You are on page 1of 1

28 Temmuz itM>4

ınımnHHlHH'ummniH

KİTAP D Ü N Y A S I __
A ziz İstanbul ( x )
li olmuştur. Bursa’yı, Edirne’y i
Kitaba, Yahya Kemal Enstitü­
Türk üslûbunda yaratan imar
sü Müdürü Nihat Sami Banaı*-
kudreti bu defa İstanbulda görü
lı’nın yazdığı ek yazıda. Aziz İs­
tanbul şairin «yedi ciltte topla­ nüyor. ,
Kitaptan, İstanbul semtlerinin
nacak olan nesir, makale, tenkid,
her birinin, kendine has mimarî
tetkik, deneme, seyahat, hâtırat»
özelliklerle ve renklerle nasıl
yazılarının birinci cildi olarak
doğduğunu adım adım takip eda
takdim edilmektedir.
Bu birinci ciltte Yahya Kemalin bilirsiniz.
Boğaziçi, şair için bir ayn âlem,
1913 ten 1954 e kadar 41 yıl için­
bir ayrı medeniyet, bir başka
de İstanbula dair yazdığı yazılar
sevgidir. Belki de şiirinin formel,
ve verdiği konferansların bir kıs
ölçülü kalıplarında bu sevgiyi
mı toplanmış. Kitabın adı. Şai­
böyle tafsilâtlı ve rahatça ifade
rin «Bir başka tepeden» adlı şii­
imkânı olmadığı için Yahya K e­
rindeki «Sana dün bir tepeden
mal, nesirlerinde daha rahat,
baktım aziz İstanbul» mısramdan
daha içten, daha samimi. Dinli-
alınmış. yenler. onun şahsî sohbetlerinde,
Yahya Kemal bir İstanbul şairi
bu içtenlik ve samimiyette daha
dir. İnsan Aziz îstanbulu okudu­
da câzip ve benzersiz olduğunu
ğu kadar onun bu şehri neden,
iyi hatırlıyacaklardır.
nasıl ve ne gözle sevdiğini pek
Aziz İstanbulda Yahya Kema­
güzel anlıyor, Yahya Kemale gö
lin, üzerinde büyük bir ehemmi­
re İstanbul «sade padişahlar ve
yetle durduğu asıl mesele, İstan-
İstanbullular tarafından bina e-
hulun onun zamanındaki hâli­
dilmiş değildir. Vatanın dört bu­
dir. Şair sık sık şehir içinde ge­
cağından, Konya’dan, Bursadan,
zintiler yapar. Yanında ya bir
Edirne’den, Sivas ve Tokat’tan,
Erzurum’dan Hicaz’dan, Bağdat- dostu vardır, veya çoğu zaman
yalnızdır. Bu gezintilerde o, da­
tan, Tunus, Trablus, Cezayir g i­
ima, «İstanbulun mütarekeden
bi mağrip topraklarından, bura­
fetih senesine kadar giden eski
lara gidip gelen, yahut buralar­
hâlini» arar. «Doğduğumdan beri,
dan gelip İstaııbulda kalan, bu­
der; kitap sayfalarında frenkçe
rada yerleşen nice müslüman
Tiirkler, kadınları ihtiyarları ile, yeni bir kelime gibi gördüğüm va
tan mefhumunu, İstanbulun top­
el sanatları, musikileri, halk ve
rağında tabiata karışmış mahiyet
divan şiirleri ile, şehir, sokak,
oda, ev mimarileriyle, hâsılı va­ te görüyorum.»
Muhtelif ifadelerle tekrarlanan
tanın ve tarihin her bucağı ile
her asırdan getirdikleri hünerler bu sevgi Yahya Kemal’i, geçmiş
asırların bir «payitahtlar şairi» ya
ve hâtıralarla bu şehri hep bir­
den bina etmişlerdir. O kadar ki pan en mühim âmillerden biridir.
Cumhuriyetin kuruluş yıllarının
İstanbul bütün Türk tarihinin,
Türk coğrafyasının bir terkibi, adamı olduğu halde o, bu mevzu­
bir hülâsası, tecellisi olmuştur.» da «İstanbulda kalmış, yeni ufuk­
İşte Yahya Kemale îstanbulu lara açılma arzu ve gayretini gös
böylesine sevdiren bu idrak ve termemiştir. Yahya Kemal’in ken
dinden sonra gelenlerle belki de
anlayış olmuş, kendisi de bunu
«Anladım ki hakiki vatan ve in en mühim farkını bu nokta teşkil
sanı mesut edecek tek yer. bütün eder.
vatanın ruhunu teşkil eden bu Yahya Kemal, «beyinleri yeni
şehirdir» diye ifade etmiştir. dedikleri bir mikropla aşılanmış»
Sair için Istanbuluıı en sihirli, kendi neslinin çocuklarından şi­
en mucizeli en efsaneli hâdisesi kâyetçidir. Çünkü «son asiT Türk-
fetihtir. Onun için «İstanbulun leri bu illet, bu yeni sar'asıyle
fethi, mânevi bir hâdise olarak kör kazmayı kaptılar, yıkılmadık
çok derindi. Askerî, m illi, mede ne resmî daire kaldı, ne konak;
nî tesirleriyle hudutsuz bir kıy­ dağılmadık ne eşya kaldı, ne dö­
meti haizdi. İstanbul fethi ile A- şeme» diye hayıflanır. Bu hayıf
nadolu ve Rumeli birleşmiş olu (anmanın altında. Cumhuriyeti
yorlardı. Vatan yekpâre bir şek­ kuranların d a r p anlayışları, da­
le giriyordu.» ha doğrusu garbı ve garpçılığı
anlayışları meselesi vardır ve bu
Aziz İstanbul kitabındaki yazı bakımdan mühimdir. Şair bu en
larmda buradan başlıyarak Yah­
dişeyle fırsat bulduğu her yer­
ya Kemal, bilhassa üç mesele ü- de ve her zaman «İstanbulun ima
zeriııde durmuştur: Türklüğün rı» mevzuundaki fikirlerini söyli
İstaııbulu fethedinceye kadar ge yecek, yazacak, anlatacaktır. Bu
çirdiği maceralar ve fetih: Türk fikirlerdeki hakikat payı, bugün,
lüğün bu diyarı ne kadar benim­ hatlar daha keskinleştikçe ve da­
semiş. nasıl yeni baştan ve Türk- ha belirli bir şekil aldıkça büsbü
İstanbul olarak yaratmış olduğu
tün meydana çıkmaktadır Bu ba
na dair intibalar; ve çağımızda
kımdan İstanbulun imarı ile va­
anlaşılmamış, terkedilmiş, türlü
zifeli olanların, Yahya Kem al’in
yeniliğe kurban edilmiş İstan­
imar mevzuundaki fikirlerini çok
bul. iyi bilmelerinde büyük faydalar
«Türk İstanbul (II)” başlıklı vardır. Fakat Yahya Kemal’e gö
yazıda şair, «Çok parlak fetih re İstanbulun imarında vazife ala
vakaları, Istanbuluıı fethinden caklarm «Türk doğmuş olması,
evvelki asırlarda da sonraki asır Türk ismi taşıması kâfi değildir.
larda da yüzlerce defa Vukubul- Türk gibi düşünmek lâzımdır.»
muş, lâkin hiç biri İstanbulun Fakat yine oııa göre. «Bu inkişafı
fethi kadar efsunlu bir tesir bı­ bizim mütehassıslarımızın eline
rakmamış, onun kadar derinden bırakacak kadar bizim böyle
duyulmamış, onun kadar sürekli m illi bir mütehassumız yoktur.»
bir merakla hatırlanmamıştır. Bu Bu yazının yazılmasından bu ya
görüş, her türlü edebî şişirmeler na geçen otuz sene içinde İstan­
den arî bir görüştür.» düşüncesi}' bul imarı mevzuunda hâlâ bir
le fethin tahliline giriyor ve te­ netice alamadığımızı, aksine. İş­
sirleri. neticeleri üzerinde ince lerin her gün biraz daha sarpa
ince duruyor. Bu satırları okur­ sardığını düşününce insan. Yah­
ken insan. Yahya Kemal böyle ya Kemalin bu endişelerinde ne
kopuk kopuk sohbetlerin, küçük kadar haklı olduğunu kabul et­
konferansların dışında, vaz geç­ mekten de kendini alamıyor.
tik tam bir Osmaniı tarihinden,
hiç değilse bir fetih tarihi neden (x ) Yahya Kemal: «A ziz İstan­
yazmamış sanki diye esef ediyor. bul». tstanbui Fetih Cemiyeti
Ama nedense bizim insanlarımı­ Yahya Kemal Enstitüsü yayınla­
za, esaslı bir terkip eseri meyda rından. Yahya Kemal Külliyatı­
na getirmektense, bilgisini, gö­ nın 5. kitabı. 1964. Fiatı: 20 T l.
rüşlerini böyle dost sohbetlerin­
de. küçük makalelerde, tenkid
yazılarında harcamak daha ko­
lay gelmektedir. Halbuki Yahya
Kemal böyle bir terkip yapabi­
lecek çapta adamdı. Çünkü, biz­
de henüz onunki kadar aydın,
onunki kadar diiriist, terazili,
serin kanlı, fakat aynı zamanda
sevimli, terkipli bir anlayışla,
tarihimizin hiç bir sayfası yazıl
mamıştır. Bu. sevimli, kelimesi
üzerinde durmak lâzım. Gençleri
mizin tarih sevgisizliğinde ve ma
zi ile İlgisizliğinde yazılagelcn
tarihlerimizin sevimsiz üslûbu­
nun hüyiik tesirleri olmaktadır
Türk - İstanbulun kuruluş ve
gelişmesi şair için sanki ikinci
bir fetihtir. «Fetihten sonra İs­
tanbul imarı lıemcıı başladı, der.
O devirde harlı ne kadar sürekli
olmuşsa imar da o kadar sürek

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği


Taha Toros Arşivi

* 0 0 1 5 0 6 4 ? 6 0 0 6 *

You might also like