Professional Documents
Culture Documents
1928’de yapılan harf değişikliği, hem Türkçe ve Osmanlıca olarak bir “dil
ikiliği”ne, hem de “Türkçe Sözlük ve Osmanlıca Sözlük” şeklinde bir “sözlük
ikiliği”ne yol açmıştır. Üstelik, Türkçenin kaidelerine aykırı bir şekilde “devlet
eliyle” uydurulan yeni kelimeler, eski kelimelerin yerine ikame edilmek
istenmiş, bu da dilimizin anlam nüanslarını ve ıstılahî düzenini alt üst etmiştir.
Türk Dil Kurumu, ilmin izzetini hiçe sayarak sözlüğündeki dinî kelime ve
kavramları bile laik bir anlayışla tanımlamıştır. 1980’li yıllardan bu yana,
özellikle son 15 yılda Türk sözlükçülüğünün gelişim kaydettiğini söyleyebiliriz.
Doğan, Kubbealtı ve Ötüken gibi sözlükler dilimizin geleceğini teminat altına
almış, TDK ve resmî ideolojinin sultasını kırmışlardır. Bununla birlikte
Türkçenin bütün söz varlığı hâlâ tespit edilememiş ve tam teşekküllü bir
etimolojik sözlüğü henüz yazılamamıştır.
Son olarak, nitelikli “derleme” sözlüklerden oluşan bir liste hazırladım; bunu da
ilgisi ve merakı olanların istifadesine sunuyorum:
o Zühal Kültüral, Galatât Sözlükleri
o Tiyo, Türkün Dili Kur’an Sözü
o Muammer Parlar, Resulü Ekrem Söyledi İşiten Türk Oldu
o Günay Karaağaç, Türkçe Verintiler Sözlüğü
o Günay Karaağaç, Türkçenin Alıntılar Sözlüğü
o TDK, Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü
o TDK, Derleme Sözlüğü
o TDK, Tarama Sözlüğü
o Ahmet Dinç, Türkçenin Kayıp Kelimeleri
o Burhan Paçacıoğlu, Türkçenin Sözcük Dağarcığı (VIII.-XVI. Yüzyıllar Arasında)
Feyyaz Kandemir