You are on page 1of 6

“Yetişkin Eğitim için Türkiye’de Yapılan Uygulamalar”

Venera Şihkamalova

Ders ödevi

Eğitim Yönetimi Programı/Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı

“EYT549 Yetişkin Eğitimi” dersinin gerektiklerini yerine getirmek üzere


hazırlanmıştır.

Dersin Öğretmeni: Dr. Öğr. Üy. Esra KAYA

Eskişehir

Anadolu Üniversitesi

Eğitim Bilimleri Enstitüsü

2018
Türkiye’de Yetişkin Eğitimi: Tarihsel Gelişim

Türkiye’de yetişkin eğitiminde öncülüğü okuryazarlığın yaygınlaştırılması çabalarının


aldığı görülmektedir. Okur-yazarlık Öğretimi sırasında Osmanlılar döneminde dini bilgiler ve
Cumhuriyet döneminde ise ulusal birliği sağlamaya çalışmak önem kazanmıştır. 1928 Harf
Devrimi, 1960’ta 27 Mayıs ve 1980’de 12 Eylül olayları bu tür okuma-yazma çabalarını
hızlandırmıştır (Ada, 2002, s.251). Fakat yine de hala okur-yazar olmayan milyonlarca yetişkin
vardır. Kadınlar ve kırsal yörelerde yaşayanlar arasında okur-yazar olmayanların oranı daha
yüksektir. Gelişen ve değişen teknoloji ile küreselleşen dünya üzerindeki ihtiyaçlar, beklentiler ve
tutumlar da değişmiştir. Sosyal, kültürel, ekonomik, politik değişimler kendini göstermiştir. Bu
değişimlere neden olan en önemli faktör kuşkusuz teknolojik gelişimlerdir. Teknolojik değişmeler
bilginin akışını da hızlandırmıştır. Bireylerin bu hızlı ve artan gelişime uyum sağlaması, sorun
yaşamaması için nitelik bakımından mesleki açıdan kendini sürekli geliştirmek zorundadır. Yani;
bireylerin varolan bilgileri hayatları boyunca onlara yetmemektedir (Gündoğan, 2000, s.23). Bilgi
toplumunda yetersiz kalmaktadırlar. Bu nedenle gelişen topluma, ekonomiye ve teknolojiye uyum
sağlayabilmek için bireyler bilgiye ulaşmalı, bilgiyi kullanmalıdır. Bilginin herkese ulaşabilir
olması önemli bir etken iken; kız çocukların ve kadınların eğitimden, bilgiden uzak kalması
toplumsal olarak çözülmesi gereken bir sorundur.

Yetişkin eğitimiyle ilgili ilk örgüt, 1926 yılında kabul edilen MEB yasasıyla, Halk
Terbiyesi Şubesi olarak kurulmuş kısa zamanda kapanan bu birim 1950lerin başında Halk Eğitimi
Bürosu adı artında yeniden oluşturulmuştur. Bu birim 1960 yılında genel müdürlük düzeyine
getirilmiştir. Bu genel müdürlük birkaç değişim geçirerek 1983 yılında Çıraklık ve Yaygın Eğitim
Genel Müdürlüğüne dönüştürülmüştür. Son yıllarda ilki 1947 yılında açılan Pratik Kız Sanat
Okulları, 1956 yılında açılan Halk Eğitim Merkezleri ve 1977 yılında açılan Çıraklık Eğitimi
Merkezleri, Türkiye’nin çeşitli yörelerinde yüz binlerce yetişkine hizmet verme aşamasına
gelmiştir (Güler, 2004, s.201).

Türkiye’de Yetişkin Eğitimi: Yasal ve Kurumsal Durum

MEB’e bağlı Çıraklık ve Yaygın Eğitimi Genel Müdürlüğü, Halk Eğitimi Merkezleri,
Çıraklık Eğitimi Merkezleri, Yetişkinler Teknik Eğitim Merkezleri, Mesleki ve Teknik Açık
öğretim Okulu gibi kurumlarda en etkin kuruluştur. Pratik Kız Sanat Okulları ve Olgunlaşma
Enstitüleri ile Kız Teknik Öğretim Genel Müdürlüğü, Endüstri Pratik Sanat Okulu ile Erkek
Teknik Öğretim Genel Müdürlüğü, Akşam okulları ile hem bu genel müdürlükler hem de
MEB’deki diğer genel müdürlükler yetişkinlere hizmet sunmaktadırlar (MEB, 2006, s. 81).

Türkiye’de Yetişkin Eğitimi: Etkinlikler ve Katılım


Yaygın eğitim alanında en etkin kuruluş MEB ve bu bakanlığa bağlı olan Çıraklık ve
Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü’dür. Bu müdürlük Halk Eğitimi Merkezleri, Çıraklık Eğitimi
Merkezleri ve Yetişkinler Teknik Eğitim Merkezleri ile yetişkin kesime eğitsel hizmetler
sunmaktadır. MEB’e bağlı Hizmet içi Eğitim Dairesinde diğer bakanlıklarda resmi yada özel iş
yerlerinde ve gönüllü kuruluşlarda da eğitsel etkinlikler yürütülmektedir. Özel kurumlar içinde
özel dershanelerin ve özel kurs yerlerinin açtıkları kurslara katılanların sayılarının yüz binleri
geçtiği görülmektedir (Geray, 2002, s.56).

Türkiye’de Bugün Yetişkin Eğitimi

Cumhuriyetin ilanından itibaren “Halk Eğitimi” (bugün yaygın eğitim olarak bilinir) adıyla
yetişkin eğitimi ile ilgili eğitim çalışmaları bulunmaktadır. Geçmişten bugüne, bu etkinlikleri
sağlayan temel kuruluş Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak çalışan Halk Eğitim Merkezleridir.
Yapılan bu çalışmalar yakın geçmişte yaşam boyu öğrenme görüşüyle tanınmaktadırlar. Böylelikle
Türkiye’de yetişkin eğitimi bireyler için bir hak ve devlet için bir sorumluluktur. Devlet bu
sorumluluğunu bütün yaş grubundaki yetişkinler için yaygın eğitim kurumları açarak, programlar
düzenleyerek (genel 21 ve mesleki anlamda) veya devlet ve özel kurumlarla işbirliği içerisinde
kurslar düzenleyerek sağlamaya çalışır (Celep, 2003, s.67).

Günümüzde teknoloji, ekonomi, sosyal ve siyasi alandaki gelişmeler değişim


göstermektedir. Türkiye bu gelişmeler doğrultusunda hızla bir kalkınma ve sanayileşme sürecine
girmektedir. Türkiye’de ve Dünya’da değişim gösteren bu süreçte yetişkinlerin eğitimine gerekli
önemin verilmesi gerekmektedir. Halk eğitimin kapsamında yer alan meslek kursları, okuma-
yazma kursları ve sosyal kültürel kursların yetişkinlerin eğitiminde ve dolayısıyla kalkınmanın
sağlanması açısından yararlı olacağı düşünülmektedir (Ural, 2007, s.128).

Dolayısıyla ekonomik açıdan büyümenin sağlanması, toplumun kültürel gelişimlerinin


sağlanması ve Türkiye’nin gelişmiş ülkeler arasında yer alması için halk eğitimine de gereken
önemin verilmesi gerekmektedir. Son yıllarda halk eğitimi, okuma-yazma bilmeyenleri okur-yazar
yapmaya, mesleki ve teknik kurslarıyla istihdam alanı yaratmaya başlamıştır. Bu özelliklerin yanı
sıra halk eğitimi kapsamında işletmelerin ihtiyacı olan ara elemanların yetiştirilmesine yönelik
programların düzenlenmesi gerektiği düşünülmektedir. Türkiye’de yetişkin eğitimi nüfusumuza
oranla yaklaşık %3 civarındadır. Bu oranın artmasına yönelik halk eğitimi kapsamında yapılan
veya yapılacak olan çalışmalar halkın ilgisini çekecek, onların kültürel, toplumsal, ekonomik
açıdan gelişmelerini sağlayacak şekilde düzenlenmeli ve bu doğrultuda halk eğitimine gereken
önem verilmelidir (Türkoğlu, 2005, s.96).

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü’nün


oluşturulması ile genel anlamıyla 2000’li yıllarda yaşam boyu öğrenme çalışmalarına
başlanılmıştır. Böylece toplumda farkındalık yaratılarak bireylerin yaşam boyu öğrenmenin
önemini daha iyi kavramış olacaktır. Kişinin sadece sosyal yaşantısı içerisinde değil çalışma
yaşamında da öğrenmenin, yeniliğinin önemi büyüktür. Sürekli gelişen, değişen bilgi ve
teknolojileri takip etmek, var olan bilgileri yeni bilgiler ile pekiştirmek kişiye iş yaşamında adapte
olmayı kolaylaştırmaktadır. Sadece devlet kurumlarının değil özel kurumların da eğitim
programlarına sahip olması ve eğitime ayrılan payın büyümesi gerekmektedir (Duman, 2000, s.
124).

Yaygın Eğitim Türleri


Türkiye’de yaygın eğitim veren kurumlar şu şekilde gruplandırılabilir (Kenar, 2002, s. 213);

 Halk Eğitim Merkezi; Geçmişten bugüne, Türkiye’de yaygın eğitim veren kurumların
başında HEM gelir. Her tür yaygın eğitim çalışmaları yürütürler. Yaygın eğitimde en geniş
çapta hizmet veren kurum da HEM’dir. HEM’lerin sayısı tüm illerde ve ilçelerde şu anda
935’tir.
 Pratik Kız Sanat Okulu; Kadınlara yaygın eğitim sağlayan kurumdur.
 MEB uzaktan eğitim kurumları; Açık İlköğretim Okulu, Açık Öğretim Lisesi ve Mesleki
ve Teknik Açık Öğretim Lisesi.
 Özel Eğitim Kurumları; özel kurslar.

Kabul Edilme Koşulları

Türkiye’de yaygın eğitim kurumlarına kayıt ve kabul edilme işlemleri Mesleki Eğitim
Kanunu, MEB Yaygın Eğitim Kurumları Yönetmeliği ve Mesleki ve Teknik Eğitim Yönetmeliği
koşullarına göre yürütülmektedir (MEB, 2006, s.79).

Kurslara kayıt kabul koşulları şu şekildedir;

 Türk vatandaşı olmak. Ancak bazı durumlarda yabancı uyruklu olan kişiler de kurslara
katılabilirler (uyruksuz, mülteci, Türkiye’de çalışma izni olan yabancı uyrukluklular ve
bunların akrabaları).
 Kursun özelliğine göre daha önce ilgili konuda belirli bir düzeyde eğitim almış olmak
(okuma yazma kursları hariç). En az ilkokul mezunu olma şartı aranmaktadır. Olgunlaşma
Enstitüsüne kabul edilmek için ise kız meslek lisesinden mezun olma veya pratik kız sanat
okulundan mezun olma şartı aranmaktadır.
 Yaygın eğitim mesleki ve teknik eğitim kurslarına katılmak için zorunlu eğitim yaşını
aşmış olmak gerekmektedir (14 yaşını doldurmuş olmak).

Yaygın Eğitim’in Hedefleri şunlardır:

 Okuma yazma bilmeyen kişileri okuryazar yapma;


 Tarım, endüstri ve hizmet sektöründeki yeni teknolojilerin tanıtılmasına yardımcı olmak,
yeni hizmet alanları geliştirmek, işsizlerin ya da farklı dallarda çalışmak isteyen kişilerin
ya da hayat standartlarını arttırmak isteyen bireylerin becerilerini geliştirmek;
 Kırsal alanlardan kentlere göç eden insanların adaptasyonlarına yardımcı için eğitsel
çalışmalar yapmak;
 Kurslara Devam eden bireylerin girişken, üretken, yenilikleri takip eden, iyi bir insan ve
iyi bir yurttaş olarak kendilerini sürekli geliştiren olmalarını ve onlara iş yerinde gerekli
bilgi, beceri, tutum ve davranışları geliştirmelerini sağlamak;
 Meslek edinmiş bireylerin mesleklerinde yükselmelerine ve mesleğini değiştirmek isteyen
bireylere kendi becerilerine uygun meslek bulma konusunda yardımcı olmak.

Eğitim Programları

Yaygın eğitim programı iki temel kategoride yapılandırılmıştır.


1. Genel Eğitim Programları; başarı programları, sağlık, aile hayatı, anneçocuk eğitim
programları, yurttaşlık eğitim programları, kendini geliştirme programları, sosyal ve kırsal
gelişim programları.
2. Mesleki ve Teknik Eğitim Programları; şu şekilde gruplandırılır; meslek edinme
programları, temel beceri geliştirme programları ve teknoloji kullanımı programları.

Meslek edindirme kurs programları MEB tarafından geliştirilir ve uygulanır, çalışanlar için
yaygın eğitim programları ise merkezler tarafından (HEM, METEM) ilgili sektörle işbirliği
içerisinde geliştirilir ve uygulanır. Mesleki eğitim programlarının modüler yapıda ve ulusal
standartlara uygun olarak geliştirilip uygulanması önem taşımaktadır.

Yaygın mesleki ve teknik eğitiminin temel prensiplerinden biri bireyleri yaşam boyu
öğrenme sürecine ve sürekli mesleki eğitime dâhil etmektir. Yaygın mesleki eğitim çalışmalarında
kullanılan öğrenme ve öğretme yöntemleri mesleki eğitim çalışmasının özeliklerine göre
değişebilir; bu yüzden genellikle mesleki dallara yönelik olan öğretim yöntemleri kullanılır. MEB
iş hayatında özel eğitime ihtiyaç duyan kişiler için bazı özel mesleki kurslar düzenlemektedir. Bu
kursların uygulamasında ve hazırlanmasında, bu kişilerin ilgileri, ihtiyaçları ve becerileri göz
önüne alınmaktadır. Özürlü bireyler için düzenlenen kurslarda, özürlü bireylerin hangi özrü
olduğu göz önüne alınarak program hazırlanır ve uygulanır (MEB, 2006, s.119).
Kaynakça

1. Ada, S. (2002). Halk Eğitim Merkezlerindeki Kurslara katılan Bayan Kursiyerlerin


Çevre ve İnsan Sağlığı İle İlgili Uygulamalarının Saptanması. Marmara Üniversitesi
Atatürk Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 17, 6-10
2. Celep, C. (2003). Halk Eğitimi. Ankara: Anı Yayıncılık.
3. Duman, A. (2007). Yetişkinler Eğitimi.(2. Baskı). Ankara. Ütopya Yayınevi
4. Geray, C. (2002). Halk Eğitimi. Ankara: İmaj Yayınevi.
5. Güler, B. (2004). Avrupa Birliğinin Yetişkin Eğitimi Programı Grundtving
Çerçevesinde Halk Kütüphanelerinin Yeri ve Önemi. Yüksel Lisans tezi. Ankara
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
6. MEB, (2006).Yaygın Eğitim Kurumları Yönetmeliği. Ankara. MEB
7. Türkoğlu, A. (2005) 109 Soruda Öğretmenlik Meslek Bilgisine Giriş. İstanbul: Kare
Yayınları.
8. Ural, O. (2007). Türkiye’de Yetişkin Eğitiminin Bugünkü Durumu ve Geleceği.
Öğrenen Toplum İçin Yetişkin Eğitimi Sempozyumu. (s. 12-42) İstanbul. İSMEK
Yayınları.

You might also like