Irregular Verbs List – Düzensiz Fiiller Listesi

SIMPLE FORM SIMPLE PAST PAST PARTICIPLE

TÜRKÇE ANLAMI
(1. HAL) (2. HAL) (3. HAL)

ortaya çıkmak,
arise arose arisen
yükselmek

awake awoke awoken uyanmak

be was, were been olmak

bear bore borne / born katkanmak, taşımak

dövmek, vurmak,
beat beat beaten / beat
yenmek

become became become olmak

begin began begun başlamak

bend bent bent bükmek, eğmek

bet bet bet bahse girmek

teklif vermek, fiyat

bid bid bid
vermek

bağlamak, sarmak,
bind bound bound
tutturmak

bite bit bitten ısırmak

bleed bled bled kanamak

blow blew blown üflemek, esmek

break broke broken kırmak

üretmek, beslemek,
breed bred bred
yetiştirmek
SIMPLE FORM SIMPLE PAST PAST PARTICIPLE
TÜRKÇE ANLAMI
(1. HAL) (2. HAL) (3. HAL)

bring brought brought getirmek

broadcast broadcast broadcast yayın yapmak

build built built Inşa etmek

yanmak, yakmak,
burn burned / burnt burned / burnt
tutuşmak

burst burst burst patlamak

buy bought bought satın almak

cast cast cast atmak, fırlatmak

catch caught caught yakalamak

choose chose chosen seçmek

yapışmak, tutunmak,
cling clung clung
sarılmak

come came come gelmek

(bir şeyin) fiyatı (belirli

cost cost cost
bir miktar) olmak

creep crept crept sürünmek

cut cut cut kesmek

meşgul olmak,
deal dealt dealt
ilgilenmek

dig dug dug kazmak

do did done yapmak

draw drew drawn çizmek

SIMPLE FORM SIMPLE PAST PAST PARTICIPLE
TÜRKÇE ANLAMI
(1. HAL) (2. HAL) (3. HAL)

rüya görmek, hayal

dream dreamed / dreamt dreamed / dreamt
kurmak

drink drank drunk içmek

drive drove driven araba sürmek

eat ate eaten yemek

fall fell fallen düşmek

feed fed fed beslemek

feel felt felt hissetmek

fight fought fought dövüşmek, kavga etmek

find found found bulmak

fit fit / fitted fit / fitted uygun olmak

kaçmak, gözden
flee fled fled
kaybolmak

fling flung flung fırlatmak, savurmak

fly flew flown uçmak

forbid forbade forbidden yasaklamak

forecast forecast forecast önceden tahmin etmek

forget forgot forgotten unutmak

forgive forgave forgiven affetmek

forsake forsook forsaken terk etmek, vazgeçmek

donmak, buz tutmak,

freeze froze frozen
dondurmak
SIMPLE FORM SIMPLE PAST PAST PARTICIPLE
TÜRKÇE ANLAMI
(1. HAL) (2. HAL) (3. HAL)

almak, edinmek, elde

get got gotten / got
etmek

give gave given vermek

go went gone gitmek

grind ground ground ezmek, öğütmek

büyümek, gelişmek,
grow grew grown
yetiştirmek

hang hung hung asmak, sarkmak

have had had sahip olmak

hear heard heard işitmek

hide hid hidden saklamak

hit hit hit vurmak, çarpmak

hold held held tutmak, kavramak

ağrımak, incitmek,
hurt hurt hurt
yaralamak

tutmak, devam ettirmek,

keep kept kept
korumak

kneel kneeled / knelt kneeled / knelt diz çökmek

know knew known bilmek

sermek, kurmak,
lay laid laid
hazırlamak

yol göstermek, öncülük

lead led led
etmek

lean leaned / leant leaned / leant dayanmak, yaslanmak

SIMPLE FORM SIMPLE PAST PAST PARTICIPLE
TÜRKÇE ANLAMI
(1. HAL) (2. HAL) (3. HAL)

leap leaped / leapt leaped / leapt atlamak, sıçramak

learn learned / learnt learned / learnt öğrenmek

leave left left ayrılmak, terketmek

ödünç vermek,
lend lent lent
borçvermek

let let let izin vermek

uzanmak, yalan
lie lay lain
söylemek

yakmak, tutuşturmak,
light lighted / lit lighted / lit
yanmak

lose lost lost kaybetmek

make made made yapmak

kastetmek, demek
mean meant meant istemek , …anlamına
gelmek

tanışmak, görüşmek,
meet met met
karşılaşmak

kaybetmek, yanlış yere

mislay mislaid mislaid
koymak

hata yapmak,
mistake mistook mistaken
yanılmak,karıştırmak

pay paid paid ödemek

prove proved proven / proved ispat etmek, kanıtlamak

put put put koymak

SIMPLE FORM SIMPLE PAST PAST PARTICIPLE
TÜRKÇE ANLAMI
(1. HAL) (2. HAL) (3. HAL)

bırakmak,
quit quit quit
çıkmak,vazgeçmek

read read read okumak

kurtarmak ,başından
rid rid rid
atmak

binmek ( ata ya da
ride rode ridden
bisiklete)

ring rang rung çalmak (zil, telefon vb.)

doğmak (güneş), ayağa

rise rose risen kalkmak, meydana
çıkmak

run ran run koşmak

say said said söylemek

see saw seen görmek

seek sought sought aramak, araştırmak

sell sold sold satmak

send sent sent göndermek

ayarlamak, kurmak,
set set set
batmak (güneş)

shake shook shaken sallamak, çallamak

shed shed shed akıtmak, dökmek

shine shone / shined shone / shined. parlamak , ışık saçmak

shoot shot shot ateş etmek, vurmak

show showed shown/showed göstermek

SIMPLE FORM SIMPLE PAST PAST PARTICIPLE
TÜRKÇE ANLAMI
(1. HAL) (2. HAL) (3. HAL)

shrink shrank / shrunk shrunk büzülmek, küçülmek

shut shut shut kapatmak, örtmek

sing sang sung şarkı söylemek

sink sank sunk batmak , çökmek

sit sat sat oturmak

sleep slept slept uyumak

slide slid slid kaymak

slit slit slit yarık açmak

smell smelled/smelt smelled / smelt koklamak

gizlice girmek, sessizce

sneak sneaked/snuck sneaked / snuck
sokulmak

speak spoke spoken konuşmak

speed sped / speeded sped / speeded hızlandırmak

spell spelled / spelt spelled / spelt hecelemek

harcamak , geçirmek
spend spent spent
(vakit)

dökülmek, saçılmak,
spill spilled / spilt spilled/spilt
akıtmak

döndürmek, eğirmek
spin spun spun
(yün,iplik vb.)

spit spit /spat spit/spat tükürmek

split split split yarmak, bölmek

spoil spoiled / spoilt spoiled / spoilt Bozmak, berbat etmek

SIMPLE FORM SIMPLE PAST PAST PARTICIPLE
TÜRKÇE ANLAMI
(1. HAL) (2. HAL) (3. HAL)

spread spread spread yaymak, yayılmak

spring sprang / sprung sprung ortaya çıkmak

ayakta durmak,
stand stood stood
katlanmak

steal stole stolen çalmak

yapışmak, yapıştırmak,
stick stuck stuck
tutturmak

sokmak (arı vb.),

sting stung stung
sızlatmak

stink stank / stunk stunk kötü kokmak

strike struck struck / stricken çarpmak, vurmak

strive strove / strived striven / strived uğraşmak,çabalamak

string strung strung bağlamak, germek

swear swore sworn yemin etmek, küfretmek

sweep swept swept süpürmek

swell swelled swelled / swollen kabarmak, şişmek

swim swam swum yüzmek

swing swung swung sallanmak

take took taken almak

teach taught taught öğretmek

tear tore torn yırtmak

tell told told anlatmak, söylemek

SIMPLE FORM SIMPLE PAST PAST PARTICIPLE
TÜRKÇE ANLAMI
(1. HAL) (2. HAL) (3. HAL)

think thought thought düşünmek

throw threw thrown atmak,fırlatmak

dürtmek, saplamak,
thrust thrust thrust
sokmak

understand understood understood anlamak

undertake undertook undertaken üstlenmek, söz vermek

upset upset upset üzmek, keyfini kaçırmak

wake woke / waked woken uyanmak, canlanmak

wear wore worn giymek

weave wove woven dokumak, örmek

weep wept wept ağlamak

win won won kazanmak

wind wound wound kıvrılmak, döndürmek

geri çekilmek, feragat

withdraw withdrew withdrawn
etmek

write wrote written yazmak