You are on page 1of 14

KADIN EĞİTİMİ VE İNFORMAL

ÖĞRENME
Kadın Eğitimi
■ Kadınların üretim hayatı içinde yer almaları insanlık tarihi kadar
eski bir konu olmakla birlikte, sanayi devrimi emeklerinin
karşılığını almaları konusunda bir başlangıç sayılabilir. Savaşların
etkisi, eğitim düzeylerinin yükselmesi, sanayileşme, göç ve
ekonomik zorlukların yaşanmasıyla birlikte kadın emeğine
duyulan ihtiyacın artması gibi nedenler ile değişen aile yapıları da
kadının çalışma yaşamına katılmasına zemin hazırlamıştır
(Sesveren, 2004).
■ Türkiye Cumhuriyeti, kadınının konumu ve toplumsal alanda
güçlenmesi için yapılan çalışmalar açısından dünyada istisnai ve
özgün bir tarihsel deneyime sahiptir. Kadınların ilerlemelerine ve
güçlenmelerine ilişkin olarak günümüzde alınan bütün kararlarda
ve uygulanan politikalarda bu tarihsel deneyimin yansımalarını
görmek mümkündür.
■ Türkiye Cumhuriyetinin kurulduğu 1923 yılını izleyen yıllarda
gerçekleştirilen reformlardan; Türk kadınını doğrudan
etkileyenlerin başında 1924 yılında kabul edilen, eğitimi tek
sistem altında toplayarak kadınlara erkeklerle eşit eğitim
imkânları sağlayan Tevhid-i Tedrisat Kanunu’dur.
■ Ülkemizde, kadınların toplumsal hayatın her alanında çok daha
aktif, üretken ve güçlü bir şekilde yer almalarını ve hak, fırsat
ve imkanlardan eşit şekilde yararlanmalarını sağlamak, kadına
karşı ayrımcılığı önlemek amacıyla ulusal mekanizma olarak
kurulan Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü; 1 Sayılı
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Aile, Çalışma ve Sosyal
Hizmetler Bakanlığı’nın ana hizmet birimlerinden biri olarak
yeniden yapılandırılmıştır (Aile, Çalışma Ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığı, 2019).
■ Bir ülkenin kalkınması, eğitilmiş insan gücünün istihdamı ile
üretime katkıda bulunmasına bağlıdır. Bunun için kadınlar
eğitilmiş insan gücü olarak istihdam edilmeli ve üretime
katkıda bulunmalıdırlar.
■ Kadın nüfusunun eğitilmesinin Türkiye gibi gelişmekte olan
ülkelerin ekonomik kalkınmalarında önemli bir yer tutmasının
yanı sıra, çocuğun en önemli ve ilk öğretmeni annesi olduğu için,
sosyal yaşamda daha bilinçli nesilleri yetiştirmesiyle toplumsal
kalkınmanın da gerçekleştirilmesinde etkili olmaktadır. Yani kadın
eğitimi çocukların eğitimini de içine almaktadır (Sesveren, 2004).
■ Celal Nuri: "Kadınlar her şeyden önce bir pedagogtur." diyerek
kadının eğiticilik yönünü ele alıyor. Şemseddin Sami:
"Kadınlarda terbiyeli çocuklar yetiştirecek iktidar
göremiyorsak; çocukları terbiye etmeye çalışacağımıza
kadınları terbiye etmeliyiz. Kadınların terbiyesi çocukların
terbiyesini temin etmeye kâfidir." der (Kayadibi, 1999).
■ Erkeklere verilecek eğitimin yalnız kendilerinde kalıp ölümleriyle birlikte
yok olacağını belirten Şemsettin Sami: "Kadınlara verilen terbiye ise evlât
ve ahfadına (torunlarına) sirayet eder. Erkeklere terbiye vermek, gölge
verecek bir ağaç dikmek ise, kadınlara terbiye vermek hem gölge, hem
yemiş verecek bir ağaç dikmektir." demektedir.
■ Kadınlar eğitilmeli ve eğitilmiş kadın gücünden yeterince
faydalanılmalıdır. Kadının eğitilmesi, ülke kalkınmasının itici gücüdür. En
büyük israf, insan beceri ve kabiliyetlerinin eğitim yoluyla
geliştirilmeyerek atıl bırakılmasıdır (Kayadibi, 1999).
İnformal Öğrenme
■ Eğitim denilince akla belli bir kurum içerisinde eğitmenlerin
öğrencilere verdiği dersler gelmektedir. Hâlbuki eğitim
kavramı dört duvar arasında verilen eğitimden daha fazlasını
ifade etmektedir. Yaşadığımız dünya başlı başına bir eğitim
kurumudur. Kişi dünyaya gözlerini açar açmaz kendisini bu
eğitim kurumunun içerisinde bulur. Kişi için anne, baba,
akrabalar ve sosyal çevresinde tanıdığı her insan birer
eğitmendir (Arslan, 2016).
■ Toplumların eğitim kurumlarına bakıldığında bu kurumların yeni
olduğu görülmektedir. Günümüz toplumlarında belli bir plan ve
program çerçevesinde işleyen kurumlar varken asırlar öncesinde
böyle planlı ve programlı kurumların varlığı söz konusu değildir.
Bu durum da gösteriyor ki asırlar öncesinde bazı eğitim
kurumlarının varlığından söz edilse de çocuğu eğitmede asıl görev
aile bireylerine düşmektedir (Arslan, 2016).
■ Günümüzde güzel yemekler yapmak isteyen bir birey için
kurslar açılmakta ve bireylere bu işin eğitimi verilmektedir.
Bilgisayar kullanmasını bilmeyen bir kişiye okullarda bilgisayar
dersi verilmektedir. Okula gitme imkânı olmayan bir birey ise
bu işi çeşitli halk eğitim kurslarında tamamlayabilmektedir
(Arslan, 2016).
■ Görüldüğü gibi eğitimi belli kurumlarla sınırlamak pek mümkün
değildir. Burada bahsettiğimiz eğitim kişinin formal yollarla
değil de sosyal çevreden öğrendiği bilgi ve tecrübelerin
toplamıdır. Bu eğitim, “informal eğitim” olarak ifade
edilmektedir. “İnformal eğitim, bireyin çevresiyle etkileşimi
sonucu, yaşam içinde kendiliğinden oluşan bir süreç olarak
tanımlanabilir” (Şahin, 2008).
■ Kadın eğitimi de belli bir program içerisinde sınırlandırılamayacak
kadar geniş alanı kapsamaktadır. Kadın eğitimine verilen önem
gün geçtikçe artmaktadır. Ancak geçmişte çoğu kadın edindiği
bilgileri çevresi ile etkileşimi sonucunda elde etmiştir. Örneğin;
geçmişte okur-yazar oranı kadınlarda düşük olmasına rağmen çoğu
kadın çevresinden gördüğü ve öğrendikleri ile hayatını devam
ettirmektedir. Ve yine gelecek nesillere kendi deneyim ve
bilgilerini öğretmektedir. Örneğin; bir annenin çocuğuna yemek
yapmayı öğretmesi, çocuğu doğduğunda ona banyo yapmayı
öğretmesi informal eğitim kapsamındadır.

You might also like