You are on page 1of 8

ALPİN AKTAŞ

190444003
İLKÖĞRETİM MATEMATİK ÖĞRETMENLİĞİ/4.SINIF
BİLİM ve ARAŞTIRMA ETİĞİ DERSİ VİZE ÖDEVİ
TEZ İNCELEME
TEZ ADI: MESLEKİ ETİK KAPSAMINDA ETİK VE ETİK KODLARIN BÜRO
ÇALIŞANLARININ İŞ DOYUMUNA ETKİSİ
TEZ YAZARLARI: YASİN ÇAKIREL
MESLEKİ ETİK KAPSAMINDA ETİK ve ETİK KODLARIN
BÜRO ÇALIŞANLARININ İŞ DOYUMUNA ETKİSİ
Giriş: Araştırmanın giriş kısmında çoğu ülkede kurumlar ve özel işletmelerin temel
sorunlarından olan yolsuzluk, kötü yönetim, yozlaşma, vakitten çalma gibi etiğe aykırı
davranışların bir ülkede kişiler arası ilişkileri ve devlerin mali sistemini olumsuz olarak
etkilediği söylenmektedir. Etiğe aykırı davranışların engellenmesi için kurum içinde resmi ve
gayriresmî kurallar ile ilgili ayarlamalar mevcuttur.. Resmi ilkeler denetim, devamlılık ve
hesap verebilmeyi sağlarken gayriresmî ilkeler ise gelenekler oluşturarak ve düzenli irtibat
düzenlemesi yoluyla kurumların devamlılığına katkıda bulunmayı amaçlar. Burada etik ilkeler
dışında verilen diğer bir tanım ise iş doyumudur. İş doyumu, çalışanların iş otamında oluşan
olaylara karşı çalışanların göstermiş oldukları duygular veya tepkiler olarak tanımlanmıştır.
Araştırmanın Problemi: Bu araştırmada büro çalışanlarının etik kuralları anlama seviyesi, etik
kuralları kullanabilme seviyesi ve etik kodların anlama seviyesi hesaplanmaya çalışılacaktır.
Ayrıca bu değişkenlerin iş tatminliği ile ilgisi incelenecektir. Bundan dolayı araştırmanın ana
problemi “büroda faaliyet gösterenlerin etik kuralları anlama, etik kuralları kullanabilme ve
etik kodları anlama seviyeleri ile çalışma tatminliği arasında doğrudan bir ilişki var mıdır?”
sorusu olacaktır.
Araştırmanın Amacı: İncelemenin gayesi; kamuda ve özel işletmelerde çalışan büro
çalışanlarının etik kuralları anlama, etik kuralları kullanabilme ve etik kodları anlama
seviyelerinin değerlendirilmesi; bu faktörler ile bireylerin işe karşı duydukları hoşnutluk
arasındaki ilişkinin incelenmesi ve yine bu unsurların, çalışanların demografik özelliklerine,
etik kurallar ile eğitim almalarına, çalıştıkları kurum tipine, kurumlarda etik kuralların veya
etik kodların olup olmamasına göre nasıl değiştiğinin incelenmesidir. Araştırmada çeşitli
hipotezler yer almaktadır.
Araştırmanın Önemi: Akademik olarak etik kurallar ile iş doyumu arasındaki ilişkiyi inceleyen
çalışma sayısı çok az olmakla birlikte, özellikle Türkçe olarak gösterilen araştırma sayısı hiç
yok denecek kadar azdır. Bu yönüyle bakıldığında araştırmanın ileriki çalışmalar için bir
kaynak olacağı öngörülmektedir. Yani bundan sonra yapılacak olan çalışmalar için önemli bir
kaynak olma özelliği taşır.
Kapsam ve Sınırlılıklar: Araştırmanın merkezini etik kurallar, etik kodlar ve iş doyumu
oluşturmaktadır. Araştırma kullanılan hipotezlerle sınırlı kalmaktadır. Araştırmanın
kapsamını Ankara’daki kamu ve özel sektördeki büro çalışanları oluşturmaktadır. İncelemede
anket çalışması uygulanmıştır. Araştırmada veriler elde edilmede kullanılan anket, yeterince
fazla kişiye uygulanmış olup izin alınabilen kamu ve özel kurumlardan tesadüfi yolla seçilen
240 büro çalışanı örneklemi oluşturmaktadır. Ancak incelemeye kamu ve özel sektör
kurumları açığa çıkarmamak amacıyla söylenmemiştir.
Varsayımlar: İncelemede anket uygulamasının bütün kişilere eşit olarak kullandığı ve
araştırmaya katılan çalışanların tamamının anket sorularını kendi düşüncelerine dayanarak
cevapladıkları varsayılmıştır.
Etik kavramından bahsedecek olursak bireyin hayatında uygulamaya koyduğu ahlaki görev
ve ahlak kuralları anlayışıdır. Yani bu tanımdan çıkarılabilecek sonuç ahlaki görev ve ahlak
ilkelerini davranışlarımıza yansıttığımızda etik bir davranışta bulunmuş oluruz.
Meslek etiği ise kişilerin yaptıkları mesleğe ait uyması gereken ve yapmaktan kaçınması
gereken kurallar olarak tanımlanabilir. Birbirinden farklı olarak kaç meslek varsa o kadar
meslek etiğinin var olduğunu görmek mümkündür. Geçmişten günümüze zamanın
ilerlemesiyle değişen bilimsel, teknolojik vs. değişimlere bağlı olarak yapılan işlerde de bir
fark olabilmektedir. Bundan dolayı meslek etik kodlarında da değişim söz konusu
olabilmektedir. Günümüzde tüm kurumlar devamlılıklarını sağlayabilmek için hangi etik
kodlarda faaliyet gösterdiklerini bilmelidirler.

İnsanların çalışma faaliyetlerini icra ettikleri yerlere büro denilmektedir. Dolayısıyla


büro etiğinden bahsetmek kaçınılmaz olur. Büro etiği, bürolarda faaliyet gösteren
bireylerin uymak zorunda oldukları kuralların tamamı olarak tanımlanır. Özellikle
kuralların başında dürüstlük yer alır.
Çalışılan yerlerde çeşitli problemlerin olması kaçınılmazdır. Çünkü bürolar toplu olarak
çalışılan yerler olduğu için farklı norm, değer ve özelliklere sahip bireyler farkında olmadan
sorun yaşamakta bir bireyin doğrusu öteki bireyin yanlışı olabilmektedir. Bundan dolayı
bürolarda çalışan bireylerin etik dışı davranışlarda bulunup olumsuz olaylara neden
olabilmektedir. Bu olumsuz olayların yaşanmaması için büro yöneticileri kurumların değer
yargılarını, yorumlamalı ve bunların uygulanmasını sağlayabilmelidir.
İş yerlerinde yaşanan etiğe aykırı davranışların başında , insan kayırma, rüşvet, yolsuzluk,
mobbing, bedensel ve cinsel taciz, yetkinin kötüye kullanımı, gizli bilgilerin sızdırılması gibi
davranışlar gelmektedir.

Çalışanların bu tür etik dışı hareketlerde bulunmasının nedenleri arasında farkında


olmamak ve duyarsızlık gelmektedir. “Herkes yapıyor.” gibi bir düşünceye kapılması bu
duruma bir örnek olarak verilebilir. İkinci bir sebep ise bencilliktir. Burada çalışan kendi
çıkarlarını düşünür ve ön plana çıkarır. Bireyleri etiğe aykırı ıdavranmaya sevk eden bir diğer
neden ise yüzeysel değerlendirmedir. Burada birey arkadaşlık, dostluk, akraba gibi kendisine
yakın gördüğü kişilere ait eksik ve yanlı değerlendirmede bulunabilir.
Ancak iş etiği yalnızca kişisel çıkarlardan oluşmamaktadır. İş etiğinin beş farklı düzeyi
bulunmaktadır.
Kişisel düzey, başkalarının refahı için çalışma, dürüstlük, yasalara uyma, rüşvet almama gibi
konuları içerir.

Örgütsel düzey, işletmelerin toplum için yerine getirmeyi sorumluluk edindiği ve


toplumsal sorumlulukların da ele aldığı ilkeler bütünüdür.
Mesleksel düzeyde önemli olan aynı meslekte çalışan bireylerin dünyanın neresinde olursa
olsun etik ilkelerine uygun olarak hareket etmesidir.
Sosyal düzeyde yasalar, normlar, gelenek ve görenekler ön plana çıkar. Burada dikkat
edilmesi gereken sosyal düzeyde etiğin toplumdan topluma farklılık gösterebildiğidir.
Rüşvetin toplum tarafından farklı tepkiler gösterdiği bu duruma örnek olarak verilebilir.
Uluslararası düzeyde iş etiğinin politik ve dini unsurları ele alınır. Burada daha çok
uluslararası işletmeler yer alır.
Kamu ve özel sektöründe kendine yer edinen kuruluşlar için ortak makul görülebilecek
değerler randıman alabilme , bir konu hakkında bilirkişi olma, dürüstlük ve hukukun
üstünlüğünü benimsemektir. Yüksek kâr ve yarış duygusu özel sektörde önemli sayılan ama
kamuda merkezi değerler arasında sayılmaz.

Kurumların etik koduna sahip olması, gitgide önemli olmaktadır.. Bunun


nedenlerinden biri ahlâkî kodların işletmelerin marka değerini artırmasıdır. İkincisi ise
etik kodların varlığı işletmelerin etik davranışlara göre hareket ettiğinin bir
göstergesidir. Ayrıca etik kodların bulunması etiğe aykırı davranışlar sonucunda iş
yerlerinde yasal olarak karşılaşabilecekleri olumsuz olayları minumum seviyeye
indirir.
Kodlar yazılma amacı bakımından büyük ölçüde farklılık gösterse de genellikle şu etik ilkeleri
kapsar: Kişilere saygı, insan refahını geliştirmeye çalışma, sosyal adalet ve dürüstlük...
Etik davranış kodlarının genişliği şu şekilde sıralanabilir:
1) Etiğe uydun davranılması ve etiğe aykırı davranışlardan kaçınılması,
2) Çalışanların zor bir durumda kaldıkları zaman danışabilecekleri bir rehber olması,
3) Bireylerin gelişimine dair kuralların bulunması,
olarak sıralanabilir.
Buna benzer kuralların uygulamaya konulması, ilgili kurum ya da meslek grubunun
faaliyetlerine dair saygıyı da beraberinde getirir.

Özellikle özel sektör için etik kodların işlevleri düşünüldüğünde bunalara da yer
verilebilir:
1) Müşterileri gözetim altında tutmak,
2) Retorik oluşturmak (Söz söyleme sanatı)

3) İdeal sunmak
Etik kodların olmasının kurumlar açısından önemini vurguladık. Bununla beraber etik kodlar
sınıflandırılır. Etik kodların sınıflandırılması beş farklı şekilde yapılmaktadır.
Esnek kodlar çalışanların davranışlarına rehberlik ederler ve yoruma açık kodlardır. Katı ya da
diğer bir deyişle düzenleyici kodlar kural koyucu kod tipindedir. Genellikle “olmalı ya da
olmamalı” gibi ifadelere karşılık gelir. Etik kodlar, etiksel sorunla karşılaşıldığında bu
kodlardan nasıl yararlanabilir sorusuna cevap olan eğitimsel kodlar olarak sınıflandırılmıştır.
Altın ilkeler yaklaşımı ise “Geleceğe hem kendimi hem de çalıştığım kurumumu utandıracak
ve kurumumu zarara uğratacak hiçbir şey yapmayacağım” veya “diğerlerinin yapmak
istemediklerimi yaptırmasına izin vermeyeceğim” şeklinde temellendirilmektedir. Sona
yaklaşım olan soru cevap yaklaşımında ise kişilere problemli kararlarla yüz yüze geldiklerinde
yardımcı olur.

İş Doyumu

İş doyumu çalışanların işlerinden memnun olup olmadıkları olarak söylenebilir. İş


doyumu iş özellikleri ile çalışanların isteklerinin paralel olması durumunda gerçekleşir.
İşe duyulan tatmin, işe karşı gösterilen memnuniyeti, aksi olarak gösterilen
hoşnutsuzluk iş doyumsuzluğunu ifade eder.

İş Doyumunun Önemi

İş doyumu kurumlar için çok önemli bir yere sahiptir. Çünkü işinden tatminsiz
çalışanlar işe geç gelme eğilimi gösterebilir, sorumluluktan kaçabilir ve başka iş
bulma yollarını aramaya çalışır. Diğer taraftan işinden hoşnut olan çalışanlar işine
zamanında gelir, sorumluluk almaktan çekinmez ve çevresiyle düzenli bir ilişki
içerisinde olurlar.

İş doyumu yalnızca kurumların işleyişi açısından önemli olan bir kavram değildir.
Bireylerin sağlıklarını da etkileyen bir faktördür. İşe karşı hoşnut olan insanların daha
uzun ve sağlıklı oldukları gözlemlenmiştir.

İş doyumunu çeşitli faktörler etkilemektedir. Bunları içsel ve dışsal unsurlar olarak


sınıflandırabiliriz. İçsel unsurlardan biri yaş unsuru incelendiğinde daha genç olan
bireylerin tecrübesiz olmaları, yaptığı meslekte hızla yükseleceğine ait düşüncelerinin
olması ve geleceğe yönelik kuşkular taşımalarından dolayı iş doyumunun az olduğu
görülmüştür. Buna bağlı olarak yaş ilerledikçe deneyim kazanmalarına bağlı olarak iş
doyumlarında artış olduğu görülmüştür.
Diğer bir içsel unsur olan cinsiyet faktörünü incelediğimizde kadınların erkeklere göre iş
doyumunun daha yüksek olduğu bir düşünce vardır. Bunun nedenlerine bakacak olursak
bayanların aile ekonomisini erkeklere göre daha az yüklendikleri ve işe dönük beklentilerinin
daha az olması gibi nedenler söylenebilir.

İş doyumunu etkileyen iç unsurlardan farklı olarak dış unsurlar da iş doyumunu


etkilemektedir. Dış unsurlardan olan ücret unsuru iş doyumunu etkileyen önemli bir
faktördür. Çalışanlar zaman zaman benzer işlerde çalışanlara verilen ücretleri
karşılaştırma ihtiyacında bulunabilirler. Hatta aynı kurum içerisinde çalıştıkları mesai
arkadaşlarında da bir karşılaştırma söz konusudur. Burada önemli olan çalışanlarda
emeğinin karşılığını tam alablldiklerine dair bir şüphe olmaması gerekir.

İş doyumunu etkileyen bir diğer dışsal unsur ise yükselme olanağıdır. Bir iş yerinde
yükselme olanağının çalışanlarca hissedilmesi iş doyumunu artıran bir nitelik olduğu
görülmüştür. Buna benzer olarak terfi de aynı şekilde iş doyumunu olumlu yönde
etkiler. Diğer bir dışsal unsur olan kurumlardaki iletişim seviyesidir.
Organizasyonlardaki iletişim seviyesi iyi düzeyde ise yani çalışanlar kendi aralarında
bilgi alıp veriyorsa astlarla üstler iletişim kurabiliyorsa çalışanlar amacına daha kısa
sürede ulaşacaklarından iyi bir iletişim seviyesi çalışanların iş doyumunu artırır.

Çalışma ortamlarındaki fiziksel şartlar da önemli bir diğer dış unsur olarak göze
çarpmaktadır. Fiziksel şartlar ortamın sıcaklığı, sessizlik, rahatlık, tehlikesiz alan vs.
olarak söylenebilir. Buna ek olarak büyük şehirlerde yaşayan bireyler evlerinin iş
yerlerine yakın olmasını isterler. Alınan kararlarda söz sahibi olmak da çalışanların iş
doyumunu etkileyen unsurlar arasında yer alır. Çünkü bireyler alınan kararlarda söz
sahibi olurlarsa kendilerini iş yerinin önemli bir parçası olarak görürler. Buna bağlı
olarak motivasyonlarında artış olup iş doyumuna etkisi olumlu olur.
Araştırmanın Yöntemi:
Araştırmanın Modeli: Bu tez araştırmasında betimsel araştırma modeli kullanılmıştır.
Betimleyici araştırma modeli kulanmasındaki hedef araştırmanın problemini, sorunlarla
alakalı olayları, değişkenlik göstenleri ve değişkenlik gösterenler arasındaki bağı
incelemektir. Buna ek olarak incelemede anket kullanılmıştır.
Evren ve Örneklem: İncelemenin evrenini Ankara’daki kamu kurumları ile özel sektör
kuruluşlarında görev yapan çalışanlar oluşturmaktadır. Evrendeki çalışanların tamamına
ulaşmanın zorluğundan dolayı örneklem tercih edilmiştir.
Verilerin Toplanması: Etik kuralları anlama, etik kuralları kullanabilme, etik kodları anlama
seviyelerinin ve bu değişkenlerin işe karşı duyulan tatmin duygusu ile bağının
hesaplanabilmesi için örneklemden elde edilecek verilerin toplanmasında anket tekniğinden
yararlanılmıştır. Katılımcıların katılım dercelerini belirlemek için likert ölçeği kullanılmıştır.
Buna göre ifadeler “Kesinlikle katılmıyorum (1)”, “Katılmıyorum (2)”, “Kararsızım (3)”, “
Katılıyorum (4)”, “Tamamen katılıyorum (5)” olarak ölçeklendirilmiştir. Anket çalışmasından
önce pilot uygulama yapılmıştır. Anket güvenilir olarak kabul edilmiştir.
Verilerin Analizi: Verilerin analizi için t testi, tek yönlü varyans analizi (ANOVA), ikili
karşılaştırma testleri ve korelasyon analizi kullanılmıştır.
Bu araştırmada etik kuralları anlama, etik kuralları kullanma, etik kodları kullanma ve iş
doyumu bağımlı değişkenlerdir.
Cinsiyet, yaş, kurum çeşidi, eğitim durumu, etik kural olup olmama durumu, etik kod varlığı
durumu, etik eğitimi alma durumu ise bağımsız değişkenler arasında yer alır.
Bulgular ve Yorumlar:
Demografik Özelliklere İlişkin Bulgular: Katılımcılara bakıldığında örneklem içerisinden
seçilerin kişilerin çoğunlukta bayanların olduğu görülmüştür. Bu durum bürolarda bayanların
erkeklere göre daha çok işe alındıkları ya da bayanların erkeklerden daha fazla çalışma
eğiliminde olduğunu gösteririr. Katılımcıların yaşlarına baktığımızda büroda çalışanların daha
çok genç yaş aralığında olduğu görülmüştür. Bu duruma bakıldığında işi genç bireylerin daha
fazla istediği söylenebilir. Çalışanların okumuşluk düzeyine göre dağılımları incelendiğinde
lisansüstü eğitim durumlarının oldukça düşük olduğu saptanmıştır. Bununla birlikte
ortaöğretim ve yükseköğretim eğitimi veren okullardan daha çok katılımcı olmuştur.Ayrıca
katılımcıların çalışma hayatına baktığımızda kısa sürede çalışan katılımcıların ağırlıkta olduğu
söylenebilir.
Katılımcıların kurum türü ve etik ilkelerin varlığı durumuna göre dağılımına bakacak olursak
“Kurumunuzun etik ilkeleri var mı?” sorusuna % 75.3’ü evet, % 10.2’si hayır ve % 14.5’i ise
fikrim yok cevabını vermişlerdir. Katılımcıların cevapları incelendiğinde daha yüksek oranda
“evet” cevabı vermeleri kurumlarındaki etik ilkelerden haberdar olduğunu gösterir.
Katılımcıların kurum çeşidi ve etik kodların varlığı durumuna göre dağılımı incelendiğinde
“Kurumunuzun etik kodları var mı?” sorusuna katılımcıların % 24.4’ü evet, % 30.8’i hayır ve
% 44.9’u ise fikrim yok cevabını vermişlerdir. Cevaplar incelendiğinde “evet” cevabının
oranının oldukça düşük olduğu görülmüştür. “Fikrim yok” ve “hayır” cevaplarının toplamının
oranının yüksekliğine bakıldığı zaman çalışanların şirketlerinde etik kodların varlığına dair iyi
bilgilendirilmediği söylenebilir.
Katılımcıların kurum türü ve etik ilke/kodlarla ilgili eğitim alma durumuna göre dağılımı göz
önüne alındığında büro çalışanlarının % 23.1’inin eğitim aldığı, % 76.9’unun eğitim almadığı
görülmektedir. Bireylerin etik ilke hakkında bilgi seviyelerini artırmak için etik eğitim
programları geliştirilmelidir.
Katılımcıların İş Doyumu Düzeylerine İlişkin Bulgular: Bireylerin iş doyumu düzeyleri iilşkin
durumlara bakıldığında ücret, üstlerin yönetim tarzı, çalışma şartları, kendi kararlarını
uygulayabilme hakkına sahip olmada sorulan sorularda iş doyumunun yetersiz olduğu
görülmektedir.
Sonuçlar ve Öneriler:
1) Kurum çalışanlarının etik ilkelerin varlığı ile ilgili bilgi sahibi oldukları gözlemlenmektedir.
Ancak araştırmada düşük bir oran da olsa çalışanların “fikrim yok” cevabı vermelerinden
dolayı personelin tamamının bilgilendirilmesi gerektiğini göstermiştir.
2) Araştırmada katılımcıların etik kod söz konusu olduğunda etik ilkenin varlığı hakkındaki
bilgiye göre eksik kaldığı görülmüştür. Dolayısıyla çalışanlara etik kod varlığını tanıtacak
yollar aranmalıdır. Örnek verecek olursak çalışanlara etik kod hakkında broşürler dağıtılmalı
ya da personellere seminerler verilerek bireylerin bilinçlendirilmesi sağlanabilir.
3) Araştırmada etik ilkeleri algılamada cinsiyetin önemine bakılmış olup cinsiyetin önemli bir
unsur olduğu görülmüştür. Etik ilkeleri algılama düzeyinde bayanların algılama düzeyi daha
yüksek çıkmıştır. Ama etik ilkeleri uygulama konusunda belirgin bir fark bulunmamıştır.

4) Özel sektörde çalışanların kamuda çalışanlara göre etik kuralları kullanma


seviyelerinin daha yüksek olduğu gözlemlenmiştir.
5) Etik ilkeleri algılama düzeyinin eğitimle ilişkisine bakıldığı zaman lisansüsütü eğitim
seviyesindeki bireylerin lise ve lisans mezunlarına kıyasla daha yüksek olduğu görülmüştür.
Burada etik kuralları algılamasında eğitimin ne kadar önemli olduğu görülmüştür.
6) Araştırmada etik ilkeleri algılama ve uygulama arasında orantılı bir ilişkiden bahsetmek
mümkündür. Yani çalışanlar etik ilkeri ne kadar iyi anlarsa o kadar uygulayabilme yeteneğine
sahip olurlar.
7) Etik kuralları kullanma seviyeleri ile iş doyumu arasında orantılı ilişki vardır.
Son olarak etik ilkelerini ihlal edenler ceza almalı ve personellerin bilinçlendirilmeleri
sağlanmalıdır.

You might also like