Professional Documents
Culture Documents
İŞLETMELERDE
ADALET ALGILARI VE İŞ TATMİNİ
ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
PROJE DANIŞMANI
DOÇ. DR. MERAL ELÇİ
GEBZE
2011
T.C.
GEBZE YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
İŞLETMELERDE
ADALET ALGILARI VE İŞ TATMİNİ
ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
PROJE DANIŞMANI
DOÇ. DR. MERAL ELÇİ
GEBZE
2011
ÖZET
I
ABSTRACT
II
TEŞEKKÜR
III
İÇİNDEKİLER
ÖZET……………………………………………………………………………...I
ABSTRACT………………………………………………………………………II
TEŞEKKÜR……………………………………………………………………...III
İÇİNDEKİLER DİZİNİ…………………………………………………………....IV
I .GİRİŞ……………………………………………………………………………1
II.DEĞİŞKENLERİN TANIMLANMASI………………………………………...3
1.Adalet Kavramı……………………………………………………………...3
1.1.1.Takas Kuramı……………………………………………………..4
1.1.2.Denklik Kuramı……………………………………………………8
2.Örgütsel Adalet
2.2.1.Liderlik Tarzları…………………………………………………...21
2.2.2.Güven……………………………………………………………..21
2.2.3.Kontrol…………………………………………………………….22
2.3.1.Dağıtım Adaleti…………………………………………………..23
2.3.2.İşlemsel Adalet…………………………………………………...27
2.3.3.Etkileşimsel Adalet………………………………………………32
3.İş Tatmini…………………………………………………………………….34
IV
3.1.Kavramın Tanımı ve Önemi…………………………………………..34
3.3.1.Bireysel Özellikler………………………………………………..39
a.İşgörenin Yaşı……………………………………………………...39
b.İşgörenin Cinsiyeti………………………………………………...40
b.Ücret………………………………………………………………....47
d.Kariyer Olanakları………………………………………………….48
i.Örgüt Kültürü………………………………………………………..54
j.İşyerinde Stres………………………………………………………55
V
III.DEĞİŞKENLER ARASINDAKİ İLİŞKİLER
IV.SONUÇ……………………………………………………………………….72
KAYNAKLAR…………………………………………………………………....76
ÖZGEÇMİŞ……………………………………………………………………....90
VI
I.BÖLÜM
GİRİŞ
1
Üçüncüsü ise etkileşimsel adalet, örgüt içi sosyal ilişkilerin kurulması ve
geliştirilmesinde, örgütsel saygı ve güvenin temel alınmasıdır. Örgüt içi politik
ve üretkenlik karşıtı davranışların olmadığı bir örgütsel ortamın
oluşturulmasıdır.
2
II.BÖLÜM
Değişkenlerin Tanımlanması
1.Adalet Kavramı
3
tarafsız ölçütler getirilmesi gerektiği benimsenmiştir (Demir,2002).
4
ile ilişkiyi sürdürdüklerini ileri sürmüştür(Şahin,2007). Kurama göre,
insanlar kendi davranışlarını, diğerlerinin davranışlarına karşılık olarak
görmektedirler ve en küçük pahaya en büyük zevki elde etme
eğilimindedirler. Buna göre en yüksek ödülü elde etmek için, en küçük bedeli
ödemek söz konusudur. Ancak bu durum, istismar niteliği taşımayacaktır,
çünkü insanlar her iki tarafın çıkarını en yüksek düzeye çıkaracak değiş
tokuş biçimlerini geliştirmek isteyecek ve istismar üzerine temellenmiş
takaslardan kaçınacaklardır (Bilgin,2001).
5
Bu boyutlar temel alan takas kuralına göre, iki davranış, özel olma ve
maddesel olma düzeyleri bakımından ne kadar çok benzerse, bunlar
arasındaki takas o kadar uygun dolayısıyla adil olacaktır.İş ilişkisinde
çalışan, işverene sağladığı maddesel yarara karşılık,maddesel olma
düzeyi yüksek ödül bekler. Böyle bir ödüllendirme adil olarak algılanacaktır.
İşverene ve örgüte duyduğu sadakat için ise, takdir ve adil muamele
beklemek özel olma düzeyi yüksek bir beklentiyi ifade etmektedir. Sadakat
işverenin özel olma düzeyini artırmaktadır. Paranın özel olma düzeyi düşük,
maddesel olma düzeyi yüksektir. Bu nedenle, ücret beklentisi ön planda olan
bir çalışan için adalet, maddesel olma düzeyi yüksek olan bir ödülle, yani
para ile ödüllendirildiğinde adil bir değiş tokuş gerçekleşmiş olacaktır
(Şahin,2007).
6
kuralı,herkesin yatırımları oranında kazanç miktarı sağlamasıdır.İkinci kural
ise, bu kazancın yine yatırımlar oranında değere sahip olmasıdır.Yatırım ile
kazancın miktar ve değeri, dağılımın gerçekleştiği ortamdaki bir başka kişinin
yatırım ve kazancı ile karşılaştırılarak adil dağılımda denkliğin gerçekleşip
gerçekleşmediği anlaşılabilecektir (Homans,1961; s.240).
7
değere sahip olacağı görüşü, bugün kimi işletmelerde ücret adaletini
sağlama amacıyla uygulanan iş değerleme yöntemlerine işaret etmektedir.
Takas Kuramı ve Homas’ın görüşleri, bireylerin gerçekleştirdikleri işe karşılık
ne bekledikleri ve bu beklenti gerçekleştiğinde adil olup olmadığı algısının
nasıl oluştuğunu açıklama bakımından önem taşımaktadır. Ancak kuramın
açıklayamadığı konu, bireylerin kendi kazanç ve maliyetlerini algılama
biçimlerinin aynı olmaması durumunda adaletin nasıl oluşacağıdır. Her iki
taraf da yatırımlarının ne olduğu konusunda uzlaşmaya varamayabilir, önem
verdikleri yatırımlar farklı olabilir. Örneğin, eğitim düzeyi deneyimden daha
önemli bulunabilir.
8
yatırım/kazanç oranları, karşılaştırma kavramları ile açıklamıştır. Burada kişi
adaletli durumda olan veya adaletsiz duruma maruz kalan herhangi bir
bireyi, diğer kişi ise karşılıklı alışveriş ilişkisinde bulunduğu veya üçüncü bir
taraf ile örneğin işverenle ilişki içinde olan bir başka bireyi ifade etmektedir.
Açıklamalar genellikle bir işverenle iş ilişkisi kapsamın- da yapılmıştır. Kişinin
yatırımları eğitim, zeka, deneyim, nitelik, kıdem, yaş cinsiyet, çaba, ayrıca
sağlıklı olma, çekicilik, kişisel görünüm v.b özellikler iken, ilişkiden
elde ettiği ödüller ise ücret, başarı duygusu, saygınlık, statü ve statü
sembolleri v.b. özelliklerdir. Örneğin yüksek statüdeki kişiler arabalarını özel
park yerlerine park edebilir, daha uygun ve gösterişli mekanlarda iş
yapabilirler. Adams bu tür imkanları da yatırımın karşılığı olarak
değerlendirmiştir. Adaletsizlik, kişinin kendi yatırım ve kazançları oranı ile
diğer kişinin yatırım ve kazançlarının oranı karşılaştırıldığında, eşitsiz olan
her durumda ortaya çıkar. Yani kişinin kazanç/yatırım oranı daha yüksek
olduğu durumda da adaletsizlik algısı belirir (Adams,1963).
9
Az ödüllendirilme veya fazla ödüllendirilme şeklinde ortaya çıkan
adaletsizlik durumları bazı duygusal ve davranışsal tepkilere neden olur.
Adams adaletsizliğe karşı ortaya çıkan duygusal ve davranışsal tepkileri
Festinger’in “Bilişsel Çelişki Kuramı”na dayanarak açıklamıştır. Bilişsel
Çelişki Kuramı’na göre bireyin kendisine ilişkin beklentilerine uygun olmayan
sonuçlarla karşılaşması durumunda yaşadığı psikolojik uyumsuzluk onda bir
huzursuzluk ve gerilim yaratır(Festinger ve Carlsmith,1959 akt. Suter,1989).
Denklik Kuramı’na göre adil ödüllendirilme algısı doyum sağlarken, diğer
adaletsiz durumlarda birey beklentisi ile uyumsuz bir sonuç ile
karşılaştığı için “gerilim” yaşar. Bu gerilimin şiddeti adaletsizliğin
büyüklüğüne bağlıdır.
10
Yatırımları değiştirme: Az ödüllendirilmede denkliğe ulaşmanın diğer
bir yolu çabasını,iş kalitesini düşürüp verimi azaltmaktır.Yatırımları azaltma
yatırımın niteliğine göre değişecektir. Ücretlerini adil bulmayan çalışanlar
verimlerini düşürerek, daha az çaba göstererek verilene karşılık yeterli
buldukları karşılığı ortaya koyacaklarını düşünebilirler. Fazla ödüllendirilen
birey, daha çok çaba harcayarak, kalite ve verimi artırarak ortaya
koyduğu yatırımları çoğaltmaya çalışır. Bu şekilde denklik sağlanacak
adaletsizlik azaltılacaktır.
11
ödüllendirilme durumunda ortaya çıkar. Niteliklerine ve ortaya koyduğu
çabaya karşın ücretinin düşük olduğunu gören bir çalışan devamsızlık
yaparak, işten ayrılarak, başka bir iş arayarak adaletsiz olan ortamdan
kendisini uzaklaştırır. İşi bırakma düşünce olarak kolaydır, ancak birey
açısından maliyetlidir. Yeni bir iş bulma olasılığın yüksek olması halinde bu
tepkiyi vermek kolaylaşacaktır. Adaletsizliğe ileri aşamalarda verilen
tepkilerden biridir.
12
geleceğinden, karşılaştırma objesini değiştirmeye de direnç gösterirler.
Bir başka nokta olarak da, karşılaştırma objesi olarak seçilen kişinin
nasıl belirlendiği ve kaç kişinin referans alındığı da açık değildir.
Karşılaştırılmanın herhangi birisi ile yapılabileceği belirtilmiştir
(Pritchard,1969). Adaletsizlik duygusunu azaltmada işin niteliği ile ilgili
düşüncelerin, kendilerinin ve diğerlerinin yatırımları hakkındaki algıların,
bilişsel biçimde değiştirilme sürecinin ampirik olarak kanıtlanmasının zorluğu
kuramın eleştiri noktalarından biri olmuştur (Opsalh ve Dunnete,1966).
13
düşünceler değişmektedir (Bilgin, 2000; 213). Fazla ödüllendirilmenin
yatırımları ya da kazançları değiştirme yönünde etkisinin az olduğu, aynı
zamanda kişilerin kazançlarını artırma yoluna daha çok başvurdukları tespit
edilmiştir (Pritchard, 1969; 209).
14
Bireyi karara ulaştıran araçlar “değer”, “araçsallık” ve “beklenti”dir.
G=BxD
15
Araçsallık, eylem ya da davranışlarla sonuçlar arasındaki ayrım
yapmanın güçlüğünü çözmek amacıyla kullanılan bir kavramdır.
16
a) Bireyin sahip olduğu yetenekler ile ilgili
inançları,
f) Karşılaştırma.
17
ettiğinde bireyin doyuma ulaşması, algılanan denkser ödüller ile yakın
olmasına bağlıdır. Algılanan denkser ödül, bireyin gösterdiği çaba
karşılığında alması gerektiğini düşündüğü miktardır. Hem çaba, hem de
bulunulan görev göz önüne alınarak belirlenen bu miktardan daha az ödül
elde etmek, bireyi doyumsuzluğa götürecektir. Bu durumda doyum, alınan
ödül miktarıyla değil, alınması gerektiğine inanılan ödül miktarıyla daha
yakından ilişkilidir.
18
2.Örgütsel Adalet
19
belirtmektedirler (Mueller ve Wynn,2000). Jaso ve Wegener (1997) adalet
analizine ilişkin dört temel soruyu irdelemişlerdir. Dördüncü soru ‘algılanan
adaletsizliğin davranışsal ve sosyal sonuçları nelerdir?’ olmasına karşın, bu
soru da bireylerin ‘adalete değer verdikleri’ varsayımını içermektedir. Mueller
ve Wynn’nin(2000) belirlemiş oldukları tek istisna Markovsky’nin(1985)
adalete kayıtsızlığın’ bireylerin adalete veya adaletsizliğe verdikleri tepkileri
açıklamakta önemli olduğunu belirten çalışmalarıdır. Kaldı ki, bireylerin
adalete değer veriyor olmaları, her bireyin aynı değeri veriyor oldukları ya da
aynı adalet biçimini değerli buldukları anlamını da taşımamaktadır.
Örgütsel adaletin tüm çalışanlar için ve her koşulda aynı öneme sahip
olup olmadığı ile ilgili bir soru yöneltmek yerinde olacaktır.Greenberg (2001)
adalete ilişkin kaygının bazı durumlarda daha çok arttığını ileri sürmektedir.
Greenberg’e göre bireylerin adalete ilişkin her zaman potansiyel kaygıları
vardır. Bu potansiyel kaygı ancak bazı durumlarda gerçek bir kaygıya
dönüşmektedir. Bu durumları; bireyin istenmeyen bir kazanım ya da sonuç
elde etmesi, örgütte ortaya çıkan değişim, kaynakların sınırlı olması ve
bireyler arasındaki güç farklılıkları olarak tanımlayan Greenberg, adaletin
bazı koşullar altında bazı bireyler için diğerlerine nazaran daha önemli hale
geldiğini savunmaktadır.
20
2.2.1.Liderlik Tarzları
2.2.2.Güven
21
2.2.3.Kontrol
22
bilgisel adalet ve kişiler arası adalet ölçülerini geliştirmiştir. Bunları üniversite
öğrencileri ve de çalışanlar üzerinde yaptığı araştırmalarla doğrulamıştır.
Verilere en iyi uyan 4 boyuttan oluşan bir model ortaya koymuştur ve
sonraki çalışmalarında bu 4 farklı boyutun (dağıtım adaleti, işlemsel adalet,
kişiler arası adalet ve bilgisel adalet) farklı kazanımları öngördüğünü
(etkilediğini) saptamıştır (Colquitt,2001).
23
(Colquitt ,2001). Kaynak tahsisi ve karar çıktılarının adilliği konusunda anlam
çıkarmak dağıtım adaletini açıklamaktadır.
24
(Greenberg 1987). Benzer olarak,ücret dağıtımına çalışanların tepkileri kendi
aldıkları ücrete göre farklılık gösterir.Ücreti yüksek olan çalışanlar, ücret
dağıtımını düşük ücret alan çalışanlara göre daha az adaletsiz görecekler ve
daha az doyumsuz olacaklardır (Pfeffer ve Langton, 1993).
25
açıklanmadığı takdirde, adil olmayan bir dağıtımdır. Doğruluk ve adaleti bir
arada başarmak için olumlu adaletsizliği adaletten, adaleti de kazanım
doyumundan ayıran ölçüler kullanmak gerekmektedir(Foley vd.,2002).
26
Örgütsel araştırmalarda dağıtım adaletinin kişisel davranışlarla ilişkili
olduğu bulunmuştur. Örnek olarak Sweeney ve McFarlin dağıtım adaletinin iş
yeri ödül tahsisi ve ücret doyumu gibi kişisel kazanımlarla ilişkili olduğunu
saptarken,Folger, Konovsky, McFarlin ve Sweeney (1992) dağıtım adaletinin
iş doyumu ve örgütte kalma niyeti ile de güçlü bir ilişkisi olduğunu iddia
etmişlerdir ve dağıtım adaletinin üç kuralını tanımlamıştır. Bunlar; eşitlik,
adalet ve gereksinimdir.
27
adaletinin tersine işlemsel adalet, bu kararlara neden olan süreçleri konu
almaktadır.
28
(e) Temsilcilik kuralları: Çalışanları etkileyecek kararların
alınmasında onlardan temsilciler seçilmesi ve onların kararlara
katılımı ile ilgili kuraldır.
(f) Etik kural: Alınacak kararların, özellikle dağıtımının ve
kullanılan işlemlerin çalışanların etik değerleri ile aynı yönde
olması gerektiğine ilişkin kuraldır.
Bir kazanım adil olabilir ancak ona ulaşmak için izlenen işlemler adil
olmayabilir. Bunun için, yöneticiler sadece kararlarında değil aynı zamanda
bu kararlara nasıl ulaştıkları konusunda da adil olmalıdırlar Ayrıca, Ambrose
(1991), Brockner ve Wiesenfield (1996), Cropanzano ve Folger(1989) ve
Greenberg’in (1993) yaptıkları araştırmalar göstermektedir ki, çalışanlar adil
olmayan bir kazanımla karşılaştıkları zaman işlemsel adalete karşı daha fazla
duyarlı olmaya başlarlar (Ambrose ,2000).
29
işlemin değil de adil bir işlemin sonucunda oluştuysa daha çabuk
kabulleneceklerdir.
İşlemsel adalet için bir diğer ölçüt de, Lind ve Tyler tarafından
geliştirilmiştir. Onların grup değer modeline göre, işlemsel adalet yönetim
tarafından çalışanlara gösterilen değeri yansıttığı için önemlidir. Bu modelde
çalışanlar elde ettikleri kazanımlardan çok kararların nasıl verildikleri ile
ilgilenirler. Çünkü, işlemsel davranışlar kazanımsal davranışlara göre onlara
konumları ve statüleri açısından daha önemli bilgiler verecektir. İşlemsel
adalet nesnel veya öznel durumlarla ilgili olabilir. Nesnel işlemsel adalet fiili
veya maddi adalet ile öznel işlemsel adalet de nesnel işlemlerin algılanışı
veya nesnel bir işlemin adalet yargısını artırabilme kapasitesi ile ilgilidir.
İşlemsel adalet alanındaki araştırmaların çoğu nesnel ve öznel adalet
arasındaki ilişki çok fazla incelenmediğinden, öznel işlemsel adalet ve onun
etkileri üzerinde olmuştur (Konovsky,2000).
30
Dağıtım adaletinin ücret artışı veya performans değerleme ile oluşan
doyum gibi insan kaynaklı sonuç değişkenlerine daha fazla etkisinin olduğu
iddia edilmiştir.Buna karşın, işlemsel adaletin de daha çok örgüt ve yetkililerin
genel değerlendirilmeleri üzerinde etkisi vardır (Greenberg, 1990; s.407). Bu
anlayışla tutarlı olarak, McFarlin ve Sweeney’e göre dağıtım adaletinin iki
kişisel sonuç değişkeniyle (ücret doyumu ve iş doyumu), işlemsel adaletin ise
iki örgütsel sonuç değişkeniyle (örgütsel bağlılık ve astın yöneticiyi
değerlendirmesi) güçlü ilişkileri vardır. McFarlin ve Sweeney belki de bu
kavramın en kapsamlı (çok amaçlı) testini yürütmüşlerdir. Dağıtım adaleti ve
işlemsel adalet ile iki sonuç değişkeni(örgütsel bağlılık ve iş doyumu)
arasındaki ilişkiyi ele alan 4 modeli karşılaştırmışlardır. İşlemsel adaletin
daha çok sistem kaynaklı kazanımları, dağıtım adaletinin daha çok kişi
kaynaklı kazanımları öngördüğü tezi, çalışmalarında iki faktör modeli olarak
adlandırılmıştır (McFarlin ve Sweeney,1992).İşlemsel adalet kararların nasıl
verildiğini bulma çabasındadır (Cropanzano ve Randall, 1993). Dyer ve
Thibault yaptıkları bir çalışmada işlemsel değişkenlerin ücret doyumunun
tanımlanmasında önemli olduğunu saptamışlardır. Benzer olarak, Folger ve
Lewis (1993) yaptıkları çalışmalarda, performans değerleme sonuçları
hakkında çalışanların doyumlarının değerleme yaparken kullanılan
yöntemlerden etkilendiğini saptamışlardır (Robinson, 2004). Lind ve Tyler
işlemsel adaletin örgüt veya yetkililere karşı oluşan davranışlar üzerinde
güçlü etkileri olduğunu iddia etmişlerdir. Folger ve Konovsky de bu bulguları
desteklemişlerdir. Ücret artışlarını belirlemek için kullanılan yöntemler
hakkındaki algıların örgütsel bağlılık ve yöneticiye karşı güven gibi faktörleri
etkilediğini saptamışlardır. Çalışanlar kullanılan yöntemleri adil olarak
algıladıklarında, kararların, karar vericilerin ve örgütlerin destekleyicisi olurlar
(Beugre,2002). Tyler ve Cane, algılanan işlemsel adaletin devlet liderleri ve
örgütlerinin değerlendirilmesi üzerinde dağıtım adaletinin de katkısını alarak
etkisinin olduğunu saptamışlardır. Ancak bunun tersi doğru değildir. Yani
dağıtım adaletinin tek başına böyle bir gücü yoktur (Folger ve Konovsky,
1989).
31
bulunurlar.İşlemsel adalet çalışanların örgüte bağlılığı ile ilişkilidir.Çünkü, adil
işlemlerin kullanılması çalışanların uzun vadede adil davranışların beklentisi
içinde olmalarına neden olur (Özdevecioğlu,2003). Bu beklentiler örgüte ve
lidere karşı olumlu bağların oluşmasını sağlar. Yönetimle olan iletişimin
yüksek olması işlemsel adalet, örgüte güven ve örgütsel bağlılığın artmasını
sağlar. Böylece, yönetim çalışanların durumları anlamasını sağlayarak
olumsuz sonuçlar konusunda onları yumuşatır (Konovsky ve Cropanzano
,1991). Lind ve Tyler işlemsel adaletin özellikle örgüt ve otoriteler hakkındaki
tutumlar üzerinde güçlü etkileri olduğu sonucuna varmışlardır (Folger ve
Konovsky, 1989).
32
ilişki ve etkileşimlerinden ve resmi işlemlerle ilgili yapılan açıklamaların
yeterli ve doğru olmasından da etkilenmektedir. Bu etkileşim biçimi aynı
zamanda eşitliğin algılanması sürecini etkilediği için önemlidir (Greenberg,
1990).
33
ilgili bilgi ve gerekçeleri sağlar. Kişiler arası adalet sonuçlara gösterilen
tepkileri etkilerken bilişsel adalet ise işlemlere verilen tepkileri etkiler
(Greenberg, 1993).
3.İş Tatmini
İş, örgütsel ortamda belirli bir zaman diliminde gerçekleşen,
beraberinde kimi ilişkileri getiren ve ücret karşılığı girişilen mal ve hizmet
üretme çabasıdır. Tatmin ise duygusal bir tepki biçimidir. Çalışanlar çalışma
hayatı süresince, yaptığı işe çalıştığı firmaya ve iş ortamına dair pek çok
deneyimler kazanmaktadır. Çalışanların çalışma hayatı süresince, gördükleri,
yaşadıkları, kazandıkları, mutlulukları ve üzüntüleri olmaktadır. Tüm bu bilgi
ve duyguların sonucunda çalışanların yaptığı işe ya da çalıştığı firmaya karşı
tutumları ortaya çıkmaktadır. İş tatmini tutumların genel sonucudur ve
çalışanın fiziksel ve zihinsel açıdan iyi durumda olmasını ifade eder
(Oshagbemi,1997).
34
Örgüt yöneticisi, işgörenlerin örgüte ve örgütteki çabalara karşı
tutumlarını olumlu ya da olumsuz duruma getirecek faktörleri tespit
edebiliyorsa,alacağı önlemlerle işgörenleri daha kolay yönlendirebilecektir.
Örgütlerde çalışanların tutumları iş davranışlarını etkilediği için, bireyin işe
ve iş ortamının değişkenlerine karşı tutumları önemlidir. Örgütsel
ortamlarda farklı iş tutumları bulunmaktadır. Bu tutumlardan biri de iş
tatminidir. Örgütlerin kullandıkları kaynaklar arasında en karmaşık ve
değişken olanı insan gücüdür. Çalışanın küçük bir bölümünün bile
memnuniyetsizliği bütün kurum faaliyetlerinin olumsuz etkilenmesine hatta
durmasına neden olabilmektedir.
35
özellikleriyle işin niteliği arasındaki ilişki bireyden bireye değişim
göstermektedir. Bundan dolayı, bu tanım ileride de bahsedileceği gibi iş
tatmini ölçümünde bireysel özelliklerin ne kadar önemli olduğunu
vurgulamaktadır(Davis,1982 akt,Tosun 1998).
36
3.2. İş Tatmini ile Motivasyon arasındaki ilişki
37
Mayo başkanlığında başlayan Hawthorne deneyleridir. İş tatminine
ilişkin motivasyon kuramlarına bakıldığı zaman, amaç – sonuç uyumu,
ihtiyaç tatmin durumu, beklenti – ödül oranı gibi değişkenler üzerinde
yoğunlaşma olduğu gözükmektedir (Koçel,2003).
38
değişkenler birbirleri ile etkileşerek iş tatminini etkilemektedirler (Lee ve
Wilburn,1985, s.788)
a. İşgörenlerin Yaşı
39
yapmış olmaları da bu sonuçları destekler niteliktedir.
b. Cinsiyet
40
c. İşgörenin Medeni Durumu
41
Burris, işin gerektirdiğinden daha fazla eğitime sahip olmanın
tutumlar üzerinde yarattığı etkinin büyüklüğünün nesnel uyumsuzluktan
çok, bireylerin işlerine göre daha kalifiye oldukları yönündeki bireysel
algılarına bağlamaktadır (Burris,1983).
42
yüksek olan bireylerin iş doyum düzeyinin artmasını açıklamaktadır
(Ronen,1978).
43
,1998).
44
başka faktör olarak ele alınmalıdır. Bireylere işle ilgili beceriler
kazandırılarak yetkinlikler geliştirilebilmektedir. Ancak duygusal olgunluğu
yeterli olmayan, kendisi ve kurumla ilgili farkındalık geliştiremeyen
insanlar, ne kadar eğitimli ve zeki olursa olsun, kuruma yarardan çok zarar
getirmektedirler.Olgun ve dengeli kişiliğe sahip olan insanlar, azimli ve
sebatkar oldukları için iş tatminini genelde sağlamaktadırlar ve problemleri
gerçekçi gözle değerlendirerek toplumun isteklerine göre çözmeye
çalışmaktadırlar. Bu yapıdaki bireyler, yaşamaktan, çalışmaktan kıvanç
duymaktadırlar. Geleceğe umutla bakarlar, kompleksli değillerdir,
yardımseverdirler, işbirliği ve dayanışmaya açıktırlar. Örneğin, iş
yerinde parasal sıkıntı çeken arkadaşlarına borç para vererek üzüntü ve
sevinçlerini paylaşarak, meslekî ve sosyal açıdan onu destekleyerek
yardımcı olmaya çalışmaktadırlar. Bu nedenle bir iş yerinde çalışanların
kişisel özellikleri, iş yerinin verimliliğini, işleyişini önemli ölçüde etkilediği
için olgun ve dengeli kişiliğe sahip olanların, bir işletmenin üretim ve
verimliliğini arttıracağı gerçektir. O halde, doğru işe doğru insanı
yerleştirmek iş tatmini açısından önemli bir unsurdur (Aytaç , 2007).
45
3.3.2. Örgütsel ve Çevresel Özellikler
46
uygulama serbestine sahip olması işinden aldığı tatmini etkilemektedir. Üst
ve orta kademe yöneticilerinde, vasıfsız çalışanlara göre daha fazla iş
çeşitliliği ve kontrol gücüne sahip olunması bakımından iş tatmini de daha
yüksek olabilmektedir (Arnold ve Feldman ,1986).
b. Ücret
47
c. İş ve işgören Güvenliği
d.Kariyer Olanakları
48
arttırmaktadır. İş tatmini açısından yükselme olanağı ücretten daha etkilidir.
Terfi etmek birey için maddi destek olmasının yanı sıra bireyin
sosyal statüsünü de yükseltmektedir. Bireyin yaptığı işte başarılı olması
halinde terfi etmesi iş tatminini arttırmaktadır. Başarı değerleme
sisteminin hatalı olması, yeterlinin yanında yetersizin de ödüllendirilmesi
başarılı olduğuna inanan bireyin iş tatminini olumsuz yönde
etkilenmektedir.
49
Hizmet içi eğitim; oryantasyon eğitimi, beceri eğitimi ve liderlik eğitimi olmak
üzere üç gruba ayrılmaktadır.
50
Benzer şekilde yöneticiler, kariyer fırsatlarını ve geri beslemeyi
sağlamayı desteklediklerinde işgörenler örgüt içinde ilerleme fırsatlarını daha
net olarak görebilmektedirler. Örgüt içinde ilerleme imkanı olan bir örgütte
işe başlayanlar, örgüt içi ilerleme imkanı olmayan bir örgütte işe
başlayanlardan daha fazla duygusal ve devamlılık bağlılığı
göstermektedirler (Chang ,1999). Gelişme olanaklarının herkese eşit
tanınması örgütsel adalet algısının artmasında da etkili olacaktır (Ngo vd.
,1998).
51
Çalışanlarına esnek çalışma saatleri sunan firmaların iş değiştirme
eğilimlerinin azaltılmasında önemli bir avantaj elde ederler. İş saatlerinin
daha az olduğu ve çalışanlara alternatif çalışma saatleri sunulduğu
durumlarda, çalışanların iş yükü fazla bile olsa, iş değiştirme
eğilimlerinin azaldığı görülmektedir (Hoon ,2007).
52
arttıkça verim de o oranda düşmeye başlamaktadır. İşgörenler, açık bir
iletişim politikası izleyen işletmelerde daha mutlu çalışmaktadırlar. Açık
iletişim ortamını yaratan yöneticiler çalışanları ile daima etkileşim
halindedir ve bu şekilde işbirliği ve dayanışma da yaratılmış olmaktadır
(Tzeng,2002).
53
h. Çalışma Arkadaşlarıyla İlişkiler
i. Örgüt Kültürü
54
(Işıkhan,1996,s.119).
Örgütsel kültür ile tatmin arasında pozitif bir ilişki vardır. Fakat bu
durum bireyden bireye farklılık göstermektedir. Eğer örgütsel kültür ile
bireyin ihtiyaçları arasında bir uyum varsa, iş tatmini yüksek derecededir.
Örgüt kültürünün bir özelliği olarak örgütte denetim az ve insanlar yüksek
başarı için ödüllendiriliyor ise, daha fazla tatmin olmuş çalışanlar
görülecektir (Tzeng vd. ,2002).
j. İşyerinde Stres
55
yaşadığı stres de bir süre sonra işine yansıyabilmektedir. İşte gösterilen
hem başarı hem de başarısızlık stres yaratmaktadır. Örgütlerde stres
kaçınılmazdır. Stresli ortam bireyin işten ayrılmasına neden olabileceği gibi
ruhsal sağlığını da olumsuz etkilemektedir (Sveinsdottir vd. ,2005).
56
Stres beraberinde iş tatminsizliğini de getirmektedir. Stres iş
tatminsizliğinin yanı sıra, işgücü devri, iş kazaları, devamsızlıkta artış ve
performans sorunlarına da neden olmaktadır. Bu nedenle yöneticiler
strese neden olan etmenleri bilmeli ve azaltmaya çalışmalıdırlar
(Sabuncuoğlu, 2005).
57
bulunanların böyle bir unvana sahip olmayan ya da düşük statülü işlerde
çalışanlara kıyasla iş doyumlarının daha yüksek olduğu bulunmuştur.
58
III.BÖLÜM
Başka bir görüşe göre tatmin bir başka kişi tarafından gözlenemeyen
ve sadece ilgili kişi tarafından hissedilerek tanımlanabilen ve ifade edilebilen
memnuniyeti ve iç huzuru anlatmak için kullanılır. Bir diğer görüş,işten elde
edilen maddi çıkarlar ve çalışanın beraber çalışmaktan zevk aldığı iş
arkadaşları ile bir eser meydana getirmesinin sağladığı mutluluk şeklinde
tanımlamaktadır (Eroğlu,1996). Yapılan araştırmada, işgörene sosyalleşme
ve kendini gerçekleştirme konusunda sağlanan olanakların, işgörenin kendini
geliştirmesine, örgüt için önemli olduğu duygusuna sahip olmasına, işgörenin
örgüte bağlılığının artmasına ve iş tatminin yükselmesine katkıda
bulunduğunu belirtmiştir (Akıncı,2002).
59
farklı boyutlarını ölçmek doğrudan belirli problem alanları ortaya çıkarmaya
olanak sağlar. İş tatmininin farklı parçalarından bütünsel bir değerlendirmeye
gitmek de her zaman mümkün olabilir. Ancak ters yönde bir değerlendirme
mümkün değildir. Diğer bir ifade ile sadece bütünsel bir iş tatmini
değerlendirmesi yapıldığında, iş tatminin farklı boyutlarına ilişkin yorumlama
yapma imkanı ortadan kalkar. Bu düşüncelerle, iş ortamını farklı parçalardan
oluşan bir bütün olarak ele alındığında iş tatmini de çok boyutlu bir kavram
olarak değerlendirilebilir. Örneğin Hackman ve Oldham’ın(1975) iş analizi
yaklaşımına göre iş tatmini, beceri çeşitliliği, işin niteliği, işin önemi, işin
özerkliği ve iş ilişkisinde olunan kişilerden alınan geri bildirimler olarak beş
temel boyuta sahiptir. Bu araştırmacılara göre, çalışanlar işleriyle ilgili
herhangi bir unsurdan tamamıyla tatmin oluyorken, bir başka unsurdan dolayı
tatminsiz olabilir. Diğer bir ifade ile çalışanın yöneticisi, aldığı ücret, çalışma
ortamı yada iş yerinde sağlanan terfi ve ilerleme imkanları ile ilgili tatmin
düzeyleri farklılık gösterebilir.
60
Bazı araştırmacılar çalışanlara kendi ücret sistemleri ile ilgili karar
verme süreçlerinde kontrol sağlanması, bu sistemin tasarlanmasına katkıda
bulunmaları ve söz hakkına sahip olmalarının, prosedürel adalet algılarını
buna bağlı olarak da örgüte karşı olumlu tutumları arttırdığını söylemektedir.
Ücret sisteminin bileşenleri ile ilgili olarak yapılan geçmiş çalışmalar
dağıtımsal adaletin yanında prosedürel adaletin de ücret tatmini ile yakından
ilişkili olduğunu göstermiştir ücret sistemi ile ilgili kararlara katılım ile ücret
tatmini arasında ilişki olduğunu ortaya koymuş, Folger ve Konovsky de iş
tatmini ve ücret artışlarında adil süreçlere yer vermek arasında pozitif yönlü
ilişki bulmuştur.İş tatmininin ücret tatmini dışındaki çeşitli boyutları göz
önünde bulundurulduğunda da, prosedürel adaletin daha çok yöneticiden
tatmin ile ilişkili olduğu göze çarpmaktadır.
61
2.İş Tatminini Etkileyen Unsurların Ortaya Konulması
62
*Adaya kendini ortaya koymak için olanak verilmelidir.
63
açıklama yöntemi ile yakından ilişkilidir. Çalışanlar ücretin adil bir
yöntemle saptanmasından tatmin olmaktadırlar.Ayrıca çalışanlar ücret
kararlarına kendilerinin katılmalarını istemektedirler (Ataay,1985). Ücret
yönteminin çalışana açıklanması, çalışanın örgütsel adalet algısını
dolayısıyla da iş tatminini etkilemektedir. Çalışanlarına bağlı olan bir
örgütün en belirgin özelliği, insan unsurunu göz önünde bulundurarak
çalışanlarına karşı destekleyici olması, çalışanlarıyla ilgili tüm uygulamalarda
adaleti sağlaması ve çalışanlarının iş tatminini ve refahını sağlamayı
amaçlamasıdır.
Dışsal eşitlik
İçsel eşitlik
Bireysel eşitlik
Prosedürel eşitlik
64
fonksiyonlarının uygulanmasında (personel seçimi, eğitim, performans
değerleme, ücret v.s.) adil davranılması iş tatminin olumlu yönde
etkiler. Örneğin hizmet içi eğitim uygulamalarında, eğitime katılacakların
hangi kriterlere göre seçildiğinin açık bir şekilde anlatılması veya terfi
durumunda neden o kişilerin seçildiğinin çalışana açıklanması, çalışanın
etkileşim adaleti algısı ve bunun sonucunda iş tatmini algısında rol
oynayacaktır.
65
Maslow' un kuramında çalışanla iyi ilişkiler kurulmasının iş
tatminini arttırdığı ifade edilmektedir. Örgüt içinde iyi ilişkiler kurulması,
çalışana değer verilmesi etkileşim adaleti algısını arttırmakta, bunun
sonucunda iş tatmini de olumlu yönde etkilenmektedir. Etkileşim
adaletinin yüksek algılanması pek çok tutum üzerinde olumlu etki
yaratmaktadır.
66
ve çalışma koşulları olarak ifade etmektedir. Örgütte yapılan işin
planlamasının ve görev tanımının etkili biçimde yapılıp yapılmayışı,
uygulanan personel politikalarının adil olup olmayışı, işin ilk denetiminden
sorumlu üstün yeteneği ya da yeteneksizliği, personele karşı ilgili ya da
ilgisiz oluşu, bireyin ücretindeki bir artış beklentisinin karşılanıp
karşılanmayışı ile havalandırma, ışıklandırma, araç-gereç ve mekanın
uygun olup olmaması işten sağlanan tatmin düzeyine ve çalışanın örgütsel
adalet algısı üzerine etki etmektedir. Sözü edilen bu faktörler örgütsel
adalet algısının oluşumunda da önemli rol oynadığından dolayı yöneticiler
tarafından üzerinde durulması gereken konulardan biridir.
67
Schmiesing, Safrit ve Gliem 2003 yılında, 232 çalışan üzerinde
yaptıkları araştırmada iş tatmini ile örgütsel adalet arasında pozitif
ilişki olduğunu bulmuşlardır. Özellikle, prosedür ve etkileşim adaletinin
iş tatmininde önemli olduğunu, dağıtım adaletinin ise daha az etkili
olduğunu savunmuşlardır.
İş tatmini örgütsel adalet ilişkisini ölçen bir diğer araştırma ise 1997
yılında Scandura tarafından Avustralya’da 14 firmada 229 çalışan
üzerinde yapılmıştır. Scandura, Minnosata iş tatmini anketi ve Moorman’ın
örgütsel adalet algısı ölçeğini kullanılarak yaptığı araştırmada örgütsel
68
adalet algısının (dağıtım adaleti ve prosedur adaleti) iş tutumları
(kariyer beklentisi, örgütsel bağlılık ve iş tatmini) üzerine etkilerini
araştırmıştır. Çalışma sonucunda, örgütsel adaletin iş tatminini de içine
alan iş tutumları üzerine etkili olduğu sonucunu bulunmuştur
(Scandura,1997).
69
2005).
70
Oysa Kulik ve Ambrose, yaptıkları çalışmalarda, kadınların erkeklere
nazaran örgütsel sonuçlara daha fazla önem verdiğini
saptamışlardır. Onlara göre sosyo-demografik özelliklerin içinde en
karmaşık olanı cinsiyet faktörüdür (Kulik ve Ambrose,1992).
71
IV.SONUÇ
72
algıladığı örgütsel destek azalacaktır. Eisenberger ve ark. (1990) örgütün
çalışanın yararına olacak olumlu, isteğe bağlı uygulamalar çalışanın bu
durumu örgütün kendisinin iyiliğini düşündüğünün bir kanıtı olarak
göreceğini söylemişlerdir. İşlemsel adalet ise çalışanların, elde ettikleri
ödül ve ücretleri belirleyen süreçlerle ilgili adalet algılarını yansıtmaktadır.
Bu durumda çalışanların, örgütün işlemlerde ilgili adaletli davranmasını
örgütün çalışanın yararına olacak olumlu, isteğe bağlı uygulamalarının bir
parçası olarak görmesi beklenebilir.
73
Performans değerleme sistemlerinin öznelliği, rasyonelliği ve
objektifliği Örgüt içi terfi ve kariyer planlarının açıkça belirtilmesi, adalet
algılarını olumlu yönde destekleyici bir konuma getirecektir. Etkili bir
ödüllendirme sisteminin olması performansı artıracağı gibi personelin yaptığı
işten tatmin olmasını, Uygun çalışma koşullarının gelişmesini, Örgüt içi
iletişimin yaygınlaştırılmasını, Örgütsel güvenin sağlanmasını, Kişisel gelişim
olanaklarının sağlanmasını, İş yükünün optimal olmasını ve Örgüt içi bilgi
paylaşımının yaygınlaştırılması yönünde çabalar sarf edilmesini
sağlamaktadır. Ayrıca bu gibi uygulamalar ve destekleyici kararlar personel
devir hızının düşmesini, örgütsel işleyişin hızlı ve verimli olmasını sağlarken
çalışanın iş tatminini ve performansını arttıran bir konuma getirecektir.
74
kültürünün temellerinin, örgüt kültürünü yansıtan etik prensiplerin ve katılımcı
yönetim uygulamalarının örgütsel adalet algıları üzerindeki etkilerinin
incelenmesi faydalı olacaktır.
75
KAYNAKLAR
76
Model. Journal of Organizational Behavior, 23, 267-285.
77
BİNGÖL, Dursun , Personel Yönetimi, Beta Yayınevi, 3.bs,
İstanbul,1997, s. 244.
78
DAVIS Keith , İşletmelerde Örgütsel Davranış, Çev. Kemal
TOSUN, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Yayınları,
İstanbul, 1998, s.45.
79
FARMER , Suzanne J. , LOVE, Kevin G. ,“Becoming an
Undercover Police Officer: A Note on Fairness Perception,
Behavior, and Attitudes”, Journal of Organizational
Behavior, Vol. 24, 2003, s. 373-387.
80
GILLILAND, Stephen W. (1994). Effects of Procedural and
Distributive Justice on Reactions to A Selection System.
Journal of Applied Psychology, 79: 5, 691-701.
81
HESS, Ronald, AMBROSE, Maureen. (2005). The Four Factor
Model of Justice: An Application to Customer Complaint
Handling.
82
Fakültesi, Halk Sağlığı Bölümü Atatürk Üniversitesi İİBF,
İşletme Bölümü
83
LAMBERT , Eric “The Impact of Organizational Justice on
Correctional Staff” Journal of Criminal Justice, Vol. 31, 2003,
s. 155-168.
84
MCFARLIN, Dean B., SWEENEY, Paul D. (1992). Distributive
and Procedural Justice As Predictors of Satisfaction with
Personel and Organizational Outcomes. Academy of
Management Journal, Vol.35, No.3, 626-637.
85
ÖZDEVECİOĞLU, Mahmut (2003). Algılanan Örgütsel Adaletin
Bireylerarası Saldırgan Davranışlar Üzerindeki Etkilerinin
Belirlenmesine Yönelik Bir Araştırma. Erciyes Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Sayı: 21, Temmuz-
Aralık 2003, 77-96.
86
Perceptions of Organizational Justice and Organizational
Outcome Variables. A Dissertation Presented to the Faculty of
the California School of Organizational Studies, Alliant
International University, San Diego, 1-156.
87
Protection Model of Justice Reasoning.Society for Personality
and Social Psychology, Pspb, 28:5, 588-597.
88
THIBAULT, J. ve Walker, L. (1975). Procedural Justice: A
Psychological Analysis, Hillsdale, NJ: Erlbaum
89
ÖZGEÇMİŞ
90
91