You are on page 1of 8

Bireyin Sosyal Gelişimi

Venera ŞIHKAMALOVA

DERS ÖDEVİ

Eğitim Yönetim Programı/ Eğitim Bilimleri anabilim Dalı

Dersin Öğretmeni: Dr.Öğr.Üy. Çetin TERZİ

“EYT-555 Eğitim Yönetimi ve Denetimin Psikoloji Temelleri” dersinin


gerekliliklerini yerine getirmek üzere hazırlanmıştır.

Eskişehir

Anadolu Üniversitesi

Eğitim Bilimleri Enstitüsü

05/2019
İçindekiler
Giriş............................................................................................................................................3
1.Bireyin sosyal gelişimi............................................................................................................4
1.1. Sosyal gelişimin aşamaları...............................................................................................5
Sonuç ve değerlendirme...........................................................................................................7
Kaynakça:..................................................................................................................................8
Giriş
Gelişim, dış ve iç faktörlerin etkisi altında olan bir şeyin yönlü, düzenli bir şekilde
değişimidir. Gelişme sonucunda, niteliksel ve niceliksel değişiklikler meydana gelir. Gelişim
bireyin; öğrenmesi, anlaması, duyması, konuşması, etrafıyla ve kendisiyle ilişkileri, yürümesi,
el kol hareketleri, oyunları gibi özelliklerini kapsar, büyüme ise nicelik (sayı) olarak artışı
ifade eder. Bireyin gelişimin kendine has ilkeleri vardır.(Aral, 2011, s: 23). Bunlar:

1. Gelişim hem biyolojik faktörlerden hem de çevreden etkilenir.


2. Gelişimde bireysel farklılıklar söz konusudur. Her birey benzer süreçleri farklı
dönemlerde yaşayabilir.
3. Gelişimde bir sıra vardır:
4. Gelişim baştan ayağa doğrudur. Çocuk önce başını tutmayı sonra oturmayı ardından
yürümeyi öğrenir.
5. Gelişim içten dışa doğrudur. Çocuk önce nesneye uzanır, onu elleriyle kavrar daha
sonra parmaklarını kullanmaya başlar.
6. Gelişim genelden özele doğrudur. Çocuk önce büyük kas kontrolünü daha sonra
küçük kas kontrolünü kazanır (önce ellerini kullanmayı daha sonra kalem tutmayı
öğrenir)
7. Gelişimin hızı her yaşta aynı değildir.
8. Gelişim tüm alanlarıyla bir bütündür. Herhangi bir gelişim alanının aksaması diğer
alanlarda olumsuz etkileyebilir.
9. Gelişim devamlılık gösterir, yaşam boyu devam eder.

Bireyin gelişimin önemli alanlardan biri sosyal gelişimidir. Bir bireyin sosyal gelişimi,
bireyin oluşumu, sosyalleşmesi ve belirli bir sosyal ortamda yetişmesi sürecinde kişisel
yapılarda niceliksel ve niteliksel bir değişimdir. Sosyal bir ortamda doğmuş bir insanın
özelliği olan doğal ve yasal bir olgudur. (Aral, 2011, s:43).

İnsanın sosyal gelişimi sürekli ve dengesiz bir süreçtir. Sürekliliği, bireyin doğal sosyal
büyümesi olarak sürekli sosyal değişime, korumaya, sosyal deneyime duyulan ihtiyaçla
belirleniyor. Sosyal gelişmenin dengesizliği, doğrusal ve kalıcı olmadığı gerçeğine yansır. Bu
süreç yaş, mizaç türü, yatkınlık, insan durumu, çevre koşulları, öz-faaliyet vb. dahil olmak
üzere birçok faktöre bağlı olarak değişir. (http-1).

Bireyin sosyal gelişim   genel anlamda, bireyin içinde büyüdüğü kültür ve toplum


geleneğinin, , değerlerin oluşumunun özümsemesi sürecidir. Bu sürecin ilk ve ana hücresi
ailedir. Aile daha önce biriken bilgi ve birikimi taşıyan ve nesilden nesile ötüren bir tür
ötürücü haline geliyor. Bireyin dünyayla ilgili algısının bozulmamasını sağlamak için,
ebeveynlerin evde doğru psikolojik atmosfer yaratmasına önem göstermelidir- güven ve
karşılıklı saygı atmosferi oluşturmaktır. Bu çocuğun sosyal gelişimin temelidir.(Vygotsky,
2005, s: 56).

İnsanın sosyal gelişimi   öğretmenleri, ebeveynleri ve büyükanne ve büyükbabaları içeren


uzun bir eğitim sürecidir. Sosyal gelişim sürecinde, çocuğun yaşadığı toplumun veya
toplumun değerlerini, geleneklerini, kültürünü nasıl öğrendiği hakkında doğru bir
değerlendirme bütün taraflar yapamaz. Arkadaşlarla oynayarak, ders çalışarak, yetişkinlerle
ve akranlarıyla iletişim kurarak, çocuk sosyal gelişim kazanır ve insanlarla yaşamayı öğrenir,
toplumdaki ilgi alanlarını, kurallarını ve normlarını dikkate almayı öğrenir.(http-2). Çocuğun
doğru sosyal gelişimin sağlanması, karakterini toplumsal olarak uyarlanmış, yaşam
koşullarında yetkin ve yaratacağı geleceği belirlemesini sağlar. Temel olarak, çocuğun
geleceği ilk günden başlıyor, ve çocuğun tam olarak nasıl ve kim olacağı da, çocuğun sosyal
gelişimi tarafından belirlenir.(Vygotsky, 2005, s: 48).

1. Bireyin sosyal gelişimi

İnsan belli bir zamanda beli bir sosyal ve kültürel ortamda doğar ve sosyalleşme süreci
içerisinde çevresine ve topluma uyum çabası gösterir. Bu çaba önce aile sonra okul daha sonra
meslek ortamı içinde devam eder. (Galperin, 1999, s: 88).

Sosyal gelişim, bir çocuğun etrafındaki diğer insanlarla etkileşime girmeyi öğrendiği
süreci ifade eder. Topluluklarda kendi bireyselliklerini geliştirip algıladıkça, diğer insanlarla
iletişim kurma becerisi de kazanılır. Sosyal gelişim en sık olarak çocuğun nasıl arkadaşlık ve
diğer ilişkiler geliştirdiğini, bir çocuğun akranlarla çatışmalarını nasıl ele aldığını belirtir.
(Karpova, 1987, s: 248).

Kural olarak, bir kişinin sosyal gelişimi, ilk başta, nesilden nasıla bilgi, değer, tutum, rol
ve geleneklerin ana iletkeni olan ailede meydana gelir. Çocuğun sosyal gelişimini etkileyen en
önemli faktörler aile içindeki atmosfer, çocuğun ebeveynlerle duygusal teması, çocuğun aile
yapısındaki konumu, yetiştirme tarzıdır. (Mukhina, 1997, s: 112). Ebeveynlerin çocuklarla
iletişim kurma şekilleri büyük ölçüde, ailede edinilen ve ebeveynlerin çocuklarına aktarmak
istedikleri değerler tarafından belirlenen yetiştirme tarzına bağlıdır. Bazı ailelerde “uyum”
değerlidir - rahat davranış, diğerlerinde “çatışma” - karar vermede bağımsızlık, üçüncü
“bencillik” içinde - birinin “ben” ini başarması. (http- 3).

Çocuğun zamanının çoğunu anaokulunda geçirdiği durumlarda, eğitimciler ve okul öncesi


eğitim kurumunun diğer çalışanları sosyalleşme sürecine dahil olur. Bazı durumlarda,
yetişkinlerin konuşması, diğerlerinde – onların kişisel örneği, çocuğun kişiliğinin
oluşumunda, düşünce tarzına ve davranışına etki göstermektedir. Böylece, çocuk toplumdaki
hayata adapte olur, diğer insanlarla etkileşim ve iletişim becerilerini öğrenir. Bu süreç, bir
yandan yetişkinlerin çocuklara verdiği doğrudan talimatlar şeklinde, diğer yandan da
yetişkinlerin çoğunlukla yasaklar ya da cezalar yoluyla gerçekleştirdikleri davranışları
üzerinde kontrol şeklinde gerçekleşir. (Atkinson, 2002, s: 22). Okul öncesi yaşta, çocuklarda
hala kendi kendilerini kontrol etme işlevlerinin yeterince gelişmemiş halindedir, bu nedenle
sosyal gelişimleri için yetişkinlerin çocuk davranışlarını izlemek için kullandıkları araç ve
yöntemlerin önemi büyüktür. (Nemov, 1994, s: 83).

İnsan sosyal gelişiminin bir sonraki aşaması, kişisel bir iletişim biçimine geçiştir. Bu,  6-7
yaş arası çocuklar için tipiktir. Şu anda, çocukların soruları belirli bir odak noktası kazanıyor -
giderek kişi ve amacını soruyorlar. Bu aşamada, yetişkin çocuğun gözünde çok güçlü, takip
olunması bir kişidir. En çok da nedense üzgün olduğu zaman. Bunu anlamak ve hissetmek
önemli.(Vlasov 2007, s: 158). Özellikle de bir sebeple ilgili bir şey hakkında çocukta şüpheler
varsa veya endişelendiğinde gerekli yardım ve desteği sağlamak çok önemlidir. Bu yaşta,
çocuk, şu ana kadar yakındaki bir yetişkinin hareket tarzına benzetilerek kendi davranış
tarzını oluşturmaya başlar. Bu nedenle, bu dönemde bebeğin kimin yanında olduğu çok
önemlidir - kil gibi oldukça esnektir ve etkilenir. (Mukhina, 1997, 246).

 6-7 yaşlarında, onun akranlarıyla iletişim kurması çok önemlidir: Bu durumda, çocuğun
sosyal gelişimi daha uyumlu ve eşit şekilde ilerler. Çocukların sosyalleşmesi en doğal
şeklinde olmalıdır – ve bir yetişkin: öğretmen ya da bakıcı bu süreç için doğru ortamı
yaratmalıdır. Böylece takımdaki herkes kendini bir bütünün bir parçası olacak ve aynı
zamanda bireyselliklerini koruyabilecek.(Vygotsky, 2005, s: 105).

Çocukların oyun sırasında sosyal çevreye adapte olmaları en kolay yoludur. Çocukların


yaptığı manipülasyonların niteliğine dikkat etmek önemlidir: çoğu zaman yetişkinlerin
davranışlarını kopyalayan eylemlerdir. Çocuk, ebeveynlerin, öğretmenlerin, doktorların hayati
rollerini deneyen hayali bir durum yaratır ve böylece bilmeden büyük dünyaya girmeye
hazırlanır.(http-3).  Oyun da kullanışlıdır, çünkü bu süreçte bir çocuk çelişki, çatışmaya dayalı
olanlar da dahil olmak üzere çeşitli durumlardan bir çıkış yolu bulmayı öğrenir. Tabii ki, oyun
etkinliği çocukların sosyal gelişimine katkıda bulunan tek faktör değildir. Çocuğun ufkunu
geliştirmesini, edebiyat ve müziğe aşina olmasını ve elbette ebeveynleri ve öğretmenlerle
itibarlı konuşmalarını sağlayacak olan derslerin çocuğun sosyal gelişimine büyük etkisi
vardır. (Feldstein, 2004, s: 672).

Erik Erikson tarafından geliştirilen kuram kişiliğin oluşturulmasında toplumsal


etmenlerinde belirleyici olduğunu vurgulamıştır. Kurama göre insanın davranışlarını etkileyen
güçler, biyolojik kökenli değildir. Kişi yaşamı boyunca 8 gelişim döneminden geçmektedir.
Bu dönemlerde kişi başa çıkması gereken karmaşalarla yüzleşir. (Erickson, 2000, s: 415).

 1 yaşına kadar güvene karşı güvensizlik evresi


 3 yaşına kadar bağımsızlığa karşı utanma ve şüphe duyma evresi
 6 yaşına kadar başarıya karşı aşağılık duygusu evresi
 18 yaşına kadar kazanmaya karşı rol karmaşası evresi
 26 yaşına kadar dostluk kazanmaya karşı yalnız kalma evresi
 Orta yetişkinlik yıllarında üretkenliğe karşı duraklama evresi
 İleri yetişkinlikte benlik bütünlüğüne karşı umutsuzluk evresi

1.1. Sosyal gelişimin aşamaları


1.Süt çağı. Bu çağın karakteristiği bebeğin anneye bağlanmasıdır. Bu dönemde bebek
varlığını sürdürmek için tamamen başkalarına bağımlıdır. Bebek-Anne bağlanmasında
duygusal açıdan olumlu ve karşılıklı yardım edici bir ilişki vardır. Bu dönemde bebeğin
bedensel ve sosyal açıdan sağlıklı bir şekilde gelişebilmesi için annenin sürekli varlığı ve
doyurucu ilişki bebeğin kendi benliğini ve çevresini algılamasında en önemli belirleyicidir.
Sosyalleşme ise bebeğin duyu organlarının algılamasına duygusal uyarıcılara karşı gösterilen
duyarlılığa bağlıdır. Bebek öğrenerek sosyalleşmektedir. (Freud, 2000, s: 256).

2. Oyun çağı. Çocukların sosyal gelişmesinin bir parçası olarak oyun davranışları
çağın temel karakteristiğidir. Oyun ilişkilerindeki gelişim iş birliğine dayalı oyun etkileşimine
dönüşür ve bu süreçte çocuk farklı işlevsel ve sosyal roller, görevler yüklenir. Böylece
benmerkezci olup tek başına oynayabilirler. Son çocukluk(4-6) döneminde yetişkin
davranışlarını takip etme ve olumlu ilişki sürdürmenin yanı sıra yaşıtlarıyla daha fazla zaman
geçirmeye ve oynamaya başlar. Ancak gruplar kolaylıkla dağılabilir niteliktedir. Oyun
sırasında ortaya çıkan çatışmalar, kavgalar, paylaşamama, haksızlığa uğrama, kurallara uyum
sağlayamama, grup dinamiklerinin ve normlarının değişken olması sebebiyle bu durum çocuk
için sosyal bir deneyim olmaktadır. (Elkonin, 2004, s: 283).

3.Okul çağı. Altı yaş çocuğu değişmekte olan bir varlıktır. Ebeveynler çocuklarındaki
bu ani değişikleri şaşkınlıkla ve çaresizlikle gözlemlerler. Uyumun yanı sıra dengesizlik ve
kurallara karşı isyankar bir tutum ortaya çıkabilir. Bu yaşta çocuk tembel, kararsız, olumlu ve
olumsuz arasında çelişkili bir durumdadır. Okul çağı aynı zamanda bir grup çağıdır. Sosyal
bilinç artmaya başlamış arkadaşlık ilişkileri gelişmiş, arkadaşlık ve oyuna ayrılan süre
yaşamının büyük bir bölümünü oluşturmuş, samimi ve yakın ilişkiler kurabilmiş,
öğretmenlerle ilişki ebeveyn ilişkisine benzer şekilde bir yoğunluk kazanmıştır. (Bozovic,
1963, s: 298).

Okul çağında oyun, özellikle arkadaş grubu olmaksızın önemini yitirmiştir. Sosyal
bilinç geliştiği için ortak arkadaşlık çete gruplarına da dönüşebilmektedir. Okul çağı sonlarına
doğru ana-baba tutumları sebebiyle evden, okuldan kaçma, ana-babaya itaatsizlik, okul
disiplinsizliği, okul başarısındaki düşme gibi uyumsuzluk, sorumsuzluk ve psikososyal
problemler gözlenebilir. . (Bozovic, 1963, s: 231).

4. Ergenlik çağı. Ergenlik çocukluk ve yetişkinlik arasında uzanan ve 13-20 yaşları arasını
kapsayan bir geçiş dönemidir. Ergenlik dönemi bireyin yaşamının en mutsuz ve en karmaşık
olduğu bir dönemdir. Sosyal uyum, erinlik yıllarında ergenin kendi cinsinden oluşan gruplara
katılımıyla başlamaktadır. Ergenin karşı cinse duyduğu hisler zamanla ilgiye dönüşmektedir.
Ergenin grup faaliyetlerine katılımı, zihinsel ve sosyal beceriler ile liderlik özelliğini
geliştirebilmesi bakımından yararlıdır.

Sosyalleşme sürecinde ebeveyn tutumunun önemli bir rolü bulunmaktadır. Demokratik


tutumu benimseyen ailede ergen, aileyi ilgilendiren kararlara aktif olarak katılmaktadır.
Ergen, yalnız mantık ve zekadan ibaret bir varlık değildir, bunların yanı sıra çok karmaşık
sosyal ve duygusal yanları da bulunmaktadır

5.Yetişkinlik çağı. Ergenlik döneminin sonlarında(Kadın=16-18;Erkek=17-21) başlayıp


yaşlılık dönemine(70 yaş ve sonrası) kadar süren bir periyottur. Yetişkin birey fiziksel
büyüme ve zihinsel kapasite bakımından tam gelişmiş ve olgunluk düzeyine ulaşmıştır. 30-50
yaşlar arası dönemde birey aile (eş ve çocuk) sahibi olmuştur. Mesleki yükselme birincil
hedefi oluşturur. Dönemin önemli karakteristiği bireyin kendisini ve başkalarını kabuldeki
artıştır. (Zaporozhets, 1986, s: 370).
Ayrıca hem aile içinde hem de iş yaşamında gelecek kuşağa yönelik öğretmen görevini
üstlenirler. Sosyalleşme problemi önceki dönemlerde çözümlendiğinden birey kendi cinsinden
bireylere yönelir. Son yetişkinlik döneminde üretici çalışma ve aile ilişkilerindeki
değişiklikler görülür. Birey genellikle emeklilik sonrası kimliğinin belirlenmesine
hazırlanmaktadır. (Zaporozhets, 1986, s: 372).

6.Yaşlılık çağı. Yaşam boyunca deneyimlerle kazanılmış olan uğraş mekanizmaları,


yaşam stili, kişilik özellikleri, değerler ve tutumlar, yaşlılığın gelişimsel görevlerinin ortaya
koyduğu zorlukları aşabilmek amacıyla bir defa daha değiştirilir. Yaşlılıkta uyum, sağlık,
aktivitelerin devam edip etmemesi, sosyal ilişkilerin niteliği gibi faktörlere göre
içedönüklülük, dikkatte artış, heyecanlı olma ve ataklık düzeyindeki düşüş gibi değişimler de
dönemim karakteristiğini belirlemektedir. (Feldstein, 2004, s: 669).

 Sonuç ve değerlendirme

Sosyal gelişim bireyin doğumundan itibaren ailede başlamaktadır. Anne-çocuk ilişkisi


doğumdan itibaren (diyalog, oyun, dans, oyuncak) sembolize edilmiş etkinliklerle şekillenmiş
ilişki süreciyle gerçekleşmeye başlar. Bebeklikte sosyalizasyon ilkin göz ilişkisiyle başlar ses,
konuşma ve dokunma ile devam eder. Sosyalleşme yaşam sonuna kadar devam eden bir
süreçtir. Bu sürecin sonuçlarından biri sosyal olgunluktu.

Sosyal olgunluk, bireyin gelişimsel özellikleri (kişilik, duygu, davranış tutum, beceri)
bakımından içinde yaşadığı toplumun üyelerinin genellikle erişmiş oldukları düzeye gelme
durumudur.

Kaynakça:
Aral, N., 2011. “Sosyal Gelişim. Çocuk Gelişimi” (Edit: N. Aral ve G. Baran), 193, 222,
İstanbul: Ya-Pa Yayınları

Atkinson, R. L. 2002. “Psikolojiye giriş” 12th Edition, Ankara: “Arkadaş” Yayınevi

Bozovic L.I. “Kişilik ve çocuklukta oluşumu”. M: 1963 - 298 s.

Chukovsky K. I., “İkiden beşe kadar.” - M: 1965. - 156 s.


Erickson E. “Çocukluk ve Toplum”. - SPb.: 2000. - 415, s.
Elkonin D.B. “Çocuk psikolojisi” - M: 2004. - 283 s.
Feldstein D.I. “Büyümenin psikolojisi. Kişilik gelişimi sürecinin yapısal ve bilgilendirici
özellikleri”. - M: Flint, 2004. – 669-672 s.
Freud Z. “Psikanaliz ve çocukluk nevrozları.” - M: 2000. – 250- 256 p.
Galperin, P. Ya. 1999. “Psikolojiye giriş”, M.: "Üniversite“ yayınları.
Karpova S.N., Truve E.I. “Çocuğun konuşma gelişiminin psikolojisi”.- Rostov n / D: 1987. -
248 s.

Mukhina V. S. 1997. “Yaş psikolojisi: üniversite öğrencileri için bir ders kitabı”. - M: Yayın
Merkezi "Akademi".

Nemov R.S.1994 "Psikoloji", M., 1 bölüm

Stolyarov, L.D. 2001. “Psikolojinin temelleri”. - Rostov-on-Don: Phoenix.

Urunturaeva G.A. “Okul öncesi çocuğun psikolojisi”. - M: Akademi, 2000. - 408 s.


Vygotsky L.S. 2005. ” İnsani gelişme psikolojisi” Moskva: "Eksmo Yayınevi"

Vlasov Z.I. “Üç krizin okul öncesi eğitimin bilişsel gelişimindeki rolü” // Psikolojik Bilim ve
Eğitim. - M: 2007, No. 5.- 158 p.

Vygotsky L.S. “Psikolojik krizin tarihsel anlamı” // Sobranie op. 6, T., 4.M, Pedagoji, 1982,
417, s.

Zaporozhets A.V. “Seçilmiş psikolojik eserler”: 2t. / Ed. VV Davydov, V.P. Zinchenko. - M:
Pedagoji, 1986. - 372 s.

http-1: http://www.cocukgelisimi.gen.tr/cocuk-gelisimi/sosyalgelisim.html

http-2: https://works.doklad.ru/view/yuQc8hnfjPY.html

http-3:https://infourok.ru/doklad-socialnolichnostnoe-razvitie-detey-doshkolnogo-vozrasta-
3340870.html

You might also like