Professional Documents
Culture Documents
Michael Lewis - Yalancının Pokeri
Michael Lewis - Yalancının Pokeri
YALANClNIN •
Michael Lewis
Yalancının Pokeri
C Scala Yayıncılık
ISBN: 975-8535-53-6
www.sca la.com.tr
YALANClNIN
POKERİ
W allStreet'in Enkazı
Üzerinde Yükselrnek
Michael Lewis
Çeviren: Neşenur Domaniç
Bu kitap, Ak Portföy Yönetimi A.Ş.'nin katkılarıyla
Türkçe'ye kazandırılmıştır.
www.akportfoy.com.tr
YALANClNIN POKERİ 7
Sunuş
E
ğitim hayatının son günlerini yaşayan hırslı, zen
ginlik ve karlyer peşinde koşan pek çok gencin
ideali, bir finans kuruluşunda, tercih edilen ve kar
yaratan bir bölümde işe başlamaktır. Bu şansı yakaladıysa
nız ve hele söz konusu kuruluş bir de sektörün öncü ve li
derleri arasında ise 'talih kuşu başınıza kondu' demektir.
Hırslı genç bir süre 'çaylak' muamelesi görse de zaman içe
risinde yeni gelen hevesli gençlerle 'usta' konumuna yükse
lişin yolları yavaş yavaş açılır.
Devinim sadece alt kadrolarda değildir. Üst kadrolarda
ise işten bıkıp kendi yolunu çizmek isteyenler, başarısız
olup elenenler, başarılı olup büyük paraya transfer olanlar,
şirket satın almaları nedeniyle şanssız şekilde açığa çıkanlar
ve şirket içi hesaplaşmalardan yenik ayrılanlar görülür.
Aslında bıçak sırtında bir dengede yaşar profesyoneller.
K:1r ve zarar birlikte yürür. Alınan her kararın, yapılan her
önerinin doğruluğu veya yanlışlığı çok kısa sürede ortaya
çıkar. Yapılan her hata sizi özgüveninizden, müşterinizi ise
cebinden vurur.
'Yalancının Pokeri' bir dönem fınans piyasalarının dev
kuruluşlarından birinde yaşanan günlük olayları bir çalışa
nın gözünden eğlenceli ama biraz da alaycı bir tarzda anlat
makta. Kitapta aynı zamanda dev bir fınans kuruluşunun alı-
8 YALANClNIN POKERİ
Saygılarımla;
Cem Yalçınkaya
Genel Müdür
Ak Portföy Yönetimi AŞ
YALANCl NIN P OKERİ 9
YALANClNIN POKERİ
Sonsöz 377
YALANClNIN POKERİ 15
Önsöz
• Trader: Menkul kıymet alıp satan kişi. Metin boyunca teader sözcü
ğü İngilizce bırakılmış, trading sözcüğü ise çoğunlukla işlem veya işlem
yapmak, zaman zaman da alım-satım olarak Türkçeleştirilmiştir. (Çn.)
16 YALANCININ POKERİ
Teşekkür
1. Bölüm
Yalancının Pokeri
2. Bölüm
nı. Zengin bir ailenin oğlu olan Dagwood, daha alt sınıftan bir kızla ev
lendiği için ailesi tarafından reddedilmiştir. Bir şirkette pazarlamacılık ya
parak hayatını kazanan -Dagwood ailesini geçindirmek için büyük sıkın
tılarla mücadele etmek durumundadır. En büyük sorunu da kapıdan ka
pıya satıcılık yaparken karşılaştığı sıkıntılardır. (Çn.)
YALANCININ POKERİ 43
3. Bölüm
- Samuel Johnson
ri. (Çn.)
YALANCININ POKERİ 63
Konuşmacı ikinci kez, " . . . içi bira dolu büyük bir buzdo
labı, " dedi. "Ve elinde orman rehberi bulunan kişi orman
dan çıkıp TV'ye ve biraya ulaşacak ilk kişi olma şansına sa
hip. Tabii diğer kişi de sonunda oraya ulaşacak. Ama . . . " Bu
noktada gezinmeye son verdi ve dinleyicilere muzip bir ba
kış fırlatarak şöyle devam etti: "gerçekteeeen susamış olacak
ve oraya ulaştığında hiç bira kalmadığını görecek. "
Esprinin e n çarpıcı cümlesi buydu . Bira. Arka sıradakiler
bundan hoşlanmıştı. Avuçlarını birbirine vurarak birbirleri
nin üzerine yıkıldılar; takım elbiseli beyazlar siyah kardeşle
ri gibi davranmaya kalktıklarında ne kadar şapşal görünür
lerse, onlar da o kadar gülünç duruyorlardı. Heyecanlandık
ları kadar gevşemişlerdi de . Bu tür konuşmalar dinlemediği
ınizde göğüs cebinde, ki bu gerzek cebi olarak da bilinir,
plastik bir kutuda bir sıra Bic marka kurşun kalem taşıyan
daha ufak tefek biri, bize yarı yıllık tahvil getirisini yıllık tah
vil getirisin� nasıl dönüştüreceğimizi anlatıyordu . Arka sıra
dakiler bundan hoşlanmıyordu . Allahın belası tahvil mate
matiğinin canı cehenneme diyorlardı. Sen bize balta girme
miş ormanı anlat.
Arka sıra Wall Street'in en karlı yatırım bankasının gele
cekteki liderliğini üsttenecek insanlardan çok maçtan çıkmış
kalabalığa benziyor, eğitime giren endişeli üst düzey yöne
ticileri rahatsız edip, hayretler içinde bırakıyordu . Arka sıra
dakileri işe alırken de aynı zaman ve çaba harcanmış oldu
ğundan, teorik olarak sınıfın tıpkı bir ordu gibi derslere ay
nı şekilde ilgi göstermesi ve terbiyeli olması gerekiyordu. Di
siplinin bozulmasının tuhaf tarafı tesadüfi olması, kendi dı
şında herhangi bir şeyle ilişkili olmaması, dolayısıyla da
kontrol altına alınamamasıydı. Harvard İşletme Fakültesi me
zunlarının çoğu ön sırada oturmasına rağmen, birkaçı arka
64 YALANCININ POKERİ
BEN: Merhaba.
Otuz saniye uzun bir dikkat süresi sayılıyordu . Bir aday, bir
çaylak, balina pisliğinin altında yatan genç bir adam olarak
her adayın yaptığını yaptım: Hiçbir şey söylemeden meşgul
insanlardan birinin yanına sokulup Görünmez Adam haline
geldim.
Bütünüyle küçük düşürücü olan da buydu. Bazen varlı
ğırnın resmen fark edilmesi için bir saat boyunca �ekliyor
dum; bazen de bu birkaç dakika sürüyordu . Bu bile bana
sonsuz bir bekleyiş gibi görünüyordu . Acaba bu alçaltıcı
durum içinde beni izleyen kimse var mı? diye merak ediyor
dum. Acaba görmezden gelinmekten kumilabilecek miyim?
Acaba herhangi biri Görünmez Adamın geldiğini fark etme
ye tenezzül edecek mi? Teader'ın hummalı hareketleriyle be
nim hareketsizce duruşum arasındaki zıtlık salıneyi özellik
le dayanılmaz kılıyordu . Ne kadar işe yaramaz olduğumu
vurguluyordu . Fakat trader'a bir kez sokulduktan sonra fark
edilmeden aynimak zordu . Aynlmak, kendini tanıtmak adı
na yapılan bu saçma törende yenilgiyi kabul etmek demek
tL
Her neyse, aslında gidecek başka bir yer de yoktu . Bir
futbol sahasının üçte biri uzunluğundaki işlem odasında bir
birine bitişik masalar sıralanmıştı. Dirsek dirseğe oturan tea
der'lar bir insan zinciri oluşturuyordu . Herhangi birinin di
ğeri yan dönmeden masalann arasından geçmesi mümkün
değildi. Bir aday amaçsızca ortalıkta dolaşmaya başladığın
da oyun oynayan tannlan rahatsız etme riskini göze alıyor
du . Yönetim kurulu başkanı Gutfreund'den başlamak üzere
tüm kıdemliler işlem katında sessizce yürüyorlardı. Orta yaş
lı üst düzey yöneticilerin, kuruluşun geleceğini temsil eden
adayiara şefkatle gülümsediği normal bir şirkette değildik.
Salomon'da işe yeni başlayanlar masum olduklannı kanıtla-
Y ALANCININ POKERİ 81
4. Bölüm
Yetişkin Eğitimi
• Dick Tracy: Aynı adlı çizgi romanın Amerikan pop kültürünün popü
1 980' Ierdeki en d i kkat çek i c i gel işmel erden b i r i , geç m ı şteki tablo
n u n çok ötesi ne taşan ş i d detl i b i r borç patlaması o l d u . GSY i H 'ya
göre, mevcut parasal gen işlemeye göre bekleneb i l ecek m i ktar ı n
ç o k ötes i ndeyd i . Fakat sa n ı rı m bu, fi nansal s i ste m i n serbestleşti r i l
mes i , yeterl i b i r d i s i p l i n v e güvence yerine fi nansal g i r i ş i mc i l i ğ i n
devreye soku l ması son ucunda ortaya ç ı ktı . i şte son unda b u nokta
day ı z .
5. Bölüm
1 978 - 198 1
Wall Street ödünç para alanlarla ödünç para verenleri bir
araya getirir. Salomon Brothers'ın mortgage bölümünü ilk
kurduğu 1 978 ilkbalıanna kadar, ödünç para alan terimi bü
yük şirketleri, federal ve eyalet hükümetleri ile yerel yöne
timleri içeriyordu. Konut sahipleri bu terimin kapsamına gir
miyordu. Robert Dall adlı Salomon Brothers ortağı bunu ya
dırgıyordu. Ödünç para alanlar içinde en hızlı büyüyen grup
ne hükümetler" ne de şirketler değil, konut sahipleriydi. Ya
sa yapıcılar, 1 930'lann başında, Amerikalılann konut almak
için ödünç para alabileceği bir teşvik portföyü oluşturmuş
lardı. Bu teşviklerden en önemlisi, mortgage kredilerinin fa
iz ödemelerinin vergiden düşülebilmesiydi. İkinci önemli
teşvik ise mevduat ve kredi sektörüydü.
Sıradan Amerikalılann aldığı konut · kredilerinin büyük
çoğunluğunu · mevduat ve kredi sektörü kullandırıyor ve de-
YALANClNIN P O KERİ 1 29
6. Bölüm
Şişman Adamlar ve
Muhteşem Para Makineleri
1981 - 1 986
ma, daha sonra önemli birer faktör haline gelseler de, Bob
Dali'ın Gutfreund'e verdiği raporda sıraladığı mega-trendler
den (konut artışı, nüfusun Rust Beit'ten Sun Belt'e kayması,
vs.) kaynaklanmıyordu. Piyasa yalnızca basit bir vergi iade
siyle harekete geçmişti. Sanki Steven Jobs* bir ofis yeri satın
almış, bir montaj bandı oluşturmuş ve daha ortada satacak
hiçbir şey yokken yüz bin satıcıyı işe almıştı. Ardından biri
leri kişisel bilgisayarı üretmiş, bunu gören Jobs harekete
geçmiş ve geçmişteki yararsız altyapısına Apple Computer
adını vermişti.
Tahvil alım-satırncıları her işlem gününü son işlem gü
nüymüş gibi görme eğilimindedir. Bu kısa vadeli yaklaşım
onlara , ilişkilerinde doğabilecek uzun vadeli etkilerden kay
gı duymaksızın, müşterilerinin zaaflarından yararlanma ola
nağı sağlar. Ne elde edebilirlerse onunla ilerlerler. Umutsuz
bir satıcı zayıf konumdadır. Ne kadar para alacağından çok
ne zaman alacağını düşünür. Bu nedenle tasarruf kurumu
başkanları çaresizdi. Salomon Brothers mortgage işlemleri
masasına şapkaları ellerinde gelmişlerdi. Madem ki zayıflık
larını bu kadar açık belli ediyorlardı, o zaman Salomon
Brothers'a çek de yazabilirlerdi.
Tasarruf kurumlarının bilgisizliği durumu daha da vahim
leştiriyordu . 3-6-3 Kulübü üyeleri tahvil piyasası için stres
testinden geçirilmemişti; Yalancının Pokeri'nin nasıl ayna
nacağını bilmiyorlardı. Karşı karşıya kaldıkları insanların
zihniyeti hakkında fikirleri yoktu . Sattıkları şeyin değerinden
habersizdiler. Bazı vakalarda, kendi kredilerinin koşullarını
(vade, faiz oranı) dahi bilmiyorlardı. Tasarruf kurumu yöne
ticilerinin tek bildikleri, satınayı ne kadar çok istedikleriydi.
zin dışınızda herkes yerdi. O zaman siz de gidip bir tane ka
pardınız . "
Trader'lar Salomon'da daha önce hiç görülmemiş, şaşırtı
cı bir açgözlülük becerisine sahipti. Mortara kocaman malt
lı süt kutularını iki dikişte yutuyordu. D 'Antona her öğleden
sonra stajyerleri 20 dolarlık şekerleme almaya gönderiyordu.
Haupt, Jesselson ve Arnold küçük pizzaları bütün bütün yu
tuyorlardı. Her Cuma "Yemek Çılgınlığı" günüydü, o gün
tüm işlemler durdurulur, yemek yenıneye başlanırdı. Eski
bir trader, "Dört yüz dolarlık Meksika yemeği ısmarlardık,"
diyor. Dört yüz dolarlık Meksika yemeği satın alamazsınız.
Ama biz denerdik, başlangıç için beş galonluk guacamol�
alırdık. O sırada bir müşteri arar ve bizden tahvil alım-satım
fiyatı isterdi, biz, 'üzgünüm ama çılgın bir beslenmenin tam
ortasındayız. Ben sizi daha sonra arayayacağım,' demek zo
runda kalırdık. "
Ve şişmanladıkça zayıflardan daha d a fazla nefret ediyor
lardı. "Burada ikiyüzlülük yok! Olduğumuz gibi görünmek
ten gurur duyuyoruz!" Hafta sonlan hisikiete binen, yüzen
ve koşan zayıf devlet tahvili trader'larının hafta içinde hiç
para kazanamamalarıyla dalga geçerierdi ki, para kazana
madıkları bütünüyle doğru değildi. Ama hiç kimsenin mort
gage trader'ları kadar para kazanmadığı doğruydu . Mortga
ge işlem piyasası gelişmişti. Andy Stone o günleri şöyle
anımsıyor: "Her ayın sonunda bölüm yemeklerimiz olurdu .
Şirket ve devlet tahvilleri bölümlerinin toplam kazancının iki
katını elde ettiğimizi konuşurduk En iyi biziz. Onları boş
ver, derdik; 1 983 sonunda diğer tüm bölümlerin müdürleri
şirkete ortak edilirken, Mike Mortara ortak edilmemişti ve
7. Bölüm
Salomon'un Diyeti
1986-1988
bekleyip bunu niye yaptın, şunu niye yaptın dile soru sor
masını istemezdiniz. "
Trader'ların yöneticilerin yöneticilik yapmasını engelle
mek için çeşitli yollar bulması şaşırtıcı değildi. Nisan 1 986'da
bir hafta, Ranieri işlem masasında bir süre vakit geçirmeye
karar verdiğinde, trader'ların ilk entrikası da kendini göster
mişti. Ranieri her sabah erkenden geliyordu ama trader'lar
bir yolunu bulup onu masasına bağlıyorlardı. Bir gün bula
bildikleri kadar fazla kağıdı masasına yığmışlardı. Ranieri sa
bah 7'de gelmiş ve kağıt kalabalığını görerek masaya vur
muştu . Özel birine işaret etmeksizin, "Bunu kim yaptı?" di
ye sormuştu . Trader'lar omuz silkip kıkırdamışlardı.
Ertesi gün trader'lar Ranieri'nin masasındaki döner sandal
yenin desliek vidalarını çıkarmışlardı. Sabah sandalyeye otu
rur oturmaz yere çakılmıştı, neredeyse omurgasını kırıyordu.
Küfür ve bağırışları arasında, onu düştüğü yerden ayağa kal
dırmak dakikalar almıştı. Bu kez, bu şeytanlıktan kimin so
rumlu olduğunu D'Antona'ya sormuş, D'Antona bilmediğine
yemin etmişti.
Üçüncü gün trader'lar Ranieri'nin döner sandalyesini
yükseltmişlerdi, böylece tedbirli oturduğu halde kendisini
masaya doğru çektiğinde dizkapaklarını masanın orta çek
mecesine çarpmıştı. Ateş püskürüyordu. "Kahretsin Johnny,
bunu kimin yaptığını bilmek istiyorum," diye haykırmıştı.
D'Antona, "Lewie sanırım Mike [Mortara], çünkü senin bura
da masada oturmandan hoşlanmıyor, " demişti (Ranieri bu
nun yalan olduğunu anlayacaktı, çünkü Mortara işe asla
8'den önce gelmezdi, dolayısıyla da o suçlu olamazdı).
Ranieri, "Bu herif kendini ne sanıyor?" diye söylenmişti.
Ardından bölümdeki tüm çöp kutularını Mortara'nın masası-
216 Y ALANCININ POKERİ
8. Bölüm
Ucubeden İnsana
insanlar genellikle dokunma duyularıyla değil , görme
duyu larıyla yargıya varırlar, çünkü herkes görebilir ama
yalnızca az sayıda kişi karşısındakini hissederek sınaya
bilir. Herkes neye benzediğinizi görü r ama çok az kişi
gerçekte kim olduğunuzu anlar ve bu az sayıdaki kişi,
genel görüşe karşı du rma cesaretini göstermez.
alırlardı; " canbaz ipi işlemı" arbitrajdan daha doğru bir ta
nım olabilirdi. İşimin gerektirdiği sorumluluğa rağmen, ilk
müşterilerime tavsiyelerde bulunurken bilgisiz ve uysaldım.
İzinsiz ilaçlar veren amatör bir eczacı gibiydim. Sonuçta bu
nun acısını çekenler elbette müşterilerimdi.
Benim çalıştığım müşterilerin, deneyimli satıcıların müşte
rilerinden farklı olduklan gözümden kaçmamıştı. Benimkiler
her bir işlernde yalnızca birkaç milyonluk taahhütte buluna
bilecek, yüz milyon dolardan az parası olan, küçük kurum
sal yatınmcılardı. Birimimdeki diğer üç satıcı, yalnızca işlem
yapma fikrinden hoşlandıkları takdirde, neredeyse birkaç sa
niye içinde yüz milyon dolarlık taahhüde girebilen sigorta
şirketleriyle, para yöneticileriyle ve Avrupa merkez bankala
nyla (Ruslar da dahil. Aslında Moskova'da bir odada oturup
piyasa dedikodularını başlatan kısa boylu, kel adamlar kapi
talizmi baltalamıyor, kendi balıisierinin kazanmasını sağlı
yorlardı) görüşüyordu. Bunların en büyükleri muhtemelen
yirmi milyar dolarlık yatırım fonlarını kontrol ediyordu.
Orman rehberimin büyük yatırımcılara el uzatmama izin
vermemesinin mükemmel bir nedeni vardı. Beyni sulanmış
olduğum kadar tehlikeli de olduğumu biliyordu . Benim için
yaptığı plan, küçük müşterilerle işi öğrenmeye başlamamdı;
böylece bir felaket gündeme geldiğinde, bunun Salomon
Brothers'ın işleri üzerindeki genel etkisi önemsiz olacaktı.
Bir ya da iki müşteriyi rahatlıkla iflas ettireceğim tahmin edi
liyordu. Bu ucube olmanın gereklerinden biriydi. Bir müşte
ri battığında kullanılan tuhaf bir ifade vardı. Müşterinin "in
fılak ettiği" söylenirdi. İşimi öğrendikten, müşterileri infılak
ettirmeye son verdikten sonra büyük yatırımcılara danış
manlık yapınama izin verilecekti.
252 YALANCININ POKERİ
9. Bölüm
Savaş Sanatı
En gelişkin savaş sanatı,
düşmana savaşmadan boyun eğdi rmektir.
- S u n-tzu
lenmiş bir tarihte veya öncesinde alma veya satma hakkı (yükümlülüğü
değil) veren bir opsiyondur. Warant'lar borsada kote edilen finansal araç
lardır ve hisse senedi gibi alınıp satılabilir. Opsiyonlar kontrat, warant'lar
ise finansal üründür. Opsiyon kontratları stardart sözleşmelerdir. Wa
rant'lar ise standardize olmuş ürünler değildir. Opsiyonlar her zaman pi
yasada bulunabilir. Buna karşılık her seride ihraç edilen warant sayısı sı
nırlıdır.
Y ALANCININ POKERİ 287
• Savaşı bir siyaset doktrini olarak öneren Prusyalı subay, savaş teoris
yeni ve yazar. (Çn.)
YALANCININ POKERİ 299
"Evet,"
"Evet, "
"Evet,"
"Evet,"
"Kapatmam gerek,"
"Sonra görüşürüz . "
ikearniye günü geldiğinde, yatırımcılada konuşmak ve pi
yasalarda tahminlerde bulunmak şeklindeki günlük rutin iş
lerden uzaklaşmış, rahat bir nefes almıştım. Toplantılardan
çıkarken diğer insanların yüzlerini izlemek, küçük cami
amızda paranın anlamıyla ilgili olarak verilen binlerce kon
feransa bedeldi. İnsanlar zenginliklerinin ne kadar arttığını
öğrendiklerinde şu üç duygudan biriyle tepki verirlerdi: Ra
hatlama, neşe ve öfke. Çoğunda üç duygu birbirine karışır
dı. Ve çok azı bu üç duyguyu farklı zamanlarda yaşardı: İk
camiye tutarı bildirildiğinde rahatlar, alabilecekleri şeyleri
düşündüklerinde neşelenir ve başkalarına çok daha fazla
ödendiğini duyduklarında öfkelenirlerdi. Fakat ikramiyeleri
nin miktarı ne olursa olsun yüzlerindeki ifade hiç değişmez
di: Mideleri sancıyormuş gibi görünürlerdi. Sanki çok fazla
çikolatalı kek yemişlerdi.
Para almak bazılarına yalnızca mutsuzluk getirirdi. ı
.
Ocak 1987'de, hafızanızda 1986'ya dair her şey silinecek,
yalnızca tek bir rakam kalacaktı: Ödenen ikearniye miktarı.
Bu hakkınızda verilen nihai hükmü gösteren miktardı. İlahi
Yaratıcı'nın, bir yıl içinde insan olarak değerinizin ne oldu
ğunu söyleyeceğinin, bir şekilde size bildirildiğini düşünün.
Bundan biraz huzursuz olursunuz, değil mi? İşte katlandığı
mız şey, yaklaşık olarak buydu. İnsanlar, yalnızca başarı pe
şinde koştukları bir yılın sonuna yaklaştıklarında, bir duygu
seline kapılıyor ve bu da midelerini ağrıtıyordu . Daha da
308 YALANCININ POKERİ
10. Bölüm
neden oluyordu.
Milken bir tahvil trader'ı gibi düşünerek kurumsal Ame
rika'yı bütünüyle yeniden değerlendirmeye aldı. İki gözlem
yapmıştı. Birincisi, güvenilir oldukları açıkça görülen birçok
büyük şirket bankalardan düşük faizle kredi alıyordu. An
cak kredi değerlilikleri düşmüştü. Bunlara ödünç para ver
menin bir anlamı var mıydı? Bu mantıklı değildi. Aptalca bir
işti, çünkü gelişme şansları az, gerileme olasılıklan ise çok
fazlaydı. Bir zamanlar kurumsal canlılık örneği olan birçok
şirket daha sonra iflas etmişti. Risksiz kredi diye bir şey yok
tu. Ait oldukları sektörler çöktüğünde dev şirketler bile bat
mıştı. ABD çelik endüstrisi bunun kanıtıydı.
İkincisi, iki tür şirket, riskten kaçınan ticari bankacıları ve
para yöneticilerini, kendilerine günün gerektirdiği ölçüde
kredi vermeye ikna edemiyordu : Yeni küçük şirketler ve so
runlu büyük eski şirketler. Para yöneticileri onlara neyin gü-
YALANCININ P O KERİ 329
gözlerini yere çevirdi, hem de ses tonunu alçalttı. Sonra şöyle dedi: "Bu
dedikodulann nasıl başlatıldığını bilmiyorum. Bu nasıl doğru olabilir?
Teklif duyurolduğu tarihte }aponya'daydım." Hımmm.
YALANCININ POKERİ 347
olan ana şirket Phibro Salomon'un İcra Kurulu Başkanlığına terfi ett i .
348 YALANCININ POKERİ
l l . Bölüm
Zenginlerin Başına
Kötü Şeyler Gelince
• Boşboğaz hiç bulunamadı. Ekim 1988 gibi ileri bir tarihte bana ara
yışın hala devam ettiği söylenmişti.
YALANClNIN POKERİ 359
• Kesinlikle haklıydım. Yıl sonunda hiçbir üst düzey yönetici istifa et
medi. Tom Strauss'a 2.24 milyon dolar ödendi. Bill Voute'a 2.16 milyon
dolar verildi; muhtemelen en şaşırtıcısı da hem yok edilen bölümün ba
şında bulunan hem de Columbus Circle'a kanşmamızdan büyük ölçüde
sorumlu olan Dale Horowitz'e 1 .6 milyon dolar ödendi. Ancak, Gutfre
und kendi ikramiyesinden vazgeçti ve kendisine yalnızca 300 bin dolar
maaş bağladı, ertelenmiş ücretleri için 800 bin dolar daha çekti. İkrami
yesinin yerine ise üç bin hisse opsiyonu aldı ki, o tarihte bunların değe
ri 3 milyon dolann üzerindeydi.
360 Y ALANCININ POKERİ
• ironik bir biçimde, daha sonra Souhtland'in büyük bir başarı kazan
dığını öğrendim ve tahvil sonunda yirıe toparlandı. Fakat çürük tahviller
konusundaki becerimizle ilgili kuşkularım haksız değildi. 1988 yılı ortala
rında Wall Street'irı Amerika'da desteklediği ilk multimilyar dolarlık kre
dili iktisap iflas etti. Bu l l . Bölümde anlattığım, Salomon Brothers'ın te
mirı ettiği çürük tahvil paralarıyla kendi yönetimi tarafından satın alınan
eczane zinciri Revco'dan başkası değildi.
370 YALANCININ POKERİ
Sonsöz
BORSAYI ÇALMAK
Dev aracı kurumlar borsayı yatınmcılardan nasıl çaldı?
Martin Mayer - Çev. Şehnaz Tahir
*
KAZANMAYI Ö<iREN
Yeni başlayanlar için işletme rehberi
Peter Lynch & John Rotchild - Çev. Hasan Ataol - Levent Cinemre
*
BUFFEIT TARZI
Dünyanın en büyük yatırımcısından borsa stratejileri
Robert G. Hagstrom, Jr. - Çev. Ali Perşembe
*
MARKA RUHU
Sosyal sorumluluk kampanyalarıyla marka yaratmak
Hamish Pringle & Marjorie Thompson
Çev. Zeynep Yelçe - Canan Feyyat
*
MARKA KÜLTÜRÜ
Markayı yaşatan bir şirket olabilmek
Harnish Pringle & William Gordon - Çev. Neşe Olcaytu
*
OIAGAN'üSTÜ KİTLESEL YANILGD.AR ve
KALABALIKLARlN Çll.GINUGI &: KARIŞIKilGIN KARMAŞASI
Joseph Penso de la Vega & Charles Mackay
Çev. Levent Cinemre - Ali Perşembe
*
GWBAL KÖY
2 1 . Yüzyılda Yeryüzü Yaşarnında ve
Medyada Meydana Gelecek Gelecek Değişiklikler
Marshall Mc Luhan & Bruce R. Povers - Çev. Bahar Öcal Düzgören
*
HAREKET YÖNETİMİ
Kurumsal dönüşüm için pratik stratejiler
Stephen Redwood, Charles Goldwasser & Simon Street
·
CNBC ı4n
Barbara Rockfeller - Çev. Zeynep Yelçe & Ali Perşembe
*
BARBARLAR KAPIDA
Bir Dünya Devinin Satış Öyküsü:
Para, Hırs, Kesişen Çıkarlar ve Akılalmaz Entrikalar
Bryan Burrough & John Helyar
Çev. Levent Cinemre & Hasan Uzma
*
TEKNİK ANALİZ Mİ DEDİN? HADi CANlM SEN DE! 4 Cilt
Ali Perşembe
*
DiREKT MODEL DELL
Michael Dell & Catherina Fredman - Çev. Zeynep Yelçe
* ·
DELL TARZI 1 DiREKT SATIŞ DİREK.T BAŞARI
Rebecca Saunders - Çev. Çiğdem Aksoy Fromm
*
BORSADA SİSTEMATİK ALIM-SATIM İÇİN REHBER
Alpaslan Güney
*
ŞİRKET DEGERLEME
Hünkar İvgen
*
RİSK YÖNETİMİ CD-Rom Uygulamalı
K. Evren Bolgün - Barış Akçay
*
MAESTRO
FED, Greenspan ve ABD Ekonomisi
Bob Woodward - Çev. Canan Feyyat
*
EWOTI DALGA PRENSiPLERİ
Tuncer Şengöz
*
SERMAYE PiYASASI KURULU LİSANSIAMA SINAVLARINA
HAZIRIJK TESTLERİ
Fatma Güneş - Erhan Aslanoğlu - Gökhan Köse - Han Tolga Taş
Mehmet Altındağ - Murat Buket - Neşe Yet
Osman Yönder - Özer Yavru
3H 4 YALA N C l N I N POKERİ
GÜMÜŞ KURŞUN
Enron'un inanılmaz yükselişi ve önlenemeyen çöküşü
Bethany McLean - Peter Elkind - Çev . Canan Feyyat
*
YATIRIMIN DÖRT TEMEL TAŞI
Tarih, psikoloj i, teori ve pratik
William Bernstein - Çev. Neşenur Domaniç - Nusret Ayhan
*
TANRILARA KARŞI
Riskin Olağanüstü Tarihi
Peter L. Bernstein - Çev . Canan Feyyat
*
PARA HAREKATI
Krizierin Belgesel Romanı
Yaşar Erdinç
*
ŞEYTAN SOFRASI
Finansal Spekülasyonlar Tarihi
Edward Chancellor - Çev . Neşenur Domaniç
*
RAKAMlNIZ KAÇ?
Yaşamınızın . Geri Kalanı Hakkında Düşünmenin Farklı Bir Yolu
Lee Eisenberg - Çev. Çiğdem Aksoy Fromm
*
SIRADAN HissELER SIRADIŞI KARLAR
Philip A. Fisher - Çev . Neşenur Domaniç
*
BORSADA RASTGELE SEYİR
Burton G. Malkiel - Yayma Hazırlayan Ali Perşembe
*
IIEDGE CAMBAZIARI
Barton Biggs - Çev . Neşenur Domaniç
*
ALTININ GÜCÜ
Peter L . Bernstein - Çev. Levent Konyar
www . scala.com.tr