Bronz Döküm, 2.60 m yükseklik Kadıköy 1994 Sanatçı, heykelde gülleri çok seven Abidin Dino’nun sol eline bir gül vermiş, boynuna da her zaman taktığı atkısın takmış, ancak bugün her nedense gülün yerinde yeller esmekte. ABİDİN DİNO (d. 1913-ö. 1993) Abidin Dino’nun 1993 yılında, Paris’te bir hastane odasında sona eren renklerle ve kelimelerle dolu hayatı 1913 yılında İstanbul’da başladı. O sırada çıkan 1. Dünya Savaşı nedeniyle Dino ailesi Türkiye’ye dönemediği için çocukluğu Cenevre’de ve Fransa’da geçti. Abidin Dino asıl eğitimini sinema üzerine aldı. 1934 yılında Sovyetler Birliği’ne giderek 3 yıl Rus yönetmen Sergey Yutkeviç’in yanında kaldı ve makyajdan dekora kadar sinemanın tüm detaylarını orada öğrendi. Ama hayatında sadece biri Sovyetler Birliği’nde ve diğeri de 1966 olimpiyatlarında olmak üzere 2 belgesel film çekti. Hayatına ressam ve yazar olarak devam etmeyi tercih etti. Abidin Dino, ressamlığı yanında, örgütçü, öncü, bağlayıcı nitelikleri ile de hem çevresini, hem toplumumuzu etkilemiştir. Henüz 20 yaşındayken 1933’te Cemal Tollu, Elif Naci, Nurullah Berk, Zeki Faik İzler ve Zühtü Müridoğlu ile birlikte D Grubu’nu kurdu. Nurullah Berk’in önerisiyle Latin alfabesindeki dördüncü harfi kendilerine isim olarak seçerler. Türkiye’nin ilk avant-garde resim grubuydu. Türkiye Komünist Partisi’nin ateşli bir üyesi olan Abidin Dino’nun fikirlerinin şekillenmesinde yakın dostu Nazım Hikmet’in büyük bir etkisi olmuştu. Ve bu düşünceleri yüzünden o dönemde pek çok düşünce adamının yaşadığı gibi Abidin Dino, yıllar önce dedesinin valilik yaptığı Adana’ya, oradan da Paris’e gitmek zorunda kalmıştı. Abidin Dino ile dilbilimci, çevirmen ve yazar Güzin Dikel 1943 yılında evlendi ve Dino’nun ölümüne kadar ayrılmadılar.
METİN YURDANUR (d. 1951, Sivrihisar)
Metin Yurdanur, 1951 yılında Sivrihisar’da doğdu. Çocukluk ve gençlik yıllarını burada, 3 bin yıllık Frigya, Roma ve Selçuklu uygarlıklarının kalıntıları arasında geçirdi. Babasının demir atölyesinin bahçesinde bulunan 19. Ve 20. Yüzyıllara ait, antika niteliğindeki materyallerle oyunlar oynadı. Binlerce yıllık tarihi eser ve antikaların etkisiyle 3 boyutlu formlara ilgi ve sevgi duymaya başladı. 1972 yılında Gazi Eğitim Enstitüsü Resim-İş Bölümü’nden mezun oldu. 1979 yılında Ankara Belediyesi’nin “Kentin Plastik Unsurlarla Donatılması” projesi kapsamında gelen talep üzerine çeşitli heykel tasarımları hazırladı. Bunlar bugün Abdi İpekçi Parkı’ndaki “Eller”, Gar Meydanı’ndaki “Miras”, Batıkent’teki “Dayanışma”dır. 1981 yılında serbest çalışmaya başlayan sanatçının dünya çapında 100’den fazla heykeli bulunmaktadır. Bunlardan bir kısmı Almanya, Japonya, Macaristan, Libya, Türkmenistan, Moğolistan ve Küba’dadır. 2005 yılında Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi yerleşkesinde 50’den fazla heykelden oluşan “Ben Anadoluyum , Ben Cumhuriyetim, Ben Halkım” adlı 1 yıl süreli sergiyi açtı. Her yıl farklı bir üniversitede tekrarlanan sergi Türkiye’de ilk ve tek olma özelliğine sahiptir. Sanatçının Sivrihisar’da, yaklaşık yüz bin metrekarelik bir alanda eserlerinin sergilendiği bir açık hava heykel müzesi bulunmaktadır. Aynı alanda bulunan ve sanatçıya ait olan bu konak tescilli kültür varlıkları listesindedir. Sanatçı Anlara’da bulunan heykel atölyesinde çalışmalarını sürdürmektedir. ABİDİN DİNO HEYKELİ HAKKINDA RÖPORTAJ “SOKAKTA SANAT” 24, Erkek, Öğrenci 1. Türkiye’nin sanata bakışını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu konuda çok fazla umudum olmasa da Türk sanat izleyicisinin özellikle yeni jenerasyonla birlikte geliştiğini ve bilinçlendiğini görüyorum. Tabii bu durum ülkedekilerin eğitim seviyesiyle ve kültür ve sanata yapılan yatırımlarla birlikte değerlendirilmelidir. Bu bağlamda çok da iyi bir seviyede olmadığımızı söyleyebilirim. 2. İstanbul’daki kültür ve sanat yapıtları hakkında ne düşünüyorsunuz? İstanbul, tarihi ve bulunduğu konum itibariyle bu konuda oldukça şanslı bir şehir. Bu durum geçmişten günümüze şehrin birçok açıdan, kültürel ve sanatsal açıdan da gelişmesine sebep olmuştur. Türkiye’nin de en gelişmiş kenti olduğunu söyleyebilirim.(Alaycı bir şekilde gülümsüyor.) E, haliyle şehirde bir sürü yapıt var ve bu çok güzel bir şey. Ama verilen değer hakkında aynı şeyi söyleyemem. Şehirdeki çoğu insan burada yaşamayı hak etmiyor bence. 3. Size göre iyi bir sanat eseri içinde neleri barındırmalı? Bu amaca ve türe göre değişir. Mesela Kadıköy’deki böyle bir heykel amacına uygun yapılmıştır. Amaç nedir? Unutmamak, unutturmamak veya öğretmek... Tabi sergilendiği yer de çok önemli. Burada, sokakta, halkın içinde olan bir eserden en başta kendimizden bir parça ararız. Ama bence resim sanatı daha kişiseldir mesela. Bu sorunun cevabı uzar da gider. Özetle, bence iyi bir sanat eseri insandan olan her şeyi barındırmalı. 4. Sizce sanat galeride mi olmalı yoksa sokakta mı? Sokakta olmasını isterdim elbette ama İsveç’te değiliz. (Gülüyoruz.) 5. Abidin Dino ve Metin Yurdanur hakkında neler biliyorsunuz? Metin Yurdanur’u tanımıyorum maalesef. Bu heykelin sanatçısı olduğunu da şu an öğreniyorum. Abidin Dino’nun da ressam ve yazar olduğunu biliyorum yalnızca. Yeditepe Öyküleri’ni okumuştum. 6. Sizce bu eserin tasarım ve yapım süreci ne kadar zaman almıştır? Yani heykel sanatından oldukça uzağım. Ne kadar sürede yapıldığı hakkında pek fikrim yok. Ama tahminimce üzerinde 2-3 aylık bir çalışma vardır diyebilirim. 7. Bu heykelin insanlığa katkısı sizce nedir? Dediğim gibi bence en büyük katkısı unutturmamaktır. Tanımadığımız bir sürü önemli insan var. Tanımayanlar için bir tanışma fırsatı, sevenleri için de güzel bir hatıra olduğunu düşünüyorum. 8. Herhangi bir sanat dalıyla uğraşıyor musunuz veya uğraştınız mı? Müzikle uğraşmak hayalimdi. Şu an sadece hobi olarak gitar ve bateri çalıyorum. 9. Heykel sanatına uzak bir ülkede yaşıyoruz. Sizin evinizde heykel var mı? Heykele ben de uzağım maalesef. Zaten öğrenciyim. Öğrenci evlerinde de pek heykele rastlanmaz. (Gülüyoruz.) 10. Son olarak sanatla uğraşmayı hayal eden ya da tam içinde olan insanlara bir şeyler söylemek ister misiniz? Sanat yaratıcılık, cesaret ve inanç işi. Bunlardan biri eksikse pek bulaşmamalarını tavsiye ediyorum. Başarı bu şekilde gelmez. Sanat özveri gerektirir. Tabii sanatı hayatının merkezine alan insanlar için geçerli bu. Yoksa herkesin bir şekilde sanatla uğraşmasını isterim.
58, Erkek, Serbest Meslek
1. Türkiye’nin sanata bakışını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ülkemizin her yerinde sanat eseri var. Biz de Türk halkı olarak bu eserlere değer veriyor ve sahip çıkıyoruz. 2. İstanbul’daki kültür ve sanat yapıtları hakkında ne düşünüyorsunuz? İstanbul’da her şey var. Camilerimiz, kiliseler falan hep sanat eseri. Kadıköy’de de çok var. Duvarları falan da boyuyorlar, resim yapıyorlar. Ben seviyorum. Güzel semt Kadıköy. 3. Size göre iyi bir sanat eseri içinde neleri barındırmalı? Valla ülkemizi, milletimizi temsil etmeli, kültürümüzü dünyaya tanıtmalı. 4. Sizce sanat galeride mi olmalı yoksa sokakta mı? Sokakta olsun ki biz de görelim, değil mi? (Gülüyor.) 5. Abidin Dino ve Metin Yurdanur hakkında neler biliyorsunuz? Tanımıyorum. Şimdi ne söylesem yalan olur. 6. Sizce bu eserin tasarım ve yapım süreci ne kadar zaman almıştır? Bilmem. Bunu yapmak emek ister. Tek bir kişi yapıyorsa bunu aylar sürmüştür herhalde. 7. Bu heykelin insanlığa katkısı sizce nedir? Güzel bir sanatçımızı ölümsüzleştirmişler. Bak ben bilmiyordum mesela şimdi öğrendim. Sanatçılarımızı, kültürümüzü insanlara tanıtıyor. İnsanlığa katkısı budur. 8. Herhangi bir sanat dalıyla uğraşıyor musunuz veya uğraştınız mı? Hayır, uğraşmıyorum. 9. Heykel sanatına uzak bir ülkede yaşıyoruz. Sizin evinizde heykel var mı? Böyle heykel yok ama küçük heykel var sanırım. Hanım daha iyi bilir o hep evde. (Gülüyor.) 10. Son olarak sanatla uğraşmayı hayal eden ya da tam içinde olan insanlara bir şeyler söylemek ister misiniz? Hayallerinin peşinden gitsinler ama ekmek de önemli. İnsanın karnı doymadıktan sonra sanatla falan nereye kadar geçinecek? Sanat zengin işi. Bak ben mesela sanatla nasıl uğraşayım? Değil mi ama?
37, Kadın, İşletmeci
1. Türkiye’nin sanata bakışını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye her açıdan gelişiyor. Artık sanata daha çok değer vermeye başladık. Birçok sanatsal faaliyet var. Bunlara katılmaya çalışıyoruz. Gençler daha bilinçli tabii. Bizden sonra daha duyarlı bir nesil gelecek. 2. İstanbul’daki kültür ve sanat yapıtları hakkında ne düşünüyorsunuz? 1453’ten beri İstanbul bizde. Ondan öncesi de var. Dünya’nın her yerinden insana ev sahipliği yapmış bir şehir. Haliyle oldukça köklü bir geçmişe ve büyük bir kültür birikimine sahip. Buna her geçen gün yenileri de ekleniyor. Yerli-yabancı birçok sanatçının eli değdi bu şehre. Bu şehirde yaşayanlar olarak bizim en büyük eksiğimiz sanata ve kültürel ögelere gerekli önemi vermememiz. 3. Size göre iyi bir sanat eseri içinde neleri barındırmalı? Bu çok kapsamlı bir soru. Ama genel olarak görüşümü istersen sanat eseri öncelikle estetik olmalı. Ben kendimden bir parça ararım hangi sanat eseriyle karşı karşıya olursam olayım. Bir filmi seviyorsam eğer bana ait bir değere sahip olduğu içindir. 4. Sizce sanat galeride mi olmalı yoksa sokakta mı? Galeride sergilenecek eserler ayrı, sokaktaki ayrı. Müzedeki bir tarihi eseri sokakta sergileyemezsin. Ama sokakta sanata daha çok yer verilmesinden yanayım tabii. 5. Abidin Dino ve Metin Yurdanur hakkında neler biliyorsunuz? Sen yazarken ben de biraz kopya çektim. (Gülüyoruz.) Abidin Dino’nun ressam olduğunu biliyorum ama Metin Yurdanur’u hiç duymamıştım. Her gün önünden geçerim hiç merak etmemişim. Bakıyoruz ama göremiyoruz maalesef. 6. Sizce bu eserin tasarım ve yapım süreci ne kadar zaman almıştır? Heykelle hiç ilgilenmediğim için net bir şey söyleyemem. Belki defalarca düzeltildi veya yeniden yapıldı. En az 1-2 ay sürmüştür herhalde. 7. Bu heykelin insanlığa katkısı sizce nedir? Bir insan tanıtmak en büyük katkısı bence. Yanından geçip gidiyoruz ama tanımıyoruz. Eve gidince bakacağım mesela Abidin Dino kimdir diye. 8. Herhangi bir sanat dalıyla uğraşıyor musunuz veya uğraştınız mı? Halk Eğitim Merkezi’nde Türk Sanat Müziği korosundaydım ama bıraktım. Ara sıra resim yapıyorum o kadar. 9. Heykel sanatına uzak bir ülkede yaşıyoruz. Sizin evinizde heykel var mı? Biblolarım var. 10. Son olarak sanatla uğraşmayı hayal eden ya da tam içinde olan insanlara bir şeyler söylemek ister misiniz? Dünyayı yaşanabilir kılan şeylerdendir sanat. Kimin elinden ne geliyorsa, kim neye ilgi duyuyorsa o yoldan gitsin. Sanat sevgiyle yapılır. Sevgiyle yapılan şey de insanın ruhunu tatmin eder.