiştir.

87

87
boşaltma ücretini ise KDV hariç 3’er TL/Ton olarak belirlemiştir.174 Kira desteği
kapsamında depo kirasının 3 TL/Ton’unun devlet tarafından karşılanması nedeniyle
kira ücreti KDV dâhil 3,54 TL/Ton olarak alınmıştır. Üreticinin ürününü
depoladıktan sonra sattığı, bu kapsamda yalnızca ürünün depolanması aşamasında
yükleme, analiz ve tartım ücretlerine katlandığı varsayılmıştır. Yükleme ücreti olarak
KDV dâhil tutar olan 3,54 TL/Ton dikkate alınmıştır. Tartım ücreti KDV dâhil 4,13
TL/Ton ve analiz ücreti kamyon başına 25 TL olarak tahsil edilmektedir.175 Birim
başına analiz ücretini bulmak için kamyon kapasitesinin 15 ton olduğu varsayılmış
ve ton başına KDV dâhil analiz ücreti 1,97 TL/Ton olarak alınmıştır. Ürün senetleri
karşılığında kullanılan kredilerde faiz maliyeti ticari kredilerin 1 puan altında yıllık
yüzde 11-12 seviyesindedir.176 Bu kapsamda üreticinin depolama maliyeti aylık
yüzde 1 faiz maliyeti üzerinden hesaplanmıştır.

Mevcut durumda çiftçinin elde edeceği kazanç iki farklı senaryo kapsamında
değerlendirilmiştir:

Birinci senaryoda, ürününü lisanslı depoya teslim eden çiftçinin almış olduğu
ürün senedini teminat göstererek kredi kullanması durumunda söz konusu dönemde
elde edeceği muhtemel kazançlar değerlendirilmiştir. Bu senaryo kapsamında çiftçi
kira, yükleme, boşaltma, analiz ve tartım gibi maliyetlerin yanında faiz maliyetine de
katlanacaktır. Yapılan anket sonucunda çiftçinin hasat döneminde ihtiyaç duyduğu
ortalama finansman oranı yüzde 76 çıkmıştır. Bu kapsamda, finansman ihtiyacı
olarak bu oran baz alınmıştır. Çiftçinin ürününün yüzde 25’ini hasat döneminde
sattığı varsayımı çerçevesinde finansman ihtiyacının yüzde 25’ini karşılayacağı,
kalan yüzde 51’lik tutar için ise depolanan yüzde 75’lik ürünün karşılığı olan ürün
senet bedeli üzerinden kredi kullanacağı varsayılmıştır.

İkinci senaryoda ise çiftçinin ürün senedi karşılığında kredi kullanmadığı


durumda oluşacak olan kârlılık durumu değerlendirilmiştir.

174
TMO-TOBB LİDAŞ, 2015:29
175
Eğerci, 26 Ocak 2016, sözlü görüşme.
176
a.g.e.

88

88
Söz konusu hesaplamalarda TR5 Batı Anadolu177 bölgesindeki Çiftçinin
Eline Geçen Fiyatlar178 (ÇEF) dikkate alınmıştır. TR5 Batı Anadolu bölgesinin
hesaplamalar için tercih edilmesinin nedeni, bu bölgenin Türkiye’de buğday
üretiminin yoğun olarak gerçekleştirildiği bir bölge olmasının yanı sıra 2010 yılından
beri faaliyette bulunan TMO-TOBB LİDAŞ’ın Polatlı ve Ahiboz lisanslı depolarının
bu bölgede bulunmasıdır.

Bununla birlikte, TMO’nun destekleme alımları dolayısıyla piyasadaki varlığı


arzın fazla olduğu hasat dönemlerinde fiyat düşüşlerinin daha fazla gerçekleşmesini
sınırlamaktadır. Bu durum hasat dönemi ve sonrasında oluşacak fiyatlar arasındaki
farkın daha az olmasına dolayısıyla gerçek kazanç oranının tam manasıyla
bilinememesine neden olabilmektedir. TMO’nun ürün alımı yapmadığı normal bir
yılda oluşacak piyasa fiyatı gerçek kazancın ne olduğu konusunda belirleyici
olabilecektir. Ayrıca kuraklık gibi iklime bağlı etkenler nedeniyle, ürün arzının az
olduğu hasat dönemlerinde fiyatlar yükselmekte, sonrasında ise fiyat düşüşleri
gerçekleşebilmektedir. Analiz sonuçları yorumlanırken bu faktörlerin göz önünde
bulundurulmasında yarar bulunmaktadır.

Depolama ve faiz maliyeti ile kazanç hesaplanırken aşağıdaki formüller


kullanılmıştır.
(1) Depolama Maliyeti (Faiz maliyeti dâhil) = ((Hasat Dönemi Ürün Değeri×
Faiz Oranı × 0,51) + Kira Gideri) × Depolama Süresi + Diğer Giderler179
(2) Depolama Maliyeti (Faiz maliyeti hariç) = Kira Gideri × Depolama Süresi
+ Diğer Giderler

177
Türkiye İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflandırmasına göre Ankara, Karaman ve Konya illerini
kapsayan Türkiye’nin 12 istatistiki bölgesinden biridir.
178
Çiftçinin eline geçen fiyat (ÇEF) TÜİK tarafından yayınlanmaktadır. ÇEF, çiftçinin ürettiği veya
yetiştirdiği ürünleri aracı kullanmadan doğrudan perakende veya toptan satması ile oluşan ve çiftçinin
eline geçen birim başına fiyattır. Bu fiyata KDV dâhil değildir. ÇEF, pazar kurulan il merkezi ile ilçe
Tarım Müdürlüğü’nden aylık olarak ağ (web) üzerinden İstatistik Bilgi Sistemi (İBS) ile
derlenmektedir. ÇEF formunda yer alan tarla ürünlerine ait madde fiyatları üreticinin tüccar ve
fabrikalara yaptığı toptan satış fiyatını, sebze ve meyve gruplarında yer alan maddeler için pazar
kurulan ilçelerde her ayın birinci ve ikinci haftası ile üçüncü ve dördüncü haftası ortalama pazar
fiyatlarının (perakende) yanı sıra, hal ve tüccara yapılan toptan satış fiyatlarını, canlı hayvanlarda ilçe
hayvan pazarı, tüccar ve mezbaha kesim fiyatlarını ve hayvansal ürünler için de ilçe pazar, tüccar ve
fabrika alım fiyatlarını içermektedir.
179
Yükleme, analiz, tartım ücretlerinden oluşmaktadır.

89

89
(3) Depolamadan Elde Edilen Kazanç = Satış Dönemi Ürün Değeri - Hasat
Dönemi Ürün Değeri - Depolama Maliyeti

Yukarıda açıklanan varsayımlar dâhilinde hazırlanan Tablo 4.1, çiftçilerin


hasat döneminde ürünlerini lisanslı depolara teslim ettiği ve acil finansman
ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kredi kullandıkları varsayımı çerçevesinde lisanslı
depoculuktan muhtemel kazanç durumlarını göstermektedir. Çiftçilerin hasat dönemi
öncesinde yapmış oldukları giderler nedeniyle finansman ihtiyacının ortaya çıkması
bankalardan kredi kullanılmasını da zorunlu kılmaktadır. Özellikle ülkemizde
hububat üretiminin çok küçük ölçeklerde yapılması ve üretim maliyetlerinin
yüksekliği finansman ihtiyacını daha da belirgin hale getirmektedir.

Tablo 4.1. 2010-2015 Dönemi Faiz Maliyeti Dâhil Kazanç Tutarı ve Değişim
Oranı
2010-2011 2011-2012 2012-2013 2013-2014 2014-2015
(TL/Ton) Yüzde (TL/Ton) Yüzde (TL/Ton) Yüzde (TL/Ton) Yüzde (TL Ton) Yüzde
Ağustos 7,5 1,5 -21,3 -3,5 10,3 1,7 -23,4 -3,3 -7,4 -1,4
Eylül 24,7 4,8 -31,3 -5,1 17,0 2,7 -30,6 -4,3 -8,5 -1,7
Ekim 31,9 6,2 -37,9 -6,2 33,6 5,4 -31,0 -4,4 -3,0 -0,6
Kasım 39,1 7,6 -41,2 -6,8 33,6 5,4 -28,1 -4,0 -4,1 -0,8
Aralık 32,9 6,4 -47,8 -7,9 33,5 5,4 -18,6 -2,6 8,2 1,6
Ocak 36,7 7,2 -64,5 -10,6 43,5 7,0 -12,4 -1,8 3,7 0,7
Şubat 67,3 13,1 -61,1 -10,0 40,1 6,5 3,8 0,5 6,0 1,2
Mart 61,1 11,9 -71,1 -11,7 40,1 6,5 -3,3 -0,5 -1,8 -0,4
Nisan 51,6 10,1 -84,4 -13,9 33,4 5,4 -3,8 -0,5 -9,6 -1,9
Mayıs 35,4 6,9 -91,1 -15,0 26,7 4,3 -4,2 -0,6 -27,4 -5,3
Kaynak: TÜİK, 2016d, 18 Aralık 2016, <http://www.tuik.gov.tr/>’den yararlanılarak oluşturulmuştur.
TL/Ton: Hasat dönemi fiyatına göre kazanç değişim tutarını göstermektedir.
Yüzde: Hasat dönemi fiyatına göre kazanç değişim oranını göstermektedir.

2010/2011 döneminde hasat sonrası dönemde ürün fiyat artışı lisanslı


depoları kullanan üreticilerin kazançlı çıkmasını sağlamaktadır. Tablo 4.1’den
görüldüğü üzere üreticinin Şubat ayına kadar ürününü lisanslı depolarda tutması
durumunda kazancı ton başına yaklaşık olarak 67,3 TL seviyesine yükselmektedir.
Üretici bu durumda hasat dönemine göre yüzde 13,1 daha fazla kazanç elde
edebilmektedir.

2011/2012 döneminde çiftçiler, hasat sonrası dönemde yaşanan fiyat


düşüşleri nedeniyle söz konusu faaliyetten zarar etmektedirler.

90

90
2012/2013 döneminde çiftçiler lisanslı depo faaliyeti sonucunda kazanç elde
etmekte ve bu kazanç Ocak ayında ton başına yaklaşık 43,5 TL seviyesine
yükselmektedir. Aynı ayda hasat dönemine göre üretici kazancı yüzde 7 daha yüksek
gerçekleşmektedir. Çiftçi açısından karlılık düzeyi devam etmekle birlikte diğer
aylarda daha düşük gerçekleşmiştir.

2013/2014 döneminde lisanslı depoculuk faaliyeti çiftçi açısından Şubat ayı


hariç zararla sonuçlanmaktadır. 2014/2015 döneminde çiftçiler söz konusu faaliyet
sonucu hasat sonrasında ilk dört ayda zarar ederken, Aralık ayında başabaş noktasını
geçerek kazanç elde etmeye başlamakta, Mart ayından itibaren ise kazanç tekrar
zarara dönüşmektedir.

Üreticilerin finansman maliyetlerine katlanmadığı, dolayısıyla depolama


maliyetlerine faiz maliyetlerinin ilave edilmediği durumda çiftçilerin lisanslı
depoculuktan muhtemel kazanç durumları ise Tablo 4.2’de yer almaktadır.

Tablo 4.2. 2010-2015 Dönemi Faiz Maliyeti Hariç Kazanç Tutarı ve Değişim
Oranı
2010-2011 2011-2012 2012-2013 2013-2014 2014-2015
(TL/ Ton) Yüzde (TL/Ton) Yüzde (TL/Ton) Yüzde (TL/ Ton) Yüzde (TL Ton) Yüzde
Ağustos 10,2 2,0 -18,2 -3,0 13,5 2,2 -19,8 -2,8 -3,2 -0,6
Eylül 29,9 5,8 -25,1 -4,1 23,3 3,8 -23,4 -3,3 -0,1 0,0
Ekim 39,7 7,7 -28,6 -4,7 43,1 6,9 -20,3 -2,9 9,7 1,9
Kasım 49,5 9,6 -28,8 -4,7 46,2 7,5 -13,8 -2,0 12,9 2,5
Aralık 46,0 9,0 -32,3 -5,3 49,3 8,0 -0,7 -0,1 29,3 5,7
Ocak 52,5 10,2 -45,9 -7,5 62,5 10,1 9,1 1,3 29,1 5,7
Şubat 85,6 16,7 -39,4 -6,5 62,3 10,0 28,9 4,1 35,6 6,9
Mart 82,0 16,0 -46,3 -7,6 65,4 10,5 25,4 3,6 32,0 6,2
Nisan 75,2 14,6 -56,5 -9,3 61,8 10,0 28,5 4,1 28,5 5,6
Mayıs 61,6 12,0 -60,0 -9,9 58,3 9,4 31,6 4,5 15,0 2,9
Kaynak: TÜİK, 2016d, 18 Aralık 2016, <http://www.tuik.gov.tr/>’den yararlanılarak oluşturulmuştur.
TL/Ton: Hasat dönemi fiyatına göre kazanç değişim tutarını göstermektedir.
Yüzde: Hasat dönemi fiyatına göre kazanç değişim oranını göstermektedir.

Söz konusu hesaplamalardan, 2010/2011 ve 2012/2013 dönemlerinde faiz


maliyetinin dâhil edildiği duruma göre kârlılık seviyesinin belirgin bir şekilde
yükseldiği görülmektedir. 2010/2011 dönemi Şubat ayında kazanç ton başına
yaklaşık 85,6 TL seviyesine, 2012/2013 dönemi Mart ayında ise 65,4 TL seviyesine
çıkmaktadır. Bununla birlikte 2010/2011 dönemi Şubat ayında üretici hasat

91

91
dönemine göre yüzde 16,7, 2012/2013 dönemi Mart ayında ise yüzde 10,5 daha fazla
kazanç elde edebilmektedir.

2011/2012 döneminde kayıp seviyesinde faiz maliyetinin dâhil edildiği


duruma göre azalma gerçekleşmiştir. 2013/2014 döneminde faiz maliyetinin dâhil
edildiği durumla karşılaştırıldığında Ocak, Mart, Nisan ve Mayıs aylarındaki kayıp
yerini kazanca bırakmaktadır.

2014/2015 döneminde Eylül ayında başabaş noktasına ulaşan çiftçiler Ekim


ayından itibaren kazanç elde etmeye başlamakta ve bu kazanç Şubat ayında ton
başına 35,6 TL seviyesine yükselmektedir. Bununla birlikte ürünün hasat dönemi
yerine Şubat ayında satılması durumunda üretici yüzde 6,9 daha fazla kazanç elde
edebilmektedir. Faiz maliyetinin dâhil edildiği durumda sadece 3 ayda küçük
kazançlar elde eden çiftçi, faiz maliyetinin dâhil edilmediği durumda 8 ayda daha
yüksek kazanç elde edebilmektedir.

Tablo 4.1 ve 4.2’de yapılan hesaplamalar lisanslı depoculuğa ilişkin KDV,


stopaj yoluyla tahsil edilen yüzde 2 gelir vergisi ve ürün senetlerinin el değiştirmesi
sonucunda oluşan kazanca ilişkin gelir vergisi, damga vergisi istisnaları ile kira
desteği teşviğinin etkisini de içermektedir. Bununla birlikte, çiftçi açısından söz
konusu teşviklerin etkisini görebilmek için yukarıda açıklanan varsayımlara dayalı
olarak Tablo 4.3’te teşviklerin sağladığı avantajlarla birlikte faiz dâhil depolama
maliyetlerine yer verilmiştir.

Tablo 4.3’te ürününü lisanslı depolarda tutan çiftçinin iki farklı ayda
durumunun değerlendirilmesi için Aralık ve Nisan aylarında ürününü sattığı
varsayılmıştır. Söz konusu aylar için ayrı ayrı hesaplamalar yapılmıştır. Bu teşvikler
lisanslı depoculuk sistemini bir bütün olarak etkilemekle birlikte, çiftçi açısından
etkileri farklılık gösterebilecektir. Bu nedenle söz konusu teşvikler ayrı ayrı Tablo
4.3’te yer alan veriler ışığında değerlendirilecektir.

92

92
Tablo 4.3. Mevcut Teşviklerin Sağladığı Avantajlar ve Depolama Maliyetleri
(TL/Ton)
Mevcut Teşvikler

Ürün Senedinin
Yüzde 2 Mevcut
El Değiştirmesi
Stopaj Avantajı Durumda Faiz
Yüzde 1 KDV Sonucunda
(Gelir Kira Desteği Dâhil Depolama
İstisnası Oluşan Kazanca
Vergisi Maliyeti
İlişkin Gelir
İstisnası)
Vergisi İstisnası

Aralık Ayı
2010/11 10,3 5 15 15 40
2011/12 12,2 6 15 0 43
2012/13 12,4 6 15 15 43
2013/14 14,1 7 15 5 45
2014/15 16,6 8 15 11 49
Nisan Ayı
2010/11 10,3 5 27 23 65
2011/12 12,2 6 27 0 69
2012/13 12,4 6 27 21 70
2013/14 14,1 7 27 14 74
2014/15 16,6 8 27 14 80
Kaynak: TÜİK, 2016d, 18 Aralık 2016, <http://www.tuik.gov.tr/>’den yararlanılarak oluşturulmuştur.

Söz konusu teşviklerden KDV ve stopaj yoluyla tahsil edilen yüzde 2 gelir
vergisi istisnalarının çiftçi açısından doğurduğu sonuçlar benzerlik göstermektedir.
Lisanslı depoculuğun kullanılması durumunda her iki istisna da çiftçinin vergi
maliyetini azaltmaktadır. Nitekim lisanslı depoculuğun olmadığı durumda çiftçi
düşük hasat dönemi fiyatlarının yanı sıra satış bedeli üzerinden stopaj yoluyla tahsil
edilen yüzde 2 oranında gelir vergisi ve yüzde 1 oranında KDV’ye maruz
kalmaktadır. Tablo 4.3’ten de görüldüğü üzere, bu iki istisnanın çiftçiye sağladığı
avantaj ürün değerine göre değişkenlik göstermekle birlikte ton başına yaklaşık 15 ila
25 TL arasındadır. Normal durumda ödenen bu tutarların istisna kapsamına alınması,
çiftçinin katlandığı depolama maliyetlerinin bir kısmının devlet tarafından vazgeçilen
gelirle karşılandığı şeklinde yorumlanabilecektir.

Diğer bir teşvik unsuru olan kira desteğiyle devlet, doğrudan çiftçinin lisanslı
depolara ödeyeceği depo kirasının bir kısmını lisanslı depolara ödeyerek çiftçi
açısından depolamayı daha ucuz hale getirmektedir. Kira desteği stopaj yoluyla tahsil
edilen yüzde 2 gelir vergisi ve KDV istisnalarında olduğu gibi devlet açısından
vazgeçilen bir gelir kaynağı değil, doğrudan çiftçi lehine yapılan bir ödeme

93

93
şeklindedir. Tablo 4.3 incelendiğinde, çiftçinin ürününü Aralık ayında satması
durumunda ton başına 15 TL, Nisan ayında satması durumunda ise ton başına 27 TL
kira desteği aldığı görülmektedir.

KDV, stopaj yoluyla tahsil edilen yüzde 2 gelir vergisi istisnaları ve kira
desteği ödemeleri doğrudan çiftçinin depolamadan kaynaklı maliyetlerini telafi
edebilecek teşviklerdir. Tablo 4.3’te görüldüğü üzere ürünün Aralık ayına kadar
lisanslı depolarda depolandığı durumda söz konusu üç teşvik olmasaydı depolama
maliyetleri yaklaşık yüzde 75 ila 80 oranında artacaktı.180 Ürünün Nisan ayına kadar
lisanslı depolarda tutulduğu durumda ise bu artış oranı yaklaşık olarak yüzde 65
seviyesindedir. Söz konusu teşvikler önemli ölçüde depolama maliyetlerini
azaltmakla birlikte lisanslı depoculuk sistemi henüz işler hale gelmemiştir. Bu
teşviklerin sağladığı avantajlarla birlikte finansman maliyeti ve fiyat riskleri gibi
çiftçinin lisanslı depoculuk sisteminden kazançlı çıkmasını engelleyen başka unsurlar
da bulunmaktadır.

Ürün senetlerinin el değiştirmesi sonucunda oluşan kazanca ilişkin gelir


vergisinin istisna tutulması diğer bir teşvik unsuru olarak sisteme dâhil edilmiştir. Bu
kapsamda, ürün senedinin borsada tüccar, sanayici ve diğer yatırımcılar arasında el
değiştirmesi sonucunda oluşacak kazanca ilişkin vergi istisnasından üretici
yararlanamayacaktır. Bu teşvik uygulamasıyla esas olarak ürün senedine dayalı
ticaretin geliştirilmesi amaçlanmaktadır. Üretici yukarıda da bahsedildiği üzere ürün
senedini elinden çıkardığı dönemde yani senedin ilk satışında stopaj yoluyla tahsil
edilen gelir vergisi istisnasından yararlanabilecektir.

Son olarak damga vergisi istisnasının üretici üzerindeki etkisini


değerlendirebiliriz. 25/12/2015 tarihli ve 29573 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan
Damga Vergisi Kanunu Genel Tebliğine göre ürün senedine eşdeğer olarak
düşünebileceğimiz makbuz senedine ilişkin damga vergisi tutarı 16,60 TL olarak
belirlenmiştir. 488 sayılı Damga Vergisi Kanununun üçüncü maddesine göre
Kanunda belirtilen kâğıtları imza edenlerin damga vergisi mükellefi olduğu dikkate
alındığında, ürün senedini imzalayan üreticiler ve lisanslı depo işletmeleri istisna

180
2010-2015 dönemi ortalamasıdır. (Stopaj İstisnası + KDV + Kira Desteği)/Mevcut Depolama
Maliyeti formülü kullanılmıştır.

94

94
tutulmamış olsalardı, 16,60 TL damga vergisi ödeyeceklerdi. Bu istisnayla üretici bu
tutar kadar bir giderden de muaftır.

Sonuç olarak mevcut sistemde, lisanslı depoculuk faaliyeti çiftçiler açısından


bazı dönemlerde kazançla sonuçlanmakla birlikte, teşviklerin sağladığı avantajlara
rağmen bazı dönemlerde kayıplara da yol açabilmektedir. Depolama sonucunda
çiftçinin finansman maliyetine katlandığı durumlarda faiz maliyetinin etkisiyle ya
çiftçinin kârlılığı düşmekte ya da çiftçi zarar etmektedir. Faizin depolama maliyeti
dışında tutulduğu durumda ise çiftçinin kazanç seviyesi artmakta ve faizin maliyete
dâhil olduğu durumda zarar edilen bazı dönemler çiftçi açısından kâra
dönüşebilmektedir.

4.4. Lisanslı Depoculukta Yaşanan Sorunlar

Lisanslı depoculukta yaşanan sorunların belirlenmesinde çiftçi kazanç


durumu analizi, anket çalışması, TMO-TOBB LİDAŞ şirketinin faaliyet sonuçları ve
piyasa göstergelerinden yararlanılmıştır.

4.4.1. Lisanslı depo kapasitesinin yetersizliği

5300 sayılı Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanununun yürürlüğe girdiği


2005 yılından bu yana 41 lisanslı depo işletmesi için kuruluş izni verilmiş ve bu
işletmelerin 18 tanesi lisans almıştır. 9 ticaret borsası ürün senedi alım satımı
yapmakla yetkilendirilmiştir. 11 yetkili sınıflandırıcı ve 4 referans yetkili
sınıflandırıcı faaliyet izni almıştır.181

Lisanslı depoculuk sisteminin gelişmesi açısından uygun depolama


kapasitesinin bulunması önem arz etmektedir. Türkiye’de yıllık bazda ortalama 30-
37 milyon ton olarak gerçekleşen hububat üretiminin 20-27 milyon tonu piyasaya arz
edilmekte, kalan kısmı iç tüketimde kullanılmaktadır.182 Ayrıca, 20,2 milyon tonu
özel sektöre, 4,3 milyon tonu TMO’ya ait olan 24,5 milyon ton depo kapasitesi
mevcuttur.183 Bununla birlikte söz konusu depo kapasitesinin ne kadarının lisanslı

181
GTB. Lisanslı Depoculuk Temel İstatistiki Veriler. 18 Ocak 2017.
<http://icticaret.gtb.gov.tr/istatistikler/lisansli-depoculuk>
182
TMO, 2014: 194
183
TMO, 2016: 155

95

95
depoculuk için uygun olduğuna yönelik net bir bilgi bulunmamaktadır. Bu bilginin
oluşturulması mevcut depoların ne kadarının lisanslı depoya dönüştürülebilir
olduğunu ve lisanslı depoculuk açısından kapasitenin tam manasıyla ortaya
koyulabilmesini sağlayacaktır.

Mevcut depoların ne kadarının lisanslı depoya uygun olduğu bilinmemekle


birlikte, TMO’nun lisanslı depoculuğa uygun olabilecek yaklaşık 1,8 milyon ton
depolama kapasitesi bulunmaktadır.184 2005 yılından günümüze kuruluş izni ve
lisans alan 18 lisanslı depo işletmesinin kapasitesi 828.340 tondur. Bu lisanslı depo
kapasitesinin 808.340 tonu hububat, baklagiller ve yağlı tohumlar, 15 bin tonu
pamuk, 5 bin tonu zeytin ve zeytinyağı ürünlerinden oluşmaktadır. Kuruluş izni
verilen 23 depo şirketine lisans verilmesi durumunda toplam lisanslı depo
kapasitesinin 5.086.300 tona çıkması beklenmektedir. Söz konusu durumun
gerçekleşmesiyle hububat, baklagiller ve yağlı tohumlara ilişkin lisanslı depo
kapasitesi 4.806.800 tona, zeytin ve zeytinyağı 17.500 tona, pamukta 15 bin tona,
fındıkta 217 bin tona ve kuru kayısıda 30 bin tona çıkacaktır.185

Hububat, üretiminin yıllık bazda ortalama 30-37 milyon ton gerçekleştiği


dikkate alındığında lisans alıp faaliyette bulunan lisanslı depo kapasitesinin lisanslı
depoculuk sisteminin işler hale gelmesi açısından yetersiz olduğu görülmektedir.
Sistemin hayata geçirilmesi için üretim ve ticaretin yoğun olduğu noktalarda lisanslı
depoların yaygınlaştırılması ve lisanslı depoculuk kapasitesinin oluşturulması önem
arz etmektedir. Bununla birlikte, kuruluş izni alan depolara lisans verilmesi
durumunda lisanslı depo kapasitesi mevcut duruma göre yaklaşık altı kat
artabilecektir.

4.4.2. Anket çalışması sonucunda belirlenen sorunlar

Lisanslı depoculukta gelinen durum ve yaşanan sorunlar, uygulama


sonuçlarının yanı sıra çalışma kapsamında yapılan ve EK 1’de içeriği yer alan anket
çalışmasından yararlanılarak analiz edilmiştir. Anket çalışması, üretici gözüyle sorun
ve ihtiyaçların yanı sıra piyasadaki üretici davranışlarının arkasındaki etkenlerin

184
TMO, 2015b: 48
185
GTB. Lisanslı Depoculuk Temel İstatistiki Veriler. 18 Ocak 2017.
<http://icticaret.gtb.gov.tr/istatistikler/lisansli-depoculuk>

96

96
tespit edilmesine katkı sağlayacağından hareketle Türkiye’de farklı buğday üretim
hacimlerine sahip İç Anadolu, Ege, Güneydoğu Anadolu, Marmara ve Akdeniz
bölgelerinde yer alan 19 ilde 593 buğday üreticisiyle gerçekleştirilmiştir. Anket bir
kısmı çoktan seçmeli, bir kısmı boşluk doldurma ve bir kısmı da derecelendirme
türlerini içeren 14 sorudan oluşmaktadır. Balıkesir, Bilecik, Edirne, Kırıkkale,
Eskişehir, Karaman, Konya, Kırşehir, Aksaray, Çorum, Ankara, Aydın, Afyon, Uşak,
Adana, Isparta, Adıyaman, Mardin, Diyarbakır illerinde yapılan anketin sonuçlarına
EK 2’de yer verilmiştir. Anket çalışması TMO, Ticaret Borsaları, Ziraat Odaları
aracılığıyla ve çiftçilerle yüz yüze görüşülerek yapılmıştır. Anket sonuçlarına
çalışmanın devamında da gerekli durumlarda değinilecek olup özellikle politika
önerilerinde bu sonuçlar dikkate alınacaktır.

TMO-TOBB-LİDAŞ örneğinden de görüldüğü üzere, sistemin en önemli


bileşenlerinden birini oluşturan üreticinin söz konusu depolara talebi hala istenilen
düzeyde değildir. Bu durumun nedenleri anket çalışmasından yararlanılarak
değerlendirilmiştir.

Çiftçilere yönelik yapılan anketlerden, katılımcıların yüzde 30’unun halen


lisanslı depoculuk hakkında yeterli bilgiye sahip bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Ürününü tüccara satan çiftçilerde ise bu oran yüzde 38’ler seviyesine çıkmaktadır.
Bu sonuçlar, lisanslı depoculuk faaliyetlerinden tüm çiftçilerin yeteri kadar haberdar
olmamasının yanı sıra bu bilgi yetersizliğinin tüccarla ticaret yapan çiftçilerde daha
yüksek olduğunu ortaya koymaktadır. Yine anketlerden, katılımcıların yüzde 9’unun
lisanslı depoculuğa yeterince güvenmediği anlaşılmaktadır. Ürününü TMO’ya satan
çiftçilerin lisanslı depoculuğa yeterince güvenmeme oranı ise yüzde 15 seviyesinde
gerçekleşmiştir.

Üreticilerin lisanslı depoculuğu kullanmama nedenleri arasında lisanslı


depoculuk yapan kuruluşların üretim bölgesinde bulunmaması yüzde 18,3’lük payla
ikinci sırada yer almaktadır. Bu durum yukarıda bahsedilen lisanslı depo
kapasitesinin yetersizliğini doğrulamaktadır.

Mevcut durumda lisanslı depoculuğa dair gelir vergisi, KDV, damga vergisi
ve kira desteği gibi çeşitli teşvikler bulunmasına rağmen ankete katılan çiftçiler

97

97
lisanslı depoculuk yapan kuruluşların üretim bölgesinde bulunmaması seçeneğinden
sonra üçüncü olarak yüzde 15,1’lik oranla verilen teşvikleri yetersiz bulmuşlardır.
Lisanslı depo doluluk oranlarının istenen düzeylerde olmaması bu durumla
örtüşmektedir. Dolayısıyla bu kadar çok teşvik olmasına rağmen sistemin
gelişmemesi bu teşviklerin etkili ve yeterli teşvikler olmadığı sonucunu
doğurmaktadır. Bu nedenle çiftçi için lisanslı depoyu cazip hale getirecek daha farklı
teşvik edici politikalara ihtiyaç bulunmaktadır.

Çiftçilerin lisanslı depoculuğu kullanmamalarına ilişkin diğer nedenler hasat


dönemlerinde yaşadıkları finansman ihtiyacı ile ilişkili görülmektedir. Ankette
çiftçilerin yüzde 10,6’sı kredi faizlerinin yeterince düşük olmadığı, yüzde 8’i ürünün
fiyatında yaşanabilecek düşme riski, yüzde 7,2’si ise ürün bedelini hemen
alamamaları nedeniyle lisanslı depoculuğu kullanmadığını bildirmişlerdir. Bu durum,
çiftçilerin finansman sorunu ve ürün fiyatlarının düşme riskinden doğrudan
etkilendiklerini göstermektedir.

4.4.3. Finansman ihtiyacı, fiyat riski ve düşük üretim ölçeği

“Depolama Sonrası Olası Çiftçi Kazanç Durumu” başlığı altında yapılan


değerlendirmelerden faiz maliyeti ve/veya hasat sonrası fiyat düşüşleri sonucunda
çiftçi açısından sistemin bazı dönemlerde kayıpla sonuçlanabildiği görülmektedir.
Türkiye’de üretim ölçeğinin küçük olduğu dikkate alındığında faiz maliyeti çiftçinin
sistemden elde edeceği kazancın düşük seviyelerde kalmasına neden olabilmektedir.
Ayrıca hasat sonrası fiyat artışlarının çiftçinin depolamadan kaynaklı maliyetlerini
telafi edecek düzeyde yükselmemesi ve çok az yükselmesi sistemi çiftçi açısından
riskli hale getirmektedir.

Hasat döneminde ürününü lisanslı depolara bırakan çiftçiler için finansman


ihtiyacı kaçınılmaz bir durumdur. Beşinci bölümde yer alan Grafik 5.1’den de
görüleceği üzere anket sonuçlarına göre çiftçilerin hasat döneminde finansman
ihtiyacı yaklaşık olarak yüzde 76 seviyesindedir. Bu durumda çiftçinin hasat
döneminde ürün bedelinin yüzde 76’sı kadar borçlanma ihtiyacı ortaya çıkmaktadır.
Fiyat düşüş riski ve finansman ihtiyacının depolama maliyetlerini artırıcı bir etken

98

98
olarak çiftçinin kazanç durumunda belirleyici olması nedeniyle beşinci bölümde bu
konu detaylı bir şekilde değerlendirilmekte ve çözüm önerileri getirilmektedir.

Lisanslı depoculuk sisteminde tarım üreticisinin depolanabilecek büyüklükte


üretim yapması gerekmektedir. Üretim ölçeği büyük olan üreticilerin lisanslı
depoculuk sisteminden kolayca yararlanabilme imkânı bulunmakla birlikte küçük
üreticinin depoya koyacak miktarda mamulü olmadığından depo maliyetine
katlanacak gücü bulunmamaktadır.186 Bununla birlikte, küçük ölçekte üretim lisanslı
depolarda depolansa bile sistemin getirdiği maliyetler dikkate alındığında beklenen
kârlılık çok düşük seviyelerde kalabilecektir. Bu durum küçük ölçekte üretim yapan
çiftçilerin sistemden yararlanmasını zorlaştırmaktadır.

Ülkemizde tarımsal işletmelerin yüzde 32,7’si en fazla 20-49 dekar işletme


büyüklük grubunda yer almaktadır. Bununla birlikte, tarımsal işletmelerin yüzde
78,9’u 100 dekardan küçük işletme büyüklük gruplarında yer alırken yüzde 21,1’i
100 dekar ve daha fazla işletme büyüklük gruplarında yer almaktadır.187 Ortalama
işletme büyüklüğü ise 64 dekar düzeyindedir.188 Lisanslı depoculuğun iyi bir şekilde
uygulandığı ABD’de işletme büyüklüklerinin 200 hektar civarında olduğu dikkate
alındığında Türkiye’de üretim ölçeğinin düşüklüğü daha belirgin bir şekilde ortaya
çıkmaktadır. 189

Düşük üretim ölçeği, sistemin kullanılması durumunda finansman ihtiyacını


ve üreticinin fiyat düzeyine karşı duyarlılığını daha belirgin hale getirmektedir. Bu
nedenle bu faktörlerin birlikte düşünülmesi ve bu doğrultuda politikalar belirlenmesi
sistemin işler hale gelmesi açısından önem arz etmektedir.

186
Uras, Güngör. “ Lisanslı Depocular” Milliyet. 21 Ağustos 2006. 19 Ocak 2017.
<http://www.milliyet.com.tr/%20lisanslidepocular/gungoruras/ekonomi/yazardetayarsiv/21.08.2006/1
68628/default.htm>
187
TÜİK, 2016g. 19 Ocak 2017. <http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=3977>
188
GTHB. “2015 Yılı Faaliyet Raporu” s.177. 19 Ocak 2017.
<http://www.tarim.gov.tr/SGB/Belgeler/Bakanl%C4%B1k_Faaliyet_Raporlar%C4%B1/2015%20YIL
I%20BAKANLIK%20FAAL%C4%B0YET%20RAPORU.pdf>
189
TMO, 2016:121

99

99
4.4.4. TMO-TOBB-LİDAŞ şirketinin faaliyet sonuçlarının incelenmesinden elde
edilen sorunlar
Lisanslı depoculuk faaliyetleri kapsamında ilk olarak kamunun öncülüğünde,
Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu hükümleri doğrultusunda faaliyet
göstermek ve sektöre öncülük etmek amacıyla; TMO, TOBB, Ordu Valiliği İl Özel
İdaresi, Umumi Mağazalar Türk Anonim Şirketi ile Gümrük ve Turizm Ticaret
İşletmeleri A.Ş. tarafından 2010 yılında TMO-TOBB Tarım Ürünleri Lisanslı
Depoculuk San. ve Tic. A.Ş. (TMO-TOBB LİDAŞ) kurulmuştur. 2014 yılında Ordu
Valiliği İl Özel İdaresine ait pay TMO’ya devredilmiştir.

Lisanslı depoculuk sisteminin gelişiminde öncü olması amacıyla kurulan


Şirketin hububat alanında Polatlı’da 40 bin ton, Ahiboz’da 30 bin ton ve
Lüleburgaz’da 20 bin ton olmak üzere toplam 90 bin tonluk depolama kapasitesi
bulunmaktadır. Tablo 4.4, Şirketin son dört yılda lisanslı depoculuk faaliyet
sonuçlarına ilişkin bilgiler sunmaktadır. Tablo incelendiğinde, 90 bin tonluk
kapasitesi bulunan Şirkette söz konusu yıllarda kapasitenin altında ürün depolandığı
görülmektedir. 2012, 2013 ve 2015 yıllarında üreticiler lisanslı depoculuk
faaliyetinden sanayici ve tüccara göre daha fazla yararlanırken, 2014 yılında sanayici
ve tüccarlar depolara çok daha fazla ürünü emanete bırakmışlardır. 2013 yılında
lisanslı depoculuk faaliyeti sonrasında 31.626 ton ürünü temsilen düzenlenen 1.832
adet ürün senedi TMO’ya ciro edilmiştir. Nihai olarak TMO’ya satılan bu ürün
miktarı lisanslı depolarda depolanan toplam ürün miktarının yaklaşık yüzde 58’ine
denk düşmektedir. 2014 yılında kuraklık nedeniyle piyasa fiyatlarının üreticiyi
tatmin edecek derecede yüksek gerçekleşmesi üreticinin lisanslı depolara olan
talebini azaltmıştır. Söz konusu dönemde Şirket lisanslı depolarında depolanan ürün
miktarının yaklaşık yüzde 3’ü üreticiye aitken, lisanslı depoları esas itibarıyla
sanayici ve tüccarlar kullanmışlardır. 2014-2015 alım döneminde TMO yüksek
gerçekleşen fiyatlar nedeniyle buğdaya ilişkin alım fiyatı açıklamamıştır. Buna bağlı
olarak 2014 yılında Şirket depolarında ürünlerini depolayanlar TMO’ya satış
yapamamışlardır. 2015 yılında lisanslı depoculuk faaliyeti sonrasında 56.449 ton
ürünü temsilen düzenlenen 3.106 adet ürün senedi TMO’ya ciro edilmiştir. 2015
yılında Şirket depolarında depolanan ve nihai olarak TMO’ya satılan ürünler, lisanslı

100

100
depolarda depolanan ürün miktarının yüzde 80’ini oluşturmaktadır. Şirket 2014 ve
2015 yıllarında depolarının bir kısmını ise antrepo190 faaliyeti için kullandırmıştır.

Tablo 4.4. 2012-2015 Dönemi TMO-TOBB LİDAŞ Faaliyet Sonuçları


Mevcut
Teslim TMO'ya Ciro**
Düzenlenen Ürün Senedi Stok
Edilen Miktar Edilen Ürün
(Adet) Durumu
(Ton) Senedi ve Miktarı
Sanayici Toplam
Üreticiye Tüccara Toplam
Üreticiler ve Antrepo Toplam Toplam (Ton) Miktar
Düzenlenen Düzenlenen Adet
Tüccar (Ton)
2012 38.223 8.096 0 46.319 2.224 348 2.572 13.350 - -
2013 33.470 21.182 0 54.652 1.974 1.106 3.080 45.680 1.832 31.626
2014 2.527 59.405 15.384 77.316 227 2.196 2.423 68.368 0 0
2015 58.039 11.826 2.297* 69.865 1.212 2.283 3.495 61.492 3.106 56.449
Kaynaklar: TMO-TOBB LİDAŞ, 2013:14; TMO-TOBB LİDAŞ, 2014:15-16; TMO-TOBB LİDAŞ,
2015:28; TMO-TOBB LİDAŞ, 2016:28 ve Eğerci, 26 Ocak 2016, sözlü görüşme.
*Üretici, sanayici ve tüccarın teslim ettiği toplam ürün içerisinde yer aldığından toplama dâhil
edilmemiştir.
** 2012 yılında TMO’ya ciro edilen ürün senedi ve miktarı bilgisine erişilememiştir.

2012 yılında hububat mülkiyetini temsil eden 2200 ürün senedi borsada işlem
görmüş, ürün senetlerinin 246’sı ürüne dönüşmüş191 ve 352 ürün senedi karşılığında
kredi kullanılmıştır.192 2013 yılında 2.613 ürün senedi borsada işlem görürken, ürün
senetlerinin 933’ü ürüne dönüşmüş, 126’sı karşılığında da kredi kullanılmıştır.193
2014 yılında 21.094 ton ürün karşılığında kredi kullanılmışken, 2015 yılında 6.695
ton ürün karşılığında kredi kullanılmıştır.194

Şirketin hububat dışında diğer faaliyet alanı fındıktır. Çalışmanın odağındaki


ürün buğday olmakla birlikte fındıkta geçtiğimiz yıllarda yaşanan deneyim de lisanslı
depoculuk açısından aşılması gereken sorunlara ışık tutmaktadır. 2012 yılında
fındıkta lisanslı depoculuk faaliyetinde bulunmak amacıyla Ünye’de 25 bin tonluk
Düzce’de 10 bin tonluk depolama tesisleri 10 yıllığına kiralanmıştır. 195 2012 ve 2013
yıllarında bu lisanslı depo tesislerinde fındığa ilişkin lisanslı depoculuk faaliyeti
yapılmıştır. 2012 yılında toplam 41 ton ürün depolara emanete bırakılmış ve 8 adet

190
Gümrük vergisine konu olup da henüz vergi ve resimleri ödenmemiş malların korunduğu,
gerekiyorsa küçük tamamlayıcı işlemlerin yapıldığı gümrük binalarına yakın olan bir tür depodur.
191
Ürünü depoya bırakıp karşılığında ürün senedini teslim alanların depolama sonrasında herhangi bir
satış olmaksızın ürünlerini depodan çektikleri durumu ifade etmektedir.
192
TMO-TOBB LİDAŞ, 2013:10-13
193
TMO-TOBB LİDAŞ, 2014:11-15
194
TMO-TOBB LİDAŞ, 2015:25-27 ve TMO-TOBB LİDAŞ, 2016:25-27
195
TMO-TOBB LİDAŞ, 2013:9

101

101
ürün senedi düzenlenmiştir.196 2013 yılında ise emanete bırakılan ürün miktarı ve
düzenlenen ürün senedi sayısı sırasıyla 941 ton ve 74 adet olarak gerçekleşmiştir.
İstenilen ürün depolama seviyesine ulaşılamaması ve yüksek maliyetlerden dolayı
2013 yılında alınan bir kararla fındığa yönelik faaliyetlere son verilmiştir.197

Yukarıdaki bilgilerden de anlaşılacağı üzere, Şirketin fındık alanında


başarısız olmasında en önemli etken talep yetersizliğidir.

Söz konusu durumun ortaya çıkmasında yeterli teşviklerin olmaması ve


lisanslı depoların tüccarla rekabet edememesi önemli bir etken olarak görülmektedir.
Tüccar üreticiye avans verirken, lisanslı depoculukta bu hizmet
bulunmamaktadır. Üretici aldığı avansla, gübre ve ilaç gibi ihtiyaçlarını
karşılayabilmektedir. Ayrıca tüccar mahsulü, depolarına bedava
taşımaktadır. Lisanslı depoculuk açısından bu dezavantajlı durumların yanı sıra
üreticilerin alışkanlıklarından dolayı da lisanslı depoculuk faaliyetleri yerine
geleneksel yöntemleri tercih ettiği anlaşılmaktadır. Üreticilerin TMO-TOBB
LİDAŞ’ın piyasadan ürün almasını istemesi bu durumun başlıca kanıtı olarak
gösterilebilir.198

Fiskobirlik Yönetim Kurulu Başkanı’nın sistemin işler hale gelmesi açısından


fiyat istikrarının önemine vurgu yaptığı ve söz konusu dönemde fındıkta lisanslı
depoculuğun başarısız olma sebeplerine dair yaptığı açıklamada; serbest piyasa
şartları sağlanmadan, üreticiye fiyat istikrar garantisi verilmeden, vadeli işlem
borsası, güçlü bir üretici birliği gibi bir kısım piyasa enstrümanları yerine
oturtulmadan lisanslı depoculuğun işlemesinin mümkün olmayacağı ve lisanslı
depoculuğun fiyat istikrarı garantisi verilmeden uygulanmasının üretici açısından
zararla sonuçlanabileceği belirtilmiştir.199

196
a.g.e.:14
197
TMO-TOBB LİDAŞ, 2014:16
198
Gürsoy, Murat. “Lisanslı Depo Fındıkta Çöktü.” Dünya. 28 Ocak 2014. 20 Kasım 2015.
<http://www.dunya.com/ekonomi/ekonomi-diger/lisansli-depo-findikta-coktu-217104h.htm>
199
Milliyet. “Fiskobirlik Başkanı Bayraktar'dan lisanslı depoculuk yorumu.” 12 Kasım 2014. 20
Kasım 2015. <http://www.milliyet.com.tr/fiskobirlik-baskani-bayraktar-dan-lisansli-giresun-
yerelhaber-469344/>

102

102
Özetle fındıkta; yeterli altyapı ve tanıtım faaliyeti yapılmadan, özel sektörün
geleneksel olarak sunduğu imkânları sunacak fonksiyonlardan dahi yoksun olarak
yapılandırılan lisanslı depoculuk sistemi başarısızlıkla sonuçlanmıştır.200

Sistemin işlerlik kazanması açısından ürününü depoya bırakan üreticilerin


hasat dönemlerinde ihtiyaç duydukları finansman ihtiyaçlarını karşılamak için finans
kurumlarından ürün senedi karşılığında kredi kullanılabilmesi önem arz etmektedir.
Bu kapsamda, Şirket 2012 yılında ürün senetleri karşılığı üretici ve tüccarların kredi
kullanabilmesi için Türkiye İş Bankası, Garanti Bankası ve ING Bank’la protokol
imzalanmıştır.201 2013 yılında bu bankalarla olan protokoller sürdürülmüş ve 2014
yılında ilave olarak T.C. Ziraat Bankası ve Fibabank ile protokol yapılmıştır.202
Protokol yapılan bu bankalara 2015 yılında Yapı Kredi Bankası eklenmiştir.203

Şirkete dair deneyimlerden de görüldüğü üzere hububatta ve fındıkta


depolama istenilen düzeyde gerçekleşmemiştir. Fındıkta düşük kapasite kullanımı
nedeniyle Şirket faaliyetleri 2014 yılında bu üründe sonlandırılmıştır. Şirketin
hububat ürünlerinde lisanslı depoculuk faaliyetleri ise devam etmektedir. Bununla
birlikte Şirket lisanslı depolarının bulunduğu yerlerde TMO alımları lisanslı depolar
üzerinden gerçekleştirilmektedir. Üreticiler ürünlerini lisanslı depolara bırakmak
suretiyle aldıkları ürün senetlerini ilgili yıl için açıklanan müdahale alım fiyatları
üzerinden daha sonra TMO’ya satabilmektedir. Bu kapsamda 2013 yılında Şirket
lisanslı depolarında depolanan ürün miktarının yaklaşık yüzde 58’ini temsil eden
ürün senedi TMO’ya ciro edilmiş ve nihai olarak ürün senedi karşılığında depolanan
bu ürünler yine TMO’ya geçmiştir. Bu oranın 2015 yılında yüzde 80’e yükseldiği
görülmektedir. Dolayısıyla mevcut uygulamada lisanslı depoculuk sistemi, hasat
dönemlerinde üreticilerin TMO’ya satış yapmasını yalnızca belirli bir süre ötelemiş
olup üreticilerin büyük bir bölümü belirli bir depolama süresi sonrasında
depoladıkları ürünlerini yine müdahale alım fiyatı üzerinden TMO’ya satmıştır. Bu
yaşanmış örnekten, ülkemizde mevcut yapı çerçevesinde gerçekleştirilen lisanslı

200
Gürsoy, Murat. “Lisanslı Depo Fındıkta Çöktü.” Dünya. 28 Ocak 2014. 20 Kasım 2015.
<http://www.dunya.com/ekonomi/ekonomi-diger/lisansli-depo-findikta-coktu-217104h.htm>
201
TMO-TOBB LİDAŞ, 2013:10
202
TMO-TOBB LİDAŞ, 2015:25
203
TMO-TOBB LİDAŞ, 2016:24

103

103
depoculuk sistemi uygulamasının, temel amacı yerine mevcut durumda hasat
döneminde TMO’ya yapılan satışların hasat sonrasına ötelenmesine hizmet ettiği
anlaşılmaktadır. Bu durum etkin bir lisanslı depoculuk sisteminin uygulanabilmesi
için mevcut uygulamaların da gözden geçirilmesinin önemini ortaya koymaktadır.

4.4.5. Diğer sorunlar

Ürün ihtisas borsalarının tesis edilmesi, depolanan ürünlerin ticaretinin


sağlıklı bir şekilde yapılabilmesini ve lisanslı depolara olan ilginin artmasını
kolaylaştırabilecektir. 18/1/2017 tarihi itibarıyla 9 ticaret borsası ürün senedi alım
satımı yapmakla yetkilendirilmiş ancak henüz bölgesel, ulusal ve/veya uluslararası
çapta ürün ihtisas borsası tesis edilememiştir. Piyasaların derinleşmesi ve üreticinin
hak ettiği kazancı elde edebilmesi açısından ürün senetlerinin bu borsalarında işlem
görmesi ve vadeli işlemlere konu olabilmesi önem arz etmektedir.

Lisanslı depolarda depolanan ürünlere ilişkin bir zararın meydana gelmesi ve


bu zararın sigorta kapsamında karşılanmaması durumunda söz konusu zarar şirketin
teminatından ve bu teminatların zararın tazminine yetmediği durumlarda kalan kısmı
ise tazmin fonu kaynaklarından karşılanmaktadır. Tazmin fonunun maddi yapısının
güçlendirilmesiyle ürün senetleri mudiler için daha güçlü, bankalar için ise daha az
riskli bir teminat haline gelecek ve kredi hacmi artabilecektir.204 Bu nedenle sistemin
çiftçiler ve bankalar açısından teşvik edici bir unsur haline gelmesi için tazmin
fonunun maddi yapısının iyileştirilmesi gerekmektedir.

Bu sorunları giderecek politikalar, anket sonuçlarına göre üreticinin depoları


kullanmasını teşvik edici politika tercihleriyle tutarlı olacak şekilde, çalışma
kapsamında gerekçeleriyle birlikte önerilmektedir.

204
İlter Yurtoğlu, 2015:123

104

104
5. TÜRKİYE’DE LİSANSLI DEPOCULUK SİSTEMİNİN GELİŞMESİNE
YÖNELİK POLİTİKA ÖNERİLERİ VE MUHTEMEL SONUÇLARI

5.1. Sistemin Gelişmesine Yönelik Politika Önerileri

5.1.1. Avans ödemesi

Üreticilerin hasat öncesi ve sonrası katlandığı maliyetler üreticinin hasat


döneminde nakit ihtiyacını artırmaktadır. Yapılan ankette üreticilere yöneltilen “Hiç
borç yapmadan, hasat döneminde nakit ihtiyacınızı karşılamak için ürününüzün en az
ne kadarını satmak ihtiyacı duyuyorsunuz?” sorusuna verilmiş yanıtlar çerçevesinde
üreticilerin hasat döneminde ihtiyaç duydukları finansman ihtiyacı ve depolanan
ürünün üretim miktarı içerisindeki payı Grafik 5.1’de yer almaktadır.

Grafik 5.1. Anket Sonuçlarına Göre Hasat Dönemi Finansman İhtiyacı ve


Depolanan Ürünün Üretim Miktarı İçerisindeki Payı
(Yüzde)

76 78,2 79,0
80,0 70,5
70,0
60,0
47,6
50,0
40,0
30,0 20,4
15,1 14,4
20,0 10,0
5,9
10,0
0,0
Toplam Tüccara TMO'ya Hem tüccara Satmayıp
satanlar Satanlar hem TMO'ya tüketenler
satanlar

Depolanan ürünün üretim miktarı içerisindeki payı Hasat dönemi finansman ihtiyacı

Kaynak: Anket sonuçlarından yararlanılarak oluşturulmuştur.

Şekilden de görüldüğü üzere, ürününü TMO ve/veya tüccara satan üreticilerin


hasat döneminde ihtiyaç duyduğu finansman ihtiyacı değişiklik göstermekle birlikte,
ankete katılan üreticilerin tamamı birlikte değerlendirildiğinde hasat döneminde
ortaya çıkan finansman ihtiyacı yüzde 76 gibi oldukça yüksek bir seviyededir. Ayrıca

105

105
depolanan ürünün üretim miktarı içerisindeki payı satılan birimler itibarıyla
değişmekle birlikte ankete katılan üreticilerin tamamında bu payın yüzde 15,1 gibi
oldukça düşük bir seviyede gerçekleştiği görülmektedir.

Hasat döneminde, üreticiler açısından finansman ihtiyacı diğer anket


sorularına verilen yanıtlarda da ön plana çıkmaktadır. Nitekim anket sonuçlarına
göre, üreticinin ürünü tüccara satma nedenleri arasında ürün bedelinin erken
ödenmesi ve ürün tesliminden önce avans ödenmesi seçenekleri toplamda yüzde
56’lık paya sahiptir. Bu tespitler, üreticilerin satış kararlarında fiyat ve nakliye gibi
unsurların yanı sıra hasat döneminde kolay ve çabuk nakde erişimin de etkili
olduğunu, dolayısıyla üretici için finansman ihtiyacının oldukça belirleyici bir unsur
olduğunu göstermektedir.

Üreticinin hasat döneminde acil nakit ihtiyacı ve finansman zorluğu, lisanslı


depoculuğun kullanımını da etkilemektedir. Ürün bedelinin hemen alınamaması ve
kredi faizlerinin yeterince düşük olmaması gibi finansmana erişimi zorlaştıran
unsurlar lisanslı depoculuğun kullanımını azaltmaktadır.

Buradan hareketle uygun finansman araçlarının varlığının lisanslı depoların


kullanımını yaygınlaştıracağı sonucuna varılabilir. Nitekim EK 2’de yer alan anket
sonuçlarına göre çiftçinin ürününü depoya bırakmak için birinci tercih olarak seçtiği
teşvikler arasında ilk sıradaki yüzde 69,5 oranıyla fiyat garantisinden sonra ikinci
sırada yüzde 9,7’yle ucuz kredi imkânı, üçüncü sırada ise yüzde 7,2’yle avans
ödemesi yer almaktadır. Üretici tercihleri açısından ucuz kredi ve avans ödemesi
tercihleri birbirine oldukça yakın gerçekleşmiştir. Dolayısıyla üreticinin finansman
desteğiyle lisanslı depoculuğa teşvikinin sağlanması hususunda, buna yönelik teşvik
yöntemleri olarak ön plana çıkan avans ve ucuz kredi yöntemlerinin tek başına mı
yoksa birlikte mi kullanılacağına karar verilmesi gerekmektedir. Ankette ilk sıradaki
teşvik tercihi olan fiyat garantisi ise finansman teşvikleri içerisinde
değerlendirilemeyeceği için ayrı bir teşvik politikası olarak kapsamlı bir şekilde ele
alınacaktır.

Finansman açısından teşvik aracı olarak ucuz kredi imkanının tercih edildiği
durumda, öncelikle optimal faiz oranını belirleme problemi ortaya çıkmaktadır.

106

106
Karar alıcılar için piyasa faiz oranından daha düşük belirlenmiş faiz oranının
üreticiyi teşvik edeceği düşünülebilirken aynı faiz oranı pek çok üretici için yüksek
bulunarak bir teşvik unsuru olmayabilir. Hatta yine pek çok üretici hiç
borçlanmayarak faiz giderine katlanmamak da isteyebilir. Dolayısıyla faiz
indirimiyle üretici üzerinde ne kadar etkili bir teşvik sağlanabileceği tamamen
belirsizdir. Çünkü her üreticinin borçlanma isteği ya da kabul edebildiği borçlanma
maliyetini tahmin etmek mümkün değildir. Ucuz kredi teşvik yönteminin temel
teşvik aracı olarak uygulanması durumunda, faiz maliyetinin üreticiler üzerinde
doğrudan bir maliyet unsuru olması dolayısıyla üreticilerin lisanslı depoculuğu
kullanım kararları üzerinde olumsuz etkileri de olabilecektir. Nitekim üreticinin kredi
kullanması durumunda hasat dönemine göre elde edeceği kazanç azalmaktadır.
Çünkü bazı dönemlerde yaşanabilecek olası fiyat düşüşleri ve/veya olası fiyat
artışlarının depolama masraflarını karşılamaması durumunda faiz maliyeti
üreticilerin zararını artırabilecektir. Bu durum üreticinin sisteme olan güvenini
sarsabilecektir.

Ayrıca mevcut durumda resmi bir anlaşma olmamasına rağmen bankalar


ticari kredilerin yarım ve/veya bir puan altında ürün senedi karşılığı kredi
verebilmektedir.205 Bu durum üreticilerin ürün senedi karşılığında cüzi de olsa ucuz
kredi imkânına erişebildiklerini göstermektedir. Bununla birlikte TMO-TOBB-
LİDAŞ verileri incelendiğinde üreticilerin ürün senedi karşılığı kullandıkları
kredilerin sınırlı düzeylerde kaldığı görülmektedir. Bu verilere göre; Polatlı,
Lüleburgaz ve Ahiboz lisanslı depolarında 2012 yılında düzenlenen 2.572 ürün
senedinden 348’i karşılığında,206 2013 yılında düzenlenen 3.199 ürün senedinin
126’sı karşılığında,207 2014 yılında depolarda depolanan 77.318 ton ürünün 21.094
tonu karşılığında208 ve 2015 yılında ise söz konusu depolarda depolanan 69.864 ton
ürünün 6.695 tonu karşılığında209 kredi kullanılmıştır. Ayrıca, mevcut durumda cüzi
ucuz kredi imkânı olmasına rağmen lisanslı depoculukta kayda değer bir doluluk
oranı da bulunmamaktadır.

205
Eğerci, 26 Ocak 2016, sözlü görüşme.
206
TMO-TOBB LİDAŞ, 2013:14
207
TMO-TOBB LİDAŞ, 2014:11-14
208
TMO-TOBB LİDAŞ, 2015:25-27
209
TMO-TOBB LİDAŞ, 2015:25-27

107

107
Yukarıdaki çekincelerin yanı sıra bir takım yapısal ve sistemin işleyişinden
kaynaklı sorunlar da bulunmaktadır. Ülkemizde henüz ürün ihtisas borsaları
kurulamamıştır. Bu durum ürün senetlerine dayalı işlemlerin tek bir platformdan
yapılabilmesini ve ürün senedi karşılığı kredilerde kullanılabilecek referans fiyat
niteliği taşıyan fiyatın oluşmasını da engellemektedir. Bu ise, hem mudi hem
bankalar açısından krediye baz teşkil edecek fiyatın tespitinde belirsizliğe neden
olmaktadır. Ayrıca banka işlemlerine ilişkin ortak bir düzenleme olmaması nedeniyle
ürün senedine dayalı kredilendirme süreçleri de farklılık göstermektedir. Sürecin
sağlıklı işlemesi için bu farklılıkların giderilmesi ve ürün senetlerinin kredilendirme
süreçleri, mudi ve bankaların hak ve yükümlülükleri net bir şekilde belirlenmelidir.
Bununla birlikte, mevcut durumda elektronik ürün senedi işlem platformunda satışı
gerçekleşebilecek ürün senetlerine ilişkin liste, MKK borsa sistemlerine iletilmekte
ancak, rehin işlemi tesis edilen ürün senetleri MKK tarafından gönderilen bu listede
yer almamakta ve bunların elektronik ürün senedi işlem platformlarında satışı hiçbir
şekilde gerçekleştirilememektedir. Satış işlemi ancak ürün senedine dayalı kredinin
tamamen kapatılması ve bankanın rehni iptal etmesiyle gerçekleşebilmektedir. Kredi
tutarını temin edememesi durumunda, üretici ürün senedini satamayacak ve fiyat
artışlarından yararlanamayacaktır.210

Finansman açısından avans ödemesi uygulaması değerlendirildiğinde ise, bu


yöntemin en büyük avantajı olarak faiz maliyeti gibi doğrudan bir maliyet unsuru
içermemesi ön plana çıkmaktadır. Kaldı ki üretici, avans olarak aldığı tutarın dışında
hâlâ bir finansman ihtiyacı bulunuyorsa bunu piyasa faiz oranları üzerinden kredi
olarak da temin edebilecektir. Bu durumda aldığı avans tutarı, avans öncesi ihtiyaç
duyduğu krediyi azaltacağı için buna ilişkin borçlanma maliyetini de düşürecektir.
Dolayısıyla faiz indirimine dayalı bir teşvik yöntemi olmasa dahi avans
uygulamasıyla faiz giderleri azaltılarak borçlanma maliyetinin düşürülmesi
sağlanacaktır. Bununla birlikte lisanslı depoculuk sisteminde yapılacak bir avans
uygulaması yalnızca üreticinin finansman maliyetini düşürmekle kalmayıp üreticinin
avans alabilmesi nedeniyle ürününü tüccara satması uygulamasıyla da rekabet ederek
lisanslı depoculuğun gelişimine katkı sağlayacaktır. Nitekim daha önce bahsedildiği

210
İlter Yurtoğlu, 2015:120-122

108

108
üzere, fındıkta sistemin başarısız olma sebeplerinden biri olarak tüccarın uyguladığı
avans uygulamasının lisanslı depoculukta olmaması gösterilmektedir. Karar
alıcıların, avans ödemesinin yanı sıra düşük faizle borçlanmaya ilişkin bir teşvik
politikasını da uygulamaları, lisanslı depoculuğun teşviki amacının daha güçlü bir
biçimde gerçekleşmesine katkıda bulunabilecektir.

Avans uygulaması çerçevesinde geliştirilen öneri aşağıda özetlenmektedir:

“Depolama Sonrası Olası Çiftçi Kazanç Durumu” başlığı altında bahsedilen


varsayımlar bu politika önerisi için de geçerlidir. Avans ödemesinin lisanslı
depolarda depolanan ürün bedeli üzerinden verilmesi öngörülmektedir. Bu
kapsamda çiftçiye depolanan ürün bedelinin yüzde 50’si kadar avans verilmesi
önerilmektedir. Bu oran, çiftçi kazancına yönelik simülasyon yöntemiyle
belirlenmiştir. Bunun için öncelikle yüzde 50’den daha düşük oranlarda avans
verilmesi halindeki üretici kazancı hesaplanmış ancak bu oranların üretici kazancını
yeterli düzeylerde artırmadığı gözlemlenmiştir. Yüzde 50’den daha yüksek oranlarda
avans verilmesinin ise üreticinin finansman maliyetinin büyük bir kısmının kamu
tarafından karşılanması, dolayısıyla ticari risk unsurunu ciddi ölçüde ortadan
kaldırmasının yanı sıra sınırlı bütçe kaynakları dikkate alındığında kamuya daha
yüksek bir faiz maliyeti oluşturması anlamında bir olumsuzluğa sahip olacağı
anlaşılmıştır.

Söz konusu politika önerisi kapsamında avans tutarı, ürünün lisanslı depoya
bırakıldığı dönemde oluşan borsa fiyatlarına göre belirlenecek ve söz konusu tutar
çiftçiye ödenecektir. Çiftçinin ürün senedini elinden çıkardığı dönemde avans tutarı
ürün bedelinden mahsup edilecektir.

Avans uygulamasının, ürün alım ve lisanslı depoculuk hakkındaki bilgi ve


tecrübe sahibi olması dolayısıyla TMO tarafından yapılması öngörülmektedir. Ülke
örnekleri bölümünde açıklandığı üzere lisanslı depoculuğun kullanıldığı ülkelerin
önemli bir bölümünde ürün senedi karşılığında kredi, bankalar aracılığıyla
kullandırılırken lisanslı depoculuğun en etkin şekilde işlediği ABD’de CCC,
üreticilere avans ödemesiyle benzer bir fonksiyona sahip olan ucuz kredi
sağlamaktadır.

109

109
Aşağıda TÜİK ÇEF fiyatları dikkate alınarak çiftçinin maliyet kazanç
durumları, mevcut teşvikler ve söz konusu politika önerisi kapsamında
değerlendirilmektedir.

EK 3 ve EK 4’te yer alan tablolar, lisanslı depoculuktaki kayıp ve kazanç


durumunu, sırasıyla TR5 Batı Anadolu bölgesi ve TR2 Batı Marmara211 bölgesi
temelinde, mevcut teşvikler ile politika önerileri çerçevesinde karşılaştırmalı bir
şekilde yapılan hesaplamalara dayalı olarak ortaya koymaktadır. Daha önce
bahsedildiği üzere TR5 Batı Anadolu bölgesinin hesaplamalar için tercih edilmesinin
nedeni, bu bölgenin Türkiye’de buğday üretimin yoğun olarak gerçekleştirildiği bir
bölge olmasının yanı sıra 2010 yılından beri faaliyette bulunan TMO-TOBB
LİDAŞ’ın Polatlı ve Ahiboz lisanslı depolarının bu bölgede bulunmasıdır. TR2 Batı
Marmara bölgesinin tercih edilme nedeni ise gerek üretimin TR5 Batı Anadolu
bölgesine göre daha düşük gerekse farklı bir bölgede yer alması itibarıyla sağlıklı bir
karşılaştırma yapmaya imkân vermesi ve TMO-TOBB LİDAŞ’ın bir başka deposu
olan Lüleburgaz lisanslı deposunun bu bölgede bulunmasıdır. EK 3 ve EK 4’te yer
alan tablolarda, çiftçi açısından aylar itibarıyla mevcut teşvikler ve bu teşvikler
sonucunda sistemde oluşacak depolama maliyetleri, depolama sonucunda oluşması
muhtemel kâr/zarar durumu ile avans politikası sonucunda oluşması muhtemel
maliyet ve kârlılık sonuçları yer almaktadır. Ayrıca tablolarda fiyat garantisi
politikasının çiftçiler üzerindeki etkilerine de yer verilmektedir. Tablolar ekte
verilmekle birlikte, detaylı değerlendirme yapabilmek ve avans ödemesinin etkisini
göstermek için Aralık ve Nisan aylarına ilişkin maliyet ve kazanç verileri Tablo
5.1’de gösterilmiştir.

Tablo 5.1’de iki bölgeye ilişkin avans politikasının üretici açısından


getireceği maliyet ve kazanç, söz konusu politikanın olmadığı duruma göre
karşılaştırmalı olarak değerlendirilmektedir. Lisanslı depoculuğu teşvik etmek
amacıyla önerilen avans politikasının muhtemel sonuçları söz konusu iki bölge için
ürünün Aralık ve Nisan aylarında satılacağı varsayımıyla tablolarda yer almaktadır.
Avans ödemesi depolanan ürün değeri üzerinden hesaplanacaktır. Bu kapsamda

211
Türkiye İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflandırmasına göre Tekirdağ, Edirne, Kırklareli, Balıkesir ve
Çanakkale illerini kapsayan Türkiye’nin 12 istatistiki bölgesinden biridir.

110

110
üretilen ürünün yüzde 75’inin lisanslı depolarda depolanacağı ve depolanan ürünün
yüzde 50’sine avans verileceği varsayımı temelinde avans tutarı toplam ürünün
yüzde 37,5’ine denk düşmektedir. Bununla birlikte, üreticinin finansman ihtiyacının
yüzde 76 olduğu ve bu finansman ihtiyacının yüzde 25’lik kısmının ürün satışı ile
karşılanacağı varsayımıyla, söz konusu politika önerisi kapsamında üreticinin
katlanacağı finansman ihtiyacı ürünün hasat dönemindeki değerinin yüzde 13,5 (=76-
25-37,5)’ine tekabül etmektedir.

Tablo 5.1. Avans Politikasının Üretici Kârlılığı Üzerindeki Etkisi


(TL/Ton)

Avans
Mevcut Mevcut Avans Avans
Durumunda
Durumda Durumda Durumunda Durumunda
İlave
Maliyet* Kâr/Zarar** Maliyet Kâr/Zarar
Kazanç

TR5 Batı Anadolu (Aralık Ayı)


2010/11 40 33 31 43 10
2011/12 43 -48 31 -36 11
2012/13 43 34 32 45 12
2013/14 45 -19 32 -5 13
2014/15 49 8 33 24 16
TR2 Batı Marmara (Aralık Ayı)
2010/11 40 54 31 63 9
2011/12 43 -75 31 -63 11
2012/13 43 0 31 12 11
2013/14 44 -7 32 5 12
2014/15 46 -37 32 -23 14
TR5 Batı Anadolu (Nisan Ayı)
2010/11 65 52 48 69 17
2011/12 69 -84 49 -64 21
2012/13 70 33 49 54 21
2013/14 74 -4 50 20 24
2014/15 80 -10 52 18 28
TR2 Batı Marmara (Nisan Ayı)
2010/11 65 53 48 70 17
2011/12 69 -99 49 -79 20
2012/13 69 6 49 26 20
2013/14 72 9 50 31 22
2014/15 76 -43 50 -17 25
Kaynak: TÜİK, 2016d, 18 Aralık 2016, <http://www.tuik.gov.tr/>’den yararlanılarak oluşturulmuştur.
*Finansman maliyetleri dâhil depolama maliyetidir.
**Finansman maliyetlerinin depolama maliyetine dâhil olduğu durumdaki kârlılığı göstermektedir.

111

111
Tablo 5.1 incelendiğinde, avans uygulamasının olmadığı mevcut durumda
ürününü Aralık ayına kadar lisanslı depolarda tutan çiftçi ton başına yıllar itibarıyla
40 ila 49 TL depolama maliyetine, Nisan ayına kadar depolarda tutması durumunda
ise ton başına yıllar itibarıyla 65 ila 80 TL arasında bir maliyete katlanabilmektedir.
Bununla birlikte, çiftçiler söz konusu faaliyetten Aralık ayında TR5 Batı Anadolu
bölgesinde 2011/12 ve 2013/14 dönemleri dışında kâr ederken, TR2 Batı Marmara
bölgesinde 2010/11 ve 2012/13 dönemleri hariç zarar etmektedir. Bu durumun
gerçekleşmesindeki etkenler fiyatın hasat dönemi fiyatlarına göre yeterince
yükselmemesi ve finansman giderleri dâhil depolama maliyetlerinin yüksek
oluşudur.

Sistem getirdiği avantajlara rağmen çiftçiler açısından zaman zaman zarara


neden olabileceğinden üreticinin finansman maliyetlerini azaltıcı etkisi nedeniyle
avans politikası önerilmekte ve kârlılık durumu avans sonrasına göre yeniden
hesaplanmaktadır.

Tablo 5.1’den, TR5 Batı Anadolu bölgesinde çiftçinin ürününü sattığı Aralık
ayında verilen avans tutarının kârı artırdığı ve zararı azalttığı anlaşılmakla birlikte,
avansın zararı kâra çevirecek derecede etkili olamadığı görülmektedir. TR2 Batı
Marmara bölgesinde ise Aralık ayı satışlarında 2012/13 ve 2013/14 piyasa
dönemlerinde avans uygulamasının olmadığı durumda sırasıyla başabaş noktasında
bulunan ve zarar eden çiftçiler avans politikası sonucunda kâr edebilmektedir.

Üreticinin ürün senedini Nisan ayında elinden çıkaracağı varsayımı altında,


TR5 Batı Anadolu bölgesinde 2014/15 piyasa döneminde avans uygulamasının
olmadığı durumda zarar eden çiftçiler avans politikasının hayata geçirilmesi
sonucunda kâr edebilmektedir. 2013/14 piyasa döneminde avans uygulamasının
olmadığı durumda ton başına 4 TL zarar eden çiftçiler avans politikasının hayata
geçirilmesi sonucunda ton başına 20 TL kazanç elde edebilmektedir. Bununla
birlikte, söz konusu bölgede avans politikası 2011/12 piyasa döneminde zararı telâfi
edecek kadar etkili olmamıştır. TR2 Batı Marmara bölgesinde ise 2012/13 ve
2013/14 piyasa dönemlerinde avans uygulamasının olmadığı durumda düşük kazanç
elde eden çiftçiler avans politikası sonucunda daha yüksek kazanç elde edebilmekle

112

112
birlikte 2011/12 ve 2014/15 piyasa dönemlerinde avans politikası zararı kâra
dönüştürecek kadar etkili olamamaktadır.

Tablo 5.1’deki hesaplamalardan da görüldüğü üzere avans politikası farklı


bölgeler ve piyasa dönemlerinde farklı sonuçlar doğurabilmektedir. EK 3 ve EK 4’te
yer alan tablolar bir bütün olarak incelendiğinde, TR5 Batı Anadolu bölgesinde
2013/14 ve 2014/15 piyasa dönemlerinde avans politikası bazı aylarda düşük kâr
düzeyini yükseltmişken bazı aylarda ise zararı kâra dönüştürebilecek kadar etkili
olmuştur. TR2 Batı Marmara bölgesinde ise 2012/13 ve 2013/14 piyasa dönemleri
için aynı durum söz konusudur. Bununla birlikte, söz konusu politika önerisinin
maliyetleri mutlak azaltıcı etkisi nedeniyle ya zarar azalmış ya kâr artmış ya da
zarardan kâra geçilmiştir.

Dolayısıyla çiftçinin hasat döneminde ihtiyaç duyduğu finansman ihtiyacının


ciddi bir kısmının karşılanmasını sağlayan avans uygulaması, çiftçinin daha az
borçlanması ve dolayısıyla daha az faiz giderine katlanmasına neden olarak daha
düşük depolama maliyeti sunmaktadır. Sağladığı bu imkânlar nedeniyle avans
ödemesi çiftçiyi lisanslı depoculuğu kullanmaya teşvik edecektir.

Tablo 5.1’den de görüleceği üzere ciddi bir maliyet düşürücü etkisi olan bu
avans ödemesi, TMO aracılığıyla yapılmakla birlikte nihai olarak bütçeden
karşılanacaktır. Ayrıca söz konusu politikanın muhtemel maliyeti “Sistemin
Getireceği İlave Maliyetler” başlığı altında gösterilmektedir.

5.1.2. Fiyat garantisi ve ürün senedi alım satımı politikaları

Çiftçinin genel olarak en önemli geçim kaynağı hasattan elde ettiği gelirdir.
Küçük ölçekli işletmelerde üretim yapılması dolayısıyla hasılatın düşük olması ve
girdi maliyetlerinin yüksekliği gibi nedenlerle üreticinin gelir seviyesi fiyat artış
ve/veya azalışlarından ciddi ölçüde etkilenmektedir. Bu durum çiftçilerin ürün fiyat
değişmelerine duyarlılığını artırmaktadır. Nitekim anket sonuçları da bu durumu
desteklemektedir. Anket sonuçlarına göre üreticilerin ürününü satabileceği fiyat
seviyesi yüzde 54’lük payla satış kararını etkileyen nedenler arasında ilk sırada yer
almaktadır. Yine anket sonuçlarına göre ankete katılan üreticilerin yüzde 61,9’u ürün
satışında sorun yaşamaktayken, bunların yüzde 51,8’i istediği fiyattan ürününü

113

113
satamamakta, yüzde 18,9’u ürününü depolamakta güçlük çekmekte, yüzde 16’sı ise
istediği zamanda satamamaktadır. Ürünün depolanamaması ve istenilen zamanda
satılamaması faktörlerinin dolaylı olarak ürünün istenilen fiyattan satılamaması
sonucunu doğurduğu dikkate alındığında, ürün satışında çiftçinin yaşadığı sorunların
ana nedeninin fiyat etkeni olduğu görülmektedir.

Fiyatın çiftçi kararlarında esas belirleyici olması, lisanslı depoculuğa ilişkin


politikaların belirlenmesinde de temel bir etken olarak göz önünde bulundurulması
zorunluluğunu ortaya çıkarmaktadır. EK 5’te yer alan İstatistikî Bölge Birimleri
Sınıflandırması (Düzey 1) (İBBS) bazında buğday fiyatlarının hasat dönemi
fiyatlarına göre değişimini gösteren tablolardan da görüleceği üzere bazı dönemlerde
ürün fiyatlarında hasat sonrasında düşüşler meydana gelmiştir. Lisanslı depoya
bırakılan ürün fiyatının düşme ihtimali, çiftçinin en önemli geçim kaynağını,
dolayısıyla refahını riske etmesi anlamına gelmektedir. Buna bağlı olarak çiftçi ürün
fiyat düşüşünü göze almayarak ürününü depoya koymayabilir. Bu ise, kazanç
beklentisinin ürünü depolamak için tek başına teşvik edici bir unsur olmadığını
ortaya koymaktadır. Bu nedenle sistemin işler hale gelebilmesi için çiftçinin hasat
dönemi sonrasındaki satış fiyatlarının en azından taban fiyat işlevi gören bir referans
fiyat seviyesinin altına düşmemesinin garanti edilmesi gerekmektedir. Nitekim anket
sonuçları da bu durumu desteklemektedir. Anket sonuçlarına göre çiftçinin ürününü
depoya bırakmak için 1. tercih olarak seçtiği teşvikler arasında ilk sırada yüzde 69,5
oranıyla fiyat garantisi yer almaktadır. Sonuçlara göre, çiftçilerin lisanslı depoları
kullanmama nedenlerinden biri de ürün fiyatında yaşanması muhtemel düşme
riskidir. Yine ankette, çiftçilerin ürünlerini TMO’ya satış nedenleri arasında
TMO’nun alım fiyatlarını açıklaması ve alım garantisi uygulaması sırasıyla yüzde
26,4 ve 34,9 olarak gerçekleşmiştir. Çiftçilerin ürünlerini TMO’ya satış nedeni esas
itibarıyla garanti edilmiş fiyat ve alım seviyesinin mevcudiyetinden
kaynaklanmaktadır. Sonuç olarak, lisanslı depoculuğun gelişimi için fiyat garantisi
önemli bir husus olarak ortaya çıkmaktadır. Ayrıca daha önce belirtildiği üzere,
sistemin gelişmiş olduğu ABD’de fiyat garantisi benzeri bir politika mevcuttur.

114

114
Fiyat garantisine yönelik politika önerisi aşağıdaki şekilde özetlenmektedir:

Politika önerileri kapsamında TMO’nun yeniden yapılandırılması da ayrı bir


başlıkta ele alınmakta olup bu kapsamda avans politikasının yanı sıra fiyat garantisi
politikasının da TMO aracılığıyla yapılması öngörülmektedir. Fiyat garantisi
politikası kapsamında, piyasa şartları ve üretim maliyetleri dikkate alınarak TMO
tarafından taban fiyat işlevi gören bir referans fiyat seviyesi belirlenecektir. Fiyat
garantisi politikası çiftçinin ürün satış fiyatının taban fiyat işlevi gören referans fiyat
seviyesinin altına düşmesi durumunda uygulanacaktır. Bu durumda taban fiyatla
ürün satış fiyatı arasındaki fark TMO tarafından üreticiye ödenecektir. Bu yolla ürün
fiyat düşüşü dolayısıyla yaşanabilecek çiftçi refah kaybı önlenebilecek ve fiyat
riskinin bertaraf edilmesiyle üreticinin lisanslı depoculuğa yönelmesi sağlanacaktır.
Bununla birlikte fark ödemesine ilişkin oluşabilecek suistimallerin önüne geçmek
amacıyla ödenecek tutara ilişkin bir üst limit belirlenecektir. Çalışma kapsamında bu
üst limit taban fiyatın yüzde 10’u olarak belirlenmiştir. Bu durumda birim başına fark
ödemesi taban fiyatın yüzde 10’unu aşamayacaktır. Ayrıca üreticinin satış yaptığı
bölgede TMO olası suistimallerin önüne geçmek amacıyla bölge fiyatlarının nasıl
oluştuğunu takip edecek ve olası usulsüzlüklerin tespit edilmesi durumunda kamu
tarafından sağlanan bütün destekler ilgili kesimlerden tahsil edilebilecektir.

Bununla birlikte hasat döneminde fiyatların düşük gerçekleştiği ve hasat


sonrasında fiyatların belirlenen taban fiyat seviyesinin çok altında kaldığı durumlarda
elektronik ürün senedi alım satımı yoluyla piyasaya müdahale edilebilecektir. Piyasa
fiyatlarında aşırı düşüşlerin yaşanması ihtimalinin önüne geçebilmek amacıyla
uygulanması öngörülen bu politika önerisi, lisanslı depoculuğun gelişmesi halinde
oldukça istisnai olarak başvurulacak bir yöntem haline gelebilecektir. Bu politika,
piyasa başarısızlıklarına karşı daha etkili bir biçimde müdahale imkânını
artırabilecektir. Burada iki farklı politika belirlenmesindeki amaç, piyasa bozucu
müdahalelerin en aza indirilmek istenmesidir.

Genellikle ürün fiyatları hasat dönemi sonrasında artış eğilimine girmekte,


fiyatların hasat dönemi sonrası düşmesi durumu istisnai yıllarda görülmektedir.
Bununla birlikte, lisanslı depoculuğun başlangıç aşamalarında çiftçilerin sisteme olan
güvenini sarsabilecek olası fiyat düşüşlerinin önüne geçilmesi gerekmektedir. Ülke

115

115
örnekleri bölümünde açıklandığı üzere ABD’de CCC ürün fiyatının hasat sonrasında
düşmesi durumunda, ürünü taban fiyat seviyesinden çiftçiden almakta veya
Pazarlama Kredileri Desteği Programı kapsamında yerel fiyatın taban fiyatın altında
gerçekleşmesi durumunda kredi tutarı taban fiyat seviyesinden ödenmekte ve CCC
aradaki fark ile faizden vazgeçmektedir. Çiftçi bu yolla fiyat düşüşlerinden
korunmaktadır. Öneri kapsamında getirilen fiyat garantisi ve elektronik ürün senedi
alım satımıyla piyasaya müdahale ABD uygulamasıyla benzerlik göstermektedir.
Lisanslı depoculuk sistemine ilişkin altyapının tesis edilmesi, lisanslı depo kapasitesi
ve depolara olan talebin sağlanması, sistemin borsalarla entegre bir şekilde çalışması
ve dolayısıyla lisanslı depoculuk sisteminin etkin işlediği bir ortamda bu istisnai
durumlara çok az rastlanabilecek; söz konusu politika önerilerinin kamuya olan
maliyeti de düşük bir şekilde gerçekleşebilecektir. Bu politikalar, istisnai durumlarda
da olsa fiyat düşüşlerinin çiftçi açısından getireceği sakıncaların giderilmesini ve
sistemin devamlılığını amaçlamaktadır.

Tablo 5.2. Fiyat Garantisi Politikasının Üretici Kârlılığı Üzerindeki Etkisi (TR2
Batı Marmara Bölgesi)
(TL/Ton)
TR2 Batı Fiyat Garantisi Olması Durumunda İlave Kazanç **
TMO Ortalama Alım Fiyatları
Marmara Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Ocak
2010/11 510 - - - - - -
2011/12 550 - - - - - -
2012/13 660 48 36 32 20 20 10
2013/14 680 10 14 10 - - -
2014/15 750* 36 22 16 6 - -
Kaynak: TÜİK, 2016d, 18 Aralık 2016, <http://www.tuik.gov.tr/> ve Kalkınma Bakanlığı, 2015a’dan
yararlanılarak oluşturulmuştur.
*2014/15 piyasa döneminde TMO alım yapmadığından fiyat bulunmamaktadır. Bu nedenle 2013/14
piyasa dönemi fiyatı bir önceki yıl fiyatının Yİ-ÜFE ile artırılmasıyla elde edilmiştir.
**Dönemler itibarıyla Ocak ayı sonrasında fiyat kazancı oluşmadığından Ocak ayı sonrası tabloda
verilmemiştir.

Fiyat garantisi politikasının çiftçi geliri açısından oluşturabileceği etki Tablo


5.2’de TR2 Batı Marmara bölgesi temelinde gösterilmiştir. Örnek teşkil etmesi
açısından TMO ortalama alım fiyatı, TMO’nun açıklayacağı referans fiyat olarak
kabul edilmiştir. Bu kapsamda Tablo 5.2’den de görüleceği üzere 2010/11 ve
2011/12 piyasa dönemlerinde fiyat garantisine bağlı olarak ilave kazanç
gerçekleşmemiş, 2012/13 piyasa döneminde ise Ağustos ayından Ocak ayına kadar
olan dönemde fiyat garantisi kazancı oluşmuştur. 2013/14 piyasa döneminde hasat
116

116
sonrasındaki üç ayda ve 2014/15 piyasa döneminde hasat sonrasındaki dört ayda
fiyat garantisine bağlı olarak ilave kazanç oluşmuştur.

Bununla birlikte söz konusu hesaplamalar TR5 Batı Anadolu bölgesi


fiyatlarıyla da yapılmış ve hesaplama sonuçlarına EK 3’te yer verilmiştir. EK 3’te
yer alan hesaplama sonuçlarına göre sadece 2012/13 piyasa döneminde yalnızca bir
ayda fiyat garantisi kazancı oluşmuştur. Bunun nedeni söz konusu bölge fiyatlarının
diğer bölge fiyatlarına kıyasla üretici açısından daha yüksek seyretmesidir.

Tablo 5.3’te söz konusu politikanın farklı bölgeler itibarıyla daha iyi bir
şekilde karşılaştırılabilmesine imkân sağlamak amacıyla Türkiye’de buğday
üretiminin yoğun olarak gerçekleştirildiği diğer bir bölge olan TR7 Orta Anadolu212
bölgesi üreticileri açısından da fiyat garantisi politikasının etkisi değerlendirilmiştir.
Tablo incelendiğinde 2010/11 piyasa döneminde Ağustos ayında, 2011/12 piyasa
döneminde Mart ayından Mayıs ayına kadar olan dönemde, 2012/13 piyasa
döneminde hasat sonrası Ağustos ayından Mayıs ayına kadar olan dönemde ve
2013/14 piyasa döneminde Ağustos ayından Şubat ayına kadar olan dönemde fiyat
garantisine bağlı olarak kazanç oluşmaktadır. 2014/15 piyasa döneminde ise
herhangi bir fiyat garantisi kazancı oluşmamaktadır.

Tablo 5.3. Fiyat Garantisi Politikasının Üretici Kârlılığı Üzerindeki Etkisi (TR7
Orta Anadolu Bölgesi)
(TL/Ton)
TMO Fiyat Garantisi Olması Durumunda İlave Kazanç
TR7 Orta
Ortalama
Anadolu
Alım Fiyatları Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs
2010/11 505 15 - - - - - - - - -
2011/12 550 - - - - - - - 5 4 2
2012/13 660 59 51 46 34 16 18 8 8 9 13
2013/14 680 36 36 39 33 25 9 1 - - -
2014/15 750* - - - - - - - - - -
Kaynak: TÜİK, 2016d, 18 Aralık 2016, <http://www.tuik.gov.tr/> ve Kalkınma Bakanlığı, 2015a’dan
yararlanılarak oluşturulmuştur.
*2014/15 piyasa döneminde TMO alım yapmadığından fiyat bulunmamaktadır. Bu nedenle 2013/14
piyasa dönemi fiyatı bir önceki yıl fiyatının Yİ-ÜFE ile artırılmasıyla elde edilmiştir.

Yukarıda yer alan değerlendirmelerden de anlaşılacağı üzere fiyat garantisi


kapsamındaki ilave kazançlar bölgeden bölgeye değişebilmektedir. Ürün kalitesi,

212
Türkiye İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflandırmasına göre Kırıkkale, Aksaray, Niğde, Nevşehir,
Kırşehir, Kayseri, Sivas ve Yozgat illerini kapsayan Türkiye’nin 12 istatistiki bölgesinden biridir.

117

117
iklim, toprak yapısı ve diğer etkenler fiyatların işletme ve üretici bazında
farklılaşmasına da neden olabilecektir. Ayrıca politika önerisi kapsamında TMO’nun
belirleyeceği referans fiyat seviyesi de bu kazançta belirleyici olacaktır.

Fiyat düşüş riski istisnai durumlarda gerçekleşmekle birlikte anket


sonuçlarına göre çiftçinin ürününü depoya bırakmak için birinci tercih olarak seçtiği
teşvikler arasında ilk sırada yüzde 69,5 oranıyla fiyat garantisi gelmektedir. Lisanslı
depoculuğun işleyiş mantığı açısından fiyat düşüşü çok önemli bir risk unsuru
olmamakla birlikte, üretici açısından fiyat düşüşlerinin olmaması en önemli teşvik
unsuru olarak görülmektedir. Burada fiyat garantisinin çiftçi açısından psikolojik bir
etkisinin de olabileceği değerlendirilmektedir. Üretici lisanslı depoculuğu
kullanırken fiyat düşüşlerini göze alamamakta ve böylece fiyat düşüş riski olması
gerekenin çok üzerinde bir etki bırakmaktadır. Nitekim daha önce aktarıldığı üzere
sadece buğdayda değil, fındıkta yaşanan deneyim de lisanslı depoculuk sisteminin
çiftçiler açısından işler hale gelmesinde fiyat istikrarının önemini ortaya
koymaktadır. Bu kapsamda da söz konusu politika önerileriyle çiftçi açısından bu
çekincelerin giderilmesi amaçlanmaktadır. Tüm bu hususlar birlikte
değerlendirildiğinde, fiyat düşüşü riskinin gerçekleşme olasılığının ve
gerçekleştiğinde de kamuya olan maliyetinin düşük olması sebebiyle düşük bir
kamusal maliyet riskine sahip olacak bu politikanın, üretici üzerindeki yüksek
güvence etkisi nedeniyle oldukça etkin bir politika aracı olarak lisanslı depoculuk
sistemini teşvik edeceği düşünülmektedir.

5.1.3. TMO’nun yeniden yapılandırılması

Politika önerilerinin son ve en önemli ayağını TMO’nun yeniden


yapılandırılması oluşturmaktadır. İlk olarak söz konusu politika önerisi kapsamında,
TMO’nun depolarının ne kadarlık kısmının lisanslı depolara dönüşebilir olduğunun
tespit edilmesi ve bu doğrultuda tespit edilen depoların lisanslı depolara
dönüştürülmesi öngörülmektedir. Bunun için sürecin aşağıdaki şekilde gerçekleşmesi
tasarlanmaktadır:

Öncelikle TMO-TOBB LİDAŞ’ta sermaye artırımı yapılması ve bu sermaye


artırımını karşılamak amacıyla TMO’nun depolarını ayni sermaye olarak koyması

118

118
öngörülmektedir. Diğer ortaklar ise sermaye payları dâhilinde Şirkete nakdi sermaye
koyabilecektir. Elde edilen bu nakdi sermayeyle TMO’nun Şirkete devrettiği ve
lisanslı depoculuğa tamamıyla uygun olan depoların dışında modernize edilerek
lisanslı depoculuğa uygun olabileceklerin modernize edilmesi ve lisanslı depoculuğa
uygun olmayan depoların yerine yenilerinin yapılması sağlanabilecektir.

Mevcut durumda bazı depolarını söz konusu Şirkete ayni sermaye olarak
devretmiş olan TMO bu politika gereğince tüm depolarını TMO-TOBB LİDAŞ’a
devredecek ve lisanslı depoculuğun yaygınlaşması aşamasında ve sonrasında
düzenleyici bir kuruluş olarak yeniden yapılandırılacaktır.

TMO düzenleyici bir kuruluş olarak iki farklı şekilde kurgulanabilir:

a) TMO düzenleyicilik fonksiyonunun icrasını gerçekleştirirken mevcut


durumda düzenleyicilik fonksiyonuyla çelişebilecek görevlerini başka bir KİT’e
devredebilir. Bu KİT, hububat alanında faaliyetlerinin bulunması ve sektör bilgisi
nedeniyle faaliyet alanı olarak TMO’ya en yakın kuruluş olan Tarım İşletmeleri
Genel Müdürlüğüdür (TİGEM). Bu devir YPK kararıyla gerçekleştirilecektir. Bu
kapsamda, TMO’nun haşhaş faaliyeti ve TMO-TOBB LİDAŞ’a devredilen hisseleri
doğrudan işletmecilik faaliyeti kapsamında değerlendirildiğinden TİGEM’e
devredilecektir. Doğrudan piyasaya müdahaleyi gerektiren ancak düzenleyicilik
fonksiyonunun bir sonucu olarak ortaya çıkan istisnai hallerde elektronik ürün senedi
alım satımı, ihracat ve ithalat, olağanüstü hal stoku tutma görevleri TMO tarafından
TİGEM aracılığıyla yaptırılacaktır. Olağanüstü hal stoku fiziki ürün depolama yerine
ürün senedi tutularak gerçekleştirilebilecektir. Burada TMO, düzenleyicilik
fonksiyonu gereği aktif olarak piyasada bir işletme gibi alım satım yapmayacak
piyasaya müdahale gerektiğinde daha çok karar alıcı olarak bu müdahaleyi TİGEM
üzerinden, TİGEM’e görev verilmek suretiyle, gerçekleştirecektir. TİGEM
aracılığıyla yapılan bu müdahaleler kapsamında herhangi bir zararın oluşması
durumunda zarar, görev zararı kapsamında karşılanacaktır. TİGEM’e verilen bu
görevler kuruluş ana statüsünde belirtilecektir. Fiyat garantisi ve avans ödemesi
politikalarını ise TMO doğrudan gerçekleştirebilecektir. Bunların dışında TMO’ya
hububatla ilgili diğer alanlarda da görevler verilebilecektir.

119

119
b) Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında 233 Sayılı Kanun Hükmünde
Kararnameye göre İDT’ler kârlılık ve verimlilik ilkesi gereği çalışmak zorundayken
Kamu İktisadi Kuruluşları (KİK) daha çok tekel niteliğindeki alanlarda verimlilik
ilkesine göre çalışmak zorundadır. TMO’nun haşhaş faaliyeti tekel niteliğindedir.
Depoculukla ilgili faaliyetlerini TMO-TOBB LİDAŞ’a devredecek olan TMO’nun
bunlar dışında kalacak görevleri düzenleyicilikle ilgilidir. Yeniden yapılandırma
kapsamında faaliyetleri haşhaş ve düzenleyiciliğe indirgenen TMO, İDT yerine KİK
olarak yapılandırılabilir. Böylece Kuruluş kârlılık ilkesi gereğince çalışmak zorunda
kalmayacak verimlilik ilkesi ise düzenleyicilik fonksiyonuyla çelişmeyecektir.
Politika önerileri olarak ayrı başlıklar halinde detaylı bir şekilde açıklanan avans
ödemesi ve fiyat garantisi ödemesinin yanı sıra TMO olağanüstü hal stokunu ürün
senedi alarak tutabilecek, ayrıca haşhaşa ilişkin faaliyetleri de bu kapsamda devam
edecektir. Bu gibi görevlere ilişkin maliyetler karşısında TMO-TOBB LİDAŞ
faaliyetlerinden kazanç sağlanabilecektir. Nitekim TMO’nun elindeki tüm depolar bu
Şirkete devredilerek Şirketin daha yüksek kazanç elde etmesi de mümkün
olabilecektir. Bununla birlikte TMO, hububat alanında düzenleyici denetleyici bir
yapıya kavuşması nedeniyle ihracat, ithalat ve diğer ilgili alanlarda da bir takım
görevler üstlenebilecektir.

TMO’nun doğrudan alım ve satım yapmaması öngörülmektedir. Ülke


örnekleri bölümünde de açıklandığı üzere, müdahale alımları tarım ürünlerinin
depolanmasından beklenen kârlılığı düşürmekte ve üreticiler açısından sistemin
kullanılmasını engellemektedir. Bu nedenle sistemin üreticiler açısından kazançlı
sonuçlar ortaya çıkarabilmesi için müdahale alımlarından vazgeçilmesi
gerekmektedir. Bununla birlikte, söz konusu politika önerileri kapsamında hasat
döneminde fiyatların düşük gerçekleştiği ve hasat sonrasında fiyatların belirlenen
taban fiyat seviyesinin çok altında kaldığı durumlarda elektronik ürün senedi alım
satımı yoluyla piyasaya müdahale edilmesine olanak tanınmaktadır. Ürün senetleri
yoluyla yapılması öngörülen bu alım ve satım işlemi çok istisnai bir nitelik
göstermekte ve yalnızca hasat dönemi fiyatlarının düşük gerçekleştiği ve fiyatların
sonrasında artmadığı dönemlerde çiftçilerin mağdur olmalarının önüne geçilmesi
amacıyla yapılacaktır.

120

120
TMO’nun bir tüccar gibi alım-satım yapmaması durumu, Dünya Ticaret
Örgütü (DTÖ) Tarım Anlaşması kararlarıyla da örtüşmektedir. TMO’nun yaptığı
destekleme alımları DTÖ Tarım Anlaşması kapsamında ticareti bozucu nitelikte olan
ve belirli limitler getirilmiş olan kırmızı kutu destekler arasında yer almaktadır.
Ülkelerin indirim taahhüdünde bulunduğu iç destekler bu kutuda toplanmıştır.213
Gelişmekte olan ülkeler açısından ticareti bozucu nitelikte olan kırmızı kutu
destekler için toplam üretim değerinin yüzde 10’una (de minimis) tekabül
214
eden seviye bağlayıcı olmaktadır. Gelişmiş ülkeler için bu oran yüzde 5’dir.215
Kırmızı kutu kapsamında yer alan TMO alımları söz konusu açıklamalardan da
anlaşılacağı üzere piyasa fiyatına doğrudan müdahale sonucunu doğurması nedeniyle
istenmeyen destekleme araçları kapsamındadır. Söz konusu politika önerisi
çerçevesinde, TMO’nun alım yapmayacak olması ve dolayısıyla piyasa fiyatlarına
müdahale edilmemesi sonucunda piyasada fiyatlar serbest bir şekilde
belirlenebilecektir. Hasat dönemi ve sonrasında fiyatların düşük olması durumunda
yapılması öngörülen elektronik ürün senedi alım satımı politikası yoluyla
müdahaleler, ticareti bozucu nitelikte destekler arasında görülmekle birlikte, çok
istisnai durumlarda gerçekleştirilecektir. Avans ödemesi ve fiyat garantisi
uygulamaları ise üreticiyi doğrudan destekleyen araçlar olarak DTÖ anlaşmaları
kapsamında kabul edilebilir destekler arasında yer alacaktır. Bu politika önerileriyle
piyasa sisteminin etkin işleyişi amaçlanmaktadır.

TMO’nun lisanslı depoculuğun işler hale gelmesi açısından yeniden


yapılandırılma ihtiyacı esas olarak lisanslı depoculuğun işleyişinde yaşanan
sorunlardan bazılarına çözüm sunabilecektir. TMO’nun yeniden yapılandırılmasının
sistem açısından getireceği çözümler aşağıdaki gibidir:

Lisanslı depoculukta depolama kapasitesi henüz istenilen düzeye


erişememiştir. Yukarıda bahsedildiği üzere TMO’nun lisanslı depolarını TMO-
TOBB LİDAŞ’a devretmesi ve bu depoların lisanslı depoculuğa uygun hale

213
SARIAL, Özge. “Tarım Anlaşması İç Destekler.” 15 Aralık 2015.
<http://www.tarim.gov.tr/ABDGM/Belgeler/ET%C4%B0/%C4%B0%C3%A7%20Destekler.pdf>
214
YILMAZ, Talat. “Dünya Ticaret Örgütü Mevcut Tarım Anlaşması.” Kasım 2007. 15 Aralık 2015.
<http://www.tzymb.org.tr/koseyazilari.asp?yazar=6&yazi=38>
215
SARIAL, Özge. “Tarım Anlaşması İç Destekler.” 15 Aralık 2015.
<http://www.tarim.gov.tr/ABDGM/Belgeler/ET%C4%B0/%C4%B0%C3%A7%20Destekler.pdf>

121

121
getirilmesi lisanslı depo kapasitenin artmasını sağlayabilecektir. Mevcut durumda
828.340 ton kapasiteye sahip lisanslı depoların 808.340 tonunda hububat, baklagiller
ve yağlı tohumlar depolanabilmektedir. Bununla birlikte 808.340 ton kapasitenin 90
bin tonu TMO-TOBB LİDAŞ’a aittir. Kuruluş izni alan diğer lisanslı depoların da
faaliyete geçmesi durumunda hububatta lisanslı depo kapasitesi 4.806.800 tona
yükselecektir. Söz konusu politika önerisi kapsamında TMO-TOBB LİDAŞ’ın
lisanslı depoculuk kapasitesi 4,3 milyon ton artabilecektir. Bu durumda hububatta
toplam lisanslı depo kapasitesi 9.106.800 (=4.806.800+4.300.000) tona
yükselebilecektir.

Depolara olan talebin düşük olması diğer bir sorun alanıdır. TMO arzın
yoğun olduğu hasat dönemlerinde piyasada oluşması gereken fiyattan daha yüksek
fiyat verebilmektedir. Bu durum nedeniyle, üretici diğer alıcılar karşısında yüksek
fiyatlar nedeniyle ürününü TMO’ya satmaktadır. Bu kapsamda üreticiler lisanslı
depolara ürün koymak yerine ürününü TMO’ya satmayı tercih edebilmektedir. Öneri
kapsamında TMO’nun alım yapmayacak olması bu sorunu önleyebilecektir. Hasat
dönemlerinde ürün fiyatlarının düşük gerçekleşmesi dolayısıyla lisanslı depoculuk
üretici açısından hasat dönemi sonrasında daha yüksek bir kazanç alternatifi
olabilecektir. Bu durum, lisanslı depolara olan talebi de artırabilecektir. Daha önce
bahsedildiği üzere, fındıkta üreticinin TMO-TOBB LİDAŞ’tan ürün alımı yapmasını
beklemesi ve yine üreticinin hububatta TMO-TOBB LİDAŞ’ta depoladığı ürün
karşılığında elde ettiği ürün senetlerinin önemli bir bölümünü TMO’ya devretmesi,
bu politikanın uygulanması açısından güçlü bir gerekçe teşkil etmektedir. Aksi
takdirde, üretici söz konusu örneklerden de görüldüğü üzere geleneksel
yöntemlerden vazgeçmeyecek ve ürününü TMO’ya satmayı sürdürebilecektir.

Sistem açısından bir diğer sorun alanı olan üreticinin hasat döneminde ihtiyaç
duyduğu finansmanın temin edilmesi ise TMO tarafından sağlanan avans ödemesi ile
çözülmüş olacaktır. Ürününün ciddi bir oranında avans elde eden çiftçi, kalan
finansman ihtiyacı için bankalardan ürün senedi karşılığında borçlanabilecektir. Bu
durum çiftçinin borçlanma maliyetini düşürecektir.

122

122
Bununla birlikte, bu politikaların uygulanması ilk olarak bir pilot bölgede
yapılacaktır. Pilot bölge uygulaması sürecinde olası aksaklıkların giderilmesi ve
sonrasında kademeli olarak ulusal düzeyde uygulamaya geçilmesi planlanmaktadır.

5.2. Sistemi Destekleyecek Diğer Öneriler

Anket sonuçlarından da görüldüğü üzere, lisanslı depoculuk hakkında


çiftçilerin bilgilendirilmesi ve çekincelerinin giderilmesi önem arz etmektedir. Bu
kapsamda sistemin yararlarının anlatılması, eğitim, tanıtım ve bilgilendirme
faaliyetlerinin artırılması gibi sisteme olan güveni artıracak politika araçlarının
geliştirilmesi sağlanmalıdır. İlgili kuruluşlar tarafından sisteme ilişkin danışmanlık
birimlerinin tesis edilmesi ve bu birimlerle çiftçilerin doğru yönlendirilmesi lisanslı
depoların kullanımını artırabilecektir.

Sistemin ana unsurlarından biri olan ürün ihtisas borsalarının Onuncu


Kalkınma Planının uygulanmasına yönelik Onuncu Kalkınma Planı (2014-2018)
İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Programı Eylem Planında yer alan 18 numaralı
eylem doğrultusunda hayata geçirilmesi gerekmektedir. Ürün ihtisas borsalarının
tesis edilmesi depolanan ürünlerin ticaretinin sağlıklı bir şekilde yapılabilmesini ve
lisanslı depolara olan ilginin artmasını kolaylaştırabilecektir.

Tazmin Fonunun maddi yapısının güçlendirilmesiyle ürün senetleri mudiler


için daha güçlü ve bankalar için ise daha az riskli bir teminat haline gelecektir. Bu
nedenle sistemin çiftçiler ve bankalar açısından teşvik edici bir unsur haline gelmesi
için Tazmin Fonunun maddi yapısının iyileştirilmesi gerekmektedir.

Küçük ölçekte üretim yapan üreticilerin depo maliyetine katlanacak gücü


bulunmadığından işletme büyüklüklerinin artırılmasına yönelik politikalar, çiftçilerin
ürettiği ürün miktarını dolayısıyla hasılatı artıracağından lisanslı depoların çiftçiler
açısından kârlılığını artırabilecektir. Bu durum çiftçilerin lisanslı depolardan daha
fazla yararlanmasını sağlayabilecektir.

123

123
5.3. Politika Önerilerinin Muhtemel Sonuçları

5.3.1. Hububat piyasası üzerindeki sonuçları

5.3.1.1. Fiyat istikrarına etkisi

Buğday piyasasındaki fiyat değişiminin dinamikleri, mevcut yıl ve önceki


yıllarda hasat edilmiş ürün miktarı, stoklama imkânları, piyasadaki devlet
müdahaleleri, ithalat ve ihracat gibi çeşitli faktörlere bağlıdır. Fiyat hareketlerindeki
oynaklık, karar vericiler için riski ifade etmektedir. Özellikle buğday piyasasında
arzın, üreticinin ürününü depolayabilme imkânının olmaması nedeniyle, üretimin
yapıldığı birkaç ayda yoğunlaşması sonucunda piyasada fiyat riskleri artmaktadır.
Buğday piyasasında arz ve talep esnekliklerinin katı olması nedeniyle fiyatlarda
önemli dalgalanmalar ortaya çıkabilmektedir.216

Grafik 5.2, Polatlı Ticaret Borsası Anadolu kırmızı sert buğday fiyatlarının
Tüketici Fiyat Endeksine (TÜFE) göre endekslenmiş ve endekslenmemiş fiyat
217
dalgalanmalarını göstermektedir.

2004/2015 dönemine ilişkin grafikten de görüldüğü üzere, Polatlı Ticaret


Borsası buğday fiyatları oldukça dalgalı bir seyir izlemiştir. Borsa fiyatlarında
özellikle hasat döneminde büyük düşüşler gerçekleşmiştir. Hasat döneminde,
depolama ve finansman yetersizliği nedeniyle üreticinin ürününü arz fazlası
nedeniyle düşük fiyattan sattığı düşünüldüğünde, fiyatlardaki düşüşler Türkiye
piyasası için normal görülebilmektedir. Bunun yanı sıra, Borsa fiyatlarında diğer
aylarda da önemli dalgalanmalar yaşanmıştır. Buğday fiyatlarının TÜFE oranında
arttığı varsayımı altında, TÜFE’ye endekslenmiş buğday fiyatlarının Borsa
fiyatlarının aksine daha istikrarlı bir seyir izlediği görülmektedir.

216
Şahinöz ve ark., 2007:34
217
Fiyat dalgalanmaları aşağıdaki formülle hesaplanmıştır:
Pf = (Pt-Pt-1)/Pt-1×100
Pt: Cari ay fiyatları
Pt-1: Önceki ay fiyatları
Pf: Fiyat artış oranı

124

124
Grafik 5.2. Polatlı Ticaret Borsası Anadolu Kırmızı Sert Buğday Fiyat
Dalgalanmaları
(Yüzde)

Buğday Fiyat Değişimi Endekslenmiş Fiyat Farkı


15

10

5
0

-5
-10

-15
Mayıs 04

Mayıs 05

Mayıs 06

Ocak 07
Mayıs 07

Mayıs 08

Mayıs 09

Mayıs 10

Mayıs 11

Mayıs 12

Mayıs 13

Mayıs 14

Mayıs 15
Ocak 04

Ocak 05

Ocak 06

Ocak 08

Ocak 09

Ocak 10

Ocak 11

Ocak 12

Ocak 13

Ocak 14

Ocak 15
Eylül 04

Eylül 05

Eylül 06

Eylül 07

Eylül 08

Eylül 09

Eylül 10

Eylül 11

Eylül 12

Eylül 13

Eylül 14

Eylül 15
Kaynak: Polatlı Ticaret Borsası, Anadolu Kırmızı Sert Buğdayın Yıllar İtibarıyla Aylık Ortalama
Fiyatları, 25 Ocak 2017, <http://www.polatliborsa.org.tr/index.php?s=icerikdetay&k=108> ve TÜİK,
2016f, <http://www.tuik.gov.tr/>

Borsa fiyatlarının oluşmasında üreticilerin yanı sıra üreticiye göre daha fazla
depolama imkânı olan tüccarlar da etkili olabilmektedir. Depolama imkânının kısıtlı
olması nedeniyle, üreticiler ürünlerini hasat dönemi ve diğer dönemlerde borsa
fiyatlarına göre düşük fiyattan satabilmektedir. Bunun sonucunda, hasat
dönemlerinde kuraklık nedeniyle fiyatların yükselmesi durumu dışında çiftçinin eline
geçen tutar düşük kalmaktadır. Zamansal arz ve talep dengesizliğinden kaynaklı bu
sorun piyasaya ilişkin yapısal problemler giderilmeden çözülemeyecektir.

Lisanslı depoculuk sisteminin gelişmesinin önemi bu noktada biraz daha ön


plana çıkmaktadır. Zira depolama imkânının kısıtlılığı ve bunun sonucu olarak vadeli
işlem piyasalarının gelişmemiş olması neticesinde hem piyasa fiyatları oynak bir
görünüm sergilemekte hem de çiftçinin eline geçen tutar olağanüstü koşullar hariç
düşük seviyelerde seyretmektedir.

Yeterli enstrüman ve düzenlemeleri içeren etkin işleyen bir lisanslı depoculuk


sisteminin olduğu bir piyasada fiyat istikrarı elde edilebilecek önemli bir sonuçtur.
Lisanslı depoculuk faaliyetinin gelişmesiyle birlikte ürünlerini depolama imkânına
sahip çiftçiler piyasada oluşacak talep karşısında pozisyon alabilecekler ve piyasa

125

125
fiyatlarına göre ürünlerini arz edebileceklerdir. Ürün ihtisas borsaları kurulması ve
vadeli işlemlerin yaygınlaşması istikrarlı fiyatların oluşmasını sağlayabilecek ve
bunun sonucunda hasat dönemlerinde yaşanan fiyat düşüşlerinin önüne
geçilebilecektir.

5.3.1.2. Gelir paylaşımına etkisi

Lisanslı depoculuğun gelişmesiyle mevcut sistemin yapısı da değişecektir. Bu


durum, bölüşüm ilişkisini de değiştirecek ve bu ilişkinin tarafları olan tüccar ve
büyük alıcılar (un ve gıda fabrikaları gibi), çiftçiler, lisanslı depolar, TMO, devlet,
borsalar, sigorta şirketleri, nakliye firmaları ve bankalar bu süreçten etkilenecektir.
Lisanslı depoculuğun geliştiği varsayımı temelinde, politika önerileriyle birlikte
lisanslı depoculuğun taraflar açısından getireceği sonuçlar aşağıda
değerlendirilmektedir.

Lisanslı depoculuğun öncelikle üretilen katma değerin kaynağı olan çiftçiler


açısından değerlendirilmesi uygun olacaktır. Dördüncü bölümde de bahsedildiği
üzere, bu süreçte devletin sağladığı vergisel teşvikler ve kira yardımları ürünü
satmadan bekletmenin maliyetlerini düşürmekte ve üreticinin cebinden daha az para
çıkmasına olanak tanımaktadır. Mevcut durumda çiftçi hasat döneminde depolama
imkânı olmaması nedeniyle ürününü TMO’ya satmazsa, düşük fiyattan depolama
imkânı olan tüccar ve/veya büyük alıcılara satmaktadır. Bu durumda, hasat sonrası
dönemde ortaya çıkan fiyat yükselişinden kaynaklanan ilave gelirden çiftçi yerine
tüccar ve büyük alıcılar yararlanmaktadır. Lisanslı depoculuğun geliştiği bir ortamda
ise bu ilave gelirden diğer alıcılarla birlikte depoladıkları ürün oranında çiftçiler de
faydalanabilecektir. Çiftçilerin ürünlerini lisanslı depoya koymak yerine tüccara
satması durumunda ise satılan ürün miktarınca bu fiyat artışından tüccar kazançlı
çıkabilecektir. Söz konusu muhtemel kazanç tutarlarına dördüncü bölümde yer
verilmiştir. Sonuç olarak lisanslı depoculuk, çiftçinin ürününü depoladığı oranda
gelir dağılımını çiftçi lehine düzeltebilecek ve ortaya çıkan katma değerin emek ile
sermaye arasında daha dengeli bir biçimde dağılmasını sağlayabilecektir. Bununla
birlikte tüccar ve sanayiciler istedikleri miktar ve kalite ürünü ürün senedi alarak

126

126
lisanslı depolardan temin edebileceğinden depo inşa etme ve işletme masraflarından
kurtulabileceklerdir.

Kamu, TMO-TOBB LİDAŞ’taki payı oranında lisanslı depoculuk


faaliyetlerinden kazanç elde edebilecektir. Ayrıca özel lisanslı depoculuk şirketleri
de depoculuk faaliyetleri sonucunda kazanç elde edebilecektir. Bu itibarla, söz
konusu faaliyetle gelir artışının bir kısmı lisanslı depo sahibi firmalara gidecektir.
Ayrıca tartım, analiz ve sınıflandırma faaliyeti sonucunda yetkili sınıflandırıcılar da
gelir artışından pay alacaktır.

Bankalar ürün senedi karşılığında çiftçiye kredi kullandırmaları karşılığında


söz konusu faaliyetten faiz kazancı elde edebilirken çiftçiler de bu nispette faiz
maliyetine katlanacaktır. Bu durum tarım sektörü açısından mali piyasaların
canlanmasına yardımcı olacaktır.

Borsalar, elektronik ürün senetlerinin borsada işlem görmesi ve oluşacak


işlem hacmi nedeniyle ilave kazanç elde edebilecektir.

Sigorta şirketleri lisanslı depolara bırakılan ürünlerin sigortalanması


sebebiyle ilave kazanç sağlayabileceklerdir.

Nakliye firmaları ürünün lisanslı depolara taşınması ve ürünün lisanslı


depolardan pazara taşınması aşamasında kazanç sağlayabileceklerdir.

Ayrıca piyasada oluşan ticaretin kayıt altına alınmasıyla devletin kayıt


dışılıktan kaynaklı mahrum kaldığı vergi gelirine ulaşması beklenmektedir.
Müdahale alımları nedeniyle oluşan görev zararlarında azalmalar meydana
gelebilecektir. Diğer taraftan avans politikası, fiyat garantisi ve ürün senedi alım
satımı politikalarıyla kamu kesimi açısından ilave maliyetler ortaya çıkabilecektir.
Bunlar çalışmanın devamında detaylı olarak analiz edilmektedir.

5.3.2. TMO üzerindeki sonuçları

Politika önerileri çerçevesinde TMO’nun yeniden yapılandırılması


sonucunda, mevcut durumdaki rutin destekleme alımlarının sonlandırılacak olması,
TMO’nun bu işlemden kaynaklı maliyetten kurtulması sonucunu doğuracaktır. Diğer
destekleme politika önerileri olarak sunulan avans ödemesi, fiyat garantisi ve istisnai

127

127
durumlardaki ürün senedi alım satımları ise TMO’ya dolayısıyla kamuya bir maliyet
getirebilecektir. Bunların karşılığında ise kamu, TMO-TOBB LİDAŞ aracılığıyla
yapılacak lisanslı depoculuk faaliyetinden payı oranında kazanç sağlayabilecektir.
Aşağıda bu faaliyetlerin getireceği etkiler değerlendirilmektedir.

5.3.2.1. Maliyet azalışı

TMO mevcut faaliyetlerini yerine getirirken birçok maliyete katlanmaktadır.


Bunlar depo yapım maliyetleri, ürünün depolanmasından ve muhafazasından
kaynaklı maliyetler ve diğer işletme maliyetleri olarak ele alınabilir. Örnek olarak
Kuruluş 2012, 2013 ve 2014 yıllarında sırasıyla yaklaşık 75, 79 ve 54 milyon TL
yatırım harcaması gerçekleştirmiştir.218

Üçüncü bölümde detaylı bir şekilde açıklanan görev zararı uygulaması


sonucunda TMO’ya önemli düzeylerde görev zararı ödemesi de yapılmaktadır.
Kuruluşa, 2010-15 yıllarında sırasıyla 775, 1.937, 1.523, 927, 734 ve 1.059 milyon
TL görev zararı ödemesi gerçekleştirilmiştir.219 Kuruluşun hububat piyasasında
müdahale alımıyla görevlendirilmesinden kaynaklanan bu maliyetler, lisanslı
depoculuğun gelişmesi ve fiyat istikrarının sağlanmasıyla istisnai durumlar dışında
ortadan kalkacaktır. Ayrıca TMO’nun yeni yapılanması depoculuk faaliyeti alanında
yatırım maliyetlerinin son bulmasını sağlayacaktır. Sonuç olarak mevcut durumda
hem TMO’ya bütçeden aktarılan görev zararları azalabilecek hem de TMO’nun
yatırım faaliyetleri ile ürünün depolanmasından ve muhafazasından kaynaklı
maliyetler son bularak bunlar kamunun kazancı olarak ortaya çıkacaktır.

5.3.2.2. Sistemin getireceği ilave maliyetler

TMO’nun yeniden yapılandırılması kapsamında lisanslı depoculuğun


gelişiminin sağlanmasını amaçlayan avans ve fiyat garantisi politikalarının çiftçi
açısından getireceği kazançlara dördüncü bölümde avans ödemesi ve fiyat garantisi
başlıkları altında yer verilmektedir. Bununla birlikte, hasat döneminde fiyatların
düşük gerçekleştiği ve hasat sonrasında fiyatların önceden belirlenen taban fiyat

218
Kalkınma Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığı, Yayımlanmamış Çalışmalar, 2016.
219
Hazine Müsteşarlığı. Kamu Sermayeli Kuruluş ve İşletmeler İstatistikleri. 18 Ocak 2017.
<https://www.hazine.gov.tr/tr-TR/Istatistik-Sunum-Sayfasi?mid=60&cid=14&nm=34>

128

128
seviyesinin çok altında kaldığı durumlarda yapılacak elektronik ürün senedi alım
satımı politikasının getireceği maliyet veya kazanca ilişkin bir hesaplama
yapılmamıştır. Söz konusu politika önerisine ilişkin hesaplama yapılmamasının
nedeni, bu politikanın uygulanmasının çok istisnai bir durumda gerçekleşecek olması
ve getireceği maliyet veya kazancın müdahalenin ne boyutta yapılacağının şimdiden
kestirilememesinden kaynaklanmaktadır. Bu itibarla, aşağıda elektronik ürün senedi
alım satımından kaynaklanan maliyet veya kazanç hariç diğer önerilerin TMO ve
dolayısıyla kamu açısından sonuçları belli varsayımlar dâhilinde ortaya konulacaktır.

Ne kadar üreticinin lisanslı depoculuğu kullanacağı, kullananların ürettikleri


ürün miktarının ne kadarını depolara bırakacağı, ne kadarını tüccara satacağı ve hasat
döneminde ürün değerinin ne kadarı üzerinden borçlanacağının tahmin edilmesi
oldukça güçtür. Bu nedenlerle politika önerilerinin etkileri kamu maliyesi açısından
“Depolama Sonrası Olası Çiftçi Kazanç Durumu” başlığı altında açıklanan
varsayımlara ilave olarak aşağıda bir takım yeni varsayımlar dâhilinde analiz
edilmeye çalışılmıştır.

Hesaplamalar yapılırken TÜİK 2012 yılı Türkiye aylık buğday fiyatları


kullanılmış ve üreticinin ürününü ortalama 6 ay depoladığı varsayılmıştır. 2012
yılının seçilmesinde ana etken bu yılın fiyat kazancı açısından iyi bir örnek teşkil
etmesidir. Ayrıca politikaların kamuya yükleyebileceği tüm maliyetlerin
hesaplanmasında ülke geneline ilişkin makro veriler kullanılmıştır.

Avans ve fiyat garantisi politikalarının kamuya muhtemel maliyeti Tablo


5.4’te hesaplamalar yapılarak gösterilmiştir. Verilen avans geri alınacağı için avans
politikası nedeniyle kamu temel olarak faiz maliyetine katlanacaktır. Bu maliyeti
hesaplamak için Hazine Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) faizi kullanılmıştır.
2012 yılında Türkiye’de yaklaşık 14.494.543 ton buğday tüketimi
gerçekleştirilmiştir. Avans politikasının kamuya muhtemel maliyeti, 2012 yılında
Türkiye hasat dönemi buğday fiyatının 590 TL/Ton ve Hazine yıllık DİBS faiz
oranının yüzde 8,8220 olduğu dikkate alınarak toplam tüketim miktarının yüzde

220
Kalkınma Bakanlığı. Temel Ekonomik Hesaplar. 5 Ocak 2017.
<http://www.kalkinma.gov.tr/Pages/TemelEkonomikGostergeler.aspx>

129

129
75’inin lisanslı depolarda depolanması ve bunun üzerinden yüzde 50 avans verilmesi
varsayımıyla yapılmıştır.

Tablo 5.4. Avans ve Fiyat Garantisi Politika Maliyetleri (2012 Yılı)


Avans Politikası Avans Politikası Fiyat Garantisi Fiyat Garantisi Politikası
Maliyet Hesabı Politikası Maliyet Hesabı

Avans Ödemesine Baz 0,75×14.495 Fiyat Garantisi 0,75×14.495


Teşkil Edecek Ürün Ödemesine Baz Teşkil
=10.871 =10.871
Miktarı (Bin Ton) Edecek Ürün Miktarı
(Bin Ton)

Avans Ödemesine Baz 10.871×590×0,50 Fiyat Garantisi 10.871×(660-647)


Teşkil Edecek Ürün Ödemesi (Bin TL)
=3.206.945 =141.323
Değeri (Bin TL)

Avans Ödemesi Maliyeti 3.206.945×0,088×6/12 Taban Fiyat 10.871×660×0,10


(Faiz Maliyeti) (Bin TL) Seviyesinde Ürün
=141.105 =717.486
Değerinin Yüzde 10’u
(Ödemeye İlişkin Üst 141.323<717.486

Sınır) (Bin TL)

Fiyat garantisi politikasının kamuya getireceği maliyet yukarıdaki


varsayımlar temelinde, 2012/13 piyasa döneminde 660 TL/Ton olan TMO ortalama
alım fiyatı ve hasat sonrası 10 ayda ortalama 647 TL/Ton olan buğday fiyatı
üzerinden hesaplanmıştır. Daha önce bu politika önerisi açıklanırken fiyat kazancı
kapsamında yapılacak ödemenin taban fiyat seviyesinin yüzde 10’unu aşamayacağı
belirtilmişti. Tablo 5.4’te yer alan hesaplamalardan fiyat kazancı kapsamında
ödenecek tutarın azami ödeme miktarını aşmadığı görülmektedir.

Daha önce belirtildiği gibi görev zararlarının lisanslı depoculuk sistemi


dâhilinde getirilen politika önerileri doğrultusunda önemli ölçüde azalacak olması
dolayısıyla politika önerilerinin kamuya ilave bir maliyet getirmeyeceği aksine
maliyet düşüşü sağlayabileceği değerlendirilmektedir. Nitekim 2012 yılında buğday
ürününden kaynaklanan görev zararı tutarı yaklaşık 414 milyon TL olarak tahakkuk
etmiştir.221 2012 yılında politika önerilerinden kaynaklanan tutarın 141.105 bin TL’si
avans tutarı ve 141.323 bin TL’si fiyat garantisi ödemesi olmak üzere toplam
282.428 bin TL olduğu dikkate alındığında söz konusu politika önerileriyle kamunun
221
Kalkınma Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığı, Yayımlanmamış Çalışmalar, 2016.

130

130
maliyeti azalabilecektir. Ayrıca bir sonraki bölümde açıklanacağı üzere TMO-TOBB
LİDAŞ faaliyetleri sonucunda kamu ilave gelir de elde edebilecektir.

Bununla birlikte, kalite farkı ve piyasa şartlarındaki farklılıklar nedeniyle


fiyat kazancı bölge ve işletme bazında değişebilecektir. Tablo 5.2 ve Tablo 5.3’te yer
alan göstergeler bu duruma örnek teşkil etmektedir. Tablolardan da görüleceği üzere
Orta Anadolu bölgesinde Batı Marmara bölgesine göre fiyat garantisi kapsamında
yapılacak ödemeler daha fazla aya yayılmıştır. Ayrıca, Batı Anadolu bölgesinde
sadece bir ayda fiyat garantisi kapsamında ödeme ortaya çıkmaktadır. Bu durum söz
konusu politikanın kamu açısından getireceği maliyetlerin farklılaşmasına neden
olabilecektir. Ancak bu politika kapsamında yapılacak ödemeler, fiyat düşüşleri çok
sık görülmediğinden süreklilik arz etmeyecektir.

5.3.2.3. Sistemin sağlayacağı ilave gelir

Lisanslı depoculuk kapsamında getirilen politika önerilerinin mevcut


durumdaki müdahale politikalarından kaynaklı kamunun katlandığı maliyetleri
düşürebilecek olmasının yanı sıra ilave bir gelir kalemi oluşturması da
öngörülmektedir. TMO tüm depolarını mevcut durumda ortağı olduğu TMO-TOBB
LİDAŞ’a devrederek bu Şirketten elde edilen kazancı artırabilecektir. Bu durumda
Hazine bu şirketten kazanç elde edebilecektir. TMO’nun mevcut durumda 1,8
milyon tonu lisanslı depoculuğa uygun olana 4,3 milyon ton depolama kapasitesi
bulunmaktadır. TMO-TOBB LİDAŞ’ın mevcut 90 bin tonluk kapasitesiyle birlikte
lisanslı depoculuğa tamamıyla uygun olan depoların dışında modernize edilerek
lisanslı depoculuğa uygun olabileceklerin modernize edilmesi ve lisanslı depoculuğa
uygun olmayan depoların yerine yenilerinin yapılması durumunda söz konusu Şirket
4.390 bin tonluk lisanslı depo kapasitesine ulaşabilecektir. Önceki bölümlerde
çiftçinin katlanacağı maliyetler hesaplanırken depo kirası aylık 6 TL/Ton, boşaltma
ve yükleme ücretleri 3’er TL/Ton ve tartım ücreti 3,5 TL/Ton olarak alınmıştır.
Bununla birlikte, ürünün depolanması ve depodan çekilmesi aşamalarında olmak
üzere iki defa alındığı düşünüldüğünde tartım ücreti ton başına 7 TL olmaktadır. Bu
kapsamda, şirketin yükleme, boşaltma ve tartımdan kaynaklı geliri toplamda 13
TL/Ton olmaktadır. Şirketin gelir tahmini bu tutarlar üzerinden yapılmıştır.

131

131
Yükleme, boşaltma ve tartımdan kaynaklı gelir hesaplanırken ürün sirkülasyonu göz
ardı edilmiştir. Lisanslı depoculuk faaliyetleri sonucunda şirketin yüzde 30 oranında
kâr edebileceği varsayılmıştır.

Tablo 5.5. Lisanslı Depoların Kapasite Kullanım Oranı Simülasyonu


Lisanslı Depo Aylık Stok Miktarı
Aylar Doluluk Oranı (Yüzde)
(Bin Ton)
Haziran 3.300 30
Temmuz 8.800 80
Ağustos 11.000 100
Eylül 9.900 90
Ekim 8.800 80
Kasım 7.700 70
Aralık 6.600 60
Ocak 5.500 50
Şubat 4.400 40
Mart 3.300 30
Nisan 2.200 20
Mayıs 1.100 10
12 Aylık Ortalama 6.050 55

Hesaplamalar yapılırken Türkiye’deki depoların toplamının yıllık ortalama


doluluk oranının (kapasite kullanım oranının) belirlenmesi gerekmektedir.
Türkiye’de yaklaşık olarak 11 milyon ton ürünün lisanslı depolarda depolanacağı
varsayımıyla Tablo 5.5’teki stok miktar ve doluluk oranları, Türkiye’de lisanslı
depoların kapasite kullanım oranının yıllık ortalama yüzde 55 gibi bir orana sahip
olması halinde, makul bir buğday stok devrinin mümkün olabileceği sonucunu ortaya
koymaktadır. Bu itibarla lisanslı depoculuk sisteminden elde edilecek gelir tahmini,
12 aylık ortalama yüzde 55 kapasite kullanım oranı üzerinden yapılmıştır.

Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde TMO-TOBB LİDAŞ’ın elde


edebileceği gelir Tablo 5.6’da gösterilmektedir.

Tablo 5.6. TMO-TOBB LİDAŞ Kâr Öngörüsü (2012 Yılı)


Hesaplama Kalemleri TMO-TOBB LİDAŞ Gelir Hesabı
Kira Gelirine Baz Teşkil Edecek Ürün Miktarı (Bin Ton) 4.390×12×0,55=28.974
Kira Geliri (Bin TL) 6×28.974=173.844
Yükleme, Boşaltma ve Tartımdan Kaynaklı Gelir (Bin TL) 13×4.390=57.070
Toplam Gelir (Bin TL) 173.844+57.070=230.914
Şirketin Net kazancı (Bin TL) 230.914×0,30=69.274
Kurumlar Vergisi (Bin TL) 69.274×0,20= 13.854
Dağıtılabilir kâr* 69.274-13.854=55.419
*Kanuni ve diğer yedek akçeler ihmal edilmiştir.

132

132
Şirket vergi sonrası elde edeceği kârdan, kanuni ve diğer yedek akçeleri
ayırdıktan sonra temettü dağıtabilecektir. Böylece ilgili kamu kuruluşu yüzde 50 pay
sahibi olduğu söz konusu Şirketten kâr payı elde edebilecektir.

5.3.3. Kamu maliyesi açısından sonuçları

5.3.3.1. Mevcut teşviklerin etkisi

Belirli bir lisanslı depo kapasitesi ve doluluk oranına erişildiği ve mevcut


teşviklerin bu şartlarda sürdürüldüğü durumda sunulan teşviklerin mali etkileri
yukarıda yer alan varsayımlar ve aşağıdaki bilgiler dâhilinde incelenecektir.

TMO-TOBB LİDAŞ 2014 yılı faaliyet raporuna göre ortalamada 32 ton için
bir ürün senedi düzenlendiği görülmektedir. Damga vergisi düzenlenen ürün senedini
imza edenlerden alınmaktadır. Bu durumda ürün senedini imza eden ürün sahibi ve
lisanslı depo şirketi bu vergiden istisna edilmişlerdir. 2012 yılında damga vergisi
makbuz senetleri için 12,15 TL olarak belirlenmiştir. Devlet, lisanslı depo
işleticilerinin yükleme, boşaltma ve tartım faaliyetlerinin yanında yetkili
sınıflandırıcıların analiz işlemleri üzerinden de KDV elde edebilecektir. 1,66 TL/Ton
olan analiz ücretinin ürünün depoya giriş ve çıkış aşamalarında iki defa tahsil
edildiği dikkate alındığında analiz ücreti toplamda ton başına 3,32 TL olmaktadır. Bu
kapsamda yükleme, boşaltma, tartım ve analiz ücretleri toplamda 16,32 TL/Ton
tutarında olmaktadır. Gerekli yatırımların tamamlandığı varsayılmış ve yatırımlar
kapsamında yapılan yardım tutarları (gümrük vergisi muafiyeti, KDV istisnası, vergi
indirimi, sigorta primi işveren hissesi desteği, yatırım yeri tahsisi ve faiz desteği
gibi) nedeniyle işletme sahibinin elde edeceği kazançlar ihmal edilmiştir.

Bu bilgiler doğrultusunda buğday için sağlanan teşviklerin mali etkileri


kalemler itibarıyla Tablo 5.7’de gösterilmiştir.

133

133
Tablo 5.7. Mevcut Teşviklerin Kamu Maliyesine Muhtemel Etkileri (2012 Yılı)
(Bin TL)
VAZGEÇİLEN KAMU GELİRİ
(a) Yüzde 2 Gelir Vergisi Stopajı İstisnası 10.871×647×0,02=140.670
(b) Değer Artış Kazancından Kaynaklı Yüzde 20 Gelir Vergisi
İstisnası 10.871×(647-590)×0,20=123.929
(c) Damga Vergisi İstisnası 10.871/32×12×12,15×2=8.255
(a+b+c) TOPLAM 272.854
KAMU HARCAMASI
(d) Kira Desteği Tutarı (-) 10.871×12×0,53×3=207.418
(d) Toplam 207.418
KAMU GELİRİ
(e) Lisanslı Depo Şirketlerinin Faaliyetlerinden Elde Edilmesi
Muhtemel Kurumlar Vergisi 34.308
(1) Kira Geliri 6×10.871×0,55×12=430.491
(2) Yükleme, Boşaltma ve Tartımdan Kaynaklı Gelir 13×10.871=141.323
(3) Toplam Gelir 430.491+141.323=571.814
(4) Net Kazanç 571.814×0,30=171.544
(5) Kurumlar Vergisi 171.544×0,20= 34.308
(f) Lisanslı Depoculuk Faaliyetlerinden Elde Edilmesi Muhtemel
KDV 109.422
(1)Kira Gelirinden Elde Edilecek KDV 430.491×0,18=77.488
(2)Yükleme, Boşaltma, Tartım ve Analizden Kaynaklı KDV 10.871×16,32×0,18=31.934
(3)Toplam KDV 77.488+31.934= 109.422
(g) Ürünün Depodan Çekilmesi Sırasında Elde Edilecek Yüzde 1
KDV 10.871×647×0,01= 70.335
(e+f+g) TOPLAM 214.065

5.3.3.2. Politika önerileri ve toplam etki

Mevcut teşviklerden ayrı olarak çalışma kapsamında önerilen politika


önerilerinin kamuya olası etkisi maliyet ve kazanç olarak iki unsurdan oluşmaktadır.
Politika önerileri nedeniyle kamu avans ödemesi ve fiyat desteği nedeniyle maliyete
katlanabilecektir. Politika önerileri kapsamında elde edilebilecek ilave kamu geliri
ise TMO-TOBB LİDAŞ’ın faaliyetleri sonucunda elde edilecek kârdan oluşmaktadır.
TMO-TOBB LİDAŞ’ın elde ettiği kârın yarısı kamunun ortaklığı nedeniyle ilgili
kamu kuruluşunun olacaktır. Bu tutar kamu açısından 27.709 bin TL olarak
hesaplanmıştır.

Lisanslı depoculuk sisteminin geliştiği, geçici bir süre için getirilen gelir
vergisi istisnaları ve kira yardımı desteğinin sona erdiği, gerekli yatırımların
tamamlandığı ve yatırımlar kapsamında yapılan yardım tutarları nedeniyle işletme
sahibinin elde edeceği kazançların sıfırlandığı ve avans ödemesi ile fiyat garantisi
teşviklerinin bulunduğu durumda kamu açısından ortaya çıkacak muhtemel etkiye
Tablo 5.8’de yer verilmiştir.

134

134
Tablo 5.8. Lisanslı Depoculuk Sisteminin Kamu Maliyesine Toplam Etkisi (2012
Yılı)
(Bin TL)
Hesaplama Kalemleri
Yüzde 2 Gelir Vergisi Stopajı (+) 140.670
Ürünün Depodan Çekilmesi Sırasında Elde Edilecek Yüzde 1 KDV (+) 70.335
Değer Artış Kazancından Kaynaklı Yüzde 20 Gelir Vergisi (+) 123.929
Lisanslı Depo Şirketlerinin Faaliyetlerinden Elde Edilmesi Muhtemel 34.308
Kurumlar Vergisi (+)
Lisanslı Depoculuk Faaliyetlerinden Elde Edilmesi Muhtemel KDV (+) 109.422
TMO-TOBB LİDAŞ kâr payı (+) 27.709
Avans ödemesi maliyeti (-) 141.105
Fiyat garantisi ödemesi (-) 141.323
TOPLAM 223.945

Sonuç olarak, Türkiye 2012 yılı buğday tüketim miktarı ve fiyat düzeyleri
dikkate alınarak yapılan hesaplamalardan da anlaşılacağı üzere lisanslı depoculuğun
geliştiği durumda politika önerileri kapsamında kamunun katlanacağı maliyet
karşılanabilecek ve kamu ilave gelir elde edebilecektir. Bunlarla birlikte politika
önerileri kapsamında görev zararı ödemelerinin azalacak olması ve TMO’nun depo
yatırımlarının sona erecek olması da kamu harcamalarının azalmasını sağlayacaktır.

5.3.3.3. Duyarlılık analizi

Lisanslı depoculuk sisteminin kamu maliyesine toplam etkisi hesaplanırken


kullanılan değişkenlerin etkisini daha net bir şekilde görebilmek amacıyla
değişkenlere ilişkin duyarlılık analizi yapılmıştır. Duyarlılık analizinde hesaplama
kalemlerini etkileyen her bir değişkenin yüzde 1 oranında daha yüksek gerçekleşmesi
durumundaki etki hesaplanmış ve Tablo 5.9’da hesaplama sonuçlarına yer
verilmiştir.

135

135
Tablo 5.9. Hesaplamada Kullanılan Değişkenlerin Duyarlılık Analizi

(Bin TL)
Hasat Kira ve Avans
Depolanan Sonrası yükleme, Hasat Oranı
Ürün Ortalama boşaltma Dönemi Taban /DİBS Faiz
Miktarında Fiyatta % 1 giderlerinde Kapasitede Fiyatında Fiyatta %1 Oranında
%1 Artış Artış % 1 Artış % 1 Artış % 1 Artış Artış % 1 Artış
Mevcut Olması Olması Olması Olması Olması Olması Olması
Duruda Durumunda Fark Durumunda Fark Durumunda Fark Durumunda Fark Durumunda Fark Durumunda Fark Durumunda Fark
Etki (a) Etki (b) (b-a) Etki (c) (c-a) Etki (d) (d-a) Etki (e) (e-a) Etki (f) (f-a) Etki (g) (g-a) Etki (h) (h-a)
Gelir Vergisi Stopajı
(+) 140.671 142.077 1.407 142.077 1.407 140.671 - 140.671 - 140.671 - 140.671 - 140.671 -
Yüzde 1 KDV (+)*
70.335 71.039 703 71.039 703 70.335 - 70.335 - 70.335 - 70.335 - 70.335 -
Gelir Vergisi (+)**
123.929 125.169 1.239 137.996 14.067 123.929 - 123.929 - 111.102 -12.828 123.929 - 123.929 -

136
Kurumlar Vergisi
(+)*** 34.309 35.453 1.144 34.309 - 35.453 1.144 35.170 861 34.309 - 34.309 - 34.309 -
KDV (+)****
109.423 110.517 1.094 109.423 - 110.452 1.029 110.198 775 109.423 - 109.423 - 109.423 -
TMO-TOBB LİDAŞ
kâr payı (+) 27.710 27.710 - 27.710 - 27.987 277 27.987 277 27.710 - 27.710 - 27.710 -
Avans ödemesi maliyeti
(-) 141.106 142.517 1.411 141.106 - 141.106 - 141.106 - 142.517 1.411 141.106 - 142.517 1.411
Fiyat garantisi ödemesi
(-) 141.323 142.736 1.413 70.988 -70.335 141.323 - 141.323 - 141.323 - 213.072 71.749 141.323 -

KAMUYA NET ETKİ 223.949 226.712 2.763 310.461 86.513 226.399 2.450 225.862 1.913 209.710 -14.239 152.200 -71.749 222.538 -1.411
* Ürünün depodan çekilmesi sırasında elde edilecek yüzde 1 KDV’yi ifade etmektedir.
** Değer artış kazancından kaynaklı yüzde 20 gelir vergisini ifade etmektedir.
*** Lisanslı depo şirketlerinin faaliyetlerinden elde edilmesi muhtemel kurumlar vergisini ifade etmektedir.
**** Lisanslı depoculuk faaliyetlerinden elde edilmesi muhtemel KDV’yi ifade etmektedir.

136
Tablo incelendiğinde, depolanan ürün miktarında yüzde 1 artış olması
durumunda kamu açısından gider unsuru olan avans ve fiyat garantisi ödemeleri
artmakla birlikte kamu açısından gelir getiren diğer hesaplama kalemlerinde daha
yüksek artış gerçekleşmesi sonucunda kamu üzerindeki net olumlu etkinin arttığı
görülmektedir. Hasat sonrası ortalama fiyatta yüzde 1 artış olması durumunda kamu
üzerindeki net olumlu etki özellikle fiyat garantisi ödemesinin önemli ölçüde
azalması nedeniyle artmaktadır. Lisanslı depoların kapasite kullanım oranının yüzde
1 daha yüksek gerçekleşmesi durumunda kamu üzerindeki net olumlu etki mevcut
duruma göre artarken, hasat dönemi buğday fiyatlarının yüzde 1 daha yüksek
gerçekleşmesi durumunda net olumlu etki azalmaktadır. Taban fiyat seviyesinin
yüzde 1 daha yüksek belirlenmesi durumunda fiyat garantisi ödemesi kapsamında
yapılan ödemeler mevcut duruma göre önemli ölçüde artmakta, bunun sonucunda
kamu üzerindeki net olumlu etki azalmaktadır. Avans oranı ve DİBS faiz oranının
yüzde 1 daha yüksek gerçekleşmesi durumunda kamu açısından bir gider kalemi olan
avans ödemesinden kaynaklı maliyet artmakta ve kamu maliyesi olumsuz
etkilenmektedir.

Duyarlılık analizi sonuçları incelendiğinde hesaplama kalemleri üzerinde en


duyarlı değişkenin fiyat değişkeni olduğu görülmektedir. Nitekim hasat sonrası
ortalama fiyat, taban fiyat seviyesi ve hasat dönemi fiyatındaki yüzde 1’lik artış
kamu açısından kazancı önemli ölçüde değiştirmektedir. Bununla birlikte, fiyat
değişkeni esas itibarıyla fiyat garantisi ödemesini değiştirmektedir. Bu nedenle
yapılan duyarlılık analizi sonuçları dikkate alındığında fiyat garantisi politikasının
kamuya maliyeti hasat sonrası ortalama fiyat seviyesi ve belirlenecek taban fiyat
seviyesine bağlı olarak büyük değişiklik gösterebilecektir.

137

137
SONUÇ VE DEĞERLENDİRME

Türkiye’de tarımsal aktiviteler arasında buğday tarımı önemli bir yer


tutmakla birlikte diğer ülkelerle kıyaslandığında buğdayın verim düzeyinin düşük ve
üretim maliyetinin yüksek olduğu görülmektedir. Nitekim ABD’nin AB (28)’e göre
maliyet, AB (28)’in ABD’ye göre verimlilik avantajı bulunmakla birlikte Türkiye her
iki göstergede de dezavantajlı durumdadır. 2007/2014 dönemi dikkate alındığında
Türkiye’de girdi fiyatlarının ürün fiyatlarının üzerinde bir artış sergilediği de
anlaşılmaktadır. Bu husus buğday fiyat artışlarının girdi maliyetlerini karşılamakta
yetersiz kaldığını göstermektedir. Ayrıca depolama ve finansman imkânına sahip
olmamaları nedeniyle üreticilerin büyük bir çoğunluğu hasat dönemlerinde
ürünlerini, hasat sonrasında oluşması muhtemel fiyat artışları yerine daha düşük olan
hasat dönemi fiyatlarından satmak zorunda kalmakta ve daha düşük gelir elde
etmektedir.

Ülkemizde çiftçi gelirlerinin bu gibi nedenlerle düşük gerçekleşmesinin


önüne geçebilmek amacıyla çeşitli destekleme politikaları uygulanmaktadır.
Tarımsal destekleme araçları geniş uygulama alanına sahip olmaları nedeniyle ciddi
bir maliyet oluşturmasına rağmen yine de yeterli görülmeyip çiftçiyi destekleme
amacıyla TMO aracılığıyla müdahale alımları da yapılmaktadır. Müdahale
alımlarıyla üreticilere sağlanan koruma bütçe kısıtları dâhilinde gerçekleştirilmekte
ve oluşan görev zararı ödemeleri kamu açısından ciddi maliyetlere neden
olabilmektedir. Ancak müdahale alımlarına, üreticilerin depolama ve finansmana
erişim imkânlarının yetersizliğine bağlı olarak ortaya çıkan düşük arz esnekliğinin
artırılması durumunda gerek kalmayacaktır. Yeterli depolama ve finansman imkânı,
üreticilerin arz esnekliğini artırarak hasat sonrası fiyat yükselişlerinden
yararlanmasını sağlayabilecektir.

Mevcut durumda uygulanmakta olan gerek müdahale alımları gerekse diğer


destekleme araçları bazı önemli etkilere sahip olmakla birlikte sürdürülebilir çiftçi
refahına ve sektörün sorunlarına çözüm bulma konusunda yetersiz kalmaktadır. Bu
nedenle piyasa sistemiyle uyumlu çiftçilerin refahını artıracak daha yapısal bir
politika setine ihtiyaç bulunmaktadır.

138

138
Uzun yıllardan beri ABD’de uygulanan ve piyasa sisteminin etkin bir şekilde
işlemesine katkı sunan lisanslı depoculuk sistemi son yıllarda birçok ülkede yapısal
çözümler getirmesi dolayısıyla bir politika seçeneği olarak uygulanmaktadır. Tarım
ürünleri ticaretinin müdahale olmaksızın serbest piyasa koşullarında tesisini sağlayan
ve tarım politikalarına entegre bir lisanslı depoculuk sistemi Türkiye açısından da
sürdürülebilir çiftçi refahının sağlanmasında ön plana çıkmaktadır.

Türkiye’de 2005 yılında Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanununun


yürürlüğe girmesi sonrasında lisanslı depoculuğun yerleşmesi için geniş teşvik
uygulamaları sunulmasına rağmen lisanslı depoculuk sistemi beklenen gelişmeyi
gösterememiştir. Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten bu yana sistemin işler hale
gelmesi için yeterli lisanslı depo işletmesi faaliyete geçmediği gibi sisteme öncülük
etmesi amacıyla kamunun öncülüğünde kurulan TMO-TOBB LİDAŞ’ın faaliyet
sonuçlarından da görüleceği üzere sisteme olan ilgi düşük düzeylerde kalmıştır. Buna
paralel olarak ulusal piyasada depolama ve elektronik ortamda ürün senedi alım
satımına imkân verecek sistem de henüz geliştirilememiştir.

Lisanslı depoculuk sistemine sağlanan teşvik uygulamalarına rağmen henüz


gelişememesinin birtakım nedenleri bulunmaktadır. Gerek uygulama sonuçlarından
gerekse Türkiye genelinde farklı coğrafi bölge ve farklı üretim hacminde faaliyet
gösteren üreticilerle yapılan anket sonuçlarından yararlanarak bu nedenler şu şekilde
analiz edilebilir:

- Çiftçilerle yapılan anket çalışmasından ankete katılan çiftçilerin yüzde


30’unun lisanslı depoculuk hakkında yeterli bilgiye sahip bulunmadığı
anlaşılmaktadır. Ürününü tüccara satan çiftçilerde ise bu oran yüzde 38’ler
seviyesine çıkmaktadır. Yine anketlerden, katılımcıların yüzde 9’unun lisanslı
depoculuğa yeterince güvenmediği anlaşılmaktadır. Ürününü TMO’ya satan
çiftçilerin lisanslı depoculuğa yeterince güvenmeme oranı yüzde 15 oranında
gerçekleşmiştir.
- Ankete katılan çiftçilerin yüzde 18,3’lük bir bölümü üretim bölgesinde
herhangi bir lisanslı depo şirketinin bulunmaması nedeniyle lisanslı depoculuğu
kullanmadığını bildirmiştir. Lisans alıp faaliyette bulunan lisanslı depo şirketlerinin

139

139
kapasitesinin lisanslı depoculuk sisteminin işler hale gelmesi açısından yetersizliği
bu sonucu desteklemektedir.
- Mevcut durumda çeşitli teşvikler bulunmasına rağmen ankete katılan
çiftçiler yüzde 15,1’lik oranla verilen teşvikleri yetersiz bulmuşlardır. Lisanslı depo
doluluk oranlarının istenilen düzeylerde olmaması bu durumla örtüşmektedir.
Dolayısıyla bu kadar çok teşvik olmasına rağmen sistemin gelişmemesi bu
teşviklerin etkili teşvikler olmadığı sonucunu doğurmaktadır. Bu nedenle çiftçiyi
lisanslı depoya çekecek daha farklı teşvik politikaları uygulanması ihtiyacı
bulunmaktadır.
- Çiftçilerin lisanslı depoculuğu kullanmamalarına ilişkin diğer nedenler
hasat dönemlerinde yaşadıkları finansman ihtiyacı ile ilişkili görülmektedir. Ankette
çiftçilerin yüzde 10,6’sı kredi faizlerinin yeterince düşük olmadığı, yüzde 8’i ürünün
fiyatında yaşanabilecek düşme riski, yüzde 7,2’si ise ürün bedelini hemen
alamamaları nedeniyle lisanslı depoculuğu kullanmadığını bildirmişlerdir. Söz
konusu bilgiler, çiftçilerin finansman sorunu ve ürün fiyatlarının düşme riskinden
etkilendiklerini göstermektedir. Ayrıca uygulama sonuçları incelendiğinde, fındıkta
lisanslı depoculuğun başarısız olma nedenleri arasında finansman imkânına erişim ve
fiyat düşüşü riskinin etkili olduğu da anlaşılmaktadır. Çalışmada yapılan analiz
sonuçları da üreticinin finansman ihtiyacı ve fiyat riskinden kaynaklı çekincelerini
doğrulamaktadır. Nitekim bazı dönemlerde hasat sonrası ürün fiyatlarında önemli
düşüşler yaşandığı görülmüştür. Lisanslı depoculuk sistemini kullanan üreticilerin
finansman ihtiyacı nedeniyle borçlanması durumunda üretici açısından finansman
maliyeti hariç kârlı olan bazı dönemlerin finansman maliyeti nedeniyle kayıpla
sonuçlanabileceği tespit edilmiştir. Bununla birlikte, Türkiye’de üretim ölçeğinin
düşüklüğü, sistemin kullanılması durumunda finansman ihtiyacını ve üreticinin fiyat
düzeyine karşı duyarlılığını daha belirgin hale getirmektedir. Küçük ölçekte üretim
yapan üreticilerin depoya koyacak miktarda mamulü olmadığından depo maliyetine
katlanacak gücü bulunmamaktadır. Bu kapsamda, bu faktörlerin birlikte düşünülmesi
ve bu doğrultuda politikalar belirlenmesi sistemin işler hale gelmesi açısından önem
arz etmektedir.
- TMO, TMO-TOBB LİDAŞ’ın lisanslı depoculuk faaliyeti yaptığı
bölgelerde hasat döneminde alım yapmamakta, sonrasında ise daha önce açıklanan

140

140
müdahale alım fiyatından lisanslı depolar üzerinden alım yapmaktadır. TMO-TOBB
LİDAŞ faaliyet sonuçlarına göre Şirket depolarında depolanan ürünlerin önemli bir
bölümü depolama sonrasında TMO’ya satılmıştır. Bu yönüyle ülkemizde mevcut
yapı çerçevesinde gerçekleştirilen bir lisanslı depoculuk sistemi uygulamasının,
temel amacı yerine mevcut durumda hasat döneminde TMO’ya yapılan satışların
hasat sonrasına ötelenmesine hizmet ettiği anlaşılmıştır. Bu durum etkin bir lisanslı
depoculuk sisteminin uygulanabilmesi için mevcut uygulamaların gözden
geçirilmesinin önemini ortaya koymaktadır.
- 18/1/2017 tarihi itibarıyla 9 ticaret borsası elektronik ürün senedi alım
satımı yapmakla yetkilendirilmiş ancak henüz bölgesel, ulusal ve/veya uluslararası
çapta ürün ihtisas borsası tesis edilememiştir. Ürün senetlerinin bölgesel, ulusal
ve/veya uluslararası ürün ihtisas borsalarında işlem görmesi ve vadeli işlemlere konu
olabilmesi, sistemin işler hale gelmesi açısından önem arz etmektedir.

Lisanslı depoculuk sisteminin gelişmesi için sistemin, ABD’de olduğu gibi


tarım politikalarına entegre bir sistem olarak yapılandırılması ihtiyacı bulunmaktadır.
Bunun için öncelikle TMO’nun yeniden yapılandırılarak müdahale alımlarından
vazgeçilmesi ve üreticinin ürününü satabileceği minimum fiyatın lisanslı depoculuk
sistemine göre uyarlanmış bütüncül bir politikayla belirlenmesi önem arz etmektedir.
Çünkü müdahale alımları, hasat dönemlerinde ürün fiyatlarının olması gerektiği
kadar düşmemesi sonucunu doğurabilmektedir. Bu durum lisanslı depoculuğun
üretici açısından kârlılığını düşürebilmekte ve üreticilerin lisanslı depoculuk yerine
TMO’ya satışı tercih etmelerine neden olabilmektedir. Ayrıca TMO’nun müdahale
alımı yapmayacak olması ve dolayısıyla piyasa fiyatlarına müdahale edilmemesi
sonucunda fiyatlar tamamen piyasa koşullarına göre belirlenebilecektir.

Bununla birlikte, serbest piyasa koşullarında işleyen bir lisanslı depoculuk


sistemi için üreticinin hasat döneminde ihtiyaç duyduğu finansman ve fiyat riskinden
kaynaklı tereddütlerin giderilmesi önem arz etmektedir. Nitekim anket sonuçlarına
göre çiftçinin ürününü depoya bırakmak için 1. tercih olarak seçtiği teşvikler
arasında ilk sıradaki yüzde 69,5 oranıyla fiyat garantisinden sonra ikinci sırada yüzde
9,7’yle ucuz kredi imkânı üçüncü sırada ise yüzde 7,2’yle avans ödemesi
sıralanmıştır.

141

141
Çalışma kapsamında, lisanslı depoculuk sistemini çiftçi açısından cazip
hale getirmek ve hasat döneminde olası finansman ihtiyaçlarını gidermek
amacıyla ilk olarak avans politikası önerilmiştir. Bu kapsamda verilen avansla
üreticinin katlanabileceği faiz maliyeti makul seviyelere gerilemektedir.

İkinci olarak, çiftçiler açısından olası fiyat risklerini bertaraf etmek


amacıyla fiyat garantisi politika aracı olarak önerilmiştir. Bu kapsamda,
üreticilerin lisanslı depolarda depoladıkları ürünleri hasat sonrasında sattıkları
dönemlerde, fiyatların TMO tarafından belirlenen taban fiyat niteliği arz eden
referans fiyat seviyesinin altına düşmesi durumunda, satış fiyatıyla referans fiyat
seviyesi arasındaki farkın TMO tarafından karşılanması öngörülmektedir. Fiyat
garantisi politikasıyla fiyat düşüşünden kaynaklanabilecek riskler giderildiği gibi
üreticinin elde edebileceği taban fiyat seviyesi belirlenmiş olmaktadır. Bununla
birlikte hasat döneminde fiyatların düşük gerçekleştiği ve hasat sonrasında
fiyatların belirlenen taban fiyat seviyesinin çok altında kaldığı durumlarda
elektronik ürün senedi alım satımı yoluyla piyasaya müdahale edilebilecektir.
Piyasa fiyatlarında aşırı düşüşlerin yaşanması ihtimalinin önüne geçebilmek
amacıyla uygulanması öngörülen bu politika önerisi lisanslı depoculuğun geliştiği
durumda çok istisnai bir uygulama olacaktır.

Üçüncü olarak, TMO’nun depoculuk faaliyetlerinin ve mevcut müdahale


alımlarının sona erdirilmesi ve hububat alanında düzenleyici ve denetleyici bir
kuruluşa dönüştürülmesi öngörülmektedir. Bu kapsamda TMO’nun mevcut
depolarını ayni sermaye olarak TMO-TOBB LİDAŞ’a devretmesi ve Şirketin diğer
ortaklarının da nakdi sermayeyle paylarını artırması suretiyle TMO-TOBB LİDAŞ
sermayesinin artırılması öngörülmektedir. Elde edilen nakdi sermayeyle TMO’nun
Şirkete devrettiği ve lisanslı depoculuğa tamamıyla uygun olan depoların dışında
modernize edilerek lisanslı depoculuğa uygun olabileceklerin modernize edilmesi ve
lisanslı depoculuğa uygun olmayan depoların yerine yenilerinin yapılması
sağlanabilecektir. Böylece Şirketin lisanslı depo kapasitesi artırılarak bir yandan
lisanslı depolarıyla sistemin gelişimine katkı sağlaması diğer yandan ise kamu payı
dolayısıyla kamunun Şirketten kazanç elde etmesi amaçlanmaktadır.

142

142
Bu politikaların uygulanmasının ilk olarak bir pilot bölgede yapılması
öngörülmektedir. Pilot bölge uygulaması sürecinde olası aksaklıkların giderilmesi ve
sonrasında kademeli olarak ulusal düzeyde uygulamaya geçilmesi planlanmaktadır.

Avans ödemesi, fiyat garantisi ve istisnai hallerde ürün senedi alım satımı
politikaları ile piyasa koşullarında yürütülecek lisanslı depoculuk faaliyeti, ürün
fiyatlarının piyasa şartlarında belirlenmesini ve kamunun piyasaya minimum
düzeyde müdahalesini sağlayabilecektir. Avans ödemesi üreticiye doğrudan
finansman imkânı sağlayacağından depolara olan talebi artıracak ve bu yolla lisanslı
depolarda doluluk oranı artabilecektir. Bunun yanında fiyat garantisi politikasıyla
kamunun piyasaya doğrudan müdahalesi olmadan üreticinin elde edeceği bir taban
fiyat seviyesi oluşabilecektir. Bununla birlikte, elektronik ürün senedi alım satımı,
piyasaya müdahale niteliğinde olmakla birlikte çok istisnai durumlarda
gerçekleşebilecek olup böyle bir durumda amaç piyasa başarısızlığının önüne
geçmek ve fiyat istikrarını korumaktır. Bu yönüyle söz konusu politika önerilerinin
bütüncül bir bakış açısıyla lisanslı depoculuk sisteminin tarım politikalarıyla
entegrasyonunu sağlayacağı değerlendirilmektedir.

Lisanslı depoculuk hakkında çiftçilerin bilgilendirilmesi ve


çekincelerinin giderilmesi önem arz etmektedir. Bu kapsamda sistemin
yararlarının anlatılması, eğitim, tanıtım ve bilgilendirme faaliyetlerinin artırılması
gibi sisteme olan güveni artıracak politika araçlarının geliştirilmesi sağlanmalıdır.
İlgili kuruluşlar tarafından sisteme ilişkin danışmanlık birimleri tesis edilmeli ve
çiftçi yönlendirilmelidir.

Lisanslı depoculuk sisteminin hayata geçirilmesi için yeterli depo


kapasitesinin oluşturulması gerekmektedir. Lisans alıp faaliyette bulunan lisanslı
depo kapasitesinin lisanslı depoculuk sisteminin işler hale gelmesi açısından yetersiz
olduğu görülmektedir. Özellikle üretim ve ticaretin yoğun olduğu noktalarda lisanslı
depoların yaygınlaştırılması sistemin gelişmesini kolaylaştırabilecektir.

Sistemin ana unsurlarından biri olan ürün ihtisas borsalarının hayata


geçirilmesi gerekmektedir. Ürün ihtisas borsalarının tesis edilmesi depolanan

143

143
ürünlerin ticaretinin sağlıklı bir şekilde yapılabilmesini ve lisanslı depolara olan
ilginin artmasını kolaylaştırabilecektir.

Tazmin Fonunun maddi yapısının güçlendirilmesiyle ürün senetleri mudiler


için daha güçlü ve bankalar için ise daha az riskli bir teminat haline gelecektir. Bu
nedenle sistemin çiftçiler ve bankalar açısından teşvik edici bir unsur haline
gelmesi için Tazmin Fonunun maddi yapısının iyileştirilmesi gerekmektedir.

Küçük ölçekte üretim yapan üreticilerin depo maliyetine katlanacak gücü


bulunmadığından işletme büyüklüklerinin artırılmasına yönelik politikalar,
çiftçilerin ürettiği ürün miktarını dolayısıyla hasılatı artıracağından lisanslı depoların
çiftçiler açısından kârlılığını artırabilecektir. Bu durum çiftçilerin lisanslı depolardan
daha fazla yararlanmasını sağlayabilecektir.

Bu politika önerileri, lisanslı depoculuğun geliştiği durumda ürün fiyatlarının


daha istikrarlı bir yapıya kavuşmasına ve hasat sonrası fiyat artışları nedeniyle elde
edilecek gelirin lisanslı depoculuk öncesi duruma göre daha farklı bir şekilde
paylaşılmasına katkı sağlayacaktır. Lisanslı depoculuk sisteminin yerleşmesiyle
tüccar, büyük alıcılar (un ve gıda fabrikaları gibi), çiftçiler, lisanslı depolar, TMO,
Devlet, borsalar, sigorta şirketleri, nakliye firmaları ve bankalar gibi bölüşüm
ilişkisinin tarafları bu süreçten etkilenecektir. Politika önerileri doğrultusunda
müdahale alımlarının sona erdirilecek olması neticesinde bütçeye yük olan görev
zararı ödemeleri azalabilecektir. TMO depoculuk faaliyetinde bulunmayacağından
kamu, depolar için yapılan yatırım maliyetinden de kurtulacaktır. Kamu, TMO-
TOBB LİDAŞ şirketi aracılığıyla lisanslı depoculuk faaliyetlerinden kazanç elde
edebilecektir. Bununla birlikte avans ödemesi, fiyat garantisi ve ürün senedi alım
satımı yoluyla piyasaya müdahale politikaları kamu açısından bir maliyet unsuru
oluşturacaktır. Ancak bunların karşılığında sistemin gelişmesiyle üretici gelir artışları
dışında sistem içerisindeki diğer unsurlar da ciddi gelirler elde edebilecektir. Lisanslı
depo şirketleri lisanslı depo faaliyetleri sonucunda kazanç elde edebilecektir. Yine
tartım, analiz ve sınıflandırma faaliyeti sonucunda yetkili sınıflandırıcılar da gelir
artışından pay alacaktır. Bankalar ürün senedi karşılığında çiftçiye kredi
kullandırmaları karşılığında söz konusu faaliyetten faiz kazancı elde edebilecektir.
Borsalar, elektronik ürün senetlerinin borsada işlem görmesi ve oluşacak işlem hacmi

144

144
nedeniyle ilave kazanç elde edebilecektir. Nakliye firmaları ürünün taşınması
aşamasında gelir elde edebilecektir. Sigorta şirketleri lisanslı depolara bırakılan
ürünlerin sigortalanması sebebiyle ilave kazanç sağlayabileceklerdir.

Lisanslı depoculuk sisteminin gelişmesi aşamasında kamu kesimi, mevcut


teşvikler nedeniyle önemli düzeylerde vergi gelirinden vazgeçebilecek ve doğrudan
giderlere katlanabilecektir. Bununla birlikte kamu kesimi, lisanslı depoculuk
faaliyetlerinden ilave gelir de elde edebilecektir. Avans ödemesi, fiyat garantisi ve
istisnai hallerde ürün senedi alım satım politikalarıyla tarım politikalarına entegre bir
sistem olarak işlemesi öngörülen lisanslı depoculuk sisteminin geliştiği, gelir vergisi
teşvikleri ile kira yardımı teşviğinin sona erdiği, gerekli yatırımların tamamlandığı ve
yatırımlar kapsamında yapılan yardım tutarları nedeniyle işletme sahibinin elde
edeceği kazançların sıfırlandığı durumda kamunun katlanacağı maliyet
karşılanabilecek ve kamu ilave gelir elde edebilecektir.

145

145
EKLER

EK 1. Buğday Üreticilerine Uygulanan Anket


Tarih:.../.../2015

1. Hangi bölgede üretim yapıyorsunuz?

Bölge……………… İl……………….

2. Yaklaşık kaç dönüm (dekar) arazide buğday üretiyorsunuz?


Sulu tarımla ……………………………………………..dönüm
Kuru tarımla …………………………………………….dönüm
Toplam …………………………………………………….dönüm

3. Kaç yıldır buğday üretiyorsunuz?


a. 5 yıldan az
b. 5-9 yıl
c. 10-14 yıl
d. 15-19
e. 20’den fazla

4. Buğday ekim kararınızdaki etkilerine göre aşağıdaki faktörleri sıralayınız.


(1=en etkili, 2=etkili, 3=en az etkili)

( ) Satabileceğim fiyat

( ) Prim, mazot ve gübre gibi tarımsal destek beklentim

( ) Pazarın talebi

5. Ürününüzü aşağıdakilerden hangisine satıyorsunuz?


a. Tüccara satıyorum
b. Toprak mahsulleri ofisine (TMO) satıyorum
c. Hem tüccara hem TMO’ya satıyorum
d. Ürünün büyük bir kısmını satmıyorum ve hanemde tüketiyorum

6. Ürününüzü hangisine satmayı tercih edersiniz?


a. Tüccara
b. Toprak mahsulleri ofisine

7. Ürününüzü neden tüccara satıyorsunuz? (Birden fazla şıkkı


işaretleyebilirsiniz. F şıkkını kendiniz yazabilirsiniz.)
a. Tüccarın ürün bedelini daha erken ödemesi

146

146
b. Tüccarın ürün tesliminden önce avans ödemesi
c. Tüccarın kaliteye daha az önem vermesi ve böylece her kalitede ürünümü
alması
d. Tüccarın ürünümü depolama imkânının olması (Tüccarın ürünü alıp
bedelini daha sonra ödemesi)
e. Tüccarın arazime yakın olması nedeniyle; ürünümü satarken nakliye
masrafımın azalması
f. Diğer:………………………………………………………………………

8. Ürününüzü neden TMO’ya satıyorsunuz? (Birden fazla şıkkı


işaretleyebilirsiniz. E şıkkını kendiniz yazabilirsiniz. TMO’ya
satmıyorsanız bu soruyu boş bırakın.)
a. TMO’nun alım fiyatını açıklaması
b. TMO’nun alım garantisinin olması
c. TMO’nun devlet kuruluşu olması
d. TMO’ya ulaşımın kolay olması
e. Diğer:………………………………………………………………………

9. Ürettiğiniz buğdayı satarken bir sorunla karşılaşıyor musunuz?


a. Evet
b. Hayır
Cevabınız evet ise (Birden fazla şıkkı işaretleyebilirsiniz.)
a. İstediğim fiyattan satamıyorum
b. İstediğim zaman satamıyorum
c. Ürettiğim yerde satamıyorum
d. Ürünü depolamakta güçlük çekiyorum (Depolama yapmak istiyorum
ancak imkânım yok)

10. Yıllık ne kadar buğday üretimi yapıyor ve üretmiş olduğunuz buğdayın


yaklaşık ne kadarını depolayarak hasat döneminden daha sonraki bir tarihte
satıyorsunuz?

Üretim Miktarı (ton):


Depoladığınız Ürün Miktarı (ton):

11. Hiç borç yapmadan, hasat döneminde nakit ihtiyacınızı karşılamak için
ürününüzün en az ne kadarını satma ihtiyacı duymaktasınız?

Yüzde (%)……….

147

147
12. Lisanslı depoculuğu (ürünü makbuz karşılığı depolama ve böylece daha
elverişli koşullarda satabilme ve kredi kullanabilme imkânı) kullanmama
nedenleriniz nelerdir? (Birden fazla şıkkı işaretleyebilirsiniz.)
a. Lisanslı depoculuk hakkında yeterince bilgiye sahip değilim
b. Lisanslı depoculukta ürünümün bedelini hemen alamıyorum
c. Lisanslı depoculuğa yeterince güvenmiyorum
d. Bölgemde lisanslı depoculuk yapan kuruluş yok
e. Lisanslı depoculuğu kullanıyorum
f. Verilen teşvikleri yetersiz buluyorum
g. Kredi faizleri yeterince düşük değil
h. Ürün fiyatının düşme riski var

13. Ürünlerinizi depoya bırakmak için verilecek teşvikleri tercihinize göre


sıralayınız? (Önem derecesine göre yanına 1,2,3,4,5,6 şeklinde sıralamasını
da yazınız.)
a) ( ) Fiyat garantisi güvencesi (Satış tarihinde gerçekleşen fiyatın depolama
tarihindeki borsa fiyatından düşük olması durumunda aradaki farkın
üreticiye ödenmesi)
b) ( ) Stopaj için istisna
c) ( ) KDV istisnası
d) ( ) Depo için kira desteği
e) ( ) Avans ödemesi (Üreticiye depoya koymuş olduğu ürünün belli bir
tutarının, avans olarak ödenmesi)
f) ( ) Ucuz kredi imkânı (Ürünü lisanslı depoya koyduktan sonra depodan
alınacak olan ürün miktarını gösteren ürün senedi karşılığı ucuz kredi
kullanımı)

14. Yukarıda sayılan teşvikler dışında ürününüzü lisanslı depoya koymak için
hangi teşvikleri önerirsiniz?
……………………………………………………………………………

Katkılarınızdan Dolayı Teşekkürler…

148

148
EK 2. Anket Sonuçları

1) Çiftçilerin Satış Kararlarında Etkili Olan Faktörler


(Yüzde)
60
54 54

50
43,4

40
34,4 Satabileceğim fiyat
31
30 Prim, mazot ve gübre gibi tarımsal
24 destek beklentim
22 22,3
Pazarın talebi
20
15

10

0
Birincil Tercih İkincil Tercih Üçüncül Tercih

2) Satış Yapılan Alıcılar ve Satış Yapılmak İstenen Alıcılar


(Yüzde)
80
72
70

60

50 46,3
TMO

40 Tüccar

31,8 TMO ve Tüccar


30 28 Hane Tüketimi

21,2
20

10

0,5
0
Satış Yapılmak İstenen Alıcılar Gerçekleşen Satışlar

149

149
3) Tüccara Satış Nedenleri
(Yüzde)

15
Ürün bedelini erken ödemesi
5,5
41,6 Ürün tesliminden önce avans
ödemesi
Kaliteye az önem vermesi ve her
kalide ürünümü alması

23,5 Ürünümü depolama imkanı olması

Arazime yakın olması, nakliye


masraflarının düşüklüğü
14,4

4) TMO’ya Satış Nedenleri


(Yüzde)

6,6

26,4

32,1
Alım fiyatını açıklaması
Alım garantisi
Devlet kuruluşu olması
TMO'ya ulaşımın kolay olması

34,9

150

150
5) Ürün Satışında Karşılaşılan Sorunlar
(Yüzde)
70
61,9
60

51,8
Evet
50
Hayır
40 38,1
İstediğim fiyattan satamıyorum

30 İstediğim zaman satamıyorum

18,9 Ürettiğim yerde satamıyorum


20 16
13,3
Ürünü depolomakta güçlük
10 çekiyorum

0
Ürün Satışında Sorun Yaşıyor Ürün Satışında Yaşanan Sorunlar
musunuz ?

6) Hasat Döneminde Üretilen Ürün İçerisinde Depolanan Ürün Oranı ve Hasat


Döneminde İhtiyaç Duyulan Finansman Oranı
(Yüzde)
78,2 79,0
80,0 76
70,5
70,0

60,0
47,6
50,0

40,0 Depolanan ürünün üretim miktarı


içerisindeki payı
30,0
Hasat dönemi finansman ihtiyacı
20,4
20,0 15,1 14,4
10,0
10,0 5,9

0,0
Toplam Tüccara TMO'ya Hem Satmayıp
satanlar Satanlar tüccara tüketenler
hem
TMO'ya
satanlar

151

151
7) Ankete Katılan Tüm Üreticilerin Lisanslı Depoculuğu Kullanmama Nedenleri
(Yüzde)

Lisanslı depoculuk hakkında


yeterince bilgiye sahip değilim
Ürün bedelini hemen alamıyorum
8
10,6 Lisanslı depoculuğa yeterince
29,6 güvenmiyorum
Bölgemde lisanslı depoculuk yapan
kuruluş yok
Lisanslı depoculuğu kullanıyorum
15,1
Verilen teşvikleri yetersiz buluyorum
7,2
2,9
Kredi faizleri yeterince düşük değil
8,4
18,3 Ürün fiyatının düşme riski var

8) Ürününü Tüccara Satanların Lisanslı Depoculuğu Kullanmama Nedenleri


(Yüzde)

Lisanslı depoculuk hakkında


yeterince bilgiye sahip değilim
7,0 Ürün bedelini hemen alamıyorum
14,0
38,1 Lisanslı depoculuğa yeterince
güvenmiyorum
Bölgemde lisanslı depoculuk yapan
kuruluş yok

15,4 Lisanslı depoculuğu kullanıyorum

Verilen teşvikleri yetersiz buluyorum


2,1
4,5
11,9 7,0 Kredi faizleri yeterince düşük değil

Ürün fiyatının düşme riski var

152

152
9) Ürününü TMO’ya Satanların Lisanslı Depoculuğu Kullanmama Nedenleri
(Yüzde)

Lisanslı depoculuk hakkında


yeterince bilgiye sahip değilim
10,7 Ürün bedelini hemen alamıyorum
20,9
7,6
Lisanslı depoculuğa yeterince
güvenmiyorum
Bölgemde lisanslı depoculuk yapan
kuruluş yok
18,2 11,6
Lisanslı depoculuğu kullanıyorum

Verilen teşvikleri yetersiz buluyorum


5,3 14,7
Kredi faizleri yeterince düşük değil
11,1

Ürün fiyatının düşme riski var

10) Ankete Katılan Çiftçilerin Lisanslı Depoculuğa İlişkin Birincil Olarak Tercih
Ettikleri Teşvikler
(Yüzde)

9,7

7,2

5,2 Fiyat garantisi


2,0
Stopaj istisnası
KDV istisnası
6,3 Depo için kira desteği
Avans ödemesi
69,5 Ucuz kredi imkanı

153

153
11) Ankete Katılan Çiftçilerin Lisanslı Depoculuğa İlişkin İkincil Olarak Tercih
Ettikleri Teşvikler
(Yüzde)

9,9
21,0

23,4 Fiyat garantisi


Stopaj istisnası
KDV istisnası
Depo için kira desteği
20,2 Avans ödemesi
Ucuz kredi imkanı

13,3
12,3

12) Ankete Katılan Çiftçilerin Lisanslı Depoculuğa İlişkin Üçüncü Olarak Tercih
Ettikleri Teşvikler
(Yüzde)

5,8
16,3
17,7

Fiyat garantisi
Stopaj istisnası
KDV istisnası
18,0
Depo için kira desteği
Avans ödemesi
Ucuz kredi imkanı
26,0

16,3

154

154
13) Ankete Katılan Çiftçilerin Lisanslı Depoculuğa İlişkin Dördüncü Olarak
Tercih Ettikleri Teşvikler
(Yüzde)

11,9 4,5

19,7

15,9 Fiyat garantisi


Stopaj istisnası
KDV istisnası
Depo için kira desteği
Avans ödemesi
17,7
Ucuz kredi imkanı

30,3

14) Ankete Katılan Çiftçilerin Lisanslı Depoculuğa İlişkin Beşinci Olarak Tercih
Ettikleri Teşvikler
(Yüzde)

13,1 3,1
14,7

Fiyat garantisi
Stopaj istisnası
KDV istisnası
25,4
Depo için kira desteği
24,4
Avans ödemesi
Ucuz kredi imkanı

19,3

155

155
15) Ankete Katılan Çiftçilerin Lisanslı Depoculuğa İlişkin Altıncı Olarak Tercih
Ettikleri Teşvikler
(Yüzde)

6,5

29,0 17,4
Fiyat garantisi
Stopaj istisnası
KDV istisnası
Depo için kira desteği

15,8 Avans ödemesi

13,7 Ucuz kredi imkanı

17,6

156

156
EK 3. Mevcut Durumda Sağlanan Teşvikler, Çiftçi Kazanç Durumu ve Politika Önerilerinin
Çiftçi Üzerindeki Etkileri - TR5 Batı Anadolu Bölgesi (TL/Ton)
TR5 Batı Anadolu
Fiyat Garantisi
Mevcut Teşvikler Mevcut Durumda Avans Durumunda
Olması Durumunda
Ürün
Gelir
TR5 Üreticiye Satışında Lisanslı
Vergisi
Batı Sağlanan Tahsil Depoya
İstisnasından İlave
Anadolu %2 Edilen Ödenecek Maliyet Kâr/Zarar Maliyet Kâr/Zarar Kâr/Zar İlave
Kaynaklı Kazanç
Stopaj %1 Kira Kazanç
İlave
Avantajı KDV Desteği
Kazanç
İstisnası
Hasat 2010/11 10,3 5 3 5 16 8 14 9 2 9 0
Sonrası 2011/12 12,2 6 3 0 16 -21 14 -19 2 -19 0
1. ay 2012/13 12,4 6 3 5 16 10 14 13 2 26 13
Kazanç 2013/14 14,1 7 3 0 17 -23 14 -21 3 -21 0
Durumu 2014/15 16,6 8 3 2 17 -7 14 -4 3 -4 0

Hasat 2010/11 10,3 5 6 9 22 25 18 29 4 29 0


Sonrası 2011/12 12,2 6 6 0 23 -31 18 -27 5 -27 0
2. ay 2012/13 12,4 6 6 8 23 17 18 22 5 22 0
Kazanç 2013/14 14,1 7 6 0 24 -31 19 -25 5 -25 0
Durumu 2014/15 16,6 8 6 3 25 -9 19 -2 6 -2 0

Hasat 2010/11 10,3 5 9 12 28 32 22,3 38 6 38 0


Sonrası 2011/12 12,2 6 9 0 30 -38 23 -31 7 -31 0
3. ay 2012/13 12,4 6 9 13 30 34 23 41 7 41 0
Kazanç 2013/14 14,1 7 9 0 31 -31 23 -23 8 -23 0
Durumu 2014/15 16,6 8 9 6 33 -3 24 6 9 6 0

Hasat 2010/11 10,3 5 12 15 34 39 26,6 47 8 47 0


Sonrası 2011/12 12,2 6 12 0 36 -41 27 -32 9 -32 0
4. ay 2012/13 12,4 6 12 14 36 34 27 43 9 43 0
Kazanç 2013/14 14,1 7 12 2 38 -28 28 -18 11 -18 0
Durumu 2014/15 16,6 8 12 7 41 -4 28 8 12 8 0

Hasat 2010/11 10,3 5 15 15 40 33 30,8 43 10 43 0


Sonrası 2011/12 12,2 6 15 0 43 -48 31 -36 11 -36 0
5. ay 2012/13 12,4 6 15 15 43 34 32 45 12 45 0
Kazanç 2013/14 14,1 7 15 5 45 -19 32 -5 13 -5 0
Durumu 2014/15 16,6 8 15 11 49 8 33 24 16 24 0

Hasat 2010/11 10,3 5 18 17 47 37 35,0 48 12 48 0


Sonrası 2011/12 12,2 6 18 0 49 -64 36 -51 14 -51 0
6. ay 2012/13 12,4 6 18 19 50 43 36 57 14 57 0
Kazanç 2013/14 14,1 7 18 8 52 -12 37 3 16 3 0
Durumu 2014/15 16,6 8 18 12 56 4 38 22 19 22 0

Hasat 2010/11 10,3 5 21 24 53 67 39,3 81 13 81 0


Sonrası 2011/12 12,2 6 21 0 56 -61 40 -45 16 -45 0
7. ay 2012/13 12,4 6 21 19 57 40 40 56 16 56 0
Kazanç 2013/14 14,1 7 21 13 60 4 41 22 18 22 0
Durumu 2014/15 16,6 8 21 14 64 6 42 28 22 28 0

Hasat 2010/11 10,3 5 24 24 59 61 43,5 76 15 76 0


Sonrası 2011/12 12,2 6 24 0 63 -71 45 -53 18 -53 0
8. ay 2012/13 12,4 6 24 21 63 40 45 59 19 59 0
Kazanç 2013/14 14,1 7 24 13 67 -3 46 18 21 18 0
Durumu 2014/15 16,6 8 24 14 72 -2 47 23 25 23 0

Hasat 2010/11 10,3 5 27 23 65 52 47,7 69 17 69 0


Sonrası 2011/12 12,2 6 27 0 69 -84 49 -64 21 -64 0
9. ay 2012/13 12,4 6 27 21 70 33 49 54 21 54 0
Kazanç 2013/14 14,1 7 27 14 74 -4 50 20 24 20 0
Durumu 2014/15 16,6 8 27 14 80 -10 52 18 28 18 0

Hasat 2010/11 10,3 5 30 21 71 35 52,0 55 19 55 0


Sonrası 2011/12 12,2 6 30 0 76 -91 53 -68 23 -68 0
10. ay 2012/13 12,4 6 30 21 77 27 53 50 23 50 0
Kazanç 2013/14 14,1 7 30 15 81 -4 55 22 26 22 0
Durumu 2014/15 16,6 8 30 12 87 -27 56 4 31 4 0

157

157
EK 4. Mevcut Durumda Sağlanan Teşvikler, Çiftçi Kazanç Durumu ve Politika Önerilerinin
Çiftçi Üzerindeki Etkileri - TR2 Batı Marmara Bölgesi (TL/Ton)
TR2 Batı Marmara
Fiyat Garantisi
Mevcut Teşvikler Mevcut Durumda Avans Durumunda
Olması Durumunda

Ürün
Gelir
Üreticiye Satışında Lisanslı
TR2 Batı Vergisi
Sağlanan Tahsil Depoya
Marmara İstisnasından İlave
%2 Edilen Ödenecek Maliyet Kâr/Zarar Maliyet Kâr/Zarar Kâr/Zar İlave
Kaynaklı Kazanç
Stopaj %1 Kira Kazanç
İlave
Avantajı KDV Desteği
Kazanç
İstisnası

Hasat 2010/11 10,0 5 3 7 16 20 14 22 2 22 0


Sonrası 2011/12 12,0 6 3 0 16 -38 14 -36 2 -36 0
1. ay 2012/13 11,9 6 3 3 16 -1 14 1 2 49 48
Kazanç 2013/14 13,2 7 3 2 17 -8 14 -5 2 5 10
Durumu 2014/15 14,8 7 3 0 17 -44 14 -41 3 -5 36

Hasat 2010/11 10,0 5 6 12 22 38 18 42 4 42 0


Sonrası 2011/12 12,0 6 6 0 23 -41 18 -36 5 -36 0
2. ay 2012/13 11,9 6 6 5 23 4 18 9 4 45 36
Kazanç 2013/14 13,2 7 6 1 23 -18 19 -14 5 0 14
Durumu 2014/15 14,8 7 6 0 24 -37 19 -32 6 -10 22

Hasat 2010/11 10,0 5 9 16 28 52 22,3 58 6 58 0


Sonrası 2011/12 12,0 6 9 0 29 -53 23 -47 7 -47 0
3. ay 2012/13 11,9 6 9 6 29 2 23 8 7 40 32
Kazanç 2013/14 13,2 7 9 2 30 -21 23 -14 7 -4 10
Durumu 2014/15 14,8 7 9 0 32 -39 23 -30 8 -14 16

Hasat 2010/11 10,0 5 12 17 34 52 26,5 59 8 59 0


Sonrası 2011/12 12,0 6 12 0 36 -64 27 -55 9 -55 0
4. ay 2012/13 11,9 6 12 9 36 7 27 16 9 36 20
Kazanç 2013/14 13,2 7 12 4 37 -18 27 -8 10 -8 0
Durumu 2014/15 14,8 7 12 1 39 -36 28 -25 11 -19 6

Hasat 2010/11 10,0 5 15 19 40 54 30,7 63 9 63 0


Sonrası 2011/12 12,0 6 15 0 43 -75 31 -63 11 -63 0
5. ay 2012/13 11,9 6 15 9 43 0 31 12 11 32 20
Kazanç 2013/14 13,2 7 15 7 44 -7 32 5 12 5 0
Durumu 2014/15 14,8 7 15 2 46 -37 32 -23 14 -23 0

Hasat 2010/11 10,0 5 18 22 46 66 34,9 77 11 77 0


Sonrası 2011/12 12,0 6 18 0 49 -81 36 -68 14 -68 0
6. ay 2012/13 11,9 6 18 11 49 4 36 17 13 27 10
Kazanç 2013/14 13,2 7 18 9 51 -4 36 11 15 11 0
Durumu 2014/15 14,8 7 18 4 54 -33 37 -16 17 -16 0

Hasat 2010/11 10,0 5 21 24 52 66 39,2 79 13 79 0


Sonrası 2011/12 12,0 6 21 0 56 -86 40 -70 16 -70 0
7. ay 2012/13 11,9 6 21 13 56 9 40 25 16 25 0
Kazanç 2013/14 13,2 7 21 11 58 -1 41 16 17 16 0
Durumu 2014/15 14,8 7 21 5 61 -34 41 -14 19 -14 0

Hasat 2010/11 10,0 5 24 22 58 54 43,4 69 15 69 0


Sonrası 2011/12 12,0 6 24 0 62 -88 44 -70 18 -70 0
8. ay 2012/13 11,9 6 24 15 62 13 44 31 18 31 0
Kazanç 2013/14 13,2 7 24 15 65 8 45 28 20 28 0
Durumu 2014/15 14,8 7 24 6 68 -37 46 -15 22 -15 0

Hasat 2010/11 10,0 5 27 24 65 53 47,6 70 17 70 0


Sonrası 2011/12 12,0 6 27 0 69 -99 49 -79 20 -79 0
9. ay 2012/13 11,9 6 27 15 69 6 49 26 20 26 0
Kazanç 2013/14 13,2 7 27 16 72 9 50 31 22 31 0
Durumu 2014/15 14,8 7 27 7 76 -43 50 -17 25 -17 0

Hasat 2010/11 10,0 5 30 23 71 45 51,8 64 19 64 0


Sonrası 2011/12 12,0 6 30 0 76 -110 53 -87 23 -87 0
10. ay 2012/13 11,9 6 30 15 75 0 53 22 22 22 0
Kazanç 2013/14 13,2 7 30 18 79 10 54 35 25 35 0
Durumu 2014/15 14,8 7 30 8 83 -44 55 -16 28 -16 0

158

158
EK 5. İBBS (Düzey 1) Bazında Buğday Fiyatlarının Hasat Dönemi Fiyatlarına Göre Değişimi
Haziran ve Temmuz Hasat Dönemine Göre Fiyat Değişimi (Yüzde)
TR1 İstanbul Ayları Ortalama
Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs
Fiyatı (TL/Kg)
2005/06 0,31 0,00 -3,23 -3,23 0,00 3,23 6,45 12,90 19,35 19,35 22,58
2006/07 0,36 -7,04 -4,23 -4,23 -4,23 -1,41 -1,41 -7,04 -4,23 -1,41 -1,41
2007/08 0,35 7,25 27,54 24,64 24,64 27,54 - 26,76 18,31 23,94 32,39
2008/09 0,48 2,08 4,17 4,17 4,17 -6,25 -6,25 -4,17 2,08 2,08 2,08
2009/10 0,46 -4,35 -4,35 -4,35 -4,35 -6,52 0,00 0,00 0,00 15,22 15,22
2010/11 0,53 2,86 4,76 8,57 16,19 18,10 20,00 16,19 16,19 21,90 10,48
2011/12 0,57 0,88 -2,65 -6,19 -4,42 -4,42 -7,96 -7,96 -6,19 -2,65 -2,65
2012/13 0,59 4,20 10,92 4,20 4,20 4,20 9,24 12,61 15,97 17,65 17,65
2013/14 0,68 -2,94 0,00 2,94 2,94 -1,35 10,29 10,29 13,24 13,24 13,24
2014/15 0,74 -2,70 2,70 5,41 6,76 5,41 8,11 4,05 4,05 4,05 4,05
Haziran ve Temmuz Hasat Dönemine Göre Fiyat Değişimi (Yüzde)
TR2 Batı
Ayları Ortalama
Marmara Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs
Fiyatı (TL/Kg)
2005/06 0,36 -1,41 -1,41 0,85 1,41 0,85 -8,17 -4,79 -1,97 -1,41 -0,85
2006/07 0,35 -0,29 2,03 3,77 6,67 8,41 10,72 15,94 18,26 20,58 20,00
2007/08 0,41 2,45 4,90 8,33 11,27 12,25 15,20 16,67 31,86 37,75 39,22
2008/09 0,50 -2,61 -1,80 -0,20 -1,40 -3,01 -1,80 -1,00 -1,00 -5,01 -5,01
2009/10 0,45 -1,57 -2,01 0,67 3,36 8,72 9,17 13,20 14,54 14,54 14,54
2010/11 0,50 7,17 11,95 15,94 17,13 18,73 22,31 23,51 22,31 23,51 23,11
2011/12 0,60 -3,67 -3,00 -4,00 -4,67 -5,33 -5,33 -5,00 -4,33 -5,00 -5,67
2012/13 0,60 2,51 4,52 5,19 7,20 7,20 8,88 10,89 12,56 12,56 12,56
2013/14 0,66 1,36 0,76 1,36 2,87 5,60 7,11 8,62 11,04 12,25 13,46
2014/15 0,74 -3,64 -1,75 -0,94 0,40 1,21 2,83 3,64 4,18 4,45 5,26
Haziran ve Temmuz Hasat Dönemine Göre Fiyat Değişimi (Yüzde)
TR3 Ege Ayları Ortalama
Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs
Fiyatı (TL/Kg)
2005/06 0,34 -0,56 -0,56 1,30 1,30 0,93 -4,64 -2,78 -1,30 0,19 0,56
2006/07 0,34 0,74 1,85 2,58 2,95 4,06 8,12 10,70 12,92 14,39 18,08
2007/08 0,41 4,85 6,36 8,79 11,82 15,15 23,03 25,15 34,55 42,12 39,39
2008/09 0,55 -3,41 -4,55 -2,27 -6,59 -5,45 -4,77 -5,91 -4,77 -11,36 -12,50
2009/10 0,44 -4,86 -7,14 -5,14 -1,71 0,29 1,71 8,86 6,00 5,71 4,86
2010/11 0,47 2,79 8,37 11,82 13,68 18,19 19,26 21,91 24,57 24,83 24,83
2011/12 0,58 -1,93 -2,15 0,21 -0,43 0,43 -1,50 -1,29 -1,07 -0,21 1,72
2012/13 0,59 3,08 3,92 6,04 6,47 8,38 13,26 13,04 13,47 14,32 15,16
2013/14 0,65 -1,54 -1,73 -2,31 -1,54 -0,58 0,77 3,65 4,42 5,96 6,54
2014/15 0,74 2,02 2,19 3,54 5,06 4,72 3,88 4,55 4,72 6,41 5,23
Haziran ve Temmuz Hasat Dönemine Göre Fiyat Değişimi (Yüzde)
TR4 Doğu
Ayları Ortalama
Marmara Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs
Fiyatı (TL/Kg)
2005/06 0,35 -2,2 -4,7 -4,7 -4,3 -5,4 -5,8 -4,3 -2,2 0,0 -0,4
2006/07 0,35 2,3 3,1 4,5 5,6 5,2 4,1 8,1 13,1 15,3 14,9
2007/08 0,41 0,2 3,0 5,5 7,3 8,5 12,9 15,3 23,0 26,7 28,9
2008/09 0,47 5,8 0,8 1,3 -0,3 6,6 -1,6 -1,7 -0,2 0,7 -1,1
2009/10 0,45 -2,9 1,0 -0,1 1,3 0,3 5,1 4,5 7,7 8,0 8,7
2010/11 0,49 2,9 8,8 10,8 12,3 15,9 17,3 17,9 19,1 21,1 22,3
2011/12 0,58 -2,5 -1,6 -2,1 -3,0 -3,3 -2,5 -2,1 -3,3 -2,5 -3,8
2012/13 0,58 1,7 3,4 3,6 7,4 8,1 6,5 8,9 8,3 12,8 13,0
2013/14 0,64 -0,5 -0,5 -0,3 0,1 0,7 1,5 9,1 9,7 10,3 10,7
2014/15 0,72 3,0 -0,6 -1,1 0,1 0,9 2,0 2,5 2,5 3,0 3,0
Haziran ve Temmuz Hasat Dönemine Göre Fiyat Değişimi (Yüzde)
TR5 Batı Anadolu Ayları Ortalama
Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs
Fiyatı (TL/Kg)
2005/06 0,34 0,49 0,49 0,49 0,49 1,48 -5,42 -4,43 -3,45 -2,46 -1,48
2006/07 0,34 1,46 2,44 4,39 7,32 9,27 13,17 20,00 20,98 21,95 21,95
2007/08 0,42 -0,40 4,38 8,37 13,15 15,54 24,30 27,49 43,43 50,60 52,19
2008/09 0,59 1,42 2,55 5,38 3,12 -2,55 -1,42 -5,38 -6,52 -7,65 -11,61
2009/10 0,48 -3,47 0,69 3,47 4,17 2,08 2,78 6,94 11,11 3,47 3,47
2010/11 0,51 4,55 9,09 11,69 14,29 14,29 16,23 23,38 23,38 22,73 20,78
2011/12 0,61 -0,82 -1,37 -1,37 -0,82 -0,82 -2,47 -0,82 -1,37 -2,47 -2,47
2012/13 0,62 4,30 6,45 10,22 11,29 12,37 15,05 15,59 16,67 16,67 16,67
2013/14 0,70 -0,95 -0,95 0,00 1,42 3,79 5,69 9,00 9,00 9,95 10,90
2014/15 0,83 1,20 2,01 3,61 4,42 6,83 7,23 8,03 8,43 8,03 6,83

159

159
EK 5. İBBS (Düzey 1) Bazında Buğday Fiyatlarının Hasat Dönemi Fiyatlarına Göre Değişimi
(Devamı)
Mayıs ve Haziran Hasat Dönemine Göre Fiyat Değişimi (Yüzde)
TR6 Akdeniz Ayları Ortalama
Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Ocak Şubat Mart Nisan
Fiyatı (TL/Kg)
2005/06 0,36 -1,57 -1,92 -1,22 -0,52 -1,22 -0,17 -7,50 -5,06 -3,32 -1,22
2006/07 0,35 0,00 1,09 1,45 3,26 5,43 5,07 11,23 15,58 12,32 12,32
2007/08 0,39 9,18 10,47 12,72 14,98 19,48 22,38 24,32 29,47 43,32 50,08
2008/09 0,56 -1,88 -2,55 -1,66 1,00 -1,88 -4,32 -5,87 -6,53 -6,31 -9,19
2009/10 0,47 -8,27 -5,60 -2,93 -3,47 -0,27 -1,87 -1,33 -1,87 -0,80 3,47
2010/11 0,48 5,61 12,13 16,82 16,30 22,29 23,86 26,21 31,16 31,68 31,42
2011/12 0,60 -1,96 -3,83 -4,45 -2,79 -3,62 -3,62 -3,41 -5,69 -4,24 -6,72
2012/13 0,59 1,81 5,86 7,35 8,63 10,54 12,03 11,40 12,25 13,95 13,74
2013/14 0,66 -0,38 -0,76 0,19 0,95 1,52 1,70 3,03 4,73 4,73 5,11
2014/15 0,73 4,97 6,51 6,85 7,36 7,88 8,90 9,08 9,42 10,10 10,10
Haziran ve Temmuz Hasat Dönemine Göre Fiyat Değişimi (Yüzde)
TR7 Orta
Ayları Ortalama
Anadolu Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs
Fiyatı (TL/Kg)
2005/06 0,34 -1,47 -0,73 1,10 1,83 0,37 -4,40 -3,30 -1,10 0,37 0,73
2006/07 0,34 1,66 1,29 1,29 2,39 3,50 3,87 5,71 8,66 8,29 9,39
2007/08 0,39 3,72 6,95 9,21 12,12 14,38 19,22 20,19 26,33 31,50 32,47
2008/09 0,52 -0,60 -1,32 0,36 -0,60 -1,56 -4,45 -5,42 -5,66 -7,10 -9,99
2009/10 0,45 -1,11 -1,11 -1,11 -0,56 0,28 1,67 0,83 2,50 2,50 4,17
2010/11 0,48 2,72 6,87 8,43 8,95 8,43 12,32 12,84 14,66 14,92 14,92
2011/12 0,56 -1,12 0,22 0,67 0,67 0,67 0,22 -0,22 -2,02 -1,80 -1,57
2012/13 0,58 4,11 5,41 6,28 8,44 11,47 11,26 12,99 12,99 12,77 12,12
2013/14 0,65 -1,25 -1,25 -1,63 -0,67 0,48 2,97 4,12 5,47 6,42 7,57
2014/15 0,74 5,00 6,18 7,03 7,37 7,20 8,38 8,21 9,06 9,06 8,72
Haziran ve Temmuz Hasat Dönemine Göre Fiyat Değişimi (Yüzde)
TR8 Batı
Ayları Ortalama
Karadeniz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs
Fiyatı (TL/Kg)
2005/06 0,36 -0,70 0,70 2,10 0,98 -0,42 -4,35 -2,10 0,98 1,82 2,10
2006/07 0,36 0,28 1,38 1,93 2,48 3,31 4,99 11,57 13,22 13,22 13,50
2007/08 0,41 4,58 5,54 8,14 10,83 13,99 14,85 35,90 49,37 56,72 57,64
2008/09 0,54 -3,26 -5,25 -4,43 -6,07 -6,90 -3,26 -3,44 -3,81 -4,55 -6,03
2009/10 0,46 -8,14 -5,97 -5,10 -3,80 -3,49 -2,04 -0,83 -0,59 -0,11 -0,35
2010/11 0,48 6,97 9,69 10,32 11,79 15,12 16,99 19,55 20,48 20,95 19,79
2011/12 0,56 -3,42 -15,07 -1,88 -2,63 -2,82 -3,61 -4,01 -4,80 -4,40 -3,81
2012/13 0,57 4,36 20,68 8,05 -0,87 13,68 16,00 15,81 16,39 16,00 16,39
2013/14 0,65 -3,23 -3,90 -3,40 -2,21 1,36 8,03 8,34 8,95 9,25 10,48
2014/15 0,75 3,26 3,93 3,79 4,32 4,99 5,79 5,52 6,19 5,66 5,39
Haziran ve Temmuz Hasat Dönemine Göre Fiyat Değişimi (Yüzde)
TR9 Doğu
Ayları Ortalama
Karadeniz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs
Fiyatı (TL/Kg)
2005/06 0,40 2,18 2,18 2,80 2,18 0,31 5,92 7,79 8,41 10,90 10,28
2006/07 0,44 -2,30 -3,45 -2,87 0,00 0,57 10,34 9,77 9,20 10,34 10,34
2007/08 0,41 17,68 1,63 4,07 4,88 5,69 -3,25 -4,88 -3,25 29,88 37,20
2008/09 0,52 -1,93 12,08 11,11 16,43 17,39 19,32 19,32 21,74 18,36 21,74
2009/10 0,60 -5,86 -7,11 -11,30 -8,37 -7,95 10,04 10,04 6,69 11,72 12,55
2010/11 0,67 5,42 3,18 6,17 3,18 5,79 -7,66 0,56 1,68 3,93 2,06
2011/12 0,68 4,76 6,59 6,23 9,16 17,95 5,13 -2,56 6,96 8,42 6,96
2012/13 0,70 9,71 7,55 9,71 10,07 -8,87 8,27 6,12 6,12 5,40 5,40
2013/14 0,77 0,49 -0,49 0,16 0,81 0,49 0,49 3,41 3,41 3,41 3,41
2014/15 0,79 -1,27 1,58 2,53 2,85 3,16 1,27 0,95 1,27 2,85 2,85

160

160
EK 5. İBBS (Düzey 1) Bazında Buğday Fiyatlarının Hasat Dönemi Fiyatlarına Göre Değişimi
(Devamı)
TRA Kuzeydoğu Ağustos Ayı Fiyatı Hasat Dönemine Göre Fiyat Değişimi (Yüzde)
Anadolu (TL/Kg) Eylül Ekim Kasım Aralık Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz
2005/06 0,35 -0,81 0,00 -0,81 0,81 1,21 2,83 5,26 6,07 6,07 6,07 5,26
2006/07 0,37 1,15 1,92 1,92 3,46 6,15 7,69 6,92 8,85 12,69 13,08 17,31
2007/08 0,44 -1,96 0,33 4,58 3,92 8,28 15,52 18,95 22,00 23,15 26,96 25,05
2008/09 0,53 -0,31 -2,20 4,40 15,72 13,21 12,58 11,64 9,12 0,63 2,83 0,63
2009/10 0,51 -2,27 -3,57 0,00 1,30 -2,88 -2,60 1,58 -0,65 0,46 1,30 2,41
2010/11 0,52 2,20 3,02 6,04 7,69 7,14 9,62 15,06 20,33 19,51 12,64 9,34
2011/12 0,56 1,52 2,53 2,78 4,56 5,57 5,32 9,87 12,91 9,28 11,65 10,89
2012/13 0,63 2,27 2,27 4,55 7,50 7,73 8,41 9,09 12,95 12,50 11,36 10,91
2013/14 0,70 -0,82 -0,61 -1,84 -2,05 -0,82 -0,61 0,00 1,43 1,43 1,84 3,28
2014/15 0,78 0,36 -1,46 -0,73 -1,28 -0,18 1,28 1,09 2,55 1,82 1,82 2,55
TRB Ortadoğu Ağustos Ayı Fiyatı Hasat Dönemine Göre Fiyat Değişimi (Yüzde)
Anadolu (TL/Kg) Eylül Ekim Kasım Aralık Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz
2005/06 0,36 1,74 1,74 1,39 1,04 -1,04 1,04 2,08 3,82 3,82 2,43 0,69
2006/07 0,36 -0,69 0,34 1,03 1,72 4,14 2,41 3,45 3,45 3,79 7,24 11,72
2007/08 0,41 0,30 1,21 4,24 4,85 12,73 13,94 19,70 42,42 49,39 50,30 42,42
2008/09 0,58 1,96 5,22 9,13 8,91 8,70 5,43 3,48 1,52 1,52 0,22 -6,30
2009/10 0,53 -0,47 2,13 2,13 0,95 -0,61 2,10 1,83 3,18 1,56 0,47 -3,32
2010/11 0,51 -1,47 2,45 3,68 6,62 9,31 15,44 14,71 12,99 16,18 13,48 13,73
2011/12 0,59 0,00 -3,85 -1,28 -0,21 1,07 0,85 1,07 3,21 2,99 3,63 4,06
2012/13 0,62 2,61 4,41 7,82 11,02 8,22 8,22 8,42 8,42 8,62 8,62 7,82
2013/14 0,67 -1,30 -1,12 -0,19 0,00 2,04 2,23 2,97 3,35 3,53 4,09 5,58
2014/15 0,73 5,60 6,11 5,60 4,92 5,60 6,28 6,11 6,28 6,11 5,09 6,28
Haziran ve Temmuz Hasat Dönemine Göre Fiyat Değişimi (Yüzde)
TRC Güneydoğu
Ayları Ortalama
Anadolu Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs
Fiyatı (TL/Kg)
2005/06 0,35 -0,96 0,64 1,60 2,24 1,28 -6,41 -3,53 -3,21 -2,24 -2,24
2006/07 0,34 0,00 1,99 3,64 2,32 3,64 7,62 6,95 7,28 8,94 5,63
2007/08 0,39 1,58 5,54 11,69 17,41 17,12 27,88 35,65 47,95 53,13 46,33
2008/09 0,57 7,34 2,08 3,78 -8,21 -9,09 -2,52 -0,50 -0,11 -0,77 -4,98
2009/10 0,46 -4,94 -2,24 -2,78 -2,81 -1,38 6,04 9,63 8,68 7,24 6,52
2010/11 0,51 2,83 6,10 8,06 12,75 14,71 18,95 23,97 25,49 24,84 23,31
2011/12 0,61 -1,74 -0,27 0,27 0,46 1,92 2,29 2,47 3,57 3,21 1,88
2012/13 0,62 1,52 2,06 4,74 7,97 9,04 10,65 11,19 12,09 12,80 12,80
2013/14 0,67 1,58 1,92 1,75 2,42 4,42 4,75 6,09 6,09 6,26 6,09
2014/15 0,78 1,00 1,71 3,14 5,85 6,28 7,13 7,13 6,42 5,85 5,56

161

161
KAYNAKLAR

Ag Decision Maker, “Marketing Loans and LDPs”, April 2008, (çevrimiçi)


https://www.extension.iastate.edu/agdm/crops/pdf/a1-38.pdf, 5 Şubat 2016.
AKAY, Mustafa, “Çağdaş Borsacılığa Geçişte Önemli Bir Adım: Lisanslı
Depoculuk”, (çevrimiçi) http://eski.ankaratb.tobb.org.tr-
/pages.aspx?pageId=cae9ea15-d9da-49b8-ae27-77f5d0644db8, 10 Temmuz
2015.
ARTAR, Yusuf, “Çiftçiye Müjde!”, Tarsus Gündem Gazetesi, 4 Şubat 2015,
(çevrimiçi) http://yusufartar.com/2015/02/04/ciftciye-mujde/, 22 Ocak 2016.
BASS, J., Katrena HENDERSON, “Warehouse Receipts: Financing Agricultural
Producers”, October 2000, (çevrimiçi) http://pdf.usaid.gov-
/pdf_docs/Pnacq697.pdf, 19 Ocak 2017.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Asgari Ücretin Net Hesabı ve İşverene
Maliyeti, (çevrimiçi) http://www.csgb.gov.tr/Contents/Istatistikler-
/AsgariUcret, 22 Ocak 2016.
Canadian Grain Commission, Grain Elevator in Canada, (çevrimiçi)
http://www.grainscanada.gc.ca/statistics-statistiques/geic-sgc/2016-04-01.pdf,
25 Nisan 2016.
Canadian Grain Commission, All Elevators in All Provinces as of 2017-02-01,
(çevrimiçi) http://www.grainscanada.gc.ca/wa-aw/geic-sgc/search-recherche-
eng.asp, 5 Şubat 2017.
COULTER, Jonathan (ed.), Review of Warehouse Receipt System and Inventory
Credit Initiatives in Eastern & Southern Africa, UNCTAD, December 2009.
COULTER J., G. ONUMAH, The Role of Warehouse Receipt Systems in Enhanced
Commodity Marketing and Rural Livelihoods in Africa, Food Policy, May
2002.
CSAKI Csaba, J. NASH, V. MATUSEVICH, H. KRAY, Food and Agricultural
Policy in Russia: Progress to Date and the Road Forward, World Bank, July
2002.
DİNLER, Zeynel, Tarım Ekonomisi,7. Basım, Ekin Basım Yayım Dağıtım, Bursa,
2014.
DOĞAKA, Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Araştırması ve Ön Fizibilite
Çalışması, haz. Sertaç Dokuzlu, Ocak 2014.
Dünya, “Buğdayda Gübre ve Gübrelemeye Dikkat”, 13 Mart 2014, (çevrimiçi)
http://www.dunya.com/guncel/bugdayda-gubre-ve-gubrelemeye-dikkat-
225151h.htm, 29 Ocak 2016.
Dünya Bankası, Global Economic Monitor (GEM) Commodities, (çevrimiçi)
http://databank.worldbank.org/data/reports.aspx?source=global-economic-
monitor-(gem)-commodities, 25 Şubat 2016.

162

162
EĞERCİ, Sait, “Lisanslı Depoculuk Kedileri ve Depolama Ücretleri” TMO-TOBB
LİDAŞ, 26 Ocak 2016, sözlü görüşme.
FAO, The Russian Federation and FAO, (çevrimiçi) http://www.fao.org/3/a-
au083e.pdf, 14 Nisan 2016.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Tarımsal Araştırma Verileri, Mart 2015,
2015a, (çevrimiçi) http://www.tarim.gov.tr/Belgeler/SagMenuVeriler-
/Tarimsal_Veriler.pdf, 25 Şubat 2016.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Bitkisel Üretim Verileri, Aralık 2015, 2015b,
(çevrimiçi) http://www.tarim.gov.tr/sgb/Belgeler/SagMenuVeriler-
/BUGEM.pdf, 25 Şubat 2016.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, 2015 Yılı Faaliyet Raporu, (çevrimiçi)
http://www.tarim.gov.tr/SGB/Belgeler/Bakanl%C4%B1k_Faaliyet_Raporlar
%C4%B1/2015%20YILI%20BAKANLIK%20FAAL%C4%B0YET%20RA
PORU.pdf, 19 Ocak 2017.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Lisanslı Depoculuk ve Ürün İhtisas Borsacılığı,
(çevrimiçi) http://icticaret.gtb.gov.tr/sikca-sorulan-sorular/lisansli-depoculuk-
ve-urun-ihtisas-borsaciligi#1, 15 Haziran 2015.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Lisanslı Depoculuk Temel İstatistiki Veriler,
(çevrimiçi) http://icticaret.gtb.gov.tr/istatistikler/lisansli-depoculuk, 18 Ocak
2017.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Elektronik Kayıt Kuralları, (çevrimiçi)
http://icticaret.gtb.gov.tr/data/521c5391487c8e75b40877bb/ELEKTRON%C
4%B0K%20KAYIT%20KURALLARI%2022.06.2015.pdf, 16 Ocak 2017.
GÜRSOY, Murat, “Lisanslı Depo Fındıkta Çöktü.”, Dünya, 28 Ocak 2014,
(çevrimiçi) http://www.dunya.com/ekonomi/ekonomi-diger/lisansli-depo-
findikta-coktu-217104h.htm, 20 Kasım 2015.
HASNAIN S. S., K. A. BAKHSHI, I. QADRI, H. MURTAZA, M. K. MUFTI,
Framework for Warehouse Receipt Financing in Pakistan, State Bank of
Pakistan, 16 May 2014.
Hazine Müsteşarlığı, Kamu Sermayeli Kuruluş ve İşletmeler İstatistikleri, (çevrimiçi)
https://www.hazine.gov.tr/tr-TR/Istatistik-Sunum-
Sayfasi?mid=60&cid=14&nm=34, 18 Ocak 2017.
HOLLINGER Frank, L. RUTTEN, K. KIRIAKOV, The Use of Warehouse Receipt
Finance in Agriculture in ECA Countries, St. Petersburg / Russian
Federation, 6-7 June 2009.
İLTER YURTOĞLU, Bihter, “Ürün Senedinin Tarım Sektörünün Finansmanındaki
Rolü”, (Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans
Tezi), Ankara, 2015.
JOVIČIĆ, D., L. JEREMIĆ, L. MILIĆEVIĆ, A. ZEREMSKI, “Warehouse Receipts
Functioning To Reduce Market Risk”, Economics of Agriculture, 2014.

163

163
Kalkınma Bakanlığı, Bitkisel Üretim Özel İhtisas Komisyon Raporu, 10. Kalkınma
Planı, Ankara 2014.
Kalkınma Bakanlığı, Ekonomik ve Sosyal Göstergeler (1950-2014), 8 Temmuz 2015,
2015a.
Kalkınma Bakanlığı, Onuncu Kalkınma Planı (2014-2018) İstanbul Uluslararası
Finans Merkezi Programı Eylem Planı, 2015, 2015b.
Kalkınma Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığı, Yayımlanmamış Çalışmalar, 2016
Kalkınma Bakanlığı, Temel Ekonomik Hesaplar, (çevrimiçi)
http://www.kalkinma.gov.tr/Pages/TemelEkonomikGostergeler.aspx, 5 Ocak
2017.
KARABAŞ, S., A. Zafer GÜRLER, “Lisanslı Depoculuk Sisteminin İşleyişi ve
Türkiye’de Uygulanabilirliği”, Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi, 2010.
KONYALI, Sema, “Türkiye’de Buğdayda Uygulanan Tarım Politikalarının
Üreticiler ve Tüketiciler Üzerindeki Etkileri: Trakya Bölgesi Örneği”,
(Namık Kemal Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Doktora Tezi), Tekirdağ,
2008.
LACROIX, Richard, V. PANOS, “Using Warehouse Receipts in Developing and
Transition Economies”, Finance & Development, September 1996.
MARRA, Michele C., R. REJESUS, “The 2014 Agricultural Act’s Impact on
Farmers:Decisions, Decisions, Decisions”, NC State Economist, May/June
2014.
MEMİŞ, S., H. Dilara KESKİN, “Tarımsal Mamullerde Lisanslı Depoculuk
Sisteminin Rolü”, Yönetim ve Ekonomi Dergisi, 2015.
Milliyet, “Fiskobirlik Başkanı Bayraktar'dan lisanslı depoculuk yorumu”, 12 Kasım
2014, (çevrimiçi) http://www.milliyet.com.tr/fiskobirlik-baskani-bayraktar-
dan-lisansli-giresun-yerelhaber-469344/, 20 Kasım 2015.
NACAR, Esin, “Türkiye buğday piyasasının işleyişi ve regülasyonu”, (DPT
Uzmanlık Tezi), Temmuz 2009.
OECD, Evaluation of Agricultural Policy Reforms in The European Union, 2011,
(çevrimiçi) http://www.keepeek.com/Digital-Asset-Management/-
oecd/agriculture-and-food/evaluation-of-agricultural-policy-reforms-in-the-
european-nion_9789264112124-en#page3, 30 Ocak 2016.
OECD, Alternative Policies to Buffer Stocks for Food Security, Paris, November
2015.
OLSON, Kent, “Agriculture Risk Coverage: ARC-County”, Mart 2014, University
Of Minnesota Extension, March 2014, 2014a, (çevrimiçi)
http://www.extension.umn.edu/agriculture/business/farm-bill/ag-risk-
coverage-county/docs/abm_farm_bill_info5_arccounty.pdf, 3 Ocak 2016.
OLSON, Kent, “Title I. Commodities: Overview for crops”, University Of Minnesota
Extension, November 2014, 2014b, (çevrimiçi)

164

164
http://www.extension.umn.edu/agriculture/business/farm-bill/commodities-
overview/docs/um-ext-commodities-overview.pdf, 3 Ocak 2016.
OLSON, Kent, “Price Loss Coverage (PLC)”, University Of Minnesota Extension,
November 2014, 2014c, (çevrimiçi)
http://www.extension.umn.edu/agriculture/business/farm-bill/price-loss-
coverage/docs/um-ext-price-loss-coverage.pdf, 3 Ocak 2016.
OLSON, Kent, “Agriculture Risk Coverage: ARC-Individual (ARC-IC)”, University
Of Minnesota Extension, January 2015, (çevrimiçi)
http://www.extension.umn.edu/agriculture/business/farm-bill/ag-risk-
coverage-individual/docs/abm_farm_bill_info6_arcindividual1.pdf, 3 Ocak
2016
Polatlı Ticaret Borsası, Anadolu Kırmızı Sert Buğdayın Yıllar İtibarıyla Aylık
Ortalama Fiyatları, (çevrimiçi), http://www.polatliborsa.org.tr-
/index.php?s=icerikdetay&k=108, 25 Ocak 2017.
SARIAL, Özge, “Tarım Anlaşması İç Destekler”, (çevrimiçi)
http://www.tarim.gov.tr/ABDGM/Belgeler/ET%C4%B0/%C4%B0%C3%A7
%20Destekler.pdf, 15 Aralık 2015.
Sayıştay, Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü 2013 Yılı Denetim Raporu,
2014.
SHIELDS, Dennis A., “Farm Commodity Provisions in the 2014 Farm Bill (P.L.
113-79)”, Congressional Research Service, 28 March 2014.
ŞAHİNÖZ, Ahmet, Neolitik’ten Günümüze Tarım Ekonomi ve Politikaları, Turhan
Kitabevi, Ankara, 2011.
ŞAHİNÖZ, A., S. ÇAĞATAY, Ö. TEOMAN, Türkiye’de Tarımsal Destekleme
Politikası Aracı Olarak Fark Ödeme Sistemi’nin Uygulanabilirliğinin
Tartışılması ve Sistemin İktisadi Analizi, Tarımsal Ekonomi Araştırma
Enstitüsü, Ankara, 2007.
ŞAKAR, Numan, “Türkiye’de Lisanslı Depoculuk Sistemi’nin Vergi Harcaması
Yöntemiyle Yaygınlaştırılması”. Ekonomik Forum Dergisi, Mart 2012.
TAŞKIN, Kutluhan, Türk Tarımında Destekleme Ödemelerinin Transfer Etkinliği,
(DPT Uzmanlık Tezi), Ankara, 2009.
TİGEM, 2014 Tohumculuk Sektör Raporu,2014.
TMO, 2012 Hububat Raporu, Ankara, 2013.
TMO, 2013 Hububat Raporu, Ankara, 2014.
TMO, 2014 Yılı Hububat Sektör Raporu, Ankara, 2015a.
TMO, Stratejik Plan 2015-2019, Ankara, Mart 2015b.
TMO, 2015 Hububat Raporu, Ankara, 2016.
TMO-TOBB-LİDAŞ, 2012 3. Hesap Dönemi Faaliyet Raporu, 2013.
TMO-TOBB-LİDAŞ, 2013 Yılına Ait Faaliyet Raporu, 2014.

165

165
TMO-TOBB-LİDAŞ, 2014 Yılına Ait Faaliyet Raporu, 2015.
TMO-TOBB-LİDAŞ, 2015 Yılına Ait Faaliyet Raporu, 2016.
TÜİK, Bitkisel Ürün Fiyatları ve Üretim Değerleri, Tarımsal Fiyat ve Ekonomik
Hesaplar, (çevrimiçi) http://www.tuik.gov.tr/, 2016a, 16 Aralık 2016.
TÜİK, Tahıllar ve Diğer Bitkisel Ürünler, Bitkisel Üretim İstatistikleri, (çevrimiçi)
http://www.tuik.gov.tr/, 2016b, 1 Ocak 2017.
TÜİK, Tahıllar ve Diğer Bitkisel Ürünler Denge Tablosu, Bitkisel Üretim
İstatistikleri, (çevrimiçi) http://www.tuik.gov.tr/, 2016c, 1 Ocak 2017.
TÜİK, Tarımsal Fiyat ve Ekonomik Hesaplar, Tarımsal Fiyat İstatistikleri,
(çevrimiçi) http://www.tuik.gov.tr/, 2016d, 18 Aralık 2016.
TÜİK, Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi, (çevrimiçi) http://www.tuik.gov.tr/, 2016e, 18
Aralık 2016.
TÜİK, Tüketici Fiyat Endeksi, (çevrimiçi) http://www.tuik.gov.tr/, 2016f, 18 Aralık
2016.
TÜİK, Tarımsal İşletme Yapı İstatistikleri, Tarımsal İşletme Yapı Araştırması 2006,
(çevrimiçi) http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=3977, 2016g, 5
Ocak 2017.
TÜİK, Yıllık Hesaplar, Üretim Yöntemi ile Yıllık GSYH, (çevrimiçi)
http://www.tuik.gov.tr/, 2016h, 6 Ocak 2017.
TÜİK, Tarımsal Fiyat ve Ekonomik Hesaplar, Tarımsal Üretim Değeri, (çevrimiçi)
http://www.tuik.gov.tr/, 2016ı, 8 Ocak 2017.
Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu, 2013 Yılı Un Sanayi Sektör Raporu, 10 Ocak
2014.
TZOB, Buğday Raporu, Mayıs 2005.
URAS, Güngör, “Lisanslı Depocular” Milliyet, 21 Ağustos 2006, (çevrimiçi)
http://www.milliyet.com.tr/%20lisanslidepocular/gungoruras/ekonomi/yazard
etayarsiv/21.08.2006/168628/default.htm, 19 Ocak 2017.
USDA, Warehouse Licenced under the U.S. Warehouse act., December 2011,
(çevrimiçi) https://www.fsa.usda.gov/Internet/FSA_File/whselst2011.pdf, 6
Temmuz 2015.
USDA, Nonrecourse Marketing Assistance Loans and Loan Deficiency Payments,
August 2014, 2014a, (çevrimiçi) https://www.fsa.usda.gov-
/Internet/FSA_File/mal_ldp_2014.pdf, 5 Şubat 2016.
USDA, “Crop Commodity Program”, 11 April 2014, 2014b, (çevrimiçi)
http://www.ers.usda.gov/agricultural-act-of-2014-highlights-and-
implications/crop-commodity-programs.aspx, 2 Şubat 2016.
USDA, “The United States Warehouse Act”, 11 August 2016, (çevrimiçi)
https://www.fsa.usda.gov/Internet/FSA_File/aboutuswa.pdf, 8 Ocak 2017.
Ünye Ticaret Borsası, Lisanslı Depoculuk Fizibilite Raporu, 24 Ekim 2013.

166

166
VARANGIS, P., D. LARSON, “How Warehouse Receipts Help Commodity Trading
and Financing”, (çevrimiçi) https://agriskmanagementforum.org-
/sites/agriskmanagementforum.org/files/Documents/How%20warehouse%20r
eceipts%20help%20commodity%20trading%20and%20finance.pdf, 17
Haziran 2015.
YILMAZ, Talat, “Dünya Ticaret Örgütü Mevcut Tarım Anlaşması”, Kasım 2007,
(çevrimiçi) http://www.tzymb.org.tr/koseyazilari.asp?yazar=6&yazi=38, 15
Aralık 2015.
YÜCEL, İsmail, “Lisanslı Depoculuk Sistemi ve Ürün İhtisas Borsacılığı”, 23
Haziran 2010, (çevrimiçi) http://www.slideshare.net/ismailyucel/lisansl-
depoculuk-ve-rn-ihtisas-borsacl, 2 Temmuz 2015.
Ziraat Mühendisleri Odası, Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu Tasarısı’na
İlişkin Ziraat Mühendisleri Odası’nın Görüşleri, Haziran 2006, (çevrimiçi)
http://www.zmo.org.tr/genel/bizden_detay.php?kod=140&tipi=5&sube=0, 8
Temmuz 2015.

YARARLANILAN MEVZUAT

193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu (06.01.1961 tarih ve 10700 sayılı T.C. Resmi
Gazete).
233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname
(18.06.1984 tarih, 18435 sayılı mükerrer T.C. Resmi Gazete).
488 Sayılı Damga Vergisi Kanunu (11.07.1964 tarih ve 11751 sayılı T.C. Resmi
Gazete).
2699 sayılı Umumi Mağazalar Kanunu (13.08.1982 tarih ve 17781 sayılı T.C. Resmi
Gazete).
3065 sayılı KDV Kanunu (02.11.1984 tarih ve 18563 sayılı T.C. Resmi Gazete).
5174 sayılı Türkiye Odalar Ve Borsalar Birliği İle Odalar ve Borsalar Kanunu
(01.6.2004 tarih, 25479 sayılı T.C. Resmi Gazete).
5300 sayılı Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu (17.02.2005 tarih, 25730
sayılı T.C. Resmi Gazete).
5904 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun (03.07.2009 tarih ve 27277 sayılı T.C. Resmi Gazete).
6456 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında
Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun (18.04.2013 tarih ve 28622 sayılı T.C. Resmi
Gazete).
6527 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun (01.03.2014
tarih ve 28928 sayılı T.C. Resmi Gazete).
03.03.1998 tarih ve 98/10661 sayılı 1997-1998 Dönemi Hububat Ürünü Destekleme
Alımı ve Satımı Hakkında Karara Ek Karar

167

167
15.06.2002 tarih ve 2002/4199 sayılı 2002-2003 Dönemi Hububat Ürünü Alımı ve
Satımı Hakkında Karar
28.08.2004 tarih ve 2004/7743 sayılı Hububat Ürünü 2004-2005 Dönemi Alımı ve
Satımı Hakkında Karar’da Değişiklik Yapılmasına Dair Karar
04.10.2006 tarih ve 2006/10910 sayılı Hububat Ürünü Alımı ve Satımı Hakkında
Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar
20.06.2009 tarih ve 2009/15095 sayılı Hububat Ürünü Alımı ve Satımı Hakkında
Karar
12.01.2009 tarihli ve 2009/14592 sayılı 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94’üncü
Maddesinde Yer Alan Tevkifat Nispetleri Hakkında Karar
16.07.2009 tarih ve 2009/15199 sayılı Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında
Karar
16.06.2012 tarih ve 2012/3241 sayılı Hububat Ürünü Alımı ve Satımı Hakkında
Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar
19.06.2012 tarih ve 2012/3305 sayılı Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında
Karar
09.02.2014 tarih ve 2014/5860 sayılı Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü ve
Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Şirketinin Görevlendirilmesiyle İlgili Bazı
Bakanlar Kurulu Kararlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Karar
16.03.2016 tarihli ve 2016/8791 sayılı 2015 Yılında Tarımsal Desteklemelere İlişkin
Karar
16.10.2014 tarih ve 2014/6849 sayılı Tarımsal Ürünlerin 5300 Sayılı Tarım Ürünleri
Lisanslı Depoculuk Kanunu Çerçevesinde Lisans Alarak Faaliyet Gösteren
Depolarda Muhafaza Edilmesi Halinde Kira Destekleme Ödemesi
Yapılmasına İlişkin Karar
Toprak Mahsulleri Ofisi Ana Statüsü (4/4/1990 tarih ve 90/T-19 sayılı Yüksek
Planlama Kurulu Kararı)
Lisanslı Depoculuk Tazmin Fonu Yönetmeliği (21.02.2005 tarih, 26030 sayılı T.C.
Resmi Gazete).
Yetkili Sınıflandırıcıların Lisans Alma, Faaliyet ve Denetimi Hakkında Yönetmelik
(08/10/2005 tarih ve 25960 sayılı T.C. Resmi Gazete).
Elektronik Ürün Senedi Yönetmeliği (12.11.2011 tarih ve 28110 sayılı T.C. Resmi
Gazete).
Yetkili Sınıflandırıcıların Lisans Alma, Faaliyet ve Denetimi Hakkında Yönetmelik
(18.01.2013 tarih ve 28532 sayılı T.C. Resmi Gazete).
Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Yönetmeliği (12.04.2013 tarih, 28616 sayılı T.C.
Resmi Gazete).
Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Kararın Uygulanmasına İlişkin Tebliğ
(28.07.2009 tarih ve 27302 sayılı T.C. Resmi Gazete).

168

168
Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Kararın Uygulanmasına İlişkin Tebliğ
(20.06.2012 tarih ve 28329 sayılı T.C. Resmi Gazete).
Hububat, Baklagiller ve Yağlı Tohumlar Lisanslı Depo Tebliği (12.04.2013 tarih ve
28616 sayılı T.C. Resmi Gazete).
Damga Vergisi Kanunu Genel Tebliği (25.12.2015 tarih ve 29573 sayılı T.C. Resmi
Gazete).

169

169
DİZİN

39, 58, 67, 87, 88, 90, 91, 94, 95,


A
98, 103, 105, 106, 108, 109, 111,
ABD, viii, ix, 2, 3, 24, 25, 26, 27, 28,
112, 113, 122, 124, 138, 140, 141,
29, 30, 34, 36, 37, 42, 45, 48, 51,
142, 143
52, 55, 56, 57, 58, 64, 87, 109, 114,
fiyat garantisi, i, 106, 110, 114, 115,
116, 138, 139, 141
116, 117, 118, 120, 121, 127, 128,
anket, i, 3, 88, 96, 98, 104, 105, 106,
130, 131, 134, 141, 142, 143, 144,
113, 114, 118, 139, 141
145
avans, i, 85, 102, 106, 108, 109, 110,
fiyat istikrarı, i, 4, 11, 17, 18, 21, 102,
112, 113, 115, 120, 122, 127, 128,
118, 125, 128, 143
129, 130, 134, 141, 142, 144, 147,
148 G
görev zararı, 1, 3, 62, 65, 66, 67, 68,
B
128, 130, 138
buğday, 3, 25, 29, 30, 42, 45, 46, 47,
48, 49, 50, 52, 53, 54, 56, 58, 61, H
63, 64, 65, 86, 89, 97, 101, 110, hububat, 2, 3, 10, 11, 24, 28, 32, 33,
114, 117, 124, 129, 130, 132, 133, 37, 38, 40, 41, 45, 49, 59, 60, 61,
135, 138, 146, 147, 164 62, 63, 67, 87, 90, 95, 96, 100, 101,
103, 120, 128, 142
Ç
çiftçi refahı, i, 1, 2, 13, 47, 48, 53, 63, K
138, 139 kamu maliyesi, i, 3, 129

D L
destekleme, 1, 14, 15, 16, 28, 53, 55, lisanslı depoculuk, i, 2, 3, 5, 6, 7, 8, 9,
57, 58, 60, 62, 89, 121, 127, 138 11, 13, 14, 16, 17, 18, 21, 22, 25,
27, 28, 32, 34, 35, 36, 37, 38, 39,
F
40, 41, 43, 45, 61, 70, 71, 74, 83,
finansman, 1, 2, 4, 5, 7, 9, 10, 12, 16,
85, 86, 87, 90, 91, 92, 94, 95, 96,
19, 20, 26, 29, 30, 31, 33, 34, 37,
98, 100, 101, 102, 103, 106, 107,
170

170
108, 109, 110, 116, 118, 122, 125, TMO-TOBB LİDAŞ, ix, 87, 88, 89,
126, 127, 128, 130, 139, 140, 141, 100, 101, 102, 107, 110, 118, 119,
142, 143, 144, 145, 148, 164 120, 121, 122, 127, 128, 131, 132,
133, 134, 135, 136, 139, 140, 142,
T
163
taban fiyat, 14, 15, 16, 29, 30, 114,
115, 116, 120, 128, 130, 142, 143 Ü
ürün ihtisas borsası, i, 4, 61, 76, 104,
teşvik, 2, 15, 21, 22, 24, 32, 36, 38, 41,
61, 86, 87, 93, 94, 98, 104, 106, 141

108, 110, 113, 114, 118, 123, 139, ürün senedi, i, 5, 6, 8, 26, 29, 31, 32,
140, 144 37, 42, 43, 70, 73, 74, 76, 77, 84,

TMO, i, ix, 3, 16, 27, 28, 29, 45, 47, 85, 86, 88, 94, 95, 100, 101, 102,

48, 52, 55, 56, 59, 60, 61, 62, 63, 103, 104, 107, 108, 109, 112, 115,

64, 65, 66, 67, 68, 85, 86, 87, 88, 116, 120, 121, 122, 127, 128, 129,

89, 95, 96, 97, 100, 101, 102, 103, 133, 139, 141, 142, 143, 144, 145,

105, 107, 109, 110, 113, 114, 115, 148

116, 117, 118, 119, 120, 121, 122, ürün senedi alım satımı, i, 74, 95, 104,
126, 127, 128, 130, 131, 132, 133, 115, 116, 120, 121, 127, 129, 139,
134, 135, 136, 138, 139, 140, 141, 141, 142, 143, 144
142, 144, 146, 147, 150, 153, 163,
V
165, 166
verimlilik, 1, 47, 48, 51, 58, 65, 138

171

171
T.C.
KALKINMA BAKANLIĞI

TARIMDA LİSANSLI DEPOCULUK SİSTEMİ: HUBUBAT PİYASASI ÖRNEĞİ


Uzmanlık Tezi
Mustafa KAYA
www.kalkinma.gov.tr

T.C.
KALKINMA BAKANLIĞI
YÖNETİM HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
BİLGİ VE BELGE YÖNETİMİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI TARIMDA LİSANSLI DEPOCULUK SİSTEMİ:
Kasım 2017
Necatibey Cad. No: 110/A 06100 Yücetepe - ANKARA
Tel: +90 (312) 294 50 00 Faks: +90 (312) 294 69 77
HUBUBAT PİYASASI ÖRNEĞİ
ISBN NO: 978-605-9041-97-3
KALKINMA BAKANLIĞI YAYINLARI BEDELSİZDİR, SATILAMAZ. YILLIK PROGRAMLAR VE KONJONKTÜR DEĞERLENDİRME
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Kasım 2017

You might also like