Professional Documents
Culture Documents
Toplumsal değişim, normatif değil, objektif bir anlam Bu kuramlardan Yükseliş ve Çöküş kuramları,
içeriğine sahip olup herhangi bir değer yargısı içermez, medeniyetlerin canlılar gibi doğup büyüdüklerini ve
nesnel bir gerçekliği ifade eder. yaşlanıp öldüklerini savundukları için organizmacı
modeller; toplumların döngüsel bir hareket halinde önce
Toplumsal Değişim yükseliş ve sonra zorunlu olarak çöküş sürecine girdiğini
Toplumlar için bir zorunluluk olan değişim, hayatın bir illeri sürdükleri için de çevrimsel/döngüsel yaklaşımlar
kanunu, kâinatın bir geleneğidir. Toplumsal değişim, olarak adlandırılırlar.
toplumun tabiatının bir gereğidir. Değişim, zamana ve Evrimci Kuramlar, insanlık tarihini, genellikle kendi
topluma göre farklılık göstermektedir. içinden meydana gelen birikimler sonunda ortaya koyduğu
Toplumlar, hiç bir zaman durağan (statik) olmamışlardır. gelişmenin bir sonucu olarak görürler.
Özsel sabitlik anlamında görece bir durağanlıktan da söz Modernleşmeci Kuramlar, ulusal sınırları belli olan
edilebilir. Toplumsal yapıda ortaya çıkan değişikliklerin toplumlar üzerinde odaklanmakta olup, esas olarak
toplumsal değişim olarak nitelendirilmesinin ön şartı, gelişmemiş, azgelişmiş veya gelişmekte olan toplumların
bunların köklü ve kalıcı değişiklikler olmasıdır. Bu sanayileşmiş toplumlar haline gelmesinin süreçlerini ele
durumda toplumsal değişimlerin, toplumun tarihî akışını, alıp belirlemeye çalışır.
kaderini değiştiren değişiklikler olduğu söylenebilir.
Diyalektik kuram ise, toplumsal alanda her varlığın zıtları
Toplumsal değişim, bir toplumda zaman içinde bünyesinde barındırdığını, bu zıtların çatışmasıyla yeni bir
gözlemlenebilen, toplumun yapısını geçici değil, sürekli durumun biçimlendiğini ve bu sürecin aynı tarzda devam
ve köklü bir biçimde etkileyen bir fenomendir. ettiğini ileri sürmektedir.
Toplumsal değişim, toplumun öz unsurlarının değişime Orta vadeli değişim görüşü geliştiren orta boy kuramların
nazaran sabit kalmasını, toplumun kültürel değerlerinin amacı, sınırları belli olan toplum birimleri üzerinde;
kuşaktan kuşağa aktarılmasını ve böylece toplumun bir demografik ve ekolojik değişimler, iç göçler, kentleşme,
geleneğinin var olmasını ve bu geleneğin devam etmesini alt kültürler ve sapan davranışlar, sosyal tabakalaşma,
içerir. sosyal hareketlilik gibi konular üzerinde yoğunlaşmaktır.
Toplumun bütünüyle değişimi, toplumun varlığının Orta boy kuramlardan Yapısal-İşlevsel Yaklaşıma göre,
ortadan kalktığı, yani onu aynı sosyal sistem olarak toplum, birbirlerine bağımlı olan ve her biri, meydana
belirtmenin mümkün olmadığı anlamına gelmektedir. getirdiği bütünün daha iyi uyumunu sağlamak için belli
Toplumsal Değişim Etkenleri işlevlere sahip olan öğelerden meydana gelir.
Toplumsal değişimin gerçekleşmesinde etkili olan birden Yapısal-işlevselci yaklaşımın dengeci ve uyumculuğunun
fazla etkenden söz edilebilir. Bu faktörlerin değişimdeki aksine, Çatışmacı Yaklaşım toplumu birbiriyle çatışan
etki düzeyleri toplumdan topluma değişiklik gösterir. unsurlardan meydana gelmiş bir bütün olarak ele
almaktadır.
Toplumsal değişimde rol oynayan etkenlerin belli
başlılarını şöyle sayabiliriz: Coğrafya, mekân, zaman, Küçük boy kuramlar, değişimin kaynağını kişi ve
demografya (nüfus yapısı), iktidar ilişkileri ve muhalefet, gruplarda arayan bu kuramlar, toplumsal değişimi grupsal
rekabet, çatışma, işbirliği gibi. süreçlere ve psikolojik unsurlara bağlayan sosyal
psikolojik ve psikolojik kuramlardır.
Toplumsal değişim faktörlerinden nüfus artışı sosyal yapı
ve sistemde doğrudan ya da dolaylı olarak değişime neden Grupsal düzlemdeki sosyal değişimci kuramlar, grup
olmaktadır. Aynı şekilde ekonomide meydana gelen yoluyla bireyde temin edilen değişim ve bir bütün olarak
değişim de sosyal sistemde köklü değişimlerin grubun değişimi olmak üzere iki temel değişim üzerinde
oluşmasında etkili olabilmektedir. dururlar.
1
İLH2008-DİN SOSYOLOJİSİ
Ünite 4: Toplumsal Değişim ve Din
Grupsal yaklaşımlardan olan sosyometri, insan ilişkilerini Protestanlığın bir şubesi olan Pentekostalizm’in Şili ve
belli gruplar içinde meydana gelişleri esnasında inceleyen Peru’nun modernleşme sürecinde bir köprü işlevi gördüğü,
bir bilim dalıdır. sosyolojik araştırmalarla ortaya konulmuştur.
Toplumsal değişimi bireysel düzlemde açıklamaya çalışan Demokratikleşme yönündeki değişimde de dinin takviye
modeller, bireyin temel kişilik niteliklerini toplumsal edici roller oynayabileceği bilinmekle birlikte, bazı bilim
değişimin temeline koyan yaklaşımlardır. adamları Protestan ülkelerin Katolik ülkelere nazaran
demokrasiye daha rahat geçme potansiyelleri olduğunu
Toplumsal Değişim-Din İlişkileri ileri sürmüşlerdir.
Din ile toplumsal değişimin karşılıklı ilişkilerinin, dinin
etkili olduğu din-toplumsal değişim ilişkisi ve toplumsal İslam ve Müslüman toplumlar hakkında objektif bir
değişimin etkili olduğu toplumsal değişim-din ilişkisi inceleme, tarafsız bir gözlem de, İslam’ın ve İslami
olmak üzere temelde iki tipte gerçeklik kazandığı grupların genelde toplumsal değişimi görece
söylenebilir. engellemediğini, tersine takviye ettiğini ortaya koyabilir.
Dinin Etkili Olduğu Toplumsal Değişim-Din İlişkisi Din, toplumsal değişimde çatışma yoluyla da takviye edici
bir etken olabilir. Bazı dini sistemler, egemenliği kabul
Toplumsal Değişimi Yavaşlatıcı veya Engelleyici Bir ederler; diğer bir kısmı ise, egemenlik altında bulunanlara,
Etken Olarak Din: Muhafazakâr yönüyle din mevcut mevcut egemenlik ilişkilerini yıkmanın yüce dini bir görev
sosyal düzen ve düzenlemeleri koruyabilmekte ve istikrar olduğuna dair dayanak çerçevesi temin ederler.
unsuru olabilmektedir.
Toplumsal Değişimin Temel Etkeni Olarak Din: Din,
Ahiret inancı, insanların karşılaştıkları haksızlıklar toplumsal değişimi yavaşlatan, engelleyen veya takviye
karşısında hesaplaşmalarını ahiret gününe bırakmalarını eden bir etken olabildiği gibi toplumsal değişimin temel
sağlamakta ve böylece bu dünyada sosyal ve siyasal etkeni de olabilmektedir.
düzenin bozulmasının önüne geçmektedir.
İslamiyet’te toplumsal değişimin temel etkeni olarak din,
Din, toplum aktörlerinin siyasal düzen veya devletle Hz. Muhammed’in Ashabı ile birlikte inşa ettiği sosyal
ilişkilerini düzenleyerek de toplumsal düzenin sistem ve yapıda değişimin temel etkenidir. Bu değişim,
korunmasına katkıda bulunur. özellikle Arabistan’da, toplumun dini, sosyal, kültürel,
Din, güçlü bir bütünleştiricilik işlevine sahiptir. Zor siyasal, ekonomik, ahlaki, hukuki bütün alanlarında etkili
sıkıntılı günlerinde maddi ve manevi yönden toplumun olmuştur. Bu değişime, cahiliye döneminden medeniyet
kaynaşmasına veya bütünleşmesine katkıda bulunur. dönemine; sözlü kültüre dayalı kabile düzeninden kitabî
kültüre dayalı ümmet (toplum) yapısına dayalı şehir
Marksist sosyologlar da dinin toplumsal değişime karşı medeniyetine bir geçiş demek mümkündür.
koyan bir etken olduğunu ileri sürmüşlerdir. Din,
kavranamayan, yanlışlığı görülemeyen bir dünyanın Raşid Halifeler döneminde de bir takım önemli iç
bilincini ifade ederek ve ezilen sınıfları hayata bağlayarak, mücadele ve çatışmalar olmakla birlikte İslam toplumunun
yanlış dünyanın gerçek sefaletine karşı mümkün sınırları çok hızlı bir şekilde genişlemeye ve İslam
protestoları yatıştırma işlevi görmektedir. Marks’ın toplumları başka toplumlarla, Müslüman olan ve olmayan
düşüncesinde dine inanç, insan yabancılaşmasının en derin yeni çevrelerin kültürleriyle karşılaşmaya başlamışlardır.
biçimidir. Toplumsal Değişimin Etkili Olduğu Toplumsal Değişim-
Marks görüşlerinde, dini, insanların maruz kaldıkları Din İlişkisi
olumsuz şartlar karşısında yaşama tutunabilmek için Dini Olumsuz Yönde Etkileyen Bir Etken Olarak
kendilerini aldatma veya oyalama faaliyeti olarak Toplumsal Değişim: Toplumsal değişim, dinin kendi
görmüştür. içinde çatışma çıkmasına; dindarlar arasında zıtlaşma,
Din, özellikle hızlı sosyal değişimlerde ve toplumsal kavga, savaş vs. çıkmasına, dinin toplumsal yapıda
farklılaşmalarda olası ve olan parçalanmalara karşı zayıflamasına, toplumsal hayatın bazı alanlarından
toplumu korumak ve bütünleştirmek için harekete geçer. çekilmesine vs. sebep olabilir. Bu noktada Protestanlığın
doğmasıyla birlikte Hıristiyanlığın daha da farklılaşmasını
Özellikle de karmaşık toplumlarda dinin en önemli sosyal ve dini çatışma ve savaşların; Hz. Osman döneminden
işlevlerinden biri, sosyal farklılıklardan dolayı bölünüp itibaren meydana gelen değişimlerin etkisiyle çeşitli
parçalanma tehlikesiyle karşı karşıya bulunan toplumu fırkaların, siyasal hareketlerin, isyanların ve daha sonraki
birleştirmek ve bütünleştirmektir. mezhepleşme ve fırkalaşmaların çıkmasını örnek vermek
mümkündür.
Toplumsal Değişimi Takviye Edici bir Etken Olarak Din:
Dinler, kendilerine karşı olmadıklarını gördükleri Genel olarak bir toplumda yeni dinin ortaya çıkması ve
durumlarda değişimi desteklemekte, dindarlar, değişimi ve yayılması, eski dini olumsuz etkiler.
değişim aktörlerini takviye etmektedirler.
2
İLH2008-DİN SOSYOLOJİSİ
Ünite 4: Toplumsal Değişim ve Din