You are on page 1of 6

 

Kandemir  |  14/04/2017  |  Kategori : Dosyalar, Sözlük   |  Okunma:3.862

Türkçe, birçok lehçesi bulunan ve dünyanın en fazla konuşulan dillerinden


biridir. Bütün Türk lehçelerini ifade etmek için genellikle “Türk Dili/Dilleri”
tabiri kullanılır. “Türkçe” denildiğinde ise akla Türkiye Türkçesi gelir; Kırgızca
denildiğinde Kırgız Türkçesinin, Uygurca denildiğinde Uygur Türkçesinin akla
gelmesi gibi. Türkçeyi, “Türk Dili” ile aynı anlamda kullananlar da vardır; biz
de hem genel olarak Türk Dilini hem de özel olarak Türkiye Türkçesini ifade
etmek maksadıyla kullanıyoruz.
Türklerin İslâm’ı kabulüyle birlikte Türkçe değişim ve gelişim sürecine
girmiştir. Türkler, din dili olarak Arapçanın ve edebî dil olarak Farsçanın
imkânlarından yararlanarak Türkçeyi zenginleştirmiş ve bir edebiyat dili hâline
getirmiştir. Bunun ilk verimleri, Karahanlı Türkçesi (Hakaniye Lehçesi) ile
yazılan Kutadgu Bilig, Dîvânü Lugati’t-Türk, Atebetü’l-Hakâyık, Divan-ı
Hikmet adlı eserlerdir. Dîvânü Lugati’t-Türk’ün müellifi Kaşgarlı
Mahmud aynı zamanda Türk sözlükçülüğünün de kurucusudur.

Sözlükler genel itibariyle tek dilli ve çok dilli olmak üzere ikiye


ayrılırlar. Kaşgarlı Mahmud‘un Dîvân‘ı Arapça olarak kaleme alınmış iki dilli
Türkçe-Arapça bir sözlüktür. Keza Türk sözlükçülüğünün Anadolu sahasındaki
ilk verimi olan ve 13. asırda Hinduşah Nahcivanî tarafından yazılan Sihâh-ı
Acemiyye adlı Türkçe-Farsça sözlük de iki dillidir. 19. asra kadar Anadolu
sahasında yazılan sözlüklerin hemen hepsi Arapça ve Farsçadan Türkçeye
tercüme edilen yahut Türkçedeki Arapça ve Farsça kelimeleri içeren
sözlüklerdir. Osmanlı sözlükçülüğünde Türkçe kökenli kelimeleri ilk kez madde
başı yapan Şeyhülislâm Mehmed Esad Efendi olmuş, Lehcetü’l-Lugat isimli
sözlüğünde Türkçe kelimelerin Arapça ve Farsça karşılıklarını vermiştir.

Tanzimat’tan sonra kaleme alınan sözlüklerde modern sözlükçüğün etkileri


görülür. Bilhassa, Bianchi ve Redhouse gibi Batılı kalemlerin Fransızca ve
İngilizceden Türkçeye ve Türkçeden Fransızca ve İngilizceye hazırlamış olduğu
sözlükler, Türkçe sözlük yazarlarını modern sözlükçülüğün imkânlarıyla
tanıştırmıştır. Böylelikle Arap ve Fars sözlük geleneklerinin etkisi tamamen
kırılmıştır. Şemseddin Sâmî‘nin 1901’de yayınlanan Kamus-ı Türkî‘si bu
sürecin en güzel semeresidir.

1928’de yapılan harf değişikliği, hem Türkçe ve Osmanlıca olarak bir “dil
ikiliği”ne, hem de “Türkçe Sözlük ve Osmanlıca Sözlük” şeklinde bir “sözlük
ikiliği”ne yol açmıştır. Üstelik, Türkçenin kaidelerine aykırı bir şekilde “devlet
eliyle” uydurulan yeni kelimeler, eski kelimelerin yerine ikame edilmek
istenmiş, bu da dilimizin anlam nüanslarını ve ıstılahî düzenini alt üst etmiştir.
Türk Dil Kurumu, ilmin izzetini hiçe sayarak sözlüğündeki dinî kelime ve
kavramları bile laik bir anlayışla tanımlamıştır. 1980’li yıllardan bu yana,
özellikle son 15 yılda Türk sözlükçülüğünün gelişim kaydettiğini söyleyebiliriz.
Doğan, Kubbealtı ve Ötüken gibi sözlükler dilimizin geleceğini teminat altına
almış, TDK ve resmî ideolojinin sultasını kırmışlardır. Bununla birlikte
Türkçenin bütün söz varlığı hâlâ tespit edilememiş ve tam teşekküllü bir
etimolojik sözlüğü henüz yazılamamıştır.

Aşağıdaki listede Türk sözlükçülüğünün tarihî seyri ve bugünkü durumu göz


önünde bulundurularak Türkçe sözlükleri bütünlüklü bir şekilde sunulmaya
çalışılmıştır.
Türkçe Sözlükleri

Kaşgarlı Mahmud, Kitâbu Dîvâni Lugati’t-Türk:  Aslında bu yazı Türkçeden


Türkçeye sözlükleri konu ediniyor lâkin Dîvânü Lugati’t-Türk’e öneminden
dolayı kısaca değinmek istedim. Türkçenin bilinen ilk sözlüğü olan Dîvânü
Lugati’t-Türk, “Türk Lehçelerini toplayan kitap” anlamına gelir ve 8.000
civarında Türkçe kelimenin Arapça karşılıklarını içerir. Kaşgarlı Mahmud,
1072 yılında yazmaya başladığı eserini, kimi araştırmacılara göre 1074’te,
kimilerine göre ise 1077’de tamamlamıştır. Dîvânü Lugati’t-Türk aynı zamanda
bir ansiklopedi olarak kabul edilir. Türk dilinin lehçelerine ve gramerine dair
bilgilerin yanı sıra Türklerin yaşantısına, gelenek-göreneklerine ve şifahî
kültürüne dair önemli bilgileri de ihtiva eder. Daha önce Besim
Atalay tarafından çevrilen Dîvânü Lugati’t-Türk bazı eksikliklerle malûl idi, bu
yüzden sözlüğü edinmek isteyenlere, Prof. Ahmet Bican Ercilasunve Prof.
Ziyat Akkoyunlu tarafından hazırlanıp Türk Dil Kurumu Yayınlarınca
neşredilen tercümeyi almalarını tavsiye ederim.

Şeyhülislâm Mehmed Esad Efendi, Lehcetü’l-Lügat: Türkçe asıllı


kelimelerin madde başı yapıldığı ilk sözlük  “Lehcetü’l-Lügat”tır. Sözlükte
3.661 tane kelimenin Türkçe, Arapça ve Farsça karşılıkları verilmiş ve hatalı
olarak kullanılan (galat) kelimeler izah edilmiştir. Şeyhülislâm, musikişinas ve
şair olan Mehmed Esad Efendi (1685-1753), halk arasında yaygınlık kazanmış
Arabî ve Farisî asıllı kelimeleri de Türkçe olarak kabul etmiştir. H. 1138 = M.
1725 yılında yazılmaya başlanan lügat, 1735’te tamamlanmış ve Sultan I.
Mahmud’a sunulmuştur. Eserin basımı ise 75 yıl sonra 1810 yılında
gerçekleşmiştir. Ahmet Kırkkılıç’ın çabalarıyla latinize edilen sözlüğün neşri
1999 yılında TDK tarafından yapılmıştır.

James William Redhouse, Müntahabât-ı Lügât-i Osmâniyye: James


Redhouse, bir İngiliz olmasına rağmen sözlükçülük tarihimiz açısından dikkate
değer bir kişidir. Meşhur, Redhouse İngilizce-Türkçe, Türkçe-İngilizce
Sözlüklerinin müellifidir. İstanbul’da bulunduğu yıllarda Bahriye’de İngilizce
muallimliği yapmış ve daha sonra Osmanlı Hariciye Nezaretinde mütercim
olarak çalışmıştır. İngilizce, Türkçe, Arapça, Farsça ve Fransızca dillerine vâkıf
olan Redhouse, birçok sözlük çalışmasına imza atmıştır. 1842’de Müntehabât-ı
Türkiyye ismiyle hazırlanan ve 1852’de Müntahabât-ı Lügât-i Osmâniyye adıyla
basılan bu Türkçe sözlükte, Arapça ve Farsça kökenli 25.658 kelime
bulunmaktadır. Birkaç Türkçe kelimeye de yer verilmiştir. James Redhouse,
sözlüğün on sayfalık giriş kısmında, takip ettiği usulü; sekiz kaide, altı ihtar ve
üç tembih ile açıklamıştır; bu metin, modern Türkçe sözlüklerin oluşum ve
gelişiminde önemli bir etkiye sahiptir.

Şemseddin Sâmî, Kamus-ı Türkî:  Türkçeden Türkçeye hazırlanan sözlükler


içerisinde isminde “Türk” ibaresi bulunan ilk sözlüktür. 1901 yılında
yayınlanmıştır. Sonraki bütün Türkçe sözlük çalışmaları için hem kaynak olmuş
hem de emsal teşkil etmiştir. Şemseddin Sâmî, Kamus-ı Türkî’nin “İfâde-i
Merâm” başlığıyla kaleme aldığı giriş bölümünde Türkçeye dair önemli
mülahazalarda bulunmuştur. Türkçeyi Şark (Türkistan) ve Garb (Türkiye)
Türkçesi olarak ikiye ayırsa da tek bir lisan olarak gören Şemseddin Sâmî’ye
göre, Şark Türkçesi telaffuzu kaba olmakla birlikte gramer kuralları bakımından
sağlamdır ve bozulmamıştır. Garb Türkçesi ise telaffuzu zarif ve edebî
bakımdan gelişmiş olmasına rağmen, başka lisanların tesiri altında kalmış, aslî
söz varlığı muhafaza edilmemiş, gramer kurallarına riayet olunmayan ve hatalı
kullanılan (galat) bir lisan hâlini almıştır. Yani bir yandan gelişirken öte yandan
bozulmuştur. Türkiye Türkçesindeki eksiklikleri gidermek için yapılması
gereken iki şey vardır: Birincisi, Türkçenin söz varlığını kayıt altına alacak
mükemmel bir sözlük yazmak, ikincisi, Türkçenin muntazam bir gramer kitabını
hazırlamak. Kamus-ı Türkî’yi bu düşüncelerden hareketle kaleme
alan Şemseddin Sâmî, modern sözlükçülüğün imkânlarından faydalanarak
Türkçeye çok kıymetli bir eser kazandırmıştır. Sözlükte, Türkçe asıllı kelimeler
ve Türkçeye diğer dillerden geçen ve kullanılan kelimeler ayırt edilmeksizin
açıklanmış, etimolojik malumatlar ve örnek cümlelerle sözlük
zenginleştirilmiştir. Kamus-ı Türkî’nin TDK tarafından latinize edilmiş baskısı
tavsiyeye şayandır; Şifa Yayınevi tarafından eski alfabeyle hazırlanan baskısını
da Osmanlıca bilenlere tavsiye ederim.

TDK, Türkçe Sözlük: Türk Dil Kurumunun sözlüğü ilk olarak 1945’de


yayımlandı. O tarihten bu yana defalarca kez düzenlendi, geliştirilmeye çalışıldı.
Hâlâ birçok eksiği bulunmasına rağmen bu sözlüğü de listeye eklemek istedim.
TDK bizim kurumumuzdur. Kurulduğundan beri birçok hata yaptığı gibi önemli
hizmetleri de olmuştur. Sözlüğün Prof. Şükrü Halûk Akalın başkanlığında
yapılan 11. baskısında 77.005 madde başı kelime bulunuyor.  Fakat bu sayı sizi
yanıltmasın. Aynı kelimenin ek almış onlarca türevi mevcut. Mesela “alkış”
kelimesinin yirmi tane türevi var: Alkış, alkışçı, alkışçılık, alkışlama,
alkışlamak, alkışlanabilme, alkışlanabilmek gibi… Mesela şu açıklamalara
bakınız: Arzulanış;arzulanma durumu. Arzulanma; arzulanmak durumu.
Bunlar gibi muhtevayı şişiren lüzumsuz kelime ve tanımlamalar var. Ayrıca
sözlükte birçok Arapça ve Farsça kökenli kelimeyi bulabilmek mümkün değil.
Yine de diğer sözlüklerle mukayese yapmak isteyenler, fiyatı makul olan bu
sözlüğü almakla bir şey kaybetmiş olmazlar.

Ferit Devellioğlu, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lügat: Osmanlıca Sözlük


denildiğinde akla ilk gelen eserlerden birisidir. Türkçenin, Arapça ve Farsça
asıllı söz varlığını ihtiva eden sözlükte 60 bin kelime mevcuttur. Türkçe kökenli
ve Batı dillerinden geçen kelimelere yer verilmemiştir. Uzun yıllar boyunca
başvuru kaynağı olarak kullanılan bu sözlük Aydın Kitabevi tarafından
yayınlanmaktadır.
Mehmet Doğan, Doğan Büyük Türkçe Sözlük: Bu sözlük 1981 yılında ilk kez
yayınlandığında büyük bir ses getirmiştir. Türk Dil Kurumunun ideolojik
sebeplerle sözlüğüne almadığı ve tarif etmekten ziyâde tahrif ettiği kelimelere
sahip çıkan Mehmet Doğan, hafızamıza musallat olanlara âdeta başkaldırmıştır.
Harf inkılabından sonra Türkçenin kaidelerine aykırı olarak uydurulan
kelimeler [uyd] ibaresiyle madde başlarında gösterilmiştir. TDK’nın laik bir
anlayışla anlamlandırdığı kelimeler tarafsız ve doğru bir şekilde açıklanmıştır.
Büyük bir ihtiyaca cevap veren bu eser aynı zamanda TDK’nın sözlüğünün
gelişmesine de dolaylı olarak katkı sağlamış ve kendisinden sonra yazılan
sözlüklere ilham kaynağı olmuştur. Yaklaşık olarak 100.000 kelimelik bir söz
varlığını içeren Doğan Büyük Türkçe Sözlük, Türk edebiyatının beş yüz
müellifinden seçilen cümleler ve mısralarla zengin bir muhteva arz eder. Bunca
olumlu yanına rağmen sözlüğün bir eksikliğini dile getirmekte fayda var; Arapça
ve Farsça asıllı kelimeler eski alfabemizle yazılmamıştır. Sonraki baskılarda
Osmanlıca-Türkçe Sözlük gibi bir ayırıma kaçılmadan bu eksiklik giderilirse
çok iyi olur. Mehmet Doğan yaklaşık otuz beş yıldır Türk sözlükçülüğündeki
en faal isim. Bir Lügat Bulamadım, Devlet Sözlük Yazar mı? gibi sözlük
hakkında müstakil eserler de yazmıştır. Bu kitaplarda Türkçenin sözlüklerini ve
meselelerini ele alır; TDK’nın ve resmi ideolojinin Türkçe konusundaki bağnaz
tutumlarını eleştirir. Sözlükle beraber, ilgi duyanların bu kitapları da
okumalarını tavsiye ederim.

İlhan Ayverdi, Misalli Büyük Türkçe Sözlük (3 cilt): Diğer adıyla Kubbealtı


Sözlüğü. 35 yıllık titiz bir çalışmanın ürünü olan bu eser, etimolojik bakımdan
ihtiva ettiği bilgiler sebebiyle diğer sözlüklere nazaran tercih sebebidir. Arapça
ve Farsça asıllı kelimeler eski alfabemizle yazılmıştır. Hem eski Türkçe
döneminde kullanılmış olan kelimeler hem de dil devrimi sırasında uydurulan
kelimeler madde başlarında gösterilmiştir. İsminden de anlaşılacağı üzere birçok
misal verilerek vuzuha kavuşturulan kelimelerin; ıstılahî, mecâzî, zıt ve yan
anlamlarına da mümkün olduğunca işaret edilmiştir. Sözlükte 60.000 madde
başı vardır, toplamda söz varlığı 93.000 civarındadır. 33.000 deyim
açıklanmıştır. Bu özellikleriyle Misalli Büyük Türkçe Sözlük, Türkçenin en
bütünlüklü sözlüğüdür diyebiliriz. Maddi imkânı müsait olmayanlar
telefonlarına sözlüğün uygulamasını indirebilir ve internet vasıtasıyla sözlükten
istifade edebilirler.

Mehmet Kanar, Osmanlıca Türkçesi Sözlüğü (2 cilt): Arapça ve Farsça bilen


ve bu iki dil üzerine de sözlükleri bulunan Mehmet Kanar‘ın asıl uzmanlık
alanı Fars Dili ve Edebiyatıdır. Bu iki dildeki birikimini Osmanlıca bir sözlük
çalışmasıyla taçlandıran Kanar’ın sözlüğünde, Türkçenin Arapça ve Farsça asıllı
100 bin kelimelik söz varlığı madde başı olarak bulunmaktadır. Say Yayınları
tarafından yayınlanan ve zengin muhtevasıyla kayıtsız kalınamayacak bu
sözlüğü de zikretmeden edemedim.
Yaşar Çağbayır, Ötüken Türkçe Sözlük: Emekli bir öğretmen olan Yaşar
Çağbayır‘ın 38 yıllık bir emek sonunda hazırlamış olduğu eser, Türkçenin en
zengin sözlüğü olmak gibi bir ayrıcalığa sahiptir. Ötüken Yayınları tarafından 5
cilt olarak yayınlanan sözlük 246 bin kelimeyi ihtiva ediyordu, daha sonra
genişletilmiş hâliyle TİKA tarafından prestij eser olarak basılan sözlüğün
kelime sayısı 314 bine kadar ulaştı. Çağbayır, derleme sözlüklerden de istifade
ederek sözlüğündeki kelimeleri 70 bin kadar artırmış oldu. Şuanda baskısı
bulunmayan bu eseri, Ötüken Yayınları, yakın bir zamanda tekrar
yayınlayacaktır diye tahmin ediyorum.

Yaşar Çağbayır, Ötüken Osmanlı Türkçesi Sözlüğü: Şubat 2017’de satışa


sürülen bu sözlüğün yayınlandığı haberini ilk aldığımda “diğer Osmanlıca
sözlüklerden farkı ne ola ki” demiş, başta bu habere pek de ilgi duymamıştım.
Fakat daha sonra sözlüğü araştırdığımda o kadar heyecanlandım ki derhal satın
alarak kitaplığıma dâhil ettim. Yaşar Çağbayır âdeta “Kamus-ı Türkî”yi
kemale erdirerek çok faydalı olacak bir sözlük hazırlamış; Arap asıllı Türk
alfabesiyle yazılmış Türkçe, Arapça, Farsça ve sair dillerden Türkçeye geçen
kelimeleri bir araya getirmiş. Terkipli kelimeler, ilgili kelimenin başlığı altında
açıklanmış. Mesela “gayr” kelimesinin açıklamasında yer alan; gayr-i ahlâkî,
gayr-i kâbil-i ictinâb terkipleri gibi… Sözlükte tanımlamaları pekiştirecek örnek
cümlelerin bulunmaması bir eksiklik fakat sonraki baskılarda sözlüğün
muhtevasını biraz daha genişleterek bu eksikliği gidermek mümkündür.

Son olarak, nitelikli “derleme” sözlüklerden oluşan bir liste hazırladım; bunu da
ilgisi ve merakı olanların istifadesine sunuyorum: 
o Zühal Kültüral, Galatât Sözlükleri
o Tiyo, Türkün Dili Kur’an Sözü
o Muammer Parlar, Resulü Ekrem Söyledi İşiten Türk Oldu
o Günay Karaağaç, Türkçe Verintiler Sözlüğü
o Günay Karaağaç, Türkçenin Alıntılar Sözlüğü
o TDK, Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü
o TDK, Derleme Sözlüğü
o TDK, Tarama Sözlüğü
o Ahmet Dinç, Türkçenin Kayıp Kelimeleri
o Burhan Paçacıoğlu, Türkçenin Sözcük Dağarcığı (VIII.-XVI. Yüzyıllar Arasında)

Feyyaz Kandemir

You might also like