Professional Documents
Culture Documents
DOKTORA PROGRAMI
Zekiye DOĞU
19951306
Diyarbakır
Mayıs - 2020
1
İÇİNDEKİLER
GİRİŞ.........................................................................................................................................3
Öğrenci:..................................................................................................................................7
Yönetici – Öğretmen:............................................................................................................7
SONUÇ.....................................................................................................................................10
KAYNAKÇA...........................................................................................................................12
2
GİRİŞ
Cumhuriyet tarihi boyunca, Türkiye’nin kalkınmasında ve devrimlerin
uygulanabilmesinde eğitimin çok önemli bir yeri olmuştur. Bu bağlamda Cumhuriyetin
kuruluş yıllarında izlenen eğitim politikaları ile milli kültür birliğinin sağlanması, vatandaşlık
eğitiminin yaygınlaştırılması ve ülkenin ihtiyaç duyduğu insan gücünün yetiştirilmesi olmak
üzere üç amaca yönelik olduğu görülmektedir (Güven, 2018). Atatürk; yeni ulus oluşturma
sürecinde eğitimin önemine her fırsatta işaret etmiş ve toplumun, çağın ve çevrenin
beklentilerini tatmin edecek bir eğitim anlayışının önemini belirtmiştir (Kapluhan, 2012).
Köy okulları için öğretmen yetiştirilmesine ilişkin “köy için eğitim” konusunda görüş
ve tasarıların ortaya atılışı, II. Meşrutiyet dönemine kadar uzanmaktadır ancak Cumhuriyetin
ilanına kadar bu konuda gelişme sağlanamamıştır (Yıldız ve Akandere, 2017; Akyüz, 2011).
Cumhuriyet döneminde ise bu konuda farklı çalışmalar yapıldığı görülmektedir. 1923 Türkiye
İktisat kongresinde köy eğitimi ile ilgili alınan kararlar, Cumhuriyetin ilk yıllarında
Türkiye’ye gelen uzmanların (Dewey-1924, Kühne-1925) raporlarında köye göre eğitim ve
köy öğretmeni yetiştirme konuları ile ilgili getirdikleri önerileri bu konuda yapılan
çalışmalardan bazılarıdır (Akyüz, 2011; Binbaşıoğlu, 2014). Ayrıca bu yönde bazı girişimler
de bulunmaktadır. Bunlar 1926 – Kayseri Zincirdere Köy Muallim Mektebinin açılması, 1927
– Denizli Erkek Muallim Mektebinin Köy Muallim Mektebine çevrilmesi ve 1936 – Eskişehir
Mahmudiye Eğitmen Kursunun, İzmir Kızılçullu ve Eskişehir Çifteler Köy Öğretmen
Okullarının açılmasıdır (Akyüz, 2011; Binbaşıoğlu, 2014).
Bunun için ise köyde yaşayan insanların eğitim, sağlık, tarım ve el sanatlarıyla ilgili
konularda aydınlanıp beceri kazanmasına, sosyal ve kültürel bakımdan yetişmesine, köy
çocuklarına verilecek eğitimin yanında yetişkinlerin de eğitilmesine, onlara daha iyi bir
yaşama ve çalışma ortamı sağlayacak bilgi ve beceriler kazandırılmasına ihtiyaçları vardı
(Kartal, 2008). Bu bilgi ve becerilerin kazandırılması için ise nitelikli öğretmenlere ihtiyaç
duyulmaktaydı. Fakat Cumhuriyetin ilk yıllarında öğretmenlik ve öğretmen yetiştirme önemli
eğitim sorunlarından birisi olarak ortaya çıkmaktaydı (Öztürk, 2005). Çünkü mevcut
öğretmen yetiştirme sisteminin köye gitmek ve orada kalmak istemeyen, köylüye tam
anlamıyla etkisi olmayan öğretmenler yetiştirdiği düşünülmekteydi (Akyüz, 2011). Mevcut
duruma bakıldığında ise kırsal bölgelerde yaşayan çocuklara eğitim verecek, onları ve
köydeki diğer insanların kalkınmasına katkı sağlayacak, köy şartlarına uyum sağlayabilecek,
atanacağı köyde uzun süre çalışabilecek nitelikte, köy kökenli, yalnızca köye yararlı
olabilecek, ellerinde kalem ve kitaptan çok, tarımsal faaliyetlerde kullanılan aletleri
kullanabilen ve devlet bütçesine yük getirmeden bu görevi yerine getirebilecek bir öğretmen
tipi yetiştirilmesi gerekiyordu (Akyüz, 2011, Bibaşıoğlu, 2014, Güven, 2018).
4
Tonguç, önce detaylı bir köy incelemesi yaparak ve daha önceki tecrübelerden yola çıkarak
plan, proje ve modeller geliştirmiştir (Altunya, 2014; Aysal, 2005).
Yapılan çalışmalar sonucunda 17 Nisan 1940’ta 3803 sayılı yasa ile Köy Enstitüleri
resmi olarak açılmıştır (Akyüz, 2011; Kapluhan, 2012). 3803 sayılı yasa ile enstitülerin
kurulacağı yerler, seçilecek öğrenciler ve öğretmen nitelikleri ile ilgili hükümler belirlenmiştir
(Binbaşıoğlu, 2014). Köy Enstitülerinin genellikle şehir ve kasabaların dışında demiryoluna
veya karayoluna yakın köy ve köylerin bitişiğinde veya ortasında devlete ait tarım işlerine
elverişli arazinin olduğu 2-3 il için bölge merkezi olmasına elverişli yerlere kurulmaları
öngörülmüştür (Gedikoğlu, 1971, akt. Şeren, 2008).
Köy Enstitüleri, yurt çapında yapılan detaylı bir incelemenin sonucunda ve Türk
ulusunun kalkınması yönünde gerçekleştirilmiş önemli bir uygulama olarak karşımıza
çıkmaktadır (Evren, 1998, akt Toprak, 2008). Köy Enstitüleri ile öğretmenin köyde lider rolü
üstlenebilmesini sağlamak, bunun için farklı bir öğrenim yaklaşımını uygulayabilmek, eğitim
yoluyla tarımsal ekonomiyi rasyonelleştirmek, sadece öğrenim çağında olanlara okuma-
yazma öğretmek değil, aynı zamanda köy halkını da eğiten bir eğitim sistemi uygulayabilmek
ve köy halkını ekonomik, toplumsal ve kültürel yaşamda etkin kılarak, bilinç düzeyini
yükseltmeye çalışmak amaçlanmıştır (Akar, 2011). Bu açıdan bakıldığında enstitülerin görevi
sadece köy öğretmeni yetiştirmekle sınırlı olmayıp, köyü her anlamda kalkındıracak, eğitecek
ve yol gösterecek farklı amaçlar için farklı niteliklere sahip insanlar yetiştirmektir.
5
Buradaki pedagojik anlayış öğrencilere sorumluluk ve yetki vermeyi, inisiyatif
kullanmalarını sağlamayı, onlara kendine güven duygusunu aşılamayı hedeflemekte ve
enstitülerin işleyişinde söz sahibi olmalarını içermektedir (Çoban, 2011).
Köy enstitülerinde, 1943 öncesi, 1943, 1947 ve 1952 olmak üzere dört program
uygulanmıştır (Binbaşıoğlu, 2014). 1943-46 arası temel, 1947 programı sapma, 1953
programı ise kapatma dönemi programı olarak tanımlanmaktadır (Altunya, 2001).
6
izin günlerinin/aylarının Enstitü yaşamına uygun olarak planlanacağı yönetmelikle
belirlenmiştir. (Odabaşıoğlu, 2017).
YÖNETİCİ – ÖĞRETMEN:
3803Sayılı Köy Enstitüleri Kanunun 17. maddesinde Köy Enstitülerinde görev alacak
yönetici ve öğretmenlerin bazı özellikleri taşımaları gerektiği vurgulanmaktadır. Buna göre
öğretmen ve yöneticilerin köy enstitülerinde çalışabilmeleri için yüksekokul ve fakülte, Gazi
Terbiye Enstitüsü, Öğretmen Okulları, Ticaret Liseleri ve Orta Ziraat Okulları, Erkek Sanat
Okulları ve Kız Enstitüleri, Köy Enstitüleri, İnşaat Okulları ve Teknik ve Mesleki
Okullarından birisinden mezun olmaları gerekmektedir (Resmi Gazete, 1940). Bununla
birlikte köy enstitülerinde eğitimlerini tamamlayarak öğretmen olarak göreve başlayanların
7
görev aldıkları okullarda yirmi yıl çalışmaları zorunlu tutulmuştur. Ayrıca 1942 tarihli 4274
Sayılı Köy Okulları ve Enstitüleri Teşkilat Yasası’nın 10.maddesinde Köy Eğitmen ve
Öğretmenlerinin görev ve sorumluluklarının okul ve kurslarla ilgili işler ve köy halkını
yetiştirmekle ilgili işler olmak üzere ikiye ayrılmıştır (Resmi Gazete, 1942). Buna göre köy
enstitülerindeki öğretmenlerin görevleri köy okulunun toprağının işlenmesi, işliğin kurulması,
eğitim ve öğretimi etkinlik ve kendi kendine yönetim ilkelerine göre yapmak, köy halkının
ulusal kültürünü yükseltmek, köyün ekonomik yaşamını geliştirmek, ürünlerini
değerlendirmek gibi ekonomik ve toplumsal işlerden oluşturulmuştur (Binbaşıoğlu, 1998).
Ayrıca yine 4274 sayılı kanunla enstitülerde usta öğreticilerin Köy Enstitülerinde çalışmasına
olanak sağlanmıştır. Bu şekilde el sanatları, halk türküleri, ulusal oyunları öğreten Âşık
Veysel, Ali İzzet Özkan, Hasan Çakı, Kasnak Efe, Sili Layoş, Gaspar, Gabel gibi dönemin
tanınmış usta öğreticilerinin enstitülerde görev aldığı görülmektedir (Akar, 2011)
Enstitülerin yönetim işleri 1942 yılında yönetim, eğitim, disiplin, sınav, defter ve
demirbaş olarak düzenlenmiş ve her enstitünün bölgesine giren köylerin izlenmesi sonucu
rapor düzenlemesi zorunlu kılınmıştır (Şeren, 2008).
Enstitülerin kurum içindeki bütün alanlardaki yönetim işleri için elemanlar ayrılmış ve
görevlendirilmiştir. Bunlar sırası ile müdür, eğitim başılar, müdür yardımcıları, tarım başı ve
yapı sanat başıları enstitünün yönetimine ilişkin kararlar alan ve uygulayan yönetim kurulunu
oluşturmuştur (Şeren, 2008).
8
hayvancılığı, köy ev ve el sanatları olmak üzere sekiz kola ayrılmıştır (Tonguç,1939; akt.
Altunya, 2014). 1945-47 arasında 213 mezun vermiştir; ancak 1947 yılında kapatılmıştır.
Enstitülere yönelik gerek dışardan gerekse içerden gelen (Eyyüboğlu, 1979) eleştiriler
sonucunda oluşan algı sebebiyle gerçekleştirilen yasal düzenlemeler yoluyla enstitülerin
yapıları giderek değiştirildiği ve ilk kurulduğu dönemden epey uzaklaştırıldığı ifade
edilmektedir.
9
1952 yılında Köy Enstitülerinin öğretim süresi beş yıldan altı yıla çıkarılmış, 1953’te
Köy Enstitülerinin programları kökten değiştirilip; İlköğretmen Okullarının programları ile
birleştirilmiş ve nihayetinde 1954 yılında, 6234 sayılı kanunla ilköğretmen okullarıyla
birleştirilerek, kapatılmıştır (Akyüz, 2011).
Köy Enstitüleri okuma, yazma ve bazı becerilerin öğretilmesinin yanı sıra bölgeler arası
kültürün ve sanatın yaygınlaşmasına da katkı sağlamışlardır. Enstitülerde köy hayatını
ilgilendiren kitaplar başta olmak üzere öğrencilerin bilgilerini artırıcı nitelikte yayınları içeren
bir kütüphane oluşturulması, her enstitünün bulunduğu coğrafi ve tarihi yerin özelliklerine
göre etnografik, jeolojik ve tarımsal değer taşıyan eşya ile bir "yurt müzesi" kurulması,
öğrencilerle öğretmenlerin birlikte görev aldığı eğlenti ve müsamereler düzenlenmesi ve bu
gösterilerde halk oyunlarına yer verilmesi gibi öğrencilere kazandırılması beklenen düşünce,
tutum ve davranışlar bu çabanın göstergesi olmaktadır (Oğuzkan, 2007, akt. Kartal, 2008,
Altunya, 2014). Bu bağlamda enstitülerde eğitim alan köylü çocukları ilk defa dünya
klasikleriyle tanışmış, çok sesli müzik dinlemiş, otantik halk müziğini sağlıklı biçimde
öğrenmiş, öğrencilerin tümü bir enstrüman çalma becerisi kazanmış, halk dansları yapmış,
tiyatro oyunu yazmış ve oynamış, resimler yapıp Türkiye’nin pek çok yerinde sergiler açmış,
elişi becerilerini geliştirerek yaratıcılığını ortaya çıkarmış; aynı zamanda köyün ve köylünün
en temel ihtiyacı olan tarım bilgileriyle donatılmıştır (Çoban, 2011).
SONUÇ
Kuruluşu ve kapatılması arasında geçen kısa süreye rağmen bugün bile incelenen,
tartışılan bir onudur Köy Enstitüleri. İşleyişi, yapısı ve uygulamaları siyasi, toplumsal ve
ekonomik bakış açılarına göre her zaman incelenmeye ve çalışılmaya değer bulunmuştur.
10
Görüldüğü üzere Köy Enstitülerinin öğrencilere kuramsal bilginin yanı sıra tarım ve
teknikle ilgili becerilerin de kazandırılması amaçlanmaktadır (Şeren, 2008). Bu açıdan
bulundukları bölgeye uygun ürünlerin yetiştirilmesi ile köylüleri gelenekçi üretim
yöntemlerini bırakarak çağdaş tekniklerle üretim yapmaya teşvik etmesi açısından ekonomik
anlamda etkisi olduğu belirtilebilir. Eğitimde teori ve pratiği bir araya getirmesi ile
günümüzde elde edilmeye çalışılan mesleki eğitim ile günümüzde yapılmaya çalışılanı yaptığı
düşünülmektedir. Köy enstitüleri ile sadece öğretmen değil, sağlık kolları gibi farklı alanlarda
da ihtiyaç duyulan hizmetlerin köylere ulaştırılması sağlanmaya çalışılmıştır.
Köy Enstitülerinin amacı farklı bir öğretmen modeli ile hem okul çağındaki öğrencileri
hem de halkı eğiterek ekonomik, toplumsal ve kültürel anlamda gelişim sağlanmasına destek
olacak öğretmenler yetiştirmek olarak ifade edilebilir. Köy enstitüleri öğrencileri sadece
akademik yönden eğitmekle kalmamış, bunun yanı sıra onların kültürel ve sosyal açıdan da
gelişmelerini desteklemeye çalışmıştır. Okullarda son on yılda popüler olan okuma saati
uygulaması, okulların yerel, bölgesel ya da ulusal düzeyde sosyal, kültürel ve bilimsel
faaliyetlerde bulunma yükümlülüğü bundan 80 yıl önce bu kurumların işleyişinin bir parçası
olmuştur. Dönemindeki hakim düşünce yapısına ya da yapılan eleştirilerin içeriğine
bakılmaksızın bir çok açıdan zor bir dönemde kurulmuş olan köy enstitüleri için zamanının
çok ötesinde, vizyon sahibi okullar oldukları söylenebilir.
11
KAYNAKÇA
Akar, H. (2011). Türkiye’deki köy enstitülerinin toplumsal değişimdeki yeri. (Yüksek
Lisans Tezi). Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü. İzmir.
Akyüz, Y. (2011). Türk Eğitim Tarihi (MÖ 1000-MS 2011). Ankara: Pegem.
Altunya N. (2014). Köy Enstitüsü Sistemi: Toplu Bakış, İstanbul: Cumhuriyet Kitapları.
Ezer, F. (2020) “Köy Enstitülerinin Türk Eğitim Tarihindeki Yeri ve Önemi”, Belgi
Dergisi, C.2, S.19, Pamukkale Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Araştırma
ve Uygulama Merkezi Yayını, Kış 2020/I, ss. 1786-1804. DOI:10.33431/belgi.640644
12
Güven, İ. (2018). Türk Eğitim Tarihi. Ankara: Pegem.
Kartal, S. (2008). Toplum kalkınmasında farklı bir eğitim kurumu: Köy Enstitüleri.
Mersin Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 4(1). Retrieved from
http://dergipark.org.tr/en/download/article-file/160960
Resmi Gazete. (1940). Köy Enstitüleri Kanunu. Sayı: 4491, Sayfa: 13683.
https://www.resmigazete.gov.tr/arsiv/4491.pdf sayfasından alınmıştır.
Resmi Gazete. (1942). Köy Enstitüleri Teşkilat Kanunu. Sayı: 5141, Sayfa: 3243.
https://www.resmigazete.gov.tr/arsiv/5141.pdf sayfasından alınmıştır.
Şeren, M. (2008). Köye öğretmen yetiştirme yönüyle köy enstitüleri. Gazi Üniversitesi
Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, 28(1), 203-226. Retrieved from
http://www.gefad.gazi.edu.tr/en/download/article-file/77137
13
Yıldız, N., ve Akandere, O. (2017). Köy enstitülerinin ideolojik yapısı. Journal of
Modern Turkish History Studies/Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi, 17(35).
Retrieved from https://www.researchgate.net/profile/Nihal_Yildiz_Yilmaz/publication/
325153140_KOY_ENSTITULERININ_IDEOLOJIK_YAPISI/links/
5afad807458515c00b6c37e5/KOeY-ENSTITUeLERININ-IDEOLOJIK-YAPISI.pdf
14